You are on page 1of 211

Giri

nsz
Son on y!ldan daha fazla zamand!r, kuantum mekani"inin bilin/zihin teorisinde i levi olabilece"i veya olamayaca"! konusunda tart! malar artarak keskinle mektedir. Bu tart! man!n bir taraf!nda geleneksel sinir bilimciler yer al!r ve beyin biliminin anlamak iin sinir hcrelerine bak!lmas! gerekti"ini iddia ederler. Di"er yandaki belli fizikiler bilin/zihin dinamiklerinde kuantum mekani"ini kurallar!n!n etkisi olabilece"ini ne srerler. Bununla birlikte, bilin ve zihin maddeden ayr!lamaz. %nsan beyninin mikroskop alt! dnyas! bilinci, zihni do"urur. Zihin ve madde aras!nda keskin bir ayr!m! asla yapmay!z. Sonuta maddeden ayr!labilecek zihin ve zihinden ayr!labilecek madde yoktur. Beyin kar! !k bir fiziksel sistem olarak Makroskobik sinir hcresi sistemi ve ek bir mikroskobik sistemden olu ur. %lki, sinir ak!m! yollar!ndan olu ur (akson gibi). %kincisi, Makroskobik sinir hcresi sistemi ile etkile en kuantum mekanik ok parac!kl! sistemdir. Beyinde byle ok parac!kl! sistemler vard!r. Genel grelilik ve kuantum mekani"i teorisi bizim bilimsel dnyaya bak! !m!z ve fizi"in temel dire"idir. Bilim tarihi iinde, ba ka hi bir teori bu derece gl deneysel olarak do"rulanmam! t!r. Birok kuantum fizikisi, kuantum teorisi ve bilin aras!nda s!k! benzerlikler oldu"unu ne srm tr. Bu benzetmeler, kuantum fizi"i ve sinir biliminin kurucu babalar taraf!ndan ok erken dnemde ne srlm t. Bunlar aras!nda Fizikiler David Bohm (1951), Niels Bohr (1958), John von Neumann (1955), Roger Penrose (1989 ve 1994) ve sinir bilimci John Eccles (1986) say!labilir. Kognitif Sinir Bilim Yeterli midir? Gnmzde beynin iinde ne oluyor sorunsunun yan!t!n! anlamaya al! an kognitif sinir bilim ya da bili sel sinir bilimdir (cognitive neuroscience). Hem kognitif sinir bilim hem de rock 'n' roll tarihi birbirine paralel seyreder. ncelikle her ikisi de ayn! ya tad!r. Her ikisi de 1950lerde Amerikada ortaya !km! ve oradan tm dnyaya yay!lm! t!r. Zamanla en geeli yakla !mlardan biri haline gelmi lerdir. zellikle, 19501990 aras!nda mzik en ok dinlenen, kognitif bilim ise psikolojide en s!k zerinde durulan alan haline gelmi tir. Genel olarak bak!ld!"!nda, zaman ierisinde rock 'n' rollda kullan!lan mzik aletlerindeki de"i im gibi, kognitif bilimin kulland!"! tan!sal yntemler de (manyetik rezonans grntleme, pozitron emisyon tomografisi gibi) zaman ierisinde de"i mi tir. Bugne egemen olan kognitif sinir bilim, psikanaliz ve davran! !l!"! takiben ortaya !km! t!r. Davran! !l!k bilinci reddederek sadece d! ar!dan izlenen davran! lar! dikkate ald!. Di"er yandan psikanaliz bilinalt! srelere daha ok nem verdi ve o da bilinci bir kenara b!rakt!. Bu dnemde canlanan kognitif sinir bilimin bilinci sahiplenece"i d nld ancak o da bekleneni vermedi. Bilimsel ekoller ve kavramlar birden bire ortaya !kmaz. Bilimin ve ak!mlar!n tarihsel seyrine bak!ld!"!nda, bir yeni ak!m daha nceki ak!mlardan ve dnemin bilimsel ruhundan etkilenerek ortaya !kar. Dnemin ruhunu iyice zmsemi ak!mlar, daha sert ve kal!c! bir !k! yaparlar ve dnemin ak!mlar!n! bile bask!lar duruma gelirler. Kognitif sinirbilim dnemin ak!mlar!n!n omuzlar! zerine adeta z!plam! ve 1950lerde ortaya !km! t!r. Ortaya !kt!"! dnem ve ncesindeki bilimsel ruha da bir gz atal!m. Sinir bilimsel a!dan, Edgar Douglas Adrian, sinir hcrelerinde hep ya da hi prensibini ortaya atm! (1913), Hans Berger beynin elektriksel ak!m!n! kaydetmeyi ba arm! (1929), ilk aksiyon potansiyeli sinir hcrelerinden kaydedilebilmi (1929), Hodgin-Huxley-Katz, voltaja ba"l! iyon ak!m! oldu"unu ortaya koymu (1952) ve W. Penfield ve T. Rasmussen, beyin kabu"unu haritalamay! ba ararak (1957), beynin belli alanlar!n!n belli i levler iin

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Giri

II

zelle ti"i ortaya koymu lard!r. Genel bilimsel a!dan ise, Kurt Gdel, Gdel teoremini yay!nlam! (1933), Alan Turing, hesaplanabilirlik-algoritmalar zerine makalesini tart! maya am! (1936), ilk bilgisayar ENIAC (1945) yap!lm! ve bundan iki y!l sonra da (1947) transistor icat edilmi tir. Yine ayn! y!l Claude Shannon, bilgi teorisini denklemler haline getirerek, bilginin hesaplanabilir bir zelli"i oldu"unu ortaya koymu tu. Francis Crick, James D. Watson ve Rosalind Franklin DNA yap!s!n! ke fetmesi (1953), biyolojik canl!lar!nda drtl kod ile programlanabilece"i fikrini glendirdi. Ek olarak Norbert Wiener, bilginnin tan!m!n! yaparak Sibernetik biliminin do"mas!na ilk ad!mlar! att! (1961). Btn bu alanlara bak!ld!"!nda, hepsinin ortak temas! ve anahtar kelimeleri hesaplama, bilgi i leme, bilgisayar ve bilgisayar a"lar!d!r. Bu bilimsel e"ilimler ortas!nda, bunlar!n do"urdu"u hayal gcnden kognitif sinir bilim canlanm! ve beyni dnemin ak!mlar!ndan kaynaklanarak bir bilgisayara benzetmekle i e ba lam! t!r. Buradan kognitif sinirbilim u deliller zerine kurulur: bilgi i leyen (ard! !k a amalarla davran! !n ortaya !kt!"!), bu i lemeyi de hesaplama ile yapan bir bilgisayard!r. Beyin bir bilgisayar (!slak bilgisayar yani hardware de"il wetware), zihin de onun softwaredir. Bu bilgisayar!n temel birimleri sinir hcreleridir. Her sinir hcresi 0-1 eklinde de"er al!r. T!pk! bir bilgisayardaki gibi i lem grr. Sinir hcreleri birbirlerine ba"lan!r ve ba"lanma ile olu an sinir hcresi a"lar! bir araya gelerek beynimizi olu turur. Zihin de bu a"lar zerinde i lem grr. Ancak bugn kabul edilen ve de"i ik delillerle da ortaya konulan udur: beyin bir bilgisayar gibi al !maz ve en az ndan klasik bir bilgisayar de"ildir.

ekil 1. Kognitif sinir bilim, duyusal girdiler, bunlar! alg!lama ve tan!ma, geri a"!rmak zere bellekte kaydetme, karar verme ve motor (devinimsel) kontrol, iselli"i dil ile aktarmayla ilgilenir. Ancak, bu sreler esnas!nda ortaya !kan, bilgisayarlarda olmayan, bilin ve d nme ile ok ilgilenmez.

Kognitif sinir bilim, anla !laca"! zere bilgi i leme ile ilgilenir. Bu bilgi i leme a amal! olu ur. Giren bilgi alg!lanarak ve tan!narak, ona uygun bir anlam verilir. Ayn! zamanda bu girdiler, daha sonra geri a"r!lmak zere depolan!r (bellek). Duruma uygun olarak bu bilgilerden, gelecekteki durum hakk!nda karar verme ve !kar!m yapma sa"lan!r. Ayn! zamanda i lenen bu bilgi davran! lar!m!za rehberlik eder (devinimsel kontrol) ve sonular! ba kas!na aktarmay! sa"lar (dil). Bu i lemler esnas!nda da bilin ve d nce dedi"imiz ey ortaya !kar. Btn bu dng kognitif sinir biliminin temek ilgi alan!d!r ( ekil 1). Buradan da anla !laca"! zere (gnlk ya amda bilgisayar kullan!c!lar!n!n da fark edece"i gibi) beyin bir bilgi i leyen bilgisayard!r. nk girdi, bunu depolama, gerekti"inde geri a"!rma, bilgiyi i leme ve !kt! retme gnmz bilgisayarlar!n!n temel zellikleridir. Ama daha nce syledi"imiz gibi beyin bir klasik bilgisayar de"ildir.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Giri

III

Kognitif sinirbilim a!s!ndan, bilin deneyimi olmaks!z!n sinir hcresel olaylar!n do"as!n! gayet iyi anl!yoruz. Buna rnek aksiyon potansiyeli (sinirsel elektrik ak!m!) olu umu, iyon de"i imi, enerji kullan!m!, aksonal transport, vezikl sikls, sinir ileticisi yap!m!, sal!n!m! ve y!k!m!n! gayet iyi anl!yoruz. Ancak, deneyimlerin et beynimizde nas!l olu tu"u ve bilincin, bilinsiz olan maddesel aralardan nas!l do"du"unu anlayam!yoruz. zellikle iselli"i olan deneyimleri anlamak iin bize sundu"u bir yan!t yoktur. rne"in; renk, ses, koku, tat, a"r!, grsel imaj! hat!rlama, hayal etme, karar verme, rya, a k, orgazm Elime bir i"ne batt!"!nda ya da elim yand!"!nda, serbest sinir ular! yanan yerde uyar!l!r ve a"r!y! ta !yan sinir liflerinde bir elektriksel ak!m aksiyon potansiyeli) olu ur. Bu aksiyon potansiyelinin nas!l olu tu"unu ve beyne nas!l ula t!"!n! biliyoruz. Ama neden a"r! denen duyumu ya ad!"!m!za kognitif bilimin verdi"i yan!t yetersizdir. Bununla ayn! olarak, mzik dinlerken kula"!m!za ula an ses dalgalar!n!n belli frekans! ve titre imidir. Ama mzik deneyiminin ne oldu"u ve nas!l beynimizde mzik deneyimi ya ad!"!m!za yan!t yine yoktur. Bu yan!tlardaki yetersizlikler muhtemelen, kognitif bilimin kulland!"! yntemlerin yetersizli"inden kaynaklanmaktad!r.

ekil 2. Kognitif bilimin kulland!"! yntemler, kesitsel ve zamansal znrll"ne gre ayr!labilir. Ancak burada bir a!k alan vard!r. Bu seviye uzay-zamansal olarak mili saniye dzeylerinde ve dendrit-sinaps alt! bykl" kapsar. Bu alan! al! an bir yntem kognitif bilimin elinde yoktur. leksel olarak bak!ld!"! zaman bu dzey kuantum mekani"inin dzeyidir (sol alt ii soru i aretli kutu). PET: pozitron emisyon tomografisi, MRG: manyetik rezonans grntleme, MEG: manyetoansefalografi, OBP: olaya ba"l! potansiyeller, TMS: sal! deriden beyni manyetik uyar!m.

Kognitif sinir bilimin kulland!"! yntemler, kesitsel ve zamansal znrll"ne gre ayr!labilir ( ekil 2). Zamansal znrlk; bili sel olaylar!n ortaya !kt!"! ve devam etti"i sreyi gsterir. Elektroansefalografi (EEG), magnetoansefalografi (MEG), beyin kabu"unu sal! deriden uyarma (TMS) ve tek hcre kay!tlar!n!n milisaniye znrl" vard!r. Pozitron emisyon tomografisi (PET) ve i levsel manyetik rezonans (fMRG) dakikalar ve saniyeler iinde olan olaylar! ortaya koyar. Kesitsel a dan (byklk) bak!ld!"!nda ise, grntleme yntemleri MRG, PET beynin btn hakk!nda bilgi verirken, tek hcre kay!tlar! tek bir sinir hcresi hakk!nda bilgi verir. Ancak burada bir a!k alan vard!r. Bu seviye uzay-zamansal olarak mili saniye dzeylerinde ve dendrit-sinaps alt! bykl" kapsar. Bu alan! al! an bir yntem kognitif bilimin elinde yoktur. leksel olarak bak!ld!"! zaman bu dzey, hem zamansal olarak hem de kesitsel olarak kuantum

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Giri

IV

mekani"inin dzeyidir. Kognitif bilimin elinde, en az!ndan bugn iin, bu alan! ara t!racak ya da inceleyecek bir yntem bulunmamaktad!r. Dolay!s! ile bu noktada kuantum mekani"i/fizi"inin kurallar!ndan yararlanmam!z gerekmektedir. Bu kurallardan yararlanmayacak olursak, o zaman kognitif bilimi sadece klasik fizik kurallar! iine s!n!rlam! ve hapsetmi oluruz. Kuantum Beyin Fazladan Ne sa!lar? Kuantum mekani"inin zellikleri olan kuantum bit, yerel olmama ve dola !kl!k, tnelleme, parac!klar aras! etkile imler, Bose-Einstein Yo"unla mas!, maddeye e lik eden dalga ve alanlar bize beyni anlamada yeni ufuklar aabilir. Bir kuantum bit, klasik bitin sa"lad!"! seenekler olan 0 ve 1den ok ok daha fazlas!n! sa"lar. Bir kuantum biti, dnyam!z gibi kre olarak d nrsek, sadece tam kuzey ve gney kutuplar! 1 ve 1e kar !l!k gelir. Dnyan!n Meridyen ve paralelleri gibi, krenin yzeyinde sonsuz olas!l!kta kesi me noktas!na imkan verir. Her kesi me noktas! ayr! bir de"er ifade eder. Di"er yandan, bilgi i lemedeki temel birimler sinir hcreleri (nron) olmayabilece"i ynnde gl kan!tlar vard!r. Temel i lem birimleri mikrotbler tblinler ya da dendrit zerindeki dikensi !k!nt!lar!n olabilece"i ynnde kan!tlar vard!r.1 Di"er yandan, klasik bilgilere gre, kalsiyum ve potasyum gibi iyonlar kendilerine ait iyon kanallar!ndan seici olarak geerler. Ve her iyon bir iyon kanal!ndan geer. Ancak, kuantum fiziksel a!dan bak!ld!"!nda bir iyon sadece bir iyon kanal!ndan geerek etki etmez. Bir iyon bir iyon kanal!ndan gemesine kar !, di"er kom u iyon kanallar! zerinde de belli bir etkide bulunur. rne"in, kalsiyum iyonunun ap! santimetrenin yz milyarda biridir. Kuantum belirsizlik ilkesine gre, bir kalsiyum iyonunun belirsizli"i 0,04 cm ya da binde drt santimetredir. Bu de"ere bak!ld!"!nda, belirsizlik etki alan!, kendi as!l ap!n!n 100 milyon kat! bir alana yay!l!r. %yon kanallar!n!n mikrometre karede 2000 ile 12 bin aras!nda oldu"u d nld"nde ve beyinde milyar milyar kalsiyum kanal! gz nne al!nd!"!nda bu etkinin inan!lmaz oldu"u grlecektir. Ayn! durum sadece iyonlar iin de"il, sinir ileticileri iin de geerlidir. Bir sinir ileticisi tek bir al!c!s!na (reseptre) ba"lanmakla beraber, asl!nda yak!n kom ulu"undaki di"er reseptrlere de etki eder. rne"in, 8 nanometre (nm) ap!ndaki bir sinir ileticisi 63 nm geni li"inde bir alanda etki eder. Etki olay! sadece klasik fizikte oldu"u gibi, bir anahtar!n bir kilit iine girmesi ve kap!y! amas! eklinde de"ildir.2 Bir anahtar bir kilit iine girer ama di"er kap!lar!n a!lmas!na da katk!da bulunur ve hatta katk!dan ok daha etkide bulunur. Bu etki do"rudan klasik fizikte olan do"rudan temasla kuvvet aktararak gibi de"il, kuantum fizi"i kurallar! iinde olan, uzaktan etkile!imlerle olur. Di"er yandan kuantum fizi"inde her bir parac!k ba"!ms!z de"ildir. Uzaktan etki ile di"er parac!klarla da etkile im iindedir. Bir parac!"!n durumundaki bir de"i iklik di"erinin durumunu da an!nda belirler. rne"in, n say!da parac!ktan olu an bir sistemdeki parac!klardan birindeki bir de"i im, 2n parac!"!n durumunu an!nda etkiler. Bu vuduu bys gibidir. Arada bir ba" yoktur ve etkile im uzakl!ktan ba"!ms!zd!r. Beyindeki sinir ileticileri ve iyonlar ayn! zamanda bu etki alt!ndad!r.3 Sonuta, her bir iyon k!sa mesafeli ve mesafeden ba"!ms!z olarak birbiri ile kar !l!kl! ili kidedir. Bunun yan!nda, kuantum mekani"ine zg olan tnelleme, muhtemelen sinir ileticilerinin kimyasal ba"lant! noktalar!nda (sinaps) serbest b!rak!lmas!nda4,5 veya iyonlar!n hcre zar!ndan gei lerinde de devreye girer. Bu tnelleme beyinde srekli olan
Hameroff S and Penrose R. Conscious Events as Orchestrated Space-Time Selections. NeuroQuantology 2003;1:10-35 Schwartz JM, Stapp HP, Beauregard M. Quantum physics in neuroscience and psychology: a neurophysical model of mind-brain interaction. Philosophical Transactions R Soc B 2004;1598:1-19. 3 + Bernroider, G and Roy, S. Quantum entanglement of K ions, multiple channel states and the role of noise in the brain. SPIE 2005;5841:29. 4 Eccles JC. A unitary hypothesis of mind-brain interaction in the cerebral cortex. Proc Roy Soc London B 1990;240:433451. 5 Beck F. Synaptic Quantum Tunnelling in Brain Activity. NeuroQuantology 2008; In Press.
2 1

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Giri

d nce ak! !m!z, elektriksel olarak kaydedilen beyindeki zemin grlts ve minyatr son plak potansiyeli denen bo al!mlardan (20-40 Hz) sorumlu olabilir. Hele hele insan dahil memelilerde oldu"u gsterilen elektriksel sinir hcreleri aras! ba"lant! blgelerinde (s!k! ba"lant! blgeleri) byk bir olas!l!kla tnelleme yo"un olarak devreye girmektedir.6 nk bu s!k! ba"lant! blgelerindeki etkile im do"rudan elektrikseldir. Tnelleme olay!, beyne btncl olarak bakt!"!m!zda bilincimizi olu turan nemli bir etken olabilir.7,8 Beynin en nemli zelli"i, btncl beyin al! mas! ve e durum halidir. Bu e durum halini ve btncl beyin al! mas!n! sadece sinir hcrelerinin olu turdu"u, basit iyon gei leri ile birbirine ba"lanan a"larla a!klamak zor grnmektedir. Normal d nce h!z!m!z ve ak! !m!z, beynin btncl al! mas!na klasik ynden bak!ld!"!nda ok ok h!zl!d!r. Bu btnl" ve e durumlu al! may! a!klamak iin klasik anlay! tan daha fazlas! gerekmektedir. Kuantum mekani"inde olan Bose-Einstein yo"unla mas! bu durumu a!klamak iin ideal bir yakla !m olabilir. Bose-Einstein yo"unla mas! cans!z maddede s!kl!kla ortaya konulabilmesine kar !n, biyolojik olan canl!larda da benzer durumun, d! ar!dan enerji deste"i ile mmkn olabilece"i ne srlmektedir.9 Bu ekilde gerekle ebilecek bir btncl al! ma; bilin, zihin, d nce, ki ilik ve bir btn olarak hissetti"imiz BENli"i olu turuyor olabilir.10 Kabaca bak!ld!"!ndan asl!nda her an bedenimizde kuantum mekaniksel olaylar i ler. Kumsalda gne lenirken bronzla ma, d! dnyadaki nesneleri grme kuantum mekaniksel olayd!r. Gne ! !nlar! ya da gze (retina tabakas!na) gelen ! !nlar kuantum temel parac!"! olan fotonlard!r ve frekans!n!n, Planck sabiti ile arp!m! kadar enerji aktar!r. Planck sabiti olan her denklem kuantum mekaniksel bir denklemdir. Di"er yandan sinir bilimciler taraf!ndan da gz ayr! bir organdan ziyade beynin uzant!s! olarak kabul edilir (di"er yandan gzler kalbin de"il beynin aynas!d!r). Yine ayn! mekanizma ile derimizde aktif vitamin D3 olu ur. Ek olarak fotosentez de ba l! ba !na kuantum mekanik bir enerji dn mdr. Btn bunlar kuantum fotokimyasal tepkimelerdir. Bedenlerimizdeki kuantum mekanik olaylar sadece bunlarla s!n!rl! de"ildir: mitokondrial ve hcresel H iyonu de"i imi, solunum zincirindeki elektron transferleri, hcrede enerji elde etmek iin al! an Krebs dngs Btn bunlar kuantum mekanikseldir. Beyinde de olas!l!kla (hcrede enerji retimini ya da grmenin nas!l oldu"unu bilmedi"imiz zamanlardaki gibi) bir k!s!m kuantum mekaniksel olaylar gerekle mekte ve bunlar bizim belle"i, bilincimizi ya da iimizdeki beni olu turmaktad!r. Bugn iin kan!tlar!m!z sa"lam olmasa da kan!t!n yoklu"u, olmad!"! anlam!na gelmez! Kuantum Beyin Yeterli midir? Kuantum mekani"i, fizik biliminin son a amas! de"ildir. Deneylerle mkemmel uyu an kesinli"ine ve gvenilirli"ine ra"men zaman ierisinde mutlaka ba ka kavramlara dn me ve hatta kuantum fizi"i tesi yeni bir fizi"e dn ecek ya da s!rayacakt!r. Bu bilimin genel yakla !m!d!r. Her teori ne kadar ideal ve gl kabul edilse de zaman ierisinde mutlaka yerine daha iyileri geecektir. T!pk! gemi te ok do"ru kabul etti"imiz ve art!k ba ka teoriye gerek yok, bunun kurallar! tm evreni a!klamaya ve hatta Tanr!n!n akl!ndan ne geti"ini anlamaya yeterlidir dedi"imiz klasik (Newton) fizi"i gibi. Hkimiyeti 300 y!l ok gl bir inanla srd Sonra, inan bir anda kt Asl!nda bu bilimin do"al seyriydi ama bunu bilmeyen birok ki ide derin hayal k!r!kl!klar! yaratt!. Ard!ndan kuantum mekani"i mucizesi !kt!. Kuantum mekani"inin sinir sistemi ve et beyinlerimizde devreye girdi"ini ortaya koymak bize birok eyi daha iyi anlama f!rsat!
6

Walker EH. Quantum Mechanical Tunneling in Synaptic and Ephaptic transmission. International Journal of Quantum Chemistry 1977;11:103-127. 7 Walker EH. Quantum theory of consciousness. Noetic Journal 1991;1:100-1007. 8 Walker EH. The nature of consciousness. Mathematichal Biosciences 1970;7:131-178. 9 Frhlich H. Long-range coherence and energy storage in biological systems. Int J Quantum Chem 1968;2:641-649. 10 Marshall IN. Consciousness and Bose-Einstein Condensates. New Ideas in Psychology 1989;7:1

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Giri

VI

verecektir. Elimizdeki klasik fizikle anlamakta zorluk ekti"imiz bilin, bilincin birli"i, bellek, zihin ieri"i (qualia), farkl! bilin durumlar!, iimizdeki ben duygusu, parapsikolojik fenomenleri ve hatta lmden sonra bilincimize/d ncelerimize ne olaca"!na bir a!klama getirebilir. Kuantum mekani"i en kt ihtimalle beyin al! mas!nda i e kar! m!yor olabilir! Bunu kabul etsek bile, bilincimiz ve di"er beyin zelliklerini kuantum mekani"i zellikleri ile bir araya getirmek, en az!ndan, bize yeni bak! a!lar! ve farkl! d nme ekilleri kazand!rabilir. En az!ndan, beynimize hibir zarar! olmayacak ekilde bize zihin jimnasti"i yapt!r!r. Gelin beraber bir yolculu"a ba layal!m Beynin derinliklerine seyahat... Gelece"in bilgisine, gelecek gelmeden ula al!m ve hayalini kural!m Dr. Sultan Tarlaci Soru ve neriler iin: info@kuantumbeyin.com www.KuantumBeyin.com www.NeuroQuantology.com

Kk Szlk

Kitapta, de"i!ik k s mlarda, genelde do"rudan szlk anlamlar yerine bilimsel kavram iinde a"r ! m ve kullan m yerlerine gre a!a" daki gibi kar! l klar tercih edilmi!tir. zellikle yabanc kaynaklara ba!vuranlar iin ortak dilin ne oldu"unun anla! lmas iin %ngilizce kelimeler de listeye eklenmi!tir.
A priori, nsel Aksiyon potansiyeli, Sinir iletimi, iletisi Akson, Sinir hcresi esas uzant!s! Ampirizm, Deneycilik Computation, % lemleme, bilgi i leme Depolarizasyon, Sinir uyar!lmas! Determinizm, belirlenimcilik, gerekircilik Dissipative, Trpleyici, da"!t!c! Dalizm, %kicilik Eksitatr, Uyar!c! Eksponansiel, stel Entanglement, Dola !kl!k Epistemioloji, Bilgikuram!, bilgi felsefesi Faz, A ama-safha Fenomenoloji, Grngbilim Fluktuasyon, Dalgalanma Fonksiyonel, % levsel Frefrontal, nal!n Frontal, Al!n Functionalism, % levselcilik Halsinasyon, Varsan!m Unitary, Birimsel Korrespondenz, Kar !gelim Particle, Parac!k Antroposantrik, %nsanmerkezli $ndeterminist, Belirlenimsiz $ndeterminizm, Belirlenimsizlik, belirlenemezcilik $nhibitr, Bask!lay!c! Koherans, E durum Kollaps, Collapse, %ndirgenme, kme Konsantrasyon, Yo" unluk Korelasyon, %lgile im, do"rusal kar !l!kl! ili ki Korteks, Beyin kabu" u Kuasi, Sanki, adeta, neredeyse

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Giri

VII

Lineer, Do"rusal Materyalizm, %deoloji kokusu verdi"inden, maddecilik/zdekilik kullan!ld! Monizm, Tekilik Motor, Hareket, devinim Neokorteks, Yeni beyin kabu"u Neokortikal, Yeni beyin kabu" u ile ilgili Nron, Sinir hcresi Nrotransmitter, Sinir ileticisi Obje, Nesne Objektif, Nesnel Ortodoks, Tutucu, kat! Paradoks, Amaz Parietal, Duyusal Patern, Desen, rnt Pertubation, Bozucu d! etki, tedirgenme, tedirgi Pozitivizm, Olguculuk Repolarizasyon, sinir iletiminde snmleme Reseptr, Alg!lay!c! Rlativite, Grelilik Simetri, Bak! !m Sinaps, Sinir hcreleri aras! ba"lant! Stokastik, Rastlant!(sal) Strange attractor, Tuhaf ekici Sbjektif, znel Sperpozisyon, st ste binme Speriletken, stniletken Temporal, 'akak Vektr uzay&, Do"rusal, izgisel uzay Vezikl, Kesecik

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Giri

Kitapta kullan&lan baz& sembol, i'aretler iin ynlendirmeler ve okunu'lar& Byk Kk ( + . 0 2 5 8 ; = ? C E H J L P R U X [ ^ ` c e * / 1 4 7 : < > A D G u K N Q T V, W Z ] _ b d f Okunu'u alfa beta gamma delta epsilon zeta eta teta iota kappa lambda mu nu xi omikron pi rho sigma tau upsilon phi chi psi omega Alt!n oran: 1,618, manyetik ak!m, dalgan!n faz! Uzaysal konum Kuantum mekani"indeki dalga fonksiyonu. c konumla birlikte zamana ba"l! ise, d sadece konuma ba"l! ise. Parapsikolojide psi fenomeni. e eklinde Ohm, f a!sal h!z. 3,14159 Olas!l!k U toplam, Parac!k fizi"inde baryon tipi Dalga boyu, kozmolojik sabit Mikron, manyetik dipol momenti, Frekans H Hamilton i lemcisi A!sal yer de"i tirme nne gelen semboln zamana gre de"i imi (0t gibi) Enerji B manyetik alan S&kl&kla kullan&lan ifadesi

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Giri

Di!er semboller ve i'aretler


M MS s exp gr p t eV mm nm msan nsan san Milattan nce Milattan Sonra arpma (x) i areti yerine kullan!lm! t!r spin Angstrm sonsuz e de"eri zerine gelecek stel rakamlar! nceler, e=2.718 ve exp(x)=ex gram momentum zaman elektron volt milimetre nanometre milisaniye nanosaniye saniye alef okunur, sonsuz kme h/2pe blnmesi, Dirac sabiti=1,0545716810-34 Js Planck sabiti= 6,626069310-34 Js frekans ! !"!n bo lukta yay!lma h!z! Toplama i areti. %lki srekli nicelikler iin kullan!lan integrallerde, ikincisi ise a a"!daki trden sreksiz terimler ieren ifadelerde kullan!l!r. rne"in;
i =1 n

h
h u c

veya

S xi ' de ( xi )1 i n
j =1

dizisinin elemanlar!n!n toplam!

S Ej
n

izgisel uzay (vektr) ailesi toplam!

oklu arp!mlar i areti. rne"in;

P xi ' de ( xi )1 i n
i =1

dizisisin tm elemanlar!n!n arp!m!

g veya karekk

:
[...]

kmeler aras!nda kapsama kmeye ait olma yakla !k e itlik zde lik birle tirim ya da aral!k bo kme birle im

(...)

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Felsefe ve Bilim

Felsefe, Bilim, SahteBilim, BilimOlmayan, nBilim, Bilim nsan", BilimD#man"...


Felsefe szc$n dile sokan Platondur (M yakla#"k 427347). Fakat daha nce Efesli Herakleitosun (M 535475) filozof szc$n kulland"$" bilinmektedir. Felsefenin isim olarak olu#mas"na kar#"n, filozof ile felsefe aras"ndaki ba$"n kurulmas" bir yzy"l" gerektirecektir.1 Platon, Ruh zerine/Fedon adl" eserinde Sokratesin lme mahkm edilmesi zerine; lece i iin znt duyan bir insan grd nde, bu onun bilgeli i seven (filosofos / jil'*+j+,) de il ama bedeni seven (filosomatos / j-+*.012+,) biri oldu unun yeterli bir belirtisi de il midir? diye sorarak bilgeli$i seven ile felsefe kelimesinin ilk anlam"n" ortaya koyar.2 Ve Tanr"larla birlikteli$e girme izninin bir felsefeci olmam"# ve ar"nmam"# kimseye verilmeyece$ini, yaln"zca bilgiyi sevenlere verilece$ini syler. Bilgeli$i gerekten sevenler tm bedensel isteklerinden ka"n"rlar, onlara direnirler ve kendilerini onlara teslim etmezler. Bilgeli$i sevenler, "l"ml" ve yrekli olurlar. Bunun farkl" bir tan"m"n" ise, Savunmas"nda Sorgulanmayan ya#am, ya#amaya de$mezdir diyerek ortaya koyar. Felsefeyi yeniden gerek anlamda #ekillendiren Ren Descartesin (15961650) felsefe tan"m" ise #yledir: Felsefe szc nden bilgeli i inceleme anla#$l$r, bilgelikten anla#$lan da yaln$z i#lerimizdeki nclk de il, ayn$ zamanda ya#am$m$z$ ynetmek iin oldu u kadar sa l$ $m$z$ koruma ve tm zanaatlar$n yarat$lmas$ iin de insan$n bilebildi i tm nesnelerin tam bir bilgisi anla#$l$r... Bylece bu bilgiyi renme yolunu renmek (i#te as$l felsefe budur) bu ilk nedenleri, yani ilkeleri aramakla i#e ba#lamak gerekmektedir.3 Descartesa gre ...tm felsefe bir a a gibidir: kk, gvde ve dallar. Kkleri fiziktesi, gvdesi fizik ve dallar$ da di er bilimlerdir... A alarda meyveler nas$l kk ve gvdelerden toplanmay$p dallardan al$n$rsa, felsefenin yarar$ da ayn$ biimde en son renilebilen blmlerinden sa lan$r. William Jamese gre felsefe henz yan$tlanmam$# sorular iin kullan"lan bir szcktr. Ve ne zaman ufukta zmler grnse, bilimadamlar" ortaya "kar ve zm sahiplenirler, geriye kalan yan"tlanmam"# art"klar ise felsefecilerin elinde kal"r.4 Ard"ndan, bilimin yeni sonular"n" felsefeciler tekrar ele alarak ya#am"n ba#ka alanlar"yla ili#kisini aramaya ba#larlar. Bu felsefebilim-felsefe zinciri bylece devam eder gider. Felsefecilerin veri temizleme ve bilgiye giden yoldaki pleri temizleyen vas$fs$z i#i gibi al"#t"$"n" ne srenlere hak vermek herhalde yanl"# olur. nk felsefe ve felsefeciler bugnn biliminin temelini olu#turan matematik, fizik, psikoloji, ekonomi, sosyoloji ve politikan"n do$umunu sa$lam"#lard"r. Ernest Gardner"n dedi$i gibi tm felsefecilerin zerine toplu halde atom bombas$ d#se ve yok olsalar bunu kimse fark etmezdi, hibir etkisi de olmazd$ demek ya da bir felsefeci George Lewesin meslekta#lar"n" dolambal$ bir labirentte srekli gezinen ve kendilerini srekli, ncllerinin daha nce geti i ama hibir $k$# bulamad$ $ yerlerde bulanlar olarak tan"mlamas"na kat"lmak, bilimin tarihsel seyrine bak"nca mmkn de$ildir. Friedrich Hegel (1770-1831) felsefe iin asla yeni bir #ey yaratmaz derken, Martin Heidegger (1889-1976) btn gerek filozoflar"n temelde ayn$ #eyi ne srdklerini syleyerek bu yakla#"m" devam ettirmi#tir. Felsefe Nedir? adl" kitab"n (1996) yazarlar" Gilles Deleuze ve Felix Guattri bunlara kulak asmazlar ve Felsefe nedir? sorusunu, ya#l"l"kta dobra dobra konu#ma vakti geldi$inde ya da gece yar"s", insan"n soracak bir #eyi kalmad"$" zaman sordu$u bir soru olarak grrler. Buna verilen klasik yan"t" da; kavramlar olu#turmak, ke#fetmek, retmek sanat" olarak tan"mlarlar. Ancak bu tek ba#"na yeterli de$ildir. Felsefe, kavramlar yaratmay$ ieren bir
1

Deleuze G ve Guattari F. Felsefe Nedir? YKY. ev: T. Ilgaz. 6.Bask", 2001;82. Platon. Ruh zerine/Fedon. ev: A. Yard" ml", D. Canefe. dea yay, 1997;51. 3 Descartes R. Felsefenin lkeleri. Say Yay. ev: M. Ak"n,1998;33-34. 4 Gjertsen D. Science and Philosophy-Past and Present. Penguin Books, 1989.
2

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Felsefe ve Bilim

disiplindir. Bu kavramlar Aristotelesin tz, Descartesin cogitosu, Kant"n ko#ulu ve Bergsonun sresi gibi yap"lard"r. Bu kavramlara zaman iinde bir #eyler eklenerek, "kart"larak ve dzeltilerek de$i#tirilirler. Kavram yaratmak yaln"zca felsefeye ait olsa da, bilim ve sanat benzerlerini yarat"l"r. Kavramlar yaratma nceli$i felsefeye bir stnlk vermez. Kavramlar"n birle#tiricileri vard"r ve onlar arac"l"$"yla tan"mlan"rlar. Kavramlar hi bir #ekilde bilimde yer alan nerme de$ildir. nermeler iin, bilimsel olarak tan"mlanabilen gzlemciler sz konusudur. nermeler ve fonksiyonlar bilim iin yeterlidir ve bilim kavramlara gereksinim duymaz. Bilimin i#ini yapmas" iin felsefeye en ufak bir gereksinimi yoktur. Deleuze ve Guattri, gz nne al"nmas" gereken felsefi al"#malar"; tek at"ml"k olanlar, zgn olanlar ve mutlak bir biimde egzantrik olanlar #eklinde ay"r"rlar. Felsefeyi dzlemlerin bir arada var olmas" olarak tan"mlarlar; sistemlerin art arda dizilmesi de$il. e#itli felsefeler, duvara as"lm"# resimler ya da gece gkyznde "#"ldayan "#"$" #imdi her zamankinden daha da parlak olan l y"ld"zlar gibi birbirinin yan" s"ra as"l" dururlar. Deleuze ve Guattriye gre felsefe d#ncenin formundan biridir ve di$erleri sanat ve bilimdir. Birbirleriyle srekli iftle#tirilmelerine ra$men bunlar asla birbirleriyle ileti#im kuramazlar. nk dili birbirleriyle kar#"la#t"r"lmas" mmkn olmayan #ekillerde kullan"rlar. Di$er bir fark da felsefenin kavramlar, bilimin nermeler ve sanat"n duygular, alg"lamalar zerinde kurulu olmas"d"r. Felsefe, bilim ve sanat"n tek birle#me noktas" beyindir. Bilimsel zmde anla#man"n zorlu$u tan"mlanamamas"d"r. Tan"mlama i#ini byk oranda felsefeciler yaparak, zm iin sorunu uygun #ekle sokarak bilimsel alanlara kayd"r"rlar. Yani, haz"rlay"c" a#ama grevini felsefe grr. Gerek bilimsel sorunlar uzun y"llar zlmeden kalabilir ve uzun sre nce zld$ san"lan sorunlar yeniden ortaya "kabilir.5 zm bulundu$u noktalarda da yeni dallar verip tekrar felsefecilerin alan"na girerek bilimin felsefesi yap"l"r ve sorunlar yeniden derlenip toparlan"p bilim adamlar"n"n nlerine srlerek, zmlerinin zerlerine atlamalar" beklenir. Her ne olursa olsun, David Humeun dedi$i gibi; Bir filozof ol; ama tm felsefenin aras"nda, yine de bir insan ol.6 nsan ak"lc"l"$"n"n en st yans"mas" olan bilim, zerinde, evrensel fikir birli$ine var"labilecek yarg"lar"n incelenmesidir. Bilim dnya hakk"nda belirtebilece$imiz nesnel ve dizgisel (sistematik) gereklerin bir birikimiyse, znelli$in varl"$"n"n da, tekiler gibi, bilimsel nesnel gereklik say"lmas" gerekir. znel bir gerek, bilimin belirli bir tan"m"na ayk"r"ysa, terk etmemiz gereken tan"md"r; gerek de$il.7 Di$er bir tan"mda, gzlemleme ve planl" deneye, ele#tirel yorumlamaya, genellemeye, hipotezlere ve a"klay"c" teorilere gtren tahminlere dayal" karakteristik ynteme bilim denir. Bu nedenle do$a felsefesinden bilime gei# bir isim de$i#ikli$inden ok daha fazla bir anlam ifade etmektedir. Herhangi bir speklasyon konusuna ili#kin... dzenli veya yntemsel gzlemler ya da nermelerin btnn temsil eden bir terim olarak 1725de bilime gndermeler yap"lm"#t"r. 1867de #u ifade kullan"lmaya ba#lanm"#t"r: Bilim kelimesini... teolojik ve metafizik anlam"ndan "kar"p fiziksel ve deneysel bilimin ifadesi olarak [kullanaca$"z].8 Auguste Comte (17981857) pozitivizm tezini toplumsal reformun temeli olarak ortaya atarak yeni bir dnemin ncl$n yapm"#t"r. Ona gre pozitivizmin ba#l"ca amac" bilimsel tasavvurlar$m$z$ genelle#tirmek ve toplumsal ya#am sanat$n$ sistematik hale getirmekti. Comte, bilimsel ruhun insan"n speklatif d#ncesinin doruk noktas"n" temsil etti$ini d#nyordu. Pozitivizm ile dinbilim-metafizik d"#ar"da tutulmaya ba#lanmas"na ra$men, Comtea gre pozitivizm yaln"z d#nsel de$il manevi alanda da ilerlemeyi iine al"yordu ve bunun zaman iinde dinin yerini alaca$"n" iddia ediyordu. Daha sonra, Herbert Spencer sistematik pozitivizmi geli#tirdi. Buna gre tm bilgiler bilimsel ara#t"rma yoluyla ula#"labilirdir. Pozitivistler tan"m yerine yasa terimini tercih ediyorlard". Din ile metafizi$in bilimden esasl" ayr"lmas" Ayd"nlanma ile ba#lad" ve pozitivist bilim a"$a "kt". Pozitivist d#nce bugn de hala etkisini korumaktad"r.

Bilim Nedir?

Gjertsen D. Science and Philosophy-Past and Present. Penguin Books, 1989. Hume D. nsan Zihni zerine Bir Ara#t"rma. ev: S. $ dm. lke Yay. 1.Bask", 1998;11 7 Searle J. Minds, Brains and Sceince.Harvard University Press, 1984; 34-35. 8 Trusted J. Fizik ve Metafizik. Ak"l a$". nsan Yay. 1995, stanbul. s:198
6

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Felsefe ve Bilim

Teorivarsay m silindi Teori-varsay"m Yunanca theoria kelimesinden 15901600 y"llar" aras"nda bilime kat"lm"#t"r. Bakmak-grmek manas"ndad"r. William Whewell, 1840ta teorilerin tm gzlemlenen gereklerle tutarl" olmas" ve henz gzlemlenmemi# olgular" da ba#ar"yla a"klamas" (ngrmesi) gerekti$ini ortaya koymu#tu. Son iki yz y"ld"r doru$una ula#an bilimde, ya#ad"$"m"z yzy"lda fizik ve biyoloji yasalar"ndan $rendi$imize gre olu#turulacak yeni teoriler baz" disiplinli zellikler ta#"mal"d"r. Ama oyunun temel zelli$i, zel bir kural olu#turmak ve sonra da onun szgelerden geip gemedi$ine bakmakt"r. Genel bir (bilimsel) teori nas"l olmal"d"r? Olanakl" oldu$u srece gerekler ba$"ms"z bir #ekilde onaylanmal"d"r. E$er varsa, nceki birden fazla teori zerinde durulmal" ve a"klanacak bir #ey varsa, olas" tm a"klamalar ortaya konulmal"d"r. Bir teoriye gere$inden fazla ba$lanma yerine, bu bilgiye eri#im yollar"ndan biri olarak d#nlmeli ve di$er alternatiflerle adil bir #ekilde kar#"la#t"r"lmal"d"r. Byklk, d#ncenin kar#"t"na da dokunabilmek oldu$undan, kar#"t d#nceler de gzden geirilmelidir. Teoriyi reddetmek iin nedenler aranmal" ve teori nicelendirilmelidir. Bir teoriyle yeterince uzun zaman aldat"lm"#sak, aldatmacay" ortaya koyan her trl kan"t" (fark etmeden) ret edebilece$imizi de ak"lda tutmal"y"z. Teorik sonular bir lye, say"sal de$ere sahipse bu ortaya konulmal"d"r. Bylece di$er teorilerle daha kolay kar#"la#t"r"labilir hale gelir. E$er teoride savlar zinciri sz konusu ise, zincirin her halkas" - bir k"sm" ya da biro$u de$il - geerlili$ini kan"tlamak zorundad"r. lke olarak, yan"labilir olup olmad"$" sorgulanmal"d"r. S"nanmayan, yanl"#lanamayan nermeler pek fazla de$er ta#"mazlar. Bilim, ayn" zamanda ok kuvvetli ve uzla#maz bir ku#kuculuk gerektirir. Ku#kuculara, deneyleri tekrarlama ve ayn" sonular" al"p almayacaklar"na bakma #ans"n" vermeliyiz. Ku#kucu ele#tirmenlerin rolleri her zaman k"s"r veya nemsiz de$ildir. Hibir yere gtrmese de, an az"ndan kimi ynlerinin umut verici olmad"$"n" a"$a "karabilirler. Kolay inanmaya e$ilimliyseniz, iinizde bir gram bile ku#kuculuk yoksa umut vaat eden gr#leri de$ersiz olanlardan ay"rt edemezsiniz.9 Yani, ayn" anahtar hem cehennemin, hem de cennetin kap"lar"n" aabilir. yi d#ncenin hangisi oldu$una karar verecek bir otorite olmad"$"ndan, karar" kendi #pheci yakla#"mlar"m"zla vermek durumunda kal"r"z. Peki, bir teori olu#turmak iin nereden ba#lanmal"? Yeni bir yasa nas"l aranmal"d"r? Bunu fiziki Richard Feynman"n (19181988) szlerinden aktarmak daha do$ru olacakt"r: Daha nceden bilinen ilkelerle ba#lar"m diyebilirsiniz. Ama bilinen ilkelerin hepsi birbiriyle tutars"zsa, o zaman bir k"sm"n"n d"#lanmas" gerekecektir. Bunun iin, yeni tahminlere yer amak iin bo#luklar b"rakmak gerekiyor. Neyi al"koyup neyi ataca$"m"z" nas"l bilece$iz? Her #eyi birden atmak biraz ileri gitmek olur. O zaman stnde al"#"lacak fazla bir #eyimiz olmaz. Bu nedenle semek gerekte belki bir #ans i#idir; ama yine de beceri gerektirmektedir. stelik teoride yap"lan ok kk de$i#iklikler, o teorinin evresindeki felsefe ve d#ncelerde ok byk de$i#ikliklere yol aar. Yeni yasalar ararken, kusursuzlu$un zerine kk kusurlar koyamay"z; yine kusursuz bir #ey bulmaya al"#mal"y"z. Belirli bir teorinin yanl"# oldu$unu kan"tlama olana$" her zaman vard"r; ancak do$ru oldu$unu hibir zaman kan"tlayamay"z. yi bir tahmin yapt"$"m"zda, sonular" hesaplad"$"m"zda ve sonular"n her seferinde deneyle uyumlu olmas" durumunda teori do$ru mudur? Hay"r; sadece yanl"# oldu$u kan"tlanmam"#t"r. Belki ileride daha kapsaml" al"#malarla yanl"# oldu$u ortaya konabilir. yi bir teori daha sonra yanl"# oldu$u anla#"lan cesur tahminlerde bulunur. Kt bir teori belirsiz tahminlerde bulunur, bunlar" test edemeyece$imizi ngrr. A"k ve berrak olmayan bir teorinin yanl"# oldu$unun ortaya konmas" zordur. E$er yap"lan tahminler iyi ifade edilmemi#, berrakl"ktan uzak ise sonular" bulmak iin kulland"$"m"z yntem de a"k ve berrak olmayacakt"r. Yanl"# oldu$u ortaya konamad"$"ndan, bunun da iyi bir teori oldu$unu d#nrsnz. Peki, ne zaman do$ru oldu$unu bilece$iz? Yal"n ve gzel bir teori ise erken dnemde do$rulu$u fark edilebilir. Bu nedenle, gere$in her zaman basit oldu$unu d#np karma#"k teorilerden uzak durulmal"d"r. Richard Feynman"n dedi$i gibi Bize laz"m olan hayal gcdr; ama deli gmle$i giydirilmi# hayal gc. Dnyaya yepyeni bir bak"# a"s" bulmam"z gerek ve bu bilinen #eylerle uyumlu olmal". Ancak tahminler bir yerde bir #eylere ters d#meli;

Sagan C. Karanl"k Bir Dnyada Bilimin Mum I#"$". TB TAK yay"nlar". 1998; s168-169, 196, 244.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Felsefe ve Bilim

yoksa ilgin olmaz. Bununla beraber ters d#t$ konuda da do$a ile uyum iinde olmal"d"r.10 nk bilim do$ayla diyalo$un olmazsa olmaz (sine qua non) ko#uludur.11 Teorinin do$rulanabilirli$ine kar#", Karl Popper (19021994) yanl"#lanabilirlik ilkesini ortaya atm"#t"r. Yanl"#lanabilirlik lt, Popperin bilim kuram"n"n temelidir. Poppera gre bilimsel teori potansiyel olarak yanl"#lanabilir (falsifiable) olmal"d"r. Popper teorinin do$rulu$u, onun yanl"#lanabilirlik zelli$inden kaynaklan"r ve teorilerimizi yanl"#lamay" alabildi$ince a"k b"rakabilmek iin elimizden geldi$i kadar ok anlaml"l"ktan uzak bir biimde formlle#tirmeliyiz der. Poppera gre ruhbilim sorunlar"n", bilim kuramsal sorunlarla kar"#t"rmaktan ka"nmak gerekir: Yeni bir d#ncenin insan zihninde nas$l do abildi ini bilme sorunu - ister bir mzik temas$, ister dramatik bir at$#ma, ister bilimsel bir kuram sz konusu olsun - deneyci ruhbilim bak$m$ndan byk nem ta#$yabilir, ama bilimsel bilginin mant$ksal zmlenmesi anlam$na gelmez. Poppera gre bilimsel bir yntem, Btn sistemleri en zorlu bir ya#ama sava#"m"ndan geirerek, sonunda nispeten en elveri#li sistemi semek amac"yla, her trl s"namadan geirilmesi gereken sistemi yanl"#lamaya tabi tutmaya dayan"r. Buna gre kuramlar, hibir zaman deneysel olarak do$rulanamaz: E$er olgucu yan"lg"dan ka"nmak istiyorsak [...] deneysel bilim alan"nda da do$rulanamayan nermelerin varl"$"n" kabul etmemize olanak veren bir lt semek zorunday"z [...]. Bu d#nceler, s"n"r ekme lt olarak al"nmas" gereken #eyin bir sistemin do$rulanabilirli$i de$il, yanl"#lanabilirli$i oldu$unu telkin ediyor. Bylece Popper, bir s"n"r ekme lt olarak yanl"#lanabilirli$i nerir. Ona gre yaln"z deneysel kuramlar yanl"#lanabilir bir nitelik ta#"r. Baz" #eyleri a"klayan ama nceden hibir #ey kestiremeyen bir kuram yanl"#lanamaz. Yanl"#lama k"stas" bilimi, bilim olmayandan ay"rmam"za yard"mc" olur, ama kusursuz de$ildir. Evrendeki her yasan"n tek bir denklem alt"nda birle#tirilece$ini bekleyen ve bu amala ortaya "kan Her 3eyin Teorisi (Theory of Everything, ToE) d#ncesi, fizikteki sper sicim kuram"ndan do$ar ve sz konusu kuram"n tahminleri, yaln"zca evrenin ilk yarat"l"# zaman"nda var olmu# devasa enerjilerin le$inde sz konusudur. Bu nedenle sper sicim kuram", yanl"#lanabilme k"stas"na gre s"n"fta kalm"#t"r. Di$er yandan, gemi#te ok ba#ar"l" olmu# kuramsal ilkeler zerine kuruldu$undan bilimsel de$il d#ncesiyle de kimse kuram" pe atmaya haz"r de$ildir. zetle bir kuram; mant"ksal eli#ki iermemeli, yanl"#lanabilir olmal" ve somut deneysel sonular" yeniden retilebilir nitelik ta#"mal"d"r. Bundan daha da te, iyi bir kuram kesin ngrler de yapabilmelidir. Hi de$ilse, niceliksel (say"ya ve miktara ba$l"), lme ili#kin ngrler yapabilmelidir. Tutars"z ili#kilerden ar"nma zorunlulu$u ise vazgeilmez bir n ko#uldur. Bilimin nermeleri ve kuramlar" konusunda as"l nemli olan do$ru olup olmad"klar" de$il, do$ruya do$ru gidip gitmedi$idir. Bu geli#me yanl"#lar"n ortaya "kmas"yla olabilece$i gibi, gere$in bulunmas"yla da olabilir. Bilimsel Yntemin Uygunlu!u Bilimdeki ilk byk ba#ar"lar tmdengelim yntemiyle kazan"lm"#t"r ve bu yntem Ren Descartesle ba#lar. Akl$n Ynetimi %in Kurallar adl" eserinde (1628) Kitap yazanlar, ne zaman kr krne bir konuya saplan$p kalsalar, o zaman bizi de en ince kan$tlarla kendi sonular$na do ru srklemek isterler... demekteydi. ncelemek istedi$imiz #eylerde, a"ka grlen gerekleri aramak gerekti$ini belirtmi#ti. Daha sonra da, e$er nesnelerin gerekli$ini ara#t"rmam"z gerekiyorsa, bu durumda bir ynteme gereksinim duyuyoruz demekte ve kendi yntemini d#ndklerimi dzgn bir biimde ynlendirerek, bilinen en basit ve en kolay anla#"labilecek nesnelerle i#e ba#lamak ve sonra da ad"m ad"m ykselerek en karma#"k olan"n bilgisine ula#mak olarak belirtmektedir. Tmdengelim farkl" anlamlarda Spinoza ve Leibnizle de devam etti. Gl "kar"mlar" vard". nk tmdengelim; ilk olarak mutlak de$i#mez nerileri ieriyordu. Yani, a"k nermeler ve ku#ku gtrmez ilkeler kullan"ld"$"nda ula#"lan sonu da ku#ku gtrmez olur. %kincisi, tmdengelimci gerekler nesneldir. Herkes taraf"ndan s"nanabilir ya da masaya yat"r"labilirler. ncs, zgn ve etkili gerekleri saptarlar. Ama zaman zaman gerekler tuhaf ve al"#"lmad"k olabilir. Tmdengelim bir ke#fi kolayla#t"rmak iin kullan"lmaktan ziyade, ba#ka zeminlerde
10 11

Feynman R. Fizik Yasalar" zerine. Yeni yasalar aray"#". TB TAK Yay"nlar". 11. Bas" m, 1999;186-207. Stengers I, Prigogine I. The End of Certainty: Time, Chaos, and the New Laws of Nature. Free Press, 1997;149.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Felsefe ve Bilim

nceden saptanm"# gr#lerin gerekli$ini s"namak iin kullan"lm"#t"r. Dolay"s"yla, sonu varsay"mlar ilk d#ncelerin do$rulu$u ile yak"ndan ili#kilidir.12 Bugn iin, bilimsel yntemlerin uygulanmas"nda belli basamaklar vard"r. Bu basamaklar"n ilki sorunu tan"mlamakt"r. %kincisinde, sorunla ilgili yaz"l" kaynaklar gzden geirilip de$erlendirilerek, veriler mevcut kavray"# dzeyimize gre dzenlenip analiz edilir. Bu #ekilde verilerin, yeni bir #eye i#aret edip etmedi$i tespit edilir. ncs, mant"ksal hipotezlerin formle edilmesidir. Bu a#amada yeterli ipular" elde edilince, en kolay, estetik ve doyurucu grnen teori seilmelidir. Drdncs, seilen teoriden "kan e#itli sonular belirlenir ve geerlili$ini s"namak iin gzlemler ve deneyler tasarlan"r. E$er teori, hibir istisnaya yer vermeyecek kadar ba#ar"l" ise, art"k yasa olarak kabul edilmelidir. Yasa, yeni bir gzlemi veya deneyi a"klayamaz durumda olmad"$" srece do$ru kabul edilecektir. E$er a"klayamad"$" gzlem ve deneyler olursa, ba#a dnlp yeni teoriler aranmal"d"r.13 Kuram"n sonutaki yararl"l"$", ka tane bilinen olguyu a"klayabildi$i ve ne kadar yeni #ey syleyebildi$inde yatmaktad"r. SahteBilim (PseudoScience), BilimOlmayan (NonScience) ve nBilim (ProtoScience) SahteBilim ve BilimOlmayan farkl" kavramlard"r. SahteBilim, bilimle k"smen desteklenen ve ancak bilimsel yntemlerle do$rulanamayan bir bilgi trdr. Her ikisinin ayr"m"nda, Popper"n bak"# a"s" en nemli kriterdir. SahteBilim, genellikle bilimin tan"m"nda ve ynteminde gerekli olan ltleri tam olarak kar#"lamaz. A#a$"daki zelliklerden birka"n" ierir. Deneysel kan"tlar olmaks"z"n ne srlrler, Deneysel olarak elde edilen sonularla at"#an bir yan" yoktur, Deneysel olarak tekrarlanabilir olma olas"l"$" yoktur, Yalanlanabilirilik ya da yanl"#lanabilirli$i yoktur, Occam"n Usturas" ile at"#"r; yani en basit a"klama seilmekten ziyade en karma#"$" seilir. Yukar"daki SahteBilim ltlerine bak"ld"$"nda, gerek bilimsel bilgi alan" iinde incelenen arkeoloji ve kendilerinin bilim yapt"$"n" syleyen arkeologlar ne yapacak peki? Arkeoloji gerek bir bilim midir? diye bir soru akla geliyor. Kendisi karbon tarihlemesi gibi bir bilimsel yntem kullanmas"na kar#"n, elde edilen bilgiler tekrarlanamaz, gzlemlere dayanmaz, deneysel de$ildir. Buna gre arkeoloji ve bununla da ili#kili fosilbiliminin de bilimsel ltlerden uzak olabilece$i akla gelir. Oysa her ikisi de geerli bir bilim dal" olarak kabul edilir. Daubert Merrell Dow, bilimin SahteBilimden ayr"m" iin baz" ltler ne srm#tr (1993): 1. Yntem, geerli gncel bilimsel topluluk iinde kabul edilebilir olmal"d"r 2. Yntem tercihen hakemli dergilerde yay"mlanmal"d"r 3. Sonular" de$erlendirirken hatalar"n bilinen oran" (hangi yan"lg" pay"nda ya da gven aral"$"nda sonular"n de$erlendirildi$i) olmal"d"r 4.Test edilebilir tahminlerde bulunmal"d"r ve yanl"#lanabilir olmal"d"r. Ancak, Dowun bak"# a"s" ile 2. basama$a ula#mak iin 1.basama$"n geilmesi gerekir. E$er herkesten farkl" d#np yeni ve var olan bilimsel toplulu$un gr#leri ile at"#an bir fikir ne srerseniz 2. basama$a asla ula#amazs"n"z. Bunun rnekleri bilim tarihinde ok s"k ortaya "kmamakla beraber, Kuhnun devrim yaratan tm bilimsel geli#meleri genellikle bu ac" sonla kar#"la#m"#lard"r. T"pk", Einstein"n 1901 y"l"nda, grelilik teorisinin Zrih niversitesi taraf"ndan reddedilmesi, ard"ndan yine 1905 y"l"nda da "srar" zerine anla#"lmaz/garip yan"t"n"n verilmesi buna rnektir. 1919 y"l"nda ise grelilik teorisini dnyada anlayanlar"n, Einstein"n ifadesi ile 12 ki#i olmas", ok #eyler anlat"r. Daha ba#ka rneklerde de oldu$u gibi, bunu #iirlerle ya da ba#ka gzya#" na$meleri ile d"#avururlar. Bunun en dramatik rne$i #yle ifade edilir: Bir #eyi, herkesten nce d#nene glnr, Y$llarca denilir: Aptal! Sonunda serilince herkesin nne,
12 13

Gjertsen D. Science and Philosophy-Past and Present. Penguin Books. 1989;136-152 Hodbhoy P. slam ve Bilim. Cep Kitaplar", 2.bask", 1993; 17:28-29.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Felsefe ve Bilim

Bu kez buyurulur: Ne kadar do al! Ya da Daniel de Foenun (16601731) szleri ile daha "l"ml" olarak Bir adam$n: Benden ba#ka herkes aldan$yor demesi g #phesiz, ama gerekten herkes aldan$yorsa o ne yaps$n. Benzer #ekilde kar#" "k"#lar Einstein" (18791955) dahi kendi akl"ndan #pheye d#rr: Ya#ar gibiyim ryada, Derim gerekler ba#ka, Yine de sorar$m, acaba? Onlar ak$ll$, deli ben miyim yoksa? Yine Dowun 2. kriteri olan yntem tercihen hakemli dergilerde yay"nlanmal"d"r ifadesi bazen hibir anlam ta#"mayabilir. Buna bir rnek, 1988 y"l"nda, nl Nature dergisinde yay"mlanan, bellek suyu konusunu ele alan bir makaledir. Bu makale tekrar edilebilirdi, istatistiksel olarak da gl sonular" vard".14 Ancak, daha sonra teknik bir heyetle ayn" al"#ma ortam"nda yap"lan tekrarlarda ayn" sonular bulunamad". Buna benzer ba#ka garip bilimsel filtreden kaan rnekler de vard"r. rne$in, beyin kabu$unun i#levini ortaya koyan yeni bir test geli#tirdi$ini; bunu insanlar"n gzlerindeki grme sinirinin ba#lang" yeri olan kr nokta denilen alan"n ap"n" lerek, kk olan tarafta problem oldu$unu d#nen ve sonra da boyun evirmesi yaparak bunu dzeltti$ini ne sren ara#t"rmac" gibi.15 Ara#t"rmac"ya gre, 500 ki#ide deney yap"lm"#t" ve bu tekrar edilebilir bir al"#mayd". Ancak, tekrar edilebilir olma her zaman geerli bilim anlam"na gelmez. Benzer olarak, 2005 y"l"nda kk hcreler ve klonlama konusunda Nature ve Science dergilerinde yay"mlanan, sonradan uydurma oldu$u anla#"lan bir yazara ait makaleler iptal edildi. Dolay"s" ile hakemli dergi demek, sa$lam bilimsel bilgi demek de$ildir.
Tablo. Felsefe ve modern bilimsel yakla#"mlar"n genel tarihsel dnem ve a#amalar". $lka! felsefesi M 1000-MS 1000 Ortaa! felsefesi MS 400-MS 1400 Modern felsefe 17. yy Descartes 19. yy Kanta kadar a!da& felsefe 19. yy Kant sonras" Bili&sel felsefe 1960 Nrofelsefe 1990 Kurucusu: Patricia ve Paul Churchland NroKuantoloji 2002 Kurucusu: Sultan Tarlac"

SETI Bilim de Neden UFOloji De!il? Bu iki alan aras"ndaki ayr"m ciddi bir sorundur, ama zor de$ildir. Bu durumlarda devreye nBilim (ProtoScience) girer. nBilim, SahteBilimden farkl"d"r. nBilim, baz" durumlarda bilimsel yntemlerle henz test edilememi# teorileri ifade eder, fakat bu teori var olan bilimsel bilgi ile uyumludur. Uyumsuz olsa bile belli bir derecesi vard"r ve dnemin bilimi ile tam olarak at"#maz, yads"namaz. Bugn iin, dnya d"#" ya#am"n ara#t"r"lmas" (SETI), dnya d"#" ya#amla ili#kiye geilmesi (CETI) ve bu kitab"n kapsam" (NroKuantoloji) nBilim kapsam"ndad"r. Son bir iki 10 y"lda, dnya d"#" ya#am" ara#t"rmaya ynelik (SETI) yava# ama kararl" al"#malar yap"ld". SETInin bak"# a"s", dnya d"#"nda bir gezegende evrimsel olarak geli#mi# bir trn bizimle elektromanyetik dalgalar ile ileti#im kurulabilece$idir. Bu amala sistematik olarak uzay taranmakta, veriler analiz edilerek anlaml" bir mesaj aranmaktad"r. Yakla#"k, 20 y"lda Astrofizik veri tabanlar"na kay"tl" dergilerde 600n zerinde hakemli makale yay"mland". 2003 y"l"nda da, SETI Enstits NASAn"n Astrobiyoloji Enstitsnn bir yesi oldu. Di$er yanda UFOlar"n ara#t"r"lmas" (UFOloji) ise SahteBilim iinde olarak kabul edilir. Ancak UFOloglar"n da bak"# a"s", evrenin bir ba#ka yerinde ak"ll" bir hayat"n, dnyadaki gibi ya da daha yksek dzeyde evrimle#ebilece$i ve dnyam"z" #u an ziyaret ettikleri zerindedir. O

14

Davenas E et al., Human basophil degranulation triggered by very dilute antiserum agains IgE. Nature 1988;333:816818. 15 Carrick F. Changes in brain function after manipulation of the cervical spine. Journal of Manipulative of Physiological Therapeutics 1997;20:529-545.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Felsefe ve Bilim

zaman neden SETI bilim de UFOloji de$il?16 SETI, astronomi ya da astrobioloji toplulu$unun bir paras"d"r ve ara#t"rmalar astronomlar, fizikiler, jeofizikiler taraf"ndan yap"l"r. SETInin bilimsel yntemi - herhangi bir ak"ll" ya#am ke#fedilmez ise dahi - bilimsel sonulara ula#may" mmkn k"lar. SETInin ara#t"rma amac", sadece evrende di$er ak"ll" ya#amlar" bulmak de$il, evrende ya#am"n olas"l"$"n", do$as"n" ve kkenini a"klamakt"r. Buna kar#"n, UFOloji astronomi, astrobiyoloji ve di$er bilimsel disiplinlerin bir paras" de$ildir. Dnya d"#" ya#am"n bize uzay gemisi ile ula#mas", elektromanyetik bir haberle#me sinyalinin dnyaya ula#t"r"lmas"ndan daha imkns"zd"r ve var olan bilgilerimizle (Einstein"n genel grelilik denklemleri, "#"k h"z"n"n s"n"rlamalar", h"z art"nca ktle artmas" gibi) at"#ma halindedir. Bunun yan"nda UFOloglar bilimsel yntemleri kullanmad"klar"ndan, ula#t"klar" sonular da bilimsel de$ildir. Bunun nemli bir nedeni de UFOlog olarak kendilerini adland"ran ve bu konuda dernek kurmu#, kitap yazm"# ki#ilerin bilimsel yntemi bilmemesidir. o$u, ba#lang"ta amatr merak ile bir yola girmi# ve sonunda i#in uzman" ol(durul)mu#lard"r. Btn bunlara ra$men, bilimin kap"s" her zaman a"kt"r. Elbette yar"n bir uzay gemisi dnyaya inerse, UFOloji de bilim s"n"f"na dhil olur. Bilimsel Sona Do!ru mu? Bilim, srekli kullan"mda olan, ama srekli onar"lan bir bina gibidir; srekli byr ve kendine yeni eklemeler olur. Thomas Kuhn bilime olan katk"y", normal ve devrimci olarak ikiye ay"r"r. Normal bilim, bilimsel al"#man"n, kabul edilmi# bir inan ve uygulama btn iinde yrtld$ halde, devrimci bilim Newtonun mekani$inden grelili$e gei# gibi kkten de$i#iklikleri ifade eder.17 Hibir teoriye evrensel teori gzyle bak"lamaz. Teoriler sadece gere$e ula#man"n modellerini olu#turur ve gerek bizden epey uzaktad"r. Gere$e sadece yakla#abiliriz. Kuhna gre, gemi#in ses getiren kuramlar" bugn nas"l devre d"#" kalm"#sa, elimizde #imdi var olan do$ruya ili#kin a"klamalar da ayn" sonla kar#"la#acakt"r. Do$rusu, bu d#ncenin anlam" rktcdr. Yani Nature, Scientific American gibi dergilerde yay"mlanan evren, do$a ve insan ile ilgili makaleler, uzun zaman nce Aristoteles ve Descartes taraf"ndan yay"mlanan do$a olaylar"n" tan"mlayanlardan daha gvenilir de$ildir! Kuhnun bu bak"# a"s"yla, Nobel dlleri de bilgiye yap"lan sahte katk"lar yerine geiyor18 anlam"na gelse de, btnyle bilimde tam gvensizlik ve yetersizlikten bahsetmek do$ru olamayacakt"r. Bugnn bilimsel yntemi ve yakla#"m" Aristoteles dnemindekinden ok ok farkl"yken, Descartes"n dnemindekinden belki ok farkl"d"r. Gnmzde, bilimsel yakla#"mlarda hata oranlar" daha d#ktr. Yine, bilginin payla#"m"n"n h"zlanmas"yla, ele#tirisel bak"#la yanl"# nermelerin pe at"lmas" h"zl" olmaktad"r. Zaman$n K$sa Bir Tarihi adl" kitab"nda Stephen Hawking bilimin nihai hedefinin evrenin tmn tan"mlayan bir teori geli#tirmek oldu$unu ne srer: Do an$n nihai yasalar$na dair ara#t$rmam$z$n art$k sonlar$na yakla#t$ $m$za ili#kin ihtiyatl$ bir iyimserlik iin yeterli zeminin oldu una hala inanmaktay$m demekte ve Bilim, durumunu herhangi bir tek zamanda bildi imizde, bize evrenin zamanla nas$l geli#ece ini syleyen bir dizi a$ a $km$# yasaya sahip grnyor... Bu yasalar ba#lang$ta Tanr$ taraf$ndan buyurulmu# olabilir, ama yle grnyor ki 19 evreni bu yasalar do rultusunda geli#meye terk etmi#tir ve art$k ona mdahale etmemektedir. Ancak, Hawking daha nce yanl$# #afaklar$m$z oldu unun da bilincindedir. Bu nedenle de ya ke#fedebilece$imiz drt ba#" mamur bir teori vard"r ya da nihai bir teori de$il de evreni gitgide daha eksiksiz tan"mlayacak s"n"rs"z bir dizi teoriler olaca$" d#ncesindedir.20 Bilimde kesinlik, Descartes"n dinlerden ba$"ms"z btn insanlar"n payla#abilece$i #phecili$inden kurtulma abas" ile ba#lar ve Newtonun do$a yasalar"nda en son noktas"na ula#"r. Bu yasalar, yz y"l kadar fizikte model olarak kullan"ld". Yirminci yzy"lda, bilimsel ara#t"rmalar"n bizi dnyan"n kesin ve do ru bir tan"m"na gtrece$ine dair gven art"k yoktur. Herhangi bir a"klaman"n, nihai gerekler olarak grlmekten ziyade mevcut problemlerin zmlenmesine en uygun olanlar" olarak kabul edilmesi daha gerekidir.21 nk do$an"n
Moldwin M. Why SETI is science and UFOlogy is not? Skeptical Inquirer 2004;28 (6):40-42. Hodbhoy P. slam ve Bilim. Cep Kitaplar", 2.bask", 1993; 29. 18 Gjertsen D. Science and Philosophy-Past and Present. Penguin Books. 1989. 19 Hawking S. A Berief History of Time. Bantam Press, 1988;10. 20 Hawking S. Ceviz Kabu$undaki Evren. Alfa yay. 2002. 21 Trusted J. Fizik ve Metafizik. Devrim. nsan Yay. S:269-270.
17 16

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Felsefe ve Bilim

insandan nce var oldu$unu, ama insan"n da bilimlerden nce var oldu$unu hat"rlamak gerekir.22 Do$an"n ne kadar tuhaf davrand"$"n" grdke, en basit olay"n bile asl"nda nas"l gerekle#ti$ini anlatacak bir model geli#tirmek zorla#maktad"r.23 Dolay"s"yla henz bilim serveninin ba#"nday"z ve ayr"cal"kl" bir dnem ya#"yoruz. Hatta Yunanl$lar dneminden ya da Galileo a $ndaki bilimsel d#nce Rnesans$ndan pek farkl$ olmayan a d$r bu.24 Bilimin En Byk D&man Kendisi byle tan"mlan"yor:25 ad" Paul Feyerabend. Bilime kar#" artan genel ku#kuculardan birisi hatta nde gidenlerindendir. Bilime ba#kald"ranlar aras"nda; kuramlar"n do$rulanamayaca$"n", yaln"zca yanl"#lanabilece$ini iddia eden Karl Popper, bilimcilerin yanl"#lay"c" kan"tlar" gz ard" ettiklerini ileri sren mre Lakatos, bilimin bir ak"l i#inden ok siyasal bir sre oldu$unu savunan Thomas Kuhn ve bir de Feyerebend say"labilir. Fizikiler, gnmzn en byk bilim d#man$ olarak grdkleri Feyerebendin, bu zelli$i nedeniyle di$erlerinden ayr"ld"$"n" ne srerler. Popper, Lakatos, Kuhn bilimin yetersizliklerini gsterme abas"nda, kendilerine ac" veriyormu# gibi d#nceli bir havaya brnm#lerken, aksine Feyerabend fikirlerini ne srerken kahkahalar atmay" ihmal etmez. Modern bilimcileri; tepeden t"rna$a masalc"lar, ozanlar ve saray soytar"lar" gibi adlarla tan"mlar. Kuhnun normal bilim dedi$i #eye kendisi peri masal" der. Kuantum mekani$i gibi bilimin kilometre ta#lar"n" skerek, bilimin mant"kla bir ilgisi olmad"$"n"; kuramlar geli#tirip, onlara s"k" s"k"ya ba$lanmalar"n"n ard"nda sonu olarak znel, hatta usd"#" nedenler bulundu$unu gstererek, gere$i belirleyecek nesnel bir lt olmad"$"ndan her #ey serbest der. Bilimi vudu ya da bycl$e, hayvanlar zerinde deney yapanlar" da Nazilere benzeten Feyerebend, nde gelen entelekteller nesnellik saplant$lar$ yznden birer canidirler, insanl$ $n kurtar$c$lar$ de il der. nsan"n mutlak gerekleri bulma drts ne denli soylu olursa olsun, pek ok kez akl"n despotizmi ya da kt ak"betle sonulanaca$"n" ne srer. Daha sonra ba#kalar"n" da kendi yan"na eken bu bilim d#man"n" destekleyenler ona hak verdiler: Bilime bin y$l sonras$ndan bakabilseydik, Feyerabendin bilim hakk$ndaki gr#lerinin baz$lar$ belki de do ru olurdu.

Tablo. Bilimin Farkl Alanlar n n Gvenilirli!i ve Kesinli!i Fiziksel Dnya nsan D"#"nda Canl" # levleri Ruhsal-Duygusal Zihin, duygulan"m, irade... Normal D & Parapsikojik

Fizik Astronomi Jeoloji Co$rafya Meteoroloji Kimya Arkeoloji Matematik


22 23

Biyoloji Botanik T "p Organik Kimya Antropoloji Genetik Sinirbilimi SETI, CETI

Psikoloji Sosyoloji Sosyal bilimler Davran"# bilimleri

Duyu d"#" alg"lama Psikokinezi Metafizik Gizli bilimler Astroloji UFOloji

Astroloji, fal, by....

Hisenberg W. Fizik ve Felsefe. ev: M.Y.ner. stanbul 1993. s:38. Feynman R.QED,The Strange Theory of Light and Matter. Princeton Univ Press. 1988;86 24 Stengers I, Prigogine I. The End of Certainty: Time, Chaos, and the New Laws of Nature. Free Press, 1997;14, 186. 25 Horgan J. Bir portre: Paul Karl Feyerabend. Bilimin En Byk D# man". Scientific American 1994;2:12-13

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Felsefe ve Bilim

Bilimsel gvenirlilik ve kesinlik azal r

Ona gre Bilim her yerde bilimsel olmayan yntem ve sonularla doludur ama bilimin temel blmleri olarak d#nlen sreler o unlukla belirsizdir ve yan yollara sap$larak ba#ar$l$ olmu#tur. Dolay"s"yla baz" ba#ar"lar kurallar" i$nemeyi gerektirebilir ve bu kurallar" i$neyecek bilim adamlar"na gereksinim olacakt"r.26 Belki de sylediklerinin en ilginci #udur: [Biliminsanlar$n$n] bulduklar$, asl$nda eylemlerine ald$klar$ tek bir zel yan$t ve bunun arkas$ndaki gereklik ise onlara glyor: K$h, k$h, beni yakalad$klar$n$, ke#fettiklerini san$yorlar. Feyerabendin Ba&kald r zeti
1. Rekabet halindeki kuramlar genellikle l#trlemezler; nk onlar"n ayn" dzlemde de$erlendirilebilece$i ortak bir lt bulunmaz. 2. Bilimsel yntem diye bir #ey yoktur. 3. Bilimde znellikten soyutlanamay"z. 4. Kuhnun ola$an ve devrimci bilimi bak"#" hatal"d"r. 5. Bilimsel ilerleme kuramsal d#ncelerin srekli artmas"na ve e#itlenmesine ba$l"d"r. Bir konuda ne kadar ok kuram ve farkl" yakla#"m var ise o kadar iyidir. 6. Bilimsel yntem d"#"nda bilgiye ula#mak gereklidir. Bilim sadece bilgiye ula#ma yollar"ndan biridir.

Bilimde Birle&meye Do!ru Bilim ba#lang"ta birle#ik bir etkinlikken zaman ierisinde, alt dallara ayr"ld". Ancak, herkesin kabul edebilece$i gibi, asl"nda ayr" gzken alt dallar yumak gibi birbiri ile ili#kisini daima korumu#tur. zellikle son y"llarda bilimsel tm alanlar" birle#tirmeye do$ru artan bir e$ilim vard"r. Bilim dnyan"n resmini olu#turmaya al"#"rken, daha uyumlu ve daha basit bir resim her zaman daha tercih edilebilirdir. nceden ayr" kulvarlarda yrm# ve geli#mi# alanlar, e#zamanl" olduklar"nda sorunlara daha ba#ar"l" a"klamalar getirebilirler. Bunun rnekleri oktur; elektrikle manyetik alan"n ve evrim teorisinin genetikle birle#tirilmesiyle ortaya "kan yeni devrimci bilimsel alanlar gibi. Hepsinde de birle#tirme ile daha ba#ar"l" yorumlar ortaya "km"#t"r.27 Sinirbilimleri a"s"ndan bak"ld"$"nda da bilimsel alanlar"n bir araya getirilmesi ynnde ciddi e$ilimler vard"r. Sinirbilimi ile psikoloji, beyin grntlemesi yntemleri, fizik (kuantum ya da klasik fizik) kurallar"n"n beyinde i#leyi# sreleri... Sinir sistemi incelemesini biyolojiden ay"rmak mmkn de$ildir. Di$er yandan da biyolojiyi de kimyasal srelerden ayr" d#nmek imkns"zd"r. Kimyasal yap"lar d#nld$nde de akla gelen ilk #ey molekler etkile#imler, ba$lar, atomlar, elektron al"# veri#leri ve enerji seviyeleridir... Yani kuantum fizi$inin ierdi$i kurallard"r. Kuantum fizi$i byk bir bulmacan"n paras"d"r. Kuantum fizi$inde oldu$u gibi, tm teorilerin iki paras" vard"r: denklemler ve gzlemle nas"l ba$da#t"r"laca$". Kuantum fizi$i her ikisine de sahiptir. Temelde denklem ve a"klamalar, bir a$ac"n tepesindeki temel teorilerin paralar"d"r. Ancak, a#a$"ya do$ru inildike, kelimelerle ve denklemlerle olan a"klama oran" azal"r. T"p ve sosyolojide hemen hemen ok az denklem bulunur. Farkl" olarak a$ac"n yukar" ve u dallar"na ula#"ld"$" zaman ileri derecede matematikselle#me olur. Fizi$in kutsal olan nihai amac" Her 3eyin Teorisini, ToE bulmakt"r. Ve bu denklemde bilim a$ac"n"n en tepesinde yer alacakt"r. ToE olas"l"kla hibir kavram iermeyecektir. Muhtemelen saf olarak matematiksel bir teori olacakt"r. A"klamalar" veya postulatlar" olmayacakt"r.28 Bilimdeki birle#tirme a#amal" olarak sa$lan"r: 1. zlme (dissolution), 2. indirgeme (reduction), 3. birle#tirme/ekleme (conjunction).29

26 27

Gjertsen D. Science and Philosophy-Past and Present. Penguin Books, 1989 Karakas S ve Beki B. Zihin-beden ili#kilerini ele alan bilim dallar"n"n do$u#u ve geli#imi. NeuroQuantology 2003; 2: 232-265. 28 Tegmark M ve Wheeler JA. 100 years of the quantum. arXiv: quantu-ph/0101077v1. 29 Ian G ve Stoljar D. A neuron doctrine in the philosophy of neuroscience. Behavioral and Brain Sciences 1999.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Felsefe ve Bilim

10

1. zlme: Birle#me olay", aynen s"v"larda oldu$u gibi, birbiri iinde znmeyi gerektirir. Fizikte, do$adaki drt temel kuvvetin birle#tirilmesi Her 3eyin Teorisi olarak adland"r"l"r ve gelecekte beklenen bir sonu olarak kabul edilir. Fizi$in bu teoriye ula#abilece$i konusunda ciddi #pheler vard"r. Ayn" #ey zihin felsefesi a"s"ndan sylendi$inde imkns"z olarak kabul edilir. Bu drt kuvvetin bir araya getirilmesinden daha kolay olacakt"r. 2. $ndirgeme: Buna teoriler aras" indirgeme olarak da bak"labilir. Herhangi bir a"klama daha temel bir teori ile tan"mlan"r. Eleyici Materyalizm bunun bir rne$idir. Buna gre zihin bilimi, nrobiyolojik seviyeye indirgenebilmelidir. E$er indirgemecilik do$ru ise, en temel yap"y" da fizi$e indirgemek gerekir. Bunun anlam" zihin biliminin nrobiyolojiye de$il de fizi$e indirgenmesidir. Bunun da tesi kuantum fizi$idir. Sonu olarak indirgemeci bak"# a"s" ile zihnin ya da bilincin bilimsel teorisi yaln"zca fizik-kuantum fizi$i ile yap"labilir. 3. Birle&tirme/Ekleme: ki teorinin bir araya getirilerek ba$lant"la#mas" ve byk bir teori olu#turmas"d"r. Ba$lant"la#acak iki teori en az"ndan benzer zellikte olmal"d"r. rne$in; embriyonun geli#im teorisi ile dnyam"z"n uydusu olan Ay"n geli#im teorisini birle#tiremezsiniz. Bu durumda da zihnin ba#ar"l" teorisi nrobiyolojik teori ile psikolojinin birle#tirimi olacakt"r. Nrobiyolojinin indirgenece$i yer yine kuantum mekanik fiziksel etkile#imler ya da srelerdir.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Felsefe ve Bilim

11

Her eyin Teorisi (ToE)

Genel Grelilik
zel Grelilik Greli olmayan KM ekirdek Fizi#i

Kuantum Alan Teorisi


Parac&k fenemenolojisi

Kuantum Mekani i

Planck Teorisi

Elektromanyetizma

Klasik Mekanik

Atom fizi#i

Klasik Fizi#in Yetersizlikleri

Dalga-Parac&k ikili#i, Belirsizlik prensibi

Biyoelektrik

'statistiksel Mekanik

Kimya

Dalga fonksiyonu

Aksiyon Potansiyeli
Zar Potansiyeli

Termodinamik Schrdinger Denklemi Hidrodinamik Astrofizik

Kat&lar&n dinami#i Kat& Hal Fizi#i Kuvvetler ve Parac&klar

Yerbilimi
Biyoloji

Kat&lar&n Elektriksel zellikleri

Psikoloji
Elektrik Mhendisli#i

GENEL TIP

Nrofelsefe NroKuantoloji
Sinir Hcreleri Yapay Zek

Sinirbilimi

Bilgisayar Bilimi

Hcresel Bilgi '*leme Sinaptik Bilgi '*leme

Kuantum Bilgisayar

stn iletkenlik
Btncl Beyin al&*mas&

Hologram LASER

Elektroansefalografi

Bilin-znellik-'rade

Manyetik alan

Manyetoansefalografi

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Felsefe ve Bilim

12

Bilimsel Do!ruluk De!i&ir... Bilimin devaml" bir de$i#me iinde oldu$u ve bu de$i#imin de bilimin en nemli zelliklerinden biri oldu$u, bilim tarihine k"sa bir gz at"ld"$"nda hemen grlecektir. Bilim hi bir zaman tam do$rulara ula#t"$"n" iddia etmez ama sanki do$rulara ula#m"# gibi davran"r. Bir yandan var olan verilerin do$rulu$unu yeni bilgilerle kar#"la#t"rarak ara#t"r"r. Bilim tarihindeki nemli fikirlerin o$u genellikle s"rama noktalar" #eklindedir ve bu kkl de$i#imlere birok rnek vard"r: uzun y"llar devam eden dura$an evren modeli, 2 bin y"ll"k klid geometrisinin yetersizli$i, pe#inden y"llarca ko#ulan eterin elden uup gitmesi gibi... Bir dnem blnemeyen en alt para olarak adland"r"lan atomun, asl"nda daha alt parac"klar olan proton, ntron ve elektronlardan olu#tu$u anla#"ld"$"nda bir irkilme ya#and"... Ard"ndan proton ve ntronlar"n da asl"nda temel yap" olmad"$", onlar"n da kuarklardan olu#tu$u anla#"ld". Ve bu de$i#im asl"nda bilime hi de yabanc" olmayan bir tav"rd"r. nk bu bilimin temel zelli$idir. klid geometrisinden klid d"#" geometriye gemek matematik dnyas"nda 20 yzy"l" alm"#t"r. klid geometrisi, klidin (M 325265) Elements of Geometry kitab"n" yazmas" ile ba#lar. 19.yzy"la kadar, klid geometrisinin, alg"lanabilir dnyay" gz nne ald"$" san"l"yor ve sonular" mutlak do$ru kabul ediliyordu. klid d"#" geometrinin ortaya "kmas", klid geometrisinin durumunu derinden sarst" ve gerek dnya ile matematiksel nesneler aras"ndaki ili#kiyi yeniden gndeme getirdi. nsan"n evrensel kesinli$e ula#ma hayalini al"p gtrd. klid d"#" geometri uzun sre ciddi diren, #iddet ve hatta hakaretle kar#"la#m"#t"r. nk klid d"#" geometri ortaya at"ld"$"nda, klid geometrisi iki bin ya#"ndayd". Tm beyinler gemi#te klid geometrisi ile dzenlenmi#ti. Do$aya bak"#"n tek yolu bu geometriydi. Laboevski geometrisi (1829) klid d"#" bir geometridir ve buna gre klid geometrisinin ok bilinen kimi teoremleri evrensel olarak do$ru de$ildir. rne$in, bir genin i a"lar" toplam" 1800 de$ildir. Bu tr gende, i a"lar toplam" genine gre de$i#ir ama daima 1800den kktr. Yine, uzun zaman direnle kar#"la#an Riemann"n kresel geometrisi de klid d"#" geometrilerdendir. Uzaya e$rilik ve burulma ekleyen, genel grelilik kavram"n"n ncs olmu#tur. Riemann sadece uzay"n dz oldu$unu d#nyordu, Einstein ise e$ri olan"n uzay-zaman oldu$unu fark etti. Peki, hangisi do$ru bilimsel ve matematiksel betimlemedir? Yan"t: hepsi! klid geometrisi kk lekte uzay"n iyi bir betimlemesini sa$lar. Fakat daha byk leklerde galaksiler aras" - geerli kabul edilmeyebilir. Bizi evren dzdr diye d#ndren kk lekli yap"lard"r (t"pk" eskiden Dnya dzdr diye d#nlmesi gibi). Evren kreseldir (bu da kesin de$il, incir ya da armut biiminde de olabilir) ve bir k"y"s" bile vard"r! Tablo. klidin Be#incisindeki Sorun... 1.Farkl" herhangi iki noktay" birle#tiren sadece bir tek dz do$ru vard"r ve bu do$ru sz konusu noktalar aras"ndaki en k"sa uzakl"kt"r. 2.Her dz do$ru sonsuza kadar uzat"labilir. 3.Merkezi herhangi bir nokta olan, herhangi bir yar"apl" ember izilebilir. 4.Btn dik a"lar birbirlerine e#ittir. 5.Bir genin i a$lar$n$n toplam$ 1800dir. 19.yzy"l"n ba#lar"nda, evrenin tam bir tan"m"na yakla#"ld"$"na nde gelen bilim insanlar"nca inan"l"yordu. Uzay"n esir adl", srekli bir ortam ile dolu oldu$u d#nlyordu. I#"k "#"nlar" ve radyo sinyalleri, sesin bas"n dalgalar"nda oldu$u gibi, bu esir iinde dalga olarak yay"l"yorlard". Tam bir kuram iin gerekli olan tek #ey, esirin zelliklerini lmekti. Yzy"l"n sonuna gelindi$inde ise, her taraf" kaplayan esir d#ncesinde ayr"l"klar belirdi. Bir dizi deney sonucunda esir diye bir #eyin olmad"$" anla#"ld". Esir yoktu! Bu yzy"l"n ba#lar"nda, do$an"n i#levinin klasik fizik llerinde ok kesin olarak tan"mlad"$" yarg"s"na var"lm"#t". Ancak, bu seyir ierisinde ortaya "kan kuantum mekani$i, klasik fizi$in do$ay" tan"mlamada tek ba#"na ciddi yetersizlikleri oldu$unu ortaya koydu. 3imdi bak"lan noktadan, kuantum teorisinin de baz" eksikliklerinin oldu$u grlmektedir. Sonuta bilimsel do$ruluk zamanla de$i#ir ve bunu da bilimin kendisi yapar. Hem de hi ac"madan... Bu nedenle de bilim elimizdeki tek gvenilir arat"r.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Felsefe ve Bilim

13

Biliminsan Ren Decartes Yaln$zca hayvanlar durmaks$z$n vcutlar$n$ besleyecek besini bulmakla u ra#$rlar, ...insanlar$n, temel d#ncesi, ruhun gerek besini olan bilgeli i aramak olmal$d$r30 der. Bu bilgeli$i arayan da biliminsan"d"r. Biliminsanlar", didinip duran i#i kar"nca gibidirler. Dev bir bilgi hazinesinin olu#mas"na yard"mc" olan birer hizmetkrdan ba#ka bir #ey de$ildirler. Tarihin belli bir dneminde olu#mu# stoktan al"p, buna biraz da kendilerininkini katarlar. Her biliminsan"n"n abas" bilgi okyanusuna bir damla mrekkepli su katmak gibidir. ok k"sa bir sre sonra, yapt"klar" i#ler bireysel ba#ar"larda hep oldu$u gibi- zmsenir, yerlerine ba#ka #eyler konur ve kaybolur. Normal bilim ya da devrimci bilim olsun fark etmez. Mutlaka zaman iinde di$er bilgiler iinde eriyip da$"lacakt"r. Okyanusa at"lan bir damla mrekkepli su gibi. Bilimin ba#ar"l" olmas"n"n nedenlerinden biri znde bir hata dzeltme mekanizmas" ile birlikte yap"lanm"# olmas"d"r. yi bir ara#t"rmac", elde etti$i sonular" abartmak yerine mtevaz" gstermeye dikkat eder. Tabii, ne yaz"k ki baz"lar" sonular" bugn oldu$u gibi yar"n da abartacakt"r. o$unlukla meslekta#lar" bu hatay" ona gstermede ge kalmaz. Bilim, dnyay" olmas"n" istedi$imiz gibi de$il, oldu$u #ekliyle kavratmay" amalayan bir dal oldu$undan bilimsel bulgular her zaman bize anla#"l"r ya da doyurucu gelmeyebilir. Kimi kez akl"m"zda yer etmi# bir yarg"dan kurtulup yenisini kabullenmek bir para aba gerektirebilir. Bilimsel gerekler yerle#ik inanlara meydan okuyabilir.31 Drstlk bizi nereye gtrrse gtrsn tek amac"m"z olmal"d"r: do$ruya yakla#abilmek, do$ruyu bulmak de$il. Biliminsan"n"n ne yapmas" gerekti$ini Robert Barany (18761936) #yle zetler: Ara#t$r$c$n$n al$#mas$ kategoriye blnebilir: %lk olarak; keskin ve net bir alg$lamaya gerek vard$r, nemli gerekleri daha az nemli olanlardan ay$rt etmeye muktedir olmal$d$r, keza ba $ms$z d#nme gcnde olmal$d$r. %kinci olarak; ara#t$r$c$, sonular$n$ tm enerjisi ile savunmal$d$r, hatta bunlar iin kavga vermelidir. nemli gereklerin ihmal edilmekte oldu unu ve hatta unutuldu unu ok s$kl$kla gzlemliyorum. nk bu durum gere i bulan ara#t$r$c$n$n bulduklar$n$n arkas$nda yeterince durmam$# olmas$ndan kaynaklanm$#t$r. Sonu olarak; ara#t$r$c$ kendini izleyenler iin kendi okulunu kurmaya ynelik maksimum enerjisini kullanmal$d$r, nk tek bir ki#i kendi k$sa hayat sreci iinde, zmlenmeye muhta problemlerin ancak kk bir blmn inceleyip, zebilmi#tir. Halil Cibran"n (18831931) deyi#i ile biliminsan" iin, bilgi soyluluk simgesidir; renmek, zalimlerin ya ma edemeyecekleri tek zenginliktir. Bilginin iinizde yanan kandilini sndrecek tek g lmdr... E er bilginiz size nesnelerin de erini retmiyor ve sizi maddiyata ba $ml$l$ktan kurtarm$yorsa, gerekin taht$n$n yamac$na hi bir zaman varamazs$n$z.

30 31

Descartes R. Felsefenin lkeleri. Say Yay. ev: M. Ak"n,1998;35. Sagan C. Karanl"k bir dnyada bilimin mum "#"$". TB TAK yay"nlar". 1998; 22-23.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Felsefe ve Bilim

14

Antika$dan Gnmze: Bilimin K"sa Tarihi


M 4000 Afyon bitkisinin, duygudurum zerindeki ne#elendirici etkileri Smer kay"tlar"na geti. M 2700 Shen Nung, akupunkturun ba#lang"c". M 1700 Sinir sistemi hakk"nda ilk yaz"l" kay"t; Edwin Smith'in cerrahi papirs. Omurilik yaralanmas" olanlar"n tan" ve tedavisinden bahsedildi. lk olarak beyin kelimesi sembolle#tirildi. M 500 Crotona'l" Alcmaion duyusal sinirleri keserek inceledi. M 460 379 - Hippocrates, sara hastal"$"n"n bir beyin bozuklu$u oldu$unu ne srd. M 387 Platon, beynin zihin i#lemlerinin merkezi oldu$unu ne srd. M 335 Aristo uyku zerine yaz"lar yazd"; kalbin zihin i#levlerinin merkezi oldu$unu ne srd. M 335-280 Herophilus, beyin iindeki bo#luklar olan ventrikllerin insan zeks"n"n merkezi oldu$u fikrini ne srd. Daha Yak n Zamanlar 1604 Johannes Kepler, gzdeki retina grntnn nesnelere gre ters oldu $unu ne srd 1609 Keplerin gezegenler yasas" 1611 Lazarus Riverius, bilin (!) bozukluklar" zerine tan"mlamalar yapt" 1649 Ren Descartes, pineal bez beden ve ruhun birle#me merkezidir 1662 Ren Descartes, "De homine yay$mland$ (1650de Descartes lm#t) 1665 Robert Hooke, ilk mikroskobun detaylar" 1675 Newton, "#"k parac"klardan olu#ur fikri 1681 Thomas Willis, Nroloji terimini kulland" Thomas Willis, "Cerebri anatome/Beyin Anatomisi" ngilizce olarak bas"ld" 1687 Newtonun hareket yasalar" 1712 lk buhar makinesi 1717 Antony van Leeuwenhoek, enine kesitte sinir hcrelerini tan"mlad" 1721 "Anestezi" kelimesi ilk olarak bir szl$e girdi (Dictionary Britannicum) 1770 Joseph Priestley, oksijeni hayvanlar"n tketti$ini ve bitkilerin retti$ini ke#fetti 1772 John Walsh, torpedo (elektrik) bal"$" zerinde al"#malar 1773 Joseph Priestley, nitrz oksiti buldu 1774 Franz Anton Mesmer, "animal magnetism" (hipnoz) tan"m" 1800 Alessandro Volta, elektrik kayna$" olarak pil yap"ld" 1808 Franz Joseph Gall, frenoloji zerine al"#malar 1823 Flourens, deneysel olarak beyin k"s"mlar"n" "kard" 1827 Gall, frenoloji d#ncesini ortaya att" 1838 Robert Remak, sinir lifleri ve hcrelerinin ba$lant"l" oldu$unu ne srd 1839 Theordor Schwann, tm organlar"n hcrelerden olu#tu$unu ne srd 1843 James Braid, hipnoz terimi 1846 Bilinci ortadan kald"ran ilk anestezikler kullan"ld"-eter ve gldrc gaz 1847 James Young Simpson, kloroform anestezisi 1849 Hermann von Helmholtz, kurba$a sinirinde ileti h"z"n" lt 1853 William Carpenter, "duyusal ganglion" (talamus) bilincin yerle#im yeri 1861 Broca, konu#ma retim alan"n" ke#fetti 1862 ten yanmal"-patlamal" motor icat edildi 1865 Maxwell, "#"$"n elektromanyetik bir dalga oldu$unu ne srd Clausius, entropi/dzensizlik art"#" kavram"n" ortaya att" 1870 Hayvanlarda i#itmeye ait beyin blgeleri ke#fedildi 1875 Richard Caton, beyinden elektriksel aktiviteyi kaydetti 1876 Bell telefonu icat etti 1882 Paranormal grngleri ara#t"ran Psi#ik Ara#t"rmalar Derne$i (SPR) kuruldu 1883 Victor Horsley, nitrz oksit anestezisinin bilinci geici olarak kald"rd"$"n" gsterdi 1887 Hertz, bir odadan di$erine radyo dalgalar" gndermeyi ba#ard" 1890 Wilhelm Ostwald, sinir iletimi hcre zar" teorisini ortaya att" William James, Principles of Psychologyyi yay"mlad" 1891 Wilhelm von Waldeyer, nron/sinir hcresi terimi 1896 Rudolph Albert von Kolliker, sinirin ana uzant"s": akson terimi 1897 Charles Scott Sherrington, sinir hcreleri aras" ba$lant" yeri: sinaps terimi 1888 Ramon Cajal, sinir hcresi yap"s"n" gsterdi 1898 John Newport Langley, otonom sinir sistemi terimi 1900 Max Planck, siyah cisim "#"mas" ve kuantum mekani$inin do$u#u: Planck sabiti Sigmund Freud, Ryalar"n Yorumu yay"mland"

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Felsefe ve Bilim

15

1902 1903 1905 1907 1909 1911 1913

1914 1915 1919 1920 1921 1923 1924 1926

1927

1928 1929 1931 1932 1933 1935 1936

1938 1943 1945 1947

1948 1949

Julius Bernstein, hcrelerin zar teorisini ne srd Ivan Pavlov, 3artl" Refleks terimi Einstein, foton bir "#"k kuantumu ya da parac"$"d"r, zel grelilik teorisi Alfred Binet ve Theodore Simon, zek testini geli#tirdiler John Newport Langley, reseptr molekller fikrini ortaya att" Korbinian Brodmann, 52 farkl" beyin kabu$u alan"n" tan"mlad" Harvey Cushing, insan duyusal beyin kabu$unun elektrikle uyar"m" Eugen Bleuler, #izofreni terimi ve tan"m" Niels Bohr, atom orbitallerinin kuantum modeli Ramon y Cajal, alt"n-klorr-civa boyas" ile astrositleri boyad" Edwin Ellen Goldmann, kan-beyin engeli byk moleklleri geirmez Edgar Douglas Adrian, sinir hcrelerinde hep ya da hi prensibi Henry H. Dale, asetilkolini izole etti Einstein, genel grelilik teorisi Aspirin reetesiz sat"lmaya ba#land" Cecile Vogt, 200n zerinde beyin kabu$unun i#levsel alan"n" tan"mlad" Parapsikoloji terimi do$du Otto Levi, sinir hcreleri aras" iletimin kimyasal oldu$unu tespit etti del Rio Hortega, mikroglia hcrelerini tan"mlad" Louis de Broglie, parac"klar"n dalga do$as"n"n tespiti Alfred Lotka, zihin kuantum mekaniksel i#liyor olabilir Erwin Schrdinger, parac"k-dalga denklemi Max Born, kuantum mekani$inde dalga fonksiyonu olas"l"k yorumu Paul Dirac, bozon ve fermion ayr"m" Wolfgang Pauli, e# zamanl" momentum ve yer bilinemez Werner Hisenberg, belirsizlik ilkesi Friedrich Hund, kuantum tnelleme Georges Lemaitre, geni#leyen evren modeli Kuantum mekani$i Kopenhag modeli Chester William Darrow, galvanik deri yan"tlar" Paul Dirac, greceli kuantum mekani$i, kar#"t madde kavram" Hans Berger, ilk insan beyin kaynakl" elektrik dalgalar" (EEG) zerine makale Kurt Gdel 24 ya#"ndayken, Gdel Teoremini yay"mlad" 400 kat bytme sa$layan elektron mikroskobu yap"ld" Walter B. Cannon, homeostasis terimi Jan Friedrich Tonnies, ok kanall" beyin elektri$i kaydeden (EEG) makine Edgar Douglas Adrian ve Charles S. Sherrington, sinir hcreleri i#levi zerine Nobel dl Fritz Zwicky, galaktik kmelerde karanl"k madde d#ncesi Einstein-Podolsky-Rosen (EPR) deneyi ve yerel olmayan kuantum mekani$i Erwin Schrdinger, kuantum kedi paradoksu Robert Watson-Watt, radar ke#fi Alan Turing, hesaplanabilirlik Henry Hallett Dale ve Otto Loewi, sinir hcreleri aras"ndaki kimyasal ileti ara#t"rmalar" nedeniyle Nobel dln payla#t"lar lk EEG laboratuvar" kuruldu (Massachusetts General Hospital) Egas Moniz, a$"r #izofrenilerde beyin n lobu cerrahi "kar"m" (lobektomi) Isador Rabi, Manyetik Resonans"n ke#fi Albert Hofmann, bir uyu#turucu olan LSDyi sentezledi Psikokinezi terimi do$du Schrdinger Ya#am Nedir? adl" kitab"n" yay"mlad" Robert Oppenheimer ve arkada#lar$, Atom bombas" lk bilgisayar ENIAC Transistrn icad" Psi terimi parapsikolojiye girdi Claude Shannon, bilgi teorisi ve bilginin llmesi Denis Gabor, hologram teorisi John Von Neumann ve Stainslaw Ulam, tek hcreli makineleri tan"mlad"lar Hendrik Casimir, Ka#imir kuvvetleri teorisi Fred Hoyle, ilk kez Big Bang/Byk Patlama terimini kulland" Horace Winchell Magoun, beyin sap" a$s" sistemini tan"mlad" Giuseppi Moruzzi ve Horace Winchell Magoun, beyin sap" a$s" yap"s" ve uyan"kl"$"n zerinde

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Felsefe ve Bilim

16

1950 1952 1953 1955 1956 1957 1960

1963 1965 1966 1967 1970

1971 1972 1973 1974

1976 1981 1985 1986

1987 1988 1989

etkisi hakk"nda makale yay"mlad"lar John Cade, lityumun bipolar bozukluk zerinde tedavi edici etkisi Elektron mikroskobu ile sinir hcreleri aras" ba$lant" yerleri (sinapslar) grntlendi Paul Dirac, sicim teorisi Hodgin-Huxley-Katz, voltaja ba$l" iyon ak"m"n" sinir hcrelerinde gsterdi Crick ve Watson, DNA ift sarmaldan yap"lm"#t"r Eugene Aserinski ve Nathaniel Kleitman, uykuda ortaya "kan h"zl" gz hareketlerini (REM) tan"mlad" John Wheeler, Planck le$inde uzay-zaman kp$n tan"mlad" Ilya Prigogine geri dn#msz-tersinmez i#lemlerin termodinami$i yon mikroskopta, tek tek atomlar"n grntlenmesi W. Penfield ve T. Rasmussen, devinimsel ve duyusal beyin kabu$unu haritalad" Kunio Yasue, Gordon Globus ve arkada#lar". Yasue, 1960da Hiroomi Umezawa tarf"ndan geli#tirilen kuantum alan teorisi (QFT) zerine yeni bir katk" yaparak, sinir hcrelerinden daha ilkel kortikonlar fikrini ne srd. Umezawa Kuantum Nrofiziki ba#latarak, klasik dnyan"n, beyindeki kuantum bilgi i#lemesinden nas"l kken alabilece$ini tart"#t". Yasuee gre, beyin makroskobik bir kuantum sistemidir. zellikle, sinir hcreleri aras"ndaki su megamoleklleri zerine yo$unla#arak, geni# bir kuantum a$" olu#turabileceklerini ne srd. Ayr"ca, Frhlich sistemi, sinir hcreleri iindeki mikrotbllerin de kuantum sistemine kat"ld"$"n" belirtti. John Carew Eccles, Alan Lloyd Hodgkin ve Andrew Fielding Huxley sinir hcresi zar"n"n al"#ma mekanizmalar" zerine yapt"klar" ara#t"rmalar"ndan dolay" Nobel dln payla#t"lar Melzack R ve Wall PD. A$r"n"n olu#umunda ve alg"lanmas"nda Kap" Kontrol Teorisi Katz B ve Milhedi R, Sinir hcreleri aras" ba$lant" yeri kesecik sal"n"m" Kalsiyum Hipotezi Bass L ve Moore WJ, Sinir hcreleri aras" ba$lant" yeri kesecik sal"n"m" Termodinamik Teorisi De Vault ve ark. Biyolojik yap"larda elektron tnellemenin gerekle#me ihtimali Evan H Walker, sinir sisteminde i#leyebilecek, sinir hcreleri aras" (sinaptik) tnellemenin kuantum modelini yapt". Ve 1977deki Internatonal Journal of Quantum Chemistryde zor da olsa yay"mland". 1974de dergiye gnderilen makale, ancak 1976da tekrar gzden geirildikten sonra kabul edildi ve 1977deki say"s"nda yay"mland" Pant HC ve Rosenberg B, Yapay biyo molekler lipit zarda kuantum mekaniksel tnelleme ba#ar"ld" ve zellikleri tan"mland" Yapay biyo molekler zar"n Zener diyodik davran"#" gsterildi lk mikroi#lemci retildi Bilgisayarl" grntlemede (BT) x-"#"nlar" kullan"ld" Remler MP. Sinir hcreleri aras" ba$lant" yeri kesecik sal"n"m" Zar Bariyer Teorisi x-"#"nl" bilgisayarl" tomografi yap"ld" Thomas Nagel Bir yarasa olmak nas"l bir #eydir? argman"n" ve znel bilin deneyimini tart"#t" Bir fare beyninden Manyetik Rezonans Grnt (MRG) elde edildi M.E. Phelps, E.J. Hoffman ve M.M.Ter Pogossian, Pozitron Emisyon Tomografisi (PET) grntlemeyi geli#tirdi Roman Ingarden, kuantum bilgi teorisini olu#turarak Shannonun bilgi teorisinin do$rudan kuantum durumuna uygulanamayaca$"n" gsterdi Richard Feynman, kuantum i#lemlemenin olabilece$ini ve ileride bu tipte al"#an bilgisayarlar"n ok h"zl" olaca$"n" ortaya att" David Deutsch, evrensel kuantum bilgisayar" (t"pk" evrensel Turing makinesi gibi) tan"mlad". Birok farkl" kuantum algoritmas"n"n yap"labilece$ine inanc" glendirdi. Patricia Churchland, Nrofelsefe kitab"n" yay"mlad" Herbert Froehlich, Bose-Einstein Yo$unla#mas" (BEC) biyolojik sistemlerde (bitki ve hayvanlarda) de olu#abilir John Eccles, beyin kabu$undaki sinir hcreleri aras" ba$lant"lar"n uyar"lara kuantum olas"l"k kurallar"na gre yan"t verdiklerini, kuantum belirsizli$inin de bir i#lev alabilece$ini ne srd. Madde olmayan zihnin (psikon), kuantum s"ramalar" yolu ile bedene istendi$inde etki edip, hareket olu#turabilece$ini ne srd Stuart Hameroff, Ultimate Computing; Biomolecular Consciousness and nanotechnology yay"mland" Video CD (VCD) sat"#a sunuldu Atiyah, Witten, Topolojik kuantum alan teorisi Ian Marshall, bilincin ve yo$unla#malar"n holistik zelli$i aras"ndaki benzerli$e dikkat ekti. Ve bilincin bu tr bir Bose-Einstein Yo$unla#mas"ndan do$abilece$ini ne srd. Bennett and Brassard, kuantum bilgisayar

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Felsefe ve Bilim

17

1990 1992 1993 1994

1995 1996

1997 1998 1999 2000 2001 2003 2003 2004

2007 2008

Roger Penrose, The Emperor's New Mind: Kral"n Yeni Usunu yay"mlad" Beyin On Y"l" ilan edildi #levsel manyetik rezonans beyin grntlenmesi (fMRI) gerekle#tirildi Bili#sel y"k"m ve istemsiz hareketlerle karakterize olan Huntington hastal"$"n"n sorumlu geni gsterildi Daha ok, beyinde kuantum fizi$inin i#leyi# teorilerinin konu edildi$i; Toward a Scientific Basis for Consciousness "Tucson I" ilk toplant"s" yap"ld" Roger Penrose, Shadows of the Mind: A Search for the Missing Science of Consciousness John C. Eccles, How the Self Controls Its Brain yay"nland" Peter Shor, kuantum algoritmas"n" geli#tirdi. Daha sonra kuantum hata dzeltme #emas"n" tan"mlad". Bylece evreden kaynaklanan etkiler, hata dzeltme ile en aza indirildi ve byk lekli kuantum bilgisayarlar yapman"n yolu a"ld" GENESIS bilgisayar program" ile gereki sinir a$lar" modellemesi yap"ld" Cornell, Wieman, Anderson, atomik gazda Bose-Einstein yo$unla#mas"n" ba#ard" DVD (Digital Versatile Disc) sat"#a sunuldu David Chalmers, zor ve kolay bilin sorular"n" s"ralad" Steven Lamoreaux, Casimir kuvvetinin llmesi Lov Grover, kuantum veritaban" arama algoritmas"n" geli#tirerek, ok iler h"zlarda aramak mmkn hale geldi Tek kubitli (1-qubit) manyetik rezonans bilgisayarlar ba#ar"ld" ki kubitli (2-qubit) manyetik rezonans bilgisayarlar ba#ar"ld" kubitli (3-qubit) manyetik rezonans bilgisayarlar ba#ar"ld" Be# kubitli (5-qubit) manyetik rezonans bilgisayarlar ba#ar"ld" Arvid Carlsson, Paul Greengard ve Eric Kandel, sinir sisteminde uyar" iletimi-bellek konusunda yapt"klar" al"#malar nedeni ile Nobel dln payla#t"lar. Yedi kubitli (7-qubit), her biri yedi atom ieren, 1018 benzer molekl kullan"larak, Shor algoritmi ile al"#an, manyetik rezonans molekler bilgisayar olu#turuldu Sinir sisteminde kuantum fizi$inin i#leyi# teorilerini ele alan, NeuroQuantology dergisi (An Interdisciplinary Journal of Neuroscience and Quantum Physics) yay"mlanmaya ba#lad". Bilin, kuantum fizi$i ve beynin ele al"nd"$", Kuantum Zihin 2.kongresi yap"ld" Kuantum Zihin toplant"lar"n"n 3. yap"ld" Oda "s"s"nda stn iletkenli$e imkn verecek, Fermionik yo$unla#ma, maddenin yeni bir hali olu#turuldu. 113 ve 114. element yapay olarak olu#turuldu Salzburg, Kuantum Zihin Konferans"n"n 4. yap"ld". NeuroQuantology dergisi, uluslararas" indekslere (SCI) kabul edildi.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Felsefe ve Bilim Kimin "i Olarak Ortaya #km#"t#r?


