Professional Documents
Culture Documents
Seb7a
7-8 = 0
YAZAR
Sadık Yemni
EDĐTÖR
Ozancan Demirışık
SON OKUMA
Onur Selamet
KAPAK TASARIMI
Gökcan Şahin
YAYIN TARĐHĐ
Ekim 2009
isteyen acemi bir yazarsan böyle bir destek gerçekten çok işe yarıyor.
Seriye misafir yazar katma fikrini bulduğumuzda da ilk aklımıza gelen kişi
Hani ‘farklı tatlar’ diyoruz ya, bu bölümün farklı olan şeyi bizzat
yazar oldu ve nam-ı diğer Hayal Tozu Gölgecisi’nin kabul etmesiyle bu
X-Files’a konuk olarak senaryosunu yazdığı Chinga bölümü gibi özel bir
durum.
Sıfır: “Seb7a”
Gökcan Şahin
5
AÇILIŞ
SICAK SON
Sıfır: “Seb7a”
dayanılır gibi değildi. Eflatun tulumlu üç baş ağrısı işçisi canla başla
çalışıyor gibiydi. Biri beynine beton deliciyle oyuklar açarken, diğeri demir
Başını çevirip sağ yanında yatan Dize’ye baktı. Saçları yüzünün sol
tarafını yarı yarıya örtmüştü. Ağzından akan salya çenesinde kurumuştu.
7
Sadık Yemni
baş ağrısı biraz dayanılır bir seviyeye inmişti. Katil onları teker teker yerde
sürükleyerek getirmişti. Tozlu yerdeki iki iz yirmi metre ötedeki kapıya
durumdan sıyrılacaktı.
Başını arkaya doğru çevirerek kelepçelerini görmeye çalıştı. Sonra
8
Sıfır: “Seb7a”
hâlâ. Şu ana kadar her şey onun kontrolünde gibi yürümüştü. Birden pes
etmiş, enerjisi sonlanmış olabilir miydi acaba? Genç adamın umudu vardı.
Bu sessizlikte bir amaç, bir kurgu seziyordu.
“Bunu nasıl bilebilirsin?”
kendini baş kurnaz sanmasının hayati önemi vardı. Birkaç dakika içinde
cayır cayır yanmaları söz konusuydu. Adam ters giden bazı şeylerden sonuç
çıkarmıştı haliyle. Merak eden yanı güçlüydü, ama bu nedenle işini
bitirmeyi kolay kolay ertelemezdi. Yüzünde anlam veremediği şeyler
hakkında doneler arıyordu. Profesyonel yanı aceleciydi. Ve bu yanı
maalesef düğmeye basmak üzereydi. Ege’den şu ana kadar bir ses
çıkmamıştı. Đzlerini kaybetmişti besbelli. Sonuncu kapı aralanmazsa işleri
burada bitmişti.
“Kendinizi erişilmez, matah kimseler mi sanıyorsunuz?”
9
Sadık Yemni
Sesinde istemeden beliren güven tonu etkili olmuştu. Katil iki adım
atarak iyice yanına yaklaştı. Murat adamın Issey Miyake parfümünü
kolaylıkla hissedebilmekteydi. Terle karışmış halini yalnız. Son birkaç saatte
10
Sıfır: “Seb7a”
“Peki, istediğin gibi olsun. Bizi ilaçlı kahve içirterek ele geçirdin.
Kendini çok kurnaz sanıyorsun, ama yakayı ele verdin. Kapan kendini
yeniden uyarladı. Şimdi yeme kanıp yakalanan av sensin.”
Murat, Dize’ye baktı ve ‘bir bildiğim var’ sinyali yolladı. Genç kadın
buna inanmak istiyor, ama başaramıyordu pek. Çok haklıydı. Saniyeleri bile
sayılıydı artık. Öfkeli ve sıcak adımlar geriye harlı bir ateş olarak dönecekti.
11
BİRİNCİ
KAPI
25 Eylül 2009 Cuma – 06.03
Đstiklal Caddesi
Varan 6
Đşadamı Murat Savuşçugil gece evinde ölü
Suriye ile karşılıklı vizelerin kaldırılması, Đran’a yapılacak muhtemel bir saldırı
haberleri ve bölgedeki diğer sıcak gelişmeler arka plana itilmişti.
kalmışlardı.
Murat’ın hayatında dostum diyebileceği başka bir arkadaşı olmamıştı.
14
Sıfır: “Seb7a”
gereken bir süreçti. Murat bu lükse sahip değildi artık. Bir serüvenden
diğerine sürüklenmekteydi çünkü.
Murat yanında sabah kahvesiyle tekrar bilgisayarın başına oturdu ve
15
Sadık Yemni
iki cinayet daha işlenecek,’ diyeniydi. Seb8a’ya Đki Gün Kala şeklindeki bir
başlık bile uydurmuşlardı.
4- Harpten kaçmak
5- Yetim malı yemek
6- Faizcilik
7- Namuslu kadına iftira etmek
16
Sıfır: “Seb7a”
pataloğu için erken ve geç kavramları bayağı normal dışıydı. Cep telefonunu
alarak bir numarayı tuşladı. Stratejik numaralar dediği numaraları asla bir
ilgilenmekteymişsin.”
