You are on page 1of 239

-------------

BR TOTALTARZM M DED? ------------Bir Nosyonun (Ktye) Kullanmna Be Mdahale

Slavoj Zizek(1949-Lyublyana/Slovenya) Lyublyana niversitesi Toplumsal Aratrmalar Enstits'nde retim yesidir. Doktorasn Alman tarih felsefesi konusunda yapmtr. Psikanaliz, Lacan dncesi, popler kltr-politika, felsefe-politi-ka-gncel politika ve dnrler aras etkilenimleri konu alan analitik almalaryla tannmaktadr. retim yesi olduu niversite'nin adyla anlan ve dnsel bir ekirdek zellii de tayan "Lyublyana Okulu", yeni Slovenya'nn kuruluu srecine fiilen katlmtr. Zizek'in Trke'de yaymlanan dier kitaplar unlardr: deolojinin Yce Nesnesi (Metis Yay. 2002), Krlgan Mutlak (En-core Yay. 2004), yazarn makalelerinden derlenen bir seki olan Krlgan Temas (Metis Yay. 2004), Lenin zerine (Enco-re Yay. 2004), dn Alnan Irak aydanl (Enco-re Yay. 2004), Yamuk Bakmak: popler kltrden Jacques Lacan'a giri (Metis Yay. 2004). Yazarn "Gdklanan zne: politik ontolojinin yok merkezi" adl kitab yaynevimiz tarafndan 2005 ylnda yaynlanmtr.

EPOS YAYINLARI-32 bilim-felsefe-politika kitaplar- 24

Slavoj Zizek
BR TOTALTARZM M DED? Bir Nosyonun (Ktye) Kullanmna Be Mdahale

ngilizceden eviren: Halil Nalaolu Yayma Hazrlayan: M. Serdar Kayaolu Kitabn Orijinal Ad: Did Somebody Say Totalitarianism? five interventions in the (mis)use of a notion Slavoj Zizek, 2002 Verso, 2002 ylnda yaplan I. Basm'dan evrilmitir Epos Yaynlan, 2003 Dzelti: Nil Senem nga Kapak Tasarm: Memik Kayaolu Dizgi ve Bask ncesi Hazrlk: Sevda ztekin Bask ve Cilt: Cantekin Matbaas, Ankara Birinci Basm: Haziran 2006 ISBN: 975-6790-41-5

EPOS YAYINLARI GMK Bulvar 60/20 (06570) Maltepe ANKARA Tel.Fax: (0.312) 232 14 70-229 98 21

Slavoj Zizek BR TOTALTARZM M DED?


Bir Nosyonun (Ktye) Kullanmna Be Mdahale

ngilizceden eviren:

Halil Nalaolu

NDEKLER G i r i : deolojik Anoksidanlar zerine/7 1. Mit ve Mitin Deiken Halleri


Oedipus 'dan nce Hamlet - renten gzelliin douu Komediden trajediye - Postmodernite miti 'Thrift, thrift Horatio!' - Agape - teki'mn enigmasi/teki'deki enigma

15

2. akac Hitler? Musevi katliam zalim bir eytan myd? - Kendini glmekten gebert! - Mslman - Trajedi ve komedinin altnda 3. P a r t i n t i h a r E t t i i Z a m a n 'ktidarszn iktidar' - Komnist feda - Stalin - Buharin'e Kar Abraham - Isaac - Stalinist jouissance - Lenin versus Stalin - Sylem ie patladnda - Arasz: ostakovi ve Stalinizme direni - Stalinizmin radikal kararszl 4. Melankoli ve Edim Eksik, kaypla ayn deildir - 'Post-Sekler dnce?' Yok, almayaym! teki: mgelemsel, sembolik ve gerek Etik edim: Gereklik ilkesinin tesinde ~ Materyalist yaradllk iin bir ar - Papaya kar Dalay Lama -Levinas eletirmeni John Woo: Feti olarak surat 5. K ltr e l a l ma la r G er ek ten To ta lite r mi? Yakc soru - ki Gerek - deoloji olarak 'nc Kltr' ~ Tarihselciliin amaz - Devletin kuramsal aygtlar

63

87

133

177

Sonu

'... ve gariban (totalitarler) iirsel bir zamanda kimden yanadr?

211

Dizin/236

Giri: deolojik Antioksidanlar zerine


ki bu blm sabrsz okura bir yandan kitabn ieriini sunarken dier yandan 'totalitarizmin', daha en bandan beri, hep ve hl neden kytrk olduunu aklamaktadr

'Celestial Seasonings' yeil ay paketinin zerinde rnn faydalarna dair ksa bir aklama var: 'Yeil ay, bedende serbest radikaller olarak bilinen zararl moleklleri ntralize eden doal bir antioksidan kaynadr. Antioksidanlar serbest radikalleri ehliletirerek, bedenin doal iyi halini korur.' Mutatis mutandis, totalitarizm nosyonu da, kariyeri boyunca ilevi serbest radikalleri ehliletirmek olan ve bylece toplumsal bedenin politik-ideolojik iyi halini korumasn salayan ana ideolojik antioksidanlardan biri deil midir? Toplumsal yaamn kendisini brakn, bugnn kendinden menkul 'radikal' akademyas, yazlmam kural ve kstlamalar tarafndan kuatlm durumda - bu kurallar her ne kadar hibir zaman aka ortaya koyulmasa bile, bunlara uymamann sonular gayet ar olabilmektedir. Yazl olmayan bu kurallardan biri, kiinin pozisyonunu hi sorgulanmayan 'balamna oturtma' ya da 'durumsallatrma' ihtiyacnn mutlak gereklilii ile ilgilidir: Bir tartmada otomatik olarak gol atmann en kolay yolu, rakibin pozisyonunun tam olarak tarihsel balama yerletirilmediini iddia etmekten geer: 'Kadnlar hakknda konuuyorsun - hangi kadn? yle kadn diye genel bir ey yoktur ki... Yani senin o kadnlar hakkndaki genelleyici szlerin, grnrdeki malum yanszlna ramen, belli baz kadnlk figrlerini ayncalklan-drp tekileri dlamyor mu?' erdii apak hakikat momentine ramen bu trden radikal tarih7

BR TOTALTARZM M DED?

selletirme neden yanltr? nk bugnn toplumsal gerekliinin kendisi (ge kapitalist kresel pazar) Marx'n 'gerek soyutlamann' gc olarak and eyin dominasyonu altndadr. Sermayenin dolam (bir Deleuze terimi kullanrsak) radikal bir 'yersizletirme- n\r\ (Deterritorialization. - . n) gcn oluturmaktadr. Bu yle bir gtr ki, ilev grme biimi tam da zgl koullan aktif olarak gz-ard eder ve bu koullarda 'kklendirilemez.' Standart ideolojide olduu gibi, artk ksmliini tkayan, onun tikel ieriini ayrcalkland-ran bir evrensellik sz konusu deil; bunun yerine, tam da tikel kkleri belli bir yere balama edimi 'gerek soyutlamann' hkimiyetinden doan toplumsal gereklii tkamaktadr. Son on yl iinde bu kurallardan bir bakas, Hannah Arend'i dokunulamaz otorite konumuna, bir aktarm (Transference - . n.) noktasna ykseltmek olarak belirdi. Yirmi yl ncesine kadar Solcu radikaller Arendt'i, Bat'nn Souk Sava ideolojik mcadelesinde kulland anahtar silh olan 'totalitarizm' nosyonunun zanls olarak bir kenara atyorlard: Eer 1970'lerde bir Kltr almalar kolokyumunda birine masumca 'bunu iddia ediiniz Arendt'e yakn deil mi?' diye sorulsayd, bu sorunun muhatabnn bann kesin olarak fena halde dertte olduunun iareti saylrd. Oysa bugn Arendt'in saygyla karlanmas bekleniyor - genel ynelimleri Arendt'e kar olmakla tanml akademisyenler bile (Arendt'in psikanalitik kuram kaale almamas noktasna karn Julia Kristeva gibi psikanalistler; Arendt'in ar Adorno dmanl noktasna karn Richard Bernstein gibi Frankfurt Okulu takipileri) temel kuramsal aidiyetlerini Arendt'le bartrmak gibi imknsz bir ie soyunuyorlar. Arendt'in ykseltilmesi belki de Solun kuramsal hezimetinin - Solun liberal demokrasinin ('demokrasi' versus 'totalitarizm', vs.) temel koordinatlarn kabullenii-nin - ve imdi kendi (kar) konumunu bu uzam iinde yeniden tanmlamaya almasnn en ak iaretidir. Bu durumda yaplmas gereken ilk ey, bu liberal tabulara korkusuzca tecavz etmek oluyor: 'anti-de-mokratiklikle', 'totalitarist' olmakla sulanyorsak ne olmu yani!.. Btn kariyeri boyunca totalitarizm, 'serbest radikalleri' ehlile-

GR

tirmek, liberal-demokratik hegemonyay garantilemek, rakip muhatap, Sac Faist diktatrln ikizi liberal demokrasinin Solcu eletirisinden vazgemek gibi karmak bir operasyonu srdrebilmi ideolojik bir nosyon olagelmitir. Ve 'totalitarizmi' geri kazanmak iin onu alt kategorilere blmek de (Faist ve Komnist eitlemeler arasndaki fark vurgulamak) yararsz bir abadr: 'totalitarizm' nosyonu bir kez kabul edildi mi, artk liberal-demokratik ufkun iindesinde-siniz demektir.1 Bu kitabn sylemek istedii ey, bu nedenlerle, 'totalitarizm' nosyonunun, brakn etkili bir kuramsal kavram olmak, aslnda bir tr kytrk mazeret olduudur: Dnmeye sevk etmek yerine bizi kendi tanmlad tarihsel gereklikle ilgili yeni bir igr edinmeye zorlar ve dnme zahmetinden kurtarr, ya da hatt, dnmemizi aktif bir biimde nler. Bugn 'totaliter' tehdide referans vermek 1960'larn sonlan Almanya'sndaki me'um Berufsverbot'a (btn kamu kurumlarnda alma yasa) benzer bir tr yazl olmayan Denkverbot (dnce yasa) oluturuyor - bir kii varolan dzeni cidd biimde zorlayacak politik projelere doru en ufak bir eilim gsterdii anda ald yant u olmutur: 'Ne kadar iyi niyetli olursa olsun, nnde sonunda bunun da sonu yeni bir Gulag'a kar!' Gnmz politik felsefesinde 'ahlka dn' dncesi, Gulag ya da Musevi Katliam dehetini niha c olarak her trden radikal angajman reddetmemiz iin utan verici biimde antaj unsuru yapmtr. Konformist liberal erefsizler bu yolla varolan dzeni savunurken, kendilerine ikiyzl bir tatmin bulurlar: rmln, smrnn ve bu gibi eylerin diz boyu olduunu bilirler ama gidiat deitirmek iin bulunacak her giriim, 'totalitarizm' hayaletine verilen bir hayat pc ile ahlk olarak tehlikeli ve kabul edilemez iln edilip reddedilir. Bu kitap totalitarizm nosyonunun tarihinin sistematik sunumlarna
1

Faist talya iin bir iaret olarak 'total devlet' terimini ilk kullanan 1920'lerde Mussolini olmutur; ne var ki, 'totalitarizm' nosyonu liberal eletirmenler tarafndan gelitirilmitir.

10

BR TOTALTARZM M DED?

bir tane daha eklemek amacn gtmyor. Bunun yerine kitap, evrensel nosyonun bir tikel ieriinden dierine doru gelien diyalektik hareketi, Hegel'in 'somut evrensel' dedii eyi kuran hareketi izlemeye alyor. Kadnlar Neden Postaladklarndan Fazla Mektup Yazar-lar'da Darian Leader kadnlarn 'seni seviyorum' dediklerinde niha olarak aadakilerden birini sylemek istediklerini iddia ediyor: Bir sevgilim var ('Evet, onunla bir ilikim olmutu, ama bu hibir anlam ifade etmiyordu, ben seni hl gerekten seviyorum!'da ol duu gibi); Senden skldm ('Evet, tabii ki seni seviyorum, her ey yolunda, sa dece ltfen beni birazck yalnz brak, biraz huzura ihtiyacm var!'da olduu gibi); Ve, nihayet, basite seks istiyorum!2 Bu anlam bir akl yrtme zincirinin terimlerinde olduu gibi birbirleriyle balantldr: 'Bir sevgilim var, nk senden skldm, bu nedenle eer seni sevmemi istiyorsan benimle daha iyi seks yap!'Ayn ekilde, kuramclar - bugn, Markslzmin dorudan ve kanlmaz rn olan Stalinizme kar standart Souk Sava liberal lklar gelip getikten sonra - 'totalitarizm' terimini olumlar tarzda kullandklarnda, aadaki be cmleden birini kastediyorlar demektir: 'Totalitarizm' modernizmin raydan kmasdr. Geleneksel organik toplumsal balarn tmnn modernist zlyle meydana gelen boluu doldurur. Geleneksel muhafazakrlar ve postmodernistler bu nosyonu paylarlar - aralarndaki fark daha ziyade bir vurgu farkdr: Kimilerine gre, 'totalitarizm' modernist Aydnlanmann totalitarizm nosyonunun bizzat kendisine nakolmu zaruri ks-dr; kimilerine greyse, bu, daha ziyade, Aydnlanma kendi potan' Bkz.: Darian Leader, Why Do Women Wnte More Letters Than They Post?, Londra: Faber & Faber 1996, s. 72.

GR

11

siyelini tam olarak gerekletirmediinde kendini ikmal eden bir tehdittir. Bylesi bir yaklam annda yzeyselletirecei iin, somut politik analiz terimleriyle analiz edilemeyen nihai ve mutlak su olarak Musevi Katliam. Btn radikal zgrleimci projelerin zorunlu olarak totalitarist bask ve kontroln bir versiyonuna kacan syleyen neo-liberal iddia. Liberalizm bu ekilde yeni etnik kktencilikleri ve sanki bu ikisi bir ekilde 'derinden derine alakalym', ayn madalyonun iki yzym, her ikisi de 'mutlak kontrol' hedefliyorlarm gibi (ar tk ondan geriye ne kaldysa) radikal Sol zgrleimci projeleri bir araya getirme konusunda baarl olur... (bu bileim, Faizm ve Komnizmi demokrasinin ayn 'totaliter' dejenerasyonunun iki bi imi olarak kabul eden eski liberal nosyonun yeni biimidir). Politik totalitarizmin fallus-Iogosmerkezci metafizik kapanmada temellendiine dair (Adorno ve Horkheimer'in Aydnlanma'nn Diyalektiinde hali hazrda dokundurduklar) gnmz postmodern iddias: Totalitarist sonulan nlemenin tek yolu hibir ontolojik yap tarafndan ierilemeyen radikal aralk, alma, yerinden olma konularnda srarc olmaktr. Son olarak, parti izgisine kaytsz artsz itaate dayanan, herhangi bir rasyonel argmantasyona kapal Stalinist mantn yaad son ada olarak postmodern Kltrel almalar'n kendisi, son zaman lardaki biliselci tepki tarafndan 'totaliter' olarak reddedilmekte.

Burada kayda deer nokta, hegemonik liberalizme kar nde gelen 'eletirel' felsef tepkinin, yani postmodern yapskmc Sol tepkinin, 'totalitarizm' kategorisine bel balamasdr. Yapskmc politik doksa (Yunanca kanaat - . n.) hemen hemen yle der: Toplumsal, yapsal kararszln alandr, indirgenemez aralk, veya eksiklikle iaretlenmitir, sonsuza kadar kendiyle zde olamama lanetini tayacaktr; ve 'totalitarizm', en temel anlamyla, bu kararszln kapan demektir - burada postmodern Sol, Isaiah Berlin, Robert Conquest &

12

BR TOTALTARZM M DED''

Co.'nun eski liberal erdemini kendi jargonuyla yeniden formlletir-miyor mu? Bu ekilde 'totalitarizm' bir ontolojik kafa karkl seviyesine ykseltiliyor; bylece pozitif bir politik dzen, gayr meru bir ksa devre ile dorudan Adaletin tekilii ile zdei eti ri di i zaman, bir tr Kant saf politik akln yanl muhakemesi olarak, ortaya kan kanlmaz bir 'akn yanlsama' olarak kavranyor olumsallk/yerinden olma/sonluluk (fnitude) mantralann onaylamayan her duru potansiyel olarak 'totaliter' diye terk ediliyor. Burada felsef totalite ile politik totalitarizm nosyonlar Kari Pop-per'dan Jean-Franois Lyotard'a uzanan izgide akma eilimindedir: Akln Hegelci totalitesi felsefede nihai totaliter yaplanma olarak alglanr. Gnmzde bu trden bir rasyonalite pek satmaz: Nevv Age'ciler bunu Kartezyen mekanistik/sylemsel 'sol-beyin lobunun' dn olarak lanetler; feministler ayn eyi gizil olarak feminen duygusallkla kartlna dayanan erkek-bazh duru olarak reddeder; postmodernistlere greyse rasyonalite, metafizik olarak 'nesnellik' iddias barndrdndan, 'rasyonel' ve 'nesnel' olarak geen her eyi belirleyen iktidar ve sylem mekanizmalarn ortadan kaldrr... Rasyonalite bu sahte-Solcu irrasyonalizmin karsndadr - hemen Lacan'm ecrit', 'Bilindnda Harfin Fail Hali'nin alt baln hatrlayalm: ou la raison depuis Freud - ya da, Freud'dan Sonra Akl. 1991 'de, bizzat nomenklatura tarafndan sahnelenen avuesku-kar-t darbeden sonra, Romanya gizli polis aygt, kendi malum iinin peinde, tabii ki, tam manasyla ilemekteydi. Ancak gizli polisin yeni demokratik zamanlarn izgisine uygun olarak oluturduu yeni ve daha kibar imgesi baz tekinsiz episodlara yol amt. O zamanlar bir Fulbright bursu ile Bkre'te bulunan Amerikal bir arkadam, varndan bir hafta sonra memleketindeki kz arkadan arayarak, fakir ama arkada canls bir lkeye geldiini, insanlarn ho ve renmeye ak olduunu sylemi. Telefon kapanr kapanmaz yeniden alm; ahizeyi kaldrdnda bir ses arkadama bir para bozuk bir ngilizce'yle telefon konumalarn dinlemekle grevli gizli polis memuru

GR

13

olduunu sylemi ve kendisine Romanya hakknda syledii iyi eyler iin teekkr etmek istediini belirtmi - iyi bir ziyaret olmas dileiyle de veda etmi. Elinizdeki kitap Romanya'n n bu adsz gizli polis grevlisine adanmtr.

Mit ve Mitin Deiken Halleri

ki burada okur mitin toplumsal komediden sonra gelen ikincil bir fenomen olduunu renerek aracaktr; hediye olarak gzel kadnn douunun srlarna vakf olacaktr

Lacanc Marksizmin en aktif olduu dnemde, 1960'larn sonlannda ve 1970'lerde, Fransz takipilerinden pek ok kii Lacan'n, zellikle psikanalizin 'Amerikan yaam tarznn' ideolojik ifadesi olarak ego-psikolojisine doru dnn reddediinde ayrt edilebilen anti-Amerikanclnn cazibesine kaplmlard. Her ne kadar bu (ou gen Maoist) takipiler, Lacan'n anti-Amerikanclni bir 'anti-kapi-talistlik' iareti olarak algladysalar da, bu alglamada standart bir muhafazakr temay ayrtrmak daha uygun olacaktr: Bugnn burjuva, ticarilemi,' Amerikanlam' toplumunda otantik trajedi artk mmkn deildir; bu nedenle Claudel gibi byk muhafazakr yazarlar insan varoluuna onuru yeniden kazandrmak iin trajedi nosyonunu hayata dndrmeye alrlar... te tam burada Lacan, gnmz yzeysel evreninde zar zor fark edilebilen eski otantikliin artklarndan yana konuma gayretine girer. yle ki, szleri koca bir yn ideolojik lafazanlk olarak kulaa gelir (yledir de). Ancak, her ne kadar Lacan'n anti-Amerikancl almalar iinde en 'sahte' ve ideolojik blgeyi temsil etse de, bu ideolojik tema iinde gene de 'rasyonel bir ekirdek' mevcuttur: Modernizmin ilerleyii, sonu olarak, geleneksel trajedi nosyonunu ve buna elik eden ve insan mukadderatna hkmeden mitik Kaderi gzard eder. Oedipus'tan nce Hamlet Psikanalizde mitlerden sz ettiimizde, aslnda tek bir mitten bahsederiz, Oedipus miti - btn teki Freudcu mitler (ilk baba miti, Musa mitinin Freud uyarlamas), ne kadar gerekli olsalar da, bunun eit15

16

BR! TOTALTARZM M DEDP

lemeleridir. Ancak Hamlet anlats ile iler karmaklamaya balar. Hamlet'in Lacan-ncesi standart 'basit' psikanalitik okumas, elbette ki, Hamlet'in annesine dnk ensest ieren arzusuna odaklanr. Ham-let'in babasnn lm ile yaad ok bylece iddet ieren bilind- arzunun (bu vak'ada babasnn lmne dnk olan) tatmini ve znedeki travmatik etkisi ile aklanr; Hamlet'e grnen l babann hayaleti, babann lmne dnk dileinin kendi zerinde yaratt sululuunun projeksiyonudur^Claudius'tan nefret etmesi narsistik rekabetin bir sonucudur - Hamlet'in annesini kendisi yerine Claudi-us elde etmitir; Ophelia'ya ve kadn cinsine dnk tiksintisi ise Hamlet'in ensest kipindeki boucu seksten genel anlamda uzaklamasn ifade eder ki bu da paternal yasak/yaptrm eksikliinden kaynaklanmaktadr. .. Bylece, bu standart okumaya gre, Oedipus'un modernletirilmi uyarlamas olarak Hamlet, Antikiteden moderniteye geite Oedipal ensest yasann glendirilmesine tanklk etmi olur: Oe-dipus vak'asnda hl ensestle uramaktayzdr; ancak Hamlet'te ensest arzusu bastrlm ve yer deitirmitir. Ve yle grnmektedir ki, Hamlet'e takntl nevroz (Obsessional neurotic) tans koyulmas una iaret etmektedir: Btn (en azndan Batl) tarih boyunca varolan histerinin tersine takntl nevroz, ayrt edici biimde modern bir fenomendir. Oedipus mitinin modernletirilmi uyarlamas olarak Hamlet'in bylesine gl ve kahramanca bir okumasnn gcn kk grmemek gerekmesine ramen sorun, her ne kadar Hamlet modern (iine kapank, kumrular gibi dnen, kararsz) entelektelin - Goetheci soydan - bir modeli olarak belirse de, bu okumay Hamlet mitinin Oedipus mitinden daha eski olduu gerei ile nasl uyumlulatraca-mzdr. Anlatnn temel iskeleti (erkek evlat babasnn intikamn, onu ldrp tahtna elkoyan amcasndan alr; oul, amcasnn gayr meru iktidarndan deliyi oynayarak ve 'lgnca' ama doru laflar ederek cann kurtarr), eski Nordik kltrlerden Antik Msr'a, oradan ran ve Polinezya'ya kadar her yerde bulunabilecek everensel bir mittir. Dahas, bu anlatnn niha referansnn aile travmalar deil gezegenlerin

MT ve MTN DEKEN HALLER

17

hareketleri olduu sonucuna ulamamz salayacak yeterli kant mevcuttur: Hamlet mitinin niha anlam yldzlarn diziler halinde yol almalardr yani, Hamlet miti yksek derecede eklemlenmi astronomik gzlemleri aile anlatlaryla rer.. .3 Ancak bu zm ne kadar ikna edici dursa da ayn anda, hemen kendi amazna dolanr: Yldzlarn hareketleri kendi ilerinde anlamszdr, basite hibir libidinal titreimi olmayan bir doa olaydr. O halde insanlar neden bunu muazzam bir libidinal ilikisi olan tam bir aile anlats klnda tercme etmi, bir eretiJeme olarak kullanmlardr? Bir baka deyile, 'neyin ne anlama geldii' sorusu bu okuma ile kesin olarak kararlatrlm olmamaktadr: Hamlet anlats yldzlar 'anlamna' m gelmektedir yoksa yldzlar Hamlet'in anlats 'anlamna' m gelmektedir - unu demek istiyorum ki, Antikler astronomik bilgilerini insan rknn kkl libidinal kmazlarna igrler kodlamak iin mi kullanmlardr? Her eye ramen bir ey ok ak: Zamansal ve mantksal olarak Hamlet anlats Oedipal mitten eskidir. Burada Freud'un gayet aina olduu bilind yer deitirme mekanizmas ile uramaktayz: Mantksal olarak nce gelen ancak sonra gelen olarak alglanabilir (ya da buna dnr veya kendini dokuya byle nakeder), 'orijinal' olduu sylenen bir anlatnn ikincil bozulmasdr bu. Sonradan gelen rya-dnceleri ve ryada ifadesini bulan bilind arzular ayrmn ieren 'rya-ileyiinin' ska kartrlan temel matrisinde olduu gibi: Rya-ileyiinde, ardl dnce ifrelenmi/yer deitirmitir, ama tam da bu yer deitirme araclyla hakikaten bilind teki dnce kendini ifade eder. Bylelikle, Oedipus ve Hamlet vak'asnda Oedipal metnin ikincil bozulmas olarak Hamlet'm dorusal/tarihselci okumasnn sylediinin tersine, Batl Yunan medeniyetinin temellerini (Hegel'in zaten iddia ettii gibi) Oedipus miti atmtr (Sfenks'in intihar sray eski Yunan-ncesi evrenin zln temsil eder); ve Hamlet'in bastrl3

Burada tabii ki Giorgio de Santillana ve Hertha von Dechend'in mehur New Age klasii Hamlet's MHVe referans veriyorum (Boston, MA: David R. Godine 1977).

18

BR TOTALTARZM M DED?

m ieriin telaffuzu ancak Oedipus mitinin Hamlet tarafndan 'bozulmas' ile olabilmitir - bunun kant da Hamlet matrisinin Klasik-ncesi mitolojiden, ruhan malubiyeti Sfenks'in intihar sray ile ilk iareti veren Antik Msr'a kadar her yerde bulunabilmesindedir. (Ve, bu arada, ayn ey Hristiyanlk iin de geerli saylamaz m? Fru-ed'un tezi, Eski Ahit'in 'inkr edilen' travmasnn, Yeni Ahit'de Tan-r'nn ldrlmesini aydnla kavuturduu deil midir?) O halde Hamlet'in Oedipus-ncesi 'srr' nedir? Oedipus'un kelimenin doru anlamnda bir mit olduu, Hamlet'in ise onun modern yerinden oyna-tlmas/rtlmesi olduu igrsn elden brakmamalyz', alnacak ders, 'Oedipal mitin' - ve belki de mitik safiyetin kendisinin - baz yasaklanm bilgileri, niha olarak babann mstehcenliine dair bilgiyi karartmaya yaraddr. O halde, nasl oluyor da edim ve bilgi trajik bir takm yldz olarak ilikileniyor? Temel kartlk Oedipus ve Hamlet arasndadr: Oedipus (babasnn ldrlmesi) edimini baar ile gerekletirir, nk ne yaptn bilmemektedir: Oedipus'un tersine Hamlet ne yaptn bilir ve tam da bu nedenle edimi (babasnn lmnn intikamn alma edimi) gerekletirmesi mmkn deildir. Dahas, Lacan'n da vurgulad gibi, Freudyen ryadaki ldnn farknda olma bilgisine babann tersine sadece Hamlet sahip deildir, Hamlet'in babas da, ldn ve hatt nasl ldn gizemli bir biimde bilir - ve bu an bilgi Hamlet'e melodramatik tad kazandran eydir. unu sylemek istiyorum: Trajedinin tersine melodrama her zaman kahraman deil de onun tekisi tarafndan sahip olunan beklenmedik ve fazladan bir bilgi ierir; bu bilgi kahramana en sonda, son melodramatik dn nnda iletilir. Wharton'n Masumiyet a'mn finalinde yer alan gayet melodramatik dn hatrlayn. Kontes Olenska'ya yllar boyunca tutkulu bir yasak akla bal olan koca, gen karsnn bu yasak arzuyu ta bandan beri bildiini renir. Belki de bu, Bridges of Madison Co-M/zfy'deki (Madison'un Kprleri) talihsizliin kefaretini demek iin bir yol olabilirdi: Eer, filmin sonunda, lmekte olan Francesca anla-

MT ve MTN DEKEN HALLER

19

tld kadaryla sradan, hayatla fazla bir sorunu olmayan kocasnn bandan beri karsnn bir National Geographic fotorafsyla ksa ama tutkulu bir iliki yaadn bildiini, ama onu yaralamamak iin konu hakknda hep sessiz kaldn renmi olsayd... te bilginin enigmas: Nasl olur da kahraman bir eyi (uzun sre bastrlm bir srr) dorudan rendiinde deil de, (her eyden habersiz olduunu dnd) tekinin bu konuya t bandan beri vakf olduunu, ama grnty kurtarmak iin bilmiyormu gibi yaptn rendii nda bir durumun btn psiik ekonomisi radikal biimde deiir - uzun srm gizli ak ilikisinin kars tarafndan t bandan beri bilindiini, ama kibarlktan - daha kts - ona olan akndan dolay sessizliini koruduunu anszn renen kocann durumundan daha utan verici bir ey olabilir mi? Terms of Endearment'da Debra Winger, bir hastane yatanda kanserden lrken (kocas, kendi babas tarafndan terk edildii iin kendisini aktif olarak hor gren) oluna kocasnn kendisini ne kadar ok sevdiini gayet iyi bildiini syler - bilmektedir ki gelecekte bir zamanda, o ldkten sonra, bu gerei kendine itiraf edecektir; bu aamada oul annesine kar gemite duyduu nefret hissinden dolay sululuk duyacaktr, nk annesi ona, kendisini nceden affettiini sylemekte ve dolays ile onu gelecekteki sululuk yknden kurtarmaktadr... Gelecekteki sululuk duygusunun bu ekilde mani-plasyonu melodramann en yksek dozda olduu ndr; bu affetme maniplasyonu oulu daha batan sulu iln eder. (te tam burada, tam da bu aklama edimi araclyla oluturulan su isnad ve sembolik bor yklemesinde, Hristiyanln en sk numarasn buluruz.) Ne var ki, bu 'yapmasna ramen o bunu bilmiyor' ve 'biliyor bu nedenle yapamyor' iftine eklenecek nc bir forml daha vardr: 'Ne yaptn gayet iyi biliyor; ama buna karn gene de yapyor.' Eer ilk forml geleneksel, ikincisi ise erken modern kahramana aitse, bilgi ve edimi mphem bir biimde birletiren sonuncu forml ge modern ada - kahramana aittir. yle ki: nc forml iki bsbtn kart okumaya izin vermektedir - daha ziyade en dk ve en

20

BR TOTALTARZM M DED?

yksein rtt Hegelci speklatif yargda olduu gibi: Bir yandan, 'ne yaptn gayet iyi biliyor; ama buna karn gene de yapyor', ahlk yoksunluunun yzszce ifadesinin en ak rneidir - 'Evet, pisliin tekiyim, aldatr, yalan sylerim, ne olmu yani? Hayat byle!'; te yandan, ayn 'ne yaptn gayet iyi biliyor; ama buna karn gene de yapyor' duruu, yzszln en radikal kartn da ifade edebilir yapmak zere olduum eyin benim ve benim en yaknmn, en sevdiimin iyilii asndan katastrofk sonular olacan bilmeme ramen, aman vermez ahlk yasaklama emrinden dolay basite bunu yapmak zorundaym duruunun trajik farkndal. (Noir kahramannn paradigmatik eilimini hatrlayalm: femme fatale'm arsna uyarsa kendisini bekleyen eyin ykm olduunun tamamen farkndadr. nk kendini ikili bir tuzan iine atmaktadr, zira kadn kesin olarak ihanet edecektir; buna karn direnemez ve yine de arya uyar...) Yarlma yalnzca 'patoloji' blgesinde - iyi olma hali, zevk, kr -ve ahlk emir arasndaki yarlma deildir: Ayn zamanda genellikle izlediim ahlk normlar ve uymak zorunda olduumu hissettiim koulsuz emir arasnda da bir yark sz konusudur 'kendi olunu ldrmenin ne demek olduunu gayet iyi bilen', ama buna karn bu ii yapma karar veren brahim peygamber'in amaznda olduu gibi; ya da daha yksek bir ama olan Tanr 'nn an iin korkun bir gnah ilemeye (lmsz ruhunu feda etmeye) hazr olan Hristiyan'n durumunda olduu gibi. Ksacas, daha yksek bir gereklilik beni ahlk tzme ihanet etmeye zorladnda laykyla modern, post- ya da me-ta-trajik durum olumu demektir. renten gzelliin douu Zamanmzda, yaratt dehet, gemitekileri kat be kat aan katast-rofik olaylardan bolca vardr elbette - buna ramen, Auschwitz'e veya Stalinist kamplara 'trajedi' adn vermek hl mmkn mdr? Sta-linist gsteri durumalar ya da Musevi Katliam kurbannn konumunda daha radikal bir ey ilemez mi? 'Trajedi' terimi, en azndan

MT ve MTN DEKEN HALLER

21

klasik kullanmnda, Musevi Katliam dendiinde gln kalan bir Kader mantn hl tamaya devam etmez mi? Yahudilerin topluca ortadan kaldrlmalar Kader'in gizli gereklerine uygundu demek, bu olay zaten yumuatmak anlamna gelir. Lacan, Paul Claudel'in Co-fontaine lemesinin arpc okumasnda amaz zmeye kalkr.4 Psikanalizin klielerinden biri, iyi bir psikotiin yetimesi iin kuaa ihtiya duyulmasdr: Lacan'n Cofontaine lemesi analizinin k noktas da (gzel) bir arzu nesnesini meydana getirmek iin kuan gerekli olduudur. Oedipus ailesinin miti ile Cofontaine aile macerasnn paylat zellik, her iki durumda da kuaklarn birbirini ayn matrisi izleyerek takip etmesidir: (1) defolu sembolik mbadele; (2) reddedilmenin konumu; ve (3) arzunun yce nesnesinin belirii. 'Kkendeki gnah', yani sembolik paktn byk baba/anne tarafndan ihlli (Oedipus'un ebeveyni onu dar atarlar; Sygne de Cofontaine gerek akn reddeder ve aalk Turelure ile evlenir), istenmeyen bir dlanmn doumunu salar (Oedipus'un ta kendisi; Louis de Cofontaine), bunun da kz nefes kesen gzellikte, rakipsiz bir arzu nesnesidir (Antigone; m Pensee de Cofontaine). Burada derin bir yapsal gereklilikle kar karya olduumuzun kant, tam da bir ekilde la Franceprofonde 'aa' kltrnden geldii iin matrisi saf ve damtlm olarak sunan nc bir rnekle gelir: Marcel Pagnol'n Jean de Florette ve Manon des Sources romanlar ve bunlarn sinema uyarlamalar (nce Pagnol'n bizzat yapt iki film ve bunu izleyen Pagnol'n kendisinin romanlatrlmas; sonra Claude Berri'nin byk 1987 prodksiyonu). yknn ana hatlar yle. Provence'da, 1920'lerin banda, iftilii kitaplardan renen, eitimli bir ehirli (bir vergi tahsildar) olan kambur Jean de Florette'e annesi Florette'den anszn kk bir toprak paras miras kalr. Bylece Jean, eski bir opera sanats olan sadk kars ve narin kk kzlar Manon ile birlikte iftlie yerleme ve blgede pek de det olmad halde tavan yetitirme planlan ya4

Bkz.: Jacques Lacan, Le Seminaire, livre VII: Le transferi, XIX-XXII. Blmler, Paris: Editions du Seuil 1985.

22

BR TOTALTARZM M DED?

par. Jean, derin dinsel duygular ve tarada topra bilimsel metotlarla ileme arzusunu birletiren otantik bir yaam zleyen topik bir figrdr. ehir hayatnn rmlne kar otantik bir tara yaam srdrme fikri burada bir ehir efsanesi olarak aka ktlenir: Tarallar, bunun tam tersine kendi dertlerine dm ve ketumdurlar -Jean'n var ile tedirgin olan cemaatin temel ahlk kural on ne s'oc-cupe pas des affaires des autres'dr... * Hzla gelen talihsizliklerin ard arkas kesilmez: Jean'n komusu bir zamanlarn yerel egemeni zorlu Soubeyran ailesinin son yeleri zengin bekr Cesar ve eksik akll yeeni Ugolin'in bu toprak paras iin baka planlan vardr - bu tarlada karanfil yetitirmek ve yakndaki ehirde satmak istemektedirler. Jean' mahvetmek iin incelikli bir kumpas kurulmutur - plann yaratcs Cesar basite kt ve hrsl bir kii deildir; edimlerini toprak ve ailenin sreklilii etrafnda gelitirilmi deerleriyle merulatnr. Bylelikle kurduu kumpas Cesar'n gznde topran yabanc igaline kar korunmas ihtiyac nedeniyle btnyle merudur. Cesar ve Ugolin Jean'n varndan nce topra besleyen kayna betonla tkarlar. Bunun sonucunda yamursuz mevsimde bitkiler kurur ve tavanlar lmeye balarlar, Jean ve ailesi, burunlarnn dibindeki bol su kaynandan habersiz, rnlerini korumak iin uzaktaki bir kaynaktan sabahtan akama kadar su tarlar. Trav-matik sahne udur: Jean'n arazisinde su kayna olduunu gayet iyi bilen - ama, on ne s 'occupe pas des affaires des autres, ona bunu sylemek iin parman kprdatmayan - btn ky cemaati onlar seyrederken zavall aile dnya yol tepip, canlar kana kadar katrlar gibi su tamaktadr. Jean'n iradesi ve kararll eliktendir, ama en sonunda (suya ulamak iin giriilen umutsuz bir kuyu kazma giriimi srasnda) bir patlamada lr; kars araziyi Cesar ve Ugolin'e satmak zorunda kalr ve kz Manon'la beraber yakndaki bir dadaki maaraya tanrlar; Cesar ve Ugolin, tabii ki, su kaynan hemen 'kefederler' ve karanfillerini yetitirmeye balarlar.
Orijinal metinde Franszca braklm bu tmce "bakalarnn iine burnunu sbkma" eklinde tercme edilebilir. - . n.

MT ve MTN DEKEN HALLER

23

kinci blm on yl sonrasnda geer: Manon artk gzel bir oban kzdr, kyllerden kanan ve gizem iinde dalarda yaayan bir tr yerel peri. Manon'a k iki erkek vardr: Kyn yeni retmeniyle plak Manon'u vahi arazide dans edip ark sylerken gizlice izleyip ona tutkuyla k olan ve ona yardm olsun diye tuzaklarna kular ve tavanlar yerletiren irkin ve talihsiz Ugolin. Ancak Ugolin'in kendisine ve ailesine kar dostluundan kk bir kzken bile phe beslemi olan Manon, iki nemli keifte bulunur: Babasnn arazisindeki su kaynann Cesar ve Ugolin tarafndan tkandn ve btn kyn bunu bildiini renmekle kalmaz, ayn zamanda yeralt maaralarnda gezinirken btn kyn su kaynan kazaen kefeder. Artk intikam kumpasn kurma ve uygulama sras ondadr: Manon kyn su kaynan keser. imdi olaylar birbiri ardna gelimeye balar: Ugolin, Cesar ve kendisinin l Jean'a kar iledikleri suu herkesin nnde yar-ka-bul eder ve ona bakmak, kendini gemiteki hatalarndan dolay affettirmek iin Manon'a patetik bir biimde evlenme teklif eder; bu teklifi herkesin nnde elinin tersiyle itince, Ugolin tm servet ve arazisini Manon'a brakarak kendini asar. Su aray iindeki aresiz kyller, devlet su uzmann greve arrlar; uzman onlara su yerine bir sr karmak teoriler sunar; bunun zerine yerel rahip kyn ana kuyusu etrafnda bir yin yry nerir. Rahip vaaznda suyun kesiliinin topluca ilenen bir sua verilen ceza olduuna aka iaret eder. En sonunda, Manon'a ak karlk bulan ve ayn zamanda Manon'un bu ni susuzluun nedenini bildiinden ve bu nedenin Manon olduundan kukulanan retmen onu kylleri affetmeye ve suyu geri vermeye ikna eder. kisi maaraya inerler ve tkac kartrlar. Ertesi gn, yin ve dualar esnasnda, sular yeniden akmaya balar. retmen ve Manon evlenirler, Manon kamburu olmayan ok gzel bir ocuk dourur. Bu srada ihtiyar Cesar, kyde son gnlerini yaayan m bir kadn olan eski tandndan Jean'n sakatlnn nedenini renir. Kyn gzeli Florette, Jean'n annesi, Cesar'n byk akdr. Beraber geirdikleri bir ak gecesinden sonra Cesar, askerliini yapmak

24

BR TOTALTARZM M DED?

zere Cezayir'e gitmitir; Florette ona olan akn iln etmekten fazlasyla gurur duymaktadr. Ksa sre sonra Cezayir'e bir mektup gndererek onun ocuuna hamile olduunu ve onu sevdiini yazar -ama maalesef mektup Cesar'a hibir zaman ulamaz. Florette, Ce-sar'n kendisini istemediini zannederek umutsuzca iindeki fetsten kurtulmaya alr, kendini merdivenlerden aa brakr, ve saire, ama bunlarn bir yarar olmaz. Hal byle olunca, yakn bir kye gitmi, kyn demircisini hemen batan karp, onunla evlenmi ve Jean' dourmutur. Ama Jean, Florette'in dk yapma giriimleri sonucu kambur olarak domutur. Cesar, bylece, soyunu srdrebilmek iin fena halde zlemini ektii tek ocuunun aleyhine kumpaslar kurup onun lmne yol atn renmi olur. Artk onun da zaman gelmitir ve lmeye karar verir: Manon'a uzun bir mektup yazarak ona aslnda bykbabas olduunu, btn Soubeyran servetini braktn ve onu affetmesini dilediini syler. Sonra yatar ve sknet iinde lr. Trajedi batan sona adresine ok ge, sonraki iki kua dolatktan sonra, ulaan (Florette'in Cesar'a yazd) mektup etrafnda dnmektedir: Mektubun Cezayir'deki Cesar'a ulamamas ile birlikte trajedi ilk hareketini balatr, mektup nihayet ulap onu istemeden biricik olunu mahvettii gerei ile yzlemeye zorladnda sonuca ular. Oedipus mitinde ve Claudel'in Cofontaine lemesinde olduu gibi, gzel nesne (Manon) irencin soyundan, istenmeyen ocuk olarak domutur (Oedipus'un aksamas gibi Jean'n kamburu da ocuun ebeveyn tarafndan reddini tespit eden ak seik bir iarettir; Jean kambur olarak domutur, nk talihsiz annesi kendisini merdivenlerden ve dik patikalardan aa brakarak gebeliini sona erdirmek istemitir). nsan bu kuan birbirini izlemesini mantksal zamann aamasnn tersine evrilmi matrisinin gzlnden okuma eilimine giriyor:5
5

Bkz.: Jacques Lacan, The Four Fundamental Concepts of Psycho-Analysis, Har-mondsworth: Penguin 1979, s. 116-19.

MT ve MTN DEKEN HALLER

25

Birinci kuakta, kaderin bir oyunu olan yanl sonu (yabanclatran szleme) ile katastrofik olaylar harekete geer; Bunu izleyen ey ise 'anlama zamandr' (szleme gerei her eyi kaybettiimi, bir irence indirgendiimi anlamam iin gerekli olan zaman - ksacas, burada olup biten, byk teki'den koputur, ya ni, sembolik dzendeki yerimden olmuumdur); Son olarak, bir 'moment de voir' (grme n) gelir- neyi grme? Elbette ki gzel nesneyi.6 kinci andan ncye gei, itici fobik nesneden deerli fetie geilmesi ile e deerdir - bu, sz konusu olan eyin, ayn nesne karsndaki znel eilimin tersine dnmesi olduu anlamna geliyor - alldk ekilde 'hazineden boka' dnm deil, hibir kymeti olmayan irencin nadide bir taa, yani, 'boktan hazineye' gerekleen tersine dnm. Arka planda ise gzel (feminen) nesnenin ortaya kna ait gizem pusuda yatar: nce 'kkendeki gnah', yabanclatrc deiim edimi devreye girer ('bir mektup - Florette'in Cesar'a yazd - muhataba ulamamtr', ak giriimi baarszla uramtr, ift yeniden biraraya gelememitir). Kkendeki bu katastrof (Florette'in kendisine duyduu akn derinliine Cesar'n krl) 'nesnel karln' ocuun korkun derformasyonu ile bulur; bunu izleyen ey ise, bu deformasyonun nefes kesen gzellie sihirli dnmdr (Jean'n kz Manon).7 Pagnol'un trajedisi tersine evrilmi Oedipus'dur: Oe-dipus'da oulun istemeden babasn ldrmesinin tersine Cesar istemeden olunu mahveder. Cesar basite kt biri deildir; zararl edimlerini insann kendi blgesine ballnn koulsuz ahlkna sarlarak, bunu ne pahasna olursa olsun yabanclarn giriimlerinden korumak adna gerekletirir. Ve, Jean'n ailesinin urad srp giden
6

Ayn ekilde, biz Oedipus at Colonus'da kendini-silme niha iradesini bulurken, Antigone yce bir gzellik olarak parldar: Oedipus kendi dahil tm dnyay lanetler ve sonra yeraltnda gzden yiter. Bu arada, Verdi'nin Rigoletto'sunda da benzer bir durumla - irkin bir kamburun ocuu olarak gz kamatrc gzellikle kz karlamyor muyuz?

26

BR TOTALTARZM M DED?

mezalimi pasif olarak izleyerek, cemaatin kendisi de aslnda sadece sahip olduu ilkel ahlk kural, on ne s'occupe pas des affaires des aures, ve buna elik eden kurah, quand on parle, on parle trop yerine getirmektedir. Bu anlamda erkek figrn her biri kendi apnda trajiktir. Ce-sar mahvna neden olduu dmannn kendi gayr meru ocuu olduunu anlayacaktr - dman vurmak iin frlatlan okun, oku atana geri dnd trajik deneyimin fasit dairesine saf bir rnek. Bu noktada Kader'in dairesi tamamlanm olur, geriye yalnzca znenin lm kalr, tpk yal Cesar'n onuruyla yapt gibi. ykdeki en trajik figr, belki de, Manon'u biraz yzeysel ve flrt retmen Bert-rand'dan kukusuz daha byk bir akla seven ve sululuk ve mutsuz aknn intihara srkledii Ugolin'dir. Nihayet, Jean'n kendisinde de trajik bir yn mevcuttur - kuru topraa o ok deerli yamuru brakan bulutlar iftliinin zerinden geip gittiinde, gkyzne dner ve (hafif komik tarzda) empotan bir fke patlamasyla hykrerek: 'Bir kamburum ben. Kambur olmak ok zor. Kimse yok mu orada?' Jean hava istatistiklerine gvenerek giritii kahramanca eylemlerinin ailesini srkledii zdraba aldrmayan bir baba figrdr.8 Onun trajedisini kuran, abasnn mutlak anlamszldr. Kendi arazisinde zengin bir su kayna olduundan habersiz, uzaktaki kuyudan saatler ve gnler boyunca su tamalar iin btn ailesini seferber eder. Komediden trajediye Cemaat ve trajik birey arasndaki standart iliki burada tersine dndrlmtr: Bireyin cemaati rseledii trajedinin klasik formunun aksine, Pagnol'da cemaat bireyi rselemektedir. Klasik trajedide su, sonradan affedilen ve yeniden cemaate kazandrlacak olan bozguncu kahraman-bireyin omuzlarndadr; ama buradaki asl su cemaate aittir: Su insanlarn yaptklar bir eyde deil, hibir ey yapmam ols

Bu bakmdan Jean Paul Theroux'nun The Mosquito Coasfundaki baba figrne benzer.

MT ve MTN DEKEN HALLER

27

malarnda, sahip olduklar bilgi ve eylemleri arasndaki uyumsuzluktadr: Hepsi kaynan varlndan haberdardrlar, ama ilerinden hibiri bu hakikatten talihsiz Jean'a bahsetmeye basite hazr deildir. Eer klasik trajedinin paradigmatik vak'as, sonulan kendi bilgi snrlarnn tesinde kalan bir eyleme kalkan bilmeden kendi cemaatinin kutsal dzenine tecavz eden - kahramansa, Pagnol'da kahraman cemaatin (kyller topluluu) kendisidir - yaptklar bir eyden dolay deil, bildikleri ama yapmadklar eylerden dolay: Ailenin abalarna sadece sessizce tanklk etmek yerine yapmalar gereken tek ey, bildiklerini Jean'la paylamakt. Sonu olarak Manon'un trajik kavray, tekilerin (cemaatin) ne yaptklarn deil, ne bildiklerini rendiinde olumutur. Bu nedenle, Cesar, her ne kadar bu ii Ugo-lin'Ie beraber kendisinin yapt bir gerekse de, eylemle ilgili her eyi bilmelerinden dolay sua herkes ortak olduu iin, yknn sonlarna doru anszn kendisini kayna tkad gerekesiyle karalamaya balayan kyllere kmakta hakldr... Cemaatin suu, bir hayalet olarak cemaate musallat olup kendisine kaynakla ilgili hakikati sylemedikleri iin onlar sulayan Jean'n lsnn fantazmatik imgesinde vcut bulur. Kandrlmas imknsz olan dilsiz ocuk Manon, elinden babasnn insanst abasn ve ykln sessizce gzlemlemekten baka bir ey gelmemesine karn, her eyi grr ve ayrmsar: Btn ailesini su tarken gsteren sarsak ve ocuksu resimleri cemaate tahamml g bir hatrlatmadr. Manon ve ky cemaati arasndaki kartlk, Lacanc terimlerle, J ve A, jouissance nesnesi ve byk teki arasndaki kartlktr elbette. Manon 'kaynakta yer alandr', Yaam Kayna'nn (yalnzca cinselliin deil, Yaam'n kendisinin) Gerek'ine karlk gelir. Bu nedenledir ki, yaam enerjisinin (suyun) kaynan kesip cemaatin kmesini salamaya muktedir olmutur - cemaat onu dlayarak kendi Yaam Tzn bilmeden kurutmutur. Bir kez tznden kopartld zaman cemaat gerek hakikatinde, sembolik makinenin empotan tkrtlar olarak belirir: Pagnol'un romannn satirik ahlan hi kukusuz kyllerin, ky kuyusunun kuruma nedenleri hakknda sahte bir bilimsel-

28

BR TOTALTARZM M DED?

lik kisvesinde yapt bir ton abur cubur konumayla cehaletini maskeleyen devletin su ileri temsilcisi ile toplantlardr. nsan burada kanlmaz olarak Freud'un Irma'nn enjeksiyonu ryasnn ikinci blmnde, onu Irma'ya uygulad tedaviyle ilgili her tr sululuktan aklayacak olas mazeretleri sralayan doktor meslektann bo ve komik drdrlarn hatrlamadan edemiyor. Ve, kyllere ortak sularn hatrlatarak dikkatleri bilimsel bilgiden znel hakikatlere sevk ederek bir arabulucu gibi ie mdahale eden kiinin yerel rahip olmas ilgintir. u halde niha barmann Manon ve gen retmenin evlenmele-riyle tasdiklenmesi hi artc deildir; Manon'un hamilelii de Yaam Tz'nn Gerek'i ve sembolik 'byk teki' arasnda yeniden kurulan uyuma tanklk eder. Manon Leni Riefenstahl'n erken bayapt The Blue Lighfdak - kapal ky cemaati tarafndan haklar elinden alman, ama Yaam'n srlarna vakf gzel dlanm - Junta'ya benzemiyor mu? Rahip tarafndan gerekletirilen bu mdahale, ideolojik anlamn belirmesinin temel mekanizmasn sergiliyor: Tam nedensel aklamann baarsz olduu (devlet uzmannn su kaynann tkanma nedenini aklad) noktada bu ak bir anlamla doldurulur - yani, aklama dzenini deitiren rahip, cemaate, kaynan kuruma nedenini yalnzca doal srelerde (topran derinliklerindeki basn deiiklikleri, kuraklk, yer alt suyunun ak ynn deitirip yeni bir yatak bulmas) aramamalarn, durumu ahlk zaafyetlerinin bir iareti (kurakln nedeninin kraliyet ailesindeki ensest iliki olduu Thebes ile bizzat kendisi koutluk kurar) olarak grmeleri gerektiini nerir. 'Mucize' tam bu anda, insanlarn su iin dua ettikleri dinsel geit treninin ortasnda meydana gelir: Anszn su yeniden akmaya balar (nk Manon kayna amtr). Burada basit bir yanltma ile mi kar karya-yz? Gerek dinsel inan nerede kalmtr? Rahip meselenin ne olduundan btnyle haberdardr; Manon'a gnderdii mesaj, 'mucizenin gerekten de bir mucize olmayacan biliyorum, su, sen kaynaktaki engeli kaldrdn iin akmaya balayacaktr - ne var ki, gerek mucizeler dsal deil iseldir. Hakiki mucize - ailene yaplan kt-

MT ve MTN DEKEN HALLER

29

lklerden tr cemaatimizden nefret etmek iin her hakk bulunan -senin konumunda birinin fikrini deitirip ince bir jest yapmay baaracak cesareti toplamasndadr. Hakiki mucize, bireyin intikam emberini krp, balama edimini gerekletirebilmesini salayan bu isel dntr.' Hakiki mucize crm ve sululuun geriye dnk iptalinde (undoing) [Ungeschehenmachen] yatar. Burada karmzda duran ey, ideolojik y'e sais bien, mais quand meme'ln en saf halidir: Fiziksel mucize diye bir ey olmamasna karn, baka, 'daha derin,' 'daha ite' mucize vardr. Burada Pagnol'un sorunlu ara konumunu aka gryoruz. Pagnol bir taraftan modern-ncesi, dsal, madd olaylar ve isel hayat arasndaki karlkllk nosyonuna yaslanrken, dier taraftan en u ifadesini Fisher King mitinde bulan (Kral'n ahlk baarszlnn ifadesi olarak 'orak lke') bu karlklln yanlsamal karakterini dnmseP olarak dikkate alr. Bu ara konum, sonunda havada kalm btn ak ularn birleerek ortak bir zm yarataca trajik kaderin kapal mitik evreni olarak bilinen eyi glgede brakr. Bylesi bir epik trajedi bugn, dikkat aralmzda kalabilmek iin sahnede olaylarn her daim patlamak zorunda olduu, izin verilen tek diyalogun hep daha zekice ya da daha komik tek satrlk replikler ve kabul edilebilir tek genel plannn hep daha fazla komplo anlats olduu bir ada, bsbtn dlanm gibidir. Oysa Pagnol'da her ey, kuak boyunca ilerleyen amansz bir patikada, Yunan trajedisinde olduu gibi majestik bir hzla ilerler; hibir ey muallakta kalmaz, tm gdler daha batan ortaya koyulmutur ve ne olaca son derece aktr - ama tam da bu nedenle, malum dehet zaman gelip gerekletiinde daha da uursuzdur. te yandan, fiilen mitik bir deneyime bal olmak yerine, Pagnol'un bu deneyimin nostaljik bir retro uyarlamasn sunduu doru deil mi? Pagnol'un yksnn kamuya takdim edildii ardk forma (nce iki filmi, sonra kendi filmlerinin romanlatrlmas, ve nihayet Claude Berri'nin iki filmi) daha yakndan bir bak, rahatsz ediReflexive, 'dniimsel', reflexivity 'dnmsellik' olarak evrilmitir. - . n.

30

BlR TOTALTARZM M DED?

ci balangcn daha az mitik olduu fikrini ortaya koyacaktr: Yalnzca Berri'nin nostaljik 'postmodern' uyarlamasnda mitik kaderin kapal evreninin tm hatlarn grebiliriz. Bu film, insanlarn edimlerinin eski, yar-pagan dinsel kalplar izledii 'otantik' Fransz taral cemaat yaamnn izlerini yitirmezken, Pagnol'un uyarlamas bu eylemler-deki teatrallii ve komiklikleri de gzler nne serer; Berri'nin iki filmi, daha 'gereki' ekilmi de olsalar, mukadderat ve melodramatik ifrad (dikkat ekici biimde filmlerin mzikal ana motifi Verdi'nin La farza del destino'su zerinde durur)9 vurgular. Bylece, paradoksal bir ekilde, modern 'gereki' sunum, Kader ve melodramatik ifrat ierirken, kapal, ritellemi modern-ncesi cemaat teatral komiklik ve ironi ifade eder.10 Burada gene Hamlet'm paradoksu ile karlamyor muyuz: Anlat ieriinin 'mitik' formu, balama noktas deil, ama karmak bir yer deitirmeler ve younlamalar srecinin sonucu deil midir? Bylece Pagnol'un bayaptnn ardk uyarlamasnda trelerin toplumsal komedisinin aama aama kemikleerek mite dntn gzlemliyoruz - 'doal' dzenin tersine, hareket komediden trajediye dorudur. Bundan karlacak ders, gnmz mitlerinin sahte, otantik olmayan retro yapntlar olduu deildir: Mitin sahte bir taklidi nosyonu aslnda sahte olan mit nosyonuna doru radikalletirilmelidir.
9 1 0

Bkz.: Phil Pcnvrie, French Cinema in the 1980; Oxford: Clarendon 1977, s. 50-61. Ayn beklenmedik 'apraz' balant Hegel'in erken teolojik-politik yazlarnda da bulunabilir. Bunlar da ifte kartlklar zerinde durur: znel versus nesnel (ku rumsal) din; zel versus popler din [Volksreligion\. Burada beklediimiz zelznel versus popler-nesnel iftini bulmayz: Balant 'aprazdr', yani ayn nda hem popler (kamusal sosyopolitik yaama nfuz eden) hem de 'znel' olan, ya ni, zneye ait bir ruhsal nesne olarak deneyimlenen Antik Yunan dini ile kartlk oluturacak ekilde modern din, zel ve nesneldir (zellik versus dardan empo ze edilmi kurum kartlna yakalanmtr). Ayn ekilde, Lacan'n iki ift 'seksleme forml' [formulas of sexuation - .n.] arasndaki karlkl balant da apraz olarak ler: stisnasz hepsi-olmayan versus istisnas olan evrensellik. Ve hatt balant da ikindir: zel istisnas ile mas-klen Evrensel 'nesneldir' versus hepsi-olmayan, yani znel fe'minen blge ve ayn zamanda istisnaszdr, yani poplerdir.

MT ve MTN DEKEN HALLER

31

Postmodernite miti Bu bizi felsefenin bile iki ardk aamada dnmsel hale geldii modernitede mitik bir yapnn olaslna geri gtryor. Birinci olarak Kant eletirel dnle felsefe 'masumiyetini' yitirdi ve kendi varlk koullarnn sorgulanmasn iermeye balad. Daha sonra,'postmo-dern' dnle birlikte, felsefe yapma 'deneysel' hale gelerek koulsuz yantlar vermemeye, ama farkl 'modellerle' oynamaya, kendi baarszln batan gzeterek farkl yaklamlar birletirmeye balad -sorular, muammalar laykyla formlletirebileceimiz nadir eylerdendir, buna karn yantlar basite muammann yaratt boluu dolduracak baarsz giriimlerdir. Dnmselliin znellii gndelik deneyimlerine biimimizi etki altna alna belki de en iyi rnek, bamlln evrensellemi statsdr: Bugn artk her eyin bamls olabiliyoruz - yalnzca alkole ve haplara deil, ama yiyeceklere, sigaraya, sekse, almaya da... Bamlln evrenselletirilmesi gnmzde mevcut tm zne konumlarnn radikal belirsizliine iaret ediyor: Artk nceden belirlenmi, kat kalplar yok, her ey tekrar tekrar yeniden mzakere edilmeli. Al-bert Camus, dier bakmlardan umutsuzca modas gemi The Myth of Sisyphus'unda intiharn tek gerek felsef problem olduunu vurgulamakta hakldr - te yandan bu ne zaman byle oldu? Yalnzca modern dnmsel toplumda, artk bizzat yaam, (Roman Jacobson'un gelitirdii terimi kullanacak olursak) 'iaretlenmemi bir vasf olarak 'kendi bana' gitmeyi braktnda. Ama yaam 'iaretlenmitir' ve zel olarak motive edilmelidir (ki bu tenazinin neden kabul edilebilir hale geldiini aklyor). Modernite ncesinde intihar basite bir patolojik arza ya da umutsuzluk, bedbahtlk iaretiydi. Ancak d-nmselletirmeyle birlikte intihar, nesnel strap veya psiik patolojiye indirgenemeyen varolusal bir edim, saf iradenin bir rn haline gelmi oldu. Bu, Emile Durkheim'n intihan nicelletirilebilen ve ngrlebilen toplumsal olgulara indirgemesinin br yzdr: ki hamle, intiharn nesnelletirilmesi/nicelletirilmesi ve bunun saf bir

32

BR TOTALTARZM MI DED?

varolusal edime dntrlmesi kesin olarak badaktr.11 Mit bu sreten nasl etkilenir? Tam Sergei Eisenstein'n 'entelektel montaj' nosyonunu, heterojen fragmanlar anlatsal bir sreklilik oluturmak iin deil, yeni bir anlam yaratmak iin biraraya getirerek gelitirdii (ve uygulad) zamanda, T. S. Eliot'un orak lke'de (The Waste Land) ok benzer bir eyi, eski mitlerden sanat eserlerine kadar gndelik ortak yaam paralarn bir araya getirerek yapmas belki de salt zamansal bir tesadf deildi. orak lke'nin baars, evrensel k metafizik duygusunu/atmosferini, dnyann paralannn, medeniyetin alacakaranlnn, baya orta snf gndelik deneyim paralarnn bada olarak doyurucu bir ekilde tespit etmesindey-di. Bu ortak paralar (sahte entelektel dedikodu, bar muhabbeti, bir nehir izleniminin) anszn Heidegger'in das Man'ma benzer bir durumda olan metafizik bir rahatszln ifadesine doru 'tz deitirdi' (Transubstantiate)}2 Burada Eliot, yaamdan-byk mitik figrler araclyla kendi Tanrlarn Alacakaranl yksn anlatm olan Wagner'in kartdr: Eliot ayn basit yknn burjuva gndelik yaa1 1

Bir baka rnek: 1930larda Sovyetler Birliinde gazeteler yeni refah ile ilikilendirilmi, parfmden dondurmaya kadar pek ok yeni rnn reklmlaryla doluy du (bkz.: Sheila Fitzpatrick, Everyday Stalinism, Oxford: Oxford niversitesi Ya ynlar 1999). Sorun bu rnlerin nasl satlaca deildi, kural olarak bunlar yal nzca ksa zaman aralklar iin, Moskova gibi byk ehirlerde az sayda byk maazada bulunurdu. yleyse feveran halinde reklma ne gerek var? Aslnda rek lm, rnlerin kendilerinin satlmasna katk salamaya dnk deildi, bu rnle rin (satn almak ok zor olsa da) gerekten de u anda satldn iln eden bir tr meta- ya da dnmsel reklm sz konusuydu. Stalinizme zg olmann ok te sinde bu tr bir dnmsellik boyutu tm reklmclkta yrrlktedir: Reklm ayn zamanda kendisinin iinde sunulduu yaam tarznn ikrar edilmi bir tant mdr. orak lke'nin ideolojik ieriine duyulan ilgi tam da bu eserin tutarszlnda ya tar - iir badamaz mite gndermeler ierir; kuru toprak ve topran yeniden canlanna dair pagan Kse miti; Hristiyan Dirili miti; Budist nirvana miti. Eli ot modem hayatn tinsel sefaletinden kurtaracak Hristiyan bir Dirili zlemi iin dedir; ancak bu zlemi 'orak topran' dourganlna dair pagan miti zerine ye niden naketme eiliminde olup, ayn zamanda yeniden canlanmadan ok protoBudist bir zlem olan mutlak imhadan yana durmaktadr.

1 2

MT ve MTN DEKEN HALLER

33

mndan alnm paralarla ok daha etkili bir biimde anlatlabileceini kefetmitir. Bu, belki de, ge Romantiklikten modernizme gei sramasn iaretliyordur: Ge Romantikler kresel kn byk yksn yaamdan-byk kahramanlk anlats terimleriyle aktarmann zorunlu olduunu dnyorlard; modernizm ise gndelik yaammzn en sradan ve kaba krntlarnn metafizik potansiyelini savundu - ve belki de postmodernizm modernizmi tersyz ediyor: Gene byk mitik temalara dnyoruz, ama artk bunlar kozmik titreimlerini yitirerek maniple edilmek iin sradan fragmanlar gibi muamele gryorlar; ksacas, modernizmde gndelik ortak yaammzn fragmanlar kresel metafizik bak ifade ederken, postmodernizmde gndelik yaam paralar muamelesi gren yaamdan-byk figrlerimiz var. Bir sre varolmayan bir 'klasik' metin zerine bir Uurum Notlar kitab yazma fikriyle oyalanmtm (ksa bir ak zeti, karakterlerin betimlenmesi, yazarn yaamyks, vs.) - bu namevcut bir merkezle oynama ii hl modernizmdir, tpk Cindy Sherman'n olmayan si-yah-beyaz filmlerden alnm mehur film kareleri gibi. Hakiki postmodernizm bunun tam kart prosedrle olabilir: Resim (veya fotorafn) arkasndaki btn yky hayal edip, sonra bunun hakknda bir oyun yazmak veya film ekmek. Buna benzer bir ey yakn zamanda Nevv York'da oldu: Lynn Rosen'in 2000 ubat'nda Broadvvay dnda perde aan Nighthawks oyunu tam olarak balnn vadettii eyi sunuyordu: Edvvard Hopper'n drt tablosunu (Summertime, Confe-rence at Night, Sunlight in a Cafeteria, ve tabii ki, Nighthawks) canlandran, gsterilen bu sahnelerde nasl konumalarn geeceini hayal etmeye alan ve bu insanlar biraraya getiren bir dizi sahne: Ano-mi, yaltlmtk, baarsz rastlamalar, aresiz dler... . Nefes kesen basitlii, hatt bayal iinde en saf halinde postmodernizmin ta kendisisidir bu. Bir iki yl nce, Velsquez'in has Meninash yaratt koullar canlandrmaya alan spanyol filmiyle ayn ey deil: Burada sz konusu olan, Hopper'n resmetme srecini evreleyen koullar deil, resimde gsterilen sahnenin kurgusal gereinin ilenmesi

34

BR TOTALTARZM M DED?

ve 'canlandrlmasdr'. Dert, bir bayaptn yaratl yksn aktarmak deil, onun ieriinin toplumsal bir gerei ifade ettiini safa kabul ederek bu gerein daha geni bir dilimini sunmaktr. Bu nokta bizi ilkrneksel {Archetypal) postmodern yordam denen eye gtrebilir: Klasik metinlerdeki aralklar doldurma yordamna. Eer modernizm, miti ada anlats iin bir referans erevesi olarak kullanyorsa, postmodernizm aralklarn kapatmak suretiyle dorudan mitin kendisini yeniden yazar. Robert Coover ksa yks 'Bunu Hatrlamak Zorundasn'da bunu en ince detaylarna kadar betimler, ve Casablanca'da Bergman ve Bogart'n ateli sarlmalarndan sonra gelen o mukadder buuk saniyelik fade-in srasnda olup bitenleri mstehcen terimlerle anlatmaya kalkr.13 Ve gnmz okur-yazarla-r Kleist'n o en nl ksa yks 'O- Markizinde ayn batan kar-cla maruz kalmazlar m? yknn ilk paragraf ok edicidir: M-'de, kuzey talya'nn bu nemli ehrinde, anna hi leke srlmemi ve sra sra yetikin ocuun annesi dul O Markizi gazetelere u iln verdi: Markiz nedenini bilemedii bir ekilde kendisini belli bir durumun iinde bulmutur: Dourmay bekledii ocuunun babasnn kim olduunu kendisine aklamasn istemektedir; ailesini dnd iin onunla evlenmeye kararldr.14 Bu satrlarn yaratt mstehcen ok, kadn kahramann ahlk kurallar ile fazlasyla zdelemesine dayanr: Cinsel trelere uyma iini komik derecede arya gtrmtr. Kadn kahraman cinsel iliki ile ilgili hibir ey hatrlamamaktadr: Bunlarn bastrlmasna dair herhangi bir nevrotik semptom da yoktur (zira Lacan'dan biliyoruz ki bastrma ve bastrlann geri dn bir ve ayn eydir); bastrlm olmak bir yana, iliki olgusu iin bsbtn dnda braklmtr. Siyah Giyen
1 3

Robert Coover, 'You Must Remember This', in A Night at the Movies, New York: Dalkey 1987. Heinrich von Kleist, The Marquise of O - and Other Stories, Harmondsworth: Penguin 1978, s. 68.

1 4

MT ve MTN DEKEN HALLER

35

Adamlar'da (Men in Black) uzayllarla savaan gizli ajanlarn, yetkisiz kiiler uzayllarla karlatklarnda kullandklar kaleme benzer kk bir fla aletleri vardr: Fla onlara doru patlattklarnda, bu kiilerin kendilerine olup bitenle ilgili gemi bir ka dakikalk hafzalar tamamen silinmektedir (bu onlar travmatik'art oklardan kurtarmak iindir). Venverfung mekanizmasnda da benzer bir ey ilemez mi? Venverfung da benzer bir psiik mekanizma deil midir? Ve O-Markizi de sanki benzeri bir silici flaa maruz kalmam mdr? Cinsel ilikinin bu radikal silinii Markiz'in bana gelenlerin anlatld cmlenin ortasndaki nl tire iareti tarafndan belirtilmektedir: Markiz Rus birliklerinin babasnn komutasndaki kaleye baskn esnasnda zorba dman askerlerinin eline dm ve bunlar Markiz'e tecavze yeltenmilerdir; derken gen Rus subay Kont F- imdadna yetimitir. Markizi kurtardktan sonra Kont Fona kolunu uzatarak sarayn henz alevlerin sarmad kanadna gtrd ve orada, zaten bana gelenlerin etkisiyle nutku tutulan Markiz, artk bir l gibi baygnd. Sonra - subay Markiz'in o anda oraya ulam olan dehet iindeki hizmetkrlarna gidip bir doktor bulmalarn emretti; onlar Markiz'in birazdan kendine gelecei konusunda ikna etti, apkasn tekrar bana geirdi ve savaa geri dnd.15 Sonra' ve 'subay' arasndaki tire iareti, elbette ki, geceleyin havaalan kontrol kulesinin buuk saniyelik ekiminin rolnn tam tamna aynsn oynar, bu sahne Usa ve Rick'in tutkuyla birbirlerine sarlmalarn, sonra grntnn Rick'in oda penceresinin dndaki bir ekime doru erimesini izlemitir. Gerekte olan ('apkasn tekrar bana geirmesi'nin artc bir detayla verilmesinden de anlalaca zere), Kont'un baygn Markiz'in sunduu frsatn yaratt an cazibeye direnememesidir. Gazete ilanlaryla aramann ardndan Kont or15

A. g. e., s. 70.

36

BR TOTALTARZM M DED?

taya kar ve Markiz'e evlenme teklif eder, Markiz onda kendisine tecavz eden deil, kurtaran kiiyi grmektedir. yknn ilerleyen blmlerinde, Kont'un hamilelikteki rol kesinletikten sonra bile Markiz, ebeveyninin isteklerinin tersine, onunla evlenme konusunda srarl olacak, bir tecavzc figrnde kurtarcy kabullenmeye raz olacaktr - tpk Hegel'in, Luther'i izleyerek, The Philosophy ofRighfm 'Giri' ksmnn sonunda, bize zamann can skc Ha'nda (umut ve kurtulu) Gl'nn farkedilmesini tlemesi gibi. yk'nn mesaj, tecavzc kimliini, ilevi kadn tecavzden kurtarmak olan kurtarcya yerletiren Hegelci speklatif yargyla ifade edilen ataerkil toplumun 'hakikati'dr - ya da gene, Hegel dilinde, dsal bir dmanla arpma grnts altnda, znenin aslnda kendisi ile mcadele ettii, kendi Tzn yanl tand ileri srlr. Kleist'in hali hazrda 'postmodern' olduu yer, Kleist'n tam da yasayla ar-zdeleme yoluyla yasann ultra-ortodoks ykm yordamdr. bretlik vak'a, tabii ki, gerek on altnc yzyl olaylar zerine kurulu, uzunca saylabilecek ksa bir roman olan Michael Kohlha-as'dr: Ufak apl bir adaletsizliin (atlarndan iki tanesine, yerel bir asilzade, rveti Baron von Tronka tarafndan kt muamele edilmitir), kurban olduktan sonra sayg duyulan Sakson at satcs Kohl-haas inat bir adalet sava balatr; rvetilikten dolay mahkemeyi kazanamaynca, yasay kendi ellerine alarak silhl bir ete oluturup Tronka'nn saklandn tahmin ettii bir dizi kaleye ve kasabaya saldrp yakar - her seferinde kendine yaplan ufak yanln tamirinden baka bir talebi olmadnda srar eder. Paradigmatik bir tersine dnme ile, Kohlhaas'n kurallara kaytsz artsz ball, uygulad yasa-koruyucu iddeti (Walter Benja-min'in klasik kartln16 kullanacak olursak) yasa-yapan iddete dntrr: Burada standart sralama tersine dnmtr yasa-olutu-ran iddetin, bir kez kural yerletiinde yasa-koruyucu olmas deil; tersine, tam da yasa-koruyucu iddet, arya gtrldnde, cebren
16

Bkz.: Walter Benjamin, 'Critiques of Violence' Reflections iinde, Nevv York: Schocken Books 1978.