Felsefe bir Yunan i"i olarak d"nlebilir mi ya da d"nlmeli midir? Felsefe bir geofelsefe olmas#na kar"#n, co$rafya sadece fizik ve insan co$rafyas# de$ildir. Zihinsel bir co$rafyay# da beraberinde ta"#r. Asl#nda Yunanl# felsefeciler yurtlar#ndan kopmu" yabanc#lar olmas#na ra$men felsefeyi byten Yunanl#d#r.1 Felsefenin Yunan Mucizesi oldu$u gr" tarihsel sreklilik olgusu ile eli"ir. Frans#z tarihi Emile Brehier, lk Yunan felsefecilerinin gerekte bir "ey icat etmek zorunda kalmad#klar#n# Mezopotamyal#lara ait yarat#l#" efsaneleri gibi metinlerin kopyaland#$#n# syler. Bertrand Russelda Tarihte Yunan uygarl#$#n#n birdenbire do$u"unu a#klamak kadar g ve "a"#rt#c# bir i" yoktur der. Yunan medeniyetinin kkeninde M#s#r ve Mezopotamya oldu$unu belirtir. Farabi de Eskiden Irak halk# olan Kildanilerde ortaya #km#"; oradan M#s#r halk#na ula"m#"; sonradan Yunanl#lara, onlardan da Sryanilere gemi" ve bylece Araplara ula"m#"t#r tespitini yapar. Felsefe ve Bilim Yunan "i midir? Uzun bir zaman boyunca, a$da" uygarl#$#n Roma ve Grek uygarl#klar#n#n hediyesi oldu$una inan#ld#. 1799da M#s#r hiyegrolif yaz#s#n#n de"ifre edilmesi ve bunu izleyen arkeolojik u$ra"lar, Yunan uygarl#$#ndan ok nceleri M#s#rda var olmu" daha yksek bir uygarl#$#n varl#$#n# ortaya koydu. M 3000lere uzanan bu uygarl#k, Helen uygarl#$#ndan 2000 y#l daha eskiydi. Sonraki dnemlerde yap#lan arkeolojik kaz#lar, Hititler gibi ba"ka uygarl#klar#n da varl#$#n# ortaya koydu ve anla"#ld# ki, M 5. yzy#lda, olgunlu$una eri"en Yunan d"ncesi kkenini daha eskilerden al#yordu: M#s#r, Anadolu (Kk Asya) ve Mezopotamya. nsano$lu yrmeye ba"layal# beri co$rafyada yer de$i"tirmi" ve kar"#l#kl# ili"kilere girmi"tir. Bu ili"ki do$rudan ziyaret, ticaret ya da sava"la i"gal "eklinde olmu"tur. Trkiyede, Ka" a#klar#nda bulunan Uluburun bat#$# bir ticaret gemisiydi; modern analiz yntemleri ile M 1400 y#llar#na tarihlenmektedir. Yap#ld#$# malzeme ve ta"#d#$# yke bak#ld#$#nda, Akdeniz evresinde ya"am#" uygarl#klar#n ok yak#n ili"ki iinde olduklar#na dair kan#tlar ok a#k olarak grlr. Yap#lan incelemelerle, geminin en az yedi uygarl#$#n rnlerini ta"#d#$# anla"#ld#: Mikenler (Yunanistan), Kenanl#lar (SuriyeFilistin k#y#lar#), K#br#sl#lar, M#s#rl#lar, Kassitler (Babil), Asurlular, Nbyeliler. Bylesi s#k# ticaret ili"kisi, mutlaka bilim-sanat-felsefe ili"kisini de beraberinde ta"#yacakt#.2 M 560-527 y#llar# aras#nda Homerosun eserlerinin, Yunan yar#madas#na geti$i ve Atinada festivallerde belli bir s#ra ile okunmaya ba"land#$# anla"#lm#"t#r. yon bilinci, Anadoluda geli"tikten ancak yzy#l sonra Yunanistana geti. Herodot Homeros ile Hesiodos Grek tanr#lar hanedan#n# kurdular, onlara adlar#n# takt#lar, grevlerini ve sanatlar#n# tayin ettiler diye yazar ve bu i"in, kendi gnnden (M 430) drt yzy#l nce oldu$unu belirtir.3 Elbette ki kltr ak#"#n#n nedeni sadece ticari gei"ler de$ildi. "gal ve sava"lar da dolayl# olarak kltr ve bilim gei"ine neden oluyordu. Bu olaydan ok daha nce, M 490 y#l#nda Yunanistan# Persler i"gal etmi"ti. Beraberlerinde do$u kltr ve d"ncesini de gtrm"lerdi. Makedonyal# Byk skenderin M 300lerde Hindistana

Deleuze G ve Guattari F. Felsefe Nedir? YKY. ev: T. Ilgaz. 6.Bask#, 2001;81-92. Bass GF. Tun a$#n#n ihti"am#. National Geographic Trkye. Kas#m 2001;79 3 Halikarnas Bal#k#s#. Anadolu Tanr#lar#. Bilgi yay. 1985;22.
2

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

2
kadar gitti$i d"nld$nde, etkile"imlerin ka#n#lmaz oldu$u daha kolay anla"#l#r olacakt#r.
Eski M s r Frigya-Smer-Hitit

in Felsefesi

Hint Felsefesi

Grek ve Roma Felsefesi

slam Felsefesi
Erken Modern Avrupa Felsefesi Modern Felsefe

Yunan felsefesinin etki alt#na kald#$#, co$rafyaya ini de eklemek gerekir. Yaz#l# kaynaklar olmamas#na kar"#n, in felsefesinin gemi"i epey eskidir. in felsefesi, M 6. yzy#lda ortaya #km#"t#r. Bu dnemde gezgin filozoflar arac#l#$#yla, d"nceler szl olarak yay#lm#"t#r. lk biimsel temsilcisi konfyusuluk, son temsilcisi ise Taoizm olmu"tur. Daha sonralar#, nc nemli okul olan Budizm de in felsefesine dahil olmu"tur. Konfyusuluk insan yolunu $retirken, Taoizm do$an#n yolunu $retir. Konfcyusculuk, mistik-metafizik a#klamalar# iermez, politiktir. Taoizm ise geni" lde mistik-metafizikseldir. Bu iki ak#m daha ok birbirini tamamlar niteliktedir. Daha sonralar# bu iki ak#ma Budizm eklenmi"tir. Bu ak#m#n etkisi do$rudan de$il, inin co$rafi olarak daha bat#s#ndaki kltrler arac#l#$# ile olmu"tur. M 322de skenderiyenin kurulu"undan nce, M#s#r kaynaklar# hakk#nda hibir "ey hayatta kalmam#" denilebilir. E$er Yunan felsefecilerinin M#s#r d"ncesinden s#k# s#k#ya etkilendi$ini ne sreceksek, buna ait paralel yaz#lar veya do$rudan yans#malar# grmemiz gerekir. Yunan felsefesi zaman#nda bunu bulamay#z. Basit olarak, M#s#rdaki bilgelik/ak#l kaynaklar# Aristoteles ve Platon felsefi yaz#lar#ndan farkl#d#r. Bunun yan#nda Yunan felsefesine benzeyen bir M#s#r felsefesi de yoktur. Dolayl# yoldan elde edilen, Yunan felsefesi zerinde M#s#r etkisi bilgileri de az de$ildir. rne$in, Platonun Timaeus ve Critias adl# eserinde, Atlantis yksnden bahseder ve atalar# olan Solonun bu bilgiyi, Firavun II. Amasisi (M 569) ziyareti s#ras#nda M#s#rl# bir rahipten $rendi$ini belirtir. Platonun eserlerinde M#s#rla ilgili bilgilerin olmas#, M#s#ra gitti$i anlam#na gelmez. nk Platon hibir eserinde M#s#rda bulundu$unu yazmaz. Platona kaynakl#k eden Solon bir ticaret adam# oldu$undan, lke lke dola"mas# me"hurdur. Atinal# Solon, M 6. yzy#lda ya"am#"t#r ve Yunan kltrnn ilk temsilcisi say#l#r. Anadoluya yapt#$# seyahatleri sonras#nda yaz# yazmas#n# $rendi ve sosyal kurumlar# grd. Anadoluda $rendi$i yon lehesi ile "iirler yazd#. Yunanl#lar#n, M#s#rdan ald#klar#, d"nselden ziyade bilimsel do$adaki bilgidir. Thalesin (M 6. yy) ilk element olarak belirtti$i su, Babil efsanelerinden gelir. Bunun yan#nda, Pisagorun M#s#r# ziyaret etti$i ne srlr. Pisagorun lmnden yzy#l sonra Herodot ruhlar#n gei"i fikrini Pisagora ba$lar. Bunun erken Yunan d"ncesinden ziyade, M#s#r kkeni vard#r. Pisagorun bir sre M#s#rda kald#$# ve M#s#r dini zerine al#"malar yapt#$#, astronomi ve geometri $rendi$i konusunda iddialar da vard#r. Ancak, M#s#ra gitmeden nce, Suriyeye gidip by konusunda al#"malar yapt#$# ne srlr. Pisagor gibi Demokritusun da (M 5.yy) M#s#rda be" y#l astroloji ve Nilin ykselme nedenleri zerine al#"t#$# ne srlr. Birok Yunan felsefecisi, Nil ile ilgilenmi"tir ve bu

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

3
da, M#s#r# ziyaret ettikleri kan#s#n# glendirir. Di$er bir felsefeci Exodusun da (M 4.yy) astroloji ve geometriyi M#s#rda $rendi$i konusunda kan#tlar vard#r.4
Kk Asya (Anadolu) felsefeci ve d"nrleri. ADI M 9 ve 5. yzy&l aras& Thales Anaksimandros Anaksimenes Pisagor Ksenophanes Herakleitos Hekataios Kadmon Anakharis M 5. ve 4. yzy&l aras& Anaksagoras Herodot Hipokrat Protagoras Skylaks Epikr Diojen Demokritos Leukippos Ktesisas Kleantes Herakleidis Theophrastos Ephoros Theopompos Helenistik devir ve Roma devri Diphilos Pausanias Strabon Galen Arrianos Cassius Dio Epiktetos Dionysios
5

YA#ADI$I YER Milet Milet Milet Sisam adas# Kolophon Efes Milet Milet Trakya Kilizman Halikarnas stanky Trakya Mu$la Sisam Sinop Trakya Trakya Knidos Ayval#k Ere$li Midilli andarl# Sak#z Sinop Salihli Amasya Bergama Bursa znik Hierapolis Halikarnas

Btn bunlara kar"#n, Yunanl#lar#n, felsefelerini M#s#rdan ald#klar#na dair kesin kan#t ne srlemez. Sonuta, kom"ular# olan Hititler, Fenikeliler, Medlerle ticari-sosyal ili"kiye getiler. Ancak, bu ili"ki yakla"#k, M 2000 ile M 600 y#llar# aras#nda, Yunan felsefesi zerinde M#s#r etkisini do$urdu. Yunan uygarl#$#n#n ald#klar#na ve nceki esinlenmelerine k#saca gz atacak olursak:6 1. Eski Greke, yeni Greke ve Latince temel olarak Kenan ve Fenike alfabesinden gelmektedir. Anadoludan Yunanistana geen nemli "eylerden biri Fenike alfabesidir. Bu fonetik alfabe, ilk olarak Anadoluda kullan#lm#"t#r. 2. Yunan tanr#lar#n#n kkeni Anadoluya kadar uzanmaktad#r. Zeus Giritten, Afrodit K#br#stan, Poseidon Anadoludan al#nm#"t#. Biraz daha uza$a gidildi$inde Smerlerin efsane kahramanlar#na Yunan mitolojisinde s#ka rastlan#r: lleri yeralt# nehrinde kay#kla gtren Charon, yeralt# nehri olan Styx, Zeus ve Poseidonun karde"i olan yeralt# kral# Hades (Smerde Kur). Hepsi yer de$i"tirmi" d"nce rndr.

Patter R. Black Athena, Afro-Centrism, and the History of Science. Lefkowitz MR ve Ropers GM (Editr). Black Athena Revisited. Chapel Hill, NC: University of North Carolina Press, 1996. 5 Halikarnas Bal#k#s#. Anadolu Tanr#lar#. Bilgi yay. 1985;34. 6 Halikarnas Bal#k#s#. Anadolu Efsaneleri ve Anadolu Tanr#lar#. Bilgi yay. 1985.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

4
3. Anadoludaki Hitit uygarl#$#n#n efsanelerinin o$unun temelinde Smerlerin efsaneleri bulunabilir. Mezopotomyadaki Smer ve Akadlar ile Anadoludaki Hititler aras#nda Hurriler ya"#yordu. Hurrilerin varl#$# Bat# Anadoluya kadar uzanmaktayd#. Bununla ba$lant#l# olarak Yunan mitolojilerindeki Heraklesin kkeni Smerlilerin G#lgam#" efsanesinde bulunabilir. Heraklesin evlendi$i Hebenin de Hitit tanr#as# Hepa oldu$u ykye bak#ld#$#nda grlmektedir.. 4. Yunan astronomi bilgisinin kayna$#, Mezopotamya blgesindeki Kalde'dir; de$i"mez bir "ekilde, daha nceki dnemdeki Kaldeliler kendilerini izleyen halklardan ok daha fazla ve ok daha do$ru bilgiye sahip olmu"lard#r. Kadim dnyan#n her yerinde, nesiller boyunca "Kaldeli" ad# "y#ld#z gzleyen", yani gkbilimci ile e"anlaml# olmu"tu. Smer miras#ndan ciddi "ekilde yararlanm#"lard#. 1922 y#l#nda Uluslararas# Astronomi Derne$i kkenini Yunanl#lardan alan 88 tak#my#ld#z# kabul etti. Kkenleri Yunanl#lara atfedilmesine ra$men, tak#my#ld#zlar#n sembolize edilmesi ve adland#r#lmas#, Yunan kltrnden ok daha nce, M 1700lerdeki Mezopotamya kltrne kadar uzan#r. M 1300lerde yaln#zca birka tak#my#ld#z# tan#mlanm#"ken, M 1100lerde Smer tabletlerinde tan#mlanan tak#my#ld#z# say#s# 30dan fazlad#r. Bu dnemde Mezopotamya izlemlerinin o$u 33-36 derece enlem aras#nda yap#lm#"t#r. Btn bunlar MUL.APIN denilen tabletlerde kay#tlanm#"t#r. Yunanl#lar toplam 20 tak#my#ld#z ve ad#n# do$rudan Smerlerden alm#"lar, di$er 10unun ise y#ld#zlar# ayn# olmas#na kar"#n isimlerini de$i"tirmi"lerdir. Peki, en eski Yunan kaynaklar#nda tak#my#ld#zlarla ilgili veri yok muydu? Homerin (M 8. yy) ve Hesiodun yaz#lar#nda sadece iki tak#my#ld#z (Orion ve Byk Ay#) ve iki y#ld#z kmesinden (Yedi K#zkarde" ve Hyades), iki y#ld#zdan (Sirius ve Acturus) bahsedilir. Bundan daha fazlas# yoktur. Yakla"#k M 500den nceki di$er tm Yunan kaynaklar# y#ld#zlar hakk#nda bir "eyden bahsetmezler. Yakla"#k M 400lerde Smer-Babil zodiyak sistemi Yunanistana geer.7

Schaefer BE. The origin of the Grek constelleations. SciAm Kas#m 2006;70-75.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Atom denilen ey

Res extensa: Atom Denilen ey

!lk bak#$ta dnya, iki tr olgudan olu$uyor gibi grnr: zihinsel deneyimler ve fiziksel nesneler. Ren Descartes (15961650) bu iki kategoriye res cogitans (d$nen $ey) ve res extensa (yer kaplayan $ey) adlar#n# vermi$ti. lkeler adl# eserinde, sanki bugnk anlamda kabul edilen her $eyin ayn# atomlardan yap#ld#%#n# (beynimizdeki ve bu k%#ttaki karbon atomu aras#nda hibir fark yok) ve hatta maddenin son yap# ta$lar#n#n (kuark gibi) ayn# oldu%unu ifade edercesine btn evrende var olan madde birdir ve ayn#d#r diye yazar.1 Res extensa uzayda bir yer i$gal eden ve uzam, ktle, elektrik yk gibi nitelikleri olan maddi nesneler taraf#ndan meydana getirilir. Farkl# olarak, zihinsel dnya, maddi olmayan nesnelerden bir araya gelmi$tir. Sadece d$ncelerden olu$ur. Uzayda belli bir yer kaplamaz ve res extensadan do%ar. Yani, d$nce evreni fiziksel evrenden yal#t#lamaz ve gl bir biimde ona ba%l#d#r. Fiziksel dnya yeni d$ncelerin kayna%# olarak da i$ grr. Zihinsel d$nceler ise, evremizdeki maddi nesneleri yeniden dzenleme iin ara olarak bedenimizi kullan#r.

Bu konudan ama, maddenin temel yap#s#n# basite anlayabilmek ve bu maddenin temel yap# ta$lar#n#n-belki de son yap# ta$lar#n#n-sinir hcrelerinin fiziksel yap#s#n#n bir paras#n# olu$turdu%unu bilmek, burada geerli olan kurallar#n sinir hcresi ya da onlar#n olu$turduklar#, sinirsel a%lar ve beyin zerine nas#l etki edebileceklerini kavramaktan ibarettir. Madde denilen $ey asl#nda ayn#d#r. Y#ld#zlar# olu$turan atom yap#lar# ile beynimizi olu$turan atom yap#s# ve canl#larla cans#zlardaki atomlar da ayn# oldu%una gre konuya k#sa da olsa de%inmek gerekir. Kurba%alar, ta$larla ayn# grup atomlardan yap#lm#$lard#r, ancak dzenleni$leri farkl#d#r. Bedenimizdeki her demir atomu ve dnyam#zdaki her lityum atomu y#ld#zlar#n iindeki reaksiyonlar#n art#k rnleridir. Buradan bak#ld#%#nda, beynimiz de ayn# atomlardan olu$maktad#r. Eski Yunan felsefecilerinin ortaya att#klar# atom varsay#m#, Demokritus (M 450 y#llar#) ve Leukippos taraf#ndan ba$lat#ld#. M 1. yyda Lucretius (M 9449) Do"an%n Niteli"i adl# eserinde atomlardan grnmedikleri halde varl#klar#n# kabul etmek zorunda oldu%umuz nesneler olarak bahsediyordu. Atomlar#n blnemez en kk yap# oldu%u varsay#m#, tart#$mal# dnemlerden getiyse de uzun as#rlar etkinli%ini korudu. Ancak 19. yyda, Joseph Thomsonun (18561940) elektronu ke$fi (1897) ile atomun blnmezli%ine ili$kin yzy#llarca var olan gr$ sars#ld#. Bu durumda atom bile$ik bir cisim ve elektron da atomun bile$enlerinden biri kabul ediliyordu. Buna gre, atom eksi ykl elektron yan#nda art# ykler de ta$#mal#yd#. Bylece protonlar ortaya #kt#. Ard#ndan Ernest Rutherford (18711937) bu proton ve ntronlar#n, 4 atomdan 10 kez daha kk blgeye s#k#$t#%#n# ve atomun asl#nda bo$ oldu%unu ne srd. Bylece, 1910lu y#llarda ortada kk bir alana s#k#$m#$ ekirdek ve ok uza%#nda bulunan elektronlar nedeniyle, gezegen sistemine benzeyen Rutherford atomu denen atom modeli

Herbert N. Temel Bilin: #nsan Bilinci Ve Yeni Fizik. Ayna Yay&nevi. #stanbul. Kas&m 1999; 23.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Atom denilen ey

ortaya #kt#. ok gemeden, bu modelin yetersizlikleri deneysel al#$malarda do%ruland#. Modele gre elektronlar art# ykl ekirdek zerine d$meliydi. Oysa d$myorlard#. Elektronun 1897deki ke$finden 14 y#l sonra, 1839 kat daha a%#r olan proton ke$fedildi. Bir 21 y#l sonra ise yksz ekirdek eleman# olan ntronun varl#%# ortaya konuldu. Bu ntronlar ve protonlar merkezdeki ekirde%i olu$turuyordu. Atomun yar#ap# 10-8 cm, ekirde%in yar#ap# ise 10-12 cm kadar oldu%undan, ekirde%in hacmi, atomun hacminin 10 milyarda birini te$kil ediyordu. yle ki, ekirde%in 10-13 cm olan ap# ile, atomun 10-8 cm olan ap#n# k#yaslad#%#m#zda $yle bir sonu ortaya #kar: Atomu bir kre $eklinde kabul ederek bu kreyi tamamen ekirdekle doldurmak istedi%imiz takdirde bu i$ iin 1015 atom ekirde%i gerekecektir. Boyutlar# atomun 10 milyarda biri olmas#na ra%men, ekirde%in ktlesi atomun ktlesinin %99.95'ini olu$turmaktad#r. Yani, atomun tm ktlesi ekirdekte toplanm#$t#r.2 Bu ekirdek, merkezi siyasi idare gibi atomun sosyal ve politik tm zelli%ini belirler. 1932ye kadar elektron, proton ve ntronun varl#%# tm atom ve parac#k fizi%ini a#klamak iin yeterliydi. Ancak daha sonra atom alt# parac#klar adeta uzaydan ya%mur gibi ya%d#. Zamanla parac#klar o kadar artt# ki, baz# bilimadamlar# yeni parac#klar#n tespit edildi%ini duyunca bunu kim #smarlad# bile demeye ba$lad#. Bugn iin yakla$#k olarak 200den fazla atom alt# parac#k bilinmektedir.
Tablo 1. Maddenin temel yap# ta$lar# fermionlar olan lepton ve kuarklardan olu$ur. Her lepton ve kuark#n kendine ait belirleyici zellikleri vard#r. Tabloda, simgeleri, a#k adlar# ve spinleri gsterilmi$tir.

ne
Leptonlar
elektron ntrinosu 0 e Elektron -1 u Yukar# d A$a%# +2/3

v
Mon ntrinosu 0 Muon -1 c Cazibeli s Acaip +2/3

vt
tau ntrinosu 0 t Tau -1 t st b Alt +2/3

Kuvvet Ta !y!c !lar!

foton g gluon Z bozonu W bozonu


0

Ba$lang#ta fizikiler ktlelerine gre onlar# iki gruba ay#rd#lar: Mezonlar ve baryonlar olarak. Mezonlar#n (orta) a%#rl#klar# elektronlardan fazla, fakat protonlardan daha hafifti. Baryonlar#n (a"%r) a%#rl#%# protondan fazlayd#. Bugn modern s#n#flama parac#klar#n a%#rl#klar#na gre de%il, spinlerine gre yap#lmaktad#r. Spin, bir parac#%#n i a#sal momentumudur ve birimi & -34 ile gsterilir (&=1,055x10 Js). Mezonlar tam, baryonlar ise yar#m spinlidirler. Tam ve yar#m spin Planck#n sabiti (&) biriminde llr ve &=h/2(ye blnerek hesaplan#r. Spin, ktle ve yk gibi parac#klar#n i, zgn zelli%idir. Kuantum kuram#n#n zorunlu bir sonucudur. Parac#k ve parac#k sistemlerinin kuantum durumlar#n#n tam olarak belirlenebilmesi iin di%er kuantum say#lar# ile birlikte spin kuantum say#lar#n#n da belirlenmesi gerekir. Kuantum mekani%indeki spin a#sal momentumu, klasik mekanikteki kat# cisimlerin spin a#sal momentumu ile ayn# $eyi ifade etmez. Kat# cisimler bir simetri ekseni etraf#nda dn$lerinden dolay# klasik spin ve yrnge hareketlerinden dolay# da yrngesel a#sal momentuma sahiptirler. rne%in, dnya kendi ekseni etraf#nda dnmesi ile spin ve Gne$ etraf#nda dnmesi ile de yrngesel a#sal momentuma sahiptir. Kuantum mekaniksel spin iin byle bir benzetme yap#lmaz. Spin parac#%#n kendi ekseni etraf#nda dnmesi ile ba%da$maz. Spin a#sal momentumun klasik fizikte bir kar$#l#%# yoktur.3 Kuantum mekani%inde, klasik mekanikteki gibi yrnge kavram# zaten bulunmaz. nk sistem sonlu veya tm uzaya da%#lm#$ dalga fonksiyonu ile betimlenir. Spin, belirli trden parac#klar iin daima ayn#d#r. Spin, Planck sabiti denen bir birimle llr. Yaln#zca tam ve buuklu de%erler olabilir. Elektron, ntron ve protonun spini daima )/2dir. Spini )/2nin tek tam say# kat# (yani &/2, 3&/2) olan parac#klara fermion ad# verilir. Geriye
2 3

Hooft G. Maddenin Son Yap&ta lar&. TB #TAK. 1999; 8 Dereli T, Verin A. Kuantum Mekani'i, METU Press, Cilt 2, 2000;16-21

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Kuarklar

Atom denilen ey

kalan parac#klar &/2nin tam say# katlar#d#r (0, &, 2&, 3&) bunlara ise bozon ad# verilir. Spinlerin yukar#-a$a%# olmas#yla sa%a-sola olmas# aras#nda herhangi bir uzaysal fark yoktur. Spini olan birok parac#k spinlerinin ynne ba%l# olarak uzayda manyetik bir alan olu$turur. Bu anlamda bu parac#klar kk, iki kutuplu bir m#knat#s olarak d$nlebilir. Her parac#k mmkn kutuplanma s#n#flar#ndan birinde bulunmal#d#r.
Tablo 2. Hadronlar kuarklardan olu$ur ve baryon-mezon olarak iki alt s#n#f# vard#r. Baryon ve mezonlar#n iyap#lar#, yk ve spinleri. Baryonlar , mezonlar iki kuark birle$iminden olu$ur. A!k ad! Kuarklar! Ykleri Spini BARYONLAR p Proton uud +1
-

n *0 +-0 MEZONLAR p+ kk0 r+ D+ hc

Antiproton Ntron Lambda Omega Sigma-c Pion Pion Kaon Rho D Eta-c

anti u,u, d udd uds sss uuc u, anti d s, anti u d, anti s u, anti d c, anti d c, anti c

-1 0 0 -1 +2 +1 -1 0 +1 +1 0

0 0 0 1 0 0

3/2

Mezonlar ve baryonlar birlikte hadronlar (gl-kuvvetli) olarak adland#r#l#rlar. nk bu parac#klar#n tm do%an#n gl kuvvetini hissederler. Bu kuvvet atom alt# parac#klar# bir arada tutar. Gl kuvvet d$ncesi proton ve ntronlar#n 1930larda bir arada d$nlmesi ile ortaya #kt#. Ancak, kavranmas#n#n zorlu%undan dolay# uzun y#llar tart#$ma konusu oldu. 1961de Murray Gell-Mann ve Yuval Neman taraf#ndan tart#$ma sonland#r#ld#4 ve atom alt# parac#klar#n belirli bir matematik simetriye gre grupland#%# ortaya konuldu. Ayn# spinli sekiz mezon ya da ayn# spinli sekiz baryon ok gzel $ekilde s#n#fland#r#ld#. Buna kar$#l#k gelen matematiksel yap# spersimetri-3, SU(3) olarak adland#r#ld#. Gell-Mann, Budistlerin Nirvanaya ula$mas# iin #k#lmas# gereken sekiz do%ru a$amadan (do%ru grmek-niyet-konu$ma-eylem-ya$ama-aba-d$nceli olmayo%unla$ma) esinlenerek bunu sekiz katl# yol (eightfold way) olarak adland#rd#. Gell-Mann ve George Zweig, birbirinden ba%#ms#z olarak bilinen hadronlar#n alt temel parac#%#n bir araya gelmesinden olu$tu%unu fikrini ne srdler. Gell-Mann alt temel parac#klara da, James Joyceun (18821941) Finnegans Wake adl# kitab#ndaki bir ifadeden esinlenerek (Muster Marka Kuark!) Kuark ad#n# verdi. Bu teorik kuarklar di%er parac#klar gibi de%ildiler. Bir arada bulunmay# seviyorlard#. farkl# e$nide bulunuyorlard#: yukar#-a$a%#-acayip (up-down-strange). Yeni bak#$ a#s#na gre baryonlar er kuark, mezonlar ise bir kuark ve antikuark iftinden meydana geliyordu. Di%er parac#klar gibi, kuarklar#n da ktleleri ve spinleri olmas#na ra%men, bunlardan farkl# olarak kesirli elektrik ykleri ta$#yorlard#. rne%in; proton, iki yukar# ve bir a$a%# kuarktan olu$uyordu ve toplam elektrik yk 2/3+2/3-1/3=1, ntronlar, iki a$a%# kuark ve bir yukar#dan olu$uyor ve toplam elektrik yk 1/31/3+2/3=0 oluyordu. Joyce ve Finnegans Wake
Joyce, akl#n konu$tu%u gibi, karma$#k bir dzen iinde, kesintilerle, tamamlanmam#$ d$ncelerle, yar#m kalm#$ szcklerle ak#p giden bir anlat#m tekni%i olan bilin ak%m% tekni"ini geli$tirdi. Bu tekni%i, tren istasyonunda sat#n ald#%# bir Frans#z romanc#s# E. Dujoardinin Les lauriers sont coupssinden yola #karak geli$tirdi%ini sylemi$ ve bilin ak#m#n# Freudun psikanalitik bilinalt# kuram#ndan ald#%#n# syleyenlere kar$# #km#$t#r. Finnegans Wake, 19221939 y#llar# aras#nda yazd#%#, o dnemin ruhunun bir paras#yd#. Bir gece d$ diliyle yaz#lm#$t#r. Kitapta Dublinli bir birahane sahibinin d$$n anlat#r. Ama Finnegans Wake ad#n#

Feynman RP.QED,The Strange Theory of Light and Matter. Princeton Univ Press. 1988;135

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Atom denilen ey

vermesi !rlanda-Amerikan balad#ndan kaynaklan#r. Baladda viskiye d$kn Tim Finnegan adl# bir duvarc#n#n ba$#na gelenler anlat#l#r. Tim bir gn merdivenden d$p kafas#n# k#rar. Arkada$lar# onu gmmeden nce eski bir !rlanda gelene%ine uyarak lsnn ba$#nda iki ierler. !kiler su gibi ak#nca kavga #kar. Bu arada Timin stne viski dklr ve Tim uyan#r, Dkece%inize bana da versenize, burada l m var? der. Bu d$p lme, d$$-uyku-lm-yeniden dirilme ile insanl#k tarihine uymaktad#r (Norris D, Flint C. izgilerle Joyce. Milliyet Yay%nlar%, 1994.)

Gell-Mann ve Zweigin temel teorisi, hadronlar# olu$turan kuarklar#n atomun son yap# ta$lar# oldu%u ynndeydi. Zamanla kuark teorisi g kazanmaya devam etti ve atom alt# yap# daha anla$#l#r hale gelmeye ba$lad#. 1974de charm (cazibeli), 1976da bottom (alt) kuark ve 1995te top (st) bu listeye eklendi. Bu kuarklar#n her biri kendisinin bir antisine sahipti ve bylece toplam 12 kuark ortaya #kt#. Gell-Mann daha sonra yeni bir d$nce renk yk fikrini ne srd. Ve genellikle do%ada oldu%u gibi ana renkle adland#rma yap#ld#: k#rm#z#, ye$il ve mavi. Ancak, deneylerde hibir zaman renk gzlenmedi%ini de belirtmek gerekir. Bunlar sadece benzetmelerdir. Do%adaki kuarklar renksizdir. Kuarklar tek ba$lar#na grlemediklerinden, kuark bir araya gelerek, k#rm#z#+ye$il+mavi=beyaz olu$turur. Yani, renksiz hale gelirler. Buna kuarklar#n kapatmas# denir. Antikuarklar ise e$lenik renklere sahiptirler (magenta, kar$#t k#rm#z# gibi). Protonlar, ntronlar ve di%er baryonlar farkl# renkte kuarktan olu$ur. Bu renkler televizyon ekran#ndaki fosforlar gibi bir araya gelerek renk birle$imleri olu$tururlar. Pionlar, kaonlar ve di%er mezonlar bir renk ieren kuarktan meydana gelir ve antikuark# ile bir arada olmak zorunluluklar# vard#r. Antikuark#, onun anti-ren%ini olu$turur. Bu teori 1972de kuantum kromodinami"i (QCD) olarak adland#r#ld#.5 Renk kurallar# koyma nemli kolayl#klar sa%layarak kuarklar#n nas#l bir arada yap#$t#%# sorusuna zm getirdi. Proton ve elektron aras#nda elektromanyetik kuvvetler egemendi ve bir arada durman#n foton de%i$imi ile sa%land#%# d$nld. Fotonlar#n ktleleri ve ykleri yoktur, sadece enerji ve spinleri vard#r. Bundan dolay# bu parac#klar elektromanyetik kuvvetin ta$#y#c#lar#d#r. Bu, sadece elektron ve protonlar#n elektrik yklerini a#klamak iin yeterli olmad#. Bu bysel kuvvet bir matematiksel yolla elde edilerek gauging (ayar) olarak adland#r#ld#. Leptonlar Alt# e$it lepton vard#r. En iyi bilineni elektrondur. Bunlar#n tanesi elektrik ykne sahipken, tanesinin yk yoktur. Ykszler ntrinolard#r. S#f#r ya da ok kk ktleleri vard#r. Bu alt# leptonun her biri iin e$it ktleli ve z#t ykl antileptonlar# vard#r. Leptonlar, kuarklardan farkl# olarak tek ba$lar#na bulunabilirler. Leptonlar#n bir iyap#lar# oldu%una dair kan#t yoktur. Kuarklar Alt# adet kuark#n her birinin farkl# renk zelli%i oldu%u d$nld%nde 3x6=18 farkl# ve normal trden kuark, bunlar#n antikuarklar# da gz nne alacak olursak 18+18=36 kuark olur. Kuarklar birbirlerinden asla kopamazlar. Tek olarak gzlenememelerinin nedeni, kuarklar#n birbirine ok s#k# $ekilde, 14 tonluk bir kuvvetle ba%lanmas#yla ili$kilidir. Aralar#nda sicim $eklinde, do%rusal bir ekim vard#r. Sicimin bir ucunda kuark, di%erinde antikuark bulunur ve aradaki sicim gluon alan#na kar$#l#k gelir. !kisinin olmad#%#, a#k ulu bir sicim yoktur. Bir kuarkla bir antikuark birbirinden uzakla$t#r#l#rsa, kuarklar aras#ndaki kuvvet daha da artar ve sonunda kuark-antikuark ifti tekrar olu$ur.10 Kuarklar#n bykl% hayret vericidir: 10-18 metre. Ama byklk demek ne kadar do%rudur. Kuarklar birbirlerinde ayr#lamaz ve serbest olarak gzlenemezler. Belki parac#k bile de%il hayalete benzer $eylerdir. Bir zamanlar onlar#n sadece matematiksel sonular oldu%u iddia edilmi$ti. Kuarklar varl#k ve yokluk aras#nda gidip gelirler. Kuarklar#n sahip olduklar# ykler normal elektrik yklerinden daha kar#$#kt#r. Kuarklar, 1 elektron yk ya da +1 proton yknden farkl# olarak kesirli yklere sahiptirler (2/3 ya da 1/3 gibi). Bu ykler birbirlerini ntrle$tirir. Daima iftli ya da l bile$imler halinde bulunurlar. Kuarklar asla ve asla tek olarak bulunamazlar.

Feynman RP. QED,The Strange Theory of Light and Matter. Princeton Univ. Press. 1988.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Atom denilen ey

Proton uud

Ntron udd

p+ piyonu Anti-d ve u

"ekil. Proton, ntron ve piyonun i kuark yap#lar#n#n $ematik gsterimi.

Hadronlar Hadronlar kuarklardan olu$ur ve iki s#n#f# vard#r: Baryonlar ve mezonlar olarak ktle fark#na gre s#n#flan#rlar. Ancak, ktle bu parac#klar#n do%as#n# tam olarak ifade etmedi%inden spinlerine de bakmak gerekir. Spin tam say# ise parac#k mezon, spin tam say# art# yar#m ise bu takdirde baryondur. Hadronlar gl kuvvet etkisindedirler. Leptonlardan ok byktrler. !lgin olarak, hadronlar#n ktlesi kendisini olu$turan kuarklar#n ktlesine e$it de%ildir. Baryonlar kuark birle$iminden olu$urlar. Mezonlar ise bir kuark ve bir antikuark birle$iminden olu$urlar.6 Parac#klar spinlerine gre iki gruba ayr#l#r: yar#m tam say# spinli fermionlar ve tam say# spinli bozonlar. Temel yap# ta$lar# fermionlar, kuvvet ta$#yan parac#klar ise bozonlard#r. Fermionlar, bozonlardan olduka farkl# davran#rlar. Kendi kk uzaylar#nda bulunmay# isterler. T#pk# da%lardaki avc# kurtlara benzerler (bozonlar ise koyun gibidirler, bir araya toplanmay# severler). Bu ilkeye gre, iki benzer parac#k ayn# kuantum durumuma sahip olamaz, yani belirsizlik ilkesinin tan#mlad#%# s#n#rlar iinde hem ayn# konumda, hem de ayn# h#zda bulunamazlar. Bunun iin herhangi bir kuvvet gerekmez. Fermionlar#n her birinin de%i$ik bir durumda bulunma zelli%ine Pauli D%'arlama lkesi denir. Atomlar#n hepsi belli say#da elektronla foton al#$veri$i yapan ayn# say#daki protondan olu$mu$tur. Protonlar#n ve elektronlar#n birle$me dzenleri metalleri, yal#tkanlar#, gazlar#, kristalleri olu$turur. Bu e$itlilik d#$arlama ilkesi ile olu$ur. Yani grd%mz dnya, ok say#da foton al#$ veri$i ve giri$imin yaratt#%# muazzam bir yumaktan olu$ur.7 Elektronlar da fermiondur. Elektronlar fermion olmasayd# tm atomlar ayn# apta veya boyda olurdu. Atom bu elektron bulutu ile evrili oldu%undan, iki atom birbirine yakla$t#%#nda, bu bulut birbiri iine girmemek iin birbirini iter. !ki elimizi birbirine vurdu%umuzda, atom bo$luklar# aras#ndan iki elimizin i ie gememesi bu nedenledir. Ya da oturdu%unuz koltu%un iine gmlmemeniz bu fermionlar#n varl#%#ndan kaynaklan#r. Fermionlar#n aksine (yaln#z avlanan kurtlar gibi), bozonlar ortak hareket ederler ve ayn# yerlerde, toplu halde bulunmay# severler (koyun srleri gibi). Zay#f kuvveti ta$#yan W ve Z parac#klar# bozondur. Lazer #$#%#n# olu$turan fotonlar#n uyum iinde hareket etmesi ve stnak#$kan helyum bozonlar#n bu zelli%inden kaynaklan#r. Btn bu bilgilerden sonra, beynimizin ve evrenin tm yap# ta$#n# olu$turan temel parac#klara bir bakal#m. Evrende grnen tm madde parac#ktan meydana gelir: Evrendeki Tm Madde = st ve alt kuark+elektronlar.

MADDE Fermionlar Leptonlar Antileptonlar Kuarklar Antikuarklar Bozonlar Kuvvet

6 7

Dzierba AR, Mayer CA ve Swanson ES. The Search for QCD Exotics. American Scientist, 2000;88:406-415 Feynman RP. QED,The Strange Theory of Light and Matter. Princeton Univ Press. 1988;117

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Atom denilen ey

Proton ve ntronlar l olarak bir araya gelen a$a%# ve yukar# kuarklardan olu$ur. Hibir parac#k, di%erinden daha fazla temel eleman zelli%i ta$#maz (ancak elektronlar#n evrende temel yap# oldu%u konusunda bir gr$ de vard#r). Ntrinolar ise maddenin yap#s#na kat#lmadan evrenin iinde, her $eyi delip geerek hareket eder. Bunlar#n d#$#ndaki parac#klar karars#zd#rlar. Evrenin tmn olu$turan kararl# parac#klara bozunurlar. Alt# e$it kuark ve 6 e$it lepton oldu%una gre, evrendeki tm kararl# maddeler yaln#zca iki ktleli st-alt kuark ile bir lepton olan elektrondan olu$mu$tur.

Argandda Kuantum Hesaplama


spinli bir parac#k iin spin, Hilbert uzay# gibi iki boyutludur. Mikroevrensel nesnelerin tan#mland#%# matematik uzay Hilbert Uzay% olarak adland#r#l#r. Hilbert uzay#ndaki uzay kelimesinin, etraf#m#zdaki bildi%imiz uzayla ve bilinen 4-boyuta ek boyutlar eklemekle ili$kisi yoktur. Hilbert uzay# son derece soyuttur. Kuantum mekani%inde bir tak#m zel matematik i$lemleri incelemenin bir yolu olarak geli$tirilmi$tir. !ki kuantum durumundan olu$an bir yap# ortaya #kar: |- yukar# ve | a$a%# do%rultuda spini ifade eder. Ayn# spinler |J ve |L $eklinde gsterilebilir. Her iki spin durumu birbirine diktir ve |-|2+||2=1dir. Ynlerin yukar# ya da a$a%# olmas#n#n bir nemi yoktur. Herhangi bir ynde de olabilirler: | ve | gibi. Bu durumda |=|-+| ve |=|--| olur. Yani parac#k spinlerinin herhangi bir durumu, dik spinlerinin izgisel birle$tirimidir. Bunun yerine geli$i gzel bir yn seecek olursak: | = w|- + z| karma$#k birle$imine e$ittir. | de%eri geometrik olarak Argand dzleminde yer al#r. A ve B seeneklerinin hangisinin meydana gelece%ini bilmedi%imiz klasik bir durum d$nelim. Bu durumda seenekler a%#rl#kl# toplamlar#d#r, yani; pA+qB=1dir. Yani p, A olay#n#n olas#l#%# ve q, B olay#n#n olas#l#%#d#r. Ancak, A ve Bden ba$ka seenekler de varsa A ile B seene%inin toplam# 1den kk olacakt#r. A ve B olay#n#n olu$ma olas#l#klar# p/(p+q) ve q/(p+q) olur. Kuantum mekani%inde de benzer uygulama yap#l#r. P ve q karma$#k say#lar (a+bi gibi, a gerek k#sm#, bi sanal k#sm#d#r) oldu%undan onlar#n yerine . ve b (veya w ve z) kullan#labilir. Kuantum mekani%inde .A+bB denildi%inde, bunlar ola%an olas#l#klar ya da olas#l#k oranlar# de%ildirler. Bunlar olas#l#k genlikleri olarak adland#r#l#rlar. !$lem kurallar# klasik i$lem ile ayn#d#r. Ancak, klasik olas#l#%# elde etmek iin karma$#k de%erli kuantum genliklerinin mutlak de%er karesi al#n#r. Mutlak de%er karesi almak, z gibi bir karma$#k say#y# |z|2 veya .-b iin |.| ve |b| $eklinde yazmak demektir. Bu z taraf#ndan tan#mlanan bir noktan#n, Argand dzlemindeki dairenin merkezden uzakl#%#d#r. Yani 0-merkez noktas#na olan uzakl#%#d#r. Argand dzleminde, z noktas# ile temsil edilen olas#l#k genli%i iin 2 merkezden uzakl#%#n karesi |z| , etkilerin klasik dzeye bytlebilmesi halinde gerek olas#l#k haline gelir.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

1 Dnyay , olay , tepkiyi sen olu!turuyorsun, hepsi varl klar iin sana ba$l ... Sen yaratmadan hibir !ey olu!maz, hibir !ey meydana gelmez. Bir olay ya da ki!i seni nas l kontrol edebilir ki? Onlar sen meydana getiriyor, onlara kendinden fazla g yklyorsun ve bu gc onlardan alabilirsin, nk onlar sana ait. Her !ey senin istencinden do$uyor. Irvin Yalom, Her Gn Biraz Daha Yak n Zihin belki kendi fenomeninin btnn gzlemleyebilir. Gzleyen ve gzlenen organ burada birbirinin ayn d r; bu yzden onun faaliyeti saf ve do$al olamaz. 'u an gzlemek istedi$imiz faaliyeti gzleyebilmek iin idrakinizin bu faaliyete ara vermesi gerekir. E$er, bunu ba!aramazsan z, gzlem yapamazs n z, ba!aracak olursan z, bu durumda gzlemleyecek bir !ey kalmam ! demektir. Byle bir yntemin sonular , ancak samal ktan ibarettir. Auguste Comte, 1830

lme Sorunu: Bir kedinin ba !na gelenler...

Makroskobik dnyam za kuantum teorisinin uygulanmas , Erwin Schrdingerin 1935de ne srd$ kedi d!nce deneyi (Gedanken)1 ile ortaya konulmu!tur.2 T pk daha nce Newtonun mekanik fizi$inin benzer simgesi olan Pavlovun !artl refleksi $renen kpe$inin belirlenimci gr! temsil etmesi gibi. Kedi hayvan olarak kuantum mekani$inin (KM) simgesi haline gelmi!tir. D!nce deneyleri fizikte s k yap lan bir uygulamad r. Her !eyden nce, deneyin hi de$ilse ilke bak m ndan gerekle!ir olup olmad $ nemlidir ve ilgili deneyde uygulanacak teknik ok kar ! k olsa bile bir nemi yoktur.3 nk sadece bir tasar ve d!nce deneyi vard r ortada. Hayal gc ve malzeme de s n rs zd r ama tek s n rlay c olan matematik ve fizi$in kurallar na uymakt r. Kediye zlrseniz, Einstein n nerdi$i gibi bomba ieren bir kutu, foton, elektron ya da oyun kartlar n n kullan ld $ deneyi tercih edebilirsiniz. Kuantum kuram n n tan mlar , alternatif olas l klar aras ndaki enerji farklar ok kk dzeyde kald $ srece, yaln zca molekl, atom veya atom alt parac klar dzeyinde de$il, daha byk leklerde de uygulanabilmektedir.4 Mikroskobik kuantum ve makroskobik=makroevrensel klasik dnya aras ndaki s n r, 1980lere do$ru keskinle!meye ba!lad . 1983te evreden yeterince uygun !ekilde korunabilirse makroskobik sistemlerin de kuantum sistemleri gibi davranabilece$i gsterilmi!tir.5 Newtonun klasik fizi$ine gre, herhangi bir dzene$in ba!lang durumu belli ise, daha sonraki btn durumlar byk bir do$rulukla nceden tan mlanabilir. Bu belirlenimci (determinist) d!ncedir ve buna gre btn sonular mutlaka sebepler taraf ndan belirlenir. Bu belirlenme de nceden tahmin edilebilir. Newton fizi$inin etkisi, nropsikoloji alan nda da kar! l $ n bulmu! ve Pavlovun kpe$i ve !artl refleks deneyi ile ortaya konulmu!tur. Bu deneyde, bir kpek zil sesinden sonra beslenmeye al !t r l r. Zil almas n n ard ndan beslenmeye !artland r l r. Bu yeterince tekrar edildikten sonra (nce zil ve ard ndan beslenme), zil sesinin arkas ndan yiyecek verilmese de kpekte mide asidi salg s nda art ! olur. Bu deney, nedenselli$in kar!

1 2 3 4 5

Zeilinger A.The quantum centennial. Nature 2000;408, 639 - 641. Blatter G. Schrdingers cat is now fat. Nature 2000;406:25-26. Heisenberg W. Fizik ve Felsefe. ev: M.Y.ner. )stanbul 1993. s:18 Penrose R. Kral n Yeni Usu-II. Fizi$in Gizemi. TB)TAK yay. 1999;182 Cadderia AO and Leggertt AJ. Ann Phys 1983;149:374-456.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

konulamaz ekicili$inin psikolojideki !artl refleksle temsilidir. Her !ey nceden tespit edilebilir!
Tablo. Klasik fizik ve kuantum mekani$inin baz farkl l klar . Klasik Mekanik Kuantum Mekani!i Makroevrensel=Makroskobik Mikroevrensel=Mikroskobik Belirlenimci/determinist: Gemi!e Olas l k : zgr irade seimlere imkn bak p gelecekte olabilecek verir. de$i!iklikler nceden tespit edilebilir. zgr iradeye imkn vermez. )nsan d ! ndaki dnyada ne )nsan n d!ncelerini de ieren d ! oldu$unu tan mlar: Orada ne oldu? dnyay tan mlar: Burada ne oldu? Zihin/bilin/gzlemin lmler ve Zihin/bilin/gzlemci deney ve deneyler zerinde herhangi bir etkisi sonular n etkiler. yoktur. Yerel ve seilmi! bir alan iinde Btncl/holistik: Sadece seilen de$erlendirmeyi ierir. alanda (yerel) de$il uzak yerlerde yap lan lmn sonular n n etkisi olur. Benzetme olarak Pavlovun kpe$i Schrdingerin kedisi ayn anda hem kullan l r ve !artl refleksle mide l hem de diri durumda bulunur. asidi sal n m olur. Tek ba! na do$ay a klamada Hala tam ve yeterli de$ildir. Yeni bir yetersizidir. fizi$e gerek duyuldu$u ynnde tart !malar vard r. Zihin/bilin pasiftir ve metafizi$in Zihin/bilin bilimin bir inceleme bir paras d r, fizi$in de$il. alan d r ve bilin aktiftir.

Kuantum mekani$i ise, btn sistemlerin sonuta istatistik olarak tasvir edilebilece$ini ne srer. Yani, evrenin grnrdeki nedenselli$i ok kk sistemlerden daha byk olanlara kadar ihtimal toplam n n 1e e!it olmas na ba$l d r. Bylece, nedensel evren anlay ! m z, Schrdingerin dalga fonksiyonu denklemiyle olas l klar evrenine do$ru yer de$i!tirir6 ve insan merkezli hal al r. Bylece, gzlemcinin oynad $ rolle kar! kar! ya kal n r. Sonuta evren hakk ndaki fizik yasalar nesnel bilgi ile dile getirilir ve bilgi ancak gzlemler arac l $ ile elde edilir. Gzlemler ise yaln zca lme sreci ile gerekle!tirilebilir. Bu nedenle de gzlem bir anlamda lme ile e! anlaml d r. lmenin yorumu, biri di$erini tamamlayan ontolojik-epistemolojik bir yorumlama olmak zorundad r. Ontik yorum, lmenin, fizik evrendeki yerini ve ampirik (deneye dayal ) ieri$ini belirler. Epistemik yorum ise, lme ile elde edilen bilginin yap s n ve bu bilginin teori ile ne anlama geldi$ini, fiziksel gerekli$in hangi $elerini betimledi$ini de irdeleyerek ara!t r r. Epistemik hal betimlemesi ile matematiksel hal betimlemesi tam olarak ayn de$ildir. Felsefe tarihine bak ld $ nda, felsefeciler en az ndan farkl belirlilik kavram zerinde dururlar. Bu nedenle kuantum mekani$inin hangi anlamda belirlenimcilik oldu$unu anlamak iin bunlara bir gz atmak gerekir. Epistemik belirlenimcilik, fiziksel nesnelerin belli bir zamandaki fiziksel durumunun bilgisinden, sonraki bir zamandaki durum bilgisinin tretilebilece$ini ifade eder. Kozal belirlenimcilik ise, evrensel sre yasalar olu!turarak fiziksel nesnelerin belli bir zamandaki durumunun sonraki bir zamandaki durumunu belirledi$ini ileri srer. Ontik belirlenimcilik, fiziksel nesnelerin !imdi var olmalar na dayanarak gelecekte de var olacaklar n kabul etmek anlam ndad r. Kuantum mekani$i yorumcular belirlenimcilik ifadesini de farkl anlamlarda kullanm !lard r. Niels Bohr, nedensellikle belirlenimcilik ifadesini ayn anlamda kullan l rken, ayn zamanda da epistemik belirlenimcilik zerine de vurgulama yapm !t r. Max Born ise belirlenimcilik ifadesini, ayr zamanlardaki fiziksel olaylar n, gelecek ve gemi!teki bir fiziksel durumun kestirimini yapabilecek biimde, bir di$eri ile olan ba$l l $ n ortaya koymak anlam nda kullanm !t r. David Bohm ise, nedensel belirlenimcilikten bahseder: ...bir nedenin verili!i, bir etkinin retili!indeki e$ilim...
6

Talbot M. Mistik D !nce ve yeni Fizik. )nsan yay. 1995; 28-35.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Btn bunlara ba$l olarak da kuantum mekani$inde s k belirlenimcilik ve gev!ek belirlenimcilik gibi ifadeler de vard r. 7 Klasik fizik ile kuantum mekani$i ayr mlar ndan en nemlisi, kuantum mekani$inde belirlenemezci durum betimlemesinin yer almas d r. Bu belirlenemezci durumun nereden kaynakland $ n en iyi Heisenberg ifade eder: ...e$er, !imdiyi kesin olarak biliyorsak, gelece$i hesaplayabiliriz... Yanl ! olan sonu de$il, ncldr. Prensip olarak, !imdiyi belirleyen her bile!eni bulmak mmkn de$ildir. Schrdinger'in Bahts z Kedisi Schrdinger'in tasarlad $ deneyde, bir kedi evreden mkemmel biimde yal t lm ! bir kutunun iinde, yar mr 10 dakika kadar olan bir radyoaktif atom ile beraber konur. Schrdinger, radyoaktif atomun kendili$inden st ste gelme durumuna girdi$i bilgisinden yararlanarak makroskobik olan kediyi de st ste sokabilece$ini d!nerek bu deney tasarlanm !t r. Radyoaktif bir atomu yaln z ba! na (gzlemci olmadan) b rak rsan z, bozunmu! ve bozunmam ! durumlar n st ste gelmesiyle olu!an bir duruma girer. Yar mr 10 dakika olan Azot13 ekirde$ini al p 10 dakikan n sonunda durumunun ne oldu$una bakacak olursan z, sonu ya bozunmu! ya da bozunmam ! olacakt r. Yani her bir seene$in olas l $ %50dir. st ste gelmi! durumda, bozunmu! ve bozunmam ! durumun olas l $ e!it olur. Kedi deneyine gelince; kutu iinde bir alg lay c , ekirdek bozundu$unda kan ! may alg lar alg lamaz, ba$l bulundu$u dzene$i harekete geirir ve !i!edeki zehirli gaz serbest b rak r. Bu gazdan etkilenen kedi lr. Kedi !ansl ysa, atom bozunmaz ve alg lay c uyar lmad $ ndan kedi hayatta kal r. Ancak kutu a lana ve iine bak lana kadar, t pk bozunan ekirdek gibi kedi de canl ya da l oldu$u durumlar n st ste binmesi ile olu!an bir duruma girer. On dakika sonra kedi ne haldedir? l, diri ya da hem l hem de diri!8 Schrdingerin kedisi deneyini oyun kartlar kullanarak da yapabiliriz.9 Bir oyun kart ok ideal !ekilde dik denge durumda b rak ld $ nda, klasik fizi$e gre evreden bir etki olmazsa sonsuza kadar bu !ekilde kal r. Schrdingerin kedisi deneyi ya da kuantum mekani$ine gre d!nld$nde kart birka saniye sonra d!ecektir. Ancak, ok iyi dengelenmi! ise iki yne d!ecektir: sa$a ya da sola. Yani, d!meden nce bu ynler st ste binme durumundad r. Kuantum mekani$indeki bu l+diri kedi durumu ciddi bir sorun do$urmu! ve bu lme sorunu olarak adland r lm !t r. lmeyi yapan gzlemci (insan-beyin-bilin-zihinak l) deneye ya da dzene$e kat ld $ nda daha karma! k sorunlara neden olmaktad r. Bu soruna de$i!ik okullar ve nde gelen biliminsanlar taraf ndan farkl yan tlar olu!turulmu!tur. Ve halen de olu!turulmaktad r. 'imdi kedinin hem l hem de diri olarak bir arada oldu$u durum zerine yap lan yorumlar gzden geirelim.

7 8 9

Ko Y. Teorik Fizik Monografileri. Cilt 1. )st nv Yay, 1983;16. Zeilinger A.The quantum centennial. Nature 2000;408, 639 - 641. Tegmark M, Wheeler JA. 100 years of Quantum Mysteries. Scientific American Feb 2001;54-61.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

ekil. Schrdinger kedisi deneyinin deney dzene"i. A: Deney kutusu, B:radyoaktif madde, C: Geiger sayac!, radyoaktif madde sal!n!m yap!nca lm yapar, D: eki tutan ve Geiger sayac!ndan gelen uyaranla hareket eden dzenek, E; %inde zehirli uucu madde olan cam i e, F: Zavall! kedi ve G: Gzlemci, deneyci ya da fiziki.

1. Kopenhag Yorumu Kedinin ayn anda hem l hem de diri oldu$u nas l anla! l r? D !ar da olan, (bilinli) bir deneyci sonucu grmek iin kapa$ at $ nda olan olur! Niels Bohr ve David Bohmun nclk etti$i Kopenhag yorumuna gre (Ortodoks yorumu da denir), kapa$ ama ile kedinin grlmesi lme i!lemidir. Her fiziksel sistemin durumu gzlem ile bir e!it kmeye u$rar. lme i!lemi, oklu konumlar n st ste binmesiyle yani iki seene$in bir arada olmas yla (superposition=l+diri) olu!an durumu kedinin tek bir durumuna km!tr (l ya da diri). Kedi, d !ar daki gzlemcinin etkisinden dolay canl ya da l oldu$u duruma gre kme ya!ar. Dolay s yla, deneyci kediyi gnlk ya!amdan al ! k oldu$u alg lama duruma gre canl ya da l grr. Gzlemci hi bir zaman, st ste binmi! canl +l kedi durumu gremez. Peki, deneyci kedinin st ste gelmi! durumunu anlayabilir ya da alg layabilir mi? Yani, kapa$ a p bakmadan kedinin sonu hakk nda bir fikri olabilir mi?10 Kuantum mekani$inin ba!l ca sorunlar ndan biri, sonucun gzlemci taraf ndan $renilmesinden sonra m , yoksa cihaz taraf ndan kaydedilmesinden sonra m lmenin tamamlanm ! kabul edilece$idir. Daha sonra da grlece$i gibi, kuantum mekani$inin Kopenhag yorumuna gre, lmn yap lm ! oldu$unun bilinmesi, gzlemcinin lmeden nce var olan bilgisel halinde de$i!iklik yapar. Yani, bilgi azalmas na neden olur. Gzlemcinin bilgisel halini, gzlemcinin lm sreci sonunda edinmi! oldu$u deneye dayal bilgi belirler. Bu bilgi halleri, gzlemcinin bilgisel haline (znel) ba$l d r. Bahsedilen ili!kiden dolay , fiziksel gereklikte gerekle!mi! bir hal ile gerekle!ece$i ileri srlen hal aras na znel gzlemci faktr yerle!tirilir. Bu znellikten kurtulmak mmkn de$ildir. Dnya iki paraya ayr l r: kuantum varl klar (olas l k dalgalar ) ve klasik lm aralar olan gerek nesneler. Gerek nesnelerle, sadece bir lm sonucu bulunanlar gerek kabul edilebilir. Bunun d ! nda gerek hakk nda hibir !ey sylenemez. Elimize deney yapmak iin bir atom ald $ m zda ve bir sre sonra deneyi yapacaksak, atomun haz rlanmas yla deneyin yap lmas aras nda geen srede, atom hakk nda, !u ya da bu do$rudur demek mmkn de$ildir. Sadece atomu do$rudan gzlemledi$imiz/lm yapt $ m z zaman an nda sistemde kme olu!tu$undan, ancak o durumdan sonra gereklikten bahsedebiliriz.

10

Turgut '. Bilim ve Teknik, Schrdinger'in kedisi deneyi, TB)TAK, A$ustos 2000, s:28-31

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Kopenhag yorumu, mikroevrensel kuantum sistemleri ve makroevrensel lm aletlerini ay r r. Ba!lang taki olay veya cisim (elektronun yar ktan gei!i, foton ve ya atom) klasik kay t aletleriyle lm gerekle!en zincirleme reaksiyonla sonu sabitlenir, yani dalga fonksiyonu geri dn!msz olarak ker. Gzlemle ya da lmle grlen !ey rastgele seimlerin sonucudur. Olacak !eyler seilemez. Olas l klar ve ona ba$l belirsizlikler do$an n zn olu!turur. Kuantum genlikleri farkl sonular n olas l klar n verir ve ne olaca$ gzlem yap ld $ anda sabitlenir.11 Gelecek, gemi!teki belirli, belirlenimci kurallar taraf ndan tayin edilmez. Heisenberge gre, Kopenhag yorumunda, gzlemci de olaya dahil olmu!tur. Gzlemcinin fonksiyonu daha ok uzay ve zaman iindeki olaylar kaydetmek, yani karara ba$lamak ya da kesin yarg ya $ekil. Bir gzlemci ile elektron dalga varmakt r ki, burada gzlemcinin bir alet fonksiyonunun kmesinin !ematik veya herhangi bir canl olmas nemli gsterimi. de$ildir. Dolay s yla fizikiye kendisinin yaratmam ! oldu$u ve onsuz da var olabilen bir evreni incelemek zorunda oldu$unu hat rlat r.12 Kuantum fizi$i a s ndan byle bir sistemin dalga fonksiyonu !u !ekilde yaz labilir: |,toplam = W|l kedi|

patlama + z|kedi diri|patlama yok

Veya oyun ka$ tlar ile !u !ekildedir: |,toplam = W|ST|evre + z|ALT|evre Patlama olmas ve olmamas (radyoaktif maddenin yar lanmas , !i!enin iindeki zehirli gaz n kmas gibi) evre durumlar d r. Oyun k$ d n n resimli yz zerine ya da s rt zerine d!mesi, evre ko!ullar n olu!turan fotonlar, hava molekllerinin arpmas yla ynlendiriliyor olabilir. John Bellin tm pratik ama iin tan mlamas na gre: |,toplam = w|kart n yz yukar |?|+ z|kart n yz a!a$ |?| yaz labilir. Burada ? lmn d ! nda, evrede olan etkileri sembolize eder. Kuantum mekani$inin Kopenhag yorumuna gre, denklem ikiye blnd$nden temsili uzaylardan birinde kntye u$rar ve denklem tek bir sonuca iner. Bu nedenle, denklemin indeterminist oldu$unu ne srlr. Kopenhag okuluna gre, mikroevrensel bir durumdan makroevrenin klasik terimleri ile sz edilmesi gerekir. Bu durum ancak, lme ayg t , llen tanecik ve ikisi aras ndaki etkile!imi birlikte kullanmakla mmkn olabilir. Kopenhag Okulu, taneci$in lme ayg t zerindeki dinamik etkilerinin nemli olmad $ n kabul etmesine kar! n, gzlemci ve lme ayg t ndan ba$ ms z ele al nmas na izin vermez.
Kopenhag okulunun lm sreci sembolik olarak !yle gsterilebilir. Herhangi bir t zaman nda Gzlemci bilgi hali t zaman sonra gerekle!ece$i lm SUBJEKT)F=ZNEL ileri srlen fiziksel hal SUBJEKT)F+OBJEKT)F (NESNEL)

lmmt
11 12

rt

lm(rt)(t+T)

Gilmore R. Bir Kuantum Fizi$i Alegorisi. Alice Kuantum Diyar nda. Gncel Yay. 2000;79 Heisenberg W. Fizik ve Felsefe. ev: M.Y.ner. )stanbul 1993. s.127, 133

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

lmmt ifadesinden yola k larak, gerekle!ece$i ne srlen fiziksel halin teorik bilgisi lm(rt)(t+T) ile sembolize edilebilir. Ancak bu teorik bilgi, gzlemcinin bilgisel haline, rt ba$ ml d r. Bilgisel hal znel bir kavramd r. Gerekle!ece$i ne srlen halin gzlemcinin lme ile edinmi! oldu$u deneye dayal bilgiye dayand r lmas nedeni ile kestirim srecinin gzlemci bilgi halinden kaynaklanan znel bir yan vard r. Bu nedenle, kuantum mekani$inin Kopenhag yorumu yap l rken, yaln zca Gzlemci kesin bir znel gzlem yapm !t r ifadesi geerli olabilir. Kopenhag yorumunda znelli$in dozu biraz artm !t r. nk gzlemci lm yapt ktan sonra, sistemin halini ,M yerine ,Mx olarak betimler. Bu hal indirgenmesi olarak bilinen lm srecidir ve gzlemcinin bilgisel halindeki de$i!iklik olarak da adland r labilir. Bir kuantum olay n , lme aleti, llen tanecik ve ikisi aras ndaki etkile!me srecini kullanmaks z n tan mlamak mmkn de$ildir. lm srecinde len ve llen !eylerin grevlerini ayr ayr tan mlamak mmkn olmad $ ndan, Kopenhag yorumuna gre neyin len, neyin llen oldu$unu ay rmak imkns zd r. Bir nesne (llen) zne (len) kar ! m meydana getirir. Bu bir anlamda, zellikleri renilen !ey (llen-nesne) ile bu dinamik zellikleri renen !eyin (len-zne) birbirine kar !mas d r.13 Bu durum Berkeleyin idealizminin modern yans mas gibidir.

Durum 'ndirgemesi Epistemik Belirlenemezcilik

(indeterminizm)

KOPENHAG OKULU Kuantum mekani !i fiziksel gerekli!in tamamlanm ! bir betimlemesidir.

PAR'S OKULU (de Broglie) Kuantum mekani !i fiziksel gerekli!in tamamlanmam ! bir betimlemesini verir.

Tamamlay c l k prensibi Epistemik belirlenemezcilik

Gizlik Dinamik de!i$kenlerin varl ! n ne srme Epistemik belirlenemezcili!in reddi

Gizli de!i$kenlerin formle edilmesi: Epistemik belirlenimci kuantum mekani!i

2. Psikofiziksel Paralellik Gzlemi yapan ki!inin ayg t zincirinin (lm aletilen gzlemci) sonunda yer ald $ n kabul edecek olsak da, ayg t zincirinin insandaki fizyolojik paralar iinde nerede bitti$ini sorgulamak gerekir (gzretinadaki ! $a hassas al c largrme siniribeyindeki grme kabu$ubilinli alg lama...). E$er bu fizyolojik beyin k s mlar ndan birisinde lmenin sonlanaca$ na karar verilir ise, sonlan m yerinin fizyolojik de$i!kenlerinin, kuantum mekaniksel olarak tan mlanmas gerekir. Bu nrofizyoloji ve kuantum mekani$i a s ndan ciddi bir sorun olarak grnmektedir. Halen bu konuya bir a kl k getirilebildi$i sylenemez. Buradan yola kan John von Neumann (1903-1957), sorunu psikofiziksel paralellik ilkesini ne srerek zmeye al !m !t r. Von Neumann matematik ve fizik alan ndaki dhilerdendir ve daha 23 ya! ndayken Kuantum Mekani inin Matematik Temelleri adl eserini yay mlam !t r. Von Neumann n fikrine gre, gerek gzlemci ile
13

Ko Y. Teorik Fizik Monografileri. Cilt 1. )st niv Yay, 1983;139

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

lm ayg t aras nda bir s n r-kesim d!nlrse, bu s n r gzlemcinin fizyolojisi iinde herhangi bir yere denk getirmek mmkndr. Von Neumann, gzlemcinin bilincini, gerek gzlemci olarak kabul eder. Ancak durum bu kadar basit de$ildir. E$er, biz fizyolojik sreleri mekanik ve tam olarak indirgeyebilir veya tan mlayabilirsek sorun yoktur. Ancak, herkesin kabul edebilece$i gibi beyindeki ya da gzdeki fizyolojik srelerin tam kar! l $ na sahip de$iliz. Von Neumann, Kopenhag yorumunun dnyay gzlemci ve gzlenen sistem/ayg t olarak ikiye ay rmas na kar! km !t r. Bunlar n gerekte tek oldu$unu ve dalga fonksiyonunun kmesi iin yeni bir fizik yasas n n devreye girmesi gerekti$ini ne srm!tr. Bu gerekte var olan ve fiziksel olmayan bir !ey olmal yd . Sonunda Neumann bunun bilin olmas gerekti$i kan s nda var r.14 Mikroevrensel bir sistemde, herhangi bir lme yap lmad $ nda sistemin evrimi kendili$indendir. Oysa herhangi bir zelli$i lld$nde (h z, konum gibi...) sistem ile lme ayg t aras nda, fiziksel zellikleri tan mlanm ! bir etkile!im gerekle!ir. Bylece mikroevrensel nesnenin llp llmedi$ine gre iki ayr yol var demektir. Bunlar Von Neumann n ifadesiyle !u !ekillerde sembolize edilebilir: UUt gibi bir srecin (t zamansal ilerleme durumunu ifade eder) nedensel, belirlenimci ve gzlemcisiz bir sreken, di$er yandan UU* nedensel ve gzleme, lme dayanan bir sretir. Termodinamik terimlerle d!nld$nde, nedensel bir srecin tersinir ya da geri dn!l bir sre oldu$u kabul edilir. Nedensel olmayan bir sre ise tersinmez sretir. Buna gre, UUt nedensel sreci, do$ada gerekten var olan , UU* sreci do$an n gzlenmesi ile var olan betimler. Von Neumanna gre, bu iki durum birle!tirilmedi$i srece kuantum mekani$indeki gzlemci sorunu daima var olacakt r. 3. oklu Dnyalar/Zihinler Hugh Everettin 1957de doktora tezinde ne srd$ oklu dnyalar (DY) yorumu15 kuantum mekani$inde lme sorununun ba!ka bir zm !eklidir! Baz lar nca oklu zihinler yorumu olarak da adland r l r. oklu zihinler ifadesi, farkl beyinlerdeki blnm! zihinsel durumlar ifade eder. Hesaplamalarda len ve llen nesnelerin durumunu betimleyen dalga fonksiyonunu kullanmak yerine, bahsedilen nesnelerin iinde yer ald klar ve evrenin btnn betimleyen bir dalga fonksiyonu kullanm !t r. Ancak, Everettin evren ifadesi ile mikroevrenin btnn m, yoksa mikro ve makroevrenin iinde yer ald $ evrenin tmn m ifade etmek istedi$i a k de$ildir. Evren dalga fonksiyonu, evrenin nesnel dalga fonksiyonunu ifade eder. Rlatif dalga fonksiyonu ise, evrenin alt blmlerinin znel bilgisini ifade eder. Bu nedenle, evrensel dalga fonksiyonu belirlenimci=gerekirci=determinist bir teoriyken, znel bak mdan sreklilik gstermedi$inden belirlenimsizdir=indeterminist. znel durum fonksiyonlar n , nesnel evrensel dalga fonksiyonundan tretmek mmkndr. ncelikle oklu dnyalar ile ne ifade edildi$ine bakal m: Kar! l kl etkile!im halinde olan, karma! k, nedensel ba$lant l alt sistemlerden olu!mu! k smen veya tamamen kapal kmedir. Dnyalar, Everettin kendi tan m ile evrensel dalga fonksiyonunun birbirleriyle etkile!meyen st ste binmi! elemanlar d r. Everettin lmeden anlad $ ise; bir alt sistemin bir niteli$inin de$eri ile di$er alt sistemin ili!kilendirilmesidir. Bu tersinmez, geri dn! olmayan bir etkile!imdir. Bu etkile!im nesnede ya da alt sistemde bir ykseltme srecini harekete geirerek, ayn sistemde ya da nesnede - yksek de$erli bir de$i!im meydana getirir. Bilinli ve fark nda olan bir beyne sahip ki!iyi gerektirmez. Hugh Everettin oklu zihin yorumu, gzlenmeyen atomun kuantum konumlar n n sadece olas l k de$il, gerek oldu$unu syler. Bu ilgin teoride, olas l k durumlar ndan her biri farkl evrenlerde gerek olarak bulunur. Everette gre, olas her !ey dev bir evren iinde kk olas l k evrenleri olarak bulunur. Olas l k durumlar ndan her birini gzlemleyen insanlar birok alt evrende bulunur. Ancak, bu insanlar n birbirlerinden haberi olmaz. Btn olaylar ise bu dnyada gerekle!ir. Bu modelde olas l ktan gere$e gzlemcilerle yarat lan gereklik gei!leri yoktur.16

14 15 16

Herbert N. Temel Bilin. Ayna yay. 1999;148.159-160. Zeilinger A.The quantum centennial. Nature 2000;408:639-641. Herbert H. Temel Bilin. Ayna yay. 1999;154-155.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Daha teknik bir ifade kullan lacak olursa; ,-psi fonksiyonunun, ,=Sai,i superpozisyonu (burada a lmler, , dalga fonksiyonlar toplam ) olarak d!nlmesi halinde, ,i zfonksiyonunun (eigenfunction) ayn anda var olan ve bir di$eri ile etkile!meyen farkl dnyalar betimledi$ini ne srer. Buna ba$l olarak, , ile betimlenen tek bir fiziksel gereklik, birok mmkn dnyaya blnm! olur. Ancak, bahsedilen mmkn dnyalar betimleyen , zfonksiyonlar , ki!inin znel (nesnel de$il) durumu ile ili!kili durum fonksiyonlar d r. Bu nedenle ,,i indirgenmesi, yaln zca znel olarak mmkndr.17 Yani, dnyalar tamamen ki!iye zel, znel ve zihinsel karakterdedir. Everettin yorumuna gre, evrensel dalga fonksiyonu daima belirlenimci/determinist yola girer. Yani Tanr zar atar. Hem de zar tutarak atar. Buna gre, say s z olas l klar n btn sonular farkl paralel evrenlerde vard r ve hepsi gerektir. Evren alternatif sonular n say s kadar paralel gereklere blnr. Gzlemci btn sonular grr ve gzlemci de farkl durumlar n bir sperpozisyonu iindedir. lmle kme yerine, mikroskobik st ste binmeler h zla makroskobik st ste binmelere dn!r.18 Kuantum mekani$inin oklu dnyalar/zihinler gr!ne gre, evre gz ard edilerek kedinin durumu: W|l kedi|biliyorum kedi l + z|kedi diri |biliyorum kedi diri !eklinde betimlenebilir. Burada bilme, deneycinin iinde bulundu$u znel bilinli durumu yans t r. Everettin ne srd$ne bazen ok fazlas ilave edilmi!tir. Everett, izole sistemlerin tmnn Schrdinger denklemine gre evrimle!ti$ini ve dalga fonksiyonu kmesinin olmad $ n ne srer. Nas l? Spini olan bir sistemi gz nne alal m. Bir ekseni boyunca, spini yukar | ve a!a$ | olabilir. E$er spini yukar ise gzlemciyi mutlu |J, a!a$ grrse mutsuz |Lolarak ele alal m. lmeden nceki durumu da |K olarak gsterelim. lm Schrdingerin zamana ba$l uniter i!lemcisi ile: U = e - iHt / h ile tan mlan r. Sisteme uyguland $ nda, U - K = - J ve U K = L !eklinde de yaz labilir. DYdaki rastlant sal olmayan durumu anlamak iin dnyan n isel grnm ve d !sal grnmn ne anlama geldi$ini anlamak gerekir. D !sal grnm, matematiksel bir yoldur (dalga fonksiyonu gibi). )sel grnm ise gzlemcinin bak ! a s ndan, znel olarak, beyin ile alg lan r. )sel bak ! ise birbirinin kar! t iki lm ile alg lan r: |J ve |L. Ancak gzlenmeden nce, gzlemcinin zihninde |K !eklindedir. )sel bak ! ile gzlemci, sperpozisyonlar n ula!t $ rastlant sal ard ! kl $ yukar ve a!a$ spinler olarak tan mlayacakt r. Her sonu iin olas l k 0,5 olur. Bu nedenle DY, isel bak ! ile ok a k !ekilde rastlant sal/olas l k olmas na kar! n, d !sal bak ! ile kat bir nedensellik sergiler. Peki neden sperpozisyonlar alg layamay z? Bu soruya uygun cevap verememesi DYnun zay f yn kabul edilir. Burada evrenin neden oldu$u dekoherans (e!durumdan karma, sperpozisyonun y k lmas ) ne srlr. Makrosperpozisyonlar isel bak ! a s ile y k l r. Bu gzlemciye bak ! a s Kopenhag yorumundan farkl l k gsterir. D !sal bak ! a s (matematiksel yap ) fiziksel olarak gerektir. )sel bak ! m z ve dilsel yap lar m z, bizim znel alg lar m z tan mlamak iin kullan !l bir yol olarak grlr. Buna gre tm fizik, sonuta matematiksel bir problemdir. Di$er yanda sadece zihinlerimizde olan isel bak ! m z fiziksel olarak gerekse; d !a bak ! ve onun tm matematiksel dili sadece kullan l !l bir yakla! m temsil eder. Bu nedenlerle, DY isel ve d !sal bak ! a s aras ndaki nemli bir fark ortaya koyar.19 Blnm! oklu olan dnyalar aras ili!ki kurulabilir mi? DY gre, her blnme termodinamik olarak geri dn!mszdr. Zihnimizdeki olaylar da geri dn!mszdr. Normalde bu blnme, bizler taraf ndan fark edilmez. Semek ve fark etmek iin geri dn!l bir zihne sahip olmam z gerekir. Genel inan !a gre, geri dn!l bir zihin ile di$er dnyalar tespit edebiliriz. Dnyalar blnyorsa, di$er dnyalar nerededir? Niin di$er dnyalar n fark nda de$iliz? Neden sadece, daima bir dnyay deneyimleriz? Bu

17

18

Ko Y. Teorik Fizik Monografileri. Cilt 1. )st niv Yay, 1983;175 Gilmore R. Bir Kuantum Fizi$i Alegorisi. Alice Kuantum Diyar nda. Gncel Yay. 2000;82 19 Tegmark M. The interpretation of quantum mechanics: many worlds or many words? Quant-ph/9709032v1, 1997.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

sorular n yan t ok a k de$ildir. Paul Davies, Di er Dnyalar adl kitab nda Everettin oklu evrenleri hakk nda !unlar yazar; ...hayat iin uygun olmay#p, fark#na bile var#lmazlar. Everett teorisinde btn bu di er dnyalar, gerekten bizimle birlikte var olurlar. Daha geleneksel teoriye gre bunlar, byk bir $ans eseri var olmam#$ olan olas# dnyalard#r; buna ra men uzak gelecekte veya evrenin di er k#sm#nda var olabilirler. Belki de bizim minik, a$#r# derecede dzenli dnyam#z, bask#n $ekilde kaotik olan kozmosta sadece noktasal bir #l#ml#l#k kabarc# #d#r. Yaln#z bizim taraf#m#zdan grlmesinin sebebi de, varolu$umuzun buradaki yumu$ak huylu $artlara ba l# bulunmas#ndand#r. Fred Alan Wolf ise paralel evrenlerde insanlar olabilece$inden bahseder: Paralel evrende yaln#zca di er insanlar var olmakla kalmamal#d#r; ayn# zamanda belki de bu insanlar, bizlerin kopyas# olabilir ve yaln#zca kuantum fizi i kavramlar# kullan#larak anla$#labilecek mekanizmalar arac#l# #yla bizlere ba l#d#rlar Ve ilgin bir bak ! a s da sa$layarak paralel evrenlerin yak nl $ ve psikiyatrik hastal k durumlar yla olabilecek ili!kisine de dikkat eker: 20 Paralel evren deneyleri laboratuvar#, Jules Verne tarz# bir zaman makinesinde de il de iki kula #m#z aras#nda var olabilir. E er grelili in paralel evrenleri, kuantum teorisindekiyle ayn# ise, paralel evrenlerin bizlere ok yak#n olma ihtimali vard#r; bu yak#nl#k belki yaln#zca atomik boyutlara, belki de uzay#n yksek boyutlar#na, yani fizikilerin speruzay [Speruzay: ilerinde ten fazla boyut bulunan durumlar tasavvur eden hayali matematiksel yap lar. Grelilik ve Kuantum mekani$inin ortak bir yndr. Bu uzaydaki her nokta btn evreni ierebilir] diye adland#rd#klar# $eye kadar uzanmaktad#r. Modern sinirbilimler, de i$mi$ fark#ndal#k durumlar#, $izofreni ve rya grme konusunda yapt# # ara$t#rmalarla, belki de paralel dnyalar#n bizimkine yak#nl# #n# gstermektedir. DYda olas l k kelimesinin kullan m olmad $ gibi, bilgi yoklu$unun bir gstergesi olan belirsizlik de yoktur, belirlenimcidir. Farkl olarak Kopenhag yorumunda gzlemci devreye girene kadar belirlenimcidir, dalgan n kmesiyle belirlenimsiz/indeterminist yap ortaya kar. Everettin dnyay ikiye blmesi daha sonra asla etkile!medi$ini anlam na gelmez. Bu hem yanl ! anlamad r hem de Everettin ne srdkleriyle uyumsuzdur. DYa gre, daima tek bir dalga fonksiyonu vard r ve var olacakt r. Alg lanan paralel gerekliklerden her biri ise e!it olarak gerektir.21 Schrdinger denklemini kabul eden ve hibir olas l $ n kmeye u$ramad $ evrenimizdeki her bir kedi iin di$er bir evrende de olas sonular iin bir kedi bulunur. Kediyi l gren gzlemci ve l kedisi olan bir evren, canl gren ki!i ve kedinin canl oldu$u evrenler olmak zere iki evren olu!ur. Bu iki evren daha byk bir evrenin iindedir. Her bir gzlemcinin bilin durumu ve zihni ikiye ayr l r kabul edildi$ine gre her bir gzlemci iki kez var olacak, her var olu!unda farkl deneyimler edinecektir. Gzlemcinin iinde ya!ad $ tm evren, her lmnde iki (veya daha fazla) paralel evrenlere ayr l r. Sonuta evrenin dallar lg nca kol budak salmaya ba!lar. Gerekte, her olas l k seene$i hep bir arada var olacakt r. Ancak her biri di$erinin varl $ ndan habersizdir. DY, neden bilinli bir varl $ n seeneklerden sadece birinin bilincinde olmas gerekti$ini a klamaz ve beraberinde birok sorun getirir. Ayr ca, ok savurgan bir teoridir. Dnyan n tm kumsallar ndaki kadar evren olmas n gerektirir. Oysa biliyoruz ki, evrendeki toplam enerji sonludur. DYuna gre her seim yap ld $ nda yeni st ste binmeler ortaya kar ve bu sonsuza kadar uzay p gidebilir. Buna gre, kendi kendisi ile ayn olan sonsuz say da gerek kopyalarla dolu bir evren d!nmek gerekecektir. Dolay s ile sonlu bir enerji ieren evrenin, yeni olu!umlarla sonsuz say da evrene kaynakl k etmesi mmkn gzkmemektedir. Tabi, her an var olu! olmuyorsa! Fantezi olarak grlmesine ra$men, 1997de yap lan bir uluslararas fizik toplant s nda, lme probleminin zm konusunda kat l mc lara hangi bak ! a s n uygun grdkleri soruldu$unda, Kopenhag yorumu birinci s rada yer al rken DY ikinci

20 21

Wolf FA. Parallel Universe. Bodley Head Ltd. London, 1988;21 Tegmark M, Wheeler JA. 100 years of Quantum Mysteries. Scientific American Feb 2001;54-61.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

10

s rada yer alm !t r.22 Stephen Hawking, Murray Gell-Mann ve Richard Feynman DYu hakk nda evet, gerek olaca$ n d!nyorum !eklinde yan tlam !lard r. Sadece Roger Penrose DY kabul etmiyorum demi!tir. 4. E'durumdan kma (Dekoherans) Everettin teorisi iki soruya cevap veremez. Birincisi, dnya e$er makroskopik st ste binmeleri ieriyor ise niin onlar alg layamad $ m z; )kincisi ise, hangi fiziksel mekanizmalar n klasik son durumlar seti$idir. Bilincin fiziksel bir arka plan ve temeli vard r ve bu, fizik terimleri ile ortaya konulabilir oldu$unu gsterir. E!durumdan kma ya da st ste durumun evresel nedenle tek bir sonuca ula!mas (decoherans) gerek bir fiziksel olayd r ve fizik laboratuvarlar nda incelenebilmi!tir. Kuantum belirsizli$inden klasik gereklik dzeyine gei!, kuantum lm esnas nda olur ve llen nesne zerinde d !sal etkilerle bunun olabilece$i ne srlr. llen nesne a k bir kuantum sistemidir. A k sistemlerin nas l davranacaklar n evre ile olan etkile!imleri belirler. Herhangi bir gzlem(ciy)e gerek duyulmaz.23 E!durumdan kmay anlaman n en kolay yollar ndan biri dalga fonksiyonunun yo$unluk matrisi ile yola kmakt r. Her dalga fonksiyonu iin bir yo$unluk matrisi vard r ve bu matrislerin de Schrdinger dalga denkleminde bir kar! l $ vard r. rne$in; dik olarak kenar zerine durdurulmu! kuantum oyun k$ tlar n n st ste binme durumundaki yo$unluk matrisi (YM) !u !ekildedir: a c YM = * c b burada, a ve b simgeleri, bir oyun kart nda oldu$u gibi resimli (a) ve resimsiz (b) yzlerini temsil eder. Her ikisi de e!it de$erdedir (c ve c*). Sonuta yo$unluk matrisi !una dner: a 0 0 b Ve bu bilenen klasik son durumdur; kart dik b rak rsan z, bir tarafa (a) ya da di$er tarafa (b) mutlaka d!er. Fakat, hangi tarafa d!ece$ini bilemeyiz. Matrisin s f r ile gsterilen bo! k!eleri, st ste binmelerin kuantum belirsizli$ini (0) yans t r. Klasik kahvehane oyun kartlar hava hareketi, kahve kap s n n a lmas , rzgr, nefes ile bir yne do$ru d!ebilir. Ayn olay kuantum oyun kartlar iin de geerlidir ve evresel kuantum etkileri ile st ste bulunma durumu (0), resimli yz ya da kart n arka k sm !eklinde bir d!! yapacakt r. Asla iki yz zerine (a+b) ayn anda d!emez. Ya biri (a) ya da di$eri (b) aras nda bir seimle d!me olacakt r.

22

Tegmark M. The interpretation of quantum mechanics: many worlds or many words? Quant-ph/9709032v1, 1997. 23 Dugic M, Cirkovic MM, Rakovic D. On a possible physical metatheory of consciousness. Open Sys and Information Dyn 2002;9:153-166.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

11

$ekil. stte dalga fonksiyonunun yo$unluk matrislerinin grafiksel gsterimi grlmektedir. stte soldaki 1-1-1-1 olarak ele al n rken, sa$ stteki 1-0-1-0 !eklinde bir matris olarak d!nlebilir. Sol altta ise Schrdingerin kedisinin yo$unluk matrisi ve l-canl durumu grlmektedir.

E!durumdan kman n esas a klamas , nesne ve evrenin nas l bir etkile!ime girerek, st ste binme durumlar n (0) nas l bizim gzlemledi$imiz klasik son duruma (a veya b) evirdi$idir. E$er bir arkada! n z size sylemeden karta bakarsa, Kopenhag gr!ne gre kme ile cler de$i!ir. E!durumdan kma fikrine gre ise bu etki iin insan gzlemcisine gerek yoktur. Bilinli beyine sahip bir gzlemci olmadan da st ste binme durumu evrede bulunan fotonlar, hava molekllerinin arpmas ile klasik son duruma dner. Bu etraf m zda neden st ste binmeleri gremedi$imizi a klar. Sonuta, makroevrensel nesneler olan kahvehane oyun kartlar ve kedilerin st ste binme durumunda olmamas iin evreden izole edilmeleri imkns zd r. Mikroevrensel nesneler ise kolayl kla evrelerinden izole edilebilirler ve kuantum davran ! sergilerler. Everettin yan t veremedi$i ikinci soru olan klasik sonucun nas l seildi$ine, e!durumdan kma teorisinde a klama vard r. E!durumdan kma, bo! k!egen matris elamanlar ndan daha fazlas n etkiler ve bir tarafa d!en kart iin yo$unluk matrisi
1 0 0 0

durumunda olursa, kart n durumu kesin olarak resimli yz yukar durumdad r. Yine de tam e!durumdan kma an ndaki durumu
1 2 0 0 1 2

!eklinde bir yo$unluk matrisi olu!turur. E$er kart n hangi durumda oldu$unu lmeye kalkarsak, rastlant sal bir sonuca ula! r z. E!durumdan kma teorisine gre, evren temel paraya ayr l r. Ayr lan paralar n her biri bir serbestlik derecesini ifade eder. Klasik istatistiksel mekanikte evren; gzlem alt nda olan nesne ve etraf ndaki her !ey (evre) olarak ikiye ayr l r. E!durumdan kma teorisinde bu ikiliye nc bir eleman olan zne eklenir. Bu durumda yap lacak uygulamada, her alt sistemin isel dinamikleri ve birbiriyle etkile!imleri Schrdinger denklemine gre tan mlan r ve btnle olan ili!kisi ortaya konur.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

12

Nesnenin dinamikleri en nemlilerinden biridir. Oyun kartlar n d!necek olursak, st ste durumdan sa$a ya da sola d!ebilir. Gzlemci karta bakt $ zaman, zne-nesne etkile!imi ile zihinsel durum st ste binme durumuna gelecek ve kart n hangi tarafa d!ece$i zerine girilen bahis iin ya kazanacak ya da kaybedecektir. Yine de, asla zihindeki !izofrenik, ikili st ste binme durumunun fark nda olamayacakt r. H zla e!durumdan kma olu!acak ve st ste binme gzlenemez olacakt r. Normal bir beyinde, alg sal bilgi i!leme sresi 10-3 saniyedir. Hesaplamalara gre, e!durumdan kma sresi ise yakla! k 10-20 saniyedir. Dolay s ile, e!durumdan kma sresi, alg lama sresinden ok ok daha k sad r. Bu nedenle, garip st ste binmeleri alg layamay z.

E'durumdan kma: Dekoherans


Pratik uygulamada alt sistemler aras nda etkile!im genellikle s f r dzeyinde de$ildir. Bu etkile!im de$i!ik nedenlerden kaynaklan r: 1.Dalgalanma-ykselip alalma (fluktuasyon) 2.Da$ lma (dissipasyon) 3.Bilgi de$i!imi 4.E!durumdan kma (dekoherans). Bunlardan, 1 ve 2 alt sistemler aras nda enerji aktar m nda etkilidir. 3 ve 4 ise bilgi de$i!imi ltleridir. 1-2-3 klasik fizikte ortaya kabildi$i halde, 4 yani e!durumdan kma yaln zca kuantum fizi$inde izlenir. Alt sistemler aras makroskobik bir etkile!imi ortaya koymak iin rnek vermek gerekirse; bir kavanoz su ierisine (alt sistem-1) ince kolloid tanelerinin (alt sistem-2) konuldu$unu d!nelim. Su molekllerinin kolloid taneciklerine arpmas , kolloidin ktle merkezi zerine etkisi ile alalma ve ykselme !eklinde dalgalanmalara (Brownian hareket) neden olur. Bu fluktuasyon olay d r. E$er ba!lang h z yksek ise, suyun s dengesine ula!ana kadar srtnme ile ortama da$ t lacakt r. Bu olayda dissipasyon olarak adland r l r. Ba!lang enerjisinin yar s n n kaybedildi$i sre, da$ lma zaman olarak (tdiss) adland r l r. )ki alt sistemin etkile!imi ve aras ndaki bilgi de$i!iminin birimi bit ile llr. Bilgi de$i!imi miktar , her iki alt sistemin entropisinin toplam n n, tm sistemin entropisinden fark n n al nmas ile elde edilebilir (bilgi bit12S1+S2-S). Ortak bilgi s f r ise, iki sistemin durumu ba$ ms z ve ili!kisizdir. Bilgi de$i!imi olsa bile, sistemin toplam entropisi daima sabit kal r. Alt sistemde entropinin art ! , ileri do$ru akan zaman oku ile ili!kilidir ve bu termodinami$in ikinci kanunudur.

$ekil. e!itli sistemlerdeki, dissipasyon (da$ l m) ve e!durumdan kman n (dekoherans), birbirleri ile olan ili!kileri. Klasik fizik makroskobik = makroevrensel) ve kuantum fizi$i (mikroskobik = mikroevrensel) kurallar n n i!ledi$i s n rlar da bu grafikte grmek mmkndr. Ancak bu s n rlar izildi$i kadar keskin de$ildir.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

13

E!durumdan kma, sadece kuantum sistemlerinde gzlenir ve alt sistemlerde uzun sreli st ste binme durumlar n engeller. E$er kolloid, iki ayr yerde 1 cm kadar uzakl kta st ste binmi! durumda ise, bu makroskopik st ste binme, bir su moleklnn arpmas ile y k lacakt r. Yani, e!durumdan kma zaman (tdec), arp !ma etkisi ile kuantum st ste binme durumu yaln zca, su molekllerinin de Broglie dalga geni!li$inin etkisi alt ndaki leklerde var olabilecektir. Bunun anlam !udur; tdiss/tdec zamanlar n n birbirine oran yakla! k kolloid ktlesinin su moleklleri ktlesine olan oran na yak nd r. Bu, ayn zamanda !u anlamada gelir, makroskobik nesneler iin e!durumdan kma da$ lmadan ok daha h zl gerekle!ir. Bir alt sistemin dinamik zaman le$i (tdyn), onun isel dinamiklerinin bir zelli$idir. Bir sistemin nicel davran ! , yukar daki !ekilde gsterilen zaman lekleri oran na ba$l d r. E$er tdyn<<tdec ise gerek bir kuantum sistemi zellikleri gsterir ve st ste binmeler yeteri kadar uzun sre devam edebilir. Mikroskobik sistemlerde tdec~tdiss ve makroskobik sistemlerde ise tdec<<tdiss !eklinde ili!ki vard r.

Nesne Duyulardan en az biri ile alg lanan, uzay-zaman iinde somut varl $ bulunan, bilincin ay rt edip tan d $ , d!nen zneye kar! d!nlen !eydir. znenin kar! s ndaki btn evren asl nda bir nesneler alan olu!turur. D!nme eyleminden dolay , znenin kendi stnde d!nd$ her durumda zne de geici bir sre nesne haline gelebilir. Nesnel olanla, gerek olan birbirlerinden farkl d r (uan at gibi). De$i!ik nesne !ekilleri vard r: 1. 'deal nesne: D!nme sonucu olarak salt bilinte bulunan, d!nce olmadan var olmayand r. 2. Gerek nesne: zneden, bilinten ya da d!nceden ba$ ms z olarak d ! dnyada var olan, biz olmasak da var olan nesne 3. Soyut nesne: Say lar, geometrik !ekillerdir ve bunlar uzay-zamanda yer almazlar. Kant n nesne yorumu farkl d r. Kant !ey (ding), kar! da duran (gegenstand) ve nesne lsn olu!turur. Eylemleri kendine yklenebilen zne iken, !ey eylem dhil kendisine hibir !ey yklenemeyendir. Deneyimin nesneleri, bilginin nesneleri olduklar zaman nesneler haline gelirler. Gegenstand, tamalg ile nesne haline gelir. Tamalg ise, alg lama durumunun fark nda olunmas d r. Kant, bunu gr ile anlama aras ndaki fark anlatmada kullan r. Gr, tm d!ncelerden nce var olan temsildir, ancak bir d!neni olmadan anlam yoktur. Husserla gre, bilincin do$as gere$i ynelmi!lik zelli$i vard r. Bilincine var lan ile bilincine varan aras ndaki ili!kinin (zne-nesne) asla birinin di$erine indirgenmesi yoluyla kavranamayaca$ n ne srer. Husserla gre, her bilin yle ya da byle ynelinen bir nesnenin bilinci oldu$u gibi, her ynelinen nesne de ona ynelen belli bir bilincin nesnesidir. Bunu Marleau-Ponty de destekler ve !eyler (nesne) ile bilin (zne) aras nda bir ayr m yap lmas gerekti$ini ifade eder: var olan her !ey ya !ey olarak vard r ya da bilin olarak, bunlar n d ! nda bir nc durumun, bir orta noktan n olmas sz konusu bile olamaz.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

14

$ekil. E!durumdan kma ile ili!kili olarak zne-nesne ve evre ili!kisini sistemler a s ndan ele almak gerekir. zne, gzlemcinin znel alg lamas ile sisteme kat l r. zne alg lamalar derken, d!nceler, duygulan mlar ve gzlemcinin alg lama durumunun znelli$i anlat l r. Nesne, gzlemcinin ilgilendi$i sistemin paras d r. evre ise, nesne ve znenin d ! nda kalan her !eyi ierir.

$ekil. zne, nesne ve evrenin birbirleri ile etkile!imleri. zne ve nesne tek bir serbestlik derecesinde kabul edilirse, zne iin 3 de$er, nesne iin 2 de$er al nabilir. znenin isel durumunu; mutlu |J , tarafs z |K ve zgn |J|L !eklinde gsterelim. Nesnenin durumu ise spin yukar |- veya a!a$ | olarak gsterecek olursak, zne ve nesne sistemi birle!tirildi$inde 6 temel durum ortaya kar. Bunlar; |K- , |K , |J- , |J , |L- , |L . rne$in, ki!inin eline st kapat lm ! bir resim verelim ve e kadar say p h zla aarak, glmsedi$ ini ya da ka!lar n att $ n -zgn grecek olsun. Bu durumda resmi grene kadar st ste binme durumundad r; U|K =(|J +|J )/2.

5. Wignerin Arkada' Eugene Wigner (1902-1995), Schrdingerin kedisi deneyinde, kediyi ve ekici birbirinden ay rt ettirici ya da belirleyici zelli$in ne oldu$unu sorarak bu fark bulmaya al ! r. Gzlemci (deneyci), kedi ve eki aras ndaki fark n, fiziksel bir fark olmas mmkn de$ildir. Her de makro nesnedir ve ayn maddeden olu!mu!lard r. Yaln zca maddelerin bile!imi farkl d r. Kuantum mekani$i, gzlemci ve kedi biyokimyas n ierdi$inden, temelde ekiten de bir fark olmad $ sylenebilir. Fark kimdedir o zaman? Wignere gre fark bilinli ve bilerek gzlem yapan gzlemcidedir. Kedi, eki ve radyoaktif madde bilinten yoksundur. Bilinli bir gzlem gerekle!tirildi$i anda, bu gzlemin sonucu st ste binmenin ierdi$i tm olanakl ve olas durumlardan yaln zca birini gereklik olarak bize sunar.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

15

Nobel dll (1961) fiziki Eugene Wigner, bilincin kendisinin belki ke!fedilmemi! gizli de$i!ken oldu$unu ne srer. Wignere gre; Kuantum kuram#n#n yasalar#n#, bilinlili e at#fta bulunmadan tutarl# bir biimde a#klamak hemen hemen imkns#z gibidir. Ona gre, insan bilincinin de dile getirildi$i bir kuram mutlaka olu!turulmal d r. Neye bakarsak bakal m (veya gzlemleyelim), bilinli gzlemimizin eylemleri nedeniyle, bakt $ m z !ey, daha nce byle yapm ! olsun olmas n, seeneklerine ayr ! r.7 Bu yorumda Wignerin hayali bir arkada! vard r. Schrdingerin kedisini bulunduran kafesi elinde tutmaktad r. Kafesi elinde tutan Wignerin arkada! da bir oda iinde bulunur. Sonucun ne oldu$unu grmek iin kafesin iine bakmaya karar verebilecek ki!i Wignerin arkada! d r. Sonuta, kedi l m yoksa diri mi !eklinde bir karar verecektir. E$er Wigner, arkada! kediye bakm ! olmas na ra$men, durumu bildirmemi! olsa; arkada! n n kediyi canl grmesi durumunda mutlu mu yoksa kediyi l grmesi durumunda zntl m oldu$unu bilemez. Kopenhag kuram na gre, Wigner bak ncaya kadar, arkada! n n durumu konusunda karar verilemez. oklu dnyalarzihinler gr!ne gre ise, arkada! ve kedi iki de$i!ik evrende vard rlar.24 6. Gzlemleyici Kuram Evan Harris Walker ilkesel olarak, Wignerin fikrini ele al p lmde gzlemciye ve nrofizyolojik srelere belirleyici bir a$ rl k verir. Ancak, bu arada KMnin gizli de$i!kenler d!ncesinden de yararlan r. Gizli de$i!kenler bizzat bilintir ve yerel de$ildir. Yani konum ve zamandan ba$ ms zd r. Bu ba$ ms zl ktan dolay , gzlemleyenin beynindeki nrofizyolojik srelerin, d !ar da yer alan kuantum mekani$i sreleriyle ili!kilendirilmesi imkan do$ar. Buna dayanarak, sinir hcreleri aras aktarma (sinaps) i!levlerinin fiziki ko!ullar n n byklk bak m ndan kuantum mekani$i sreleriyle ayn dzeyde yer ald $ n ne srer. Bilin ile beynin bilgiyi i!leyen sreleri aras ndaki ba$lay c halkan n bu ili!kide bulundu$unu belirtir. Walker, grme sinirinin (N. opticus) ta! d $ bilgiyi hesaplayarak, gzlemleyici ki!inin bilincinden belirli bir miktar bilgi ak ! gerekle!ti$ini ne srer. Bunun ok az bir blm (10 bit/san) yerel olmayan, gizli parametreler zerinden d ! kuantum sreleriyle ba$lant iindedir. Bu bilgi miktar n n, gzlemleyen ve gzlemlenen nesnenin, gzlemleme s ras nda iine girdikleri durumlar n st ste binme durumunda gizlenmi! oldu$unu sylemek de olas d r. Ancak, Walker n modelinde sadece grme sinirinin bilgi ta! ma miktar gz nne al nd $ ndan, ta! nan bilginin anlam ve nemi hakk nda model pek bir !ey sylemez.25 7.Ynlendirilmi' Nesnel )ndirgenme Peki, alg lar m z neden makroskobik st ste binmeleri alg lamam za izin vermiyor? Kk leklerde kal nd $ srece kuantum kuram belirlenicidir ve hassas bir kesinli$e sahiptir. Schrdinger denkleminin kullan m n gerektirir ve belirlenicilik ilkesine dayan r. Kuantum seviyesindeki bu belirlenicilik U (unitary) olarak adland r l r. Unun en nemli zelli$i do$rusal (lineer) olmas d r. Belirlenicilik yaln zca lm yap ld $ s rada ortadan kalkar ve kuantum seviyesinden klasik seviyeye kar.26 Roger Penrose, kuantum mekani$inin eksik oldu$unu ve standart kurallar na !u anda elimizde olmayan bir !ey eklememiz gerekti$ini ne srmekte ve dalga fonksiyonunun nesnel indirgenmesi, OR (Objectif Reduction/Nesnel 'ndirgenme) ad n verdi$i !eyin bu a $ kapataca$ n ne srmektedir. Bu ifade Trkede veya olarak da alg lanabilir. OR iin veya hem anlamsal hem de ifade etmek istedi$i ieri$e uygundur. st ste binmelerin biri veya di$erinin nesnele!mesini seimle sa$lar. OR sreci durum vektrnn indirgenmesi ya da dalga fonksiyonunun kmesi demektir. OR, lm ya da gzlemle seeneklerden yaln z birisi ayakta kal r. Yaln zca bu a!amada, kuantum kuram n n belirleyici olmamas devreye girer ve st ste binme uzay-zaman seviyesinde ortaya kar. Bu Planck uzunlu$u-zaman seviyesidir. )ki uzayzaman (l veya diri kedi) ayr ! r. Planck le$inde bir uzay-zaman ayr !mas durumunda, kk bir uzaysal ayr !ma uzun bir zamana denk gelirken byk uzaysal

24 25 26

Wolf FA. Parallel Universe. Bodley Head Ltd. Londra 1988;50-51. von Lucadou W. Ruh ve Kaos. ev: V.Atayman. Say Yay nlar , )stanbul 2000; 127-128. Penrose R. Byk, kk ve insan zihni. Sarmal Yay nevi. 1998; 24.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

16

ayr !ma daha k sa bir zamana kar! l k gelir. Do$a iki seene$in uzay-zaman n ayr !t r rken bir tak m kurallara uyar. Peki, ne kadar srede ayr !ma olur? Planck zaman (10-43 san) kadar bir srede st ste binme iki durumdan birine bozunur. Planck uzunlu$unda (10-33cm) ve Planck zaman nda bu durumun ikisinden birine indirgenmesi/klasik seviyeye kmas iin gereken zaman T=-/Edir. T gereken zaman ve E ise ktle ekim enerjisini ifade eder. Bu denkleme gre, st ste binmenin kme zaman bir atom ekirde$i iin 108 y l iken, proton iin birka milyon y l, 10-5 cm byklk iin 2 saat, 10-4 cm iin 1/10 san, 10-3 cm iin kme 10-6 sandir.27 Yani, ktle artt ka indirgenme zaman k sal r. Bu nedenle makroskobik nesneleri st ste binme durumunda gremeyiz.
Tablo. Kuantum mekani$inde lme sorunu iin nerilen farkl zmler ve zellikleri Yorumu
Kopenhag Okulu Niels Bohr ve David Bohm Gzlemci, dalga fonksiyonu olas l $ yla rastlant sal sonular grr

Avantaj
Gzlem ile e!le !en tek bir sonu ortaya kar

Sorunu
Dalga fonksiyonunda kmeye gerek duyar. Olas l klar dalga fonksiyonu ile belirlenir. Rastlant sald rlar. Schrdinger denklemini bozar. Her iki durumun nas l ili!kilendirilece$i belirsizdir.

Psikofizik paralelcilik John von Neumann

Nedensel-belirlenimci ve gzlemcisiz bir srele, nedenselgzleme ve lme dayal sreci ayr ele almak gerekir st ste durumlar onlar izleyenlerle birlikte ayr dnyalarda bulunur Objenin etraf ndaki evre ile etkile !imiyle st ste binmeler h zla da$ l r.

Do$ada gerekte ve olan ile do$an n gzlenmesi ile var olan ay r r.

oklu Dnyalar/ Zihinler Hugh Everett Dekoherans (E'durumdan kma) Max Tegmark

Schrdinger denklemi daima i!ler. Dalga fonksiyonu asla kme gstermez. Deneysel olarak test edilebilir. Niin herkesin, dnyay kuantum yerine klasik grd$n a klar. Bilinci de denklemler iinde ele al r. Bilinli gzlemciye ayr bir nem verir.

Kabul edilmesi zor bir iddia. Her gzlemde artan oranda paralel dnya ve gzleyen ki!iler olu !ur. Kopenhag ve oklu dnyalar yorumunu ortadan kald rmaz.

Wignerin Arkada' Eugene Wigner

Bilinli gzlemciyi, kedi-alet ve di$er elemanlardan ayr tutar. Ayr ca ikinci bir gzlemciyi (arkada! ) devreye sokar. Bilin kuantum mekani$indeki eksik gizli de$i!kendir.

Bilin de$i!kenini fizik denklemleri iine sokmak laz m ama nas l?

Walker n Gzlemleyici Kuram Evan Harris Walker

Gzlemlenen, gzleyen ve sinir sistemini bir arada ele al r.

Sadece grme sinirinin bilgi ta! mas n ele ald $ ndan yeterli bilgi vermez.

Ynlendirilmi' Nesnel )ndirgenme Roger Penrose

Enerji ve ktle ile ilgili indirgenme zaman n hesaplama

Beyindeki temel yap ta!lar na uygulanabilir ve makro-mikro ayr m n ortaya koyabilir. Kuantum mekani$indeki dalga fonksiyonu yerine yo$unluk matrisi olas l $ n ele al r.

Dalga fonksiyonunun kmesi iin bilince gerek olmad $ n ne srer. Di$er birok fiziki nesnel indirgenme denilen kuantum mekani$i yamas n kabul etmez. Yayg n kabul gren bir yakla! m sunamam !t r.

Poincar Rezonanslar Ilya Prigogine

Kuantum mekani$inde kendisi ile at !an bir durum var ve bu Poincar rezoananslar ile a! labilir.