“Sorma. Bayağı medyatikleştim bu yüzden. Şimdi arabamı park
Murat yıldırım hızıyla giyindi ve evden fırladı. Yan sokağa park ettiği
arabasına doğru yürüdü. Yollar açık olduğu için yarım saatte Davutpaşa’ya
17
Sadık Yemni
Tam vaktinde Hekimoğlu Ali Paşa camiinin arka tarafında siyah Toyota’sıyla
belirdi. Sokak tenha olduğu için takipçi falan yoktu. Kaldırıma park etti ve
dışarı çıktı.
Sokağın diğer ucundan limon sarısı bir BMW yaklaşıyordu. Đçinde uykulu
yüzlü şişmanca bir kadın vardı. Bukleli turuncumsu boyama saçlarıyla bir
18
Sıfır: “Seb7a”
Nedir tam bilmiyorum. Đşlerden televizyon falan izlemeye zaman yok. Milli
takımın basket maçlarını bile sonradan bilgisayardan izliyorum. Neyse...
“Bence ekip işi. Plan çok kurnazca kurulmuş. Bir cinayet daha işler
durursa bulunmayabilir. Eldeki DNA bazlı deliller çok karmaşık. Ve de
çelişkili. Cem Demir örneğin, Ali Evran’ın katili ya da cinayet tanığı olabilir
pekâlâ. Cinayet mahallinde onla ilgili genetik malzeme bulundu. Tam
ayrıntıyı bilmiyorum, ama buna benzer başka karışıklıklar da var diye
duydum. Sen ne diyorsun bunlara?”
Murat içini çekerek adamın yüzüne baktı ve başını salladı. “Bakalım
Çok dikkatli ol. Yüz kırk polis, dedektif ve medya deli gibi uğraşıyor ama hâlâ
bir sonuç alamadılar.”
19
Sadık Yemni
yani.
Aradan neredeyse yarım yıl geçmişti. Gece boyunca heyecanla yeni
hayatını nasıl tanzim edeceğini anlatıp duran adam şimdi morgun soğuk
raflarından birinde konuktu. Đsnat edilen günah gibi bu büyük bir haksızlıktı.
Đntikamı alınmalıydı.
***
“N’aber?”
“Yaz sonu gribim hariç iyiyim.”
Murat karşısına otururken düşünüyormuş gibi yaptı ve, “Bu son gribin
o halde,” dedi. Dize’nin kaşları merakla yükselince, “Ben yılda üç kez grip
20
Sıfır: “Seb7a”
olurum diyen sen değil miydin?” diye ekledi. “Bu üçüncü. Üç ay boyunca
başka grip yasak.”
Dize bir ara böyle bir laf ettiğini hatırlamıştı. Murat’ın yüzündeki savaş
Sezgileri cayır cayırdı. Đçinde Seb7a katiline karşı duyduğu öfkeyi kat kat
aşan bir dalga yükselmekteydi ve bunun gribin yan etkileriyle bir ilişkisi
yoktu.
Biri buzlu, diğeri sıcak iki çay ve tuna balıklı sandviç ısmarladılar. Uzun
boylu, dar kalçalı kız elindeki elektronik deftere not alıp gitti.
Murat sağ elinin işaret parmağıyla masanın üzerindeki pirinç tablaya
dokundu. Yüzeyinde kocaman bir kırmızı 7 rakamı vardı. “Bu masayı mahsus
mu seçtin?”
Dize rakama dikkat etmemişti. Hayretle omuzlarını silkti. “Ben içeri
geldiğimde tek boş yerdi. Hemen oturuverdim.”
“Bir sonraki cinayetin işlenmesine 24 saatten az kaldı,” dedi Murat.
içine aldığında Murat’ın ağzı şaşkınlıkla aralandı. Dize kendi suratını aynada
görüyor hissine kapıldı. Tam önlerinde tahtadan bir kapı belirmişti. Yetkin bir
21
Sadık Yemni
“Neydi bu?”
Murat çok tanıdık gelen bir hareketle krem rengi yazlık ceketinin sol
22
Sıfır: “Seb7a”
Murat gri mavi dumanları dışarıya saldı ve, “Bu bir davetiye,” dedi.
“Đnanmayacaksın belki, ama günün ilk sigarası bu. Birinci şokla unutmuştum,
ikinciyle hatırladım.”
Dize eliyle yüzüne gelen dumanları yelledi ve sessiz kaldı. Murat’ın
yakıştırmasıyla yüzde yüz hemfikirdi. Ayrıca ikinci davetiyenin pek yakında
olduğunu sezmekteydi. Bardağa doğru eğilerek kamıştan soğuk sıvıyı içine
23
İKİNCİ
KAPI
Sıfır: “Seb7a”
giymişti. Kısaca boylu, kumral, yeşil gözlü ve yakışıklı bir adamdı. Seb7a
cinayetlerini araştıran ekibin kodamanlarındandı. Aralarında sık sık bilgi
alışverişi yaparlardı. Telefon edince yakınlarda olduğu için bir saat içinde
Taksim’e gelmişti. Sıraselviler’de kapısı açık duran bir apartmanın girişinde
ayaküstü konuşmaktaydılar.
“Gizli servis muhabbetinden bile şüphelenir olduk. Kurbanlar ve
katiller arasındaki bağlar çok çelişkili.”