MT ve MTN DEKEN HALLER 3 7

yeni bir yasann inasna dnmtr. Bir kez varolan yasal yapnn rmlne, kendi yasalarna bal olmann imknszlna kani olduktan sonra, sembolik kayd neredeyse paranoid boyutlara vardrp, niyetinin Bamelek Mikail'in temsilcisi olarak yeni bir 'dnya hkmeti' yaratmak, tm sadk Hristiyanlar da davasn desteklemeye armak olduunu beyan etmitir. (Her ne kadar bu yk 1810'da, He-gel'in Fenomenoloji'sinden iki yl sonra yazlmsa da, Kohlhaas, Schiller'in kahramanlarndan daha fazla Hegelci 'kalbin yasas ve kendini beenme lgnl'nn paradigmatik rnei gibi durmaktadr.) yknn sonunda tuhaf bir uzlamaya varlr: Kohlhaas lm cezasna arptrlmtr, ne var ki bunu sknetle kabullenir, zira nemsiz hedefine ulam grnmektedir: Gayet grkemli olan iki at da salkl olarak ona geri verilmi ve Baron von Tronka da iki yl hapis cezas almtr... Bir 'kural adamnn', yasann uygulanmasn anlamlandran yazl olmayan kurallar hi kaale almadan arya kaan adalet araynn bu yks su ile sonulanmtr: nemsiz bir ihll yle olaylar harekete geirmitir ki, kelebek etkisi denen eyin bir tr yasal versiyonunda, tm lke zerinde lsz bir hasar olumutur. Ernst Bloch'un Kohlhaas' 'hukuk biliminin Immanuel Kant'' olarak karakterize etmesine amamak gerek.17 James Bond filmleri Kleist'in iki metninin simetrik tersine dnm halidir. Bir yandan bu filmlerin ou ayn tuhaf biimde topik cinsel eylem sahnesi ile biter ki bu sahne ayn zamanda teklifsiz ve paylalan kolektif bir deneyimdir; Bond, nihayet yalnz kalm, kadnla birlikte ve onunla seviirken, iftin eylemi burada Bond'un profesyonel i arkadalarnda (M, Miss Moneypenny, Q, vs.) vcut bulan byk teki tarafndan gzlemlenmektedir (dinlenmekte veya bir ekilde - diyelim ki dijital olarak - kayda alnmaktadr); bu eylem uydu grntsnde termal bir leke olarak nazike sunulur - Q'nun ikme17

Ernst Bloch, ber Rechtsleidenschaft innerhalb des positiven Gesetzes, Frankfurt: Surkamp 1972, s. 96. Burada David Ratmoko'nun sra d Lizentiatsarbeit 'Agency, Fiction and Act: Paranoia's Invisible Legacy' eserinden yararlanyorum, Zrih 1999.

38

BR TOTALTARZM M DED?

si (John Cleese), dierlerinin meraklarn tatmin etmelerini nler ve bilgisayar ekrann basiretle kapatr. Normalde Byk Sulu iin byk teki (nvarsaylan ideal tank) grevini stlenen Bond, burada bizzat byk teki'ye muhtatr; ancak bu tanklar 'onun cinsel eylemini var klabilir'. (Cemaatin oluturduu byk teki'nin teslim ettii bylesi bir cinsel eylem topyas Minima Moralia'da Adorno tarafndan bile gndeme getirilmitir: Adorno zengin adamn gen metresini, onunla yatmam olsa bile kamu nnde sergilemesi darbmeselini btnyle zgrlemi seks fantezisi olarak okur.18) te yandan, tam da bu son postmodern yeniden yazma tarafndan doldurulmay bekleyen bir boluk yaratr. unu demeye getiriyorum: James Bond'un enigmas iki olayn, bu niha mutluluk n ve bir sonraki filmde, Bond'un bir grevi yerine getirmek zere M tarafndan tekrar aranmas arasnda neler olup bittiinde (mi) aranmaldr? Belki de bu postmodern bir Bond filmi olurdu, rmekte olan bir ilikinin bir tr skc varolusal dramas: Bond yava yava kz arkadandan sklmaya balar, aralarnda kk tartmalar kmaya balamtr; kz evlenmek ister, Bond buna kardr, ve bu byle srp giderken nihayet Bond, M'nin aramas sayesinde her n daha boucu olmaya balayan bir ilikiden kama frsat yakalayp kurtulur. Modernizm ve postmodernizm arasndaki kartl kavramsalla-trmann bir baka yolu mit ve 'gerek yknn anlats' arasndaki gerilim araclyla bulunabilir. Paradigmatik modernist jestte sradan gndelik bir olay yle biimde sahnelenir ki bunun iinde mitik bir anlatnn yanklanr (orak lke'den gayr bir dier ok ak rnek, elbette ki, Joyce'un Ulysses'dr); popler edebiyatta ayn nokta en iyi Sherlock Holmes yklerinde yaplabilir - bunlarn tm ak mitik titreimler ierir.19 Postmodernist jest bunun tam tersi olacaktr: Mitik anlaty sradan bir oluum gibi sahnelemek. Yani ya dorudan re1 8

Bkz.: Theodor W. Adorno, Minima Moralia: Reflections from A Damaged Life, London: Verso 1978, s. 84. Bkz.: Michael Atkinson, The Secret Marriage of Sherlock Holmes and Other Eccentric Readings, Ann Arbor: Michigan niversitesi Yaynlar 1996.

1 9

MT ve MTN DEKEN HALLER

39

alist anlat gibi durann altnda mitik erevenin kaba hatlarn sezersiniz (son zaman sinemasnda rnek vak'a Atom Egoyan'n ocuklar batan karan Pied Piper referanslar ieren The Sweet Hereafter'dr-Baka Bir Dnya), ya da bizzat miti 'gerek yk' gibi okursunuz. Ne var ki bu postmodern yordam ok risklidir - Peter Schaffer'in (sonradan Richard Burton tarafndan filmi ekilen) oyunu Equus belki de ifa etmeye altm yanlln en st dzey rneini sunmaktadr. Dramann anlatcs, Eski Yunan mitleri ile ilgilenen sinik psiki-yatrist, libidinal durumunun ierdii dm zme abasnda, umutsuz birpassage l'acte ile iinin bir paras olarak bakt ok deerli drt yar atn orakla kr etmi gen bir adam hasta olarak kabul eder; byk keif ve hakikat n, kendisi entelektel bir sterillikle eski Yunan mitlerine hayranlk duyadursun, psikiyatristin burada, gzlerinin nnde, mevcut yaam deneyimi byk mitlerin malzemesi olan zorlayc kurban rimellerini taklit eden bir kiinin durmakta olduunun farkna varmas ile gelir - eski mitlerle kafay bozmu olduundan gndelik yaamnn ta kendisi kutsal mitik deneyim olan bir kiinin varlna krdr. Bu otantik olma iddiasndaki keif neden yanltr? Bunun bir tr geriye dnk perspektif yanlsamas iermesinden dolay m? Mitin mevcut deneyimde asla tam olarak deneyimleneme-yeceinden - mitin, mitik erevenin tanm gerei daima bir hatra, 'gerekten vuku bulduunda' arzularn sradan bir oyunu olan eyin basite geriye dnk yeniden kurulumu olarak belirmesinden mi? Equus'un ierdii yanlln gerekeleri baka bir yerde bulunacaktr. Equus bizlerin 'kuru', yabanclam, 'bys bozulmu' ada yaantlarmzda yaamn mitik deneyiminin bysn nasl yitirdiimize dair eski bir konunun bir eitlemesidir. Ancak tam anlamyla sanatsal modernizmin kkl zelliklerinden biri, modernleme srecinde, bu srecin ierdii iddette, barbarn, medeni-ncesi mitik kalplarn geri dnn idrak etmektir -T.S. Eliot Bahar Ayini'nin 1921 Londra performansna gsterdii tepkide, Stravinsky'nin mziinin 'steplerin ritmini motor ddklerinin lna, makinelerin hrltsna, dililerin gcrtsna, demir ve eliin dvlmesine, yeralt de-

40

BR TOTALTARZM M DED?

miryolunun uultusuna ve modern yaamn dier barbarca lklarna' dntrme biimini vmtr.20 Ksacas burada altta yatan nosyon eski riteller ve mitlerle bys bozulmu modern yaam arasndaki arpma ya da bolua deil, ilkel barbarizm ve modernlik arasndaki sreklilie dairdir. Buradaki fikir, endstriyel modernizm, byk ve modern ehirlerdeki kalabalklarn kaotik hareketlilii ve benzeri eylerin, 'medeni' aristokratik veya incelikli erken burjuva detleri evreninin zlmesinin, geleneksel balarn erimesinin sembolize ettii zelliklerin kendine has bir mythopoeic iddet potansiyelinin mjdecisi olmasdr- gayet iyi bilindii zere, modernleme srecinde barbarca mythopoeic iddetin geri dnmesinin kutlanmas, sanattaki tutucu modernizmin ana temalarndan biridir. Kaotik modern ehir kalabalklarnn ykselii erken burjuva liberal-rasyonalist bireyciliin hegemonyasnn, toplumsal yaamn yenilenmi barbarca dinsel estetikletirilmesi lehine ykm olarak alglanmtr - yeni kutsal kitle ritelleri barbarca kurban etme biimlerini icra ederek kendilerini dayatmaktadr. Bu srece standart Marksist yaklam iki vehelidir: Bir yandan bir Marksist iin sz konusu 'barbarlama' kapitalizmin tm 'meden' organik balar acmaszca zmesine ikindir diye yorumlamak kolaydr - burada anlatlmak istenen fikir, kapitalizmin zc, toplumsal olarak ykc etkisi nedeniyle kapitalist geliimin zarur ifade biiminin, toplumsal yaamn ritellemi formlarna doru ideolojik 'gerileme' olduudur; te yandan, Adorno gibi kuramclar, bu barbarca mite doru gerilemenin aslnda sahte olduunu vurgularlar- burada uratmz ey, artk otantik organik mitik yaam biimleri deil, ama elden geirilmi, kendi kartn gizleyen sun bir sahtelik, modern yaamn kresel dnmselletirilme ve rasyonelletirilmesi mitidir. Buna karn, modernlemenin karakteristii olan dnmselle-me ve rasyonellemenin, yan-mitik ideolojik deneyimleri kayran
20

"'Ulysses,1' Order and Myth', Selected Prose of T. S. Eliot iinde, New York: Far-rar, Straus Q Giroux 1975, s. 177.

MT ve MTN DEKEN HALLER

41

kendilerine has bir opakl da getirdikleri gerei deimiyor. O halde bu yeniden-mitolojikletirmenin getirdii, bizzat Eliot tarafndan, Joyce'un, Homeros Odyssey'me referansla Leopold Bloom'un bir gnlk deneyimini yaplandran Ulysses'me. istinaden syledii gibi, dsal mitik erevenin basite bir 'denetleme, dzenleme, gnmz tarihi demek olan youn aresizlik ve anari panaromasna bir biim ve anlam kazandrma yolu' olduu anlamna gelmiyor.21 Burada daha radikal bir mesele var: Geleneksel 'medeni' yaplar zen modern endstriyel yaamn ierdii kaotik iddetin kendisi, medeni adetlerin silahyla 'bastrlm' olan ilksel mythopoeic barbarca iddetin geri dn olarak dorudan deneyimlenmektedir. Ve belki de, son tahlilde bu 'postmodernizm' denen eydir: Pek yle modernizmi takip eden bir ey deil de, basite ona ikin olan mit. Heidegger 'Bat'nn kurucu jesti, Yunan byk dnmn felse-fe-ncesi mitik 'Asyatik' evrenin stesinden gelinmesinde bulmutu: Bat'nn en byk kart 'genelde mitik, zelde Asyatik olandr'. 22 Ancak bu stesinden gelme basite mitik olann arkada braklmas deil, ama onunla/onda sre giden bir mcadeledir: Felsefe mite geri dne muhtatr - yalnzca onun kavramsal retisinin eitimsiz kalabalklara anlatlmasn ieren dsal nedenlerden deil, ama isel olarak en derindeki ekirdeine ulaamad yerde felsefenin, Eflatun'un maara mitinden Freud'un ilksel baba ve Lacan'n lamel mitlerine kadar kendi kavramsal bnyesinin 'dikiinin tutturulmas' (suture) iin. Bu nedenle mit, logos'un Gerek'idir: Davetsiz misafir, kurtulunma-s imknsz, yerleme kabiliyetinden yoksun olan. te Adorno ve Horkheimer'm Aydnlanma'nn Diyalektii'nden karlacak ders budur: Aydnlanma saf mitik samimiyeti hali hazrda ve hep 'kirletmitir'; Aydnlanma'nn kendisi mitiktir, yani, bizzat kendi kurucu jesti, mitik ilemi tekrarlar. Ve postmodernlik Aydnlanma'nn tam da ken21

A. g. e., s. 178.

Martin Heidegger, Schelling 's Treatise on Human Freedom, Athens: Ohio ni versitesi Yaynlar 1985, s. 146.

42

BR TOTALTARZM M DED?

di zaferinde niha malubiyete uratlmas deilse nedir: Aydnlan-ma'nn diyalektii en st noktasna ulatnda, dinamik, kksz sanayi sonras toplum kendi mitini kendisi retecektir. ''Tutum, tutum HoratioP O halde modernitenin krlmasnn doas nedir? Mit hangi boluu ya da dm gizleme iini stlenmitir? Neredeyse eski ahlk gelenee geri dnme eilimine gireceiz: Kapitalizm pinti kiiliin tutum gnahndan kaynaklanmt - epeydir gzden dm bulunan Freud-cu 'anal karakter' nosyonu ve bunun kapitalist birikimle balants burada beklenmedik bir patlama yapar. Hamlet'te (Perde I Sahne 2) ar tutumun tatsz karakteri net bir biimde yakalanmtr: Horatio. Lordum, babanzn cenazesini grmeye geldim. Hamlet. Yalvarrm, benimle dalga geme, rencilik arkadam; Senin geliim dn iindir annemin. Horatio. Gerekten de, lordum, pek hzl geldi ardndan. Hamlet. Tutum, Horatio, tutum! Cenaze iin pien etler Souk meze oldu dn masasna. O gn greceime Horatio, Greydim ba dmanm cennette! Buradaki kilit nokta, 'tutumun' yalnzca kaba hatlaryla bir idareli olma haline deil, ama bir kimsenin yas tutma ritelinin laykyla hakkn vermeyi zgl reddine iaret etmesidir: Tutum (bu vak'ada yiyecein iki kere kullanlmas), Lacan'a gre kendi deer aklamasnda Marx'n dikkate almad ritel deerin ihllidir: Bu terim [tutum], kullanm ve deiim deerleri arasnda modern toplumun yrrle koyduu uzlam konusunda belki de ekonominin Marxgil analizi tarafndan gzden karlm olabilecek -zamanmz dncesinde baskn rol oynayan - baz eylerin gayet

MT ve MTN DEKEN HALLER

43

yerinde bir hatrlatcsdr - yle eyler ki, kuvvet ve yaygnl her an hissediliyor: Ritel deerleri.23 O halde bir ayp olarak tutumun stats nedir?24 Aristocu bir akl ereveden tutumu israfn ar kart ucu olarak grmek, ve tabii ki hakiki erdem olarak bir orta terim ina etmek - basiret, itidalli harcama sanat, iki ar utan da kanmak - kolay olacaktr. Ancak Cimri'nin paradoksunda bizzat itidalden bir fazlalk kartmas sz konusudur. Bu u anlama gelir: Arzunun standart tarifi onun ihll edici karakterine odaklanr: Ahlk (modern-ncesi anlamyla 'yaama sanat') niha olarak itidalin, baz snrlarn tesine geme itkisine direnmenin, tanm gerei ihll edici olan arzuya direnmenin etiidir - cinsel tutku beni tamamen tketir; oburluk, cinayet nnda bile durdurulamayan ykc tutku.... Arzunun bu ihll eden nosyonunun tersine, Cimri bizzat itidale arzu ile yatrm yapar (ve bylece bir arlk nitelii ile): Harcama, ekonomi yap; koy vermek yerine tut - herkese malum 'anal' niteliklerin hepsi. Ve yalnzca bu arzu, tam da bu anti-arzu, arzunun ta kendisidir. Hegelci 'kartlarn belirleyicilii [gegensatzliche BestimmungY25 nosyonunun kullanm burada tmyle merudur: Marx retim-bl-m-deiim-tketim dizisinde 'retim' teriminin ikili anlam olduunu iddia etmitir; bu terim ayn anda hem dizideki terimlerden biridir hem de dizinin btnnn yaplatnc ilkesidir: Dizideki terimlerden biri olarak retim iinde, (yaplatrcrilke olarak) retim, Manc'n tam da Hegelci terimi kullanarak dedii gibi, 'kendisi ile kartlarn
23

Jacques Lacan, 'Desire and teh Interpretation of Desire in Hamlet', Literatre and Psychoanalysis iinde, der. Shoshana Felman, Baltimore, MD ve Londra: Johns Hopkins niversitesi Yaynlar 1982, s. 40. Marx'n savunusu adna bu 'gzden karmann' o kadar da Marx'n suu olmadn, suun bizzat kapitalist gereklik te - 'kullanm ve deiim deerleri arasnda modern toplumun yrrle koydu u uzlam'da - olduunu ekleyebiliriz. Bu altb lmn btn iin bu nosyonlar Cimri paradokslarndan Sami - kart Ya hudi figrnn douunu da kapsayacak denli gelitiren Mladen Dolar ile yapt mz konumalara fazlasyla borluyum. Hegel's Science of Logic, Londra: George Ailen & Unwin 1969, s. 431.

24

25

44

BR TOTALTARZM M DED?

belirleyiciliinde arpr'.26 Ayn ey arzu iin de geerlidir: Arzunun (yani, haz ilkesini gz ard eden ar eklentinin) farkl trleri vardr; bu trler arasnda 'dediimiz anlamda' arzu, Cimri tutumu klndaki kendisiyle, arzunun ihll edici ediminin tam kart ile 'kartlarn belirleyiciliinde' arpr. Lacan bu noktay Moliere balantl olarak aklamtr: Fantezinin, imge ve patosun nesnesi, znenin sembolik olarak yoksun kald eyin yerini alan teki unsurdur. Bylece imgelem-sel nesne varlk boyutunun erdemlerini kendinde younlatrmak ve insann arzu nesnesiyle en kvaml ve opak ilikisi zerine odaklanrken Simone Weil'in urat varln gerek sanrs [leur-re de Vitre] haline gelmek konumundadr: Moliere'in Cimrisinin kymetli sand ile ilikisi. Bu insan arzusunda nesnenin feti niteliinin en st noktaya ulam halidir.... mgelemsel fantezide nesne a'nn opak karakteri en ok telaffuz edilen biimiyle sapk arzu kutbunu belirler.27 O halde eer arzunun gizemini zmek istiyorsak, onun iin hibir eyden kanmadklar, her eyi gze aldklar tutkularnn klesi olmu klara ya da katillere deil, Cimri'nin sandna, sahip olduu eyleri biriktirdii ve saklad gizli yere ynelik tutumuna odaklan-malyz. Gizem, elbette ki, eksikliin fazlalkla, iktidarn iktidarszlkla, tamahkr biriktirmenin sadece gzlemlenebilen ama asla tam olarak haz alnamayan nesnenin yasak/dokunulmaz ey mertebesine ykseltilmesi ile akt Cimri figrnde bulunabilir. Cimri'yi en iyi anlatan arya Rossini'nin Seville Berberi, I. Perde'deki Bartolo'nun 'A un dottor della mia sorte'si deil midir? Buradaki saplantl lgnlk Bartolo'nun gen Rosina ile sevime ihtimaline bsbtn kaytsz olduunun ifadesidir-ona sahip olmak ve onu korumak iin onunla evlenmek istemektedir, tpk bir cimrinin sandna sahip olmak isteme26 27

Kari Marx, Grundrisse, Harmondsvvorth: Penguin 1972, s. 99. Lacan, 'Desire and the Interpretataion of Desire in Hamlet', s. 15.

MT ve MTN DEKEN HALLER

45

si gibi.28 Daha felsef terimlerle syleyecek olursak, Cimri'nin paradoksu iki uyumsuz ahlk gelenei birletirmesindedir: Aristocu itidal etii ve 'haz ilkesini' rayndan karan Kant kaytsz artsz talep eti-i - Cimri bizzat itidal dsturunu Kant kaytsz artsz talep dzeyine ykseltir. Bylece tam da itidal ilkesine sarlmak, arlklardan kanmak kendine has bir fazlalk - bir artk haz yaratr. Ancak kapitalizmin gelimesi bu mant alttan alta dntrmtr: Kapitalist artk gizli hazinesine yapan, smsk kilitlenmi kaplarn ardnda tek bana kaldnda onu gizli gizli gzetleyen yapayalnz Cimri deil, hazinesini saklamak ve arttrmann tek yolunun onu harcamak olduuna dair temel paradoksu kabullenmi znedir. Burada balkon sahnesinde Juliet'in ak forml ('ne kadar verirsem o kadar artyor') ktcl bir dn yapar bu forml tam da kapitalist yatrmn forml deil midir? Kapitalist ne kadar fazla yatrm yaparsa (ve yatrm iin ne kadar dn alrsa) o kadar fazlasna sahip olur, bylece gnn sonunda elimizde nakit 'net varl' pratik olarak sfr, hatt negatif olan, ama gelecekteki kr beklentilerinden dolay 'varlkl' kabul edilen Donald Turmpvri saf bir sanal kapitalist kalr. Ve dnelim Hegelci 'kartlarn belirleyicilii' meselesine - kapitalizm, bir ekilde, arzuya ba ediren (yani, nesneyi tketen) kartlarn belirleyicilii (grnrde olann biimi) tutum nosyonu etrafnda dner: Buradaki cins, tamahtr, hem de grnrde olan biimi ile an ve snrsz tketim tamahn kendisi iken (kartlarn belirleyicilii). Bu temel paradoks sayesinde tketicinin tutumluluuna hitap eden pazarlamann balang stratejileri gibi fenomenleri bile tretebiliriz: Reklmlarn niha mesaj 'Para verip unu al, ikincisi bedava* bylece ekonomi yapm olursunV deil midir? Erkek ovenistin karsna dair herkese malum imgesi al-veri lgnlndan sonra eve dnp kocasna unu syleyen kadn deil midir: 'Demin tam iki yz dolar biriktirdim! Aslnda bir ceket almak istiyordum ama tane alarak tam iki yz dolar indirimden yararlandm!' Bu artn vcut bul28

Bu arya genin bir paras olarak, dier iki byk z-sunumla, 'Largo il facto-tum' ve 'La calumnia' ile birlikte, okunmaldr.

46

BR TOTALTARZM M DED?

mu hali son te biri farkl renge boyanm ve zerinde kocaman harflerle '%30'UNU BEDAVAYA ALIN!' yazan di macunu tpdr -byle bir durumda hep yle demek istemiimdir: 'tamam o zaman bana sadece u bedava olan %30'u verin bakalm'. Kapitalizmde 'doru fiyatn' tanm, indirimli fiyattr. Artk ypranm olan 'tketim toplumu' ad tketim ancak kendi kartnn grnrdeki hali, yani tutum olarak kavranrsa korunabilir.29 Burada Hamle?t ve ritel deere geri dnmemiz gerekiyor: Rit-el niha olarak cmerte tketimin yolunu aan kurban ritelidir -tanrlara boazlanan hayvann bedeninin derinliklerindeki organlarn (kalp, barsaklar) feda ettikten sonra geri kalan etle yaplan doyurucu bir n haketmiizdir artk. Feda olmadan zgrce yaplacak tketim yerine bu 'lzumsuz' ritellemi kurbandan vaz gemek isteyen modern 'btnlkl ekonomi' tutum paradokslarn retir - cmerte tketim diye bir ey yoktur, ancak kendi kartnn grnrdeki biimi olarak ilev grecekse tketime izin verilir. Aslnda Nazizm de, Lacan'n XI. Seminer'de syledii gibi, tam olarak ritel deerin, 'karanlk tanrlara' yaplan o muazzam feda, Musevi Katliam, araclyla olmas gereken yerinde korunmas yolunda kalklm umutsuz bir aba deil midir?30 Gayet uygun olarak kurban edilen nesne, tam da kapitalist tutum paradoksunun vcut bulduu Yahudi idi. Faizm kapitalizmin bu mantna kar gelitirilmi bir dizi giriimde aranmaldr: 'Yahudi'de varlk bulan fazlann bir ksmn kesip alarak 'dengeyi yeniden salama' amacndaki Faist korporatist abadan gayr modern ncesi egemen olan saf harcama jestini yeniden tesis etme giriimlerinin farkl versiyonlarndan da sz edebiliriz snrsz jouis-sance'mda kendini bsbtn, hem de lmne tketen tek hakiki 'tketim znesi' junkie figrn hatrlayn.31
29

Burada kapitalist s peregonun, mant daha btnlkl olarak, The Fragile Absolute (Siavoj Zizek) 3. Blm'de gelitirilen bir baka ynn gelitiriyorum. Jacques Lacan, The Four Fundamental Concepts of Psycho-Analysis, New York: Norton 1979, s. 253. Uyu turucu bamlln toplumsal bnyeye dnk niha tehlike olarak gren g-

30

3 1

MT ve MTN DEKEN HALLER

47

Agape* O halde, her iki k yolu da kapalysa, bu tutumlu tketim dmnn iinden nasl kacaz? Belki Hristiyan agape nosyonu bize k yolunu gsterir: 'Tanr dnyay ylesine sevmiti ki, ona inanan her kim varsa mahvolmasn ve sonsuz yaama kavusun diye kendi biricik Olunu verdi' (Jojn 3: 16). Hristiyan inancnn bu temel akidesini tam olarak nasl kavramalyz?32 Tanr ve insanlar arasndaki al-verite kurban etme jesti olarak 'kendi biricik Olunu verdi' - sa'nn lm noktasn idrak ettiimiz anda problemler kmaya balyor. Eer Tanr kendisi iin en deerli olan, kendi olunu feda etmek suretiyle, gnahlarnn fidyesini deyerek insanl kurtardysa bu edimi aklamak iin niha olarak iki yol kalyor: ya bizzat Tanr bu kefareti talep etmitir - yani sa insanln temsilcisi olarak kendini feda ederek babas olan Tanr'nn kefaret ihtiyacn tatmin etmitir - ya da Tanr kadir-i mutlak deildir - yani, o da Yunan tragedya kahraman gibi daha stn bir Kader'e tbidir: Tann'nn yaratma edimi, Yunan kahramann mukadder suu gibi, istenmeyen uursuz sonulara yol amtr, ve Adaletin dengesini yeniden kurmak iin ona tek seenek olarak en deerli varln, kendi Olunu feda etmek kalmtr - bu anlamda bizzat Tanr niha brahim peygamberdir. sa retisi'nin kkl problemi, sa'nn feda edilmesi ile ilgili kendisini dayatan bu iki okumadan nasl kurtulunacadr: Tanrnn bizden veya bizim bir temsilcimizden tazminat 'ihtiyacnda' olduuna dair herhangi bir fikir, Tanr'nn zerinde ve Tann'nn
nmz megalesi ancak tutumun grnrdeki biimi olarak baskn znel tketim ekonomisi arkaplanna yerletirildiinde doru anlalabilir: nceki dnemlerde uyuturucularn tketimi basite gerek (de Quincey, Baudelaire) ve kurgusal (Sherlock Holmes) karakterlerin yan-gizli pratiklerinden yalnzca bir tanesiydi. Tensel/ehvan sevgi anlamndaki Eros kart olarak Tinsel sevgi. Ayrca somut olarak: "Erken dnem Hristiyanlk'tan kaynaklanan, dualarn ve Kutsal kitabn okunduu, arklarn sylendii ve yoksullara yardm edildii len veya festival."
32

Bu nosyonun materyalist okumas iin bkz.: Zizek, The Fragile Absolute, Blm 11-15.

48

BR TOTALTARZM M DED?

tazminat talebiyle tbi olmak zorunda kald bir tr ahlk dzenin varl fikrinde olduu gibi, koyulmaldr.33 Sorun, tabii ki, bu iki seenekten, tam da ncil'in lafz bu seeneklerin ncllerini destekler grnrken, tam olarak nasl kanlacadr: sa'nn eylemi bizzat sa'nn kendi szleriyle, baka kutsal metinlerce ve ncil'in en sekin yorumcular tarafndan tekrar tekrar 'fidye' olarak ifade edilmektedir. sa'nn kendisi 'pek oklar iin hayatn fidye olarak vermeye' geldiini sylyor (Mark 10:45); Timothy 2: 5-6 sa'dan 'kendi hayatn herkes iin fidye olarak veren ... Tanr ile insanln arabulucusu' olarak sz ediyor; bizzat Aziz Paul Hristiyanla-r 'belli bir fiyatla satn alnan' kleler olduunu belirtirken (I Corint-hians 6: 20) sa'nn lmnn bizim zgrlmzn satn alnmas olduunu ima ediyor. O halde yle bir sa'mz var ki, ektii ac ve lm bizim zgrlmzn bedelini demi, bizleri bu kefaretle gnah ykmllnden kurtarmtr; eer, bu durumda, bizler gnaha klelikten ve lm korkusundan sa'nn lm ve dirilmesi ile zgrletirilmisek, bu bedeli kim talep etmitir? Fidye kime denmitir? Baz erken Hristiyan yazarlar bu problemi net biimde alglayarak mantksal ama dallet ieren bir zm nerisinde bulunmulardr: Madem sa'nn feda edilmesi bizleri blis'in (eytan'n) gcnden kurtarmtr, o halde sa'nn lm Tanr'nn blis'e, gnah iinde yaadmzda bize sahip olana dedii bedel olmaldr, bu sayede blis yakamz brakmtr. Ama gene ayn dm: Eer sa bizzat Tanr'ya kurban verildiyse sorulmas gereken soru udur: Tanr bu kurban neden talep etmitir? O, kendisine ihanet eden insanlkla barmak iin ar bir bedel isteyen acmasz ve kskan bir Tanr mdr hl? Eer sa bir bakasna (blis'e) kurban edildiyse bu durumda da al-veri taraflar olarak Tanr ve blis'in bulunduu garip bir gsteri ile kar karyayz demektir.
33

Gerald O'Collins, Christology, Oxford: Oxford niversitesi Yaynlar 1995, s. 286-7.

MT ve MTN DEKEN HALLER

49

Elbette ki, sa'nn kurban edilerek lmn 'anlamak' kolaydr, bu eylemde muazzam miktarda 'psikolojik kuvvet' mevcuttur. Bir eylerin kkten yanl olduu ve bundan bizlerin sorumlu olduumuz nosyonu yakamza yapmsa - yani, bu meselede insanln varoluuna ikin derin bir kusur sz konusu ise ve bu sayede hibir zaman tam olarak haffletemediimiz bir sululuu srtmzda tayorsak - bizlere dnk sonsuz sevgi beslediinden kendini feda ederek bizi sululuumuzdan kurtaran mutlak masum Varlk, Tanr fikri, yalnz olmadmzn, Tanr iin bir anlammzn olduunun, bize efkat beslendiinin, Yaratan'n sonsuz Sevgisi ile korunduumuzun ama ayn zamanda ona kar sonsuz derecede borlu olduumuzun kant olarak ilev grr. Bylece sa'nn kurban edilmesi ahlkl bir yaam srmemizin ebedi hatrlatcs ve tevik edicisi olma iini grr - ne yaparsak yapalm, hep hatrlamalyz ki Tanr bizzat kendi yaamn bizim iin feda etmitir.... Ne var ki bu anlatm apak ekilde yetersizdir, zira bu eylemi doasnda teolojik terimler bulunan anlatyla aklamak durumundayz, psikolojik mekanizmalarla deil. Enigma olduu yerde duruyor ve (Canterburyli Anselm gibi) en yetkin teologlar bile yasalclk tuzana dm grnyorlar. Anselm'e gre gnah ve su sz konusu olduunda mutlaka tatmin de vardr: nsan gnahnn yoi at suun temizlenmesi iin bir eyler yaplm olmas gerekir. Ne var ki bizzat insanlk bu zaruri tatmini salayacak kadar gl deildir - yalnzca Tanr bunu baarabilir. u halde tek zm yolu, ayn anda hem tam olarak tanrsal hem de tam olarak insann, Tanr-insann ortaya kmas, yani, Dirilme'dir: Tanr-insann Tanr olarak bu tatmini verecek kaabiliyeti; insan olarak bunu verme ykmll olabilecektir.34 Bu zmn sorunu, yasalc nosyonda bulunan gnahn bedelini deme ihtiyacnn (zarar mutlaka tazmin edilmelidir) amansz karakteridir - bu bedel tartlamaz, basite kabullenilir; buradaki son derece safiyane bir sorudur: Tanr bizleri neden dorudan affetmemekte34

Burada Alister E. McGarth'tan yararlanyorum, An Introduction to Christianity, Oxford: Blackwell 1997, s. 138-9.

dir? Tanr gnahn bedelinin denmesi gereine neden boyun esin? Hristiyanln temel akidesi bunun tam tersini sylemiyor mu: Bu ya-salc tazmin mantnn askya alnmas, bu dnme mucizesi araclyla Yeni Balang'n mmkn olmas fikri, bu yolla gemi borlarn (gnahlarn) basite silinmesi? Besbelli benzer bir izi takip ederken radikal bir vurgu deiiklii yapan Kari Barth, 'Bizim Yerimize Yarg Yargland' balkl denemesinde meseleye geici bir yant bulur: Yarg olarak Tanr nce insanlk hakknda bir hkm vermitir, ve sonra insana dnm ve cezay omuzlanarak bedeli kendi demitir ki 'bu yolla kendisi ile barma, kendisine dnme olaslmz onun tarafndan tesis edilsin'.35 u halde - biraz uygunsuz terimlerle ifade edersek -Tanr insana dnm ve ona sempati duymamz ve bizi kendisine dndrmek iin niha ibret olarak kendini feda etmitir. Bu fikir ilk olarak Abelard tarafndan bir araya getirilmitir: 'Tan-r'nn Olu bizim doamz alm ve lm pahasna lafz ve rnek olarak bizi eitme iini stlenmitir, yle ki sevgi yolu ile bizleri kendine balamtr.'36 Burada sa'nn ac ekmesi ve lmesinin gerekesi, yasalc tazmin nosyonu deil, lmnn biz gnahkr insanlar zerinde dinsel-ahl-k slah edici etkisidir: Eer Tanr bizi dorudan balayacak olsayd, bu bizi dntrmeyecek, bizi yepyeni, daha iyi insanlar yapmayacakt ancak sa'nn kurban edilme sahnesinin bizde uyandrd efkat, minnet ve bor duygusu bizi dntrecek zarur gc salayabilirdi.... Aslnda bu akl yrtmede bir eylerin eksik olduunu grmek kolay: Biz insanlar etkilemek iin kendi Olunu, en deerli varln feda eden tuhaf bir Tanr deil mi bu? Hatt Tanr'nn bizi kendine Ak ile balamak iin kendi Olunu feda ettii fikrine odaklandmzda iler daha da tekinsiz hale geliyor: Bu durumda mesele yalnzca Tanr'nn bize duyduu sevgi olmaktan kp, biz insanlar tarafndan sevilme (narsist) arzusu halini alyor - bu okumada bizzat Tan35 36

Ayn yerden alntland, a.g.e., s. 141. Ayn yerden alntland, a.g.e., s. 141 -2.

MT ve MTN DEKEN HALLER

51

r tuhaf biimde Patricia Highsmith'in 'Heroine' yksnde, nce oturduklar evi atee verip daha sonra ailesine adanmln kantlamak iin ocuklarn her yan saran alevlerden kahramanca kurtaran lgn vali karsna benzemiyor mu? Ayn ekilde Tanr nce Kovulmay ayarlyor (yani bizim ona ihtiya duyacamz bir durumu kkrtyor) ve sonra da (bizzat kendi yaratt tatsz durumdan ekip kararak) bizi kurtaryor. u halde, bu, Hristiyanl defolu bir din mi yapar? Yoksa armha Gerilme'nin fakl bir okumas daha makul olabilir mi? Bu berbat durumdan kmann ilk adm, intikam ya da Adaletin dengesini yeniden kurmaya mukadder bir cezann dngsel mantn bozsa da - ya da, bunun yerine, askya alsa da - sa'nn szlerini hatrlamak olacaktr: ittiimiz, 'Gze gz, die di!' yerine, 'Eer biri sa yananza tokat atarsa, ona sol yanan dn!' szleridir. Buradaki nokta, aptal bir mazoizm, aalanmann tevazu ile kabullenilmesi deil, ama adaletin yeniden kurulan dengesinin dngsel mantn kesintiye uratma gayretidir. Ayn ekilde sa'nn kurban edilmesi, paradoksal doas ile (biz insanlarn gnahna girdii, gvenine ihanet ettii kii, bunlarn kefaretini deyerek gnahlarmzn bedelini stlenen kiinin ta kendisidir) gnah ve ceza, yasal veya ahlk tazminat, 'mahsupla-ma' mantn, paradoksu kendine dair klarak askya alr. Bu askya alma iini baarmann, su ve ceza/tazminat zincirini krmann tek yolu, kendini yok etmeye tamamen hazr olmay kabullenmekten geiyor. Ve ak, en temel dzeyinde tazminat zincirini krmann bylesi paradoksal jestinden baka bir ey deildir. Bylece ikinci adm, birinin kendini imha etmeyi bandan kabul etmesi ve bunun peine dmesini salayan dehet byklkteki kuvvet zerine odaklanmay gerektiriyor - sa bakas tarafndan veya bakas iin feda edilmedi, o kendini feda etti. nc adm insanlk ve Tanr arasndaki arabulucu olarak sa nosyonu zerine odaklanmaktr: nsanln yeniden Tanr yolunda kazanlmas iin, arabulucu kendini feda etmelidir. Bir baka ifade ile, sa orada durup durduka, Tanr ve insanln yeniden birlemesinin fg-

52

BR TOTALTARZM M DED?

r olan Kutsal Ruh diye bir ey de olmayacaktr. Tanr ve insanlk arasndaki arabulucu olarak sa - gnmz yapskmc terimlerle syleyecek olursak - ikisi arasndaki varlk imkn ve varlk imknszldr: Uzlatrc olarak ayn zamanda iki kart kutbun tam bir uzlama ulamasna mani olan engeldir. Veyahut - Hristiyan tasmn Hegelci terimleriyle sylersek - ortada iki 'ncl' vardr (sa Tanr'nn Oludur, tmyle Tanrsaldr ve sa bir insanoludur, tmyle insandr) ve kart kutuplar birletirmek, 'sonuca' (insanln Tanr ile Kutsal Ruh'ta tamamen birlemesi) ulamak iin, arabulucu kendini resimden silmek zorundadr. sa'nn lm, kendi tesinde mtemadiyen ortaya kp tekrar kendi iine dnen Tanrsal vcut bulma ebed dngsnn paras deildir. Hegel'in dedii gibi, Ha zerinde len, akn Tann'nn insanda vcut bulmu hali deil, ama kendi tesinde Tanr'dr. sa'nn kurban edilmesi sayesinde Tanr artk tede deildir, ancak (dinsel cemaatin) Kutsal Ruh'una gemi durumdadr. Bir baka deyile, sa iki ayr varln arasnda (Tanr ve insanlk) arabulucu olmu olsayd, lm artk bundan sonra arabuluculuk olmayaca, bu iki varln yeniden ayr kalaca anlamna gelirdi. Bylelikle Tanr, apaktr ki, ok gl bir anlamda arabulucu olmaldr: Bu, iki kutup dorudan btnletii iin Kutsal Ruh'ta artk sa'ya ihtiya olmad anlamna gelmez; bu arabuluculuun mmkn olabilmesi iin her iki kutbun doasnn radikal biimde deimesi zorunludur - yani, her ikisinin de tek ve ayn hamle iinde tz deiimine uramalar zorunludur. Bir yandan, sa gzden yiten arabulucu/aradakidir ki, lm Baba'nn kendisini, Tanr'yi, Kutsal Ruh'la 'birletirmitir'; te yandan, O gzden yiten arabulucu/aradakidir ki, lm insan cemaatinin kendisini yeni bir tinsel aamaya 'geirmitir'. Bu iki ilem birbirinden ayr deildir; bunlar tek ve ayn hamlenin iki unsurudurlar: yle bir hamle ki, bunun sayesinde Tann'nn akn tede olma karakterini kaybedip Kutsal Ruh'la birlemesi (inanan cemaatinin ruhu), 'dm/gnahkr' insan cemaatinin Kutsal Ruh seviyesine ykselme hamlesiyle eitlenir. Bir baka ifadeyle, Kutsal

MT ve MTN DEKEN HALLER

53

Ruh iinde insan ve Tanr dorudan, sa'nn aracl olmakszn iletiim halinde olduklarndan deil, daha ziyade bunlar dorudan rt-tkleri iin -Tanr, inananlar cemaatinin Kutsal Ruh'undan baka bir ey deildir. sa, Tanr ve insanlk dorudan iletiim kurabilsin diye lmek zorunda deildir, bunun nedeni artk iletiim kurulacak akn bir Tanr kalmamasdr. Yaknlarda37 Boris Groys'un dedii gibi, sa dinler tarihinde ilk ve tek 'kullanma hazr Tanr 'dr: Tam olarak insandr ve bu nedenle sradan bir insandan ayrt edilemez - fizik grnmnde onu zel vak'a yapan hibir ey yoktur. Yani tpk Duchamp'n pisuvar veya bisikleti nasl isel zelliklerinden tr deil de igal etmelerinin saland konumdan tr sanat nesnesi saylyorlarsa, sa da, isel 'Tanrsal' niteliklerinden dolay deil de, kesin olarak tam bir insan olduu iin Tann'nn oludur. Bu nedenle sa'nn lmne dnk doru Hristiyan yaklam onun l kimliine melankolik bir balan deil, sonsuz bir haz olmaldr: Pagan Erdem'in niha ufku melankolidir - niha olarak her ey toza dnr, bu nedenle arzudan feragat edebilmek iin insan etraf ile alakasn koparmay renmelidir - beri yandan eer melankolik olmayan tek bir din varsa, bu Hristiyanlktr, tam da kayp nesne olarak sa'ya melankolik balann yanltc grntsne ramen. u halde sa'nn kurban edilmesi, radikal bir anlamda, anlamszdr; bir dei-toku eylemi deil, ama bize, gnahkr cemaate olan sevgisini gstermeyi amalayan bsbtn yararsz, arya kaan, aklamas olmayan bir jest - tpk, gndelik yaammzda, birilerini gerekten sevdiimizi gstermek iin yararsz ve ar bir harcama yapmak durumunda olduumuz anlardaki gibi. sa bizim gnahlarmzn bedelini 'demez' -Aziz Paul'n aka belirttii gibi, tam da bu deme mant, bizzat bu al-veri, bir bakma, gnahn ta kendisi olduu iin, sa'nn eylemindeki iddia bizlere al-veri zincirinin kr-labileceini gstermektir. sa insanln kefaretini gnahlarmzn be'zel grme. Ekim 1999

54

BR TOTALTARZM M DED?

delini deyerek karlamaz, bunu gnah ve bedel deme fasil dairesini krp dar kabileceimizi bize gstererek yapar. Gnahlarmz demek yerine sa bunlar resmen siler, bunlar geriye dnk olarak sevgisi ile 'kaldrr'. Yzeysel benzerliklerine ramen Hristiyanl Budizm'den ayran radikal fark ite bu arkaplan temelinde deerlendirmeliyiz.38 Her ne kadar hem Hristiyanlk hem de Budizm Mutlak ile (Boluk [the Vo-id\, Kutsal Ruh), kozmos ve toplumun hiyerarik yapsnn etrafndan dolaarak dorudan balant kurma yeteneinin bireylerde bulunduunu ileri srseler de, Budizm Varln l Zinciri pagan nosyonuna bal kalr: Aramzdaki en byk kahraman bile Lilliputlularn yzlerce iple baladklar Gulliver gibidir-yani, gemiteki eylemlerimizin sonularndan kaamayz; gnahlarmz bizi glgemiz gibi izler, er veya ge bizi yakalayacaklardr: Bedeli demek zorundayz. Yaamn grnmne dair gerek pagan trajik baknn ekirdei budur: Bizzat varlmz gnahlarmzn, kendimizi sulu hissetmemiz gereken, kozmik dengeyi bozan bir eylerin kantdr; ve bunun iin en nihayetinde yok olarak, 'toz, toza geri dndnde' bir bedel deriz. Burada hayat nemi olan ey, bu pagan nosyonun bir ksa devre, en iyi ifadesini nedensellik kelimesinin Yunanca karlnda [aitia] bulan 'on-tolojik' ve 'ahlk' boyutlar arasnda bir rtme ierdiidir: 'Bir eye neden olmak' Yunanca'da ayn zamanda 'o ey iin sulu/sorumlu olmak' anlamna gelir. Bu pagan ufkun karsnda Hristiyan 'yi Haber (Mjde)', gemiin ykn askya almann, bizi gemiteki sularmza balayan ipleri kesmenin, maziyi temizleyip sfrdan yola kmann mmkn olduudur. Burada doast by falan yoktur: Bu zgrleim basite 'ontolojik' ve 'ahlk' boyutlarn birbirinden ayrlmas anlamna gelir: Varln l Zinciri ahlk dzeyde krlabilir; gnahlar yalnzca balanmakla kalmaz, ama ayn zamanda geriye dnk olarak hibir iz kalmamacasna silinir: Bir Yeni Balang mmkndr.
38

Bunu izleyen paragraf Zizek, The Fragile Absolute balamnda bir zeletiri olarak yazlmtr.

MT ve MTN DEKEN HALLER 5 5

Paganizmin kelimenin doru anlamnda diyalektik paradoksu, tm farklarn niha olarak deersizletii, btn fan varlklarn nnde sonunda iinden doduklar ilksel Hilie karacaklar bir evren nosyonuna referansla toplumsal hiyerarileri merulatrmasndadr ('herkes/her ey ait olduu yerinde'). Bununla simetrik bir kontrast iinde Hristiyanlk, tam da en radikal Fark/Kopu iddias araclyla eitlie ve evrensele dorudan eriim fikrine dayanr. Hristiyanl Budizm'den ayran boluk ite tam budur: Budizm'e gre gemi sularmzdan zgrlememiz mmkndr, ama bu zgrleim ancak gerein (gerek olarak algladmz eyin) radikal reddi araclyla, kendimizi tam da yaam tanmlayan itkiden/gten ('arzu') zgrle-tirerek, onun kvlcmn sndrp kendimizi Nirvana'nn ilksel Boluuna, biimi olmayan Bir-Hep'e gmerek olabilir. Yaamda zgrleim diye bir ey yoktur, zira bu yaammzda (ki zaten bakas da yoktur) onu tanmlayan ala zaten kle olmuuzdur: u anda ne olduumuz (bir kral, bir dilenci, bir sinek, bir arslan...) bundan nceki yaamlarmz tarafndan zaten belirlenmitir, ve lmmzden sonra u anki yaammzn sonular bir sonraki vcut buluumuzun karakterini belirleyecektir. Budizm'in karsnda Hristiyanlk kozunu hl-i hazrda bu yaam iinde, biz henz tam olarak hayattayken gerekleecek radikal Kopu ihtimaline, Varln l Zinciri'nin krlmasna oynar. Bu Kopu temeli zerinde duran cemaat de, sa'nn yaayan bedenidir. teki'nin Enigmas/teki'deM Enigma Paganizm ve Hristiyanlk arasndaki bu kartlk balamnda Yahudilik nerede duruyor? Yahudilik ve psikanaliz arasndaki yakn balantya dair saysz argman bulmak mmkn: Her iki durumda da odakta arzulayan teki'nin derin boluu ile travmatikyzleme yer alr Yahudi halknn eriilmesi imknsz arsyla gndelik insan varoluunun rutinini rayndan karan Tann'lar ile yzlemeleri; ocuun teki jouissance' enigmas ile yzlemesi. yle grnyor ki bu zellik Yahudi-psikanalitik 'paradigmay' yalnzca (isel z-safla-

56

BR TOTALTARZM M DED?

ma, insann en derindeki potansiyelini gerekletirme erdemine yaptklar vurgu ile) paganizmin ve Gnostisizm'in tm versiyonlarndan deil en az bunlar kadar Hristiyanlk'tan da ayrmaktadr - Hristiyanlk, Yahudilerin Tanrf snn tekiliini, Ak ilkesi, yani, Tanr ve nsann, Tanr'nm insan-oluunda (becoming-man) barmas/birlemesi yoluyla'amaz m'? Paganizm ve Yahudilik arasnda beliren temel kartla gelince, kukusuz bu kartlk salam bir temele sahiptir: Hem paganizm hem de Gnostisizm (Yahudi-Hristiyan duruun gerisin geriye paganizme yeniden nakedilmesi) tinsel z-saflamn 'isel yolculuuna', kiinin doru Kendiliine geri dnne, kendiliin 'yeniden kefi' nosyonuna vurgu yapar, Yahudi-Hristiyan dsal travmatik yzleme nosyonu ile apak bir kartlk oluturacak biimde (Yahudi halkna yaplan Tanrsal ar; Tanr'nn brahim Peygamber'e seslenii; esrarengiz Balanma - bunlarn tm bizim 'isel' niteliklerimizle ve hatt 'doal', tanr vergisi ahlkmzla bsbtn uyumsuzdurlar). Ki-erkegaard bu noktada haklyd: Kartlk Sokrat ve sa arasndadr, hatrlamann isel yolculuuna kar dsal yzleme okuyla yeniden dou. Bu ayn zamanda Freud'u Jung'dan ebediyen ayran esasl aralktr: Freud'un orijinal igrs, jouissance'\n vcut bulduu ey ile travmatik dsal yzleme iken, Jung bilind meselesini standart Gnostik sorunsaldaki tinsel z-keif yolculuuna balamtr. te yandan Hristiyanlk'la birlikte her ey daha da karmaklasn Jean Laplanche, 'batan karmann genel kuramnda' psikanalitik deneyimin kkl olgusu olarak kavranamaz tekilik ile yzlemeye dair rakipsiz bir formlletirme salamt bize.39 Ancak burada ayn Laplanche enigma^'ndan, -deki enigma'ya geie duyulan mutlak ihtiya konusunda srarc olmutur - Hegel'in Sfenks'e dair mehur hkm zerine apak bir eitleme: 'Antik Msr enigmalar ayn zamanda bizzat Msrllar iin de enigmadr':
39

Bkz.: Jean Laplanche, New Foundations far Psychoanalysis, Oxford: Basil Black-well 1989.

MT ve MTN DEKEN HALLER

57

Freud'un szlerini izleyip kadnlk enigma/anndan (kadn nedir?) bahsedildii zaman, Freud'la beraber kadnlkla/:/ enigmalann ilevine (bir kadn ne ister?) gemeyi neriyorum. Ayn ekilde (ama Freud bu hamleyi yapmaz) Freud'un tabunun enigmasndan sz ettiinde bu bizi gerisin geriye tabudaki enigmann ilevine gtrr. Ve bundan daha da gl bir ekilde, yas tutmann enigmas yas tutmadaki enigmann ilevine geri gtrr: l kii ne ister? l benden ne ister? l bana ne sylemek istemiti? O halde enigma, bizi gerisin geriye tekinin tekiliine gtryor; ve tekinin tekilii dorudan doruya onun bilindna, yani, kendi tekiliine verdii yanttr.40 Ayn hamleyi Dieu obscur, anlalmaz, kavranamaz Tanr konusunda da yapmak son derece hayat deil mi?: Bu Tanr kendi iin de kavranamaz olmal; onun da karanlk bir yan, kendinde tekilii, kendi iinde kendinden fazla olan bir eyleri olmal, yle deil mi? Belki de bu Yahudilik'ten Hristiyanlk'a sray aklayabilir: Yahudilik Tan-n'nn enigman dzeyinde kalr, Hristiyanlk ise bizzat Tann'daki enigmaya geer. Sz iinde/araclyla Vahiy olarak Kelam nosyonuna kart olmak yle dursun, Vahiy ve Tann'daki enigma sk bir korelasyona sahiptir, bunlar tek ve ayn jestin iki unsurudurlar. unu sylemek istiyorum: Tam da Tanr kendinde ve kendi iin bir enigma olduundan, tam da Tanr kendi iinde srrna akl ermez bir tekilik barndrdndan, sa yalnzca insanla Tanr'y gstermek iin deil, Tanrya da kendisini gstermek iin gelmitir - ancak sa sayesinde Tanr kendini Tanr olarak gerekletirebilirdi. Ayn dnceyi izleyerek pek moda olan u teze de kar kmalyz: Dsal (etnik, cinsel, dinsel) tekiye dnk hogrszlmz aslnda kendi iimizdeki bastrlm ya da inkr edilmi tekilie dnk, iddia o ki, 'derinlerde' yatan hogrszlmzn bir ifadesidir: Yabanclardan nefret eder veya onlara saldrrz, nk kendi ii1

Jean Laplanche, Essays on Otherness, Londra: Routledge 1999, s. 255.

58

BR TOTALTARZM M DED?

mizdeki yabanc ile bir trl baramayz.... Bu durua kar (ki bu duru, Jungcu bir tarzda, teki ile girilen travmatik ilikiyi, aslnda tam olarak ne olduu ile barmasn salayacak kendi 'i yolculuunu' gerekletiremeyen znenin yeteneksizliine 'isel klar') hakikaten radikal tekiliin iimizdeki tekilik, 'kalbimizdeki yabanc'deil, bizzat teki'nin kendine kar tekilii olduu vurgulanmal. Ancak bu hamle iinde doru anlamda Hristiyan sevgi belirginleir: La-can'n tekrar tekrar vurgulad gibi, sevgi daima ancak eksik olduu srece teki iin sevgidir - teki'yi onun snrllklarndan tr severiz. Bundan karlacak radikal sonu udur: Tanr, eer sevilecek-se, kusurlu, kendi iinde tutarsz olmak zorundadr; 'onun iinde ken* dinden fazla' bir eyler olmaldr. Peki bu durumda Laplanche'n Lacan eletirisini ne yapacaz? Laplanche, teki'nin enigmatik mesajnn yaratt travmatik mdahalenin, belirlenimcilik ve yorumsama arasndaki epistemolojik dm zmemizi nasl saladn vurgulamak konusunda tamamen hakldr.41 Dier yandan yorumsama ve Kltrel almalar'n zc-kart sylemsel inacl kadar birbirine kart kuramsal ynelimler bile Bilind'n, yorumlama jesti araclyla geriye dnk olarak kurulan bir nosyon olarak paylarlar: 'Bilind' diye bir ey tzsel olarak yoktur, varolan tek ey 'ne olduumuza dair anlatlarn' geriye dnk yeniden yazmlardr. te yandan, znenin geliiminden nedensel olarak sorumlu olan belirlenimci bir sembolik-ncesi Gerek nosyonu (ya batan karma sahnesinin ham olgusu, ya da igdlerin Ger41

Bkz.: 'Interpretation betvveen Determinism and Hermeneutics', Laplanche, Es-says on Otherness iinde. Ayn biimde, Freud'un 'lm drts' hipotezinde nerede saptt konusunda Laplanche'n gz kamatran yeniden kurgulamas da tmyle onaylanmaldr: yalnzca tek bir drt vardr, dur durak bilmez, 'l-olma-yan' bir basn, haz ilkesinin de tesinde direten seks gds; Freudcu 'lm gds' hipotezi basite (pek basit saylmaz ya) Freud'un, onu libido ve birletirici yaam-kuvvetini zdeletirmeye, ve bylece cinselliin ykc/denge bozucu etkisini karlamak iin bir kar-gd icat etmeye zorlayan, ve bunu da tamamen kafa kartrc biimde Schopenhauer felsef gelenei referans ile forml leti rdi-i, evrimci-belirlenimci sorunsala gerilemesinin sonucudur.

MT ve MTN DEKEN HALLER

59

ek'i olarak) mevcuttur. Psikanaliz bize nc bir yolu iaret eder: Travmatik yzlemenin, teki'den gelen cinselletirilmi enigmatik mesaja, bouna iselletirmeye abalad, anlamn, daima fazladan gl bir cevher (hard kernel), tercmeye direnen isel bir ey kalsn diye zmeye alt mesaja maruz kalan znenin nedensellii. Ksacas, sembolletirmeye direnen bir eyin, bir gl cevherin mevcudiyeti sz konusu iken, bu cevher igdsel veya baka bir tr nedensellik barndran dolaymsz Gerek deil, hazm imknsz travmatik yzlemeye, sembolletirmeye direnen tr bir enigmaya ait Ger-ek'tir. Ve bu Gerek yalnzca zgrle kart olmamakla kalmaz -o, tam da zgrln nkouludur. teki'in enigmatik mesaj tarafndan etkilenmenin/'batan kmann' ok edici sonular znenin otomatn rayndan karr, onda bir boluk yaratr ki zne bu boluu doldurmak iin (niha olarak baarsz olacak) kendi sembolletirme giriimlerini gelitirmekte zgrdr. zgrlk eninde sonunda travmatik yzleme tarafndan yaratlan boluktan baka bir ey deildir, bu boluk onun olumsal/yetersiz sembolletirmeleri/tercmeleri tarafndan doldurulabilir. yle ki, bu enigmatik mesajla, bu gsterileni olmayan gsterenle karlama belirlenimcilik ve yorumsama arasndaki 'yiten aracdr': Bu karlama anlamlandrmann en-d-son* cevheridir - belirlenimci nedensellik zincirini krarak, anlamlandrmalar) iin mekn yaratr: Enigma kavram ile belirlenimcilikte bir krlma ortaya kar: Enigmatik mesajn kayna, sylediklerinin ounun ne anlama geldiini bilmedii ve ocuk kendisine sylenenleri kuramsallatrma ya da bunlara bir ekil verme konusunda ancak yetersiz ve kusurlu aralara sahip olduu oranda, bir yandan ebeveynin bilind ve sylemi, dier yandan ocuun bunlarla ne yapaca arasnda dorusal bir nedensellik sz konusu olamaz. 'teki'nin sylemi' olarak bilind, veya 'ebeveynin semptomu olarak ocuk' hakEn-d-son neolojizmi 'ex-timate' karl olarak kullanlmtr. - . n.

60

BR TOTALTARZM M DED?

kndaki btn Lacanc formller, ikisi arasndaki, metabolizmann yiyecei oluturucu paralarna blp tamamen bambaka bir varlk olarak yeniden birletirmesine benzetilebilecek krlmay, engin yeniden ekillendirmeyi gz ard eder.42 Bu eletiri, unlar vurgulamay seven 'yapsalc' Lacan iin geerlidir: znenin kaderini belirleyecek trden psikanalitik etkileri yneten, [sembolik] zincirin zgl yasasdr: bizzat n-engelleme, bastrma, inkr bunlar uygun bir vurguyla bu etkilerin gsterenin yerinden edilmesini imanla takip ettiinin altn izer, yle ki imgelemsel faktrler, tm ataletlerine ramen, sre iinde ancak glgeler ve yansmalar olarak ekil bulur.43 teki'nin 'gsteriyi ynettii', ve znenin yalnzca 'konuulduu' sembolik otomatizmin bu amansz mant iinde belirlenimciliin krlmas iin kesinlikle hibir frsat bulunamaz. Ancak, Lacan vurguyu 'kesikli' (barred), (tutarsz, eksikli) byk teki kavramna, teki'den iitilen soruya ('Che vuoi?') kaydrd anda, tam olarak iinde teki-lik barndran bu teki enigmas belirir. Annenin arzusunu Baba'nn-smi olarak 'tercme' etmesi konusunu hatrlamak yeter de artar bile.44 Lacan'n enigmatik mesaja verdii ad annenin arzusudur ocu42 43

Laplanche, Essays on Otherness, s. 160. Jacques Lacan, 'Semina r on "The Purloine d Lette r", The Purloined Poe iinde , der. John P. Muller ve William J. Richardson, Baltimore, MD ve Londra: Johns Hopkins niversitesi Yaynlar 1998, s. 29. Bana'n n - smi ve 'babann isimleri' arasndaki fark Baba'nn - smi'nin babaya ait sembolik otoriteyi ierirken, 'babann isimlerinin' ancak bir isimler silsilesi ile yaklalabilen Gerek ey mahiyetinde babaya karlk gelmesi gereinde yatar. Tanr'nm smi ve 'Tanr'run isimleri' arasnda kafi bir ayrm bulunan gizemcilik te olduu gibi: Tanr'nn smi, bir anlamda, 'esas mesele', Tann'nn sembolik oto ritesinin gerek cevheridir; te yandan Tanrsal isimlerin okluu sembolik sabit lemeden paay kurtaran Tanrsal ey'e iaret eder.

44

MT ve MTN DEKEN HALLER

61

un annesinin okamalarnda idrak ettii akl sr ermez arzu. Yanltc 'Lacan'a girilerin' iareti, babaya ait sembolik ilevin sonucunun, anne-ocuk ikilisinin imgelemsel sembiyotik mutlak saadetini dardan girerek bozduu, onlar (sembolik) yasaklarla, yani, sembolik dzenle tantrd eklinde kavranmasdr. Bu yanl algya kar kmak iin, Lacan'a gre 'babann' travmatik mdahalenin ad deil, bu mdahalenin yaratt kilitlenmenin zm, enigmann yant olduu konusunda srarc olmak gerekir. Burada enigma, elbette ki, anne/te-ki'nin arzusunun enigmasdr (bariz bir ekilde ona yetmediime gre, anne gerekten, beni aan, benden te ne ister?); ve 'baba' bu enigmann yant, bu kilitlenmenin sembolletirilmesidir. Tam olarak bu anlamda Lacan iin 'baba' bir tercme ve/veya bir semptomdur: te-ki'nin arzusundaki Boluk ile dorudan yzlemenin getirdii dayanlmaz kaygy hafifleten feda zm.45

45

Lacan'n Laplanche'a kar argman, aklamasnda bir eylerin eksik olduu yolunda olurdu: kk ocuk neden teki'nin/teki'deki enigmaya neden yakalanr? Burada prematre domay ve ocuun aresizliini gndeme getirmek yeterli olmayacaktr - bu araln belirmesi iin, ebeveyn jestlerinin enigmatik bir mesaj, bizzat ebeveyn iin de enigma olan bir mesaj gibi grnmesi, sembolik dzenin zaten orada olmas gereklidir.

akac Hitler?

ki burada okur, iren sularn planlar ve uygularken Adolf Hitler'in kafasnda ne olduunu bulmann yan sra, bugn bizlerin Musevi Katliam kurbanlarna neden glerek saygmz gsterdiimizi kefedecektir

Musevi Katliam zalim bir eytan myd? Eer 'Yahudilere bu kadar acmaszca davranrken Hitler'in aklndan neler geiyordu?' sorusunu safa sormusanz, yantlar ortaa tefsir ilmince gelitirilmi bulunan kinayeli okumann drt dzeyine sorunsuzca yerletirilebilecek drt dzeyde sralanabilir:46 ncelikle saf, ilkel bir nefret nosyonu var:' Hitler, Yahudilerden can- gnlden, duygusal olarak nefret ediyordu ve savunduu 'kuramsal' temeller, bilin denetimi dnda ona hkmeden bu 'ir rasyonel' tutumunun sadece ikinci dereceden rasyonalizasyonlanyd. Sonra bir de 'arlatan' Hitler nosyonu var, tek hakiki emeli olan iktidar ele geirmek iin basite Yahudilere dnk nefreti ve ba ka politik kanlar varm numaras yapan bilinli bir maniplatr. Bundan baka bir de Hitler ve yakn evresindeki ibirlikilerin Yahudilerin kt olduuna ve onlar Ari rkn ve bylelikle insan-, ln iyilii iin imha ettiklerine 'itenlikle' kani olmalar nosyonu var. Baz cellatlarn yaptklarndan utanm olmalar ve yaplanlarn kamudan gizlenme ihtiyac bile bu 'itenlikle' uzlatrlabilir: Al manlarn ounluunun geleceklerini gvence altna alacak sert nlemlerin alnmas gereine (Yahudilerin imhas) tmyle vakf olmadklarna inanyorlard - bu Himmler'in 1943 ylnda zel SS
46

Burada Ron Rasoenbaum'un (kuramsal anlamda olduka saf ve gazeteci dilinde, ama bunlarn dnda ilgin) Explaining Hitler kitabndan yararlanyorum, New York: Harper 1999. 63

64

BR TOTALTARZM M DED?

birliklerine yapt rezil konumada izledii dncedir. Hitler'in ihanet miti, temelde yatan niha yalan da bu ereveye uyar: 1918 gznde, Alman ordusu malubiyete uramaktan ok uzakken, Kasm 1918 teslimiyet belgesini imzalayanlarn 'Kasm Sulular', (ou Yahudi olan) rm politikaclar olduuna dair nosyon. Elbette ki bu konudaki hakikat, 1918 gznde Alman ordularnn k halinde, Almanya snrlarnn da geilmek zere olduudur; srtlarndan baklanmadan nce zaferin eiinde olduklarn daha sonradan savunan generaller, gerekte politikaclarn kendilerini asker yenilgi utancndan, eve erefsizce kaarak deil de ordularnn banda dnebilmelerini salayacak bir pazarlk keserek onlar kurtarmalarna teneydiler. Generaller zevahiri kurtarmak iin politikaclar anlamaya zorladktan sonra ihanete uradklar iddiasyla onlar srtlarndan bakladlar. te Hitler'i yaratan yalan budur: Tam bu anda Hitler mutlak bir fizik ve moral k halindeydi ve mill felketi kabullenemiyordu; sonunda bir an sanrs ile zm buldu hayal bir ses ona yenilginin politikaclarn arkadan baklamas sonucu olduunu fsldad, ve bylece onun misyonu bu ihaneti onarmak olarak izildi. Son olarak, Yahudileri imha iini, kt karakterine ramen deil (bu bizi ikinci dzeye dndrrd), ama kt karakterinden dolay yrrle koyan eytan 'ktlk sanats' Hitler nosyonundan sz edebiliriz. Nazi inancnn 'itenliine' kar temel argman, Nazilerin fizik olarak imha etmeden nce Yahudilere reva grdkleri muameledir: Fizik ve zihinsel aalamann eza verici srecinde, onlar, insan-alt bir seviyeye indirerek, nce insan onurlarndan ettiler ve ancak bundan sonra ldrdler. Byle yaparak Yahudilerin insanln rtk olarak teslim etmi oldular: Yahudilerin aslnda haere veya fareler olduunu iddia ederken, onlar nce bu statye gaddarca indirgemeleri gerekti. Bu siniklik Yahudilerle ilgili, Varova gettolarnda nasl pislik iinde ryerek - yani tam da bizzat Nazilerin yaratt dehet iinde - yaadklarnn ekimleriyle insan-alt statlerinin ispat olarak gsteren bir Nazi

AKACI HTLER 6 5

belgeselinde mkemmel bir ekilde ifade edilmitir. Buna ek kant hasara ironik bir aalama ilve eden pek ok pratik tarafndan salanmtr: Yahudiler gaz odalarna ya da almaya uygun adm yrrken alan bandolar, Auschvvitz'in giriinin stnde duran me'um 'Arbeit macht frei!' yazs, ve niceleri - tm bunlar 'niha zmn', kurbanlarn keyfi, acmasz ve ironik bir aalama ek eylemine maruz brakan devasa bir aka olarak yrrle koyulduunu phe gtrmeyecek biimde gsteren iaretlerdir. Baz cellatlarn korkun ve utan verici, ama kamu bakndan uzak tutulmas gereken bir i yaptklarna dair farkndalklan da bu dzeye uygundur: Tam da farknda olarak yaptklar ey, en dk edep standartlarn bile ihll eden bir eylem olarak yalnzca suun failleri arasnda gizli bir dayanma ba kurmakla kalmam, ama buna ilaveten bir ek mstehcen jouissance da salamtr kendini vatan iin feda etme kisvesi altnda bu tr korkun eyler yapmak tatmin edici deil midir? Bu drt yantla ilgili tuhaf ey, karlkl olarak dlayc olmalarna ramen, bunlarn her birinin, bir ekilde son derece ikna edici olmasdr. Bu kilitlenmeyi zmek iin ncelikle ikinci seenek zerinde durmalyz: Hitler sahte bir maniplatr, bununla beraber kendi oyununa kendini kaptran - kendi sahte mitine bizzat inanmaya balayan biri olsa ne olur? u basit soruyu yantlamaya alrken Mein Kampfm yzeysel bir okumas bile zihnimizi bulandrmaya yetiyor: Hitler kendine inanyor muydu, inanmyor muydu? Tutarl tek yant udur: hem evet hem hayr. Bir yandan, Hitler'in bilinli olarak 'ma-niple ettii' aktr: Hitler kimi zaman - diyelim ki kalabalklar zerinde egemenlik kurmak ve tutkularn ayaklandrmak iin onlara nasl tm suun yklenecei tek bir byk Dman'n basitletirilmi imgesini vermek gerektiini vurgulad anlarda - elindeki kartlar dorudan ak bile eder. Dier yandan, Hitler'in kendi kandrmacas-na tutkuyla gmld bir o kadar aktr. Bir kez bu paradoksu kabul ettiimizde, bunu drdnc seenek-

66

BR TOTALTARZM M DED?

