You are on page 1of 0

.

A
IL
ORTADOU
Bernard
Lewis
I

.I
_ri?
r
.ig
. L
..
r
RTADO
Bernard Lewis
I
3.
BASKI
eviri:
Selen
Y. Klay
r .
arkaaae
L
arkadag YAYlNEVI
'
Mithatpaa Cad. 28 / C Ankara
Tel:
(0312)
434 46 24
(4
hat)
Faks:
(0312)
435
60 57
e-posta: info@arkadas.com.tr
www.arkadas.com.tr
Kitabin
zgnAdi:
The Middle East, Bernard Lewis
1. baski, Weidenfeld &Nicholson, 1995
.
2. baski, Phoenix Press, 2000
3. baski,
Phoenix
Press, 2003
Bernard Lewis, 1995
Orion Publishing Group Ltd. ile yapilan zel anlayma
sonucu
yaymlanmigtir.
.
Trke
yayim
haklari arkada; yaymevinindir. Yayincinm yazili izni
olmadan-hibir biimde
ve
hibir yolla, bu kitabin
ieriinin bir kismi
ya

da
tm
yeniden retilemez
ya
da da itilamaz.
ISBN: 975-509-442-3
ANKARA, 2006
3. BASKI
evirl
: Selen Y. Klay
Yayina
Hazirlik
:
Mehtap
ayirli
Sayfa Dzeni : Mehmet Yaman
Baski : zkan Matbaacilik
ve
Gazetecilik
Ltd..Sti.
1
NDEKLER
L
nsz

vii
1. KISIM Girig
1
2. KISIM Gemig
1 H1ristiyanlik
ncesi
23
2 Islamiyet
ncesi
37
3.
KISIM
slamipet'in-Dogugu
ve
Ykself i
3
Kkenler
57
4
Abbasi
Halifeligi
84
5
Bozkir Halklannin Geligi
97
6 Mogllar'in Ardindan
.
116
7 Barut mparatorluklan
127
4. KISIM Kesiller
8
-
Devlet
153
9
Ekonomi
181
10 Sekinler
-
.
207
11 Halk
238
12 Hukuk ile Din
253
13
Klir
283
5
.
KI
SIM Modern
ag
14 Mcadele
315
15 Degigim
331
16
Etki
ve
Tepki
353
17 Yeni Dgnceler
365
18
Savaglar
385
19
zgrlkler
415
Notlar
453
Kaynaka
458
Takvim Hakkmda
460
Kronoloji
462
Haritalar
470
Dizin
481
I p
I
NSZ
-
Ortadogu'nun tarihini tek
bir
ciltle anlatan, ogunlugu
is-
lamiyet'in
ortaya
1kipiyla baglayan
ya
da
H1tistiyanlik aginm
baglangiciylamona
eren
birok kitap yazilmigtir. Ben kitabima
Hiristlyanlig1n
ortaya
ikigi ile baglarken iki
ama
gdyorum.
Ilk
amacim,
slam
Devleti'nin kurulmasi
ve
Hz. Muhammed'in
grevinin
odagmdaki
islamiyet ncesi
Arabistan
ile byk Bi-
zans ve
Pers imparatorluklarini
tarihteki mtevazt yerlerinden
kurtarmaktir.
Yzyillardir
Ortadogu'yu
paralayan
ve
paylagan
bu birbirinin kargiti gler yzeysel
bir
yaklagimi hak
etmiyor
dogn.isu.
ikinci
amacim
ise, bugn
tanidiguniz Ortadogu ile
blgenin
tarihi
belge
ve
anitlan araciligiyla tanidigimiz eski
uygarhkla-
n
arasmda
kpr kurmaktir. H1ristiyanligm
baglangicinda, bag-
ka bir deyigle
Hz. sa
ile
Hz. Muhammed arasindaki dnemde,
Pers mparatorlugu'nun
batisinda
kalan blgeler
Helenleptir-
me,
Romalilagtirma
ve
H1ristiyanlagtirma
srelerinden sirasiyla
geerken eski uygarhklann tm
izleri
almasa
da
an11an kaybol-
muytur.
Kaybolan anilarm
bir blm modern ag
arkeologlan
ve
dogubilimcileri tarafmdan yeniden gnigigma ikanlmigtir.
lkag'm sonlarmdan baglayarak Ortaag'dan modern
Ortado-
gu'ya
kadar
dogrudan sregelen baglantilar
dikkate degerdir.
Ortadogu
tarihinin
kaleme alinmasi iin yapilan
ilk
modern
girigimlerde, tarihin derinlemesine
ve kolay anlagilmasinda ol-
mazsa
olmaz
degilse bile zorunlu olan
siyasi
ve
askeri olaylarm
tarihesine
nem
verilmigtir.
Tarihilere
tegekkrlerimle
birlik-
te, ok gerekmedike
siyasi
tarihi
anlatmadan, zellikle
ekono-
mik,
toplumsal
ve
en
nemlisi kltrel tarih zerinde
durdum.
Bu bakig aisiyla,
agdag
kaynaklardan
yararlandim;
tariheler,
seyahatnameler, belgeler, yazitlar,
zaman
zaman
da
ykler
ve
NSZ
giirlerden almtilar
yaptim.
Kaynaklann
var
olan ingiliz'ceevi-
rilerini
kullandim,
evirisi
olmayanlan kendim evirdim.
Yazili
belgelerin
yani sira,
resimlerin
katkisi da ok
nemli oldu. Me-
tinlerden
ve
hatta analizlerden ok da kolay elde edilemeyen
grgler sagladilar.
Bylesine riemli, zengin
ve
hareketli bir blgenin
iki
bin
yil-
hk
tarihini
bir kitap cildine sigdirmaya aligmak, tagidigi nemin
byk bir kismina deginememeyi de
beraberinde- getiriyor. Bu
konudz aligan her
aragtirmacmin
kendi
seimini
yapmasi gere-
kiyor. Benim de kendi kipisel seimimi
yapmam
gerekti.
Daha
ok
en
zgn buldugim
olaylara, kipilere
ve
durumlam nem
verdim.
Ne kadar baanh olduguma siz
okurlarm karar verecek-
siniz.
Pririceton
niversitesi'deki
gen
aragtirmacilar,
David
Mar-
mer,
Michael
Doran, Kate
Elliott
ve
Jane
Baun'a bu kitabin ha-
zirlanmasinda
ve
sizlerle bulugmasmdaki
neinli
katkilan iin
.
tegekkrlerimi
ve
takdirlerimi
sunuyorum.
zellikle
titiz,
bilim-
sel
ve.eleptirel
yaklagimi iin
Jane
Baun'a
sonsuz
tegekkrler.
. Asistanim Annamarie Cerminaro'ya kitabm
ilk taslagmdan
son
durumuna kadar her agamasmdaki
zenli
ve
sabirli katkisi iin
tegekkr
ediyorum.
Kitabin resin11endirilmesi,
editrlg
ve
ya-

ymlanmasmda
degerli
emekleri
ve
sabirlari iin
Benjamin Buc-
han, Tom Graves
ve
dizini
hazirlayan Douglas
Matthews'e te-
ekkr ediyorum.
Kitabin hazirlanma
srecini
hizlandirmak
ve
sonucun
niteligini artirmak iin
ok
aba gsterdiler.
Katkida
bulunan. herkese, kabul
ettigim tm
nerileri
ve
fi-
kirleri iin
tegekkr
ediyorum; kabul etmediklerim iin ise ken-
dilerinden zr' dillyorum.
Bundan
da aika anlayilacagi gibi,
kitapta olabilecek tm hatalar
bana aittir.
BERNARD LEWIS
Princeton, Nisan 1995
Vll!
1. KISIM
Girig
I
.
r
l
.
.I
T
ITi
-I-
GR
Gn
iinde
herhangi bir saatte
insanlann,
aslmda yaln12ca
erkeklerin,
bir
masada
oturop
bir bardak
ay ya
da bir fincan
kahve
ierken yaninda
da
sigaralanni tellendirdikleri,
gazete-
1erini
okuyup, tavla oynarken
bir kenardaki
televizyon
ya
da
radyoya kulak
verdikleri
kahvehane
ya
da
ayhanelere Ortado-
gu'nun
pek ok gehrinde sika
rastlanir.
Ortadogu'daki
kahvehanelerde
zamanlanni
geiren insan-
larm dig grngleri Avrupa'daki,
zellikle
de
Akdeniz
Avru-
pasi'ndaki
kahvehanelerdeki
insanlardan
farkli degildir.
Ancak
elli
yil nce
ayni
yerde bulunan insanlardan ok
farkli, yz
yil nceki
insanlardan
ise bambagkadir.
Byle
bir fark, Avru-
pa'daki
bir kahvehanede bulunan
insanlar
iin de sz konu-
sudur
ama
bu
iki
farklilik birbirine benzemez.
Avrupali'nm
gi-
yim, grng,
tavir ve
davranilarmda
ortaya
ikan
degigiklik-
lerin
neredeyse
tamam1
Avrupa kkenlidir. Birka
istisnasi
ol-
makla
birlikte, bu degigim
toplumun
kendisinden kaynaklanir;
istisnalar ise yakin iligkide
bulunulan Amerikan toplumundan .
etkilenmigtir.
Ortadogu'da gereklegen
degioiklikler ise, bu durumun tam
aksine
dig kaynaklidir.
Ortadogulu'nun
kendi
geleneklerine
t-
myle yabanc1
topiumlardan
ve
kltrlerden kaynaklannnytir.
Kahvehanedeki
bir
masanm
bagmda bir
iskemleye
oturmuy
ga-
zete
okuyan
adam,
kendisinin
ve
daha
nce
de
anne
babasino
yagamlarmi
etkilemig
olan
degigiklikleri ta1maktadir.
Hali,
tav-
n,
dig
grng, giyinigi
ve
davramplan, hatta kimligi
ile
mo-
dern aglarda
Bati'dan
gelip
Ortadogu'yu
etkisi altina alan
son
derece gl
ve
yikici
degigiklikleri simgeler.
Aika
grlen
ilk
ve en
belirgin
degigiklik
giyinig biimin-
dedir. Geleneksel giysiler
giymesi
de olasidir
ama
gehirlerde
3
I
buna
pek rastlanmaz. Genellikle
Bati tarzmda gmlek
ve
pan-
tolon
ya
da
gnmzdeki gibi
tigrt
ve
kot giyer.
Giyinmek,
zellikle
dnyanin bu blgesinde,
yaln1zca rtnmek, soguk-
tan ve
sicaktan
korunmak iin degil, kimligini
tammlamak,
.
kkenini gstermek
ve
ayni
gruptakilerce
taninmak
iin
ok
nemlidir.
M.. VII. yy'da peygamber Zephaniah'in
kitabmda
(1:8),
Allah'm "Kurban gnnde tuhaf
biimde giyinen herke-
si"
cezalandiracagi yaziyordu. Museviler'in
ve sonra
da
Msl-
manlar'in kitaplannda
inananlann inanmayanlar gibi
giyinme-
meleri,
kendi
ayirt
edici
giysilerini giymeleri buyrulur.
"Onlar
gibi- olmamak
iin kafirler
gii
giyinmeyin"
genel
bir
uyandir.
Hz.
Muhammed'e atfedilen
bir hadise
gre
"bagrtsu,
inan-
sizlikla inan arasindaki smir"
olarak
kabul ediliyor. Bir bag-
.
ka hadise
gre,
"digerlerine
benzemeye
ahyan onlardan
bi-
ri olur". Yakm
zamanlara
kadar, bazi
yerlerde gnmzde
bi-
le, her
etnik grubun,
her dini
zmrenin,
her agiretin, her bl-
genin ve
bazen de her
meslek
grubunun kendine zg,
aynt
edici
bir giyinig
gekli
vardir.-
Kahvehanede
oturan
adamin (Trkiye
dipinda)
hl
bir tr
apka,
belki bir
takke
ya
da daha
gelenekiel -bir
gey
giyme-
si olasidir. Osmanli
dnemine ait
mezarhklan
grenler, kipinin
yagarken giydigi
bagligm
mermerden yapilmig
bir benzerinin
mezar
taglarin1n zerinde
yer
aldigini animsayacaktir. Bir ka-
diya ait
mezar
taginda kadi sarigi, bir yenierinin
mezar
tagin-
da katlanmig
elbise
koluna benzeyen
zel yenieri.baglig1 bu-
lunur. Mezar
taglannda
kipinin
yagarken yaptigi meslegi
sim-
geleyen
baglik
yer
ahr. Bir kipiyi
mezarmda
da birakmayan bir
aynmin,
a
kipi
yagarken
ne
kadar fazla
nemli oldugu ortada-
dir.
Yakin zamanlara
kadar
Trkedeki
"gapka
giymek"
deyi-
mi
ingilizcedeki
"to
turn
one's coat"
(paltosunu
tersyz etmek)
geklindeki-eski
bir deyimle
aym
anlamda
kullanihyordu. De-
4
yimin anlami
dininden dnmek, bagka dine gemekti. Gn-
mzde Trkiye'de papka,
kasket
ya
da dindarlarm giydigi
bag-
lik gibi pek ok trde gapka kullanildigt dgnldgnde
artik
bu deyimin
anlamm1
kaybettigi
'aiktir.
te yandan
Arap lke-
lerinde Bati tarzinda
papkalar nadir
kullamlir, iran'da bile du-
rum
ayn1dir.
Giyinme
tarzinin,
zellikle
de papkanin Batihlag-
ma
sreci, Ortadogu'nun
modernlegme
agamalanni
gsterme-
si
a1smdan nemlidir.
Modernlegmenin gerekleptigi pek ok alanda oldugu
gi-
bi giyimde de degigimin baglangici askeriye ile olmuytur.
Ba-
tili askeri niformalar, reformcular aisindan
byi bir eki-
cilige sahipti. Mslman
hkmdarlar,
savag
alanlannda ordu-
lannm
kafir
dgmaniar
kargisinda
peg pege
yenik
dgmesiy-
le birlikte, istemeyerek
de olsa
dgmanlarmin silahlarmm
yani
sira,
kurumlanni, Bati tarzmda niformalarini
ve
tehizatlarmi
da benimsediler. XVIII.
yy
sonlarmda Osmanli ordusundaki ilk
reform
aligmalarmda Batill silahlan
ve
talim yntemlerini
be-
nimsemelerinin gerekli oldugu
dgnlse bile,
Batili niforma-
lan benimsemeleri gerekli degildi. Bu,
askeri
degil
toplumsal
bir
seimdi. Bu seim,
Libya
ve
ran slam
Cumhuriyeti
de da-
hil
olmak
zere tm
Mslman lkelerin modern ordulari
tara-
findan yapilmigtir. Batili silahlann
ve
taktiklerin etkileri
ve
g-
leri nedeniyle tercih edilmeleri
bir
zorunluluk olmuytur.ancak
niforma
ve
siperli
kasket iin
herhangi
bir
zorunluluk
olmadi-
gi
halde hl
giymektedirler. Bu
tarz
degigikligi,
giddetle
ve
net
olarak
kargi
ikanlar
iin bile Bati
kltrnn sregelen ekici-
liginin
ve otoritesinin bir kamti
olmuytur.
Askeri
niformalardaki
en
son
degigiklik
gapkada oldu.
o-
gu
Arap lkesinde
-kahvehanedeki
adamm
bugn bile, desen
ve
rengiyle
toplumsal
ya
da
blgesel aidiyetini simgeleyen
ge-
leneksel bir
papka
giyiyor olmasi mmkndr.
Bagm rtl-
5
mesinin
sembolik durumu aika ortadadir.
Mslmanlar iin
nemli
bir
nokta da
ogu
Avrupali papka
tarzinm
siperli
olmasi
nedeniyle
namaz
kilmaya engel oluguydu. Hiristiyanlar'in ak-
sine
Mslmanlar, Museviler gibi bir
saygi
ifadesi
olarak bagla-
n
rtl ibadet
ederler.
Mslman ibadeti olan
namaz,
alin
ye-
re
degerek secde
etmeyi
gerektir ancak
papkanin
siperi bunu
engeller. Ortadogu'daki
Mslman
ordulari
Batili niformala-
nn
neredeyse
aynisim
giymigler ancak
uzunca
bir
zaman
Ba-
tih papkalari giymeyip, geleneksel
papka.
tarzlanm
srdrmg-
lerdir.
XtX.
yy'm
ilk nemli reformculanndan
Sultan II. Mah-
mud
(padigahligi
1808-1839)
Arapada
"tarbir
adt verilen
ye-
ni
bir papka trn, fesi getirmigti.
nceleri
kabul
grmeyen
ve
kafir
icadt olarak
grlen fes
zamanla kabul
edilerek Msl-
manligin bir simgesi
haline geldi.
Trkiye Cumhuriyeti'nin ku-
rucusu ve
ilk cumhurbagkani
Mustafa Kemal Atatfk
tarafindan
1925'te fesin kaldirilmasi da tipki kabul edilirkeri oldugu ka-
dar
sert
tepkilere yol
att.
Toplumsal
sembolizmin
uzmam
olan
Atatrk, fesin
ve
geleneksel erkek papkalarinin yerine
Avrupa-
I
11
gapka
ve
kasketlerin giyilmesi
yasasini
koyarken, yaptigi
gey
kesinlikle bir otoritenin yersiz kaprisi degildi.
Kendisi de,
ya-
mnda
olanlar
da,
ona
kargi ikanlar da
verdigi
bu
nemli
top-
lumsal kararm
anlamini ok iyi
biliyorlardi.
Bu
trden
bir degigim
ilk
degildi. XIIL yy'da Ortadogu'nun
Mslman topraklari Mogollar tarafindan fethedilmig, Hz.
Mu-
hammed dneminden
sonra
ilk olarak Mslman olmayan bir
hkmdar baa gemig
ve
Mslmanlar askeri alanlarda Mo-
gol
yntemlerini benimsemiglerdi.
Mogollarm
himayesine
hi
girmemig
olan Misir'da bile
Mslman emirleri Mogollar gibi
giyinmeye,
onlarin tehizatlarmi kullanmaya
ve
Mslmanla-
nn
adetleri
salanni
kisa
kesmek
oldugu
halde,
Mogollar gibi
uzatmaya baglamiglardi.
Mslman
ordularinin Mogollarin ni-
6
formalarm
ve
tehizatlanni
benimsemelerinin
nedeni
bugn
giydikleri
niforma
ve
siperli papkalan
benimseme
nedenleri-
ne
dayaniyordu. Bu neden,
benimsedikleri geylerin zamanla-
nnin en
nemli askeri
gcnn dig
grngn ve
taktikleri-
ni
simgeliyor olmas1ydi. Mogollarin niformalannin, tehizatla-
nn ve
sa
biimlerinin
etkileri
1315 yihna
kadar
srmgtr.
Or-
tadogu'daki Mogol
hakanlarimn
Mslmanhgi
kabul
etmeleri-
nin ardindan,
Misir
sultani
askerlerin
salanni
kesmelerini, be-
nimsedikleri Mogol
tarzini birakmalanni, geleneksel Mslman
giysilerini
ve
gapkalanni giymelerini emretmigti. Byle
bir degi-
iklik
modern Mslman ordularinda
henz
olmamigtir.
Askeriyeden
sonra
sarayda
degi
imler olmaya
bagladi.
Sul-
tanm giysileri
Batililann
aynisi
gibi
grnmemesi
iin
farklilay-
tirlmaya ahyllmig
ama
ok
farkli
olmayan
yine Batt giysisi gi-
bi grnen bir degigim geirmigti.
Sultan
II.
Mahmud'un askeri
giyim
reformundan
nce
ve sonra
yapilrnig iki
portresi
Topka-
pi
Sarayi'nda
yer
almaktadir.
Ayni
ressamin
yaptigi anlagilabi-
len bu iki
portrede II. Mahmud
ayni
atin
stnde,
ayni
a1dan
grnr.
Portrelerden
birinde geleneksel Osmanli
giysileriyle,
--
digerinde pantolon
ve
ceket
ile
resmedilmigtir. Atatrk
daima
yaptigt gibi konuyu temelinden ele
alarak
"Uygar giysiler
giye-
lim" derken neyi
anlatmak
istemigtir? Eski
uygarliklann
giysile-
ri
neden
uygar
degildir?
Atatrk'e
gre
uygarlik, modernliktir,
yani Bati
uygarhgidir.
Sultandan
sonra
sarayda
da Batill
giyim
tarzi
etkili olmug-
tur.
ilk kez
o
dnemde
siviller iin
giyim kanunlan konuldu
ve
uygulandi. Osmanli
saray
memurlannin
giymeye bagladik-
lari pantolon
ve
redingot,
diger
memurlara
da
yayildi.
XIX.
yy
sonlarinda artik Osmanli topraklanndaki
tm devlet memurlan
trl pantolon
ve
ceketler
giyiyorlardi. Glysilerdeki
bu degigim,
toplumsal
yapinin
nemli
bir degigim iinde oldugunun
gs-
7
tergesiydi. Yeni
giyim tarzi
memurlardan
sonra
gehirlerde
ya-
ayan
halk arasinda da benimsenmeye
bagladi. Iran'da bu
bo-
yuttaki bir degigimin gereklegmesi
zaman
almigtir. Osmanli'da
da,
Iran'da
da ii sinifinin
ve
kirsal kesimde yagayanlann Batih
giysileri benimsemeleri uzun srm tr
ve
henz
tamamen
be-
nimsenmemigtir.
1979 slam Devrimi'nden
sonra
bile iran Cum-
huriyeti devlet
adamlari
Batih
tarzi
ceket
ve
pantolon
giymisler-
dir. Kravat takmay1 benimsemeyerek
Batih
geleneklere ve
kisit-
lamalara kargi koyduklanm
gstermeye
al.igmiglardir.
Kadinlann
giyiminde
Battlilagmaya
ve
modemlegmeye kar-
gi
direnig gl olmugtur. Degigim, ok sonralan
yaganmigttr,
bugn de oldugu
gibi,
hibir
zaman
erkeklerdeki
orana
ulaa-
mamigttr.
Mslmanlarm kadm ahlaki ile
ilgili kurallan bu du-
rumu
olduka kritik bir
sorun
ve
sika gndeme
gelen
bir
tar-
tigma
konusu haline
getirmigtir.
Atatrk bile erkekler iin fesi
ve geleneksel
papkalan yasakladigi halde, kesinlikle peeyi
ya-
saklamamigtir. Peenin
kaldirilmasim,
erkeklerin
baghklanmn
kaldinlmasmdaki
gibi kanuni yaptinmlar degil,
toplumsal
bas-
ki
saglamigtir. Kadin giyimindeki degigiklik sreci, bagka
konu-
lardaki gibi farkli kadin
gereklerini
ortaya
koymaktadir. Kah-
vehanede
kadinlara
nadiren
rastlamr, onlar da ogunlukla
ge-
leneksel giyim
tarzina uygun
olarak rtnmglerdir. Ama ba-
zi
lkelerde,
zengin
olanlann gittikleri
pahah
otel
ve
kafelerde
modern giyimli,
bagka bir
deyigle Battli
tarzi giyinmig
kadinla-
ra
rastlanii.
Bati kargitt,
radikal lkelerde giyimde
gereklegen degigim,
bagka bir
ciddi degigimi gstermektedir. Bu
lkelerde
yagayan-
larm
tamamen
olmasa
bile bazi
Batili
giysileri
giymesi
gibi,
dev-
letler de
yazili bir
anayasa,
bir
yasama
meclisi
ve
egitli
seim
biimleri kullanarak
Batill
tarzi
ceket
ve
gapka
giymig
olmakta-
dir. Eski
ran'daveya
kutsal islami
tarihlerinde
yer
almamasina
8
GIRIS
ragmen,
ran Islami Cumhuriyeti'nde durum
byledir:
Kahvehanedeki
bir masa.bagmda,
bir sandalyede
otururken
biraktigimiz adama
dnecek olursak,
her
iki
egya
da Bati etki-
sinden
gelen yeniliklerdir. Antik
aglarda
ve
Roma dneminde
Ortadogu'da
masa ve
sandalye kullanilirdi
ama
Arap fetihlerin-
den
sonra
yok
oldular.
Araplar
agacm
az,
tahtanin
degerli ol-
dugu bir lkeden gelmiglerdi.
Yn
ve
deri
bol
olduge
iin
ev-
leri
ve tm binalan dgemekte, giysileri yapmakta bunlari
kul-
lanirlardi. Halilarla
kaplanmig minderlerde
ve
divanlarda
(divan
szc
gnn
kkeni Ortadogu'dur)
otumr,
sslemeler yapilmig
tepsilerde yemek yerlerdi. XVIII.
yy'in baginda
yapilan
Osman-
11minyatrlerinde Osmanli
saray
kutlamalarinda Avmpalilann
figrleri
yer
alir. Avrupahlar
ceketleri, pantolonlan
ve
papkala-
riyla
birlikte
zerine oturduklari sandalyeleri ile
Osmanlilardan
ayr111rlar.
Osmanhlar konukseverlikleri ile tamnirdi
ve
Avrupa-
h konuklanni
sandalye ile
agirlamiglardi
ama
kendileri kullan-
mazlardi.
Kahvehanedeki
adam gimdi
kahvesini ierken
sigarasini
tt-
6
tryor.
Sigara Bati, daha dogrusu Amerikan
kkenlidir. Tt-
nn Ortadogu'ya XVIL
yy'm baginda
ingiliz tccarlar tarafm-
dan getirildigi
ve
ok
kisa srede popler oldugu bilinmekte-
dir.
Kahve
ise XVL yy'da gelmigtir. Habegistan'da ikan kahve
Gney
Arabistan'a oradan
da
M1sir,
Suriye
ve
Trkiye'ye
gitmig-
tir. Trk
tarihileri
kahvenin Kanuni Sultan Sleyman'in
zama-
ninda
(1520-1566)
biri Halep'ten, digeri
Sam'dan
gelen
iki
Su-
riyeli tarafindan
getirildigini
ve
bunlann istanbul'un
ilk
kahve-
hanelerini atiklanni sylemektedirler.- Kahve ok ragbet
gr-
mgtr,
yle
ki
Halepli
kahvehane sahibinin yil iinde
be
bin akin
kazandigt
rivayet edilir. Kahvehane
kltrnn olug-
masi,
hem bagkaldindan
korkan devlet adamlannin,
hem de
bu tr
keyif
verici maddelerin islam hukukuna aykiri olmasin-
dan kayg11anandin
adamlannin
telaa kapilmasina
yol
amigtt.
1633'te Sultan
IV. Murad
kahveyi ve
ttn
yasaklarmy
ve
ien-
lerin
ldrlmesini buyurmuytu.
Ttnn destekileri ve
kargit-
lari
arasindaki tartigmalar srerken,
1634'te
ttn
tiryakisi
olma-
si
nedeniyle grevinden alinarak
srgne
gnderilen bag
mft
Mehmed Bahai Efendi'nin fetvasiyla ttn
yasal ilan edildi.
Ay-
ni
agda
yayamig
Osmanli
yazar
Katip
elebi
ttnn
yasallay-
tirilmasmi kendi bagimhhgi
yznden degil,
yasak olanm da-
ha
ok istek
doguracagi
ilkesinden
ve
halkin
yaranna
yapildi-
gini
sylemigtir.1
Kahvehanedeki adami
gazete
okurken
ya
da birinin
oku-
dugu
gazeteyi dinlerken
grebiliriz. Gazete,
tek tek
kipileri
ve
toplumun
tamamini
etkileyen
en
genel
ve
byk degigiklik-
lerden biridir. Gazete, blgenin byk
blmnde,
Ortado-
gu'da
en yaygin
kullanilan dil
olan Arapa dilinde basilir. Ve-
rimli Hilal'de (Mezopotamya-Suriye
ve
rdn blgesi), Kuzey
Afrika'da
ve
Misir'da eski aglarda konugulan diller
yalmzca
di-
ni trenlerde
ya
da kk
azinhklar arasinda
kalmak
suretiyle
yok olmuytur. Musevilerin dini
ve
edebi dil
olarak
korudukla-
ri,
modern
Israil
devletinde siyasi ve
gndelik dil
olarak yeni-
den kullanmaya
bagladiklari branice
tek istisna
olarak
kalmig-
tir.
ran'da konuulan
eski
dilde degigiklikler
olmuy
ama
yeri-
ni Arapa'ya birakmamigtir.
Ancak
slamiyet'in
yayllmastyla bir-
likte Arap harfleri kullanilmaya baglanmig,
ok sayida
Arapa
szck Farsa'ya gemigtir. Farsa'nm bagma
gelenler, Trke-
nin
de
bagma
gelmigtir.
Ancak
reformcu Cumhurbagkani
Mus-
tafa Kemal
Atatrk, Trkenin
yazuninda
kullanilan
Arap alfa-
besinin yerine yeni Latin
alfabesini
getirmig ve
bylece
nemli
bir kltrel degigimi gereklegtirmigtir.
Trki
dil
ailesinden
dil-
lerin konuguldugu
Sovyetler Birligi'nin bazi
eski
cumhuriyetle-
rinde
de Trklerdeki durumun benzerine
rastlanir.
I
Antik
aglardan itibaren Ortadogu'da
yaziya
rastlanfr.
Yaz1-
nin
bulunmasmdan nce
kullanilan simge, igaret
ve
resim
diz-
gelerinin geligtirilmesi
ile
bulunan ilk alfabenin
anavatam
Or-
tadogu'dur.
ibrani,
Arap,
Latin
ve
Yunan alfabeleri, Levant
ki-
y1sinda (Dogu Akdeniz)
yagayan
ve
ticaretle ugragan
halklarm
ilk alfabelerinden
kaynaklanm1gt1r.
Alfabe ile metinlerin yazil-
mast ve
zmlenmesi kolaylagirken,
VIII. yy'da
in'den
kagi-
din
gelmesi ile yazili metinlerin retimi
ve
yayilmasi ok
daha
hizh
olmuytur.
te
yandan,
Uzakdogu'da
ortaya
ikan matbaa
Bati'ya dogru
ilerlerken Ortadogu'ya ugramamistir.
Ancak
mat-
baanm hi bilinmiyor olmadigi, Ortaag'da
kullanilmig bir tr
tahta
baskisi
izierinden
anlagilmaktadir.
XIII.
yy'in sonlarmda
tran'in
Mogol
hkmdarlarm kagit
para
basma girigimleri, ii-
lere
kagit
para
deyip vergilerini
altin olarak almak
istedikleri
iin
paraya
kargi
dogan
gvensizlik nedeniyle
baanh olama-
migt1.
Matbaanin
Ortadogu'ya
girigi
in'den
degil, Trkiye'den
olmugtur. Kafir
lkelerde
olanlarla
ilgilenmemey.i
tercih
eden
Osmanli tarihileri, matbaanm icadi ile ilgilenmig,
Gutenberg
ve
ilk
rnatbaa
makinesi ile ilgili
birka
satir bile yazmiglardi.
Or-
tadogu'ya
matbaayi
1492'de
spanya'dan
srgn
edilen span-
yol
Musevileri'nin
de getirdigine
iligkin
kaynaklar vardir.
Mat-
baa
ile
birlikte,
basih kitaplarla Bati el sanatlarmi,
dgncele-
rini,
yeteneklerini
ve bunlari retme
bilgisini de getirmiglerd.i.
Museviler'den
sonra
Mslman olmayan bagka
topluluklar
da
benzer etkilenmeye yol
amigtir.
Bu etkinlikler, halkin
tamami-
nin
kltrn etkileyecek denli
gl olamamig
ama
baglangi
noktasi olmustur. Osmanh argivlerindeki vasiyetname belgele-
rinden, Avrupa'daki Arapa harflerle basilmig
kitaplari
Msl-
manlann
sann aldigi anlagilmaktadir. XVIII.
yy'in
bagmda
istan-
bul'da kurulan
ilk Mslman
matbaasinda Hiristiyan
ve
Muse-
vi
ustalar ahemiglar.
GIRIS
Gazetelerin
ortaya
ikipi ok
sonra
oldugu
halde',
Msl-
man
aydinlar basinin
olanaklarinin
ve
elbette tehlikelerinin far-
kindaydilar.
1690'da
Fas'in 1spanya e1isi olan,
Vezil-el
Gassani
I-
lakapli Muhammed
ibn
Abdl
Vahab, gazetelerden
"haberler
yazdigi sylenen
ama
sansasyonel yalanlarla dolu yazilar basan
yazi
fabrikalari"
olarak
sz
etmigtir.2
XVIII.
yy'da
Osmanlilar'in
Avrupa
matbaasmi bildikleri
ileri srlmekteydi. Basin
Ortado-
gu'ya
dogrudan
Frans1z Devrimi'nin bir
sonucu
olarak
girmig-
tir.
Ortadogu'da
basilan
ilk
gazete,
1795'te Fransiz Eliligi'nde
basilmig
olan
Gazette Franaise de
Constantinople'dir. Frans1z
vatandaylari
iin basilm1p
olmasina
kargin, Fransiz
olmayanlar-
ca
da
okunmuytur. General Bonaparte
araciligiyla
Misir'a ulag-
masindan
sonra
Kahire'de Frans1z
gazeteleri
ve
resmi
gazetele-
rin
basimina baglanmigttr.
Kahire'de Fransizlar tarafindan
Arap-
a
bir gazete
ikanldigt
konusunda bilgiler
olmasina
kargin,
bu-
gne
kadar bu gazeteye
rastlanmamig olmasi,
gazetenin
haya-
ta
geirilmemig
oldugunu gstermektedir.
Geleneksel Mslman
toplumlarinda
hkmdarlar,
nemli
degigiklikleri
egitli yollarla
halka bildirirlerdi.
Sikkelerin ze-
rindeki
yazilar
ve
camilerdeki
cuma
hutbesi bu ama
iin kulla-
mhrdi. Sikkelerde
ve
hutbelerde hkmdann
adi
geerdi. Dua-
-
da hkmdarlardan birinin
adinm sylenmemesi
ya
da yeni bir
ad
eklenmesi
degigiklik
olduguna
igaretti. Cuma hutbesinin de-
vaminda ahnan nlemler
ve
yeni
politikalar
anlatihrdi
ve
vergi-
lerin kaldinlmasi
kamu yerlerinde yazih gekilde bildirilirdi. Sa-
ray
gairleri
hkmdar
iin vg giirleri yazarlardi.
Bu
giirler
ko-
lay
ezberlenebildigi
ve
hizla
yayildigt
iin halkla
iligkiler
ama-
11
olurlardi.
Resmi
tarihilerin yayinladigi yazill
belgeler
nem-
li
olaylan
haber
vermek
amali kullanihrdt.
Osmanli sultanla-
rimn
askeri
bagarilarmi bildiren
zafer mektuplari olan
fetihna-
meler
bagka.bir
halkla
iligki
kurma yoluydu. Yaz1h
ve
szl ile-
|
12
GIRI .
tigimi ynetime destek
iin kullanma
deneyimi
olan Mslman
hkmdarlar, ithal
bir
yenilik
olan
gazeteyi de
nasil
kullana-
caklanni
biliyorlardi.
Ortadogu'da yerel
bir matbaanin
kurulmasi, agdag
ve
rakip
olan
iki nemli reforncu
ynetici,
Misir'da Mehmed Ali
Papa
ve
Osmanli Sultani
II.
Mahmud
tarafindan gerekleptirilmigtir. Bay-
ka konularda oldugu gibi
bu konuda da
Mehmed Ali
Papa n-
c olmug, Sultan Mahmud da bir
paganm
yaptigini, bir padiga-
hin
daha iyi yapabilecegi
ilkesinden
hareketle
onu
izlemigtir.
Mehmed Ali Papa nce Fransizca,
sonra
da Arapa resmi
gazete
ile Sultan II.
Mahmud
ise Fransizca
ve
Trke bir
gazete
ile
ige
bagladi.
Ortadogu'da
yayinlanan gazeteler,
uzun
bir
zaman
yal-
nizca
resmi
gazeteler
oldu.
O-
zamamn
bir makalesinde,
"Ga-
zetenin
amaci
hkmetin karar
ve
emirlerini halka bildirmek-
tir."3
szleriyle anlatilan basimn bu durumu
ve
iglevi,
blgede ,
bugn de srmektedir.
Gazete
basimmm
Ortadogu'daki
tarihini yazmak
olduka
zordur. Pek.
ok
gazete
birka
sayr
yayinlamp kapanmig oldu-
i
gundan
tam
bir
argiv
bulunmamaktadir. Bilindigi
kadanyla,
res-
mi
olmayan
ilk
gazete
1840'ta
Istanbul'da Trke basilan Ce-
ride-i
Havadis'tir. Gazetenin sahibi
ve
editr,
bir ferman
elde
eden
ilk
kipi olan William Churchill adinda
bir ingiliz'dir. Ga-
zete
belirli araliklarla dzensiz olarak yayinlanmasina
ragmen
varhmi
srdrebilmi tir.
Ortadogu'ya
K1nrn Savagi ile
gelen
ve
o zamana
kadar
g-
rlmeyen
bir
iletigim saglayan telgraf,
gazete
basimmm d-
nm noktasi olmugtur.
Churchill, Kmm Savagi iin blgeye
ge-
len ingiliz
ve
Fransiz
sava;
muhabirlerinden biriyle anlagmig
ve
raporlanni
Londra'daki
gazetesine gndermesini saglamigti.
Churchill'in
gazetesi,
Ceride-i
Havadis haftada beg
gn
ikma-
ya
baglamigti. Bylece nce Trkler,
sonra
da
diger Ortadogu-
L
GRS
lular
ttnden
de, kahveden de daha
fazla
bagimhhk'yapacak
bir
aligkanliga
kap11mig
oldular.
Kisa sre
sonra
Osmanli im-
paratorlugu'nda
yaygin
dili
Trke
yerine, Arapa
olan blge-
ler iin Arapa
bir
gazete
ikarildi. Savagtan
sonra,
Arapa
ga-
zetenin
yayini sona
ererken, Trke gazetenin
yayim
srd
ve
6nu
bagkalan
izledi.
1860'ta
istanbul da
Osmanli
hkmeti
tarafmdan, yalnizca
resmi
bildirim
amali olmayan,
ayni
zamanda imparatorlugun
.iinden
ve
dipindan haberler
ve
makalelerin
bulundugu,
ger-
ek
bir
Arapa
gnlk gazete
ikarildi.
Aym
zamanlarda, Bey-
rut'ta
Cizvit papazlan
da Arap
lkelerinin ilk
gnlk gazetesini
ikarmiglardi, emperyalistler
ve
misyonerlerin olugturdugu iki
byk
tehlikeden pikayet eden Mslmanlar, bu a1dan haksiz
da
sayilmazlar nk
onlara gnlk
gazeteyi
emperyalistler
ve
. misyonerler
vermigtir. Basmin
geligmesi gazeteciler
ve
okurlar
iin beraberinde propaganda
ve
sansr olmak zere iki nem-
li
sorunu
getirdi.
IX.
yy
sonlan
ile
XX.
yy
baglannda,
zellikle
ingiliz
iggalinin
uygun
kopullar
yarattigi
Misir
bagta
olmak
zere, gnlk, haf-
talik
ve
aylik basmda ok
hizh
ve yaygm
bir
geligme oldu.
M1-
sir'da
ikan yaymlar
Arapa konugulan diger
lkelerde
yaygirr-
laginca, bu
lkeler
de
kendi
gazete
ve
dergilerini hazirladilar.
Basmin
geligmesinin etkileri ok
byk
oldu.
Hem
lke
iin-
-
den hem
lke dipindan
srekli haber alinabilmesi sayesinde,
gazete ve
dergileri
okuyan
ya
da
okuyanlari
dinleyen
stradan
insanlarda, yagadiklari gehir,
lke,
kita
ve
dnya
hakkmda n-
cesiyle
kargilagtinlamayacak
lde
nemli bir bilinlenme
ol-
du.
Basm yeni bir
siyasilegme
ve
toplumsallagma
da
ieriyordu.
K1r1m Savagi
ile gelen tek yenilik
basin
olmamig, Batih
rnek-
lere
uygun
belediyelerin
olugturulmasi,
Bati
tarzinda devlet
fi-
nansmanom,
zellikle
de
kamu borlanmasmin
getirilmesi gibi
I..
-I
GIRI.
I
bagka
yenilikler
de
olmuy
ve
bunlar gazetelerde yazilmigti.
Dilde
de
ok
nemli
degigiklikler
olmuytu.
nce
Trke
ve
Arapa'da,
sonra
Farsa'da,
ilk gazetelerin resmi
emirler
gi-
bi
olan tarzindan, sonraki y111arda ikan
ve
bugne kadar
ge-
len gazeteci
tarzina dogru hizla bir
ilerleme olmuytu. Modern
dnyanin
sorunlanni tartigmak iin
Ortadogu gazetecilerinin
artik yeni bir
iletigim
ortami
yaratmalari zorunlu olmuytu.
IX.
yy'daki gazeteler, Amerika