27

Hawking S, Penrose R. Uzay ve zaman n do$as . Sarmal yay nevi. ev: Dalbelge U.Ekim 1996.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

17

8. Poincar Rezonanslar Ilya Prigogine, evreden gelen ola$an kar ! kl klar, dalgalanmalar sistemin kuantal zelliklerini bozacak ve bylece lmden sorumlu tutulacakt r. Ancak, evre kavram neyi ifade ediyor? Bir nesne ve evresi ayr m n kim yap yor? diyerek lme sorununa getirilen farkl zm yakla! mlar n tatmin edici bulmaz. Prigogineye gre dalga fonksiyonu terimlerinde bireysel bir betimleme ve olas l k da$ l m terimleriyle istatistiksel bir betimleme vard r. Dalga fonksiyonunu belirleyen Newton denklemi gibi belirlenimci ve tersinir (simetrik) olan Schrdinger denklemi bir yanda dururken, di$er yanda lme srecine ba$l , tersinmez dalga fonksiyonu kmesi ifade edilir. Bu tuhaf bir yap d r. Bu nedenle, bir yenilik getirilmelidir ve lme srecinin znde tersinmezlik iermesinden dolay , KM ile at ! r. nk, KMde tersinmez srelere yer verilmez. Bu nedenle durum klasik mekani$e benzer. Prigogine, KMe Poincar rezonanslar na ba$l karars zl $ n uygulanmas n n bir zm olaca$ n ne srer. Bu durumda KMnin temel nesnesi art k , dalga fonksiyonu de$il, klasik mekanikteki . (KMde yo$unluk matrisi de denir) olas l $ olur. .(q,p,t) olas l k da$ l m hem uzaysal konumlara (q) hem de momentumlara (p) ba$l d r. Prigogine, konumlar ,(q) ya da momentumlar ,(p) !eklinde yazabilece$imizi belirtir. Ancak, KMde temel bir kural olan belirsizlik prensibi ayn anda ikisinin hassasiyetle kullan m n engeller. , kuantum durumu, olas l k genli$i gsterir ve olas l k genliklerinden tam anlam yla olas l klara gei! sa$lanabilir. KMdeki lm sorunu bylece ortadan kalkar, dalga fonksiyonunun indirgenmesine gerek kalmaz. Gzlemci hibir zel rol oynamaz. Temel byklk olas l k genli$i de$il, bizzat olas l $ n kendisi olur ve lm arac bozulmu! bir zamansal simetri gsterir. 28 Dalga Fonksiyonunun Bilinsiz kmesi Kuantum kme sadece insan varl $ n da m gerekle!ir? Retinaya bilgi ula!madan nce mi, retinaya lme bilgisi ula!t ktan sonra m ? Gzdeki retinada omak hcreleri, rodopsin olarak adland r lan fotona duyarl iki pigment ierirler. )lki hcre zar na ba$l proteini olan opsindir ve ikincisi olan 11-cis retinale kovalent olarak ba$l d r.29 11-cis retinal molekl, 6 adet tekli ve iftli ba$lanm !, uzun bir doymam ! elektron a$ ierir. Bir rodopsin moleklnn a$ rl $ 4104 nukleon (ntron+proton say s ) ve ap yakla! k 410-7 cmdir.30 11-cis retinalin aktif yeri ise 40 kadar atomdan olu!an, 10 Angstrm bykl$nde bir yap d r.31 Bu yap ya (gze) gelen ! nlar ya da kuantum mekaniksel ! k fotonlar gelince ne olur? Foton retinal moleklde, 11. ve 12. karbon atomlar aras ndaki ba$ taraf ndan emilir ve ard ndan en st orbitalden bir elektron uyar larak / durumundan /* durumuna gei! yapar. Elektronun uyar lm ! olmas (/*), bu ba$ evresinde karbonu C11 ve C12 aras nda serbeste dnmesine imkan verir. Bu yap sal de$i!iklik, cisten transa dn!m olarak adland r l r ve olay 200 femto saniye (fs) srer. Bu dn!mle opsin molekl ayr l r ve bir dizi de$i!ikliklere neden olur. omak hcre zarlar ndaki Na+ kanallar kapan r. Bu olaydan nce Na+ ak m serbest olarak devam ederken, bu yolla omak hcre ii daha d!k potansiyele ula! r. Na+ kanallar kapand $ nda, byk bir potansiyel fark olu!ur (hcre ii daha negatif, hcre d ! daha pozitif olur). Bu potansiyel fark elektrik ak m na dn!r. Bu !ekilde, bir foton rodopsin molekln uyard $ nda, 106 Na+ iyonu veya yk, omak ierisine giremez, 1 pAlik, yakla! k 200 msan sren elektriksel ak m olu!ur.32 Bu, Na iyonu ba! na ayn zamanda 210-13 ile 1,610-19 Coulomb yke e!de$erdir. Bunun anlam !udur: bilgi mikroskobik seviyeden orta derecede makroskobik (mesoskopik) seviyeye kar l r. Ard ndan optik sinirde 2-3 aksiyon potansiyeli olu!turur. Hatta daha da glendirilerek makroskobik veya klasik dnyaya ula!t r l r.
28 29

Stengers I, Prigogine I. The End of Certainty. Free Press, 1997;48:129.

Wald G. The molecular basis of visual excitation. Nature 1968;219:800-807. 30 Adler S. Lower and upper bounds on CSL parameters from latent image formation and IGM heating. 2006, quantph/0605072. 31 Mathies RA. Photons, femtoseconds and dipolar interactions: A molecular picture of the primary events in vision. Rhodopsin and Phototransduction. John Wiley and Sons, N.Y. 1999. 32 Rieke F and Baylor D. Single-photon detection by rod cells of the retina. Rev Mod Phys 1998;70:1027-1036

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

18

$ekil. Fotonun etkisi ile cisten transa dn!m.

Asl nda retinaya arpan bir fotonla kuantum mekaniksel fotoelektrik etki aras nda herhangi bir fark yoktur. Foton enerjisini emen bir atom ya da molekln, herhangi bir orbital elektronunu d !ar samas fotoelektrik etkidir. Bu etki fotonun dalga fonksiyonunun kmesidir. 11-cis retinalin kk yap s dolay s ile retinada olan olay tam olarak kuantum mekanikseldir. Bu a!amadaki olay, glendirilerek makroskobik seviyeye ula!t r l r. Bu dn!m sadece insan gznde olmaz. Gzler olmadan da tek hcreli olan ve ! $ alg layabilen glenalarda ya da siyanobakterilerde de olur olu!ur. Bu !u anlama gelebilir: dalga fonksiyonu kmesi (bilinli) insan olmadan da olabilir. Sonu Btn bu yakla! mlardan anla! laca$ zere, KMde, henz son noktan n konmad $ bir lme sorunu vard r. 'imdiki ve gemi!teki tart !malara bak ld $ nda bu yapay olu!turulmu! bir sorun de$ildir. Bu sorun ierisine, gzlemciyi ve gzleyenin bilincini katmadan, denklemlere bilin de$i!kenini eklemeden zlemeyecek grnmektedir. Bu denklemleri geli!tirdi$imiz ve anlad $ m z zaman da evren anlay ! m z devrimci bir !ekilde, kkten de$i!ecektir.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Peki, Sorun Nerede?


Bilimsel yntemin ekillenmesi, 16. yy Avrupas#nda ba lam# ve ard#ndan muazzam bir devrimle gerekle mi tir. Evren, gizemli ve insan akl#n#n tesinde olmaktan #karak, mekanik ve dzenli bir nitelikle anla #lmaya ba lanm# t#r. Kopernikin geli tirdi$i kuram#n ard#ndan, Gne -Dnya ve insan#n art#k evrenin merkezi de$il, sadece birok gezegenden biri ve galaksimizin bir k esinde, kendi blgesinde dnen, olduka gsteri siz bir blge oldu$u anla #lm# t#r. 'nsan merkezli evren ortadan kalkm# ve byk bir hayal k#r#kl#$# yaratm# t#. Ama a$#m#z#n fizik bilimi insan# tekrar evrenin tam merkezine yerle tirdi. Uzun y#llar, bir deneydeki ayn# ba lang# ko ullar#n#n her zaman ayn# sonucu verece$i, deneycinin nemli olmad#$# ve fiziksel dnyan#n fiziksel bir gerekli$e sahip oldu$u kabul edilmi tir.1 Oysa 1900lerde geli en KM, bu bak# a#s#n#n tamamen kar #s#ndad#r. Ola$andan ve al# #lagelenden ok farkl# eyler sylemektedir. Bu nedenle lme ile ilgili ortaya #kan sorular ok fazlad#r. *imdiye kadar bilimin esas temelini olu turan, bilimsel soru turma yntemlerini terk etmemiz mi gerekiyor? Sistemi, st ste olma durumundan #kart#p, nihai bir gerekli$e indirgeyen nedir? Wignerin arkada # m#? Kedi mi? E$er bu bilinli beynin bu sonucu ise, kedinin bilinli olmad#$#n# nereden biliyoruz? Ya da kutunun iinde kedi ile birlikte eki mi nihai sonuca ula may# sa$l#yor? Hibir insan#n olmad#$# bir ormanda bir a$ac#n y#k#lmas# ses #kar#r m#? Kimse bakmad#$#nda Ay orada m#d#r? Apa#k olmayan ilkelerden #kar#lan sonular#n hibirisinin apa#k olmamas# nedeni ile temel ilkelerimizde mi bir sorun var? Do$ru ilkelerimiz oldu$unda ve onlar#n ard#ndan gitti$imizde, bir gn gelip mutlaka ba ka gereklerle kar # kar #ya kalacaksak o gerek nerededir? Descartesin 17. yyda dedi$i gibi bir sorunla m# kar # kar #yay#z? Bylece, felsefeyi incelemek ve bildi imiz tm gerekleri s#k#ca ortaya #karmak istiyorsak, ilk nce nyarg#lardan kurtulmam#z ve eskiden do rulu una inand# #m#z tm d$nceleri ya da kan#lar#, yeniden gzden geirinceye de in, yanl#$ kabul etmemiz gerekmektedir. Bundan sonra zihnimizdeki kavramlar# yeniba$tan incelemek []2 Bu ifadeyi dikkate alarak, daha nceki felsefi d ncelerimizden tam olarak s#yr#lamad#$#m#zdan m# kuantum mekani$inin felsefi yorumunu uygun ekilde yapam#yoruz? O zaman, bir ekilde zihnimizin derinliklerinde var olan eski d nceleri bir kenara koymak iin beynimizi elimize al#p bir snger gibi s#kman#n zaman# geldi galiba. Eski felsefeye ba$l# olmak, adeta bir ayak ba$# gibi. Kuantum mekani$inin do$urdu$u yeni d nceleri anlamam#z nnde bir engel gibi durmakta. Akl#m#z# gerekti$i ekilde kulland#$#m#zda, do$ru d nmeye ve en stn bilgiye kavu maya yetenekli oldu$una gre, bu sorunu zmemek iin bir neden yoktur. Paul Davies, Fiziksel bilimin amac#, bu ki$ile$tirilmi$ ve yar# znel dnya gr$nden kurtulmak ve gzlemciden ba #ms#z olan bir gereklik modeli in$a etmektir. Bu amac# elde edebilmek iin kullan#lan geleneksel yntemler; tekrarlanabilir deneyleri makine ile lm, matematik denklemlerdir. Bilim taraf#ndan sunulan bu nesnel model ne kadar ba$ar#l#d#r? Onu alg#layan insanlardan ba #ms#z olarak var olan bir dnya gerekten tarif edilebilir mi? diye sorar.3 Tarif edilirse de nas#l tarif edilebilir. Stephen Hawking Evreni oldu u $ekilde grrz, nk var#z diyerek bir yan#t verir. Hi kimsenin olmad#$# bir ormanda, uzun sreli bir ses kayd# yapsak ve daha sonra bunlar# dinlesek, e$er y#k#larak ses #karan bir a$a varsa onu duymayacak m#y#z? Ya da ormandaki ku seslerini kaydedemeyecek miyiz? Mant#ksal a#dan elbette ki duyaca$#z ve kaydedece$iz! Kuantum mekani$indeki lme sorununun alt#ndan kalkmak iin, nce sorunun temelinin nereden kaynakland#$#n# anlamaya al# mak gerekir. Sorunun kaynakland#$# noktay# bulmak hemen hemen sorunu zmekle e anlaml# gibidir. Dolay#s# ile olas# sorun noktalar#n# gzden geirelim.
1 2 3

Hodbhoy P. 'slam ve Bilim. Cep Kitaplar #, 2.bask #, 1993; 35. Descartes R. Felsefenin 'lkeleri. Say Yay. ev: M. Ak#n,1998;107. Davies P. Other Worlds. JM Dent ve Sons Ltd. Londra 1981.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

1. Kullan lan Dilin Yetersizli!i Bilim dilini, bilimden ve dilden ayr# d nmek mmkn de$ildir. Bilim dilinin en nemli bile enleri, terimlerdir: Terimler, genel olarak, sanat, bilim alanlar#nda kavramlar#n nesne, olay ya da durumlar#n kar #l#$# olan, kesin, tek, zel anlaml# szcklerdir. Bilimin dnemin dilinden de ba$#ms#z olmad#$#n# gz ard# etmemek gerekir. Bilim de dahil her tr duygu ve d nce ifadesini dilde bulur, dolay#s#yla gerek bir d nce etkinli$i ancak yksek olgunlu$a eri en dillerle var olur. Bilgilerimizin bilimsel bir nitelik kazanmas#, ancak ortak anlat#m arac# olan dilde ifade edilmesi ile mmkndr. Szckler, gerekte eylere yap# t#r#lm# birer etikettir. Ne var ki szckler ve eyler aras#nda bire bir e le tirme gerekte mmkn de$ildir, nk evrendeki her eye ayr# bir isim bulunup kullan#lamaz. Bylelikle eylere, onlar#n ortak zelliklerinden yararlan#p ortak olmayan zellikleri gz ard# edilerek adlar verilmi tir. Kavram, szck ve nesne ili kisine bakt#$#m#zda, kavram ile szck aras#ndaki ili kinin, szc$n kavrama ait bir etiket olu u nedeniyle tan#msal oldu$unu, kavram ile nesne aras#ndaki ili kinin ise gzlemden kaynaklanan ve bizim d# #m#zda olu an nedensellik ta #d#$#n# grrz. Nesne ile szck ise, kavram arac#l#$#yla birbirlerine ba$lan#r ve buradaki ili ki de uzla #msald#r, ortak olarak kabul edilmeye ve kullan#m al# kanl#$#na ba$l#d#r. Szck, kavram#n ad#d#r ve kavram da szc$e verilen anlamd#r.4
$ekil. Dilde kavram ve szck-nesne ili kisinin gsterimi.

Kavram

Tan msal ili$ki

Nedensel 'li$ki

Uzla #msal 'li ki Szck Nesne

Werner Heisenberg, Gzlemledi imiz $ey, do an#n kendisi de ildir; do an#n, yneltti imiz soruya verdi i cevapt#r der. lme dzene$i gzlemci taraf#ndan yap#lm# bir eydir. Gzlemini yapt#$# ey de, do$an#n kendisi de$il, soruyu biimlendirme tarz#ndan etkilenmi do$ad#r. Bohrun ifadesine kat#larak hem seyirci hem de oyuncu oldu$umuzu tekrarlar.5 Heisenberg, belki do$rudan bilincin kendisini kastetmemi ti, ama bir anlamda bir deneyden #kan sonucun gzlemcinin bilincine ve bir tak#m nrofizyolojik dzeneklere ba$l# oldu$unu ne srm t. Heisenbergin belirsizlik ilkesi, makro ve mikro ayr#m#na bir s#n#rlama getirir. ,psi fonksiyonu, uzay ve momentum gibi iki ba$lant#l# dinamik de$i kene ayn# anda ba$#ml# olamaz. Bu ilke, mikroevrensel nesnelerin fiziksel halini betimlemek iin seilen baz# niceliklerin birlikte kullan#lmamas# gibi bir s#n#rlama getirmi tir. Bu s#n#rlamaya ilave olarak, mikroevrensel nesnelerin halini betimlemek iin de makroevrensel nesnelerin zelliklerini dile getiren dilsel ifadeler kullan#lmaktad#r. Dilin kullan#m#ndaki bir uyumsuzluk udur: nas#l olur da kuantum mekani$ine gre genelle tirilmesi daha az olan klasik fizi$in terimleri ile mikroevrenden sz edilmesi mmkn olabilir? Mikroevreni, makroevrenin dilsel ifadeleri ile betimlemek mmkn mdr? (Mikroevreni, makroevrenin dilsel ifadelerini kullanarak betimlemek, Kopenhag bak# a#s#n#n ilkelerindendir).6 Gzlemlemedeki as#l sorunlardan biri de kuantum mekani$inde kullan#lan dildir. Bu nedenle, belirli ilkeler zerinde kaskat# direnmek yanl# t#r. Dilin kendi
4 5 6

Yalg#n . Trke ve Bilim. Ayd#nlanma 1923 Dergisi. 2004;51:43-48 Heisenberg W. Fizik ve Felsefe. ev: M.Y. ner. 'stanbul 1993. s:39 Ko Y. Teorik Fizik Monografileri. Cilt 1. 'st niv Yay. 1983

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

kendine geli mesini ve yeni durumlara zamanla kendili$inden uymas# beklenebilir. Bunu daha nce Genel ve zel Grelilik teorilerinde de ya ad#k. Ama zaman ierisinde sorun zld. Ancak, btn bunlar#n iinde en zor dil sorunu, kuantum mekani$indedir ve zm o kadar kolay olamayacakt#r. nk, S#radan gnlk dil kavramlar# atomun yap#s#na uygulanacak trden de$ildir ve dildeki kavramlar# matematik sembollerle ba$da la t#rmak iin elimizde bir k#lavuz da bulunmamaktad#r. Descartes#n y#llar nce kullan#lan dil hakk#nda dikkat ekti$inden ok farkl# durumda de$iliz: Kavramlar# kendi a z#m#zla belirtmek iin baz# szlere ba l#yoruz ve $eylerden ok, o szleri an#ms#yoruz. Bunun iin, kavrad# #m#z $eyi, onu belirtmek iin seilen szlerden tmden ay#r#nca, hibir $eyi kolay ve a#k anlayamay#z. Bylece insanlar#n o u, dikkatlerini $eylerden ok szlere verir; bu nedenle, o u zaman anlamad#klar# kavramlara inan#r, anlamay# pek anlamazlar.7 Heisenberg dile zg bir yasa olan ncnn olmazl# #/tertium non datur yasas#n#n de$i mesi gerekti$ini belirtir. nk, klasik mant#$#n kabul etti$i zere, ileri srlen sav, bir anlam ta #yacaksa ya bu sav#n kendisi ya da onun olumsuz biimi do$ru olmak zorundad#r. Yani nmde bir kitap var ve nmde bir kitap yok ifadelerinden ya birincisi ya da ikincisi do$rudur. nc bir imkn yoktur. Bu tnelleme olay# iin de geerlidir. Nesne ya soldad#r ya da sa$da, nc bir durum yoktur. Ya da bir top ya gridir ya da de$ildir. Di$er bir deyi le, nesne bir zelli$e ya sahiptir ya da de$ildir. Ama KMde nc bir durum vard#r: st ste binme hali. Elimizde bir k#rm#z#, bir de mavi top var. Ama KM st ste binme durumunun olu turdu$u ve hi kimsenin grme ans# olmad#$# gri topun var oldu$unu ne srer. Richard Feynman da ayn# konuya de$inerek Kuantum dilinde, birle tirilerek do$adaki olaylar#n hemen hepsini anlatabilecek kelimeler ve cmlelerin yaz#labilece$i sonlu say#da harf var m# acaba? diye sorar.8 Anla #ld#$# zere, KM iin yeni bir dil olu turmal# ve sa$duyumuza kar # gelen at# malar# ortadan kald#rmak iin yeni dili kullanmal#y#z. Ancak bu nas#l olacak? Bunun iinde aba gsteren fizikiler ve felsefeciler olmu tur. Yeni Bir Dil Olu'turma abas Modern mikrofiziksel aralar yard#m# ile atomlar# ve onlar# olu turan $eleri detayl# olarak gzlemleyebilmekteyiz. Ancak, byle bir gzlem tecrbesini gnlk ya am tecrbesi ile kar #la t#ramay#z. Bu durumda elde edilen bilgiler, do$rudan duyusal alg#laman#n bir sonucu de$ildirler. Aslan duyular#m#z#n dnyas#na dayanan gnlk konu ma dilimiz ve kelimelerimiz, atom alt# fenomenleri ve gzlemleri a#klamakta yetersiz kal#r. Bu be duyunun d# #nda olan bir gzlemdir. Elde edilen yap# matematikseldir ve bunlar# ifade edebilecek ve a#klayabilecek kar #l#klar normal gnlk dilin iinde bulunmaz. O zaman ne yapmal# Buna uygun bir dil olu turmal#y#z. Fiziki David Bohm (1917-1992), felsefi ve psikolojik bak# a#s# ile alternatif bir dil iin giri imde bulunmu ve k#smen dikkat ekmi tir (1980).9 Bohmun fikri, modern dillerde kullan#lan zne-fiil-nesne cmle yap#s#na dayan#r. Bu klasik yap#ya ek gei li fiil, zne ve nesne aras#ndaki bo lu$u aprazlar. Baz# eski dillerde, rne$in, 'branicede klasik dillerdeki cmle yap#s#n#n aksine fiil cmlenin ba #nda yer al#r. Asl#nda Bohmun yapmaya al# t#$# yeni dil zelli$i bir dereceye kadar Arapada vard#r. Bohm bu yeni dilin geli imine rheomode (rheo--den, akmak) der ve dilde yeni bir yap# geli tirir: Bizim d ncelerimizdeki birincil hareket dilin yap#s#na sokulur ve birincil rol oynayan isimden ziyade fiil yap#s#na girer der. Bundan yola #karak, farkl# anlamlar# olan kelimeler retir. Bu yeni dilin kullan#m#, kuantum mekani$i, bili sel durumlar ve bilin ve gere$in lkesine girmek iin bir yoldur. Bohmun dili alg#sal ve bili sel aktivitelerle ilgilidir. Bu rheomode kelimelerden her biri bilincin hareketine bir bak# olarak zelle ir. Ancak, e$er gere$in tm bu ise, eyler, d nceler ve kelimelerle toplam#n# ifade edebilir miyiz?

7 8 9

Descartes R. Felsefenin 'lkeleri. Say Yay. ev: M. Ak#n,1998;106. Feynman RP.QED,The Strange Theory of Light and Matter. Princeton Univ Press. 1988;86. Bohm D. Wholeness and implicate order. Routledge and Kegan Paul Publs., 1980.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

4 Tablo. David Bohmun olu turdu$u yeni dilden (rheomode) baz# kelimeler ve anlamlar#10 to levate Dikkati kendili$inden ve s#n#rs#z olarak ne olursa olsun zerine ynlendirmek. to re-levate Belli ieri$i tekrar dikkat dzeyine #karmak, ...d nce ve dilde... n ek reto levatein yeni bir ortaya #k# #n# ima eder. Tekrar ortaya #kma ayn# eylerin tekrar# anlam#na gelmez. re-levation Dikkatin ieri$ine tekrar ve tekrar dikkat verme devaml#l#$# to vidate 'ngilizcedeki seeing kelimesinden tretir. Kendili$inden ve s#n#rs#z olarak dikkati bir eyin zerine vermek anlam#na gelir. Sadece nedir? ile s#n#rl# de$il, kelimenin kendisinin de i levini a$#r#r. Bu kelime ile Bohmun olu turdu$u dildeki alg#lama (perception) ve dikkat (attention) iki ayr# ey de$ildir. 'kisi tamamlay#c#d#r. to di-vidate 'ngilizcedeki to divide veya to see separate=ayr# olarak grmek kelimesinden tretir. Kendili$inden dikkat ile eyleri ayr# olarak grmek... sadece ayr#klar#n ieri$ini de$il; ayr#klar#n i levini de bilmek, i levini de tan#mlayabilmeyi ierir. to structate 'ngilizcedeki structure, structuringden olu turur. Esas anlam# Latince Struereden gelir ve in a, byme ve de$i imi gsterir. Latince ek olan ura bir eyi yapma hareketi anlam#n# verir. Bu nedenle Bohm bunun rheomode kar #l#$#n# to structate=yapmak ve yap#lar#na ayr# t#rmak (dissolve) olarak verir.

Yeni bir dil olu turma abas# Bohmdan nce Jacques Derrida (1930-2004) taraf#ndan da yap#lm# t#r. Martin Heideggerden (1889-1976) etkilenerek, dilin insana ait bir ey olmad#$#, aksine insan#n dile ait bir ey oldu$u fikrine kat#l#r. Bu anlamda dil asl#nda insanla konu uyordur ve dil d nceyi belirler. Bu zeminde fikrini geli tiren Derrida, Bat# felsefecilerinin, d ncelerin dile ne kadar ba$#ml# oldu$unu anlayamad#klar#n# ne srer. Derrida, konu ma ve yaz# dili aras#nda da bir ayr#ma kar # #kar. Konu ma do$rudan do$ruya d ncenin bedenle mesiyken, yaz# konu man#n ikincil gstergesidir. Ve Derridaya gre tm d nceleri ifade edebilecek ideal bir dil yoktur. Yeni bir dili yapay olarak olu turma abas# bir bak#ma bir paradokstur. D ncelerimizi ve bilgilerimizi birbirimize aktarmay# sa$layan dil, milyonlarca y#l#n ve milyonlarca insan#n geli tirdi$i bir birikimdir. Bu birikimin zerinden atlayarak, d nceleri ve kavramlar# daha iyi anlatan bir dil geli tirme abas# daha ok insan#n kendi glgesi zerinden z#plamas#na benzer bir durumdur. 'nsan kendi glgesi zerinden z#playabilir mi? Z#playamaz ise de e$ilip bklerek ya da yn de$i tirerek glgesinin eklini ve bykl$n de$i tirebilir. Dolay#s# ile yapay yeni bir dil yaratma abas# ilk bak# ta anlams#z grnmektedir. 2. Sistemin Bilgisi (Enformasyonu) lmenin anlam# enformasyon/bilgidir. Yaln#zca sinir biliminde de$il, bilimin di$er birok dal#nda da bilgi kullan#l#r. Bilgi teknolojisi, biyolojik bilgi i leme, kuantum bilgi... Her kavram ayn# anlamdad#r. Bilgi bir anlamda da entropinin di$er bir ifadesidir. Bilginin bizim iin anlam# vard#r. Bu ak#ll# bir olu taraf#ndan verilen kavram iinde anlam#n#n ortaya #kt#$#n# gsterir. st ste binme durumlar#, fizik iin anlam ve nem ta #yan bilgiler ierir. Bilgi, anlam ve nem ynyle kendini len lme ayg#t#na ba$#ml#yken, sistemin btnn olu turan gzlemci, gzlenene de ba$l#d#r. Bir bilginin anlam#, bir dilin sz dizimi ya da dil bilgisi ile ortaya konulamaz. Bilgi st ste binme konumunda oldu$u gibi, btnseldir ve an#nda de$i ebilir. T#pk#, ayn# anda iki biimli olabilen resimler gibi. Heisenbergin belirsizli$i de bir e it bilgi ierir. Bu ilke, ayn# anda hem h#z# hem de konumun bilgisine ula mam#z# engeller. Birinin bilgisini elde etti$imiz lde di$erinden fedakrl#k yapt#rt#r bize.11 Klasik fizik ve kuantum mekani$i aras#ndaki en nemli farkl#l#klardan birisi bilgi/enformasyon kayb#d#r. Bir klasik sistem, bir kuantum sisteminde olandan ok daha fazla bilgi ierir. nk klasik de$i kenler herhangi bir de$er alabilirler. Ancak, kuantum sistemi ayr#k de$erler al#r. Klasik bir sistemi, kuantum sistemine dn trmek iin bilgi kayb# olmal#d#r. Bu nedenle do$a ok seviyede klasik davranmay# tercih eder. Entropisini art#rmaya e$ilimlidir.
10

Stamenov MI. The rheomode of language of David Bohm as a way to re-construct the access to physical reality. Chapter 9, In Brain and Being. Ed. Globus G. 2004;147-164. 11 von Lucadou W. Ruh ve Kaos. ev:V.Atayman. Say Yay#nlar#, 'stanbul 2000;159-1164.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Resim. Rosetta ta #n#n zerinde farkl# dilde (Eski M#s#r, Grek ve M#s#r demotik) yaz#lm# ayn# ifadeler bulunur. Bilgi de$eri, sadece resimden bak#ld#$#nda anla #lan, ta , k#r#k ve ekilresim yaz#s#d#r. Yunanca ya da hiyegrolif yaz#s#n# okumay# biliyor olsayd#k, bilgi de$eri bizim iin kar #la t#r#lamayacak kadar fazla olurdu. T#pk# Yunanca bilen birinin, bu dilden yararlanarak hiyegrolif yaz#s#n# okumay# ba armas# gibi.

Bilginin anlam# ile bilgi miktar# birbirinden farkl#d#r. T#pk# bir dil gibi. Claude Shannonun (1916-2001) geli tirdi$i bilgi bak# a#s# anlam# de$erlendirme a#s#ndan elveri sizdir. Sadece bilgi miktar#n# bit cinsinden niceler. Bu durumda bykl$ 950 Kbayt olan bir veri ne anlama gelir? O zaman bilginin anlam# nas#l belli olur? Anlam, yol at#$# tepki ve sonularda ifadesini bulur. Byle bilgiye Pragmatik Enformasyon (Yararc# Bilgi, PE) denir. Bize ula an bir bilginin (telefon konu mas#, gazete haberi) anlam# bizim zerimizde yapt#$# tepkisel de$i ikliklerle kendini belli eder. Miktar olarak (bit) ayn# byklkte bilgi olmas#na ra$men, anlam# ve ona kar # verilen tepki ok farkl# olabilir. 'nternetten indirilen 950 Kbaytl#k bir resmin anlam#n#n ne oldu$u ve sizde nas#l bir tepki olu turaca$# ieri$inin ne oldu$una ba$l#d#r: bir mzik mp3, mpegi olabilece$i gibi bir jpeg resmi de olabilir. Her durumda ayn# miktarda bilgi olmas#na kar #n, ieri$i ve anlam# farkl#d#r. Her ikisine duygusal a#dan verece$imiz tepki ok farkl# olacakt#r. Ernst Weizacker, PEnin iki zelli$ini ortaya koymak iin ilk-kezlik ve do$rulama eklinde bir ili ki ortaya att#. Ona gre, PE ilk-kezlik ta #mal# ve do$rulanm# olmal#d#r. PE bu iki bykl$n bir rndr. Bilmedi$imiz dille yaz#lm# bir gazete, bizim iin ilk-kezlik ta #r ve bizim iin hibir anlam ifade etmez (PE iermez). Bir gn nce okudu$umuz kendi dilimizde bir gazete iin ilk-kezlik sz konusu de$ildir, sadece gazeteye bakarak h#zla geeriz ve bir nceki gn okudu$umuz sayfalar#n bilgisini h#zla do$rular#z. PE, ilk-kezlik ve do$rulaman#n orta dzeyde (%50+%50) oldu$u ko ullarda en st dzeydedir. 'lk-kezlik ve do$rulama birbiriyle ters ili kilidir. 'lk-kezlik art#nca do$rulama oran# azal#r, do$rulama oran# art#nca ilk-kezlik azal#r.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Pragmatik Enformasyon Miktar

'ekil. Pragmatik enformasyonun, do!rulama ve ilk-kezlik ile olan ili$kisi

0 Do!rulama

100

$lk-kezlik

Canl#lar#n davran# zelliklerini belirlemede kullan#lan zerklik ve gvenirlilik kavramlar# PE ile ili kilidir. zerk davranmak, zgr irade durumunu kazanmak demektir. zerk olmak, sistem hakk#nda bilgi dzeyimizi azalt#r, bilgisizli$imizi art#r#r, nceden ne yapaca$# ya da nas#l davran#laca$#n# tahmin etmemizi engelleyerek belirsizlik lsn art#r#r. Gvenilirlik ise sistemin nas#l davranaca$#n# tespit edebilme derecesidir, tahmin edilenin d# #na #kma olmaz. Bu nedenle belirsizlik dzeyini azalt#r. Dolay#s#yla, zerklik ve gvenirlilik aras#nda btnleyici bir ili ki vard#r. Bir sistemin zerkli$i art#nca gvenilirli$i azal#r, gvenilirli$i azal#rsa zerkli$i artar. Her ikisi sistemin davran# lar# ile ilgili kavramlard#r. zerklik ve gvenilirlik gzlenen sistemin (iten) tan#mlanmas#nda kullan#lan de$erlerdir. 'lk-kezlik ve do$rulanabilirlik ise sistemi d# tan tan#mlar. 'ten ve d# tan yap#lan bu tan#mlama birbirini tamamlar. Dolay#s#yla PE a#s#ndan bak#ld#$#nda; PE=Gvenirlilikzerklik ve PE=Do$rulanabilirlik'lk-kezlik denklemi yaz#labilir veya her ikisi bir araya getirilebilir.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

7
$ekil. Alg#lamam#z bize kesikli yan#lsamalar yaparak, resmi bazen ya l # ve sakall# bir adam, bezen sokakta yan yana duran bir kad#n-erkek ve kpek olarak alg#lamam#za neden olur. Resmin genel yap#s# de$i medi$ i halde, her durumda ald#$#m#z bilgi de$eri de$i ir.

KMde yap#lan gzleme PEde dahil edilmelidir. Sonuta yap#lan gzlemle elde edilen bir bilgi vard#r. Gzlem ncesi, dalga fonksiyonu zgr ve ba$#ms#z bir durumdad#r. Gzlenmemi olan nesne gibi belli bir yere konumlanmak yerine, ayn# anda mmkn olan birok yerde bulunur. Ayn# anda her yerde ve hibir yerdedir. Bu durum, zerklik ve gvenilirli$in belirli oranlarda kar# #m#n# temsil eder. Ama sistem gzlenmek iin deney dzene$ine sokuldu$unda, ba$#ms#zl#$# s#n#rlan#r ve nas#l davran# lar sergileyece$i konusunda gvenilirli$i artar. Ancak, ayn# oranda zerkli$i de azal#r ve sistemde zorunlu bir de$i iklik ortaya #kar. Gzlendi$i/bak#ld#$# zaman, birok olas#l#ktan birine nesnelle ir. Kk bir nesne olarak donar. Bu gei ler esnas#nda, zerklik-gvenilirlik parametrelerinde de$i iklik olur. Sistemin PE de$erinin hem miktar# (nicel) hem de anlam# de$i ir. Dolay#s#yla PEyi gzleyen ve gzlenen sisteme dahil etmek gerekir. Bu durum, bir kargan#n de$erlendirilmesi benzetmesiyle a#klanabilir. Bir kargay# kendi do$al ortam#nda davran# lar# ynyle de$erlendirmek isterseniz zerkli$i artar. E$er onu bir kafese koyarsan#z zerkli$i azal#r. Davranmas# gerekti$i gibi davranmaz. Gvenilirli$i de azal#r. te yandan, kargan#n anatomisini incelemek iin onu bir deney tahtas#na ba$lar ve organlar#n# #karak incelerseniz, elde etti$iniz gzlemin gvenilirli$i en st dzeyde olur, ama zerkli$inden bir ey kalmaz. Hibir davran# sergilemez.12 O zaman, gzlemci ve deneyci olarak da bizler, beklentilerimize gre olu turdu$umuz deney dzenekleriyle sonular# ve dolay#s# ile PE de$i tiririz.

Bilginin llmesi: Bit


Programlar bilgisayar#n al# mas# ve belli konutlar# yerine getirmesi iin insanlar taraf#ndan yap#lan mant#k algoritmalar#d#r. Programlardaki komut dizileri, ikili say# sistemine gre kodlan#rlar: 11 00 01 10 11 01 00 11 gibi. Bu ikili sistem mant#k devrelerinde 0 yanl# , 1 do$ru ya da bir elektrik devresinde 0 elektrik ak#m# yok, 1 ak#m var manas#na gelebilir. Sinir sisteminde ise 0 aksiyon potansiyeli yok, 1 var anlam#na gelebilir. 0 ve 1 ile bilgi sembolize edilir. Bilgisayarlarda verilerin llmesinde farkl# terimler kullan#l#r. Bit, en kk veri eleman#d#r. Esas olarak ikili say# sistemindeki rakamlard#r. Yaln#zca 0 ve 1 de$erini al#rlar. Byte ise say#sal kodlamada kullan#lan ve anlaml# bilgi ierebilen en kk parad#r. Her bir byte 8 bitten olu ur. rne$in, S harfi 0011 0011 ile temsil edilir. 1 kilobyte 1024 byte, 1 Mega byte 10241024 byte ve 1 Giga byte 102410241024 byta kar #l#k gelir.
Rakam Bit 0 0000 1 0001 2 0010 3 0011 4 0100 5 0101 6 0110 7 0111 8 1000 9 1001

Bilginin llmesini daha iyi anlamak iin rnekle al# al#m. a kadar i areti olan bir alfabe d nelim (ikili sistemdeki 0,1 veya 29 harfli Trk alfabesi gibi) ve iinde L kadar i aret bulunan bir M mesaj#n# ele alal#m. Burada mesaj (M), N=aL forml ile ifade edilen bir N mesajlar toplulu$unun paras#n# te kil eder. 'kili sistemde meydana getirilen mesajlar#n uzunlu$unu belirlemek iin L yerine I kullan#l#r. Dolay#s#yla N=2I =aL yaz#labilir. Buradan, I=L.Loga/Log2 sonucu #kar. I, mesaj#n bilgi de$erini bildirmekte yani ls olmaktad#r. Bu nedenle, bir bilginin miktar#n# ikili sistemle kar #la t#rarak lebiliriz. rnek verecek olursak; sinir hcresi sadece bir uyar# ald#$#nda aksiyon potansiyeli olu turabilmekte (1) ya da e i$i geemedi$inde olu turamamaktad#r (0). Burada a=2, yani de$i kenler 0 ve 1dir. I=L.Loga/Log2 ve buradan da I=L.Log 2/Log 2 hesaplan#r. Sonuta, I= bilginin miktar# 1 bit olarak bulunur. Bu ikili i areti (0 ve 1), ikili tekrarlarsak 22 =4 rakam, iki i areti 3
12

von Lucadou W. Ruh ve Kaos. ev: V. Atayman. Say Yay#nlar#, 'stanbul 2000;170.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

kere yan yana tekrarlasak 23=8 rakam elde edebiliriz. L kadar tekrarlasak 2L kadar rakam# ifade edebiliriz. Bu ne demektir? Beynimizde kabaca 10 milyar sinir hcresi oldu$unu kabul edersek ve her birinin ikili sistemle (0, 1) bilgi kaydetti$i d nlecek olursa, beynimiz iin bilgi kapasitesi 210.000.000.000 gibi dev bir rakam olurdu.13 Bilgi byklkleri ve yakla$#k kar$#l#klar# 1 bit Tek bir karakter (0 veya 1) 10 bit Bir iki kelime 100 bit Bir cmle 10 kb Bir sayfa 100 kb Orta byklkte bir foto$raf 1 MegaBayt K#sa bir roman 1 GigaBayt Kk kamyonet dolusu kitap 1 TeraBayt 50 bin a$adan yap#lan k$#d#n bilgisi 10 TeraBayt Birle ik Devletler Kongre Ktphanesi

Uyarana zg Bilgi Uyarana zg bilgi (stimulus specific information, SSI); zel uyaran#n varl#$#nda olu turulan yan#t#n ortalama zgl bilgisidir. zgl bilgi, zel bir uyaranla birlikte olan bilginin miktar#n#n niyetlenilen lsdr. Uyarana zg bilgi, yan#t#n gzlemi ile uyarandaki belirsizli$i azalt#r. zgl bilgi, hem zel uyarana hem de yan#ta uygulanabilir. nk bilgi lmnde, uyar# ve yan#t aras#nda bak# #m (simetri) vard#r. E$er uyar# ve yan#t#n aras#nda bir bak# #ms#zl#k (asimetri) varsa, nedenselli$i (yani uyar#lar yan#ta neden olur) d ndrr. Uyarana zg bilgi (SSI), zgl bilgi zerine kuruludur. Uyaranlar (U) ve yan#tlardan (Y) olu an, ikili bir sistem bir arada ele al#n#r. Bilgi ile entropi aras#nda ili ki vard#r ve entropi, olas#l#k da$#l#m#ndaki belirsizli$in bir lmdr. Entropi ayn# zamanda sistemin enerjisinin dzensizli$inin bir lsdr. Dzensizlik derecesi ne kadar yksekse, entropi o kadar yksektir. Sistem en yksek entropi durumuna ula t#$# yerde, dzensizlik de en st dzeye ula m# demektir. Bu durumda tam bir denge olu ur. D# ar#dan etki olmad#$# srece de o ekilde sonsuza dek kalabilir. Bu nedenle, zgl bilgi uyaran da$#l#m# entropisinin bir gstergesidir ve uyaran#n ba lang# belirsizli$inin miktar#n# yans#t#r. Yan#t#n gzlenmesi ile azal#r. zgl bilgi bir anlamda lmle $renilen bilginin do$rudan lmdr. Kar #l#kl# bilgi ise tm olas# yan#tlar#n ortalamalar# lmyle $renilen miktard#r. Yksek zgl bilgili yan#tlar, uyaranlar#n belirsizli$ini azalt#rlar.14 Uyarana zg Bilgi rne!i rnek olarak p(u,y) gibi basit bir olas#l#k da$#l#m#n# ele alal#m. Burada yaln#zca, iki uyaran (u) ve iki yan#t (y) olsun. Her uyar#-yan#t ikilisinin olas#l#$# u ekilde yaz#labilir: U1 U2 Y1 0 Y2

Bir lm olmaks#z#n; birinci uyaran#n olas#l#$# U1=3/4, ikincinin ise U2=1/4tr. Yani, nceki da$#l#m P(u)=(3/4+1/4), entropisi ise

3 H [u ] = 2 - Log 2 3 = 0,81 bittir. 4


Bu sistemde her yan#t e it olas#l#kl#d#r. Fakat, uyaranlar hakk#nda bilginin farkl# miktarlar#n# ta #r. 'lk yan#t#n (Y1) gzlenmesi ikili bir durum gsterir.
13

Songar A. Sibernetik. Yeni Asya yay #nlar # 1983;21:48-51 Butts DA. How much information is associated with a particular stimulus? Network: Computation in Neural Systems 2003;14:177-187.
14

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Birinci yan#t (Y1) iin;

1 1 P(u y1 ) = { , } : H [u y1 ] = 1 bit. 2 2
'kinci yant# (Y2) iin ise,

P(u y2 ) = {1, 0}: H [u y2 ] = 0 bit de$eri elde edilir.


Her yan#t#n bilgi ieri$i, onun zgl bilgisini yans#t#r: zgl Bilgi (Yan#t-1)= -0,19 bit (bilgi yok) zgl Bilgi (Yan#t-2)= 0,81 bit. Toplam kar #l#kl# bilgi, yan#t grubunun a$#rl#kl# ortalamas# ile hesaplanabilir. Bilgi [Yan#t, Uyar#]= 0,31 bit. zgl Bilgi (Uyar#-1)= 0,08 bit zgl Bilgi (Uyar#-2)= 1 bit olur. Burada, yan#tlar#n uyaranlar hakk#nda bilgi kodlad#$# (tersi do$ru de$ildir) hat#rlanmal#d#r. ok bilgi ieren uyaranlar, ok bilgili yan#tlara neden olur. Uyarana zg bilgi ise (SSI), yaln#zca uyar# ile birlikte olan bilginin lmdr. Ve Uyarana zg bilgi, yukar#daki sistem iin; zgl Bilgi (Uyar#-1)= 0,48 bit zgl Bilgi (Uyar#-2)= -0,19 bit eklindedir.

3. Deney Dzene!inin Sorunu

Wener Heisenberge gre, gzlemcinin lme etki etmesi ok garip bir sonutur. Bu bak# , gzlemin kendisinin, olayda kesinleyici bir rol oynad#$#n#, hatta gere$in kendisinin, bizim onu gzlemleyip gzlemlemedi$imize ba$l# olarak farkl#la t#$#n#, farkl# tutumlar sundu$unu gstermektedir. Kuantum mekani$ine znel grnm kazand#ran ve tart# malara yol aan, kuantum kuram#n#n do$rudan kendisidir.15 Heisenbergin szlerine bakacak olursak:16 Bir deneyin teorik yorumu iki ad#mla ba$lar. 'lk ad#mda, deneyin dzenini, duruma gre daha birinci gzleme ba l# olarak klasik fizik kavramlar# cinsinden tan#mlamal#y#z ve bu tan#m# olas#l#k fonksiyonu diline evirmeliyiz... 'kinci ad#mda ise fonksiyonun zaman boyunca srekli de i$imi ba$lang# ko$ullar#ndan hareketle hesaplanabilmektedir. Bylece olas#l#k fonksiyonu znel eleri ve objektif, yani znenin d#$#nda, kar$#s#ndaki eleri birle$tirmektedir... Bu ifadeler tamam#yla objektif olup her hangi bir gzlemciye, yani gzlem yapan zneye ba #ml# de ildir. stelik olas#l#k fonksiyonu, bizim sistem hakk#ndaki bilgimizle ilgili olan ve elbette znel nitelik ta$#yan ve gzlemciden gzlemciye de i$ebilen ifadeleri iermektedir der. Ard#ndan da insan#n keyfi olarak bir ayr#m yapt#$#n# syler: Gerekten de kuantum teorisinin asl#nda hibir znel yn yoktur. Fizikinin ne ak#l ne de bilincini atom olay#n#n bir paras# olarak i$e kar#$t#rmamaktad#r. *u var ki, kuantum teorisi evreni gzlenen nesne ve evrenin geri kalan k#sm# olarak ikiye ay#rmakla ve de bu geri kalan blm klasik kavramlar cinsinden a#klamakla i$e ba$lamaktad#r.17 Peter Janich, do$a bilimleri alan#nda yap#lan deneyleri, gzlemcinin eylemleri a#s#ndan de$erlendirir. Janiche gre her bir deneyin ak# emas# u ekildedir; S0aS1PS2E. Bunlar#n tmn bulunmas# zorunlu bilgi olarak adland#r#r. Burada; her eylem ve deney, ba lang# ko ulu olan S0 ile ba lar. Deneyci eylemi olan a sayesinde, S1 olan deney dzene$i, sistemin kendi dinami$i sayesinde S2 durumunda son
Stengers I, Prigogine I. The End of Certainty: Time, Chaos, and the New Laws of Nature. Free Press, 1997;12. 16 Heisenberg W. Fizik ve Felsefe. ev: M.Y. ner. 'stanbul 1993. s:33-34 17 Heisenberg W. Fizik ve Felsefe. ev: M.Y. ner. 'stanbul 1993. s:37
15

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

10

bulur. S2 deneysel verileri E sonucunu ierir. retilen E (enformasyon/bilgi), ilke olarak S2 sisteminin bir paras#d#r. S1deki en kk bir de$i iklik sistemin geri kalan k#sm# zerinde etkide bulunur. Deneycinin beklentileri, deneye bu ak# emas# iinde etkide bulunabilir. Buradaki a, belirli bir pragmatik (faydac#) bilgiyi temsil eder. Klasik fizik ve kuantum mekani$inde makroskobik evre, iki temel k#s#mdan olu an bir sistemdir. Birincisi, lme ayg#t#n#n d# #nda kalan ve taneci$in durumunu lme ayg#t#ndan ba$#ms#z olarak belirleyen makroskobik ko ullard#r. 'kincisi ise lme ayg#t#d#r. Makroskobik ko ullar, lme esnas#nda enerji-momentum al# veri i ile etkilenmezler. Oysa, lme ayg#t# iin ayn# ey sz konusu de$ildir. Mikroevrensel taneci$in, makroevrene ta #nan zellikleri (konum, h#z, momentum gibi) ile etkile ime girer ve lmleri kaydeder. Heisenbergin belirsizlik ilkesi, zorunlu olarak, uzay-zaman (x, t) ile momentum- enerjinin (p, E) bir arada llebilmesini mmkn k#lar. Bu nedenle, kuantum lme ayg#tlar#n# iki s#n#fa ay#rmak gerekir: 1. uzay-zaman lme ayg#tlar# ve 2. enerji-momentum lme ayg#tlar#. rnek vermek gerekirse, Aq ile gsterilen bir uzay-zaman lme ayg#t#, (q) eklinde uzay#n bir noktas#ndaki konuma kar #l#k gelir. Ap ile llen momentum-enerji lme ayg#t# ise (p) momentumunu ler. Kuantum mekaniksel bir lm aletinin (p,q) eklinde bir lm yapmas#, Heisenbergin belirsizlik prensibi nedeni ile imkns#zd#r. lme ayg#tlar#n#n ikiye ayr#lmas#, makroskobik evrenin de ikiye ayr#lmas#na neden olur:18 Makroskobik evre (Konum-Zaman) = Makroskobik ko ullar+Aq(x,t) Makroskobik evre (Enerji-Momentum) = Makroskobik ko ullar+Ap(p,E) Kuantum mekani$i gerekten ziyade bilinebilir olaylardan bahseder. Heisenberg, bilinebiliri kuantum bilgi alan# olarak tarifler. Konum ve momentumun niceliksel byklkleri spektral bir geni li$in uzan#m#n# temsil ederler. Kesin anlamda gerek veya tam do$ru olarak d nlemezler. Bir parac#k iin byklklerin bir arada lld$nde (uzay ve momentum [x, p], enerji ve zaman [E, t] gibi), birinin bykl$nn tam olarak llmesi di$er byklklerin sonsuz yay#l#m#na (belirsizlik art# #na) yol aar. Di$er bir ifade ile bir parac#$#n tam olarak ortaya konulmu gerek bir momentumu durumunda (Dp=0, burada momentum de$i im miktar# s#f#rd#r, yani de$eri tam olarak bellidir), belirsizlik ilkesine gre uzaysal boyutta konum olarak (x) sonsuz bir yer edinir (Dx), yani parac#k ayn# anda her yerdedir. Di$er yandan, sistemin enerjisi tam llebilmi ise (DE=0), sonsuz zamansal bir yay#l#m gsterir (Dt). Daha nce de belirtildi$i gibi, momentum de$i imi Dp ile konum de$i ikli$inin Dx arp#m# Planck sabitidir. Burada belirsizli$in alt s#n#r# Planck sabitidir. Fiziksel gereklik, bilinebilir durumlar#n tesinde belirsizlik s#n#rlar# ve uzan#mlardan gelir ki bunu bilinli olarak alg#lamam#z imkns#zd#r. Yine, fiziksel durumlar st ste durumda bulunabilir ve bu da alg#lamam#z d# #ndad#r.19 Bunlarla ili kili olarak zihinsel benzeri zellikleri (Dt ve Dp=0) veya madde benzeri zellikleri (Dx ve DE=0) ayr# olarak deneyimleriz. 'kisi bir arada asla olamaz. Gerek ya amda da bizler, hem madde hem de zihinselli$imizi ayr# olarak de$il, ayn# yap# iinde btn olarak deneyimleriz. Btn deneyimlerimiz uzay-zaman iinde devam eder. Ve da$#l#mlar# e anl# olarak s#f#r olmaz. Uzay#n konumsal olarak tespiti artt#ka, belirsizlik uyar#nca zaman gizlenir.

18

Ko Y. Teorik Fizik Monografileri. Cilt 1. 'st nv Yay. 1983;128 Bernroider G. Quantum-neurodynamics and the relation to conscious experience. NeuroQuantology 2003; 2: 163-168
19

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

11

Zihin uyumlu
Momentum p ve Dx= Zaman, t ve DE=

0<Dj<
Enerji Dt= Yer-Uzay Dp=

Madde uyumlu
$ekil. Beyin fiziksel olarak, iki farkl# durum iindedir: maddesel beyin ve zihin. Ya ad#$#m#z her deneyim bir uzay-zaman iinde edinilir. Fiziksel da$#l#mlar ve onlar#n uzan#mlar# ekilde grlmektedir. Zihnin kar #s#nda beyin yer al#r. Gei alan#, sonsuz uzan#m iinde Dj (bilinebilir) fiziksel beyni olu turur. Bu s#f#r ile sonsuz aras#ndad#r: 0<Dj<. Zihin ve maddenin her iki yan#nda birbiri ile uyumlu byklkler grlr. Uyumsuz byklkler (momentuma kar #n konum, enerjiye kar # zaman) ise k egenlerdedir. Bu uyumsuz byklkler (apraz, k egen oklar), zihin ve maddenin isel zelliklerinin kar# #m#n# meydana getirirler.

p p x DE, Dp

Dx, Dt

$ekil. Bu ekil bir ad#m daha ileri gtrlebilir. Beyin uzay-zaman-enerji-momentum drtlsne gre katlanabilir. Katlanma ile bilinebilir ve gerek birbirine e it hale getirilebilir. Uyumsuz byklkler tek boyutta birbirine yakla #rlar. Beyin durumu, bu iki uygun durum aras#nda gei ler yapar. Bilin ise yaln#zca bir yn ile birliktelik gsterir: Epden xtye do$ru.

4. Gzlemci mi Kat l mc m y z? Apa#k sylenebilecek tek ey, gzlemci ile gzlemlenen srei kapsayan ve sistemin karma #kl#$#na i aret eden bir ili kiler yuma$#yla, di$er bir deyi le bir ba$#nt#yla kar # kar #yay#z. Btn alternatif yorumlardan anla #lan, bilinli olsun ya da olmas#n bir gzlemciyi gz ard# etmenin mmkn olmad#$#d#r. Gzlemciyi de i in iine katan bir kuantum mekani$i bu i in alt#ndan sadece kuantum kuramc#lar#yla kalkamayacakt#r. Uygun bir zm iin, bilimin e itli alanlar#n#n ortakla a bir giri imine gerek olacakt#r. John Wheeler olay# gzlemci yerine kat#l#mc# tabirini kullanmay# uygun grerek20, bilincin etkisini a #r# ve farkl# bir uca do$ru gtrr: Neler oldu$unu
20

Capra F. Fizi$in Taosu. Ar#tan Yay#nevi. ev. KH kten. 1991;200.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

12

anlatabilmek iin eski gzlemci kelimesinin zeri izilip yerine yeni kelimenin, yani kat#l#mc#n#n konmas# laz#m. Tuhaf ama bir bak#ma evren kat#l#mc# bir evren demekte. Jack Safratti ise fikri daha da ileri gtrerek, kat#l#mc# kavram#n#n, ba ka olgular# a#klamada kullan#labilece$ini belirtir. Brownian harekette, yani s#v# ya da gazdaki parac#klar#n deli gibi bir o yana bir bu yana gitmelerine de bilincin-zihnin etkisi oldu$unu ne srer. Polenlerde Brownian Hareket
S#v# ya da gaz iinde as#lt# halinde bulunan, boyutlar# birka mikrometreden kk parac#klar#n yapt#$# dzensiz devinime Brownian hareket denir. 1827de botaniki olan Robert Brownun, su iinde kat# as#lt# halinde bulunan iektozu parac#klar#nda, mikroskopta gzlemlemesi ile bu kavram ortaya #kar. 19. yy ba lar#nda P. Langevin, M. Smoluchowski ve Einstein, birbirinden ba$#ms#z olarak Brown devinimine nicel bir a#klama getirdiler. Einstein, hareket gzlemleriyle Avagadro say#s#n#n hesaplanabilece$ini, yani s#v#n#n bir tek moleklnn bile tart#labilece$ini gsterdi. J. Perrin bu olaya ili kin deneyleri yapt# ve Langevin kuram# daha da geli tirdi. Bu al# malar#n tm 'statistiksel mekani$in do$u una nclk etti. Gaz molekllerine benzer hareket yapan s#v# moleklleri, kat# as#lt# halindeki parac#klar#n arp# ma say#s#n#n (saniyede 1020) ok ykselmesine yol aar. Bu arp# malar#n etkisiyle, as#lt# halinde bulunan m ktleli parac#klar btn do$rultularda hareket yaparlar: bunlar#n h#z vektrlerinin ortalama de$eri s#f#rd#r, ama V 2 h#z#n#n ortalama de$eri s#f#r de$ildir ve enerjinin e teoremini gsteren u denklemle gsterilir:
1 gmv 2 2

da$#l#m#

= 3 gkT
2

Burada k Boltzmann sabiti, T mutlak s#cakl#kt#r. Parac#klar#n ktlesi byk oldu$unda ortalama kare h#z d ktr ve tamamen hareketsiz gibi grnrler. Buna kar #n 1 mikrometre kadar byk boyutlu parac#klar rastlant#sal hareket yaparlar.21

Henry Stapp, Gzlemlenen sistem, tan#mlanabilmek iin yal#t#lmal#d#r. Fakat ayn# anda da gzlemlenebilmek iin belirli bir etkile ime u$ramal#d#r diyerek deney ayg#t# ve gzlemcinin ayr#lamazl#$#ndan bahseder. Gzlemi gerekle tiren ayg#t ister fiziksel bir dzenek isterse insana ait duyumsal bir dzenek olsun, klasik dinami$in ya da kuantum dinami$inin kapsaml# yasalar#n# izlemek zorundad#r. Wolfgang Pauli de (1900-1958) benzer bir ifade kullan#r Bir $ey gerekten, ancak gzlem yap#ld# # zaman ve gzlemle ba lant#l# olarak olu$ur... entropi artar. Gzlemlemelerin aras#nda hibir $ey meydana gelmez. KMnin birok zorlu$u endofizik (i fizik) ve egzofizik (d# fizik) eklinde yap#lan ayr#mdan kaynaklan#r. ' ve d# fizikte, gzlemleyicinin, gzlemlenen dnyan#n bir paras# oldu$unu, ama insan onu gzlemlesin ya da gzlemlemesin, dnyan#n var oldu$unu hepimiz kabul ederiz. D# sal bak# a#s#, gzlemleyici ile gzlemleneni birbirinden ayr# tutar. 'sel bak# a#s# gzlemleyiciyi de sisteme dahil eder. ' fiziksel kavramda, gzlemleyen ile gzlemlenen s#k# s#k#ya ili kidedir. Normalde do$an#n bir paras# oldu$umuz halde, do$ay# tan#mlarken onu bizim nesnemiz kabul ederiz. Bu bak#mdan, do$a nispeten hareketsiz dururken, gzlemleme (soru sorma ile) ile onu rahats#z ederiz: Gzlemleyicisi olmayan, tamamen kapal# bir sistem, i sistemdir. Bu i sistemin bir gzlemleyen bir de gzlemlenen paralara blnmesi durumunda, d#$ fizik ile betimleme yap#yoruz demektir. Bu durumda gzlemleyicinin ve onun sahip oldu u ileti$im aralar#n#n dnyas#, d#$ sistem olarak tan#mlan#r... Kuantum d#$ fizi i, kuantum kuram#n#n varl#ksal (ontolojik) yan#na, kuantum i fizi i ise kuantum kuram#n#n bilgisel (epistemik) yan#yla ili$kilidir. ' fizik evrensel yasalara uyar ve nesnel var olan#, yani insandan ve onun gzleminden ba #ms#z olan# betimler; d#$ fizik ise alg#lamaya, gzleme, lme ve de erlendirmeye ba l# olarak kendini ele verir. D#$ fizik... bir deneycinin,
21

Dictionary of Physics. Ed. W. Illingworth. Penguin Books. Second edition. 1991. S:46.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

13

gzlemleyicinin ve lme de erlendirme sisteminin varl# #n# ko$ul olarak arar. Oysa, kuantum i fizi inde, bunun tersine, zne-nesne ayr#m# diye bir $ey bulunmamaktad#r, dolay#s#yla da i fizik lme de erlendirme ile ilgili de il de var olmayla ili$kilidir... ' dnya, biz onu gzlemleyip de erlendirmeden nce, kendini nesneye ve lme ayg#t#na bir btn olarak sunar. E$er gzlemci bu kadar etkiliyse, gzlemciyi devreden #karsak ne olur? Kedi deneyini, birinci s#rada gzlemci olmadan foto$raf plakalar# kayd#yla yapsak ne olur? Yani, bir bilinli insan# hi devreye sokmadan yapabilir miyiz? 'ki yar#kl# bir levham#z olsun. Yar#klardan birinden ya da di$erinden geen elektronun foto$raf#n#n otomatik bir sistemle ekildi$ini d nelim. Foto$raf filminin bilinli bir zihni yoktur ve dalga i levini gzleyerek/alg#layarak indirgeyemeyecektir. Bu nedenle film zerinde iki farkl# grntnn bir sperpozisyonu olu ur. Bu filmi bilinli bir ki i grmeden, kopyalar#n# olu turup, iki farkl# ki iye postalayal#m. Mektubu alanlardan birisi, a#p filme ilk bakt#$#nda, sperpozisyon seeneklerinden birisine indirgenmi bir grnt olu mas#na kmeye- neden olur. Di$er mektubu alan ki inin elindeki st ste binmelerin tm o anda kaybolur. Burada uzakl#k nemli de$ildir. Biri Ayda biri Dnyada olsa bile sonu de$i mez (kuantum dola #kl#k nedeni ile).22 Ancak, mikroevrensel srelerin, yukar#da bahsedildi$i gibi, her zaman bir gzlemcinin denetiminde makroevrene ta #nd#klar#n# sylemek do$ru de$ildir. Do$ada kendili$inden ba layan ve etkileri gzlemciden ba$#ms#z olarak makroevrene ta #nan kendili$inden radyoaktif bozunum olaylar# vard#r. Bu durum tamamen gzlemciden ba$#ms#zd#r. Gzlemci olsun ya da olmas#n bu sre kendili$inden i ler. T#pk# insan varl#k olarak daha gezegenimizde yokken bile i leyen radyoaktif bozunma sreleri gibi. 5. Kuantum Mekani!inde Seim Do$an#n, canl#lar# da ieren klasik fizik teorisi, Newtonun 1687de 'lkeler al# mas#ndan kken al#r. Daha sonra James Maxwell ve Albert Einstein#n al# malar# ile bir ad#m daha ileri gtrlm tr. Newton, teorisini Johannes Keplerin al# malar# zerinde kurmu tu. Kepler, gezegenlerin basit matematiksel kurallara gre hareket etti$ini ve di$er nesneler ile olan ili kilerine gre hareketlerinin belirlendi$ini ortaya koydu. Bu hareketler, insan gzlemlerinden ba$#ms#zd#. Klasik fizi$in bak# # bylece belirlenimci=determinist olarak ortaya #kt#. Buna gre herhangi bir zamandaki durum, herhangi bir daha nceki durumun belirlenmesi ile ileriye ynelik tahmin edilebilir. Klasik Newton fizi$ini kullanarak; gezegenlerin yrngelerini, uydumuz olan Ay#n ileriye ynelik grnmn, y#ld#zlar#n gn ve mevsimlere gre gkyzndeki durumunu, dnyay# s#y#r#p geen asteroitlerin ne kadar uzakl#ktan geece$ini art#k saati saatine hesap edebiliyoruz. Temel olarak hepimiz iin geerli olan ve zgr seimlerimizle de$i tiremeyece$imiz hayat izgimiz vard#r. Do$du$umuz yer, anne ve babam#z, do$um zaman#m#z gibi. Bunlar birincil olarak bizlerin seimlerinin sonucu de$ildirler, ama istemli ya da istem d# # olarak anne-babam#z#n kendi istenleri bunlar zerinde etkilidir. Yine, belli lde belirlenimci olan evrensel kurallar da nceden kestirilebilir.23 Bu Newton fizi$inin yans#mas#d#r. Newton fizi$inde, herhangi bir andaki durumu bilirsek, sonraki durumlar# oldu$u gibi nceki durumlar# da hesaplayabiliriz. Kuantum fizi$inde ise, herhangi bir zamanda mikroevrensel bir nesnenin durumu ,(x,t) ile betimlenebilir. x ve t de$i kenlerdir. U durumdaki dinamik sistemin halini bilmek, fiziksel niceliklerin ald#$# say#sal de$erleri bilmek anlam#na gelir. Sonraki herhangi bir zamanda alaca$# say#sal de$erler sadece tahmini ve kestirilebilirdir. Kuantum mekani$ini, zgr irade iine sokmak baz#lar#nca ele tirilmi tir. Onlara gre, zihnin, alternatifler aras#nda seim yapmas# herhangi bir d# sal nesnel kan#t zerine in a edilmemi tir. Daha ziyade, bizim isel znel deneyimlerimizden kaynaklanan bir #kar#md#r.24 Ancak kuantum mekani$inin nclerinden Bohra gre fizik eninde sonunda, bizim deneyimlerimizin fizik kar #l#$#n# bulacakt#r. Ve geli tirilecek matematiksel denklemler, deneyimlerimizin belli trlerini nceden
22

Gilmore R. Bir Kuantum Fizi$i Alegorisi. Alice Kuantum Diyar #nda. Gncel Yay. 2000;80 Stengers I, Prigogine I. The End of Certainty: Time, Chaos, and the New Laws of Nature. Free Press, 1997;17. 24 Stenger VJ. Mystical physics: Has secience found the path to the ultimate? Free Inquiry 1996;16 (3).
23

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

14

hesaplamam#za yard#m edecektir. Ancak, henz hesaplama kurallar#n#n matematik denklemleri madde benzeri yap#lar#n tan#m# zerindedir. Davran# lar ve iselli$imiz iin ise zaman gerekmektedir. Beyinlerimizdeki znel deneyimlerimiz ile materyal dnyas#n#n nesnel deneyleri aras#nda geni bir bo luk vard#r. David Bohm (1952), kuantum sistemine birbirini tamamlayan parac#k benzeri ve dalga benzeri yap# olarak bakar. Ancak bu bak# a#s#, ak#lda kar# #kl#$a neden olur: parac#klar herhangi bir kk blgeden geerken (giri im deneyinde oldu$u gibi) dalgalar gibi yay#l#rlar. Buradaki ikici durum basit bir zihin/madde ikicili$i (dualism) gibidir. Bohmun bak# a#s#ndan dalga fonksiyonunun dallar# d ncesi ortaya #kar. rne$in; bir havuz hayal edin ve bu havuzun belli #kt#lar#, bo altma kanallar# olsun. Ortaya bir dalga kayna$# yerle tirildi$inde, bo altma kanallar#ndan # #k gibi yay#lacakt#r. Ancak, bu yzey yaln#zca iki boyutludur. Kuantum mekani$indeki dalga iki yerine ok boyutludur ve N parac#k iin, 3-boyutlu uzayda ayn# yay#l#m gerekle ir. Bu durumda, her bo altma kanal#nda bir lm yap#ld#$#nda, havuzun ortas#nda olu an dalgan#n bir k#sm# tan#mlanacakt#r. Bylece tm dallar, bir deneyimin ortaya #kmas# iin yaln#zca bir olas#l#$# temsil edecektir.

y2

y3

Sy

y1

$ekil. 'ki boyutlu bir havuzda havuzun ortas#ndaki toplam deneyimin (Sy) dallara ayr#lmas#; y1,y2, y3, y4. Srf bunlardan birini seebilir.

y4

Bohm, 3-boyutlu uzayda bir srfy hayal ederek bir uyarlama ya da i levsel benzetme yapar. 3N-boyutlu dalga belirlenen ynde hareket eder. Srf, havuzun d# #na #k# iin bir seim yapma durumunda ise, seenekleri bellidir veya birine ya da di$erine girecektir. Seim sonras# her dal olas# bir deneyim ile sonulanacakt#r. Bu bak# a#s# ile Bohmun belirlenimci modeli, bizim neyi seece$imiz ve deneyimledi$imiz konusunda, istatistiksel tahmin yrtmeyi sa$layacakt#r. Ancak, srfnn semedi$i ya da gitmedi$i dallar, klasik dnyay# asla etkilemeyecektir. Bu seimde bilin nedensel bir rol oynamaz. Ba lang#ta havuz ortas#ndaki dalga, tm olas# deneyimleri olu turmas#na kar #n, srf taraf#ndan birisi seilir ve seme deneyimi ortaya #kar. Bohmun bak# as# ok kullan#l# l# olmas#na kar #n, birok sorunu da beraberinde getirir. ncelikle, birok bo dal olu ur. Srf birini seti$inde di$er tm alternatif deneyimler ili kisiz hale gelir. Bo dallar ebediyete kadar devam eder ve herhangi birinin deneyimi zerinde bir etkisi olmaz. Werner Heisenbergin (1958) teorisi, Bohmunki gibi ok ve bo dall# de$ildir. 'ki d nceden olu an gerekleri ierir. D ncenin iki paras# gerek olaylar ve olaylar#n ortaya #kmas# iin nesnel e$ilimlerdir. Nesnel e$ilimler, 3-boyutlu havuzda dalga ile temsil edilebilirler. Gerek olaylar ise, bu dalgada ani veya h#zl# de$i ikliklere kar #l#k gelir. Ani de$i ikliklerin her biri, onun dallar#n#n her birinde dalga kmesi olu turur. Bylece, Bohmun srfs, dallar aras#ndan birini seer ve bu seim gerek olay# ortaya #kar#r. Bohmun srfs zamanda geriye do$ru bir etkide bulunamamas#na kar #n, Heisenbergin gerek olaylar# biri hari tmn engeller. Tek sorun bu gerek olaylar#n nas#l ortaya #kt#$#n# a#klamadaki yetersizliktir.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

15

Eugene Wigner ve Von Neumann#n her ikisine gre, seme olaylar# bilin devreye girdi$inde ortaya #kar. Fiziksel beyin olaylar#, yani dalga fonksiyonunun kmesi ve beyindeki deneyim birbiri ile paraleldir. rne$in; psikolojik deneyim olarak kolunu kald#rmaya niyetlenmeyi gere$e dn trerek kolu kald#rmaya e$ilimi ortaya #kar#r. Ya da ba ka bir ifade ile psikolojik olarak zgr irade ile xe niyetlenmek, fiziksel olan xe e$ilime e ittir. Burada deneyim lme cihaz# bilintir. Hugh Everettin bak# a#s# ise di$erlerinden ok farkl#d#r. Dalga fonksiyonunun kmesi sz konusu de$ildir. Evren, seenekler oran#nda dallara ayr#l#r ve tm dallar var olmaya devam eder. Dallar devam etti$inden, her dalda ieri$i ile ilgili bilin durumu da devam eder. Har dal bir di$erinden ba$#ms#z olarak 3-boyutlu uzayda var olur. Her dal#n ayr#ca kendi fiziksel bellek yap#s# vard#r ve di$er dallardaki beyin aktivitesi ile etkile imi olmaz. Bundan dolay# her farkl# dal kendi ba #na farkl# bir benlik veya ruh olarak d nlebilir. Birinin di$erine bir fark#ndal#$# yoktur. zgr iradenin kar # kar #ya kald#$# her seimde, bu ki iliklerin her biri tekrar tekrar dallanarak blnmeye devam eder. Kuantum Ya'amda Kalma
Basit bir organizman#n sinir sistemi bile znel a$r# deneyimine yan#t verir. rnek olarak, basit sinir sistemli bir bal#k d nlebilir. Bal#$#n bir elektrik kablosuna dokundu$unu ve bu durumda kuantum mekaniksel bir st ste binme durumu ya ad#$#n# ne srebiliriz. Bal#k yan#t olarak iki duruma ayr# #r25: K [ka#nma], a$r# olmadan D [dokunma] a$r# oldu$u halde Her iki durumun olas#l#$# ba lang#ta 0,5 ya da %50dir. Olas#l#k genliklerinin znel etkileri ile yaln#zca bir kama durumu ya amda kalmay# sa$layacakt#r. Evrim a#s#ndan, e$er K hayatta kalmak iin iyi bir strateji ise K [a$r# olmadan] ve D [a$r# durumunda] tr koruyacakt#r. Di$er yandan ise K [a$r#] ve D [a$r# yok] trn sonlanmas#na neden olacakt#r. Buradaki znel deneyimler kama ya da dokunma d# #nda haz/a$r# veya di$er znel deneyimlerden herhangi biri olabilir. E$er, A gibi znel bir deneyim, kama davran# #n#n olas#l#k genli$ini art#r#rsa ve e$er B gibi znel deneyim olas#l#k genli$ini azalt#rsa, hayat# tehdit edici durum olu turabilir. A ya amda kalmay# sa$layan bir ka# ise B ya am# tehdit edip, kama yetersizli$ine neden olabilir:

Kama + Dokunma 2

N 0 Bal#k

K [ A r #yok ](0.5) K [ A r#yok ](1.0)

Sinir D[ A r# var](0.5) sistemi

Ya ayan bir trn znel ya am#, onun deneyimlerinin bir yans#mas#d#r. rne$in, evre artlar# ile zorlanan iki tercihin (e1 ve e2) st ste binme durumu (yani bir seme durumu ncesi) varsa, her ikisi de e it olas#l#kl#d#r. Bu iki seme durumu, bir canl#n#n sinir sistemi ile etkile ime girer ise, indirgenme durumu olmadan nce, st ste binme olarak ifade edilen bir bilin durumu olur. Yani henz seime karar verilmemi tir ve ya biri ya da di$erini seme e it olas#l#kl#d#r:
1 (0.5) e e e2 (0.5) ( eif 'eN )1 [ Bilincin - etkisiX1 ]( 0.5 ) ( eN )1 [ X1 ]( Sonu:0.5) evre N 0 ( eN )2 [ Bilincin -etkisiX 2 ]( 0.5) ( eN )2 [ X 2 ]( Sonu:0.5) Ko$ullar# Sinir Sistemi if

Denklemdeki f, faz a#s#d#r.

25

Mould R. Quantum consciousness. Quant-ph/9908077v1, 24 Aug 1999.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

16

6. KM Tamamlanm ' ve Do!ru Teori midir? Keplerden ba layan klasik fizik onun devam# olan klasik istatistiksel mekanik, Maxwell denklemleri ile son ekline ula an klasik elektromanyetik teorilerinin a#klayamad#$# do$a olaylar#, kuantum mekani$i ile a#klanabilmi tir. Bununla da kalmam# , birok yeni geli menin de habercisi ve kayna$# olmu tur. Sonradan yap#lan deneyler ve gzlemlerle kuantum mekani$inin do$ru bir teori oldu$u ispatlanm# t#r. Do$ru olmas#na ilave olarak, isel tutarl#l#$# olan bir teoridir. Yani bu teoriden, bir di$eri ile eli en iki nerme retmek mmkn de$ildir. Kuantum teorisinin eksik oldu$u ve isel bir tutars#zl#k ta #d#$# EinsteinPodolsky-Rosen (EPR) taraf#ndan ne srlm t (1935). Do an#n Kuantum Mekaniksel Betimlemesi Tamamlanm#$ Kabul Edilebilir mi? adl# makalede, mikroevrensel nesnelerin dalga fonksiyonunu belirten ,-fonksiyonunun, tamamlanm# bir betimleme olmad#$# sonucuna varm# lard#. Nesnel fiziksel gerekli$i betimleyen, yani dile getirilen herhangi bir fizik teorisinin do$ru ya da tamamlanm# olup olmad#$#n# anlamak iin iki ifadeyi anlamak gerekir. Teorinin do ru olmas#, teoriden #kart#lan sonular ile deney sonular#n#n uyu mas#na ba$l#d#r. EPR bu anlamda kuantum mekani$inin do$ru oldu$unu kabul etmektedir. Bir teorinin tamamlanm#$ kabul edilmesi iin, tan#mlanan nesnel gerekli$in her bir eleman#n#n bu teoride dile getirilmesi, fiziksel gerekli$in her bir eleman#n#n kar #l#$#n#n teoride olmas# gerekir. Nesnel fiziksel gerekli$in elemanlar#n#n da ne oldu$unun a#k olarak ortaya konulabilmesi gerekir. Bu yap#ld#$#nda, gerekli$i tan#mlayan teorinin tamamlanm# olup olmad#$#na karar vermek mmkn olur. EPR, tamamlanmam# l#k tan#m# zerinde durur ve tamamlanmam# oldu$u yarg#s#na var#r. nk do$ru olan bir teorinin ayn# zamanda tamamlanm# olma zorunlulu$u yoktur.26 Tamamlanmam# l#k yle bir rnekle izah edilebilir: -fonksiyonu ile tan#mlanan tanecik veya parac#k d nelim. Taneci$in momentumu konumu (P0) olarak kesin olarak gsterilmi ise, taneci$in konum olarak nerede oldu$unu belirtecek, uzay koordinat# (x) de$erini kestirmek mmkn de$ildir. Her yerde olma olas#l#$# e it derecededir. Uzaysal konumunun kesin llmesi durumunda ise, momentum de$eri bilgisi gerekten var olan bir momentum de$erine kar #l#k gelmez. Momentum de$eri kesin olarak biliniyorsa, ayn# durum iin uzay koordinat#n#n fiziksel bak#mdan gerek olmad#$# sonucu #kar. Birinin kesin bilgisinin $renilmesi durumunda, di$erinin bilgisi sa$la(na)mad#$# iin ,-fonksiyonu fiziksel gerekli$in tamamlanm# bir betimlemesini vermez. Kuantum mekani$indeki bu eksikli$i grmek, baz# yeni de$i kenlerin devreye sokulmas# ile tamamlanm# bir teori haline getirebilece$i anlam#na da gelir. Kuantum mekani$inin evrensel geerlili$i konusunda nde gelen baz# bilim insanlar# phecidirler. Bunlar#n ba #nda fiziki Roger Penrose bulunur. Schrdinger dalga denkleminin yeniden dzenlenmesi gerekti$ini ne srer: KMnin mevcut ve geleneksel formlasyonu konusunda ok derin bir tatminsizlik var; formlasyon tamamen ayr# iki adet model bar#nd#r#yor: Biri Schrdingerin denklemine gre tamamen belirlenimci, di eri ise olas#l# a dayanan bir k$. Geleneksel teorinin en byk zay#fl# #, ki$iye, bir evrimsel $eklin bir di erine muhtemelen ne zaman yol aaca #n# sylemiyor olmas#d#r. Tek syledi i, bir gzlem yap#lmazdan nce, olu$acak olmas#d#r... E er hakl#ysam, o zaman Schrdingerin denklemi bir $ekilde dzeltilmelidir. Penrose, bu sorunu a mak iin, ktle ekiminin dalga fonksiyonu indirgenmesinde bir rol oynad#$# konusuna tamamen yeni bir yakla #m getirir. 7. Matematik Do!ay Tan mlamada Yeterli midir? Eski Yunan dneminden Ortaa$a kadar, yakla #k 16 yzy#l matemati$in fizikten stn bir bilim dal# oldu$u d nld. nk, matematik daha sa$lam temeller zerine in a edilmi ti ve sadece ka$#t-kalemle her ey halledilebiliyordu. Halbuki fizik, kar# #k deneyler yap#yor ve lm hatalar#n# ieren kesin olmayan cevaplar ortaya koyuyordu. Deney yapman#n nemi anla #l#r anla #lmaz, matematik ve fizik i birli$i yaparak, tek
26

Ko Y. Teorik Fizik Monografileri. Cilt 1. 'st nv Yay, 1983;145-146.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

17

ba #na yapabileceklerinden daha fazlas#n# yapmaya ba lad#. Matemati$in ya # 2500 y#l olmas#na kar #n, bu birliktelikle zellikle son elli y#lda btn dnemlerden daha ok ey yarat#ld#. Galileo Galilei (1564-1642) matematik evrensel bir dil gibidir ve ancak bu dil evrenin yaz#l# oldu u harfleri okumay# sa layabilir demi ti. Descartesda ayn# trden bir ifade kullan#r, ama her zamanki phecili$ine bir soru ekleyerek: Bu dnya bir bilmece gibidir. Matematik bunun anahtar#n# veriyor bize, ya da dnya $ifreli bir yaz#yla yaz#lm#$t#r, bu $ifreyi de matematik veriyor. Ancak bu gerek bir $ifre midir?27 Bertrand Russel (1872-1970) matemati$i kesin kusursuzluk ve yce bir gzellik olarak betimler. nk matematik, airlerin kulland#$# mecaz (analoji) diline benzer. Tek fark#, kulland#klar# rakamlar ve sembollerdir. Matemati$in al# ma ekli asl#nda basittir. rnek vermek gerekirse; gerek bir dnya paras#n# ele alal#m. Bu bilimsel olarak anlatmak istedi$imiz gerek dnya probleminin kendisidir. nce sembolik bir benzetme (metafor) geli tirilir. Ara t#r#lan gerek dnya paras# iin matematiksel bir model in a edilerek, gerek dnyan#n paras# art#k matematiksel dnyada soyut bir kopya haline gelir. Matematiksel modeli meydana getirme sreci, bu soyutlama srecidir. Art#k zerinde al# #lacak olan bu kopyad#r. Mant#k ve matemati$in yasalar# ile ondan yeni, daha nce bilmedi$imiz zellikler #kar#l#r. Bylece, matematiksel olarak soyutlanan alan adeta i manlat#l#r. Bu arada, analiz yolu ile tekrar yeni bilgiler elde edilir. Ancak, bu yeni bilgiler gerek dnyada de$il, tamamen matematiksel dnyada ya ar ve gerek dnyada kar #l#$#n#n olmas# zorunlulu$u yoktur. Soyutlama ve i manlatma s#ras#nda hatalar yap#labilir. Ortaya #kan gereklerle, beklenen gerekler ve gerek dnya gzlemleri uyu mayabilir. Bu nedenle matemati$in kesin sonular vermesini beklememeliyiz. Sadece bir yakla t#rmad#r.28 Matematik temel olarak ikiye ayr#l#r: saf ve uygulamal# matematik. Saf matematik zihinde oynanan bir oyundur. o$u zaman bir k$#t zerinde birbirine kar# m# semboller ve benzetmelerden olu ur. Bu a amada yeni d nsel nesneler yarat#r. Ba lang#taki aksiyomlar, kabullerin gerekli$inden uzakla #l#r. Saf matematik, matemati$in kendisi iin yap#l#r ve dnyada pratik kullan#m# yoktur. Di$eri ise, uygulamal# matematiktir ve ba ka bir ey iin yap#l#r. Ba ka bir ey, her zaman gere$in ve nesnelli$in bir yan#d#r. Bununla ili kili olarak da matematikiler iin, iki ayr# dnya vard#r. Birincisi, gerek veya duyusal deneyimlerin dnyas#d#r. 'kincisi matematiksel dnya ya da ideler dnyas#d#r. Bu dnyay# say#lar, analitik fonksiyonlar, matrisler, diferansiyel denklemler, diziler, topolojik uzaylar gibi matematiksel hayali nesneler olu turur. Matematiksel dnya, matematikinin kafas#n#n iinde, gerek dnya ise d# ar#s#ndad#r. Matematiksel bir nermenin gerekli$i yaln#zca ve yaln#zca, d nceler aras#ndaki ili kiler zerine, belli simgelerin anlam#na ba$#ml#d#r ve deneyimden hibir do$rulamaya gerek duymaz. 4+3=7 demek, var olan eylere ili kin bir ey sylyor olmak demek de$ildir: nermenin gerekli$i yaln#zca terimlerin anlamlar# zerine ba$#ml#d#r. Ama, do$ada hibir zaman bir daire ya da gen olmam# olsa bile, klid taraf#ndan kan#tlanan gereklikler kesinlik ve a#kl#klar#n# sonsuza dek srdreceklerdir. Di$er bilim dallar#n#n tersine, matematik hibir zaman deneyerek do$rulayal#m demez. rne$in, sonsuz kme hesaplar# toplam# konusunda, matemati$in kabul etti$i u durum nas#l gereklik olarak yorumlanabilir (alef ya da elif )?

0+0=20+0= 0 ve 0x0=02=0
Yani sonsuzla sonsuzun toplam# 2 sonsuz (20) ve fazladan bir sonsuz daha yap#yor. arp#m# ise beklenildi$i gibi sonsuzun karesine e it, ama ayn# zamanda da bir sonsuza e it oluyor! Matematiksel olarak olu turulan#n, fiziksel bak#mdan da var olma zorunlulu$u yoktur. Yani, matematiksel mmknlk ile fiziksel mmknlk ayr# ayr# kavramlard#r ve birbirlerine denk de$ildirler. 'fade edilmeleri kolay olan matematik kavramlar#n ispatlar#n#n mutlaka kolay ve anla #l#r olmas# gerekmez. Buna rnek olarak, Dirac d (delta) fonksiyonu gsterilebilir. Bu fonksiyon fiziksel gereklikte elle tutulur
27 28

Descartes R. Felsefenin 'lkeleri. Say Yay. ev: M. Ak#n,1998;25-26. King JP. Matematik Sanat #. TB'TAK, 1997;83-93.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

18

herhangi bir eye kar #l#k gelmez. Tamamen matematiksel bir kurgudur. Fiziksel gzlem(deney)ler hibir zaman bu matematiksel tan#ma tam uymaz; fakat yakla #k olarak benzeyebilir. Oysa, varl#$# matematiksel olarak kabul edilmi tir. Dirac d fonksiyonu, teorik ve deneysel fizikte ve hatta elektronik sinyal analizinde s#k kullan#lan bir kavramd#r. Yani, matematiksel bir hal betimlemesi olarak Dirac d fonksiyonu vard#r; ancak, bu betimlemenin dile getirdi$i hali fiziksel gereklikte kar #l#k olarak bulmak mmkn de$ildir.29 Matematikte yeni bir kavram ortaya #kt#$#nda, a amal# bir evrim geirir. Ba lang#ta fazla soyut bulunan bir kavram (,-psi gibi) reddedilirse, do$aya ayk#r# olarak de$erlendirilebilir. Ancak, zamanla uygulamalarda yararl#l#$# ve kullan# l#l#$# grlnce kabul edilmeye ba lan#r. Matematikteki negatif ve karma #k say#lar buna rnektir. Bu say#sal adland#rmalar ve kullan#mlar uzun sre kelime oyunu ya da samal#k olarak de$erlendirilmi tir. Fakat zamanla, kullan#l#rl#klar# grlnce matematikilerin vazgeilmezlerinden olmu lard#r. Bu yzy#ldaki matematiksel d gcnn yarat#lar#n#n tamam# modern bilime uygulanabilmi de$ildir. Belki bunun iin zamana ihtiyac#m#z vard#r.

$ekil. stte tam say#lar negatif ve pozitif olarak gsterilmektedir. Baz#lar#na gre bu say#lar#, Tanr# yaratm# ken, geri kalan tm say#lar insan#n eseridir. Pisagorun takipilerine gre ise, bu say#lar Tanr#n#n kendisidir. Karma #k (kompleks) say#lar ise, normalden farkl# olarak i harfini ierirler. Her karma #k say# bir gerek say# ikilisi (x, y) oldu$u iin bu say#lar bir dzlem zerindeki noktalara bire bir kar #l#k gelirler. (0, 1) karma #k say#s# i harfi ile gsterilir. i=-1dir. Kompleks say#lar byklklerine gre s#ralanamazlar. Matemati$in be sabiti vard#r ve e, i, p, 1 ve 0. Bunlar#n ili kisi eip+1=0dir. (e: 2,718, p=3,14)

Do$a bizden nesnelerin etkilerinin tamam#yla ba$l# bulundu$u kuvvetleri ve ilkeleri saklarken, bizi bu gizin tmnden olduka uzakta tutar ve onlar#n sadece bir ka yzeysel niteli$inin bilgisini verir.30 Baz# fizikilerin gr ne gre, fizik biliminin grevi, deney ve hesaplamalar ile nesnel fiziksel gerekli$i a#klamak de$ildir. Fizik yaln#zca deneye dayal# olarak mmkn olan deneyleri konu edinerek, sonular#n# bulmaya al# #r. Ancak bu ekilde, fizikten metafizik temizlenebilir. Kuantum mekani$indeki hal betimlemesi olan y-psi, matematiksel zellikleri iyi tan#mlanm# bir fonksiyonla temsil edilir. Fiziksel nesnenin zellikleri, matematiksel soyut bir uzayda, matematiksel nesnelerle temsil edilmektedir. Ancak, ,-psinin fiziksel gereklikte neye kar #l#k geldi$i, neyi temsil etti$i a#k de$ildir. Hal terimini fiziksel nesne olarak yorumlamak mmkn de$ildir. Fiziksel nesnenin halinin anlat#lmas#, nesnenin belli baz# dinamik zelliklerinin niceliksel olarak dile getirilmesidir. ,-psi mikroevrensel dalga olarak yorumlansa bile, fiziksel gerekli$i eksik temsil eder.31 Bilim ve/veya fizi$in temel amac#, fiziksel gerekli$i ve sreleri dile getirmektir. Bunu yapabilmek iin semboller ve matematiksel nesneler kullan#r. Fiziksel
29 30 31

Ko Y. Teorik Fizik Monografileri. Cilt 1. 'st nv Yay. 1983;118 Hume, D. 'nsan Zihni zerine Bir Ara t#rma. ev: S.$ dm. 'lke yay. 1.Bask#, 1998;37 Ko Y. Teorik Fizik Monografileri. Cilt 1. 'st nv Yay. 1983;55-62.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

19

bak#mdan var olana, fiziksel gereklikte olup-bitene, sembolik kar #l#klar matematiksel olarak bulunur. Fiziksel gereklikle, onu temsil eden matematiksel semboller aras#nda tam bir e le me olmayabilir. Kuantum mekaniksel i lemler-denklemler sadece matematiksel statleri olan kavramlard#r. Elde edilen zde$erler (eigenvalue), insandan ba$#ms#z bir evren oldu$unun kabul edilmesi durumunda bile, bu evrende gerekten var olan bir eye kar #l#k gelmezler. Dinamik de$i kenler (h#z, konum, momentum, enerji) maddesel sistemlerin elle tutulur zelliklerinin soyut temsilcileridir. zde$erler ise elle tutulur zelliklerin bir lme srecinde alabilecekleri say#sal de$erleri gsterirler. Ancak, bunun tersi bir durum da olabilir. T#pk# Heinrich Hertzin (1857-1894) matematiksel teori olarak varl#$#n# ne srd$, hi grmedi$i elektromanyetik dalgalar# do$rudan do$ruya fiziksel evren iinde bulmas# (1888) gibi. Buradan #kan temel soru udur: matematik insan zihnince mi yarat#ld#, yoksa do$adan m# ke$fedildi? Platonik bak# a#s# ile matematiksel do$rular ve matematik daima bir yerlerde vard#r. Matematikiler ise onlar# ke federler. Yani matematik, insan zihninin bir yarat#s# de$ildir. Di$er yandan, akla daha uygun olan# evrensel dzenin belli ilkeler zerinde oldu$u ve matematiksel ili kilerin de bu ilkelerin iinde yer ald#$#d#r. Yani do$ada bir kurallar, diziler, ili kiler zinciri vard#r ve bu belli bir bilimsel dille (matematik) ifade edilebilirdir. rne$in, Fibonacci dizileri olan 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144.... sonsuza giden dizisi matematiksel ili ki zinciridir. Her bir say# bir nceki ikisinin toplam#d#r. Yani matematiksel dille, ninci say#y# Fn ile yazacak olursak, Fn=Fn-1+Fn-2 ifade edilir. Her Fibonacci say#s#n# bir sonraki kom usuna blecek olursak, yakla #k sabit bir alt#n oran elde edilir: 0,618033989. Fibonacci dizisi matematiksel bir ifade olmas#na kar #n, do$ada bu diziye uyan birok fiziksel kar #l#k vard#r: papatya yapraklar#, ayie$inde ekirdek dzenleni i, am a$ac# kozalaklar#. Fibonacci ile uyumsuz kozalak bulma ans# ok d ktr. Evrimsel olarak do$ada Fibonacci dizileri hakimdir. Di$er yandan Lucas say#lar# olan 1, 3, 4, 7, 11, 18, 29, 47, 76, 123, 199, 322... bazen do$ada grnrler. Ancak, bizim grmememiz do$ada bu ili kinin bir yerlere olmad#$# anlam#na gelmez. Demek ki matematik do$ada var ve biz bunun sembolik kar #l#klar#n# buluyoruz. Matemati$e en byk darbe, 1931 y#l#nda Kurt Gdel (1906-1978) taraf#ndan indirilmi tir. Bu eksiklik (incompleteness) teoremidir. Buna gre matematikte ne do$ru ne de yanl# olduklar# kan#tlanamayacak ifadeler bulunur. Gdel matemati$in var olu u iin gereken tek ltn kendi iinde mant#ksal tutarl#l#k oldu$unu ileri sren kuralc# felsefeyi ciddi ekilde ele tirdi. Gdel teoremi, birok matematiki taraf#ndan, matemati$in temellerine indirilmi bir darbe, parampara edici, btn al# malar#n zerine su ak#tma ya da mant#$#n temellerini sarsma olarak de$erlendirildi. Bu teoremdeki zeka ve derinli$i ok ki iyi etkilemesine ra$men matematikteki sorunlar#n zmne (olumlu ya da olumsuz) hibir etkide bulunmad#$# da savunulur. Kurt Gdel, nce bizim her zamanki matemati$imizi kapsayacak kadar geni herhangi mant#ksal bir sistemin zorunlu olarak eksik olaca$#n# saptad#. Gdel, matematiksel do$rulu$un insan akl#n#n yarat#s# olmad#$#na, gerekten de var olan bir ey hakk#ndaki nesnel do$ruluk oldu$una inan#yordu. Do$rulu$u ya da yanl# l#$# asla gsterilemeyecek olan bunun gibi matematiksel ya da mant#ksal bir sistemde dile getirilebilecek yarg#lar her zaman olacakt#. Sonra da, bu sistemin mant#ksal olarak kendi iinde tutarl# oldu$unun kan#tlanmas#n#n asla mmkn olamayaca$#n# gsterdi. E$er matematiksel bir sistem tutarl# ise, o zaman do$ruluk kavram#n#n sistem iinde tan#mlanamayaca$#n# gsterdi. Daha byk bir sistem kullan#larak bunlar her zaman iin tan#mlanabilir, ama bu yaln#zca daha byk bir sistem iinde tan#mlanmas# daha g kavramlar yaratmak pahas#na olabilir.32 8. Gelecek Ne Vaat Ediyor? Gerekli$i neyin olu turdu$una ili kin yap#lan tan#mlamalar fazlas#yla karma #k olunca, insan kendi gerekli$inden de phe eder hale geliyor. Gerekli$ini fark etmesi iin kendini imdikleyip, ben gere$im d ncesine ula mak istiyor. Ama KM gerektir. Somut ve sa$lam temeller zerine oturdu$u konusunda hi bir phe yoktur. Bir gn olas#l#kla yerini, daha iyi olan ama yine bugnk KMnin z yap#s#ndan kaynaklanan yeni bir bak# a#s# alacakt#r. Bu daha az tart# mal# olacak ve daha kesin yorumlara ula acakt#r. Ancak, fiziksel dnya ile ilgili bildiklerimizi reddetmeyecektir. Gei t#pk#
32

Barrow JD. Gkteki Pi. Beyaz yay. 2001;162; 172

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

20

Newton mekani$inden Einstein#n Grelili$ine gei gibi olacakt#r. Einstein, Newtonun mekani$ini reddetmemi onu geni letip geli tirmi tir. Bir zm buldu$umuza inanabiliriz, ama nceden tahmin edemedi$imiz ya da gremedi$imiz ok kk nemli bir nokta, daha nceki fikirlerimize etki ederek ba tan de$erlendirmemize yol aar. Yeni felsefi kavramlar ortaya #kar#r ve dolay#s#yla beraberinde yeri sorular da getirir. Ancak, iyi bir ekilde sorulmu ve ortaya konmu bir sorunun zlm bir sorun oldu$unu da d nmek do$ru bir yakla #md#r.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Serbeste da! t labilir, ki$isel kullan m iindir....

Psikokinezi

Zihin Maddeye Etki Eder Mi?

Parapsikoloji bilimsel yntemi ve uygulamas tart ! lan birok konuyu inceler. Bu alanda biliminsanlar ndan ok !arlatanlar n sesi kar. Toplum nnde genellikle popler olmalar nedeniyle !arlatanlar bulunur. Biliminsanlar n n sesinin az kmas ndan dolay yan tlardan ok sorulardan olu!an bir konudur. Parapsikoloji, t pk metafizik gibi kenarda olan ve tam bilim olarak olgunla!mam ! bir al !ma alan d r. Kelime anlam olarak psikolojinin tesinde, ard nda, kenar nda bulunan manas ndad r. Parapsikoloji ba!l $ alt nda, durugr (clairvoyance), telepati, psikokinezi, ngr (precognition), bedensiz l ruhlarla ba$lant kurma (spiritalizm), ruh g (reenkarnasyon) say labilir. Bunlar iinde durugr; farkl zaman ve meknlarda olu!an olaylarla ilgili bilgiyi, normal insanlardan farkl olarak bilebilmek, hissedebilmedir. Telepati, toplumda daha iyi bilinen bir kavramd r ve d!nce ileti!imi, bir zihinden di$erine do$rudan isel deneyime ait bilgi iletimi olarak tan mlan r. ngr ise, gelecekte olabilecek olaylar , zaman gelmeden nce, belli bir e$ri iinde kalarak gerekle!me zaman n da do$ru olarak tahmin edebilmektir. Bu nedenselli$e kar! kar ve etkinin, nedeninden nce oldu$u anlam na gelir. Retrokognisyon, uzak gemi!teki bir olay n alg lanmas olarak a klan r. Parapsikoloji Neden Bilim Olam yor? Birok bilimci ve felsefeci, a k ve net bir !ekilde parapsikolojiyi bilim olarak kabul etmezler. Bilim olarak kabul edilmemesinin nedeni; belirli temel bilimsel varsay mlar ihlal etmesi, tekrarlanabilir deneyler retememesi, deney retse bile ortaya kan sonular n bilimin di$er temel ilkeleriyle eli!mesi, ortaya kan etkilerin nas l ya da niin ortaya kt $ na dair tutarl bir teori olu!turulamamas ve belki de en nemlisi gizli bilim ile ili!kili olmas d r.1 Bunlara ek olarak da, maddi destek di$er bilim dallar na gre parapsikoloji alan nda ok azd r. Daha ok bireysel aba ile yrtlen ara!t rmalarla desteklenir. Yine, bu alandaki aktif ara!t rmac lar n %20sinden daha az akademik e$itim alm !t r. Bu konuda ciddi e$itim veren akademik kurumlar n say s da azd r. E$itim veren yerler aras nda; Rhine Ara!t rma Merkezi, ABDde bu konu zerinde e$itim vermektedir. Yine Utrecht niversitesinde on-line parapsikoloji kursu verilmektedir. Baz niversitelerde ise parapsikoloji e$itimi di$er bilim dallar ierisinde, semeli olarak yer almaktad r. rne$in, Franklin Pierce Koleji (New Hampshire) psikoloji $rencileri isterlerse bu konuda semeli ders alabilmektedirler. 'ngilterede en az ndan be! niversite bu konuyu psikoloji e$itiminin bir paras haline getirmi!tir. Bu niversiteler aras nda Edinburgh niversitesi (Arthur Koestler Parapsikoloji Blm), Liverpool Hope ve John Moores niversitesi, Northampton ve Coventry niversitesi say labilir. Baz di$er 'ngiliz niversiteleri ise di$er paranormal olaylar konusunda e$itim vermektedirler; Goldsmiths Koleji psikoloji blm, Londra ve Huddersfield niversitesi davran ! bilimleri blm gibi. ABDde Californiada Palo Altoda Transpersonal Psikoloji Enstitsnde parapsikoloji konusunda kurs verilmektedir. San Franciscoda Saybrook Enstitsnde de uzaktan e$itimin bir paras olarak parapsikoloji e$itimi verilmektedir.2 Zihnin Maddeye Etkisi Psikokinezi (PK) hareketsiz bir cismi belli bir uzakl ktan d!nme gcyle hareket ettirebilmedir. Tm normal tesi ya da parapsikolojik olaylar tan mlamak iin Psi (y), 1946dan beri kullan lmaktad r. Ancak bu psi kuantum mekani$inde Schrdingerin
1

Griffin DR. Parapsikoloji ve Felsefe: Postmodern Bir Perspektif. ev:Y.Tokatl . Ruh ve Madde Yay. 'st 1998;10. 2 Smith MD. Educating Parapsychologists. The Journal of Parapsychology 1999;63:235-246.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Psikokinezi

dalga fonksiyonu iin kullan lan y ile ayn harf olmas na kar! n anlam a s ndan ayn !eyi ifade etmez. Bu psiyi hekimler reetelerinin ba! nda Ry !eklinde kullan rlar. Zamanla de$i!erek Rj haline gelmi!tir. Kabaca al ve uygula anlam na gelir. Psinin iki temel tipi vard r: al c psi ve verici-ifadeci psi. Verici-'fadeci psi, bir zihin uzaktan nedensel tesir uygulad $ nda olu!ur. Bu ba!l k alt nda PK d ! nda ba!ka parapsikolojik ba!l klar da bulunur.

!ekil. Al c ve verici psiler. Psinin kendi iinde de farkl alt gruplar vard r. lmden sonra hayat ya da ruhun bedenden ayr var olma kapasitesinin kan tlar psi-teta, s radan PK psi-kappa, materyalizasyon (cisim olu!turma) ve demateryalizasyon (cisimleri yok etme) !eklinde olan etkiler de psiepsilon olarak adland r l r.

Psi-etkisi, bir enerji tr ya da klasik bir sinyal de$il, zaman ve mekn uzakl $ ndan etkilenmeyen (yerel olmayan) ve ancak psi kayna$ olan insan , etkilenen nesneyi ve tm o sreleri kapsayan sistem iinde varl $ n olu!turan ya da belli eden !ey olarak tan mlan r.3 Basit olarak ki!inin d ! nesne ya da srelere etki etmesi demektir. Yayg n olarak d!nce gcyle, bedensel uzuvlar kullanmadan cisimler zerine etkide bulunmad r. Bu masalar n, sandalyelerin, kalemlerin, vazolar n havalanmas ya da yer de$i!tirmesi !eklinde olabilece$i gibi vakum saydam !i!eler iinde pusula ibrelerini hareket ettirme, mzik aletlerinin kendili$inden almas , atalka! k bkme !eklinde de olabilir. *arlatanlar ve hayalciler bir kenara b rak ld $ nda, bu alanda yap lm ! ciddi ve akademik al !malar vard r. Uzaktan Etki Olabilir mi? E$er zihin, sinir hcrelerini d!nce ile ate!leyebiliyorsa ve bir tr elektrik ak m olan aksiyon potansiyeli olu!turabiliyorsa, neden ka! klar bkmesin? E$er beden, zihni etkileyebiliyorsa, aksinin de do$ru olmas gerekmez mi? Ktle ekimi uzaktan etkiyebiliyorsa beyin neden etkilemesin? rne$in, Newtonun ekim yasas asl nda ok uuk ve tuhaf bir fikirdir. Herhangi iki nesne birbirine ekici bir kuvvet uyguluyor ve bu kuvvet her nas lsa, usuz bucaks z bo! uzay a!arak Gne! ve Aydan Dnyaya, y ld zdan y ld za ve galaksiden galaksiye ula! yor. Zaman n birok nl biliminsan bunu byclk fizi$i sayarak dikkate almam !t . Asl nda, Newtonun kendisi de buna pek inanmam !t . Btn yapt $ , matematiksel e!itlikleri ortaya koymakt . Ama ortaya kan sonu arac s z uzaktan etkiydi. Kuantum mekani$inde gzlemcinin bir !ekilde kat l mc olmas kabul edilebilir bir !ey ise bunun farkl yans malar n n da ortaya konulabilmesi gerekir. a$da! ve ak ll , Nobel dll fizikilerin ortaya att $ , akla ve sa$duyuya kar! gelen, sa$duyumuzu trpleyen kuantum mekani$i gr!leri d!nld$nde, PKyi ak ld ! ve mant ks z olarak niteleyip bir kenara b rakmak anlams zd r. Parapsikolojinin ve alt dal olan PKnin mant ks z grnmesinin ve bilim d ! kabul edilmesinin nedeni sihir kokusu ta! mas d r. Di$er bir korku da parapsikolojiye verilecek bilimsel deste$in bilim kar! t tavr te!vik edece$i d!ncesidir. Ancak, Michael Farady n zihinsel gle tek bir saman p bile hareket ettirilebilse, evrene
3

von Lucadou W. Ruh ve Kaos. Kuramlar ve Modeller Aray ! nda Parapsikoloji. ev:V. Atayman. Say Yay nlar , 'stanbul 2000; 11.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Psikokinezi

ili!kin bak ! ve anlay ! m z de$i!tirmemiz gerekir dedi$i d!nld$nde, bu konuda kk de olsa elle tutulur bir !ey varsa fizi$in ve sinirbilimlerini yeniden gzden geirilmesi gerekebilir.

Psikokinezi do$rulan rsa ne olur?


Olas l kla ya!am m zda ok fazla de$i!iklik olacakt r. ncelikle zihin-beyin etkile!imini ve zihin-evre etkile!imini ok daha iyi anlar hale gelece$iz. 1. Marvin Minskyin ne srd$ bilgisayar temelli zihin modelleri art k tart ! lmaz ve bilincin basit mekanik modellerini rtr.4 Bilinli robotlar yap l p yap lamayaca$ bir daha tart !ma konusu bile olmaz. 2. Bilincin-zihnin dereceleri ve miktar gibi llebilir bir niceliksel kavram olu!turulabilir. 3. Kuantum mekani$indeki gzlemci sorununa zm ortaya konulabilir. Ancak, daha ncede belirtti$imiz gibi, bu genel olarak tm bilime, fizi$e bak ! a m z de$i!tirir. 4. Cisimlere etki edebildi$imiz ortaya konulabilirse, ba!ka beyinlere de etki edebilece$imiz (ve etki alabilece$imiz) d!ncesi iyice !ekillenir. Bir ad m ileri gidilerek beyinler/zihinler aras ili!kiyi sa$layacak telepati konusuna da bak ! de$i!ir. Ek olarak, PK yetene$ini ortaya karmak ya da bu yetene$i olanlar n gcn art rmak iin yeni yntemler aray ! ba!layacakt r. 5. Parapsikoloji bilim dal olarak kabul edilmeye ba!lan r. Parapsikoloji ara!t rmalar na yap lan yat r mlarda art ! olur. 6. lkelerin askeri kurumlar da olas l kla bu konuya ilgi gsterecek ve yat r mlar yapacaklard r. 7. Dnyaya ve insana olan bak ! m z, hatta insand ! canl lara olan bak ! m z kkten de$i!ir. 8. Kumarhanelerde de olas l kla, PK yetene$i olanlar elemek iin kap giri!lerine detektrler yerle!tirilecektir. Ya da rulet, zar gibi d !ar dan ynlendirilecek !ans oyunlar ortadan kalkacak ve PK oyunlar haline gelecektir.

PKden !phe edebiliriz. T pk bilimin ilk kez sylediklerinden daima !phe edildi$i gibi. Ancak, fanatik !phecilik de a! r safl k kadar mant ks zd r. Ama, art k parapsikoloji metafizik denilen fizikten teki i!ler ba!l $ ndan kar lmal ve yeniden bilim ba!l $ alt nda incelenmelidir. Kuantum mekani$inin sylemleriyle (Schrdingerin kedisi ve EPR deneyi, vakum, tnelleme gibi) parapsikolojinin sylemleri aras nda sihir kokmas , gariplik ve sa$duyuya ayk r l k a s ndan ok da bir fark yoktur. Hatta kuantum mekani$i daha garip sylemlerde bulunur ve baz a lardan daha ok sihir kokar. Gnmzde simyan n bir samal k oldu$unu herkes bilmektedir. Filozof Ta! gibi bir !ey olamayaca$ gibi, tenekeyi alt na dn!trmenin basit bir yolu da yoktur (nkleer fzyonla yap labilir). Ancak, kimyan n ekirde$i olan simya gerekten nemli sonular do$urmu!tur. Simyac lar, maddeleri kar !t rma sanat n , asit ve alkalilerin zelliklerini, baz elementlerin di$erleriyle ili!kisini ortaya koyarak modern kimyay olu!turmu!lard r. Kimyan n simyadan, astronominin astrolojiden, t bbin do$al tedavilerden ayr lmas gibi parapsikoloji de kendine uygun bir yer bulacakt r. Ama bu di$er bilimlerdeki de$i!me gz nne al nd $ nda zaman alacakt r. Beynin cisimler zerinde etkisi olabilece$i konusunda Itzhak Bentov !unlar syler:5 Bir an iin d!ncelerin, e!ya ve insanlar zerindeki etkilerine bakal m. D!nce bir enerjidir ve beyindeki sinir hcrelerinin belirli bir !ekilde ate!lenmesine sebep olur. Bu do$al olarak beyin kabu$unda kk ak mlar retir ve bunlar kafatas n n yzeyindeki elektrotlar arac l $ yla, duyarl aralarla anla! labilirler. Ba!ka bir deyimle, bir d!nce; kk bir hareket olarak ba!lamas na ra$men, en sonunda tam olgunla!m ! bir d!nce !ekline dn!r ve beyin kabu$unda, en az ndan 70 miliVolt gcnde bir gerilim retir.
4 5

Herbert N. Temel Bilin: 'nsan Bilinci ve Yeni Fizik. Ayna Yay nlar , ev: M.And r n, 1993; 196. Bentov I. Stalking The Wild Pendulum. Fontana/Collins. Londra 1977; 100.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Psikokinezi

'lk sinir hcresini ate!ler ve bu sinir hcresi de s rayla di$er sinir hcrelerinin belirli aral klarla ate!lenmesine sebep olur. Oysa, bu evren iinde hi bir enerji yok olmaz. D!nce taraf ndan retilen ak m kafam z n d ! nda yakalayabilirsek bunun anlam !u olur: D!nce enerjisi, elektromanyetik dalgalar !eklindeki bir yay nd r ve bulundu$umuz evre iinde ve nihai olarak kozmos iinde ! k h z na sahiptir. Belki de bizim d!ncenin cisimler zerine etki etmesi kavram n n arkas nda, hayali ok soyut-sanal bir !ey varm ! gibi alg lamaktay z. Bentovun da dedi$i gibi, d!nme esnas nda beynimizde birok yerel ve yayg n iyonik elektriksel ak m ve manyetik alan de$i!iklikleri ortaya kar. Bunlar beyin yzeyinden EEG (ElektroEnsefaloGram) ve MEG (ManyetoEnsafaloGram) gibi tekniklerle yerel ve btn beyin alan olarak kaydedilmektedir. D!nceler kendi bedenimiz zerine de etki eder. Bu daha ok bilinen bir konudur. Biofeedback (canl sal geri besleme) ile nab z s kl $ , beyin dalgalar , derinin elektriksel direnci, vcut s s iradi olarak de$i!tirilebilmektedir. Canl sal geri besleme sistemlerinde, ki!inin etkilemesi istenen beden sinyalleri daha nceden kaydedilerek, glendirilerek, ki!iye de$i!ik !ekillerde geri besleme ayg tlar yla gsterilerek bunlar irade ile de$i!tirmesi istenir. Belli durumlarda psi yeteneklerinin daha iyi ve belirgin oldu$u ne srlr.

