You are on page 1of 355

M STSZM

FELSEFE

WALTER T. STACE

Mistisizm ve Felsefe

insan yaynlar : 390 felsefe ve hikmet dizisi : 36 birinci bask: stanbul, ocak 2004 isbn 975-574-378-2 orijinal ad mysticism and philosophy mistisizm ve felsefe vvalter t. stace eviren abdllatif tzer tdzen insan kapak dzeni rdvan kuyumcu bask-cilt kurti matbaas
www.kurrismaibaa.com

insan yaynlar keresteciler sitesi, mehmet akif cad. kestane sok. no: 1 merter/istanbul tel: 0212. 642 74 84 faks: 0212. 554 62 07 www.insanyayinlari.com.tr insan@insanyayinlari.com.tr

Mistisizm ve Felsefe
WALTER T. STACE

eviren:
Abdullatif Tzer

WALTER T. STACE

Anglo-Amerikan deneyci filozof. 1886 Londra doumlu. Dublindeki Trinity Koleji 1908de bitirmi, 1910-1932 yl lan arasnda Seylanda memurlukta bulunmu. Bu srada "A Critical History of Greek Philosophy (London 1920) ve T h e Philosophy of HegelM i yaynlam. 1932de memurluk tan ayrlp Princeton niversitesinde felsefe retimine ba lam. 1955de akademik topluluktan emekli olmu. 1949da Amerikan Felsefe Derneinin bakanln yapmtr. Seylanda yaad yllarda Hinayana Budizmine ilgi duy mutur. Daha sonraki metafizikle ilgili dncelerinde Hi nayana Budizminin etkisini aka yanstmtr. "The Gate of Silence" ve Tim e and Eternity adh eserleri bu ilgi ve etkinin rndr. Ve Stace son olarak, mistisizm ile deneycilii uzlatrmaya almtr. Onun ba yapt "Mysticism and Philosophy"dir.

indekiler
NSZ ..................................................................................................... 7
1. BLM

Aratrmamn n K abulleri ........................................................................ 1 1


1. Bu Aratrma nemlidir ...................................................................1 1 2. Muhammedin Eei..........................................................................16 3. Doalc lk e........................................................................................21 4. Nedensel Farkszlk lkesi................................................................. 28 5. Deneyim ve Yorum ...........................................................................29 6. Kantn Geni Kapsamll.............................................................. 36 2. BLM

Evrensel z Sorunu...................................................................................... 39
1 . Sorunun Mahiyeti............................ ................................................39 2. Grntler ve Sesler Mistik Grngler Deildir......................... 45 3. Ar Duyguculuun nemsiz Grlmesi...................................... 49 4. Bir zme Doru............................................................................ 54 5. Da Dnk Mistisizm..................................................................... 61 6. Snr Durumlar..................................................................................81 7. e Dnk Mistisizm........................................................................84 8 . e Dnk Mistisizm - Bireyselliin zl .......................... 1 1 2 9. Hinayana Budizmi Bir Ayrk mdr? ............................................124 1 0 . Bir tiraz.........................................................................................129 1 1 . Sonu............................................................................................. 133 3. BLM

Nesnel Gnderge Sorunu...........................................................................137


1. Oydalk Argman........................................................................137 2. znetesilik.................................................................................... 149 3. Nesnellik Duygusu......................................................................... 155 4. Mistik Monatlk...........................................................................157 5. Evrensel Ben; ve Vacuum-Plenum (dolu-boluk)........................163 6 . Tanr Szc..............................................................................181 7 . Varln Kendisi Kuram.............................................................185 8 . iirsel Doruluk Kuram.............................................................188

9. Evrensel Benin Konumu.................................................................. 197 10. Alternatif zm ...........................................................................205 4. BLM

Kamutanrclk, kicilik Ve Tekilik ......................................................... 209


1. Kamutanrchk................................................................................. 209 2 . kicilik................................................................................................220 3. kiciliin Eletirisi ............................................................................232 4. Tekilik.............................................................................................. 239 5. Kamutanncln Dorulamas...................................................... 242 5. BLM

Mistisizm ve M antk .................................................................................. 255


1. Mistik Paradokslar..........................................................................255 2. Retoriksel Paradoks Kuram.......................................................... 258 3. Yanl Betimleme Kuram .............................................................. 261 4. ift Yer Kuram............................................................................... 264 5. Belirsizlik Kuram ...........................................................................266 6. Bir itiraz ...........................................................................................269 7 . eliki Kuram Tek Bana Ait zgn Bir Bulu Deildir........... 271 8 . Paradokslarn Felsefi erimleri .................................................... 274 6 . BLM

Mistisizm ve Dil .......................................................................................... 281


1. Sorunun Ortaya Konuu ................................................................ 281 2. Bilimsel Esinlenmeler ddias......................................................... 282 3. Saduyu Kuramlar..........................................................................284 4. Mistik ya da Dinsel Dilin Simgesel Olduu Gr...................288 5. Yeni Bir Kurama Ynelik neriler ............................................... 299 7. BLM

Mistisizm ve lmszlk..........................................................................311
8. BLM

Mistisizm, Ahlk ve Din ............................................................................ 327


1. Mistik Ahlk Kuram..................................................................... 327 2. Mistisizm ve Uygulamada yi Yaam............................................337 3. Mistisizm ve Din ............................................................................ 345 NDEKS.......................................................................................................349

NSZ

I^ | u kitabn amac u soruyu irdelemektir: Mistik diye nitelenen deneyimin felsefenin daha nemli sorunlaryla ne gibi bir ilgisi vardr? Yadsnmas ancak bilgisizlikten kaynaklanan ruh bilimsel bir gerekle ie balyoruz. Baz insanlar zaman zaman, artk mistik diye ayrt edilmekte olan olaan d deneyimler geirmektedir. Bu dene yimler her ada ileri dzeydeki uluslarn yaznlarnda kaytldr veya hi yoksa orada bunlara gndermede bulunulmutur. Ancak mistik terimi bsbtn bulank bir terim olduu iin, nce deneysel olarak ne tip ve ne tr deneyimlere mistik dendiini saptamak, bunlarn ana zel liklerini belirlemek ve snflamak, snfa ait snrlar belli etmek ve ilgi siz tipleri dta brakmak iin alan aratrmamz gerekiyor. Ardndan, seilen ve tanmlanan bu deneyimin ya da zihin hllerinin u gibi so runlara bir k tutup tutmadn soruyoruz: Evrende insandan daha byk bir tinsel varlk (spiritual presence) var mdr? Eer varsa, onun insanla ve genel olarak evrenle nasl bir ilikisi vardr? Mistisizimde benin doas zerine sorunlar, mantk felsefesi, dilin ilevleri, insanln lmszlk isteinin gereklii veya gerek diilii ve son olarak ahlksal ykmlln doas ve kaynaklar ve genel olarak etiin sorunla rna degin aydnlatc bir ey bulabilir miyiz?

8 MSTSZM VE FELSEFE

Son paragrafta Toynbeeden dn aldm tinsel varlk deyii ni kullandm. Bunun stn zellii bulankldr. Yakn zamanlarda halka ak bir konuma yapmakta olan sekin bir fizikiye dinleyicile rinden birisi konuyla ilgisi olmayan Tanrya inanyor musunuz? so rusunu yneltti. O da ok bulank olduu iin bu szc kullanm yorum yantn verdi. Bence bu yanl yantt. Pek belirgin olduu iin Tanr szcn kullanmyorum demeliydi. te tinsel var lk sa n sz etmemin nedeni bu. Sanrm bu da olduka belirgindir. Belirgin olarak yanl olmaktansa belirsiz olarak doru olmak da ha iyidir. Bu aratrma baz ynlerden u soruya koutluk gsterir: Duyu deneyimlerimizin, sz gelii renk duyumlarmzn evrenin mahiyeti ve yaps sorunlaryla ne gibi bir ilgisi vardr? Baz ynlerden kout di yorum. Bu andrmay [duyu deneyimi-mistik deneyim andrmas] ne lde nemseyeceimiz, sorunlarmzdan birisini oluturmakta dr. Bununla beraber, herhangi bir kiinin bu kitabn nsznn dn daki blmleri dikkatle okumadan hemen bu karlatrmay geri e virmeye hakk yoktur; kendisini n yargya mahkm etmek isterse o baka. Ben bir mistik olarak deil bir felsefeci olarak yazyorum. Bu kita bn ele ald mistisizmin ekin blgelerinden herhangi birisinde uzman lk taslamyorum. Her bir blgede o blgenin en byk mistikleri ola rak grdm kiilerden snrl sayda setim ve varglarm esas olarak bunlarn youn bir incelemesine dayandrdm. Ayrca benim felsefeye olan yaklamm bir grgc (deneyci) ve bir zmlemecinin yakla m deildir. Ancak bir grgc olarak her deneyimin kesinlikle duyu deneyimine indirgenebilir olmas gerektiine inanmyorum. Bir zmlemeci olarak da zmlemenin felsefenin biricik ii olduuna inanm yorum. En byk deeri eskiden kurgusal felsefe (speklatif felsefe) denen felsefeye veriyorum, zmlemenin de onun temel bir arac ol duunu dnyorum. zmleme kendisi bakmndan bir ama yap labilmektedir. Ama ben zmlemeyi dorunun bulunmasna ynelik hazrlayc bir adm olarak kullanmay yeliyorum. Mistisizm alanndaki ncellerimin bir ou ya hi eitimli felsefe ci deildi ya da - yle veya byle Anglosakson lkelerde - artk ka

NSZ 9

bul edemeyeceimiz felsef yntemler, dnceler ve deyimlere gre dnmt. Bu lkelerde felsefe yntemleri, ierisinde G. E. M oore'un esas nc olduu kk bir zmre tarafndan yaklak elli yl nce kkten deitirilmiti. Bu kkten deiiklikte gelecekte srekli deer olarak grlmesi olas her ey, u an kendimizi bu alan blm leyen - mantk olgucular, Carnap biimciler, Oxford gnlk dil filozoflar, Wittgensteinc gerek inanrlar - tek yanl rakip zmlemeciler snfndan herhangi birisine yamamadan alnp zmsenebilir. Mistisizm alanndaki ncellerimiz ele aldm konularn ounda bize yardm olacak hibir ey yapmam. Gemiin yol gstericilii olmadan tek bama bir yn izmek zorundaydm. O yzden bu kitap ta neredeyse tamamen yeni gibi grnen, hemen hi dncesizce ol mayan grler vardr. Bunu zgnlkle vnmek iin demiyorum, tersine okuyucularmn zmlerimde bulaca eksikliklerin daha ko lay ho grleceini umuyorum. Aratrmann btn iin gerekli g rnen ama anlald kadaryla ncellerim iin hi byle grnmeyen sorular ortaya atmaktan kendimi alamadm. Bu sorularla bouurken elimden gelenin en iyisini yaptm. unun alt izilmelidir ki bylesi etin bir alanda tantlar, kar tantlar, rtmeler, kesinlikler bekleyemeyiz, mistik aslnda tartmaz. O isel znel kesinlie sahiptir. Ancak bu sadece, s felse feciler iin yeni ve kafa kartrc bir soruna neden olur. yle veya byle, bu alanda en ok bekleyebileceimiz kesin olmayan varsaym lar, akla yatkn fikirlerdir. Elbette ki yalnzca bilim adam olmayanlar bilimin szmona kesinliine inanr. Bilim adamlar kendi zmleri nin ancak varsaymsal olduunu bilirler; bizimkiler de kukusuz ok daha varsaymsal olacaktr. yl ve ardndan bir yl daha burs vermekle Bollingen Vakf bu kitabn yazarn cmerte desteklemitir. Yardmlarndan dolay ken dilerine ok ey borluyum. W. T. S.

Birinci Blm
ARATIRMANIN N KABULLER

1. Bu A ratrm a nemlidir / * i kukusuz duyarl, arbal ve mistisizme eilimli bir filozof t r olan Bertrand Russell, nl bir yazsnda yle diyor: Filozof
olan en gzde kiiler hem bilimin hem de mistisizmin gerekliliini duy mulardr. Ve Russell yle devam eder; hem mistik hem bilim adam olmak kanmca, dnce dnyasnda ulamann olanakl olduu en yksek konumu oluturur. stelik, bu duygu (mistisizm) insanda en iyi olan her ne varsa onun kaynadr.1 Grlecektir ki bu, misti sizmin deeriyle ilgili son derece nemli bir deerlendirmedir. En byk filozoflar ierisinde mistisizmin ve bilimin bu birlikteli inin rnekleri olarak Russell; Heraclitus, Parmenides, Plato ve Spinozann adn anar, ancak bu liste aktr ki yalnzca rneklendirme amacyla yaplmtr ve ayrntl bir liste deildir.
Bertrand Russell, Mysticism and Logic and Other Essays, Longmans, Green & Co., Inc., 1921, ss. 1, 4 ve 12. London,

12 MSTSZM VE FELSEFE

Bylelikle Russell tarafndan felsefenin yerine getirmesi gereken grevler olarak iki soruna iaret edilmi olur. lk olarak, mistisizm ta mamlayc bir e olarak felsefede bu kadar deerli olduu iin, onun filozoflarn dnceleri zerinde mantksal olarak ne kadar etkide bu lunma hakkna sahip olduunu ; ikinci olarak da gerekte onlarn d ncelerini ne kadar etkilediini incelememiz gerekiyor. lki mantk ve dizgesel (sistematik) felsefe sorunudur. kincisi ise felsefe tarihisi nin sorunudur. Bu kitapta bu iki sorundan ilkiyle ilgileneceiz. Kuku yok ki Anglo-Amerikan felsefecilerin byk bir ounluu, eski filozoflarn, bilinli veya bilinsizce, mistisizmden karm ol duklar - zaman gerek deildir, uzam yalnzca bir grntr, yetkin bir Saltk (Mutlak Varlk) vardr ve iyi ile gerek zdetir trnden felsef retilerin kabul edilmemesi gerektiini dnrler. Ancak byle bile olsa, bundan mistisizmden asla hibir inancn karlamaya ca ve btn konunun bir hokus-pokus veya yanlsama olarak bir ke nara atlmas gerektii sonucu kar m? Kesinlikle hayr. Bunu dn mek, btn yanl inan tarzlarnn ilkel bilimde duyu deneyimine da yandrldn grerek, bir bilgi kayna olarak duyu deneyimini red detmek kadar mantksz olurdu. Eer eski filozoflarn mistisizme da yadklar inanlar kabul edilemez ise, o zaman mistik deneyimin baz daha iyi yorumlarnn onlarla yer deitirip deitiremeyeceini sor mamz gerekir, mistik deneyimin duyu deneyimi ile yaplan bu kar latrmas tamamyla yanltc olabilir. Fakat bu, aratrmay kesmek iin kullanlacak bir varsaym deil, aratrmann bir sonucu olmal dr. Dolaysyla bu kitapta karlalacak ilk sorun, mistik deneyimin, duyu deneyimi gibi, herhangi bir nesnel gereklie gndermede bulu nup bulunmad veya yalnzca znel ruh bilimsel bir grng olup olmaddr. Sorunu bir baka biimde de ortaya koyabiliriz. Eer olanakl ise, mistisizmin evren hakknda, zihnin bilimden ve mantksal akldan el de edemeyecei hangi dorulan verir? Sorunu her ne kadar bu ekil de sze dksek de RusselPn yant mistisizmin bize hibir doruyu vermeyeceidir. Yalnzca bilim ve mantksal dnme bize dorular verir. Mistisizmin bize kazandrd ey, mantksal ve bilimsel akl ile ulalan dorulara kar gzel ve soylu duygusal tutumlardr. Rus-

ARATIRMANIN N KABULLER 13

selln bu duruma degin argman ho ama basit bir karlatrmadr. Mistisizmin z, diyor Russell, duygudur. Duygular, zihin d dnya hakknda hibir nesnel doru salamamalar anlamnda zneldirler. Bu yzden mistisizm zneldir ve zihin d dnya hakknda hibir nes nel doru salamaz. Mistisizm, diyor Russell, aslnda evren hak knda inanlan eye dair hemen hemen belirli bir duygu younluu ve derinliinden baka bir ey deildir.2 Duygularn znel olduu iddi asn geelim. Dnya apndaki mistisizm yaznyla ilgili en ufak bir bilgisi olan bir kimsenin, RusselPn mistisizmi yalnzca bir duygu ola rak tanmlamasn kabul etmesi olanakl deildir. Mistikler kendi deneyimlerini yorumlaylarnda yanlg iinde olabilirler. Ama deneyimlerin kendisinin nasl bir ey olduunu RusselFdan daha iyi bilmeleri gerekir. Onlar, btn alglarda olduu gibi, bu deneyimlerin, kendine zg duygusal bir rengi olduunu yadsmamakla beraber duygulardan ok alglara benzediini aralksz syler ler. Her kim de mistik deneyimin znel olduunu kantlamak isterse mistisizme bir duygu znelliinden daha ok bir yanlsama znellii ni ykleyecektir. Russell, mistisizmin znel olduunu ve dnya hakknda hibir doru ortaya koymadn ifade ederek vard sonuta hkl olabilir - bu, tartmamz gereken ana sorunlardan birisi. Ancak, mistik zihin hllerinin duygu olduu yanl ve dikkatsiz ncllere dayandrld iin hi kimse RusselPn basit tasmna kanmamah ve bu yanlgda diretmemeli. Hepsinden te, mistisizmin doruluk deerinin olduu id dialarn bu ekilde zetler gibi bir yana atmaya karar vermeden n ce, onun gerekte ne olduuyla ilgili bir para doru bilgi elde etme ye almalyz. Gelecek blmde bununla ilgili gerek olgulara dair baz aklamalar vermeye alacaz. O zaman bile, mistisizmin bili sel bir deeri olup olmadn belirlemedeki glkleri ve eer bilisel bir deeri varsa bu glklerin nasl son derece aprak, kaygan ve zm zor bir hl aldn greceiz. Bu konular btnyle tart mak nc blmmzn konusu olacaktr. 2 A.g.e:, s. 3.

14 MSTSZM VE FELSEFE

Bu arada unu sylemeliyiz ki mistisizm szc tam anlamyla talihsiz bir szcktr. Bu szck bizde dumanl, dolaysyla sisli, kar mak ya da belirsiz dnce izlenimi uyandrr. Yine bu szck giz ve keramet gsterme, dolaysyla da hokus-pokus anlamn da bizde uyandrr. Mistisizm szc bir ok akademik felsefecinin nyargy la bakt dinle de yakndan ilikilidir. Pek ok mistik kiitanrc (teist) tekiler de kamutanrc (panteist) olmakla birlikte, tanrtanmaz mistiklerin de olduunu renmek bu akademik felsefecilerden baz sna artc gelebilir. Hindistanda ayn grng iin yaygnca kulla nlan AydnlanmaL (anlightment) ya da aydnlatma (illumination) szcklerini kullanabilseydik daha iyi olurdu. Fakat yle grnyor ki tarihsel nedenlerden dolay biz Batda mistisizm szcnde ka rar klmalyz. Tek yapabileceimiz bu szcn uyandrabilecei n yarglarn giderek stesinden gelmeye almaktr. Russelln grlerine gndermede bulunurken onun kendisinin kullanmad znel ve nesnel szcklerini kullandm. Dikkatli ada filozoflar belki belirsizliklerinden dolay bu szcklerden ka nma eilimindedir. Bu szckler zihin kartrc olmaya elverili bir ok farkl anlamlarda kullanlmtr. Ancak hangi anlamda kul landmz gstermek kouluyla bu szckler bu konunun tartld daha sonraki blmlerde bizim iin ok yararl olacaktr. nc blmde burada kastedildii anlamda nesnellik ltn elimden geldiince kesin bir biimde tanmlamaya alacam. Ama bu aa mada soyut tanmlamalar yerine rnekler vererek konuyu belki ye teri derecede aklayabilirim. Bu kitapta sz konusu szckleri, na sl sanrlar ve dlere znel denirken doru duyu algsna nesnel de niyorsa ylece kullanacam. Doru duyu algsnda bilincime ev ad n verdiim bir eyin sunulduunu grdmde bu sunum, benim bilincimden bamsz olarak zihin d dnyada bir yere sahip olan gerek bir evin varln ortaya koymas anlamnda nesneldir. (Bu nun kesin olarak ne anlama geldii ve buna inanmak iin hangi ne denlerimizin olduu bu noktada aratrlmas gereken sorular deil dir). Dmdeki bir evin sunumu, zihin d dnyada byle gerek bir ev olmad iin zneldir. Mistik deneyimin nesnel mi yoks;\ z nel mi olduu sorusunun ortaya kmas bu anlamdadr. Mistik de

ARATIRMANIN N KABULLER 15

neyim, mistiin kendi zihninin dnda olan ve onun bilincinden ba msz olan bir eyi aa vurmakta mdr? Eer vuruyorsa ne tr bir varl aa vurmaktadr? Yukardaki ve yukardakilerle ilikili sorularla ilgili olarak bu ki tapta hangi sonulara varm olursak olalm, bu sonular tmevarmsal veya tmdengelimsel karmlarn konumuna gayet tabi ki sahip olmayacaktr. karmdan daha ok yorum szcn kullan mak daha yerinde olur. Ben, mistik denilen deneyim trlerinin, evre nin mahiyeti hakknda, akll insanlarca kabul edilmesi gerektiinin gsterilebilecei yorumlara, bu yorumlar ister mantksal karmlar olsun isterse olmasn, gtrp gtrmediini incelemeyi neriyorum. Fiziin temel kavramlar, duyu deneyiminin varlndan mantksal olarak karlamayan duyu deneyimi yorumlardr, ama bununla bera ber akll insanlarn kabul etmesi gereken yorumlardr.3 Aslnda bi linten bamsz bir dnyann gerek anlamyla varl, mantksal ola rak kantlanamayan bir duyu deneyimi yorumudur. lk sorunumuz, mistik deneyimin duyu deneyiminin nesnelliine benzer bir biimde nesnel olup olmad sorunu olduuna gre, byle bir sonuca benzer yorumsal bir nitelik verilmi olursa bizi artmamas gerekir. Fakat bir biimde ussal (rasyonel) olarak dorulanmadka hibir sonu ka bul edilemez.4 Sylediimiz gibi aratrmamz tarihsel deil, felsef ve dizgesel dir. RusselPn adn andklarna benzer filozoflarn mistisizmden han gi inanlar kardklar bizim iin ncelikli bir sorun deildir. Temel sorun, daha ok, akll insanlar olarak, eer olanaklysa, hangi inan lar karmamz gerektiidir. Ancak, kukusuz yalnzca ve yalnzca us sal olarak dorulanabilir olup olmadklarn incelemek iin tarihsel
Bu konuda szgelimi Philipp Frankn eserinde aktarlan Einsteinn dncelerine bkz. Einstein: His Life and Times, New York, Alfred A. Knopf, Inc., 1 953, ss. 217-218 Bilimin, felsefenin, etiin, siyasetin vs. gerek dedktif gerek endktif olarak kantlanamayan temel ilkeleri veya kararlarnn rasyonel do rulamas problemi son zamanlarda Profesr James Ward Smith tarafn dan Theme for Reason, Princeton, N .J., Princeton University Press, 1957 adl eserinde ele alnmtr.

16 MSTSZM VE FELSEFE

olarak kabul edilmi inanlar gz nnde tutacaz. Sz gelimi, za man gerek deildir nermesi sklkla mistik deneyime dayanlarak ne srlmtr. Biz kesinlikle, bu szn ne anlama geldiini, ger ek deil szcnn anlaml olduunun anlalabilecei olaan ve ya olaan d herhangi bir anlam olup olmadn; ve yine byle bir nermenin - eer onu anlayabilirsek - mistik deneyimin akla uygun bir yorumu olup olmadm soracaz. Ama tarihle salt tarih adna il gilenmeyeceiz. Bir sonraki kitabmda mistisizmin eskinin byk filo zoflar zerindeki, mistik gelenein felsefe zerindeki gerek etkisini ele almay umut ediyorum. Filozoflarn mistisizmden kardklar grler hakkndaki bu d nceler mistiklerin kendilerinin kendi deneyimlerinden kardklar grlere de ounlukla uygundur. Bu tr bir aratrma, filozoflarmkinden olduu kadar mistiklerin fikirlerinden de bamsz olmaldr. Doal olarak onlarn grleri, en yksek saygya ve ilgiye deer g rlecektir. Ancak, mistiklerin kendi deneyimlerinden karm olduk lar yorumlarn kr krne kabulne bal kalamayz. nk temel de ayn olan deneyimlerin farkl mistiklerce deiik deiik yorumlan dm dnmek akla yatkndr. Asl konu udur: Nasl duyu dene yimleri duyu deneyimine sahip kiilerce yanl yorumlanabiliyorsa, mistik deneyimler de mistiklerce yanl yorumlanabilir. Dolaysyla, onlarn inanlarnn bamsz eletirel bir ekilde incelenmesi ve zmlemesi herhangi bir kimsenin inanlarnn benzer ekilde inceleniindeki kadar zorunludur

2. Muhammedin Eei Daha nce bir yerlerde okumu olduum, genel olarak Muham medin, hibir mistik deneyime sahip olmadan mistisizm hakknda ya zlar yazan bir bilgin veya filozofu bir yk dolusu kitap tayan bir eekle karlatrmasndan sz eden bir yk vardr. Bu ok ho nk teli ve yergili szn, szck anlamyla alndnda ve dtan grnd kadaryla, bilginlerin alkln abartt ve bunun yannda her e ye ramen filozof ve bilginin mistisizm aratrmasna deerli katklar

ARATIRMANIN N KABULLER 17

da bulunabilmesinin olanakl olduu ite bizim aratrmamzn bir n kabuldr. Mistiin, bilginin merakl gzlerine ve felsefecinin sorgulayc ak lna kar gvensizlik beslemesi belki de doaldr. Bu tutum The Cloud of Unknowing adl eserin mehul yazarnca ok ho ifade edil mitir. Bu kitap 14. yzylda yazlmtr ve onun, yazar tarafndan mritlerinden birisinin mistik derin dncenin en st dzeylerine kmasna yardmc olmak amacyla yazldna inanlr. Yazar, mistik yolu sonuna kadar izleme konusunda tam bir niyet tamayan hi kimsenin bu kitab okumamas gerektiine degin sert bir istirham ile balar. Bu kitap, der yazar, ister eitimli ister eitimsiz insan lar olsun, faydasz merak sahibi olanlar iin tasarlanmamtr; ve ya zar onlarn buna burunlarn sokmamalarn mit eder. Yazar, dn yev ne imrenen...bilginlerde olduu gibi ok renme ve yaznsal cambazlk merakna...ve dierlerinin de dalkavukluklarna 5 kar du rur. Ancak mistiklerin hepsi byle bir duyguya kaplmamtr. Biro u bizzat bilgin ve filozof olmutur, sz gelii Plotinus, Erigena, Eckhart ve dierleri gibi. Mistisizmin, dier konular gibi, gerek klgsal gerekse kuramsal bir ilgi uyandrd ortadadr. Klgsal olan, mistik yolu izlemeyi iste yen insann ilgisidir. Kuramsal olan ise, gerek mistisizmde gerekse baka herhangi bir alanda, yalnz bilmeyi arzulayan ve bilgiye yalnz ca bilgi olduu iin deer veren insann ilgisidir. Biraz nce adndan sz edilen yazar byle bir insann kkrtc gdsne merak adn verir. Aristo buna ama diyordu. Fakat kii ister kt tonlamalara sahip bir szc, isterse de ho armlara sahip bir szc kul lansn, kuramsal akln hangi konu olursa olsun bir konuyu irdeleme hakk u zamanda eitimli bir insan tarafndan tartlamaz. Muhammedin eei yksnn ana konusu, olaslkla bilginin mistisizmi incelemeye hibir hakk olmad gibi bir ey deil, daha ok eer hi mistik deneyimi yoksa onun iin bu ii tam anlamyla yapmann olanaksz olduudur. Zaman zaman, nasl doutan kr bir
5 The Cloud of Unknovving, ev. Ira Progoff, New York, The Julian Press, Inc., 1957, ss, 54 ve 79.

18 MSTSZM VE FELSEFE

adama, gzleri gren bir insan ne kadar anlatmaya alrsa alsn, rengin ne gibi bir ey olduunu tasarmlayamazsa, mistik olmayann da, mistik ona ne kadar tanmlamaya alrsa alsn, mistik bir de neyimin nasl bir ey olduunu tasarmlayamad sylenir. O zaman, nasl doutan kr bir insan, ne kadar zeki olursa olsun, k veya renklerin anlalmasna elle tutulur bir katkda bulunamazsa, mistik olmayann da, ne kadar zeki olursa olsun, mistisizm tartmasna de erli bir katkda bulunamayaca ne srlr. En azndan bu iddiann, doutan kr bir insann tasarmlayamad iin k kuramn tartmada psikolojik olarak dezavantajl bir durumda olduu gz nne alnrsa, olduka gl olduu yadsna maz. Mistisizmi tartan mistik olmayan kii de ayn ekilde dezavan tajl durumda alr. Ancak, kr bir adamn k ve renk fiziine, sz gelii bir zamanlarn can alc sorunu olan n parack kuram ile dalga kuram arasndaki tartmaya katkda bulunmasnn olanaksz olduunu sylemek akla uygun deildir. nk fizikilerin gereksi nim duyduklar ey, n deneysel ieriini bilmek deil, onun yap sn anlamaktr. Tipik mistik deneyimin, n tersine, yapsnn olma d, yani biimsiz olduu sylendii iin bu karlatrma o kadar da zorlanamaz. Ama bu karlatrma, kr adamn k kuramn tar tmasnn olanakszlndan karlarak ne srlen bu argmann, byle bir olanakszln olduu ak seik olmad iin, iletilmeye bi le balanlamayacan gsterir. Bir mistik olduunu aka sylemeyen filozofun mistisizm hak knda kayda deer hibir ey syleyemeyecei grne kar una iaret edilmelidir ki, byle olan pek ok filozof gerekte kayda deer eyler yapmtr. Hemen aklmza William James, J.B . Pratt, Dean Inge ve Rudolf Otto adlar gelir, ve eer yaplmaya deer olsayd ku kusuz birisi kalkp byle durumlarn uzun bir listesini karabilirdi. Onlarn yazdklarnn baka bilginler tarafndan deerli olduklar d nlse de bir mistik iin asla bir deer tamayaca sylenebilir. Bel ki bunun mistiin tinsel (spiritual; manev) yaamnn klgsal boyu tunda bir deeri olmayabilir. Ama mistiin kendisi, Plotinus ve dier biroklarnn yaptklar gibi, mistisizm kuram ve felsefesine ilgi du yuyorsa, onun mistisizm hakkndaki felsef dncelerinin mistik ol

ARATIRMANIN N KABULLER 19

mayan birinin zmlemeci ve kurgusal glerinden yardm almama s iin hibir neden yoktur. William Jamesin durumuna biraz daha yakndan bakmamz ya rarl olacak. Kendisi hakknda o, yapsnn onu mistik hlleri yaa maktan neredeyse btnyle yoksun braktn, dolaysyla bu hller den ancak ikinci elden sz edebildiini yazar. Sonu olarak o, ok de erli bir eyler sunma enginlii hakkndaki kukusunu alak gnll lkle dile getirir.6 Buna ramen onun bu konuya katksnn gerekte ok byk nem tadnn nasl yadsnabileceim anlamyorum. Bu nun nemli nedenlerinden birisi, akas, James hibir mistik hl ya amam olsa bile, yaradl ynyle duygudalnn ok gl olma sdr. Bu da, mistik olmayan bir felsefeci tarafndan bile olsa misti sizme duyulan duygudaln kendisine mistik zihin hllerini kavra mak iin bir l ve dolaysyla onu ele alma yetenei kazandrabile ceini gsterir. Btn insanlarn ya da insanlarn byk ounluu nun u veya bu anlamda znl olarak mistik olduklar ya da gelime mi mistik olduklar, bununla birlikte hepimizde mistik bilincin bilindnn derinlerinde gml olup zihnimizin st yzeylerinde, mistikdeki daha ak belirtilere karlk, yalnzca belirsiz duyguda hisler klnda grnd hep sylenmektedir. Yaygn bir basmaka lp sz kullanacak olursak, mistik, konutuu zaman, onun sznde ki bir ey, daha duyguda ve duyarl muhataplarnn ruhunda zil a lar. Bununla birlikte yanszl ve nesnellii zedeleyecei iin duygu da tutumun felsef bir aratrmada uygun olmayaca ileri srlebilir. Duygudalk, mistiin dier insanlar iin olanakl olmayan gerekliin doas ile ilgili bir bilgiyi deneyimiyle elde ettii iddiasn kolayca ka bul etme yatknl dourabilir. Bu argmann arkas udur: Felsefeci duygular deil sadece akl tarafndan ynetilmelidir. Kukusuz, ok fazla olmamakla birlikte bu iddiada bir para doruluk pay vardr. nk duygular olmayan bir insan dnlemez. Bu yzden hibir insan bir hesap makinesi gibi tamamen yansz olamaz. Eer bir ele 6 William James, The Varieties of Religious Experience, New York, Modern Library, Inc., s. 370.

2 0 MSTSZM VE FELSEFE

tirmen, filozofun duyguda bir tutumdan kanmas gerektiini syl yorsa, elbette dier taraf iin eit derecede n yargl olacak duyguda olmayan ya da dmanca bir tutum salk vermiyordun yleyse tama myla yansz bir tutuma m sahip olmalyz? Ancak yansz bir tutum konuya btnyle ilgisizlie gtrecektir. Bana yle geliyor ki Russell bu konudaki son sz sylemitir. Bir filozofu incelerken, diyor Russell, doru tutum ne yceltme ne de aalamadr, tersine nce likle o kiinin kuramlarnda inanmaya yatkn olduu eyi bilmek ola nakl oluncaya kadar bir tr varsayml duygudalktr, ancak bundan sonra eletirel bir tutum iin iine girer.7 Mistik olamayan filozofun kendinden yana ileri srebilecei dier bir husus vardr ki o da mistiklerin kendilerinin felsefe yapmalartdtr . Onlar felsefe yaparlarken akl alanna inerler ve dolaysyla aklsal eletiri ve zmlemeden kaamazlar. Onlar felsefecinin alanna teca vz edemezler ve ayn zamanda felsefecinin onlarn felsef iddialarn ele alma hakkn geri eviremezler. Eer onlar kendilerini zel trden deneyimlerinin betimi ile snrlam olsalard byle bir deneyimi ol mayan felsefeci, bu szlerin genellikle mistik tarafndan ortaya konan daha baka szlerle, yani onun deneyiminin anlatlamaz ve betimlenemez olduu szyle nasl uzlatn sormaya hak sahibi olmas dn da onlarn szlerini eletiremezdi. Mistikler dnya zerine, gerekli in doas zerine, deer yarglarnn konumu ve kayna zerine ge nel felsef karmlarda bulunmaktadrlar. Bu konularn tamam felse fecinin yasal alanna girer. Sz gelii mistikler zaman gerek deil dir veya yalnzca bir grntr ya da bir yanlsamadr ifadesin de bulunurlar. Felsefecinin bu trden nermeleri inceleme, zmle me ve gerekirse yanl kabul etme yetkisinin olmad ileri srlemez. Ayn zamanda mistikler bu trden genel fakat soyutlanm felsef nermeleri ard ardna sralamay uzattka uzatrlar. stelik douda mistikler daha ileri gitmiler ve kendi mistik deneyimlerine dayal ku sursuz felsef dizgeler kurmulardr. Aka ortadadr ki onlar bunu yaparken dier btn filozoflara kendi dizgelerini inceleme ve deer lendirme hakkn vermilerdir. Daha nce belirttiimiz zere mistik 7 Bertrand Russell, A History of Western Philosophy, New York, Simon and Schuster, Inc., 1945, s. 39.

ARATIRMANIN N KABULLER 21

deneyimi olmayan filozof mistiin deneyimlerinin betimlerini ikinci elden almak zorunda kalmak gibi bir ruh bilimsel dezavantaja sahip tir. Anlatlamaz olduu sylense de byle bir hayli betim vardr. Fel sefeci duyguda imgelemenin kendisine kazandrd kavraylarla olanakl olduu kadaryla dezavantajl durumunun stesinden gelme ye almaldr.

3. Doalc lke
En azndan yntemsel bir koyut (postulat) olarak doa yasasnn yetkesinin evrensel olduunu kabul ediyoruz. Bu, btn plak gzle grlebilir varlklarn ve mekn-zaman dnyasnda gerekleen btn olaylarn ayrksz doal nedenlerle aklanabilir olduu anlamna gelir. yleyse imdi bu doalc (natralist) ilkenin ierdii baz eyleri incelemeli ve bunun yannda iermedii birka eye de dikkat ekme liyiz. Anlattmz biimiyle bu ilke btn plak gzle grlebilir olaylara uygulanabilirdir. Bunlar, bu kitapta zerinde duracamz tek olaylardr. Bu yzden nkleer fizikteki belirsizlik ilkesini dikkate al mamz gerekmiyor. Bunun yannda plak gzle grlebilir dnyada ki doa yasalar istatikseldir, saltk deildir denmesinin bizim amz dan bir deiiklik yaratmas gerekmez. Bir milyonda bir, suyun yuka r doru akmas olasl gz ard edilebilir. Doalc ilkenin zgr isten konusuyla hibir ilikisi yoktur. lke nin imledii ey belirlenimcilik ise belirlenimcilik zgr isten ile tu tarszlk gstermez, belirlenmezciliin ise buna hibir yarar yoktur. Bu konuyu bir baka yerde uzun uzadya ele aldm, burada yineleme yeceim.8 Doalc ilke, olaylarn doal ileyiinde yer yer kopukluklarn ve ya doast bir varlk tarafndan gelge ie karmalarn olduuna inanmay yasaklar. David Hume tans, doa yasalarnn bozulmas
Bkz. Walter T. Stace, Religion and the Modern Mind, Philadelphia, J. B. Lippincott Company, 1952, ss. 248 -2 5 8 .

22 MSTSZM VE FELSEFE

olarak tanmlamtr. Bizim ilkemiz, bu ekildeki kesin tanmyla tan sn ye yer gerekletiini kabul etmez. Ancak, doalclk ile tutar szlk gstermeyecek daha gevek ve daha serbest baka tansk anla ylar olabilir. Sz gelimi, Profesr Broad fiziksel aratrmaya ilikin baz zel amalar iin, tans doa yasalarndaki ayrklklar deil, ki mi belirli saduyu ngrlerindeki ayrklklar olan olaylar olarak ta nmlamtr.9 Lourdesteki sz edilen tansklar, u anda bilemediimiz doa yasalaryla olduka iyi bir biimde aklanabilir. - Bir ok dinsel bu nalmlar iine alabilecek trden- derin duygusal rahatszlklara, o unlukla organizmadaki nemli fiziksel deiikliklerin elik ettii, her ne kadar byle olaylarn yasalarn henz formle edemiyor olsak da, iyi bilinmektedir. Benzer dnceler bazen dinsel dehalara yklenen saaltma gcne de iliir. Ancak, yasann edimsel bozuluu olarak ta nmlanmas durumunda tansklara kar, Humeun kullanm oldu undan daha da gl bir argman kullanabiliriz. Bir olay ne kadar artc veya ne kadar allmn zerinde olursa olsun, btn ynle riyle bilinceye kadar, bu olayn doa yasasnn bozuluu olduunu ne srmek iin asla yeterli nedenlerimiz olamaz. Bilmediimiz her hangibir yasa gereken aklamay salayabileceinden dolay, evrendeki btn doa yasalarn btnyle bildiimizden ve rendiimizden emin olmadka bu iddiada bulunamayz. Eer yakar, - belki de hibir eitimli tanr bilimcinin (teolog) u anda bunu anlamayaca zere - olaylarn doal gidiatn deitir mek amacyla Tanrya kar yaplan bir dilek olarak anlalrsa, bu e kilde yorumlanm yakarn etkili olacana inanamayz. rnein, kuraklk zamannda yamur yadrmak iin yaplan yakarlar sama dr, nk havann nasl olacan sadece hava bilimsel koullar belir ler. Elbette, dilek niteliinde olsalar bile, kimi durumlarda yakarla rn kendisi, istenen deiiklikleri gerekletirmede byk bir yol ala bilir. stenen ey d dnyada deil de kalpte, zihinde ve hatta yakarann bedeninde gerekleecek bir deiim ise bunun gereklemesi
9 C. D. Broad, Religion, Philosophy and Psychical Research, New York, Harcourt, Brace and Company, 1953, I. Blm.

ARATIRMANIN N KABULLER 23

olasdr. Salk veya daha ok ahlksal veya tinsel g iin yaplan ya karlar, /akarana bir karlk gibi grnen umutlar ve moral dzgn l gibi ruh bilimsel olaylar zincirini harekete geirecektir. Bu, her hangi bir ruhbilimcinin bekleyebilecei bir eydir ve kukusuz hibir ekilde tansksal, hatta artc deildir. Fakat mistisizm tarihi yakar iin, biraz nce anlan olduka y zeysel dncelerden ok daha derinlikli bir dorulama sunar. Hristiyan mistiklerce anlald zere yakarlar ya da dua ncelikle mistiklerin tanrsal bir varlk olarak grdkleri eye katlmalar (communion) veya onunla bir olmalarn (union) amalar; dualar, elbette byle bir birliin mistik tarafndan insanolunun isteyebile cei en yksek iyilik olarak grlmesi ayr- iyilik iin yneltilen di lekler deildin Byle dualar arzu edilen mistik bilin amacna gt ren tinsel altrmalar merdiveninin basamaklarn oluturur. Dier leri arasnda Avilal Azize Teresa srasyla ve birer birer bu admlar iin verdii ayrntl alamalarla nldr. Herkese bilinmektedir ki mistik hlleri douran soluk altrmalar vardr. Ayn ekilde g rnrde ayn amala giriilen bir ok zihinsel altrma, belli trden sk dzen altna alnm meditasyon ve konsantrasyon biimleri vardr. Yakar, adamakll anlald takdirde, mistik deneyimleri elde etmek iin gsterilen bu tinsel abalarn baka bir addr. Bir kayra istei olarak anlalan yakar, yalnzca gerek yakarn yay gn bir bozulmu biimidir. Doalc ilkenin zdekilikle kartrlmas veya onun zdekilii ierdiinin sanlmas bu ilkenin yanl anlalmasdr. Doalclk d ncelerin ve genel olarak ruh bilimsel olaylarn zdeksel olmadn ne sren Kartezyen dnceyle bir tutarszlk gstermez. nk ruh bilimsel olaylar fiziksel olmasalar bile fiziksel olaylarn fiziksel yasa larca ynetilmesi gibi kat bir biimde ruh bilimsel yasalar veya ruh fi ziksel yasalarca ynetilirler. Doalc ilke mekn-zaman dnyasnn dnda veya tesinde - dnda ve tesinde mecazlar ne anlama gelirse gelsin- olan en temel gereklikle veya Salta veya bir Tanrya inanla uyum suzluk gstermez. Bu ilkenin tek gerektirdii ey, byle bir varlk ve ya gerekliin doal dzenin nedensel srekliliini bozmayacak ol

2 4 MSTSZM VE FELSEFE

masdr. Sz gelii bu ilke Hegel veya Bradleyin felsef dizgeleri ile uyumludur. Byle dizgelerin gnmz felsef dnce ikliminde ok fazla albenisi yoktur. Ancak, onlar geri evirenler, onlarn doalc la ters dmelerinden dolay deil genellikle grgc veya olgucu nedenlerle geri evirirler. Onlarn doalc ilkeye kart olmadklar bu ilkenin tanmndan, yani mekn -zaman dnyasndaki her ey ve olay ayrksz doal nedenlerle aklanabilirdir, nermesinden aka ortaya kacaktr. u anda bizim iin en nemli soru, doalc ilkenin mistisizmle ne gibi bir ilikisinin olduunu ve bu ilkenin dourduu felsef sorunlar anlamaktr. ncelikle doalclk, bir insan zihnindeki mistik hllerin balangcnn doal nedenlerin sonular olduunu ve hibir biimde yasann yetkesine bir ayrklk oluturmayacan imlemektedir. Bu g rn yalnzca bu kitabn yazar tarafndan deil, bir ok mistik tara fndan da kabul edilmekte olduuna dikkat ekmek nemlidir. Sz gelii, R.M . Bucke Cosmic Consciousness adl eserini, kendisinde bek lentisi iinde deilken ve istenmeden gerekleen ani bir mistik aydn lanmann dorudan bir sonucu olarak yazmtr. Kozmik bilin, onun mistik deneyim iin koyduu bir addr. Bucke unu yazar: Koz mik bilince. . . - doal geliimden baka bir eymi gibi - doast ve ya olaanst bir anlamda gerekleen bir ey olarak baklmamal.10 Bu grle balantl olarak Bucke, byle bir bilincin u anda insan t rnde -olaan evrimsel ilkelere gre - evrim srecinde olduunu ve ne olursa olsun bir gn insan soyunun byk bir ounluunun ruh bilimsel durumu hline geleceini ne srer. Herhangi bir kimse bel ki bu en son anlan uzgry temelsiz olarak deerlendirebilir, fakat en azndan bu, Buckenin doalcla sk balln gsterir. Ayn ruh hliyle Bucke, photismlerin - her zaman olmasa da bazen mistik bi lincin balangcna elik eden znel olmakla birlikte yar fiziksel bir n alglanmas - beyindeki yeniden molekler dzenlenmelerin bir sonucu olduunu kabul etmekle onun doal bir aklamasn da su nar.11 Bir dier doa mistii olan ve dnem dnem aydnlanma hl
10 R. M. Bucke, Cosmic Consciousness, New York, E. P Dutton 8c Co., Inc., s. 12.

11

A.g.e., s. 345.

ARATIRMANIN N KABULLER 25

lerini yaayan Edvvard Carpenter da her yerde, mistik hllerin doa st veya tansksal olduunu yalanlar. Ona gre bu hller, olaan ruh bilimsel evrim yasalarna bamldr.12 Kukusuz bu grler, kendi deneyimlerini Tanrnn doast bir kayras olarak gren Azize Teresa, Crosslu Aziz John ve Heinrich Suso ve daha pek ok Orta a Hristiyan mistikleri tarafndan sk sk di le getirilen dncelerle atacaktr. Ancak, onlarn birer mistik ola rak gze arpan byklklerini ve mistik deneyimin grngsel ana zellikleri konusundaki (izleyen blmlerde sk sk zerine dayanarak aklamalarda bulunacamz) tanklklarnn genel nemini kabul et mekle birlikte, onlarn bu deneyimlerle ilgili tanr bilimsel (teolojik) ve felsef yorumlarn titizlikle incelemeden ve zmlemeden kabul edemeyiz. Onlarn yaadklar bilim ncesi a ve - en azndan Azize Teresann durumunda - eletirel yetenek eksiklikleri gz nne aln dnda, yasann evrensel yetkesi ilkesini anlamam veya kabul etme mi olmalar artc deildir. yleyse mistik bilincin kkeninin bu bilince sahip olanlarn ruh bilimsel ve fizyolojik yaplar ile amlanabilir olduunu kabul edebi liriz. Bununla beraber bu hususun, mistik bilincin ne srlen bilisel nitelii, znellii ya da nesnellii, evrenin mahiyeti hakkndaki do rular ortaya koyma iddias sorunlaryla hibir bann olmadn an lamak son derece nemlidir. nk fizyolojik ve ruh bilimsel n ko ullarn belirleyicilii duyu deneyimi ve btn nsan bilincin de ana zelliidir. Bir nesnenin gzle grlmesi ruh bilimsel art alan, alkan lklar ve beklentiler tarafndan olduu kadar gzn yaps ve sinir sis temi durumu tarafndan da belirlenir. Yine bir geometricinin akl y rtme ilemleri olaslkla, nce gelen bedensel ve zihinsel sreler ta rafndan koullanr. Buna ramen hi kimse duyu algsnn ve akl y rtmenin d dnya hakknda bir takm dorular bize verdiinden kuku duymaz. Grsel alglarn, bu alglar gzler ve optik sinirler ol madan gereklemeyeceklerinden dolay, yanltc olmas gerektiini dnmek ne kadar akla uygun ise, mistik alglarn da beyin ve sinir
12 Edvvard Carpenter, From Adams Peak to Elephanta, ss. 242 -2 4 6 , R. M. Bucke tarafndan aktarld gibi.

2 6 MSTSZM VE FELSEFE

sistemleri olmadan gereklemeyeceklerinden dolay yanltc olduu nu sylemek o kadar akla uygundur. Denebilir ki duyu alglar, organizmann yaps veya durumu ile yalnzca ksmen nedenlidir, duyu alglarnn dier asl nedeni olan ks m ise d dnyadan gelen uyarclardr; oysa mistik zihin durumlar na baktmzda onlarn btnyle organik ve psiik nedenlerin so nular olmadklarn; ve bu farklln, duyu alglarnn, bu alglarn nedenlerinden birisi d uyarclar olduu iin, nesnel bir gndergeye sahip olduunu duraksamakszn kabul ederken, mistik hllerin salt olarak znel olduklarn dnmemizde bizi dorulayan ey olduu nu varsaymak iin hibir neden yoktur. Ne var ki bu argman geerli deildir. Duyu algs rneinde d uyarcnn varl duyu deneyiminden bamsz olarak bilinemez. On larn varl, bu deneyimin bir yorumudur. Dolaysyla bu bakmdan duyu deneyimi ile mistik deneyim ayn konumdadr. Her iki durum da da onlarn gndermede bulunduklar nesnel eylerin varl, dene yimin yorumundan daha baka bir ey deildir. Eer gz, kulak ve be yin olmadan zdeksel (madd) nesneleri alglayamayacamz gerei bizi duyu deneyimlerinin nesnel gndergeye sahip olduu yorumunu yapmaktan alkoymuyorsa, kendine has fizyolojik dzenei olmadan mistik deneyim geiremeyeceimiz gereinin bizi bunun znel bir yanlsamadan baka bir ey olamayaca sonucuna da vardrtmas ge rekmiyor. Aratrmamzn, mistik deneyimin, Plotinusun Biri veya Vedantann Evrensel Beni veyahut kiitanrclarn (teistlerin) Tanrsna benzer bir Saltkn gerekliini aa karmas anlamnda nesnel ol duu inancn onaylamas durumunda, bunun doalc ilkeyle eliece i bize kar ileri srlebilir. nk o zaman biz mistik deneyimin ne deninin ksmen organik olaylar, ksmen de Saltk olduunu ve bunun da doa dndan bir nedenin etkisini kabul etmek olacan sylemek zorunda kalacazdr. Fakat ayn ey fiziksel alglarn nedeninin elekt ronlar, dalgalar vs.nin olmas iin de sylenebilir. nk doa yasa lar, gzlemlenebilir grngler (fenomenler) arasnda, sz gelii gz lemlenebilir bir soukluk durumu ve gzlemlenebilir bir su donmas arasnda geerli olan ilikilerdir. Ancak, fizikinin paracklar ve dal

ARATIRMANIN N KABULLER 2 7

galan, Saltk iin sylenildii gibi ayn ekilde - elbette nkleer olay larn konumu Saltknkinden btnyle farkl olsa da - dnyann grngsel yzeyinin dnda ve arkasnda kalr. Her iki durumda da ne densel izginin - neden, her bir durum iin kullanlabilecek doru bir szck ise - bir eit elemesini grmekteyiz. Her iki durumda da ne denlerden birisi, dnyann grngsel yzeyi boyutunca ilerler, dier izgi de buraya yzeyin arkasndan ve doru alarla gelir. Byleyken bile eletirmenimiz, doal dzenin dnda bir Saltkn varln kabul etmenin doalc ilkeyle ters dtn ileri srebilir. Fakat bu blmn ilk paragrafnda tanmladmz zere doalc ilke, yalnzca doada yasann evrensel yetkesini bir koyut olarak ortaya koyar. Her ne kadar inaksal (dogmatik) doalclk tersini yapsa da bu ilke, doa d bir gerekliin olumsalln yadsmaz. Gerekten de Plotinusun Biri veya Evrensel bir Ben veyahut tanrsal bir Varlk do aya akn olacaktr. Ancak una dikkat ekilmelidir ki bu gereklik, yaygn olarak anlald zere szcn, gelge gnll ve kiilik zelliklerine sahip bir Tanr veya tanrlar veyahut da ruhlarn her e ye burnunu sokan ie karmalarn ifade etmesi anlamnda doas t olmayacaktr. Bu da, daha nce kabul ettiimiz gibi doalc ilke nin yasaklad bir eydir. Genelde bo inanca dayal anlald bii miyle doast olmayan doa d bir gereklik ya da gerekliklerin olabilecei, Eflatunun biimler dnyas diye ifade ettii eye dik katle baktmzda daha da anlalr olacaktr. Aristonunkinden ayr olan bu biimler mekn-zaman dnyasnn dndadrlar, ama onlara doast varlklar demek dilin yanl bir kullanm olacaktr. Elbette burada biz mistik deneyimin gerekte nesnel bir gndergesinin olduunu tartmyoruz. Bu, daha sonraki blmlerde incele memiz gereken ana sorunlardan birisidir. Buradaki asl nokta sadece, doalc ilkenin konuyu ak ulu brakt ve buna sonraki aratrmay la karar verileceidir. Bu ilke, mistin, deneyiminin gereklikle ilgili dorular kendisine at iddiasnn karsnda olan bir gr asla nceden karara balamaz.

28 MSTSZM VE FELSEFE

4 . N edensel Farkszlk lkesi


Nedensel farkszlk ilkesi udur: X kiisi szm ona bir mistik deneyimine, Y kiisi de Vj mistik deneyimine sahipse, X ve Y nin ver mi olduklar betimlerden anlalabildii kadaryla Pj/in grngsel zellikleri P 2 nin grngsel zelliklerine bsbtn benziyorsa, o za man bu iki deneyim yalnz ayr nedensel koullardan doduklar iin iki farkl trden deneyim gibi grlemez - sz gelii birisi gerek bir mistik deneyim iken dierinin olmad sylenemez. Bu ilke, mantksal olarak apak grnmektedir. u anda bu belki o kadar nemli deildir ve yerleik olgular iin geni bir uygulamas yoktur. Fakat gelecekte nemli olabilir. Bu ilkeyi burada tantyorum, nk zaman zaman mistik deneyimlere meskalin, lizerjik asit vb. uyuturucularn neden olduu ne srlmektedir. Dier yandan, mistik hlleri olaslkla uzun yllara yaylan uzun ve yorucu tinsel uy gulamalar, oru, tapn veya byk moral abalarn sonucunda yaa yanlar, bir uyuturucunun gerek bir mistik deneyim dourabilece ini kabul etmeme eilimindedirler veya hi yoksa byle uygulamala ra ve byle bir iddiaya ho bakmazlar. lkemiz unu sylyor: Eer iki deneyimin grngsel betimleri anlalabildii kadaryla birbirinden ayrt edilemiyorsa, o zaman bunlardan birisi gerek deneyim olduu takdirde dierinin de gerek bir deneyim olaca yadsnamaz. Bu iki deneyimden birisi ikinci dereceden bir ncelie sahip olmasna ve kendisine dncesiz ve dnyev komusunun hak etmek iin hibir ey yapmad hlde mistik bilince bir hap yutarak ulat sylenen bir zahit, bir ermi ya da tinsel bir kahramann hakl olarak rahatsz lk duymasna ramen bu byle olacaktr. Fakat yine de sorulmas gereken bir soru vardr ki o da, gerekte herhangi bir meskalin deneyiminin, ilkemizin deneysel uygulamasn tek kendisinde bulduu ermiin deneyimine znl bir biimde ben zer olup olmad ya da ondan ayrt edilebilip edilemeyeceidir. Bu soruya degin dncem, bu uyuturucularn etkileri konusunda ken dimizden emin bir yant verebilmek iin henz yeterince bilgimizin olmaddr. Tbb bak asndan olduu kadar tinsel bak asndan da u an bu tr ilalar zerinde nemli deneyler yaplmaya devam et

ARATIRMANIN N KABULLER 29

mektedir ve biz de bu sonular beklemek zorundayz. Tek bir kestirmede bulunulabilir. la kaynakl deneyim belki baz durumlarda ayrt edilemez biimde da dnk mistik deneyim trne benzeyebilir, ama ok daha nemli olan ie dnk deneyim trne benzemesi hi olanakl deildir. Bu ayrm daha sonra aklanacak. Bu arada sz konusu sorun, vardmz eitli sonular destekle mek iin alntlanan ok saydaki grngsel betimlerin hepsinin iin de, meskalin alnmas sonucu gerekleen bir deneyimin betimlendii yalnzca tek bir rnek olduu iin, bu kitapta ok fazla nem tama maktadr. Bu tek rnekteki gerekleen deneyim, kukusuz, ila alma yan daha geleneksel mistiklerin anlattklar da dnk deneyim tr ne benzemekte ve dorusu bundan ayrt edilemez grnmektedir. S ras geldiinde bu tek rnei gstereceim. Bu konunun nemli bir kayp olmadan vardmz sonulan zerine dayayacamz bir yn tankla braklmas son derece yerinde olabilirdi ve bu iin oraya b raklmas bu sonular etkilemezdi. lkemizin gsterebileceimiz ikinci uygulamas, Jacob Boehmenin yaamndaki nl mistik aydnlanma dneminin kincisiy le balantl olarak ortaya kar. Bu ikinci aydnlanmann, parlak bir diske bakmaktan kaynakland sylenmektedir.13 Parlak bir yzeye bakma, ila alma gibi mistik deneyimin aa dzeyde ve tinsel olma yan bir nedensel koulu gibi grnmektedir. Yine de inanyorum ki hi kimse, Jacob Boehmenin gerek bir mistik olduunu yadsmayacaktr.

5. Deneyim ve Yorum
Mistik deneyimin kendisi ile onun zerine giydirilen kavramsal yorum arasnda bir ayrm yapmann olanakl olduu kadar nemli ol duu aratrmamzn bir n kabuldr. Bu, duyu deneyimi ile yorumu arasnda yaplabilecek ayrma benzemektedir. Ve bu benzeme, nce
13 Bkz. Evelyn Underhill, Mysticism, karton kapak basm, New York, Meridian Books, Inc., 1955, s.255.

30 MSTSZM VE FELSEFE

leri dikkat ektiim mistik deneyim ile duyu deneyimi arasndaki kar latrmann ounlukla yanltc olmas zelliine ramen geerlidir ve yararldr. Her iki durumda da salt deneyimi ayrmak her hlde olanaksz dn Bununla birlikte, kesinlikle yorumdan bsbtn bamsz bir du yu deneyimi bulamyor olsak da, duyumun bir ey, kavramsal yoru munun bir baka ey olduundan hemen hi kuku duyulamaz. Daha ak sylemek gerekirse, bunlar tamamen ayrlabilir olmasalar da ayrt edilebilirler. Londra'da Madame Tussaudun giriindeki balmumundan yaplm bir polis heykeli ile tokalamaya kalkan Amerikal ziyareti hakknda doruluu kesin olmamakla birlikte ok iyi bilinen bir anekdot vardr. Eer byle bir olay gereklemise, bu, ziyareti nin ilkin canl bir polis olarak yanl yorumlad ve arkasndan bal mumu betisi olarak doru yorumlad bir duyu deneyimi geirmi ol masndan dolay gereklemitir. imdi yazm olduum cmle anla lr ise bu, bir yorumun bir deneyimden ayrt edilebileceini gsterir; yoksa tek bir deneyimin iki yorumu olamazd. Hibir zaman yorum dan bamsz bir deneyimin olamayaca ve hatta byle salt bir dene yimin ruh bilimsel adan olanaksz olaca doru olsa da birbirini iz leyen iki yorum yaplmtr. Kukusuz girite grlen zgn bir ey hemen, bir eit renge ve genel bir insan biimine sahip zdeksel bir nesne olarak tannmtr. Ve bu durum duyumlar kmeleyen kavram larn uygulanmasn gerektirdii iin, batan beri bir derece yorum vardr. Bsbtn yorumsuz bir deneyime hibir zaman rastlayamayacamz doru olsa bile, deneyim ile yorum arasnda akla uygun bir ayrmn olduunu sylemek salam bir dnce gibi grnyor. Ayr ca, ne kadar kaba olursa olsun bu ayrm, klgsal yaantmzda her gn kullanlmaktadr ve bu ayrm olmadan anlamamz ok gtr. M ah kemede bir tana karmlardan ve yorumlardan kanarak sadece edimsel olarak grd eye tanklk etmesi gerektii sylenir. Tan n davaly suc mahallinde grdn sylemesi durumunda M ili gi bi baz felsefeciler btn tanklarn gerekte renkli bir yzey grd n ve buna daval denmesinin bir karma kaplmak olacan iddia etmekte diretse de, mahkemelerde tana yaplan bu uyar nemlidir ve olduka iyi iler.

ARATIRMANIN N KABULLER 31

Mistik deneyim ile yorumu arasnda da kout bir ayrm yapmamz gerekir. Fakat burada da ak bir ayrm yapmay bekleyemeyiz. Bir mistiin kendi deneyimiyle ilgili betimleyici aklamasndan hangi ksmnn edimsel deneyimlenmi ksm olarak deerlendirilmesi ge rektiini ve hangi ksmnn onun yorumu olarak alnmas gerektiini belirleme gl aslnda, duyu deneyimi durumunda buna karlk gelen ayn glkten ok daha fazladr. Her eye ramen bu ayrmn kabul edilmesi, anlalmas, srekli aklmzn bir ucunda tutulmas ge rektii, ve yaplmas ne kadar g grnrse grnsn bu ayrm her frsatta materyalimize en iyi ekilde uygulamamz gerektii aratrma mz iin yaamsal nem tamaktadr. Bunun nemli olmasnn iki ne deni var. ncelikle, duyu deneyimine baktmzda, salt deneyim soyutla nabildii takdirde kesin olmakla birlikte, ister deneyim sahibi isterse bir bakas tarafndan yaplsn yorum yanl olabilir. Mistik olmaya nn, mistiin geirdiini syledii deneyime sahip olduunu yadsyamayaca sklkla sylenir. Ama bu yalnzca, mistiin betiminin de neysel ksm iin geerlidir. Bu husus, kendisi mistik olmayan bir filo zofun mistiin betimindeki aka yorum eleri ierdiini grd ksmlar aratrma, inceleme, zmleme ve sorgulama hakk olma dn imlemez. Filozof, kendine ait haklara sahip kmaldr. Bu ayrmda diretmemizin ikinci nedeni ise daha ok nem ta maktadr. Mistisizm konusunda yaz yazanlar sk sk, mistik deneyim lerin dnyann her yerinde, deiik a ve ekinlerin hepsinde ve b tn farkl dinsel kurumlarda temelde birbiriyle ayn olduunu ya da birbirine benzediini ileri srmlerdir. ok sayda yazar, bu dene yimlerin nesnel olduuna degin argman bu iddiaya dayandrmtr. Sz gelii, R.M . Bucke yle yazyor: Btn insanlar grme duyusu na sahip olduu ... ve de grd iin aacn gerek olduunu ve bu nun bir sanr olmadn bilirsin, yoksa bu bir sanr olsayd yalnzca sana grnrd. Ayn akl yrtme yntemiyle biz mistik bilince kar lk gelen nesnel evrenin gerekliini kurarz. Bu yetiye sahip olan her insan aslnda ayn gereklerin bilincindedir... Ayn deneyimi ge irmi olan baka birinin retilerini reddederek veya tartarak ay dnlanm bir insan rnei yoktur.14
14 Bucke, a.g.e., s. 71.

32 MSTSZM VE FELSEFE

Buckenin verdii, kozmik, yani mistik bilince sahip olan insan r nekleri, Azize Teresa ve Buddha gibi geni lde farkl zaman, yer ve ekinlerden insanlar iine alr. Kuku yok ki Bucke kendi durumunu son derece abartmitr. Bir sonraki blmde bu argmann Profesr C.D. Broada ait, imdiye kadar grdm en dikkatli, en zenli ve en salam anlatm olan versiyonundan sz edeceim. Ancak bu ara da unu sylemek gerekir ki bu argmann asl mant Buckenin abartlarnda bile aktr. Bu argman duyu algs ile yaplan bir and rmaya dayanr. Sz konusu argman, gerek alg ile sanr arasnda, sanrsal alglarn kiiye zel olmas ve bakalarnca paylalmamas ni teliine karn insanlarn gerek alglardaki evrensel oydalklarna gre bir ayrm yapabileceimizi ortaya koyar. Dnyann neresinde olursa olsun mistikler arasnda da deneyimledikleri ey konusunda benzer bir oydaln olduu ne srlr ve bu da deneyimin nesnel olduu kansn desteklemektedir. Burada iki soru domaktadr. lki, mistik deneyimlerin dnyann her yerinde temelde ayn veya benzer olduklar, ya da bir ekilde bun larn nemli ortak ana niteliklere sahip olduklar bir gerek deil mi dir? kincisi, eer doru ise, bu onlarn nesnel olduklarna inanmamz iin iyi bir argman oluturmaz m? Ben, argmann btnnn daha nceki herhangi bir yazar tarafndan hibir zaman adamakll incelen mediini, zmlenmediini ve yansz bir ekilde deerlendirilmedi ini iddia ediyorum. Ve bu stlenmeye niyetlendiim bir grev. lk so ruya - Hristiyan, Mslman, Yahudi, Hindu ve Budist mistiklerin, ve bunun yannda herhangi belirli bir dinsel inan dizgesine balanma m olan mistiklerin anlattklar mistik deneyimler bir birine ne kadar benzer veya ne kadar farkldrlar sorusuna - baktmzda bu sorunun son derece g bir soru olduunu grrz. Bu soruyla uramak zo rundayz, ama deneyim ile yorum arasnda bir ayrm yapmadan ve bu ayrm materyalimize uygulama abas gstermeden bir yerlerde do ru yanta yaklaacamz umamayz. Bunun nedeni vereceimiz u r nekle aklk kazanabilir. Hristiyan mistik genellikle, deneyimledii eyin Tanr ile birle me olduunu syler. Hindu mistik, deneyiminin, kendi bireysel be ni ile Brahman veya Evrensel Benin zdeletii bir deneyim olduu

ARATIRMANIN N KABULLER 33

nu syler. Hristiyan olan, deneyiminin kiitanrcl desteklediini, bunun Tanryla gerek bir zdelik deneyimi olmadn syler ve birlemeyi zdelik deil de benzeme gibi baka bir ilikiyi ieren bir birleme olarak anlar. Hindu zdelikte diretir ve deneyiminin mistisizm konusunda yaz yazanlarn genellikle kamutanrclk (panteizm) - her ne kadar Hindular genelde bu Bat kkenli szc kullanmasalar da - adn verdikleri eyin bir anlatm olduunu syler. Budist mistik, - en azndan Budizmin baz yorumlarna gre - Tanr, Brahman ya da Evrensel Benden sz etmez, tersine deneyimini hibir biimde yce bir varlk kavram iermeyen terimlerle yorumlar. Bu inanlarn hepsinin eit lde mistik deneyime dayandklar sylense de, grdmz gibi burada byk inan farkllklar vardr. Bu olgular nasl aklayacaz? Bu olgularn aklanabilecei iki dei ik varsaym var ve bu ikisi arasnda bir seim yapmamz gerekiyor. Birinci varsayma gre, Hristiyan, Hindu ve Budistin deneyimleri, her ne kadar bu deneyimlerin aralarnda bunlarn tamamna mistik dememizde bizi dorulayacak, srf yzeysel de olsa, baz benzerlikler olmakla birlikte, temelde farkldrlar. Dier varsayma gre ise, bun larn hepsinin deneyimi - bir takm farkllklar olabilirse de - temelde ayndr ancak onlardan her biri deneyimlerine, kendi ekinlerine zg zelliklerden karm olduklar aklsal yorumlar katarlar. Hristiyan mistik, deneyimlerini, iinde yetitii daha nceden var olan Hristi yan Ortodoksisine gre; Hindu, daha karakteristik bir biimdeki Hint dncelerine gre; Budist de, Aryen ncesi kaynaklardan gel mi olabilecek veya belki de hi yoksa ksmen Buddhann kendisinin yenice ortaya koyduu dncelere gre yorumlar. Ayn deneyimin karlkl birbiriyle elien yorumu vardr. Deneyim ile yorum ara sndaki ayrm kullanmadan, bunlar arasnda ussal bir karara varmak bir yana, akas bu alternatif varsaymlar bile belirtemeyiz. Bu ayrmn nemi genelde, mistisizm konusunda yaz yazan en sekin yazarlar tarafndan bile kavranmtr. Profesr J.H . Leuba, dorusu bu ayrm belirgin olarak kullanmtr. O bu ayrm, mistik deneyimin znel olduu grn desteklemek iin kullanr. Leuba, William Jamesin, su gtrmez olan salt deneyimi mistiklerin bu de neyime kattklar byk lde kukulu ilemelerle ve yorumlarla ka

34 MSTSZM VE FELSEFE

rtrmasnn bir sonucu olarak mistik deneyimin nesnel olduu inan cna duygudalk gstermi olmasn eletirir.15 Bununla birlikte Leuba salt deneyim - olaslkla Jamesin kendisinden apard bir de yi - konusunda, grnen o ki salt deneyimi soyutlama ya da bu d nceyi klgsal olarak uygulama giriimiyle ilgili ar glkleri ak seik anlamadan, stn kr konuur. Leuba bu ayrm, sadece Jamesi dvecei bir sopa olarak kullanmtr. ok daha yakn zamanlarda bir yazar, Profesr R.C. Zaehner,

Mysticism, Sacred and Profane adl eserinde, deneyim ile yorum ara
snda bir ayrmn varlnn bir bakma bilincinde olduunu gsterir, ama kanmca o, bu ayrm belirgin olarak belleme, ierimlerini (implication) kavrama ve onu etkili bir biimde kullanma baarszl gs tererek ciddi bir biimde yanlgya dmtr. Sz gelii, ie dnk mistisizmle ilgili notlara bakan birisi sk sk, btn okluun kendisin de ortadan kalkt saltk bir ayrmlamam ve ayrtsz birlik deneyi minin betimleriyle karlaacaktr. Bu betim, daha sonra greceimiz gibi, bir yandan Eckhart ve Ruysbroeck tarafndan, dier yandan da Upaniadlar meydana getiren eski Hindu mistikler tarafndan yapl maktadr. Bir yandan Hindularn, dier yandan da Hristiyanlarn di li, o kadar artc bir biimde birbirine benzerdir ki ayn deneyimin her ynden ayn betimini sunarlar. Elbette onlar birbirini hi tanm yorlar ve birbirinden bamszdrlar. Bununla birlikte bir Roma Katolii olan Zaehner, Hindularn deneyimi kamutanrc bir biimde - ki bu Katolik tanr bilimcilerin ciddi bir sapklk olarak grdkleri kamutanrclktr - anlamlandrmalar ve buna karn Eckhat ve Ruysbroeckin deneyimle ilgili aklamalarn Kiliseden aldklar Ortodoks Ulemeci tanr biliminin iine yerletirmelerinden dolay, bunlarn deneyimlerinin farkl olmas gerektiini syler. Profesr Zaehnerin, Hristiyan ve Hint deneyimlerinin, ou zaman neredeyse ayn szler le dile getirilmelerine ramen birbirinden bsbtn farkl olduklar dncesinde hakl olup olmad sorusunu imdilik st ak geiyo rum. Hakl olabilir. Biz bu olgular aklamaya ynelik iki alternatif varsaym olduunu belirttik ve hatta ortaya koyduk. Profesr Zaeh15 J. H. Leuba, The Psychology of Religious Mysticism, 12. Blm.

ARATIRMANIN N KABULLER 35

ner bunlardan birisini seiyor. Henz kendimiz hangisinin doru ol duu sorusunu irdelemedik. Ancak u hususu vurgulamak istiyorum ki Profesr Zaehnerin vard sonu yalnzca, Hristiyan mistiklerin kendi deneyimlerini dayandrdklar inanlarn Hintlilerin kendi de neyimlerini dayandrdklar inanlardan farkl olduu gereinden kmaz. Ve inan farkllklar gerekten onun kendi gr iin sun duu tek kanttr. Deneyim ile yorum arasndaki ayrmn ve zellikle bu ayrm uygulamann ierdii glklerin gerek anlamda kavran mas, bu iki olas varsaymn daha tam, daha doru ve daha yansz bir ekilde incelenmesi ve ele alnmasyla olanakl olabilir. Bu blm terimbilimiyle (terminoloji) ilgili birka hususa dei nerek kapatacam. Bu kitapta ele almakta olduumuz btn konuyu anlatmak iin mistisizm szcn kullanyorum. Bu yzden bu szck hem mistik deneyimi hem de yorumunu iine almaktadr. Kendisi - belirli olmas gerekiyorsa, diyebiliriz ki en azndan bir kez mistik deneyim geirmi bir kiiyi anlatmak iin mistik szcn kullanyorum. Dolaysyla bu szck, konuyu alan veya onun hak knda duygudalkla yaz yazan ya da mistik dncelerden etkilenip onlara inanan bir dnr iine almamaktadr. Sz gelii, Hegel mistik dncelerden etkilenmitir, ama szce benim verdiim an lamda kendisi bir mistik deildir. William James de bir mistik deil dir. Eflatun mistik dncelerden derin olarak etkilenmitir ve yazla rnda kendisinin bir mistik olduunu ne koyan bir ok pasaj vardr, ama kimse bunu kesin olarak bilmiyor. Yorum szcyle, kavramsal akln deneyimi anlamak amacy la ekledii, gerek salt snflayc kavramlar, gerek mantksal bir ka rm, gerekse bir aklayc varsaym olsun, herhangi bir eyi kastedi yorum. Gene yorum, mistie veya mistik olmayana ait olabilir. Dola ysyla, bu kitapta mistik deneyimin nesnel olduu veya salt znel ol duu sonucuna varrsam bu benim yorumlarm olacaktr. Burada una dikkat ekilmelidir ki, mistik deneyimin duyu dene yiminde de olduu gibi deiik dzeylerde yorumu vardr. Eer biri si, krmz bir renk gryorum derse, bu dk dzeyli bir yorum olacaktr, nk bu yorum basit snflayc kavramlar dnda hibir eyi iermemektedir. Ancak bir fizikinin renklerle ilgili dalga kuram

36 MSTSZM VE FELSEFE

ok yksek dzeyli bir yorum olacaktr. Benzer biimde, eer bir mistik ayrmlamam ayrtsz birlik deneyiminden sz ederse, yal nzca snflayc szckleri kullanan bu katksz haber veya betim, d k dzeyli bir yorum olarak grlebilir. Ama bu yorum, genellikle gerekenden ok daha titizlikli bir biimde ak olur, nk bu tm ni yet ve amalara karn yalnzca bir betimdir. Eer bir mistik, evrenin yaratcs ile mistik bir birleme deneyimi geirdiini sylerse, bu yo rum, salt betimsel bir anlatmdan ok daha fazla aklsal eklenti ierdi i iin yksek dzeyli bir yorum olacaktr. Bu yorum, dnyann kke nine degin bir varsaym ve bir kiisel (a personal God) Tanrnn var lna inanc kapsayacaktr. unu da bu arada gzden karmayalm ki ayrmlamam birlik sz Tanrya ya da Saltka hibir gnderme iermez. Eer birisi, byle bir mistik deneyime dayanarak zamann gerek olmadn sylyorsa, akas bu yksek dzeyde bir yoruma sahip genei bir felsef teorem olur. Yer yer mistik dnce szn kullanmaktaym. Bu kabaca, yo rumla ayn anlama gelmekte, ama bu sz genellikle, burada dnce ad verilen nerme ya da kavramn aslnda, gerek bir mistik deneyi min onu deneyimleyen tarafndan yaplan bir yorumu, ama o zaman dan beri genel dnce tarihine gemi olup mistik kkeni konusunda bilgisi olmayan insanlarca kabul edilebilen bir yorumu olduunu gs terir. Sz gelii Hegelin kartlarn zdelii kavram bu anlamda bir mistik dnce olarak deerlendirilebilir. nceleyeceimiz ey, mistik deneyime has belli niteliklerin bir kipidir. Dncenin mistik kkeniy le ilgili hibir bilgisi olmayan birok kii bundan sz eder ve eletirir. Kamutanrclk (panteizm), kendisini usu (rasyonalist) olarak deer lendiren bir dnr tarafndan tamamen mantksal nedenlere dayan larak benimsense bile, yine bir mistik dncedir.

6. Kantn Geni Kapsamll


karacamz sonular ne olursa olsun bunlarn, olanakl olduu lde geni bir kant aratrmasna dayandrlmas gerektii alma mzn bir n kabuldr. Bu, yalnzca Hristiyan mistisizmi gibi tek bir ekinin mistisizmi deil, btn gelimi ekinlerin mistisizmini - en

ARATIRMANIN N KABULLER 3 7

azndan bir aratrmacnn, bilgi ve bilim adamlnn getirdii kstla malara uyarak, inceleme durumunda olabilecei ne kadar varsa o ka dar ok mistisizmi - dikkate almamz gerektiini gsterir. Dolaysy la, bu snrlamalarn izin verdii lde, Hristiyan, Islm, Yahudi, Hint, Budist ve Taoist mistisizmini gz nnde tutmaya alacam. Kukusuz nemli lde mistik olan Zen Budizm ilkin, Japonyaya getii tarihten bu yana indeki Budizmin zel bir damgas gibi g rnmtr. Zen Budizm doal olarak Budist mistisizmi bal altnda yer almaktadr. ine zg mistisizmin bildiim tek amlamalar, da ha sonra yer yer gndermede bulunacamz Taoist yazarlara ait baz nl pasajlardr. Biraz nce adn andmz kaynaklara ek olarak, herhangi bir di ne bal olmayan insanlarn anlattklar mistik deneyimleri de dikka te almalyz - bunlara bamsz mistikler diyelim. Her mistisizmin znde dinsel olduu yaygn, popler bir varsaymdr. Bir anlamda bu dorudur, nk her mistisizm, benin en yksek tinsel istekleriyle ili kilidir - bir takm eytan ve kt olarak gsterilen mistisizmden sap malar dikkate almamz gerekmiyor. Ama sz konusu varsaym, her mistiin dnyann rgtl dinlerinden birine veya bir bakasna ina nan bir kii olmas anlamnda alnyorsa doru deildir. Bu deyi o unlukla yanl anlald zere, mistiin herhangi bir dinsel inan dizgesine inanan birisi olmas gerekmiyor. Plotinus eskiler arasndan kolayca gze arpan bir rnektir. O Eflatunun felsefesini kabul etmi, fakat zel olarak dinsel bir inanc kabul etmemitir. Klasik ve iyi bili nen rneklerden baka, deneyimleriyle ilgili anlattklar felsefe ara trmacs iin olduka nemli olabilecek yakn dneme ait ve ada bir ok bamsz mistik vardr. Tennyson,16 J.A.Symonds, R.M . Buc ke ve Edward Carpenter gibi kiilerin deneyimleriyle ok sk karla acaz, ve hatta hi duyulmam ve bilinmeyen ada bamsz mistikler de bizim iin byk bir nem tamaktadr.
16 Tennyson bir Hristiyand ama ben ona bamsz diyorum nk - sras geldiinde aktarlacak olan - deneyimini betimleyii zel olarak Hris tiyan ya da baka dinsel kavramlarla yaplmamtr. Szgelii, o buna Tanryla birleme dememitir.

38 MSTSZM VE FELSEFE

O hlde dayanmamz gereken kant en azndan eit kaynaktan gelmelidir: lki, byk dnya dinleri ile tarihsel olarak balantl olan mistisizmler; kincisi, Plotinus gibi tarihsel olarak n kazanm bam sz mistikler; ncs, ister iyi bilinen ister tannmam olsun, ister bamsz isterse de belirli bir dinle balantl olsun ada mistiklen Kantn evrenselliine yaptmz bu vurgunun nedenleri aka ortaya km olmal. Bir yazarn belli ereklerle aratrmasn zel ola rak tek bir ekinin mistisizmiyle snrlamamas iin elbette hibir ne den yoktun Ama erei, bu ekilde mistisizmin felsef ierimlerini in celemek ise bunu yapamaz. Bu, btn ana mistisizm blgelerinin bir aratrmasn gerektirir. Ve bizim durumumuzda zel bir neden daha vardr. Bir nceki blmde bir ok yazarn mistik deneyimlerin nes nelliinden yana bir argman olarak, dnyann her yerinde farkl ekin, din ve alarda bu deneyimlerin birbirine benzer olduunu ne srdnden sz edilmiti. yleyse ilk iimiz, bu gr iin gsterilen kant incelemek olmal. Hi yoksa btn zaman ve yerleri iine ala cak biimde her bir ana mistisizm blgesini gcmzn el verdii ka daryla iin iine katmadan bu grevi akas baaramayz. Bu grevi stlenmek deiik mistisizm ekinlerinin ya da dallarnn greceli znl deerleri konusunda her hangi bir deer yargsnda bulunmay gerektirmemektedir. Doal olarak Hristiyan yazarlar, ku kusuz Hristiyan mistisizminin dierlerinden daha deerli, daha doru ve nemli olduuna inanr. Hindu yazarlar kendi mistisizmlerinin en iyisi olduunu dnrlerse ho grlebilirler. Her ekinden mistikle re ait kant iin iine katma uygulamamz, mahkemenin konuyla ilgi li btn ilgili tanklarn tanklklarn dinleme uygulamasnn mahke menin onlarn hepsinin tankln eit lde gvenilir veya deerli grdn gstermesinde olduu gibi, bunlarn hepsinin eit znl deere sahip olduu fikrini ieriyormu gibi anlalmasn. - Aratr mamzn u aamasnda u veya bu biimde - bir ekine ait mistisizm in bir dier ekinin mistisizminden temelde daha aa veya daha s tn olup olmad konusunda bir fikir belirtme zorunluluumuzun ol duu grlmemektedir.

kinci Blm
EVRENSEL Z SORUNU

1. Sorunun M ahiyeti
^ i r nceki blmde, eitli yazarlarn, mistik deneyimin nesnelliini, bu tr deneyimlerin her zaman, yer ve ekinde temelde ayn olduu ya da kimi farkllklar olmakla birlikte onlarn ortak nite likleri olan evrensel bir ze sahip olduu gereine dayandrdkla r argmann R.M . Buckee ait yorumuna gndermede bulunmu tuk. Belirttiimiz zere bu argmann Buckeye ait yorumu, sz ko nusu argmann akla uygun olarak sahip olabilecei herhangi bir geerlilik derecesini abartr ve bytr. Hibir dinsel inanc olma dn ve dinsel ya da mistik deneyim denebilecek herhangi bir ey geirmediini aklayan,17 ve kendisine mistisizme zel bir duygu dal olduu sulamasnda bulunulamayan Profesr C.D Broad, bu argmann baka bir yorumunu sunar. Bu, imdiye kadar grd m en dikkatli, en salam, en zenli ve en lml yorum. Bu, arg mann felsef olarak tartlmasna zel olarak uygun bir temel oluturmaktadr, dolaysyla da onu bu amala kullanacam. Onun konuyla ilgili aklamas yledir:
17 C. D. Broad, Religion, Philosophy and Psychical Research, ss. 2 ve 192.

40 MSTSZM VE FELSEFE

Sonunda, Tanrnn varln zel olarak mistik ve dinsel deneyim olaylarna dayandran argmana geliyoruz. Ben, bu tr deneyim lerin deiik soy ve toplumsal geleneklerden insanlarn iinde ger ekletiini ve bu deneyimlerin tarihin her dneminde gerekleti ini kabul etme eilimindeyim. Her ne kadar bu deneyimler dei ik zaman ve yerlere gre birbirinden nemli lde ayrlsa ve de neyimlerin yorumlar da bir o kadar birbirinden farkllk gsterse de, hepsinde ortak olan ve onlar baka tr deneyimlerden ayrt et meye yeten bir takm niteliklerin olabileceini kabul etme eilimi ni tayorum. Bu adan, dinsel ve mistik deneyimde insanlarn, bir baka ekilde ilikiye giremeyecekleri bir Gereklikle veya gerek liin bir ynyle iletiim kurmalarnn, iletiim kurmamalarndan daha oJ.as olduunu dnyorum. Ancak bu G erekliin ...kiisel (personal) olduunu dnmek iin herhangi bir nedenimizin olduunu sanmyorum.18

Broad, bir kiisel Tanrnn (a personal God) varlndan yana or taya konan argmanlar tartmakta olduu iin, alntdaki son cm leyi deneyimde aa kan Gereklikin bir kiisel Tanr (a personal God) olduunu dndrecek bir nedenimizin olduu grn ka bul etmediini gstermek amacyla araya eklemitir. Bu sorunla u an da ilgilenmiyoruz. Argmann, byle bir Gereklikin var olduunu gstermeyi amalayan ksmm zmlerken ve deerlendirirken, a a kt dnlen Gereklikin doasnn ne olduunu tartmaya yeterince zaman olacak. lk sorumuz, mistik deneyimin nesnel olup olmaddr. Eer nesnel olduuna karar verirsek mistik deneyimin ne tr bir varl aa kard sorusu gndeme gelebilir. Broadun son cmlesini yalnzca, argmandan karlabilecek sonular konusunda belirtilmesinin gerekli olduunu dnd ekinceleri gz ard ede rek onu yanl yorumlayabileceimiz endiesi tadm iin alntla dm.
18 A.g.e., ss. 172-173. lerde de iaret edilecei gibi Broad deneyimlerdeki bir liin kendi bana nesnellii salamaya yeterli olduunu dnmez, nk byle bir birlie yanlsama olduklar bilinen, sz gelii serap gibi deneyim lerde sk sk karlalmaktadr.

EVRENSEL Z SORUNU 41

Bir sonraki sayfada o, yukardaki pasajn anlamn birazck dei ik szlerle yineler ve gndermede bulunulan Gerekliin olaslkla gereklikin belli bir nesnel yn19 olduunu syler. William James unlar yazarken, aslnda ayn argmana aka gndermede bulunuyor: Birey ile Saltk arasndaki olaan engellerin bu ekilde almas b yk bir mistik baardr. Mistik hllerde Saltkla bir olur ve birli imizi kavrarz . Bu, iklim ve inan dizgeleri farkllklarnca dei tirilmesi son derece g olan bengi ve utkulu mistik gelenektir. Hinduizm, Yeni-Efltunculuk, Sufilik, Hristiyan mistisizmi ve Whitmanizmde ayn yinelenen not ile karlarz, yle ki mistik szler konusunda eletirmeni durdurmas ve dndrtmesi gere ken ncesiz ve sonsuz bir oydalk vardr.20 Oydaln bulunduu bir ok deiik ekin ve din listesinde Jamesin Budizmi atlamas dikkat ekicidir. Bu dikkatsizlikten kaynak lanan bir durum deildir. Kukusuz bu kastl bir gz ard etmedir. Bu nun nedeni, olaslkla Jamesin btn ynleriyle bildii tek yorum olan Budizmin Hinayana yorumunun genellikle tanrtanmaz ve ayn zaanda Saltk benzeri bir kavram olmayan bir din olarak grlme si olmal. Ancak Budizm Buddhann aydnlanma deneyimi zerine kuruludur ve her Budistin bu deneyimi en byk gdei olarak elde etmeye almas gerekir. Ve bu deneyim elbette bir anlamda mistik olduu iin Budizmin, btn ekinlerdeki mistik deneyimlerde Saltk ile bir olduumuz kuram acsndan, en azndan ilk bakta, bir g lk dourmakta olduu grlecektir. Bu grnrdeki ayrklk o den li nemlidir ki bu blmn zel bir ksmn buna ayracam. Bu ay rklk kabul edilse bile, yine de mistikler arasndaki uzlama Jam esin adn and her bir rnee kadar gtrldnde nemli olabilir ve yine buna dayandrlan nesnellik argmannn kkten yklmayp ks men geerli olduu doru olabilir. imdilik Budizm rneinin dour duu glkleri dikkate almadan argmann incelenmesine geece im.
19 20 A.g.e., s. 197. talikler bana ait. William James, The Varieties of Religious Experience, s. 410.

4 2 MSTSZM VE FELSEFE

Bu argman - Broadunkini model olarak alacam - iki sorun dourmaktadr:


1. Btn mistik deneyimlerde ortak olan ve onlar baka eit dene yimlerden ayrt eden ve dolaysyla onlarn evrensel zn olutu ran bir ana zellikler kmesi var mdr? 2. Byle bir evrensel z var ise, buna dayandrlan nesnellik argma n geerli bir argman mdr?

Bu blm ilk soruna, arkasndan gelen blm de, kendilerini ortaya koyan ve bu konuda bir sonuca varmaya alan baka nesnel lik argmanlarn da ele alarak, ikinci soruna ayracam. Birok yazar genel ana nitelikleri olan bir evrensel z olduunu ne srm olsa da onlar genelde bu yargy dikkatli bir ampirik ka nt aratrmas ile dorulamak iin herhangi bir ciddi giriimde bulun mamlar, ve hatta bu niteliklerin neler olduunun ak ve tam bir lis tesini verme konusunda da kayda deer bir giriimde bulunmamlar dr; ne de deiik yazarlarn verdii listeler birbiriyle uyumaktadr. James drt nitelik sralar: 1. Noetik nitelik, ki o bununla deneyime elik eden ve onun bir paras olan nesnel doruluk anmnn do rudan hissedilmesini kasteder, 2. Anlatlamazlk, 3. Geicilik ve 4. Edilginlik.21 R.M . Bucke unlar sralar: 1. znel k veya photism, 2. Moral ykseklii, 3. Aklsal aydnlanma, 4. lmszlk duygusu, 5. lm korkusunun yok olmas, 6. Gnah duygusunun yok olmas, 7. Anlik.22 D.T. Suzuki, Japon olmayan Budistlerin genellikle aydn lanma dedikleri eyin karl olarak kullanlan bir szck olan Ja ponca satori 'nin ortak ana nitelikler listesini verir. Suzuki bunlarn, Budizm evresinin dnda olanlar da dahil btn mistik deneyimlerin ortak nitelikleri olduunu sylemez, bu konuya dokunmaz. Ancak or tak bir zn varl genel kuram doru ise ve bu kuram doal olarak Budizm alann iine alacana gre, bir benzerliin olmas gerekir. Suzukinin listesi yledir: 1. Usdhk, aklanamazlk, aktarlamazlk, 2. Sezgisel kavray, 3. Yetkelilik, 4. Onaylama (olumlu nitelik), 5.
21 22 A.g.e., ss. 371-372. R. M. Bucke, Cosmic Consciousness, ss. 72-73 ve79.

EVRENSEL Z SORUNU 43

te duygusu, 6. Kiiselliin olmamas, 7. okunluk 8. Anlk olma(kabaca Buckenin amlikine karlk).23 Bu listelerin ayrntl bir zmlemesini ve karlatrmasn yapmann hemen hi yarar ol maz. Kapal benzerlikler var, hibir benzerliin olmad eitli du rumlar var, bunun yannda her listede ak ve kesin bir biimde or tak olan tek bir nitelik yok. Dolaysyla, yarglar akas az ok geli igzel olan eski yazarlardan ok fazla yardm bekleyebilmemiz epey zor. Sorunla ab inito (batan) uramak zorundayz. Bunu yapmann tek bir yolu var. Deneyimlerin mistiklerce yaplan bir dizi temsili be timini, olanakl olduunca geni lde farkl olan btn tarihsel za manlar, yerler ve ekinlerden alarak aktarmalyz; ve bu betimleri in celeyerek, eer varsa, tmevarmsal olarak onlarn ortak ana nitelik lerine varmaya almalyz. Ortak nitelikler yoluyla akla yatkn bir biimde bulmay umduu muz eyin ne olduunu sorarak balayalm. Btn genlerin, tanm layc bir ortak nitelik olarak, dz izginin birbirine balanmasyla olumalar olgusu zmlemeli bir dorudur. Hi kukusuz, mistik zi hin hllerinin herhangi bir ortak nitelii olup olmad konusundaki aratrmamz, iinde matematiksel modellerde bulduumuza benzer saltk olarak evrensel bir nsel durum dnemeyeceimiz deneysel bir aratrmadr. yleyse, byle bir tmevarmsal durumda, bir ortak ana nitelik ler kmesi bulabileceimizi dnmek bizim amzdan akla uygun mudur? Elimizde, ortak dilde belki bir dereceye kadar eitli dier ruh bilimsel hl kmelerinden belli belirsiz ayrlabilen ve dier kme lere mistik olmayan ad verilirken tamamnn ortak olarak tek bir szckle, mistik szcyle tanmlanaca bir dizi veya bir kme mistik hller vardr. Mistisizm konusunda yazanlar, tek bir szcn dierlerine uygulann hakl karmak iin, btn mistik hllerin zorunlu olarak ortak niteliklere sahip olmas gerektiini kolayca elde bir kabul etmilerdir. Fakat Wittgenteinclarn son zamanlarda vur guladklar gibi, tamam tek bir adla adlandrlan eitli nesneler ya da
23 D. T. Suzuki, Zen Buddhism: Selected Writings od D. T. Suzuki, ed. William Barret, New York, Anchor Books, Doubleday &c Co., Inc., ss. 103-108.

4 4 MSTSZM VE FELSEFE

grngler, bir ortak nitelikler zdeliinden dolay deil, yalnzca birbirleriyle bir aile benzerlii ilikisi ierisinde olmalarndan dola y bu ekilde bir araya getirilebilirler. Her ikisi de ortak nitelii ne sahip olduundan dolay P, Qya benzeyebilir. R, a niteliine sahip olmasa bile, R ve Q nun her ikisi de fe" ortak niteliine sahip oldu undan dolay, Q, Rye benzeyebilir. R, S ne a niteliine ne de b nite liine sahip olmasa bile, S ile c niteliine ortak olarak sahip olduu iin, Sye benzeyebilir. Dolaysyla, hepsinin paylat hibir ortak ni telik olmasa da, P, Q, R ve S arasnda akmakta olan bir benzemeler zinciri vardr. P, Q , R ve S arasnda izlenen bu aile benzerlii hepsini ayn adla adlandrmamza neden olan eydir. Wittgenstein bunun oyun szcyle anlatlmak istenen durum olduunu dnr, ah laksal ve estetik kavramlarn yerine geen szcklerde karlaaca mz eyin oyun olmasnn olas olacana dikkat eker. Hepsi bir dizi ortak nitelikleri paylat ya da aralarnda yalnzca aile benzerlii olduu iin mistik hllerin bu ekilde adlandrlmas so nucunu kabul edelim mi? Bu sorunu bir karara balamann nsel bir yolu yoktur. Olgular inceledikten sonra bu sorunun gereini yapma lyz. Okuyucuya ulaacamz sonularn giri niteliinde bir tasla n vermek amacyla daha sonra gelecek olan bulgularmz bir derece ye kadar nceden vereceim. Ne btn mistik hllerin paylat salt bir ortak z durumuyla ne de salt bir aile benzerlii durumuyla kar laacaz. Ne bu u durumlardan birisi ne de tekisi, daha ok bu iki sinin u ekilde tanmlanabilecek bir karm: Tamam nemli bir di zi ortak ana nitelikleri paylatklar iin tipik durumlarn tipik bir zeksel (merkez) ekirdei vardr. Ancak snr durumlar olacaktr. Bunlara, hibiri ekirdein her bir ortak niteliine sahip olmamakla beraber, bazs bu niteliklerden bir ksmna ayr ayr sahip olduu iin genelde, ya da sklkla, mistik deneyimler ad verilir. Dolaysyla bunlar, hem ekirdek ile hem de birbirleriyle aile benzerlii ilikisi ierisindedirler. Snr durumlar szyle anlatmak istediimiz ey budur. Tipik ve ana mistik hller, snr durumlardan balayarak hi mistik olmayana doru yol alr. Bu bir diyagramla akla kavuturulabilir:

EVRENSEL Z SORUNU 45
Aile t a m i r lit grubu A ilr t a m i r i ie grubu

AICD

IJ u M ljK I MNOFQRSH?V

VVXY7.

i ' ------------------------------------------------------*----------------------------------------------------- '

Bir ortak zellikler kmesinin gerek suf ilikisi

Her uta birer tane olmak zere iki ayr aile benzerlikleri grubu k mesi olmayaca iin sanrm bu diyagram oka bakmldr. Diyagra mn bu zellii ile gsterilmek istenen, yalnzca ekirdein zekselliini ya da temel oluunu vurgulamaktr. nk, tanmland zaman, mistik deneyimlerin asl znn argmanmz iin aile benzerlii grup* larndan ok daha fazla nemli olduu grlecektir. in esas, - filo zoflarn aile benzerlii gr asndan pek nemli olmayan - snr durumlarna kabul onay verdikten sonra mistisizmin i z olarak ta mamen ana ekirdek zerinde younlamada hakllk kazanacak olma mzdr. O zaman snr durumlara nem vermeyebiliriz. Ancak ilk bata snr durumlarnn varln, yalnzca nem verdiimizin bir iareti ola rak deil, ayn zamanda argmanmz asndan yaplmas nemli oldu u iin kabul etmeliyiz. Yoksa, ana ekirdekteki evrensel zn a, b,c ve d ortak niteliklerinden olutuu yargsnda bulunursak ve bir eletir men de kalkp snr durumlarnn birisinden sz ederse ve bu insanla rn mistik deneyim dedii eydir, ama btn bu a, b, c ve d nitelikleri ni paylamamaktadr derse, o zaman hibir yant veremeyiz. Bununla birlikte henz balangta snr durumlarm kabul etme ihtiyatlln gsterirsek, bu eletirmene bir yantmz olacaktr.

2.

Grntler ve Sesler

Mistik Grngler Deildir


Popler dncenin mistik olarak grme eiliminde olduu fakat aslnda byle olmayan kimi deneyimleri mistik hller snfndan kar makla ie balayalm. Bunu yaparak ve byle yapmamzn nedenleri ni vererek yalnzca mistik bir grng (fenomen) olmayan eyleri de

46 MSTSZM VE FELSEFE

il, bunun dolaysyla mistik olan grngler hakknda da bir takm nemli gerekleri renebiliriz. Mistik grngler snfndan karl mas gereken olularn banda grntler ve sesler gelir. Bu yalnzca en yetkili bilim adamlarnn kans deildir, ayn zamanda byk mistiklerin kendileri tarafndan genelde benimsenen bir kan olmu tur. Onlar sk sk grntlerle ve seslerle kar karya kalmlar, fakat bu grntleri ve sesleri genelde kukulu bir deer ve nemi olan ama ne olursa olsun gerek mistik deneyim ile kartrlmamas gereken bir ey olarak grmlerdir. Katolik bir ermi, Bakire Meryemin bir grntsn yakalam olabilir ya da Isaya dayandrd bir ses duyabilir. Bir Hindu da tan ra Kalinin bir grntsn yakalam olabilir. Bunlar da, Arcl Aziz John, Sokrates ya da Muhammedin duyduu sesler de, her ne kadar bu insanlarn gerek bir mistik deneyimin zneleri olmalar olduka olas olsa da, mistik grngler olarak aklama bulmayacaktr. Aziz Paule ounlukla mistik denmektedir. Onun am yolundayken gr d ne srlen k ve iitmi olduu Paul, Paul, neden bana ezi yet ediyorsun? diyen ses aslnda mistik deneyimler snfna konulma maldr, bununla beraber Paul bir mistik olarak snflamak iin ba ka nedenler vardr. Onun nc ge ekilen ... ve bir insan tara fndan dile getirilmesi yasal olmayan konuulamaz szler iiten bir adamn deneyimi olarak bir baka deneyimi anlatt szler bir para gerek mistik duruma sahipmi gibi grnmektedir. Szler szc nn szcl (literal; lfzi) olarak m yoksa mecaz olarak m alnaca ak seik olmad iin burada bile bir kuku sz konusudur. Sz ck anlamyla alacak olursak, bu onu mistik grngler snfndan karacak bir ses olacaktr. nc gke yaplan gnderme de, ya mecaz olarak ya da szck anlamyla gerek bir grnt olarak yo rumlanabilecei iin ayn kukunun konusu olmaktadr. Bununla be raber, cmleye gerek biT mistik zellik katan ey, konuulamaz ifa desi ve bir insan tarafndan dile getirilmesi yasal olmayan szdr. Deneyimlerinin konuulamaz veya anlatlamaz olmas, ileride g receimiz zere bu olgunun farkl yorumlar olmakla birlikte, mistik lerin ortak bir ifadesidir. Yasal deil sz sanrm, Yahudi misti sizmine zg olan bir eye, yani onlarn geleneklerinde bir insann

EVRENSEL Z SORUNU 4 7

kendi mistik deneyimlerinin kiisel bir aklamasn sunmasnn genel likle yakksz ve edebe aykr bulunmasna iaret etmektedir. Bir ya zar tarafndan yapld takdirde byle aklamalar, genellikle gizli tu tulur ve yaynlanan versiyonlara sokulmaz.24 Aziz Pauln yayo rum, ama ben deil Isa bende yayor sz zaman zaman onun bir mistik olduuna kant olarak anlmaktadr. Eer byleyse, sa sz nn, Eckhartm Tanrnn ruhun en yce yerinde domas adn ver dii eyin, Budistin bir insanda Buddha-doasnn gereklemesi ola rak gndermede bulunduu eyin Paulde gereklemesine iaret etti i (yanl veya doru) anlalmaktadr. Grntleri ve sesleri mistik grngler snfnn dnda tutma mzn keyf bir karar sonucu olup olmad veya bunun iin geerli bir neden gsterilip gsterilemeyecei sorusunu gndeme getirelim. Bu nun yant geerli nedenler sunulabileceidir. Esas nokta, grntler ve seslerin duyumsal imgelemeler zelliine sahip olmalarna karn, en nemli olduu kadar en tipik olan mistik deneyim trnn du yumsal olmamasdr. e dnk trden mistik hller, onlarla ilgili eli mizdeki aklamalara gre, btn imgelemelerden tamamen uzaktr. Da dnk deneyimlere gerekten duyumsal denebilir, nk gerek duyu algsnn bir ekil deitirmesinden olumaktadrlar, ancak bu deneyim tr de imgeleme deil gzlerle dolaysz alglamadr. Da dnk deneyimin, daha stte olan ie dnk deneyime giden bir ba samaktan baka bir ey olmad ve stelik daha az neme sahip oldu unu dnmek iin baz nedenler vardr. Elbette bu iddialar yeri gel diinde eksiksiz aklanacak ve belgelenecektir. e dnk deneyimin, bu deneyimi yaayanlarca, ieriksiz ve biimsiz olduu ne srlmek tedir. Eckhart, Ruysbroeck ve bir ok baka mistik bize, mistiknin ere ini anlamaya alan bir zihnin, duyusal imgelemeleri zorunlu olarak dar atmas gerektii uyarsnda bulunur. Azize Teresa sklkla grntler grmtr. O, Eckhart kadar aydn deildi ve o kadar fazla zmlemeli ve felsef dnme kabiliyeti yok tu. Bununla birlikte o, grd grntlerin veya en azndan bunlarn
24 Kr. G. G. Scholem (ed.), Majr Trends of Jewish Mysticism, New York, Schocken Books Inc., 1954.

4 8 MSTSZM VE FELSEFE

bir ksmnn sanr olduunun ayrdndayd. O bu grntlerden bir ks mnn, Tanr ile birleme abalarnda onu yoldan karmak iin eytan tarafndan gnderildiinden kukulanyordu. Teresa tekilerin, Tanr tarafndan bir yardm ve avuntu olarak gnderilmi olabileceini d nm, ama bu durumlarda bile grntlerde grd eyin nesnel olarak var olduu sansna yle grnyor ki kaplmamtr. Crosslu Aziz John grntlerin Tanrdan m yoksa eytandan m olduu konusunda unlar yazar:
Anlama yetisi onlarca doldurulmamal ya da onlar beslememeli, ne de ruh, birleme hli iin gerektii gibi bamsz, bo, ar ve basit kalmay istiyorsa, onlar almay ve zmsemeyi istemeli. nk Tanr hem herhangi bir imge veya biimden olumad ve hem de zel bir bilgi tr iermediinden tr ruh, Tanr ile birleebilmek iin ayr bir biim ya da zelletirilmi bir bilgi almamal.25

Dier yandan, grntler ve sesler mistiklerce ulatklar daha yksek hllerden ak bir biimde ayrt edilse de, mistik deneyimleri olan kiilerle grntler gren ve sesler duyan kiiler arasnda belli bir ballam vardr. Onlarn kendilerini ayr tutmada o kadar dikkat li olmasnn nedeni budur. Upaniadlar kukusuz, M .. ilk binyln ilk yarsndan bugne ka dar gelen Hint mistisizminin, veya aslnda bir mistisizmin bilinen en erken belgeleri arasndadr. Bunlar mistik deneyimleri hep sessiz, bi imsiz, kavranamaz,26 yani duyumsal ierikten yoksun bir ey olarak tanmlamlardr. Ancak Svetasvatara Upaniadda kontroll soluk alp-verme uygulamalar, younlama ve dier tinsel altrmalardan szedilirken u anlatmla karlamaktayz:
25 St. John of the Cross, The Dark Night of the Soul, ev. Kurt F. Reinhardt, New York, Frederick Ungar Publishing Co., 1957, I. Ksm, 2. Bap, 16. Blm, ss. 62-63. The Upanishads, ev. Swami Prabhavananda ve Frederick Manchester, New York, Mentor Book MD 194, New American Library of World Literatre, Inc., 1957, Katha Upanishad, s. 20 (orijinali Vedanta Press (Hollywood, Calif. tarafndan baslmtr. Gney California Vedanta Topluluu tarafn dan telif hakk alnmtr).