Savagi,
Polonya'nm Rusya'ya
di-
renmesi,
Kralie Victoria'nin
Parlamento'yu
aig
konugmasi
gibi
haberleri
veriyor
ve
bunlari
tartigiyorlardi.
Bu tr haberleri
ver-
me ve
tartigma geregi
Ortadogu'nun
modern
gazetecilik
ve
si-
yasi dilinin olugmasinda olduka nemli
bir
etkendir. Daha da
nemlisi, Ortadogu'da
daha
nce hi grlmemig yeni
ama
ok
nemli
bir
meslegin, gazeteciligin
ortaya
ikmasidir.
Gnmzde
kahvehanede bulunan
tek
kitle
iletigim
ara-
-ci
gazete
degildir.
Kahvehanelerde. mutlaka
bir
radyo
ve te-
levizyon
bulu'nur.
Ortadogu'daki ilk
radyo
yayinciligi, Lond-
ra'dakinden
yil
sonra,
1925'te. Trkiye'de
baglamigtir. An-
cak iletigimleri
bagka
lkelerin
denetiminde
olan pek ok
l-
kede
radyo yayincih mm
baglamasi
gecikmigtir. Radyo
yayinc1-
ligi,
Misir'da 1934'te
baglamig
ve
1952 devrimine kadar
nemli
bir
geligme gstermemistir.
Trkiye
1964'te
kurulan
ve
dogru-
dan devlet denetiminde
olmayan
bagimsiz
radyo
yaym
kuru-
mu
ile
yine nc
olmuytur. Bir
lkede radyo
yaymciligmin ba-
imsizligi
genellikle
siyasi rejime
koputtur.
Italyanfagist hk-
meti
tarafmdan
1935'te
Bari'den yapilan Arapa
yayin
ile
diga-
ridan
dogrudan propaganda
yayinlari
baglamistir.
Bylece,
si-
rasiyla
ngiltere,
Almanya, Fransa, ABD
ve
SSCB'nin
katildikla-
n
bir
propaganda
savagi
baglamisti. Bu sirada, Ortadogu lke-
leri de birbirlerine
ynelik
radyo
yaymlan
yapiyorlardi.
Mali-
yeti
televizyonun geligini geciktirmig olsa
da, bugn
televizyon
I
Ortadogu'nun
her
yerine girmigtir.
Okuryazarh m
nemli
bir
sorun
oldugu
blgede kitle
ileti-
iminin dogrudan konugma yoluyla baglamasinm devrimci bir
etkisi
olmugtur.
1979 Iran Devrimi,
Ayetullah
Humeyni'nin
nu-
tuklannm kasetlerle dagitilmasi
ve
emirlerinin
telefonla veril-
mesi
zellikleriyle
dnya tarihindeki ilk elektronik
olarak
y-
rtlen
devrimdir.
Hitabet
yeni
bir boyut kazanmig, ncesin-
de hayal
bile
edilemeyecek kadar ok kipiye nutuk
verme
ola-
nagi
yaratmigtir.
Genellikle, radyo
ve
televizyon yaymlanni
lkenin
hkmet
biimi
ve
hkmeti
yneten devlet
ya
da devlet bagkani
yn-
lendirir. Byk olasihkla da kahvehane duvarmda
resmi bulu-
nur.
Bati
tarzi
demokrasiyi bagarlyla alan
ve
uygulamakta-
olan
az
sayida
lkede
bu bagkan demokratik yollarla seilen
bir li-
derdir. Bu lkelerde medya
devletin grgleri kadar muhalefe-
tin
gr.plerini
de
aktarir. Ortadogu'nun
byk blmnde h-
kmdar genellikle otokratik
bir hkmetin bagkanidir. Bazi l-
kelerde otorite
geleneksel
ama
ilimhdir
ve
belli bir
lde
g-
rg
farkhliklarma izin
verir.
Bazi
lkelerde
ise siyasi
ya
da
as-
keri diktatrlerin
totaliter
dzenleri hkm srer
ve
medya
to-
taliter
bir fikir birligini
temsil eder.
Kahvehanede asilan resim,
hkmetin biimi
ya
da dev-
let bagkanmm otoritesi her
nasil
olursa olsun, geleneklerden
kkl
uzaklagmayi
ve
bir
yenilegmeyi simgeler. 1721'de
Fran-
sa'daki Osmanli elisi
bir
yazismda
gelenek
olarak
krahn bag-
ka
lkelerin
elilerine
portresini
verdigini belirimigtir.
Ancak
"Islamiyet'te
resmin gnah
olmasi
nedeniyle"
kendisi bagka bir
hediye
istemigtir.'
te
yandan,
portre bilinmiyor degildi.
Fatih
Sultan Mehmed
Italyan
ressami
Bellini'ye -portresini
yaptirmig,
aynca
Italyan ressamlarmin
tablolarmdan
bir koleksiyon
olug-
turnugtur:
Fatih'ten
sonra
.yerine
geen
ve
daha
-dindar
olan
oglu
bu koleksiyonu kaldirtmigtir.
Ondan
sonra
gele'n
sultan-
lar
bu kadar titiz
olmadiklarindan
Topkapi
Sarayi'nda sultanla-
nn ve digerlerinin genig bir
portre koleksiyonu vardir. Modern
aglarda-Sii
lkelerin
Hz.
Ali
ve
Hseyin portrelerinden
ve
ok
olmasa
da Snni
lkelerin
lider portrelerinden
tr islam iko-
nografisi
olugmuytur. Eski
Yunan
ve
Roma'dan itibaren Avru-
.
pa'da geleneksellegen
portreli sikkelere
Ortadogu'da
neredey-
se
hi
rastlanmaz.
Anadolu'daki
birka kk
Seluklu beyligi-
nin sikkelerinde
emirlerin
portreleri grlr
ama
bunlar da Bi-
zans
geleneklerinin
taklidinden bagka bir
gey
degildir.
Kahvehanede
bagka resimlere rastlanmaz
ama
erevelenip
asilmig
bir Kuran
ayeti
ya
da Hz. Muhammed'in
bir hadisi ke-
sinlikle
bulunur. slamiyet
on
drt yzyildir blgeye
hakim
en
byk din
olmu
tur.
Kuran'daki birka
sure
ile
yapilan cami
ibadeti
kolay
ve
sadedir.
Namaz, yaratic1ya,
ilahi
ve
tek
olan
Allah'a
bagliliktir, bir dram
ya
da
sir
iermez.
Islamgelenegin-
de glir
ve
mzige
izin
verilmez,
heykel
ve
resim de
puta
tap-
ma
olarak
kabul edildigi iin
yasaktir. Mslman
sanatinda
so-
yut
ve
geometrik gekiller
tercih edilir, sslemelerde ogunlukla
sistematik yazilar kullanilir.
Cami
sslemelerinde
yaygm
olarak
kullanilan Kuran ayetleri, evler
ve
kamu binalarmm
duvar
ve
tavan
sslemelerinde
de kullamlir. Batikltrne
ait yntemle-
rin ilk etkileri
sanat
afamnda olmugtur.
Bati'dan
uzak
ve
Bati
et-
kisine kapali
ran'da bile XVL
yy'dan
sonra
resimdeki
glge
ve
perspektif kullanimi, insan figr
izimi Bati etkisinde kalmig-
tir. slamiyet'in insan resmini
yasaklamasina
kargm,
uzuca
bir
sredir
Osmanli
ve
ran
sanatinda
var
olan
insan
figr
zelle-
ip,
kipisellegmig,klige olmaktan
1kmigt1.
Hkmdar
portreleri-
nin
para,
pul
ve
duvarlarm zerine konmasi hemen kabul
gr-
mez ve tutucu
lkelerde
puta tapmaya girdigi dgnldgn-
den dine kfr say1lir.
GIRIS
Sanat dallanndan tiyatro
Ortadogu'da pek etkili olamadigi
halde, sinema
olduka etkili olmugtur.
1897'de Italya'dan
Mi-
sir'a sessiz film
getirilmigtir.
Ortadogu, I. Dnya Savagt
sirasm-
da
Mttefik askerlerin izledigi filmler
sayesinde yeni bir
ileti-
gim
aracini
tanimigtir.
1917'de Misir'da yerel filmler
ekilmeye
baglamis,
1927de de
ilk
uzun
metrajli
film
gsterilmigtir. Bu
ta-
rih Ortadogu'da sinema sanayisinin baglangici
olmugtur. G-
nmzde
sinema
sanayisi
siralamasinda
ABD
ve
Hindistan'dan
sonra
nc
sirada Misir
yer
alir.
Batidan gelen
yenilikler
yle yerlegmigtir ki, bunlarm
bati-
dan
alindiklan
neredeyse unutulmuytur.
Kahvehanedeki adam
egitimli, ok okuyan biriyse ve
gzleri rahatsizsa,
Ortadogu'ya
XV. yy'da gelen Avrupa
icadi
bir gzlk
takiyordur.
Kahveha-
nedeki
duvar saati
ve
adamin kol saati,
Avrupa'dan
gelmigtir
ve
hl
Uzakdogu'dan
ya
da
Avrapa'dan
gelmektedir.
Geen
zamanin an
be
an
llebilmesi, toplumsal
ahykanhklarda g-
nmzde
de
sregelen nemli degigikliklerin
belirleyicisi
ol-
muytur.
-
Kahvehanedeki adam
arkadaslari
ile
birlikte kahve
ierken,
lmesi
gerekmeyen
saatlerini blgede
ok eskilerden beri
oy-
nana
gelen
masa
oyunlarina
ay1rir.
Tavla
en
favori
oyundur,
egitimli kipilerin tercihi satrantir. Bati'ya
Ortadogu'dan giden
bu
oyunlardan
satrancin
Hindistan'da dogdugu
bilinmektedir.
iki
oyun,
ran'da Islamiyet'ten
nce de
oynanan
oyunlardir.
Her
iki
oyun,
Ortaag'daki Mslman din bilginlerinin
irade
ve
kaderden hangisinin
daha
nemli oldugu konusundaki tartig-
malannda
prototip
ve
sembol idi. Hayat, her hamlesini oyun-
cunun
setigi, ngr
ve
ustalik
sayesinde
kazanacag1 bir tr
satran
midir? Hayat,
sonucunu
zarlarin
saptadigi, kimilerinin
ans,
kimilerinin
Allah'tan gelen
nceden
belli
yazgi
olarak
ka-
bul
ettigi,bir
tr
tavla
midtr?
GRS
Kahvehanede
haberler
ve
konugmalar
ile
birlikte"gelenek-
sel
ya
da popler Ortadogu
mzigi dinlenir. Bir
lde
Dogu-
lulagmigBati
pop
mzigi
de dinlenir
ama
Bati
sanat
mziginin
dinlenmesi pek olasi
degildir. Kltrel
ve
toplumsal
aidan
en
fazla Batililagmig geler
arasinda
Bati
sanat
mzigi pek benim-
senmemigtir.
Aralarinda
Israil
Musevileri
ve
Lbnan
Hiristiyan-
lannin
oldugu Batihlagmig toplumlarda
Bati
sanat
mzigi din-
lenir. Trk operalari,
bestecileri
ve
orkestralannin varhgi
batili-
lagmanin Trkiye'de mzik alaninda
da gerekleptigini
gster-
mektedir.
Sanat dallarindan mzigin,
zellikle
de enstrmantal
mzigin dile duyar11
olmamasi
farkli kltrlere
kolayca girebi-
lecegini
dgndrse de Ortadogu'da pek
ok
blgede, Bati
sa-
nat
mzigi
sinirli
bir dinleyici kitlesi bulabilmigtir. Bunun nede-
ni, Ortadogu'nun parkmin
ikig
yeri
olmasi olabilir.
Bu durum,
degigimin Bati etkisinin
dahi
nce baglay1p tamamlandigi
mi-
mari
ve
resimde,
geleneksel biimlerinin neredeyse
tamamen
yok
oldugu
edebiyatta;
roman,
tiyatro
ve
hatta piir gibi modern
dnyanin genel gablonlarma
uyan
yapilardaki diger sanatlarda
ilgin
bir eligki yaratmaktadir. Batililagmanin
en
yaygin
oldu-
u
alanlardan biri sanatken, mzik
en sonuncu
ve
en
kisith ol-
dugu alandir. Aslinda
bir toplumun unsurlan iinde
mzik di-
pardan gelen bir
yabancimn
anlayabilecegi, kabul
edebilecegi
ve
uygulayabilecegi
en sonuncu unsur
oldugu iin bu da
bel-
ki bir
anlam
tagimaktadir.
.
Ortadogu'da
bir kahvehaneye girildiginde dikkati ekecek
ilk
gey
hi
kadinm olmamasidir;
eger
varsa
onlann
yabanci
ol-
dugunu dgnmek yanlig
olmayacaktir. Tm masalar
grup
ola-
rak
ya
da yalniz
oturan
erkeklerle
doludur. Kadinlann
yagam-
lanndaki degigiklikler erkeklerin yagadiklan
degigikliklere
gre
-
I
epeyce
az
olmugtur. Hatta bazi yerlerde
geriye dogru
degigik-
likler de
yaganmigtir.
Bylece
ortaya
eski
ve
kkl bir
kltre
19
sahip
bir blge
ikmigtir. Bu blge, fikirlerin,
mallarm
ve
hatta
ordularin
ikig noktasi durumundaki bir
merkez
olmuytur.
Ay-
ni
zamanda
da
insanlan
kencline
eken
bir
miknatis. olmustur.
Bu ekime kapilanlar hacilar,
esirler, mritler, fatihler
ve
de
h-
kmdarlar
olmuytur. En
nemlisi
de blge, uzak
lkelerin
mal-
larimn
ve
bilgilerin
gelip Avrupa'ya
gnderildigi bir pazaryeri
ve
bir kprbagi durumuna
gelmigtir.
nceleri
Avrupa'nin,
sonra
genel anlamda
Bat1'nin
etkisi
ile gerekleyen degigim,
modern aglarda
Ortadogu'daki
bi-
linlenmenin temel kaynagidir.
Blgede modern tarih, yaban-
ci
dnyanin
tehdidi, egitli durumlann
ve
etkilerin
baskisi,
zo-
runlu
ve
hizli degigim,
kargi 1kiplar
ve
tepkilerin oldugu bir
se-
yir
izler. Pek ok
aidan
degigim kkl
ve geri
dnlemez
ol-
mug,
daha
ileri gtrlmesinden
yana
kipilerce
desteRlenmig-
tir. Bazi
ailardan da degigim
yzeysel
ve
kisitli
olmuytur.
Bu-
gn,
blgede bu degigimleri tersine evirip geri dng
yay-
ginlagtirmak isteyen
radikal
ve tutucu
kesimler
vardir.
Bu ki-
giler,
Bati
kltrnden kaynaklanan degigimi, blgenin bagi-
na
gelen XIIL
yy'daki Mogol istilasmdan
bile byk bir
felaket
olarak
grmektedirler.
Humeyni'nin
Amerika Birlegik Devletle-
ri'ni "Byk
Seytan"
olarak adlandirmasi,
Batirlin
etkisine
kargi
olanlann-
tavnni
aika gstermektedir.
Seytan
emperyalist
de-
gil,
ayarticidir. O fethetmez, tecavz
eder.
Bati
kltrn yiki-
ci
ve
tecavz
edici bir
g
olarak
grp
ondan nefret
eden
ve
korkanlar
ile
onu,
kltrler
ve
uygarliklar arasindaki srekli
ve
verimli ahyverig iin yeni bir
olanak olarak
grenler
arasindaki
sava
bugn de
srmektedir. Ortadogu'daki
bu durumun
nasil
sonlanaca i belirsizligini hl korumaktadir.
2. KISIM
Gemig
.1
I
I-."ah
II.L
I
I
I
.i
r -;
-
I
r
.
1. BOLUM
HIRSTYANLIK
NCES
Bugn Ortadogu adini
verdigimiz blge, Hiristiyanlik agi-
nin baglangicmda, iki
byk imparatorluk arasinda,
blgenin
yazili tarihinin
binlerce yllinda,
ne
ilk
ne
de
son
olarak,
paylagi-
lamayan bir
yerdi. Blgenin, Bogazii'nden Nil
deltasina kadar
uzanan
Dogu Akdeniz kiyisindaki lkeleri
iine alan
bati
ya-
nsinm tamam1
Roma mparatorlugu'nun bir
parasi
durumuna
gelmigti.
Bu blgenin eski uygarliklan yikilmig
ve
eski
kentlen
Roma
valilerinin
ya
da yerli
kukla prenslerin
yntemine
girmig-
ti. Blgenin
dogu
yansi,
nce Yunanlilar'in,
sonra
da
Romall-
lar'in "Pers mparatorlugu",orada
yagayan
halkin ise "Iran"
ola-
rak adlandirdigi
bagka bir byk imparatorluga. aitti.
Blgenin
siyasi haritasi, hem dig grng hem de temsil
et-
tigi gereklik aisindan,
bugn oldugundan ok
farkliydi. lke-
lerin adlari gibi, zerinde
bulunduklari topraklar
da gnmz-
dekinden ok
farkliydi. Bu
lkelerde
yagayan
insanlarin
ogu,
bugn oralarda
yagayanlardan
farkli diller konugmug
ve
farkli
dinleri benimsemiglerdi. Bugne gelen
bazi
istisnalar
ise, degi-
meden korunan eski geleneklerden ok, yeniden
farkina
vari-
lan
eski
uygarhklari
bilinli animsatma abasidir.
Pers-Roma imparatorluklanmn rekabet
ve
egemenliklerinin
srdg agda,
kuzeydogu Mrika
ve
gneybati
Asya harita-
si
da, Roma, Makedonya
ve
Pers
imparatorluklannm
egemen-
I
likleri
altina girmeden ok
daha nce, gl
kompulari tarafm-
dan asimile
olan eski
Ortadogu imparatorluklari
ve
kltrleri
zamanmdakinden ok
farkl1ydi. H1ristiyanlik agimn
baglangi-
23
GEMS
cina
dek,
varligini srdren eski kltrlerden, kendi
eski kimli-
ginin
pek
ok geyini
ve
eski
dilini koruyarak kalan
en
eski
kl-
tr,
kugkusuz Misir idi.
Tarih
ve
cografya aisindan kesin
smirlan izilmig olan
Mi-
sir,
Nil
nehrinin apagt vadisi ile
deltasim
iine alir; dogu
ve
bati
sinirlarinda
da deniz
bulunurdu. Fethedilmeye baglandigmda,
Misir
uygarligt
binlerce
yllhkti
ve
birbiri
ardina ranlilar, Yunan-
lilar,
Romahlar tarafindan istila edilmesine kargin, kendi
zel
ni-
teligini byk
lde
korumuytu.
Eski Misir dili
ve yazisi
bin
yilhk
srete
pek ok degigiklige
ugradigi halde,
dikkate
deger bir
sreklilik
gstermigtir.
Eski
hi-
yeroglif
yazisi
ve
onun
halk
arasmda kullanilan
elyazisi
(demo-
tic) Hiristiyanlik ag1mn bagladigi
yillarda, yerlerini Ktpti
yazi-
si
alana dek kullanilmigtir. Kipti
yazis1,'
eski Misir dilinin Yunan
alfabesine uyarlanarak evrilen
ve
halk yazisindan harfler
ekle-
nerek olugturulan
son
biimidir. Kipti
yazisina
ilk olarak
M..
II.
yy'da
rastlanir
ve
M.S. I. yy'a kadar
grlr. Mis1rlilar'in Hiris-
tiyanligt benimsemeleriyle birlikte,
nce Roma,
sonra
da Bizans
egemenligine
giren Hiristiyan Misir'in
milli
kltr
dili
olur.
MI-
sir'in
Mslman Araplar tarafindan
fethi
ve
sonraki Mslman-
lagtirma,
Araplagtirma dneminde H1ristiyan kalan
Misirhlar
bi-
le Arapa'yi benimserler.
Bnlara
bugn de Kipti denilmektedir
ama
K1pti dili
yavag yavag
yok-olmustur
ve
gnmzde yalruz-
ca
K1pti
Kilisesi'nin
ayinlerinde kullanilmaktadir.
Tm bu
gelig-
melerle Misir yeni bir kimlik kazanmigtir.
Gnmzde
de kullanilan Arapa
adt "Misir", Arap fetihle-
riyle birlikte
gelmistir. Bu ad, brani
Tevrati
ve
diger
eski metin-
lerde
geen
Misir'm Sami dillerindeki
adlarlyla iligki iindedir.
Ortadogu'nun Dicle
ve
Firat
uygarhgi olarak
bilinen diger
bir
nehir
vadisi uygarhgi, M1s1r'dan eski olsa bile, Misir devleti-
nin
ve
toplumunun bidigini de,
srekliligini de
gsterememek-
24
HIRSTYANLlK
NCES
tedir. Blgenin
gneyi,
ortasi ve
kuzeyinde, Babiller
Asurlar,
Akadlar,
Smerler olarak
bilinen
farkli dilleri konugan, farkli
halklar yay1yordu.
brani Tevrat'mda
burasi, Aram Naharayim,
bagka bir deyigle ki
Nehrin
Arami olarak adlandirilir. Helen-
Roma dnyasinda ise
ayni
anlama geldigi sylenebilecek
Me-
zopotamya
adi verilmistir.
Hiristiyanlik agmin ilk yillannda,
blgenin
gneyi ve ortasi
Persler'iri
kesin
egemenligindeydi.
Pers imparatorlugunun
bag-
kenti
bugnk Bagdat yakinlanndaki Ktesiphon
kentiydi. Bag-
dat
adi,
"Tann
verdi"
anlamina gelen Farsa
bir szcktr. Bag-
dat, yzyillar
sonra
Araplar'in
kuracagi yeni imparatorluk
bag-
kentinin oldugu yerdeki
bir kyn adidir. Irak,
Ortaag Arap-
asi'nda, lkenin
bugnk
gney
yansinm
Takrit'in
gneyin-
den denize
kadar olan
blmnde
bulunan bir
eyaletin
adi ola-
rak
kullandiyordu.
Kimi
zaman
bu eyalet,
gneybati
ran'a
smi-
n
olan Irak-1
Acemi blgesi ile
kangtirilmamasi iin
Irak-i
Ara-
bi
olarak
adlaiidirilmigtir.
Zaman iinde,
Kuzey Mezopotamya Pers,
Roma
ve bazen
de yerel
hanedanlar tarafindan
ynetilmig olan
payla11amayan
.
bir blge olmustu.
Blge
bazen de, smirlan
gneyde Sina
-
l,
kuzeyde Toros
daglan, batida Akdeniz,
doguda Arap l
ile izilen
ve
Suriye olarak adlandir11an
blgenin
bir
parasi
ol-
muytu.
Suriye szcgnn
kkenille ilgilibir
bilgi bulunma-
maktadir.
Herodot'a
gre Suriye Asuriye'nin
kisaltilmig biimi-
dir. Modern ag
bilim adamlari
bu szcgn
kaynagi olabile-
cek
bazi yerel
yer
adlar saptamiglardir.
Suriye
adi
ilk
kez Yu-
nanca'da
grlr ancak Helen
ncesi metinlerde
izine rastlan-
mamigtir.
Bizans
ve
Roma
resmi
diline
geen
bu Yunanca ad,
VII.
yy'da Arap istilasindan
sonra
neredeyse
tamamen
kaybol-
muytur.
Avrupa'da,
klasik bilgilere
artan
ilgi
sonucu
kullamlma-
ya
baglanmigtir. Gemigte
Suriye adiyla
bilinen blge Arap,
ge-
25
GEM$
I
nel anlamda islam
dnyasmda,
Sam
olarak adlandinlmigti.
Bl-
genin
en
byk
gehrinin adi
da
Sam'di.
Suriye
adi cografi
yazi-
larda
nadiren
kullanilmigttr
ve
XIX.
yy'1n
ikinci yansinda Avru-
pa'nm
etkisiyle yeniden kullanilana kadar ok
bilinmezdi.
1865'te
Osmanli ynetimi
tarafmdan
Sam
vilayetinin adi
olarak
resmen
benimsenen Suriye, I. Dnya
Savagi'ndan
son-
ra
Frans1z
mandasinin
kurulmasiyla bu
lkenin
adi olmuytur.
Mezopotamya ve
Suriye'ye
yerlegen
Aramblar'm adindan gelen
Aram
adi, blgenin eski adlanndan
en
ok kullanilanidir. Me-
zopotamya
"Iki Nehrin Arami" olarak
anilir,
kuzey
ve
gney
Suriye
ise
"Sam
Arami"
ve
"Zoba
(Halep) Arami"
olarak anilir-
dt.
(bkz:
2 Samuel
8:6
ve
10:8)
te
yandan
Verimli
Hilal'in bati
kolundaki
lkelerin adla-
n
oralarda hkm
sren
kralhklann
ve
yagayan
halklarin
adla-
ndir. Bunlardan
en
ok
tanman ve
hakkinda
en
ok belge bu-
lunan Kenan, Tevrat'ta
ve
teki eski
metinlerde'
de anilan g-
neyde
yer
alan
topraklardir. Israilliler'in fethedip
yerleptikle-
ri topraklar
"Israilogullari'nin
topraklari"
(Joshua
11:22)
ya
da
"Israil
diyan"
(1
Samuel
13:19) olarak
adlandirilmigttr.
M..
X.
yy'da Sleyman'in
ve
Davud'un hkmdarliklarimn
yikilmasi-
mn
ardmdan, bagkenti Kuds olan
gney
Yahudiye, kuzey is-
rail
ve
sonrasmda Samiriye
olarak amlmigttr. Gney ve
Kuzey
kiyi blgelere
Fenike
ve
Filistiye
olarak halklannin adlari
veril-
migtir.
Babilliler'in fetihleri sirasinda kaybolan Filistinliler'in ad-
lan bir daha duyulmaruptir.
Bugnk
.gney
Lbnan
ve
kuzey Israil blgesinde
Fenikeli-
ler, Roma ve
erken Hiristiyan agina dek
kalmiglardir. M..
VI.
yy'daki Pers fethinin
ardindan srgnden dnenler Yehud
-ola-
rak
tamnan
blgeye
yerlegmislerdir.
Romalilar
lkenin kuzeyi-
ne,
gneyine
ve
ortasina
Yahudiye, Galile
ve
Samariye
adlan-
m
vermlylerdir. Romalilar,
bugn rdn
nehrinin dogusunda-
26
HIRISTYANUK
NCES
ki
Necef
ve
Peraea adlariyla
bilinen, Tevrat'm
Edom'ua
atfen
gneydeki le
dumea admi
vermiglerdir.
Suriye ile Mezopotamya'da
kullanilan Sami dilleri, kendi
ie-
rinde
dil
ailelerine aynlmiglardir.
Bunlardan
en
eski olan
ve o-
gunlukla
Mezopotamya'da kullamlan Akada
dil
ailesine
bagh
diller arasinda Babilce
ve
Asurca
bulunmaktadir. Bagka
bir dil
ailesi olan
Kenan ailesi, Fenike
dilini
ve
onun
Kuzey
Afrika
ko-
lu olan Kartaca dilini, Tevrat
Ibranicesi'ni
iine almaktadir.
Hi-
ristiyankgm
baglangi dneminde bu dillerden pek ogu
nerey-
se
tmyle
kaybolmug, onlann
yerine yine bir Sami
dil
ailesine
bagh
ve
birbirine ok
benzeyen
Arami
dilleri
gemigtir.
Fenike
dili Kuzey Afrika
kolonilerinde
ve
Levant
limanlannda konugul-
maya
devam ederken;
artik Museviler'in ortak
konugma dili ol-
mayan
branice ise bir
edebiyat,
bilim
ve din dili olarak
yaga-
maya
devam ediyordu. Babilce
ve
Asurca
tamamen kaybolmug-
tu. Arami dili
uluslararast
diplomasi
ve
ticaret dili
olmug, yalniz-
ca
Verimli Hilal ile smirh
kalmay1pMisir'da,
Iran'da
ve
bugnk
gney (dogu) Trkiye'de
yaygin
olarak konugulmaktaydi.
H1ristiyanhk dneminin
baglangicmda
blgeye giren Sami
dillerinden
sonuncusu
Arapa, Arap yartmadasmm kuzey
ve
orta
blmnde kullanillyordu.
Simdiki
Yemen'de
yer
alan
g-
neybatinm geli
mig
gehir
kltrlerinde, gneydeki
Arap kolo-
nicilerinin Afrika'ya
tagidigi
ve
Gney Arapasi olarak bilinen
Habepe'ye yakin
bagka bir Sami dili
kullanihyordu. VIL yy'da
Arapa'nm
blgenin tamaminda hakimiyet
kurmasim saglayan
byk Arap fetihlerinin
ncesinde
bile,
kuzeyde
Irak
ve
Suri-
ye'ye Arapa konuganlann gelip yerleptiklerine
iligkin
bulgular
vardir. Verimli Hilal'de
Arapa
yerini Arami'ye birakmigt1.
Bu-
gn de hl Dogudaki
kilise
ayinlerinde
ve
uzak
kk birka
kyde yagamaktadir.
Gnmzde Trkiye olarak
tamaan
lke,
Ortaag'da do-
27
I.
GEMlS
gudan
Trklerin buraya geligine
kadar
bu ad
ile
an1miyordu,
sonrasinda bile
sadece
Avrupa'da
bu adla
biliniyordu.
Hiristi-
yan
aginin baglarinda blge
iin
Anadolu, Asya
ve
Kk
As-
ya
adlan
en yaygm
kullanilanlardi.
Bunlar Ege Denizi'nin
do-
gu
kiyilarmi
anlatiyordu
ve sonra
da egitli yollarla doguya
ya-
yllmigti. lke
genellikle blndg
krallik, gehir
ve
eyaletlerin
adlanyla anihrdi. Blgede hakim dil
olan Yunanca,
baglica
ile-
tigim
arac1ydi.
"Anatolia" adi, italyanca
"Levant", Latince "Orient"
szck-
leriyle
ayni
anlamdaki
(gnegin
dogmasi) Yunanca bir
szck-
ten
gelmektedir. Bu
adlar, tanidiklari
dnyanm
sinirlan
dogu
Akdeniz
topraklar olan halklann
grglerini
tagimaktadir. Da-
ha
sonralan ok
uzaklarda, ok
daha
byk bir Asya
oldugunu
grenen
Akdeniz halklan,
kendi Asya'larina
"Kk Asya" adi-
ni
vermiglerdir. Yzlerce y11
sonra
da
"Dogu"
'Yakin"
ve
Bati
ufuklarindan ok daha
uzakta
bir
Dogu ile
tanigildigmda "Orta"
Dogo dogmu tur.
Yeni daha
Uzakdogu
lkelerinden
en
nem-
lisi Bat1'nm
Persia
olarak
adlandirdigi
Iran
idi.
Persis
ya
da Persia adi bir
lke
ya
da
milletle degil,
bir
eyale-
te
aittir. Pers
ya
da
Fars,
adi
verilen
krfezin
dogusundaki
eya-
letin
adidir.
Persler
bu
adi tm
lkeye
vermeseler
de blgenin
dilini
kullanmiglardir. Perslerin kullandigi ve
1935'te tm dn-
yada kabul
edilen
" ran"
adi, "Arilerin
lkesi" anlamina gelen
ve.
Hint-Ari
halklann
ilk
g
zamanlarindan kalma
eski Fars-
a'daki "Aryanam"
szcgnden tremigtir.
Ortadogu'nun dini haritasi,
dil
ve
etnik
haritasina gre
daha
kangiktir.
Eski tanrilardan
pek
ogunun
lmq
ve
unutulmuy
olmasma kargin
ilgin
ve
farkli
gekillerde
yagatilanlar
da
vardi.
Ortadogu halklarmm
yagadiklari gler
ve
fetihler
sonucunda,
nemli
bir gc
olan Helen kltr
ve
Roma
ynetimi sayesin-
de
orta a
yeni
inaniglar ikm14tir.
Romalilar
arasmda, Roma'da
28
HIRISTIYANLlKONCESI
I-
bile bazi Dogu kltleri kabul grmgt. Ortadogu'nun
y'eni
ha-
kimleri Kk
Asya'dan Frigya'll
Kibele, Suriye'li
Adonis
ve
Mi-
sir'li
isis desteki kazandilar.
Eski tanrdarin
ve
kltlerin tmnd.en
vazgeilmesi
ve
yerle-
rini
tektannli iki dnya
dininin
almasi,
binlerce
yili alan
uzun
bir
srede
degil,
yzyillara
sigan
kisa bir
srede gereklegmig-
tir. slamiyet
ve
Hiristiyanlik,
blgede
art
arda ikan
ve
birbiri-
nin
rakibi
olan iki
yeni dindi. VIL
yy'da
slamiyet ortaya
iki-
gini
ve
baansini, byk
lde H1ristiyanhgin
ortaya
ikmasi-
na ve
yayilmasma
borludur; tipki
Hiristiyanligm
da kendinden
nceki
felsefi
ve
dini
akimlara
borlu
oldugu
gibi. Islam
ve
Hi-
ristiyan uygarliklan
Ortadogu'nun eski
geleneklerindeki ortak
kklere dayanmaktadir.
Tektanncihk
tamamen
yeni bir dgnce degildi. M.. XIV.
yy'da
Misir firavunu
Akhenaton'un ilahilerinde
tektanricihk d-
gncesine
rastlanir
ama
bu tr dgncelerle
sik
kargilagilma-
digmdan etkileri yerel
ve
geicidir.
Ahlaki tektanncilik ilk
kez
Museviler tarafindan
dinin
nemli
bir
parasi
haline getirilmig-
ti. Museviler'in ilkel
agiret
dini inanlarindan evrensel tektanri-
cilik inancina geigleri brani Tevrati'nm kitaplarma
yansimig-
tir.
Ayni zamanda bu
kitaplarda,
puta tapan,
ok
tanrih kompu-
larinm kendilerini bu inanlari yznden
nasil digladiklari da
anlatilmaktadir.
Modern aglarda,
geregi bulduklarma inananlar,
ona
kendi
baanlari
sayesinde ulagtiklarina kolayca
inamrlar.
Ne
var
ki
es-
ki aglardaki dindarlarin byle
bir dnceye inanmalan
mm-
kn degildi. Tektanri
geregine yalnizca kendif
erinin
sahip ol-
dugnu dgnen Museviler, Allah'i
semig
olduklan fikrini ke-
sinlikle dgnmeyerek, mtevazi bir biimde, Allah tarafindan
seilmig olduklarma inanmiglardir. Aslinda
bu seimleri onlara
bir ayncali.k
degil, sorumluluk yklyor; hatta
bazen-tagmmasi
29
GEMS
ok
g bir
yk getiriyordu: "Dnyadaki
tm
halklar arasmda
yalnizca sizi bildim. Bu
nedenle
tm
gnahlanniz iin
sizi
ce-
zalandiracagirn." (Alnos
3:22)
Tek
bir
evrensel
tanriya
inanan
ve
tapan
yalnizca
Yahudi-
ler
degildi. Doguda,
ran
yaylasmda iki
akraba
halk,
Persler
ve
Medler,
eski
paganizmlerini birakmig,
eninde
sonunda iyiligin
kazanacagina ve
tek bir
tannnin
ktlkle savagtigma inan-
miglardi. Bu dini grgn
ortaya
1kipimn peygamber Zerdgt
ile oldugu bilinmektedir. Pers dilinin
en
eski biiminde
yazil-
mig
Zerdgt kaynaklannda
Zerdgt'n gretilerine
rastlanmig-
tir.
Zerdgt'n
ne zaman
yaadigina iligki
bit bilgi bulunmama-
styla birlikte
bu konudaki
tahminler yaklagik
bin
yilhk
farklarla
yapilmaktadir. Zerdgt dininin
en
ok yayildigi dnem M..VI.
ve
V. yzyillandir.
Birbirlerinden
habersizce
Allah'i
arayan
bu
iki
halk, kendi
yollannda
gitmeyi
srdrmglerdir.
Onlart bir
araya
getiren M.. VL
yy'daki nemli olaylar, yzyillarca
dn-
yayi
sarsacak
sonular dogurdu.
Babil krali
Nabukadnezar, M..
586'daki fetih
savaglan ile
Kuds'
ele geirmeyi bagardi.
Musevi
tapinagmi
ve
Yahuda
kralhim
y1ktiktan
sonra o
zamanki geleneklere
gre,
esir aldigi
halki
Babil'e
gnderdi. Bu
yzyilin sonraki yillannda,
o zaman-
ki Suriye
topraklanna
ve
evresinde hkm
sren yeni Pers im-
paratorlugunun
kurucusu
Med'li
Kiros,
Babil
kralligim fethetti.
Bu
topraklarda
yagayan
fethedilmig halklar
arasmdan
bir
grup-
la fethedenlerin
inanlannda
bir benzerlik
oldugu grld. Ki-
ros,
Museviler'in
srail
topraklanna
geri
dnrnelerine
msade
et-
ti.
Kuds'teki Tapinagi devlet btesi
ile
yaptirtti.
Tevrat'ta Ki-
ros'a Musevi
olmayan
bir hkmdara, bundan da te Musevi-
ler'e
gsterilebilecek
en
byk
saygi
gsterilmigtir.
Babil'deki
tutsakhgin
ardindan
yazilmig olan
igaya
kitabinin
son
blmn-
de
gunlar
yazar:
"Koreg obanim
ve
tm
isteklerimi gereklepti-
HIRISTIYANLIKONCESI
recek: Yerugalim
ve
tapinagin temelleri atilacak."
ya a
44:28)
Babil'deki
esaretin
ncesinde
ve
sonrasmda yazilan Tevrat
kitaplarmm
inaniglarmda
ve
dgncelerinde,
bir
blm ran'm
dini dgnce
yaaminin
etkisinden
kaynaklanan
nemli
fark-
lar vardir.
En nemlileri; ldkten
sonra
yarg11anma,
cennette
dllendirilme,
cehennemde
cezalandinlma dgncesi; insan-
lann da
rol aldigi iyilik
ve
ktlk gleriyle
Allah
ve
Seytan
arasindaki kozmik mcadele dgncesi; kutsal
tohumdan
i-
kip
zaman1
geldiginde
iyilikle
ktlk arasindaki
savagta
iyili-
gin
zaferi
kazanmasmi saglayacak
bir kurtancimn gelecegi d-
gncesidir.
Tm bu dgnceler, Museviligin
son
dneminde
ve
Hiristiyanlig1n ilk
dneminde de ok
nemiydi.
Musevi-Pers iligkisi
siyasi
sonular
da
iermekteydi.
Kiros,
Museviler'e iyilik
yapmig,
onlar da Kiros'a baglilikla hizmet
et-
miglerdir. Sonraki yzyillar boyunca
hem yurtlanndaki hem de
Roma hakimiyetinde bulunan
bagka
lkelerdeki Museviler'in,
Roma'nin
Pers-dpmanlanyla yakmlik
ve
igbirligi iinde olduk-
lanndan gphe duyulmuytur.
Alman filozof
ve
tarihi Karl
Jaspers
M..600
ile
300 arasm-
daki ytllan, birbirleriyle iligkileri
olmayan, birbirlerinden uzak
lkelerde
yagayan
halklarm entelektel
ve
manevi
geligimle-
ri aisindan
"mihver
dnemi" olarak nitelendirmistir. Bu d-
nem,
ran'da
Zerdgt'n
ve
nemli
havarilerinin, Israil'de
pey-
gamberlerin, eski Yunan'da filozoflann, Hindistan'da Buda'nin,
in'de
Konfys'un
ve
Lao-Tse'in
birbirlerini
tanunadan
yaga-
diklan
yillardir.
Hindistan'dan gelen Budist
misyonerler,
Orta-
gj
dogu'da birtakim etkinliklerde bulunmuglar ancak
taninip
et-
kili
olamamiglardir.
Kiros
ve
ondan
sonra
gelenler dneminde
Persler
ile
Museviler arasinda
kargilikli iyi
iligkiler
kurulmuytur.
Bu halefler topraklarini
K k Asya'nin
Ege kiyilanna
kadar
genipletmigler, Yunanlilar ile
olan
iligkileri
ve
atigmalari
saye-
GEMS
sinde, Pers imparatorlugu'nun
egitli halklanyla ortaya
ikma-
ya
baglayan Yunan
uygarlig1 arasinda kpr kurulmugtur.
Yu-
nan
uygarliginin
din yerine bilime ve
felsefeye
dayanmasma
ragmen
Yunan bilim
adamlarinm
ve
filozoflannin fikirlerinin,
Ortadogu'nun,
dahasi
dnyamn
sonraki dini
uygarliklan
ze-
rinde
ok
nemli etkileri
olmuytur.
Eski
aglardan itibaren Yunan
parali askerleri
ve
tccarla-
n
Ortadogu'nun egitli yerlerini kegfederek, bu
yabanci
diyar-
lardan Yunan bilim
adamlannm
ve
filozoflannin
entelektel il-
gilerini
ekecek bilgiler
getirmiglerdi. Pers mparatorlugu'nun
geniglemesiyle Pers hkmetinde Yunan
yeteneklerinden
fay-
dalanma
olanagi
dogmuytu.
Makedonyali Byk
skender'in
(M.O.
356-323)
Makedon
hakimiyetini
ve
Yunan kltrel
et-
kinligini
Orta
Asya'ya,
ran'a,
Hindistan sinirlarma
ve
gneyde
Suriye
zerinden Misir'a kadar
yayan
dogu fetihleri yeni bir
a-
gm
baglangici
olmuytur. Byk
skender
ldkten
sonra,
Suri-
ye,
iran ve
Misir'da kralhk kurulmuytur.
Iskender'in fetihlerinin
ncesinde
de iran
ile ilgili bilgileri
olan Yunanlilar'in fetihlerin
sonrasinda Mezopotamya,
Suriye
ve
Misir'1
tanima
ganslan olmuytur. Bu
topraklarda, kurduklar
siyasi
stnlk sonunda Romalilar tarafmdan yikilmig
olsa
da,
kltrel stnlkleri Roma dneminde bile
srmgtr.
M.. 64
yilmda Romali general Pompey Suriye'yi
ele geirmig, ok kisa
bir sre
sonra
da
Yahuda'yi fethetmigtir. Antonius
ve
Kleopat-
ra'nin
M.. 31'de
Aktium
savagmdaki yenilgilerinin
ardindan
Misir'in Greko-Makedon hkmdarlari da Roma hakimiyetine
girmlylerdir. Roma hakimiyetinin ve
Helen kltrnn byk
zaferine
kargi koyma cesaretini
yalnizca Persler
ve
Museviler
gsterebilmig
ve
bu direnigin
ok egitli sonu1ari
olmustur.
Argak
adli
biri, M..
247 y111armda Yunan ynetimine
kar-
gi
baanh'bir
isyan baglatarak
tarihte, geldikleri yerin
ya
da
ka-
32
HIRISTYANUK
NCES
bilelerinin
adiyla
Partlar olarak
bilinen bagimsiz bir
h'anedan-
hk kurdu.
Makedonya
hakimiyetini tekrar
kurma girigimleri-
nin ardindan
Partlar
varhklanni
srdrdler.
Siyasi bagimsiz-
11klannigenileterek
Roma'nm kargismda
tehlikeli
ve
g
l bir .
rakip
olmaya
bagladilar
ama
Yunan kltrel
etkisine
aik kal-
dilar.
Partlar, Zerdgt
inancim
tekrar canlandiran
Sasani hane-
danliginin kurucusu Ardegir
(M.S. 226-240) tarafindan
yikildi.
ran'da hakimiyetin, hkmetin, toplumun bir
parasi
ve
dev-
let dini haline gelen
Zerdgtlk,
devlet
baskisiyla dini
sinif
ve
hiyerarpik
din adamligi olugturan; kargit
inanlarin
belirlenme-
si
ve
bastirlmasiyla
ugraan
tarihteki ilk
devlet dini sayilabi-
lir. Bu aidan Sasaniler'in uygulamalan
gerek
Partlann
gerekse
imparatorluk
Roma'smin
byk hoggrsyle nemli
bir
elig-
ki
yaratmaktadir.
Zerdgt dini
ve
rahipligi
devletle olan siki bagi
nedeniyle
byk bir
g kazanmig ancak
devletin yikilmasiyla birlikte de
zarar
grmgtr.
Zerdgt
rahipligi kurumu Pers mparatorlugu
ile
birlikte yok olmug, Arap
fetihleriyle
imparatorlugun
yikilma-
si
Zerdytlgn
uzun
bir kg dnemine
girnesine yol
amig-
tir. slam
dneminde Iran'in kltrel ve
siyasi
yaaminin
yeni-
den dirilmesi srecinde kgten kurtulamamigtir. ran'da isla-
miyet'in yayilipina kar
i
direnigi Zerdgt
rahipligi
degil,
muhale-
fet
ve
baskiya
aligkin
olan Zerdgt kargitlan
gstermigtir.
Zerdgt
kargiti d
ncelerden
bazilarimn Ortadogu'da
ve
genel anlamda
tarihte ok nemli
yerleri olmugtur. Bunlardan
en
lyi
bilineni,
Roma imparatorlugu'nda, zellikle askerler
ara-
sinda, ok
benimsenmig olan
ve
ingiltere'de bile kabul
gren
Mitraizm'dir. Ondan
daha ok bilineni
ise
Maniheizm'dir.
Ma-
ni,
216
ile 277
yillar1 arasinda
yagamig,
Zerdgt
ve Hiristiyan
dpncelerinin birleiminden olugan bir din
kurmugtur. Ma-
ni 277'de gehit olmuy
ama
dini
yagammi
srdrmg, hem Av-
rupa'da
hem
Ortadogu'da H1ristiyan
ve
Mslman baskilanna
direnmigtir.
Zerdgt
kargiti dgncelerden
daha yerel
nitelikli
ama
ok nemli olan bir bagkasi
Mazdak'tir.
VI.
yy
baglarmda
ran'da
yagamig
ve
bir tr
dini komnizm kurmuy, slamiyet'te
daha
sonraki
muhalif
Sii
hareketlere
esin
kaynagi
olmutur.
ran'in
dinlerinden biri
olan Zerdgtlk, imparatorlugun
kl-
trel dnyasi dipinda
yagayanlara ciddi olarak ailmamigti. Bag-
langita
etnik
kkenli
olan
uygar
eski dinlerin tm
gibi
bu da
olagan bir durumdu.
Zamanla
siyasi
nitelik
kazanan,
sonra
da
.
kltlerini
srdren
siyaset
ile birlikte
ken
bu dinlerin
tek
bir
istisnasi
vardir. Antik aglarda tek
bir din
siyasi
ve
cografi ss
yok edildikten
sonra
ayakta
kalabilmig,
ikisi de
olmadan kkl
bir kendini degigtirme
sreciyle
yagamayi
srdrmgtr. nce
srailogullari,
ardindan
da
Yahuda halkimn Musevi
oluglan
bu
ekilde olmustur.
Museviler,
Roma'ya
ve
Yunan'a karg1
olan
siyasi direniple-
rinde
baan
gsterememiglerdir. Baylangita
Makabiler
altinda
Suriye'nin
Makedonyah
hkmdan kargismda baanli
olmug-
lar
ve
bir sreligine Yahuda'daki
kralliklarmm
bagimsizhgim
elde etmiglerdir. Ancak Roma'mn gcne kargi
koyamam1plar
ve
bazi
Persler'in yardimiyla
peg pege
gerekleptirdikleri bag-
kaldirilann tm bastirilmig,
sonunda sindirilip
kle
haline
gel-
migler,
bayrahipleri
ve
krallan Roma'mn kuklalan
olmuytu. Ya-
huda, Romali
bir
valinin
hakimiyetindeydi.
66
yilmda
baglayan
en
nemli bagkaldin
zorlu
bir
mcadelenin sonunda, isyanc1-
lann
yenilgisi ile sonulanmisti. Romahlann 70
yihnda Kuds'
fethedip
Babil
esaretinden
kurtulanlann
yaptigi ikinci
tapina-
gi
y1kmalari
bile Musevi direnigini durdurmayi
saglayamamig-
tir.
135'teki Bar-Kohba
isvaninin
ardindan Romalilar Museviler-
-
L
den
mutlaka
kurtulmaya karar
verdiler.
Daha nce Babilliler'in
yaptigimpaparak
Musevilerin byk
ogunlugunu esir
ahp
sr-
34
HIRSTiYANUK
NCESI
I ..-
gne
gnderdiler
ama bu
sefer onlarn imdadina
yetigecek bir
Kiros yoktu. Museviler'in tarihi adlan dahi silindi, Kuds'e Ae-
lia Capitolina adi
verildi
ve
yikilan
Musevi Tapmag1'mn yerinde
Jupiter'e
bir tapinak
yapildi,
Samariya
ve
Yahuda adlan
kaldinl-
di
ve
lkeye
oktan unutulmuy
olan Filistinliler'in adi
verildi.
Agagidaki
eski
bir
Musevi metni Musevi
ve
bagka Ortadogu
halklarmin Roma imparatorluk
ynetiminin
faydalanni
ve za-
rarlanni
nasil grdgn aik bir biimde anlatmaktadir.
B-
lmIL yy'da hahamin konugmalarindan
alinmigtir:I
Haham
Yabuda
dedi hi: "Bu insanlann
(Romahlar) eserleri
ne
de
gzel.
Pazarlar;
hrler, hamamlar yapmtslar." Haham
Yose sessiz
haldz.
Ha-
bam Simeon Bar-Yohai yamtlada: "Tm yaptiklanna
hendi
gereksinmele-
n iin yapt:lar Fabigelerini yerlegtirmek
iin pararyerleri, kendilenni g-
zellegtirmek
iin hamamlar
vergi toplamak
iin hn2/er yaptzlar."
Ya-
huda konugmalanm yetkililere anlatta
ve
yetkililergu karan verdiler: "Bi-
zi ven
Yahuda vlsn.
Sessiz kalan Yose, Seforis'e
srgiin edilsin.
Bizi
sulayan
Simeon
idam
edilsin."
Romalilar,
-Museviler
ve
Yunanlilar,
birbirlerine benzeyen
nemli
bir
ynleriyle antik aglarda
yagayan
diger
insanlardan
farkliyd'ilar.
Igte bu
benzerlik
ve
farkhliklann
onlarin gelecek-
teki
uygarkklan biimlendirmelerinde
byk etkisi olmugtur.
Ortadogulular dnyanin bagka yerlerinde yagayanlarin
da
yap-
tig1
gibi kendi gruplan
ile
bagkalarininkini
kesin sinirlarla
ayi-
rirlardi.
Bylelikle
grup
saptanirken yabancilar
grup
dipinda
biraki-
11rdi. Gruplayma
ve
yabanc1yi
diglama, insanoglunun igdsel
davranigidir; hatta eyitli
hayvan
trlerinde
de grlmektedir.
Grubun iindekiler ile
dipindakiler
arasindaki degigmez
ay-
nm
ya
akrabalik
ya
kan
ya
da gnmzdeki etnik
kavrami ile
belirlenir. Eski aglarda iki
halk, Museviler
ve
Yunanlilar
birbir-
lerini farkli
gekillerde
adlandirirlar: Yunanlilar
onlardan olma-
yanlan
"barbar",
Museviler
de kendilerinden olmayanlari
"gen-
L
tile" olarak adlandirirlar. Ashnda
bu
adlar
byk
engelleri
sim-
gelerdi
ama
yine de bunlar
agilmaz
degillerdi.
Bu
zellikleriy-
le
akrabaliga
ya
da kana bagh
olan daha
genel
ve
ilkel
ayrim-
lardan farkliydilar.
Taraflann kargilikh
olarak
Musevi din ve ka-
nunlanni,
Yunan dil
ve
kltrn
benimsemeleriyle engeller
agilabilir,
hatta
kaldirilabilirdi bile. ki
grup
da yeni ye aramaz-
lardi
ama
kabul etmeye
de
hazirlardi.
Hiristiyanlik agmin bag-
larmda,
Ortadogu'da Yahudilegmig gentile'lere
ve
Helenlegmig
barbarlara
rastlanirdi..
Eski dnyada
Museviler'in
ve
Yunanh-
lar'in diger
halklardan farli bir
yanlari
da
dgmanlanna
merha-
met
gstermeleriydi. Tevrat'm Yunus kitabinda Asur'un Nino-
va
halki iin kayg11anilmasi
ya
da Pers
savaglarina katilmig
olan
Yunan tiyatro
yazan
Aeskilus'un yenilgiye ugrayan
Persler'in
acilarini
paylagarak betimlemesi
arpici
rneklerdir.
Romahlar kendilerine dahil
olma fikrini
yle.
geniletmig-
lerdi ki bir
ortak imparatorluk
yurttagligi
kavramma kadar
iler-
letmiglerdi.
Yurttaglik
kavramini
geligtiren Yunanlilar olmugtu.
Yurttag hkmetin kurulmasina ve
yrtlmesine katilma hak-
ki
olan kipiydi. Yunan gehrinin
yeligi, gehrin kendi yeleri
ve
onlarm yerine gelecek
olanlarla
sinirliydi. Yabanci bir kipi
yal-
nizca o
gehirde
yagayan
yabanci konumuna
erigebilirdi.
Baylan-
g1ta
Roma yurttagh t
da benzer
biimdeydi
ancak belirli
sre-
ler
sonucunda
Roma
yurttaglannin
grevleri
ve
haklan
tm im-
paratorluk eyaletlerine genipletilmigti.
Musevi dininin,
Helenistik
kltrn ve
Roma devlet sistemi-
nin erigilebilir
olmasi
birlikte
Hiristiyanligin dogmasini ve
ya-
y11masim saglamigtir.
Birka yzyil
sonra,
farkli yntem ve
ie-
rigi
ile
Islamiyet
ikinci
evrensel
din
olarak.dogmuy
ve ayni
g-
revi
stlenmigtir.
Inanlan ve
amalan
aynt
olan,
ayni
blge-
de
yan yana
yagayan
iki
ayn
dnya
dininin
atigmasi
kainil-
maz
olmustur.
36
2. BOLUM
.
SLAMYET
NCES
Hiristiyanlik aginm yaklagik ilk
alti
y
zy1lmi,
yani Hiris ti-
yanh m doguundan Islamiyet'in
doguuna kadar
geen
sre-
yi, hem
uygarhklann
hareketlerindeki hem de
yaganan
olaylar
zincirindeki
nemli geligmeler gekillendirmigtir.
Ilk geligme
ve
birok
aidan
en
nemli olani, Hiristiyanligin
ykselmesi,
benimsenmesi
ve
yaygmlagmasi, Persler
ve
Muse-
viler
dipinda
Hiristiyanliktan nceki
tm dinlerin
yok olmasi
kaybolmasi,
en
azmdan
batmasidir. Klasik Helen-Roma
paga-
nizmi
bir sre
yagamig,
hatta imparator
Julian'in
hkmdarligi
sresince
361-363)
son
kez
alevlenmigtir.
Bu dnemin IV.
yy
baglanna kadar olan ilk yansinda Hiristiyanlik,
Roma sistemi-
ne protesto
olarak
bymy
ve
yaygmlagmigtir. Hiristiyanlik
za-
man
zaman
hoggr ile
kargilansa da ogunlukla yargilanma-
si
nedeniyle
devletten
aynlmasi
ve
kendi kurumunu, Kilise'yi
kurmasi
zorunlu
olmustur. Kilise
kendine zg
yapisi,
sistemi,
hiyerargisi, liderligi, ynetimi, yasalan
ve
mahkemeleri
ile
za-
manla
Roma dnyasmm
tamamma
hakim olmuytur.
H1ristiyanlik,
mparator Konstantin'in
(311-337)
Hiristiyan
olmasiyla
Roma mparatorlugu'nu
ele
geirmig, bir bakima da
Hiristiyanlik imparatorlugun eline
gemigtir. Sonrasinda Roma
devleti Hiristiyan
olmuytur.
Yeni dinin yayilmasi
otorite
ve
ik-
na
ile
saglanmigtir.
Roma'nm byk
gc,
Justinien
dnemin-
de
(527-569)
yalnizca Hiristiyanligin
diger dinlere stnlgn
'
saglamak
iin degil, Hiristiyanlar'in aynldiklari
egitli dgnce
akimlarmin
devlet
onayli
gretiyi
benimsemesini saglamak
iin
37
i
I
I
GEMIS
I
. de kullanilmigtir. O gnlerde
artik
birden ok Kilise
vardi. Bu
kiliseler teolojik
gretilerde anlaamadiklari gibi, kipisel, blge-
sel
ve
de milliyeti baglarla bagliydilar.
kinci
nemli
geligme, Roma mparatorlugu'nun g
merke-
zinin batidan
doguya,
Roma'dan Konstantin'in dogu bagken-
ti yaptigi
Konstantinopolis gehrine
tayinmasidir.
395'te
impara-
tor
Teodosius'un
lmesinin ardindan,
imparatorluk
Konstanti-
nopolis'ten
ynetilen -dogu
ve
Roma'dan
ynetilen bati olarak
ikiye ayrildi.
ok
gemeden
Bati
imparatorlugu
art
arda gelen
barbar
istilalan
sonucunda y1kildi.
Dogu imparatorlugu zorluk-
lann stesinden
gelerek
bin yil daha
varhgini srdrd.
Bugn ogunlukla Dogu imparatorlugu iin kullanilan
Bi-
zans
adi, eskiden Konstantinopolis
gehrinin oldugu yerde bu-
lunan bir yerlegimin
adindan
gelen ve
modern bilim adamla-
ri
tarafindan
bulunan bir addir.
Asla
Bizanslilar kndilerine Bi-
zansli
demezler,
Romall
derlerdi. Roma hukukuntin uygulandi-
gi,
bir Roma
imparatorunun hkmdarliginda yagarlardi, tabii
kk farklarla... Imparator
ve
tebaast dinsiz degil H1ristiyan-
di
ve
Bizanslilann kendileri iin
kullandiklari
Romah adi, Latin-
ce'deki
"romani"'
szcgnden degil, Yunanca'daki
"rhomaioi"
szcgnden geliyordu.
Bazi Yunan yazitlarinda
"hegemonia
ton
Rhomaion"
(Roma-
lilar'in
egemenligi) iin dua ediliyordu. Persler'in yiktigi
ve
Ro-
mahlar'in
tekrar
kurdugu
Edessa
prensliginin
prensi Yunanca
"Philoromaios" (Romalilar'in dostu)
unvanim
almigti. Yunan-
ca, gcnn
en
parlak oldugu
zaman
bile Roma mparatorlu-
gu'nda
ikinci
dil
olarak kalmigken, Dogu Roma
imparatorlu-
gu'nda
birinci dil
olmustu.
Latince
varhgini srdrmeyi
bagar-
migti.
Bizansli Yunanlilar'in
ve
yzyillar
sonra
halifelik Arap-
a'sinda Latin
terimlerinin izleri
grlmgtr. Yunanca,
uzun-
ca
bir
zarpan
khrn
yani
sira
devletin de dili
olarak
kullanil-
38
SLAMYET NCESi
I
.
migtir.
Dogu
eyaletlerinde
varligmi
srdren
Yunanca- dipinda-
ki diller
ve
edebiyatlar,
Kipti, Arami dilleri,
Arapa,
Helenistik
bilim
ve
felsefeden
nemli
lde
etkilenmigtir.
nc
nemli geligme, yzyillar nce, Byk
skender
ile
M1sir
ve
Suriye imparatorluklarinda
baglamig olan Ortado-
gu'nun
Helenlegmesidir.
Yunan kltr, Roma devletini de H1-
ristlyan Kiliselerini
de
etkileyerek
daha
ok yayilm1gt1r.
Isken-
der
ve
haleflerinin Roma Sezarlarininkinden ok
farkli
olan
Yu-
L
nan
monargileri
Dogu Roma devletinin
hkmet kurumlanni
etkilenmigtir. Ilk Hiristiyanlar, Yunanhlar'in eskiden
beri ilgi-
lendikleri, Museviler'i
ve
Romalilar'1 pek
rahatsiz
etmeyen
fel-
sefe konularma
ilgi
gstermiglerdir. Hiristiyanlann
kutsal
kita-
bi Yeni Ahit, Yunanca yazilmtyt1. Eski Ahit'in
de yzyillar
nce
iskenderiye'de
yagayan ve
dilleri Yunanca olan
Museviler
iin
yazilmig
Yunanca evirisi
vardi.
Gemigteki degigikliklerin etkisiyle gereklegen nemli
bir
bagka geligme'de, bugn gdml
ekonomi olarak adlandin-
labilecek ekonominin,
devlet otoritesiyle planlanma
ve
yne-
tilme
dzeninin sregelen geligmesidir. Nehir
vadisi
toplumla-
rmda,
zellikle
de
Misir'da
bylesi bir siyasi geligme olagandi.
Misir'da,
iskender'in generallerinden
birinin kurdugu
Ptoleme-
us
hanedanmda ileri
dzeye
ulagmig
bir gdml ekonomi
var-
di. Hiristiyanligin ilk yzyillannda, zellikle
de
III. yy'dan
iti-
baren devlet ticaret, sanayi, retim
ve
hatta
tanm
alanlarinda
etkinlik
gstermeye
baglamigti. Devlet
dipindaki
zel
girigimci-
lerin
ekonomik etkinlikleri,
devlet tarafindan
denetlenmig, bir
devlet ekonomi politikasi
olugturulup uygtilanmaya
ahgilmig-
tir.
Devlet
pek ok
alanda zel
girigimcilerle
ticareti
tercih
et-
meyip kendi
olanaklanni
kullanmigtir. rnegin
ordu, silah,
do-
natim
ve
kimi
zaman
da
niforma
gereksinimlerini devlet
giri-
gimlerinden saglamigtir. Genellikle
ordunun erzaki vergi
olarak
GEM.
toplanip askerlere
tayin
olarak verilirdi. Devletin
ekonomik
et-
kinliklerinin giderek
artmasi
zel
girigimcilerin
aligma
alanla-
nnt
byk
lde
kisitlamigt1.
Devletin artan
mdahalesi tarim
alaninda da olmug,
ya-
vag yavag
tanm
alanlari
azalmigtir. Devletin,
topraklanni
terk
eden.toprak sahiplerini
ve
kylleri
maddi olarak
ve
bagka ba-
zi
zendirmelerle
topraklarinda
kalmaya
ikna
etme
abalan
ve
bu konudaki kaygisi,
imparatorlugun ogu bugne kadar
ge-
len kanunlarina
da
yans1migtir.
Bu
durum, ekonomik
mdaha-
leciligin
nemli savunuculanndan Diocletian
(284-305)
dne-
minden, slami fetihlere, yani
ekonomik
g
ve
iglevin tekrar
saglamnasma
kadar, III.
ile
VI. yy'lar arasinda, byk bir
so-
run
olmuytur.
Bizans
ve
Pers
imparatorluklan, VII.
yy'in
ilk birka
on yi-
hnda yaklagan slamiyet dalgasina kapilmig olsalar da, kaderle-
ri ok farkh
olmuytur. Araplar Bizans ordulannt igir
yenilgilere
ugratarak pek ok eyaletlerini ele geirdikleri
halde,
Kk As-
ya'nin
merkez eyaleti Yunan
ve
Hiristiyan kalmigt1. te
yandan
imparatorlugun bagkenti
Konstantinopolis aldigi saldinlara
rag-
men, onu
denizden
ve
karadan
koruyan surlanyla ayakta kal-
mayi
bagarmigti. Bizans
imparatorlugu
gcn kaybederek
k-
lmeye baglamasmdan
sonra
bile yedi yzyil
dilini;
kltrn
ve
kurumlanni
zgn biimleriyle srdrerek
yagamigtir.
Iran'in
kaderi
ok daha
farkhydi. Fethedilen yalnizca dig
eyaletleri olmamig, bagkenti ve
topraklarinin
tamami
da fethe-
dilerek yeni
Arap-Islam
imparatorluguna dahil olmuytu. Misir
ve
Suriye'deki Bizansli
igadamlannin
Bizans'a kama ganslan
vardi
ama
ran'in
Zerdgt destekilerinin
Mslman ynetimi-
ne
girmekten
ya
da gidebilecekleri
tek
yere,
Hindistan'a
g-
mekten
bagka
seenekleri yoktu. ran'daki
Mslman
hakimi-
yetinin ilk
yzyillannda eski
dil ve
eski
yazi,
kk
bir azinlik
SLAMYET
NCES
digmda, kullamlmayarak
unutuldu.
Anglo-Saxon
dilinin
ngiliz-
ce'ye
dngmesi srecinde yagandigi
gibi
fetih dili
bile degig-
tirdi.
ran'm slamiyet'ten
nceki
tarihi, modern aglarda eski
Pers yazilannin
zmlenmesi
aligmalanyla
aragtirilmaya
bag-
lanmigtir.
ran mparatorlugu tarihinde Hiristiyanlik
aginm ilk alti
yzyilhk
blmnde, Sasani
ve
Part dnemleri olmak zere iki
byk dnem
vardir.
ilk Sasani
hkmdari
Ardagir
(226-240)
Roma'ya
yeni bir
dizi
savag amigttr.
Ondan
sonra
gelen
I.
Sah-
pur
(240-271)
savagta
Roma mparatoru
Valerian'1
esir
almig
ve
Valerian
esarette
lmgtr.
1.
Sahpur
vndg
bu baansinin
resimlerini
ran'daki egitli
daglarin kayalanna
yontturmuytur.
At
stndeki
Pers pahmin, yerdeki
Roma imparatorunun
boy-
nuna
ayagim
koymuy
oldugu
bu
resimler
-hl
durmaktadir.
Islamhalifeligi
ortaya
ikana
kadar blge tarihine
egemen
olan
siyasi durum, Pers-Roma, sonrasmda
da Pers-Bizans
reka-
betiydi. Islamiyetise bir rakibini ortadan
kaldirrrug, digerine de
nemli lde
gcn kaybettirmigti. Bu
sonuca
byk
etki-
si
olan
sonu
gelmek
bilmeyen savaglar
bir istisnayla
kesintiye
ugramigtir.
Bu istisna,
yz
ylldan
fazla sren Uzun Bang'tir.
III.
Sahpur
(383-388)384'te Roma ile
bang
yapmig
tir.
421-22 y1lla-
nndaki ufak
bir
simr
atigmasi.hari,
VI. yy'in
ilk yillarma
ka-
dar bir daha
savag
olmamis,
bu
tarihlerde
baglayan
ilk
savag
ki-
sa
araliklarla
628'e kadar devam etmigtir. Bu siralarda
da ok
yakmda
bu iki
dgmani glgede
birakacak yeni bir g dog-
maya
baglamigtir.
Modern
ve
Ortaag tarihilerine
gre bu savaglann temel
gerekesi toprak
olmutur.- Romahlar
bu dnemde
Persler'in
egemenligindeki
Ermenistan
ve
Mezopotamya zerinde
hak
iddia
ediyorlardi.
Romalilar imparatorlan
Trajan'in
fethettigini
syledikleri
bu
topraklan istiyorlardi,
bu da
Romalilar'in,
Pers-
41
ler'in,
sonra
da Mslmanlar'in
ortak
gretilerine
gre
buralar
zerinde
kendilerine
srekli hak tantyordu. Ayrica
Bizanshlar,
Mezopotamya
ve
Ermenistan halklannm
byk ogunlugu H1-
ristiyan
oldugundan
Hiristiyan imparatoru.na
bagh
olmalari
ge-
rektigini ne sryorlardi.
Persler de
M.. 525'te
Kiros'un og-
lu
Kambiz'in fethettigi
Filistin,
Suriye
ve
Misir'da bile hak
iddia
ediyorlardi. Bu
topraklan savaglar
sirasinda
zaman zaman
ele
geirdiler.
Buralarda Persler
ya
da Zerdgtler yoktu
ama
onlara
sempati
duyan Hiristiyan
olmayan
gruplg
vardi.
Modern
tarihiler toprak digmdaki bagka
nedenleri
de bu-
lup
belgelemiglerdir.
Bunlann
en
nemlilerinden biri Dogu
ile
Bati
arasindaki ticaret
yollanni ele geirme
arzusudur. Akdeniz
dnyasi iin
in'den
ipek, Hindistan
ve
Gneydogu
Asya'dan
baharat
olmak zere
Dogu'dan yapilan
iki
ithalat byk nem
tagimaktaydt
ve
bu
mallarin ticareti ok yayginlagmigtt.
Roma
yasalarmda ticareti
mdahaleden koruyacak
nlemlere
yer
ve-
riliyordu. Bu
ticaret
Roma
ve
Bizans'in,
inve
Hindistan
uygar-
11klanyla
iligkide olmasmi
saghyordu.
lkeler
arastnda
ne
dzenli bir iligki
ne
de
ziyaret bulunu-
yordu
ama
her
ikisinden de
ithalat yapihyordu.
Romalilar
ve
sonra
da
Bizanshlar
bu
ithalat iin altin
dyorlardi.
Hint
ba-
haratlan
ve
in
ipegine kargihk
Akdeniz
dnyasmin
verilebile-
cek bir geyi yoktu. Altm her
zaman
geerliydi
ve
ok miktarda
Roma
altini Akdeniz havzasma
yapilan
ithalatin kargthgi olarak
Dogu Asya'ya
gnderiliyordu. Bu
arada, belirli dnemlerde h-
kmrankklanni Orta Asya'ya
yayan
Persler,
ipek
ticaretinin
1-
kig
noktasmdaki hakim g
olarak
aracihk yaplyorlar
ve
bu
sa-
yede byk kr
elde ediyorlardi. Roma dnyasi Dogu'ya altin
akipindan pikayeti oluyordu
ama
yine
de bu
lde
bir kay-
ba dayanabilmigti.
Akd.eniz'den doguya
giden
en
kisa yolun
Persler hakimiye-
42
ISLAMIYET
ONCESI
tindeki
topraklardan
gemesi
nedeniyle,
Pers silahlarinin
ol-
mayacagi
bagka yollar
bulamak
hem
ekonomik
hern de
strate-
jik
aidan
yararli olacakti.
in'den
sonra
Avrasya
bozkirlarin-
daki Trk topraklarindan
Karadeniz
ve
Bizans topraklanna
ve-
ya
Hint Okyanusu'ndan
geerek
gney denizlerine giden yol-
lar
var
olan alternatiflerdi.
Bu yollar,
Basra Krfezi
ve
Arabis-
tan'a
veya
Kizildeniz'den
sonra
Mis1r
ve
Sveyg
kistagindan
ge-
erek Akdeniz'e
ya
da Yemen'den Bati Arabistan
keivan
yolla-
riyla
Suriye smirlanna uzanlyordu.
Bagta
Roma'nin
ve
daha
sonra
Bizans'in ikari,
Hindistan
ve
in
ile
digticaret
baglan yaratmak
ve korumak, bu sayede
Pers-
ler hakimiyetindeki
orta
blgelerden
uzak
durmakti.
te
yan-
dan Pers
imparatorlugu
transit yollardaki
durumundan fayda-
lanarak Bizans
ticaretini denetim altinda
tutup bang zamaninda
kr
saglamak,
savag
sirasinda
da
yolu
kapatmak
istiyordu.
Bu
da her
iki imparatorlugun,
kendi sinirlan
dipindaki
topraklar-
da etkin olabilmek iin. srekli
mcadele
halinde
olmalan
an-
lamina geliyordu.
ki blgede,
tm bu diplomatik, ticari
ve
nadiren de askeri
mdahalelerin etkisi
de kmsenemeyecek derecedeydi.
Bu
durumdan ilk
nce kuzeyde Trk beylikleri
ve
agiretleri ile
g-
neyde
Arap beylikleri
ve
agiretleri etkilemnisti.
Ne Araplar'in
ne
de
Trkler'in
blgenin
eski
uygarhklan
zerinde
netnli
bir
et-
kileri
olduguna
dair kanit bulunmamaktadir. Ancak
daha
son-
radan
gelen
istila
dalgalarmda ortaaglarda Islamiyet'in merke-
zi olan topraklardaki etkileri
nemli olmuytur.
Hiristiyanhk agmin ilk alti
yzyilhk dneminde Araplar
ve
Trkler
.henz
imparatorluk
simrlarinm
digmda, barbar
ya
da
yari
barbar olarak llerde
ve
bozkirlarda
yagiyorlardi. Roma-
hlar
ve
Persler,
imparatorluklarini
genipletirken
bile l
ya
da
bozkir topraklarmt ele
geirmekle ilgilenmemigler,
hatta
onlar-
I
17
Ist
i
43
GEM$
la
yakinlik
kurmamaya
zen
gstermiglerdi. IV.
yy
Romali
ta-
rihisi Suriyeli olan Ammianus Marceilinus bozkir halklan
iin
gunlan
sylemigtir?
"Tm bu blgelerin halklan
vahg
ve
savayzdtr.
atymave
savag on-
lara keyty ven:r.
Onlar iin
savasta
lenler
en
muttu kipilerdir Dnya-
dan dogal
lmle aynlanlan korkaklekla sulaytp hakaret
ederler.
(XXI-
II, 6.44)
"
Ammianus
Marceilinus, gneydeki
l halklarini
"dost
da,
dgman da
olamayacak Araplar"
szleriyle anlatmigttr
(XIV,
4.1).
Bu
kompulann silah gcyle
fethedilmesi
tehlikeli, mali-
yetli
ve
zordu. Bu
yzden, iki
imparatorluk
da
yaptiklan mad-
di,
askeri
ve
teknik yardimlar,
verdikleri
unvanlar ile
bu halkla-
n
kendi
yanlanna ekmeye
aligt1klan,
genel
imparatorluk
po-
litikasi
gekline
getirilecek bir
yol izlediler.
Kuzeyin
ve
gneyin
agiret
reisleri
bu durumu
kendi
ikarlarina kullanarak, bir biri-
nin bir
tekinin, bazen
ikisinin birden
yaninda oldular. Kimileri
kervan
ticaretinden elde ettigi
servet
ile
kendi
gehirlerini
ya
da
kralliklarmi
kurdular,
imparatorluklann
uydulanymig
gibi,
ba-
zen
de
mttefikleri
olarak siyasi
rol
stlendiler.
Bu imparator-
luklar
ikarlan dogrultusunda
sinir
beyliklerini
ele geirip dog-
rudan hakimiyet
altina almiglarsa
da,
genellikle dolayli hakimi-
yeti
ya
da mgteri devlet konumunu
tercih
etmiglerdir.
Bu
ok eskiden kalan
iligki trnn
kkeni gphesiz
antik
aga uzanmaktadir. Romahlar M..65'te
Romah Pompey'in bu-
gn rdn
Hagimi kralliginda bulunan
Petra'daki Nabat bag-
kentine
yaptigi
ziyaretle l politikalarinin baglangicmi yapti-
lar.
Nabatiler'in
yazili dilleri ve
kltrleri
Arami
oldugu halde
kendilerinin Arap
olduklari bilinmektedir. Petra
vahasmda bir
kervan gehri kurdular,
Romahlar da
onlarla kuracaklari
iligkinin
dosta
olmasini
dogru
buldular. Petra,
Roma
eyaletleri
ile l
arasirfdaki
tampon
lke,
Gney
Arabistan,ve
Hindistan ile tica-
I
44
ISLAMlYET
ONCESI
ret yollarina ulagmak
iin ok nemli
bir kompuydu.
M.. 25'te
imparator Augustus
Yemen'i fethetmek iin bir ordu gndere-
rek
bagka bir politika denedi. Romalilar'a
Kizildeniz'in
gney
ucunda
bir kprbagi yaratarak Hindistan yolunu
Roma'n1n
dogrudan hakimiyetine
almayi amaliyordu.
Fetih
bagarih
ola-
madi
ve
Romal11ar
oraya
bir
daha
sefer
dzenlemediler. Yeni-
den Arabistan ilerine ordularmi gndermeyi
denemediler,
hat-
ta
barig sirasmdaki
ticari,
savag
sirasmdaki askeri gereksinimle-
ri nedeniyle ldeki
sinir
devletleriyle
ve
kervan gehirleriyle iyi
iligkiler
kurmaya bagladilar.
Romalilarm
bu politikasi
Arap
smir
beyliklerinin sayismda
byk bir
artiga
yol
at1.
Bunlarm
birincisi Petra idi,
en
nemli-
lerinden biri de gimdi gneydogu Suriye'deki Tadmur olan Pal-
mira idi. Palmira
Suriye lndeki
bir kaynagm etrafmda
bulu-
nuyordu.
ok
eski aglarda
orasi
bir ticaret
ve
yerlegim
gehriy-
di.
Palmiral11ar'm
Firat
zerinde
Dura'da
bir
merkezleri
bulun-
dugu
iin Akdeniz ile
Mezopotamya
ve
Krfez l
ticaret yolu
zerinde
sz sahibi olmalari, onlara
bir
lde
stratejik
ve
tica-
ri nem sagliyordu.
Benzer
durum, iki imparatorlugun
ve
Karadeniz'le
Hazar
Denizi'nin kuzeyinde,
in'e uzanan
Orta Asya yolu zerin-
de de geerliydi.
Bu blgedeki Orta Asya agiretleri arasmda
L
yy'm
son
eyreginde
Win otoritesine kargi bagkaldirilar olma-
ya
baglad1.Bu bagkaldirmin liderleri
arasmda
olan
ve
in
tarih-
ileri tarafmdan
"Hiung Nu" olarak adlandirlan
halkin, Avrupa
tarihindeki
Hunlar olduklan bilinmektedir. Pan Chao adli
inli
general
in'den
Orta Asya'ya gerekleptirdigi seferle
bagkald1-
riyi
durdurarak Hiung Nu'lan ipek
yolu zerinden
atmigtir. Bu
kez
inliler
daha da
ileri
giderek, sonralan adi Trkistan olan,
bugnk zbekistan
ile
bati kompularim iine alan
blgeyi fet-
hettiler. Pan Chao buradan i Asya ipek yolunu
in'in
denetimi
45
I-
altina aldi
ve
Kan Ying
adli
elisi
nderliginde
bir heyeti Roma-
lilar'la
grgmeleri iin batiya
yolladi. Heyetin 97de Basra Kr-
fezi'ne
ulagtigi
bilinmektedir.
Roma mparatoru
Trajan'in
Ortadogu'da yayilma politikasi-
ni
aiklamada, Dogu'nun bu ve
diger
diplomatik
ve
askeri
et-
kinlikleri yardimci
olmaktadir.
106'da
Trajan, Roma
ile Petra
es-
ki
iligkisine
son
vererek gehri fethetti.
Artik Nabatiler'in
lke-
si Provincia
Arabia
adli
bir Roma
eyaleti oldu
ve
Basra'da
bu-
lunan bir
Roma Lejyonu
tarafindan
yrietilmeye bagladi. Tra-
jan,
Roma
gemilerinin
Akdeniz'den
K1211deniz'e geebilmeleri-
ni
saglamak
iin
Nil Nehri'nin kanallanni
ve
kollanni birlepti-
rip
iskenderiye'den
Clysma'ya dek uzanan
bir
suyolu yaptirdi.
107de Hindistan'a bir Roma
elisi gnderildi, kisa bir sre
son-
ra
da
Dogu Suriye
sininndan Kizildeniz'e bir
yol aildi.
Tm bu
olaylann iki imparatorluk arasindaki
savagi
bagla-
tan
Partlar'i hakli
olarak
endigelendirdigi grlmektedir. Tra-
jan
114'te baglattigi
bir
seferde iki
imparatorlugun paylaama-
digi
en
nemli
blgelerden
Ermenistan'1 iggal
etti.
Bag1msiz H1-
ristiyan
bir
hkmdar olan Edessa
prensi
ile anlagtiktan
sonra
doguya dogru
Dicle'den geerek
116'da gimdiki
Bagdat yaki-
nindaki
byk
Pers gehri Ktesiphon'u fethetti.
Bu
sirada
Yahu-
diye'de byk bir isyan
ikmasi bir
tesadf gibi grnmyor.
117de Trajan'in
lm zerine yerine
geen
Hadrian, P1'ovin-
cia
Arabia
divinda
doguda
iggal edilen
eyaletlerden
ekildi.
Trajan'in blgede
yayildigi 100 ydlarinda, Arap
yanmadasi
yaklagik
olarak
gu
durumdaydi:
blgelerde digaridan
ve
ie-
riden
hibir otorite
yoktu, te
yandan batida Roma ve
dogu-
da Part
imparatorluklariyla egitli iligkileri olan kk beylikler-
le
evrilmigti. Beylikler
Arabistan'dan Yemen'e, oradan da
de-
niz yoluyla Dogu
Afrika
ve
Hindistan'a
uzanan
ticaret yollany-
la
geiniyorlardi.
46
SLAMYET
NCESi
Roma'nin
Petra'yi hakimiyetine
almasi nemli
bir
politika
degigikligi
olmuy
ve
o
dnemin
gler
dengesini bozmuytu.
Romalilar
bundan
sonra
da
Palmira'da
ben2er bir politika
uy-
guladilar
ama en
sonunda
bundan
vazgeerek
bilinmeyen bir
tarihte Palmira'yi imparatorluklarina
dahil ettiler.
ran'da Sasaniler'in
ortaya
ikmasi
ve
blgede daha mili-
tan ve
merkezi bir dzenin kurulmasi ile
durum
tekrar
degigti.
Persler
de
Arabia'nin
kuzeydogu
smirlannda birka beyligi al-
dilar. Persler,
IIL
yy
ortalarinda eski
bir Arap merkezini,
Hat-
ra'yi ortadan
kaldirdiktan
sonra,
dogu Arabistan'in
Krfez
kiyi-
si
boyundaki
blgelerini
iggal
ettiler.
Roma tarihilerine
gre
IIL yy'in nc
eyreginde Zeno-
bia
adindaki
(byk
olasilikla Arapa Zeyneb)
kadin hkm-
dar, Palmira'mn
bagimsizligini tekrar kazanmasi
iin
son
aba-
yi
harcamigtir.
Imparator
Aurelian'in
gnderdigi Roma ordusu
Zenobia'yi
yenmig
ve
Palmira
bir kez daha imparatorluga
ka-
tilmigtir.
Bu
sirada
Arap yarimadasinin uzak
gneyinde nemli
de-
gigiklikler
yaganmaktaydi.
Tanm alanlari olan
ve
hanedan
mo-
nargileriyle
ynetilen pehirleri olan
Gney
Arabistan,
yan
l
olan
kuzeyden olduka
farkliydi.
Ancak monargiler
yikilmig,
yerini Himyaritik monarpi
adi verilen
yeni
bir
dzene
birakmig-
ti.
Batidan
Habegler
ve
dogudan
Persler
olmak zere blge di
etkilerin
arpigma
noktasi
olmuytu. Habeyistan'da
baglayan
mi-
litan H1ristiyan
monargisi, Kizildeniz'in
diger tarafindaki
gelig-
melere
dogal olarak
ilgi
gsteriyordu.
Persler de onlar iin
bir-
birinden farkli olmayan Hiristiyan
ya
da Roma etkisine
diren-
meye
her
zaman
hazir durumdaydilar.
Bu
srete, eski dnyamn byk ekonomik
kgnden,
zellikle III. yy'dan
sonra
ticaretin
sonlanmasmdan Akdeniz
uygarliginm
bu uzak ileri
karakollan bile
etkilenmielerdi.
Bulu-
47
GEML
nan
Roma
sikkelerinin azalmig olmasi bunun bir
gstergesidir.
217de
Hindistan'da len
Caracalla'dan
sonraki
sikkelerden
ne-
redeyse
hi
bulunamamigtir. Bu da
IV. ile VI.
yzyillar
arasmda
Arabistan'm
karanlik
bir
dnem
yagadigin1
gstermektedir. Bu
dnem, bedevilegme ve
yoksullagma agi olmuytur. Bu dne-
me
degin var
olan
tanm
gerilemig, kurulan
merkezler azalmig
ve
deve
gerligi
yaygmlagmigtir. islamiyet'inortaya
ikmadan
hemen
nceki
zamana
iligkin
ilk
Mslman
ykleri
bu dne-
mi
ok
net
olarak
anlatmaktadir.
Arabistan'm gerileyiginin
nedenleri
arasinda
her
iki impara-
torlugun
ilgilerinin yok olmasi da gz nne
almrnahdir.
iran
ve
Roma banginm
srdg 384
yllindan
502
yihna kadarki
uzun
srede her
iki
imparatorluk
da
Arabistan'a,
vahalarmdan
ve
llerinden
geen
pahah,
uzun ve
tehlikeli ticaret
yollarina
ilgi gstermemigti. Ticaret
yollannin yn degismig,
tegvik
yar-
dimlari
sona
ermig, kervan
trafigi
durmuy
ve
ye1irler
terk edil-
migti. Ticaretin
son
bulmasiyla
gebeligin baglamasi, kltr ve
yagam
standardini dgrm ve
ok
uzun
sreden
sonra
ilk
kez
Arabistan'i
uygar
dnyadan
soyutlamigt1. Bu durumdan,
Arabis-
tan'in daha
geligmig
olan gneyi de
etkilenmig, buradaki
ge-
be
agiretler
daha iyi
otlaklar aramak iin kuzeye g
_etmiglerdi.
Arap
toplumunda
gebelik
daima
nemli olmustur
ama
artik
daha da
ne
ikmigtir. Mslmanlar bu dnemi
"Cahiliye" ola-
rak
adlandinrlar
ve
bu
dnem
ile
Aydinhk
ag
yani islamiyet
ile
aralanndaki eligkiye dikkat
ekerler. Bu dnem,
yalmzca
sonradan gelecek olanlara
gre
degil, daha
ncekilere
gre de
ok
karanhkti. Islamiyet'inortaya
ikmasi bu
aidan
bir resto-
rasyon
olarak dgnlebilir
ve
gerekten de
Kuran'da
Hz. Ibra-
him'in dininin restorasyonu
oldugu belirtilmektedir.
Hz.
Muhammed'in dogdugu VI.
yy'da her
gey
yeniden de-
gigti.
En nemlisi Persler
ve
Bizanslilar'in
yz
yillik
bang s-
48
iSLAMYET
NCES
recinden
sonra
yeniden
atigmaya baglamalan
ve
barnun
ne- i
redeyse
sonsuz
bir
savaga
dngmesidir.
Iki imparatorluk
sa-
*
vag ve
rekabet
halindeyken bu
mcadelenin
bir
nedeni
ola-
rak
.Arabistan
bir kez
daha -ortaya ikti
ve
Arap halklan yeni-
den her
iki tarafin da
saygi
ve
ilgilerini
kazandilar.
Nehir vadi-
lerinden Basra Krfezi'ne
inen
yol,
barig dneminde,
Akdeniz
dnyasmdan Dogu'ya
giden
en
elverigli
yoldu.
Uzun bir kis-
mi su
zerinde
geen
bu
yol tekilerle
kargilagtirddiginda hem
daha
ucuz,
hem de daha
gvenliydi
ama
Bizanslilar ile
Pers-
ler yeniden
savagmaya
bagladiginda durumu degigti. Mezopo- .
tamya ve
Krfez yolu Bizanshlar aisindan ok sakmcaliydi. Bu
yol,
Persler tarafindan
savag
sirasinda askeri
hareketle,
iki
im-
paratorluk
arasindaki
bang
sayilabilecek zamanlarda
ise
eko-
nomik
baskilarla her
an
kapatdabilirdi. Bunun iin
Bizanslilar
Persler'in
ulaamayacaklan uzaklikta
bagka
yollar
bulma
poli-
tikasmi benimsediler.
nceden de
oldugu gibi
gney
l
ve
denizleri
ile
kuzey
bozkirlari
olmak
zere
iki
nemli
seenek
vardi.
Karadan
As-
ya
yolunun tercih
edilmesi,
Orta Asya
bozkirlarmm
hanlan ile
Bizans
imparatorlan arasinda ilgin pazarliklara yol
ati.
Trk
hanlan
Konstantinopolis'e
elilerini gndermeye
bagladilar. Bi-
zans
tarihilerine
gre, daha kurnaz olan bazi hanlar hem Bi-
zans'a
hem de
Perslef
e
eli gndermiglerdir.
Ancak
hanlar
ge-
nellikle Bizanslilar'1 ihanetle
su1amiglardir. Bizans
tarihisi
Me-
nander,
576'da geen-bir olay1 yyle anlatmigtir:2
Bir Bizans elisi hana
gven
mektubu verirken, han tarafindan kenduiy-
le i; yaparken dgmanlarryla da yapmakla sulanmtytt. Han,
parmahla-
rem
agzina ahp gunlart sylemigti: "Sen bir
aldatmast
ve on tane
dili
olan
o
Romahlar'dan
degil misin?
Simdi
agzamda olan
on parmagem
hadar
dilin
var senin
ve
birini beni,
tekini Avarlar'z
handarmak
iin kullant-
yorsun...
Kurnaz szlerle
ve
bile yaparak berkesi aldatryorsun... Ama bir
Trk'n yalan sylemesi tubaf olur
ve
grlmemigtir de..."
49
raLI
i
GEM
Kuzeydeki
ve
gneydeki patronlar
ile mgteriler
birbirleri-
ni olduka
iyi
anlarlardi.
VL
yy
bagladiginda, gney
yolu
hem
Persler'in
ulaamayacagi uzakhkta
oldugu, hem de
egitli
see-
nekler sundugu
iin kuzey
yolundan
daha
nemli olmuytu.
Es-
ki kaynaklara gre,
ilgili taraflarin politikalarini
ve
uygulamala-
nni
ortaya koyan
pyle
bir
tablo ikmaktadir:
Bizans, Pers de-
netiminden uzak
bir
Hindistan yolu
amig
ve
yolu
aik
tutmug-
tur.
Persler
de bu
iletigim
hattini
nlemek
ve
kesmek
iin ug-
ragmiglardir.
Bu arada yol zerindeki eyitli halklar
bu durum-
dan kr
saglamaya
aligmiglar,
kendi
ikarlari
iin
yolu aik
tut-
mak
ama
Bizanslilar'in
da
yolun
denetimini
ve
tekelini ele
ge-
irmesini
engellemek istemilerdir.
O dnemdeki
pek ok
olay
bu rnege
uygun
geligmigtir.
Hem Bizans hem de Pers
tarafmda
u
beyliklerinin
yeniden
or-
I
taya
ikmalari
bunlardan biridir. Bizans'in
l sinirinda
bugn-
k rdn'n
oldugu yerde Arap Gassani beyligi,
_
ran
tarafin-
da da Hira beyligi bulunuyordu. kisi de Arap'ti,
ikisi
de Ara-
mi kltrne sahipti,
ikisi
de
Hiristiyan'di
ama
siyasi
olarak bi-
ri ran'a,
digeri
Bizans'a bagliydi.
Yaklagik 527de Bizans mparatoru
Jstinyen,
Hira'ya
savag I
amalar1 iin Gassaniler'i
ikna
etti.
Bylece
Bizans
ile
ran'in
bagrollerde
olduklan
bir
savag
baglamig oldu. Gassani beyine
unvanlar verildi
ve
Roma mparatorlugu'nun
"partici"si
ilan edi-
. 1erek
Konstantinopolis'e
davet edildi. Roma silah
ve
egitmen-
1eri
ile birlikte yeterli
miktarda
da Roma altmi
verildi.
Pers
tara-
fmda olanlarla
ilgili ok
fazla
bir
bilgi bulunmamasina kargm,
orada
da
ayni
geylerin oldugu anla
ilmaktadir.
Sina
Yanmadasi'mn
gney
kesinin
aiklanndaki
Yotabe
olarak
adlandinlan
kk Tiran
adasmm tarih
sahnesine ik-
masi,
bu dnemin
ikinci nemli
geligmesidir.
Eski
aglardan bu
SLAMYET
NCES