Tablo. Psi yetene$inin belli deneyler ile ve/veya belli ki!iler ile ortaya kt $ ve alt kadar zelli$in psi yetene$ine yard mc olabilece$i kabul edilir.6 1. Fiziksel gev!eme 2. Azalm ! fiziksel uyan kl k veya aktivasyon 3. Duyusal girdi ve bilgi i!lemede azalma 4. Al c mod/ sa$ hemisfer i!levi (etki/hareket modu sol beyin i!levi) 5. 'sel i!leme, hisler ve hayallere kar! artm ! fark ndal k 6. Dnyan n do$as na bak ! de$i!ikli$i. rne$in; olas dan ziyade daha do$rudan hisleri bilme olas l $ na inanmak

Brand WG. Psiconducive states. Journal of Communication, 1975; 25: 142 152

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Psikokinezi

Uzaktan Etkiye Kuantum Mekaniksel Bak ' Uri Gellerin psikokinetik metal bkmesi, al !an saatleri durdurmas ya da bozuk saatleri al !t rmas televizyon numaras olarak bir yana b rak lacak bir olay de$ildir. Bu bilimsel olarak ele al nmas gereken bir olayd r. Bilimin esas i!i, insanlar n de$er anlay !lar na burnunu sokmak olmasa da, bilim e$er yleyse o zaman trnden nermeler yapmal d r. Ancak PK deneyleri de hobi ara!t rmac lar n elinden kmal ve modern laboratuvarlara girmelidir. Daha sonra da grlece$i zere PK etkisi ok zay f bir etkidir. PKnin fiziksel srelere etkisi, rastlant ortalamas nda kk bir k r lma, sapma kadard r. Ancak, atom alt parac klar n davran !lar n n tespit edildi$i mikrofizik teknolojilerine ra$men neden PK etkisinin llemedi$i ilgin bir sorudur. 'yi bir kuram fenomenleri a klamal d r. Oysa, PK ile ilgili elimizde iyi bir kuram m z !u ana kadar yoktur. PK, yere-zamana ve mekansal uzakl $a ba$l olmayan bir etkidir. Bilindi$i zere, bunlar ayn zamanda kuantum mekani$inin de zellikleridir. Bu zellikler, zellikle Einstein-Podolski-Rosen deneyi ile ortaya konulmu!tur. Bir sistemi olu!turan paralardan biri zerinde yap lan bir lm, di$er paras zerinde, uzakl ktan ve zamandan ba$ ms z etki yapar. Aradaki uzakl k santim ya da ! k y llar uzakl $ nda olabilir. 1935den sonraki dnemlerde gizli de$i!kenler kuram daha belirgin bir stn gven kazand ysa da, John Bell (1964) ve Alain Aspect (1982) bu d!nceyi matematiksel ifadelerle s n rlamay p (Bell e!itsizli$i) deneylerle de bu uzaktan etkiyi do$rulad lar. Bu etkile!im atom alt parac klar iin kesin olarak ortaya konulmu!sa da makroskobik olan ka! k ve beyin iin nas l bir etki olu!aca$ belirsizdir. Kesin olarak bildi$imiz kuantum dzeyi, molekl, atom, atom alt parac klar n dzeyidir. Ancak, kuantum sonular , metrelerce ve hatta ! k y llar boyunca yay labilirdir. Di$er yandan kuantum mekani$inde bir sistemi olu!turan gzlemci ile gzlemlenen (bklen ka! k) birbirinden ayr lamaz. Kuantum mekani$inin gzlemciye ykledi$i bu i!lev, kuram n kendisinden gelir. Dolay s ile gzlemci say s n n ard ! k artt r ld $ d!nld$nde, sreci etkileyecek nihai (son) gzlemcinin kim olaca$ belirsizdir. Belki de, deneycinin deneyin sonular na ynelik beklentisi deneyi etkilemektedir. Klasik fizik dnyay iki k sma ay r r ve ayn gelenek kuantum mekani$inde de devam eder. Buna gre bir i fizik bir de d ! fizik vard r. D !tan bak ld $ nda gzlemleyici ile gzlemlenen ayr tutulur. Gzlemleyicisi olmayan kapal bir sistem, i sistemdir. Bir i sistemi gzlemlenen + gzlemleyen paralar na ay r rsak d ! fiziksel bir betimleme iindeyi anlam na gelir. D ! fizik, kuantum mekani$inin ontolojik (varl kbilimsel), i fiziksel ise epistemik (bilgisel) yan n yans t r. D ! fizik, lmeye, gzlemlemeye ve alg lar m za ba$ ml d r. Bu nedenle de zneldir. Mutlaka bir gzlemleyicisi vard r. Oysa, i fizikte, lme ve de$erlendirme yoktur ve zne-nesne ayr m da yoktur. Ba!lang ta olu!an evrensel kural ne ise odur, varl ksald r. ' fizik durup duruken d !ar dan gzlemleyici ile rahats z edilir. Dolay s ile PKnin hangi fizikle de ili!kili oldu$unu ortaya koymak gerekir. 19. yzy lda Newton (klasik) fizi$in yasalar ideal, nesnel ve eksiksiz bir bilginin ifadesi olarak kabul ediliyordu. Ancak, bugn klasik fizikteki bilgilerle PK a klamak imkans zd r. Dolay s ile bizim imdad m za ko!acak tek !ey, en az ndan bugn iin, kuantum mekani$i ya da fizi$idir. Kuantum tan mlamalar , al !ageldi$imiz klasik kuramlardan kkten farkl olmalar na kar! n ok kesindirler. Kuantum mekani$i, nesnel, makine benzeri bir al !madan ziyade, znellik ve bilinci gz nne al r. Kuantum mekani$inin, PK ile ilgisinin olabilece$ine dair ilk giri!im 1974te dzenlenen bir parapsikoloji konferans nda ba!lam !t r. Burada, Evan H. Walker (1935-2006) ve Helmut Schmidt PK a klamaya al !an bir kuramsal model ne srdler. Bu daha ok Eugene Wignerin kuantum mekani$indeki lme sorununa nerdi$i zme benziyordu. Kuantum mekani$ini parapsikolojiye ilk uygulayan Evan H. Walkerdir. Walker, temel olarak, Wignerin fikrini ele al r ve gzlemciyi n plana kar r. Bilinci bir gizli parametre olarak hesaba katar. Bilin ve di$er parametreler (de$i!kenler), yer-zaman ve uzakl ktan ba$ ms z olduklar ndan, gzlemci beynindeki (nrofizyolojik) sreler, d !sal kuantum mekanik srelerle ili!kilendirilebilir. Walkerin kuram ok kabul grmememsine kar! n, ilk olmas a s ndan ok de$erlidir. Ancak, daha sonralar birok ba!ka yakla! mlar nerilmi!se de, bugne kadar kabul edilir bir teori ne srlmemi!tir. Ancak, PK yap labilecek bilimsel bir a klaman n da kuntum mekani$inden gelece$i

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Psikokinezi

kesin gibidir. En az ndan bu ynde olumlu beklentiler vard r. Ancak, elimizde henz sa$lam bir teori yoktur. Uzaktan Etki (Psikokinezi) Deneyleri Bilimsel yakla! m hareketi 1848de ABDde ba!lad . Parapsikoloji alan nda sistematik al !malar n ba!lamas ise, 1882de 'ngilterede, Psi!ik Ara!t rmalar Derne$inin (Society for Psychical Research) kurulmas yla ba!lar. ok gemeden, 1887deki yeleri aras nda dnemin sayg n bilimadamlar da bulunur hale geldi. Bunlar aras nda fiziki J.J.Thomson, Madam Curie ve Lord Rayleight, felsefeci Henri Bergson, William McDougal, nropsikiyarist William James, biyolog Alfred Russell Wallace, William Crookes, Gilbert Murray gibi dahiler say labilir. Uzun dnem birok biliminsan n da bnyesinde bulunduran parapsikoloji a$da! anlamda bilim olma ve deneysel hale gelme yoluna, Joseph B. Rhinenin (1895-1980) yapt $ al !malarla girdi. Parapsikolojiyi bir niversite disiplini haline getirmeye al !t . 1954 y l nda Freiburg niversitesinde Hans Benderin (1907-1991), Psikolojinin S n r Blgeleri ad alt nda bir krs kurmas na izin verildi. Krs bugn de Psikoloji ve Psikolojinin S n r Blgeleri ad alt nda ya!amaktad r. Ard ndan 1985te Edinburgh niversitesinde Arthur Koestler Parapsikoloji Krss kuruldu.7 Daha sonra ba!ka niversitelerde de bu konu ile ilgili krsler kuruldu. Rhine Deneyleri Joseph B. Rhine, 1930lu y llar n ba!lar nda Duke niversitesinde bir dizi ara!t rma ba!latt . PK deneyini planlarken irade gcyle istemli olarak, rastlant sal at lan bir zar zerine etki edilip edilemeyece$ini ara!t rd . Deneyde, bir dizi zar, e$ik bir dzleme olas hileleri (zar tutma) engellemek iin otomatik f rlatma aletiyle f rlat l r. 'steyerek al !maya kat lan ve PK etkisi olu!turmaya al !an ki!i, zar sonular n gryordu. Kendi iste$ini kullanarak, daha nceden belirlenmi! bir zar yzeyinin ste gelmesi iin etki etmesi syleniyordu. Ama zar etkileyerek, genel ortalaman n d ! na ta!an bir tahmin tutturmakt . Uzun y llar bu metotla al !an Rhine, 1934-1942 aras nda yapt $ PK deneyleri al !malar n de$erlendirdi8 ve bir azalma, isabet oran nda d!! etkisi (declineeffect) buldu. Bu isabet oranlar n n, oturumun ikinci yar s nda, ilk yar ya gre d!t$n ifade eder. Rhine bu durumu, PK etkisi uygulamaya al !an ki!inin yorulmas na ba$layarak, psikolojik ko!ullar ile zar n belli oranda sapma olu!turdu$unu kan tlad $ n ne srd! 1943te al !malar n n sonucunda !yle yazm !t r: Demek ki ruh, maddeyi etkileyebilen bir gce sahiptir... Maddeye istatistik ynden lebilece$imiz bir etki yapabilmektedir. PK, fiziksel ortamda, fizi$in tan d $ hibir etkenle, hibir enerjiyle a klanamayacak sonulara yol amaktad r. Rhine al !malar yla, PKyi niceliksel istatistiksel lm nesnesi haline getirmeyi ba!arm !t , ama vard $ sonular, elde ettiklerine gre epey abart l ve farkl yndeydi. stelik deneyde olas l kla kontrol edilemeyen nedenlerle ortaya kan bias/e$ilimler belirgin olarak d !ar da b rak lamam !t . Daha sonralar Rhinea birok a$ r ele!tiri yneltildi. PK etkisinin, bir dizi psikolojik de$i!kenin etkisiyle ortaya kt $ ve bu de$i!kenin bulunmad $ yerde, PKnin gerekle!medi$i kan tlan ncaya kadar byle bir etkiye inanman n anlams z olaca$ ileri srld. Schmidt Deneyleri Fiziki Helmut Schmidtin geli!tirdi$i PK deney ayg tlar gnmzdeki en nemli deney ayg tlar d r ve ad na atfen Schmidt Makineleri olarak an l rlar. Rhine deneylerinde kullan lan rastlant reteci olan zar yerine radyoaktif elementlerin paralanma mekanizmalar ndaki rastlant lardan yararlan rlar. Radyoaktif paralanmalar, kuantum mekani$i a s ndan tam olarak rastlant sald r. Kripton85 gibi bir atom 85Kr85Rb+b-+g !eklinde bozunuma u$rayarak, kararl olan ve radyoaktif olmayan rubidyuma dner. Bu esnada beta (elektron f rlatma) ve gamma ! nlar kar r. Bu olay tamamen rastlant sald r. Radyoaktivite, do$an n
7

von Lucadou W. Ruh ve Kaos. Kuramlar ve Modeller Aray ! nda Parapsikoloji. ev: V. Atayman. Say Yay. 'stanbul 2000; 25-54. 8 Rhine LE and Rhine JB. The Psychokinetic Effect. Journal of Parapsychology 1943;7:20-43.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Psikokinezi

kendi zar gibi al ! r. Bir bozunum oldu$unda, sonraki bozunumun ne zaman olaca$ bilinemez. Ortaya kan gamma ! n , temelde bir foton olmas na ra$men TVnin yayd $ fotona gre ok fazla enerji ierir (10 bin eVa kar! l k 687 bin eV). Bu ! nlar olas l k hesaplar dahilinde, tnelleme ile atomdan ayr l rlar. Yar lanma mr ise, bir radyoaktif maddenin %50sinin tnelleme ile kaybedilmesi zaman d r. Bir atomun bu !ekilde paralanmas ok k sa bir sre alabilece$i gibi ok uzun y llar iinde de olabilir. Sodyum35 iin milisaniye llerinde olmas na kar! n, iridyum-115 iin 4,41014 milyon y ld r. Kripton85 iinse 10,7 y ld r. Di$er nemli bir zellik de, radyoaktif bir maddenin tamamen kendi ba! na davranmas ve hibir d ! etkiye a k olmamas d r. Paralanma oran d !sal etkilerle hibir !ekilde de$i!mez. Schmidte gre, e$er PK etkisi ile saf rastlant sal sre olan radyoaktif paralanma zerine etki olu!turulabilirse, bu kesin olarak PK varl $ n ortaya koyar. Schmidt makinesinin di$er paralar , Geiger-Mller sayac na ba$lant l olan radyoaktif stronsiyum90 ieren bir dzenekten olu!ur. Geiger-Mller sayac , paralanma ile ortaya kan etkileri elektrik sinyaline evirerek alg lanabilir hale getirir. Bu sinyal 0-bozunum yok ve 1-bozunum var !ekline veya lamba yanmas , yanmamas !eklinde ki!inin grebilece$i hale getirilir. Bazen de gsterge dzene$i halka !eklinde s ralanm ! lambalardan olu!ur. Bu lambalarda yan p snen ! k rastlant yry! yapar. 0da ! k bir nceki lamban n gerisindeki ! $ yakarken, 1de bir sonraki lambay yakarak, saat ynnde hareket eder. Dene$in bu !ekilde sonular grmesi (geri besleme) ve nceden belirlenmi! bir yne do$ru lambalar yakmay d!nmesi istenir. Bu !ekildeki dzenekte, PK etkisi olu!turmaya al !an ki!i lambalar saat ynnde ya da tersi ynde yakmaya al ! r. Bu sapma deneklerin yoklu$unda kaydedilen ortalamalarla kar! la!t r l r. E$er farkl l k varsa, istatistiki anlamda dene$in etki etti$i ya da PK olu!turdu$u anlam na gelir. Schmidt yapt $ deneylerinin sonucunda, kendinde byle bir g bulunmad $ n d!nen deneklerin ok arp c bir !ekilde negatif etki olu!turduklar , PK yetene$i oldu$unu d!nen ki!ilerin ise belirgin pozitif sapma (isabet say s nda artma) olu!turdu$unu tespit etmi!tir. Ancak, birok ki!i de deneylerde ba!ar s z olmu!tur. Belirli denekler, ortaya kan sonular !ans olarak nitelendirilemeyecek kadar etkilemi!lerdir.9 Fakat bu sonular olumsuz yorumlayan fizikiler de vard r: Radyoaktif alfa parac $ bozunumu gzlemcinin zihin durumu veya ilgisinden ba$ ms z bulunmu! ve bir etki tespit edilmemi!tir.10 1976 y l nda Schmidt, nceden kaydedilmi! hedefler kulland . Bu deneyler PK a s ndan geli!tirilmi! en zeki deneyler olarak kabul edilirler. Deneyde ilke olarak, gzlemciye deney dzene$inin gstergesinden bir rastlant ak ! gsterilir. Bu rastlant lar zinciri, hem denek ki!inin hem de deneyi yapan ki!inin bilgisi olmadan (iftkr deney), deneye kat lmayan ki!iler taraf ndan bir rastlant reteci taraf ndan retilerek nceden kaydedilmi!lerdir. Bu deneyler sonucunda, dikkate de$er !ekilde PK etkisi oldu$u ortaya km !t r.11 Ama nas l olabilirdi? Akla ayk r bu zor deney ko!ullar na kar! , psi etkisi nceden kaydedilmi! veriler zerinde de ortaya km !t . Bu zamana gre, geriye do$ru bir PK olup olmad $ sorusunu da beraberinde getirmektedir. Ya da sezgisel ve ngr yoluyla nceden kaydedilmi! verilere ki!iler ula!m !t ve do$ru tahmin, PK etkisi olarak grlm!t. Princeton Deneyleri Princeton niversitesinde fiziki Robert Jahn ve Brenda Dunne denetiminde, Helmut Schmidtin radyoaktif rastlant retecinden farkl olu!turulmu! bir rastlant reteci kulland lar. Bu deneylerde, geli!igzel say olu!turma testleri yap lm !t r. Denek ki!iler, rastlant reticiyi nce + ynde, sonra da - ynde sapt rmaya al !m !lard r. Ayr ca kontrol denekleri de kullan larak, bu deneklerden rastlant reticiye etki etmemeleri istenmi!tir. Bu deneyde de anlaml bir PK etkisi ortaya km !t r. Etki normallere gre ok kk bir etki olarak grlmektedir ve toplam etki
Herbert N. Temel Bilin: 'nsan Bilinci ve Yeni Fizik. Ayna Yay nlar , ev:M. And r n, 1993; 197. Hall J, Kim C, McElroy B, Shimony A. Found Phys 1977;7:759. 11 von Lucadou W. Ruh ve Kaos. Kuramlar ve Modeller Aray ! nda Parapsikoloji.ev:V.Atayman. Say Yay nlar , 'stanbul 2000; 134.
10 9

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Psikokinezi

denilen, hem + ynde hem de - ynde olan sapmalar n toplanmas d r. Kontrol olarak kullan lan ve rastlant reticiye hibir etki etmemeleri istenen denekler ise ne + ne de - ynde bir sapma olu!turmam !lard r. Sonuta, hem seilen denekler, hem de btn denekler birle!tirilip ortalama sonu al nd $ nda, !ans dzeyinin ok stnde olan sonular elde ederek, Schmidt deneylerini do$rulam !lard r. stn derecede PK yetene$i oldu$u d!nlen birka ki!i ise, istenilen ynde ok belirgin (drt standart sapma) yksek de$erler elde ettiler.12 Bu deneylerin sonular da olumsuz ynde ele!tirilerek, istatistiksel ynden yanl !l klar ierdi$i ne srlm!tr. Metafaz Daktilo 1974te, Metafaz daktilo kuantum-tesadf sistemi denilen, geli!igzel olaylar nceden al nm ! kodlara gre tekrar yorumlayan bir ara yz ve insanlara anlam ifade eden bir kt cihaz ndan olu!an bir dzenek yap ld . Temelde Schmidt cihaz na benzemekteydi. Metafaz daktilonun merkezinde, bir radyoaktif madde olan Talyum204 bulunuyordu (talyum beta ! nlar yayarak kur!un-204e dn!r). Bu esnada ortaya kan beta ! nlar bir Geiger sayac nda belirlenir ve zaman iinde bir dizi elektronik at ! retir. Beta ! nlar n n ortaya k ! Poisson da$ l m denilen bir e$riye evrildi. Daha sonra 'ngiliz dilinde harflerin kullan m s kl $ tespit edildi. 'ngilizcede en ok kullan lan harf e harfidir ve ard ndan; a,o,i,d,h,n,r,s,t,u,y,c,f,g,l,m,w,b,k,p,q,x,z, !eklinde s ralan rlar.13 Poisson da$ l m noktas na gre belirli harfler kodland . Da$ l m n en st noktas e olarak kodland ve di$er harflerde kullan l ! s kl klar na gre s raland lar. Bu arada alete ekran, ses ayg t ve bir yaz c dan olu!an kt birimleri de eklendi. PK etkisiyle metin olu!turmak iin, PK konusunda yetene$i oldu$unu belirten iki medyum kullan ld . Daha sonra ayr zamanlarda, belirli haz r k sa kelimeler verilerek, medyumlar n metin olu!turucuyu etkilemeye al !mas istendi. Ancak, kayda de$er bir etki olu!turulamad .14 Uzaktan )yile'tirme al 'malar Son y llarda alternatif tedavi yntemleri aras nda say lmaya ba!lanan uzaktan iyile!tirme bir e!it, uzaktan etkileme yntemidir. Uzaktan iyile!tirme, bilinli olarak bir ki!i taraf ndan, ba!ka bir ki!inin fiziksel veya duygusal iyilik halinin sa$lanmas iin yap lan giri!im olarak tan mlan r. Uzaktan iyile!tirme durumlar nda duac denen birisi kullan l r. Duac bazen hastan n resmine bakarak, bazen de yo$un bak mda uzaktan hastay grerek iyi dileklerde bulunur. Uzaktan iyile!tirmenin etkisini ortaya koymak iin yap lan ara!t rmalar n tm !ekilleri ileri derecede tart !mal d r. Bu ele!tiriler ierisinde plasebo etkisi en iyi ele!tiri, sahtecilik ve uydurma en kt olan d r.15 Yap lan uzaktan iyile!tirme al !malar 100den fazla olmas na kar! n, randomize-plasebo (veya hastan n kr oldu$u) kontroll olan ve hakemli dergilerde yay mlanan, deneyselden ziyade insanlar kapsayan klinik al !malar n say s azd r. Kaliteli al !malar n gzden geirildi$i bir makalede uzaktan iyile!tirmenin etkisi de$erlendirilmi! ve ilgin sonulara ula! lm !t r.16
Tablo. Uzaktan iyile al !mac Joyce-Welldon (1965)17 tirme al! malar!n!n zeti. Yntem ve say Psikolojik veya romatizmal hastal!"! olan 48 hastaya, 6 ay boyunca, her gn 15 saat dua edildi. Sonu Belirgin etki yok

12

13

14

Herbert N. Temel Bilin: 'nsan Bilinci ve Yeni Fizik. Ayna Yay nlar , ev: M. And r n, 1993; 198. Gamow G. 1-2-3 Sonsuz. Evrim yay. ev: C. Kapk n, 1995;205-206. Herbert N. Temel Bilin: 'nsan Bilinci ve Yeni Fizik. Ayna Yay nlar , ev: M. And r n, 1993; 207-209. 15 Roggla G, Fortunat S. Is there enough rationale in randomised controlled trials on distant healing? Wien Klin Wochenschr. 2003 Sep 15;115(15-16):607 16 Astin JA, Harkness E, Ernst E. The efficacy of Distant Healing: A Systematic Review of randomised Trials. Ann Intern Med 2000;132:903-910. 17 Joyce CR, Welldon RM. The objective efficacy of prayer: a double-blind clinical trial. J Chronic Dis 1965;18:367-77.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Psikokinezi

Collipp (1969)18 Byrd (1988)19

Sicher (1998)20

Lsemili 18 ocuk iin 15 ay boyunca gnlk dua edildi. Kalp krizi nedeni ile hastaneye yatan 393 hasta al! maya al!nd!. Hastaneden taburcu edilene kadar, hasta ba !na 3-7 kez dua yap!ld!. %leri AIDS hastal!"! olan 40 hasta iin 10 hafta boyunca dua edildi. Alkol ba"!ml!l!"! nedeni ile tedavi edilen 40 hasta iin, 6 ay sre ile dua edildi. Kalp krizi geiren ve yo"un bak!mda yatan 999 hasta iin, 28 gn boyunca dua edildi. Deri yaralanmas! olan 84 hasta, plasebo ve tedavi grubuna ayr!ld!. Alt! hafta sre ile 10 deneyimli iyile tirici plasebo grubu d! !ndakilere dua etti. 14 diyabet hastas! iin, deneyimli be ki i taraf!ndan, 4 ard! !k hafta dua edildi.

Dua edilen grupta daha az lm oran!. Ancak, istatistiki anlaml! etki yok Dua edilen grupta daha az solunum cihaz! deste"i, antibiyotik ihtiyac! veya daha az idrar sktrc ila ihtiyac! 6 ay sonra daha az enfeksiyon, doktor ziyareti, daha az hastaneye yatma, yatanlarda ise daha k!sa hastanede kalma sresi, duygu durumunda daha belirgin iyi hissetme. Belirgin etki yok Belirgin yarar var, ancak hastanede kalma sresi de"i medi. Belirgin bir etki yok

Walker (1997)21 Harris (1999)22 Harkness (2000)23

Ebneter (2002)

Dua dneminde kanda fruktozamin seviyelerinde d me, dua sonras! ykselme ve k!smen daha iyi kan ekeri kontrol

Uzaktan iyile!tirme al !malar ndan kan genel sonular !unlard r: 1. Bu a!mada kesin bir etki ortaya konulmam !t r, 2. Genellikle, pozitif sonu/olumlu dua etkisi bulunan al !malar n yay mlanmas na bir e$ilim vard r, 3. Yap lan bilimsel al !malar; plasebo kontroll-randomize olarak grupland $ nda ve al !malar kalitelerine gre de$erlendirildi$inde, daha kaliteli ve planl al !malarda, tedavi edici etkinin daha az oldu$u grlmektedir, 4. Genel olarak, uzaktan iyile!tirme al !malar na bak ld $ nda %57 olumlu-pozitif bir etki ortaya kmaktad r, 5. Uzaktan iyile!tirmeye kar! n, d !ar dan dokunmadan, bir nevi 3-5 cmden el gezdirilerek yap lan iyile!tirme al !malar da vard r ve olumlu etki benzer olarak %63tr. Sorun nerede? 1. Tekrar sorunu Bilimde, bir olgu e!itli ara!t rmalarda tekrar tekrar gsterilmedike do$rulanm ! kabul edilmez. Dolay s yla, parapsikolojiye yneltilen en nemli ele!tiri, ba!ka ara!t rmac larla ortaya konulabilecek nemli bir psi kan t bulunamamas d r. Bu soruya yan t parapsikoloji, meta analiz tekni$iyle verdi. Bu istatistik tekni$i, belirli bir olguyla ili!kili birikmi! ara!t rmalar tek bir deney olarak, her ara!t rmay ise tek bir gzlem olarak de$erlendirir. Bylece, pozitif ynde sonular sa$layan her bir ara!t rma gz ard edilecek yerde, olgunun geerlili$ine ve gvenilirli$ine katk da bulunur. 1989 y l nda Foundations of Physics dergisinde Dean Radin ve Roger Nelsonun kaleme ald klar bir meta analizde, 1959-1987 aras yap lan 597 PK deneyi de$erlendirilmi! ve deneylerin
18 19

Collipp PJ. The efficacy of prayer: a triple-blind study. Med Times 1969;97:201-4. Byrd RC. Positive therapeutic effects of intercessory prayer in a coronary care unit population. South Med J 1988;81:826-9. 20 Sicher F, Targ E, Moore D 2d, Smith HS. A randomized double-blind study of the effect of distant healing in a population with advanced AIDS. Report of a small scale study. West J Med 1998;169:356-63. 21 Walker SR, Tonigan JS, Miller WR, Corner S, Kahlich L. Intercessory prayer in the treatment of alcohol abuse and dependence: a pilot investigation. Altern Ther Health Med 1997;3:79-86. 22 Harris WS, Gowda M, Kolb JW, Strychacz CP, Vacek JL, Jones PG, et al. A randomized, controlled trial of the effects of remote, intercessory prayer on outcomes in patients admitted to the coronary care unit. Arch Intern Med 1999;159:2273-8. 23 Harkness EF, Abbot NC, Ernst E. A randomized trial of distant healing for skin warts. Am J Med 2000;108:448-52.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Psikokinezi

10

bilimsel a dan eksiksiz yap ld $ iddia edilmi!tir.24 Radin ve Nelson, ortalama bykl$ %0,02 olan bir PK etkisinin var oldu$unu ve bunun olumsuz deneyler veya yetersiz deney tasar m ile a klanamayaca$ n ne srdler. zellikle, Princeton deneylerinde, btn deneklerden elde edilen sonulardan ula! lan PK etkisinin, !ans sonucu ortaya kma ihtimalinin milyonda bir oldu$unu ne srdler. 2. Yetersiz denetim Parapsikolojik ara!t rmalara yap lan ikinci ele!tiri, deneylerin her zaman de$ilse de s kl kla yetersiz denetim ve koruma ko!ullar nda yap lmas d r. Yntemsel yetersizlikler tm bilimlerin en nemli sorunudur. Ancak, parapsikolojinin tarihi, ele!tirisel olarak incelendi$inde ken sonularla doludur. Parapsikolojiye yneltilen ele!tiri, yetersiz bir biimde denetlenen ara!t rmalar n genellikle olumlu sonular verdi$i, ancak daha iyi denetim ve koruma sa$lan r sa$lanmaz bu sonular n ortadan kalkt $ d r. Bir deneyde kusur tespit edildi$inde, bu deneyin pozitif bir sonucun ortaya kmas na katk da bulunmad $ n ne srmek ikna edici olmaz. Tek are, deneyi do$ru ko!ullarda tekrarlamakt r. 3. Dosyalama sorunu Yap lan deneylerde gerek bir etki olmasa bile, rastlant sal olarak pozitif bir sonu elde etme ihtimal dhilindedir. Bu pozitif sonu, daha nemli ve ilgi ekici olaca$ ndan bilim dnyas na ula!t r lmak iin yay mlanacakt r. Ancak, beklenen sonular elde edilmedi$inde bunlar yay mlanmayacakt r. Dolay s yla bu konuda ara!t rma yapan insanlar negatif sonular veren ara!t rmalardan habersiz kalacakt r. Bilinen ara!t rmalar n veri tabanlar , pozitif ara!t rmalar yay mlama ynelik ciddi bir e$ilim ta! r. Bu, bilimin her alan nda geerlidir ve buna bilim dnyas nda dosyalama sorunu denir. Bu sorunu zmek gerekten zordur. nk bilinmeyen, dergilere yay mlanmas iin gnderilmeyen veya gnderildi$i halde negatif sonular oldu$undan yay mlanmayan ara!t rmalar n ne kadar n n dosyalar halinde terk edildi$ini bilmek olanaks zd r. Bu durum kabaca !una benzer, lotoda kazanaca$ n syledikten sonra kazanan ki!i bas nda ne kar l r. Benzer nsezilere kap l p da kazanamayan binlerce ki!inin durumu bilinmez ve bunlar dosyalarda kal r. Sonu Toplumsal d!ncede psi bulgular ki!isel deneyimler ve anekdotlardan ibarettir. Bu trden bulgular bilim a s ndan ikna edici de$ildir. Deneylere toplu halde bak ld $ nda, hepsini kar! la!t r p ortak bir sonuca varmak zordur. Biliminsanlar n n o$u, ola$and ! iddialar n ola$and ! kan tlar gerektirdi$ine inan r. Ola$and ! l k ise bir derece sorunudur. D!nce ileti!imi ya da aktar m (telepati) o$umuza psikokineziden daha az ola$and ! grnr, nk uzakl klar aras bilgi ileti!imi bize daha bildik gelir. Televizyonun grntleri odam za nas l getirdi$ini bilmesek de, bunun gerekli$ine inan r z. Her ne olursa olsun parapsikoloji zerine yap lan al !malar, bilim felsefesi, zihin felsefesi ve bilincin do$as n n anla! lmas na yard m edecektir ve ya!ad $ m z evre ile ili!kimizi ortaya koyacakt r. Belki de evrene bak ! a m z de$i!tirecektir. Ancak, ncelikle bu al !malar n hobi al !mac lar n elinden al n p, bilimsel zemin iine konmas gerekir.

24

Radin D ve Nelson R. Evidence for consciousness-related anomalies in random physical systems. Foundations of Physics 1989;19:1499-1514.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Biyolojide Kuantum

Biyolojik Yap larda Kuantum Mekaniksel Olaylar


Biyolojik canl varl klar gz nne al nd ! nda, $yle bir s ralama daima gze arpar; Biyoloji organizma organlar dokular biyokimya fizik klasik mekanik + kuantum mekani!i. Grlece!i zere, daha alt yap lara indirgenmenin oldu!u, temelde bunun molekller ve atom gibi parac klar dzeyine kadar ula$t r labilece!i anla$ l r. Fiziko-kimyasal dzeye inildi!inde, canl larda birok kuantum mekaniksel olaylar n gerekle$ti!i grlebilir ve bunlar neredeyse s radan reaksiyonlard r. Biyolojik yap larda sadece kuantum mekani!ine zg olan tnellemenin olu$tu!u birok al $ma ile gsterilmi$tir.1 Protein i$levlerinde baz aminoasitler aras nda s kl kla elektron (veya proton) aktar m n n yap ld ! tespit edilmi$tir. Geleneksel bak $ a s na gre, proteinlerde elektron tnelleme olmas iin mesafenin 1 nm alt nda olmas gerekir. Bu genellikle iyonik serbest ortamlar iindir ve proteinler ortamdaki tnellemeyi kolayla$t rabilir ve 2 nm veya daha uza!a tnellemeye f rsat verirler rne!in, S n f-I ribonkleaz redktaz enzimi, 3,5 nm uzakl ktan tirozin aminoasitinden sisteine elektron veya proton aktar m yapar.2 Protein iindeki triptofan aminoasidinden de DNA'ya elektron aktar m gsterilmi$tir.3,4,5 Aminoasitlerden triptofan ve tirozin, ileri derecede polarize halkasal yap lar nedeni ile elektron aktar m iin depo grevi grrler. Aromatik aminoasitlerden tirozin, triptofan, fenilalanin ve histidin halkasal yap lara sahiptirler ve elektronlar mobildir. Hcrelerde yer alan mikrotbllerin evresinde ve zarlarda, triptofandan di!er aminoasitlere foton aktar m yap ld ! gsterilmi$tir. Biyolojik ya da canl larda en tipik elektron ta$ y c lar ndan biri sitokromlard r. HEM denilen bir ekirdekten olu$urlar. HEMin merkezinde 2. ykseltgenme derecesinden 3. dereceye geebilen bir demir atomu bulunur ve bu atom, her derece de!i$iminde bir elektron aktar m yapar.6 Bu yap n n evresinde do!rudan i$lev grmeyen bir aminoasit zinciri bulunur. Asl nda bu zincir, elektron aktar m nda seimsel zellikler kazand r r ve solunum zinciri denen yap ya kat l r. Solunum zincirine, elektron iletim sistemi dendi!ini de burada hat rlatmak gerekir. Aerobik (oksijenli) solunumun elektron ta$ y c zincirinde be$ zel sitokrom oldu!u bilinir, bunlar; sitokrom b, c1, c, a ve a3 dr. Elektron ta$ nmas n n s ras bu dzende olur. Sitokrom a + a3 sitokom oksidaz enzimini yaparlar. Sitokrom oksidaz enzimi elektron ta$ y c zincirin son eleman d r. Sadece sitokrom oksidaz molekler oksijenle reaksiyona girebilir ve elektronlar n oksijene ta$ nmas yla yeniden oksitlenir. zellikle enzimin sitokrom a3 eleman elektronlar do!rudan molekler oksijene ta$ r. Sitokromlar n elektron ta$ nmas nda yap lar nda bulunan demirin oksitlenmi$ ve indirgenmi$ $ekle dn$mnde rol oynar.

Wan C, Fiebig T et al., Femtosecond Dynamics of DNA-Mediated Electron Transfer. PNAS 1999; 96:6014 Kelley SO and Barton JK. Electron Transfer Between Bases in Double Helical DNA. Science 1999;283: 375. 3 DeVault D. Nature 1967;215:642 4 Rajski SR, Kumar S, Roberts RJ, Barton JK. Protein-Modulated DNA Electron Transfer. J Am Chem Soc 1999;121:5615. 5 Barton JK et al., DNA-Mediated Electron Transfer: Chemistry at a Distance. Pure and Applied Chemistry 1998;70:873. 6 Miyashita O, Okamura MY, Onuchic YN. Long-Range Electron Transfer Special Feature: Interprotein electron transfer from cytochrome c2 to photosynthetic reaction center: Tunneling across an aqueous interface. PNAS 2005;102:3558
2

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Biyolojide Kuantum

ekil. Solda; Sitokrom C2 yap s (Rhodobacter capsulatustan). Ortada demir ekirdek ve etraf nda Hem halkas grlmektedir. Etraf n saran aminoasit halkas grlmektedir. Sa!da; ortadaki HEM halkas n n a k gsterimi.

Geli$mi$ canl lar glikoz (C6H12O6) gibi moleklleri paralarlar. Paralamadan elde edilen kimyasal enerji ba$ka hcresel tepkimelerde kullan l r. Bu yolla 180 gr glikozun karbondioksite dn$mesi, 2800 kiloJul (kJ) retir. Bu asl nda korkun bir enerjidir. Bir anda byle bir enerji a !a ksa, 10 litre suyu ya da sizin bedeninizi 67 santigrat dereceye kadar s tabilir. 'yi ki bu enerji 60 kJluk birimler halinde a !a kar ve ATP olu$umunda kullan l r. Olu$an ATP, ADPye paralan rken/dn$rken her seferinde 34.5 kJ enerji verir. Buna kar$ n hcreler bu enerjiyi entropiye kar$ koymak (kendi isel dengelerini sa!lamak) iin kullan rlar. 6CO2+6H2Oglikoz+6O2 reaksiyonu ise bitkilerde olu$ur ve 2800 kJ/mol enerji gerektirir. Bu enerji de Gne$imizden al nan fotonlardan, E=h.v dn$m ile elde edilir. Fotosentez denilen bu olay bitkilerde olur ve hayvanlar n yedi!i bitkilerle de enerji aktar m olur. Dng basittir; Gne$te nkleer fzyon foton/ $ k enerji aktar m (E=h.v) fotosentez bitkilerde byme ve $eker retimi hayvan ve insan beslenmesi. Fotokimyasal Tepkimeler 'nsan bedeninde ve baz canl larda kuantum mekaniksel terimlerle a klanabilen fotokimyasal reaksiyonlar gerekle$ir. Fotokimya, $ ! n so!urulmas ile - emilme olu$an kimyasal reaksiyonlarla ilgilenir. Bu sre, moleklleri uyar lm $ duruma, yani normalden daha yksek enerjili duruma getirir. Uyar lan molekl, genelde enerjisini d $ ortama s veya $ k olarak yayar. I$ k flor $ (fluoresans) veya fosfor $ (fosforesans) $eklinde olur. Bazen de $ k, s etkisi ile olu$amayacak kimyasal dn$mlere imkn verir. Foton temel bir parac kt r ve yk yoktur, kendili!inden bozunuma u!ramaz. Fotonlar dalgaboyu ve frekanslar ile ili$kili enerji ta$ rlar: hc E = hv = hw = l Burada h Planck sabiti, c $ ! n bo$luktaki h z , * dalgaboyu, + a sal frekanst r. Yine fotonun bir momentumu da vard r: E hv h P= = = c c l Bu zelliklere sahip fotonlar, bir molekle arpt ! nda, $artlar uygun ise yap sal de!i$ikli!e neden olabilirler. Bir molekl genelde bir fotonu emerek, enerjisini al r ve uyar lm $ duruma geer. Uyar lm $ yeni durumda, molekln $ekli ve elektronlar n n da! l m de!i$ebilir. Fotokimyasal uyar mlar, s ile olu$an uyar mlara gre daha d$k enerjilerde gerekle$irler. rne!in, 500 nmlik dalgaboyunda bir foton (k rm z $ k) 2,5 eVluk (elektron volt) bir enerji do!ururken, ayn sonucu s ile elde etmek iin 2030 bin derece s cakl k gerekir. Bir molekln foton so!urmas iin, $ madaki dalgaboyunun bir so!urma blgesine gelmesi zorunludur. Byle bir durumda molekl, kuantum mekani!indeki

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Biyolojide Kuantum

temel bir denklemle ili$kili olarak enerji dn$m gsterir; ,E=hc/l denklemine gre ,Elik bir enerji kazan r (,, enerji de!i$imini gsterir. c, $ k h z ; l, dalgaboyu; h, Planck sabitidir). Bu denkleme gre mortesi ve gamma blgesindeki $ malar daha yksek enerjilidirler.
Tablo. Farkl dalgaboyundaki $ nlar ve enerjileri I#%k Tipi Dalgaboyu (cm) Foton enerjisi (eV) Radyo (VHFye kadar) >10 <0.00001 Mikrodalga 0,01-10 0,00001-0,01 K%z%l tesi 0,0001-0,01 0,01-1 Grnr %#%k 2-10-5 ile 10-4 1-6 Mortesi 10-7 ile 2-10-5 6-1000 x-%#%nlar% 10-9-10-7 1000-10.000 &-%#%nlar% <10-9 100.000 1 eV=1,602 17653(14)-10.19 Joule denktir. eV, E=mc2 denkleminden ktleye de evrilebilir. Sonuta 1 eV/c=1,783-10.36 kga denk gelir.

Fotokimyasal bir olay, elektron hareketi ile ilgili oldu!undan ok k sa srer. Sresi 10-15 saniye olan $ ! so!urma sresi boyunca elektronlar n yap s nda yeni bir dzenleme gerekle$ir ve moleklleri olu$turan atom ekirdekleri sabit kal r. De!i$ik fotokimyasal reaksiyonlar olmas na kar$ n burada ele al nacak olanlar $unlard r: 1.Grme (fotoizomerle$me) 2. Fotosentez 3. Ate$ bce!inde kimyasal $ ldama 4. Bilirubin ve Porfirin $ k reaksiyonlar 5. Bronzla$ma, deride melanin sentezi ve vitamin-D retimi 6. $ !a ba!l DNA k r lmalar Grme Canl lardaki grme tam olarak fotokimyasal bir olayd r ve en bunun iyi rne!idir. Grme, gz kresi iini kaplayan retina denilen blgede ba$lar. Retina, sinirsel retina ve pigment epitelinden olu$an iki tabakal bir yap d r. Sinirsel retina, $ k alg lay c lar olan fotoreseptrler ( $ !a duyarl al c lar) arac l ! ile $ ! hisseder. Fotoreseptrler foton enerjisini elektrik enerjisine evirir. Bir araya gelen retina hcreleri $ kla ilgili bilgilerin ilk i$leme tabi tutuldu!u yerdir. Fotoreseptrler omaklar ve koniler olmak zere iki gruba ayr l r. Genel olarak birbirlerine benzerler ve d $ k s mlar nda gerekle$en kimyasal dn$mlerle fotonlar elektrik sinyallerine evirirler. Retinada yer alan kimyasal maddelerin yap sal $ekli fotonlar n etkisi ile de!i$ir (izomerle$me). Bu de!i$iklik hcrede bir dizi metabolik olay uyararak foton enerjisi elektrik ak m na dn$trr ve beyne ula$an elektriksel ak mlar ile grme sa!lan r. I$ k etkisinin olu$tu!u yer gzde retinad r. Retina gz kresinin i k sm n n %72sini kaplayan 0,5 mm kal nl ! nda bir tabakad r. Bu tabaka $ !a duyarl hcrelerin st ste dizilmesinden olu$ur. Retinada toplam 125 milyon $ !a duyarl al c hcre bulunur, bunlar, grme sinirini olu$turan 1 milyon uzant ile beynin ilgili alanlar na ula$ rlar.7 I$ k retinan n i tabakalar ndan geer ve ard ndan en derin tabakadaki $ !a duyarl hcrelere ula$ r. Sonra bir dizi kimyasal basamakla grme sa!lan r. omaklar biyolojik yap daki hcrelerdir ve protein, lipid, karbonhidrat, sudan olu$urlar. omaklar n ileri rodopsinle doludur ve zarsal disk kmelerini ieren silindirik yap lard r. Geni$likleri 6,0-6,5 nm'dir.8 Gece bakt ! m z snk bir y ld z $ ! (10-2 foton m-2san-1) ile gndz bakt ! m z parlak Gne$imizin $ ! (108 foton m-2san-1) aral ! nda grmeyi sa!larlar. I$ ! n fotonlar n n rodopsine arpmas transdsin denilen bir Gproteini ile birlikte fosfodiesteraz adl enzimi uyar r. Fosfodiesteraz da siklik adenozin guanozin monofosfat n (cGMP) hcre iindeki seviyesini d$rr. Karanl kta cGMP dzeyi ykselir. Bu, oma! n d $ k s mlar nda a k sodyum (Na+) iyon kanallar ndan srekli ak m sa!lar ve yksek istirahat potansiyeli olu$turur. cGMP seviyesi d$t!nde ya da kalsiyum iyonu (Ca++) artt ! zaman Na+ kanallar kapan r. Bu a l p kapanmalar
7 8

Stryer L. Vision: From photon to perception. PNAS 1996;93:557-559 Hargrave PA and McDowell JH. Rhodopsin and phototransduction. International Review of Cytology 1992;137B:4997.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Biyolojide Kuantum

s ras nda, olu$an iyon de!i$iklikleri ile elektrik ak m do!ar. Fotonla uyar lan rodopsinin her bir izomerizasyonunda 105 katyonun (pozitif ykl iyonun) hcreye girmesi engellenir.9 Sinir hcreleri arac l ! ile elektriksel ak mlar beyne ula$t r l r. Koniler ise renkli grmeyi sa!larlar ve zamansal-uzaysal znrlkleri fazlad r. So!urduklar $ ! n dalgaboyuna gre tip koni vard r. S koniler k sa, Mler orta ve Ller uzun dalgaboyundaki $ ! so!ururlar. Bu tip s ras ile mavi, ye$il ve k rm z y so!urur. Di!er bir ifade ile bu tip koninin en yksek dzeyde uyar ld klar $ ! n dalga boylar farkl d r. Bu renk pigmentleri genlerle kodlan r ve ye$il-k rm z y so!uran proteinler X kromozumu zerinde kodlan rlar. K rm z ise bir otozom kromozomu zerinde kodlan r. Her tipte de 11-cis retinal bulunur. I$ ! n so!urulmas ndan sonra, 11-cis-retinal'in 11-trans retinal'e dnmesi 200 femtosaniyelik bir olayd r ve bu bilinen en h zl fotokimyasal reaksiyonlardand r. Yksek parlak $ kta, bu biyolojik mekanizmalar n geri dnebilmesi iin 2-5 saniye kadar sren toparlanma dnemine gerek duyulur.

ekil. I$ !a ba!l geli$en 11-cis-retinalden 11-trans-retinale izomerizasyon ile dn$m. Kuantum mekaniksel E=hv ile ba$layan reaksiyon, 200 femto (fs) saniye srer. Daha sonraki ad mlar n sresi pikosaniye (ps), nanosaniye (ns), mikrosaniye (s), milisaniye (ms) ve dakika (min) olarak gsterilmi$tir. Rodopsin 500 nm dalgaboyuna duyarl yken, dn$en kimyasallar farkl dalgaboylar na duyarl d r. Meta: metarodopsin, bathorhodopsin (batho), lumirhodopsin (lumi), blue-shifted intermediate (BSI).

Tek Foton Alg%lanabilir mi? Tm makinelerde ve biyolojik yap larda, herhangi bir uyaran olmadan de!i$ik nedenlerle, zemin grlts denilen anormal, ama d$k genlikli kt lar olu$ur. Grlt, birok aletin sorunudur ve retinadaki omaklar da bunun d $ nda de!ildir. 'nsanda ve gzde de hibir foton uyar m gelmeden, s nedeni ile kimyasal de!i$iklikler olu$ur ve sanki foton uyar s varm $ gibi yan tlar gzlenir. Karanl ktaki zemin grlts, herhangi bir uyaran olmadan, istirahat halinde, yap daki dalgalanmalar ve evresel nedenlerle ortaya kan parazitler olarak d$nlebilir. zellikle s ya ba!l (foton ile de!il) 11-cis-retinal izomerizasyonu (yani atom say s ve kimyasal forml de!i$meden uzaysal $eklinde de!i$me) gsterilmi$tir. Bu ok nadirdir ve gzde 420-470 y lda (baz al $malara gre 2000) bir kez olabilece!i hesaplanm $t r.10 Koniler, omaklara gre daha istirahat durumunda grltldrler. Kendili!inden s ya ba!l izomerizasyon oran ve ihtimali ok az oldu!undan, s ya kar$ dayan kl l ! n ok fazla oldu!u sylenebilir. Bylece, birok molekl hcrede bozunmadan paketlenmi$ kal r ve $ ! yakalama

10

Baylor D. How photons start vision. PNAS USA 1996;93:560-565. Baylor DA. Photoreceptor signals and vision. Proctor lecture. Invest Ophthalmol Vis Sci 1987;28:34-49

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Biyolojide Kuantum

yetene!i artar. Tek fotonun etkisinin s n n neden oldu!u zaman grlts ile kar $ma ihtimali azal r.11 omaklar karanl kta grmeyi sa!lar ve karanl !a uyum sa!lam $ birisinin 5-7 fotonu seebilece!i tespit edilmi$tir.12 Baz ara$t rmac lar ise, insanlarda $ ! seme e$i!inin 2 foton oldu!unu ne srm$tr.13 Semender gznden al nan ve yapay ortamda desteklenen tek bir oma! n, belli olas l klar dahilinde, tek fotona yan t verdi!i gsterilmi$tir.14 Baz al $mac lar da, beynin 1, 2 ve 3 fotonu ay rabilece!ini ne srm$tr.15 Tek fotona verilen yan t konilerde omaklara gre 10-100 kat daha zay f ve k sa srelidir. Tek fotonun tek omak zerine etkisi ile 107 katyonun hcre iine giri$ini engelledi!i gsterilmi$tir.16 Fotonlara Ba'l% Beyin-Beden Kimyas% De'i#imleri Gze gelen foton enerjisinin bir k sm grme yollar ile grme beyin kabu!una giderken, bir k sm da hipotalamustaki supra-kiazmatik ekirde!e gider. Bu blge isel saatimizi ayarlamam z sa!lar. Bu isel ayarlama vcut s s , reme dngs, beslenme, duygudurum, uyku-uyan kl k dngsn ierir. Btn bu dngler beyindeki baz alanlarda kimyasal maddelerin miktar nda de!i$imlerle ile birliktelik gsterir. zellikle byme hormonu, tiroit uyar c hormon, prolaktin, kortizon ve melatonin dzeyi de!i$ir. Bu de!i$iklikler grnr $ k ile olu$ur. Retinaya ula$an fotonlar, kimyasal dn$mler ard ndan sinir ileticisi dopamin, serotonin ve GABA sal n m nda art $a neden olur, ama melatonini bask lar. Fotonla uyar lan, serotonini melatonine eviren Nasetiltransferaz enzimi al $amaz duruma getirilir. Serotonin ve dopaminin insan davran $lar zerinde birok etkisi vard r. I$ k azalmas ile melatonin, nor-epinefrin ve asetilkolin sal n m nda art $ olur.

ekil. 'nsan (grnr $ k), alt memeliler ve primatlarda alg lanan $ k dalgaboylar . K saltmalar: NM: nanometre, UV: utraviole C, B, A. Yeni Dnya maymunlar biri uzun dalgaboyu di!eri de mavi olmak zere iki koni pigmentine sahipken, Eski Dnya primatlar mavi, ye$il ve k rm z koni pigmentlerine sahiptir.

Alt hayvanlarda, UV-A, UV-B ve grnr $ k, hayvanlar n lens ve kornealar ndan rahatl kla geebildi!inden filtre edilmez. 'nsanlar da ieren primatlarda, kornea 295 nm alt ndaki dalgaboylar n n gei$ine izin vermez. Lens ise 295-400 nm $ ! filtreler. Bylece insanlar sadece 400-700 nm aral ! ndaki $ ! grrler. Ya$ art $ ile beraber insanlarda gzn filtreleme zellikleri de!i$ir. ocuklarda retinaya 320 nm ula$ rken (bunun ne yarar oldu!unu bilemiyoruz), ergenlikte bu UV $ n filtre edilir. Ya$l larda mavi $ ! n o!unun retinaya ula$mas engellenir (400-450 nm). Bu muhtemelen, ya$la azalan savunma dzenekleri nedeni ile (glutatyon, antioksidanlar) $ !a ba!l geli$ebilecek retina zedelenmesini engellemek iindir. Derimize gelen 400 nm zerindeki $ nlar do!rudan derinin d $ tabakalar n geip, kanda dola$an ba! $ kl k hcreleri zerinde etki ederler. I$ kgzbeyin ve $ kderikan etkisi ise sal nan nrokimyasallar ba! $ kl k sisteminin yan t n ve

11

Burns ME, Baylor DA. Activation, deactivation, and adaptation in vertebrate photoreceptor cells. Annual Review Neuroscience 2001;24:779-805. 12 Hecht S, Shlaer S ve Pirenne M. Energy, quanta and vision, J Gen Physiol 1942;25:819840 13 van der Velden HA. The number of quanta necessary for the perception of light in the human eye. Ophthalmologica 1946;111:321331. 14 Rieke F. Single-photon detection by rod cells of the retina. Reviews of Modern Physics 1998;70:1027-1036. 15 Sakitt B. Counting every quantum. J Physiol (London) 1972;223:131150. 16 Menon ST ve ark. Rhodopsin: Structural Basis of Molecular Physiology. Physiol Rev 2001;81:1659-1688

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Biyolojide Kuantum

davran $lar m z de!i$tir. Deri yolu ile ba! $ kl k sistemine etkiyi k sa dalgaboyundaki UV $ nlar yapar. Grnr $ ! n etkisi deri zerinde ok zay ft r.17 UV $ nlar k sma ayr labilir: UV-C (200-290 nm), UV-B (290-315 nm) ve UV-A (315-400 nm). Her de farkl yollarla ba! $ kl k sistemini bask lar. Buna ba!l alerjik dermatitler azal r, kanser olu$umuna e!ilim artar. I$ k do!rudan deri arac l ! ile yard mc T4 hcrelerinin uyar lmas n engellerken, bask lay c T8 hcrelerini uyar r. UV $ ! (200-400 nm) T4 lenfosit say s n azalt rken, T8 lenfositleri art r r. IL-2 ve gamma IFN dzeyleri ise kanda azal r.18 Fotosentez Gne$in so!urulan $ k enerjisi bitkilerde karbon indirgenmesine yol aar. Fotosentez organik moleklleri kullanarak, $ k yard m ile besin elde etme yoludur. Bitkiler $ ! bir do!al boya maddesi olan ye$il klorofil arac l ! ile yakalar. Bitkilerde, klorofil tm ye$il k s mlarda olmas na kar$ n, en fazla yapraklarda bulunur. Gerekle$en reaksiyon basite $yledir ve olu$an $eker sellloz ya da enerji kayna! olarak kullan l r: 6H2O+6CO2+I$ k/fotonlarC6H12O6 (glikoz/$eker)+6O2

ekil. Fotosentez basamaklar . Fotosentez, $ ! n bir klorofil molekln iyonize etmesiyle ba$lar. 'yonize edici enerji, temel kuantum mekanik ,E=hc/l denklemine gre ,E kadar enerji kazan r. 'yonizasyon ile iki elektron sal n r ve elektron transport zinciri denilen yol ile ta$ n r. Fotofosforilasyonda kullan lan bu elektronlar, hcrelerde enerji yak t olarak kullan lan ATPyi (adenozin trifosfat) meydana getirir. Fotosistem Ide (PS I), elektronlar klorofile dner. Fotosistem II (PS II) ise daha karma$ k bir yap d r. NADP: nikotin amid adenin dinkleotid fosfat, H+: hidrojen atomu, e- elektron.

Fotosentez, belli dalgaboyundaki $ ktan yararlan larak yap l r. Bitkilerde fotosentez iini iki ayr sistem vard r. Fotosentezde genelde 680-700 nm dalgaboylar ndaki $ k kullan l r. Fotosentez, $ ! n foton enerjisi ile bir klorofil molekln iyonize etmesiyle ba$lar. 'yonize edici enerji, temel kuantum mekani!i denklemine gre olur ,E=hc/l ve buna gre ,Elik bir enerji kazan r. 'yonizasyonla iki elektron sal n r ve elektron transport zinciri denilen yol ile ta$ n r. Fotofosforilasyonda kullan lan bu elektronlar, hcrelerde enerji yak t olarak kullan lan ATPyi (adenozin trifosfat) meydana getirmede kullan l r. Fotosistem Ide, elektronlar klorofile dner. Fotosistem II ise daha karma$ k bir yap d r, 17 polipeptidden ve 45 binin zerinde atomdan olu$ur.19 I$ k a$a! daki reaksiyona neden olur:

17 18

Roberts JE. Light and Immunomodulation. ANAS 2000;917:435-445 Roberts, JE. Visible light induced changes in the immune response through an eye-brain mechanism (Photoneuroimmunology). J Photochem Photobiol B, Biology 1995;29:3-15 19 Jordan et al. 3D Structure of Cyanobacterial Photosystem I. Nature 2001; 411:896

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Biyolojide Kuantum

NADP++H++2e-NADPH NADP: nikotin amid adenin dinkleotid fosfat H: hidrojen atomu NADPH, hcredeki esas indirgenmi$ ajand r ve ok nemli bir enzim yard mc s d r (koenzim). Di!er reaksiyonlar iin elektron kayna! olarak kullan l r. Bitkilerde ve yosunlarda, elektronlar n yoklu!unda sudan yararlan larak da elektronlar elde edilebilir ve stelik ortama oksijen sal n r: 2H2OO2+4H++4eOlu$an elektronlar da di!er hcresel reaksiyonlarda kullan l r. Ate#bce'i ve Biyolojik I#%ldama Ate$bcekleri, baz derin deniz bal klar , planktonlar ve mantarlar $ k yayar. Bu kimyasal $ ldama ile olur. Ate$bce!i, Lampyridae (ate$bcekleri) familyas n olu$turan bahar ve yaz aylar nda geceleri uarken yan p snen $ klar ile tan nan k nkanatl lar tak m ndand r. Erkekleri kanatl iken, di$ileri kanats z olup larvalar na benzerler. Baz e$itlerinde erkek, di$i ve larvalar da $ k retir. Bu zelliklerinden dolay , di$ilere ve larvalara y ld z kurdu ad verilir. Her trn kendisine zg sinyal $ifresi vard r. I$ k retim organlar kar n blmnn son k sm nda bulunur. Saydam bir ktkla tabakas ile rtldr. ' k sm fotojenik hcreler ve otomobil farlar gibi $ ! yans t c bir tabakadan olu$ur. I$ k organ nda retilen ya!a benzer lsiferin maddesi lsiferinaz enziminin yard m ile kademeli olarak oksijenle yak l r. Bu kimyasal olayda $ k ya da foton sal n m olur. Havadaki oksijeninin kontroll tketimine ba!l olarak $ k zaman zaman yan p sner. Bu yan p snmeler e$lerin birbiriyle haberle$mesini sa!lar. Ate$bce!inin retti!i $ k, yava$ yava$ meydana gelen oksitlenme sonucu kimyasal enerjinin $ !a dn$mesidir. kan $ k tamamen so!uktur. Is kayb yoktur. Bu reaksiyonlardaki kimyasal enerjiden $ k-foton olu$turulur. Genellikle so!uk kimyasal reaksiyonlard r ve $u $ekilde gerekle$irler: Oksijen (O2) + Lsiferin Oksilsiferin + Karbondioksit (CO2) + foton sal n m (hv) Fotoprotein + Ca++ Protein-koelentirmid + Karbondioksit (CO2) + foton sal n m (hv) Bu tepkimenin kuantum verimi (kimyasal tepkimeye giren $ k ba$ na yay mlanan foton say s ) hem do!ada hem de insan yap m yapay durumlardan ok stndr.20 Kuantum verimi % 88 olarak hesaplanm $t r. Foton ve DNA K%r%klar% UV $ nlar n n dalgaboylar grnr $ ktan daha k sad r. Asl nda UV-A ve Bnin tm deride kollajen y k m na ve DNA k r klar na neden olarak kansere neden olabilirler. UVA, karanl k $ k olarak bilinir. Daha geni$ bir dalgaboyu vard r. Derinin derinliklerine, UV-Bden daha fazla geer. UV-C ise en yksek enerjili UV $ ! d r ve en tehlikelisidir. I$ !a ba!l DNA k r klar en nemli olumsuz etkilerdendir. UV $ ! na maruz kalan bir hcrede 2 primidin (timin bazlar ) aras nda kovalen ba!larda k r lma olabilir. Bunun sonucunda olu$an timin dimerleri DNAn n replikasyonunu engelleyebilir. Ancak, UVye zg endonkleaz, bozuk olan dimeri tan r ve fosfodiesteraz ba! n k rar. Bazen de zedelenmi$ DNA k sm kar l r. Xeroderma pigmentosum adl hastal kta, zedelenmi$ DNAlar, genetik olarak eksik dzeltme mekanizmalar nedeniyle onar lamaz. Bunun sonucunda s k s k $ kla tetiklenen deri kanserleri olu$ur. Aktif D Vitamini Olu#umu D Vitamini ya!da eriyen vitaminlerdendir. Daha ok iki $ekilde bulunur. Bunlardan aktif ergosterol, kalsiferol ve D2 vitamini gibi adlarla da bilinen ergokalsiferol $ nlanm $ mayalarda bulunur. Aktif 7-dehidrokolesterol ve D3 vitamini gibi adlarla da an lan

20

JHastings W. Biological diversity, chemical mechanisms, and the evolutionary origins of bioluminescent systems. Journal of Molecular Evolution 1983;19:309-321.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Biyolojide Kuantum

kolesalsiferol ise insan derisinde gne$ $ ! ile temas sonucu meydana gelir ve daha ok bal k ya! nda ve yumurta sar s nda bulunur. Is ya kar$ direnli ve pi$irilmeye dayan kl d r. 290-310 nm dalgaboyundaki UV $ ! deride vitamin-Dnin yap m na katk da bulunur. Kolekalsiferol, UV $ ! ile deride 7-dehidrokolesterolden yap l r ve bu bedenimizdeki D vitamini retiminin tek kayna! d r. Bunun yan nda $ k, renksiz olan roporfirinojen-III maddesine etki ederek onu renkli olan roporfirin-IIIe evirir. Bunlar n d $ nda bedende birok kuantum mekaniksel reaksiyonlar solunum zincirinde ve hcresel enerji retimi s ras nda ortaya kar.

ekil. Ultraviole B $ ! n n aktif vitamin (D3) olu$umundaki etkisi. 7-dehidrokolesterol provitamin D3e evirir. Provitamin D3 ise s etkisi ile aktif D3e dn$r.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Beyinde Kuantum Mekani i

#nsan beyni onu anlayabilece imiz kadar basit olsayd&, onu

anlayamayacak kadar aptal olurduk" Jostein Gaarder - Sofinin Dnyas

Bir insan&n yeni 'eyler duydu unu fark etmesinin kolay bir 'ey olmad& &n& biliyorum. Eski szlere o kadar al&'m&'&zd&r ki... Uzun sre nce yeni bir 'eyler olabilece ini de mit etmek ve buna inanmaktan vazgetik. Yeni fikirlerin mmkn ve gerekli oldu unu fark etmenin g bir i' oldu u do rudur ve btn al&'&lageldik de erlerin yeniden de erlendirilmesi zaman gerektirir. Peter Ouspensky (1878-1947)

Beyinde Kuantum Mekani i #'ler mi?


Geli'en teknoloji ve deneysel tekniklerle, zelle'mi' alt disiplinler de teorik bak&' a&m&z ileriye do ru gitmektedir. Zaman ierisinde bili'sel psikoloji molekler sinirbilime do ru gei' yapt&. Gnmzde, i'levsel beyin grntlemeleri 1 mm kadar ayr&nt&l& biyolojik de erlendirmeye f&rsat vermektedir. Ancak, tam resmi grmek iin epey zamana ihtiyac&m&z var grnmektedir. Sinirsel aktiviteyi hcre alt& molekler mekanizmaya ve zihnin tmn beyne ba layan yap&'t&r&c&n&n (glue) ne oldu unu bilmiyoruz. Oysa fizikte, maddeyi bir arada tutan yap&'t&r&c&lar&n (gluonlar) az ok ne oldu unu biliyoruz. Fizi in sinirbilime uygulanmas& yeni bir olay de ildir. Kant, daha 1787de, insan deneyimlerinin Newton fizi inin belli zelliklerine benzedi ini ne srm't. Ancak insan deneyiminin Newtonian olmayan ynleri de vard&r ve a&klayacak olan kuantum mekani idir. Kant bugn ya'asayd&, elbette ayn& fikirde olurdu. Daha yak&n dnemde ise Hodgkin-Huxley ve Katz (1952), mrekkepbal& & sinir hcresi ana uzant&s&nda (akson) potasyum iletimini fizik denklemleri ile tan&mlad&lar. Bu denklemle sinir iletisinin elektriksel zelliklerinin yapay olarak modellenebilece i anla'&ld&. 1959da Rall, dendritik dallanmalar kablo modelini geli'tirdi. 1995 y&l&nda do al gereki sinir a lar& olu'turan GENESIS bilgisayar program& yap&ld&. 1988de ise st kollikulustaki sinir hcrelerinden yap&lan kay&tlar&n vektr ortalamalar& ile gz hareketlerinin genli i ve yn nceden tespit edilebildi. #leri matematiksel modellerle Apostolos Georgopoulos (1986), devinimsel beyin kabu u sinir hcrelerinden yapt&klar& kay&tlamalar&n ortalamalar&n& alarak, el ve kol hareketlerini nceden tahmin edebildi.1 Bu i'lemsel sinirbiliminin (computational neuroscience) nemli bir a'amas&yd&. Yani, fizik ve matematik biz istesek de istemesek de sinirbilim alan&na el atmaktad&r. K sa Tarihe Bugn iin beynin biyolojik tan&m&, Newton fizi i, yani klasik fizik temellidir. Ancak, biliyoruz ki, Newton fizi inin baz& s&n&rl&l&klar& vard&r. Newton fizi i, Descartes&n evreni ikiye blen d'ncesinin (res cogitans/zihin ve res extensa/madde) sadece res extensa ile ilgilenir. Bunun yan&nda, nrobiyologlar, beyin ve paralar&n&n klasik nesneler gibi davrand& &n& kabul ederler ve daha kk seviyelere gidildi inde ise, kuantum mekani i etkisini nemsemezler. Bylece, klasik fizik zihinsiz ve bilinsiz kal&r. Kuantum mekani inin 1900lerde ykselmesi ile fizi in iinde, maddenin yan&nda ba'ka bir 'eye de yer aranmaya ba'land& ve bu aramay& yapanlar, ne yaz&k ki sinirbilimciler de il kuantum fizikileri oldu. Ba'lang&ta kuantum fizi inin felsefi yorumlar& iine giren bilin, zaman ierisinde fizik denklemleri iine dahil edilir oldu. #nsanlardaki zgr irade d'ncesi ile eli'en klasik fizi i, rastlant&sal seimler yapan kuantum mekani i ile ba lant&l& olabilecek bir 'eyler arand&.
1

Georgopoulos A et al., Neuronal Population Coding of Movement Direction. Science 1986.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Beyinde Kuantum Mekani i

Beyinde kuantum mekani inin i'leyebilece inin ilk gerek ka'ifi biyolog Alfred Lotkad&r (1880-1949). Lotka zellikle poplasyon dinamikleri zerinde nemli al&'malar yapm&'t&. Beyindeki kuantum mekani inin yeri hakk&ndaki fikirlerini Elements of Physical Biology adl& kitab&nda (1924) ne srd. Lotkaya gre zihin beyni, tam olarak rastlant&sal dzende ortaya &kan kuantum s&ramalar& ile kontrol ediyordu. Lotkan&n bu fikirlerinden bir y&l sonra (1925), Bose-Einstein Yo unla'mas& (BEY) teorik olarak ne srld ve ancak 1995 y&l&nda deneysel olarak ba'ar&ld&. BEYe gre, btn olu'turan birimler baz& 'artlar alt&nda e'durumlu ve ayn& olarak davranabilirler. LASER de asl&nda bir BEYdir ve e'durumlu hale geen LASER &'& &n& olu'turan fotonlard&r. Fotonlardan daha byk olan atomlar da belli 'artlar alt&nda (ok d'k &s&) e'durumlu olarak davranabilirler. Hepsi ayn& davran&'& sergilerler. T&pk& bir dans toplulu u gibi hepsi hareketlerinde ayn& ritme uyar. Elemanlar bireyselliklerini kaybeder. Beynin btncl al&'mas&na benzeyen bu fiziksel sistemin, bir lde beyinde de olabilece i tart&'&lmaya ba'land&.
Tablo. Kuantum beyin teorileri, ne srldkleri ki'iler ve tarihler 1. Sinapslarda elektron tnellemesi - Walker, 1970 2. Dendritik a lar Holografik beyin modeli- Pribram, 1971 3. Sinir hcresi suyu-kuantum alan dzenleni'i- Stuart, Takahashi ve Umezawa, 1978 4. Sinapslardaki mikro tnellenen yerler- Psikonlar- Eccles, 1986 5. Sinir hcresi zar& Bose-Einstein Yo unla'mas& - Marshall, 1989 6. Beyin durumlar&n&n alg&lanmas& - Lockwood, 1989 7. Sinaps ncesi kesecik sal&n&m& Kuantum belirsizlik- Beck/Eccles, 1992 8. Sinir hcresi proteinleri- Conrad, 1992 9. Mikrotbller Kuantum e'durum - Hameroff, 1994 10. Dzenlenmi' su - Superradians - Jibu/Yasue, 1994 11. Kalsiyum iyonlar& Dalga fonksiyonu kmesi - Stapp, 1994 12. Mikrotbller Kuantum hesaplama/nesnel indirgenme-Penrose/Hameroff, 1995 13. Dendritik a lar Kuantum bellek-Yasue, 1995 14. Kuantum bili'sellik ve kuantum duyusal girdi- Globus, 1995 15. Hcre zar& lipitleri- Kuantum giri'im - Wallace, 1996 16. Hcreler aras& s&k& ba lant&larda (Gap Junction) tnelleme - Hameroff, 1998 17. Mikrotbller- Biofoton emisyonu - Hagan, 1998

1963te bilgisayar bilimci James Culbertson, bilincin, uzay-zaman&n greceli bir bulgusu oldu unu ve her nesnenin bir dereceye kadar bilinli olabilece ini ne srd. Grelili e gre, bizim ya'am&m&z uzay-zaman blgesindedir. Beynimiz ise zamanda de i'en bir maddenin filmini bize gsterir. Tm uzay-zaman olaylar& bilintir ve di er uzay-zaman olaylar&n&n bilincindedir. Bir uzay-zaman deneyimi dura and&r, uzay-zaman olay&n&n donmu' an&d&r. Tm znel deneyimler psiko-uzayda yer al&r. Gzlemci, uzayzaman blgesinin nesnel bulgular&ndan var olur. Beynimizdeki zelle'mi' yerler zaman&n akt& & duygusunu yarat&rlar. Bir olay&n belle i, uzay zaman olay&n&n yeniden deneyimlenmesidir. Culbertsona gre, bilinli bellek beyinde de il, uzay-zaman iinde yer al&r. Bununla ilgili olarak da, bir sistemin isel ya'am& yani benli i, onun uzayzaman hikyesidir. Bunun iin Culbertson ilgin bir rnek de verir; bir robot yap&l&r ve Almanca renir. Sonra ayn&s&ndan bir ba'ka robot daha yap&l&r. #kinci robot birincisinin ayn&s& oldu u halde, Almanca konu'amaz. nk onlar&n uzay-zaman hikayeleri farkl&d&r. 1970 y&l&na gelindi inde, fiziki Ewan Harris Walker, sinir hcreleri aras& sinaptik tnelleme modelini ortaya att&. Buna gre, elektronlar sinir hcrelerinin birbiri ile ba lant&ya geti i sinaptik yar&klarda kuantum fizi ine zg olan tnelleme yap&yordu. Bu konudaki gr'lerinin fizik dergilerinde yay&mlanmas& iin kabul edilmesi yakla'&k drt y&l ald&. Bilim dnyas&nda her yeni ve farkl& d'nceye kar'& diren oldu undan, Walkerda bundan nasibini ald&. #lk 1974te dergiye gnderilen makale, ancak 1976da tekrar gzden geirildikten sonra kabul edildi ve Internatonal Journal of Quantum Chemistry 1977de yay&mland&. 1970lerin sonlar&nda, beyin cerrah& Karl Pribram (Bilin ve Beyin, 1976) ve fiziki David Bohm (Kuantum Teorisi ve tesi, 1971) beynin bir hologram olarak al&'t& &n& ne srdler. Hologramlar, fiziksel nesnelerdir ve bir nesnenin boyutlu grntsn bar&nd&r&rlar. Olu'an kay&t grntsnn her bir paras&, btnn tm

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Beyinde Kuantum Mekani i

zelliklerini ierir. Bizim a&k alg&lanan dnyam&z& Bohm vitrin olarak adland&r&r. Tm bilincimiz; gemi' bilgimiz ile 'u andaki alg&sal verilerin kayna't& & bir vitrindir. Ama paralar&n ve ego yap&s&n&n alt&nda, evrensel olan zaman ve mekan& olmayan bir haf&za bulunur. Hologram&n iinde do ar&z ve daha sonra kendi beynimizde bir hologram haline gelir.2 Belle in tm beyinde da &ld& &n& ve bu da &lman&n da holografi prensiplerine gre oldu u ne srlm'tr. Buna gre, yayg&n anlay&'&n tersine bellek sinir hcrelerinde de il, daha ziyade bir giri'im rnts dalgas& olarak (wave interference pattern) tm beyinde kaydedilir. Pribrama gre, duyusal bir alg&, bir beyin dalgas& halinde, bir elektromanyetik aktivasyon gibi beyin ierisinde yay&l&r. Farkl& dalgalar beyinde yay&l&rken birbirleriyle etkile'irler. Dalgasal etkile'im de kuantum mekaniksel etkile'imlerin bir sonucudur. Bu yakla'&m&, 1920lerde Karl Lashleyin yapt& & deneylerle uyumluydu. Lashley, hayvan beyinlerinde byk hasarlar yapt& &nda belleklerinin kaybolmad& &n&, byk oranda korundu unu tespit etmi'ti. Dolay&s&yla, bellek beynin bir yerinde de il, her yerinde ayn& 'ekildeydi. Bu yakla'&m ayn& zamanda s&n&rs&z bir beyin bellek kapasitesinin nas&l olabilece ine de zm oldu. Pribrama gre, bilin temel olarak dendritik-dendritik bilgi i'lemenin sonucunda ortaya &karken, bilinsiz-otomatik hareketler aksonal ate'lemelerin bir sonucu olabilir. 1986 y&l&nda fiziki Herbert Frhlich, Bose-Einstein Yo unla'malar&n&n biyolojik sistemlerde de (bitki ve hayvanlarda) olabilece ini, zellikle biyolojik sal&n&mlar&n (osilatrler) kkeninde bu tr e'durumlu davran&'lar&n olabilece i belirtti. Bu y&l ierisinde sinirbilimci John Carew Eccles, beyin kabu undaki sinir hcreleri aras& blgelerin kuantum mekaniksel olarak al&'&yor olabilece ini ne srd. Ecclesa gre madde olmayan zihin (ya da kendi ifadesi ile Psikonlar) kuantum s&ramalar& (tnelleme) ile sinirleri uyar&yor ve bedensel hareketleri meydan getiriyordu. Uzun dnem, de i'ik zamanlarda bilim felsefecisi Karl Popper ile birlikte al&'an Eccles, zaman ierisinde zihnin alternatif bir teorisini geli'tirdi. Bu teori ikici (dalist) etkile'im olarak bilinmektedir. Onun temel felsefi &k&' noktas&, din bilimcilerin btn gnlnce kabul etti i bir 'eydi: ddia ediyorum ki, bilimsel indirgemecilik taraf#ndan insan gizemi inan#lmaz $ekilde kltlm$tr. Maddecilik amac#yla ruhsal dnyan#n tm sinirsel aktivite kal#b# terimleriyle ili$kilendirilmi$tir. Bu inan bir hurafe olarak s#n#fland#r#lmal#d#r... Bedenler ve beyinlerin olu$turdu'u materyal dnyan#n varl#'# gibi, ruhlardan olu$an ruhsal bir dnyan#n varl#'#n# kabul ediyoruz der. Ancak, bu ruhsal dnya varl& &n& kabul etmesi, Descartes&n dalist yakla'&m&n&n bir paras& olan, zihnin bir e'it madde oldu u d'ncesinden farkl&d&r. Eccles klasik fizi in d&'&na &karak, kuantum fizikisi Friedrich Beckin de yard&m&yla3 zihin-beyin etkile'imini a&klamaya al&'t&. Teoride, beyin kabu unun ince temel yap&s& ile kuantum mekani ini birle'tirildi. Ecclesa gre beyin kabu unun esas temel birimi dendronlard&r. Dendronlar maddesel beynin temsilcileridir ve bu dendronlar&n kar'&l& & psikon (psychon) denen, bilinli deneyimin birli ini temsil eden, zihinsel birimlerle ba lant&l&d&r. #stemli hareket niyeti ve d'ncesi ile psikonlar dendronlar zerine etki eder ve seilen sinir hcrelerinin ate'lenme olas&l& &n& art&r&r. Bylece, kolumuzu kald&rmaya niyetlendi imizde, beyindeki kol blgesinde sinir hcreleri ate'leme yapar ve kolumuzun kaslar&na uyar& gndererek kolumuzu kald&r&r&z. Psikonlar&n aras&ndaki etkile'im bizim zihnimizin i dnyas&n& ve alg&lar&m&z&n birli ini olu'turur. 1989 y&l&nda fiziki Ian Marshall, Bose-Einstein yo unla'malar&n btncl zellikleri ve bilin aras&nda benzerlikler oldu unu gsterdi. Bilincin BEY gibi bir uyar&mdan kaynaklanabilece ini ne srd. Marshall&n teorisi de Frhlich benzeri yo unla'malar ieriyordu ve elektrik alanla uyar&l&r uyar&lmaz bilinli deneyim ortaya &k&yordu. Teoriye gre, beyin, alttaki kuantum dola'&kl&k ile devaml& dinamik bir ili'ki halinde bulunuyordu. Felsefeci Michael Lockwood, kuantum mekani inden Betrand Russell&n fikirlerine kadar geni' bir pencere at& (1989). Bilin teorisini, beyin durumunun alg&lanmas& i'lemi olarak ne srd. Lockwooda gre hisler beynin fiziksel durumlar&n&n

Griffin DR. Parapsikoloji ve Felsefe: Postmodern Bir Perspektif. Holografik model ve normal tesi olaylar n baz yanlar . ev: Y.Tokatl . Ruh ve Madde Yay. !st 1998;149-150. 3 Beck F and Eccles JC. Quantum aspect of the brain activity and the role of consciousness. PNAS 1992; 89:11357-361

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Beyinde Kuantum Mekani i

isel zellikleridir. Kuantum mekani i a&s&ndan her his, beynin bir gzlemi ile ili'kilidir. Bilin, beyni tarayarak hislere bakar. Onlar& olu'turmaz, onlar& olur olmaz grr. Roger Penrose, zihin ile kuantum mekani i aras&ndaki ba lant&y& Kral&n Yeni Usu adl& eserinde ne srd (1989). Bu kitapta, bilincin beyin hcrelerinde yer alan kuantum mekaniksel i'lemlerle, nesnel indirgenme/objectif reduction yolu ile olu'tu unu iddia etti. Penrosea gre, beyinde kuantum mekanik i'lemin olabilece i yer, sinir hcrelerinde yo un olarak bulunan mikrotbller ya da mikrotpklerdir. #lgin olarak, Penroseun bu iddias&na sinir bilimlerinin nde gelen dergilerinde hi bir at&f yap&lmaz ve dikkat ekilmezken, bu Stuart Hameroffun dikkatini ekti. Hameroff, sonraki 10 y&l iinde nemli bir zaman&n&, mikrotbllerin, beyin hcreleri iinde bir bilgisayar a & gibi nas&l al&'abilece inizi anlamaya adad&. Daha nce her sinir hcresi bir anahtar olarak grlrken, Hameroffa gre sinir hcreleri iindeki mikrotbl elemanlar& anahtar grevi gryordu. Penroseun eserlerinde oldu u gbi, Hameroffun fikirleri de sinirbilimlerinde al&'anlar&n pek dikkatini ekmedi. Hameroff, mikrotbllere uygulayabilece i bir bilin teorisi olmas&na kar'&n, bunu hangi kuantum mekanik olaylar& temelinde ortaya koyaca &n& bilmiyordu. Penroseda ise bir kuantum mekanik bilin teorisi vard&, ancak beyinde bunu ortaya koyabilece i uygun bir biyolojik yap& elinde yoktu. 1992de Hameroff, Penrose ile yaz&'arak Londrada bir gr'me ayarlad&. #ki saatlik konu'madan sonra, bilincin kuantum mekaniksel olarak sinir hcrelerinde yer alan mikrotbllerden nas&l do abilece i sorusunun yan&t& ortaya &kt&. Ve Penrose ve Hameroff teorisi kuantum mekaniksel bilin teorilerinin en gl tabana oturmu'lar&ndan biri oldu. Penrose bu teorileri iin, %90 eminim ki bu iddialar temel olarak do rudur... #yi bir tahminle belki %80 do ru olabilir demektedir. 1993 y&l&nda, fiziki Nick Herbert, kuantum mekani inin bilinle olan yak&n benzerliklerine dikkat ekti. Herbert, kuantum animizm d'ncesini ne srerek, bilincin do an&n vazgeilmez bir zelli i oldu unu belirtti. Zihni, evreni olu'turan yap&lar&n (parac&k ve glerin) temel eleman& olarak ele ald&. Fiziki Henry Stapp, klasik fizi in, btnn paralar&n&n toplam&ndan nas&l daha fazla olabilece ini a&klayamad& &n&, bilinci a&klamada yetersiz kald& &n& ne srerek, kuantum mekani inin bunu a&klayabildi ini ne srd (1993). Kuantum mekani inde paralar aras& ili'ki ve paralar&n olu'turdu u btnn tan&m& tamamen birbirinden farkl&d&r. Stapp, Heisenbergin kuantum mekanik yorumunu temel alarak bilincin kuantum teorisini geli'tirdi. Stappin kuantum bilin modeli bacakl&d&r. 1.Schrdinger i'lemi, mekanik, belirlemecidir ve sistemin durumunu tahmin eder, 2.Heisenberg i'lemi, bilinli yap&lan bir seimdir. Kuantum mekanik teoriye gre, bir 'eyi do aya bir soru sordu umuzda biliriz. Soruya ba l& olarak evrenin durumunu etkileriz. 3.Dirac i'lemi, bizim sordu umuz sorumuza yan&t verilmesidir. Yan&t tam olarak rastlant&sald&r. Fiziki Kunio Yasue ve Gordon Globus, 1995 y&l&nda beyni kuantum alan& olarak yorumlad&lar. Yasue, 1960larda fiziki Hiroomi Umezawa ile birlikte, kuantum alan teorisini ya da kuantum nrofizik d'ncesini geli'tirmi'ti. Onun kavram& kortikonlar idi ve bunlar sinir hcrelerinden daha basit yap&lard&. Yasueye gre, sinir hcrelerinin ba lant& kurarak organize olmalar&n&n bir nemi yoktu, nk beynin birok alt birimi kuantum i'lemlemesi iin ev sahipli i yapabilirdi. Yasueya gre beyin makroskopik bir kuantum sistemidir. Sinir hcreleri aras& bo'lukta, su ve di er molekller zerinde yo unla'arak bu blgelerde kuantum hadiselerinin gerekle'ebilece i zerinde durur. Frhlich yo unla'mas&ndan da yola &karak, sinir hcresi zar&nda baz& zel molekllerin kuantum alan& olu'turabilece ini ne srer. Mikrotbllere de dikkati eken Yasue, kuantum mekaniksel etkilerle bellek kayd&nda grev alabileceklerini, elektromanyetik alan&n su ve protein moleklleri ile etkile'erek bilinci ortaya &kard& &n& kan&tlamaya al&'t&.

Evet: Beyinde Kuantum Mekani i #lkeleri #'ler


Klasik fizik bak&'&na gre, bizler tam anlam&yla mekanik otomatlar&z. Bizim her fiziksel hareketimiz, bizi olu'turan zihinsiz temellerin aras&ndaki mekanik etkile'imlerle tam olarak nceden tahmin edilebilirdir. Kuantum mekani i ise insan& otomattan zihinli bir ki'ili e dn'trr. Ama bunu btn kuantum fizikileri yapmaz. o unlu u parac#klar#n iine d$tklerinden, btnden haberdar de illerdir. Klasik fizik iin pasif olan bilin (ve gzlemci) metafizi in konusu olmaktan &kar ve bilimsel alan olan

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Beyinde Kuantum Mekani i

kuantum mekani inin iine girer. #nsan aktif kat&l&mc& grevi stlenir ve do an&n bir paras& haline gelir. Her beklenen veya niyetlenilen hareket, deneyimsel bir yan&t veya geri bildirim meydana getirir. Kuantum mekani i ile Newtonun nereye gidece i nceden bilinebilen bilardo toplar&, beraberinde dalgan&n e'lik etti i ve olas&l&kla nereye gidebilece i bilinebilen toplar haline geldi. Ve modern fizikte bilinlilik sorunu, atomsal fenomenlerin gzlemlenmeleri ile iyice kendini ortaya koydu.4 Elbette her 'eyi fizikle a&klamaya al&'mak ve Ahlaki ve siyasi yanl#$l#klar#n bile fizik yasalar#n# bilmemekten kaynakland#'#n# ileri srmek kadar a'&r&ya kaabilir ve samal&k olarak grlebilir. En az&ndan kesin olan bir 'ey varsa, E=mc2 denkleminin ifade etti i ktlenin enerjiye e'it olmas&ndan fizikle beynimizin bir ili'kisi vard&r diye d'nebiliriz! Sinirbilimcilerin o unlu u, beynin bilinle olan ili'kisini ortaya koymada klasik fizi in yeterli oldu unu d'nrler. Bu bak&' a&s&, kuantum mekani i temellendirilmeden nce do ru olabilirdi; fakat bugn iin geerlili i tart&'mal&d&r. Beynin al&'mas& ve insan davran&'lar&, iyonik sinir ileticileri ve atomik i'lemlere ba l& oldu undan, kuantum mekani i de i'in iine girmelidir. rne in; sinirsel elektrik uyar&s&, sinir hcreleri aras& kav'ak yerine var&nca, kalsiyum iyonlar& hcre iine girer ve sinir ileticisinin sal&n&m&na neden olur. #yonlar ve iyon kanallar& ok kk boyutludurlar. Kanallar&n a&lmas& ve iyon hareketi durumunda kuantum mekani i kurallar&, t&pk& di er ortamlardaki iyonik atomlar&n hareketinde devreye girdi i gibi, kuantum mekaniksel bir olayd&r. Ard&ndan, ieri giren iyonlar sinir ileticileri ieren keseciklerden sal&n&ma neden olurlar (ya da olmayabilir). Sal&nan sinir ileticileri, alg&lay&c&lara etki edebilir (ya da etmeyebilirler). Bu davran&'lar kuantum olas&l&k yntemleri ile belirlenebilir. Tek bir sinir sonlanmas&nda olabilecek byle bir kuantum etkisi nemsenmeyebilir, ancak 1015 sinir hcresi aras& ba lant& (sinaps) ieren bir beyinde bu durum gerekle'ti inde, klasik fizik bunun ne anlama geldi ini a&klamada yetersiz kal&r. zel bir fiziksel sreci kendinde bar&nd&rmayan bir varl& &n, bir bilincinin olmas& imkns&z grnmektedir ve bunun araman&n yolu da daha derinlere inmektir. Benzerlikler David Bohma gre kuantum mekani i ile bizim isel deneyimlerimiz ve d'nce srelerimiz aras&nda s&k& bir benzerlik vard&r. Bu nedenle, kuantum mekani i zihin al&'mas&nda nemli rol alabilir. Bu benzerlikler aras&nda, dil ve d'ncelerin kelimelerden olu'mas& gibi, dnyay& olu'turan klasik fizik daha alt alan ve parac&klardan olu'ur. D'nce ve dil, temel yap&lar&n analizi ile incelenebilir. Bunun yan&nda dil btncldr (holistik). Kavram ve kelimeleri bireysel olarak ele alamay&z. Ayn& 'ey d'nce iin de geerlidir. Kuantum mekani inde tm evren, d'nceler gibi, tek ve blnemez bir btndr. Her madde alt& parac& &n bireysel zellikleri vard&r. Kelimelerin de kendine ait zellikleri vard&r. D'nce i'lemleri ve kuantum teorisi klasik limiti aras&nda da benzerlik vard&r. Kuantum seviyesindeki hareketler kesiklidir, oysa klasikte devaml&d&r. Her gn ya'ad& &m&z d'nceler gibi kuantum teorisindeki dnya da blnemezdir. Bireysel kuantumlar&n tahmin edilemez davran&'lar&, sigorta 'irketlerinin kulland& & istatistiklere benzer. Birok kuantum ele al&nd& &nda, olas&l&k hemen hemen kesin olarak hesaplan&r. Bu ayn&, sigorta 'irketlerinin yapt& &na benzer. Byk bir grup iinde, bir ki'inin ortalama ya'am sresi hesaplanabilir, ama tek bir ki'inin ya'am sresini tespit etmek imkans&zd&r. Mant&ksal d'nce i'lemleri ve klasik fizik mant& & aras&nda da benzerlikler vard&r. Herhangi bir mant&ksal i'lem paralara ayr&larak analiz edilemez. Paralara ay&rmak anlam&n& de i'tirir veya bozar. Bu, mant&ksal d'nceler iin de geerlidir. Mant&ksal d'nme olmaks&z&n, bizim d'ncelerimizin sonular&n& aktarmak mmkn olamazd& ve gerekliklerini kontrol edemezdik. T&pk& kuantum teorisinin sonular&n&n klasik bir limitle ifadesine benzer. Ancak, temel baz& d'nce i'lemleri mant&ksal olarak tan&mlanamaz. Bu nedenle, ilham denilen 'ey bir anda gelir. Genellikle uzun ve ba'ar&s&z ara't&rma ard&ndan ortaya &kar. Bu durumda, s&radan mant&ksal d'nme sreleri kullan&lmaz. Bu kuantum s&ramas& ile benzerlik gsterir. David Bohma gre, yeni fikirlerin ke'fi, kuantum benzeri genel d'nme (blnemez mant&ksal ad&mlar) ile
4

Capra F. Fizi#in Taosu. Ar tan Yay nevi. ev. Kaan H.kten. 1991;410.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Beyinde Kuantum Mekani i

olur. Genel d'nme mant&ksal d'nme a'amalar& kullan&r. Temel ya da basit d'nme ise iyi tan&mlanm&' kavramsal terimleri kullan&r. Genel olarak bak&ld& &nda, beyindeki fiziksel aktivitenin iki seviyesi vard&r: klasik ve kuantum seviyesi. Bu d'nce srelerimize benzer. Mant&ksal ifadelerle ve nrofizyolojik terimlerle tan&mlanabilen klasik fizik seviyesi (iyon ak&m&, aksiyon potansiyeli, sinir ileticisi olu'umu, sal&n&m&) ve temel d'nme srelerini (deneyimler, a r&-ac&, ho'luk hissi, tat gibi) olu'turan kuantum mekani i seviyesi. Zihnin tipik bir durumu her ikisini de bir arada ierir. Zihnin farkl& durumlar&, bu iki seviyenin farkl& al&'ma a &rl&klar& ile ili'kili olabilir. Zihin ve madde aras&nda asla keskin bir ayr&m yapamay&z. Sonuta, ne maddeden ayr&labilecek bir zihin vard&r ne de zihinden ayr&labilecek bir madde vard&r. Kuantum mekani i ile d'nce i'lemleri aras&ndaki benzerlik, kuantum teorisini anlamam&z& sa layabilir (bu &kar&m fizikinin bak&' a&s& ve ihtiyac&d&r, sinirbilimci iin nemsizdir). Sinirbilimcilere laz&m olan ise benzerli in d'nce srelerini do uran beyni anlamam&z& sa lamas&d&r. Di er bir kuantum mekani i ve sinir sistemi ili'kisi nedeni, zihni ve beyni anlama a &nda bir de Kuantum Rnesans# olmas&d&r. Kuantum mekani i zihnin nemsemedi imiz zelliklerini anlamam&za yard&m edebilir. Beyni ve zihni anlamak iin, klasik fizik yakla'&m&m&za kuantum mekani ini ekleyecek olursak +1 puan daha nde olabiliriz.5 Fizik ve kimya yasalar&n&n do rulu unu kontrol edebildi imiz her yerde bu yasalar&n canl&lar iin de geerli olmas& gerekir. Canl& organizmalar& birer fiziksel ve kimyasal sistem olarak kabul etti imizde, onlar&n da bu sistemlerin kurallar& dahilinde davranmalar& beklenebilir. Niels Bohr, Erwin Schrdinger, Walter Heitler ve Max Delbrck gibi nemli fizikiler biyolojik srelerin ancak kuantum kuram& modeline gre tan&mlanabilece ini ileri srm'lerdi. Ancak, bu anlay&' biyoloji alan&nda bir trl yanda' bulamam&'t&.6 Y&ld&zlardaki atomlarda i'leyen fiziko-kimyasal kurallar ve kabuller ne ise, beynimizi olu'turan atomlar iin de ayn& kurallar geerlidir. Y&ld&z tozlar&n&n art&klar&ndan olu'an bizim bedensel yap&m&z ve sinir sistemimiz farkl& kurallara tabi de ildir. Mineraller, bitkiler ve hayvanlarda ayn& maddeden yap&lm&'t&r ve ayn& kurallar iindedirler. Biyologlar hayata ili'kin her 'eyi ellerinden geldi i kadar kimyaya ba lamaya al&'maktad&rlar; kimyan&n ard&ndaki kuram da kuantum kuram& ve elektrodinami idir. Kuantum kuram&, kimyan&n tmn ve nesnelerin e'itli zelliklerini a&klayabilmesinden dolay& ok ba'ar&l& kabul edilir.7 Bu benzerlikler tesadf mdr? Genel olarak bak&ld& &nda olu' ve i'leyi' aras& bu 3+1 boyutlu evrende ciddi farklar yoktur. Dolay&s& ile benzerli e ok 'a'&rmamak gerekir, ama bir anlam aramak gerekip gerekmedi i esas sorudur. Evrenin i'leyi'inde, var olu'unda ba'layan kuantum mekanik kanunlar& neden iinde var olan maddesel beyinler iin geerli olmas&n ki? Ancak, canl& organizman&n ve sinir sisteminin kendine zg karma'&kl& & ylesine cesaret k&r&c&d&r ki, fizik ve kimyan&n sinir sistemini tam olarak tan&mlay&p tan&mlayamayaca & sorununu ortaya &kmaktad&r. Bohrun belirtti i gibi, canl& organizmalar&, fiziki a&s&ndan mkemmel yorumlayabilecek bir tan&m belki hibir zaman mmkn olmayacakt&r. Ancak, maddenin iyap&s&ndan yukar& do ru gidildi inde cisimler fizi ine, kimyaya ve sonunda da biyolojiye var&r&z. Tersi ynde gidince atomun i parac&klar&na ula'&r&z.8 Beynin kendisine fiziko-kimyasal bir mekanizma gibi davranacak olursak, btnl nden daha derinlerine bakmam&z gerekecektir. Klasik fizikten bahsederken, sanki bizden tamam&yla ayr& olan bir 'eyden sz eder gibi davranmam&za ra men, kuantum mekani inin girdi i sistemde ise, insandan bahsederken, bizden ayr& de il de bizim de iinde oldu umuz bir sistemden bahsederiz. Oysa, gerekte insan ve beyni ayn& olmas&na ra men, klasik ve kuantum mekaniksel yakla'&mlar& gz nne ald& &m&zda farkl& bak&' a&lar&na geeriz. Fizi in sonular& deneysel ve kuramsal bak&mdan olduka gvenilir biimde sa lama al&nm&'t&r. Geleneksel fizi in nesneleri e'it e'it, kar&'&k ve dzensiz bir grnm sunsalar da, kaotik sistemlerin ifade etti i anlamda karma'&kl&k gstermezler,
5

Pylkkanen P. Can quantum analogies help us to understand the process of thought? Chapter 10. In, Ed. Globus GG, Pribram K, Vitiello G. Brain and Being: At the boundary between science, philosophy, language and arts. 2004. 6 Lucadou W. Ruh ve Kaos. Kuramlar ve Modeller Aray & nda Parapsikoloji. ev: V.Atayman. Say Yay. !stanbul 2000;171. 7 Feynman R.QED,The Strange Theory of Light and Matter. Princeton Univ Press. 1988;15, 17, 126 8 Heisenberg W. Fizik ve Felsefe. ev: M.Y.ner. !stanbul 1993. s:90

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Beyinde Kuantum Mekani i

k&smen daha basit bir durum sunarlar. Bugn iin beynin al&'mas&n& ve bilinci a&klayabilmek iin yeni molekller ve beyin yap&lar& bulmay& ummaktan ziyade, molekllerin etkile'iminde yeni d'nceler bize daha ok yard&mc& olacakt&r. Bu anlamda kuantum mekaniksel yakla'&m yeni bir yol aabilir. Beynimizde ta'&d& &m&z atomlar&n asl&nda y&ld&zlarda olanlardan bir fark& olmad& &n& ya da onlar&n y&ld&z tozlar&n&n kal&nt&lar&ndan olu'tu unu d'nrsek, ister istemez fizik kurallar&na ba l& do an&n, ayn& kanunlar& beyin iin de i'letti ini d'nrz. Sinir sistemindeki haberle'me, kimyasal sinir ileticilerinin, hcreler aras& ba lant& noktalar&nda (sinaps) hareketi ile ortaya &kar. Bu sinaptik yap&lar makroskobiktirler. Kimyasal ileticilerin de %95i peptid yap&s&ndaki makroskobik yap&lard&r. Mini proteinler 100 aminoasit kadar yap&dan olu'ur ve en fazla 10 bin atomik ktle a &rl& &ndad&rlar. o unun boyutlar& ise 10 nm kadard&r. Heisenbergin belirsizlik ilkesi d'nld nde, bir peptidin yeri *s=*v.*t=0,63 mmdir. Bu de er, peptidin etki edece i alg&lay&c&s&na (reseptr) gre ok geni' bir mesafedir. Bu nedenle, kuantum belirsizlik ilkesi sinir ileticilerinin alg&lay&c&lar&na etki etmesinde gz nne al&nabilir. Yine peptidlerin st ste binmesi de (kuantum st ste binme=sperpozisyon) olabilir. Ayr&ca, sinir ileticileri davran&'lar&m&z ve karar vermelerimizde etkisi oldu undan, kuantum belirsizlik/olas&l&k ilkelerinin devreye giriyor olmas& mmkndr. Sinir hcreleri zar&nda yer alan x-ap&ndaki bir kanaldan, kalsiyum iyonu sinir sonlan&'&na (pre-sinaptik blge) girdi inde, Heisenbergin belirsizlik ilkesine gre, momentumu */x, h&z& (*/x)/m olarak ifade edilebilir. Uzaysal yay&lma zaman&, t=200 mikrosaniye (bu kanal a&lmas& ile sinir ileticisi sal&n&m& aras&ndaki sredir) ve yay&l&m mesafesi x=1 nm al&nd& &nda dalga fonksiyonu 0,04 cm (di er ifade ile binde 4 cm) bulunur. Bu kalsiyum iyonunun ap& olan santimetrenin yz milyarda birine gre (1/100.000.000 cm) hayli byk bir de erdir. Bu de er kalsiyum iyon ap&n&n 100 milyon kat& geni' bir blgeye etki edebilir anlam&na gelir. Yani, bir kalsiyum iyonu kendi etki blgesinin d&'&ndaki kanallar zerine de olas& bir etki gsterir. Bir kalsiyum iyonu iin bunun bir nemi olmayabilir ama trilyonlarca kalsiyum iyonu d'nld nde bu btncl ve birbiri ile s&k& ili'ki iinde bir beyin al&'mas& olu'turabilir. Anla'&laca & zere, beynin al&'ma mekanizmas&nda kuantum mekani inin devreye girmesi yads&namaz.

Resim. Kuantum mekaniksel olarak, her iyon kanal& tek bir kanal olarak ele al&namaz. Bir iyon seici olarak bir kanaldan gese de, asl&nda birok kanal bir arada beyinde btncl etki olu'turur. Kuantum dola'&kl&k + yerel olmama +belirsizlik bir arada etki eder.

Birok ila bedenimizde, peptidlerle ve sinir ileticileri ile yar&'arak, onlar&n etki edece i alg&lay&c&lara etki eder. #la molekllerinin biro u, yap&lar&n&n ok kk olmas&na kar'&n, ok byk kuantum mekanik konum belirsizli i gsterebilirler. rne in,

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Beyinde Kuantum Mekani i

endorfinler vcutta retilen morfin benzeri a r& gidericilerdir ve peptid yap&s&ndad&rlar.9 Naloksan ise endorfinlerle ayn& yere etki eden kar'&t bir ilat&r. Endorfinler a r& giderirken, naloksan a r&y& geri getirir. Her ikisi aras&nda kuantum st ste binmeli bir yar&' olabilir ve sonuta a r& veya haz (a r& yok) gibi znel deneyimler a &rl&klar&na gre olu'abilir. E er sinir hcreleri aras&ndaki (sinaps) sinir ileticileri sal&n&m&n& kuantum mekaniksel olarak tan&mlayabilirsek, beyindeki sinaptik olaylar&n toplam& btncl beyin dalga fonksiyonunu verebilir. Zaman&n herhangi bir an&nda, gzlemlenen olaylar&n olas& durumlar&n&n st ste binmesi sz konusu olabilir. Yani, beyinde, herhangi bir zamanda alternatif seimlerin tm bir arada bulunur. Uygun uyar&c& geldi inde, alternatiflerden biri seilir. Beyinde bir btn olarak sinirsel kuantum aktivite rnts olu'abilir. Bilinli alg&lama ise bunlar&n hissedilmesi olabilir. Bylesi bir model zgr irade ve seim kavram&n& ok rahatl&kla a&klayabilir. Ancak, beyinde kuantum mekani inin i'lemesi iin baz& fiziksel 'artlar&n olmas& gerekti i ne srlr. Kuantum mekani inin i'leyebilece i yap&lar; 1. uzak mesafelere yay&labilmeli, 2. evreden iyi yal&t&lm&' olmal&, 3. ok k&sa srede kuantum durumlar&n&n ortaya &kmas&na izin verebilmeli, 4. btn beyin sinir hcrelerinde bulunan bir zellikte olmal&d&r. Elimizde, bunlar&n bir k&sm&n& kar'&layan kuantum beyin teorileri vard&r.

Tablo. Beyinde neden kuantum mekani i gereklidir?

Fries DS. Opioid Analgesics. In: Williams DA, Lemke TL. Foye's Principles of Medicinal Chemistry (5 ed). Philadelphia: Lippincott Williams and Wilkins. 2002.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Beyinde Kuantum Mekani i

1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8.

9. 10.

11. 12. 13.

Beyin yerel de ildir, btncldr. Kuantum mekani i (KM) de yerel de ildir. #nsanlar ya'ad&klar& dnemin fizik bilgisinden yararlanarak beyni anlamaya al&'m&'lard&r. Gemi'te, bu Newton fizi inin hakim oldu u zaman uygulanm&'t&r. +imdi hakim olan KM dneminde neden uygulanmas&n KMde dalga-parac&k ikili i, ruh-beden, zihin-beyin ikili ine benzerlik olu'tur Her 'eyin teorisine do ru bir gidi' oldu u ve fizikle-sinirbilimlerini de, i dnyas& olan insanla d&' dnyay& olu'turan uzay aras&ndan bir ba lant& noktas& olabilece i d'ncesi Bilin a&klanamaz, KM de a&klanamaz. O zaman iki a&klanamaz ili'kili olabilir! T&p biyoloji organizma organlar dokular biyokimya fizik klasik + kuantum mekani i 'eklinde bir indirgenmenin oldu u ve temelde bu indirgenmenin parac&klar dzeyine kadar ula't&r&labilece i kesindir. Sinir hcreleri aras& ileti'imi sa layan sinir ileticilerinin, klasik fizik kurallar& ile nas&l davrand&klar& a&klanabilir. Ancak, bu a&klama yknn tamam&n& anlatmada yetersizdir. Daha ayr&nt&ya gerek vard&r ve ayr&nt& da KMnin elindedir. Bilimi, geli'en bilgimizle ileri derecede alt dallara ay&rd&k. Nropsikiyatriyi, nroloji ve psikiyatri olarak ay&rd&k. Her ikisi de ayn& sinir ileticilerinin farkl& blgelerdeki dengesizli inin neden oldu u iki hastal&kt&r. Birisi Parkinson hastal& & di eri 'izofrenidir. Parkinson hastal& & ile nroloji ilgilenirken, 'izofreni ile psikiyatri ilgilenir. Biri Parkinson devinimsel=motor, 'izofreni davran&'sal bir bozukluk olarak yans&r. #kisi aras&ndaki bu ayr&m do ru mudur? O zaman bilimde birle'meye do ru gitmek gerekir. KM ile de sinir sistemi pekala bir arada ele al&nabilir. Zihin-beyin, bilin sorununa 'imdiye kadar uygun bir a&klama getirilememesi ve KMnin bunu a&klayabilece i umudu vard&r. Madde (Temel parac&klar) ya da a&k ifade ile beyintemel parac&klar&n toplam&na denktir. Y&ld&zlar& olu'turan temel parac&klar iin KM geerliyken neden insan kafatas& iindeki ktle iin geerli olmas&n? O zaman bu temel parac&klar& de erlendiren kuantum fizi i beyne de uygulanabilir olmal&d&r. Klasik mekanik a&dan, Emc2den, beynin bir ktlesi vard&r ve bu ktlen kendine ait en az&ndan bir enerjiye denktir. Yine biliyoruz ki, klasik Emc2 de eri kuantum mekaniksel yakla'&ma Emc2 ve E=-.=hv (Planck sabitiFrekans) ile dn'trlebilir. Dolay&s& ile kuantum mekani i ile de bir ba lant&s&n&n olmas& gerekir. Zihin ve bilin metafiziksel ya da mistik bir konu de ildir. Bilimin kurallar& iinde ele al&nmal&d&r.