26

EVRENSEL Z SORUNU 4 9

Meditasyon yaptka grnt olarak, kar, kristali, yeli, duman, atei, imei, ate bceklerini, gnei ve ay andran ekiller g rrsn. Bunlar Brahmann anmna giden yolun zerinde oldu unuzu gsteren imlerdir.27

Burada grntlerle gerek, yani mistik durum arasnda ak bir ayrm yaplmaktadr, ama yukarda iaret edilen ballam da ne s rlmektedir. Hint mistiklerin szn ettikleri sz gelimi ate bcekle ri tarzndaki grntler ile Hristiyan mistiklerin szn ettikleri Ba kire Meryeme ait dindar grntler arasndaki dikkat ekici farkllk, iki ekin arasndaki farkllklar konusunda bize bir eyler anlatabilir, ancak asl nokta her ikisinin de duyumsal imgeler olmas ve, her ne kadar mistiin bunlara zellikle ak olduu kabul edilmi olsa bile, duyumsal imgeler olmalar ynyle de bunlarn mistik grngler s nfndan karlacaklardr. Temel olarak grntlerle mistik dene yimler arasnda bir ayrm yapma noktasnda Hristiyan ve Hindu mistikler tam bir uyum iindedirler.

3. Esrimeler, Cokular ve Ar Duyguculuun nemsiz Grlmesi


Kimi zaman mistik yaamla yakndan ilikili olan fakat onun zo runlu bir ksmn veya parasn oluturmayan baka baz grngler de vardr. Bunlar ara ara gereklemekle birlikte asla evrensel deil dir, bu yzden de aramakta olduumuz evrensel ze ait olmayan bir ey olmalar ynyle pek nemli grlmezler. Bunlar cokular, esri meler ve ar duyguculuk olarak sralanabilir. Hem nem vermemek te olduumuz eyler konusunda bir aklk kazanmak iin hem de bunlarn insan asndan gerek bir ilgi ekicilie sahip olmalarndan tr, onlarn ksa ve z bir aklamasn yapacam. Hristiyan mistisizmine ait karakteristik ifade biimiyle esrime, szcn popler anlamnda olduu zere yalnzca ar neeyi deil,
27 A.g.e., s. 121.

50 MSTSZM VE FELSEFE

iddetli ve anormal bedensel deiimleri de iine alan yar teknik bir terimdir. Azize Teresaya gre esrime ve coku ayn eyi anlatan iki ayr szcktr.28 Ancak bu konularda szcklerin olduka uyum lu veya kesin bir kullanmn bulabileceimizi beklemiyorum. Teresann kendisi sk sk ona ar bedensel ac veren esriklikler yaa mtr. O yaad esriklikleri yle aklar:
Esrime srasnda beden ou kez sanki lm gibi, son derece g sz olur. Esriklik geldii srada durum nasl ise ylece srer - oturuluyorsa oturarak, eller ak ise ak veya kapal ise kapal olarak. nk duyular seyrek olarak almasa da zaman zaman bana ... ksa bir sreliine... onlar bsbtn kaybetmiim gibi gelir. Fakat genelde iitme ve grme gc varln devam ettirir; ancak iiti len ve grlen eyler ok uzun bir mesafede, uzaklardaym gibi olur ... Ben, esriklik en yksek kertesine ulat zaman - yetiler Tanr ile derinden bir birleme gerekletii iin kaybolduunda ruhun grdn ve iittiini sylemiyorum, nk o zaman ne grr, ne iitir, ne de alglar... Ruhun bu tam deiimi yalnzca bir anlk srer.29

Teresa yine unu yazar: Esrime srasnda bedenin doal scakl alglanabilir derecede zayflar; soukluk son derece artan bir tatllk eliinde ykselir.30 u an bulamadm bir kitabn n yznde iki mridinin, ayakta durmas iin - anlald kadaryla yere dmesini engellemek iin iki taraftan dayanaklk yapt nl Hindu mistik Sri Ramakrishnann bir fotorafn grdm. Resmin bal Sri Ramakrishna samadide idi. Bu olaanst olaydan yle sz edilir. Bir Hindu tap nanda rahiplik grevi yapt bir dnem srasnda onun srekli ken dinden geme alkanl, grevlerine o kadar engel olmutur ki bu herkesin bildii yank uyandran bir olay olmu ve bylece tapnan yetkilileri onu memuriyetinden alarak rahatlatmay ciddi olarak d
28 29 30 Life of St. Teresa, ev. D. Lewis, 5. Bask, 1924, 20. Blm. Ayn yer. Ayn yer.

EVRENSEL Z SORUNU 51

nmlerdir.31 Ramakrishnann yaam yksn yazan Nikhilananda bize, bir keresinde Sri Ramakrishnanm alt ay Brahman ile saltk zdelik durumunda kaldn anlatr. Ramakrishnann kendisi daha sonra bu olaya gndermede bulunarak unu syler:

f Alt ay boyunca normal insann asla geri dnemeyecei bu durum


da kaldm; genellikle beden haftadan sonra kesilir ... Gnn ve ya gecenin bilincinde deildim. Sinekler nasl l bir bedenin a zna ve burnuna giriyorsa yle azma ve burnuma giriyordu ama onlar duyumsamyordum.32

Eer Ramakrishnann drstlne olan inancmz korursak, onun sinekler hakknda verdii bilgiyi olaydan sonra dardaki bir gzlemciden edindii dnlecektir. Ve onun alt ay boyunca canl kalmas konusunda yaam ykcs, sevecen bir keiin azna yiye cek koyduunu syler. Burada anlatld kadaryla bir btn olarak bu olay bir insann inan kapasitesini zorlamaktadr. Ancak, mistiin esrime veya coku dedii anormal bedensel hller kukusuz zaman za man gerekleebilir. Burada bunlardan ilgi ekici olduklar iin sz edildi, ancak asl belirtilmesi gereken nokta, bunlarn mistik bilincin hibir ekilde evrensel ya da zorunlu olmayan ereti elikileri olma lardr. Bunlar daha arbal, daha dingin ve aydn mistikler arasnda deil, daha duygusal ve isterik mistikler arasnda meydana gelmekte dir. Dolaysyla bunlarn mistik deneyimin evrensel zne ait olduk lar kabul edilemez. Ayns cinsellik ile mistik yaam arasnda sk sk ne srlen iliki iin de dorudur; ve yine ayn ey, - zellikle Hristiyan ve slm ge lenekleri iindeki - kimi mistiklerin Tanr ile birleme olarak yorum ladklar eyle ilgili anlatmlarn ssledikleri cinsel mecazlar iin do rudur. Leubann ne srd gibi, Genoal Azize Catherina ile Ma31 32 Vincent Sheean, Lead Kindly Light, New York, Random House, Inc., 1949, s. 312. Ramakrishna, Prophet of New India, The G ospel o f Sri Ramakrisbna'd an ksaltlarak hazrlanm, ev. Swami Nikhilananda, New York, Harper t Brothers, 1942, s. 28.

52 MSTSZM VE FELSEFE

dame Guyonun gdlerinin nemli bir blmnn, yaadklar cin sel hsran olmas gayet doru olabilir. Fakat kesinlikle bu tarz hibir ey evrensel deildir. Ne de bu olgularn incelemekte olduumuz fel sef sorunlarla, sz gelimi nesnellik sorunuyla her hangi bir ilikisi vardr. Dnyayla ilgili d krkl ve onun gsterili ama aldatc vermeyecekleri bir mutluluu vaat ediyormu gibi grnmeleri anla mnda aldatc - zevkleri dindar kafalar avuntu bulmaya iten ve yalmzca Tanrda bulunduuna inandklar gerek mutluluu elde et meye yreklendiren gl bir gdleyicidir. Bunun, dinsel bilincin nesnesinin gerekliinden yana ya da buna kar olduunu dnmek iin hibir neden yoktur. Mistik tarafndan tartlan ve yetersiz bulu nan belirli bir dnyev zevkin cinsel zevk olmas durumunda veya mistik, cinsellikten yoksun olarak avuntuyu Tanrda arad taktirde, neden bu olgularn aklanamaz bir biimde onun deneyiminin nesnel olduu iddiasnn altn oymas gerektii ak seik deildir. Bu, sz konusu iddiaya ne yardmc olur ne de engel olur. Ayn ey, mistiklerin ar duyguculuu diyebileceimiz ey iin de geerlidir, yani ar duyguculuk ne mistisizmin evrensel znn bir parasdr ne de onun sorunlarmzla herhangi bir ilgisi vardr. ok ka baca sylemek gerekirse, btn ekinlerdeki mistikleri, bir yanda duy gusal - Genoal Azize Catherina, Azize Teresa ve Heinrich Suso bunun rnekleridir - dier yanda da genellikle duygularn epeyce denetim al tnda tutan aydn ya da kurgusal tip olmak zere ikiye ayrabiliriz. Eckhart ve Buddha bunun rnekleridir. Elbette bu iki tip arasnda keskin bir blme izgisi yoktur. Bizim dncemiz, yalnzca ular arasnda aa mal bir gei olduudur. Ar duygusal tipler - zellikler Hristiyan geleneindekiler - sklkla, Tanr ile birlemelerinde onlar yakc, id detli, ateli, sarho edici ve tutkulu vb. bir ekilde saran ak his lerinden sz ederler. Azize Teresa33 kendisini bir pasajda, kendinden gemi, ak sarhou olarak betimler. Bu kitabn yazarnn damak tad asndan, bir ksm aziz ve mistiin bu ar duyguculuu, denge, do ru karar ve eletirel kabiliyet eksikliini gsteren tatsz bir zelliktir. Fakat bu, baz Orta a mistiklerinin dillere decek kadar dkn
33 Life of St. Teresa, s. 163.

EVRENSEL Z SORUNU 53

olduklar ykanmam, kirli alkanlklardan daha naho deildin Bu as la mistisizmin evrensel bir zellii deildir ve sorunlarmzdan herhan gi biriyle hibir ilgisi yoktur. Bana yle geliyor ki Eckhart bu konuda son sz sylemitir. O, Isann yapt herhangi bir eyde hibir zaman zevk verici heyecan aramadn syleyerek, duygusal i gcklanmas adn verdii eyi knar.34 u ho pasaj, - yine Eckharttan - esrime ve duygusal lgn lklarla ilgili tm bu u grngleri kendilerine yarar bir perspekti fe yerletirir: Hissetme yoluyla doyum, Tanrnn bize avuntu olarak esriklikler ve hazlar samas anlamna gelebilir. Ancak Tanrnn dostlar bu kayralarn yamalamalarna uramazlar . Bunlar yalnzca bir duy gu konusudur, ancak akla uygun doyum, ruhun en yksek nokta snn esrime ile hareketsiz kald, hazza boulmad, daha ok onlarn zerinde grkemli bir biimde ykseldii salt ruhsal sre tir. nsan kendisini ancak, bu fiziksel doamza ait duygusal frt nalarn ruhun doruunu artk daha fazla sallayamad zaman or taya kan bir ruhsal doyum durumunda bulur.35 Ar duyguculuu knamak ve onu mistik bilincin zorunlu bir paras olmamas ynyle deersiz grmek elbette ki mistik bilinte her zaman bir eit ve bir derece duygu esinin var olduunu ve bu bilincin zorunlu ve evrensel olduunu yadsmak deildir. Dorusu bu, duygusal olarak asla tamamen ntr olmayan ve iinde daima bir tr duygusal ton tayan btn insansal deneyim iin geerlidir. mistik deneyimin ongunluk, mutluluk, sevin ve erin dourduu bu dene yime sahip olanlarn ortak bir aklamasdr ve byle szler ak bir biimde deneyimin duygusal yann dile getirmektedir. Bununla bir likte bu duygular - ve en st rneklerde - dingin, durgun ve cokun luksuz olabilir. Dolaysyla bunlar bir g kaynadr, oysa isterik duyguculuk bir zayflk kaynadr.
34 35 Meister Eckhart, ev. R. B. Blakney, Nevv York, Harper &c Brothers, 1941, s. 201, Rudolf Ottodan naklen, Mysticism East and West, Nevv York, Meridian Books, Inc., 1957, s. 73.

54 MSTSZM VE FELSEFE

4 . B ir zm e Doru
Varsayalm ki birisi bir kelebek trnn ortak ve tanmlayc zel liklerini bulmak istedi. Bu kii, ortak olarak hepsinin sahip olduu ayrt edici zellikleri grmek iin bu trden bir sr kelebek rnei toplama konusunda hibir glk ekmeyecektir. Eer varsa, mistik deneyimlerin ortak zelliklerini belirlemek iin mistiklerin kendi de neyimleriyle ilgili olarak yaptklar rnek betimlemeleri toplamak da ayn ekilde kolay olmayacak m? Bu iki olayn birbirinden olduka farkl olduunu ve imdiki olayda ok daha byk glklerin oldu unu okuyucu kukusuz hemen grecektir. Bu glklerden bir bl mn incelememiz iyi olur. Kukusuz bu glklerden en belirgin ola n, doas gerei aratrmamzn, apak yada aktan aa gzlemle nebilir grnglere degin deil - varsa bile byk oranda deil mistiklerin isel ve zel yaant ve deneyimlerine degin olacak olma sdr. Bunu daha sonra ksaca ele alacam, ama nce baka baz nok talara iaret edeceim. Mistiklerin genellikle deneyimlerinin anlatlamaz, aktarlamaz ve tanmlanamaz olduunu syleyip de bunun ardndan olduka yaygn olarak deneyimlerini tanmlamaya ynelmelerinde bir sknt vardr. Bu konuda ne yapacaz? Ancak bu, mistisizme zel ve zg bir g lk, byle olmadk sorunlar douran bir glk olduu iin, aratr mamzn daha sonraki evrelerinde mistisizm, dil ve mantk aras ili kileri ele alacamz zamana kadar bu sorunu tartma durumununda olmayacaz. Bu blmdeki iimiz temelde ruh bilimseldir. Mistik bilincin ruh bilimsel ya da grngbilimsel zelliklerini irdelememiz gerekiyor. Ne yazk ki byk mistiklerin ou bilimin ya da bilimsel dnce alkanlklarnn ortaya kndan nce, zellikle de ruh biliminin bir bilim olarak balangcndan nce yaamtr. Bu yzden, onlarn kendi i gzlemsel betimlemelerini olanakl olduu lde tam ve eksiksiz yapmaya koyulmalarnn kendileri adna hibir nemi yok tu ya da bunun ok az bir anlam vard. Bu bakmdan onlarn betim lemeleri genellikle, kendi zamanmzn birka mistiin betimlemele rinden byk lde daha aa dzeyde kalr. Dolaysyla, ada

EVRENSEL Z SORUNU 55

kiilerin kendi mistik deneyimleriyle ilgili olarak yapm olduklar betimlemeleri aktarmay zaman zaman yararl bir yol olarak gr mekteyiz. Onlarn, erken alarn daha nl mistiklerince yaplm olan kapal ve belirsiz betimlemelere genellikle son derece aydnla tc bir k tuttuklarn ve bu mistikleri genellikle daha ak ve daha anlalr kldklarn greceiz. ada rnekler, yaznda veya dier alanlarda sekin olmakla birlikte aslnda mistik olmayan ve dene yimlerinin derinlii ve bykl bakmndan bilim ncesi alarn nl mistikleriyle yan yana koyulamayan kiiler de olsa bu gerek deimeyecektir. Byk mistiklerin diliyle ilgili olarak karlaabileceimiz glk tarznn kukusuz olduka u bir rnei olarak aadaki pasaj ele alalm. M.S. 8 7 5 de len nl Sufi Bayezid Bistami, kendisine ait bir mistik deneyimi yle betimliyor:
Ardndan, bedeni Birlikin bedeni olan, kanatlar Sonsuzlukun ka nad olan bir ku oldum ve Arnma katmanna geip, gzlerimi Sonsuzluk alanna daldrp da orada Birlik aacn grnceye ka dar Saltkn havasnda umaya devam ettim.

Elbette bu tipik bir rnek deildir. Belki de benim bildiim en k t rnektir. Ancak ne anlam aydnlatan ne de hatta iirsel gzellik de erine sahip olan kkrtc mecazlara dikkat ekebiliriz. Eer bir da ha bakma dayancn gsterebilirsek, yazarn, blnmez bilin adn verebileceimiz eye, yani daha sonra oka iitecek olduumuz, b tn okluu aan bir birlik bilincine sahip olduunu iddia ettiini; Birin, ncesiz ve Bengi olann dolaysz bir deneyimi iddiasnda bu lunduunu grebiliriz. Yazar yle devam ediyor:
Bir keresinde O beni yukar kaldrd, huzuruna getirdi ve bana Ey Ebu Yezid, gerekten yarattklarm seni grmeyi arzuluyor dedi. Ben de beni birliinle donat, beni benliinle rt ve beni birliine ykselt ki yaratklarn beni grdklerinde Seni grdk desinler: O Sen olacaksn, ve ben asla orada olmayacam.36 36 A. J. Arberryden naklen, Sufism, an Account of the Mystics of slam, London, George Ailen & Unwin, Ltd., ss. 54, 55.

5 6 MSTSZM VE FELSEFE

Bu fantastik dil aslnda, mistik deneyimin, konuyla ilgilenen her aratrmacnn ok iyi bildii ve btn ekinlerin mistisizminde ortak olan bir ynnn arptlm bir betimidir. Bu, sonlu benin snr du varlarnn grlr bir ekilde yava yava yok olmas veya paralan masyla kiisel kimliinin kaybolmas ve sonsuz ya da evrensel bir var lk okyanusuna karmas veya onun iinde zlmesi deneyimidir. Upaniadlar dzenleyenlerden Eckharta, Zen Budistlerden Hasidizme bal baz mistiklere kadar, mistikler, daha sonra aktaracam Tennyson ve Arthur Koestler gibi adalarn da yaad bu deneyi mi yaamlar ve betimlemilerdir. Bu, gene Bayezid Bistaminin be ni benliinle rt szyle anlatmak istedii eydir. Ardndan o Sen olacaksn, ben asla orada olmayacam diyor ki, bunun anlam, onun kiisel kimliinin, Tanr olarak yorumlad evrensel ben ya da bilin te btnyle yok olmas veya zlmesidir, dolaysyla orada Ben deil, yalnzca Sen olacaktr. Mistik grnglerle ilgili rnek betimlemeler toplama konu sundaki bir baka glk de, mistiklerin deneyimlerini yazl akla malar eklinde kamuoyuna bildirmekten ok kendilerine saklamalar dr. Bu az skl douran birka neden olabilir. Bu nedenler arasn da ekingenlik, alak gnlllk, ar ballk gibi sradan insansal duygular ve duygularn da vurmaktan holanmama vardr. Gene kutsal olduu dnlen eyi, duygudal olmayan ve anlamayanla ra aarak kirletme kaygs vardr. Mistiklerin deneyimlerini kamu oyundan bu ekilde gizlemeye ynelme dereceleri bireysel yaradlla rna ve de belirli bir ekin, din veya toplumun geleneine gre deiir. En ar gizlilik, daha nce belirttiimiz zere, Yahudi mistikleri ara snda gzlemlenmitir. teki uta, deneyimlerini ayrntl betimlemi olan Azize Teresa, Suso ve dierlerinin dizginlenmemi itiraflarn grrz. Hindu ve Budist mistiklerin genellikle herhangi bir az pek lik sknts ekmedikleri grlr. - Bir caddede veya bir yer alt gei dinde srtnerek gemi olabileceiniz - bir ok sradan ve hi tann mayan insann yaamlarnda kimi zamanlar en azndan bir anlk mist ik bilinci elde ettiklerine inanmak akla yatkndr. Doal olarak onlar alay edilecekleri veya en azndan sert ve souk karlanacaklar kor kusuyla bu deneyimler hakknda genellikle suskun kalacaklardr.

EVRENSEL Z SORUNU 5 7

Deneyimlerini zgrce yazan mistikler bile kendilerini ounluk la kiisel olmayan bir biemle dile getirirler ve birinci tekil kii kullan maktan kanrlar. Bunlar, mistik birlemeyi bilenler bize sylemek tedirler ki..., ya da aydnlam insanlar diyor ki..."eklinde konu urlar. Byle bir biem Eckhart ve Ruysbroeckin yazlarnda oka dikkatimizi ekmektedir. Birka yl nce len Hindu mistik Sri Aurobindo da buna benzer dolayl biemleri kullanr. Bir yerde o, i erin ci bu ekilde elde etmi olanlar ... kavrayabilirler diye yazar. Bu ya zarlar biraz dikkatlice okuduumuzda bu yazlarn kendi deneyimle rine ait bir yaz olduunun hemen ayrdna varrz. Ama bu, onlarn yazlarnn duygusundan anlalacaktr. Kendileri bize pek szle an latmazlar. Ve bu biemin zellikleri bizim iin genellikle ciddi bir g lk dourmaz. Yapmakta olduumuz ruh bilimsel aratrma tr elbette i gz lemseldir. Zihinsel durumlarla ilgili i gzlemsel betimlemeler kuku suz kimi yetersizliklere ve dezavantajlara aktr. Fakat dier yandan, daha kat davranlarn srekli vurguladklar gibi deersiz olmaktan da epey uzaktr. On yargsz bir bakla William Jamesin ruh bilimsel yazlarn okuyan bir kiinin, bu yazlarn ierdii deerli ruh bilimsel materyallerin bolluundan etkilenmemesi olanakl deildir. yleyse akademik ve profesyonel ruh bilimciler bunlara kar umursamazlk gsteriyorsa, bu onlarn kayb ve alklklardr. Kamusal ve zel arasndaki, Deweyin, anlalan o ki kamu ve zePin ne anlama geldiini veya aralarndaki ayrmn bilgikuramsal temelinin ne olduunu veya son noktada bu ayrmn dorulanabilir olup olmadn kendisine hi sormadan zerine basa basa durduu ay rma oka nem verilmitir. Bu ayrm kimi zaman yararl olsa da, son noktada geerlilii kesinlikle ok kukuludur. u bir gerektir ki kendi dncelerimi ve duygularm tek bama deneyimleyebilir ve onlara tanklk edebilirim. Fakat son zmlemede, kulaklarmla ve gzlerim le algladm sesleri ve renkleri yalnz bama deneyimleyebilmem ve bunlara tanklk edebilmem de eit derecede dorudur. nk bunlar, benim kiisel fizyolojim ile koullanrlar, dolaysyla ayn dediimiz bir nesneye bakan bir baka gzlemci bir renk grrken ben baka bir renk grebilirim. Duyu alglar gerekte tpk i gzlemsel alglar gibi

58 MSTSZM VE FELSEFE

zePdirler. Szm ona kamusal sz yalnzca bir ok zel dnya lardan meydana gelen bir -yapdr. Ben, belirli snrlamalara bal kala rak, kendi zel renk deneyimlerimi sizin anlattklarnzla karlatrabi lir ve hatta korku ve znt deneyimlerimi, dnce alkanlklarm veya armlarm, akl yrtme srelerimi dier insanlarn kendilerininkiyle ilgili anlattklaryla karlatrabilirim. Ancak kabul edilmelidir ki i gzlemsel haberler aslnda duyular la alglanan eylerle ilgili haberlere gre daha az gvenilir, yanlgya daha ak, daha az salkldrlar. Gzleri olan bir kimsenin, bir kele bein kanadnn zerindeki ekilleri betimlemesi, ayn kiinin bize kendi i duygularnn belgin bir aklamasn sunmasndan daha da kolaydr. O zaman u sorulacaktr: Eer i gzleme degin glkle rin kaynanda kamusal ile zel arasndaki ayrm yok ise, neden bu byledir? Bu soruya yantmz, i gzlemin, zel olduu iin deil, i sel yaamn onun zlmesini, kavranlmasn ve doru kavramlar ve szcklerle anlalmasn zorlatran kimi znl niteliklerinden dola y, d gzlemden daha skntl ve d gzleme gre daha az gvenilir olmasdr. Duyu algsnn nesneleri, onlar kesin ve ak seik klan keskin ve tam izgilere ve snrlara sahiptir. Bunlar, dikkatlice gzlem lemeye yetecek kadar uzun bir sre az ok deimeden kalabilirler. Bu durum, katilar iin tamamen geerli, svlar iin biraz geerli, buhar ve gaz iinse en az derecede geerlidir. Ancak bilince ait isel yaam her zaman bulank ve kaypaktr, srekli olarak hzl deiim gsterir ve incelemek iin sabit tutulamaz. Onun ayr blmlerinin genellikle birbirinden ayrt edilebilecek keskin izgileri de yoktur. Bunlar duyumsanamaz derecede birbirine karrlar ve birbirinin iine girerler. Sonu olarak anlalan o ki, Samuel Alexandern ne srm olduu, biz zihinsel durumlarmz gzlemlemeyiz - szm ona, onlara uzaktan bakmayz - daha ok onlar olarak ve onlarla yaayarak onla r tadarz, tezinde olduka byk bir doruluk pay vardr. Bu ko nu epey zordur, ancak yle grnmektedir ki, Alexandern gzlem leme ve tatma dedii eyler arasndaki farkllk, tanmlanamaz bir ekilde, i gzlemle ilgili glklerin nedenlerinden birisidir. Ne olur sa olsun, biz zihnimizden geen eyleri bir ekilde i gzlemsel olarak biliriz, i gzlem olmadan kesinlikle bilemeyiz.

EVRENSEL Z SORUNU 5 9

Mistikler ve onlarn deneyimleri bir ok ekilde snflandrlabilir ler. Da dnk ve ie dnk deneyim trleri arasndaki ayrm ar lkl bir neme sahiptir. Bununla birlikte, baz ikinci derecede neme sahip snflama farkllklarndan ksaca sz edilebilir. Yksek derece de duygusal olan ve genellikle pek aydn ve felsef olmayan trden mistii dingin, durgun ve felsef tr mistikten ayrmak kesinlikle ya rarldr - geri bu kukusuz bir derece konusudur. Bu konuda daha nce yeterince konuuldu, insanlara, onlar adna herhangi bir aba gerektirmeden, istek d ve ounlukla tamamen beklenmedik bir e kilde gelen mistik hllerle, daha ncesinde kimi zaman uzun sren aralksz bir abay gerekli klan bilinli uygulamalar, disiplinler veya yntemlerin sz konusu olduu mistik hller arasnda da bir ayrm yaplmaldr. lkine, kendiliinden, kincisine de -daha iyi bir ad ol mad iin - kazanlm adn verebiliriz. Kendiliinden deneyimler, her zaman olmamakla birlikte genel likle da dnk trden deneyimlerdir. Kazanlm olanlar ise oun lukla ie dnk deneyimlerdir, nk - deiik ekinlerde yalnzca bir para ve yzeysel olarak deiiklik gsteren - zel ie dnme yntem leri vardr. Bildiim kadaryla buna karlk gelen da dnme yntem leri yoktur. Kendiliinden ksa bir da dnk deneyim geiren bir in san byle bir deneyimi bir daha hi yaamayabilir. Veya byle bir di zi deneyim yaayabilir. Ancak genel olarak o bu deneyimleri ne mey dana getirebilir ne de onlar denetim altna alabilir. Yalnzca birka sa niyelik byle tek bir deneyim bir insann yaamn batan aa dei tirebilir. Daha nceleri yaam anlamsz ve deersiz bulabilirken, de neyimi geirdii anda yaamnn anlam, deer, yn kazandn hisse debilir veya yaama kar tutumu kimi zaman kkten bir biimde ve srekli olarak deiebilir. Kazanlm ie dnk deneyim genellikle, bir kez elde edildi mi, uzun bir yaam sresince hemen hemen ne zaman istense meydana getirilebilir, ancak znenin yapabilecei eylerden hibirinin bu dene yimleri meydana getiremeyecei kurak ve karanlk dnemler de olacaktr. e dnk mistik hller ounlukla kesik kesik ve bir dere ceye kadar ksa sreli olmakla beraber, mistik bilincin srekli olduu na, normal ya da genel bilinle ayn anda yan yana gittii, bir ekilde

6 0 MSTSZM VE FELSEFE

onunla kaynat ve btnletiine inanld seyrek durumlar var dr. Hristiyan geleneinde bu durum teknik anlamda tanrlama olarak bilinir. Kimi zaman da buna tinsel evlilik veya birleik ya am olarak gndermede bulunulur. Azize Teresa, Ruysbroeck ve bazlar tarafndan bu hle aka ulalmtr. Gelenee gre Buddha da srekli bir aydnlanma bilincine ulamtr. Budistin, bu ya amda ve bu bedende nirvanaya erimenin olanakl olduunu ve ke sin olarak Buddhann ve dierlerinin bunu baardn iddia etme sinin anlam budur. nk, temelde nirvana srekli bir mistik bilin cin son durumudur. Gerek Douda gerekse Batda byle bir baar seyrektir, ancak mistikler bunun, mistik yaamn en yksek noktas olduuna inanrlar. ki ana deneyim tr olan da dnk ve ie dnk deneyim, de iik yazarlar tarafndan eitli adlar altnda birbirinden ayrt edilmi tir. kincisi, Ruolf O ttoya ait bir terim olan ve Bayan UnderhilPin ie dnme dedii eye karlk gelen isel yol ya da i gzlem mistisizmi ile adlandrlmtr. tekine de dsal yol ya da d gz lem mistisizmi denebilir. Bunlar arasndaki temel fark, ie dnk de neyimin zihnin ilerine doru bakarken, da dnk deneyimin duyu larla da doru bakmasdr. Her ikisi de, alglayann kendi birliini veya zdeliini kavrad, - Plotinusun Bir adn verdii - bir en te mel Birlik algsnda son bulur. Ancak da dnk mistik, fiziksel du yularn kullanarak, Birin, ya da Birlikin, onlar araclyla k vere bilmesi iin mistik bir biimde dnme uram olan - deniz, gk yz, evler, aalar gibi - d dnyaya ait zdeksel nesneler okluu nu alglar. e dnk mistik, tersine, zellikle duyularn kapamak, btn duyum, imge ve dnce okluunu bilincinden kaldrmak yo luyla kendi benliinin derinliklerine dalmaya alr. Karanlk ve ses sizliin olduu bu yerde o, Biri (da dnk deneyimde olduu gibi) okluk araclyla grlen bir Birlik olarak deil, herhangi bir okluk barndrmayan btnyle plak Bir olarak algladn - ve onunla birletiini - ileri srer. nmzdeki birka blmde bu arpc iddi alar iin getirilen ayrntl kant irdelemeye balayacaz. Bu arada, her ikisine de tek olarak mistik niteleyicisinin uygu land birbirinden ok farkl bu iki bilin trnn var olmas gere

EVRENSEL Z SORUNU 61

inin, her mistisizmde evrensel bir ortak z bulunduu iddias ile e likili olduu dnlmemeli. nk, 1) Bu iki tr, her ikisinde de or tak olan nemli ana zelliklere sahiptir. Bu, daha nce yaplm olan ksa aklamalardan da anlalacaktr, nk belirttiimiz zere her ikisi de, her ne kadar amaca bu iki durumda farkl aralarla varlsa da, bir Birlik veya Birin alglanmasnda ve onunla birleilmesinde son bulur. Daha sonra greceimiz gibi, bu, ortak olan tek ey de deil dir. (2) Ve, her iki bilin trnn, btn zaman, a ve ekinlerde ay n ekilde var olmas ve var olmay srdrmesi anlamnda evrensel ol duu ynnde salam kant vardr. Eer byle olmasayd - sz gelii, biri yalnzca Douda dieri de yalnzca Batda olmu olsayd - bu, evrensel bir ze olan gvenimizi btnyle olmasa da bir lde sar sabilirdi, nk o zaman bile her iki bilin trnde ortak olan nem li ana zellikler kmesini gsterebilirdik.

5. Da Dnk Mistisizm
Konuyu ileme yntemimiz mantksal zellii bakmndan her ne kadar tmevarmsal olsa da, neredeyse birbirinin ayns olan ok sa yda olay yalnz yinelemek gereksizdir. Bunun yerine okuyucuya da ha az sayda temsili olay - yani dnyann farkl dnem, ekin ve bl gelerini temsilen - sunmak daha yerinde olacaktr. Da dnk mistik bilin tr, hem insan yaam ve tarihi zerindeki klgsal etki asn dan hem de felsef ierimler asndan, ie dnk mistik bilinten ne olursa olsun ok daha az neme sahiptir. Her birisi, btn bein ara makta olduumuz ortak zelliklerini sergilemenin yannda, kendisine ait ilgin ve retici bir nitelikler eitlilii gsteren yedi temsili r nek aktaracam. Seilen yedi rnekten ikisi Katolik Hristiyanlktan, biri Protestanlksan, biri klasik zamanlarn puta taparlndan (paga nizm), biri ada Hinduizmden, ikisi ada Kuzey Amerikann, hibirinin herhangi zel bir dinsel inan dizgesiyle aka balants nn bulunmad aydnlar snfndandr. Budizm ve slm temsil edilmedii iin, rneklerin deiik ekin lere yaylnn istenildii lde geni tutulmad dnlebilir.

6 2 MSTSZM VE FELSEFE

Bunda bir hakllk vardr. Bunun bir nedeni, ie dnk mistisizmin yazn geni ve bununla ilgili anlatlan olaylarn says pek ok iken, daha az nem ve etkiye sahip olan da dnk mistisizmin yazn di eriyle karlatrldnda az ve anlatlan olay saysnn o denli ok olmamasdr. Dorusu benim bilmediim bir ok aktarlm olay bu lunabilir. Ne var ki rneklerimiz Katolik ve Protestan Hristiyanlk, ok tanrc Roma, Hindistan ve ada Amerikadan olduu iin, r neklerimizin kapsam kesinlikle, temsil edilmemi ekinlerde ayn tr deneyimi yaam olan, gerek bunun bir haberini brakm gerekse brakmam bir ok insann olmas gerektii konusunda bizi emin k lacak derecede yeterli bir genilie sahiptir. Dolaysyla rnein dn ya zerindeki dalm drt drtlk olmasa da bana baya akla uy gun ve yeterli geliyor. Meister Eckhartn, son derece ksa ve zl olmasna karn, b tn bei anlamamzda bir model ve rnek olarak alnabilecek bir an latmyla balayabiliriz. Eckhart yle diyor:
Bir insann burada dsal olarak okluk iinde grd ey gerek te birdir. Burada bitki yapraklar, aalar ve talar, her ey birdir. Bu en derin derinliktir.37

Bu pasaj, ie dnk deil da dnk deneyimin bir rnei olan, Eckharttan bir baka pasajla tamamlanabilir:
Syle Tanr, bir insan ne zaman katksz bir anlama durumun dadr. Sana sylyorum, bir insan bir eyi bir dierinden ayr grd zaman. Ya bir insan ne zaman katksz bir anlamann zerinde olur? Sana syleyebileceim u: Her eyi her eyde grd zaman, ite o zaman bir insan katksz anlamann st ne kar.38

37 38

Rudolf Ottodan naklen, Mysticism East and West, New York, The Macmillian Company, 1932, s. 61. A.g.e., s. 45. Bu anlalan Ottonun evirisidir. Otto hibir kaynak ver* miyor. Fakat grlen o ki ayn pasaj, ok az farkl szcklerle Blakneyin evirisinde (Meister Eckhart, s. 173) grlmektedir.

EVRENSEL Z SORUNU 63

Yazlarnn baka yerlerinde olduu gibi burada da Eckhartn kendisini konunun iine sokmuyor oluu veya bundan kendi deneyi mi gibi sz etmiyor oluu dikkatimizi ekiyor. Aslnda o, szn etti i her eyin birliinin, herhangi birinin edimsel deneyimi olduunu bir ok konumada dile getirmez. O yalnzca bu birliin bir gerek ol duunu ifade eder. Bu yalnzca metafizik bir kurgu ya da tmyle bir d olamaz m? Eckhartn apak cmlelerinin bize gsterdii kada ryla olabilir. Ne var ki onun yazma biemine yabanc olmayan hi kimse, szn ettii derinliksin onun deneyiminin derinlii oldu undan kuku duyamaz. yleyse onun deneyimledii ey ne olabilir? O fiziksel gzleriyle baz bitki yapraklarna, aalara ve talara vs. bakyordu. Bu ve onun bu okluktan dsal olarak sz etmesi, hakknda konutuu eyin duyularla alglanan zdeksel dnya olduunu ve bu deneyimin ie d nk deil, da dnk olduunu tantlar. Asl can alc olan sz, bu dsal eylerin, pek ok olmasna karn btnyle bir olarak alglanm - gzlerle grlm - olmasdr; yani bunlar ayn anda ok ve bir olarak alglanmlardr. Bunun anlam ne olabilir? Bu kesinlikle, Eckhartn grd eyin, her birliin daima pek ok eyden oluan bir birlik olmasnda olduu gibi - bu sayfa bir ok paradan olumakla birlikte bir yaprak kattr - sradan bir an lamda hem ok hem de bir olmas anlamna gelmez. Eckhart byle ya van bir sz sylemi olamaz. yleyse onun syledii eyi nasl anla mamz gerekiyor? Anlama ile ilgili olarak Eckhart yukarda alntla nan ikinci pasajda bize, bu tr btn deneyimlerin katksz anlama nn tesinde olduunu syler. Mantksal bir anlama ya da aklama bekleyemeyiz. Greceimiz zere bu, yalnzca Eckhart'n bir iddias olmayp, her nerede olursa olsun btn mistikler tarafndan evrensel olarak aka sylenmitir. Bu aslnda, btn mistisizmlerin aramakta olduumuz ortak ana zelliklerinden birisidir. Bununla birlikte u aamada bunun zerinde daha fazla durulmayacak. Eckhartn szlerine dnecek olursak, ot, aa ve tan bir olarak alglandn sylerken o, bunlar arasndaki farkll alglamadn demek istemiyor. O, soldaki bu eyin aa, sadakinin de ta olduu nu ve bu tan aatan farkl bir ey olduunu elbette ki alglyor.

64 MSTSZM VE FELSEFE

nk, nndeki nesnenin gerekte tatan ayr olan bir aa olduu nun bilincinde olmadka aa tatr diye bir yargda bulunamazd. Aacn aa olduunu ve tan ta olduunu alglamad srece aa cn ta olduunu iddia edemezdi. Dolaysyla Eckhart, bunlarn hem ayr hem de zde olduunu anlatmak istiyor. Rudolf Otto bu dn ceyi, zerine basa basa ve dobra dobra yle dile getiriyor: Siyah si yahlndan bir ey kaybetmez, beyaz da beyazlndan. Ancak siyah beyazdr, beyaz da siyahtr. Kartlar kendilerinden bir ey kaybetme den bir olurlar.39 Ve bunun, yalnzca bir dizi sz deil, bir kimsenin fiziksel olarak grd bir ey olduu sylenmektedir. Bu afallatc bir eydir. Ancak bu kitab okumaya niyetlenen bir kii afallamalara almas gerektiini bilmelidir. Mistisizme yabanc olmad kadar bu konuda drst olan bir yazar, bunun btn olaan nsan dnme kurallaryla hi uyumadn ve her seferinde mantk kurallarn aka deldiini bilir. Bir ok yazar, bunu evrilemeye, afallamalar hafifletmeye, gr alarn btnletirmeye, konuyu saduyu dedikleri akla yatkn bir duruma sokmaya ve bylece bu ko nuyu tamamen ortak zemin dzeyine ekmeye giriir. Ne var ki bunu yapmak, btn konuyu yanllamaktr ve bu tarz hibir ey burada onaylanmayacaktr. Dileyen herkes imdi unu syleyebilir: Bu ka dar yeterli. Eer mistisizm mantksal elikiler ieriyorsa bu, hi za man kaybetmeden onu geri evirmem ve burada, u anda bu kitab kapamam iin yeterli bir gereke olur. stiyorsa yle yapsn. Ancak benim bu konularla ilgili kendi deerlendirmem farkldr ve bir bir, s ras geldike ortaya konulacak, aklanacak ve savunulacaktr. ok ok nemli bir yarg olan her ey birdir yargsna dnelim. l gili eyler A,B,C, vs olarak simgelenirse, A, B ile zde olduu iin bu arada A Bden farkl olmakla ve ayn ey dierleri iin geerli ol makla birlikte - bunlarn hepsi bir olur. Evreni kuatan btn eyler okluu birbiriyle zdetir ve bu yzden de tek bir ey, yani salt bir birlik olutururlar. Anlyoruz ki Birlik, Bir hangi trden olursa olsun her mistisizmin - farkl zel rneklerden kiminde daha fazla kiminde daha az vurgulu ve hatta kimi zaman aka anlmasa da - ana dene
39 Otto, ayn yer.

EVRENSEL Z SORUNU 65

yimi ve ana kavramdr. Birlik alglanr ya da dolaysz kavranr. Yani, birlik, bir ayrm yapmann olanakl olmas lsnde yoruma deil deneyime aittir. Birlik eitli ekillerde yorumlanabilir ve yorum genelde byk lde mistik bireyin ekinsel evresine ve ncelikli inanlarna daya nr. Mistiin deneyiminde bunun kavranmas her zaman deneyimin yorumlan deil de deneyime ait duygusal tonun bir paras olan tin sel cokunluk, sevin veya mutluluk, soyluluk ve en yksek deer duygusunu dourduu iin, birlik dindar kiiler tarafndan ou kez tanrsal olarak yorumlanr. Bu eit deneyimi bildiren Hristiyan, Mslman ve hatta tek tk Yahudi mistikler bunu, ok sorun etme den Tek Tanrsal Varlk olarak, Tanr olarak yorumlamlardr. Azize Teresa ve Suso gibi duygusal olup felsef olmayan mistikler dorudan, deneyimledikleri eyin Tanr ile birleme olduu sonucuna atlam lardr. Onlar, bunun yalnzca dolaysz deneyimin bir anlatm olduu nu elde bir kabul ederler ve deneyime bir yorum esi kattklarnn ayrdnda deillerdir. Eckhart ve Ruysbroeck gibi daha felsef Hristi yan mistikler belki bilinli olarak daha incelikli yorumlar ortaya ko yarlar. Bunlar birlii, Tanrdan farkl olarak, tanrlk eklinde yorum larlar. lemenin kiisinin altnda yatan ve kendisini ncesiz ve bengi olarak bu l kiilie blen ayrmlamam birliktir. Bu yorum larn genellikle da dnk deneyimden ok ie dnk deneyim tr nn plak Birine giydirildii dorudur. Bu noktada bunlara girmek le sanrm konumu bir lde ayorum. Fakat bu gerekten nemli deildir. Genelde mistikler ie dnn Biri ile da dnn Biri arasnda bir ayrm yapmazlar. Her iki tr deneyimi aka yaam olan Eckhartn aklna anlalan, bu deneyimlerin zdelii veya fark ll ile ilgili herhangi bir soru gelmemitir. u anda zerinde yorum yapmakta olduumuz pasajda Eckhartn gndermede bulunduu d sal Biri Tanr veya tanrlk olarak dndn ileri srmek pek ak la uygun deildir. Dsal ve isel birliin zde olduu, bir ok mistiknin verdii iletinin nemli ve ak bir blmdr. Deneyimlenen birlik, Plotinus tarafndan hem Bir, hem de yi ola rak adlandrlr. Eski Hindu mistisizminde, Upaniadlarda amland zere bu, Brahman, orta olmayan Bir ya da Evrensel Bendir.

66 MSTSZM VE FELSEFE

ada Hindu mistik Ramakrishna tarafndan bu kimi zaman Brah man, fakat ounlukla da tanra Kali olarak anlalmtr. Bucke ve daha sonra adlar anlacak olan - N .M gibi ada batl mistikler genelde bunun iin tanr bilimsel bir yorumda bulunmamlardr. Eer dinsel bir yorumda bulunulursa, da dnk deneyimin for ml her ey birdir olur, bu da ister istemez her ey Tanrdr olur ve bylece kamutanrcl (panteizm) dourur. e dnk deneyim ile kamutanrcla kar kiitanrclk (teizm) sorunu arasndaki iliki da ha sonraki bir blmde ele alnacaktr. Eckharttan alman pasaj tartmamz, da dnk mistisizmin ev rensel zn oluturan ortak zelliklerden bir ksmna imdiden bir n bak salad. Ayn zelliklerin ie dnk mistisizme de ait olup ol mad sorununu daha sonraki bir sayfaya brakmalyz. imdi kendi mizi da dnk mistisizmle snrlayarak unu syleyebiliriz ki, da dnk mistisizmin, dier tm ortak zelliklerin evresinde dnd ekirdek noktas, bir ekilde evren iin temel olduuna inanlan bir birliin kavranmasdr. Bu, ikinci bir evrensel zellii, yani deneyimin annda mistik tarafndan, salt isel ve znel bir ruh hli olarak deil de, nesnel bir gndegeye sahip bir deneyim olarak yorumlandn gsterir. Bu Jamesin noetik nitelik dedii eydir. Jamesin nitelik sz, deneyimin kendisinin bir zelliini belirttii ve tmyle yorum olmad iin, mistiin kendisinin onu nasl grd gereine dikkat eker. Onun iin nesnellik bir kan deil, deneyimlenmi bir kesinlik tir. Eer mistiin bu tutumu, onun deneyimini yaamam olan bizlere kukulu grnyorsa, filozoflar deil normal insanlarn, duyu de neyiminin nesnelliinin dorudan doruya kavranan bir olgu olduu nu, tmyle bir kam olmadn kabul etmekte olduklarna iaret et mek yerinde olabilir. nc bir evrensel zellik - genel olarak kabul edilmi olan mantk kurallarna aldrmamak olan - paradoksallktr. Bu konu da ha sonra dikkatli bir inceleme gerektirecektir. Drdnc zellik, her ne kadar zerinde durmakta olduumuz Eckharttan yaplan belirli alntlarda anlmasa da, sevin, mutluluk, nee, bir en yksek deer duygusudur. Yine sz konusu pasajda anl mam olan dier zellikler biz ilerledike kendisini gsterecektir.

EVRENSEL Z SORUNU 6 7

Eckharttan rendiklerimizin altnda, bu blmn banda sz verilmi olan dier da dnk mistisizm rneklerini incelemeye gee biliriz. Azize Teresann u pasajna bakalm:
Bir gn yakarta bulunurken bir anda bana her eyin nasl grn dn ve nasl Tanrda kapsandn alglama gc bahedildi. Onlar kendilerine zg biimde alglamadm, bununla beraber onlarla ilgili sahip olduum gr son derece akt ve ruhuma capcanl kaznd.40

Eckhart gibi Azize Teresann da, her ne kadar da dnk dene yime yapt gndermeler seyrek olsa da, her iki tr deneyimi geir dii aktr - aslnda, baka pasajlar da olabilir, ama bundan bakas n anmsamyorum. Yaklak onun anlatt her bir deneyim ie dnk deneyimdir. Bu konuda da o Eckharta benziyor. Yukardaki pasajda anlatlan deneyimin da dnk deneyim olduu ortadadr. O plak Biri deil, evrenin okluunu alglyor. O her eyin Tanrda nasl kapsandn gryor. Teresa ekirdei oluturan bir birlik kavray ndan hi sz etmiyor, hemen Tanrya atlyor. nk onun pek ka dns zihni salt birlik gibi soyut dnceler zerinde deil, tanrsal n somutluu zerinde durur. Yine de onun deneyimi temelde Eckhartnki ile ayn kabul edilebilir. Eckhartn Bir dediine Azize Te resa Tanr diyor.
Bayan Underhillin41 bize anlattna gre, Jakob Boehmenin ya amnda ... ayr aydnlanma dnm noktas olmutur; hepsi kamutanrsal ve da dnk trdendir. ... 1 6 0 0 l yllarda parlak bir dis ke gzlerini dikmesi sonucunda kendinden gemeye benzer bir bilin hliyle balayan ikinci aydnlanma gereklemitir. ... Bu deneyim, onun dediine gr, kendisinin ierisinde eylerin en dipteki temellerini grd/dnyann i gerekliinin zel ve du

40 41

jameste naklen, a.g.e., s. 402. Evelyn Underhill, Mysticism, s. 255.

68 MSTSZM VE FELSEFE

ru bir grntsn beraberinde getirmitir. ... O bunun yalnzca bir d olduunu sand ve onu zihninden atmak iin krlara k t. Ancak burada o eyann, bitki ve otlarn tam zn grd nn ve gerek doann grmekte olduu eyle uyum iinde oldu unun ayrdna vard.

Bayan Underhill, bir baka yaam ykcsnn ayn olayla ilgili anlattklarn bize anlatr:
Yemyeil krlara karak ... orada oturdu ve evresindeki otlara ve
imenlere isel ile baktktan sonra onlarn zlerini, kullanm

larn ve niteliklerini grd. ... byk bir haz almt, sonunda eve dnd, ailesine bakt ve byk bir erin iinde yaad.

D dnyadaki eya, evredeki otlar ve imenler fiziksel gzler le alglanrlar, ancak Azize Teresaya geldiimizde bunlar kendilerine zg biimde grlmemektedirler - olaslkla onlarn genel ve ola an grn iin kullanlan bir ifade. Bunlar bakalam grnrler. Bu da da dnk mistik deneyimin baat bir zelliidir. Bunlarn Boehme asndan hangi tarzda bakalatklar iki pasajda da ak seik deildir. Boehme, eyann tam zn grr, bununla birlikte orada karlalan eyin ne olduu konusunda bir ey sylemez. O bunlarn zlerini grr ancak bu zlerin ne olduunu sylemez. Bununla be raber, bu eksiklik akas ayn deneyimle ilgili bir dier aklamada giderilir. Bay H.H. Brinton Boehmenin yle dediini bize aktarr:
Bu kla ruhum batan baa btn eyay ve btn yaratklar gr d, im en ve otlarda Tanry tandm [italikler benim].42

Dolaysyla eyann z, onlarn i gereklii Tanrdr. O birlik szcn kullanmaz, tm bu d eyann bir olduunu da syle mez. Daha eski mistiklerin genellikle kendi deneyimleriyle ilgili yap tklar ksa ve yarm yamalak aklamalarda deneyimlerin dizgeli bir biimde yazya geirilmi her bir ana zelliine seyreke rastlarz. Bo42 H. H. Brinton, The Mystic Will.

EVRENSEL Z SORUNU * 6 9

ehmeden aldmz ey, onu dier da dnk mistisizm aklamala ryla ayn kefeye koymamz iin yeterlidir. Boehmede yalnzca d e yann i gereklii olarak Tanr grntsn deil, daha nce kabul ettiimiz ortak ana zelliklerden dier ikisini de buluruz. lki Jamesin noetik nitelik adn verdii, aydnlanmann znel bir yanlsama ol mayp - bununla birlikte Boehmenin ilkin bunun bir yanlsama ola bileceini dnmesi ve yeillik alana kp eyann olduu gibi gr np grnmediine bakarak bunu dorulamaya almas olduka il gi ekicidir - nesnel bir gndergesinin (referans, atf noktas) olduu inancdr. nk o yeil alana ktktan sonra eyann en dipteki te mellerine bakmakta olduu kansna varmtr. kincisi, karakteristik duygusal bir ton olan ongunluk ve erincin onun tarafndan ad anlmamtn Boehmeyi bir kenara brakmadan nce una dikkat ekmeliyiz ki, nedensel farkszlk adn verdiimiz ilkenin bir uygulamasn onun r neinde grmekteyiz. Boehmenin aydnlannn - ila almak gibi ta mamen dnyev, vasat olan ve tinsel olmayan bir neden olan - parlak bir yzeye bakmas sonucu gereklemesinin, aydnlamasnn gerek lii veya geerlilii ile hibir ilgisi yoktur. Bir meskalin deneyiminin olaslkla gerek bir mistik deneyim olamayacan dnenler, g rng bilimsel yn asndan ne denli ayrt edilemez olursa olsun, akan suyu seyre dalmann Aziz Ignatius Loyolay, tinsel eyleri kav ramaya balad43 da dnk mistik bilin durumuna geirttii ger ei zerinde de bir dnsn. Parlak diske bakma olaynn bir ekil de bize kendi kendini hipnoz etmeyi dndrtmesi gereinin bizi rahatsz etmesi ya da Boehmenin deneyiminin deeri konusunda bi zi kukuya drmesi de gerekmiyor. Biz kendisi bakmndan deneyi min ne olduu ile ilgileniyoruz, onu neyin dourduu ile deil. Ve mistik hl, her ikisi de benzer nedensel koullar paylayor olsa da, hipnotik duruma hi mi hi benzemez. imdi, hlen yaamakta olan N.M. adn verdiim bir Amerikal tarafndan yaanan deneyimin bir aklamasn aktaracam. Bu olay, daha nce belirttiim gibi, ada zihne ait bilimsel ve zellikle ruh
43 Underhill, a.g.e., s. 58.

7 0 MSTSZM VE FELSEFE

bilimsel ilgilerden btnyle haberdar olan bir ada tarafndan an latldklar iin, bu alardan ne yazk ki yetersiz olan bilim ncesi za manlarn byk mistiklerinin anlatmlarna k tutmak iin kullanla bilecek rneklerden birisidir. N.M . kendini eitmi, meslekten bir ay dndr. O yaad deneyimi bana itenlikle anlatt, ben de syledikle rini not tuttum. Daha sonra o, deneyiminin burada ksmen aktaraca m yazl bir aklamasn sundu. Bu deneyim, daha nceki bir sayfa da bu kitapta aktarlanlar ierisinde yalnzca tek bir rnei olduuna iaret ettiim, ncesinde bir doz meskalin yutularak yaanan dene yimdir. Ne var ki N .M . meskalinin deneyimi meydana getirmedii ni, yalnzca onu daha ncesinde eyay olduu gibi grmekten al koyan engellemeri dizginlediini vurgular. Sanrm onun anlatmak istedii nokta u: Her ne kadar santoninin eyada bir sarlk ya da sa r bir grn meydana getirdii sylense de, sarlk gerekte onlar da var olmad iin, N .M .nin kendi deneyiminde grd ey bak makta olduu eyada gerekten vardr ve bu eyin meskalin tarafn dan meydana getirildii deil, onun tarafndan aa vurulduu syle nebilir. Bir baka deyile, onun meydana getirme szcn kabul etmemesi, deneyimin nesnelliinde diretmenin bir yoludur. Benimle olan grmesi srasnda tuttuum notlar gstermektedir ki o, bu nes nellik duygusunu dile getirmek iin, bir nedenle yazl aklamasnda yinelemedii, bana olduka canl gelen szler kullanm. Bence bun lar aktarlmaya deerdir. O, deneyim srasnda basbaya bir anahtar deliinden eyann i gerekliine bakmakta ve onlar herkesin eer sradan yaamlarnn uykusundan veya uyurgezerliinden uyandrlabilselerdi grebilecei bir ekilde grmekte olduu hissini yaad n sylemitir. Onun yazl aklamas ksmen yledir:
iinde bulunduum oda bir zenci konutunun arka bahesine bak yordu. Binalar kk ve iren, yer de tahtalarla, paavralarla ve molozla kaplyd. Birden grnt alanmdaki her nesne kendili inden yabans ve yeinlikli bir varla brnd; yani her eyin bir iyznn olduu ortaya kt - benim var olduum gibi var o l duklar, isellii ve bir eir bireysel yaamlar olduu ortaya kt, ve bu bak altnda grlen her nesnenin son derece gzel olduu

EVRENSEL Z SORUNU 71

besbelliydi. Darda bir yerlerde ban kaldrm, tam bann ze rinde devinmeden devinen bir ary abasz seyreden bir kedi var d. Her ey kedide, arda, krk ielerde ayn olan ve yalnzca ken disini bu tek tek eylerde ( bu eyler birey olularndan hibir ey kaybetmeden) deiik ekillerde gsteren ... yaam drtsne sa hipti. Her ey kendi iinden gelen bir kla ldyor gibiydi.

Bu noktada N .M .nin aklamalarna ara vereceim ve birka yo rum yaptktan sonra kaldmz yerden devam edeceim. N .M ., g rmemiz srasnda szl aklamasnda syledii bir eyi, yani yalnz ca btn bu d nesnelerin bir ve ayn yaam lemekle kalmayp ay n zamanda bu yaamn kendisinde var olan yaamla da zde oldu unu buradaki aklamasna katmay unutmu. Bu, dier mistiklerin sklkla u veya bu szlerle dene;'imlediklerini ne srdkleri znenesne ayrmnn aknlna, her eyin yaam ile birlemeye ya da Tanr ile birlemeye k tuttuu iin nemlidir. Bu, N .M .nin ayn za manda kendisinin ayr olduu duygusunu tad iddiasyla bir eli ki gstermez. Daha sonra greceimiz zere, zne ve nesne ilikisi ne tmyle zdelik ne de tmyle farkllktr, ancak farkllk iinde z deliktir. Yine N .M .nin her eyin kendine ait znellii olan bir iy zmn olduundan sz etmesi de bana nemli geliyor. Bunu, Boeh menin eyann, bitkilerin ve otlarn tam zne bakt ve arkasn dan onlarn zlerini grd yargs ile karlatrn. Hepsinden nemlisi, her bir nesnenin, bireyliinden hibir ey kaybetmezken, tek bir yaam sergilemesi ya da tek bir yaama sahip olmasnn deneyimleniidir. Bu durum, da dnk mistik deneyimin zn oluturur ve bu, Eckhart tarafndan her ey birdir gibi deyi lerle dile getirilmektedir. N .M .nin aklamasna dnersek:
O anda eyay naslsalar ylece grdm ve btn bunlarn or tasnda srekli bundan habersiz yaayan insanlarn gerek hlleri ni grnce zntyle dolduumu tam anlamyla yakinen yaadm. Bu dnce zihnimi sard ve aladm. Fakat ayn zamanda hi gr

7 2 MSTSZM VE FELSEFE

mediimiz ve bilgisizliimizle irkinletirdiimiz eyann kendisine de gz ya dktm, ve btn irkinliin bir yaam incinmesi ol duunu grdm. ... gereklemekte olan her ne varsa o eyin im di gereklemekten kesildiinin ayrdna vardm. Zamann yeni den ayrdna varmaya baladm, ve zamann iine dalma izlenimi nin havadan suya, az younluklu bir eden daha' younluklu bir eye adm atmak gibi bir ey olduunu kavradm.

N .M .nin yaad deneyimle ilgili anlattklar, her ne kadar ken disi aktaracak olduum kimi yorumlayc dnceler ortaya koymay srdrse de, bu noktada sona erer. Bu arada, onunla yaptm gr meyle ilgili tuttuum notlarda, bir yerde o, sanki zaman ve devinim ortadan kalkm gibiydi yle ki bir zamanszlk ve bengilik duygusu vard demi. Bu, onun yazl aklamasndaki baz eyleri daha da ay dnla kavuturuyor gibi. Aklamasnda onun iaret ettii arnn devinmeden devindiini anlatan ilgin bir sz vardr. Deneyim za manszdr, yine de deneyimde bir lde zaman bulunmas gerekiyor, nk devinim gzlenmektedir. Yine o deneyim srasnda , deneyim dnda ve deneyim ncesi, zamann ierisinde kendisinin ve dier in sanlarn eyay gerekte olduu gibi gremediini anmsyor. Hi kimse bu paradoksu amlayamaz, fakat sanrm ayn zamanda bu pa radoks, Bradleyin felsefesi gibi, Saltn zamansz olmakla birlikte za mann onda yer aldn, ancak zamann orada olduu gibi deil, bakalam bir hlde var olduunu syleyen felsefelerin deneysel te melini ortaya koymaktadr. Devinen ey ne olursa olsun devinimsizdir. Ayn zamanda bu, dinsel yaznda ska karlatmz ncesiz ve bengi sre ve zamansz yaratclkgibi dncelerin de deneysel temeli olabilir. Tanr tpk arnn devinmeden devinmesi gibi dei meden ve devinmeden eylemde bulunur ve yaratr. Bu geliigzel ya da olduka vasat ar rnei en geni ve en yce kozmik kavramlara bylece bir aklk kazandrabilir. N .M ., deneyimin kendisinin betimi ile ardndan gelen yorumlar arasndaki ayrm, daha sonraki dncelerini aklayarak belirtir. Yo rumlar ilgi ekici olduu iin birkan aktaracam: Pencerenin yannda gerekleen yaadm deneyim konusunda o

EVRENSEL Z SORUNU 73

andaki dncelerim yleydi: Bir Tanr grnts beklentilerimin ne kadar sama bir ey olduunu anladm. Byle bir grntnn ne den olutuuyla ilgili tasarmlarm demek istiyorum. nk Tanry grdmden hibir kukum yoktu, yani orada grlmesi ge reken ne varsa hepsini grdmden; bununla birlikte o, her gn kendisine baktm dnyayd. ... unu sylemeliyim ki, deneyimimi dinsel bir deneyim gibi grsem de, hibir rgtl dini kaldram yorum ve deneyimimi dinin inaklarna (dogmalarna) destek veren bir deneyim gibi grmyorum. Tersine rgtl dini tam da doas gerei mistisizmin ruhuna dman olarak gryorum.

Akll insan, eer bizden birisi Tanry gerekten grm ise, bu varln gerek popler gerekse tanr bilimsel anlaylarn bizi beklen tisine soktuu eylere hi mi hi benzemediinin sylenmesine hemen hi armayacaktr. Bu varlk iin Tanr szcn kullanmay sr drmemiz gerekip gerekmedii kukuludur, nk bu szcn ii, tanr bilimcilerin ve vaizlerin grlerini dile getirmesi iin nceden boaltlm grnyor. Tanry gerekten olduu gibi grdkten son ra, herhangi biri bu dnceleri peri masal veya bo inanlar gibi gr meye balayabilir. Dolaysyla N.M. Tanry grdn sylediinde, onun kulland biimiyle bu szck akas geleneksel anlamnda anlalmamaldr. O dnyann kendisini tanrsal olarak grmekte ve bu yzden ondan veya ondaki tanrsal eden kamutanrc bir ekil de Tanr olarak sz etmektedir. Bu, ilerde aktarlacak olan bir pasaj da kamutanrcla yapt ak gndermeyle pekitirilmektedir. N .M .nin ada bak as ve deneyimi ile onun bu deneyime ilikin yorumlar arasnda yapt aka belirtilmi ayrm, mistisizm ile eitli geleneksel dinler arasndaki ilikiyi anlamamzda bize yar dmc olur. Btn ekinlerde mistik deneyim genellikle bu deneyimi yaayanlarca, onlarn ncelikli inan dzenini oluturan inaklara g re yorumlanmaktadr. Daha safdil Hristiyan mistikler, yaadklar eyin Tanryla birleme - yani, kilisede geleneksel olarak anlal d ekliyle Tanr ile birleme - olduunu hi eletirmeden kolaylk la kabul ederler. ok daha bilge bir Hristiyan mistik olan Eckhart ayn deneyimi, tanrln, lemenin kiisine blnmesinden n

74 MSTSZM VE FELSEFE

ceki ayrmlamam birlii olarak yorumlar. Bir Hindu bunu Brah man ile, belki de tanra Kali ile birleme olarak yorumlar. Bir Bu dist bunu, Batl bir kafann tanrtanmaz diye etiketleme eilimi ni tad, hi tanr bilimsel olmayan terimlerle yorumlar. N .M . gi bi felsef eitimi olan ada bir zihin iin belki de tek olas ey, b tn bu yorumlarn deneyimin iene sokulduunu anlamak, deneyi mi geleneksel inan sard kabuklardan kurtarmak ve onu kendisi ne ve bize olanakl olduu lde neredeyse salt yorumlanmam de neyim olarak sunmaktr. Bu, Orta an en byk mistiklerinden bile hi unlamayacamz bir eydir. Mistik halleri yaam olan a dalarmzn tanklklarnn aratrmamz iin zellikle deerli ol duklar bylece anlalm olur. Srada, N .M .nin yorumlayc dncelerinden bir baka alnt var. Grmemiz srasnda onun sylemi olduu, yaamn deneyim den nce anlamsz grrken deneyimle birlikte yaamnn anlam kazand, szyle ne demek istedii konusunda onu sktrdm. Aca ba anlam szcn hangi anlamda kullanyordu? Bu anlam, var lkta daha nce hi grmedii bir erei imdi gryor olmas mdr? Deneyimin bir sonucu olarak imdi o, bir kimsenin yaamn onunla uyum iinde geirebilecei bir kozmik plnn varlna inanmakta m dr? Onun yazl yant udur:
Sanrm sana, bir zamanlar yaammn anlamsz olduunu, imdi ise bir anlam kazandn syledim. Bu eer insan yaamnn bir erei olduunu ve imdi benim bu erein ne olduunu bildiimi imlemekteyse yanltcdr. Bunun tersine ben yaamn herhangi bir anlam olduuna hi inanmyorum. Blakein syledii gibi btn yaam kutsaldr ve bu kadar yeterlidir; hatta daha ounu iste mek bana tinsel a gzllkten baka bir ey deilmi gibi geliyor. Eyann varl yeterlidir; olanla yetinmeyen bir insan dorusu olan bilemez. Felsef bir kuram ile allanp pullanmad takdirde kamutanrclk ile anlatlmak istenen ite budur. En iyisi bir anla mn olduundan hi sz etmemek, bunun yerine bir boluk duy gusunun olduunu, sonra insann grdn ve sonra da dolulu un olduunu sylemektir.

Yine hi kimse N .M .nin zel yorumlarn kabul etmek zorunda

EVRENSEL Z SORUNU 75

deildir, ancak bence N .M .nin betimledii deneyimin az ok betim ledii gibi edimsel olarak gerekletiini bir ruh bilimsel olgu olarak kabul etmeliyiz. Geici de olsa byle bir deneyimin daha ncesinde umutsuzluk karanlna dm bir yaam bir ekilde kalc ve srek li bir mutluluk, erin ve doyum ile aydnlatabiliyor olmas da gzle grlr bir gerektir. Mistik bilincin, zerine tanr bilimsel bir dnya grnn kurulabilecei bir temel yaplamayaca ve eer byle bir gr srdrlecekse bunun baka bir zemine dayandrlmas gerekti i de olas grnmektedir. N .M .nin, gerekten var olan bilen bir ki inin var olanla tamamen doyum bulacan ileri srmesine gelince, kukusuz bu, tanr bilimcilere ve ahlklara ait ok eski bir argman olan, kamutanrcln iyi ile kt arasnda bir ayrm yapamayaca, yoksa var olan her eyi iyi ve tanrsal olarak grd iin, ktln gerekten var olduunu yadsmak zorunda kalaca argmanyla kar karya kalmaktadr. Ancak kiitanrcln, ktlk sorunuyla il gili olarak kamutanrcln yapabildiinden daha iyi bir gsteri yapp yapamayaca kukuludur. Bu sorun daha sonraki bir blmde ele al nacak. Bu arada unu belirtmeliyiz ki, N .M .ninkine benzer bir gr kendisini bu trden ne gibi glklere brakrsa braksn, her ada pek ok mistik, ancak, eer bir kii gerekte var olan bilirse bunun hepsinin tanrsal ve iyi olduunu grecektir, gibi bir anlatmla dile ge tirilebilen bir eyler hissetmitir . N .M .nin anlatmnda, da dnk mistisizmin daha nce belirtti imiz drt ortak zelliinin aynsn gryoruz: her eyin en temel birlii, nesnellik duygusu, etkili bir ongunluk, sevin veya mutluluk tonu ve paradoksallk. Bununla beraber kimi deiiklikler vardr. En temel birlik burada salt soyut bir birlik olarak deil, daha somut bir biimde tek yaam olarak nitelenir. Paradoks esi de bir lde fark ldr. Eckharttan yaplan alnt farkl olanlarn, sz gelimi aa ve ta n zdeliini dile getirmiti. A ayn anda hem B ile zde, hem de ondan ayrdr. Bu ak bir paradokstur. Ancak N-M .rin, tek yaam kendisini bir ok bireyde gsterir, sznde kanmca ayn paradoks vardr, fakat kendini gsterme mecaznn kullanlmasyla bu paradoks kendisini gizlemektedir. Bu konuda sorduum zaman N .M .nin ken disi, bunda bir paradoksun olduunu kabul eder grnmyordu. De

76 MSTSZM VE FELSEFE

neyimde hem var olan hem de var olmayan zaman ve devinime geldi imizde bir anda paradoks aka ortaya kar. Bir sonraki rneim, ondokuzuncu yzyln nl Hindu mistii Sri Ramakrishnadandr. Bir zamanlar o, Tanrsal Anne adl bir Kali tapnandan sorumlu rahipti. Onun olaanst ileri tapmak yetkili lerinde byk bir aknlk yaratt. Bir keresinde o, tanra heykeline bir sunu olarak saklanan yiyecei bir kediye yedirmitir. Sri Ramakrishna kendini yle diyerek savunmutur:
Tanrsal Anne bana ... her eyin kendisi olduunu -...her eyin bi lin dolu olduunu esinledi. Heykel bilinti, sunak bilinti ... kap eikleri bilinti. ... Odadaki her eyin sanki mutluluktan - Tanr mutluluundan - srlsklam olduunu grdm. ... Tanrsal Anne ye sunulacak olan yiyecekle kediyi beslememin nedeni ite budur. Btn bunlarn - kedinin bile - Tanrsal Anne olduunu ak seik algladm.44

Ramakrishnann tuhaflklar, kendisinden renecek ok eyimi zin olduu onun mistik hllerinin gereklii konusunda gzlerimizi krletirmemeli. Yukarda verdiimiz pasaj iin o denli uzun boylu yorum yapmamza gerek yok. Her ne kadar allmam bir yazm ve tuhaf bir yazl biemi olsa da bu pasajn betimledii deneyim asln da N .M .ninki ile ayn trdendir. Deneyim geirenin gr alannda ki btn zdeksel nesneler Kali ile ve bir bakas ile zde grlmek tedir. N .M .nin yaam diye szn ettii, her eydeki bu bir olan i znellik burada Ramakrishna iin bilin olmaktadr. Yaam ile bi lin kavram arasndaki farkllk zerinde durmamz gereksizdir. Bu rada olaanst titizlikli kategoriler bekleyemeyiz, zellikle de Ra makrishna gibi nceden kestirilemez birisinden. __ Plotinusun rneine geebiliriz. Plotinusun mistik hlleri betim ledii pasajlarn bir ou ie dnk deneyime gndermede bulunmak tadr. Ancak Rudolf Otto, u alntnn da dnk bir deneyime iaret ettiini ne srmektedir.
44 Ramakrishna, Prophet of New India, ss. 11 ve 12.

EVRENSEL Z SORUNU 7 7

Onlar her eyi olu srecinde deil, varlk hlinde grrler, ve kendilerini tekinde grrler. Her varlk kendi iinde btn akledilir dnyay ierir. Bu yzden her ey her yerdedir. Her biri her eydedir ve her ey her biridir.45

Bu pasaj bize, her eyin temel zdelii ve birlii paradoksunu sunmaktadr. Yine bu pasaj nesnellik duygusunu imlemektedir. An cak, duygusal eden veya birliin i znelliinden hi sz etmemek tedir. Son olarak R.M. Buckenin - kendisinde bir kez gerekleen ve bir daha hi yinelemeyen - deneyiminin betimini aktaracam. Ancak bu deneyim, nesnel gerekliine ilikin yle gl bir kam ve yle y ce bir mutluluk hissi dourmutur ki, deneyimin ans Buckenin ya amna ve dncesine yeniden yn vermesine yeterli gelmitir. Onu dier insanlarn benzer deneyimleriyle ilgili bulabildii her bir haberi toplamasna ve bunlar sabrla incelemesine ve zerinde dnp on lara degin sonularn kitabnda yaynlamasna neden olan bu bir an lk kozmik bilin patlamas idi. Onun betimi udur:
Akam, iir ve felsefe okuyup tartan iki arkadala birlikte byk bir ehirde geirdim. ... Bir at arabasnn iinde konuk evime do ru uzun bir yol almaktaydm. Zihnim ... dingin ve erinliydi. Bir den, herhangi bir uyaryla karlamadan, kendimi kzl renkli bir buluta brnm buldum. Bir an ... bu byk ehirde ... bir yerler de ... yangn var sandm; sonrasnda atein kendimde olduunu anladm. Hemen arkasndan bende, anlatmas olanaksz bir aydn lamann ona elik ettii veya hemen arkasndan geldii bir okunluk hli, sonsuz bir neelilik gerekleti. Hepsinden nemlisi evre nin l zdekten olumadna, tersine yaayan bir Varlk olduu na yalnzca inanmakla kalmadm, bunu gzlerimle de grdm. Kendimde ncesiz ve bengi yaamn bilincine vardm. ... Kozmik dzenin, hi kuku kaldrmaz bir ekilde, her eyin birbirinin ve btnn iyilii iin el ele yrmesi gibi bir ey olduunu grdm;

45

Otto, a.g.e., naklen Ennead V, 8. Ksm, ev. MacKenna.

78 MSTSZM VE FELSEFE

dnyann temelinin ... ak ...olduunu ...grdm. Grnt birka saniye srd ve kayboldu, ancak ans ve bende brakt gereklik hissi o zamandan beri akp gemi olan bir eyrek yzyl boyunca kald. Anladm ki grntnn bana gsterdii ey doruydu. ... Bu kan ... hibir zaman kaybolmad.46

Buckenin betimi ile dier alts arasndaki benzerlikler ve farkl lklar okuyucu kolaylkla grecektir. Buradaki asl esinleme, evrenin l bir eya yn olmamas, her eyin canl olmasdr. Bu ayn za manda N .M .nin deneyiminin de zn oluturur. Btn da dnk deneyimlerin en nemli onaylamas olan her ey Birdir nermesi ne Bucke tarafndan dorudan vurgu yaplmamakta, fakat bu nerme dnyann bir yaayan varlklar okluu olmayp tek bir yaayan Var lk olduu iddiasnda ierilmektedir. imdi, farkl dnem, blge ve ekinlerden seilen bu yedi tipik ve temsili olayda gsterildii kadaryla zihnin da dnk mistik hlleri ne ait ortak zelliklerini listeleyebiliriz ki bunlar:
1. Her ey Birdir forml ile soyut bir biimde dile getirilen bir letirici grnt. Da dnk mistisizme Bir, nesneler okluu iin de veya bu okluun her yerinde fiziksel duyularla alglanmakta dr. 2. Birin, yaam, bilin veya yaayan Varlk gibi eitli ekillerde ta* nmlanan, her eydeki i znellik olarak daha somut kavran. Hibir eyin gerekte l olmadnn kefedilmesi. 3. Nesnellik veya gereklik duygusu. 4. Ongunluk, sevin, mutluluk, doyum vs. hissi. 5. Kavranan eyin yce, kutsal veya tanrsal olduunun hissedilmesi. Bu, deneyimin bir Tanr deneyimi olarak yorumlanmasna ne den olan niteliktir. Bu zel olarak deneyimdeki dinsel edir. Bu, daha nce listelenen ongunluk ve sevin zellikleriyle yakndan ilikilidir ancak onlarla ayn deildir.

46

Bucke, a.g.e., s. 2; yine Jamesten naklen, a.g.e., s. 390.

EVRENSEL Z SORUNU 79

6. Paradoksallk. Bir dier zellik, birtakm ekincelerle birlikte u ekilde ifade edi lebilir; 7. Mistiklerce, deneyimin anlatlamaz, szcklerle tanmlanamaz ol duunun iddia edilmesi.

Bu son madde, rnek olaylarla ilgili zmlememizde zel olarak belirtilmemitir. Bununla beraber sz konusu husus mistiklerce evren sel bir ekilde onaylanmaktadr. Bucke kendi aydnlanmasndan ta nmlanmas olanaksz bir ey olarak sz eder. Anlatlamaz, dile getirilemez, btn anlatmlarn tesinde gibi deyiler dnyann her yerindeki mistiklerin yazlarna amur sratmaktadr. Kald ki onlar, aka grld gibi, deneyimlerini szcklerle betim lem ekte dirler . Bu anlatlamazlk iddiasyla sylenmek istenen ey u durumda ak seik deildir. Sze dkme konusunda baz glkler vardr, an cak bunun ne olduunu daha henz bilmiyoruz. Bu sorun Mistisizm ve Dil blmmzde incelenecektir. Dorusu bu yzden anlatlamazlk, William James ve dierlerinin yaptklar gibi, ortak bir zel lik olarak listeye almyorum. Sadece mistiklerce anlatlamaz olduu nun iddia edilmesini listeye alyorum. Listede grlen zelliklerin tamam verdiimiz yedi rnek olayn her birinde zel olarak anlmamtr. Bunu beklemek sama olurdu. Bu yazarlarn aklnda, dzgn ve tam bir liste ve katalog yapma kay gs tayan bir felsefecinin dizgeli ve zmlemeli dncesi yoktu. Onlar, aydn ve bilgine yaam veren gdlerden bambaka gdlerle yazmaktaydlar. Onlar, kukusuz, eldeki olay ve o anki durum iin zo runlu olduunu dndkleri eyi yazmaktaydlar. Sz gelii, Eckhartn konumalarnn ou bir konferans salonundaki profesrler veya rencilere deil, kilise topluluuna ynelik vaazlar eklinde ya plmtr. Bu blmn bandaki Eckhart alntsna bakan herhangi bi risi, her ne kadar nesnellik duygusundan sz etmese de onun, znel bir dten deil, nesnel ve gerek olan bir eyden sz etmekte oldu unun anlalaca gzyle baktn grebilir. Ayrca, kendi bireysel bak alar ve yaratllaryla deiik mistik bireyler deneyimin dei

80 MSTSZM VE FELSEFE

ik ynlerine vurgu yapacaklardr. Dolaysyla Eckhart gibi bir ayd nn kendi deneyiminin ve dncesinin paradoksallnn ayrdna varmas ve kendisini bilerek paradoksal bir dille anlatmas olasdr. Azize Teresann eletirel olmayan zihninde ne kadar ok eliki olur sa olsun onun bu elikiyi grmesi ve dile getirmesi umulamaz. Yine nesnellik duygusunun yeinlii akas bireylere gre olaanst e itlik gsterir. Nasl ki ounlukla uyankken gzlerimizle grd mz bir eyin doal olarak nesnel olduunu var sayyorsak, ayn e kilde bu duygu btn olaylarda vardr, bir ksmnda da doal olarak var saylmaktadr. rnein Buckeninki gibi baka olaylarda grnt nn gereklii ve doruluu o kadar gl hissedilir ki bu his saltk ve sarslmaz bir kesinlik olarak gl bir inanla ne srlr. Zaman zaman doa mistisizmi denen eyle ilgili bir iki notla bu blm kapatabiliriz. Bu szn daha nce kabul edilen iki mistik de neyimden ayr olan baka tr bir mistisizmi belirttiini sanmak bir ya nlgdr. Bu ya da dnk deneyimin aynsdr ya da doada, gelimi bir mistik deneyim dzeyine ulamam olmakla birlikte tam anlamy la mistik olmayan pek ok insann sahip olduu mistike ynelik bir eit duyarllk olan, donuk bir varlk hissi veya duygusudur. Wordsworth ierisinde yce bir duygudan sz ettii u nl dizeleri yazar:
ok o k derinlere sinmi olan bir eyin Yce bir duygusu Ki onun yeri batan gnelerin kzlldr Okyanuslardr , ; yaayan bavadr M avi g kt r ve insann zihnindedir; Btn dnen eyleri, btn dncelerin her nesnesini kkrtan Ve her eyin iinden yuvarlanan Bir devinim ve bir tindir.

Bu iir aslnda da dnk mistiklerin yaadklarn syledikleri e yin aynsn aka dile getirmektedir. Ancak Wordsworth, bu blmde aktarlanlarnki gibi tam bir deneyim hi yaamamtr. Bu iiri, onun deneyim geirdiini dnmeden aklamak olanakldr. Tarihte ve ya znda mistik dnceler mistiklerden gelmi ve genel dnce aknts

EVRENSEL Z SORUNU 81

na girmitir. Duyarl insanlar bu dncelere ulaabilir, onlara duygu dalk gsterebilir ve doann huzurunda Wordsworth,un burada dile getirdii trden hisleri kendilerinde duyabilirler. Mistik ile (gerek iir de gerekse de sanatn dier biimlerinde) estetik arasnda u anda be lirsiz ve aklanmam olan gizli balantlar vardr.

6 . Snr D urum lar


Geen blmde da dnk mistik deneyim snfnn tanmlay c zelliklerini aklamaya altm. Bununla birlikte snr durumlar, yani tanmlayc zelliklerin tamamnn deil de ancak bir ksmnn ortaya kt ve hatta tipik durumlarn temel zellii olan yokluk zelliini ieren durumlar vardr. Bunlar tipik durumlar ile bir aile benzerlii gsterecektir. Bunlara mistik adnn verilip verilemeyece inde her zaman kukulu olacaz. Elbette bu konuda saltk bir kural yok. Ortak olarak kullanlan szckler bakmndan ortak kullan bir kuraldr, fakat mistik szc hemen hi ortak olarak kullanlan bir szck deildir ve herhangi yerleik popler bir kullann olup olma d kukuludur. Dolaysyla ne kadar kat veya ne kadar esnek olaca mz bir lde bireysel yargya kalmtr. Aktaracak olduum iki s nr duruma byk olaslkla genel olarak mistik denecektir. Fakat ne olursa olsun bunlar tipik deildir ve kendim daha tam bir uylam yeliyorum. lk olay ngiliz air John Masefield tarafndan kaleme alnmtr. O, belli bir dnemde, yaratcl konusunda karamsarl dtn syler. Esin kayna kurumu gibi gzkmekteydi. Ruhu ksrlamt ve deerli hibir ey retemiyordu. ehirde yry yaparken bir gn, diye anlatr Masefield,
Kendi kendime dedim ki: batan ayaa deien bir alak hakkn da iir yazacam. O anda iir tam ekliyle, her bir ayrntsyla g zmn nnde belirdi (yryten eve dndnde tek yapmas gereken ey bunu yazya geirmek olmutur)... ve ilk dizeler yaza bileceim bir hzla sayfaya dkld.47 47 John Masefield, So Long to Learn, New York, The Macmillian Company, ss. 139-140.

82 MS itSZM VE FELSEFE

Akas bu veya buna benzer bir ey, Masefieldda bir defayla s nrl bir deneyim olmayp bir kereden fazla gereklemitir. nk bir sonraki sayfada iirsel esinin doasn tartrken unu kendi deneyi mi olarak belirtir: Bu aydnlanma anlatlamaz bir gzellie sahip youn bir deneyim dir. Bu aydnlanma srerken anlk problem, eserin tamamnn btn ayrntlaryla gz kamatrc aklktaki alglannn iinde kaybolur. Zihinsel bir okunluk annda yazar deitirilemez bir anlatm yolu gibi grnen eyi ... kavrar.48 Ardndan Masefield u aklamada bulunur: kukusuz birok ya zar bu tr deneyimlerin znel olduunu dnecektir, ancak konu tuum dier airler u konuda benimle ayn dncededirler:
Bu, btn gzellik, iyilik, bilgelik ve adaletliliin insana kendisin den geldii lmsz bir gerekliin bir lml tarafndan kavran masdr. ... kesinlikle bana gelen son aklama ... bu grkemli ve erkeli evrenin var olduu ve insann allmadk bir yolla onun ii ne girebilecei ve onun doasn paylaabilecei aklamasdr.49

Bu deneyimi tipik da dnk mistik deneyime benzer yapan zel likler, onun aire anlatlamaz gibi gelmesi, dolaysz bir deneyim ola rak, duygu ve kavray karm olarak gereklemesi, bir an zihinsel okunluk olmas ve bu deneyimin, Masefield iin, bunun btn tin sel deerlerin kayna olan lmsz bir gerekliin bir aa vuru mu olduundan onu emin klacak bir nesnellik tamas. Bu deneyimi tipik mistik bilince benzemez klan zellikler, onda her mistik dene yimin yalnzca sradan bir zellii olmakla kalmayp ayn zamanda onlarn ekirdeksel ve temel bir zellii olduunu ileri srdm, her eyin birliine, birletirici grntye ait gze grnr, ele dokunur hibir izin bulunmamas. Yalnz, bu olayda bu konu dile getirilmemi tir denemez, nk Masefield grntsne sahip olduu eyin birle tirilmemi bir ayrntlar okluunun - belki basl bir sayfada harfle rin - olduka ak seik bir imgesi olduunu vurgulamaktadr. Ayrca,
48 49 A.g.e., s. 179. A.g.e., s. 180.

EVRENSEL Z SORUNU - 83

deneyim zihinsel bir imge veya grnt mahiyetindedir. Zihinsel im gelerin (seslerin de) mistik grngler snfnn dnda tutulmas ge rektiini ileri srmtk. Doru; da dnk deneyimler fiziksel du yumlar ierir, ama imgeleri deil; oysa ie dnk deneyimler, ileride greceimiz zere, ne duyumlar ne de imgeleri ierir. Sylediimiz gibi, kuku yok ki, estetik ve iirsel deneyimlerin mistisizmle kapal bir takm balantlar vardr. Ancak bu onlarn kendilerinin tam anla myla mistik olduklarn gstermez. Aktaracam bir dier snr durum, Twenty Minutes o f Reality50 adl bir yazda Margaret Prescott Montague tarafndan anlatlr. Ba yan Montague cerrah bir mdahalenin ardndan bir hastanede iyile me aamasna girmi ve tekerlekli yata ilk kez verandaya karlm t. Oradan olduka soluk bir k sahnesini, plak ve renksiz dalla r, beyazdan ok kasvetli bir griye brl yar erimi kar kmeleri ni seyre dalmt. Onun aklamas yle devam ediyor:
Hi beklenmedik bir ekilde (hi byle bir ey dlememitim) gzlerim ald ve yaammda ilk kez gerekliin sarho edici g zelliini...szcklerle anlatlamaz neeliliini, gzelliini ve anla mn yakalamtm. ... Yeni hibir ey grmedim ama btn sradan eyleri - onlarn gerek olduuna inandm - tansk niteliin de yeni bir kla grdm. Yaamn btnnn ne kadar batan karc bir gzellik ve neeye sahip olduunu, bana ait szcklerle betimlenemez olduunu ... grdm. Bu verandann kar tarafn dan geen her insan, uan her sere, esen yelle sallanan her dal batan karc bir yaam gzellii, neelilii, anlamll ve sarho luu esrimesine tutulmu ve bu btnn bir paras olmutu. ... Ben her zaman orada olan gerek gzellii grd m . ... Kalbim, ak ve zevk ile kendimden geerken benden eriyip gitti. ... Yaammn btn gri gnleri arasndan bir kez daha gerekliin kalbine in dim; hakikati grdm.51 50 Margaret Prescott Montague, Twenty Minutes of Reality. lk olarak \ 9l6'da Atlantic M onthly 'de isimsiz yaymlanm, sonra 1917de Macalester Park Publishing Company (St. Paul, Minnesota) tarafndan kitapk olarak yeniden baslmtr. A.g.e., Macalester Basks, ss. 17-19.

51

8 4 MSTSZM VE FELSEFE

Deneyimde gl bir nesnellik duygusu var ve Montaguenin ger ekliin kalbine indii ynnde engin bir kan var. Bu aklama ger ekliin ve yazarn deneyiminin gzelliini, deerini ve neeliliini vur gulamaktadr. Deneyim ona bir anlamda - bana ait szcklerle betimlenemez - anlatlamaz gelmitir. Geri onun bu sz, mistikler tara fndan genellikle ne srld zere deneyimin kendisinin znl olarak sze dklemez olduunu deil, yalnzca Montaguenin kiisel olarak deneyimi betimleme asndan yaznsal bir ustalnn olmad n ifade edebilir. Bu deneyim zihinsel imgelerden olumad, dn m bir duyu algs olarak gerekletii iin Masefieldin deneyiminden farkllk gsterir. Bu onu tipik da dnk mistik bilince Masefieldin deneyimine oranla ok daha yaknlatrr. Bu deneyimin tipik olaylar dan asl fark, ierisinde her eyin Bir olduu birletirici grnt duygusunu aa karmamas, cansz veya l nesnelerde isel bir znellik - yaam ya da bilin - algsnn olmamas, tipik olaylarda dik kat ektiimiz dinsel, kutsal veya tanrsal duygu deil de yalnz ca yaratklarn gzellii ve neelilii duygusunun bulunmas. O yzden bu deneyim mistik olmaktan ok estetik deneyime yakndr. Bununla birlikte bu deneyim, tam bir mistik deneyimle gerekte uyumsuz olan zellikleri, sz gelimi duyusal imgelerin varln, Masefieldin deneyi mindeki gibi iermez. Onu tipik da dnk bir deneyim olmaktan al koyan tek ey, onun her ne kadar bu snfn tanmlayc zelliklerinden bir ksmn ierse de dierlerini dta brakmasdr. O yzden belki de bu deneyimin eksik veya balang aamasnda da dnk mistisizm rnei olarak snflandrlmas daha yerinde olur. Elbette kullandmz szck o kadar ok nemli deil. Fakat bu tartmada nemli olan, or taya konan gerekleri, yani kendileri iin ne tr bir szck kullanrsak kullanalm tipik olmayan deneyimlerin veya snr deneyimlerin var ol duunu kabul etmektir.

7. e Dnk Mistisizm
e dnk mistik deneyim tr hakkndaki temel ruh bilimsel ol gular, mistikler tarafndan belirtildii zere gstermek genelde ok kolaydr; hi kuku yoktur ki bu deneyimler esasen dnyann her ye-

EVRENSEL Z SORUNU 85

rinde btn ekinlerde, dinlerde, yerlerde ve alarda ayndr. Ne var ki bunlar o kadar sra d ve paradoksaldr ki bunlara hazrlkl ol mayan birisinin bana aniden gelince inanc kesinlikle zorlarlar. l gili glkleri ve paradokslar tamamyla ve uygun ekilde ele almak iin elimden gelen her eyi yapacam. Fakat yaplacak ilk ey orta ya konan olgular yorumda ve bir yargda bulunmadan mistiklerin ifade ettikleri ekilde gstermektir. Eletirilerin incelenmesi sonra gelecek. Dnelim ki bir kii hibir duyumun bilince ulamamas iin fi ziksel duyu yollarn kapatm olsun. Bu, gzler, burun, kulaklar ve dil iin kolay olurdu. Bir kimse gzlerini ve kulaklarn kapatabilirse de yle sradan bir biimde dokunma duyusunu veya organik duyumlar kapatamaz. Bununla beraber onlar ak bilinten dta tutulabilirler. Her futbolcu ar bir darbe veya tekme ve hatta olduka kt bir ya ra almann, oyunun heyecanndan dolay ve o anda oyuncu iin daha nemli olan ey - oyunun nesnesinin peinden komak - oyuncunun zihnini bsbtn doldurduundan dolay bu gereklerin hi farknda olmamann olas olduunu bilir. Daha sonralar, yara veya berenin acs bilinte doacaktr. Eer birisi incinme annda bilin dnda bir ac duyumunun olduunu sylemek isterse, sanrm bu hakknda bir eylerin sylenebilecei olanakl bir konuma tarzdr. Ancak yle ve ya byle bilinte bir ac hissi yoktur. Dolaysyla mistik yaam hedef leyen bir insann, yeterli younlama ve zihinsel denetim kazanarak, btn fiziksel duyumlar bilicinden karmamas iin hibir nsel ne den yokmu gibi grnyor. Herhangi birisinin duyumlarn tamamndan kurtulduktan sonra btn duyumsal imgeleri, ardndan btn soyut dnceleri, akl y rtme srelerini, istemleri ve dier belirli zihinsel ierii bilinten kardn dnelim; o zaman bilinten geriye ne kalrd? Kalan ey zihinsel bir ierik deil tam bir isizlik, vakum ve boluk olurdu. O zaman bilincin tamamen kaybolduuna ve kiinin uykuya daldna veya bilinsiz olduuna nsel olarak inanlacaktr. Fakat ie dnk mistikler - dnyann her yerinden binlercesi - hep birlikte, bu belirli zihinsel ierikten tamamen boalma noktasna vardklarn ancak o zaman olan eyin bilin dna kaytan bambaka bir ey olduunu

86 MSTSZM VE FELSEFE

ne srerler. Tersine, meydana gelen ey bir ar bilin durumudur deneysel bir ieriin bilinci olmamas anlamnda ar. Kendisi dn da hibir ierii yoktur. Deneyimin bir ierii olmad iin mistikler bundan ounlukla boluk ya da hilik olarak sz etmilerdir; bununla beraber Bir olarak ve Sonsuz olarak da sz etmilerdir. Onda belirli varolularn olma mas, onda hibir ayrm yoktur demekle ayn kapya kar, ya da o ay rmlamam bir birliktir demekle. Mademki onda okluk yoktur, o Birdir. Onda veya onun dnda hibir ayrmn olmamas onda bir eyle bir ey arasnda snr izgilerinin olmamas anlamna gelir. Bu yzden o snrsz veya sonsuzdur. Paradoks, olumlu ierii olmayan olumlu bir deneyimin - hem bir ey hem hi olan bir deneyimin - olmasdr. Normal olaan bilincimizin her zaman nesneleri vardr. Bunlar fi ziksel nesneler, imgeler, hatta ie bakla alglanan kendi duygularmz veya dncelerimiz olabilir. imdi, bilinten btn fiziksel veya zi hinsel nesnelerin kkn kazdmz dnelim. Ben, nesneleri kav ramakla oyalanmad zaman kendinin farkna varr. Benin kendisi meydana kar. Bununla beraber, btn psikolojik ierikten veya nes nelerden soyulunca ben, ieriinden ayr bir baka ey veya tz olmu yor. Bu, gzn kendisinin yok olduu ok gzl bilincin plak birli idir. Bu unu demeye benzer: ok paral bir btn ya da birlikten btn paralar karrsak geriye bo btn ya da birlik kalr. Bu bir baka paradokslu ifadedir. Mistiin deneysel egodan kurtulmasnn ardndan normalde gizli olan salt egonun a kt sylenebilir. Deneysel ego, bilin akm dr. Salt ego ok gzl akm bir arada tutan birliktir. Bu ayrmlama

m birlik ie dnk mistik deneyimin zdr.


Tm bunlar David Humeun nl bir pasajyla aka eliir. Hume yle yazar: Kendim dediim eyin iine en derin bir ekilde adm attmda, belirli bir alg, yani scak veya souk, aydnlk veya karanlk, sevgi veya nefret, ac veya zevk gibi belirli bir zihinsel ierik vs. hep ayama taklr. Bir alg olmadan kendim i hibir zaman yakalayamam. Ardndan Hume u sonucu ortaya koyar: Ben veya ego di

EVRENSEL Z SORUNU 8 7

ye bir ey yoktur; bir kii, bir deiik alglar destesi veya ynndan baka bir ey deiledir.52 Humeun yadsmakta olduu ego, elbette ki bir tz olarak dnlen egodur, oysa mistiklerin onaylad ego, Kantn alglamann akn birlii dedii anlamda egodur. Mistiin bu ekilde tanmlad bu olaanst ruhsal duruma ula mak nasl olanakldr? Bunu elde etme yntemleri ve teknikleri, anla lan o ki, Upaniadlar andan nce Hindistanda bulunmu ve epey ayrntl olarak ortaya konmutur. Bu yntem ve teknikler eitli Yo ga uygulamalar ve trlerini olutururlar. Baz fiziksel eitimlerin ya nnda - bununla ilikili olarak herkes en azndan soluk alma altrma larn iitmitir - zihin denetimi ve disiplinine ulamak iin ok ve s rekli bir aba gsterilmesi gerekir. Batl mistikler arasnda bu dn ceyi kesme yntemleri - yani, duyumlar, imgeleri, kavramsal dn meyi vs. dta brakma - Doulu modellerden temelde farkl da olma mtr. Hristiyan mistiklerin dua veya yakara nem verdikleri bir gerektir. Azize Teresa kendi z yaam yksnde yakarn eitli aamalarn olduka ayrntl anlatr. Dier bir ok Hristiyan mistik de byle yapmtr. Ancak gereince anlalan dua iyilik dilemek deil, mistik bir cokunluk ile Tanrsal Varlkn dolaysz bir deneyimini el de etme iin istekli olarak aba gstermekten ibarettir. Hristiyan yo rumuna gre Tanryla birleme genellikle ancak zihnin btn deney sel ieriinden kurtulunca ve ar bilinte benin bo zeminine varln ca gerekleir. Aslna baklrsa, ie dnk mistik bilin genellikle kazanlr, o unlukla da ancak uzun yllar alan bir abadan sonra, ve bu bilin d a dnk deneyim trnde olduu gibi kendiliinden gereklemez. Ne var ki kendiliinden ve istenmeden ara sra ie dnk deneyimler meydana gelmektedir, onlardan birisi aada vereceimiz J.A. Symondsa ait deneyimdir. imdi, ortak niteliklerini bulmak amacyla olanakl olduunca ge ni lekli ekinler, alar ve yerlere ait yaznlardan seilmi bu tr de neyim rneklerini sunmaya balayacan. Eski Hindistan ile balasak iyi olacak. Bilimin douundan ve ruh biliminin verdii ayrntlara
52 David Hume, Treatise of Human Nature, Kitap I, Blm IV, ksm 6.

8 8 MSTSZM VE FELSEFE

olan ada ilgiden ok nce yaam olan insanlarn yaptklar mist ik hl betimlemelerinde hep karlald gibi, Upaniadlarda grd mz ifadeler de birbirini tutmaz ve ok ksadr, bunun iin J.A. Symonds gibi bir adan daha ayrntl betimlemeleri ile bunlara bir k tutabiliriz. Aada vereceimiz pasaj Mandukya Upaniaddandr. Upaniadn dzenleyicisi eit olaan zihinsel durumu, uyank bilin, d ve dsz uykuyu anarak balar ve yle devam eder:
Drdncs, dedi bilge,. . . duyularn bilgisi deildir, ne de bu ba ntl bilgidir, karsamaya dayal bilgi de deildir. Duyularn te sinde, anlama yetisinin tesinde, btn anlatmlarn tesinde olan drdncsdr. O, dnyann ve okluun alglannn btnyle ortadan kalkt salt blnmez bilintir. O dile getirilemez erin tir. O En Yksek yidir. O orta olmayan Birdir. O Bendir.53

Dedi bilge sz olaslkla bu Upaniad ilk kaleme alan kiinin betimlenen deneyimin kendisine ait olduu iddiasnda bulunmadn gstermektedir. O bu deneyimi bilgeye ykler, ki bu balamda bil ge kesin olarak aydnlanm kiileri, drdnc tr bilinci ilk elden bi lenleri ifade etmektedir. Bu pasaj geleneksel bir betim olsa bile bu ona olan gvenimizi azaltmamal; nk bu pasaj yalnzca Upaniad mistisizminin btn ruhuyla deil, greceimiz gibi, her yerdeki ie dnk mistisizm betimlemeleri ile de uyum ierisindedir. Deneyimin her anlatmn tesinde, yani anlatlamaz olduunun sylenmi olmasn nemli buluyoruz. Daha baka onun dile getiri lemez erin olmasn da nemli buluyoruz. Dolaysyla elimizde bu deneyimin da dnk deneyim tryle paylat anlatlamazlk ile ongunluk ya da erin diye iki nitelik var. O duyularn bilgisi deiPdir. Bilgi sz genellikle kullandmz dar anlamda deil, bir kavray veya bilin ieren bir ey olarak anlalmal. Drdnc hl, duyuma ait deildir. Duyum ondan karlmtr. Bu zellik dnya nn ve okluun alglannn btnyle ortadan kalkm olmasndan kolayca anlalabilir. Yalnzca bu da deil, ayn zamanda o anlama
53 The Upanishads, Mandukya Upanishad, s. 51.

EVRENSEL Z SORUNU 89

yetisinin tesindedir. ada bilgi kuram ve ruh biliminin ayrmla rn eski bir Hint mnzevisine yklemeden nce kesinlikle dikkatli o l malyz. Eski ve ada btn mistik yaznn her yerinde anlama veya burada bu ngilizce szck ile evrilen ey - anlk, anlak ve ya kimi zaman akl gibi bir takm szcklerin duyumdan ayr ola rak soyut veya kavramsal dnce anlamnda dnce yetisini anlat mak iin kullanldn grrz; ve bu yaznn her yerinde bu anlam daki dnce ve anlamann mistik bilincin dnda tutulduunu gr rz. Kendi adma bunun buradaki anlama yetisinin tesinde szy le demek istenen ey olduundan en kk bir kukum yok. Anlatl mak istenen ey, kesinlikle, bu drdnc bilin hline ancak duyu al glarndan ve duyumsal imgelerden olduu kadar kavramlardan da kurtularak ulalabileceidir. Dahas, bu pasaj onun ne bantl bilgi (yani bantlar bilgisi), ne de karsamaya dayal bilgi olduunu sy ler ve dolaysyla da onun anln soyut bilinci olmadn vurgular. Alntmzn ilk iki cmlesi olumsuzdur. Bunlar deneyimin ne ol madn sylerler. Fakat ardndan pasaj olumlu bir ekilde bize dene yimin ne olduunu sylemeye geer. O salt blnmez birliktir salttr nk btn deneysel ierikten boaltlmtr, blnmezdir nk onda bir okluk yoktur. Bu yzden o Birdir ve Birin yann da bir bakas, bir orta yoktur. O ayrmlamam birliktir. Ve son olarak da o Bendir. Onun Ben olduu ifadesi, Batnn metafizik jargonuyla onun, varln Humeun ve birok ada grgcnn yadsd salt ego ol duunu sylemekle ayndr. Deneysel ego btn deneysel ierikten soyulmutur, geriye kalan salt egonun plak birliidir. Ancak Upaniadlarda bu ekilde kullanlan ben sz - ve bu pasaj tipiktir, ay rkl deildir - dzenli olarak iki anlamldr. lk olarak o bireysel bendir. Kendi ar Ben-liime ulam olan benim. Fakat o ayn zamanda dnyann saltk veya en temel gereklii olan Evrensel ya da Kozmik Bendir. Bu ikili anlam dnce karkl veya sz karmaasnn bir sonucu deildir. Amaldr. Bunun nedeni, deneyimin advaita (yani dualist olmayan) Vedanta yorumuna gre, bireysel ben ile Evrensel Benin iki varlk deil, zde olmalardr. Ben Evrensel B enim. Mistik bilinte rts kaldrlan bu kendi salt egomun evrenin salt egosuyla

90 MSTSZM VE FELSEFE

zdelii, Hristiyan mistiin mistik deneyimde Tanr ile birlemeye erdii inancnn Upaniadca benzeridir, ie dnk deneyimin Tanryla birleme olarak Hristiyan yorumu ile Evrensel Benle zdelik olarak Hindu yorumu54 birbirinin ayns deildir. Bununla beraber bunlar birbirine ok yakn bir benzerlik ve karlkllk gsterirler. Aralarndaki farkllk, advaita Vedanta deneyimi En Temel Varlkla tam bir zdelik olarak yorumlarken - baka Batl kiitanrc dinler, slm ve Yahudilikle beraber - Hristiyanlkn, birlemenin zde lik anlamna gelmedii, bunun aa dzeyde bir eyi - bu kitapta da ha sonra inceleyecek olduumuz bir konuyu - ifade ettiinde diretme sidir. Da dnk mistisizmi ilerken Eckhartn deneyimin hibir ayrn tsn vermeyip, szm ona yalnz iskeletini verdii son derece sk bir anlatmn ilk rneimiz olarak almtk. Sonra ada bir kafann ay n tr deneyimle ilgili vermi olduu daha eksiksiz betimlemelerle bu nu aydnlatmaya ve tamamlamaya altk. Burada da ayn yolu izle yeceiz. Mandukya Upaniaddan ksa aynntsz bir pasajla balam tk ve umut ediyorum ki bunun 19. yzyl yazncs J.A. Symondsun bir deneyimiyle karlatrlmas ayrntlar dolduracak. Symondsdan alnan pasaj William James tarafndan Varieties o f Religious Experience55 adl eserinde verilir. Deneyimin kendi adna hi aba gsterme den, btnyle kendiliinden ve istenmeksizin Symondsda gerekle tii gzden kamayacaktr. Yine herhangi birimiz bu deneyimin onun yaamnda bir defayla snrl olmadn, pek ok kereler bana geldi ini anlayacaktr. O deneyimine geleneksel anlamda zel olarak her hangi bir dinsel yorum getirmez. Sz gelimi o Tanr szn kullan maz. Aklamas yledir:
54 Profesr R. C. Zaehner Mysticism, Sacred and Profane (New York, Oxford University Press, 1957) adl eserinde Hint ve Hristiyan deneyimlerinin ay n olduuu yadsr. James, a.g.e., s. 376. James bunu H. F. Browndan aktarmaktadr, J. A. Symonds, a biography, London, 1985, ss. 29-31. Martin Bubere ait benzer bir deneyim 155. sayfada anlatlr. Bu deneyim orada farkl bir balamda ak tarlmakla birlikte, Mandukya Upaniata k tutmak iin kullanlabilir.