..
L
yana
adada
transit ticaretle ugraan insanlar tarafindan'kurulan
kk
bir
yerlegim merkezinin oldugu
anlagilmaktadir.
473'te
adadaki
bir
agiret reisinin Konstantinopolis'i ziyaret
ettigi
ve
onun
ardmdan,
bazen
imparatorlugun
dostu bazen de dgma-
ni
olarak
grlen digerlerinin
olduguna
iligkin
bilgiler bulun-
maktadir. Adada yagayanlar
hakkmda Musevi olduklarina ilig-
kin bilgiler
vardir
ama
eski
Museviler'den
mi, sonradan Musevi-
ligi seenlerden
mi
ya
da
Yahudi lkesinden.yeni
gelenlerden
mi
olduklari aik degildir.
Kizildeniz'de
ticaret
yapan
ada
halki
baglangita bagimsizdi
ve
Bizans'a dgmanlardi. VI.
yy'da Ki-
zildeniz ticaretinin ilerlemesiyle
birlikte, ada Bizans
denetimine
girdi
ve
kolaylik olmasi iin bir Gassani beyine baglandi.
525'te birtakim
ilgin
geligmeler oldu. Tiran-Yotabe
Muse-
vileri
denetim altina almdilar
ama
Kizildeniz'in
gney
ucunda
Himyarites kralinin Museviligi
semesiyle yeni Museviler
orta-
ya
ikti.
Byle,ce Arabistan'm
kuzeybati kesinde yzyillardir
ilk
defa bir Yahudi krallig1 kurulmug oldu. Kizildeniz'in iki
k-
gesinde, her
ikisi
de
Kizildeniz ticareti
yapan,
her
ikisi
de Pers
destekisi politika benimseyen
bir
Yahudi varligmm
ayni
anda
-
ortaya ikmasmin birbiriyle
iligkili
olmasi
gerekir. Bizans nce-
likle ran'a ynelik bir politika
izliyordu.
Bizans eylemleri yal-
niz
Iran'i hedef
almiyordu, Kizildeniz'in
bir ucundan
diger
ucu-
na
degin Bizans stnlgn
ve
ticaret tekelini elde
etmek,
ye-
rel
g
leri boyunduruk altma almak
ya
da
yok etmek
amacina
hizmet ediyordu. Kuzeyde Arap dostlanndan aldiklari yardim-
larla
bu igi kendileri yapiyorlardi
ama
gneyde byle
bir ola-
nak
bulamadiklari iin
Yemen'deki Museviler'e
ve
onlarin do-
gusundaki
Persler'e
kargi Bizans
ile ittifakta olan
Hiristiyan dev-
leti Habeyistan'i
kullanmak
istediler.
O dnemde Habegistan,
Hindistan'a
kadar giden gemileri
ve
Arabistan yarimadasmda
GEM
bulunan askerleriyle uluslararasi
ticari g
durumundayoli.
Ha-
begler yeni
H1ristiyanhklarmin heyecani
iinde
Bizansli elile-
ri
hevesle
kargiladilar.
Ne
yazik ki Habegler kendilerine
verilen grevde baanli
olamadtlar. Baylarda Gney
Arabistan'daki
son
bagimsiz dev-
leti yikip yok ederek
lkeyi Hiristiyanlar'a
ve
bagka dig
etkile-
re
aik
hale
getirmeyi
bagarmalarna
karym, bu zaferlerini de-
vam
ettirecek gleri yoktu. Yemen'den teye
gitmek isteye-
rek
507de kuzeye
giden kervan yolu zerindeki Yemen tica-
ret
merkezi Mekke'ye saldin
dzenlediler.
Ancak yenilgiye ug-
rayarak Yemen'deki yerlerini Persler'e
biraktilar.
Hz.
Muhammed'in
dogdugu
yillarda Yemen'in baginda
bir
Pers satrapi bulunuyordu ve
lke
tamamen
Persler'in
deneti-
mi
altmdaydi. Kizildeniz'in
gney kpesine
yerlegen Pers
g-
c, Bizans'in
Dogu'ya
ayn ve
aik
bir ticaret
yolu
ama po-
litikasim bagarisizliga
ugrattyordu. Bununla birlikte konunun
nemini tmyle
azaltan
bagka bir
geligme
olmuytu. Yzyillar-
dir ipek retimi
in'de
zenle
bir
sir
olarak sakli tutulmaktay-
di ve
ipekbceginin
ihra edilmesi
lmle cezalandmliyordu.
Ancak iki Nesturi kepiginin 552'de
in'den
Bizans'a
ipekbce-
ginin
tohumunu kairmayi bagarmalanndan
sonra
Kk As-
ya'da VH
.yy'm
ilk yillarmda
ipekbcegi
yetigtirme igi geligmig-
ti.
in'de
retilen ipekliler
daha
kaliteli
ve
gzel oldugu
iin
daha
ok tercih ediliyordu
ama
artik
in'in
bu konudaki dn-
ya
tekeli
sona
ernigti.
VL
yy
iki
rakip imparatorlugun zayiflamasi
ve
geri
ekilme-
leri ile
tamamlandi. Arabistan'dan atilan
Habeglerin,
Habeyis-
tan'daki rejimleri
de
sarsild1. Bir sre daha direnen
Persler,
l-
kelerindeki
taht
kavgalari ve
Zerdgt
dini
iindeki
tartigmalar
nedeniyle
baglayan
byk dini
sorunlar
yznden nemli
l-
de g.kaybetmiglerdi.
te
yandan, Bizans
Jstinyen'in
h-
52
ISLAMIYET ONCESI
kmdarhmin
ardmdan sorunlar
yaamaya
baglamtyti
ve
Bi-
zans
Hiristiyanligi
byk kilise tartigmalan
ile
sarsihyordu. Ara-
bistan
yarimadasimn
son
bagimsiz g
merkezleri
durumunda-
kl.gney
beylikleri,
yerlerini yabancilann iggallerine
birakarak
ortadan
kalkmiglardi.
Bu
olaylarin
tm Arap yanmadasini
nemli
derecede
et-
kilemigti. Bu geligmelerin ardmdan Arabistan'a yanlannda
ye-
ni yntemler,
dgnceler
ve
rnler
getiren
ok sayida yaban-
ci
yerlegmigti. Arabistan'dan
geen
ticaret
yollari, tccarlar
ve
rnler
devam
eden
Pers-Bizans mcadelesinin
sonucu
olarak
ogalmigti. Yine
kuzeyde
smir
devletleri
ortaya
ikmig,
impara-
torluk efendilerine
bagh
olmuglar ancak
Arap
ailesi iinde kal-
maya
devam
etmiglerdi.
Digandan gelen
bu
etkiler Araplar iinde
egitli tepkilere yol
amigti. Bunlardan
bir blm
maddi
kaynakliydi. Daha
sonra
kargilaacaklari olaylar aisindan
ok
degerli bir dets
olan
silah,
21rh
kullanmayi
ve
dnemin
askeri yntemlerini
grenmislerdi.
nceden hi bilmedikleri
geyleri
getirmeye baglayan tccarlar
ilerlemig toplumlarin zevkleri ile tanigmiglardi. Kendilerinden
ilerideki
kompulanmn din
ve
kltrleriyle ilgili
bilgi sahibi olan
Araplar,
bir
lde
entelektel,
hatta manevi
bir
etkilenme
de
yagamiglardi. Yaz1yi grenerek
yeni bir
alfabe olusturmuglar
ve
dillerini
yazmaya
balamiglardi.Digaridaki
yeni dgnceleri
al-
miglar,
en
nemlisi, ilkel
paganizme
sahip
olan
ve
yetersiz bul-
duklari dinlerinin yerine
bagka bir din
arayigina
girmiglerdi.
Ulagabilecekleri uzaklikta
birka din
bulunuyordu.
Hiristi-
yanlikta
byk bir
ilerleme olmustu. Hem Bizans, hem de ran
simrlanndaki Araplarin ogunlugu
H1ristiyan olmuytu
ve
g-
neydeki
Yemen
ve
Najran'da da
Hiristiyanlar vardi: Museviler
zellikle Yemen'de,
ama
Hicaz'in bagka yerlerinde bulunuyor-
lardi.
Bunlann
bazilan
Yahudiye'den
gelmig
olan
gmenlerin
53
GEMS
torunlariydt,
bazilari
ise
yeni
Musevi
olanlardi. VII. yy'da Ara-
bistan'daki
Museviler
ve
H1tistlyanlar
tamamen
Araplagmiglar
ve
Arap toplumunun bir
parasi
olmuglardi. Pers dinlerini be-
nimseyen
pek olmamigti. Dinin fa2laca
milli olmasi nedeniy-
le
Persler
dipindakilere
ok ekici gelmemesini
ilgin
bulma-
mak gerekir,
ilk Islam
tarihilerine
gre,
Arapa'da
Hanifi
denilen
bir
grup puta
tapinmayi
birakmiglardi
ama
o
dnemin
rakip
dini
gretilerinden
hibirini benimsemeye
de hazir
degillerdi. Hani-
filer yeni islam dinini
ilk
kabul edenlerdendir.
-
I
T I
I r d
I
54
I
.1
I.
3.
KISIM
Islamiyet'in
Doguu
ve
Ykseligi
hr
-
L
L
i.
I
I
I
I
ri
1.
r
-c
r
.*
i.
Y.
pr
mparator
Konstantin
thukmdarhl
306-337)Uk Hiristiyan Roma imparatoru
ve Konstantinopolis'in kurucusu.
MM
-r
-1
isEanbul
surlan.
J.."
-
Pers imparatoru
Saphur'un
Roma
imparatoru
Valerian'i esir aligmin
resmedildigi
.
yontma (259-260).
C cd C
-J-"O
O O -O
o
- D .
-
-a
Roma imparatoru
Justinen'in
bir
zaferi
amsina
yapdmig
bir
madalyon
(530).
Suriye'deki IH,
yy'dan
kahna bir
sihagog.
Abdlmelik
tarafindan
Kuds'n Tapinak Tepesi'nde