“Takım işi mi yani?”
Kenan gözü sokaktan gelip geçenlerde başıyla olumladı.
“Hepsi bu mu?”
Kenan dürüstçe sırıttı. “Belli olmuyor mu? Ha... O sorduğun şeyi...” Đç
cebinden üzerinde bir isim ve telefon numarası yazan kâğıdı uzattı. “Betül
Tanbozum. Cemal Fersan’ın asistanı. Kendisini sorguya çektik. Kadın yıkılmış.
Bay Fersan’ı öve öve bitiremedi. Bir şey bilmiyordu haliyle. Akşam yedi
“Klinik mi?”
“Adam işyerine Umarhane Kliniği adını vermiş.”
25
Sadık Yemni
“Bak sen...”
“Bu işlere inanmam pek, ama adam hakkında çok övücü sözler işittim.
Hepsi bu kadar. Ben kaçayım. Yapacak bir yığın iş var.”
güzel göründüğünü düşünerek içini çekti ve, “Bol bol öğüt ve bir telefon
numarası,” dedi. “Şuradaki internet kafede Google Earth’e girdim ve
26
Sıfır: “Seb7a”
“Öyle yapalım.”
“Önce senin evden dizüstünü alalım. Đhtiyacımız olacak, belli.”
“Tamam.”
“Kimdi o?”
Murat söyleyeceği şeyleri düşündü, ama bunu kelimelerle ifade
27
Sadık Yemni
“Kimsiniz efendim?”
“Ben Betül Tanbozum. Nasıl... Allah’ım... Đnanılmaz bir şey değil mi?”
“Ne gibi? Siz..?”
“Kapı aralanıyor. Umar kapısı. Ah ne... Nasıl bir şey bu? Nasıl kıydılar?”
Murat, Dize’nin şaşkın yüzüne bakarak, “Neredesiniz şu anda Betül
Hanım?” diye sordu. Đkisi de 25 Eylül Cuma gününün bir dizi şoka gebe
olduğunu hissetmenin huşusal sarmalındaydılar.
***
ortalarında iri siyah gözlü, boyama siyah saçlı, köfte dudaklı tombik bir
kadındı. Ayağındaki yarım topuklu ayakkabıyla taş çatlasa bir altmış
bir Müslüman’a nasıl reva görebilir bunu? Bunu yapan Allahsız. Cemal Bey
28
Sıfır: “Seb7a”
karar vermişti.
Dize kadının anlattıklarından tek bir sonuç çıkarmıştı. Cemal Fersan
deyimiyle kapı aralayarak yapmaktaydı. Betül Hanım onlar için açılan kapıyı
telefon hattının öbür tarafından aynen görmüştü.
“Sizce Cemal Bey bizle ilişki mi kuruyor?”
Betül Hanım kendinden çok emin başını salladı. “Evet. Kim bilir hangi
amaçla... Bir şeyi işaret ettiği kesin.”
Kahvelerini içerken havadan sudan sohbetin içine araştırmaya
yarayacak soruları eklediler. Sonuç pek değişmemişti. Betül Hanım ikizler
bilmiyordu.
“Bir şey duyarsak size haber vericez Betül Hanım. Merak etmeyin.”
29
Sadık Yemni
Kadın ikisinin elini sıkarak kaldırımdaki kalabalığa karıştı gitti. Dize kol
saatine baktı. Üçü biraz geçmekteydi. Sokaklar Cuma akşamı kalabalıklığına
doğru evrilmekteydi. Genç kadın kendini her yönden izleniyormuş
Adını unuttum. Kazancı yokuşunun oralarda bir yerde. Bir sokak yanı falan
olmalı. Teşekkür ederim bugün beni aradığınız için. Yüce gönül sizle
30
ÜÇÜNCÜ
KAPI
Sadık Yemni
dedi.
Dize yalandan yüzünü astı ve dilini çıkardı. Sonra yüzü ciddileşti.
“Yakınız,” dedi. “Yakınız Murat. Đçimden bir his hemen şuracıkta diyor. Volkan
ağzı gibi. Kadın ve grip hassasiyeti deme sakın. Samimiyim.”
Murat, kadın, yaz sonu ve grip hassasiyeti, diye düşündü, ama bunu
seslendirmedi. Kadın haklıydı. O da hissetmekteydi. Cemal Bey’le ilgili bir
konusu tabii ki. Ölüm sonrasında arta kalan tortular. Đradeyle topaklanmış
enerji yumakları bu işe yarayabilir.”
“Đşin fizik yanı böyle olabilir,” dedi Murat. “Patolog arkadaşım
beyninde yüz küsur tümör bulduklarını söyledi. Belki bundan da, ama bir de
şu var. Cemal Bey’de öldükten sonra bile bu güçler varsa neden bize
doğrudan katilin simasını göstermiyor? Hemen gider yakasına yapışırdık.”
32
Sıfır: “Seb7a”
değil. Bir güç bize yardım edecekse bunu niye gram gram yapsın? Ver katilin
eşkalini binelim tepesine. Öyle değil mi?”
33
Sadık Yemni
“Biliyordum, doğru,” dedi Murat. Birden aklına iki şey birden gelmişti.