55

EVRENSEL Z SORUNU 91

Kilisede, toplantda veya bir eyler okurken birden . . . bir ruh h line girdim. Bu hl kar konulamaz derecede zihnimi ve istencimi sard, bengiymiesine srp uyuturucunun etkisinden kurtulma y andran bir dizi ani duyumlarla kayboldu. Bu tr bir kendinden gemeyi sevmeyiimin tek nedeni bunu kendime anlatamyor ol mamd. u an bile bunu anlalr klacak szckler bulamyorum. Bu hl, aam al fa k a t hzla ilerleyen bir ekilde m ekn n , zam ann , duyumun ve Benim demekten holandmz eyleri niteleyen d e n eyim e ait eitli etm enlerin y ok olm asndan ibaretti. N orm al b i lince ait bu koullar bir bir gittike, tem eld eki veya asl bilin y o unluk kazand. Sonunda ar,saltk, soyut bir Ben'den baka orta, da hibir ey kalm ad. Evren biim siz ve ieriksiz h le geldi. Yalnz son derece keskinliiyle muazzam Ben vard . . . . Olaan duygun varolu durumuna dn ilk olarak dokunma gcm yeniden ka zanmamla ve ardndan aamal ama hzl bir ekilde bildik izlenim lerin ve gnlk ilgilerin akn etmesiyle balad. . . . Yaamn ne an lama geldii bilmecesi zmsz kalsa da boluktan yaptm bu dne ok sevindim. . . . Bu kendimden geme hli, 28 yama ge linceye kadar gittike azalarak gereklemeyi srdrd. . . . Bu b i im siz olan, plak, keskin biim deki duygun varolu h lin d e n uya nrken hep kendime gerek d olann hangisi olduunu sordum ateli, bo, abuk kavrayan, kukucu Benin kendinden gemesi mi . . . ya da evredeki bu grngler mi. [italikler yazara ait]

Profesr Zaehner, bu anlatm hakknda yorum yaparken, bunun Hint dncesinin etkisinde kalm olduunu syler. Belki de kullan lan dil etki altnda kalm olabilir. Ancak bu, deneyimin betiminin doruluundan kukulanma nedeni olamaz. Hristiyan mistikler kul landklar dil bakmndan dier Hristiyan mistiklerden etkilenmiler dir. Fakat bu onlarn betimlerinin doruluundan kukulanmak iin bir neden deildir. Symondsun yaad deneyim birok nemli adan Upaniadlarda betimlenen ve, gstereceimiz gibi, btn tipik Hristiyan mistikler ve slam mistikleri tarafndan betimlenen deneyime benze mektedir, fakat baz baka konularda tipik deildir ve Symondsa z

9 2 MSTSZM VE FELSEFE

g zellikler gsterir. Sonuncusundan balayacak olursak deneyim, Symonds ondan holanmad ve bitince de sevindii iin, alldk deildir. Dolaysyla bu deneyim, bildiim dier btn olaylarn or tak bir nitelii olan ongunluk, erin ve sevin esinden yoksundur. kinci allmadk zellik de gl bir nesnel gereklik kansnn ol maydr. O bu konuda kukuludur. ncs, yaamn anlamll ndan hi sz etmemitir. imdi Upaniadlarda bu anlatmla ayn olan ifadeleri incelemeye geelim. Belirtilmesi ve vurgulanmas bizim iin en nemli olan ey ie dnk deneyimin, dier btn etmenlerin evresinde dnd, asl ekirdeinin hem Symondsun hem de Upaniadlarn aklamala rnda ayn olmasdr. Symondsun pasajnda bu, italik yaptm szler le anlatlmtr. Bu deneyim dzeyine duyumun ve dier deneyime ait eitli etmenlerin - ki bu sz bilincin btn deneysel ieriini ii ne alan bir szdr - kaybolmasyla eriilir. Geriye kalan aslnda hi liktir - Symonds buna boluk, bo, keskin biimde duygun ol makla birlikte biimsiz bir plak . . varlk hli demektedir. Aslnda bu temeldeki veya asl bilintir, ki bu Upaniadn salt bilinine karlk gelen bir ifadedir. Ayn zamanda bu, deneysel ierik okluu nun kaybolmasndan sonra kalan ar, saltk, soyut bir Bendir. Symondsun deneyimi paradoksal olmakla, ie dnk mistik bi lin trnn en nemli paradoksuyla, yani tamamen olumsuz olmak la beraber olumlu bir deneyim olmas; bir bilin olmakla birlikte be lirli herhangi bir varln bir bilinci olmayan bir bilin olmas para doksuyla nitelenir. Symondsun yazdklarnn - hem Dou hem de Batdaki ana ie dnk mistisizm geleneinin en nemli zellii olan bir eyi- oklu un kaybolmasnn ardndan ortaya kan soyut bireysel Benin dn yann evrensel Beni ile, Bir ile, Saltk veya Tanr ile bir anlamda zde olarak ya da bir olarak duyulduunu ne srp srmedii veya dolay l olarak buna iaret edip etmedii sorusu gndeme gelebilir. Sanrm bu Symonds tarafndan aka ifade edilmemitir. Ancak onun szle ri temeldeki veya asl bilinin, ar, saltk, soyut Benin genellikle Benim demekten holandmz eylere ait bireysellii at fikrini uyandryor gibidir. Ne olursa olsun onun, dier mistiklerin Evrensel

EVRENSEL Z SORUNU 9 3

Ben ile zde olan veya Evrensel Benin doasna katlan bir Ben ola rak yorumladklar eyin deneyimine sahip olduunda hibir kuku olamaz. Zaten, Symondsun deneyiminin anlatlamaz ve aklsal olarak an lalamaz olduunun sylendiini grrz. O bunu kendisine anlata madn ve hatta imdi bile bunu anlalr klmak iin sz bulama dn syler. Akldan karlmamas gerekir ki u anda biz, Symondsunkine ve Upaniadlar meydana getirenlerinkine benzer deneyimlerin nesnel bir eyin gerek deneyimleri olup olmadklar veya, kukucularn inandklar gibi, bunlarn yanlsama veya sanr olup olmadklar soru sunu gndeme getirmiyoruz. u anda tek ilgilendiimiz ey mistikle rin yaadklarn syledikleri ruh bilimsel deneyimleri betimleme, s nflandrma ve hazrlk niteliinde bir soru olarak, Broad ve dier bir oklarnn ne srdkleri gibi, mistik deneyimlerin, her ne kadar farkl olsalar da, her yerde ve her zaman bir ortak nitelikler ekirde ine sahip olduunun doru olup olmad sorusunu sormaktr. Bu soruturma yalnz, mistiklerin insanlarn baka bir ekilde iletiime geemedikleri bir nesnel gereklik ile iletiim hlinde olduklarna inanmak iin - eer byle bir ortak nitelikler grubu varsa - bu ortak niteliklerin iyi bir argman olup olmadn tartmaya bir hazrlktr. Tarihteki btn dinler, ekinler ve dnemlerde anlatlm olan mistik deneyimlerde eer ortak nitelikler varsa, bunlarn her yerde benzer szck bekleriyle anlatlmasn bekleyemeyeceimiz ak g rnmektedir. Tersine, kesinlikle ok geni bir eitlilie sahip sz da arcklar, biemler ve anlatm tarzlar beklemeliyiz. Bu yzden sz ckler rtsnden bu rtnn gizledii deneyimlerin yapsnn iine girebiliyor olmalyz. ok eitli anlatm biimleri ve dillerle betim lenmi olsa bile ayn deneyimi tanyabilir olmalyz. Dounun Upaniadlar mistisizminden Orta a mistiklerinin btnyle farkl ekinsel ve dinsel ortamna getiimizde bunu zellikle aklmzda tutmamz gerekir. Aslnda, Upaniadlarn dilinin Hristiyan mistiklerin diliyle, elbette ki Hristiyan mistikler kendilerini olanakl olduu kadar ok fazla yorumlanmam betimle snrladka, ne kadar dikkat ekici bir benzerlik tadn grmek bize artc gelebilir. Ancak yorum onla

94 MSTSZM VE FELSEFE

rn betimlerine szp iine ileyince Hintlilerdin ve Hristiyanlarn kul landklar anlatm biimleri birbirinden kkten ayrlr. imdi ie dnk mistik bilin tryle ilgili Hristiyan rneklerini ele alacak, sonra da baka ekinlerden rneklere geeceim. Btn ya zlarn kilisenin son kararma sunan itenlikli bir Orta a Katolik mistii olan Jan van Ruysbroeck ile balayabiliriz. O yle yazar: . . . Tanry gren insan, plak ve imgelerden arnm bir ekilde, ruhunun en derin blgesine her zaman inebilir. Orada o aa vurmu ncesiz ve Bengi bir Ik bulur. . . . O [onun tini] ayrmlamamtr ve ayrtszdr, bu yzden de birlikten baka hibir ey duyumsamaz.56 Mistik deneyimin kiitanrc bir biimde Tanrnn grlmesi ola rak yorumlanmas dnda, bu alntnn geri kalan hemen hemen yo rumlanmam ar deneyim hakkndadr. Deneyimin herhangi bir imge tamadn vurgulamak Rysbroeckun ana zelliidir; ve bu sz ckle onun bugnlerde bir oumuzun kastettii eyi, yani duyusal imgelemeleri kastettii ok sayda benzer pasajla aklk kazandrlr. Deneyim, diyor Ruysbroeck, ayrmlamamtr ve ayrtszdr. Bu yzden onda okluk, imgeleri olduu kadar duyumlar ve dncele ri de iine alan olaan deneyimimize ait eitli etmenlerden hibi risi yoktur. Dolaysyla, ayn zamanda ruhunun en derin blgesi ile, yani ben veya salt ego olarak tanmlanan tin, birlikten baka hibir ey duymaz. Bu bo ve ieriksiz birliin yine de bir ncesiz ve Ben gi Ik olduu ifadesi ie dnk bilincin temel paradoksunu meyda na getirir. Bunu Mandukya Upaniaddan alntlanan pasajla karla tracak olursak, anlatlan biri Hindu dieri Katolik Hristiyan iki de neyimin noktas noktasna ayn olduunu grrz. Bunun yannda bu Orta a ermiinin bu trden herhangi bir Hindu deneyimin varln dan kesinlikle tamamen habersiz olduu, dolaysyla bundan etkilen mesinin olanakl olmad belirtilmelidir. Bir baka yerde Ruysbroeck yle yazar:
Byle aydnlanm insanlar, zgr bir ruhla, akln stnde plak 56 Jan van Ruysbroeck, The Adornment of thc Spiritual Marriage. The Book of the Suprcme Truth. The Sparkling Stone, ev. C. A. Wynschenk, London, J. M. Dent Sons, Ltd., 1916, ss. 158 ve 186.

EVRENSEL Z SORUNU 95

ve imgesiz bir grntnn iine ykseltilir, ki orada Tanrsal Birlikin hi bitmeyen kendine ekici arlar vardr, [italikler be nim].57

Bir baka yerde o, duyulur imgeler engelinden kurtulmu58 olan aydnlanm insandan, imgeler szyle ne demek istediine degin btn kukular ortadan kaldrarak sz eden Biraz nce aln tlanan pasajda una dikkat ekiyoruz ki deneyimin esas, bu plak imgesiz grntde burada tanrsal olanla zdeletirilen Birin, en te mel Birlikin bulunmasdr. Ruysbroeckin deneyimin kendisiyle ilgili aklamalar iin bu ka dar yeterli. imdi Ruysbroeckin deneyimi Hristiyan tanr bilimine gre yorumlad zaman bundan ne anladn grelim:
Arkasndan ayrm sz birlik gelir. Aydnlanm insanlar kendi ile rinde akln stnde ve akln tesinde olan gerek bir derin dn ce ve her koulun ve varln iine ileyen verimli bir yatknlk bul mulardr, ki bu yatknlkla onlar Tanrsal Kiiler lemesinin ger ek birlik olarak kendi doasn bulduu ucu buca ohn ayan son suz bir m utluluk okyanusuna dalarlar.. te bu mutluluk yle tekli ve ylesine usuz bucaksz ki onda her . . . varltksal ayrm sn er ve y o k olu r . . . . Orada btn aydnlklar karanla dnr ; orada Kii gerek birlie yer verir ve ayrmsz olur . . . nk bu kutsayc durum yle yaln ve yle teklidir ki ne Baba, ne Oul ne de Kutsal Ruh kiiler olarak ayrdr.[italikler benim].59

Bu alntnn byk bir blm yine neredeyse btnyle deneyi mi betimlemektedir. Ancak lemenin anlmasnn ardndan Hristi yan yorumu balar. plak ayrmlamam ayrtsz birlik, birlik ay rmlamadan veya ayr kii olarak grnmeden nceki tanrln birliiyle ayn saylmaktadr. Bu, kiinin gerisindeki birliktir. Bu Eckhartm Tanrdan farkl olarak kulland tanrlk ile ayndr. Bu
57 58 59 Ayn eser, The b ook o f the Supreme Truth, 9. Blm. Ayn eser, The Adornment o f the Spiritual Marriage, Kitap 2, Blm 14. Ayn eser, The B ook o f the Supreme Truthy Blm 12.

9 6 MSTSZM VE FELSEFE

pasajn bir dereceye kadar yorumlanmam betimleyici ksmlarna dnecek ol arsak burada kapal olan yeni hibir e yokar, ancak Ruysbroecke ait aklanmas gereken zel yeni bir sz daarc bu lunmaktadr. Ayrmlamam birlie, Hristiyan mistiklerin sonsuzu anlatmak iin ounlukla kullandklar szckler olan usuz bucak sz okyanus [wayless abyss], derinlik [abyss] ve dipsiz [abysmal] denmektedir. Bu szck burada sonsuz [fathomless] szcyle ilikilendirilir. Bunu Boehmenin ayn szckleri kullanyla karlat rn. Usuz bucaksz [wayless] ayrmsz demektir, nk yn bir ye rin bandan sonuna giden bir hattr ve bir hat da bir snr veya ayrm izgisidir. Tekli [onefold] szc ikiliin veya blnmenin olmad n vurgulayarak yine ayn anlam tamaktadr. Birlik deneyiminde her . . . varlksal ayrmn snp yok olmasn dikkate deer buluyo ruz. Orada btn aydnlklar karanla dnr ifadesi Hristiyan mistiklerde yaygn olan yeni bir mecaz dizisini ne getirir , fakat ger ekte yeni hibir anlam getirmez. Karanlk, btn ayrmlarn yok olu u iin kullanlan bir mecazdr. Bu mecaz, sanrm, btn grsel ay rmlarn karanlkta kaybolmas gereinden kmaktadr. Bunu Ruysbroeckin Tanry gren insann ayrmsz birliin iine girdiin de [orada] aa vurmu bir ncesiz ve Bengi Ik bulduunu sy ledii ilk alntdaki aklamayla karlatrn. (Olumsuz bir boluun olumlu bir deneyimi temel paradoksunun ierilmesi dnda) hibir eliki yoktur. Tanrnn k olmas onun iyilii ve kutluluu iin or tak bir mecazdr. Onun karanlk olmas sadece ayrmlarn yokluuna iaret eder. Hristiyan mistisizminde bu iki mecaz, paradoks uruna hep bir arada tutulur. Nitekim Suso kutsayc grntden gz ka matrc karanlk diye sz eder. Sessizlik genellikle ayrmszlk iin kullanlan bir baka mecazdr.60
60 Profesr Zaehnere gre (a.g.e., ss. 170-174) Ruysbroeck, bir erin ve skun duygusu elik etmekle birlikte, herhangi birisinin Tanrmn yardm olmadan eriilebilecei btnyle doal bir imgesiz boluk hli ile Tanryla gerek bir doast birleme arasnda ayrm yapmtr. Ona gre bunlar tamamen farkl iki deneyimdir ki bu deneyimlerden yalnz ilki ve daha aa dzeyde olann Upaniadlarn bilgeleri elde etmiken Hristiyan mistikler en iyi durumda olarak kincisini elde etmilerdir. O bize Hristiyan mistisizminde

EVRENSEL Z SORUNU 9 7

Ruysbroeckten bir pasaj daha alntlamaktan kendimi alamyo rum. Pasaj tize esasen yeni herhangi bir ey retmez. Onu her ey den nce dilinin iirsel gzellii iin aktaracam:
Tanrnn okyanusasna usuz bucakszl yle koyu ve snrszdr ki her tanrsal yol ve etkinlii kendi ierisine eker, kiilerin btn zelliklerini de gerek birliin geni erimi ierisine eker. . . .Bu btn klarn kendilerini kaybettikleri koyu sessizliktir. Ancak kendimizi buna hazrlayacaksak . . . bedenlerimiz dnda st mzdeki her eyi karmal ve yaratlm olan hibir eyin bizi bir daha geri ekemeyecei kudurmu denize doru kamalyz.61

Meister Eckhartn kendine zg olaanst bir anlatm biimi vardr. e dnk mistik bilincin temelinde bu bilincin duyumlar, im geler, kavramlar veya dier deneysel materyalden oluan btn zihin sel ieriin tesinde olmasnn ve bylece btn okluk ve ayrmn or tadan kalkt bir birlik olmasnn yattn imdiden kabul edecek olursak, Eckhartta bunu dorulayan saysz pasaj buluruz. te byle bir pasaj:
sevginin hereyden nemli olduunu, oysa bunun Vedanta tekiliinde bulunmadn syler. Dolaysyla Profesr Zaehner benim savunmakta ol duum, Mandukya Upaniadda betimlenmi olan deneyimin btn esaslar asndan Hristiyan mistiklerinkiyle ayn deneyim olduu eklindeki gr le badamamaktadr. Ruysbroeckin doal olan doast mistik deneyim den ayrmak istedii onun doru bir yorumu olsa bile u gerek ortada kalyor ki onun doast birleme hakknda ierisinde ayrmlarn ve ok luun olmad ayrmlamam birlik eklinde yapt gerek betim, metinde aktarlan pasajlarda gsterildii zere, Mandukya Upaniadda yaplan betimle ayndr. Sevginin Hristiyan mistiklerce ne karlmas ama Vedan ta tekiliinde yer almamas bu gerei deitirmez. Yalnzca deiik ekinler deil ayn ekin ierisindeki farkl bireyler bile ayn deneyime kendi bireysel yaradllarna gre farkl duygusal tepkilerde bulunmaktadr. Szgelii, Ruysbroeck sevgiyi, daha az duygusal ve daha kat aydn olan Eckharttan ok daha fazla ne karr, bunlarn her ikisi sevgiyi Azize Teresedan ok daha az ne karr. Ruysbroeck, a.g.e., The Adornment o f the Spiritual Marriage, Kitap 3, Blm 4.

61

98 MSTSZM VE FELSEFE

Bylece ruh Kutsal lemenin birliine girer, fakat ruh daha ile riye, lemenin onun bir alm olduu orak tanrla girerek daha da kutsanabilir. Bu orak tanrlkta etkinlik durmutur, bu yzden de ruh artk ne etkinliin ne de biim lerin olduu tanrlk ln e atlnca en yetkin olacaktr, bylece benliinin yok edildii bu lde o kumlara batar ve kaybolur.[italikler benim].62

orak ve l, dier 13. yzyl Katolik mistiklerinde olduu kadar Eckhart iin de gzde mecazlardr. orak bo, boluk, ayrm lar olmayan demektir. l de ayn mecaz srdrmektedir. Bu de neyimde biimler, yani, bunlar arasnda snrlar olan ayr eyler, zellikle de duyumsal biimler artk yoktur. Eckhart ve Ruysbroeckin tanrlk ile zdeletirdikleri bu birlikte ayn zamanda hibir etkinlik de yoktur, nk etkinlik ayrmlar, sz gelimi zaman ayrmlarm gs terir. Snrsz bolukta hareket olamaz, zira hareket edecek bir ey yoktur. Eckharta gre Tanr eylemde bulunur, ancak orada her eyin sessizlik, karanlk olduu ve hibir hareketin olmad tanrlkta ey lemde bulunmaz. Son olarak ruhun birlie girdie zaman benliinin yok edildii bu lde batt ve kaybolduu ifadesini dikkate deer buluyoruz. Btn ayrmlar bu birlikte ortadan kalkt iin mistiin ruhu ile ierisine girdii ve deneyimlemekte olduu birlik arasndaki ayrm da yine ortadan kalkar. Burada zne-nesne, deneyimleyen-deneyimlenen blnmesi yoktur. Hristiyanm deneyimi Tanryla birle me olarak, Hindunun Brahman ile veya Evrensel Ben ilezdelik olarak yorumlamasnn nedeni de budur. Ancak yorum burada kamutanrclar ile kiitanrclar arasnda bir ekimeyi gerekli klmaktadr, bununla ilgili daha ileri bir inceleme biz bu sorunu ele almaya hazr oluncaya kadar beklemeli. Eckharta gre deneyime bildik bir yntem olan bilincin btn zel zihinsel ieriinden boaltlmas yntemiyle ulalmal. O bunu kendine zg diliyle ifade eder:
Bu yce doumu deneyimleyeceksen btn topluluklardan uzak lamaksn. . . . Topluluklar ruhun aralar ve bu aralarn etkinlik

62

Blakney, a.g.e., ss. 200-201.

EVRENSEL Z SORUNU 9 9

leridir: btn deiicileri ile bellek, anlama yetisi ve isten. Bunla rn tamamn; duyu alglarn, imgelemi . . . ardnda brakmalsn. Ondan sonra bu doumu yaayabilirsin - teki trl asla.63

u anda Eckhartn neden ie dnk deneyime bu doum ola rak gndermede bulunduuna veya bellek, duyu algs, imgelem gibi farkl zihinsel yetilere neden ruhun aralar dediine veya bunlara neden herhangi birimizin uzaklamas gerektii topluluklar olarak iaret ettiine kendimizi vermemiz gerekmiyor. Bir 20. yzyl airi gi bi onun da kendine zg bir dili var. Anlalmas gereken nokta, onun bu pasajda yalnzca, deneyime giden yolun zihni btn deneysel ie rikten boaltmaktan getiini sylyor olmasdr. Deneyim hi okluk barndrmad iin say kavram deneyimle ilgili hibir uygulamaya sahip olamaz. Eckhart bunu yle diyerek be lirtir:
nsan tini kendisiyle gklerin srklendii tini kefetmek iin cen nete trmanr. . . . Hatta . . . daha ileriye giderek burgaa, ruhlarn meydana geldii kaynaa kar. Bilmekte olan tin orada hi say kullanmaz, nk saylarn yalnzca zamanda, bu kusurlu dnyada kullanm vardr. Say kavramndan kurtulmadan hi kimse bengi lie kklerini salamaz.. . . Tanr insan tinini le, salt Bir olan ken di birliine gtrr.64

Bu alntda ayrmlamam birlik deneyiminin daha baka bir ierimini gryoruz. Deneyim zorunlu olarak meknsz ve zamansz ol maldr, nk mekn ve zaman okluun koullar ve kipleridir. Eckhartta, Tanryla veya tanrlkla mistik bir birlemeyi deneyimlemek istiyorsak zamann tesine gitmemiz gerektiini bildiren pasajlar ok fazladr ve daha bakalarnn alntlanmasna da hi gerek yok. Bu her ekin ve zamann ie dnk mistisizmleri arasnda bir baka uzlama noktasdr. Sz gelii Upaniadlar, esiz Bir olan ve kendisini deneyim63 64 A.g.e., s. 118. A.g.e., ss. 192-193.

100 MSTSZM VE FELSEFE

leyen bireyin egosuyla zdelii Upaniadlarn vermeye alt b yk kurtulu srr olan Brahmann meknn tesinde, zamann te sinde65 olduunu bildirir. Eckhart burada deneyimin meknsz oldu unu sylemez, yalnzca zamansz olduunu syler; fakat meknn ak bir biimde sylenmemi olmas nemsizdir. Her ne kadar ayrmlamam birlikten sz etseler de Eckhart ve Ruysbroeckin ayrkl olduklar sylenebilir. Hristiyan mistikler by le deildir. Onlar kendi deneyimlerinden yalnz Tanr ile birleme olarak sz ederler. Bu yzden eer Hristiyan deneyiminin Mandukya Upaniadda tanmlananla temelde ayn olduuna olan inancmz yal nzca Eckhart ve Ruysbroeck rneklerine dayandrlr ise, bu rnekle ri argmanmz destekledikleri ve argmanmz desteklemeyenleri de grmezden geldikleri iin semi olduumuz ne srlebilir. Bu eletiriye yant vermemiz gerekiyor. nce una iaret etmeliyiz ki deneyimleri betimlemek iin kulla nlan, Eckhart ve Ruysbroeckin sz daarc ile snrl olmayp Hris tiyan mistikler arasnda evrensel olan kimi mecaz deyimler vardr. Karanlk, boluk, hilik, sessizlik, aklk, plaklk vs. gibi szckler bunlardandr. Bu mecazlar aslnda daha szcl (literal; lafzi) bir anlatmla ayrmlamam birlik olarak tanmlanan eyin ye rine gemektedirler. Karanlkta btn ayrmlar kaybolur. Sessizlik hi sesin olmamasdr. plaklk nitelikler ssnn bulunmaydr. Btn bu szckler deneyimin olumsuz ynn yanstrlar. Elbette deneyi min olumlu yn de vardr. O zaman bu karanlk olarak deil de aydnlk olarak tanmlanr. Nitekim Suso kendi deneyiminden, olumsuz ve olumlu ynleri tek bir deyimde paradoksal bir ekilde bir araya getiren bir anlatmla, gz kamatrc karanlk diye sz eder. Bu olumsuz mecazlarn Hristiyan mistikler arasnda neredeyse genel olarak kullanlmas, her ne kadar onlarn ou szcl soyut tanmlar dan ok somut mecazlar kullanmay yeleseler de, bu mistiklerin de neyimlerinin hep ayrmlamam birlik olduunu gstermektedir. Kukusuz btn Hristiyan mistiklerin kendi deneyimleriyle ilgili yapm olduklar betimleri burada inceleyemem. Yaklak yz isim
65 The Upanishads, Svetasvatara Upanishad , s. 124.

EVRENSEL Z SORUNU * 1 0 1

Anne Fremantle tarafndan hazrlanan kaynakada verilmi ve Evelyn UnderhilPin Mysticism adl eserinin Meridian basksnn sonunda ya ynlanmtr; elbette ki bu kaynaka yalnzca en nl isimleri iine al maktadr. u soruyu ortaya atarsak belki bu sorun ele alnabilecek bir kvamda bir noktaya odaklandrlabilir: Azize Teresann ie dnk deneyimi temel zellikleri bakmndan Eckhart ve Ruysbroeckinki ile ayn myd ya da o kkten farkl myd? Ayn olmu olsa, dil farkll n ve Azize Teresann yazlarnda ayrmlamam birlie benzer bir ey gremediimiz gereini nasl aklarz? Karlatrmak iin seti imiz zel rnekler, yani Eckhart ve Azize Teresa soruna degin bula bileceimiz iyi bir snama gibi grnyor. nk kiilikleri, yaratl lar, zihinsel kapasiteleri ve genel tutumlar bakmndan birbirinden bylesine tamamen farkl - neredeyse iki ayr kutup olan - bir baka Hristiyan mistik ikili dnmek zor olurdu. lk olarak, Eckhart ve Azize Teresann kendi deneyimleriyle ilgi li yapm olduklar betimlerin ortak hibir eyinin olmad doru de ildir. nk her ikisi de Tanr ile birlemeden sz eder ve bu b tn Hristiyan mistiklerde ortaktr. Bu onlarn ortak geleneklerinin bir parasdr. Onlarn hepsinin bununla ayn eyi anlatmak istediini varsaymak, tersine olumlu bir kant olmad srece, doaldr. Eer birimiz bu yzyllar batan sona tarayarak ve notlar karlatrarak Eckhart ve Azize Teresay gznn nnde canlandrabilseydi, Tan r ile birlemeden sz ettiklerinde onlarn farkl deneyimleri anlat mak istediklerini ve gerekte ayn eyleri konuup birbirine aykr erekleri gttkleri sonucuna ulamak kesinlikle ok artc olurdu. Hristiyan mistikler arasnda yanl bir anlamayla Tanr ile birleme olarak geliigzel etiketlenmi bylesine kkten farkl deneyim trle rinin olmas durumunda, Hristiyan mistiklerin kendilerinin bu gere in hi ayrdna varmam olmas olacak bir ey deildir. Kald ki Hristiyan mistisizmi yaznnn hibir yerinde bununla ilgili bir sz yok. Onlarn hepsinin, Tanr ile birleme olarak gndermede bu lunduklar ve birbirleriyle paylatklarna - belki farkl derecelerde ol sa da - inandklar olaanst deerli bir deneyimin olduunu kabul ettikleri olduka aktr. Eckhart ve Azize Teresa iki buuk yzyllk bir zaman dilimiyle ve Almanya ile spanya arasndaki meknsal ve ekinsel uzaklkla birbirin

1 0 2 MSTSZM VE FELSEFE

den ayrlrlar. Bu durum, Tanr ile birleme szyle onlarn olduk a farkl deneyimleri anlatmak istediklerine inanmamz daha akla ya kn klar m? Bunu snamak iin, Crosslu Aziz John rneini ele alp onu dier ikisi arasnda bir tr nc terim veya kpr olarak kul lanacaz. Esas nokta, kukusuz, yalnzca Azize Teresa ve Aziz Johnun ayn dnemde yaayan iki Ispanyol mistik olmalar deil, Carmelite* manastrlarnn iyiletirilmeleriyle ilgili ortaklaa alma larnda gerekten yakndan arkadalk etmi olmalardr, iyiletirme hareketinde onlar birlikte alan kimselerdi. Aziz Johnun son evir menlerinden Kurt F. Reinhardt Teresa Anadan yirmi yedi ya daha kk olsa da John, Teresann tinsel ynlendiricisi ve manastrn 130 rahibesinin iki gnah kartc papazndan birisi olmutur66 diyor. Bu durumda Azize Teresa ve Aziz Johnun her ikisinin de Tanr ile birleme adn verdikleri deneyime sahip olduunu dnmek pek inanlas deildir, ancak bu szle onlarn btnyle farkl eyleri anlatmak istediklerini ve birbirleriyle grmelerinde bu farkll hi grmediklerini varsaymak inanlabilir bir ey olacaktr. yleyse sorun Joh n un deneyimledii eyin Eckhartn ayrmlamam birlik diye sz ettii eyle ayn olup olmaddr. Aynysa o zaman Azize Teresann da bu deneyime sahip olmas gerekir. Bildiim kadaryla Aziz John tam olarak Eckhartn kullandna karlk gelen bir sz kullanmamtr. O Eckhartn niteliini oluturan felsef derinlik ve soyut dnce yeteneine sahip deildi. Ancak Azize Teresann sahip olduundan ok daha iyi, daha zmlemeci ve daha eitimli bir zihne sahipti. Onun olaanst bir ruh bilimsel betimleme yetenei vard. John zihnin birlie ulamak amacyla btn duyumlar, imgeleri, dnceleri ve isten eylemlerini nasl kendi iinde bastrdn olduka incelikli ve zengin ayrntlarla betimler. Bu, Eckhartta, Upaniadla beslenen mistiklerde ve gerekte kendi zi hinsel srelerini zmleme konusunda yeterince aydn olan btn mistiklerde karlatmzn ayns olan, zihni tm deneysel ierikler
* 66 Carmelite: 12. Yzylda Filistindeki Karmel danda kurulmu olan tarikat tan olan kimse v. St. John of the Cross, Giri, sayfa xx.

EVRENSEL Z SORUNU 103

den boaltma ilemidir. Bu zihni btn belirli imgeler ve dnceler den kurtarma ii tam olarak Mandukya Upaniadn szn ettii b tn okluun ortadan kaldrlmasdr. nk gnderme yaplan ok luk genellikle bilincin iinde akan ok saydaki duyumlar, imgeler ve dncelerdir. Ve zihnin btn ieriinden kurtulmann tek sonucu (eer bilinsizlii dourmuyorsa) yalnzca ayrmlamam bir birlik olabilir. Aziz Johndan grmz destekleyen birka ilgili pasaj aktara biliriz:
Ruhtan btn bu tasarmlanm biimler, betiler ve imgeler boal tlmal ve ruh bunlar bakmndan karanlkta kalmaldr.67

Ayn zamanda ruh belirli bir dnceye dalmadan, tutum takn madan ve bellek, anlama ve isten yetilerini kullanmadan ylece dur mal.68 te o zaman, diyor Aziz John, ruhun her eyden, biimlerden, betilerden ve bunlarla ilgili ansndan souma ve uzaklamas nokta sna varabiliriz.69 Bir baka pasajda da unu okuyoruz:
Ruh ne kadar tinsel olarak kalmay renirse, yetilerin belirli ey lemlerle ileyii de o kadar bir durma noktasna varr, nk ruh gittike tek bir bl n m ez ve salt ey lem d e toplanm olur.70 [italik ler benim ]

Tek bir blnmez ve salt eylem sz tpatp ayn anlama sahip olmasa da ayrmlamam birlik ile yakndan ilikili bir szdr. Tek deiiklik eylem szcnn kullanlnda yatmaktadr. Fakat bir baka yerde Aziz John, Eckhart gibi btn etkinliklerin kesilmesine vurgu yapar. Bu, Aziz Joh n un ve dolaysyla belki Azize Teresann mistik de neyimlerinin temelde Eckhartnki ile ayn olduuna inanmak iin al
67 68 69 70 Ayn Ayn Ayn Ayn eser, eser, eser, eser, s. 51. s. 54. s. 58. s. 52.

104 MSTSZM VE FELSEFE

nabilecek kantlardan biridir. yleyse neden Azize Teresa Eckhartn kulland tde bir dili hi kullanmaz ve hi ayrmlamam birlikten sz etmez? Kanmca bunun yant Azize Teresann kurama, soyut d nmeye veya felsef ayrmlara ve zmlemelere hi ilgisi olmayan ve bunlara yetenei olmayan son derece gsterisiz Hristiyan dindar lna sahip bir kadn olmasdr. Tanr ile birleme herhangi bir in sann deneyiminin yorumlanmam betimidir. Bu ayrmlamam bir liin kiitanrc bir yorumudur. Azize Teresann yorumlanmam de neyimi Eckhartnki ile ayndr, bununla birlikte Azize Teresa deneyim ile yorum arasnda ayrm yapabilecek bir gce sahip deildir ve bu yzden de mistik bilincin blmsz birliini deneyimlediinde hemen onun Hristiyan inanlarna gre yaplan geleneksel yorumuna atlar. Aslnda bu adan onun J.S. MilPin belli bir biimin renkli yzeyini duyumlayan ve arkasndan kardeimi grdm diyen dz adam r neinden hibir fark yoktur. imdi Hristiyan mistisizmi alann bir yana brakarak daha nce ele alnm olan Hint ve Hristiyan ekinlerinin dndaki teki ekinler de ayn temel zelliklere sahip ayn ie dnk deneyimi bulduumu zu gstermeye alacam. nce klasik puta tapar dnyann temsilci si olarak Plotinusu alalm. Plotinus rgtl bir dinsel dizgeye bal olmayp yalnzca gelitirmeyi ve ilerletmeyi istedii Eflatun metafizi ine inanan biriydi. O yle yazar:
Orada kendi kendimizi grmemiz yeniden arln kazanm ben ile bir birliktir.

Demek istenen ey udur: Bu, arln yeniden kazanm, yani deneysel dolgunluundan kurtulmu bir salt ego bilincidir. Plotinus syle devam ediyor:
Kesinlikle grmekten sz etmemeliyiz, grlen ve grenin yerine yreklice yaln bir birlikten sz etmeliyiz. nk bu grmede ne ayrt ederiz ne de burada iki para vardr. nsan . . . Yce ile kar r, onunla bir olur. Yalnzca ayrlkta ikilik vardr. Grntnn s ze dkmeyi olanaksz klmasnn nedeni de budur, nk bir insan Yceyi kendisiyle bir olarak grdkten sonra Yceyle ilgili olay-

EVRENSEL Z SORUNU 105

lan yeniden nasl canlandrabilir. . . . Seyreden seyredilen ile bir olmutur . . . gerek kendisiyle gerekse baka herhangi bir eyle ili kili hibir eitlilik barndrmayarak, onda birlik gereklemitir. Akl askda kalm bir durumdadr; anlk ve de bylenen, Tanrnn eli altnda olan gerek ben her varln yatt eksiksiz din ginlik durumundadr........... Bu tanrlarn ve tanr benzeri, kutlu insanlarn yaamdr - burada bizi kuatan yabancdan kurtulu, dnyev eylerden tat almayan bir yaam - tekin Teke olan bir uuudur.71

Bu nl pasaj ie dnk deneyimin dier btn ekinlerde kar lalan ayn deneyime ait her bir ortak nitelii aka belirten nere deyse eksiksiz bir rnek betimlemesidir. Temelde vurgulanan ey bi reysel ben ile Bir arasndaki bir ayrm olan zne-nesne ikiliinin al masdr. Fakat deneyimleyenin ayn zamanda, bilinteki btn de neysel ierik ayrmlarn ak bir biimde yadsyan bir anlatm ola rak gerek kendisiyle gerekse baka herhangi bir eyle ilikili hibir eitlilik barndrmad sylenmektedir. Deneyim anlatlamazdr, sze dkmeyi olanaksz klmaktadr. Plotinusun bu anlatlamazlk iin bir neden sunmu olduuna iaret etmek nemlidir. Bu ne den yalnzca deneyimin, zerinde konuulamayacak - k olmak veya baka buna benzer duygusal deneyimler gibi - kadar olaans t olmas deildir. Neden, mantksal bir nedendir. Bir eyi tanmla mak o eyin, zerinde dnlecek ve aratrlacak bir nesne olarak bir baka nesnenin karsnda yer aldn ve tannm niteliklerinin olduunu gsterir. Ancak bu tanm koulu Birin deneyiminde yeri ne getirilmez, nk deneyimleyen ona karm, onunla bir olmu tur, ondan herhangi bir farkll yoktur. Bence bu akl yrtme, Plotinusun edimsel deneyiminin bir paras olarak deil, onun yorumu olarak kaydedilmelidir. Bununla birlikte deneyimde bu yoruma ne den olan, daha sonra ortaya karmaya alacamz bir eyler olma ldr. Ancak sz edilen anlatlamazln tmyle duygusal bir yo
71 Plotinus, Works, ev. Stephen MacKenna, New York, New York Medici Society, Enneads VI, IX ve XI.

106 MSTSZM VE FELSEFE

unluun sonucu deil, bir tr temel ve yapsal bir mantksal gl n sonucu olduu her yer ve iklimdeki btn byk mistiklerin ak biimdeki gryle badamaktadr. Plotinus tarafndan akla kavuturulan dier ortak eler, de neyimin anlk ve akln alannn tesinde olmas, deneyim sahibine on gunluk kazandrmasdr. Yine deneyimde dinsel anlamda kutsallk ve ya tanrsallk duygusu vardr. kinci olarak slm sufilerinin mistisizmini alabiliriz. slmdaki yeri Augustinein Hristiyanlktaki yeri ile karlatrlan byk Gaza li yle yazar:
Mistik, Bir ve Tekin ar ve saltk birliine girdiinde, lmller trmannn sonuna varr. Trman . . . bir yerlerden bir yerlere doru bir trman imleyen okluu ierdiinden ve okluk yok olduunda Birlik kurulup iliki kaybolduundan d olyf brin tesinde bir trman yoktur.72

Mahmut ebisteriden (M.S. 1320) u pasaj da aktarlabilir:


Tanrda ikilik yoktur. Bu Varlkta ben, biz ve sen yoktur. Ben, sen, biz ve o bir olur. . . . Birlikte hibir ayrm ol mad iin arama, aranan ve arayan bir olur.73

Her iki pasaj da ie dnk mistisizmin btn ortak niteliklerini belirtmemeleri ynyle eksiktir. Bununla birlikte onlar en nemli e kirdek nitelii, yani btn okluun kendisinin dnda tutulduu sal tk birlii dile getirirler. Gazali, birbiriyle ilikili olabilecek ayr var lklarn olmamas gereinin doal bir sonucu olarak, deneyimde ili kinin olmad noktasn belirtir. Mahmut ebisteri, deneyimin bu b lmn bir sonraki bal ierisinde zel bir ilgi gstereceimiz bir y n olan, Birde btn bireysel kiiliklerin eriyii ve kayboluunu vur gular. Eer okuyucu, bilim ncesi zamanlarda mistikler tarafndan o unlukla kullanlm olan eletirel olmayan dilin bir rnei olarak
72 73 Margaret Smith, Readings from the Mystics of slam. Ayn eser, s. 110.

EVRENSEL Z SORUNU * 1 0 7

Bir zme Doru blmnde verilmi olan Ebu Yezid Bistamiden alntlara bakverirse, o zaman tpatp ayn deneyimin temel zellikle rinin Gazali, Mahmut ebisteri ve dier btn ie dnk mistiklerin aka syledikleriyle ayn olduunu anlayabilecektir. Yahudi gelenei Tanr ile zdelik veya birliin iddia edildii misti sizm trne hibir zaman scak bakmamtr. Onun vurgusu Tanry ya ratklarndan ayran byk boluk zerinedir, dolaysyla bu boluu yadsyan bir birlik veya zdelik iddias dindar Yahudiye hep kukulu grnr. Bu yzden bu gelenek burada aklamakta olduumuz misti sizm tr bakmndan baya zayf kalmaktadr. Ne var ki ge Hasidiler arasnda, her ne kadar bunlar daha Ortodoks Yahudiler tarafndan sapk olarak grlseler de, birka rnek bulunabilir. Nitekim Profesr G.G. Scholem Hasidi mistiklerden birini u szyle aktarr:
Tanrya insan anlklaryla hizmet edenler vardr, baklarn Hilike dikenler vardr. Kendisine bu yce deneyimin verildii kii anlnn gerekliini kaybeder, fakat byle derin dnceden an la yeniden dnnce anl tanrsal ve ie akc grkemle dolu bu lur.74

Bu pasajn Birin birliini dile getirmedii dorudur. Ancak anah tar szck Hilik, btn okluun yok oluunu ve dolaysyla tm deneysel ieriin yok oluunu anlatmaktadr. Bu sorgusuz bir biim de, teki geleneklerde daha ayrntl tanmlanm ie dnk deneyim den baka bir ey olmayan ayrmlamam boluktur. Budizmin, mistik deneyime ait ortak bir zn bulunabilecei ala nn btnyle dnda kalp kalmad ve Budist mistisizmi denen mistisizmin betimlemekte olduumuz ve belki de kendisiyle hibir or takl olmayan mistisizmden btnyle farkl bir tr olup olmad sorunu zel bir blmn konusunu oluturacaktr. Ne var ki bu ger ekte yalnzca Budist retinin u veya bu anlamda tanrtanmaz olan ve dolaysyla, en azndan Batda, felsefelerden ayr din olarak kabul edilenlerin snrlar dnda kalan Hinayana yorumuna gnder

74

Scholem, a.g.e., s. 5.

108 MSTSZM VE FELSEFE

me yapmaktadr. Mahayana Budizmiyle ilgili olarak ayn kuku he men hi yoktur. Mahayana Budizmi Tanr kavramndan veya en azn dan Tanr szcnden oka yarar salam deildir. Ancak baz alardan Mahayana, Upaniadlarda karlald biimiyle Vedanta felsefesinin dnya grne bir dn zellii gstermektedir. Bu dizm Hinduizmden domutur. Mahayanann - btn metafizik kurgular yararsz diye yadsyan Hinayanann tersine - metafiziksel en temel gereklik anlay vardr. Bununla birlikte en temel ile ilgili anlay, Vedantannki gibi, Tanr szcnn kullanlmasn ol duka uygunsuz klan bir kiiliksizlik eilimi gstermektedir. Dolay syla burada hakl olarak Mahayana Budizmiyle ilgili ksa ve kuku suz bu kitapta sunabileceimiz tek inceleme olacak ok yetersiz bir bilgi eklemesinde bulunabiliriz. Mahayana yazlarndaki, her yerdeki ie dnk mistisizm trnn ana konusu olan ayn ayrmlamam, ayrtsz deneyim, Budizmin bu yorumunun temel metafizik kavram olan sunyata ya da boluk anlay nn kaynadr. Sunyata, salt Boluk prajnada , mistik bilinte aa kar. Surangama Sutradan olan son alnt dnda verecek olduumuz alntlar, ilk yzyllarda yazlm olan ve geleneksel olarak Ashvagoshaya dayandrlan man Uyan olarak bilinen Sutradan yaplacak tr.75 lk alnt, normal gnlk bilincimiz olan ayrtrc bilin ile el de edilii aydnlanmada yatan sezgisel bilin ya da z-zihin arasnda bir ayrmda bulunduktan sonra yle devam eder:
z-zihin grngler veya grng d eylerle ilgili bireyselleti rilmi bir dnce snfna girmez . . . . O ayrntc bilince sahip de ildir, o herhangi bir trden tanmlanabilir bir doa tamaz. Bi reylemeler ve bunlarn bilinci yalnzca, duygun varlklar farkllk larn yanl tasarmlarn el stnde tutuklar iin meydana gelir.76

Normal bilincin nasl farkllklarn yanl tasarmlarnn bir so nucu olarak doduu konusundaki anlatmla ilgili eletirileri daha be
75 76 Dwight Goddardta (ed.) evrildii gibi, A Buddhist Bible, 2. Bask, Thetford, Vt., Dwight Goddard, 1938. Ayn eser, s. 364.

EVRENSEL Z SORUNU 109

lirgin klmak iin durup zaman harcamamamz gereksizdir. nk biz yalnzca, mistik bilinle ilgili yaplan, bu bilincin bireylemeler ve farkllklar barndrmad aklamasyla ilgileniyoruz. Bu aklama da dorudan onu geri kalan ie dnk mistisizm gelenekleriyle bir s raya sokmaktadr. Ayn Sutrada u ifadeye de rastlarz:
Aydnlanma boyutuyla z-zihin btn bireyleme ve ayrtrc d nme tarzlarndan uzaktr.77 Ve yine Herhangi bir duygun varlk btn ayrtrc dnmelerden uzak kalabilirse, bir Buddhann hikmetini elde etmi olur.78 Surangama Sutrada Buddhann gzde mridi Anandaya yle dedii anlatlr: Ananda, eer imdi yce aydnlanmay daha eksiksiz olarak anla mak istiyorsan . . . ayrtrc dnmeye hi bavurmadan sorula r yantlamay renmen gerekiyor. nk . . . Tathagatalar [Buddhalar] bu ayn tek yolla, yani sezgici zihinlerine dayanarak hi durmadan dnen lmler ve yeniden doular emberihden kurtulmulardr.79

Bu pasajlar hemen hi kendi deneyimlerini betimlemekte olan ki iler tarafndan yazlm olduklar duygusunu uyandrmamaktadr. Bunlar geleneksel anlatm biimleri olabilir. Ancak bunlarn insanla rn edimsel olarak yaadklar deneyimlere kadar geri gidiyor olmas gerekir ve bunlar Mahayana Budizminin kayna olan mistik dene yim trnn, doas ynyle, dier ileri ekinlerde grdmz ie dnk mistisizm trnden farkl olmadn gstermeye yeterdir. Profesr D. T. Suzukiye gre Budizmde bo ya da boluk anla mna gelen sunyata unu ifade etmektedir:
Btn karlkl iliki ekillerini aan Saltk boluk . . . Budist Bo lukta zaman, mekn, olu, eylik yoktur. Salt deneyim kendini 77 78 79 Ayn eser, s. 365. Ayn eser, s. 366. Ayn eser, s. 112.

1 1 0 . MSTSZM VE FELSEFE

kendinde yanstlm olarak gren zihindir. . . . Bu ancak, zihnin kendisi boluk olunca, yr.ni zihin kendisi dnda btn olas ie riklerinden kurtulduunda olanakldr.80

Bu pasajda Budist boluk deneyiminin bir baka yerde karlala bilecek ie dnk boluk deneyimiyle paylamakta olduu zelliklere dikkat ekmeliyiz. Zihin kendisi dndaki btn olas ieriklerinden kurtulur. Tm deneysel ierikten syrlma bu deneyimin evrensel ana niteliidir. O zaman geriye ne kalr? Benin varln yadsyan Humeun pasajndan anlald kadaryla bilin d deil elbette. Geriye kalan salt egodur, kendini kendinde yanstlm olarak gren benin kendisidir. Dolaysyla sunyatay, yani boluu deneyimlemek ancak zihnin kendisi boluk olduunda olanakldr. Bunun anlam, Ruysbroeckin, Tanry gren ruh ayrmlamam ve ayrtsz bir ruhtur ve bu yzden de bu ruh birlikten baka hibir ey duyumsamaz81 sz nn anlamyla ayndr. Dahas bu deneyimde zihnin kendisinin ister Boluk, ister birlik ister Bir isterse de Evrensel Ben densin alglad ey olmas, gerek Douda veya Batda karlalan, gerekse de kamutanrc veya hii veyahut da kiitanrc bir dille anlatlan btn Tan r ile birleme ya da Brahman ile zdelik retilerinin kaynadr. Boluk, Bo, Hilik, l, karanlk gece, sahra, lgn deniz, Bir; btn bunlar ierisinde hibir deneysel ayrm bulunmayan ve bireysel ruhun salt z olarak da evrenin salt z olarak da grlebilecek ayn bir saltk birlik deneyiminin birbirine karlk gelen anlatmlardr. Henz bu deneyimlerden herhangi birisinin, insan zihnini aan gerekliin doasn ama iddias bakmndan doruluunu veya nesnelliini incelemiyor olduumuzu, u an incelemekte olduumuz eyin yalnzca deneyimin kendisinin ruh bilimsel zellikleri olduunu anmsayacak olursak, tam bir gvenle, Hristiyan, slm, Yahudi, Mahayana Budizmi ve Hindu kaynaklarndan gelen belgelerde, ayn za manda puta tapar mistik Plotinus ve ada bir Ingiliz olan J. A.

80 81

D. T. Suzuki, Mysticism: Christian and Buddhist, New York, Harper & Brothers, 1927, s. 28 Daha nce ednk Mistisizm blmnde aktarlmt. talikler bana ait.

EVRENSEL Z SORUNU 111

Symondsun tanklklarndan destek gren, ak bir oydaln oldu unu; btn bu ekinlerde, dinlerde, dnemlerde ve toplumsal koul larda ayn olan, hepsi tarafndan u ortak ana niteliklere sahip oldu u belirtilen, belirli bir mistik deneyim trnn olduunu ne srebi liriz:
1. Kendisinden, geride yalnzca bo ve yaln bir birliin kalmas ama cyla, btn duyumsal, kavramsal veya dier deneysel ierik ok luunun karld Birimsel (Unitary, Blnmez) Bilin, Bu, dier bilinlerden ounun kanlmaz olarak kendisinden kt temel, asl, ekirdek zelliindeki bilintir. 2. mekn d ve zaman d olma. Elbette bu, st maddede verilmi olan ekirdek zellie sahip olma durumundan kan bir sonutur. 3. Nesnellik veya gereklik duygusu. 4. Ongunluk, sevin, erin, mutluluk vb. duygusu. 5. Kavranan eyin yce, kutsal veya tanrsal olduunun duyulmas. Esrimeler, Cokular ve Ar Duyguculuun nemsiz Grlmesi blmnde bu konudaki aklamalarma baknz. Belki u da ek lenmelidir ki bu his Budist mistiklerde dier mistiklerde olduun dan daha az vurgulu grnmektedir. Geri bu his Budist mistikler de hi yok deildir, en azndan son derece soylu olarak kabul g ren bir aydnlanma iin derin bir sayg eklinde grnmektedir. Kukusuz bu durum Hinayanann tanrtanmaz niteliini akla maktadr. Tam anlamyla tanrsal olann hissi kamutanrc Hin du mistisizminde Bat ve Yakn Dounun mistisizmlerinde olduu kadar gl bir ekilde gelitirilmitir. 6. Paradoksallk. 7. Mistikler tarafndan anlatlamaz olduunun ne srlmesi.82

Gerek da dnk gerekse ie dnk olsun btn mistisizmlerin evrensel zn ya da ortak ana zellikler kmesini aratrmakta oldu umuz iin, yukarda verdiimiz listeyi, her ne kadar bir bakta iki

82

Yorumum iin Dadnk Mistisizm blmne baknz.

112 MSTSZM VE FELSEFE

liste arasndaki farkllklarn ok yzeysel olduu ortaya kacaksa da, Esrimeler, Cokular ve Ar Duyguculuun nemsiz Grlmesi blmnde verilen da dnk mistisizmin ortak zellikleri listesiyle karlatrmamz ve btnletirmemiz gerekir. Ancak bunu yapmadan nce, nmzdeki blmle ilgili tartmalar masaya yatrmamz uygun olur.

8. e Dnk M istisizm - Bireyselliin zl


e dnk mistik deneyimde hibir okluk ve hibir ayrm yoktur. Bundan da u anlalyor ki, nasl ie dnk mistik deneyimde bir nes ne ile bir dieri arasndaki ayrmlar yoksa ayn ekilde zne ile nesne arasnda da hibir ayrm olamaz. Burada deneyimlenen eyin Bir ol duu, evrensel Ben olduu, Saltk ya da Tanr olduu alglanrsa ya da o byle yorumlanrsa o zaman deneyime sahip olan bireysel benin, Birde, Saltkta veya Tanrda kaybolduundan ya da ona kartndan dolay bireyselliini kaybetmesi, ayr bir birey olmaktan kesilme si ve kimliini yitirmesi gerektii anlalmaktadr. Ne var ki bu, az n ce belirttiim biimiyle, mantksal bir tmdengelim ya da yorumdan baka bir ey deildir. yleyse bunun dorudan deneyim ile destekle nip desteklenmedii sorusunu sormalyz. Ayr bireyselliin, onu aan ve dorudan onu, szm ona, yutan bir varlk olarak alglanan bir eyde zlnn dolaysz bir deneyimi var mdr? Yant kesinlikle, evettir. Ne var ki bu, daha nce ele aldmz iki tr deneyim olan d a dnk ve ie dnk deneyimin zerinde ve yukarsnda olan yeni ve nc tr bir deneyim olarak dnlmemelidir. O ie dnk de neyimin, olaslkla btn ie dnk deneyimlerde var olan bir boyu tudur, ancak zel olarak bunlardan yalnzca bir ksmnda vurgulanr. Geen blmde verilmi olan rneklerde bu ayr bireyselliin kaybo luu Plotinustan yaplan . . insan Yceyle karr, onunla bir olur83 alntsnda zellikle anld ve vurguland. Bu konu, J. A. Symondsun deneyiminde ok ak bir biimde konuulmasa da, im

83

s. 104.

EVRENSEL Z SORUNU 113

lenmi ve anlatlmak istenmi gibi grnmektedir.84 Yine bu, Eckharttan yaplan daha nceki bir alntda85 ifade edilmektedir - o [ruh] kimliinin yok olduu bu lde batar ve kaybolur. Ruysbroeckin tanrsal birlik zerine iirsel sznde, yani Bu, btn klarn kendilerini kaybettikleri koyu sessizliktir86 sznde de anlatlmak is tenen budur. Alntladmz geri kalan dier rneklerde bundan sz edilmemitir. Mistisizmin en nemli boyutu bu olduu iin, hem ku ramsal hem de klgsal olarak, bu blm, ierisinde bu konunun zellikle belirtildii birka ie dnk deneyim olayna ayracam ve bu duruma ruh bilimsel olarak k tutan iki ada rnek vereceim. lk rneimiz yine Plotinustan:
Sonsuz olan nasl bilebildiimizi soruyorsun? Yantm, aklla deil. Ayrt etmek ve tanmlamak akln grevidir. Bu yzden Sonsuz olan, akln nesneleri arasnda yer alamaz. Sonsuzu a n ca k ,. . . son lu beninin artk var olm ad bir hle girerek kavrayabilirsin. Bu . . . zihninin sonlu bilinten kurtulmasdr. N e zam an bu ekilde son lu olm aktan kesilirsen Sonsuz olan la bir olursun. . . . Bu birlii, bu zdelii kavrarsn.87 [italikler bana ait]

Bu pasajn ilk yars felsef yorum olarak snflandrlabilir. Fakat italik yaptm ilk szlerle balayan ikinci yars, Plotinusun deneyimledii bir zihin hlinin ilk elden betimidir. nk Flaccusa yazlan bu ayn mektubun devamnda o yle der:
Bu ykselmeyi yaayabilmemiz ancak arada bir olur. . . . Ben ken dim bunu gerekletirdim ama imdiye kadar kez.

imdi Plotinusun dinsel ya da tanr bilimsel olmayan mistisizmin den kiitanrc denen dinin, yani Hristiyan, slm ve Yahudi
84 85 86 87 s. 91. s. 98. s. 97. Bu pasaj Plotinusun Flaccusa mektubundandr, Buckede aktarlmtr, a.g.e., s. 123. Bucke kaynak olarak R.A. Vaughann Hours with the Mystics (New York, Charles Scribners Sons, Cilt I, ss. 78-81) adl eserini verir.

114 MSTSZM VE FELSEFE

mistiklerinin azlarndan kanlara dnecek olursak, onlarn ayn bi reysellik kaybn yaadklarn gsteren bir sr kantla karlarz. rnein Henry Suso yle yazar:
Ruh kendi bilincini kaybetmekle aslnda bu grkemli ve gz ka matrc karanlkta evini kurduu zaman, birliin nndeki her engelden kurtulmu ve . . . Tanrda ld zaman kendi bireysel niteliklerinden kurtulmu olur. . . . Kendisinin Tanryla bu ekil de karmasyla ruh lr.88

lme ve yok olma gibi szler, bu szleri yaadklar gerek duygu veya deneyimi dile getirmek amacyla kullanm olan hem Hristiyan hem slm mistiklerinde srekli karlalan szlerdir. Biraz nce Susodan alntlanan pasajda o tam anlamyla bu kiisel kimlik kaybndan sz eder. Ne var ki onun hemen bir kayt eklemi olduu da gerektir. O ruhun btnyle lmediini ekler; nk . . .ruh doas asndan tanr olamaz. . . . o hl yaratlm olan bir eydir. Bu, Sonsuz olanda lme deneyimine yaplacak uygun yorum konu sunda her kiitanrc (teist) dinde sert gemi olan nl ve ateli bir tartmaya gndermede bulunmaktadr. Her dinin ortodoks tanr bilimcileri kamutanrclk (panteizm) adn verdikleri eyi iddetle knamlar ve kamutanrclk dorultusundaki gzle grlr eilimle rinden dolay mistiklerden gzlerini hi ayrmamlardr. Kamutanrclktan genellikle Tanr ile dnyann zdelii anlalr. Tanr bilimci ler ile mistiklerin tartmasnda kamutanrclk ounlukla Tanr ile dnyann bireysel ben olan blmnn zdeliini anlatmaktadr. Ortodokslar mistiklerin Tanr ile birleme iddiasnda bulunmalarna yol vermitir, ancak bu birlik zdelik olarak deil, gerek ve saltk zdelie varmayan bir biimde yorumlanmaldr. M.S. 9 2 2 de Hallac- Mansur adl bir slm mistii, Tanr ile bir lie kavutuktan sonra Tanr ile zdelik iddiasn gsteren bir dil kul land iin Badatta aslarak idam edilmitir.89 Tanr ile bir birlik du
88 89 Henry Suso, Life of Henry Suso, ev. T. F. Knox, Blm 54. Bu olay ve Mansurun karakteri ve gdleri ilgili olarak bir para farkl ak lamalar farkl yazarlar tarafndan yaplmaktadr. Bkz. Jalalu-Din Selections,

EVRENSEL Z SORUNU * 1 1 5

rumundayken bile, tanr bilimcilere gre, mistiin bireysellii Tanrdan ayr ve farkl kalmaldr, dolaysyla birlik baka bir biimde an lalmaldr. Bu, kamutanrclkla ilgili blmde tartacamz sorun lar dourmaktadr. Bu arada unun da sylenmesi gerekir ki, - kilise nin kararna tam ballk gsterdiini genellikle aka syleyen - Or ta a Katolik mistikleri birlik deneyimini betimlerlerken kamutanrcl yadsma ve bireysel ruhun Tanrda tamamen lmediini, ayr bir eylerin kaldn aklama konusunda dikkatli davranmlardr. Nitekim Susonun bu konudaki sz, edimsel olarak yaam olduu eyin kendisine ait doal betimi olarak deil, kilise yetkesinin bask syla az ok azna tklm bir yorum olarak grlmelidir. Bu, sz ko nusu yorum ya itenlikten yoksun ya da yanltr demek deildir. Bu, kamutanrcl ilerken tartmamz gereken bir sorundur. Katolik mistiklerin sk sk, tam bir kamutanrsal zdelii imleyen dikkatsiz szlerde bulunduklar ve arkasndan, sanki birden kilise babalarn akllarna getirmiler gibi, apar topar kayt koyucu bir madde ekledik lerinin - belki de belli lde bir zevk duyarak - gzmzden kama s olanakszdr. Eckharttan alntlanan Da Dnk Mistisizm bl mndeki, onun ruh kimliinin yok olduu bu lde batar ve kaybo lur diye sz ettii pasajda hibir kayt yoktur. Ancak Eckharttan alntlanan u pasaj kamutanrc yorumu kabul etmez:
Bu okunluk durumunda o [ruh] kendine has benliini kaybeder ve tam bir akkanlk iinde tanrsal doann birliine dklr. Fa* kat imdi sen, bu kaybolmu ruhun yazgsnn ne olduunu sorabi lirsin? Kendisini bulur mu yoksa bulmaz m? Bana yle geliyor ki . . . o tanrsalln birlii iine bsbtn batsa da asla dibe demez. Tanr ona yeniden kendine geri dnebilecei kk bir nokta b rakmtr . . . ve o kendisini yaratk olarak bilir.90

Hristiyan dilinde bir yaratk olma, bireysel beni yaratc varlk tan ayran izgidir. Bu dilin kullanlmas, yazarn, kiitanrc dinlerin
ev. F. Hadland Davis, London, 1907, ss. 17-18; R. A. Nicholson, The Mystics of slam, London, 1914, ss. 149-150; ayn yazara ait Studies in Islamic Mysticism, Blm 2, s. 80. F. Ffeifer, Meister Eckhart, ev. C. de B. Evans.

90

1 1 6 MSTSZM VE FELSEFE

srekli zerinde durduu, Tanr ile insan arasndaki boluu bilmekte olduunu bize nceden bildirir. Kk nokta bireysel bendeki, Sonsuzun iine karp kaybolmayan, hep bireysel, sonlu ve yaratk ola rak kalan eydir. Fakat Eckhartta, onun byle bir ayrmda bulunma y atlad bir ok pasajn yannda, grnne bakldnda mistik deneyimde Tanr ile ruhun tam bir zdeliini imleyen pasajlar vardr. Da Dnk Mistisizm blmndeki alnt yaplan szler bunun bir rneini oluturmaktadr. Bu kamutanrc pasajlardan bazs kilise tarafndan sapknlkla sulanmaya temel oluturan pasajlar olarak g rlmtr. slm mistisizmi ya da Sufiznr de bireyselliin kayboluunun dene yimi, onun Sonsuz Varlkta eriyip yok oluu o kadar iyi bilinen bir husustur ki bunun iin zel teknik bir terim vardr. Buna, szck ola rak geip gitme/lme anlamna gelen fena ad verilir.91 Fena ile ba lantl olan terim ise, fenay - baka bir deyile Eckhartn kk noktasn - deneyimleyen ruhun Tanrda yaamas anlamna gelen bekadr. Profesr Nicholsonn belirrtiine gre Sufi mistik tanrsal sfatlarn derin dncesine dalar ve sonunda bilinci tamamen kaybol duunda tanrsal zn aydnlna dnm olur.92 Kukusuz Nicholsonn bilgince diliyle yazlm bu cmle, mistiklerden birisi tara fndan yaplan ilk elden bir betimlemenin tad yetkiye sahip deil dir. Sufi yaznnda, belki Nicholsonn metafizik szlerini olmasa da, onun genel olarak sylemek istediklerini destekleyecek bu trden bir sr betimler vardr. Sz gelimi, Cnejdi Badadinin (M.S. 910) sz lerini aktarabiliriz:
. . . Eren kendinden geerek birlik araclyla okyanusta batar. . . . Tanrnn yaamna girdike gerisinde kendi duygularn ve eylem lerini brakr.93

Daha nce Ebu Yezidden alntlanan pasaj94 beni kendi benlii


91 92 93 94 Nicholson, a.g.e., s. 66. Ayn eser, s. 53. Smith, a.g.e., s. 35. s. 57.

EVRENSEL Z SORUNU - 1 1 7

ne yaklatr ve beni kendi birliine ykselt ki orada hi var olmaya ym diye bir yakarla biter; yani onun ayr bireysellii ortadan kal kacaktr. Margaret Smith bu iddialar baka szcklerle dile dkerek yle zetler: Bu grnt ierisinde mistik, benliinden geerek Birlike girer ve arayn son noktas olan birlik durumuna ular.95 Bununla beraber slm Tanr bilimi (Kelm), Tanr ile insan arasn daki o byk boluk konusunda Hristiyan Tanr bilimi kadar steleyicidir - aslnda slm Tanr bilimi ok daha steleyicidir, nk Hristiyanlkn bedenlenme retisini bu boluun sapknca bir yadsnmas olarak grmektedir. Ancak buna ramen slm mistikleri kendilerini kamutanrclk sulamasna kar korumada genelde Hristiyan karde leri kadar dikkatli olmamlardr. Onlardan pek ou anlatmlarnda bir lde lgnlk izlenimi verirler. Fakat Gazali, felsef bir dinginlik le, fena deneyiminin Tanryla zdelii imleyici tarzda yorumlann knar.96 Onun fenann nasl yorumlanmas gerektiiyle ilgili daha son raki bir sayfada irdeleyeceimiz kendine ait kuram vardr.97 Yahudi ortodoksisi kamutanrcl ayn ekilde bir sapklk olarak hep knamtr. Ancak kamutanrc mistik eilimlerin Yahudilikte za man zaman grnd yadsnmayacaktr, geri bu eilimler oun lukla bir ortodoksi pelerini ile rtlmtr. slm mistiklerinin fena olarak adlandrdklar deneyim kukusuz Yahudi mistikleri arasnda da epey yaygndr fakat bu deneyim ok seyrek belgin ifadesini bulur. Bununla birlikte Profesr Scholem, Abulafiann yaynlanmam bir yazsndan aka buna gnderme yapan bir pasaj aktarr: nsandaki btn isel gler ve gizli zler bedenlere dalm ve ayrmlamtr. Bununla birlikte, dmleri aldnda herhangi bir ikilik iermeyen ve okluu kuatan kendi kklerine yeniden dnyor olmalar bunlarn tamamnn doasnda vardr.98
95 96 97 98 Smith, a.g.e., s. 189. Al Ghazzali, The Alcemy of Happiness, ev. Claud Field, 1910; ayn zaman da bkz. UnderhilI, a.g.e., s. 171. s. 228. Scholem, a.g.e., s. 131.

U 8 MSTSZM VE FELSEFE

Bu pasaj, dmlerin zlmesi mecaz anlalmadka anlal maz. Scholem aklamasn yapar. Ruhlarn dmlerinin zlme si, onlarn Sonsuz Bir olan kklerine dnebilmeleri iin sonluluk zincirlerinden kurtulmas anlamna gelmektedir. Scholem, mecazn Abulafia asndan ruhun kiisel varln kozmik yaam akndan ayran bir takm engeller vardr. . . . Ruhun etrafn eviren bir baraj vardr . . . ve onu her yannda akmakta olan tanrsal akntya kar korur anlamn dile getirdiini syler. Ruhu kendi sonlu kiilii ie risine kapatan ey nedir? Bunun yant, duyulur biimlerin ve imge lerin sonlu bilin retiyor olmalardr. Ve bu ie dnk deneyimde ortadan kaybolur. Budizm Hinayana yorumuyla kimi glkler kartr. Fakat M a hayana mistisizminin ortak ana zellikler konusunda dier ekinlerin mistisizmleriyle birlikte yer alabileceini daha nce grmtk. Bu yzden daha fazla aklamada bulunmadan, burada bireyselliin zlnn ak seik bir anlatmm Zen Budizmin iyi bilinen taraftar larndan D.T. Suzukinin yazlarndan aktarabiliriz:
erisinde kiiliimin kaskat rtl olduu bireysel kabuk satori annda [aydnlanma deneyimini anlatan Zen dilindeki sz] patlar. lle de kendimden daha byk bir varlkla birlemem veya onda yutulmu olmam gerekmez, fakat sk bir btnle sahip oldu unu ve kesinlikle dier'bireysel varlklardan ayr olduunu gr dm kendi bireyselliim tanmlanamaz bir eyin, alk oldu umdan olduka farkl bir dzene sahip bir eyin iinde eriyip yok o lu r ."

Bu pasajn devamnda Suzuki yle ilgin bir szde bulunur: Satoriye elik eden baka bir yerde ongunluk, sonsuz mutluluk olarak szn ettiimiz - okunluk duygusu onun [satorinin], bireysel bir varlk olarak kiinin zerine vurulmu olan zincirlerin krlmas olu undan kaynaklanmaktadr . . . nk satori bireyin sonsuzca genile mesini dile getirmektedir.

99

D. T. Suzuki, Zen Buddhism: Selected Writings of D. T. Suzuki, s. 105.

EVRENSEL Z SORUNU 119

Suzukinin eriyip yok olur szn kullanm olmas da kayda deer bir eydir. O bu sz olaslkla Hristiyan veya Sufi kaynaklar dan karmtr. Ancak ille de bu kaynaklardan karldn syleme miz gerekmiyor. nk ayn deneyim her yerde genellikle kendisine ayn szckleri giydirmektedir. Her ne olursa olsun, deneyimin ekinde de ayn olduunu gsteren ak kant vardr. Suzukinin, bu deneyimin ister istemez kendimden daha byk bir varlkla birlemek anlamna gelmediini syledii cmlesi bir para artcdr ve Budist deneyimin Hristiyan ve slm mistiklerininkiyle ayn olduu teziyle tutarsz grnmektedir. Ne var ki, bura dan bunun kacan dnmyorum. Sanrm, Suzuki bu cmleyi kendi felsef duruunu Hristiyanlkn genel kiitanrc bak asndan ayrma kaygsyla sokuturmu olmal. Bir baka deyile, farkllk bir yorum farklldr, deneyim farkll deil. Upaniadlar ve belki buna gre biraz daha az lde Gita kuku suz Hint mistisizminin en nemli ana kaynaklardr. Eer genel olarak evrensel mistisizm dayanmas tezimiz ve zelde de bireyselliin zl deneyimi tezimiz geerliyse sz konusu eski Hint metinlerinde bu kiisel kimliin kaybnn anlatmlarn bulabileceimizi bekleriz. Bu beklentimiz boa kmaz. Nitekim Brihadaranayaka Upaniadda unu greceksiniz:
Suyun iine atlan bir para tuz gibi eriyip kaybolur . . .dolaysy la, Maitreyi, yani bireysel ruh - salt bilin, sonsuz ve akn olan * ncesz ve Bengide zlr. Bireysellik benin, bilgisizlik nedeniy le, elerle tanmlanmasndan doar; tanrsal aydnlanmada pek ok enin bilincinin kaybolmasyla ben de ortadan kaybolur.100

Bu pasajn, bireyselliin nasl doduunun bir aklamasn yapan orta ksm, deneyimi betimleyen bir ey olmayp Samkhya felsefe diz gesinden dn alnm metafizik bir retinin sokuturulmasdr. O yzden bu, aratrma amalarmz asndan grmezden gelinebilir. Pasajn geri kalan ksm, baka yerlerde de karlatmz ie dnk
100 The Upanishads, a.g.e., s. 88.

1 20 MSTSZM VE FELSEFE

mistik bilin tipindeki ayn tr kiisel kimliin zl deneyiminin az ok apak bir betimidir. Bu yzden elimizde,-mistik deneyimin bu ynnn puta tapar mistik Plotinusta, Ruysbroeck, Eckhart ve Suso gibi Hristiyan mistiklerde, slm mistiklerinde, Mahayana Budizminde ve Hinduizmde ortak olduunu gsteren salam bir kant vardr. nceki blmlerde, eski ve Orta a mistiklerinin kendi dene yimleriyle ilgili yapm olduklar betimlemelere, kendi adalarm zn yaadklar ve ada zihne daha anlalr gelecek bir dille anlat tklar ayn tr deneyimin rneklerini aktararak k tuttuk. u du rumda ayn eyi yapabilir miyiz? Ben yapabileceimize inanyorum. ki rnek vereceim. Birisi zaten yaznda iyi bilinen, William Jamesin genele mal ettii ngiliz air Tennysondan. Dierini ise okuyucu, epey deerli ve daha doyurucu olmakla birlikte, Arthur Koestlerin kitap larndan tanyacaktr, ne var ki bu rnein mistisizm yaznna girme sine sanrm daha zaman var. Tennyson bir mektupta yle yazmtr:
Bir tr transa,geii - daha iyi bir szck bulamadm iin bunu yazdm - ocukluk devresinden epey sonralar, tamamen bir ba ma kaldm zamanlarda sklkla yaadm. . . . birden bire, sanki bireysellik bilincinin keskinlii kaybolmu gibi, bireysellik snrsz varla doru zlp yok olur gibi oldu, ve bu, bulank bir hl de ildi, tersine en ak seik, kesin olann en kesini, szcklerin b tnyle tesinde - orada lm neredeyse gln bir olanakszlkt - hibir tkenie benzemeyen, tersine tek gerek yaam olan (san ki bir eit) bir kiilik kayb olan bir hldi.101

Bu deneyimin z, aka, Benin, yani deneyimleyenin bireysel liinin snrsz varlka doru yava yava yok olmasdr. Benin s nrlar, onu sonsuzdan ayran duvarlar paralanr ve ortadan kaybo lur. Ne gariptir ki, yok olur ve eriyip kaybolur szleri dnyann her yanndan, farkl ekinler, zamanlar, yerlerden setiimiz, grnr
101 Jamesten naklen, a.g.e., s. 374.

EVRENSEL Z SORUNU 121

de karlkl bir etkiden iz tamayan betimlerde srekli kendini gs termektedir. Tennysonun bu blmde bir araya getirilen bireyselliin zlyle ilgili klasik rneklerden herhangi birisini okuduuna ili kin hibir kant yoktur, byk bir olaslkla okumamtr da. Bu ol duka arpc ve anlaml szn srekli kendisini gstermesinin, dene yimin, meydana geldii geni lde farkl durumlarda aynlnn de lili olduundan kuku duyulabilir mi? Elbette ki bunun, btnyle baka bir konu olan, deneyimin deeri ya da nesnelliinin kant ol duu ne srlmemektedir. Tennysonun - bildiim kadaryla bir kiitanrc ve u veya bu an lamda bir Hristiyan olmasna ramen - kendi deneyimini herhangi bir tanr bilimsel ya da geleneksel dinsel dil kullanmadan betimlemesi g zmzden kamyor. Tanr sz anlmamaktadr. Snrsz varlk sz kullanlmakta. Snrsz varlk kesinlikle sonsuz varlkla ayn ey dir. Ve Hristiyan mistiklerin Tanr olarak yorumladklar ey, aka ve tam anlamyla bu sonsuz varlk deneyimidir. Tanr ile birleme olarak yorumlanan ey de bireysel benin bu sonsuz varln iinde yok oluudur. Bu yzden Tennysonun anlatm, hakl olarak, deneyimin kendisinin dinsel bir yoruma tabi tutulmadan nceki bir raporu ola rak grlebilir. Tennyson neden kiiliin kayb szne parantez ierisinde veri len sanki bir eit ifadesini eklemitir? Bu ifadeyi Tennyson, bu en ak seik, kesin olann en kesini deneyimlerde her eye ramen ne deneyimlediinden tam emin olmamas yznden mi eklemitir? Bu konuda o gerekten kukulu veya zihni kark m? Kanmca akla mas bu deildir. Benim yorumum, Tennysonu kendi szlerinde bir paradoksalln duyumsanmas artmtr. Tennyson paradoksu belli belirsiz sezer fakat, her naslsa o an aklsal zmlemeye veya mant a ilgi duymad iin, aklsal olarak paradoksu ayr bir yere koyup saptamamtr. Paradoks, ben ben olmaktan kesilir ama yine de ben olmay srdrr ifadesidir. Ben benin zlnn, onun ortadan kayboluunun benin tkenii deil, tam tersine benin tek gerek yaam olduunu anlar. nk hepsinden te, Tenny sonun ortadan kayboluunu deneyimleyen Tennysondu! Bu kuku suz ayn zamanda Eckhartn bu kayp ruhun yazgs . . . ne olur?

12 2 MSTSZM VE FELSEFE

Kendini bulur mu bulmaz m? diye sorup kendi sorusuna Tanr ona kendine geri dnebilecei kk bir nokta brakmtr diye yant ve rirken anlatmak istedii eyin nemli bir parasdr.

The Invisible Writing adl kitabnda Arthur Koestler bir blm, spanya Sivil Sava srasnda Franconun yandalar tarafndan casus olarak tutukland sralarda bana gelen bir dizi mistik deneyime ayrmtr. Bu blmn tamam, benim fikrime gre, bir mistisizm aratrmacs iin olduka deerli ve nemlidir. Ancak bu noktada yal nzca, deneyimin ekirdei gibi grnen ksmn seip karacam:
Sonrasnda, sessizlik kprleri altndaki bir erin rmanda srts t yzyordum. Bu rmak bir yerlerden gelmiyordu ve bir yerlere akmyordu. Sonra hi rmak yoktu, ben de yoktum. Ben varolmak tan kesildi. . . . Ben varolmaktan kesildi dediim zaman somut bir deneyime gnderme yapyorum. . . . Ben varolmaktan kesildi nk o, bir tr zihinsel geiimle, evrensel havuzla iletiime girdi ve onun iinde dald. Okyanus hissi olarak, tm gerginliklerin suyunu ekmesi, saltk biimde duygulardan kurtulma ve tm an laylar aan erin olarak duyumsanan ey ite bu zlme ve s nrsz byme srecidir.102

Tennyson gibi Koestler de hibir geleneksel dinsel dil kullanmaz. Her ne kadar ok iyi bilinen bir sz olan btn anlaylar aan Tanrnn esenlii szn kullanm olsa da, onun burada Tanrmn ksmn atlam olmas kayda deerdir. Bence bu din kart bir eili min belirtisi olarak alglanmamal - geri onun dine degin grleri nin ne olduunu bilmiyorum. Ruh bilim asndan bilinli olduumuz kendi amzda yksek eitimli bir insan iin doal gelecektir ki bu atlama, deneyimi yorum katmadan ar olarak anlatma isteinin bir so nucu olarak aklanabilir. Ancak Koestlerin ierisinde bireyselliinin zldn duyumsad bu evrensel havuz da nedir? Ne havuzu? Bilin havuzu mu? Yaam havuzu mu? Bir Evrensel Ben havuzu mu? O bunu demiyor. Fakat akas bu evrensel havuz Tennysonun s
102 Arthur Koestler, The Invisible Writing, New York, The Macmillian Company, 1954, s. 352.

EVRENSEL Z SORUNU * 1 23

nrsz varlk dedii eyle ayndr. O snrszdr, koulsuzdur, ksacas Sonsuzdur. Bunun, klasik kiitanrc mistiklerin Tanr olarak yorum ladklar ey olduu bana kesinmi gibi geliyor. Tennyson ve Koestlerin deneyimlerini, karlatrma amacyla Hristiyan, Hindu ve slm mistiklerinin klasik ie dnk deneyimle riyle yan yana koydum. Ancak bu deneyimlerin bu snflayc gzde gereince bulunup bulunamayaca - rnein Koestlerin deneyimi nin Ruysbroeckin deneyimiyle ayn olup olmad - sorusu sorulabi lir. yle sanyorum ki bu deneyimler btnyle olmasa da ksmen bu snflayc gze katlabilirler. Tennyson ve Kostlerin deneyimlerini klasik ie dnk deneyim trnn ksmf ve yetersiz rnekleri olarak snflamalym. Bunlar kesin olarak da dnk olmaktan ok ie d nk deneyimlerdir, nk onlarn deneyimledikleri ey duyumsal ola rak alglanan dsal nesnelerin bakalamas deil, isel benin dalma sdr. Her ikisi de benin sonsuz varln ierisinde yok olarak orta dan kayboluunu duyumsad iin, deneyimleri byk klasik mistik lerin deneyimleriyle ayndr. Bununla birlikte farkllklar da vardr. lk olarak Tennyson ve Kostlerin deneyimleri onlarda kendiliinden ve istenmeden gereklemitir, oysa klasik mistikler ounlukla dene yimlerine dinsel altrmalar ve amal olarak duygulanmlarn, imge lerin ve dncelerin bastrlmasn ieren zenli sk eitimlerle ula mlardr. Fakat hepsi bu kadar olsayd, nedensel farkszlk ilkesini uy gular ve eer deneyimlerin kendileri ayn ise bunlara neyin neden ol duu veya bunlardan nce neyin geldii sorusunun ilgisiz bir soru ol duunu sylerdik. Ancak hepsi bu deildir. e dnk deneyimin tam gelimi klasik rneklerinde, bildiimiz ey toptan bir boluk, Man dukya Upaniadn da dedii gibi, ierisinde dnya ve oklua ait b tn kavraylarn yok olduu bir ayrmlamam birliktir. Btn ay rmlarn bu tmden ortadan kalknn bir evresi, ben ile onun ie risinde batt veya eridii sonsuz birlik arasndaki ayrmn ortadan kalkmasdr. Tennyson ve Koestlerin anlattklar bu evredir, ancak onlar btn ayrmlarn tmden ortadan kayboluunu anlatmazlar. Bu yzden onlarn deneyimleri yetersiz veya ksmen gelimi ie dnk deneyim gibi grnmektedir.

124 MSTSZM VE FELSEFE

Sayn Kostler kendisine ynelttiim sorulara bunu dorulayacak bir grle yant verme inceliinde bulundu. Verdii yantlar unlard:
Soru: Yaadnz deneyimler srasnda fiziksel duyularnzn hl i banda olduunu ve dolaysyla evrenizdeki eitli fiziksel nes neleri, duvarlar, pencereyi, pencerenin dndaki nesneleri vs. al glamay srdrdnz dnmekte acaba hakl mym? Yant: Evet. Soru: Bunlar son derece donuk ya da silik duruma geldiler mi? Yant: Hayr. Onlar neredeyse ayrdna varlamayacak lde y lece ordaydlar, fakat bir balarna kendi hllerndeydiler. Soru: Upaniadlardan bir tanesi yle diyor: Bu, dnya ve ok luk algsnn bsbtn yok olduu salt birimsel (Unitary) bir dene yimdir. Buna benzer bir deneyim geirdiniz mi? Upaniad bs btn yok olmu okluk algsndan sz ederken onun belki biraz abarttn dnyor musunuz? Yant: Hayr, bunu deneyimlemedim. Bu daha st bir kerte olma l. Fakat bir ekilde, bu deneyimin var olduuna ve onun betimi nin abartlmadna inanyorum.

Deneyimini klasik rneklerden farkl olan bir tr olarak deil de klasik olann yetersiz ya da daha dk dzeyli bir rnei olarak de erlendirme konusunda Sayn Koestleri izliyor olduum anlalacak tr. Belki, ayn ey Tennysonun deneyimi iin de sylenebilir. Sayn Koestlerin, paradoksal ve aslnda kendi kendisine kart olsa da hi ayrmlamam bir boluk ya da birlik deneyiminin var olduunu apa k sezgisel olarak duyumsamasna nem veriyorum.

9 . H inayana Budizmi Bir Ayrk mdr?


Budizmin, dnyann btn byk dinlerinde ve ekinlerinde kar lalan mistisizmlerin kendi temel ortak zelliklerinde uzlatklar sa vna bir engel oluturduu ileri srlmektedir. Daha ncesinde Ma-

EVRENSEL Z SORUNU 125

hayana Budizminin bu gr desteklemediini, retileri ve kuram lar kiitanrc dinlerinkinden ok farkl olsa da, bunun deneyim deil bir yorum farkll olarak aklanabileceini gstermitik. Hinayana Budizmi olaynda herhangi bir skntnn var olup olmad, incelen mesi gereken bir konu olarak ortada durmaktadr. Hinayana Budistlerinin hep ne srdkleri gibi, onlarn retisi ya Buddhamn zgn retisidir, ki Mahayana bunun bozulmu bii midir, ya da en azndan zgn retiye yakn bir retidir. Bu konu da gerekte bir ok skntlar olmakla birlikte ne srlen fikrin hat rna byle olduunu varsayacaz, ve bu varsaym da en azndan bir ar basitletirmedir. O zaman olay nedir? Hinayana retilerinin bir yorumu olan mistik deneyimin tartmakta olduumuz ie dnk de neyimlerden farkl bir mistik deneyim olduuna ilikin bir kant var mdr? Ancak Buddhann kendisinin ya da belki onun Hinayana yan dalarnn aydnlanma deneyiminin, bunun farkl trden bir deneyim olduunu gsteren gerek betimlerini kant olarak sunabilirsek olum lu bir sonuca varabiliriz. Fakat bu yaplamaz. Byle pasajlar yok. Aslnda, Buddhann lmyle son nirvanasna girdiinde geirdi i dnlen art arda translar anlatan Pali metinlerine ait pasajlar vardr. Bunlar ayn zamanda kesilme trans ad verilen eyin betim leridir. Bunlar kukusuz mistik hllerin betimleri olarak alnabilirler. Bunlar okuyucuya ilk elden deneyimin scak soluundan ok az eye sahiplermi gibi gelen bir lde kuru, biimlenmi basma kalp sz ler gibidir. Buddhann lm srasnda deneyimledii sanlan trans evreleri, daha ge bir ada ortaya konmu olan masallara benzer ya zlmtr. Byleyken bile, bunlar dier dinlerdeki ie dnk deneyim le ilgili yaplan betimlerle bir bakma uyumaz deildir. Kesilme trans lar, bir baka yerde yaplm olan ie dnk deneyim betimleriyle ta mamen bir srada olan bir anlatmla, yava yava gerekleen bir ke silmeyle btn zihin etkinliklerinin durmas olarak tanmlanm-

103 Okuyucu bu pasajlar H. C. Warrenn Buddhism in Tanslations (Harvard Orietal Series, Cilt 3, Cambridge, Mass., Harvard University Press, 1922) adl eserinin 110 ve 383. sayfalarnda bulacaktr.

1 2 6 MSTSZM VE FELSEFE

Dolaysyla, Hinayana retileri Buddhann kendi deneyimiyle il gili yapt zgn yo/umlar olmu olsa bile, onun deneyiminin die* byk mistiklerin deneyimlerinden temelde ayrldn gsterecek dorudan bir kant yoktur. Bu hliyle kant tersini gstermektedir. Fakat, anatta ya da ruh-yok retisinin, Pali metinlerinde bunun la ilgili yaplan aklamann Buddhann gr olduu kabul edilecek olursa, en azndan temel ve belki z asndan, Budist olmayan mistik lerin deneyimleriyle uyumaz olduu sylenebilir. Bu reti David Humeun nl argman ile hemen hemen ayn olan bir argmanla ben ya da ruh kavramn btnyle yadsr. Bu reti zihinde zihne ait deneysel ieriin dnda hi bir eyin olmadn ileri srer ve bu n clden karak, Humeun yapt gibi, Ben in bilin hllerinin akn tsndan baka bir ey olmad sonucuna varr. Yine Hinayac, doal olarak, Hinduizmin Brahman veya Yce Varlk ile zde olan Evren sel Ben kavramn da kabul etmeyecektir. Dolaysyla o ruh konusun da yalnzca kukucu deil, tanrtanmazdr da. Tanrtanmazlk aslnda, bence, ie dnk mistik deneyime aykr deildir. nk daha nce grdmz gibi, Tanr kavram deneyi min bir yorumudur, deneyimin kendisinin bir paras deildir. Bir in san bu deneyime sahip olabilir ve bu deneyimin btnyle znel ol duu ve kendi bilincine akn olan herhangi bir eyin hibir biimde kant olmad grn benimseyebilir. Aslnda bu kimi Hintli mist ik filozoflarn grdr. Salt egonun yadsnmas, diye ileri srer ele tirmenimiz, farkl bir dzeydedir ve Budizm dndaki betimlenmi mistik deneyimlerle uyumaz. nk her yerde mistiin, bilin akn tsnn deneysel etmenlerini bastrdktan sonra salt bir ego veya salt bir bilince eritiini ve bu salt egonun ortaya kmasnn ie dnk deneyim olduunu grmekteyiz. Bundan tr salt egoyu ortadan kaldrmak imdiye dek betimlenmi biimiyle mistik deneyimin ken disini ortadan kaldrmaktr. Dolaysyla Hinayana tarafndan anlal d biimiyle anatta retisi teki ekinlerin ie dnk mistik dene yimleri ile uyumamaktadr. Eer bunu Buddha ileri srmse, o za man onun aydnlanma deneyimi imdiye kadar incelemi olduumuz herhangi bir mistik deneyimden olduka farkl olmaldr.

EVRENSEL Z SORUNU 1 2 7

Gnmzdeki Batl birka Budist aratrmacnn yazlarnda104 karlatmz, aslnda anatta retisinin Evrensel Benin deil, birey sel benin varln yadsmak amacyla Buddha tarafndan tasarland n kabul eden bir dnce okulu vardr. Eer kabul edilebilirse, bu zerinde durmakta olduumuz eletiriye hazr bir cevap sunacaktr. Ancak bunun savunulabilir olduunu dnmyorum. Bu gr b tn Hinayanac gelenekle ve Pali metinlerinin zgn retileri ile ak bir biimde elimektedir. Sz konusu gr Buddhann dnce ta rihindeki roln Vedantann poplerletircisi olmak gibi dk bir dzeye indirmekten baka bir ey yapmaz ve onun dncesinin gz le grlr devrimci zgnlne tam hakkn verme konusunda baa rsz kalr. Bu yzden sorunumuzun zm baka bir yerde aranmal. e dnk deneyimin z ayrmlamam bir birliktir. Tek ayrk Hinaya na Budizmi olmak zere btn yksek ekinlerin mistik geleneklerin de bu, benin birlii olarak, salt ego olarak yorumlanr. Bu yine de bir yorumdur. zne kendisindeki tm deneysel ierii boaltr ve ar bir birlik ile ba baa kaldn grr. Bence savunulabilir bir biimde o, beni tm deneysel ierikten boaltt zaman geride kalan eyin bo benin kendisi olduu sonucunu karr. Ancak gerekte deneyimlenen ey yalnzca birliktir. Bunun salt ben olduu, hem doal hem de hak l grlebilir olmakla birlikte, yine de bir karmdr - yani bir yorum. Bunun bir yorum olduu gerei, deneyime sahip olmann ola nakl olduu ancak onun byle yorumlanamayaca anlamna gel mektedir. Baz ekinlerde (Samkhya, Yoga ve Jaina felsefeleri) ayrm lamam birlik yorumu, bireyin salt egosunun aa karlmas ge rektii aka sylenince, birden kesintiye urar. Baka ekinler bunun stne bir adm daha atarlar. Onlar ya byle aa karlm bireysel benlii Evrensel Benle (Upaniadlar ve Advaita Vedanta) zdeleti rirler ya da en azndan deneyimlerinin, hi de zdelik anlamna gel meyen bir birlik olarak anlalan, Tanr ile birlik deneyimi olduuna inanrlar (Hristiyan mistisizmi). Her iki yorumun da kesintiye uratl mas, asla deneyimi yorumlamaya yanalmamas Buddhann reti
104 Christmas Humphreys ve E. Conzenin yazlarna baknz.

128 MSTSZM VE FELSEFE

sinin biricik ve devrimci nitelii gibi grnmektedir. O yalnzca, in sanlar acdan ve dolaysyla da yeniden doular emberinden kurta ran eyin kurtarc deneyim olduunda stelemitir. Buddha felsef sorular yantlama iddiasnda bulunmamtr. Kendisinin dnd kadaryla grevi yalnzca insanolunun tinsel doktoru olmak ve in sanlara yaamn bir gerei olan aclardan kendilerini nasl kurtara caklarn gstermekti. Bu amala onun tek yapmas gereken ey, bu saaltm gerekletirecek deneyimin nasl elde edileceini insanlara anlatmak olmutur. yleyse bu, anatta retisi ile Buddhann Nirvana deneyiminin aslnda baka mistiklerin ie dnk deneyimiyle ayn olduu savmz arasndaki grnr elikinin zmdr. Anatta retisi yalnzca, bi lin akntsnn ortasnda ya da samsara diye bilinen srekli deien hller ve varolular aknda bulunabilecek bir ruh-tz olmadn anlatmtr. Varolu bilmecesinin tek zm samsara dnyasndan kata bulunacaktr. Bu ka da yalnzca mistik nirvana deneyimiyle olasdr. Hinayanann kutsal yazlarnda nirvana hep samsarann kart olarak gsterilmektedir. Dier btn ikiliklerle birlikte bu ikiliin yadsnmas aslnda Mahayanann kimi kutsal yazlarnda bulunur. Ancak Hinayana kutsal yazlarnn Buddhasnn bundan hi haberi yoktur. Onun syledii ey udur:
Ey keiler, bir domam, olmam, yaratlmam, bilememi var dr ve ey keiler, bu domam, olmam, yaratlmam, bileme mi olmasayd burada doandan, olandan, yaratlandan, bileik olandan hibir kurtulu yolu gsterilemezdi.105

Bu nirvanann, yalnzca zihne ait gelip geici bir hl olduunun bu hl ne kadar esrik ya da erin verici olursa olsun - dnlmesini olanaksz klmaktadr. nk nirvana samsaradan bir ka hlidir. Nirvanann zihnin yalnzca baka bir znel hli olduunu varsaymak onu tam samsara aknn ierisine geri koymaktr. Ak bir biimde
105 E. A. Burtt (ed.), The Teachings of the Compassionate Buddha, New York, Mentor Books, New American Library of World Literatre, Inc., 1955, s. 113.

EVRENSEL Z SORUNU 129

nirvana hem bireysel bilinci hem de mekn-zaman dnyasn amak tadr. O, zamansal olandan ayrt edilmi okrak ncesiz/Benginin Bu dist yorumudur. Bu yzden yine Hinayana kutsal yazlar hep nirvanann meydana getirilmediini veya onun bir nedeninin olmadn bildirmektedir. Yoga altrmalar, zihin denetimi ile ilgili yorucu abalar ve younla ma ile nirvanaya ulaan aday bylelikle nirvanay meydana getirmez, yalnzca onu kendisine aar ve kendisinin ona katlmn salar. Buddhaya lmden sonraki son nirvanada nirvanaya ulam bir ermiin varln srdrp srdrmedii, yani nirvanann bir yokluk olup olmad soruldu106. O nirvanann anlama yetisinin kavraynn tesinde olduunu ve anlama yetisine akla yatkn gelebilecek hibir yantn verilemeyeceini sylemitir. Buna* ek olarak o mantn ya ya da kategorisiyle dzenlenmi bir sorunun - yani lmden sonra ermi (saint) var mdr, yok mudur sorusunun - bu duruma uygun dmeyeceini sylemitir. Bir baka yerde de mistiklerin kendi de neyimleriyle ilgili olarak syledikleri ey budur. Btn bu gerekler bizi, nirvanann ya da bir baka deyile Buddhann mistik deneyiminin dier ekinlerde karlalan mistik hllere benzetilebilecei sonucuna gtrmektedir. Bu da u anlama geliyor ki onun deneyimi ie dnk bir deneyimdi fakat o bu deneyimi dier mistiklerin ounlukla yaptklar gibi, benin birlii olarak yorumlama yoluna gitmemitir.

1 0 . Bir tiraz
Mistiin yaadn iddia ettii bir deneyiminin olduunu yadsma yolunun mistik olmayana kapal olduu, fakat onun kendi deneyimi ne dayandrmaya alt dnya hakkndaki nermeleri eletirebile ceimiz sylenmektedir. nk bu nermeler deneyimlerin yorumla rdr veya bu deneyimlerden yaplan karmlardr ve bunlar yanl

106

Bkz. Warren, a.g.e., s. 123

1 3 0 MSTSZM VE FELSEFE

olabilirler. Fakat, bence, mistiin kendi deneyimiyle ilgili olarak bize sunduu her ne olursa olsun onu kr krne ve eletirisiz ylece ka bul etmek zorunda olup olmadmz sorusu sorulmaldr. Elbette ki drstlnden kuku duymayacaz. Ancak gerekte deneyimledii ey konusunda yanlyor olmas her zaman ruh bilimsel olarak mm kndr. Kendimize nceki blmlerde topladmz mistik deneyim haberlerinin bizi bu deneyimin olduu konusunda kukuya drecek bir grne sahip olup olmadn sormalyz. Aslnda nceki haberler byle bir itirazn temeli yaplabilecek iki eit zellik sergilemektedir. tirazlar ya mantksal ya da deneysel ola bilir. zmsz elikiler gstermeden betimlenememesi anlamnda paradoksal olduu sylenen bir deneyime mantksal olarak olanaksz ve gereklemi olamaz denecektir. Bir kare daire grme grsel dene yimine sahip olduunu dile getiren bir adamn kant kabul edilmeme lidir. O gerek d bir eyi bilinli olarak sylyor olamaz, ama kare daire gibi bir ey imgede bile olamayaca iin bir ekilde yanlyor ol mal. Ayn ekilde Eckhart gibi imeni, imen olarak kalmakla birlik te, ta ile ayn gren ya da beyaz beyaz kalmakla birlikte siyah ile ay n gren birinin kantn geri evirmeliyiz; yine saltk olarak ayrmla mam, hibir deneysel ierii olmayan, paralar olmayan bir btn olan bo birlii algladn syleyen her ie dnk mistiin ifadesi mantksal adan olanaksz olarak geri evrilmelidir. Her neyse, mist isizm ve mantk blmnde tartlacak olan bu mantksal itirazlar geiyorum. nk mistiklerin paradoksallnn nerelere kadar uza nabileceini henz grmedik. nmzde daha baka konular var. Kendi yorumumuzu sunmadan nce mistiklerin ne kadar mantksal yanllar varsa hepsinin nmzde olmas daha iyi olur. Bununla birlikte burada ele almak istediim deneysel bir itiraz var. Profesr J.B . Pratt, mistiklerin, her ne kadar ie dnk deneyim de duyu nesnelerine ait btn bilincin kesildiine inansalar da, bu ko nuda yanlg ierisinde olabilecekleri yargsnda bulunmutur. The Re ligious Consciousness adl eserinde o, Profesr Jan etin Salpetrierede gzlem altnda tuttuu ada bir mistikle ilgili aratrmasn aktarr. Madeleine, der Profesr Janet, . . yaad esriklik annda hi soluk almadn sanr, ancak herhangi birisi onun solunumunu lseydi so

EVRENSEL Z SORUNU * 1 3 1

lunumun yeteri dzeyde normal olmakla birlikte aslnda zayf oldu unu (dakikada 12) grrd. Bu gzlemler bize duyumun sayrnn sand gibi bastrlmadn, Madeleinen elinde tuttuu nesneleri ol duka iyi algladn . . . onlar tandn, gzlerini averseydi iitip grebileceini gsteriyor.107 Ayn zamanda Pratt, zihnin dnmsel (ideational) ieriini azaltma ilemi (dnceyi kesme) tek-idelie doru gittike duygu esinin artacan ne srer. O duygunun kendisini en azndan belli belirsiz dnmsel bir ierie ilitirmeden varolup olamayacandan kukuludur; ve o tek-idelik fikri ortadan kalknca duygunun da onunla birlikte ortadan kalkacam ve sonucun kendinden geme bilinsizlii olacan dnr. Belki de Azize Teresann bazen kendinden geme durumunda meydana geldiini iti raf ettii bilinsizlik bu ekilde aklanabilir. Ne var ki, sz konusu sorun, btn duyumlardan, imgelerden ve dncelerden tamamen yoksun olan bir bilincin, herhangi bir eyin (dnmsel ierik) bilinci olmayan ar bir bilincin olanakl olup olmaddr. Bunun bir kendi kendiyle elikiyi ierdii biimindeki mantksal itiraz imdilik bir kenara koyalm, nk bu mantk soru su zel bir blmde ele alnacaktr. O zaman Pratt ve Janetin gzlem lerinin mistiin iddiasna kar salam bir deneysel argman olup ol madn soralm. Aratrmaya dayanarak, yle dnyorum ki, on larn gzlemlerinin salam birer deneysel argman olmadklarn ve ya bunlarn hi kesin olmadn greceiz. Soluk olma sorunu konu ddr, nk konumuz mistiin bedeninin nasl hareket ettii deil, onun herhangi bir duyumun bilincinde olup olmaddr. Madeleinem soluk alp da bunun farknda olmamas, duyumun bilinten si lindii iddiasn rtmekten ok destekleyecektir. Tek ilgili kant, Madeleinen eline konan nesneleri tanmas, onun iitip grmesidir. Ancak bu hi de kesin deildir. Onun nesneleri algladnn saptan d sylenebilir, ama hl onun bu algnn bilincinde olup olmad sorusu ortada kalmaktadr! Bir uyurgezerin, masann kelerini veya yolundaki dier engelleri alglamas bir kant oluturmaktadr, n k o bunlardan saknr, fakat o bunlarn bilincinde midir? Hipnoz s
107 J. B. Pratt, The Religious Conscousness, Nevv York, The Macmillian Company, s. 423.

132 MSTSZM VE FELSEFE

rasnda bir sayr d bir uyarcya tepkide bulunabilir ve belki de yle veya byle hipnozcunun ona uyand zaman hangi eylemleri yerine getireceini telkin ettii szleri iitebilir. Fakat hi yoksa derin hip noz durumunda szsel seslerin onun bilincinde iitsel duyumlar ek linde kendini gsterdiini kantlayacak hibir ey yoktur. Bunlarn bi linaltnda geici olarak kaybolmadn veya oradan hi durmadan yzeye ktn gsterecek hibir ey yoktur. Mistiin durumu kuku suz hipnozla ayn deildir, ama iki durum da ak bir biimde belli bir benzerlik tamaktadr. Sz gelimi, mistik bir durum bazen, kendi kendine hipnoz durumu gibi, parlak bir noktaya sabit bir biimde gzleri dikerek meydana getirilebilir. Boehmenin, daha nce aktar lan, ikinci aydnlanmasyla ilgili betimi hipnoz edilen birinin anlattk larndan herhangi biriyle hibir benzerlik tamaz, ancak onun dene yiminin nedeni parlak bir diske odaklanmasdr. Dolaysyla Madeleinen olay hibir ey kantlamaz. Eer deney sel kanta dayanacaksak, elimizde dnyann bir ok farkl lkelerinde, uygarlklarnda ve alarndaki binlerce, belki de onbinlerce kiinin, yllarca srekli yinelenen olaylarla, hibir dnmsel ierii olmayan bir bilinci edimsel olarak deneyimlediklerini gsteren ezici kant var dr. Bir an Prattn hakl olduunu ve btn duyumlarn, tasarmlarn veya dncelerin mistiin bilincinden btnyle boalmadn ve mistiin ayrdna varmad bir para belli belirsiz dnmsel ieri in kaldn varsayalm. Bu gerekten mistiin durumunu zedeler mi? Zedeleyeceinden kukuluyum. O btn deneysel varlklar ok luunun kendisinde olmad salt bir Birliki veya Biri veyahut da Boluku algladn ve onunla bir olduunu iddia ediyor. Varsayalm ki mistik yanlmaktadr, o derecede ki Birin ayrmlamam cam gibi yzeyinin zerinde arl bozan belirsiz bir leke, belli belirsiz kk bir tasarm vardr; ya da Bolukun zeinde veyahut da ularnda k ck nokta gibi bir ey ya da boluk olmayan diyebileceimiz baka bir ey var. Eee? Mistie Biri veya Boluku hi alglamadn, alg lad eyin yalnzca belirsiz bir leke ya da kk bir nokta olduunu ve deneyiminin btnnn de bu kadar olduunu mu syleyeceiz? Mistik grnt olarak kabul edilen eye ilikin ne dnrsek d

EVRENSEL Z SORUNU - 1 3 3

nelim, bunun ok donuk grsel bir imge, zayf bir ses, belirsiz bir nok ta ve neredeyse grnmez bir ktan baka bir ey olmad mantkl bir biimde kesin olarak ne srlemez. Hristiyan mistiklerin Tanr konusunda, Budist mistiin nirvana konusunda, dindar olmayan mistiin anlama yeteneimizin tesinde olan erin konusunda, Plotinusun tanrlarn, yar tanrlarn ve kutlu insanlarn yaam konu sunda yanla dt nokta bu olabilir mi? Bana yle geliyor ki, Pratt ve Janet hakl olsalar bile, bu olgu mistiin iddialarnn altn gerek ten oyamaz.