yaptmlan
Kubbet-s Sahra,
Islam
tarihindeki ilk
byk dini
binadir.
1
Kubbet-ns
Sahra'nm
kubbesinin icindeki
yazi ve
sslem.elerden
bir
grnt.
Kuds teki
iutsal
Tapmak
Kilisesi. Konstantin
zamanina
dayanan
orijinal
yapisi
bozularak defalarca"
restore
edilmigtir, Bugnk
yapist
Kuds'n
1099'da
Hahlar taranndan ele
geirilmesinin
ardindan
. olugurulmuytur.
Amman'm
seksen
kilometre dogusunda,
rdn
lndeki
Emevilere ait. bir
av
ksk
olan Kuseyr Amra.
I
M
.
F
(yukandan
itibaren
saat ynnde)
mparator
Heraklius'a
ait Bizans
sikkesi
(610-641);Muaviye'ye
ait Emevi sikkesi (661-680)
Abdhnelik'e
ait Emevi
sikkesi
(685-705)-
Harun Regid'e ait
fra k ('8'6-809); bir
;
g)13
Ty, .
r
_ ,
.
:4.
-
Afganistan'da lxignk
Gazne'deki III. Mesud
iin yaptmlrn
olan
Zafer
Kulesi
aniti
L
Seluklu veziri
Nizamlmlk'n
. .
'
Hayha.filer tarafindan
bir
suikast
sonoco
klrlmesi
(1092).
1099 ydinda Halifar
Earafmdan
ele geirilen
ve
depremlerin admdan
1201
ve
1202'de yeniden
insa edilen;
son olarak da
1271de Mslmanlar
tarafindan ele
geirilen Suriye'deki Chevalier kalesi.
Kuds'teki Al-Aksa
CamiSinde
Selahaddin'in
.w-2
minberi.
Tf
arb
.a
'A
1
an
f
0
o for.
yd
112 do
de
Mogollar,
Bagdat'a saldird11ar
ve
gehri yagmaladilar.
Bundan
sonra
Bagdat,
slam
asindaki eski konumuna ulaamadi.
I
er
.62
r'un Sem nd'dal
i ti.irbesi.
.
..
- -
9
.
- --
-
I
.
i.
:I
-
p
(yukanda)
Sultan L
Yildirim) Bayezid
(hkmdarbgi
1389-1402)
(sagda)
Sultan
II. Murad
(hekmdarligi
1421-1444, 1446-1451)
1452'de istanbul'da
Fatih Sukan (IL) Mehmed
raiafmdan inga ettirilen
Rumeli Hisan
I L
|