Biri adaşının Se7en filmi hakkında sarf ettiği sözleri hatırlamıştı. ‘Genç polis
elinden en çok sevdiği şeyin koparılmasının intikamını sıcak kurşunlar
katilinin kurbanı olmuştu. Diğer şey rakamlarla ilgiliydi. “Bugün iki kez 7
numaralı masada oturduk,” dedi. “Kafe kalabalıktı. Bu nedenle bayağı ilginç
bir rastlantı. Herkes bugün nefeslerini tutmuş yedinci cinayetin işlenmesini
bekliyor. Bizi hedefe yönelten enerji belki de yedinci kurbanı işaret ediyor
olamaz mı?”
Dize bu sözlerinin yarattığı şaşkınlık nedeniyle kaldırımda aşağıdan
gelen orta yaşlı, bira göbekli bir adamla hafifçe çarpıştı. Özür diledi. Adam
yüzü gözü çiçek açmış bir durumda, “Ne önemi var hanımefendi?” deyip
***
içinden geçmekteydi. Đçinde oturan genç çiftin ve şoförün yüzlerinde özel bir
şey görüyor ifadesi hak getireydi. Ardından gelen minibüsün şoförü de bir
34
Sıfır: “Seb7a”
“Ne yapıcaz?”
“Gel girelim içine.”
Dize de bunu yapmak istiyordu, ama kapının arkasında görünen yer
durumda onlara kapalı âlemin içine girdiler. Karanlık yere ilk adımı
attıklarında çevrelerindeki trafik ve insan sesi uğultusundan sıyrıldılar. Aynı
görmüyor.”
35
Sadık Yemni
Murat bir karşılık vereceği sırada, azıcık sola doğru dönerek durdular.
Mert Apartmanı, Sadri Alışık’ın ilk Turist Ömer filmini çevirdiği sıralardan
kalma bir binaydı. Tavanlar yüksek, odalar ferahtı. Ön cephe yeni
Murat saatine baktı ve, “23.42,” dedi. “Daha buraya gelmemize saatler
var.”
kahve.”
Dize gülümsedi. “Yolda bir eczaneden aspirin alalım. Sende öyle
şeyler bulunmaz.”
“Bazen varlar, bazen yoklar.”
36
Sıfır: “Seb7a”
Murat yan gözle bakınca Dize sırıttı. “Haftada iki kez Edremit’e gidiyor
baksana.”
37
Sadık Yemni
cephesi Đzmir Çanakkale yoluna bakan iki katlı bahçeli bir evdeydiler. Terasın
tepesinden üzüm salkımları sarkmaktaydı.
Ege Merhaba,
Ff421CN0
Murat Savuşçugil öldürüldü. Seb7a cinayetleri kurbanı.
Acilen Đstanbul’a gel. Durum vahim. Yedek istepne şart.
Selamlar.
Murat
38
Sıfır: “Seb7a”
39
Sadık Yemni
40
DÖRDÜNCÜ
KAPI
Sadık Yemni
Ahmet Kor
Tarık Yenen
Serap Kerimoğlu
Pembe Halis
42
Sıfır: “Seb7a”
“Tarık Bey’e yapılan anonim suçlama ilginç bir nokta,” dedi Dize
oturduğu yerden doğrularak. “Bir ıhlamur daha içiyor muyuz?”
Murat yüzüne ciddi bir ifade verdi mahsus. “Ben içmeyeceğim.
sekiz yıl önce gözlerindeki sorun nedeniyle aldığı çürük raporunun sahte
olduğu iddia edilmişti. Kimsenin fazla dikkatini çekmeyen haset yüklü bir
girişim gibiydi, ama eğer Tarık Bey bu akşam öldürülürse yedi büyük günah
olarak anılacaktı. Savaştan kaçmak şeklinde tedavüle girecekti. Anonim
43
Sadık Yemni
Düzgün sabıkalı kimselerdi. Hapse girmiş çıkmışlardı. Ali Evran bir boşanma
davasında kadın aleyhine yalancı şahitlik yapmıştı. Bu nedenle tutuklanmış,
ama mahkemede beraat etmişti. Đhsan Özçavuş, bir ara biraz popüler olan
ateistimvallabilla.org sitesinin sahibiydi. Uçuk bir tipti. Çeşitli yerlerde icra
önceden hazırlık yapmış izini belli etmemek için azami tedbir almıştı. Bu
yanıyla tehlikeli bir profesyonel katil ya da katillerle muhatap olmaktaydılar
yani şu anda.
Bir diğer kelek yan da bu işten reyting tozu soluyan medyanın Seb7a
cinayetlerini her saniye hatırlanır durumda tutmasıydı. ‘Flaş, flaş, flaş katil
44
Sıfır: “Seb7a”
aralarında kapı açıldı. Kısa bir süre içinde dördüncüydü, ama Murat böyle bir
şeye asla alışılamaz diye düşünmeye başlamıştı. Pürtelâş sokağına
bakmaktaydılar. Siyah bir araba yeni park etmişti. Etraf tenhaydı. Park eden
kimse arabadan çıkmamıştı. Tehdit dalgaları adeta elle tutulur kadar
yoğunlaşmıştı çevrelerinde. Murat ensesinde bir üşüme hissetti. Katil’in
siluetini görmekteydiler.