1 1 . Sonu
Da dnk ve ie dnk olmak zere iki tr mistik bilin oldu una gre bunlarn birbirleriyle ilikisi nasldr? Tek bir cinsin iki t r olduu ortada. Eer byleyse, bu tek cinsin ortak zelliklelerinin neler olduunu sormalyz. Hem da dnk hem de ie dnk olmak zere btn mistik olaylarda ortak olan eyler nelerdir? Bunu anla mak iin her biri iin ayr ayr ulatmz sonular yan yana koyalm.
IA( mM K MterlK N&NKVtMUCItlN
ORTAK ZKI.l.KL'M

* )>NC& M &riK KNKVJMLKHt* OttTAK r/.MJa-K&t


i - B ir im c i (Umury) Bln-j; bir, bujhfc, Mek\ansal z a m a n a deil,

i-

Bvrfctirici griHii - Her ey bindir. rsei tmzcHifc verya

2* Biti her

y<aw> cd&rak daha touui k a v r a . 3- Ne&neftik veya gereklik (toygusu. 3- Ncsacttik vey*

4- OcgmfuL in v*. 4- OnsMiteUk. erin vs. 5- Voe. kuxa3 veya 5- Yitt', turna) veya
6- Prt>kNiliik. Pnrmioksa-hk.

hijttediljnefci.

7- Mistikler tann dan a;5;*kmaz okluunun 7- Mimikler iarJ'tr.riart anlKtast/ okjuu:i

Bu listede, doal olarak, daha nce ele aldmz snr durumlar ve tipik olmayan olaylar bir kenara koyuyoruz; yalnzca tipik olayla rn ana dirseklerine odaklanyoruz. 3, 4, 5, 6 ve 7. maddelerin iki lis tede de ayn olduunu ve bu yzden dnyann btn ekinleri, ala r, dinleri ve uygarlklarnda mistisizmin evrensel ortak zellikleri ol

134 MSTSZM VE FELSEFE

duklarn anlyoruz. e dnk tipin ikinci zellii, yani meknsal ve zamamal olmama, da dnk tipin paylat bir zellik deildir. Bu, zamansallk zellii ynnden o kadar ak seik olmasa da meknsallk bakmndan kesindir; nk en azndan N .M .nin olaynda za manszlk aka ne srlmtr. Bunlar da gsteriyor ki da dnk deneyim, her ne kadar biz onu ayr bir tip olarak kabul etsek de, ger ekte ie dnk tipten daha dk bir dzeydedir; yani, da dnk deneyim, btnln ve tamamlanmln ie dnk tr deneyim de bulan eksik bir deneyim trdr. Da dnk tr, ie dnk trn tamamyla gerekletirmesine karn, ksmen gereklemi bir birlik eilimi gsterir. e dnk tipte okluk btnyle yok olur ve bundan dolay bu deneyim meknsz ve zamansz olmaldr, nk mekn ve zaman okluun ilkeleridir. Fakat da dnk deneyimde okluk yal nzca, deta, birlikte yar yutulmu gibi grnmektedir. okluu olu turan maddeler, Eckhartm syledii imen yapraklar, aa ve ta hl oradadr ama buna ramen hepsi birdir. Bu bir paradokstur. okluu oluturan maddeler tannabilecek derecede nasl hl ora da iseler, ayn biimde en azndan maddeler arasnda meknsal ili kiler ve olaslkla baz durumlarda zamansal ilikiler de olmaldr. Hepsinden ok daha nemli olan zellikler, da dnk deneyim listesinde 1. ve 2., ie dnkte de 1. zelliktir. Mistiin dnya iin bir anlamda asl ve temel olduuna inand bu genel birlik deneyiminde her mistik deneyimin en derinlerdeki zn yakalarz. Dile getirildi i gibi bu, baka ve daha dtaki zelliklerin evresinde dnd e kirdektir. Ancak bu ana ekirdek bakmndan iki tip deneyim arasn da belli farkllklar vardr. D gzlemsel trde birlik mistik tarafndan bazen evrensel yaam olarak tanmlanr, fakat Ramakrishna bunu bilin olarak tanmlar! gzlemsel mistisizmde birlik evrensel ben veya salt ego ya da salt bilintir. Bunun zerinde oka durmamz ge reksizdir. Fakat yine de da dnk mistisizm sanki ie dnk trde gerekleen btnln bir eit yetersiz bir versiyonuymu gibi g rnyor. Bilin veya zihin yaamdan daha yksek bir kategoridir, ya am merdiveninin en st basamadr. e dnk mistik evrensel bi lin veya zihnin kavranna kadar ykseliyorken da dnk mistik evrensel dnya yaamn alglar.

EVRENSEL Z SORUNU 135

Burada belki okuyucunun aklna gelebilecek bir baka soru kal yor. Mistiklerin kendileri ie dnk deneyimde aa kan Birin d a dnk deneyimde aa kan Bir ile zde olduunu kabul eder ler. Mistiin yorumunca Tanr veya btn evrenin Evrensel Beni olan yalnzca bir tane Bir vardr, iki tane Bir yoktur. D Bir ile i Birin ay n olmas ok doal bir varsaym olabilir. Fakat bunun felsef bir do rulamas var m? Bunun gerekli bir varsaym olduu tantlanabilir mi? Mistik deneyimin znellik ve nesnellik asndan yeri sorununu incelemeden bu konu zmlenmez. nk bu konu deneyimlerin hepten znel olmadklarn varsayan Eer deneyimlerin yalnzca z nel olduklarn dnrsek o zaman gerekte birbiriyle zdeletirilen bilecek ne bir d Bir ne de i Bir olacaktr. Byle bir durumda i Bir ile d Birin zde olup olmadklaryla ilgili hibir soru da belirmeyeektir. O yzden bu soruyu erteleyeceiz.

nc Blm
NESNEL GNDERGE SORUNU

1. Oydalk Argman istiin kendisi, deneyiminin insan zihni dnda kalan dnya * " hakknda bilgi vermesi anlamnda nesnel olduunu gstermek iin argmanlar kullanmaz. O bir i n kendisini bundan emin kl dn ve dolaysyla kendisi iin hibir mantksal kantn gerekli ol madn syler. Ancak mistik olmayan byle bir iddiada bulunama yacandan onun iin sorun, lehte ve aleyhte kantlar kendisine sunul madan hakknda ne dnmesi gerektiine karar veremeyecei bir so rundur. Bu blmn amac bu tr argmanlar ele almaktr. Daha iyi bir ad bulamadmz iin nce oydalk argman diyeceimiz bir ar gmanla blme balyoruz. Bu argman kendisine ncl olarak dn yann deiik ileri ekinleri, alan ve lkelerinde anlatld biimiyle ayn veya benzer mistik deneyimlerin evrenselliini alr. Profesr Broadn bu argmana degin anlatmn*, sz konusu argmann, bildi im en dikkatli, en zenli ve en lml bir sunum olduu iin, aratr mam zerine dayayacam en iyi sunumu olarak gryorum.
Evrensel z Sorunu blmnde verildii biimde.

138 MSTSZM VE FELSEFE

Geen blmde bu argmann ncln inceledik ve bu nclle ilgili deerlendirmemiz, dnyann her yerinde mistik deneyimler ko nusunda, ok ve byk yorum farkllklar olmasna karn, temel bir uzlama olduu iddiasn byk lde hakl kard. Profesr Broadn bu nclden kard sonu, mistiin deneyimi srasnda insan larn bir baka yolla iletiime giremeyecei bir gereklikle veya ger ekliin bir boyutuyla iletiime girmesinin dikkate deer bir olaslk onun szleriyle tersine gre daha olas - olduudur. yleyse bu ve ya buna benzer bir sonucun bu nclden yaplabilecek akla yatkn bir karm olup olmadna bakalm. Bu blmde, daha sonra aratrma mzn ortaya koyaca mistik deneyimlerin nesnelliine inanmann baka nedenlerini ele alacaz. Oydalk argman hangi mantk veya olaslk ilkesine bavur maktadr? Mistiklerin evrensel uzlam nesnellik iddiasn ne ekil de desteklemektedir? Tanklarn, aralarnda var olan byk lde ki karlkl bamszlkla birlikte, evrensel ya da genel dnce bir liinin,
1. Tanklarn deney imledikleri ey konusunda doruyu syledikleri nin iyi bir kant olarak kabul edilebilir. Ancak birinin onlar kast l uydurma ile sulamas hi olanakl olmad iin bu sonu o ka dar nemli deildir. 2. Deneyimlerinin anlatmlarnda bu deneyimlerin doasn isteme den yanl betimlemediklerinin; yani, onlarn genelde ve baz ola s ayrklklar dnda deneyimlediklerini syledikleri eyi edimsel olarak deneyimlediklerinin iyi bir kant olarak kabul edilebilir. Tek bir tank veya birka tank ie bakarak grdn syledii e yin betiminde yanllklar yapabilir. Ancak elimizde tm dnyann farkl lkeleri ve alarndan binlerce kiiye ait ezici bir kant olunca; zellikle dnyann bir blgesinde veya zamann bir kesi minde yaplan tanklk, baka blge ve dnemlerde ayn tankl yapanlardan bamsz ve onlarca bilinmez olunca bu pek olas g rnmyor.

Bununla birlikte zerinde durmakta olduumuz argman bir adm daha atarak mistiklerin uzlamnn genellikle onlarn deneyim

NESNEL GNDERGE SORUNU 1 3 9

lerinin nesnel gndergesinin (referansnn) olduunu gsterdiini ne srerse, buna aykr gibi grnen kimi daha ak olgular vardr. Bir tr lgm (serap) gren ou insann oyda olarak grdkleri eyin su olduunu sylemeleri kesinlikle, grsel deneyimlerini, istemeyerek de olsa, yanl betimlemiyor olduklarn gsterir. Fakat bu sz konusu yerde nesnel anlamda bir suyun olduunu gstermez, nk orada gerekte scak kumdan baka bir ey olmayabilir. Tek bir gzne bir ynden bask uygulayan her insann ift grme deneyimini dosdoru aktarmas olgusu gerekten bir nesneler iftlenmesinin bir kant ola maz. Kendilerini santoninle uyuturan btn normal insanlarn beyaz nesneleri sar renkli grmeleri onlarn gerekten sar olduklarn gs termez. Ksacas, bir deneyim evrensel olmakla beraber sahte bir de neyim olabilir. Profesr C. D. Broad argmanla ilgili kendi sunumun da bu konunun btnyle ayrdndadr. O ayyalarn sanrsal san ve ylan alglarn rnek olarak verir. Bu tr bir deneyimi saysz ayya paylamaktadr. Ayn zamanda Broad bir deneyimi sahte olarak eti ketleme konusunda hangi lte dayanacamz ele alr.108 O zaman btn mistiklerin bir yolla uzlam, mistik deneyimlerin, yaam a sndan ne kadar deerli olurlarsa olsunlar, sahte olduklarn ne s ren kukucuyu nasl rtr? Yalnzca mistiklerin uzlamasnn kendi bana kantlayabilecei tek ey - onlarn deneyimledikleri eyi yanl betimlemediklerini gs termesinin dnda - insanolunun yaratlndaki, onlarn benzer de neyimleri yaamalarna neden olan ortak ve evrensel bir enin varl dr. nsanolunun yaratl, elbette ki, hem fiziksel hem de zihinsel yaplar iine alr. Btn insanlar, tm insanlarda gzlerin yaps ayn olduundan veya yaklak ayn olduundan dolay, gzleri aprazlannca ift grr. Santonin alan her insan ayn nedenlerle eyay sar grr. Bu deneyime sahip olan neredeyse yok denecek kadar az say daki insan yerine btn insanlar mistik deneyimlere sahip olsalar bi le ve btn bu deneyimler tpatp birbirinin ayn olsa bile tek bana bu, insanolunun doasnda onlara bu benzer deneyimleri yaatan ge
108 C. D. Broad, Religion, Philosophy and Psychical Research, ss. 194-195.

1 40 MSTSZM VE FELSEFE

rek fiziksel gerekse zihinsel bir eylerin var olduu gereinden daha fazlasn gstermez.109 Ancak oydalk argman bylece kestirilip bir yana atlamaz. nk bu argmann szcs yukarda getii kadaryla argman yle veya byle bir yana atan kukucu yaklama u ekilde yant ve recektir: Gnlk deneyimimizde sz gelimi, bir d ya da bir sanr gibi z nel bir deneyimle kar karya getirildiinde nesnel, gerek bir duyu algsnn zn oluturan eyin ne olduu sorusunu gndeme getirdi imizi dn. Sonuta ilki genel olarak dorulanabildii hlde dieri zeldir demenin dnda ne syleyebiliriz? Nesnel olarak gerek bir da grmek, doru yerde durmas ve gerekli eyleri yerine getirmesi durumunda dier normal bir insann da sahip olabilecei bir dan grsel deneyimine sahip olmaktr. Bir da d ya da sanr olrak gr mek baka hi kimsenin dorulayamayaca zel bir deneyimi yaa maktr. Ve bu apak oydalk argman deil midir? Btn normal in sanlarn deneyimlerinin nemli lde benzer olduunu kabul ettik
109 Bu noktadan sayfa 111deki arala kadar bu argman bir para teknik ve etin bir nitelie sahiptir ve felsefe dndan okuyucularn bu ksmlar at lamalar yararl olabilir. Ancak yine de okuyucu argmann ana noktasn anlamaldr. Bu ana nokta da kabaca yledir: Nesnelliin en temel lt oydalk ya da deneyimlerin uyumas veyahut da genel dorulanabilirlik deildir ancak ou zaman bunlara yararl olacak ekilde ksm ve n testler olarak ba vurulabilir. Bu husus lgm, ift grnt gibi rneklerle gsteril mitir. Nesnelliin en temel lt dzenliliktir, yani doa yasalarna uy madr. D, dzensiz olduu iin zneldir. Dmzde ya kedinin kpee dnmesi gibi doa yasalaryla atan olaylar ya da doayla uyum iinde olsa da doa yasasna uygun bir biimde deneyim balamnda gerekle meyen olaylar grrz. Sz gelii, dmde Londrada geen olaylar gry orum ama uyanp da bakyorum ki kendimi Amerikada yatamda buluyo rum. Yasann inenii dn kendisinde gereklemez, aradaki mesafeyi kat etmeden Londradan Amerikaya anlk geite gerekleir. Ksm olan genel dorulanabilirlik lt daha genel ve en temel lt olan dzenliliin al tna yerletirilir. Eer isterse imdi okuyucu sayfa l l l deki araln ardndan balayan argmann dier ksmna geebilir. Dzenliliin nesnelliin snamas olduunu gsterdikten sonra mistik deneyimin bu snamay geip gemediini incelemeye balayabiliriz.

NESNEL GNDERCE SORUNU 141

leri bir durumda deneyimin nesnel olduunu syleriz. Eer oydalk duyu deneyiminde nesnelliin yeterli bir lt ise neden mistik de neyimde de olmasn? u anda alma odamda yaz yazyorken bam kaldrsam ve nmdeki kilimin zerinde duran bir zebra grsem bunun bir sanr olduu kukusunu tarm. Buralarda hi hayvanat bahesi yok ve ka an bir zebrann nasl olup da alma odamn iine girdiini aklm havsalam almaz. Polis de dahil btn komular arrsam ve eer be nim dmda hi kimse zebraya benzer bir ey grmemi ise bunun bir sanr olduu sonucu onaylanm olur. Fakat eer komularn hepsi ay n zebra grme deneyimini yaam olsalard sonu, her ne kadar onun odamn iine nasl girdii kukusuz zmek zere yerel Sherlock Holmesu aracamz bir bilmece olarak kalsa da, bunun ger ek bir zebra olmas gerektii olurdu. Bu rnek, deneyimlerde uzlamn, nesnellii oluturan ey olduunu bir kez daha gzler nne se riyor. O zaman mistiklerin kendi deneyimleri konusunda birlik ieri sinde olmalar neden bu deneyimlere nesnellik kazandrmyor? Karlatrlmakta olan iki rnek arasnda, yani duyu deneyimi ile mistik deneyim arasnda tanklarn says bakmndan kukusuz hatr saylr bir farkllk vardr. Herhangi normal bir insan duyu deneyimi ni dorulayabilir, oysa mistik deneyimi yalnzca kk saydaki ol duka srad insanlar dorulayabilir. Belki bu, olas destein gcn azaltmak yoluyla mistik deneyimlerin nesnelliinden yana durumu zayflatr ama asla argmann mantn deitirmez. Bu mantk her iki durumda da btnyle ayndr. Daha az saydaki kant belki sonu cun olasln drr ama sonucun kendisini deitirmez. Londra kulesinin var olmasnn deneysel bir kesinlii olduunu sylerken hakl olabiliriz, ancak deneyimi srasnda mistiin nesnel bir gerek likle iletiim hlinde olmas, Profesr Broadn szn yineleyecek olursak, olmamasndan daha olasdr. Bununla beraber belki konuyu bylece ortaya koymak mistik nes nellikle ilgili duruma olmas gerekenden daha az uygun dmektedir. nk mistik olas tanklarn says bakmndan herhangi bir farkll n olduunu yadsyabilir. Argman edimsel dorulamaya deil gizil dorulanabilirlie dayanr. Mistik btn normal insanlarn mistik ger

142 MSTSZM VE FELSEFE

ekliin olas tanklar olduunu ne srer. Yalnzca tek bir yetkili ve gvenilir kif grm olsa bile antaktikte yenice kefedilmi bir da n var olduuna inanrz. nanrz nk btn normal insanlarn ge reken admlar atmalar durumunda onu grebileceklerine inanma mz iin iyi bir neden vardr. Btn insanlar Kuzey Kutbundaki da lar ya da gizli M ato Grosso ormanlarm alglayamaz, ama birok du rumda hepimiz iin uygulamada olanaksz denecek kadar dayanlmaz derecede ar ve zaman alc baz eitimlerden gemi olsalard alg larlard. Benzer tarzda, normal bir insann, eer saf ve ermie bir ya am srmeye balarsa, btn dnya arzularndan kendisini tamamen arndrrsa ve kendisini Hint yogilerinin yaadklarna benzer uzun ve yorucu fiziksel ve zihinsel eitimler srecine veya byk lde Azi ze Teresann ya da Loyolal Aziz Ignatiusun anlattklarna benzer bir manastrda yakarlar ve derin dnceye dayal altrmalar yaa mna baml klarsa, mistiin deneyimini gerekleyebilecei kabul edilebilir. Mistiklerin mistik deneyimin evrensel olanakllna ilikin bu iddiasnn doru olduuna inanmak akla uygundur. Ve bu, mistik deneyimlerin tpk duyu deneyimi gibi gizil olarak herkese ak ol duunu dile getirir, nk bir deneyimin herkese ak olduunu sy lemek yalnzca, ok saydaki zel deneyimlerin benzer olduklar veya uygun admlarn atlmas durumunda benzer olacaklar anlamna gel mektedir. Daha nce de belirtildii gibi, btn deneyimler kendileri bakmndan ayn lde zeldir, genel dnya da zel deneyimlerden kan bir yapdr. Bu argmann ve kar argmann bir kmaza girdii ortada. ift grme ya da santonin yutan birisine nesnelerin sar grnmesi gibi pek ok yanlsama baya yaygn olduundan tr deneyimlerle ilgi li salt uzlam ya da oydalk nesnellii oluturabilecek dzeyde deil dir. Bu, kukucunun mistik nesnelliin lehindeki durumu bozmaya a lt argmandr. Ve bu apak geerli bir itirazdr. Fakat kukucu buna iaret ederken, bir duyu deneyiminin nesnelliini kantlamak iin evrensel dorulanabilirliin yeterli olduu onun savnn bir par as ise, ayn zamanda kendi kendisini de rtmektedir. nk o ev rensel olarak dorulanabilir olan bir ok yanlsamann olduunu gs termitir.

NESNEL GNDERGE SORUNU 143

Ancak karmamz gereken sonucu anlamak g deildir. Bu, ge rek mistik deneyimde gerekse duyu deneyiminde nesnellii olutu ran eyin btn deil de bir paras olsa da sz konusu oydalktr, hatta deneyimlerin evrensel kabuldr. Bir deneyimi nesnel klmak iin gereken, evrensellik kadar, baka bir koul, bir x olmal. Dola ysyla mistik nesnellik savnn geerli olup olmadn incelemek is tiyorsak atlmas gereken iki adm var. nce x in ne olduunu bul malyz. Ardndan mistik deneyimin x e sahip olup olmadn ince lemeliyiz. mistik nesnellik szcsnn kukucunun eletirisine vere bilecei yant amladmz son birka paragraftaki argman, ben ce, mistik deneyimin gereken evrensellik trne ve derecesine sahip olduunu doyurucu bir biimde gstermitir. yleyse mistik nesnel lik imdilik btnyle x in mistik deneyimin bir zellii olup olma dna baldr. Benim savunduum gr, bu x in dzen olduudur. Bir deneyim hem i hem de d balantlar bakmndan dzenli ise nesneldir. Ge rek i gerekse i balantlar bakmndan dzensiz ise zneldir.110 Her kese ak olma dzenli olmann zelliklerinden birisidir, oysa zel ol ma dzensizliin gstergelerinden birisidir. Herkese ak olma bu yzden nesnelliin tanmnn parasdr . Ancak nesnellik yalnzca ok daha geni bir dzen kavram ile eksiksiz ve doyurucu bir ekilde ta nmlanabilir. Dzenle ben yasay, yani birbirinin ardndan gelme dzenliliini, biim dzeninin yineleniini, nitelenebilir elerin srekli birliini kastediyorum. Dzen, doa veya olaan dnyamzn doal dzeni de
110 Bu gr, Profesr Broadn ayya tarafndan grlen ylanlar ve sanlar hakknda sylediklerinde de en azndan dolayl olarak vardr (bkz. yukarda sayfa 106). nk o, bu yaratklar, gerek olmalar durumunda byle hay vanlar tarafndan her zaman dourulan etkileri dourmadklar iin sanrsal olarak damgaladmza iaret eder. Eer bunlar gerek olsalard, tilki teriyerlerinden ya da firavunfarelerinden heyecan izleri gstermelerini, pey nirin kemirilmesini, tahln uvallardan boalmasn beklerdik. Gryoruz ki sabuklayan ayya kiilerin yatak odalarnda byle etkiler gzlenmemektedir. (Broad, a.g.e., s. 195). Ksacas san ve ylan deneyimi d balantlar bakmndan dzensizdir.

144 MSTSZM VE FELSEFE

diimiz eyin kendisinin zel bir rnei olduu bylesi olduka geni bir kavramdr. Kesin olarak konumak gerekirse, nesnellik kendi zel dnyamza gre deil genel dzen kavramna gre tanmlanacaktr. Baka bir yerlerde yasalar bildiklerimizden epeyce farkl olan dizgeli bir olaylar dzeninin olduunu tasarmlamak olanakldr. Evrensel yer ekiminin evrensel bir karlkl nesnelerin geri itiiyle yer dei tii, snn her zaman suyu katlatrd ve souun her zaman kay natt bir evren var olabilir. Bu bir dzen rnei olabilir. Bu tr d zen bakmndan dzenli olan byle evrendeki bir deneyim bu dzen de nesnel olacaktr. Ancak, kendimizi burada yalnzca olaan deneyim dnyamzdan sz etmekle snrlarsak, nesnel anlamda gerek dnyann doa dze ni dediimiz ey olduunu, yani bir zaman dizisi ierisinde grlebi lir bir balangc olmayan bir gemie doru giden ve olaslkla son suzca gelecee uzanan dzenli olaylar dizgesi olduunu grrz. Bu dnya dzenine gre dzenli olan deneyimlerimizden olanlara nesnel denir. Gerek i gerekse d olsun bu dnyann yasalarn bozmas an lamnda dzensiz olanlara znel denir ve bunlar d ya da sanr ola rak nitelendirilir. (Elbette dlerle sanrlar arasnda bir ayrm vardr, fakat her ikisi de ayn anlamda, yani biraz nce aklanan anlamda z nel olduklar iin bu ayrmn doas bizi ilgilendirmiyor.) Dnya d zeni kavramnn tek bir zihnin rn olmad, olamayaca ve tek bir bireyin deneyimine dayanarak oluturulamayaca kabul edilmelidir. Bu, uzak bir gemie doru uzanan btn insansal deneyimlerin bir rndr. Herkese ak olmann, btn insanlar tarafndan paylalabilmenin, genel olarak dorulanm olma olaslnn nesnellik l tnn bir paras, ama yalnzca bir paras olmasnn nedeni budur. Bu konu daha ayrntl olarak aklanacaktr. Sanrlar ve dler daima dzensizdirler; yani bunlar iki yoldan bi ri veya her ikisiyle doa yasalarn inerler. Bir dte gerekleen ey kendisi bakmndan doa yasasnn bir bozuluu olabilir. Dolaysyla atein zerine konan gerek, nesnel bir aydanlk her zaman kaynar. Fakat atein zerine konan dteki bir aydanlk donabilir. Nesnel bir deneyim doa yasalarna uymak zorunda iken bir dn uymak zo runda olmadn kastederek dte her ey olabilir deriz. Eer biri

NESNEL GNDERGE SORUNU 145

si atein zerine konunca donan bir aydanlk su grdn ileri s rerse ona d gryor olmalsn deriz. Bu, i balantlar bakmn dan veya kendi snrlar ierisinde dzensiz olduundan dolay znel lie mahkm edilen bir deneyim rneidir. Ancak bazen bir d ken di ierisinde son derece dzenli olabilir ve doa yasasn hi bozma yabilir. Fakat byle bir durumda doa kanununun bozuluunun, d deneyiminin, kendisini annda evreleyen dier deneyim alanlaryla d ilikilerinde ve ierisine gml olduu dlyatanda gerekleti i anlalacaktr. Doa yasasndaki bozulma dn snrlarnda, yani d grme ile uyank olma arasndaki snrlarda meydana gelir. Sz gelimi, Birleik Devletlerdeki evimde uyuyorum. Dmde nl bir Londra caddesinde yrdm ve kardeimle karlap grt m gryorum. Sonra uyanyorum ve kendimi yeniden Amerikada yatamn iinde buluyorum. D ierisindeki hibir ey hi bir biim de dzensiz deildi. Cadde, yry, kardeimle grme, bunlarn hepsi gereklemi olabilir ve son derece doaldr. Fakat gereklee meyecek ey, gereklemi olsa bile doa yasasnn bozulmasn gerek tirecek ey, Amerikadaki yatamdan Londradaki caddeye aradaki mesafeyi katetmeden gemem ve ayn doast yolla yeniden geri gelmemdir. - Biraz nce sz edilen rya deneyiminin btn olma sa da- bana Amerikadaki yatamdan aniden kalkp Londraya gitmi im gibi gelen bir deneyimi d varsaymndan baka bir yolla akla mak elbette olanakldr. Neden Amerikada uykuya dalm, kataleptik bir transa girmi, bilinsiz bir biimde Atlantikten geirilmi, Lond rada uyanm ve ardndan baka bir kataleptik transla Amerikaya ge tirilmi olmayaym! Bunun gereklemediini, yalnzca bir d grd mz sylersek, byk lde sylemek istediimiz ey, gerekle mi gibi grnen eyin aslnda doal ve dzenli olaylar dizisiyle ak lanmam olmasdr. Kuram tamamlamak iin yalnzca deneyimlerde herkese ak ol mann veya evrensel fikir birliinin bunda oynad rol ve her ne ka dar nesnellik ltnn bir paras olsa da byle bir fikir birliinin neden kendi bana bunu salamaya yeterli olmadn gstermek ge rekir. Kendi grmze gre, bir deneyime nesnel demek onun d zenli olduu ve ancak dizgeli dnya dzeninin bir paras ise nesnel

146 MSTSZM VE FELSEFE

olabilecei anlamna gelmektedir. Baka herhangi bir deneyimin ge rek i gerekse d balantlar bakmndan gerekse de her iki ynden dzensiz olduu grlecektir. yleyse dnya dzeni, belirsiz gemi ten belirsiz gelecee uzanan bir olaylar dizisi olduundan dolay, tek bir zihne ait deneyimleri aar. Bunun kant tm insan rk kantdr. (Bilebildiimiz kadaryla) tek bir dnya dzeni vardr, bu dzen de btn normal insanlarn katld eyin deneyimleniindedir, yani b tn pencerelerin kendisine ak olduu eydedir. Her bir birey iin bi rer tane olmak zere bir dzenli olaylar dizgesi okluu yoktur. Bu yzden salt zel olan bir deneyim nesnel deildir, ancak zel olduu iin deil, zel olmakla her zaman dzensiz olduu anlalaca iin nesnel deildir. Ne var ki zellikle aklamamz gereken ey neden btn insanla rn bir deneyime ilikin aklamalarnda ayn dncede olmalarnn o deneyimin nesnelliini oluturmaya yeter olmaddr. Bu, mistik deneyime uygulan ynyle oydalk argmannda grdmz ku surdu. Bir deneyimin znel olmakla birlikte evrensel ve herkese ak olabileceine iaret etmitik. Bu konuda lgm, santonin deneyimi ve ifte grnt rneklerini vermitik. Kurammzn gstermesi gereken ey, bu deneyimlerin zel olduklar iin deil - nk bunlar aslnda zel deillerdir-, dzensiz olduklar iin znel olduklardr. ifte g rnt rneini ele alalm. Gzleri aprazl olan bir adamn eyay ift grmesi dzensiz deildir. Gzlerin aprazlanmasnn gerekten nes nel nesne iftlemesini yaratmas dzensizdir. Bunun, altnda snflandrlabilecei ve aklanabilecei bir doa yasas yok. Tersine, bilinen tm nedensel yasalara gre, bir kiinin gzierinin aprazlanmas o ki inin grmekte olduu nesne zerinde hibir etki meydana getirmez. Bu yzden onun deneyimlemekte olduu ey, yani iftlemenin orta ya k, doal yasayla atma iindedir ve dzensizdir ve bundan dolay da zneldir. Dzenlilik nesnelliin lt olduu iin, imdi onu nesnel olup olmadklarn belirlemek iin mistik bilin durumlarna uygulamamz gerekir. Mistik deneyimler istenen anlamda dzenli midirler? Dze nin tanm, yinelenebilir deneyim elerinin srekli birliidir. Bu ta nm, duyu deneyiminden hi sz etmez ve ondan btnyle bamsz

NESNEL GNDERCE SORUNU * 1 4 7

dr. Bu tanm herhangi tr deneyime iliecektir. Duyu ieriinin d zenlilii ve nesnellii, duyu deneyiminin nitelenebilir elerinin s rekli birliini ifade edecektir. Duyusal olmayan ieriin dzenlilii ve nesnellii duyusal olmayan deneyimin nitelenebilir elerinin srekli birliini ifade edecektir. Bu yzden yalnzca mistik deneyimlerin bu anlamda dzenli olup olmadklarn sormamz gerekir. lk nce ie dnk mistik deneyim trn ele alacaz. Bu dene yim tr duyusal deildir, nk tm duyumlar ve imgeler zellikle onun dnda braklr. Acaba bu deneyim tr, duyusal olmayan de neyimlere ait elerin srekli birliinden olumakta mdr? Yant ak a onun byle bir birlikten olumaddr. nk bu, ie dnk dene yimin ierisinde deneyime ait zel eler okluunun olmasn gerek tirirdi. Fakat bu deneyimin z, onun ayrmlamam, ayrtsz olma s ve okluk iermemesidir. Aralarnda yinelenebilir biim dzeni ve dzenli ardkln izlenebildii ayrt edilebilir eler veya olaylar yoktur. Bununla ie dnk deneyimin nesnellii iddias ker. O nes nel olamaz. Ancak kukucu bu noktada erkenden bir utku ilan etme meli. nk, bu deneyimin nesnel olmamakla birlikte znel olmad n da grmekteyiz. Gerekte bu deneyimin konumunu belirlemeden nce daha alnacak ok yolumuz var. Bunu anlamak iin imdi, deneyime daha nce nesnellik lt n uyguladmz gibi znellik ltn de uygulamalyz. Bir dene yimin, sanr veya dn znel olmas gibi znel olmas iin gerek i sel gerekse dsal olarak doa yasasnn kesin bir biimde bozuluu nu sergilemesi gerekir. Dzensiz olmas gerekir. Deneyimin dzen den yoksun olduu biiminde salt olumsuz bir sonu belirtmek ye terli deildir -imdiye dek btn gsterdiimiz ey bu. Nasl dler ve sanrlar doal dzenin paralar ise ayn biimde mistik deneyim ler de kukusuz doal dzenin bir parasdr. Bunlarn kendi neden leri ve sonular vardr ve u anda ve u meknda benim bir d mn veya sanrmn veyahut da bir mistik deneyimimin olmas nes nel bir olgudur. Herhangi bir deneyimin, bir dn znel olmas gi bi znel ya da gerek bir duyu.algsnn nesnel olmas gibi nesnel olup olmadn anlamak iin, deneyimin, gerek kendi iinde gerek se snrlar dnda kalan eylerle balantlarnda, dzenli olup olma

148 MSTSZM VE FELSEFE

dn grmek zere i zne bakmamz gerekir. imdi bu snamay ie dnk mistik deneyime uygulayacak olursak kesinlikle onun nes nel olamayacan gsteren ayn nedenle znel olamayacam gr rz. Bu deneyim atee konduunda donan bir aydanlk su dnde olduu gibi kendi snrlar ierisinde dzensiz olamaz. nk bu de neyimin ierisinde, dnya dzenindeki srekli birlikteliklere aykr ardklklar oluturacak ayrt edilebilir eler yoktur. Ayn neden le o d balantlarnda doal dzenle atmaz, nk bu da dene yim ierisindeki nitelenebilir elerin deneyim dndaki elerle a tmasn gerektirir - sz gelimi dmde aradaki mesafeyi katetmeden Londrada olmamn Amerikadaki yatamda olmamla atma s gibi. Fakat ie dnk deneyim ierisinde deneyim d bir eyle a tabilecek hibir e yoktur. Tm bunlardan da anlalyor ki ie dnk deneyim znel deildir. Ulatmz bu sonuta gerekten yeni olan hibir ey yoktur. Mistik deneyimin ne znel ne de nesnel olduu nermesinin aslnda daha felsef dnen btn mistiklerin ak bir biimde ortaya koydu u bir mistik reti olduunu grmekteyiz. Onlar bu sonuca bizim bu blmde yaptmz gibi akl yrtme ilemi ile ulamamlardr. On lar yalnzca bunun, deneyimlerinin doal ve uygun yorumu olduunu sezgisel olarak duyumsamlardr. Bunun, son blmdeki, nesnellik duygusunun btn mistik deneyimlerin ortak zelliklerinden birisi ol duu bulgusuyla atyormu gibi grnd dorudur. Ancak nes nellik duygusu gerekte ok yaln bir deyimdir, bununla birlikte bel li bir dnme aamasnda kullanlmas uygun bir deyimdi. Gerek u ki mistik deneyiminin salt bir d - btnyle kendi bilinci ierisinde hapsolan bir ey - olmad ynnde gl ve arlkl bir inan tar. O, deneyimin kendi nemsiz kiiliini atn, kendisinden ok daha nemli olduunu, bir anlamda kendi bireyselliinin tesinde sonsuza kartn hisseder. Daha iyi bir sz bulamad iin o bunu, o ger e k tir, hakiki ve tek gerekliktir vs. diyerek dile getirir. Buradan karak, deneyimin onun dnda var olduunu, nesnel olduunu vs. sylemek doaldr. Devamnda btn bunlar aydnlatmak iin eli mizden gelenin en iyisini yapacaz. u anki konumuz, yalnzca, daha nce geen nesnellik duygusu sz ile daha doru bir sz olan

NESNEL GNDERGE SORUNU 149

mistik deneyim ne znel ne de nesneldir sz arasnda hibir gerek eliki olmadn gstermektir. Ayn argmanlar ve sonular da dnk deneyim trn de ilgi lendirmekte midir? ilk bakta, bu deneyimde ayrt edilebilir bir e ler okluu olduundan ve bu eler zamansal bir ak sergilemiyor lar olsa bile uzam iinde olduklarndan, burada durumun olduka farkl olduu grnmektedir. Da dnk mistik bitki yapran, aa c, ta fiziksel duyularla alglamaktadr, fakat o bunlarn hepsini bir olarak alglamaktadr. O bunlar hem ayr hem ayn olarak alglar. Ay r olarak alglad lde bunlar kukusuz dzenlilik gsteren ayrt edilebilir eler eididir. Bitki, aa ve ta yaln olarak doal dze nin nesnel parasdr. Fakat bana yle geliyor ki her ne kadar bitki, aa ve ta bu ekil de nesnel olsa da onlarn birlii nesnel deildir. Deneyimdeki okluk aslnda mistik bir alg deildir. Yalnzca birlik mistikdir. Ama bu h liyle birlik kendi iinde oklua ve ayrt edilebilir elere sahip deil dir. Aslnda mistiin grne gre bu, ie dnk deneyimde algla nan birlikle ayn birliktir. Darda btnlk ve ierde btnlk var dr. Fakat bu iki ayr btnlk deildir, bir ve ayn btnlktr. Ke sinlikle bu mistik iddiadr. Her ne olursa olsun, isel birlik gibi dsal birlik de kendinde eler ve olaylar okluu barndrmaz. Dolaysy la ayn argman ie dnk deneyimi ilgilendirdii gibi da dnk de neyimi de ilgilendirir, ayn sonu da karlmaldr. O ne nesnel ne de zneldir.

2. znetesilik (Transsubjectivity)
Oydalk argman her ne kadar - Bucke, William James ve Pro fesr C. D. Broad da dahil geni saydaki baka yazarlarca iddia edil dii zere - mistiin deneyimlerinin nesnel olduunu gstermese de bir tek nemli sonu verir. Bu argman mistiklerin deneyimlerini te melde yanl aktarmadklarnn gl bir kantdr. Mistik btn du yumlar, imgeleri ve kavramsal dnceyi bastrdna inansa da ku

150 MSTSZM VE FELSEFE

kucu aslnda bunun byle olamayacan ne srebilir. Buna kar yle yant verilmelidir: Eer elimizde, btnyle ayrtsz ve ayrm lamam deneyime ulatm iddia eden bir kiiye ait tek bir haber ol sayd, byle bir haberi cidd bir kukuyla karlamada hakl olabilir dik. Onun bir yanllk yapm olmas gerektiini sanrdk. Ancak eli mizde, hepsi ilk haberi pekitiren bamsz kaynaklardan buna benzer olduka byk sayda haber olunca, bir lde kukuculuumuzun hafiflemesi gerekir. Dnyann bir ok ayr ekin, zaman ve lkelerin den - eski Hindulardan, Orta a Hristiyanlarndan, Iranllar ve Araplardan, Budist in, Japon, Burma ve Siyamdan, ada Avrupal ve Amerikal aydnlardan - gelen buna benzer bamsz haberler g ryorsak, bu son derece anlaml dnce birlii, deneyimlerin yanl aktarlmad tersine gerekte tam olarak mistiin gerekletiini sy ledii ey olduu ynnde ok gl bir kanta varr. Bunu kabul ederek yeniden ie dnk deneyimi ele alacak olur sak, - hi yoksa balca mistik geleneklerde - deneyimin kendini ac bir deneyim olduunun anlatldn grrz. Btn deneysel zihin ieriini bastran birey, ayn zamanda salt ego olan salt bir birlie, ar bir bilince ular. Onun bu yolla ulat eyin mistiin kendi bireysel salt egosu olduu varsaylabilir. Ancak mistik, ilkin onun kendi zel egosu gibi grnen bu benin kendisini o anda sonsuz ve evrensel bir benle bir olarak veya onda zlm olarak deneyimledii ynnde daha baka bir gerei anlatr. Ayr benin snr duvarlar yklr ve bi rey kendisini kendisinden teye gemi ve snrsz ve evrensel bir bi lince karm bulur. Mistik deneyimin bu yn son blmdeki birey selliin zl ksmnda vurgulanmtr. Mistiin - akl yrtmeye dayal bir sonu deil de dorudan deneyimlenen bir ey olarak - kard sonu, ulat eyin tmyle kendi bireysel salt egosu olma yp evrenin salt egosu olduudur; veya baka bir biimde ortaya ko nacak olursa, kendi bireysel beni ile evrensel benin bir biimde zde olduudur. Upaniadlarda aka karlan sonu budur, ancak bu so nuca, kamutanrclk (panteizm) sapknln ierdii ne srlerek kiitanrc (teist) dinlerin tanr bilimcileri itiraz edebilir. Bununla bera ber zerinde durduumuz nedenlerden dolay evrensel ben nesnel g rlemez, geri bireyi at iin znel de grlemez.

NESNEL GNDERGE SORUNU * 1 5 1

Hem mistikler hem de mistik olmayanlar olarak hepimiz znel ile nesnel arasndaki ayrma, nc bir seenek dta tutulacak ekilde, saltk olarak bakmaya koullanmz. Dolaysyla, kendisinin dnda ve tesinde olan bir eyle iliki ierisinde olduunu hisseden mistiin bunu evrensel benin nesnel bir gereklik olduuna imleyen szler kul lanarak dile getirmesi byk lde olasdr. Burada ben, her ne ka dar mistik akn ve evrensel bir bene inancnda dorulanabilirse de, bu benin nesnel bir varla sahip olduunu ne srd zaman onun konuma tarznda belli bir yanllk olduunu ortaya koyuyorum. imdilik deneyimin konumunun znetesi olduu sonucuyla yetin memiz gerekir. Daha kesin ve doyurucu bir eyin sylenip syleneme yecei bu blmn daha sonraki ksmlarnda tartlacaktr. Eletirel okuyucu doal olarak, yukardaki dncelerden de ka ca zere, mistiin, deneyiminin kendisinin znetesi olduu yargs n inandrc bulmadn syleyebilir. Okuyucunun, bir ok deiik ekin, a ve yerlerdeki mistiklerin oydal ve bamsz kantnn mistiklerin deneyimlerini yanl betimlemediklerini gsterdiini iste meye istemeye kabul ettiini varsayalm, bu kabul, deneyimin mistiin zihin znellii ierisinde tmyle ruh bilimsel bir olgu olarak dnlmesi varsaymna dayal bir kabul olacaktr. Ancak u anda okuyucudan, deneyimin kendisinin tesinde znel olmayan bir alana girdiini kabul etmesi beklenmektedir. Okuyucu kukusuz, mistiin hissettiini syledii kendine ait bireyselliin zlmesinin byk bir kozmik salt ego varsaym srayn gerektirmeyen bir yorumsal var saymla aklanp aklanamayacan grmenin ok daha kolay ve iyi olaca itirazn yapacaktr. Sz gelii, pek sradan deneyimlerde o unlukla tm bireysellik bilincini yitirdiimiz - ok srkleyici bir ie daldmz iin kendimizi bir an unuttuumuz ve kaybettiimiz - bir gerek deil midir? Mistikdeki bireyselliin kayb hissi benzer bir bi imde pek kolay aklanamaz m? Henz ortaya koymadm daha baka bir dnce olmasayd bu itiraz hi kuku yok ki byk bir nem tayacakt. Bildiim kadary la hibir mistiin veya baka bir kimsenin imdiye kadar zerinde dur mad, hatta ayrdnda bile olmad, ancak ncllerini kabul ettii miz takdirde mistiin grn kukucununkine kar kesin olarak destekleyen bir akl yrtme zinciri vardr. Mistiin gerekte bilinci

152 MSTSZM VE FELSEFE

ne ait btn deneysel ierii yok ettii ve kendi bireysel salt egosu olan ar bilinle ba baa kald, bu argmann ncln oluturur. Bu ncl onun kendi znelliinin tesine gemez. Fakat bir kez bu ka bul edilince, bu noktada durmann mantksal adan olanaksz oldu unu ve salt bireysel egonun gerekte yalnzca bireysel olmayp evren sel ve kozmik olduunu da varsaymak zorunda olduumuzu grrz. Bu akl yrtme yledir: A ve B diye iki kiiden her birinin kendisinde btn zel zihinsel ierii bastrdn ve bu yzden her birinin kendi salt egosunun mist ik bilincini elde ettiini varsayalm. O zaman A, Aya ait zel salt ego ya, B de Bye ait zel salt egoya ulam olmaz m ve dolaysyla bu durumda ortada iki farkl ve ayr salt ego olmaz m? Doal olarak beklenen yant evet olacaktr. Eer byleyse, o zaman Ann egosunu Bnin egosundan ayran bir ey, onlar iki farkl varlk klan bir bln me ya da birey olma ilkesi olmal. Birey olma ilkesi nedir? nce sradan yaamda iki zihni, mistik bir bilin aramam veya elde etmemi olup gnlk deneyim dzeyinde ileyen iki zihni bir birinden ayran birey olma ilkesinin ne olduunu soralm. Sz gelimi bu kitabn yazarnn zihnini okuyucunun zihninden farkl bir psi ik varlk klan ey nedir? Eer bu soru zihinler hakknda deil de yazar ile okuyucunun fiziksel yaplar hakknda sorulmu olsayd ya nt ok kolay olurdu. Buradaki temel birey olma ilkesi uzam olurdu. Uzam aral iki bedeni ayrr ve onlar iki ayr varlk yapard. Bu kukusuz ar basitletirmedir, iki insann farkl dnemlerde yaa mas durumunda zaman da uzam da onlar birbirinden ayracakt. Yine farkl fiziksel nitelikler farkllamaya gtrr. Yazarn sa be yaz okuyucununki kahverengi olabilir. Fakat bu karmaklklar gr mezden gelip yalnzca bu rnekte uzam olan temel farkllama ilke sine odaklanabiliriz. Ancak burada biz blnme ilkesinin ne olduunu iki beden ara snda deil de iki zihin arasndaki blnmeye gre soruyoruz. Belki, zihin-beden ikiliini varsaymadan byle bir sorunun sorulamayaca ve byle bir varsaymda bulunmann da sallantl olduu eklinde bir ilk itiraz doacaktr. Bu bir yanl anlamadr. Bu soru, zihin ve beden arasndaki iliki konusunda gerek ikici (dalist) gerekse teki (monist)

NESNEL GNDERGE SORUNU * 1 5 3

asla bir kuram varsaymaz. Yalnzca, fiziksel adan olduu kadar zihinci ya da i gzlemsel adan da akla yatkn bir biimde konuma nn ve dnmenin olanakl olduunu varsayar. Bu soru kiinin ken di isel dncelerinden ve duygularndan sz etmesinin anlamsz ol madn ve her ne kadar aralarnda kukusuz ok yakn bir balant olsa da bunlar hakkndaki yarglarn yalnzca beden hakkndaki yar glar olmadn varsayar. Sorumuz hibir biimde bir kuram veya bir kuramn yadsnmasn iermez. Soru kuram dzeyinde deil deneyim dzeyinde hareket eder. Deneyimlenmi bir gerek olan, bir insann kendi dnceleri, duygulan, niyetleri, arzular vs. hakknda anlaml bir ekilde konuabilecei ve konutuu zaman da karn ars, bacak veya beyin hakknda konumuyor olduu gereinin ak seik bir ifa desidir. yleyse imdi sorumuza dnp her ikisi de gnlk deneyim dzeyinde ileyen iki zihni birbirinden ayran birey olma ilkesinin ne olduunu soralm. Bedensel farkllklardan bylece syrldmz zaman bana aka s yle geliyor ki bir zihni dierinden ayran yalnzca bir tek durum ortada kalyor. Bu da her bir zihnin farkl bir bilin akna sahip ol duu veya, bununla ayn kapya kan, farkl bir deneyim akna sa hip olduudur. Zamann herhangi belli bir dneminde Amn i yaam yksn oluturan duyumlar, imgeler, duygular ve dnceler Bnin i yaam yksn oluturan duyumlar, imgeler, duygular ve dn celerden farkl olacaktr. A ve B genel bir anlatmla ayn zdeksel nesneye bakyor dendii zaman onlarn aslnda bir tek zde duyuma m yoksa benzer olmakla birlikte iki zel duyuma m sahip olduklar bilmecesiyle kendimizi skntya sokmaya gerek yok. Gerek byle bir anda iki bilin aknn edimsel kesimesi olsun gerekse yalnzca bir benzerlik olsun genellikle Ann zihinsel ierik aknn, sreklilii bo yunca, B ninkinden btnyle farkl olduu gerei ortada kalr. G rebildiim kadaryla da bu bir zihni dierinden ayran tek eydir. Ba ka bir deyile, zihinler birbirlerinden deneysel ieriklerine gre ayr lrlar, baka bir eye gre deil. Buradan da u kyor ki eer A ve B btn deneysel ierii kendi ierinde yok ederlerse o zaman ortada onlar birbirinden ayran ve iki ayr varlk klan hibir ey kalmaz; A ve B bu yolla kendi salt egolarnn mistik bilincine vardklar taktirde

154 MSTSZM VE FELSEFE

ortada onlar birbirinden ayracak veya iki salt ego yapacak hibir ey olmaz. Felsefecilerin salt ego ile deneysel ego arasnda yaptklar ayrm dan yararlanacak olursak o zaman bu argmandan kacak olan sonu evrende bir deneysel egolar okluunun olduu fakat yalnzca bir tek salt egonun olabileceidir. Dolaysyla ilk bakta kendi zel salt beniymi gibi grnen eyi elde eden mistik aslnda evrenin salt egosu na, salt kozmik egoya ulamtr. Bu mistiin hep haber verdii kendini-ama deneyimini aklar ve bununla badamaktadr. Hem mistiin deneyimi hem de az nce zetlenen felsefecinin tamamyla bamsz kurgusal akl yrtmesi ay n sonuca kar ve birbirini destekler. Eer kurgusal akl yrtme ol masayd, kukucu deneyimlenen kendini-ama duygusunu, Tennysonun anlatt kiisel kimliin snrsz varlkta yok olmasn, Koestlerin anlatt Benin kaybolmas ve evrensel havuzda zl mesini, Hristiyan mistiklerin ve sufilerin kendi tanr bilimsel dilleriy le ve Hindu ile Budistlerin kendilerine zg ekinleri ve kuramlarna gre anlattklar benzer deneyimleri baka biimde anlayabilirdi. Ku kucu tm bunlar srkleyici bir ilgi nesnesine dalan kiinin kendiniunutmuluuna bavuru yaparak aklayabilir. Olaan ruh bilimsel ol guyla ilgili byle sradan bir sz yle veya byle - en azndan bu sa trlarn yazarna gre - mistiklerin tamamyla allmadk, sradan ol mayan ve aslnda olaanst deneyimlerini aklama arln tama da btnyle yetersiz kalr. Ancak bu blmde ortaya karlan ve ile ri srlen akla yatkn argmana dayanmak daha iyi olur. yleyse mistiin iletiimde olduu ve zdeletii bir evrensel kozmik ben vardr. Ancak buradaki sknt son cmledeki dr sz cnn anlamdr. Bu szck vardr anlamnda alnamaz, nk alnsayd bu onu nesnel klard. Bunun ierdii skntlarla ilgili en son aklamamz daha sonraki bir blme brakarak, en azndan imdilik onun nesnel olmamakla birlikte znetesi olduu sonucuyla yetinme liyiz. Bu noktada, Evrensel z Sorunu blmnn sonu ksmnda ortaya konan, mistiin her zaman elde bir kabul ettii zere, da d nk Bir ile ie dnk Birin zde olup olmad sorusunu ksaca ele

NESNEL GNDERCE SORUNU * 1 5 5

alabiliriz. Sz konusu blmde, mistiin bu ikisini zdeletirmesinin deneyiminin nesnelliini gerektirdii ve dolaysyla ilk sorun zl meden bunun tartlamayaca sylenmiti. O zaman, nesnellik szcnn kullanlmas yanl olmakla birlikte, mistiin deneyimi nin aslnda kendi znelliini at ve bunun, eer iyi bir neden varsa d ile i Biri zdeletirmeyi olanakl klmak iin yeterli olduu so nucuna varmtk. Mistiin zerinde dnlmemi ya da sezgisel var saymndan ayr, bu ikisini zdeletirmek iin her hangi bir neden var mdr? ki Birin gerekte tek Bir olduunu varsaymann, aslnda do ru olmas olas olduka doal bir varsaym olduunu syleyebiliriz. yleyse bunu bir kenara koyabiliriz. Bununla birlikte u anda biz bundan daha ok emin olabiliriz. nk bireyin salt egosunun dn yann salt egosuyla zde olduunu gsterdiimiz argman ayn za manda da dnk Birin ie dnk Bir ile zde olduunu gstermek iin de kullanlabilir. nk, her ikisi de ieriksiz olduundan, arala rnda bir principium individuationis oluturacak hibir ey yoktur. nk, bu blmn banda da belirtildii zere, da dnk deneyi min hepsi Bir olarak alglad duyu nesneleri da dnk Birin paralar deildir, ki bu yzden o kendi iinde ayrmlamam ve ieriksizdir.

3. Nesnellik Duygusu
Bu blmde mistiin duyumsad znel nesnellik veya gereklik kansnn mistik olmayan asndan herhangi bir inandrcla sahip olup olmadn ksaca ele alacam. Felsefeciler, mistiin kesinlik duygusunun, mistik iin ne kadar inandrc olursa olsun, mistik ol mayan asndan bir nem tamay hak etmediini syleme taraftar dr. nsanlar hemen her eyde gl ve znel kesinlik duygularna sa hiptir ancak yine de yanlyor olabilirler. Konunun byle ele alnmas olduka aldrmazcadr. nk mistiin duygusu kiisel bir san veya n yargya geici veya direngen bir ballktan olduka farkldr. O, kiisel n yarglarda olmad ze re, deneyimi yaayan her kim olursa olsun o kiiyi belli tr bir dene

156 MSTSZM VE FELSEFE

yime balamas anlamnda evrensel ve zneler arasdr. (Sz gelimi Ja cob Boehme gibi deneyimleyenin ksa bir sreliine kukuya dt ara ara olaylarn olduu yadsnmyor). Dolaysyla mistiin sahip ol duu kesinlik en azndan ruh bilimsel bir grng olarak aklanmaldr. Bunu bilinalt varsaymyla aklama ynnde bir ok giriimler de bulunulmutur. Mistik deneyimin bilinaltndan kt dnl mektedir; ve bilinalt bilinli zihnin dnda olduu iin zne kendi sinin dnda olan bir ey tarafndan ynlendirilmekte olduunu du yumsar. Ancak mistik deneyiminin bilinalt yoluyla ortaya ktn kabul etmekle birlikte bunun en son kaynann bilinaltnn tesinde ve ruhunun btnyle dnda olduunu steleyebilir. Bilinalt yalnz ve yalnz, bireyi btnyle aan bir gereklii kendisine ulatran bir boru olabilir. Gereklik duygusunun bundan ok daha derinlikli ve daha nem li bir aklamasnn olduu anlalmaktadr. Bu gereklik duygusunun mistik deneyimin kendisinin bir paras olduu, onun akl bir yorumu olmad nceleri belirtilmiti. Deneyimlenen dncenin kendisi de il, deneyimin z-amakldr. Bu bireyselliin zl deneyimidir, Benin ortadan kaybolmasdr, onun kendisinin tesine geerek Koestlerin evensel havuz dedii eye girmesidir. Elbette her zamanki gibi, deneyim ile yorum arasnda keskin bir izgi olmadn kabul et memiz gerekiyor, fakat 2. Blm 8. Ksmda ortaya srlen dnce ler bireyselliin zlnn edimsel olarak yaandn akla hibir kuku gelmeyecek derecede gstermi gibiydi. yleyse kendini a makln deneyimin bir paras olmas, mistiin onun doruluundan, kendisini bunun doruluundan caydracak btn olaslklar bir ke nara atarak kesin bir biimde emin olmasnn nedenidir. Herhangi bir deneyimin yorumundan kuku duyulabilir ama deneyimin kendisi kukulanlabilir deildir. Bu yalnzca, mistiin kesinlik duygusunun ruh bilimsel aklama s deil, mantksal bir gerekelendirmesidir de. Ve bu da onun kanta dayal deerinin filozoflar tarafndan bildik ksa yoldan yadsnmas nn gerekesiz olduunu gsterir. Ksacas, mistiin kesinlik duygusu gerekte mistik olmayana znetesilikten yana ek bir argman salar.

NESNEL GNDERGE SORUNU * 1 5 7

Nasl ki bir insann belli bir renk deneyiminden kukulanamyorsak, ayn nedenle mistiin znel olmayan bir gereklii deneyimlediinden de kukulananlayz. Bu argman, doal olarak, uygulamada bir kuku esini yeniden n plna karacak iki koula baldr. lki, argman deneyimi yorum dan ak seik olarak ayrabileceimiz kabulne dayanmaktadr. kin cisi, mistiin deneyimini bilinsiz ve kastsz olarak yanl betimleme dii varsaymna dayanr. Bu dnceler, argmann inandrcln btnyle yok etmese de bir lde azaltacaktr.

4 . M istik M onatlk
Yukarda ana mistik gelenekten, ie dnk mistisizmde bireysel benin sonsuz ya da evrensel ben ile bir olmak iin kendisinin tesine getii grn benimseyen gelenek diye sz ettim. Bununla bera ber, ie dnk deneyimi ruh bilimsel bir olgu olarak kabul etmekle birlikte burada bireysel benin almadm vurgulayan aznlk bir mistik gelenek vardr. Bu gelenek deneyimin bir z-aknlk duygusu nu ierdiini kesin olarak yadsmaz, fakat o kendini amann gerek ten meydana geldiini yadsr. O kendini ama duygusunu yanlma olarak aklar. Aadaki Martin Buberden gelen dikkate deer pasaj bunun bir rnei olarak aktarabiliriz:
imdi kendi unutulmaz deneyimimden iyi biliyorum ki kiisel ya pnn yaamla ilikilerinin sner gibi grnd ve blnmemi bir birlii deneyimlediimiz bir durum vardr. Ancak bu deneyim de - ruhun byk bir istekle hayal ettii ve dorusu hayal etmek zorunda olduu eye (kendim de bir zamanlar hayal etmitim) asl varlkla veya Tanr ile bir birlie ulatm bilmiyorum. . . .Salam bir anlamann en drst ve ciddi aklamas olarak diye bilirim ki bu birlik kendime ait olan bu ruhun birliinden baka bir ey deildir, ki bu birliin temeline ulatm, o kadar ki . . . ru

158 MSTSZM VE FELSEFE

humun onu temelsiz olarak anlamaktan baka bir yolu yok. Ancak kendi ruhumun esas birlii, en azndan birey olmann tesinde ve ya ilerinden birisi olduu btn ruhlar okluunun tesinde ol masa da, onun imdiye kadar yaamdan edindii btn oklukla rn sahasnn kesinlikle tesindedir - bu ruh bir kereliine var olan, tek, biricik ve indirgenemez bir yaratktr: nsan ruhlarndan birisidir, btnn ruhu deildir.111

Bu pasajla ilgrli yaplabilecek ilk yorum onun, imdiye kadar ya amdan edindii btn okluklarn sahasnn kesinlikle tesinde olan (bu cmleyi Mandukya Upaniadda kullanlm olan ierisin de okluun tamamen yok olduu tek bilin szyle karlatrn)112 ayrmlamam, ayrtsz bir birlik deneyiminin ruh bilimsel bir olgu olduuna ve ileri srld gibi yetersiz iebaklarn yanl betimi olmadna neredeyse tartlmaz baka bir kant daha saladdr. e dnk deneyimin btn okluktan yoksun ayrmlamam bir birlik olmas bu deneyimin, dier btn ortak zelliklerin kendisinden son ra geldii temel, zeksel ve ekirdek zelliidir. Son blmde bir ok deiik ekin ve adan, hepsi bu betimlemede ayn dncede olan ok sayda tank ortaya koyduk. Fakat, J.A. Symonds dnda, bu ta nklardan her biri bilim ncesi ve ruh bilimi ncesi adandr. Onlar dan her biri, yaam olduklar zamann bilimsel gelimemiliinden dolay, ada dnrlere oranla neredeyse hi z eletirici deildi. imdi ise iebaksal ruh bilimcinin yolu zerinde duran tuzaklarn ol duu kadar septik glklerin de btnyle bilincinde olan, buna kar n kiisel olarak kendisi tarafndan deneyimlenmi bir biimde tpa tp ayn ayrmlamam birlik anlatmlaryla konuan zamanmzn adam ortaya kmaktadr. Elbette, byk ve tannm yetenekleri ol masna ramen Buberin de dier hepsiyle birlikte ayn evrensel iebaksal yanlgnn iinde olmas olasdr. Fakat bu bana mantkl bir dnce gibi gelmiyor. Tpatp ayn nedenlerle Buberin sz, bireyselliin zl de
111 Martin Buber, Between Man and Man, London, Routledge and Kegan Paul, Ltd., 1947, ss. 24-25. 112 ednk Mistisizm blmne baknz.

NESNEL GNDERGE SORUNU * 1 5 9

neyiminin ya da onun anlatmyla, kiisel yapnn . . . ilikilerinin so ne/ gibi grnd bir durumun yanl betimleme olmayp ruh bil imsel bir olgu olduuna da neredeyse tartlmaz kanttr. Buberin deneyimin kendisi zerine bu kadar aklamas yeter. Onun deneyimle ilgili yorumlarn ele almaya geelim. Onun entelek tel kariyerinin iki farkl dneminde ayn deneyimle ilgili iki deiik ve birbiriyle uyumayan yorum yapm olmas dikkat ekicidir.113 Onun grnrde deneyimin yaanmasnn hemen ardndan yaplan daha nceki yorumu ana mistik gelenekle uyum iindeydi. O znetesilie inanmt ve asl varlkla bir birlie ulatn doru olarak kabul etmiti. Fakat yaamnn daha sonraki aamalarnda dncesi ni deitirdi ve imdi deneyimledii ayrmlamam birliin yalnzca kendi beninin, milyonlarca bireysel salt egonun iinden birisi olup btnn ruhu olmayan kendi zel bireysel salt egosunun birlii ol duunu ne srmektedir. Mistiin kendisi tarafndan yaplanlar da dahil deneyimle ilgili yorumlar asla, mistiin deneyimle ilgili betimlemeleri kadar neredey se tartlmaz ayn yetkeye sahip deildir. Buberin, deneyimledii e yin doru felsef yorumlarna ilikin dnceleri elbette byk bir saygiy hak ediyor. Fakat yine de sonunda bunlar, yeterince gl ne denlerimiz varsa kabul etmeme hakkmzn olduu Buber dncele rinden baka bir ey deildir. zellikle kendisi elikili yorumlar sun duu zaman byle bir kabul etmeme hakkmz olmal. Buberin dene yim geirdii srada deneyim daha henz taze ve canl iken yapm ol duu yorumun, byk olaslkla birleme kavramnn karsndan olan Yahudi geleneinin basks nedeniyle sonradan akla gelen bir yo ruma yelenerek kabul edilmesi iin elbette sylenecek ok ey var. nk, Buberin ait olduu ekinin evresel basksnn, onun kendine ait daha kendiliinden duygularnn doasna olduka ak bir biim de kart giden bir dnce deiikliinin temel nedeni olduunda,
113 Nitekim Buber kendini-ama hissini, kabul etmeme hakknn olduu bir yorum olarak grr, kuku gtmez bir deneyim olarak deil. Bu, deneyim ile yorum arasnda ak seik bir ayrm yapma zorluunu gstermektedir.

160 MSTSZM VE FELSEFE

kanmca, hemen hi kuku olamaz. Musevlik tm dnya dinlerinin belki de en az mistik olandr; ya ni, bizim yaptmz gibi birisi, zne-nesne arasndaki ayrm, bireysel ben ve evrensel ben ikilii dahil btn ayrmlarn ve btn okluun ortadan kaldrlmasn kesin mistisizm kavramnn paras yaparsa Musevlik en az mistik olandr. Musevlikin dndaki ekinler misti sizmi genellikle, Buberin asl varlk dedii varlkla birleme kav ramn mistisizmin zne ait bir e klacak biimde tanmlamaktadr. Bununla birlikte Yahudi mistisizmi tarihisi Profesr G.G. Scholemin, birleme Musev mistisizminin bir esas deildir, bir rnek verecek olursak, en erken Musev mistikler . . .Talmud zamanlarnda ve daha sonrasnda . . . ruhun Tanrnn grkeminin esrik bir grn mn elde ettii Gksel Tahta ykseliinden sz ederler114 dedii ni gryoruz. O btn mistisizmlerde ortak bir zelliin olduunu yadsmann sama olacan dnr ve arkasndan bu ortak zelli in birey ile Tanr arasnda dorudan iletiim115 olduuna gnder mede bulunur, ancak bununla o, birlemeyi deil, Tanrnn veya da ha ok onun tahtnn dorudan bir grntsn kasteder. Taht-mistisizminin ayrntl aklamasn verir ve en erken Musev mistisizmi nin znn Zekeriyya tarafndan anlatld biimiyle Tanrnn tah tn zerinde grnnn alglanmas olduunu belirtir. Tahtmistikleri arasnda ayn zamanda grenin (mistiin) ierisinden ge tii ve yedinci ve sonuncusunda tahtn grnd gksel sofalar ve saraylarn betimlerini buluruz. Tm bunlarn, grntler ve doru dan iletiimin bu kitapta ele aldmz anlamda mistik deneyim olu turmad aktr. Grntler ve seslerin Musevlik dndaki herhan gi bir dinsel ekinde mistik grng olarak deerlendirilmediini gr mtk ve Crosslu Aziz Johnun ruh biimler veya betiler aracly la . . . en yksek nokta olan lh Birlik noktasna asla ulaamaz ek lindeki kesin bildirisini aklmzda tutuyoruz. Daha sonraki Hasidi mistiklerde birlemeyi ieren mistisizm t rn yeteri sklkta grdmz dorudur. Ancak bunun, standart Musev tiplerden bir sapma olduu ve Musev ekinde uygun grlme114 G. G. Scholem, Majr Trends of Jewish Mysticism, s. 5. 115 Ayn eser, s. 9.

NESNEL GNDERGE SORUNU 161

dii ortadadr. Semitik dinler geleneinde genellikle yaratlan ile ya ratc arasnda, bireysel ruhun asla aamayaca ve gerekte aldn iddia etmenin bir eit kfr olduu, deimez byk bir uurum ol duu dnlmektedir. Bu Musevlik iin olduu kadar slm iin de dorudur. Hristiyanlk da bunu Musevlikten almtr. Her dinde de znetesilik adn verdiimiz bireyselliin zln, kendinin tesine gemeyi deneyimleyen ok sayda mistiin olduu besbellidir. Fakat her din, kamutanrclk sapknlna gtrr kaygsyla, byk veya kk lde, bundan ekinmitir. Bu konudaki ortak kayglarna ramen dinden her birinin dier ikisinin tepkilerinden ayrlan kendine zg tepkisi ve yorumu olduunu grmek son dere ce dikkat ekicidir. Birlie kar en sert tepki, kendi dinsel deneyimi ni, Hasidi ayrklklara karn, srekli dorudan iletiim veya yapma anlamndaki devekuth adn verdii deneyim olarak yorumlayan Musevlikin tepkisidir. slm da Tanr ile insan arasndaki uuruma vurgu yapar ve kamutanrcl tanmaz; bununla beraber sufiler ara sndaki Tanryla birlik ve hatta zdelik iddias Musev mistiklerden ok daha yaygnd ve aslnda bu kural d olmaktan ok geneldi. Son olarak, Hristiyan mistikler arasnda birlik gerekte mistik hlin tam z olmaktadr ancak kamutanrc zdelik dncesine olan kartlk imdi kendisini, birliin ne anlama geldiiyle ilgili, hepsi bireysel ruh larla taratc arasnda edimsel zdelii dlayan, eitli yorumlar ve kuramlarla dile getirmektedir. Hristiyan geleneinde birlik, zdelik kategorisinden ok benzerlik kategorisi ile yorumlanmaktadr. Bu ku ramlar ierdikleri felsefi konularla birlikte kamutanrclk ile ilgili b lmmzde daha uzun inceleyeceiz. Bu arada dinin kamutanrcla kar tepkilerinin deien gllk derecelerine gre yukardan aaya sralanabileceini gryoruz. Musev tepki en glsdr ve genellikle birleme dncelerinin hepsini geri evirir, Hasidi birlik iddias ise olaan d ayrklk olarak grnmektedir. slam da resmi yette kamutanrcl kabul etmez, fakat buna karn sufiler kamutanrclktan hazzetmektedir ve ayrklk oluturanlar ise ounlukla kamutanrcl yadsyanlardr. Hristiyanlk birlemeyi, onu mistisizmin z yaparak, iten benimser, ancak bunun zdelik olarak yorumlan masn yadsr ve bunu yaratk ile yaratc arasndaki ikilii koruyacak ekilde yorumlama yollarn arar. Semitik etkinin tamamen dna k tmzda, Hindular arasnda grnd biimiyle Hint mistisizmin de kamutanrc zdeliin ak yrekli kabuln grrz.

162 MSTSZM VE FELSEFE

Yukardaki alntlanm olan pasajda dile getirildii kadaryla Bu berin grn byle, iinden kt Musev ekinin nda anlama lyz. Buberin kendi mistik deneyiminin onu gl bir ekilde, asl varlk ile (bir anlamda) birlii elde ettiini inanmaya - her gerek mistikte olduu gibi - ynelttii, btn ekinsel kalt ve geleneinin, kendi doal eilimine kart olarak, o andan balayarak bu dnceyi yadsyan bir yorumu benimsemesine etki ettii ortadadr. Sonu, onun mistik monatldr. Bu, Hindu ve Budist ekinler de dahil te ki ekinlerde grld zere ie dnk mistik deneyimin elde edili ini, bireysel ruhun her zaman dier tm ruhsal monatlardan ayr ve tabi ki En Yksek Monattan ayr olan bir ruhsal monat olduu inan cyla uyum iinde olan bir yorumla birletirir. Buber, mistik deneyimde ruhun, en azndan birey olmann tesin de veya tm ruhlar okluunun tesinde olmasa da btn okluun tesinde olduunu ne srer. O, bir monad dierinden ayran birey ol ma ilkesi nedir?, sorusunu yantlamak yle dursun, soramamaktadr. Bu soru aklna gelmi olsayd, bir nceki ksmda iaret ettiimiz gibi, bir birey btn i psiik okluu ortadan kaldrd ve kendi salt ego sunun esas salt birliine ulat taktirde ortada onu dier salt egolar dan ayrt edecek hibir eyin kalmayacan, dolaysyla bir i mantk sal zorunluluk diyalektii ile birey olmann olanakl olmayacan ve btn benlerin tek bir kozmik bene gireceini anlayabilirdi. Okuyucuda Buberin mistik monatln tek tarihsel rnei oldu u izlenimini brakmamalyz. Elbette ki Musevlik katman ierisinde - ayrmlamam birlik deneyimini yaayan, bunu monat adan yo rumlayan fakat - deneyimleri ve yorumlar yazya geirilmemi olan daha baka kiiler de olabilir. Hatta Musevlik dnda bile - Hindis tann her yerinde - mistik monatl aznlk bir gelenek olarak gr mekteyiz. Shamkhya ve Yoga filozoflar ve hatta Caynalar grnrde bu gelenee aittirler. Shamkhya ve Yoga bilgelerinin ve Cayna azizle ri ve kurtarclarnn - Tirthankaralar ya da zaman dnyasndan ben gi dnyaya geii gerekletirenler116in - dnyann her yerinde ie dnk mistisizmin son kertesi olan ayn ayrtsz ayrmlamam bir
116 Geii gerekletirdiler, Heinrich Zimmerin Tirthankaralar iin yap t eviridir. Onun Philosophies ofn d ia adl eserinin (ed. Joseph Campbell, Nevv York, Pantheon Books Inc., Bollingen Series 2 6, 1951) Caynizm blmne baknz.

NESNEL GNDERCE SORUNU 163

lik deneyimine sahip olmalar anlamnda ie dnk mistik olduklar na inanmak iin birok neden var gibidir. Bu ayn deneyimi Upaniadlarn bilgeleri bireysel benin evrensel ben ile zdelii olarak yorum lam ve bu ana Vedanta mistik gelenek olmutur; oysa Shamkhya ve Cayna mistikleri bunu monat bir biimde yorumlamlardr. Hem Shamkhya hem de Cayna dizgesi asndan kurtulu, purushann, ya ni bireysel salt egonun zdekle ve duyumla olan ilikisinden kurtul mas ve dnyadan ve btn baka yaam monatlarndan bengi soyut lanmay elde etmesinden ibarettir. Purushalarm bundan sonraki yaa m, dnyann ve dier yaayan varlklarn dikkat datclndan etki lenmeyen sonsuz erin, sessizlik ve dinginlik yaam olur. Onlar kris tal kadar duru, renksiz ve saydam, en kk deneysel pislik lekesi ta mayan salt egolar, ar bilin damlalar olurlar. Bu onlarn nirvanasdr. Bu Trthanakaralarn ulatklar kurtulutur ve onlar bu utkuyu Yoga uygulamas olan zihin-elerinin kendiliinden etkinliklerinin durdurulmasyla kazanmlardr.
lmszdr onlar ; glerle bezen m i Asla avu n m am ak zere; Btn verimsiz saatlerin efendileridirler, Y anam ayacak k a d ar byk, korkm ayacak ka d ar yce, S eslen ilem eyecek k a d ar uzak.

5. Evrensel Ben; ve Vacuum-Plenum (dolu-boluk)


Mistiin bireyselliinin en azndan birleme srasnda ierisine girip kaybolduu Evrensel Ben ya da Kozmik Ben kavramnn ie d nk mistik deneyimin doru yorumu olduu sonucuna vardk. Geri ye bu mistik Evrensel Ben kavramnn tanr bilimsel bir kavram olan Tanr ile tanmlanp tanmlanamayaca sorusu kalyor. Yine geriye Evrensel bir Ben vardr*' gibi bir yargda bulunduumuzda dr sz cnn ne anlama geldii sorusu da kalyor. Bu ne znel ne de nes nel olduundan aalar, rmaklar ve talar vardr dememizdeki an lamda vardr anlamna gelmez. Ne de onunla ilgili ya da aslnda

164 MSTSZM VE FELSEFE

herhangi bir eyle ilgili mistik yarglar sradan anlamda deneysel ol gularla ilgili yarglarn doru olmas gibi doru grlebilir. Ancak hibirisi sradan anlamda yanl da grlemez. Biz buna mistik ner melerin konumu sorunu adn vereceiz. Sz konusu sorunu bu bl mn sonunda ele almak zere bir kenara koyacaz. u anki ksmda tartacamz soru udur: Evrensel Ben hakknda onun Evrensel Ben, salt ego, ar bilin, Boluk olduu plak gerei yannda daha baka neler bilebiliriz? nk almas gereken daha baka nemli noktalar vardr. Syleyeceimiz her ey doal olarak konum sorununa degin son aklamaya bal olacaktr. Baka deyile, Evrensel Ben x dir ve ya ydir tarznda bir eyler sylersek, bu tr yarglarda drn ne an lama geldii sorusunu imdilik yantsz brakm oluruz. Mistiin yaadn iddia ettii deneyimin - btnyle bo bir bir lik deneyiminin, bir eyin bilinci olmayan tersine herhangi bir ierik ten yoksun olan an bir bilin deneyiminin - en yksek derecede para doksal olduunu nceleri belirtmitik. Bu boluk, bu hilik, anlald zere ayn zamanda sonsuzdur; o salt bilintir, salt egodur, Plotinus ve Vedantann Biridir, Eckhart ve Ruysbroeckin Tanrsal Birlikidir; ve o Evrensel Bendir. O hem olumlu hem olumsuzdur, hem aydnlk hem karanlktr, Susonun gz kamatrc karanlkdr. Ben buna dolu-boluk paradoksu diyorum. Evrensel Ben hakknda daha baka neler bilinebileceinin ayrntl incelenmesi bu paradoksun ayrnts nn incelenmesinden daha bakaca bir ey olamaz. Bir dncesinin, bu Bir szcklerin genel kullanllar dikkate alndnda kesinlikle ne bir ne de birlik olduundan, paradoksal ol duu szyle ie balayabiliriz. nk sradan deneyimlerimizde sa hip olduumuz zere bir her zaman somut olan birdir, yani oktan oluan ya da ou kapsayan birdir. O ou bir arada tutan bir birlik ya da btnlktr. Sz gelimi, bir ey - bir para kat, bir masa, bir yldz - dediimiz herhangi zdeksel bir nesne bir ok paradan olu an bir btn olmas anlamnda birdir. Eer paralar yok olursa bir lik de onunla birlikte kaybolur. Ancak mistik Bir, btn ierik ve par alar okluunun kendisinden kaldrld soyut birliktir. Belki bu Eflatunun matematiksel bir says kavramyla karlatrlabilir. yi ma tematikiler der Republic *te Sokrat, bir birliini bi kaybetmesin ve

NESNEL GNDERCE SORUNU 165

bir paralar yn olarak grnmesin diye byk dikkat sarf ederek . . . biri paralara ayrma giriimini geri evirirler117. Fakat bu andrma sallantl bir deer tamaktadr, nk Eflatunun saysal 1 kav ramna benzemeyen mistik Bir, bendir ve ar bilintir. Eflatunun biri salt boluktur. Oysa mistik Bir hem bo hem doludur. En ar ve hatta en sert biimleriyle dile getirilen mistisizm para dokslarn, doal olarak mistisizmin asl esinleyici etkiye sahip olduu dinlerde ve felsefelerde bulacamz dnyoruz. Bunlar da hi kukusuz Hint dinleri ve felsefeleridir. Hem Upaniadlar dini hem de Vedanta felsefesi neredeyse btnyle mistik bilincin zerine kurulu dur. Mistik bilin onlarn en nemli kaynadr. Ayns, tamamyla Buddhann aydnlanma deneyimine dayanan Budizm iin de geerlidir. Batl kiitanrc dinlerde, Profesr Burttun dedii gibi118, misti sizm her ne kadar nemli olsa da ikincil bir zelliktir. O yzden biri si bu dinlerde mistik paradokslarn kendisini gstermesini bekleyebi lir, ancak daha lml ve daha az ak bir biimde. Gerekte grd mz budur. Dolaysyla dolu-boluk paradoksunu onun en canl ve ta nnp tanmlanmasnn en kolay olduu yerde aratrmak ve ardndan onu daha lml ve daha snk grnmleriyle baka yerlerde sapta maya gemek daha yerinde olacaktr. Bu paradoks en ak seik bir bi imde Hinduizmde grnr. Dolu-boluk paradoksunu sergilemeye buradan balayacaz. Dolu-boluk paradoksunun genel olarak, mistisizmin rol oynad btn dinler ve felsefelerde az ok izlenebilir boyutu vardr. Bu boyutlar birbirlerini dlayc deildir. lk boyutun dier ikisini ger ekte ierdii aada grlecektir. Bu yzden, belki de bunlara belir gin bir biimde ayrt edilebilir boyut deil de ifade ve vurgu tar z demeliyiz. Bunlar aadaki tabloda gsterilmektedir:

117 Plato, The Repubfic, ev. F. M. Cornford, Oxford, Clarendon Press, 1941, s. 237. 118 E. A. Burtt (ed.), The Teachings of the Compassionate Buddha, s. 16.

166 * MSTSZM VE FELSEFE

Olumlu Soyutlar (doluluk)


Evrensel BerTin nitelikleri vardr Kiidir (Personal) Kii deildir Devimsel, yaratc ve etkindir, ve devimsizdir.

Olumsuz Boyutlar (boluk)


Onun hibir nitelii yoktur

Btnyle etkinsiz, duraan

iirsel ve mecaz dilde olumlu ynden hep k veya ses, olumsuz ynden de karanlk ya da sessizlik olarak sz edilir. Dolaysyla Su* sonun gz kamatrc karanlk sz paradoksun her iki ynn de dile getirmektedir, oysa Ruysbroeckin btn klarn kendilerini kaybettikleri koyu sessizlik sz yalnzca olumsuz yne gndermede bulunmaktadr. Bir paradoksun kendisini bilince sunmas durumunda - gerek mistik gerekse mistik olmayan - insan zihninde hep yle veya byle mantksal elikileri savuturma ve bunlardan kurtulma eilimi kendi sini gsterir. Felsef zihnin unu ne srerek paradoksu aklama do rultusunda kastl ve incelikli bir giriimi olabilir: Konunun hem ne srld hem de yadsnd yklem, ne srld zaman bir an lamda, yadsnd zaman baka bir anlamda kullanlr. Ayn ey ku kusuz bir anlamda x baka bir anlamda x-deil olabilir. Zihni para doks geriliminden kurtarmann daha toyca bir yolu x-deilden sz edildiinde x'i bo vermek veya unutmaktan, x ele alndnda da xdeili bo vermek veya unutmaktan ibarettir. Hindu yaznnda ilk yntem Sankara gibi bir felsefeci, kincisi ise Upaniadn daha basit yazarlar tarafndan kullanlmaktadr; Hristiyan yaznnda ise ilk yn tem yksek dereceli felsef ve aydn mistik Eckhart tarafndan, kinci si de popler dinsel konumada kullanlmtr. Bununla birlikte ben, btn bu saduyusal akln bulduu umarlarn bouna olduunu ve so nunda mistik bilincin tm grnmlerinin gizlenmemi, plak paradoksall ve elikisinin kafa kafaya gelmesi gerektiini savunuyo

NESNEL GNDERGE SORUNU 1 6 7

rum. Ancak bu arada, bazen bilinli ve kad paradoksal szlerde her iki ynn de ayn anda gl bir ekilde vurgulandna tank olmak la beraber - bir baka yerde bulunan - dieri olmadan paradoksun yalnzca bir ynnn dile getirildiini sklkla grebileceimizi d nyoruz. Yine yle grnyor ki Upaniadlardan Gitaya geecek olursak - ki bunlarn arasnda birka yz yl vardr - aamal bir vurgu dei imi dikkatimizi eker. Upaniadlarda, zellikle daha erken olanla rnda Brahmannn olumsuz, niteliksiz, kii olmayan, duraan doas na vurgu yaplamaktadr. Gitada ise bunun tersine, en gze arpan ey Tanrnn kiilii ve etkinliidir. Krishna, zellikle kitabn sonun da, yer yer bize Yeni Ahiti anmsatan smscak pasajlarla karlama mzdan anlalaca zere, kendisine yakarta bulunmann, tapnma nn ve sevginin yneltildii Tanr olarak grnr. Yeniden yce s zme kulak ver . . .sen benim ok sevdiimsin . . . zihnini bana yn lendir . . . balln bana zgle . . . Bana geleceksin. Seni gerekten temin ederim ki; sen benim iin deerlisin. Btn kurallar brakarak yalnz bana sn. Seni btn gnahlardan kurtaracam; gynme . ^ Bu nasl bir gei olursa olsun, yanlmamalyz. Temel Vedanta fel sefesinde Upaniadlardan Gitaya doru gerek bir deiim yoktur. Yalnzca paradoksun bir ynnden dier ynne doru bir vurgu kay mas vardr. Yukarda tablo hlinde sunulan paradoksun boyutuyla ilgili olarak, olumlu yn, bu yn popler dinde hep vurgulanan ve bu yzden hemen herkes tarafndan iyi bilinen ve anlalan bir yn oldu u iin, aklamak ya da belgelemek gerekmez. Nitelikli Brahmana zg sfatlar kiitanrc dinlerin tanrsnda grlenlerle temelde ayn sfatlardr. O sonsuz, bengi, her eye gc yeten, her eyi bilen ve iyi lik sahibi bir zattr. Bunun yannda O, dnyann yaratcsdr. Kena Upaniadn ana konusu btn gcn Brahmandan geldiini; gr nler dnyasndaki sonlu eyler ve kiiler her ne kadar g kullan-

119 The Bhagavadgita, 18, 64-66, Hindu Scritures (New York, Everymans Lib-

168 MSTSZM VE FELSEFE

nler dnyasndaki sonlu eyler ve kiiler her ne kadar g kullan yor grnseler de bu gcn gerekte onlara Brahmandan aktn retmektir. Mundaka Upaniadda Brahman btn iyiliin kayna olarak gsterilir. uO eylemdir, bilgidir, en yksek iyiliktir.120 Svetasvatara Upaniadda ondan dnyann ilk nedeni121, her eyin yaratc s122 diye sz edilir. Ayn Upaniad bununla birlikte her iki paradok sun da bir araya getirildii bir pasaj iermektedir: Tek Saltk, kii olmayan Varlk . . . kendisinde trl trl gzellik ler olan Tanrsal Efendi, Kii Tanr olarak grnr.123 Ancak bu pasajda, Gereklikin grn ya da beliriine kiilik yklenirken Gereklikin kendisine kii olmamakl yklemekle do rudan bir atmadan kanlr. Paradoksun olumlu yn bu ekilde yeterince anlalmaktadr. Geriye boyutu ile olumsuz yn belli lde daha ayrntl ele al mak kalyor. lki, Brahmann hibir nitelii yoktur. Bu, UpaniadIarda, bir dizi nitelikler olumsuzlanmak yoluyla genelde ne srl mektedir.
Ben, sessiz, biimsiz, elle tutulamaz . . . tatsz, kokusuzdur.124

Bununla birlikte nl bir pasajda bu, ak bir biimde soyutlama yoluyla dile getirilir:
Ben, ne jjudur ne de budur diye tanmlanmal.125

Ya da bunu daha dramatik olarak dile getiren bir baka eviride: Ben, deil!, deil! ile tanmlanmal.126 Sankara tarafndan dizgeselletirilen daha sonraki Vedantada
rary, E. P . Dutton & Co., Inc., ss. 285-286) da evrildii gibi. The Upanishads, s. 45. Ayn eser, s. 118. Ayn eser, s. 124. Ayn eser, s. 121. Ayn eser, Katha Upanishad, s. 20. Ayn eser, Brihadaranayaka Upanishad, s. 89. Hindu Scriptures, a.g.e ., s. 101.

120 121 122 123 124 125 126

NESNEL GNDERGE SORUNU 1 6 9

Brahman hem nitelikli hem de niteliksiz olarak kabul edilir, fakat Sankara iki Brahman arasnda - niteliksiz olan daha yce Brahman ile ni telikli olan, daha yce Brahmann yalnzca bir grn olan ve bu yzden greli ve grngsel dzeyde olan daha aa Brahman ara snda - ayrm yaparak ak bir elikiden kanr. Bu paradoksun ikinci boyutu, Brahmann hem kii olduu hem de olmaddr. Bu yukarda Svetasvatara Upaniaddan yaplan aln tyla daha nce belgelendi. Bunun yannda Upaniadlarda kii olma ma ynnn Brahmann zihinsiz olduunun onaylanmas yoluyla ne srld pek ok pasaj vardr. Nitekim nl ada Hindu mist ik Sri Ramakrishna unu bildirir:
En yksek varl etkinsiz - ne yaratc ne koruyucu ne de yok edi ci - olarak dndmde ona Kii Olmayan Tanr . . . Brahman diyorum. Onu etkin- yaratc, koruyucu, yok edici - olarak dn dmde ona Kisi Tanr olan Sakti veya Maya veyahut da Prakriti diyorum. Ancak bunlar arasndaki ayrm bir farkll dile getirmez. Kii Olanla Kii Olmayan ayn eydir. . . . Birini dieri olma dan dnmek olanakl deildir.127

Bu pasajn altn izdiim cmlelerinde paradoksu bildik yollar dan biriyle aklama giriiminin bir kenara brakldn gryoruz. Kii ve Kii Olmayann ayn ey olduu iddiasnda iki ynn kafa ka faya arpmas sz konusudur. Paradoksun nc boyutu Brahmann ayn anda hem devimsel hem durgun, hem devinimli hem devinimsiz, duraan ve eylemsiz ol makla birlikte yaratc erke olduunun dnlmesidir. Kukusuz ya znda saduyunun ve mantksal akln, atknn iki ynn ayrma ve u veya bu yolla bunlar ak bir elikiden kanmak iin ayr tutma dorultusundaki olaan giriimine tank oluyoruz. Fakat ayn zaman da elikinin apak kabuln de gryoruz. Bu sonuncusu aslnda bi raz nce yukarda Ramakrishnadan yaptmz alntda zaten ortaya kmaktadr. Buradaki temel vurgu kesinlikle, kii ile kii olmayan ay
127 Ramakrishna, Prophet of New India.

170 MSTSZM VE FELSEFE

rlndaki zdelik zerinedir, bununla beraber etkin - yaratc, ko ruyucu, yok edici - Brahman ile etkin olmayan Brahman ayrlnda da ayn zdelik onaylanr. Svetasvatara Upaniadna gre Tanr,
Yaktn tketmi bir ate g ib i. . . blmsz, eylemsiz, sessizdir.128

Bu pasaj atknn yalnzca bir ynn, olumsuz olan durgun ve duraan yn vermektedir. Fakat Isa Upaniaddan alnan u pasaj pa radoksun btnn ortaya koyar:
Bu Bir, bu Ben, hi kmldamamakla birlikte dnceden daha hz ldr. . . . Hareketsiz kalmakla birlikte o gitmekte olanlar sollar. . . . O kmldar da kmldamaz da.129

Be szckten oluan O kmldar da kmldamaz da cmlesinde btn paradoks, yani Birin ayn anda hem devimsel (dynamic) hem durgun, hem devinimli (moving) hem devinimsiz doas paradoksu sergilenmektedir. Nedensel dnen okuyucu bunu salt yaznsal bir szck oyunu olarak grebilir. Cmleciklerin tmyle paradoksal bir denge izlenimi yaratmas ho gelir. Eer bu devimsel-durgun para doksunun mistik deneyimin gerek bir esi olduu ynnde dnya nn her yerinden birok farkl kaynaktan ynla kant olmasayd pa sajn bu yorumu paradoks hakkndaki tek doru olabilirdi. Dolu-boluk kavram ounlukla genelletirilmi bir biimde - ya ni Hinduizmde grdmz boyutu ayrt etmeden - ortaya kon maktadr. in (Taoist) mistisizminde unu grmek ilgi ekicidir:

Yol (Tao) bo bir kap gibidir Yine de ondan su tkar Hi doldurulmaya gerek kalmadan O dipsizdir: dnyadaki her eyin gerek atas . . . O hi kurumayan derin bir havuz gibidir;
128 Hindu Scriptures, Svetasvatara Upanishad, s. 220. 129 Hindu Scriptures, Isa Upanishad, 4 ve 5, s. 207.

NESNEL GNDERGE SORUNU * 1 7 1

Sanki Tanrdan nceymi gibi grnyor.130


Kap, ayn anda hem bo hem doludur. inde hibir ey yoktur ama her ey ondan kmaktadr. Yine burada nedensel dnen oku yucu elimizdekinin yabans bir fantezi ile birbirine geirilmi olan fa kat hibir zel anlam olmayan bir dizi tatl szden baka bir ey ol madn sanabilir. nk zihin, sz konusu szcklerin gerek an lamlarnn ancak elimizde mistik bilincin en derinlerinin bilgisi varsa bilinebileceini dnmeden, bu gibi szcklerin yzeyinde kolayca gezinebilir. Yalnzca ilk be satrda dile getirildii biimiyle dolu-boluk dncesine nem vermemeliyiz. Bunun yannda son iki satra da dikkatimizi vermeliyiz. Ayn zamanda dolu olan bo kap sanki Tanrdan nceymi gibi grnyor* Bunun anlam nedir? Yalnzca ba ka bir iirsel fantezi mi? Hayr deil, nk Lao-Tzu burada Eckhartn sylediini sylyor: Tanrnm - Kiinin - gerisinde ve te sinde Tanrdan nce olan ve l kii olarak grnnn kendisin den kt kra tanrlkn birlii yatmaktadr. Bu dnce birliini, her ikisinin de kendi dncelerini ayn derin mistik deneyim kuyu sundan kardklarn dnerek aklamazsak, Lao-Tzu Eckhartnki ile kesinlikle hi geleneksel olmayan ayn kavraya nasl sahip olmu tur? imdi paradoksun Hindu yorumlarndan Budist yorumlarna ge iyorum. nce, Suzukinin kendi oylumunca bir Budist mistik olarak aydnlanma deneyimi ile ilgili olarak yazdna bakalm: Bu, bir saltk Bylelik, saltk doluluk olan saltk Boluk hlidir.131

Tibetan B ook o ft h e D ead *de bir bireyin lm ile yeni bir beden
le yeniden bedenlenmesi arasnda bir zaman aralnn olduu anlat130 Lao-Tzu, The Way of Life, ev. R. B. Blakney, New York, Mentor Books, New American Library of World Literatre, Inc., 1955, Blm 4, s. 56. An cak yukardaki metinde D. T. Suzukinin Mysticism: Christian and Buddhist adl eserinde yaplan eviriyi kullandm. 131 Suzuki, a.g.e., s. 69.

172 MSTSZM VE FELSEFE

lir. lm srasnda zihin varln bedensiz olarak srdrr, fakat fi ziksel duyumlar ona bedenden ulaamayaca iin o btn deneysel ierikten yoksun olur . Ancak, gerek Dou gerekse Bat olsun btn ie dnk mistiklere gre zihin byle bo ve yoksun olunca ar bilin cin ortaya kar. Bu yzden Tibetliler, olduka mantksal bir bi imde, lm srasnda zihnin Nirvana olan Bolukun Saydam In bir anlk grdne inanr. Ancak ve ancak bu durumda srekli kala bilirse nirvana kurtuluunu elde etmi olur ve bir daha asla domaz. Bu ok seyrek durumlarda olur. Bununla birlikte ounlukla saydam ve bo zihin, annda duyusal grntler ve imgelerle kaplanr, duyu sal arzulara karr ve bylece anlk en yksek Saydam Ik grnt snden yoku aa yeni bir bedenle yeniden diriliine doru srkle nir. Ancak len insann Saydam I kavrayabilme, tutabilme ve by lece eyann dngsnden kurtulabilme ans olduu olduundan do lay, lama, len insan son soluunu verirken kulana unlar fsldar ve srekli yineler:
Ey doutan soylu olan [vs.] dinle. u anda Salt Gereklikin Say dam Inn parlakln deneyimlemektesin. Onu tan. Ey dou tan soylu olan, gerek doas boluk olan, nitelikler veya renk y nyle hibir biim almayan, doal olarak bo olan mevcut akim asl G erekliktir, Srf yiliktir. . . . Bir biim almayan, gerekte bo olan senin kendi bilincin ile yan ve mutlu akl - bu ikisi - ayrlmaz. Onlarn birlii Dharma-Kaya Eksiksiz Aydnlanma hlidir. . . . Kendi aklnn boluunun Buddhalk olduunu bilerek . . .132

Elbette biz, Tibetlilerin yeniden bedenlenme ya da lmden son ra kiinin bana gelecek eyler konusundaki inanlarnn doruluu veya yanll konusuyla ilgilenmiyoruz. Bizi tek ilgilendiren ey, mistik bilincin ayn zamanda doluluk olan boluk, k olan karanlk olarak betimlenmesidir. Hemen yukarda alntlanan pasajda para doks aka dile getirilir. Bo olan akl ayn zamanda w asl Gerek
132 W Y. Evans-Wentz (ed.), The Tibetan Book of the Dead, 3. Bask, New York, Oxford University Press, 1957, ss. 95-96.

NESNEL GNDERGE SORUNU 173

liktir, srf yiliktir. Gerekte bo olan bilin (karanlk, bo) ayn zamanda yan ve mutlu akldr (aydnlk, dclu). Bunlar ayrlmaz ve onlarn birlii Eksiksiz Aydnlanmadr. Bu yolla bo ve dolu ol mak da Buddhalka ulamaktr. Birka sayfa sonra Batda grnd biimiyle paradoksu incele meye getiimizde, Eckhart ve Ruysbroeckin - kukusuz yeniden bedenlenme konusundaki Tibet inanlaryla olmasa da - paradoksun Tibete aklamas ile btnyle ayn dncede olduunu - ki bu bize belki artc gelecek - greceiz. Hatta biz Batda Zen bilincine sahip olmadan ya da The Tibetian Book o fth e Dead ile tanmadan nce bile Budizmle ilgili - gerek Hi nayana gerek Mahayana- bir ksmn bildiimiz sradan aklamalarn, bunlar dosdoru okuduumuz takdirde, ayn yky anlattn sy leyebilirdik. Hinayanada en azndan Batda kullanld anlamda Tanr kavram yoktur. Bununla birlikte nirvana olan ve kiitanrc Tanr kavramnn Budist karl olan snrsz kavram vardr. Daha nce aktarm olduum szlerde Buddha unu syler:
Ey keiler, bir domam, olmam, yaratlmam, bilememi var dr ve ey keiler, bu domam, olmam, yaratlmam, bilememi olmasayd burada doandan, olandan, yaratlandan, bileik olandan hibir kurtulu yolu gsterilemezdi.133

Misyonerler yoluyla veya baka yollarla Batda olan bizlere daha nceleri szan Hinayana Budizminin aklamalar genelde nirvanay yok olma ile zdeletirmitir. yi Budist ldnde dindalarnn inancnca onun nirvanaya ulat kabul edilmi ve bunun, o var ol maktan kesildi demekle ayn olduu dnlmtr. u anda bu ak lamann elbette bilgisizlikten kaynaklanan bir yanllktan baka bir ey olmad bilinmektedir. nk bu yanllk, dolu-boluk paradok sunun yalnzca bir yann, yani olumsuz yn alp olumlu yn gr memekten kaynaklanmaktadr. Nirvana aslnda, geici bir aydnlatma parlts olarak deil de kalc ya da daha ok zaman btnyle aan

133 Burtt (ed.), a.g.e., s. 113.

174 MSTSZM VE FELSEFE

bir bilin olarak anlalan aydnlanma bilincinden baka bir ey deil dir. Bu durumuyk o dolu-boluktur, ancak Batda bununla ilgili- ilk aklamalar onun tmyle boluk olduunu varsaymtr. Mistik bi linle ilgili Tennyson, Koestler, Symonds ve dierlerinden aktardkla rmza benzer ada aklamalara bakacak olursak (bunlar yalnzca geici ve kukusuz Buddhannkinden ok daha az nem ve derinlie sahip olsa da ayn tr bilincin anlk grmleridir), bireyselliin, ben liin kaybolduu ve bir bakma yok olduunu grebiliriz. Fakat bu kiisel kimliin yok oluu (Tennysonun szn kullanacak olursak) tkenme deil tersine tek gerek yaamdr. Bireyselliin kaybolu u nirvanann olumsuz yndr. Ama onun olumlu yn tek gerek yaam olmasdr. imdiye kadar paradoksu kendisini iki ana Hint dininde, Hindu izm ve Budizmde gsterdii biimiyle sergiledik. Fakat paradoks Batnn kiitanrc dinlerinde de yeteri aklkta bulunabilir. Hristiyanlk bu adan ele alalm. Paradoksun boyutundan Hristiyan mistiklerde en sk ve en g ze arpc ifade bulan devimsel-durgun boyuttur. Bununla birlikte nitelikli-niteliksiz ve kii-kii olmayan boyutlar her zaman en azndan dolayl olarak vardr ve ara ara ak ifadeler olarak gn yzne kar lar. Kukusuz bunlar, salt ayrmlamam birlik olarak Tanr dnce sinin ierisinde vardr. nk iyilik, hikmet, g, bilgi gibi birka farkl niteliin varl hibir ayrmlama ve ayrmn bulunmamas ile uyumamaktadr. Kiilik de ayrmlamam bir birlie ait olamaz. Sankarann niteliksiz Brahmanna karlk gelen, Tanrnn niteliksiz ol duu biiminde belgin bir ifade Eckhartta gemektedir:
Tek bana Birin ne bir tarz ne de zellikleri vardr.134

Tanrnn ya da daha ok tanrln kii olmaynn ak bir anlat m olarak Eckhattan unu aktarabiliriz:
Domam z bakmndan O kiilii olmayan gerek zdr: Ken dini kii olmayan varlk olarak gsteren z. . . . z ynyle Baba babaln kaybeder; ortada ne de bir Baba vardr.135 134 Meister Eckhart, s. 211. 135 F. Ffeifer, Meister Eckhart, ev. C. de B. Evans.

NESNEL GNDERGE SORUNU 175

Sankara da Eckhart da tamamnda olmamakla birlikte baz pasaj larda ayn biimde elikiden kanmaya alr. Tpk Sankarann Brahmann daha ycesini daha aasndan ayrmas gibi Eckhart da tanrl Tanrdan ayrt eder. Birinde tanrlk dierinde daha yce Brahman, paradoksun olumsuz ynn, yani boluu kendisinde ta r; birinde Tanr dierinde de daha aa Brahman olumlu yn, ya ni doluluu kendisinde tamaktadr. Daha aa Brahman nitelikli, kii ve yaratc olarak etkindir. Btnyle ayns Eckhartn Tanrs iin geerlidir. Dolaysyla atknn her boyutu her ikisinde de g rnmekte ve her ikisi de elikiden kanmak iin ayn mantksal ara c kullanmaktadr. Onlarn felsef elikilerinden kurtulma aracnn yetersiz olmas Eckhartta yle anlalabilir: Eckharta gre ayrmla mam ve eylemsiz birlik kendisini lemenin kiisine brnerek ayrmlatrr. Ancak bu kendi kendisini ayrmlatran, kendi ayrmla masn kendisi yaratan birlik kavram, etkinlii eylemsiz birlie geri getirir. Daha derinlikli pasajlardan anlald kadaryla Eckhart bunu ok iyi bilmektedir. Ruysbroeckte ortaya kt kadaryla sz konusu durgun-devimsel paradoksunu Bayan UnderhilPin yapt alntda ok iyi grebiliriz:
z bakmndan sessizlik, doas bakmndan etkinlik: Saltk din ginlik, saltk dourganlk. . . . Tek bir Tanry oluturan Tanrsal Kiiler doalarnn dourganl bakmndan her zaman etkindir ler; zlerinin arl bakmndan onlar tanrl olutururlar. . . . Dolaysyla Tanrsal Kiiler bakmndan Tanr ncesiz ve Bengi i tir; fakat z bakmndan ve srekli dinginlii bakmndan O nce siz ve Bengi Skndur.136

Bayan UnderhilPin kendisi unu yazdnda paradoksun katksz elikisini kabul etme noktasna yanar: Bu ie dnme aamasnda gze arpan denge, yle gnyor ki, yalnzca paradoksla dile geti rilebilir. Gerek sessizlik durumu, byk mistiklere gre ayn anda et kin ve edilgindir.137
136 Evelyn Underhill, Mysticism, ss. 434-435. 137 Ayn eser, s. 323.

176 MSTSZM VE FELSEFE

Aadan da anlalaca zere Eckhartn konumu temelde Ruysbroeckinki ile ayndr.