,
, I
] J
r
il
..
1
I
Bellin nin Fatih Sultan
Mehmed
portresi.
Ti
.
I
.
(yukarida)
Fatih
Sultan
Mehmed rarafmdan
4 minare inga ertirilerek cami
haline
getirilen, gniimzde
mze
olan
Ayasofya,
stanbul.
(a,
ada)
stanbul dak
Sultan Ahmet
Camisi.
1609-17de
inga edilmigtir.
-
.
_I
Macaristan'daki
Drava nehrini
geen
. I,,
. . .
Kanuni
Sttan Sleyman'm
ordulan.
Abbas'm migferi
1526'daki
Moha
Savagnda Kanuni
Sultan Sleyman
Macar ordusunu
yenilgiye
ugrata.
.
.I
r, ,
. C,
yy
baglannda Karadeniz'deki
Osmanh
XVI. yy'daki
ispanyol gemileri.
:nnasi.
."I
osmann
askeri
toreni.
.
C
smanh Ye nicer
t
askerleri.
L
3. BOLUM
.KKENLER
slamiyet'indoguu,
kurucusu, ilk
kabul edenleri
ve
inanan-
lari
ile ilgili
bilgiler yalnizca
slamhadisleri, metiraleri
ve
tarihi
an11ardan
edinilebilmektedir.
Islamiyet'indig dnya tarafindan
fark edilmesi
ve
digandan
bakanlarca ele
alinmasi
uzun zaman
sonra
olmuy
tur.
Bu aidan
islamtarihi
de,
Hiristiyanlik,
Muse-
vilik
ve
insanligin
diger byk dinlerinin tarihleri gibi tarihi-
ler
iin
sorun
olmugtur.
Ortaag'daki
en
titiz dindar Mslman
ilahiyatilar
bile dini gretinin dogrulugunu
ve
mkemmelligi-
ni
tartigmasiz kabul ettikleri
halde, kipisel biyografik
ve
tarihi
hadislerin
dogru olup olmadigmi
sorgulamiglardir.
Bu tr kisit-
lamalari olmayan
agdag eleptirici
ilahiyatilar
da daha bagka
sorunlari
gndeme getirmiplerdir.
Islam
tarihinin
baglangi
d-
nemine
ait
bagka belge, metin
ve
yazit
gibi
bagimsiz kanitlarin
bulunamamig olmasi nedeniyle
bu dnem geleneksel
grgler
erevesindeki sorunlarlyla
bilinecektir.
Mslmanlar
aisindan
her
gey
kesin
ve
aiktir.
Mslman-
lann tarihsel
bilincinin-merkeziride,
Hz.
Muhammed'in
grevi,
savagimi ve
sonundaki zaferi, Mslman
dnyasmin
olugma-
si,
inananlarin
ve
Hz. Muhammed'den
sonrakilerin
yagadiklan,
Kutsal
Kitapta geenler
ve
insanlann
sonrakilere
aktanlan
ani-
lan
yer
almaktadir.
Mslman
inanigma
gre Abdullah'in
oglu
Muhammed
lark
yagina
dogro
Peygamber olmustur.
Bir Rama-
zan ayi gecesi Hira daginda uyumakta olan
Hz. Muhammed'e
Cebrail grnerek "OkuP
demigtir.
Hz. Muhammed nce du-
raklamig,
sonra
Cebrail
kez daha
ayni
geyi syleyince, "Neyi
57
SLAMYET'N
DOUSU
VE
YKSELS
okuyacagim?" diye sormustur.
Cebrail, "Yaratan
Rabbinin
adiyla
oku! O insant bir
kan
pihtisindan
yaratti.
Okul. Rabbin
en
byk
cmertligin
sahibidir. O'dur
kalemle
yazmay1greten. O, insana
bilmedigini
gretti." Bu
cmleler
Kuran'm doksan
altinct
sure-
sinin
ilk
beg
ayetidir. Kuran,
Arapa bir
szcktr,
"okuma,
ez-
berleme"
anlamlarina
gelir
ve
slam
inancina
gre
Allah'in Hz.
Muhammed'e
indirdigi
vahiyleri
ierir. Bu
ilk
ayetlerden
sonra
Hz.
Muhammed'e pek
ok vahiy
inmistir. Hz.
Muhammed aldt-
gi
vahiyleri dogdugu
yere,
kendi halkina
gtrmg
ve
artik
puta
tapmamalarim
evrensel
bir
tek
tannya
tapmalanni
sylemigtir.
-
Hz.
Muhammed,
571
yllinda Bati
Arabistan'daki
Hicaz bl-
.
gesinin
kk vaha
gehri Mekke'de Kureyg
Arap
agiretinde
dnyaya
gelmigtir. O
yillarda
yarimadanm byk blm
yal-
nizca
birka kervan
yolu
ile
daginik
vahanin
oldugu bir
ld.
Halk
ogunlukla gebeydi, deve, koyun,
kei,yetistirerek, ba-
zen
de
rakip
agiretlere,
vaha
ve
sinir
halklarina
yaptiklari bas-
kinlarla
geinlyorlardi. Bir kismi
olanak bulduklari
yerlerde k-
k
apta
tarunla
ugragir, bir
kismi da dig
dnyadaki
geligme-
ler
tccarlari,
Arabistan'a
gnderdiginde
ticaret
yaparlardi.
Ro-
ma
ile
Persler
arastnda VI yy'da ikan
savag
sayesinde Akdeniz
ile
Dogu
arasindaki kervan
yolunun kk
gehirleri kisa sre-
ligine
tekrar
hareketlenmiglerdi. Mekke
de bu
gehirler
arasin-
da
yer
aliyordu.
Grevinin
ilk yillannda Hz.
Muhammed'e nce
ailesi, daha
sonra
da geni
evreler
inandilar. Mekke'deki ileri gelen
aile-
ler, bu yeni
dgnceleri
ve
kaynaklandiklart yeni
olugumu g
p-
heyle
kargiladilar
ve
muhalif oldular.
Onlar iin Hz.
Muham-
med
ve
gretisi
gerek
maddi gerekse dini
ynden, hem ken-
di
otoriteleri hem de
varolan
dzen
iin
ciddi bir tehditti. Ge-
leneksel biyografiler,
bazi
Mslmanlarin
baski
ve
zulm y-
znden
memleketlerini
terk ederek
Kizildeniz'in diger
yanin-
58
KKENLER
daki
Habegistan'a
sigindiklanni anlatmaktadir.
Hz. Muliammed
ilk
agn'dan
on
yil
sonra,
yaklagik
622'de,
Mekke'nin
350
kilometre kuzeyinde bir bagka
vahadaki
kk
Yesrib
gehrin-
6:4
den.
elilerle
bir
anlagma
yapti.
Yesribliler
Hz.
Muhammed ile
.$
beraberindekileri
iyi
kargiladilar, ondan
anlagmazliklannda
ara-
bulucu olmasini istediler,
onu
ve
onunla
birlikte
Mekke'yi terk
edecek olanlari
savunmayi
nerdiler.
Hz.
Muhammed ilk
nce
yaklagik altmig
aileyi gnderdi,
o
yihn sonbaharinda
da kendi-
si gitti. Hz.
Muhammed ile
yamnda olanlann Mekke'den
Yes-
rib'e
glerine
"hicret"
denir
ve
Mslmanlar
hicreti Hz. Mu-
hammed'in peygamberliginin nigani
olarak kabul
ederler.
Son-
ralari
bir
Mslman takvimi yapihr
ve
Arap takviminin
baglan-
gici
hicret
olur.
Yesrib
islam dininin
ve
toplulugunun
merkezi
haline
geldi
ve zaman
iinde
yalmzca El-Medine
(Sehir)
denil-
meye
baglandi. Yeni topluluga
da Arapada topluluk
anlamma
gelen
"mmet"
adt
verildi..
Hz.
Muhammed Mekke'deki, gehir yneticilerinin
baglangi-
ta
umursamazhklanna,
sonrasinda
da dgmanliklanna diren-
misti.
Medine'de
dini yetkinin
beraberinde siyasi
ve
askeri
yet-
kileri de
alarak
yneten kendisi
oldu. Medine'deki
yeni Msl-
man
devleti, kisa bir sre
sonra
Mekke'deki
puta tapan yne-
ticilerle
savagmaya
bagladi.
Sekiz
yll sren
savag
sonunda Hz.
Muhammed Mekke'yi'aldi.
I
Bunun sonucunda, Hz. Muhammed'in
hayati
ile
ondan n-
ceki peygamberlerin, Musa
ve
sa'nin
hayatlan arasinda nem-
li bir fark olustu. Hz. Musa'nin
vaat
edilmig
topraklarna
girme
izni yoktu, halki ilerlerken
o
lmgt.
Hz.
isa
armiha gerilmigti
ve
Romah
imparator Konstantin, Hiristiyanht benimseyip ina-
nanlanna
g
verene
kadar Hiristiyanhk
bir azinhk dini olarak
kalmigtt. Hz.
Muhammed
ise
vaat
edilen
topraklarmi
ele
geir-
mig,
yagarken
g
ve
zafer elde
etmig,
peygamberlik
otoritesi-
59
ISLAMIYET'IN DOGU$U VE
YUKSELISl
nin
yaninda siyasi otorite de kullanmigtir.
Allah'in
Peygamberi
olarak getirdigi dini
vahiy vardi
ve
bunu
gretiyordu. Bununla
birlikte Mslman
mmetinin
lideri
olarak yasalar
yapiyor,
dip-
lomasiyi
ynetiyor,
vergi aliyor,
adalet
dagitiyor,
savag
ve
bang
karan
veriyordu. Baylang1ta bir
topluluk olan
mmet,
artik
bir
devlet
olmuytu, bir sre
sonra
da
imparatorluk olacakti.
8 Haziran 632
tarihinde
yagamini
yitiren Hz.
Muhammed'in
peygamberlik
grevi
de
tamamlanmig
oldu. Mslmanlar
a1-
sindan
onun
peygamberliginin
amaci,
ondan
nceki
peygam-
berler
tarafindan getirilen
ama
daha sonta
arpitilmig
ya
da
terk
edilmig olan
gerek tektannciligi tekrar
canlandirmak,
puta ta-
pinmay1
yok etmek
ve
Allah'in
en son
vahyini getirmekti.
Ms-
lman inancina gre
o
sonuncu
Peygamberdi
ve
lmyle
bir-
likte
Allah'in insanliga
gnderdigi vahiyler tamamlanmigt1. Bir
daha bagka bir
peygamber ve
vahiy
gelmeyecekti.
Bylece manevi grev
tamamlanmigti
ama
Kutsal
Yasayi de-
vam
ettirme ve tm
dnyaya
yayma
amacini ta1yan
dini g-
rev
hl
son
bulmamigti.
Bu
amacin
tam
olarak
gerekleptirile-
bilmesi, bir devlet
iinde siyasi
ve
askeri g kullanilarak
yani
egemenlik
ile mmkn
olacakt1.
Hz.
Muhammed hibir
zaman
lml bir
insandan farkli
ol-
dugunu
iddia etmemigti,
o
Allah'in Peygamberi
ve
Allah'in kul-
lannin
lideriydi
ama
bir
insandi
ve
lmlyd.
Bununla
ilgili
olarak
Kuran da
punlari syler:
"Muhammed yalnizca bir
pey-
gamberdir. O da
kendinden
nceki
peygamberler gibi lm-
:
ldr."
I
Peygamber lmgt
ve
yerine bagka bir
peygamber gelme-
yecekti.
Mslman
mmetinin
ve
devletin lideri
artik yoktu,
yerine birinin
gelmesi
gerekliydi. Bu
acil gereklilik kargisinda
peygamberin
yakmmdakiler, aralarmdan birini
setiler.
Bu
da,
Mslrfanhgi ilk kabul
edenlerden
ve
en
saygtn
kipilerden bi-
60
KOKENLER.
ri olan
Ebubekir'di. Ebubekir
liderligi iin, Arapa'da
hem ha-
lef hem
vekil anlamina
gelen
Halife
unvanin1
seti. Anlam1 ok
aik olmayan bu
unvan,
bazilanna
gre
Halifet-l Resul-Allah
yani
Allah'm
peygamberinin
.halefi,
bazilanna
gre de
Halifet-
l Allah
yani
Allah'm vekili
demekti. Ebubekir'i
devletin bagi-
na
getirenler bunu dgnmemig olsalar da, byk halifelik ku-
rumu,
yani islam dnyasmin
en
stn
egemen
makami byle-
likle kurulmuy oldu.
Islam halifeliginin
ilk
dnemleri haklandaki bilgiler Pey-
gamber hakkindakilerin de oldugu gibi yalnizca
Islam
kaynak-
lanndan
edinilmigtir.
teki
lkelerin tarihileri,
yeni
devlet
ve
dinin
ortaya
ikmasi
ve
ilerlemesi
ile
ilgili ilk
bilgileri
epeyce
sonra
vermiglerdir.
Mslmanlar arasmda
bilgiler nesiller bo-
yunca
szle iletilmig,
ok daha
sonra yaziya
geirilmigtir. Bil-
giler bozularak
ve
degigtirilerek aktanlmigtir. Bunun dogal
ne-
i
deni insan hafizasindan kaynaklanan hatalar olmuytur
(aslmda
bu
sorun
okuryazar olmayan bir toplum iin bugn oldugun-
dan daha
az
nemli
olurdu), ancak
bagka bir
nemli
neden de
ilk
Mslmanlar arasmdaki birok bireysel, ailevi
ve
mezhep
aynliklari
ve
tartigmalandir. Bu
yzden, savaglann
sirasi
ve
so-
nulan gibi
en
temel gerekler bile egitli anlatimlara
gre de-
gigmektedir.
Mslman tarihiler, peygamber ldg
zaman,
slamiyetin
henz Arap yarimadasindaki bazi blgelerle sinirli oldugunu
belirtmektedirler. Mslmanhgi kabul eden
Araplar
da,
Verimli
Hilal
sinirlanm biraz
agmig
olsalar
bile,
sinirhydilar. Kuzey Af-
rika,
Gneybati Asya
ve
Islam topraklannda,
yani,
Ileride
Arap
dnyas1
olacak
yerlerde henz
bagka dinlere
inaniliyor,
bag-
ka diller konuuluyor
ve
bagka
hkmdarlara itaat ediliyordu.
Blgenin
tamami
Hz. Muhammed'in
lmnden
yz
yil
son-
ra
insanhk tarihindeki
en
hizli
ve
en
dramatik degigiklige sah-
..
I
ISLAMlYET'lN DOGUSU VE
YUKSELISI
ne
olacakti. VIL
yy'in
sonlarinda
artik
dig dnya yeni bir din
ve
gu
ile tampmigt1.
Halifelerin Mslman
imparatorlugu bazen .
Asya'da Hindistan
ve
in
smirlanm
agiyor,
batida
Gney
Ak-
L
-
deni2
kiyilarmdan
Atlantik Okyanusu'na, gneyde
Afrika'daki
kara
insanlanmn, kuzeyde
Avrupa'daki
beyaz
insanlarm
lke-
lerine kadar
ilerliyordu. Imparatorlugun devlet dini slamiyet'ti
ve
Arapa hizla diger dillerin
yerine
geerek
gndelik
yagam-
da
kullamlan baghca
iletigim
arac1
oluyordu.
Gnmzde,
slamiyet'in
baglangicindan
on
drt
yzyil
sonra,
Arap
imparatorlugu oktan yok
olmustur. Ancak yalniz-
ca
batida Avrupa,
doguda iran
ve
Orta Asya hari,
Araplar'in
fethettikleri
tm
lkelerde
Arapa
egitli biimleri
ile hl halk
dilidir. Edebi Atapa da kltr,
ticaret
ve
hkmetin
temel
ile-
tigim
araci
olarak varligini srdrmektedir. Din dili olarak Arap-
a,
konuquldugu
lkelerden ok
uzaklara, sonralan da
Arap
fe-
tihlerinin
sinirlannin tesine
ve
Asya
ile Afrika'nm Arap
haki-
miyetine girmemig
yerlerine kadar gitmigtir.
slam dini
ile Arap
imparatorlugunun yayilmasinda, fethedi-
len
lkelerde yagayanlarm da
payi
olmug, bu halklar hizla s-
lamiyeti
kabul etmig
ve
bayragi altmda
girmiglerdir. Batida Ku-
zey
Afrika Berberileri baglarda
Arap
saldinlarina
piddetle
kar-
i koymuglar ancak sonunda
onlara katilarak spanya'mn
fethi-
ne ve
kolonileptirilmesine
yardim
etmigler, daha
sonra
da onlar
Sahra'mn
gneyindeki siyah
insanlan
slamlagt1rmig
ve
smr-
ge
yapmiglardir. Doguda
imparatonuklari
yikilmig
ve
din hiye-
rargisi zayiflamig
olan Persler, islamiyet'te
yapi
ve
anlam bul-
muglar, yeni
dinlerini Orta
Asya'nin karma iran ve
Trk
halk-
lanna
gtrmglerdir.
Ortada
yer
alan
ve uzun
sredir Bizans
ve
Pers
imparatorluklannin hakimiyetinde olan Verimli Hilal'in
dili Aramice, dini Hiristiyan
olan halklan
ile Misir'in dili
Kipti-
ce
olan
H1ristiyanlan,
bir
imparatorluktan, diger bir imparator-
62
KKENLER
lugun
hakimiyetine girmigler
ve
yeni efendilerinin esk'isinden
daha iyi
niyetli
ve
hoggrl
oldugunu grmglerdi.
Islamiyet'e
gei
srecibu lkelerde daha
kolay yaganm1gt1.
Araplar'in
vergileri,
zellikle Mslmanlar
iin
Bizans'mkinden
ok daha
azdi.
Arap
devleti, Konstantinopolis
ynetimindeki
Ortodoks olmayan
H1ristiyanlar'a
ve
kiliselerine
ikanlan
zor-
luklan
gz
ardi
ediyor,
ayni
kanunlar dahilinde tm H1ristlyan-
lar'a hoggrl davraniyordu. Partlar
ve
pagan
Roma
impara-
torlari zamaninda dini hoggr gren,
Sasaniler
ve
H1ristiyan
Bizanslilar zamaninda ise zulm
gren
Musevilerin
durumu
.
Mslman Arap devletinde ok daha iyiye
gitti.
Arap devleti yneticileri
ve
ordu komutanlan genellikle
Me-
dine
ve
Mekke
vaha gehirlerinden oluyordu
ama
yine de
l
kkenlerinden ok uzaklagmamiglardi.
Fetihlerde zafer
kaza-
nan
Arap ordulari ogunlukla
l insanlarmdan oluguyordu.
Araplar'in
fetih savaglan, genellikle l
gcn ustaca kullan-
ma
stratejisine
_dayaniyordu.
Bu, daha sonralari Bati'nin
deniz
insanlarinm
kurdugu
imparatorluklarm
deniz gcn kullan-
malarina
benzer bir
yntemdi. Araplar iin kendi evleri gibi
olan l, dgmanlari iin
yle
degildi.
l
Araplar iin tanidik,
dost
ve
kolay eripilebilir bir yerken, dgmanlan iin
issiz,
teh-
likeli, korkutucu
ve
uzakti. Nasil
-bir
kara insani denizden kor-
karsa onlar
da
lden'
korkuyorlardi.
Araplar
l
acil
durum-
larda siginak, baari
kazandiklarmda zafere giden yol
ve
ikmal,
mesaj,
destek gnderne amah
bir
iletigim yolu olarak kullani-
yorlardi.
Ayrica
Arap
imparatorlu
gunun
Afrika ile
Asya'yi birbi-
rine baglayan Sveys
kistagmdan
geen
bir
l
yolu olan S-
veyg
Kanali
da
bulunuyordu.
Araplar fethettikleri her
lkede, ln
hemen
kenannda
ana
askeri slerini
ve
ynetim
merkezlerini
kuruyorlardi.
Sam
gibi
yerini
begendikleri bir gehir olursa hemen
onu
bagkent
yapi-
ISLAMlYET'IN DOGUSU VE YUKSELISI
I
yorlardi. Ancak genelde yeni
merkezler
kurmalan
gerekiyordu.
Bu
merkezler
de
imparatorluk
ve
stratejik gereksinimleri
kargi-
lamak
zere
garnizon
gehirler
haline
geliyorlardi. Bunlardan
en
nemlileri iran'da Kum,
Irak'ta Kufe
ve
Basra, Tunus'ta Kayre-
van ve
Misir'da
Fustat'ti.
Bunlara,
sinir
anlamindaki
eski
bir
Sami
szcg olan
Arap-
a
"misr"
(ogulu
amsar)
adi verilirdi.
Bu
ad
Tevrat ibranice-
si'nde, Aramice
ve
Arapa'da Misir'a
verilmigtir.
Blgelerin
y-
netiminde
ve
Araplagtinlmasinda
Amsar'in
merkezi
bir nemi
vardi. Baglangita Araplar kurduklan
imparatorlugun kk
ve
tecrit
edilmig
bagimsiz bir
azinligiydi. Amsar'da
Arap
ncle-
ri
ve dili
egemendi.
Her Amsar'in
merkezinde
bulunan
aske-
-r
ri
kantonlara Arap
savai-smrgecileri
agiret dzeni
iinde
yerlegmislerdi. Merkezin etrafmda
bulunan dkkan
sahipleri,
zanaatkarlar
ve
teki
esnaf
olmak zere yerel halktan
kipiler,
Arap
yneticilerin, askerlerin
ve
ailelerin gereksinimlerini kar-
ilarlardi.
Zamanla
bu dig
gehirler yerlegme,
zenginlik
ve
deger
alarak bydler
ve
Arap devletine hizmet
eden
yerli memurla-
n
da i1erine aldilar. Bu
memurlar
zorunlu olarak Arapay1
g-
rendiler
ve
Araplarin davranilarindan,
zevklerinden
ve
dgn-
celerinden
etkilendiler.
Genelde,
Islamiyetinfetihler
araciligi ile yayildigi ileri
s-
rlr. Fetihler ile
birlikte
smrgeleptirme,
Islamdininin
yayil-
masim
nemli oranda etkilemigse
de bunu
iddia etmek yanlig
olur nk
fetihlerin
temel
savag
amaci Islamiyeti
zorla
kabul
ettirmek degildi. stelikKuran bu konuda
ok.kesindir: "Din-
de
zorlama yoktur."
(2:256).
Bu szler ogunlukla, tektann-
h bir dine inanan
ve islam'in
onayladigi
kutsal kitaplara
sayg111
olan kipilerin dinlerini
slam devleti ve
kanunlanna
uygun
ola-
rak uygulamalarina
msaade
edilecegi
geklinde anlagilmistir.
te
yan^dan fethedilen
lkelerde
yagayanlar
islamdinini kabul
64
KKENLER
etmeleri
iin dpk vergiler
ve
benzeri geylerle
tegvik ediliyor-
lardi
ama
zorlanmiyorlardi.
Arap devleti bagimh halklari Arap-
lagtirmaya
ve zmsemeye de abalamiyordu.
Tam
tersine,
ilk
fetihlerde Arap olanlar ile
Arap olmayanlar
(sonradanIslamiye-
ti kabul edip
Arapa konugmaya
bagladiklan halde)
arasmdaki
gl toplumsal
engeller
korunmuytu. Arap olmayan
erkekler-
le Arap kadmlarin
evlenmelerini
hoy kargilamaz,
yeni Msl-
manlar'a kendileriyle
ayni
ekonomik,
siyasi
ve
toplumsal
hak-
lan vermezlerdi.
Ne
var
ki
islamiyet'in
ikinci
yzyilinda
gerek-
legen
devrimci degigikliklerle
Arap aynmciligi
sona
ermig, by-
1elikle Araplagtirma
_sreci
hiz kazanmigtir.
Arap imparatorlugunun
askeri
fetihlerinden daha ok, fethe-
dilen yerlerde
yagayanlan Araplagtirmasi
ve slamlagtirmasi
ga-
irticidir.
Araplann
askeri
ve
siyasi stnlk dnemi ok kisa
srd
ve kisa sre
sonra
imparatorluklannin
kontroln, hatta
kendi
yarattiklan uygarliklannm
liderligini
bagkalarma birakti-
lar. Yine
de hukuklan, dinleri
ve
dilleri hakimiyetlerinin
devam
eden
aniti olarak kaldi
ve
bugn de hl duroyor.
Aslinda
byk degigiklik zmleme
ve
smrgeleptirme
a-
ligmalan ile
birlikte
gereklegmigti. Arap fetihlerini
gdleyen
glerinden
biri
olarak
kurak Arabistan
yanmadasinm nfusu-
nun
fazlallg1
genel
kabul
gren bir grgtr. Kralligm ilk
za-
manlarmda pek ok Arap eski imparatorluklarm
yikilmig
sur-
larmi
agip
fethettikleri verimli
topraklara
g
etmiglerdi.
Arap-
lar nce
egemen
asker smiftyla bir iggal
ordusu,
st dzey
me-
murlar
ve
toprak sahiplerinden
olugan
ynetici bir azmlik ola-
rak
gelmiglerdi. Daha nceki
ynetimlerin devlet topraklarma
ve
fetihlerden
kaan
gmenlerin topraklanna
Arap devleti
ta-
rafindan el
konulmuytu. Arap devleti
bu genig
topraklan
Arap-
lar'a dagitiyor
ya
da ok
uygun
partlarla
kiraya
veriyordu.
Bu
topraklara
yerlegen Araplar,
topraklarmda
kalan yerli sahiple-
65
SLAMYET1N
DOUSU
VE
YKSELS
rinden
daha
az
vergi veriyorlardi. Garnizon
gehirlerde
yaga-
yan
zengin Arap
toprak sahiplerinin
topraklanni
yerli halk ig-
letirdi.
Arap
etkisi, gerek dogrudan,
gerek
Islamiyet'i
benimsemig
olan
ve
ogunlugu
orduya
hizmet
eden
yerli nfus
araciligly-
la
gehirlerden evredeki kirsal
blgelere
yay1liyordu. Yerli
dn-
melerin,
toplumsal
ve
ekonomik aidan
istedikleri
epitlik, saf-
kan
Arap
olduklari
iddiasinda olanlarca kabul
edilmezken,
on-
lar
yine de artan
bir hizla fatihlerin
dillerini ve
dinlerini benim-
siyorlardi.
Islam
egemenliginin ilk
yzyihndaki siyasi
ve
askeri degi-
.
giklikler, nemli
toplumsal
ve
ekonomik degigiklikleri de be-
raberinde getirmigti. Tm fetihlerde
oldugu zere
Arap fetih-
leri
ile kamu,
zel
ve
kilisenin
sahip
oldugu donmuy
haldeki
byk
zenginlikler tekrar piyasaya
srlmeye bagladi. Ilk
Arap
tarihilerinin
agin
masraf
ve
zengin
ganimet
ykleri
vardir.
X.
yy
yazarlanndan
el-Mesudi fetihlerde
ele
geirilen byk
zen-
ginliklerden sz
etmigtir.
Mesudi,
Halife Osman'm
ldrldg
gn
zel varhginin
yz bin dinar
(Roma
ve
Bizans
altini)
ve
bir
milyon dirhem
(Pers
gmg
sikkesi) oldugunu,
mlklerinin de
yz bin
dinar
hesaplandigini
ve
pek
ok
at
ile deve biraktigi-
ni
syler.
Islamiyet'i
ilk
kabul
edenlerden
ve
erken
Islam
tari-
hinin
nemli kipilerinden
El-Zbeyr ibn
l-Avvam,
Irak'ta
Kufe
ve
Basra'da
ve
Misir'da Fustat
ve
skenderiye'de
evlere sahipti.
Mesudi,
o
dnemde (Hicri 332/
miladi 943-44)
onun
Basra'daki
evinde
tccarlarin
ikamet ettigini
syler.
ldgnde
hesap
edi-
len
varhgi nakit elli
bin
dinar, bin
kadin
ve
erkek
kle, bin
at ve
sz
konusu
gehirlerde pek ok evdi.
Aym kaynakta,
Peygam-
ber'in
yakinlarindan Talha
ibn Ubeydullah el-Taymi'nin Ku-
fe'de
byk bir evi
oldugundan,
Irak'taki topraklanndan gn-
de
bin
<hnar
ve
el
Sara
blgesindeki
topraklarindan ise bundan
66
|
KKENLER
daha ok gelir
elde ettiginden
sz
edilir. Aynca Medine
de tug-
la
ve
tik
agacmdan yapilmig bir de evi
vardi.
Yine
ayni
kayna-
ga
gre
ilk Mslmanlar'dan Abdl-Rahman ibn Avf
yz
at,
bin
deve
ve
on
bin koyuna
sahipti.
ldgnde
varliginin
drtte bi-
ri seksen drt bin dinardi. Zayd
ibn
Tabit
ldgnde,
baltalarla
paralanan altmlar
ve
gmgler
ile
yz bin
dinarlik mal mlke
sahipti. Yala
ibn
Munya
ldgnde
yarim
milyon dinar
ve

yz
bin dinarlik arazi
ve
egitli maddi egyalari
vardi.1
Sphesiz,
bu
inan11maz
servetler, ok abartilmigtir
ama
yi-
ne
de, bir
fatih soylular
smifinin
ok
fazla
varhklarimn
oldu-
gunu,
gittikleri
ileri lkelerin
tm
zevklerinden
ve
olanaklarin-
dan faydalandiklarmi
ve
varliklanni keyifle harcadiklanni
gs-
termektedir.
Yeni dzen, sadece Araplar'i
degil,
onlarla
birlikte pek ok-
lanni da refaha kavugturamamigti. Tarihi metinlerde,
edebiyat-
ta ve
zellikle
de agdag giirde
gerek bireylerin gerekse de
top-
lumsal gruplarin,
zamanin
siyasi,
toplumsal
ve
dolayh olarak
ekonomik gerilimlerine rastlanmaktadir.
Bir fetih
ve
yeni bir
devlet dzeni,
nceden iktidar
ve servet
tekeline sahip olan
nemli
gruplari
yerlerinden
etmesi kainilmazdir. Herhalde
byle bir degigikligin etkisi
dogudaki eski Pers
eyaletlerinde,
batidaki eski
Bizans eyaletlerinden daha
fazla grlmgtr. Mi-
sir
ve
Suriye'deki yerlerinden olan Bizansli igadamlari eski
top-
raklariyla
halklanni
yeni
efendilerine
birakarak Bizans bagken-
tine
ekilebilirlerdi. Ancak
Pers
igadamlarmin
kaacak yerleri
yoktu. Imparatorluklarmin
bagkentini
Araplar ellerine
geirmig-
ti
ve
birkai dipindakiler
olduklan yerde
kalarak yeni devlet d-
zeninde
kendilerine bir
yer
bulmaya
aligmak
zorundaydilar.
Bu yzden Perslerin eski ayncalikli
ve
ynetici sinifinin,
Islam
I
kltrne
ve devletine Bizans gehirlerinin
halklarmin yaptigm-
dan daha
nemli
katkilan olmasi olagandi.
67
SIAMlYET'N DOUSU
VE
YKSEL
Baglangita Pers
ynetici
siniflannin yeni devlet dzenine
uyum
gstermig,
ayricahklari
ve
grevlerinden bir blmn
korumuy
olduklan
anlagilmaktadir. Ancak Arap
iktidannin
g-
lenmesi, Arap
agiretlerinin byk
ogunlukla
iran'a
yerleptiril-
meleri,
sayilan zamanla artan ranli
Mslmanlar'in
Araplar'la
egit
haklara sahip olmak istemeleri
ve
aslmda
daha
ok da
ge-
hirlerin bymesi
sonucunda, yeni dzenlemeler
yapilmig
ve
bunlardan
kaynaklanan yeni
atigmalar olmuytu. Eski Bizans
topraklannda gehir hayati eskisi gibi kalmig, degigim
daha
az
L'
olmustu.
Mslman gehirlerin bu hizli
ve
ani
artigi
beraberin-
de, daha
az
gehirlegmig olan eski Pers mparatorlugu'aatigma
I
ve
ge
rilim
ge
tirmig
tir.
slamiyet'in
ilk zamanlannda islam
toplumunun
birligi
ve
Arap
devletinin
istikran iin
en
nemli tehdit gruplar arasinda-
ki
rekabetten kaynaklanmigtir.
Bu
rekabet,
Arap
olanla,
Arap
olmayan
Mslmanlar, hatta
Mslmanlar
ile tekiler arasinda-
ki
aynliklardan dogmamig, kuzey-gney
Arabistan kkenli
agi-
retler,
erken-ge gelenler,
durumlan
lyi-kt olanlar, zgr
bir
Arap ailenin
ocuklari
ile
zgr bir Arap baba
ve
yabanci
cariye-
nin
ocuklan arasinda yani
Araplar ile Araplar
arasinda
dogmug-
tur. te
yandan, zafer
kazananlann
yenilenler
zerindeki hakla-
rini
uygulamalan,
giderek
yan
Araplar'in
sayisim
artinyordu..
Bu
atigmalar, Arap
tarihinde
bazen dini
ya
da agiret kken-
li, bazen de kipisel
atigmalar
geklinde
anlatilir.
S
hesiz tm

p
nemli
atigmalardir ancak arada bagka
sorunlann da oldugu
aiktir.
Bazi
Arap gruplan
arasinda devam
eden
ve
ogi kez
:g
sert
olan dgmanlik, bir sre
sonra
Arap olmayan
Mslman
halkm
da katildig1 bir dizi i
savaga
yol
amigti.
Roma
ile
Iran
arasindaki Ortadogu ticaret yollannin payla-
gilamamasi
durumu, Arap
imparatorlugunun kurulmasi
ile
son
bulmu tu.
Byk
skender'den
sonra
ilk
kez Orta
Asya'dan Ak-
68
KKENLER
deniz'e kadar Ortadop'nun
tamami
tek
bir
imparatorlk
ve
ti-
caret
dzeni
altina
girmigti. Bir dnem Bizans
altml
ile
Iran g-
mg
beraber dolagimda kalmigt1
ve
iki
para
arasmdaki
kur
oram
ilk
Islamhukuku iin nemli
bir konu olmugtu.
Bu
ne-
denle
de slam
pazarlarinda
sarraflann nemli
bir yeri
vardi.
ok
miktarda
nakit
paraya
sahip
yeni ynetici
sinifin
ortaya
1kmastyla
sanayi
ve
ticarette byme gereklepti. Tipki
Orta-
ag
Avrupasi'nin
Vikingler'i
gibi, Ortadogu'nun Arap fatihleri
de paralarini
sarayin ve
soylulann zel ilgileri
olan stn kali-
teli tekstile yatirdilar.
Bu ekonomik geligmeye, zel
malikanele-
rin, saraylann,
kamu binalannin, camilerin yapilmasi
ve
yksek
maag
alan askerlerle teki yerlegimcilerin
ok
ve
egitli gerek-
sinimlerinin
kargilanmasi da nemli
bir katki
yapmig
olmahdir.
Byk olasilikla, hizla byyen gehirlerdeki
huzursuzluk fakir-
likten.ok
kirginhktan kaynaklamyordu.
llerinde
zengin,
yete-
nekli, hem de
iktidar
sahibi kipilerin oldugu
yan
Araplarm
kir-
ginliklarimn
nedeni
devletin
ve
toplumun st dzeylerine alin-
mamalariydi.
Bagta
Persler
olmak zere Arap olmayan dnme-
ler,
kendilerine verilen
alt statden
memnun
degillerdi
ve
yeni
dinlerinin
evrensellik
mesajinin
anlattigi
epitligi
istiyorlardi.
Bu atigmalar
ve
ayriliklardan bagka, Mslman topraklari-
nm
byk
ve
hizli geniplemesi de gerilim yaratlyordu. Byle-
ce
imparatorlugun
ve
d.evletin srdrlmesi, ynetilmesi
fazla-
siyla zorla1yor
ve
ilk
halifeler
zor ve
agilmaz sorunlarla karyi-
lagiyorlardi.
Rapidun
olarak anilan ilk
drt halife
miras
yoluyla
degil,
se-
imle
baa gelmigtir
ve
Snni Mslmanlar onlarin dnemle-
rinden altin
ag olarak
sz ederler. Dini
ve
ahlaki rehberlikleri-
nin
kutsalligi Hz.
Muhammed'inkinden
sonra
ikinci
olarak ka-
bul
edilir.
Drt halifenin ilki
dipindaki
katledilmigtir. ikin-
ci
halife Hz.
mer
ibn el-Kattab'i
durumundan pikayeti
olan
69
iSLAMlYET1N DOUSU
VE
YKSELIS
bir
Hiristiyan kle
ldrmgtr.
nc halife
Hz. Osman
ile
drdnc
halife Hz.
Ali, Mslman Arap
isyancilar tarafindan
ldrlmglerdir. Hz.
Muhammed'in
lmnden
yirmi beg
yll
'
sonra,
toplum,
giddetli muhalefetle paralamyor, devlet de is-
yan
ve
i
savaglarla
sarsihyordu. Tm
olaylar fethedenlerle fet-
hedilenler,
yeniyle eski
Mslmanlar
arasinda degil, Araplar
arasinda meydana geliyordu.
Kisa sre
iktidarda kalan Hz.
Ebubekir'in,
lmnden
son-
ra,
Hz. mer'in 634'te
baglayan
on
yillik iktidan, Islam devle-
tinin ve
hatta islam
toplumunun
ortak tarih bilincinin
olugma-
sinda ok nemlidir. Hz.
Ebubekir'in
lm
dgegindeyken Hz.
mer'in
halife
olmasmi
istedigi genel kabul gren
bir grg-
tr. Hz. mer,
Ashab tarafindan hemen
kabul
edilmig
ve
ikti-
dari
sresince
nemli bir
muhalefet ile kargilagmamigtir.
Yalniz-
ca
Hz.
Muhammed'in
amcasinin
oglu
ve
kizi Hz.
Fatima'nin
egi
olan
Hz.
Ali'yi destekleyenler
muhalifi olmustur. Bu
muhalefe-
tin
nedeni,
bazilan
aisindan bir
aday olarak Hz.
Ali'nin stn
zellikleriydi,
bazilari
aismdan
da
onun
yasal hakki
olmasiy-
di.
Ancak Arap dnyastnin
byk
ogunlugu Hz. mer'in
ha-
lifeligini
kabul
etmigtir.
Hz. mer
yalnizca birlik
ve
beraberli-
gi
saglamakla kalmay1p
ileride
imparatorluk hkmetinin
sis-
temi
olacak terneli
de atmtytir.
Getirilen yeni bir
unvamn,
oto-
sitedeki
degigikligin
gstergesi
olmuytur.
Hz. mer'e
halife
un-
vani
ile birlikte
"Emir l-Mminin"
unvani
da
verilerek
siyasi,
askeri
ve
dini
otoritenin
sahibi oldugu gsterilmigtir.
Halifeler
en
ok bu
unvam
kullanmiglar ve
halifelik
kurumunda bu
ma-
kam bir
ayncalik olmustur.
Hz. mer
elli
yagindayken
ldrlmgtr
ve
kendisin-
den
sonra
gelecek
kipiyi
sememigtir. lm
dgegindeyken
As-
hab'dan
ileri gelen alti kipilik bir
pura
toplaylp
aralarindan bi-
rini halife semek iin
grevlendirdigi sylenir.
Mekke'nin b-
70