Ie birletirebiliriz. Hitler kendi 'revizyonisti' olarak, yani, neredeyse Rortyci anlamda bir akacdr; onun iin 'niha zm', iktidar gibi dsal bir hedef gzetilip bylece Kant 'eytan Kt' nosyonuna uyarak deil, yalnzca laf olsun diye baarlacak acmasz bir estetik akayd. Bu iki seenei ayran izgi grnd kadar net deildir: Bu paradoksun zm, Hitler'in kendisini niha akac olarak grrken bir yandan da kendi oyununa kendisini nasl bsbtn kaptrdnn farknda olmamasdr. 'Hitler'in kafasnda neler olup bitiyor' tr oyunlar oynamann tehlikesi, bunlarn Lacan'n 'fedann yoldan ka-rcl' dedii eye tehlikeli bir ekilde yaklamasndan kaynaklanr -Bu yoldan karcla direnmek hibir yerde Musevi Katliam'nda olduundan daha cil deildir. Feda ieren jest basite kendisi iin fedakrlk ettiimiz teki ile kr iin girilen bir al-verii amalamaz: Daha temel ama, bundan ziyade, oralarda bir yerde fedakrlk ieren yakarlarmza yant verecek (ya da vermeyecek) herhangi bir teki'nin varln gvence altna almaktr. Dileimi yerine getirmese bile en azndan emin olabilirim ki, belki de, bir dahaki sefere farkl yant verecek bir teki mevcuttur. Bama gelebilecek tm byk felketleri barndran dardaki dnya, kr ve anlamsz bir otomat deil, ama olas bir diyalogun partneridir, bylece katastrofik bir sonu bile talihin kr cilvesi deil, anlaml bir yant olarak okunabilir. Belirleyici bir nedeni bulup karmak veyahut Katliam'a bir anlam yklemek iin rpnan Musevi Katliam tarihilerini ite byle bir arkaplana yerletirip okumalyz: Hitler'in cinselliinde sapk bir patoloji ararken asl korkular hibir ey bulamayacaklardr - u Hitler, zelinde, mahremiyet dzeyinde, tpk herkes gibi herhangi bir kiidir. Byle bir bulgu Hitler'in iledii canavarca sular daha da dehet verici ve tekinsiz klar. Ayn ekilde, aratrmaclar aresizce Katliam'n gizil anlamn bulmaya abalarken, herhangi bir ey (zndka bizzat Tanr'nn eytan olduunu ileri srmek dahil) bu boyutlardaki ahlk bir felketin amaszca, kr talih eseri meydana gelmi olabileceini kabullenmekten daha iyidir. Claude Lanzmann'n Musevi Katliam'nn nedenlerinin sorgulan-

AKACI HTLER

67

masna yasak getirmesi ska yanl anlalmtr - sz gelimi, 'Neden?' sorusunu yasaklamas ile Katliam'n ifresi zlemeyecek bir enigma olmadn sylemesi bir eliki tekil etmez. Lanzmann'n yasandaki nokta teolojik deildir; bu, diyelim ki, yaamn kkenleri ve ana rahmine dme muammalarn kartrma yasa ile ayn deildir - ikinci tr yasak imknsz yasaklama paradoksuna yakalanr: 'Yapmamalsn nk yapamazsn!' rnein Katolikler, insanlk genler ve evre etkileimine indirgenemeyeceinden biogenetik aratrmalara kalklmamas gerektiini savunurlarken altta yatan ve itiraf edilmeden korkulan ey, birinin bu aratrmalar sonuna kadar gtrmesi halinde, hi are yok, imknsz olana ulamas, yani, zgl tinsel boyutu biyolojik mekanizmaya indirgemesidir. Bunun tersine Lanzmann, Katliam'n aratrlmasn Katliam srr karanlkta kalsa daha iyi olacak bir muamma olduu iin yasaklamaz: Bundan ziyade mesele, Katliam'n aydnla kavuturulacak gizli bir srr, zlecek bir enigmas olmamasdr. Katliam'a ait tarihsel vs. ayrntlarnn hepsini inceleyip bitirdikten sonra yaplacak olan ekleme, basite bu eylemin ierdii boluk, tm canavarlyla zgr seim olacaktr. Bu boluk fikrini ileri srmek hibir ekilde gnmz akademik Katliam endstrisinin nde gelen zelliine boyun emek anlamna gelmiyor: Katliamn irrasyonel, apolitik, kavranamaz, ancak sessiz bir saygyla yaklalabilir bir metafizik eytan Kt dzeyine ykseltilmesi. Musevi Katliam, nesnelletirici tarihsel bilginin tutukluk yapt, be para etmez bir ey olduunu kendi kendine kabullenmesi iin tek bir tann yettii niha travmatik nokta olarak sunuluyor; ve ayn nda bu noktaya gelindiinde tanklar kelimelerin kifayet etmediine, en nihayetinde paylaacaklar tek eyin salt byle bir sessizlik olduuna karar vermeliler. Bylece Katliam'dan gizem, uygarlmzn karanlk kalbi olarak sz ediliyor; yle ki Katliam enigmas bilgi ve betimlemeye meydan okuyarak, iletiime kapal kalarak, tarihselletir-menin dnda yer alarak tm (aklayc) yantlar daha batan reddediyor - Katliam aklanamaz, grselletirilemez, temsil edilemez, aktarlamaz, zira Boluk'u, kara delii ve nihayet anlatnn (evreninin)

68

BR TOTALTARZM M DED?

kendi stne kapanmasn iaretler. Hal byle olunca, herhangi bir balamna yerletirme, politikletirme abas, Yahudi-kart Katli-am'n tekliini reddedi ile e deer klnr.... te Katliam'n istisna-iliinin standart versiyonlarndan biri: Byk bir Hasidik stad, Kotsk Haham derdi ki, 'yle hakikatler vardr ki sz ile anlatlabilir; daha derin hakikatlerse ancak sessizlik ile aktarlabilir; ve bir baka dzeyde yleleri vardr ki ifade edilemezler, sessizlikle bile' Ve fakat bunlar aktarlmak zorundadrlar. te size toplama kamp evrenine dalan herkesin yzlemek durumunda olduu bir amaz: Dehetin lei ve arl nedeniyle dilin kifayetsiz kald bu olay nasl anlatrsnz?47 Bunlar Lacanc Gerek ile yzlemenin ifade edildii terimler deil mi? Ancak Katliamn byle depolitizasyonu onun doru anlamda yce Kt'ye, 'normal' politik sylemin tesinde dokunulmaz stisna dzeyine ykseltilmesi, ayn zamanda btnyle sinik bir maniplas-yon ieren politik eylem, belli bir tr hiyerarik politik ilikinin me-rulatrlmasn hedefleyen politik bir mdahale de olabilir. Birincisi, bu yaklam postmodern depolitizasyon ve/veya kurbanlatrma stratejisinin bir parasdr. kinci olarak, Batl devletlerin (ortak) sorumlusu olduu nc Dnya iddet biimlerini Mutlak Kt Katli-am'la karlatrldnda ikinci derece iddet olarak diskalifiye edebilir. ncs, her tr radikal politik proje zerine glge dmesine hizmet edebilir - radikal politik imgeleme kar Denkverbofu glendirebilir: 'nerdiiniz eyin sonunun Katliam'a varacann farknda msnz?' Ksacas: Bu yaklamn baz savunucularnn kuku gtrmez itenlikleri bir yana, Musevi Katliam'nn depolitizasyonunun
47

'Elie Weisel'in nsz' Annette Insdorf, Indelible Shadows: Film and the Holocaust iinde, Cambridge, MA: Cambridge niversitesi Yaynlar 1989, s. xi.

AKACI HTLER

69

'nesnel' ideolojik-politik ierii, onun sonsuz mutlak Kt dzeyine ykseltilmesi, saldrgan Siyonistlerle Batl Yahudi-kart Saclarn gnmz radikal politik olanaklar pahasna yaptklar politik mukaveledir. Bunun iinde Filistinlilere dnk srail yaylmacl paradoksal olarak Yahudi-kartlnn politik dinamiklerinin somut analizinden kanlmas ile el ele verir - ya da ayn dinamiklerin nasl baka aralarla izlendii ile (veya; bundan ziyade, baka hedeflerle yer deitirmi baka amalarla). Kendini Glmekten Gebert! Musevi Katliam'nn hakknda konuulamayacak Kt'ye ykseltilmesi hakikati, onun beklenmedik bir ekilde komediye dnmesidir: Son zamanlardaki Musevi Katliam' komedilerindeki art kesinlikle katliamn konuulamaz Kt'ye ykseltilmesi ile korelasyon iindedir - ne de olsa, komedinin malzemesi kavraymzdan kaan eydir; kahkaha, kavranamaz olanla baa kmann bir yoludur. Katliam'n dehetine hibir dorudan gereki sahneleme yakmyorsa, bu beladan kurtulmann tek yolu, hi olmazsa iin bandan Katliam'n dehetinin ifade edemeyeceini kabullenen ve dahas, temsil edilen ey ve baarsz temsil arasndaki bu aral, olup bitenlerin (Yahudilerin imhas) sonsuz deheti ile bizzat Yahudilerin rgtledii ve kurtulmalarna olanak tanyan sahte (komik) gsteri arasndaki aralk kisvesinde tam da kendi anlat ieriine yanstan komediye bavurmak olacaktr.48 Roberto Benigni'nin Life Is Beautiful (Hayat Gzeldir) adl filminin baars bu film dizisinin balangcna iaret eder: 1999/2000 sezonunda Robin Williams'n yer ald Jacob the Liar (eski bir Dou Alman klasiinin yeniden yapm, bir gettoda gizli bir radyo alcs
48

Ancak bu noktada tek bir Gulag komedisinin bile olmamasr manidardr, olaylar Gulag'da geen bir film de yoktur tek saygdeer istisna olarak Tom Courtney'e ait ve Soljenitzin'in One Day in the Life of Ivan Denisovich'inin bir versiyonu olan 1970'lerin banda Norve'te ekildikten ksa sre sonra ortalktan kaybolan ngiliz yapmndan sz edebiliriz.

70

BR TOTALTARZM MI DED?

varm gibi yapan ve dzenli olarak evresindeki hemerilerine szde radyosundan rendii Almanlarn yenilgilerine dair moral verici haberler veren dkkn sahibinin olduu film) ve Romanya filmi The Train of Hope''un Amerika'daki srm (Nazi'ler lkeyi igal edip herkesi imha kampna tamay planlarken Nazi gardiyanlarn olduu sahte bir tren ayarlayp, buna binen, ve tabii ki, kampa gitmek yerine treni zgrle sren kk bir Yahudi cemaatinin yks) bunu izledi. Bu filmde ilgi eken ey, her filmin de Yahudileri tehdit eden byk skntdan kurtulmalarn salayan bir yalan etrafnda dn-mesiydi. Bu akmn baarsnn anahtar kartlarnn, yani Katliam trajedilerinin apak baarszldr. Her ne kadar pek ok eletirmen iin Schindler's List'in (Schindler'in Listesi) en baarl sahnesi olarak vg de alm olsa, Ralph Fiennes'in 'Oscar kazanan' performansnn yer ald, Spielberg'de sahte olan her eyin younlat bir sahne vardr: Bu, tabii ki, toplama kamp komutannn mahkmlar arasndaki gzel Yahudi kz ile karlat sahnedir. Karsnda dehete dm, lmcl bir korkuyla donakalm kz dmdz ona bakarken komutann uzun yan-teatral monologunu dinleriz: Kz bir yandan ona cinsel olarak ekici gelirken, Yahudi kkeninden dolay onu bir ak nesnesi olarak kabul edememektedir. Bu insan erotik ekim ve rk nefret arasndaki sava rklk kazanr ve komutan kz frlatp atar. Sahnenin gerilimi iki znel perspektifin radikal uyumsuzluunu barndrr: Komutan iin ksa bir cinsel iliki fikriyle hafif merep bir flrt olan ey, kz iin bir yaam-lm meselesidir. Adam ona dorudan hitap bile etmez, onu daha ok bir nesne, yksek perdeden monologu iin bir bahane olarak grrken, biz Kz tamamen dehete dm bir insan olarak izleriz.... yleyse burada hepten sahte olan nedir? Sahnenin znesini (psikolojik olarak) imknsz bir szceleme konumunda sunmas olgusunu: Sahne komutann dehete dm Yahudi kza, karsndaki blnm tutumunu onun dorudan psikolojik z-deneyimi olarak ifade etmektedir. Bu blnmeyi doru ifade etmenin tek yolu sahneyi Brechtci yolla sahnelemek olabilirdi, Nazi kt

AKACI HTLER

71

adamn oynayan aktr, dorudan izleyiciye hitap ederek: 'Ben, toplama kampnn komutan, bu kz cinsel olarak ok ekici buluyorum; mahkmlarmla canm ne istiyorsa onu yapabilirim, yani ona dokunulmazlm kullanarak tecavz edebilirim. Ancak, bana Yahudilerin pislik olduklar ve ilgimi hakketmediklerini syleyen rk ideoloji ile de doldurua gelmi durumdaym. Bu durumda ne karar vereceimi bilemiyorum....' u halde Schindler's List'm sahtelii, Nazizmin dehetinin ipularn Hitler ve dier Nazi figrlerinin 'psikolojik profillerinde' arayanlarn sahtelii ile ayndr. Burada, baka ynlerden sorunlu da olsa Hannah Arendt'in 'Kt'nn banallii' tezi hakldr: Adolf Eich-mann' psikolojik bir varlk, bir kii olarak ele alrsak, onunla ilgili canavarca hibir ey kefedemeyiz o ortalama bir brokratt; onun 'psikolojik profili' iledii dehet verici sularla ilgili hibir ipucu vermiyor. O halde, kimsenin, Mutlak Kt alevinin en kat gardiyanlarnn bile, umutsuz bir stratejiye sarlarak, kk oluna Ausch-vvitz'de olup bitenleri iinde kurallara uyulmas gereken (mmkn olan en az miktarda yemelisin, vs.) bir yarma sahnesi olarak yanstan - en fazla puan alan sonunda bir Amerikan tanknn geldiini grecektir - bir talyan Yahudisi baba'nn yksnn anlatld Life Is Beautiul'dan rencide olmamalarnda alacak bir ey yoktur. Spielberg'in tersine Benigni'nin filmi bylelikle alayclk uruna 'psikolojik derinlikten' batan feragat eder. Ne var ki, bu zmn sorunlu doas onu dier, daha ce ekilmi olan Musevi Katliam komedileri ile kar karya koyduumuz zaman belirecektir: Chaplin'in (II. Dnya Sava ncesinden) The Great Dictator', Lubitsch'in To Be Or Not To Be's (1942) ve Lina Wertmller'in Musevi Katliam komedisi denemesi Seven Beauties [Pasqualino Settebellezze]
(1975). 49 Dikkat eken i l k ey, insann burada neye gld olmal:
49

Tiyatroda da benzer giriimler vard: 1980'lerin sonlarna doru bir Sovyet kabaresi ksmen bir toplama kampnn gaz odasnda geen bir arkl dansl gsteri sah-nelemiti

72

BR TOTALTARZM M DED?

Tm bu filmlerde snrlara aka sayg gsterilmekteydi. Otomatik, beyinsizce hareketlerin rettii kahkahalarn nesnesi olarak, laf olsun diye, 'Mslmanlar' (kamplarn yaayan lleri, yaama istenlerini yitirmi, bedenlerini ar hareketlerle dolatran, evrelerine pasif biimde tepkiler veren mahkmlar) rahatlkla tahayyl edebiliriz; ancak uras net bir gerek ki, byle bir kahkaha ahlaken btnyle kabul edilemez olurdu. Bunun da tesinde, burada sorulmas gereken soru aslnda ok basittir: Bu filmlerin hibiri yzde yz komedi de deildir; belli bir noktada kahkaha ve hiciv sona erdirilir ve bizler 'cidd' mesaj veya dzeyle yzleiriz - o halde soru u: Hangi noktada? Chaplin'in The Great Dictator'mda, bariz biimde, kendini Hynkel'in (Hitler) yerinde bulan Yahudi berberin patetik final konumas; Life Is BeautijUrda - dierlerinin yan sra - filmin en son sahnesi, ocuu tankn geliinden, savatan sonra yemyeil ayrlarda annesine mutluluk iinde sarlrken grdmzde, d sesi olunun kurtulmas iin kendini feda eden babasna teekkr ederken.... Bu vak'alarda patetik bir kefaret n kar karmza. Ancak bu Seven Be-auties'e tam da eksik olan eydir: Eer Life Is BeautifuVu Wertml-ler yapm olsayd, muhtemelen film Amerikan tankndaki askerin ocuu tek bana duran bir Nazi keskin niancs sanarak ate edip ldrmesi ile biterdi. Seven Beauties, eer toplama kampndan paay kurtaracaksa bunu ancak acmasz ve tombul kadn Komutan' batan kararak baarabilecei sonucuna ulaan, aile onuru ile patetik biimde kafay bozmu dinamik karikatrize talyan Pasqualino (hibiri pek de gzel olmayan yedi kz kardeinin onurunu koruyan Gian-carlo Giannini) hakkndadr, ve iin baarlmasnn nkoulu ereksi-yon olmak kaydyla bedenini sunma giriimlerine tank oluruz.... Hedefe ulaan batan karmadan sonra kapo dairesine terfi ettirilir ve emrindeki adamlar kurtarmas iin, bizzat en yakn arkada Frances-co dahil, bunlardan alt tanesini ldrmek zorundadr. Dier vak'alarda olduu gibi komedi burada diyalektik bir gerilime kaplr - ama bu gerilim merhamet ieren bir kefaret ile deildir. imdiye kadar grdmz gibi, dier tm Musevi Katliam komedi-

AKACI HTLER

73

lerinde belli bir noktaya gelindiinde komedi 'eik aaf(sublate) ve bize 'cidd' ve patetik bir mesaj verilir: The Great Dictator'da Hynkel-Hitler'le kartrlan zavall Yahudi berberin final konumas; To Be Or Not To e'de Shylock'u oynayan Polonyal aktrn konumas; Life Is Beautifui'un son sahnesinde annesine kavutuktan sonra babasnn fedakrln hatrlayan olann olduu final sahnesi. Ancak Seven Beauties'de komedi toplama kamp yaamnn acmasz hayatta kalma mantnn erefsizce deheti ile gerilim iine girer: Kahkaha 'ince zevkin' tesinde abartlr, yanan cesetlerin, insan dks dolu bir ukura atlayarak intihar eden insanlarn, acmasz bir seenekle kar karya kalp en iyi arkadan vurmay seen kahramann olduu sahnelerle akr ve kahkahadan bu sahnelere geiler vardr. Artk burada korkun koullar altnda kahraman onurunu koruyan iyi kk adamn patetik figryle deil, ahlk masumiyetini kesinlikle yitirmi zalime-dnm-mazlum ile yzleiyoruz - zetle finaldeki duygusal kefaret mesaj bsbtn eksiktir. Bir Katliam komedisinde artk kahkahann olmad, yaamn dopdolu direniinin komik temsili nihayete erdii zaman ancak yle bir alternatifle yzyze kalrz: Ya patetik, trajik (yahut daha ziyade me-lodramatik) onur - kahraman anszn gerek bir kahramanca figre dnr; ya da mide bulants - kahraman hayatta kalma duruunu sonuna kadar korur ve bylece komedinin bylesi abartlmas irenlie dnr. Lacanc terimlerle bu alternatifler, elbette ki, Asl-Gsteren ile sembolik srecin 'kesirsiz kalan' olarak objet petit a arasndadr. Ne yazk ki nc bir seenek daha var: Yaayan l 'Mslman'n durumunu ne yapacaz? Kahkaha snrna ulatnda geriye Mslman'n kald bir komedi yaplabilir mi?

74

BR TOTALTARZM M DED?

Mslman 'Mslman', Nazi imha kamp evreninin anahtar figrdr;50 her ne kadar farkl mantklara boyun eiyor grnseler de bu figrn kaba bir muadilini StalinistGulaglarda51 bulabiliriz. Nazi kamplarnn ilev gr biimi bir tr 'Ktnn estetiini' ieriyordu: Mahpuslarn kendi iinde ama olarak uradklar aalanma ve ikence hibir rasyonel amaca hizmet etmiyor, bu mahkmlardan en st dzeyde verim alma karyla dosdoru kart dyordu. Bunun tersine Stalinist Gu-lag hl gzden karlabilir igc olarak grlen mahkrnlarn amanszca smrlmesi ufku iinde iliyordu - bunun en korkun anlarna bir rnek olarak pek iyi bilinen Kolyma kamplarna 3,000 hkml tayan Kim buharl gemi kazas verilebilir. Yolculuk esnasnda hkmller ayaklanrlar ve gemi otoriteleri ayaklanmay bastrmak iin basit bir zmde karar kilarlar: Yklerini sfrn altnda 40 derecede su fkrtan hortumlarla slatrlar. Kim 5 Aralk 1947'de Nagaevo limanna vardnda 'kargo'su dev bir buzdan blok halinde donmu 3,000 cesetten ibarettir. Bu evren iinde efsane olmu 1953 Vorkuta 29. Maden olay misali kitlesel direniler ve halk dayanmas gsterileri hl mmkndr. Stalin'in lmnden birka ay sonra alma kamplarnda tm Sibirya boyunca grevler patlak verir; grevcilerin talepleri mtevaz ve 'rasyoneldir': ok yal ve ok gen olanlarn salverilmesi, gzlem
50

Burada Giorgio Agamben'in Ce qui reste d'Auschwitz kitab nn 2. Blm'nden yararlanyorum, Paris: Rivages 1999. Yeri gelmiken, bu ad altnda Arap - kart rkln izleri gn gibi ortadadr: 'Mslman' adlandrmas, elbette ki, mahkm larn 'yaayan l' davrann standart Batl 'Mslman' imgesine ok yakn olarak grmelerinden kaynaklanyor, yle bir kii ki, btnyle kaderine raz ol mu, bana gelen tm felaketlerin Tann'nn emriyle yere indirildiinden pasif olarak srtlanyor. srail-Arap atmas perspektifinden bakldnda bu adlandrma gnmzde yeniden aktel hale gelmitir: 'Mslman' bizzat 'Yahudi'nin niha olarak varabilecei son z, sfr noktasnda 'Yah udi'nin ta kendisidir. 'Nadir olarak hayatta kalanlardan biri bunlar robotlar olarak tarif ediyordu, gri sar suratlar buzla evrelenmi, souk gzyalar aktyor. Ayakta birbirlerine sokulmu, kimseyi grmeden yemeklerini yiyorlar' (Colin Thubron, in Siberia, New York: Harper-Collins 2000, s. 40).

5 1

AKACI HTLER

75

kulesindeki gardiyanlarn rastgele ate etmelerinin yasaklanmas, ve byle eyler. Kamplar birer birer Moskova'dan gelen tehdit veya yalan vaatlerle direnii brakrlar ve yalnzca Vorkuta'daki 29. Maden ayakta kalr, iki blk tanklarla takviyeli NKVD (ileri Halk Komiserlii) askeri tarafndan sarlmlardr. Askerler en sonunda ana kapdan girdiklerinde kapnn karsnda kol kola girmi yekvcut bir falanj oluturacak ekilde duran ve arki syleyen mahkmlar bulurlar. Ksa bir duraksamadan sonra ar makineli tfekler konumaya balar madenciler grup halinde ayakta kalrlar ve direni arklarn srdrrler, ller yaayanlar tarafndan dik tutulmaktadr. Gerek, yaklak bir dakika sonra yzn gsterir ve cesetler yere dklmeye balar.52 Ancak grevcilerin direniinin doa yasalarn bile askya alm gibi grnd, tkenmi bedenlerini tz deiimine uratp arki syleyen lmsz bir kolektif Beden yaratt bu kisa dakika iinde, Yce'nin en saf halinde oluumunu buluruz, aslp kalan yle bir an ki, sanki zaman ilerlememektedir. Bir Nazi imha kampnda bunun gibi bir eyin yer aldn tahayyl etmek zordur. Nazi imha kamplarnn nfusunu kabaca U kategoriye ayrabilirsiniz. ounluk neredeyse-hayvans bir zlme ve gerileme ile 'ego-tizme' der, tm abalan hayatta kalmaya odaklanmtr, yaamak iin 'normal' dnyann gayr-ahlk sayaca eyleri bile yapmay baarabilirler (komusunun yemeini ya da ayakkablarn almak gibi). Ne var ki, toplama kampndan kurtulanlarn anlarnda daima yle Bir bireyden sz edilir ki bu kii zlmemitir dier herkesi salt hayatta kalabilme egotist mcadelesine indirgeyen tahamml edilmez koullarn ortasnda bu kii, mucizev bir ekilde 'irrasyonel' bonkrln ve onurunu korumu ve yaymtr: Lacanc terimlerle burada Y'a de l'Un ilevi ile karlayoruz: Bu koullarda bile yle Biri vard ki, saf hayatta kalma stratejisi erevesindeki ibirliinin aksine kelimenin doru anlamnda toplumsal ba tanmlayan minimal dayanmann destei hizmetini gryordu.
52

A. g. e., s. 42-3.

76

BR TOTALTARZM M DED?

Burada iki zellik hayat nemde: Birincisi, bu birey hep tek olarak alglanagelmiti (bunlardan hibir zaman bir okluk olmamt, sanki gizli kapakl bir zorunlulua tbi imicesine, dayanmann aklanamayan mucizesinin bu fazlal hep Bir'de vcut bulmak durumundayd); ikincisi, bu Bir'in bakalar iin ne yapt deil de, bundan ziyade bizzat onun dierleri arasndaki mevcudiyeti nemliydi (kendileri zamann byk blmnde hayatta-kalma-makinelerine indirgenmi olsalar bile, hayatta kalmalarn salayan ey o bir kiinin insan onurunu koruduunun farknda olmalaryd). Kahkaha makinesine benzer bir ekilde, burada elimizde onur makinesi gibi bir ey var, teki (o Bir) benim yerime, benim iin, onurumu koruyor - ya da daha kesin terimlerle, burada ben kendi onurumu teki zerinden koruyorum: Ben acmasz bir yaam mcadelesine indirgenmi olabilirim, ama tam da bu Bir'in onurunu koruduunun farkndal benim insanlkla minimal bir ba canl tutmam salyor. Ska bu Bir, zldnde ya da bir sahtekr olarak maskesi dtnde, dier mahkmlar yaam istenlerini kaybeder ve 'Mslmanlara', kaytsz yaayan llere dnerler - paradoksal olarak bu salt hayatta kalma mcadelesine hazr olma hali onun istisnas, bu dzeye indirgenmemi Bir kiinin varl tarafndan ayakta tutulur, binaenaleyh, bu istisna ortadan kalktnda, yaam mcadelesi de kuvvetini yitirir. Bu, elbette, o Bir kiinin salt kendi 'gerek' niteiiklerince tanmlanmad anlamna gelir (bu dzeyde onun gibi daha fazla sayda bireyler olmu olabilir, ve hatt bu kiinin zlmedii, bir sahte olarak oyun oynad da sz konusu olabilir): Onun istisnai rol daha ok aktarm olarak tanmlanabilir - yani bakalar tarafndan ina edilmi (n-varsaylm) bir yerdi igal etmektedir. Mslmanlar insanln 'sfr-derecesidir': Dasein'm dnyaya fr-latlm-olmas [Geworfenheit] projesine [Entwurf] angaje olarak yant verdii Heideggerci koordinatlar burada askya alnmtr. Mslmanlar temel hayvan uyaranlarna bile yant vermeyi kesmi, saldrldktan zaman bile kendilerini savunmayan, azar azar susuzluk ve al bile hissetmemeye balayan, birincil hayvans ihtiyatan deil de

AKACI HTLER

77

kr bir alkanlkla yiyip ien bir tr 'yaayan ldrler'. Bu nedenle, Mslmanlar sembolik Hakikat'n olmad Gerek noktasdrlar -iinde bulunduklar kt durumu 'sembolize etmelerinin', bunu anlaml bir yaam-anlatsn olarak rgtlemelerinin hibir yolu yoktur. Ne var ki bu iki betimlemedeki tehlikeyi alglamak zor deildir: Onlar farknda olmadan Nazilerin kendilerine dayatt 'insanlk yoksunluunu' kabullenmi ve bylece tasdiklemi olurlar. te tam da bu nedenle, bir ekilde insanlktan karldklarn, insanln esastaki zelliklerinden yoksun brakldklarn unutmadan onlarn insanlklar konusunda her zamankinden ok srarc olmamz gerekir: 'normal' insan onur ve angajmann Mslmanlarn 'insanlk d' kaytszlklarndan ayran izgi, 'insanla' ikindir. Bu da 'insanln' tam ortasnda bir tr insanlk-d travmatik bir ekirdek veya aralk bulunduu anlamna gelir - Lacanc terimlerle sylersek, Mslmanlar en-d-son biimde insandrlar. Hemen hemen tm zgl olumlu insan zelliklerinden yoksun olduklar iin tam bir 'insan-olmadklanndan', ancak 'byle' bir insanla karlk gelirler: Tam da insan cinsine dolaymsz-ca beden veren 'insan-olmayan' unsurdurlar, bylece bu cins dorudan varlk kazanm olur - Mslman baka bir nitelii olmayan tout court insandr. nsann iinden, hayvan yaamsallndan bile yoksun brakldndan, her naslsa kesin olarak 'hayvandan eksik' olduu srece, Mslman'n hayvan ve insan arasndaki zorunlu ara adm olduunu sylemek geliyor. Kelimenin doru anlamnda Hegel'in 'dnyann gecesi' dedii, insanln 'sfr dzeyi', kiinin evresi ile olan angaje g-mlmlnden geri ekilmesi, kendi stne kapal denir ya, 'tahtay silip' zgl olarak insan sembolik angajmana yer aan saf olumsuzluk.53* Bir farkl ekilde daha ifade edecek olursak: Mslman yalnzca basit bir biimde dilin dnda deildir (hayvann durumunda ol53

Bu bakn daha yakn bir analizi iin bkz.: Slavoj Zizek, The Tcklish Subject, 1. Blm, Londra ve Nevv York: Verso 1999. * Trkesi: Gdklanan zne, ev.:

amil Can, Epos Yay., Ank. 2005. (Ad geen 'I. Blm' Trke evirinin 13-88 sayfalarnda yer alyor.) -yn.

78

BR TOTALTARZM M DED?

duu gibi), o dilin yokluunun t kendisi, pozitif bir olgu olarak sessizlik, imknszln kayalklar, Boluk, konumann nnde belirdii arka plandr. te tam bu anlamda, 'insan olmak', hayvann evresine gmkl ile insan etkinlii arasndaki kalan aral kapatmak iin hepimiz belli bir noktada Mslman olmak durumundaydk ki bu adlandrma ile iaret edilen sfr-dzeyini aabilelim. Lacan, ldrldkten sonra tekrar yaama dn4rlen ve rknt veren bir sesle bir eyler mrldanan Mr. Valdemar hakkndaki Edgar Ailen Poe yksnden tekrar tekrar sz eder: 'Ben ldm!' Balarna gelen felketten kurtulup 'normal' toplumsal yaama dnen az saydaki Mslman'n tahamml g u szleri sylemeleri ayn snr-deneyimi yaadklarn gstermez mi: 'Mslman mydm?' Bu u anlama gelir: - Agamben'in hakl olarak vurgulad gibi -'normal' ahlkbilim kurallar burada askya alnmtr: Basit olarak onlarn kaderlerinden tr, temel insan onurundan yoksun brakldklarn dnerek elem duyamayz, zira 'onurlu' olmak, 'onurunu' korumak, bir Mslman sz konusu olduunda kendi iinde olabilecek en onursuz eylemdir. Mslman' basite gz ard da edemezsiniz: Mslman'n karlat dehet verici paradoksla yzlemeyen tm ahlk durular tanm gerei gayr ahlkdir, ahlkn mstehcen bir ekilde glnletirilmesidir - ve Mslman'la bir kez gerekten yzle-tiimizde 'onur' gibi nosyonlar bir ekilde tzlerini kaybedeceklerdir. Bir baka ifade ile, 'Mslman' yalnzca ahlk tipler hiyerarisinin 'en alt' basamanda durmaz ('Hi onurlan kalmamasnn yan sra, hayvan yaamsallklarn ve egotizmlerini bile yitirmilerdir'), ama ayn zamanda bulunduklar sfr-noktas bu hiyerariyi bsbtn anlamsz klar. Bu paradoksu ciddye almamak Yahudileri alt-insan dzeyine vahice indirgedikten sonra bu imgeyi onlarn insan-alt varlk olduklarna dair kant diye sunarken bizzat Nazilerin pratik ettikleri si-niklie katlmak demektir - Naziler standart aalama yordamn en son noktasna kadar vardrmlardr ki bu, sz gelimi, onurlu birinin pantolon kemerini aldktan sonra, dmesin diye pantolonunu tutuunu onursuz bulup onunla alay etmek gibidir.

AKACI HTLER

79

ada felsefede lme dair birbirine kart iki konum vardr: He-idegger ve Badiou'nun grleri. Heidegger'e gre (anonim 'birinin lm' ile kartlk oluturan) otantik lm, Dasein'm 'benim' olmaktan knn niha imknszlnn mmkn olabileceini varsaymaktr; Badiou'ya gre ise lm (fanilik ve lmllk) hayvanlarla paylatmz bir eydir ve bunun hakiki anlamda insan boyutu 'lmszl', 'ezel' Olay'in ar'sna yant vermeyi ierir. Kartlklarna ramen hem Heidegger hem de Badiou ayn matrisi paylarlar: Angaje otantik varolu ve anonim egotist rpnla eylerin salt 'iledii' yaama katlm arasndaki kartlk. Mslmanlarn biricik konumu bu kartln iki kutbunun da tesinde yer alr: Otantik bir varolusal projeye kesinlikle angaje deillerken onlar das Man'm otantik yaamn sryorlar diye adlandrmak, hi phesiz, sinikliin son raddesi olurdu onlar baka bir yerde, nc terimde, otantik varolu ve das Man kartln anlamsz klan sfr-noktasnda bulabiliriz. Bu insanln insan-olmayan 'kesirsiz kalan', bu zgrlk ve onurun, hatt bizzat yi ve Kt'nn altnda yer alan varolu, klasik trajediden daha dehet verici olan post-modern trajik varoluu karakterize eder. Hal byleyken, Antik Yunan trajedisi terimleriyle ifade etmek gerekse, Mslmanlar'n istisnai konumunu anlatan durum, yasak ate blgesine, insan dilsiz brakan dehet blgesine girmi olmalardr: onlar, o ey'le yzyze karlaanlardr. Btn tanklarca iaret edilen bir baka zellik bu saptamann ispatdr: Mslman'n bak, iinde mutlak olarak hissizlemi ('yaam kvlcmnn', angaje varoluun sndrlmesi) kaytszlk ile youn bir tekinsiz sabitlenmenin akt, bu sanki ok fazla ey grmekten, kimsenin grmemesi gerekeni grmekten dolay dona kalm, bir tr znesizletirilmi, kaklp kalm bak. Gorgon'n bann bu bak sz konusu olduunda sk sk dile getirilmesinde alacak bir ey yoktur: Sa yerine ylanlarn olmas dnda anahtar zellikleri ak az (ok eden, donduran, hareketsiz brakan aknlk ifadesi) ve yuvalarndan frlam gibi duran gzlerin, konumu bizlerle, yani seyredenlerle akan isimsiz bir dehet kaynana dnk donakalm ba-

78

BR TOTALTARZM M DED?

duu gibi), o dilin yokluunun t kendisi, pozitif bir olgu olarak sessizlik, imknszln kayalklar, Boluk, konumann nnde belirdii arka plandr. te tam bu anlamda, 'insan olmak', hayvann evresine gmkl ile insan etkinlii arasndaki kalan aral kapatmak iin hepimiz belli bir noktada Mslman olmak durumundaydk ki bu adlandrma ile iaret edilen sfr-dzeyini aabilelim. Lacan, ldrldkten sonra tekrar yaama dndrlen ve rknt veren bir sesle bir eyler mrldanan Mr. Valdemar hakkndaki Edgar Ailen Poe yksnden tekrar tekrar sz eder: 'Ben ldm!' Balarna gelen felketten kurtulup 'normal' toplumsal yaama dnen az saydaki Mslman'n tahamml g u szleri sylemeleri ayn snr-deneyimi yaadklarn gstermez mi: 'Mslman mydm?' Bu u anlama gelir: - Agamben'in hakl olarak vurgulad gibi -'normal' ahlkbilim kurallar burada askya alnmtr: Basit olarak onlarn kaderlerinden tr, temel insan onurundan yoksun brakldklarn dnerek elem duyamayz, zira 'onurlu' olmak, 'onurunu'korumak, bir Mslman sz konusu olduunda kendi iinde olabilecek en onursuz eylemdir. Mslman' basite gz ard da edemezsiniz: Mslman'n karlat dehet verici paradoksla yzlemeyen tm ahlk durular tanm gerei gayr ahlkdir, ahlkn mstehcen bir ekilde glnletirilmesidir - ve Mslman'la bir kez gerekten yzle-tiimizde 'onur' gibi nosyonlar bir ekilde tzlerini kaybedeceklerdir. Bir baka ifade ile, 'Mslman' yalnzca ahlk tipler hiyerarisinin 'en alt' basamanda durmaz ('Hi onurlar kalmamasnn yan sra, hayvan yaamsallklarm ve egotizmlerini bile yitirmilerdir'), ama ayn zamanda bulunduklar sfr-noktas bu hiyerariyi bsbtn anlamsz klar. Bu paradoksu ciddye almamak Yahudileri alt-insan dzeyine vahice indirgedikten sonra bu imgeyi onlarn insan-alt varlk olduklarna dair kant diye sunarken bizzat Nazilerin pratik ettikleri si-niklie katlmak demektir - Naziler standart aalama yordamn en son noktasna kadar vardrmlardr ki bu, sz gelimi, onurlu birinin pantolon kemerini aldktan sonra, dmesin diye pantolonunu tutuunu onursuz bulup onunla alay etmek gibidir.

AKACI HTLER

79

ada felsefede lme dair birbirine kart iki konum vardr: He-idegger ve Badiou'nun grleri. Heidegger'e gre (anonim 'birinin lm' ile kartlk oluturan) otantik lm, Dasein'm 'benim' olmaktan knn niha imknszlnn mmkn olabileceini varsaymaktr; Badiou'ya gre ise lm (fanilik ve lmllk) hayvanlarla paylatmz bir eydir ve bunun hakiki anlamda insan boyutu 'lmszl', 'ezel' Olay'n-ar'sna yant vermeyi ierir. Kartlklarna ramen hem Heidegger hem de Badiou ayn matrisi paylarlar: Angaje otantik varolu ve anonim egotist rpnla eylerin salt 'iledii' yaama katlm arasndaki kartlk. Mslmanlarn biricik konumu bu kartln iki kutbunun da tesinde yer alr: Otantik bir varolusal projeye kesinlikle angaje deillerken onlar das Man'm otantik yaamn sryorlar diye adlandrmak, hi phesiz, sinikliin son raddesi olurdu - onlar baka bir yerde, nc terimde, otantik varolu ve das Man kartln anlamsz klan sfr-noktasnda bulabiliriz. Bu insanln insan-olmayan 'kesirsiz kalan', bu zgrlk ve onurun, hatt bizzat yi ve Kt'nn altnda yer alan varolu, klasik trajediden daha dehet verici olan post-modern trajik varoluu karakterize eder. Hal byleyken, Antik Yunan trajedisi terimleriyle ifade etmek gerekse, Mslmanlar'n istisnai konumunu anlatan durum, yasak ate blgesine, insan dilsiz brakan dehet blgesine girmi olmalardr: onlar, o ey'le yzyze karlaanlardr. Btn tanklarca iaret edilen bir baka zellik bu saptamann ispatdr: Mslman'n bak, iinde mutlak olarak hissizlemi ('yaam kvlcmnn', angaje varoluun sndrlmesi) kaytszlk ile youn bir tekinsiz sabitlenmenin akt, bu sanki ok fazla ey grmekten, kimsenin grmemesi gerekeni grmekten dolay dona kalm, bir tr znesizletirilmi, kaklp kalm bak. Gorgon'n bann bu bak sz konusu olduunda sk sk dile getirilmesinde alacak bir ey yoktur: Sa yerine ylanlarn olmas dnda anahtar zellikleri ak az (ok eden, donduran, hareketsiz brakan aknlk ifadesi) ve yuvalarndan frlam gibi duran gzlerin, konumu bizlerle, yani seyredenlerle akan isimsiz bir dehet kaynana dnk donakalm ba-

80

BR TOTALTARZM M DED?

kdr. Daha kkten bir dzeyde burada karmzda duran, feti-nes-nesini yaratan imknszln mspetletirilmesidir. Mesela nesne-ba-k nasl fetileir? Nesnenin grlmesinin imknszlnn tam da bu imknszlkta vcut bulan nesneye Hegelci evrimi yoluyla: Madem zne unu, u lmcl derecede hayran brakan ey'i dorudan gremiyor, o zaman onu hayran brakan nesneyi bakn ta kendisi klan bir tr kendine-yanstma ile bunu baaryor. (Bu anlamda [tam bir simetri iinde olmasa daj bak ve ses imknszla vcut veren 'yansmal' nesnelerdir - Lacanc 'matherrf dilinde: Eksi kk phi altnda a.) Bu konuda belki de en iyi bilinen sinematik rnek, Hitchcock'un Sapk'ma. dedektif Arbogast'n merdivenlerden yuvarlanrken bir yandan da grtlaklanmasdr: (arkaplann sabit durduu buna kar kafann hareket ettii 'gerek'te olann tam tersine) dinamik bir ekilde hareket eden arkaplan nnde ekilen sabit kafadaki bu donakalm, onu ldren ey'e bakarkenkinden beklenecek olan dehetin ok tesinde, mutlulukla parlayan baklar. Bu bakn emsalleri vardr: Ver-tigo'da rya sahnesi srasnda Scottie'nin sabitlenmi bandan daha erken ve nemsenmemi bayapt Murder'daki katilin trapezde uarken donakalm bakna kadar pek ou.54 Buradaki bakn nesnesi nerede? Grdmz, onun bakt eyden ziyade bu bak deil mi -yani, bizzat kamerann bak, niha olarak bizim (seyredenin) bakmz. Ve yine, bak ve bakn alglad nesneyi ayrt etmenin artk mmkn olmad, dehete kaplm bakn kendisinin niha dehet nesnesi olduu bu sfr dzeyi, Mslman' karakterize eden eydir. Trajedi ve Komedinin Altnda Bu nevi ahsna mnhasr Mslman figr hem komedi hem de trajedinin niha olarak toplama kamp evrenini temsilde neden baarsz
54

Bu ekimin daha yakndan bir analizi iin bkz.: Slavoj Zizek, 'in His Bold Gaze My Ruin Is Writ Large', Slavoj Ziz ek, Everything You Alvvays Wanted to Know About Latan (But Were Afraid to Ask Hitchcock), Londra: Verso 1992.

AKACi HTLER

81

olacan anlamamza yardmc olacaktr. Hem komedi hem de trajedi, imknsz ey ve gereimizin bir parasyken, ey'lik mertebesine ykselmi, onun dublr olarak ilev gren nesne arasndaki aralk zerinde durur - bir baka ifade ile, hem komedi hem de trajedi yceltme yaps zerinde durur. Trajik onur sradan ve krlgan bireyin nasl inanlmaz bir g devirebileceini ve ey'e sadakatinin en yksek bedelini deyeceini gsterir; komedi tam tersi ynde ilerler ve o ey'mi gibi yapan nesnenin banalliini ortala serer - halk kahramannn maskesi dm, ve ortaya komik, nafile veya sakar bir frsat kmtr.... Ne var ki, komedinin ey ve onun yerini alan komik nesne arasndaki aralk zerine oynadn iddia etmek yetmez; yaamsal nemde olan zellik, bunun yerine, hem komedinin hem de trajedinin, kart da olsalar, farkl biimlerde lmll ardklardr. Trajik belda kahraman dnyev yaamn ey iin tazminat olarak verir, bylece tam da yenilmi olmas zaferidir, yenilgi ona yce onuru tevdi eder; komedi ise imha edilemez yaamn zaferidir - yce yaamn deil, ama frsat, sradan, bizzat dnyev yaamn. Niha komik sahnenin sahte lm, sahte olarak ifa edilmi lm olduunu syleyesi geliyor insann: Dnn, sradan bir cenaze sahnesi, akra-baiar toplanm, rahmetli iin alyor ve ona vgler dzyorlar ve tam o anda birden bire ld sylenen kii dinliyor (aslnda hakikaten lmemitir) ve burada ne halt ettiklerini bu grlt patrtnn ne olduunu soruyor. John Ford'un The Quiet Man filminde yal bir adamn lmekte olduu, rahiplerin lm deinde onun iin son dualar etmeye baladklar bir sahne vardr. Anszn ortamn huu dolu sessizlii iddetli bir az dala ile bozulur: Evin dnda filmin iki kahraman arasnda tm kyn bekledii yumruklama nihayet gereklemektedir; lmekte olan adam nce gzlerini aar ve kulak kesilir, sonra lmekle megul olduunu unutup ayaa kalkar, beyaz gece entarisiyle dar frlar ve heyecan iinde kavgay izleyenlere katlr.... (Yaamn zaferinin en son raddedeki komik sahnesi elbette kendi cenaze trenine katlan adamn sahnesi olurdu, tpk Tom Savvyer ve Huck Finn'in ki-

82

BR TOTALTARZM M DED?

lisenin arka bahesinden anlarna dzenlenmi yini izlemeleri gibi.) Lacan'n fallik gsteren ile komik boyutu arasnda kurduu denklemi byle okumak lzm: Komedide bizi tatmin eden, gldren eyin basite.... pek o kadai da ak halinde olan yaamn zaferi, aslnda yaamn kayp gidii, bir eyler alarak ty, zerine kapanm btn bariyerleri ve zellikle en esasl olanlar, gsteren faili tarafndan kurulanlar aarak ka olmadn hatrlamalyz. Fallus gsterenden baka bir ey deildir, bu akn gstereni.... Yaam geip gider, hep kazanr, ne olursa olsun. Komik kahraman aya taklp orbann iine dse de, ufaklk hl hayatu kalacaktr.55 Bir Antigone dnn, Creon'a vakur yantn verdikten sonra huzurdan ekilmek ister - niye? Onurlu bir k yapmak iin deil de dahj adi bir amala: Creon'un ordughndan ktktan sonra melip iin yapmak iin... Ve tam da bu Life Is Beautiful ve Seven Beauties gib filmlerin g ald yaamsalln komik unsuru deil midir? Her ik filmi de ekici klan her birinin kahramanlarnn dopdolu yaamsallk-landr: Zorluk ne olursa olsun, bir yolunu bulurlar. Life Is BeaulifuVu artk gldrmesinin istenmedii n bu yolla saptanabilir: Bu tam olarak daha derin bir dzeyde onurun yeniden boy gsterdii andr - pa tetik terimlerle ifade edecek olursak: Bu n, biz, seyredenlerin, olunu kurtarmak iin tezghlad 'onursuzca' kt ve kandrmacala rn aslnda hamas kahramanlklardan ok daha cidd, altta yatan bi; onura iaret ettiinin farkna vardmz zaman. Her eye karn, Lacan'n kurduu komik boyutun fallik gsterei
Jacques Lacan, The Ethics of Psychoanalysis, Nevv York: Routledge 1992, s. 313 14. Lacan'da das Dingin komik unsuru zerine dikkat eken Simon Critchley id bkz.: Simon Critchley, 'Comedy and Finitude: Displacing the Tragic-Heroi* Paradigm in Philosophy and Psychoanalysis', Ethics-Politics-Subjectivity iinde Londra ve New York: Verso 1999.

AKACI HITLER

83

ile denkleminde kararsz bir unsur vardr: Eer komik boyut, en kaamak ve frsatlkla dopdolu annda, tam tamna gsteren tarafndan kurulan bariyerlerden hnzrca ka baars olarak tanmlanan yaamn zaferine karlk geliyorsa - ksaca, yaamn zaferinin sembolik kurallar ve yasaklarn getirdii kstlamalarn hakkndan gelmesi - o zaman Lacan neden bu boyutun gsteren olarak fallus ile ifade edildiini iddia etmitir? Burada, bereket organ olarak fallusun tam olarak hayatta kalmann ve kendini yenilemenin daima bir yolunu bulan yaamn bu boyutunun gstereni (sembol), sabit sembolik bariyerlerden bu daimi ak ve dopdolu kan salad yeniden retim ve yaamn srdrlmesinin gstereni olduunu iddia etmek yetmeyecektir - enigma olduu yerde durmaktadr: Nasl olur da yaam, sembolik bariyerleri aan inatlnda kendine 'saf gsteren olarak fal-lusta bir denklik bulur - o gsteren ki, 'The Signifcation of Phal-lus'da Lacan'n ifade ettii gibi, kesin olarak logos'un ilemlerine, 'ham' sembolik-ncesi gereklii sembolik gereklie dntren ilemlere karlk gelir? Bu kark durumdan kn tek yolu, komedide tm bellar savuturmann bir yolunu bulan 'yaam'n kesinlikle basit biyolojik yaam deil, ama Gerek'in ataleti tarafndan engellenmemi fantazma-tik hayaletsi/uucu yaam, blgesi gsterenin dzeni tarafndan hl-i hazrda tedarik edilmi bulunan yaam olduunu apak ifade etmektir. Ksacas, ebed hayatta kalmann bu fallik evreni sapknlk evrenidir - neden? Temel iskeletine indirgenmi haliyle sapknlk, lm ve cinselliin Gerek'ine, lmllk tehdidine olduu kadar cinsel farkn olumsal dayatmasna kar bir savunma olarak grlebilir: sapkn senaryonun canlandrd ey, 'kastrasyonun inkrdr' yle bir evren ki, burada insanolu her tr felketten paay syrabilir, izgi filmlerde olduu gibi; burada erikin cinsellii ocuka bir oyuna indirgenmitir; burada lmeye zorlanmaz ya da iki cinsten birini tercih etmek durumunda kalmazsnz. Tom ve Jerry izgi filminden standart bir sahne hatrlayalm: Jerry'yi koca bir kamyon ezip geer, aznda dinamit patlar, dilim dilim doranr, ama yk yine de akmaya devam

84

BR TOTALTARZM M DED?

eder; bir sonraki sahnede biraz nceki katastroftan eser kalmam gibi geri dnmtr. Bunun gibi, sapn evreni saf sembolik dzene ait olan, gsterenin kendi bildiini okuduu, insan fanilik Gerek'inin kstlamad evrendir. Sapn lmszl komik bir lmszlktr; komedinin malzemesi de yaamn tam da bu durmadan tekrarlanan, dopdolu boy gstermesidir - Katastrof olmu olmam, bel karabasan gibi km kmemi farketmez, ufakln kendi k yolunu bulacandan nceden eminizdir. Ancak toplama kampnn en son raddedeki dehet evreninde, madd ataletiyle gereklik ve sonsuz Yaam'in uucu blgesi arasndaki bu aral muhafaza etmek artk mmkn deildir - bu aralk askya alnmtr, yani, gerekliin kendisi ucube ey'le rtme eilimdedir. Bir yandan, Mslman kendi duruu artk 'trajik' saylmayaca iin aresizdir: Onda trajik konum iin zarur olan onurdan eser yoktur -yani, artk gerekten de sefil konumunun trajik gibi durmas gereken arkaplan nnde bile minimum onuru koruyamamaktadr; basite bir kabuk-kiiye dnm, tinin kvlcm iinden alnmtr. Eer onu trajik gibi sunmaya kalksak, abamzn sonu kesinlikle komik olurdu, zira bu durumda trajik onuru anlamsz bir aptal srar gibi grm olurduk. Dier yandan, her ne kadar Mslman bir anlamda 'komik' ise de, her ne kadar komedi ve kahkaha malzemesi sunacak ekilde davranyorsa da (otomatik, uursuz, tekrar eden jestleri, aldrszca yiyecek peinde komas), koullarnn inanlmaz derecedeki sefaleti onu bir 'komik karakter' gibi sunma ya da alglama abalarn yar yolda brakacaktr tekraren belirtirsek, eer onu komik gibi sunmaya kalkarsak, bu abamzn sonucu kesinlikle trajik olurdu, zira aresiz bir kurbanla acmaszca dalga geen birinin ackl grnts (diyelim ki grmeyen bir kiinin yoluna engeller koyup taklp tkezleyecek mi diye seyretmek) bizde kahkahaya yol amak yerine kurbann trajik durumuna sempati yaratrd. Bu trden bir eyler aalama ritelleri esnasnda kamplarda ortaya kmad m? Mesela Auschvvitz'in giri kaplarnn stndeki 'Arbeit macht frei!' yazsndan, almaya ya da gaz odalarna giden mahkmlara elik eden bandoya kadar?

AKACI HTLER

85

Paradoks u ki, ancak bylesi bir acmasz hiciv trajik duygulanm yaratabilirdi. Mslman bu nedenle trajedi ve komedi, yce ve maskara, onur ve onursuzluk arasndaki kartln asl kald sfr noktasdr; yle bir nokta ki, kutuplardan biri dorudan kartnn yerine geebiliyor: Mslman'n bandaki felketi trajik olarak sunsak, sonu trajik onurun tiye alnd bir parodi, yani komik oluyor; eer ona komik karakter muamelesi yapacak olsak, trajedi kyor ortaya. Burada bir ekilde otoritenin onurlu hiyerarik yaps ile karnavals ihll arasndaki - Bakhtin'in almalarnn odakland orijinal ve onun parodisi, onunla dalga geen misali arasndaki - temel kartln dnda - daha dorusu, altnda - kalm bir blgeye giriyoruz. Bugn, Lacan'da ska tnsn iittiimiz kahramans-trajik armonisine ramen zellikle 1950'lerden sonraki yazlarnda nasl da bu kahramans-trajik etiin Lacan'n syledii son ey olmad ska vurgulanyor: Jacques-Alain Miller, Lacan'n son iki on yl iindeki derslerinde nasl da tragique'den moque-comique'e gemeyi baardn gstermitir: Gei, Asl-Gsteren ile kahramanca zdelemeden, dksal artk sureti ile zdelemeye, pathos'dan ironiyedir.56 Ancak, Mslman ve Stalinist kurban ikiz rnekleri bu kartln altnda yer alan ve ahlk deneyimin niha dzeyi olan bir blgeye iaret etmiyorlar m - estetiin, gzelin tesindeki ahlk dzeye? Parsi-/a/'in muhteem mziinde Wagner'in bize bir dizi tepkisel fikri (kadn dman, rk ...) yutturmak iin mzikal gzellii 'suiistimal ettii' ska dile getirilir- ya biri kp bir adm ileri gitmeye kalkr da buradaki gzelliin kendisinin hl-i hazrda garip biimde suiistimal edici olduunu iddia ederse: Bunun adn koyalm, gzelliin bizde szde 'estetik tepkiyi' uyandrmak iin zdrab kullanarak (sahneleyerek) yapt suiistimal deil midir? Bu suiistimal trajedinin baarl etkisinin tam da ekirdeinde yer almaz m? Musevi Katliam sz ko56

Bkz.: Jacques-Alain Miller, 'The Desire of Lacan', lacanian ink 14, Bahar 1999. Ayn srama, farkl bir kuramsal perspektiften Simon Critchley tarafndan da alglanmtr (bkz.: Critchley, Ethics-Politics-Subjectivity).

86

BR TOTALTARZM M DED?

nusu olduunda bu estetik suiistimalin artk uygulanabilir olmaktan kt, snrlarna ulat doru deil midir: Bunu estetik bir biimde temsil etmeye kalktmzda suiistimal ortaya kar ve estetik etkinin ilerliini ortadan kaldrmaz m? Belki de bu Adorno'nun pek ok kere alntlanan 'Auschwitz'den sonra iir yoktur' szlerini anlamann yollarndan biridir. Nazizm ve Stalinizm, imha kamplar ve Gulag arasndaki fark, her ikisi de 'trajedinin tesinde' yer kaplayan iki figrn kartlnda younlar: Mslman ve ey iin bizzat 'ikinci yaamn'feda eden uyduruk mahkemenin kurban. Nazi muamelesi Mslman retmitir; Stalinist muamele itiraf eden zanly. kisini birletiren ey ise, her ikisinin de kendilerini Boluk iinde bulmalar, hem dnyev hem yce, her iki yaamlarndan da mahrum braklmalardr: Onlar egotizmin tesinde, yaamdan tad almaz halde, grece 'yksek' saylabilecek bir tatmin olan arkada evresince sayg grmeleri dahil dnyev tatminlere kaytszdrlar; ve ayn zamanda ahlk onurlarn kollamann da tesine gemilerdir, zira byk teki tarafndan hatrlanacak ynleri Gelenek'in dokusuna nakedilmitir- bu anlamda, her ikisi de bir tr yaayan ldr, kabuklanndaki yaam-kvlcmlar sndrlmtr. Ne var ki, ikisi arasnda anahtar bir fark vardr: Mslman basite yaayan lnn tepkisiz bitkisel varoluuna indirgenmiken, uyduruk mahkemenin kurban kendi kamusal kk drlne onurundan aktif olarak vaz geerek bizzat dahil olmak zorundadr.

Parti ntihar Ettii Zaman

ki burada okuyucu nce Stalinist temizliin srlarna vakf olacak; ancak sonlara doru en karanlk Stalinizmin bile bir kefaret boyutuna yaknlatn renerek aracaktr

'ktidarszn ktidar' nan, Gerek'in kilit karakteristiini sergileyen nosyondur: Bir yandan kimse birinci tekil ahs inan sahibi deildir. Buna verilecek bir rnek, Faust'un aklarn tkettikten sonra Margarethe'in nl 'din hakkndaki grnz nedir?' sorusuna karlk olarak sorduu bir dzine kaamak kar-soru olabilir: Kiinin gerekten de inan sahibi olmas gerekli midir? Kim benTann'ya inanyorum diyebilir? ve saire (bkz.: Goethe, Faust I, 3414 ve izleyen satrlar). Ancak dier yandan, kimse inantan kaamaz - zellikle gnmzn szde tanrsz zamanlarnda altnn izilmesini hakeden bir zellik bu. unu demek istiyorum: Kimsenin inancn kamu nnde itiraf etmeye hazr olmad, resm olarak tanrtanmaz, hazc, gelenek-sonras sekler kltrmzde inancn kkndeki yap her zamankinden daha yaygndr - hepimiz gizli gizli inanyoruz. Bu noktada Lacan'm gr ak ve kararszlktan uzaktr: 'Tanr bilinddr,' yani, inancn ekiciliine kaplmak insanolu iin doaldr. nancn bu baatl, inanma ihtiyacnn insan znellii ile ayn hamurdan yaplm olmas, inananlarn karlarndaki dmanlarna ynelttikleri standart argman sorunlu falar: nancn ne olduunu yalnz inananlar anlayabilir, bu nedenle tanrtanmazlar, a priori olarak bize kar kmaktan cizdirler. Bu akl yrtmede yanl olan ncldr: Tanrtanmazlk herkesin anlayabilecei bir sfr-noktas deildir, zira tanrtanmazlk yalnzca Tanr 'nn (inan olarak) olmad anlamna gelir - belki de hibir ey bu nermeyi salamaktan, yani hakik bir materyalist olmaktan, daha zor deildir. nancn yaps fetiist yarlma ve reddedi olduu srece ('Biliyorum ki byk teki diye bir ey yok
87

88

BR TOTALTARZM M DED?

ama ben gene de ... [Ona gizlice inan yorum]'), yalnz byk teki'nin varolmadn tasdik eden psikanalist hakiki bir tanrtanmazdr. Eylemlerimizin 'nesnel anlamn' belirleyecek olan Tarihin Son Yarg-s'n ha bire gndeme getirdiklerine gre Stalinistler bile inanl idiler. u radikal ihllci Sade bile tutarl bir tanrtanmaz deildi; yapt ihllin gizli mant Tanr'ya ynelik bir bakaldrma eylemi, yani, standart fetiist yarlma mantnn ('Biliyorum ki byk teki diye bir ey yok ama ben gene de...) tersine evrilmi hali idi: Tann'nm varolduuna inanmama ramen, onu reddetmeye, yasaklarn yerle bir etmeye, O sanki yokmu gibi davranmaya hazrm!' Psikanaliz dnda (Jungcu sapan karsnda Freudcu psikanaliz) belki de yalnzca Being and Time'da Heidegger, lmn niha olaslk olduu olumsal sonlu bir ufka frlatlm insan varoluunun tutarl bir tanrtanmaz nosyonunu serimlemitir. Bu inan paradokslarnn deerlendirmeye alnmas, kii Sosyalist rejimlerdeki 'resm' ideolojiyle uratnda hayat nem tar. Vclav HavePin The Power ofthe Powerless\ (1978), 'gerekte varolan Sosyalizmin' tebnm gndelik yaamnda nasl ilev grdne dair en iyi deerlendirmeyi sunar: nemli olan ynetimdeki ideolojinin nermelerine iten gelen inan deil de bu ideolojiye madd bir varlk kazandran dsal ritel ve pratikleri yerine getirmektir.57 Althusser her ne kadar Marksistler arasnda bir proto-Stalinist olarak ska gzard edilse de, Havel'i Althusser eliinde okumak ve Ha-vei'in The Power ofthe Powerless'm hemen banda verdii nl manav rneini 'Devletin deolojikAygtlar'nnlevine dair mkemmel bir rnek olarak yorumlamak retken bir pratik olabilir. Mtevaz, sradan bir adam olan manav, resm ideoloji karsnda kelimenin tam anlamyla kaytszdr; adam sadece mekanik olarak ri-telleri yerine getirir - resm bayramlarda dkknnn vitrinini 'ok Yaa Sosyalizm!' gibi resm sloganlarla donatr; kitlesel mitinglere donuk bir ekilde katlr.... zel anlarda 'iktidarda olanlarn' r57

Bkz.: Vclav Havel, The Power ofthe Potverless, Londra: Faber & Faber 1990.

PART NTHAR ETT ZAMAN

89

mlk ve basiretsizliinden ikyet etse de bir dizi halk deyiine bavurarak ('ktidar her zaman rmtr ...') duruunu kendi gznde merulatrmay ve sahte onurunu ayakta tutmay bilir. Biri onu muhalif bir harekete davet edecek olsa, hiddetle protesto bile edebilir: 'Sen kim oluyorsun da beni ocuklarmn meslek geleceklerini mahvedecek eylere kartrmaya kalkyorsun? Dnyay dzeltmek benim iim mi?' Eer ge dnem Sosyalist ideolojide ileyen bir 'psikolojik mekanizma' varsa, o halde bu inan deil, ortak sululuktur. 1968 Sovyet igalinden sonra gelen ek 'normallemesinde' rejim, halkn ounluunun u veya bu ekilde ahlaken dkn, kendi ahlk standarlar-n ykmak zorunda braklm olmalarna itina gstermitir. Bir kii bir muhalif aleyhine (diyelim ki bizzat Havel'i sulayan) bir dilekeyi imzalamak iin antaja uradnda gayet iyi bilir ki yalan sylemektedir ve drst bir insan aleyhine dzenlenmi bir kampanyaya katkda bulunmaktadr, ve tam da bu ahlk ihanet onu ge Sosyalizmin ideal znesi yapar. O halde yle bir rejimimiz vard ki, znelerinin ahlaken knt iinde olmalarna aktif olarak gz yumuyor ve buna dayanyordu. Bu ileyen su ortakl, Komnist rejimin uyandrd 'nesnel sululuk' hayaletinin inkr edilen temellerini hazrlar. Bu nedenle Havel'in nosyonu olan otantik 'hakikat iinde yaamak' hibir hakikat metafizii ya da otantiklik barndrmaz: Sadece kiinin oyuna katlmasn askya alma, 'nesnel su' fasit dairesini krp dar kma eylemini iaret eder. Havel, tm otantik ahlk durular karakterize eden terrist bir tutumla sahte k yollarnn hepsini acmaszca tkar, yneten ideolojiye uzak durmann tm sahte hallerini, siniklik ve 'gndelik yaamn kk zevkleri' apolitik nii - kapal evrelerde resm ritellerle dalga gemek gibi kaytsz davranlar ki bunlar resm ideolojiyi yeniden reten hallerdir - dahil olmak zere, yok eder. Resm Sosyalist ideolojinin 'iten' bir mmini potansiyel olarak rejim iin sinikten ok daha tehlikelidir: Bu kii muhalif olmaktan sadece bir adm beridedir. Eski-Yugoslav z-ynetimin kkende bir paradoksu vard: Resm ide-

90

BR TOTALTARZM MI DED?

oloji halk mtemadiyen z-ynetime katlmalar konusunda uyarrd, 'yabanclam' parti ve devlet yaplar dnda kendi yaam koullarnn efendisi olsunlar diye; resm medya insanlarn kaytszlklarn, mahrem alana snmalarn ve saire hor grrd - ne var ki, rejimin en korktuu ey bu olayn ta kendisi, hakikaten z-ynetime dayal birliktelikler ve halkn karlarnn rgtll idi. Satr aralarnda bu resm nasihatin hibir zaman fazlasyla ciddye alnmamas, rejimin gerekten istediinin resm ideolojiye dnk sinik bir eilim olduu yolunda koskoca bir uyarlar silsilesi gizlenirdi - rejim iin en byk katastrof, kendi ideolojisinin ciddye alnmas ve teb tarafndan hayata geirilmesi olurdu. Havel, Bat Marksizmine ikin ikiyzll ve bizzat Komnist lkelerdeki 'sosyalist muhalefeti' reddinde zellikle ok etkilidir. Frankfurt Okulu geleneinde bizi kesin kes aknla dren ey, Yahudi-kartl Faizm'e daima yaptklar ile ak bir kartlk oluturacak ekilde Stalinizme kar kuramsal bir kafa tutuun neredeyse mutlak eksikliidir. Bu kuraln istisnalar ok manidardr: Nasyonal Sosyalizm zerine bir alma olan Franz Neumann'n Behemoth'u ge 1930 ve 1940'larn tipik moda tarz iinde byk dnya sisteminin - gelimekte olan Yeni Dzen kapitalizmi, Faizm ve Stali-nizm ayn brokratik, kresel olarak rgtlenmi, 'ynetilen' topluma srklendiklerini ileri srmtr; Herbert Marcuse'n aka hibir taraftan grnmeden Sovyet ideolojisinin garip biimde ntr analizini yapt en tutkusuz, tartmal olarak en kt kitab Soviet Mar-xism'; ve nihayet baz Habermasclarn kagelen muhalif fenomenler zerine dnrken gelitirmeye kalktklar Komnist rejime direniin alan olarak sivil toplum nosyonu - politik olarak ilgin de olsa, Stalinist 'totalitarizm' hakknda tatmin edici kresel bir kuram sunmaktan ok uzak. Standart bahane (klasik Frankfurt Okulu yazarlar kendi evlerindeki Souk Sava mcahitlerinin elini glendirmemek adna Kom-nizm'e alenen kar kmak istemezlerdi) apak biimde yetersizdir-fikirleri anti-Komnizmin hizmetine sokulacak diye duyulan bu kor-

PART NTHAR ETT ZAMAN

91

ku onlarn gizli Komnizm-yanls olduklarn deil, daha ok, bunun tam tersini kantlar: Eer geekten keye sktrlp Souk Sava konusunda nerede durduklar sorgulanacak olsa, (Max Horkheimer'm baz ge dnem yazlarnda alenen yapt gibi) Bat liberal demokrasisini seerlerdi. 'Stalinizm' (gerekte varolan Sosyalizm) bu nedenle Frankfurt Okulu iin hakknda sessiz kalmak durumunda olduklar travmatik bir balktr - bu sessizlik resm 'radikal' Solcu eletirmen maskelerini kaybetmeden Bat liberal demokrasisi ile alttan alta girdikleri dayanmadan tr iine dtkleri tutarsz konumu kurtarmann tek yoludur. Bu dayanmay alenen kabullenmeleri onlar zerlerindeki 'radikal' hareden yoksun brakacak, Souk Sava anti-Ko-mnist Solcu liberallerin bir baka tr olarak tescilleyecekti; te yandan, 'gerekte varolan Sosyalizme' fazlaca sempati gstermeleri onlar iln edilmemi temel taahhtlerine ihanet etmeye zorlard. Batl sistemle son kertedeki bu dayanma gerekten zora sokulduunda, Alman Demokratik Cumhuriyeti'ndeki 'demokratik Sosyalist muhalefetin' duruu ile berrak bir simetri sergiler. Bu muhalefetin yeleri Komnist Parti idaresini eletirmekle birlikte, ADC rejiminin temel ncllerini onaylarlar; Federal Alman Cumhuriyeti'nin birneo-Nazi devlet, Nazi rejiminin dorudan mirass olduu ve bundan dolay ADC'nin varlnn anti-Faist siper mevkii olduu tezi ne pahasna olursa olsun korunmaldr. Bu nedenle, durum gerekten ciddye bindii anda ve Sosyalist sistem bilfiil tehdit altnda olduunda mevcut sistemi aka desteklemilerdir (1953'te Dou Berlin iilerinin gsterileri ile ilgili olarak Brecht; 1968 Prag Bahar ile ilgili olarak Christa Wolf). Muhalefet yeleri sisteme ikin reform kabiliyetine dair inanlarn korumulardr - ama bu hakikaten demokratik reformlarn gerekleebilmesi iin zamana ve sabra ihtiya vardr - yani, Sosyalizmin fazlaca hzl biimde zlmesi Almanya'y kapitalist-faist rejime geri dndrecek ve bylece tm korkunluu ve baarszlna ramen ADC'nin temsil etmeye devam ettii teki Almanya topyasn boacaktr. Buradan bu entelektellerin ktidar'n tersine, 'halk' iin besledikleri derin gvensizlik kyor: 1989'da serbest se-

92

BR TOTALTARZM M DED?

imlere aka muhalefet ettiklerinde gayet iyi biliyorlard ki, serbest seimler yaplacak olsa ounluk tercihini aalk kapitalist tketim-cilikten yana kullanacakt. 1989'da Heiner Mller, Hitler'in de iktidara serbest seimlerle geldiini iddia ederken ta gediine oturtuyordu.... (Baz Batl Sosyal Demokratlar da kendilerini muhaliflerdense 'reform yanls' Komnistlere yakn hissederlerken ayn oyunu oynuyorlard - muhalifler, detente srecini baltalyor grnerek bunlar utandrmlardr.) Ayn minvalde Sovyet igalinin bir bakma 1968 Prag Bahar mitini kurtard Havel'e gre ok netti - ah keke ekler kendi balarna braklsalard hem Gerek Sosyalizme hem de Gerek Kapitalizme otantik bir alternatif oluturacak 'insan yan ar basan bir Sosyalizmi' kurarlard topik nosyonu. yle ifade edeyim: Varova Pakt gleri 1968 Austos'unda mdahale etmeselerdi neler olurdu? Ya ek Komnist liderlii kstlamalar empoze etmek durumunda kalr ve ekoslovakya (daha liberal, daha hakiki) bir Komnist rejim olarak kalrd ya da (belki gl bir skandinav sosyal demokrasisi tadnda) 'normal' bir Batl kapitalist topluma dnrd. Bu yolla Havel, Batl akademik solun interpasif Sosyalizminin (byle adlandrmak geliyor insann iinden) yanllnn farkna varmamz salyor: Bu Solcularn yapt etkinlikleri deil, pasif otantik deneyimlerini teki zerine yklemek oluyor. Bat'da iyi maalarla kendi akademik kariyerlerini srdryor, kendi ideolojik dlerinin malzemesi olarak idealize edilmi teki'yi (Kba, Nikaragua, Ti-to'nun Yugoslavya's) kullanyorlar: teki zerinden d kuruyor ama ball brekli dlerini (Sosyalizmi terk edip liberal kapitalizmden yana olarak) rselediinde, ona kar hiddetle patlyorlar. Burada zellikle ilgi ekici olan, Batl Sol ve ge dnem Sosyalizmin muhalifleri arasndaki temel yanl anlama ve iletiim eksikliidir sanki ebediyen ortak bir dil bulmalarna imkn yokmu gibi. Her ne kadar ayn tarafta olmalar gerektiini hissetseler de, gzle grlmeyen bir aralk sanki onlar daima ayr tutuyor: Batl Solculara gre Doulu muhalifler demokrasiye inanlarnda fazlasyla saf davranyorlar Sos-

PART NTHAR ETT ZAMAN

93

yalizmi reddedilerinde sanki pire iin yorgan yakyorlar; muhaliflerin gznde ise Batl Sol onlara patronluk taslyor ve totalitarizmin hakiki ykcln grmezden geliyorlar - muhaliflerin Sosyalizmi ykp kapitalizme otantik bir alternatif yaratmann biricik frsatn teptikleri iin bir ekilde sulu saylmalar ikiyzllkten baka bir ey deil. Peki ya bu iletiimsizlik, kelimenin Lacanc anlamnda baanl iletiim timsali ise? Ya iki konumun her biri kendi teki'sinden kendilerine zg basklanm mesaj tersyz olmu ve hakiki formunda almlarsa? Komnist Feda Havel'in analizi, ne kadar zekice olsa da, muhaliflerin trajik kurbann kahramanca konumu stlenebilecekleri ge dnem gerek 'duraan' Sosyalizme dairdir. Bu trden herhangi bir ey 'otantik' Stalinizmin zirve yapt dnemlerde tahayyl bile edilemezdi; Stalinist kurbann post-trajik konumunun zelliklerini belirtmenin en iyi yolu, onu en yce mertebesindeki trajik konumla, lm erkek kardeine kuralna uygun bir cenaze treni yaplmas iin, bu onun iin yaamdan daha ok anlam ifade eden Neden-ey uruna her eyini (ne kadar 'patolojik' ey varsa: Evlilik, dnyev mutluluk...) feda eden Antigone'nin konumuyla kar karya getirmek olabilirdi. lme mahkm edildiinde, Antigone beklenmedik lmnn onu deneyimiemekten mahrum edecei her eyi bir bir sayar (evlilik, ocuk...) - bu kiinin stisna sayesinde (onun iin fedada bulunulan ve tam bu nedenle feda edilemeyen o ey) feda edecei 'yapmack sonsuzluktur'. Buradaki, Kant yceye ait olan yapdr: Feda edilen grgl nesnelerin badn-drc sonsuzluu, onun iin fedada bulunulan ey'in muazzam ve kavranamaz boyutunu negatif bir biimde eve getirir. Bundan dolay Antigone feda ettii eyleri ackl sralaynda ycedir bu liste, btn kapsayclyla sadakatini muhafaza ettii ey'in akn snrlarn belirler. Antigone lr ama tam da bu biyolojik lmnde onurlu bir yaamn, (biyolojik) yaam ve lmn tesine geen sadakatin timsali olarak kolektif hafzada yaamn srdrr.