Tanr eylemde bulunun Tanrlk bulunmaz. Onun eylemle ilikisi yoktur ve onda olmakta olan hibir ey yoktur. . . . Tanr ile tan rlk arasndaki fark eylem ile eylemsizlik arasndaki farktr.138

Eckhart ve Ruysbroeckten alntlanan bu pasajlarda zerine vurgu yaplann zellikle paradoksun durgun-devimsel yn olduu gzden kamayacaktr. Olaslkla bilinaltndan fkrarak - tannm mistikle rin dorudan kavrayndan ayr olarak - insan zihninde en derin etki yi brakan ve ona etki eden yn akas budur. nk bu yn kendisi ni iirde ve genel yaznda gsterir. Nitekim T. S. Eliot unu yazar:
Dnen dnyann hareketsiz noktas139

Burada hibir dinsel yada mistik anlaya zel bir gnderme yok tur. Ama dnen gezegenin hareketsiz ekseni mecaznn isel anlam aktr. Her ne kadar duyu dnyas - Platonun szleriyle - srekli bir ak olsa da eyann zeinde dinginlik ve sknet vardr. Daha bel gin olarak dinsel bir balamda u lhimiz var:
Ey btn yaratklar bir arada tutan G ve Destek Sen ki kendin her zaman hareketsiz kalrsn [italikler benim]

Hatta Tanr deimezdir genel ifadesi, her ne kadar belirsiz ve doal olarak deiik biimlerde yorumlanabilir olsa da, insanlarn mistik bilinaltndan kyor ve Tanrnn eylemsiz ve hareketsiz oldu unu onaylyor gibi gzkmektedir. nk deiim hareketi dei mezlik de hareketsizlii imlemektedir. Mistikler ayn zamanda aklsal ve mantksal yetileri tarafndan y netilen varlklar olduundan ve insan ruhunun mistik ve mantksal yanlar arasnda kesinlikle bir gerilim ve atma olduundan - bunun
138 Blakney (ev.), a.g.e., Vaaz 27, s. 226. 139 T. S. Eliot, Four Quartets, New York, Harcourt, Brace and Company, Inc., 1943. Burnt Norton

NESNEL GNDERGE SORUNU 1 7 7

felsef ierimleri daha sonraki bir blmde tartlacak - mistiklerin kendilerinin belli bir bocalama ve kendi kiiliklerindeki atan eler arasnda kararszlk eilimi gstermelerine o kadar armamal. zel likle Batda bu byledir. Sz gelimi Suzuki saltk paradoks, katksz mantksal elikiler dile getirmekte duraksamaz; dolu-boluktan, sal tk doluluk olan saltk boluk hlinden sz etmekten ekinmez. Upaniadn yazar Evrensel Benden o kmldar da kmldamaz da diye sz etmekten kanmaz. Hatta Zenden ayr olarak Budizm, daha son ra ayrntl iaret etme frsatmz olaca zere, saltk paradoks konu sunda zellikle direticidir. Ve bana yle geliyor ki Dou ile Bat ara sndaki bu fark, Dou mistisizminin, en byk Batl mistiklerin bile bir lde beceriksiz ve olgun olmayan mistisizmine gre daha ken dinden emin, ok daha olgun, daha derinlikli ve daha kuatc olmas gereinin bir sonucudur. Avrupa mistiklii Asya mistisizmi ile kar latrlnca amatr bir olaydr. Bu durumun sonucu, Avrupal mistiklerin kiiliklerinde mantksal yetileri ile mistisizmleri arasndaki bir krlma olmasdr. nk onlar mistiktir, onlar mantksal elerle atmamakla birlikte saltk ve zmsz olan paradokslar dile getirirler. Fakat ayn zamanda mantk ta rafndan ynetildikleri iin, Eckhartn eylemsizlii tanrlkta eylemlili i Tanrda grmesi gibi, kendi paradokslarn aklamaya ve bunlarn mantksal zmlerini sunmaya alrlar. Onlardaki mistisizmin en st noktada olduu seyrek durumlarda bir Suzuki gibi konuurlar. Fakat ussal yeti en st noktada olduunda -en ok da byledir - elikiden kanmak iin mantksal bahane ve aralar kullanrlar. yleyse doal olarak Avrupal mistiklerin durumu her iki taraf iin de kullanlabilir ve iki karr ekilde'yorumlanabilir. Burada so rulmas gereken soru hangisinin gerek sz sahibi olduudur. Mistik deneyimlerin gerekte mantn kurallarn inediini mi, yoksa e likinin yalnzca grnte olduunu, bunun onlarn gerek anlamla ryla deil szlerle ilgili bir durum olduunu, dolaysyla przlerin, szcklerin farkl anlamlar arasnda ayrm yapmak gibi, daima baz mantk oyunlaryla giderilebileceini mi syleyeceiz? Kukusuz bir ok okuyucu ikinci yorumu yeleyecektir, izninizle saduyu baya lklar adn vereceim eyin tmyle etkisi altnda olan zihinler bunu

178 MSTSZM VE FELSEFE

yeleyecektir. Gerek bir mistik duyguya sahip olmayan ve kendile rinde bilimsel zihniyetin btn kiiliklerinin sorumluluunu zerine ald ve dolaysyla mistik duyguyu ezip getii kiiler bunu yeleye cektir. Fakat bence bu s bir yorumdun Bana gre mistik deneyim yalnzca grnte deil zde de mantksal anlamann tesindedir. Bu konuda Baty deil Douyu izlemeliyiz. nk genel olarak140 Do ulu mistik hep bir azdan konuur, oysa Batl mistik bir azdan ko numaz. Mistisizmi Hint mistisizmini baka bir Avrupalnnkinden daha fazla andran Eckhartn bile kendisinin mantksal yannn stn gel mesine daha sk izin verdii dorudur. Tanr ile tanrlk arasndaki ay rma yaplan srekli vurgu bunu gstermektedir. Fakat bana yle ge liyor ki en derinlikli szlerinde Hristiyan mistikler kendi bocalama eilimlerini aarlar ve deneyimlerinin znl paradoksallna daha yreklice sarlrlar. Nitekim Rudolf O ttoya gre Eckhart tanrln kendisinde skn ile hareket arasnda kutupsal bir zdelik kurar. ncesiz ve Bengi olarak sakin olan tanrlk ayn zamanda kendisini aan arktr.141 Eckharttan u szleri alntlyoruz:
Bu ilh zemin kendi iinde hareketsiz olan birleik bir dinginlik tir. Bununla birlikte her ey bu hareketsizlikten kar ve yaam ka zanr.142

imdi bir kez daha Douya dnecek olursak ada Hindu mist ik Sri Aurobindonun unu onayladn grrz:
Bylece kendi iinde dinginlii elde edenler evrende ileyen srek li erke miktarnn onun sessizliinden fkrdn her zaman alg layabilecektir.143 140 Farkll bytmememiz gerekir. nk hepsinden te, mantksal olanla mistik olan arasndaki gerili m evrensel bir tarzda insansadr, yalnzca Avrupaya zg deildir. Dolaysyla bu farkllk srf bir vurgu ve derece konusudur. Szgelii, Sankara, Eckhart gibi, paradokslarn mantksal yorumlarn yapmaya alan birisi olarak anlabilir. 141 Rudolf Otto, Mysticism East and West, s. 174. 142 Blakney (ev.), a.g.e., Fragman 39, s. 247. 143 Sri Aurobindo, The Life Divine, New York, The Greystone Press, 1949, s. 28. Aurobindo 1950de lmtr.

NESNEL GNDERGE SORUNU 1 7 9

Bana yle geliyor ki bu, salt yorumlanmam - birinci tekil kiisi ni kulknmasa da akas Aurobindonun kendisinin deneyimi - de neyimin yaklak bir anlatmdr. nk kullanlan sz dnme ya da sz konusu kuram benimseme deil alglamadr. Dinginlik ve sessizlik de paradoksun olumsuz yann belirtmektedir ve bunlar hareketsizlik ve eylemsizliin yerine geen mecazlardr. Bununla bir likte dnyada ileyen erke sessizlikten uzak olan bir eyde varolan erke olarak deil, sessizliin iinde olup ondan fkran bir ey olarak alglanmaktadr. Bunun anlam Eckharta ait olan ayn zamanda ken disini aan bir ark olan ncesiz ve bengi olarak sakin tanrlk sz nn anlamyla ayndr ve yine Lao-Tzunun yine de kendisinden su kan bo kap sznn anlamyla ayndr. Bu resim - evrenin er kesinin sessizlikten kmas^ kendisini aan ark, ve yine de bitmeyen bir su aknn kayna olan bo bir kap - ayn eyi dile getiren, yani dnyann yaratlmas olan, bo ayrmlamam birliin kendi kendini ayrmlatrmasn anlatan farkl mecazdr. Ve bu yalnzca metafizik bir kuram deil bu adamlar tarafndan dorudan deneyimlenen bir eydir de. Ayrmlam ve eylemsiz, kendi ayrmlamalarn kendisin den yaratt iin etkindir. Hatta daha belgin aklamasn aada Suzukinin pasajnda grebiliriz:
Sunyata [boluk] hlinde saltk olarak hareketsiz kalmak prajnann (mistik sezgi) doas deildir. O kendisinden kendisinin snrsz olarak kendisini ayrmlatrmasn ister, ayn zamanda da kendi iinde kalmak ister. te Sunyataya tmyle bir boluk hli deil de sonsuz olanaklar baraj denmesinin nedeni budur. Kendi iinde ayrmlamam olarak kalmakla birlikte kendisini ayrmlatrarak ve bylece sonsuz yaratma iine devam ederek . . . onun hakknda denebilir ki o yoktan yaratmadr. Sunyata durgun olarak deil de vimsel olarak anlalmal, veya daha ok ayn anda hem durgun hem devim sel olara k . 144 [italikler bana ait]

Byle bir pasajn yazarnn hangi tarafta yer alacanda kuku ola maz, yani o, znde var olan elikilerden kurtaracak mantksal ya da szsel ustalklara olanak tanmayan saltk paradokstan yana olacaktr.
144 Charles A. Moore (ed.), Essays in East-West Philosophy, Honolulu, University of Havvaii Press, 1951, s. 45.

180 MSTSZM VE FELSEFE

Paradoksun saltk ve zsel olarak m yoksa yalnzca szsel ve g rnd biimiyle mi yorumlanaca sorusunu imdilik arkamzda b rakrsak, dolu-boluk paradoksuna ilikin henz bitmemi olan ak lamamza ve bu paradoksun deiik ekinlerdeki grnne yeniden dnebiliriz. nk Hinduizm, Budizm ve Hristiyanlk iledik ama Islm ve Yahudilik konusunda henz bir ey sylenmedi. Bunlarda da ayn paradoks grnmekte midir? Bununla ilgili Sufilerde herhangi bir rnek veremiyorum. Belki sufizm konusundaki bilgimin ok snr l olmasndan tr rnek veremiyor olabilirim. slm aratrmalar konusunda bir aratrmac rnekler gsterebilir. Dier yandan olabi lir ki izlenimim dorudur ve dolu-boluk kavram orada bulunmaya caktr; ve bu da Muhammed peygamberin dininde Tanrnn adaleti, devimsel gc ve kiilii zerine yaplan gl vurgunun mistik olan larn arasnda bile niteliksiz, durgun ve kii olmayan yne doru mist ik eilimi bastrm olmasndan kaynaklanabilir. Yahudilik de bu adan genelde Islm dinindeki gibi ayn vurguyu tadndan ve zaten mistik e bu dinde en az dzeyde olduundan burada da dolu-bolukla ilgili bir kant bulamayacamz umabiliriz. Gerekte de ok fazla kant yoktur. Ancak, En-Sof kuram bir ok a dan Eckhart ve Ruysbroeckin anlatmlarna benziyor gibi grnmek tedir. Scholeme gre bilinemez olan ve kii olmayan Kendinde Tan r, yani En-Sof ile beliren Tanr olan Tevratn kii Tanrs arasnda ay rm yaplr. En-Sofa ayn zamanda gizli Tanr denir ve Onun hi liinin derinliklerinde145 biimindeki kabbalistik szde gndermede bulunulan da odur. Ayrca sonsuz olan En-Sofun hibir nitelik veya sfat yoktur. Tanrsal sfatlar beliri hlindeki Tanrya aittir. Onlar E n -S o fun karanlk doasnn kendisini gsterdii ttk lem le r in e 146 aittir. Bu dnceler aslnda, Hristiyan mistiklerin kendile rini dile getirdikleri lemeci dnce erevesini bir yana koyarsak, Eckhart ve Ruysbroeckin mistik tanr bilimleriyle neredeyse ayndr.

145 Scholem, a.g.e., Konferans 1, ksm 4. 146 Ayn eser, konferans 6, ksm 2.

NESNEL GNDERCE SORUNU 181

6. Tanr Szc
e dnk mistik deneyim kanlmaz olarak, grdmz zere, bizce doru yorumu olan Evrensel Ben, saltk birlik, Bir kavrayna gtrr. imdi Evrensel Benin uygun bir biimde Tanr ile zdeletirilebilip zdeletirilemeyecei sorusunu sormalyz. Kiitanrc mistikler, ayrmlamam birlik deneyimine ulap kendi bireysellikle rini bu birliin iinde kaybettikten sonra hemen, deneyimledikleri e yin Tanr ile birleme olduu sonucuna srarlar. Burada birleme szcnn kullanln sorgulamyoruz. Ancak Tanr szcnn uygun olup olmadn sormak nemli grnyor. Bu sora bir anlam da tmyle szsel bir sorudur. Yine de burada kesinlikle byk bir dikkat gerekmektedir. Sonsuz Kozmik Ben kavramn onayladktan sonra bu noktada birinin kendisini, bir onay gelgiti boyunca, olaslk la duygunun etkisinde kalp, geleneksel dinsel ya da tanr bilimsel d ncelere doru toptan srklenmeye brakmas olduka kolaydr. Tanr szcnn yaygn anlam ile felsefecilerin ve tanr bilim cilerin ona verdikleri daha karmak anlamlar arasnda bir ayrm ya plmaldr. Profesr Broada gre Tanr genel anlamda bir kiidir; ve bir kii olmak iin, ona gre, bir varlk dnmeli, duyumsamal ve is temelidir; ve bu bilin hlleri, kendiliinden olduklar lde, tek bir zihin hlleri olmay ieren birlii elde eder; ardk olduklar lde de bunlar kiisel kimlik elde ederler.147 Denebilir ki Profesr Broad, Tom, Dick ve Harrynin kii olmas gibi bir kii tanmlamtr. Kuku suz bu genel Tanr kavrayn ieren eye benzemektedir. Tennysonun, genel Tanr dncesinin sonsuz bir papaz dncesi olduu nu ileri srd sylenir. Bu bak asna gre Tanr aka zamansal bir varlktr. Deimez denmesine karn o bugn bize kzgn yarn bizden honuttur. O deiik zamanlarda farkl dncelerle megul olur. Nasl insanlar bir ev yapmak iin plnlar kuruyorsa ayn ekilde o da evreni yaratmak iin planlar kurmutur, bir farkla ki Tanrnn zerinde alaca bir zdee gereksinimi yoktur, evreni yokluktan yaratm. En kesin bir biimde Evrensel Ben buna benzer bir anlam
147 Broad, a.g.e., s. 160.

1 8 2 MSTSZM VE FELSEFE

da Tanr ile zdeletirilemez. nk Tom, Dick ve Harryde olduu gibi dier benlerden ayr olan bireysel bir ben elbette Evrensel Benin olmad eydir. Btn bireysel benler ona karp yok olur. O kendi sini bireyletirerek ayrmlatrr, ancak kendisi ayrmlamamtr. Yine o zamansz olma anlamnda ncesiz ve bengidir, onun ardk bilin hllerine sahip olduu da dnlemez. Ve Bir sonsuzdur, oysa ayr kii olma anlamnda bir kii, her ne kadar sonsuz etiketi geleneksel olarak ona ilitirilse de, zorunlu olarak sonludur. Evrensel Beni Tanr ile zdeletirmeye gelebilecek temel itiraz u; byle yapmakla bizim biraz nce kendisine gndermede bulunu lan Tanr ile ilgili ok kaba saba kavraylar onuyor olduumuz d nlebilir. Eer bundan kanlabilirse, sz konusu szcn kullan myla ilgili temel sknt ortadan kalkm olacaktr, ama hla ortada tanr bilimcilerin ve/veya felsefecilerin kullandklar biimiyle bile bu szcn uygun olup olmad sorusu olacaktr. Byle bir aratrma ya girimek neredeyse umutsuz grnmektedir, nk felsefeci ve tanr bilimcilerin grleri o kadar ok ve o kadar birbirinden farkl ki bunlarn tamamn burada tartmamz olanakl deil. O yzden dm kesmek zorundayz. Ben yalnzca, son blmde ele aldmz zere Evrensel Benin, (Tanr szcnn uygun bir biimde kulla nlmas durumunda) Tanrnn deta evrensel olarak zorunlu kabul edilen zelliklerinden en azna sahip olup olmadn inceleyeceim. Byle bir yntem bu tr zelliklerin seiminde bir keyfilik unsuru ie riyor grnebilir. Bu kanlmazdr. lk olarak, Tanrnn yaayan ve bilinli olmas, bir ta paras gi bi l, hayatsz ve bilinsiz bir ey olmamas gerekir. Bununla birlik te onun ayr bir kii olmas gerekmez. Evrensel Ben ar bilin oldu undan dolay bu konuda ona Tanr demek uygunsuz gelmiyor gibi grnmektedir. kinci olarak, Tanr btn tinsel arzularn hedefi olma iini gre bilmeli, son ve tam kurtulu ve mutluluu salayabilmeli. Bunun ka nt Evrensel Ben ile mistik birlemenin ona ulaanlara her anlay aan, btnyle bu ekilde betimlenen en yksek mutluluu, erinci vermesidir.

NESNEL GNDERGE SORUNU 183

nc olarak, Tanr yce ve kutsal duygulan uyandrabilirle zelliine sahip olmal. Bu kesin olarak, dinsel olanla dnyev olan arasndaki ayrc izgidir. Bir ile mistik birlemenin bu zellie sahip olduundan kimse kuku duyamaz. Drdnc olarak, Tanr btn deerlerin ve iyiliklerin en temel kayna olarak dnlmeli. Henz mistisizmin ahlk ya da bir baka alandaki deer yarglar ile olan ilikisini ele almadk. Bu konuyu da ha sonraki bir blme sakladk. Mistikler btn deerlerin aslnda deneyimledikleri eyden dkldn ileri srerler. u veya bu biim de, imdiye dek Evrensel Benle ilgili olarak rendiklerimizin iinde bu iddia ile uyumayan hibir ey yoktur. Elbette bu ktlk sorunu nu dourmaktadr, fakat Tanrnn doasna degin her bir kuram bu sorunu dourduu iin, bu Evrensel Benin Tanryla zdeletirilme sine zg bir itiraz deildir. Beinci olarak, Tanrnn dnyann kayna olarak dnlmesi ve her eyin ondan kmas Onun zorunlu bir zelliidir. Bu, tanrsal varlk olmann btn zelliklerinden belki de en esasls olan Tanrnn yaratc olma zelliidir; dolaysyla bu incelemenin en nemli noktas bizim amzdan devam etmektedir. nk, canl, bilinli, tin sel arzularn hedefi ilevini gren, yce ve kutsal olan, btn iyilikle rin kayna olan bir varla bile, dnyann yaratcs olarak da d nlmedii srece Tanr denemez. Konu, kukusuz, mistiklerin (Doulu ve Batl) deneyimledikleri ayrmlamam birliin yaratc olduuna inanp inanmadklar deil dir. nk bundan hibir kuku duyulamaz. Hristiyan mistiklerin bu birlie Tanr demeleri, onun yaratclna olan inanlarn gster mektedir, nk bu szcn anlamnda vardr. Onlar ounlukla be lirgin bir biimde deneyimledikleri ey iin yaratc gibi szckler kullanrlar. Fakat bunun, mistik deneyimde kkl olmayp bir tr akl yrtme ilemine dayanan salt akl bir kuram olmas mantksal olarak olanakldr. Dolaysyla asl soru, bu inancn mistik deneyimin gerek bir betimi olup olmad sorusudur. Deneyimledikleri eyin yaratc olup olmad sorusu onlarn onun yaratcln deneyimleyip deneyimlemedikleri anlamna gelir.

184 MSTSZM VE FELSEFE

Yant, Suzuki, Aurobindo, Eckhart ve Lao-Tzudan yaplan alnt lara benzer pasajlarda, ayrmlamam birliin kendisini ayrmlatran birlik olarak alglanmas eklinde grlecektir. Akl3i kuramdan ayr olarak ak bir biimde dolaysz deneyime iaret eden alglama sz cnn yalnzca Aurobindodan yaplan alntda kullanld doru dur. Dier pasaj ise bunlarn kiisel deneyimlerin kaytlar olduu ynnde gl bir duygu vermektedir. yleyse Evrensel Ben yaratcdr. Onun yaratcl kendi kendini ayrmlatrmasndan ibarettir. Ayrmlamam, kendisini ayrmlatrr. Bir, kendisini oa ayrr. Gizil kendisini edimsel hle getirir. Ayrm lama, blnme, edimsel hle gelme dardan yaplan eyler deildir. Bunlar onun kendi edimleridir . Etkinlik, zamansal deil zamansz ve bengi bir etkinliktir. Bu hliyle o bir deime sreci deildir, nk deiim bir hlden hle zamansal geii ifade eder. Deiim olmayan zamansz bir etkinliin bir eliki olduu sylenirse yalnzca burada paradoksun olabilecei sylenecektir. Birisi okuyucuya, kukusuz za mansz bir etkinlik olarak da betimlenebilecek olan, N .M .nin gzle rinin nndeki bir nesneyi hareket etmeden hareket edici olarak deneyimlemesini anmsatarak belki yardmc olabilir.148 Bunun, sz konusu dncenin srf tanr bilimcilerin ksr tartmalarnn rn olmadn gsterdii akla yatkn olarak ne srlebilir. yleyse Evrensel Benin ya da Birin, eer ona uygun bir biimde Tanr denilecekse gerekli olan dnyann yaratcs olma zelliine sa hip olduu sylenebilir. Yine o, grdmz gibi, dier gerekli drt zellie de sahiptir. yleyse dil kt kullanlmadan ona Tanr dene bilir. Bununla beraber, olanakl olduunca bu szcn kullanlmasn dan kanlmas ve daha ok Bir, Evrensel Ben vs. gibi szlerin kulla nlmas iin bir hayli sylenecek ey var. Byle yapmakla kii eninde sonunda Tanr szcyle yakndan bal olan kaba saba ve bo a rmlardan kurtulur. Kuku yok ki tam da bu nedenden dolay kendi mistik deneyimlerini betimleyen Tennyson, Koestler ve Symonds gibi ada yazarlar Tanr szcn kullanmaktan kanr ve tanr bilim

148

Dadnk Mistisizm blmne baknz

NESNEL GNDERGE SORUNU 185

sel olarak (teolojik) yansz bir dil kullanr. Ancak gerekli ve yerinde olduu durumlarda bu szc kullanmay yadsmak bilgilik tasla mak olur; sz gelimi, kiitanrc dinin mistiklerinin deneyimlerini ve grlerini zel olarak tartrken Tanr szcn kullanmak ye rinde olacaktr. O zaman doal olarak onlarn kendi szck daarck larn kullanmaya yneliriz, byle yapmamann da olduka yapmack olaca olas durumlar vardr. Bu dncelere gre kendi uygulama m dzene sokmaya alacam, ama iin doas gerei tam bir tutar llk beklemek hemen hemen gtr. Daha nce grdmz zere, Evrensel Ben konusundaki szler le ilgili olarak ortaya kt gibi Tanr konusundaki szlerle ilgili ola rak da ayn sorularn ortaya kaca tabi ki aklmza gelmeli. Her bir durumda bu tr olumlamalarn konumunun ne olduunu sormalyz. Nasl ki Evrensel Ben ne nesnel ne de znelse Tanr da yle. Gerek Evrensel bir Ben vardr gerekse bir Tanr vardr dediimizde dr szcnn ne anlama geldiini sormalyz, nk o vardr anlamna gelmemektedir. Bu da bizi, nceki ksmlarda ksaca dokun duumuz konum sorununa geri gtrr.

7 . Varln Kendisi Kuram


Aratrmalarmz bizi, mistik deneyimin nesnel olduunu dn meye gtrseydi o zaman, Evrensel Ben hakkndaki szler dorudur ve Evrensel Ben vardr deme hakkmz olurdu. Eer mistik deneyimlerin znel olduklar sonucuna varsaydk, Evrensel Ben hakkndaki szlerin yanl olduunu ve Evrensel Benin var olmad n sylemeye hak kazanrdk. Ancak mistik deneyimin ne nesnel ne de znel olduu sonucuna vardmz iin Evrensel Benin ne var ol duunu ne de var olmadn ve onunla ilgili yarglarn ne doru ne yanl olduunu sylemeliyiz. Daha nceki ortodoks olgucularn, ne doru ne de yanl olan byle yarglarn metafiziksel olmalar yann da anlamsz olduklarn ne sren kaygan yantn kabule hazr olma dka yeni bir yaklam bulmaya alacaz.

186 MSTSZM VE FELSEFE

Bu blmde ve sonraki blmde bizden ncekilerin nermi ol duklar sz konusu sorunun iki zmn tartacaz. Bu iki zme srasyla Varln Kendisi kuram ve iirsel Doruluk kuram de nebilir. Bana gre bunlarn her ikisi de kabul edilebilir deildir. An cak bunlar gz ard edilemeyecek kadar etkilidirler de. Varln Ken disi kuram Asl Varlkn bir inein var olmas gibi var olmad, onun belirli bir varlk olmad, dierleri iinden bir ey olmad; ya da baka bir deyile onun nesnel olmad gereini dosdoru bir biim de kavramtr. Ayn zamanda bu kuram onun bir hayal, peri, masal, bo inan veya yanlma olarak aklanmamas gerektiini; bir baka deyile onun znel olmadn hakl olarak vurgular. O yzden bu ku ram Tanrnn, zel bir varlk olmamakla birlikte, Varln Kendisi ol duunu ne srer. Varln Kendisi, Eflatun ve Aristoda tmel ya da biim olan beyazlk gibidir. Nasl ki beyazlk btn beyaz eylerde or tak bir e ise Varlk da btn varlklarda ortak edir. Her ikisi de Eflatuncu tarzda evrensel bir ante rem olarak veya Aristocu tarzda ev rensel bir in re olarak dnlebilir. Her ne kadar bu kuram savunan lar genelde Aristo yorumunu yeliyor gibi grnseler de, grebildi im kadaryla bu ok nemli deildir. Bence bu kuram kesin bir biimde yadsnmal. Tmeller kuramnn - znel kavramlardan baka bir anlamda - tartmaya ak olduu, n k onun aklamaya alt deneysel olgularn ayn derecede benzer likler kuram ile de aklanabilecei itirazn erteleyebiliriz.149 Argma nmz iin tmeller kuram sanki doru kabul edilmi gibi konuabili riz. yleyse Varln Kendisi kuramn yle eletireceiz. Kukusuz be yazlk, insanlk veya insan-olmaklk, alk ya da genlik biimi var dr. Bunun nedeni btn beyaz eylerde ortak e, btn insanlarda or tak e ve btn genlerde ortak e olmasdr. Ancak btn varlk larn ortaklaa olduklar bir ey olmad iin Varlk biimi yoktur. Yal nzca zel varlklar vardr, evrensel Varlk yoktur. Bu, varlk beyaz, insan ve genin yklem olmas gibi yklem de ildir demeye benzer. Bu gr genellikle ve kukusuz hakl olarak
149 Bkz. H. H. Price, Thinking and Experience, London, Hutchinson & Co. (Yaynclar), Ltd., 1953, Blm I.

NESNEL GNDERGE SORUNU 1 8 7

Kanta dayandrlmtr. Fakat David Hume Kanttan nce ayn eyi ne srm ve ok daha ak bir biimde tamtlamtr. Humeun Kantn terimi olan varlk (being) yerine varolu (existence) sz c kullanmasnn zihnimizi kartrmasna izin vermemeliyiz. n k bu balamda Hume varolula tam olarak Kantm varlk terimiyle anlatmak istedii eyi kasteder.150 Hume argman yle ortaya ko yar: Varolu dncesi . . . varolan olarak tasarladmz eyin d ncesi ile btnyle ayndr. . . . Bu dnce herhangi bir nesne d ncesiyle bir araya getirildiinde ona hibir eklemede bulunmaz. Ne dnrsek dnelim, varolan olarak dnrz. Oluturmay iste diimiz herhangi bir dnce bir varln dncesidir; ve bir varln dncesi oluturmay istediimiz herhangi bir dncedir. 151 Humeun burada varolu szcn kullanm olmas kt, do laysyla Kantn varlk szcne dnp argman bu terimbilimi (terminoloji) ile srdreceiz. Humeun anlatmak istedii ey ite budur. u anda hakknda herhangi bir ey bilmediim bir nesneyle ilgili bilgi istesem ve bana nesne beyazdr dense onun hakknda bir ey renmi olurum; onun hakknda daha nce sahip olmadm bir bil gi elde ederim. Baka deyile, o bir yklemdir. Ayns gen ve insan iin de geerlidir. Bu szckleri bir nesneye uygulamak onlar hakkn da bir bilgi vermektir. Ancak bana bu nesne bir varlktr denirse, bu hibir bilgi vermez, nk bu yalnzca bu nesne bir nesnedir ya da bu varlk bir varlktr demektir. Bir kp ekeri dnecek olursak onun zelliklerini sorarz. O zaman, beyazdr; katdr; kp biimin dedir; tatldr deriz. Ancak, sahip olduu bir baka zellik varlktr, diye eklemede bulunamayz. Varlk ekerin ek olarak sahip olduu, beyaz, kp vs.den ayr bir zellik deildir. Varln bir yklem olduunu sanma yanlgs - ve dolaysyla Asl Varlkn Varln Kendisi olduu kuramndaki yanlg - kaplanlar vardr ama santorlar yoktur dediimizdeki anlamda kullanlan varo lu ile varlk birbirine kartrmaktan kaynaklanr. nk bir kap
150 Humeun konuyu ileyii Treatise of Human Nature (Kitap I Blm 2, Ksm 6, varolu ve dsal varolu dnceleri ) adl eserinde grlecektir. 151 Ayn eser.

188 MSTSZM VE FELSEFE

lann bu anlamda var oluunu sylemek onun hakknda bilgi vermek tir, yani onun doal dzenin veya zaman-mekn dnyasnn bir par as olduunu ve santor nesnel bir varolua sahip deilken onun sa hip olduunu sylemektir. Dolaysyla varlk yklem deilken varolu ve varolmama yklemdir. Her varolu ortak bir eye sahiptir, yani doal dnya dediimiz eya a ierisinde mekn ve zamana sahiptir. Varln Kendisi kuram elbette Tanrnn varoluun kendisi oldu unu ne srmez ama onun Varlkn kendisi olduunu ileri srer. Kukusuz varoluun kendisi gibi bir tmel vardr. Bu da nesnel doa dnyasndaki her eyde ortak olan eydir, yani bu dzenin yesi ol maktr ve hayali eylerin, d nesnelerinin, sanrlarn vs. sahip olma d eydir. Tartmakta olduumuz kuram Tanrnn btn doal nes nelerde ortak e olduunu ne srmek istemez, varolu bir yklem olduu iin bu sama olurdu. Bu kuram Tanry genel anlamda Varlkla zdeletirir, fakat btn varlklarn paylatklar byle ortak bir e yoktur. Dolaysyla kuram yanltr.

8. iirsel D oruluk Kuram


Bu kuram, Varln Kendisi kuram gibi, Asl Varlkn ne nesnel ne de znel olduunu ya da bir baka deyile onun hakkndaki szle rin szcn olaan anlamnda ne doru ne de yanl olduunu do ru bir biimde kavramtr. Fakat bu kuram bir baka anlamda do ruluun olduunu, yani iirin - olaslkla dier sanat dallarnn - sa hip olduu doruluun olduunu ve din ve mistisizmin bu tr doru lua sahip olduunu ileri srer. Olaan anlamdaki dorulua bilimsel veya aklsal doruluk, bu yeni tr dorulua da iirsel doruluk de nir. Onun ltleri nelerdir ve onu aklsal doruluktan ayran ey ne dir? Zaman zaman iirin, elbette dier sanat dallarnn da, eyann do as hakknda kavraylar ve sezgiler da vurduu sylenir. iir sel dorulukla anlatlmak istenen bu mudur? Bununla birlikte byle sezgilerin varlna ilikin iddialar airlerinki de dahil kimi zihinlerin genellikle dorular dorudan ve karsamac akln zahmetli aracl

NESNEL GNDERGE SORUNU 189

olmadan kavrama gcne sahip olduklar gereine dikkat ekmitir. Bu g ounlukla sezgi denilen eydir; ve varl kuku yok ki yalnz airler iin deil byk bilim adamlar, matematikiler, felsefeciler ve bir lde btn insanlar iin gerektir. Bu da galiba, bilim adamlar ve dierleri tarafndan yaygn olarak uygulanandan - adm adm d nme yolu - farkl olan bir doruya ulama yolu - sezgisel yol - olu turmaktadr, ancak bu yol ayr bir doruluk trn oluturmak iin bilimsel olanndan farkl hibir ey yapmaz. O yzden bunun konuy la hibir ilikisi yoktur. iirsel ad verilen zel bir doruluk tr varsa, olaslkla bu y le veya byle iirde olmaldr, imdi ona ltlerini ve aklsal doru luktan nasl ayrldn bulmak amacyla bakmann yeridir. erisin de iirsel doruluu bulmak amacyla hangi iir rneklerini seece imiz konusunda dikkatli olmalyz. Sz gelimi, yalnz dinsel ve mistik iirleri incelemek yeterli olmayacaktr. Sz gelii Shelleyin u iirinin karakteristik mistik dnceye iirsel anlatm kazandrd sylenebilir:
Bir kalr ; o k deiir ; geip gider; Gn klan her zam an parlayacak , yerin karanlklar akp g id e cek. ok renkli bir cam kule gibi yaam Sonsuzluun beyaz aydnln lekeler. Wordsworthun daha nce Da Dnk Mistisizm blmnn sonunda alntlanan iiri de byledir: Btn dnen eyleri, her dncenin h er nesnesini kkrtan Ve her eyin iinden yuvarlanan Bir devinim ve bir tindir.

nk dinsel ve mistik dncelerin dorusunun iirsel doruluk olduunu ve iirsel doruluun dinsel ve mistik iirlerde dile getiril dii grlen doruluk tr olduunu syleyecek olursak, akas bir dng ierisinde hareket etme tehlikesini tarz. iirsel doruluk di ye bir ey varsa bu, iir olmas ynyle iirin, dolaysyla btn iirle rin - ya da yle veya byle btn iyi, gerek ve byk iirlerin - sa hip olduu bir doruluk olmaldr. Dolaysyla dnyev iirde, ki bu

1 90 MSTSZM VE FELSEFE

nunla ben herhangi trden dinsel olmayan konularla ilgili iiri kaste diyorum, gnlk yaam ve olaylara ilikin iirler grlecektir. Byk airlerimizin nl pasajlarndan birka rnei iirsel dorularnn ne rede yattn bulmak amacyla gelii gzel alalm. ilk olarak, bir ok iirin bilimsel veya felsef dorulan dile getir dii ve yazarlarnn da byle yapmay istedii aktr. Sz gelii, Whitehead Tennysonun In M emoriamndan " Yldzlar, diye fsldad, krcesine akar dizesini alr ve u yorumu yapar: Onu [Tennyson] korkuya d ren ey mekanikilik sorunudur. Bu dize iirde sakl olan felsef soru nun btnn katksz bir biimde dile getirir. Her bir molekl kr cesine akar. nsan bedeni bir molekller btndr. Bu yzden insan bedeni krcesine akar ve bu yzden bedenin hareketleri asndan hibir bireysel sorumluluk olamaz.152 Baka deyile, dizenin anlatt ey mekanik doa grdr. Tennysonu korkuya drd sy lenen ve Whiteheadin organizm felsefesinde dzeltmeye alt ey budur. Ancak Tennysonun dizesinin dile getirdii meknistik doa gr iirsel bir doru deil bilimsel ya da felsef bir dorudur - ya da doru deildir veya yar dorudur. Ele almakta olduumuz gre gre aklsal doru yannda iirde bir biimde ierilmesi gereken zel iirsel doru tr - grnen, iirin ayn dizesinde olduka farkl iki doru tr - nerededir ve nedir. iirsel biimin mekanikilie degin felsef sorunun plak bedenine ekledii eyin baka bir doru tr deil bir nsan duygu derinlii ve betimsel ve szl anlatm gzellii olduu kesinlikle ortadadr. Fakat kukusuz insan zgrl sorununu ortaya koyan bir iir zel bir durumdur. ou iirin belirli bir felsef gndergesi yoktur. Onlar ok daha basit gnlk sorunlara deinirler. Fakat yine de, eer iyi iirseler, onlardan her biri bu zel iirsel doru ayrc zelliini, eer byle bir ey var ise, iermelidir. Kuramn savunucusundan bu yzden, Marloweun, Doktor Faustus Troylu Helenin hayaletini gr d zaman ona unlar sylettii iirinde iirsel dorunun nerede ve ne olduunu bize sylemesi istenebilir:
152 A. N. Whitehead, Science and the Modern World, New York, The macmillian Company, 1935, s. 113.

NESNEL GNDERGE SORUNU - 1 9 1

Bin gem iyi kzaktan indiren Ve Iliu m un stsz kulelerini yakan yz bu mu? Ya da Coleridgein iirinde: H areket eden ay gkyzne ykseldi Ve hibir yerde kalm ad ; Yannda bir veya iki yldzla Ykseliyordu yavaack. Ya da Keatsn iirinde: Ve on lar gittiler: Evet, uzun yllar n ce Bu sevgililer bir kasrgaya karp kayboldular. Ya da Rossettinin iirinde: Sabahl, dm eleri zlm H ibir yapm a iek onu sslem edi M eryem'in arm aan beyaz bir glden baka deta ayin iin giyilm i; Beline varan salar Olgun mstr gib i saryd. Ya da Browningin iirinde: H i arkasn dn m eyip dosdoru giden kii Sislerin dalacandan asla kuku duym ad. Ya da Swinburneun: En yorgun rm ak bile G venli bir yere denize dklr.

Bu pasajlardan her birisi, iirsel biimden kurtarp iiri bozmak is tediimiz takdirde yaln, yavan ve olduka sradan szcklerle dile ge tirilebilecek bir eit olguyu ya da son derece basit bir gerei dile ge tirmektedir. Sz gelimi, Swinburneun dizesi bize yorgun yal insan larn da er ge leceini; Keatsnki iki sevgilinin bir frtnaya karp kaybolduunu; Coleridgeinki ay ve yldzlarn sessizce ve durmadan

192 MSTSZM VE FELSEFE

ykseldiini; Rossettininki bir kzn belli bir tarzda giyinmi olduu nu anlatr. Bu yaln olgular bilgi verici ve bilimsel trde bir dorulu a sahiptir. iirin bunlara katt ey ritmik ve melodik dil, soyutlama lar yerine somut ve canl betim, gzellik ve duygusal ekimdir. Yeni ve zel bir doruluk tr yoktun ou iir (imdikinden ayr olarak ge mite) dourduu duygularla - lmn kanlmazl ve zcl, doa manzaralarnn gzellii, sevginin ve arkadaln gc, aile ve ocuk sevgisi, yaamn ackl olaylar ve de onun nemsiz komedileri - birlikte en yaln ve en ak insan gereklerinden oluturulmutur. Bunun yan sra gnmzn byk lde belirsiz ve zor iirine baka cak olursak bulacamz ey, herhangi trden bir iirsel doruluk deil, grlmemi tarzda zorlayc ve ok incelikli aklsal dnceler dir. Herhangi birinize John Donnenin ho iirinde kendisine uygun duygusal tonun elik ettii ve ustalkl imgelerle ve szcklerle da vurulan salt aklsal dncelerden baka bir ey bulmanz iin meydan okuyorum. Fakat zgn dnrler tarafndan ortaya konan, bizi bu glk lerden kurtaracak ve doru yola sokacak iirsel doruluk kuramnn zel bir yorumu var olabilir. Dolaysyla bu kuramn bildiim yalnz ca iki yorumuna iaret edeceim. lki, Profesr Philip Wheelwright5n ok ilgin ve ili kitab The Burning Fountainde aklad yorumdur. Bu kitapta dili kullanmann iki deiik yolu olduu ne srlr. Bun lardan birine, der Philip, ifade edici dil ya da derinlik dili denebilir ve amalarmdan birisi . . . bu dilin yaps ve gizil glerini yaznsal dilin ya da bazen ksa olsun diye steno-dil dediim bilim dilinkinden ayrt etmektir. Derinlik dili diye devam eder Philip, dinde, iirde ve sylencede rneklenir ve Prof. Philipin kitabnn ana tezi dinsel, iirsel ve sylencesel szlerin, bu szlerin nesnellik ya da gnderme de bulunma yntemi bilimin dili ile ayn trde olmasa da, bir eyleri anlatmak istedii, bir tr nesnel gndermede bulunduudur. 153 Sa nrm iirsel ve dinsel szler asndan bilimsel szlerin nesnel gndergelerinden farkl olan bir tr nesnel gnderge iddiasnda bulun makla yazar iirsel doruluk kuramnn bir yorumunu destekliyor.
153 Philip Wheelwright, The Burning Fountain, Bloomington, Id., Indiana University Press, 1954, ss. 3 ve 4.

NESNEL GNDERGE SORUNU 193

Burada her ikisi de ayn doruyu dile getiren iki dil kavram veya dili kullanma yollar ile iki farkl tr doru kavram arasnda bir kar klk olup olmad merak edilebilir. Ama bunu geebiliriz. Yine her hangi birimiz Wheelwright,n dinsel ve iirsel szlerden zel bir tr nesnel gndermede bulunan szler diye sz etmesinin uygunsuz olup olmadn merak edebilir. nk bu bir nesnenin varln ve onun ile dile getirilen dnce arasnda bir eit karlkll ieriyor gibi grnmektedir. Byle bir karlkllk bilgi verici veya bilimsel dorunun zel gstergesidir. Eer sonunda yazar iirsel veya dinsel doru trne ilikin zel olan her ne ise onun tutarl ve akla yatkn bir aklamasn vermi olsa bu o kadar nemli olmaz. Bu soruya o Expressive Statement and Truth adl eserinin sonlarnda bir blm ayrmtr. Onun burada syledii ey unla ayndr: Bir cmledeki bildiri esi terimin bilimsel anlamnda onun dorusudur ancak bir ifade edici sz, bir bildiri esi ierse de bu eyi duygusal ve t verici elerle bir kaynam birliktelik ierisinde154 kartrarak sz konusu enin tesine geer. Bu doru olabilir, fakat eklenen duygusal, t verici ve bildirici olmayan elerin ne ekilde bildirici olmayan bir doruluk tr veya nesnel gnderge tr oluturduu nu hi aklayamaz. Kanmca Wheelwright bilimsel olandan farkl olan bir doru tryle ilgili tutarl ve hatta akla yatkn bir kurama sa hip deildir. Onun, iirsel biimin iirin bildirici dorusuna ekledii eyin duygusal ve t verici eler olduu kabul iirsel doruluk kuramm desteklemekten ok olumsuzlar. Bu, iirsel biimin ekledii eyin yeni bir doru tr deil, duygu, betim ve dil gzellii vs. oldu u grmle uyumaktadr. Profesr Arnold Toynbee An Historian*s Approach to Religion ad l eserinde iirsel doruluk kuramnn bir yorumunu ortaya koyar. Toynbee, Dorunun insan zihninin eksik bir biimde biraya gelmi yetilerinin bir birlie odaklayamayaca iki yz arasnda bir ayrm olduunu savunur. nsan ruhunda iki organ vardr: bilinli istemli yzey ve bilinalt duygusal boluk. Bu iki organdan her birinin ken dine ait, Gerekliki insann isel gznden gizleyen ve gizlerken de

154 Ayn eser, Blm 13, zellikle s. 281.

194 MSTSZM VE FELSEFE

belli belirsiz gsteren koyu cama bakma ve onu seyretme tarz vardr: Dolaysyla bu her bir eksikli kavray tarz, kendi bulgularna do ru adn verir. Fakat gizli tek bir dorunun iki deiik yznn nite likleri bu krk klar155 alan insan ruhuna ait iki organn doalar kadar farkldr. Bilinalt ruh tarafndan kavranan doru kendi do al ifadesini iirde bulur; anln kavrad doru doal ifadesini bi limde bulur. 156 Bu kuramn zn dile getirildii mecazlar ynndan seip kar mak ok zordur. Fakat bu pasaj Kantta ve Kant izleyen felsefelerde yapld zere grnle gereklik arasndaki ayrma benzer bir eye dayanyor grnmektedir. Belki bunu baka szcklerle anlatmaya kalkabiliriz: Toynbeeye gre iki farkl organ tarafndan, anlk ve bilinalt tarafndan kavrand iin zihne iki farkl grn sunan tek bir Gereklik vardr. Daha sonraki bir blmde bu Gereklikin tin sel bir varlk olduunu ve onun aslnda Saltk olduunu reni riz.157 Dorunun iki yznn her biri onu kavrayan organ tarafndan koullanan bir grn olduu iin kendisi bakmndan Gerek likin ne olduunun bilinemez olmas gerektii varsaylabilir. Bu du rumda Toynbeenin ona tinsel bir varlk demekle, kuramn gerektirdi i Gereklike ilikin yansz bilgisizlikten baz nedenlerle ayrld ve bilinalt tarafndan kavranan doru tarafna rabet gsterdii varsa ylmaldr. Nasl olursa olsun, yle ya da byle bilinalt tarafndan kavrand biimiyle Gereklikin grnnn, yani iirsel dorunun bizim iin akla yatkn klnmasn ya da eer akli olarak aklanamyorsa ez azndan gelecekte onu grdmzde bileceimiz ekilde bi ze gsterilmesini isteme hakkmz vardr. Onu akla yatkn klmak onun ltlerini ve tanmn vermek olacaktr. Bunun tam ve son ola rak yaplmasn istemek kuramn eksiksiz klnmasn istemektir ki bu nu beklemek akla yatkn olmayacaktr. Fakat en azndan - filozofla rn ve mantklarn yapm olduklar doruluun doasyla ilgili bi limsel anlamda zmlemeler ve denenmi kuramlara karlk - bir gi
155 Arnold Toynbee, An Historians Approach to Religion, New York, Oxford University Press, 1956, s. 122. 156 Ayn eser, s. 124. 157 Ayn eser, s. 265.

NESNEL GNDERGE SORUNU 195

riimde bulunulmaldr. Ancak Prof. Toynbee byle akla yatkn bir ku ram giriiminde bulunmaya bile balamamaktadr. Onun bak asndan yant olaslkla, gerekte aklsal olmayan bir doru trnn aklsal bir kuramnn yaplamayaca veya bunun istenemeyeceidir. Fakat bu durumda iirdeki dorunun belirli rnekler de gsterilmesi gerekir. Basit olarak bir iiri okuyabilmeli ve ondaki doruyu grebilmeliyiz . Bu bizi yukarda anlatlan duruma geri gt rr. Bu sayfalarda Tennyson, Marlowe, Coloridge, Keats, Rossetti, Brovvning ve Swinburneden alntlanan dizeleri, ierdikleri Saltk hakkndaki doruyu kefetmek hevesiyle okudum. Herhalde bir ba ka eye olduu kadar iirin iirsel niteliine de duyarlym - yle ya da byle buna kar tamamen kr deilim, btnyle zevksiz deilim. Yine de bu doruyu bulamyorum. Gerekte - Wheelwrightn bildi rici e dedii - katksz olgusal dorunun plak bedenini ve bunun yannda da yksek ve soylu bir duygusal ekicilik, betim gzellii, mzik dilinin incelikli ses kalitesini ve benzeri eyleri gryorum. te hepsi bu. Eer Toynbeenin iirsel doruluk kuram yorumu doruysa, tek bir Gereklikin iki grn arasnda, her bilimsel doru ifadesinin karsnda ona karlk gelecek bir olas iirsel doru ifadesinin ve bunun tersinin olmas gerektii eklinde bir benzerliin olmas gere kir. Dorusu bu kuramdan, insan zihninin her zaman dorunun iki boyutunu kavrayabiliyor olmas gerektii kmaz. ki organn ikisin de de kr noktalar olabilir. Fakat en azndan birimiz, baz durumlar da iirsel bir dorunun aklsal bir doruya karlk geldiini gzle menin ve birinin dierine evirisini sunmann olanakl olduunu d necektir. Gerekten de Prof. Toynbee byle evirilerin rneklerini sunmaktadr. Sz gelimi diye yazar Toynbee, Akln barbar sava lortlarnn iren davranyla ilgili yavan kayd bilinalt tarafndan alnm ve onun tarafndan kahraman iirine dntrlmtr. . . Yine Amentlerdeki Hristiyan esaslarnn saptanmas, der bize Toynbee, bilinalt dorusunun akln dorusunun terimlerine ev rilmesi giriiminin bir baka rneidir.158 Ayn dorunun bir evi-

158 Ayn eser, ss. 123-124.

1 9 6 MSTSZM VE FELSEFE

ride iren dierinde kahramanca olmas gariptir. Ancak bundan ay r olarak, Homerik destanlarn, iren davrann yavan kay d. ..nda verilen doruyla karlatrldnda, farkl tr bir doru yu veya ayn dorunun farkl yzn ne ekilde verdii belli deil dir. Aka grnmektedir ki, nasl yukarda aktarlan, ak bir bi imde iki sevgilinin frtnaya karp kaybolduklarm anlatan Keatsin dizesi tam olarak yavan kayt ile ayn doruyu veriyorsa ve bu iirin ekledii ey baka bir doru tr deil yalnzca gl be tim, ritmik dil ve duygusal ekicilik ise Homerik iirler de barbar sa va lortlarnn davrann, olgulara yeni bir doru deil duygusal ve yaratc eler ekleyerek, ayn biimde ele alr. Ayn olayn yaratllar farkl gzlemciler tarafndan olduka farkl bir biimde anlatlmas her zaman yaanan bir eydir. Birisi ola yn gln tarafna nem verecek ve onu gln gsterecektir; bir bakas onda alat grecek ve hakknda yazacaktr. Olduka sradan olan ayn olay ayn anda gzellik, irkinlik, soyluluk ve irenlik e lerine sahip olabilir. Bir zihin bir eyi bir bakas bir baka eyi ya kalayabilir. Her bir anlatc doruyu ya da dorunun bir ksmn sy lyor olabilir. Bunu aklamak iin, aprak metafizik bir kuram olan iki tr doruluk kurammzn olmas gerekmez. Prof. Toynbeenin gndermede bulunduu Truva Sava5mn iki farkl aklamasnda bundan daha baka bir ey var m? Bu durum dolaysyla, Hitler bir savata romantik yiitlik ve sanonur grebilirken inanlarndan tr hapse giden bir bar ayn sa vata vahilik ve irenlikten baka bir ey grmemektedir. Bu, Toynbeenin gndermede bulunduu Truva savann iki aklamasna ol duka benzerdir. Fakat hi kimse Hitler ve barya ait tepkileri ak lamak iin iki tr doru kabul etmenin gerekli olduunu dnmez. Sonu olarak diyebilirim ki gerek Wheelwright yorumuyla gerek se Toynbee yorumuyla gerekse de bir baka yorumla iirsel doruluk kuram kabul edilmemelidir.

NESNEL GNDERGE SORUNU 1 9 7

9. Evrensel Benin Konumu


Mistiklerin Bir, Evrensel Ben, dolu-boluk veya Tanr olarak dei ik biimlerde tanmlad Varlk anlamda Gereklik olarak d nlmelidir. O akndr ve herhangi bir bireysel zneden bamszdr, dolaysyla ona znel denemez. En yksek deere sahiptir ve en yk sek iyidir. Ve o dnyann yaratc kaynadr. Bununla birlikte nesnel de deildir. Bu da iki sorun dourur. lki, o ne znel ne de nesnel ol duundan dolay ona ve onun hakkndaki o udur; zamanszdr, ben gidir vs. gibi yarglara ne tr bir konum verilecektir. kincisi, eer nesnel deilse ve var deil ise hangi anlamda nesnel ve var olan dnyann ilk nedeni olabilir? Onun en yksek deer ve yaratclk gi bi boyutlarnn u aamada daha fazla tartlmas gerekmez. Ancak bu blmde konum sorunu daha da irdelenecek. Her eyden nce una dikkat edilmelidir ki her ne kadar ksmen zmleme yntemlerini varolu, nesnellik ve znellik gibi te rimlerin anlamlarna uygulayarak Birin ne znel ne de nesnel olduu sonucuna ulasak da, bu sonuca kukusuz mantksal olmaktan ok sezgisel olarak ulaan mistiklerin kendilerinin szlerinde de ayn so nuca ara ara rastlanabilmektedir. Bunu gstermek sonularmz nemli oranda pekitirecektir. Mandukya Upaniad, normal zihin durumunu yani uyanklk durumu, uyku durumu ve dsz uyku durumunu andktan sonra bir drdncsnn yani mistik durumun olduunu syler ve yle de vam eder:
Drdncs, dedi bilge, ne znel deneyimdir, ne nesnel deneyim dir, ne de bu ikisinin arasnda olan bir deneyimdir. . . Bu, salt b lnmez bilintir. . . . 159

Herhangi birisi bu pasaj okuduunda, zgn Sanskritede z nel ve nesnel diye evrilmesi doru ve bilimsel olabilecek herhan gi bir eyin olup olmadndan kukulanmaya gidebilir, nk bu sz159 The Upanishads, a.g.e., s. 51.

19 8 MSTSZM VE FELSEFE

ckler asl olarak ondokuzuncu yzyln sonlarnda yaam Avrupal felsefecilerin sz daarcndan alnm gerekte jargon szcklerdir. Fakat bu konudaki kukular, Prof. R.C. Zeahner tarafndan yaplan eviriye ba vurularak ortadan kaldrlacaktr.160 u cmleler bu evi rinin ilgili ksmlardr: Uyanklk durumu darda olana ynelir. . . . Kendisinin iinde olana ynelen uyku durumu. . . . Drdncs ne ierde olan eyin ne de darda olan eyin kavrayna sahiptir. . . . Darda olan ey ile ieride olan ey szlerinin anlamlar yalnz ca srasyla duyu algsnn nesnelerine ve dlerdeki nesnelere ba vu rularak belirlenir. Bunlar da kesin olarak, kullanmakta olduumuz zere nesnel ve znel szcklerinin anlamlardr. Dolaysyla Mandukya Upaniadda geen ifadenin drdncs . . . ne znel de neyimdir ne de nesnel deneyimdir diye evirisi dorudur. Deneyimin ne nesnel ne de znel olduuna, bu gerekte bir g rnt veya grme deildir, grlen ve gren yerine ona arpc bir biimde yaln bir birlik deriz diyen ve tank olan kii gerek kendisi bakmndan gerekse baka bir ey bakmndan hibir eitlilik ierme den birlik olur diye devam eden Plotinus da iaret etmektedir. Eer deneyimde hi okluk yoksa orada zne-nesne ikilii olamaz. Ve ge nelde btn mistik yaznda zne-nesne ayrlnn aldn syleyen deimez tekrarlar o kadar yaygndr ki baka kaynaklar aktarmak ge reksiz grnmektedir. Btn bunlar da deneyimin ne znel ne de nes nel olduunu sylemekle ayn kapya kar. Kendisi bir mistik olan Dionysius the Areopagite de Yce iin unlar sylerken ayn eyi dile getirmektedir:
O ne varlk ne de yokluk kategorisine girer.161

Ayn ey, mistiklerin sk sk yinelenen, deneyimin ve deneyimlenen Varlkm mekn ve zaman tesi olduu sznde de akla kavu ur. Nitekim Eckhart yle yazar:
160 R. C. Zaehner, Mysticism, Sacred and Profane, Nevv York, Oxford University Press, 1957, s. 154. 161 Dionysius the Areopagite, The Divine Names and Mystical Theology (ev. C E. Rolt, Nevv York, The Macmillian Company, 1920) adl eserde Mystical Theologynin 5. Blm.

NESNEL GNDERGE SORUNU 199

Hibir ey zaman ve mekn kadar ruhun Tanny bilmesini engellemez, nk zaman ve mekn para paradr, oysa Tanr tektir. Bu yzden eer ruh Tanry bilecekse zaman st ve mekn d bilmeli; nk Tanr btn belirmi eyler gibi ne u ne de budur.162

Mistiklerin Tanrnn zaman ve mekn tesi olduunu olumlama lar o kadar yaygndr ki bunu daha fazla belgelemeye gerek yoktur. Anlamamz gereken nokta bunun, onun ne znel ne de nesnel oldu unu imlemesidir. znel deildir nk sonlu zne zaman ierisinde dir; nesnel deildir nk yalnzca zaman-mekn dzeni ierisinde olan nesneler nesneldir. Dolaysyla Varlkn ne znel ne de nesnel, ne var ne de yok olduu elinizdeki kitabn yazarnn tmyle kurgu sal bir iddias deil, daha ok mistiin olaan inancdr, bununla bir likte u bir gerektir ki mistik znetesilii nesnellik ile kartrarak ounlukla aklsal ve szcl bir yanlla debilmekte ve Birden ya da Tanrdan var olan diye sz edebilmektedir. Salt egonun birlii olan Birlikin herhangi bir bireysel egodan ba msz olduu akla kavuturuldu. nk o btn bireylerin ze rinde kemer oluturur, bylece bireylerin yaadklar zamanlarn ze rinde kemer oluturur. O yalnzca iinde bulunduumuz ylda bir ara da yaayan sen ve benin salt egosu deil, ayn zamanda tm ge mi ve gelecein bilinli varlklarnn salt egosudur. Elbette bu, onun zaman yoluyla sreklilik kazand ve l bireylerin zamanndan ba layarak uzak bir gelecekte doacak olan bireylerin zamanna kadar srd anlamna gelmemektedir; daha ok bu onun zamansz ol makla btn zaman atn dile getirir. lk ve en nemli anlamda onun gerek olmasyla anlatlmak istenen ey budur, yani o znetesidir. zerinde konumaya deer bir baka konu vardr. Bu konu asln da herhangi bir biimde konum sorununun zmne katkda bulun maz ama tam olarak ayn sorunun ve ayn glklerin, kendilerine

162 Blakney (ev.) a.g.e., s. 131.

2 0 0 MSTSZM VE FELSEFE

mistisizm bulam olduundan hi kuku duyulamayacak bir ok matematiki ve usu filozofun karsna ktn gsterir. Sz gelimi, Eflatun ve Aristodan bize dek geldii biimiyle tmeller sorununu dnelim. Gnmzdeki sk aklsal disipline sahip ve gereki ma tematikiler ve mantklarn ou geleneksel olarak tmellerin nes nellii kuram ad verilen kuram hl kabul etmektedir. Bunlar say larn byle tmeller olduunu dorularlar. Bu tmellerin konumuna ilikin ne gibi bir aklama sunabileceklerini sorsak, mistiklerin kar sna kan ayn zorluklar olan ayn sorundan kaamadklarn gr rz. nk bu kurama gre tmeller zamansz ve meknszdr ve do laysyla bunlarn var olduu veya nesnel olduu sylenemez. Bu nunla birlikte tmeller znel olmadklar iin onlara zne-tesi den melidir. O zaman bunlarn konumu nedir? Bu felsefeciler ve matema tikiler asndan sz konusu sorunun mistiklerin sorununa benzer ol duunu grrz. Bu yzyln yirmileri ya da otuzlarnda bir yerlerde tmellerin var olmadn fakat yaadn (subsist) sylemek revatayd. Tmeller varlka sahiptir ve varln iki tr yani varolu ve ya am! iine alan bir cins olmas gerekir. Bireysel nesneler var olur, ama tmeller yaar. Bu terimbilim elbette konum sorununun zm ne hibir katkda bulunmaz. Bu yalnzca, tmellerin znel olmamak la birlikte nesnel de olmadklarnn bir kabuldr. Bunlarn konumla rnn ne olduuyla ilgili sorun bunun iin yeni bir szck uydurmak la asla zm bulmaz. Dolaysyla bu sorunu tayan yalnzca bizim gi bi ayaklar yere basmayan mistisizm filozoflar deil ayaklar yere ba san aklc matematik felsefecileridir. Konum konusuyla ilgili tpatp ayn zorluun Kantn Saltk konu sunda yapt zel aklamay bir yana koyarsak yeni-Kant gelene in saltk felsefesinin de karsnda durduunu belirtmeliyiz. Sz gelimi, Schopenhauere gre Saltk Istentir, bireysel bir isten deil kozmik bir istentir. Onun bireysel bir isten olmamas zne-tesi ol duunu ifade eder. Bununla beraber o nesnel bir varolua da sahip de ildir, nk zaman ve meknn dndadr ve o tm nesnel varoluun arkasnda yatan ve onlar aklayan ey olmaldr. O zaman Schopenhauer onun nasl bir konumu olduunu dnmektedir? Bildiim ka-

NESNEL GNDERGE SORUNU 20 1

daryla o bize bir ey anlatmaz, bununla beraber o, kozmik istencinin talar ve aalarn var olduunu sylediimiz-anlamda bir varolua sa hip olmadn anlayamayacak bir adam deildi, bu yzden onun nnde de bir konum sorunu vardr. Pek tabi Bradleyin de ayn so runu var ancak o Saltka ykledii gereklik ile grnler dnya sna ykledii varolu arasnda bir ayrmda bulunarak sorunu ak a kavradn gsterir. Gerekte yalnzca grn olan zaman-mekn dnyas gereklike sahip deildir, bununla beraber elbette ki vardr.

Time and Eternity adl eserimde iki varlk dzeni olduunu ileri
srmtm: mekn-zaman dzeni olan doal dzen ve mistik Birin bengi dzeni. Bu, u anda zerinde durmakta olduumuz ve bu a dan tam yerini bulan ayn sorunu dile getirmektedir. Ancak Bengiden bir dzen olarak sz etmek doru deildir. Onun bir dzen olmas yapsnn bir gereidir ve onun nesnelliini oluturan ey - bu bl mn ilk ksmnda gsterdiimiz gibi - kesinlikle dzenidir. Bununla birlikte Bengi, dzenli olma anlamnda bir dzen olamaz, nk yal nz bir okluk ve bir dizi olan ey bir dzen oluturabilir. Dolaysyla birbiriyle kesien iki dzen mecaz konum sorununu yeteri derecede dile getirmitir ama buna bir zm sunmamtr. Sonunda, aklsal bir zmn olmadn ve mistik amn akl amasnn genel mistik pa radoksun nemli bir esi olduunu sylemek zorunda kalacaz. Budist Pali metinlerinde163, bu zerinde durmakta olduumuz ay n konum sorununun nasl Buddhann nne geldiini anlatan bir pasaj vardr. Diline dklen szlerin onun ipsissima verba s olduu nu varsayamayz ancak bunlar onun retisi niteliindedir. Buddhadan nirvanann konumunu aklamas istendi. Vaccha adnda bir gezgin ileci, bir lde tartmac bir slpla, Budist ermiin, lmden sonra son nirvanaya ulatnda, var olup olmadnn ken disine anlatlmasn istedi. Nirvana yok olma mdr yoksa yok olma deil midir? Buddha bu konuda hangi gr benimsemektedir? Bu na yant olarak Buddha kendisinin btn grlerden uzak olduu nu ve ermiin nirvanada ne var olduunu ne de var olmadn kabul

163 H. C. Warren, Buddhism in Translations, ss. 123-127.

2 0 2 MSTSZM VE FELSEFE

ettiini syledi. Bu Buddhann nirvanann konumundan habersiz ol duu anlamna gelmemektedir. Bu, onun var olduunu sylemenin de olmadn sylemenin de yanl olduunu anlatr. Bu kez Vaccha so rusunu bir baka biimde steledi: Bu ermi lmden sonra nere d ed ir? Bu soruya kar, byle sorulan sorunun konuyla ilgisiz oldu u yantn alr. Sonunda Buddha bu konuda bilgiye yalnz akl y rtme ile ulalamayacam ve bilginin yalnzca aydnlanma deneyimi ni yaayanlar tarafndan elde edilebileceini syler. Nirvana, Plotinusun Bir ile bir olma, Vedantaclarn Evrensel Benle zdeliin kavranmas, Hristiyann Tanryla bir olma dedii eyin Budist yorumudur. Bu yzden nirvanann konumu sorunu bizim Evrensel Benin konumu sorunu ile ayndr. O zaman Buddhadan rendiimiz ey nedir? Buradan yalnzca, Eckhart ve neredeyse her ekinden btn mistiklerin u veya bu szlerle dile getirdikleri bir konu olan, mistik deneyimin anlama yetisinin tesinde olduu, yani mistik deneyimin karsamac akln nne koyduu sorunlarn akl ile zlemez oldu unu reniyoruz. Bu da Buddhann neden btn grlerden uzak olduunu aklar - nk tam olarak gr (kuram) szc aklsal bir inay ifade eder. Yine bu, konunun neden yalnz akl y rtme ile kavranamayacam aklar. Sonunda Vacchann nirvanamn var olup olmad sorusuna bu sorunun konuyla ilgisiz olduu yant verilir. Bunun nedeni sorunun karlm orta terim kuraln var saymasdr. Buddhann yant mantksal kurallarn mistik deneyime uygulamasnn olmadn anlatr. O bu deneyimin paradoksalln onaylar. yleyse Evrensel Benin, Saltkn, Birin, Tanrn ya da nirvanamn konumu sorununun tek zm hibir zm olmaddr ve mantksal akln bu mistik esaslar anlamaya ynelik her giriimi yal nzca zmsz paradoksa gtrr. Bir zm arayan kii btn mistisizmlerin doasnda varolan paradoksallktan habersizdir. O Asl Varlkn ya u ya bu, ya znel ya nesnel ya var ya da yok olduunu sanr. Ancak her mistizme gre Asl Varlk ne u ne de budur. Bu nun bilinen en iyi ne srm elbette Upaniadlarn neti, netisidir.

NESNEL GNDERGE SORUNU 2 0 3

Hatta tam tamna ne u ne bu sz, biraz nce yukarda aktarlan pasajda bamsz olarak Eckhart tarafndan yinelenmitir. Bu deillemelerden honut olmayan ve olumlu zm arayan kiinin kendisi mekn ve zamann tesine trmanmal ve bu Birliki deneyimlemelidir. te o zaman hi kuku yok ki, eer zmle kuramsal anlama kastediliyorsa, bir zm bulamayacaktr. Ne bulacaktr? Bu sylenemeyen, ancak deneyimlenen bir eydir. Bu ksmn banda ortaya attmz ek soru konusunda - gerekte eer btnyle ayr bir soruysa ve baka szcklerle yinelenen ayn soru deilse - bundan daha fazla bir ey de sylenemez. Var olduu ya da nesnel olduu sylenemeyen bir ey nasl btn var olanlarn kayna veya ilk nedeni olabilir? Yapabileceimiz tek ey, bence, ay rmlamam birlik deneyimini yaayanlarn onu ayrmlamam ola rak kalmakla birlikte kendisini ayrmlatrc olarak algladnn (Su zuki) ya da evrenin yaratc erkelerini sessizlikten fkrc olarak al glandnn (Aurobindo) bize anlatld Suzukiden, Eckharttan Aurobindo ve Lao-tzudan pasajlara yeniden iaret etmektir. Suzukinin nerdii zere bu, dnyann yokluktan ncesiz yaratl srecini alg lamak ya da, ayn dnceyi tersine dndrecek olursak, nesnel ve var olann ilk nedeni olmakla birlikte ne nesnel ne de var olan Birliki alglamaktr. Btn mistisizmler ve mistisizm zerine kurulu btn dnce dizgeleri kendi temel paradoksallklarmn kantn sunsalar da Bu dizm bu paradoksallk konusunda ak seik oluu ve kararl ayak direyii ile btn dizgelerin ierisinde en gze arpandr. Nitekim n l Zen paradokslar vardr. Bununla birlikte ayn paradoksallk yuka rda aktardmz Hinayana kutsal yazlarndan bize gelen Buddhann karlkl konumasnda da epeyce grnmektedir. Mahayana yazla rnda herhangi birimiz mistisizmin en temel paradoksunu, denebilir ki btn paradokslara son veren paradoksu grecektir. Bu paradoks yledir. Nirvana en temel gerek olduu iin ve nirvana ayrmlama m, ayrtsz ve ikiliksiz olduu iin, en temel gerekte nirvana ile nirvana-deil, gerek ile gerek deil, reti ile reti deil arasnda hi bir ayrm yoktur. Najargunann bildirisi bundan dolaydr:

2 0 4 MSTSZM VE FELSEFE

Buddha bildirdi ki
Varlk ve Varltk-deilin h er :kisi de yadsnm ak. Bu yzden Nirvana N e varlk ne de Varlk-deil olara k anlalm al Asla hibir farkllk y oktu r N irvana ile Sam sara arasnda. . . 164

Yine bu yzden nl Diamond Sutrada Buddha Subhutiye unu sorar:


Ne dersin Subhuti? Tathagata sana bu kutsal yazda belirli bir reti sunmu mu?

Ve Subhuti yantlar:
Hayr, Yce Efendi! Tathagata bu kutsal yazda belirli bir reti sunmad.165

Yine ayn Sutrada Buddha sorar:


Ne dersin Subhuti? Bir mridin Arahat derecesini elde ettiini [bsbtn aydnlandn] kabul et, bu mrit zihninde Ben bir Arahat oldum gibi keyf bir kavrayla oyalanabilir mi?

Ve yant alr:
Hayr, dnyalarn ereflisi! nk dorusunu sylemek gerekirse bsbtn aydnlanm birisi diye bir ey yoktur.166

Ve u yk anlatlr: Ermiler, onlar bu dnyann beri kysndan alp samsara rmann zerinden Uzak Ky olan nirvanaya tayacak Byk Gemiyle (Mahayana) yola koyuldular. Yola devam ettike, ge ride brakmakta olduklar ky sis iinde kayboluncaya dek giderek
164 Burtt (ed.), a.g.e., ss. 173-174. 165 Dwight Goddard (ed.), A Buddhist Bible, s. 107. 166 Ayn eser, s. 93.

NESNEL GNDERGE SORUNU - 2 05

belirsizlemekteydi. Ayn zamanda Uzak Ky yava yava gr alan larna girmekteydi. Byk Gemi varr ve ermiler karaya karlar. Fa kat onlar iin, imdi nirvanada, artk farkllklar yoktur ve dolaysy la nirvana ile nirvana olmayan arasnda, bu dnya ile teki dnya, be ri ky ile Uzak Ky arasnda hibir ayrm yoktur. Yola ktklar beri ky yoktur ve hi olmamt, ne yolcular, ne nirvana, ne de nirvana ya girmi ermiler. Nirvana da Boluktur, baka bir ey deil.167 Bu temel paradoksun anlam nirvanann, Asl Varlkn, Evrensel Benin olmad deil. Bunun anlam, onlarn mantksal anlama a sndan anlalmaz olulardr; ve hatra bunlara paradoksal demek onlar yanl gsterecek bir mantksal kategoriye sokmaktr; hatta onlar . . . dr veya onlar . . . deildir demek yalnzca Dile Getiri lemez Olan hakknda bo szler samaktr. Doal olarak bu durum, bu kitapta sylenen her eye ilimektedir.

1 0 . A lternatif zm
Mistik deneyimin znetesi olduu grmzden yana ar gman ne srdk. Bu argmanlardan hibiri kesin saylamaz - as lnda mistisizm alannn btnnde bir grten yana veya kar hi bir kesin argman yoktur - ve dolaysyla znetesilikle ilgili ar gmann yadsnmas durumunda hangi duruu alacamz dn memiz gerekir. lk argman, deneyimin, neden nesnel olamyorsa ayn nedenden znel de olamayacadr. znel olmas iin bir deneyimin dzensiz ol mas gerekir; nesnel olmas iin dzenli olmas gerekir. Bununla bir likte dzen ve dzensizlik ancak ayrt edilebilir eler okluunun ol duu yerde var olur. Onlar ayrmlamam bir birlik iinde var ola mazlar. Bu yzden, deneyimin nesnel olmamakla birlikte znetesi olmas gerekir. Bu argman sarst dnlebilecek zel nedenler ileri sremi
167 Zimmerin daha nce ad geen eserinin 484-487 sayfalarnda geen mater yalden uyarlanmtr.

2 0 6 MSTSZM VE FELSEFE

yorum. Bence bu argman geerli gibi grnyor. Ancak argman be nim znellik ve nesnelliin ltlerine degin zel grme dayan maktadr. Bu konu zerinde ok duruldu ve kukusuz durulmaya de vam edecek. Bu yzden benim vargm, her ne kadar ben bu sonutan doyum bulsam da, kesin kabul edilemez. ikinci argman udur: Eer ayrmlamam birlik bireysel benin salt birlii ise o zaman bir salt ben ile bir bakas arasnda bir ayrmn dayandnlabilecei principium individuationis olmaz. Dolaysyla bi reysel egoda duramayz, mantksal olarak bir Evrensel Bene gemek zorundayz. Ben bunu en gl argmanm olarak gryorum. Buna kar tam olarak ne sylenebileceini bilmiyorum, geri istemi olsam belki ok iyi kar argmanlar bulabilirdim. Bununla birlikte eletir menler kukusuz sylenecek ok ey bulacaklardr, nk itiraz ede cek hibir eyleri olmadklarn kabul edebilmeleri ok gtn Belki bu argmann -h er ne anlama geliyorsa - cedelci veya metafizik se! - ki bu da atmosferi kirleten sekin bir szcktr - olduu d nlecektir. Her ne olursa olsun, bu argmann evrensel olarak inan drc olma konusunda yetersiz kalmasnn olas olduunu varsaymak daha iyidir. nc argman da deneyimin kendi kendini ayor olmas, yani onun znetesiliinin bir yorum deil deneyimin esi olmas ve do laysyla kuku gtrmez olmasdr. Ancak sorun onun kuku gtr mez bir biimde kuku gtrmez olup olmaddr. Eer ar deneyi min bir paras ise o zaman kuku gtrmezdir. Ancak bu, ar dene yimin kuku gtrmez bir biimde paras mdr? Hayr, nk hi yorumsuz saltk olarak ar deneyim diye bir ey yoktur. Burada kuku olaslnn olduu, deneyimi yaayan ve ilkin onu znetesi olarak kabul edip sonra znetesilii yanl bir yorum olarak gren Martin Buber rneiyle inandrc bir biimde gsterilir. Burada u inancma nem vermekten baka bir ey yapamam: mistiklerin, deneyimin kendilerini d bir gereklikle iletiime soktu u ynnde gl bir kanya sahip olduklar - ki mistiklerin byk ounluu bu duyguya sahiptir - durumlarda bu duygunun nedeni on larn znetesilii kendilerince deney imlenen bir ey olarak kabul et meleridir. Bu, deneyimi yaayan byk ounluun onun znetesili-

NESNEL GNDERGE SORUNU 2 0 7

inin bir yorum deil dorudan deneyimlenen bir veri olduunu d nmesi anlamna gelmektedir. Eer byleyse, Buber ve mistik monatlar ayrktr. Ancak bu sonuncular tarafndan sergilenen duruun konuya bir kuku esi soktuu yadsnamaz. yleyse eer okuyucu bu argmann kabul edilemez olduunu dnrse doal olarak deneyimin tmyle znel olduu sonucu karlacaktr. Bu satrlarn yazarnn vurgulamak istedii nokta konu nun bu noktada byle bitmeyeceidir. Daha sylenecek eyler var. Kukucu veya znelci filozofun, bunun zerine mistisizmden kurtul duu, mistisizmi p yn ierisine atlmas gereken bo bir yanlg ve bo bir inan olarak ortadan kaldrd sonucuna varmamas gerek tiini anlamak nemlidir. Aslsz veya deil, mistisizmin insansal d nce tarihinde ve geliiminde son derece nemli olduu ve dolaysy la aratrlmay hak ettii elbette kabul edilecektir. Bir ok kukucu nun kabul ettii bu husus bile asl nokta deildir. Altn izmemiz gereken ey, mistik deneyim znel olarak grlse bile yine de onun insan yaam asndan son derece nemli olduu dur. Bu yalnzca gemi tarihe deil dnyann geleceine de dnk tr. Eer mistisizm bo inan olarak deerlendirilse, krlsa ve yok edilse idi - elbette byle bir ey olanakl olursa - insanla ok byk ve akas korkun zarar verilirdi. Bir vaiz olmay iimin bir paras olarak grmyorum. Ancak bu rada, mistik deneyimin znel olsa bile yine de kurtulu yolu olduu nu sylemek gerekir. Onun ongunluk, sevin ve erin getirdii gele neksel bir anlamda dindar olsunlar ya da olmasnlar bunu yaayanla rn evrensel tankldr. Her ne kadar o her anlay aan erinci ge tirse de, hep suland zere, yaamn kat gereklerinden ve grev lerinden bir kama arac deildir. Mistisizm ve Ahlk blmnde bu konuya tam olarak gireceim. Burada, her ne kadar mistisizm kendi adna lgnca deneyimde tmyle bir elence olma dzeyine indirilse de bunun onun znde olmadn ve en byk mistiklerin aslnda dnyadaki byk iiler olduklarn ve hizmet ettikleri dnyaya derin dnceyle elde ettikleri eyi verme devlerinin ayrdnda olduklar n sylemek yeterli gelecektir. Spinozann felsefesi yoluyla ulamay umduu, ruhunun ger

2 0 8 MSTSZM VE FELSEFE

ek honutluku diye sz ettii mistik bilinten sz edebiliriz. On the m provem ent o f the Understanding adl eserinde Spinoza, unu yazar: Deneyim bana olaan toplumsal yaam ortamnn yararsz ve bouna olduunu rettikten sonra; korkularmn nesnelerinden hibirinin kendilerinde zihnimi etkiliyor olmalar dnda iyi ya da kty iermediklerini anlayarak, sonunda baka btn her eyi d ta brakarak tek bana zihni etkileyen, kendini ama gcne sahip gerek bir iyi olup olmadn; aslnda kefedilmesi ve elde edilme siyle bana srekli, en yksek ve sonsuz mutluluu tattrabilecek bir eyin olup olmadm aratrmaya karar verdim.168 Olaan top lumsal yaam ortam iersinde yararsz ve bouna olan ve eer en yksek iyiye ulalacaksa arkada braklmas gereken belli bal ey leri Spinoza n ve zenginlik olarak sralar. Vurgulamak istediim nokta, Spinozann bu szlerinin en yksek mistik bilincin dosdoru bir betimi olduklardr. Mistik bilincin, Spinozann bu dili kullanr ken kendi zihninde olan ey olduu imlenmek istenmiyor. Aslnda onun zihninde olan ey mistik olmaktan ok aklsal bir durumdur. Bununla birlikte onun aklsal ve felsef bir zihin hli ierisinde ara makta olduu ey gerekte - belki de kalka bulmaya yneldii mistik bilinte bulunacaktr. Son olarak, gelecekteki milyonlarca yl ierisinde insan evriminin yn, mistik deneyime imdiki gibi ok ok az bireyin sahip olmas deil onun pek ok insana yaylmas dorultusunda olacaktr. Ksaca s gelecein stn insannn mistik adam olmas olanakldr. yleyse mistik deneyimin znel olduu sonucu asla bu deneyimin deerini yok eden bir sonu olarak grlmemeli. Bu husus aslnda fel sefeci iin bir baka nedenle anlalr olmaldr. Felsefeci yalnzca, ge nel olarak znelci deer kuramlarnn ne kadar sradan olduunu anmsayacaktr. Ahlk ve estetik deerlerin znel olduu dncesi ni tayan felsefeci bu deerlerin deersiz olduunu veya ahlkllk ve sanatn bo eyler olarak geride braklmas gerektiini sylemek iste mez! Ayn eyin mistik deneyimin deerleri iin de geerli olduunun aka ortada olmas gerekir.

168 On the mprovement of the CJnderstandingin ilk paragraf/.

Drdnc Blm
KAMUTANRICILIK, KCLK VE TEKLK

1. Kam utanrclk (Panteizm)


on blmde, her ne kadar oydalk argman mistik deneyimin mistiin bilincinin bireysel znelliini aan bir gerekliin kant olduu grn desteklemede baarsz olsa da bu gr destekle yen baka nedenlerin olduu sonucuna varmtk. Bu alanda tant ve ya kesinlik gibi bir ey bekleyemeyiz. Mistisizmin felsef ierimleri zerine ulatmz sonulardan herhangi birisinin, kantlarn dikkat li ve yansz bir incelemesinden sonra, savunulabilir rakip grler ie risinde bize en olanakl gibi grneninden daha geerli olduunu as la syleyemeyiz. Dolaysyla, bu anlamda, mistik deneyimin yalnz z nel olmayp, iin asl mistiklerin kendilerinin ne srdkleri ey oldu u, yani Birin, Evrensel Benin, Tanrnn dorudan deneyimi olduu sonucuna ulatk. Bu kitabn bundan sonraki blmleri boyunca bu nu, dier sorunlar ele alrken elde bir kabul ederek, zme ulatrl m dnce olarak benimsiyoruz. Bunu benimsedikten sonra, hemen bir dizi yeni sorunlar kendisini gsterir. imdiki blmn konusu ola cak olan ilk sorun, zdelik ve farkllk ynnden Tanrnn dnyayla

2 1 0 MSTSZM VE FELSEFE

ilikisine degindir. Bazlarnn ne srd gibi, Tanr ile dnya z de midir? Veya bunlar bsbtn ayr mdr? Ya da baka bir olaslk var mdr? Sorunlarmz bunlar olduuna gre ele almamz gereken konu mistik deneyimin bu sorunlara bir k tutup tutmaddr. Bu genelde kamutanrclk bal altnda gndermede bulunulan sorun dur. En geni anlamda kamutanrclk bir btn olarak Tanrnn dn yayla ilikisi hakknda bir kuramdr. Hristiyan mistisizmi yaznnda bu szcn daha dar anlamda ortak bir kullanm vardr ki bu kulla nma gre kamutanrclk Tanr ile dnyann belli bir paras arasn daki, yani mistiin birlik srasndaki bireysel beni arasndaki iliki ye gnderme yapar. Tanryla mistik birlik en azndan birleme sresi boyunca Tanryla zdelik anlamna gelmekte midir? Ya da Tanr ile ruh ayr varlklar olarak m kalr? Onlarn zde duruma geldikleri ya da zde olduklar gr Hristiyan yazarlarn kamutanrclk adn verdikleri eydir ve bu Hristiyan mistiklerin zaman zaman sulamada bulunduklar sapknlktr. Mademki sonlu ben dnyann bir para sdr, yleyse daha dar anlamda kamutanrclk daha geni anlamdaki kamutanrcln yalnzca bir paras ya da rneidir. Bu blmde her ikisini de irdeleyeceiz. Bu ksma kamutanrclk retisinin gerekte ne olduu, yani onun Tanr ile dnya ya da Tanr ile sonlu ben arasnda ne gibi bir ili ki ne srd konusunu ele alarak balayacaz. Bu konunun ele al n dolaysyla kamutanrcln tanmnn kendilerinden karld Spinoza ve Upaniadlar kamutanrcln deneysel rnekleri olarak alacam. Britannica Ansiklopedisindeki bir makalede Profesr Abraham Wolf yle yazar:

Felsefe ve tanr biliminde (teoloji) kamutanrclk Tanrnn her ey olduu her eyin de Tanr olduu kuramdr. Evren Tanrdan ayr bir yaratk deildir.. . . Tanr evrendir, evren Tanr'dr.. . . Kamutanrclk felsefesinin klasik savunucusu Spinozadr.

KAMUTANRICILIK, KLK VE TEKLK * 2 1 1

Profesr Wolf a gre, anlattklarndan da anlalacaktr ki kamutanrclk, Tanr ile dnya arasndaki ilikinin yaln zdelik olduu kuramdr. Ben bu tanm kabul etmesem de, zellikle popler gr olduu ve kamutanrclk szcnn kkenbilimiyle uyuan bir tanm oldu u iin tartmann temeli olarak bu tanmdan balayabiliriz. yleyse unu soruyoruz: Spinozann kastettii ey bu mudur? Vedantann kastettii bu mudur? Bu, kamutanrclk retisinin kabul edilebilir bir yorumu mudur? Elbette Spinoza, bunu imleyen bir dil kullanr. Spinoza srekli, Tanr ve doadan sanki eanlaml terimlermi gibi sz eder. Onun natura naturans ile natura naturata arasnda yapt ayrm bunu de itirir gibi grnmyor. Bunlar yalnzca, ya doa ya da Tanr denen ayn zde eye ilikin iki dnme yoludur. stelik doann dnda bir Varlkn varoluunu kabul ediyor gibi grnmemektedir. Evren kendi nitelikleri olan tzden oluur, ki bu niteliklerin ayn zamanda Tanrnn nitelikleri de olduu sylenir. Baka hibir ey var deildir. Upaniadlar - burada Sankara ve Ramanujann felsefeleri gibi da ha sonraki felsefelerin byk lde zerine ina edildii Vedantann en nemli temel yazlarn alyorum - dtan bakld kadaryla yine sanki Tanr ile dnyann zdeliini onayan bir dil kullanr. Btn bunlar Brahmandr der Mandukya Upaniad. Yine Svetasvatara Upaniadda u pasaj buluruz:
Sen atesin Sen gnesin Sen havasn Sen aysn Sen yldzl gkyzsn Sen Yce Brahm an'sn: Sen sularsn - sen H er eyin yaratcssn Sen kadnsn, sen erkeksin ; Sen gensin , sen bakiresin. Sen asasyla sendeleyen yal adam sn . Sen h er yerde grnrsn .

2 1 2 MSTSZM VE FELSEFE

Sen siyah keleb eksin . Sen krm z gzleri olan yeil papaansn. Sen frtn a bulutusun, m evsim lersin, denizlersin . Balangszsm sen, Z am ann tesinde, m ekn n tesinde , 169

Upaniadlar felsef soyutlamalardan kanarak mecaz ve iir dili kullanr. Fakat apak ortadadr ki bu eyler katalogu, ate, gne, ay, hava, erkek, kadn, frtna bulutlar vs. aka evrenin btnn sim-, gelemektedir. Bu sevgi dolu ve dokunakl iiri mantk bayla para lara ayrmak utan verici bir eydir. Ancak, Brahman ile ilgili yarglar dan birisinin, yani sen her eyin yaratcssn yargsnn grnrde ki hliyle kat zdelik kuramyla tutarsz gibi grndn belirtme liyim. nk bu, evren evrenin yaratcsdr demektir. Spinozann sui causa sz de gerekten ayn tutarsz dnceler birleimini iermektedir, nk neden ve sonu tanm asndan ayrdr. Dahas, - Upaniadlardan alntlanan pasaja yine dnecek olursak - Brah mann meknn tesinde, zamann tesinde olduunu sylemek, Brahmann zaman ve meknda yer alan bulutlarla, havayla, gnele, ayla ve dier nesnelerle zde olduunu sylemekle tutarl deildir. Kukusuz bu yorumlar yapmakla, soyut felsef dnceler konusun da dizgesel bir denemeyle ilgilenmediimizi unutma tehlikesiyle kar karya olduum akla gelebilir. Bu szcklerin Upaniadlarn bu pasajnda ve baka yerlerdeki geerli anlamnn hi kukusuz zdelik grn vurgulad dorudur. zdelie yaplan bu ayn vurgunun bir baka kant, sk anlan bir sz olan Sen usun ile dile getirilen Atman ile Brahmann, bireysel ben ile Evrensel Benin bilinen zde liidir. Yine de, iiri sanki mantkm gibi ele almak ne kadar tehlikeli olursa olsun, yukarda Svetasvatara Upaniaddan alntlanan pasajda ki tutarszlklar bana, Vedanta kamutanrclnn Tanr ile dnya ara snda yaln zdeliin iddias biimindeki tanmnda yolunda gttmeyen bir eylerin olduu izlenimini veriyor. Bu yazlarn iirsel nitelii
169 The Upanishads, ss. 123-124.

KAMUTANRICILIK, KLK VE TEKLK - 2 1 3

ni, iirlerin kapal ve tutarsz olma zgrln ve hatta yazarlarnn safdil olmakla birlikte engin zihin dnyalarn gz nne alsak da yi ne de andm tutarszlklar bana, iirsel ruhsat veya iirsel kapallk tan daha derin bir eyin belirtileri gibi geliyor. Vedantann kamutanrc olmadn ileri srmyorum. Kesinlikle yledir. ne srdm ey, kamutanrcln Tanr ile dnya arasnda yaln zdeliin olumlanmas olarak doru anlalmaddr. Hem Spinozann hem de Vedantann kamutanrclnn bu z delikten daha baka bir ey anlatmadn varsayalm. Acaba bu yo rumu destekleyenlerin bana yle bir ey gelir mi? Onlar bu byk felsefelerin z olarak o kadar gln bir gr sunuyorlar ki bu g r yalnzca szcklerle bo bir oynama olarak tanmlanabilir. nk eer kamutanrclk Tanr dnyadr gr ise dr szcnn nasl kullanlmakta olduunu yine incelememiz gerekir. Ele almakta oldu umuz yoruma gre burada nmzde olan dr - Bir otomobil motorlu aratr veya Jack Johndur gibi anlatmlarda grld zere ayn anlamdaki dr olan - zdelik drdr. Fakat otomobil motorlu aratr demek yalnzca otomobil ile motorlu aran ayn ey anlatan iki farkl szck olduunu sylemektir. Dolaysyla, eer kamutanrclk Tanr ile dnyann zdeliinden baka hibir anlama gelmiyorsa bu unu sylemekle ayn kapya kar: Kamutanrc, Tanrnm, baz insanlarn ou insann dnya adn verdii ey yerine baz ok ayrks nedenlerle - kullanmay yeledii bir baka ad oldu unu anlatmak istemektedir. Hi kuku yok ki Spinoza, eer byle is terse, gelecekte evrene Tanr deme kararn verebilir. Yine byle ister se o, evrene Jack, Henry ya da Maria hl diyebilir. Eer byle bir se im yaparsa o u masaya yumurta diyebilir. Bu, eer grleriyle ilgi li zdelik yorumu doru ise Spinoza ve Vedanta felsefelerinin dt budalalk tarzdr. Kukusuz dier insanlar gibi felsefeciler de sama konuur. Belki onlar ou baka insandan daha sama konuur. Fakat u iyice bellenmelidir ki Upaniadlarn temel dnceleri son bin yldr birka milyar insan yaatan tinsel gday oluturmaktadr. Bunun doru ol duuna ilikin dncelerin motorlu bir ara otomobildir cmlesin den daha anlaml olmayan bir bo szclk olduuna inanlabilir mi?

2 1 4 MSTSZM VE FELSEFE

Bir ok insann Spinozann felsefesiyle yaad sylenemez. Fakat* Spinoza yaamtr. En byk filozoflarda bile anlamsz pasajlar bula bileceimiz ne kadar doru olursa olsun, Spinozann felsefesinin z nn szcklerin bu alk salka yanl kullanmlarndan baka bir ey olmadna inanmak olanakl deildir. Kukusuz dilin kapal belirsiz likleri ya da szcklerin olaan kullanmlarna dikkat harcamadaki baarszlk filozoflar yanltmtr. Bu trden herhangi bir etkenin Spinozann durumunu nasl aklayabileceini bilmiyorum. Bundan dolay kamutanrclkla ilgili daha derin bir anlay oldu una inandm eyi ortaya koyacam. nerdiim tanma gre kamutanrclk u iki nermeyi birlikte ne sren felsefedir:
1. Dnya Tanryla zdetir. 2. Dnya Tanrdan ayrdr yani onunla zde deildir.

Paradoksalln btn mistisizmlerin evrensel zelliklerinden bi risi olduu kansndaym. Bu temel paradoksallk szm ona misti sizmin yksek-dzeyli yorumlar olan felsefelerde doal olarak yan smasn bulacaktr. Kamutanrcln, Spinozada olduu gibi ne ka dar ok mantk ve usuluk klna brnrse brnsn, her zaman kkleri mistisizmde olduu iin, onun paradoksal olmasn bekleriz. Yalnzca Spinozann geometrik yntemine aldanan ve Spinozann dncesinin yzeyinde kalp yeralt kaynaklarna inemeyen eletir menler baka biimde inanacaktr. Dnyann hem Tanryla zde olduu hem de ondan ayr olduu nermesine kamutanrc para doks denebilir. stersek burada kamutanrc paradoksta ve gerekte btn mistik paradokslarda ierilen eyin kartlarn zdelii ya da farkllkta zdelik ad verilen dnce olduunu syleyebiliriz. Bu deyimlerin elbette Hegel adyla bir ilikisi vardr ve bu ad bugnlerde ngilizce konuan dnyadaki filozoflar arasnda genel olarak gl souk tep kiler uyandrmaktadr. yleyse devam etmeden nce bu konuda bir eyler sylesem daha iyi olur. Sanrm Anglo-Amerikan evrelerde imdilerde geerli olan genel gr u szle dile getirilebilir: Kart larn zdelii kavram ok kr ksa zamanda samal sergilene

KAMUTANRICILIK, KLK VE TEKLK * 2 1 5

rek yazaryla birlikte sessizce erp ynna kararak kaybolan Hegel icad bir aldatmaca parasyd. Fakat bu gereklerin gln bir taklididir. Bir kere, kartlarn zdelii5 dncesi Hegel tarafn dan bulunmamtr. Bu, Hegelden nce Parmenides, Eflatun, Plotinus, Spinoza ve dier pek ok felsefeciyi etkileyen mistisizmin nem li bir paras olmas ynyle, en azndan bin yllk bir dncedir. Hegelin yapt/ ey kendi zamanndan nceki o byk insansal d ncenin belli bir blmnde gizli ve rtk olan eyi tanmak ve an lalr szlerle dile getirmekti. Ve bunu yapmak engin tarihsel kavra y gstermitir. Ne yazk ki bu dnceyi gemiten aldktan sonra Hegel onu ok kt bozmutur. Hegel bulduu eyin mantksal bir ilke olduunu sanm ve onu yeni bir st mantn temeli yapmaya almtr. Kartlarn zdelii mantksal deil kesinlikle mantk kart bir dnce olduu iin bu samayd. O insan zihnindeki akl d bir enin ifadesidir. Bunun mantn yapmaya almakla He gel gerekte bir tr aldatmaca ierisine dmektedir. nk onun varsayd mantksal tmdengelimlerin her biri, dilin dizgesel bir yanl kullanmyla, apak mantk yanllaryla ya da, RusseUm be lirttii gibi, yalnzca szcklerle oyun oynayarak yerine getirilmitir. Hemen sergilenen ve Hegel felsefesinin knn tek olmasa da ana nedeni olan ey bu oyundu. imdi Hegeli bir kenara koyup esas konuma dneceim. Bu Tanr ile dnya arasnda farkllkta zdelik grnn Vedan ta ve Spinozann kamutanrc felsefelerinde gerekten ierildiini gstermek zor deildir. nce Vedantay ele almak iin hem Brahman ile dnyann zdeliini hem de bunlarn farklln sergilememiz ge rekmektedir. zdelikle ilgili kantlardan bir ksm daha nce Upaniadlardan yaplan alntlarda sunuldu. Bununla beraber zdelik yi ne, Sankara gibi yorumcular ve felsefecilere ait daha sonraki yorum larn bazlarnda da belirgindir. Burada Brahman tek gereklik olarak gsterilir. Brahmann Ortaksz Bir olmas baka bir gerekliin ol mad anlamna gelmektedir. Deney dnyas Brahmann gerekliin de kaybolan bir yanlsamadr. Byle bir grn apak zorluklar ko nusunda yorum yapmamz gerekmiyor. Esas konu, bu gre gre mayamn, yani yanlsama dnyasnn Brahmann dnda olamayaca

2 1 6 MSTSZM VE FELSEFE

dr, nk yalnz ve yalnz Brahman vardr. Vedantaclkn bu yoru muna gre dnyann hibir biimde var olmad ve dolaysyla Tanr ile zde olamayaca itiraz getirilebilir. Fakat bu yalnzca, bu dn celeri mantksal sonularna zorlama giriiminin bizi tmyle eliki lerin iine ataca anlamna gelmektedir. Ancak eer Brahman ile dnya zde ise, farkldrlar da. Farkllk lar yle gsterilebilir:

Brahm an
Gerekliktir Salt birliktir likisizdir Sonsuzdur Mekn ve zamann dndadr Devinimsizdir, deimeyendir

D nya
Yanlsama ya da grntr okluktur likiler alandr Sonluluk alandr Mekn ve Zamandadr Srekli aktr

Bylece kamutanrc paradoks Vedantada ak bir biimde vardr. Ayn paradoks nemli Hint folkloru, sylencesi ve sanatnn kklerin de de vardr. Myths and Symbols o f Indian Art and Civilization adl eserinde (sayfa 46) Heinrich Zimmer sylencelerden - burada olutu rulm ayacak kadar uzun olan - birisini u anlamda yorumlar: Maya nn gizi kartlarn zdeliidir. Maya birbiriyle elien ve birbirini yok eden srelerin . . . e zamanl ve ardk grndr: yaratma ve yok etme, evrim ve zlme. . . . Burada uyumazlar birletiren ve balac En Yce Varlkn temel zelliini ifade eder. . . . Kart lar temelde ayn ze sahiptir, tek bir Vishnunun boyutlardr. Zimmer Bombay yaknnda Elephanta maaralarndaki nl yontma kayadan Siva heykeline de benzer bir yorum getirir. Bu dn ya heykellerinin en nemli paralar arasnda grlmtr. Bu heykel de eneden bataki taca kadar uzunluu yaklak 6 metre olan birana ba vardr. Bu ban iki yanndan dier iki ban sa sol profilleri g rnr. Sada grnen ba erkek, soldaki ise diidir. Erkek ve dii ilke leri grnler dnyasn niteleyen ikilikleri, kartlklar simgeler.

KAMUTANRICILIK, KLK VE TEKLK * 2 1 7

Bu olgular kmesi hakknda Zimmer u yorumu yapar (sayfa 148151): Ortadaki ba Saltk temsil eder. Dier ikisinin kendisinden kt tanrsal z grkemli ve ycedir. . . . Ortadaki ba hayal meyal bir uzaklk ierisinde kendisiyle evrilmitir. . . . [O] Bengiliin yz dr. . . . onun srekli sessizliinden zaman ve yaam-sreleri durma dan akyor - veya grnrde akyor. Ortadaki ban bak asndan akan hibir ey yoktur. . . . ki profil olutur; evren olutur; birey olutur. Fakat. . . bunlar gerekten olmakta mdr? Ana maskeyle Benginin gereklii dile getirilmek istenir ki bu gereklikte hibir ey ol maz, hibir ey lmez, deimez ya da yeniden dalmaz. Btn ve her eyi kapsayan . . . kendi yce boluunda bekleyen tanrsal z, tek bana gerek, kendinde Saltk, . . . kendinde kalr. Buradan unu anlyoruz ki kartlarn zdelii dncesi, ok eski folklor, sylence ve ilkel mitlerde dile getirildiinden dolay, soyun ak lndan veya kafasndan deil duygularndan domaktadr; bylece de bunun ada ayrks bir tr mantk buluu olmad akla kavuur. imdi Spinozaya dnyorum. Onun kamutanrclnn da Tanr ile dnyann farkllkta zdeliini ierdii kesindir - onun felsefesi nin znn evrene Henry, Jack veya Tanr veya akla ne gelirse onu demek gibi anlamsz bir akadan ibaret olduuna inanlmad srece. Ancak bu ilkenin gerekte Spinozada nerede i banda olduunu gstermek Vedantada da olduu gibi o kadar kolay deildir. Spinoza daha sonraki ve ok daha aydn bir an filozofuydu. Eer kendisini mantksal bir paradoksa dmekten kurtarabilseydi hemen uygun sz de nedenler kullanarak izlerini rtbas edebilirdi. Ki bu Upaniadlar meydana getiren saf mnzevilerin aklna gelmeyen bir ilemdir. Pro fesyonel bir usu olarak Spinoza elikileri kendi dizgesine Vedantistlerin yaptklar gibi belirgin bir biimde sokmamtr. Bununla birlik te Spinozada eer yzeyde kalmayp derinlere baklrsa kamutanrc paradoks grlecektir. Spinozann gereklii aklamak iin kategorisi vardr: tz, ni telik, mod. Var olan her ey bu balklardan biri veya birden fazlas al tnda snflandrlabilir. Sorumuz u: Spinozaya gre Tanr ile dnya arasndaki iliki nedir? Fakat nce bu kategorilerden hangisinin alt na Tanr hangisinin altna dnyann girdii sorulmaldr. Sanrm dn

2 1 8 MSTSZM VE FELSEFE

ya nitelikler ve modlarla zdeletirilebilir. Tanr zaman zaman tek tz anlamna, zaman zaman da tz, nitelik ve modun toplam anlam na geliyor gzkmektedir. lk durumda Tanr bir anlamda dnyadan ayrdr, dier durumda onunla zdetir. Ne var ki bunun daha fazla aklamaya gereksinimi var. Spinoza sk sk bize niteliklerin tz oluturduunu (tzn tan m, Ethicsy Blm I D et IV) ya da tzn niteliklerden olutuunu sylemektedir. Eer byleyse o zaman tz veya Tanr niteliklerin top lamyla, dolaysyla da dnya ile zdetin Ancak bununla uyumayan pasajlar vardr. Sz gelimi, o, dnen ve yer kaplayan tz, bir bu ni teliin bir u niteliin altna giren bir ve ayn tzdr der. Spinoza zi hin ile beden arasnda gerek bir etkileim olduunu yadsr, grnen etkileimi de, bu ayn tzn kendisini ayn anda iki deiik biimde, yani dnce ve bedensel olay biiminde gsterdiini syleyerek ak lar. Ancak tzn ayr bir varlk olduu, niteliklerin altnda yatan da yanak olduu kabul edilmedike bu aklamann hibir anlam yoktur. nk bu durumda iki nitelik yalnzca yan yana durur ve karlkll aklayacak bir ey olmadan, birbirine karlk gelen bedensel ve zi hinsel olaylar ans eseri karlk gelirler. Spinozann zihninin gerisin de, her ne sylerse sylesin, tzn, dier ikisinin davrann akla yan nc bir ey olduu dncesinin olduu aktr. Ayrca, onun aka ne srd tzn niteliklerden olutuu olumlamalarna karn, ayr temel bir dayanak dncesinden etkilen memi olmas - onun tz ve nitelik kavramn gelenekten eletirisiz al d gz nne alnrsa - pek olanakl deildir. Grgc bir gereke olan ancak nitelikleri deneyimleyebileceimiz gerekesine dayanarak gelenekten aka kopuumuz Humea kadar varmaz. u olas gr nyor ki tzn, bir yerde dayanak, bir yerde niteliklerin toplam ol duu biimindeki birbirine kart yorumlarn ikisi de Spinozann d ncesinde, birbiriyle uzlamadan yer almaktadr. lk yorum asndan dnyadan ayr olan Tanr kavramna sahibiz, dieri asndan Tanrnn dnyayla zdeliine. Grnte ne kadar usul olursa olsun, eer, inandm gibi, mist ik duygular ve dnceler hep kamutanrcln ruh bilimsel kayna ise; ve eer, ne srdm gibi, mistik dnce her zaman bir dizi

KAMUTANRICILIK, KLK VE TEKLK 2 1 9

mantksal paradoks ise; o zaman, mistik dnceler ve duygularn gerekten onun felsefesinin oluumuna katldn-dnmemiz iin bal bana bir neden olduu taktirde, Spinoza*nn, belki istememesi ne karn, kamutanrc paradoksa bulat gr desteklenmi ola caktr. Onun dncesinin mistik bir eye sahip olduu bazen yad snmtr, bazen ne srlmtr. Yadsyanlara gre o uursuz tanr tanmaz olarak gzkmt. ne srenlere gre ise o Tanr sarho u bir adam olarak gzkmt. Eer birisi onun Tanr veya doa szn, Tanr tam anlamyla doann baka bir addr, ksaca Tanr yalnzca bir tutam lf kalabaldr diye yorumlarsa, doal olarak Spinozann bir tanrtanmazdan baka bir ey olmad sonucuna vara caktr. Fakat birisi onu mistik olarak yorumlarsa, ki buna gre Tanr dnyayla zde olmakla birlikte ayn zamanda ondan ayrdr, o za man onun ok dokunakl dinsel dili anlam kazanr ve Tanr sarhou adam szne de geerlilik salar. Benim nerim, Spinozann kendi sinde, canl olarak Tanr sarhou bir tanrtanmaz olma paradoksunu sergilediidir. Harold Hffding History o f Modern Philosophy adl eserinde (sayfa 294-295) Spinozaya gre tutkularmz ak bir biimde anla mak bizi onlarn zerine ykseltir ve doa bilgimizin geri kalannn tamamyla birletirir diye yazar ve unu ekler: tutkularmz anlama mz Tanryla mistik birlii olanakl klar, . . . Bu doulu ve mistik eilim onun btn dncesinin temelini oluturur. Dier yandan Penguen yaynlarndan kan Spinoza adl eserinde (sayfa 43-44) Sayn Stuart Hampshire yle yazar:
Spinozann eletirmenleri onun ikin neden olarak Tanryla kas tettii eyi yanl anlamlardr; eer onun felsefesindeki balamn dan koparhrsa bu dnce mistik ve bilim d grnr.. . . Asln da, imlenen ey bunun tam tersidir. . . . Bu reti ynelimi bak mndan, ancak Spinozada Tanr szcnn kullanmnn do a szcyle karlkl yer deitirebilir olduu unutulduu tak tirde mistik ve bilim d grnr. Tanrnn her eyin ikin nede ni olduunu sylemek, her eyin doa adndaki tek ve btn kap sayc dizgeye ait olduu tarznda aklanmas gerektiini syleme nin bir baka yoludur ve hibir neden (lk Neden bile) yle veya byle dsal ya da doa dzeninden ayr dnlemez.

2 2 0 MSTSZM VE FELSEFE

Spinozann temel dnceleri ve gdleriyle ilgili byle kart yo rumlara nasl varyoruz? nk bu yorumculardan hibiri kamutanrc paradoksun iki ynn btnyle kavramamtr ya da, tek bir szle, anlamamtr. Hffding bir yne taklm, Hampshire dier y ne. Fakat Hffdingin en azndan Spinozada iki ayr eyi duyacak ve duyumsayacak, ayn zamanda, doalclna karn Spinozada mistik duygunun gl olduunu ve bu duygunun onun felsefesinin, grmezden gelinmesi ya da yadsnmas durumunda bozuk ve anlal maz olacak olan ayrlmaz bir parasn oluturduunu grebilecek bir kavraya sahipti. Spinozann felsefesinde Tanrnn, otomobiPin motorlu ara yerine geen bir baka szck olmas gibi, ayn biimde doann yerine geen bir baka szck olduu ve bu yzden Spinozann Ethics 'inde kulland yksek dzeyli dinsel dilin tamamnn son derece anlamsz bir lf kalabal olduu gr Sayn Hampshiren bizden kabul etmemizi istedii grtn unu sylemeliyim ki bana gre bu ok s bir grtn Kamutanrcln felsef kuramnn basbaya Tanrnn ve dnya nn farkllkta zdeliini dile getirdii, bunlarn plak zdeliini an latmad sonucuna varyorum. Daha dar anlamda kamutanrclk adn verdiim ey daha geni anlamdaki kamutanrcln yalnzca zel bir hli olduu iin, bundan panteizmin Tanr ve birlik durumun daki sonlu ben arasndaki ilikiyi yine salt zdelik olarak deil fark llkta zdelik olarak grecei anlalmaldr. Ancak bunlar yalnzca n kestirmelerdir, konuya nasl k tuttuklarn bulmak iin ilgili mistik grngleri incelememiz gerekiyor.