KOKENLER
yk meyye
(Emeviler)
agiretinden
ve
ilk
mminlerdei
olugan
Mekke
soylu smifinin
tek temsilcisi olan
Hz. Osman,
gura
tara-
fmdan halife seilmigtir.
lk halifeler, byk bir askeri
gce ve
dzenli bir orduya bi-
le sahip degillerdi, Arap agiretlerinden toplanan askerler
ordu-
yu
oluguyordu. Halifeler
askeri gleri
ile
degil daha ok Pey-
gamber halen olduklan iin
ve
kipilik
zelliklerine
gsterilen
saygi
ile
hkm sryorlardi.
Hz. Osman'in kipilik
zellikleri,
kendisinden
nceki iki
ha-
lifenin kazandigi saygmhgi kazanamamigti. Hz.
Muhammed'in
lmnden
on
yll
sonra
dini bag zay1flamaya baglamigtt
ve
Mekke
soylu sinifi aralarindan birinin halife olmasmin firsatla-
nndan yararlanmaya
aligarak
durumu daha da zorlagtinyordu.
Gebe agiretteri daima rahatsiz eden otorite baskisi daha da-
yanilmaz bir duruma geliyordu.
Hz. Osman
644 yilmda halifelige getirildi. Yzyilin
ortala-
rinda
batida
Misir
ve
Suriye, doguda
iran ve
Irak'in
byk b-
lmn
Mslmanlar
ele
geirmigti. 654-55'te
Mslman
do-
nanmasi
Bizanslilara
kargi
byk bir deniz zaferi kazandi. Pers
-
imparatorlugu yikildi.
Savagm
geici
olarak durmasi,
agiretleri
kendi
istekleri
ve
hognutsuzluklan
zerinde
durmaya yneltti
I
ve
bylece Arap agiretlerinin hareketleri i savaglara yol
ati.
656 y111nda, M1str' aki Arap ordusundan gelen bir
grup
is-
yanci
gikayetlerini
iletmek
iin Medine'ye geldiklerinde
Halife
Osman'i
ldrerek ilk
i
savagi
baglatmiglardi. Isyancilar 17 Ha-
ziran 656'da evine
saldirdiklari
halifeyi agir
yaraladilar
ve
bu
saldin
ile
ardindan gelen atigmalar Islam
tarihinde
bir dnm
noktasi
oldu.
ilk kez bir islam halifesi
Mslmanlar tarafindan
ldrld. Mslman
ordularinm
arasmda
kiran kirana bir
sa-
vag
bagladi. Hz.
Ali isyancilar tarafindan
halife seildi.
Hz.
Muhammed'in
amcasimn
oglu
ve
kizinin
egi
Hz.
Ali ibn
1SLAMlYETiN DOUSU
VE YKSELI.Si
ebu
Talib, ok ynl
ve
karmagik
ilk
slam
i
savagmda nem-
li bir
rol
oynamigur.
Hz. Ali, Hz.
Muhammed'in kizi Fatima'nin
egiydi
ve
pek
de dikkat
ekici
zelliklere sahip degildi. By-
le bir
akrabahk iligkisi okegliligin geerli
oldugu
bir
toplumda
nem
tagimazdi
ama
islamiyet
ncesi Arap
uygulamasma
g-
re
Peygamber'in
akrabasi olmasi nedeniyle,
onun
dini
ve
siyasi
otoritesinin
bir blmn
devralmak
zere aday olabilirdi. Ko-
numu ve
kipilik
zellikleriyle
kendi bagina
gl
bir
aday degil-
di. te
yandan, Mslmanlar'in ogu,
seinle gelen halifelerin
yarattigt dgkinkligi
nedeniyle
Muhammed'in
bir
akrabasinin
baa gelecegi yeni bir devlet dzeninin Islamiyet'in
asil z-
ne
dng
saglayacagmi dgnerek Hz.
Ali'yi
destekliyorlardt.
Bunlar,
baglangita
"Siatl
Ali" (Ali'nin partisi) olarak,
sonra
da
Sii'ler
olarak anildilar.
Neredeyse
tamami
atigmalarla
geen
beg yilin
ardindan,
66tin
ocak
aymda Halife
Ali de
ldrld. Bti
sefer katil is-
yanct
askerler yerine,
radikal
bir dini
grubun temsilcisiydi. Bu
olay ikinci bir
nemli
rnek
olmuytu.
Suriye
eyaletinin
valisi
Muaviye
ibn Ebu Sufyan'in liderli-
gindeki
grup
birinci islam
i
savagmda zafer
kazanan
taraf ol-
du.
Muaviye'nin konumu
olduka glyd.
ldrlen
Halife
Osman'm
amcasom
oglu olan
ve
Emeviler'in
Mekke kolundan
gelen Muaviye'nin, slamhukukuna
ve
Arap geleneklerine g-
re,
akrabasino
ldrlmesine
kargi
misilleme isteme hakki
var-
.$
di. Onu Hz. mer
vali
yapmigt1 ve.
grevine baglamasi
son
iki
halifenin
meydan okumalan
ve
rekabetlerinden
nceydi.
Suri-
ye
valisi
olarak Bizans Hiristiyan ve
slam dnyalan
arasmda
becerikli
ve
disiplinli bir
ordusu vardi
ve
kazandigi
savag
de-
neyimiyle glenmigti.
Hz. Ali ldrldkten
sonra
oglu Hasan, biroklarmm
kendisirrf
yeni
lider
olarak
grmesine
ragmen,
halifelik
iddia-
72
KOKENLER
sindan
vazgeerek, Suriye'de halife ilan edilen
ve tm'impara-
torluk tarafmdan
tamnan
Muaviye'nin egemenligine girdi. Mu-
aviye'nin
halifeligi ile
Islam tarihinde
Emevi halifelik dnemi
bagladi. Ondan
sonra
da halifelik,
bir
ilke
olmamakla
birlikte
daima babadan
ogula
geerek
Emevi
hanedanmda kaldi.
Mua-
viye
hayattayken oglu Yezid'i
veliahti
olarak
gstererek
sonra-
ki halifelere bir
rnek
olugturdu.
IX.
yy
yazarlarmdan
biri y-
ksnde bu davranigin nemi ok aik anlatmigttr:
"Halk Muaviye'nin nnde toplanmz hen, Yezid hatipler tarafindan
Ha-
hfe
ilan
edildi. Halktan
bazzlan
memnun
olmaymca, Gdra afiretinden
biri ayaga
halkarak helscmzkmmdan ekti
ve
"Mminlerin Lideri odur"
deyzMuaviye'yi fyaret
ettikten
sonra
Yezid'i
gsterdi
ve
"O ldhten
son-
ra,
bu olacak"
dedi. "Eger itirazz olan
varsa, o zaman
da bu!" dedi
ve
kz-
hcmz zkarde.
Muaviye,
"Hatilerin
prensisin sen"
dedi adama.2'
Yz yll
bile srmeyen Emeviler'in
halifeliklerinin
ardmdan,
Arap
slamtarihi
gelenegine
uygun
biimde yazilan tarihlerde
sert
eleptiriler
yapilmigtir.
Siiler'egre
Emeviler zorba
ve
gasp-
iydi.
Halifeligi'asil
haklart olan
Hz. Ali
ve
oglundan
zorla alip
onlarm
soyundan olanlari ldrerek
slamiyet'in
gerek
mesa-
jini
reddetmig
ve
yozlagtirm1plardir.
Snni tarihilere
gre
de
Emeviler
gaspiydilar, ama1ari
ve
yntemleri
dini kaynakli de-
gil,
dnya igleriyle ilgiliydi.
Klasik tarihilere
gre Emevi
hkmdarligi, onlardan nce-
ki dogru yolda
yryen
hkmdarlann
halifelikleri ile onlar-
dan
sonra
gelen ilahi olarak
benimsenmig halifeler
arasinda
bir
"kralhk"
olmuytur.
Emeviler'e
dgman
olan Arap tarihiler
Mu-
aviye'nin politik
ve
diplomatik
becerisine iki anlama
da gelebi-
lecek biimde
iltifat ederler.
Modern aragtirmacilarsa,
Emeviler'e
daha
olumlu
bir aidan
bakarlar. zellikletehlikeli
ve
yikici i savaglar strasmda
slam
devletinin
ve
toplumunun
kararliligmi
ve
srekliligini
korumug
73
l
iSLAMiYET'IN DOUSU
VE
YKSELIS
olan
nemli
hkmdarlan
hakh bulurlar.
'
Bu grevi
Emevi halifeleri bir dizi
uzlagma
ve
dzenlemeyle
yerine
getirerek
birligi saglamiglar, fetih
yapmayi
srdrmgler,
imparatorluga
zg
toplum, kltr
ve
ynetim
yapis1mn
te-
melini hazirlamiglardir. Bunu
yaparken islami mesajinin zn-
den bir
lde uzaklagmayi gze
almiglardir.
Hkmdarlarin
ldrlmesi
ve
i
savaglar yznden
dini sadakat
ve
dini otori-
te
baginm
sayginligi neredeyse yok olacak kadar azalarak yeri-
ni Emevi halifelerinin
yarattigt "Arap kralligi"
ya
da
daha dog-
rusu,
Arap ykseligine birakti.
Yalnizca
anne ve
baba
tarafm-
dan
saf Arap olanlara
ayncaligin
ve
iktidarin
en
st
dzeyleri-
ne
gelme
olanagt
tantniyordu. Babasi
Arap
olan, annesi
Arap
olmayan
ogunlukla
da kle
olan
Yari
Araplar, yalruzca
belli
makamlara gelebiliyorlar,
en
st dzeylere
1kamiyorlardt. Or-
negin, Emevi prensi
Maslama, Emevi halifelerinin
en
bykle-
rinden
birinin
ogluydu
ve
bagarih bir
komutandi
ama
annesi bir
kle
oldugu iin
tahttan uzak
kalmigt1.
Yart
Araplar'dan
sonra
Arap
olmayan dnmeler,
onlardan
sonra
da
nfusun ogunlugunu
olugturan
Mslman olmayan-
lar geliyordu.
Ancak Arap
olmayanlar,
Mslmanligt benimse-
mig
olup
olmamalanna
baktlmaksizin, askeri
ve
siyasi
yne-
timde
yer
alamamalanna ragmen Emeviye hkmetinde
-
ok
nemli
roller oynuyorlardi. Sonraki tarihilerin Emeviler'i
su-
ladiklari bir
uzlagmayla
vergi
ve
ynetim gibi
egitli konular-
da Islami
grglerden
vazgeilerek merkezde
ve
de
eyaletler-
de slami
halifelik tarafindan
kertilen
imparatorluklarin
yapt-
sina,
yntemlerine ve
zellikle
de personeline
dayah bir hk-
met
dzeni kurulmustu.
okzor
geirilen bu sre,
ahlaki
ve
silahh direniglere
.yol
amigtir.
Silahli direnipleri,
Emevi halifeligini dini
aidan elepti-
ren,
tarikat geklindeki iki
grup
gerekleptirmigtir.
Bunlardan
bi-
74
KKENLER
ri Hariciler'di. Haricilik,
Hz.
All
yanlilanndan
kk bir.grubun
ilk
i
savasta
ondan aynlarak
ona
karyt ikmasiyla
baglamigti.
Hz. Ali'yi
bunlardan biri. ldrmgt. Hariciler, Emeviler'e
ve
onlardan
sonra
gelenlere muhalefet
etmeyi srdrdler.
Harici-
ler agiret bagimsizhginin
en agtn
noktasmda
duruyorlardi. Ken-
dilerinin
verdigi
ve
istediklerinde
geri
alabilecekleri
onaylarm-
dan kaynaklanmayan bir otoriteyi kabul
etmiyorlar
ve
dogumu
ile
kkeni
ne
olursa oisun,
mminler
tarafmdan seilecek
her
mminin halife
olabilecegini iddia ediyorlardi.
Siiler'in
grgleri
tam
tersineydi
ve
halifeligin Hz.
Muhammed'in
soyundan
gelen-
lere ait
ilahi
bir hak
oldugunu ileri sryorlardi.
iki taraf
da ku-
rulu
dzeni
yikip
yerine yeni
ve
daha gerek
Islamcibir dzen
kurmaya ynelik
ve
ogunlukla tehlikeli isyanlar ikanyordu.
Bu isyanlardan
biriyle
ikinci
i
savag
bagladt. isyan askeri
ve
siyasi
etkisi aisindan
kk
olmasma
kargin, dini
ve
de
tarihi
aidan ok byk
bir neme sahiptir.
680'de Hz. Ali'nin oglu
ve
Hz.
Muhammed'in
torunu Hseyin, Irak'taki
bir isyanm n-
derligini
yapt1.
Kerbela'da Muharrem
aymm
onuncu
gn H-
seyin'in
ailesi
ve
destekileri bir Emevi gcyle girdikleri
sa-
vasta yenildiler.
Savagta
ve
sonrasinda
yetmigten fazla kipi
l-
drld, bu
gruptan
yalniz Hseyin'in oglu Ali lmedi
ve
olayt
aktarabildi. iiler'in
slam
tarihi grglerini
degistiren Kerbela
katliamt nedeniyle Muharrem
aymin onuncu
gn
Siiler'in
di-
ni takvimine nemli
bir gn
olarak
geti. Bu gnde
Siiler,
Hz.
Muhammed'in ailesinin.pehit olmasini,
ldrenlerin
ktlkle-
rini
ve
kurtaramayanlarin pigmanhklanni anmak iin zveri, ke-
faret
ve
sululuk temali
dini trenler
dzenlerler.
Sii ve
Snni
-
Mslman gretileri
arasmdaki
farklar, H1ristiyanligin rakip
ki-
liselerini blen farklardan
ok
daha
az ve
nemsizdir.
Siiler'in
zulm
ve
ehitlik
duygulari, yzyillar
boyunca
gaspt
kabul et-
tikleri
hkmdarlann egemenliginde
bir azmlik geklinde
yaga-
75
lSLAMlYET'lN DOGUSU
VE
YUKSELISI
malari, Sunni devlet
ile aralannda psikolojik
bir engel olugtur-
mug,
bu yzden siyasi,
dini
tavir ve
davraniglarinda farklilik
ya-
ratmigtir.
Kerbela
katliami
siyasi
bir parti
olan
gia'nin
dini bir mezhe-
be dngmesini
hizlandirdt
ve
ikinci i
savaga
piddet
ve
kirgin-
lik
katti.
Yeniden
Halifelik topraklan yillar boyu sren
bir
sa-
vagla
paralanmasinda
Araplar'm
dipindakilerin
de katkisi
ol-
du. Bu
nedenle Ali yanhlannm
isyani
o
anda olmasa da, daha
sonra en
tehlikesi olmuytur. 685 yihnda baa
gelen
Emevi
hali-
fesi
Abdlmelik'in
kargisindaki
en
ciddi tehdit
Abdullah
ibn al-
Zbeyr
ve
Mugab kardeplerin
isyam
oldu.
683 yilmda Abdul-
lah Hicaz'da kendini halife
ilan etti,
bir
sre gcn
Irak'a
dek
yaydi imparatorlugun
teki
eyaletlerinde
de bir lde tanindi.
Abdlmelik ancak Abdullah'in 692
yilinda
lmesinin ardmdan
muhalefetin
stesinden gelerek, monargik olmaya yolunda iler-
leyen devlet gcn
hakim kilmayi
bagardt.
Abdlmelik
(685-705)ve
ondan
sonra
gelenlerin
en
baan-
hst
olan
Higam (724-743)
zamanmda
Arap
tarihiler tarafindan
I
"dzenleme
ve
rgtlenme"
olarak tammlanan ok nemli
ge-
ligmeler
oldu. Persler'den
ve
Bizans'tan
alinan eski ynetim sis-
temine yeni bir
imparatorluk dzeni getirildi. Ynetim
ve
mu-
hasebe dili
olarak Yunanca ve
Farsa'nin yerine Arapa
geti.
Arap
tarihinde bu
reformlan Abdlmelik'in gerekleptirmig
ol-
dugu
kesin kamtlan
ile sunulur.
694'te
Abdlmelik yeni bir
ha-
lifelik
altini
yaptirmasmin
byk
yankilari
oldu.
Roma impa-
ratorlanndan
miras
alman
bir
Bizans yntemi
olan
altin sikke
dnyada bagka
kimsede yoktu. Araplar'm
o
gne dek
yalmzca
gmy
sikkeleri
olmuytu,
bunlan da
eski
Pers ve
Bizans
eyalet-
lerinde bulduklan
darphanelerde basihrlardi.
Altm sikkeler
es-
kisinden
ok
farkh degildi ve
yalnizca hkmdarlarm degigme-
siyle degigiyorlard1.
Araplar,
Bizans'tan
altin
sikke ithal etmeyi
. KKENLER
de
srdryorlardi. Bizans imparatoru, Abdlmelik'in attin
di-
narlarmi
bir
meydan
okuma
olarak
grd
ve
buna
savagla
kar-
ilik
verdi.
Altin sikkelerin
zerindeki
Kuran
ayetleri
bu
mey-
dan
okumayi
a1ka
gstermigtir:
Allah'tan
bagha tann
yoktur Hz. Muhammed
onun
resuldr.
(9:33)
Al--
lah birdir
Allah uludur. O dogurmamq
ve
dogurulmamyter.
(112:1-3)
Bu
Kuran
ayetleri,
Hiristlyan gretilerine
dogrudan meydan
okuyordu
ve
hicretin 720 yilinda (691-92)
Abdlmelik tarafm-
dan
Kuds'n ibadet tepesinde
yaptir11an
Kubbet-s Sahra'da
da
yer
aliyordu.
Cami ve
yazitlan dini bir
amac1
gsterirken,
zerinde
halifenin
adinm
oldugu
kilometre
taglari ile yapilan
yeni
yollar da bir
imparatorluk
amacini
gstermekteydi. Para
ise her iki
amaca
da hizmet ediyordu.
Artik
Bizans mparatorlu-
gu'nun
ve
Hiristiyanligm iddialarma
meydan okuyacak
yeni bir
evrensel
devlet
ve
dnya dini
ortaya
ikmig oluyordu.
islam
tarihindeki ilk
byk dini bina, yanmdaki
Mescid-l
Aksa ile beraber-Kubbet-s Sahra'dir. Artik uyarlama, dn al-
ma
ve dzeltme
zamani
geride kalmig,
yeni bir dnem bagla-
m14t1.
Emevihalifeleri-Pers
ve
Roma imparatorluklanndan
ba-
gimsiz
yeni
bir
evrensel
devletti
ve
slamiyet,
Hiristiyanh m
de-
vami
degil,
yeni
bir evrensel dindi.
Kubbet-s Sahra'nm
konu-
mu,
gekli,
en
ok da sslemeleri
amacmi
aika gstermekte-
dir. Boyutu
ve
gekliyle Hiristiyan
kilisesiyle yanarak
onu
ge-
mesinin
amalandigi anlayilmaktadir.
Cami islamiyet'ten nce-
ki dinler Hiristiyanlik
ve
Musevilik
iin dnyadaki
en
kutsal
yerde,
Kuds'te
yapilmigti.
Kuds'n
seilmig olmasi
nemli
bir noktadir.
Kuran'da
Ku-
ds'ten hi sz
edilmemigtir.
lk Mslman
metinlerinde
Kuds
adi kullamlmamig,
Abdlmelik'in
kilometre
taglan
konusunda
oldugu gibi ondan
sz
edilirken, gehirdeki Musevi
ve
Hiristiyan
izlerini
silmek amaciyla
Romalilar'in verdigi Aelia adi
kullaml-
77
I
ISI.AMlYETIN DOGUSU VE YUKSELISI
migtir.
slamiyet'in
ilk mabedi iin Kuds'te seilen
yer
daha
da
nemlidir. Cami hem
H1ristiyanligm
hem de
Museviligin
kutsal
tarihindeki
nemli olaylannm
getigi
Tapmak Tepesi'ne
yapil-
migtir.
Musevi inancina gre Hz. brahim
oglunu oradaki kaya
zerinde
kurban
etmek istemigti,
ayni
yerde daha
sonra
da
S-
leyman tapmagmm
mihrabi bulunmaktaydi.
Abdlmelik cami-
yi buraya
yaptirarak,
onun son
dinin
mabedi oldugunu, Sley-
man'in tapmagmin yerine
gemesiyle
de
H1ristiyanlar'a
ve
Mu-
seviler'e
vaat
edilen
vahiylerin
devam
ettigini
ve
onlarm yanlig-
lannm dzelttigini
anlatmak istemigtir.
I
Caminin iini
sslemek
iin seilen
ayetler
ve
diger
yazi-
lar da bu
amalan desteklemektedir. zellikle "La
ilahe illal-
lah" ayetinin
sika yinelenmesi, Hiristiyanlar'm Teslis gretisi-
nin
reddedildigini anlatmaktadir
ve bu
teki
yazitlarda
da g-
rlmektedir:
"Oglu
ve
ortagt bulunmayan
Allah'a gkrier
oisun ki
O'nun
kendini ko-
ruyacak
himseye
ihtivact yoktur!"
112.
sure
sika yinelenen
bir bagka
yazittir: "O,
Allah'ttr
tektir. Allah'ttr ufudur. O, dogurmamp ve
dogumlmamptzr.
O'nun egi
ve
benzen
yoktur olamaz." Bagka
bir
ayet
de
nceki
vahiyleri alanlar iin bir
uyandir (Kuran
3:18-19):
"Ey
inananlar! Dininizde armhk
yapmaym:
Allah hakkmda yalmzca
geregi syleyin. Meryem'in oglu sa,
Allah'm
gerekten peygambenydi...
Allah'a
ve
peygamberlenne inanm. ""demeyin.
Bundan vazgein, si-
zin iin
en
fyi
olan
budur
Allah tektir oglu yoktur
"
Bagka bir ayet
de yanlig yolda olan
Musevileri
ve
Hiristiyan-
lan
uyarmaktadir (Kuran 3:18-19):
'Wllah'tan bagha
Allab
yoktur. Melekler
ve
il m
sahtpleri
de bunu
ikrar
et-
miglerdir. Evet,
mutlak
g
ve
hikmet sahibi Allah'tan bagha ilab yoktur.
Allah'm
nezdinde
bak
dini Islam'dst
.. Allah'm
ayetlerini inkar
edenler
bilmelidirler ki,
Allah'm
hesab:
abuktur."
78
KKENLER
Bunlann
dini
anlamlarmm yaninda
siyasi
anlamlarr
da
var-
dir.
Yalnizca
din
imparatorlugu hakli
yapar
ve
dini imparator-
luk devam
ettirebilir. Allah,
resul Muhammed
ve
halifesi
ara-
ciligiyla
dnyaya yeni bir dzen
gndermigtir. Abdlmelik
ye-
ni din
ile
bu dinin dnyadaki liderine
adanmig olan yapisiyla
islam
ile mjdeci
dinler
arasindaki iligkiyi
dogruluyor, bunun-
la birlikte
yeni dinin diger dinlerin dgtge
yanliglan
dzelt-
mek
ve
stlerine
ikmak
zere gnderildigini net
olarak
ifa-
de
ediyordu.
Abdlmelik'in
ardmdan
baa gelen
oglu halife Velid
de B-
yk
am
Camii yaptinrken
ayni
dgncelerden
yola ikmig ol-
mahdir.
X.
yy
cografyacisi el-Mukaddesi ilgin bir konugma-
dan sz
eder?
'Amcama bir gn dedim ki: Hahfe Velid'in Mslmanlar'm
parasms
.yam
camiine harcamase
yanlgte. Bu
parays
su
depolannm, kalelenn
ve
yollarm
tamirine harcamast
ok
daha
uygun ve
yararh
olurdu. Amcam
gyle yamtladt: Oglum,
byle
dgnme. Velid nemli
bir
gy
yaptz.
Hzris-
tiyanlar'm
lhes
Sunpe'nin gzel
ve
ekici kiliselerle dolu oldugunu
g-
rnce,
Mslmanlar'm
bu
kiliselere
ilgi
gstermemesi
iin dnyanm ba-
rikalanndan
biri
olan bu camiyi
yapurdz. Abdlmelik de kilisenin byk
ve
hakim kubbesini gn2nce,
onun
Mslmanlar's etkileyeceginden
kork-
muy ve
bir kayanm zedne
Kubbet-s Sahra'y: yaptarmytz."
Byk olasilikla bu byk
cami
ve
onun
Sleyman'in
ta-
pmagmi animsatmasi nedeniyle bir dnem
Kuds,
tapinagm
Tevrat'taki adi Ibranice Bayt
ha-Mikday'la akrabaligi aika
g-
rlen
Beyt
al-Maqdis adi ile tanmdi.
Sonralan bu
ad,
Aelia da
al-Quds,
"kutsal
gehir" olarak
tanindi. Kuran'da
bir
ayet (17:1)
Allah'in
bir
gece
Hz.
Muhammed'i
Mekke'deki Mescid-i
Ha-
ram'dan
en
uzak
camiye
(Arapasi el-Mescid l-Aksa)
gtrd-
*
gn
yazar.
Eski
bir
grge gre
"en
uzak cami"cennette, bag-
ka bir
grge gre
ise Kuds'tedir.
Mslmanlar ikinci
grg
benimsemiglerdir. Bu
ayet
Kubbet-s Sahra'da
bulunmaz.
Eski
I
79
15LAMYET'N DOUSU
VE YKSEL$1
bagka bir hadisle de islamiyet'te
Kuds'e kutsallik
tanitimamasi
tam
bir eligki olugturmaktadir. Bu hadis yaln1z
Mekke ile
Me-
dine'nin kutsal oldugunu sylemektedir. Bu
tartigma
ytyillar-
ca
devam etmig
ve
modern aglarda
Kuds'n
de kutsal
oldu-
gu
grgne
vanlmigtir.
Amman'm seksen kilometre dogusunda Ordn lndeki
bir
av
kgk olan Kuseyr
Amra'daki
bir duvar resmi daha si-
yasi
bir
mesaj
vermektedir. Tahmini olarak
VIII.
yy'dan kalan
resimde,
alti
tane
kafir hkmdar
oturmuy
durumdaki halifeye
:w
itaat ederken resmedilmigtir. Hem Arap hem Yunan alfabesiyle
yazilmig olan hkmdarlann adlanndan drd aika okuna-
bilmektedir: Sezar, Bizans imparatoru; Roderik, Araplarin 711
yilinda yenilgiye
ugrattigi
ispanya'nin
son
Vizigot krali; Kre-
zs, Pers mparatoru
ve
Habegistan imparatoru. Diger iki.resim
bozuldugu iin
tanmmayacak
haldedir
ama
bunlarm bir
Trk
ya
da Hint
prensi
ve
in
imparatoruna ait olma ihtimali
vardir.
Bu
resimlerin
ilgin
olan
yam, o
dnemde
yenilgiye
ugratilmig
krallar
hor grlen
esirler geklinde gsterildigi halde,
burada
itaat eden hkmdarlar geklinde gsterilmesidir. Ancak
bu de-
fa
anlatilmak
istenen fetih degildir
(Habegistan
ve
in
fethedil-
memigti),
slamiyet'in
stnlgnn,
Mslman halifesinin
li-
derliginin
ve
herkesin
efendisi
oldugunun dnya hkmdarla-
n
tarafmdan
kabul
edildigidir.
Son
Emeviler zamaninda
halifelerle damymanlari
miras
al-
diklan bazi
parasal
sistemleri
yeni bir islami
vergi
sistemi hali-
ne
getirmek iin
ugragtilar.
Sonraki
belgelere gre tm Emevi-
ler tarafindan
"kral"
kabul edilen,
"dindar
halife" mer
ibn Ab-
dlaziz'e bir
anahtar
rol verilmigtir. Ancak
bu durumdan gi-
kayetler tkenmek bilmemig,
yan
Araplarm
ve
Arap
olmayan
Mslmanlar'm
sayilarmm.hizla
amnasiyla
birlikte
olumsuz
g-
rgler
de.ogalmisti.
80
KOKENLER
Edebiyatta
da
sika grlen
bir anlay1pa
gre,
silahlf
direnig
yapmayan
ve
alternatif
bir
greti iddiasmda
olmayanlar
arasm-
da bile, Islamtarihi yanlig
bir yne girmisti
ve
toplumun
lider-
leri
tarafindan gnaha ynlendiriliyordu.
Gerekten dindar bir
Mslman aismdan
bu durum apag11ay1ci
ve
degersiz grd-
g
devlet hizmetinden
geri
ekilmigti.
Devrimci bir
degigikligin
tam
sitasiydi
ve
Islamiyet'inykselisi derin anlamiyla
bir tr
devrim
niteligi
tagiyordu.
Yeni din
var
olan
gretilerin
ve
kili-
selerin tesindeydi. Ondan nce gelen iki dinin devami degil-
di. Onlan
ayan
bir kitap getirmigti.
Fetihlerle
birlikte baa
ge-
en
yeni
hkmdarlar eski dini, toplumsal
ve siyasi
dzerii
yi-
karak yerine
yenisini
getirmiglerdi.
Ideal
islam'da
ruhban
sini-
fi, kilise, krallar, soylular, ayricalikh siniflar
bulunmuyordu. An-
cak
dine gerekten inanmig olanlarin
onu
bilinli olarak
kabul
etmeyenlerden, erkegin
kadmdan
ve
efendinin kleden stn
olmasi geklinde
bazi
dogal
ve
toplumsal
gereklikler
vardi.
Ye-
ni
din, bu egitsizlikleri
bile
yumugat1yor
ve
insancillagtmltyor-
du.
Eski
dnyanin
tam
tersine
slamiyet'te kle artik
mal
degil
insan olarak grlyor, hukuki
ve
ahlaksal
bir stat kazaniyor-
du. Henz
kadmlar ok
eglilik
ve cariyelikten
kurtulamamiglar-
di, te yandan da sahip olduklan mlkiyet haklan Bati'da
mo-
dern
aglara
dek grlmemigti. Mslman
olmayanlar bile
e-
itli toplumsal
ve
madcii
zorluklan
olmasina karpin Ortaag'da,
hatta gnmz
Hiristiyanliginda
bile grlmeyen bir gvenlik-
ten
ve
hoggrden
yararlamyorlardi.
Arap savailarmin fetihlerde kazanilan
ganimeti, egit olma-
sa
da, paylagma ilkeleri vardi.
ogunlugu
daha fazla
ve
ba-
zen
de
atigan
ayncaliklar talep
eder
ve
bunlan
elde
ederlerdi.
Agiretler,
vahalarda,
otlaklarda yagayanlar,
byk malikaneler,
Mekke tccarlan
da byk ehirlerin
zengin
ticaret olanakla-
nndan
faXdalanmak istiyorlardi. Halife
hkmetlerine, zellik-
ISLAMlYET'IN
DOGUSU VE
YUKSELl$1
le de nc halife Hz. Osman'a
yneltilen
pikayetle'islam'in
gereksinimlerinden
daha
ok,
bu
gruplann gereksinimleriyle
ilgiliydi.
Her egit otorite gebeligin
verdigi
zgr1ge ahykm insan-
lara
yabanci geliyor, sikmti
veriyordu. Devletin
ve
yneticileri-
nin
artan
gleri Islamiyet'in
asil
mesajma
bir ihanet olarak g-
rlyordu. Dindarlara
ve
isyancilara
gre
amaci
islamiyet'e
hiz-
met
etmek olan halifelik bu
mesaji
srdrmek
ve
yaymak iin
kurulmuytu ve ona
otoritesini saglayan,
Mslmanlar'm zgr
iradeleriyle
verdikleri
ve geri
alabilecekleri
onaylarlydi. Onlann
ogunluguna
gre
devlet ise, slamiyetyerine
devleti ve
te-
ki
alanlan,
Islamiyet'in
yikip
yerlerini aldigi eski
imparatorluk-
larm
yntemlerine hizla daha
ok benzeyen
yntemlerle y-
neten zengin ve
gl kk
insan
gruplarinin
ikarlarma hiz-
met
eder durumdaydi.
Bazilan
bu
olayi
megru
otoriteye kargi
bir
bagkaldiri
eylemi olarak
gryor
ve
yasalara
gre en
agir
biimde
cezalandinlmasi gerektigini
dgnyorlardi.
Bazilarina
gre
de, bu bir cinayet
degil,
infazdi
ve
islam
toplumunun
en
st
makamini ktye
kullanan
(Siiler'e
gre
gaspeden)
birine
verilmesi gereken adil
bir
cezaydi. Bu
tartigma,
sonraki yzyil-
lar boyu
egitli biimleriyle
Mslman
siyaset
kuramin1 ve
uy-
gulamasini
etkileyecekti.
ilk
zamanlarda halifelik, kimin
nasil
hkm
srecegi,
asil
is-
lam'in tanimi ve
tekrar
canlandirilmasi
konulari ortaya
atilmig-
tir.
Yalnizca devletin
glendirilmesi toplumun birligini
sagla-
yabilirdi, te
yandan
da
glenen Islam
devletinin islamiyet'in
etik
ve
toplumsal
inanlarindan pek ok
dn vermesi
gerek-
migti. Bu srete sert
ve
srekli bir direnig
oldu. Direnig isyanci-
lann
iktidan ele
geirmeleri
aisindan
bazen
bagarili
oldu
ama
zafer
isyancilann da, devletin de
olsa,
her
durumda
devletin
gc
daha da
pekigerek
Islami
devlet
idealinden
uzaklagip
es-
-i
KKENLER
ki Ortadogu
tarzindaki merkezi
otokrasiye dogru
bit'adun
da-
ha gidiyordu.
Direnig dneminde birtakun dini mezhepler
or-
taya
ikti. Bu mezheplerin
farkli
gretileri
ve
destekileri oldu-
gu
halde, ortak amalan
slamiyet kuruculannin
kkl etkin-
ligini geri getirmekti. Baglang1ta
Mslman
ve
Arap yaklagik
olarak
ayni
anlama gelirken,
yaganan
dini mcadeleler bir Arap
i
savagiydi.
Sonralari ise,
Islamiyetfethedilen
topraklarda
ya-
gayan
halklar arasinda
giderek yay11mig
ve
dnmelerin
bu ha-
reketlerde etkinlikleri
hizla
artmig,
bazen
de
hakim rol
almig-
lardir. Islam imparatorlugundaki
byk
kkl
hareketlerin t-
mnn slamiyet'ekargi degil, slamiyet'in iinde olmasi,
isIa-
mi dgncenin
sregelen devrimci
gcnn
ve
evrensel agn-
smin
bir
kamtidir.
743 yilinda
Higam'in
lmnn
ardindan gelen drt kisa h-
kmdarlik
ile
Emevi halifeliginin hizli
sonu
gelmigtir.
ikan
agi-
ret
kavgalan,
yogunlagan
Sii
ve
Harici
mezhepiligi
ve
fran'in
dodaki Horasan
eyaletinde
baglayan gl
yeni bir
muha-
lefet sonucunda halifelik
Suriye'de bile sorgulanan,
diger
yer-
1erde ise nemsenmeyen
bir duruma gelmigtir. Sonuncu Eme-
vi hkmdan II.
Mervan
(744-750)yetenekliydi
ama
haneda-
ni
kurtarabilmesi iin artik ok
ge
olmugtu.
Doda
islamiyet
tarihinde
yeni bir hanedan,
yeni bir
g
ve
yeni bir ag dog-
maya
baglamigti.
I
4.
BLM
AseAs
HALFEL
Azat
edilmig Pers
bir kle
ve
militan bir
mezhebin lideri
olan
Ebu
Mslim
9
Haziran
747 tarihine
kargilik gelen Hicri 25 Ra-
mazan
129 tarihinde, iran'm dogu
eyaleti Horasan'da kara
is-
yan
bayraklarmi ati.
Ebu Mslim
ve
ondan.ncekiler
neredey-
se
otuz
y11dir eylemlerine devam
ediyor,
dinsiz
Emeviler'i
su-
luyor,
Hz.
Muhammed'in
akrabalarinm,
zellikle
amcasi
Ab-
bain
soyundan gelen
Abbasiler'in iddialanni srdryorlardi.
Ebu Mslim'in hazir bir
dinleyici
kitlesi
vardi.
Iran'daki
Msl-
man
halk
Emevi hakimiyetinin
neden oldugu
egitsizliklerle ezi-
liyordu. Uzun bir
zaman
ikamet
ederek
yan yanya
Perslegen
Arap
ordusu
ve
yeni
yerlegimciler,
isyancilar zafer kazanmak
zereyken
bile
agiret kavgalanna devam
ediyorlardi.
Ebu Ms-
lim,
ok gemeden hem
Araplann
ve
Arap
olmayanlarin des-
tegi
sayesinde Horasan'i
ele
geirip
iran
zerinden
batiya
dog-
ru
eski Irak eyaletine yrd. 749'da ordulari Firat'1
getiler
ve
bagka bir Emevi gcne
kargi da zafer kazandilar.
Kufe'deki
as-
kerler
mezhebin lideri
Ebul
Abbas'i halife
ilan
ederek
ona
el-
Saffah
unvanini
verdiler.
749
ve
750'de Suriye'de
ve
Irak'ta
ka-
zan11an bagka
zaferler
Emeviler'in
sonu
hazirladi. Bylece ki-
sa
srede yeni halifenin
otoritesi Islam
imparatorlugunun ta-
mamma
yayildi.
Sonucu
Abbasi
halifelerinin
Emeviler'in yerine
iktidara gel-
mesi
olan bu
mcadele
sitadan
bir hanedan
degigimi
degil, Is-
lam
tarihinde bir
devrimdi.
Gerek-islam gerek
de Bati
tarihileri,
Abbasi zaferinin bu
84
l.
ABBAS HALFELi
zeligini
kabul etmig
ve
konuya atkhk kazandirmale iin ok
aba
harcamiglardir. Tarihin milli
ve
de
irki
kuramlarinin
et-
kisinde kalanlar,
Abbasiler'in
iktidara
gelmelerini, ranlilar'in
Araplara
kargi kazandiklari bir
zafer,
Emevi Arap
Krall1g1'nin
devrilmesi
ve
ranlagmigislamiyet
etiketiyle
yeni bir Iran impa-
ratorlugunun
dogmasi
olarak grmglerdir.
Hem isyan
nclerinin
hem de yeni
devlet
dzeninin nde
gelenleri arasinda
Iranlilar'in
ogunlugu
ve
Abbasi
siyasi
klt-
rnde
gl
bir Iran
gesinin
olmasi
ilk
bakigta bu grg des-
tekleyecek
bazi gstergelerdir
ama
sonraki aragtirmalarla
tarih-
iler Araplar'in yenilgisi
ve
ranlilar'in
zaferi
kuramlan basta ol-
mak zere
bazi
nemli
konular
degigtirmiglerdir. 19. yy'da
Ba-
tih
ve
20. yy'da
iranli bazi bilim adamlari
"ran
Milli Bilinci"nin
ifadesi
biiminde dgnlen
Siiligin
kkeninin gerekte Arap
oldugunu
ortaya koymuglardir. Gney Irak'taki
karma nfus-
ta
Siilik
ok glyd.
Siiligi
Iran'a Arap smrgecileri
getirmig
ve
uzun zaman
destek
olmuglardi.
ranhlar'm
yani sira
Araplar
da
Abbasi yanhst
harekette bu-
lunuyordu
ve
aralannda
komutanlar, liderler de
yer
ahyorlardi.
Ebu Mslim'in
isyani Araplara
kargi degil, Emevi ynetimi
ve
Suriye
stnlgne
karplydi. Kugkusuz etnik
dgmanliklar da
etkili
olmuy
ve
kazananlar arasinda
franlilar'in
nemli
bir
ye-
ri
vardi.
Ancak
bu bareket hilafet
zerinde
hak
iddia eden
bir
Arap
iindi
ve
bir Arap hanedani baa gemigti. Kazanilan
za-
ferin
ardindan
devletin
st
dzey
grevlere
Araplai
getirilmig,
Arapa tek
kltr
ve
devlet dili
olarak kalmigti. Arap toprakla-
ri
mali aidan
ayncalikliydi
ve
toplumsal aidan Arap
stnl-
g
gretisi
devam
ettiriliyordu.
Araplar yalnizca iktidar
gcn-
den degil,
artik
bagkalaryla
ve
zellikle
de
yanm
kan kardeple-
riyle paylaymak
zorunda kaldiklar
iktidann
olanaklanndan ol-
muglardi. Emeviler zamaninda
devletin
en
st
dzey grevle-
85
.
ISLAMYET1N DOUSU
VE
YKSEL$
ri, yalnizca
anne
baba tarafindan Arap
olanlara
verilirdi:
Abba-
siler zamamnda hkmdann gzdesi olarak
saygtnlik
ve
g
kazanilan halifelik sarayinda ykselenler, yalruzca
yanm
kan
*
Araplar
degil,
iranhlar
ve
bagkalanydt
da. Arap
kralhgimn m-
r,
Arap
savagilarmin
ayncalikh smif konumundan
uzaklagma-
-
lari
ve
hem bagkentte hem de
eyaletlerdeki
zerk yerel hane-
danlarda Trkler'in
iktidara gemesiyle
sona
erer.
Devrimlerin
ogunda oldugu gibi byk degigiklikler
ok
yavag
gereklegmig
ve
hem siyasi
degigikliklerden nce hem de
sonra
gelmigtir. Son Emevi
halifesi H. Mervan'in annesi bir Krt
kleydi, I.
Abbasi halifesi
el-Saffah'm annesi zgr bir Arap-
ti,
bu yzden de
kardegi yerine
o
tercih edilmigti.
Ancak
anne-
si bir
Berberi kle olan kardepi,
ondan
sonra
yerini
almigtir
ve
el Mansur (754-775)
adi ile egitli ynlerden
Abbasi yceliginin
kurucusu
sayllmigtir.
Birka istisna hari
onun
yerine
geenle-
rin ve
sonraki Mslman hanedan
liderlerinin babalan
ogun-
lukla
nl
ve
hkmdar,
anneleri
de genelde
adstz
ve
yaban-
ci
klelerdir.
Abbasi zaferinin
nemini zaferi
kazandiran hareketten
ok,
onu
izleyen degigikler
gstermektedir. ilk
stradaki
ve en
nem-
li degigiklik bagkentin,
yz yll boyunca
Emeviler'in hkm
sr-
dg
Suriye'den, eski Ortadogu'nun byk kozmopolit
impa-
ratorluklarinin agirhk merkezi olan Irak'a
tayinmasi
olmuytur. I.
Abbasi halifesi
el-Saffah, Firat
zerinde geici bir bagkent
kur-
mug,
ondan sonraki halife
el-Mansur da,
Dicle'nin batt kiyism-
da yeni bir kahct bagkent kurmustu.
Yeni bagkent,
eski Sasa-
ni Pers bagkenti
Ktesiphon'un
yakmlannda
ve
ticaret
yollarmm
kavyagmda
yer
ahyordu.
Resmi
adi Medinet-l Salam (Barig
gehri)
olan yeni bagkent,
genellikle daha nce
aynt
yerde
bulunan
kk
Bagdat gehri-
I
nin
adlyla
anihyordu.
Islamdnyasmm
byk blmnn li-
ABBAS HAOFEL
derleri olarak
Abbasi
Hanedam
halifeleri beg yz
yll
-boyunca
Bagdat'ta
hkm
srdler. Baglangita
imparatorlugun gerek
hkmdarlan olan halifeler,
sonralan
hizli bir siyasi yikimin
ar-
dmdan, etkin
g bagkalarmin
genelde de
askeri
hkmdarla-
rm
elindeyken
szde
hkm srdler.
-Abbasiler, iktidan kendilerinden
nce
ve
sonra
gereklegen
devrimci bir hareketin sonucunda
ele
geiren bagkalan gibi, bir
sre
sonra
onlara
destek
olanlann istekleri
ve
amalan ile
im-
paratorlugun
ve
hkmetin gereksinimleri
arastnda
bir tercih
yapmak
zorunda kaldilar. Uzlaymayi
ve srekliligi
tercih
etti-
ler. Bazi kirginlik
ve
kizginhklarla ugragmak zorunda
kaldilar,
Abbasi
zaferinin
miman Ebu
Mslim ile yakminda
bulunanla-
rm
pek ogu
ldrld.
Yaptiklan
bu tercih agirlik yanl11ari-
m ve
radikalleri
uzaklayttrmig
ve
kendilerine
bagka
ikig yolla-
n
aramalanna yol
amigtir.
Ancak
bu
tercihleri Mslmanlar'm
ogunlugunu
memnun
etmig
ve
El Mansur'un. yabanct
savay-
larla i isyanlan bastirmasim saglamig, parlak
ve
uzun
bir h-
kmdarhk dneminde
Abbasi
devletinin temellerini
atmasina
olanak
tammigtir.
Bu grevi yerine getirirken El
Mansur'a Abbasi egemenli-
ginin
ilk
elli yilmda nemli
bir etkisi olacak
ranh olarak
bili-
nen
Bermekiler adli
bir
aile yardim
etmisti. Bermekiler, aslin-
da
Belh gehimdeki
Budist rahiplerin soyundan gelen Orta As-
ya
Iranlilariidi. Halid el-Bermeki, Bagdat
kurulduktan kisa
s-
re
sonra
el
Mansur'un bagveziri olmuytu.
Onun yerine,onun
so-
yundan gelenler vezirler olarak,
803'te Harun
Regid'in
hkm-
darhginda gzden
dgtkleri
zamana
dek imparatorlugu
yne-
tip geligtirmiglerdir.
~
Baglient
ran'daki
eski uygarhk merkezleri
civarma nak-
ledilmisti. Araplarm iktidardaki tekeli
son
bulmuy
ve
ileri
ge-
len yneticilerin arasinda slamlagmig
ranlilar
yer
almaya bag-
?
SLAMiYET'N
DOOUSU
VE
YKSELS
lamiglardi. Siyasette
daha fazla
deneyimli olan ranlilai yneti-
min her konumunda
bulunuyorlardi, devletin
ynetimi
yalniz-
ca
halifenin stn
otoritesine bagli olan
vezirlerdeydi. Bylece