Hay&r: Beyinde Kuantum Mekani i #'lemez


1970li y&llardan beridir, pek ok yazar Zen gibi do u mistisizminin kuantum mekani inde kullan&lan kavramlarla yak&n ili'kisini ne srm'lerdir. Ancak, bunlar&n o u hayalidir ve bilimsel tabandan yoksundur. zellikle, kuantum mekani i ve kuantum ad& birok para getirecek i'in nne nemli bir s&fat olarak eklenmektedir. Kuantum NLP, Kuantum D'nce Tekni i, Kuantum #' Ynetimi, Kuantum Tantra-Seks, Kuantum Cilt Bak&m&, Kuantum T&p, Kuantum Reform gibi samal&klar olarak... Hemen her yeni 'eyden ekici bir kuantum kokusu yay&lmaya ba'lar. nk kuantum kelimesi ba'l& ba'&na gizemlidir ve o u kimse ne ifade etti ini anlamaz. Kuantum mekani inin temel zelliklerini anlatan bir fizik kitab&n& inceledi inizde, rastlant&sal olarak elinize alaca &n&z sinirbilimler zerine yaz&lm&' bir kitaptan daha ok gzlemci, bilin, gzleyen gibi terimlerle kar'&la'&rs&n&z. Buna kar'&l&k, sinirbilimleriyle ilgili bir akademik kitab& inceledi inizde, kuantum mekani inin bahsetti i temel iddialardan hibirini gremezsiniz. rnek mi? Baz& popler fizik kitaplar&ndaki konu ba'l&klar&na bir gz atal&m: Roger Penroseun Kral#n Yeni Usu adl& eseri: Beyin gerekte neye benzer?, Bilincin yeri nerede?, Ayr&k beyin deneyleri, Kr nokta, beyin faaliyetlerinde kuantum mekani inin rol var m&d&r?, Usun fizi i nerede yer al&r? Di er bir kitab&nda ise (Byk, Kk ve nsan Zihni); Fizik ve Zihin, zihinsel etkinlik ve kuantum mekani i ba'l&klar& yer al&r. Di er tan&nan fiziki olan Paul Daviesin Tanr# ve Yeni Fizik adl& eserinde, zgr irade ve belirlenimcilik/zihin ve ruh/benlik... Btn bunlara ilave olarak, son on y&lda fizik alan&nda uzman biliminsanlar&n&n kuantum mekani i ve beyin konusunda yazd& & birok kitap vard&r. Oysa, kuantum mekani i maddeyi temel seviyede tan&mlayan en byk teoridir. Ancak baz&lar& onun bundan daha fazlas&n& yapt& &na inan&r. Bilincin temeline kuantum

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Beyinde Kuantum Mekani i

10

mekani ini yerle'tirirler. Kuantum mekani i beyindeki atomlar& anlamak iin gereklidir. Ayn& durum bir ta'taki atomlar& anlamak iin de gereklidir. Ancak, ta'&n bilinci hakk&nda kuantum mekani i ile bir &kar&m yap&lmas& gerekmez. Dolay&s& ile bilincin do as&n& anlamada kuantum fizi i do ru bir ba'lang& de ildir. Baz& yazarlar, kuantum mekani inin grnmez gizinin bir hayli eli'kiye neden oldu u, ciltleri a'an anlams&z iddialar&n o ald& &n&, akl& ba'&nda bir fizikinin bunlara yan&t vermek iin nereden ba'layaca &n& bile kestiremez hale geldi ini ne srerler. Kimileri, yeryzndeki hayat&n bir kuantum s&ramas&yla ba'lad& &n&n, zgr iradenin ve bilincin kuantum mekani inden ileri geldi inin iddia edilmesine ba'kald&r&r. Bunlar&n alt&nda yatan d'nce, anla'&lmaz olaylar&, yine anla'&lmaz nedenle kuantum mekani ine ba lama giri'imidir. Ancak, kuantum mekani i hi de anla'&lmaz de ildir. Fakat ok 'a'&rt&c&d&r.10,11 Alwyn Scott (1996), kuantum teorisinin beyin ve bilin aras&ndaki ili'kiyi anlamada nemli rol oldu u fikrine kar'& &kar. Ona gre, do rusal olmayan (nonlinear) klasik fizik, bilincin fiziksel temelini anlamak iin yeterli ve daha nemlidir. Scotta gre s&v& su temel olarak gaz hidrojen ve oksijenden farkl& de ildir. Bu farkl&l&k kuantum alan teorisine gredir. Kuantum alan teorisi genelde do rusal olmayan alan e'itlikleridir ve daima belli istatistiksel de erler iin do rusal dalga fonksiyonu denklemleridir. Do rusal olmama, dalga fonksiyonu denkleminin do rusall& & ile engellenemez.12 Kaos ve Non-Lineerlik
Bir sistemin karma'&k olma zelli ini hak edebilmesi iin nemli miktarda bile'enden olu'mas& gerekir. Bir sistem kendinden hareketle, bir d&' ve bir i yani yal&t&lm&'l& & sa layan bir d&'-yzey s&n&r blgesi kurabiliyorsa, o sistem tam anlam&yla karma'&kt&r. Grece ok basit sistemler bile hareketlerinin ve geli'melerinin nceden kestirilemeyece i 'ekilde kaotik davranabilirler. Kaotik davran&', hesaplanamazl& &n herhangi bir 'ekilde kontrol edilebilece i trde, bir davran&' biimi de ildir. Ba'lang& durumunun tan&mlanabilece i do ruluk de erinin bir s&n&r& oldu u iin, sistemin son durumu, ba'lang& durumuna ba l& olarak hesaplanamaz. Gelece e ynelik davran&'a yarars&z, rasgele bir eleman kat&l&r. Kaotik davran&' hesap edilemezlik de il nceden tahmin edilemezliktir.13 Kaos o unlukla deterministtir. Gerekten kaotik sistem denklemleri, Newton yasalar& gibi deterministtir. Bununla birlikte kesin olmayan davran&'lar sergilerler.14 Determinist kaos bize ancak, dnyan&n durumunu sonsuz bir kesinlikte bilindi inde, gelece i inceden bildirebilece ini gsterir.15 Ama bu gelece in kesin olarak belirlenmi' oldu u anlam&nda de ildir. Kaotik determinist yap&, gelece in de kesinlikle nceden bilinebilece i anlay&'&n& zorunlu olarak iermemektedir. Sistemin uzak gelecekteki durumunu tahmin etme, yak&n gelece i tahmin etmeye gre daha da zordur.16 Ilya Prigogine kaos kuram&na ba'vurarak, kaosun her durumda mutlak bir kar&'&kl&k anlam&na gelmedi ini, bu mutlak dzensizlikten, yine kendili inden, hi bir d&'sal kuvvetin etkisi ve katk&s& olmaks&z&n, bir st dzlemde dzenin do du unu gstermi'tir. D&'tan herhangi bir kuvvetin i'in iine kar&'mad& &n& ya da sisteme etkimedi ini sylemek, sistemdeki her molekln d&'tan herhangi bir enformasyon alarak, nas&l davranmas& gerekti ini renmesi gibi bir durumun sz konusu olmad& & anlam&na gelmektedir. D&' zorlama yoktur. Sistem kendili inden de i'iklikler gstermektedir. Kaostan do an bu dzene dissipatif/trpleyici/da &t&c& yap& ad& verilir. Francisco Varela, karma'&k sistemlerin davran&'lar&n& tan&mlamak amac&yla organizasyona ba l& kapal&l&k (organizational
Gerardt Hooft. Maddenin Son Yap ta&lar . TB!TAK. 1999; 21 Hawking S, Penrose R. Uzay ve zaman n do#as . Sarmal yay nevi. ev: U. Dalbelge. Ekim 1996. 12 Scott A. On the quantum theories of the mind. Journal of Consciousness Studies 1996;6 (5-6):484-491. 13 Karal n Yeni Usu-II. Fizi#in Gizemi. TB!TAK yay. 1999;32 14 Isabelle Stengers, Ilya Prigogine. The End of Certainty: Time, Chaos, and the New Laws of Nature. Free Press, 1997;29. 15 Isabelle Stengers, Ilya Prigogine. The End of Certainty. Free Press, 1997;36. 16 Walter von Lucadou. Ruh ve Kaos. Kuramlar ve Modeller Aray & nda Parapsikoloji.ev:V.Atayman. Say Yay nlar , !stanbul 2000; 184.
11 10

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Beyinde Kuantum Mekani i

11

closure) kavram&n& nermi'tir. Bu kavram& anlayabilmek iin matematikte olan yinelgen i'levleri tan&mlamak gerekir. Kendi de erlerini ad&m ad&m kendileri reten bir fonksiyonlar s&n&f& yinelgen i$levler olarak tan&mlan&r. Yani; son hesaplar&n sonucunu al ve yeni hesaplaman&n ba'lang& de eri olarak kullan. #lgin bir yinelgen i'lev, z(i+1)=z(i)*z(i)+cdir. Burada c ve z karma'&k say&lard&r. cye verilen karma'&k say& de erine gre ne olur? Bir ka i'len sonunda cye verilen belirli de erler iin fonksiyon de erinin artt& &n& ya da azald& &n& grrz. Fonksiyon iki u aras&nda adeta sal&n&m yapar, gider-gelir. Bu sal&n&m gittike daralan bir yap&dad&r. Elde etti imiz 'ekil, Mandelbrot kmesidir. Sistemin yeni bir zelli ini, belirli bir de erin evresinde dne dne ona yakla'ma zelli ini devreye soktuktan sonra, bu basit sistem birden a&lmaya ve geli'meye ba'lar. Mandelbrot kmesi, matematiksel bir mekan iinde yerel olmayan, zaman ve mekandan ba &ms&z kar'&l&kl& ili'kiyi temsil eder. Varelan&n organizasyona ba l& kapal& sistemleri, yinelgen i'levlerdir. Bir a 'ebekesi sistemi retirler ve d&'ar&dan bak&ld& &nda, kendini reten dzlemden kopup, o dzlemle kendisi aras&na bir mesafe koyar. Sistemin bir gzlemleyicisi bulunur. Schrdinger denklemi de yinelgen bir sistemin matematiksel yap&s&na sahiptir.17

Kuantum mekani ini kullanarak insan bilincini ve beyninin al&'mas&n& a&klamaya al&'mak, yeni bir efsane ve modern d$ncenin bir oyunudur.18 Bu oyun, insan zihninin merkezine kuantum mekani ini yerle'tirir. Konu ile ilgili birok yaz& ve kitap bulunmas& srpriz de ildir. Ancak, geleneksel efsanelerin aksine, kuantum mekani ini zihin/bilin ile ili'kilendirenler, kendi alanlar&nda uzman ki'ilerdir. Bu bak&' a&s& ile 17. yyda Newton fizi i ile devreye giren indirgemeci maddeci bak&' ortadan kald&r&lmaya al&'&lmaktad&r. Bugn maddecili in yerini ruhsalc&l&k, indirgemecili in yerini holistik bak&' a&s& alm&'t&r. Holistik evren anlay&'&nda, her 'ey di eri ile ili'kilidir. Oysa, kuantum mekani i iine bilin kat&lmadan da ba'ar&l&d&r; tm gzlemler ve fizi in olu'turulmu' prensipleri ile uyumludur. Ancak, ne yaz&k ki, popler yay&nlarda bu gz ard& edilir. nk mistik hezeyanlar& desteklemezler.19 Beyinde kuantum fizi inin ya da kuantum lme sorununda insan bilincinin yerinin olamayaca &n&n nde gelen kar'&tlar&ndan biri Victor Stengerdir. Stengere gre, kuantum bilin teorileri ve d'ncesi, bir zamanlar&n eter teorisi kadar ilgin ve etkileyicidir. Bu teoride, &'& & ta'&yan eter d'ncesinin yerini, kuantlar&n ald& &n& ne srer. Asl&nda, bu inanc&n kklerinin daha da eskilere uzand& &na da dikkati ekerek, Yunanl&larda eterin Olymposlu tanr&larca solundu unu, Aristoteleste ise cennetin maddesi olarak ne srld n syler. Newton ise, ktle ekimini a&klayarak, grlmeyen eter ile bu kuvvetin geti ini ne srd. Daha da ileri giderek; elektrik, manyetizma, &'&k, &s& yay&l&m& ile eteri ili'kilendirir. Bugn eter yerine, bilimsel temeli olmayan chi, ki, prana ve psi'ik enerji gemi'tir. Kuantum mekani inin kuantlar&n& da yukar&dakilere benzetir. 19. yyda matematiksel kavramlar geli'tirilince, madde, &'&k ve ekimin zellikleri tan&mlam&'t&r. Michelson ve Morley, eterin deneysel kan&t&n& ara't&rd&lar ama hayal k&r&kl& & ile eteri bulamad&lar. K&sa bir sre sonra, 1905te, Einstein grelilik teorisini geli'tirdi ve eter d'ncesinin Maxwellin elektromanyetizma denklemleri ile uyumsuzlu unu ortaya koydu. Bylece eter, bir hayal olmaktan teye geemedi. Stengere gre 'imdiki kuantum mekani i ve beyin/bilin-zihin ili'kisi de ayn& sonla kar'&la'acakt&r. Ba'tan beri kuantum mekani inden ho'lanmayan Einstein- Podolski-Rosen (EPR) bir d'nce deneyi ne srerek, hibir 'eyin &'&ktan h&zl& gidemeyece ini ve kuantum mekani inin tamamlanmam&' oldu unu 1935 y&l&nda iddia etmi'lerdi. Ancak, bu konu John Bellin deneysel al&'malar&na kadar bir merak olarak kald& (1965). Bell teoremine gre, ancak hayal etti imiz matematiksel denklemler/yarat&lar ve kuantum dalga fonksiyonu &'&ktan h&zl& hareket edebilir. Bunun d&'&nda hi bir uyar& &'&ktan h&zl& hareket edemez ve bilgi ta'&yamaz. Bylece, kuantum mekani i ve grelilik at&'mas& ortadan kalkar. Kuantum mekani ine gre, btncl bir yakla'&mla, evrendeki her 'ey, zihin ve
17

Walter von Lucadou. Ruh ve Kaos. Kuramlar ve Modeller Aray & nda Parapsikoloji.ev:V.Atayman. Say Yay nlar , !stanbul 2000; 172-175. 18 Stenger VJ. The myth of quantum conciousness. Humanist May-June 1993;53:13-16. 19 Stenger VJ. Mystical physics: Has science found the path to the ultimate? Free Inquiry 1996;16 (3).

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Beyinde Kuantum Mekani i

12

evren, uzakl&k gz nne al&nmaks&z&n birbiri ile ba lant& iindedir. Oysa, grelilik d'ncesi tam tersini savunur: parac&klar ancak herhangi bir etkile'imle do rudan ba lant&ya girebilirler. E er, kuantum mekani indeki evrensel ba lant&y& eter gibi evrensel kozmik bir alan sa l&yorsa bu grelilik teorisi ile at&'&r. nk grelilik, 1905 y&l&ndan beri her deneysel testi gemi'tir. Stenger, kuantum mekani inde Bohr, Heisenberg ve di erlerinin kulland& & dilin bir yanl&' &kar&m&ndan dolay& evrensel bir ili'kinin ne srld n ifade eder. Gzleyen (zne/beyin/bilin) ve neyin gzlendi i (nesne) aras&ndaki etkile'imi tan&mlamak iin bir dil gerekir. Bu tabloya ister istemez insan bilinci ve gzlemci girmi'tir. Bohr ve Heisenbergin cans&z aletlerle yapt&klar& lmler hakk&nda konu'malar&, kuantum ve zihin aras&na bir bilinli gzlemci yerle'tirmeyi gerektirmez. Kuantum mekani indeki hibir 'ey, insan&n devreye girmesine gerek duymaz. #nsanl&k bir gn ortadan kalksa da, kuantum mekani i kendi kurallar&n& i'letmeye devam edecektir. Dolay&s& ile kuantum bilin efsanelerini fantezi eserlerin iine koymak gerekir der. Stenger, beynin i'levleri kimyasal i'lemlerle ili'kilidir, bundan dolay& kuantum mekani inin uygulanmas&na uygundur sav&n& ele'tirir; bu mant& a gre Newtonun mekani ini uzaya at&lan bir ta'a uygulayamay&z, nk ta' kimyasal elementlerden olu'mu'tur der. zellikle, hcreler aras& sinaptik ba lant& yerleri zerine kurulan kuantum tnelleme bilin teorilerini de ele'tiren Stenger, kuantum belirsizliklerinin bu blgede nemsiz oldu unu ne srer. stelik sinir hcrelerinin ve onlar&n paralar&n&n makroskobik nesneler oldu unu, &s&lar&n&n kuantum srelerinin i'lemesi iin ok yksek oldu una dikkati eker. Bu nedenle, so utulmu' makroskobik deneysel kuantum sistemlerine gre (stniletkenler) daha ok rastlant&sal parac&k hareketleri ortaya &kar. Dolay&s&yla, kuantum mekani i st ste binme durumu beyinde gerekle'mez. Beyindeki sinir hcreleri, organeller ve reseptrler ne yeteri kadar kk ne de kuantum st ste binme durumu meydana getirmek iin yeterince so uktur. Beyin &slak ve s&cakt&r. Belki Sibirya so u unda ya'ayanlar&n beyinlerinde kuantum mekaniksel olaylar gerekle'ebilir! Kuantum olaylar& do rusald&r. Sinir sistemi ise tm seviyelerde do rusal olmayan davran&'lar gsterir. Do rusal olmayan davran&'lar& do rusal denklemlerle a&klamak mmkn de ildir.20 Ayn& yanl&' beynin kapal& bir sistem olarak ele al&nmas&nda da gze arpar. Beyin, enerji ve bilgiyi ieren bir kapal& sistem de il, anlam ve d'nceyle ili'kili a&k bir sistemdir. Bu nedenle, hepimizin anlamland&rmas& (znelli imiz/zihin ieri imiz/qualia) farkl&d&r. Kuantum mekani inin matematiksel sembollerinin, fiziksel dnyan&n bir yans&mas& oldu u kabul edilemez.21 Kuantum mekani inin matematik denklemleri olas&l&k lmlerini bize verir ve olas& lmlerle olas& sonular& hesaplar. Tm yapt& & budur. Kalan& metafiziktir. Matematik semboller durum vektr ya da dalga fonksiyonu olarak bilinir ve metafizik olarak nemsizdir. Fakat olas&l&k lm, lme problemi olarak sunulur ve sahtedir. nk, bir fiziksel durumdan di erine gei'ler tahmin edilemez de ildir. Yalanc& sorular ve yalanc& problemler bilimde s&ka kullan&l&r ve bilincin devreye sokulmas& bunun bir rne idir. Kuantum fizikileri lm sorununa a&klama getiremediklerinden kuantum bilin teorileri ortaya &kar. Bunun ba'ka nedenleri de vard&r. 1. Kuantum mekani i zerinde al&'an fizikiler, s&kl&kla lmden bahsettiklerinde gzlemden bahsederler. Dolay&s& ile llen 'eyler gzlemlenirler. Bilin teorisyenleri de hemen buradaki bilinli gzlemcinin stne atlarlar. 2. Kuantum mekani i olas&l&k fikrini ne srer. Klasik mekani inin belirlenimci dnyas&nda olabilirlikler daima zneldir. Ancak, kuantum mekani indeki olabilirlikler hem znel hem de nesnel olabilirler. znel olmas& bilin teorisyenlerine yer aar. lme sorunu olarak adland&r&lan 'eyin zm iin bilincin devreye sokulmas& yalanc& sorulara verilen yalanc& yan&tlard&r. Bir yanda yap&lm&' lmler ve onlar&n sonular&, di er yanda yap&lmam&' lmler ve olas& sonular&n& ay&rmak gerekir. Yap&lm&' lmler biri taraf&ndan bilinir. Yap&lm&' ve yap&lmam&' lmler aras&ndaki fark, sonucun bilinli birisi/gzlemci taraf&ndan bilinmesi de ildir. Yap&lmam&'
20

Freeman WJ. Three centuries of category errors in studies of the neural basis of consciousness and intentionality. Neural Networks 1997;10:1175-1183. 21 Mohrhoff U. Quantum mechanics and consciousness. arXiv=quant-ph/0102047v1, 9 Feb 2001.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Beyinde Kuantum Mekani i

13

lmlerin farkl&l& & yap&lmamas&d&r! Ana izgi burada kuantum mekani inin iine bilincin sokulmas&d&r ve bu gereksiz bir o altmad&r. Ama i' bu o altma ile de bitmez. Bundan sonra da yalanc& sorulara yan&tlar olu'turularak, bilincin yeri sa lama al&n&r. Oysa, kuantum mekani i, bilincin madde ile nas&l ili'kili oldu u konusunda hibir 'ey sylemez. Beyinde kuantum mekani inin i'leyebilece ine di er bir savunma, e er bilin kuantum mekani ini anlamam&za yard&m etmez ise, belki kuantum mekani i bilinci anlamam&za yard&m eder 'eklindedir. Bu tam anlam&yla gizemin kltlmesi kanunu olarak adland&r&r. Bilin gizemlidir ve kuantum mekani i de gizemlidir, belki bu iki gizem ortak bir kayna a sahiptir. Oysa, esas sorun bu de ildir. Esas sorun, bilincin madde/materyal dnyas& ile nas&l ili'kide oldu udur.22 Stengere gre, kuantum mekani ini bilin-beyin iine sokmaya al&'anlar&n ne srdkleri fikirlerinde ideolojik-dini gr'lerinin de etkisi vard&r. Yeni a gurular& iin holistik felsefenin harika bir saplant& oldu unu ne srer ve holistikler Dnyan&n problemlerini zmek iin sevgi ile u ra'&rlar. Oysa, indirgemeci klasik fizik (maddeciler ve ateistler) ki'ileri bencil yapmaz. #nsanlar indirgemeci klasik fizikten ok nce de bencillerdi. Yeni kuantum holizmi, bizim saplant&lar&m&z& besler ve cans&z kozmik zihnin bir paras& oldu umuzu bize syler. Bylece, geleneksel dinlerin modern 'ekilleri bugn ya'an&r. Mistik fizik, genel olarak Hinduizm ve Budizm felsefesinin yanl&' uygulamalar&d&r. Bu yakla'&m&n di er bir nedeni de, insan& yine evrenin merkezi haline getirmektir. Drt yz y&l nce, Kopernik evrenin merkezinde olmad& &m&za dair gl kan&tlar ne srd. Geen zaman ierisinde evrenin merkezinde olmad& &m& daha kesin kan&tlarla anlar olduk. Bu, insan olarak bizde seilmemi', s&radan varl&k hissi ile byk bir hayal k&r&kl& & yaratt&. Dolay&s& ile kuantum mekani indeki lm sorununa zm olarak insan bilincini olaya katmak, insan& tekrar ayr&cal&kl& olarak evrenin merkezine yerle'tirme gayretinin bir paras&d&r.

22

Chalmers DJ. Facing up to the problem of consciousness. Journal of Consciousness Studies 1995;2/3:200-219.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Eccles Teorisi

Eccles n Dendron ve Psikonlar nda Tnelleme


Fiziki Friedrich Beck ve sinirbilimci John Carew Eccles n (1903-1997) ortak teorileri, kuantum mekani!inin beyinde hangi a$amada devreye girdi!i ve zihin-beyin ili$kisinin hangi seviyede oldu!u konusuna de!i$ik bir bak $ a s getirmi$tir. Eccles ve Becke gre, halen geerli olan ve ra!bet gren teoriye gre, zihinsel durumlar beynin fizikokimyasal durumlar n n do!rudan yans mas d r ve bu zde lik teorisi/maddecilik/materyalizm olarak adland r l r. Buna gre, beynimiz sper karma$ k bir bilgisayard r ve beyin kabu!undaki bilgi i$leme d$nceler ve hisleri meydana getirir. Bu maddeci teoriyi kabul edenlere gre zihin beynin yaz l m d r (software) ve zihin, ekibin sanal kaptan n olu$turur. Sanal kaptan normalde bizler benlik/ki$ilik olarak tan mlar z ve bu beynimizin sinir a!lar n n kresel etkisi ile meydana gelen bir yan lsamad r. John Carew Eccles n K sa Biyografisi
John Carew Eccles (1903-1997), bir asra yakla$an mrnde 400n zerinde eser vermi$tir. T p e!itimine ba$lad ! y llarda bile zihin-beyin sorunu ile me$guld. 1943ten sonra felsefeci Karl Popper n yaz lar ile ilgilenmeye ba$lad . zellikle yapt ! al $malarla, merkezi sinir sisteminde sinir hcreleri aras iletinin kimyasal oldu!unu ortaya koymu$ ve iki kez Nobel dl alm $t r. 1957den sonra !renme, bellek ve bilinli deneyim konular nda yaz lar yazd . 1960lar n ortas nda zihinbeden sorunu zerinde uluslararas bir konferansa ev sahipli!i yapmak iin Papay ikna etti. Sinirbilimcilerin ve felsefecilerin kat ld ! bu toplant sonucunda Beyin ve Bilinli Deneyim adl kitap ortaya kt . Daha sonra da, zihin-beyin zerine olan ki$isel felsefi ilgisi artarak devam etti ve bir dizi kitap yay mlad ; Zihnin Nrofizyolojik Temeli (1953), Ki ilik ve Onun Beyni (Karl Popper ile 1977), #nsan&n Gizemi (1979), #nsan Ruhu (1980), #nsan Olman&n Harikal&'&: Beynimiz, Zihnimiz (1984), Beynin Evrimi: Ki ili'in Yarat&l& & (1989). Son rn, beyinde kuantum mekani!inin i$ledi!i yeri ve insan ruhunu aramak olmu$tur.

Ecclesa gre yukar da bahsedilen, tmyle yanl $t r ve sylenenler belli belirsiz $eylerin nne asla geemez. Maddecilerin d$ncesine gre bu sorun beynin nas l al $t ! n n tam olarak anla$ lmas yla belki 100 y l sonra zlecektir. Bu beklentiyi Eccles, beklentili pi man maddecilik olarak adland r r. Ecclesa gre bo$ ve uydurulmu$ teori, insan benli'inin ve onun ruhsal de'erlerini, yarat&c&l&'&n& ve bizim her birimizin ayr&cal&'&n&, gizem ve harikal&'&n& a klamaya yetersizdir.1 'nsan zgr iradesi iin maddeci teorinin gerek bir bak $ a s olamayaca! n ne sren Eccles, maddeci teorinin yetersiz kald ! n d$nr. Deneysel al $malarla, dikkat ve niyetlenmenin zihinsel hareketleri beyin kabu!unun uygun blgelerinden kaydedilebilmektedir. rne!in, hareket etme niyeti esnas nda, istemli hareketten 200 mili saniye nce ilgili beyin kabu!u blgesinde sinir hcrelerinde ate$leme ortaya kar. E!er zihin beyin ise (zihin=beyin) bu gecikmenin anlam ya beynin bir paras n n al $ yor olu$udur ya da herhangi bir neden olmaks z n beynin zel blgesinin kendili!inden al $ yor olu$udur. Dolay s yla, bu teorinin zgr iradeyi a klamas beklenemez. Bilim felsefecisi Karl Popper ile de birlikte al $an Eccles, maddecili!in a klayamad klar n grnce, zihin ve beynin alternatif bir teorisini geli$tirdi. Bu teori ikici (dalist) etkile im olarak bilinmektedir. Onun temel felsefi k $ noktas , din bilimcilerin btn gnlnce kabul etti!i bir $eydi: #ddia ediyorum ki, bilimsel indirgemecilik taraf&ndan insan gizemi inan&lmaz ekilde kltlm tr. Pi man
1

Watson D and Williams B. Eccles' Model of the Self Controlling Its Brain. NeuroQuantology 2003; 1: 119-128

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Eccles Teorisi

olmas& beklenen maddecilik amac&yla ruhsal dnyan&n tm sinirsel aktivite kal&b& terimleriyle ili kilendirilmi tir. Bu inan bir hurafe olarak s&n&fland&r&lmal&d&r... Bedenler ve beyinlerin olu turdu'u maddesel dnyan&n varl&'& gibi, ruhlardan olu an ruhsal bir dnyan&n varl&'&n& kabul ediyoruz der. Ancak, bu ruhsal dnya varl ! n kabul etmesi, Descartes n dalist yakla$ m n n bir paras olan, zihnin bir e$it madde oldu!u (substance) d$ncesinden farkl d r. Madde kavram , zihne maddeci bir bak $a yol aabilir. Herhangi bir madde zelli!ini anmadan benli!in ruhsal var olu$undan bahsediyorum. Byk sorun Benlik Beyni Nas&l Kontrol Eder?dir. Bu dalisttir, fakat iki maddenin ifadesi de!ildir. Onun yerine Popperin iki dnyas ile ili$kilidir. Dolay s yla Eccles n dalist yakla$ m Descartesinkinden farkl d r.2 Filojiston ve !kicilik
Descartes zaman nda, yanabilir $eylerin iki etkile$en maddeden olu$tu!u kabul ediliyordu: filojiston ve kl. Bunlar n her ikisi bir araya gelerek, rne!in, odunu olu$turuyordu. Odun yan nca filojiston ve kl ayr l yordu, bu arada da s ortaya k yordu. Daha sonra ise oksijenin yanma nedeni oldu!u anla$ l nca filojiston diye bir $eyin olmad ! ortaya kt . Dolay s yla, ikici/dalist yakla$ m n zihinsel substans& bu teoriden de etkilenmi$tir.

Ecclesa gre, sahip oldu!umuz maddi olmayan zihin veya benlik bizim maddi beyinlerimiz taraf ndan etkilenebilir. Fiziksel dnyaya ek olarak, bir zihinsel dnya vard r ve de ikisi etkile$im iindedir. Yine de Eccles, Descartesin dalizminde oldu!u gibi, zihni fiziksel olmayan bir madde tipi olarak kabul etmez. Fakat, bizim zihnimiz olmad ka var olan dnyan n bir hilik olaca! n syler. Eccles klasik fizi!in d $ na karak, fiziki Frierich Beckin yard m yla, zihinbeyin etkile$imini a klamaya al $t . Teorisinde, beyin kabu!unun ince temel yap s ile kuantum fizi!ini birle$tirdi. Ecclesa gre beyin kabu!unun esas temel birimi dendrondur. Dendronlar maddesel beynin temsilcileridir ve dendronlar n kar$ l ! olarak zihinsel temsilciler olan psikon(psychon)lard r. 'stemli hareket niyeti ve d$ncesi ile psikonlar dendronlar zerine etki eder ve seilen sinir hcrelerinin ate$lenme olas l ! n art r r. Bylece, kolumuzu kald rmaya niyetlendi!imizde, beyindeki kol blgesinde sinir hcreleri ate$leme yapar ve kolumuzun kaslar na uyar gndererek kolumuzu kald r r z. Psikonlar aras ndaki etkile$im, bizim zihnimizin i dnyas n ve alg lar m z n birli!ini olu$turur. Ecclesa gre, zihin-beyin aras ndaki etkile$im, Enerji ile de!il, bir bilginin ak $ nda oldu!u gibidir. Zihin sinirsel olaylar n e$i!ini de!i$tirebilirse, ok byk olas l kla bu kuantum veya kuantum alt seviyelerde etkilidir. Termodinami!in birinci kanununa gre, kapal yani evre ile madde ve enerji de!i$imi yapmayan sistemlerin toplam enerjisi sabittir. Maddecilik teorisinde, fiziksel dnyan n tm kapal bir sistemdir ve madde-enerji miktar kesinlikle ayn d r. Ama, Eccles kuantum mekani!inden yararlan r. Kuantum mekani!inin Ortodoks yorumuna gre, enerji kuantum vakumdan saniyenin ok az bir k sm sresinde geriye denmek zere bor al nabilir.3 Eccles, kpek, kedi, atlar, maymunlar gibi memeliler ve olas l kla da ku$lar n da bilinli varl klar oldu!unu ne srer. Daha alt omurgal lar ve omurgas zlarda (bal k, amfibiler ve kemirgenler) bilinli deneyim yoktur. Ona gre, zihinsel veya psikon dnya ve bu nedenle de bilinli deneyim, memeli yenibeyin kabu!unun (neokorteks) karma$ k geli$imin nihai bir sonucudur. Alt trlerde bu tr organizasyon yoklu!u, igdsel ve !renilmi$ davran $lar olu$turur. Yenibeyin kabu!unun olu$umu, do!al seilimin bir sonucudur. Duyusal girdilerin artan karma$ kl ! n i$leyebilir hale gelir ve ya$amda kalmak iin bir avantaj sa!lar: Yksek seviyeli bilin deneyimi insans& evriminin nihai bir sonucudur... Bilin Darwinci evrimin daha tesinde bir mucize olarak kabul edilmelidir. Yani bilincin varl ! Darwinci evrimle a klanamaz. Buradan anla$ lan; Ecclesa gre bilin yksek memelilere zg bir deneyimdir. Bu deneyim ilahi bir
2

Eccles JC. A unitary hypothesis of mind-brain interaction in the cerebral cortex. Proc Roy Soc London B 1990;240:433-451. 3 Watson D and Williams BO. Eccles' Model of the Self Controlling Its Brain: The Irrelevance of Dualist-Interactionism. NeuroQuantology 2003;1:119-128.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Eccles Teorisi

varl ! n ltfdr. Dolay s ile canl larla s n rl d r. Eccles her maddede olan ruhu (panp$isizm) kabul etmez ve modern fizi!in temel parac klara bellek veya ki$ilik vermedi!ini syler: Maddeci zmler, bizim deneyimledi'imiz benzersizli'imizi a&klamada yetersizdir. Ki ilik veya ruhun benzersizli'inin do'ast ruhsal yarat&l& &n sonucu oldu'unu kabul etmeye zorlan&yorum. Dinsel terimlerle a&klayacak olursak; her ruh ilahi bir yarat&l& t&r, ki dllenme ve do'um aras&nda bir zamanda byyen fetse geer. lmden sonra ne olaca! konusunda ise zihnin beyinsiz olarak da var olabilece!ini ifade ederek $yle der: Beynin ve bedenin lmne bizim ikicil (dalist) var olu umuzun znmesi gzyle bakabiliriz. mit verici olarak, serbest kalan ruh ba ka bir gelecekte daha derin anlaml& ve ok byleyici deneyimler bulacakt&r, belki de yeniden bedensel var olu larla kendini d& a vuracakt&r... Memeli Beyin Kabu$u Tm memelilerde bizimkine benzeyen bir beyin kabu!u bulunur. Beyin kabu!u sinir hcrelerinin haberle$mesi, anatomik ve i$levsel mikro zellikleri klasik fizik kapsam nda kabul edilirse, zihin-beyin ili$kisini a klamada yetersiz kal r. Memeli beyin kabu!undaki her sinir hcresinin (piramidal) bir tepe k nt s (dendrit) vard r. Bu tepe k nt s zerinde binlerce uyar c dikensi sinir hcresi ba!lant s (sinapslar) bulunur. Sinapslar n her birinde sinaps ncesi kesecik zgaras bulunur. Izgarada, ii sinir ileticisi ile dolu 30-50 kesecikten olu$an bir yap vard r. Her kesecik bo$altma (ekzositoz) ile sinir ileticilerini salmak zere zar zerinde yer al r. Bo$altma, beyin kabu!undaki temel birimsel aktivitedir. Kk uyar c sinaps sonras potansiyele (EPSP) neden olur. Bunlar n binlercesinin bir araya gelmesi ile sinir iletimi olan aksiyon potansiyeli ortaya kar. Sinir hcresi ana uzant s (akson) boyunca ilerleyen aksiyon potansiyeli birok sinaps etkileyerek gcn art r r. Bu durum, klasik fizik ve sinir hcreleri a! teorisi ile kolayl kla a klanabilir. Dendron ve Psikonlar Ecclesa gre, zihinsel olaylar n, beyinde nas l sinirsel-elektriksel olaylar meydana getirdi!i konusunda farkl bir teori gerekmektedir. Zihinsel olaylar n sonucunda, zihinsel olaya ba!l olarak farkl beyin blgelerinde kan ak m art $ ve $eker kullan m nda art $ meydana gelir. Btn bu sonular temelde keseciklerden sinir ileticisi bo$al m n n bir yans mas d r. Sinaps ncesi (presinaptik) blgeye ula$an sinir uyar s , son d!m uyararak, kalsiyum iyonlar n n ieri girmesine neden olur ve ard ndan kesecik ieri!inin bo$al m ortaya kar. Bu bo$al m ilgili beyin kabu!u blgelerinde kan ak m art $ olarak gsterilebilir. Ancak eksik bir halka vard r. D$nceler (ncel neden) nas l beyinde belli blgelerin aktivitesini, al $mas n ve enerji kullan m n (sonu) art rabilir? Beyin kabu!u, sinir hcrelerinden olu$an en i$levsel bir tabakad r. Kabuktaki sinir hcrelerinin yerle$imi ve birbiriyle ili$kisi kaotik de!ildir. Sinir hcreleri i$levsel birimler halinde organize olurlar. Bu i$levsel birimler, Lorente de No taraf ndan tespit edilen (1938) dik silindirik yap lard r ve ministun (MiS) olarak adland r l rlar. Genellikle 80-100 sinir hcresinden olu$urlar. Beyin kabu!unun anatomik ve fizyolojik temel birimleridir. Beyin kabu!unun her yerinde bulunurlar ve belli alanlarla s n rl de!ildirler. MiSlar n 60-80 tanesi bir araya gelip makrostunlar (grme beyin kabu!unda bunlara hiperstun denir) meydana getirirler. MiSlar beyin kabu!una diklemesine yerle$iktirler ve tabaka II-VI aras ndan uzan rlar. Her ministun, diklemesine belirgin daha az hcre bulunduran ara blgelerle bir birinden ayr l r. 'nsanlarda MiSlar n ap 35-60 mmdir. Aral klar ise ortalama 80 mmdir. Beyin kabu!u tabakas V, III ve IIdeki piramidal hcrelerin tepe dendritleri bir araya gelerek tabaka Ie ykselir. Bylece beyin kabu!undaki sinirsel alg lay c birimler, yakla$ k 100 tepe dendritten ve onlar n dallar ndan olu$an, dendron olarak adland r lan yap lardan olu$ur. Ecclesa gre bu dendronlar n her biri iin bir zihinsel birim olan psikonlar vard r (*ekil 1). Zihin-beyin etkile$imi tam olarak bu dendron-psikon birimlerinde ortaya kar ve kuantum mekani!i kurallar na gre etkile$im olu$ur.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Eccles Teorisi

Neden Ministunlar Vard r?


1. Beyin kabu!undaki a! kavram gnmzde yerini yava$ yava$ i$levsel birimlerine b rakmaktad r. Bir ministun (MiS), genelde bir tek ve ok karma$ k sinir hcresi k nt s n and r r. Stunlar, ileri derecede yerel ve yo!un ba!lant lar ierir. 'erisindeki bir tek sinir hcresinin kendi ba$ na davran $ engellenir. kt , MiSnin ortak kt s $eklinde olur. 2. Beyin yar krelerinin birbirine gnderdi!i (kallozal) lif say s 200-250 milyon aras ndad r. MiSlarin bir yarar kallozal lif say s n azaltmakt r. 60-80 hcre bir araya gelerek olu$turduklar MiSler ile ortak ba!lant kurarlar. Bylece her hcrenin kendi ba$ na kuraca! ba!lant yk azal r.4 3. Beyin kabu!u hcreleri beyin kabu!u d $ hcrelerine gre (omurilik gibi) daha az bireyseldirler. Bu nedenle, beyin kabu!u daha plastik zellik gsterir. Omurilikte yer alan hcreler do!rudan bir di!eri ile ba!lant l d r ve i$levsel kt s do!rudan bir tek hcre ile ili$kilidir. Yaln zca birka omurilik n k sm nda sinir hcresi kayb , kas kontrolnde yetersizlikle sonulanabilir. Ayn say da sinir hcresinin beyin kabu!unda kayb , MiS yap s ndan dolay hibir olumsuz etki gstermez. Ancak, MiSun hasar grmesi tm makrostunun i$levini belirgin olarak engelleyebilir. 4. Biyolojik olaylar n tm, uzay oldu!u gibi zaman boyutu iinde de yrtlr. Bu zamansal sre hcreleri, ileti yollar n ve hcreler aras ilgilendirir. Sinirsel aktivitenin zamansal uyumu olmaz ise beyin karga$a iine girer, MiS ve makrostun ili$kisi alt st olur. Diklemesine i$levsellik, yatay olana gre daha az sabittir. Bununla ili$kili olarak da bir makrostun iindeki MiSler farkl i$levler gsterebilirler (uyarma ya da bask lama). Bu nedenle diklemesine yerle$ik stunlar n birimleri zamansal olarak farkl i$levlerde grev alabilirler.5 rne!in, nceden bask lanan stn 10 adet ise, ard ndan bask lanmas ortadan kalkarak, sonraki 10 hcre bask lan r duruma gelebilir. 5. Primat beyin evrimi iin yenibeyin kabu!unun (neokorteks) bymesi en nemli yndr. Evrim, beyin kabu!u veya kabuk alan art $ ndan ziyade MiSlerin art $ ile ili$kili olabilir.6 Makrostunlar n yksek primatlarda baz alanlarda o!alabilece!i ne srlm$tr. Bu nedenle, beyin kabu!unun genel bykl! de!il, mini ve makrostnlar n yo!unlu!u, say s evrimsel geli$me ile ili$kilidir diye d$nlmektedir. 6. MiSler beyinde sadece dikey de!il, yatay zellikler de gsterir. '$itme beyin kabu!unda, sol beyinde sa!a gre daha geni$ MiS ve stn aral klar (nropil) bulunur.7 Ayn beyin kabu!u blgelerine bak ld ! nda, $empanzede (Pan troglodytes) ve rhesus (Macaca mulatta) maymununda sa! ve sol aras nda bir fark yoktur. Tre zg, zel beyin kabu!u blgelerinde, MiS farkl l ! ve yap s , insan beynini insan d $ primatlardan ay r r.8 Bu farkl l k, insan beyninde evrimsel farkl la$man n nereye etki etti!ini de gsterir.9 7. MiSlerin kendi iyap lar ileri derecede farkl l k gsterir. Biri di!erine benzemez. MiSlerin farkl l ! evresel etkilerden kaynaklan r, hcre ve liflerinin da! l m nda farkl l klara neden olur. MiSler trler aras nda da anatomik ve belki de bilmedi!imiz i$levsel farkl l klar gsterirler. Rhesus maymunlar nda kedilere gre daha byk beyin bulunmas na ra!men, kedilere gre grme beyin kabu!u MiSleri daha kktr.10 Ancak,
4 5

Cook ND. Homotopic callosal inhibition. Brain Lang 1984; 23: 11625 Duong TQ, Kim DS, Ugurbil K, Kim SG. Spatiotemporal dynamics of the BOLD fMRI signals: toward mapping submillimeter cortical columns using the early negative response. Magn Reson Med 2000; 44: 23142 6 Rakic P. Principles of neural cell migration. Experientia 1990;46: 88291 7 Buxhoeveden CP, Casanova MF. The minicolumn hypothesis in neuroscience. Brain 2002;125:935-952. 8 Anderson B, Southern BD, Powers RE. Anatomic asymmetries of the posterior superior temporal lobes: a postmortem study. Neuropsychiatry Neuropsychol Behav Neurol 1999; 12: 24754 9 Seldon HL. Structure of human auditory cortex. I. Cytoarchitectonics and dendritic distributions. Brain Res 1981a; 229: 27794 10 Peters A, Yilmaz E. Neuronal organization in area 17 of cat visual cortex. Cereb Cortex 1993; 3: 4968.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Eccles Teorisi

maymunun hcre stn daha kk olmas na kar$ n, nispi olarak daha ok hcre ierir ve daha karma$ k bir yap sergiler. Bu nedenle, kedilere gre bilgi giri$ini daha fazla de!erlendirirler.11 8. Baz al $malardan elde edilen verilerde otizm, Down sendromu ve $izofrenide beyin kabu!unun stunsal dzenleni$inde farkl l klar gsterilmi$tir.12 Ancak bu farkl la$man n neden mi yoksa sonu mu oldu!u belirsizdir.

'ekil. Solda, Tepe dendritleri ile birlikte dendronlar n grnm. Piramidal sinir hcrelerinin tepe dendritleri tabaka Ite yumak $eklinde sonlan rlar. Hcre gvdeleri ise tabaka Vde bulunur. Psikonlar ise bo$, dolu kareler ve dolu daireler $eklinde gsterilmi$tir. Her dendron bir psikon ile ili$ki iindedir. Sa' da, Tabaka Ideki uzant lar sa!daki $ekil Adaki gibi kmelenirler. Bu kmelenme beyin kabu!undaki temel anatomik birimi olu$turur. Bu temel birimler tm memelilerde tespit edilmi$tir. Dendritlerden olu$tuklar ndan dendron olarak adland r l rlar. Piramidal sinir hcrelerinin tepe dendritleri zerinde ba!lant yapan dikensi sinapslar bulunur. Beck F and Eccles JC. PNAS -USA, 1992; 89:11357-361. Yazar&n izni ile.

Beynin Evrimi ve Bilin 'ncelenmi$ tm memelilerde, dendronlarda sinir hcrelerinin tepe dendritlerinin dzenleni$inin ayn oldu!u gsterilmi$tir. 'nsan beyin kabu!unda 40 milyondan daha fazla dendron vard r. Ancak, birok ilkel memeli beyin kabu!unda bu say olas l kla 200 binden fazla de!ildir.13 Evrim teorisine gre, zaman ierisinde, tepe dendritlerinde dendronlar n olu$mas ya da daha sonraki evrimsel a$amada psikonlar n ortaya kmas gerekir. Ecclesa gre, her ikisinin bir araya gelmesi bilin olu$umu iin yeterlidir. Bu d$nce ile bilin sadece beyin kabu!unun varl ! na ba!l d r. znel deneyimler, bellek, his zihinsel dnyan n psikonlar ile ya$an r. Yine dendron-psikon etkile$imi znel deneyimlerimiz (felsefecilerin qualia dedikleri) ile ili$kilidir. Her psikon, bilincin birimsel deneyimini olu$turur.
11

Preuss TM, Qi H, Kaas JH. Distinctive compartmental organization of human primary visual cortex. PNAS 1999; 96: 116016 12 Buxhoeveden CP, Casanova MF. The minicolumn hypothesis in neuroscience. Brain 2002;125:935-952. 13 Eccles JC. Evoluation of consciousness. PNAS-USA 1992;89: 7320-24

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Eccles Teorisi

Peki, psikonlar n beyin kabu!undaki dendronlarla ili$kisi memeli ya da canl lar toplulu!unun hangi geli$im a$amas nda ortaya km $t r? E!er tm memelilerde bilinli deneyim oldu!unu kabul edersek, bunun 200 milyon y l nce oldu!unu syleyebiliriz. Srngenlerin nbeyinlerinde (frontal blge) belirgin bir beyin kabu!u geli$imi grlmez. Bu, birok memeli beyin kabu!una gre nemli bir farkl l kt r. Yani, srngenlerin beyinleri, henz ilkel memelilerin beyin kabuklar kadar evrimle$memi$tir. Di!er bir ifade ile srngenlerin beyin kabu!undaki dendron-psikon etkile$imi, bilin ortaya karmak iin yeterince evrimle$memi$tir. Bilin, memelilerin sahneye k $ ile zihinsiz bir dnyada ortaya kar. Ve Ecclesa gre, hayvanlar, memeli beyin kabu!undaki dendron-psikon a$amas n ieren bir yap ya sahip olmad ka bilincin $ ! n ya$ayamazlar. Bu d$nce ile ayn zamanda, zihin ile beyin aras ndaki felsefi ba'lant& problemi zlm$ olur. Kuantum Tnelleme Modeli Sinaps ncesi blgesinde, presinaptik kesecik zgaras (PKI) denilen a l bir yap bulunur. Kresel kesecikler 50-60 angstrm ap ndad rlar (*ekil 2). Sinir hcresinden ilerleyen elektriksel ya da iyonik elektrokimyasal uyar , aksonun ucundaki sinaps ncesi blgeye ula$t ! nda, bo$altma (ekzositoz) olarak adland r lan, keseciklerden sinir ileticilerinin sal n m na neden olur. Sinir uyar lar n n o!u, bir PKIdan tek bir kesecik bo$al m na neden olur. Bu s n rlama olas l kla, parakristalin PKIda keseci!in gmlm$ olmas ndan kaynaklan r (*ekil 2, B ve E). Sinir ileticilerin bo$alt m , beyin kabu!undaki temel birimsel aktivitedir. Her hep-ya da hi bo$alt m ile sinir ileticilerin serbestle$i$i, k sa sreli uyar c sinaps sonras potansiyele (USSP) neden olur. Bir sinir hcresine yeterli byklkte bir uyar olu$turabilmek iin (10-20 mili volt), kk USSPlerin binlercesinin bir arada etki gstermesi gerekir.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Eccles Teorisi

'ekil. stte, gerek elektron mikroskobik iki sinaps (S1 ve S2) grnm ve hcre sonlan mlar nda sinir ileticisi ieren kesecikler grnmekte (At1 ve At2). Altta, sinaps ncesi (presinaptik) kesecik zgaras n n $ematik grn$ ve keseciklerin yerle$imi. Sinaptik kesecikler alt k$eli olarak dizilirler ve aktif blge denen yerler ierirler. SV: sinaptik kesecik, AZ: bo$al ma haz r kesecik, VAS: kesecik yap $ma yeri. Beck F. NeuroQuantology 2008; Bask&da

Sinaps ncesi blge, gelen elektrokimyasal uyar ile uyar ld ! nda, bo$altma olas l ! 1den daha az olan bir erevede ortaya kar. Bu termodinamik ya da kuantum mekani!indeki istatistiksel kavram akla getirir. Her dendritteki sinapslar zerinde dikensi k nt lar n binlercesinin olu$turdu!u yerel USSPlerin ba! ms z istatistiksel toplam , sonu USSPyi olu$turur. Bo$altma, temel olarak PKIda bir kanal n a lmas na ve sinaptik aral !a kesecikteki sinir ileticisi sal n m na ba!l d r. Bu klasik fizi!in kurallar n kapsayan mekanik i$lemdir. Olas l k sal n m nda, kuantum mekani!i roln incelemek iin, kalsiyum iyonu etkisi de devreye sokulmal d r. Beck ve Ecclesa gre bu durumda, serbestlik derecesi 1 ile tek parac ! n (sinir ileticisinin) hareketi bir bariyer zerinde modellenebilir. Bu modelleme kuantum mekani!i tnelleme i$leminin benzeridir (*ekil 3). Zihinsel Olaylarla Sinirsel Olaylar n Olu*umu Saf d$nce, herhangi devam eden duyusal uyaran ya da hareketsel aktivite yokken olu$an bili$sel olaylar olarak tan mlan r. Karma$ k el hareketlerinin d$nlmesi, beyinde her iki (suplemanter) hareket alan nda aktivite art $ olu$turur. Motor haz rl k potansiyeli, suplemanter hareket alan zerinde birok beyin dalgas n n ortalama kayd n n al nmas ile elde edilen elektriksel bir kayd d r. Bu yolla bilinli karar verilen hareketten 200 milisaniye nce beyin aktivitesi olu$tu!u tespit edilmi$tir. Bu gzlemler kuantum mekani!i ile birle$tirildi!inde, istemli niyetin seilmi$ beyin kabu!u alanlar nda sinir ileticilerinin bo$altma olas l ! n art rd ! kabul edilebilir. Kuantum olas l k genlikleri dendronlarda binlerce bo$al ma (USSP) neden olarak beyinde btncl bir e$durum (coherent) olu$ur. Bu e$durum grnen (hareket, konu$ma) ve grnmez (d$nme, hayal etme) kt lara neden olur. Eccles ve Becke gre, beyin kabu!u dikkatle de!erlendirildi!inde anahtar mekanizman n sinir ileticisi bo$alt m oldu!u grlecektir. Zihinsel aban n yoklu!unda olas l k genlikleri birbirinden ba! ms z olarak etki ederler. Zihinsel yo!unla$ma ile bir dendronda, tam bir btnlk iinde sinir ileticilerinin bo$alma olas l ! artar. Bu yolla ok say da olas l k genliklerinin bir araya gelmesi, e$durumlu bir beyin meydana getirecektir.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Eccles Teorisi

Ayr nt : Dendronlarda Kuantum Tnelleme14 Ayr nt olmas na kar! n bir model olarak sinaptik kuantum tnellemeden bahsetmekte yarar vard r. A!a" daki !ekil gz nne al narak, durum iki enerji ile ortaya konulabilir:
'ekil. Bir parac ! n enerji bariyerinde kuantum mekaniksel tnellemesi. V(q): Kolektif potansiyel, Eo: Tek bir parac ! n bo$al m n tetikleyen enerji, a-b engelin geni$li!ini (ya da hcre zar n n kal nl ! n ) ifade eder. Eo enerjisi olan bir parac k, enerjisi bariyerin enerjisinden d$k olsa bile SOLdan SA,a geebilir. Bu gei$ tnelleme ile olur. Beck F, NeuroQuantology 2008; Bask&da.

1.Is enerjisi (Eth): Is s T olan bir evre ierisinde, serbestlik derecesi 1 olan parac " m z n termal enerjisi

Eth =

Burada; T: s , B: Boltzmann sabiti, k: sabittir. Di"er enerji ise 2.Kuantum mekanik s f r nokta enerjisidir (Eo): Dq kadar uzakl kta yerle!ik, M ktleli bir parac " n enerjisidir. Heisenbergin belirsizlik ilkesini gz nne al rsak; %p%q&2'h olur. Bunu alt s n r na uyarlarsak;

1 kBgT [Denklem 1] ile hesaplanabilir. 2

E0

( Dp ) ;

2p h 1 = 2M Dq 2 M
2 2

[Denklem 2]

elde edilir. Bylece klasik fizik ile kuantum mekani"i aras ndaki s n r tespit edebiliriz: E0=Eth, E0>>Eth kuantal ve Eth>>E0 termal uygulamas d r. Sabit tutulan bir T ve %q iin s n r e!itlik bir kritik kitleyi (Mc) ortaya koyar. Bir tek parac " etkileyen dinamik olay, klasik uygulama ile ortaya kan Mcden ok daha byktr. Oysaki M<<Mc durumu iin kuantal uygulama yap l r. T=300 Kelvin ve %q=1 angstrm olarak al rsak, Mc=10-23=6MH, yani bir hidrojen atomunun ktlesinin alt kat (6MH) elde edilir. Buradan kan sonu, bo!alt m iin kuantum mekanik tetiklemenin atomik dzeyde kalmas gerekti"idir. Bir potansiyel enerji (Vq) ile karakterize hareket, I. k s mda ((ekil 3) pozitif bir de"er alabilir. Sinir ileticilerinin bo!alt m ndan nce, yer de"i!tirebilir duruma gre, daha sonra II. k s mda maksimuma ula! r ve ard ndan s f ra d!er (IV). Zamana ba"l bo!altma bir boyutlu Schrdinger denklemi ile dalga fonksiyonu iin y ( q; t ) olarak tan mlanabilir:

ih

h2 2 y ( q; t ) = y ( q; t ) + V (q )gy ( q; t ) 2 M q 2 t

[Denklem 3]

Bo!altman n ba!lad " , t=0 an iin bir dalga paketi potansiyel bariyerinin solunda (ya da sinaptik zgaran n sinaps ncesi k sm nda) yer al r. Bir boyutlu Schrdinger denklemi, t zaman sonras dalga fonksiyonunu bize verir ve bunun bir k sm n n enerji bariyerinin soluna, di"er k sm n n ise sa" na geti"ini bize syler.

P 1 (t ) P2 (t )
14

solda

(q; t )y (q; t )dq sinir ileticilerinin bo!alt m yok

[Denklem 4] [Denklem 5]

sa da

y * (q; t )y (q; t )dq sinir ileticilerinin bo!alt m var

Beck F and Eccles JC. Quantum aspect of the brain activity and the role of consciousness. PNAS -USA 1992; 89:11357-361

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Eccles Teorisi

P1de, zamana ba"l olas l k olarak bo!altma ortaya kmayacak ya da P2ye gre tetikleme ile sinir ileticilerinin bo!alt m ortaya kacakt r. Her iki olas l " n toplam 1e e!ittir. P1(t)+P2(t) =1 yani y = p1 + p2 = 1 !ekli ba!ka bir ifadesidir. Bariyeri ya da sinaptik zgaray gei! probleminin yakla! k bir zm WentzelKrames-Brillouin metodundan elde edilir. Buna gre; bir parac " n yay lma katsay s T, ktlesi M ve enerjisi E ise; b 2 M [V ( q ) - E ] -2 dq a h [Denklem 6]

T =e

burada a ve b, engelin (enerji bariyeri ya da sinaptik zgara kal nl " n ) klasik n ve arka noktalar n gsterir ((ekil 3). Zaman birimi ba! na engeli geme olas l " (W), engele ula!anlar n say s n ()0) ile elde edebiliriz. Burada T, engelin yay lma katsay s d r.

W=

dp = w0 gT dt

denkleminde Bohrun benzerlik prensibine gre de; hgw0 = E0 oldu"undan her iki e!itlik !u hale gelir: P2 (t ) = t gw = t gw0 gT [Denklem 7]. Bu a!amada anlaml rakamlar elde edebiliriz. rne"in; ba!lang durumunda enerji E=E0 olsun. Bu durumda, dalga paketi engelin sol yan na yerle!iktir. Yakla! k olarak atomik boyutlarda %q=1 angstrmdr. Ktleyi (M) de bir hidrojen atomunun ktlesi olan M=1,710-24 gr alal m. Buradan Denklem 2yi kullanarak, E0=8,310-2 eV elde ederiz. Bu bir frekansa neden olur

E0 = hgw0 ve w0 ; 1,3g1014 san -1 bulunur.

Yer de"i!tirme karars zl " zaman *+10-13 ile 10-14 saniye aras ve denklem 7den de P2(*)+10 g T ile 100 g T aras de"er elde edilir. Gzlemlenen P2 yakla! k 0,25 oldu"undan, engeli gei! faktr T=410-2 ile 410-3 makul aral " elde edilir. Bu modele gre, !imdiye kadar yap lan hesaplarla sinaps ncesi blgeye yerle!ik tek bir keseci"in sal n m /bo!alt m gz nne al nd . Parakristalin yap da yakla! k 40 kesecik bir aradad r fakat bir sinir uyar m geldi"i zaman bir kesecik sinaptik aral "a ieri"ini b rak r. Bu durum zgaraya yerle!ik keseciklerin birisi sal nd " nda, di"erlerinin bo!alt m n n engellendi"i anlam na gelebilir. Bu engelleme femtosaniye civar ndad r. Bu gzlemler e!li"inde, kesecik zgaras ndan olan bo!altmaya ok boyutlu yakla!al m. Izgaralardaki her keseci"i iki durumda farz edebiliriz: ,0 ve ,1. Burada ,0 bo!almadan nce, ,1 bo!almadan sonraki durumu tan mlar. Farkl kesecikleri bir btn olarak parac klar !eklinde kabul edebiliriz. Bylece, N keseci"in dalga fonksiyonu !yle bir durumla temsil edilebilir:

Y (1,......, N ) = y i(1) gy i(2) ......y i(nN ) ; ij={0,1} 1 2

[Denklem 8].

Sinir ileticilerini bo!altmadan nce dalga fonksiyonu !u !ekildedir: (1) (N ) Y 0 (1,......, N ) = y 0 ......y 0 [Denklem 9] yani hi bir kesecikte bo!altma gerekle!memi!. Bir uyar ya yan t olarak bir keseci"in ieri"inin aral "a bo!altmas gzleminden, uygun dalga fonksiyonu denklemi bo!altma sonras !u !ekle gelir:

Y1 (1,......, N ) =

(N ) (1) (N ) (1) ( N -1) y 1(1) gy 0(2) ......y 0 +y 0 gy 1(2) gy 0(3) .....y 0 + ..... + y 0 .....y 0 gy 1( N ) . N

[Denklem 10]. N-cisimli dalga fonksiyonundan bo!altma olas l " n n hesaplanmas ndan [Denklem 9 ve 10], bir keseci"in engeli gemesi zmnn ayn s elde edilir. N kadar olas l k olmas na ra"men, tetiklenme yaln zca bir keseci"in durumunu de"i!tirebilir. Bu da sinaptik

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Eccles Teorisi

10

birle!me yerlerinde (ya da sinaptik dikensi k nt larda) makroskobik gzlemlenebilir de"i!ikliklere neden olur.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Walker

Walkerin Kuantum Sinaptik Tnellemesi


Evan Harris Walker (1936-A ustos 2006), beynin al#$mas#nda ve bilincin olu$umunda kuantum teorisinin yerinin olabilece ini 1970 y#l#nda ne srm$tr.1 Daha sonra bu teoriyi daha da ileri gtrm$tr.2 Walker, son 4 yzy#ld#r felsefenin konusu olmas#na ra men bilin konusuna belirgin katk# yap#lmad# #n#n fark#ndayd#. Bilinci tam olarak fiziksel veya i$levsel terimlerle a#klamaya al#$t#. Kendi d$ncesi, sinir hcreleri aras#nda ba lant#n#n sa land# # yerde (sinapslar) kuantum mekani inin devreye girdi i ynndedir. Walker, iki n fikir ne srer: 1. Bilin gerektir fakat fiziksel de ildir. Buna gre, bilin ikici (dalist) yakla$#m gibi ele al#n#r. Bilincin, fiziksel yap# ile ili$kisi vard#r. Ancak kar$#l#kl# etkile$imin, ne $ekilde ve hangi seviyede oldu u a#k de ildir; 2. Bilin, fiziksel bir temel arac#l# # ile fiziksel gereklikle (beyin ile) ba lant#l#d#r. Bu iki n fikir zerinden, kuantum mekaniksel bilin teorisini olu$turur.3 Walkera gre bilin a$a #dakilerden biri ile birlikte olmal#d#r: 1. Ktle, 2. Uzay ve/veya zaman, 3. Tek tek temel parac#klar, 4. Drt temel kuvvetten biri (ktle ekimi, elektromanyetik, nkleer ve zay#f kuvvet), 5. Kuantum mekani indeki dalga fonksiyonu, 6. Fizikteki temel denklemlerin tmnn toplam#. Bunlar ierisinde kuantum mekani indeki durum vektrnn ya da dalga fonksiyonunun indirgenmesinin di erlerine gre daha mant#kl# seim olaca #n# ne srer. Kuantum mekani inde lm sorununu zme yolunun, sinapslardaki kuantum mekaniksel olaylar#n incelenmesi ile bulunabilece ini ne srer. Walkera gre, sinir iletiminde ne srlen kalsiyuma ba l# sinir ileticisi sal#n#m# teorisi, birok nrofizyolo un fizik bilmemesi nedeni ile kuantum mekani i ile ba da$t#r#lmaz. Klasik anlay#$a gre, herhangi bir sinir uyar#m#n#n (aksiyon potansiyeli) sinir hcresi sonlan#m#na ula$mas# (presinaptik blge), iyonize kalsiyum arac#l# # ile iinde sinir ileticileri bulunan keselerin a#lmas#na neden olur. Sal#n#m olas#l# # (p) ve keseciklerin a#lmas# de i$ik faktrlere ba l#d#r, p=0,01-0,9 aras#nda de i$ir. Yksek p de erli sinapslarda, baz# kalsiyum ba lanma yerleri, uyaran gelmeden nce kalsiyum ile doldurulmu$tur. Bu haz#r ba lanmadan dolay# daha k#sa srede daha fazla sal#n#m olur. Baz# proteinler sal#n#ma yard#m eder, sinir ileticisi sal#n#m#nda devreye girerler: sinaptotagmin-I ve II, munc-13, sintaksin, sinaptobrevin (VMAP), SNAP-25 gibi. Bunlardan sinaptotagminler kalsiyum duyargalar#d#r ve hassasiyetlerinin 2 kat artmas# sinir ileticilerinin bo$alt#lmas# olas#l# #n# 16 kat art#r#r. Yine sistein sicim proteinleri, sal#n#m esnas#nda kalsiyum kanallar#n#n a#lmas#n# tetiklerler. 'ki yz kadar kalsiyum iyonu, tek bir kalsiyum kanal#n#n a#lmas# ile sal#n#m# ba$latabilir. Sal#n#m#n art#$#, gelen sinir ak#m#n#n sresiyle do ru orant#l#d#r.4 Walker, sinir hcresi son k#sm#nda (presinaptik blge) kesecik sal#n#m#na neden olan kalsiyumun enerjisinin sonuta elektronlardan geldi ini belirtir (Ca++ iyon yap#s# nedeni ile). Genelde ne srlen fikir, presinaptik blgeye kalsiyum iyonunun deneysel olarak verilmesi, kesecik bo$al#m# ile ate$lenmeye neden olur $eklindedir. Herhangi bir teorinin, sinir hcreleri aras# ba lant# yerinin (sinaps) neden zel yap#da oldu unu a#klamas#n#n gerekti ini, ancak kalsiyum teorisinin bunu yapamad# #n# ne srer. Walker, geleneksel bak#$ a#s#ndan farkl# olarak kalsiyumun sinaptik gei$te ikincil bir grevi oldu unu d$nr. Klasik Fizik Bak ! : Sinir ileticisi sal n m olas l $ 5 Sinir ileticileri kk paketikler halinde sal#n#rlar ve dolay#s#yla her paketik (kuantum) belli bir byklkte sinaptik potansiyel olu$turur. Buna kuantal sinaptik
1 2

Walker EH. The nature of consciousness. Mathematichal Biosciences 1970;7:131-178. Walker EH. Quantum Mechanical Tunneling in Synaptic and Ephaptic transmission. International Journal of Quantum Chemistry 1977;11:103-127. 3 Walker EH. Quantum theory of consciousness. Noetic Journal 1991;1:100-1007. 4 Thomson AM. Facilitation, augmentation and potentiation at central synapses. Trends Neursci 2000;23:305. 5 Kandel ER, Schwartz JH, Jessell TM. Principles of Neural science. 2000;261

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Walker

potansiyel denir. Her ne kadar kuantum mekani ini a r#$t#ran kuantal sinaptik potansiyel ifadesi kullan#lsa da kuantum mekaniksel durumlar#n ele al#nmas# sz konusu de ildir. Ele al#$ tamamen klasik fizik kurallar# ierisindedir. Sinaptik potansiyeller sinir hcreleri aras#nda olu$abildi i gibi sinir hcresi-kas birle$me noktalar#nda da olu$urlar. Kolay olmas# bak#m#ndan al#$ma modelleri olarak sinir hcresi-kas birle$me noktalar# al#$#l#r. Sinir-kas birle$me yerinde kendili inden, hibir elektriksel uyar#m olmadan sinir ileticileri bo$al#m# olu$ur. Bu durum dinlenme halindeki bir kasta hibir kas#lma yokken kolayl#kla kaydedilebilir. Buna minyatr son plak potansiyeli (miniature end plate potentials, MEEP) denir. Bo$al#mlar herhangi bir sinir iletisi olmadan olu$tuklar#ndan, genlikleri kktr ve bu nedenle minyatr olarak adland#r#l#rlar. Sinir ileticisi olan, sinir kas kav$a #nda devreye giren asetilkolinin (ACh) tek bir alg#lay#c# kanal#ndan (reseptr) geen ak#m, yakla$#k 0,3 mV kadard#r ve minyatr son plak potansiyeli olu$mas# yakla$#k 2000 benzer kanal#n a#lmas#n# gerektirir. Sal#nan baz# ACh molekllerinin sinir hcresi-kas birle$me yerinde kar$# tarafa ula$amayaca #n# da d$nrsek, bir minyatr son plak potansiyeli iin en az 5000 asetilkolin molekl gerekir. Hcre d#$# Ca++ yo unlu u normalse, presinaptik sonlanmadaki bir sinir uyar#m# (aksiyon potansiyeli, AP), her biri 0,5 mV genli inde olan yakla$#k 150 kuantum salar ve byk bir son plak potansiyeli do urur. E er herhangi bir sinir uyar#m# yoksa, saniyede ortalama bir kuantum sal#n#r. Sinir iletimi ile presinaptik sonlanmaya Ca++ girince, kuantal sal#n#m 100 bin kat artar ve 1-2 milisaniye iinde 150 kuantum e$zamanl# sal#n#r. Bir kuantal sinir ileticisi sal#nmas# rastlant#sal (random) bir olayd#r. Bir aksiyon potansiyeline yan#t olarak kuantumun sal#nmas#na ili$kin iki olas#l#k vard#r: sal#nma veya sal#nmama. Bir kuantumun sinir iletimi ile sal#nmas# di er kuantlar#n ne olaca #ndan ba #ms#zd#r. Her uyar#mda sal#nabilecek kuantumlar#n hesaplanmas#, birok ba #ms#z binomial denemeye benzer (ok say#da yaz#-tura at#lmas# gibi). Binomial da #l#mda: p = ortalama ba$ar# yzdesi (belli bir kuantumun sal#nma olas#l# #) q veya (1-p) = ortalama ba$ar#s#zl#k n = sal#nma olas#l# # olan toplam kuantum miktar#n# gsterir. p ve nnin sabit oldu u kabul edilir! (nk her uyarandan sonra sinir sonlanmas#ndaki depolarda azalma hemen yerine konur.) pn=m (kuantal ierik veya kuantal #kt# ya da son plak potansiyelini olu$turacak ortalama kuantum say#s#d#r) rneklerle bunu grelim; bir sinir sonlan#m yerinde n=5 ve p=0,1 ise, q=0,9 olacakt#r. Bu durumda her sinir uyar#m#nda ka kuantum sal#naca # veya ka ba$ar#s#z uyar#lma olaca # olas#l#klar#n# hesaplayabiliriz. Mevcut 5 kuantumdan hibirinin sal#nmama olas#l# # (ba$ar#s#zl#k) her kuantum iin olan olas#l#klar#n arp#m#d#r: q5=(0,9)5=0,59. Bu $u anlama gelir: 100 denemede 59 ba$ar#s#zl#k ya da sal#nmama durumu olabilir. Benzer $ekilde 0, 1, 2, 3, 4, 5 kuantumun sal#nma olas#l#klar#n# hesaplayabiliriz: (q+p)5=q5(ba$ar#s#zl#k)+5q4p(1 kuantum)+10q3p2 (2 kuantum)+10q2p3 (3 kuantum)+5qp4 (4 kuantum)+p5(5 kuantum) Buna gre, 100 denemede 33 tek, 7 ift, 1 l, 0 drtl ve be$li kuantum sal#nmas# olas#d#r. m de eri 100-300 (omurgal# sinir-kas kav$a #, mrekkep bal# # dev sinir hcresi ana uzant#s#, Aplasia sinapslar#nda) ile 1-4 (omurilik) aras#nda de i$ir. p de eri 0,7 (kurba a sinir-kas kav$a #) veya 0,9 (yenge sinir-kas kav$a #) kadar yksek de erlerden baz# merkezi sinapslarda 0,1e kadar d$er. n de erinin ise 1 ile 1000 aras#nda de i$ebildi i hesaplanm#$t#r. Ancak, biyolojik yap#larda n ve p gibi istatistiksel terimlerin temsil ettikleri fiziksel sreler tam bilinmez. nk, durum tam olarak yaz#-tura atmaya benzemez. n belki sal#nabilecek kuantum say#s#ndan ok sinaps ncesi aktif sal#n#m blgelerini tan#ml#yor olabilir. Sal#nma blgelerinin say#s# sabit olarak d$nlmekteyse de keseciklerle ili$kili olanlar#n oran# de i$ken olabilir. p en az iki de i$kenle ili$kilidir: keseci in sal#nma blgesine ba lanma ve sinir uyar#m#n#n ba lanm#$ keseci i bo$altma olas#l#klar#, pnin ayn# zamanda sinir uyar#m# s#ras#nda sinaps ncesi blgeye Ca++ giri$ine ba l# oldu u d$nlmektedir.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Walker

Kuantum Sinaptik Tnelleme Sinapslarda elektrik sinyaller kimyasal sinyallerle di er bir hcreye ula$t#r#l#r. Ula$an sinyaller, bir dizi i$lem ard#ndan tekrar elektriksel sinyale dn$trlr. Yani elektriksel iyonik sinir uyar#m# kimyasal sinir ileticisi sal#n#m# tekrar elektriksel sinir uyar#m#na dn$m $eklinde gei$ olur. Walkera gre, kuantum mekani inin sinir sisteminde devreye girdi i yer, hcreler aras# ba lant# yeri olan sinaptik yar#k ya da aral#kt#r. Kimyasal arac# kullanan ba lant#lara ek olarak, kimyasal arac# kullanmayan, elektriksel sinapslar da vard#r. Elektriksel sinapslar#n o unlu u ilkel organizmalarda bulunur ve ba lant# aral# # (sinaptik bo$luk) yakla$#k 150 ile daha dard#r. Baz# canl#larda elektriksel+kimyasal iletim bir arada bulunur. Kimyasal sinapslarda ise 150-180 ile biraz daha geni$tir (omurgal#lar#n sinir hcresi-kas blgesinde 500 a kadar #kar). Ancak, her iki tipte de sinir ileticisi ieren kesecikler bulunur. Kuantum mekaniksel tnelleme iin uygun yap#lard#r. Biyolojik yap#larda elektron tnellemenin ortaya #kt# # de i$ik al#$mac#larla gsterilmi$tir.6 Yapay biyomolekler ya dan yap#lm#$ zarlarda da tnelleme gzlenmi$tir.7 Bu gibi zarlar Zener-Diyodik davran#$ da sergilerler.8 Sinapslar ve diyotlar aras#ndaki bu yap#sal ve i$levsel benzerlikleri dikkate alan Walker matematiksel bir model geli$tirir. Angstrm ve Zener-Diyotlar
1 Angstrm, zerinde $apka ile gsterilir, 1 =10*10 metre, 0,1 nanometre veya 100 pikometredir. Atom byklkleri 0,25-3,0 aras#ndayken, kimyasal ba lar#n molekllerdeki geni$li i 1-2 dur. Zener-Diyotlar yakla$#k 10 voltluk bir e$ikten sonra ak#m geirirler. Diyot bir p-n ba lant#s#, transistor ise n-p-n veya p-np ba lant#s#d#r. Diyot aral#klar#nda kuantum tnelleme olur ve aral# # 150 dur

Kuantum mekani ine zg olan tnelleme ilgin bir fenomendir. Klasik fizi e gre bir duvara (ya da enerji bariyerine) at#lan bir top duvar# delmeden di er tarafa geemez. Klasik fizikte, E enerjili bir parac#k, bir enerji potansiyel duvar#n#n iinde bulundu u zaman, e er enerji, duvar# geme enerjisinden d$k ise sonsuza kadar orada kal#r. Ancak enerjisi, duvar#n enerjisinden yksek ise, parac#k bariyeri a$#p d#$ar# kaabilir. Bu klasik fizi #n bak#$ a#s#d#r. Fakat, kuantum mekani inde bir enerji duvar#/engelini a$mak iin yeterli enerjisi olmayan parac#k engeli a$ma, tnelleyerek geme olas#l# #na sahiptir. Engel kal#n ya da ince olsun fark etmez. Buna arp#c# benzetme, e er evinizdeki bir odadaki duvar#n yan#nda bir milyon y#l beklerseniz, bir an iin duvardan di er odaya geme olas#l# #n#z vard#r ve bu gerekle$ebilir. Bir kare $eklindeki potansiyel (enerji, zar) bariyerini tnelleyerek geme olas#l# # $yle yaz#l#r:

p = olas l k

E (V0 - E ) 16 exp( -2 L 2m(v0 - E / h 2 v0

Burada, bariyerin yksekli i V0, parac#k enerjisi E, ktlesi m, bariyerin geni$li i L, bariyeri geme olas#l# # pdir.

6 7

DeVault D. Nature 1967;215:642 ve Wei LY. Math Biophys 1967;29:411 Pant HC ve Rosenberg B. Biochem Biophys Acta 1971;225:379 ve Karvaly B. Nature 1973;244:25-26. 8 Rosenberg B. Disc Faraday Soc 1971;51:190

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Walker

'ekil: Kimyasal veya elektriksel hcreler aras# ba lant# yerinde (sinaps) bir elektronun enerji diyagram# ve kuantum tnelleme modeli. Sinaps sonras# (postsinaptik) 0,07 eVluk enerji ta$#r. Potansiyel engelinin yksekli i ya da sinaptik zar# geme enerjisi V0=0,118 eVtur ve deneysel verilerden elde edilmi$tir. Uyar# iin, V1 kadar daha enerji gerekir. V1=0 oldu unda engel kare $eklindedir.

Bilinli deneyim, birbiri ile ili$kili bir btndr. Beyinde da #n#k durumdaki sinapslar#n bir arada al#$mas# btnselli i olu$turur. Walker, herhangi bir anda bu btnselli i temsil eden bir dalga fonksiyonu olmas# gerekti ini ne srer. Kuantum mekani i bireysel olarak tm sinapslarda devreye girer. Bilin btn bunlar#n toplam#n#n bir sonucu olabilir. Oysa, geleneksel olarak ne srlen, sinirsel a lar, bilinli bir btn a#klamada yetersizdir. Sinir hcreleri a lar# Hodgkin-Huxley teorisi iinde olurken, kuantum mekani i devreye girdi inde durum vektr ya da dalga fonksiyonu ile tan#mlanan olas#l#klar sz konusu olur. Aktif bir sinapstaki ate$leme 0,3-3 milisaniye srer ve kuantum mekanik tnelleme ile uzak sinapslara yay#labilir. Bu nedenle ok say#da ve k#sa sreli tnelleme olmas# gerekir. Walkerin hesaplamalar#na gre, sinaptik aral#kta tnelleyerek s#rama bir ka pikosaniye (10-12) srer. Karakteristik tnelleyerek s#rama zaman# 8,410-12 saniyedir. Bu sinir iletimi sresi olan 0,3 saniyede binlerce kez olu$ur. Ayn# srede tnelleyen bir elektron, beynin her yerine ula$acak $ekilde yer de i$tirebilir. Elektronun sahip oldu u ve ortaya #kard# # enerji, yakla$#k 0,07 eVtur. Bu enerji, keseciklerden sinir ileticisi sal#n#m#n# sa layacak byk protein molekllerini harekete geirebilir. 'nsan beyninde 2,351013 sinaps oldu unu kabul ederek, yakla$#k n=200 bin byk molekl elektron vericisi olarak katk#da bulunabilir. Bu katk#lar ayn# sinaps ya da uzak blgelerden olabilir. zellikle, hcre iinde znm$ halde bulunan RNA (ribonkleik asit) elektronlar#n#n s#rayarak yer de i$tirmesinin nemli oldu unu ne srer. Adeta RNAlar bir s#rama ta$#d#r. RNA molekllerinin, k#sa sreli elektron tutmalar#n#n di er molekllere gre daha uygun oldu unu ne srer. Beynimizde yakla$#k 31 gram znm$ RNA bulunur. Sinapstan di er bir sinapsa gei$in, RNA elektronlar#n#n s#ramas# ile mmkn olabilece ini ve evrendeki her elektronun kuantum dola$#kl# #n#n bir paras# oldu unu belirtir. Ayr#ca, sinir hcrelerinde bulunan mikrotbllerin de elektron ta$#nmas#nda etkin olabilece ine, ancak RNAlar#n daha avantajl# oldu una dikkati eker. Walker bir elektronun bir sinaptik ate$lemesi iin $u denklemi elde eder:

Nt 2 Nf >1 Mt Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Walker

Burada, N hcreler aras# ba lant# (sinaps) say#s#, t tnelleyerek s#rama zaman#, M=7,451020 sabit, t sinaps#n aktif kalma sresi, f ise tipik bir sinaps#n ate$leme frekans#d#r. Uyan#kken f=0,027 ve uykuda f=0,009 saniyedir. Minimum ate$leme frekans#;

f min =

Mt nNt 2

denklemiyle elde edilir ve bilincin ortaya #kt# # de erdir. Buradan hesaplanan de er de fmin=0,014 saniyedir. Francis Crick, beynin trafo merkezi olan talamus ile beyin kabu u aras#ndaki ortalama 40 Hz (35-75 Hz) e$zamanl# titre$imin bilinli durumun kar$#l# # oldu unu ne srer (1994). Walker kendi teoremi ve hesaplamalar#ndan elde edilen f=0,028-0,013 saniyelik titre$imin 35-70 Hze kar$#l#k geldi ine de dikkati eker.9 Bu, uyan#kl#k durumunda elde edilen f=0,027 de eri ile uyumludur.
Tablo. Beyin dalgalar#n#n farkl# frekanslara gre adland#r#lmas# ve frekans aral#klar#. A$a #daki kar$#l#kl# gsterimde de frekanslar#n birbirine evrilmesi grlmekte.10 0,5-2,5 Hz Delta 2,5-7,5 Hz Teta 7,5-12,0 Hz Alfa 12-14 Hz Sigma 14-20 Hz Beta 1 20-35 Hz Beta 2 35-45 Hz Gamma 45-125 Hz Omega 1 kilohertz (kHz) = 103 Hz = 1,000 Hz 1 megahertz (MHz) = 106 Hz = 1.000.000 Hz 1 gigahertz (GHz) = 109 Hz = 1.000.000.000 Hz 1 terahertz (THz) = 1012 Hz = 1.000.000.000.000 Hz 1 petahertz (PHz) = 1015 Hz = 1.000.000.000.000.000 Hz 1 exahertz (EHz) = 1018 Hz = 1.000.000.000.000.000.000 Hz

Kesecik bo$al#m#nda, Brownian rastlant#sal da #lma (difzyon) da tnellemeye kadar sinir ileticileri ba$#bo$ Brownian hareket yaparlar. difzyon denklemine gre; difzyon zaman# t, yay#lma mesafesi x (x=180 ap# R (250 ), s#cakl#k T (300 Kelvin), Boltzmann sabiti k (5,67010*8 ak#$kanl#k/viskozite v (5 cp) olarak al#nd# #nda $u denklem elde edilecektir:

etkilidir ve Einstein#n ), kesecik Js*1m*2K*4),

tdifzyon =

3Rn x 2 kT

Bu denklemden difzyon zaman# t=0,3 mili saniye bulunur ve sinir hcresi iin herhangi bir d#$sal uyar#ma yan#t verilemeyen, direnli (refrakter) yani ikinci bir uyar#n#n etki edemeyece i dnemdir. Elektriksel Sinapslar Buraya kadar bahsedilenler kimyasal sinaptik aral#klarda olabilecek olaylar# anlatmaya ynelikti. Sinir sisteminde, kimyasal sinapslara ek olarak elektriksel sinapslarda bulunur. Bu trdeki sinapslarda arac# olarak kimyasal ileticiler (sinir ileticileri) kullan#lmaz. Elektriksel iyonik ak#m do rudan bir yerden di erine geer. Bu tr sinapslar, memeli (ve insan) beyninde ve retinas#nda bulunur. Bu sinapslar birbirine 3,5 nm kadar yak#n olabilirler (kimyasallar 20-40 nm aral#kl#d#r). Kimyasal bir sinapsta ileti gecikmesi 2 msan iken elektriksel bir sinapsta bu sre 0,2 msan ile ok ok daha k#sad#r.

10

Mel BW. In the brain, the model is the goal. Nature Neuroscience. Suppl 200;3:1183 Perlis ML. Et al. J Sleep Res 2001;10:93-104.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Walker

Dolay#s# ile elektriksel sinapslar ok h#zl#d#rlar.11 Bu h#zdan ve s#k# ba lant# zelliklerinden, kuantum tnelleme iin olduklar# kadar btncl beyin al#$mas# (e$zamanl# nronal bo$al#m) iinde en nemli yerdir. Peki, elektriksel olan sinaptik aral#klarda uyar# gei$i nas#l olur? Sinaptik gei$ iin elektrik ak#m# denklemi $u $ekilde verilir;

I = a eng f MEPP
Burada a molekl ba$#na tnelleyen elektron say#s#, ng bir kesecik kap#s# molekl say#s#, e elektronun yk, fMEPP motor son plak minyatr potansiyel (MEEP) bo$al#m frekans#n# temsil eder. 50 milivoltta, 50 m alanda elektrik ak#m# 1,910-12 amper bulunur. Bu diren olarak Rj=1,3104 OhmCm2ye denktir (Ohm; amper ve Wattdan elde edilen bir diren de eridir. R=V/I denkleminden elde edilir. Diren (R)=Volt(V)/Amper(I). Ancak, elektriksel sinapslarda aral#k daha dar oldu undan, 50 milivoltta, 150 luk aral#kta Rj=220 OhmCm2 iken, 120 da ise Rj=3,7 OhmCm2 olur. Bu de erler tnelleme iin yeterlidir ve temel olarak, sinir hcreleri aras# elektriksel ve kimyasal ba lant#lar aras#nda ciddi fark olmad# # anlam#na gelir.

'ekil. stte. Elektriksel bir sinaps#n $ematizasyonu. Sinir hcreleri aras#ndaki s#k# ba lant# (gap junction) blgelerinde, normal sinir hcreleri aras#ndaki kimyasal gei$in tersine, gei$ elektrikseldir. Aral#k normalden farkl# olarak daha dar ve s#k#d#r. nm: nanometre. Zarlar aras# kanallar bulunur ve 1,2-2,0 nm ap#ndad#rlar. Bu kanallar iyon ak#m# kk molekllerin gei$ine izin verir. Aradaki kanallar konnekson olarak adland#r#l#r. Her konnekson, alt# adet, birbirine ba l#, 7,5 nm bykl nde protein yap#s#ndan (konneksin) olu$ur. Altta, nanometre le inde mikroskobik grntleme, soldaki st bytmede a#k-sa da ise kapal# kanal grlmekte.

11

Bennett MV, Zukin RS. Electrical coupling and neuronal synchronization in the mammalian brain. Neuron. 2004 Feb 19;41(4):495-511

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Walker

Minyatr Motor Son Plak Potansiyelleri (MEPP) Paul Fatt ve Bernard Katz, kurba a sinir-kas sinaps#ndan kay#t yaparken, presinaptik uyar#lma olmaks#z#n 0,5 mVluk kendili inden postsinaptik potansiyeller oldu unu ve bunlar#n aktif blgeden uzakla$t#ka kld n ke$fettiler. Bu bulgu daha sonra memelilerde ve beyindeki sinapslarda da kan#tland#. Fatt ve Katz#n bu spontan potansiyellere minyatr son plak potansiyelleri ad#n# verdi. Bu potansiyeller, sinir-kas kav$a #nda fizostigmin ile (AChE inhibitr) kuvvetlenir, ACh (asetilkolin) reseptr blokerleri ile inhibe olurlar. Minyatr son plak potansiyelinin bykl ~0,5 mV ile genelde sabittir. Tek bir AChR kanal#ndan geen ak#m sadece 0,3 mV kadar potansiyel retir. Bu durumda tek bir kendili inden MEPP olu$umu iin ~2000 asetilkolinin sal#nmas# gerekir. Minyatr motor son plak potansiyelleri, herhangi bir sinir uyar#m# olmadan, sinir sonlan#m yerlerinden kaynaklanan, tamamen rastlant#sal oldu u d$nlen potansiyellerdir. Bunlar motor son plak grlts ya da dikenleri $eklinde olabilirler. Grlt olarak tan#mlananlar, d$k genlikli ve dzensiz sal#n#mlard#r (20-40 Hz). Dikenler de dzensizdirler ve yakla$#k 50 Hz sal#n#m yaparlar. Bu iki potansiyelin kayna # klasik fizik ya da sinir bilimi a#s#ndan bak#ld# #nda tart#$mal#d#r.
R FDI Ulnar C8-T1

1.87

1.88

1.89 100ms 100V

'ekil. Minyatr son plak potansiyelleri ve arada iki tane olarak gzken minyatr son plak dikenleri. Zemindeki dalgal# yap# rastlant#sal, hibir uyar#m olmadan sal#nan sinir ileticilerinden do ar. Bu potansiyellerin, sinir hcrelerinin bile$im yerindeki, presinaptik blgede sinir ileticilerinin kuantum tnellemeden kaynaklanabilece i ne srlr (potansiyel kayd , S.Tarlac ).

Walkera gre bu sal#n#mlar kuantum mekaniksel tnellemenin sonucudur. Minyatr motor son plak potansiyellerinin sal#n#m frekans#/s#kl# #n# elde edebilece imiz bir denklem de ne srer. Yap#sal de i$ikli e neden olabilecek gei$ yerlerinde molekl ba$#na d$en elektron say#s# a, bir sinir ileticisi ieren kesecik kap#s#nda molekllerin say#s# ng, gei$ yeri ba$#na sinaps sonras#na geen sinir ileticilerinin say#s# nt, sinapslardaki toplam kanal-kap# say#s# N ile gsterildi inde, kuantum mekanik tnelleme ile

f MEPP =

v* Nnt a ng

denklemi yaz#labilir. Tek ba$#na, uyar#lma enerjisi (E), kesecik kap#s#n# amas# iin yeterli de ildir. Is#ya (termal) ba l# uyar#lma da kap#lar#n a#lmas#na neden olabilir ya da kendili inden kuantal sinir ileticisi sal#n#m# olu$abilir. Herhangi bir zamanda, kendili!inden s ya ba!l olan sinir ileticisi sal#n#m olas#l# #; olas#l#k p, uyar#lma enerjisi

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

Walker

E, Boltzmann sabiti k, e elektron yk (1,610-19 Columb), #s# T olarak al#nd# #nda $u $ekildedir:

p = e- E / kT
Benzer olarak, #s#ya ba l# sinir ileticisi sal#n#m s#kl# # iin ba$ka denklemler de ne srlm$tr12

f s ya = e-U / kT
ba!l

Unun de eri, deneysel olarak kedi sinaps#nda 0,54 eV, kurba ada 0,79 eV bulunmu$tur. Bu son iki denkleme ra men, kesecik sal#n#m#n#n #s#ya ba l# zellikleri ok daha karma$#kt#r. Toplam tnelleme s#kl# # (frekans#) iki denklemin toplam# $eklinde yaz#labilir:

fToplam = f MEPP + f ISI


Bilinli Veri Oran Walker sinaptik tnellemeye ek olarak, bilince giren veri oran kavram#n# da ortaya atar. Bilinli veri oran# (C):

C = i.n

2 tNf M

ile gsterilir.

Burada, i sinaps#n ate$leme ya da ate$lememe bilgi miktar#n# yani aktivasyon ba$#na bilgi bitini temsil eder. inin de erini tespit etmenin zorlu una dikkati eker ve de eri yakla$#k 0,293 olarak al#r. Bylece Cnin de eri 47,5 MilyonBit (MegaBit)/saniye olarak hesaplan#r. Ancak, bu verinin o u bilinli olarak alg#lanamaz. Yaln#zca, tm beyin aktivitesinin ok az bir k#sm# bilinli olarak deneyimlenir. Sonu Evan Walker, yapt# # al#$malar# ok taraftar bulmam#$ olsa da konu zerinde ciddi olarak yo unla$m#$ ve sinir sistemine kuantum mekaniksel denklemleri ilk uygulayan ki$i olmu$tur. Onun yapt# # bu konudaki ilk ve en ciddi uygulamad#r. Bu nedenle kuantum beyin teorisyenleri aras#nda Walker#n sayg#n bir yeri vard#r. Onun ba$latt# # yol di er kuramc#lara da cesaret vermi$tir. 1970lerde ba$latt# # kendi kuram#n#n etkileri gnmzde halen devam etmektedir. zellikle yak#n zamanlarda bilinle ili$kilendirilen e$durumlu gamma beyin dalgalar#n#n, Walkerin denklemleri ile uyumu olmas# dikkat ekicidir.

12

Bass B, Moore WJ. Proc Nat Acad Sci USA 1966;55:1214.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

OrchOR

Penrose ve Hameroffun Kuantum Nesnel ndirgenmesi


Roger Penrose, gen ya#lar&ndan beri amatr olarak psikoloji, felsefe ve matematik bulmacalarla u' ra #&yordu. K &sa bir sre bilgisayar bilimi ile de u'ra#t& ve ard&ndan fizi' e geri dnd. Bu dnemde kuantum mekani' i ve genel grelilik zerinde yo'unla#t&. Btn bu a#amalar esnas&nda, bir yerlerden zihnin ucundan tutmaya al&#t&. zellikle, bir bilgisayar&n bilinten ba #ka her #eye sahip olabilece'i zerinde durdu. Birok bilgisayar uzman&, bilgisayarlar&n da bir gn bilinli olaca'&n&, ancak #imdilik insan beyni ok karma#&k oldu'undan, yeterli taklit yap&lamad&'&n& ve ileride ba#ar&laca'&n& ne srer. Penrose ise bu gr# yetersiz bularak, Bilincin bir programdan ba ka bir ey olmad#$#n# ne srecek olursak, niin yapay zek ara t#rmac#lar#n#n bilincin bir paras#n# elde edemediklerini sorar. Bundan dolay&, #lemsel olarak bilincin taklit edilemeyece'ini syler. Bundan yola &karak, E$er bilin hesaplanamaz ise, bununla ili kili olarak bilinci olu turan beyin i levleri de hesaplanamaz olmal#d#r der. Ayr&ca, beynin bilinen fizik kanunlar&ndan fazlas&n& ierdi' ini ne srer. Ona gre, bilin yeni fizi'in kkenidir ve bu henz ke#fedilmemi# veya formle edilmemi#tir. Olas&l&kla da bu fizik, kuantum mekani' inin alt&nda ya da yak&n&nda bir yerlerde bulunacakt&r. Di'er yandan, ayn& dnemlerde Stuart Hameroff, bilincin gizemi ile ilgileniyor ve anestezik maddelerin beynin durumunu bozmadan, geri dn#l olarak, bilinci nas&l off/kapal# durumuna getirdi' ini anlamaya al&#&yordu. Hameroffa gre, bu etki sinir hcreleri iinde bulunan mikrotbller zerindeki elektron ak&#&n& geici olarak engelleyerek ortaya &k&yordu. Bu nedenle, mikrotbllerin do'rudan bilinle ili#kili oldu'unu d#nyordu. Titre#en bir mikrotbln, titre#imlerinin ayn& hcre iinde yay&ld&'&, bununla da kalmay&p, bu titre#imlerin di'er sinir hcrelerine de ula#abilece' ini ve beyinde byk bir e#durum (koherans) yaratabilece' ini ne srd.1 Bununda bilincin kayna'& olabilece' ini d#nd. Penrose ve Hameroff bir araya gelerek bilincin, kuantum mekaniksel modelini ortaya att&lar. Bu teori bugne kadar kuantum mekani'i zerine in#a edilmi# en gl bilin teorisidir. Penrosea gre bilin bir kuantum fenomeni olmal&d&r. Sinir hcreleri iinde yer alan minik tpkler (mikrotbller) bilincin kuantum mekaniksel yeridir. Mikrotblleri i#lemci olarak kullanmak bir bak&ma ultra-indirgemeciliktir. Buna gre sinir hcreleri basit i#lemciler de'il, daha karma #&k bilgisayarlard&r. Standart bak&# a&s&na gre, insan beyninde 10 11 sinir hcresi vard&r ve her biri zerinde 104 ba' lant& oldu'u d#nlrse, saniyede 10 18 i#lem yap&labilir. Oysa, mikrotbllere indirgenen kuantum hesaplama ile saniyede 10 27 i#lem yap&labilir (beyinde 10 11 sinir hcresi ve her sinir hcresinde mikrotblleri olu#turan 10 7 tblin bulunur). Penrose, kuantum mekani'inde tart&#ma konusu olan, znel ve nesnel indirgenme aras&nda da bir ayr&m getirir. znel indirgenme iin bilinen a&klamay& yapar. Bir kuantum sisteminde ne oldu'u gzlenene kadar herhangi bir zel durumda de'ildir. Gzlem,

1 Freedman DH. Quantum Consciousness. Discover 1994;15:88-94.

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

OrchOR

sistemde bir indirgenme/kme/kollapsa neden olur. Bu geleneksel kuantum teorisinin bak&# a&lar&ndan biridir. Nesnel indirgenme (objectif reduction) ise Penroseun bir ke#fidir ve grelilik ile kuantum mekani' ini birle#tirme giri#iminden kaynaklan&r. Nesnel indirgenmeyi, kuantum mekaniksel bilin teorisinin iine katar. st ste binme durumlar&n&n her birinin kendi uzay-zaman geometrisi vard&r. zel durumlar alt&nda, mikrotbllerde de st ste binme gerekle#ir ve sonuta bir seim gerekle#tirilir. Nesnel indirgenme, bir seim yap&ld&'&nda (farkl& uzay-zaman geometrileri aras&nda) dalga fonksiyonunun kmesidir. evresel proteinler bir dereceye kadar nesnel indirgenmenin ayarlanmas&n& ynetirler (orchestrated). Penrose ve Hameroffa gre nbilin bilgisi, temel Planck le'inde, uzay-zaman geometrisinde kodlan&r. Bu lekteki olaylar bilin durumlar& ile sonulan&r. Platonik bir bak&# a&s& da yakalayan Penrose, bilin durumlar&n&n kendi dnyalar&nda bulundu'unu ve bizim zihinlerimizin oraya ula#t&'&n& ne srer. Roger Penrose, kuantum mekani'i problemlerinin, yle ya da byle, bilinci anlama ynnde kar#&la #&lan problemlerle belli ynlerden ili#kili oldu'unu ne srer. Kuantum olgular&n&n, beynin i#leyi#i ynnden nemli olabilece'ine inan&r.2 Yerel olmama olgusu ve kuantum e#durumu, ilke olarak, beynin geni# blgelerinin e#durumlu bir i#leyi#i gerekle#tirme usullerine i#aret etmektedir: Kuantum fizi$i, birok kar# #k ve gizemli davran# biimini ierir. Bunlar#n o$u (yerel olmay# ) kuantum ba$lant#l#d#r ve geni bir ekilde ayr#lm# mesafeler aras#nda gerekle tirilebilirler. Bana yle geliyor ki, byle eylerin bilin ve d nce biimlerinde rol oynamas# kesin bir olas#l#kt#r. Kuantum ba$lant#lar#n#n, beynin geni alanlar#nda belirleyici bir rol oynad#klar#n# nermek belki de o kadar sama de$ildir. Fark #ndal#k hali ve beyindeki hayli tutarl# kuantum durumu aras#nda her hangi bir ili ki var m#d#r acaba? Bilincin bir zelli$ i olarak grnen teklik veya kresellik bununla ili kili midir acaba? Byle oldu$una inanmak daha tutarl# galiba. Nesnel ndirgenme Kuantum durumu indirgenmesi (reduction, R), rastlant&sald&r ve fizikiler taraf&ndan kuantum lme probleminden uyarlanm&#t&r. Do'ada gerek bir i#lem olarak kabul edilen nesnel indirgenme (objective reduction, OR) ile ilgilidir. evrenin etkisi OR zerinde bask &nd&r ve rastlant&sal Rden ayr&lmas& mmkn de'ildir. evreden iyi korunmu# (izole) durumda OR devreye girer. Teori, kuantum spin a'lar& teorisini de iine al&r. Spin a' lar& teorisine gre tm evren asl&nda uzay-zamansal geometrik birimlerden olu#ur. Geometrik birimler alanlar ve hacimlerdir. En kk birimleri ise Planck alan& ve hacmidir. Penrose ve Hameroff teorisine gre, bilin, organize bir kuantum sisteminde, uzayzaman&n ayr&lmas& iin gerekli e#ik a#&lana kadar st ste binme durumunda kal&r. Kendili'inden indirgenir ve bilinlili' in ortaya &kmas& iin kendili'inden indirgenme esast&r. Buna kar#&n R hesaplanabilirdir ve sistemin rastlant&sal evresi taraf&ndan indirgenir.3 Bu teoriye gre, yaln&zca ok zel durumlar& bilin burumunu destekleyebilir: 1. leri derecede e#durumda ve st ste binme bulunan bir sistem, 2. Kendili' inden durum indirgenmesi (OR)
2 Karal n Yeni Usu-II. Fizi !in Gizemi. TB$TAK yay. 1999;2 3 Hameroff S &Penrose R. Conscious Events as Orchestrated Space-Time Selections. NeuroQuantology 2003;1:10-35

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

OrchOR

olana kadar, grlt-parazit evreden bir sreli' ine ayr& kalabilmesi (izole) gerekir. Bu ayr& kalma, rastlant&sal indirgenmeyi engellemek iin gereklidir. Herhangi evresel bir kitle, kuantum dola#&kl&k nedeni ile kuantum durumu zerine etki edebilir. 3. OR sreci bir bilin ak &#&/zaman&n ard&#&kl&'&na neden olur ve bir ya #am sreci boyunca inan&lmaz say&da tekrarlar. Zaman&n ak &#&n& zihnimizde olu#turarak, anlar& ya#ar&z. Kuantum ktle ekimi e#i'ine ykseldi'inde, uzay-zaman geometrisi zerinde etki eder. Normal boyutlarda kuantum ktle ekiminin ok kk etkisi vard&r. Ancak, sinir hcreleri iinde yo'un bulunan mikrotbler yap&da OR i#leyebilir. zellikle miktotbllere e#lik eden proteinler (microtubule-associated proteins, MAP) ORye neden olan kuantum dalgalanmalar&na ince ayar yapar ve bu nedenle teorilerini, ynetilmi# nesnel indirgenme veya OrchOR olarak adland&r&rlar.
Tablo. U, R, SR, OR ve OrchOR zellikleri Kuram kme nedeni Kuantum e#durumlu kme yok st ste binme Kopenhag d#ncesi Penroseun Yeni Fiziki Penrose Hameroff evresel dola#&kl&k, lm ve bilinli gzlem Kuantum ktle ekimine ba' l& kendili'inden kme Kendili'inden kme, mikrotbllerde MAPlerle kuantum ktle ekimi etkisi

Tan #mlama Dalga fonksiyonunun evrimi (Schrdinger denklemi) znel kme Nesnel kme Ynetilmi# nesnel kme

ve

Kuantum mekani'inde, bir sistem dalga fonksiyonu ile tan&mlan&r. Dalga fonksiyonu, zaman iinde, belirlenimci ve hesaplanabilirdir. Kuantum kuram& hesaplanamaz hi bir #eyin olmad&'&n& syler. Bu durum, U (unitary) ile gsterir. Newtonun klasik fizi' ini, Maxwellin elektromanyetik alan davran&#&n& ve Einstein&n teorilerini C ile gsterelim. Temel olarak C belirlenimci ve hesaplanabilirdir. Bylece, U ve Cnin her ikisi hesaplanabilir kabul edilir. Ancak, U ve C aras&nda eksik bir yer vard&r. Penrose, kuantum mekani'inde dalga fonksiyonu kmesi ya da indirgenmesindeki eksik yeri R ile gsterir. Sonuta, gnmzdeki kuantum dnyas&nda nesnelerin o' unlukla hesaplanabilir bir #ekilde davrand&klar&, ancak bazen zerlerinde lm/gzlem yap&ld&'&nda, sistemin rastlant&sal davrand&'&n& syler. Rastlant&sal olan durum ise hesaplanamazd &r. Penrose, Bilinli beyin eylemlerini, ancak Gdenin syledi'i trdeki hesaplanmaz ilkelerle a&klayabiliriz sav&n& temel alarak kuantum bilin teorisinin iine katar. Bylece Gdelin hesaplanamaz sreleri de dikkate al&r. Gdel teorisi esasen; bir insan&n bir konuyu matematik yolu ile kavrama etkinli' inin, yaln&zca bilinen ve tm ile inan&lan bir dizi hesaplama kural&na indirgenemeyece' ini ne srer. Penrose bilinen fizik yasalar&na bakarak, hesaplanabilir olmayan davran&#& bulmaya al&#&r. E'er bilinen yasalarla bunu ba #aramazsa, hesaplanamaz sreleri a&klamak iin eldeki fizik yasalar&n&n tesine gemek gerekti' ini ne srer. Penrose kuantum dzeyi ile klasik dzey aras&nda, fizi'in gznden kaan bir bo#luk oldu'unu (U ve C aras&nda) ne srer. Bu bo#lu'un kuantum kuram& ile Einstein&n ktle ekim kuram&n&n birle#mesi ile kapat&laca'&na inan&r. Normalde ktleekimini Gne# gibi byk cisimlerde gzleriz. rne'in, Gne#in yan&ndan geen bir ba#ka y&ld&z&n &#&'& e'rilir. Penrose, bu ktleekimim mikroevrensel dnyada da geerli oldu' undan yola &kar. Bu a&'&

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

OrchOR

kapatacak teorinin hangi dzeyde etkili olaca'&n& bulmak iin st ste binme durumunu rnek verir. st ste binmeden ayr&#ma, alttaki uzay zaman e'rili'inde ayr&#maya e#de'erdir. st ste binme durumunda olan iki kat& madde paras&n&n ayr&#arak, iki farkl& konumdan birisini temsil eden duruma kmesi zaman&n& tahmin iin gereken enerjinin (E) nemli oldu'unu belirtir. Burada yaln&zca kat& madde paras&n& olu#turan paralardan birinin di'eri zerindeki ktle ekimsel etkisini hesaba katar. E' er madde paras&n&n sert olarak hareket etti'i kabul edilirse, E, paran&n iki konumunda olu#an ktle ekimi alanlar& aras&ndaki fark&n zenerjilerine e#it olur. Esasen cismin ktlesi taraf&ndan E belirlenir. Buradan yola &kan Penrose, st ste binmenin bozunarak bir tanesini temsil eden duruma kmesi iin geen yar&lanma sresini T ile gstererek, denklemine ula#&r. Burada; h Planck sabiti (h) bl 2p de'erine e#ittir. rne'in, ap& 1 fermi (10-15 metre) olan tek bir atom alt& parac&k d#nelim. Denklemden, kme sresi T=10 7 y&l bulunur. Ancak, bu de'erler bahsedilen maddenin evreden tam olarak yal&t&lm&# olmas& durumunda geerlidir. Gerekte, do'ada evresel etkiler ok fazlad&r ve bu nedenle kme sresi ok daha h&zl&d&r. Burada, sistemin kendi iinde (kendili' inden) kmesi hesaplanabilir, ancak evrenin etkisi hesaplanamaz ve rastlant&sald&r. Sistem evre ile dola #&kl&k iinde oldu' undan, kendi iinde hesaplanabilir olmas&, evre etkisi ile maskelenir. nk, d&#ar&dan rastlant&sal etkilerin ne yapaca'& ve ne zaman etki edece'i hesaplanamaz. Dolay&s& ile kmeyi as&l denetleyen evre ile olan dola #&kl&'&n rastlant&sal etkileridir.
Tablo. De' i#ik ktlelerin nesnel indirgenme ya da kme zaman&. T de'eri evreden izole kabul edilerek hesaplanm&#t&r. Ktle (m) Zaman (T) Atom ekirde' i 107 y&l Berilyum iyonu 106 y&l Su damlac&'&-farkl& byklklerde 10-5 cm ap &nda Saatler 10-4 cm ap &nda 1/20 san 10-3 cm ap &nda 10-3 san Schrdingerin kedisi (1 kg, 10 cm) 10-37 san

T = h/E

Bugn kabul etti'imiz modern anlay&#a gre, toplam 4-boyuttan olu#an uzay-zaman iinde ya#amaktay&z (3 boyut uzay + 1 boyut zaman. Bu arada, sicim teorisine gre, gremeyece'imiz #ekilde kendi zerine katlanm&# di'er 7-boyutu da unutmamak gerekir: 7+4=11 boyut). Einstein&n genel grelili' ine gre, bu uzay-zaman hafif e'ridir ve e'rilik ktlenin da'&l&m& ile ili#kilidir. Bu klasik fizi$in standart tablosudur. Kuantum mekani$inde ise, ktlenin neden oldu'u ekimden kaynaklanan ok zay&f uzay-zaman e' rilikleri hi hesaba kat&lmaz. Bu durumda, Einstein&n genel grelili' i ile kuantum mekani'i aras&nda bir uyumsuzluk ortaya &kar. nk, kuantum sistemlerinde uzay-zamandaki kk e'rilik farkl&l&klar& byk etkilere neden olabilir. st ste binmi# durumlardaki kuantum sistemlerinin kmesi sonras& uzay-zaman geometrileri farkl&la#&r. Ve hatta kmeye uzayzaman geometrisinin ekim ile farkl&la#mas& neden olabilir. Bu kuantum nesnel indirgenme ya da kmedir (OR).4

4 Penrose R. Shadows of the Mind, Oxford Press, Oxford, U.K. 1994.

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

OrchOR

$ekil. Solda; Kuantum e#durum st ste binme uzay-zaman&n ayr&#mas& olarak gsterilebilir. stte iki ayr& uzay zaman geometrisi birle#erek tek bir uzay-zaman #eklini al&r (st ste binme durumu) ve iki alternatifi ierir. stteki ayr&#malar, alternatiflerden biri ya da di' erini do'urur (Penrose, 1994 - s.338). Her kitle da'&l&m& ayr&k uzay-zamana neden olur ve ikisinin e'rilikleri farkl&d&r. e ya da d&#a e' rilikleri vard&r. Uzaysal yer de'i#tirme zamanla birlikte olur. Seim sonras& birisi kaybolur, di'eri fiziksel gereklikte kendini devam ettirir. Sa'da; #ematize uzay-zaman ayr&#mas&n&n tblinlerin elektron transferi ile alfa-beta yap &s& aras&nda dn#m. Bu durumdaki alfa ve beta tblinler kuantum hesaplamadaki kubitler gibi 0 ve 1 olarak da d#nlebilir (NeuroQuantology 2003;1:10-35).

Penrose ve Hameroff beyinde, kuantum e#durumu st ste binmesinin gerekle#ebilece'i (OR) ve bilinci do'abilece'i en uygun yer aranmas&nda baz& ltler kulland&lar. Bunlar: 1. S&k bulunmas&, 2. #levsel olarak sinir hcreleri aras&ndaki ba' lant&da ve hcre yap&s&n&n devaml&l&'&nda yer almas&, 3. Periyodik ve kristal benzeri yap &da olmas&, 4. D&# evreden etkilenmemesi iin kendini izole edebilmeli, 5. #levsel olarak kuantum seviyesi olaylar& ile ili#kilendirilebilmeli, 6 . Tpk veya silindirik olmal&, 7 . Bilgi i#lemeye elveri#li olmal&d&r. Btn bu zellikler k&sm& olarak hcre zarlar&nda, DNAda, zar proteinlerinde ve sinapslarda vard&r. Ancak bu zelliklerin tm sinir hcreleri iindeki mikrotbllerde (MT) vard&r.