2. ikicilik
Kamutanrclk temelde tmyle felsefi zihnin mantksal bir kur gusu deildin Aslnda argmana ve kanta dayanan bir gr deildir. Argmanla desteklenebilir olsa da znde mistik bir dncedir. Usul felsefenin uzun tarihsel geliiminde kamutanrcln akla dayan dnn dnlmesinden tr, mistik kkleri unutulmutur. Spino-

KAMUTANRICILIK, KLK VE TEKLK 2 2 1

zada ve u veya bu lde Spinoza konusunda tantm ve yorum ya panlarda olan ey budur. Dolaysyla kamutanrclk konusundaki nemli soru, kamutanrcla ilikin argmanlarn iyi bir mant olup olmad deil, kamutanrcln mistik deneyimin doru yorumu olup olmaddr. imdi nmzde duran sorun budur.

Terimbilimi (terminoloji) asndan ikicilie (dalizm), tekilie (monizm) ve kamutanncla (panteizm) u anlamlar vereceim. ki cilik, Tanr ile birlik hlindeki bireysel ben aras iliki de dahil Tanr ile dnya arasndaki ilikinin salt bakalk veya zdelik iermeyen farkllk olduu grdr. Tekilik, bu ilikinin farkllk iermeyen salt zdelik olduu grdr. Kamutanrclk sz konusu ilikinin farkllkta zdelik olduu grdr.
Btn olarak bakldnda, mistik deneyime teki ya da ikici bir aklama getirilip getirilmemesi konusunda Dou ile Bat arasnda ya da daha ok Hindistan ile Bat arasnda esasl bir yark olmutur. Hin distan, Samkhyada, Yogada ve Cayna dizgeleriyle Ramanujann Vedantaclnda ikici ve oulcu yorumlar yapmtr. Fakat Vedanta felsefesinin - yani Sankarann felsefesinin - baat eilimi teki olmu tur. Bununla birlikte Batl mistikler, aka grnen tekilie veya kamutanrcla doru kayma eilimlerine karn, genellikle bu grle ri ikicilikten yana geri evirerek son noktay koymutur. kicilik ana kiitanrc dinin, yani Hristiyanlk, slm ve Yahudilikin temel zelliidir. Hristiyan mistiklerin kendileri her ne kadar ikicilik tara fnda anlsalar da, eer bunlar kilisenin tanr bilimcileri ve dinsel yet kelerinin gzda vermeleriyle sindirilmemi ve bu gz korkutmalar la kar karya kalmamlarsa, bu grn onlarn kendilerinin gr olup olmad sorusu ortada kalmaktadr. Esas sorunumuzu, yani doru yorum sorununu etkileyeceinden dolay bu konu, daha sonra ki sayfalarda zerinde duracamz bir konudur. Da dnk mistik deneyimin, Tanr ile dnyann bir btn olarak kamutanrc ve teki zdeletirilmesinin kendisinden karld ana kaynak olduu grnmektedir. e dnk mistik deneyim Tanr ile bir lik hlindeki bireysel benin zdeletirilmesinin ana kaynadr. Da dnk mistikler, kendi dolaylarndaki dnyay, otlar, aa lar, hayvanlar ve bazen kaya ve aa gibi cansz nesneleri Tan

2 2 2 MSTSZM VE FELSEFE

rdan gebe veya her eyde akmakta olan bir ve ayn yaam nn i ten parlamas olarak grr. Tpk R. M . Buckenin syledii gibi; Grdm ki evren l zdekten olumamaktadr, tersine yaayan bir Varlktr. Boehme, Eckhart, N. M. ve dier bir oklan, daha nce gsterildii gibi, kendilerini benzer bir dille anlatmlardr. Bizim iin sorun, da dnk mistik deneyimin ikicilii, tekilii ya da kamutanrcl gerekten destekleyip desteklemediidir. e dnk mistik, duyumlardan, imgelerden ve dnce ieriin den kurtularak sonunda kendi iinde Evrensel Ben veya Tanr ile bir leen ya da bir olan salt beni bulur. Bu, Tanr ile bireysel ben arasn daki ilikiyle zellikle ilikili olduu iin sorunumuzun kaynadr. zellikle, burada en ilgili olan ey, bireyselliin Tennyson, Koestler ve dierlerinin daha ada olan ve tanr bilimsel olmayan bir dille ta nmladklar snrsz varln iinde eriyip yok olma veya solup kaybolmas - ki buna sufiler fena der - deneyimidir. Bu ksmda kiitanrc dinlerin ikici grn tartacam ve mistiklerin kendilerinin ikicilikten yana szlerini aktaracam. Hristi yan mistikler deneyimlerinden Tanryla birleme diye sz eder. On larn bu konuda kendi dillerini kullanrsak tartmamz kolaylar. yleyse soru u: Mistik birleme srasnda ne olmaktadr? Mistiin ruhu aka Tanryla zde mi olmaktadr? Yoksa Tanrdan btny le ayr ve farkl olan bir varlk kalmakta mdr? Ya da farkllkta z delik var mdr? Ne var ki birleme szcnn anlamna yaplacak olan bir ba vuru, bu szck belirsiz olduu iin bize yarar salamayacaktr. Gn lk dilde biz, Amn B ile birlemesiyle onlarn herhangi bir anlamda ayr varlklar olmaktan kesildiklerini anlatmak isteriz, tpk iki rma n - sz gelimi Missouri ve Mississipi rmaklarnn - bir yerde birle mesinde olduu gibi. Onlarn birlemelerinin altnda yalnzca bir r man olduunu sylemek dorudur. Dier yandan bir ii sendikas nn yeleri birbirleriyle zde olmaz, yalnzca ayn kurulula yakndan ilikili olurlar. stelik, A ve B diye iki eyin ayn olduunu syledi imiz taktirde bu da belirsiz olur. Akam ve sabah yldznn, bunlarn zde olduklarn kastederek, ayn olduunu syleriz. Ama, iki in sann ayn olduunu, ancak onlarn dncelerinin iki farkl zihin

KAMUTANRIC1LIK, KLK VE TEKLK 2 2 3

de psiik sreler olmalar ynyle sayca farkl olmakla birlikte, ta mamyla benzer olduunu kastettiimizde syleriz. Hristiyan mistik ler birleme halinde bireyin istencinin tanrsal istenle ayn veya bir olduunu syledikleri zaman bu zel belirsizlik ilikili olur. Hi durmadan mistikler belirsiz dil kullanrlar. Ara ara yazlarn da ak, belirgin ve belgin gibi grnen szlere rastlarz. Bunlar dik katli anlamalyz, byleyken bile bir mistiin kendi yorumunun, ne ol duundan emin olsak bile, ipso facto doru kabul edilemeyeceini ak lmzda tutmalyz. nk birka ayr olmakla birlikte mistikler zmlemeci felsefeci de metafiziki de deillerdir. Onlar dilin tuzakla rna hep debilmektedirler. Dier taraftan aka grlyor ki mistiklerin kendi deneyimleri konusundaki szlerini incelememiz ge rekiyor, nk bunlar son are olarak bize zmleme iin sunulmu tek ham maddedir. Sunacaklarmz arasndan hangi yorumun en iyi yorum kabul edileceini bunlara dayandrmamz gerekiyor. Baz Hristiyan kaynaklarla balayacak sonra slm ve Yahudi mistiklerinin tanklklarna geeceim. Azize Teresa unu yazar: Birlemenin ne olduu - bir olan iki ayr ey - yeterince aktr.170 Bunun tekiliin ak seik bir anlatm olduu sanlabilir, fakat Azize Teresann dili hep yle belirsiz ve z eletirisizdir ki yukar da aktarlan szn zerine asla bir kuram ina edemezsiniz. Fakat itaatkr bir^Katolik olarak onun tekilik ve kamutanrclk tarafn tutuyor olarak anlalmakla korkutulduunu genelde bilirsiniz.

Crosslu Aziz John yle yazar: Tanrsal birleme hli istencin top yekn Tanrnn istencine dn mesinden ibarettir, yle bir dnme ki istencin her hareketi da ima yalnz Tanrnn istencinin hareketi olur.171
170 St. Teresa, Life of St. Teresa, Blm 18.5. 171 St. John of the Cross, The Ascent of Mount Carmel, ev. David Lewis, 4. Bask, 1922, Kitap l, Blm 5.

2 2 4 MSTSZM VE FELSEFE

stencin top yekn Tanrnn istencine dnmesi ne anlama gelmektedir? ki istencin, yani insan ve Tanr istencinin sayca zde olmas anlamna m geliyor? Ya da sayca iki olmakla birlikte birinin isteklerinin dierinin istekleriyle btnyle ayn olmas anlamna m geliyor? Crosslu Aziz John, her ne kadar Azize Teresaya gre zihni daha zmlemeci ve dili daha ar duru olsa da, birinci snf bir akl sahibi deildir. Onun anlatmak istediiyle ilgili bundan daha ak se ik bir anlatm bulamadka bu szlere dayanarak kesin bir sonuca va ramayz. Ne ans ki byle ak seik pasajlar bulunmaktadr, bunlar dan ikisini aktaracam. O mistik birlemeden yle sz eder:
Mistik birlik, ruhun Tanrda ancak sevginin yol at benzerlik var olduunda baarlan birlii ve dnmdr. Bu yzden bu birlie benzerlik birlii denilecek . . . ki bu birlik iki isten, Tann n n ve ruhun istenci, hibir istek dierinin isteine kart o lm a dan, btnyle benzetiinde devreye girer.172 [italikler bana ait]

Biraz sonra da unu ekler:


Kusursuz uyum ve benzerlie ulaan ruh Tanrda eksiksiz olarak birlemi ve doast bir biimde dnmtr.173 [italikler ba na ait]

Baka deyile Tanr ve ruh varolusa! adan ayr varlklar olarak kalrlar, onlarn birlemeleri yalnzca istenlerindeki nitel benzerlii dile getirmektedir. Buna, varolusal veya gerek birleme ya da zde likten farkl olarak nitel birleme denebilir. Ruvsbroeck de ayn biimde aktr:
Havaya gnein aydnl ve ssnn ilemesi ve demire atein ilemesi gibi; yle ki demir ate araclyla atein ilerini yapar, nk o ate gibi yanar ve parlar; benzer biimde ayns hava iin de sylenebilir. . . . yine de bunlarn her biri kendi doasn ko rur. nk ate demir olmaz, demir de ate olmaz. . . . Burada 172 Ayn eser. 173 Ayn eser, Ksm 4.

KAMUTANRICILIK, KLK VE TEKLK 2 2 5

byk bir ayrm vardr, nk yaratk asla Tanr olamaz, Tanr da yaratk.174

Crosslu Aziz Joh n un bize gsterdii birleme kavramnn Ruysbroeckinki ile pek ayn olmad dikkatimizi ekiyor. Tanr ile ruh ara sndaki iliki, Crosslu Aziz Johna gre, iki farkl eyin benzerlii ili kisidir, Ruysbroeckte bu iliki gn ile hava veya s ile scak bir demir arasndaki ilikiyle karlatrlr. Belki buna birbirine ileme ilikisi denebilir. Benzemez, nk gn havaya benzemez, s da demire. Bununla birlikte hem Crosslu Aziz John hem Ruysbroeck Tanr ile ruhun ayr varlklar olarak kaldn, bunlarn varolusal ola rak zde olmadklarn vurgular. Bylece onlar bize ikiciliin iki de iik yorumunu sunarlar. Yalnzca bu, aslnda ok nemli olmasa da, mistikler tarafndan verilen anlamn yorumlarnn ve zmlemeleri nin bizim tarafmzdan grnr hliyle kabul edilemeyeceini gster mek iin yeterlidir. nk baar olasl az bir aklama olan, bu iki kiinin iki farkl trde mistik deneyim tanmlyor olduklar aklama sna snmadka bunlarn her ikisi de hakl olamaz. Fakat bunlar iki ci olmada uzlamaktadrlar. Henry Suso da ikicilii vaazeder ve birlemeyi nitel benzerlik ola rak yorumlar. Ona gre:
Tanrya bu yolla kararak ruh yok olur ama btnyle yok ol maz; nk o aslnda tanrln baz niteliklerini alr, ancak doa s ynyle Tanr olamaz. . . . O hl yoktan yaratlm bir eydir ve sonsuza kadar byle olmaya devam edecektir.175

kiciliin aka dile getiriliine ek olarak bu pasaj ayn zamanda ruh yok olur sznn kullanlmas asndan dikkate deerdir. Bu,
174 The B 00k Q f the Supreme Truth, Blm 8; Jan van Ruysbroeckte, The Adornment of the Spiritual Marriage. The Book of the Supreme Truth. The Sparkling Stone. Ayn zamanda bir para farkl bir eviriyle Rufus Jones tarafndan aktarlmtr, The Flowering of Mysticism, New York, The Macmillian Company, 1937, s. 207. 175 Henry Suso, Life of Henry Suso, ev. T. E Knox, Blm 56.

2 2 6 MSTSZM VE FELSEFE

Susonun mistik deneyiminin, sufilerin fena adn verdikleri, Tennyson, Koestler ve yukarda adlar anlan dierlerinin de deneyimledii eyi kapsadn gstermektedir. O, mistisizmin her a, din ve ekin deki temel benzerlii kantna kendi hissesini eklen Btn Orta a Hristiyan mistiklerinin en felsefsi olan Meister Eckharta bakacak olursak, garip bir durumla karlarz. O hep, ki lise yetkeleri tarafndan Tanryla zdelik iddiasyla sulanmasna ne den olan - zellikle vaazlarnda - cmleler kurmutur. Sz gelii: Kii yle yaamal ki Tanrmn oluyla zdelesin ve yle yaama l ki Tanrnn olu olsun. Oul ile ruh arasnda hibir ayrm yok-

Ve yine: Aziz Paul diyor ki: Her zaman Tanrya dnmekteyiz (2 Corinthians 3:18). . . . Herhangi bir eye doru deiim gsteren her ne olursa olsun o onunla zde olur. Bu yzden eer Tanrya dn msem ve O beni kendisiyle bir yapmsa, o zaman yaayan Tan r ile aramzda hibir ayrm kalmaz.177 Yine: Tanr ve ben: Biz biriz.178 Yine: nfilk etmede ben [bu szle Eckhart birlemeyi kastediyor] Tanr ve kendimin Bir olduunu kefederim. .. . Ben her eyi hareket et tiren hareket etmeyen Hareket Ettiriciyim. . . . Burada da Tanr ruhla zdetir.179

176 177 178 179

Meister Eckhart, Vaaz 25, s. 213. Ayn eser, s. 181. Aym eser, s. 182. Ayn eser, s. 232.

KAMUTANRICILIK, KLK VE TEKLK 2 2 7

Son bir rnek olarak: Tanry grdm gz Tanrnn beni grd gzle ayndr. Be nim gzm ve Tanrnn gz bir ve ayndr - grmede bir, bilmede bir ve sevmede bir.180

Daha pek ok rnek aktarlabilir. Bunlar Eckhartn yazlarnn her yerine serpitirilmitir. Ancak sapknlk sulamalarna kar yazd Savunmada yukardaki pasajlardan ilkine gnderme yapar ve unu syler: Eer bu benim Tanr olduum biiminde anlalrsa yanl olur. Fakat onun bir yesi olmak bakmndan Tanr olduum biimin de anlalrsa doru olur. 181 Acaba onun bir yesi olmak ne anla ma geliyor? Bu tr pasajlar, Eckhartn Savunmacnda tamamen ak yrekli olup olmadn dndrtebilir. Bu balamda Eckhartn dierlerine gre felsef adan en ilgin sz udur: Tanrsal Bir, deillemelerin deillemesidir. . . . Bir ne demektir? Kendisine hibir ey eklenemeyen bir eydir. Ruh, ar olduu, ya nnda hibir ey olmad, akla gelebilecek baka hibir ey olma dnda tanrl ele geirir. Bir deillemelerin deillemesidir. Her yaratk bir deilleme ierir: Biri kendisinin bakas olduunu yad sr. Bir melek kendisinin baka herhangi bir yaratk olduunu yad sr, fakat Tanr yadsmalarn yadsmasn ierir. O baka her eyden o eyin kendisinden baka bir ey olduunu yadsyan biridir.182

Bu pasajda Eckhart hem Spinoza, hem Hegeli ncelemekte ve Upaniadlarda olanla ayn retiyi vaaz etmektedir. O, Her varlk bir deilleme iermektedir: biri kendisinin bakas olduunu yadsr demektedir. Bu aka, Spinozann her belirleme deillemedir ilkesi nin bir ifadesidir. Bu, sonsuz olan yaratcdan ayrt edilmi olarak son
150 Ayn eser, s. 206 181 Ayn eser, s. 303. 182 Ayn eser, s. 247.

2 2 8 MSTSZM VE FELSEFE

lunun, Eckharttaki anlatmyla yaratn tanmdr. Deillemeleri deilleyen, dolaylyla Sonsuzdur. Ayrca sonsuz, Eckhartn deyiiyle, kendisine hibir ey eklenemeyen bir eydir ya da deilleyecek ba ka hibir eyi olmayan ya da, Upaniadlarn szyle orta olmayan Birdir. te Tanr, sonsuz bir dizi olma anlamnda deil, onu kendisi dnda snrlayacak veya deilleyecek hibir eyi olmamas anlamn da sonsuzdur. Bu ya tekiliin ya da kamutanrcln ak seik bir anlatmdr, nk Tanrdan baka bir ey yoktur demek Tanr var olan her eydir demektir.183 Eckhartn dncesinin, deneyimini teki veya kamutanr olarak - kukusuz bu ikisi arasnda hibir ayrm yapmadan - yorumlamaya gittii aka gzkmektedir. Savunmasnda o bu sapknllar yad sm, bylece papalk yetkesinin buyruuyla ikicilii kabul etmitir. Hristiyan mistiklerin konumunu zetleyecek olursak - doal olarak onlarn tanklklarndan birka rnek verdik, btn tanklklar sergi lemedik - diyebiliriz ki en kesin pasajlar onlarn nerede durduklar konusunda hibir kuku brakmamaktadr. Onlar, genel olarak, kilise nin inaklar (dogma) gereince ikicilii desteklemektedirler. Ancak kendi deneyimlerinde onlar, Tanr ile birlik hlindeki bireysel ruh arasnda zdeliin olduu grne doru eken bir eyler vardr.
183 Bu, HegePin Eckharta borlu olup olmad, borlu ise ne kadar borlu ol duu sorusunu gndeme getirir. Rufus Jones The Flovering o f Mysticism adl eserinin 4. Blmnde yle bir ifadede bulunur: Hegel, ok iyi bilin dii zere, Meister Eckhart kendi dizgesinin kayna olarak gstermitir. HegePin yazlarnda ben byle bir pasaj anmsamyorum. Geri otuz yldr bunlar okumadm, belleim yanlyor da olabilir. Yine de Jonesun cmlesi ok genel ve ihtiyatsz grnyor. R. B. Blakney Eckhart evirisine giriin de Franz von Baaderden unu aktarr: Berlinde sk sk Hegelle birliktey dim. Bir keresinde ona, kendisi iin yalnzca bir ad olan Meister Eckharttan bir pasaj okudum. Bundan yle heyecan duydu ki ertesi gn bana aslnda bu noktada istediimiz eyi elde ediyoruz cmlesiyle biten Eckhart zerine tam bir konferans sundu. Bu da bizde yle bir izlenim brakyor: Hegel Eckhartn dncelerine kar yle yaknd ki bir arkada tarafndan ken disine umursamazca aktarlan Eckharttan birka cmle, bir sonraki gn uzun uzadya ve heyecenl bir ekilde onun hakknda konuacak kadar zih nini tututurmutur. Bu, o Eckharttan bir satr okumadan olmutur.

KAMUTANRICILIK, KLK VE TEKLK 2 2 9

slm mistisizminde Tanryla mistik birleme deneyimi tam anla myla gelimi bir deneyimdir, bu yzden de slm mistiklerinin bu konuda yaptklar yorumlara bakacaz. Onlarn durumu genellikle Hristiyan mistiklerinkine benzerdir - yer yer tekiliin ba gsterdii bir ikicilik. Sufilerin bir ou deneyimini nesirden ok bol mecazl son derece ssl iirlerle dile getirir. Dolaysyla iir, zellikle de on larn yazdklar ehvet dolu ve erotik iir tarz, kendisini soyut kuram latrmalara brakmamaktadr. Yine de, ikiciliin basknl ortadadr. slm dini, Yahudilik gibi, yaratcy yaratktan ayran byk uuruma vurgu yapar ve bu da kendisini doal olarak mistiklerin kendi dene yimlerine getirdikleri yorumda gsterir. Bu, bazen Hallac- Mansura dayandrlan benzer ar bir dil ile, yer yer Tanryla zdelii ileri s ren patlamalara engel olmaz. Ayn iddiann daha lml bir ifadesi ola rak unu yazan Mahmud ebisteryi (M. 1320) rnek verebiliriz:
Tanrda ikilik yoktur. Bu Varlkta ben, biz ve sen yoktur. Ben, sen, biz ve o bir olur. . . . Bu birlikte hibir ayrm ol mad iin istek, istenen ve isteyen bir olur.184

Bir olmak sz hi kukusuz birleme szc kadar belirsiz dir. Fakat hibir ayrm yoktur sz belirlidir. Bu zdelii anlatr. Sufiliin byk filozof-mistii Gazalinin (M. 1059-1111) gr leri ok dikkate deerdir. Bence o mistik olmaktan ok felsefeciydi. Hatta onun mistik bilinci gerekten elde edip etmediinden kuku duyulabilir. O z yaam yksnde kendisinden yle sz eder: Be nim iin kuram uygulamadan ok daha kolay olduu iin aratrma ve sylentiyle renilebilecek her eyi kavrayncaya dek okudum. Bun dan doyum bulmaynca, dnyadan elini eteini ekti ve on bir on iki yl kadar sufilerin yntem ve tekniklerine gre aydnlanmay arayarak mnzevi yaad. Aydnlanmaya eriip erimedii konusundaki kant bana pek kesin gibi gelmiyor. Fakat onun felsefi yetenei ve derinli inden, ak, keskin ve zmlemeci dz yazsn okuyan hi kimse nin kukusu olamaz. Bunun yannda o byk yaznsal bir ustala sa

184 Margaret Smith, Readings from the Mystics of Tslam, s. 110.

2 3 0 MSTSZM VE FELSEFE

hiptir ve sahip olduu olaanst akl vergisi ve aydnlatc aklama lar ve rnekleri yazsna renk katar. Kimi zaman o, Tanrda fani olmann sufilerin peinde gittii ve eritii gdek olduunu syler. Fakat fena gerek ikicilik gerekse tek ilikle badaan belirsiz bir mecazdr. Gazali elbette buna ikicil bir an lam verir. Evelyn Underhill onun u szn aktarr: Sufiliin amac Tanrda tamamen fani olmaktr. . . . Bu durumda bazlar kendileri nin Tanrya kartn sanr, bazlar da onunla zde olduunu, di er bazlar da onunla birletiini sanr: Fakat btn bunlar gnah tr. 185 Sayn Claud Field Gazalinin Hallac- Mansur ve ayn lgn ca dili kullanm olan dier sufilerinkine benzer ar szleri yerdiini syler ve unu ekler: Konu yle bir hl ald ki kimi insanlar Tanr ile birlemeyle vnr oldular ve onlar . . . onu grmler ve onunla iten sylemiler. ve Gazali byle mistiklere ahmak bo boazlar186 diye gnder me yapmtr. yle grnyor ki Gazali mistiin deneyiminin ikici olmayan yo rumunu doru bulmamtr. Fenanm anlamyla ilgili u pasaj olduk a kayda deerdir:
badet edenin aklna artk ibadeti veya kendisi gelmeyip de ibadet ettii Tanrda tamamen fani olduu zaman, bu duruma marifet ehli lmlln kalkmas demitir, bir kii bu ekilde kendisini kaybettiinde bedensel uzuvlarndan veya zihninin dnda ve iin de geenlerden hibir ey duyumsamaz. . . . O nce Rabbine yol culuk ediyor ve ardndan sonunda Rabbinde yolculuk ediyor. Ek siksiz fani olma, onun yalnzca kendisinin deil, fani oluunundan da bilincinde olmamas demektir. nk fenada fani olma fenann amacdr. . . . yleyse sevdii Tanrsyla ilikisi bakmndan mistiin durumu makam veya zenginlik sevginizle ilgili durumu nuza benzer veyahut da sevgilinize dalp da baka hibir sey d 185 Evelyn Underhill, Mysticism, s. 171. 186 Al Ghazzali, The Alcemy of Happiness, ev. Claud Field, London, 1910, evirenin nsz.

KAMUTANRICILIK, KLK VE TEKLK 2 31

nemediiniz zamanki insansal sevgiye benzer. Gzleriniz ak ku laklarnz sar olmasa bile biri konutuunda iitmez, geip gitti inde grmezsiniz.187

Bunun sufinin zihinsel hlinin ruh bilimsel bir betimlemesi oldu una dikkat ekilmelidir. Gazali bunun dnyev bir sevgilinin seyrine dalm olan birinin zihinsel fenasna benzediini syler. Bu ruh bilim sel niteleme kendi bana gerek tekilik gerek ikicilie degin herhan gi bir mantksal veya varolusal reti iermemektedir. Her ikisiyle uyumludur. Bu, bireysel benin varlnn tanrsal zde fani olmasyla bir an dahi yok olduu grn ne imler ne de bu gr boa ka rr, ama yalnzca benin ayr varlnn ruh bilimsel olarak unutuldu unu syler. Bununla birlikte Gazalinin srekli ikici kald, yukar da verilen pasajlardan ve dier bir ok benzer pasajdan anlalacaktr. Tanryla birleme dncesi, G. G. Scholemin M ajr Trends in Jevisb Mysticism adl eseri gz nne alndnda, Yahudilikte hi g ze arpmamaktadr. Byle bir birlie ulald iddias ve bunun Tanryla zde olmak anlamndaki yorumu, Abulafiada olduu gibi ge Hasidilikte de yer yer grlecektir. Fakat biraz nce anlan Scho lemin ifadesine gre, yalnzca son derece seyrek durumlarda co kunluk, insan bireyselliinin kendisini tanrsal aka tam anlamyla karma esrikliine brakt Tanryla gerek birlemeye iaret eder. Yahudi mistik hemen her zaman yaratc ile yaratk arasnda bir uzak lk duygusu tar. Yaratk yaratcya yanar ve ikisinin karlat nok ta mistik iin en nemli eydir, fakat mistik bunun yaratc ile yarat n zdelii gibi ar bir ey oluturacan dnmez.188 Bu mecazlarn artk anlamnn ya da dorulanmas sorununun ar dna dmemiz gerekmez* imdilik tek nemli nokta, her ne kadar Yahudilikte yer yer mistik deneyimin teki yorumlarnn rnekleri var ise de, genelde Yahudi mistisizminin ruhunun, slm gibi, yarat cy yaratktan ayran uurumu vurgulamakla ikici olduudur.
187 Smith, a.g.e., s. 70. 188 G. G. Scholem (ed.), Majr Trends of Jevvish Mysticism, ss. 122-123.

2 3 2 MSTSZM VE FELSEFE

zet olarak, Batmn kiitanrc dininden kardmz genel grnm, mistiklerinin tanklklarnn kesinlikle ikicilikten yana ol duudur. Fakat ayn zamanda, olduka belirgin olan kamutanrcla eilimler her dinde de gzkmektedir. Bu eilimi gsterenlerin en nemlisi kukusuz Eckharttr.

3. kiciliin Eletirisi
kicilik, Batl kiitanrc dinlerin mistik deneyime yaptklar tipik yorumdur - geri genellikle kilise yetkeleri tarafndan sapklkla su lanan pek ok tipik olmayan ayrklklarn olduunu grdk. Tanr ile dnyann zdeliini ve Tanr ile aydnlanm bireysel benin zdeli ini ne sren tekilik Hindistann en etkili dinsel felsefesinin, yani Sankaraya ait daha sonraki Vedantaclkn mistik deneyime getirdii yorumdur. Bununla beraber Hindistanda mistik deneyimi baka tr l biimlerde yorumlayan dier birok dnce dizgesi olmutur. Bir birine byle btnyle kart iki yorumun olmas okuyucuda, farkl lklarn deneyimlerde olduu, elimizde iki deiik tr deneyim oldu u, ayn deneyimin iki deiik yorumu olmad sansn dourabilir. Fakat bu san, grnrde mantkl olmakla birlikte, aratrmaya gel mez. Bununla birlikte biz asla mistik deneyimlerin her yerde tamamen birbirine benzer olup aralarnda hibir farkn olmadn ne srme dik, ikinci blmde gstermeye altmz ey btn mistik dene yimlerde olabilecek farkllklardan ok daha esasl ve nemli olan or tak ana zelliklerin olduuydu. Orada belirttiimiz farkllklarn hi biri189 ikicilik ile tekilik arasndaki farkll aklayamaz. stelik, daha geni ortak ana zellikler grubu ierisinde, ie dnk deneyim trnn ve da dnk deneyimin birletirici grntsnn blnmez bilincinden ibaret olan bir i ekirdek olduunu grdk. Mistiin bir anlamda dnya iin esas ve temel olduuna inand ayrmlamam bir birlik deneyiminde, hem Dounun hem Batnn btn gelimi ekinlerindeki tm mistik deneyimlerin gerek anlamda i zn ya

189

Ss. 51, 53, 54, 60, 77, 78, 79, ve baka sayfalar.

KAMUTANRICILIK, KLK VE TEKLK 2 3 3

kaladmz sonucuna varmtk. Ayn zamanda bu, bir sonraki ad mnda bireyselliin birlik ierisinde zln, btn dnyadan r neklerini verdiimiz eriyip yok olmay veya Mslmanlarn dedii gibi fenay yannda getirir. Teki ve ikici, ayrmlamam birlii he men hemen ayn dille betimler, fakat teki kendisinin bu birlie dahil olduuna inanr; oysa ikici, ekinsel ve tanr bilimsel nedenlerle, ken disini birliin dnda grr. Bu yzden nmzde duran sorun ikici lik ya da tekiliin doru yorum olup olmad veya kamutanrcl pa radoksta her ikisinin bir bireimini kabul etme zorunluluumuzun olup olmaddr. Bu blmde ister Hristiyan ister slm isterse Yahudi yorumu ol sun ikiciliin savunulabilir bir yorum olmadn ne sreceim. Tek ilii bir sonraki ksmda ele alacam. ikiciliin yanl bir yorum olduunu gsteren deiik argmanlar vardr. lki, ikicilik btn mistik deneyimlerin ekirdek ortak ana zellikleriyle dpedz elimektedir, ki bu ekirdek, her okluun tesinde olan en temel bir birliktir. Tam anlamda gelimi ie d nk biimiyle mistik bilin, Mandukya Upaniadn szlerini kullana cak olursak, dnyann ve okluun alglannn btnyle yok oldu u blnmez bilintir. Mistisizm yaznnda, Dou veya Bat, Hristi yan veya Hindu olsun, her nereye bakarsak bakalm, ayn eyi bulu ruz. Hindu iin olduu kadar Hristiyan iin de bu Birin deneyimi, Birlikin deneyimidir. Kendi deneyim zenginliinden yola karak en kesin bir biimde konuan nl ada Hindu mistik Aurobindo y le yazmaktadr:
Akn olann kaplarnda, Upaniadlarda tanmlanan, yan, salt, dnyann dayana, ikilik lekesi tam ayan, bl n m e izi ierm e yen, akn Sessizlik olan ar ve yetkinlikli ruh vardr.190 [italikler bana ait]

Fakat, denebilir ki, ad anlan bu kaynaklar Hint kkenlidir ve bunlar Hindu deneyimin Hristiyan deneyiminden farkl olduu gr
190 Sri Aurobindo, The Life Divine, s. 23.

2 3 4 MSTSZM VE FELSEFE

n desteklemektedir. Ne var ki Hristiyan mistiin Hintli mistiin Tanryla, kendisine ltfedilmeyen edimsel bir zdelik deneyimine sahip olduunu kabul etmesi ok da olas grnmyor! Aurobindoya ait bu zel szlerin ikicil bir biimde yorumlanabilecei dorudur, nk o burada ikilik lekesi tamayan birliin, zne olarak nesnesin den ayr olan bilincinin bir nesnesi olmayacan sylemiyor. Fakat Aurobindonun ierisinde olduu Hint dncesinin balamndan ha berdar olan hi kimse buna inanmayacaktr. Bununla beraber, Hint kaynaklarndan yaplan alntlarn, Hristi yan mistiklerin kendi deneyimlerine yapm olduklar ikicil yorumla rn yanl olduunu gstermek iin kullanlamayaca itirazn ele al mamz gerekiyor. Buna yant olarak belirtilmesi gereken ilk nokta, Hristiyan mistiklerin asl deneyimlerinin betimsel olarak Vedantac mistiklerin deneyimlerinden ayrt edilemez olduudur. Bu deneyimin z, onun, Dou ve Batda ayn olduunu kabul ettiimiz ayrmla mam bir birlik olmasdr. kinci blmde bunu gstermek iin elim den gelenin en iyisini yaptm, imdi ise bunun doru olduunu kabul ediyorum, bu aamada artk bunu tartmayacam. imdi sz konusu olan soru udur: Deneyim sahibinin benlii ay rmlamam birlikte ierilmekte midir? Yoksa birliin dnda ve ondan ayr mdr? Bunlardan kincisi ikicil yorumdur. yleyse yalnzca Vedantac mistikler deneyimi tekil olarak yorumluyor ve Batl mistikler de neyimi hi deimeden hep ikicil yorumluyor deildir. Tersine, btn kantlar Hristiyan, Mslman veya (birka rnekte) Yahudi olsun Bat l mistiklerin teki tavra doru gl bir srklenme eilimi sergiledik lerini gstermektedir. Yalnzca tanr bilimcilerin ve kilise yetkelerinin gzda ve basklar onlar bu gr benimsemekten alkoymutur. Bu son derece nemlidir. Douda ve Batda bu deneyimi yaayanlar onu ikici olmayan bir tarzda yorumlamaya ynelirler. Deneyimi yaama yanlar bu yorumu knar ve bask altnda tutar. Elbette bu argman abartmamalyz. Btn Hristiyan ve Mslman mistiklerin tekilie eilim gsterdikleri doru deildir. Sz gelimi ne Azize Teresa ne de Crosslu Aziz John tekilie ynelmitir. yleyse, argmanda kulland m ncl yalnzca, btn mistiklerin rtk veya aka teki oldukla r deil, tekilie doru bir eilim olduudur.

KAMUTANRICILIK, KLK VE TEKLK 2 3 5

yleyse sorun, ikicil yorumun, her yerde karlalabilecek mistik szlerin ruhunun btnne aykr olduudur. Mistik bilin akln man tksal dzlemine kaydrldnda ey ierir: (1) Birde hibir ayrm yoktur, (2) Nesne ile nesne arasnda, sz gelimi aa yapra ile ta ara snda ayrm yoktur ve, (3) zne ile nesne arasnda ayrm yoktur. Bu ak bir biimde tam anlamyla gelimi ve eksiksiz mistik tutumdur, bu nermeden birisi yadsnrsa elimizde eksik veya gelimemi bir mist isizm kalr, ikicilik ite byle gelimemi bir mistisizmdir. Aslnda hikayenin tekiliin gzden kard bir baka taraf var dr. Kim ikicilik yanlgsn grrse dier uca gitmekte ve kendisini tekiliin diliyle anlatmaktadr. Ancak her ikisi de tek yanldr ve bun lardan her birinin dieriyle dzeltilmesi gerekir. Salt tekilik, gelecek ksmda greceimiz zere, salt ikicilik kadar kabul edilebilir deildir. Neyse, imdi ikicilikle ilgili eletirimize dnelim. Plotinusun sz lerini yeniden aktarabiliriz:
Kukusuz, grmekten deil, grlen ve grenin yerine ak bir bi imde yaln birlikten sz etmeliyiz. nk bu grmede biz n e a y rm da bulunuruz , ne de burada iki ey vardr . nsan . . . .Yceye karr . . . onunla bir olur.191 [italikler bana ait]

Plotinus, grme, gren ve grnt gibi szcklerin, her ne kadar bunlar kullanmaktan kanmamz ok zor olsa da, zne ile nes ne arasnda bir ikilii gsterdiini ve bu yzden byle bir ikiliin ol mad bir deneyim iin uygun olmadna iaret eder. Plotinusun bu szleri ikicilie kar oluu ifade eden kesin szlerdir. Bu sonutan tek ka yolu Plotinusun bir tr deneyime, Hristiyan mistiklerin veya onlardan bazlarnn baka tr bir deneyime sahip olduunu kabul et mek olacaktr. Byle bir varsaym, grdmz zere, akla yatkn de ildir. O zaman, Hristiyan mistiklerin bir ounun nasl olup da de neyimlerini ikicil olarak yorumladklarn sormalyz. Benim sunduum aklama yledir. Bu kitapta topladmz b tn kantlardan aka ortaya kmaktadr ki zne ile nesne arasnda

191 Plotinus, Works, Enneads VI, IX ve XI.

2 3 6 MSTSZM VE FELSEFE

ki blnmenin kaybolmas ie dnk mistik deneyimin temel bir e sidir. Ancak Hristiyan mistikler kendi deneyimlerinin aklsal yorumu na geldiklerinde blnmez bilin kavramn mantksal sonularna vardrmaz. Kendi mistik deneyimleri onlar zne-nesne zdeliini, Tanr ile bireysel ruhun zdelemesini ne srmeye iter. Her yerde ve btn ekin ve dinlerdeki mistiklerde bu ok gl tepinin i ban da olduu apaktr. Eckhart, Hristiyan mistikler ierisinde en byk, en zgn ve en gz pek akl sahibi kii olduundan bunu yreklice ve - dnyev ihtiyat bakmndan - gzn budaktan esirgemezcesine dile getirir. Birka sufi de byle yapmtr. Fakat bu noktaya gelindi inde ounluu birleik deneyim ve mantk momentlerinin onlar ta yaca noktaya doru adm atmayp geri ekilir. Bilinlerinin aka onlara dikte ettii eyi ne srmeyip duraksarlar. Birlik dncesini sonuna kadar takip etmede baarsz olurlar. kicilie doru geri adm atarlar. Neden byle? Ksmen belki de gerek bir felsef sknt balarn artt. Farkl lkta zdelik dncesini ieren kamutanrcl paradoksu anlamamak tadrlar. gdsel olarak (ve hakl olarak) gerein salt zdelik ola mayacan sezinleyerek bundan caymaktalar ve salt farklla sarlmaktalar. Bununla beraber bu felsef sorunun onlar epeyce etkileyip etkilemedii tartmaldr. Hepsinden te onlar genel olarak felsefeci deildir ve bu yzden mantk sorunlar konusunda genelde kayg duy mazlar. Onlar en ok etkileyen eyin gl bir ekinsel ve tarihsel bas knn etkisi olduunu varsayabiliriz. Kiitanrc dinlerde bu dinlerin genellikle mistik deneyim yaamam olup yalnz aydn olan - tanr bilimcilerinin tekilie veya kamutanrcla eilimi bir sapknlk ola rak gayrimeru iln etmelerine neden olan bir eyler vardr. Mistikler ounlukla dindar, ierisinde yetitikleri dinin rgtl yetkelerinin buyruklarm dinleyen kiiler olmulardr. Onlar btn kararlarn ki lise veya kendi zel dinlerindeki kurumsal yetke hangisi ise onun yar gsna alak gnllce sunarlar. Onlar kendinden sttekilerin buyru u karsnda kamutanrc eilimlerini saygyla frenlemektedirler. Bu boyun emede, bu yapmack olmayan alak gnlllkte itenliksiz veya yanl bir eyin olmas gerekmez. Aslnda mistik - Eckhart, Plo tinus ve Buddha gibi birka nemli ayrklk olmakla birlikte - ne bir

KAMUTANRICILIK, KLK VE TEKLK 2 3 7

kuramcdr, ne de kurama ilgi duymaktadr. Tinsel yaamn gerekten yaanmas onun en yksek ilgisidir.-O zaman kuram, zel ii bu olan tanr bilimcilere neden brakmasn? Mistik, eer tanr bilimcilerin ku ram konusundaki grleri kendisinin ne srme eiliminde olduu grlerden farkl ise, onlarn kendisinden daha iyi bilen uzmanlar ol duuna neden inanmasn? Sapkla ynelik olas ceza tehlikesinin onun ana gds olmas gerekmez, geri insan olduu iin ceza kor kusu kilise kurumu erevesi ierisinde yasalara saygl bir kii olma isteini pekitirmi olabilir. Dier yandan ne de tanr bilimcileri ve ki lise yetkelerini katksz nyargl, bilgisiz veya bilgisizlik yanls ol makla sulamak iin herhangi bir gereke vardr. Onlarn bir insano lunun Tanryla zde olduu iddiasn tam bir kfr olarak grmele ri kesinlikle kolayca anlalabilir bir eydir. nk onlar da kamutanrcl paradoksu anlamamtr. Sanki onlar iin tek seim, bir insan ile Tanrsnn aka zde olduunun kabul edilmesiyle bunlarn aka farkl olduunun kabul edilmesi arasnda gibidir, ilk gr yersiz gel dii iin onlar kincisini kabul ederler ve btn cemaatlerinin ayns n yapmas gerektiinde steleyici olurlar. imdi ikicilie kar ne srlebilecek bir baka gl argmana geiyorum, ikicilik, ie dnk deneyim trne yaptklar neredeyse esiz vurgularndan dolay kiitanrc mistiklerin arasnda domutur. Bu, sz konusu deneyimin, bence hatal olmakla birlikte, olas bir yo rumudur. Fakat bunun da dnk mistik deneyimin yorumu olmas bsbtn olanakszdr, hatta bu yorum da dnk deneyime anlaml bir biimde uygulanamaz. Anmsanacaktr ki, Eckhartn bu deneyim tryle ilgili anlattklarna gre, her ey birdir. . . . Burada bitki yap raklar, aa ve ta birdir. Bu deneyime sahip olan kii fiziksel gz leriyle darya doru bakar ve bitki yapraklarn, aac ve ta bir ola rak alglar. Bu kiinin onlardaki farkll da alglamas gerektiini ne srmtk. Fakat bunu bir kenara koyarak imdi u soruyu sormal yz. kici kuram iki farkl varlk arasnda bir benzerlik ilikisiyle bu iki varln birliini nasl aklayabilir? kici kurama gre birleme ann da Tanr ile bireysel ben arasndaki iliki yledir: Bunlar iki ayr var lk olarak kalmakla birlikte aralarnda tm psiik eleri,isten, duy gu, ve bilii iine alan az ok tam bir benzerlik vardr, bununla birlik te bu kuram istenci zel bir vurgu ile dierlerinden ayrr.

2 3 8 MSTSZM VE FELSEFE

imdi, bu kuram da dnk mistisizme uygulamak son derece gerek d ve hatta fantastiktir. Sz konusu deneyim bitki, aa ve ta n birbiriyle bir olduunu grr. Ahap ve ta paralarnn istekleri, duygular ve bilileri arasnda bir benzerliin olduundan sz etmek anlaml olmayacaktr. Mistiklere kamuruhul (panpsiik) bir felsefe yklesek bile talarn ve ahabn isteklerinden ve bililerinden sz et menin aresine bakmak ok zordur. Her ne olursa olsun, Eckhart ve da dnk mistik deneyime sahip dierleri d nesneler okluunun hepsinin bir olarak alglanmasndan sz ettiklerinde, onlarn zerinde konutuklar eyin ahlksal bir benzerlik olmayp varolusal bir birlik olduu olduka aktr. Onlar ahap ve tan iki farkl ey veya tz olmadiim, bunlarn tek bir ey veya tz olduunu anlatmak isterler. s ter istenlerin isterse baka bir eyin benzerlii olsun tek bana ben zerlik ilikisi ak bir biimde onlarn zihinlerinde asla kabul grme mitir. Elbette biz, onlarn farkl nesneleri zde olarak alglamakla birlikte ayn zamanda farkl olarak alglamalar gerektiini ne sr mtk. Fakat ne olursa olsun, zerinde konutuklar ey varolusal zdelik ve farkllktr. Dolaysyla Hristiyan mistiklerin ikici kuram bu tr deneyimi aklayamaz. Dolaysyla ikicilie kar srlebilecek argmanlar yle zetle yebiliriz: 1. Mistik deneyim olan ayrmlamam birlik deneyimi Birde veya Evrensel Bende ayrmn olmadna, nesne ile nesne arasnda ay rmn olmadna ve son olarak zne ile nesne arasnda bir ayrmn olmadn imlemektedir. kicilik bu nermeden sonuncusunu gzden karmakta veya yadsmaktadr. Bu yzden gdk kalm ve gelimemi bir mistik kuram biimidir. Yolun yarsnda durur ve birlik kavramn bu kavramn gerektirdii sonuca gtrmez. Plotins gren ve grlenin zdeliini aka ne srer. Onun g rleri, yalnzca hem felsefeci hem de bir mistik olarak bykl nden dolay deil, ne Dou ne de Bat dinlerinin kimliini tamayp yansz bir hakem olduundan dolay zel bir ilgiyi hak et mektedir. 2. kicilik ie dnk mistisizm asndan akla yatkn klnsa bile, onu da dnk mistisizme uygulamaya altmzda hibir anlam ifa

KAMUTANRICILIK, KLK VE TEKLK 2 3 9

de etmez, mistiklere kamuruhuluk nitelemesinde bulunsak bile, Eckhartn bitki yapraklar, aa ve tan hepsinin bir olarak al glanmasndan sz ederken bunlarn arasnda istensel benzerlik ilikisi olduunu kastettiini varsaymak fantastik olacaktr. Eckhartn bunlara ykledii birlik veya tekliin varolusal bir birlik veya teklik olduu ortadadr. Bu da ikicilii olanakszlatrr. Bura da Eckhartla ilgili sylenenler kukusuz Azize Teresa, Ramakrish na, Boehme ve tekilerin da dnk deneyimleri iin de aynen geerlidir.

Bana yle geliyor ki ikicilie kar burada gelitirdiimiz eletiri ler karlanamaz ve ikicilik bu yzden mistik deneyimin yanl bir yo rumu olarak geri evrilmelidir.

4 . Tekilik
Yadsdmz salt farkllk olarak ikici kuramn alternatifinin salt zdelik olarak teki kuram olaca sanlabilir. Tanr ve dnya ak a zdetir. Yine birleme srasnda Tanr ile bireysel ruh ak bir bi imde zdetir. Z am anlam an byle kuramlar ne srlp savunul mutur. Tanr ve dnyann zde olduu kuram, biri tanrtanmazla di eri de akozmizme varan iki biim alabilir. Eer bu kuramla sonlu nesnelerin toplamndan ayr hibir eyin olmad ve Tanrnn bu sonlu nesneler btnnn baka bir ad olduu anlatlmak istenirse bu tanrtanmazlktr. Bu Sayn Stuart Hampshiren, kendisi tanrta nmazlk szcn ister kullansn ister kullanmasn, Spinozaya yk ledii grtr. Bu blmn ilk ksmnda bunu rtecek salam ge rekelerin olduunu grdk, bu konunun burada daha fazla tartl mas gereksizdir. Tekiliin akozmik tarz Tanrdan ayr olarak sonlu nesneler dn yasnn asla var olmadn syleyecektir. Yalnzca Tanr gerektir ve Tanr ierisinde sonlu nesneler okluunun olmad ayrmlamam

2 4 0 MSTSZM VE FELSEFE

bir birliktir. Gerekten herhangi biri byle bir gr ne srm ola bilir mi? Mahayana Budizmi metinlerinden bazlarnda Boluktan, yani ayrmlamam birlikten baka bir eyin olmadn dile getiren szlere rastlarz. Farkl szcklerle anlatlmakla birlikte bu Sankarann Advaita Vedantaclnn zn oluturur. Ne ekilde kabul edilirse edilsin bu kuramn, bu kuram kabul edeni eninde sonunda samala gtreceini gstermek zor deildir. Sorulacak can alc so ru udur: Bu kuram sonlu nesneler okluunun grnn nasl aklayacak? Bunlarn bilgisizlik, yanl imgelemeler veya yanl sama sonucu ortaya kt biiminde aklama getirilecektir.192 Bil gisizlik veya kofluk gibi baz bu tr terimler bu kuramn Hindu form larnda yaygndr. Yanl imgelemeler Mahayana Budist metni The Avvakening of Faithin evirisinde serbeste kullanlan bir szdr.193 Bu tr btn grlerin rtlmesine Descartesn dnyorum yleyse varm ilkesi uygulanarak balanmaldr. Bu nermenin srek li olarak var olan zihinsel bir tzn varln belirlediinin kabulnde Descartes izlememiz gerekmez. Fakat en azndan, ben yalnzca ge ici bir bilin ya da geici deneysel ego anlamna gelse bile, benim var olduumu kantlamtr. O zaman birisi, benim sonlu dnyann var olduu inancm yanlsamann, bilgisizliimin veya yanl imgelememin bir sonucudur derse, u Kartezyen soruyu sormalyz: Eer var deil sem nasl yanlsamalarm veya bilgisizce dncelerim olabilir? Bundan tr hi yoksa tek bir sonlu varlk vardr, yani kendim varm. Ya da bir baka ekilde soracak olursak, dnya bir yanlsama ise kimin yanl samas? Benim mi? yleyse yanlsamamn olmas iin var olmalym. Fakat belki ben baka bir bireyin zihninde yanlsamaym. O zaman, bir nc bireyin zihninde yanlsama olmadka bu baka bireyin var ol mas gerekir. Bylece bu sonsuzca geriye gider. Ancak her ikisi de Hint yaznnda bulunan, biraz nce ad anlan belli samalklardan syrlabilecek baka iki alternatif vardr. Sonlu
192 Ele almakta olduumuz monizm (tekilik) Bradleyinkine benzer, dnyann var olmadn asla savunmayan ama sadece dnyann niha gereklik ol madn syleyen, Batl felsefelerle kartrlmamaldr. 193 Dwight Goddard (ed.), A Buddhist Bible.

KAMUTANRICILIK, KLK VE TEKLK 2 4 1

dnyann yerinin sonlu varlklarn zihni deil Tanrnn zihninde olan bir yanlsama veya yanl imgeleme olduu kabul edilebilir. Fakat bu gr, tekiliin bir nceki yorumu ile sonulanan sonsuz bir gerile meye gitmese de, kendi kendiyle elikiye gider. nk bu, Tanrya, kendisi btn okluklarn tesinde olan salt Bire dnyann okluu nu katar. Evlerin, aalarn ve yldzlarn grnleri yle veya by le Tanrdaki grnler ve yanlsamalar ise bunlar gereklikler ok luu olmasa da bir yanlsamalar okluu olutururlar. Bunlara yanl sama demek, grnen o ki, onlara yalnzca kltc bir sz yaktr maktr. Yanlsamalar yine yanlsama olarak var olurlar. Bu kat par asnn gerekliini yadsr da ona yanlsama dersen kat yanlsamas nn gerekten var olduunu yadsyamazsn. Bir kuramdaki elikilerden yaknma hakkmn olmad sylene bilir, nk kendimin savunmakta olduu gre gre doru, kamutanrcl paradoks gibi elikili nermeler dizisinde yatmaktadr. Ele tirmen, bizim, u anda olduu gibi yalnzca iimize geldii zaman e likiye itiraz ynelttiimizi syleyebilir. Bununla birlikte eletirmekte olduumuz teki felsefe kendi iinde tutarl olduunu sylemektedir. O salt ayrmlamam birliin gerekliin btn olduunu ileri sr mektedir. Biz bunu, onun kendisini bu konumda tutamayacana ia ret ederek rtrz. O kendiliinden Tanrda bir yanlsamalar ok luu olduu fakat Tanrda hibir okluun olmad ya da Tanrnn, savunacamz bir gr olan, dolu-boluk olduu grne doru bir krlma gsterir. Ksaca o tekilikten ayrlarak kamutanrcla doru krlma gsterir. Baz Hintli filozoflarn ileri srd baka bir alternatif daha var dr. Bu kuram yanlsama dnyasnn sorumlusu olan bilgisizliin ki i olmayan bir kozmik ilke olduunu, insansal veya tanrsal bir zihin hli olmayp dnyann bir paras olduunu benimser. Ne var ki her eyden nce bu, yalnzca szcklerin kt kullanmlarnn bir sonucu olarak anlaml gzkmektedir. Bilgisizlik, yanlsama ve imgele me szckleri kanlmaz olarak sonlu veya sonsuz bir zihnin znel hllerine gndermede bulunur. Herhangi bilinli bir varln bilgisiz lii olmayp bunun salt bilgisizlik olduunu sylemek anlam olmayan szckler kullanmaktr. Elbette dili esneterek bir tan bilgisiz olduu

2 4 2 MSTSZM VE FELSEFE

nu syleyebiliriz! Doal olarak ta hibir ey bilmez. Fakat buna bil gisizlik demek yine ayn ekilde szckleri yanl kullanmaktr. Ku kusuz bu gerein belli belirsiz ayrdnda olduklarndan dolay bu fel sefeciler kaba bir szck olan kofluk (nescience) szcn uydur mulardr. Bu szcn kullanmna yol versek bile, bir tan ya da bi linli olmayan herhangi bir varln koflukunun yanlsamalar veya yanl imgelemeler retebilecek ona ait bir hl olmadn belirtme miz gerekir. Bunun dnda, bilgisizliin insansal, tanrsal veya hayvansal bir zihnin deil kozmozun bir ilkesi veya zellii olduunu syleyebilece imizi kabul edelim. Bu yalnzca bilgisizliin kayalar, rmaklar, aa lar ve yldzlar dnyasnda var olduu anlamna gelir. Ayn eyi Hinduizme zg terimlerle ortaya koyabiliriz. Eer bilgisizlik Brah manda deilse Brahmann sonlu grnlerinde, yani dnyada ol maldr. Fakat bilgisiz olmak iin bu eylerin - kayalar, rmaklar, ta lar ve aalarn - var olmalar gerekir, ki bu da desteklemek iin var saymn ileri srld kuramla elimektedir. Dolaysyla tekiliin samalkla bitmeyen savunulabilir bir yoru mu yoktur. Bylece ne ikicilik ne de tekilik kabul edilebileceine g re, bunlarn kamutanrcl paradoksta bireimine doru srkleniriz. imdiye dek anlatlanlar kamutanrcln teki iki seenein olumsuzlanmasna bal dorulamasdr. Bir sonraki ksmda bu konuyla il gili daha baka dncelerimiz bolca olumlu dorulamann da oldu unu gsterecektir.

5 . Kamutanrcln D orulam as
Balang noktamz olarak ie dnk mistik deneyimde aa k tn grdmz salt ego, Evrensel Ben, ar bilin deneyimini ala lm. Bu Evrensel ya da Kozmik Ben kiitanrc dinlerin Tanr diye yo rumlad eydir. Ayn zamanda bu Upaniadlarn Brahman-Atmandr. Tm deneysel ierikten yoksun olduu iin de bu Budistlerin Bolukudur, Eckhartn hiliidir, btn mistiklere gre dnya nn zeinde olan karanlk ve sessizliktir. Bunlar saptanm olan ve kendilerinden k yapacamz baz noktalardr.

KAMUTANRICILIK, KLK VE TEKLK 2 4 3

Bir sonraki adm Evrensel Benin ayn zamanda saltk sonsuz oldu una aklk kazandrmaktan ibarettir. Mandukya, Brahmandan, ba lantsz, zelliksiz, dnlemez, kendisinde her eyin durgun oldu u194 varlk olarak sz eder. Bu dnce yaltlm bir apercu olmayp Upaniadlarda deiik biimlerde srekli yinelenmektedir. Bu dn ce metafiziksel bir kant zincirinin sonucuna benzetilmemeli. Bu, do laysz deneyimin dorudan anlatmdr. nk Vedantann Saltk bu bakmdan Hegel veya Bradleyin Saltkndan bsbtn farkldr. He gel ve Bradley kendi saltklarn eytiimsel ala rmlerdir. Bunlar dorudan Saltkla karlatklarn ve karlama zerine bir eyler an lattklarn bildirmemilerdir. Fakat Upaniadiar meydana getirenler, usu felsefeciler deil, gren kiilerdi. Ve onlar grdkleri eyin ba lantsz, zelliksiz, dnlemez olduunu, kendisinde her eyin dur gun olduunu bildirmilerdir. Onun zelliksiz olmas btn zel e lerden yoksun olmas demektir; balantsz olmas aralarnda herhan gi bir iliki olabilecek bir eler okluunun var olmamasdr. Ancak tm ilikilerin btnyle tesinde olan ey zorunlu olarak sonsuzdur. nk sonsuz baka herhangi bir eyle snrlanmayan eydir. Bu yz den o, orta olmayandr, nk herhangi bir ortak onu kaytlama ola cak ve dolaysyla onu snrlayacaktr. Bundan tr Upaniadlar Ev rensel Benden hep orta olmayan Bir diye sz eder. Sonsuz szcnn kullanld yalnzca iki anlalr anlam var dr. Birincisi matematikilerin kulland anlamdr ki onlara gre bu, bir eler dizisinin sonsuzluunu ifade eder. yleyse Evrensel Benin sonsuzluu, yoksunluu ve bo olmas ynyle, bir dizi oluturabile cek hibir e iermediinden byle bir sonsuzluk olamaz. Hatta ge leneksel tanr bilimciler Tanrnn zamansal bir varlk olmadn, do laysyla onun bengiliinin zaman bakmndan sonsuzluu dile getir mediini syler. Sonsuz szcnn dier anlam en kolay bir biimde gerek Upaniadlarda gerekse Spinozada bulunabilir. Chandogya Upani adda yle yazmaktadr:
194 Bu, Aurobindonn The L ife Divine adl eserinin III. Blmnn banda Upanishadn yedinci ayeti iin bulunduu bir ifade tarzdr.

2 4 4 MSTSZM VE FELSEFE

Sonsuz, bir kiinin herhangi bir ey grmedii, herhangi bir ey iitmedii, herhangi bir ey anlamaddr. Sonlu, bir kiinin bir eyler grd, bir eyler iittii, bir eyler anladdr.195

Baka bir deyile sonsuz, kendisinin dnda ve kendisinden baka hibir eyin olmad eydir. Bu, Spinozann tz tanmnda anlatty la ayn sonsuz kavramdr. Spinoza, ben tzden kendinde olan ve kendisi yoluyla kavranan eyi anlyorum; baka deyile kavranmas onu oluturacak baka bir eyin kavranmasn gerektirmeyen eyi an lyorum196 der. Duru dilinden anlald kadaryla Spinozann burada sonsuzluun deil tzn tanmn yapt dorudur. Fakat ona gre tz saltk olarak sonsuz olduu iin, ki bu sonsuzluu o mekn ve zamana dayandrlan sonsuzluktan dikkatli bir biimde ayrr, son suzun tanmyla ayn kapya kar. Tanrnn sonsuzluu matematiksel bir sonsuzluk olamayaca iin, bu Upaniad ve Spinozann verdii anlamda sonsuz olmaldr. Bu anlamda sonsuz olan da kendisinin dnda ve kendisinden baka hibir eyin olmad ey olduu iin doal olarak Tanrdan baka hibir ey olmayacaktr. Dnya Tanrdan bakas olamaz veya Tanrnn dnda kalamaz. Bu, Spinozann olduu kadar Upaniadlarn kamutanrclmn da kaynadr. Bu, mistik deneyim ile kamutanrclk arasndaki daha nce hep kapal szlerle anlatlan ilikiyi belirgin bir biimde aklar. Elbette bu bize, yalnzca kamutanrcl paradoksun tekil yarsn, yani dnya ile Tanrnn zdeliini verir. Zaman ge lince, bu zdeliin szcklerin bo totolojik bir ilikisi olmayp fark llkta zdelik olduunun anlalmasyla bu konunun eksik kalan yer leri tamamlanmaldr. Fakat Tanr ile dnyann zdeliini anlamak kamutanrcla giden ilk admdr. Bu zdelik kamutanrcl ikici likten ayran bir eydir ve ikiciliin mistik bilincin yetersiz bir yoru mu olduunu gsterir. Tanr bilimciler, bu adm atan kiinin kanl maz olarak kamutanrclkta son noktay koyacan sezmelerinde ke
195 Chandogya Upanishad 7:24. Bu ifade Hindu Scripturesta yaplan eviriden alnmadr. 196 Spinoza, Ethics, Blm I, Tanm 4.

KAMUTANRICILIK, KLK VE TEKLK 2 4 5

sinlikle hakldrlar. Dolaysyla mistisizmin bizi, sonsuzluk dncesi nin gerektiince anlalmasyla birlikte kamutanrcla zcrunlu kld n grmekteyiz. Tanr bilimciler, sonsuzluk szcnn vermi olduumuz iki anlamndan baka bir anlamn nermedike bu akl yrtmenin g cnden syrlamazlar. Fakat onlar bunun yaplamayacan kendileri greceklerdin Kalan tek alternatif - sonlu bir Tanr zerine alka ko numaya kendini brakmann dnda - Tanrya sonsuz demenin ya tmyle bir laf kalabal ya da bo bir methsena olduunu kabul et mek olacaktr. Aslnda bu, szckten ne kastettiklerini hi dnmek sizin Tanrdan sonsuz diye sz eden tanr bilimcilerin diliyle kafas karm bir ok yazarn sonunda aklna gelen eydir. Sz gelimi Pro fesr C.D. Broad unu yazmtr: Tanr bilimcilerin Tanrnn her e yi bilii, her eye gc yetii ve ahlaksal yetkinlii konusundaki szle rinin ne lde szck anlamyla alnmas gerektiini bilmiyorum. Olabilir ki bu yolla Tanrf nm sfatlarnn son hadlerine vardrlmas ii yalnzca bir iltifat olarak dnlmtr.197 Bu blmde imdiye dek kamutanrclktan genel olarak Tanr ile dnya arasndaki ilikiye degin bir kuram olarak sz ettik. Bu nok tada dikkatimizi kamutanrcln, mistik birleme srasnda Tanr ile bireysel ben arasndaki ilikiyle ilgili zel boyutuna evirmek yararl olacaktr. Hem Hristiyan hem de Mslman mistiklerin sk sk kendi isel deneyimlerinden Tanryla zde olma deneyimi olarak sz ettik lerini grdk. Onlarn tekilik veya kamutanrclkla sulanmalarna neden olan ey budur. Bir adm daha ileri giderek, onlarn yazlarn da yalnz zdeliin deil, farkllkta zdeliin de dorudan kantn bulup bulamayacamz soruyorum. Yani, yalnzca kendi deneyimle rine dayal kamutanrcl yorumlar deil, edimsel kamutanrcl dene yimler var mdr? Kamutanrcl bir deneyimle Tanr ile dnya arasn da ya da Tanr ile ruh arasnda bir farkllkta zdelik deneyimini an latmak istiyorum. Eer byle deneyimler varsa ikiciliin veya tekili in deil de kamutanrcln mistisizmin doru yorumu olduu gr mzn gl bir pekitirecini elde ederiz.

197 C. D. Broad, Religion, Philosophy and Psychical Research, s. 164.

2 4 6 MSTSZM VE FELSEFE

Bu tr epeyce kant bulabileceimizi dnyorum. Fakat bunlar okurken unu aklmzda tutmalyz ki genel olarak mistiklerden ne kamutanrcl paradoksun her iki ynnn belgin bir ifadesini bekleyebi liriz, ne de paradoksun her iki ynne eit derecede arlk veren bir ifade. Genellikle, onlarn sapkn olduu dnlen szleri zdelik ynne eilim gsterir ve farkllktan hi sz etmez. Bu da onlar s kntya sokan eydir. Fakat beklememiz gereken ey budur. nk Tanr ile sonlu ben arasndaki farkllk zaten herkesin, aklanmas iin ne bir mistiin ne de bir felsefecinin gerekli olduu bir saduyu konusu olarak elde bir kabul ettii eydir. Mistiin zel kefi olan ey zdeliktir. Bundan tr o yalnzca bundan sz eder veya en azndan bunu vermek istedii iletinin en bana koyar. Bu uyary yaptktan sonra kantlara geebiliriz. Daha nce bir baka balamda alntlam olduum Eckharttan bir pasaj yeniden aktaracam. O, tanrsal doann birliinde kendi gerek benliini kaybeden ruha ne olacan sorar. Burada gerek szc kendisine zg ya da bireysel anlamnda kullanlmtr; dolaysyla gerek benlik ayr bir birey olarak beni ifade etmekte dir. Bu ben Tanrsal Birlikte kaybolur - fena deneyiminde yok olur. yleyse bu bene olan ey nedir? Eckhart unu yazar:
O kendisini bulur mu yoksa bulmaz m? . . . Tanr ona yemden kendisine dnebilecei. . . ve kendisinin bir yaratk olduunu bi lebilecei kk bir nokta burakmtr.

Dnce garip bir biimde dile getirilmektedir. Ve kukusuz ak bir farkllkta zdelik dili de grmemekteyiz. Ancak aka ortadadr ki bu kk bir nokta, Tanrsal Birlikte kaybolduumda bile kendimin hl bireysel benliini koruduu noktadr. Kaybolma szc Tanr ile ruhun zdeliine gnderme yapar, oysa kk nokta farkllk esidir. Ayn anlamda Suso da anlabilir. Daha nce baka bir balamda alntladm bir pasaj yeniden aktarlabilir:
Bylece Tanrya karmasyla ruh btnyle olmasa da yok olur.

KAMUTANRICILIK, KLK VE TEKLK 2 4 7

Bu kesinlikle Eckhartn kk noktaya ilikin cmleleriyle ay n anlam tar ve bu yzden farkllkta zdeliin bir kant olarak al nabilir. Fakat tam bir sonraki cmlenin bunu sanki yanllad bir gerektir. nk Suso yle devam eder:
nk o [ruh] gerekte tanrln baz niteliklerini kazanr, fakat asl olarak Tanr olamaz. . . . O hl yoktan yaratlan bir eydir ve sonsuza dek byle olmaya da devam edecektir.

Bu son cmleler kesinlikle ikicilii retmektedir. Yine de bana yle geliyor ki pasajn btnn duyarl bir okunuu ilk cmle ile pa sajn devam arasndaki bir ton fark veya duygu farkn ortaya karr. Bence ilk cmle Susonun deneyiminin dorudan bir anlatm dr. O ruhunun sonsuzda yok oluunu, eriyiini duyumsamtr, ama btnyle deil. Geride kk nokta kalmaktadr. Ancak pasajn kalan ksm bana, onun sanki kaleme alma srasnda dolaysz deneyi mi geride braktn ve imdi deneyimini ikicil olarak yorumlamakla kilisenin sadk bir olu olarak konumakta olduunu gsteriyor. nancm o ki sonsuzda eriyip yok olma ve sonsuza karp kay bolma deneyiminin Tennyson ve Koestlerinki gibi deneyimlerde karlatmza benzer ada kantna bakacak olursak belki bu ko nuda aydnlanrz. Daha nce belirttiim gibi, ada mistikler klasik mistikler ya da Orta a mistiklerinde olmayan bir ruh bilimi-bilincine sahiptiler. Onlar bir ok bakmdan eski mistiklerin byklne yetiemeseler de onlarn igzlemlerinin bizim iin daha doru ve retici olmas ok daha olasdr. Tennyson iin snrsz varlkta zl d ve solup yok olduu duyumsanan bireyselliinin kaybnn onun adna tkenme deil tek gerek yaam olduu anmsanacak tr. Bu ne paradokstur byle! Tennyson gibi ben de, Tennysonun bi reysellii kaybolduu zaman bunun Tennysonun tkenii deil onun tek gerek yaam olduunu anlyorum. Kostlerin kulland dile gndermede bulunacak olursak ayn ey daha da akl kazanr: Ben. . evrensel havuzda zld iin varolmaktan kesilir der Kostler. Ve arkasndan, Ben bu ekilde varolmaktan kesildiinde her anla y aan erinci deneyimlediini syler. Bunu kim deneyimlemektedir? Bunu yalnzca Ben deneyimleyebilir, yani Arthur Koestler. Son

2 4 8 MSTSZM VE FELSEFE

suz Varlkta fani olup kaybolduum zaman bile ben ben olarak kal rm. Sonsuz Varlk5 ta zldm ve kendim olarak var olmaktan ke sildiim lde bu varlkla zde olurum; fakat, Koestler ve Tennyson gibi, erin ve mutluluu duyduum lde de yine bireysel olarak kal maya devam ederim ve Sonsuz Varlktan ayr olurum. Bu pasajlar Eckhart ve Susonun daha aprak szlerine ak bir biimde k tut muyor mu? Hem onlarn hem de bu ada yazarlarn bu ayn yok ol ma deneyimlerini yaadndan nasl kuku duyulabilir anlamyorum. Fakat daha eski mistikler bunu aprak ve belirsiz bir dille sze d kerken adalar daha belgin ve kesin bir biimde sze dkmlerdir. Bu yzden Tennyson ve Koestlerden alntlanan pasajlarla ilgili sylenenen eyin Eckhart ve Susoya da uyduu sylenebilir. Onlar da bu ayn farkllkta zdelii deneyimlemilerdir. Eer byleyse, o zaman kamutanrclk yalnzca deneyime dayanan sapa aklsal bir kuram de il, deneyimin kendisinin dolaysz bir kopyasdr. Elbette ki dolaysz bir betim bile en dk ve aa dzeyde yorum ierir ama yksek d zeyli bir felsef kuram inasn iermez. imdi yalnzca geriye Bat dinlerinin tanr bilimcilerinin ve resm hiyerarilerinin kamutanrclktan neden bu kadar korktuklar ve bu nun en kk bir belirtisini grdklerinde neden sapknlk narasn atmada ivedilendikleri zerinde durmak ve kendimize bu konuda Do u ile Bat arasnda bir uzlatrma sunup sunamayacamz sormak kalyor. yle grnyor ki kiitanrcln kamutanrcla olan gvensizliinin ana nedeni vardr. lki; kiitanrclk kii olan bir Tanr d ncesini ne karr, oysa kamutanrclk Batl dnrler katnda kii olmayan bir Saltka kaymaktadr. Tapmann dua ederken Tanrya seslenmesi ve balanma, yardm ve iyilik dilemesi - kukusuz ayn ey Yahudilik ve slm iin de geerlidir - Hristiyan tapnnn esasndandr. Ama tapman dnyaya dua edebilir ve ve Saltktan ba lanma ve iyilik dileyebilir mi? kincisi; eer, kamutanrcln ne srd gibi, iinde var olan her eyle birlikte dnya tanrsal ise o za man dnyada var olan ktln de tanrsal olduu itiraz yneltilir. Ya da bu itirazn bir baka eitlemesini syleyecek olursak, eer Tan r btn ayrmlarn tesinde ise o zaman o iyinin ve ktnn tesin

KAMUTANRICILIK, KLK VE TEKLK 2 4 9

de olmaldr. Her iki durumda da ahlksal ayrmlarn bulanklat veya yanlsama olarak deerlendirildii grlmektedir. ncs; Semitik kaynakl btn dinlerde gl bir biimde vurgulanan bir duy gu olan Tanrnn korku verici olmas duygusu vardr. Bu duygu, Rudolf O ttonun Mysterium Tremendumkavramnda ok ak bir biimde ortaya konur. nsan, Tanrnn huzurunda toz toprak gibi bir hitir. O Tanrdan koptuu iin, doal ve kurtarlmam hliyle yal nzca Tanrnn huzurundan kap uzaklamaya hazr olan gnahkr bir varlktr. Byle olduu iin onun zdelik anlamnda Tanryla bir lik iddiasnda bulunmas yersizdir, daha dorusu kfrdr. Tanr ile insan arasnda, Tanr ile dnya arasnda sabit olan byk bir uurum vardr. Bu noktay teker teker ele alacam. ncelikle, kiitanrcnn kiisel Tanr anlay ile kamutanrcln daha kiisel olmayan anlaylar arasnda var olduu sylenen kart lk konusunda daha nce, nasl ki mistisizm Tanrnn dnyayla hem zde hem de ondan ayr olduu paradoksuna gtrrse, ayn ekilde Tanrnn hem kii olduu hem de kii olmad paradoksuna da g treceini gstermitik.198 Kiitanrc dinler bu atknn zel olarak bir ynne vurgu yapar. Vedantann kamutanrcl felsefesinin ayn bi imde bu atknn zellikle dier ynne vurguyu ierip iermedii o kadar ak deildir. Fakat ieriyorsa bile, bu iki atknn uzlama s paradoksun bir btn olarak kabulnde yatmaktadr. Tanr hem ki idir hem kii deildir ve kii olmaklk kii olmamaklkta hem zde tir hem de ondan ayrdr. imdi de kamutanrcln ahlksal ayrmlarn temelini dinamitle dii itirazna bakalm. Bir anlamda u sylenebilir ki eer bu kamutanrclk iin doruysa, ikicilik veya Tanr-dnya ilikisine degin olas herhangi bir kuram iin de dorudur; ya da en azndan iyi veya adaletli Tanr anlayn ieren tm felsefelerin karsna dikilen kt lk sorunu asl olarak ayndr. Eer son derece iyi ve her eye gc yeten bir varln dnyay yarattna inanrsan ve eer dnya ktl ierirse o zaman yetkin varln ktl yaratm olmas gerekir. Bunlar yalnzca ayn sorunun iki yorumudur.

198

Blm 3, Ksm 5.

2 5 0 MSTSZM VE FELSEFE

Belki kiitannc, kendisinin bu sorunu zebileceini ya da Aquinas ve daha baka kiitanrc tanr bilimcilerin zdn dnecek tir; ama kamutanrc ona gre bu sorunu zemez. Bu kendine gve nin bo bir gven olduunu sylersek bizi balayn. Daha olas olan ey udur: Bu sorun ya insan zihniyle zlemezdir veyahut da kii is ter kiitanrc ister kamutanrc olsun ayn derecede zlebilirdir. Ayn zamanda bu sorun, Tanrnn dnyayla ilikisi konusunun d nda, eer kendinde Tanr, mistiklerin ne srd gibi, btn ay rmlarn tesinde ise, o zaman onun iyinin ve ktnn tesinde olma s gerektiine, yani normal dinsel bilincin gerektirdii zere Tanrnn adaletli olmaktan ok ahlken yansz olmas gerektiine iaret eden bir hl kazanr. Eckhartn Blakneyin evirisindeki 23 numaral vaaz nn z Ayrmlar Tanrda Kaybolur balnda zetlenir. Ruysbro eckin gr de ayndr. Aslnda btn bunlar, her okluun tesin de olmas ynyle ie dnk mistik hl kavramnn kendisinden de kmaktadr. Bu da adaletten yana olup ktle kar olan bir Tanrya inanla uyumamaktadr. Ama u belirtilmelidir ki, eer bunun itiraz edilebilir olduu dnlyorsa, bu, byle olan mistisizme kar bir itirazdr ve bu itirazn zel olarak kamutanrclkla hibir ilgisi yoktur. Fakat bu, sz konusu ktlk sorununun dinsel bilin iin ev rensel olduu ve kamutanrclk asndan, dier herhangi bir dinsel felsefe iin olduundan daha can skc bir sorun olmad gereine dikkat ekmeye yardmc olur. Kanmca Eckhartn sylemi olduu ey konusunda hibir kuku olamaz, fakat syledii eyi ieren herhangi bir pasaj anmsayamyo rum. Yine de yalnz onun genel ilkeleri uygulansa Eckharttan bu g r kar. Eckhart tanrlk ile Tanr arasnda yapt ayrmdan yarar lanmtr. Btn ayrmlarn kaybolmas tanrlkta olur ve doal olarak bu iyi ile kt arasndaki ayrm iine alacaktr. Bu anlamda Tanr, ve ya daha ok tanrlk, iyinin ve ktnn tesindedir. Nasl ki Eckhartn dncesinde yaratc veya baka tr etkinlik tanrlkta olma yp Tanrdaysa, ayn ekilde tanrlk ne adaletli ne de adaletsiz olup adil olan, kendinde ktlk barndrmayan ve adaletten yana savaan Tanrdr. Fakat daha nce grdmz gibi Eckhartn tanrlk ile Tanr arasnda yapm olduu tam ayrm kabul edilebilir deildir. Ye

KAMUTANRICILIK, KLK VE TEKLK 2 5 1

niden burada ikicil ayrmn farkllkta zdelie yol vermesi gerekir ve daha nce Evrensel Ben; vc Dolu-Boluk blmnde alntlan m olan daha derinlikli pasajlarnda da Eckhart bunu fark etmitir. Dolaysyla, sonuta Tanrnn ktl hem ierdii hem de ierme dii paradoksundan kaamayz. Bununla birlikte mistiin klgsal bir konu olarak bu soruna ilikin gerekte neler hissettiini aklamaya almak yerinde olur. Kuramc filozof olmayan mistiklerin ounluu bu sorunun ya da Tanrmn ay rmlarn tesinde olmakla birlikte adaletli olduunu kabul etmenin apak elikisinin pek skntsn yayormu gibi grnmemektedir ler. Veya dier insanlar gibi mistik de bildik tanr bilimsel szde ne denlerin herhangi birine veya tamamna snabilir - sz gelimi, kt ln bir varlnn olmad ve dolaysyla gerekte var olmad ve ya ktln grnmesinin bizim yanl ve sonlu grmzn bir so nucu olduu ve evrene bir btn olarak bakabilmi olsak kaybolaca , ya da nasl bir sanat eserinin ayr tutulmas durumunda naho ola cak bir esi resmin btnnn gzelliine bir eyler katyorsa, ayn ekilde ktln de dnyann iyiliine bir eyler katt bahaneleri gibi. Fakat yine de mistiin uygulamada tutumunun ne olduunu sora biliriz. Bu konuda bildiim umut verici dnceleri, dnyann nl mistiklerinin yaynlanm szlerinden deil, mistik deneyim yaam bir veya iki kii ile yaplan grmelerde gemi olan birka st ka pal szden edindim. H. C. ktlk sorununun mistik deneyimde aklsal veya mantksal bir zm bulmadn, ancak bu sorununun zamanla kaybolup ortadan kalktn sylemitir. Aklsal hibir zm yoktur. Ancak mistik, ktl bir yolla kabul etmeyi baaraca fa kat ayn zamanda ktl yadsmay ve ona kar savamay srd recei bir bak asna ular. Bu paradokstur. P . D. ilk mistik deneyi minin, kendisinden ok sevdii bir kiinin beklenmedik lmyle y kld zaman bana geldiini sylemitir. Kendi mistik deneyiminde o, her ne kadar ac varln srdrse de, acsyla tamamen bark h le geldiini, btn mutsuzluunun gittiini grmtr. te yine ayn paradoks. N. M. kendi deneyiminin daha nce onun iin anlamsz ge len bir yaama anlam kattn sylemitir. Fakat yaamda bir anlam

2 5 2 MSTSZM VE FELSEFE

bulmakla, yaamn veya dnyann - olaan tanr bilimsel anlamda bir erei olduunu grmeyi kastedip kastetmedii sorulduunda N. M ., eyann nasl ise ylece olduunu ve kendilerinin tesinde bir ere inin olmadn syleyerek yaamn veya dnyann bir erei olduu grn yadsmtr. Yaamn ve dnyann tam da olduu hliyle doyurucu olduu grlr. N. M . yaln hliyle olan eyden doyum bulmayan bir kii o eyi bilmez. Kamutanrcln, felsef bir kuram olarak sslenmedii zaman, tek dile getirmeye alt ey ite budur diye ekler. N. M. bunun ok anlalr olduu taslamasnda bulunma m, soruna aklsal bir zm saladn da kesinlikle taslamamtr. Bununla beraber N. M .nin yaamna ak bir biimde yeni bir tu tum girmitir. Bu tutum, kt ve ac da dahil olan her eyin, ktnn kt ve acnn ac olduu yadsnmadan, tam ve sevinle kabuldr. Eybn o ok iyi bilinen beni ldrse bile yine de ona gvenece im feryad ayn ruha sahip bir eyi solumuyor mu? Bu soruna hep bir gizem (mystery) denmitir. Bu dorudur. Fakat gizem (mystery) szc baya anlamnda, ussal aklamaya ak olup henz ussal olarak aklanmam bir ey olarak anlalmamal. Dinsel anlamda gizem aklsal anlama olanan btnyle aan eyi anlatr. yleyse ktlk konusunda tek zm, min sevinle kabuldr, fakat bu kabl ktle kar savamama anlamnda ktle hogry ier mez. Genellikle kamutanrcla kar yneltilen nc itiraz, kamutanrcln teistik dinlerde vurgulanan Tanrnn korku verici olma s duygusu ve Tanr huzurunda insann hilii duygusunu ldryor olmasdr. Byle bir duygunun, bir insan Tanryla zdelik iddiasn da bulunmaktan alkoyaca sylenir. Kuramsal ynden, yle grnmektedir ki, bunun kamutanrclkla ilgili, paradoksun yalnzca bir tarafn, yani Tanryla insann zde liini gren bir yanl anlamadan kaynakland yant bu itiraz kar layacak bir yanttr. Bununla birlikte kamutanrclk Tanrnn insan dan ve dnyadan bakaln da ne srmektedir. Tanr ile insan ara sndaki uurum mecazn kullanmak istersek kullanabilir ve hayali mizde bu uurumu istediimiz kadar geniletebiliriz ama yine de ka-

KAMUTANRICILIK, KLK VE TEKLK 2 5 3

mutanrc kalrz. Tanr bilimci bunu anlasa, kamutanrcla kar dmanln brakmaz m? Eer kamutanrc da byle, tam ikici gibi, kendisini Tanrdan ay ran uuruma inanrsa, o zaman ayn ekilde kendisinde hayret ve r perti, ayrklk ve hilik duygularn beslemez mi? Bir insann zel bir tr metafizie veya tanr bilimsel inaa balln iin iine sokmadan evrenin ve onun yaratcsnn hayret vericiliini, dehet uyandrcln ve yceliini hissedemeyeceini kabul etmek aslnda ok gariptir.

Beinci Blm
MSTSZM VE MANTIK

1. M istik Paradokslar
nya mistisizm yaznnn tamam bizi, mistisizmle akl arasnda esiz bir iliki olduu konusunda uyarr, bu yle esiz bir iliki dir ki baka bir dnce veya deneyim kmesi aklla byle bir iliki ierisinde olduu iddiasnda bulunamaz. Mistisizmin akln stnde olduu yaygn bir yargdr. Bu yargdaki stnde sz, byk olas lkla mistiin dnyasnn tmyle dnyev olmayp tanrsal olduu nun dnlmesinden dolay kullanlm olan, bir deer ifadesidir. Mistisizmin deerlerle olan ilikisini daha sonraki bir sayfada ele alacaz. Fakat bu blmde bu konuyla ilgilenmiyoruz. Bu yzden mistisizmin stndeliinden ilgimizi koparmalyz. Ne var ki x in stnde olan bir ey bir anlamda kesinlikle x in dndadr. Belki de bu yzden mistik deneyimin bir biimde akln alannn dnda oldu una inanlr. Bu husus ok kesin bir biimde konuyla ilgili dnya a pndaki yazndan ortaya kmaktadr. Fakat imdiye dek anlatld kadaryla bu ok kapaldr. Bildiim kadaryla da mistisizm ile akl

2 5 6 MSTSZM VE FELSEFE

arasndaki gerek ilikilere degin belgin bir kuram yoktur. Konuyla ilgili yazn, hibirisi bir dnce elmann tesine geememi bir at an dnceler kaosudur. Tam bir kuram yoktur. Bu rakip dnceleri incelemek ve bir kuram oluturmak bu blmn amacdr. lk nce, akl szcnn hangi anlamda alnacan bir karara balamalyz. Ben akldan mantn ok iyi bilinen kuraln anlyo rum. Kukusuz, bunun akl szcnn ok dar bir kullanm olduu sylenebilir. Tmevarmsal akl yrtme ve hatta btn kavramsal dnce alan bunun ierisine sokulmamal m? Akl szc akla uygun olduu dnlen her ne varsa hepsini iine alacak biimde daha da geniletilebilir. Ancak bu anlamda akla uygunun mantkla pek bir ilgisi yoktur ve bu aslnda bir deer terimidir. Her eyde lm l olmann, yani orta yolun herhangi tr bir ar eylemden hep daha akla uygun olduu dnlmtr. Fakat lml olma ar ularda bu lunmaktan daha mantksal olan bir ey deildir. Bu yalnzca deer ba kmndan daha iyidir. Orta yol iyi yol olarak salk verilir. Akl szcn dar anlamda kullanmn gerekesini gster mem gerekir. Genelde, gerekelendirme eyleri ayrma ve konunun her bir parasn srasyla ele alma zorunluluuna dayanr. Akln bu daha geni anlamlarna zaman gelince deineceiz. Mistik, esinleniinin akln dnda olduunu sylediinde o ak bir biimde bunun akledilir alannn dnda olduunu anlatmak istemez. Kukusuz o so nuta mistik yaamn bir insann yaayabilecei en akla uygun yaam olduunu ileri srecektir. Bu konunun da mistisizm-ahlk ilikisi ba l altnda ilenmesi daha iyi olur. imdi de konunun, tmevarmsal akl yrtme ve kavramsal d nceyi genel olarak dta brakacak biimde daha da daraltlmasn gerekelendirmeliyiz. Mistisizmin akl ile genel ilikisinin ve kav ramlarnn bir sonraki mistisizm ve dil blmnde tartlmas daha iyi olacaktr. Mistik deneyimin btnyle kavramsallatrlamaz ol duu ne srlmtr ve mistik deneyime bu yzden anlatlamaz denmitir. Grlecektir ki bir sonraki blmde bu konuyla ilgili tar tma mistisizmle ilikisi bakmndan akla degin her eyi ortaya ko yacaktr. Kukusuz mistik, deneyiminin akln stnde olduunu syledii zaman hem deneyimin mantn alan dnda olduunu

MSTSZM VE MANTIK 2 5 7

hem de hi anlalmaz olduunu kastedebilir; ve kukusuz iki ifade


de birbiriyle yakndan balantldr ve hatta birbirini iermektedir. Bunlarn zerinde ayr ayr duracak ve bunlardan daha dar olann nce ele alacaz. Bu kitabn bir nceki blmnde mistik bilincin temel paradoksallna vurgu yaptk. Okuyucuya yalnzca, Tanr ile dnyann hem zde hem zde deil veya ayr olduu eklindeki kamutanrc! para doksu; Bir veya Evrensel Zihin hem nitelikli hem niteliksizdir, hem kiidir hem kii deildir, hem durgun hem devimseldir eklinde bo yutu olan olumlu-olumsuz ya da dolu-boluk paradoksunu; birey ola rak kalmakla birlikte birey olmaktan kesildiim bireyselliin zlme si paradoksunu; nirvanaya ulaan kiinin ne var olduu ne de var ol mad paradoksunu; da dnk mistik deneyimde duyu nesnelerinin hem ok hem bir, hem zde hem ayr olduu paradoksunu anmsat mam gerek. Bu paradokslar benim tarafmdan mistisizme zorla sokuturulmamtr, mistiklerin szleriyle ilgili aratrma bu paradokslar ortaya karm ve tam olarak belgelemitir. Ne var ki, konuya aina olan hi kimse mistiklerin szlerinin bir anlam da paradoksal oldu undan kuku duymuyor olsa da, benim paradokslarn dpedz man tksal elikiler olduunda; ve paradoksla ilgili olgularn amlanmas ve aklanmas ynnde doyurucu varsaymlar salayacak ok daha az zorlayc yorumlar yaplabileceinde direterek bu paradoks olgusuna ar bir yorum kattm aklnza gelebilir. Kanmca, mistik paradoks larn cilasz eliki ile ayn olduunu kabul etmenin aka su gtr mez bir konu olmad, daha ok dorulanmas gereken bir yorum ol duu gayet dorudur. Hangi daha az zorlayc kuramlarn ortaya konabilecei ve bu ku ramlardan yana ve bu kuramlara kar neler sylenebilecei zerinde durarak konuya balayacaz. Bunlar elikileri zme ve elikiler den kurtulma giriimleridir. Bana gre olanakl olan byle drt ku ram vardr. Bunlara, (1) Retoriksel paradoks kuram, (2) Yanl betim leme kuram, (3) ift yer kuram ve (4) ift anlam veya belirsizlik ku ram denebilir.

2 5 8 MSTSZM VE FELSEFE

2. Retoriksel Paradoks Kuram


Bu gre gre paradokslar tmyle szseldir, dnce veya de neyime bulamazlar. Paradoksal olmayan dilde ierik kayb olmadan ayn deneyimler betimlenebilir ve ayn dnceler dile getirilebilir. Paradoks, herhangi bir konuya ilikin bir yazarn, vurgu kazandrma, dnce ieriini arpc ve duygular kamlayc bir tarzda sz dk me, okuyucuyu durdurma, dndrme ve okuyucunun baka trl geitirebilecei ve tam anlalmadan kalacak olan dncelere cidd dikkat harcamasn salamak amacyla gayet meru bir biimde kulla nabilecei nemli bir retoriksel ve yaznsal aratr. Yaznsal veya reto riksel paradoksun ayn zamanda olumlu estetik deeri ve iirsel gzel lii olabilir. Paradoksun, strophe (Eski Yunanistanda koro yelerinin dans ederken sadan sola doru yaptklar hareket ya da bu hareket srasnda okuduklar iir paras) ve antistrophe tarznda birbirini iz leyen kart yarglarn ritmik bir salmm ve dengesi formunu almaya yatkn olduundan dolay estetik ve iirsel gzellii vardr. Sz gelimi T. S. Eliotun u dizelerine bakn:
Bilm ediin eye u lam ak iin Bilgisizlik yolu olan bir y olla gitm elisin . O lm adn eye ulam ak iin Olm adn y o l boyu nca gitmelisin. Ve neyi bilm iyorsan o bildiin tek eydir. N eye sahipsen on a sahip deilsin . N erede isen orada deilsin . 199

Hi kukusuz paradoks burada Eliot tarafndan etkili bir yaznsal ara olarak kullanlmaktadr. Fakat burada da biri kalkp btn olan bitenin bu olup olmadn sorabilir. Eliotun iirinde, salt retorik ol mann tesine geen mistik armoniler vardr. Bununla birlikte ileri srlen dnceyi yineleyecek olursak mistikler paradoksu ya dillerinin gzelliini veya iirselliini artrmak ya da daha nce anlan maksatlarla okuyucuyu durdurmak ve dn

199 T. S. Eliot, Four Quartets, East Coker.

MSTSZM VE MANTIK 2 5 9

drmek iin kullanmaktadrlar. Mistiin kendi szlerine etki kazan drmak amacyla dilin olanaklarndan yararlanmamas iin hibir ne den yoktur. Ancak bu kuramn olgular aklamada olduka yetersiz kaldn gstermeye alacam. Birka rnek zerinde duralm. Isa Upaniadda (daha nce ksmen aktardm) u pasaj buluruz:
Bu Bir.; hi km ldam am akla birlikte dnceden d aha hzldr. . . . H areketsiz ka lm a kla birlikte o gitm ekte olan lar sollar. . . .

O km ldar da km ldam az da.


Uzaktr am a ayn ekilde yakndr.

O btn bunlarn iindedir ve btn bunlarn dndadr.100 Hi kukusuz O kmldar da kmldamaz da sznde olduu zere yarglar dengesi, asl olarak bu pasajn yazar olan ermiin ho una gitmitir ve ermi iirsel etkisinden dolay bundan holanlacan dnmtr. Hepsi bu kadar m? Veya Lao-Tzunun Taodan sz eden pasajyla ilgili olarak da ayn soruyu sorabiliriz:
Ona baktnda onu grem ezsin; O na biim siz denin Onu dinlediinde onu iitem ezsin; Ona sessiz denir. Onu kavram aya altnda an layam azsn; Ona girift denir. . . O yukardadr ; am a parlak deildir; Aadadr, am a karanlk deildir. O sonsuzca uzar, O na hibir a d verilm ez . . .

O yoklu a dner.
Onunla yz yze gelirsin ama onun nn gremezsin. Onun arkasndan gidersin ama arkasn gremezsin.201

200 Hindu Scriptures, s. 207. 201 evirideki bu ifade tarz bize Suzuki (Mysticism: Christian and Buddhist) tarafndan kazandrlmtr.

2 6 0 MSTSZM VE FELSEFE

Bu yalnzca bir iir ve merak uyandrc bir lf kalabal mdr? Gerekte bu, dolu-boluk paradoksunun iirsel bir anlatmdr. O biimsizdir, yoksundur ve botur; ama bununla birlikte o gerekli in bsbtn kendisi olan Byk Taodur. Isa Upaniaddan yaplan bu alnt ayn paradoksun durgun-devimsel boyutunun iirsel bir an latmdr. Bundan tr alntlanan bu pasajn tmyle retorik olup olmad konusunu kararlatrmak iin yapmamz gereken ey, bu pa radoksun kendisi bakmndan ve burada kazandrlan iirsel anlatm dan ayr olarak dnce ieriini incelemek ve zel szl sunumunu dikkate almadan paradoksalln onun aslnda var olup olmadn grmektir. Acaba, anlatmak iin nasl bir dil kullanrsak kullanalm eliki dncede var ve ondan kurtulunamyor mu? Bunu tartma dan nce Eliottan aktarmak istediim iki satr daha var. Birisi u:
D nen dnyann hareketsiz noktas.

Dieri de u:
B ylece karanlk k o laca k , hareketsizlik de dans.

Bu iki satrdan ilki bize ak dnyasnn zeinde olan bir hareket sizlik ve sessizlik tablosu sunar, ikinci satrn ikinci ksm bize durgu nun devimsel olduunu; hareketsizliin dans olduunu anlatr, ikinci satrn ilk ksm Susonun gz kamatrc karanlk szyle ayn e yi syler. Baka bir deyile, her iki satr dolu-boluk paradoksunun i irsel anlatmlardr. (Eliotun bunun ayrdnda olup olmad bizim iin nemli deil). Daha nceki sayfalarda ie dnk mistiklere ait btn iddialarn ierisinden en esaslsn, yani tm deneysel nesnelerden bo ve tm ieriklerden yoksun olan bir tr bilincin olduu iddiasn yakndan grmtk. Dolu-boluk paradoksu buradan kar ve bunun bir ifade sidir. yleyse bunu yalnzca yaznsal bir ss olarak aklamak olanak szdr. nk bu betim hangi szcklerle dile getirilirse getirilsin, is ter iir ister nesir olarak, ister mecazlarla ister soyut dille, eliki be timin ve dncenin kendisinde kalr. Herhangi bir trdeki btn zel ierikler, duyumlar, imgeler, dnceler, kavramlar, nermeler,

MSTSZM VE MANTIK 2 6 1

akl yrtmeler, istekler zihinden boaltlr. Bu boluktur. Bilincinde olunabilecek hibir ey yoktur. Ama bununla birlikte herhangi bir e yin bir bilinci olmayan salt bilin ortaya kar. Bu bo bilincin karan l dolu bir bilincin aydnldr - Susonun gz kamatrc karan lk!. Doal bilincin hi yoksa tek bir esinin, yani duygu ya da duy gusal havann kald ne srlebilir. Bu sevgi olabilir ya da yaln bir erin. Mistiin yant aka u olacaktr: Kendilerini silinmi duyum lar, imgeler veya dncelere ilitiren btn doal ekim ve tepiler bunlarla birlikte yok olmu olur ve salt bilincin eliinde yepyeni bir duygusal e olan ongunluk duygusu ortaya kar. Btn bunlarda, yalnzca betimleme iin kullanlan szckler deil, betimlenen ey de kendi kendisiyle elikilidir. Betimlenen eyin ayn elikili zellii, eer onun birlik ve okluk terimleriyle dile getirildiini aklmza getirirsek daha da ak bir bi imde ortaya kar. O okluk iermeyen salt birliktir. Fakat olaan bi lincimizde birin, birliin veya btnn ok eyden oluan bir birlik ol mas gerekir - sz gelii masa, bacaklardan, masa stnden ve teki paralardan oluan bir birliktir. Kendi kendine salt birlik olanakszdr. Bu paralar olmayan bir btnle ayn ey deil midir? Dolu-boluk paradoksuyla ilgili sylenen eylerin tm paradoks lar iin geerli olduunu grmek iin dier btn mistik bilin para dokslar listesini batan aa taramak gerekmez. Dnyann hem Bir ile zde hem de ondan ayr olduu biimindeki kamutanrcl para doksu nasl dile getirirsek getirelim bu iddia hep ayn lde paradok sal olur ve yaznsal bir ara diye geitirilemez. Dier paradokslarda da durum byledir.

3. Yanl Betimleme Kuram


Doal olarak herhangi birisi, elikilere dayanarak, mistiin yaa dn syledii bir deneyiminin olduuna inanmay kabul etmeyebi lir. Mistiin yalan sylemediinden kuku duyulmaz, ancak bir yerler de bir yanllk yapyor olmal. Deneyimini istemeden yanl betimli yor olabilir. O, ayn zamanda doluluk olan topyekun bir boluu, ay

2 6 2 MSTSZM VE FELSEFE

n zamanda karanlk olan bir aydnl deneyimlediini syler. Fakat bylesi betimler - herhangi bir yerdeki herhangi bir eyle ilgili tm betimler gibi - yorum eleri iermektedir. Nasl ki yorumsuz salt du yu deneyimi edinmek olanaksz ise, salt mistik deneyim edinmek de olanakszdr. Buna ilikin herhangi bir sz, grnte tmyle betim leme olsa bile, kavramsal yorumlar ierecektir. Bu da yanl betimle meyle sonulanr. Eer mistiin deneyimledii ey tam tamna ve dosdoru betimlenseydi, elikiler ortadan kalkard. Bu olanakl ku ram ele alalm. Herhangi birinin bir eyle ilgili, u veya bu nedenle istemeden ya plm bir yanl betim olduundan kuku duyduumuz betimlemesi nin doruluu konusunda bizi ne eit kantn ikna edeceini genel olarak inceleyerek ie koyulabiliriz. Birinin bize, belli bir yer ve zamanda x olarak betimledii bir grsel deneyim yaadn anlattn varsayalm. X bize sanki, her hangi birisi asndan yaanmasnn olanaksz olduu veya hi olas olmad bir deneyim gibi gzkr. Onun gerekte grdnn y ol duunu fakat onu x ile kartrdn dnrz. Kukumuzun yan l olduuna ve onun, syledii zere, gerekten x i gzlemlediine hangi yollarla inanabiliriz? Ben, deneyimi kendimizin dorulayabi lecei bir konumda olmadmz ve tana gvenmemiz gerektiini dnyorum. lk olarak, x deneyimi, eer adammzn x deneyimini yalnzca bir kerelik deil sk sk yaadn ne srdn; ve onun deneyime ai na olduunu ve deneyimi x olarak doru bir biimde betimlediinden emin olduunu grrsek, biraz daha olas olur. kinci olarak, epeyce bir insann x deneyimini yaadn ileri srdn grrsek bu dene yim daha da olas olur, X deneyimini betimleyen tanklarn says ne denli ok olursa, betimin doru olmas o denli olas olur. nc ola rak, kantn dnyann her yerinden geldiini ve Amerika, Avrupa, Hindistan, in, Japonya, Arabistan, ran ve daha baka yerlerdeki ta nklarn y olarak deil de x olarak tanmlanmas uygun olacak bir de neyimi yaadklar konusunda oyda olduklarn renirsek bu olas lk daha da artar. Son olarak, eer eitli lkelerdeki tank kmeleri arasnda, betimlerindeki uzlam onlarn dikkatsizce birbirlerinden

MSTSZM VE MANTIK 2 6 3

kopya yaptklar veya birbirlerinin betimsel dillerini dn aldklar ya da birbirlerinin yanllarndan etkilendikleri varsaylarak aklanamayacak biimde, yksek lde bir greli bamszlk varsa, x-betimiminin doru olduundan kesinlikle emin oluruz. Mistik deneyim betimlerinin bu dorulama koullarn harfi har fine kapsadn grmek zor deildir. Mistik deneyimin btn ierik lerden yoksun olan ama bununla birlikte ok dolu olan bir ar bilin olarak betimlenmesi, paradoksal olduu iin kukuludur. Ama bu be tim, deneyimi bir kez yaadn ne sren tek bir kiinin kantna da yanmamaktadr. ok sayda kii bu deneyimi geirmitir ve bunlarn ounluu veya bir ou yaamlar boyunca tekrar tekrar geirmitir. Sonra, bu deneyime ilikin ayn paradoksal betim, btn dnyadaki belli bal yksek ekinlerden gelmektedir. Son olarak, baz tank k meleri ile dierleri arasnda byk lde bir bamszlk vardr. Av rupa Hristiyan ekini ierisindeki mistiklerin birbirlerinin dilllerini et kiledikleri sanlabilir. Ruysbroeck Eckhartn, Crosslu Aziz John da Azize Teresann betimleyici szlerini dn alm olabilir. Upaniadlar dnyaya kazandran ermilerin birbirlerini etkileyebileceklerini dnmek doaldr. Onlarn betimleyici szleri gelenekselleme eili mi kazanm olabilir. Bununla beraber, Eckahrt ve Ruysbroeck betimlerinde Upaniadlarla uzlatklar zaman, bunu nasl aklayacaz? nk bu iki k me birbirinden bamszdr, birbirleriyle temaslar yoktur ve birbirle rini hi duymamlardr. Yine de Mandukya Upaniadm blnmez bi linci betimlerkenki dili, Eckhart ve Ruysbroeckin ayrmlamam bir lik bilincini betimledii dille neredeyse ayndr. O zaman, Hristiyan mistiklerce tanmland biimiyle salt bilincin bo hiliinin anlam bakmndan Mahayana Budistlerinin Boluku ile ayn olmas gere i karlkl etkiyle nasl aklanabilir. Bunlar, dnya mistiklerinin bir birlerini bamsz onaynm yalnzca iki rneidir. rnekler oalt labilir. Yanl betimleme varsaymnn karsnda olan grn ne ol duunu akla kavuturmak iin yeteri kadar ey sylendi. Ancak eklenmesi gereken daha baka bir konu var. Dolu-boluk paradoksunu kendi rneim olarak almtm. Bu argman, onun di er byk mistik paradokslar da eit lde kapsad gsterilerek

2 6 4 MSTSZM VE FELSEFE

pekitirilebilir. Sz gelii, Benin hem kaybolduu hem de varln srdrd bireyselliin zl paradoksu, btn alarda ve ekin lerde saysz bamsz tanklar tarafndan anlatlr. Evrensel Benin ki i olmakl-kii olmamakl paradoksu ve durgun-devimsel zellik leri de byledir - geri bunlar boluk paradoksunun boyutlar olarak ierilmektedir. Da dnk mistik deneyimde d nesnelerin farkllk ta zdelii paradoksu pek ok ekindeki bamsz tanklar tarafndan ayn biimde betimlenmektedir. Yanl betimleme kuramnn yadsnmas gerektii sonucuna var yorum. Bununla birlikte, bu kuramn karsnda olan grn, kuramn tam bir rtmesi olduu ne srlmeyecektir. Fakat, yanl betimle me kuram her zaman baz yanda bulabilecek olas bir varsaym olsa da, bu kuramn karsnda olan grn byk olaslkla onun yanl olduunu gsterebilecek kadar gl grndn ve mistiklerin de neyimlerinin temel betimlerini doru betim olarak kabul etmemiz ge rektiini sylesek fena olmaz.