dogal
olarak
Iran'in
etkisi daha da artti.
Sasani
gelenekleri yeniden hayata geirildi,
Sasani
metinle-
ri
Arapa'ya
evrildi, devlet
ynetiminde
ve saray
trenlerinde
Sasani-Pers
rnekleri alindt. Bu durum,
Arap agiret
gelenegin-
den
byk
lde
uzaklagilmasi anlamina
geliyordu.
Ancak
bu
gelenek
her
iki
durum iin de yeterli bir k.11avuz
degildi. Ilk kez
islam devletinde
Pers rnegine
gre
kahei ordunun kurulma-
siyla,
hanedanin
artik Arap
agiretlerinden
gelen
askerlere
ba-
gimli
olmamasi, bagkentte
Arap
etkisini daha da
azaltti.
lk
Abbasi halifeleri
pek ok
aidan kendilerinden nce-
kilerin
politikalanm
geligtirerek devam
ettirdiler.
Son
Emevi-
ler
zamaninda aika ortada olan bazi
degigikliklere hizla de-
vam
edildi. Bundan byle halife Arap
agiret
reis'lerinin
istikrar,
siz
onaylanyla
hkm sren bir
Arap
"sper
geyhi" degil,
es-
ki
Ortadogu
tarzinda
bir
otokratti. ilahi
kkenli oldugunu ileri
srdg, otoritesini
silahli gleriyle
sagliyor, hizla byyen
ve
genig bir
brokrasi
sayesinde hkm
sryordu. Bu
noktada,
Abbasiler
Emeviler'den daha gl
olmalanna kargin,
dini bir
hiyerarginin
ve
feodal
siniflann destegi
olmadigt
iin eski des-
potlardan daha
gszdler.
Bir de
inanlannin
temel bir ku-
ralma
uygun
olarak kaldiramayacaklari ve
degigtiremeyecekle-
ri ilahi bir kanuna
bagliydilar.
. Halifeler bu durumun
telafisi
ve
gszlegen Arap
etnik ba-
ginin
yerine
gemesi iin slam
muhafazakarhgini
ve
kimligini
vurguladilar; farkli
insanlarin
yaadigt byk
imparatorluklari-
na
ortak
bir
din
ve
kltr birligi
saglamak
iin
ugragtilar.
Sasa-
ni
rneginden
hareketle halifeligin
iglevlerini
ve
otoritesini di-
ne
dayandirdilar, kabul gren
ilahiyatilann ynlendirmesiyle
ABBASI
HALFEL
I
devlet dzenini
resmi bir din temsilcileri
sinifiyla
desteklemeye
aligtilar.
Bu toplumsal aidan ruhbanlikti.
Bu amalan dogrul-
tusunda
halifeler kutsal Medine
ve
Mekke gehirlerini
yeniden
kurdular, Irak'tan
buralara hali seferleri yaptilar.
Bazi Ms-
lman mezhepleriyle
bu dnemde
pek ok taraftar
kazanmi
olan
Mahiciligi
aragtirmaya bagladilar. Halife el-Memun
(813-
833)
ve
ondan
sonra
gelenler Mutezile
adh dini ekoln greti-
sini devletin
resmi
gretisi
olarak
benimsetmeye
abaladilar
ve
teki gretilere
inananlara zulmettiler.
Ancak
bu abalan
baga-
nli
olamadi
ve
bagkaldiran Trk askerlerine
kargi destek
arayan
el-Mtevekkil
(847-861)
Mutezile
gretisinden vazgeerek
ge-
nel Snni
grgn benimsedi.
Snni ulema
ve Snnilik, ada-
letli
Snni bir halife varken
bile, gretilerinden
taviz
verme-
den, hkmdarm istedigine
direnecek
ve
stesinden
gelecek
gteydi.
Bayanli olamayan Devleti slami
girigim
bir
daha de-
nenmedi. El-Mtevekkil'den
sonra
Abbasiler
en
koyu dindarli-
gi
resmi olarak kabul ettiler
ve
sonra
da
hibir hanedan aika
islam dini kurumuna greti dayatmayi
denemedi.
Abbasi
gcnn ulagtigi
en
tepe
nokta olarak
kabul
edilen
Harun Regid'in hkmdarligi
dnemi
(786-809),
aslmda
k-
n ilk
izlerini
de tagimaktaydi.
Bu
izlerden
biri, ondan
nce-
ki hkmdarlar zamaninda
halifeligin
siyasi
otoritesinin tagra-
da
hizla zayiflamasidir.
Abbasi hakimiyetini yalnizca
ismen
ta-
niyan,
Batidaki Kuzey Afrika
ve
ispanya
(756-800),
kendi ken-
dilerini
yneten hemen hemen bagunsiz lkelerdi.
Bagdat'tan
gnderilen Trk valisi Ahmed
bin
Tulun
i
bagimsizligmi ilan
edip iktidanni Suriye'ye
de tagiymca'868'de
Misir da dgt.
Onun hanedanmdan
sonra ayni
kkenli diger
bir Trk hane-
dani baa
geti
ve
kisa bir dnem digmda Misir,
bir daha Bag-
dat'tan ynetilmedi.
Misir'da bagimsiz
bir
siyasi
gcn olugmasi
ve
zaman
zaman
Suriye'de
de hkm
srmesi sonucunda Irak
ISLAMlYET'IN DOGUSU VE YUKSEUSI
ve
Suriye
arasmda
kimsesiz
bir blge ortaya
ikti
ve
l
kiyi-
sinda
yagayan
Bedevi Araplar
yitirdilderi bagimsizliklanni
yeni-
den kazanmak iin buralari
iggal ettiler.
Bedevi
Araplar, Suriye
ve
Mezopotamya'nm
iskan
edilmig blgelerine
de
girip
gehirle-
ri
ele geirerek geici
hanedanlar kurmaya bagladilar.
Bu
yikim doguda daha farkh
gekillerde
oldu. Harun Re-
gid'in hkmdarligi
dneminde
Bermekiler'in
ortadan kaldinl-
masi
ve
Harun
Regid'in
iktidar dizginlerini
ele geirmesiyle
so-
nulanan i
kangikhklar
sirasinda
Abbasi halifelerle ranli des-
tekilerin
ittifaki sarsildi. Harun
Regid
ldkten
sonra
ogulla-
n
el-Memun
ile
el-Emin
arasinda
ikan atigmalar i
savaga
d-
. ngt. El-Emin'in gc
Irak'ta
ve
bagkentte,
el-Memun'un g-
c de
ran'daydi.
Bu
i
savag
ranlilar
ile Araplar
arasmda milli
bir
savaga
dngt
ve
zaferi
Iranhlar
kazandt.
Aslmda
bu
Irak
ile
Iran
arasmdaki milli bir
rekabetten
daha
ok,
nceki
dne-
min
toplumsal alkantilanmn devamiydi. Memun
dogu
deste-
gine
de
gvenerek bagkenti
Bagdat'dan Merv'e
tagimak
istedi
ama
Bagdat
ve
Irak halkmm
gl
muhalefetiyle kargilagarak
vazgemek
zortmda kaldi.
Bundan
sonra
iran
emellerinin
ikig
yolu yerel
zerk hanedanlar oldu.
820'de Memun'un ranli
ge-
nerali Tahir,
Horasan'da hemen hemen
bagimsiz
bir
hanedan
kurarak
Snni
slam'in
bagt
olarak
halifenin
szde hakimiyetini
kabul
eden ok
sayida kipiye
hkmdarliklarindaki
lkelerde
gerek
otoriteden
mahrum
olacaklart bir
rnek oldu.
Halifelerin dogu
ve
bati
eyaletlerindeki gleri bir
bakima
"de
facto"
liderlere hkmdarlik
diplomasi
tanimaktan teye
.
gidemedi ve
Irak'in
metropol
eyaletindeki
otoriteleri hizla
azal-
maya
bagladi.
Bagdat'tan
geen
degerli.ticaret
yollannin deneti-
mi
elinde
oldugu
srece
imparatorlugun siyasi blnmesi
dur-
mug,
kltr
ve
ticaretin geligmesi
srmgtr.
te
yandan bagka
tehlikeler geligmeye baglamtytt.
Sarayin
agiri
harcamalan ve
pig-
90

ABBASI HALIFELIGI
kin
brokrasi nedeniyle srekli bir mali
kriz
ikiyord'u.
Tagra-
dan elde edilen gelirlerinin
kaybedilmesi,
altin
ve gmg
ma-
denlerinin tkenmesi
ya
da
yabancilara
kaptirilmasi
sonucun-
da. mali
kriz byyordu.
Para akigi
sorununa zm
arayan
halifeler, yerel valilere
vergi toplama
yetkisi verdiler.
Vergi toplamaya
baglayan
valiler,
bir de
valiliklere
ordu
komutanlannin
getirilmesiyle, kisa
sre-
de imparatorlugungerek
hkmdarlan haline geldiler. Halife-
ler, Mutasim
(833-842)
ve
Vasik
(842-847)
dnemlerinde
ken-
di generallerinin
kuklalan gibiydiler.
Generaller istedikleri
gibi
halifeyi indirip
yerine bagkasini geiriyorlardi.
X. yy'm baglannda halife otoritesi
tmyle
son
bulmuytu.
Irak valisi
ibn Raik'e,
amir
el
umera
(Komutanlar
Komutani)
unvamnin
verilmesi
bunun gstergesidir.
Sphesiz
bu
unvan
Bagdat askeri
komutaninin
teki
blgelerdeki
nceligini belirt-
meyi
amallyordu
ama ayni
zamanda
ona
halifeye ragmen
s-
tn ynetme yetkisi
taniyor,
halife de devletin
ve
dinin
resmi
ha
i,
Islamiyet'indinsel birliginin tem ilcisi
olarak kahyordu.
Bati
ran'da bagimsiz bir hanedan devletinin hkmdan
olan
ranh
Sii
Bveyh ailesi 17
Ocak 946
tarihinde
bagkenti iggal
et-
ti. Artik halife kendi gehrinin efendisi
degildi, daha da kts,
Sunm slamiyet'in hderhgi
bir
ii'nin denetimine
gemigti.
Su-
ler yalnizca faydah
ofacagi
iin halifeyi yerinde birakiyorlardi.
Sonralari
Siiler'in
yerine gelen
Snni hkmdarlar
zamaninda
da halifenin bagimhligi srd.
Bu tarihten itibaren
1258
yilinda Mogollar'in gehri
ele
ge-
irmesine kadar halifelik bir
unvan,
Snni
Islami birligin resmi
sembol
ve
asil
hkmranhgi
srdren
pek
ok
askeri
yneti-
ciyi
megrulagtiran
bir
otorite halini almigtir.
XIL yy'in
sonunda
ve
XIII. yy'in bagindaki
kisa bir
sre
hari, halifeler
hkmdar-
lann kuklalan olmuglardir.
SLAMYET'N DOUSU
VE
YKSELS
Bveyhogullari'nin
Bagdat'a gelmesi, halifeligin siyasi evri-
minde nemli bir dnm
noktasi olmakla kalmaz,
ayni zaman-
da
Ortadogu
tarihinde "Iran
ntermezzosu"
adi verilen nem-
li bir dnemi de baglattr.
IX.
yy'da Arap gcnn
zayiflama-
si ve
XI,
yy'da Trk gcnn
kalict
biimde
yerlegmesi
arasin-
daki dnemde fran'da
milli
bir
canlanma
baglamigtir.
Bu
can-
lanma iranl1destegini
almig
iran
hanedanlanna dayaniyor,
tran
topraklannda gereklegiyor,
en
nemlisi
de, Iran
milli kltr-
n
ve
ruhunu yeni bir Islami biim
geklinde
ortaya
ikanyor-
du.
Dogu ran'da ortaya
ikaii ilk
bagimsiz
Iranli
Mslman
hanedanini
(821-873)
doguda
Safeviler
(867-903)ve
Samani-
ler
(875-999),
kutey ve
batida
Bveyhiler
(932-1055)
takip
et-
miglerdir. Bu hanedanlann
hepsi
Mslman'di. Yine de bazila-
n
Arap slami
ideallerine
sahiplerdi
ve
ran kltrne
ilgisiz ka-
liyorlardi. Ancak
olaylann geligimi
ve
grdkleri
destek
onla-
n
bir tr Iran tnesansinin
gnll
veya
gnlsuz
koruyucula-
n
yaplyordu.
lerinde
en
etkin olani
Samaniler'in Buhara'daki
bagkentleri Iran
kltrel
canlanmasinin
merkezi olmustu.
ogu
Samani hkmdarino
dnerninde Farsa
resmi
dildi.
Hkm-
darlar ranli bilim
adamlanni
ve
pairleri destekliyorlardi. X.
ve
XL yy'da Arap
harfleriyle
-yazilan,
islam
.dini
ve
geleneginden
etkilenmesine
ragmen zellikle
Iranh
olan yeni bir iran
edebi-
yati
dogdu.
ran
iin
bir
canlanma
dnemi
olan Buveyhiler dnemi,
Siili-
gi
de
canlandirmigtir.
Ancak
her
iki.dnem de
ogunlukla
yan-
lig
tammlannugtir. Abbasi halifeliginin kurulmasi
Sii
liderliginde
nemli
bir
degigiklige
neden olmustu. Emeviler dneminde Si-
,
iler, Mslman toplumunun bagina
geme
iddialanni, Hz. Mu-
hammed'in
akrabahgina dayandirirken kizi
Fatima
ile olan ba-
gi
degil,
amcasimn
oglu Ali'nin soyundan gelmeyi
neden
gs-
termiglerdi. Byle olunca da Hz.
Ali'nin
Fatima'dan bagka
eg-
I
I
ABBASI HALIFEUGI
lerinin soyundan
ve
hatta
Peygamber ailesinin
diger-'kollann-
dan gelenler de
hak
iddia
etmeye
baglamiglardi. ktidar iddia-
lan bir sSiimezhebinde
baglayan Abbasiler'in
durumu da
by-
leydi. Hz.
Ali soyundan
gelen iddialan Abbasi
kuzenleri tarafm-
dan benimsenince Hz. Muhammed'in
soyLmdan
Fatima yoluy-
la gelmeye
daha ok nem
verildi
ve
bu
zaman
iinde
Siiler'in
en
nemli dayanaklan oldu. Hz. Ali
ve
Fatima'nm
ogullan,
to-
runlan
ve
onlarm
soyundan gelenler
Siiler
arasinda
"mamlar"
olarak
biliniyordu. Altmci Fat1mi
imam1 Cafer el-Sadik'm, 765'te
lmesiyle taraftarlan iki
byk gruba aynlarak ogillari
Ismail
ile
Musa'nm imamhk iddialanni
desteklediler. Musa'yi destekle-
yenler,
Hz. Ali'den
sonra on
ikinci
kupaga kadar
Musa ile
onun
soytmdan gelenleri,
slam dnyasmm gerek imamlan olarak
kabul ettiler.
Musa
ok
belli olmayan
bir
gekilde
kayboldu
ve
on
ikinci
imam olarak dnmesi
hl beklenmektedir.
Snni Is-
lam ile aralarmda
ufak
farklar olan
on
iki
Imamcilann
gretile-
ri genelde
111mlidir.
smail'i destekledikleri iin
Ismailiye
olarak
bilinen diger
grup,
Emevi
dneminin daha
nceki
Siiliginin
agmliki greti-
lerini miras alarak
bunlan degigen yeni durumlara uyarlamiglar-
di. Sanayinin geligmesi, ticaretin
yaygmlagmasi,
devletin bozul-
masi ve
askerilegmesi,
gehirlerin geniplemesi, toplumun
artan
egitliligi
ve
karmagikligi imparatorlugun
gevgek toplumsal
ya-
pisi
iin
tagmmasi
zor
bir yk oluyor
ve
genel
bir tatminsizlige
yol aiyordu. Entelektel
yagamm
geligmesi, dgnce
ve
kltr
atigmalari toplumun teokratik
dzenine kargi tepkilerin
dogal
ifadesi geklindeki blc eylemlerin
ikmasini
ve artmasini teg-
vik
ediyordu. IX.
yy'in
sontmda
ve
X.
yy'm
baglarmda bu
geri-
lim kopma noktasina ulagti.
Islamiyet'in hkmdarlan,
smaili-
ye
taraftarlarinm ihanete
tegvik eden vaazlari
ve
Bagdat'taki ba-
rii
mistiklerin
ve
moralistlerin daha hafif
ama
etkili eleptirileri,
I
I
SLAMYET'N DOUSU
VE
YKSEL
Dogu
Arabistan
ve
Suriye-Mezopotamya'da
Karmatiler'in silahh
isyanlari ile
kargi
kargiya
kaldilar. Dogu
Arabistan'daki
isyanci-
lar
tecrit edilirken, Suriye
ve
Mezopotamya'daki
Karmati
isyan-
lari glkle
bastirildi. Ancak Ismailiye
yanlilari
Yemen'de
ka-
zandiklan kahc1 zaferle
iktidara
gelmeyi
bagardilar.
Yemen'den Kuzey
Afrika'ya
elilei gnderdiler
ve 908
yi-
linda
kizi Fatima'mn
soyundan geldigi
iin Hz. Muhammed'in
akrabasi oldugu
iddiasiyla
birinci Fat1mi
halifesi olarak
ismaili
Ubeydullah'1 tahta ikaracak kadar baanh oldular. lk Fat1-
mi halifesi
yalnizca Kuzey
Afrika'da
hkm srd
ama
drdn-
c halife
el-Muiz 969 yilmda Misir'1 ele geirerek
Kahire gehri-
ni yeni
bagkent olarak kurdu.
Bylece
Ortadogu'da ilk kez Abbasi yetkisini ismen bile
ta-
mmayan,
stelik kendi halifeliklerini ilan eden bagimsiz
ve
gl
bir
hanedan basa geti ve
tm
Islam
dnasinin liderli-
gi
konusunda Abbasiler'e meydan
okudu. Bunlar Snni
halife-
liginin
kuramsal
temelini bile
kabul
etmiyorlardi.
Fatimiler
di-
ni,
askeri
ve
siyasi
eylemlerinin
yani sira,
dogu ticaretini
Basra
Krfezi'nden Kizildeniz'e
tagiyarak Irak'1
zayiflatip Misir'1 g-
lendirmek iin baanli bir
ekonomik
politika
izlediler.
Fatimiler ok gemeden Suriye,
Filistin
ve
Arabistan'da
da
etkinlik gsterdiler. G
ve
etkinlik ynnden bir dnem
Bag-
dat'taki
Snni halifelerini
glgede biraktilar.
Halife el-Mustan-
sir'in (1036-1094)
hkmdarligi
sirasinda Misir'da Fatimi dne-
mi
en
st noktasina
ulagmigti
ve
Fatimi imparatorlugu
Kuzey
Afrika'nin tmn, Bati
Arabistan'i, Misir'i, Suriye'yi
ve
Sicil-
ya'yi iine
altyordu. Fatimi
yanlisi
bir
general 1056-57'de Bag-
dat'i
ele geirdi
ve
Fatimi
halifesinin hkmdarligi
Abbasi bag-
kentinin
minberlerinden
duyuruldu.
Ancak
bir
yil
sonra
halife
Bagdat'dan kovuldu
ve
Fat1miler'in
gc
zay1flamaya
bagladi.
Bu
zlme
sivil ynetimde bagladi
ve
Kahire'de bir
dizi
askeri
94
ABBASI I-lALIFELIGl
otokratm
ortaya
1kmasiyla sonu1andi. Fatimi halifelerin artik
gleri
tkendi
ve
emirlerin kuklalari haline
geldiler
ve zaman-
la mezhep
yanlilarm desteginden de oldular. Sonunda rejimleri
y1kildi
ve
Misir yeniden Snni hakimiyetine girdi.
Fatimiler'in Misir'daki
devlet dzeni
en
st
noktasinda
n-
cekinden egitli a11ardan farkliydi. En stte bulunan halife,
mutlak
bir hkmdardi
ve
taraftarlarinin inancina
gre Allah'm
setigi bir aileden geliyor
ve
ilahi iradeyle
hkm sryordu.
Merkezi.
ve
hiyerarpik hkmeti
brokratik, askeri
ve
dini ol-
mak
zere kola ayrihyordu. Brokratik
ve
askeri kolu bir si-
vil
olan vezire
bagliydi. Din igleriyle de zel olarak grevlen-
dirilen yetkililer ilgileniyordu. Ismailiye
propaganda
rgtn-
den
ve
yksek okullardan sorumlu
olan
bu blmn modern
tek
partili
devletlerde partininkine benzer
bir
rol
oynadigi
g-
rlmektedir.
Propaganda kolunun hl Bagdat'daki Abbasi
ha-
lifesinin szde denetimindeki
dogu
eyaletlerinde
genig bir ajan
ordusu
vardi. I u
propaganda egitli alanlarda etkinlik
gster-
migtir. Irak'tan'Hindistan
sinmna
kadar
srekli ikan
ayaklan-
malar
ismaili
ajanlarinm eylemlerini
gstermekteydi.
Fatimi dneminde Misir'da
nemli
bir ticari
ve
sanayi gelig-
I
me
de
_olmustur. Askeri gruplara
ve
Nil'in
dzensizligine bag-
li birka kitlik dnemi hari byk bir
refah saglanmigti.
Fatimi
hkmetleri imparatorluklarmin
refahi
ve
etkinliginin yayilma-
si
iin ticaretin nemli oldugunu
en
bagtan grmglerdi.
Vezir
Yakub ibn Kilis ondan sonraki
hkmdarlann da
srdrecegi
ticari bir atilim
yapmigti.
Misir'da
ticaret Fat1mi dneminden n-
ce
smirli
ve
azdi. Fatimiler
sanayi kollan
ve
iftlikler kurmuy
ve
Misir
rnlerinin
ihracma
baglamiglardi. Bunun
yani sira,
zel-
likle Avrupa ve Hindistan bagta olmak zere
genig bir ticari
ilig-
kiler agi kurmuglardir. Batidaki eski Tunus gnlerinden
kalma
talyansite
cumhuriyetleri ile iligkilerine
devam etmiglerdir.
Ba-
. I
95
ISLAMIYET'IN
DOGUSU VE
YUKSELISI
ti
ile
Misir
arasinda nemli bir deniz ticareti
vardi
ve
dogu
Ak-
deniz Fatimi filolarimn denetimindeydi.
Fatimiler
doguda
Hin-
distan'la
nemli iligkiler
kurmuglar
ve
egemenliklerini
Kizilde-
niz'in
iki
yanma
genipletmiglerdir.
Hindistan
ticaretinin
nemli
bir kism1
Fatimiler'in Sudan kiyisindaki
Aydhab
limanindan
ge-
erdi. M1sirli
tccann gittigi her
yere
Ismaili
misyonerler de
gi-
derdi
ve
kisa
sre
sonra
ispanya
ile Hindistan'daki
Mslman-
lar arasmda
ayni
dgnceler grlmeye baglamigti.
Fatimiler
Abbasiler'e
kargi
son
zaferlerini kazanmayi bagara-
madilar. 1094
yihnda
Fatimi halifesi
el-Mustansir'in lmnn
ardmdan gleri azalarak
artik
Abbasiler
iin
nernli
bir tehli-
ke
olmaktan
iktilar.
Baganli olamamalannin
nedenlerinden bi-
ri de
ii
enerjisinin
On
iki
imamcilar
ile
smaililer
arasmdaki
a-
tigmaya
harcanmasi oldu. Bu
sonuncularin, aralannda
Iran'in
pek ok yerel hanedanmin
da oldugu
nemli
bir
taraftar
kitle-
si
vardi. Fatimiler'in Bagdat'a ynelttikleri
en
byk
tehdit
si-
rasinda Abbasiler'in On
iki
Imamci
Sii
Bveyh emirlerinin
ege-
menliginde olmasi
ilgintir. Bveyhiler,
Sii
olduklan halde ha-
life olarak
bir Alevi'yi baglarma
geirmediler
(On
ikinci
Imam
yetmig
y1l nce
kaybolmuytu)
ve
Abbasiler'in egemenligini
ta-
niyormuy
gibi yaparak onlan Snni
dnyasinda politikalarma
ara
olarak kullandilar.
5. BOLUM .
r
BOZKIR
HALKLARININ
GEL