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

OrchOR

ekil. Penroseun bir iziminden mikrotbllerin hcre iindeki yerle imi ve yap!s! Mikrotbller (MT) Beyin ve di'er hcrelerde, uzaysal ve dinamik olarak kendili' inden organize olmu# protein a' lar& vard&r. Bunlar hcresel iskelet olarak adland&r&l&r. Sinir hcrelerinde, iskelet hcrenin at&s&n& sa'lad&'& gibi sinir hcrelerini birbirlerine ba' layan yerlerin (sinaps) al&#mas&n& da dzenler. Birok tipi olmas&na kar#&n, en byk k&sm&n&, kk ii bo# silindirler #eklinde, tblin proteinlerinden MTler olu#ur. MTler ve hcresel iskelet makro molekler iken, tblinler molekler yap&lard&r. MTler birbirlerine mikrotble e#lik eden proteinlerle (MAP) ba' lan&rlar. Bu ba'lanma, hcre iinde iskeletsel bir a' olu#turur. MT'ler tm blnebilen hcrelerde bulunan polimerlerdir. Hcre blnmesi esnas&nda, MT'lerde bir dzenlenme olu#ur. Kromozomlar&n blnmesi ve yeni olu#an hcreler aras&nda payla#&m&na yard&m ederler (mitoz i'cikleri ad&n& al&rlar). Blnmeyen hcrelerde ise yap&sal eleman olarak kullan&l&rlar. Asl&nda onlara hcresel iskelet denmesi yanl&# bir ifadedir, nk sabit bir yap&da olmay&p, ileri derecede dinamiktirler.5 i bo# silindir #eklindeki MTler 25 nm ap&ndad&r ve uzunluklar& ok farkl& olabilir. Bazen bir akson uzunlu'unda olabilirler ve akson uzunlu'u 70 cme ula #abilir. Uzunlamas&na dzenlenmi# protofilament denilen 13 uzun zincirin bir araya gelmesiyle, ii bo# silindirler olu#ur. Protofilamentler tblin dimerlerinden olu#ur. Her dimer 8 nmdir ve hafife farkl& 4 nmlik alfa ve beta monomerlerinden meydana gelir. Tblin dimerleri iki kutupludur

5 Arshad Desai and Timothy J. Mitchison. Microtubule polymerization dynamics. Annu Rev Cell Dev Biol 1997; 13:83-117.

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

OrchOR

(dipol) ve negatif ykleri monomerlere do'ru yerle#iktir. Her mikrotbl, d&# k &sm& su taraf&ndan izole edilen bir nanotpe benzer. Yap&daki enerji herhangi bir da'&l&ma u' ramadan yay&l&r.6 Tblinler, MT yap&s&nda heksagonal #ekilde, hafif dnk olarak dizilirler. Buna ba'l& olarak dnm# zincir yap&s& 3, 5, 8...de bir tekrarlar ve bu Fibonacci dizilerine denk gelir: 0, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13. Nanometre 1 nanometre 10 metredir. $nsan sa n n 80 binde 1'i ya da yakla & k hidrojen atomunun ap n n 10 kat , DNA sarmal n n yar s kal nl ! na denktir. MT'leri olu#turan alfa ve beta tblin monomerlerinin yakla#&k %50'si aminoasit seviyesinde ayn& yap&dad&r. Her birinin molekl a'&rl&'& yakla #&k 50.000'dir. MT'leri uzunlamas&na olu#turan protofilament say&s&, insan sinir hcrelerinde 10-15 aras&nda de' i#ir. o'unlu'u 14 uzun zincirden olu#ur. Hcre blnmesinde kullan&lanlar genelde 13 uzun zincir ierirler. Bu protofilament zincir say&s&, beta tblinin zel bir #ekli taraf&ndan belirlenir. MT'ler polar yani + ve - ykl yap&lard&r ve ba #-kuyruk k &sm& ile iki kutupludur. Her iki utaki farkl& polimerizasyon oranlar& kutuplanmaya neden olur. Kinesin adl& MT motor proteini iin bu polarite ok nemlidir. ATP'yi enerji kayna'& olarak kullanarak, polarite yard&m& ile tek ynl olarak MT zerinde kayarak hareket eder. MTlerin her birini ba'layan mikrotble e#lik eden proteinler (MAP) vard&r. Sinir hcrelerindeki MAP'ler daha ok bir MT'yi di' erine ba'lar. Bu MAP'ler MT'lere ba' lanma oran& 1:4 veya 1:10 kadard&r. Bu apraz ba' lant&lar, alt birimlerin ayr&#mas&n& engeller.
Mikrotble E'lik Eden Proteinler (MAP) Canl& trlerinde ok farkl& MAPler vard &r. Bunlar kendi aralar&nda bir tak&m farkl&l&klar gsterirler. MAP-1B zellikle sinir hcrelerinin geli#iminde, akson uzamas& ve yap &lanmas& s&ras&nda nemli grev al&r. MAP-1B yap &sal olarak, MAP-2, 4 ve MAP-tau proteininden farkl&d&r. MAP-4, sinir hcresi d&#&ndaki hcrelerde de bulunur. MAP-1B'nin MT'le ba' lanma yeri kktr. MT'e di'erlerine gre daha zay&f ba'lan&r. Hcresel iskelete ok kat&lmaz ve daha ok hcre iinde da'&n&kt&r ve hcre zar& ile ba'lant& durumu daha fazlad&r.7 Daha ok hcre zar& proteini gibi davran&r. MAP-1B'nin GABA alg &lay&c&lar&na ba' land &'& gsterilmi#tir.8 MAP-4 evrimsel olarak sirkesine'inden (Drosophila) insana kadar, sinir hcrelerinde ve di'er hcrelerde bulunur. X-MAP-215 insan d&#&ndaki canl&larda bulunmas&na kar#&n, benzeri insanda da tespit edilmi#tir. Protofilamentlerin polimerizasyonu artar. MTdeki tblinlere ba'lanma oran& ok d#ktr (1 adet XMAP-215 iin ve 20 tblin). MAP'lar&n MTlere ba'lanmas& a'&rl&kl& olarak elektrostatiktir ve hem alfa hem de beta tblinin asidik C-terminal k&sm&na ba'lan&rlar. Fosforilasyon ba'lanmaya olan bu e'ilimi azalt&r ve MAP y&k&m-yap &m&n& canland &r&r.
-9

6 Mavromatos NE. Cell microtubules as cavites: Quantum coherence and energy transfer. arXiv:quant-ph/0009089, 21 sep 2000 7 Hanley J. G., Koulen P., Bedford F., Gordon-Weeks P. R., and Moss S. J. The protein MAP-1B links GABA(C) receptors to the cytoskeleton at retinal synapses. Nature 1999; 397, 66-69 8 Sandra L Tanner ve ark. Evidence for Expression of Some Microtubule-Associated Protein 1B in Neurons as a Plasma Membrane Glycoprotein Journal of Neurochemistry 2000;75:553-562

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

OrchOR

Penrose ve Hameroff bu #ekilde dzenlenmi# MTlerin bilgi i#lemede etkili olabilecekleri ne srer. Teorik ve modelleme al&#malar& ile tblinlerdeki yap& de'i#ikli'inin MT iinde yay&ld&'& ve di'er MTlere de yay&larak hcresel otomat olu#turdu'u gsterilmi#tir. MTler bu #ekilde bilincin ulta-indirgenen yeri olur. MT zerine bulunan MAPler kuantum titre#imlerini ayarlar ve kuantum kmesini ynetirler (OrchOR). Bylece, nesnel indirgenme MAPlerin ba'land&'& MTlerde kendili'inden ortaya &kar ve bilin olu#umunu sa'lar. Uzay-zaman ierisinde ortaya &kan OrchORden kaynakl& bilin deneyimi, bilincin zor problemine de zm getirir.

$ekil. Mikrotbllerde, klasik ve kuantum mekanik i#leme modelinin tblinler zerinde gsterimi. Kuantum mekanik i#lemede her tblin alfa ve beta yap&s& ile bir kubit (kuantum mekani'inde bitin kar#&l&'&) olarak ele al&n&r. Buna gre; bir tblin alfa, beta ve hem alfa hem de beta (st ste binme) yap&s&nda bulunabilir. Klasik i#leme rne'i 1. ad&mda grlmekte. Siyah-beyaz tblin resimleri, tblinlerin alfa-beta #eklini sembolize eder. Her nanosaniyede, dalgasal tarzda tblinler alfadan beta yap&s&na dner. Bu dnme elektron yer de'i#tirimi ya da transferi ile olur. #leme rntl (patern) hareket eder ve yeni bir rntye dn#r. Bu ad&m ard&ndan, kuantum e#durumlu st ste binme durumuna dner (2-6). Gri olan #ekiller e#durumlu rnt titre#imi gsterir. 6. #ekilde tam bir e#durum olur ve kuantum ktle ekimi etkisi ile kendili'inden nesnel indirgenme iin kritik e#i'e ula#&l&r (OrchOR). Bu geri dn#msz ad&md &r. Bilin, 6-7. ad&m gei#inde ortaya &kar. Bu srete #imdi hissi olur. 7. ad&mda klasik i#leme otomat&n&n hcresel i#levleri dzenlemesi iin zdurumlar& (eigenstate ) gsterir. 8. ad&mda tekrar kuantum e#durumu ba#lar. Bu ard&#&kl&k bilin veya zaman&n ak&#&na neden olur (NeuroQuantology 2003; 1: 10-35).

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

OrchOR

$ekil. *ematik olarak kuantum e#duruma (tblinlerin say&s&) kar#&l&k zaman&n gsterimi. 500 msan Benjamin Libetin al&#malar&ndan &kan, bilin ncesi ya da bilince ula#ana kadar geen zamand&r. E'ri alt&ndaki alan ktle ekimsel OR ile uyumlu kme/indirgenme zaman& ile ktle-enerji fark& ili#kisini gstermektedir (NeuroQuantology 2003;1:10-35). E'ri alt&ndaki alanda enerji E, kme zaman& T olarak E= h /T denkleminden elde edilir. E de'eri Nt ile ifade edilebilir ve bu sembol, Tnin kendili'inden kmesi (ya da uzayzaman&n ayr&#mas& iin) gereken tblin say&s&d&r. T=25 msan olmas& iin (40 Hz beyin dalgas&na denk gelir) Nt=21010 tblin gerekir.9

Penrose ve Hameroff, st ste bulunma ya da e#durumun ne kadar devam etti'i zaman&n&, T de'erinden hesaplayarak 500 msan olarak verirler. Bu, Benjamin Libet taraf&ndan 1979da tespit edilen10, bilin ncesi 500 msan ile uyumludur. E de'eri hesaplanarak MT tblin say&s&, 500 msan iin 109 tblin olarak bulunur. Bu bilinli olmak iin e#durumlu al&#mas& gereken en az tblin say&s&d&r. Tipik bir sinir hcresinde 107 tblin ierir.11 E'er, her sinir hcresindeki tblinlerin %10unun kuantum e#durumunda bulundu'unu kabul edersek, 1000 (=103) sinir hcresi 500 msan e#durum ve bilinlilik yaratmak iin yeterlidir. Hameroff hesaplamalar&n& daha da ileri gtrerek, bilincin farkl& durumlar& (koma, anestezi, uyku...) ve yksek bilin hallerini (meditasyon) temellendirmeye al&#&r. Budist Sarvaastiaadinsin bilin hareketi s&kl&'&, 24 saatte 6.480.000 harekettir ifadesine at&f yaparak12, msan ba#&na 13,3 tek hareket olarak hesaplar. OrchOR ile ba' lant& kurar ve bilin ncesi 13,3 msanlik bir dnemin 410 10 tbline denk geldi'ine ne srer. Seimler ve zgr iradeler a&s&ndan bak &ld&'&nda ok basit bir zm sunar. rne'in, sabah kahvalt&s&nda kahve ve ay seene'imiz var diyelim. Bilin ncesi dnemde
9 Hameroff S. Consciousness, the brain, and spacetime geometry. Annals of The New York Academy of Sciences 2001;929:741004. 10 Libet B, Wright EW Jr, Feinstein B and Pearl DK. Subjective referral of the timing for a conscious sensory experience. Brain 1979;102:193-224. 11 Yu W and Baas PW. Changes in microtubule number and length during axon differentiation. J Neuroscience 1994;14(5):2818-2829. 12 von Rospatt A. The Buddhist Doctrine of Momentariness: A survey of the origins and early phase of this doctrine up to Vasubandhu (Stuttgart: Franz Steiner Verlag). 1995.

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

OrchOR

10

(yakla#&k 25 msan), kahve+ay MTlerde st ste binme durumundayken, nesnel indirgenme oldu'unda ay ya da kahve tercihimize karar vermi# oluruz.
Tablo. T = h / E denkleminden yararlan&larak elde edilen, e#durumdan &kma zaman& (T), gerekli tblin ve sinir hcresi say&s& Olay T zaman# Tubulin ve Hcre say #s# Budistlerin fark&ndal&'& 13 ms 41010 tblin/hcre, 40 bin hcre 40 Hz e#durum 25 ms 21010 tblin/hcre, 20 bin hcre EEGde 8-12 Hz alfa ritmi 100 ms 5109 tblin/hcre, 5000 hcre Libetin bilin e#i'i 500 ms 109 tblin/hcre, 1000 sinir hcresi

OrchOR modeli birok konuya a#kl#k getirir; 1. Sinir hcresi al&#mas&n& kontrol etme ve dzenleme 2. Bilin ncesinden bilinli duruma geme 3. Hesap edilemezlik 4. Nedensellik 5. *imdi ierisinde farkl& st ste binmelere ba'lant& (zamansal ve uzaysal) 6. Zaman&n ve bilincin ak &#&, ard&#&kl&'& 7. zgr irade 8. Ba'lant& sorununu zme: zihin-beyin nerede ili#kilidir Anestezi ve Mikrotbller Anestezikler bilinci geici olarak ortadan kald&ran kimyasallard&r. Bugne kadar anesteziklerin bu etkiyi nas&l yapt&'& tam olarak anla #&lamam&#t&r. Genel olarak, bir anestezik madde, 1. bilinci ortadan kald&r&r, 2. anestezi alt&ndaki sreyi hat&rlamay& engeller (amnezi), 3. a'r&y& alg &lamay& engeller. Bunlar iinde en nemli etkisi bilincin geici olarak ortadan kalkmas&d&r. Hameroff, bu konuyu da mikrotbllerde bilgi i#leme yn ile ele alm&#t&r.13 Anestezik etki ile anestezik maddenin ya'da znlrl' aras&nda do'rusal bir ili#ki vard&r. Son y&llarda yap&lan al&#malarla, anesteziklerin hedeflerindeki proteinler zerinde hidrofilik (ya'& seven, suyu sevmeyen) blgelere etki ettikleri ne srlm#tr. Bu etkinin, polar olmayan aminoasitler (yani yksz, + ve yk olmayan) ve anestezik madde aras&ndaki zay&f van der Waals (London) kuvvetleri arac&l&'& ile oldu'u gr# savunulmu#tur. Bedenimizdeki proteinlerin i#levi uzaysal #ekillerine ba' l&d&r. Her protein bir aminoasit zincirinden olu#ur ve daha sonra katlanarak, 3-boyutlu bir yap& kazan&r. Bu yap&, protein zincirindeki aminoasitlerin gruplar&na ve kuvvetlere ba' l&d&r. Esas katlanmay& sa'layan yksz, polar olmayan aminoasit gruplar&n&n birbirine ba'lanmas&d&r. Bunlara hidrofobik (suyu sevmeyen) gruplar denir ve van der Waals kuvvetleri ile birbirlerine ba'lanmay& sa'larlar. Proteinlerdeki aminoasitler aras&ndaki ykl ba'lar. Etkile#imler ise iyon ve hidrojen ba'lar& ile olur. Protein iindeki hidrofobik aminoasitler, polar olmayan, ama gerekti'inde polarize olabilen lsin, izolsin, fenilalanin, triptofan, tirozin ve valindir. Bu hidrofobik paketlerin hacimleri, 400 , kp ya da toplam protein hacminin 1/30 ile 1/250si aras&ndad&r. Bunlar&n znme zellikleri bildi'imiz zeytinya'&na benzer.
13 Hameroff S. Anesthesia, consiousness and hydrophobic pockets-A unitary quantum hypothesis of anesthetic action. www.consciousness.arizona.edu

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

OrchOR

11

Hidrofobik paketlerdeki van der Waals kuvvetleri, katlanma esnas&nda protein yap&s&n& #ekillendirir. Hidrofobik paketlerin de van der Waals kuvetleri ile bilin zerinde de etkisi oldu'u, Hameroff taraf&ndan ne srlm#tr. Buna gre, anestezikler hidrofobik paketler aras&ndaki van der Waals kuvvetlerini etkisiz hale getirir ve geici olarak bilinci ortadan kald&r&rlar. Ek olarak anesteziklerin elektron hareketini engelledi' i ynndeki al&#malar& dikkate alarak, kuantum st ste binmenin engellenmesinin de bilinci ortadan kald&rmada bir arac& oldu' unu belirtir. Bilinci Kald#rmak MT'ler zerine olumsuz ve zedeleyici etki eden baz& ilalar vard&r. Bu ilalar aras&nda taksol, vinblastin ve kol#isin say&labilir. Acaba bunlar bilin durumunu de'i#tirirler mi? nsanlarda klinik olarak byle bir etkileri yoktur. Bu belki de tam olarak MTye etki etmemelerinden kaynaklan&r. Bahsedilen ilalar MT olu#turan tblinlere ba'lan&rlar. lalar MT dzenlenmesini bozarak (vinblastin ve kol#isin) veya MT de'i#kenli'ini azaltarak (taxol) etki ederler. Bu farkl& etkilere ra'men, esas etkileri, hcre blnmesini esnas&nda mitozu engellemektir.14 Ancak, baz& ara#t&rmac&lar fareler zerinde yap&lan al&#malarda, kol#isinin ' renme ve bellek zerine olumsuz etki etti' i, farelerin beyinleri inceledi'inde t&pk& Alzheimer hastalar&n&nkine benzer bozulmalar olu#turdu' u gsterilmi#tir. Bunun MTler zerindeki olumsuz etkisinden kaynakland&'& ne srlr.15 Hayvanlarda Bilin Evrimsel a&dan bak &ld&'&nda, i#levsel hcresel iskelet ekirdekli tm hcrelerde bulunur. Alfa ve beta tblinlerin tm ekirdekli hcrelerde bulunmas&, ok hcreliler ortaya &kmadan daha nce bile var oldu' unu d#ndrmektedir. Yakla#&k 3,5 milyar y&l nce, ya#am Dnyam&z zerinde yava#a geli#meye ba #lad&. nce yaln&zca tek hcreliler ve basit ok hcreliler ortada vard&. Bu dnemin ilk 2 milyar y&l&nda yosunlar ve bakteri benzeri ekirdeksiz hcreliler dnya zerine egemendi. Yakla#&k 1,5 milyar y&l nce ekirdekli ve organelleri (mitokondri) olan hcreler ortaya &kt&. Bu dnemdeki hcrelerde belirgin hcre ii iskelet yap&s& vard&. Yava# giden bu olu#lar, yakla#&k 540 milyon y&l nce ani bir s&rama yapt& (Kambriyen biyolojik patlamas&). Ard&ndan bugnn hayvanlar& ve trleri ortaya &kt&. Bu biyolojik Byk Patlamaya neyin neden olu#tu'u tam a&k de'ildir. Hameroffa gre, bu dnemden hemen nce ortaya &kan hcresel MT yap&s& bilinci do'urmu# ve ortaya &kan bilin, trlerin e#itlili'i iin bir avantaj olmu#tur. Yani, Kambriyen biyolojik patlamas&n&n nedeni, bilincin evrimsel avantaj sa'lamas&d&r. Yani, MTler bir #ekilde zihne katk&da bulunabilir. Gnmzdeki trlerde yap&lan al&#malarla bunu destekleyen sonulara ula #&lm&#t&r. rne' in, civcivler 'renmeye ba #lad&'&nda ve fareler gzlerini ilk at&klar&nda beyinlerinde MT ncs tblinlerin olu#umunda belirgin art&# oldu'u gsterilmi#tir. 16 Hcresel iskelet, hareketi sa'lad&'& gibi hcrenin blnmesine de yard&m eder. Baz& tek hcrelerde de, hcresel grme sa'lar: tan&ma, uyum ve k&z&ltesi &#&'a ynsel yan&t.
14 Nogales E. Structural insights into microtubule function. Annu Rev Biochem 2000;69:277-302. 15 Bensimon G, Chermat R. Microtubule disruption and cognitive defects: effect of colchicine on learning behavior in rats. Pharmacol Biochem Behav 1991;38(1):141-5 16 Mileusnic R, Rose SP, Tillson P. Passive avoidance learning results in region-specific changes in concentration of and incorporation into colchicine-binding proteins in the chick forebrain. J Neurochem 1980 Apr;34(4):1007-15.

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

OrchOR

12

Bunlar&n mikrotbller ve etraf&ndaki dzenli yap& olu#turan su e#durumundan kaynakland&'& ne srlr.17 Hameroff, tek hcreli olan Parameciumun (terliksi hayvan), yap&s&na gre belirgin derecede ak&ll& davrand&'& ve bunun gvdesinin d&#&nda bulunan silia uzant&lar&ndaki MT iskeletten kaynakland&'&n& ne srer. Terliksi hayvan 50-300 m bykl' ndedir. zellikle durgun tatl& sularda bulunur. Bir terliksi hayvan&n, bir sinir hcresi gibi 107 tblin ierdi'i d#nlrse, OrchOR gerekle#ebilmesi iin, bunlar&n %100nn e#durumda bulunmas& gerekir. Bu mmkn olmad&'&ndan, terliksi hayvanda bilin oldu'u d#nlemez. Ancak, terliksi hayvan yiyecek arar, bulur, kaar ve kendi tr ile genetik materyalini de' i#tirmeyi becerir. Daha da ilginci, terliksi hayvan&n 'renme yetene'i oldu'una dair kan&tlar vard&r.18 Herhangi bir sinir hcresi ve sinirsel a'a sahip olmayan terliksi hayvan&n, 'renmeyi hcresel iskeletle yapabilece'i ne srlr. Amipler de tek hcrelidirler ve hcre iindeki sol-jel de' i#imi ile hcresel iskelet yard&m&yla &#&'a yan&t verirler. glena da MT tabanl& flagellium denen yap&n&n bir merkezi bulunur. Merkezindeki gz lekesi &#&'a yan&t verir ve &#&'a do'ru ynelir. gleneda da herhangi bir sinir hcresi yoktur. Ancak, &#&'& de' erlendirir ve hareketsel bir yan&t olu#turur. Bunu MT hcresel iskeleti ile yapt&'& ne srlr.19

$ekil. Tek hcreliler olan bakteri, amip, terliksi hayvan (Paramecium) ve glenan&n grnm.

Bir solucan tr olan C. elegans&n terliksi hayvandan farkl& olarak sinir sistemi vard&r. Sinir sistemi toplam 302 sinir hcresinden olu#ur ve yakla #&k 310 9 tblin ierir. 500 msan st ste binme iin te birinin devreye girmesi gerekir. Bu da mmkn olmad&'&ndan, bilinli olduklar& sylenemez. Ancak, bilincin eser miktarda varl&'& (ilkel bilin) belki ne srlebilir.

17 Albrecht-Buehler G. Rudimentary form of "cellular vision" Cell Biol 1992;89: 8288-8292 18 Gelber B. Retention in paramecium aurelia. J Comp Physiol Psych 1958;51:110-115. 19 Hameroff S. Did consciousness cause the Cambrian evolutionary explosion? Toward a Science of Consciousness II. Tucson discussions and debates. 1996. MIT Press, Cambridge MA 1998, s:421-437.

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

OrchOR

13

$ekil. Terliksi hayvan&n grnm ve i-d &# yap&s&. D &# k&sm&n& saran MTlerden olu#an silia denilen alg&lay&c&lar ve i organsal yap&s& grlmekte.

Bitkilerde Bilin Hameroff ve Penrose bitkilerin bilin durumu hakk&nda a&klama yapmaz. Mikrotbller bitkilerde de bulunur ve ya#amlar&nda dinamik bir rol al&rlar. Hem kendi i dzenleni#leri hem de evreye yan&tlar&n& kontrol ederler. Bitkilerdeki MTler, hayvanlardakinden farkl& #ekillerde dzenlenir ve organize olurlar. MTlerin baz& isel dinamik zellikleri, ierdikleri alfa ve beta tblinlerce belirlenir. Di'er nemli dzenleyici de mikrotbllere e#lik eden proteinlerdir (MAP). Bunlar mekano-kimyasal motorlard&r ve mikrotbller zerinde hareket ederler. zellikle bitkilerdeki baz& MAPler, hayvanlardakinden yap&sal olarak ok farkl&d&r (NtMAP 65-1 gibi). Yine MAP-ba' layan tblin yerleri bitkilerde hayvanlardan farkl&d&r.20 Bu farkl&l&'&n bitkilerde nas&l farkl& bir bilin durumu do'uraca'& bugn iin belirsizdir.

Bilin, Hastal#klar ve Mikrotbller


Mikrotble e#lik eden protein-tau (MAP-tau) sinir sisteminin birok hastal&'&nda temel ta#t&r. Normal bir MAP-tau proteinin i#i, MTlerin korunmas& ve sa'lam tutulmas&d&r. Eri#kin insan beyninde, MAP-tau proteinin alt& tipi bulunur ve birok beyin hastal&'&nda fosforlan&r. Sinir hcreleri iine ker. Alzheimer, Niemann-Pick hastal&'&, fronto-temporal demans, progresif suprankleer paralizi, Parkinson hastal&'&nda MAP-tau proteini ve MTde de' i#ikliklere rastlan&r. Aral&kl& bilinte bozulmalar, bellek kayb & ve dikkatte azalma ile seyreden Alzheimer hastal&'&nda MAP-tau proteininde anormallikler tespit edilmi#tir. MAP-tau proteinini kodlayan genler 17. kromozom zerindedir.21 MAP-tau proteinleri, normal durumda MTleri zerine yerle#ik ve ba' lant& halindedirler (istikrarl& MAP-tau ve MT birle#imi). MAP-tau proteini MT yap&s&n&
20 21

Sue W. Plant microtubules meet their MAPs and mimics. Nature Cell Biology 2000;2:E204-206. Pasquier F, Delacourta A. Current Opinion in Neurology 1998;11:417-427.

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

OrchOR

14

korur. Apoproteinler Elerin (ApoE) insanlarda serum kolesteroln kanda ta#&mak gibi bir grevi vard&r. ApoEleri kodlayan gen 19. kromozomda yerle#iktir. De'i#ik alt birimleri bulunur, E2, E3, E4. MT zerine ba'l& MAP-tau proteinlerini ApoE2 ve E3ler koruma alt&na al&r ve MAP-tau hiperfosforilasyonu engellenir. Tersine al&#an ApoE4, fosfor ekleyen enzimlerle (fosfataz) hiperfosforilasyona neden olur (PO4-) ve MTden MAP-tau proteinlerini kopar&r. Ayr&lan tau proteinleri, di'er taularla birle#ir, ift sarmallar olu#turur ve sinir hcreleri iine kerek nrofibriler yumak denilen, sinir hcresinin normal i#levini yerine getirmesini engelleyen yap&lar haline dnerler. Sinir hcrelerinin ya#am sresi k&sal&r. Hcreler lr ve buna ba'l& klinik Alzheimer belirtileri ortaya &kar. Bu srece MT kayb&n&n e#lik etmesine kar#&n, MAP-tau proteini yumaklanmalar& kadar n planda de' ildir. *izofreni hastal&'& tamamen ayr& bir bilin durumu ile seyreder; #izofrenik hastalarda MAP art&#&na dair kan&tlar tespit edilmi#tir. Di'er bir geli#imsel d#nce nronlar&n beyin kabu'u o'alma alan& ve sonraki kabuk tabakala#mas&n&n dzgn olarak olu#amamas&d&r. nbeyin kabu'unda ve kabuk alt& ak maddede, NADPH-diaforaz-pozitif sinir hcresi yo'unlu'unda art&# tespit etmi#lerdir. Bu al&#ma nbeyindeki ak maddede mikrotble-e#lik eden proteinlerde (MAP) bir art&# oldu'u gzlemiyle uyumludur.22

Kar'# #k#'lar
Sinir Hcresi Ate'lemesi ve E'durumdan #kma zellikle, OrchOR teorisinin beyinde i#lemesinin mmkn olamayaca'& konusunda, fiziki Max Tegmark, Stephan Hawking ve Abner Shimony ciddi ele#tiriler yapm&#t&r.23 Bunun d&#&nda MTlerde kuantum mekaniksel olay&n kan&t&n&n olmad&'& de' i#ik ki#ilerce ne srlm#tr.24 nsan beynindeki yakla#&k 1011 sinir hcresi karma#&k bir a' yapar ve birbirleri ile do' rusal olmayan (non-linear) #ekilde ili#ki iindedirler. Baz& a' lar bizim znel deneyimlerimizi olu#tururlar. Bu durumda ki#i, zne veya zne-nesne ili#kisi #eklinde ifade edilebilecek iki zihinsel durumdan birinde bulunabilir. Olay gerekle#irken de baz& sinir hcreleri ate#leme yapacak, baz&lar& ise yapmayacakt&r. Tegmark, beyindeki MT'lerde kuantum i#lemlemenin olamayaca'&n& ne srer ve bunu beyin ortam&nda e#durumdan &kma zaman&n& 10 -13 saniye olarak hesaplamas&na dayand&r&r. Normal #artlarda, sinir hcrelerinin i k &s&mlar& istirahat negatifli' i gsterirler. Potansiyel fark& akson zar&nda yakla #&k -0,07 volttur (U0). E'er voltaj daha da negatif ise, voltaja ba'l& sodyum kanallar&, akson zar&nda a&l&r ve sodyum ieri girer. Bu giri# bir elektrik ak&ma dn#r (elektrotonik) ve akson boyunca ortalama 100 m/san h&z&nda ilerler. Potansiyel fark& +0,03 volta &kar (U1). Yakla #&k 1 msan sonra sodyum kanallar& kapan&r ve potasyum kanallar& a&l&r. Tekrar istirahat potansiyeline geri dnlr (U0). Enerji kayna'& olarak ATPyi kullanan iyon pompalar&, tekrar i-d&# sodyum ve potasyum dengesini sa'layarak, sinir hcrelerinin tekrar ate#leme durumuna haz&r hale gelmesi sa' lan&r.

22

Anderson SA, Volk DW, Lewis DA. Increased density of microtubule associated protein 2-immunoreactive neurons in the

prefrontal white matter of schizophrenic subjects. Schizophrenia Res 1996,19:111-119. 23 Tegmark, M. The importance of quantum decoherence in brain processes. Phys Rev E 2000;61: 4194 24 Nedelec FJ, Surrey T, Maggs AC ve ark. Self-organization of microtubules and motors. Nature 1997;389:305-308.

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

OrchOR

15

Bir akson zar&n&n kk bir paras&n& dikkate alacak olursak; zar kal&nl&'&n& h, geni#li'ini L, ap&n& d, miyelinsiz &plak yzey alan&n& f, iyon ykn q (elektron ykne e#de'erdir: qe=q), iyon yklerinin zar iinde ve d&#&nda birikimini de G ile gsterelim. Gauss kanununa gre G=e0/Edir. Bunlardan yararlan&larak toplam aktif yzey alan& A= p.d.L.f olarak yaz&labilir. Sodyum iyonlar&n&n ate#leme esnas&nda toplam yer de'i#tirimi ise

N=

AG p dLf e 0 (U 0 - U1 ) ile gsterilebilir. = q qh

Tipik bir merkezi sinir sistemi sinir hcresi ana uzant&s& olan aksonu gz nne alacak olursak, yap&sal olarak yukar&da belirtilen zellikleri; h=8 mm f=10-3 d=10 m U0=-0,07 V L=10 cm U1=+0,03 V civar&ndad&r. Bu de'erlerle N106 iyon olarak hesaplan&r. Bu #u anlama gelir, tek sinir hcresinde, istirahat ve ate#leme durumunda 1 milyon iyon (106) akson zar& iinde ya da d&# k &sm&nda uzaysal st ste binme durumundad&r ve ayr&m& 10 nm kadar olan zar kal&nl&'& yapar. Bu st ste binmeler evre ile etkile#imle e#durumdan &karlar. yonlar&n e#durumdan &kmas& iin #unlar& gz nne almak gerekir: di'er iyonlarla, su moleklleri ile olan arp&#malar, ok uzak iyonlarla olan Coulomb yk etkile#imleri. Tegmark&n hesaplar&na gre, de Broglie dalga geni#li'i tek bir sodyum iyonunu iin (p) ktlesinin 23 kat&, bir su molekl iin ktlesinin 18 kat& geni#li' indedir. Hesaplanan bu dalgaboyu zar kal&nl&'&ndan daha kktr. st ste binmeler iyon-iyon etkile#imlerinden dolay& yakla #&k 10-20 sande y&k&l&r ve e#durumdan &k&l&r. yon-su etkile#imi iin bu de'er yine ayn&yken, uzak iyonlardaki yklere ba'l& etkile#imlerle ise yakla#&k 10-19 sande st ste binmeler y&k &l&r. En yak&n iyon ile MTdeki tblin dimerleri aras&nda yakla #&k 26 Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

OrchOR

16

nmden daha az bir mesafe vard&r. Oysa kendi ap& 24 nmdir. MTi evreleyen s&v&da, iyonlar aras& bo#luk yakla #&k 2 nmdir. En yak&n iyonla yaln&z ba#&na e#durumdan &kma zaman& 10-13 sandir. Bu hesaplama iin:

4pe 0 a 3 mkT t@ Nqe2 s


denklemini kullan&r. Burada - e#durumdan &kma (dekoherans) zaman&, e 0 dielektrik geirgenlik (1 ile 100 aras&nda), a MT kuantum durumundan en yak&n e#durumdan &kan iyona olan mesafe, m e#durumdan &kan iyonun ktlesi, k Boltzmann sabiti, q elektron yk, N st ste binen tblinlerin elementer ykleri, s ayr&#ma yani st ste binme durumunda ayr&#ma iin gereken pozisyon, T beyin &s&s&d&r (37 santigrat derece). Bu hesaplara gre, kar#&la#t&rma yap&labilir. Nesne evre Dekoherans zaman#
Sinir hcresi Sinir hcresi Sinir hcresi Mikrotbl arpan iyon arpan su Kom#u iyon Uzak iyon 10-20 san 10-20 san 10-19 san 10-13 san

Sonuta, Tegmarka gre, insan znesi evre ile s&k & bir ili#ki iindedir. zne iin, znenin evresinin (H) etkisi, zneden (H) daha h&zl&d&r. Dolay&s& ile teorik olan st ste binmeleri hibir zaman gremeyiz ya da alg&layamay&z. nk, duyusal girdilerin duyusal sinirler boyunca beyne ula#mas& daha uzun zaman al&r. Dolay&s& ile, zne olarak beyin bir kuantum sistemi de'ildir. Ancak, basit bir klasik sistem olarak da ele al&namaz. Stephen Hawking, biyoloji yasalar&n&n kimya yasalar&na ve kimya yasalar&n&n da fizi' in yasalar&na indirgenebilece'ine inan&r ve DNAn&n ke#fedilmesini buna rnek verir. Ancak, kuramsal fizikilerin bilinten sz etmesinden rahats&zl&k duydu' unu belirtir. Beynin i#leyi#ini a&klamak iin Schrdingerin kedisi ya da kuantum ktle ekimine gerek olmad&'&n& ne srer. Nesnel indirgenme, mikrotbllerdeki e#durum ve Gdel teoreminin bilin ve fark &ndal&'& anlamada kullan&lmas&na kar#& &kar. Dalga fonksiyonunun nesnel indirgenmesine kar#& &karak, fizi'in bilin teorisi hakk&nda anlatacak ok #eyi oldu' unu reddeder. Gzlemlerimizde, diri+l ve diri-l de'il de, sadece diri ya da l eksenlerini seen nedir? diye sorar ve belirsizli' in, zde'erlerin (eigenvalue) tam e#it oldu'unda ortaya &kt&'&n&, asla ikisinin do'rusal birle#tirimi olarak grlemeyece'ini ve bunun kuantum mekani'in bir sonucu oldu'unu ne srer. Fizik kuramlar&n&n, bizim in#a etti'imiz matematik modellerden ibaret oldu'unu, gereklikle ili#kisini araman&n anlams&zl&'&na inan&r.25 Penroseun nesnel indirgemesini #iddetle ele#tirir. Dalga fonksiyonunun nesnel indirgenmesinin, e#durumdan &kman&n bir e#idi oldu'unu ve nesnel indirgenmenin ne zaman olaca'&n& ortaya koyan ayr&nt&l& bir hesaplama ortaya koyamad&'&m&z& ne srer. Nesnel indirgemenin varsa bile, ok zay&f bir etki oldu'unu ve bu nedenle ortamla etkile#ece'inden, bunu ay&rt etmenin imkans&zl&'&ndan bahseder. Beyin evresinden yeterince yal&t&lm&# olmad&'&ndan, mikrotbller ierisinde bir kuantum e#durumu olmas&n&n mmkn olmad&'&na dikkat eker.
25

Penrose R. Byk, kk ve insan zihni. Sarmal Yay nevi. 1998;197

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

OrchOR

17

Mikrotbllerin ve Penroseun nesnel indirgenmesinin canl& davran&#& iin gerekli olmad&'&na rnekler oktur. E. coli bakterisi tek hcrelidir ve sinir sistemi yoktur. De'i#ik davran&#lar sergiler ve bu davran&#lar& kimyasal temellidir. Dolay&s& ile, bilinen kimyasal reaksiyonlarla bilginin nas&l i#lenece'i, kuantum mekani'ine ba#vurmadan da a&klanabilir.26 Stephan Hawking, bilincin llebilen nitelikleri olmad&'&n&, dolay&s& ile llebilen zek ile konu#man&n daha do' ru olaca'&n&, zekan&n da bilgisayarlarda taklit edilebilece'ini, ancak henz zaman&n&n gelmedi'ini belirtir. Btn bunlara Penroseun yan&t&; Baz# insanlar#n i ine gelmiyor diye, do$ru oldu$una inand#$#m bir kan#tlamadan vazgeemem. [...benim teorim] btn yan#tlar# vermese de, bilincin alt#nda ne tr bir fizik yatt#$#na dair nemli bir ipucu sunar. [...] Mikrotbller grnd$nden ok daha fazlas#na sahiptirler. Baz#lar#nca bu teori, di$er modellerden ok daha ayr#nt#l#d#r ve deneylerle s#nanabilir #eklindedir. Abner Shimony ise Roger Penroseun zihinsel etkinli' in bilimsel yolla incelenebilece'i fikrine kat&l&r ancak yanl&# tepeye t&rmanmaya al&#m&# bir da'c& oldu'unu ne srer. Penrose da yan&t olarak; Henz do$ru zirveye ynelik esasl# bir giri imde bulunmad#$#n# kabul eder. Ama, birine t#rman#rsak ve onu a abilirsek, gerek zirveye giden yolu daha iyi grebilmemiz mmkn olacakt#r der. Penrosea gre, zihinsel etkinlikte hibir bilgisayar&n ula#amayaca'& bir taraf vard&r ve algoritmik de'ildir, yani bilgisayarlar&n al&#ma sisteminin d&#&ndad&r. Zihinsel kavramlar&n a&k olarak fiziksel kavramlara indirgenmesi mmkn de'ildir. *ayet zihin-bilin, fizik bedenin d&#&nda kalan bir #ey ise, ona ait bunca zelli' in ne diye fiziksel bir beyne ait zelliklerle bu derece yak&n bir birliktelik sa'lad&'&n& anlaman&n g oldu'unu ne srer. Victor Stengere gre, Roger Penroseun ne srd' bir yeni fizik ihtiyac&n&n neden kuantum ktle ekimi oldu' u belirsizdir. stelik, kuantum ktle ekimi 10-33 cmde etkili bir gtr. Penroseun teorisini zerine yerle#tirdi'i mikrotbller makroskobik nesnelerdir. Penrose matematik yakla #&m a&s&ndan bir Platoncudur. Yani, matematiksel gerekler grnenin nndeki gerekliklerdir. Asl& ba #ka bir yerlerdedir. Bunu Penrose Mistisizmi olarak adland&r&r. Henry Stapp, kuantum mekani'indeki kme/indirgenme teorilerinin hemen hepsinin, "bilinsiz klasik fizik" etkisinden dolay&, temelde mekanik zellikler ierdi'ini belirtir. Penrose bilinci algoritmik olmayan Gdelci yakla#&m #eklinde devreye sokar (1994). Ancak, Hillary Putnam (1994) gibi birok uzman buna kar#& &km&#t&r. Olay&n ortaya &k&#& (evet, hay&r) algoritmik olmas&na kar#&n, i#lemin kendisi algoritmik de'ildir!

Savunma
Biyolojik Yap#larda E'durum Beyin "&slak, s&cak ve grltl" bir ortam oldu' undan, kuantum teorilerinin beyinde i#leyemeyece' i ne srlr. Beyin s&cakt&r. Oda &s&s&nda 37 santigrat derece. Sibirya k&#lar&nda biraz daha so'uk olabilir.27 OrchOR modelinde, biyokimyasal enerji ve &s&n&n tblin dimerleri ile evredeki suya da'&t&ld&'& kabul edilir. Bu nedenle, al&#mas& s&ras&nda &s& reten teknolojik kuantum cihazlar& aksine &s&y& da'&t&r.
26

Spier E ve Thomas A. Reply to Hameroff. Trends in Cognitive Neurosciences 1998;2:127. 27 Seife C. Cold numbers unmake the quantum mind. Science 2000;287:791

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

OrchOR

18

$ekil. MT evresindeki su molekllerinin dzenleni#i, evresel etkilerden yal&t&m sa' layarak kuantum e#durumun devaml&l&'&n& sa' layabilir. Bunun yan&nda, MTlerin ba#l& ba#&na ii bo # tpk #eklinde olmas& (nanotpler gibi) da e#durumdan &kmay& engelleyebilir. MT evresini yakla#&k 7-8 kal&nl&'&nda su ve iyonlar tabaka olarak sarar. Benzer bir sarma ite de olabilir. Bu sarma iin tblinlerdeki e#le#memi# elektronlar nemlidir. evre ile etkile#imde elektrostatik etkile#im enerjisi termal (s&cakl&k) enerjisinden daha bask&nd&r. evredeki &s&dan korunan MT iinde, LASER &#&'& gibi foton dalgas& hareketine imkn verebilir (superradiance).28

Islakl&'a gelince, beyin ve tm vcut asl&nda &slakt&r. Ancak, hcre iinde bulunan su normal &rmak suyundan farkl&d&r. Su, sadece bir dolgu maddesi de'il, hcrenin bir paras&d&r. Beynimizin %60'i sudur. Fakat hcre ii ve hcre d&#&ndaki bu suyun s&v& hal (solsyon, sol) ve kat& hal (jel) aras&nda gei#ler yapt&'&, OrchOR modelinde kabul edilir. Jel halindeki kat& su, hcresel iskelet proteini olan aktini polimerize eder. Aktin jelinin zelli' i, aktin apraz ba'lar& ile ili#kilidir. Dn#ml jel olu#umu h&zl&d&r, rne'in saniyede 40 kez sol-jel dn#m olu#abilir (40 Hz).29 Sinir hcreleri aras&ndaki s&k& ba' lant& blgeleri (gap junction) ya da di' er ad&yla elektriksel sinapslar 4 nm geni#li'indedir ve geen ak&m elektriksel oldu'undan, birbirlerine ba'lanan sinir hcreleri dev bir akson (ana sinir uzant&s&) gibi davran&rlar (hipernron).30 Bu s&k & ba' lant&lar, kimyasal ba'lant&lara gre daha ilkel kabul edilirler. Ancak, eri#kin insanlarda da aktif al&#an s&k& ba'lant& blgeleri vard&r. Son y&llarda 40 Hz e#durumlu titre#imin, beyin kabu'undaki ara sinir hcreleri (internron) ili#kisi ile ortaya &kabilece'i ve bilincin nedeni olabilece'i ne srlm#tr. Bunun yan&nda, sinir hcrelerinde, aktin jel olu#umunun sinir ileticisi sal&n&m& ile ili#kili oldu'u gsterilmi#tir.31 Hcre iindeki sol/s&v& haldeki su ise, gerek anlamda s&v& de'ildir. Su, bir arka plan maddesi olmaktan ziyade aktif bir hcre ii elemand&r. Su hcresel iskelet evresinde, kendi kimyasal zellikleri nedeni ile adeta bir tabaka yapar ve iskeletin paras& gibi davran&r. Kuantum alan teorisyenleri de, hcre ii suyun "kendili$inden simetri k#r#lmas#"na neden olarak bozon ve fotonlar&n olu#umunu sa'lad&klar&n& ne srlr.32 Bu konu ayr&nt&s&

28 Mershin A ve ark. Quantum Brain arXiv:quant-ph/0007088v1, 24 Jul 2000. 29 Wachsstock DH, Schwarz WH & Pollard TD. Cross-linker dynamics determine the mechanical properties of actin gels. Biophys J 1994;66:801-809. 30 Kandel ER, Siegelbaum SA, Schwartz JH. Synaptic transmission. Principles of Neural Acience. 2000, s:121-134. 31 Muallem S, Kwiatkowska K, Xu X & Yin HL. Actin filament disassembly is a sufficient final trigger for exocytosis in nonexcitable cells. J Cell Biol 1995;128: 589-598. 32Jibu M, Hagan S, Hameroff SR, Pribram KM & Yasue K. Quantum optical coherence in cytoskeletal microtubules:

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

OrchOR

19

ile bir sonraki konuda ele al&nacakt&r. Kuantum hata dzeltme (quantum error correction), e#durumu koruman&n ve devam ettirmenin bir yoludur. MT'lerde protofilamentlerin olu#turdu'u sarmal bir yap& vard&r ve dzenleni#i Fibonacci dizisi tarz&ndad&r (3, 5, 8, 13, 21 gibi). Bu yap& dolay&s& ile MT'ler yerel e#durumdan &kmaya direnlidirler. Penrose'a gre, Fibonacci dizisi rnts, hata dzeltmesi iin en ideal yap&y& sa'lar.33 Bu yap& sayesinde, alfa ve beta yap&s&ndaki tblin kubitleri (0, 1 ve her ikisi) e#durumu devam ettirebilirler. Bunun yan&nda protofilament ve tblinlerin zel geometrik dzenlenmesinin do'urdu'u, K-kodu (13, 2 6, 5) denen bir zellik ile kuantum hata dzeltmeyi k&smen sa' layaca'& ne srlmektedir.34 Tegmarka gre, zellikle uzun mesafeli elektromanyetik iyonik etkiler e#durumu bozar. Hameroff bu ele#tiriye kar#& &karak, Tegmark'&n hesaplamalar&ndaki s'nin (Mikrotbller boyunca hareket eden solitonlar) klasik anlamda ele al&nd&'&n&, oysa OrchOR modelinde s'nin ayr&#mas& her tblin iinde atomik seviyede oldu'unu belirtir. Bu nedenle s femtometredir (Tegmark'ta 24 nm ya da 10 -18 metre). Ek olarak, Hameroff'a gre Tegmark bir yanl&#l&k daha yapar: mikrotblleri dipollerden (iki kutuplu) ziyade, ykl izgiler olarak ele al&r. Yine Tegmark'&n denklemindeki a>3, yani kuantum durumundan en yak&n e#durumdan &kan iyon aras& mesafesini (e#durumdan &kma serbest blgesi) 24 nm al&r, oysa OrchOR'da bu de'er mikrotbl yzeyinden 12 nm uzaktad&r. Bu hesaplama e#durumdan &kma zaman&n&n sonucu zerinde ciddi etki eder. MT'lerde e#durumdan &kman&n engellenmesi, silindir yap&lar& iinde olu#turduklar& boyutla da sa' lan&r. Dolay&s& ile MT'ler bir avantaj ierirler.35 Sonu Mikrotbllerin kuantum bilgi i#lemenin yeri olabilece' i ve bilincin kayna'&n& olu#turabilece'i kuantum fizikileri aras&nda uzun uzad&ya de'i#ik ynlerden tart&#&lmaya devam etmektedir. Penrose ve Hameroff bu teorileri ile bilinci ve beyni kuantum mekani' ine bir ad&m daha yakla#t&rmay& ba#latm&#lard&r. Temel yakla#&m&, yerekiminin (ktle ekimi) dalga fonksiyonunu ktrmesi ya da indirgemesidir. Di'er bir anlamda, kuantum lme sorununun anahtar&n& yerekimi elinde tutar. Y&llarca yer ekiminin beyin i#levleri ile ili#kisiz oldu'u d#nld. nk beyin, yerekiminden 1038 kadar daha kuvvetli bir elektrik gc ile al&#&yordu. Ama, bu ekim uzakl&'&n karesi ile ili#kili oldu'undan ba #ka sorular& da akla getirdi (bak&n&z, spin arac#l# bilin teorisi). Di'er yandan bu teori, di'er kuantum fizikilerinin dikkatlerini tekrar sinir sistemi zerine ekmeyi ba#arm&#t&r. Zaman ierisinde teorinin gerekli' ini ya da yalanlamas&n& grece'iz. Ama grnen o ki, beyne bak&#&m&z& (daha ok da kuantum fizikilerinin bak&#&n&, sinirbilimcilerin vurdumduymazl&'& aynen devam ediyor nk) bu teori ciddi #ekilde de'i#tirmi#tir.

implications for brain function. BioSystems 1995;32: 195-209. 33 Samsonovich A, Scott A ve Hameroff S. Acousto-conformational transitions in cytoskeletal microtubules: implications for intracellular information processing. Nanobiology 1992;1: 457-468. 34 Mershin A ve ark. Quantum Brain. arXiv:quant-ph/0007088v1, 24 Jul 2000. 35 Hameroff S. Consciousness, the brain, and spacetime geometry. Annals of The New York Academy of Sciences 2001;929:741004.

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir, serbeste da$ t labilir....

QFT

Beyinde Kuantum Alan Teorisi


Kuantum alan teorisinin (quantum field theory, QFT) beynin i leyi inde devreye girebilece#i Hiroomi Umezawan&n 1967-1979 y&llar& aras&ndaki makalesinde ne srlm ve gnmzde de#i ik a&l&mlar& yap&lm& t&r. 1960-70 y&llar& aras&nda birok sinirbilimci, geleneksel olan sinir hcresi doktrinini destekliyordu. Buna gre, beyin al& mas&nda esas birim sinir hcreleriydi. Umezawan&n bak& & geleneksel olan bu bak& tan bir hayli farkl&yd& ve beynin al& mas&na disiplinler aras& ortak bir yorum katm& t&. Umezawan&n fikirlerine gre beynimizde QFT ile ili ki olan iki nemli i lev vard&r: bellek ve bilin. 'lk makaleyi Luigi Ricciardi ile yazd& (1967).1 'kinci (1978) ve nc (1979) makale Iain Stuart ve Yasushi Takahashi ile birlikte yay&mland&.2 Stuart daha ok kuantum teorisindeki lme probleminin bilinle ili kisi zerinde durdu. Ard&ndan Mari Jibu, Kunio Yasuenin (1995) ve sonra bu teorinin holografik beyin modeli ile ba#lant&l& olabilece#ini anlayan Karl Pribram&n (1996) da katk&lar& oldu. Daha yak&n dnemde (2000) Giusepe Vitiello dissipatif beyin kavram&n& teoriye ekledi.3 Byk bir sistem ok say&da alt birimden olu ur ve makroevrensel sistemin davran& &, onu olu turan alt birimlerin davran& &ndan tamamen farkl& olur. Bu, alt birimlerin dzenlenmesinin ve kolektif al& mas&n&n bir sonucudur. Umezawa, beyni alt birimlerden olu an bir sistem olarak ele ald&. Bu sistemdeki yarat&l& (creation) ve yok edili (annihilation) dinamikleri ile kolektif davran& olu ur. Bu sistemin rn olan bilin ve belle#in yerel olmamas&n& (non-locality) QFT alt&nda inceler. Bilin ve bellek olay&n& tek bir sinir hcresinin d& &na kadar uzat&r. Buradan btn beyin hcrelerini de kapsayacak ekilde geni letir. Bellek ili kisine girmeden nce, temel konulardan bahsetmek, daha sonraki ne srmelerin anla &lmas&n& kolayla t&racakt&r. Dendritik A lar Umezawan&n QFTsinde sinir hcresi a#lar&na ek olarak, dendritik a#lar nemli yer tutar. Dendritik a#lar mikroskobik bir yap&d&r ve birok sinir hcresinin dendritik uzant&lar&n&n bir di#eri ile ba#lant& kurmas& (aksonlarla veya aksonsuz) durumudur. Dendritik a#lar sinir hcreleri ve glia hcreleri ile sar&l&rlar. Uzun dendritleri aksonlardan ay&rmak, hem i lev hem de grnm olarak bazen gtr. Dendritlerin u k&s&mlar&nda, ancak elektron mikroskobunda grlen dikensi &k&nt&lar (spine) bulunur. Kimyasal sinapslar&n biro#u bu dikensi &k&nt&lar zerindedir. Bu kimyasal sinapslara ek olarak elektriksel sinapslar da dendritler zerinde bulunur. Bu ba#lant& blgeleri sinirileticisi, iyon ve elektrik ak&m&na duyarl&d&r. Dendritik a#lar sinir a#lar& ile d& ar&dan gelen duyusal girdilerden etkilenir. Dendritik a#lar, sinir a#lar&na gre daha incelikli yap&lard&r. Sinir a#lar&nda her sinir hcresi bir anahtar gibi davran&rken (0, 1), dendritik a#larda her dikensi &k&nt& bir anahtar gibi davran&r. Sinir hcrelerinde binlerce dikensi &k&nt& oldu#u d nld#nde, dendritik a#lar&n stnl# tart& &lmaz. Ancak, sibernetik bak& a&s&ndan her iki a# tipi aras&nda ciddi bir farkl&l&k yoktur. Sadece, daha ok ba#lant& ve anahtarla sinir hcreleri birbirlerine daha yo#un ba#lan&rlar. Canl& madde gibi beynimiz de biyomolekllerden olu ur. Molekller genelde birok hidrojen, oksijen, karbon, azot, slfr, fosfor, demir atomundan olu ur. Bu biyomolekllerin pozitif ykl kutuplar&, dendritik zar&n i yzeyi zerine dizilirler. Negatif ykl iyonlarla etkile ime girerler. Negatif ykler d& yzeydedir ve pozitif iyonlarla etkile irler. 'ki blgedeki pozitif ve negatif ykl birimler, dendritik zarda elektromanyetik yolla etkile irler. Bu etkile imin ortaya &kt&#& blgeler Debye tabakalar&, biyoplazma tabakalar& olarak adland&r&l&r. Hcre zar&ndaki i-d& yk farkl&l&#& (transmembran potansiyeli) zardaki biyomolekllerin yap&s&n& etkiler, onlar&n
1 2

Riccicardi LM and Umezawa H. Brain and physics of many body problems. Kybernetik 1967;4:44-48. Stuart CIJM, Takahashi Y and Umezawa H. On the stability and non-local properties of memory. Journal of Theoretical Biology 1978;71:605-618. 3 Vitiello G. Quantu m Di ssi pati on and Infor mati on: A Route to C on sci ousness Model i ng . Neur oQuantol og y 2003;1:266-279

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir... Serbeste da$ t labilir...

QFT

yklerini de#i tirir ve zar evresi blgede elektrik ak&m& meydana getirir. Tm dendritik a# evresinde bir elektromanyetik alan olu turur. Sitoplazma ve Zar Hayat iin vazgeilmez olan su zgn bir maddedir. Su, sinir hcreleri, destek hcreleri (glia) ve di#er hcrelerin fosfolipidden olu an zar& ile evrilen yap&s&n&n iini doldurur. Buna hcre sitoplazmas& denir. Sitoplazma suyun, proteinlerin ve di#er molekllerin bir e it kar& &m&d&r. Elektron mikroskobu ile bak&ld&#&nda, sitoplazman&n ve hcrenin s&n&r&n& olu turan zarda, uzun, ince ve iplikik (filament) eklinde zincir gibi sarmal yap&lar bulundurur. Bunlar protein yap&s&ndad&r ve aktin proteinidir. Aktin iplikikleri birbirlerine ba#l&d&r ve yo#un bir a# yap&s& olu tururlar. Ayn& zamanda zardaki proteinlere de ba#lan&rlar. Hcre zar&n&n uzaysal ekli, bu yo#un iplikik a#lar& ve ba#lant&lar& olmazsa sa#lanamaz.
#ekil. Hcre zar& basit bir ya# ve protein kar& &m& olmas&na kar &n, i ve d& k&sm&nda yayg&n iplikik a#lar& ierir. Bunlar hcre zar&n& mekanik olarak sa#lamla t&r&r ve ayn& zamanda i levlerine de kat&lan dinamik bir yap&d&r. ' k&s&mdaki bu yap&, hcre iskeleti olarak adland&r&l&r. *ekilde farkl& tipte kollajen a#lar& grlmektedir. D& ta yer alan yap& ise matris olarak adland&r&l&r.

Frhlichin Dzenli Titre&imleri


Herbert Frhlich taraf&ndan (1968), hidrofobik paketler ierisinde kuantum dipol osilasyonlar& (dzenli titre imler) gsterilmi tir.4 Bu titre imlerin frekans& 109 ile 1011 (Giga) Hz aras&ndad&r. Frhlich bunlar& acoustoconformational transitions veya e durumlu phonon olarak adland&r&r. Frhlich uyar&mlar& MTler iindeki tblinlerde alfadan betaya ya da tersi durumda elektron gei ine neden olur. Her tblindeki iki monomer hidrofobik paket iinde bir hareketli elektron payla &r. Bu elektron alfabeta tblin aras&nda gei yapabilir. Bu durumda yap&sal de#i iklik olu ur. Her tblinin etraf&nda alt& kom usu oldu#u d nlrse, net elektrostatik kuvvet (fnet)

f net

e2 = 4pe

3 i =1 ri

Yi

denklemi ile hesaplanabilir. Burada Yi ve ri tblinler aras& mesafe, e elektron yk, epsilon ortalama protein geirgenli#idir. Dalgalar bir dimer geni li#indeki ad&m& 10-9 (nano) ile 10-11 (piko) saniyede al&rlar ve bu yakla &k saniyede 8-800 metre h&za denk gelir. Bu h&z sinir iletimi olan aksiyon potansiyelinin iletim h&z& ile uyumludur. Frhlich, hcre zar&na yak&n (perimembranz) blgede aktin iplikikleri boyunca yksek elektrik dipol momentli biyomolekller teorisini ne srm tr. Bu elektrik dipol titre imler her iplikik boyunca, &s& kayb& olmaks&z&n yay&l&r ve e durumlu bir yay&l&m gsterir. Yay&l&m t&pk& speriletken ortamdaki gibidir. Her ipliki#in protein molekl zincirleri boyunca hareket eden elektronlar, elektrik dipol titre imlerinin kayna#&d&r. Bu e durumlu dalga Frhlich dalgas& olarak adland&r&l&r. Frhlichin

4 Frhlich H. Long-range coherence and energy storage in biological systems. Int J Quantum Chem 1968;2:641-649.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir... Serbeste da$ t labilir...

QFT

hesaplamalar&na gre, saniyedeki titre im s&kl&#& 1011 ile 1012Hz aras&ndad&r ve bu de#erlere Frhlich frekans& denir.5 Frhlich dalgalar&, elektromanyetik alanda foton olu u ve yok edilmesi ile olu an enerji de#i imi ile yay&l&rlar. Frhlich dalgalar&n&n kan&tlar& mikrodalga ve k&z&ltesi foton spektroskopi ile tespit edilmi tir.6 Frhlich dalgalar&, kalsiyum iyonlar& taraf&ndan kontrol edilen zel zar protein yerlerinde ATP molekllerindeki ykler veya enerji ile meydana gelir. Bu elektrik dipol titre imleri; elektrik ve iyon ykne hassas, zar zerindeki kanallarla ili kili iplikilere etki eder. Frhlich dalgalar&ndan etkilenen iyon kanallar&, iyonik yay&lma ve giri im ile mikroskobik fiziksel i lemleri ve makroskobik sinir iletilerini etkiler. Sonuta, Frhlich dalgalar&n&n bir arada etkisi ile sinir hcresinin makroskobik dinamik yap&s& etkilenir ve hcre zar&nda elektrik potansiyeli fark& do#ar. Hcre zar&, sandvi eklinde iki katl& ya# tabakas&ndan olu ur. Makroskobik speriletken ile molekler titre im alanlar&n& ay&r&r. Bu speriletken blge ve ay&r&c& ya# tabakas&, teknolojik cihazlardaki diyotlarda Josephson kav a#& olarak adland&r&l&r. Biyolojik yap&daki bu kav aklar, biyokav ak olarak adland&r&l&r.

Sper/stniletkenlik ok d k s&cakl&klarda elektronlar iftler olu turmak zere birle irler. Bilindi#i gibi kat& cisimler iinden elektrik (elektron) ak&m& geirildi#inde &s&n&rlar. Bu elektronlar&n geti#i maddedeki iyonlara arpmas&ndan yani direnten dolay&d&r. Ocaklar ve ekmek k&zartma makineleri artm& diren rnekleridir. S&cakl&k d t#nde elektronun nndeki diren azal&r. Kritik bir s&cakl&k alt&nda diren yok olur ve cisim speriletken/stniletken olur. Elektrik ak&m&, speriletkende srtnmeden ak&p gider. Speriletkenlerin bir zelli#i de manyetize edilmemeleridir. 'ine at&ld&klar& manyetik alandan ba#&ms&z davran&rlar. Elektromanyetik alana ba#lanan fotonlar&n speriletkene s&zmas& s&ras&nda ktle kazand&klar& ne srlr. Bu ktle, fotonlara elektron iftlerine ba#lanan skaler alan taraf&ndan verilir. Normalde elektromanyetik alanda foton olu turmak sorun yaratmaz. nk ktlesi yoktur. dn al&nan enerji ile yap&labilir. Ancak dn al&nan enerji ne kadar ok ise, o kadar k&sa srede, yok olu ile geri iade edilmelidir. Foton iin bor enerji miktar& d k oldu#undan, uzun sre var olabilir. Solitonlar Hcresel iskeletteki, protein molekllerinin ipliksi yap&s& boyunca ortaya &kan speriletken tarz&ndaki elektrik ak&m&, zel soliter bir dalgad&r. Bu dalga soliton olarak adland&r&l&r. Cans&z maddelerde iki tipi ortaya konulmu tur. Kristallerde fononlar ve ferromanyetikte magnonlar deneysel olarak ortaya konulmu tur. Solitonlar alttaki zemin zerinden do#rusal olmayan etkilerden do#ar. Di#er solitonlar ile etkile ebilirler ve ok uzak mesafelere enerjilerini kaybetmeden yay&labilirler. 1979 y&l&nda, Davydov taraf&ndan tek boyutlu protein moleklleri boyunca e durumlu dipolar soliter dalgan&n ilerleyebilece#i gsterilmi tir.7 QFTde e durumlu soliter dalgalar, enerjisini kaybetmeden ta &r ve Davydov soliton veya dipolar soliton olarak adland&r&l&r. Canl&larda, dipolar soliton her protein ipliki#inde (filament) olu abilir. H2O: Sadece Su mu? Su evrensel bir zcdr ve mineralleri, organik maddeleri (aminoasitleri) zer. Suyun canl& hcrelerde nemi, tam olarak anla &lamam& ya da yeterince nemsenmemi tir. Stuart, Takahashi ve Umezawa beyinde i leyen QFTsine gre su bilin ve bellek olu umunda ok esasl& bir arat&r. Bilim tarihinde, canl& hcre iinde suyun varl&#&n&n unutuldu#u en ilgin rnek, DNAn&n yap&s&n& modellenme al& mas&d&r. ift sarmal yap&daki DNAn&n nas&l bir arada tutuldu#u nemli sorun olu turmu ve bunun hidrojen ba#lar& ile olabilece#i ne

5 Frhlich, H. (1968). Long range coherence and energy storage in biological systems. International Journal of Quantum Chemistry 2, 641-649. 6 Webb SJ. Laser Raman spectroscopy of living cells. Physics Reports 1980;60:201-224. 7 Davydov AS. Solitons in molecular systems. Physica Scripta 1979;20:387-394

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir... Serbeste da$ t labilir...

QFT

srlm tr. Ama bu ispatlanamam& t&. Trk fiziki Oktay Sinano#lu, DNA yap&s&n& ke feden Crick ve Kochun nemli bir hata yaparak, DNAy& hcre iinde adeta susuz ve bo bir ortamda b&rakt&klar&n& fark etti. Suyu hi dikkate almam& lard&. Sinano#luna gre evredeki su DNAy& kararl& halde tutuyordu8 ve bu suyun yzey geriliminden kaynaklan&yordu. Bu konuda hakl&yd&. 'lgin olan, her zaman yap&ld&#& gibi SUyun i levinin unutulmas&yd&. Su donarken genle ir. Suyun bu zellikleri molekler yap&s&ndan kaynaklan&r. Su iki hidrojen (H2) ve bir oksijenden (O) olu ur. 2H ve O bir araya geldi#inde, geometrik yap& a&sald&r ve sabit bir dipol momentinin varl&#&na yol aan, yk dengesizli#i sergiler. Su moleklnn birok serbestlik derecesi (durumu belirleyen de#i ken say&s&) vard&r: serbest olarak bo lukta hareket edebilir, kendi ekseni etraf&nda dnebilir, molekler titre im yapar. Su moleklnn nemli bir zelli#i, simetri ekseni boyunca kendi evresinde dnebilmesidir. Bu dnme bir bak&ma sabit elektrik dipol momenti ile kuantum mekanik spin gibidir. Bundan dolay& daha yksek elektrik dipol momentli biyo molekllerin titre imsel (vibrasyonel) alanlar& ile etkile ime girer ve ortakla a davran& a kat&l&r. Su molekllerinin de, t&pk& atomlar gibi farkl& durumlarda ortaya &kan enerjileri vard&r: Titre im (vibrasyonel), dnme (rotasyonel) ve uyar&lma eklinde enerji. Btn bu enerjiler kesikli ya da kuantumludur. Molekllerin titre imleri genelde harmonik bir hareket gibidir. Harmonik harekete benzetme, bir yay&n ucuna ba#lanm& a#&r bir topla sark&t&lmas& gibi ayn& ekilde tekrarlanan bir sal&n&m&n temsilidir. Bu titre im hareketinin kuantum say&s&n& v ile gsterecek olursak, harmonik titre tiricinin enerji denkleminden yararlan&larak, molekln titre im hareketi iin enerji:

1 Ev = (v + )hw , v =0, 1, 2, 3 eklinde yaz&l&r. 2


Dnme hareketi iin, molekl iindeki atomlar birbirlerine kat& bir ubukla ba#l& kabul edilir ve bu ikili sistem ktle merkezi etraf&nda ortak bir a&sal h&zla ( w ) dner. Ktle merkezine gre eylemsizlik momenti, I=m1r12+m2r12 olup dnme enerjisi olmak zere;

1 2 L2 ( I w )2 = olarak yaz&l&r. Er = I w = 2 2I 2I
Bylece bir su moleklnde elektronik uyar&m Ee, titre imi Ev ve dnme Er enerjilerinden sz edilebilir. Bir molekl herhangi bir etki alt&ndayken bu enerjilerin biri, birka& ya da hepsi sz konusu olabilir. Molekldeki toplam enerji: Etoplam=Ee+Ev+Er kadard&r. Genelde su ve di#er molekllerde Ee>Ev>Er ili kisi vard&r. S&f&r nokta enerjisi (zero-point energy) denilen mutlak s&f&r s&cakl&k durumunda (T=0), molekln dnme hareketi durdu#u halde (Er=0), titre im hareketi durmaz ve

ET =0 , titre im =

1 hw geerli olur. 2

Sinano lu O. Trk Ayn# tayn$. %# Bankas $ yay. 2001

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir... Serbeste da$ t labilir...

QFT

#ekil. Solda, ortak 2 elektron kullanan ve bu nedenle kovalent ba# olarak adland&r&lan su moleklnn Bohr atom modeli. Sa#da, su moleklleri bir araya geldi#inde hemen hidrojen ba#& ile ba#lan&rlar ve dev bir su molekl a#& yaparlar (A). Uzun zincir yap&s&ndaki bir ya# molekl etraf&n& saran ve dzenlenmi su moleklleri (C). Hidrofilik k&s&m (B). #ekil. Su moleklnn hidrojenleri ve oksijeni aras&ndaki dipol do#uran a&sal ili kisi. H2O iin yukar& do#ru vektrsel bir dipol olmas& molekler yap&n&n bir zelli#idir. Ayn& dipol zelli#i, CO2te birbirlerini toplamda yok eden vektrler nedeni ile s&f&rd&r (yukar&+a a#&). Oksijen ve hidrojen atomunun bir araya gelmesi kovalent ba# ile oldu#undan ortak elektronlar kullan&rlar. Kovalent ba#&n sonucu olarak, elektronlar&n bulunma yer olas&l&klar&na gre molekl belli blgelerde pozitif, belli blgelerde negatif yk kazan&r. Bu dipol ya da kutuplanmad&r.

S&v& veya kat& suda bir molekln hidrojen atomlar&, bir di#er molekln oksijen atomu ile birle ir. Birle meye zellikle oksijen atomundaki serbest elektron iftleri neden olur. Olu an hidrojen ba#& ortak de#erlilik ba#&d&r OH eklinde gsterilerek ay&rt edilir. Hidrojen ba#& suyun ola#anst zelliklerinden o#unu a&klamaya yeterlidir. Bu ba#, suya ek bir yap& ma gc kazand&r&r ve gizli buharla ma &s&s&n&n ykselmesine neden olur. Ayr&ca, hidrojen ba#& tek ynldr; bu ba# H-O-HO-H2 ile gsterilir. Kaba bir benzetme ile su, gezegenimizdeki en byk molekl olarak d nlebilir. Sudaki tm oksijen ve hidrojen atomlar& birbirlerine hidrojen ba#lar& ile ba#lan&rlar. Yan yana gelen iki su molekl mutlaka birbirlerine hidrojen ba#& atarlar! Suyun molekler a#&rl&#& 18,01508 Daltondur ve bunun anlam& ayn& zamanda suyun ktlesinin 18,01508 gram oldu#udur. 1 gram su N/18,01508,3,34281022 molekl ierir. N simgesi, Avagadro say&s&d&r ve 6,0221023 e de#erdir. Suyun isel manyetik momenti olmad&#&ndan, su dimanyetiktir. Yani gl manyetik alanlardan zay&f etkilenir. Oda &s&s&nda su (H2O) ve a#&r suyun (D2O)un 293 Kelvindeki kar& &m&nda, kom u protonlar aras&nda (deutoronlar) kuantum dola &kl&k olabildi#i gsterilmi tir.9 Van der Waals Kuvvetleri Van der Waals kuvveti, molekller aras&ndaki elektrostatik ekim kuvvetidir. Bu kuvvet de#i ik ekillerde olabilir: elektron bulutu da#&l&m&na (London kuvvetleri), dnme (Debye kuvvetleri) veya sabit a&l& kutuplanmalara (Keesom kuvvetleri) ba#l& olabilir. Atom ekirde#in pozitif yk, ekirdek evresinde bir bulut olu turan elektronlar&n negatif ykleri ile denkle ti#inden, atomlar ve molekller elektriksel
Chatzidimitriou-Dreismann AC, Abdul Redah T ve ark. Anomalous Deep Inelastic Neutron Scattering from Liquid H2OD2O: Evidence of Nuclear Quantum Entanglement. Phys Rev Lett 1997;79:2839.
9

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir... Serbeste da$ t labilir...

QFT

olarak ykszdrler. Pozitif ve negatif ykler ayn& yerde olmad&#&ndan molekller bir elektrik dipol olu turabilirler. Su molekl gibi simetrik olmayan molekllerde, negatif yklerin a#&rl&k merkezi ortalama olarak pozitif yklerin a#&rl&k merkezi ile ak& &r ve kal&c& dipole izin vermez (rne#in, karbondioksit molekl, CO2). Bununla birlikte belirli bir anda, elektronlar&n konumundaki dalgalanmalar nedeni ile yklerin a#&rl&k merkezleri tam olarak ak& maz ve molekl evresindeki uzayda bir elektrik alan& yaratan bir dipol (kutuplama + ve -) ortaya &kar. 'ki elektrik dipol birbirine birtak&m kuvvetler uygular (dipol-dipol etkile imi). Kal&c& dipolleri olmayan iki atom ya da molekl aras&ndaki dipol etkile im kuvvetinin, zaman iindeki ortalama de#erine van der Waals kuvveti ad& verilir. Van der Waals kuvvetleri ekimsel kuvvetlerdir ve molekller aras& uzakl&k (r) ile ok abuk de#i irler (1/r7 oran& ile de#i im). Zay&f olmalar&na kar &n van der Waals kuvvetleri s&v&lar&n ve suyun ak& kanl&#&n& (kohezyon) sa#lar. Suyun dipol momenti nispeten yksektir ve oksijen atomunun byk oranda kutuplanabilmesi, suyun kolayca birle en bir madde olmas&n& sa#lar. Casimir Kuvveti Burada k&saca Casimir kuvvetinden de bahsetmekte yarar vard&r. London-van der Waals kuvveti, dielektrik ortamda Casimir etkisi ile ili kilidir. Casimir etkisi 1948 y&l&nda ortaya konulmu tur. Fiziki Hendrik Casimir, o dnemde ykl olmayan iki paralel metal plakan&n birbirine ok yakla t&r&ld&klar&nda bir kuvvet uygulayabileceklerini ne srd. Bu kuvvet ancak, aradaki mesafe ileri derecede kk oldu#unda (birka atomik ap) llebilirdir. Bu etki Casimir etkisi olarak adland&r&l&r.10 Bu etki 1997 y&l&nda deneysel olarak llebilmi tir. Casimir etkisi, bo lu#u dolduran vakum dalgalanmalar&, sanal parac&k-antiparac&k iftlerinden kaynaklan&r. Yokluktan parac&klar olu ur ve tekrar yok olurlar. 'ki plaka aras&ndaki bo lukta, sanal parac&klar dalgaboylar&ndan dolay& s&n&rlan&r. Bu nedenle, iki plak aras&nda a&k bir uzaydan daha d k enerji durumu sz konusu olur. Yani iki plaka aras&nda, hibir eyden daha az enerji vard&r! Vakum, s&f&r parac&k iermesine kar &n, iindeki enerjisi s&f&r de#ildir. D& ar& at&lamayacak tortul bir enerjisi vard&r. Olu an negatif bas&n ve enerji plakalar& birbirine eker. Aral&#&n daralt&lmas&, sanal parac&klar&n dalgaboyunun daha ok s&n&rlanmas&na neden olur ve plakalar aras&ndaki bas&n-enerjiyi artt&r&r. Aral&k geni letildi#inde, uzakl&#&n 4nc kuvveti ile de etki azal&r. Kk nesnelerde ve birbirine ok yak&n durumlarda etkisi en st dzeydedir. Molekller aras&ndaki etkile imlerde (geici dipolun neden oldu#u Van der Waals kuvvetleri) ve di#er kk lekli etkile imlerde ciddi etkileri vard&r. Casimir kuvveti ve enerjisi, plakalar aras&ndaki elektromanyetik alan&n s&f&r noktas& enerjisinden (zero-point energy) hesaplanabilir. Alan ba &na Casimir kuvveti Fc/A, vakumda ideal plakalar aras&nda

Fc hcp 2 = denklemi ile hesaplan&r. A 240d 4


Burada; h Planck sabiti (ya da Dirac sabiti olarak da adland&r&l&r), c & &k h&z&, d iki plaka aras&ndaki uzakl&k, p pi say&s&d&r. Bu denklem Casimir kuvvetinin, birim alan ba &na ok kk oldu#unu gsterir. Hesaplamalara gre kuvvet plakalar aras&nda bulunan dalgalar&n toplam say&s&d&r. Aral&ktaki her dalga, kuantum harmonik titre imcisi gibi davran&r ve temel durum enerji seviyesi hw / 2 ile ifade edilir ( w : titre im s&kl&#&n& gsterir) ve toplam potansiyel enerjiye katk&da bulunur. Kuantum Alan Teorisi (QFT) Klasik fizikte eylemler uzay-zaman ierisinde olur ve eylemlerde fiziksel nesneler vard&r. Bunlar alanlar ve parac&klard&r. Alanlar elektromanyetik alan ve ktleekimi alan& olarak ikiye ayr&labilir. Elektrik ykl cisimler elektromanyetik dalgalar olu tururlar. Ktleli ve hareketli cisimler ktleekimi alan& olu tururlar. Her ikisi de & &k h&z&nda yay&l&r ve enerji ta &r. Kuantum mekani#inde ise parac&klar ayn& zamanda enerji ve alanla ayn& eydir.
10

M. Bordag, U Mohideen, VM. Mostepanenko. New Developments in the Casimir Effect, quant-ph/0106045

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir... Serbeste da$ t labilir...

QFT

Bir kuantum, temel bir enerjiyi belli bir alanda tutan ve bunu yak&ndakilere aktaran birimdir. Bu enerji kuantumu elektromanyetik alan ve madde aras&nda serbeste gei yapabilir, toplam enerji dengede kal&r.11 QFTde, madde ok say&da madde alan&n&n enerji kuantumundan olu ur. rne#in; & &k hem parac&klara zg terimlerle (foton) hem de vektrsel=izgisel bir alanla yani elektromanyetik alanla tan&mlanabilir. Evrendeki her parac&k e idinin (foton, elektron, ntrino, kuarklar) ba#land&#& bir alan vard&r. W, Zler ve gluonlar&n vektrsel alanlar& vard&r. Elektronlar, ntrinolar ve kuarklar&n spin alanlar& vard&r. Bu alanlar belli bir uzaysal-noktasal hacimle s&n&rlanmazlar ve uzay&n her yerini kaplarlar. Dinamik Nedir?
Dinamik terimi kontroll de#i iklikler anlam&nda fizikte oka kullan&lmaktad&r. Bunun yan&nda, kuvvetlerin hareketli nesneler zerinde etkisi olarak da kullan&l&r. Bu a&dan bak&ld&#&nda her do#al olay dinamiktir. Do#al dnyam&z genel olarak iki k&sma ayr&l&r: canl& ve cans&z. Cans&z maddeyi esas olarak fizik inceler ve fizi#in klasik mekanik, elektromanyetizma, termodinamik, s&v& dinamikleri konuyla ilgilenir. Dinamik kavram& bu anlamda canl& ve cans&z nesnelere uygulanabilir. Ayn& zamanda canl& olan beyin gibi bir yap&ya da uygulanabilir.

Kuantum mekani#i d& &nda (ya da kuantum mekani#ine ba vurman&n gerekmedi#i durumlarda) fiziksel bir sistemi, alanlar, parac&klar&n birle imi olarak ele almak gerekir. Bu iki kavram, yani alan ve parac&k, srekli-sreksiz bir iftin kutuplar& gibi bir birine kar &tt&r. rne#in; alan btn bir uzay& kapsarken, parac&k uzay&n yaln&zca bir noktas&n& doldurur. Parac&k alandan farkl& olarak bir yrnge izler. Alanlar taneciklerden do#ar, yay&l&rlar ve taneciklere etki ederler. Kuantum kuram& alan/tanecik (ya da dalga/parac&k) ikilemini ortadan kald&r&r ve ikisinin yerine QFTni koyar. Kuantum mekani#i ile QFT aras&nda belirgin farkl&l&klar vard&r. Kuantum Mekani i ve Alan Teorisi Farklar(
1. Kuantum mekani#i sistemi sonlu, sabit parac&k dizilerinden olu ur. Sabit ve yerle iktirler. 'stenilen kesinlikte tm zellikleri llemez. Bu belirsizli#in bir zorlamas&d&r. S&n&rs&z kesinlik imkns&zd&r. Her temsil sistemin dinamiklerinin k&smi bir ifadesidir. Belirsizli#in bir sonucu BoseEinstein yo#unla mas&d&r. Bu durum uygun ko ullarda (d k &s&da) ortaya &kar ve sistemi olu turan tm parac&klar e zamanl& ayn& kuantum durumundad&rlar. Bireylerin tmnn davran& lar& ayn&d&r (coherent). 2. QFTde ise parac&klardan de#il alanlardan bahsedilir. Alanlar, parac&klar gibi belli bir hacme yerle ik de#ildirler ve sonsuz hacme yay&lm& lard&r. Bu nedenle, makroskobik ve mikroskobik fenomen aras&nda kesin bir ayr&m yap&lmas&n& kolayla t&r&rlar. QFT henz tamamlanm& bir teori de#ildir ve karma &k matematik ierir. 3. QFTde ayn& fiziksel sistemin temsiliyeti farkl& olabilir. Bu durum sistemin kendisinin farkl& fazlar& olmas&na izin verir. Buna faz de#i imi ya da gei i denir. Kuantum mekani#i faz gei ine izin vermez. Bir sistemi iki farkl& ekilde tan&mlamak mmkn de#ildir. 4. Fizikten de bildi#imiz gibi s&n&rl& say&da sistem, d& ar&dan enerji deste#i olmadan de#i ime direnebilir. D& ar&s& ile ba#lant& halinde olan ve uyar&lar alan beyindeki bellek buna ra#men istikrarl&d&r. QFTye gre izole olmayan (yani a&k, evre ile ili kide) bir sistem, enerji kayb& olmaks&z&n istikrarl& kalabilir. En az dzeyde enerji zde#eri (eigenvalue) olan zdurumundaki (eigenstate) mikroevrensel alan, vakum uzay& durumu olarak bilinir. Bu vakum durumu enerji kaybetmez. Vakum durumu QFTde ideal istikrarl& fiziksel durumu temsil eder.

11

Jibu M ve Yasue M. Quantum brain dynamics and consciousness. An Introduction. Advances in consciousness studies. JB Publs. 1995.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir... Serbeste da$ t labilir...

QFT

Hideki Yukawa, 1935te atom ekirdekleri iinde bulunan proton ve ntronlar&n kendi aralar&ndaki etkile imini a&klamak iin orta ktleli bir parac&k al& veri inde bulunduklar&n& ne srd. Proton ve ntronlar aras&nda al&p verilen bu parac&klara pimezonlar& ya da pion ad&n& verdi. Yukawan&n mezon teorisinde her proton ve ntron pion denen parac&klar salar ve ok k&sa sre sonra onu tekrar so#urur. Buna gre, proton ve ntronlar etraf&nda her an pionlar&n olu turdu#u bir mezon alan& vard&r. Bu olay t&pk& su moleklndeki iki elektronun iki hidrojen atomu taraf&ndan ortakla a kullan&m& sonucu kovalent ba# ile ba#lanmas&na benzemektedir. Benzer bir etkile im, ykl parac&klar&n birbiri ile etkile mesinin, her ykl parac&#&n etraf&ndaki fotonlar&n (elektromanyetik alanlar&n) olmas& ve etkile menin foton al& -veri i ile olmas&d&r. Ayn& ekilde ktleekimi graviton, elektrik ykleri etkile imi foton al& veri i, kovalent ba#lanma elektron al& veri i ile oldu#u gibi, atom ekirde#i iinde proton ve ntronlar pi mezonlar& al& veri inde bulunurlar. Bu ba#lanma sonucu ortaya ekirdek kuvveti &kar, bu g proton ve ntronlar& bir arada tutar. Neden Alan Teorisi? QFT temelde kuantum teorisinin alanlara uygulanmas&d&r. oklu parac&klardan olu an, olu ma ve yok olma durumlar& ile seyreden parac&k ve kat& hal fizi#ine teorik bir pencere sa#lar. Greli olmayan kuantum alan teorileri speriletkenli#i ve BardeenCooper-Schrieffer teorisini (d k &s&da metallerde dirensiz elektrik ak&m&) a&klamak iin gereklidir. Kuantum teorisinde kullan&lan Schrdinger denklemi o#unlukla u ekilde yaz&l&r:

p2 V ( r ) y ( t ) i y (t ) + = h 2m t
Burada

y , ktlesi m olan parac&#&n, V potansiyeli varl&#&nda kuantum durumudur.

Bu denklemde ilk sorun ok say&da parac&k ieren sistemin durumu hesaplanmaya al& &ld&#&nda ortaya &kar. Parac&klar&n her eyi ile ayn& oldu#u ve ayr&lamad&#& (bozon) veya anti-simetrik olan fermion gibi oklu parac&k durumlar&nda, denklem i e yaramaz. ok parac&kl& sistemleri bu denklemle tan&mlamak neredeyse imkns&zd&r. rne#in, N parac&ktan olu an bir bozon sistemi iin kuantum durumu yle yaz&labilir:

f1...fN =
Burada

P jNj ! N!

S f p (1) ... f p ( N )
p

fi tek parac&k durumunu, N ise j durumunda bulunan parac&klar&n say&s&n&, p

ise N parac&k birimi zerinde tm olas& etkilerin permtasyonlar&n& gsterir. Genelde, her birimin N! (N faktrial) toplam&d&r. Kat& hal fizi#inde ok say&da parac&klar s&kl&kla devreye girer ve parac&klar&n say&s& tipik olarak Avagadro say&s& (1023) kadard&r. Ancak, bu denklem ifadeleri her zaman yeterli midir? Yan&t: hay&r. kinci sorun Schrdinger denklemi zel grelilikle bir araya getirmeye al& &ld&#&nda ortaya &kar. Einstein&n bilinen E=mc2 denklemi, a#&r parac&klar&n ok daha hafif parac&klara bozunmas&na imkan verir. rne#in, elektron ve pozitron bir araya geldi#inde, fotona dn rler. Bu durum en iyi ekilde QFT ile a&klanabilir. QFT bu sorunlara zm getirdi#inden gerekli bir yakla &md&r. Yine kuantum mekani#indeki gibi her parac&k belirsizlik prensibine tabidir. Alan, uzay-zaman&n her noktas& iin bir i lemcidir. Bunun yan&nda, olu ve yok olu i lemcileri de devreye girer. ok parac&kl& sistemde parac&klar olu ur ve yok olur. Bu olu ve yok olu i lemcileri kuantum harmonik osilatrlere benzer. Kuantum Beyin Dinamikleri Jibu ve Yasue, Umezawan&n yolundan giderek QED (Kuantum Elektro Dinamik) ve QCD (Kuantum Kromo Dinamik) alanlar&na QBD (Kuantum Beyin Dinamikleri) kavram&n& ekleyip bunun yeni bilim oldu#unu ne srerler. Jibu ve Yasueye gre, beynin

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir... Serbeste da$ t labilir...

QFT

al& mas& iin kuantum mekani#i yakla &m& mutlaka gereklidir. Ancak, di#er kuantum mekaniksel bilin teorilerinin12, kuantum mekaniksel olmad&#&n&, sadece QFTnin modern ve gereki anlamda bunu ba arabildi#ini ne srerler.13 Stuart, Takahashi ve Umezawan&n QFTsinde beyin kabu#u alan&n&n kuantumu kortikon (corticon) olarak adland&r&l&r. Hem dipolar solitonlar hem de su dipol kuvvetlerinin her ikisi, protein iplikiklerinde bir arada devreye girer. Bu nedenle, beyin dokusu bahsedilen ikisinin toplam&n&n olu turdu#u tek bir elektrik dipol alan& ile tan&mlanabilir. Umezawaya gre, beyin dokusunun temel yap&s&n& sinir hcreleri de#il, kortikonlar olu turur. Kortikonlar, elektrik dipol alan&n&n (dipolar solitonlar+su dipol momenti) beyin dokusu uzaysal hacmi iinde arac&s& olarak ele al&nabilir. QFTde elektrik dipol alanlar& en basit haliyle spinor alan& ile gsterilebilir. Molekllerin titre imsel (virasyonel) spinor alan& elektrik dipolununkinden daha temeldir. Bundan dolay& kortikonlar, beyin dokusu uzaysal hacmi iinde su moleklleri ve protein iplikiklerinin her ikisinin molekler vibrasyonlar&n&n spinor alan& ile tan&mlanabilir. Kortikonlar&n sistemi, kortikon alan&yla temsil edilebilir. QFTde, vakum veya en d k enerji durumu, sistemin dinamik durumudur. Her dipolar soliton ve su moleklnn elektrik dipol momenti ayn& ynde ve ayn& ekilde dzenlenir. Kortikon alan&n&n vakum durumu, makroskobik dzenlenmi dzenli bir durumdur. Kortikonlar sinir hcrelerinin hem iinde hem de d& &nda, glial hcreleri de kapsayacak ekilde bulunurlar. Sadece sinir hcreleri ile s&n&rl& de#ildirler. Kortikonlar, beyin yap&s&n&n yarat&l& ve yok edili dinamiklerinden do#arlar. Bilindi#i gibi fotonlar ve elektronlar birbirleri ile yak&n ili kidedir. Elektronlar foton olu turabilir ya da emebilir. rne#in, Elektron (e-) ve pozitron (e+) etkile iminde yok olma ve yarat&lma olu abilir:

e + + e - 2g .
Ters ekilde olan

g e+ + e- ynndeki dn me ift olu um denir.


Foton, bir elektromanyetik dalga paketidir. Tek bir fotona dn m, enerji ve momentum korunumu yasas&na gre mmkn de#ildir. Ancak, QFT enerji korunumu prensibi ile at& an k&sa sreli ara kuantal durumlar&n olmas&na izin verir. Bununla ili kili olarak vakumda parac&klar, ok k&sa sreli olu ur ve yok olurlar. Elektromanyetik alan&n kuantumu foton, Bose alan&n&n kuantumu ise bozondur. Herhangi iki kortikon aras&nda bozon de#i imi yarat&rken, bir di#eri bozon de#i imini yok ederek birbirlerine etki eder. Kortikonlardaki kuantum teorik bozon de#i imi ile olu an yarat&l& ve yok olu dinamikleri bellek ve bilinci olu turur. Kortikonlar&n yap&s&, su molekllerinin kendi evresinde dnmesinden kaynaklanan serbestlik derecesi ve elektrik dipol alanlar& ile beyin kabu#u hcre a#lar&na yay&l&r. Umezawa, su molekllerini kendi evresinde dnmeleri nedeni ile kortikal alanlar iin bir aday olarak grr. Bir toplulu#un bir arada dnd# uzay blgesi spinor alan olarak adland&r&l&r. Spinor alan, sinir hcresi a#&n&n yard&m& ile tm beyne yay&l&r. Elektrik dipol ta &d&#& yk nedeni ile elektromanyetik alanla e le mi (ikili) bir birim olu turur. Kortikal alan bu alanlar&n temsilidir. Beyinde QFTnin )&lemesinin Temel Kabulleri14,15
Canl& maddenin mikroskobik yap&s& kuantum istatistiksel olarak de#il, QFT ile incelenebilir. Sinir hcreleri temel i lem gren birim de#ildir. Sinir hcreleri sadece makroskobik birimdir. Buna ilaveten mikroskobik kuantum sistemi de vard&r. Kortikon ve bozonlar aras&ndaki etkile im, kuantum beyin dinami#i olarak adland&r&l&r (QBD)
12

Hagan, S., Hameroff, S.R., and Tuszynski, J.A. Quantum computation in brain microtubules: decoherence and biological feasibility. Phys Rev E 2002;65:1-11. 13 Jibu, M., and Yasue, K. Quantum Brain Dynamics and Consciousness. Benjamins, Amsterdam, 1995. 14 Brain and Being. Kybernetikden bas$m. Brain and physics of many-body problems. Riccicardi LM, Umezawa H. S:255266. 15 Brain and Being. At the boundary between science, philosophy, language and arts. Ed: Globus GG, Pribram KH, Vitiello G. JB pubs. 2004;267-290.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir... Serbeste da$ t labilir...

QFT

10

Bellek tm beyine da#&n&kt&r Beyin dinamiktir Beyin d& dnya ile ili kili a&k sistemdir Beyinde a# iinde a#lar vard&r Glial destek hcreleri de bilincin olu umu iin nemlidir Beyinde mikroskobik sistemin temel elemanlar& olan kortikonlar bulunur. Yerle imleri hcre zar&n&n iki yan&ndad&r. Tm beyie da#&n&kt&rlar. Bellek kayd&, vakumda kuantum faz gei i ile olur Kuantum tnelleme, olas&l&k hesaplar& dahilinde vakumlarda bozucu etki yapar. Goldstone bozonlar& vakumlar& dzeltir ve hat&rlamada grev al&rlar

E&durumlu Vakumlar Umezawa ve arkada lar&na gre, su moleklleri yakla &k 50 ap&nda vakum blgeleri olu turur. Bylece beyindeki su, her biri 50 hacimle ayr&lan birok blge olu turur. Bu blgelerde, su molekllerinin elektrik dipol moment vektrleri e durumludur, hepsi ayn& yndedir. Her vakum ayr& bir e durumlu vektre sahiptir. Tek bir vakumdaki su molekllerinin topluca davran& & tek biimlidir. Her su molekl, senkronize yzme tak&m& gibi ayn& ynde yzer. Her vakum alan&, di#er vakum alanlar& ile kuantum yerel olmama (non-locality) ili kisi halindedir. Birbiri ile ili kili vakumlarda makroskobik bir dzenlenme olu ur.

50
#ekil. Beyindeki kuantum vakum alanlar&n&n ematik gsterilmesi. aplar&n&n yakla &k 50 kadar oldu#u ne srlm tr. Her bir ok bir su molekln temsil etmektedir. Her vakumdaki su molekllerinin dn ayn& yndedir. Her biri belli bir ynde vektre sahiptir. Aralar&nda, kuantum yerel olmamadan kaynaklanan uzun mesafeli bir ili ki vard&r.

Nambu-Goldstone Bozonlar( QFTdeki Nambu-Goldstone teoremi, vakumlar&n yap&s&n& gayet iyi ekilde a&klar. Nambu-Goldstone bozonlar& (NGB) denen, ktleleri s&f&ra ok yak&n zel bozonlard&r. Temelde ok kk enerji, NGB&n& yaratmak iin yeterlidir (bu &kar&m m=E/c2den yap&labilir). Bunlar ktlesiz Bose-Einstein kuantumu olarak, su moleklnn kendi ekseni etraf&nda dnmesine etkisi olan yeni bir de#i kendir (serbestlik derecesi). QFTde Nambu-Goldstone teorisi, herhangi bir yo#un ve devaml& simetrinin kendili#inden k&r&lmas& sonucu (dnme simetrisi gibi), ktlesiz bir kuantum olan NGB olu umuna imkn verir. Vakumlarda ayn& ynde olan dzenlenmeden sapma, bir moleklden di#erine ard& &k olarak, adeta dalga yay&lmas& gibi aktar&l&r ve ili ki iindeki vakumlarda kendili#inden simetri k&r&lmas& yapar. Bu ayn& zamanda bir e it kuantum enerjisi olarak da d nlebilir.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir... Serbeste da$ t labilir...

QFT

11

NGB, makroskobik dzenlenmi vakumlar&n zelli#idir. Dzenlenmi su molekllerinin elektrik dipollerin d k frekansl& dalgalar&, d k frekansl& elektromanyetik dalgalar olu turlar. Sonuta, NGBler, ileri derecede d k frekansl& elektromanyetik dalga (ta &y&c& parac&#& foton) olarak d nlebilir. Vakumda k&r&lm& simetri, NGBnin yarat&lmas& ile yeniden dzeltilir. NGBler, parac&ktan daha ok dalga gibi davran&rlar. Tm sistem ierisinde bunlar da#&ld&#&nda uzun mesafeli ayn& biimli davran& &n& sa#larlar (long-range correlation). Byle bir sistemin makroskobik dzenleni ve davran& & "bir btn" eklindedir. Yerel zellikler gzlenemez ve bireysellikler btncl zelliklerin iine kar& &r. Bir blgede simetrinin kendili#inden k&r&lmas& mmkn oldu#undan, birok vakum veya zemin durumu tamamen farkl& olur (birimsel e itsizlik, benzersizlik). Standart kuantum mekani#inde, tm vakumlar fiziksel olarak ayn&d&r ve simetri k&r&lmas& ortaya &kmaz. D& dnyadan gelen uyaranlar&n beyne kaydedilmesi, simetri k&r&lmas& ile olu an NGBlerin e durumlu yo#unla mas& sonucu olu ur. Sonsuz hacmin limitinde, NGBler ktlesiz olduklar&ndan, vakumda yo#unla malar& herhangi bir enerji eklenmesine neden olmaz. Yo#unla m& Goldstone bozonu ieren vakum durumu dzenlenmi bir yap&dad&r ve yani sistem en d k enerji seviyesindedir. Bu nedenle, dzenlenmi durumun enerjisinin de#i meden kalmas& sa#lan&r.16 Klasik fizi#in ok parac&#& ele alan, yerel olmayan, btncl ve e durumlu davran& & tan&mlamas& mmkn de#ildir. 'leri derecede etkilenmeden kalma ve geni lekli uyum durumu, termodinamik kanunlar&na gre gl enerji girdisinin yoklu#unda mmkn de#ildir. Oysa kristaller, speriletkenler ve ferromanyetikler d& ar&dan enerji kayna#& olmadan yap&lar&n& bozulmadan devam ettirirler. Bu maddelerin bunu nas&l yapt&#& ancak QFT ile a&klanabilir. Bellek iin de ayn& ey geerlidir. Uzun sreli kal&c&l&#&n& devam ettirebilen ve tm beyne geni lekli olarak yay&labilen bellek, zelli#ini QFT'nin kurallar&n& i letmesinden al&r. D& ar&dan gelen uyaranlar, e#er beynin zemin durumunda herhangi bir de#i iklik yapmadan, ktlesiz NGB olu turursa, bilin olu madan bellek olu ur (rtk/bilinsiz bellek). Sonsuz bir hacimde bozonlar ktlesiz olduklar&ndan, en kk bir enerji uyar&ma neden olabilir. Buna kar &n sonlu bir hacimde, NGBler s&f&rdan daha byk ktle kazan&rlar. Uyar&m enerjisi belli bir e i#in zerine ykseldi#inde, belle#in bilinli kaydedilmesi gerekle ir. Bu uyar&lma durumlar&n&n belli sreleri vard&r ve gnlk ya am&m&zda deneyimledi#imiz "hat&rlama", "uyan&kl&k", "fark&ndal&k" ve "dikkat" odaklamada ayn& durum devam eder. Ancak zemin durumdan uyar&lman&n daima bir sresi vard&r. T&pk& ya an&lan deneyimlerin bir sre devam etmesi gibi. K&sa sreli bellek de benzer ekilde ele al&n&r. K&sa sreli belle#in farkl& trlerinde, beyindeki farkl& uyar&lma seviyeleri devreye girer. Simetri K(r(lmas( Simetri ya da bak& &ma gzel bir rnek, ak am yeme#inde aile yelerinin bir araya geldi#i, yuvarlak masa yeme#idir. Yemek masas&na her ki i iin bir tabak, b&ak ve atal konur. atal her taba#&n soluna ve b&ak sa#&na konur. Ancak, aile bireyleri masaya oturdu#unda afacan bir ocuk hemen yeme#e ba lar ve sa#daki atal& kullan&r. Normalde herkes, sol atal& ve sa# b&a#& ald&#&nda simetri varken, afacan ocuk simetriyi k&rar. Simetrinin k&r&ld&#& yerde masa ikiye ayr&l&r: atal& sa#dan alanlar ve soldan alanlar. Her iki grup aras&nda kusurlu alanlar olu ur. Baz&lar&n&n atal& olmaz, baz&lar&na ise iki tane d er.

16

Pessa E, Vitiello G. Quantum Noise, Entanglement and Chaos in the Quantum Field Theory of Mind/Brain States. Mind and Matter 2003;1(1): 59-79

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir... Serbeste da$ t labilir...

QFT

12

#ekil. Bir masaya yerle tirilmi tabak, atal ve b&akta de#i me ile simetri k&r&lmas&.

Vakumdaki su molekllerinin yemek masas&ndaki gibi s&raya dizilmesi, alan&n bir sonucudur. Ancak, tm vakumlarda kusursuz bir yal&t&m elde etmek mmkn de#ildir. Baz& alanlarda, kuantum tnelleme etkisi ile simetri k&r&lmalar& sonucu, yeni yn ve dizilimler olu ur. Ba lang&taki simetri bozulur. Bu evreden gelen enerji ile olu maz. Tamamen sistemin btnnn iinden kaynaklan&r. Bu olaya simetrinin kendili#inden k&r&lmas& denir.17 (Di#er yandan, simetri k&r&lmas& evrenin ba lang&c&nda maddenin hakim olmas&n& sa#lam& t&r. Byk Parlama sonras& dnemde e it miktarda bulunan madde-antimadde iftlisi, simetrisinin madde lehine bozulmas& sonucu, maddesel evren ve iindeki var olabilmi tir. Asl&nda, yukar&daki ve a'a#&daki aras&nda kurallar a&s&ndan fark yoktur!) Biyolojik yap&lar, ok parac&kl& sistemlerdir. Beyin 1011 hcre ve bu say&n&n iki kat& kadar da destek hcresi ierir. 'zole biyolojik sistem yoktur ve olamaz. Canl&l&k biyolojik yap&n&n bir unsuru oldu#undan, canl&l&k ayn& zamanda evre ile etkile imi de gerektirir. Canl&l&k ayn& zamanda termodinami#in ikinci kanununun ihlalidir (negantropi). Beyin d& dnyadan enerji al&r. Duyu organlar&ndan gelen enerji nce sinir a#lar&na, sonra dendritik a#lara ve ard&ndan hcre zar&n&n iki yan&nda bulunan protein iplikiklerine ula &r. Enerji, d& ar&dan gelmeden de isel olarak sinir hcresi a#&nda veya dendritik a#da olu abilir (rya grme, d nme gibi). Yay&l&m yolu ayn& ekildedir. Enerji de#i imi daima alt birimlerle etkile ir. Bu de#i en enerji kortikon ve foton (=elektromanyetik alan) yaratmak iin yeterli olacakt&r. Olu an bu alan dolayl& yoldan makroskobik sinir hcrelerini ve dendritik a#&, do#rudan mikroskobik protein iplikiklerini etkileyecektir. Her ikisi sonucunda, sinir hcreleri gelen uyaranlar& farkl& beden organlar&na ula t&r&p konu ma ve hareket gibi biyolojik de#i ikliklere neden olacakt&r. zde& ve zde& Olmayan Parac(k Sistemleri
N parac&ktan olu an bir sistemin, g eklindeki gruplarla dzenlenmesi durumunda, gN kadar farkl& e it grup olabilir. Herhangi bir zel dzenleni in, tek ba &na olas&l&#& g-N olur. Olas&l&k hesaplanmas& ise

j MB =

N! g-N n1 !n2 !...ni !

eklindedir.

Bu klasik Maxwell-Boltzmann uygulamas&d&r. Yani, ideal bir gazda, durum de#i kenlerin her birinin olas&l&k de#erleri e ittir ve her gaz molekl e it olas&l&kl& her yerde bulunabilir. E#er -MB e it olas&l&kl& durumlar& bozulur ise, her bir molekl iin alternatif olas&l&klar&n say&s& azal&r. Ba lang&taki sistemin -MB durumu bozulur. Yeni bir sistem durumu olu ur (-i). Bu bir e it simetri k&r&lmas&d&r.18 Bu var olan durumdaki bozulma ayn& zamanda

Reeves H. %lk Saniye. ev: zdo an E. YKY 2000. Takahashi Y, Jibu M. Brain and Being. Brain and quantum field theory. Notes on monumental discussions presenting quantum field models of brain. Editor: G. Globus, s:291-313
18

17

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir... Serbeste da$ t labilir...

QFT

13

entropi yani dzensizlik art& &d&r. Bu nedenle Entropi, S=kLog-MB yaz&labilir. E#er dzenlilik yerine, entropinin bilgisini yazacak olursak Bilgi, I=S-1 olur, yani I.S=1 durumuna gelir. Ya da -i ile ilgili Si eklinde bir entropi olu ur. Orijinal entropi -MB; Sorijinal=SMB-Si halini al&r. -M ile ilgili Fermi-Dirac (zde olamayan) ve Bose-Einstein (zde parac&k) durumlar& kar &la t&r&ld&#&nda, simetri k&r&lmas&nda, alternatif olas&l&klar azal&rken, tersine belli zel durumlarda dzenlenme olas&l&klar& da artar (.I). Bunu bir rnekle gsterebiliriz. g=5 grup ve N=3 parac&k durumunu hesaplayal&m. Hepsini zde parac&k kabul etti#imizde, Bose-Einstein modeli kullan&ld&#&ndan;

j BE =

g + ( N - 1)! j -1BE = 0, 03 ( g - 1)! N !

Parac&klar zde de#ilse Fermi-Dirac modelinden

j FD =

g! j -1FD = 0,1 N !( g - N )!

Yukar&da bahsedilen Maxwell-Boltzmann denkleminden;

j -1MB = 0, 05

elde edilir.

zel olas&l&kl& dzenlenme art& &, .IBE iin=0,05/0,03=1,67 iken .IFD iin 0,05/0,1=0,50 eklinde bulunur. Yani, Bose-Einsteinin de#eri 0,03den 1,67e, Fermi-Dirac de#eri 0,1den 0,50e ykselir. Takahashi ve Jibuya gre, kas&lma ile seyreden (motor) sara nbetleri, beyindeki sinir hcrelerinde -BE durumunda bozulma yaparlar ve sistemin de#erini -MB durumuna yakla t&r&rlar.

Bellek Belle#in nemli bir zelli#i zamana kar & direnli olu u ve yerel olmamas&d&r. Umezawa, belle#in bir vakum durumu olabilece#ini ne srm tr. Bir vakum durumundan di#er bir vakum durumuna geme, QFTde vakum faz gei i olarak adland&r&l&r. Beyin gibi bir sistemin #renmesi, giren enerji ile yeni vakum durumlar& olu mas&d&r. Bu nedenle bilin bellek bilin bellek bilin eklinde bir i lem olarak devam eder. Belle#in geri a#r&lmas& NGB ile ili kiliyken, bellek kay&plar& instanton ile ili kilendirilir. 'nstanton, hat&rlama esnas&nda ya da belle#i geri a#&rmada devreye giren bir ba ka teorik kuantumdur. Sinir hcresi ve dendritik a#a bir enerji gelirse, mikroskobik iplikik proteinlerine geer. Belli bir e i#i geerse, yeni kortikon ve fotonlar olu ur, bu esnada ki ide var olan bilin durumu yeni bilin durumuna de#i ir. Bir vakum faz gei i alt&nda bulunan bellek, bir ba ka duruma geer ve yeni bellek olu ur. Yeni vakum durumu, nceki var olan belle#in ve giren enerji uyaran&n&n olu turdu#u bilin de#i ikli#inin toplam&d&r. Toplam bellek, bilinle devaml& olarak de#i me halindedir. Bu de#i im en az&ndan 1 foton veya kortikon olu turan enerji ile sa#lanabilir.19 Bellek zamana kar & dirense de, biliriz ki ya lanma/zaman iinde bellek zay&flar ve bellek kay&plar& olu ur. Beyinde i leyen QFTe gre bunun da bir a&klamas& vard&r. Vakum durumunda kuantum tnelleme, kuantum mekani#inin bir zelli#i olarak ortaya &kar. Tnellemeye ba#l& olarak, herhangi bir d& sal uyaran olmadan kendili#inden vakum faz gei leri olur. Bu de#i imler tamamen olas&l&klara ba#l&d&r. Bylece toplam bellek bozulur. Bu bozulma bilinle kontrol edilemez. QFTde tnellemeye ba#l& vakum faz gei leri s&kl&kla olu ur. Bu suyun &s&t&lmas& sonucu, bir k&sm&n&n faz gei i ile buharla mas&na benzer. Rastlant&sal baz& buharla malar olur. Hangi molekllerin buharla aca#& nceden bilinemez. QFTdeki vakum buharla malar& instantonlar olarak
19

Brain and Being. At the boundary between science, philosophy, language and arts. Ed: Globus GG, Pribram KH, Vitiello G. JB Pubs 2004;267-290.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir... Serbeste da$ t labilir...

QFT

14

adland&r&l&r. Zaman ierisinde ve ya la artan instantonlar belle#i zay&flat&r, unutkanl&k geli ir.

Vakum Kortikon ve Fotonlar 'sel Girdiler -d!nme Olu! ve yok olu! dinami$i

Makroskobik Sinir hcresi ve dendritik a$

Mikroskobik Protein 'plikikleri

Duyusal girdiler -'!itme -grme -dokunma -tat -koku

Davran !lar, konu!ma Hareket

Bilin

Bellek

Goldstone Bozonlar

Unutma

Hat rlama

Vakum Faz gei!i

instantonlar

Rastlant sal kuantum tnelleme

Bellek Olu!umu

#ekil. Belle#in mekanizmas& elektrokimyasal al& an sinirsel-sinaptik aral&k mekanizmalar&ndan farkl&d&r: Beyin farkl& seviyelerde etkile im iinde olan kar& &k bir sistemdir. Bellek i lemi kuantum mekanikseldir. Hat&rlama ve unutma belli kuantum alan teorisi zelliklerine gre olur.

Tablo. Beyinde kuantum alan teorisini uygulaman&n a&klayabildi#i bilinzihin olaylar(20 Zihin/bilin-beyin ba#lant& sorunu (binding) Bilincin birli#i (global-uniter) Zihin ieri#i, znellik (qualia) Algoritmik olmayan bilgi i leme zgr irade Bellek olu turma, hat&rlama ve unutma Anestezik maddelerin bilinci geici kald&rmas&

20

Jibu M. Theory of cell membrane organizers and pressure reversal of anesthesia. Medical Hypothesis 2001;56:26-32.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir... Serbeste da$ t labilir...