94

BR TOTALTARZM M DED?

Peki bundan daha trajik ne olabilir? Bundan daha trajik olan, ey'e sadakat uruna (basit patolojik egotizm uruna deil) bu ikinci ('Ezel') Yaam'dan, bizi salt biyolojik yaamn zerine karan onurdan da feragat etmeye zorlanmaktr. Zanl devrimciye gstermelik davada sorulan ey budur: Deersiz bir bok, insanln sprntUs olduunu kamu nnde kabul ve itiraf ederek Devrime niha ballm gster. Belki de, eer bunu yaparsanz size (grece) konforlu bir yaam srme izni bile verilebilir: zlm bir kii artk dnyev zevklerin sefasn sremeyecektir, zira bunlarn tm varoluunuza temel hanet ile deersiz klnmtr. Belki bu post-trajik konumun niha rnei Kamboya'da Kzl Khmer rejiminde bulunabilir. Orada Stalinist gstermelik mahkemelere benzer ritellemi kamusal sulamalar, halk mahkemeleri de yoktu: nsanlar geceleri basite yok oluyorlard - srklenerek gtrlrlerken kimse konumaya veya soru sormaya cesaret edemiyordu.58 Bunun kilit zellii, 1976 ylna kadar Komnist Parti ve lider kadrosunun varlnn bile en st dzeyde sr kabul edilmesiydi: Parti bir ekilde Wagner'in Lohengrin'i gibi ilev gryordu - anonim Angka (rgt) olarak kald, ad (Komnist Parti) kamusal olarak telaffuz edilmedii ve stlenilmedii srece mutlak anlamda gl. Rejim ancak 1977'de Parti'nin varln kabul edecek ve Pol Pot'u ('1 No.'lu Birader') liderleri olarak sunacakt. Yani 1977'ye kadar kamunun yapland iktidar arac ve onun mstehcen gizli ikizi paradoksu ile kar karyaydk: Alldk kamu-sembolik iktidar yapsnn mstehcen grnmez aygtlarn a tarafndan desteklenmesi yerine elimizde kendini dorudan anonim, gizli, saklanan bir oluum olarak gren bir kamusal iktidar yaps var. Kzl Khmer rejimi tpk John Dahl'n yem-noir filmi The Last Seduction'dak (Son Ayartma) mutlak kt jemme fatal Linda Fiorentino karakteri iin yazlm reklm cmlesinde olduu gibi betimlenebilir: 'ou insann karanlk bir y58

Tarihsel veriler iin standart Batl liberal gazetecilik rnnden baka bir ey olmayan rapordan yararlandm, Elizabeth Becker, When the War Was ver: Cam-bodia and the Khmer Rouge Revolution, New York: Public Affairs 1998.

PART NTHAR ETT ZAMAN

95

n vardr... onun baka hibir eyi yoktu.'Ayn ekilde, ou politik rejimin mstehcen gizli riteller ve aygtlardan oluan karanlk bir yn varken Kzl Khmer rejiminin bundan baka hibir eyi yoktu.... Bu muhtemelen bulunabilecek en saf halde 'totalitarizmdir' - bu nasl gerekleti? Stalinist Komnist Parti'nin kilit eylemi, kendine resm bir Tarih tahsis etmektir (aacak bir ey yok, Stalinizmin musafi me'um His-tory ofthe CPSU'ur [Bolevikler]) - ancak bu noktadan sonra Parti sembolik olarak varolmaya balar. Kamboya Komnist Partisi ise kendi tarihinin kilit problemi zlmedii srece 'illegal' kalmak zorundayd: Kurucu kongresi ne zaman topland? 1951'de, Vietnam gdmndeki Endoin Komnist Parti'nin bir paras olarak Kamboya Komnist Partisi kuruldu; 1960'da 'bamsz' Kamboya Komnist Partisi ekillendi. Burada nasl bir seim yapacaz? 1970'lerin ortalarna kadar Kzl Khmer, hali hazrda fena halde bamsz ve milliyeti olsa da, hl Vietnam'n desteine ihtiya duyuyordu; bunlarn resm tarihisi Keo Meas neredeyse Freudcu bir uzla-zm bularak Parti'nin resm doum tarihini 30 Eyll 1951 olarak ortaya att - yani Endoin Komnist Partisi'nin Kamboya kanadnn kurulduu yl ve 1960 kongresinin yapld gn. (Burada tarih tabii ki olgular dikkate alnmakszn anlamn saf blgesi muamelesi grmtr: Seilen tarih mevcut politik dengeleri gzetmitir, tarihsel kesinlii deil.) Ancak 1976'da Kzl Khmer Kamboya's Vietnam vesayetinden kurtulacak kadar glenmiti partinin kurulu tarihini deitirmek iin bundan daha iyi bir zaman olabilir mi? - tarih yeniden yazld ve bamsz Kamboya Komnist Partisi'nin hakiki kurulu tarihi 30 Eyll 1960 olarak kayda geti. Ancak ite tam burada hakiki Stalinist amaz ortaya kar: Peki o zaman imdiye kadar kamuya partinin kurulu n olarak baka bir tarihi gstermesi gibi utan verici bir olguyu nasl aklayabildiler? nceki tarihin pragmatik, politik olarak oportnist bir manevra olduunu kamusal olarak kabullenmek, elbette ki, dnlemezdi - bylece, mantk gerei, tek zm bir hikye icat etmekti. Beklenecei zere

96

BR TOTALTARZM M DED?

Keo Meas tutukland ve ikence altnda uzla tarihini kendisinin nerdiini itiraf etti (buradaki mthi ironi, itirafnn 30 Eyll 1976 tarihli olmasdr), amac Kamboya'nn hakiki, otantik Partisini ieriden kertmek olan, yer altnda faaliyet gsteren Vietnam kontrolndeki paralel Kamboya Komnist Partisi'nin varln gizlemek iin... Bu paranoyak yeniden-katlamaya mkemmel bir rnek deil midir? Parti, gizli bir rgt olarak yer altnda kalmak zorundayd ve kamusal olarak ancak bu yer alt varl, kendi tekinsiz ikizinde, bir baka paralel gizli Parti'de reddettii/dlad zaman ortaya kabilirdi. imdi ayn zamanda en yksek Komnist fedann mantn da anlayabiliriz: Keo Meas ihanetini itiraf edip gemiteki oportnist feragtlarn suunu omuzland iin Parti kkenlerine dair tutarl bir tarih sahibi olabildi. Bu feragtlar o zaman gerekliydi de, biliyordu ki, zaman geldiinde bu feragtlar ihanet olarak reddedilecek ve kendisi de buharlatrla-cakt - ite bu bir kiinin Parti'ye yapabilecei en st dzey hizmettir. Bu paranoyak evrende semptom nosyonu (sakl bir ierie iaret eden mulak gsterge anlamnda) evrenselletirilir: Stalinist sylemde 'semptom', yalnzca doru Parti izgisine (ideolojik) ballk veya ondan sapma iareti deil, doru ynelim iaretiydi de; bu anlamda 'salkl semptomlardan' sz etmek mmknd, ba-Stalinist besteci Isaac Dunayevsky'nin ostakovi'in Beinci Senfoni'sine ynelttii u eletiride olduu gibi: 'Beinci Senfoni'deki parlak ustalk ... onun Sovyet Senfonik Mziinin geliimi adna tm salkl semptomlar sergilemedii gereini dlamyor'.59 yi de, 'semptom' terimi neden kullanlyor? nk olumlu bir zelliin gerekte sadece yleymi gibi yapp yapmadn kesin olarak bilemeyiz: Ya o kii sadece hakiki kar-devrimci tutumunu gizlemek iin Parti izgisini sadakatle izliyormu gibi yapyorsa? Benzer bir paradoks, Hristiyan speregosunda Yasa ve onun ihlli (gnah) diyalektii balamnda gsterilebilir: Bu diyalektik yalnz59

Ezabeth Wilson'dan alntland, ostakovi: A Life Remembered, Princeton, N}\ Princeton niversitesi Yaynlar 1995, s. 134.

PART NTHAR ETT ZAMAN

97

ca bizzat Yasa'nm kendi ihllini cesaretlendirmesi olgusundan, yani onun kar gelme arzusu dourmasndan kaynaklanmaz; Bizzat Ya-sa'ya boyun eiimiz 'doal', kendiliinden deil, ama daima-ve-hep Yasay ihlal etme arzusunun (hastalanmas) dolaym ile olur. Yasa'ya uyduumuz zaman bunu ihll etme arzumuzla giritiimiz umutsuz mcadele stratejisinin bir paras olarak yaparz, yani, Yasa'ya ne kadar dindarca uyarsak iimizin derinliklerinde gnah ileme zevkini o kadar duyumsarz. Sperego'da sululuk duygusu bu bakmdan hakldr. Yasa'ya ne kadar uyarsak, o kadar suluyuzdur, zira bu ba eme en nihayetinde kendi gnahkr arzularmza kar savunudur. Ve Hristiyanlkta gnah arzusu (niyeti) gnah eyleminin kendisine eittir -komunuzun karsna sadece imrenseniz bile zina ilemi saylrsnz. Bu Hristiyan sperego tutumu belki de en iyi T. S. Eliot'm Murder in the Cathedral'lndek (Katedralde Cinayet) u satrlarda ifadesini bulmutur: 'hanetin en by: Yanl nedenle doru eyi yapmaktr' -doru eyi yaptnz zaman bile bunu hakiki doanzn irenliklerine ramen, onlarn stn rtmek iin yapyorsunuz. ^ Belki Nicolas Malebranche'a bir gnderme yapmak bu yordam daha iyi aydnlatmamza yardmc olur. Modernliin standart versiyonunda ahlk deneyim 'nesnel olgularla' deil de 'znel deerler' blgesi ile snrldr. Bir yandan 'znel' ve 'nesnel', 'deerler' ve 'olgular' arasndaki bu modern ayrm izgisini onaylarken, Malebranche bizzat ahlk blgenin iinde bu izgiyi dntrm ve 'znel' Erdem ve 'nesnel' Ltuf arasnda yerletirmitir- 'znel'olarak erdemli olabilirim ama bu hibir ekilde beni Tanr gznde 'nesnel' olarak kurtarmaz; benim kurtuluuma karar veren Ltfn dalm, kesinlik60

Bu mantk, trst-kart yasalarla ilgili olarak Ayn Rand tarafndan pek ho formlletirilmitir: Kapitalistin yaptjj her ey sua dnyor - fiyatlar tekilerin fiyatlarndan yksekse tekel konumundan istifade ediyordur; eer daha dkse haksz rekabet yapyordur; ayn ise gerek rekabet ortam desise ve komployla ih ll ediliyordur _ Tm bunlar hastann psikanaliste gelme zamanna benzemiyor mu? Eer hasta ge kaldysa bu histerik bir provokasyondur; erken geldiyse bu takntl zorlanma [obsessional compulsion, - . n. ] iaretidir; tam zamannda geldiyse bu sapknca bir riteldir.

\9S

BR TOTALTARZMM DED9

le doa yasalarnda benzer tarzda, tamamyla 'nesnel' yasalara dayanr. Karmza Stalinist gstermelik mahkemelerin nesnelletirmeleri-nin bir baka versiyonu km olmuyor mu: znel olarak drst olabilirim, ama Ltuf (Komnizmin zarur olduuna dair igr) zerime olmad zaman ahlk salamlmn btn Komnist Davaya kar kan drst bir kk-burjuvadan daha fazla etmeyecek ve znel drstlme ramen daima 'nesnel olarak sulu' olarak kalmayacak mym? Bu paradokslar 'totalitarist' iktidarn basit dzenekleri olarak bir kenara atlamaz - bunlar, 'totalitarizme' standart liberal sal-drlarca gzden kaan asl bir trajik boyutla yakndan ilikilidir. Stalin - Buharin'e Kar Abraham - Isaac Peki o halde, bu dehetli konum nasl znelletiriliyorl Lacan'n belirttii gibi, modern koullar altnda doru anlamda trajedinin olmamas bu koulu daha da dehetli klyor: Konu u ki, Gulag ve Musevi Katliam'nn tm dehetine karn kapitalizmin balangcndan itibaren tam anlamyla trajediler yoktur - toplama kamplarndaki ve Stalinist gstermelik mahkemelerin kurbanlar kelimenin dou anlamnda trajik belalarla karlamadlar; durumlarnda komik unsurlar bulunuyordu ya da en azndan maskaraca unsurlar - ve bu nedenle her ey daha dehet vericiydi: O denli derin bir dehet vard ki, olanlarn trajik onur mertebesine 'yceltilmesi' artk mmkn deildi. Bu nedenle bunlara ancak bizzat parodinin rkn taklitilii/abarts ile yaklalabilirdi. Belki de trajedi tesi dehetin mstehcen komikliinin tam timsali olarak Stalinist sylem vak'asna bakabiliriz. 23 ubat 1937 tarihinde Merkez Komite huzurunda Buharin'in son konumas srasnda insanlardan ykselen rkn kahkahann Kafkaesk nitelii hatibin kaskat ciddyeti ile (o srada muhtemel intiharndan, neden bu ie kalkmayacandan, nk bunun Parti'yi ypratacandan, bunu yapmaktansa lmne dek alk grevi yapacandan sz etmektedir) Merkez Komite yelerinin tepkileri arasndaki radikal uyumsuzlukta asl kalr.

PART NTHAR ETT ZAMAN

99

Buharin: Kendimi vurmayacam nk insanlar partiye zarar vermek iin kendimi ldrdm syleyeceklerdir. Ama diyelim ki bir hastalktan lrsem, bundan sizin ne kaybnz olur? (Glmeler.) Sesler: antajc! Voroshilov: Seni alak! Kapa eneni! Aalk! Byle konumaya nasl cret ediyorsun! Buharin: Ama anlamalsnz - yaam srdrmek ok zor benim iin. Stalin: Sanki bizim iin kolayd?! Voroshilov: Duydunuz mu unu: 'Kendimi vurmam ama leceim'?! Buharin: Hakkmda konumak kolay tabii. Bundan ne kaybedersiniz yani? Bakn eer ben orospu ocuu sabotajcnn tekiy-sem, beni kurtarmak niye? Hibir ey istemiyorum. Yalnzca kafamdan geenleri, neler yaadm anlatyorum. Eer ne kadar ufak olursa olsun bu politik bir hasar veriyorsa, tamam o zaman, diyeceim yok, ne isterseniz yapacam. (Glmeler.) Ne glyorsunuz? Bunda glnecek en kk bir ey yok....'61 Burada Dava'da Josef K.'nn ilk sorgulamasnn gerek yaamdaki canlandrmasn grmyor muyuz?: Sorgu Yargc sayfalan bir otorite havasyla evirirken K.'ya 'Evlerde boyaclk yapyorsunuz, yle mi?' diye sordu. 'Hayr' dedi K. 'byk bir bankada birinci efim.' Hani bu yant aada61

J. Arch Getty ve Oleg V. Naumov, The Road to Terror: Stalin and the Self-Dest-ruction of Bolsheviks, 1932-39, New Haven, CT ve Londra: Yale niversitesi Yaynlar 1999, s. 370. Ayn tekinsiz kahkaha baka yerlerde de iitilir: 'Buharin: Hakkmdaki tanklklarn tm iftiradr. (Odada kahkahalar, grltler.) Ne glyorsunuz? Burada gln hibir ey yok' (a.g.e., s. 394).

100

BR TOTALTARZMM DED?

kiler arasnda ylesine iten bir glmeye yol at ki, K. da gld kendini tutamayarak. Ellerini dizlerine dayamlar sanki inat bir ksrk nbetine yakalanm gibi sarsla sarsla glyorlard. 62 Burada kahkahay tetikleyen uyumsuzluk radikaldir: Stalinist bak asndan intiharn hibir znel otantiklii olamazd; intihar basite arasallatrlm, kar-devrimci kumpasn 'en kurnaz' biimlerinden birine indirgenmiti. 4 Aralk 1936'da Molotov gayet net belirtmiti: 'Tomsky'nin intihar bir kumpast, taammden yaplmt. Tomsky bunu bir deil ok sayda kii ile beraber hazrlad, intihar edecek ve Merkez Komite'ye bir darbe daha indirecekti.'63 Ve Stalin bunu daha sonra ayn Merkez Komite birleik oturumunda tekrar edecekti: 'Burada, lmeden, dnyay terk etmeden nce son bir kez partiyi kandrmann ve zerine tkrmenin en an, en kurnazca ve en basit yollarndan birini gryorsunuz. Bu Yolda Buharin u son intiharlarn arkasndaki nedendir.'64 znelliin bu mutlak reddi Stalin'in Buharin'e verdii Kafkaesk yantta gn gibi ortaya kar: Stalin: Sana inanmtk, sana Lenin Nian taktk, seni basamaklardan yukar kardk ama yanlmz. yle deil mi, Yolda Buharin? Buharin: yle, yle. Ayn eyleri ben de kendime syledim. Stalin: [Belli ki Buharin'in azndan, onunla alay ederek] Hadi bakalm gelin beni vurun. iniz bu zaten. Ama onurumun lekelenmesini istemiyorum. Ya bugn bize ne ifade verdi? Hepsi bundan ibaret Yolda Buharin. Buharin: Ama ne bugn, ne yarn, ne ertesi gn sulusu olmadm
62

Franz Kafka, TheTrial, Harmondsvvorth: Penguin 1985, s. 48. [K muran ipal'in evirisinden kk deiiklikler yaplarak yararlanlmtr, Franz Kafka, Dava, s tanbul: Cem Yaynevi 1 981, s. 38. . n. ]. Getty ve Naumov, The Road to Terror, s. 315-16. A. g. e., s. 322.

63 64

PART NTHAR ETT ZAMAN

101

eyleri kabullenemem. (Odada grltler.) Stalin: Hakknda kiisel bir ey sylemiyorum [teklifsiz].65 Bylesi bir evrende, elbete ki, Buharin'in srarla talep ettii en biimsel ve bo znellik hakkna bile yer yoktur. Buharin: ... 1930'dan 1932'ye kadar pek ok politik gnah ilediimi itiraf ettim. Bunu anlam durumdaym. Ama gerek suumu nasl iddetle itiraf ediyorsam, ayn iddetle bana isnat edilen sulamalar reddediyorum, ve sonsuza kadar da reddetmeye devam edeceim. Bunun sadece benim iin kiisel bir nemi yok, ama hibir koul altnda kimse zerine bu kadar lzumsuz eyi stlenmemelidir, bilhassa partinin buna ihtiyac yokken, lkenin buna ihtiyac yokken, benim ihtiyacm yokken. (Odada grltler, glmeler)... Durumunun btn trajedisi u Piatakov ve onun gibilerin atmosferi bu denli zehirlemelerinde yatyor, yle bir atmosfer olutu ki kimse insan duygulara inanmyor - hisler, kalpten gelen tepkiler, gzyalar deil. (Glmeler.) Daha nce bir tr kant roln oynayan insan duygularn pek ok grnm - ve bunda utanlacak hibir ey de yok - bugn geerliliklerini ve kuvvetlerini yitirdiler. Kaganovich: Fazla ikiyzllk ettin! Buharin: Yoldalar, izin verin neler olduuna dair unlar syleyeyim Khlopliankin: Seni ieri tkmann vakti geldi! Buharin: Ne? Khlopliankin: oktan ieri tklm olman gerekirdi! Buharin: yleyse haydi, tkn beni ieri. 'Tkn unu ier'diye barmanzn benim farkl konumam salayacan m sanyorsunuz? Salamayacak.66
65

A.g.e.,s. 321. 65A.g.e.,s. 399.

102

BR TOTALTARZM M DED?

Merkez Komitesi'nin derdi, Buharin'in masumiyet iddialarnn ne nesnel hakikat-deeri ve de znel itenlii idi; tek dertleri Buharin'in itiraf etmeye gnlszlnn Parti'ye ve halka ne trden bjr 'iaret' gnderdiiydi: Niha olarak btn bu Trokist-Zinovievist davann' ritelden ibaret bir fars olduunun 'iareti'. tiraf etmeyi reddederek Buharin ve Rykov 'kendi kafalarndaki arkadalarna iaret veriyorlar, unu diyorlar: Daha byk bir gizlilik iinde aln. Yakalanacak olursanz itiraf etmeyin. Bunlarn politikas byle. Savunmalar adna sadece soruturmann zerine glge drmekle kalmyorlar. Kendilerini savunarak Trokist-Zinovievist davann da zerine glge dryorlar. 7 Ancak Buharin tarihsel bir kahramanlk gstererek znelliine drt elle sarlmt - Stalin'e yazd 10 Aralk 1937 tarihli mektubunda kamu nnde ritele boyun eeceini aka belirtirken ('herhangi bir yanl anlamadan kanmak iin, iin bandan belirteyim ki, d dnya (toplum) nezdinde... yazdklarmdan (itiraf ettiklerimden) geri adm atmak gibi bir niyetim hi yok'68) bir yandan da Stalin'e bir kii olarak hitap ediyor, masum olduunu iddia ediyordu: Ah Tanrm, keke yarp aarak ruhumu apak grmenizi mmkn klacak bir alet olsayd elinizde! Size bedenen ve ruhen nasl bal olduumu keke grebilseydiniz.... Neyse, bu kadar 'psikoloji' yeterli - balayn beni. brahim Peygamber'in klcn elinden ekip alacak bir melek belirmeyecek. lmcl kaderimden ka yok. .. .Karnda vicdanm temiz u nda, Koba [Stalin]. Son bir kez beni balaman diliyorum senden (yalnzca kalbinde, baka tr67

A.g.e., s. 404-5. 68A.g.e., s. 556.

PART NTHAR ETT ZAMAN

103

lii deil). Bu nedenle zihnimde seni kucaklyorum. Elveda ve sefil N. Buharin'ini hep hatrla ltfen. w Buharin'in bylesi bir travmaya uramasnn nedeni herkesin nnde aalanmas ve cezalandrlmas deil, Stalin'in aleyhindeki iddialara gerekten inanma olaslyd: Politik olarak genel bir aklanma fikrinde byk ve cretli bir ey var.... Gayet iyi biliyorum ki byk planlar, byk fikirler ve byk karlar her eyin nne geer, ve yine biliyorum ki, kendi kiiliim meselesini, her eyden nce senin omuzlarnda duran ev-rensel-tarihsel olanla tartmak benim iin kltc olurdu. Ama ite tam da bu noktada kendimi derin bir strabn iinde buluyor ve bata gelen, strap veren paradoksumla yzleiyorum. ...Eer senin dncelerinin de benimkilerle tamamen ayn merkezde olduundan kesinkes emin olsam, kendimle ok daha bark olacam. Eh, ne yapalm yani! Eer byle olmak zorun-daysa, olsun varsn! Ama inan bana senin de benim sulu olduuma inanyor olabileceini, yreinin derinliklerinde bizzat senin de beni tm bu felketlerin gerekten de sulusu olarak dnebileceini aklma getirdiim zaman kalbim parampara oluyor. Byle bir durumda ne anlam kalrd?70 Bu satrlarn anlam zerinde dikkatle durmalyz. Buharin'in sulu olduuna gerekten inansa sululuk ve sorumluluun standart mant iinde, Stalin affedilebilirdi, ama susuz olduunu bile bile Buharin'i suluyor oluu affedilemez ahlk bir gnah olurdu. Buharin bu ilikiyi tersine eviriyor: Stalin sulamalarn yalan olduunu bilirken Buharin'e bu canavarca crmleri isnat ediyorsa, tam bir Bolevik gibi davranyor, Parti'nin ihtiyalarn bir bireyin ihtiyalarnn nne gei"A.g.e., s. 558-60. 70A.g.e.,s. 558.

104

BR TOTALTARZM M DED?

riyor demektir ki, bu Buharin iin tamamen kabul edilebilirdir. Onun iin mutlak olarak kaldrlmas imknsz olan, tam tersine, Stalin'in sulu olduuna gerekten inanmas olasldr. Stalinist jouissance u halde Buharin hl Foucault'nun ortaya att itiraf mantna tutunmaktadr - sanki Stalin'in talep ettii itiraf, zanlnn yreinin derinliklerindeki en mahrem srr yeryzne karacak olan derin z-s-namasn hedefi i yormu gibi. Daha kesin bir ifadeyle, Buharin'in lmcl hatas, bir bakma, hem karnm doysun hem reim blnmesin diye dnmesiydi: in en sonuna kadar Parti'ye ve kiisel olarak Stalin'e balln ne srerken znel bamszlndan zerre kadar feragat etme niyeti yoktu. Eer Parti itiraf etmesini istiyorsa, halkn gz nnde suunu kabul etmeye hazrd, ama yakn evresinde, yoldalarnn arasnda aslnda sulu olmadn aka belirtmek istiyordu; kabul ettii yalnzca kamusal riteldeki roln laykyla oynamakt. te Parti'nin ona bahedemeyecei tam da buydu: Ritel, yalnzca bir ritel olarak adlandrlacak olursa uygulaymsal (perfor-mative) gcn yitirir. Buharin ve dier zanllar masumiyetleri konusunda srarc olduklarnda, Merkez Komite'nin bunu zanllarn Parti'ye kabul edilemez azap ektirilmesi olarak alglamasnda alacak bir ey yoktur: Parti'nin zanllara deil, sularn itiraf etmeyenlerin Parti ynetimine azap ektirmesi sz konusudur - ve baz Merkez Komite yeleri, ortadan kaldrlmas gereken pislikler, zehirli ylanlar olduklarn btnyle kabullenmek yerine zanllarn Parti'ye yllar boyu azap ektirmesine izin veren Stalin'in 'peygamber sabrn' kutlamlardr bile: Mezhlauk: Bizlerin sana azap ektirmediimizi sylemeliyim. Tam tersine, sen bize en aalk, en izin verilemez biimde azap ektiriyorsun. Sesler: Doru! Doru sylyor!... Mezhlauk: Yllar ve yllar boyu Parti'ye azap ektiren sensin, Yol-

PART NTHAR ETT ZAMAN

105

da Stalin'in peygamber sabrna dua et ki, zehir saan, terriste ilerinden dolay politik olarak parampara etmedik seni.... Sefih korkaklar, adi korkaklar. Ne Merkez Komite'de ne de partide yer yok size. Sizin yeriniz soruturma birimleri, kukusuz orada farkl konuurdunuz, nk burada, toplant halindeyken rencinizin, adn verelim, Zaitsev'in - onu da siz yoldan kardnz - hem kendi hakknda hem de sizin hakknzda 'ben bir engereim, ve Sovyet iktidarndan beni bir engerek gibi itlaf etmesini rica ediyorum' derkenki asgari cesaret bile yok sizde.71 u halde Buharin'in suu bir balama tamamen biimseldir: Zanls olduu crmlerin sululuu deil, kiinin sulu olup olmadnn nesnel olgular temelinde tartlabilecei znel bamszlk konumunda srar etme sululuudur nemli olan - bu konum aka gereklik ve ri-tel arasndaki aral ortaya koymaktadr. Merkez Komitesi'ne gre ihanetin son raddesi tam da bu asgari kiisel bamszl brakmamaktr. Buharin'in Merkez Komite'ye mesaj 'Size her eyi vermeye hazrm, ama bunu (kiisel bamszlm denen bo biimi) deilV -ve, elbette ki, Merkez Komite'nin ondan her eyden ok istedii tam olarak budur. Burada ilgin olan, znel otantiklik ve nesnel olgularn kartlar deil, her ikisi de Parti riteline aykr ayn hainane davrann iki yn gibi, denkler olarak ele alnmasdr. Ve olgularn bu denli gzard edilmesinin paradoksal bir ahlk onurluluk iermesine dair niha kant bunun tam kartnda, 'pozitif bir vak'ada buluyoruz - diyelim ki, gizlilikten yeni kartlan belgelerin gsterdii zere, Ethel ve Julius Rosenberg'in casusluktan sulu olmalarna karn, itiraf etmeleri halinde canlarn kurtaracaklarn gayet iyi bilerek infaz odasna kadar masumiyetlerinde srar etmeleri vak'asnda. Bir bakma 'itenlikle yalan sylyorlard': Olgusal olarak sulu olmalarna karn, daha 'de71

A.g.e., s. 387-8.

106

BR TOTALTARZMM DED?

riri' bir anlamda masumlard - kesinlikle tpk Stalinist davann zanllarnn gerekle olgusal olarak masum olmalarna ramen sulu olmalar gibi. Her eyi doru perspektiften bakarak sylersek: niha olarak Merkez Komite'nin Buharin'e yapt sulamada yeterince acmasz davranmad, 'yumuak kalplilik' gibi bir insan zafiyetin izlerini barndrd grlyordu: Voroshilov: Buharin iten ve drst bir adam, ama Buharn iin Tomsky ve Rykov iin olduu kadar endieliyim. Buharin iin neden endieleniyorum? nk yumuak kalpli bir insan. Bu iyi mi kt m bilmiyorum, ama iinde bulunduumuz durumda bu yumuak kalplilie ihtiya yok. Politika mevzularnda bu insana pek de yardmc olmaz, iyi t vermez nk bu, yani, yumuak kalplilik, yalnzca yumuak kalpli insan deil partinin davasn da gzard edebilir. Buharin fazlasyla yumuak kalpli bir insan.72 Kant terimlerle bu yumuak kalplilik (ki burada Beethoven'in Ap-passionata smm dinlenmesine kar Lenin'in verdii tepkinin uzaktan yanksn duymak iten bile deildir: Byle mzikleri ok fazla dinle-memelismiz zira bunlar sizi mlayimletirir ve bir de bakmsnz acmaszca imha edeceinize dmanlarnza sarlmak istiyorsunuz...), elbette ki, znenin saf ahlk duruunu bulandran 'patolojik' duygusalln kalntlardr. Ve burada, bu kilit noktada, sanki sorun, Stalinist Komnistleri, ahlk otomat canavarlara evirip onlara ortak insan duygu ve yaknl unutturan Komnist davaya amanszca ve kendini hie sayan adanmalarym gibi, acmasz Stalinist z-ilemselletir-meyle her tr Buharinci doal iyilii, insan zafiyetine dnk narin bak ve efkati kart kutuplara yerletiren 'hmanist' cazibeye kaplmaya direnmek hayat nem tar. Tam tersine, Stalinist Komnistle72

A.g.e., s. 100.

PART NTHAR ETT ZAMAN

107

rin sorunu yeteri kadar saf olmamalar, ve vazifenin sapkn ekonomisine kendilerini kaptrmalardr: 'Bunun ar ve can yakc olduunu biliyorum, ama ne yapabilirim ki? Bu benim vazifem...' Ahlk katln standart slogan udur: 'Grevini baarmamann mazereti olmaz!': Her ne kadar Kant'm 'Du kannst, denn du solist! [Baarabilirsin, nk baarmak zorundasn!]' sz bu slogann yeni bir versiyonunu ortaya koyuyorsa da, Kant bunu alttan alta ok daha tekinsiz bir versiyonla tamamlar: 'Grevini baarmann mazereti olmaz!'73 Grevimizi yaparken grevin mazeret olarak gsterilmesi ikiyzllk olarak reddedilmelidir; bunun iin rencilerine acmasz disiplin ve ikence uygulayan bildik ar sadist retmen rneini hatrlamak yeter. Tabii ki kendine (ve bakalarna) bulduu bahane udur: 'Zavall ocuklara bylesi bask uygulamak bana da zor geliyor, ama ne yapabilirim ki? Bu benim grevim!' Daha uygun bir rnek kesin olarak insanlk akyla yanan ama buna ramen dehetli temizlik operasyonlar ve infazlar uygulayan Stalinist Komnisttir; bu ileri yaparken kalbi parampara olmaktadr ama elinden bir ey gelmez; bu onun nsanln Geliimi iin Grevidir.... Burada karmza kan ey, Byk teki'nin stencinin saf arac konumunun benimsendii tam tamna sapkn tutumdur: Bu benim sorumluluum deil, bunu yapan aslnda ben deilim, ben yalnzca yksek Tarihsel Gerekliliin bir aracym. Bu durumun mstehcen jouissance'i kendimi yaptm eylerden temize km olarak kavramam sayesinde retilir: Bakalarna ac verirken bundan sorumlu olmadma, yalnzca Byk te-ki'nin faili olduuma tamamen inanmam ne ho deil mi?... Kant etiin yasaklad ite tam budur. Sadist sapn bu konumu u soruyu bir yant bulur: Bir zne 'nesnel' ve salt dardan dayatlan gereklilii yerine getiriyorsa nasl sulu olabilir? Bu 'nesnel gereklilii'znel olarak stleniyorsa - kendine dayatlan eyden haz alyorsa?74
73

Kant eti inin daha ayrntl bir deerlendirmesi iin bkz.: 2. Blm, Slavoj Zizek The Indivisible Remainder, Londra ve New York: Verso 1999. Bkz.: Alenka Zupancic, Ethics of the Real: Kant, Lacan, Londra ve New York: Verso, 1999.

74

108

BR TOTALTARZM M DED?

Bylece, en radikal haliyle Kanti ahikbilim 'sadistik' deil, ama tam olarak Sadec infazcntn konumunu benimsemeyi yasaklayan eydir. Peki tm bunlar bize karlatrmal olarak Kant ve Sade'n souk durular hakknda ne syler? karlmas gereken sonu, Sade'n acmasz soukluu benimserken Kant'n insan efkate ak kap brakt deil, bunun tam tersidir: Yalnzca Kanti zne bsbtn souktur (duyumsamaz - 'apatethic'), sadist ise yeteri kadar 'souk' deildir; onun 'duyumsamazl' sahte, teki'mn jouissance' namna hepten angaje olmasn gizleyen bir yemdir. Ve, elbette, ayn ey Lenin'den Stalin'e getiimizde de geerlidir: Lacan'm Kant avec Sade mm devrimci politik karl kuku gtrmeyecek biimde Lenin avec Sta-/m'dir - Leninist devrimci znenin teki'nin jouissance'mm sapk ara-nesnesine tebdili yalnzca Stalin sayesinde olabilirdi. Lenin versus Stalin Bu noktay, Leninist devrimci pratiin felsef duruunun ifade abas olan Lukcs'n Tarih ve Snf Bilinci vesilesi ile netletirmeye alalm. Lukcs geekten de proletaryay Tarih'in mutlak zne-Nesnesi olarak tanmlayan bylesi bir sahte-Hegelci iddiann savunucusu olarak elenebilir mi? Lukcs'n hl angaje bir devrimci olarak konutuu History and Class Consciousness'm somut politik arka planna odaklanalm. Biraz kaba ve basitletirilmi olarak ifade edersek: 1917 Rusya'snda devrimci glerin elindeki seenek, burjuvazinin demokratik devrimi nihayete erdirme kabiliyetinin kalmad zor koullar altnda, yleydi: Bir taraftan Menevik duru, 'nesnel geliim aamalar' mantna itaat noktasndayd: nce demokratik devrim, sonra proleter devrimi. 1917 girdabnda devlet aygtlarnn aama aama zlmesine, yaygn kitlesel huzursuzluklara ve Geici Hkmet'e ynelik direnilere dayanmak yerine tm radikal partiler hareketi ilerletme fikrinin cazibesine direnmeli, bunun yerine, nce demokratik dev-

PART NTHAR ETT ZAMAN

109

rimi gerekletirmek iin demokratik burjuva unsurlaryla g bir liine giderek 'olgunlam' devrimci durumu sabrla beklemek gerekliydi. Bu bak asndan, durum henz yeteri kadar 'olgun' deilken, 1917'de gerekleecek bir sosyalist iktidar, ilkel terre geri dn tetikleyecekti__ (Her ne kadar 'prematre' bir ayak lanmann yol aaca katastrofik terr sonucundan duyulan korku Stalinizmin glgesini khince ngryor gibi dursa da, aslnda Stalinizmin ideolojisi bu gerekli geliim aamalarnn 'nesnelci' mantna bir geri dnn alametiydi.)75 Dier taraftan, Leninist duru, bir srama yaplmas, durumun paradoksu iine balklama dalnmas, frsatn deerlendirilerek mdahale edilmesi, durum 'prematre' bile olsa, balangtaki durumu 'prematre' gsteren 'nesnel' kuvvetler ilikisini radikal biimde deitirecek tam da bu 'prematre' mdahale kumarn oynamay yani, durumun 'prematre' olduunu bize syleyen standardn kendisini kaale almamay ieriyordu. Burada iin zn karmamak iin dikkatli olmak gerekiyor: Mene-viklere ve Boleviklerin iindeki kukuculara ramen 1917 tarihindeki karmak durumun - Geici Hkmet'in kararsz politikalarna geni kitlelerin giderek artan honutsuzluu - pepee gelen iki gerekli aamay kaynatrp (burjuva demokratik devrimi ve proletarya devrimi) tek aama yaparak 'bir aamay' (burjuva demokratik devrimi) sektirme frsat tandn dnen Lenin deildi. Byle bir nosyon temel olarak altta yatan nesnelci 'eylemi' 'gelimenin gerekli aamalar' mantn hl kabul eder; bu nosyonun yapt tek ey, farkl somut koullar altnda gidiatn ritmini deitirmeye izin vermektir (yani, baz lkelerde ikinci aama, birincinin hemen arkasndan gelebilir). Bununla kartlk oluturacak biimde Lenin'in konumu ok
75

Yine hatrlayalm ki Ekim Devrimi'nden haftalar ncesine kadar Boleviklerle ilgili tartma alm yrmken, Stalin, Menevik dncesine paralel olarak, durumun yeteri kadar 'olgun' olmad, dolaysyla tehlikeli bir 'maceraclk' yerine yaygn bir anti-arist koalisyon desteklenmesi gerektii argmanyla Lenin'in derhal gerekleecek Bolevik darbesi nerisine kar safta yer almt.

110

BR TOTALTARZM M DED?

daha salamdr: Niha olarak 'gerekli gelime aamalar' diye nesnel bir mantk yoktur, zira somut durumlarn mkl rntsnden ve/veya 'znel' mdahalelerin beklenmedik sonularndan kaynaklanan 'komplikasyonlar' ilerin sorunsuz gidiatn daima bozmutur. Lenin'in dirayetle gzlemledii gibi, smrgecilik olgusu ve Asya, Afrika ve Latin Amerika'da ar smrlm kitleler gelimi kapitalist lkelerdeki 'dzgn' snf mcadelesini radikal olarak etkiler ve 'yerinden eder' - smrgecilii dikkate almadan 'smf mcadelesinden' sz etmek bo bir soyutlamadr, ki bu, politika pratiine tercme edildiinde, ancak smrgeciliin 'medeniletirici' roln kutlamak anlamna gelir ve bylelikle Asyal kitlelerin smrgeci-kart mcadeleleri gelimi Batili lkelerdeki 'hakiki' sjnf mcadelelerine gre ikinci dereceden saylacandan burjuvazinin tanmlad anlamyla snf mcadelesi terimini de facto kabul etmek olur.... (Tekra-ren, burada Althusserci 'stbelirlenime' beklenmedik bir yaknlk tespit edilebilir: Niha anlamda kural olmadndan, buna referansla 'istisnalar' llebilir - yaanan tarihte bir balama yalnzca istisnalar vardr.) nsan burada Lacanc terimlere bavurmak istiyor: Bu alternatifte kritik olan 'byk teki'nin' var olma(ma)sdr. Menevikler tarihsel gelimenin pozitif mantnn her eyi kapsayan temeline dayanyorlard; dier yandan Bolevikler (en azndan Lenin) 'byk te-ki'nin varolmadnn' farkndayd - kelimenin tam anlamnda politik mdahale altta yatan kresel bir matrisin koordinatlar iinde olmazd, zira mdahalenin yapt tam da bu 'matrisin' 'tekrar karlmas' idi. Lukcs'n Lenin iin besledii hayranlk bundan kaynaklanyordu: Onun Lenin'i, Rus Sosyal Demokrasisinin Bolevik ve Menevik olmak zere ikiye blnmesi, iki fraksiyonun kimlerin Parti yesi olabileceinin Parti programnda tanmland gibi kesin formlletiril-mesi konusunda kapmalar noktasnda unlar yazan Lenin'di: 'Kimi zaman btn ii snf hareketinin gelecek uzun yllar iindeki kaderi parti programndaki bir iki kelime tarafndan belirlenir.'76 Ya da
76

V. I. Lenin, 'The Draft Rules of the RSDLP', Collected Works iinde, Moskova: Progress Yaynclk 1960-70, C. 6, s. 476.

PART NTHAR ETT ZAMAN

111

1917 sonlarnda doru devrimci darbe frsatn grp, 'Bu frsat karrsak tarih bizi asla affetmez!'77 diyen Lenin. Daha genel bir dzeyde kapitalizmin tarihi, egemen ideolojik-politik erevenin bizzat kendi bekasm tehdit eden hareket ve taleplerle nasl baa ktnn (ve keskin kenarnn nasl kreltileceinin) uzun tarihiydi. rnein, uzun bir sreden beri cinsel zgrlkler tekeli cinsel basknn kapitalizmin sreklilii iin gerekli olduuna inandlar - imdi biliyoruz ki kapitalistler hogryle bakmak yle dursun, sadece cinsel zevklerin rastgele deneyimlenmesini deil, 'sapkn' cinsellik biimlerini tahrik edip smryorlar. Buradan karlacak sonu, kapitalizmin snrsz btnleme, ve tikel taleplerin ykc ularn kesip atma kabiliyeti deildir - zamanlama sorusu, 'n yakalamak' burada hayat nem tayor. Belli bir an iin, belli bir tikel talep, kresel ya-nanlam retme gcne sahiptir; bu talep kresel devrimin eretileme-sel dublr gibi ilev grr: Eer bu konuda srarc olursak sistem infilak edecektir; ancak fazlaca bekleyecek olursak bu tikel talep ve kresel tahribat arasndaki eretilemesel ksadevre zlecek ve yznde ikiyzl mstehzi bir tatmin ifadesiyle Sistem, 'stediin bu muydu? Al ite!' tavrn taknacaktr, ama gerekten de radikal hibir ey olmadan. Lukcs'm Augenblick (bir eylemin mdahalesi iin ksa bir sre zarfnda beliren an) dedii, n yakalama, Sistem taleplerimizi yerine getirmeden nce atmay hararetlendirme sanatdr. te burada olaan olarak varsayldndan daha 'Gramscici' ve faraziyeci/olumsalc bir Lukcs'mz var - Lukcsc Augenblick beklenmedik ekilde bugn Alain Badiou'nun Olay diye formlletirmeye kalkt eye yakndr: nceden varolan 'nesnel koullar' tarafndan dikkate alnmayan mdahale.78 Lukcs'n argmannn kritik noktas eylemi 'tarihsel bantlarna' indirgemeyi reddetmesidir: Ntr 'nesnel koullar' diye
77

78

V. I. Lenin, 'Letter to the Central Committee Members', Collected Works iinde, C. 26, s. 234. Bkz.: Alain Badiou, L'etre et l'evenement, Paris: Editions du Seuil 1988.

112

BR TOTALTARZM M DED?

bir ey yoktur - yani, (Hegelce sylersek): Tm nceden farzedilen-ler hl-i hazrda minimal olarak sunulmutur. Sylem ie patladnda Stalinizmin kilit toplumsal dinamikleri onun istisnalarnda yatar: 1937'nin ikinci yansnda, iki aylk bir sreyi kapsayan o biricik an iin Stalinizmin ritelistik sylemi kmt. yle ki: 1937'ye kadar aklanmalar ve davalar, nomenkalturd'yi pekitiren, onun btnln katlatran baarszlklarna ritelletirilmi gnah keisi eklinde nedenler bulan (Trokici sabotajclar yznden ktlk vard, sanayide kaos vard, vs...) net kurallarla evrelenmi kalplar erevesinde yrd. Ancak 1937 gznde terrn en yksek noktaya ulamasyla bizzat Stalin tarafndan ikin sylemsel kurallar yerle bir edildi: Herkesin birbirine kar olduu ykm orjisinde nomenklatura, en st katmanlar dahil, kendi kendini yutmaya ve kendini imha etmeye balad - 'Boleviklerin z-Ykm' olarak gayet yerinde bir nitelemeyle tarif edilen sre {The Road to Terror'm alt balklarndan birinin dedii gibi, '1937 Frtnas: Parti ntihar Ediyor') - Bu dnem, 'bu "kr terr," sylemsel stratejinin geici tutulmasdr. Sanki bizzat Stalinistler, korkularnn ve elikten disiplinlerinin esareti altnda, artk retorik aralarla ynetemeyeceklerine karar vermi gibidirler.'79 Bu nedenle bu dnemdeki kitlesel infazlar hakkndaki metinler artk Parti yelerinden oluan yaygn kesimleri ve genelde tm nfusu disipline etmeye yarayan sradan normatif/kural dayatan ritellemi efsunlar deildi. Hatt nceki her bir terr dalgasnda yeni bir ierikle doldurulan bo dman sembolleri bile ('Trokistler') artk gzden dmt - geriye yalnzca sk sk biim deitiren yeni rastlantsal gruplarn hedeflenmesi kalmt: Farkl pheli 'milliyetler' (Almanlar, Polonyallar, Estonyallar...), d balantlar olan pul koleksiyoncular, Esperanto alan Sovyet vatandalar, ta Mool lamalara kadar - bunlarn tm cellatlara her blgenin doldurmas gereken tasfi79

Getty ve Naumov, The Road to Terror, s. 480.

PARTt NTHAR ETT ZAMAN

113

ye kotalar iin yardmc oluyordu (bu kotalara Moskova'da Politbro merkez planlamada bir tr uydurma retim hedefi olarak karar veriyordu - bir tartmadan sonra, diyelim ki, Sovyet Uzak Dousu iin haftalk kota 1,500'den 2,000'e ykseltiliyor, Ukrayna iin kota 3,500'den 3,000'e indiriliyordu). Burada tasfiye kotalarnn karlanmas iin anti-Sovyet komploya verilen paranoyak referanslar bile ie yaryordu - nce kotalarn formel olarak, a priori belirlenmesi iini dman kategorilerinin izliyordu (ngiliz casuslar, Trokistler, sabotajclar...), sonu olarak bu sre cellatlarn belirleyip tutuklayacaklar ve vuracaklar bireylerin saptanmasna kadar indirgeniyordu: Bu dmanlarn hedeflenmesi deil, kr bir fke ve panikti. Bu, olaylarn kontrol altna alnmasn deil, rejimin dzenli kontrol mekanizmalarnn bulunmadnn ikrarn yanstyordu. Ortada bir politika deil politikann iflas vard. Olanlar, iddet dnda bir ynetim arac kalmadnn iaretiydi. ^ Bylece, bu zel durumda, toplumsal bir ba olarak, sylem halindeki dilden, saf ara olarak dile geeriz. Sistematik olarak kitle katliam iin eytan planlar peinde koan, standart eytanlatrc sapk Efendi Stalin liberal bakna kar tekrar tekrar vurgulanmas gereken udur: Burada iktidarn an gaddarca iddet ieren uygulamas, iktidarn yaama kar galip gelii ve lmn tam tersi ile akmas, daha dorusu onun ifade biimi, varolu kipi olmas, lkenin 'normal' otorite ve ynetsel nlemlerle idare edilmesi konusunda mutlak bir ehliyetsizliktir. Stalinist terr esnasnda Politbro panik iinde davranm, durumu kontrol altna almak iin olaylara umutsuzca hkim olmaya ve dzenlemeye abalamtr. ktidarszln rtk kabul, ayn zamanda traktr tamirinden iek yetitirmeye kadar neredeyse her konuda tavsiyelerde bulunabilen
80

A. g. e., s. 481.

114

BR TOTALTARZM M DED?

Stalinist Lider'in kutsallatnlarak stn deha yaplmasnn gizli hakikatidir de: Bu Liderin gndelik yaama mdahalesi, gndelik yaamda ilerin olabilecek en sradan dzeyde yrmedii anlamna geliyor - bu nasl bir lkedir ki, bizzat yce Lider traktrlerin tamiri ile ilgili tavsiye vermek durumunda oluyor? te tam burada Stalin'in (sulanan bireyin kalkt) intihan (yukarda alntland gibi) Parti'ye son bir darbe indiren bir entrika olarak lanetlemesini hatrlamalyz: Belki bunu 1937'nin sonlarnda Parti'nin intihan olarak okumalyz, ama tersi ynde - bir 'iaret' olarak deil de, kolektif znenin her tr ara-sallm tesinde otantik bir eylemi olarak. Alman yarg Schreber'in paranoyasn (bu zneye kar paranoyak komplo senaryosunu) analizinde Freud, delilii ele al biimimizin ou kez aslnda bir iyileme giriimi olduunu hatrlatr: Mutlak psikotik kten sonra gelen paranoyak kurgu, znenin kendi evreninde bir tr dzeni, onun bir 'bilisel harita' edinmesini salayacak bir referans erevesini yeniden ina etme giriimidir.81 Ayn ekilde, insan, 1937'nin sonlarna doru Stalinist paranoyak sylemin en st dzeye ulat noktada kendi zln toplumsal bir ba olarak harekete geirdiini, 1937'de bizzat Stalin'in ba cellad olan Yez-hov'un 1938'de tutuklanp tasfiye edilmesini, aslnda bir iyileme, 1937'de patlak veren kontrol d z-ykm stabilize etme giriimi olduunu dnmeden edemiyor: Yezhov'un temizlenmesi, tm temizlikleri sonlandracak bir tr meta-temizlikti (Yezhov'a tam olarak binlerce masum Bolevik'in yabanc gler adna ldrme suu isnat edilmiti - ironik olan bu suun resmen doru olmasyd: Yezhov gerekten de binlerce masum Bolevik'in ldrlmesini rgtlemiti...). Ancak, buradaki can alc nokta, her ne kadar Toplumsaln snrlarna, bizzat sosyo-sembolik ban z-ykmsal imhasna ulasak da, bu fazlaln kendisinin, her eye ramen, tam olarak toplumsal mcadelenin dinamiklerince, rejimin en st kesimlerindekiler (Stalin ve yakn
Bkz.: Sigmund Freud, 'Psychoanalytic Notes on an Autobiographical Account of a Case of Paranoia", The Pelican Freud Library iinde, Harmondsvvorth: Penguin 1979, s. 211.

PART NTHAR ETT ZAMAN

115

evresi), st nomenklatura ve Parti'nin sradan alanlar arasnda gerekleen bir dizi dzenleme ve yeniden-dzenleme sramalar tarafndan retilmi olmasdr: Bylece 1933 ve 1935'de Stalin ve Politbro eleme, tasfiye ve umutsuz bir hizaya sokma ii iin nomenklatura elitinin her dzeyi ile kenetlendi. Sonralar yerel liderler bu tasfiye iini kendi makinelerini salamlatrmak ve 'uygunsuz' insanlar saf d etmek iin kullandlar. Pei sra bu durum 1936'da bir baka dzenlemeyi gndeme getirdi, buna gre Stalin ve Moskova nomenklaturas yerel elitlerin basksndan ikyeti olan sradan yelerle saf tuttular. 1937'de Stalin 'parti kitlelerini' bir btn olarak nomenklatu-raya kar aka mobilize etti; bu, Byk Terr'n elite dnk tahribat iin nemli bir yol am oldu. Ama 1938'de Politbro dzenlemeyi deitirdi ve terr dneminde partideki dzeni yeniden salamak iin yerel nomenklaturann otoritesini pekitirdi.82 Bylece Stalin, yerel Parti patronlarnn keyf ynetimlerine kar ikyetlerini ifade etmeleri iin cesaretlendirdii sradan alt dzey yeleri bizzat muhatap almak gibi riskli bir hamle yapnca (Mao'nun Byk Kltr Devrimi'ne benzer bir hamle) iler rayndan kt - bunlarn rejime dnk fkeleri, dorudan da vurulamaynca fena halde ktcl bir boyutta kiiselletirilmi ikame hedefler zerinde patlad. Zira ayn zamanda st nomenklatura da dorudan tasfiyelerle ynetim gcn yeniden ele geirdii iin, iinde fiilen herkesin tehdit altnda olduu (82 blge Parti sekreterinden 79'u vuruldu) z-ykmsal bir fasit daireyi devreye girdi. Fasit daire sarmalnn bir baka boyutu, tepeden gelen direktiflerin tasfiyelerin taml konusundaki mutlak kararszlyd: Tepedekiler kat bir keskinlik talep ediyor, ama ayn zamanda arlklara kar uya-nyorlard, bylece ii yapanlar savunulmas imknsz bir konuma dyorlard - niha olarak ne yapsalar yanl oluyordu. Eer yeteri ka82

Getty ve Naumov, The Road to Terror, s. 14.

116

BR TOTALTARZM M DED?

dar hain tutuklamayp komplo kefetmedilerse fazla yumuak ve kar--devrim destekisi addediliyorlard; bylece bu bask altnda malm kotalar doldurabilmek iin kantlar uydurup entrikalar icat ediyorlard - ama byle yaparak da bizzat kendilerini binlerce drst Komnisti yabanc gler adna yok eden sabotajclar olma eletirisine ayorlard... Bu nedenle Stalin'in dorudan parti kitlelerine hitap edip onlarn brokrasi-kart eilimlerini paylamas ok riskliydi: Bu yalnzca elit politikann kamusal tahkikata almasn deil, Stalin'in de bir paras olduu btn bir Bolevik rejimin itibar kayb tehdidini ieriyordu... . Sonunda, 1937'de, Stalin oyunun kurallarn tmden inedi aslnda oyunu toptan imha etti ve herkesin herkese kar olduu bir terrn dizginlerini elden brakt.83 'Kurallarn tmden inenmesinden' kaynaklanan kaygan durumda rknt veren komik anlar da eksik deildi: 1937 baharnda Dmitri ostakovi'in NKVD kararghna gelmesi emredildiinde onu karlayan mfetti Zanchevsky, ksa bir arkadaa giri sohbetinden sonra hl-i hazrda tutuklanm bulunan Marshal Tukhachevsky ile balantlarn sorgulamaya balad: 'Onun evinde olup da politika hakknda konumam olmanza imkn yok. Diyelim ki Yolda Stalin'e suikast planlar?' ostakovi politika konuma konusunu inkr etmeyi srdrnce Zanchevsky ona yle dedi: 'Pekl, bugn Cumartesi ve sen imdi gidebilirsin. Yalnz sana Pazartesi gnne kadar sre tanyorum. O gn itibariyle eksiksiz her eyi hatrlayacaksn. Senin de tanklk ettiin Stalin'e kar komplonun tartld konumann her detayn hatrlamak zorundasn.' ostakovi evinde kbus gibi bir hafta sonu geirdi ve Pazartesi sabah tutuklanmaya hazr biimde NKVD kararghna dnd. Ancak girite ismini verip Zanchevsky'yi greceini bildirdiinde ona 'Zanchevsky bugn gelmeyecek' bilgisi verildi bizzat Zanchevsky o hafta sonu iinde casusluktan tutuklanmt.84
83 84

A.g.c. Bkz.: Wi!son, ostakovi: A Life Remembered, s. 124-5.

116

BR TOTALTARZM M DED?

dar hain tutuklamayp komplo kefetmedilerse fazla yumuak ve kar--devrim destekisi addediliyorlard; bylece bu bask altnda malm kotalar doldurabilmek iin kantlar uydurup entrikalar icat ediyorlard - ama byle yaparak da bizzat kendilerini binlerce drst Komnisti yabanc gler adna yok eden sabotajclar olma eletirisine ayorlard... Bu nedenle Stalin'in dorudan parti kitlelerine hitap edip onlarn brokrasi-kart eilimlerini paylamas ok riskliydi: Bu yalnzca elit politikann kamusal tahkikata almasn deil, Stalin'in de bir paras olduu btn bir Bolevik rejimin itibar kayb tehdidini ieriyordu... . Sonunda, 1937'de, Stalin oyunun kurallarn tmden inedi - aslnda oyunu toptan imha etti - ve herkesin herkese kar olduu bir terrn dizginlerini elden brakt.83 'Kurallarn tmden inenmesinden' kaynaklanan kaygan durumda rknt veren komik anlar da eksik deildi: 1937 baharnda Dmitri ostakovi'in NKVD kararghna gelmesi emredildiinde onu karlayan mfetti Zanchevsky, ksa bir arkadaa giri sohbetinden sonra hl-i hazrda tutuklanm bulunan Marshal Tukhachevsky ile balantlarn sorgulamaya balad: 'Onun evinde olup da politika hakknda konumam olmanza imkn yok. Diyelim ki Yolda Stalin'e suikast planlar?' ostakovi politika konuma konusunu inkr etmeyi srdrnce Zanchevsky ona yle dedi: 'Pekl, bugn Cumartesi ve sen imdi gidebilirsin. Yalnz sana Pazartesi gnne kadar sre tanyorum. O gn itibariyle eksiksiz her eyi hatrlayacaksn. Senin de tanklk ettiin Stalin'e kar komplonun tartld konumann her detayn hatrlamak zorundasn.' ostakovi evinde kbus gibi bir hafta sonu geirdi ve Pazartesi sabah tutuklanmaya hazr biimde NKVD kararghna dnd. Ancak girite ismini verip Zanchevsky'yi greceini bildirdiinde ona 'Zanchevsky bugn gelmeyecek' bilgisi verildi bizzat Zanchevsky o hafta sonu iinde casusluktan tutuklanmt.84
"A.g.e. 84 Bkz.: Wilson, ostakovi: A Life Remembered, s. 124-5.

PART NTHAR ETT ZAMAN

117

Arasz: ostakovi ve Stalinizme direni ostakovi'in kendisi resm parti sylemi sz konusu olduunda nerede duruyordu? Volkov'un sorunlu ostakovi hatralarn yaynlanmasndan sonra gizli kalm mthi kahraman muhalif ostakovi'e vgler dzmek moda oldu; o, Stalinizmin yksekte olduu noktada, en dehet verici koullar altnda bile radikal eletiri ieren mesajlarn nasl aktarlabileceinin yaayan kant idi. Bu okumann sorunu, imknsz bir yarlma nkabulne dayanmasyd: Mesela Beinci Senfo-ni'nin finalinin 'hakiki anlamnn' mstehzi olduunu rendiimizde - bu Stalin'in mutlu olunmas emriyle dalga geiyormu (bylece, Rostropovich'e baklrsa, eserin muzaffer ritmik darbeleri aslnda tabuta aklan saysz iviye indirilen darbelermi); veyahut Leningrad Senfonisi'nin ilk llerinin 'hakiki anlam' (Alman Ordusu'nun deil de) Komnist istilnn terrist ilerleyii imi; veyahut On birinci Senfoni, 1905 devriminin patlak vermesini deil de 1956 Macar ayaklanmasn anlatyormu (zaten senfoniyi piyanoda dinlediinde ostakovi'in olu Maxim'in babasna 'Bu yzden seni vururlar!'demesinin nedeni buymu), ve saire. Buradaki fikir, binlerce sradan insan (hep dendii gibi, 'iitecek kulaklar olan' herkes85) mzie heyecanla tepki verirken, hakiki anlamn tm muhalif grubuna bu denli mutlak olarak effaf olmasdr; ne var ki ayn zamanda, artk nasl olmusa bu anlam iktidarda olanlar, kltrel ve politik nomenklatura iin mutlak olarak opak kalmtr. Nomenklatura gerekten de yz binlerce sradan insann anlad eyi anlamayacak kadar inanlmas g derecede aptal myd? Ya zm ok daha basitse, tek ve ayn dinleyici her iki dzeyde de hareket edebiliyorsa, tpk Hayes Yasas denetimindeki klasik Hollywood'un her iki dzeyde de harekete geirilmesi gibi: Aikr ve ideolojik olarak
Kaza eseri Heidegger Nazi balants konusundaki savunmasnda ayn formlletirmeye bavuracaktr: 1930'larn ortalarnda Heraklit'de logos zerine seminerini verirken, 'iitecek kulaklar olan' herkes anlamtr ki kendisi burada Nazi ideolojisine kahredici bir darbe indirmektedir!

118

BR TOTALTARZM M DED?

masum doku ve altta yatan (cinsel olarak) haddini aan mesaj.86 Maalesef 'gizli muhalif nosyonu bir oksimorondur (oxymoron)*: Muhalif bir eylemin z kamusal olmasdr; tpk Andersen'in 'mparatorun Yeni Giysileri'ndeki malum ocuun, byk teki'ye, dierlerinin yalnzca fsltyla konutuklarn alenen sylemesi gibi. Bu ekilde, Chris Marker'n The Last Bolshevik belgeselinde temsil edilen sinemac Alexander Medvedkin gibi resm ideoloji ile btnyle (ar) zdelemi yazarlarn balan belaya girerken, tam da ostako-vi'in senfonilerinin 'resm' Sosyalist okumasna hissettii mesafe, onu bir prototip Sovyet besteci yapar bu ideolojiyi yaratan mesafedir. Partinin her bir memuru, ta Stalin'in kendisine kadar, bir tr 'gizli muhalif idi, kendi aralarnda kamusal olarak yasaklanm konular konutuklar iin. Dahas, ostakovi'in byle kahraman gizli muhalif olarak kutlanmas yalnzca olgusal olarak yanl olmakla kalmyor ama hatt ge dnem mziinin bykln de glgeliyor. Minimal duyarlla sahip bir dinleyici iin bile onun (hakl olarak nl) yayl alglar drtllerinin totaliteryan rejimi reddeden kahramanca ifadeler deil, ostakovi'in kendi korkakl ve frsatl zerine yorumlar olduu gayet aktr: ostakovi'in sanatsal drstl mziinin btnyle umutsuzluk, melankolik uyuukluk, iktidarsz fke patlamalar ve hatt z-nefretin karmndan mteekkil kendi isel alkantlarna dair olmasyla ilgilidir, kendisini gizli kapakl kahraman iln etmesiyle deil. ok nl Sekizinci Yayl alglar Drtl'snn ostakovi'in artk basklara boyun edii ve Komnist Parti yesi olduu dnemde bestelenmi olmas - onu neredeyse canna kast ettirecek bir umutsuzlua sevk eden bir feda - hayat nem tar: Bu yklm bir adamn mziidir, eer byle bir ey hi olduysa. Ruslarn melankolik depresyon ve iktidarsz hiddet patlamalar
86

Bu iki dzeyin daha detayl analizi iin bkz.: Slavoj Zizek, The Art ofthe Ridicu-lous Sublime, Seattle: Washington niversitesi yaynlan 2000. inde anlam elikili iki szck bulunan ifade. - . n.

PART NTHAR ETT ZAMAN

119

arasnda salnmas konusunda pek iyi bilinen kalp bu ekilde tarih-d- 'arketip' karakterini yitirmi ve Stalinist dnemde sanatya dayatlan ahlk dnlerden oluan somut sosyo-politik burta temellenmi oluyor. rnein 8 numaral Drtl, karamsar depresyondan ('hznn Slav melankolisi') manyak fke patlamalarna kayan yaps ile bu Slav kalba mkemmelen uyar. (Bu sanki klasik sonatn standart i hareketi - armonik balang, patlama ve atmann srdrlmesi, gerilimin sonda zlmesi ve armoniye dn - burada tekinsiz bir dalga gemeyle tekrarlanmtr: Melankolik uyuukluktan iktidarsz patlamaya, sonra tekrar bataki uyuuklua dn.) Ancak, ostakovi'in drtllerinin o pek vlen mnzev zenginlii, bunlarn itaatkr aclklar, Stalinist politikann travmatik mdahalesinin (buna verdii tepkinin) paradoksal sonulardr, ki bunlar ostakovi'in satirik deneysel oyunbazln yanda kesmitir. ostakovi'in yaamndaki byk travmatik kesinti 1936'da bizzat Stalin tarafndan alan Mtsenskli Lady Machbet adl operasnn acmaszca reddedilmesidir; Stalin ilk iki perdeden sonra performans fke iinde terk etmiti. Bu reddediin sonucu olarak ostakovi iki yllna halkn gz nnden ekildi, sonra politik affnn yolunu pro-to-Sosyalist-Gereki Beinci senfonisi ile geri satn ald. Burada gerek anlamda bir paradigma sramasna tank oluyoruz: Parlak mzik satiristi ve deneyicisi erken dnem ostakovi'ten geleneksel formlara dn yapm minr-anahtarl, lirik hznden rap rap grleyen muzaffer 'Kzl Meydan Resm Geidi' kakafonisine doru gelien epik mzikli tragedyacya. Ancak erken dnem ostakovi basite gzden yitmemi, ama ikincinin glge ikizi olarak yeniden belirmitir. Byk 'Stalinist' eserleri bile (mesela Beinci Senfoni) derinden derine kararszdr: Evet, dayatlmlardr, Efendi'yi memnun etmek iin yazlmlardr, 'samimi' eserlerin tersine. Ancak tam da byle olduklar iin bu almalar sanki bestecinin mutlak anlamda otantik olan belli bir 'sapkn' ihtiyacn tatmin eder gibidirler. Beinci Senfoni'nin finalinin (sperego) dzenin(in) ironik olarak arptlm/abartl onayn ifade ettiini bizzat ostakovi iddia etmitir, 'mutlu olmak ve yaamn ta-

120

BR TOTALTARZM M DED?

dini kartmak' iin. Sanki bir ekicin biteviye vuruunun mzikal yeniden retimi kiiyi 'Mutlu ol! Mutlu ol!' diyen mstehcen emre itmektedir. Ne var ki bu onay, tam da abartl arptlml iinde, kendine has bir tatmin retir. Yani ostakovi'in Beinci'sinin finalinde ironik olmak istedii iddiasn (resm iyimserliin eletirel bir sunumu olduunu) kabul etsek bile, aklndan geen salt ironi deil, ama bizi ieriden etkileyen, eytan bir hayalet gibi yakamza yapan mutlu olma emrinin mstehcen iktidarnn ok daha kararsz onaylanmasdr. Stalinizmin radikal kararszl Toplumsal antagonizma nosyonunda Toplumsal-z'pz' farklar (somut toplumsal analizin konusu) bu Toplumsal ve onun tekisi arasndaki farkla rtn Bu rtme dmann aka insan-olmayan, insanln dks olarak adlandrld Stalinizmin tepe noktasnda iyice belirginlemitir: Stalinist Parti'nin dmanla mcadelesi, insanln kendisinin kendi insan-olmayan dks ile mcadelesi olmutur. (Farkl bir dzlemde ayn ey Nazi Yahudi-kartl iin sylenebilir; bu nedenle Yahudiler'den temel insanlklar esirgenmitir.) Tam da Marksistler olarak Stalin dnemindeki tasfiyelerin Faist iddetten bir anlamda daha 'irrasyonel' olduunu kabul etmekten korkmamalyz: Paradoksal olarak tam bu fazlalk Stalinizmin, Faizm ile kartlk oluturacak ekilde, bir sapkn otantik devrim vak'as olduunun kuku gtrmez iaretidir. Faizm'de, hatt Nazi Almanya'snda eer muhalif politik eylemlere bulamamsanz (ve tabii ki, Yahudi kkenli deilseniz...) hayatta kalmak, 'normal' gndelik yaam grnts vermek mmknd; te yandan 1930 sonlarnda Stalinizm altnda kimse gvende deildi, herkes beklenmedik biimde ihbar edilebilir, tutuklanabilir ve bir hain olarak vurulabilirdi. Bir baka deyile, Nazizmin 'irrasyonalitesi'Yahudi-kartlnda, Yahudi Komplosu inancnda younlamt; Stalinist 'irrasyonalite' ise toplumsal bnyenin tmne yaylmt. Bu nedenle, Nazi polis mfettileri hl rejim aleyhine gerek eylem kantlar ve izleri peindey-

PART NTHAR ETT ZAMAN

121

ken, Stalinist mfettiler ak ve kuku gtrmez tezghlar uydurmakla meguldler (uyduruk tezghlar, sabotajlar, vs.). Ancak, Komnist Parti'nin kendi yelerine uygulad bu iddet, rejimin radikal olarak kendi ile - kklerinde rejimin 'otantik' devrimci bir proje olma nitelii ile - elitiinin gstergelerini ierir: Kesintisiz tasfiyeler yalnzca rejimin kendi kkenlerinin izlerinin silinmesi iin gerekli deildir, ama ayn zamanda bir tr 'basklanann geri dn', rejimin kalbinde yer alan radikal olumsuzluun kalntlar olarak da gereklidir. Parti'nin kdemli kesimlerinin Stalinist tasfiyesi u kkten ihanete dayanr: Zanllar, yeni nomenklatura yeleri olarak, Devrim'e ihanet ettikleri srece gerekten de suludurlar. u halde Stalinist terr, basite Devrim'e ihanet - otantik devrimci gemiin izlerinin silinmesi giriimi - deildir; yaplanlar daha ok devrim-sonras yeni dzeni kendi iinde Devrim'e ihanetlerini (yeniden) naketmeye, nomenklatura'nm tm yelerini tehdit eden keyfi tutuklamalar kisvesinde bunu 'yeniden-tescil etmeye' zorlayan bir tr 'habis sapknln' grnmdr - psikanalizde olduu gibi, sululuun Stalinist itiraf, gerek suu gizler. (ok iyi bilindii zere Stalin, nomenklatura iin besledikleri nefreti da vurmak iin kdemli aparat-klar tutuklayp ikence edecek alt toplumsal kkenlerden gelenleri kurnazca NKVD'ye ye yapmtr.) Yeni nomenklatura ynetiminin stabilitesi ve nomenklatura saflarnn pepee tasfiyesi klndaki sapkn 'basklanann geri dn' arasndaki gerilim, Stalinist fenomenin tam kalbinde yer alr: hanet edilen devrim miras tasfiyeler klnda hayatn srdrr ve rejimin yakasna yapr. 1996'daki Komnist bakan aday Gennadi Zyuga-nov'un hayali (keke Stalin be yl daha yaayp, son projesini oluturan kozmopolitanizmi kkleme ve Rus devleti ile Ortodoks Kili-se'nin barmas ilerini tamamlayabilseydi - baka bir ifadeyle keke Stalin Yahudi-kart tasfiyeyi gerekletirebilseydi...) tam da devrimci rejimin en nihayet iinde tad gerilimden kurtulaca ve kendini stabilize edecei pasifletirmeyi hedeflemektedir - buradaki paradoks, elbette ki, bu stabilitenin salanabilmesi iin, lm engelle-

122

BR TOTALTARZM M DED?

meeydi 1953 yaznda gerekleecek olan Stalin'in niha planndaki 'tm tasfiyelerin anas' tasfiyenin salanabilmi olmasnn gerekmesi-dir. Burada, belki de, Troki'nin klasik Stalinist 'Termidor'* analizi tam anlamyla yeterli gelmiyor: gerek Termidor ancak Stalin ldkten sonra (ya da daha ok, Kruev'in dnden sonra), Brejnev'li yllarn 'durgunluunda', nomenklatura nihayet kendini 'yeni snf olarak stabilize ettikten sonra olmutur. Doru anlamda Stalinizm daha ziyade otantik Leninist patlama ve onun Termidor'u arasndaki enigmatik 'yiten aracdr'. Dier yandan, Troki 1930'da Sovyet rejiminin ancak iki yolla sona ereceine dair ngrsnde haklyd: Ya iiler rejim aleyhine ayaklanacaklard ya da nomenklatura artk politik iktidarla tatmin olmamaya balayacak ve kendini dorudan retim aralarna sahip olan kapitalistlere dntrecekti. Ve - son paragrafnda The Road to Terror'n Troki'ye referansla iddia ettii zere87 bu ikinci sonu gerekleti: Eski-Sosyalist lkelerdeki retim aralarnn yeni zel sahiplerinin byk ounluu, zellikle Sovyetler Birlii'nde, esk-nomenklatura yeleridir. u halde 'gerekte varolan Sosyalizmin' temel zl olay hakknda bunun nomenklatura'wn zel mlk sahibi snfa dnm olduu sylenebilir. Ancak buradaki byk ironi, Troki'nin ngrd iki kart sonucun garip bir biimde birlemi grnmesidir: Nomenklaturann retim aralarnn dorudan sahibi olmasn salayan ey, onlarn politik ynetimlerine olan direnitir, bunun da kilit bilekesi alanlarn nomenklatura''ya kar ayaklanmalardr - en azndan baz vak'alarda (Polonya'daki Dayanma). Alain Badiou'nun iaret ettii gibi,88 tm deheti ve baarszlna ramen kapitalizmin kresel egemenliine kar etkili bir tehdit
Termidor (Thermidor): lk Fransz Cumhuriyet takvimine gre on birinci ay (19 Temmuz - 17 Austos). - . n.
87 88

Getty ve Naumov, The Road to Terror, s. 586. Bkz.: Alain Badiou, Saint Paul au la nalssance de l'universalisme, Paris: PUF

1992, s. 41.