4. ift Yer Kuram


Bir ve ayn eyin ayn anda hem kare hem daire olduunu syle mek bir elikidir. Ama eer kare yklemi ile daire ykleminin gerekte iki farkl nesneye veya ayn nesnenin iki farkl boyutuna ili tii gsterilebilirse bu elikiden kurtulunabilir. Ayn ilemin mistik paradokslarn grnr elikilerini zmek iin kullanlabileceini nermek doaldr. Sz gelimi, dolu-boluk paradoksunda, belki iki yklem, yani boluk ve doluluk, aka bir ve ayn nesnede olmann yerine, gerekte ift olarak bulunabilir - biri bir nesnede dieri baka bir nesnede. Byleyse, eliki ortadan kalkar. lk bakta bu grten yana gl bir argman gibi grnen ey, mistiklerden ounlukla bu grn destekleyicileri olarak alnt ya plabilmesidir. Fakat daha zenli bir aratrma bu argmann gcn krar. Echart ve Ruysbroeckin boluu bir eye, doluluu bir baka eye yerletirme giriimleri daha nce 3. Blm, 5. Ksmda ele aln

MSTSZM VE MANTIK 2 6 5

mt. Eckhart boluu tanrla, doluluu da Tanrya koymutur. Sankara boluu daha yksek Brahmana, doluluu da daha aa Brahmana yerletirmitir. Daha nceki ksmda bu giriimlerin nasl ve neden baarsz kaldn grmtk. Bu konuyu ayrntl olarak in celemenin gerei yok. Fakat okuyucuya ana noktalar ksaca anmsa tabiliriz. Gl isel tepiler mistikleri paradokslar dile getirmeye zor lar. Bunlar dnce veya akln deil, daha ok esinin rndr. An cak mistiklerin kendileri, gnlk yaamlarnda ve olaan deneyimleri konusunda normal mantk kurallarn kullanan ve uygulayan mantk l insanlar olduklar iin, bu znde paradoksal olan deneyimler ba larna geldiinde ve dudaklarndan elikili szlerle dkldnde olaslkla kafalar karacak ve hatta afallayacaklardr. Mistisizmleri onlar paradoksa, mantksal doalar da mantksal aklamalara s rkleyecektir. Bu yzden bu ikisi arasnda gidip gelirler. Bu, Bat eki ninde insan kiiliinin bilimsel ve mantksal yan mistik yanna ar bast iin, zellikle Bat iin dorudur. Ama Doruda tersi geerlidir; orada mantk zayftr, mistisizm gldr. Yine de Douda bile mantk duygusu, Sankarada olduu gibi baz zel durumlarda, bir mistik yazar ift-yer varsaymna ba vurmaya itmitir. Batda bile bir Eckhart, baz szlerinde bu varsaym benimserken baka szlerinde yadsr. Dolaysyla Dou ve Batdaki mistiklerden argmann her iki yn iin de alnt yaplabilir, yleyse biz de kendi yargmz kullan mal ve kendi yorumlarmz oluturmalyz. Daha nceki ksmda, bu mantksal aracn, dolu-boluk paradoksunun znde var olan eliki yi kramayacanda diretmemin nedenlerini gsterdim. Onlar bura da yinelemeyeceim. zel olarak sz konusu paradoks bakmndan bu gr kabul edilsin veya edilmesin, ift-yer kuramnn, bunu dier mistik para dokslara uygulamaya kalkmamz durumunda, btnyle keceini anlamak nemlidir. Mistik bilincin nitelikli, devimsel ve kii boyutla rnn daha aa Brahman veya Tanrda bulunduunu ne srmek ilk bakta en azndan mantkl gibi geliyor. Bir kiinin byle bir kuram kamutanrcl paradoksa uygulamaya balamasnn bile bir yolu yok tur. Dnya Tanryla hem ayndr hem de ondan farkldr. Aynl farkllktan nasl ayrabilir ve aynl Tanrya ve farkll dnyaya

2 6 6 MSTSZM VE FELSEFE

veya farkll Tanrya, aynl dnyaya yerletirebiliriz? nk bu rnekte elimizde olan ey kart nitelikler deil, iki eyin ilikili olma sn gerektiren ilikiler ya da iliki zellikleridir. zdelik x in y ile z delii, farkllk x in yden farkll anlamna gelir. A ilikisi, bir nite lik gibi, yalnzca tek bir eyde bulunamaz. te bu yzden ift-yer var saymnn kamutanrcl paradoks rneinde nasl ifade edilebileceini dahi konumann olana yoktur. Bu kuram bireyselliin zl paradoksuna uygulamak da ayn lde olanakszdr. Ben hem varlktan kesilir hem varln srd rr. Biri varlktan kesilen dieri de varln srdren iki bireyin oldu unu sylemenin bir anlam yoktur.

5. Belirsizlik Kuram
Bu kuramda, grnr elikilerin tek bir szckte iki farkl anla mn kulanlmasndan kaynakland ve dolaysyla bu gsterildiinde elikinin ortadan kalkaca ne srlr. X in hem y hem y-deil ol duunu sylemek grnrdeki hliyle bir elikidir. Ancak y szc nn iki anlam veya ierii olabilir ve x bir anlamda y, dier anlam da y-deil olabilir. Bildiim kadaryla mistisizm konusunda yazan hibir yazar bu zm paradokslarmza asla uygulamaya kalkmamtr. Hibiri, hangi zel szcklerin hangi farkl anlamlarnn hangi zel paradokslarn zmn vereceini ileri srmemitir. Bu kurama bir ans vermeyi isteseydik, tek yol kendi mfrezemizi hazrlamak ve szde eletirmen ve hasmlarmz iin mhimmat imal etmek olurdu. ok istesem de bu konuda ona pek yardmc olamam. Aklma gelen tek olaslk, mist ik yaznda ounlukla bolukla e anlaml olarak kullanlan hi ve hilik szcklerinin iki anlamda kullanlabilecei ve bunun doluboluk paradoksu konusunda yardmc olabilecei nerisidir. Hi lik, paradoksta saltk bir anlamda, btnyle olumsuz veya yok ola n ifade eden bir szck olarak kullanlr. Fakat olabilir ki mistik bi linte deneyimlenen hilik yalnzca grecedir. O akl iin hi anla mna gelebilir; yani bu, deneyimlenen eyin kavramsal aklla anlala-

MSTSZM VE MANTIK 2 6 7

mayacan anlatr. Ancak deneyimlenmi olmas ynyle kukusuz olumlu bir deneyimdir. Dolaysyla nmzde mistik bilin hem bir eydir hem hitir nermesi olduu zaman, bu nerme mistik bilincin deneyim asndan bir ey olduunu fakat akl asndan hi ol duunu ifade ettiinden dolay, hibir eliki yoktur. Onu deneyimleyebiliriz fakat kavramsallatramayz. yleyse akl veya anln mistik bilince hi ileyemez olduu iddi as konuya ilikin mistik yaznda ileri srlmekte olduu bir gerek tir; ve bu zaman zaman akl iin hi gibi bir dizi szler kullanlarak dile getirilmektedir. Bu bir sonraki blmde tartlacak. Fakat hemen u sylenebilir ki, mistik deneyime aklla ilikisi bakmndan yerinde olarak hi denmesi doru olsa da, hi szcnn sz konusu pa radoksta kullanlmas bu greli anlamda deildir. Paradoksta hilik ya da boluun gerekte neyin betimi olduunu sorarsak bunu anlayabilriz. nk bolua, bilinci btn ieriklerden, tm duyumlardan, im gelerden, dncelerden vs. boaltarak ulalr, dolaysyla hi okluk olmaz. O, btn nesnelerin ve btn eylerin yokluudur, baka de yile topyekn yokluktur. Bundan tr, her ne kadar mistik yaznda hiin biri saltk dieri greli olmak zere iki anlam olsa da, greli anlam paradoksta kendisini gstermez ve bunun iin paradoksta bir belirsizlik yoktur. Bylece dolu-boluk paradoksunu belirsizlik kuramyla bu ekilde zme giriimi ker. Dier paradokslarn durumunda da bu kuram uygulama giriiminin nasl balatlabileceini syleyemiyorum. Sz gelimi, kamutanrcl paradoks bu ekilde nasl zlebilir? Dnya T an ryla zdetir ve Dnya Tanrdan ayrdr, yani onunla zde deildir cmlelerinde, kullanlan szcklerden birisiyle ilikili ola rak, akla yatkn bir biimde, szck ilk cmlede bir anlamda, kinci sinde baka bir anlamda kullanlmtr denebilir mi? Burada, bu soru nun akla yatkn bir yantnn ayak koyabilecei bir yer grmyorum. Bu yzden de kuram uygulama giriimi balatlamaz. Aynsnn birey selliin zl paradoksu iin de geerli olduu grlecektir. Bu bi rey olmaktan kesilirim, bununla birlikte bu birey olarak kalrm. Bu rada hangi szce ift-anlam kuram uygulanabilir? Kamutanrc paradoks konusunda birisi, Tanr ve dnyann, birbiriyle kesien iki daire gibi, ksmen zde, ksmen de ayr olduunu

2 6 8 MSTSZM VE FELSEFE

ne srebilir. Bu tam olarak iki anlamda kullanlan bir szck rnei deildir, fakat bu noktaya da ekilebilir. Daireler, kendilerini bilinle rimize sokan ve kimi tanr bilimciler bize Tanrnn hem ikin hem a kn olduunu anlatrken bizi yanltan duyusal resim veya imge tarz dr. Resim, Tanrda meknsal veya zamansal ksmlar ierdiinden dolay samadr. Kamutanrcln kayna olan mistik deneyimin bu nu kabul etmediini belirtmek daha yerinde olur. Bu, her eyin, bitki yapraklarnn, tan ve aacn Bir olduu deneyimdir. Da dnk mistik Biri ksmen nesnelerde, ksmen nesnelerin dnda grmez. Bu tip mistisizmle ilgili incelememizde gsterildii zere o, kartlarn paradoksal bir zdeliini grr. Hi kukum yok ki, diyor N. M ., Tanry grdm, yani grlecek her eyi grdm; yine de bu her gn baktm dnya idi.202 Hepsi de, genelde mistisizmde mantksal elikiler anlamnda ger ek paradokslar olmadn gsterme giriiminde bulunan birka ku ram ele aldk. Hepsi kmektedir. Bir eletirmenin paradokslarn us sal zme ak olduunu gstermeye alabilecei baka bir kuram bilmediim iin, bunlarn aslnda ussal zme ak olmadklar ve ierdikleri elikilerin mantksal olarak zlemez olduklar sonucu na varmam gerekiyor. Her ey bir yana, daha baka ne bekleyebiliriz? Her lke ve an mistikleri srekli olarak hep bir azdan deneyimlerinin akln stn de veya akln dnda olduunu onaylamtr. Bu szlerle kastettik lerini ne sandk? Onlarn syledikleri eyi gerekte kastetmediklerini, etki yaratmak iin abarttklarn, bunun yalnzca nemsenmemesi ge reken bir konuma olduunu mu sandk? Bu blmdeki tartmalar onlarn syledikleri eyi kastettiklerini ve syledikleri eyin doru ol duunu gsterme giriiminden baka bir ey deildir. Onlarn dene yimlerinin akln stnde olmas deneyimin mantk d olduunu ak bir biimde ifade eder. Mistisizmin tamamn bir hile olarak yadsma dka bu tankl yadsyamayz. Mistik deneyimi yaayanlarn hepsi nin, bu deneyimin biricik olduu, ortak duyu trnden herhangi bir deneyime hi benzemedii, mekn-zaman dnyasna ait duyu deneyi
202 Dadnk Mistisizm blm.

MSTSZM VE MANTIK 2 6 9

mi ile btn btn llemeyecei duygusunu yaad aka ortada dr. Mistik bilince erien, kii, gnlk bilin dzeyinin tamamen dn da ve tesinde olan ve bu dzeyin standartlaryla ve ltleriyle anla lp yarglanamayacak bir dzeye erimitir. Mistiklerin bunu du yumsadklar ok aktr. Ancak mistik paradokslardan baz mantksal veya dilsel aralarla kurtulunabileceini gstermeye ynelik her giri im, aynen mistisizmi ortak duyuya indirgeme, onun biriciklik zelli ini alp gtrme ve onu ayaa drmeye ynelik bir ok giriim gi bidir. Ortak duyu veya gnlk deneyimde sakncal bir ey yoktur. Fa kat mistik deneyimi bu iki tarza sokamayz. Bir yandan mistik dene yimin biricik olduuna, tr olarak olaan bilincimizden farkl olduu na inanrken, ayn zamanda onda olaan bilincimize indirgenemeyecek hibir eyin olmadna inanamayz.

6. Bir tiraz
Ancak bu noktada kkten bir itirazda bulunulabilir. u soru soru labilir: Eer mistisizmin kendisi elikilerle dolu ise mistisizmi - yap maya altmz gibi - ussal ve mantksal olarak ele almak nasl ola nakl olabilir? Bu kitap grld kadaryla mistiklerin szlerinin mantksal bir zmlemesi ve incelemesidir. Byle bir kitap bu koul lar altnda nasl anlaml olabilir? Bu szlerin mantksal paradoks ol duunun kabul edilmesi ya da olumlanmas btn giriimimizi anlam sz klmaz m? Herhangi birimiz bu itirazn, yaklak iki bin yldr felsefecileri u ratran Zeno paradokslarnn ussal olarak ele alnmas giriimlerine kar hi yneltilmediini hemen fark eder. Btn bu tartmalar an lamsz mdr? Eletirmen, byle felsef tartmalarn amac her zaman Zenoya ait olduu dnlen paradokslarn gerek mantksal eliki ler olmadn ve bunlarn mantksal olarak zlebileceini gster mek olmutur, diye yant verebilir. Paradokslar mantksal olarak in celemekle filozoflarn hangi sonuca ulamay umduklar sorusu - on larn drtleri sorusu - ilgisizdir. Dikkatli bir mantksal aratrmayla filozoflar, Zenonun, hareket deneyiminin kendi kendisiyle eliik ol

2 7 0 MSTSZM VE FELSEFE

duu inancnda hakl olduu sonucuna varmaya mecbur kalsalard, bu onlarn dikkatli mantksal incelemelerini daha az mantkl yapar myd? Bu sonuca mantksal tartma ile varlm olurdu ve bu tart ma hibir biimde anlamsz olmazd. Ancak - bir lde ad hominem bir yant olan - bu yant bilme ceyi gerekten zmemektedir. Hl u soru sorulabilir: ster misti sizm isterse Zeno paradokslar olsun, aka belirtilmi mantksz ve elikili materyalin mantksal bir tartmas nasl yrtlebilir? Ka nmca bunun yant, paradoksun her bir ucunun, tek bana alndn da, mantksal ve ussal bir nerme olabileceidir. Paradoksun her bir ucu mantksal zmlemeye ve incelemeye aktr. Yine bundan, on da sarl olan olas rtk anlamlar veya ierimleri karmak olanakl dr. Paradoksun her iki ucu srayla alnp bylece ilenebilir. Elbette bu ilemle paradokstan asla kamayacaz. A, Bdir biiminde gs terilen nermeler, A, B deildir biiminde gsterilenlerle eliecek tir. Sonunda karacamz sonu, - ister hareket deneyimi olsun ister se Birin deneyimi olsun - baz insan deneyimlerinin gerekten para doksal olduu ve bundan tr mantksalln dnyann evrensel ve son yapssmn oluturucu bir paras olmad sonucu olursa, bu ba na bilmemiz gereken anlalr ve nemli dorularm gibi gzkyor. stelik bu sonu son derece mantksal ve ussal bir sonutur. X ken disiyle eliiktir ve ussal deildir nermesi, kendisiyle elikili olan ve ussal olmayan bir nerme deildir. Baz mantklar ve anlam kuramnda uzman olduklar dnlen baz kiiler, U A, Bdir ve A, B deildir nermesini ileri sren kiinin aslnda, ifadenin ikinci yars ilk yarsn boa kard iin, hibir ey sylemediini syleyecektir. O nce bir ey ne srer, sonra ne sr dn geri alr, sonuta da ortada ne srlen hibir ey kalmaz. Bundan dolay A, Bdir ve A, B deildir bileik cmlesi anlamszdr veya samadr. Ben bu sulamay, basit mantksal bir gafa dayanmas bakmndan tmden geri eviriyorum. Gene de kimi ada filozoflar grnrde bu yanla srekli dmektedir. Bu mantksal gaf, doruluk konularn anlam konularyla kartrmaktan ibarettir. Doru gr, mantk kurallarnn dorulukla ilikili olduu ve anlamla u veya bu biimde hibir ilgisinin olmaddr. eliki kuralnn ne srd

MSTSZM VE MANTIK 2 7 1

ey, birbiriyle elien iki nermenin ayn anda doru olamayacadr. Birinin doru, dierinin yanl olmas gerekir. Dolaysyla, eer A, Bdir, A, B deildir dersek, bu cmlenin iki parasndan birisi do ru, dieri yanl olacak. Bu yzden mantk kurallarnn ilgili olduu bu alanda A, Bdir, A, B deildir bileik cmlesi yanltr. Bu sonu, sz konusu bileik cmlenin, teknik anlamda anlamsz olma bakmn dan sama olduu grn rtr. nk anlamsz olma, ne yanl olmay ne de doru olmay ifade eder. O yzden bu bileik cmle yan l ise, onun ipso facto anlamsz olduu gsterilmektedir. Ayrca, A, Bdir sz anlaml bir sz ise ve yine A, B deildir sz de anlaml bir sz ise, bunlarn arasna konan ve balacnn iki anlaml cmlenin ikisini birlikte anlamsz klmas olanakszdr. Eer A tyldr ve A tyszdr cmlesini ortaya atacak olur sak, A tyldrn hibir ey ifade etmedii ileri srlemez. O bir olguyu aka dile getirmektedir. Ayns A tyszdr iin de geerlidir. Dolaysyla bu paradoks iki olgusal yargda bulunmaktadr. O, iki ey sylemektedir ve bu yzden ona hibir ey ifade etmedii sylenemez. ptal etme ve geri alma mecazlar bizi yanltmamal. Paradoksu dile getiren kii paradoksun ilk yarsn geri almamaktadr. O bunu kincisiyle yan yana sylemeye devam etmektedir.

7. eliki Kuram Tek Bana Ait zgn Bir Bulu Deildir


Mistik paradokslarn dpedz mantksal elikiler olduu gr desteksiz bir iddia veya bana ait zgn bir bulu olmayp, nceki bir ka yorumcunun yazlarnda - aka veya dolayl olarak - kabul gr mektedir. Burada - geni kapsaml olmayan - birka rnek aktarlabi lir. Okuyucuya Rudolf O ttonun Da dnk Mistisizm blmn de, btn bitki yapraklarnn, aacn ve tan bir olduu da dnk deneyimle ilgili olarak aktarlan szleri anmsatlabilir. O szler uy du: Siyah siyah olmaktan da beyaz olmaktan da kesilmez. Ama siyah

2 7 2 MSTSZM VE FELSEFE

beyazdr, beyaz da siyah. Kartlar olduklar durumdan bir ey kaybet meden bir olurlar. Otto, Eckhartn, btn ayrmlar Birde kaybolur, szn konu ederek unu yazar:
Bu, doal mantn iki temel kuraln, yani eliki ve karlm or ta terim kuraln hie sayan mistisizme zg mantkla sonulanr. kliti olmayan geometrinin koutlar belitini bir yana koymas gi bi, mistik mantk da bu iki beliti grmezden gelir; buradan da coincidentia oppositorum, yani kartlarn zdelii ile eytiim sel dnce doar.203

Bu pasajda yanl olan birka ey vardr. Koutlar beliti mantk ku rallar gibi apak olmad iin, mistisizm ile kliti olmayan ge ometri arasndaki andrma yanltr. Fakat daha da nemlisi, misti sizmin, kartlarn zdelii ilkesince ynetilen kendisine zg bir mantnn olduu - her ne olursa olsun benim grme gre - yan ltr. Byle bir mantk yoktur. Yalnzca bir eit mantk vardr, o da mantklarn iledikleri mantktr. Bu kurallar inemesi asndan mistisizmin konumu, baka bir mantk tr deil, aka mantk d dr. Kartlarn zdeliine dayanan bir stn mantk olduu dn cesi Hegelin etkisinden kaynaklanmaktadr. Hegel, kartlarn zde liinin yalnzca mistisizmde deil, gemiin bir ok usu felsefesinde de, zellikle Spinozann kamutanrclnda var olduu biimindeki tarihsel sezisinde olduka haklyd. Fakat o, bunu yeni bir mantk il kesi olarak alp stn mantn* bunun zerine kurmaya alma gibi korkun bir yanl yapt. Bu konu daha nce 4. Blm, 1. Ksmda aklanmt. Ottodan alntlanan pasajn tek deeri, Ottonun mistisizm para dokslarnda ierilen mantksal elikileri tanmasyd. Ancak unu be lirtmem gerekir ki bu konuda ne o ne de grnrde baka herhangi bir dnr, mistisizmin mantk kartln, zellikle mantn konu mu ve temelleriyle ilgili ciddi ve belki de devrimci ierimleri bakmn dan aka meydan okuyuunu srdrme isteklilii gstermemitir.

203

Rudolf Otto, Mysticism East and West, s. 45.

MSTSZM VE MANTIK 2 7 3

Otto HegePin dzme zmnden memnun kald. Ama eer bu yad snrsa, en ciddi sorunlarla kar karya kalacamz grlr. Anla lan o ki bizim iin mistisizmle mantk arasnda kafa kafaya tokumak tan baka bir yol kalmyor. yleyse mantk m mistisizmi yok eder, mistisizm mi mant? Ya da her ikisine de bal kalmamz salayacak nc bir alternatif var mdr? Mistisizmin gerek mantk kartl ve elikiliini kabul eden bir dnr olarak Suzukiyi de anabiliriz. O, szcklerle anlatld za man btn dinsel deneyimlerin zellii olan mantksal eliki soru numdan204 sz eder. Suzuki daha baka unu yazar:
Dil bu dnyadaki [akn dnya] eyler iin kullanlmaya zorlan dnda yamulur ve her tr arpkl gsterir: kart szcklerin birarada kullanld konuma biimi, paradokslar, elikiler, sa malklar, gariplikler, belirsizlikler ve akl dlklar. Dilin kendisi bu yzden knanmamal. Dilin uygun ilevlerini bilmeden onu hi tasarlanmad bir eye uygulamaya kalkan bizleriz.205

Suzuki, Prajna (bu mistik sezgi olarak evrilebilir) iin de unu yazar:
O, bir ne srer, bir yadsr ve A, A deildir, bu yzden de o Adr bildirisinde bulunur. Bu prajna sezgisinin mantdr.206

Otto gibi Suzuki de mistisizmin kendisine zg bir mant oldu unu dnme yanlgsna der. Fakat bizim iin nemli olan onun elikileri kabul etmesidir. Arthuer Koestler, kendi mistik deneyimini anlatt blmn ba nda unu yazmtr:
imdiye dek yazdm dncelerin hepsi ussal dzeydeydi. . . . taraflarda olan dierlerine doru ilerledike onlar szcklere dkmek daha sknt verici ve daha zor olacaktr. Ayn zamanda 204 Suzuki, a.g.e., s. 51. 205 Ayn eser, s. 56. 206 Charles A. Moore (ed.), Essays in East-West Philosophy, s. 43.

2 7 4 MSTSZM VE FELSEFE

onlar birbiriyie eliecektir - nk burada eliki imentosuyla birarada tutulan katmanda hareket ediyoruz.207

Kukusuz bir eit imento gibi olan elikiyle birarada tutulan eyler dncesi yabans bir mecazdr. Ama bu o kadar nemli deil. nemli olan ey, Koestlerin kendi deneyimini betimlemek iin kul lanmaya zorland szcklerdeki elikiyi aka duymasdr. Koest lerin betimledii eyin, mistik paradokslardan birisi olan bireyselliin zl olduu anmsanacaktr.

8 . P a ra d o k s la rn F elsef e rim le ri Paradokslarn gsterdii ey, her ne kadar mantn kurallar ola an bilin ve deneyimimizin kurallar olsa da, bu kurallarn mistik de neyimde uygulamasnn olmaddr. Mantn neden onu kapsamad n anlamak ok kolaydr. nk bu deneyim, iinde okluun olma d Birdir, ayrmlamam birliktir. Dolaysyla ierisinde okluun olmad bir deneyimde mantn olamayaca ortadadr. O zaman mantk kurallar ne iindir? En yaygn ada gre gre bunlar yal nzca dil bilimsel ve anlam bilimsel kurallardr. Ben bu gr kabul etmiyorum. Daha ok ben bunlarn, ayr maddeler okluunu dn menin ve zmlemenin zorunlu kurallar olduunu dnyorum. Eer A, B, C, D, . . . , Z, maddeleri gibi bir ok madde varsa, bunla rn her birini dierinden ayr tutmamz gerekir. A, Adr, B deildir. Mantk kurallar aslnda yalnzca okluk sznn tanmdr . Her hangi bir okluun z, o okluun kendiyle zde olan ayrt edilebi lir maddelerden olumasdr. Ancak Birde birbirinden ayr tutulacak farkl maddeler yoktur ve bu yzden onun asndan mantk hibir anlam tamaz. Ayn nedenle matematiksel ilkeler de onun iin bir an lam tamaz, nk onda saylabilecek maddeler yoktur. te bundan tr Eckhart, hi kimse say kavramndan kurtulmadan kklerini
207 Arthur Koestler, The Invisible Writing, s. 349.

MSTSZM VE MANTIK 2 7 5

bengilie salamaz demitir. Dolaysyla mantk ve matematik, bir varlklar okluunun olduu deneyimlere, alanlara veya dnyalara uygulanabilirdir. Ancak bunlar mistiin ayrmlamam birliine uy gulanabilir deildir. ok, mantn alandr, Birin deil. Bu nedenle, mistisizmle mantk arasnda arpma olmaz. Mantk ve mantksz, deneyimin farkl blgelerini kaplarlar. Birin paradoks alan iken oun mantk alan olduu grnn u itirazla karlamas olasdr. okluk tam anlamyla mantksal olarak braklp, paradokslar ayrmlamam birlikle snrlandrldna gre, o zaman -denebilir ki - bizim zmmz kabul edilebilirdir. Ama by le deildir. nk mistisizm Bir hakknda olduu kadar okluk dnya s hakknda da paradokslar ne srer. Sz gelimi, kamutanrcl para doks, okluk olan dnyann Tanryla hem zde hem de Tanrdan ay r olduunu ileri srmektedir. Bu ak bir biimde yalnzca birlik hak knda deil okluk hakknda da paradoksta bulunmaktadr. Da dnk mistik de, bitki yapraklar, aa ve ta okluu hakknda, bunlarn hepsinin bir olduu paradoksunu ne srmektedir. Bu itiraz, okluk ile birlik arasndaki ayrmn bir soyutlama olma sndan dolay domaktadr. e dnk deneyimin, yalnzca birliin deneyimlendii ve okluun bilinten karld bir ilk aamas var dr. Bu, Mandukya Upaniadn bak asdr, ou mistik de bunun tesine hi geemez. Onlar, ayrmlar arkada, samsarada brakarak ayrmsz nirvanaya geerler. O zaman nirvana paradoksal, samsara da mantksaldr. Fakat hl kaldrlmas gereken son ayrm vardr, yani nirvana ile samsara arasndaki ayrm. Nirvana ve samsara, Tanr ve dnya birdir ya da daha ok farkllklarnda zdetir. Bu, Madyamika Budizmi ve ayn zamanda Zen Budizminin grdr. Hristiyan mistisizminde, grne gre bu, Azize Teresa ve bazlarnn ulat tanrlama denen aamadr. Bu dnyadaki yaam ile tanrsal dnya daki yaam tek kalc bir birlikte btnleir. Bunun nda, ierisinde yalnz mistik olmayanlarn yaad ak dnyas, doal dnya, zaman-mekn dnyas bir soyutlama olarak g rlr. O, mistiin dnyasnn yalnzca yarsn oluturur. Onda ok, bir deildir, ayrmlar da kalkmaz. Bu yzden onda mantk kurallar kendilerini dayatr. Dolaysyla, oun mantk alan, Birin paradoks

2 7 6 MSTSZM VE FELSEFE

alan olduu zmmz dorudur. nk bunu sylerken ayaklar mz oun dnyasna basyoruz ve ou Birden ayran bak asyla konuuyoruz. Bu dorudur, nk mantksal ile mantk d arasnda ki ayrm yalnzca bu bak asnda ortaya kmaktadr. Bundan tr de gerek sorunumuzun gerekse sorunun zmnn bir anlama sahip olduu yer yalnzca burasdr. Ancak her ne kadar kendilerine ait blgeleri olan mantk ile mist ik paradokslar arasnda bir arpma olmasa da, mantn uygulama snn olmad bir deneyim alannn var olduu buluu mantn, do laysyla da matematiin konumu ve temelleri kuram asndan dev rimci ierimlere sahiptir. Aslnda paradokslar mantn kendisi iin bir tehlike oluturmaz, nk onun ilkeleri asla zarar grmez. M ant n yasas daha nce neydiyseler yledirler. Yalnzca bunlarn uy gulamas snrlanr. Ancak paradokslar, mantn doas konusunda ada filozoflarca yaygn olarak kabul edilen kimi grlere bir teh like oluturur. Bu grler manta deil, mantk felsefesine girmek tedir. Sz gelii hibir deneyimin yle veya byle mantk kurallarn asla ineyemeyecei ve bu kurallarn herhangi olas bir alanda veya dnyada herhangi olas bir deneyim iin geerli olduu ada filo zoflar arasnda popler bir inaktr. imdi yanl olduu gsterilecek olan bu inaktr. Eer bu gr brakrsak, manta ilikin dier birka yaygn g r de braklm olacaktr. Sz gelimi, bize mantk kurallarnn dn yaya ilikin bir ey anlatmad veya hibir ey sylemedii syle nir. Mantk kurallarnn yalnzca szler veya dilbilimsel kurallar oldu u gr bununla balantldr. Ancak mantk d olan bir deneyim trnn varl bizi bu grleri brakmaya ve daha ok mantksal il kelerin, bunlar okluun doasn - mistik deneyimden farkl olarak ortak deneyimin doasn - anlatma yollar olduundan dolay, gn lk deneyim dnyamza ilikin bize bir eyler anlattn sylemeye zorlar. Mantk genelde sanld gibi btn olas dnyalar deil yalnzca

baz gncel veya olas dnyalar kapsar. Mantn olaan dnyamz


iine ald, dolaysyla dierlerini de iine alacan sylemek yeterli deildir. Biz daha ok onun ierisinde okluun olduu bir dnyayla

MSTSZM VE MANTIK 2 7 7

ilgili olduunu sylyoruz. Bir eyi dierinden ayran bireyleme ilke sinin olduu her yerde okluk olacaktr. Bilebildiimiz en genel birey leme ilkeleri mekn ve zamandr, bylece mantk zorunlu olarak mekn-zaman dnyasna ya da Kantn grnler dedii dnyaya uy gulanabilirdir. Ancak bilmediimiz baka bireyleme ilkeleri olabilir. Dolaysyla mantn ilikili olduu, alglayamadmz baka dnya lar da olabilir. Eflatunun biimler dnyas da, eer gerek olsayd, mantn ilikili olduu bir dnya olurdu. nk o, bir tmeller ok luudur. Mantk ve mantk d alanlarn snrlarn izmeyle ilgili anlay mzda sanrm incelenmesi gereken tek bir glk kalmaktadr. e dnk mistiin deneyiminin ayrmlamam olduu ve bu yzden de bunun bir mantk d alan olduu dorudur. Fakat da dnk mistiin deneyimi - zaman d olsa da - meknsal olarak ayrmlamtr. yleyse grnen o ki kurammza gre mantn buna ilimesi ge rekir. Ancak btn bitki yapraklarnn, aacn ve tan vs. bir olmas deneyimi mantksal bir paradokstur ve btn kamutanrcl paradok sun fons et origd*sudur. Bu da kurammzla uyumamaktadr. Benim inancm o ki, bir bakma da dnk mistik bizimle ayn meknsal olarak ayrmlam dnyay grse de, ayn zamanda onun bu mekn-zaman dnyas yoluyla bu dnyann gerisinde ve tesinde yatan birlii, Biri grd sylenebilir. Ve bu Bir ayrmlamamtr. Aslnda btn mistikler, da dnk deneyimin Birinin, ie dnk de neyimin Biriyle ayn olduunu kabul etmektedir. Hintlilerin Atman ile Brahman zde grmelerinin anlam budur. nsandaki Ben ile gneteki Ben birdir der Taittiriya Upaniad.208 Eckhart da bitki yapraklar, aa ve tata alglad Bir ile ruhun doruklarnda dene yimledii Bir arasnda asla herhangi bir ayrm yapmamtr. Bu do ruysa, da dnk mistiin deneyiminin duyusal fiziksel ksmn, de neyimin tek mistik ksm olan, ayrmlamam ve dolaysyla mantk d olan birlikten ayrmamz gerekir. Bu ksmda ileri srdm gr baz bakmlardan Kantn ku ramlarndan bazsyla benzerlik gstermektedir. Kant sralad on iki
208 The Upanishads, s. 57.

2 7 8 MSTSZM VE FELSEFE

kategorinin, insan zihninin yapsnn nemli bir esi olduuna ve bu nedenle zihnin alglad her eye bu kategorileri dayattna, ancak bunlarn kendinde eylerde var olmadna inanmtr. Kantn d neli (idealist) deneyim anlayna gre bizim kurammz yanszdr. Buna gayet gereki (realistik) bir tarzda da anlam verilebilir. Yine bi linemez olan kendinde ey bizim kurammza girmemektedir. Bunun la beraber bizim kurammz ile Kantnki ok nemli bir adan ben zerdir. Her ikisi de, mantn uygulan ynyle snrl olduu ve mantn ilikili olmad bir gereklik alan olduu grn ier mektedir. nk Kantn, kategorilerin kendinde eylerle ilikili ol mad kuram mantk kurallarnn kesinlikle onunla ilikili olmama sn gerektirir. nk mantn ilkeleri Kantn kategorilerinden bazt lartyla akmaktadr. nk onun nicelik kategorisi, yani birlik, ok luk ve btnlk ak bir biimde herhangi bir okluun doasn ifa de eder ve bu yzden bunlar bizce mantk kurallaryla ayn kapya k maktadr. Ayns, dier iki katogeriyle, yani deilleme ve snrlama iin de sylenebilir. Dier yedi kategorinin kurammzda zel bir ne mi yoktur. Mantn doasna ilikin bu tartmann, mistik deneyimin nes nellii, znellii veya znetesilii sorunundan btnyle bamsz olduunu belirtmek sanrm nemli olacaktr. Bundan da u kyor ki, mantn doasyla ilgili sonularmz, mistik deneyimin sanrtsal olduu kabul edilse bile geerli olacaktr. nk mantk kurallar, de neyim ister nesnel olsun isterse olmasn, herhangi bir okluk deneyi mine ilikindir. Onlar d ve sanr dnyalarna ilikindir. D, bir d-nesneleri okluudur. Bu yzden A d-nesnesi, A d nesnesidir ve B d-nesnesinden farkldr. Ayn biimde mistik deneyim sanr di ye ie yaramaz kabul edilmi olsa bile o mantn kendisine ilikin ol mad bir ayrmlamam deneyim olacaktr. Bylece o, hibir dene yimin mantk kurallarn ineyemeyecei grn rten bir insansal deneyim alan olacaktr. Manta ilikin sonularmzn geri ka lan kendiliinden ortaya kacaktr. Bu dnceler Humeun Treatise'indeki baz nemli pasajlardan tandk geliyor. Hume, kendi kendisiyle eliik bir durum dnme nin olanaksz olduunu gstermitir. Herhangi birimiz, hem tyl

MSTSZM VE MANTIK 2 7 9

hem de tysz olan bir ban zihinsel imgesini oluturamaz. Bu, man tk kurallarnn, kukusuz dnya bir imgeler okluu olduundan do lay, imgelem dnyasna ilikin olduunu ifade eder. Humeun imge ler konusunda syledii ey eit lde dler ve sanrlar iin de geerlidir. Dte yuvarlak bir kare grmek, herhangi birisi byle bir d e sahip olduunu yanllkla dnse de, olanakszdr* Mistisizm konusunda kukucu olan filozof, mistisizmin elikili zelliini bu deneyimin znel olduunu gstermek iin kullanmaya kalkma ynnde kar konulmaz bir istek duyabilir. Zenonun hare ketle ilgili olarak yapt ey budur. O, hareketin olduunu iddia et menin elikilere gtrmesinden dolay, hareketle ilgili deneyimimi zin yanlsama olduunu ne srmt. Gerek Zeno tarafndan kulla nlan gerekse mistisizm eletirmeni tarafndan kullanlan byle bir ar gmann tmyle temelsiz olduuna iaret etmek nemlidir. nk, Humeun gsterdii gibi, elikili bir yanlsama veya sanr asla zihin de var olmayan bir eydir. Mistik deneyimin elikili olduu grn den kan ey, ya mistik deneyimin mantn ierisinde yer almad bir deneyim alan olduudur ya da byle elikili deneyimin hi var olmaddr. Mistik deneyimin bir deneyim olarak var olmakla birlik te znel olduu seenei Humeun ilkesince darda braklr. Eer Zeno hareketin eliki ierdiini gerekten kantlam olsayd bura dan kacak olan ey, ya mantn harekete uygulamasnn olmad dr ya da hi hareketi alglama deneyimimizin olmaddr. Hareketi deneyimlediimiz, fakat bu deneyimin znel olduu seenei geersiz kalr. Kendi maksatlarmz asndan bu sonucun nemi udur: Mistik deneyimin paradoksal zellii bir kez kabul edildi mi burada ortaya konan mantk grn de, yani mantn btn deneyimlere ilime diini de kabul etmek zorunda kalrz- bunun tek alternatifi bu dene yimin paradoksal olduunu yadsmaktr -.

Altnc Blm
MSTSZM VE DL

1. Sorunun O rtaya Konuu


istiklere ilikin en iyi bilinen gereklerden birisi, onlarn ken di deneyimlerini ya da kavraylarn bakalarna aktarma ara c olarak dili yetersiz, hatta btnyle yararsz grmeleridir. Onlar, deneyimledikleri eyin sze dklemez ya da anlatlamaz olduunu sylerler. Mistikler dili kullanrlar ama hemen ardndan kullandklar szcklerin demek istedikleri eyi sylemediini ve aslnda btn sz cklerin doal olarak bunu yapamayacan bildirirler. Mandukya Upaniada gre, blnmez bilin btn anlatmlarn tesindedir. Plotinusa gre grnt anlatmaya engel olur. Daha sonra uzunca alntlayacam bir baka pasajda Eckhart unu syler: Aydnlkta y ryen peygamberler . . . bize Tanry tanmay retmek amacyla . . . bildikleri eylerden sz etmeye ynelirler. te bu noktada dilleri tu tulur, dilsiz olurlar. . . . Orada bulduklar gizem (mystery) anlatla mazdr. Mistik deneyim yaadn syleyen ada Avrupal ve Amerikallar eski ve klsik mistikler kadar ayn zorluu duymaktadr lar. R. M. Bucke, deneyiminin betimlenmesi olanaksz olduunu

2 8 2 MSTSZM VE FELSEFE

syler. Tennyson, deneyiminin hi sze dklemez olduunu sy ler. J. A. Symonds deneyimini kendisine betimleyemediini ve onu anlalr klacak hibir sz bulamadn syler. Arthur Koestler de neyiminin szcklerle olmasa da anlaml olduunu syler ve onu betimleme giriimleri konusunda da unu syler: Doas ynyle bildirilemez olan bildirmek iin onun yle veya byle szcklere d klmesi gerekir ve byle yapldnda da bir ksr dngye girilmi olur. Belki yzlerce benzer sz dnyann her yerinden toplanabilir. Bu olgulardan dolay James ve dier yazarlar anlatlamazlk mistisizmin her yerdeki ve btn ekinlerdeki ortak zelliklerinden bi risi olarak sralamtr. Ancak bu anlatlamazlk szc, hemen an ladmz anlamda bir ey deil, yalnzca bir sorunun addr. Kar karya olduumuz sorun birbiriyle balantl birka soruyla ortaya konabilir. Mistiklerin dilin kullanlyla ilgili duyduklar bu zorluk nedir? Mistik neden kendisini szcklerle anlatamamaktadr? Eer mistik deneyimledii eyi betimleyemiyorsa neden buna ramen onun hakknda byk bir belaat ve dokunakllkla yazyor ve konuuyor? Eer onun szleri deneyimlerini ve kavraylarn betimlemiyorsa ger ekte neyi betimlemektedir? Szleri nasl i grmektedir?

2 . Bilimsel Esinlenmeler ddias


Genellikle mistikler ie dnk Bir deneyimini veya da dnk d nesnelerin birlii deneyimini ya da her ikisini ne srerler. Onlar id dialarn genel olarak bu iki eit deneyim ile snrlarlar. Fakat arada srada bir mistiin, normalde btnyle mistisizmin alan dnda ka lan bilimdeki veya genel bilgideki nermelerin doruluuna mistik esinlenme ile sahip olduunu ne srd de bir gerektir. Byle du rumlarda da bu mistikler genellikle mistik bilgisini edindikleri bu dorularn ne olduunu kimseye anlatamadklarn sylerler. Bize ne den anlatamadklaryla ilgili u veya bu nedeni sunabilirler. Ya da hi bir neden sunmazlar. Bununla beraber bu konuyu burada tartmak ve bir anlama noktasna varmak arzu edilen bir eydir. Bu tr iddialarn ileri srlm olmasndan znt duymak ve bunlar bundan sonraki

MSTSZM VE DL 2 8 3

mistisizm aratrmamzn dnda tutmak iin bir ok nedenimiz ola caktr. Aziz Francis Xavier yle yazmtr:
Bana yle geldi ki ruhumun gzleri nnde bir perde ykseldi ve insansal bilimlerin ve hatta hi aratrmadm eylerin doruluu dklen bir sezgiyle bende apak hle geldi. Bu sezgi olay yakla k 24 saat srd; sonra, sanki perde yeniden dm gibi ken d i m i nceki gibi bilgisiz buldum .209 [italikler bana ait]

Ak bir biimde Aziz Francis, perdenin dmesinden sonra, kendisinin renip de unuttuu bilgiyi betimleyemediini ya da ak layamadn grm. Bu pasaj geliigzel sz sylemenin her belirti sini tamaktadr. Bu esinlenmede hangi zel bilimler ierilmektedir? Bu bilimlerin nermelerinden hangilerinin doru olduu grld? Yoksa bu, onun btn bilimlerin btn dorularn ayrntl olarak bil dii anlamna m gelmektedir? Tanrnn iyiliinin esinleniine sahip olmak bir ey, gk biliminin, dirim biliminin ya da kimyann dorula rnn mistik deneyim srasnda esinlendiini ve sonra bunlarn unutul duunu ne srmek baka bir eydir. Byle bir eyin kastedilmi ol mas, Aziz Francis Xavierin szn daha baka olduka benzer bir rnekle karlatrdmzda, sanrm daha olasdr. Hermandan y le sz edilir:
T an r. . . gk kubbeyi ve yldzlar ona gsterdi ve bunlarn nitelik ve niceliklerini ona retti. . . . Kendisine geldiinde bize hibir ey aklayamad. O yalnzca, evrene degin bilgisinin yetkin ve sarho luk verici olup hibir dilin bunu anlatamayacan syledi.210

Her ne olursa olsun bu pasajn anlam aktr. Herman Joseph an latlamaz bir gk bilimi bilgisi iddiasnda bulunmaktayd. Fiziksel bi limlerin btnyle nermelerden olutuunu ve nermelerin temelde szsel olarak ifade edilebilir olduklarn belirtmek nemlidir. Bir
209 J. B. Pratttan naklen, The Religious Consciousness, ss. 407-408. 210 Ayn eser, s. 408.

2 8 4 MSTSZM VE FELSEFE

nerme anlatlamaz deildir; o her zaman edimsel veya gizil olarak szsel bir yapdr. Mistik anlatlamazlkla ilgili gerek iddialar olduk a farkldr. Anlatlamaz olduu sylenen ey, hibir nermenin tanmlayamayaca somut bir deneyim dir . Bilimsel dorularn mistik es rimelerde esinlendii ve ardndan unutulduu tezleri bir yanlma ola rak geri evrilmelidir. Elbette byle kiilerin gvenilirliini ve drst ln sorgulamamz gerekmez. Ama onlarn kabul edilemez iddiala r sanrm, drstlklerini zedelemeyecek biimlerde aklanabilir. J.B . Pratt Profesr Leubann unu dediini aktarr: Dte kimi za man birtakm g sorunlar zdmz hissederek uyanrz ama zm anmsayamayz. Ben de, bolca arabn olduu bir akam ye meinden sonra bir arkadamla konumamda, Eflatunun gerekte kastettii eye ilikin doruyu bir esinlenme patlamas ile kavradm ve arkadama bildirdiim bir olay anmsyorum; fakat sabahleyin esinlenen eyin ne olduuyla ilgili en ufak bir ey bile anmsayamamtm. Yine Profesr Pratt, en dk aklsal ierie sahip ruh bilim sel olarak gl bir kan duygusundan sz eder. William James de bir insann, kanaat getirdii eyin ne olduu konusunda herhangi bir fik re sahip olmadan, kanaat tayabilmesi olaslna dikkat eker. Mistiin hibir aklamasn sunamad gk bilimi veya dier bilim lerin dorularnn mistik esinlenmelerine sahip olduu iddialarnn, aslnda ruh bilimsel olarak aklanabilir olan yanlmalar olmas olas grnyor. Bu tr iddialar bereket versin ki olduka seyrektir. Mistik lerin byk bir ounluu byle iddialarda bulunmaz.

3. Saduyu Kuramlar
Dnyann mistik yaznnn balca dokmanlarnn aratrlmas duyarl bir okuyucuyu, mistik deneyimin anlatlamazl iddiasnn ortak olaan bilincimize ilikin ruh bilimsel ilkelerden herhangi biri siyle aklanamayaca konusunda hibir kukuda brakmayacaktr. Mistikler, kendilerine ait zel bilin trnn ortak bilinten yalnzca greli olarak ve derece bakmndan deil, saltk olarak ve tr bak mndan farkl olduuna inanr. Her ikisini de tek onlar sahip olduk

MSTSZM VE DL 2 85

lar iin, yalnz onlar bilme konumundadrlar. Onlarn kendi dene yimleri konusunda yanlg iinde olmalar aslnda olanaksz deildir; ancak yanlgnn, kendilerinin gremedikleri veya kavrayamadklar bir eyin var olduuna inanmadklar iin bu deneyimi savuturanlarda olmas daha olasdr. O zaman eer mistikler haklysa, onlarn zel tr bilinleri yle bir bilintir ki o ortak bilinle ya da onun kategori leriyle hibir biimde anlalamaz, nk bu zel bilinle ortak bilin cin, bilin olmalar dnda ortak hibir eyleri yoktur. Dildeki glk, bu yzden, galiba iki tr bilin arasndaki farklln bir iidir. Bu b yk olaslkla, sradan duygularmzn ve deneyimlerimizin szckle re dklmesini zorlatran nedenlerden herhangi birisinin sonucu de ildir. Ve o, olaan ruh bilimiyle aklanamaz. Ancak burada her zamanki gibi imgeleme yoksunu olan, kendi de neyim alannn tesinde kalan bir eye inanmayan sradan insan mist ik olan kendi dzeyine doru aa ekmek iin elinden geleni yap maya alacaktr. O, her olas mantksal oyun ve arala mistik para dokslar nasl sradanlatryorsa, burada da mistiin dildeki sknts n, bu dili szcklerdeki herkesin deneyimleyip anlayabilecei baz yaygn ve iyi bilinen sknt trne indirgeyerek aklamaya gayret edecektir. Sonu, burada iki rnei verilecek olan bir takm saduyu kuramlardr. Belki ok daha fazla saduyu kuram vardr.

(a) D u ygu K u ra m :

Duygular, kavramsal dnce yaplarndan daha belirsiz ve kay paktr, daha az keskin izgilere sahiptir, oysa ilki ak ve belirlidir. Bundan tr szckler duygulara yeterli lde oturmaz. Bundan baka, burada ilgili olan duygular hakknda bir baka gerek vardr. Duygular ne denli derin olursa, sze dklmeleri o denli zorlar. Tenyson gzyalar asndan ounlukla olduka derin kalan dn celerd en sz eder. Belki o, dar anlamdaki kavramsal tasarmlar olan dncelerden daha ok duygular kastetmitir. Kukusuz eer onlar gzyalar iin ok derin olsalard, szckler iin ok derin olurlard. Yzeysel duygularmz sz konusu olduunda zgrce konuuruz. Ancak insan kiiliinin derinlikleri harekete getiinde susar kalrz. Mistik anlatlamazln duygu kuram yalnzca, bu ruh bilimsel genel

2 8 6 MSTSZM VE FELSEFE

lemeleri mistik bilin rneini kapsayacak ekilde geniletin Bylece anlatlamazlk, bir derece konusu olur. k olma deneyimi - en azn dan ilk akta - dilsiz yapabilir. Mistik derin bir ongunluk ve se vin duyar, bazen de okunluk ve esrime yaar. Bununla beraber onun deneyiminde kutsal ve yceye kar korku ve sayg duygular da olabilmektedir. Onun duygusunun derinlii szcklerdeki skntsn aklamaktadr. Bu kuramda hibir doruluk paynn olmadn ileri srmeye ge rek yok. Mistiin szckler asndan ok derin olan duygular ya ad kuku tamayan bir gerektir ve bu onun szcklerle olan s kntsna da yansr. Fakat bence kendi bana alndnda bu kuram mistik anlatlamazl aklayabilecek arl tamada baya yetersiz kalmaktadr. lk olarak unu belirtmek isteriz ki mistik deneyim ne tmyle duygudur ne de ncelikli olarak duygudur. Onun temel esi daha ok alg gibi bir eydir, geri alg da, mistiin duygusuna gre, do ru szck deildir. Bu deneyimin algya benzer temeli ayrmlamam birliin kavrandr. Bu kavrayn beraberinde getirdii duygusal ton, en byk mistiklerde, ok duygusal olmann yerine sessizlik ve sakinliktir. Mistikler, Azize Teresa ve Suso gibi ar duygusal olann dan Echart ve Buddha gibi dingin ve sakin olanna doru sralanr. Anmsanacaktr ki Eckhart bize unu sylyordu: Akla uygun do yum, ruhun en yksek noktasnn esrimeyle hareketsiz kald bt nyle tinsel bir sretir ve fiziksel doamzn bu duygusal frtnala r artk ruhun doruunu sarsmaz. Bununla beraber hem Eckhart hem de Buddha mistik bilinci anlatlamaz bulurlar. Budizmde mistik bilin ce nirvana denir ve bunun her zaman anlatlamaz olduu belirtilir. Bu dnceler, duygu kuramnn, mistik bilinte duygunun rolne ar vurgu yapmaya ve onun dier boyutlarna hi nem vermemeye veya ok az nem vermeye dayandn gstermektedir. Ancak bu, sz konusu kurama kar syleyeceim asl nokta deil dir. Altnn izilmesi gereken en nemli ey, mistik gelenein btn arlnn bu kurama kar olduudur ve gelenein, mistiin kendi grd eyi szcklerle zgrce dile getirmesini engelleyen, yalnz ca duygusal sknt deil, baz mantksal skntlarn olduu grn

MSTSZM VE DL 2 8 7

destekliyor olmasdr. Dile getirilemez olduu sylenen ey grnt nn kendisidir, yalnz bu grntye elik eden duygular deil. Bir pa ragrafta veya herhangi bir szde de mistik gelenein btn arl n belgelemek veya gstermek kukusuz zordur. Fakat bir anlamda bu kitabn tamam onun - ya da en azndan mistik bilincin ortak bi linle esas olarak yan yana getirilemezliinin, mistik bilincin ortak bi lince indirgenmesinin olanakszlnn (mistiin dildeki skntsnn te melinde bu olanakszlk vardr) - bir belgeleniidir. Geri kalanna ge lince, inaksal grnme pahasna, duygu kuramyla yetinen ve kendi sinde onunla ters den hibirey hissetmeyen kiinin ya mistiklerin yazlarndan belli oranda habersiz olduu ya da - bu yazlar ok iyi tanyorsa - kavray ve duyarlk bakmndan eksik olduu ne srle bilir.

(b) Tinsel Krlk Kuram:


Bir mistik deneyimi byle bir deneyim yaamayan birisine anlat mann olanakszlnn rengin ne olduunu doutan kr birisine an latmann olanakszlna benzedii sylenmektedir. Mistik olmayan kii, tinsel adan krdr. Tinsel olarak gren insann, yani mistiin, deneyimledii eyi mistik olmayan kiiye anlatamamasnn nedeni budur. Anlatlamazln nedeni budur. Bu kurama iki can alc itiraz vardr. lk olarak, renk tasarmnn hi renk grmemi bir kiiye szl olarak anlatlamayaca gerei Humeun belirttii gibi genel grgclk ilkesinin yalnzca zel bir durumudur. Bir kiinin nce deneyimine sahip olmadan herhangi ba sit bir izlenim ya da nitelikten bir dnce oluturmas olanakszdr. Bu ilke elbette yalnzca renge deil, gerek duyumsal olsun gerek du yumsal olmasn herhangi trden bir deneyime ilikindir. Bu yzden hi kukusuz sz konusu ilke mistik deneyime de iliir. Bu ilkenin her deneyime eit lde iliiyor olmas gerei, mistik deneyimin anlatlamazlnn aklanmasn boa karr. nk anlatlamazln tek syledii buysa, o zaman her eit deneyim - renkler, kokular, tatlar, sesler - ayn biimde anlatlamaz olacaktr. Ancak mistik deneyimin anlatlamazl, bu konudan sz eden kiilerce, ak bir biimde, yal nzca bu deneyimin sahip olduu ve baka tr deneyimlerle paylama-

2 8 8 MSTSZM VE FELSEFE

d esiz bir zellik olarak grlmtr. teki trl, mistik deneyi min anlatlamaz olduunu sylemek bsbtn anlamsz olurdu. Hi kimse, renk deneyimlerinin, yalnzca szcklerin bu deneyimleri kr bir insana bildirememesi nedeniyle anlatlmaz olduunu sylemez. Bu kurama yneltilen ikinci itiraz ise, bu kuramn szck engeliy le ilgili gl konuan-dinleyen ilikisinin yanl tarafna yerletiri yor olmasdr. Eer gren bir insan kr birisine bu krmzdr der se, gren insann bunu sze dkmede hibir sknts olmaz. Ne de be timde yanl olan herhangi bir ey vardr. Bu ok doru olabilir. Kr mzy grme deneyimi hibir biimde betimlenemez deildir. Betimin dile getirdii eyi anlama gl bu betimi dinleyen kr insann tarafndadr. Ancak mistik deneyimde, szck engelini deneyimleyen mistiktir. Deneyimin dile getirilemez ve betimlenemez olduunu sy leyen odur. Kukusuz bunu dinleyen mistik olmayan kii de glk yaayabilir. Mistik olmayan kii, mistiin anlatmaya alt dn ceyi oluturamaz. Ele almakta olduumuz kuram onun skntsn aklar. Ancak bu, kuramn aklamaya alt sknt, yani mistiin hissettiini syledii dile getirilemezlik deildir. Yeniden J. A. Symondsun yazdklarna bakn. O bir dereceye kadar bu deneyimden holanmamtr, nk onu kendime betimleyemedim. imdi bile onu anlalr klacak szckler bulamyorum demektedir. Deneyimi anlatlamaz klan ey onun anlalmazl, onu anlamann olanakszl dr. Bu bizi, kesinlikle doru yola karr. Anlatlamazln nedeni, insan anl ya da aklnn baz kkten eksiklikleri veya yetersizliidir. imdi bu ipucunu izlemeliyiz.

4 . M istik ya da Dinsel Dilin Simgesel Olduu Gr


Mistikler, deneyimlerinin anlama yetisinin tesinde, anln tesinde, akln tesinde olduu szn hi durmadan yinelerler. En anlalmaz olandan daha anlalmazdr bu Ben ve her mantn tesindedir. . . Senin bilmekte olduun bu uyan aklla gelmez der

MSTSZM VE DL 2 8 9

Katha Upaniad.211 Bu Ben, doal olarak, mistik deneyimde bilinen Evrensel Bendir, Birdir. Byle aydnlanm insanlar, der Ruysbro eck, . . . akln zerine ykselmilerdir.212 Bir insan ne zaman t myle anln zerinde olur? diye sorar Eckhart ve Her eyde her eyi grd zaman tmyle anln zerine kar diye yantlar.213 Akl askda olur; anlama da diye yazar Plotinus.214 Anlama, anlk, akl, mantk szcklerinin anlamlar nedir ve aralarnda ne gibi bir iliki vardr? Bu szcklerle mistik yaznda karlatmz kadaryla, bence, anlama ile anlk arasnda hibir fark yoktur. Bu szckler zihnin soyut kavramlar kullanma yetenei ne gndermede bulunur. Bunlar, Kantn kavramlar yetisi dedii e yi ifade eder. Mistik yaznda anlk ile akl veya akl ile mantk arasn da herhangi bir ayrmn olduu gzkmemektedir. Belki bu drt te rim zaman zaman birbirinden ayrt edilmi olabilir. Fakat genel ola rak bu drt terimin tamamn zihnin kavramlar kullannn u veya bu boyutunu ierisine alan terimler olarak anlayabiliriz. Bu ksmda inceleyeceimiz kuramlar, anlatlamazln nedenini, anlama yetisinin veya anln mistik deneyimi ele alma gszlyle aklamaya alr. Konunun allm aklamas, mistik deneyimin te melde kavramsallatrlamaz olduunu ne srer. Bu kuram, mistik deneyimin dolaysz olarak yaanabileceini fakat soyutlatrlarak kavramlara dklemeyeceini syler. Dildeki, zel adlar dnda her szck bir kavramn yerine gemektedir, dolaysyla hibir kavramn olanakl olmad yerde hibir szck olanakl deildir. Bu yzden kavramsallatrlamayan mistik deneyimler ayn zamanda szle dile getirilemezdirler. Bu nedenle anlatlamazlk, sz gelimi duygu kura mnn varsayd gibi, bir derece konusu deil, saltktr ve kknden sklemezdir. Yaygn olan kuram ite budur. Bu kuramn mistik deneyimin neden kavramsallatlamaz olduu nu aklamas gerekir. e dnk deneyimde bunun nedeni, deneyi211 212 213 214 The Upanishads, s. 17. ednk Mistisizm blm Dadnk Mistisizm blm. Plotinus, Works, Enneads VI, IX ve XI.

2 9 0 MSTSZM VE FELSEFE

min, deneysel ieriin btnnden yoksun, biimsiz ve bo olan ay rmlamam bir birlik olmas olabilir. Onda ayrt edilebilecek madde ler (item) yoktur. Bununla birlikte kavramlar, ayrt edilebilir bir mad deler okluunun bulunmasna baldr. Zihin bunlarn arasndaki benzerlik ve farkllklar fark eder ve birbirine benzeyenleri belli bi imlerde ayn snfta toplayarak dzenler. Snf tasarm bir kavram dr. Bu yzden okluun olmad yerde kavram olamaz, dolaysyla da szckler olamaz. Bu grn, anlalan, da dnk deneyimi karlayacak ekilde uyarlanmas gerekiyor. Sknt, bu tr deneyimde duyusal eitliin yok olmamasdr. Olaslkla birisi, her ne kadar bir duyu nesneleri okluu olsa da, onlarn tesinde ve gerisinde bir batan bir baa k sayor olarak deneyimlenen Birlikin kendi iinde hi okluk ierme diini ve bundan dolay kavramlarla alglanamayacan syleyecek tir. Bu deneyim sanki bir karmdr. Bir ksm fiziksel ve duyusaldr ve doal olarak bu ksma kavramlar iliir. O aatr, tatr, imendir vs. Bu kendisi bakmndan asla mistik deildir. Dier ksm ise Birdir. Mistik ge olan yalnzca budur ve bu kavramsallatrlamazdr. Kuramn genel ilkesi, yani mistik deneyimlerin kavramsallatrlamazl ilkesi Plotinus, Dionysius the Areopagite ve Eckhatn nem li lde desteini almaktadr. Aslnda, Bat mistisizm tarihinin nere deyse tamam bu ilkenin arkasndadr. Nitekim Plotinus unu bildirir:
Biri kavraymz, dier akla uygun nesnelerin bilgisinde olduu gibi gerek anlama yetisinin gerekse soyut dncenin doasn paylamaz, ancak anlama yetisinden daha yksek bir temsil zelli ine sahiptir. nk anlama yetisi kavramlarla i grr ve kavram ok ynl bir eydir, dolaysyla ruh say ve okluun ierisine d nce B iri kaybeder. O zaman ruh anlama yetisinin tesine ge melidir.215

Burada aka ortaya konan asl konu, kavramlarn oklua bal olduu ve dolaysyla hi blnmez olan bir deneyimde ayak basabi215 Ayn eser, Enneads VI. 9.

MSTSZM VE DL 2 9 1

lecek bir yer bulamayacadr. Daha sonra kendisine dnmek zere imdilik Dionysiusu geerek una iaret edebiliriz ki Plotinustan ok daha kapal yazan Eckhart da ayn gr desteklemektedir. Eckhart yle diyor:
Aydnlkta yryen peygamberler . . . , bize Tanry tanmay retmek amacyla . . . zaman zaman dnyaya dnmeye ve bildikle ri eyleri konumaya ynelirler. Bunun zerine, nedenle dilleri tutularak dilsizleirler. lk neden, Tanrdaki sezgiyle bildikleri iyiliin anlama yetisinde tam biim verilemeyecek kadar usuz bucaksz ve gizemli olmasy d. . . . kincisi, Tanrda bulduklar ey enginlii ve ycelii bakmndan Tannmn gerek zne eit gelmekteydi ve bunlarn dile getirilme lerini hibir dnce veya biim salamyordu. ncs, onlar Tanrda grdkleri gizli gerek, orada buldukla r gizem anlatlamaz olduu iin dilsizdiler.216

Bu pasaj ok karmaktr. leri srlen ikinci neden hemen hemen birincisini yinelemekten baka bir ey yapmad iin, bu neden ko laylk olsun diye ikiye drlebilir. lk neden, deneyimin enginlii ve yceliidir. Ancak enginlik ve yceliin anlatlamazln tek nedeni olarak ortaya konmas durumunda bu, anlatlamazlk iddiasnn dene yim sahibinin duygularn dile getirmeye ynelik bir abartma olduu grn destekleyecektir. Enginlik, kcklk kadar kolayca ifade edilebilir. Bir milyar mil, bir in kadar kolaylkla szcklerle ifade edilebilir. Enginden farkl olduu kadaryla yce, insann soluunu kesebilir, yle bir keser ki kii bu sz geince szckler asndan ok iyi konuamaz ya da byle grnr, ancak yce saltk bir anlamda dil ile betitnlenemez deildir. Engin iin uygun dili bulmak airin zel g revlerinden biridir ve air olmayanlarn bunu yapamamas onu anla tlamaz yapmaz. Bununla birlikte Eckhartm cmlelerine bir daha ba kacak olursak daha derin bir dncenin meydana ktn grrz.
216 F. Ffeifer, Meister Eckhart, ss. 236 ve 237.

2 9 2 MSTSZM VE FELSEFE

O bize, grntnn anlama yetisinde tam biim kazanamayacan ve bunlarn dile getirilmeleri iin hibir dnce veya biim sala mayacan syler. Burada deneyimi anlatlamaz kld sylenen ey biimsizliktir, belli bir biimden yoksunluktur. Deneyim bombo ol duundan, belirli ierii olmadndan, kavramn yerleebilecei hi bir belli biim yoktur. Biimsiz, yoksunluk ve bolukla ayn eydir. O ne u ne de budur. Her kavram veya szck bir eyden farkl ola rak bir eye karlk geldii iin, hibir kavram veya szck olanakl deildir. Dolaysyla Eckhart da kavramsallatrlamazlk kuramn destekler. Bu anlatlamazlk kuram kabul edilebilir de edilmeyebilir de. u anki iimiz anlatmak, eletirmek deil. Bu kuramn btn ierimlerini incelemek amacyla eletiriyi daha sonraya braksak bile yine de onun apak bir kmaza girdiini hemen grrz. Mistik gerekte, en azndan deneyimin betimleyicisi olma grnne sahip dil kullanr. Yine de o bize, szcklerinin aslnda deneyimi ksmen bile olsa betim lemediini syler. Sorun, berimin yeterli olmamas deildir. Deneyi min btnyle betimlenemez olmas ve dolaysyla szcklerinin ger ekten betimleyici olmamasdr. Bu durumda u soru kendisini keskin bir biimde gsterir: Mistiin szckleri gerekte nasl bir ileve sahip tir? Bu sorunla ilgili olarak genelde srasyla Dionyscu kuram ve me caz kuram adn vereceimiz iki gr vardr

(a) Dionyscu Kuram:


Kendisine the Areopagite diye yanl ad veren ve bylece Aziz Paulun arkada olduu izlenimini vermek isteyen bu mehul yazarn, gerekte M. S. 5. yzylda yaad sanlmaktadr. Biz ona ksaca Di-_ onysius diyeceiz. O, hibir szcn mistik deneyime ya da Tanrya ilimeyecei grn u bir biimde retmitir. Tanryla ilgili ola rak yle yazar:
O ruh veya zihin deildir. . . . O dizi, byklk veya kklk de ildir. . . . O kmldamaz deildir, ne hareket etmektedir ne de ha reketsizdir, gc yoktur ve g ya da k deildir, yaamaz ve ya am deildir . . . ne birdir ne tanrlktr ne de iyiliktir . . . ne yok-

MSTSZM VE DL 2 9 3

luk kategorisine girmektedir ne de varlk . . . herhangi bir olumla ma veya deilleme ona iliemez.217

Anlatlamazlk kuramclar genellikle olumsuzlara snr. Onlar, olumlu szcklerin Yce olana uygulanamayacan retirler ve olum suz szcklerin uygulanabileceini dnrler. Nitekim Upaniad on dan soluksuz, sessiz, kokusuz, renksiz, ruhsuz diye ya da yalnzca ne udur ne de budur diye sz eder. Ancak renksiz, ruhsuz, eylem siz vs. szckleri kartlar kadar szcktrler ve kavramlara karlk gelirler. stelik, salt olumsuz diye bir ey yoktur. l olumlu bir sz cktr ve buna yaamayan demekten kanmayz. Geri kalan da ha reket kadar olumlu bir kavramdr. Her deillemenin belirleme olduu, her belirlemenin deilleme olduu kadar gerektir. Dionysius, biraz nce yukarda verilen alntda gsterildii zere, bunu bilmektedir herhangi bir olumlama veya deilleme ona iliemez. Tam olarak sy lemek gerekirse bu sonsuzca bir geriye gidie gtrr. Upaniad Ycenin ne u ne bu olduunu syler; fakat arkasndan ne udur ne budur deildir ve sonra ne u ne bu deil deildir diye eklemesi gerekir ve bu byle sonsuzca geriye gider. Bununla birlikte Dionysius, imdi, her eye karn Yce hakknda, szcklerin uygulanabilirliini yadsd szckler de dahil kimi sz ckler kullanld gereinin yaratt sorunla kar karya olduu muzun farkndadr. O zaman sorun, szcklerin nasl bir ileve sahip olduudur. O bu sorunu The Divine Names adl eserinde zmeye a lr ve dil bilimi konusunu din diline uygulayarak ele alma konusun da felsefeciler ierisinde, ilk olmasa da ilklerden biri olarak byk bir itibara lyktr - ve bu ynyle kendisini zellikle gnmz filozofla rna sevdirecektir. Onun kuram ak olmaktan uzaktr, ama kuramnn genel gidia t Tanrnn, btn yklemleri, hatta B ir, iyi veya sevgi yklem lerini at, bununla birlikte ona yklediimiz niteliklerin gerekte, ona simgesel olarak uyguladmz grnleri ya da tamalar ile il
217 Dionysius the Areopagite, The Divine Names and Mystical Theology, Blm 5.

2 9 4 MSTSZM VE FELSEFE

gili yklemler olduklardr. Genel olarak Tanrnn belirileri sonlu ruhlar da dahil sonlu eyler dnyasn ifade eder. Sz gelimi, onun ta rafndan birletirildiimiz, yani yetilerimiz onunla birletirildii ve onunla mistik aydnlanmada birlie girdiimiz iin, ona Bir ve bir lik deriz. Dnyadaki her ey bozulmad srece gzel olduu iin ona hikmet sahibi ve adaletli deriz. Tanr dnyann nedenidir, an cak zamansal anlamda, yani nedenin zaman bakmndan sonucunu ncelemesi anlamnda neden deildir. yi olan her eyin nedeni ol duu iin biz Tanrya iyi deriz. Varolan eylerin nedeni olduu iin ona varlk deriz. Tanr, der Dionysius, her eyin nedenidir, bununla beraber kendisi onlarn tamamn st gereklik olarak at iin hi tir.218 Dionysius Tanrnn btn szckleri an stn veya st szcklerini srekli kullanarak dile getirmeye alr. Tanr ne vardr ne yoktur, ama varlk stdr. O bir veya birlik deildir, bir stdr ya da birlik stdr; yetkinlikli deil, yetkinlik stdr, hatta ilh de il, ilh stdr. Ancak varlk st, her eye karn bir szcktr ve dolaysyla eer Tanr btn szcklerin zerindeyse ona yetkinlik s tnn st dememiz gerekir ve bu byle sonsuzca gider. Bu kurama yneltilen itirazlar ksaca gsterebiliriz. 1. Tanrya her eyin nedenidir demenin gerekelendirmesi nedir? Eer neden szcyle szck anlam kastediliyorsa, neden de baka herhangi bir szck kadar Tanrya uygulanamayaca iin bu kuram kendisiyle eliir. Eer neden szc dier szckler gibiy se, yani Tanrnn kendisine deil de onun belirilerine iliiyorsa, o za man bu szcn Tanr hakknda kullanldnda Tanrnn dnyada gzken nedenselliin nedeni olduunu ifade etmesi gerekir. Fakat bu durumda Tanr nedenselliin nedeni olamaz, yalnzca nedenselliin nedeninin nedeni olabilir ve bu da sonsuzca geri gider. 2. Eer X , Y nin nedeni ise ve Y belli bir q niteliine sahipse bu, simgesel bile olsa X e q demenin gerekesini salamaz. Sz gelimi, bir mum parasnda svla neden olduu iin atee sv szcn uy gulamann hibir anlam olmayacaktr. Atee yalnzca simgesel olarak
218 Ayn eser, Blm I. 5.

MSTSZM VE DL * 2 9 5

sv dendiini sylemek bile byle bir kullanm daha mantkl yapma yacaktr. 3. Dionysiusun kuram Tanrnn anlatlamazlm saltk olarak anlatlamaz yapmaktadr. Eer bunu yaparsak, szckler ister olumlu ister olumsuz olsun; bunlar ister szck anlamyla ister simgesel ola rak kullanlsn herhangi bir dilin kullanm asla hakl gsterilemez. Simgesel dil kuramnn Dionysiusa yardm olm az . Hibir szcn kullanlmamas gerekir. Mistik deneyime ne deneyim ne mistik ne de anlatlamaz demeliyiz. O ne udur ne de budur, dememe miz gerekir, nk o szc hibir eye ilikin deildir. Ksaca o, Herbert Spencerin - ister akla uygun ister akla uygun olmayan bir bi imde - bilinemez bir gten sz etmesindeki gibi greli bir anlamda bile, bizce bilenemez olacaktr. Bu bilinemezlik yalnzca, onun hak knda bir eyler bildiimizi, sz gelimi onun var olduunu ve bir g olduunu bildiimizi, bununla birlikte onun dier zelliklerinin kav raymzn olduka tesinde olduunu imledii iin grelidir. Diony siusun kabul ettii saltk anlatlamazlk, anlatlamaz denilen eyin, Tanrnn bir kpein bilincinin dnda olmas gibi, bilincimizin b tnyle dnda olduunu ifade etmektedir. Tanrnn bir kpek a sndan saltk anlamda bilinemez olduu akla yatkn olarak varsaylabilir. Bir kpek, Tanr bana bilinemezdir diye dnemez. Yalnzca Tanrmn bilincinde olan bir varlk ya da en azndan Tanr szc ne ykledii baz anlamlarn bilincinde olan bir varlk Tanr bana bi linemezdir diyebilir. Eer anlatlamazlk Dionysiusun kuramnn gsterdii zere sal tk olsayd, o zaman yalnzca onun sz konusu kitab yazm olmama s gerektiini sylemez, bunu yapm olmasnn kendisi asndan ola naksz olduunu da sylerdik, nk yazlarnn btn konusu zihni ne asla girmi olamazd. te burada, sanrm hem Hegel hem de Wittgensteinn syledii, bir snrn farknda olmak zaten dncede sn rn tesinde olmaktr, dncesine ularz. Eer bilgimiz iin saltk bir snr varsa bu snrn, bilmediimiz ve hatta kestiremediimiz bir snr olmas gerekir. Ayns dnce ve bilgi iin de geerlidir. nk szckler dncelerin nesnellemeleridir. Eer mistik bilin saltk olarak anlatlamaz olsayd, byle bir deneyimin bilincinde olmayaca

2 9 6 MSTSZM VE FELSEFE

mz iin bunu syleyemezdik; ya da baka deyile, asla byle bir de neyin* yaamam olmamz gerekirdi. Bu eletiri, kukusuz, yalnzca Dionysius iin deil, herhangi bir saltk anlatlamazlk kuram iin de aka zlemez bir sorundur. Bununla yeniden karlaacaz.

(b) Mecaz Kuram:


Dionyscu kuram ile mecaz kuram arasndaki fark udur. Dionysiusa gre X szc Tanr hakknda kullanlrsa bu, Tanrnn X*in nedeni olduu anlamna gelir. Mecaz kuramna gre X szc Tan r hakknda kullanldnda bu, X in Tanrnn gerek doasndaki ya da mistik deneyimdeki bir ey iin bir mecaz olduunu ifade eder. Her iki gr de, mistiin dilinin simgesel olduu kuramnn eitle meleri olarak grlebilir. Bunlarn arasndaki fark gstermenin dier bir yolu, Dionyscu kuramda simgeletirilenle simge arasndaki iliki nin nedensel olduunu, halbuki mecaz kuramnn benzerlik ilikisini ierdiini sylemekdir. Benzerlik, elbette, her zaman mecaz ve and rmann temelidir. Skntlar denizine kar silahlanmak sznde iki farkl mecaz kullanlr (ve birbirine geirilir). Skntlar yenmeye almakla bir dmana kar silahlarla savamak arasnda bir benzer lik vardr. Yine sular iddetle kabaran bir deniz ile skntlar yuma arasnda benzerlik vardr. Mistik dile ilikin mecaz kuram, mistiklerin kendi deneyimleriy le ilgili kullandklar dilin byk bir ksmnn kesin olarak mecaz ol masnn kendisini desteklediini ileri srebilir. Daha nce grd mz gibi karanlk ve sessizlik ie dnk mistik deneyimin genel mecazlardr. Bunlarla mecaz olarak betimlenen ey, deneyimin yok sunluu veya boluudur. Karanlk, onda hibir ayrm olmad iin bolua benzer. Btn ayrmlar, (Eckhartn dedii zere) Tanrda kaybolduu gibi, karanlkta kaybolur. Eckhart bu boluk iin kendine zg mecazlar da retir. Ona orak, l, sahra vs. der. Bunun nedeni orak ln yaamdan yoksun olmasdr (ya da imgelemde byle resmedilir). Ruysbroeck lgn deniz mecazn ounlukla ay n anlamda kullanr. Bu da u soruya gtrr. Eer karanlk, ses

MSTSZM VE DL 2 9 7

sizlik, l vs. szckleri mistik deneyimin boluuna benzerlikle riyle mecaz olarak gerekelendirilirlerse, o zaman boluk sz na sl gerekelendirilir? Bu, srayla baka bir eyin mecaz deil midir? Zaman gelince bu soruya dneceiz. Mecaz kuram, The Idea o f the Holy adl eserinde Rudolf Otto ta rafndan etkileyici bir tarzda gelitirilmitir. O, numinous adn ver dii dinsel deneyimin kavramsallatrlamaz olduu dncesini tar. Bununla beraber dindar insan dinsel deneyimin bir zellii ile doal dnyadaki bir eyin dinsel olmayan baz nitelikleri arasnda, ok zayf da olsa bir benzerlik grr. Bylece dindar kii doal niteliin adn deneyimin zellii iin bir mecaz olarak kullanr. Sz gelii, dinsel de neyimin boyutlarndan birisindeki bir deneyimin dinsel rperme duygusunu yaratt sylenir. Bundan tr varlnn bu boyutuyla Tanrdan rperti uyandran, dehetli, fkeli, korkutucu vs diye sz edilir. Ancak rperti uyandrc, dehetli ve buna benzer dier szckler doal nesnelerin dinsel olmayan doal niteliklerinin adlar dr ve bunlardan hibiri szck anlamyla Tanrya uygulanamaz. On larn dile getirmeye alt numinous deneyime ait zellik aslnda anlatlamazdr. Fakat rperti, dehet vs. onun dourduu duygularla bir tr benzerlik tamaktadr. Bunlar, gerek doal olmayan tinsel duygularn en yakn tinsel olmayan doal karlklardr. Dolaysyla bunlarn mecaz olarak numinous nitelie ait bir para fikir verdikleri veyahut da bunu deneyimi yaamayanlarda uyandrd dnlr. Ne yazk ki mecaz kuramnn btn, her ne kadar kendim bir za manlar bu kuram desteklemi olsam da, ldrc itirazlara ak gibi grnmektedir. lk olarak kuram kendisiyle elimektedir. nk o, X in, Tanrnn kavramsallatrlamaz zndeki ya da mistik deneyim deki bir eyin mecaz olduunu varsayar. Bir mecaz benzerlii imle mektedir. Fakat benzerliin olduu her yerde bir kavram olasdr. X ancak, Y ye bir ekilde benziyor ise Y iin bir mecaz olabilir. Benze en herhangi iki ey ancak benzerlikten dolay bir snfa yerletirilebi lir. yleyse X in, Tanrmn znde olan bir ey iin mecaz olduunu sylemek bu eyin kavramsallatrlabilir olduunu sylemektir. kinci olarak, mecaz dil en azndan kuramsal olarak szcl dile evrilebilirse ancak anlaml ve gerekeli olabilir; ya da, yle veya

2 9 8 MSTSZM VE FELSEFE

byle, mecazn simgesi olduu dnlen ey ya da deneyim bir tem sil olarak - ister bunun iin bir szck olsun isterse olmasn - zihni mizin nnde olur ise anlaml ve gerekeli olur. Baka deyile, meca z kullanan kiinin ya da bu mecaz anlayacak her kimse onun, simgeletirmeyle neyin kastedildiini nceden bilmesi gerekir. Mecaz yal nzca kiinin nceden bildii veya deneyimledii eyi o kiinin zihni nin nne getirme iini grr. Kiinin daha nce sahip olmad bir bilgi ya da deneyim yaratamaz. A, B iin bir mecaz olarak kullanld taktirde, hem Ann hem de Bnin, ayn zamanda aralarndaki me cazn temeli olan benzerliin de zihnin nnde olmas gerekir. Eer durum byle deilse, elimizde genellikle anlamsz mecaz dediimiz ey olur. Anlaml mecazn koullar, mistik boluk ya da yoksunlua bir karanlk veya bir l dendii zaman belgin olarak karlanr. n k iyi bilinen eyler yalnzca l ve karanlk kavramlar veya imgele ri deildir, bolukla kastedilen ey de bilinmektedir. Dolaysyla hem terimler, hem mecaz hem de anlam zihnimizde mevcuttur. Ancak imdi yle bir sorun kendisini gstermektedir. Eer l, boluk iin ya da ayrmlamam birlik iin anlalr bir mecaz ise, boluk, ayrmlamam birlik gibi szler nasl kullanlmaktadr? Bu szcl dil midir ve szcl anlamyla mistik deneyime iliir mi? Bu nun byle olduunu kabul etmek, anlatlamazlk dncesiyle ak bir biimde eliecektir. Kavramsallatrlamaz ve dile getirilemez olduu sanlan ey iin hem kavramlar hem szckler bulmu olmamz gere kir. Ya ayrmlamam birlik, boluk, okluun yok olmas ve benzeri szler mistik bilincin szcl betimleridir ya da bunlar baka bir ey iin mecazdr. Bunlarn baka bir ey iin mecaz olduunu var sayalm. yleyse A ya szcl bir betimdir ya da B iin bir mecazdr. Ya bouna bir anlam araynda sonsuza kadar gideriz ya da bu dizi bir yerlerde sona erer. Dizinin X de sonlandn dnelim. O zaman X ya szcl bir betim olur ya da anlamsz bir mecaz. Bu akl yrtme den kacak tek akla yatkn sonu, simgesel kuramn karanlk ben zeri baz szcklerin mecaz olmalar gibi sradan bir anlamda doru olabilecei, fakat szcl betimin olanakl olmadn sylerse yanl olaca ve mistiklerin kendi deneyimleri hakknda kullandklar btn

MSTSZM VE DL 2 9 9

szcklerin mecaz veya simgesel olduudur. Sonuta, Dionyscu kuram gibi mecaz kuram da saltk anlatlamazl imlemektedir. Bu kuram dolayl olarak, kullanlan btn be timleyici szcklerin mecaz olduunu syler. Bu yzden deneyime, kullanlan szckler mecaz olmadka deneyim, mistik, anlatla maz ya da o denemez, hatta bilinemez bile denemez. Byle olunca, deneyim ancak, Tanrnn bir kpee bilinemez olmas anla mnda bilinemez olabilir. Kpein bilincinde Tanr fikri ne kadar varsa byle bir deneyim de insan zihninde o kadar olabilir.

5. Yeni Bir Kurama Ynelik neriler


Btn kuramlar bylece kt ve sorunumuza hibir zm bula madk. Bundan dolay yeni bir kuram nermeyi deneyeceim. Byle bir ii stlenmenin ciddi bir cesaret gerektirdiinin son derece farkn daym. Saduyu kuramlar dediim kuramlar bana gre herhangi bir ilgiyi hak etmiyor. Onlar bana, ya mistisizm konusunda az bilgisi olan ya da kitap bilgisi olup da kavray ve duyarllk eksiklii olan insan larn eseri gibi grnyor. Bununla birlikte mistiin dilinin simgesel olduu - iki yorumunu kardmz - kuram btnyle farkl bir ko nudur. Bunun arkasnda koskocaman bir yetke ve gelenek arl var. Bu, ya kendileri mistik olan ya da en azndan konuyla ilgili yazna de rinlemesine dalm olan ve konunun ekiciliine son derece duyarl olan insanlarn dncelerinin rndr. Onu destekleyenler arasn da Bat mistik dnce tarihindeki en nemli adlar vardr. Bat dn yasnda en azndan Plotinusa kadar geri gider ve ondan itibaren Dionysiusu da iine alarak ada dnyaya kadar gelir. Yine de ona y neltilen daha nce gsterdiimiz itirazlar pek yantlanabilir gibi g rnmyor. yleyse bu kuram brakmaktan ve baka bir zm ara may denemekten baka bir ansmz yok. Daha nceki bir sayfada duygu kuramnn, her ne kadar konunun en son aklamas olarak doyurucu olmasa da, bir para doruluk pa yna sahip olduunu kabul etmitik. Mistik bilincin dourduu on gunluk veya neeyi - btn anlaylar aan erinci - en azndan ilk kez

3 0 0 * MSTSZM VE FELSEFE

deneyimleyen herhangi bir kiinin, duygusunun derinlii nedeniyle bir an hemen hemen dilinin tutulmas gayet doaldr. Hi kukusuz bu bazen, deneyimlediinin btn szcklerin tesinde olduunu syledii zaman o kiinin zihninde olan eyin bir paras olur. Fakat bunun, konunun temeline kadar indii ve konuya ilikin sylenmesi gerekeni tkettii sanlmamal. ok daha kkten bir aklamann ge rekli olduu ve son noktada mistiin szcklerle boumasnn, yal nzca duygusal ktleden deil, bir tr mantksal zorluktan kaynaklan d ortadadr. Konuyla ilgili olarak kendilerini dile getiren mistikle rin uzlatklar ey, eitli ekillerde anlama yetisi, anlk veya akl de dikleri eyin mistik deneyimi ele almaktan aciz olduu ve szcklerle ilgili skntlarnn temelinde de bunun olduudur. Anlk, dili kendi zel amalar iin bir ara olarak biimlendirmektedir. Bu szler do ru olabilir ama anlatlamazln felsef bir aklamasn olu turamayacak kadar bulank ve kesinlikten uzaktr. renmemiz gereken ey o zaman udur. Anlama yetisinin doasnda szcklerle ilgili sknty yaratan ey kesin olarak nedir? Mistik dilin her zaman simgesel olduu ve asla szcl olmad kuramnn nasl bu soruya yant verme giriiminden doduunu grebiliriz. Anlama yetisi Kantn kavramlar yetisi dedii eydir. Her ne kadar yeti szcnn modas gemi olsa da Kantn sy ledii ey temelde dorudur. Dolaysz alglamadan farkl olarak dnmenin, akl yrtmenin, anlamann kavramlarn kullanlndan ibaret olduu bir gerektir. Bu yzden anlama yetisinin temelde mist ik deneyimleri ele almaktan aciz olduu nermesinin, kavramlarn onu ele alamayaca nermesine eit olduunu dnmek gayet doald. Bu, srayla, onun kavramsallaatrlamaz olduunu sy lemekle ayn eydir. zel adlar dnda btn szckler kavramlar dile getirdii iin buradan szcklerin mistik deneyime iliemeyecei anlalacaktr. te bu nedenle, mistiklerin kullandklar szckler sz cl betimler olamayaca iin, bunlarn simgesel olmalar gerekir. Btn bunlar konunun gidiatndan kyor gibi grnmektedir. Fakat ne yazk ki soruna bu ekilde saldrmak, grdmz gibi, bizi umut suz bir amaza srklemektedir. Bununla birlikte bir ekilde, szcklerin kullanlmasyla ilgili skntnn nedeni olan anlama yetisinin alma biimi budur. Bu yz

MSTSZM VE DL 301

den sorunumuz udur. -Salt kavramlar yetisi olmas gereinin dn da - anlama yetisi konusunda, mistikte dille ilgili ar zorluk duygusu yaratan, gerekte kulland szcklerin sylemek istedii eyi dile getirmede asla baarl olmad duygusunu douran ey nedir? Yeni kurammz, anlatlamazlk iddiasyla ilgili gerekte bir deil iki sorun olduuna; bu ikisi arasnda bir ayrmda bulunamama baarszlnn bizden ncekiler iin her ikisini de zmsz kldna iaret ederek ie balayacak. lk olarak, mistik deneyim srasnda sz cklerin kullanlabilip kullanlamayaca sorunu vardr. kincisi, deneyimden sonra bu deneyim anmsandt zaman szcklerin kul lanlp kullanlamayaca sorunu vardr. Plotinus doru ayrmda bulunur ve aslnda doru zm olduuna inandm eyi ksaca ifade eder. Bu kavrayta, der Plotinus, onun hakknda bir eyler sy lemeye ne gcmz ne de zamanmz vardr. Hemen arkasndan onun zerine akl yrtebiliriz.219 Baka deyile, sahip olduumuzda onun hakknda konuamayz ama arkasndan konuabiliriz. Bu kuram tam olarak ayrntlaryla inceleyelim. Mistik deneyim, deneyim srasnda, btnyle kavramsallatrlamazdr ve dolaysyla hakknda hi konuulamazdr. Bunun by le olmas gerekiyor . Kavramsallatrabilecek hibir farkl e ol mad iin ayrmlamam birlik ierisinde herhangi bir eyin kav ramna sahip olamayz. Kavramlar ancak okluun'veya hi yoksa ikiliin olduu yerde olanakldr. Bir okluk ierisinde, benzer madde kmeleri snflar hline getirilebilir ve dier kmelerden ayrt edilebilir. te o zaman kavramlarmz ve dolaysyla szcklerimiz olur. Ayrmlamam birlik ierisinde okluk yoktur ve bu yzden snflar, kavramlar ve szckler de olamaz. Sz gelimi o anda onu bir snfa koyamaz ve hakknda ayrmlamam diye sz edemeyiz; n k bu onu ayrmlam olandan ayr olarak snflamaktr. Ondan bir lik ya da Bir olarak sz edemeyiz, nk byle yapmak onu ok luktan ayrt etmektir. Fakat hemen ardndan deneyim anmsandnda konu bsbtn
219 Benim The Teachings o f the Mystics adl eserimdeki Plotinustan semenin 3. paragrafndan aktarlmtr.

3 0 2 MSTSZM VE FELSEFE

farkllar. nk o zaman biz olaan duyumsal-anlksal bilincimizleyiz. ki tr bilinci karlatrabiliriz. Deneyimlerimiz, ayrmlam ve oklu olanlarla ayrmlamam ve tekli olanlar olmak zere iki snfa konulabilir. imdi kavramlarmz olduu iin szckler kullanabiliriz. Bir deneyimden ayrmlamam, birlik, mistik, yoksun, bo vs. diye sz edebiliriz. Bu bsbtn farkl iki durumu birbirine kartrmann sonucu felakete davet olmutur. Bu durum, anmsanan bir mistik deneyim hakknda bile ancak simgesel dille konuulabilecei kuramna gtr mtr. Kuramclar ; deneyim srasnda kavram lar kullanm ann

olanakszlnn ayn zamanda anmsanan deneyimin de zellii o l duunu dnmlerdir Bu yzden bellekteki deneyimin bile kavramsallatrlamaz ve dile getirilemez olduu sanlmtr. Ancak, mistikler gerekte deneyim hakknda szckler kullandklar iin, yanllkla bunlarn ancak simgesel olabilecei sanlmtr. Bu, srasyla, gster diimiz gibi, umutsuz bir amaza gtrr. Fakat akas btn hikye bu deildir. Hikyenin btn, deneyimden sonra deneyim hakknda konumada hibir gln ol madn ve deneyimin bu yzden asla anlatlamaz olmadn sy lemektedir. Bununla birlikte konuyla ilgili btn yazn, mistiklerin as lnda anmsanm bir deneyimi bile betimlemede byk zorluk gr dn ve onun anlatlamaz olduunu syleme yoluna gittiini ak lar. u hlde kendimizi bu yeni sorunun zmne vermeliyiz. Besbelli olan bir eye, yani mistiin duyduu glk ne olursa ol sun onun aslnda bu gl ounlukla yendiine iaret ederek ie balamalyz. Mistik, dilinin tutulduunu syler ama dudaklarndan szckler dklr. O, anmsanan deneyimlerini gerekten betimler, betimleri de genelde olduka baarl ve etkileyicidir. Bunu kabul et menin tek yolu, mistiin szlerinin ya anlamsz ya da yanl olduunu sylemektir. nk ya o deneyimi hakknda en azndan bir para doruyu bildirmede baar gsteriyordur ya da onun szleri olsa olsa ddkl tencereden kan buhar sesidir. Anmsanan deneyiminin bir paras hakknda, bu para ne kadar kk olursa olsun, doruyu baarl bir biimde anlatyorsa o zaman onun, deneyiminin bir par as hakknda doru bir betimlemede bulunmu olmas gerekir. Bu

MSTSZM VE DL 3 0 3

durumda da o, dilin anmsanan mistik deneyime hibir zaman iliemeyeceini dnmekle yanlm olacaktr. Buradan blmn sonuna dek ne zaman mistik deneyim diye konuursam, bundan anmsanan mistik deneyimden sz ettiim an lalmaldr. Mistiin dili kullannn baka herhangi birisininkine benzedii varsaymn deneyelim. O ounlukla kendi deneyimlerinin szcl ve doru betimleri olan szckler kullanr. Elbette sk sk mecazlar kul lanarak kendisine yardmc olur. Fakat dier btn dil kullananlar da byle yapmaktadr. Bu neri doal olarak onun her zaman deiik trde yanl ifadelerde bulunabilecei olasln da dta brakmaz. Bu bakmdan da onun, niyetlerinde gayet iten ve drst olan teki in sanlar gibi olduunu dneceiz. Bununla birlikte doal olarak, bu kurama gre anlatlamazlk ne oldu?, diye sorulacaktr. Onu tama men yadsmyor muyuz? Sorunumuz, herhangi bir skntnn ol duunu yadsmak deil mistiin dildeki skntsn aklamaktr. Bu sorular kukusuz ok nemlidir. imdilik yalnzca, mistiin szckler le olan skntsnn ne varln ne de ciddiliini yadsdm ve bunun yeni bir aklamasn ksaca sunacam sylyorum. Fakat bu ak lamay u an iin erteleyeceim. nce mistiklerin edimsel olarak kul landklar dili bu yeni bak asna gre yeniden incelemek istiyorum. Onlarn kullandklar sz ve anlatm tarzna bakarak bir eyler renebiliriz. Bu bak asndan 2. Blmde yaptmz mistik deneyim lerle ilgili alntlardan bazsna dneceim. Mandukya Upaniad bize blnmez bilinin duyusal olmadn (duyularn tesinde olduunu) ve onun ierisinde btn okluun yok olduu bir birlik olduunu syler. Bu szler kukusuz ok paradoksaldr ve bunlara bir kukucu okuyucu inanmayacaktr. Ama asl konu bu deil. Ne tr bir dilin kullanlmakta olduunu soruy oruz. Vurgulamak istediim nokta, bu dilin mecaz veya simgesel dile hi benzemediidir. Mecazlar ve simgeler genellikle duyusal imgeler den oluur. Fakat burada kullanlan dil soyuttur. Duyusal olmayan sz soyut bir kavramdr. Mantksal olarak bu, deneyimlerin duyusal ve duyusal olmayan diye bir snflamasn gerektirir ve mistik deneyi mi ikinci snfa koyar. Birlik de son derece soyut bir kavramdr ve

3 0 4 MSTSZM VE FELSEFE

duysal bir imge deildir. Hikimse birlik szcn herhangi bir eyin mecaz olarak kullanmay dnmez. Ayn dnceler deneyim de btn okluun yok olduu szne de ilimektedir. Bu ister do ru ister yanl olsun, onun anlatld dilden aka szcl bir betim olduu anlalmaktadr. Bu azck da olsa mecaz diline benzememek tedir. Bunu mistiklerin ounlukla kullandklar mecaz dilden kolayca ayrt edebiliriz. Karlatrmal olarak onlarn mecazlarndan birka rnek alalm. Suso deneyimini olaanst ve gz kamatrc karan lk biiminde betimledii zaman aka mecaz kullanmaktadr. Ruh tan, tanrsal doann birliine sel gibi akan diye sz ettii zaman Eckhart da mecaz kullanmaktadr. Veya daha kesin olarak denebilir ki sel gibi akan sz mecazdr, tanrsal doann birlii deildir. Abulafia, dmlerinin zlmesi sonucu ruhun sonsuz olandan ayrlnn sona ermesine gndermede bulunurken mecaz olarak konumaktadr. Suzuki, bireyselliin zlnden sz ederek, kiiliimi sapasalam saran kabuk satori annda patlar diyor. Ruysbroeck ie dnk deneyim konusunda ierisinde btn ak larn kendilerini kaybettikleri karanlk diye yazyor. Genelde, karanlk ve sessizlik mistiklerin en yaygn olarak kullandklar mecazlar arasndadr. Ruysbroeckin ierisinde btn klarn kendilerini kaybettik leri karanlk sz, kendi dilinde baka yerlerde ayrmlamam bir lik ad verilen ey iin kulllanlan bir mecazdr. Bununla birlikte ay rmlamam birlik, srasyla baka herhangi bir ey iin mecaz deil dir. Bu, szcl dilin btn belirtilerine sahiptir. Bunun szcl bir dil olduu, birlie ulalma biiminden de anlalmaktadr. Kii zihnini btn duyumlar, imgeler ve dncelerden - btn zel deneysel ierikten - boaltr. Geriye kalan bir boluktur. Mistiklere gre karan lk olan bu boluun ayn zamanda byk bir n parldamas ol duu dorudur. Bu yalnzca boluk deildir; dolu-boluktur. Ancak ayrmlamam birlik olumsuz yann, yani boluun bir betimidir. Tikeller okluu yok olduundan dolay o bir birliktir. Bir tikelin dierinden hibir fark olmad iin de o ayrmlamam olandr. Akas bu szcl olarak doru bir betimdir - elbette byle bir zihin

MSTSZM YEDL 30 5

durumuna her zaman iin ulalabileceine inanlrsa, ama u an zerinde durulan sorun bu deildir. Eckhart Tanrda btn ayrmlar kaybolur derken ok az farkl olan ama eit lde szcl bir dille ayn durumu betimlemektedir. Deneyimden boluk diye sz edil dii zaman - gerek Hristiyan gerek Budist balamda - elimizde ayn ey iin szcl olarak doru olan bir baka szck vardr. Ayns sk sk kullanlan, benzer biimde dlu-boluk paradoksunun olumsuz ynn belirten, hi, yokluk gibi szckler iin de dorudur. steyen herkes elbette birlik, boluk ve ayrmlamam gibi szcklerin simgesel olarak kullanyor olmas gerektiinde steleyici olabilir. Ancak bu, kendisi iin ne bir nedenin olduu ne de bir nedenin gsterilebilecei tmden inaksal (dogmatik) bir iddiadr. in asl, mecaz olarak alnmalar durumunda bu szcklerin anlamnn ne olduunu sylemek olanakszdr. Neyin mecaz? Bunlara mecaz demenin tek olas nedeni, mistik dilin simgesel kullanl kuramnn bunu gerektirdiidir ve kantn gsterdii ne olursa olsun bu kuram desteklemeye kararl olduumuzdur. Biraz nce verilen szcl dil rneklerinin hepsinin zellik olarak olumsuz olduu, paradoksun olumsuz ynn betimledii ve mistik lerin kendi deillemelerinin szcl olduunu hi yadsmadklar ne srlebilir. Onlar deneyimin formsuz, biimsiz, sessiz olduunu; ayn zamanda onun ne u ne bu olduunu sylerler. Bunlarn doal olarak szcl ifadeler olduu sylenecektir. Asl sorun olumlu betim lemelerle ilgilidir. Dolu-boluk paradoksunun olumlu ya da dolu ynyle ilgili olarak, szckler szcl olarak kullanlabilir mi? Snavn olduu yer ite burasdr; simgesel olduu sylenen yalnzca olumlu szcklerdir. Anlatlamaz olduu sylenen aslnda yalnzca olumlu yndr. Buna kar iki yant sz konusudur. lk olarak, eletirmenimize ait grn gerektirdii gibi, szleri olumlu ve olumsuz diye keskin bir biimde ikiye ayrmamz olanakszdr. Belki yoksunluk, boluk ve ayrmlamamlk olumsuz olarak geebilir. Fakat mistiklerin bireysel liin zl deneyimi konusunda yaptklar betimlemeleri bir dnn. Neredeyse onlarn hepsi sonsuzda veya tanrda solup kay bolma, eriyip yok olma ve lme gibi szler kullanr. Kukusuz

3 0 6 MSTSZM VE FELSEFE

eriyip yok olma ve solup kaybolma szleri mecazdr. Bununla birlikte bu srece ilikin szcl dil - Koestlerin gerekte syledii gibi220 - ben ya da bireyselliin ayr bir ego olarak varolmaktan kesildiini syleyecektir. Bir eyin varlktan kesilmesinin yoklua eit olduu ve dolaysyla olumsuz olduu sylenirse, bunun mant yadsnmaldr. Var olmaktan kesilmek tpk var olmaya balamak kadar olumlu bir sretir. lm yaam kadar olumludur. Olumsuzlar genel likle olumlular ierirler. Da dnk mistik hep hibir eyin l ol madn syler. l olumlu bir durum mudur yoksa olumsuz mu? Kukusuz bu canl olmamay anlatr. Ancak canl olma ayn zamanda l olmamay ifade eder. kinci olarak, dolu-boluk paradoksunun olumlu yan ounlukla iyi, en yksek iyi, yaratc, kutsal, tanrsal vb. gibi olumlu szlerle betimlenmektedir. Bunlarn szcl olarak ifade edilmedik lerini dnmek iin hibir neden gremiyorum. Deneyimin duygusal boyutu iin kullanlan szckler de - mutluluk, nee, ongunluk ve erin gibi szckler - kesinlikle byledir. Eer bunlarn btn dilleri at sylenirse, bu yalnzca daha nce gndermede bulun duumuz duygu kuramnda doruluk paynn olmadn kabul etmek olur. Yaratclk sz hakknda bir kuku doabilir. Kabul edilecektir ki bu olumlu bir dncedir, ancak bunun deneyimin bir paras olup olmad ya da bunu ne sren herhangi bir dilin hi kullanlp kul lanlmadndan kuku duyulabilir. Evrensel Ben; ve Dolu-Boluk blmnde verilen rneklerin eletirmenini anmsatarak burada Aurobindonun betimini yeniden aktaracam: Bylece kendi iinde dinginlii elde edenler evrende ileyen srekli erke miktarnn onun sessizliinden fkrdn her zaman alglayabilecektir. Bu dilin sim gesel olduunu dnmek iin herhangi bir neden yoktur. imdiye dek verilen rneklerin hepsi ie dnk deneyim trnn betimlerinden alnmtr. Da dnk deneyimleri betimlemek iin kullanlan dili incelediimizde durumun benzer olduu grlecektir. Eckhart Her ey Birdir der ve bu sz da dnk deneyim trnn genel bir formldr. O, aacn, imenin ve tan birbirinden farkl ve
220 Bireyselliin zl blm.

MSTSZM VE DL 3 0 7

ayr olmadn, bunlarn ok ey deil bir ey olduunu syleyerek bu szn anlamn gsterir. Kendi kendisiyle eliik olmasna daya narak bu betimi geri evirme kaps herhangi bir eletirmene aktr. Fakat bu szde, onun mecaz ya da teki trl simgesel olduunu var saymak iin herhangi bir kant salayacak hibir ey yoktur. Bu, kare yuvarlaktr gibi bir sz ile karlatrlabilir. Ne bu cmlenin kendi kendisiyle eliik olmas gerei ne de bu cmleye ilikin baka her hangi bir ey, onun dilinin mecaz olduu izlenimini vermektedir. Ba ka rneklere bakacak olursak, Jacob Boehmenin Tanry bitki ve ot larda tandm szn; N. M .nin pencereden grd krk cam ve ieler de dahil her eyin yaam drtsne sahip olduunu ve ken disindeki, kedideki ve ielerdeki yaamn bir ve ayn yaam olduunu onaylamasn; Ramakrishnann odadaki her seyi tam bilinli ve tanrsal mutlulukla . . . dolu olarak alglamasn anabiliririz. Btn bu rneklerdeki dil, saduyuya ne kadar yabans grnrse grnsn szcl olan, simgesel olmayan bir dildir. imdi yukarda yantsz braktmz o ok nemli soruya dn meliyiz. Eer - kukusuz mecaz, kapallk, belirsizlikten vs. aka his sesini alyor olsa da - mistiin dilinin, deneyimledii eyin temelde szcl ve doru bir betimlemesi olduunu ileri srersek, anlatlamazlk ne olacak? imdiye dek anlatld kadaryla kurammz bunu btnyle yadsmayacak m? Bunun byle olmadna, sorunu kabul ettiimize ve bu sorunun nasl zlecei konusunda ortaya sre bileceimiz en azndan deneme niteliinde bir nerimizin olduuna aklk kazandrmamz gerekir. Mistiin, deneyimini teki insanlara anlatmak iin dili kullan maya kalkmas olaynda, kendisi asndan bir tr ei olmayan bir u ran, blokun ve engelin sz konusu olduunu hissettii ortadadr. Mistik olmayan her trden baka insanlar ounlukla duygularn ve dncelerini szcklerle ifade etmede sknt ekerler. Grdmz gibi bu zellikle derin duygular iin dorudur. Mistiin mistik ol mayanlarla paylamadna inand zel bir skntsnn olduu bel lidir. Akas bu bir ekilde onun deneyiminin akln ve anlama yetisinin alannn tesinde olmasndan kaynaklanmaktadr. Bununla birlikte yaygn bir gr olan, skntnn kaynann anlama yetisinin

3 08 MSTSZM VE FELSEFE

kavramsal zellii olduu grnn - baka deyile, remelde kav


ramlarn mistiin deneyimine iliemeyecei grnn - yanll gsterilmiti. yleyse anlama yetisi konusunda, onu mistik deneyimle bouamaz klan, veya byle grnen, daha baka ne vardr? Bir tek olas yant vardr. Mantk kurallar anlama yetisinin ilemlerinin karakteristik kurallardr. Bununla birlikte mantk kurallar mistik deneyime ilimez. Mistiin szcklerle olan skntsnn temelinde bu mu vardr; eer varsa nasl? Asl doas ynyle anlama yetisi zihnin bir eyi bir dierinden, X i Y den ayrma ve ayrt etme ilemidir. Bunu yapmak kendi bana bir kavram oluturmak deildir. Kavram oluumu bundan kmak tadr. Bu genelde birok X ve birok Y nin olmas durumunda ortaya kar. Bylece btn X leri bir kmeye ve btn Y leri baka bir km eye koyma alkanln gelitiririz. Bu kavram oluumudur. Bu ilem ierisinde bir takm kurallar vardr. Btn X leri X kmesinde ve btn Y leri Y kmesinde tuttuumuzdan emin olmalyz. Bunu yap mann kurallarna mantk kurallar denir. Kavram oluumunu bir X ler ve Y ler okluuna dayandrrken mantklarn ei olmayan bir varln ve hatta bo snfn bir kavram olabilecei szn yadsmyoruz. Ruh bilimsel olarak, eer kavramlar aslnda onlarn bir yeler okluuna sahip olmalarna dayanlarak yaplmam olsalard byle snflarn olmas ok zor olurdu. Sonu, herbiri anlama yetisinin ayrlmaz bir yn olmakla birlik te elimizde birbirinden farkl eyin olduudur: (1) Ayrt etme ii (farkllklar fark etme), (2) Kavram oluturma ii (benzerlikleri fark etme) ve (3) Bu ileri yerine getirmenin kurallar, yani mantk kural lar. Sonu olarak kavramlar dosdoru kullanmak ama bununla bir likte mantk kurallarna uymamak olanakldr. Mistiin yapt ey budur. Eer o deneyimi hakknda o, xtir diyorsa, bu doru bir ifadedir, yani x kavramnn doru bir uygulamasdr. Ardndan mist ik ayn deneyim hakknda o, deil-xtir diye syler. Bu da kavramn doru bir kullanmdr, nk doas ynyle paradoksal olan deney im hem x hem de deil-x zelliine sahiptir. Bu, mistiin, deneyiminin anlatlamaz olduu iddiasn nasl ak

MSTSZM VE DL 3 0 9

lamaktadr? Benim grm u. Kullanmak zorunda kald dil, deneyimi hakknda szcl olarak dorudur ama elikilidir. Onun dil deki skntsnn temelinde bu vardr. Skntldr nk o da dier in sanlar gibi mistik olmayan anlarnda mantksal olarak dnen bir in sandr. O yalnzca Birin paradoksal dnyasnda yaayan bir varlk deildir. ounlukla, mantk kurallar alan olan mekn-zaman dn yasnda yaamaktadr. Baka insanlar naslsa o da bu mantk kural larnn zorlaycln hissetmektedir. Birin dnyasndan geri dn dnde deneyiminden aklnda kalanlar dier insanlara szcklerle anlatmak ister. Szckler azndan kar ama kendisinin elikili konutuunun farkna vard iin arr, zihni allak bullak olur. Ken disine bunu, dilde yanl bir eylerin olduunu dnerek aklan Deneyiminin anlatlamaz olduunu syler. Aslnda yanlmaktadr. Dile getirdii paradoks, deneyimini dos doru betimlemitir. Dil ancak deneyim paradoksal olduu iin paradoksaldr. Dolaysyla dil deneyimi dosdoru yanstmaktadr. O nce deneyimi hakknda uo, x tir demi. Daha sonra o, x deildir deme zorunluluunu duymutur. Dolaysyla o zaman asl sz olan o, x tirin yanl olduunu dnmtr. Benzer biimde eer o, x deildir diye sze balayp ardndan o, xtir deseydi, ikinci sz sylediinde o, x deildirin yanl olduunu dnecekti. Dolaysyla ne sylerse sylesin syledii ey kendisine yanl gibi gelir nk her zaman onunla eliir. Bunun zerine dili thmet altn da brakr. Konunun bir bakma ruh bilimsel bir aklamasn sunuyor ol duumuz gzden kamamaldr. Mistik, hibir dilin deneyimini ifade edemeyeceini sylemekle bir yanln iine girmektedir O deneyimi dille - ounlukla ok ho ve ok etkileyici bir biimde - anlatmak tadr. yleyse yaplmas gereken ey onun nasl bu yanl yapma nok tasna geldiini aklamaktadr. Aklama ancak ruh bilimsel olabilir. Bu aklama, tek szckle, onun mistik deneyimin paradoksalln anlatlamazlkla kartryor olduudur. Bununla birlikte ruh bilimsel aklamann temeli kukusuz paradokslarn mantksal zorluunda yat maktadr. Mistiin bunlar birbirine kartryor olmas gerei, kendisinin

3 1 0 MSTSZM VE FELSEFE

yapmakta olduu yanln ayrdnda olmadn ve dolaysyla konuy la ilgili burada yaptmz aklamay yapamadn imlemektedir. O ounlukla zayf bir mantk, zayf bir filozof ve zayf bir zmlemecidir. O dildeki skntsnn kaynan anlamaz. Yalnzca syledii eyde yolunda gitmeyen bir eylerin olduunu belirsizce hisseder ve bundan dolay allak bullak olur. Burada yapmaya altm ey, deneyimi hakknda syledikleriyle ilgili olarak onun gl bir biim de hissedilen ama belirsiz olan honutsuzluunu zmlemeye giri mektir. Kurammza yneltilebilecek olas bir itiraza ksaca deinilerek yant verilebilir. okluun olmad yerde kavramn ve dolaysyla szcn olamayacan aklamadk m? Fakat kurammz kimi sz cklerin deneyimi szck anlamyla betimlediini imlemekte ve dolaysyla kavramlara geit vermektedir. Yant olarak unu deriz ki kavramlar ancak deneyim anmsannca ortaya kar, deneyim yaamyorken deil. Birok kiinin anmsanm deneyimleri birbirine benzemektedir ve bunlar deiik trden mistik olmayan deneyimlere kart olan bir snf oluturmaktadrlar. Bu, bir gln ortaya k mas durumunda, deneyim, anlatlamaz, mistik, o, biline mez gibi szcklerin nasl kullanlabileceini aklamaktadr. Bu sz ckler deneyime ancak deneyim bir an olduu zaman uygulanmak tadr.