Vitiello

Ruhun yeri, i ve d ! dnyan n kar! la!t $ yerdir. Birbirleri ile rt!tkleri yerde, rt!menin her noktas ndad r... Novalis (1772-1801)

Vitiellonun Da$ t c Beyin Modeli


Beyinde kuantum alan teorisi (QFT), zellikle belle$in zamandan etkilenmemesi, beyinde bir blgeye zellikle yerle!ik olmamas zerine in!a edilmi!tir. Ancak, baz sorular n yan tlar eksiktir. Birisi, bellek kapasitesi ya da "zerine kaydetme" sorunudur. QFT'ye gre zel bilgi, vakumdaki zel dzenlenme ile kodlan r. Oysa, d !ar dan gelen yeni bilgiler, vakumlar zerine etki ile kaydedilir. Yani, daha nceki vakumlar n dzenleni!ini de$i!tirerek, ayn vakuma kay t yaparlar. Bu, bir kasetteki ses kayd n n zerine ba!ka bir ses kaydetmeye benzer. Bylece, nce kaydedilmi! bilgi bozulur, silinir. Vitiello (1995) QFTye "da$ t c /dissipatif" beyin kavram n ekleyerek zm sunar.1,2 Giuseppe Vitiello, da$ t c beyin teorisi ile bellek de st ste yazma sorununa de$il, ayn zamanda ba!ka sorunlara da zm getirmi!tir. QFT modelinde, d !sal bir uyaranla simetrinin (elektrik dipol dnme simetrisi) kendili$inden k r l r. Su ve di$er biyokimyasal aktif maddeler fiziksel ve kimyasal beyin davran ! n olu!tururlar. Dipol dnme simetrisi k r ld $ anda, zamana-ters simetri de k r l r ve bu !ekilde bilgi kaydedilir. Bilgiyi kaydetme i!leminden nce, s n rs z, birimsel ve birbirinin ayn olmayan vakumlardan herhangi birine kay t yapabilir. Bilgi kaydedildikten sonra, beyin durumu tam olarak belli ve de$i!mez hale gelir. Bunun deneyimsel ve ruhsal anlam "')MD) biliyorsun!" hissidir. Bu durumda, yeni bilginin kaydedilmesi ile art k ba!ka bir ki!i olunur. nce ile ayn ki!i yoktur. Bir kez bilme oldu$unda, zamanda ileriye gidersiniz. Bilginin beyince yakalan p kaydedilmesi, beyin dinamiklerine "zaman n ak ! oklar ndan birini" sokar. Zaman iinde olan bu de$i!imle, gemi! ve gelecek aras nda bir ayr m do$ar. Bu ayr m !imdinin bilgisinden nce yap lamaz. Di$er bir ifade ile da$ t c (dissipatif) yap dan dolay tersinir olmayan, geri dn!msz bir sre olu!ur, beyin a k bir sistem halini al r.3 Denge durumundaki kapal bir sistem ile denge durumundan uzakla!t r lan a k bir sistemin aras ndaki en nemli fark, kapal sistemde bilginin kaybolmamas d r. Yani, kapal sistemin davran ! tersinebilir, geri dn!ldr. Bu nedenle evre/faz hacimleri korunur. A k sitemlerde ise bilgi evreye sa l r ve sistemin davran ! tersinebilir de$ildir. Zamansal-ters simetrik da$ t c yap dan dolay , zaman n ak ! tek ynldr. Zaman ekseni, tekil bir noktadan blnerek, gelecekten gemi!i ay ran ba!lang noktas haline gelir. Bu tekillik noktas !imdiyi olu!turur. Da$ t kl k olmaks z n, herhangi bir nokta, herhangi bir zaman, zaman ekseninde !imdi olurdu. Tekil bir ba!lang yoksa !imdi de olmazd . Da$ t kl k, ne zaman bilgisini belle$e bu yolla yerle!tirir. Kuantum sistemi e$er a k, yani evre ile etkile!imde ise, her iki sistem tek bir kapal sistem olarak ele al nabilir. Ancak evre ile etkile!imde olan bir sistem de$i!ebilirdir ve durumu lmek zordur. Bir olas l k, evre ile olan etkile!imin ortalamalar ndan yararlanarak "etkili" etkile!imi hesaplamak olabilir. Di$er bir olas l k, kullan l !l bir vakumu seip evresel etkileri hesaplamak olabilir. Seilen vakum, kar! l kl etkile!imde olan sistemlerin (beyin-evre) verilen s n r durumlar hakk nda fikir verebilir. Sistem-evre etkile!imindeki bir de$i!iklik, sistemdeki vakum durumunda bir de$i!ikli$e neden olur. Vakumdaki durum de$i!imi, sistem-evre aras ndaki
1 2

Vitiello G. My Double unveiled - The dissipative quantum model of brain. Amsterdam: John Benjamins. 2001. Vitiello G. Dissipation and memory capacity in the quantum brain model. Int J Mod Phys 1995;9:973-989. 3 Pessa E, Vitiello G. Quantum Noise, Entanglement and Chaos in the Quantum Field Theoryof Mind/Brain States. Mind and Matter 2003;1(1):59-79 ve arXiv:q-bio.OT/0309009 v1 21 Sep 2003

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Vitiello

al !veri!in bir gstergesidir. Bylece, sistemin zaman iindeki de$i!imini tan mlayan denklemler evre ile etkile!im hakk nda da fikir verir.4 A k bir kuantum sistemini tan mlamak iin "birbirinin ayn olamayan" birok vakum sistemini QFT'de kullanmak gerekir. Buna zaman de$i!kenini de eklemek laz md r.5 nk sistem, zaman iinde "yeni" duruma geer. Bu durum bir film !eridindeki film karelerine benzetilebilir. Her kare bir anl k foto$raf gsterir. Bu kareleri zamansal olarak ard ! k dizecek olursak bir film elde ederiz. Yani, sistemin, sistem-evre etkile!imini de ieren de$i!imini ya da evrimini grrz.6
ekil. evre ile beyin ya da d ! dnya ile i dnya aras ndaki dola! kl k da" t k (dissipatif) beyin dinamiklerinin ka n lmaz bir sonucudur. Bu canl bir beyinde, evre ile beyin aras ndaki ba"lant y kesmenin imkns zl " n gsterir. Etkile!im kar! l kl d r. durumu matematiksel bir uydurma de"il, gerek bir uyar lma durumudur. Ba"lant kesilmesi, dola! kl " n ortadan kalkmas anlam na gelir ki, bu sadece lmle olabilecek bir !eydir. %ekilde, yuvarlak olan yap lar vakumlar ve ilerindeki de"i!ik ynlerdeki izgiler de vakum kodlar n n farkl l " n gstermektedir. Vakum kodlar beyin iinde kendili"inden simetri k r lmas ile de"i!ebilece"i gibi, d !ar dan gelen uyaranlarla da olabilir. sl durumlar , ssz A sisteminde evrenin modellenmesini temsil eder. Bilin, ve A aras ndaki devaml etkile!imle ortaya kar.

evre en basit olarak, dengeyi sa$lamak iin enerji ak ! na neden olur. Di$er bir seenek de evrenin "zamansal-ters kopya" olarak temsil edilmesidir. Sistem evreden enerji kazand $ durumda, enerji "da$ t c l $ " nedeni ile zamana ters olmal d r. Bu nedenle evre, matematiksel olarak sistemin, zamanda-ters grnts olarak ele al nabilir. Yani, sistemde bir e!it "iftle!me/ikile!me olu!ur. Daha nce Umezawa'n n QFT'sinde bahsedildi$i gibi, dnmeye ba$l elektrik dipol simetrisinin kendili$inden k r lmas esnas nda Nambu-Goldstone bozonlar olu!uyordu. Vitiello bunu "dipol dalga kuantum, DWQ olarak kabul eder. Bunun "iftle!me durumu" zamanda-ters ayna grntsdr ve k ile gsterir. NAk ve N k ise Ak ve k durumlar n n say s n gsterir. Alt de$er olarak yaz lan k, uzaysal momentum gibi kinematik de$i!kenleri veya isel alan de$i!kenlerini, yani serbestlik derecelerini temsil eder. Buradaki, st i!areti () yani iftle!me, matematiksel bir uydurma de$il, evre ile etkile!en sistemin gerek uyar lma modudur ve sanki bir parac k (quasiparac k) gibidir. s durumu (k) ve s olmayan durum (Ak) aras ndaki etkile!me, sistemin zamansal evrimini kontrol eder. Bu bir arada al !an Ak, k sistem iinde s n rland r l r. Sistem ve evre aras ndaki ili!ki kesilir kesilmez ortadan kaybolurlar.7 Quasiparac#k-Sankiparac#k
Etkile!en belli parac k sistemlerinde parac k-benzeri yap lard r. zellikle, maddenin makroskobik fiziksel zellikleri ile ilgilenen kat hal fizi$inde nemlidirler ve kuantum mekaniksel ok parac kl sistemleri basitle!tirmeyi sa$larlar. Kuantum mekani$inde, d!k uyar lm ! durum iin

4 5

Alfinito E, Vitiello G. Dissipation and memory domains in the quantum model of brain. arXiv:quant-ph/0006065v1, 2000. Celeghini E, Rasetti M, VitielloG. Quantum dissipation. Annals of Physics 1992;215:156-170. 6 Alfinito E, Vitiello G. Life-time and hierarchy of memory in thne dissipative quantum model of brain. arcXiv:quantph/9912120v1, 1999. 7 Vitiello G. Quantum dissipation and information: a route to consciousness modeling. NeuroQuantology 2003; 2:266-279

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Vitiello

kullan l r.

Normal bir sistemde sl ve ssz A'lar n toplam fark n n s f r olmas gerekir: NAk-N k=0. Yani sistem ve evre aras ndaki enerji de$i!imi dengededir. Bu teori s n rs z say da vakum durumu (yani bellek) olmas n ngrr ve korkun say daki bilgi, var olan vakumlarda kodlanabilir. Da$ t k olmayan yap lar n aksine yeni bilgi giri!inde, nceden kaydedilmi! bilgilerin bozulmas gerekmez. Da$ t k durumdaki "beyin zemin durumu" tm bellek durumlar n n st ste binmesi yani sperpozisyonu durumundad r. Ayn zamanda beyin ve d ! dnya-evre aras nda ayr lamaz bir kuantum dola! kl $ vard r. Bu beyin-evre dola! kl $ ancak l bir beyinde ortadan kalkar. Fizik kurallar sadece birinin (A ve ) ba$ ms z var olmas na imkan vermez. Bu blnemez iki, birden daha temel bir yap d r (A). Dola! k durum, iki ayr ya da tekli durumla ifade edilemez. Dolay s ile bilincin birinci ki!i znelli$i ile d ! dnyan n nesnelli$i aras nda herhangi bir at !ma olmaz. Nesnellik olmaks z n, a k bir sistem olarak beyin olmaz ve bilinte de da$ t c yap olmazd . D ! dnyan n nesnelli$i, bilincin var olmas iin gereklidir. Beynin evresi ile kar! l kl diyalogu, beynin esnekli$inin de (plastisite) temel nedendir. Umezawa ve Vitiellonun Teorilerinin Kar$#la$t#rmal# zeti
1. Bellek kapasitesi ileri derecede kktr. Herhangi bir yeni bellek olu!umu, daha ncekilerin zerine kaydedilir. Vakum say s s n rl d r. Oysa, da$ t c beyinde s n rs z vakum ve st ste kaydetmeden, s n rs z bellek kapasitesi vard r. 2. Umezawan n Nambu-Goldstone bozonlar , da$ t c modelde dipole wave quanta (DWQ) olarak adland r l r. Elektrik dipol dnme simetrisi k r lmas ndan kaynaklan r. DWQlerin ktleleri de s f rd r. 3. Da$ t c sistem kendi kendini organize eder. )sel uyaranlarla simetri k r lmas kendili$inden olur ve bu faz gei!i yapabilir. 4. Beynin evre ile devaml etkile!iminden dolay , etkile!imi geri dn!szdr. D ! dnyadan giren veri ile beyin dinamikleri geri dn!sz de$i!ir. Yeni bilgi giri!i olan birisi, asla nceki ki!i de$ildir. Bu, zamanda ileri akma hissi olu!turur. Bilgi giri!i olmadan zamanda ileri ya da geri hissi olmaz. Ancak, bilgi giri!inden ka namay z. D ! dnyadan soyutlaman n yap ld $ bilimsel al !malarda ciddi ruhsal bozukluklar ortaya km !t r. 5. Kuantum da$ t c lar n matematik yap s , beyin-evreyi iftle!tirmeyi gerektirir. Bu iftle!tirme, beyin-evre aras ndaki enerji dengesini sa$lar. evre, beyinde zamanda-ters kopya olarak modellenir (A).

Vitiello'nun da$ t c beyin modelinde, sistemin durumu "birok zemin durumu zerinde ya!am" gibidir; yani, devaml !ekilde vakumlarda faz dn!mleri vard r. ok kk rastlant sal etkiler bile sistemde gzle grlebilen ve davran !lara yans yan makroskobik de$i!iklikler olu!turabilir. Farkl kodlanm ! vakumlar aras nda de$i!im, "a$r ! msal bellek" durumunu olu!turur. Nambu-Goldstone bozonlar belli bir e!ik enerjisine ula!t $ nda "hat rlama" ya da geri a$ rmay sa$larlar. E$er enerji gereksinimi gerekenden daha az ise, "hat rlamada zorlanma" ortaya kar. Di$er yandan, bir uyar lma e!i$inin olmas olumlu koruma sistemi olarak ele al nabilir. Bu e!ik ile istenmeyen ve rahats z edici (beyinde s art ! gibi) uyaranlardan bellek korunur. rne$in, "s f r e!ik" durumunda, herhangi bir d!k enerjili uyaran beyinde hat rlamay sa$layaca$ ndan, beyin "belle$in devaml ak m " iinde bo$ulacakt .8 Olup olmad k her !ey, uygun olmayan zamanlarda hat rlanacakt . A k bir sistem olan beyin zerinde evre ile etkile!imden kaynaklanan dalgalanmalar da (fluktuasyon) etkilidir. Baz deneysel al !malarda, sinir hcreleri seviyesinde grltl/parazitli dalgalanmalar n (noisy fluctuations) beyin aktivitesi
8

Pessa E, Vitiello G. Quantum Noise, Entanglement and Chaos in the Quantum Field Theory of Mind/Brain States. Mind and Matter 2003;1:59-79.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Vitiello

zerinde dengeleyici etki yapt $ ve istenmeyen durumlar ve ekicilerin (attractor) iine d!meyi engelledikleri gsterilmi!tir. Da$ t c yap da, grlt ve kaos do$al ierik olarak kabul edilir.9 Da&#t#k (dissipatif) beyin modelinin a#klad#klar#
Bilincin ortaya k ! S n rs z bellek kapasitesi K sa ve uzun sreli bellek Unutma ve a$r ! msal bellek Grlt ve kaos etkilerinden kurtulma Zihin/bilin-beyin ba$lant sorunu evre ile etkile!imi a klar )sel zaman ak ! n a klar

Freeman W.J. Random activity at the microscopic neural level in cortex (noise) sustains and is regulated by low dimensional dynamics of macroscopic cortical activity. International Journal of Neural Systems 1996;7:473-480.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Vitiello

Ruhun yeri, i ve d ! dnyan n kar! la!t $ yerdir. Birbirleri ile rt!tkleri yerde, rt!menin her noktas ndad r... Novalis (1772-1801)

Vitiellonun Da$ t c Beyin Modeli


Beyinde kuantum alan teorisi (QFT), zellikle belle$in zamandan etkilenmemesi, beyinde bir blgeye zellikle yerle!ik olmamas zerine in!a edilmi!tir. Ancak, baz sorular n yan tlar eksiktir. Birisi, bellek kapasitesi ya da "zerine kaydetme" sorunudur. QFT'ye gre zel bilgi, vakumdaki zel dzenlenme ile kodlan r. Oysa, d !ar dan gelen yeni bilgiler, vakumlar zerine etki ile kaydedilir. Yani, daha nceki vakumlar n dzenleni!ini de$i!tirerek, ayn vakuma kay t yaparlar. Bu, bir kasetteki ses kayd n n zerine ba!ka bir ses kaydetmeye benzer. Bylece, nce kaydedilmi! bilgi bozulur, silinir. Vitiello (1995) QFTye "da$ t c /dissipatif" beyin kavram n ekleyerek zm sunar.1,2 Giuseppe Vitiello, da$ t c beyin teorisi ile bellek de st ste yazma sorununa de$il, ayn zamanda ba!ka sorunlara da zm getirmi!tir. QFT modelinde, d !sal bir uyaranla simetrinin (elektrik dipol dnme simetrisi) kendili$inden k r l r. Su ve di$er biyokimyasal aktif maddeler fiziksel ve kimyasal beyin davran ! n olu!tururlar. Dipol dnme simetrisi k r ld $ anda, zamana-ters simetri de k r l r ve bu !ekilde bilgi kaydedilir. Bilgiyi kaydetme i!leminden nce, s n rs z, birimsel ve birbirinin ayn olmayan vakumlardan herhangi birine kay t yapabilir. Bilgi kaydedildikten sonra, beyin durumu tam olarak belli ve de$i!mez hale gelir. Bunun deneyimsel ve ruhsal anlam "')MD) biliyorsun!" hissidir. Bu durumda, yeni bilginin kaydedilmesi ile art k ba!ka bir ki!i olunur. nce ile ayn ki!i yoktur. Bir kez bilme oldu$unda, zamanda ileriye gidersiniz. Bilginin beyince yakalan p kaydedilmesi, beyin dinamiklerine "zaman n ak ! oklar ndan birini" sokar. Zaman iinde olan bu de$i!imle, gemi! ve gelecek aras nda bir ayr m do$ar. Bu ayr m !imdinin bilgisinden nce yap lamaz. Di$er bir ifade ile da$ t c (dissipatif) yap dan dolay tersinir olmayan, geri dn!msz bir sre olu!ur, beyin a k bir sistem halini al r.3 Denge durumundaki kapal bir sistem ile denge durumundan uzakla!t r lan a k bir sistemin aras ndaki en nemli fark, kapal sistemde bilginin kaybolmamas d r. Yani, kapal sistemin davran ! tersinebilir, geri dn!ldr. Bu nedenle evre/faz hacimleri korunur. A k sitemlerde ise bilgi evreye sa l r ve sistemin davran ! tersinebilir de$ildir. Zamansal-ters simetrik da$ t c yap dan dolay , zaman n ak ! tek ynldr. Zaman ekseni, tekil bir noktadan blnerek, gelecekten gemi!i ay ran ba!lang noktas haline gelir. Bu tekillik noktas !imdiyi olu!turur. Da$ t kl k olmaks z n, herhangi bir nokta, herhangi bir zaman, zaman ekseninde !imdi olurdu. Tekil bir ba!lang yoksa !imdi de olmazd . Da$ t kl k, ne zaman bilgisini belle$e bu yolla yerle!tirir. Kuantum sistemi e$er a k, yani evre ile etkile!imde ise, her iki sistem tek bir kapal sistem olarak ele al nabilir. Ancak evre ile etkile!imde olan bir sistem de$i!ebilirdir ve durumu lmek zordur. Bir olas l k, evre ile olan etkile!imin ortalamalar ndan yararlanarak "etkili" etkile!imi hesaplamak olabilir. Di$er bir olas l k, kullan l !l bir vakumu seip evresel etkileri hesaplamak olabilir. Seilen vakum, kar! l kl etkile!imde olan sistemlerin (beyin-evre) verilen s n r durumlar hakk nda fikir verebilir. Sistem-evre etkile!imindeki bir de$i!iklik, sistemdeki vakum durumunda bir de$i!ikli$e neden olur. Vakumdaki durum de$i!imi, sistem-evre aras ndaki
1 2

Vitiello G. My Double unveiled - The dissipative quantum model of brain. Amsterdam: John Benjamins. 2001. Vitiello G. Dissipation and memory capacity in the quantum brain model. Int J Mod Phys 1995;9:973-989. 3 Pessa E, Vitiello G. Quantum Noise, Entanglement and Chaos in the Quantum Field Theoryof Mind/Brain States. Mind and Matter 2003;1(1):59-79 ve arXiv:q-bio.OT/0309009 v1 21 Sep 2003

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Vitiello

al !veri!in bir gstergesidir. Bylece, sistemin zaman iindeki de$i!imini tan mlayan denklemler evre ile etkile!im hakk nda da fikir verir.4 A k bir kuantum sistemini tan mlamak iin "birbirinin ayn olamayan" birok vakum sistemini QFT'de kullanmak gerekir. Buna zaman de$i!kenini de eklemek laz md r.5 nk sistem, zaman iinde "yeni" duruma geer. Bu durum bir film !eridindeki film karelerine benzetilebilir. Her kare bir anl k foto$raf gsterir. Bu kareleri zamansal olarak ard ! k dizecek olursak bir film elde ederiz. Yani, sistemin, sistem-evre etkile!imini de ieren de$i!imini ya da evrimini grrz.6
ekil. evre ile beyin ya da d ! dnya ile i dnya aras ndaki dola! kl k da" t k (dissipatif) beyin dinamiklerinin ka n lmaz bir sonucudur. Bu canl bir beyinde, evre ile beyin aras ndaki ba"lant y kesmenin imkns zl " n gsterir. Etkile!im kar! l kl d r. durumu matematiksel bir uydurma de"il, gerek bir uyar lma durumudur. Ba"lant kesilmesi, dola! kl " n ortadan kalkmas anlam na gelir ki, bu sadece lmle olabilecek bir !eydir. %ekilde, yuvarlak olan yap lar vakumlar ve ilerindeki de"i!ik ynlerdeki izgiler de vakum kodlar n n farkl l " n gstermektedir. Vakum kodlar beyin iinde kendili"inden simetri k r lmas ile de"i!ebilece"i gibi, d !ar dan gelen uyaranlarla da olabilir. sl durumlar , ssz A sisteminde evrenin modellenmesini temsil eder. Bilin, ve A aras ndaki devaml etkile!imle ortaya kar.

evre en basit olarak, dengeyi sa$lamak iin enerji ak ! na neden olur. Di$er bir seenek de evrenin "zamansal-ters kopya" olarak temsil edilmesidir. Sistem evreden enerji kazand $ durumda, enerji "da$ t c l $ " nedeni ile zamana ters olmal d r. Bu nedenle evre, matematiksel olarak sistemin, zamanda-ters grnts olarak ele al nabilir. Yani, sistemde bir e!it "iftle!me/ikile!me olu!ur. Daha nce Umezawa'n n QFT'sinde bahsedildi$i gibi, dnmeye ba$l elektrik dipol simetrisinin kendili$inden k r lmas esnas nda Nambu-Goldstone bozonlar olu!uyordu. Vitiello bunu "dipol dalga kuantum, DWQ olarak kabul eder. Bunun "iftle!me durumu" zamanda-ters ayna grntsdr ve k ile gsterir. NAk ve N k ise Ak ve k durumlar n n say s n gsterir. Alt de$er olarak yaz lan k, uzaysal momentum gibi kinematik de$i!kenleri veya isel alan de$i!kenlerini, yani serbestlik derecelerini temsil eder. Buradaki, st i!areti () yani iftle!me, matematiksel bir uydurma de$il, evre ile etkile!en sistemin gerek uyar lma modudur ve sanki bir parac k (quasiparac k) gibidir. s durumu (k) ve s olmayan durum (Ak) aras ndaki etkile!me, sistemin zamansal evrimini kontrol eder. Bu bir arada al !an Ak, k sistem iinde s n rland r l r. Sistem ve evre aras ndaki ili!ki kesilir kesilmez ortadan kaybolurlar.7 Quasiparac#k-Sankiparac#k
Etkile!en belli parac k sistemlerinde parac k-benzeri yap lard r. zellikle, maddenin makroskobik fiziksel zellikleri ile ilgilenen kat hal fizi$inde nemlidirler ve kuantum mekaniksel ok parac kl sistemleri basitle!tirmeyi sa$larlar. Kuantum mekani$inde, d!k uyar lm ! durum iin

4 5

Alfinito E, Vitiello G. Dissipation and memory domains in the quantum model of brain. arXiv:quant-ph/0006065v1, 2000. Celeghini E, Rasetti M, VitielloG. Quantum dissipation. Annals of Physics 1992;215:156-170. 6 Alfinito E, Vitiello G. Life-time and hierarchy of memory in thne dissipative quantum model of brain. arcXiv:quantph/9912120v1, 1999. 7 Vitiello G. Quantum dissipation and information: a route to consciousness modeling. NeuroQuantology 2003; 2:266-279

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Vitiello

kullan l r.

Normal bir sistemde sl ve ssz A'lar n toplam fark n n s f r olmas gerekir: NAk-N k=0. Yani sistem ve evre aras ndaki enerji de$i!imi dengededir. Bu teori s n rs z say da vakum durumu (yani bellek) olmas n ngrr ve korkun say daki bilgi, var olan vakumlarda kodlanabilir. Da$ t k olmayan yap lar n aksine yeni bilgi giri!inde, nceden kaydedilmi! bilgilerin bozulmas gerekmez. Da$ t k durumdaki "beyin zemin durumu" tm bellek durumlar n n st ste binmesi yani sperpozisyonu durumundad r. Ayn zamanda beyin ve d ! dnya-evre aras nda ayr lamaz bir kuantum dola! kl $ vard r. Bu beyin-evre dola! kl $ ancak l bir beyinde ortadan kalkar. Fizik kurallar sadece birinin (A ve ) ba$ ms z var olmas na imkan vermez. Bu blnemez iki, birden daha temel bir yap d r (A). Dola! k durum, iki ayr ya da tekli durumla ifade edilemez. Dolay s ile bilincin birinci ki!i znelli$i ile d ! dnyan n nesnelli$i aras nda herhangi bir at !ma olmaz. Nesnellik olmaks z n, a k bir sistem olarak beyin olmaz ve bilinte de da$ t c yap olmazd . D ! dnyan n nesnelli$i, bilincin var olmas iin gereklidir. Beynin evresi ile kar! l kl diyalogu, beynin esnekli$inin de (plastisite) temel nedendir. Umezawa ve Vitiellonun Teorilerinin Kar$#la$t#rmal# zeti
1. Bellek kapasitesi ileri derecede kktr. Herhangi bir yeni bellek olu!umu, daha ncekilerin zerine kaydedilir. Vakum say s s n rl d r. Oysa, da$ t c beyinde s n rs z vakum ve st ste kaydetmeden, s n rs z bellek kapasitesi vard r. 2. Umezawan n Nambu-Goldstone bozonlar , da$ t c modelde dipole wave quanta (DWQ) olarak adland r l r. Elektrik dipol dnme simetrisi k r lmas ndan kaynaklan r. DWQlerin ktleleri de s f rd r. 3. Da$ t c sistem kendi kendini organize eder. )sel uyaranlarla simetri k r lmas kendili$inden olur ve bu faz gei!i yapabilir. 4. Beynin evre ile devaml etkile!iminden dolay , etkile!imi geri dn!szdr. D ! dnyadan giren veri ile beyin dinamikleri geri dn!sz de$i!ir. Yeni bilgi giri!i olan birisi, asla nceki ki!i de$ildir. Bu, zamanda ileri akma hissi olu!turur. Bilgi giri!i olmadan zamanda ileri ya da geri hissi olmaz. Ancak, bilgi giri!inden ka namay z. D ! dnyadan soyutlaman n yap ld $ bilimsel al !malarda ciddi ruhsal bozukluklar ortaya km !t r. 5. Kuantum da$ t c lar n matematik yap s , beyin-evreyi iftle!tirmeyi gerektirir. Bu iftle!tirme, beyin-evre aras ndaki enerji dengesini sa$lar. evre, beyinde zamanda-ters kopya olarak modellenir (A).

Vitiello'nun da$ t c beyin modelinde, sistemin durumu "birok zemin durumu zerinde ya!am" gibidir; yani, devaml !ekilde vakumlarda faz dn!mleri vard r. ok kk rastlant sal etkiler bile sistemde gzle grlebilen ve davran !lara yans yan makroskobik de$i!iklikler olu!turabilir. Farkl kodlanm ! vakumlar aras nda de$i!im, "a$r ! msal bellek" durumunu olu!turur. Nambu-Goldstone bozonlar belli bir e!ik enerjisine ula!t $ nda "hat rlama" ya da geri a$ rmay sa$larlar. E$er enerji gereksinimi gerekenden daha az ise, "hat rlamada zorlanma" ortaya kar. Di$er yandan, bir uyar lma e!i$inin olmas olumlu koruma sistemi olarak ele al nabilir. Bu e!ik ile istenmeyen ve rahats z edici (beyinde s art ! gibi) uyaranlardan bellek korunur. rne$in, "s f r e!ik" durumunda, herhangi bir d!k enerjili uyaran beyinde hat rlamay sa$layaca$ ndan, beyin "belle$in devaml ak m " iinde bo$ulacakt .8 Olup olmad k her !ey, uygun olmayan zamanlarda hat rlanacakt . A k bir sistem olan beyin zerinde evre ile etkile!imden kaynaklanan dalgalanmalar da (fluktuasyon) etkilidir. Baz deneysel al !malarda, sinir hcreleri seviyesinde grltl/parazitli dalgalanmalar n (noisy fluctuations) beyin aktivitesi
8

Pessa E, Vitiello G. Quantum Noise, Entanglement and Chaos in the Quantum Field Theory of Mind/Brain States. Mind and Matter 2003;1:59-79.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Vitiello

zerinde dengeleyici etki yapt $ ve istenmeyen durumlar ve ekicilerin (attractor) iine d!meyi engelledikleri gsterilmi!tir. Da$ t c yap da, grlt ve kaos do$al ierik olarak kabul edilir.9 Da&#t#k (dissipatif) beyin modelinin a#klad#klar#
Bilincin ortaya k ! S n rs z bellek kapasitesi K sa ve uzun sreli bellek Unutma ve a$r ! msal bellek Grlt ve kaos etkilerinden kurtulma Zihin/bilin-beyin ba$lant sorunu evre ile etkile!imi a klar )sel zaman ak ! n a klar

Freeman W.J. Random activity at the microscopic neural level in cortex (noise) sustains and is regulated by low dimensional dynamics of macroscopic cortical activity. International Journal of Neural Systems 1996;7:473-480.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Nakagomi

Nakagominin Kuantum Monadolojisi


Kuantum monadolojisi, Teruaki Nakagomi taraf ndan (1992)1, Leibnizin monadolojik fikirlerinin etkisi ile olu!turulmu!tur.2 Bir bak ma, Leibnizin teorik fikirlerinin kuantum mekani$i at s alt nda matematiksel ifadesidir. Esas amac , di$er kuantum beyin teorilerinde oldu$u gibi fizik ve bilin aras ndaki at !may zmektir.3 Bu teoriye Gordon Globus da katk larda bulunmu!tur.45 Nakagomi ncelikle fizik ve bilin aras ndaki bo!lu$a ya da derin be! uuruma dikkat eker. Bu uurumlar n bilin ile ilgilidir ve fizikte herhangi bir sorun yoktur. Fizik, bilinci yok sayarsa, bunlar da problem te!kil etmezler. 'ki tanesi ise fizi$in problemidir:6 1. Maddenin iyap s : Bilin isel bir deneyimdir. 'ebak ! ile bilincimizi deneyimleriz ve d !tan onu gzlemleyemeyiz. Beyni at $ m zda, sinir hcreleri, mikrotbller, proteinler, molekller ve iyonlardan olu!an yaln zca maddesel bir yap ile kar! la! r z. Ortada bilin yoktur. E$er bu maddesel yap bir iselli$e sahipse (renkler, koku, a$r ...) nerededir? Fizi$in bu konuda herhangi bir a klay c kavram yoktur. Buna ek olarak ktle ekimi makroskobik fizi$in zelli$idir. Mikroskobik fizik kitaplar nda ktle ekimine rastlamaz. Ancak gerekte ktle ekiminin mikroskobik dnyada olmad $ n syleyemeyiz. Mikroskobik dnyada etkili bir kuvvet olabilir ve parac klar n davran !lar zerinde etkisi olabilir. Ayn !ekilde bilincin karma! k maddesel sistemlerde oldu$unu ne srecek olursak, daha d!k miktarda bilin basit sistemlerde olamaz m ? 2. !imdiki an: Bilin !imdide var olur. *imdi, gelecek veya gemi!in herhangi bir noktas ndad r. Madde iinde, ne gemi! ne de gelecek vard r. *imdi nedir? *imdi, bilincin var oldu$u durumdaki srete zamansal bir noktad r. Benim ve sizin bilinciniz ortak bir !imdi zaman n payla! rlar. Zaman, fizi$in drt boyutundan biridir. Oysa isel zaman ve d !ar daki fizik zaman ile ili!kisi hakk nda fizik bir !ey sylemez. 3. $rade: Bilin yaln zca duyular d ! dnyadan alan edilgen yap de$ildir. Etkin-aktiftir ve dnya zerinde belirlenimsiz etkisi vard r. Etki !imdide ortaya kar ve gelece$e devam eder. Gemi! zerine etki edemez. Oysa, fizi$in tepesinde belirlenimcilik yatar. Bu kuantum mekanik Schrdinger denkleminde de ayn d r. 4. lm: Kuantum mekani$inde lm problemi, Schrdinger denkleminden dolay belirlenimcidir ve lm nedeni ile belirlenimsiz aras nda at !ma vard r. Di$er bir lm sorunu da neyin neyi lt$dr. Fizikte her !ey maddedir. Bu nedenle madde yine bir madde olan beyni ler. Ancak, fizik maddeyi iki k sma ay racak bir prensibe sahip de$ildir. O zaman len nedir, llen nedir? 5. $statistiksel mekanik: Is ya ba$l geli!en olas l k farkl l klar n henz tam olarak anlam ! de$iliz. Kuantum mekani$i ile biyolojik yap daki beyinde ne oldu$unu ve tm olas durumlar de$erlendirmek zordur. Yukar da bahsedilen problemlerin stesinden gelmek iin fizik d ! ndan iki zm gelmi!tir: materyalizm (maddecilik) ve dalizm (ikicilik). Maddecili$e gre her !ey maddedir ve irade, bilin gibi !eylerin beynin iinde yeri yoktur. Fizi$in maddeci bak ! a s , bilinci sadece yads r ve isel deneyimleri a klamakta yetersiz kal r. Dalizm ise, zihin ve maddeyi ayr kabul eder. Bunlar baz mekanizmalarla birbirlerine ba$l d r. Bilin, zihnin bir grngsdr, fiziksel dnyan n d ! ndad r, fizik kanunlar na tabi de$ildir. Zaman n ak ! ndaki !imdi zihinle birlikte vard r ve bir noktada fizi$in
1

Nakagomi T. Quantum monadology: A world model to interpret quantum mechanics and relativity. Open Sys and Information Dyn 1992;1:355-378. 2 Kutatel adze SS. Lei bni z's Defi ni ti on of Monad. Neur oQuantol o g y 2006;249-251. 3 Nakagomi T. Mathematical formulation of Leibnizian world: a theory of individual-whole or interior-exterior reflective systems. Biosystems 2003;69(1):15-26 4 Globus G. Quantum Intentionality. NeuroQuantology 2006;4(3): 5 Globus G. T he Sal tator y Sheaf-Odyssey of a Monadol og i st. NeuroQuantol og y 2006;4:222-229. 6 Nakagomi T. Pi ctur e of the Wor l d As a Quantum M onadi sti c System. Ne ur oQuantol og y 2006;4:241-248.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Nakagomi

uzay-zaman ndaki sreye ba$l d r. 'radi hareketler fizi$in kanunlar n n d ! ndad r. Belirlenimsizlik, zihin ve madde aras ndaki ba$lant ile olu!ur. Dalizm bu a dan avantajl olmas na kar! n, zihin-madde ili!kisinde birok sorun ortaya kar ve yetersizdir. Leibnizin Monadlar Gottfried Wilhelm Leibniz (1646-1716), metafizik ve mant $a yapt $ katk larla, a$ n n nde gelen biliminsanlar ndan biridir. Ad Descartes ve Spinozadan sonra an lan, 17. yydaki bykten biridir. Leibniz, monad kavram n ortaya atm ! ve blnmez bir birlik olan sonsuz say daki tzlerin her birine monad ad n vermi!tir.7 Monadoloji adl eserinde monad kavram n ortaya atan Leibniz, her !eyin yap ta! olan yal n tzlerden bahseder. Monadlar daha alt temel paralar olmayan, blnmez yap ta!lar d r. Bir araya gelerek karma! k !eyleri olu!tururlar. Monadlar n !ekil ve byklkleri yoktur ve her birinin kendine ait zellikleri vard r. Bu zellikler daha yarat l rlarken belirlenmi!tir. Leibniz buna nceden kurulmu' uyum ilkesi der. Monadlar n di$er bir ortak zelli$i, fiziksel etkile!imle yarat lmamalar ve yok edilememeleridir. Her monad evresindeki monad alg lar, ancak her monad n alg lama dzeyi ayn de$ildir. Herhangi bir fiziksel de$i!ime u$ramadan, i dzenleri de$i!ebilir. Her monad de$i!mekte olan di$er monadlar alg lar ve buna ba$l olarak kendi de de$i!ir. Dolay s ile bir monad n isel yap s bir bak ma btnnn durumunu yans t r. Leibnizin kendi ifadeleri ile zetleyecek olursak: Monadlar n, ruh gibi, basit olarak varl klar ortadan kalkmaz. lm durumunda da devam ederler... Ya'amda bilincin ortaya kmas ile olu'urlar. lrler ama kaybolmazlar... Her monad n dnyas , kendi bilinlilik aktivitesi ile ya'am n devam ettirir... Kuantum Monadolojisi Nakagomiye gre, Leibnizin bak ! a s ne dalizm ile ne de materyalist bak ! a s ile ortaya konulabilir. En uygun yntem kuantum mekani$i ile a klamad r. Asl nda daha erken dnemde, 1929 y l nda, Alfred Whitehead (1861-1947), kuantum mekani$i ve Leibnizin monadlar aras ndaki benzerli$e dikkat ekmi!ti. Ancak, bu uygulama bir d!nme yoluydu ve fizi$i yeterince iermiyordu. Nakagominin kuantum mekani$ini monadlara uygulamas ile Kuantum Monadolojisi do$du. Kuantum monadolojisinin anla! lmas iin Nakagominin baz n kabullerinden bahsetmek gerekir: 1. ncelikle, bir otoyolda aralar n gitti$ini d!nn. Nadir durumlar d ! nda, aralar birbirine yakla! r, uzakla! rlar ama arp !mazlar. Fizi$in buna bak ! , aralar aras nda itici bir kuvvet oldu$u !eklindedir. Aralar n ortalama hareketini fizik hesaplar. Ancak, aralar n bireysel hareketleri hakk nda ok ciddi bilgi vermez. Aralar n hareketi, srclerin zihinleri taraf ndan belirlenir. Kararlar, srclerin gemi! deneyim ve gelecekteki tahmin yapmalar na gre de$i!ir. Kararlar, normal !artlarda di$er srclerden etkilenemez. Buradan kar lacak sonu !udur: kuantum mekani$inde, parac klar n davran !lar parac $ n olu!turdu$u dalga fonksiyonu ile belirlenir, di$er parac klar n dalga fonksiyonu ile de$il. 2. Hepimizde bir ulus kavram vard r. Ancak fiziksel olarak ulus yoktur, zihinlerimizde vard r. Ulus kavram na sahip oldu$umuz iin ulus vard r. E$er bireyler farkl bir ulus kavram na sahipse, ulus devam etmez. Yani, gerekte olmayan !eyler hakk nda da kavramlar olu!turabiliriz. 3. Sizle konu!tu$um zaman, gerekte sizin zihnimdeki hayalinizle konu!urum, fiziksel bedenle de$il. Bu zihinsel i!lem fiziksel i!leme neden olur (konu!ma) ve sizde zihinsel (d!nme) i!leme neden olur. 4. Bir bilgisayar a$ nda, iki ki!inin oynad $ bir sava! oyununu d!nn. A$da farkl iki oyuncu ba$lant dad r. Ancak, herhangi bir yerde sava! oyunu yoktur. Ne lenler ne de silah sesleri. Hepsi sanald r. Kuantum Monadik Dnyalar Nakagomi kuantum monadolojisi iin monad zellikleri kar mlar yapar.

Leibniz GW. The Monadolog y. NeuroQuantolog y 2006;4:S282-290.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Nakagomi

1. Dnya monadlar olarak adland r lan birimlerden olu!ur ve onlardan daha ba!ka alt birim yoktur. 2. Her monad kendi isel dnyas nda ya!ar. Buradaki ya!am isel durumunun alg lanmas ve etkilenmesidir. 3. Her monad n isel durumu bir di$erinden farkl l k gsterir. 4. 'sel durum farkl olmas na kar! n, olas isel durumlar n dzenleni!i ve isel durumlar n de$i!im kurallar tm monadlarda ayn d r. 5. Her monad n isel durumunun birincil ieri$i bir dizi grnt ierir ve bunlar monad grntleri olarak adland r l r. zel olan kendi grnts/self-image olarak adland r l rken, bunun d ! nda kalanlar di)er grntler/other-image olarak adland r l r. Monadlar aras nda, kar! l kl grnt-grnt e!le!meleri vard r. Bu e!le!me iki ynldr. rne$in, A monad ndaki bir i grnts, B monad ndaki bir j grnts ile e!le!mi! ise, ayn !ekilde Bdeki j grnts de Adaki i grnts ile bire bir e!le!ir. E!le!me A ile B monadlar n n ierdi$i tm grnt ierikleri aras nda olabilir. E$er A, B ve C gibi monad varsa, Adaki i grnts Bdeki j ile ve Bdeki j grnts ayn zamanda Cdeki k ile e!le!mi! ise, Adaki i do$rudan Cdeki k ile e!le!mi! olur. 6. Bunun yan nda monadlardaki isel grnt say s ayn d r ve tm monadlara e!ittir. *u !ekilde sembolize edilebilir; C a iA monad nda, iA a jB monad nda C a jB monad . Burada A, B, C monadlar ve i, j monad isel grntleridir. Herhangi bir A monad iin A a Kendi grntsdr. 7. Bir monad, kendi grnts ile birlikte isel durumunun bir paras na etki ederek isel durumunu de$i!tirebilir. Bu etki istemli ve belirlenimcidir. Bu isel durumlar n tercihlerine gre yap l r. Ve burada seimde i!leyen kurallar kuantum mant k dhilindedir. 8. Tm monadlar ayn kuantum mant k durumuna sahiptir. Tercihlerin a$ rl k durumlar na gre yap lan seimler, monad n isel dnyas nda deneyimlenir ve monadda isel de$i!ikli$e neden olur. Bu nedenle, tercih edilebileceklerin dizisi, monad n alg lamas ve hisleri olarak ifade edilebilir. 9. Bir monad n seimi di$er tm monadlardaki ilgili e!leniklerine yay l r ve bu a!ama belirlenimcidir. Yay l m ya da di$er monadlara bilgi ula!mas fiziksel de$ildir ve fiziksel terimlerle tan mlanamaz. 10. *imdiki isel durum a bir monad taraf ndan istemli seim a tm di$er monadlara yay lan de$i!im haberi a de$erlendirme a seim ve de$erlendirme ile de$i!en tm monadlar n isel durumu a yeni isel durum !eklindeki de$i!im zaman n bir birimini olu!turur. Bu dngnn tekrar etmesi zaman ak ! hissini do$urur. 11. Bo! bir durumdaki monadda hibir durum de$i!ikli$i olmaz. Ancak, di$er isel grnts olan monadlar taraf ndan etkilenip de$i!tirilebilir. Buna ra$men bo! monad olarak kal r. Monadik isel seviye ile fizik aras nda kar! l kl ba$lant lar vard r.
Tablo. Kuantum monadolojinin temel a klama iddialar . Sa$ ve soldaki veriler birbirini gerekle!tirir ve birbiri ile ili!kidedirler. 'sel dnya Kuantum durumu ve monad grntleri ile birlikte Lorentz ereveleri Otomatik de$i!im Tek ynl dn!m kanunu 'rade Kuantum durum indirgenmesi Bilin Kendi-di$eri ili!kisi (self-other coupling)

Kuantum monadik dnya matematiksel olarak sembolize edilmi!tir. Burada sonuca ula!ma yollar n n matemati$inin karma! k olmas ndan dolay , a$ rl kl olarak sonular verece$iz. Bir kuantum monadik dnya, dizi ve be! i!levle temsil edilir:

W = (V , F , L,h , r , w , l , b )
Bu denklemde: V Monad-grntlerinin sonlu dizisi F 'sel durumlar n dizisi L Bilincin ieri$inin iskelet-kafes yap s (lattice) h 'steklerin (appetite) listesi y F a h (y ) 0

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Nakagomi

r Tercihlerin (preferability) haritas y F a r (g y ) w Seilebileceklerin listesi y F a w (y ) l De$erlendirme durumu (r ,y ) W(V ) xF a l (r ,y ) , burada W , monadb Durum de$i!ikli$i i!lemcisi (l,y ) LxF b (l)y F Herhangi bir isel durumlar n dizisinde y F , bu denklemlere gre, en d!k
w (y ) = r (g y ) = 0
grntlerinin (V) simetrik grubudur.

seim listesi,

s f r de$erini al r yani sememe olabilir ve bu durumda isteklerin listesi Seilebileceklerin listesi s f rdan ba!ka de$er olarak;

h (y ) = 0 olur.

w (y )

lw (y )

r (l y ) = 1

olabilir.

Yani seilebilecekler listesinden en fazla bir tane seilebilir (ay, kahve ve kola ierisinden sadece kahve gibi). Monadlar n seimi, kendi-di$eri (self-other) ili!ki durumlar n n kuantum indirgenmesi olarak grlebilir. Tercihler ( r ), olas l k indirgenmesi ile ili!kilidir. Durum de$i!ikli$i i!lemcisi (,) seimi sa$layand r. Sonuta; isteklerin listesi (h ), seilebilecekler ( w ) zerinden, tercihlerin ( r ) da$ l m n verir. Bilin ve !sel Dnyalar Her monad n (m), kendi isel dnyas vard r ve isel durumu Ym ile temsil edilir. Yine de isel dnya, monad n bilinci olarak tan mlanamaz. Bir monad (m), herhangi bir karar verirken ya da seim yaparken, istemli hareket zerinde isteklerh ( Ym) ve bunlar aras ndan tercihler r (l Ym) bir seim listesinin w ( Ym) etkisi alt nda yap l r. Bu nedenle bu etkene, bir monad bilincini olu!turanlar olarak bak labilir. zellikle seim listesini olu!turan birimler, bilincin ieri$i olarak kabul edilir. L ieri$i ise bilincin tm olas ieri$ini olu!turur. Bilin, kendi-di$eri aras ndaki birle!menin bir sonucudur. Bilin, kuantum monadoloji de Hilbert uzay iinde i!lem grr. Hilbert uzay s n rs z-sonsuz boyutlu oldu$undan, bilincin bir s n r olmad $ sylenebilir. Bo$ ve Aktif Monadlar E$er w (y ) = ise bo! kme durumu olarak adland r l r. Bunun d ! ndaki tm durumlarda monadlar aktif ve doludur. Bo! monadlar seimlerde devreye girmezler ve monad dnyas n n de$i!imine etki etmez, kat lmazlar. E$er bir monad, bo! durumda ise w (y ) = , bilincin tm olas ieri$inde herhangi bir l L iin tercih durumu r (l Ym) = 0 olmaz ve seilebileceklerin listesi de w ( b (l) Ym) = bo! kme olur. Bu nedenle bo! bir monad, bo! monad olarak kal r. Di$er yandan aktif bir monad, bo! monada dn!ebilir. E$er tm monadlar bo! olursa, karar verme sreci ve bilinci olmayan bir zombi haline geliriz. Zaman Ak $ ve Monadlar Monad n durum de$eri ( Ym ), her yenileme dngsnde ve de$i!iminde ard ! k dizi olarak yaz labilir. Ba!lang tan numaralayarak, y m [0],y m [1],y m [2],.....,y m [ s ] zaman ard ll $ denklemini elde ederiz. s zaman ndaki monad n (m), durumunu y m [ s ] ifadesi temsil eder. Bu zamansal dizilimden dolay nce, sonra gibi zamansal ard ! kl klar y m e gnderme yaparak belirtebiliriz. Zaman de$i!keni olan s, zaman ak ! n temsil eder ve bu uzay-zaman n zaman ekseninde de$ildir. Zaman n ak ! , monadlar n istemli hareketi ile ilerletilir. Kuantum mekani$inde, bir kuantum durumunun zaman iindeki evrimi veya dn!m

y (t ) = e- itHy
Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Nakagomi

ile yaz l r. Burada H, Hamiltoniand r. y(t)nin her de$eri, ard ! k olarak zaman ekseni boyunca, negatif sonsuzdan pozitif sonsuza ( t = - ile + ) dizilebilir. Bu monadik dnyadaki zamansal dizilim denklemine benzer. Ancak nemli bir fark vard r: Kuantum mekani$i tek ynl ya da do$rusal evrimle!ir ve ard ! k bir s ralama elde edildi$inde, tm de$erler t = - ile + aras nda tespit edilebilir. Bu nedenle, s radan kuantum mekani$indeki de$i!im yeni bir !ey olu!turmaz. De$i!iklik yaln zca grnmdedir. Monadik zamansal ard ! kl kta ise gerek de$i!iklik olur. Di$er yandan, monadik zamansal ard ! kl k denklemi belirlenimsiz, yani indeterministtir. Ard llardan bir de$er, di$erlerinin durumunu belirlemez. Dizide her zaman yeni ortaya k !lar olur. Monadik dn!m fiziksel dn!mle bir araya getirince !u denklem elde edilir:

y [ s](t ) = e-i (t -t s ) Hy [ s ]
Burada s ard llar n gstergesini, t ise snin her bir de$eri iin zaman aral $ n t = - dan + a gsterir. 'sel dnyalar n yenilenme dngsnde iki parametre de$i!ir ve ard llar temsil eden sye yeni bir ard l eklenir (s+1):

e-i (t -t s ) Hy [ s ] e-i(t -t ( s+1)) Hy [ s+1]


Bu durum de$i!ikli$i zaman n tmnde olur. Ard llar n zamansal ard ! k olarak hissedilmesi ya da zaman n ileriye akmas , monad n seim yapmas ile ortaya kar. Kendi-Di'eri Birle$mesi (Self-Other Coupling) Bir sistemde anlaml bir lm iin sistemi iki paraya blme ihtiyac duyar z: len ve llecek olan. Bylece isel dnya, kendi (self) ve di$eri (other) olarak ikiye blnr. Bu nedenle Hilbert uzay H, vektrel uzayda tensor rnlerine ( ) ayr ! r: H=HKendi HDi$eri Kendi-di$erleri aras nda birle!me oldu$u da hat rlanmal d r. Bu ili!ki bilincin ortaya kmas n sa$lar. Kuantum monadolojideki S dizisi, iki alt gruba ayr !t r labilir: Vkendi ve Vdi$eri=V-(Kendi) olarak. Sonu Monadlar n bir bilinci ve iradesi vard r. Ancak temel kuantum teorisi seviyesinden, insan zihni seviyesine kar lmas uzun bir yol alacakt r. Ayr ca, monad grntlerinin ya!ad $ m z dnyada nas l grnd$ bir sorundur. Kuantum monadolojisi bunu denklemler seviyesinde tan mlar, ama pratik anlamda ortada kal r. Bu teori, sadece bak ! a m za bir analojik renk katmaktan ibaret grnmektedir.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Spin arac l bilin teorisi

Hu ve Wunun Spin Arac l Kuantum Bilin Teorisi


Spin arac l kuantum bilin teorisi, Huping Hu ve Maoxin Wu taraf ndan geli!tirilmi!tir. Hu uzun y llar ekirdek spinleri zerine al !malar yapm ! bir fizikidir. zellikle e!le!memi! serbest elektronlar ve nitrz oksit zerine al !malar yapm !t r. Bu al !malar esnas nda da Wu ile mesleki ve ailevi olarak evlenmi!tir.1 Hu, genel anesteziklerin etki mekanizmas n n 1994 y l nda kadar hala anla ! lamamas zerine bu konuya merak salm ! ve genel anesteziklerin oksijen yolunda bozucu (perturbation) etki ile anestezi yapt $ n ne srd. Bu fikrini oksijen yolu bozma teorisi olarak yay mlad . 2 Bu teoriye gre, genel anestezikler, sinir hcresi zar ve proteinler zerindeki oksijen yollar nda bozucu etkilere neden olarak bilinsizlik durumu olu!turuyorlard . Bu d!nce, tm bilimsel camiadan destek almad , ancak zaten anesteziklerin nas l etki etti$i konusunda, 150 y l sonra bile tek ve kabul edilmi! bir teori de yoktu. Bu al !ma ard ndan bilincin gizemi ile ilgilenmeye ba !lad . Bir ak!am di!lerini f ralad ktan sonra yata$ na giderken birden akl na bir fikir geldi. Yksek voltajl hcre zar iindeki e!le!memi! ekirdek spinleri ve/veya elektron spinleri bilin iin esas yerle!im yerleri olabilirdi. Wuya konuyu at $ nda bu d!ncenin mant kl oldu$una karar verdiler. Bylece 2002 y l nda spin arac l bilin teorisi do$du.3 Di$ er birok yeni teori gibi tahmin edilece$ i zere direnle kar! la!t ve bilin hakk nda zelle!mi! dergilerde bile 2004e kadar yay mlanamad . Daha sonra, 2004 y l nda teorinin ayr nt lar yay mland . 4 Bu teori iyi dzeyde tan mlanm ! sinir hcresi al !mas n , atom alt seviyeye kadar indirmek manas na da geliyordu. Dolay s ile bu konuda sylenecek her !ey speklasyona a kt . Spin Spin, ktle ve yk gibi parac klar n i, zgn zelli$idir. Kuantum kuram n n zorunlu bir sonucudur. Parac k ve parac k sistemlerinin kuantum durumlar n n tam olarak belirlenebilmesi iin, di$ er kuantum say lar ile birlikte spin kuantum say lar n n da belirlenmesi gerekir. Kuantum mekani$indeki spin a sal momentumu, klasik mekanikteki kat cisimlerin spin a sal momentumu ile ayn !eyi ifade etmez. Kat cisimlerin bir simetri eksenleri etraf nda dn!lerinden dolay klasik spin ve yrnge hareketlerinden dolay da yrngesel momentumlar vard r. rne$in, dnya kendi ekseni etraf nda dnmesi ile spin ve
1 2

NQ Biography. Men Who Made a New Science: Huping Hu and Maoxin Wu. NeuroQuantology 2006; 4(1): 1-3. Hu H and Wu M. Mechanism of anesthetic action: oxygen pathway perturbation hypothesis. Med Hypotheses 2001;

57:619-627
3

Hu H and Wu M. Spin-mediated consciousness theory: possible roles of oxygen unpaired electronic spins and neural membrane nuclear spin ensemble in memory and consciousness. arXiv quant-ph/0208068, 2002
4

Hu H and Wu M. Action potential modulation of neural spin networks suggests possible role of spin in memory and

consciousness. NeuroQuantology 2004;2:309-317

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Spin arac l bilin teorisi

Gne! etraf nda dnmesi ile yrngesel a sal momentuma sahiptir. Kuantum mekaniksel spin iin byle bir benzetme yap lmaz. Spin parac $ n kendi ekseni etraf nda dnmesi ile ba$da!maz. Spin a sal momentumun klasik fizikte bir kar! l $ yoktur. 5 Kuantum mekani$ inde, klasik mekanikteki gibi yrnge kavram zaten yoktur. nk sistem sonlu veya tm uzaya da$ lm ! dalga fonksiyonu ile betimlenir. Kuantum Spin A lar# (KSA) Kuantum spin a$ (quantum spin network) teorisine gre, tm evren hacim ve alanlardan olu!ur. Bilinen en kk uzunluk Planck uzunlu$udur (10-33cm). Bundan yararlan larak, en kk alan 10 -66 cm2 ve en kk hacim 10-99 cm3 olarak hesaplanabilir. Byk patlama ncesi tekilli$ in Planck hacmi olan 10-99 cm3 oldu$u d!nld$nde, bugn, patlamadan 13,7 milyar y l sonra grnr evrenin hacmi 10 85 cm3 olarak hesaplanabilir. KSA teorisinde, bir kuantum Planck alan tek bir hat ile, birden ok kuantum alan ise birden ok hat ile sembolize edilir. Benzer olarak da, bir kuantum hacmi bir d$m (node) ile gsterilirken, birden ok hacim birden ok d$mle temsil edilir. Bu d$ mler uzayda herhangi bir zel yerde, ayr k olarak bulunmazlar. Evrendeki madde ve var olan her !ey d$mler ve hatlard r. Bu nedenle de, asl nda uzay n iindeki her !ey, birbiri ile bu !ekilde ba$lant ve ili!ki halindedir.6 Evrenin ba !lang c nda, tm evren bir Planck d$m veya hacmi ile temsil edilebilirken, aradan geen zaman ierisinde, geni!leyen evren ile tm evrenimizin detayl kuantum spin a$ resmi, gargantuan bir spin a$d r ve yakla! k 10 104 d$mden olu!ur. Uzayda hareket eden parac klar ve alanlar, grafiklerin ard ! k ad ml izimi ile temsil edilebilir. Einstein, grelilik teorisinde uzay ve zaman birle!tirir. KSA teorisi ise uzay-zaman kavram n iine ald $ ndan spin kpkleri olarak adland r l r. Zaman, KSA teorisinde ard ! k ve su gibi akmaz. Ayr k birimler halindedir ve saatin tik-taklar gibi akar. Tik-taklar aras sre ise Planck zaman kadar, yani 10 -43 saniyedir. Asl nda t k-taklar aras zaman da yoktur. T pk iki su molekl aras nda su olmamas gibi.7

5 6 7

Dereli T, Verin A. Kuantum Mekani i, METU press, Cilt 2, 2000;16-21 Smolin L. How far are we from the theory of quantum gravity, arxiv.org/hep-th/0303185 Smolin L. Atoms and Space and Time. Scientific American, Jan 2004;56-65

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Spin arac l bilin teorisi

$ekil. Solda bir kuantum hacmi grlmektedir. Sa$da ise 10 adet d$mden olu!an bir hacim temsil edilmektedir. Grafiklerin her biri d$m ve kenar , uzay n ileri derecede kk blmn temsil eder. Bir d$ m tipik olarak yakla! k bir Planck hacmini ve bir hat ise bir Planck kare alan n temsil eder. Pratikte bu izimlerin hibir s n r yoktur.

Kuantum Dola'#kl# # Kuantum dola ! kl $ (entanglement) olarak adland r lan etki, nesnelerin birbirinden ayr , ama yine de ileti!im halinde bulunduklar bir duruma kar! l k gelir. Klasik fizikte buna benzer bir durum sz konusu de$ ildir. Yapt $ m z bir gzlem-lm bununla ili!kili olabilecek di$ erini uzakl ktan ba$ ms z olarak etkiler. Genelde kuantum dzeyi, kk lekli parac klar n dzeyi olarak d!nlrse de, kk kavram asl nda fiziksel bir boyutu bildirmez. Kuantum durumu sonular metrelerce hatta ! k y llar boyunca etki eder. Alain Aspect (1982) d!nceyi sadece matematiksel ifadelerle s n rlamay p, deneylerle de ortaya koymu!tur. Yani, tm nesne ve fenomenler evrensel biimde birbiriyle ili!kilidirler ve bu atomsal gerekli$in temel bir zelli$idir. Bu matematiksel soyut bir kabul de$ildir.8 Spin a$ lar teorisine gre de, tm evren birimler halindedir ve birimler birbiriyle ayr lmaz ili!ki iindedir. Spin Arac#l# Bilin Teorisi Spin arac l bilin teorisine gre, kuantum spinleri bilincin beyinde yerle!ti$i yerdir. Bu blgeler zihin-beyin aras ndaki ba$lant noktas d r. Buradaki spin zihin-pikselidir. Piksel bir benzetmedir ve grntlerinde kullan lan iki boyutlu (2D) en kk grnt birimidir. boyutlu (3D) grnt birimi ise voksel olarak adland r l r. Dolay s ile piksel olan spinler bir araya gelerek zihin resminin tamam n olu!tururlar. Buna gre bilin isel olarak spin i!lemleri ile ba$lant l d r ve spin durumlar n n kendili$inden kmesi ile ortaya kar, bilinci ve zihnin birli$ini, btnl$n olu!turur. Ancak, bu ayr ayr spinlerle olamaz, btn spinlerin etkinli$i ile olur. Tm spinleri bir araya getiren ve etkile!im iine sokan ise kuantum dola! kl $ d r. Spin, temel kuantum biti olan kubitin ba !lang noktas d r ve bilgiyi kodlar. ekirdek spinleri ve muhtemelen e!le!memi! elektron spinleri zihin-pikselleri iin en olas yerlerdir. Kuantum spin teorisine gre, bilinli beynin al !mas zetle !u !ekildedir: sinir hcrelerindeki aksiyon potansiyelleri denen iyon de$ i!imlerinin neden oldu$ u zardaki iyonik elektriksel ak mlar atom ekirde$ i spin etkile!imleri ve paramanyetik O2(oksijen)/NO (nitrik oksit) ile ayarlan r. Hcre zar proteinleri iindeki ekirdek spinleri farkl derecelerde kuantum dola! kl klar olu!tururlar. Dola! k durumdaki spinler bir arada etki ederek, sinir hcreleri a$ makroskobik yap s n etkilerler. Bu etki ile de grnen bedensel hareketler veya duyumlar meydana gelir.9 Daha da ayr nt ya girecek olursak; oksijen molekl iki e!le!memi! elektron ierir ve bu nedenle gl !ekilde paramanyetiktir. Kendi yay l m boyunca manyetik alanda belirgin dalgalanmalar meydana getirir. o$u moleklde e!le!memi! elektronun bulunmas ok

8 9

Josephson BD and Pallikari-Viras F. Biological utilisation of quantum nonlocality. Found Phys 1991;21:197-207 Hu H and Wu M. Concerning Spin as Mind-Pixel: How Mind Interacts with the Brain Through Electric Spin Effects. NeuroQuantology 2008; 6(1): 26-31

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Spin arac l bilin teorisi

nadirdir. Oksijen beyinde yo$un olarak bulunur. Ayn zamanda, solunum ve dola ! m sisteminin, beyne ula!t rmak iin abalad $ , temel kimyasal enerjide kullan lan girdidir. Oksijen flordan sonra elektronegatifli$i en yksek olan elementtir. Kendisinde bulunan iki elektronu de$i!ik yollarla alabilir. S kl kla yap s nda bulunan iki e!le!memi! elektronu kullanarak, ortak de$erlikli iki ba$ meydana getirir (H2O gibi). Oksijen iki e!le!memi! elektron ierdi$ inden, toplam spini s=1 ile l durumdad r (triplet state, s=12S+1=3). D !ar dan uygulanan gl bir manyetik alan yoksa l spin durumu y k l r:

s = a 1 + b 0 + d -1 burada
1 = 1 1 2 2

0 =

( )(
1 2

1 2 1 2

1 2

+ -

1 2

1 2

ve -1 = -

1 2

d r.

Benzer olarak, bir sinir ileticisi olan NO toplam spini s=1/2 ile bir e!le!memi! elektron ierir. Yine gl manyetik alan yoklu$unda spin durumu y k l r: s =a 1 1 +b . 2 2

Spin kuantum say s s=1/2 olan parac klar n B0 d ! manyetik alan uyguland $ nda spin uzay dalga fonksiyonu matrisi

1 1 1 0 a = s = h ve b = s = h !eklinde ifade edilir. 2 2 0 1


s gl !ekilde fosfolipitler, proteinler ve di$ er byk molekllerdeki ekirdek spinleri ile dipol-dipol etkileri ile etkile!ir. O 2 ve NO h zla sinir hcresi zar ve proteinlerinde yay larak durum bilgisi ta! r. Bu durumda |s de$eri, zaman ba l# Schrdinger denklemine gre dn!me u$ rar. Hcre zar ve proteinlerdeki e!le!memi! ekirdek spinleri zihin-pikselleridir. Neden e!le!memi! fermionik spinler zihin pikselidir? Wu ve Hu'nun yan t na gre, fermionlar n s k ca dola ! k durumda olmas , zihin pikseli olmas na imkan verir: s = 1 1 1 1 1 - =0 2 2 2 2 2

toplam spini s f r olarak verir ve bu s f r manyetik moment demektir. Bu !ekilde di$erleri ile etkile!ime girerler. Biyolojik olarak oksijen ve NO hcre zar ve proteinlerdeki zihin piksellerini uyarabilir. Spinler dola ! k durumda oldu$undan, birisinin durumunu bilmek di$erlerinin durumu hakk nda da bilgi verebilir. Bu t pk , belle$in hat rlama esnas nda olan a$r ! m zelli$ine benzer.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Spin arac l bilin teorisi

$ekil. Sinir hcresinin zar , di$er zarlar gibi ikili fosfolipit tabakas ndan olu!ur. Hcrede, proton spini olan ve canl da en yo$un bulunan spinli kuantumdur. Kendi ba! na de$il, hidrojen atomunda veya su moleklnde bulunur. Yerle!im yeri ise hcre zar veya hcresel proteinlerdir. Hcre zar nda a$ rl kl olarak fosfolipitler, proteinler ve kolesterol bulunur. Her fosfolipit moleklnn ya$ zinciri zerine kmelenmi!, ekirdek spini 1/2 olan 60'dan fazla hidrojen atomu yer al r.

Sinir hcrelerindeki elektron a$ , bilin yan nda bellekte olu!umunda da devreye girebilir. Serbest oksijen ve nitrik oksite ek olarak, hcre zar ndaki e!le!memi! elektronlar n nemli bir kayna$ da metal iyonlar ve byk molekllerdir. Serbest radikaller, biyokimyasal reaksiyonlar ve isel manyetik alanlardaki oynamalar ile uyar lm ! molekl durumlar n tetikler. 1H, 13C ve 31P gibi spinli ekirdek ta ! yan atomlar paramanyetik etkileri nedeni ile manyetik alanda oynamalara neden olur. O2, NO ve 1Hin ekirde$indeki e!le!memi! elektronlar n manyetik dipolleri nedeni ile manyetik bir alan meydana gelir. Elektronun yrnge a sal momentumu yan nda bir de kendi ekseni etraf nda dnmesinden kaynaklanan spin a sal momentumu vard r. Manyetik dipol momentleri birbirine gre farkl d r. rne$in, e!le!memi! bir elektronun manyetik dipol momenti, 1H ekirde$ine gre 658 kat daha gldr. 10 Tm dipol manyetik momentlerin etkisi uzakl k artt ka azal r: B=0m/4'r3, burada 0 serbest uzayda geirgenlik, m ise manyetik dipol momenttir.
Tablo. Oksijen, Nitrik oksit ve Hidrojen atomunun olu!turdu$u manyetik alan n uzakl k (r) ile de$i!imi. Rakamlar Teslad r. : angstrm

Uzakl#k, r, () 1 2 3
10

Oksijen 3,713940 0,464243 0,137553

Nitrik Oksit 1,856970 0,232122 0,068777

Hidrojen 0,002821 0,000353 0,000104

Hu H and Wu M. Action potential modulation of neural spin networks suggests possible role of spin. NeuroQuantology

2004;4:309-317

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Spin arac l bilin teorisi

4 5 10

0,058030 0,029712 0,003714

0,029015 0,014856 0,001857

0,000044 0,000023 0,000003

Ek olarak O2 ve NO hidrofobik, yani suyu sevmeyen molekllerdir. Sinir hcresi zar ndaki yo$unluklar , hcre ii s v s na gre ok yksektir. 11 Ortama h zla da$ l r ve znrler. K sa mesafeli olarak gl ve oynak manyetik alan meydana getirirler. Oksijen, sinir hcresi zar ndaki gl manyetik alan n kayna$ d r. Manyetik alandaki dalgalanmalar devaml olarak sinir spin a$ nda de$i!imlere neden olur. De$i!imlerin !iddeti beyindeki ve hcre iindeki O2 ve NO yo$unlu$una ba$l d r. Dolay s ile de$ i!imler sadece sinirsel spinlerle de$il, beyinde ortaya kan sinir hcresi e!durumlu ate!lemesi (aksiyon potansiyelleri) gibi do$ rusal olmayan dinamiklerin de kontrol alt ndad r. Sonuta, sinir hcrelerindeki spin a$ hem aksiyon potansiyelleri hem de mikroevrensel olarak gl isel manyetik alanlar taraf ndan etkilenir. Bu kombine etkiler, beyinde anlaml bilgi olarak ortaya kar. Buna bir benzetme, manyetik rezonans grntlemede, grnty olu!turan ve makroskobik resmi yapan spin paketleridir. Bir spin paketi, ayn manyetik alana maruz kalan bir grup protondur. Her spin paketinin manyetik alan bir manyetizasyon izgisel uzay /vektr ile gsterilir. Spin paketlerinin manyetizasyon vektrnn toplam ise, net manyetizasyon vektrn verir. Ayn !ekilde, kuantum spin arac l bilin teorisinde, sinir hcresi zar iindeki ekirdek spinleri bilincin ve bili!sel i!levlerin temel birimlerini yani zihinsel/bili!sel resmin en kk paras n , pikseli olu!turur. Piksellerin birbiri ile ili!kisi ise kuantum dola! kl k yolu ile sa$lan r ve bu bilince btnl$ n verir. Spinlerden Manyetik Rezonans Grntlemeye (MRG)
Ba! orta hattan geen bir beyin MR grnts. Resimde beyin, beyin yar kreleri aras bile!ke, beyin sap , beyincik, boyun omurlar , burun gayet net olarak grlmektedir. Bu grnt, dokulardaki suyun hidrojen atomundaki protonlar n spinlerini de$ i!tirmesi ile elde edilir. MRGde ise grnt elde etmek iin hcre s v s ve lipitler ierisindeki hidrojen ekirde$ inin yo$unlu$unun da$ l m ve ekirde$in hareketi ile ilgili parametreler kullan l r. MRGde bu yap lar n uyar lmas , sabit manyetik alandaki blgeye radyo frekans (RF) uyar m gnderilmesi ile olur. RF uyar m yard m yla dokulardan elde edilen sinyaller bilgisayar ortam nda zmlenerek grntye dn!trlr. MRGde sinyalin merkezi, tek bir protondan olu!an hidrojen ekirde$idir. Protonun sinyal iin gerekli olan zelli$ i ise spin hareketidir. Spin hareketi sayesinde protonun etraf nda do$ al bir manyetik alan olu!ur; ancak ekirdekteki nkleonlar (proton ve ntron) ift say da bulunduklar zaman, birbirinin spin hareketlerini ortadan kald racak !ekilde dizildiklerinden, net manyetizasyonu s f r olur. Yani sadece tek say da nkleonu bulunan ekirdeklerde do$al manyetizasyon bulunmaktad r. Bu nedenle, hidrojen atomu tek protonuyla manyetik rezonans grntleme iin nemli bir
11

Marsh D. Polarity and permeation profiles in lipid membranes. PNAS USA 2001; 98:7777-7782

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Spin arac l bilin teorisi

elementtir. Spini 1/2 olan ekirdekli atomlar manyetik alanlar iin iyi bir seimdir. Bu !ekilde olan be! ekirdek vard r: 1H, 13C, 14N, 19F ve 31P. Klasik bir MRGde grnt pikselleri hidrojen proton spinleridir. Dokulardaki protonlar, do$al ortamlar nda birbirinden farkl vektrel konumlara sahiptir; ancak doku sabit manyetik alana yerle!tirildi$ inde protonlar n o$unlu$u manyetik alanla ayn ynl olacak !ekilde dizilir.

Hidrojen atomundaki protonlar n her biri minik bir m knat s olarak d!nlebilir. Her proton rastlant sal olarak belli bir eksende durur. Solda bu !ekilde duran bir grup hidrojen atomu (proton) grlmektedir. Da$ n k !ekilde duran protonlar d !ar dan bir B 0 manyetik alan na maruz b rak l rsa, alan n !ekline gre ya paralel ya da anti-paralel bir dzenleme iine girerler. Bu s rada bir enerji kazan rlar. Manyetik alan kald r ld $ nda ise tekrar eski hallerine dnerler. Bu s rada kazand klar enerjiyi salarlar. Sal nan bu enerji ise kaydedilerek bildi$imiz manyetik rezonans grnts elde edilir.

Konuya daha ayr nt l bakal m. Bykl$ B olan bir manyetik alana, n frekans nda bir foton emen (absorblayan) bir parac k yerle!tirildi$ inde, frekans (n) giromanyetik orana (g) ba$l d r: frekans n= gB. Hidrojen atomu iin g=42,58 MHz/T olarak hesaplanabilir. n, MRG al !malar nda, rezonans frekans ve Larmor frekans olarak adland r l r. Hidrojen atomunun e!le!memi! bir protonu vard r ve net spini dir. MRGde, hidrojen ekirde$i protonunu grntlemek iin n=15-80 MHz radyo frekans dalgas kullan l r ve bu ayn zamanda uyar m yapan fotonun frekans d r. Uyar m ard ndan spin de$i!ir. (ki spin durumu aras ndaki de$ i!im iin gereken foton enerjisi E=hgB ile hesaplan r. Burada h Planck sabitidir. Uyar m kesildi$ inde ayn miktarda enerji sal n r ve sal nan bu enerjiler kaydedilerek, spinlerin bir araya gelmesi ile olu!an spin gruplar ile makroskobik MR grntleri elde edilir.

Peki, spin uyar m ndan nas l bilin do$ar? Wu ve Hu'ya gre bilinlilik durumu zihin piksellerinin istatistiksel kar ! m n n kuantum sonucudur. Her ekirdekteki proton spini bir kubittir ve O 2 spin ls ileri derecede dola! k durumdad r. D !sal uyaranlar alt nda birden

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Spin arac l bilin teorisi

fazla ekirdek spinleri molekl iinde e!durumda ve e!durumdan km ! olarak st ste binmi! durumdad r. Buna ek olarak iki ayr yap vard r: spin arac#l# bilinli i!lemler ve klasik sinirsel aktiviteler. Her ikisi de normal bir uyan k ki!ide etkile!im iindedir. Klasik sinirsel aktivitelerden spin arac l bilince etki oldu$u gibi, spinlerden de klasik sinirsel sinir hcresi a$ lar zerine etkiler vard r. Spin arac l bilinten, klasik sinirsel yap ya olan etkiler ise i!levsel kt lara neden olur (bedensel hareket gibi). Sinir hcresi zar ok ince oldu$undan (5 nm), sinir iletisinin kk voltajlar bile (50 mV) hcre zar iinde ciddi elektrik alan meydana getirir. Bu elektrik alan zar ve proteinlerdeki ekirdek spinleri zerine etki edebilir. Dolay s ile, iyon kanallar ve proteinler gibi yap lar ekirdek spinlerinde de$i!imlere neden olabilirler. Anestezi ve Spin Teorisi Hu ve Wu, hem oksijenin hem de genel anesteziklerin, hidrofobik (suyu sevmeyen, ya$ seven) olmas nedeni ile ayn !ekilde etki ettiklerini ne srer. Ve yeni bir teori ortaya koyarlar: Genel anestezikler hcre zar nda oksijen kullanan yollar ve proteinler zerine etki ederek bilinci kald r rlar. Di$er ifade ile, oksijen kullan m yollar n bloke ederler. Bu t pk , oksijensiz kal nca ortaya kan bilinsizlik durumu gibidir. Anestezinin tek fark , kontroll yap lmas ve ard ndan bilincin, beyinde hibir zedelenme olmadan geri dnebilmesidir. Genel anestezik olan nitrz oksit (N2O), nitrik oksit (NO) ve zehir olan nitrojen dioksit (NO2) ile kar !t r lmamal d r. Gldrc anestezik gaz nitrz oksit ile nitrik oksit akrabad rlar. Nitrz oksit, oksijene benzemekle beraber, e!le!memi! elektron iermez ve reaktif de$ildir. D!k polaritesi vard r ve bu nedenle su ve ya$da znr. Buna kar! n nitrik oksitte e!le!memi! elektron vard r ve beyinde ok uzak blgelere rahatl kla yay labilir. Nitrz oksit, anestezik olarak uyguland $ nda, hcre zar nda oksijen ile yer de$i!tirir ve oksijen kullan m n engelleyerek anestezik etkisini ortaya kar r. Solunumla al nd $ nda h zla beyne ula! r ve ne!e hali, bilin bulan kl $ , daha yksek dozda ise bilin kayb olu!turur. Bu etki sadece sinir hcreleri aras ba$lant blgesinde de$il, tm sinir hcresi zar boyunca olu!ur. Teorinin Geerlili i Teorik dzeydeki bu d!ncelere di$er ara!t rmalardan da destek gelmi!tir. rne$ in; oda s ndaki s v kristalde proton spinlerinin uzun sreli dola! k durumda tutularak, molekller aras kuantum e!durumu sa$lanabilmi!tir. 12 Uzun mesafeli (10 mikron zeri) oklu molekller aras kuantum e!durumu, molekllerin fiziksel ve kimyasal zellikleri hakk nda bilgi veren nkleer manyetik rezonans (NMR) spektroskopi ile 1990l y llarda ba!ar lm !t r.13 Buna ek olarak, uzun sreli (0,05 milisaniye) iki spinde, oda s s nda dola! kl k oldu$u ortaya konmu!tur.14 S cak ve slak beyinde, hcre zarlar nda ve proteinlerde geni! lekli kuantum dola ! kl e!durumu olabilece$ini destekleyen deneysel ve teorik birok al !ma vard r.15 Kafa d ! ndan yap lan manyetik uyar m n beyin kabu$u sinir hcrelerinde
12 13 14

Khitrin AK, Ermakov VL and Fung BM. NMR molecular photography. J Chem Phys 2002;117:6903-6906 Warren WS et al., MR imaging contrast based on intermolecular zero-quantum Coherence. Science 1998; 281:274-250 Julsgaard B, Kozhekin A and Polzik ES. Experimentally long-lived entanglement of two macroscopic objects. Nature Khitrin AK et al.,Cluster of dipolar coupled spins as a quantum memory storage. 2002. arxiv.org/pdf/quant-ph/0202035

2001;413:400403
15

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Spin arac l bilin teorisi

elektriksel ak m tetiklemesi klasik bir bak ! a s olmas na kar! n, bu etki spin dinamiklerini de$i!tirmesi ile mmkn olabilir. Manyetik uyar m n dilsel yetiyi bozdu$u, baz bilin durumlar n etkiledi$i gsterilmi!tir 16 Kuantum spin bilin teorisine gre, genel anesteziklerin bilinsizlik durumu olu!turmas , anesteziklerin hcre zar yap s ndaki O2 yoluna bozucu etki etmeleri ile a klan r. Bununla ili!kili olarak, k sa sreli oksijensiz kalmalarda (suda bo$ulma ya da kmr sobalar ndan zehirlenmelerdeki oksijensizlik) bilin bulan kl $ n n, oksijen yollar n n uyar m ndaki yetersizlikten kaynakland $ kabul edilir. Anestezinin beynin tm metabolizmas n yava!latt $ gsterilmi!tir. Bu yava!latma oksijen yolaklar nda, oksijenin yerini anesteziklerin almas ve oksijen kullan m n n k s tlanmas ile ili!kili olabilir. Btn bu fikirlere gre, d !sal manyetik alanlar n ya da manyetik alan do$uran elektrik kablolar n n beyne etki ederek bili!sel i!levleri olumsuz ynde etkilemesi gerekmez mi? (nsan bedeni ve beyni, a$ rl kl olarak ya$ ve sudan olu!ur. Hem ya$ hem de suda ok say da hidrojen atomu vard r. Genel olarak, insan bedeninin %63n hidrojen atomu ve ierdi$ i proton olu!turur. Yine beden ve beyindeki her su molekl bir oksijen ve iki hidrojenden olu!ur. E$ er hidrojen atomunun iine bakacak olursak, ekirde$inin bir protondan olu!tu$ unu grrz. Bu proton spine sahiptir. D !ar dan beyne uygulanan 60-800 MHz aras ndaki bir radyo frekans dalgas , hidrojen protonlar n n spinlerini de$ i!tirmeye yeterli gelir. Peki, d !ar dan uygulanan gl manyetik alan spinleri de$i!tirince beyin i!levini de$i!tirmez mi? Hu ve Wuya gre hay r. evresel manyetik alanlar n bykl$ 10-4 ile 10-6 Tesla aras ndad r. rne$in, Dnyam z n manyetik alan yakla! k 510 -5 Teslad r. Sinir hcresi zar ndaki mikroevrensel lekte manyetik alan etkileri, evresel olanlara gre binlerce Tesla daha yksektir. Manyetik alan n gc, uzakl kla belirgin olarak azal r. Bylece d !ar dan, makroevrenden gelen manyetik alan n gc yksek olsa da, uzakl kla etkisi azalaca$ ndan, hcre iindeki mikroevrensel manyetik alan etkisi bask n olacak ve bozucu etki olu!turamayacakt r. Manyetik rezonans grntleme cihazlar n n gc, bugn iin en fazla 8,0-9,0 Tesla civar ndad r. Pratikte, gnmz hastanelerinde en ok kullan lanlar 1,0-1,5 Teslad r. Bu de$erler zar iindeki manyetik alandan belirgin olarak daha yksek manyetik aland r. Bu kadar yksek manyetik alanlar bile, uzakl kla zay flamas ndan dolay , ekirdek spinlerinin net manyetizasyonu sadece milyonda bir iki oran nda de$i!tirebilir. 17 Bu nedenle, gl manyetik alanlar n sinir hcresi spin a$ lar zerinde ok az etkisi vard r. Ancak, hi olmad $ n da syleyemeyiz. nk, MR ile beyin grntlemeleri esnas nda, bazen tat duyumu, ! k akmalar gibi duyumlar olu!abilmektedir. Di$ er yandan, kafa d ! ndan manyetik uyar mlarla beyin uyar labilmektedir. Bir sonraki konuda, d !ar dan uygulanan manyetik alanlar n beyin zerindeki etkisine ayr nt s ile de$ inilecektir.

16 17

Chicurei M. Magnetic mind games. Nature 2002;417:114-116 Gershenfeld N, Chuang IL. Bulk spin resonance quantum computation. Science 1997; 275: 350-356

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

EM bilin teorisi

Elektromanyetik Bilin Teorisi


Bilincin et beynimizle olan ba lant# sorunu, bilin hakk#nda zlmemi$ en nemli problemlerden biridir. Ba lant# sorunu (binding problem) bilincimizin nas#l bilgiyi i$leyerek milyarlarca sinir hcresine da #t#ld# # ve bu da #t#mdan nas#l bilincin ortaya #kt# # olarak tan#mlanabilir. Ba lant# sorununa de i$ik zmler nerilmesine kar$#n beynin olu$turdu u elektromanyetik alan teorisi bunlar iinde en dikkat ekici olan#d#r. ElektroEnsefaloGrafi (EEG) yakla$#k bir yzy#ld#r kullan#lmaktad#r. EEG'de beyin kabu undaki elektrik alan#ndaki de i$imler kafa derisine yerle$tirilen elektrotlarla kaydedilir. Ancak kafa kemikleri ve derisi, beyin dokusu, beyin omurilik suyu taraf#ndan elektrik alan zay#flat#l#r. Daha modern yntemlerle beyin zarlar# ya da beynin kendi dokusu zerinden, ameliyat esnas#nda beyin elektri i kay#tlamalar# yap#labilir. Yap#lan bu kay#tlamalar hcre d#$#ndaki elektrik ak#mlar#n#n uyaran olmadan kay#tlamas#d#r. ok iyi uzaysal bir znrll oldu u ve milimetre ya da milimetre alt#na kadar inebildi i gsterilmi$tir.1 Elektrik alan# ayn# zamanda manyetik alan anlam#na gelir ve beyinde ileri derecede organize bir EMAn#n oldu u sylenebilir. Elektrik ve Elektromanyetik Alan li#kisi Alanlar yaln#z kuvvetleri tan#mlamada kullan#lmazlar. 1820 y#l#ndan beri, ak#mlar#n pusula zerinde, m#knat#s benzeri etkisi oldu u ve bu nedenle elektrikle manyetiklik aras#nda bir ba oldu u bilinmektedir. Manyetik alanlar hareket halindeki ykler veya ak#mlar taraf#ndan olu$turulurlar. Bylece, do rusal bir tel, embersel izgileri tele dik bir dzlem iinde yer alan bir manyetik alan olu$turur. Ayn# trden ykler bir do rultuda yer de i$tirdiklerinde bir elektrik ak#m# olu$tururlar. Manyetik alan sembolik olarak B ile gsterilir. Daha ok manyetik alan ak#m yo unlu u anlam#ndad#r. H=B/ manyetik alan olarak adland#r#l#r (, manyetik geirgenli i simgeler, 10-6 ile sabittir). Her iki sembol de bazen manyetik alan anlam#nda kullan#l#r. B ve H, Tesla (T) ya da metre ba$#na amper olarak (A/m) ifade edilir. Elektrik alan gibi, manyetik alanlar da meydana getirdikleri kuvvet ile tan#mlanabilirler. F=qvB=qE denklemi elektrik ve manyetik kuvvet ili$kisini verir ve buna Lorentz kuvvet denklemi denir. Bu denkleme gre elektrik kuvveti manyetik kuvvete dn$ebilece i gibi, manyetik kuvvet de elektrik kuvvetine dn$ebilir. Bu denklemde; F Newton ile llen kuvvet E Elektrik kuvveti arp#m q Coulomb ile llen elektrik yk v saniyede metre olarak llen elektrik yknn (q) h#z# B manyetik alan yo unlu u ve Tesla ile llr Bir q ykne, biri elektrik, di eri manyetik iki kuvvet etkiyebilir. Manyetik kuvvet F=qvBden kaynaklanan yerel manyetik alan olan bir B vektrne ve ykn V vektrne ba l#d#r. Kuvvetin do rultusu, V ve B vektrlerinin do rultusuna diktir. 'iddeti qVBsin) ifadesi ile verilir. * iki vektr aras#ndaki a#d#r. Bu kuvvet, ykl parac#k demetlerini sapt#rmaya imkan verir. TV tpndeki elektron demetleri bu $ekilde sapt#r#l#r. Elektrik alan# E izgileri, pozitif yklerden #k#p negatif yklere girmesine kar$#n, manyetik alan izgileri kendi zerlerine kapan#rlar. Bir manyetik alana (bir m#knat#sa), kapal# sar#lm#$ bir tel yakla$t#r#l#rsa, bir elektrik ak#m#na neden olur. Alan ne kadar $iddetli ise, indklenen ak#m o kadar byktr. Elektriksel kuvvet qEnin + uzunlu unda bir sar#lm#$ tel boyunca yapt# # i$ qE+ ile gsterilir ve iinde e=E+ kadar
1

Bullock TH et al., EEG coherence has structure in the millimeter domain: Subdural and hippocampal recordings from epileptic patients. Electroencephalogr Clin Neurophysiol 1995;95:16177.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

EM bilin teorisi

elektromotor kuvvet indkler (Volt olarak). + ile tel sar#m# iindeki manyetik ak# aras#nda e=,.B/,t ba #nt#s# vard#r. Manyetik indklemenin tersi elektrik indklemesidir ve biri di erine dn$trlebilir. Noktasal bir q yknden, r uzakl#kta, E elektrik alan#n#n ak#s# 4/2E biiminde verilir. Burada 4/2, r yar#apl# krenin alan#d#r. Ayn# $ekilde, iinden bir i ak#m# geen bir telin r uzakl# #nda, B manyetik alan#n#n dola$#m# 2/rB biiminde yaz#l#r. Burada 2/r, r yar#apl# emberin evre uzunlu udur. Dola$#m 0i biiminde de ifade edildi inden, B=0i/2/r e$itli i sz konusudur. Di er yandan, beyinlerimiz, di er tm organlar gibi atomlardan olu$ur. Bir atom, yrngesi evresinde dnen bir elektronu ile, iinden ak#m geen bir bobine benzer. Asl#nda hem elektronlar hem de protonlar mikroskobik m#knat#st#rlar ve manyetik zellikleri vard#r. Asl#nda atom le inde her kinetik momente ve hatta spinlere e$lik eden manyetik bir moment vard#r. Kinetik moment, Planck sabiti seviyesindedir. E0/m dzeyinde olan manyetik moment, elektronun e yk iin e/m yakla$#k 1011 etti inden, atomun manyetik momenti 10-23 Am2 de erini bulur. Bu $u anlama gelir; bir do ru zerine dizilmi$ olan bir mol (61023) atomun manyetik moment de eri, 1 cm2 yzeyli, iinden 6 amperlik ak#m geen 10 bin sar#ml# bir bobinin manyetik momentine e$de erdir.
&ekil. Fizikte, bir manyetik alan elektrik ykleri ya da ak#mlar#n#n hareketi ile ortaya #kar. Bir manyetik alan uzaysal izgisel (vektr) aland#r. Kaynaktan yay#mlanan bir elektromanyetik dalga (EMD), uzaysal izgisel yay#l#m gsterir (B). Buna dik bir elektrik alan# vard#r (E). Dalgan#n tepecikleri aras# mesafe, dalga frekans#n# (u) verir. Saniyedeki tepeler aras# say# Hz olarak titre$im frekans#d#r. Tm EMD ve bir dalga olan fotonun (#$#k) iyap#s# da ayn# $ekildedir. &ekil. Sa el kural#na gre, elektrik ak#m# ve manyetik alan ili$kisi. Manyetik alan elektrik alana diktir ve ba$parmak elektrik ak#m# (I) ynn gsterdi inde, buna e$lik eden di er drt parmak ynnde sarmalayan bir manyetik alan (B) vard#r.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

EM bilin teorisi

Tablo. Konunun anla$#lmas# a#s#ndan, baz# elektromanyetizma ile ilgili birimler ve de erleri zellik Ak#m Elektrik yk Potansiyel fark# Diren, empedans Elektrik gc Kapasitans Geirgenlik Manyetik ak#m Manyetik ak#m yo unlu u Manyetik indksiyon Manyetik etkilenirlik sim Amper Coulomb Volt Ohm Watt Farad Metrede Farad Weber Tesla Metrede Amper Boyutsuz Sembol Boyutu A C V 2 W F F/m Wb T A/m 4 A As J/C = kgm2s13A11 V/A = kgm2s13A12 VA = kgm2s13 C/V = kg11m12A2s4 kg11m13A2s4 Vs = kgm2s12A11 Wb/m2 = kgs12A11 Am11 -

1 Tesla=metre karede 10.000 Gauss izgisine e$ittir, 1Tesla=10.000 Gauss, 1=10 miliGauss, T=1Wb/m2 =1 kgs2A1 Manyetik alana kar$#l#k elektriksel alan Volt/metre (V/m) ile llr.

Dnyan(n Manyetik Alan( Dnyan#n manyetik alan# iki kutuplu (dipol) dev bir ubuk m#knat#sa benzer. Manyetik alan hatlar# gneyden #karak kuzeyden gezegenimizin iine girer. Manyetik ekvator blgesinde manyetik alan dnya yzeyine paraleldir. Manyetik alan kutuplarda en gl derecedeyken ekvator blgesinde zay#ft#r. Baz# blgelerde ferromanyetik minerallerin yo unla$mas#ndan dolay# manyetik alanda yerel sapmalar olu$ur; ama bu sapmalar %1'in alt#ndad#r.
Tablo. Do al ve yapay de i$ik manyetik alanlar ve gleri. P; piko, T; Tesla, ; mikro, n; nano, f; femto lgili kaynak Tesla (T) olarak g Kalbin manyetik alan# 10-10 T Beynin manyetik alan# 10-15 T (veya 0,1 pT) Dnyan#n manyetik alan# D#$# uzayda 0,1-10 nT (10-10 ile 10-8 T) Ekvatorda 31 T (3.110-5 T) 500 enlemde 20 T (210-5 T) Manyetik rezonans grntleme cihaz#nda 4T (deneysel 7T) Gne$ rzgr#nda 0,2-80 nT Gne$ lekesinde 1-10 T Kuantum kritik manyetik alan 4,4 GigaT Cep telefonu yak#n#nda 100 T Evdeki elektrik kablosu manyetik alan# 0.1-100 T Bizim galaksimizin manyetik alan# 0,5 nT Parac#k h#zland#r#c#s#nda 10 T Deneysel en yksek olu$turulan 44 T Beyaz cce y#ld#zda 104 T Ntron y#ld#z#nda 1 ile 100 MegaT (106 ile 108 T) Evrende en yksek (Planck) alan 2,21053 T En d$k llen (Schumann titre$imi) 1 fT

Hayvanlar Dnya'n#n manyetik alan#ndan yn bulmada yararlan#rlar ve bu iki $ekilde olur. Birincisi, manyetik alan izgilerini kullanmakt#r. Bu, kuzey veya gney konusunda fikir verir ve bu ynlere harekete yard#mc# olur. izgiler, omurgas#z olan yumu$akalar, sinekler, kabuklular taraf#ndan ve omurgal#lar taraf#ndan kullan#l#r. Tek ba$#na bu izgileri hayvanlar#n kullanmas# yeterli kabul edilmez. rne in, gen ye$il denizkaplumba alar# uzun mesafeli g ettiklerinde, Avustralyadaki Melbourne

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

EM bilin teorisi

sahilinden ABD'deki Florida sahillerine ula$#rlar. Kaplumba alar#n zerlerine yerle$tirilen manyetik alan lerleri ile manyetik ynleri takip ettikleri gsterilmi$tir.2 Bu gleri deniz dalgalar# gibi birok nedenle sapt#r#lmas#na kar$#n, yine de do ru hedefe ula$#rlar. kincisi, manyetik alan a#s# ve alan yo unlu unu kullanarak yn bulmad#r.3 Baz# ku$lar, deniz kaplumba alar#, semenderler ve #stakozlar manyetik alandaki ok kk de i$imleri ay#rt edebilirler.4 Hayvanlarda Manyetik Alan Duyumu Davran#$sal deneysel kan#tlara dayan#larak hayvanlar#n bir k#sm#n#n Dnya'n#n manyetik alan#n# hissedebildikleri ve bu alan# kullanarak uzak veya k#sa mesafeler aras#nda hareket ettikleri ne srlm$tr. Ancak, bu manyetik alan# tan#ma mekanizmas# alt#nda yatan sinir hcresel ve biyofiziksel yap#lar# bilmemekteyiz. Birok alg#lay#c# (reseptr) tan#mlanmas#na kar$#n, manyetik alan alg#lay#c#lar# herhangi bir hayvanda tespit edilememi$tir.5 Manyetik alg#lay#c#lar#n tespit edilememesinin birok nedeni vard#r. lki, manyetik alanlar biyolojik yap#lar# bir yandan di er yana geer. Halbuki, grme ve koklamada oldu u gibi al#c#lar d#$tan gelen uyaranlar# alg#layabilmek iin dokunmatik ili$kiye girmelidir. Bu s#n#rlamalar manyetik alg#lay#c#lara uygulanamaz. kinci olarak manyetik alg#lay#c#lar dokular#n byk hacimleri iinde incecik yap#lar# ile da #n#k olabilirler veya manyetik alan#n etkileri baz# kimyasal dn$mlerle ortaya #kabilir. Son olarak da, insanlar manyetik alan# bilinli olarak alg#lamaz ve fark etmezler.

Lohmann KJ ve ark. Geomagnetic map used in sea-turtle navigation. Nature 2004;428:909. Lohmann, K. J. et al. Long-distance navigation in sea turtles. Ethol Ecol Evol 1999;11: 1. 4 Fischer JH. et al. Evidence for the use of magnetic map information by an amphibian. Anim Behav 2001;62: 1 10. 5 Johnsen S ve Lohmann KJ. The physics and neurobiology of magnetoreception. Nature Reviews Neuroscience 2005;6:703.
3

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

EM bilin teorisi

&ekil. Hcre blnmesi olan mitoz s#ras#nda, kromozomlar#n hcrenin iki yan#na ta$#nmas# esnas#nda mikrotbllerin (MT) ta$#ma ve ekmesi, bir m#knat#s#n manyetik alan izgilerine uygun hatlar boyunca olur.

Canl(da Manyetik Alg(lay(c(lar Manyetik alanlar#n nas#l alg#land# # tam bir muamma olmas#na kar$#n son y#llarda fikir ne srlm$tr. 1. Elektromanyetik indksiyon Ykl bir parac#k bir manyetik alana maruz b#rak#ld# #nda alan#n hareket ve yn ile ilgili bir kuvvete maruz kal#r. Bu Lorentz kuvvetinin $iddeti manyetik alan bykl , parac# #n yk ve h#z#, alan izgileri ile hareket aras#ndaki sins a#s# ile ili$kilidir. Bu nedenle, elektriksel iletken bir ubuk, manyetik bir alanda paralelden ba$ka bir ynde hareket ederse, pozitif ve negatif ykl parac#klar ubu un kar$#t ular#na hareket eder, gruplan#rlar. Bu sabit bir voltaja neden olur ve bu voltaj manyetik alandaki ubu un hareket yn ve h#z#na ba l#d#r. Bu elektromanyetik indksiyon olarak bilinir (ayn# yntem baz# do rudan elektri e temas# olmayan, $arj edilebilir aletlerde de kullan#lmaktad#r. rne in, elektrikli d#$ f#ralar#nda). Bu bak#$ a#s#, kpekbal#klar#n#n Dnya'n#n manyetik alan#n# nas#l alg#layabildi ini a#klamaktad#r. Bal#kta jle k#vam#nda s#v# dolu olan Lorenzini organ# olarak adland#r#lan k#s#m, uzun m#knat#s ubu una kar$#l#k gelir. Ancak, do rudan bir kan#t olmamakla birlikte, kpekbal#klar#n#n ok d$k voltajl# elektri e ok duyarl# olduklar# bilinmektedir.6 Bal#klar#n burun k#s#mlar#na yerle$tirilen m#knat#slarla retilmi$ yn bulmada bozulma olurken, normal bir ubuk yerle$tirme ile herhangi bir yn bulma kusuru olu$turulamam#$t#r. Bu da, manyetik alan# alg#layabildiklerini gstermektedir.7

6 7

Kalmijn AJ. The electric sense of sharks and rays. J Exp Biol 1971;55:371 . Kirschvink JL et al. Magnetite-based magnetoreception Curr Opin Neurobiol 2001;11: 462.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

EM bilin teorisi

&ekil. Beyne kafa d#$#ndan yap#lan manyetik uyar#m#n etki mekanizmas# ve etkileri. Kafatas#n#n d#$#ndan uygulanan manyetik alan (B), beyin kabu undaki sinir hcrelerini uyararak bir elektrik (E) alan do urur. Olu$an elektrik ak#m# sinir hcreleri uzant#lar# olan aksonlar boyunca yay#larak, do al sinirsel ak#m (aksiyon potansiyeli, AP) gibi davran#r. Bu ak#m davran#$sal, devinimsel ve beyinde kan ak#m# de i$ikliklerine neden olur.

2. Manyetik alana ba#l& kimyasal reaksiyonlar Dnya'n#n manyetik alan#n#n baz# kimyasal reaksiyonlara neden olarak etki etti i ne srlmektedir. Manyetik alan#n elektron orbitallerinin seviyesini de i$tirdi i ne srlmektedir. Buna kar$#l#k fizyolojik #s#larda biyolojik molekllerin kinetik enerjisi Dnya'n#n manyetik alan#ndan 21011 kat daha gldr. Bu farkl#l#k manyetik alan etkilerini silebilir. Ancak, zay#f manyetik alanlar#n bile baz# durumlar alt#nda kimyasal reaksiyonlara neden olabilece i bilinmektedir. Dnya'n#n manyetik alan#n#n e$le$mi$ kk iyonlar zerinde etkisi olabilir.8 Kklerdeki serbest elektronlar#n kendi manyetik spinleri (dn$leri) vard#r ve bu Dnya'n#n manyetik alan# taraf#ndan etkilenebilir. Ancak, bu durumun gerekle$mesi iin; yeterince uzun sreli etki olmal#d#r (en az#ndan 100 nsan).9 Bu bak#$ a#s# ok muhtemel grnmemektedir. Ku$larda, grme sisteminden beyne giden uzant#lar#n manyetik alan de i$ikli ine duyarl# oldu u gsterilmi$tir. Domuzlardaki bazal optik kk, gzdeki ganglion hcrelerinden uzant#lar al#r, manyetik alandaki de i$ikliklere belirgin yan#t verir.10 Ancak, yan#t#n genli i gze giren #$# #n dalgaboyu ile de ili$kilidir. Manyetik alana verilen bu yan#t grme sinirleri kesildi inde ortadan kalkar.11 Pineal bez ile manyetik alg#lama aras#nda da birok al#$ma ile ba lant# kurulmu$tur.12 Domuzlarda pineal bezden yap#lan kay#tlamalarla, Dnya'n#n manyetik alan#ndaki de i$imlere yan#t verebildi i tespit edilmi$tir. Beze gelen di er yolaklar kesildi inde, pineal bezin manyetik alan de i$imine verdi i yan#t azal#r, ancak tam olarak ortadan kalkmaz. Bu nedenle manyetik duyarl#l# #n bezin do rudan kendisinden kaynakland# # ne srlr.13

8 9

Ritz T et al. A model for vision-based magnetoreception in birds. Biophys J 2000;78:707. Eveson RW et al. The effects of weak magnetic fields on radical recombination reactions in micelles. Int J Rad Biol 2000;76:1509. 10 Semm P. et al. Neural basis of the magnetic compass: interactions of visual, magnetic and vestibular inputs in the pigeon's brain. J Comp Physiol A 1984;155:283. 11 Semm P ve Demaine C. Neurophysiological properties of magnetic cells in the pigeon's visual system. J Comp Physiol A 1986;159:619. 12 Deutschlander ME et al. Extraocular magnetic compass in newts. Nature 1999;400:324. 13 Demaine C & Semm P. The avian pineal gland as an independent magnetic sensor. Neurosci Lett 1985;62: 119.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

EM bilin teorisi

&ekil. Ku$larda, kriptokrom manyetik yn bulmada etkili olarak kabul edilir. Bunlar bitkilerde bulundu u gibi hayvanlarda retinada bulunurlar. Foton uyar#m#na duyarl# bu yap# ayn# zamanda manyetik alana da duyarl#d#r. Kriptokromdaki triptofan (Trp) ve protonla birle$mi$ flavin adenin dinkleotid (FADH) aras#ndaki kk de i$imi zerinde manyetik alan#n etkisi grlmektedir. E$le$memi$ elektron spinleri (S1 ve S2), yerel manyetik alan ve d#$sal manyetik alanla (B) de i$ime u rar. 5ki kk (radikal) zerindeki ekirdek spinlerinden de (I1 ve I2) etki olu$ur. Spin $ekli, bu etkilerle tekli (singlet; spin durumu s=02s+1=1) durumdan l (s=12s+1=3) duruma dner. Triptofandan FADHye geri elektron aktar#m#, kriptokromun aktif durumunu ortadan kald#r#r. Bu dn$mler nanosaniyeler h#z#nda olu$ur.

3. Biyojenik m&knat&sl&k Baz# bakteriler ve tek hcreli yosunlar#n hareketlerinin manyetik hatlar boyunca oldu u gsterilmi$tir. zellikle manyetik mineral kristalleri olan magnetit (Fe3O4) ve gerigit (Fe3S2) farkl# hayvanlarda oldu u gsterilmi$tir. Bal ar#lar#nda, ku$larda, somon bal#klar#nda, denizkaplumba alar#nda tespit edilmi$lerdir. Bu kristaller yakla$#k 50 nm ap#ndad#r, herhangi bir manyetik alan olmadan da (B=0) manyetik zellik gsterirler ve Dnya'n#n manyetik alan# izgisi ile ili$kili olarak hareket ederler. E er d#$sal bir manyetik alan varsa, serbest olarak dnme hareketi yaparlar. Buna ek olarak, sperparamanyetik kristaller de vard#r ve bunlar#n kendili inden bir manyetik alan# yoktur. Ancak, bir manyetik alana yakalan#rlarsa, etkilenirler. Domuzlarda, sinir hcreleri zar#na yerle$ik olarak sperparamanyetikler bulunmu$tur.14 Biyolojik manyetikleri aramada, o unlukla domuz ve alabal#klardan yararlan#lm#$t#r. Alabal#klar#n koku sinirinde ve burun k#sm#nda manyetik kristaller oldu u gsterilmi$tir.15 Burun k#sm# duyular# trigeminal sinir taraf#ndan al#nmaktad#r. Bu sinirden yap#lan kay#tlamalar manyetik alan uyar#m#na yan#t#n sinirde olu$tu unu desteklemektedir. Domuzlar#n st burun k#sm#nda sperparamanyetik kristaller tespit edilmi$ ve kristallerin sinir sonlan#m blgelerine, hcre zar# boyunca kmelendikleri gsterilmi$tir.16 Bu sperparamanyetiklerin k#sa sreli manyetik vurulardan (bunlar ayn# zamanda daha byk elektrik alan olu$tururlar) bile etkilendi i, domuzlar#n yn kaybettikleri gsterilmi$tir. Ku$larda st gaga k#sm#nda demir-3 (Fe3) $eklindeki manyetit tespit edilmi$tir.17 Ayn# zamanda, bal#klarda da ku$lar#n st gagas#na benzer anatomik blgede manyetitler tespit edilmi$tir. Bu blge, trigeminal sinirin oftalmik paras# taraf#ndan sinirlendirilmektedir.18 Bu sinirden yap#lan kay#tlamalar, ku$lar#n Dnya'n#n manyetik alan#ndaki %0,5'lik de i$ime bile yan#t verdiklerini ortaya koymu$tur.19 Yumu$akalar#n
14

Davila AF et al. A new model for a magnetoreceptor in homing pigeons based on interacting clusters of superparamagnetic magnetite. Phys Chem Earth 2003;28:647. 15 Diebel CE et al. Magnetite defines a vertebrate magnetoreceptor. Nature 2000;406:299. 16 Fleissner GE et al. Ultrastructural analysis of a putative magnetoreceptor in the beak of homing pigeons. J Comp Neurol 2003;458:350. 17 Winklhofer ME. et al. Clusters of superparamagnetic magnetite particles in the upper-beak tissue of homing pigeons: evidence of a magnetoreceptor. Eur J Mineral 2001;13:659. 18 Walker MM et al. Structure and function of the vertebrate magnetic sense. Nature 1997;390:371 376. 19 Semm P & Beason RC. Responses to small magnetic variations by the trigeminal system of the bobolink. Brain Res Bull 1990; 25:735.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

EM bilin teorisi

sinir hcrelerinde yap#lan al#$malarla, yakla$#k 45 Tesla manyetik alanlara yan#t verebildikleri gsterilmi$tir ve bu manyetik alan, sinir hcresi elektrik alan#nda 0,26 mV/m de i$ikli e neden olur.20 Elektron Manyetik Dipol Momenti21
Atom ekirde i evresinde dolanan elektronlar#n da bir manyetik dipol momentleri vard#r. Bunun iin, r yar#apl# embersel bir yrngede, sabit v h#z# ile ve T=2/r/v periyodu ile dola$an m ktleli ve q ykl bir parac# # ele alal#m. Bu sistemin manyetik dipol momenti

qv q p r2 = L 2p rc 2mc

olarak yaz#l#r. Burada L=mvr, hareket dzlemine dik, L yrngesel a#sal momentum bykl dr. e temel yk, ' Planck sabiti, c #$#k h#z# olmak zere q=-e olan elektron iin

u r

anti paraleldir. Elektronlar#n buna ek olarak spin a#sal momentumu oldu undan, spin manyetik dipol momentleri de ( s ) vard#r. Toplam manyetik dipol momenti

u r uu r eh L L = @ 9, 272g10-21 erg/Gauss bulunur. 2me c h u r uu r Elektron gibi, eksi ykl parac#klar iin L ile L uu r L uu r s toplam#d#r. uu r

ve

Beyindeki Manyetik Alan(n(n Kayna)( Beyindeki isel elektromanyetik alan (EMA) sinir hcrelerinin ate$lemesinin, iyonlar#n hcre iine ve d#$#na do ru hareketinin bir sonucu olarak ortaya #kar. Beyinde iyonlar#n ak#m#ndan kaynaklanan bir elektrik alan, her sinir hcresi uzant#s# (aksonu) zerinde zaten vard#r. 5leti bu iyon ak#m# ile sa lan#r. Elektrik ak#m#n#n oldu u her yerde, elektrik ak#m#na a#sal olarak dik bir manyetik alan da olu$ur. Gnlk ya$am#m#zda bunu bobinli motor ve m#knat#slarda kullan#r#z. Daha belirgin olarak da, beyin grntlemesi olan MRG cihaz#nda benzer bir etkiden yararlan#l#r. Beyindeki sinir hcreleri rastlant#sal da #ld#klar#ndan, olu$turduklar# alan#n toplam# s#f#rd#r. Ancak, yenibeyin kabu unda (neokorteks), hipokampustaki tabakal# paralel sinir hcresi yerle$imleri yerel EMA'lar# byltr. Beyinden kaynaklanan (endojen) elektrik alanlar birka yolla ortaya #kabilir. Sinir hcresi fizyolojisinden kaynaklanan, iyonlar#n#n ieri-d#$ar# hareketi bu alana katk#da bulunur. Ek olarak s#k# ba lant# yerleri (gap junction) elektromanyetik alana hassast#rlar. 5nsan beyninde az oranda olan bu blgeler, hayvanlarda daha s#k olarak bulunur. Bu blgelerin insan beynindeki i$levleri tam anla$#lamam#$t#r. Beyin elektromanyetik alan#n#n en karakteristik etkili yeri, sinir hcresi zarlar#nda bulunan ve bilgi i$leme yapan voltaja ba l# iyon kanallar#d#r. Bunun yan#nda manyetizmaya hassas kimyasal reaksiyonlar da ba$ka bir etki yeri olabilir.22 Duyular# alan sinir hcrelerinin uyar#lmas# birok faktre ba l#d#r. 5nsan beyin kabu u mm2'de 104 sinir hcresi ierir. Bu alan hacminde yakla$#k 200 kom$u sinir hcresi bulunur. Bir sinir hcresinin ate$leme yapmas# birok sinir hcresini etkisi alt#na almas#na yeter. Bu etki, tabi ki, hcrelerin geometrik yerle$imi ve elektriksel uyar#labilirlikleri ile de ilgilidir. Elektrik alanlar i ie girdi i gibi elektrik alanlardan do an manyetik alanlar da st ste biner. Bu st ste binme, beynin manyetik alan#n#n daha belirgin olmas#n# sa lamakla kalmaz, ayn# zamanda uzak beyin blgeleri aras#nda

Lohmann KJ et al. An identifiable molluscan neuron responds to changes in earth-strength magnetic fields. J Exp Biol 1991;161:124. 21 Dereli T, Verin A. Kuantum Mekani!i , Cilt 1, s:21-25. 22 Weaver JC et al. Biological sensing of small field differences by magnetically sensitive chemical reactions. Nature 2000;405:7079.