PART NTHAR ETT ZAMAN

123

oluturmu grnen, onun temsilcilerini cidden rkten, onlar paranoyak tepkilere iten tek politik kuvvet - en azndan birka on yl boyunca - 'gerekte varolan Sosyalizmdir.' Bugn kapitalizm insan medeniyetinin btnn tanmladna ve yaplandrdna gre, her 'Komnist' egemenlik blgesi, Kba'ya ilikin olarak Fredric Jame-son'un belirttii gibi - yine, tm dehet ve baarszlklarna ramen -bir tr 'kurtarlm blgedir.'89 Burada karmzda duran mesele, Mekn ve onu dolduran pozitif ierik arasndaki u eski yapsal aralk nosyonudur: Her ne kadar Komnist rejimler, pozitif ierikleri bakmndan ou kez terr ve sefalet reten kasvetli baarszlklardan baka bir ey olmadlarsa da, dier eylerin yan sra bu topik beklentilerin mekn bize bizzat gerekte varolan Sosyalizmin baarszln lme frsat tanmtr. Komnizm-kart muhaliflerin bir kural olarak gzden kardklar ey, iinden gn be gn yaanan terr ve deheti eletirdiklerinin, tam da Komnist aama tarafndan, onun Sermaye mantndan ka giriimi balatlan ve srdrlen mekn olduudur. Ksacas, Havel gibi muhalifler otantik insan dayanmas adna mevcut Komnist rejimi itham ettiklerinde aslnda (ou kere farknda olmadan) bizzat Komnizm tarafndan yaratlan yerden konumaktadrlar - ite bu nedenle 'gerekte varolan kapitalizm' anti-Komnist mcadelelerinin yksek beklentilerini karlamadnda hayal krklna urama eilimine girmilerdir. Belki de Vclav Klaus, Havel'in pragmatik ikizi, Havel'i 'Sosyalist' addederek bertaraf etmekte haklyd. Yani karmzdaki zor grev, en 'totaliter' olduu anlarda bile hl zgrletirici potansiyel szdran Stalinist ideolojinin radikal kararszl ile yzlemektir. Genlik ylarmdan 1919 i savana dair bir Sovyet filmindeki unutulmaz sahne gzmn nne gelir. Bu sahnede Bolevikler hastalkl gencin kar-devrimci Beyaz kuvvetlerin casusu olduu anlalan annesi iin halk mahkemesi kurarlar. Davann
89

Bkz.: Fredric Jameson, Signatures of the Vsible, New York: Routledge 1992, s. 137.

124

BR TOTALTARZM M DED?

hemen banda yal bir Bolevik uzun beyaz byn svazlayarak yle der: 'Ceza ar ama dil olmal!' Devrim mahkemesi (Bolevik savalardan oluan bir birlik) kadnn dmanca eylemlerinin nedeninin onun iinde bulunduu zor toplumsal koullar olduuna karar verir; mahkemenin karan, hasta olana uygun tbb destek salarken, kadnn Sosyalist kolektife btnyle entegre olmas, okuma-yazma retilmesi ve uygun bir eitim almas yolundadr. aknlk iindeki anne gz yalarna boulup, mahkemenin cmertliini anlayamazken yal Bolevik gene byn svazlayarak bayla onaylar: 'Evet, bu ar ve dil bir ceza!' Aceleci sahte-Marksist bir tavrla bu tip sahnelerin basite had safhadaki vahi terre ideolojik meruiyet saladn sylemek kolaydr. Ancak, ne kadar maniplatif olursa olsun, 'devrimci adaletin' gerekteki keyf acmaszlyla ne kadar eliirse elisin, gene de bu sahne izleyenlere gerekliin deerlendirme lt ii gren yeni ahlk standartlar salamaktadr devrimci adaletin rettii bu ok edici sonu, 'keskinliin' toplumsal koullara dnk keskinlie kanalize edilip halka kar gsterilen bu cmertlik, yce bir etki retir gene de. Ksaca burada Lacan'n 'kapitone noktas \point de capiton}*' dedii eyin tam bir timsali ile, tam da anlam alannn koordinatlarn deitiren bir mdahale ile karlayoruz: Acmasz adaletten cmerte hogr talebinde bulunmak yerine yal Bolevik 'acmasz adaletin' anlamn ar balayclk ve cmertlik olacak ekilde yeniden tanmlar. Bu d grn yanltc olsa bile, bu grnte onu reten kat toplumsal gereklikten bir anlamda daha fazla hakikat vardr. Ancak, baarszla uram 'gerek Sosyalist' durumada daha da hayat bir eyler olmaktadr: Cemaatin ve dayanmann ayrcalkl
Lacan point de capiton eretilemesi ile kapitone kuma malzemesinin iki katnn dme veya dikilerle birbirine dedii noktalan kastediyor. Eretilemedeki iki (kuma) diizlem(i) gsteren ve gsterileni anlatrken, diki noktalar ise durmakszn kayan anlamn belli noktalarda sabitlenmi yanlsamas yaratmasn ifade eder. Bu 'noktalar' olmasa, anlam bir psikotiin evreninde olduu gibi srekli bir ak, bir sabitlenememe halinde olurdu. - . n.

PART NTHAR ETT ZAMAN

125

alan olarak Alman Demokratik Cumhuriyeti'nde en gl etkiye sahip olan - emek fikri (madd, endstriyel retim): Kolektif retim abasna adanmak yalnzca kendi iinde tatmin salamaz; (boanmadan hastala) zel problemler de kiinin alma kolektifinde tartlarak doru perspektife yerletirilir. Tartmal da olsa, niha ADC roman olan Christa Wolf'un Divided Heaven'm90 odamdaki bu nosyon ne premodern ritellemi cemaat etkinlii olarak alma nosyonu ile ne de eski endstriyel retim biimlerinin nostaljik kutlanmas (diyelim ki, Vadim O Kadar Yeildi Ki tarz Galli madencilerin sahte-Romantik otantiklii) ile kartrlmaldr - ya da kesinlikle zanaat el iiliinin proto-Faist kutlanmas ile: retim grubu problemlerini rasyonel olarak tartan modern bireylerin oluturduu bir kolektiftir, ritellemi arkaik cemaat deil. Belki de Ostalgie'nin, ilga olmu 'gerek Sosyalizme' sregiden balanmann niha nedeni budur - tm baarszlklarna ve dehetine ramen kymetli bir ey de dalma ile birlikte kaybedilmitir. Gnmz ideolojik algsnda almann kendisi ('sembolik' etkinlik deil de kol emei) seks yerine kamu gznden saklanmas gereken mstehcen ahlkszlk alan haline gelmitir. Wagner'in Rheingold ve Lang'n Metropolis'me kadar uzanan gelenekte, alma srecinin yer altnda, karanlk maaralarda gnmzde niha biimine evrilmi ve in Gulag'ndan Endonezya ya da Brezilya montaj hatlarna kadar nc Dnya fabrikalarnda ter dken milyonlarca anonim iinin 'grnmezlii' halini almtr - hem de bunun btn izleri hali hazrda bizi epeevre sarmken Bat 'kaybolan ii snf' hakknda geveleme lksne sahip: Tek yapmanz gereken kot pantolonlardan Walk-man'lere kadar seri retilmi mallarn zerindeki kk 'Made in ... (China, Indonesia, Bangladesh, Guatemala)' ibarelerine dikkat etmek. Ama bu gelenekte hayat nem tayan ey, emein su ile eit90

Bundan sonraki k smda Charity Scribner'in '\Vorking Memory' ('leyen Hafza') balkl doktora tezinden yararlanyorum (Columbia niversitesi, Nevv York 2000).

126

BR TOTALTARZM M DED?

lenmesidir: yle bir fikir ki, ok alma, emek, kkende kamu gznden saklanmas gereken ahlksz bir su etkinliidir. Bugn, iki sper g, ABD ve in, giderek Sermaye ve Emek ilikisi iine giriyorlar. ABD ynetsel planlama, bankaclk, hizmet retimi ve benzeri ilerinin lkesiyken onun 'kaybolan ii snf' (hizmet ekonomisi iin alan gmen ikano* ve dierleri haricinde) oyuncaktan elektronik donanma kadar Amerikan mallarnn byk oranda ve kapitalist smr iin ideal koullar altnda retildii in'de yeniden beliriyor: Grev yok, igc iin hareket kabiliyeti snrl, cretler dk.... Basite antagonistik olmann ok tesinde, ayn zamanda, derin biimde sembiyotik. Tarihin ironisi u ki, in 'ii-smf devleti' sfatn tamamen hakediyor: in, Amerikan Sermayesi iin varolan ii snf devletidir. Hollyvvood filmlerinde tm younluu ile retim srecini grdmz tek yer macera filmi kahramannn ba caninin gizli snana szd ve orada (uyuturucunun damtld ve paketlendii, New York'u yok edecek roketin ina edildii...) emek youn blgeyi kefettii ndr. Herhangi bir James Bond filminde, ba cani Bond'u ele geirdikten sonra kendi yasa d fabrikasnda bir tura karr, bu Hollywood'un tam olarak gururlu sosyalist gereki fabrika retimi sunumuna en yakn durum deil midir? Ve Bond'un mdahalesinin ilevi, kukusuz, bu retim alann koca bir alev topu olarak havaya uurmaktr ki biz de 'yok olan ii snf' ile tamamlanan varoluumuzun gndelik karl evrenimize geri dnebilelim. James Bond filminin bu niha iddet orjisinde aslnda havaya uan Bat tarihinin belli bir topik ndr: Bu, kolektif madd emek surecine katlmn otantik cemaat ve dayanma duygusu uyandrabilir bir alan olarak algland andr. D kurulan fizik emekten kurtulunma-s deil, ama onda kolektif deneyim doyumu araydr, kutsal kitapta Adem'in Dne verilen eski cezann emek olarak tanmlanmasn tersine evirir gibi.
ABD'de Meksika kkenli gmen nfusu anlatmak iin kullanlan Chicano kelimesine karlk olarak kullanlmtr. - . n.

PART NTHAR ETT ZAMAN

127

AIexander Soljenitzin zerine son almalarndan biri olan ksa kitabnda Georg Lukcs, Sovyet edebiyatnda ilk kez olarak Gu-lag'daki gndelik yaamn anlatld (yaynlanmas iin bizzat Komnist Parti Genel Sekreteri Nikita KruePin izninin alnmas gerektii) ksa roman One Day in the Life oflvan Denisovich'le (Ivan Deni-sovich'in Bir Gn) ilgili candan bir deerlendirme sunar.91 Lukcs, uzun ignn sonuna doru, Ivan Denisovich'in ina etmekte olduu duvar tamamlamak iin kouturmas sahnesine odaklanr; mahkmlarn yeniden toplanp kampa geri yrmeleri gerektiini haber veren gardiyanlar iittiinde, gardiyanlarn gazabna urama riskini alarak son birka tulay yerine yerletirmekten kendini alamaz. Lukcs bu ii bitirme itkisini, madd retimin yaratc doyum olduuna dair zgl Sosyalist nosyonun Gulag'n vahi koullan altnda bile nasl kaybolmadnn gstergesi olarak okur: Akam olduunda Ivan Deniso-vich zihninde geen gnn muhasebesini yaparken bir duvar ina ettiini ve bunun houna gittiini tatminle kaydeder. Lukcs, r aan bir metin olan One Day in the Life oflvan Denisovich'in sosyalist gerekiliin en kat tanmna tairu tamna uyduu yolundaki paradoksal iddiasnda hakldr. Gnmzde, sradan yaantmzn sregiden saysallamas balamnda (madd) retime verilen referans asldir. Bugn 'retici glerde' gerekleen, somut etkileri (yaammz igal eden yeni ve daha da yeni alet edevat) fazlasyla poplerletiinden uzun dnem sonular glgede kalan etin bir devrimin tam ortasndayz. Siberuzam ve Sanal Gereklikle ilgili gerek soru 'Gereklik deneyimimize ne olacak?' (yani, 'Gerek gereklik bir dier siberuzam penceresine mi dnyor?' zerine tm skjc eitlemeler) deil ama daha ziyade udur: 'World Wide Web'\n ie karmas znelerarasl nasl etkiler?' Sibe-ruzamn gerek deheti sanal varlklarla sanki insanlarm gibi etkileime giriyor olmamz - sanal kii-olmayanlar gerek kiiler muamelesi yapmamz - deil, ama bunun tam tersidir: Siberuzamdaki dub91

Bkz.: Georg Lukcs, Solzhenitsyn, Cambridge, MA: MT Yaynlar 1971.

128

BR TOTALTARZM M DED?

lrleri araclyla giderek daha eriilebilir hale gelen 'gerek' kiilere rahatsz edilebilen ve dokunulmazlmza snarak grtlaklanabilen sanal varlklar muamelesi yapyoruz, onlarla salt Sanal Gereklikte etkileime girdiimiz iin. Bu koullar altnda insann retici gler ve retim ilikileri arasndaki yar-unutulmu utan verici eski Marksist diyalektie suni solunum yaptras geliyor: Bu dnm yalnzca dar anlamda retim ilikilerini deil, toplumsal varlmz, toplumsal etkileim pratiimizi ve (ideolojik) deneyimimizi tmden etkilemiyor mu? Marx, retim srecinde devrimci deiikliklerle politik devrimi kartlar olarak grmekten holanrd; hep tekrarlanan temas, buhar makinesi ve dier on sekizinci yzyl icatlarnn toplumsal yaamn devrimci dnmne yzyln gz kamatran politik olaylarnn tmnden daha ok yol atyd. Bu tema bugn retimde beklenmedik deiikliklere politik atalet elik ederken hi olmad kadar geerli deil mi: Bizler toplumun, niha sonularn net olarak kestirmenin mmkn grnmedii, radikal dnmnn tam ortasndayken pek ok radikal dnr (Alain Badiou'dan Jacques Ranciere'e kadar) kelimenin tam anlamnda politik eylem dneminin - en azndan imdilik - kapandn iddia ediyorlar. Bu paradoksun gsterdii, belki de, Habermas ve onun yaps-kmc rakiplerinin beraberce retimden sembolik etkinlie doru attklar admn tam tersini atmak ve oda tekrardan sembolik mbadeleye katlmna deil de (madd) retime getirmektir.92 Heidegger ve Badiou kadar birbirinden farkl iki filozof iin bile madd retim 'otantik' Hakikat-Olay blgesi deildir (politika, felsefe, sanat iin byleyken...); yapskmcler genellikle retimin de sylemsel rejimin bir paras olduunu, sembolik kltrn dnda saylamayacan syleyerek sze balarlar sonra da bunun akabinde onu gzard edip aa yukar yalnzca kltre odaklanrlar. Ve bu retimin 'basklan-mas' bizzat retim alan iinde, 'yaratc' planlama-programlamann
92

Bu konuya tekrar tekrar srarla deinen Fredric Jameson'un hakkn vermek gerek.

PART NTHAR ETT ZAMAN

129

sanal/sembolik alan ile bunlarn uygulamasnn, bunlann madd ger-ekletiriminin giderek artan bir oranda Endonezya'dan Brezilya ve in'e kadar nc Dnya'nn yeralt tezghlarnda yaplyor olmas ayrm kisvesinde belirmiyor mu? Bu ayrm - bir yanda aratrma kampslerinde veya camla kapl 'soyut' irket kulelerinde yaplan bu saf, 'sorunsuz' planlama; dier yanda planlamaclar tarafndan ounlukla 'evresel maliyetleri' ve saire klnda dikkate alnan 'grnmeyen' kirli uygulama - bugn daha da ok radikaldir; ayrmn iki taraf coraf olarak bile binlerce mille ayrlm durumdadr. uras muhakkak ki, bugn retici gler ve retim ilikilerinin yeni bir birliktelik ekillendirdii srecin tam ortasndayz; ancak, oluan bu Yeni'yi ('postendstriyel toplum', 'enformasyon toplumu', vs.) nitelemek iin kullandmz terimler henz hakiki kavramlar olamadlar. 'Totalitarizm' nosyonu gibi bunlar kuramsal idare-i maslahat saylrlar: Adlandrdklar tarihsel gereklii dnmemize elvermek yerine, bizleri dnme tasasndan kurtarrlar - ya da hatt, aktif olarak dnmemizi engellerler. Alvin Toffler'dan Jean Baudrillard'a kadar postmodern yn belirleyicilerin standart sitemi udur: Bu Yeni'yi dnemiyoruz nk eski endstriyel 'paradigmada' taklp kaldk. Bu klieye kar insann tam tersinin doru olduunu savuna-s geliyor: Ya bu madd retimi ardnda brakma, sregiden mutasyo-nu, retimden enformasyona bir srama gibi kavramsallatrp resimden silme giriimleri bu mutasyonun kolektif retim yapsnn kendisini nasl etkilediini dnmenin zorluunu gzard ediyorsa? Bir baka deyile, ya hakiki grev tam da ortaya kan Yeni'yi kolektif madd retim terimleriyle kavramak ise? Liberal-muhafazakr 'postendstriyel toplum' ideologlarnn ve onlarn bariz rakipleri, geriye kalan birka hakiki politik 'radikalin', bu (madd) retim alannn nemini askya alma meselesinde nasl anlatklarna dikkat ekmek hayat bir nem tayor. Politik 'arlk' ya da 'ar radikalizm' her zaman ideolojik-politik yer deitirme fenomeni olarak okunmaldr: Kendi kartlarnn, belli bir snrlamann, 'iin sonuna kadar gitmeyi' aslen reddetmenin birer iareti olarak. Ja-

130

BR TOTALTARZM M DED?

koben'in radikal 'terre' bavurmas, tam da kkteki ekonomik dzene (zel mlkiyet, vs.) zarar verememesiyle yzlemenin histerik ifadesi deil de nedir? Ve hatt ayn ey, Politik Doruculuk denen eyin 'arlklar' iin de geerli deil mi? Onlar da rklk ve cinsiyet-iliin gerek (ekonomik vs.) nedenlerine zarar vermekten geri ekilmeyi sembolize etmiyorlar m? Belki de pratik olarak tm 'postmodern' solcular tarafndan paylalan standart yeri problematik klmann vakti geldi; onlara gre politik 'totalitarizm' her naslsa madd retim ve teknolojinin znelerara-s iletiime ve/veya sembolik pratie stn gelmesinden kaynaklanyor. Sanki politik terrn kkleri arasal akl 'ilkesinin', doann teknolojik smrsnn ayn nda topluma da erimesi ve bylece insanlarn da Yeni nsan'a dntrlmek zere ham madde muamelesi grmesinde yatyor. Ya geerli olan bunun tam tersiysel Ya politik 'terr' tam da (madd) retim blgesinin zerkliinin inkr ve politik manta boyun edirilme sine iaret ediyorsa? Jakobenlerden Maocu Kltr Devrimi'ne kadar politik 'terr' denen her ey tam anlamyla retimin elden gidip politik mcadele sahasna indirgenmesini nceden kabul etmek deil mi?93 yleyse bugn, iddiaya gre, 'ii snfnn kaybolu anda', 'proleteri' nerede arayacaz? Belki de bu soruya yaklamn doru yolu Marx proleter kavramnn Hegel'in klasik Efendi Kle diyalek93

Bu ayru zamanda 'totalitarizmin' Claude Lefort gibi baka koullar altnda son derece yetkin eletirmenlerinin de zayf noktasdr. Yaknlarda kan La Comp-lication; retour sur le Communisme (Paris: Fayard 1999) kitabnda Lefort Fran-ois Furet'nin basitletirmelerine itirazlarn, Komnist mcadele sonucunda ne kadar ok kararn gnmz liberal oydamasnca kabul grdne vurgu yaparak ikna edici biimde ortaya koyuyor: Yani bunlar (ilerici gelir vergisi, herkes iin cretsiz eitim) etin liberal direniin ardndan bu oydamaya dahil olmulardr. Ancak, Lefort'un perspektifini ciddi biimde snrlayan ey, 'demokratik yaratnn' saf politik mantn devreye sokma giriimidir. 'Totalitarizm' fenomenlerini tam olarak aklamasn engelleyen tam bu snrllktr: 'Totaliter' fenomenler kesin olarak politika dorudan egemen olduunda ortaya kar - yle ki, bunlar politik failin retim alann gerekten yeniden yaplandrmaktaki baarszla iaret ederler.

PART NTHAR ETT ZAMAN

131

tiini nasl tersine evirdiine odaklanmaktr. HegePin Tinin Grn-gbilimi'ne ele alnd biimiyle (gelecein) Efendi ve Klesi arasndaki mcadele iinde Efendi, zgrlne kavumak iin her eyini, hatt kendi yaamn bile feda edebilir; kle ise dorudan Efendisine deil ama ncelikle onu evreleyen nesnel, madd dnyaya, onun evresel kklerine, niha olarak bu koullar altndaki kendi yaamna bamldr - her eyini riske atma durumunda olan o deildir ve bu nedenle egemenlii Efendisine brakmak zorundadr. Pek iyi bilinen Sovyet casus Alexandre Kojeve bu Efendi-Kle Hegel diyalektiini Marx'n snf mcadelesinin bir erken ekillenmesi olarak okur; hakldr da, eer Marx'n terimlerin yerini deitirdiini hatrlayacak olursak. Proleter snf mcadelesinde Hegelci Efendi konumunu igal eden proleterdir: Her eyini feda etmeye hazrdr, zira tm kklerinden arndrlm saf zne, eski deyie gre, 'zincirlerinden baka kaybedecek bir eyi olmayandr.' Kapitalistin ise kaybedecek baya bir eyi vardr (kesin olarak sylersek, sermayesi), ve, gnmz medyas tarafndan kutlanan en dinamik yaratc o olsa bile, sahip olduklarna bamllyla hakiki Kledir. (Proleter ve kapitalist arasndaki kartlkta Marx'a gre znenin, deil zne olan kapitaliste boyun een nesne olmak, tzsz saf znellie sahip olan proleter olduunu hatrlamak nem arzediyor.) O halde bu, gnmz proleterlerini nerede aramamz gerektiinin anahtarn sunuyor: Kksz varolua indirgenmi, tm somut balarndan arndrlm znelerin bulunduu yerde.

4 Melankoli ve Edim
ki bu blmde okur melankolik olmayan veya olumsal ve sonlu bir evrene frlatldmz fikrine katlmayan herhangi birinin 'totalitarizm ' phelisi olabileceini renip aracaktr

Lacanc 'byk teki' yalnzca toplumsal etkileimi dzenleyen apak sembolik kurallara iaret etmez, ama ayn zamanda yazl olmayan 'rtk' kurallarn karmak rmcek an da anlatr. Gnmz radikal akademi evrelerinde geerli byle bir kural yas tutma ve melankoli ile ilgilidir. Egemen kurumlar tarafndan her eye izin verildii, ihllin bile ierildii - hatt cesaretlendirildii - zamanmzda, baskn do-xa, (Yunanca 'kan') kural olarak kendini tahripkr ihll olarak sunar eer hegemonik entelektel akmla zdelemek istiyorsanz yapmanz gereken tek ey hegemonik iktidar yapsna ei benzeri grlmemi bir tehdit oluturduunu savunan akmn peine dmelisiniz. Yas tutma ve melankoliye gelince, baskn doxa unu syler: Freud 'normal' yas tutma (kaybn baaryla kabullenilmesi) ile 'patolojik' melankoliyi (ki burada zne kaybedilen nesne ile narsistik zdelemede srar eder) kar karya koymutur. Freud'a kar kavramsal ve ahlk anlamda melankolinin stnln savunmalsnz: Kaybedi srecinde her zaman bir artk vardr ve bu yas tutma abas ile geri kazanlamaz, niha sadakat bu arta sadakattir. Melankolik zne kayp nesneye sadk kalr, onunla kurduu ba reddetmeye yanamazken, yas tutma bir tr ihanet, (kayp) nesnenin 'toplumsal katlidir'. Bu ykye ecinsel olandan (ecinseller ayn-cins libidinal nesneyle kayp/basklanm zdelemelerine sadakati koruyan kiilerdir) postkolonyal-etnik olana kadar (etnik gruplar kapitalist modernleme srecine girdiklerinde ve zgl meruiyetleri yeni kresel kltr tarafndan yutulma tehdidi altnda kaldnda geleneklerini yas tutma ile bir kenara atmamal ve kayp kkleri ile melankolik balarn korumaldrlar) ok sayda farkl yn verilebilir.
133

134

BR TOTALTARZM M DED?

Bu 'politik dorucu' arkaplan saolsun, melankoliyi hakir grmenin vahim sonulan olabilir - tebliler reddedilebilir, adaylar melankoliyle ilgili 'yanl' tutumlarndan dolay ie alnmayabilirler. Ne var ki, tam da bu nedenle, melankolinin bylesi bir rehabilitasyonunun ortaya kard 'nesnel sinikliin' reddine her zamankinden daha fazla ihtiya var: Kayp etnik Nesne ile kurulan melankolik ba, bize etnik kkenlerimize sadk olduumuzu iddia etme olana verirken, bir yandan da kresel kapitalist oyuna katlmmz tamdr - sorulmas gereken soru, btn bir 'postkolonyal almalar' projesinin nereye kadar bu nesnel sinisizm mant ile srdrlebilir klnd olmaldr. Bylece melankoli postmodern durua mkemmel bir rnek tekil eder; yle bir duru ki, kayp 'kklerimize' sadakat grntsn koruyarak kresel toplumda ayakta kalabiliriz. Bu nedenle, melankoli ve kahkaha kart deildirler, ama stricto sensu ayn madalyonun iki yzdrler: O pek hoa giden etnik kkenlere ironik bir mesafede durma yetenei bu kklere balln dzeltilmi halidir. Eksik, kaypla ayn ey deildir O halde melankolinin yeniden kabul grmesinde kuramsal olarak yanl olan nedir? Genellikle melankolinin bu rehabilitasyonunun He-gel-kart eidi vurgulanr: Yas tutma ii, araclyla anlk gerekliini kaybetsek de nosyonal zn koruduumuz 'yceltme' [Aufte-bung] yapsna sahiptir; melankolide ise nesne nosyonal 'yceltmeye' direnir.94 Ancak melankoliin hatas, basite sembolik 'yceltmeye' bir eylerin direndiini sylemesi deil, daha ok bu direnci pozitif bir varlk gsteren, ancak ne var ki, kaybolmu nesnede konumlandr-masdr. Kant'n terimleriyle, melankolik, eksik ve kaybn birbirine
94

Tarihsel gerekliin sembolik nosyonuna bylesi bir 'yceltmeye' verilebilecek en aydnlatc rnek Hegel'in Mora Sava'nnTukidides tarihinin gerek savatan ziyade savan hakiki tinsel amac olduu iddiasdr: tinsel bak asndan gerek sava bir bahanedir; arpma olmutur ki sava hakknda onun zn ieren metin yazlabilsin.

MELANKOL ve EDM

135

kartrlmasnda yatan 'saf arzu kapasitesinin paralojizmi'* iinde dnmekten dolay suludur: Arzunun nesne-nedeni, kurucu biimde kkende eksik olduu srece, melankoli bu eksii kayp olarak yorumlar, sanki eksik nesneye bir zamanlar sahip olunmu da sonradan kaybedilmi gibi.95 Ksacas, melankolinin karanlkta brakt, nesnenin ta bandan beri eksik olduu gereidir, yani onun ortaya k ile eksikliinin akt, onun nesnesinin boluun/eksikliin somutlamasndan baka bir ey olmad, 'kendi iinde' varl olmayp saf bir ekilsizlie sahip ey olduudur. Paradoks, tabii ki, bu eksiin kayba hatal tercmesinin bize nesneye sahip olduumuzu syleme frsat tanmasndadr: Asla sahip olmadmz bir eyi kaybedemeyeceimizden, melankolik, bu kayp nesneye kaytsz artsz takntsnda, kaybn bir tr sahibi olabilir. Ancak, bir kiinin hakiki mevcudiyeti nedir-ki? The End ofthe Af-fair'm sonlarna doru, dikkat ekici bir pasajda Graham Greene, karsnn lmnden sonra eve dnp gerginlik iinde apartman dairesinin iinde dolanarak olduu gibi duran nesnelerde ona rahmetli karsn hatrlatacak bir eyler aramann travmatik deneyimini yaayan kocann standart sahnesinin yanllna vurgu yapar. Tam da tersine, hakiki yokluk deneyimi ein gerekte hayatta olduu ama evde olmad, kocann ise onun nerede olabilecei, neden ge kald, (acaba a-yla beraber mi olduu?) phesiyle kvrand durumda ortaya kacaktr. E lp gmldkten sonra ise, artk ondan yoksun apartman dairesinin her yerini onun mevcudiyeti dolduracaktr: 'Zaten hep uzakta olduu iin asla uzakta deildi. Anlyor musun, artk asla herhangi bir yerde deil. Kimseyle le yemeine kmyor, seninle bir sinemada deil. Artk onun evden baka olabilecei hibir yer yok.'96 Bu tam da kayp nesnenin, kaytsz artsz, geri dndrlemez kaybyParalojizm, 'mant a aykr dn, yanl ifade olunan muhakeme' (Redhouse) anlamlarna gelmektedir. . n.
95

Burada Giorgio Agamben'den yararlan yorum, Stanzas, Minneapolis: Minnesota niversitesi Yaynlar 1993, bl., 3 -5. Graham Greene, The End of Affair, Harmondsworth: Penguin 1975, s. 169.

96

136

BR TOTALTARZM M DED?

la fazlasyla mevcut hale geldii melankolik zdelemenin mant deil midir? Bu, ayn zamanda, melankoliin tinsel/cisman olmayan blgeye ulamasnn imknsz olduu Ortaa nosyonunun da nasl okunmas gerektiine dairdir: Yalnzca duyulartesi nesne iin tefekkr etmek yerine melankolik onu ehvetle kucaklamak ister. deal sembolik biimlerin duyumlartesi alanna eriiminin engellenmesine ramen, melankolik hl metafizik bir hasretle zamansal zlme ve rmeye ak kendi sradan gerekliimizin tesinde bir baka mutlak gerekliin peine der; bu melanetten kn tek yolu, sradan duyumlara ak, madd bir nesneyi (diyelim ki sevilen kadn) alp onu Mutlak seviyesine ykseltmektir. Melankolik zne, bylece, kendi zlem nesnesini cisman Mutlak biimindeki tutarsz bileime ykseltir; ancak, bu nesne rmeye ak olduundan, kii ona ancak kaybolduunda, onun kaybnda kaytsz artsz sahip olabilir. Bizzat Hegel bu mant Hallar'n sa'nn mezarn araylar konusunda iletmitir: Onlar da Tanrsalln mutlak unsurunu Yahudiye'de iki bin yl nce varolmu madd bedenle kartrmlardr - araylar, bundan dolay, zorunlu bir hayal krkl ile sonulanmtr. Bu nedenle, melankoli basite kayp nesneye deil, ama onun kkendeki kaybolma jestine ballktr. Wilhelm Furtwangler'in ynetimini keskin bir nitelemeyle yorumlarken Adorno Furtvvngler iin unlar sylemitir: Hali hazrda kayp olan bir eyi, ba yaratan gelenein gzden yi-tii ile kaybolmaya balayan, yorumla geri kazanarak selamete karmakla [Rettung] itigl ediyor. Bu selamete karma giriimi onu, duann arsnda saf ve daima hazr biimde artk mevcut olmayan iin ar rpnlarla dua etmeye srklyor.97 Odaklanlmas gereken, Furtvvngler'in gnmzdeki (hakl) klt97

Theodor W. Adorno, Musikalische Schriften VI, Frankfurt: Suhrkamp 1984, s. 469. Bu gzlemin somut balam, elbette, Furtvvngler'in Alman mzii klasik geleneini Nazi barbarlnn saldrsndan kurtarma giriimidir.

MELANKOL ve EDM

137

nn, onun eski kaytlarnn ortaya koyduklarna dnk hayranln urad ifte kayptr. Bugn bizi hayran brakan yalnzca Furtwang-ler'in, orkestra ynetimi esnasnda souk teknik mkemmeliyetilik ve sahne ovmenliindeki (Leonard Bernstein) sun arzu arasnda ikiye blnen, 'saf,' samimi organik arzu deildir, ki bu gnmzde artk mmkn grnmyor; hayranlmzn gerek kayp nesnesi zaten belli bir kayp ierir - yani, Furtwngler'in arzusu bir tr travmatik younluun ilham verdii, zaten tehlikede olan, modern dnyada artk 'kendi evinde olmayan' geleneimizin bir parasn umutsuzca kurtarma giriimine yarar ciliyet duygusudur. u halde eski Furt-vvngler kaytlarnda yeniden ele geirme zlemini ektiimiz ey, klasik mziin organik samimiyet deil, bundan ziyade artk eriimimize kapal olan kaybn kendisinin organik-samimi deneyimidir - bu anlamda Furtwngler'e hayranlmz en saf halinde melankolidir. Giorgio Agamben, melankolinin, yas tutma ile kartl iinde, nasl salt yas tutma iinin baarszl, nesnenin Gerek'ine balln dayatmas olmadn, ama ayn anda bunun tam tersine balanma olduunu vurgular: 'Melankoli, nesnenin kaybn hem izleyen hem de bunu ngren yas tutma niyetinin paradoksunu sunar'.98 Melankoliin manevras tam budur: Hi elimizde olmam, daha balangta kaybolmu nesneye sahip olmamzn tek yolu, halen tamamen sahibi olduumuz bir nesneye sanki zaten kaypm muamelesi yapmaktr. Melankoliin yas tutma iini baarmay reddi bylece bunun tam tersi biimi alr: Nesne daha kaybolmadan sergilenen ar ve yzeysel yas tutmann sahte gsterisi. Melankolik bir ak ilikisine o zel tadn veren de budur (Wharton'un The Age of Innocence'inde Nevvland ve Kontes Olenska arasnda olan gibi): Sevgililerin hl birarada, snrszca k, birbirlerinin mevcudiyetinden honut olmalarna ramen gelecekteki ayrln glgesi ilikilerini karartr ve bylece sregiden zevklerini yaklaan katastrofun (ayrlk) etki alannda alglarlar (mevcut zorluklara ileride bu zorluklarn almasndan doacak mutluluk
Agamben, Ce qui reste d'Auschwitz, s. 20.

138

BR TOTALTARZM M DED?

beklentisi ile gs germe standart nosyonunun tam tersine evrilmi hali). Dimitri ostakovi'in resm Sosyalist iyimserliinin ardnda derinden derine melankolik bir bestecinin yatmas nosyonunu, ayn dnceyi izleyerek, en nl (Sekizinci) Drtl'sn (1960) kendi ansna bestelemi olmas gerei ile destekleyebiliriz: Bir gn ldmde benim hatram iin mzik yazacak pek kimse bulunmayacan dndm. Bu nedenle kendim iin bir tane yazmaya karar verdim. Kapaa unu yazabilirsiniz bile: 'Bu drtlnn bestecisine adanmtr.'99 O halde ostakovi'in drtlnn temel duygusunu 'sahte-trajiklik' olarak karakterize etmesine amamak gerek: Dedikodu mahiyetinde bir eretileme ile szde bestelenmesi iin sarf ettii gz yalarnn bedelini yarm dzine biradan sonra boaltt idrarn hacmi ile lmtr. Melankolik henz kaybetmedii ey iin yas tuttuu srece, melankolide trajik yas tutma yordamna ikin bir komik tahripkrlk ie koyulur, tpk ingenelerle ilgili u rk akadaki gibi: Yamur yadnda mutludurlar nk bilirler ki yamurun ardndan gne doacaktr; gne doduunda hznlenirler nk bilirler ki gnndan sonra, belli bir noktada yamur yaacaktr. Ksacas, yas tutan kayp nesnenin yasn tutarken kaybn sembolletirerek 'onu ikinci bir kez ldrr'; melankolik nesneyi basite elden brakamayan kii deildir yalnzca: Bu kii daha ziyade (ona kayp muamelesi yaparak) nesneyi ikinci bir kez daha ldrr, nesne gerekten de kaybolmadan nce. Henz kaybolmam, hl ortalkta duran nesne iin yas tutma paradoksunu nasl halledeceiz? Bu enigmann anahtar, Freud'un keskin formlletirmesindeki melankoliin kaybettii eyin kayp nesne olduundan haberdar olmamasnda yatyor100 - burada Lacan'n arzu99

100

Laurel E. Fay'den al ntlannutr, Shostakovich: A Life, Londra: Oxford niversi tesi Yaynlan 2000, s. 217. B kz. : Si gmund Freud, 'Mourni ng and Melanchol y' , der. James Strackey, The Standard Edition ofthe Complete Psychological Works of Sigmund Freud, C. XIV,

MELANKOL ve EDM

139

nun nesnesi ve (nesne-)nedeni arasnda yapt ayrm devreye sokmak zorundayz: Arzu nesnesi basite arzulanan nesneyken, arzunun nedeni, arzulanan nesneyi arzulamamz salayan zelliktir (normalde farknda olmadmz ve hatt bazen yanllkla bir engel gibi algladmz ama ona ramen nesneyi arzuladmz bir ayrnt, bir tik). Belki de nesne ve neden arasndaki aklk Brief Encounter'm ecinsel topluluk iindeki poplerliliini aklar: Neden, iki n karanlk geitlerde ve tren istasyonlarnn platformlarnda gizli kapakl kurduklar ilikinin 1940'larda henz aka flrt etmelerine izin verilmediinden ecinsellerin mecburen izlemek zorunda kaldklar buluma biimlerine 'benzemesi' deildir basite. Deil ecinsel arzunun doyurulmasna engel tekil etmek, gerekte bu koullar bu arzunun nedeni olarak ilev gryordu: Bu gizli kapakl koullar elden gidince ecinsel iliki ierdii ihllin akl eliciliinin nemli bir parasn da yitirmitir. u halde Brief Encounter'da karmzda duran ey, ecinsel arzu deil (ift, heterodur), bunun nedenidir. O zaman ecinsel beraberlii btnyle yasallatran liberal 'ierici' politikaya ecinsellerin ska muhalefet ifade etmelerine amamak gerek: Muhalefetlerini ayakta tutan ey bu liberal politika ile ilgili (hakl) farkn-dalklar deil, kendi engel/nedeninden yoksun brakldnda ecinsel arzunun kendisinin kaybolup gidecei korkusudur. Bu perspektiften melankolik, ncelikle, kayp nesneyi taknt haline getirmi zne deildir, ama bundan ziyade nesneye sahip olan fakat onu arzulamasn salayan neden geri ekilip faydasn yitirdiinden bu nesne iin arzusunu kaybetmi bulunan znedir. Boa km, nesnesinden yoksun braklm arzunun ar durumunu anlatmak yle dursun, melankoli, arzusundan yoksun braklm nesnenin kendisinin mevcudiyeti demektir - melankoli en sonunda arzulanan nesneyi ele geirmemiz ama onun hayal krkl yaratmas durumunda ortaya kar. te tam bu anlamda melankoli (hibiri arzumuzu tatmin etmeyen pozitif, grgl nesnelerin hepsinden hayal krklna uramak) gerekte felsefenin balang noktasdr.
Londra: The Hogarth Press 1957, s. 245.

140

BR TOTALTARZM M DED?

rnein tm yaamn belli bir ehirde geirmi, ve nihayet baka bir yere tanmak zorunda kalm bir kii, elbette ki, yeni bir evreye frlatlm olmaktan tr hznlenecektir - te yandan onu gerekte hznl klan nedir? Uzun yllar yeri yurdu olmu mekn terk etme hali deil, bu meknla ok daha derinlerde yatan ban yitirme korkusudur neden. Beni hznlendiren, er veya ge - kabul etmek isteyeceimden daha erken - u nda benim iin ok ey ifade eden mekn unutup kendimi yeni bir toplulukla btnletireceimi biliyor olmam gereidir. Ksacas, beni zen (u anki) evim iin beslediim arzumu yitireceimin farknda olmamdr.101 Burada ekilsizleme anamorphosis') ve yceltme arasndaki karlkl bant ile urayoruz: Gereklikte nesne dizileri boluk etrafnda yaplanmlardr (veya daha ziyade boluk barndrrlar); bylece tutarl bir gereklik yaplanmas elde edebilmek iin gerekliin unsurlarndan bir tanesi merkezdeki Boluu - Lacanc objetpetit a -dolduracak ekilde yerinden edilmelidir. Bu nesne '[ideolojinin] yce nesnesi', 'ey mertebesine ykseltilmi' nesne ve e zamanl olarak ekilsiz nesnedir (yce niteliini alglamak iin ona 'a', arpk bak101

Burada karmzda dsal ve isel yadsma arasndaki mantksal kartlk duruyor (diyelim ki [pasif olarak] katlmak istememek ile [aktif olarak] katlmamak istemek arasndaki fark), ki bu ayn zamanda arzu ve yasak arasndaki diyalektikte de tespit edilebilir: Sklkla bir znenin arzuyu aktif olarak reddetmesi o kii tarafndan tiksinti olarak deneyimlenir ('u kadn arzulamay iren buluyorum...'). Bu, hi arzulamamak gibi ok daha dehet uyandrc pasif kaytszlk haline kar gelitirilmi bir savunma mekanizmasdr. Yasak, arzuyu ayakta tutarken onu cidden yok eden kaytszlktr. Arzulanan nesneden vaz gemek ile onu artk arzulamamak arasndaki aralk muazzamdr: Vaz gemek arzuyu ayakta tutabilir. En radikal halinde kayg, arzulanan nesneyi kaybetme kaygs deil, ama bizzat arzuyu kaybetme kaygsdr. Benzer bir fenomen tbb bir yasa (en sevdiimiz yemei yememek) kabul ettiimizde meydana gelir: En byk korkumuz, terk etmek zorunda kaldmz yemee olan itahmz kaybedeceimizdit. Ksacas, en byk korkumuz, yasan yalnzca nesnelerle ilikimizi deil ama tam da kendimize ait sembolik evreni etkilemesindendir. rnein, sevgilimizden bir veya iki yl ayr dtmzde en byk korkumuz ayrln verdii ac deil, ama olas bir kaytszlk hali, sevgilinin yokluuna almaktr.

MELANKOL ve EDM

141

mamz gerekir - dorudan baktmzda dizi iindeki sradan bir nesne gibi grnecektir). 'Dorudan bakla' Yahudi, diyelim ki, ulusal veya etnik gruplar dizisinde bir tanedir, ama ayn zamanda, etrafnda toplumsal binann yapland Boluk'u (merkez antagonizma) dolduran 'yce nesnedir' -Yahudi, ipleri elinde tutan niha gizli Efendidir; Yahudi'den bahseden Sami-kart bu nedenle toplumun algsn kapal/tutarl klacak ekilde 'ileri aydnlatr'. Bu, kapitalizmde bir iinin, diyelim ki be saat kendisi, saat de kapitalist efendi iin almas ile ayn nosyon deil midir? Buradaki yanlsama, bu ikisinin birbirinden aynlabilecei ve iiye yalnzca kendisi iin be saat alp, almann karl olan creti tam almasn istemektir: cret sistemi iinde bu mmkn deildir. Son saatin stats bu nedenle bir ekilde ekilsizdir - bu saatler art-dee-rin vcut bulmu halidir: Bu daha ok yukarda sz edilen ve son te biri farkl renge boyanarak '%30'u bedava!' yazlan di macununa benzer. imdi ideolojinin ilev grmesinde ekilsizlemenin neden hayat nemde olduunu grebiliyoruz: ekilsizleme, madd gereklii yle bir ekilde arptlm nesneyi anlatr ki, bak onun 'nesnel' zellikleri iine nakolmutur. Grotesk biimde arptlm ve lei kltlm bir yz tutarllk kazanr; bulank bir snr, bir leke, eer ona belli bir 'arpk' bak asndan bakarsak net bir kendilik halini alr bu, ideolojinin ksa formllerinden biri deil midir? Toplumsal gereklik kafa kartrc ve kaotik grnebilir, ama eer buna Yahudi-kartl bak asndan bakarsak her ey netleir ve snrlar belirginleir: Bamzdaki btn bellardan Yahudi Komplosu sorumludur... Bir baka ifadeyle, ekilsizleme 'nesnel gereklik' ve onun arptlm znel algs arasndaki ayrm gz ard eder: Burada znel arptma, alglanan nesneye geri yanstlr ve, tam bu anlamda, bakn kendisi 'nesnel' bir varolu kazanr. Gerek'in idealist reddi yle dursun, tersine, ekilsizlemi nesne olarak Lacanc objet petit a nosyonu, 'madd olmayan' ideal uzamn ortaya kna dair kesin bir materyalist yaklam ortaya koyma-

142

BR TOTALTARZM M DED?

miza olanak tanr. Objet petit a ancak kendi glgesi/arptlmas olarak, bu adan, doru olmayan/ksm perspektiften bakldnda varolabilir ona dorudan bakacak olursanz hibir ey gremezsiniz. Ve ideallik uzam tam da byle arptlm bir uzamdr: 'dealar' 'kendi ilerinde' deil, ancak nceden farzedilmi kendilikler, arptlm yansmalarna binaen varlklarn nceden farzettiimiz kendilikler olarak vardrlar. Madd dnyamzda hakiki dealarmzn yalnzca arptlm imgelerine sahip olabileceimizi savunan Eflatun bir bakma haklyd - buna eklenecek tek* ey dea'nn kendi grntsnden, arptmann arkasnda bir 'orijinal' olmas gerektiini varsaymamza yol aacak bir 'alg yanlsamasndan' baka bir ey olmaddr. Ancak, 'negatif byklk' olarak objet petit a'nn nemi - Kant bir terim kullanacak olursak arzu boluunun kendi dublr grevi gren zgl bir nesnede paradoksal olarak vcut bulmas deildir yalnzca, ama her eyden nce, bunun tam tersi bir paradoksta kendini gstermesidir: Bizzat bu ilksel boluk!eksiklik, ancak zgl bir nesnede vcut bulduunda ilev grebilir, arzudaki aral ak tutan bu nesnedir. Bu 'negatif byklk' nosyonu, Hristiyan devrimini anlamak bakmndan da hayat nem tar. Hristiyanlk-ncesi dinler 'erdem' dzleminde dururlar; zamansal ve sonlu btn nesnelerin yetersizliine vurgu yapar, ya zevkler konusunda itidal tlerler (zevkler geici olduundan kii sonlu nesnelere ar balanmamahdr) ya da kendi bana Sonsuz Saadet salayabilen Hakiki Kutsal Nesne adna zamansal gereklikten el etek ekmeyi. Bunun karsnda Hristiyanlk ise sa'y lml-zamansal bir nesne olarak sunar ve ebed hakikate ve selamete giden tek yolun zamansal Dirilme Olay'na olan inanmak olduu konusunda srarcdr. te tam bu anlamda, Hristiyanlk bir 'Sevgi dinidir': Sevgide kii her eyin stnde anlam olan' bir zamansal nesneye odaklanr, onu ayrcalklandrr. Ayn paradoks Hristiyanln zgl Dnme ve gnahlarn aff nosyonlar iin de yrrlktedir: Dnme, ebediyetin kendisini deitiren zamansal bir olaydr. Bildiimiz kadaryla hayatnn son zamanlarnda Kant, insann ebedi karakterini setii numenal seme

MELANKOL ve EDM

143

edimi nosyonunu gelitirmitir: Zamansal varoluu ncesinde bu edim insann dnyev kaderini kaba hatlaryla nceden saptar. Tanrsal Ltuf edimi olmakszn kaderimiz hareketsiz kalr, sonsuza kadar bu ebed seme edimi tarafndan sabitlenmi olurdu; ancak Hristiyanln verdii 'iyi haber' udur ki, samim bir Dnme ile kii bu edimi, anlalan, tekrar edebiliyor ve bylece ebediyetin kendisini {etkilerini ortadan kaldrarak) dntrebiliyordu. 'Post-sekler dnce'? Yok, almayaym! Hristiyanln bu niha paradoksu bugn kendini 'post-sekler dnce' olarak sunan ve son kertede ifadesini Levinas'n belli bir tr Der-ridac ele alnnda bulan bak tarafndan silinmitir. Arzudan (arzunun nedeninden) yoksun braklm nesne ile tanmladmz melankolinin tersine, 'post-sekler' duru, arzu ve arzu nesneleri arasndaki aral yeniden ortaya koyar: Burada karmzda daima 'gelebilecek' Mesih tekilik zlemi duruyor ki, bu verili btn nesnelere akn, pozitif, btnyle mevcut, varolan hibir kendilie asla tercme edilemeyen srarc bir hayalet gibidir. Ne var ki, her ikisinin de darda brakt, pasif melankolik uyuuklukta anlamsz kalan ve post-sekler heyecan iinde dipsiz tekinin kaytsz artsz taleplerini asla karlayamayacak bir pragmatik mdahaleye indirgenmi edimdir. 'Post-sekler dnce' modernist eletirinin ontoteolojinin temellerini, Tanr'nn Yce Varlk olduu nosyonunu, ve bunun gibi eyleri rttn tmyle teslim eder - ancak, ya bu yapskm tavrnn niha kts, yeni bir yapskm-sonras ve yapssklemez tinsellik biimi, ontolojiyi nceleyen kaytsz artsz Otelcilikle kurulacak bir iliki iin ortam hazrlyorsa? Ya insan znesinin temel deneyimi z-mevcudiyet, tm tekilii diyalektik yolla dolaymlama/temellk etme kuvveti deil de, ilksel bir pasiflik ve sezgisellikle, kendi yokluunun izlerinden asla pozitif nitelikler edinemeyen ama hep ekinik kalan Otelciliin arsna yant verme ve ebediyen sorumlu ve minnettar kalma hali ise? Burada Marx'n Felsefenin Sefaleti eserindeki Proudhon'a dair nl akasn hatrlamak geliyor insann iinden (ger-

144

BR TOTALTARZM M DED?

ek koullarda varolan gerek insanlar yerine Prudhon'un sahte-He-gelci toplumsal kuram bize iinde koullara hayatiyet veren insanlar karlm halde bu koullarn kendisini veriyor): Post-sekiiler yaps-km bize Kalbinde Tanr 'nn durduu dinsel matris yerine, onu var klan pozitif Tanr figrnden arndrlm matrisin kendisini veriyor. Ayn konfgrasyon Derrida'nn Manc'n tinine 'sadakatinde' de yinelenir: 'Yapskm, en azndan benim grme gre, hibir zaman, belli bir Marksizm geleneinde de, belli bir Marksist tin iinde de denebilir, radikalleme dnda bir anlam veya ilgi barndrmam-tr.'102* Burada dikkat eken (ve Derrida'nn kukusuz farknda olduu) ilk ey, bu radikallemenin nasl da Yaz ve Tin** arasndaki geleneksel kartla dayanddr: Marksist gelenein otantik tinini yeniden gndeme getirmek, kllerin iinden otantik Mesih zgrleim vaadini ekip almak iin onun lafz/yazl halini (Manc'n kanlmaz olarak geleneksel ontolojinin izlerini tayan tikel analizleri ve ortaya koyduu devrimci yol) arkada brakmak demektir. Burada bize ister istemez arpc gelen bylesi bir 'radikalletirmenin' Hegelci ycelme [Auftebung] ile (bunun belli bir bildik anlamyla) olan tekinsiz yaknldr: Mesih vaatte Manc miras 'yceliyor' - yani, bu mirasn z-sel ekirdeinin kefareti tam da onun tikel tarihsel biiminin stesinden gelme/ondan feragat etme jesti ile denmi oluyor. Ve ite kya102

Jacques Derrida, Specters of Man, New York: Routledge 1994, s. 92. Ayn alnt, eserin yaynlanm Trke tercmesinde yle yer almtr: "Yapz-mn, en azndan benim gzmde, demek ki belirli bir Marksizm geleneinde de, belirli bir Marksizm ruhunda da bir kktenlemeden baka anlam olmad hi." Bkz.: Jacques Derrida, Marx'n Hayaletleri: Bor Durumu, Yas almas ve Yeni Enternasyonal, ev. A. Tmertekin, stanbul: Ayrnt, 2001, s. 144. Alp Tmerte-kin'in Franszca orijinal metinden yapt bu tercme de kullanlabilirdi; ancak tercih edilen kavramsal karlklarda tutarszlk olmamas iin tarafmdan yeniden tercme edildi. - . n.

** 'Letter and Spirif karl olarak 'yaz ve tin' tercih edilmitir; letter, ayn zamanda harf/hurufat, mektup gibi anlamlara da geliyor. Bu ve buna eklenebilecek birka anlam, kukusuz Derrida terminolojisinde gzard edilmemesi gereken yan anlam ve imalar ieriyor. Burada 'sz ve tin' kartl da kullanlabilirdi. Ancak bu kez, Derrida'nn zerinde ok durduu yaz/sz ikili kartlnn yol a kuramsal yarlma dikkatlerden kam olacakt. - . n.

MELANKOL ve EDM

145

metin koptuu yer buras, yani Derrida'nm yntemi - mesele Marx'n tikel formlletirmelerinin ve nerdii yolun basite geride braklmas, bakalar ile, daha uygun formlletirmeler ve tedbirlerle deitirilmesi deildir; mesele daha ok Marksizmin 'tinini' oluturan Me-sih vaade btn tikel formlletirmenin, ekonomik-politik btn ka-t yollarn ihanet etmesidir. Derrida'nm Marx' 'radikalletirmesinde' altta yatan ncl, bu kati ekonomik-politik yollar ne kadar 'radikal' olurlarsa (Kzl Khmer'e ve Sendero Luminoso lm tarlalarna kadar), aslnda o kadar az radikal olup, metafizik ahlkbilimsel-politik ufka o kadar saplanp kalacaklar yolundadr. Bir baka ifade ile, Derrida'nm 'radikallemeden' anlad (akas: pratik olarak) bunun tam tersidir: Herhangi bir radikal politik yolun reddedilmesi. Derridac politikann 'radikallii' 'ileride gelecek olan demokrasiye' dair Mesih vaad ve bunun tm pozitif canlanmalar arasndaki kapatlamaz aral iinde barndrr: Tam da radikalliinden tr Mesih vaad daima bir vaad olarak kalr, hibir zaman bir dizi kat ekonomik-politik yordama tercme edilemez. Belirsiz/kararsz ey'in dip-sizlii ve herhangi bir tikel karar arasndaki ihtilaf ortadan kaldrlamaz: teki'ye olan borcumuz asla geri denemez; teki'nin arsna vereceimiz tepki, hibir zaman tam yeterli olmayacaktr. Bu duru ilkesiz pragmatizmin her ikisi de aral askya alan ifte batan -karcl ile kart olarak dnlmelidir: Pragmatizm bir yandan politik etkinlii frsat manevralara, balam belli durumlara snrl stratejik mdahalelere indirgeyip atan tekilie btn referanslardan vaz geerken, totalitarizm kaytsz artsz Otelcilii tikel bir tarihsel figrle zdeletirir (Parti tarihsel Akln dorudan vcut bulmasdr). Ksacas, burada totalitarizm sorunsal, zgl yapskmc kvamda beliriyor: En temelde - insann neredeyse ontolojik diyesi geliyor -'totalitarizm' basite toplumsal yaam toptan kontrol eden, toplumu bsbtn effaf klan politik bir g deil, Mesih tekilikle belli bir politik failin ksa devre yapmasdr. 'Gelecek olmak' [a venir] basite demokrasinin ilave bir nitelii deil, ama onun en ite yatan ekirde-

146

BR TOTALTARZM M DED?

i, demokrasiyi demokrasi yapan eydir: Demokrasinin artk 'gelecek olmad', ama yriirlkteymi gibi yapt an - eksiksiz gerekletii an -totalitarizme gireriz. Bir yanl anlamadan kanmak iin: Bu 'ileride gelecek olan demokrasi', elbette ki, ileride gelmeyi vaad eden deil, gelii ebediyen ertelenen demokrasidir. Derrida mutlaka adalete duyulan ihtiyacn 'ciliyetinden', 'derhal-liinden' haberdardr - ona yabanc olan bir ey varsa o da demokrasinin keyif iinde evrimin ileriki aamalarna ertelenmesidir, tpk mevcut terr sonraki zgrln zarur koullarn yaratmak adna meru klan harclem mevcut 'proletarya diktatrl' ve gelecekteki 'tam' demokrasi Stalinist ayrmnda olduu gibi. Bylesi 'iki aamal' bir strateji, Derrida'ya gre, en kt haliyle ontolojidir; bylesi stratejik zgrln (zgrlkszln) doru dozu ekonomisine kar 'ileride gelecek olan demokrasi', arya anszn cil bir yant verme, tahamml tesinde adaletsizlik olarak dene-yimlediim bir duruma mdahale etme ihtiyac ile karlatmda, nceden kestirilemeyen ahlk sorumluluk ciliyetleri/fkrmalar anlamna gelir. Ancak, Derrida Mesih adalet arsnn hayaletsi deneyimi ile bunun 'ontolojikletirilmesi', bir dizi pozitif yasal, politik, vs. tedbire ertelenmesi arasndaki indirgenemez kartl her eye karn korumaktadr. Ya da - bunu ahlkbilim ve politika kartl anlamnda ifade edecek olursak - Derrida'nn burada devreye soktuu, ahlkbilim ve politika arasndaki aralktr: Bir yandan ahlkbilim, kaytsz artsz konukseverliin snrsz sorumluluu eklinde tanmlanm olarak braklmtr. te yandan, bu byleyken politik olan, kat belirlenimin akn garantisi olmakszn bir karar almak eklinde tanmlanabilir. Bylece, Levinas'ta-ki bu bitiiklik Derrida'ya hem konukseverlik ahlknn baatln onaylama hem de bunun yan sra politika blgesini bir risk v^ tehlike alan olarak ak brakma olana veriyor. 103
103

Critchley, Ethics-Politics-Subjectivity, s. 275.

MELANKOL ve EDM

147

u halde ahlk olan, belirsizliin (arka)plan iken politik olan, ka-rar(lar)n alan, bitiikliin tesine gemenin btn riskini alma ve Mesih adalet iin bu imknsz ahlk talebi, bunu asla karlamayacak, yani, daima tekilerin (bazlarna) adaletsiz kalacak tikel mdahaleye tercme etme alandr. Kelimenin tam anlamyla ahlk alan, bizi sorumlu klan ve alsa pozitif bir tedbire/mdahaleye tercme edilemeyecek olan kaytsz artsz hayaletsi talep bylece belki de pek o kadar politik kararlarn ekl apriori arkaplan/erevesi deil de, daha ziyade hibir kat kararn tam olarak 'hedefini vurmayacan' belirten bunlara ikin tanmsz differance'dr. Ahlk yasaklama emrinin ve pragmatik politik mdahalelerin bu krlgan, geici birlii en iyi Kant'n akl ve deneyim ilikisine dair nl formln naklederek ifade edilebilir: 'Politikasz ahlkbilim bosa, ahlkbilimsiz politika krdr.'104 Bu zm ne kadar zarif olsa da (burada ahlkbilim politik olann imkn ve imknszlk kouludur: Ahlkbilim ayn anda byk teki'de bir garantisi olmadan politik karar iin mekn salar ve onu niha baarszla mahkm eder) yine de kesin olarak ahlk ve politik olann rtt Lacanc anlamda edim ile kart konuma yerletirilebilir. Bir kez daha, yeniden - baka ne olabilirdi ki? - Antigone vak'as-n ele alalm.105 Antigone'nin tm toplumsal yapy ykan ey'in te-kiliine kaytsz artsz sadakati rnekledii sylenebilir: Sittlichkeit ahlkbiliminin, polis'm zneleraras ortaklaahn dzenleyen bak asndan srar gerekte 'lgnca', ykc, eytandir. Baka bir ifade ile, Antigone - ebediyen 'gelecek olan' yapskmc Mesih vaad nosyonu bakmndan - proto-totalitarist bir figr deil midir? ey sfatyla teki, bize kaytsz artsz yasaklama emri ile hitap eden dip104

A. g. e., s. 283. Lacan'n Antigone hamlesi ikilidir: Lacan bir taraftan Hristiyan 'komedi' tarafndan anlalmaz klnan Yunan trajik yaam deneyiminin snr izgilerini belirginletirme iine kalkr; dier taraftan Antigone'yi gizlice 'Hristiyanlatrr', onun yce figr bylece, armha Gerilme imgesinde olduu gibi, '(teki) tm imgeleri silip atan imge' halini alr.

148

BR TOTALTARZM M DED?

siz tekilik ile nc sfatyla teki, tekilerle (dier 'normal' insanlarla) btn karlamalarn aracln yapan fail arasndaki gerilim bakmndan - ki bu nc, sembolik otorite figr olabilir, ama ayn zamanda tekilerle al-veriimi dzenleyen 'gayr ahs' kurallar dizisidir - Antigone, nc sfatyla teki'yi, sembolik arabulucu/bartrc faili glgede brakarak ey sfatnda teki'nin tek bana ve tavizsiz ilvesi grevi grmez mi? Ya da - hafiften ironik terimlerle sylersek -Antigone mkemmelen Habermasc-kart deil midir? Ne bir diyalog, ne Creon'u aklc argmantasyonlarla kendi [Antigo-ne'nin] eylemlerine bulunacak geerli gerekelere ikna etme giriimi, yalnzca haklar konusunda kr bir diretme.... Varsa bile szde 'argmanlar' Creon'u desteklerken (Polynices'in gmlmesi kamusal huzursuzluu tetikleyecektir, vs.) Antigone'nin kar fikri niha olarak totolojik bir diretmedir: 'Tamam, cann ne isterse syleyebilirsin, bu hibir eyi deitirmez, kararm karar!' Bylesi bir gr incelikli bir hipotezden ok uzaktr: Lacan' proto-Kant olarak okuyanlarn bazlar Antigone'nin kaytsz artsz diretmesini Lacan'n lanetlediini, Antigone'yi lmcl ey'le arasndaki gerekli mesafeyi kaybetmenin intihar eilimli trajik rnei, kendini dorudan ey'e gmen birinin rnei olarak reddettiini iddia ederek onun Antigone yorumunu gerekte yanl okuyorlar.106 Bylece bu perspektiften Creon ve Antigone kartl ilkesiz pragmatizm ve totalitarizm arasndaki kartlktr: Totaliter olmak yle dursun Creon, devletin dzgn ileyiini ve toplumsal bar rseleyecek her trl etkinlii acmaszca ezip atan pragmatik devlet politikacs gibi davranmaktadr. Daha da ileri gidersek, tam da yceltmenin temel jesti, nesneyi ey dzeyine ykseltme ierdii lde 'totaliter' deil midir? Yceltmede bir ey - sradan gerekliimizin bir paras olan nesne - znenin yaamdan daha fazla deer verdii kaytsz artsz nesneye ykseltilir. Ve bu kat nesne ve ey arasndaki ksa devre
106

Bkz.: Rudolf Bernet, 'Subjekt und Gesetz in der Ethik von Kant und Lacan', Kant und Psychoanalyse, (der.) Hans-Dieter Gondek ve Peter Widmer iinde, Frankfurt: Fischer Verlag 1994.

MELANKOL ve EDM

149

'ontolojik totalitarizmin' en az art deil midir? Bu ksa devreye kar yapskmn verecei niha ders, ey'i herhangi bir kat nesneden ayran araln indirgenemez olduu deil midir? Burada yine hayat nem tayan bir ey de 'bakala sayg' ah-lkbiliminin iki nemli ve naml dman, Derrida ile Habermas', bi-raraya getirmesidir. Bunlarn her birinin ahlk durularnn temel istidad ayn, adyla sylersek, znenin z-dolaym ile btnletirileme-yen indirgenemez tekilie sayg ve aklk ve bununla birlikte gelen ahlkbilim ve politika arasnda bulunan akln, asla tam olarak onunla boy lemeyecek btn somut politik mdahaleleri ncele-yen ve yerinde tutan nkabul grm bir ahlk talep/norm anlamnda savunusu deil midir? Elbette bu ahlk failin ekli her bir vak'a-da bsbtn farkldr: Bu, Derrida'ya gre, btn kat biimlerin (kendine tercme ederek) ihanetine urayan kaytsz artsz talebin dipsiz-liidir; Habermas'a gre bu, zgr iletiimin apriori kurallarn oluturan kat sistemdir. Ancak btn bunlar Derrida ve Habermas arasnda speklatif He-gelci bir zdelik bulunduu demek oluyor, harfi harfine karlkl btnleme anlamnda: Bir ekilde iki filozofun her biri dierinin kendi konumunu korumak adna ezamanl olarak nkabul verdii ve inkr ettii eyi dile getiriyorlar: Derrida'nn Habermasc eletirmenleri benim teki ile ilikimi dzenleyen rtk bir dizi kural olmakszn 'tekilie saygnn' nasl kanlmaz olarak mizalara ar baml olma noktasna doru zleceini iddia ederken hakldrlar; Habermas'n Derridac eletirmenleri de - yine hakl olarak - znenin tekisi ile ilikisinde bir dizi evrensel iletiim kuralna balanmann teki'nin bakaln daha batan indirgeyeceine iaret ederler. Bu karlkl birbirine iaret etme Derrida ve Habermas arasndaki atmann 'hakikatidir', yle ki, Lacan'n tam da Habermas ve Derrida'nn paylatklar nkabul nasl reddettiini vurgulamak hep olduundan daha hayat bir hal alr: Lacanc perspektiften bu 'tekilie sayg' her iki vak'ada da edime kar diren biimini alr, kaytsz artsz ve artl, ahlk ve politik arasndaki (Kant terimlerle sylersek: numenal ve

150

BR TOTALTARZM M DED?

fenomenal arasndaki) bu 'lgn' ksa devreye, bu edimin 'ta kendisi' olan eye diren. Edimin kendisinde pek o kadar teki'yi 'ycelt-mem'/'btnletirmem'; bunun yerine, edimde, ben dorudan imknsz teki-ey'in ta kendisiyimdir. teki: mgelemsel, sembolik ve gerek Buradaki sorun u: Lacan'n 'Gerek'in ahlkbilimi'-ne belli bir imgelemsel yi'ye ne de evrensel Grev'in saf sembolik formuna odaklanan ahlkbilim - znenin ebediyen minnettar olduu radikal teki-likle travmatik yzlemenin bu yapskmc-Levinas ahlknn baka bir versiyonu deil midir? Lacan, ahlk 'ey'in niha olarak komuya, der Nebenmensch'e, karlk geldiim sylemiyor mu? Kendi indirgenemez tekiliinin dipsiz boyutunda ey, komudur; bu nedenle komumuzla ilikimiz asla zne ve onun tekisinin karlkl tanma simetrisine indirgenemez, ki burada zneleraras mcadelenin Hegelci-Hristiyan diyalektii zmne ular: Yani, burada iki kutup baaryla dolaymlanr. Bu noktay kabullenmek ok cazip olsa da, tam burada Yasa'dan Ak'a geii Lacan'n kotarma biiminde srarc olmalyz: Ksacas, Yahudilikten Hristiyanla - Lacan'a gre ahlkbilimin niha ufku dipsiz tekilie snrsz bor deildir. Ona gre edim, 'byk teki'nin askya alnmasyla kesin bir biimde bantldr - yalnzca znenin varoluunun 'tzn' ekillendiren sembolik a anlamnda deil, ahlk arnn kayp balatcs, bize hitap eden ve bizim indirgenemez minnetimizin ve/veya sorumluluumuzun olduu varlk anlamnda da, zira (Levinas terimlerle ifade edersek) varoluumuzun bizzat kendisi 'sorumlu'dur - yani, bizler teki'nin arsna yant kabilinden birer zne olarak ortaya karz. Tam anlamyla (ahlk) edim, ne kesin olarak komusal benzerimin efkatli yakarna (duygusal hmanizm malzemesi), ne de kavranamaz teki'nin arsna verdiim yanttr. Burada belki de Derrida'y Derrida'ya kar okuma riskini almalyz. Adieu Emmanuel Levinas'la Derrida, karar bildik metafizik

MELANKOL ve EDM

151

yklemlerinden (otonomi, bilin, etkinlik, hkmranlk...) kopartmaya alr ve bunu 'tekinin bendeki karar' olarak dnr: 'Pasif karar, olayn koulu, yapsal olarak, daima bendeki baka bir karar, tekinin iade ettii karandr. Mutlak tekinin, mutlak olarak tekinin benim iimde, benden karar.'107 Simon Critchley, bu Derridac 'tekinin benim iimde karar" nosyonunu politik sonulan bakmndan akla kavuturmaya alrken ortaya koyduu formlletirme radikal bir mulaklk sergiler: politik karar ex nihilio [hibir eyden tremi] alnr, ve, diyelim ki Habermas'ta olduu gibi, nceden verili bir adalet kavrayndan veyahut ahlk yasasndan indirgenmi ya da tretilmi deildir, ancak gene de keyf deildir. Bu tekinin benim iimdeki karar tarafndan kkrtlan talebin, beni bir norm icra etmeye ve bir karar almaya iten politik icray gerektirmesidir. 108 Bu satrlar yatandan okuyacak olursak anszn iki karar dzeyimiz olduunun farkna vannz: Aralk yalnzca teki 'nin dipsiz ahlk ars ve benim bu ary (niha olarak daima yetersiz, pragmatik, hesap, olumsal, temelsiz) somut mdahaleye nasl dntreceime dair kararm arasnda deildir - bizzat karar, 'tekinin benim iimdeki karan' ve bir politik mdahaleyi kotarmak iin bu tekinin benim iimdeki kararna yant olarak aldm karar olarak yarlmtr. Ksacas, birinci karar benim iimde karar verecek olan ey'in emri olarak/ile saptanmtr, bu bir karar verme karandr ve bu karar verme kararn somut geek mdahaleye tercme etme, tekil bir durumdan 'yeni bir kural icat etme' sorumluluu hl bendedir (znededir) ki bu mdahale pragmatik/stratejik kayglara boyun emek durumundadr ve kesinlikle kararn kendisi dzeyinde deildir. Ancak, Antigone'ye dnersek: Bu iki dzey arasndaki ayrm onun
Jacques Derrida, Adieu Emmanuel Levinas, Paris: Galilee 1997, s. 87. 108 Critchley, Ethics-Politics-Subjectivity, s. 277; vurgu orijinalde.