***
Dize iki ıhlamur fincanını küçük bir tepsiye koyarken cep telefonu
45
Sadık Yemni
Mısra’nın sır tuttuğu ilişkisini çok merak eden Dize yalandan sesine
heyecan tonu yüklemedi.
“Cumartesi mi dedin? Ajandama bakmam lazım.”
kıkırdayarak.
Murat elinde kalem, kâğıda not almaktaydı. Geldiğini görünce başını
kaldırıp baktı ve yüzü hayretle allak bullak oldu. Tam adama, ‘Senin ıhlamuru
seyreltik yaptım,’ diyeceği sırada aralarındaki kapıyı görmüştü.
geçmişti.
“Evet,” dedi sakin bir sesle.
46
Sıfır: “Seb7a”
“Her şeyi.”
“Her şeyi tamam.”
“Söz mü?”
“Söz.”
Dize telefonu kapatıp eski yerine tıkınca sol elinde giderek ağırlaşan
bir tepsi tuttuğunu hatırladı ve Murat’ın oturduğu masaya doğru yürüdü.
“Sokak o sokaktı yine,” dedi Murat. “Arabada da sanırım katil vardı.
Bir kişiydi. Bu gece Tarık Yenen’i öldürecek.”
“Biz izin verirsek tabii,” dedi Dize.
Murat başıyla olumladı ve fincanına uzanıp bir yudum aldı. Sonra bir
yudum daha. Östrojene aldırdığı falan yoktu.
47
BEŞİNCİ
KAPI
Sıfır: “Seb7a”
“Bilinen şeyler. Ben bir kadın olarak en çok altıncı günahı beğendim.
Dinle bak. ALTI - Hayatları boyunca mahrem alanda kalmış insanların, AKP
kadrolaşması sayesinde getirildikleri makamlarda, karşılarına çıkan ilk sarışın
kadına, yani sekretere yazmaları...
Murat geçen yıl okuduğunu hatırlamıştı. “Kabahatler ve günahlar iç
içe,” dedi.
Dize aklının hâlâ kitapta olduğunu anlamıştı. Diğer maddeleri
okumayı erteledi. “Nasıl buldun Avni Bey’in kitabını?”
Google teyze kısa bir araştırmadan sonra Cemal Fersan ile Avni
Tanboğa isimlerini bir araya getirmişti. Cemal Bey üç yıl önce Avni Tanboğa
takma adıyla iki polisiye kitabı yayımlamıştı. Kitaplar tutmamış ve birinci
49
Sadık Yemni
araştırmaları konu alınmıştı. Đşin içine çok fazla yabancı âlemler, cinler falan
katılmıştı, ama adamın anlatım dili bayağı iyiydi.
“Hiç de fena değil aslında. Dili hoşuma gitti. Gerilim de iyi kurulmuş.”
dördüncü katın ziline bastı. Saniyeler aktı. Ne camdan bakan oldu, ne de dış
kapı açıldı. Murat biraz geride durmuş sokağı kesmekteydi. Ceketinin
benzemiyordu.
50
Sıfır: “Seb7a”
“Ne yapıcaz?”
Murat tam bir karşılık vereceği sırada sokakta bir araba belirdi.
Metalik renkli Dacia Logan yakınlardaki bir park yerine girdi. Đçinden uzun
boylu, kısa saçlı, iri kafalı ve hafifçe göbeklenmiş bir adam çıktı. Sağ elinde
bir ateşe çantası ve sarı bir naylon torba vardı. Sol eliyle tuttuğu aparatla
kapıları kilitledi ve onlara doğru yürümeye başladı. Krem rengi yazlık takım
elbise giymiş solak adam Tarık Yenen’di.
“Tarık Bey?”
Adam şaşırmış ve biraz da tırsmıştı. Siyah yazlık ceketi, havalı kestane
“Hayır.”
Tarık Bey şaşkınlıkla olan biteni anlamaya çabalamaktaydı. Murat tam
51
Sadık Yemni
Tarık Bey’in enerji ışıldayan yüzü çökmüştü birden. “Nas… Nasıl yani?”
dedi.
***
Dize anahtarla kapıyı açarak Tarık Bey’in dairesine önden girdi. Silahı
kimse olup olmadığını kontrol etti. Tek tek ışıkları yaktı ve öyle bıraktı. Murat
adamla beraber kapının ağzında beklemekteydi.
Birkaç kez nişan bozmuş, hiç evlenmemiş olan Tarık Bey’in evi bir
bekâr erkek için inanılmaz düzenlilikteydi. Dize adamın bakışlarındaki bir
şeyleri, giyimindeki özeni düşündü. Böyle başkalarını da görmüştü. Değme
titiz kadına taş çıkartırlardı. Yalnız zevkini çok beğenmişti. Oturma
odasındaki divanın modeli ve kumaşının deseni harikaydı. Adam minyatür
adayı olduğunun ve kıl payı ile ölümden kurtulduğuna değin tek bir delil
52
Sıfır: “Seb7a”
bile yoktu ellerinde. Her şey sabah belli olacaktı. Şu ana kadar her sabah bir
ölü bulunmuştu. Yarın alnında etiketiyle birinin cesedi bulunursa bayağı
gülünç bir duruma düşeceklerdi.