20

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

EM bilin teorisi

e$durumlu bir ba olu$ur. Bir blgedeki elektrik ve manyetik alan de i$ikli i beynin ok uzak blgelerine kolayca yay#labilir. E$durumlu ate$leme hayvan ve insan beyinlerinde gsterilmi$tir. Bu ate$leme ile yerel bir alanda ba$layan e$durum tm beyne yay#l#r.23 Sinir hcrelerinin e$zamanl# ate$lemesi zerinde birok al#$ma yap#lm#$t#r. zellikle belli frekanslardaki e$zamanl# ate$lemelerin, bilin durumu ve dikkatle ili$kili oldu u ortaya konulmu$tur. 40-80 Hz aras#ndaki (gamma) titre$imlerin dikkat ve alg#lama ile ili$kisi gsterilmi$tir. Ancak, tm beyinde ve de i$ik alanlarda gerekle$en e$zamanl# ate$lemeye neyin kaynakl#k etti i a#k de ildir. Beyindeki EMAn#n bu e$zamanl#l# a katk#da bulundu u ya da neden oldu unu ne srenler vard#r. Dolay#s# ile, e$zamanl# ate$leme bilinli olaylarla birlikte oldu undan, beyindeki EMA ile bilincin ili$kisi zerinde durulmaya ba$lanm#$t#r. Baz# ara$t#rmac#lar da "bilincin oturdu u yerin EMA oldu unu ne srm$lerdir.,24,25,26,27 Ancak, EMA ve bilin teorisine ciddi ele$tiriler de yap#lm#$t#r.28,29 D(#sal EMA ve Beyin zerine Etkileri Son y#llarda elde edilen kan#tlar do al ya da yapay manyetik alanlar#n insan ve hayvan fizyolojisini etkiledi ini gstermektedir. 5nsanlarda kafa d#$#ndan yap#lan manyetik uyar#mlarla (TMS) anla$#ld# #na gre, beyin d$k $iddetteki manyetik uyar#mlara bile duyarl#d#r. TMS'de sal# deri zerinden kafaya verilen bir manyetik alan uyar#m#, kemi i geip beyin dokusuna ya da kabu una ula$arak sinir hcrelerinde elektrik ak#m#na yol aar. Beyinde ili$kili blgelere manyetik uyar#m verildi inde gz nnde #$#k akmalar#, konu$ma durmas#, gz hareketlerinde de i$me, kaslarda hareket ve duygudurum de i$iklikleri ortaya #kar.30 Tek bir manyetik uyar#m#n bile beyin elektrik aktivitesini de i$tirdi i ve bunun sonras# birka milisaniye daha etkisinin devam etti i gsterilmi$tir.31 D#$ar#dan verilen bu manyetik uyar#lar#n beyni etkilemesi gibi beynin kendisinden kaynaklanan, isel manyetik de i$iklikler de, beyin zerine etki etmelidir. 5leri derecede d$k frekansl# EMA'lar (16 Hz ya da 28,9 Tesla) beyinde elektrik alanda 0,1 mV/m de i$iklik do ururlar.32 EMAlar#n sadece zararl# de il, yararl# etkileri oldu u gsterilmi$tir. 5-20 Hz EMAn#n kafa d#$#ndan $akak k#sm#na uygulanmas#, insanlarda hat#rlamay# kolayla$t#r#r. D#$sal manyetik alan#n insanlar taraf#ndan alg#lanabilece i ve bunun yeni bir duyu oldu u da ne srlm$tr.33 Baz# al#$malarda ise, duyu d#$# alg#laman#n (ESP), Dnyan#n manyetik alan#nda byk d$meler oldu unda daha belirgin olarak ortaya #kt# #na dikkat ekilmi$tir.34 Farkl# EMA frekanslar#n#n farkl# etkileri tespit edilmi$ olsa da, tek bir yan#tla olumsuz demek zordur. Cep telefonlar#n#n kafaya yak#n 20-40 saniye tutulmas#, beyinde 2,5-6,0 Hz yava( dalgalara neden olur ve telefonun uzakla$t#r#lmas# ile bu dalgalar normale dner.35 Yava$ dalgalar beynin anormal retti i dalgalar#d#r. Fareler zerinde yap#lan al#$malarda ise yksek frekansl# cep telefonu EMA'#n#n yava$ dalgalara neden
23 24

Bullock TH et al. Temporal fluctuations in coherence of brain waves. PNAS U S A, 1995;92:1156872. Singer, W. Consciousness and the structure of neuronal representations. Philos Trans R Soc Lond B Biol Sci 1998;353:1829. 25 McFadden, J. Synchronous firing and its influence on the brains electromagnetic field: Evidence for an electromagnetic theory of consciousness, JCS 2002;9:23. 26 Smith WL. The Human Electromagnetic Energy Field: Its Relationship to Interpersonal Communication. Journal of Theoretics Vol.4-2 27 Cherry NJ. Human intelligence: the brain, an electromagnetic system synchronised by the Schumann Resonance signal. Med Hypotheses 2003 ;60:843. 28 Pockett S. Difficulties with the electromagnetic field theory of consciousness. Journal of Consciousness Studies 2002;9:51. 29 Pockett S. Difficulties with the Electromagnetic Field Theory of Consciousness: An Update. NeuroQuantology 2008; 5(3): 271-275. 30 Hallett M. Transcranial magnetic stimulation and the human brain. Nature 2000;406:14750. 31 Ilmoniemi RJ ve ark. Neuronal responses to magnetic stimulation reveal cortical reactivity and connectivity. Neuroreport 1997;8:353740. 32 Jenrow KA et al. Weak ELF magnetic field effects on hippocampal rhythmic slow activity. Exp Neurol 1998;53:32834. 33 Persinger MA, Makarec K. Possible learned detection of exogenous brain frequency electromagnetic fields: a case study. Percept Mot Skills 1987;65(2):444-6. 34 Radin DI ve ark. Geomagnetism and psi in the ganzfeld. Journal of the Society for Psychical Research 1994; 59 (834):352-363. 35 Kramarenko AV, Tan U. Effects of high-frequency electromagnetic fields on human EEG: a brain mapping study. Int J Neurosci 2003;113(7):1007-19

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

EM bilin teorisi

10

oldu u ve bunun zedelenme a#s#ndan risk olu$turdu u tespit edilmi$tir.36 Gece uykusu esnas#nda 60 Hz manyetik alana maruz kalman#n ciddi EEG bozulmas# yapt# # gsterilmi$tir. Yine, 900 MHz EMA'a maruz b#rak#lan farelerin beyinlerinde, destek hcreleri olan glial hcrelerde hasar olu$tu u gsterilmi$tir. Ayn# frekans#n, GABA ve Nmetil D-aspartat adl# sinir ileticisi (NMDA) alg#lay#c#lar#nda etkilenme yaratt# #,37 6 Hz EMA ile fare beyninde bir k#s#m sinir ileticilerini y#kan monoamino oksidaz A (MAO-A) enziminin aktivitesini art#rd# # gsterilmi$tir.38 150-175 MHz'in fare beyinlerinde glikoz aminoglikanlar# belirgin oranda azaltt# #, ancak 3000 MHz'in herhangi bir etki gstermedi i ortaya konmu$tur.39 Sinir sisteminin salg#lad# # endorfin ve enkefalinlerin manyetik alandan etkilendi i ve bunun da a r# ve davran#$lar zerinde etkileri oldu u ne srlm$tr. EMA'n#n opioid peptidleri zerinde bask#lay#c# etkisi tespit edilmi$tir.40,41 Epilepsi nbetlerinin genellikle rastlant#sal ve kaotik olarak ortaya #kt#klar# kabul edilmekle birlikte, gne$ lekeleri ya da patlamalar#n#n art#$#ndan kaynaklanan Dnyan#n manyetik alan#ndaki de i$imlerin nbetleri tetikledi i ne srlm$tr. Yerel olarak yerin manyetik alan#ndaki de i$imlerin (50 nanoTesla'dan daha yksek) epilepsi hastalar#nda grlen ani-a#klanamayan gece lm ile ili$kili oldu unu destekleyen kan#tlar vard#r. Manyetik alan#n gece nbetini engelleyen melatonini bask#lad# # ve kalp ritim bozukluklar#na neden olarak lme yol at# # ne srlmektedir.42 Ancak ba$ka al#$malarda anlaml# bir ili$ki tespit edilememi$tir.43 Elektromanyetik Alan ve Su Su, insan bedeninin oldu u gibi beyin yap#s#n#n da yakla$#k %60-70'ini olu$turur ve nemli k#sm# sinir hcreleri ierisinde bulunur. Su bipolar yap#dad#r ve elektrik alanda k#smen yeniden bir dzenlenme iine girer. 5leri derecede yksek elektrik alanda (5109 V/m) donma engellenebilir.44 D$k manyetik alanda ise (0,2T) monomer su molekllerinin say#s# artar.45 Manyetik alan, su moleklleri aras#ndaki Van der Waals ba lar#n# zay#flat#r. Bu zay#flama ile hidrojen ba lar# daha da gerilir. Kaynama noktas# manyetik alan alt#nda ykselir (6T'da 5,6 mK). Bu, suyun manyetik alan etkisi ile daha gl bir dzenleni$ (daha az entropi) gsterdi inin kan#t#d#r. Manyetik alan#n sudaki proton spin relaksasyonunu art#rd# # ve proton transferi ile al#$an reaksiyonlar# h#zland#rd# # gsterilmi$tir.46 Daha az hidrojen ba # olan ve kmelenmemi$ olan su, evre ile daha ok reaksiyona girme e ilimindedir. ok hidrojen ba l# a s# yap#l# suyun ak#$kanl# #, da #lma yetene i azal#r ve di er molekllerle daha az etkile$ir. Elektrik alan# gibi, su-su hidrojen ba #n# zay#flatan nedenler reaksiyona girmeyi tetikler. Rastlant#sal olu$sa da, su molekl kmeleri her ynde a$a #-yukar# e$it hidrojen ba # ierirler. Elektrik veya elektromanyetik alanlar#n su molekl kmelerine yeniden dzenleme yapmas#, baz# hidrojen ba lar#n# k#rar. Suyun manyetik alanda artan birle$me yetene i, jel $ekline dnmesine neden olur. Daha kararl# bir hal al#r.

36

Barcal J et al. Effect of whole-body exposure to high-frequency electromagnetic field on the brain electrogeny in neurodefective and healthy mice. Prague Med Rep 2005;106(1):91-100. 37 Mausset-Bonnefont AL ve ark. Acute exposure to GSM 900-MHz electromagnetic fields induces glial reactivity and biochemical modifications in the rat brain. Neurobiol Dis 2004;17:445-54. 38 Dolgacheva LP ve ark. The effect of electromagnetic radiation on the monoamine oxidase A activity in the rat brain. Radiats Biol Radioecol 2000;40(4):429-32. 39 Matych S. Glycosaminoglycans in the brain of rats subjected to electromagnetic field action. Med Pr 1981;32:393-402. 40 Kavaliers M et al. Magnetic fields abolish the enhanced nocturnal analgesic response to morphine in mice. Physiol Belier 1984;32:261-264 41 Betancur C et al. Magnetic field effects on stress-induced analgesia in mice: modulated by light. Neurosci Lett 1984;182:147-150 42 Persinger MA, Psych C. Sudden unexpected death in epileptics following sudden, intense, increases in geomagnetic activity: prevalence of effect and potential mechanisms. Int J Biometeorol 1995;38:180187. 43 Schnabel R et al. Is geomagnetic activity a risk factor for sudden unexplined death in epilepsies? Neurology 2000;54:903-908. 44 Schevkunov SV and Vegiri A. Electric field induced transitions in water clusters. J Mol Struct (Theochem) 2002;593:19 45 Zhou KX et al. Monte Carlo simulation of liquid water in a magnetic field. J App Phys 2000;88:1802 46 Madsen HL. Crystallization of calcium carbonate in magnetic field in ordinary and heavy water. J Crystal Growth 2004;267:251

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

EM bilin teorisi

11

Aharonov-Bohm Olay(
Beyindeki elektriksel ak#m, temelde ykl iyon hareketlerinden kaynaklanan elektrotonik elektriksel bir ak#md#r. Genel olarak bak#ld# #nda, ana sinir hcresi uzat#s# olan akson zerindeki iyonik elektriksel iletim hem de sinir hcreleri aras# ba lant# noktas# olan sinapslarda, kuantum mekaniksel bir etki olan Aharonov-Bohm olay# unutulmu$tur. AB olay#, ykl parac#klar#n giremedi i bir blgede bulunan elektromanyetik alanlar#n, bu blgenin d#$#nda, elektromanyetik alan#n s#f#r oldu u blgede hareket eden ykl parac#klar#n kuantum mekaniksel davran#$lar#nda gzlenebilir etkiler olu$turmas# olay#d#r. Bu durum klasik fizikte kar$#l# # olmayan kuantum mekanik etkidir.

Bilincin EMA Teorisi Beyinde EMA, sinir hcresi ate$lemesinde oldu u gibi s#radan ve normal bir aktivitedir. Bilinci anlamak iin uzun y#llar, sinir hcresi ate$lemesi ve sinaptik ileti zerine al#$#lm#$, ancak elektrik ak#m#n#n oldu u her yerde olu$an EMA gz ard# edilmi$tir. Einstein#n denklemine gre madde ve enerji birbirinin farkl# trleridir. Herhangi bir n kabulle (a priori) bilinci, sinir hcreleri aras#ndaki veya iindeki EMA'dan ziyade, madde kaynakl# kabul etmemiz iin hibir gereke yoktur. Sinir hcrelerindeki bilgi i$leme dijital, ayr#k ve uzaysal olarak yerle$iktir. Oysa, EMA btncldr ve bu ynyle de bilincin zelliklerini ta$#r. Bu nedenle, beynin EMA'n#n#n bilin oldu u iddia edilir. Bu bak#$ a#s# do ru kabul edilerek baz# savlar ne srlm$tr:47,48 1. Bilinli fark&ndal&k a(amas&na ula(an uyaranlar EMA'da de#i(imlere neden olmal&d&r ve devinimsel hcrelere de etki etmelidir. Duyusal ve devinimsel bilgi sinir hcrelerinde bir ate$lemeye neden olur ve bunun aritmetik bir ls vard#r. EMA bir dalga yap#s#nda oldu undan, bykl ile e$durumunda ate$leme yapan sinir hcresi say#s# aras#nda bir ba lant# vard#r. Yani EMA teorisine gre, bilinli fark#ndal#k sinir hcresi ate$lemesi say#s# ile do rudan orant#l# de ildir. 5li$kili oldu u $ey, sinir hcresi ate$lemesindeki e$durumun yayg#nl# #d#r. Bununla ili$kili olarak, birok al#$ma ile sinir hcresi ate$leme rntsnn tek ba$#na fark#ndal#kla do rusal ili$kisi olmad# # gsterilmi$tir. Ancak, de i$ik al#$malarla, beynin uzak blgelerinden ayn# anda yap#lan kay#tlamalarla, e$durumlu ate$lemenin fark#ndal#kla ili$kili oldu u gsterilmi$tir.49 Hatta bu e$durumlu ate$lemesinin kesilmesinin uyaranlara fark#ndal# # azaltt# # gsterilmi$tir.50 Dolay#s# ile e$durumlu ate$leme bir epifenomen de ildir ve bilgi i$lemede nemli i$lev grr. 5nsanlarda da e$durumlu sinir hcresi ate$lemesinin fark#ndal#k ve dikkat ile ili$kili oldu u gsterilmi$tir.51 Sonu olarak, insan ve hayvanlardaki fark#ndal#k ve dikkat, bunlarla ili$kili olarak da insanlarda bilin durumu, sinir hcrelerinin e$durumlu ate$lemesinden kaynaklanan EMA'n#n de i$imi ile birliktedir. 2. Bilinli fark&ndal&k seviyesine ula(mayan uyaranlar EMA'da de#i(ikli#e neden olmadan devinimsel sinir hcresi ate(lemesi yapmal&d&r. Birok al#$ma ile tekrarlayan uyaranlarla ortaya #kan adaptasyon=al#$ma durumunda, ManyetoEnsefaloGrafide (MEG) uyaranlarla ili$kili genliklerde d$me olur. Fark#ndal#k azalmas# durumu beyin EMA azalmas# ile do rusal ili$kili bulunmu$tur.52 Beynin EMA teorisine gre, beyin sap#, grme beyin kabu u ve gzdeki retina gibi "bilinsiz" sinir
47

McFadden J. Synchronous Firing and Its Influence on the Brains Electromagnetic Field. Evidence for an Electromagnetic Field Theory of Consciousness Journal of Consciousness Studies 2002;9:2350 48 McFadden J. The Conscious Electromagnetic Information (Cemi) Field Theory.The Hard Problem Made Easy? Journal of Consciousness Studies 2002;9:4560. 49 Kreiter AK and Singer W. Stimulus-dependent synchronization of neuronal responses in the visual cortex of the awake macaque monkey. J Neurosci 1996;16:2381. 50 Stopfer M ve ark. Impaired odour discrimination on desynchronization of odour-encoding neural assemblies. Nature 1997;390:704. 51 Srinivasan R ve ark. Increased synchronization of neuromagnetic responses during conscious perception. J Neurosci 1999;19:543548. 52 Anninos PA ve ark. Biomagnetic measurements using squids. Int J Neurosci 1987;37:14968.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

EM bilin teorisi

12

hcresi al#$mas#n#n oldu u alanlarda da bilin ncesi bilgi i$leme esnas#nda EMA olu$ur; ancak devinimsel sinir hcreleri zerinde bir etkisi olmaz. 3. Buna gre beynin EMA iindeki bilgi ak&(& bilintir. Bu nedenle, bilinlilik durumunda ykselme ve karma(&kl&k art&(&, beynin EMA'n&ndaki karma(&kl&k art&(& ile do#rusal art&( ili(kisi gstermelidir. Yap#lan al#$malarla, yarat#c#l# #n n planda oldu u bili$sel durumlarda EEG'deki fraktal boyutta art#$ oldu u ve EMA ile ili$kili oldu u gsterilmi$tir. Ayn# durum koma ya da h#zl# gz hareketlerinin oldu u uyku dneminde grlmez. Fraktal ve Boyutu
1960l# y#llarda biliminsanlar# do al sistemler olan havan#n zamanla nas#l yer de i$tirdi ini anlamaya al#$t#lar. Havan#n davran#$#n# kaotik olarak d$ndler. 1970li y#llarda ise Benoit Mandelbrot taraf#ndan kaotik bile$enleri a#klamaya yard#m eden Fraktal Matemati i ke$fedildi. Ve Latince k#r#k kelimesinin kar$#l# #ndan (fractus), fraktal kelimesi do du.

&ekil. Bir Purkinje sinir hcresinin fraktal modeli ve gerek grnts. Sinir hcreleri yap#sal olarak fraktal boyutlar#na uyarlar. Fraktaller, kendine benzerlik gsterirler. Yani herhangi bir bytme ile kendilerine benzer yap#lar ortaya #kar. Kendine benzerlik iki nedenle olu$ur: #srarl#l#k ve istatistik. Fraktallerle olu$an yapay bir a a #srarl# bir tekrar sergiler ve bu farkl# bytmelerde de ayn#d#r. Gerek bir a ata ise rnt (patern) #srarl# tekrar etmez. Fraktaller iin esas bir zellik fraktal boyutu kavram#d#r ve D ile gsterilir. D, farkl# bytmelerde grlen rntler aras#ndaki lek ili$kisinin de eridir. Karma$#kl# # gsterir ve bir say# de ildir, bunun yerine kesirlidirler. rne in, dz olan, izgisel bir hat herhangi bir fraktal iermedi inden Dnin de eri 1dir. Tam olarak dolu, kare gibi bir alan iin 2 de erini al#r. Bu nedenle D, 1 ve 2 aras#nda de erler al#r. Karma$#kl#k artt#ka Dnin de eri 2e yakla$#r. Ancak D=2 ve D=1 fraktal de ildir. Bir fraktaldan kesit al#narak bytlmesi ile Dnin de erinde bir de i$iklik olmaz. Buna gre, bulutlar#n Dsi 1,3tr.53

53

Taylor RP. Order in Pollocks Chaos. Scientific American 2002; 287:84-89.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

EM bilin teorisi

13

4. Beynin EMAs& ve sinir hcreleri aras&ndaki ba#lant&y& bozan ajanlar bilinsizlik durumu meydana getirmelidir. Anestezik maddeler uyaranlara fark#ndal# # azaltarak e$durumlu beyin ate$lemesini bozarlar.54 Bu, ayn# zamanda sinir hcresi ate$lemesindeki EMA'n#n etkisinin azald# # anlam#na da gelir. Bilinsizli in ortaya #kt# # solunum durmalar# ve anestezi alt#nda, EEG sinyallerinin genlikleri azal#r, e$durumlu ate$leme bozularak beynin kendisinden kaynaklanan manyetik alan zay#flar. 5. Uyan&kl&k ve fark&ndal&k durumu EMA oynamalar&yla do#rusal bir ili(ki gstermelidir. Ayn& ili(ki sinir hcreleri zerine etkiden dolay& da sinir hcrelerinde grlmelidir. Bilincin EMA teorisine gre, uyan#kl# #n seviyesi artt#ka, beyin EMA# ve sinir hcreleri aras#ndaki e$le$mede daha bir glenme ortaya #kmal#d#r. 5nsanlarda, EEG ile llen uyar#lm#$ beyin dalgalar#n#n genliklerinde uyku55 ve koma56 esnas#nda belirgin d$me olur. Seici dikkat verilmesi veya uyan#kl#k halinde ise tam tersi olur.57 EEG rntsnde grlen uzaysal e$durum - ki bu alttaki isel EMA'n#n da e$durumu yans#t#r - dikkat ve fark#ndal#k ile do rudan ili$kilidir. EEG'deki e$durumun problem zme iin gereken yarat#c#l#k seviyesi ile do rusal ili$kili oldu u tespit edilmi$tir.58 Meditasyon esnas#nda da e$durumda art#$# grlm$tr.59 AIDS'e ba l# bili$sel y#k#m# olan hastalarda ise e$durumda bozulma tespit edilmi$tir.60 6. Beynin EMAn&, normal evre iindeki EMA'lardaki bozucu etkilerden (pertubation) ayr&(t&r&lmal&d&r. Beyin iindeki beyin-omurilik s#v#s#, bo$luklar#n (ventrikller) iinde h#zl# $ekilde akarak dolan#r. Bu adeta bir Faraday kafesi olu$turarak beyni d#$ar#dan gelecek manyetik alanlardan koruyabilir. Beyin evresindeki sabit elektrik alanlar beyin zerine do rudan bir etki olu$turmaz. Elektrik kablolar# ve cep telefonlar#n#n alternatif ak#mlar# (AC) de i$ken alan meydana getirirler, ancak $iddetleri ok zay#ft#r. rne in; 60 Hz ve 1000 V/m elektrik alan (evdeki bir kablodaki elektrik alan#) kafa ierisinde 40 V/m alan meydana getirir.61 Bu EMA, hem beynin kendinden hem de beynin #s#s#ndan kaynaklanan grltnn (thermal noise) olu$turdu u alandan daha zay#ft#r. Manyetik alanlar dokular#n iine ok rahatl#kla ula$#r. Do adaki manyetik alanlara maruz kalmam#za ra men, manyetik rezonans grntleme (MRG) esnas#nda da yksek yapay manyetik alan iine gireriz (1,5-3,0 T). Bu manyetik alan kafatas# iine geerek elektrik alan tetiklemeleri yapabilir. 7. Hayvanlarda bilincin evrimi ile ili(kili olarak, beynin EMA ve sinir hcreleri aras&ndaki etkile(imde de do#rusal ili(ki olmal&d&r. Genellikle kabul edilen, hayvanlarda, fark#ndal#k d#$#nda genel bilincin ve karar verme mekanizmas#n#n insandaki gibi olmad# #d#r. Yaln#zca, insanlarda bilin davran#$ zerinde belirgin olarak etki eder. Dolay#s# ile alt trler ve insanlar#n beyin EMAlar# aras#nda bilinlerinde oldu u gibi ciddi farkl#l#klar olmas# gerekir. 8. Bilin, EMA seviyesindeki dinamik de#i(kenlerle birlikte, matematiksel olarak ortaya konulabilmelidir.

54

Whittington MA ve ark. Morphine disrupts long-range synchrony of gamma oscillations in hippocampal slices. PNAS USA 1998;95:5807. 55 Wesensten NJ and Badia P. The P300 component in sleep. Physiol Behav 1998;44:215 56 De Giorgio CM ve ark. Predictive value of P300 event-related potentials compared with EEG and somatosensory evoked potentials in non-traumatic coma. Acta Neurol Scand 1993;87:423 57 Coull JT. Neural correlates of attention and arousal: insights from electrophysiology, functional neuroimaging and psychopharmacology. Prog Neurobiol 1998;55:343 58 Jausovec N and Jausovec K. EEG activity during the performance of complex mental problems. Int J Psychophysiol 2000;36:73. 59 Travis F andWallace RK. Autonomic and EEG patterns during eyes-closed rest and transcendental meditation (TM) practice: The basis for a neural model of TM practice. Conscious Cogn 1999;8:302 60 Fletcher DJ, Raz J and Fein G. Intra-hemispheric alpha coherence decreases with increasing cognitive impairment in HIV patients, Electroencephalogr Clin Neurophysiol 1997;102:286 61 Adair RK. Constraints on biological effects of weak extremely-low-frequency electromagnetic fields. Physical Review A 1991;43:1039.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

EM bilin teorisi

14

ncelikle, EMA teorisinin dalga-mekaniksel yap#s#, klasik sinir hcresi yap#s#ndan ayr# olarak teorize edilebilmelidir. Sinir hcreleri ve onlar taraf#ndan olu$turulan manyetik alan ayn# bilgiyi ta$#mas#na kar$#n, bilginin $ekli e$it de ildir. Bu nedenle, sinir hcresinin ate$lemesinin tam tan#m#, gerek anlamda bir alan# tan#mlayabilir. Ama bir alan tan#m# geriye do ru sinir hcresi ate$lemesi tan#m#n# vermeyebilir. nk herhangi bir EMA karma$#k dalgas# birok dalgan#n st ste binmesi $eklinde olabilir (bilincin farkl# durumlar#nda) ve bu birok farkl# sinir hcresi ate$lemesinin rndr. Birden fazla sinir hcresi ayn# EMAy# olu$turursa, bu alanlar#n ayr#m# yap#lamaz. Buna ek olarak EMA'lar#n dalga mekaniksel zellikleri nedeni ile "giri$im etkisi" ortaya #kar. Giri$im etkisi hayvanlarda dikkat al#$malar#nda ne srlm$tr.62 Ancak bu etkinin genelde sinaptik ayarlamada devreye girdi i kabul edilir. Belki beynin EMAn#, bilincin bir epifenomenidir (alttaki dinamikleri yans&tan bir grng). Ancak, bunun tam tersine, beynin EMA ve bilin aras#nda bir etkile$im ve bilin zerinde ayarlay#c# etkide bulunabilir. Beyin EMA'# bilgi ta$#y#c#s# olabilir. Bizler, gnlk ya$am#m#zda ok karma$#k kodlanm#$ EMA bilgilerini televizyon ve radyolarda zerek ses ve grnt aktarabilmekteyiz. Benzer olarak, beyindeki sinirsel bilgi elektromanyetik olarak temsil edilebilir. Bu bilgi, amal# hareketler ya da zgr irade olarak kendini gsterebilir. Sinir hcreleri ve EMA aras#ndaki geri dn$l bu halka, bilincin temel elemanlar#ndan da biridir. Benlik olarak, ne yapt# #m#z ya da fark#nda oldu umuzun fark#nda olmay# bu halka sa l#yor olabilir. Sinir hcrelerinde e$durumlu ate$leme, bilginin sinir hcrelerinden EMA gei$ine imkan verebilir. Ancak buradaki nemli konu e$durum (veya EMA bykl ) de il, e$durumlu ate$leme ile bilgi aktar#m#d#r. rne in, a$#r# sinir hcresel e$durumlu ate$lemenin hastal#kl# bir rne i olan epilepsi durumunda, sinir hcresel ate$leme engellenir, EMA'n#n ieri i azal#r ve bilin (dikkat ve uyan#kl#k) kayb# olur. Kk kmeler halinde e$durumlu sinir hcreleri ate$lemeleri, EEG'de genlikte artmaya neden olur ve baz# al#$malarda "bilinli d$nme" esnas#nda da ayn# EEG bulgular#na rastlanm#$t#r.63 Johnjoe McFadden taraf#ndan EMA bilin teorisinin, bilin-beyin (zihin-beyin) probleminin nemli sorunlar#n# zd n ne srmektedir.64 Ayn# zamanda da, bilinbeyin ili$kisini anlamada bize yeni ufuklar aar. Bilincin elektromanyetik alan teorisi bizim nmzde duran ve kognitif bilimin henz yan#t vermede zorland# #, a$a #da yer alan sorulara tatmin edici yan#tlar verir. 1. Bilinli ve bilinsiz bilgi i(leme aras&ndaki fark& a&klar Bilinli ve bilinsiz bilgi i$leme aras#nda nemli farklar oldu u ne srlm$tr. Bilinli bilgi i$leme, bilinsiz olandan ay#rmak iin "yksek seviyeli" i$leme olarak adland#r#lm#$t#r. Ancak, yksek seviyeli bilinle d$k seviyeli bilin ayr#m#n#n nas#l oldu u net de ildir. Buna en s#k verilen rnek, ki$inin bildi i bir yolda otomobil srmesidir. Her gn gidilen bir yolda birok $ey olur, ama fark#nda olmay#z. Trafik #$#klar# yanar sner, vites de i$tiririz, insanlar yrr, ma aza vitrinleri de i$ir, arabada h#zlan#r#z ya da yava$lar#z... Ancak, tehlikeli bir durumla kar$#la$#rsak - yola bir ocuk atlarsa - hemen yolda ocuk oldu unun fark#nda oluruz. Daha sonra yava$lar#z ve daha bilinli bir kontrol ile ara sreriz. Ancak, hangi sinirsel yap#lar#n ara srmeyi "daha bilinli kontrol" alt#nda yapmay# sa lad# # belirsizdir. EMA teorisine gre, bilinsiz ara srme esnas#nda, duyusal ve motor sistem sinir hcresi ate$lemesi kritik bir e$ikle ara srmeyi sa lar, ama beyin bu durumda EMA'a duyarl# de ildir. Yeni ve beklenmedik bir uyaran geldi i zaman, bu bilgi sinir hcrelerinin e$durumlu ate$lemesi ile EMA'a etki ederek, bilinli fark#ndal#k dzeyine ula$#r. Bizim bilinli "niyetimiz", devinimsel sinir hcreleri zerine olan EMA'#n etkilerin deneyimlenmesidir. znel deneyimlerimiz, ancak "bilinli kararlar" arac#l# # ile olu$ur ve bilinsiz zihinsel durumlar "zihni" olu$turamaz. Her sinir hcresi ate$lemesi EMA olu$turmas#na kar$#n, her EMA olu$umu bilin zerinde etki etmez. Uyar#lm#$ potansiyellerde, bilincin ortaya #kmas# iin +250 msanye gerek duymas#, EMA'n#n yeterli genli e ula$mas#ndan sonra sinir hcresi ate$lemesini etkilemesinin dolayl# bir gstergesi olabilir. McFadden'a gre, EMA ve bilinte esas olan, EMA varl# # de il, devinimsel sinir hcrelerine EMA'#n etki ederek bilgi aktarmas#d#r. Devinimsel sinir hcrelerine ve ayn# zamanda d#$ dnyaya olan bu aktar#m oransal
62 63

Barinaga M. Listening in on the brain [news]. Science 1998;280:376. Molle M et al., Enhanced dynamic complexity in the human EEG during creative thinking. Neurosci Lett 1996;208:614. 64 MacFadden J. Conscious Electromagnetic (CEMI) Field Theory. NeuroQuantology 2007; 5(3):262-270.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

EM bilin teorisi

15

olarak d$ktr. Dolay#s# ile bilincin, devaml#l# #ndan ziyade, kesikli bilinsiz dnemlerle ayr#lm#$ olmas# sz konusudur. Bunu sa layan mekanizmalardan biri sinir hcrelerinin tmnn EMAa, belli bir e$ik alt#nda duyarl# olmamas#d#r. Ancak, birlikten kuvvet do mas# gibi, ok say#da sinir hcresi e$durumlu ate$leme yaparsa, EMA de i$ikli e neden olup, devinimsel sinir hcrelerini uyar#r ve davran#$sal de i$iklikler ya da niyetlenmeler ortaya #kar. EMA bilin teorisine gre, paralel bilinsiz sistem zerine kurulu, seri bir bilin sistem vard#r. Bilinsiz birok hareketin otomatik olarak yap#ld# # gsterilmi$tir. Gnlk ya$amdaki davran#$lar#m#z# gzledi imizde de bunu rahatl#kla grebiliriz. Bilin seri al#$#r ve bir arada birok bilinli i$lem yap#l#r. Her i$lem birok sinirsel yolda kar$#l#kl# bir uyuma gerek duyacak $ekilde (paralel) yap#larak, i$lenen bilgi tm EMAa yay#l#r. 2. Bellekte bilincin i(levi Bilinli uyan#kl#k veya dikkatin uzun sreli bellek olu$umu iin gerekli oldu u Uzun zamand#r bilinmektedir (ancak bilinsiz renmeler de mmkndr!). EMA'#n beyin (ve bilin) zerindeki etkileri ile devinimsel i$ler zerine etki yap#l#r. Sinir hcreleri EMA'dan etkilenerek, renme ile yeni ba lant#lar kurarlar. Tekrarlayan EMA etkileri ile bilinli devinimsel hareketler art#k EMA etkisinden ba #ms#z yap#l#r olur. Bu aktivite " renilir" ve "bilinsiz" yerine getirilebilir. zetle, bilinsiz olarak herhangi bir hareketi otomatik olu$turma, EMA'dan ba #ms#z sinir hcreleri a # ile yap#l#r. EMA'#n renme ve bellek zerindeki etkisini ortaya koymak zordur. 5yonize olmayan EM dalgalar#n renme zerine etkisi gsterilmi$tir. Dalgaya maruz kalan ki$ilerde reaksiyon zamanlar#nda k#salma tespit edilmi$tir.65 3. zgr rade EMA bilin teorisine gre, zgr irade, devinimsel sinir hcreleri zerine olan EMA etkisinin znel olarak deneyimlenmesidir. Farkl# olarak, bilinsiz (veya otomatik) yapt# #m#z hareketlerde bu etki yoktur. EMA etkisi, daha ok nedenseldir. Bizim isteklerimiz ve istemelerimiz (ya da EMA'#n sinir hcresi a lar# zerine olan ate$leyici etkisi) tam olarak "zgr" de ildir. nk bir fiziksel nedeni vard#r. Belirlenimcidir, ancak tam olarak otomatlar de ilizdir. nk, hareketlerimizin fark#nday#zd#r. Bizim fark#ndal# #m#z (ya da btncl EMA) bizim bilinli hareketlerimizde nedensel bir rol oynar. 4. Zihin eri#i (qualia) veya znellik Zihin ieri i/znellik, David Chalmers'#n belirtti i gibi "bilincin zor problemleri"nden biridir. Bu, ayn# zamanda, beyindeki maddenin dzenleni$inin bilin ve fark#ndal#k gibi grngsel bak#$a (qualia) nas#l neden oldu u sorusudur. Maddeci bak#$ a#s# ile, e er beynimizin silikon bir kopyas#n# yapabilseydik, bilinli ve fark#nda olabilecekti anlam#na gelir. EMA teorisine gre, bilgi hem beyindeki sinir hcreleri a #nda hem de olu$an btncl EMA'da bulunur. Herhangi bir alan, tm alanla nedensel ili$kilidir. Oysa, sinir hcrelerindeki bilgi da #n#k de ildir ve yereldir. Bu nedenle fark#ndal#k, beynin EMA'#nda yer al#r. Zihin ieri ine fark#ndal#k iin de ayn# $ey geerlidir. Bilinli olmak, EMA'#n ierdi i bilginin "fark#nda" olarak, zel ve znel bir zihin durumunu "hissetmektir". K#rm#z# rengin hissedilmesi, gzden giren k#rm#z# #$# #n beyindeki bir grup sinir hcresi zerinde etkisinin, beyin EMA'da dalgalanmalar (pertubasyon) olu$turmas# sonucudur. EMA teorisine gre, i$levsel olarak insan beynine e$it yapay robot beyinleri yap#labilir. Ancak, EMA devreye girmedike asla znel deneyimleri olmayacakt#r. 5.Ba#lant& Sorunu Maddesel olan "et beynimizin" bilinle ya da zihnimizle nas#l ba lant#l# oldu u konusu, bilincin zor problemlerinden biridir. EMA ve sinir hcresi a lar#n#n etkile$meleri, bu derin soruya zm getirir niteliktedir. Ba lant#y# sa layan EMAd#r.

65

Preece AW ve ark. Efect of a 915-MHz simulated mobile phone signal on cognitive function in man. Int J Radiat Biol 1998;75:447.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Bilinci ve beyni kopyalamak

Bilinci ve Beyni Kopyalamak


Felsefeci William Occam (1285-1349), varl klar gerekmedike o!alt lmamal d r demi ti. Bunu elbette genetik o#altma iin sylememi ti ama bu uyar&ya ra#men, 1997 y&l&nda Dolly adl& koyunun bedensel hcrelerinden yararlan&larak kuzu (kopya yavru) Dolly elde edildi. Byk tart& malara neden oldu ve arkas&ndan fare, inek, kei ve maymun kopyalamas& yap&ld&. Bunlar yap&l&rken de s&k s&k insan kopyalamas&na at&f yap&ld&. Yasal ve etik ynleri tart& &ld&. Ama, daha sonra anla &ld& ki, Dolly ikiziyle t&pat&p ayn& de#ildi ve baz& ynlerden ikiziyle farkl&l&klar gsteriyordu.1 X-Change
X-Change/De!i$im adl& film (Ynetmen: Allan Moyle, Oyuncular: Stephen Baldwin, Senaryo: Christopher Pelham, 2000) New Yorktan San Franciscoya i orta#&n&n cenazesine yeti mek iin 1 saati kalan ki inin, h&zl& seyahat iin zihin-bilin aktar&m&n& konu al&r. New Yorkta bulunan ki i, bu i i yapan bir irkete gider ve kendisinin zihin-bilincini San Franciscoya, 3000 km uza#a anla mal& bir ki iye aktar&r. Bu zihin aktar&m& yolculu#u dnyan&n en gvenli yolculu#u olmas&na ra#men, filmin kahraman& iin yle olmaz. Kendi bedeni kt i ler yapan bir konak&n&n eline geer. Filmin kahraman&n&n bedeniyle, yz grnmyle, ama katil adam&n bilinci ile cinayetler i ler. Bu arada, filmin kahraman&, geici olarak edindi#i katil bedenini koruyaca#&, yanl& amalar iin kullanmayaca#&na dair bir szle me imzalam& t&r. Tabi, yeni bedeninin ile#e kar & alerjisi oldu#u da hat&rlat&l&r ve ilek yememesi ynnde uyar&l&r. Yeni bedenin hastal&klar& ve al& kanl&klar&yla (hor kullan&lm& katil bedeni), yeni bir zihin ve bilin (kendi bilinci, zihni) bir araya gelir. Normalde sigara imedi#i halde sigara ime iste#i do#uran bir bedeni olur. Ancak, dn verdi#i kendi bedenine hi de yle davran&lmaz. Her ey beklenildi#i gibi gitmez. Bunlar da yetmez ve geriye, kendi orijinal bedenine dn zaman& geldi#inde, dn ald&#& katil olan beden sahibi ortada yoktur. Konak& olan katil, asl&nda bir beden h&rs&z&d&r. 'ine girdi#i bedenlerle, cinayet i lemekle me guldr. Beden bulunamad&#&ndan, yasalar gere#i, bedeni bulunana kadar kahraman&m&z&n zihin-bilinci geici bir sre bir robota aktar&l&r. Bu arada kendi bedenini aramaya koyulur. Ama ortada ba ka bir sorun daha vard&r. Geici olarak zihninin-bilincinin aktar&ld&#& robotlar en ok 7 saat ya ayabilmektedir. Bu sre sonunda zihin-bilin gerek bedenine geri aktar&lamazsa, zihni-bilinci ortadan geri dn msz ekilde kalkacakt&r stelik bu i i yapan irketin de ok umurunda de#ildir

Bugnlerde insan kopyalanmas&ndan s&ka bahsedilmekte ve bu bilimsel/dinsel evrelerde tart& malara neden olmaktad&r. Baz& lkelerde bu konuda yasaklar ba lam& t&r.2 Peki, bir insan beyni ve bilinci tam olarak kopyalanabilir mi? Kopyalan&rsa eski beynin bilinci ne olur?3 Yoksa iki ayn& bilinli ki i mi olacakt&r? E#er aktar&labilirse, o zaman beynin tm atomsal dizilimlerinin ortaya &kard&#& bilin, benzer elektronik yap&lar&n haz&rlanmas& bilinli olmay& sa#lamayacak m&d&r? 'nsanlardan al&nan bilinler bu elektronik yap&lara aktar&labilecek midir? Fizik ve kuantum mekani#i buna izin verir mi? Beynin sinir hcreleri, sinir hcreleri a#&ndan, daha da alt yap& olarak atomlar ve onlar&n etkile iminden kaynaklanan bir yap& oldu#u d nld#nde, beyin iin de fizik kurallar& geerli olmal&d&r. Ktle, yk ve spin gibi btn gzlenebilir i, zgn zellikleri ayn&, bu zellikleri ile birbirinden ay&rt edilemeyen parac&klara zde parac&klar denir. Sistemin fiziksel zelliklerinde hibir de#i ikli#e yol amadan birbiri ile de#i -toku edilebilen zde
1 2

Cohen P. Dollys mixture. New Scientist. 4 Sept 1999. Green RM. Your Bionic Future: I, Clone. Scientific American. September 1999. 3 Wolciech H. Zurek. Quantum cloning. Schrdingers sheep. Nature 2000;404:130-131

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Bilinci ve beyni kopyalamak

parac&klardan olu an sistemlere zde parac&k sistemi denir. Klasik fizikteki makroevrensel parac&klar (tenis toplar&, misketler) zde olsalar bile, onlar& numaralayabilir ve hareketlerini izleyerek herhangi bir anda onlar& ay&rt edebiliriz. Mikroevrensel parac&klar ise o#u durumda ay&rt edilemezler. Kuantum mekani#indeki hareket denklemi, tek bir parac&k iin de#il, gz nne al&nan tm sistem iin yaz&lan Schrdinger dalga denklemidir. Beyin anla &laca#& gibi zde parac&klardan olu maz. zde olan ve olmayan, makroevrensel ve mikroevrensel parac&klardan olu ur. Kuantum Kopyalama Atomlar&n evresindeki her elektron zde tir. Bu ilke herhangi bir proton ya da ba ka parac&klar iin de geerlidir. 'nsan beynindeki bir elektron bir tu#ladaki ile de#i tirilse, sistem bir btn olarak ncekinden farkl& olmaz. Ayn& durum, atomlar ve molekller iin de geerlidir. Bir insana zelli#ini veren ve bilinli olmas&n& sa#layan bireysel parac&klar de#il, parac&klar&n tmnn dizili inin ortaya &kard&#& biim ve etkile imlerdir. O zaman, beyni olu turan ayn& atom ve atom alt& dzeni olu turan bir kopya ile bilinleri ikileyebiliriz, istedi#imiz kadar o#altabiliriz! Ancak, Wootters ve Zurekin ortaya koydu#u kuantum mekanik hesaplamaya gre, bilinmeyen kuantum durumlar&n&n silinmesi yasakt&r. Bu kuantum mekani#inin do!rusal olmas&ndan kaynaklan&r. Bu nedenle kopyalama mmkn de#ildir.4 Kuantum i lemleri, daha nce de s&kl&kla bahsedildi#i zere, Hilbert uzay&nda tensor rnleri olarak ele al&n&r. Klonlay&c&n&n kendisi Hx, kopyalanacak girdi Ha ve bo kopya da Hb ile sembolize edilebilir. Girdi kubiti keyfi olarak

=a 0 a+b 1 a
b

eklinde yaz&l&rken, bo kubit ba lang&ta daima 0 ba lang& durumunu Q


x

eklindedir. Kopyalamay& yapacak ki i

olarak kabul eder. 'deal bir kopyalay&c& unu yapar:

Q'

Denklem 1

E#er kopyalay&c& herhangi ba lang& durumunu o#altmak isterse, a&ka temel durumu her eyiyle kopyalamal&d&r. Bunun kuantum hesaplamada anlam& udur:

b b

Q Q

x x

Q0
x

1a 0

1 a 1 b Q1

Denklem 2

Bu denklemler herhangi bir girdi durumunun, lineer (do#rusal) dn mn gsterir.

Q x a 0

Q0

+ b 1 a 1 b Q1

Denklem 3

Denklem 1 ve 3 kar &la t&r&ld&#&nda u grlr: denklemlerdeki sa# yanlardaki a ve b de#erlerinin tm e it de#ildir. Dolay&s& ile ideal ya da mkemmel klonlama olamaz. Peki, neden bilinemeyen kuantum durumunun bir kopyas&n& silemiyoruz? Kuantum iki bit sistemi (kubit, Q-bit, |0 ve |1) klasik i lemden belirgin farkl&d&r. Kubit st ste binme durumu olu turabilir yani; st ste binme, kubitin ayn& anda hem 1 hem de 0 oldu#u bir durumdur. Bu durum;|s=*|0+b|1 eklinde yaz&labilir. Burada * ve b karma &k say&lard&r ve |*|2+|b|2=1e e ittir. Kuantum C-NOT (kontroll de#il kaps&s&) kopya ve asl&n&n sadece belli durumlar&nda klasik C-NOT ile benzerlik gsterir. Klasik bir bitin (C-bit) kopyas&n&n silinmesi (asl& bulunurken bir kopyas& &karabilir ve iki ayn& kopya olur) mant&ksal olarak geri dn ldr ve termodinamik olarak bir fiyat& yoktur. 0 bitin kopyas&n& ba tan
4

Wootters WK and Zurek WH, A Single Quantum Cannot be Cloned, Nature 1982;299:802-803.

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Bilinci ve beyni kopyalamak

kurmak iin ko ullu mant&ksal i lem operatr olarak C-NOT kullan&l&r. C-NOT kap&s&, bir girdinin durumunun kontrolnden dolay& &kt&y& ters evirir. Kuantum C-NOT kap&s&, klasik e de#erine gre kuantum st ste binmeden dolay& ok yn bir kap&d&r. C-NOT belli kuantum durumlar&n&n st ste binmesine uyguland&#&nda kopyalamay& ya da silmeyi engeller. Mant&ksal durumlar&n her paras& iin |asl& ve |kopyas&n& gz nne alarak C-NOT i lemcisi: |0|0 |0|0, |0|1 |0|1 |1|0 |1|1, |1|1 |1|0 olarak yaz&labilir.5 Kubitlerin iftler halinde belirtildiklerinde, genel |s|0 durumunda, kuantum C-NOT asl&n&n bir kopyas&n& yaln&zca st ste binme olan |s, hem |0 hem de |1 oldu#u durumda olu turacakt&r. Genel |s durumunda bu C-NOT asl& ve kopyas& ile dola &kl&k olu turacak ve (*|0+b|1)|0(*|0|0+b|1|1) meydana getirecektir. Bu kopyalama, orijinalinin t&pk& kopyas& de#ildir. zellikle, |=(|0b|1) gibi tamamlay&c& asl& ve kopya durumu ile ba land&#&nda asl& silinecektir!6 Roger Penrose da ayn& gr ne srer ve orijinal durumu ortadan kald&rmadan bilincin bir kopyas&n& &karmam&za kuantum kuram&n&n izin vermedi#ini belirtir.7 nk, ilk durumu bozmadan bir kuantum durumunun kopyas&n& &karmak olanaks&zd&r. Bir elektronun spin durumunun kopyas&n& &kard&#&m&z& var sayal&m. Bunu bir kez yapabilirsek tekrar tekrar yapabiliriz. Sonuta ortaya &kan sistem, Heisenberg belirsizlik ilkesine gre; konumu ok iyi tan&mlanm& (x), ama ayn& oranda da byk bir a&sal momentumu (p) olan bir durumdur. Dolay&s& ile orijinalini yok etmeye haz&rsak, ancak o zaman bir kuantum durumunun kopyas&n& elde edebiliriz. Kuantum silme ya da kopyalama problemi, st ste binme durumunu tekrar d nmemiz gerekti#ini syler. Bilinmeyen klasik bir durum, 0 ve 1 bitlerinin farkl& alternatifleri durumunda olabilir. Bilinmeyen bir kuantum durumu ise bu alternatiflerin st ste binmesi durumunda bulunabilir. Klasik bilgiden farkl& olarak, bir kopyalama veya silinme durumunda, st ste binme durumunu biliriz. Fakat, st ste binme bilinmezse, uygun geri dn seilemez. Seilemedi#i iin de, bilinmeyen kuantum durumu llemez. Nesnel bir lm, gerekte kuantum durumunun bir kopyas&n& ieren kopya ya da kopyalama meydana getirir. Dolay&s& ile kopya veya silme iin durumu bilmeye gerek duyar&z. Durumun lmn (bu ayn& zamanda bir klondur) yapmad&ka da, kuantum durumunu bilemeyiz. O halde, Dolly nas&l kopyaland&? Dolly asl&nda tam anlam&yla bir kopya ve ayn& zamanda da kuantum nesnesi de#ildir. DNAn&n atomlar&ndan olmu olmas&, cevap olu turmaz. Burada, klasik dnya ile kuantum dnyas& fark&, Schrdingerin kedisi gibi tekrar devreye girer. DNA ift sarmal&n&n herhangi bir yerinde, hem 0 hem de 1lerden sorumlu kk molekller vard&r ve asla iki farkl& molekl, kuantum st ste binme durumlar&nda bulunmazlar. st ste binme durumu olsa bile, sistem ve evrenin etkile mesiyle (decoherance) hemen engellenir. Ayn& zamanda genetik bilgi, DNAda st ste binme durumunda kodlanmad&#&ndan gvenle kopya edilebilir. Harika kopyalama mmkn olmamakla birlikte, zaman&n en iyi ve yakla &k kopyalamas&, asl&n& ortadan kald&rmadan, silmeden olu turulabilir. Tam bir kopyalamadan (t&pk&s&n&n ayn&s&) ziyade yap&lan bir genetik ikizi olu turmakt&r. Bilindi#i zere, tek yumurta ikizleri ayn& bilin durumunda de#ildir. zetle, ilk durumunu bozmadan bir kuantum durumunun (bilinci olu turan beynin olas& tm kuantum durumlar&) kopyas&n& &karmak imkans&zd&r. Ancak, orijinalini yok etmeye haz&rsak, bir kuantum durumunun kopyas&n& elde edebiliriz. E#er bilin kuantum mekaniksel bir rnse kopyalanamaz. En az&ndan u an elimizde olan kuantum kuram& buna izin vermez.

5 6

Fuji K. A Lecture on Quantum Logic Gates. arXiv: quant- ph/ 0101054 v1 13 Jan 2001 Zurek WH. Quantum cloning. Schrdingers sheep. Nature 2000;404:130-131 7 Penrose R. Kral n Yeni Usu-II. Fizi!in Gizemi. TB$TAK yay. 1999;148.

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Bilinci ve beyni kopyalamak

Nanoteknoloji ile Bilinci Download Etmek! Bilimin uzun tarihi gz nne al&nd&#&nda, insan bedeninin mikroskobik hcrelerden olu tu#unu daha 1839 y&l&nda #rendik. Daha sonralar& geli en teknolojilerle bu hcreler grntlendi ve tipik olarak byklklerinin 10 m oldu#u tespit edildi. Ancak bilim insanlar&ndaki kar & konulamaz merak duygusu devam etti ve daha derine olan ilgi nedeni ile hcreleri olu turan daha kk organc&klar, di#er yap& elemanlar& tespit edildi. Bylece ba lang&ta mikrometre dzeyinde olan lmler nanometre (1 nanometre, nm =1 metrenin milyarda biri) dzeyine indi. Nanometreyi anlamak iin sa telinin 800 bin, insan k&rm&z& kan hcresinin ise 7000 nm bykl#nde oldu#unu hat&rlatmakta yarar vard&r. Geli en teknoloji ile art&k bir hcrenin hemen her yerinin lmlerini bilebiliyoruz. Art &k bugn bir amino asitin 0,42-0,67 nm, nkleotidlerin 0,81-0,87 nm, monosakkaritlerin boyutunun 1 nm oldu#unu biliyoruz. Buna ra#men al&nacak yol uzundur. nk insan bedeni yakla &k 100 bin farkl& molekl ierir. Bedenimizi anlamak iin, her birinin zelliklerini ve birbiri ile olan etkile imlerini ortaya koymak durumunday&z. Geli en teknolojinin t&bba yans&mas& daima ok belirgin olmu tur. Grntleme cihazlar& (tomografi, manyetik rezonans grntleme), daha iyi grntler elde etmek iin kullan&lan kontrast maddeler, cerrahilerde kullan&lan yard&mc& aralar, yapay solunum cihazlar&n&n ideale yak&n al& &r olmas& teknolojinin yans&malar&d&r. Gnmzde yeni ufuklar aaca#& d nlen nanoteknolojinin de t&bb& uygulamalara etkisi ok gemeden ba lam& t&r. Buna ek olarak da uzun dnemde gereki ya da hayal &kar&mlar yap&l&r olmu tur. Nanoteknolojinin olu turdu#u nano materyallerin t&pta kullan&lmas& biyomedikal nanoteknoloji, nanot&p, biyonanoteknoloji ya da nano-biyoteknoloji olarak yerle ik dile gemeye ba lam& t&r. Nanot&p sadece bir bilimsel alan&n ya da lkenin rn de#ildir. Birok bilimsel disiplinin, matematik, mhendislik, biyoloji, kimya ve fizi#in bir arada al& mas&n&n rnleridir. Nanot&p a&s&ndan bak&ld&#&nda, nano-biyoteknoloji henz ocukluk a#&nda ve hatta belki yeni do#an dneminde bir bilimdir. Biyolojik materyallerle nanomateryellar aras&nda s&k& bir benzerlik olmas& her ikisinin bir birinin yerini tutabilece#i d ncesini do#urmu tur. rne#in, kendi kendini dzenleyen DNA bir e it nanotp sper molekler yap&d&r ve nanotplere yap&sal olarak birok benzerli#i vard&r. Ancak, bu benzerlik daha ok yap&sald&r ve i levsel olarak ayn& zellikleri elde etmekten ok uzaktay&z. Dolay&s& ile her yap&sal benzerli#i i levsel benzerlik olarak yorumlamamak gerekir. Nanomateryaller, ad&n&n da a#r& t&rd&#& gibi nano lektedirler. Bu materyaller tek boyutlu (ince bir film tabakas& gibi), iki boyutlu (nanotpler ve teller) ve boyutlu (nanoparac&klar ve kreler) olarak yap&labilirler. Biyomimetikler, bedendeki bir doku, hcre yap&s& ya da paras&n&n benzerinin nanoteknoloji ile yap&l&p, onun yerine kullan&lmas&d&r. Nanoteknoloji ile sadece mhendislik k&sm& yap&lmas&na kar &n, devreye giren nano-biyoteknoloji ile de i levsel olarak da ayn& grevi yapmas& sa#lan&r. Son zamanlarda zerinde al& &lan yapay kan bunlardan biridir. Yapay kan hcreleri henz teorik olarak vard&r ve respirosit (respirocyte) olarak isimlendirilmi lerdir. Respirositler 1 mikron ap&nda k egen yap&lard&r ve normal k&rm&z& kan hcrelerinden 236 kez daha fazla oksijeni dokulara ta &rlar. Yap& olarak 18 milyar atomdan olu urlar. Atomlar&n dizilimi elmastaki gibi tabakal&d&r ve atomlar da genelde karbon atomlar&d&r. Bu yap&s& ile 9 milyar oksijen ve karbondioksit molekl ta &r. %50si respirositten olu an 5 ml s&v&n&n ta &yaca#& oksijen ve karbondioksit, bedenimizde bulunan 5500 ml kan&n ta &d&#& ile e de#erdir. Kan&m&z&n bir litresini e#er respirositlerle de#i tirecek olsak, ta &d&#& oksijenin ok fazla olmas& nedeni ile nefes al&p veremeden yakla &k 4 saat solu#umuzu tutabiliriz. Respirositler normal kan ihtiyac&n&n oldu#u her durumda kullan&labilece#i gibi, uzun dnemli insan dondurma durumlar&nda (cryonics) damar ii s&v& ve kan& de#i tirmede de kullan&labilirler. Btn bunlara ek olarak insano#lunun esas istedi#i uzun ya amak ve belki de lmszl#e ula makt&r. Nano-biyoteknoloji ile ya lanan ve eskiyen organ ve dokular&m&z&n yerini yapay olarak yap&lm& yenileri almaya ba layacaksa, lmszlk ok uzak de#il demektir. Yap&lan nano-biyoteknolojik bu yap&lar zaman&n nne set ekebilir.

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Bilinci ve beyni kopyalamak

ekil. Sinir hcrelerinde bulunan mikrotbllerin ayr nt l yap s . stte !ematik (C-D), altta gerek elektron mikroskobik grntler (A-B). Her mikrotbl 25 nanometre ap ndad r ve tblin denilen daha alt parac klar n uzunlamas na dizildi"i, 13 zincirden olu!ur. Uzunlu"unca tipik bir nano tp and r r. Bunlar bilincimizin do"du"u yerler ise nanoteknoloji bilinli makineler olu!mas iin at lan ilk ad mlard r.

E#er lmszlk bir gn gerek olacak ise, bunun alt yap&s& nano-biyoteknoloji ile at&lacakt&r. O zaman ki ilerin zihin-bilin, duygu durum ve tm ki ilik zellikleri, nanobiyoteknolojik yap&lara yklenebilir (download) hale gelecektir. Bylece ya lanan bedenlerdeki tm ki ilik zellikleri yeni bir nano-biyolojik bedene aktar&labilir. Bunu yapmak iin hi ilgisiz bir alandan veriler gelmeye ba lad& bile. Roger Penrose ve Stuart Hameroffa gre insanda bilincin ortaya &kt&#& yer sinir hcreleri iindeki bu nanotp yap&s&ndaki mikrotbllerdir (geleneksel anlay& a gre sinir hcrelerinin olu turdu#u a# yap&s&). Bu yap&lar hcresel iskelet olarak adland&r&l&r. 'i bo silindir eklindeki bu nanotpler 25 nm ap&ndad&r ve uzunluklar& ok farkl& olabilir. Her mikrotbl, d& k&sm& su taraf&ndan izole edilen bir nanotpe benzer. Uzunlamas&na dzenlenmi 13 ipliksel yap&n&n bir araya gelmesiyle olu ur. Her ipliksel yap& da tblin dimeri denilen daha alt nanometrik yap&lardan olu ur. Her tblin 8 nmdir ve birbirinden ok az fark& olan 4 nmlik alfa ve beta yap&s&ndan meydana gelir. Penrose ve Hameroffa gre bu nano tplerin zerinde bulunan tblin denen kk yap&lar kuantum nesnel indirgenme veya bir e it kuantum bilgi i leme/hesaplama ile bilinci do#ururlar. Yani bizi bilinli yaparlar. Geli en nanobiyoteknoloji ile bu tpklerin benzerlerini yapabiliriz. O zaman nano-biyoteknoloji yard&m& ile bunlar&n kullan&lmas& ile yap&labilecek bilinli makineler ve hatta download edebilece#imiz zihinler ya da bilinler ok uzakta say&lmaz. Ancak nano-biyoteknoloji ara t&rmalar&nda Tanr&y& oynarken dikkatli olmal&y&z. Kendimizi kaybedebiliriz!

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Be inci boyut: bilin

Zaman# lmeye kalkarsan#z onu lsz ve llemeyen olarak bulursunuz. Zaman# #rmak yapar ve ba #nda oturup ak# #n# seyrederiz. Halil Cibran Dn hat#ra, yar#n hayal, bugn ne? $ki renk aras# bir izgicik pay. N.F. K sakrek Kendi tecrbelerimizin yaratt#'# srekli var olu ta ya #yoruz. Kendi ba #na zaman yoktur. Lucretius, M 95

4. Boyut Zaman ve 5. Boyut Bilin ile $li kisi


Evrenin do'um sanc#s# 13,7 milyar y#l kadar nce, byk patlama ile ba lad#'#nda, zaman da ortaya #kt#. Zaman#n byk patlama ile ba lamad#'#n# ne srenler de vard#r. Ilya Prigigone ve Stephen Hawkinge gre byk patlamadan nce zaman#n olmad#'# konusunda bir yorumda bulunamay#z. Hatta Prigigonea gre patlamadan nce de olas#l#kla zaman vard#r ve byk patlama bu zaman iinde olu mu tur. Modern bilimden nce de benzer ifadeler kullan#lm# t#r. Augustine (MS 354-430) Evrenin zamanda de'il, ama zamanla e zamanl# olarak yarat#ld#'#n# yazar ve Zaman, aynen bir #rmak gibi olu an olaylardan yap#lm# t#r ve ak#nt#s# gldr; bir eyin grnmesiyle srklenmesi birdir der. Thomas Aquinas zaman#, nce ve sonra iinde olan hareket ve art ardal#klar#n say#lmas#, llmesidir diye tan#mlar ve zaman# yarat#l# la ba latarak, ba lang#c# oldu'unu sylemekle zaman#n sonu oldu'unu dile getirir.1 Genel grelilik, uzay-zaman olu turmak zere, zaman boyutunu uzay#n boyutu ile birle tirir. Bu kuram, uzaydaki madde ve enerji da'#l#m#n#n, uzay-zaman# bkt'n, bu nedenle uzay-zaman#n dz olmad#'#n# syler ve ktle ekim etkisini de iine al#r. Uzay ve zaman ayr#lmaz bir btn oldu'undan, byk patlamadan hemen sonra uzay#n olu umu ile beraberinde zaman da ortaya #km# oldu. Gemi e do'ru bak#ld#'#nda ve gidildi'inde madde yo'unlu'un sonsuz oldu'u tekilli'e gidilir ve zaman kaybolur. Augustine, Tanr#n#n yarat#l# tan nce ne yapt#'# soruldu'unda, yan#t olarak zaman n kendisinin Tanr n n yarat l ! n n bir paras olarak olu!tu$unu, bu nedenle basite nce olmad $ n belirtir. Baz#lar# ise i!ine fazla kar !anlar iin cehennemi haz rl yordu ifadesini ona mal ederler. Neden ve etki, zamana ait kavramlard#r ve zaman#n var olmad#'# durumda uygulanamazlar. Zaman daima, sebep olunmu olan eyden nce var olmal#d#r.2 Evren var olmasa da, var olaca'# kabul edilen zaman#n sonu ve ba lang#c# yoktur. izgisel ve srekli bir niteli'i vard#r. Zaman#n byk patlamayla ba lad#'# bir speklasyondur ve byk patlaman#n zaman#n de'il, evrenin ba lang# noktas# oldu'u, ncesinde olan karars#zl#k ortam#nda zaman diye bir kavram#n olamayaca'# ne srlr. O dnemde zaman olsun ya da olmas#n, bilinli bir beyin olmad#'#ndan, belki zaman alg#s# nemli de'ildi. Bilinli bir insan beyninin ortaya #k# # ile birlikte zaman#n gerekten var oldu'u hissedildi. Uzay ve zaman, btn fiziksel olaylar#n ortak sahnesidir. Olaylar bir zaman ve uzay koordinat#yla sembolize edilerek zmlenirler. Yani evren, geometrik yap#dan ziyade uzay-zamansal yani kronogeometrikdir. Bu nedenle, zaman uzaydan farkl# olarak ele al#namaz. Sadece zaman ya da uzay ifadesinden ziyade uzay-zamandan bahsetmek gerekir. Bu hem fizik hem de beyin iin geerlidir. Zaman geni leyebilir, bklebilir, durabilir. Bunlar# uzayla ili kisiyle olu turur. Uzay-zaman#n kar #l#kl# ili kisine bak#ld#'#nda, zaman#n her saniyesi, uzay#n 180 bin mili de'erindedir.
1 2

en AK. Ortaa' Felsefesinde Zaman Kavram#. Felsefe Dnyas# Dergisi 1996;20: 78-79. Davies P. Tanr # ve Yeni Fizik. $m yay#nlar #, 1995:61;94;96

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Be inci boyut: bilin

Stephen Hawking ise de'i ik zaman okunun varl#'#ndan bahseder;3 1. Termodinamik; entropinin artt#'# zaman yn, 2. Psikolojik; bizim zaman#n geti'ini hissetti'imiz yn, 3. Kozmik; evrende srekli artan zaman oku. Ancak, grelilik teorisine gre, zaman ki iden ki iye farkl# olabilir. $ki eyin ayn# anda oldu'unu d nyorsan#z, bu sizin kan#n#zd#r; ba ka birisi olaylardan birinin di'erinden nce oldu'u sonucunu #karabilir. Bu nedenle, ayn anda olma durumu, znel bir izlenimdir. Evrensel olarak, imdiki zaman kavram# yoktur. $nsan beyninin imdiki konumu ile bir anlam ifade edebilirlerse de, evrendeki her yere bu imdi uygulanamaz. 'kizler paradoksu zaman#n hem nesnel hem de znel olarak nas#l farkl# ak# gsterdi'ini anlamak a#s#ndan ilgintir. Yksek h#zlarda giderken sadece saatler yava lamaz, ayn# zamanda canl# ya da cans#z tm sreler # #k h#z#na yakla #ld#'#nda yava lar. Yani kalbimiz ve biyolojik saatlerimiz de yava lar. Bir ikizimiz oldu'unu ve onu # #k h#z#na yak#n h#zda uzay#n derinliklerine seyahate gnderdi'imizi d nelim. Geri dnd'nde karde inden daha gen olacakt#r. Sahip oldu'u tm saatler (kalp at#mlar#, kan dola #m#, beyin dalgalar#...) dnyadaki gzlemci karde ine gre gezi s#ras#nda yava lam# gzkecek, fakat geziye #kan ki i hibir ola'an st durum hissetmeyecektir. Ancak, dnyaya dnd'nde ikizinin kendinden daha fazla ya land#'#n# grecektir. I #k h#z#n#n %80i h#z#nda hareket eden bir parac#k, yava hareket eden ikiz karde ine gre 1,7 kat daha uzun ya ar. I #k h#z#n#n %99u kadar h#zda hareket eden parac#k ise, di'erlerinden yakla #k 7 kat daha uzun ya amda kal#r. Ancak, burada parac#klar#n isel mr srelerinde bir de'i me olmaz. Parac#k a#s#ndan bak#lacak olursa, sahip oldu'u mr sresi yine ayn# olacakt#r. Ama d# sal gzlemci, parac#'#n isel saatinin yava lad#'#n# ve mrnn uzad#'#n# tespit eder.
!ekil. $kizler paradoksu hem nesnel hem de znel zaman#n farkl# akt#'#n#n bir gstergesidir. Hareket halindeki gzlemci ile hareket halinde olmayan ki i aras#nda da zaman genle mesi ortaya #kar. A ve B gzlemcisi d nelim. A hareketsiz ve B hareket halinde ise, B taraf#ndan llen to zaman aral#'#nda ve A gzlemcisine gre

1 - v2 2 t = t0 2 c
kadar zaman fark# olu ur. Burada t0 ba lang#taki ortak zaman, c # #k h#z#, t # #k h#z#na yak#n seyredilen h#zda olu an zaman fark#d#r. Seyahate giden ikizi (solda-h#zl#) # #k h#z#n#n %75i ile seyahat edip 37. ya gnnde dnyaya geri dnse karde ini 57 ya #nda bulur (sa'da- dnyada kalanda ya lanma).

Bilin ve Zaman Gnlk hayat#m#zda, d ncelerimiz ve eylemlerimiz byk oranda zaman alg#s#na ba'#ml#d#r. Hayat#m#z# olu turan olaylar dizisini bir s#raya sahipmi gibi hissederiz. Do'ar#z; bebeklik, ocukluk, eri kinlik ve ya l#l#k dnemi ya ar#z. Bu ak# ynnden
3

Hawking S. A Brief History of Time, s:145

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Be inci boyut: bilin

dolay# do'rusal bir zaman ya ad#'#m#z gibi mant#kl# bir sonuca ula #r#z. Zaman#n okunu ruhsal yap#m#zda hissederiz. evremizdeki nesne ve olaylar# bir dzene sokmak iin uzay ve zaman tasar#mlar#m#z do'an#n anla #lmas#nda hayati neme sahiptir. Bir birey olmak ve benlikten bahsedebilmek iin ya ant#n#n sreklili'i artt#r. Sreklilik, d ncelerimizi olu turur ya da tersi. Bu zaman cetveli, ki iden ki iye de'i ir ve sreklilik zaman#n var olmas#d#r. D ncelerimiz ise d nen ve bilinli bir beynin varl#'#n# gerektirir. Yani, bilinli bir insan beyninin varl#'#, bir lde zaman#n ve di'er boyutlar#n varl#'#n# anlaml# hale getirir. Di'erlerinin yan#nda olmazsa olmaz gibi durur. Baz#lar#n#n iddia etti'i gibi zaman 5. boyutu olu turur.

Doktorlar her gn hastalarla konu urken onlar#n yklerini, u ana kadar olan gemi olaylar#, o an muayene bulgular#na bakarak imdiyi de'erlendirir ve gelece'e ynelik n tahmin ve n tan#lara var#r. Hastan#n durumu bir bak#ma uzay-zaman ili kisi iinde de'erlendirilir. Zamana uyumun bozuklu'u baz# hastal#klarda s#k olarak kar #m#za #kar ve nrolojik grelilik olarak de'erlendirilebilir. Bilinli varl#klarda, uzay-zaman#n var olmas# byk oranda sinir sistemi ve beynin alg#lamas#na ba'l#d#r. William Goddynin deyi iyle; Beyin uzay ve zaman#n e itli'i iin bir organ olarak grlebilir, bu nedenle uzay-zaman#n var olu u iin esas mekanizma sinir sistemidir.4 Carl Jung da bu ili kiden bahseder: Psi ik varl#'#m#z#n en az#ndan bir paras#n#n, uzay ve zaman#n grelili'i taraf#ndan tan#mland#'# d ncesindeyim. Ryalar#m#zda zamans#zl#k ya ar#z. Oysa, ayn# ryan#n gerek dnyada gerekle mesi birka saati al#r. Uyku esnas#nda hem gemi e hem gelece'e eri memize izin veren zamans#zl#k ve mekans#zl#'# deneyimleriz. Uykuya, zaman# ve uzay# yan#m#za almadan gireriz. Hem zaman# hem de uzay# tam olarak beynimizin d# #nda b#rak#r#z. Uyand#'#m#zda ise gnlk zaman ak# # iine gireriz ve ryam#z# bu zaman ak# # iinde bir noktaya yerle tiririz. Ama, grd'mz rya, gnlk zaman ak# # iinde bir blgede s#k# t#r#lm# bir ryad#r. nk ieri'ini, normal gnlk ya amda deneyimlemek saatler ya da gnler alabilir. Zaman ve bilin aras#ndaki en nemli ili ki, zaman#n ne lde bilinli yarat#klar#n varl#'#na ba'l# oldu'udur. Birinin imdi sznden bahsetmesi, olay#n ki inin bilincinin u andaki durumuyla ya da bu szn sylendi'i an ile e zamanl# oldu'unu belirtmek anlam#na gelir. Bylece, bilinli varl#klar#n yoklu'unda gemi , imdiki ve gelecek zaman kavram# yoktur. Zaman alg#s# her zaman ya anan zaman# kapsar. Ki i gemi e dnp ya da gelece'e gidip, ya anm# ya da ya anacak olaylar#n zaman# alg#lanamaz.

Handbook of Clinical Neurorology. Ed. PJ Winken, GW Bruyn. Disorders of Higher Nervous System Activity. Chapter: William Goddy. Disorders of the time sense. Vol:3. North-Holland Pub Co. 1969;229-250.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Be inci boyut: bilin

Farkl# ruhsal durumlar alt#nda zaman ak# # farkl# alg#lanabilir. Ki inin yapmaya istekli olmad#'# i , gerekte oldu'undan daha uzun sreli alg#lanabilir. Einstein#n deyimi ile k#zg#n bir soban#n stnde geen iki dakika ile sevgilinin yan#nda geen iki saat ayn# de'ildir. Uyan#kl#k durumuna gre, uyku ve anestezi alt#nda zaman daha k#sa alg#lan#r. Uyaranlar#n azalmas# durumunda ya anan olaylardaki de'i iklik dzeyi son derece d k oldu'undan, zaman duygusu ve alg#s# bask#lan#r. Yani, zaman ak# # alg#s# h#z# tam olarak zneldir. Do'rusal zaman, ya am#m#z#n byk bir blmn kapsad#'# iin, zaman#n ba ka biimde var olaca'#n# kavramak olduka gtr.5 Zaman ak# #n# hissetmek bilinli fark#ndal#'#n sonucudur. Normal bilin biiminde zaman do'rusald#r. Zaman asl#nda do'rusal akmaz. $inde dura'an olaylar#n yerle ti'i, sabit bir uzay zamana sahibiz. Alg#lar#m#zdan dolay# zaman# akar alg#lar#z. Akan sadece bizim d ncelerimiz ve bilincimizdir. S#ralama, znelli'imizle zorla kabul etti'imiz bir eydir.6 Bu ak# zihnin varl#'#na ba'l#d#r. Btn gnlk d ncelerimiz, umutlar#m#z, korkular#m#z, inanlar#m#z imdi ve gelecek zerinde ekillenir. Bilinli duyular#m#zdan belki de en nemlisi, zaman#n ilerleyi ini duyumsayarak, u an, gemi ve gelecek beklentimizin olmas#d#r.7,8 Gemi e ait bilgimiz daha nceki deneyimlerimizi imgelememizden kaynaklan#r ve gemi e ait bu imgeler, gemi bir ya amda u an# olu turan beynimize kay#tlanm# imgelerdir. *u an# ya ayarak olu tururuz ve onu gemi dedi'imiz dosyalaraan#lar#m#za kaydederiz. *imdiki zaman#, geip giden zaman olarak srekli ya ar#z. Yani, hep imdi iindeyizdir. Geen her anla imdi, gemi olur ve gelecekle yer de'i tirir. Gemi i, imdiyi ve gelece'i ierir ve birbirini izleyen olaylar#n ard# #kl#'#ndan olu ur. Gemi$ Gemi , gelecek ve u an#n kal#nt#lar#d#r. Zaman, imdiki zaman olarak ak#p gider ve bu ak#p gitmi li'e gemi deriz. Gemi zaman dedi'imizde, hakk#nda bir ey bildi'imiz ve bilebilece'imiz olaylar# d nrz. Gemi in ve beraberinde zaman#n varl#'# tamamen belle'imize ba'l#d#r. Bir anda tm belle'imizin silindi'ini d nrsek gemi imiz ve gemi zaman kavram# da ortadan kalkar. Gemi imiz ve deneyimlerimizin ortadan kalkmas#yla ben olma duygumuzu kaybederiz. Gemi in bir yerlerde oldu'unu srekli olarak duyumsar#z. Ama bu duyumsama yle gldr ki, gelece'in de bir yerlerde var oldu'unu d ndrterek, bizde kader inanc# olu turur. Zaman#n gemi e ak# # tamamen zihindedir. E'er, anlar#m#z# ard# #k deneyimlerle kaydetmemi olsayd#k, bir zaman ak# #ndan bahsedemeyecektik. *u anki ya #m#zda oldu'umuzu d nemeyecektik. Gemi , gemi tir ve art#k onun zerinde bir etki olu turamay#z. Uzak ve yak#n gemi birbirinden farkl#d#r. Her ikisi, yapt#klar#m#z ve seimlerimizi nedensel a#dan ayn# derecede etkilemez. Yak#n gemi , uzak gemi in yapamayaca'# kadar zorlay#c# tesir olu turur. !imdi Gerekli'in u anki an#d#r. Yani, eski dilde lahzad#r. Asl#nda imdi ok kk bir zamand#r. Beynimizin anl#k fark#ndal#'#d#r. Evrensel bir imdi yoktur. *u an bu sat#rlar# okurken Gne te neler oluyor derken, d ncelerimizdeki imdiki zamanla, Gne te olan olaylar e zamanl#d#r. Ama e'er benim imdiki zaman#mda Gne patlamayla yok olsayd#, Gne in imdisiyle benim imdim alg#sal olarak, benim imdimden 8 dakika sonra ortaya #kacakt#. Ya da daha uzak Andromeda galaksisindeki bir patlamay# u an d nm olsayd#m, bundan drt y#l sonra haberim olacakt#. Oysa, ben onun yok oldu'unu grd'mde o zaten drt y#l nce yok olmu tu. *imdi, gelece'e do'ru ilerleyebilir, ama gelecek de geriye do'ru, imdiye akabilir. *imdi bazen ok yava layarak, gelece'e ak# # a'#r ekim haline sokar ya da gelece'in imdiye ula mas#n#n nnde diren olu turur. rne'in, ok ac# ekerken ya ad#'#m#z imdi alg#lamas#n# d nn. Bir de sevgilinin yan#ndayken ya ad#'#m#z imdi alg#s#n# ve gelece'in imdiye do'ru akmas#n#. *imdileri k#sa sreli belleklerimizde kaydederek,
5 6 7 8

Ornstein RE. Yeni Bir Psikoloji. $nsan Yay. $st. 1990. Penrose R. Kral#n Yeni Usu, Fizi' in Gizemi. TB$TAK yay. 1999. Cook JE. Correlated activity in the CNS: A role on every time scale? Trends Neurosci 1991;14:397 Brown JW. Psychology of time awareness. Brain Cognit 1990;14:144-164.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Be inci boyut: bilin

daha sonraki imdiler geldi'inde onlar# uzun sreli belleklerimize aktararak gemi i olu tururuz. D ncelerimiz ve var olan benimiz, byk oranda kaydetti'imiz gemi lerimizle var olan imdilerimizle olu ur. Gelecek *imdiye kadar herhangi bir ekle girmemi zamand#r. Onu de'i tirebilece'imizi ve etkileyebilece'imizi d nrz. Ama ondan bahsederken bile imdiye dahil olur ve gemi e do'ru yolculu'una devam eder. Gelecek, gemi ve u anla bir aradad#r. Yar#n gelir ve bugn olarak adland#r#l#r. Bugn de dn halini al#r. Gelecek, imdi iinde ekillenerek, beynimizdeki sinir hcresi a'lar#nda deneyim olarak kaydedilir, gemi e b#rak#l#r. *u anki isel durumlar#m#z, beklentilerimiz ve haz#rl#klar#m#zla gelecek zaman#n nas#l olaca'#n# k#smen tahmin edebiliriz. Ama, benim gelece'im, ba kas#n#n gemi i olabilir. T#pk# Andromedada olan bir patlamay# drt y#l sonra alg#lamak gibi. Gelecek nceden bilinmez olmas#na ra'men, kurallar# olan sistemlerde gelecek durumlarla ilgili sa'l#kl# #kar#mlar yap#labilir. rne'in, gezegenimiz, Ay ve Gne , ba lang#ta belirlenen fizik kurallar# gere'ince, belli bir h#z ve yne do'ru hareket ederler. Biz bu hareketlerin kurallar#n# tespit ederek gelecekte (ve gemi te) olabilecekleri durumu nceden bilebiliriz. Bu belli llerde evrenin belirlenimci olmas#ndan kaynaklan#r. Kronobiyoloji Bilinli alg#lama ve zaman aras#ndaki ili ki 1920lerde sinirbilimciler taraf#ndan literatrde i lenmeye ba land#. Bilginin zaman ak# # iine yerle tirme yetene'i bilincin olu umu iin bir n ihtiya olarak grld. Zaman alg#s#nda de'i ikliklerin ortaya #kt#'# farkl# beyin hastal#klar#nda gzlenmi ti. A. Gruenbaum (1929), bir hastas#nda 30 y#l#n 3 y#la s#k# t#r#ld#'#, ancak olaylar#n ard# #kl#'#n#n bozulma gstermedi'ini tespit etti. Sadece normal zamanla kar #la t#r#ld#'#nda, kronoloji 10 kat azalm# t#. Yine 1932deki bir makalede E. Grnthal bir hastan#n zaman alg#s#n# hissetmedi'ini ve saate bakmadan zaman# bilemedi'ini bildirdi. Bu olgular#n baz#lar#nda parietal korteks etkilenmi ken, baz#lar#nda beynin trafo merkezi olan talamus hasarlar# neden olarak grnyordu. Hastalar#n gn ya da y#l# bilmesi imkns#zd#. Bu durum chronotaxis olarak adland#r#lm# t#.9 Yine o dnemlerde, a #r# alkol kullan#m#na ba'l# beyni yozla m# Korsakoff hastalar#ndan elde edilen bilgilerle, hastalar#n zaman#n paralar#na sahip oldu'u ve olaylar# do'ru olarak zamansal s#ralayamad#klar# ortaya konuldu. Oysa, bu hastalar uyan#k ve evrelerinin tam olarak fark#ndayd#lar. $nsanlarda biyolojik ve mekanik farkl# zamansal lmler vard#r. Henri Bergson, d# #m#zdaki fiziksel zaman ile isel zaman hissimiz aras#nda fark oldu'unu erken fark edenlerdendir (1889). $sel saatimiz saatlerin lt'nden farkl#d#r. Bergson bunu dur olarak adland#r#r ve imdi, imdiki zaman#n zde'eridir (eigenvalue). lkelerin kulland#'#, gnlk aktivitelerin uyum iinde yap#lmas#n# amalayan ve kolumuzdaki saatle temsil edilen bir saat ve ki isel olarak iimizde bulunan isel saat ya da biyolojik saatimiz vard#r. lke zaman# (Z), di'er zamanlar#n de'erlendirimi iin referans olarak al#n#r ve dzenlidir. Ki isel zaman (KZ) ya da biyolojik isel saatimiz ise o kadar dzenli de'ildir. Gnlk kaymalar gsterir ve ki iden ki iye de farkl# olabilir. Bundan dolay# Zna gerek duyulur.10 Bedenlerimizde ritmik olarak al# an sinir sistemine ait ve sinir sistemi d# # birok olay vard#r. Sinir sistemi ba l# ba #na bir saat olarak al# #r. Bunu en basitinden aksiyon potansiyelinin hep ya da hi prensibine gre al# mas# ve uyar#lamaz bir dnem iermesiyle rnekleyebiliriz. Bunun yan#nda hareketsel ve duyusal i lemler tamamen zaman boyutunda i lenerek ili kilendirilir ve iimizdeki saatin tik-taklar# ile olu an, 25 saatlik gnlk ritmimiz buna gzel bir rnek te kil eder. Ancak, bu ritim her gn yakla #k bir saat ileri kayar. $sel saatin 25 saati ile lkesel 24 saat birbirine yak#n olmas#na kar #n, bu yak#nl#k bazen ileri derecede kaymalar gsterebilir. Bu kaymalar de'i ik ekillerde olabilir: 1. KZ ve Znin her ikisinde de bozulmalar olu abilir (koma durumunda)
9

Markowitsch HJ. Cerebral bases of consciousness: A historical view. Neuropsychologica 1995;33:1181-1192. Handbook of Clinical Neurorology. Ed. PJ Winken, GW Bruyn. Disorders of Higher Nervous System Activity. Chapter: William Goddy. Disorders of the time sense. Vol: 3. North-Holland Pub Co. 1969;229-250.
10

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Be inci boyut: bilin

2. Znin fark#nda olunmaz, KZ normal kal#r 3. Z h#zl# akar ama KZnin yava ya da dura'an oldu'u hissedilir (ileri bunama durumlar#nda) 4. KZ yava akar ve Z belirgin olarak yava /dura'an kal#r (depresyon durumunda) 5. KZ h#zl# geer ve Z yava /dura'an akar (bunama durumlar#nda) 6. KZ yava akt#'#n# hisseder ve Zda yava akar (depresyon, Parkinson hastal#'#). A #r# ne e hali ve bu durumun hastal#kl# hali olan manik atak durumlar#nda, uykuda, mutluluk anlar#nda ve cinsel ili ki esnas#nda KZ h#zl#d#r. Bu durumda, Z yava lam# hissedilir. Hibernasyon, yorgunluk, kendini iyi hissetmeme durumlar#, a'r#, korku ya da tiroit bezinin az al# mas# (hipotiroidi) durumlar#nda ise davran# larda ve ki isel zaman ak# #nda belirgin yava lama ortaya #kar. KZ daha yava akar. Bu nedenle KZ, Zye e ittir veya Z daha h#zl# akar. Bunamada (demans) ise KZ ve Z de'i ebilir. Yokluk (absans) ve tm bedeni etkileyen byk sara nbetleri, hem KZ hem de Z hakk#ndaki fark#ndal#'# ortadan kald#r#r. Uyku felci denilen durumda adeta zaman durur. Bu esnada ki i ne konu abilir, ne hareket edebilir, ne de #'l#k atabilir. Ki i, bilinci yerinde olmas#na kar #n bir trl hareket edemez ve tam bir fel hali vard#r. Korku ile birlikte zaman durur... Kendine geldi'inde sanki saatler gemi tir. Ama geen 30-50 saniyedir. Bellek kayb# olan amnezide ise, ki isel ve lke zaman# hissi ve bellek kaybolur. *izofrenide zamansal kar# #kl#k ve zamanda s#k# ma ortaya #kar. Bu durumlarda pozitif ya da negatif ynde KZ ile Z aras#nda farkl#l#klar grlr. Baz# hastal#klar ise, y#l#n belli dnemlerinde ve hatta belli saatlerinde ortaya #karlar. Klein-Levin sendromu (a #r# uyuma, a #r# yeme ve a #r# seksel d nceler ile seyreden bir hastal#k), gndz uyku ataklar# ile seyreden narkolepsi, kme ba a'r#s#n#n isel biyolojik saat bozuklu'undan kaynaklan#r. Kme ba a'r#l# hastalar#n o'unlu'unda, y#lda bir veya iki kme devri vard#r. Her biri bir- ay aras#nda srer. Kme devirlerinde s#kl#kla, kesin bir y#ll#k 24 saatlik dngsel ritim grlr. Bazen a'r# neredeyse gnn belli saatlerinde, rne'in gece 22:00de veya sabah 09:15te ortaya #kar. Genelde a'r# dnemleri y#l#n ayn# aylar#nda-mevsimlerinde ortaya #kar. *izofreni hastalar#nda genelde imdiki zamanda uzama ve geni leme hissi olurken (zaman#n durmas# gibi), nevrotik durumlarda zaman#n yap#s#n#n sa'lam kalmas#na kar #n, yaln#zca gemi ya da gelecek zerine a #r# bir odaklanma olu ur. Gemi zerine a #r# odaklanma genellikle sululuk duygular# ile birlikteyken, a'#r depresyonda gelece'in btnyle yitmesi grlr. Mani hastalar#nda ise daha ok gemi in kayb# olur ve zaman oldu'undan h#zl# akar. Zaman Alg s n n Sinirsel Temeli Zaman alg#s# beynin birok alan#n# ilgilendirir. Olaylar#n ard# #k s#raland#'# bellek k#sm#, karar vermelerin yap#ld#'# nbeyin (prefrontal) blgesi, olaylar#n ard# #k yap#lmas#n# sa'layan beyincik Beyni at#'#m#zda iinde do'rudan bir saat bulamay#z. Hepsi bir btn halinde al# an ilgili beyin alanlar#, d# dnyan#n dngleri yard#m#yla da kendi isel zamanlar#nda ince ayarlar yaparlar. Son y#llarda yap#lan al# malarda, al#n ve parietal lob, beyincik ve derin beyin yap#lar#n#n (bazal ganglion) zaman alg#s# iin nemli oldu'u tespit edilmi tir. Derin beyin ekirdekleri ve beyincik ard# #k zamansal birimleri kodlamas#na kar #n, nbeyin ve parietal lob al# an bellekte znel zaman#n sreklili'i ile dikkati srdrmeyi sa'lar. nbeyin zaman#n alg#lanmas#na ek olarak, zaman aral#klar#n#n kar #la t#r#lmas#n# da sa'lar.11 Baz# al# mac#larca, al# an belle'in drdnc boyutu olarak da kabul edilir.12 Literatrde zaman aral#klar#n#n alg#lanmas# ve de'erlendirmesinin bozuldu'u beyin hasar# olan vakalar bildirilmi tir. Genellikle bu hastalarda sa' beyin yar#kresinde, nbeyin blgesinin arka k#sm#nda (dorsolateral prefrontal, alan BA 46/9) hasarlar tespit edilmi tir.13 Bu blge beyincik, derin beyin

11

Mangels JA, Ivry RB, Shimuzu N. Dissociable contributions of the prefrontal and neocerebellar cortex to time perception. Cogn Brain Res 1998; 7:15-39. 12 Harrington DL et al. Cortical networking underlying mechanism of time perception. J Neurosci 1998;18:1085-1095. 13 Koch G et al. Selective deficit of the time perception in a patient with right prefrontal cortex lesion. Neurology 2002;59:1658-1659.

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Be inci boyut: bilin

yap#lar#ndan s#k# ba'lant#lar al#r. Ancak, zaman alg#lamadaki bozulman#n, bu blgenin saat gibi al# mas#ndan ziyade, dikkat vermedeki zay#flama ile ili kili olabilir. nbeyin kabu'u ba'lant#s# olan medial talamusta meydana gelen bir hasar, ayn# zamanda an#lara ayr#lan yer-zaman a#s#ndan da hatalara yol aar. O an konu ulan ve d nlen eylerle ilgisiz olan an#lar, yerli yersiz, ba'lam d# # ortaya #kabilir. nbeyin kabu'unun, belli bir anda ve yerde meydana gelen olaylar# an#msaman#n yan# s#ra, muhtemelen benzer bir zamanda ya da yerde meydana gelen ili kili olaylarla ba'da t#r#lmas# zerinde de etkili oldu'u san#lmaktad#r. Bu nedenle, nbeyin hasarlar#nda, bellek korunmas#na ra'men, olaylar#n meydana geldi'i yer ve zaman ili kisi kopar. E'er nbeyin kabu'u, olaylara ili kin bellekte yer-zaman a#s#ndan gerekli ise, olaylara ili kin belle'in bu tr, di'er hayvanlarla k#yaslanamayacak kadar byk olan nbeyin kabu'u olan biz insanlarda zellikle belirgin olacakt#r. Tersi olarak da, hayvanlarda olaylarla ba'lant#l# yer ve zaman ili kisi daha zay#f olacakt#r. Onlar iin daha ok gemi ten ziyade u an durumu sz konusudur.14 Beyincik, denge ve koordinasyon d# #nda 'renmede de grev al#r. Uzaysal yer konum kodlama, grsel ayr#m ve grsel dikkatte grev al#r. Son y#llarda yap#lan al# malarla zaman alg#s# zerinde de etkili oldu'u gsterilmi tir.15 Beyincik hasar# olan ki ilerde; i itilen seslerin aralar#ndaki bo lu'u ay#rma16, alg#lama h#z#17 ve alg#sal zamanlamada bozulma olur. Beyincik yan blgelerinde hasar zamanlama i lerinde eksikli'e neden olurken, orta k#s#mlardaki hasarlarda ise zaman uygun alg#lamas#na ra'men, istenilen zamanda cevap olu turulamaz.18

Greenfield S. $nsan Beyni. Varl#k yay#nlar#. 2000;134-136. Nichelli P et al. Perceptual timing in cerebellar degenration. Neuropsychologia 1996;34:863-871. 16 Ivry RB, Keele SW. Timing functions of the cerebellum. J Cogn neurosci 1989;1:136 152 17 Ivry RB, Diener HC. Impaired velocity perception in patients with lesion of the cerebellum. J Cogn Neurosci 1991;3:355366 18 Ivry RB, Keele SW, Diener HC. Dissociation of the lateral and medial cerebellum in movement timing and movement execution. Exp Brain Res 1988; 73: 167 180
15

14

Dr. Sultan Tarlac www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Jungun Yan lg s

Jungun Yan lg s : E!zamanl l k


Carl G. Jung (1875-1961), a$da ! psikiyatrinin kurucular ndad r. Sadece psikiyatri ile de$ il fizik, mitler ve efsanelerle de ilgilenmi!tir. Fizikiler Albert Einstein (1879-1955) ve Wolfgang Pauli (1900-1958) ile yapt $ tart !malar sonras nda, e!zamanl l k kavram n ortaya atm !t r. E!zamanl l $ n alt nda yatan , bugn de yo$un !ekilde inan lan ar!etiplere ba$lam !t r. Ancak, bu trdeki olaylar n grlece$i gibi daha basit a klamalar da vard r. Jungun al !malar n n as l blm a$da! psikoloji taraf ndan kabul grmemi!tir. Jungun d!nceleri 1970lerde ve 1980lerde mistik ieri$inden dolay halk n byk ilgisi ile kar! la !m !t r.1 Bu ilkeyi Jung kendi bulu!u olan Trke e!zamanl l k, Almanca synchronizitt, 'ngilizce synchronicity szc$ ile ifade eder. E!zamanl l k; k saca nedensel olmayan bir ba$ nt ilkesidir. Jungun e!zamanl l k (EZ) kelimesini semesinin nedeni; anlaml fakat nedensel ba$lant s olmayan iki ayr olay n EZ olu!umudur. Dolay s ile EZ, ayn ya da benzer kavram ieren ve nedensel ili!kileri bulunmayan iki ya da daha ok olay n zamanda rastla!mas n ifade etmede kullan r.
ekil. Jung ve Pauli, klasik fizi in geleneksel lemesine, yani uzay-zamannedensellik ilkesine, bir drtl olu#turacak ve nedenselli in kar#$s$nda yer alacak #ekilde e#zamanl$l$k terimini yerle#tirdiler. Pauli bu srecin metafizik bir neden oldu una inan$yordu. nk e#zamanl$ olaylar, arkalar$nda ki#isel, fakat daha byk bir gcn faaliyette bulundu u duygusunu verirler.

Zaman

Nedensellik

E zamanl#l#k

Uzay

Junga gre EZ olaylar ar!etiplerle (ilk rneklerle) ili!kilidir. Ar!etipler, bizim davran ! rntlerimizi etkileyen bilind ! , toplum belle$ inde ve geneti$inde yer alan, evrimsel yolla aktar lan bilgilerdir. Bunlar hepimizin ortak varl klar d r ve Noosfer denilen ortak d!nce atmosferinin rnleridir. Jung, EZ olay n n, hem fiziksel hem de var olu! iin ortak bir zemin olu!turan bir gereklik dzeyini, tek dnyay (unus mundus) kan tlad $ n ne srer ve anlaml rastlant lar , daha derin, btnle!mi! bir gerekli$in sadece yzey etkileri kabul eder. EZ alt yap lar n n ar!etip formlar , en az ndan iki olay ba$lant la !t r r: endop!i!ik ve ekzop!i!ik alan . EZ durumu, nedenin etkiden nce geldi$i zaman ak ! na ba$ ml de$ildir. Fiziksel bir olay ruhta (psyche) isel bir imge deneyimi olarak ayn zamanda veya bu deneyimlerden hemen sonra ortaya kar. Uzaysal gstergelere de
1

Schultz DP, Schultz SE. Modern Psikoloji Tarihi. ev: Aslay Y. Kakns Yay. 2001;491

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Jungun Yan lg s

ba$ ml de$ildir (ancak, bilindi$i gibi uzay ve zaman kavram modern fizikte ayr lamaz, uzay ve zaman yoktur, yaln zca uzay-zaman vard r). Jung, EZ deneyimini, uzay-zaman grelili$inin ifadesi kabul eder.
E zamanl#l#k rnekleri [K eli parantezler yazar#n yorumudur] 1 . Bir kad n e!inin do$um gnnde ona bir pipo hediye eder. Adam ayn gn parka gider ve a$alar n alt nda, ayn pipo ile sigara ien bir adam n yan na oturur. Ve her ikisinin de vaftiz isimlerinin ayn oldu$unu $renir. Adam pipoyu kendisine e!inin do$um gn hediyesi olarak verdi$ini syler. Yan nda oturdu$u adam bana da der. Konu!unca, ikisinin de do$um tarihlerinin ayn oldu$unu $renirler. 2 . Bu EZ rne$ i bu teorinin kurucusu ve yazar olarak bana ait. RLS (Huzursuz bacaklar sendromu) adl hastal k toplumda yakla! k %5-15 aras nda olmas na kar! n, hastalar n polikliniklere ba!vurusu nadirdir. '!te bir tesadfler zincirinin olu!turdu$u e!zamanl l k; sabah poliklinikte hasta muayenesine ba!lad $ mda ilk hastama RLS tan s koydum. Ard ndan gelen ikinci hastada benzer !ikyetlerle gelir ve ayn tan y al r. Bundan sonra ise, poliklinik odas ndan kt m ve yakla! k 1 saat sonra geri geldi$imde, masamda 2 ayda bir kan, abone oldu$um Practical Neurology dergisini buldum. Asl nda dergi bir haftad r sekreterlikte beklemekteydi. Bugn sekreterin akl na dergiyi bana vermek gelmi!tir. Dergide ilgin olan, drt kapak konusundan birisiydi: RLS hastal $ . Ard ndan, iki saat kadar sonra ise e-posta ile bir hasta soru sordu; RLS tan l bir hastay m, !ikyetlerim yo$ un ne yapmal y m? Bu !ekilde art arda drtleme e!zamanl l k olu!tu. Bu e!zamanl l klar n olu!mas , bende bu teorinin do$mas na neden oldu. 3 . Carl Jung, bir hastas ile gr!rken, hasta alt n renkli, M s r bokbce$i ile ilgili ryas n anlat rken olan EZ olay na dikkat eker: Bana bu ryay anlat rken, arkam kapal pencereye vermi! oturuyordum. Aniden, arkamda hafif vuru! gibi bir ses i!ittim. Dndm ve d !ar dan pencerenin erevesine arpan, uan bir bcek grdm. Pencereyi at m ve uarken bce$i havada yakalad m Alt n renkli bokbce$inin en yak n benzeriydi. [Jungun bir sembol olarak bce$ i yorumlamas# ilgintir: Bcek M#s#r mitolojisinde tekrar do$u un semboldr. Ryada grlmesini, hastan#n tedavisinde kritik bir dneme girilmesi olarak yorumlar. Tedaviye direnli hastas# iin a#kas#, benim meydana getirme gcmn tesinde olan, bir hayli ak #ld # # olan bir eye ihtiya duyuluyordu der. Hastas# bu durumu $ renince dzelir].2 4 . Mitolog Joseph Champbell, Bushman mitolojisinde kahraman rol oynayan peygamberdevesi hakk nda okurken, aniden pencereyi amak iin bir drt hissettim. Pencereyi at m ve sa$a do$ru bakt m, orada bir peygamberdevesi vard . Orada, tam pencerenin kenar ndayd [mucize hissi] Bana bakt [hayret] ve yz tam olarak bir Bushman yzne benziyordu [ a k #nl#k ]. 5 . Jung, 24 saatlik bir srede, bal k temas n n alt ayr nedenle EZ yaratt $ n fark eder. Bugn cuma, $ le yeme$ inde bal k var. Birisi tesadfen ba!ka birisine Nisan !akas ['ngilizce April Fish, fish=bal#k ] yapma gelene$inden bahsetti. Ayn sabah, yar s insan, yar s bal k olan bir yaz t fark ettim. $leden sonra, aylard r grmedi$im eski bir hastam bana, yapt $ ok etkileyici bal k resimlerini gsterdi. Ak!am yine bana, zerinde bal $a benzer yarat klar olan nak !l bir i!leme gsterdi. Bunu izleyen 2 Nisan sabah , y llard r grmedi$im bir ba!ka hastam, ryas nda ayaklar n n dibinde karaya kan byk bir bal $ grd$ ryas n bana anlatt . O gnlerde, tarihteki bal k semboln incelemekle me!guldm.

Jung, EZ olaylar n tmnn, iki zihinsel durumu ierdi$ ini d!nyordu. Biri, o an birey hangi faaliyetle me!gul ise, onun sonucu olan s radan zihin durumu, di$ eri; bir

Jung CG. Synchronicity: An acausal cennecting principle. CW, Vol 8, Princenton, NJ, Princenton UP, 1973

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Jungun Yan lg s

ar!etipin harekete geirilmesinden ileri gelen ola$and ! zihin durumlar . 'kincisi bilin d ! d r. Jung EZ olay n n !ekilde olabilece$ini ifade eder: 1. Belirli bir psi!ik ieri$in, kendine tekabl eden ve kendisiyle e!zamanl olarak meydana gelmi!esine alg lanan nesnel bir srele rastla !mas , 2. znel bir psi!ik halin, a!a$ yukar e!zamanl olarak, fakat uzakta olu!an, e!zamanl l k niteli$ e sahip, nesnel bir olay n asl na uygun yans mas oldu$u daha sonra anla! lan rya veya grnt ile rastla !mas , 3. 'kinci ! kka ek olarak, alg lanan olay n gelecekte olu!mas ve !imdiki zamanda sadece, kendisine tekabl eden bir rya veya grnt ile temsil ediliyor olmas !eklindedir.

E zamanl#l#k derecesi ve znel yo$unluk hissi

B3

B2

B1

B2 B1

B1

Uzay-zaman
*ekil. E!zamanl l $ n ortaya k ! n gsteren izim. S radan gnlk deneyimlerimiz (A, B, C, D...X gibi) normal gnlk ya!am m z n toplam ieri$ini olu!turur:

ToplamDeneyim = SA + B + C + D + .... + X

!eklinde

yaz labilir. Bu deneyimlerimizden herhangi birisi (B), kendisi ile e!le!en bir benzeri ile kar! la! t $ nda (B1) e!zamanl l k olay ba!lar. Tekrar benzer bir olayla kar! la! t $ nda (B2) daha nceki rastlant daha da glenir (B1B2). nc bir e!le!me (B3) durumunda, gemi! teki iki ili!ki hat rlan r (B1 ve B2) e!zamanl l k zinciri e kar. E!zamanl l klar zaman n ilerleyi!i esnas nda ortaya karlar (B1B2). Oysa, koinsidans ayn zaman esnas nda ortaya karlar (B2B3).

Yan#lg #s# EZ ile ilgili en farkl a klama Hinestan gelir. Hines, bu durumu, yaln zca yap c (constructive), seici bellek ve alg olarak de$erlendirir. Ve gerekten de daha fazlas de$ildir.3 EZ olay bir augmentum ad personamd r. Yani, ki!inin ya da ki!ilerin znel bir tak m deneyimlerinin ya da e$ilimlerinin kan t olarak ne srld$ yan lt c ak l yrtme biimidir. Bilimsel sorgulamalar n temel amac , bir olay n ncesindeki duruma bak larak, olay mant ksal nedensel terimlerle a klamakt r. Genel bir ifade ile nedensellik !u !ekilde ifade edilebilir;4 1. Zamansal srete nceden gelmek; neden etkiden nce gelir, 2. Zamansal ve
3 4

Hines T. Pseudoscience and paranormal. Buffalo, NY, Prometheus, 1988 Storm L. Synchronicity, causality, and acausality. The Journal of Parapsychology 1999;63:247-269.

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Jungun Yan lg s

uzaysal biti!iklik; nedenler ve etkiler uzay-zamanda birlikte ortaya kmal d r, 3. Srekli ve srarl ortaya kma; nedenleri takip eden etki(ler) dzenli bir !ekilde ortaya kmal d r. Junga gre, 1 ve 2 geerlidir. Bu nedensellik olaylar daima bir enerji gei!ini de beraberinde bulundurur. Enerji gei!i olmadan olan durumlara ise nedensiz denir. Nedensellik, dnya ve do$ada klasik fizi$in kanunlar na uyar. Nedensiz durumlarda ise Jungun deyimi ile srar etmeyen ba$lant lar vard r. EZ, insan n bilincine gre a priori olan ve grnrde insan n d ! nda var olan bir anlam ngrr diyen Jung, bu d!nceyi Platona kadar gtrr. Platona gre, grnen var olan !eyler as llar n n sadece snk kopyalar d r ve as llar ba !ka bir evrende bulunur. Gerekten EZ grnrde d ! m zda yer al r. Grnrde vurgusu gerekten nemlidir ve EZ ne d ! m zda ne de iimizde olur. Her ikisinin e!le!mesi durumunda olu!ur ve anlamlan r. Sadece d !ar da olan e!le!meye denklik veya uygunluk demek daha do$ru olacakt r. EZ d!nd$mzden ya da kan tlayabildi$ imizden ok daha s k meydana gelir, ama herhangi bir alanda onlar n bir yasaya uyduklar n ileri srebilece$ imiz s kl kta ve dzenlilikte meydana gelip gelmediklerini henz bilemiyoruz. Tek bildi$ imiz !ey, bu tr btn fenomenleri a klayabilecek temel bir ilkenin bulunmas gerekti$ idir, diyen Jung bu konuda bir a kl k sunmaz. ncelikle, EZ haz r bir beyinde ortaya kar. Gerekten de s kt rlar, ama hayret ve mucize hissi uyand ranlar gerekten ki!ide etki b rak rlar. Dzenli bir !ekilde ortaya kmazlar. Tamamen rastlant sald rlar. Bu fenomenleri a klayabilecek ilke EZ yaln zca sizin beyninizdedir, d ! dnyada ayn yer ve zamanda olan bir EZ rne$i yoktur. D ! dnyadaki olay n kal b ile isel/znel/beyinsel olay n greli olarak st ste binmesi EZ hissini bizde olu!turur ve d !ar da, bizim alg lar m z n d ! nda olan bir EZ yoktur. Jungun nedensel olmayan ifadesi do$ru yorumlanamaz. Dikkat edilirse, cmle yine bir ili!kili olan ba$ nt ile devam eder. Bu ifade nedensel olmasa da, ayr bir ili!ki veya e!le!menin olmas n gerektirir. Bu e!le!meyi sa$layan ki!inin belle$idir. Bellek o anda olu!mu! olabilece$i gibi, daha nceden de (rya gibi) olmu! olabilir. Her an bu belle$e, bilinalt ile nedensel ili!kili olaylar giremez. nk, bu durumda uyaranlar ile bo$ulurduk. Ancak, nedensellik zelli$i olmayan ve zaman d ! olan bellekteki bir e!le!me ile nedensellik, gizli alt nedensellik ortaya kar. Var olan olayla e!le!erek bilinli fark ndal $a ula! r ve birinci derecede ya da basit EZ olu!ur. Anlaml l k, Junga gre, her durumda EZ ka n lmaz bir ltdr. Bize anlam olarak grnenin asl nda ne oldu$unu bilme olana$ m z yoktur, !eklinde ifade etmesi, Jungun ka rd $ nemli bir noktad r. Anlam, tam olarak e!zamanl olan olaylar n e!le!tirilmesi esnas nda, bellekten kaynaklanan bir e!it uyanma durumu=bilinli fark ndal $a ula!ma durumudur. Anlam; bir anlamda dikkatin e!le!mi! olaylar n zerine odaklanmas d r. Anlam; bir anlamda, bir tiyatro sahnesinde ba! aktr zerine tutulan spot ! klara benzetilebilir. Anlam, tutulan bu spotla e!le!mi! olaylar n, bilinalt ndan bilince kar lmas d r. Bu EZnin temel noktas d r. Anlam, ayn zamanda adaptasyonun k r ld $ an (lahza) ve e!zamanl l $ n ba!lang c d r. Anlam kazand ran organ, znelli$e sahip olan ve nesnel dnyadan girdileri alan beyindir. E zamanl#l#$#n Nedeni: Adaptasyon K#r#lmas# Gnlk ya !am m zda beyin evreden gelen tekrarlay c benzer uyaranlar bir sre sonra fark ndal k dzeyine ula!t rmaz. Her an evreden binlerce yeni grnt, ses, konu, dokunmaya ynelik veri beynimize ula! r. Ancak bu veri iinde, anlaml olanlar daha n plana karmak ve beyni lzumsuz veri y $ n alt nda s k !maktan kurtarmak iin adaptasyon=uyum mekanizmas geli!tirmi!tir. Adaptasyon btn duyusal girdiler zerinden olabilir. rne$in; parma$ n za takt $ n z yz$nz ya da kol saatinizin varl $ n hissetmezsiniz. Ama, ba!lang ta her an varl $ n n nas l kendisini hat rlatt $ n bilirsiniz. Yani fark ndal k dzeyinize ula! r. Ama bir sre sonra, evrimsel bir avantajla, art k parmaktan veya koldan gelen uyaranlar beyine ula!t r lmaz. nk gereksiz ve anlams zd r. Buna al !t k deriz, yani bilimsel ifade ile

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

Jungun Yan lg s

uyarana adapte oluruz. Bu dokunsal al !kanl k d ! nda, di$er tm duyusal girdiler iin de al !kanl k geli!mesi sz konusudur: tat, koku, grme gibi Her gn yrd$nz ya da arala geti$iniz yolu d!nmenize gerek yoktur. Art k, neredeyse gzleriniz kapal olarak geebilir durumdas n zd r. Ancak, yeni bir soka$a girdi$inizi d!nn. Her !ey yeni ve farkl d r. Her !eye dikkatle bakars n z. Beynimize d ! dnyadan gelen veriler daha ncekilerden farkl oldu$undan, adeta bir girdi bombard man na tutuluruz. Bu nedenle k sa sre sonra, bu yeni durum iin de al !kanl k geli!mek zorundad r. Bir sre sonra, her gn gemeye ba!lad $ n z bu soka$a, belediye ekipleri bir de$i!iklik yaparsa, yenilik al !kanl $ n z k rar ve daha farkl olarak ortama bakars n z. Ayn al !kanl k durumu evliliklerde de en nemli bozulma nedenidir. Ayn !ekilde devam eden evlilik ve ki!iler bir sre sonra art k beyin taraf ndan silinir ve ciddi bir de$ i!iklik olmad $ nda evlilik monotonla! r. Bu durum da bir e!it al !kanl k ve beyin adaptasyonudur. Fizyolojik olarak, al !kanl klar h zl ve uyumlu davran !-yan t olu!turmay sa$ larlar. Bu evrimsel olarak bir avantajd r. EZ olay , adaptasyonun ya da al !kanl k olay n n k r lmas d r. Gnlk ya!amda olaylar n ak ! nda, benzer olaylar s kl kla yan yana gelmezler. o$u olaylar e!zamans zd r. Bu e!zamans zl k, dnyam zdaki olaylar n do$al bir grnmdr. Dolay s ile gnlk beyin girdisi iin normaldir ve buna al !kanl k geli!tirmi!tir. Ortaya kan EZ bir olay, bu al !kanl $ k rarak beyindeki fark ndal k dzeyini art r r ve ard ! k gelen olaylar dizisi beyinde mucize etkisi yarat r. E$ er, srekli EZ olaylar n ya!and $ bir dnyada ya !ayacak olsayd k, EZ olaylara al !acak/adapte olacak ve e!zamans zl klar bizim fark ndal k dzeyimize ula!arak mucize etkisi yaratacakt . Mucizeler bu !ekilde do$a yasalar n n ihlalidir. Do$an n ola$an seyri iinde geli!en olaylar, insanlar n ola$ana olan adaptasyonlar nedeni ile bir mucize olarak de$erlendirilmezler. Mucizelerden ortaya kan hayret ve !a!k nl k, olaylar hakk ndaki inan do$ rultusunda hissedilir bir e$ ilime neden olur. Bireysel olarak bizler, mant ksal kar mlar m zla ola$and ! olan bir olguyu hemen geri evirmemize ra$ men, zihin her zaman ayn kural i!letmez. Mucizeler de daha verimli bir topra$a ekildiklerinden hemen meyvelerini verirler. Konuya do$ast ve kuantum fiziksel anlamlar yklenmesine kar! n,5 asl nda EZ olaylar sadece bizim beynimizdedir. evremizdeki dnyadan beynimize srekli olarak, e!zamans z olaylar girmekte ve bu giri! adaptasyon mekanizmalar ile dikkatten uzak kalmaktad r. Ancak, d ! dnyada geli!en bir EZ olay bu adaptasyon mekanizmas n k r p dikkatimize ula! r. Ve k sa sreli bellekten gemi! EZ olaylar zincirinin halkalar bir araya getirilir. Bylelikle, znel deneyim olan E* ya!ar z Bu yeni bir teoridir ve bugne kadar olanlardan farkl bir bak ! a s d r.6

5 6

Peat D.Synchronicity: The Bridge between Matter and Mind, Bantam, 1987. Tarlaci S. Jungs Error: Synchronicity. A new theory. New Symposium 2006;44(3):151-156.

Dr. Sultan Tarlac

www.KuantumBeyin.com Ki!isel kullan m iindir. Serbeste da$ t labilir...

You might also like