152

BR TOTALTARZM M DED?

edimine uygulanabilir mi? Onun karar (erkek kardeine laykyla cenaze treni yaplmas iin kaytsz artsz srar), daha ok, kesin olarak kararn iki boyutunun rtt mutlak bir karar deil midir? inde mutlak dipsiz zgrln, otonominin ve sorumluluun koulsuz bir gereklilikle akt Lacanc edim tam budur: Dnmeksizin bir otomat gibi bu edimi gerekletirmeye zorunlu hissediyorum kendimi (bunu basite yapmak durumundaym, bu bir stratejik seim meselesi deil). Daha 'Lacanc' terimlerle sylersek: 'tekinin bendeki karan' jargonlatnlm eski yapsalc ifadedeki 'konuan zne olarak ben deilim, benim araclmla konuan byk teki, bizzat sembolik dzen, yani ben onun tarafndan konuulmu oluyorum' denmesine deil, ok daha radikal ve benzersiz baka bir gevezelie karlk gelir: Antigone'ye kararnda direnmenin bu sarslmaz ve tavizsiz sebatn veren onun tikel/kat kararnn teki'nin (ey'in) emri/ars ile harfi harfine dorudan zdelemesidir. Antigone'nin ucubelii tam buradadr, Derrida'nm hatrlatt Kierkegaardc karar vermenin 'lgnl' tam burada yatar: Antigone teki-ey ile yalnzca ilintili deildir, o - ksa, gelip geici bir n, tam olarak karar n - dorudan ey'in ta kendisidir, bylece kendisini sembolik kurallarn arabulucu failince dzenlenen cemaatten dlam olur. 'teki' konusu onun imgelemsel, sembolik ve gerek unsurlann ortaya koyacak ekilde bir tr tayf analizine* tbi tutulmaldr - bu, boyutu btnletiren Lacanc 'Borromean dm'** nosyonunu belki de en iyi aklayan rnei sunacaktr. Birinci olarak imgelemsel teki sz konusu - 'benim gibi' olan dier insanlar, ayna-benzeri reTayf analizi, 'spectral analysis' ifadesinin karl olarak kullanld. Ancak burada rtk Derrida referanst 'hayaletsi/specrraf antrmas elbette dikkatlerden kamamaldr. - . n.

'Borromean dm,' Lacan tarafndan erikin insann zihinsel yapsnda varolduu savunulan gerek, sembolik ve imgelemsel boyutlar temsil eden halkann her biri dier ikisinin iinden gemesi ile olumu dm figrdr. Halkalarn bir dm eklinde tasvir edilmeleri bu boyutlarn karlkl bamllklarn ve g- ;| rece nemlerini anlatr. zetle, Borromean dm gerek, sembolik ve imge- Vs lemselin topolojik kavramsallatrmasdr. - . n.

MELANKOL ve EDM

153

kabet, karlkl tanma, ve benzeri ilikilere girdiim insanolu akranlarm. Sonra sembolik 'byk teki' var - toplumsal varoluumuzun 'tz', birarada varoluumuzu koordine eden kiiden bamsz kurallar dizisi. Nihayet, Gerek sfatyla teki, imknsz ey, 'insan-olma-yan partner', kendisiyle sembolik Dzen tarafndan dolaymlanan simetrik diyalogun mmkn olmad teki var. Bu boyutun nasl balantlandn alglamak hayat nem tayor. ey olarak komu [Nebenmensch], benzerim, ayna-imgem komunun altnda radikal tekiliin, 'ehliletirilemeyen' ucube ey'in kavranamaz dipsizlii-nin daima pusuda bekledii anlamna gelir, l^acan bu boyutu III. Se-miner'de belirtir: Ve neden [teki] byk A ile [Autre iin]? Kukusuz lgn bir gereke ile, tpk her keresinde dil tarafndan verilenlere ek olarak iaretler getirme ykmllmzn lgnca olduu gibi. Buradaki lgnca gereke yledir. Sen benim karmsn - nnde sonunda bunun hakknda ne biliyorsun? Sen benim efendimsin -bundan gerekte emin misin? Bu szcklerin kkendeki deerini yaratan, mesajda hedeflenen eydir, ayn zamanda, tekinin orada mutlak teki sfatyla bulunduu sahte grnmnde bariz olandr. Mutlak, yani demek ki, o [he] kabul gryor ama bilinmiyor. Ayn ekilde, sahte grnm kuran ey, sonuta, ortada bir sahteliin bulunup bulunmadn bilmemendir. znde, tekiye hitaben yaplan konuma dzeyinde gerekleen konuma ilikisini tekinin bakalndaki bu bilinmeyen e karakterize eder.109 1950'lerin balarndan beri Lacan'n 'kuran szck', sana sembolik bir rtbe bahedip bylece seni ne isen o yapan (kar, efendi) cmle, nosyonu genellikle edimsellik ('performative/performativity') kuramnn bir yanks gibi alglanr (Lacan ve Austin balants, edimsel
109

Jacques Lacan, Le Seminaire, livre III: Les psychoses, Paris: Editions du Seuil 1981, s. 48.

154

BR TOTALTARZM M DED?

nosyonunu ortaya atan Emile Benveniste idi). Ne var ki, yukardaki alntdan da aka grld gibi, Lacan'n niyeti daha fazlasdr: Kesinlikle ve ancak muhatap olduumuz teki, salt imgelemsel benzer deil, ama ayn zamanda, kendisiyle karlkl al-veriin mmkn olmad, anlalmas g mutlak Gerek ey'in tekisi olduu zaman edimsellie, sembolik angajmana ba vurma ihtiyac duyarz. O ey ile ortak varoluumuzu en alt dzeyde katlanlr klmak iin, nc sfatyla sembolik dzen, yattran arabulucu, mdahale etmek durumundadr: teki-ey'in 'ehliletirilmesi', 'normal akran insana' dnmesi dorudan etkileimimiz yoluyla gerekleemez, ama her ikimizin de boyun emesi gereken nc bir faili ngerektirir - kiiden bamsz sembolik Dzen olmakszn zneleraraslk diye bir ey yoktur. u halde iki terim arasnda eksen, nc bir terim olmadan varln srdremez: Byk teki'nin ilevsellii askjya alnacak olursa, dost komu, ucube ey (Antigone) ile akr; bir insan partner olarak alka kuracam bir komu yoksa, sembolik Dzen'in kendisi ucube ey'e dnr ve dorudan benim asalam gibi davranmaya balar (Daniel Paul Schreber'in Tann's gibi beni dorudan kontrol eder, jo-uissance nlar ile iime girer): Eer tekilerle sembolik olarak dzenlenen gndelik al-veriimizi destekleyen ey olmasayd, kendimizi, zneleri ar tutkularn gururundan yoksun braklm, dzenlenmi iletiim oyununda yaam belirtisi tamayan piyonlara indirgenmi, Habermasc 'gaz kam' mikropsuz evrende bulurduk. An-tigone-Schreber-Habermas: Hakikaten tekinsiz bir menage a trois... Etik edim: Gereklik ilkesinin tesinde Gerek ve gereklik arasndaki fark gsteren postmodern akln mantksal atks gnmzde grnte ideolojik olarak kart nde giden iki beylik durua ikindir. Bir tarafta 'gerekilik' ideolojisi var: Byk ideolojik projelerin bittii ada yayoruz, o halde hadi gereki olup olgunlamam topik yanlsamalar bir kenara brakalm -Refah Devleti ryas bitti; herkes kresel pazarla aray dzeltsin. Fre-

MELANKOL ve EDM

155

ud'un Bir Yanlsamann Gelecei'ni tersine eviren Franis Furret'nin Komnizm tarihinin bal, - Bir Yanlsamann GEM- dorudan doruya bu postmodern 'gerekilie'dayanr: 'Yanlsama'artk gelecee doru bir kuvvetle kendini dayatan bir ey deil - tanm gerei gelecei olan bir ey - ama gemite olan, zaman dolmu bir eydir. 'Gereklie' byle bir referans, dorudan argiimantasyon ihtiyacn ortadan kaldran dogmatik temyiz ilevi grr. te yandan bu 'gerekilie' ikin kar k noktas, 'hakik' gereklik diye bir ey olmad nosyonudur, Gerek metafizik mit ve yanlsamann ulat niha noktadr - bizim 'gereklik' olarak algfadmz ey basite belli bir tarihsel sylemsel pratik dizisi ve iktidar mekanizmalar rndr. Burada yanlsamalarn gereklikten yana yaplan ideolojik eletirisi, evrenselletirilmi ve kendi kartna evrilmitir: Bizzat gereklik ni : ha yanlsamadr. Bu paradokstan karlacak dersler gereklik ve Gerek kartln ilgilendiriyor: Gerek'in kat ekirdeinden, gndelik gerekliimizle btnlemeye (sembolletirmeye, kendi evrenimizle btnletirmeye) direnen o eyden yoksun brakldnda, gerekliin kendisi kolayca ekil verilebilir, snrsz lde plastik dokuya dnr ki, kesin anlamda 'gereklik' karakterini yitirir ve sylemsel pratiklerin fantaz-matik bir sonucu haline gelir. Ve ayn paradoksun br yz Gerek'in niha deneyimlenmesi, yanlsamalar paralayan 'gereklie' deil, gerekliin basncna 'irrasyonel' biimde direten, gereklie geit vermeyen 'yanlsamaya' aittir. 1970'lerin balarnda liberal ekonomik reformlar Stalinist darbeyle yklan Alman Demokratik Cumhuriyeti reformistlerinin devralnm erdemlerinin ters yz oluuna dair hznl aka ('Yanlsama kayasnn ezdii bir baka gereklik') bizzat 'yanlsamaya' yerlemi Gerek'in bu diretmesine mkemmel bir rnek tekil eder ve Freud'un Yanlsamann Gelecei'nin ncl, yanlsamann insanlar ac gerei asla kabullenemeyeceklerinden ve sahte dlere ihtiya duyduklarndan deil, 'yanlsamalarn' gereklikten daha gerek olan bir gdnn kaytsz artsz srar sayesinde ayakta kalmasndan dolay bir gelecei olduunu syler.

156

BR TOTALTARZM M DED?

imdi artk ahlk edimin - veya daha ziyade edim denen eyin -yerini 'gereklik ilkesinin' hkm babnda tam olarak bulabiliriz: 'Ahlk bir edim' yalnzca 'gereklik ilkesinin tesinde' deildir (gereklie aldr etmeden 'akntya kar krek ekmek', bunun Neden-ey'i zerinde diretmek anlamnda); bunun yerine edim, tam da 'geektik ilkesinin' koordinatlarn deitiren mdahalenin adn koyar. Freudcu 'gereklik ilkesi' Gerek'e deil, sembolik olarak ina edilen toplumsal uzam iinde 'olas' olarak deneyimlenen eyin snrllklarna iaret eder - yani, toplumsal gerekliin taleplerine. Ve bir edim, yalnzca 'imknsz olan yapan' bir jest deil, ama 'olas' diye alglanann koordinatlarn deitirecek ekilde toplumsal gereklie yaplan mdahaledir de; bu basite 'yi'nin tesinde' deildir, ayn zamanda 'yi' saylan yeniden tanmlar. Standart sivil itaatsizlik vak'asn ele alalm (ki bu tam olarak An-tigone'nin vak'asdr): Burada daha kkten bir yasaya riayet etmek iin pozitif kamu yasasna itaatsizlik etmeye karar veriyorum demek yeterli deildir - yani burada farkl ykmllkler arasndaki atmann, znenin nceliklerini doru belirleyip bu elien ykmllkler arasnda net bir hiyerari tespit etmesiyle zmlenmesi sz konusu deildir ('lke olarak kamu yasasna riayet ederim, ama bu yasa benim lye duyduum saygya tecavz edecek olursa ...'). Antigone'nin sivil itaatsizlik jesti ok daha radikal biimde 'edimseldir': l kardeine yarar cenaze treni yapma srar araclyla Antigone baskn 'iyi' nosyonunu tanmlar. Bir edim, u halde, nde giden kanaate kar kan bir mdahaledir; kadim Eflatuncu terimlerle syleyecek olursak, edim, salt doksa-ya kar Hakikati ileri srer. Ne var ki bizi Eflatun'dan ayran aralk -Eflatun'da znellik boyutunun olmay - iyice belirginleir: (ok mnasip olmayan) modern terimlerle syleyecek olursak, Eflatun'da kanaatler 'salt znelken', Hakikat 'nesneldir', eylerin gerekteki durumunu yanstr. Ancak modern znellik uzamnda iliki tersine evrilmitir: Doksa 'nesneldir', eylerin 'gerekte' ne halde 'olduklarn' yanstr - kanaat yoklayan anketler bize insanlarn ne dndklerini

MELANKOL ve EDM

157

sylerken, edim, ilerin bu aktel durumuna mdahale eden znel kumardr. Kanaat yoklamalarna gre 'popler durmayan' radikal bir tedbiri almak durumunda olan bir kiinin durumunu dnelim. Kanaat yoklamasnn yanl, bizzat 'popler olmayan'jestin kamuoyu zerindeki etkisini kapsamay unutmasdr. Bu jest ortaya koyulduktan sonra, kamuoyu nceki gibi olmayacaktr artk. Edvvard Kennedy'nin Amerikan Bakanl adayl net bir negatif rnektir: Resm olarak iln etmeden nce yoklamalarda kazanan kesin olarak oydu, ama adayln resmen iln ettii anda - semenlerin onun adaylnn gerek olgusunu dikkate almalar gerektii anda - grd destek hzla buharlatr. Bir baka muhayyel vak'a, partisine antaj yapan popler karizmatik lidere ait olabilir: Eer benim politikalarm desteklemezseniz sizi terk ederim ve kanaat yoklamalar sizi terk etmem halinde oylarnzn yarsn kaybedeceinizi gsteriyor.... Burada tam da yle yaplmas gerekirdi: Liderin sylediklerini izleyip brakmasn salamak: Byle bir jest, partinin kamu algsn, liderleri sultasnda bekleyen bir grup uzlamacdan, tutarl ilkeleri olan politik bir bnyeye doru toptan deitirecek ve bizzat kamuoyunu tersi yne dndrecektir. Halkn dndkleri, kanaatleri, daima yansmaldr; bu her zaman kanaat hakkndaki bir kanaattir: nsanlar bir kanaate kardrlar, nk bu kanaatin mmkn/uygulanabilir olduuna inanmazlar. te yandan bir edim tam da mmkn olann parametrelerini deitirir. rnein, Birleik Krallk'ta tutuklanmas, General Pinochet'nin sembolik statsn nasl etkiledi? Kadir-i mutlak dokunulmaz eminence grice dier sradan sulular gibi ifadesi alnabilen, kt saln ileri srmek durumunda kalan, ve saire, aalanm yal bir adama indirgendi. Bu mutasyonun ili'deki zgrletirici etkisi grlmeye deerdi: Pinoc-het korkusu dald, by bozuldu, ikence ve kayplar gibi tabu konular haber medyasnda temcit pilavna dnd; insanlar artk yalnzca fsltlarla deil, Pinochet'nin dorudan ili'de yarglanmasn ayan beyan konutu; gen subaylar bile Pinochet miras ile aralarna mesafe koymaya baladlar.

158

BR TOTALTARZM M DED?

Bu bizi Kant'a geri gtryor. Kant ahlkbilimin standart yanl okumas, bir edimin ahlk karakterinin tek ltn znel niyetin katksz i blgesi olarak ileri srer, sanki hakiki ahlk edim ve salt yasal edim arasndaki fark yalnzca znenin isel eiliminde gizliymi gibi: Yasal bir edimde yasaya baz patolojik kayglardan tr uyarm (cezalandrlma korkusu, narsistik tatmin, akranlarmn hayranl...), te yandan, ayn edimin katksz greve saygdan dolay gerekletirilmesi onu harfi harfine ahlk edim klar - eer grev onu baarmam iin tek itkiyse. Bu anlamda gerek ahlk edim iki kere formeldir: Yalnzca evrensel yasa formuna uymaz, ama ayn zamanda bu evrensel yasa, edimin tek itkisidir. Peki ya bizzat bu yeni 'ierik' yalnzca biimin ikiye katlanmasndan doabiliyorsa? Ya biimsellik erevesini (formel yasal normlar) gerekten kran hakiki anlamda yeni ierik yalnzca biimin kendi-iine-yansmas araclyla yeerebiliyor-sa? Ya da - bunu yasa ve yasann ihlli terimleriyle ifade etmek gerekirse kelimenin doru anlamnda ahlk edim yasal normun ihlli demektir yle bir ihll ki, basit crmlerin yol at ihllin tersine yalnzca yasal normu ihll etmekle kalmaz, neyin yasal norm olduunu yeniden tanmlar. Ahlk yasa yi'yi izlemez - 'yi' saylacak olan yeni ekli yaratr.110 Edim bu anlamda tm rasyonel ltleri bertaraf eden irrasyonel jest anlamnda 'dipsiz' deildir; evrensel rasyonel ltler tarafndan snanabilir ve snanmahdr da, yalnzca btn mesele onun tam da snanaca lt deitirmesinde (yeniden yaratmasnda) yatyor - kiinin bir edimi gerekletirdiinde uygulayaca herhangi bir evrensel lt nceden mevcut deildir. Burada kilit problemle yzleiyoruz; yani, burada saf bir soru ortaya kyor: bu neden byle? znenin hl-i hazrda varolan ahlk bir norma karlk gelen katksz grev duygusu ile yapt olas bir ahlk edim neden yoktur? Bu soruna kart utan yaklaalm: Yeni bir ahlk norm nasl ortaya kar? Mevcut normlar erevesi ve bu normlarn
110

Burada Alenka Zupancic ile yaptmz bir konumadan yararlanyorum; ayn zamanda Zupancic'in srad Gerein Ahlk'na (Ethics ofthe Real) baknz.

MELANKOL ve EDM

159

uyguland grgiil ierik arasndaki al-veri bu soruya yant veremez: Durum ok karmaklat veya radikal biimde deitii (eski normlarn uygulanmasnn amaza yol at kopyalama veya organ nakli vak'alarmda olduu gibi) ve eski normlar tarafndan yeteri derecede 'kapsanamad' zaman yeni normlar icat etmemiz gerektiinden deil. Bunlarn tesinde bir koul da karlanmak zorundadr: Mevcut bir normu uygulayan bir edim salt yasal olabilir, ahlk olarak bilinen normlarn bu yeniden tanmlanmas ise salt yasal bir jest olarak deil, terimin yukarda anlan ikili anlamnda, formel bir jest olarak gerekletirilmelidir: Ayn zamanda - gene - grev duygusu ile gerekletirilmelidir, neden? Bu i neden normlarn 'yeni gereklie' uyumlu klnmas yoluyla gerekletirilemez? Yasal normlar 'gerekliin yeni taleplerine' uyumlu klmak iin deitirdiimizde (diyelim ki, 'liberal' Katolikler 'gereki biimde', 'yeni zamanlarn gereklerine' ksm 'tavizler' olarak, eer evlilik ii ilikide yaplacaksa, doum kontrolne izin verdiklerinde), yasal normlar faydac bir adan ele aldmz, 'patolojik' karlarmzn tatminini (durumumuzun iyi olmas) meru klacak aralar olarak grdmz iin, yasay apriori olarak saygnlndan yoksun biralarz. Bu, kat yasal biimcilik (bedeli ne olursa olsun, kii kaytsz artsz ve her durumda yasann lafzna bal kalmaldr) ve pragmatik faydac frsatlk (yasal normlar esnektir; kii yaamn gerekleri ile uyumlu olarak yasalar eip bkmelidir; yasalar kendi ilerinde ama deildir, yaayan somut insanlarn ve bu insanlarn ihtiyalarna hizmet etmelidir) ayn madalyonun iki yzdr, yani ayn n kabul paylarlar: Bunla-' rn her ikisi de normun ihllini, grev adna gerekletirilen ahlk bir edim olarak dlarlar. Dahas, bu radikal Kt'nn, en ar halinde, normun barbarca bozulmas deil, tam da norma 'patolojik' gerekelerle boyun eme olduu anlamna gelir: Yasay basite ihll etmekten ok daha kt olan, 'yanl gereke ile doru eyi yapmak', karma olduu iin yasaya uymaktr. Dorudan ihll, saygnlna dokunmadan basite yasay ihll ederken (ve hatt bu saygnl, negatif yolla tekrar teyit ederken), 'doru gereke ile yanl olan yapmak' yasa-

160

BR TOTALTARZM M DED?

nn saygnln ieriden ykacak, yasay sayg duyulacak bir ey olarak grmek yerine, kendi 'patolojik' karlarmz iin onu basit bir ara konumuna drecektir - sz konusu olan yasann dsal ihlli deil, onun kendini imhas, intihardr. Bir baka ifade ile, Kt'nn biimlerine dair geleneksel Kant hiyerari tersine evrilmelidir: Olabilecek en kt ey dsal yasallk, yasalara patolojik gerekelerle uymaktr; bunun ardndan yasann ihlli, yasay hie saymak gelir; nihayet, 'yanl (patolojik) gereke ile doru (ahlk) olan yapma'nn tam simetrik kart gelir, 'yanl' doru gereke ile yapmak - yani, ahlk normlar hibir 'patolojik' gereke olmadan, ama yalnzca 'ylesine' ihll etmek (Kant'n 'eytan Kt' dedii ancak bunun olasln reddettii ey) - byle bir Kt, for-mel olarak yi 'den ayrtrlamaz. u halde ahlk edim, grev addedilerek gerekletirilmesinin stne, bir de gerek sonular da dourur, gereklie mdahale de eder: 'aktel sonular olmak' anlamnda gereklie mdahale etmekten fazlasn yapar - ahlk edim gereklik denen eyi yeniden tanmlar. Doru anlamda ahlk edimde, isel ve dsal, i niyet ve d sonular rtr; bunlar ayn madalyonun iki yzdrler. Ve, bu arada, ayn ey bilim iin de geerlidir: Bilim, yalnzca sradan gereklii aklamakla - diyelim ki, suyun gerekte H 2 O olduunu sylemekle - kalmayp, gerekliimizin bir paras olan yeni nesneler rettiinde ve ezamanl olarak kurulu erevesini krdnda, 'Gerek'e dairdir': Atom bombas, talihsiz koyun Dolly gibi kopyalar.... Su, H ve O'nun belli bir bileimi olarak ele alndnda, bu gerekliimizi bu aklamadan nce olduu biimde brakr - bu, gereklii, sradan gerekliimizin 'gerekte' ne olduunu rendiimiz bir baka dzlemde (formller vs. dzleminde) basite ikiye katlar. Bilimsel bilginin araclyla yeni, 'doal olmayan' nesneler gndelik gerekliimizin bir paras olmaya baladnda Gerek'in ucubelii kapmz alar.

MELANKOL ve EDM

161

Materyalist yaradk iin bir ar Bu edim nosyonu ile ilgili olarak iki itiraz hemen kendini dayatr. ncelikle, fenomen cinsinden gereklikte olan bu mdahale, kanlmaz olarak Kant terimlerle adlandracamz fenomenal gerekliin nedensel zincirini kran fenomenal-tesi/numenal zgrl iermez mi? kinci olarak, vaktiyle Antigone'nin ediminde olduu gibi, Anti-gone kardeine layk bir cenaze treni iin (tikel, olumsal) srarnn salt kendi kaprisi olmayp, aslnda teki-ey'in srar ile rttn-den nasl emin olabilir? Bu iki itiraz aka fenomenal ve numenal arasnda gayr meru bir ksa devre olduu yolundaki ayn eletirinin iki unsurudur: znenin olumsal karar ve teki-ey'in kaytsz artsz ars arasnda; dnyaya fenomenal/grgl mdahalemiz ve numenal zgrlk edimi arasnda. Bir baka ifadeyle, salt olumsal ve grgl jestler niteliinde edimlerimiz olabilir; sonra, kimi zaman baka bir boyutu haber veren mucizev Edim'ler gerekleir. Bylelikle, her iki durumda da yant, simetrik bir tersine dnme veyahut, daha ziyade, odakta kaymalar olmaldr: Her iki itiraz da baz eyleri n kabul niteliinde alr (grgl, fenomen cinsinden gerekliimiz; teki-ey'in kaytsz artsz ars) ve sonra insan bundan kurtulacandan - veya buna balanacandan - nasl emin olabilir sorusunu ortaya atar. Ancak terk edilmesi gereken tam da bu n kabuldr: Sorulmas gereken soru, 'Sradan gerekliimizden nasl kurtuluruz?' deil, bunun yerine u sradan gereklik btn olarak var m?' olmaldr; benzer ekilde, sorulmas gereken soru, 'Numenal teki-ey'e rza gsterdiimizden nasl emin olabiliriz?' deil, bunun yerine, 'Bizi emir bombardmanna tutan teki-ey gerekten de orada m?' olmaldr. 'Saf insanlar sradan gerekliimizden kurtulabileceimize inananlar deildir; 'saf insanlar bu gerekliin ontolojik olarak kendine yeterli olduu n kabulne sahip olanlardr. Veyahut zorunluluk ve zgrlk arasndaki ilikiye dair benzeik ('homologous') soru babnda: 'Saf insanlar, insan znelerin mucizev bir ekilde gerekliin nedensel zincirini krp zgr edimde bulunabileceklerini dnenler deildir; 'saf insanlar, tam nedensel gere-

162

BR TOTALTARZM M DED?

kirlik zincirini nceden kabul edenlerdir. Ya ontolojik olarak btnyle kurulmu kozmos anlamnda gereklik diye bir ey yoksa? unu demek istiyorum, zgrl yanl kavrama ile kartranlarn (yalnzca eylemlerimizi belirleyen nedensellii yanl kavradmzda 'zgr davranma' deneyimi yaadmz iddia edenler) hatas standart, pre-modern, 'kozmolojik' varln pozitif dzeni olarak gereklik nosyonunu bir hayalet gibi (yeniden) devreye sokmalardr: Bylesi tam olarak kurulmu pozitif 'varlk zincirinde', elbette ki, zgr zneye yer yoktur, yani zgrlk boyutunu yalnzca Varlk'n hakiki pozitivitesi-nin epistemolojik yanl kavranmas ile kesin olarak karlkl baml bir ey olarak kavramak mmkndr. Sonu olarak, zgrln statsn cidden dikkate almann tek yolu bizzat 'gerekliin' ontolojik eksikliini ne srmektir. Gereklik diye bir ey ancak ortasnda ontolojik bir aralk, bir atlak varsa sz konusudur. Gizemli akn zgrlk 'olgusunu' aklayabilecek tek ey bu aralktr - zira, 'kendini ileri sren' znelliin, ki bu aslnda 'kendiliinden' olur, bir 'nesnel' nedensel sreci yanl kavranmasnn bir sonucu domu bir kendiliin-denlik deildir, bu sre ne kadar karmak, ne kadar kaotik olursa olsun. Ve tersi ynde, teki-ey aslnda bizzat zgrln dipsizliinin pozitifletirilmesinden, 'eylemi' temsilinden baka bir ey deildir: Niha olarak varolan tek ey, zgrlk ediminin kendisinin deh-j et veren dipsizliidir. Tabii ki, teki-ey'in emrinin partizanlar ey'in temsil alan sz konusu olduunda, tam da temsil tesi radikaj tekilik olduu konusunda kar kacaklardr buna. Ne var ki, byle yaparak elde ettikleri ey, minimal bir hamleyle temsil snrn, snrn temsiline dndrmektir: Temsilin kt zgrlk noktas, temsil tesi dehet uyandran ey klnda tekrar temsil edilmi olacaktr.... Tekraren sylersek, edimde, bu lgnlk annda, zne teki-ey'in varolmadn varsayar - yani, teki'nin her trden arsna kapal zgrln bedelini tam olarak deyeceini varsayar. Edim, bu ifte imknszl/snr kabul etmeyi iinde barndrr: Her ne kadar grgl evrenimiz eksikse de, bu grgl evreni ayakta tutan baka bir 'haki-

MELANKOL ve EDM

163

ki' gereklik olduu anlamna gelmez. Kendimizi gerekliimize tam olarak btnletiremesek de, kendimizi 'hakikaten evde' hissedeceimiz bir Baka Yer yoktur. Antigone balamnda bu, onun ediminin yalnzca gizemli bir teki'nin istencine dayandn deil, bir bakma basit bir kapristen daha cerbezeli olduu gsterir: Kapris gene de znenin ona kar kaprisli davranaca bir geeklik dnyasn n varsayarken, Antigone'nin edimi onu, anlyoruz ki, gerekliin ex nihilo atlaklar arasna yerletirmekte, bizzat (toplumsal) gereklik denen eyi tanmlayan kurallar bir anlna askya almaktadr. Bugn, Lacan'n evrimcilie kar yaradllktan yana olmas her ] zamankinden daha fazla anlam ifade eder. Bunun, tabii ki, biyolojik j sahte-bilim yaradllk lgnlnn Ahlk ounluk'un pratik ettii i Darvvinizm'e at savala hibir ilgisi yoktur. Gerek sorun baka ' bir yerde yatyor: Uzlamaz kuramsal farkllklarna ramen, Davvkins i ve Dennett tarz neo-Darwinistlerden, insanlkta son bulan Yeni a (New Age) kozmik evrim nosyonuna (szde 'gl antropik ilke'), daha felsefe ynelimli, znellie yol aan ilksel z-duygulanmm fe-nomenolojik aklamalarna kadar son zamanlarda popler olan 'insann ortaya kna' dair farkl evrimsel aklamalar arasndaki ortak nokta nedir? Bunlarn hepsi tam da Edim boyutunu silip atmak konu-, sunda birleirler - Yeni hibir ey ortaya kamaz, doru anlamda Olay diye bir ey gerekleemez; her ey daima hl-i hazrda mevcut .! olan koullarn kts olarak aklanabilir, evren denen yapnn btn aralklar doldurulabilir.... Bu ontolojik kapanmaya kar Lacan, Varlk Dzeni'nin her eyi nceden belirlememe olasln savunur: Zaman zaman gerekten Yeni bir ey ex nihilio, durup dururken ortaya kabilir (yani tam da evren binasnn aralklarndan). Bylelikle 'kayp balant' problemi, La- can iin niha olarak sahte bir problemdir: 'Kayp balantnn' szde , doldurduu aralk, otantik Edimler'i olas klan negatif araln kendisidir. Ayn 'kayp balant' sahte-problemi, Lacan'n znelliin ortaya kna dair anlatsnn eksiksiz olmad iddias klnda Lacan eleti-i tilerinde de ortaya kar, yani, bu anlat znelliin kilit boyutunu, sem-

164

BR TOTALTARZM M DED?

bolik eksiklik ve/veya aralk srecinden karsanamayacak znenin ilksel z-farkndalndaki z-tanmasn aklamamaktadr: Bu eletirmenler znenin ilksel z-ifaatni 'ekleyerek' aslnda Lacan'n kurduu yapdan bir eyler alp gtrmektedirler - bu kiiler tam da Yeni'nin 'durup dururken' iinden kt negativite boyutunu silmektedirler.... Paradoksal gibi grnse de, ex nihilio radikal anlamda materyalist bir nosyondur. Tanr yeryzn daha nceden varolan kaotik bir malzemeye ekil vererek deil de ex nihilio yaratt dediimizde, bu henz kelimenin doru anlamnda ex nihilio deildir, zira Tanr zaten oradadr. Ex nihilio, daha ziyade, nceki kaostan 'mucizev' biimde durduk yerde ortaya kan Bir ey (anlaml bir dzen) olmayann paradoksunun addr. Hitchcock'un hibir zaman ekmedii en mkemmel Hitchcock sahnesine dair Hitchcocku anekdotu ele alalm: Montaj hatt boyunca yrrlerken Cary Grant ve [Ford fabrikasn-daki] iilerden biri arasnda geen uzun bir diyalog istemitim. Arkalarnda tek tek btn paralaryla bir arabann montaj olacakt". En sonunda tek bir cvata ve somundan balayarak birletirildiini grdkleri araba bitirilecek, benzini ve ya da koyulduktan sonra hattan srlp karlmaya tamamen hazr olacakt. ki adam birbirlerine bakacak ve 'Bu harika deil m' diyeceklerdi. Sonra arabann kapsn atklarnda nlerine bir ceset decekti.111 Bu gerekten creatio ex nihilio'dur, bu artk-nesne 'durup dururken' (hibir yerden) Ortaya kvermitir. Ex nihilio beliren eyler 'madd olmayan', hibir ey gizlemeyen, Boluk'un maskelerinden baka bir ey olmayan olan saf benzerlerdir (bunun ilk felsef formlletirmesi madd olmayan olaylara, fantazmalara dair Stoac kuramdr). Ve edim de, tam bu anlamda, ex nihilio mdahaledir. Lacan'n An-tigone okumasnn pozitif bir zellik deil bir yokluk olduu iin oFranois Truffaut, Hitchcock, New York: Simon & Schuster 1985, s. 257.

MELANKOL ve EDM

165

unlukla farkna varlmadan geilen beklenmedik bir zellii vardr: Lacan'n psikanalitik Antigone okumasnda, insann bir 'Freudcu'dan bekleyebilecei eylerden mutlak anlamda eser bile yoktur -Antigo-ne'nin erkek kardeinin uygun bir cenaze treni ile gmlmesi konusundaki irrasyonel diretiini bir ekilde 'aklayacak' travmalarnn deilmesi, bilind takntlar, arzular veya atmalar. Antigone'nin bizzat Oedipus'm kz olmasna ramen, Lacan'n okumasnda 'oedi-pus kompleksi' diye bir ey yoktur! Lacan onu basit bir ekilde - szlerinden dolay deil - ediminden dolay ele alr, ve tam olarak da byle okur: Empatiyle herhangi bir eit semptom, histerik bir gsteri okumas olarak deil, 'bamsz' bir etik edim gibi.112 Papa'ya kar Dalay Lama Bundan daha sradan bir soruya geri dnelim: Bu bak asnn gnmzdeki 'pratik sonular' nelerdir? ngilizce ilk kitaplarnn yaymlanmas iini tamamlarken yaync tm bibliografik referanslarn u me'um ikago Stil Elkitab'na gre yaplmas konusunda srar etti: Ana metinde yalnzca yazarn soyismine, yayn ylna ve sayfa numarasna referans gsteriliyor, tam referans ise kitabn sonunda, alfabetik sra ile veriliyor. Yayncdan intikamm almak iin ncil'den alntlar iin de ayn eyi yaptm: Sondaki listede yle bir madde vard '-Christ, Jesus (33): Toplu Konumalar ve Dnceler, editrler, Mark, Matthew, Luke ve John, Kuds' - ve ayrca ana metinde '(bu kt
112

ntihar 'patolojikletirme' abasna odaklanan bir roman olan Martin Amis'in The Night Train'i, bu arkaplan karsnda okunmaldr. Kdemli bir polis memurunun gen ve grnte mutlu olan kz kendini ldrdnde, babas bu intiharn gizemini kurcalamasn istedii kadn kahramandan (bir polis mfettii) lenin arkada brakt ipularnn (bir gel-ge k, uyuturucu bamll...) sahte ipular olduunu ksa srede kefeder - yani kz kendini zel bir nedenle ldrmemitir. Bu saf varolusal rahatszln baba iin fazla travmatik olacan bildiinden, ona verdii son raporda uyuturucu ve gecelik seks ilikilerine kaplm sahte bir resim sunar - edimin net nedenlere indirgendii byle bir resme dayanmak saf dipsiz edimden ok daha kolaydr.

166

BR TOTALTARZM M DED?

nosyonu hakknda ilgin gzlemler iin ayrca baknz Christ 33)' gibi pasajlar vard. Yaync bunu tatsz bir kfr etme giriimi olduu gerekesiyle, sa'ya - bizzat Tanr - iki sradan hrszn arasnda armha gerildii gibi herhangi bir insan (bir yazar) muamelesi yapan bu yordamn son derece Hristiyanca olduu yolundaki argmanlarma hi anlay gstermeden reddetti. Hristiyanlk kurumunun tam kalbinde tragique'ten moque-comique'e bir gei vardr: sa empatik olarak vakur kahraman Efendi figr deildir.113 Bu, ayn zamanda, her iyi Hristiyan'n Edward Moser'in ncil'e Politik Dorucu Rehber114 gibi parodilerden incinmek yle dursun bundan masum bir elence dnda hibir ey karmamalarn da aklar. Bu son derece komik kitapn bir problemi varsa o da niha aka olarak iyi bilinen saygn bir ncil cmlesini alp sonra buna her ynyle ada bir niteleme eklemek gibi standart bir yordama fazlaca dayanmas olabilir (Marx'n Fransz Devrimi tarafndan insan haklarnn garanti altna alnma biiminin pazar mbadelesinin gerekliinde nasl ilev grdne dair mehur nktesi gibi: 'zgrlk, eitlik ve Bentham'): lmn glgesinin gezdii vadide yrsem de ktlkten korkmam, nk 'kt' ve 'iyi' dlayc ikili manta dayanan ideolojik kurgulardr.115 ... Ve onlar kendi dillerinde konumaya balar
1 1 3

Ayn nedenle, hakiki bir Hristiyan ncil zerine, onu herhangi bir edeb metin gi bi grp, ayr ayr her kitap iin ieriini ve ana 'karakterlerin', 'TANRI - yal ykc derecede kskan ama gl ve yaratc kii'; veya 'SA - bir marangozun byk bir misyon stlenen, gen ve kibar olu' stilinde zl tariflerini veren, ger ek anlamda mstehcen CliffNotes kitabnda itiraz edilecek hibir ey bulmaz. Edvvard P. Moser, The Politically Correct Guide to Bible, New York: Three Rivers Press 1997. Bu, elbette, gnmz ahlk-politik tutumlar okluunu yeniden reten bir dizi varyasyondan yalnzca biridir - sadece kart bir rnekten sz etmekle yetinelim: 'lmn glgesinin gezdii vadide yrsem de ktlkten korkmam, nk biz zat ben de tm vadinin en gaddar putuyum!'

1 1 4

1 1 5

MELANKOL ve EDM

167

lar, ve her insan bunu kendi dilinde iitir, ift dilli eitim program-\ lan saolsun. Bu yeniden-yazm, Moser On Emir'i 'On Tavsiye' olarak yeniden for-mlletirdiinde en st noktaya ular - iki tanesini alntlamakla ye-tinelim: 'Sebt gnn hatrla, ki o gn tm ah-veriini yapabilesin.' ... 'Tanr'nn adn bo yere alma, biraz guston olsun, hele bir de gangsta rap arkcs isen.' Problem, bu satirik abart eklinde dile getirilen eyin tam da bugn gerekleiyor olmasnda: Bugn Dekalog'u yeniden yazma iini yapmyor muyuz? Emirlerden biri ok mu kat? Hemen Sina Da sahnesine kadar uzanp yeniden yazverdim! 'Zina yapmayacaksn -duygusal anlamda itensen, ve zina kendini tam olarak gerekletirmeni salayacaksa o baka...' Burada verilecek en iyi rnek boanma konusunda okuyabileceimiz Donald Spoto'nun Gizli sa'sndaki Yeni a tadndaki Hristiyanlk yorumudur: sa, boanma ve yeniden evlenmeyi kesinlikle reddetmitir.... Ama sa daha da ileri giderek evliliklerin yklamayacan sylememitir. .. retisinin hibir yerinde bir kiiyi gnahn sonularna sonsuza kadar zincirledii bir durum yoktur. Bir btn olarak insanlara tek yaklam kural koyucu deil, zgrletiricidir.... Gayet aktr ki, baz evlilikler basite yklr, ballklar terk edilir, vaatler tutulmaz ve aka ihanet edilir.116 Bu satrlar sempatik ve 'liberal' olduklar kadar duygusal dalgalanmalar ve tam da artk dorudan duygularca desteklenmediinde yklmaya direnmesi beklenen koulsuz sembolik adanma arasnda lmcl bir karkla yol aar:- 'Boanmamalsn - evliliin 'gerekten' ykl-yorsa, eer onu yaamdan aldn doyumu berbat eden tahamml edii116

Bkz.: Donald Spoto, The Hidden Jesus, New York: St. Martin's Press 1998, s. 153-4.

168

BR TOTALTARZM M DED?

mez duygusal bir yk gibi deneyimlemeye baladysan o baka' - ksacas, boanma yasa doru anlamm kazandysa o baka (yle ya, evlilii hl geliiyor, zenginleiyorsa kim boanmak ister?)! Burada gemiim tm sorumluluundan, pei sra gelen geriye dnk yeniden yazma geildiinde kaybolan ey 'kat gerekler' deil, znenin psiik ekonomisindeki yaplatrc rol sembolik yeniden yazma daima direnen travmatik karlamadaki Gerek'tir. Burada Papa II. John Paul figr timsal olabilir. Papa'nm ahlk duruuna sayg duyanlar bile genellikle bu hayranlklarna, Papa'nn eski dogmalara bal, gncel taleplere kendini kapatm haliyle her eye ramen biraz eski kafal ve hatt ortaadan kalma olduu nitelemesini ekleyecektir: Gnmzde nasl olur da insan doum kontroln, boanmay, krtaj gz ard edebilir? Bunlar basite yaammzn gerekleri deil midir? Papa, tecavz sonucu hamile kalan bir rahibenin bile krtaj hakkn nasl inkr edebilir (Bosna'daki sava srasnda tecavz edilen rahibelere gerekten de yapt gibi)? Kiinin ilke olarak krtaj kart olmas durumunda bile byle ar bir vak'a karsnda ilkeleri esnetip tavize onay vermesi gerektii ok bariz deil midir? nsan imdi gnmz postmodem serbestlik zamanlarna Dalay Lama'nn neden ok daha uygun olduunu anlyor: Dalay Lama bize herhangi bir zgl ykmllk almakszn kendini iyi hissetme tinsellii sunuyor: Herkes, hatt en batk Hollyvvood yldz bile, kendi para hastas hafifmerep yaantsn srdrrken onun izinden gidebilir.... Halbuki Papa bize dzgn ahlk tutumlarn bir bedeli olduunu hatrlatr - tam da inatla 'eski deerlere' yapmas, gereke bariz grndnde bile (tecavz edilen rahibe vak'asnda olduu gibi) zamanmzn 'gereki' taleplerini inkr etmesi onu otantik ahlk figr yapar. Levinas eletirmeni John Woo: Feti olarak surat imdi de, sonu kisvesinde John Woo'nun Face/Off'(1997) filmi zerinden Lacan ve Levinas arasndaki uyumsuzluu netletirelim. Filmde anti-terrist polis (John Travolta) ve akac-sadist ultra-terrist

MELANKOL ve EDM

169

(Nicholas Cage) lmcl bir oyunun iine dyorlard. Cage, lmcl bir komadayken polis Los Angeles'da bir yerlerde ultra-gl zehir ieren bir bombann geriye saydn renir; ancak Cage komada olduu iin bombaya dair ayrntlar renmenin ve bylece bir felketi nlemenin tek yolu Cage'in sakat kk erkek kardeinin gvenini kazanmaktr. Bylece polis hem Cage'in hem de Travolta'nn suratlarn kaldracak yksek teknolojili bir ilc kullanp, Travolta'n yzn zel effaf bir svnn iinde korurken Cage'in yzn onun bana nakledecek fikri bulur - Cage'in yzyle Travolta, Cage'in kardeinin gvenini kazanacak ve felketi nleyecektir. Maalesef Cage beklenmedik ekilde komadan kar, hastane yatanda dorulur ve aynaya bakar, yzndeki krmz eti ve sv iinde Travolta'nn yzn grr. Neler olduunu tahmin ederek etesiyle balant kurar, ete hastaneyi ele geirir, Cage doktorlar Travolta'nn yz derisini kendi yzne koymaya zorlar ve sonra olaya katlan herkesi ldrp btn belgeleri imha eder ki bu dei-tokuu kimse bilmesin. Ba cani Cage, imdi 'normal' toplumsal yaama sper-ajan Travolta olarak dnmekte zgrdr; bu arada sonsuza dek ba cani olarak tanmlanan Travolta, yksek gvenlikli bir hapishanede kalmaya mahkm olmutur. Ancak (Travolta'nn suratyla) Cage, Travolta'nn iini ve hatt aile yaamn (karsyla seks yapmak dahil) ele geirmiken Travolta kamay baarr ve Cage'in etesini patron sfatyla devralr - kendilerini birbirlerinin toplumsal rollerini igal ederken bulurlar. Dolaysyla bizler, gereklemi fantezinin sanrl blgesine gireriz genellikle ahlk utan ve aalanma anlamlarna iaret eden eski "yz olmama" ifadesi burada dz anlam kazanr: Suratlarmzn deriden yzeyi harfi harfine giydiimiz yz, dei-tokuu, bir bakas ile deitirilmesi mmkn maske anlamna gelir. Burada kaybolan, kesin olarak bedenimizin doru deri yzeyidir: Deitirilebilen maskeler takarz ve deitirilebilen yapay maskenin arkasnda duran artk doru bedensel deri yzeyi deil, ama rktc etler ve kanl kaslardr. 'Ben' herkesin grebilecei suratm deildir artk: Suratm kartabile-

)70

BR TOTALTARZM M DED?

ceim bir maskedir. Bir tr ontolojik aralk almtr, David Lynch tarafndan da ska maniple edilen bir aralk: Bildiimiz sradan gereklik, plak et ve deitirilebilen maskenin proto-ontolojik Gerek'i iinde erir, tpk Terry Gilliam'n Brazil filminde bir lokantada sunulan yemein taban stnde bir ereve iinde duran itah ac renkli yemek fotoraf ve tabaktaki ekilsiz smks maddeden olumas gibi. Travolta ve Cage arasndaki dellonun Lacan'n ayna-ilikisi dedii eyin mkemmel bir temsili olduu ilk yaklamda gayet aktr: Kendi ayna ikizimle lmcl bir mcadele iinde ona indirdiim her darbe kendime indirdiim darbedir, ve tersi: Kendimi yaralayarak dmanm yaralam olurum - filmde ana karakterlerden birinin kendi ayna-imgesi ile karlat ve grd ey can dman olduu iin, ona tahamml edemedii birok sahne olmasnda aacak bir ey yoktur. Son karlamalarnda Travolta ve Cage kendilerini her iki taraf da aynalarla kapl ince bir duvarn iki yannda bulduklarnda bu yordam daha st yansmal ironik bir dzleme tanr: kisi de silhlarn ekip aynaya dner, kendi yzlerinin imgelerini grrler - yani, aynada ayna-duvarn arkasndaki gerek dman grrler (zira Ca-ge'in grd -Travolta'nn yz - aslnda aynann arkasndaki kiinin gerek yzdr, ve tersi). nsan Cage'in suratnn ortasna Travolta'nn var gcyle vurmaktan ekinmesini anlyor: nk bu suratn derisi kelimenin doru anlamnda kendi yzdr, bunu yok ederek kendi yzn yok etmi olacak, kendi yzn tekrar bana yerletirme ansn sonsuza kadar ortadan kaldracaktr ... lmekte olan Cage'in de umutsuzca suratn kesmeye ve ona zarar vermeye almasn anlyoruz - biliyor ki byle yaparak Travolta'nn onu geri almasn engellemi olacaktr. Bu ayna ilikisi Gerek (plak et) ve mgelemsel (deitirebileceimiz maskelerimiz) arasndaki etkileim dzleminde gerekleir. Ancak, bu ayna ilikisi film hakkndaki tm hakikati sylemez; nc, sembolik boyutun izlerini ayrtrmak iin yaplmas gereken ilk ey, bu surat al-veriini, beyaz perde personalar dikkate alndnda i

MELANKOL ve EDM

171

Travolta'nn Cage karakterine ('kt', akac sinik sadist) ok daha yakn, buna karjn genellikle aktif, gJ ama gene de mlayim ve mfik karakterleri canlandran Cage'in Travolta'nn filmdeki 'hakiki' karakterine ok daha uygun olduu apak gerei nda okumaktr. Bu durumda izleyicinin el deitiren suratlar ilerin olmas gerektii haline geri dndren meru bir dei-toku olarak deneyim-leyeceine amamak gerekir: Travolta, sadist akac asl cani gibi davrandnda an derecede ikna edicidir; buna karn Cage gerekte kim olduunu ailesine inandrmaya abalayan umutsuz ve drst polis memurunu oynadnda daha az ikna edici deildir. Burada maskenin sembolik verimlilii ile karlayoruz: Sanki maske ve 'hakiki surat' ilikisi tersine evrilmitir, sanki Travolta ve Cage'in 'gerek yzleri' zaten maskedir ve hakiki karakterlerini gizlemektedir de, teki kiinin surat-maskesini taknca zne kendi 'hakiki Benliini' zgrce gerekletirebilmektedir. Bu arkaplan nda filmin sonu, her ey normale dnp herkes kendi hakiki suratna kavuunca (Travolta'nn film boyunca suratn koyu birpunk-rock'a gibi boyayan onlu yalardaki kz bile yzn makyajsz ve piercingsz, 'doal' haliyle gsterecektir) beklendiinden daha mphem grnmektedir: Travolta'nn gerek yzn umutsuzca kazanma mcadelesi, kendi hakiki benliine dnme abasndan ok, bastrlm bir halde de olsa, kendi kiiliinin szde karanlk tarafn eriiminde tutma isteini yanstmaktadr. Veyahut, bu taraf gerekten de o kadar karanlk mdr? Filmin en iyi sahnelerinden birinde, Travolta'nn-suratyla-Cage, dmannn kzyla karlap, Travolta'nn her zamanki sert baba roln oynamak yerine, neredeyse onunla flrt edip, ona sigara ikram ettiinde, babann kat ebeveyn otorite maskesini brakp, kznn yaam tarzna anlay gsterdii bir baka baba-kz ilikisine tank olmuyor muyuz? Belki bu olgu elinde bir silh tutan Travolta'nn kz nnde Travolta ve Cage'in kavga ettikleri o en etkileyici sahnelerden birini aklayabilir. Kz Groucho Marx'n berbat amaz ile kar karyadr ('Hangisine inanyorsun, gznle grdne mi, szlerime mi?'): Kz, gz ile

172

BR TOTALTARZM M DED?

grdne (gzleri ona babasnn yzn takm olan adamn babas olduunu sylemektedir) inanmak ve sylenenlere (hakiki babas on umutsuzca gerekte kim olduunu sylemektedir) inanmak arasnda kalmtr. Kz, dikkat ekici biimde yanl bir karar verip 'gzlerine inanmay' seer ve babasn vurarak onu kolundan yaralar - veyahut bu karar gerekten de yanl mdr, yani, kz basite gzlerinin ona sunduu sahte kantn kurban m olmutur? Ya bilinli olarak daha se-vilesi baba figr sunan kiiyi, kendi gerek, kat ve otoriter babasna tercih ettiyse? Travolta karakterinin 'hakiki suratn' geri kazanma abasnda kanmaya alt ey, bylece, sahip olduumuz suratlarn ikin olarak kandrc bir yem olduu, aslnda bunlarn hibirinin bizim 'hakiki suratmz' olmad gereidir - niha olarak maske arkasndaki znenin 'hakiki surat' ekilsiz, derisi yzlm, plak krmz ettir. Kimliimizin garantisi taktmz suratlar deil, ama suratn batan karc yemi tarafndan srekli olarak tehdit edilen krlgan sembolik kimlii-mizdir. Ve, bir kilit Levinas nosyona, Hakikat'in kendisini ncele-yen olaya, tezahr* olarak teki'nin surat ile karlama nosyonuna gideceimiz yer burasdr: Hakikati aramak iin tezahr edeceine bir ekilde namus sz veren ve kendini garantileyen bir surat ile bir iliki kurdum bile. Szl gstergelerin deiimi anlamnda btn diller hl-i hazrda bu ilksel namus szn vermi durumdadrlar ... Yalan ve gerek suratn mutlak otantikliini nceden kabul etmitir. u7 Bu satrlar, belki de en iyi ifadesini Donald Davidson'n 'bir inan iin tek kantmz baka inanlardr' yolundaki 'tmc' iddiasnda bulan, varlmzn 'sembolik' tz, Lacanc 'byk teki'nin dairesel, kenTezahr, 'epiphany' karl olarak kullanlmtr. Szck ayn zamanda Tanr'nn (yznn) tecelli etmesi anlamn da tar. - . n.
17

Emmanuel Levinas, Totality and lnfinity, Lahey: Martinus Nijhoff 1979, s. 202.

MELANKOL ve EDM

173

dine-referans veren karakterinin arkaplan nda okunmaldr.... Ve hibir inan kendi kantn tamadndan, hibiri geri kalanlar iin bir temel tekil edemez."18 Sembolik dzenin 'lmcl defosu' olarak ilev grmek yle dursun, bu dairesellik onun etkili ilemesinin gerek kouludur. u halde Levinas suratn 'kendini garantileyeceini' iddia ettiinde sylemek istedii, tam olarak, bunun dil-d referans noktas grevi greceidir. Bu ayn zamanda bizim sembolik dzenin fasit daireselliini krmamza olanak verecek, ona niha bir temel, 'mutlak otantiklik' salayacaktr. O halde surat byk teki'nin kast-rasyonunu (tutarszln, eksiini), daireselliinin dipsizliini dolduran (onu glgeleyen) nesne, niha fetitir. n9 Farkl bir dzlemde, bu fetiletirme - veya daha dorusu, fetiist red bizim baka bir kiinin suratyla girdiimiz ilikide ayrt edilebilir. Bu red, ncelikle etin plak gereklii ile deil ('Gayet iyi biliyorum ki bu suratn arkasnda yalnzca plak etin, kemik ve kann Gerek'i var, ama gene de bu surat sanki tinin gizem dolu ierisine alan bir pencereymi gibi davranyorum.'), ama, daha ziyade, ok i: daha radikal bir dzlemde, teki'nin dipsizlii/boluu ile ilgilidir: nsan yz dehetli ey'i 'kendi merkezine eker ki, hu da komumuzun niha gerekliidir. Ve boluk denen 'gsterenin znesi' () tam , tamna teki'deki bu tutarszlkla (eksikle) korelatif olduu srece, zne ve surat kartlar olacaktr: tekinin surat ile karlama Olay, I tekinin znelliinin dipsizliinin deneyimlenmesi deildir - bu de-\ neyimi yakalamann tek yolu onu btn boyutlaryla yznden etmek, ] suratn figrn bozan en basit tik veya ekitmeden (bu anlamda Lai ;. ; ; j | i >J , j "8 Ernest Lepore (der.) Truth and Interpretatiori'dan alntlanmtr, Oxford: Blackvvell 1986, s. 331. "9 Bu dairesellii en iyi Saussure'n gsteren tanmndaki paradoks rnekler: Bir gsterende dier gsterenlerden bir bek farktan baka hibir ey yoktur, ve bu dier hepsi iin de doru ise, tm yapy ayakta tutan nedir? Nasl oluyor da bu yap kmyor, kendi stne yklmyor? Bunun yapsal yant, tabii ki, niha temel olmak yle dursun, \&m da 'byle bir' eksie vcut verecek, yani, dizide yer alan bir gsteren deil, ama yokluunun yerine gsterenin mevcudiyetini iaret eden paradoksal fazlalk bir gstereni devreye sokacaktr: Fark gstereninin 'kendisini.'

174

BR TOTALTARZM M DED?

can Gerek'in 'gerekliin ekitilmesi' olduunu iddia eder), fiziksel veya ahlaken surat kaybetme an noktasna kadar, FacelOjf 'da olduu gibi.120 Jerry Lewis filmlerinin kilit n, oynad budala tipinin davranlarnn yol at zarar ziyann farkna varmak zorunda kald anlar olabilir: Bu anda, etrafndaki herkes ona bakakalmken, bu baklar kaldramaz ve kendine has surat ifadeleri taknmaya, yz ifadesini acayip ekillerde arptmaya balar ve buna ellerini eip bkme ve gzlerini devirme hareketini ekler. Utanan znenin mevcudiyetini si-likletirmek, tekilerin bakndan silmek isteyen bu aresiz abas, onu evreleyen insanlar iin daha kabul edilir olan yeni bir surat elde etme giriimi ile birletiinde, en saf haliyle znelletirmedir. u halde utan, bu 'yz kalmama' deneyimi nedir? Standart Sart-rec versiyonda 'Kendi-in' halinde zne 'Kendinde-zne'den, bedensel kimliinin aptal Gerek'inden utanr: Ben aslnda bu muyum, bu kt kokan beden, bu trnaklar, bu dk mym? Ksacas, 'utan' 'tinin' dorudan tl, kaba saba bedensel gereklikle balantl olduu gereini saptar - herkesin iinde dklamak bu nedenle utan vericidir. Lacan'n buradaki kar argman ise, utancn, tanm gerei, fantezi ile ilgili olduudur. Giorgio Agamben utancn basite pasiflik olmadn, ama aktif biimde taknlan pasiflik olduunu vurgular Eer bana tecavz edilmise, bunda utanacak hibir ey yoktur; ama eer tecavz edilmekten holandysam, o zaman utanmay haketmi-imdir.121 Aktif olarak taknlan pasiflik, o halde, Lacanc terimlerle sylersek, kiinin yakaland pasif durumlarda jouissance bulmasdr. Ve jouissance'in koordinatlar niha olarak kkendeki fantezininkiler olduundan, ki bu pasif konuma koyulma (Freudcu 'Babam beni d-vyor'daki gibi) fantezisidir (bunda jouissance bulmaktr), zneyi utanca iten pasif konuma nasl dtnn anlalmas deil, salt be120

Bkz.: Michael Taussig, Defacement, Stanford, CA: Stanford niversitesi Yaynlar 1999, s. 223-5. Bkz.: Agamben, Ce qui reste d'Auschwitz, s. 143-5.

MELANKOL ve EDM

175

den muamelesi grmektir: Utan yalnzca bylesi pasif bir konumun toplumsal gereklikte (reddedilen mahrem) fanteziyle kesimesi halinde ortaya kar. ki kadn dnelim, birincisi zgrlemi, iddial ve aktif; dieri ise gizlice partneri tarafndan vahice muamele grme, hatt tecavz edilme hayalleri kuruyor olsun. Buradaki hayat nokta, ikisine de tecavz edilmesi halinde tecavzn ikinci kadn iin ok daha travma-tik olacadr, bunun nedeni tecavzn tam da 'dsal' toplumsal gereklikte 'hayallerin malzemesini' gerekletirmi olmasdr - neden? znenin varlnn fantazmatik ekirdeini onun sembolik ve/veya imgelemsel zdemelerinin daha 'yzeysel' hallerinden ayran bir aralk vardr - varlmn fantazmatik ekirdeini tam olarak (sembolik btnleme anlamnda) benimsemem asla mmkn deildir: Ona fazlaca yaklatmda znenin aphanisis'i (Yunanca 'kaybolu') gerekleir: zne sembolik tutarlln yitirir, paralanna ayrlr. Bizzat varlmn fantazmatik ekirdeinin toplumsal gereklik iinde zorla ortaya kartlmas en aalayc iddet tiplerinden olabilir, yle bir iddet ki, beni tahamml edilmez bir utanca sevk ederek kimliimin temellerini ('kendi imgemin' temellerini) ykar. imdi psikanalizin insan suratnn onurunu savunmaktan ne kadar uzak olduunu aka grebiliriz: Psikanalitik tedavi, kiinin en mahrem fantezilerinin (byk teki'nin yerini tutan psikanaliste) bilinir klnmas ve terimin en radikal anlamnda yz olmama deneyimi deil midir?

Kltrel almalar Gerekten Totaliter mi?


ki okur burada gnmz akademyasnda Kltr almalar ve Kltr almalar partizanlarn 'totaliter' kafa yapsna sahip olmakla sulayan muhalifi nc Kltr arasnda sregiden vahi mcadeleye tank olacaklar

Yakc soru Bugn ortalama bir entelektelden Freud'un Ryalarn Yorumu kitabnn neye dair olduunu ksaca zetlemesini istesek muhtemelen yle diyecektir: Freud'a gre rya, ryay grenin sansrlenmi bilin-d herhangi bir arzusunun fantazmatik olarak gereklemesidir. Bu da, kural olarak, cinsellikle ilgili olacaktr. imdi, bu tanm aklmzda tutarak, Ryalarn Yorumu'nun hemen bana, Freud'un kendi 'Ir-ma'nn Enjeksiyonu' dnn ayrntl yorumunu sunduu yere dnelim -Freud'un ne yaptn bildiini ve rya kuramn sunmak iin uygun bir rnek seerken dikkatli olduunu varsaymak akla yatkndr. Ne var ki, tam burada birinci byk srprizle karlayoruz: Freud'un bu ryasnn yorumu bize ister istemez eski Sovyet Erevan radyosun-daki u nl akay hatrlatyor ('Rabinovi devlet piyangosundan yeni bir araba m kazand?' 'lke olarak evet - kazand. Yalnzca o bir araba deil bisikletti, yeni deil eskiydi, ve Rabinovi onu kazanmad, bisiklet ondan alnd!'). Bir rya, rya grenin bilind cinsel arzularnn gereklemesi midir? lke olarak evet. Yalnzca Freud'un rya kuramn gstermek iin setii arzu ne cinseldi ne bilind, ve hepsinin zerine, bu kendi ryas da deildi.... Rya, Freud ve hastas Irma arasnda geen, enfekte olmu bir enjeksiyona bal olarak Irma'nn tedavisinin baarszla uramasna dair bir konuma ile balar; konuma esnasnda Freud ona iyice yaklar, suratna eilir ve aznn derinliklerine bakarak korkun plak krmz et grnts ile karlar. Bu dayanlmaz dehet noktasnda ryann tonu deiir, dehet anszn komediye dnr: Freud'un ar177

178

BR TOTALTARZM M DED?

kadai doktor belirir ve gln bir sahte bilimsel jargonla Irma'nn enfekte olmu enjeksiyondan zehirlenmesinin neden kimsenin suu olmadna dair ok sayda (ve birbirini dlayan) gerekeler sralarlar (enjeksiyon yaplmamtr, enjeksiyon temizdir...)- u halde ryann 'M ierdii arzu, onda eklemlenen 'rtk dnce' ne cinseldir ne de bi-1
'"M

lind. Rya Irma'nm tedavisindeki baarszlnn sorumluluun- 5| dan kurtulmak isteyen Freud'un (btnyle bilinli) dileini ierir. O halde bu, ryalarda ifade edilen arzunun cinsel ve bilind doas bulunduu tezi ile nasl badar? te tam burada hayat nemdeki ayrm devreye sokulmaldr: Ryann bilind arzusu, ryann bariz dokusuna kaydrlan/tercme olan ryann rtk dncesi deil, ama kendini tam da rtk dn- |j ceyi arptarak ryann bariz dokusuna nakeden bilind arzudur., Traumarbeifm paradoksu da budur: Kendini dayatan ama rahatsd eden belli bir dnceden kurtulmak isteriz ve bunun tmyle bilinj cindeyizdir, bylece onu arptr, ryann hiyeroglifine tercme ederiz ancak, rya-dncesinin arptlmas araclyla bir baka ve ok daha kkten arzu kendini ryaya nakeder, ite bu arzu bilind ve cinseldir. 'Irma'nn enjeksiyonu' vak'asnda bizzat Freud bu bilind arzu hakknda baz ipular verir: Kendini ryada beliren kadna sahip olmak isteyen 'ilksel baba' olarak hayal eder. nsan ayn olayn farkl anlatlarn karlatrdnda standart yordam tm bunlar arasnda neyin paylaldna odaklanmaktr - bu ortak ekirdek daha sonra 'nesnel gereklik' olarak alnrken betimlemeler arasndaki farkllklar losm znel algnn arptc etkilerine atfedilir. rnein tanktan birincisi alacakaranlkta odaya giren kiiyi gen bir erkek, ikinci tank gen bir kadn, nc ise cinsiyeti belirsiz gen bir kii olarak tanmlarsa, odaya girenin gen biri olduu ve aradaki farkllklarn (kadn veya erkek) farkl kyafet kodlar, ve benzeri gibi cinsel kimlik zelliklerine dair beklentilerin ufkunda koullandn sonucuna varmaya eilimli oluruz. Bir ryann yorumu kmaza girdiinde Freud'un nerisi bunun tam tersidir: Analist hastaya rya anlatsn ha bire tekrar etmesini istemelidir ve ryann anlamna

KLTREL ALIMALAR GEREKTEN TOTALTER M?

179

dair hayat unsur ardk anlatlarda ayn kalan ey deil, ama bu anlatlarn ona gre farkllk gsterdii zellikler olacaktr - ardk anlatlar arasnda ryann resm anlats tarafndan basklanan gerek ekirdee iaret edecek kk deiiklikler, varyasyonlar, ihmaller, tutarszlklar. Burada tekrar gereklik ve Gerek arasndaki farkla karlarz: ok saydaki anlatdaki aynlk, rten zellikler 'fiilen ne olup bittii' gerekliine iaret ederken, 'kayda demez' ihmaller veya eklenen ayrntlar ryann Gerek'ini ima eder. Daha geni bir dzlemde bu hayat ayrm Marksizm'in 'ekonomik zclne' ynelik standart postmodern sulamann zafiyetini de ortaya koyar - bu sulama Freud'u 'panseksalist', yani, tm arzular cinsellie indirgeyen 'cinsel zc', yapan argmanla kesin olarak akraba deil midir? Her iki vak'a iin verilecek yant ayndr. Ryann rtk dncesi (ki bu, kural olarak, cinsel deildir) ve cinsel olan bi-lind arzu arasnda Freud'un koyduu fark, toplumsal yaamn nc faili (kural olarak ekonomi deildir) ve toplumsal yaam 'son kertede' belirleyen (ekonomik) fail arasndaki Marksist fark yanklar. O halde cinselliin/ekonominin 'belirleyici rol' ve nc failin deikenlii arasnda bir gerilim yoktur: Birinci dorudan ikinciyi st-be-lirler. Burada altta yatan mantk, Hegelci 'kartlarn belirleyicilii'dir: Nasl ekonomi e ve ayn zamanda kendi trne ait bir cins ise, cinsellik de, Freud'a gre, tpk byle kendi trnn cinsidir (cinsel bir dilei sahneleyen ryalar da vardr). Ve - iin sonuna kadar gitmek ister ve bunu temel felsef terimlerle ifade edersek - burada, her iki vak'a iin de, ayn anda hem materyalist (cinsellii ve/veya ekonomiyi niha belirleyici faktr yapan) hem de diyalektik kalan (cinselliin ve/veya ekonominin belirleyici faktr olarak fetiletirilmesini reddeden) bir zmle uramyor muyuz? Karmzda duran diyalektik materyalizmle ilgili problem, tartmal da olsa btn felsefe tarihinin en byk paradoksudur: Her ne kadar Stalinist kodifikasyonda ahmaka, felsef olarak deersiz ideolojik bir oluuma doru dejenere olmusa da, bu, ayn zamanda, belli bir saf anlamda, empatik olarak

180

BR TOTALTARZM M DED?

dorudur. ada 'post-metafizik' felsefe bir btn olarak 'materyalizm' (idealist zmlerin reddedilmesi) ile 'diyalektik' (en geni anlamyla, saduyu gerekilii erevesini kran, kuantum fiziinden dil paradokslarna kadar bir alandaki fenomenleri tamamen anlamaya muktedir yaklam) meselelerinin birlikte dnlmesi sayesinde ayakta durmuyor mu? u halde Freud'un ryasna dnersek: Ryann niha anlam nedir? Biraz nce grdmz gibi, bizzat Freud rya-dncesine, Ir-ma'nn tedavisindeki baarszlkla ilgili sorumluluunu ortadan kaldrmak iin 'yzeysel' (btnyle bilinli) dileine odaklanmaktadr; Lacanc terimlerle sylersek, bu dilek aka mgelemsel blgesine aittir. Dahas, Freud ryasndaki Gerek ile ilgili baz ipular da sunar: Ryann bilind arzusu ryada beliren kadna da sahip olmak isteyen 'ilksel baba' olarak bizzat Freud'dur. Eski //. Seminer'ln-de Lacan saf sembolik bir okuma nerir: Bu ryann niha anlam, ba-\ site bir anlam olmasdr, yani anlamn mevcudiyet ve tutarlln garantileyen bir forml (trimetilamin forml) olmasdr.122 Ancak ryada hl bir enigma daha vardr: Rya aslnda kimin arzusunu gerekletirmektedir? Yakn zamanda yaymlanan baz belgeler123 ryann hakiki odann Fliess'i (o noktada Freud iin 'bilmek durumundaki zne', kendi bertragung'unun nesnesi, yakn dostu ve i arkada) sorumluluk ve sululuundan kurtarma arzusu olduu gereini aka belirliyor: Irma'nn burun ameliyatn beceremeyen kii Fliess'di ve ryann arzusu ryay greni (Freud'un kendisi) deil onun byk teki'sini aklamakt: Arzu, teki'nin tbb baarszlktan sorumlu olmadn, bir bilgi eksiklii bulunmadn gsteriyordu - ama ancak kendi arzusu hl-i hazrda teki'nin (Fliess'in) arzusu olduu kadaryla. Ksacas, ryada gerekleen arzu aktarml bir j arzuydu.
122

Bkz.: Blm 14, The Seminar ofJacques Lacan, Book II: The Ego in Freud's 1

123

Bkz.: Lisa Appignanesi ve John Forrester, Freud's Women, Cambridge: Camb- I Theory and in the Techniaue of Psychoanalysis, New York: Norton 1991. 3 Bkz.: Lisa Appignanesi ve John ridge niversitesi Yaynlar 1995.

KLTREL ALIMALAR GEREKTEN TOTALTER M?