Dize tabancasını kılıfına sokup daire kapısına gitti ve, “Đçerisi iyi
durumda,” dedi.
Muratla bakışınca adam başıyla olumladı. “Tarık Bey, şimdi içeri girin.
Kapıyı arkadan sürgüleyin. Ancak polis arabalarını görünce açın. Gelecek
53
ALTINCI
KAPI
Sıfır: “Seb7a”
“Karnım acıktı.”
Murat, Dize’ye baktı ve, “Dışarıda bir şeyler mi atıştırsak acaba?” dedi.
bir esinti gibi uçuştu gitti. Az önce Kenan aramış ve Tarık Bey’i korumaya
aldıklarını bildirmişti. Anlattığı diğer şey çok garip sonuçlara gebeydi. Şirk
koşmak bahanesiyle öldürülen Đhsan Özçavuş’un katili Yener Düzgün’dü.
55
Sadık Yemni
Murat bir yaşına daha girmişti. Cevat Bey’in onu araması bayağı ilginç
56
Sıfır: “Seb7a”
Murat mesajı okumuş olan Dize’ye bakınca genç kadın sen bilirsin
dercesine omuzlarını silkti.
“Sence bizi niçin davet ediyor? Henüz medyatikleşmedik üstelik.”
Kapı ansızın kapanınca Murat sanki aşırı ısınmış gibi telefonu elinden
bıraktı ve Dize’ye baktı. “Nasıl yapıyor bunu? Fotinolar demiştin bir
57
Sadık Yemni
kütlesiz parçacıklarla tıka basa dolu. Cemal Bey bir ihtimalle bunları
kullanıyor bizle iletişim için.”
istiyor?”
“Sayesinde Tarık Bey’in hayatını kurtardığımızı unutma. Bir bildiği
olmalı.”
Dize’nin bir yanının bu karşılaşmayı hiç istemediği yüzünden belliydi,
***
58
Sıfır: “Seb7a”
“Yok canım.”
“Neredesin?”
defalarca tanık olmuştu. Böyle güçlüsü ilk defaydı. Falcının araladığı kapılar
aralarındaki bağı bayağı güçlendirmişti.
“Nereden bileyim?”
59
Sadık Yemni
uyanmıştı. Sık sık Sivas’tan Đstanbul’a gelip onların misafiri oluyorlardı, ama
haklıydılar. Ana evinde bütün ailenin bir araya gelmesi farklı bir hava
yaratmaktaydı. Dize tam bu minvalde bir şey diyeceği sırada arka plandaki
müzik değişti ve ses güçlendi.
“Kimin?”
“Çağ dışı kalma kızım. Nickelback diye bir realite var.”
60
Sıfır: “Seb7a”
61
YEDİNCİ
YEDİNCİ
KAPI
Sıfır: “Seb7a”
denilen çok güzel yüzlü beyaz bir köpeği gezdiren uzun boylu, bembeyaz
saçlı, yaşlı bir adam onları yan gözle süzerek karşı kaldırımda yürümekteydi.
Ilık havaya rağmen sarı bir kaban vardı üzerinde. Görebildikleri kadarıyla
arkalarından gelen bir araba yoktu. Buraya yalnız varabilmek için aldıkları bir
dizi tedbir işe yaramışa benziyordu.
“Bir şişe şarap falan getirseydik yanımızda,” dedi Dize. “Daha bayram
da yeni geçti. Baklava ya da.”
Murat gülümsedi ve, “Bir dahaki sefere artık,” dedi. “Koşuyolu
Caddesi’nde bir polis arkadaşım otururdu. Bazen onun evinde toplanırdık.
Yıllar oldu tabii. Yolum artık hiç düşmüyor bu taraflara.”
Dize etrafına bakınıp içini çekti. “Sence herkesi ektik mi?”
acayip prim yapmıştı haliyle. Ama çok can alıcı bir soru havada asılı
durmaktaydı: Tarık Bey’i nasıl bulmuşlardı?
63
Sadık Yemni
basit bir plan pürüzsüz çalışabilirdi ancak. Murat’ın Beşiktaş’ta bir park
yerinde böyle durumlar için hazır tuttuğu yedek bir arabası vardı.
Bu arada Dize arabada sotada duran telefonla Ege’ye şifreli bir mesaj
çekerek gidecekleri yerin koordinatlarını bildirmişti. Ege dün gece Đstanbul’a
varınca acilen bir şirket toplantısına katılması gerektiği için henüz yüz yüze
64
Sıfır: “Seb7a”
etmişlerdi. Yedinci kurban lafı fasa fiso çıkmıştı. Oturma odasının divanında
oturmuş televizyon seyrederken kalp krizinden ölen atmış yaşındaki Remzi
Dalkırmış isimli bir adam kısa süreliğine de olsa bayağı ünlenmişti. Adam
yıllar önce memurluktan emekli olmuş, tek başına yaşayan biriydi. Görünüşe
“Hoş geldiniz.”
Ünlü banker, iş adamı Cevat Yılmazcan aralık duran kapının ağzında
65
Sadık Yemni
***
nefis bir halı vardı. Dize halının püsküllerinin temizliğine gıptayla baktı. Dev
ekranlı televizyonun karşısındaki duvarda Osman Hamdi’nin Kaplumbağa
66
Sıfır: “Seb7a”
güveniyordu mutlaka.