Yedinci Blm
MSTSZM VE LMSZLK

sonra bilincin varln srdrmesi aleyhindeki fizyolojik lmden kant ok gldr. Bilin, bilinen btn durumlarda, ancak bir beden ve sinir sistemiyle balantl olarak var olur. stelik sinir sis temi, byme ve beden durumundaki farkllklara gre deiiklik gs termektedir. Bunu sylemek bizi herhangi bir tarz zdekilie bula trmaz. Bu, ikicilie ait bilincin fiziksel olmad gryle uyumsuz deildir. nk byle olsa bile, fiziksel olanla fiziksel olmayan arasn daki ballam aa yukar tamdr. ocuk bedeninde ocuk bilinci buluruz. Bedenin gelimesiyle bilin de geliir. Bedenin ktye git mesiyle bilinli yaamda ahmaklk ve bunama kendisini gsterir. Eer bilin yal bir insann lmyle varln srdryorsa, o zaman lm sonrasndaki bilin bir olaslk lm annda var olan bunak ve yar alk bilin midir? Ya da bu, insann krk yalarndaki gl bilin ci midir? Veya o ergenlik alarnn kaba bilinci midir? Yoksa lm den sonra bebee zg zihin ortaya kacak ve bengilik yolculuuna m kacak? Doru yantlar bilmediimizi bahane ederek bu sorularn yaratt skntdan kanamayz. nk asl nokta daha ok, ne yant

3 1 2 MSTSZM VE FELSEFE

verilirse verilsin verilen yantn eit lde keyf, sama ve olaslksz gzkeceidir. Zihnin bedene bamllnn daha baka kant, :beyin hasarlarnn dzensizlik veya delilie varan bir zihinsel yaam dour mas gereinde grnmektedir. Evrim retisi de lmle varln srdren bilin kuram asn dan zorluklar karmaktadr. nsan bilinci hayvansal bilinten evrilmi olmal. Sregiden geliimin hangi noktasnda lmsz bir ruh veyahut da lmle varln srdren bir bilin anszn kendini gster di? - Eer imdi ilk insandan sz etmenin bir anlam olursa - ilk in sanda tansksal bir deiim meydana geldi mi? Bu nasl oldu ve neden? stiridye, yenge ve solucanlar da dahil her hayvansal bilincin lmle varln srdreceini syleyerek bu sorulardan kaamayz. Belki bu, her eyin canl olduunu ve her eyin yeniden ierisine ek ilecei bir Evrensel Bilinin paralar olduunu ifade eden Hint mist ik dnceyle uyuabilir. Ancak bunun Batya ait bireysel lmszlk kuramyla uyumas ok zordur. Ya da hi yoksa bu balamda ok az anlam ifade etmektedir. Akas bu Batl kuram insan vah hay vanlarla ilgisi olmayan zel bir yaratk olarak grmenin olanakl ol duu evrim ncesi zamanlarda domutur. O zaman hayvanlar ruh suz iken insann lmsz bir ruha sahip olduu varsaylabilirdi. Bu evrim argman bireyin lm sonras yaamn olanaksz klmaz, fakat karlamak zorunda olduu glkleri ak bir biimde arttrr ve ev rim ncesi gnlerde gzktnden ok daha olaslk d gsterir. Fizyolojik argman ve evrimden karlan argman, kiiliin lm sonras varln srdrmesi karsnda gl bir konum olutursa da, bunlar yalnzca dier taraf lehindeki olumlu kantla kuramsal olarak rtlmeye ak olan deneysel ve olas argmanlardr. Baz psiik aratrmaclar byle bir kant bulduklarn ileri srmektedirler. An cak onlarn iddialar nyargsz ve ak bir zihinle anlalm olsa bile bu kant, en azndan u anda sonusuz gzkmektedir. Bu durumda ve baz baka kaynaklardan karlacak olumlu kantla fizyolojik ve evrimci argmann mantksal bir olanak olarak rtlebileceini kabul ettiimize gre, doal olarak mistisizm grnglerinin bu konuya yeni bir k tutup tutmadn soracaz. R. M. Buckeye gre lmszlk duygusu btn mistik

MSTSZM VE LMSZLK - 3 1 3

deneyimlerde ortak olan zelliklerden birisidir. Ancak kendi ortak zellikler listemiz bile bile bunu iine almamtr. Dahas, Bucke ak tard kozmik bilin olaylarndan birisinde, mistik deneyim yaam bireyin lm sonras yaama kesinlikle inanmam olmas nedeniyle aknlk yaar. Mistiklerin ounlukla lmszle ulatk lar duygusuna ynelik ifadelerde bulunduklar dorudur, ama bu ev rensel deildir ve her ne olursa olsun ok farkl yorumlara aktr. Tennyson kendi deneyiminde lmn neredeyse gln bir olanak szlk gibi grndn syler. Onun bu szle lm sonras bir yaam ne srdn gsteren bir iaret yoktur. Grnd kadaryla sz sanki, bu deneyim srasnda ona insanln ortak yaz gs olan lm ve bedenin bozuluuyla karlamasnn gln dere cede olanaksz gibi grndn ifade etmektedir. Ama ne yazk ki onun imdi l olduunu gsteren gvenilir kant vardr. Upaniadlarda Brahmik bilince ulaan kiinin lmszle eri tiini ifade eden sk pasajlar vardr. Hi kuku yoktur ki bu ifadeyi destekleyen deneyim Buckenin szn ettii lmszlk duygusu idi. Brahman bilen Brahman olur der Mundaka Upaniad. Btn aclarn tesine geer. . . . Bilgisizlik zincirlerinden kurtulunca o

lmszleir.211
Bununla birlikte bunun, u anki lmszlkten ok lm sonras lmszlk olarak yorumlanmas gerektii ak olmaktan uzaktr. Mistikler deneyimlerinin zaman tesi olduu iddiasnda birleirler. Onlarn elde ettiklerini hissettikleri lmszln bengi ann lm szl olduunu sanmak doaldr. Mistik hle erien ruhun zaman ap ncesiz ve bengi imdiye girdii konusunda hibir mistik Eck hart kadar diretici deildir. Tanryla mistik birlemenin gerekletii yer olan ruhun doruundan Eckhart yle sz eder:
yle yksek bir dzeye kar ki Tanryla naslsa ylece yz yze grr. [O] . . . dnden, nceki gnden, yarndan ve yarndan sonrasndan habersizdir, nk bengilikte ne dn ne de yarn var dr, yalnzca imdi vardr.222

Kukusuz bir Ortodoks olarak Eckhart lmden sonraki yaama


221 The Upanishads, s. 48. 222 Meister Eckhart, Vaaz 12, s. 153.

3 1 4 MSTSZM VE FELSEFE

inanmtr. Geri belki o, lm sonras yaam burada yaanan hayatn zamannda bir sreklilik olarak deil bengi imdiye kesin bir giri olarak dnmtr. Ama onun inanc mistik deneyime deil kilise inaklarnn aklsal bir kabulne dayanyor olsa gerek. Daha nce anlan lmszlk duygusunu deneyimlemi olduunu kabul eder sek, bu onun tarafndan mezar tesi bir yaamn kant olarak sunulmamakta, ancak mistik birleme annda Bengi imdiye ulama olarak yorumlanmaktadr. Dolaysyla mistik deneyim, popler lmszlk anlay olan sonsuz zaman boyunca sreklilik bir yana, kiiliin lmden sonra varln devam ettirdii ynnde bile ak bir kant salamaz. Asln da mistik deneyimin byle bir zamansal kalcln aleyhinde kant salad pek tabi ne srlebilir. nk daha nce grdmz gibi bu tr deneyimin nemli bir evresini bireyselliin zl, onun sonsuzda eriyip kaybolmas duygusu oluturur. Deneyimin bu ev resinin tam esas Benin varolmaktan kesilmesi gereinden ibaret tir. Ama bu da sonusuzdur. nk geici deneyim sona erdikten son ra Ben yine geri gelmektedir. Bu yzden deneyim, zel deneyimin bitmesinden sonra ve hatta belki de bedenin lmnden sonra Benin devamllyla tutarldr. stelik deneyim srasnda bile Benin bir anlamda hl kendisinin zln deneyimlemekte ol duu paradoksunun varln aklmza getirmeliyiz. Ya da Eckhartn daha nce aktarlan bir pasajda ortaya koyduu gibi Tanr ona [ruha] yeniden kendisine geri dnebilecei . . . ve kendisini yaratk olarak bilecei kk bir nokta brakmtr. yleyse mistisizmin, ruhun lmden sonra bedenden ayrlm bir ruh olarak devam edip etmedii sorusuna ak seik bir k tutmad sonucuna varyoruz. Elbette lmszlk retisinin baka bir biimi vardr, yani yeniden bedenlenmeye (reenkarnasyon) inan. Bu inanc benimseyenler genellikle, bedenlenilen iki yaam arasndaki bir zaman aralnnn ruh tarafndan bedenden ayrlm bir hlde geil diini varsaymaktadrlar. Ruhun her zaman bir anda bir bedenden dierine getiini savunan deiik retiler elbette mantksal olarak olanakldr. Fakat her ne olursa olsun burada yeniden bedenlenmeyi tartmamz gereksizdir nk mistik deneyimin bununla ilgili bir

MSTSZM VE LMSZLK * 3 1 5

kant saladn sylemek iin hibir gereke yoktur. Bir gerektir ki en yksek tinsel dzeye ulaan sz gelii Buddha gibi kiilerin, ardl larnca, gemi yaamlarn anmsama gcn elde ettikleri ve dolaysyla yeniden bedenlenme iin dorudan kant saladklar kabul edilir. Hakknda ne dnrsek dnelim bu, mistik deneyim kaynandan deil bellek kaynandan kan bir kant olacaktr. Elbet te bu tansksal bellek gcnn, iyiletirme vergisine benzer baka g lerde de olduu gibi, nirvana deneyimiyle beraber veya ayn anda kazanld dnlr. Mistik deneyimin bir ey, bellein baka bir ey olduu ve sz edilen yeniden bedenlenme kantnn mistik deneyim den deil bellekten doduu bir gerek olarak kalacaktr. Bellek kantnn deerlendirilmesi, mistik deneyimin kendisinin yeniden bedenlenmeye k tutup tutmad sorunuyla snrl olan aratr mamzn dnda kalmaktadr. Biz k tutmad sonucunu karyoruz. Zamansz ve bengi bir imdi olmas ynyle mistik deneyimin gemi zamann bir ansn ieremeyeceini aklmzda tut mu olsak bu sonu nceden karlabilirdi. Bu konuda Eckhartn dediini yineleyecek olursak o . . . dnden veya nceki gnden habersizdir. Aratrmamzn tamamen olumsuz sonucuna karn, burada btnyle varsayma dayal bir soru ortaya atmak ve bunu tartmak zamanmz harcamaya deecektir. Mistisizmin kalclk ile ilgili hibir kant sunmadn kabul etmekle birlikte yine de, baka bir nedenle kalcln bir gerek olduunu varsayarsak, mistisizmin lm sonras yaamn mahiyetine bir k tutup tutamayacan sorabiliriz. Bu ilk bakta bo bir soru gibi gzkse de kesinlikle yle deildir. nk bu konuda Dou ile Bat arasnda en ilgin ve karakteristik bir gr ay rlnn olduu grlecektir. Daha nce anlan, Dounun yeniden bedenlenme retisi ile Batnn bedenden ayrlm ruhlara inanc arasndaki farklla gnderme yapmyorum. nk hem Dounun hem de Batnn dinsel inanlar ruhun bedenden ayrlaca bir zamann olduunda veya olabileceinde uzlamaktadr. Bat dn cesine gre bu u anki yaamn hemen sonrasnda gerekleir. Hin duizm ve Budizme gre bu ancak, ruhun baka bedenlere girdii yaam zincirinden son kurtuluunun ardndan gerekleir. Bu yzden

3 1 6 . MSTSZM VE FELSEFE

soru her ikisi iin de ayndr, yani ruhun mahiyeti ve sonunda tenden kurtulduktan jonraki yaam nedir? te bu konuda, metafizik veya kurgusal felsefede deilse de toplum bilimi ve hatta siyas kuram alan larnda nemli ierimleri ve sonular olduu grlecek olan o ilgin fikir ayrl gereklein Batl dinsel dnce lmszln, tek bana bireyin bir birey olarak btn gelecek zaman boyunca devamll anlamna geldiini vurgular. Dier yandan ana Hindu gelenein - Advaita Vedantann gr hep, yeniden bedenlemi yaamlar dngsnden kurtuluuy la birlikte bireyin birey olarak var olmaktan kesildii ve Sonsuz Varlkn yaamnda yutulduu veya eriyip kaybolduu gr olmutur. Bunu dile getirmek iin eitli mecazlar kullanlr. Bireysel ruh, ok yanusa dkldnde ayr varln kaybeden bir rmak gibidir. Ya da i tanesi parldayan denize karr gider diye iitiriz. Budizme gre nirvanaya, bir insann henz bedende olduu bu hayat srasnda ulalabilir. Bylece nirvanaya ulaan kii iin artk yeniden dou ol mayacaktr. O zaman, bedeni sonunda ypranp yok olduunda ona ne olur? Buddhaya baktmzda onun parinirvanaya - dn ol mayan son kurtulua - girdii sanlr. Bu durumda da bu son nirvana hlinin ne olduunu sorarz. Bu, Hinduizmdeki gibi, sonlu ruhun sonsuz ruhta eriyip kaybolmas mdr? Bu konuda Buddhann sy lediklerini okuyucuya ok ksa bir srede anmsatacaz. Fakat bu arada Hinduizme zg olan Brahmann iine ekilme eklindeki ahiret anlayna geri dnelim. Hi kuku yok ki bu anlayn kk, neredeyse btn Hint din-felsef dncesi gibi, mistik deneyimdedir; oysa Batl ahiretkuramsal (eskatolojik) dnceler kken bakmndan nemli lde mistik deildir. Hint kaynaklardan, bu yzden, misti sizm ile, varsayml bir soru olarak, gelecek bir yaam varsa bu yaam nasl anlamamz gerektii sorusu arasndaki iliki zerine bir aklk kazanmay bekleyebiliriz. Bundan tr bu Hint anlaylarla ne anlatlmak istendii nem li lde incelemeye deerdir. nk bunlar anlamaya alr al maz kendimizi skntlarn iinde buluruz. Genel olarak Hint zihni her zaman szcl anlam ak seik olmayan iirsel mecazlardan holan ma eilimi gsterir. Denize akp giden i tanesine ilikin mecaz ele

MSTSZM VE LMSZLK - 3 1 7

alalm. Bu neyi anlatmaktadr? i tanesine ilikin bu zel deyiin Hin kkenli olmayp bir Ingiliz yazar tarafndan tretilmi olmas hi bir biimde konuyu geersizletirmez. Bu kesinlikle Hint inancnn ruhunu dile getirmektedir. Bu bir mecazdr. Bununla birlikte bu mecazn simgeledii gelecek yaama degin retinin szcl anlam nedir? Okuyucu doal olarak, sunmak zere olduum zmlemenin sama bir szclk (literalizm, lafzclk) rnei; ya da incelemek iin bozarz sznn bir rnei olduunu dnebilir. i tanesi mecaz salt iir gibi ele alnm, yalnz iirsel gzelliinden haz alnp her ey bununla kalm olsayd bu tepki geerlilik kazanrd. Fakat biz ona byle bakamayz. Onun, kurtuluu elde edip ardndan len benin yazgs hakknda - yalnzca szck anlamyla doru bir nerme olarak - bir gerei simgeliyor olmas gerekir. Bu doru nermenin ne ol duunu sormalyz. Her mecaz, mecazn duyumsal imgesi ile bu mecazn simgeledii szcl kavram arasnda var olduu dnlen bir benzerlie dayanr. i tanesi mecaznn unu dile getirmesi gerekir: lmden sonra bene olan ey okyanusa karmasndan sonra i tanesine olan ey gibidir. Ama yle midir? Basit bir zmleme bunun olamayacan gsterir. i tanesi su molekllerinden olumaktadr. Denize dkldnde, bir tane olarak, kk bir su kresi olarak kesinlikle kaybolmaz. Tek tek molekller varln devam ettirir ve her yne douya ve batya dalr, yle ki, eer bunlarn ardna dl m ve birka yl arkasndan kovalanm olsayd, biri dierinden bin lerce mil uzakta bulunurdu. Bu asla bir ruha olana benzemez! O kk ruh paralarndan - ruhsal molekllerden - olumaz, ne de blmsz Birin ruhsal molekllerin salabilecei paralar veya yn leri vardr. Bu ekilde zorlandnda mecazn anlamsz hle geldii or tadadr. Baka deyile duyumsal gzelliine karn mecaz anlamszdr. Bu yzden Hindistana ait, sonlu benin sonsuz bende yutulmas dncesini anlamada hibir katkda bulunmaz. Bylece zerimize gelen sorun udur: Hindistana zg yutulma retisi hi kukusuz bireyin bir birey olarak var olmaktan kesilmesini - tpk i tanesinin birlemi bir tane olarak var olmaktan kesilmesi gibi - anlatmaktadr. Mecazn btnyle olumsuz yn olan bireysel varoluun kesilmesine bakarak onun bylece anlaml ve doru olduu

3 1 8 MSTSZM VE FELSEFE

sylenebilir. Benin yutulmasnn ardndan ne tarz olumlu varolu kazanacan anlamaya altmz an yutulma mecaznn kendisi de dahil btn mecazlar bozulur. nk burada aka bir ikilem var. Mantksal akl ya benin bir birey olarak var olmay srdrmesi ya da btnyle varlktan kesilmesi gerektiinde - baka deyile yok olmas gerektiinde - diretecektir. nk bireysel olmayan ben dncesi Batl zihne sama gelir. Dolaysyla Hindistana zg bireyin varlktan kesilmesi retisinin yalnzca ve yalnzca onun toptan yok olmas an lamn ifade edecei akla gelecektir. O zaman da mecazn yapt eyin yalnzca bu tatsz gerei gizlemek ve drst olmayan bir tarzda onu yaldzl szckler ve iirsel imgelere bomak olduu sanlacaktr. Budizm mecazlara Hinduizmden daha az ynelir. Bu yzden genellikle ok fazla iirsel anlatmlarla boyanmayan nirvana retisi, Batl zihne hep yok olmann baka bir ad gibi gzkmtr. Hris tiyan misyonerlerin ve bakalarnn Doudan Batya getirdikleri haberler bunu vurgulamtr. nk onlarn mistik dncelere ve mistik paradokslara dnk bir anlay ya da duygudalklar yoktu. Eer onlarnki doru bir yorum olsayd, Dou dinlerinin ayr birey lerin kalcl biimindeki Batl lmszlk anlayna hibir gve nilir seenek sunmad sonucuna varmamz gerekirdi. Fakat ne bir Budist nirvanann yok olma anlamna geldiini kabul eder ne de cid d bir Batl Budizm aratrmacs gnmzde bunu ne srebilir. Nir vanaya ulamann, her ne kadar ayr bireyselliin kaybn da ifade et se de, en yksek mutluluk anlamna geldiinde diretilmelidir. Eer bunu olanaksz diye yadsma ynne gidersek, Tennysonun kendisinin deneyimledii bireyselliin kaybnn ona tkeni deil tek gerek yaam gibi geldii szn anmsamalyz. Yine Koestlerin Ben evrensel havuzla iletiim kurduu ya da onda zld iin varolmaktan kesilir, bununla birlikte bu deneyim her anlay aan erinci getirir, szn akla getirmeliyiz. Tennysonun ve Kostlerin id dialar ile nirvana hakkndaki Budist iddialar arasnda ne fark ol duunu anlayamyorum. Yok olmaktan ok mutluluun elik ettii ay n bireysellik kaybn dnyann her yerinden mistikler, Upaniatlar, s lm mistikleri ve Hristiyan mistikler anlatmaktadr. Ya lmden sonra bir birey olarak varlm srdrmeliyim ya da

MSTSZM VE LMSZLK * 3 1 9

tamamen varlktan kesilip yok olmalym ikilemi, Pali metinlerine gre, Buddhaya sorulmu, onun bu soruya verdii yant da anlatl maktadr. Daha nceki bir sayfada bunu tam olarak anlattm. Burada okuyucuya yalnzca onun temel noktalarn anmsatacaz. Gezgin zahit Vaccha, Buddhadan u iki grten hangisini benimsediini renmek ister: Budist ermi lmden sonra yaar ya da lmden sonra yaamaz. Buddha her iki gr de benimsemediini ve byle bir dilin konuya uygun dmeyeceini syler. Byle bir dilin konuya uygun dmemesinin nedeni akas, Vacchann sorusunun, ya, ya da ikilemiyle, mistik bir zihin durumuna mantk kurallarn - bu rnekte karlm orta terim kuraln - uygulamaya kalkmasdr. nk nirvana yaln olarak olas en yksek dzeyine ekilmi ie dnk deneyimdir, Mandukya Upaniadn blnmez bilinidir. Yine Buddha Vacchaya nirvana retisinin salt akl yrtme yoluy la elde edilemeyeceini syler - ki bu olaan, mistik deneyimin akl tesi ya da anlama yetisi tesi olduu iddiasdr. Buddha daha ba ka, onun yalnzca bilge iin anlalr olduunu syler - ve bu ba lamda bilge mistik olarak aydnlanm insan demektir, aklsal ve kl gsal olarak bilge insan deil. Sonu, bu pasajn btn mistik dn celerin temelde paradoksal zelliiyle ilgili grmz gl bir biimde pekitirdii ve mantk kurallarnn mistik deneyime ili meyecei grn desteklediidir. Gelecek yaamn mahiyetine ilikin - eer bir gelecek yaam ol duunu varsayma seimini yapacak olursak - olas iki alternatif grn olduu sonucunu karmamz gerekiyor. Batl gr vardr ve bu gre gre gelecek yaam ayr bireylerin kalcl anlamna gelmektedir. Tom Tom olarak, Dick Dick olarak ve Hary de Hary olarak kalmal. Bununla birlikte grdk ki Hindistana ait, ayr bireyin yok olmamakla birlikte Evrensel Bilin ya da nirvanaca yutul mas gr gerek ama paradoksal bir seenektir. Dolaysyla u an da sorulmas gereken soru, mistik bilin kantnn hangi gr des teklediidir. Bu Hintli grn mistisizmle daha uyum iinde olduu sonucundan kanmak nasl olanakl olur bilmiyorum. Bu sorun, kukusuz, kamutanrclk sorunuyla bal olan bir sorun

3 2 0 MSTSZM VE FELSEFE

dur. Bu konuda kiitanrc dinler de ksa mistik birleme annda bile bireysel benin kayboluunu kabul etmeye yanamazlar. lmszlk konusunda burada, zaman bakmndan bir farklln veyahut da zaman ve bengilik arasnda olan bir farklln olmas dnda, tam olarak ay n sorun ierilmektedir. Kamutanrcl bir sapknlk olarak geri evirmekle kiitanrc mistik birleme annda, bu an srasnda ruh ile Tanrsal Varlkn farkl varlklar olarak kaldnda direterek, ayr bireyselliini teslim etmeye yanamaz. lmsz yaam grne baklrsa o bengilikte bireyselliinden vazgemeye yanamaz. Bu konudaki kant kamutanrclk, tekilik ve ikicilik blmmzde en dikkatli bir biimde gzden geirmitik. Ve kiitanrcnn ikicil grn savunamayaca sonucuna varmtk. Tanr ile sonlu ben arasndaki farklla vurgu yapmada ne kadar hakl olsa da bunlarn zdeliini kabul etmemekle yanldn grmtk. Gerek, farkllkta zdelik paradoksunda yatmaktadr. Kamutanrclk konusunda bizi bu sonuca gtren dncelerin hepsi lmszlk sorununa uygulandnda ayn neme sahip olur. Dolaysyla yalnzca bu sonucu mevcut duruma tamak bizim iin yerinde bir davran olacaktr. Eer mistisizm aratrmamz boa deilse unu kabul et meliyiz ki bu aratrma ayr bireyselliin kaybolduu fakat ayn zamanda benin yok olmayp en byk erinci tatt bir gelecek yaam anlayna iaret etmektedir. unu aklmzdan karmamalyz ki eer bireysel benin evrensel ben ile zdeliini yadsd iin kiitanrc ile uzlaamyorsak, var dmz sonu eer Hintli gr, farkllklar ve ayrl yadsyan bir gr olarak yorumlanrsa ve byle yorumland srece bu grle de uzlamayacaktr. Aslnda her iki yorum - kamutanrcl paradoks ve teki salt zdelik yorumu - Hindistanda bulunmaktadr, fakat mist ik paradoks gryle ilgili Batda olduundan daha iyi bir anlay vardr. Kiitanrcnn karsnda zdelie, herhangi bir salt zdelik grnn karsnda da farklla vurgu yapmalyz. Bu yzden var dmz sonu paradoksun bir ynnn veya dier ynnn saltk bir kabul olarak anlalmamaldr. Kamutanrclk konusuna deiniimizde olduu gibi burada lmszlk konusunda da grmz Dounun ana eilimleri ile Batnn ana eilimleri arasn

MSTSZM VE LMSZLK 3 2 1

da bir uzlama olarak sunulmaktadr. Tm Hristiyan mistiklerin en felsef dncelisi Eckhartn tart makta olduumuz bu konuyla ilikili grlerde bulunup bulun madn grmek ilgi ekici olur. nk ayn zamanda tm Hristiyan mistiklerin iinden Eckhartn Hintli grlerle - bunlar hakknda kukusuz herhangi bir ey bilmeksizin - en ok ortak noktas olan birisi olduu da bir gerektir. Onun grleri ile Vedantac ankarann grlerinin Rudolf O ttonun bir kitabnda223 uzun uzadya karlatrma konusu olmas kesinlikle dikkate deerdir; bir dieri de Suzuki tarafndan yaplan Budist inanlarla uzun karlatrmadr.224 Onun kilise yetkeleri ile ban derde sokan ey kesinlikle ve kesinlik le Douya zg kamutanrcl anlaylara olan eilimiydi. Tanryla mistik birlemenin Tanryla zdelik olarak anlalp anlalamayaca konusundaki szleri, grdmz zere, iki anlam ldr. Yaratn her zaman yaratcdan ayr bir varlk olduu biimin deki ortodoks kiitanrcl duruu destekleyen bir ok pasaj vardr. Bununla birlikte sanki tersini syleyen ya da en azndan imleyen pek ok pasaj da vardr, kilise eletirisine tutulan bunlard. Herhangi bir imiz, onun doal, kendiliinden eilimleri ve duygudalnn tekil ya da kamutanrcl olduu ve ikicilii ieren pasajlarn, grlerini Kiliseninkilere uydurma ve Kilise yetkesine ba eme ykmll zihninde ilk sray ald zaman yazd izlenimini elde eder. Bu asla ona onursuzluk ya da itenliksizlik yklemek deildir. Hi kukusuz o kendi dncelerinin birbiriyle attnn bilincinde deildi. Bir ok dnr gibi o belki kendi tutarszlklarnn ayrdnda deildi. Doal olarak yazlarndaki tanrsal yaamn iinde yutulma biimin deki lmszlk grn imleyen pasajlar ayn zamanda sapkn ol maya ak pasajlardr. Bunlarn altn izerken, ayn zamanda bunlarn onun zihnindeki hikyenin yalnzca bir tarafn anlattnn pek tabi ki farkndayz. Bununla beraber bu, bu blmn konusuyla balantl olarak bizce en ilgi ekici olan yndr. Kesin olarak onun, ruhun Tanryla gelecek yaamda birle-

223 Rudolf Otto, Mysticism East and West. 224 D. T. Suzuki, Mysticism: Christian and Buddhist.

3 2 2 MSTSZM VE FELSEFE

meinin, bu yaamdaki geici birlemede olduu gibi, mekn ve zaman tesi olarak Bengi imdide olacan kabul etmi olmas gerekir. nk bu yaamdaki Tanr bilgimize ilikin o unu syler:
Ruhun Tanr bilgisine hibir ey zaman ve mekn kadar ok engel karmaz, nk zaman ve mekn paralardr, halbuki Tanr tek tir. Bundan tr de eer ruh Tanry bilecekse, O nu zamann s tnde ve meknn dnda bilmelidir.225

lm sonras yaama dorudan gndermede bulunan bir pasajda Eckhart yle der:
Sizi suluyorum, kardelerim, . . . hl zamann ierisindeyken . . . kendinizi O nun tanrsal doasyla birletirin. Yoksa zaman d olursunuz da ansnz kaybolur.226

Bu pasaj tam olarak Hristiyann arzu etmekte olduu ruhun lm sonras durumunun, Tanryla mistik birleme olduunu imlemek tedir. yleyse bir sonlu ben ile bir dieri arasnda ya da sonlu ben ile Tanr arasnda bireyleme ilkesi olarak i grecek ne olabilir? Mekn ve zaman olamaz. Daha nceki bir blmde, bilin ak dnda yani deneysel egoyu oluturan zel zihinsel ierik ya da deneyimler dn da hibir eyin bir bireyi bir dierinden ayramayacan grdk. Deneysel egolarmz ayr ve ok ynldr ama Evrensel Ben olan yal nzca tek bir salt ego vardr. Bu yzden lmden sonra bireyselliin kalcl ancak deneysel benlerimizin, her biri kendine zg deneyim le birlikte, lmden sonra var olmas kouluyla akla uygundur. Bununla birlikte Eckhart, Tanryla bu yaamdaki birlememizde her bir bireysel bilince zg belirli ieriin yok olduu konusunda olduk a aktr. nk birleme, ruhun geri ksmlarn, yani onun deney sel ieriini birleme d brakarak, ruhun dorukunda gerekle mektedir. Bununla birlikte o bize doruk konusunda hibir yaratn, yani sonlu eyin ona giremeyeceini retir. O yle
225 Blakney (ev), a.g.e., Vaaz 6, s. 131. 226 F. Ffeifer, Meister Eckhart, s. 352.

MSTSZM VE LMSZLK 3 2 3

yazar:
Asl sessizlik oradadr, o"raya hibir yaratk giremez, herhangi bir dnce de, ve orada ruh ne dnr ne eylemde bulunur, ne de gerek kendisiyle gerekse baka bir eyle ilgili herhangi bir dn ceyle megul olun Ruh ne yaparsa yapsn kendine ait gler araclyla yapan Akl ile anlar, bellek ile hatrlar. Eer sevecekse istencin kullanlmas gerekir.227

Aka grlmektedir ki Eckhart bir yeti ruh bilimi kabul etmi tir. Ruhun gleri onun yetileridir - bellek, isten, anlama yetisi vb. te bu yzden ruh bellek ile hatrlar gibi bize tuhaf gelen bir sz gemektedir. Onun kavraylarn modas gemi bir ruh bilimi er evesine yerletirmesi asla kavraylarnn deerini alp gtrmez. O gleri bir zanaatkarn kulland aralarla arada bir benzerlik kurarak tasarlan Yerine getirdikleri hatrlama, anlama vs. eylemleriy le birlikte bu aralar doruun dnda, dolaysyla da Tanryla birle menin dnda tutulur. Bu pek kabul edilebilir olmayan ruh biliminin stn izecek olursak geriye kalan u olur. Doruk, bilin birliidir, salt egodur. Tanryla birleen ite budun Doruk, Tanryla zdele tirilmesi ynyle, hem Tanrnn gz hem de ruhun gzdr. Bu yz den Tanrnn beni grd gz benim Tanry grdm gzdr sz ska geen nk Tanrnn gzyle benim gzm bir ve ay ndr sznn altndaki anlam budun Yorumlamakta olduumuz pasaj, dolaysyla, yaln olarak, mistik birlemede Tanryla bir olan eyin salt ego olduunu ve deneysel egonun yani dnceler, anlar, istenler, duyumlar, imgelerin vs birleme dnda kaldn dile getir mektedir. Bu yzden Eckhart asndan ruhun bu yaamda gerek leen bir birleme durumundayken gerek dier bireysel ruhlardan gerek Tanrdan, ister meknla ister zamanla isterse de bilincin deney sel ieriiyle ayrldn ileri srmek olanaksz olacaktr. Yine Eckhart iin, gelecek yaamda ruhun Tanryla bengi birlemesinin bu yaam daki birlemeden daha az mkemmel ve biraz daha eksik olduunu kabul etmek olanaksz olacaktr. Bu nedenle lmden sonra bireysel227 Blakney (ev.), a.g.e., Vaaz I, s. 96.

3 2 4 MSTSZM VE FELSEFE

lin devamll - kendisi daha geleneksel ve ortodoks dileklerle ne dnm olursa olsun - onun mistik felsefesinin en temel ilkeleriyle epey tutarszdr. Sonu olarak Eckhartn szleri bireyselliin kalclndan ok yutulma biimindeki ahiret kuramyla uyumak tadr. Onun bunu kabul edip etmedii baka bir konudur. Ayn zamanda, Eckhartn grleri ruhun lmden sonra Tanryla zde lii anlamnda yorumlanm olsa bile bu bizce zdelik kadar farkllk da benimsenerek dzeltilmelidir. kardmz genel sonu, mistisizmin kalcla ilikin hibir kant sunmaddr, eer baka nedenlere dayanlarak kalclk kabul edilecek olursa, mistisizmin bireysel sreklilik kuramndan ok yutul ma kuramndan yana olacadr. Bu blm, Dou ile Batnn bir yandan ahiretkuramsal (eskatolojik) grleri dier yandan da siyas felsefeleri arasndaki ba lant konusunda baz kk yorumlarla kapatacam. Batnn lm sonras bireyselliin devamllna inanc ile Bat demokrasilerinin siyas dncesinde bir rol oynayan szm ona bireyin sonsuz deeri dncesi arasnda bir balant olduu sylenebilir. Eer varsa, bunun zerine, sonsuzda yutulma biimindeki Doulu lmszlk kuramnn, Dounun son zamanlarda Avrupadan ithal edilmelerin den nce demokratik kurumlar gelitirme baarszl gstermesiyle ile ilikili olduu ne srlebilir. Kendisini hem Batl zgrlk ve demokrasi kuramlarnda hem de lm sonras yaama ilikin Batl dinsel inanlarda dile getiren, ayn gze arpc bireyin nemi olum lamasdr. Madem ki bireyin deerini azaltan ve onu btn devlet yaamnn altlarna koyan siyasi kuramlar knyoruz, ayn ekilde dinsel olan lm sonras yaam kuramlarnda kendisini gsterdiinde bu ayn eilimi knamamz gerekmez mi? Ancak byle bir argman kuramsal ve hayal olacaktr. Bireyin sonsuz deerinden sz ettiimiz dorudur. Fakat ncelikle, son suz szc burada szck anlamyla alnamaz ve akas bu szck bir zalim devletin zorbaca tutumuna kar bireyselliin nemini ve bireysel haklan yceltme amacna ynelik hitab bir yntemden daha baka bir ey deildir. Bu dnce tarz siyasette btnyle vgye deer ve savunulabilirdir. nsan haklarn kk grmesi bakmndan

MSTSZM VE LMSZLK 3 2 5

kinik; ac ve znt vermesi bakmndan nasr tutmu olan acmasz totaliter bir zorba ynetime kar, her insann doutan haklarnn bu insanlk d tutumlara kar korunmas, kiinin zgden kurtulmas, kendi yaamna yn vermesi ve kendi mutluluunu aramas gerek tiini syleriz. Greli zaman ve siyas eylem dnyasnda btn bunlar dorudur ve vgye deerdir. Ne var ki bunu metafiziksel bir bengilik kuramnn ierisine tamamalyz. Onun doruluu grecelidir ve pragmatiktir; grecelidir nk yalnzca ilgisi bizi kleletirmek ve bireyselliimizi bastr mak olan kyc ve kt ruhlu insanlarn varlndan dolay bireyin haklar ve deerinde diretmek kanlmazdr. O, zaman ierisindeki insansal evrenin arka plnna grelidir. Onun Bengi imdide hi bir anlam olamaz. Tanrnn acmasz ve alc bir hkmdar olarak insan biimci (antropomorfik) bir tarzda resmedildii Hristiyan tanr bilimi veya baka tanr bilimleri olmusa gnmzde bunlar dn cemizde nemsememiz gerekmez. Biz onlar nemsemediimiz srece, Tanry kendisine kar bireysel haklarmzn savunulmas gerektii bir varlk olarak tasarlayarak, bireyin sonsuz deeri grn kendimizle birlikte bengiliin ierisine tamann hibir an lam yoktur. stelik Dou dinlerinin bu insan haklarn yerme giriimine kar kendilerine ait bir yant tarz da olabilir. Hinduizm, ama zellikle Budizm, kin ve genel olarak ahlksal ktln kaynanda her bir bireysel egonun ayrlnn ve bu ayrla yapp kalmann olduunu vurgular. Kendi egomun nemi zerinde direterek durmamdan ken dim iin elde edebileceim her eye kar a gzllk doar; bu a gzllkten de kin, ekememezlik, kt niyet, alma, dolandrma, cana kyma ve sava doar. Ancak her bir insann ayr egosu ortadan kalkarsa, kii kendisini yalnzca Ben olarak deil dier btn birey lerin yaamyla ve Tanrf mn yaamyla bir olduunu duyumsayabilirse ite o zaman kurtulu umudu tayabiliriz. Bu yaamda bile bu bir lde olanakldr. Mistik deneyimde olan ey tam tamna budur. nk bu deneyimde ben, sonsuz olan onun iine aktndan dolay, ayr bir varlk olarak varolmaktan kesilir. Bireyselliin bu ekilde ortadan kalkmasnn ve kiinin kendi sonsuz deerine inan-

3 2 6 MSTSZM VE FELSEFE

cinin byle terk edilmesinin duygusal karl, btn byk dinlerin ahlaksal boyutunun kayna olan, teki tm insanlarn sevilmesidir. Bu imdi, zaman iindeki en iyi anlarmzda bile gereklemektedir. lm sonras yaamda, ki eer byle bir yaam olacaksa, tam, son ve eksiksiz bir biimde gereklemi olarak dnlmesi gereken ey budur. Batl insanlar bireyselliin srekliliini iine alan bir lmsz lk kuramnda diretirken Hintlilerin, en azndan ounluun olu turduu geleneklerinde, bunun zerinde hi durmamas bize gs teriyor ki bu, Hintlilerin akla uygun bir biimde ileri srdkleri zere, yalnzca Batl insann daha saldrganlnn ve kendini n plna karclnn bir gstergesidir. Dou ile Bat arasnda byle bir argman yararszdr. Ama galiba en azndan bu, Batya ait bireyin sonsuz deeri kavramn siyasal alandan dinsel alana tayarak Hint lmszlk kuramn kk gr meye kalkmann bir deeri olmadn gstermektedir.

Sekizinci Blm
MSTSZM, AHLK VE DN

1. Mistik Ahlk Kuram istisizm ile ahlkllk arasndaki ilikiyi ilerken tartlmas ^gereken iki sorun vardr. lki felsef ahlkn ana sorunlaryla, yani ahlaksal haklarn ve devlerin kayna nedir? sorusuyla ilgilidir. nk mistik tez, yararclkta, mutluluk ahlknda, ahlksal sezgicilikte ya da dev ahlknda ne kadar ksm veya greli bir doruluk olursa olsun, ahlksal deerlerin en temel kaynann mistisizmde ol duunu ne srer. Kaynak ve temel gibi szckler bu balamda belirsiz ve mecazdir. Bunlar, ahlksal deerlerin kaynan duygular, seimler, holanmalar ve holanmamalara gtren kuramlarda olduu gibi, ruh bilimsel kkenlere gndermede bulunurlar. Veya Kantn ah lk mantktan tretme giriimindeki gibi, mantksal gerekelendir melere gndermede bulunurlar. ncelikle gene de mistik ahlk kuram kaynak szcn ruh bilimsel anlamda kullanmaktadr. Mistik ah lk kuram, mistik deneyimin, kendisinden ahlksal duygularn dkl d insan deneyiminin nemli bir paras olduunu belirtir. Bu deneyim ayn zamanda ahlksal deerlerin dorulamasdr, mantksal deil deneysel bir dorulamasdr. nk ahlksal deerler en yksek insansal iyi olarak deneyimlenen eyin bir ilevidir.

3 2 8 * MSTSZM VE FELSEFE

Kendimizi tartmaya kaym bulacamz ikinci sorun kesinlikle tam anlamyla felsef deildir. Belki tarihsel ya da toplum bilimseldir. Bu sorun, iyi yaam srmede mistisizmin sahip olabilecei ya da ger ekten sahip olduu gerek etki konusunu ortaya atar. Mistisizm in sanlar daha ok ahlkl m yoksa daha az ahlkl m, kendi yolda larna sevgi yardmnda bulunmada daha etkin mi yoksa daha az et kin mi klmaktadr? Daha soylu yaamaya zendirme iini gryor mu, ya da daha ok temelde yaamn ykmllklerinden bir ka kaps olma grevini grmyor mu? Bu soru tam anlamyla felsef bir soru olmasa da, eer insan ekininin bir esi olarak mistisizmin deerini belirlemek istiyorsak, grmezlikten gelinemez. Bu sorunun en azndan, ilk soruya - ahlaksal deerlerin kaynayla ilgili soruya verebileceimiz yantla dolayl bir ilgisi vardr. nk eer misti sizmin insan yaam zerindeki etkisinin ahlk d olduunu grr sek onun ahlkn kayna olduu tezini kabul edebilmemiz ok zor olur. Srasyla bu iki soruna deineceim. Mistik ahlk kuramnn temeli udur: Bireysel benlerin ayrl atma, a gzllk, saldrganlk, bencillik, kin, zulm, kt niyet ve dier ktlk tarzlarn dourur; ve btn ayrmlarn ortadan kalkt mistik bilinte bu ayrlk sona erer. Benlerin ayrlnn kanlmaz duygusal karl Hobbesta herkesin herkese kar savama neden olan temel dmanlktr. Mistiin kendisinin algladna inand gereklikte, benin senden, senin ondan hibir ayrlnn olmad ve hepimizin Evrensel Bende bir olduu mistik kavraynn doal duy gusal karl sevgidir. Ve sevgi, bu kurama gre, ahlklln biricik temeli ve ayn zamanda biricik yetki sahibidir. yleyse, insanlarn byk ounluu herhangi bir zamanda by le mistik bir deneyim yaadn bildirmediine - aslna baklrsa bu konuda son derece kukucu olduuna - gre, ama bununla birlikte byle insanlar sevgi gsterdikleri ve zgeci olduklar, genelde de yk sek lde ahlkl yaam srdklerine gre buradaki kuramda bir gedik vardr. nsanlarn ounluu byle bir deneyime sahip olmayn ca, onlarn ahlksal deerlerinin kayna nasl mistik deneyimde ola bilir? Kuram, onlarn ahlksal duygularnn btn insanlarda gizil olan ve onlar bunu bilmeden ve anlamadan duygularn ve yaam

MSTSZM, AHLK VE DN 3 2 9

larn etkileyen bir para mistik duygunun normal bilinlerine szlmesiyle doduunu savunacaktr. Bylece, en deersiz ve bilgisiz bir insan bile kendi yaamnda - sz gelii ocuklar, ei ve arkadalarna kar - sevecenlik, duygudalk, iyilikseverlik veya iyi niyet sergiliyor sa, bunlarn kaynann o kiinin doasnn mistik yannda, onun st bilin eiinin ok ok altlarnda yatan bu gizil ve ayrdna varlmam mistik duyguda olduuna inanlmaldr. Kuram eksiksiz ve kendi kendine yeter klmak iin, ister rtk ister aka, mistisizmin ol mamas durumunda insan yaamnda gerekten sevgi veyahut da iyi lik duygusu diye bir eyin olamayacann savunulmas gerekin Yaam herkesin herkese kar tam bir Hobbescu sava olacaktr. nk bu kuram ahlk iin mistik olmayan rakip bir kaynak kabul edemez. Sanrm (btn insanlardan!) Schopenhauer u pasajla bu kuramn metafizik esaslarn herhangi birisi kadar iyi dile getirmitir:
Kendisini tikel eylerin zerine karan . . . , gerei tm plaklyla gren insan . . . ac veren ile ac eken arasndaki farkllk larn yalnzca grnler dzeyinde olduunu ve bunun kendinde eyle ilgisinin olmadn anlar. Acy verenle acy eken birdir. Eer her ikisinin gzleri ak olsayd acy veren kendisinin ac eken her eyde yaadn grrd.228

Schopenhauern kendisi bir mistik deildi, ne de onun kendi yaamnda bir ahlksal erdem modeli vardr. Bununla birlikte dn cesi hem Jacob Boehmenin temsil ettii Bat mistisizminden hem de Douya ait Upaniadlar mistisizmi ve Budizmden derinden etkilen miti. Yukardaki pasajda ayn zamanda fenomenal (grn; grn g) ve noumenal (kendinde ey) kavramlarn kullanlm olmas ynyle Kant etkisi grnmektedir. Mekn-zaman dnyasnn yanl sama veya tmyle grn ya da yalnz grng olduu gr, her ne kadar ounlukla mistisizmle balantl bulunsa da bu onun zorun lu bir paras deildin Sz gelimi bu genel olarak gerekilie eilim gsteren Hristiyan mistisizminin zellii deildin Genelde mistisizm

228 Arthur Schopenhauer, The World as Will and Idea, Kitap 4, Ksm 63.

3 3 0 MSTSZM VE FELSEFE

dncle olduu kadar gerekilie de pek yaramaktadr. Bun dan tr, yukardaki pasaj mistik ahlk kuramnn esaslarn dile getiriyor olmakla birlikte, okuyucu, duyu dnyasnn bir grn ol duu grnn mistisizmin zorunlu bir esi olduunu sanma yanl gsna dmemelidir. Aratrmalarmz bizi, mistik deneyimin salt znel deil znetesi olduunu ne srmeye itti. Mistik deneyim, ayn zamanda evrenin yaratc kayna olan Bir ile veya Evrensel Ben ile birlemedir. Eer bu mistik deneyimin doru bir yorumuysa zorunlu olarak mistik ahlk kuramnn ierisine girecektir. Bu kurama gre ahlksal deerler kay nan mistik deneyimde bulur. Eer mistik deneyim tmyle znel olsayd bu, znelci bir mistik ahlk kuram ortaya karrd. Duygucu denen ahlk kuram genellikle ahlkn duygulardan trediini ve duygularn znel olduunu savunur. Byle bir kuramdaki duy gunun yerine mistik duygu veya deneyimi koymak hi kukusuz olanakldr. Ahlksal deerler kaynan insan doasndaki mistik elerde bulabilir ve insan doasnn bu mistik yan salt znel olabilir. Ancak bu asla byk mistiklerin gr olmamtr ve burada salk verilen gr de bu deildir. Burada aklanaca zere bu kurama gre ahlksal deerler mistik deneyimden doar ve bu deneyim de kendi kaynan dnyann temeli olan Birde veya Evrensel Bende bulur. Dolaysyla ahlksal deerlerin yalnzca insansal bir ey ol mayp evrenin doasn yanstt ve onda temellendii, bu kuramn bir parasdr. Sonu olarak, doalcln insansal olmayan dnyann deerlere kaytsz olduu eklindeki olaan gr, mistik kuram tarafndan yadsnr. zgeci ya da ahlksal eylemin, yararnn dokunacan dn dmz kimseler iin gsterdiimiz duygudalk veya sevgi tarafn dan deil, bazen dev duygusu veya ilke tarafndan gdlendii grlr. dev duygusunu Kant, ahlklln tek gerek kayna diye ver. Bu, ahlksal eylemin duyguda veya sevecen duygular tarafn dan gdlendiini syleyen mistik kuram teziyle att iin bizi il gilendirmektedir. Ne var ki Kantn gr bizce yanltr. nk Kant her ne dnm olursa olsun, grnen o ki dev duygusunun eninde sonunda duyguda hislerde temellenmi olmas gerekir. Ken-

MSTSZM, AHLK VE DN 3 3 1

diine yakn olan ya da kendi yakn evresinde olan kiilerin zn tsne kar, zellikle de ayn at altnda olduu kiilere kar duyar l bir insan gl duygudalk hissedecektir. En iyi insanlarda bile bu ili duygularn ac ekenlerin kendilerinden uzak olmas orannda azald yaln bir ruh bilimsel olgudur. Geni toplumsal dzenleme tasarlarna, sz gelii klelii veya sava kaldrmay amalayan ulus lar aras bir kurumun yaratlmasna baktmzda, byle etkinliklerin giriimcisi veya destekisi, yarar salamay umut ettii orada olmayan ve oradan ok uzakta olan binlerce hatta milyonlarca kiinin bireysel aclarn belki hayal bile edemez. O zaman kiisel duygudalk hisleri olanakszdr. Dolaysyla insann ilkeye gre ya da dev nedeniyle ey lemde bulunmas gerekir. Bu ilke, onun btn bireylere, hatta ken disinin hi bilmedii kimselere, sanki onlara kiisel sevgi duyuyormu gibi davranmas gerektiidir. Duygu belirli ve snrl iken akl evren sel ve yaknlk veya uzaklktan bamsz olduu iin, bu ilke duy gunun olas ussal bir uzanmdr. Kalbi ok souk ve kat olup da dn yadaki duygulu bir varla duygudalk gstermekten aciz bir insan, sevme duygusundan yoksun bir insan - eer byle bir insan varsa Kant bu kadar etkileyen zgeci dev duygusuna asla sahip ol mayacaktr. Bakalarna kar bu dev duygusunun kk gerek sev gide ve duygudalktadr, bir tr sevgi ve duygudaln dolayl ve us sallatrlm biimidir. Sevgi ve acmann, mistik deneyimin eleri veya zorunlu ve yakn elikileri olan duygular olduu; bu kaynaktan sevginin insan larn kalbine akt ve bylece onlarn eylemlerini ynetmeye ba lad bir olgu olarak kabul edilebilir. Fakat kendi bana bu mistik ah lk kuramn oluturmak iin yeterli deildir. nk bu kuram yalnz ca sevginin mistik bilinten aktnn gsterilmesini deil, bu bilincin sevginin dnyaya akt tek kaynak olduunun da gsterilmesini gerekli grr. Eer mistisizm ahlkn temeli olacaksa, o zaman ah lkn ilkesi olan tek sevgi pnarnn mistik deneyimde olmas gerekir. Yalnzca mistisizmin, sevginin insan kalbine akt birka kaynaktan birisi olduunu gstermek uygun gitmeyecektir. nk byle olsayd, mistisizm hi olmasayd bile sevgi, ahlksal eylem ve ahlksal ilkeler var olurdu. yleyse dnyada kaynan mistisizmde bulmayan hibir sevginin

3 3 2 MSTSZM VE FELSEFE

olmadn gstermek olanaksz grnmektedir - bununla birlikte bu, kuram iin bir gerekliliktir. Bir insan ocuklarn veya arkadalarm sevdiinde bu sevgi hisleri, kendi doalarndaki mistik elerden btnyle habersiz olan kiiler de dahil insanlarda sanki olduka doal bir biimde ortaya kmaktadr. stelik hayvanlar bile yav rularna sevgi duyarlar ve onlara zgeci bir tarzda davranrlar. Bir atn ya da kpein duygularn mistiklie balamak belki fantastik bulunacaktr! Ama bu Eflatuna aptalca gelmemitir. Yazlarndaki nemli pasajlar, btn itahlarn, herhangi trden veya herhangi bir eye ynelik tm arzularn Eflatun iin mistik bir grng olduunu ortaya koymaktadr. The Republicd e , bu kez kukusuz yalnzca insan ruhundan sz ederek, yinin, the summum bonum'un , her ruhun, varln belli belirsiz sezerek, ama akn ve doasn kavrayamadan, kendine ait btn eylemlerinin amac olarak elinde bulundur duu229 ey olduunu ne srer. Symposiurri*da, Diotimann azn dan unu sorar: Socrates, sevgi ve buna elik eden arzunun nedeni nedir? Grmyor musun, btn hayvanlar, bcekler de kular da, reme arzularnda, kendilerine sevgiden bir para bulatnda nasl kvranmaktalar? Neden hayvanlar bu tutkulu hislere sahiptir? [n k] sevgi lmszlk sevgisidir . . . lml doa olanakl olduu l de bengi ve lmsz olmak ister ve bu da yalnzca reme yoluyla elde edilir nk reme geride daima eskisinin yerine yeni bir varlk brakr.230 Gerek insanlardaki gerekse hayvanlardaki btn itah larn kayna, lmsz olana, yiye, Bire olan alktr. Kim Eflatunun kendisini yalnzca hayal bir dnceye, canl imgeleminin uuuna kaptrdn sanmak isterse, byle yapmakta serbesttir. An cak bu benim yorumum deildir. Eflatunun, mistik deneyimi do rudan tanmas anlamnda bir mistik olduu, her ne kadar byle ol duunu dnmek en azndan akla yatkn olsa da, kesin deildir. Bununla birlikte onun dnce dizgesinin ussal ve mistik dn celerin ayrks bir karm olduu pek bellidir. Yukardaki The Repub lic ve The Symposium*dan yaplan alntlarda mistik duygu n
229 Plato, The Republic, ed. F. M. Cornford, Ne w York, Oxford University Press, s. 211. 230 The Dialogues of Plato, Jovvettin evirisi.

MSTSZM, AHLK VE DN 333

sradadr. Bu dnceler okuyucuya ne kadar fantastik gelirse gelsin, mistik ahlk kuram mantksal olarak, her sevginin, ister insanlarda isterse hayvanlarda, gerek ak gerekse rtk mistik deneyimden doduunu savunmak zorunda kaln O yzden mistik kuram, kendisini ancak, mistik deneyimin tm yaayan varlklarda gizil olduunu, ama insan larn ounda ve btn hayvanlarda onun bilinaltnn derinliklerin de olduunu; eik zerinde duygudalk ve sevgi biiminde etkilerde bulunduunu varsayarak savunabilin Baka bir yaayan varl seviy orum veya ona duygudalk gsteriyorum demek, onun duyduklarn duyuyorum demektir - sz gelimi o ac ektiinde ac eker sevinirse sevinirim. Mistik kuram, bu grngnn iki bireysel beni ayran en gellerin ve perdelerin balang aamasnda ve ksm bir ortadan kal k olduunu; eer bu ortadan kalkma ii tamamlanm olursa, bunun ben ile o nun edimsel bir zdeliine gtreceini ne srecektin Dolaysyla sevgi, mistisizmin zne ait bir e olan, birey selliin Evrensel Bende kayboluuna doru belli belirsiz bir yol al tr. Btn ayr benlerin tek bir kozmik bende birlemesi deneyimi bilinalt derinliklerinde oumuzdan gizli kald iin sevgi his lerimizin mistik olduunu bilmeyiz. Birletirici deneyim, baz insan larda dier insanlara gre, bencil ve maddeci insanlarda zgeci ve l kc (idealist) kiiliklere gre eiin altnda daha da derinlerde yer alr. Bu varsaym ayn zamanda hayvanlarda bu deneyimin, aydnla doru srklenen btn olma olaslklarnn tesinde gizlendiini syleyecektir. Yabanl gibi grnen bu dncelere inanmak iin imdiye dek hibir neden, kant ya da argman sunulmad iin, mistik bilincin btn varlklarda gizil olmas gerektiini varsaymak iin iyi bir neden olup olmadna bakalm. Her eyden nce, bunun, gerek aka gerekse kapal olarak btn mistiklerin ortak inanc olduunu gster meye alacam. kinci olarak, bu inanc destekleyecek salam kuramsal gerekeler olduunu gstereceim. Hristiyan, Hindu vc Budist kaynaklara ksaca gz atarak balayabiliriz. Mistik bilin dediimiz ey Mahayana Budizminde Bddhn-doga,

3 3 4 MSTSZM VE FELSEFE

z-Zihin, Tathagatamn rahmi gibi eitli adlarla adlandrlan eyle ayndr. Surangama Sutrada kullanlan z-Zihin terimi, - szn ken disinin de imledii gibi - bireysel zihinlerdeki ayrmlamalarndan ay r olarak btn zihinlerde ya da zihinde ortak olan eydir. Bu zihnin ar zne ilikin sutrada u sylenir: Biz onu depo veya Evrensel Zihin olarak . . . tasarlarz!.231 O, tm deneysel ierikten yoksun ol duu iin ar olarak betimlenin Dolaysyla o, bir baka yerde hepi mizde var olduunu grdmz salt ego ya da salt bilinle ayndr. stelik Budist kuram bu gr hayvansal zihni dta brakmayan ka t bir tutarllkla mantksal sonucuna gtrr. nk bilincin z olan ey, hayvansal olsun insansal olsun her bilin iin esas olacaktr. Kedi kendi iinde Buddha-doaya sahiptir. nk Buddha-doa, btn okluun tesinde olup nerede rastlanrsa rastlansn ie dnk tr mistik bilincin z olan ar ayrmlamam birlikten baka bir ey de ildir. yleyse kedinin bilinci bir birliktir ve dolaysyla, o da tm okluu yok edebildii taktirde, btn deneysel ierikten kurtulur, geriye kalan ey de Buddha-doa olan salt birlik olur. Hint dncesinde, mistik bilincin hepimizde gizil olduu reti si Upaniadlarn ana temasnda ortaya kar, yani bireysel benin Ev rensel Ben ile zde olduu temasnda. Olay, aydnlanma deneyimin de Brahman ile zdeleiyor olmamz deildir. u anda Brahman ile zdeiz ve her zaman byle olduk. Ancak bizim olaan duyumsalaklsal bilincimiz bu zdelii kavramaz. Aydnlanma deneyiminde gerekleen ey, ayrlk yanlsamasyla yanlgya drlmemizin artk sona ermesidir. Daima gerek olan zdelii kavrarz. Baka deyile her zaman doamzda gizil olan eyi edimsel hle getiririz. Hristiyan mistisizminde byle bir dncenin izlerine rastlayabilir miyiz? Eer yanlmyorsam, onu Eckhartn ruhun doruu kuramnda olduka ak seik grebiliriz. Eckhartn ayn zamanda ruhun ekirdeki veya z ve tanrsal kvlcm adn verdii doruk, yalnzca mistiklerin deil, btn insanlarn sahip olduu bir eydir. O, Mahayanann z-Zihin veya Buddha-doasyla ayndr. Mistiin baard ey, Eckharta gre, duyumlar, imgeler, dnceler

231

Dwight Goddard (ed.), A Buddhist Bible.

MSTSZM, AHLK VE DN 335

ve dier deneysel ierikten kurtulduktan sonra ruhunun bu ekir deine ulamasndan ibarettir. Buradan da u kyor ki - belki Eck hart bunu aka sylemese de - her insan, kendisini deneysel ierik okluundan kurtard taktirde mistik bilinci kazanabilir. Bu, mistik deneyimin btn insanlarda gizil olduunu sylemekle ayn kapya kar. Hi kukusuz, bir Orta a Hristiyanndan bu kuram hayvan krallna tamas beklenemez, nk insann hayvanlardan bamsz zel bir yaratk olduu ina onu byle bir eyden alkoymutur. Budizmi, doal olarak, bu inan hi etkilememitir. yleyse mistik kuramn benimsemek zorunda olduu gr, yani mistik bilincin hi yoksa btn insanlarda gizil olduu gr Dounun mistiklerinin her zaman sorgusuz kabul ettikleri bir eydir ve ayn zamanda Hristiyan mistiklerinin en felsefi olanlarnn inanlarn da st kapal sylenen bir eydir. imdi gstermemiz gereken ey, bunun doru olduuna inanmak iin salam kuramsal gerekeler ol duudur. Aslnda bu, nceleri saptanm olan eyden, yani ie dnk mistik bilincin, salt egonun, btn bilinlerin temelinde olan ar bir liin aydnla karlmasndan baka bir ey olmamasndan anlal maktadr. Byleyse, o zaman mistik deneyimin tek bir birleik bilin zeine sahip olan btn varlklarda kesinlikle gizil olmas gerekir. Gerekte herhangi bir normal duyumsal bilin, kendisinin farkl ve oklu elerinin bir birliini imlemektedir. Bir ok duyum, imge vs. bir tek bilincin birlii ierisinde bir aradadr. Mistik deneyim yaln olarak, okluluun ortadan kalkmasndan sonra birliin kavrandr. Bu bir insan iin olduu kadar kedi veya maymun iin de btnyle geerlidir. nk hayvan da okluluun bir birlik ierisinde birlikte lii olan bir bilince sahip olmaldr. Mistik bilin hayvansal zihinde gizildir nermesini destek leyecek hangi deneysel kantn sunulabilecei sorulabilir. Bana yle geliyor ki, deneysel destek kk olmakla birlikte hi yok deildir. yle sanyorum Albert Einstein maymunsu atalardan gelmitir. nsan zihninde olan her eyin doal evrimsel srelerle atalarmzn hayvan sal zihinlerinden gelitii varsaylsa gerek. Bu anlamda Einsteinn matematiksel ve bilimsel dehas hayvansal zihinde gizildi. Einstein iin doru olan ayn zamanda Buddha, Azize Teresa veya Eckhart iin

3 3 6 MSTSZM VE FELSEFE

de doru olacaktr. Buddha-doa bilinebilir bir nedenle hayvanlarda gizildir, bu neden de Buddhann kendisinin hayvanlardan gelmi ola bileceidir. Bu tartma, sevgi, sevecenlik ve duygudaln kaynann ken dilerinde ya da bakalarnda byle bir bilincin varlndan habersiz olan insanlarda bile mistik bilinte olabileceini; hayvansal sevginin dahi ayn kaynaa sahip olabileceini gstermeye yneliktir. Bununla birlikte bu noktaya kadar ki tartmamzn gstermedii ey - ve kuram iin gerekli grdmz ey - mistik bilincin tek olas kaynak olduudur: Ksaca, evrende baka bir kaynaktan doabilecek sevginin olamayacadr. Grebildiim kadaryla, bu konuda sylenebilecek tek ey, mistik ahlk kuramnn bu konuda baka bir ahlk kuramndan daha kt bir konumda olmaddr. Mistik kuramn karlamak zorunda ol duu glk, bu kuramn yalnzca kendisinin kendisiyle tutarl bir aklamasn yapmas gerektiini deil, eer bilinen bir doru olarak kabul grecekse, btn rakip kuramlar rtmesi gerektiini sy lemekle ayn eydir. Onun, dier btn kuramlarn bir ahlksal ykmllk kayna saptamada baarsz kaldklarn gstermesi gerekir. Bununla birlikte herhangi bir kuramdan ayn istemde bulunulabilir. Birinin bunu karlamaya kalkabilmesinin tek yolu diz gesel olarak dier btn kuramlar rtmek olacaktr. Burada byle bir stlenmeye adm atmak sama olacaktr, nk bu, ahlk konusunda genel bir deneme yazlmasn gerekli klacaktr. Bu dn celerin sonucu, mistik kuramn, rakipleri gibi, dier varsaymlar arasnda bir varsaym olarak grlmesi gerektii ve dolaysyla kesin lik kazanamayacadr. Mistik kendi znel kesinlik duygusuna sahip olabilir, fakat mistik olmayan filozof bunu paylaamaz. Onun asn dan bu bir varsaym olarak kalmaldr. Son olarak, mistik kuramn dinsel dnya grndeki en azndan Batda birka yzyldr kaybolan ana ilkeyi bir kez daha ahlka geri verdii sylenebilir. Bu tartmada ben mistik kuramn doru olduunu gstermeye almadm. Yalnzca bu kuramn gerekte ne olduunu, neyi anlat tn, neyi ierdiini ve hangi glklerle karlaacan bir lde

MSTSZM, AHLK VE DN 3 3 7

akla kavuturmaya altm. Bu glkler, grlecektir ki, ok byktr ve inan kapasitemiz zerinde kesinlikle byk bir gerilim oluturur. Geri bundan da onu kabul etmememiz gerektii kmaz. Belki baardmz ey salt aklamadan biraz fazlasdr* Bu kuramn, sevgi ve sevecenliin gerekte mistik bilincin ana eleri olduunu ne sren ksm doru kabul edilmelidir, nk bu bilince sahip olanlarca byle ifade edilmitir. Sonuta buradan da anlalyor ki sevgi mistik bilinten dnyaya dklebilir ve ahlksal eylemin bir kayna olabilir. Kuramn hayvansal bilincin gizilleri konusundaki kurgularn kabul etmeye yanamasak bile bu sonu deimeyecektir. Elimizde en azndan kesin olarak u yarg kalyor: Mistik bilin, ona sahip olanlar iin, ahlksal olana, dolaysyla da toplumsal olana, yani eyleme yne lik gl bir drt ve itki olmal.

2 . Mistisizm ve Uygulam ada yi Yaam


Bu blmn ikinci paragrafnda mistisizm ve ahlk arasndaki ili kiyi ele alrken tartlmas gereken iki sorun olduuna iaret etmitik. lki mistik ahlk kuramyd. Bu soruna ilikin syleyebileceim her eyi syledim. kincisi, mistisizmin iyi yaam srmede temelde nasl bir etkiye sahip olduuna degin tarihsel veya toplumsal bir sorundu. Genel olarak mistisizm gerekte insanlar daha iyi klm mdr? Ben de unu belirtmitim: Her ne kadar bu, aslna bakldnda felsef bir sorun olmasa da, olumsuz olarak yant verilmesi durumunda, sz gelii mistisizmin ahlksal etkinlii gelitirmekten ok engelledii gs terilebildii taktirde, byle bir bulgu, kanlmaz olarak kuramsal bir iddia olan mistisizmin ahlkn kayna olduu iddiasnn aleyhine dnecektir. O yzden imdi bu ikinci soruna geiyorum. Belki mistisizme kar yaplan en yaygn ahlksal sulama, onun uygulamada yalnzca, yaamn etkin grevlerinden yalnz kendisi u runa bencilce tadlan duygusal bir mutluluk esrimesine ka ilevini gerekletirdiidir. Bu bak asndan, mistik deneyim yalnzca getirecei erin, ongunluk ve sevin duygularndan dolay aranmak tadr. Mistik sanki harika duygular banyosunda kendini zevkusefaya

3 38 MSTSZM VE FELSEFE

vermektedir. Bu yaamdan ve dnyann ivedi iinden katan baka bir ey deildir. Hatta derinlik ruh bilimi ad verilen ruh bilimini gelitirenlerce mistiin gerekte yapmaya alt eyin anne rah minin scaklna dnmek olduu ileri srlebilir. Ben bunun en g l olas anlatmlarna, sanrm onu gerek mistisizm tarihi bilgisine sahip olan hi kimsenin onaylamayaca bir biimde abartarak, ele tiri ynelttim. ster daha gl ister daha zayf bir dille eletiride bulunalm, onun asl, mistiin yardm etmedii dier insanlar ac ekerken kendi kurtuluunu, kendi sonsuz mutluluunu bencil bir tarzda byk veya kk lde aryor olmasdr. Bu tr sulamay zellikle Hint mistisizmine dorultmak yaygn dr. Batl eletirmen genelde, Hristiyan mistiklerin, Hint mistik lerinin tersine, ounlukla zgeci bir tarzda bakalarnn gnencini aramaya dkn olduu dncesini tar. Denmektedir ki Hint uy garl genelde mistiin etkin yaamdan karak ormana veya her ner eye olursa oraya ekilme ve kendisini kendi derin dnce esrimesin den baka bir eye adamama hakkn tanma eiliminde olmutur. Yine sk sk, bu eilim ile tarihsel bir gerek olan, Hint uygarlnn Batnn etkisi altna girinceye kadar durgunluk gstermi olmas arasnda bir balant olduu ve toplumsal dzenleme yoluyla sefaletin giderilmesi dncesinin Hint zihninde hi kk salmad ileri srl mektedir. Btn bir uygarla dorultulan bu tr belirsiz sulamalar nesnel bir biimde ve dosdoru deerlendirmek olduka zordur. Bununla beraber bu konuya ilikin birka ksa yorumda bulunacam. lk olarak u belirtilmelidir ki gurular ve ashramalar araclyla mealeyi insandan insana geirmeye almak her zaman Hintli mistiin deti olmutur. Bu ekilde o kendisinin ulat kurtulu yol unu bakalarna gstermek ister. O iyi yaam olarak grd eyin reticisidir. Bu etkinlie bencil denemez. kinci olarak, Hintli genel likle Batl insandan farkl bir deerler kmesine sahiptir. Ona gre tinsellik madd doyumdan veyahut da madd aclarn dindirilmesinden ok daha stn bir deerdir. Bu yzden tinsellik mealesini baka insanlara geirmek bir Hintli mistiin yerine getirebilecei en yksek zgeci eylemdir. Son olarak, bir baka biimde temel felsefeler fark vardr. Batl insanlar, madd sefaleti toplumsal dzenleme tasarlary

MSTSZM, AHLK VE DN 3 3 9

la gidermenin veya en azndan hafifletmenin kuramsal olarak olanak l olduunu dnr. Ancak Buddha ac ekmenin yaamn kendisin de var olduunu ve bireysel insan kendisini dier insanlardan ayr tut tuu srece her ne eylemde bulunulursa bulunulsun acnn giderile meyeceini retmitir. Ac ekme sonluluun bir sonucudur ve dolaysyla sonlu varlklar bundan kurtulamaz. Tek umar, kiiliin Sonsuz olanla akncaya kadar genilemesiyle sonluluktan kurtul maktr. Genel olarak, Hintli kafa Buddha ile uyumutur ve bundan tr gemite toplumsal dzenleme tasarlarna pek inanmamtr. Ne var ki, Buddha acnn sonluluun doasnda var olduuna ve dolaysyla sonluluk devam ederken acdan tamamen kur tulamayacamza inanmakta hakl olmakla birlikte, tarih acnn hafifletilebileceini ve bu iin emee deer bir ey olduunu gstermitir. Bu, dzenleme tasarlarnn, aslnda genel olarak zgeci eylemin ussal gerekelendirmesidir ve bugnn Hindistan bu gerei anlam gzkmektedir. Dolaysyla, Hint uygarlnn gemite toplumsal dzenlemeye, yoksul ve bahtsza yardm etme lksne (ideal) ilgisizlii, Batl ele tirmenin dnd gibi, btnyle duyarszlk ve sevgi yoksun luundan deil, byk lde felsef inanlarndan kaynaklanmtr. Buddhann btn varlklar iin evrensel sevgi ve sevecenlii yalnzca tlemekle kalmayp uygulamada gstermi olmas bunu kant lamaktadr, ne var ki o bunu yaamnda neredeyse btnyle tinsel dzeyde da vurmu, madd dzeyde pek o denli vurmamtr. Dier yandan, Gandhinin srr uydu: Her ne kadar onun temel esin kay na, Buddhannki gibi, tinsel dzey olsa da - bu adan o karakteris tik olarak Hintli kalmtr - acy yok etme deil de hafifletmenin madd dzeyde olas olduunu ve bunun toplumsal ve siyas eylemle baarlacan kavramt. Bunu imdi yalnz Gandhi deil genel olarak Hindistan anlamtr. En eksiksiz ifadesini Gandhinin yaamnda bulan bu gerek, hepimizin aratrmas gereken Dou ve Bat felsefeleri ve deerlerinin bireiminin en umut verici rneklerin den birisi olarak grlmelidir. Gandhinin sarslmaz saygnl ks men, onun hem Dou hem Batda en byk, en gl ve en soylu olan her eyi kendi kiiliinde birletirmi olmasna dayanmaktadr.

3 4 0 MSTSZM VE FELSEFE

Sanrm Gotama Buddha Hintli mistiin lksel kiiliidir. u bir gerektir ki o ailesini terk etmi ve erken yalarda aydnlanmay yal nzlkta aramaya balamtr. Ancak Buddhanm, aydnland zaman kendi ongunluunu yaamak amacyla ormandaki yalnzln srdr medii, tersine dinini kurmak ve btn insanlara kurtulu yolunu getirmek iin insanlarn dnyasna dnd gzden kamamaldr. Krk yl veya daha fazla o elde ettii bu nirvana bilinciyle kalm, ay n zamanda mekn-zaman dnyasnda yaam ve hareket etmitir. Aurobindo bu konuda unu yazar: Nirvana durumuna ulamak ama bununla birlikte gl bir biimde dnyada eylemde bulunmak Buddha iin olanakl olmutur, yle ki o isel bilinci asndan kiisel deildi ve eylemi bakmndan yeryznde yaadn ve meyveler ver diini bildiimiz en gl kiilikti.232 Bununla birlikte Hindistann eski tarihinde toplumsal ktlk lerin edilgin kabul ile Batnn en azndan son yzyllarda srdr d bu ktlklere kar etkin sava arasndaki kartlkta bir ger eklik pay olduunu yadsmak sanrm yanl olacaktr. Peki Hint mistisizmi toplumsal ktlklerin edilgin kabulnn nedeni olarak gsterilebilir mi?! Bu tpk havann ana neden olmasna benzemek tedir. Ar scaklk bitkinlik ve dirensizlik dourur, oysa souk bir hava etkinlii krkler. Doal olarak her iki neri d e- nedenin mist isizm olduu ve iklimin neden olduu nerisi- sanrm ar basitle tirmedir. Btn bir topluluun ya da btn bir dinin zelliklerinin nedeni diye bir ey yoktur. Btn byle durumlarda geni bir belir leyici nedenler topluluunun olmu olmas gerekir. Hint uygarlna ait bir tek etmeni seip onu btn ulusal hastalklara mal etmek sa madr. Aydnlanma deneyiminin ayrlmaz paras olarak edindii sevecenlii insanln etkin hizmetinde yamur gibi boaltan bir insan olarak Buddha rneini vermitik. Mahayana Budizminin lks bodhisattva, aydnlanm olan ve dolaysyla hi yeniden domayp lmle son nirvanaya girme hakk olan ama bununla birlikte bu hak-

232

Sri Aurobindo, The Life Divine, ss. 29-30.

MSTSZM, AHLK VE DN 3 4 1

tan vazgeip kurtulua giden yolda daha gerilerde olan baka ruhlara yardm etme amacyla yenilenen bedelenmelerle tekrar tekrar geri dnen birisidir. Boddhisattvann, teki btn varlklar kendisinden nce nirvanaya girmeden son nirvanaya asla girmeme andnn biraz abartl bir havas olduunu - sanki kendi zgeciliine ackllk kazan drmak istermi gibi - dnebiliriz belki. Ancak unu yadsyamayz ki burada tlenen lk, aclardan kaarak bencilce hayal dnyasna sn, klgsal devlerden bir ka lks deildir. Tersine, Hristiyan mistiklerinkiyle ayn lkdr, yani mistik mutluluun kendinde bir ama olarak deil, meyvelerinin insanla sevgi hizmetinde salmas amacyla yaanmas. Bu Mahayana Budizminin tledii lkdr. Gerek Budistlerin gerekse Hristiyanlarn tledikleri eyi hangi l de uyguladklar elbette baka bir konudur. Ancak sanyorum, Batl eletirmenlerin genellikle kopardklar ahlk diilik yaygaras Budist mistiklerin lklerinden ok Hindularnkinedir. Asl sorun sanki, mistik bilincin ongunluk ve erin cinin, amaladn baaran mistiin son hedefine ulam olmakla honut kald kendinde bir ama olarak grlp grlmeyecei ya da bu deneyimin esas olarak etkin ve sevgi dolu bir yaama gtren ara olarak deerlendirilip deerlendirilemeyeceidir. Profesr R. C. Zaehner Mysticism Sacred and Profane adl eserinde bu ynden Batnn hem Hristiyan hem de Mslman olmak zere kiitanrcmistiklerini Sankara ile kar karya koyar. Ona gre Sankara, ken disinin Brahman ile zdeliinin kavrayna ulaan kiinin erei olarak bu hlde durmas gerektiine inand iin etkin yaam l ksn kmsemitir. Bu kartlkta bir doruluk pay vardr. Hindu mistikler genelde Batl mistiklerden, Batl mistiklerdeki moral aba bakmndan yeter siz olmakla birlikte, tinsel adan ve kuramsal olarak stn olmular dr. Bencilce derin mistik dncede kalmann tehlikesini Hristiyan mistikler Vedantaclar ya da Hint mistisizminin dier dallarna gre daha ak bir tarzda tanmlar ve zerinde nemle durmulardr. Sz gelii Eckhart yle yazar:

3 4 2 MSTSZM VE FELSEFE

Bir insan derin dnce srasnda aldn sevgi olarak aktmaldr. Eer bir insan Aziz Paul n yaad gibi bir esrime iindeyse ve eer kendisinden bir eylere gereksinimi olan bir kiiyi biliyorsa, bence sevgiden dolay esriklii brakmas ve gereksinimi olan in sana yardm etmesi ok daha iyi olacaktr. A olan doyurmak Aziz PauPn grdne benzer grntler bile grmekten daha iyidir. 233 Bir baka pasajda da unu yazar: Duygular veya grkemli deneyimlerin peinde olanlar ve yal nz bu gzel yne sahip olmak isteyenler: Bu benlikiliktir, baka bir ey deil.234

Ruysbroeck ayn kesinlii, yani en yksek mistik deneyimin sevgi olarak dnyaya dklmesi gerektiini dile getirir. O unu yazar: Tanr tarafndan bu yksekliklerden aalara gnderilen insan . . . Tanrnn zenginliinde kurulu olan verimli ve bitek bir topraa sahip olur: Bu yzden de o insan kendisine gereksinimi olanlara her zaman kendinden vermelidir. . . . Bylece o evrensel bir yaama sahip olur, nk o hem derin dnceye hem eyleme hazrdr ve bunlarn her ikisinde de eksiksizdir.235

Ruysbroeckten yaplan bu alntnn son cmlesi bize nemli bir ders vermektedir. Tek bana dnlen ve eylem bakmndan mey velerinden koparlan mistik bilincin ongunluu, kendi bana bir ama olmamakla birlikte ve onu byle deerlendirmek Profesr Zaehnerin Sankaray sulad hata olmakla birlikte, hibirisi eylem ynnden mistik bilincin salt bir ara olarak gtrd kendi bana bir ama olarak deerlendirilebilecek meyvesi deildir. Kendi bana bir ama olan ey yalnzca yetkin yaamdr, en yksek iyidir, insanla
233 234 235 Rufus jonestan naklen, Studies in Mystical Religionda. Rudolf Ottodan naklen, Mysticism East and West, s. 73. The Sparkling Stone, Blm 14; Jan van Ruysbroeckte, T he Adomm ent o f the Spiritual Marriage. The B ook o f the Supreme Truth. The Sparkling Stone.

MSTSZM, AHLK VE DN 3 4 3

sevgi adna dklen top yekun mistik bilin durumudur. Bu da, Ruysbroeckin syledii gibi, hem derin dnceye hem eyleme hazr olan ve her ikisinde yetkin olan evrensel yaamdr. Aydnlan ma deneyimini kendi bana son ama olarak grmek bencilliktir. Bunun tam tersi olan, aydnlanma deneyimini yalnz eylem amacna ynelik bir ara olarak grme yanlgs maddf eyleri tinsel eylerden stn tutmayla sonulanr ve bylece yanl bir deerler kmesine varr. Tinin yaam salt bir madd gnen veya dnyev baar arac dzeyine indirilmemelidir. Hristiyan mistiklerin moral gc gerek Hindu mistiklerinkinden gerek dnyadaki baka mistiklerinkinden kesinlikle daha etkileyicidir. Hristiyan mistiklerin esas gc ite bu noktada yatar, onlarn salt tin sel ya da kurgusal derinliklerinde deil. Tinsel ve kurgusal derinlik asdan ise bana yle geliyor ki Hintli ve belki genel olarak Doulu mistiklerin stnln kabul etmemiz gerekir. Hristiyan mistiklerin ahlksal ve toplumsal etkinliklerinin kendi arkadalar iin gerekten ok deerli olup olmad daha tartmaldr. Azize Teresa mrn manastr kurmakla ve dzenlemekle geirmitir. ada bir toplum dzenleyicisi ya da iyiliksever belki bundan pek etkilenmeyecektir. Ancak byle bir etkinlik kukusuz Orta an en yksek Hristiyan erdemi anlayyd ve o zamanlar dikkate almalyz. Bununla birlikte gerek sorun Dou ile Bat ya da bir ekinle dier ekin arasndaki tarafgir tartmalarla sanki gzden kaybolmaktadr. Eer biz genel bir konu olan tinsellik veya mistisizm ve toplumsal ey lem konusunu ele alyorsak burada nemli olan soru, aslnda misti sizmin, nerede olursa olsun, kanlmaz olarak ve doas gerei aclar dan hayal dnyasna bir ka biimi olup olmad, arkadalara olan grevlerden kaarak bencilce mutluluk tatma yolu olup olmaddr. Tartmamz bunun nasl tehlikeli bir gerekleri arptma olduunu zaten gstermiti. Gerekten de mistik deneyimi olan biri bu deneyi mi bencil bir doyum arac olarak grebilir. Kukusuz bu ounlukla olmutur. Ama bu, mistisizmin ktye kullanlmasdr ve onun asl yapsnn bir paras deildir. Belki her lknn kendine ait karak teristik ktye kullanm veya yozlama biimi vardr. Sz gelii, ayak takm ynetimi genelde demokrasi lklerini bozan karakteristik

3 4 4 MSTSZM VE FELSEFE

ktlktr. Genelde ilim bilgilie; din papazlk zanaatna doru yoz lama gsterir. Bununla birlikte hibir lknn onun k:ye kullanl masyla yarglanamayacan, lknn daha ok z yapsna gre deerlendirilmesi gerektiini anlamak ncelikli neme sahiptir. Demokrasinin yaps, yani lks ayak takm ynetimi deildir; il min lks bilgilik deildir; dinin lks papazlk zanaat deildir. Ayn ekilde mistisizmin lks ka deildir. Belki burada yakay hi brakmayan bir ayartlma fikrini kullanabiliriz. Mistiin yakasn brakmayan ayartlma kukusuz esrik deneyimlerini yalnz deneyim adna yaamak, Crosslu Aziz Johnun tinsel oburluk dedii eye dmektir. Bir lkden ayrlmalarn sorumluluu lkye deil insan doasna ait baarszlklar ve kusurlara yklenmelidir. Hristiyanlarn ktlk iliyor olmalar temelde onlarn yanlabilir insan olmalarn dan dolaydr. Eer mistikler ktlk iliyorsa bu da onlarn insan ol malarndan dolaydr. Mistisizmin temel eilimi, o yzden, ahlksal yaama, toplumsal yaama, zgeci eylem yaamna dorudur, bunlar dan uzaklama deildir. Fakat asl sorumuz uydu: Genelde mistisizm insanlar gerekte daha iyi klm m yoksa klmam m? Yalnzca mistisizm lksn savunduumuz ama onun gerek tarihsel sonularna ilikin soruyu yantsz braktmz itiraz yneltilebilir. Ancak bu bana yantlamay denemenin hemen hemen yararsz olduu bir soru gibi geliyor. Ben zer bir soru olan, dinin - mistisizmden farkl olduu lde - dn yada iyilik yapp yapmad veya zarardan ok iyilik yapp yapmad sorusuna bakalm. Dinin doruluuna inanmayanlar, yani kukucular ve inanszlar, genelde dinin hibir zaman insanlar ahlken daha iyi klmadn ve gerekte zararnn dokunduunu sylerler. Dine inananlar kar gr benimserler. Bu grlerin ikisi de, kanmca, gereklerin yansz bir aratrmasna dayanmamaktadr. Her iki gr de ounlukla lehte ve aleyhte grte olanlarn tercihlerine ve n yargl dncelerine dayanmaktadr. Ve bunun iin salam gereke vardr. Tarihin olgusal gerekleri yle birbirine girmitir ki iyi ve kt eilim eritleri geni olaylar ynndan zlp karlamaz. Ayns mistisizm iin de sylenmelidir. Mistisizmden holanmayanlar onu gereklerden kalk olarak yerecek ya da onda yok denecek kadar

MSTSZM, AHLK VE DN 3 4 5

az iyiliin bulunduunu syleyecektir. Mistisizmden yana olanlar ise onun insanlar iyi kldn ileri srecektir, iyilikteki etkisinin haddi hesab olmayan bazlar ermi olmutur. Mistisizm dnyaya yce amalar getirmitir ve bunlar btn uygarlklarn iine szmtr. Benim bu n yarglar savama girmeye pek hevesim yok. Yalnzca u geree iaret edebilirim ki znde mistisizm, btn iyi ilerin temel gds olan sevgiyi ierir, o yzden mistisizmin eiliminin - bu l ksel eilim ne kadar ok ktlklerle ve insan doasnn zayflklar, budalalklar ile lekelenirse lekelensin - grne gre iyilie doru olmas gerekir.

3. Mistisizm ve Din
Mistisizm ile din arasndaki ilikilerle ilgili temel gerekler, bu aratrmann gidiat srasnda ortaya kt zere burada ksaca zet lenebilir. Mistisizmin dinsel bir grng olduu, bu konuda yazan larn genel bir kans olmutur. Bat dinlerini, zellikle Hristiyanlk hep akllarnda tuttuklar iin bunlar mistik bilinci kolayca Tanryla birleme diye tanmlayabilmektedirler. Grmze gre, ie dnk deneyimin z ayrmlamam birliktir ve Tanryla birleme bunun olanakl yorumlarndan yalnzca bir tanesidir, dolaysyla Tanryla birleme onun tanm olarak gsterilmemelidir. Ayn deneyim Budizmdeki gibi kiitanrc olmayan bir biimde de yorumlanabilir. Dahas, eer din ile tannm dnya dinlerinden biri veya dieri kastediliyorsa, o zaman Plotinus dinsel olmayan bir mistik olarak anlabilir, nk ierisinde deneyimini yorumlad aklsal ereve din deil bir felsefe dizgesiydi. yleyse mistisizmin temelde dinsel bir grng olup olmad sorusuna verilecek ilk yant, onun dinsel bir grng olmaddr. Mistisizm bir dinle bir arada bulunabilir ama bu zorunlu deildir. Bununla birlikte, eer din terimi farkl bir biimde anlalrsa deiik bir yant verilebilir. Mistisizm bir dinsel inan ya da aklsal yapdan ok duyguya gndermede bulunur. Mistik deneyimin, ger ekte ar olmamakla birlikte, bilinen dinsel inanlardan bamsz

3 4 6 MSTSZM VE FELSEFE

kalacak kadar ar olmasnn herhangi bir nedeni yoktur. Bununla bir likte onun yine de dinsel duyguyu, yce, kutsal veya tanrsallk duy gularn ierdii sylenebilir. Kutsal ancak bir insann profanlatrlabilir olduunu hissettii ey olarak anlalabilir. Burada ben kut sal ve profan szcklerini geleneksel tanr bilimsel anlamlarnda kullanmyorum. Mistik gelip geici ak dnyasn, gsterii, znt ve tasay bsbtn aarak hep, ayn zamanda en yksek derecede yet kin olduu duyumsanan zamansz ya da bengiye gndermede bulunur. Buna anlalmas olanaksz erin de elik eder. Hibir dinsel inan olmadan ite btn bunlar deneyimlenebilir ve duyumsanabilir. Bu anlamda da mistisizm yerinde olarak aslnda dinsel grlebilir. Mistik bilincin bir dinsel inantan yana, bu deil de u dnya dininden yana olup olmad sorusu, hayr diyerek aka yant lanabilir. Herhangi bir ekindeki mistik deneyimini genellikle ierisin de yetitii dine gre yorumlar. Ama eer o yeteri dzeyde bilgili ise, sz konusu dinsel innatan vazgeebilir, bununla beraber mistik bilin cini koruyabilir. Mistisizmin temelde dinsel olup olmadn sormak yerine, bunun tam tersi olan btn dinlerin temelde mistik olup olmad sorusu or taya atlabilir. Akla yatkn bir biimde, Budizmin ve Hinduizmin daha yksek biimlerinin, aydnlanma deneyimi bunlarn kayna ve zei olduu iin, temelde mistik olduu yant verilebilir. Ancak Profesr E. A. Burttun dikkat ektii gibi, Hint dinlerinde bir ana e olan mistisizm Hristiyanlk, Islm ve Yahudilikte ancak kk bir koldur.236 Hristiyanlkn kurucusunun tam olarak kendisinin, Buddha gibi, mistik bilince sahip olma, retilerinin ve yaantsnn bir temeli olarak onu yaama ve ondan konuma anlamnda bir mist ik olup olmadn sormak yerinde bir sorudur. Belki Isa bir mistikti, fakat bununla ilgili gerek bir kantn olduunu gremedim. Sinoptik Incillerde bununla ilgili hibir ey yok. Aziz Joh n un Incilinde Tanryla birleme ve Tanryla birlik konusunda birka kez yinelenmi baz szlere rastlarz. Sinoptik Incillerin olumsuz bir kant olutur masna bakacak olursak, bu szlerin tarihsel Isa tarafndan sylen

236

E. A. Burtt, The Teachings of the Compassionate Buddha, s. 16.

MSTSZM, AHLK VE DN 3 4 7

diini varsaymak akla uygun deildir. Belki bunlar Aziz John n cilinin yazarnn bir mistik olduunu veya grne gre olsa olsa birka mistik sz bilen birisi olduunu gstermektedir. Bunlar saya ilikin hibir ey gstermemektedir. Eer sa mistik bilince sahip olmu olsa, onun bu bilinci Buddhann yapt gibi retisinin zeine yerletirmeyeceini dnmek zordur. Yahudilikin byk kiitanrc dinden - dorusu btn byk dnya dinlerinin - en az mistik olan olduu anmsanrsa, bu bir Yahudi olarak doup byyen sann bir mistik olmasnn olanakszln daha pekitirir. Eer sa bir mistik deildiyse, bu onun kurduu dinde mistisizmin neden yalnzca kk bir kol olduunu aklar. O hakik anlamda bir mistik olsa, bu gerekten aklanamaz olur. Mistisizm, kayna Filistin deil Yunanistan olan etkilerin bir sonucu olarak ge dnem Hristiyanlkna girmitir. Eer bu gereklere karn mistisizmin temelde btn dinlerin kay na ve z olduunu savunacak olursak, mistik ahlk kuramnn yakasn brakmayanlara ok benzer bir dizi sorunu avularmzn iinde buluruz. Biz mistik bilincin btn insanlarda gizil olduunu ama ou insanda bilin yzeyinin altlarnda gml olduunu savu nacaz. Nasl mistik bilin st bilinte ahlksal duygular biiminde gzken etkiler brakyorsa, onun etkilerinin de orada dinsel itkiler olarak gzkmesi gerekir. Bunlar da srasyla, deiik dinsel inanlar olan aklsal inalara neden olacaktr. Bu blmn balarnda byle bir grn hangi glklerle karlaacan ve bu glklerin, baa klamaz olmasalar da, ok byk olduunu grmtk. Bir yandan mistisizm dier yandan rgtl dinler alan (Hristiyan, Budist vs.) aras ilikiler hakkndaki genel sonu, mistisizmin bunlarn tamamndan, onlardan herhangi biri olmadan da var olabilmesi an lamnda, bamsz olduudur. Ancak mistisizm ve rgtl din genel de bir araya gelmekte ve her ikisi de dnyev evrenlerin tesindeki Sonsuz ve Bengiye bakt ve her ikisi de kutsal ve yceye uygun duy gular paylat iin birbirine balanmaktadr.

NDEKS

Abraham Wolf 210 Abulafia 117, 118, 2 3 1 ,3 0 4 Albert Einstein 335 Alexander 58 Anatta 126, 127, 128 Anlatlamazlk 42, 79, 88, 105, 282, 286, 289, 291, 292, 293, 295, 296, 298, 301, 303, 307 Anlk 43, 50, 56, 77, 82, 89, 105, 106, 140, 172, 174, 194, 289,300 Anne Fremantle 101 Arahat 204 Arberry 55 Aristo 17, 27, 186, 200 Arnold Toynbee 193, 194 Arthur Koestler 56, 120, 122, 247, 274, 282 Arthur Schopenhauer 329 Atman 212, 242, 277

Augustine 106 Ayrmlamam birlik 36, 86, 97, 99, 100, 102, 103, 127, 158, 162, 174, 181, 203, 206, 238, 263, 298, 301, 304 Aziz Francis Xavier 283 Aziz paul 46, 47, 226, 292, 342 Azize Teresa 23, 25, 32, 47, 50, 52, 56, 60, 65, 67, 68, 80, 87, 101, 102, 103, 104, 131, 142, 223, 224, 234, 239, 263, 275, 2 8 6 ,3 3 5 ,3 4 3 Belirlenimcilik 21 Bertrand Russell 11, 20 Birey 41, 71, 112, 146, 150, 152, 153, 158, 160, 162, 217, 246, 257, 267, 3 1 6 ,3 1 7 ,3 1 8 Bireyleme 109, 277, 322 Birletirici grnt 78, 82, 84

3 5 0 MSTSZM VE FELSEFE

Bistami 55, 56, 107 Bodhisattva 340 Bylelik 171 Budizm 33, 37, 41, 42, 61, 107, 108, 109, 118, 126, 165, 173, 1 74,177, 180, 203, 315, 316, 318, 325, 329, 333, 335, 345, 346 C. de B. Evans 115, 174 C.D. Broad 32, 245 Caynizm 162 Christmas Humphreys 127 Claud Field 117, 230 karlm orta terim 202, 272, 319 D.T. Suzuki 42, 118 David Hume 21, 86, 87, 126, 187 Demokrasi 324, 343 Devekuth 161 Dadniik mistisizm 111, 184, 268, 289 Diamond sutra 204 Dionysius the Areopagite 198, 290, 293 Dolu-boluk paradoksu 164, 260, 266 Dua 23, 87, 248 Dzen 23, 143, 144, 146, 201, 205 Dzensizlik 205, 312 Dwight Goddard 108, 204, 240, 334 E. Conze 127 Edward Carpenter 25, 37 Eflatun 27, 35, 37, 104, 164, 165, 186, 200, 215, 277, 284, 332

En-sof 180 Erigena 17 Esrime 49, 50, 51, 53, 286, 342 Evelyn Underhill 29, 67, 101, 175, 230 Evrensel Ben 26, 32, 33, 56, 65, 89, 90, 92, 93, 98, 110, 112, 122, 126, 127, 134, 135, 150, 157, 160, 163, 164, 166, 177, 181, 182, 183, 184, 185, 197, 202, 205, 206, 209, 212, 222, 238, 242, 243, 251, 264, 289, 306, 320, 322, 328, 330, 3 3 3 ,3 3 4 Evrim 24, 25, 216, 312 Eyb 252 F. Ffeifer 115, 174, 291, 322 Farkllkta zdelik 214, 215, 220, 221, 222, 236, 244, 245, 246, 320 Fena 116, 117, 222, 226, 230, 246, 264 Flaccus 113 Franz Von Baader 228 G. E. Moore 9 G.G. Scholem 107, 160 Gazali 106, 107, 117, 229, 230, 231 H.H. Brinton 68 Hadland Davis 115 Harold Hffding 219 Hasidizm 56 Hegel 24, 35, 36, 214, 215, 227, 228, 243, 2 7 2 ,2 7 3 , 295 Henry Suso 114, 225

. 351

Herbert Spencer 295 Herman Joseph 283 Hinayana 41, 107, 108, 111, 118, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 173, 203 Hitler 196 ednk mistisizm 110, 158, 289 Ignatius Loyola 69 kicilik 220, 221, 232, 235, 237, 238 Ira Progoff 17 sa 46, 47, 53, 346, 347 J.A. Symonds 87, 88, 90, 158 J.B. Pratt 18, 130, 284 J.H . Leuba 33 James Ward Smith 15 Jan Van Ruysbroeck 94, 225, 342 John Donne 192 John Masefield 81 Kali 46, 66, 74, 76 Kamutanrcl paradoks 241, 266, 267, 275, 320 Kant 87, 187, 194, 200, 277, 278, 289, 300, 327, 329, 330, 331 Kartlarn zdelii 36, 214, 215, 217, 272 kiitanrclk 66, 248 Krlk 287 Ktlk sorunu 249 Krishna 167 Kurt F. Reinhardt 48, 102 Kutsal 7, 56, 78, 84, 95, 98, 111, 128, 129, 183, 203, 204, 286, 306, 346, 347 Lao-tzu 171, 179, 184, 203, 259

Madame Guyon 51 Madeleine 130, 131, 132 Madyamika 275 Mahayana 108, 109, 110, 118, 120, 124, 125, 128, 173, 203, 204, 240, 263, 333, 334, 340, 341 Mantk kurallar 272, 274, 275, 2 7 8 ,3 0 8 , 309 Margaret Prescott 83 Margaret Prescott Montague 83 Martin Buber 90, 157, 158, 206 Maya 169, 215, 216 Meister Eckhart 53, 62, 97, 115, 174, 226, 228, 291, 3 1 3 ,3 2 2 Meskalin 28, 29, 69, 70 Monatlk 157 Muhammed 16, 17, 46, 180 Najarguna 203 Nesnellik 14, 41, 42, 52, 66, 70, 75, 77, 78, 79, 80, 82, 84, 111, 135, 138, 141, 143, 144, 145, 147, 148, 155, 192, 197, 199 Nesnellik duygusu 75, 84, 148, 155 Nirvana 60, 128, 129, 133, 172, 173, 201, 202, 203, 204, 205, 275, 286, 3 1 5 ,3 1 6 ,3 1 8 ,3 1 9 , 340 z-Zihin 108, 109, 334 zgr isten 21 znellik 76, 78, 84, 135, 147, 197, 206 Parmenides 11, 215

3 5 2 MSTSZM VE FELSEFE

Philip Wheelwright 192 Plotinus 17, 18, 26, 27, 37, 38, 60, 65, 76, 104, 105, 106, 110, 112, 113, 120, 133, 164, 198, 202, 215, 235, 236, 238, 281, 289, 290, 291, 299, 301, 345 Prajna 273 Profesr Janet 130 Purusha 163 R.A. Vaughan 113 R.C. Zaehner 34 R.M. Bucke 24, 31, 37, 39, 42, 77 Ramakrishna 50, 51, 66, 76, 134, 169, 239, 307 Ramanuja 211, 221 Rufus Jones 225, 228, 342 Sakti 169 Samkhya 119, 127221 Samsara 128, 204, 275 Samuel 58 Satori 42, 118, 304 Sessizlik 96, 98, 100, 122, 163, 166, 175, 179, 233, 260, 286, 296, 304, 323 Sokrates 46 Soyut dnce 102 Sri Aurobindo 57, 178, 233, 340 Stephen MacKEnna 105 Stuart Hampshire 219, 239 Sufi 55, 116, 119, 236 Sufilik 41 Sunyata 108, 109, 179 Surangama Sutra 108, 109, 334 Swami Nikhilananda 51

ankara 321 ebisteri 106, 107 iirsel Doruluk 186, 188, 189 Tanrlama 60, 275 Tanrlk 65, 95, 98, 171, 175, 176, 178, 179, 250 Tanryla birleme 222 Tansk 22, 83 Tathagata 204, 334 Tekilik 221, 223, 231, 232, 235, 239, 240, 242, 245, 320 Tibet 173 Tinsel evlilik 60 Trans 125 Tmeller 186, 200, 277 Vaccha 201, 202, 319 Vedanta 26, 48, 89, 90, 97, 108, 127, 163, 164 ,1 6 5 , 1 6 7 ,1 6 8 , 211, 212, 2 1 3 ,2 1 5 ,2 1 6 , 217, 2 2 1 ,2 4 3 ,2 4 9 ,3 1 6 Vincent Sheean 51 W. Y. Evans-Wentz 172 William Barret 43 William James 18, 19, 33, 35, 41, 57, 79, 90, 120, 149, 284 Yahudilik 90, 117, 180, 221, 229, 231, 248, 346, 347 Yakar 22, 23, 87 Yaratma 179, 216 Yeniden bedenlenme 172, 173, 315 Yoga 87, 127, 129, 162, 163, 221 Zen Budizm 37, 118 Zeno paradokslar 270

FELS EF E

VE

H KMET

D Z S

36

M istisizm kaynan, dnyann deiik kltrleri, dnem leri ve lk e le rin d e a n la tld b i im iy le ay n veya benzer bir d e n e y im olarak m is tik d en ey im d e bulur. M is tik d e n ey im da d n k ynyle Tanr ile dnyay bir btn olarak tecrbe ederken; varl her eyde akm ak ta olan bir ve ayn yaam rm a n n iten parlam as olarak grr. e d n k y ny le de m istik den ey im kendi iinde evrensel ben veya Tanr ile birleen ya da bir olan salt beni tecrbe eder. Bu deneyim , snrsz varln iinde eriyip yok olm a ya da sufilerin fena" de d i i deneyim dir. F elsefenin u zu n tarihsel g e li im in d e felsefe b a la m n d a serdedilen d n c e le rin b ir o u n u n da h a ilk elden akla d a y a n d n n d n lm e sin d e n d olay, m istik kkleri veya m istisizm le olan ilikisi hep unutulm utur. D o la y s y la bu alanda y a p lacak bir a l m a n n gem iin yol gstericilii o lm adan tek bana bir yn izm e k zorunda o ld u u bir gerektir. Bu ynyle elinizdeki kitap m istisizm ve felsefe arasndaki ilikiyi ve bu ilikinin n iteliini, m istik d e n e y im in d u y u d e n e y im i k arsnd ak i k o n u m u n u ortaya k o y m a n o k t a s n d a o ld u k a fa r k l ve d ik k a t e k ic i z m le m e le r sunuyor.

You might also like