181

Ryalarn Yorum'nvm. tm ilgi alann kapsamak iin bir kompli-kasyonun daha eklenmesi gerekir. Sonuta neden rya gryoruz? Freud'un yant yanltc derecede basittir: Ryann niha ilevi rya grenin uykusunu uzatmasna olanak vermektir. Bunun genellikle tam uyanmak zere olduumuzda, dsal bir rahatszln (grltnn) bizi uyandrma tehlikesi bulunduunda grlen ryalar iin sylendii dnlr. Byle bir durumda, uyuyan kii hzlca (ryaym gibi) y- ( le bir durum hayal eder ki, bu durum dsal uyaran ie dahil eder ve [i bylelikle uykusunu bir sreliine uzatmay baarr; dsal iaret ok i gl hale gelirse, en sonunda uyanr... . I Ancak her ey bu kadar birebir mi? Ryalarn Yorumu'ndan uyan-| maya dair bir baka ryada geceyi gen olunun tabutu banda n-i bette geiren yorgun bir baba uykuya dalar ve ryasnda kendine do-j ru yaklaan alevler iindeki olunu grr, olan babasna korkun bir ?, sitem etmektedir: 'Vater, siehst du nicht dass ich verbrenne? [Baba, j yandm gremiyor musun?]' Hemen ardndan baba uyanr ve devri-A len bir mumun olunun kefen kuman gerekten de yaktn fark | eder - uykudayken burnuna gelen duman kokusu, uykuyu uzatmak ; iin yanan oul ryasyla btnlemitir. u halde, dsal uyaran (du man) rya-senaryoda tutulamayacak kadar iddetlenmitir midir de ; baba uyanmtr? Daha ziyade bunun tam tersi deil mi: Baba uykuJ 'sunu uzatmak iin nce ryay kurmutur - ho olmayan uyanma ha il nden kanmak iin; ancak, ryada karlat eye - olunun tyler | rpertici Gespensf'min (Hortlak, hayalet) sitemi, tam anlamyla yak c soru - d gereklikten ok daha zor tahamml edilebilir, bylece , baba uyanr ve d gereklie kaar - neden? Ryaya devam etmek, olunun ac iindeki lmnden dolay duyduu dayanlmaz sululu-".{ un travmasndan kanmak iin. 1 Bu paradoksun btn arln kavramak iin bu ryayla Irma'nn enjeksiyonu ile ilgili ryay karlatrmak gerekir. Her iki ryada da \ travmatik bir karlama vardr (Irma'nn grtlandaki plak et grn-c ts; yanan olann grnts); te yandan ikinci ryada rya gren I bu noktada uyanrken ilk ryada dehet profesyonel bahanelerin ah-

182

BR TOTALTARZM M DED?

maka gsterisi ile yer deitirmitir. Bu paralellik Freud'un rya kuram ile ilgili niha anahtar elimize verir: kinci ryadaki uyan (baba ryann dehetinden kamak iin gereklie uyanr) birinci ryadaki anszn komediye, acayip doktorun konumalarna, geile ayn ileve sahiptir - yani, sradan gerekliimiz gerek travma ile yzlemekten kanma olana tanyan ahmaka konumalarla tam olarak ayn yapya sahiptir. nl Nazi deyii 'Deutschland, erwache!'nn (Almanya, uyan!) aslnda tam tersi anlama geldiini syleyen Adorno idi: Bu arya uymanz halinde size verilen vaat, uykuya ve rya grmeye (yani, uzlamaz toplumsal atmann Gerek'i ile yzlemekten kanmaya) devam edeceinizdir. Ryada karlatmz travma, bir ekilde, bizzat (d toplumsal) gereklikten daha gerektir. Primo Levi'nin toplama kampndaki hayatn hatralarnn travmatik hatrlan anna canlandran pek iyi bilinen bir iiri vardr. Birinci ktada kamptadr, uyuyor ve eve dn, yemek yeme, deneyimlerini akrabalarna anlatmaya dair youn ryalar gryordur, anszn Polonyal kapo'nun acmasz bar ile uyandrlr: 'Wstawac.r ('Kalk! Frla!'). kinci ktada sava ve zgrlkten sonra evindedir; masada oturur, karn tokken yksn ailesine anlatmaktadr, anszn bar iddetle beyninde nlar: 'Wstawac.r ... Burada, tabii ki, iki kta iinde rya ve gerek arasndaki ilikinin tersine dn byk nem tar: Biimsel olarak ierikleri ayndr -'Kalk!' emrinin araya girmesiyle kesilen evde oturma, yemek yeme ve kiinin deneyiminin anlatlmasna dair keyifli sahne; ancak birinci ktada kalk arsnn gereklii ile tatl rya acmaszca kesilirken, ikincide keyif veren toplumsal gereklik vahi ar sanrs (veya daha ziyade hayali) ile kesilmektedir. Bu tersine dnme Wiederho-lungszyvang* [yineleme/yinelenme] enigmasn ifade eder: zne neden haysz ve vahi 'Wstawac.r arsnn efsunundan kurtulama-makta, bu emir neden diretmekte ve kendini tekrarlamaktadr? Eer, birinci keresinde, d gerekliin basite ie karp ryay bozmas sz konusuysa, ikinci vak'ada d gerekliin kendisinin sorunsuz i-

KLTREL ALIMALAR GEREKTEN TOTALTER M?

183

leyiini bozan travmatik Gerek'in ie karmas sz konusudur. Fre-ud'un ikinci, senaryosu bir para deimi ryasnn Yahudi Katli-am'ndan kurtulan bir babann ryas olduunu, babas tarafndan krematoryumdan kurtarlamayan olann, lmnden sonra babasn izleyip ona ' Vater, siehst du nicht dass ich verbrenne?' diye sitem ettiini rahatlkla tahmin edebiliriz. u halde burada o pek bilinen bastrlm cinsellik gr ile Vik-toryen Freud'dan ok tede, zaman belki de ancak, iinde yaadmz 'gsteri toplumunda', gndelik yaam diye deneyimlediimiz her eyin giderek artan bir hzla yaayan yalan olduu bugn gelen bir Freud'u kefetmi oluyoruz. Bazlarmzn takntl bir biimde oynad etkileimli siberuzam oyunlarn hatrlamak yeter - yle oyunlar ki, genellikle olduu zere, clz nevrotiin teki kendini saldrgan bir mao gibi hayal ederek (ya da, daha ok, bu ekran personasn devralarak) teki adamlar pataklayp kadnlarla vahice birlikte olur. Bu clzn skc ve iktidarsz gerek yaamndan kamak iin siberuzam gndz dne sndn sylemek fazla basit olurdu. Ya siberuzam-da oynadmz oyunlar varsaydmzdan ok daha cidd ise? Ya bu oyunlarla ahlk-toplumsal kstlar nedeniyle gerek yaamda bakalaryla girdiim ah-verilerde ortaya kartma olana bulamadm kendi kiiliimin sapk saldrgan ekirdeini eklemliyorsam? Byle bir durumda siberuzam gndz dmde ortaya karttm ey, bir ekilde, 'gerekten daha gerek', kiiliimin ekirdeine, gerek-ya-am partnerlerimle ilikimde takndm rolden daha yakn olmaz myd? Tam da siberuzamn 'yalnzca oyun' olduunun farknda olmam nedeniyle 'gerek' zneleraras ilikilerimde asla kabul edemeyeceim rol siberuzam iinde oynayabilirim. te tam bu anlamda, La-can'n dedii gibi, Hakikat kurgusal bir yapya sahiptir: Rya grme, hatt gndz d kisvesinde olup bitenler, bastrlm halinin zerinde bizzat toplumsal gerekliin durduu gizli hakikatlerdir. Ryalarn Yorumu'ndan karlacak niha ders budur: Gereklik ryay kaldramayanlar iindir.

184

BR TOTALTARZM M DED?

iki Gerek Bugn biHmsel sylemin egemen olduu bir dnyada yaadmzdan buradaki kilit soru udur: Bu Freudcu Gerek'in bilimsel Gerek'le ilikisi nedir? Andrew Niccol'n ftristik macera filmi Gatacca'da (1998), Ethan Hawke ve Uma Thurman, her birinin genetik kalitesinin saptanmas iin analiz edilmek zere birbirlerine verdikleri salar atarak karlkl aklarn ispatlarlar. Bu ftristik toplumda otorite (ayrcalkl elite giri) 'nesnel' olarak, yeni doan bebeklerin genetik analizi ile, belirlenmektedir - artk normaldeki sembolik otorite kalmamtr; otorite dorudan genlerin Gerek'ine dayanr olmutur. Bu haliyle Gatacca gnmzde balatlan toplumsal otorite ve iktidarn meruiyetinin dorudan genetik kodlarn Gerek'i ile salanmas iinin geleceini gstermektedir sadece: [toplumsal olarak eitliki programlar] eitsizliin iktidar ve kltr zerinde duran yapay kodlarn ortadan kaldrarak, nnde sonunda, eitsizliin doal biimlerini genetik kodlara dayanan yeni bir hiyerarik dzende imdiye dek olmad kadar dramatik biimde berraklatrp belirginletirecektir.124 Bu gelecek beklentisi karsnda Etienne Balbar'm egaliberte dedii demokratik ilkenin insan bireyler arasnda genetik-biyolojik benzeimle hibir alkas olmad, ama ilke olarak sembolik uzamdaki katlmclar sfatyla zneler arasndaki eitlii hedefledii konusunda srarc olmak yetmez. Gatacca'nm bizi yzyze brakt amaz yledir: Bir kii olarak insann onurunu korumann tek yolu, bir snr kabul etmek, genlerimizi tam olarak tanmaktan, tam doallatrmadan bir adm geri durmak m olmaldr - nesnel olarak-gerekten ne olduunu bilmek istemiyorum, seni olduun gibi kabul ediyorum...'? Bu durumda, insan zgrln ve ahlaken dik duruunu korumann tek
124

Perry Anderson, 'A Sense of the Left', New Left Review 231 (Eyll/Ekim 1998), s. 76.

KLTREL ALIMALAR GEREKTEN TOTALTER M?

185

yolunun bilisel kapasitelerimizin snrlanmasn ve eylerin doasn fazlaca kurcalamann reddedilmesini syleyen o pek bildik muhafazakr erdemle babaa m kalyoruz? yle grnyor ki, bizzat gnmz bilimleri bu kt durumdan nasl kacamz gsteriyor: gnmz biliselcilii Budist Boluk nosyonundan ve Alman dealist zneyi kuran yansmallk nosyonuna, oradan Heideggerci 'dnyada-olmak' ve yapskmc differance nosyonuna kadar antik ve modern felsefenin farkl versiyonuna aina olanlara tekinsiz derecede tandk formlletirmeler retmiyor mu? Burada, ya modern doallatnc.biliselciliin, felsef igrleri kabul edilebilir bilimsel biimlere tercme ederek bunlar 'gereklediini' iddia edip felsefeyi bilime indirgeyerek ya da, tam tersine, bu i-grlerle postmodern bilimin 'Kartezyen paradigmay' krp dar ktn ve otantik felsef dnce dzeyine eritiini iddia ederek aral kapatmak ok ekici hale geliyor. Bilim ve felsefe arasndaki bu ksa devre pek ok klkta beliriyor: Heideggerci biliselcilik (Hubert Dreyfuss);.biliselci Budizm (Francisco Varela); Doulu dnce ve kuantum fiziinin birleimi (Capra'nn 'fiziin Tao'su'), ta yapskmc evrimcilie kadar. ki ana versiyona ksa bir bak atalm.
YAPISKMC EVRMCLK

Son zamanlarda poplerleen Darvvin okumalar (Gould'dan Daw-kins ve Dennett'e kadar) ve Derridac yapskm arasnda bariz paralellikler vardr: Darwinizm salt doal ereksellii deil, trlerin iyi dzenlenmi pozitif sistemi olarak bizzat Doa fikrini de 'yapskme' uratan bir pratik iinde deil midir? Kat Darvvinci bir nosyon olan 'adaptasyon', kesin olarak organizmalarn dorudan 'adapte'olmadn, yani kelimenin erekselci anlamnda, stricto sensu 'adaptasyon' diye bir ey olmadn savunmaz m: Olumsal genetik deiiklikler gerekleir ve bunlardan bazlar baz organizmalarn daha iyi ilev grmesine ve kendisi dalgalanan ve karmak biimde eklemlenmi bir evrede varln idame ettirmesine elverir (duraan bir evreye dorusal adaptasyon diye bir ey yoktur: evredeki bir ey beklen-

186

BR TOTALTARZMM DED?

medik biimde deitiinde, o na kadar tam 'adaptasyonu' nleyen bir zellik anszn organizmann yaamn srdrmesi iin hayat hale gelir). O halde Darwinizm, aslnda, Derridac differance veya Freud-cu Nachtrciglichgkeit nosyonunu nceden ekillendirmitir: Olumsal ve anlamsz genetik deiiklikler geriye dnk olarak yaamn srdrlmesi iin gerektii biimde kullanlmtr (veya, Gould'un diyecei zere, 'eksapte' olmutur). Bir baka ifade ile, Darvvin'in sunduu ey, iyi-dzenlenmi ereksel bir ekonomideymi gibi (hayvanlarn 'yle olsun diye...' yaptklar eyler) grnen ilerin aslnda nasl bir dizi anlamsz deiikliin sonucu olduudur - buradaki zamansallk ftur anterieur'dr; unu sylemek istiyorum ki, 'adaptasyon' daima, ve tanm gerei, 'olmu olacak'* bir eydir. Ve, ereksel ve anlaml dzenin (bunun benzeiminin), olumsal ve anlamsz oluumlardan nasl ktna dair bu enigma, yapskmn de merkezinde yer almaz m? u halde, insan, (elbette kabalatrlm evrimcilik olarak deil, hakiki radikal boyutu ile) Dar-vvinizmin, yalnzca erekselliin ve doaya Tanrsal mdahalenin deil, ama ayn zamanda duraan pozitif bir dzen olarak bizzat doa nosyonunun da 'yapskmn' gerekletirdiini iddia edebilir - bu, yapskmclerin Darwinizm konusundaki sessizliklerini, bunu 'bnyesine katacak' yapskmc giriimlerin olmamasn daha da enig-matik hale getirir. Consciousness Explained'de bizzat Dennett, bilisele! evrimciliin byk savunucusu (ironik olarak, ama gene de phe gtrmez biimde altta yatan cidd bir niyetle), insan aklnn 'maher' kuram ile Kltr almalar 'nn yapskm arasndaki yaknl kabul eder: Kendi versiyonumu gerektii biimde kitap halinde yaymlatmadan nce kurammn [Benliin Negatif ekimin merkezi olmas fikri] bir roman, David Lodge'un Nice World' iinde hl-i hazrBu gramatik zamann Trke'de tam karl yoktur. Bel bir miktar anlam kaymasn gze alarak 'misli gelecek zaman' diye evirebiliriz. - . n.

KLTREL ALIMALAR GEREKTEN TOTALTER M?

187

da hicvedildiini kefettiimdeki kark duygularm hayal edin. Kuramm belli ki yapskmcler arasnda revata bir tema.125 Dahas, siberuzam kuramclarnn (en iyi bilineni Sherry Turkle'dr) oluturduu koca bir ekol, siberuzam fenomenlerinin yapskmc 'merkezsizlemi zne'yi gndelik deneyimimizde gerek kld nosyonunu savunuyorlar: Biricik Benliin birbiriyle rekabet eden faillere, 'kolektif akla', kresel bir egdm merkezi olmakszn siberu-zamda ileyen ben-imgeleri okluuna 'salrmn' kabul etmeli, ve patolojik travma ile ilgisini kopartmalyz - Sanal Uzamlarda oyna- mak 'kendimin' yeni ynlerini, yer deitiren zengin bir kimlikler silsilesini, arksnda 'gerek' kii olmayan maskeleri kefetmemi ve bylece Benliin retiminin ideolojik mekanizmasn, bu retim/ina srecine ikin iddeti ve keyfilii deneyimlememi salar.... Ancak burada cazibesinden kanlmas gereken ey, tam da Den-nett'in bir tr grgl bilimin kuzu postuna brnm yapskmc kurt olduuna dair aceleci sonutur: Dennett'in evrimci bilincin do-allatrlmasn yapskmc felsef sylemin mmkn (olmama) koullarn 'meta-akm' biimde kurcalamasndan sonsuza dek ayracak olan bir aralk vardr. Derrida'nn 'Beyaz Mitoloji'de ikna edici biimde iddia ettii zere, 'tm kavramlarn eretilemeler' olduunu, yani soyut kavramlarla gndelik eretilemeleri balayan gbek ba indirgenemez olduundan saf epistemolojik biki olamayacan sylemek yetmez. Birinci olarak, mesele basite 'tm kavramlarn eretilemeler' olmas deil, kavram ve eretileme arasndaki farkn da minimal olarak eretilemesel olmas, belli bir eretilemeye dayanmasdr. Bundan da nemlisi bunun tersi sonutur: Bir kavramn bir bek eretilemeye indirgenmesi, zaten kavram ve eretileme arasndaki farkn rtk olarak felsef, kavramsal belirlemesine dayanr - yani, tam da ortadan kaldr125

Daniel C. Dennett, Consciousness Explained, New York: Little, Brown 1991, s. 410.

188

BR TOTALTARZM M DED?

mak istedii kartla.126 Sonu olarak sonsuza kadar giden fasit daireye yakalanm durumdayz: Doru, gndelik saf yaamdnyas eilimleri ve nosyonlarnn kstlamalarndan ri felsef bir duru edinmek imknszdr; ancak, bu her ne kadar imknsz olsa da, bu felsef duru ayn zamanda kanlmazdr. Derrida ayn noktay, o pek iyi bilinen varln on haline dair Aristocu ontolojinin, Yunanca gramerin bir sonucu/ifadesi olduunu syleyen tarihselci tezle ilgili olarak da yapmtr: Problem udur ki, ontolojinin (ontolojik kategorilerin) bir gramer ktsna indirgenmesinin, kendisi de hl-i hazrda metafizik-Yu-nanca olan gramer ve ontolojik kavramlar arasndaki belli bir ilik nosyonunu (kategorik belirlenim) nceden kabul etmektedir.127 Saf gerekilik ve dorudan felsef temellendirimciliin oluturduu ikili tuzaktan kanmak adna gelitirilmi bu narin Derridac duruu her zaman aklmzda tutmalyz: Deneyimimiz iin bir 'felsef te-mellendirim' imknsz ama gereklidir - algladmz, anladmz, ifade ettiimiz her ey, elbette ki n-anlama ufku tarafndan st-belirlen-dii iin, bu ufkun kendisi niha olarak kavranamaz olarak kalacaktr u halde Derrida, bizzat felsef bir sylemin varolma koullarnn peinde koan bir tr meta-akncdr - eer Derrida'nn felsef sylem ienden tam olarak yk yordamn karrsak, 'yapskm' herhang bir saf tarihselci grecilie indirgemi oluruz. O halde, Derrida'nr konumu burada, varolma olasl kendi kuramsal erevesi iinde he sabi verilmemi bir konumdan konutuu eletirisine nee iinde mukabele edecek Foucault'nun konumunun kartdr: 'Bu tr sorular beni rgalamaz: Bunlar, dosyalan ile znenin kimliini ina eden polisir sylemine aittir!'128 Bir baka ifadeyle, yapskmden kartlacak niha ders, ontolojik sorularn ad infinitum ertelenemeyecei, ve Derri126

Bkz. Jacques Derrida, 'La mythologie blanche'. Poetique 5 (1971), s. 1-52. Bkz.: Jacques Derrida, 'Le spplement de ia couple', Marges de la philosophit iinde, Paris: Minuit 1972. Michel Foucault, Language, Counter-Memory, Practice, Ithaca, NY: Cornel niversitesi Yaynlar 1977, s. 124.

128

KLTREL ALIMALAR GEREKTEN TOTALTER M?

189

da'da derinden derine semptomatik olan, bir taraftan, 'iler gerekte nasl?' sorusunu daha batan reddeden ve kendini filozof B'nin filozof A'yi okumasnda iine dt tutarszlklar zerine nc dereceden yapskmc yorumlarla snrlayan, hiper-z-yansmal yaklam ve, dier taraftan, differance ve kk-iz'in* yaayan her eyin yapsn nasl belirlediine, ve bu halleriyle hayvanlar aleminde hl-i hazrda iler durumda olduuna dair dorudan 'ontolojik' iddialar arasnda salnm gibi grnyor. Bu iki dzlemin paradoksal karlkl bantsn gzden karmamalyz: Hedefimizdeki nesneyi dorudan ele geiremememizi salayan zellik ('merkezsizlemi tekilik'tarafndan dolaymland iin dorudan ele geirmenin zaten mmkn olmad gerei), bizi evrenin temel proto-ontolojik yapsna balayan zelliktir. u halde yapskmclk iki yasaklamay ierir: 'Saf grglc yaklam ('nce elimizdeki malzemeyi inceleyelim daha sonra bununla ilgili genelleyen hipotezler ileri sreriz...') ve ayn zamanda evrenin yaps ve kkenine dair tarihsel-olmayan kresel metafizik tezler. Yapskm aka ve phe gtrmeyecek biimde tanmlayan bu ifte yasaklama, kendi Kant akn felsef kkenlerine tanklk eder: Ayn ifte yasaklama Kant'n felsef devriminin karakteristik zellii deil midir? Bir yandan gerekliin akn kurulmas gereklie saf dorudan yaklamn ortadan kaldrlmasn; dier yandan metafiziin, yani, Btn evrenin numenal yapsn ortaya koyan tam-kap-saml dnya grnn yasaklanmasn ierir. Bir baka deyile, Kant'da (akn) znenin kurucu gcne olan inancn basite ifade edilmesi yle dursun, insan varoluunun kkten ve alamaz amazna yant verebilmek iin akn boyutun devreye sokulmasnn sz konusu olduu akldan kartlmamaldr: nsanolu takntl bir biimde kresel bir hakikat, evrensel ve gerekli bili nosyonunun peinde koar, ancak kendi bilii ayn nda sonsuza kadar eriimi dndadr.
* Kk-iz, 'archi-trace' karl olarak kullanlmtr. - . n

190

BR TOTALTARZM M DED?

BJSELC BUDZM

Akla biliselci yaklam ve derdi felsefeyi doallatrmak deil bunun tam tersi olan Budist dnce arasnda ekillenmekte olan ittifakn meyveleri daha m iyi? Btnlemi, duraan, kendiyle-zde Benliin ada biliselci inkr - baz yazarlarca (zellikle Francisco Va-rela129 gibi) zihinsel edimlerimizin/olaylarmzn altnda yatan kalc tz olarak Benliin Budist inkrna balanan insan zihninin oklu faillerin maher oyun alan olduu nosyonu - Benliin madd nosyonunu eletirel reddediinde ikna edici grnr. Biliselci ve neo-Budistlerin zerinde ykseldikleri paradoks, altta yatan tz olarak 'duygular', irade gc ve benzeri tm zihinsel hal ve edimlerin ona 'olduu' bir Benlik nosyonuna otomatik olarak dayanan ve/veya buna bir gnderme ieren sradan deneyimimiz ve z deneyimimizi ne kadar derinlerde, ne kadar ayrntl ararsak arayalm, karmza asla Benliin kendisi - yani, bu olaylarn kendisine atfedebileceimiz bir tz - deil de ancak uucu, gelip geen zihinsel olaylarn kaca gerei - ki bu gerek Avrupa'da, en azndan Hume'dan beri ok iyi bilinir - arasndaki aralktr. Hem biliselciler hem de Bu-distlerin kardklar sonu, el bete ki, Benliin bylesi insan doasna ikin epistemolojik (veya, Budizm vak'asnda, ahlki-epistemolojik) bir hatann sonucu olduudur: Yaplmas gereken, bu yanltc nosyondan kurtulmak ve Benlik diye bir ey olmadn bsbtn kabullenmektir; yani 'ben' bir temele dayanmayan bir bek uucu ve heterojen (zihinsel) olaydan ibarettir. Peki bu sonu gerekten de kanlmazmdr? Varela, grgl deneyimlerimizde bulunmayan akn zne, saf idrakin znesi olarak Kant- Benlik nosyonunu da reddeder. Ne var ki burada bensiz/benliksiz zihin olaylar veya kmeleri ile bu bolua zde olan, bu tz yoksunluunun kendisi olan zne arasnda bir ayrm yaplmaldr. Ya Benlik diye pozitif bir fikir veya temsil olmamas gereinden Benlik diye bir ey olmad sonucuna geiimiz fazla aceleciyse? Ya Benlik tam
129

Bkz.: Francisco Varela, Evan Thompson ve Eleanor Rosch, The EmbodiedMind, Cambridge, MA: MT Yaynlar 1993.

KLTREL ALIMALAR GEREKTEN TOTALTER Mt?

191

da 'frtnann gz', hortumun/girdabn ortasndaki bitimsiz boluun uucu zihinsel olaylarysa: Etrafnda zihinsel olaylarn dnp durduu, biyolojideki 'hcre boluu' gibi bir ey, bir pozitif tzsel kimlii, kendi iinde hibir ey olmayan ama tm bunlara karn zihinsel olaylarn atfedildii 'ben' olarak temsil edilemeyen referans noktas gibi bir boluk? Lacanc terimlerle, davransal ve dier imgelemsel ve sembolik zdelemelerin 'kendi-imgesi', ne olduuma dair algmn kalb olarak 'Benlik' ve saf negatifliin bo oda, 'kesikli' zne () arasnda ayrm yapmamz gerekir. Bizzat Varela aadaki ayrmlar yaptnda buna yakn bir noktaya gelir: (1) zaman iinde belli bir derecede nedensel tutarllk ve btnleiklik sergileyen zihinsel ve bedensel formasyonlar sfatyla Benlik; (2) znenin kimliinin sakl tzsel ekirdei sfatyla byk harfle yazlm Benlik ('ben-benlii'); ve nihayet, (3) insan zihninin Benlik iin/Benlie doru, herhangi bir salam temel dayana iin/buna doru aresizce zlemi/ona yapmas. te yandan Lacanc bir perspektiften, bu 'snrsz zlem', bizzat zne, 'znellik' olan Boluk'un kendisi deil midir? Neo-Budistler (bize Benlik ya da zgr irade diye bir ey yoktur diyen) bilimsel biliimiz ve zgr irade ile donanm tutarl bir Benlik nkabul olmakszn gndelik deneyimlerimizde basite ilev gremememiz arasndaki aral indirgedikleri iin 'zihin toplumunun' biliselci yandalarn eletirmekte hakldrlar- bylelikle biliselciler kendilerim, inanlarnn yanl olduunu bile bile onaylayan hii durua mahkm ederler. Neo-Budistlerin abas, bu aral gndelik insan deneyimimizde tzsel bir Benlik bulunmad igrsn tercme ederek/konum atlatarak kapatmak yolundadr (aslnda niha olarak Budist meditatif tefekkrn tm derdi de budur). Bilinci aklama yolunda en yetkin biliselci abalardan birinin yazar, Jackendoff, farkndalmzn/bilincimizin tam da dnyev sreler tarafndan bizzat farkndaln/bilincin nasl retildiinin farknda olmamamz gereince retildiini nerdiinde (biyolojik-organik kkenleri opak olduu mddete bilin diye bir ey vardr),130 'd130

Bkz.: Ray Jackendoff, Consciousness and the Computational Mind, Cambridge, MA: MT Yaynlar 1987.

192

BR TOTALTARZM M DED?

nen ben veya o veya u (ey)' benim iin sirayet edilemez kald srece z-bilin vardr diyen Kant igrye ok yaklar. Jacken-doff un akl yrtmesinde bir kafa karkl var diyen Varela'mn kar iddias (farknda olmadmz bu sreler tam da gndelik insan deneyimimizin bir paras deil, ama bsbtn bunun tesinde olup, bi-liselci bilimsel pratik tarafndan hipotez olarak ortaya atlmtr131) bundan dolay bir noktay karmaktadr: Tozsel-doal Benliin eriilmez olmas (veyahut, daha ziyade, bunun Benliime tzsel-doal temel oluturmas) gndelik bilimsel-olamayan deneyimizin bu parasdr, tam da deneyimimizde dorudan Benliimiz 'olacak' pozitif unsuru bulma konusundaki niha baarszlmz kisvesinde (yukarda bahsedilen, zihinsel srelerimizin ne kadar derinine inersek inelim Benliimiz diyebileceimiz hibir ey bulamayacamza dair Hume tarafndan zaten formlletirilmi bulunan deneyim). u halde ya Va-rela'ya kayp anahtarlarn kaybettii karanlk kede deil de aydnlkta aramak daha kolay diye sokak lambasnn altnda arayan deli akasn uygularsak? Ya Benlii yanl yerde, pozitif grgl olgularn sahte kantlarnda aryorsak? Vardmz sonu, demek ki, akn apriori ufku pozitif bilimsel keiflerin blgesinden ayran dipsiz boluu amann gerekten de bir yolu olmaddr: Bir taraftan standart 'bilimin felsef tefekkr' (pozitif bilimler 'dnmezler', yalnzca felsefeye ak olan anlama-ncesi ufuk hakknda tefekkr etmeye muktedir deildirler) giderek ilerliini kaybeden eski otomatik kda benzerken, dier taraftan, belli bir 'postmodern' bilim fikri, felsef tefekkr dzeyini yakalayp (diyelim ki, kuantum fizii, gzlemciyi de gzlemlenen madd nesnellie dahil ederek bilimsel nesnelcilik/doalclk erevesini krp gerekliin akn kuruluu dzeyine ular) aka akn a priori dzeyi skalar. Modern felsefenin, bir ekilde, bilimin taarruzuna kar 'savunman
Bkz.: Varela, Thompson ve Rosch, The Embodied Mind, s. 126.

KLTREL ALMALAR GEREKTEN TOTALTER M?

193

da' olduu dorudur: Kant'n akjnhk sramas modern bilimim ykselii ile yalnzca malum ekilde bantl olmakla kalmayp, ama daha radikal bir biimde modern grgl bilimin ykseliiyle birlikte dorudan bir Her eyin Metafizik Kuram'nn artk geerli olmadn, bunun bilimle badamayacan da dikkate almak durumundayd. u halde felsefenin yapabilecei tek ey, bilimsel bilgiyi 'fenomena-lize etmek' ve bundan sonra ona a priori yorumsamac ufku kazandrmakt bunlarn hepsi insan evreninin niha zlemezlii temelinde-dir. Kant'n akn kurulma, nosyonunun bsbtn mulak olduunu vurgulayan Adorno idi: Basite zne'nin kurucu gcn ileri srmenin ok tesinde, akn kurulma, Gerek'e yaklammzn a priori snrlarnn aresiz kabul edilmesi olarak da okunabilir. deoloji olarak 'nc Kltr' Saf kuramsal bir tartma olmak yle dursun, postmodern-yaps-kmc Kltr almalar ve 'fen' bilimlerinin biliselci poplerleti-ricileri - yani, adna 'nc Kltr' denen grn savunucular -arasndaki arpma entelektel hegemonya mcadelesi olarak da ilev gryor ('kamusal entelektelin' evrensel yerini kim ele geirecek). lk olarak szde de Man davas ile toplumun dikkatlerini eken (muhalifleri yapskmn irrasyonel proto-Faist eilimlerini kantlamaya girimilerdi), bu mcadele Sokal-Social Tex meselesi ile en st noktaya ulat (1997'de Social Text dergisi, fiziki Alan Sokal'n gerekte dalga gemeyi amalayan bir satir olarak kaleme alnm modern fiziin yapsalc-sonras bir eletirisini yaynlayarak kandrld). Kltr almalarnda 'Kuram', genellikle edebiyat/sinema eletirisi, kitle kltr, ideoloji, ecinsellik almalar ve sairenin bir karm anlamna gelir- burada Davvkins'in akn tepkisi alntlamaya deer: Geen gn bir edebiyat eletirmeninin 'Kuram: Bu Nedir? Kurama nanr msnz?' balkl makalesine denk geldim. 'Kuram' 'edebiyat eletirisinde kuram'olup kmt... Bu 'kuram' kelime-

194

BR TOTALTARZM M DED?

si ar derecede dar grl bir edebi ama iin rehin alnmt -sanki Einstein'n kuramlar yokmu gibi; sanki Darvvin'in kuramlar yokmu gibi.132 Dawkins, 'ounlukla bilim evrelerinden gelen bir grup kurgu-d yaz yazan ve insanlarn okumak isteyecekleri bir sr arpc fikir gelitiren insan bulunmasna ramen edebiyat entelektelleri arasnda, kendi entelektel arazilerinin ve deerlendirme kaynaklarnn tek sahibi olduklarn dndkleri yolunda, komplovari 'bir eyler"133 dnmesinden ikyeti olan byk muhalifi Gould ile derin bir dayanma iindedir. Bu alntlar tartmann terimlerini tam da Ernesto Laclau'nun yazlarnda hegemonya teriminin kazand anlamyla bir ideolojik hegemonya kavgas olarak aka belirliyor: D grn itibariyle yansz evrensel bir terimi daima 'hegemonize' eden tikel bir ierik zerine yaplan kavga.134 nc Kltr, evrim kuram tartmalarndan (Dawkins ve Den-nett'e kar Gould) balayp kuantum fizii ve kozmolojiye uzanan (Havvking, Weinberg, Capra), oradan bilisel bilimcilere (tekrar Den-nett; Marvin Minsky), nrologlara (Sacks), kaos kuramclarna (Man-delbrot, Stevvart) giden, gndelik yaamlarmzn saysallamas ile ilgilenen kuramclardan, 'doal' canl organizmalara ve trlere ve toplumsal 'organizmalara' (etkileimdeki toplumsal faillerin oluturduu pazarlar ve dier byk gruplarn davranlar) uygulanabilen, kendini rgtleyen ortaya km sistemlere dair evrensel formel bir nosyon gelitirmekle uraan kendini-kuran autopoetic') sistem kuramclarna kadar muazzam bir alan kaplar. Burada eye dikkat ekilmelidir:
John Brockman, der., The Third Culture iinde. Nevv York: Simon & Schuster 1996, s. 23. 33A.g.e..s. 21. 134 Bkz.: Ernesto Lacla ve Chantal Mouffe, Hegemony and Socialist Strategy Londra: Verso 1984.

KLTREL ALMALAR GEREKTEN TOTALTER M?

195

1. Kural olarak, burada bilimcilerin kendileriyle deil, (her ne kadar bunlar sklkla ayn kiiler olsalar da) geni topluluklara hitap eden, baarlar Kltrel almalarn kamusal cazibesinden ok ncele re dayanan yazarlarla urayoruz (Sacks, Hawking, Dawkins ve Gould'un ok satan eserlerini hatrlamak yetecektir); 2. Uratmz ey, tpk Kltr almalar gibi, homojen bir alan de il, ama 'familya benzerlikleri' araclyla balantl, iinde yazar larn sklkla iddetli polemiklere girdii, ama disiplinleraras iliki lerin de boy verdii (evrimsel biyoloji ve bilisel bilimler vs.) rizomatik bir okluktur. 3. Genel olarak, bu alanda aktif olan yazarlar bir tr misyoner gayre tinden, kresel bilgi paradigmasnda gerekleecek biricik srama nn katlmclar olmann paylalan farkndalndan destek bulmak tadrlar. Bu ynelimin bir tr manifestosu olarak The Third Culture derlemesinin 'Giri' ksmn okuyabiliriz ki burada editr (John Brockman) net bir ekilde bu yazarlarn kolektif kimliklerini oluturan byk bir anlat sunar:3j 1940'lar ve 1950'lerde kamusal entelektel, ortak karlara dair konularla ilgilenen, gnn byk konular hakknda bir duruu olan ve bylece byk ve tutkulu kamusal tartmalar tetikle-yen veya bunlara katlan 'hafif insan (veya toplum) bilimlerinde pimi akademik olarak tannrd; daha sonra 'Fransz' postmodern yap-skmc kuramn taarruzuyla birlikte, kamusal dnrlerin miyatla-r doldu ve yerleri 'souk kanl akademisyenlerle', yani, 'iktidar' veya 'hegemonik sylem' karsndaki sahte-radikal durular, aslnda akademyamn dar snrlan dnda dorudan ve gerek politik angajmanlarnn giderek artan bir hzla ortadan kaybolduu ve ayn zamanda kendilerini, kamusal bir tartmada ilev grme ihtimallerini daha batan dlayan sekinci bir jargon iine hapseden Kltr Bilimcileri ile doldu.
135

Bkz.: John Brockman, 'Giri', The Third Culture iinde.

!96

BR TOTALTARZM MI DED?

Ancak ans eseri 'kamusal entelektelin' bu ricat nc Kl-tr'n ykselii ile - yeni bir tip kamusal entelektelin ortaya k ile karland. Bu entelektel, geni kamu kesimlerince, hepimizi ilgilendiren byk srlarn kaplarn aralayacana, 'bilmesi gereken' gvenilen kii yerine koyuldu.... Burada problem gene uygulamadaki 'fen' bilimleri ve bilimcileri 'bilmesi gereken zne' konumuna ykselten nc Kltr ideolojik savunucular arasndaki aralktr: Bu eserlerden raflar dolusu satn alan sradan insanlar iin deil, ama ayn zamanda bu eserleri ilgiyle karlayan, bunlara 'k', ve bunlarn 'varln gizemi hakknda gerekten bir eyler bildiklerini' varsayan bizzat postmodern kuramclar iin de. Baarsz bir buluma: Hayr, popler nc-Kltrcler, Kltr almalarnn krizini bertaraf edecek zm ellerinde tutmazlar, Kltrel almalarda olmayan ey onlarda deildir. Aralarndaki ak ilikisi bu nedenle baarszla uramtr: Sevilen taraf aka karlk verecek elini uzatmaz. u halde bilimin kendisi ve buna ikin ideolojikletirilmeyi, kimi zaman rtk olarak yeni tmc vs. 'paradigmaya' ('dnya gr-'nn yeni kod ad) dntrlmesini birbirinden ayrmak hayat nemdedir: Bir dizi nosyon (tamamlayclk, antropik ilke...) ifte anlam tayacak ekilde, bilimsel ve ideolojik terimler gibi ilev grecek ekilde deerleniyor. Aslnda 'nc Kltr'e ne derecede ideoloji mikrobunun bulatn kestirmek de ok g; bariz biimde temellk ettii (acaba bunlar yalnzca ikinci dereceden edinilen deerler midir?) ideolojik anlamlar iinde en az iki bariz vak'aya dikkat ekmek gerek: 1. Paradigmadaki sramann Kartezyen mekanik-materyalist paradigmadan bizi antik Doulu dncenin (Tao fizii, vs.) erdemine geri gtren yeni tmc yaklama doru gerekletii yorumunun sklkla mevcut olduu Yeni a anlamlamas; bu bazen baat paradigmadaki bilimsel sramann btn tarihi iinde tm insanln muazzam bir tinsel sramann, egotistik bireyciliin yerini bireyi aan kozmik Farkndaln alaca yeni bir aa girilmesinin eiinde olduu ger-

KLTREL ALMALAR GEREKTEN TOTALTER M?

197

einin yzeydeki fenomeni olduunu ileri srerek daha da radikal-letirilmitir. 2. Kendi bana evrimleen doal bir organizma olarak siberuzam nosyonuna (World Wide Web'e) dayanan Siberdevrimcilikte aka ayrtedilebildii gibi, baz zgl toplumsal fenomenlerin 'doallat-rlmas': 'Kltrn doallatrlmasf (doal organizmalar olarak pazar, toplum vs.) burada 'doann kltrelletirilmesi' (yaamn kendisi bir dizi kendini yeniden reten enformasyon olarak kavranr- 'genler hatrlar') ile rtr. Bu yeni Yaam, dolaysyla, doal ve kltrel veya 'suni' sreler arasndaki ayrm balamnda yansz bir nosyondur - (Gaia olarak) Yeryz gibi kresel Pazar da temel yaplar kodlama ve kodam, enformasyon aktarm, ve bunun gibi srelerin terimleriyle tanmlanan devasa kendini-dzenleyen canl sistemlerdir. Bylece siberuzam ideolojistleri, artk mekanik etkileime giren 'Kartezyen' bireyler olmaktan kacamz, her bir 'kiinin' kendi bireysel bedeni ile tzsel ilikisini kendisinin kesecei ve kendini o kii araclyla hayat bulan yeni tmc Zihnin paras olarak kavrayaca evrimin bir sonraki adm konusunda hayal kurarken, World Wide WebJ\n veya pazarn bylesi dorudan 'doallatrlmasnn' karanlkta brakt ey, nternet gibi (veya Pazar ya da kapitalizm gibi) 'organizmalarn' salkl ileyebilmesi iin art olan iktidar ilikileri - politik kararlar, kurumsal koullar - kmesidir. Burada belli biyolojik anlamda evrimci kavramlarn insan medeniyetleri tarihine gereinden fazla hzl eretilemesel dnmleri ile kar kariyayz, 'genlerden' 'hatrlamaya' sramada olduu gibi yani, yalnzca insanlar kendilerini yeniden retmek, iktidar ve bilgilerini oaltmak ve saire iin dili kullanmakla kalmazlar, ama, belki de daha temel bir dzeyde, dilin kendisi de kendini tekrarlamak ve genletirmek, yeni anlam zenginlikleri kazanmak iin insanlar kullanr. nc Kltr eletirilerine kar Kltrel almalar savunucularnn standart kar argman, bu ikyetlerde yana yakla dile getirilen kamusal entelektelin kaybnn aslnda belli bir tipteki (genellikle

198

BR TOTALTARZM M DED?

beyaz erkek) modernist entelektelin kayb olduudur: Postmodernist amzda bu entelektel farkl bir hal iinde (Byk Konulara dnk ilginin bir dizi yerellemi stratejik mdahalelerle yer deitirmesi) ileyen kuramclarn okluu ile yer deitirmitir ve aslnda geni kamu kesimlerini ilgilendiren (rklk ve okkltrciilk, cinsiyeti-lik, Avromerkezci mfredatn nasl stesinden gelinecei vs.) konularla da urar ve kamusal tartmalar (politik doruculuk veya cinsel taciz ekimeleri gibi) tetikler de. Her ne kadar bu yant biraz fazla basitse de, bu Kltrel almalarn hitap ettii konularn (hibrit ok-kltrcle kar kapal cemaat zdelemesi; krtaj ve ecinsel haklarna kar Ahlk ounluk kktencilii; vs.) kamusal ideolojik-politik tartmalarn merkezinde yer ald gereini deitirmezken, nc Kltr ile ilgili olarak gze arpan ilk ey, savunucular en st dzey enigmalara aklk getirmekle megulken (bir ara Havvking'in yapt i olarak grlen 'Tanr'nn zihnini okumak') mevcut politik-ideolojik tartmalarn merkezinde yer alan yakc sorular sessizce es gemektedirler. Nihayet, bilim ve ideoloji arasnda gze arpan ayrma ramen, obskrantist Yeni a ideolojisi bizzat modern bilimin ayrlmaz bir uzantsdr - David Bohm'dan Fritjof Capra'ya kadar, bize Tao fizii, 'Kartezyen paradigmann sonu', an tropik ilkenin nemi ve tmc yaklam ve benzerleri gibi konularda eiten farkl 'dans eden Wu Li ustalar' versiyonlarnn rneklerinden geilmez.136 Herhangi bir yanl anlamadan kanmak iin: Eski kafal bir diyalektik materyalist olarak kuantum fizii ve gkbiliminin byle obskrantist ekilde kendilerine mal etmelerine mmkn olan en vahi biimde kar kyo136

Bu noktann altn izen binlerce pasajdan birine rnek olarak bkz.: David Bohm'um dedii gibi, maddede mevcut kavraymz aan ve her eyi ilgilendiren bir 'btnl' gerektiren 'gizil bir dzen' var mdr? Fritjof Capra'nn, milyon kopya satan kitabnda isimlendirdii, iinde Doulu felsefelerin kuantum dnyasnn akla ziyan paradokslarna kout bir 'tao fizii' dnlebilir mi? (Pat Kane, There's Method in the Magic', The Politics of Risk Society. Jane Franklin, der. iinde, Oxford: Polity Press 1998, s. 78-9)

KLTREL ALIMALAR GEREKTEN TOTALTER M?

199

rum; benim tm iddiam, bu obskrantist filizlenmenin basit biimde dardan empoze edilmedii, ama Louis Althusser'in bizzat bilimcilerin 'kendiliinden ideolojisi' adn verecei, 'yalnzca kesin tanma ak olan ve llebilen ciddiye alnmaldr' diyen baskn indirgeme-ci-yordamc eilime bir tr tinselci ek olarak ilev grddr. Kltrel almalarn 'arlklarndan' ok daha endie verici olan, gnmz 'fen' bilimlerinden yaplan Yeni a obskrantist alntlardr ki, kendi konumlarn merulatrmak iin bizzat bilimin otoritesini harekete geirirler ('gnmz bilimi mekanistik materyalizmini am ve yeni bir tinsel tmc durua ynelmitir...'). Dikkat ekici biimde, Bricmont ve Sokal gibi bilimsel gerekilii savunanlar Heisenberg ve Bohr'un greci/tarihselci ktye kullanmlara yol aabilecek 'znelci' formlletirmelerine yalnzca ok ksa yer verirler ve bunlar yazarn felsefesinin bir ifadesi olarak nitelerler, yoksa bizzat kuantum fiziinin bilimsel yapsnn bir paras olarak deil. Ancak burada sorunlar ba gsterir: Bohr ve Heisenberg'in 'znelci' formlletirmeleri marjinal fenomenler deil, 'Kopenhag ortodoksisi', yani, kuantum fiziinin ontolojik sonularnn 'resm' yorumu olarak ka-nonlamtr. Mesele u ki, eer kuantum fiziinin ontolojik bir deerlendirmesini sunmak istiyorsanz (kuantum fiziinin sonularna hangi gerek nosyonu uyar) bilimsel nesnelciliin standart saduyu anlamn sarsan paradokslar ortaya kacaktr - bu mesele ontoloji sorusunun basite askya alnmas (kuantum fizii iliyor, o halde anlamaya almay brakp yalnzca hesaplayalm) ile bu amazdan kn farkl yollan (Kopenhag ortodoksisi, ok Dnya Yorumu, tek bir esiz nesnel gereklik nosyonunu kurtaran 'gizil deiken' kuramnn bir versiyonu, Da-vid Bohm tarafndan ileri srlen ama her eye karn kendi iinde paradokslar ieren zaman iinde geriye doru ileyen nedensellik nosyonu gibi) arasnda gidip gelen bilimciler tarafndan srekli olarak vurgulanmtr. Bu zihin karklklarnn tesinde daha kkten bir sorun ise udur: Acaba ontoloji sorusunu kolayca bir kenara atp, gerekten de salt bi-

200

BR TOTALTARZM M DED?

iimse! aygtn ileyiini, onun hesap ve lmleriyle snrlayabilir miyiz? Bunun tesinde varolan bir amaz da, bilimsel bulular gndelik dille nasl badatrabileceimizle, bu dile nasl tercme edeceimizle ilgilidir: ddia edilebilir ki, problemler yalnzca kuantum fiziinin sonularn saduyu ile oluturduumuz gereklik nosyonlarmza tercme etmeye kalktmzda ortaya kar - ama bunun cazibesine direnmek mmkn mdr? Btn bu konular kuantum fizii zerine literatrde geni tartma alanlar bulmutur, yani bunlarn Kltrel almalarn bilimleri (haksz) temellk ile bir ilgisi yoktur - nl 'kimse kuantum fiziini gerekten anlamaz' ifadesiyle kuantum fiziinin matematik-teorik yapsnn artk gndelik yaamdnyasna ait gereklik nosyonlarmza tercmesinin mmkn olmadn ima eden bizzat Richard Feynman'dr.137 Modern fiziin etkisi geleneksel saf-gereki epistemolojik binann sarslmas olmutu: Obskrantist filizlenmenin kendine yol bulaca aral aan bizzat bilimler olmutur, o halde btn fkemizi gariban Kltr almalarna boca etmek yerine, klasik 'fen' bilimlerinde oluan sramalarn klasik epistemolojik ve ontolojik yan etkileri konusunu yinelemek ok daha retken bir yaklam olacaktr. Tarihselciliin amaz Dier yandan Kltrel almalarn problemi, gerekten de tarihselci grecilie zg bir tr bilisel askya alma (ele alnan kuramn isel hakikat-deerini kabullenmeyi terk etme) iermesidir: Tipik bir Kltrel Kuramc felsef veya psikanaiitik bir yap ile karlatnda analiz yalnzca bu yapnn gizil patriarkal, Avromerkezci, zdeliki, vs. pein hkmlerini gnna kartmaya odaklanrken, u saf ama gerekli soruyu sormak akla bile gelmez: Tamam ama evrenin yaps ne-diri nsan psiesi gerekten de nasl alr? Bu tr sorular Kltrel almalarda ciddiye bile alnmaz, zira Kltr almalar bu sorula137

Richard Feynman, The Character o/Physical Law, Cambridge, MA: MT Yaynlar 1967, s. 129.

KLTREL ALIMALAR GEREKTEN TOTALTER M?

201

r, basite, zgl tarihsel iktidar ilikilerinin sonucu olarak oluan baz nosyonlar ieren koullar zerine tarihselci tefekkre indirgeme eilimindedir. Dahas, tipik bir retorik hamle ile Kltrel almalar, bilim-ncesi mitoloji ve gerek bilimi ayrtetmek iin izilecek net izgiyi, kendi hegemonyasn henz-bilimsel-olmayan tekiyi deer-sizletiren dlayc bir sylemsel strateji ile dayatan Avromerkezci bir srecin paras diye reddeder. Bu yolla, kelimenin doru anlamnda bilimi, modern-ncesi 'erdemi' ve dier bilgi biimlerini farkl sylemsel oluumlar olarak ikin hakikat-deerlerine gre deil, toplumsal-politik stat ve etkilerine gre deerlendirmi oluruz (bylece saf 'tmc' erdem, modern tahakkm biimlerinin sorumlusu olan 'mekanistik' Batl bilime gre ok daha 'ilerici' kabul edilmi olur). Bu tarihselci grececi yordamn problemi, insan bilgisine ve gerekliine dair sessiz (tematize olmayan) ontolojik ve epistemolojik n kabullere dayanmaya devam etmesidir: Genellikle proto-Nietzscheci bilginin yalnzca (yeniden-)retim ve benzeri sylemsel iktidar stratejilerine gml olmakla kalmayp ayn zamanda bunlar tarafndan retildii nosyonu. u halde Lacan'n, bu noktada, Kltrel almalar tarihselciliinden ayrldnn altn izmek byk nem tar: Lacan'a gre modern bilim, ilke olarak dier 'bilisel harita' kipleriyle karlatrlabilir 'anlatlardan' biri kesinlikle deildir modern bilim, Gerek'le modern-ncesi sylemlerde bsbtn eksik olan bir ekilde temas halindedir. Burada Kltrel almalar kendisine uygun balama oturtulmak zorundadr: 1970'lerin sonlarnda byk felsef ekollerin k ile birlikte temel yorumsamac-tarihsel duruuyla Avrupal akademik felsefenin kendisi de paradoksal olarak Kltrel almalarla bilisel askya alma duruunu paylar: Yakn zamanda gemiin byk yazarlarna dair mkemmel almalar retilmi ancak bunlar yalnzca anlan yazarlarn doru okunmasna odaklanmtr; te yandan ounlukla saf ama kanlmaz hakikat-deeri sorusu gzard edilmitir- 'Des-cartes'n beden nosyonunun doru okumas bu mudur? Bu, Descar-tes'n beden nosyonunun kendi tutarlln korumak iin bastrmak zo-

202

BR TOTALTARZM M DED?

runda kald ey midir?' ve saire deil yalnzca, ama ayn zamanda, 'O halde, bedenin doru stats nedir} Descartes'n beden nosyonu hakknda biz ne hissediyoruz?' Ve yle grnyor ki, bu yasakl onto-lojik sorular sanki intikam almak iin bugnn nc Kltr'nde geri dnyor: Yoksa kuantum fizii ve kozmolojinin son zamanlardaki ykseliini, en temel metafizik sorularn iddetli ve saldrgan rehabilitasyonu deil de ne karakterize ediyor (evrenin kkeni ve farazi sonu nedir?, vs.)? Havvking gibi insanlarn ak hedefleri bir HK (Her eyin Kuram) versiyonuna ulamaktr, yani, evrenin yapsnn ana formln kefetme giriimi ki, birileri bunu (ya da insanlar sz konusu olduunda, nesnel olarak ne olduumu saptayan genomu) basp tirt olarak giyebilsin. O halde Kltrel almalarn dorudan 'ontolojik' sorulara getirdii kat yasan tam tersine, nc Kltr taraftarlar en kkten Kant-ncesi metafizik konulara ftursuzca yaklarlar (gerekliin niha kurucu unsurlar; evrenin kkenleri ve sonu; bilin nedir?; yaam nasl olutu?; vs.) - sanki Hegelciliin k ile birlikte len eski bir d, metafizik ve bilimin kapsaml sentezi, mspet bilimsel igrlerde temellenen kresel bir her ey kuram d yeniden canlanmaktadr. Bilisel askya almann bu iki versiyonunun tersine, biliselci yaklam 'eylerin doasnn' saf ve dorudan bir incelemesini seer (Alg nedir? Dil nasl domutur?); ancak - artk iyice ypranm bir ifadeyi kullanrsak - banyo suyunu dkerken, bebei de kaybeder: Yani, tam olarak felfef-akn tefekkr. unu demek istiyorum: Tarihselci grecilik (ki bu, niha olarak, mdafas imknsz tekbenci konuma gtrr) saf bilimsel gerekiliin (ki bu gre gre, bilimlerde ve genel olarak bilgimizde yava yava orada bir yerlerde duran eylerin gerek imgesine doru, bunlara dair bilincimizden bamsz olarak yaklamaktayzdr) gerekten de tek alternatifi midir? Kelimenin doru anlamnda felsefi tefekkrn bak asndan bu iki konumun da gerek akn-yorumsamac dzlemi skaladklar kolaylkla gsterilebilir. Bu dzlem neyi ierir? Modern-ncesi mitik

KLTREL ALIMALAR GEREKTEN TOTALTER M?

203

dnceden, modern bilimsel yaklamn gereklie yaklamna geiini, baskn bir 'anlatnn' bir dierinin yerini almas olarak kolay kolay yorumlanamayacan iddia eden klasik realist akl yrtmeyi ele alalm - modern bilimsel yaklam bizi kat'i olarak 'gereklik' (bilimsel aratrmacdan bamsz olarak varolan 'kat' gereklik) neyse ona biraz daha yaknlatrr.Yorumsamac bir filozofun bu durua verecei temel yant, modern-ncesi mitik evrenden modern bilimlerin evreni- ne geite, tam da 'gerekliin' (veya 'fiilen varolmann') anlamnn < da, gereklik olarak bilinen eyin de deitiinde srar etmek olacak-\ tr. u halde kolayca modern-ncesi mitolojinin urat eyin, mo-\ dern bilimle biraz daha yaknlatmz 'ayn' gerek olduu yargsna 1 varmamz salayacak ntr dsal bir lei kolayca nceden kabul i edemeyiz - Hegel'in diyecei gibi, modern -ncesi mitik evrenden ; modern bilimsel evrene geile birlikte, lek, rtk olarak urat- mz eyin ne kadar ' gerek' olduunu lmek iin kullandmz stan-; dartn kendisi de kkten bir deiime tbi olmutur. Modern bilim yapsnda modern-ncesi evrende stricto sensu an-: lamsz olan ('nesnel' gereklik ve 'znel' fikirler - nesnel gerein znedeki izlenimleri; kat ntr olgular ve yarg veren zneler olarak olgulara empoze ettiimiz 'deerlerimiz' arasnda) bir dizi ayrm ba-] nndnr. Tabii ki, bir gereki zaten btn meselenin de bu olduu yo-j lunda sesini ykseltecektir-yani, 'olgular' ve 'deerleri'birbirine ka-5 ntran modern-ncesi manzarann tersine, tam da modern bilimsel 1 evrene getiimiz iin 'nesnel gereklik' konusunda doru bir nosyo-; na sahip olabildik; buna karlk olarak, akin-yorumsamac filozof, i n-kabul edilen sonucun fasit dairesinden kamayacamz konusun-, da srarc olmakta tamamen hakldr: Gerekliin bize 'grnnn' ; en kkten yolu, 'gerekten de fiilen var saylan' deneyimlememizin en kkten yolu, 'gerekten var' olann ne olduuna dair yarglarmzda hl-i hazrda-hep bulunan n kabuldr. Bu akn konum, Bilimsel j Devrimlerin Yapsfnda bilimsel paradigmalardaki sramalarn ger-' eklie dair (dsal) perspektifimizde - ya da algmzda - gerekleen basit bir sramadan daha fazla bir ey, ama fiilen baka bir yeni ger-

204

BR TOTALTARZM M DED?

eklik 'yaratmaktan' daha az bir ey olduunu ileri srdnde bizzat Kuhn tarafndan belirtilmitir.138 te bu nedenle, bilimsel bir icadn olumsal toplumsal veya psikolojik koullar ile bu icadn nesnel hakikat-deeri arasndaki standart ayrm burada ie yaramaz: Bunun hakknda sylenebilecek en hafif ey, tam da belli bir bilimsel formasyonun oluumu (grgl, olumsal sosyo-psikolojik) ile bunun nesnel hakikat-deeri arasndaki ayrmn, oluumun koullarndan bamsz olarak, hibir ekilde aikr olmayan bir dizi ayrm zaten nceden kabul ettiidir. Bylece burada gene rtk nkabullerin yorumsamac-akm sorgulamasnn hibir ekilde Kltrel almalarda tipik olan tarihselci grecilii onaylamad konusunda srarc olmalyz. u halde biliselcilik ve Kltrel almalar arasndaki niha farkn doas nedir? Bir yandan ntr nesnel bilgi diye bir ey var - gerekliin sabrl grgl incelemesi: Biliselciler politik olarak Sol'a kar olmadklarn vurgulamaktan holanrlar - tam olarak amalan, Sol'u irrasyonalist-grecici-sekinci vs. postmodern sahtesinden zgrletirmektir; ne var ki, ntr kuramsal (bilimsel) igr ve bunun yazarnn muhtemel ideolojik-politik pein hkmleri arasndaki ayrm da kabul ederler.... Buna karn Kltrel almalar, adanm znel bir konumuma dayanan Hakikat'in kelimenin tam anlamnda diyalektik paradoksunu bnyesinde barndrr. Akademik kuruma ikin, 'profesyonalizm' standartlarnca tanmlanm Bilgi ve te yandan (dierlerinin yan sra Theodor Adorno'dan Alain Badiou'ya kadar pek ok filozof tarafndan gelitirilmi) bir mcadeleye kalkm (kolektif) znenin Hakikati arasndaki ayrm, biliselciler ve Kltrel almalar arasndaki farkn nasl bir parola gibi ilev grdn aklamamza olanak verir: Bu ayrm tam olarak yalnzca Kltrel almalarn durduu noktadan grnrdr. Bylece, bir yandan biliselci abann salam bilimsel satatsn tam olarak takdir etmeliyiz - sklkh
138

Bkz.: Thomas Kuhn. The Stnctre of Scietific Revolutions, Chicago: Chicagc niversitesi Yaynlan 19%.

KLTREL ALIMALAR GEREKTEN TOTALTER M?

205

bu aba akademyann en mkemmel halidir; dier yandan, bu abann parmaklan arasndan kayp giden bir boyut da mevcuttur. te taraftan, Politik Dorucu Kltrel almalar, cidd yaklamdan nasibini almamann ve burnu bykln bedelini Hakikat (adanm znel konum) ve Bilgi'yi birbirine kartrarak der - bu ikisini ayran aral reddederek, Bilgi'yi dorudan Hakikat'e tab klarak (rnein kuantum fizii veya biyoloji gibi zgl bilimlerin aceleci toplumsal eletirel tavrla, bu Bilgi blgesine ikin kavramsal yap ile uygun bir ainalk kurulmadan dlanmas). Sonu olarak, Kltrel almalarn problemi, ounlukla disipliner yetilerin eksikliidir: Yeterli felsefe bilgisi olmayan bir edebiyat kuramcs Hegel'in fallologo-merkezcilii konusunda, aalayc eyler yazabilir, film zerine yazabilir ve saire - burada karmzda yeterli bilgisi olmadan her ey hakknda yarg reten sahte bir evrensel eletirel kapasite duruyor. Kltrel almalar, geleneksel felsef evrenselcilie ynelttii btn eletirileriyle, gerekte bir tr ersatz (suni, yapay, sahte) felsefe olarak ilev grmektedir. Bylelikle nosyonlar ideolojik evrensellere dntrlm oluyor: Postkolonyal almalarda 'koloniletirme' nosyonu evrensel bir paradigma dzeyine ykseltilip hegemonik bir ilev grmeye balar, yle ki, cinsler arasndaki ilikilerde erkek cinsi kadn cinsini kolonize eder, st snflar alt snflar kolonize ederler.... zellikle ada biyolojinin baz 'ilerici' yorumcular tarafndan yazarlarn politik-ideolojik durularnn kart konumlarnn stbelirle-me biimine odaklanmak pek popler. Dawkins'in 'yaamn Chicago ganster kuram', lmcl hayatta kalma mcadelesine kaplm 'bencil genlerle' ilgili indirgemeci kuram, rekabeti toplumun burjuva bireycilii duruunu ifade etmiyor mu? Gould'un an genetik deiiklie yapt vurgu ve eks-aptasyon, yazarn alttan alta diyalektik ve 'devrimci' Solcu duruunun bir iareti deil mi? Kendiliinden ibirlii ve yeni ortaya kan dzeni vurgulayanlar (Lynn Margulis gibi) 'irketsi bir bnye' olarak duraan organik bir Toplum dzenine olan zlemlerini ifade etmiyor mu? O halde burada, temel Sa, Orta ve Sol lsnn bilimsel ifade biimleri yok mu: Bir Btn olarak organik-

206

BR TOTALTARZMM DED?

i tutucu toplum nosyonu; bireyler arasnda rekabet alan olarak toplumun burjuva idealist nosyonu; ve devrimci an deiim kuram? (Elbette ki, tmc yaklamda ve ekillenen yeni dzende srarc olmaya farkl bir vurgu da yaplabilir: Bu, duraan bir dzene olan tutucu zlemi, ya da dzenin kendiliinden ve alttan gelitii ve yukardan dayatlmad dayanmac ibirliine dayanan topluma olan ilerici topik inanc sergiliyor olabilir.) Kartln standarUbiimi, doay smrc bir egemenliin hizmetinde, nedensellii 'souk' mekanik bir ekilde ele alan bilimsel maniplatr tutumu sergileyenler ve Andrevv Ross'un 'daha incelikli, daha nazik bilim'139 dedii eye ynelen, yeni bir dzenin oluumu ve ibirliine odaklanm yeni 'tmc' yaklam arasndadr. Burada yaplan hata, 'burjuva' ve 'proleter' bilimi kart kutuplara yerletiren Stalinist Marksizm'in veya 'erkeksi' ve 'kadns' sylemi, sava halinde olan ve kendi-iine-kapal iki Btn olarak attran sahte-radikal feminizmin hatasyla ayndr: Karmzda iki deil, ama kendi iinde ikiye ayrlm bir evrensel bilim duruyor - yani, hegemonya savana kaplm iki bilim.140 Devletin kuramsal aygtlar Liberal Bat'da akademik olarak tannan 'radikal dnce' boluk iinde ilemez, toplumsal iktidar ilikilerinin bir parasdr. Kltrel almalarla ilgili olarak u eski Benjaminvari soruyu sormalyz: Bunlar iktidarla ak olarak nasl bir iliki iindedirler deil, ama bunlar bizzat egemen iktidar ilikileri iinde nasl konumlanrlar'] Kltii139

Bkz.: Andrevv Ross. The Chicago Gangster Theory of Life, Londra ve New York: Verso 1995. Kavramsal yaps bir tahakkm duruunun vcut bulmas olan 'Fen' bilimleri ve (ibirliine meyleden) 'nazik' bilimler arasndaki kartln, Yeni a iki zihinsel evren ideolojisine ne kadar yakn olduunu grmek ilgintir: Erkeksi ve kadns, rekabeti ve ibirlii ieren, rasyonel-ayrtrc ve sezgisel-btnletirici. Ksacas, modern-ncesi iki ilke - Erkeksi ve Kadns - arasndaki gerilim olarak kavranan evrenin cinsiyetliletirilmesine tehlikeli biimde yaklamaktayz.

KLTREL ALIMALAR GEREKTEN TOTALTER M?

207

rel almalar, egemen iktidar ilikilerini meydana karan ama gerekte bu ilikilere kendi katlmlarn karanlkta brakan eletirel olarak z-dnmsel bir sylem olma numaras yapmaz m? u halde bizzat Kltrel almalara 'basklayc'/yasak yasal iktidar yerine Fo-ucaultcu retken 'biyo-iktidar' nosyonunu uygulamak ok retken olacaktr: Brakn gnmz kresel tahakkm ilikilerine fiilen tehdit oluturmay, ya Kltrel almalar alan, tpk cinsellik ve onu dzenleyen 'basklayc' sylemin birbirlerini mkemmelen tamamlar nitelikte olduklar gibi, kendi erevesini mkemmel biimde buna uyduruyorsa? Ya patriarkal/zdeliki ideoloji eletirisi fiilen onu yok etme iradesinden ziyade bu ideolojiyle girdii mphem bir hayranlkla ihanet iindeyse? Burada, ngiliz Kltrel almalarndan Amerikan Kltrel almalarna geerken yaanan srama hayat nemdedir: Her ikisinde de ayn temalar, nosyonlar, ve benzeri eyleri bulsak da, toplumsal-ideolojik ilevleri tamamen farkldr: Buradaki srama, gerek ii snf kltrnden radikal akademik zppeye dorudur. Bylesi eletirel saptamalara karn, karsndaki direni, Kltrel almalarn mevcut akademya bnyesine hl tam olarak uyum salamam yabanc bir beden olduunu gsterir: Biliselcilik niha olarak akademik bilginin standart ileyii iinde - 'profesyonel', rasyonel, grgl, problem-zc... kuram - egemenlik blgesini, bu mtecavizi bertaraf ederek yeniden igal etme giriimidir. u halde biliselcilik ve Kltrel almalar arasndaki ayrm basite iki doktrin, veya iki kuramsal yaklam arasndaki ayrm gibi deildir; niha olarak iki bsbtn farkl kip, veyahut daha ok, iinde iki farkl kurumsal bilgi aygt barndran bilgi pratikleri arasnda yer alan ok daha radikal bir ayrmdr. Bu - Althusser'in formlletirmesini kullanrsak -'devletin kuramsal aygtlar' boyutu byk nem tar: Eer bunu ka-ale almazsak, biliselcilik ve Kltrel almalar arasndaki uzlamaz kartlk noktasn kolayca karrz. Biliselcilerin psikanalize muhalefetlerini vurgulamaktan holanmalarna amamak gerek: Bylesi akademik-olmayan bilgi vak'asna iki tipik rnek, tabii ki, Marksizm

208

BR TOTALTARZM M DED?

ve psikanalizdir. Psikanaliz biliselci psikolojiden en az nemli zellii ile ayrlr: 1. Kendini grgl olarak snanm nesnel bilgi olarak sunmad iin (psikiyatrik tedavinin salk sigortas ile kapsand lkelerde) devlet veya sigorta irketinin, hastann masraflarn ne kadar karlayacana bal olarak devam eden kalc bir problem vardr. 2. Ayn nedenden dolay, psikanalizin kendini akademik psikoloji ve ya tbb psikiyatri blmleri oluumuna dahil edememe gibi isel bir zorluu vardr, bylece genellikle ortalkta dolanan kendini ya psiko loji ya da Kltrel almalar veya Karlatrmal Edebiyat blmle rine yamayan parazitsi bir varlk olarak ilev grr. 3. sel rgtlenmelerine gelince, psikanalitik cemaatler 'normal' aka demik dernekler gibi (sosyoloji, matematik, vs. dernekleri gibi) ilev grmezler; 'normal' akademik derneklerin bak asndan, gl oto riter veya karizmatik bir liderin tahakkm altnda ilelebet fraksiyoner mcadele halinde olan alt-gruplarn faili olduu 'dogmatik' bir di siplinin ilevinin tesine gemez - atmalar rasyonel argmantasyon ve grgl snama ile deil, daha ok sekter dinsel mcadelelerde olduu gibi zmlenir. Ksacas, burada (kiisel) aktarm fenomeni ' standart' akademik cemaatinkinden tmyle farkl biimde ilev g rr. (Kk farklarla ayns Marksizm iin de geerlidir.) Nasl Marksizm kendi igrlerine olan direnii, tam da kendi nesnesi tarafndan dorulanan 'kuramsal anlamda snf mcadelesinin bir sonucu' olarak yorumlarsa, psikanaliz de kendine olan direnii kendi konusu olan bilind srelerinin bir sonucu olarak yorumlar - her iki durumda da kuram kendine referans veren bir dngye yakalanr; denebilir ki, bunlar kendilerine kar direnie dair kuramlardr. Gnmzde bu hayat nokta ile ilgili durum, (psikanalizin Kltrel almalar versiyonu gibi) 'marjinal' disiplinlerin bizi standart akademik disiplinin 'basklayc' otoriter rejiminden zgrletiren 'anaristler' olarak algland 1960'larda ve 1970'lerin balarndaki durumdan

KLTREL ALMALAR GEREKTEN TOTALTER M?

209

bsbtn farkl, neredeyse bunun tam kart yerdedir: Kltrel almalarn biliselci eletirmenlerinin kurcalad ortak alg, gnmzde, (artk ondan geriye ne kaldysa) psikanalizin Kltrel almalar versiyonunun sekter, 'Stalinist', otoriter, sama sapan sahte-kuramsal fraksiyon mcadelelerine gmlm, kendilerini bu kapal ve tk tk atmosferi datan taze hava gibi tantrken, bu mcadelelerde Parti izgisinin grgl aratrmalara ve rasyonel argmantasyona galip geldii grntye aittir - en azndan biz farkl hipotezler ortaya atmakta ve bunlar snamakta zgrz, artk kresel Parti izgisinin dogmatik dayatmalarnca 'terrize' olmuyoruz. u halde 1960'larn akademik kurumsallama kartl mantndan ok uzaklardayz: Bugn akademya kendisini, bizi 'ykc' Kltrel almalarn rahatsz edici kstlamalarndan kurtaran zgr ve ak tartma mekn olarak tantyor. Ve elbette ki, her ne kadar otoriter peygambersi syleme 'gerilemek', Kltrel almalar tehdit eden, onu kolayca batan karacak tehlikelerden biri olsa da, yine de zerine odaklanlmas gereken ey, biliselci duruun kurumsal akademik niversite sylemini entelektel zgrln oda olarak nasl hi sorun yaamadan baaryla sunduudur.

Sonu: '... ve gariban (totaliterler) iirsel bir zamanda kimden yanadr?'