Dize, Murat’a baktı.
“Nerede kalmıştık?”
Cevat Bey’in elinde tepsi odada belirmesi Dize’de yine benzer
67
Sadık Yemni
Bey onlara çok önemli bir şeyi açıklamak üzereydi. Bunu iliğinde ve
kemiğinde hissetmeye başlamıştı.
“Birim Sıfır hakkında ne biliyorsunuz Cevat Bey?”
68
Sıfır: “Seb7a”
içebileceğini düşündü.
O şey neyse, işte onu gördüm. Burada divanda otururken. Üç kedi
gördüm hemen yanımda. Đkisi duman rengi. Biri sarman. Divanın üstünde.
Üçünün de karnı simsiyahtı. Ne demek oluyor bu? Mısra’nın sözleri beynine
dolunca Dize fincanın dibine bakmaktan vazgeçip kabı ters çevirince dibinin
siyah olduğunu gördü. Sonra bakışları Murat’ın ve Cevat Bey’in fincanlarına
Gözleri yarı aralıktı. Olduğu yere yığılmış kalmış gibiydi. Genç kadın ayağa
kalkmak için davrandı. Ama bu yönelim sadece zihni bir işlemden ibaretti.
Sinir ve kas sisteminin buna aldırdığı yoktu. Cevat Bey, Seb7a katiliydi.
Kahvelerine kahlua marka uyku ilacı ya da öldürücü zehir koymuştu. Kapı
aralayıcı bunu bilerek kendilerini yönlendirmişti. Đşleri bitikti valla.
69
Sadık Yemni
bulunmuyordu. Buzdolabı yarım şişe votka, iki Efes bira ve küflenmek üzere
olan küçük bir parça peynir dışında boştu. Sadece mikrodalga fırında bir
yemek ısıtılmıştı galiba. Isıtılmış ama yenmemişti. Ev anonimdi bayağı yani.
Bunun tek anlamı vardı: Burası bir tuzak yeriydi. Kurulu bir kapandı ve galiba
arkadaşlarını yutmuştu.
Ege kalbini sıkan çaresizlik duygusuyla, ne yapacağını bilemez
iyi anlardı. Böyle bir duruma ilk kez tanık oluyordu. Protokolü bozarak önce
70
Sıfır: “Seb7a”
hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etmişti. Verilen adrese gelmiş, biraz
dışarıda beklemiş, hiçbir mesaj alamayınca kapıyı maymuncukla açarak içeri
girmişti. Üç fincan. Murat, Dize ve davet eden kimse. Murat güvenlik gereği
adamın adını yazmamıştı. Yanlış eve girmiş olabilir miydi? Đçine kuşku
düşmüştü. Murat ve Dize’nin burada olduğunu belli edecek hiçbir şey yoktu.
Ege bunları düşünüp etrafına bakınırken sağ ayağının dibinde minicik
bir kâğıt topçuğu gördü. Daha önce ıskalamıştı demek ki. Eğilip aldı. Belki
hareket eden ayakları ortaya çıkarmıştı.
ama şimdi ne olacaktı? Bu kâğıt onun için bırakılmış bir mesaj mıydı acaba?
Telefonu ‘mesaj alınıyor’ sinyali verince sevinçle yerinden doğruldu.
Elindeki kâğıdı küçük sehpanın üstüne koydu ve telefonuna davrandı.
Ege Merhaba,
Biz şu anda Beylikdüzü’ndeyiz. Adres aşağıda. Tam
biri çeyrek geçe orada ol lütfen.
Şifre: Kaybolan kâğıt.
71
Sadık Yemni
Neredesin?
72
KAPANIŞ
SICAK SONA DEVAM
Sadık Yemni
Elinde levye cinsinden bir şey vardı. Uğraştı, kapak gene açılmadı.
Adam yirmi litre benzinin ikisini yeterince yakabileceğini düşünerek pes etti
ve sağ elinde çanta onlara doğru geldi. Bu arada Dize çoktan işlemi
74
Sıfır: “Seb7a”
“Nişanlını aldı diye mi elinden?” dedi Murat sesine tahrik edici bir ton
vererek.
yapıyorsun bunu.”
“Seb7a’nın günahkârlarla ilgilisi olmadığını pek çok kişi biliyor,” dedi
Dize.
“Se7en filminin de gerçek olmadığını biliyorduk, ama heyecanla
seyrettik,” dedi Cevat kıza göz kırparak. “Đnsanlar hayallerine hitap edeni
sever, benimserler. Kaba saba gerçekliği değil.”
“Asıl amacın ortağını öldürmekti. Kaç kişiyi yaktın bunun için?!” dedi
Murat.
Cevat gülümsedi. “Ne önemi var artık? Millet biraz eğlendi. Yarın
75
Sadık Yemni
Neydi? Nişanlın mı? Senden ayrılmıştı zaten. Kadını kötülemek için bin bir
dümen çevirdin. Neydi ha? Gurur mu? Neydi? Söylesene.”
“Öpeceğim.”
Murat kıza bakarak gülümsedi.
almıştı. Tabancayı kemerine koyarak çantayı almak için eğildi. Murat sinyal
verince ikisi birden hamle ettiler. Adam zekiydi, ama bu işlerin erbabı
değildi. Çantayı onların bulunduğu yerin çok yakınına koymuştu.
Murat mide kaslarını kullanarak adama bir tırpan indirdi. Cevat bir
çığlık atarak yere yuvarlanırken silahına davranmaya çabaladı, ama düşme
hızı nedeniyle bunu yapmak pek kolay bir iş değildi. Murat iki eliyle adamın
kollarını tesirsiz hale getirmeye çabalarken, Dize belindeki silaha uzandı. On
76
Sıfır: “Seb7a”
“N’apıcaz şimdi?”
Murat kıza, ‘Polise telefon edelim,’ diyecekti, ama bunu sese
“Çekilin geriye.”
Murat ve Dize kulaklarından içeri dolan yüksek titreşimli sese uyarak
77
Sadık Yemni
“Şimdi ne olacak?”
Işıklı varlık Dize’ye baktı ve, “Evinize gidin. Gerisini polise bırakın,”
dedi.
“Siz Cemal Fersan mısınız?” diye sordu Dize.
Murat’ın aklını yakan bir soruydu.
“Bir zamanlar. Bir süreliğine ödünç verilmiş bir ışıltıydı.”
Kapı birden kapanınca, koskoca ardiyede dumanı tüten cesetle
***
78
Sıfır: “Seb7a”
Murat, Cevat’ın tabancasını polise ait bir nesne olduğu için üzerindeki
parmak izlerini silip arkada cesedin yakınlarında bir yerde bırakmıştı. Sesin
sahibini tanıdığı için irkilmekle kaldı.
Dize de öyleydi.
“Saatlerce geç kaldın Ege.”
Sarı ceket, siyah kot pantolon ve siyah tişört giymiş uzun boylu adam
onlara doğrulttuğu tabancasını indirip sol bileğindeki kol saatine baktı.
Ardiyenin önündeki sokak lambası beş metre ötedeydi. Arka planda
birkaç yüz metre uzaktaki bir ana yoldan geçen arabalar görünmekteydi.
Ardiye tek katlı bir binaydı. Çıktıkları yer arka tarafındaki park yeriydi. Hemen
yakınlarında burayı gören bir bina yoktu. Cevat Bey kebap olmak için ideal
“Rejisör Avni Bey. Senarist Cevat Bey’in metninden harika bir film
çekti valla.
79
Sadık Yemni
anlatacak mısınız?”
“Sen önce Bakırköy’e niye geç kaldın onu söyle.”
“Hapşuuuuu.”
“Çok yaşa.”
80
Sıfır: “Seb7a”
81
UFAK TEFEK
AYRINTILAR
Sıfır: “Seb7a”
Cem Demir, Cemal Fersan’ı ve Yener Düzgün’ü öldürdü. Cevat Yılmazcan iki
cinayet işledi. Cem Demir ve ortağı Murat Savuşçugil. Seb7a cinayetleri
böyle işlendi ve sonra her şeyi planlayan baş katil nadim olarak intihar etti.
On altı yaşındayken annesini döverek hastanelik ettiği falan haber olacak
birazdan. Yaşı küçük diye ceza almamış. Babası kesenin ağzını açmış. Onun
da rolü var tabii. Ünlü restoranlarda elinde şampanya ve şarap kadehleriyle
poz veren adam sekiz yıl önce karaciğer yetmezliği teşhisiyle askerlikten
sakata ayrılmış. Pek sağlam pabuç değilmiş yani ünlü Cevat Bey’imiz.”
kapandı. Murat ve Dize adlı birilerinin bu işte hiçbir rolü yok. Đntikam alan
ruhlar, aralanan kapılar, kaflua mı, katlusa mı her neyse, kahveye katılan
uyku ilacı da yok. Anlaşıldı mı?”
“Đki milyonluk ödül peki?”
Kenan sağ eliyle bir fallüs sembolü yaptı. “O da yok.”
Sıraselviler’de, geçen sefer bulundukları apartmanın girişinde
durmaktaydılar. Kenan kafelere, barlara güvenmez, bu tür yerlerde
buluşmayı severdi.
“Ne var peki?”
83
Sadık Yemni
öderiz elbet.”
Murat sessiz kalınca Kenan kapının önünden kıkırdayarak geçen iki
84
BERİ
BERİ SÖZ
İki Sadık
Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Her yazarın da bir yazış üslubu...
Ben günde ortalama üç-dört sayfa yazarım. Yılda üç yüz otuz gün falan
çalıştığım için herkes beni hızlı yazan biri gibi algılar. Oysa çalışkan bir
Muhabbet Evi (2006), Durum 429 (2007), Hayal Tozu Gölgecisi (2008)
2009’da: Zaman Tozları (dijital roman), Seb7a (dijital kısa roman),
Ağrıyan (roman).
www.sadikyemni.net
“BĐRĐM SIFIR”
ARALIK’TA BUZUL DÜNYA’DA!
Bu e-kitapta,
Funda Özlem Şeran
Emirhan Burak Aydın
Arif Kubaş
Melik Tahir Şaştım
Hüseyin Emre Coşkun
Onur Selamet
Gökcan Şahin
Ozancan Demirışık
ve Sadık Yemni tarafından yazılan birbirinden keyifli SIFIR
öykülerini okuyabileceksiniz…