. ki bu blmde okur 'totalitarizm' hayaletinin (nc Dn-ya'nn 'lgn diktatrleri'; poplist Yeni Sa; saysal Byk Birader) hl ortalkta gezindii konusunda uyarlmaktadr

Sosyalizmin kn izleyen kapitalizmin engel tanmayan kendini-kuruunda 'totaliter tehdit' hayaleti biimde varln srdryor: Genellikle Kt Diktatrlerde vcut bulan (Slobodan Miloevi, Sad-dam Hseyin) yeni dinsel-etnik kktencilikler; Yeni Sa poplizmin bizzat Bat iinde ykselii; ve bitmese de son olarak, yaamlarmzn saysallamas, zgrlmze niha tehdit olutururlar - yalanda gndelik yaamlarmz o derece kayt altna alnacak ve kontrol edilecek ki, nceki polis devletinin kontrol bunun yannda ocuk oyunca kalacak: 'Mahremiyetin sonu' ufukta grnyor. O halde, birinci biimden balayalm. yle grnyor ki, Batl 'Aydnlanm' liberal devletlerin gnmz Miloevi ve Saddam Hseyin gibi yneticilerin 'kktenci' rejimlerini alglay ve mdahale biimlerinde kkl bir yanl iletiim sz konusu. Sanki Bat'dan gelen tm basklara kar kapal gibi duruyorlar: Bunlar bombalasanz, topraklarndan paralar kopartp alsanz, uluslararas toplumdan soyut-layp kat yaptrmlar uygulasanz, mmkn olan her biimde aala-sanz da, ihtiamlarna dokunulmadan yaamlarn srdrebiliyor, Yeni Dnya Dzeni'ne meydan okuma cretini gsterebilen cesur lider grntsn koruyabiliyorlar. Aslnda o kadar da yenilgiyi zafere dntrdkleri sylenemez; bundan ziyade bir tr Budist bilge gibi saraylarnda oturup ara sra neredeyse Battaillevari arlklar tarz, beklentileri yerle bir eden tuhaf ve allmadk jestlerini srdryorlar, tpk Miloevi'in olunun NATO'nun Yugoslavya bombardmann orta yerinde Disneyland'n yerel versiyonunu amas, ya da Saddam'n
211

22

BR TOTALTARZM M DED?

kendi sekin nomenklaturds iin byk bir lunapark ina ettirmesi gibi. Ne sopa (tehditler ve bombalar) ne de havu ie yaryor.... O halde Bat algs nerede yanlmtr? Bu durumu mutluluun hazc rasyonel takibi ve ideolojik fanatiklik arasndaki kartln objektifinden okursak, Bat algs bir baka ift kart dikkate almakta baarsz olmutur: Hissizlik ve mstehcenlik. Gnmz Srbistan'nda gndelik yaama egemen olan hissizlik yalnzca Miloevi'e kar 'demokratik muhalefeti' deil, ama kutsal milliyeti hedeflere dnk ok daha yetkin bir kaytszl ifade eder. Kosova'y kaybettiinde Srplar nasl oldu da Miloevi'e kar ayaklanmadlar? Tek tek her sradan Srp yant bilir, bu Srbistan'da ayan beyan bir srdr: Aslnda Kosova umurlarnda bile deildi. Bylece Kosova kaybedildiinde gizli tepki derin bir oh ekmekti: En sonunda bamza bu kadar dert aan 'kutsal' topraktan kurtulduk! En koyu milliyeti-kart Batl Solcu entelektelin bile bu kkten hissizlii yakalayamamasnn nedenlerinden biri, Yugoslav krizinde alglarn tkayan standart Solcu nyarg ve dogma yumadr. Bunlarn banda da Yugoslav z-ynetim Sosyalizminin yaayabileceine ve Slovenya (veya Hrvatistan) gibi kk uluslarn (modern demokratik bir devlet olma potansiyelinden asla kuku duyulmayan Srbistan'la ak kartlk oluturacak ekilde) fiilen modern demokrasiler gibi ileyemeyeceine, ama kendi balarna brakldklarnda ill ki proto-Faist 'kapal' cemaat yapsna gerileyeceklerine dair gizli inanlar gelir. Bu kilit nokta hakknda Alain Badiou gibi keskin zekl filozoflar bile saygy hakeden tek Yugoslavya'nn Tito'nun Yugoslavya's olduunda srar eder, ve bu Yugoslavya'nn etnik izgiler boyunca paralanmas konusunda tm taraflar, Srplar, Slovenler veya Bosnah'lar, kendi balarna niha olarak ayn 'etnik temizlikilerdir': Srp milliyetilii be para etmez. Ama hangi anlamda dierlerinden daha ktdr? Daha kapsamldr, daha yaygndr, daha iyi silhlanmtr; kuku yok ki su ieren tutkularn gerekletirmek iin daha fazla ansa sahiptir. Ama bunlar yalnzca fiil koullarla

SONU: ' ve gariban (totaliterler) iirsel bir zamanda kimden yanadr?'

213

ilgili meselelerdir.... Varsayalm ki yarnKosova milliyetisi KKO gc eline geirdi: Kosova'da tek bir Srp'n kalacan akl alr m? Kurban retorii bir yana, bir Kosoval (ya da Hrvat, ya da Arnavut veya Sloven, ya da Bosnal-Mlislman) milliyetiyi bir Srp milliyetisine tercih etmemizi gerektirecek bir tane bile geerli politik gereke grmedik.... Kukusuz Miloevi vahi bir milliyetidir, ama tpk Hrvat, Bosnal veya Arnavut meslektalar gibi.... atmann bandan beri Batllar gerekte yalnzca - ve hayret uyandracak ekilde - glnn (Srp ve onun yardmcs Hrvat) milliyetiliine kar zayfn (Bosnal, Kosoval) milliyetiliinden yana oldular.141 Bu kayp, Yugoslavya iin duyulan bylesi bir nostaljik Solcu zlemin niha ironisi, Yugoslavya'nn varisi ile onu fiilen ldren gcn ta kendisini zdeletirmekle sonulanmasdr: Miloevi'in Srbistan'. 1990'lardaki Yugoslav-sonras krizde Titocu Yugoslavya'nn pozitif mirasnn - o ok beenilen okkltrc ho grsnn - vcut bulmu hali ('Mslman') Bosna'dr: Bosna'ya kar Srp saldrganl (ayn anda) hakiki anlamda ilk post-Titocu (algs gl bir Srp sos-yalbilimcinin on yldan fazla bir sre nce dedii gibi, sanki Tito lm gibi davranan ilk Yugoslav politikac) Miloevi'in saldrganldr, Titocu etnik 'kardelik ve birlik' mirasna sarlanlara ramen. 'Mslman' ordunun yce kumandan Rasim Deli'in bir etnik Srp olmasnda aacak bir ey yoktur, 1990'lar boyunca 'Mslman' Bosna devlet dairelerinde Tito portrelerinin hl asl olduu eski Yugoslavya'nn tek paras olmasnda aacak bir ey yoktur. Yugoslav savann bu hayat unsuruna yokmu gibi davranmak ve Bosna atmasn farkl 'etnik gruplar' arasndaki bir i savaa indirgemek doal bir jest deil, ama daha en batan atmadaki taraflardan birinin (Srp) bak asn benimseme jestidir.
141

Alain Baidou, La Sainte-Alliance et ses serviteurs (Nisan 1999), Internet araclyla yayld.

214

BR TOTALTARZM M DED?

Kresel liberal kapitalizmin partizanlar, eski-Yugoslav topluluklar bekleyen tek seenei Batl liberal kapitalizmi kucaklamak veya kendi etnik hapislerinde tkl kalmak gibi gryorlar - peki ya bu sahte bir alternatifse, ya Srp demokratik muhalefetinden Vespa Pesi'in Srbistan'n 'Ruslatrlmasf dedii, bu ikisinin birleiminden oluan nc bir seenek varsal Ya Miloevi'ten sonra rm nouveaux riches'den ve mevcut politik snfn yelerinden oluan yeni bir ynetici sekin snf oluur ve Bat'ya kendilerini Bat yanls olarak gsterirken hakiki demokratik dnmleri sonsuza kadar erteleyerek bunu da zgl koullarla merulatrmaya kalkar ve Bat'nn desteini ekmesi durumunda (kendileri i politikalarnda fiilen milliyeti bir izgi izlerken) kat milliyetilerin yeniden iktidar ele geireceklerini iddia ederlerse? Bir baka ifade ile, ya Miloevi, (sonunda) iktidar terk etmesinin akabinde, bunlarn tm gnahlarn zerine alan sa-benzeri bir rol oynarsa? Miloevi, Batl glere gre, Yugoslavya'da yanl giden her eyi bnyesinde barndran bir parya olduu iin onun devrilmesi yeni demokratik bir balang ans olarak kutlanacaktr Yugoslavya, hibir bedel demeden yeniden kabul grecektir. Ayn senaryo, Bakan Franjo Tudjman'n lmnden sonra Hrvatistan'da gerekleiyor bile. Tudjman'n cenaze treni uluslararas toplum tarafndan dikkate alnmad; ou yorumcunun iledii ana tema, onun inatlnn Hrvatistan'n demokratiklemesi nndeki ana engel olduu yolundayd, bylece Tudjman'n aradan kmas demokratik Hrvatistan iin yeni umutlar dourmutur - sanki rmlkten Hrvat 'etnik temizliine' kadar bamsz Hrvatistan'a ait btn karanlk unsurlar, sihirli denekle ortadan kaybolacak, Tudjman'n bedeniyle birlikte defnedilecekmi gibi. Bu Miloevi'in ulusuna yapabildii son iyilik olmasn? Bu fenomen grndnden daha geneldir. Pek ok nc Dnya devletinde ynetici sekinlerin ideolojik ars (ar/arma, 'interpellatior) ikilidir. Kentlerdeki elit, liberal-demokratik arya bavururken ezamanl olarak bireyleri (zellikle cra kelerdekile-ri) salt etnik bir cemaate ait yeler olarak arr. Ve, patronluk tasla-

SONU: ' ve gariban (totaliterler) iirsel bir zamanda kimden yanadr?'

215

yan Batl iyiliksever mdahilierden Mandela'ya kadar pek ok politik failin yanlsamas, etnik zdelemenin, bu 'vahi kabile etnik iddetinin' isnad edilen kaynann kolayca askya alnabilecei ve evrensel demokratik yurttalk rejiminin dorudan dayanabileceidir. Bosna'dan Kenya'ya kadar deneyimler gstermitir ki, bu zm ie ya-ramamaktadr: Bu vak'ada ortaya kan katastrofik sonu, temel politik opsiyonlarn etnik farklar tarafndan iistbelirlenmesi (ya da istilaya uramas, renklenmesi) olmaktadr (belli bir politik ynelim belli bir etnik cemaatin yeleri ile zdelemektedir). u halde problem o kadar da Bat'nn ne yapmas gerektii (ya da ne yapt) ile deil de, ne yapmamas gerektii ile ilgilidir. Yugoslav krizine Batl erteleme tavrnn ve (ar) tepkinin kasvet veren sonucu imdi, 2000'de, orta Balkanlar'da byk bir blgede hukuk egemenliinin geni lde askya alnmas, politik iktidarn aka organize sularla balantlar, kaakln dorudan devlet eliyle rgtlenmesi, cinayetin politik bir silh olarak ho grlmesi olmutur - ksacas, buras politik haydutluun dorudan ynetimi altna girmitir. O halde Bat'nn alg yanlnn kklerinde yatan nedir? Yaklak bir yl kadar nce Avusturya televizyonunda bir Srp, bir Arnavut, ve bir Avusturyal pasifist arasnda Kosova ile ilgili bir tartma sahnelendi. Srp ve Arnavut kendi grlerini tutarl ve rasyonel biimde sundular (tabii ki, eer ve yalnzca eer, her birinin temel ncln kabul edecek olursak: yani, Kosova Srbistan'n tarihi beiidir ve Srplarn buras ile ilgili inkr edilemez haklar vardr; yani, Srplar tarafndan on yllardr bask altnda tutulan Arnavutlar egemen politik bir varl hak etmektedirler). Bunlarn tersine Avusturyal pasifist iki hasmna yalvaran uzlatrc bir role soyundu: 'Ne dnrseniz dnn yeter ki birbirinizi vuramayacanza, nefret ve intikam duygularnn korkun ekiciliine kaplmamak iin elinizden geleni yapacanza sz verin!' Bu noktada iki 'resm' hasm, Srp ve Arnavut, ortak bir aknlk ifadesi dayanmas ile ksa bir sre iin sanki yle dercesine baktlar: 'Bu geri zekl neden bahsediyor? Herhangi bir ey anlam m ki?' Baklarn kesitii bu ksa an iinde ben bir umut

216

BR TOTALTARZMM DED?

parlts grdm: Eer bu Srp ve Arnavut, birbirleriyle kavga edeceklerine glerini birletirmeyi becerip aptal pasifisti tepeleyebilselerdi, Yugoslavya iin hl bir umut olabilirdi. lmcl bir yanl anlamadan kanmak iin: Gc olmayan bir pasifistle dalga gemenin kolay olduunun farkndaym. Ancak, bu Srp ve Arnavut'un bakmalar iki saldrgan milliyeti arasndaki dayanmann karlkl kabul deil, Avusturyal pasifstin syledikleri karsndaki aknlklarnn ifadesiydi. armalar pasifstin Balkanlardaki durumda varolan etnik, dinsel, vs. karmaklktan bihaber olmasndan deil, etnik mitler ve tutkularla ilgili yz yllk gevezelii fazla ciddiye alp, bu mitlerin 'tuzana dmek' yle dursun, bizzat Srp ve Arnavutlarn onlar maniple ettiklerini grmemesindendi. Pasifistte sahte olan, onun fiil pasifistlii deil, post-Yugoslav savann niha nedeni olarak etnik hogrszl ve eski etnik nefretlerin yeniden ortaya kn syleyen depolitize olmu, rk grdr. Burada okurun rtk rkln snayacak basit bir test nermek isterim. Bu, Devrimci terr doruklara ulatnda Ulusal Meclis'e elindeki bir kitap gsterip, yeler arasndaki hainlerin adlarnn yazl olduunu iddia ettii Robespierre'in nl akasndaki szleri izliyor: 'Eer bu odadakilerden biri isminin u anda bu kitapkta yazl olduu korkusunu tayorsa, tam da bu korku onun hain olduunun su gtrmez kantdr!' Mutatis Mutandis, ben de yle iddia etme niyetindeyim: Eer bu satrlar okuyan biri, Srp ve Kosovalf nn bakmalarnn bir umut parlts ierdii yolundaki tezim hakknda azck da olsa utan duyuyorsa, eer benim zavall iyi niyetli pasifistle aka dalga gemem konusunda azck bir huzursuzluk bile duyuyorsa, bu huzursuzluk okurun bir rk olduunun su gtrmez kantdr. Bunlar bizi uygun biimde Avusturya'ya getiriyor: Emin olabilirsiniz ki, 2000'in ilk aylarnda ayn pasifst Jrg Haider'in Freidemok-raten'mm Avusturya hkmetinde yer almas ihtimalini protesto eder gsterilerin hepsine katlmaktadr. Bu ihtimal, Batl dnyadaki 'meru demokratik' politik blok yaipazesinin tamamnda dehet uyandrmt: Sosyal Demokrat nc Yolcu Sol'dan Hristiyan tutuculara

SONU: ' ve gariban (totaliterler) iirsel bir zamanda kimden yanadr?'

217

Chirac'tan Clinton'a kadar - tabii srail'den sz etmeye bile gerek yok herkes 'endielerini' ifade etti ve Avusturya'ya en azndan sembolik diplomatik karantina yaptrm uygulanacan duyurdu, bu hastalk kaybolana veyahut gerekten de tehlikeli olmad ispatlanana kadar. Baz yorumcular bu dehet duygusunu Avrupa'da II. Dnya Sava-sonras temel anti-faist demokratik oydamann hl ayakta olduu eklinde algladlar - ancak acaba her ey bu kadar berrak m? Burada yaplmas gereken ilk ey, on yl kadar nce Sac poplist partiler cidd bir mevcudiyet gsterince (Avusturya'da Haider, Fransa'da le Pen, Almanya'da Cumhuriyetiler, ABD'de Bychanan) baskn demokratik politik alanda ne kadar iyi gizlense de kuku gtrmeyecek bir oh ekildiini hatrlamaktr. Rahatlatan haber u idi: te uygun biimde nefret edebileceimiz, demokratik oydamamz sergilemek iin feda edebileceimiz - dlayabileceimiz - en azndan bir dman! Bu rahatlama, oluum halinde olan ve sklkla 'post-politik oydama' adyla anlan eyin oluturduu arka plan nda okunmaldr: Onlara kar Bizim yerinde antagonistik politik tepkimizi hl devreye sokabileceimiz, ciddi arl olan tek politik kuvvet yeni ! poplist Sa'dr. .; Kasm 1999'un sonunda New York siyasetinde tuhaf bir ey oldu: Harlem'den km Siyah politik aktivist Lenora Fulani, Patrick Buc-hanan'n Reform Partisi bakanlk adaylna, onu Harlem'e getirmeye alp semenleri ondan yana olmak iin harekete geireceini deklare ederek, destek verdi. ki ortak da bir dizi kilit konuda farkl-, lklarn kabul etseler de, 'ekonomik poplizm ve zellikle serbest ti-j carete duyduklar antipati konularndaki uzlamalarn' vurguladlar. | Marksist-Leninist politikay benimseyen ar Solcu Fulani ve Re- aganvari Souk Sava nde gelen sa-kanat poplist figr Bucha-' nan arasndaki bu paktn nedeni nedir? Liberal saduyunun yant ha-| zrdr: Arlar - Sa ve Sol 'totalitarizm'-demokrasiyi reddetme, zel-':[' likle gnmzde, kresel ekonominin eilimlerine adapte olma konu-' sundaki paylalm yeteneksizlikleri noktasnda buluurlar. Dahas, ; Yahudi-kart gndemleri de rtmyor mu? Radikal Afro-Ameri-

218

BR TOTALTARZM M DED?

SONU: ' ve gariban (totaliterler) iirsel bir zamanda kimden yanadr?'

219

yen radikal antagonistik aralk nosyonu yerle bir edilmitir: Burada kartliksz Toplum, iinde tm kltre] cemaatler, yaam tarzlar, dinler, cinsel ynelimler okluunun rahata yer bulaca kresel 'kon-teynerdir'.143 Kartln neden bir ikili iermek zorunda olduuna dair hl-i hazrda gayet kesin bir felsef gereke vardr - yani, farkllklarn 'oul-lamasnn' neden altta yatan Bir'in yeniden ileri srlmesi anlamna
143

Cinsel fark pas gemeye altmzda doan amaza en iyi rnek Judith Butt-ler'n kayp nesne ile melankolik zdeleme araclyla cinsej farkn ina olduuna dair nosyonudur: (Mitik, ilksel olarak bastrlm') balangta, bir kadn (veya erkek) ayn-cinsten nesneye libidinal olarak bal idi; sosyosembolik normatif dzenin basksna bal olarak bu ba reddedilmek zorunda kalndnda zne reddedilen libidinal nesne ile zdeleir: 'Kadn' bizzat kendisi kaybolmu/reddedilmi kadns libidinal nesneye dnm bir znedir, ve ayn ey 'erkek' iin de geerlidir... (Bkz.: Judith Buttler, The Psychic Life ofPower, Stan-ford, CA: Stanford niversitesi Yaynlar 1998). Bu aslnda gayet incelikli olabilecek zmn problemi, cinsel fark nkabul ile cinsel fark aklamasdr: Eer kadn ve erkek arasndaki cinsiyet fark hl-i hazrda ortalkta deilse, bir kadn nasl olur da, daha kadn olmadan, libidinal nesnesi olarak (bir erkei deil de) baka bir kadn seebilir? Buna karlk olarak (ayn) cinsle ilk zdelemenin basit bir biyolojik gerek ve ikincinin sembolik bir kalp olan cinsle olabilecei iin dngsel sralamann son derece ak olduunu ileri sren karsa, bizzat Buttler tarafndan Gender Trouble: Feminism and the Subversion of Identity'de (Nevv York: Routledge 1990) baaryla 'yaps sklen' doa ve kltr arasndaki o pek basit kartla dayanm olur.

Cinsiyet farkna dair bu dngsellik doar nk, cinsiyet farknn gerek olarak stats netletirilmemitir. Buttler'n Lacanc Gerek'e kar temel argman Sembolik (olan iinde ele alnabilecek olanlar) ve Gerek (sembolletirilemeyen-ler) arasnda ayrm yapmann kendisinin par excellence sembolik bir jest olduu yolundadr. Byle bir nosyon temsil dnda kalan gereklie kar standart idealist argmana dayanr: Temsiller dnyas ile kstl olduumuza gre, temsili temsil edilen tedeki arasnda yaplacak her ayrtrma giriimi hl-i hazrda temsiller dnyasnn iinde yer alacaktr - veya, Hegel'in syleyecei gibi, Kendi-inde ve Bizim-tin arasndaki fark, zaten Bizim-tin'dir: unu demek istiyorum ki, 'darda' varolan kendi iin olandan ayrtran, kendinden bamsz olarak bizzat bilincin kendisidir. Ancak Lacanc Gerek, (sembolik) temsiller dnyasnn dnda yer alan eriilemez Kendi-inde deil, onun isel kstll, sayesinde temsil dnyasnn 'dnda' hibir ey olmamasna ramen temsillerin hatal olduu eydir.

144

Bkz.: Ernesto Laclau, Emancipation(s), Londra ve Ne\v York: Verso 1996.

SONU: ' ve gariban (to(alitcrler) iirsel bir zamanda kimden yanadr?'

221

ymeyi salar ve byme daha iyi sosyal gvenlik, eitim ve salk savanda daha etkin toplumsal politikalar izlemeye el verir. Aralarndaki farklar, kart kltrel eilimlere indirgenmitir: okkltrc, cinsiyet, vs. 'aklk' ve karsnda geleneksel 'aile deerleri'. Ve dikkat ekici biimde Batl toplumlarmzda anaakm 'ii snfndan' artk geriye ne kaldysa ona hitap eden ve onu harekete geirmeye gayret eden Sac seenek iken, okkltrc hogr ayrcalkl yeni 'sembolik snflarn' (gazeteciler, akademisyenler, yneticiler...) slogan haline gelmitir. Bu politik seenek -Almanya'da Sosyal Demokrat veya Hristiyan Demokrat; ABD'de Demokrat veya Cumhuriyeti - bir Amerikan kafeteryasnda yapay tatlandrc istediimizde iine dtmz hali ister istemez hatrlatr: Karmzda, minik mavi veya krmz paketlerde duran ve herkesin kendine gre bir tercihinin olduu (krmzlar bo ver, kanserojen maddeler ieriyor veya tam tersi) hep ayn seenek bulunur, Nutra-Sweet Equal veya High&Low; bu sama sapan tercihine yapma adeti olsa olsa alternatiflerin bsbtn anlamszln vurgular. Ayn ey, 'seme zgrlnn' Jay Leno ve David Letterman arasnda olduu gece ge saat sohbet programlar iin de geerli deil midir? Veya alkolsz iecekler iin: Kola m Pepsi mi? ok iyi bilinen bir gerek udur ki, ou asansrde 'Kapy kapat' dmesi tamamen ilevsiz bir plasebodur ama bireylere bir ekilde olaya dahil olduklar, asansrn hzna katkda bulunduklar izlenimi verir- bu dmeye bastmz zaman kap, kacamz katn dmesine basmamzla tam olarak ayn hzda kapanr, 'Kapy kapat' dmesine de basmak sreci hzlandrmaz. Bu sahte katlma dair ar vak'a, bireylerin gnmz 'postmodern' politik srece katlmlar iin gayet uygun bir eretilemedir.... Tabii ki, btn bunlara verilen postmodern yant, radikal antago-nizmann yalnzca toplum hl bir btnlk olarak algland srece geerlidir - eliki, zdelik etkisi altndaki farktr diyen Adorno deil miydi?145 u halde buradaki fikir, postmodern ada Toplum kim145

Bkz.: Theodor Adorno. Negative Dialectics. Nevv York: Cortinuum 1983, s. 43.

222

BR TOTALTARZM M DED?

liginin ricatnn ezamanl olarak toplumsal bnyeyi kesen antagoniz-mamn da ricat olduudur - sonunda elimizde kalan, iinde okluklarn (yaam tarz okluklar, vs.) ayn anda varolduu ntr bir ortam olarak kaytszln Bir'idir. Materyalist kuramn buna verecei yant, tam olarak bu Bir'in, iinde oklu kimliklerin glendii bu ortak alann, hl-i hazrda baz dlamalara dayandn, gzle grlmeyen an-tagonistik bir yarlma tarafndan ayakta tutulduunu gstermektir. Bu ise bizi tekrar, yeni liberal demokratik hogrl okkltrc hegemonyann merulatnlmas iin kilit yapsal rol oynayan yeni politik Sa'a gtrr. Yeni Sa, btn merkez-sol liberal yelpazenin ortak negatif paydasn oluturur: Onlar dlanmlardr, ki tam da bu dlanmalar (bir hkmet partisi olarak kabul edilemezlikleri) yoluyla, liberal hegemonyaya negatif meruiyet verir, 'demokratik' eilimlerinin kant olurlar. Bu ekilde varlklar politik mcadelenin hakiki odan Sac tehlikeye kar btn liberal bloun 'dayanmasna' doru kaydrr (ki bu da, elbette, en kk bir radikal Solcu alternatifin boulmasdr). Bu gnmz ideolojik-politik sahnesinde 'nc Yol' sosyal demokrasinin ortaya k ile gerekleen liberal demokratik hegemonyann niha kantdr: 'nc Yol', tam olarak sylersek, liberal-de-mokratik kapitalizm hegemonyas altnda (yani, en alt seviyedeki ykc vurgusunu bile yitirmi) sosyal demokrasi, bylece kapitalizm-kartl ve snf mcadelesine yaplacak son atflar da dlamay baarmtr. Dahas, yeni Sac poplistlerin gnmzde, her ne kadar milliyeti/rk/dinsel kisvede de olsalar, kapitalizm-kart bir retorii olan (ulusumuzun sradan drst alan insanlarna 'ihanet eden' okuluslu irketler) insanlara hitap eden tek 'cidd' politik g olmas son derece dikkat ekicidir.146
Gnmz etnik-dinsel 'kktenciliklerin' dinamikleri karsnda Sol'un kafa karkl - ve kavrama zr - 'neo-' ya da 'proto-Faist' teriminin semptomatik yineleniinin ihanetine urar. Bu terim, bir kavram olmaktan ok, tam da uygun bir kavram eksikliine iaret eder (tek pozitif ierii, 'ksmen Faizme benzese de gerekten de Faizm olmayan bir ey' demesidir).

SONU: ' ve gariban (totaliterler) iirsel bir zamanda kimden yanadr?'

223

Birka yl nce Front National kongresinde le Peri sahneye bir Cezayirli, bir Afrikal ve bir Yahudi'yi karp onlar kucakladktan sonra toplanan kitleye unlar syledi: 'Onlar benden daha az Fransz deiller - kimliimize gerek tehdit, Fransa'ya olan devlerini ihmal eden byk okuluslu Sermayenin temsilcileridir!' Bu szler ne kadar ikiyzl olsalar da, gene de poplist Sa'n, Sol'un brakt boluu doldurmak iin nasl harekete getiini gsteriyor. Burada liberal-de-mokrat Yeni Merkez ikili bir oyun oynar: Bir yandan Sac poplistlerin gerek dmanmz olduunu sylerken, dier yandan bu 'demokratik' alan hegemonize etmek iin - egemenlik blgesini tanmlamak, disipline etmek ve hakiki dman radikal Sol'a kar galip gelmek iin - Sa korkusunu maniple eder. Haider, szm ona eski Sol/Sa kartln anlamsz klan Yeni i Partisi ve kendi Avusturya zgr Demokratlar' arasndaki hsmla vurgu yapmay sever: Her ikisi de eski ideolojik safralarn atm, esnek Pazar ekonomisini (dereglasyon, vs.) cemaat-tabanl dayanma politikas ile birletirmitir - yani bunlar eski refah devleti dogmas dnda kalan bir cemaat dayanmas iddias peindedirler.147 Bylesi ifadeler, elbette ki, bilerek ve isteyerek yanltcdr, Heider politikasnn yabanc dman poplist ekirdeini gizleme amac tar -bunlar, Gney Afrika apartheid partizanlarnn kendi politikalarn, farkl kltrlerin refahnn srdrlmesini garanti altna alacak 'kimlik politikalarnn' versiyonlarndan biri olarak tantmalar ile ayn diziye aittir. Ernesto Laclau148 ideolojik yapnn unsurlar ve bunlarn kendi anlamn bu unsurlarda toplayan eklemlenmesi arasnda bir ayrm ortaya atmt: Faizm kolayca bir dizi zellik tarafndan karakterize olmaz bu unsurlar (ekonomik korporatizm, poplizm, yabanc dman rklk, militarizm, vs.) kendi ilerinde 'Faist' deildirler, ama farkl ideolojik eklemlenmelerde yer bulabilirler - bunlar 'Faist' ya147

Bkz.: Jrg Heider, 'Blair and me versus the forces of conservatism', The Daily Telegraph, 22 ubat 2000. Bkz.: Ernesto Laclau, Politics and ldeology in Marxist Theory, Londra: Verso 1975.

148

224

BR TOTALTARZM M DED?

pan, kresel Faist ideolojik, projeye zgl eklemlenmeleridir (sz ge-limi, kapsaml kamusal almalar Nazi Almanya's ve Amerikan Yeni Uzlama iinde ayn rol oynamamtr). Ayn izgiyi izleyerek, Haider'in maniplasyonunun nerede bulunduunu gstermek kolay olacaktr: Haider ve Blair gerekten tpatp ayn nlemleri ileri srse-ler de, bu nlemler farkl kresel projelere eklemlenmitir. Ancak btn hikye bundan ibaret deil: Haider aslnda gerekten de Blair'in bir tr tekinsiz ikizidir, onun mstehcen istihzas, Yeni i Partisi'nin byk glmsemesini bir glge gibi takip eder. Bunu kadim Stalinist terimlerle ifade edecek olursak: Her ne kadar Haider kendini Blair'le eitlerken yalan sylyorsa da, cmleleri 'nesnel olarak dorudur': Yeni Sa poplizm, kresel kapitalist okkltrc hogrnn 'basklanann geri dn', onun gerekli ekidir. Haider'in iddiasndaki hakikat, Yeni i Partisi ve Yeni Sa poplizm arasndaki dorudan zdelikte deil, ama tam da bu poplizmi nc Yol projesinin tutarszlklarnn rettii gereinde aranmaldr. nc Yol, Haider'in Blair'e yapmasndan (ve 'yapma' terimi burada tam olarak bokstaki anlamnda kullanlmtr) olduu kadar Buchanan ve Fu-lani arasndaki tekinsiz koalisyondan, kendine tersine evrilmi biimde doru mesaj karr. Ar Sa'n hkmete katlmas Solcu 'sekterlik' iin bir ceza ve 'yeni postmodem artlarla uyumak deildir' - tam tersine, bu, Sol'un btn radikal politik projelerini elden karmas ve Pazar kapitalizmini 'ehirde oynanan tek oyun' diye kabul etmesi sonucu dedii bedeldir. Bu perspektiften bakldnda, geleneksel deerlerin yeni tutucu savunusu bile yeni bir kta grlr: Ahlk ve yasal normativitenin yitiine verilen, giderek farkl gruplarn zgl karlarn koordine eden pragmafik dzenlemelerin yerini ald, tepki. Bu tez paradoksal gibi grnebilir: Kendisini devlet hkmranlna kar bile dayatan evrensel insan haklan anda yaamyor muyuz? NATO'nun Yugoslavya'y bombalamas, herhangi bir 'patolojik' politik-ekonomik kara atf yaplmakszn, saf normatif kayglardan doan ilk baarl (ya da en azndan kendini baarl diye sunan) asker mdahale deil miydi?

SONU: ' ve gariban (totaliterler) iirsel bir zamanda kimden yanadr?'

225

Ancak bu yeni yeni beliren 'insan haklar' normativitesi aslnda kendisinin tam kartnn grnen biimidir. Buradaki mesele, eski Marksist grn dedii gibi, evrensel yasal biimin ideolojik grnm ve bunu fiilen destekleyen zgl karlar arasndaki aralkla ilgili deildir, bu dzlemde biimin, tam olarak, asla 'salt' biim olmadn, ama toplumsal yaamn maddiyatnda izlerini brakan kendine zg dinamikleri bulunduunu syleyen (dierlerinin yan sra Lefort ve Ranciere149 tarafndan yaplan) kar-argman tamamen geerlidir (burjuva 'biimsel zgrl' tam da sendikalar ve feministlerden gelen 'madd' politik talepler ve pratikler srecinde devreye sokulur). Ranciere'in temel vurgusu, biimsel demokrasi (insan haklar, politik zgrlk, vs.) ile smr ve tahakkmn ekonomik gereklii arasndaki Marksist 'aralk' nosyonu zerinedir. Eitlik-zgrlk 'grnm' ile ekonomik, kltrel vs. farklarn toplumsal gereklii arasndaki bu aralk, standart 'semptomatik' adan okunabilir (evrensel haklar, eitlik, zgrlk ve demokrasi biimi, kendisinin somut toplumsal ieriinin, smr ve snf tahakkmnn, basite gerekli ama yanlsama ieren ifadesidir); veya, iinde egaliberte 'grnmnn' kesin olarak 'yalnzca grnm' olmayp kendine has bir etkililii bulunduu bu gerilim, ok daha ykc bir anlamyla, ilerici 'politikleti-rilme' yoluyla sosyoekonomik ilikilerin yeniden eklemlenmesi srecinin harekete geirilmesine olanak tanyor. (Neden kadnlar da oy kullanmasn? yerindeki koullar neden kamusal politik bir dert olmasn? vs.) nsann burada eski Levi-Strausscu 'sembolik verimlilik' terimini kullanas geliyor: Egaliberte grnm, bu ekilde, kendine has fiili verimlilii bulunan bir sembolik kurgudur - insan bunu farkl bir fiiliyat gizleyen salt yanlsamaya indirgemenin bsbtn sinik cazibesinden kanmaldr. Bunun tersine bugn elimizde postmodern siniklik duruyor: Ar149

Bkz.: Claude Lefort, The Political Forms of Modern Life, Cambridge, MA: MT Yaynlar 1986; Jacques Ranciere. Disagreement, Minneapolis: Minnesota niversitesi Yaynlar 1998.

226

BR TOTALTARZM M DED?

dnda belli bir zgl kar veya bylesi karlar bolluunda yaplan bir feda bulunan (yasal bir normun) evrensel biimi, dorudan (hatta biimsel olarak) devreye sokulur kendini dayatan yasal norm, 'patolojik' karlar (etnik, cinsel, ekolojik, ekonomik...) bolluu iinde dzenleyici bir uzla gibi 'biimsel olarak'alglanr/sunulur. deolojinin klasik Marksist eletirisinin argman, o halde, sapknca dorudan ierilmi ve arasallatrlmtr, ve ideoloji bu sahte z-effaflk boyunca kendi varln korur. Gnmz post-politik ideolojik evreninde buharlaan ey, demek ki, ideolojik fantazmalarca glgede braklan 'gereklik' deil, ama bizzat grnmdr, balayc bir normun grnm, onun 'uygulaymsaP gc: 'Gerekilik' - her eyi 'gerekte olduklar gibi' almak - ideolojilerin en ktsdr.150 Bugn temel politik problem udur: Bu sinik oydamay nasl krabiliriz? Burada biimsel demokrasi fetiletirilmemelidir - Venezella'da General Chavez'in 1998'de bakanla seilmesinden sonra bunun snrlar mkemmelen ortaya koyulmutur. Chavez 'otoriterdir' karizmatik, liberal-kart poplist - ama geleneksel liberal demokrasi radikal poplist bir talebi bir ekilde eklemleyemedii srece bu risk alnmaldr. Liberal demokrasi, olasnn (olas gibi alglanann) snrlar iinde 'rasyonel' kararlar alma eilimindedir; daha radikal jestler iin, kiinin 'dayatlan zm zgrce seebildii' plebisiti mantk eliinde proto-'totaliter' karizmatik yaplar daha verimlidir. Kabullenilmesi gereken paradoks, demokrasilerde bireylerin 'ie yarayan mallar' dzeyine taklp kalma eilimde olduklardr - sklkla 'imknsz yapabilmek' iin, bir Lider'e ihtiya duyulur. Otantik Lider, harfi harfine fiilen kendimi sememe olanak tanyan Biri'dir onun tahakkm altna girmek en yksek zgrlk edimidir. te yandan tm bu tehditler, Orvvell'in unutulmaya yz tutan B150

Bu ideolojik atknn bir baka bileeni devlet mdahalesinin 'totaliter' tehlikeleri konusunda uyaran kiilerin bizzat kendi zgl haklarnn devlet korumasnda olmasn talep etmeleridir. Kendi potansiyellerinin zgrce, devlet denetimi ve mdahalesi olmakszn, gereklemesine odaklanan ayn kiiler, bu zgr gerekleme birileri tarafndan tehdit edildii anda devlet korumas diye yrtnrlar.

SONU: ' ve gariban (totaliterler) iirsel bir zamanda kimden yanadr?'

227

yk Birader nosyonunun sahip olmaya balad, yaammzn saysal-lamas ile ekillenen yeni yaamla karlatrldnda soluk kalr -'mahremiyetin sonu', Byk Birader'in her daim mevcut gzetiminden kaabileceimiz son snaklarn kaybolmas sz konusu. Ancak, her ey grndnden daha etrefillidir. Ksa bir sre nce Sloven-ya'dan bir arkadamn bana komik bir ey gelmi. Bir iini tamamlamak zere gece ge bir saatte ofisine dnerken, bahenin kar tarafndaki bir ofiste yal (ve evli) bir ynetici ve sekreterinin byk masann zerinde ihtirasla sevitiklerini fark etmi - ihtiraslar, bahenin karsnda bir bina bulunduu, ofisleri de prl prl aydnlatlm ve byk pencereleri perdesiz olduundan buradan net bir ekilde grnebilecekleri gereini unutmalarna yol am. Arkadam bu ofisi telefonla aram, ynetici cinsel etkinliine ksa bir ara verip telefonu kaldrdnda ise uursuz bir sesle, 'Tanr seni izliyor!' demi. Zavall ynetici olduu yere km, neredeyse kalp krizi geiriyormu.... Dorudan gereklik iine yerletirilemeyecek bylesi travmatik bir sesin mdahalesi, belki de, Yce'yi deneyimlemeye en yalan olduumuz andr - neden? nk konu zavall yneticinin tatsz bir srprizle karlamas deildir, tam tersine, onun iin gerek srpriz, derinlerde saklad seyredilme fantezisinin byle dorudan gereklemesidir. Bu da bizi psikanalitik fantezi nosyonunun ekirdeine getirir. Kelimenin tam anlamyla fantezi, bizi byleyen sahnenin kendisi deil, ama varolmayan, muhayyel bakn bu sahneyi izlemesidir - tpk Aztekler'in, tepeden bakan imknsz bir bak iin yere dev boyutlarda ku ve hayvan figrleri izmeleri veya imknsz bak iin Roma'nn eski su kanallarnn zerindeki heykellerin, yerden grlmemelerine ramen, detaylandrlmas gibi. Ksacas en temel fan-tazmatik sahne, baklan byleyici sahne deil, ama 'oralarda bir yerde bize bakan birilerinin olmasdr'; bu bir d deil, ama 'birilerinin d nesnesiyiz' nosyonudur. La lenteur'&d Milan Kundera gnmz yapmack steril sahte-eh-vetli seksin niha iareti olarak bir otel havuzu kenarnda anal birleme taklidi yapan bir ifti gsterir. ift, yukardaki odalardaki konuk-

'-Cam', 'camera' (kamera) kelimesinin Internet dilinde ksaltlm halidir. - .n.

SONU: ' ve gariban (totaliterler) iirsel bir zamanda kimden yanadr?'

229

bakldm srece varm'? (Buna benzer bir durum, televizyonun fiilen ona bakan kimse olmasa da srekli ak durmas fenomenidir - bu fenomen, toplumsal ban varlnn minumum garantisidir.) Burada karmzda Benthamvari-Onvellci her an (potansiyel olarak) gzetim altnda olduumuz ve ktidar'n her daim mevcut bakndan kaacak hibir yerimizin olmad panoptik toplum nosyonunun trajikomik tersine evrilmesi duruyor: Bugn tedirginlik srekli olarak teki'nin bakna ak olmama olaslndan kaynaklanyor gibi grnyor, yle ki, zne varlnn ontolojik garantisi iin kamerann bakna muhtatr. Bu eilim, ilk olarak Hollanda'da Endemol tarafndan yaplan ve ironik biimde 'Byk Birader' ad verilen artc poplerlie sahip TV ovunda en st noktasna ulamtr. imdi herkesin aznda olan terim, bu ov iin kullanlmt bile: 'sabun gereklik';* ayn forml Almanya ve Birleik Krallk'ta da uygulanacak, ABD'de kullanm da yaknda gerekleecektir. Amatr pornonun soap-opera versiyonu 'sabun gereklik'te, yaklak on be kiilik bir grup byk bir yerleim kompleksinde izole edilmekte, her bir oda yirmi drt saat kamera gzetimine alnmakta, (gnll) aktrlerin seks dahil her yapt izlenmektedir. Haftada bir aktrlere dar ile balant kurmalarna izin verilmekte, sorunlarn psikologlar ve TV ynetmenleri ile tartmakta ve kiileraras ilikilerinin almas gereken yn konusunda bilgiler edinmektedirler. (Bir alt-kural olarak her hafta izleyici oylar ile en az popler olan kii, 'gerek' dnyaya geri gnderilmekte bylece dizi yalnz bir kii kalana kadar devam etmektedir.) Tekinsiz olan, bu ovun bir ekilde Truman 5/zov'dan da ileri gitmesidir: Truman'n safl, gerek bir cemaat iinde yaadna hl hakikaten inanmas iin kandrlmas gerekmesindedir, zira, filmin btn dramaturjisi, phe uyandracak biimde etrafnda fiilen olup bitenlerin Truman' kemirip durmasna dayanmaktadr. Ancak, The Truman 5/ovv'un tersine, 'Byk Birader'in zneleri/aktrleri yapay ola* Sabun gereklik, 'reality soap' karl olarak kullanlmtr. Reality soap, 'soap opera' ve 'reality show' terimlerinin birletirilmesinden domutur. - .n.

230

BR TOTALTARZM M DED?

rak soyutlanm bir mekanda rollerini, bir tr 'gerekmi gibi' oynamakta, bylelikle tam olarak kurgu gereklikten ayrlamaz hale gelmektedir: zneler, 'gerek' duygusal atmalara girmekte, 'gerek' d dnyadan insanlara dantklarnda bile bu pek o kadar 'gerek yaama' dn jesti olamamakta, ama daha ok gerekten dar sihirli bir adm atp, 'gerek yaama' sanal bir oyun muamelesi yapp, ona geici bir sre iin mesafe kazanarak danmanlara ne yapmalar gerektii hakknda soru sormaktadrlar. (Aktrlerin ne yapmalar gerektii konusunda dorudan halkla tarttklar zaman aralklar da olduundan, oyun, kelimenin tam anlamnda, etkileimli hale gelmekte, yani, izleyenler ne olacana aktrlerle beraber karar verebilmektedirler.) Gerek yaam ve oynanan yaam arasndaki ayrmn bylece 'yaps sklmtr': Bir ekilde bu ikisi akmaktadr zira insanlar bizzat 'gerek yaamlarn' oynamakta, yani, sahne rollerinde tam olarak kendilerini oynamaktadrlar (burada Benthamvari ben-ikonu paradoksu nihayet gerekleiyor: Aktrler tpk 'kendilerine benziyorlar'). Amerikan TV ovu 'Bir Mltimilyonerler Nasl Evlenmeli'den de (ubat 2000) ayn ders kmyor mu? Bu ovda ok edici olan, gizle-yici bir perde arkasndaki anonim milyonerin bizzat ov boyunca kendilerini milyonere sunan yedi yarmac arasndan, gene izleyenlere danarak evlenmek zere bir kadn semesi (ve sonra fiilen bu kadnla evlenmesi) fikridir - gene milyonerin en mahrem kiisel yaam tamamen da alm, 'ov' ve 'gerek' arasndaki izgi bulanklam-tr. Ve gene, Florida'daki mehur (ve tne'um) Disney ehrinde geen, iinde tm sakinlerinin bir ekilde 'kendilerini oynad' veya 'sahnede gerek yaamlarn srdrdkleri' kk sevimli 'gerek boyutlarda' Amerikan kasabasnn gerek-yaam canlandrmasnn olduu Kutlama'da olup bitenler bununla kesin olarak benzeik deil midir? u halde dng burada tamamlanyor: Niha olarak ka salayan bir elence olarak televizyonun, fiili toplumsal gerekliimizden olabildiince uzaklam bir kurgu dnyas sunmas beklenir - ancak, sanki 'sabun gereklik' iinde, bizzat gereklik niha ka salayan kurgu gibi canlandrlyor....

SONU: ' ve gariban (totaliterler) iirsel bir zamanda kimden yanadr?'

231

u halde 'sabun gereklikle bu kadar rahatsz edici olan nedir? 'Byk Birader'le ilgili olarak duyarl ruhlarn deneyimledii dehet, siberuzamda Sanal Seks yapanlarn ounun deneyimledii ile ayn dzende yer alr. Sanal Seksten karlan ac ders, artk 'gerek seks' yapamayacamz, baka bir kiinin bedeni ile youn temasa giremeyeceimiz, basite bizi ekrandan bombardmana tutan tzsz imgelerin rettii uyarlara kalacamz deildir. Bundan ziyade, ac ders, aslnda alsa 'gerek seks' diye bir ey olmadnn ok daha fazla rahatszlk veren kefidir: Aslnda seksin zaten mastrbasyon ieren fantastik senaryo ile desteklenmi bir oyun olduunun kefi. Mastrbasyonla ilgili genel nosyon 'muhayyel bir partnerle girilen cinsel ilikidir': Bunu kendi bama yapyorum ama baka birine veya biriyle yaptm hayal ediyorum. Lacan'n 'cinsel iliki yoktur' sz bu genel nosyonun tersine evrilmi hali olarak okunabilir: Ya 'gerek seks' gerek bir partnerle yaplan mastrbasyondan baka bir ey deilse? Ya, gerek bir partnerle yaparken bile, beni niha olarak tatmin eden ey, bu partnerin kendisi deil de, ona ynelttiim gizli fantezi-lerimse? Ayn ey Byk Birader'in bakna tamamen ak olmak iin de geerlidir: Ya Byk Birader, yalnz olduumda bile onun iin bir eyler yaptm, onu etkilemeye, batan karmaya altm (muhayyel) bak olarak hl-i hazrda hep oradaysa? Ya 'Byk Birader' ovu bu evrensel yapy basite belirgin klyorsa? Bir baka ifadeyle, ya, 'gerek yaamlarmzda' hl-i hazrda hep belli bir rol oynuyor-sak - aslnda biz olduumuz ey deiliz, kendimizi oynuyoruz^ 'Byk Birader'in baars, bize bu tekinsiz olguyu hatrlatmasdr. teki'nin Bak'nn fiiliyata dklmesinin ortaya koyduu szde 'totaliter tehdide' gelince, buna verilecek gerek anlamda materyalist yant, az zaman nce bizzat (artk eskimi Marksist bir ifadeyle) toplumsal gereklik tarafndan verildi. 1999'un son gnlerinde (Batl) dnyann drt tarafnda insanlar, 'gayet iyi biliyorum ama...' fetiist yarlmasn mkemmelen ifade eden ayn mesajn versiyonlar ile bombardmana tutuldu. Byk ehirlerde apartmanlarda yaayan kiraclar yneticilerden onlara endielenecek bir ey olmad, her eyin

232

BR TOTALTARZM M DED?

sorunsuz olduu ama her ihtimale kar gene de banyo kvetlerini su ile doldurmalar, yiyecek ve mum stoklamalar gerektii yolunda mektuplar aldlar; bankalar mterilerine hesaplarnn gvencede olduunu ama her ihtimale kar gene de, olur ya, gerekirse, yanlarnda bir miktar nakit ve banka ekstrelerinin bir rneini bulundurmalar gerektiini sylediler; hemehrilerine ehrin hazrlkl olduunun defalarca garantisini veren bizzat New York Belediye Bakan Rudolf Gi-uliani bile her ihtimale kar Yeni Yl gecesini Dnya Ticaret Merke-zi'nin altndaki, biyolojik ve kimyasal silhlara kar korumal beton snakta geirdi. Tm bu tedirginliin nedeni? Adndan ska 'Milenyum Bcei' {'Millenium Bug') diye sz edilen bir olmayan-varhk. Milenyum B-cei'ne takntmzn ne kadar tekinsiz olduunun tam olarak farknda myz? Ve bu takntnn toplumumuz hakknda ne kadar ok ey anlattnn? Bcein yalnzca insan-yaps olmas deil; insan bunu son derece kesin bir ekilde aklayabilir: Orijinal programclarn snrl tahayylleri saolsun, aptal makineleri 1 Ocak 2000'de, tam gece yars, 'OO' (1900 veya 2000) nasl okuyacaklarn bilmiyorlard. Neden, makinenin bu basit snrllyd ama neden ve onun potansiyel sonulan arasndaki arahk kyas kabul etmezdi. Beklentiler aptalcadan rktcye kadar deiti, zira uzmanlar bile tam olarak ne olacan bilemediler: Belki sosyal hizmetlerde topyekn k, belki de hibir ey (ki fiili durum buydu). Burada yalnzca basit bir mekanik ilev bozukluu ile mi urayoruz? Elbette ki, saysal a elektronik yongalarda ve devrelerde maddiyat buluyor; ancak hep aklmzda tutmalyz ki bu devreler, bir tr, 'bilmek durumundalar': Devreler szde btn endielere yol aan belli bir bilgide - yahut daha ziyade, bilgi eksikliinde - vcut buluyor (bilgisayarlarn 'OO' okuma kaabiliyetsizlii). Milenyum Bcei'nin bizi kar karya brakt ey, bizzat 'gerek' yaammzn, ilev bozukluu halinde katastrofik sonulara neden olabilen nesnelle-rilmi bilginin sanal dzeni tarafndan ayakta tutulduu gereidir. Lacan bu nesnelletirilmi bilgiye - varlmzn sembolik tzne, z-

SONU: ' ve gariban (totaliterler) iirsel bir zamanda kimden yanadr?'

233

neleraras uzam dzenleyen sanal dzene - 'byk teki' adm verir. Ayn nosyonun daha paranoyaka versiyonu, Wachowski kardelerin ayn ad tayan filmi Matris'tir. 'Milenyum Bcei' namyla bizi fiilen tehdit altnda brakan ey, Matris'in devre d kalmasdr. Burada Matrix (filminin) hangi anlamda hakl olduunu grebiliriz: inde yaadmz gereklik gzle grlmeyen ve kdir-i mutlak saysal ala ylesine dzenlenmitir ki, bunun k 'gerek' kresel zlmeye neden olabilir. Bcein z-grleim getireceini savunmak bu nedenle tehlikeli bir yanlsamadr: Gereklie eriimizi salayan ve onu dolaymlayan saysal adan yoksun kalacak olsaydk, bu dolaymsz hakiktte doal bir yaam deil, tahamml edilmesi imknsz terk edilmi bir arazi bulurduk Matrbc'in kahraman Neo'nun, gereklii gerekten olduu gibi, Matris olmakszn grnce 'Gerein lne hogeldin!' denerek ironik olarak kutland gibi. Peki yleyse Milenyum Bcei neydi? Bu belki de Lacan'n objet petit a adyla and, arzunun nesne-nedeni, byk teki'deki eksiklie vcut veren minicik toz paras, sembolik dzen'in niha rnei olabilir. Ve buras ideolojinin devreye girdii noktadr: Bcek, ideolojinin yce nesnesidir. erdii be anlam dnldnde bu terim gayet aklaycdr: Bir sekme/defo; grip virs gibi bir hastalk; bir zararl; bir fanatik; gizli bir mikrofon.151 Anlamn bu srklenii en temel ideolojik ilemin gerekletirir: Basit bir eksiklik veya sekme, alglanamaz biimde bir hastala dnr, buna daha sonra pozitif bir neden atfedilir, can skan bir 'zararl' belli bir psiik eilimle (kat partizanlk) talandrlr ve bu da bizi gizlice gzetler. Saf bir ilev bozukluu bylece, kula dinleme aletinde bir partizan kisvesinde pozitif bir varlk kazanr ve bunun bir zararl gibi itlaf edilmesi gerekir... Boazmza kadar paranoyaya battk bile. Aralk 1999'un sonlarna doru, Slovenya'nn nde gelen sa-kanat gazetesi u manetle kt: 'Bu gerek tehlike mi - yoksa bir ey mi gizleniyor?' Bu baz mstehcen
15!

Bu be anlama dikkatimi ektii iin Gillian Beaumont'a teekkr ederim.

234

BR TOTALTARZM M DED?

mal evrelerin Y2K* paniini sahnelediklerini ima ediyordu ve bu panii devasa boyutta bir vurgun iin tezghlamlard. Bcek, Yahudi'yi en iyi anlatan Yahudi-kart hayvan eretilemesi deil midir: Toplumsal yaama dejenerasyon ve kaos getiren kudurmu bir zararl, toplumsal antagonizmalarn hakiki gizli nedeni? Sac paranoyay simetrik olarak yanstan bir hamleyle Fidel Cast-ro da - artk Bcek diye bir ey olmad, her eyin aa yukar sorunsuzca ileyecei belli olduktan sonra - Bcei byk bilgisayar irketleri tarafndan tezghlanm ve insanlar yeni bilgisayarlar satn almalar iin ikna emek iin tasarlanm bir komplo diye reddetti. Ve gerekten de, korku getikten, Milenyum Bcei'nin yanl alarm olduu anlaldktan sonra, bir hi uruna bu kadar kyamet kopartlmasnn bir nedeni olmas gerektii, ncelikle baz gizli (mal) karlarn bu korkuyu krkledii yolunda her taraftan sulamalar yamaya balad - btn programclarn byle bir byk hata yapmalarna olanak yoktu! Bylece tartma konusu tipik post-paranoyak amaza kayd: Dikkatli nlemler sayesinde katastrofik sonularndan kurtulu-nan byle bir Bcek gerekten var myd, yoksa, basite ortada byle bir ey yoktu da, bu nlemler iin dklen milyar dolarlar olmadan da her ey sorunsuzca ilemeye devam m edecekti? Bu, gene, en saf haliyle objet petit a, arzunun nesne-nedeni 'olan' Boluk'tur: Belli bir hi ama hibir ey', yle bir varlk ki, 'gerekten varolduu' bile net deil, ama tm bunlara karn, gene de, frtnann gz gibi, etrafta devasa hareketlere neden oluyor. Bir baka deyile, Milenyum Bcei, bizzat Hitchcock'un gurur duyaca bir MacGuffin deil midir? u halde, belki mtevaz bir Marksist nokta ile bitirebiliriz: Saysal a hepimizi etkilediine gre - su ebekesi gibi, en temel niteliklerine kadar gndelik yaammz dzenleyen a olduuna gre - u veya bu ekilde toplumsallatnlmahdr. Gndelik yaamlarmzn sa-ysallatrlmas, sonu olarak karlatrldnda, eski Komnist gizli polis gzetiminin yerini ilkel bir ocuk oyununa brakacak kadar B' Year Two Thousand'm (ki Bin Yl) ksaltmasdr. -. n.

SONU: ' ve gariban (totaliterler) iirsel bir zamanda kimden yanadr?'

235

yk Birader denetimini mmkn klmaktadr. O halde burada, bu tehdide verilecek uygun yant, mahrem alanlarmza ekilmek deil, sibe-ruzamn hi olmad kadar toplumsallatrlmas konusunda srarc olmaktr. Bugn 'totaliter' tehdit olarak (yanl) algladmz siberuza-mn zgrletirici potansiyeline kavumak iin hepimiz ileri gr gcmz biraraya getirmeliyiz.152

152

Bu kitabn byk blm, zellikle 4. Blm'deki yas tutma ve melankoli konusundaki pasajlar, Charity Scribner'le yrtmekte olduumuz tartmalardan esinlenmitir - Bkz.: Scribner'in Working Memories (doktora tezi, Columbia niversitesi, 2000).

DZN

Abelard, 50 Adieu Emmanuel Levinas (Derrida), 150-1 Adorno, Theodor 'Auschvvitz'den sonra iir yoktur', 86 'Aydnlanmann Diyalektii' (Horkheimer ile), 11,41 'Deutschland, envache!' zerine, 182 eliki, 221 Furtwngler zerine, 136-7 Kant'n mulakl, 193 Minima Moralia, 38 mitler, 40 Agamben, GioTgio, 78 melankoli, 137 utan, 174

Althusser, Louis, 199 Havel ile, 88 Andersen, Hans Christian 'mparatorun Yeni Giysileri', 118 Antigone, 82, 147-9, 156 Lacan'n okumas, 164-5 teki, 151-2, 161-3 Arendt, Hannah Ktti'nn Banallii', 70 otorite, 8 Aydnlanmann Diyalektii (Adorno ve Horkheimer), 11, 41 Aziz Paul, 48-53 Badiou, Alain, 111 lm, 79 sosyalizm, 122-3
236

DZN

237

retim, 128 Yugoslavya, 212 Bahar Ayini (Stravinsky), 39-40 Bakhtin, Mikhail, 85 Balibar, Etienne, 124 Barth, Kari Bizim Yerimize Yarg Yargland', 50 Beethoven, Ludwig van, 72 Behemoth (Neuman), 90 Benigni, Roberto 'Hayat Gzeldir', 69-73, 82 Benjamin, Walter yasa yapan iddet, 36 Benveniste, Emile, 153-4 Berlin, Isaiah, 11-2 Bernstein, Richard, 8 Berri, Claude, 29-30 'Beyaz Mitoloji' (Derrida), 187 Bilimsel Devrimlerin Yaps (Khun), 230-4 Bir Yanlsamann Gemii (Furet), 154-55 'Bizim Yerimize Yarg Yargland' (Barth), 50 Bir Yanlsamann Gelecei (Freud), 154-6 Blair, Tony, 220 ve Haider, 223 Bloch, Ernst, 37 Bohm, David, 198, 199 Bohr, Niels, 199 Bricmont, 199 Brief Encounter (film), 139 Brockman, John The Third Culture derlemesi, 195 Buchanan, Pat, 217, 224

Budistler, 54-5, 185 biliselci, 190-3 Buharin, Nicolay Ivanovich dava, 98-106 'Bunu Hatrlamak Zorundasn' (Coover), 34 Camus, Albert The Myth of Sisyphus, 31 Canterburyli Anselm, 49 Capra, Fritjof, 185, 194, 198 Casablanca (film), 34 Castro, Fidel, 234 Chaplin, Charlie The Great Dictator, 72, 73 Chavez, General, 226 Claudel, Paul, 15 Cofontaine lemesi, 21 Clinton, Bili, 220 Conquest, Robert, 11 -2 Consciousness Explained (Dennett), 186-7 Coover, Robert 'Bunu Hatrlamak Zorundasn', 34, 35 Critchley, Simon, 151 orak lke (Eliot), 32 Dahi, John The Last Seduction, 94 Dalai Lama, 168 Darwin, Charles, 163 yeni yorumlar, 185, 186 Dava (Kafka), 99 Davidson, Donald, 172-3 Davvkins, Richard, 193-4, 205 De Man, Paul, 193

238

BR TOTALTARZM M DED?

Deleuze, Gilles radikal yersizletirme, 8 Delic, Rasim, 213 Dennett, Daniel C, 194 Consciousness Explained, 186-7 Derrida, Jacques, 143 Adieu Emmanuel Levinas, 150-1 Beyaz Mitoloji', 187-9 Marx'n radikallemesi, 144-7 ve Habermas, 149 Descartes, Rene, 201 Divided Heaven (Wolf), 125 Dreyfuss, Hubert, 185 Duchamp, Marcel, 53 Dunayevsky, Isaac, 96 Durkheim, Emile intihar, 31 Eflatun grnt, 142 maara miti, 41 Egoyan, Atom The Sweet Hereafter, 39 Eisenstein, Sergei, 32 Eliot.T. S.,97 Stravinsky zerine, 39-40 The Waste Land, 32 Equus (Schaffer), 39 Face O#(film) Faust (Goethe), 87 Felsefenin Sefaleti (Marx), 143-44 Felsefi Yazlar (Hegel), 36 Feynman, Richard, 200 Fliess, Wlhelm, 180

Ford, John The Quiet Man, 81 Frankfurt Okulu ve Stalinizm, 90-1 Freud, Sigmund anal karakter, 42 Bir Yanlsamann Gelecei, 154-6 Freud'un ilksel baba miti, 41 Irma'nm enjeksiyonu ryas, 23, 177-8 melankoli ve yas tutma, 133-4, 138 Ryalarn Yorumu, 177-80 Schreber'in durumu, 144, 154 ve Jung, 56 Yeni Ahit'te Tanr'nn ldrlmesi, 18 yer deitirme, 37 Fulani, Lenora, 217, 224 Furet, Franois Bir Yanlsamann Gemii, 154-5 Furtwangler, Wilhelm, 136-7 Gatacca (film), 184-5 Getty, J. Arch The Road to Tenor {Naumov ile), 122 Gilliam, Terry Brazil, 170 Giuliani, Rudolf, 231-2 Gizli sa (Spoto), 167 Goethe, Johann Wolfgang von Faust, 87 Gould, Stephen Jay, 194,205 Green, Graham The End ofthe Affair, 135-6 Groys, Boris, 53 Habermas, Jrgen, 90 'gaz kam' evren, 154 retim ve sembolik

DZN

239

mbadele, 137 ve Derrida, 149 Haider, Jrg, 216-7, 223-4 Hamlet (Shakespeare), 42 pikanalitik okuma, 15-8 Havel, Vclav insan yan arr basan bir sosyalizm, 92 The Pov/erfthe Powerless, 88-90 Hawking, Stephen, 194, 198, 202 Hayat Gzeldir (film), 69-72, 82 Hegel, Georg F. W. cins ve trleri, 220 dnyann gecesi, 77 Efendi ve Kle, 130-1 fallologomerkezcilik, 205 sa'nn kurban edilmesi, 52 kartlarn belirleyicilii, 193 melankoli, 134-5, 136 modern bilimsel evren, 203 znenin mcadelesi, 36 Sfenks enigmas, 56-7 somut evrensel, 10 Heidegger, Martin, 76 das Man, 32 dnyada olmak, 185 insan varoluunun tanrtanmaz nosyonu, 88 mitik Asyatik, 41 lm, 79 retim, 128 Heisenberg, Werner, 199 Highsmith, Patricia 'Heroine', 50-1 Himmler, Heinrich, 63-4 'Heroine' (Highsmith), 50-1

Hitchcock, Alfred creatio ex nihilio, 164 Murder, 80 Sapk, 80 Vertigo, 80 Hitler, Adolf Mein Kampf, 65 Yahudi kartl iin drt olas aklama, 63-7 Homeros Odyssey, 41 Hopper, Edvvard, 33-4 Horkheimer, Max 'Aydnlanmann Diyalektii' (Adornoile) 11,41 liberal demokrasi, 91 Hume, David, 192 Ivan Denisovich'in Bir Gn (Soljenitsin) 127 brahim Peygamber (ncil'e ilikin), 20,47 II. Seminer, 180 ncil 'e Politik Dorucu Rehber (Moser), 166 sa feda edilmesi, 47-55 lml-zamansal varlk, 142 Jackendoff, Ray, 191-2 Jacob the Liar (film), 69-70 Jacobson, Roman, 31 James Bond filmleri, 126 cinsel ilikiler, 37-8 Jameson, Fredric, 123, 218 Jean de Florette (film), 21-6 cemaat ve trajik birey, 26-9 mitik form, 29-30

240

BR TOTALTARZM M DED?

John Paul II, Papa John, Kutsal Kitap, 47 Joyce, James Ulysses, 38 Jung, Cari Gustav ve Freud, 56 Kadnlar Neden Postaladklarndan Fazla Mektup Yazarlar1} (Leader), 10 Kafka, Franz Dava, 99 Kant, Immanuel akn boyut, 189, 193 Benlik, 190 Katedralde lm (Eliot), 97 Kennedy, Edvvard, 157 Keo Meas, 95 ' Khrushchev, Nikita, 127 Kierkegaard, S0ren, 56 Klaus, Vclav, 123 Kleist, Heinrich von Michael Kohlhas, 36-7 'O- Markizi', 34-6 Kojeve, Alexandre, 131 Kotsk Haham, 68 Kristeva, Julia ve Arendt, 8 Kuhn, Thomas S. Bilimsel Devrimlerin Yaps, 203-4 Kundera, Milan La lenteur, 227 La lentur (Kundera), 227-8 Lacan,Jacques 'Bilimd Harfin Fail Hali', 12 'kapitone noktas', 124 'Tanr Bilindidr', 87 anti-Amerikanclk, 15 Antigone, 165 ayma-ilikisi, 170-71 modern bilim, 219

Borromean dm, 152-3 cinsel iliki yoktur, 228, 231 Coufontaine lemesi analizi, 21 enigma, 58-61 fallik gsteren ve komedi, 82-5 Freud'un ryasnn sembolik okumas, 180 Gerek'inAhlkbilimi, 150-51 ///. Seminer, 153 joussince ve Byk teki, 27 lamel, 41 Laplanche'n eletirisi, 58-9, Moliere'in Cimrisi zerine, 44-5 objetpetit a, 140-41, 233 teki, 151-4 tutum, 42 utan ve fantezi, 174 XI. Seminer, 46 yaradllk, 163-5 Laclau, Ernesto, 194, 220, 223 Lanzmann, Claude, 66-7 Laplanche, Jean, 56, 58-9 Le Pen, Jean-Marie, 217 ikili oyun, 223 Leadar, Dariart Kadnlar Neden Postaladklarndan Fazla Mektup Yazarlar, 10 Lefort, Claude, 225 Lenin, Vladimir li, ok fazla Beethoven..., 106 Lukacs'n analizi, 108-12 Levi, Primo, 182 Levinas, Immanuel, 43, 173 Levis, Jerry, 174 Lodge, David, NiceWork, 186-87 Lubitsch, Ernst, To Be or Nor W Be, 71-2

DZN

241

Lukacs, Georg, Augenblick, 111 Tarih ve Snf Bilinci, 108-12 han Denisovich stne, 127-28 Lynch, David, 170 Lyotard, Jean-Franois, 12 Malebranche, Nicolas, 97 Mandelbrot, Benoit, 194 Manon des sources (film), 21-4 cemaat ve trajik birey, 26-30 mitik biim, 29-30 Marcuse, Herbert, Sovyet Marksizmi, 90 Marker, Chris, Last Bolshevik, 118 Marx, Kari, Derrida'nn 'Radikailetirmesi', 144-5 ekonomik zcUltik, 179 Felsefenin Sefaleti, 143-44 Fransz Devrimi, 166 Kltrel almalar, 207, 208-9 proletarya, 130-31 toplumsal hayat ve retim, 127-29 tutum, 42 retim, 25 Masumiyet a, 18, 137 Matrix (film), 233 Medvedkin, Alexander, 118 Mein Kampf, 65 Michael Kohlhaas (Kleist), 36 Miller, Jacques-Alain, 85 Milosevi, Slobadan, 211-14 Minima Moralia (Adarno), 38 Minsky, Marvin, 194 Moliere, Jean-Baptiste Poquelin, 44 Molotov, Vyacheslav Mikhailovich, 104 Moser, Edvvard, ncil'e Politik

Dorucu Rehber, 166 Mtsenksli Lady Macbecth (otakovi), 119 Murder (film), 80 Miiller, Hainer, 92 'M. Valdemar Olayndaki Gerekler' (Poe), 78 Naumov, Oleg V. The Road to Terror (Getty ile), 122-23 Neumann, Franz, Behemoty, 90
Niccol, Andrevv,

Gatacca, 184 Nice WoWrf(Lodge), 186-87 Nighthawks (Rosen), 33 Odyssey (Homeros), 41 'O-Markizi' (Kleist), 34-36 Ki. Seminer, 46 Orwell, George, 226-27 Pagnol, Marcel, cemaat ve trajik birey, 26-30 Jean de Floretta ve Manon de Sources, 21-4 mitik biim, 29-30 Parsifal (Wagner) 85 Pesic Vesna, 214 Pinochet, General Augusto, 157 Poe, Edgar Alan, Mr. Valdemar hakkndsaki yk, 78 Pol Pot, 94 Popper, Kari, 12

242

BR TOTALTARZM MI DED?

Proudhon, Pierre Joseph, 143-44 Ranciere, Jacques, 225 Riefenstahl, Leni, The Blue Light, 28 Robespierre, Maximilien de, 216 Romeo ve Juliet (Shakespare), 45 Rosen, Lynn, Nighthawks, 33 Rosenberg, Ethel ve Julies, 105 Rossini, Gioacchino, Seville Berberi, 44 Ryalarn Yorumu, 177-80 Saddam Hseyin, 211 Sade, Marquis de, 108 Sapk (film), 80 Schaffer, Peter, Equus, 39 Schindler'in Listesi (film), 70-71 Schreber, Daniel Paul, 114, 154 Seven Beauties (film), 71, 72, 82 Seville Berberi (Rossini), 44 Shakespare, William, Hamlet, 15-18, 42-43 Romeo ve Juliet, 43 Sherman, Cindy, 33 Siyah Giyen Adamlar (film), 34-5 Sokal, Alan, 193 Soljenitsin, Alexandre, Ivan Denisovi 'in Bir Gn, 127 Soviet Marxism (Marcuse), 90 Spilberg, Steven, Shindler'in Listesi, 70-71 Spoto, Donald, Gizli sa, 167 Stalin, Josef, bastrma ve tasfiye, 112-16 gstermelik mahkemeler, 98

gulaglar, 74-75, 86 ideolojini radikal kararszl, 120-24 kuramsal kafa tutsun eksiklii, 90
lm, 74

Troki'nin analizi, 122 ve Buharn, 98-108 Stewart, H. Bruce, 194 Stravinsky, Igor Bahar Ayini, 39-40 otakovi, Dmitri, 96 Beinci Senfoni, 119 gizli kalm bir muhalif olarak, 117-120 melankoli, 138 Mtsenskli Lady Machbet, 119 Sekizinci Drtl, 138 ve Zanchevsky, 116 Tarih ve Snf Bilinci (Lukcs), 108-112 The Blue Light (film), 28 The Bridges of Madison County (film), 18 The End of Affait (Grene), 135-6 The Great Dictator (film), 72, 73 The Last Bolshevik, 118 The Last Seduction (Dahi), Son Ayartma, 94-5 The Myth ofSisyphus (Camus), 31 The Quiet Man (film), 81 The Train ofHope (film), 70 Tinin Grngbilimi (Hegel), 131 Tito (Josip Broz), 212 To Be or Not to Be (film), 73 Troki, Leon, 112 Stalinizm analizi, 122 Trump, Donald, 45

DZN

243

Tudjman, Franjo, 214 Turkle, Sherry, 187 Ulysses (Joyce), 38, 41 nc Kltr Okumalar (Brockman), 195 ///. Seminer, 153 Varela, Francisca, 185, 190-92 Velasquez, Diego Rodriguez de Silva y, Las Meninas, 33 Vertigo (film), 80 Wachowski kardeler Matrix, 233 Wagner, Richard Parsifal, 85 Tanrlarn Alacakaranl, 32 Weinberg, Stephan, 194 Wertmller, Lina, Seven Beauties, 71-2 Wharton, Edith, Masumiyet a, 18, 187 Wolf, Christa, 91 Divided Heaven, 125 Woo,John, Face Off, 168-175 Yahudiler 'Mslmanlar', 72, 74, 76-80, 85,86 Hitler'in davranlaryla ilgili drt olas aklama, 63-6 Musevi Katliam'n konu alan film yorumlar, 69-73 Nazi kamplarnda, 75 eytan kt olarak Musevi

Katliam, 67-9 Tanr enigmas, 55-7 Yezhov, Nicolai, 114 Zanchevsky, 116-17 Zinoviev, Alexander, 102 Zyuganov, Gennadi, 121

You might also like