XI.
yy
baglarken Islam toplumu
ve
devletinin,
iten ie
g-
cn
kaybetmeye
bagladigmi gsteren belirtiler vardi. Aslmda
bunlar, imparatorlugun
bir
grup
zerk
blgesel hanedana b-
lnmesi; halifelerin bagkentlerinde
bile saygmlik
ve
g kay-
betmesi;
Bizans'tan
ve
Sasani
Iran'dan devir alinan
temeller
zerinde
Islam
imparatorlugunun
kurdugu
siyasi
ve
idari
d-
zenin tamamen
yikilmasi geklinde
XL
yy'dan
nce de grlme-
ye
baglamigti. Islami devletin
ve
halifelerin
gerek gc
aske-
ri
otokratlarm
baa gelmesiyle yok olmug
ve
Snni Islamiyet'in
bagi olarak
halifenin dini
konumu fazlasiyla deger
kaybetmig-
ti. Halkm byk ogunlugu diger
mezhepleri benimsemigler
ve
Iran'dan
Misir' kadar
uzanan
imparatorlugun
byk blm,
hatta halifelerin gehri
bile
Sii
general
ve
beyler
tarafmdan
y-
netilmeye
baglamigti.
Ekonomik
yagamm
kgnn
belirtileri daha
sonra ortaya
ikmigtir. Bveyhiler merkezi eyaletlerin
refaHini
ve
dzenini
biraz daha srdrdler. Fatimiler
Ortaag'da Misir'm tarihinde-
ki
en
byk
refah
dnemini baglatmiglardi
ama
doguda, daha
sonra
da Misir'da zorluklar
artarak sryordu.
in
ile
eskiden
ok kazanli olan
ticaret,
o
lkedeki
i kangikliklar
nedeniy-
le azalarak
son
bulmuytu. VIIL, IX.
ve
X. yy'da
Rusya
ve
Baltik
devletleriyle
geligen ticaret de
azalarak
XI. yy'da
tamamen
so-
na
ermigti. Degerli madenlerin azalmasiyla
imparatorluktaki
ti-
caret
dar bogaza girmig
ve
yan
feodal bir
ekonominin geligme-
si hiz
kazanmigtir.
97
ISLAM1YET'INDOGUSU
VE YUKSELISI
VIIL, IX.
ve
X.
yy
khrel
yagamda byk
bir
entelektel
geligmeye sahne olmugtu.
Ekonomideki
geligmenin
sonucun-
da,
gehirlerin bymesi,
zevki, ilgisi
ve
bog
zamani
olan bir
ye-
hirli
nfus
olugmugtu.
Yunan felsefe
ve
bilim
yazimn1n
Arap-
a'ya
evrilmesi "slam
Rnesansi"
kavramini
ortaya
ikarmigt1.
Yunan bilgisi
ve
Pers
bilgeligine
kargi
bir
tepki olarak,
gelenek-
sel
ve
Snni Islam
zdepleptigi eski Arap edebiyatini
yenilemig
ve
zenginleptirmigti
ama
bu
kltrel geligme
gvenli
ve
srekli
degildi. Bir
gehir kltr olmasina kargin,
gehirli nfusun yal-
mzca
bir kismiyla
sinirliydi.
Geleneksel
IsLlami
yagayigla
ve
ge-
leneklerle
iligkisi de
yzeysel
ve
belirsiz kalmigti.
XI.
yy'da
ve
XII.
yy
baglannda
ierideki
ve
digaridaki dg-
manlann
neredeyse.
ayni
andaki saldinlanyla
imparatorlugun
ne
kadar gsz
oldugu
grld.
Avrupa'daki H1ristiyan
g-
ler ispanya
ve.
de
Sicilya'da saldinya
geerek
Mslman
ege-
menligindeki byk
topraklan
ele geirdi
ve
sonunda Halilar
Yakmdogu'ya girdi. Berberiler
arasinda Afrika'da baglayan ye-
ni bir dini hareket, Kuzey Afrika
ve
spanya'da
bir Berberi
im-
paratorlugunun
kurulmasini
sagladi.
Yukan
Misir'da bulunan
iki
byk Bedevi Arap agireti
Hilal
ve
Sleym,
oradan ikip
Tunus
ve
Libya'yi geerek Kuzey
Afrika'ya bir daha hibir
za-
man
tamamen
kurtulamadigi byk
bir yikim
yayattilar.
Halife-
ligin kuzey
sinin
daha
nceki yzyillarda Hazar baskmlan ve
Bizans
saldinlan ile
gcn
kaybettiginden Hiristiyan
Grcler
I
Karadeniz'den Dagistan
tepelerine dek giden bir Grc impa-
ratorlugunu tekrar kurarak oradan Mslman
topraklarma
gir-
meye
baglamiglardi.
Dogudan byk Asya
bozkirlannm
Altay halklanyla gelen
istila dalgast
srekli etkileri aisindan
en
nemlisiydi. Msl-
manlar
ile Trkler'in
kargilagmalan
ilk
kez
imparatorlugun
do-
u
strurlannda olmugu. Bir
sredir, asker olarak
yetigtirmek
BOZKIR HALKLARININGEL$i
zere
kle olarak Trk ocuklarini getiriyorlardi.
Bu klelere,
ev
iglerinde
ve
ekonomik
amala
kullamlanlardan
ay1rmak
iin,
Arapa'da
sahibi olan
anlamma
gelen
Memluk adini veriyorlar-
di.
Trk
kleler ilk
kez
Abbasiler'de,
hatta daha da nce impa-
ratorlukta olmustu
ama
yaygin
olarak
halife Mutasim
(833-842)
dneminde kullanilmiglardir. Mutasim tahta ikmadan
nce
Trk
askeri
klelerinden byk bir
g
olugtumaug,
daha
son-
ra
da dogu
eyaletlerinden
topladigi verginin
bir blmne kar-
ilik
ok sayida
kle
almigti.
Mutas1m'dan
sonra
Trk asker
ve
komutanlan daha
ok
kullanilmaya bagladi. Zaman
iinde
bu
Trkler
iranlilar'1
ve
Araplar'i
ordudan
dolayis1yla
da siyasi
ya-
amdan uzaklagtirdilar.
Trkler askeri
smifi ele
geirerek
ve
is-
lam devlet
dzeninin de giderek askerilegmesi
ile
bin
yll
sre-
cek
bir
egemenlik
kurma
firsati
yakaladilar.
Bir Trk asker k-
lesi daha
868'de
Mslman Misir'da
ilk
bagimsiz hanedani kur-
mugtu.
Misir'da
bundan
sonraki
devlet dzenlerinin ogu Trk
kkenli
oldu.
I'ran'da
milli hanedanlar
bir dnem daha
srd
ama en uzun
mrl
ve
nemlisi
olan Samanogullan'nda
da
zamanla
Trk askerleri
artmaya ba ladi.
Sonunda
da Samano-
gullari
hizmetindeki bir
Trk
kle
tarafindan
kurulan
Gazneli-
ler
Trk
hanedam (962-1186)
yerlerine
geti.
Bunlar parah asker
ya
da kle olarak Mslman
devletlerin
hizmetine
girip
daha
sonra
da
yerlerine
geen
asker gruplari
ya
da
tek
askerlerdi.
960'daislam
sinirlan
dipindaki
Trk Karahan-
lilar
hanedammn halkiyla birlikte
Mslman olmasi farkli nem
tagiyan
bir olay olmuytu.
O
zamana
dek
Mslman olanlar,
yal-
nizca
gruplar
ya
da kipilerdi. Bununla ilk
kez, bir Arap tarihi-
sine
gre
sayilan iki
yz bin
adin
bulan bir halk, Mslman
olmugtu
ve
Siri Derya'nin dipindaki topraklarda ilk
Mslman
Trk
kralhgi kuruluyordu.
Karahanlilar,
Islamiyet'ikabul
ettik-
ten
sonra
slamncesi
Trk gemiglerini unutarak
kendilerini
99
SLAMYET'N DOUSU
VE
YKSEL
Ortadogu islam uygarhgiyla
zdepleptirmiglerdir.
'
Trkler'in yeni dinlerini bir btn
olarak benimsemeleri,
en
bagindan beri
Trk
slamiyeti'nin
belirleyici
bir
zelligi olmug-
tur.
Trkler,
milli kimliklerini
islamiyet'e
gmerek iranlilarin
ve
Araplar'm
asla yapmadiklan bir geyi
yaptilar. Bunun
nede-
ni,
hem
puta tapmanin ve
islamiyet'in
sinirlarinda kargilagtikla-
n
bu dinin basit
inan yogunlugu, hem de Islamiyet'i kabul et-
melerinin onlan dinsiz akrabalarina kargi giripilen bir
Cihad'a
ekmesidir. ranhlar'm eski ran'in gemig.teki
zaferlerinden
gu-
rur
duymalarmin
ya
da
Araplar'in
putperest
Arabistan'm
kahra-
manhk gnleri anilannm benzeri bir durum Trkler'de grl-
memigtir. Islamiyet ncesi
Trk tarihindeki devletler,
uygarlik-
lar, dinler
ve
_edebiyat,
birka
halk
giiri divinda
unutulup
git-
migti. Trk adi, Batihlar iin
oldugu
kadar
Trkler iin de Ms-
lman
ile egdeger
olmugtu. Trkler'in Islamiyet'e bagliliklari-
nin
ciddiligi
ve
gerekligi gibisine bagka hibit halkta
rastlan-
mamigtir.
Bu yzden, Trk hanedanlannm korumasi altmda
byk bir Snni
canlanmasmm ba lay1p yayilmas1. hi
agirti-
ci
degildir.
Fatimi halifeligi, XL
yy'da Misir'dan
Bati Arabistan'a
ve
Suri-
ye'ye dek
uzanan
byk bit gt ve
-iktidari,
l kkenli yerel
Bedevi hanedanlanyla paylagiyordu.
Irak
ve
Bati Iran'da Iran
hanedanlan
hkm
sryordu
ve
bunlardan
en
nemlisi olan
Bveyhiler
orta
eyaletlerde
yer
allyordu. Doguda Samanogul-
lan'nm mirasi, Amu Derya'nin
gneyinde Gazneliler,
kuzeyin-
de de
Karahanhlar olmak
zere
iki
hanedan
arasinda paylagil-
migti. Her
iki hanedan da Trk olmalarma
karpin birbirlerin-
den
ok farkliydi.
Gazneliler baginda bir
Trk generali
ve
Trk
Memluk ordusu olan tipik
bir
Mslman
devletiydi.
Karahanli-
lar ise
hanin zgr Trk
agiretlerini
ynetimi
altmda
birleptirdi-
gi
bir
Trk
devletiydi.
BOZKIR HALKLARININGELIgl
Bu dnerndeki iki
byk
Trk
g
ile
Ortadogu'nun
ve
bir
sreligine de Dogu Avrupa'nm
grnm degigmigtir. Kuzey-
de, Siri Derya'mn ilerisinde
Oguz Trkleri, onlann
da ilerisinde
Irtup
irmagi
yakinlannda Kipaklar
bulunuyordu. Kipaklar
Siri
Derya'ya kadar
ilerleyerek Oguzlar'i
oradan
kovdular. Sonra da
batiya dogru gittiler,
Gney Rusya'yi aparak Polovestler
ve
Ku-
manlar olarak
bildikleri Dogu Avrupa'ya girdiler. Oguzlar
yurt-
larmdan
atildiktan
sonra
islam
topraklarina
g
ettiler.
Adlari-
m
kendilerine nclk
eden
aileden alan Seluklular,
bu g
dalgalarmin
en
nemlisiydi.
Seluk ile ailesi
islam
topraklan-
na
X. yy'in sonlannda
girmig, Buhara'ya yerlegerek
Islamiyet'i
benimsemiglerdir. Topladiklan
ordularla
egitli
Mslman ha-
nedanlanna
hizmet
eden
Seluk ailesinin ogullan,
sonuncu
ha-
nedan olan
Gazneliler'den
ayrilip
onlara
karsi baglattiklari m-
cadelede
baan11
oldular.
Seluk'un torunlan Tugrul
ve agn,
Trk ordularmi
Horasan'a
srdler
ve
Gazneliler'i yenerek
b-
yk gehirlerini
aldilar.
Kisa sre
sonra
Seluklular
kendileri iin hareket etmeye
bagladilar
ve
1037 yilmda Niabur
ve
Merv
camilerinde adlan-
na
hutbe
okundu.
Sonrasinda Dogu
ran'i
geerek batiya dog-
ru
ilerlemeye
bagladilar
ve
hizla byyen
ordulanyla
Bati Iran'i
fethettiler. 1055
yilmda
Tugrul'un ordusu Bagdat'a girdi
ve
son
Bveyh emirlerinin elinden gehri
aldi.
Artik
yeni
bir Islam im-
paratorlugu dogmugtu. 1079 yilmda
Seluklular, Filistin ile
Su-
riye'yi yerel hkrndarlardan
ve
gerileyen Fatimiler'den
aldilar.
Bizans'tan
Anadolu'nun
byk bir blmn alarak
iranhlar'm
ve
Araplar'in yapamadiklarmi yaptilar. Bundan
itibaren Anado-
lu bir Mslman
Trk toprag1 olarak
kaldi.
Ortadogu'da
yeni bir dzen
kuran
Seluklu
fetihlerinden
son-
ra,
blgenin
byk kismi
ilk
Abbasi halifelerf dneminden bu
yana
ilk
kez
tek
bir
otorite
akinda
toplanmigti. Seluklular
Sn-
ISLAMIYET'IN DOGU,U VE YUKSELlSI
ni
Mslman'di
ve
halifeleri
szde hkmdarlar
olarak koru-
dular.
Bununla birlikte
hakimiyetleri
altindaki topraklan
genig-
leterek
ve
islam'in
szde lideri
olmalanm
bile
kabul
etmeyen
blc
rejimleri ortadan kaldirarak
halifeligin
gcn
artirdi-
lar
ama
imparatorlugun gerek hkmdarlan
Byk Seluklu
Sultanlanydi. Tarihiler, 1055
yilinda Tugrul'un Bagdat'i fethet-
mesinin
ardindan aldigi Sultan
unvanmi,
hakimiyetlerini
halife-
lik
dipinda
srdreri Bveyhiler
ve
Gazneliler gibi daha nce-
ki
hkmdarlara
atfederler. Ancak
bu
unvani
resmen
kullanan
ve
paralarinin
zerine yazdiran ilk hkmdarlar
Seluklu sul-
tanlandir.
O
zamandan
beri
en
stn gc
elinde bulunduran-
lar iin bu unvan
kullanilmaktadir.
Byk Seluklu Sultanlan, XI. yy'in
ikinci yansinda, halife-
ligin
Gneybati Asya'daki topraklannin hemen hemen tamami
ile
Anadolu'dan
olugan birlepik bir
imparatorluu
hakimiyetle-
ri altina aldilar. 1092
yilmda IIL
Byk Sultan Melikgah
ldk-
ten
sonra
ogullan
arasinda
i
sava
ikti
ve
Seluklular'in
fethiy-
le duraklamig
olan siyasi blnme, bu kez
de Seluklu ailesinin
egitli kollan
ya
da subaylan tarafindan devam
ettirildi. Bunla-
nn en
nemlileri
Irak,
Suriye,
Anadolu
ve
Kirman'daki Seluk-
lu monargileriydi ve tm
Horasan'daki Byk Sultan'a baghy-
dilar.
Bu.ekigme
ve
gten dgme
zamaninda
1096 yilinda Ha-
lilar Levant'a
girdiler.
Mslman dnyasindaki daginikhk
ne-
deniyle
ilk
otuz
yil istilacilarin igleri kolaylagti.
ok
gemeden
Hahlar Suriye'den
Filistin'e
girdiler ve
Trablus, Edessa
(Urfa),
Antakya
ve
Kuds'te
Latin feodal
prenslikleri
kurdular.
Hah-
lar'in bu
ilk zaferleri yalniz Akdeniz'in kiyi blgeleriyle
sinir-
hydi. kisimlardaki
le
ve
Irak'a bakan
topraklarda
tepkiler
olugmaktaydi. Halep
ve
Sam'daki Seluklu
beyleri
pek
bir
gey
yapamadilar
ama
hareketin
gerek
gc
daha dogudan gel-
102
.
BOZKlR HALKLARININ
GELIS
di. 1127 yilinda,Seluklular'in hizmetindeki Trk
suba'yi
Zengi,
Musul'u ele geirdi
ve
Kuzey
Mezopotamya
ile
Suriye'de gl
bir
Mslman
devleti kurdu.
Oglu
Nureddin 1154 yihnda
Sam'1
ele
geirerek Suriye'de tek
bir
Mslman
gc
olugturdu
ve
Hahlar'a
kargi
ilk nemli
orduyu ikardi.
ki
taraf
da, Fatimi halifeliginin
yikilmak
zere oldugu
Mi-
sir'in denetimini
almak
iin mdadele ediyordu.
Bati'da
Sela-
haddin olarak bilinen,
Salah
el-Din adindaki Krt subay1 hem
Fatimiler'in veziri hem de Nureddin'in
ikarlarinin temsilcisi
olarak Misir'a gnderildi.
1174 yilmda
Nureddin
ldkten
son-
ra
Selahaddin,
Mslman Suriye'yi
ele geirdi
ve
Halilar'a kar-
gi
1187deki
cihada hazirlandi. 1193 yilmda ldgnde Kuds'
almigtt
ve
Halilar'i
dar bir kiyi peridi hari her yerden ikarmig-
ti.
Hali
devletlerin bir
yzyil
direnebilmeleri, Selahaddin'den
sonra
gelenlerin aralarmda Suriye-Misir imparatorlugunu
bl-
meleri
sayesinde mmkn
oldu. XIII.
yy'da Memluklar
tarafin-
dan kurulan
b'ir
Suriye-Misir devleti
Suriye'nin diger devletleri-
nin
ve
hahlann
sonunu
getirdi.
Anadolu'nun
Trkler tarafmdan iggali
Byk
Seluklular'm
belirli bir hareketiyle degil, gebe
boylar
ile
gereklegmig-
tir.
Fethin ardmdan
yeni
eyaleti dzenleme
grevi
Seluk
be-
yi Sleyman
ibn
Kutalmiga
verildi.
XII.
yy
sonlarinda da Ana-
dolu'da,
merkezi
Konya
Okonium)
olan gl bir Trk
beyli-
gi
kuruldu. XIV.
yy
baglanna dek Anadolu
Seluklulari'nm
e-
itli
gekillerde hakimiyeti altmda
bulundurdugu Orta ve Dogu
Anadolu
yava;
yavag
Trk toprag1
haline geldi. Dogudan
gelen
Trk
gmenler de gelince, Yunan Hiristiyanligi
yerini
Trk
ve
Mslman uygarligina
birakti.
Dogudaki
Seluklu
devletleri, sregelen mcadeleler
ve
hu-
zursuzlukla
gcn kaybetmig,
yeni i
ve
dig dgmanlarla kargi
kargiya kalmiglardi.
Kuzeydogudaki
bir bozkir halki olan Kara-
[SLAMlYET'IN DOGUSU VE
YUKSELLI
hitaylar da
islamiyet
simrlarmda belirmiglerdi.
Mogol soyundan
olan
Karahitaylar
in'den
geliyorlardi
ve
ilerideki
ok daha b-
yk
bir dgmanin
ncleriydiler.
XII.
yy
ortalarinda Karahanli-
lar'dan
Maverannehr'i alarak Amu
Derya'dan Yenisey
irmagi-
na
ve in
sinirlanna dek uzanan
byk bir
imparatorluk kur-
muglardi. 1141 ylhnda Seluklu Sultam Sencer, Katavan Bozkin
Savagi'nda
bu dinsiz
istilacilara yenik dgerek kaoak
zorun-
da kaldi.
Mslman ordulannin
ugradigi
bu
yenilgi Hiristiyan
Avrupasi'na kadar giderek
Halllar'in yikilan umutlanni
dirilt-
ti.
Gebe Trk
boylan
arasindaki isyanlar Seluklu
gcnn
yok olmasma yol
ati.
1157
yihnda Sencer'in lm ile
impara-
torlugun hakimiyeti
sarsildi, ogunlugu eski Seluklu subayla-
nniii
hkmdarliginda
olan kk devletlere blnd. Bir s-
religine Bagdat'daki halife
bile bagimsizligma
tekrar kavugarak
Snni Islamiyet'in
eski bagkentinde bir halifelik devleti kurdu.
Daha doguda,
Aral
Gl'nn
gneyindeki Harzem'in
Trk
va-
lisi
Byk
Seluklular'm topraklanm miras
alabilecek
bir dev-
let kurdu
ama
kisa sre
ayakta
kalabildi.
Trk askeri
ve
siyasi
stnlgnn glenmesi
ve
Trk
g-
leri
ile
geen
bu
dnemde
hkmette,
toplumsal yaamda,
kl-
trde,
dinde ve
ekonomide
nemli
degigiklikler
gereklepti.
Seluklular ynetimde byk
lde
ranlilar'ave oturmuy
olan
Iran brokrasisine
dayamyorlardi. Byk
vezir Nizaml-
mlk
dnemin
en
nemli kipilerinden biridir.
Ondan nceki
dnemin
iltizam (Osmanli Devleti'nde
kamu
gelirlerinin kira-
lanmasina dayalt
vergi sistemi)
uygulamasindaki
feodalizme
ynelimini geligtirerek sistemli bir hale getirmigtir. nceki d-
nemin yanlig
uygulamalari
para
yerine topraga dayanan yeni
bir
ynetsel
ve
toplumsal
dzene dogru kkl bir degigiklik
ya-
adi. Subaylara
timar
olarak Toprak verildi, onlar
da belirli
sa-
yida silahh asker yetigtirdiler. Timarlar yalnizca vergi zerinden

BOZKIR HALKLARININ
GELSi
komisyon alma hakki ile
birlikte, gelirlerin
kendileri zerinde
de hak sahipligi
veriyordu.
Devlet
tarafindan
Seriat'm
izin
ver-
digi kelle
ve
toprak vergileri
dipinda
sayilari hizla
artan
vergi-
ler getirmigti.
Byle bir dnemde
toplumsal
bir
sarsmti
yaganmasi
kaoil-
mazdi. Trk
ynetici
smifin
ortaya
ikmasiyla,
ran soylu
smi-
fi yerinden
oldu
ve giderek fakirlepti. Bas11an
para
miktarmm
azalmasiyla
esnaf
ve tccar
zorluk
yaamaya
bagladi.
smaili
Siiler
muhalefetin
bagini ekiyorlardi
ama
pimdi kk-
ten degigmig
yeni
bir muhalefet
ortaya
ikmigti. 1094 yilmda
Fatimi
halifesi el-Mustansir
ldkten
sonra
Ismaililer ikiye
b-
lndler.
Bir
grup
el-Mustansir'in
Kahire tahtmin veliahti
kk
oglunu,
diger
grup
daha nce skenderiye'de ldrlen
byk
oglunu
tanidilar.
Baglarmda
Hasan Sabbah
bulunan
Iran sma-
ilileri
yeni Fatimi halifesini
kabul
etmeyip Kahire ile iligkileri-
ni kestiler
ve
inamplarma
yeni bir dzenleme
getirerek Seluk-
lu
topraklarmda
yeni bir giddet
ve
radikal
muhalefet
hareketi-
ne
girigtiler. Genellikle
Hasan
sabbah'm
reformcu
smaili
mez-
hebine, byk
olasihkla
tuhaf davraniglari
yznden "Hagha-
gi" olarak anilmaktadir.
ingilizce'de
bu szckle ses'benzerligi
olan,
Halilar'i ldren
anlammdaki
"Assassins"
szcg kul-
lanilmaktadir.
1090
yilmda
Hasan Sabbah, Kuzey
ran'da issiz
daglar
ara-
sindaki Alamut'u
fethetti. Alamut
Kalesi'nde
ve
Suriye'de
kuru-
lan
slerinde tarikatm
stadlan tarafmdan
sadik
ve
fanatik
bir
taraftar
grubu kuruldu. Gizli
ve
esrarengiz bir mam iin Msl-
I
I
man
prenslere
ve
krallara
ynelik suikast
ve
terr
kampanyasi
baglattilar.
st dzey Mslman
devlet
adamlari ile
generalleri
ve
1092
yihnda Nizamlmlk
"Byk stadlar"
tarafmdan
l-
drldler.
Haghagi terr
XHL
yy
Mogol istilalannm
ardmdan
durdurulabildi
ve
Ismailiye kk
bir tarikat haline geldi.
105
lSLAMlYET'IN
DOGUSU VE
YUKSELISI
Haghagiler'in eylemleri,
Siiler'in
Snni
halifelik ve
kurumu-
nu
ylkmay1 amalayan
son
ciddi
girigimlerdi. Bu srete orta-
ya
ikan
byk
Snni
canlanmasi slami yagami,
dgnce ve
edebiyati etkiledi. Snni
canlanmasinin kkleri
gemigin derin-
liklerine
uzanmaktadir. Dini kurumlar uzunca
bir
sreden be-
ri devletten
aynlmig
ve
greti, hukuk,
egitim
ve
toplumsal ku-
rumlardaki
nceliklerini
kiskanlikla srdrmgt. Aynca
tm
bunlan
kendi
i mantigma
gre
geligtirerek, hkmetin ve
dev-
letin
gereksinimlerinden
ve
baskilarindan
ancak dolayh biim-
de etkilenmigti. Bu durumun
birtakim
avantajlari olmustu ama
yine
de
tehlikeli bir
koordinasyon
eksikligi
ieriyordu.
egitli
. gruplann
iktidar
mcadeleleri
ve
ordu
komutanlannin
zaferle-
ri, devlet
ile-tebaa
iligkisini yalmzca vergi
ve
gce dayalt hale
getirince,
devletle din
arasinda artan bir
gerilim olmutu.
Halk
ile
ayni
etnik
kkenden
gelmeyen
askeri
sinifin halktan
ayril-
masi
ve
Snniligin
klasik siyasi kurallanni
kabul
etmeyen
mez-
hepilerin
en
st yetkileri
ele geirmeleri bu
gerilimi
daha da
artirdi. Hkmdar
ile tebaanin arasindaki
son
kipisel
ve
ahlaki
baglann kopmasi
sonucunda teokrasi kkenli
toplumda
islam-
ci
gelenek
byk
bir
krize
girdi. Hkmet
mezhepiler
ve as-
kerlerin
ynetimine
birakilirken, kamu
ynetimi de
mesleki
ve
kltrel niteligi
daha ok slamiyet
ncesi kaynaklara dayanan
bir kalemiye
sininna
birakildi.
Dini alanda bile
Snni
gretinin
alternatifi
olan
egitli mezhepler ortaya
ikarak
zellikle
gehir-
lerde byk
destek
grd.
XL
yy
baglarinda,
Mslman dnyasinin
Sii
ynetiminde bu-
lunmayan
tek
nemli
blgesi Snni
Mslman
Gazneliler'e ait
Horasan'da da
Snni canlanmasi bagladi.
Gazneli
Mahmud'u
(hkmdarligi
999-1030)
yanlarma
ekmek
zere
Siiler'in
ka-
rarli
ama
baansiz
abalan oldu
ama
Gazneli
Mahmud,
ii
I.
aleyhtAn Snni
canlanmasimn
ncleri
olan
Kerami mezhebini
106
BOZKIR
HALKLARININGELISI
destekledi. Grevi Gazneliler'den Se1uklular
devralrak
Sn-
ni
canlanmasm1
batlya, Bagdat
ve
ilerisine
gtrdler. Snni-
ler, Seluklular'm
Bagdat'i ele
geirmelerini
Sii
Bveyhiler'den
kurtulug olarak
grdler.
Snni
canlanmasimn
bilinli
ya
da bilinsiz olarak

ama-
ci
vardir.
Ilki,
Sii
devlet dzenlerini
yikip tekrar halifeligi
ge-
tirmektir. Ikincisi,
Sii
dgncelerinin meydan
okumasina
karpi
Snni
savunmasi
yapmak
ve
yaymakttr.
Unc
ve
en zor
ola-
ni
ise, Islam'm
siyasi
yagammin
iine din kurumunu
dahil
et-
mektir.
Ilk
amaca
hemen
hemen
tamamen
ulagilmigtir.
Doguda B-
veyhiler
ve diger
Sii
hanedanlari yikilarak
Snni
islam'msiya- i
si birligi elde edilmigtir. 1171 yllinda Fatimi halifeliginin
kaldi-
rilmasmm ardmdan,
Orta
Asya'dan
Afrika'ya
kadar olan
islam
topraklarmda
okunan hutbelerde
Bagdat'daki Snni halifenin
adi
duyurulmuytur. Militan
Hayhagiler
bile yenilmedikleri
hal-
de daglanndaki
kalelerine kapanmiglar
ve
Snni
dzeni devir-
me
amalarina
ulaamamiglardir.
Trkler'in bunlann
olmasmi
saglayan
siyasi
tutarliliklari,
dini
ciddiyetleri
ve
askeri
gleri, onlara islam dnyasma
kafiri
yen-
me
gcn,
Anadolu'yu
islamiyet iin fethetme
gcn
ve
Bati
H1ristiyan dnyasmm saldirlarmi
pskrtme
gcn
vermigtir.
Siiler'ekargi da
baianh
bir mcadele
vermiglerdir.
Bu m-
cadele,
Horasan'da
Snniligin
siyasi
.olarak
yeniden
doguuy-
la baglamigtir.
XL
yy
baglarmda
Snni din
ve hukuk
adamla-
ri,
-Fatimiler'in
Kahire
ve bagka yerlerde kendi
davalan iin di-
ni. propagandacilar
yetiptirdikleri Ismaili misyoner okullann1r-
nek
alarak medreseler
amiglardir.
Nizamlmlk,
Seluklu
fet-
hinin ardmdan
Bagdat'da bir medrese
amig,
sonra
da medre-
seler imparatorlugun
tm gehirlerine yayilmigtir.
Medrese
sistemi, Salahaddin
ve
ondan
sonra
gelenler
tara-
107
SLAMYET'N DOUSU
VE YKSELS1
fmdan Misir'a
yayilmigtir. Bu din
okullannda, Snni
gretmen-
ler
tarahndan Fatimi Misir'in
okullanndan
ve
daha
radikal ola-
rak
Haghagiler'in
gizli
elilerinden gelen
gretilere
bir Snni
ya-
niti
hazirlandi ve
yayildi.
Artik Snni zaferi
neredeyse
tamamlanmigti.
Bveyhiler'in
ve
Fatimiler'in gszlg ve
kt
ynetimi
nedeniyle iki
tr
Siilik
de
inanilirhmi yitirmigti.
Siiligin
ruhsal
ieriginin
byk
blm
popler
dindarhk
dzeyinde
Sofilige kaydi.
Sofiler,
bir
yandan Snni
saflannda
kahrken,
bir
yandan da Snni devlet
ve
hiyerargisinin
soguk dogmaciligt
kargisinda halklarin
sezgi-
sel
ve
mistik
dinlerini
anlattilar.
Dini kurumlar
yalnizca
canlanmadilar,
ayni
zamanda ilk
Is-
lam
devletindeki konumlanndan
ok daha
iyi bir
yere
ulagti-
lar.
Eski
aglardaki
kalemiye
sinifinin yerini,
Medreselerde
ye-
tigen
yeni Snni brokrasisi
aldi. Din
adamlan
hiyerargileri
iin-
de,
ilk
kez
siyasi
ve
toplumsal dzenin
ana
unsurlanndan
bi-
ri
haline
geldiler.
Trkler,
en
bagtan bu
yana
kendilerini islami gc ve
inan-
I
ci
koruyup
ilerletmeye
adadiklan
militan
zelliklerini hi yitir-
mediler.
Kafir
dnyasina
kargi
Dogu
simrlannda baglattiklan bu
militan
zelliklerini, Bati
sinirlanna
tagiyarak
H1ristiyanlik
dn-
yasina
kargi da kullandilar. Islamiyet
Dogulu kafirler
ve
Batili
Hiristiyanhk ile
birlikte
ierideki din
_dgmanlanna kargi
savu-
nuldugu
strada
halifeligi de denetimi
altina almigt1. Bu
sancili,
uzun ve
baanyla
sonulanan
mcadele
Trk egemenligi
dne-
minde Islam
kurumlanm
ve
toplumunu da
etkilemigtir. Din,
Sel-
uklular zamamnda devlet ve
ynetim
yapisini
etkilemeye bag-
lamis,
Snni hiyerargisinin
sayginhgi,
gg,
rgtlenmesi, dev-
let
memurlarimn bile dini
egitimden
gemesi
ve
bireysel din-
darliklan
hizla
artmigtt.
Dini kurumun
gretileri kural haline
gelmig,
tutarhligi
artmig,
etkisi hem halk hem de
devlet
iinde
108
BOZKIR HALKLARININ
GELS
yaygmlagtirmigt1.
Din
ile
siyasi otoritenin btnlegmesi'Osman-
h sultanlan
zamaninda gereklegmigtir.
Bu arada,
islamiyet'e kargi
o zamana
dek
var
olanlarm
t-
mnden
ok
daha
tehlikeli
bir tehdit
hazirlanmaya baglamigti.
Mogol
beyi Timuin,
Cengiz Han
unvani
ile uzak
kuzeydogu
Asya'da
zor
bir
mcadelenin ardindan
gebe
boylarmi bir
ara-
ya
getirerek Mogolistan'm
bagma gelmigti. 1206
yilmda,
Cengiz
Han Mogol
boylarmin
tamammi Onon Nehri
kaynagmda
bir
toplantiya
agirdi.
Bu toplantida,
o
dokuz
at
kuyruklu
beyaz
bayragmi ati, boylar da
ona
kargi
olan
bagliliklanni bir kez da-
ha yinelediler
ve
Dev Mogol
imparatorlugu
kurulmuy oldu.
Kalan
Mogol
ve putperest
Trkler
ve
de gney
Sibirya'daki
orman
agiretleri
bile izleyen yillarda
boyunduruk altina alindi-
lar. Bozkir
halklan Cengiz Han tarafmdan
byk bir istilaya
ha-
zirlandi.
1218 yllmda
kuzeydogu Asya'yi
avucunun
iine aldik-
tan
sonra
batiya yneldi. Generali Cebe
Noyan'in
baymda oldu-
gu
Mogol
orduariKarahitaylar'm
lkesini istila ederek
Siri Der-
ya'ya kadar tm
topraklari alarak
Harizm Mslman Trk
Sah-
ligi'na kompu oldular.
Yeni
yilm
baglarmda Mogolistan'dan
ge-
len bir kervan, Siri Derya
irmagi
zerindeki
smir
gehri Utrar'da
Harizm
valisinin
emriyle
pusuya
dgrlerek
neredeyse
tama-
mi
Mslman olan
450 tccar kilitan geirildi.
Cengiz Han'1n intikami ok
byk
ve
ani
oldu.
1219 yilmda
ordularmi
slam topraklarina
srd.
1220
yilmda
Semerkand,
Maverannehir
ve
Buhara'nm
tamamini
ele
geirdi.
Mogollar
ertesi yil
hibir
zorluk yagamadan
Amu Derya'yi
getiler, Niga-
bur'u
ve
Merv'i alarak
Dogu iran'i
istila
ettiler.
1227
yilmda
Cengiz Han'in
lmnden
sonra
kisa bir du-
raklama yagandlysa
da, kisa
sre
iinde
yeni han saldiriyi
sr-
drmeye
hazirdi. 1230
yllmda Harizm
devleti
ve
ordusunun
ka-
lmtilarina yeni
bir
saldin
yapildi.
1240'da Mogollar
Bati ran'i
109
ISLAM1YET'INDOGU.U
VE YUKSELISI
ele
geirmig,
Ermenistan, Grcistan ve
Kuzey
Mezopotamya'ya
girmiglerdi.
1243
yilmda
Anadolu Se1uklu sultaninm
ordulan-
ni
da yenilgiye
ugrattilar.
Yzyihn ortalarinda batiya
dogru yeni bir
hareket planlan-
di
ve
uygulanmaya bagladi.
Cengiz'in torunu
Hlagu
o
sirada
Pekin'de
hukm sren
Byk
Han'in buyrugu
ile
Misir'a
kadar
tm
islam
topraklanni
ele geirerek Amu Derya'yi geti.
Birka
ay
iinde
uzun
sali
Mogol athlan
kargilagtiklari tm
direnileri,
hatta daha nce kalelerinde her trl saldirgana kargi koymuy
olan
Haghagiler'i bile ezerek Iran't bagtan
apagi getiler.
Sonunda Mogol ordulari 1258'de Bagdat'a
yneldiler. Son
halife Mutasim
boguna
ve
kisa bir diretligin ardindan merhamet
istedi.
Sehri
yakip
yagmaladilar
ve
20
Subat
1258
tarihinde halife
ile ailesinden bulduklar herkesi
ldrdler.
Bylece beg yzyil-
dir Snni islam'm
bagi olan
Abbasi Hanedani soria
erdi.
Yikiligmda
bile hl Islam'in
birliginin
simg'esi
ve
hukuki.
merkezi
olan byk
tarihi halifelik
kurumunun ortadan kaldi-
nlmasi, yalnizca devletin ve
hkmranligm dig
grnglerin-
de
degil, bozkir
halklannin
son
byk
istila dalgasinm yol ati-
gi
degigimle
nceki yzyillardan farkh kanallara yonelen
Islam
uygarhgi aismdan
da
Islam
tarihinde bir agin
sonu
olmu
tur.
Ancak halifeligin
yikihymin moral
etkileri bazilarinin
syledigi
kadar byk olmamigtir,
nk halifelik uzun
sredir etkinligi-
ni
kaybetmigti.
Mogollann tek yaptigi
zaten
lm olan bir
ge-
yin
hayaletini
ortadan
kaldirmak
olmuytu. Askeri
ve
siyasi
g-
ler aismdan halifeligin yok olmasi pek fark etmemigti.
Sultan-
lik
Islam
devletlerinin
tmnde hukukular
ve
dini
kurumlar
tarafmdan kabul
edilmig
ve
eskiden halifelerin
olan dini
unvan-
lari sultanlar almaya baglamiglardi.
Mogol istilasinin etkileri yol atigi
zarann
boyutlari
ve yay-
ginhgi
aismdan da abartilmigtir.
Mogol
istilasi
klasik Islam
uy-
110
BOZKIR HALKLARINlN
GEL
garliginin
rmesi,
hatta sonrasinda Ortadogu'da
grlen
top-
lumsal, ekonomik, kltrel
ve siyasi baansizliklann
tmnn
nedeni olarak
gsterilmigti. Ancak tarih, dikkatlice
ve
gn-

mzdeki
savag
deneyimleriyle birlikte degerlendirildiginde,
va-
nlan yargilar
yumugamig ve
bu
gry
ya
byk oranda degig-
mig
ya
da
tamamen
terk edilmi
tir. Artik Mogol istilasimn y1ki-
ci
etkilerinin eskiden dgnldg kadar
byk
ve
kalici, hat-
ta
yaygm
olmadigi
sonucuna
varilmigtir.
Modern standartlara
gre
hi gphesiz nemsiz sayilabilecek Mogol
fetihleri
o
ag-
da
gerekten
y1kic1ydi. Bazi blgeler
tamamen
yakilip yikilmig
ve
insansiz birakilmigt1. Ancak
Mogollar
o
dnemde
ve
de
on-
dan
sonra
Arap kltrnn
ana
merkezi olan
Misir'i
iggal
ede-
medikleri iin
Misir dolayli
olarak etkilenmigti. Yalnizca
bas-
kinlara
ugrayan Suriye,
1260
ylhndaki
Ayn
Jalut
savaginda,
Mi-
sir
Memluk ordusunun Mogollar'i
kesin bir yenilgiye
ugratma-
sindan
sonra,
Misir
sultanhgma
baglanarak Mogol saldirlann-
dan
korunmugu. Anadolu,
Iran'daki Mogol
varligi
tarafindan
pek ok aidan tekrar
biimlenmig
ama
yine de
en
byk
ve
son
Islam imparatorlugunun
begigi olmuytur.
Iran
en
fazla
za-
ran
grdg halde,
lkenin
tamami
etkilenmemigti.
Mogollar'a
kendi
istekleriyle
boyun egen gneydeki yerel hanedanlarm is-
tilacilar tarafindan
yagmalanmayan gehirleri
geligmeyi srdr-
mgtr.
Eski
Persis
olan
Fars yine Iran
milli
yagantismm
odak
merkezi olmuy
ve
Eski Persepolis'in elli
kilometre ilerisindeki
iraz, Mogollar'dan
sonra
Pers kltrnn canlanmasina tanik-
lik
etmigti.
sSairHafiz
(1320-1389)ve
Sadi
(1184-1291),
gk
bil-
gini
Kutbeddin
(lm
1310)
ve
pek ok
kipinin fran
mimari-
sinin
en byk
baansi
olarak
grdkleri Meghed'deki Gevher
Shad
camisini inga eden
Qawam
al-Din
(lm
1439)
dnemin
nemli
kipierindendir.
Iran'm
istila edilen
blgelerinde de hizli bir yenilenme
ger-
ISLAMIYET'IN DOGUSU
VE YUKSELISI
eklegmigtir.
Fethin ilk gokundan
sonra
Mogol
hanlarr
iran'da
siyasi
istikrarh bir dneme izin
vermiglerdir.
Sehiryagaminin,
ti-
caretin
ve
sanayinin
yeniden kurulmasini
tegvik etmipler,
yarar-
h bilim olarak dgndkleri geyleri geligtirmiglerdir.
1295 yilin-
da
islamiyet'i
benimsemelerinin
ardmdan Islam
edebiyatmi bi-
le desteklemiplerdir. XIV. yy'da
Mslman hanlar grkemli di-
ni
yapilar inga ettirmiglerdir.
Bir bakima
Mogol fetihleri Orta-
dogu'nun
sallanmakta olan
uygarhgina
yeni
bir
yagam
verme-
ye
yardimci
olmuglardir.
Dogu
Akdeniz
ve
Iran
uygarhklarmi
bir devlet
altinda birleptiren
ilk.
Arap fatil ler yeni
bir kltrel
ve
toplumsal iligki
agt
baglatmiglardi. Benzer
biimde, Mogol-
lar da
Ortadogu
ve
Uzakdogu uygarhklanni
ilk
kez bir
tek
ha-
nedan altinda
bir araya
getirerek ticaret
ve
kltr
zerinde
et-
kili olmuglardir.
Mogollar'in Avrupa
ile
yeni
ve
kargihkli fayda-
lar saglayan
iligkilere kapilarim amalan
sonucunda pek
ok
Avrupali, Onadogu'da Mslman olmayan
hkmdarlann ol-
masini
firsat bilerek
in'e
giden karayolunu
kegfe iktilar. Iran-
h
tarihi Rapidddin'in
(1247-1318)
Cami
el-Tevarih, farkh
uy-
garliklar
arasindaki
bu
iligkilerin bir meyvesidir. Bir
hekim
ve
vezir olan
Rapidddin Museviligi birakip
Mslmanlig1
semig-
ti.
Olcaytu han
ve
Gazan han
onu
evrensel bir
tarih derlemesi
yapmak zere grevlendirmiglerdi.
Rapidddin aralarinda Key-
mirli bir
Budist
keyig, bir
Frank
kepigi, bazi Iranh bilim
adam-
lari
kabile gelenegi
uzmani
bir
Mogol
ve
iki
inli
bilim adami-
nin
oldugu
bir
ekip kurdu. Bu
ekiple birlikte ingiltere'den
in'e
uzanan
genig
bir dnya tarihi yazdi.
Rapidddin
ve
hanlan
ken-
di
uygarhklan
digina
ikan evrensel bir tarih
yazma
konusunda
'
Avrupa'dan beg
yz
yil nce davranmiglardi.
Mogol istilalari Irak'a kalici zararlar vermig,
Irak
ve
Bagdat,
Islam
dnyasindaki merkezi
konumlarma bir daha kavupama-
m1plardu;.- Istilanin sonucunda
ncelikle
sivil
hkmet
devril-
BOZKIR
HALKLARINlN
GEL
I.
mig,
sonra
da
lkenin refahinm,
hatta
varliginin
bagly
oldugu
hassas
su
kanallari kmgtr.
Yeni devlet dzeninin
denetimi
ele geirmesiyle ran'da
refah
ve
dzenin yeniden saglanmasi-
na
karym,
Irak'taki
yikim
srmgtr. Iran'mMogol
hkmdar-
lari, bagkenti Azerbaycan'da
kurmuglar, yagadiklan Tebriz
b-
yk
ve
zengin bir
gehir
haline gelmigtir. Irak
bir
smir
eyaleti ol-
muytu;
Bedeviler Mogollar'm atiklan gediklerden
buraya giri-
yor ama
Mogollar gittigi halde onlar
kaliyordu. Firat
ve
Dicle
vadisi,
batida elik
ve
kum duvanyla
Akdeniz lkelerinden
ko-
partilmig,
dogusunda bagli bulundugu Pers
merkeziyle
evre-
lenmig
ve
artik
Dogu ile
Bati ticareti
iinbir yol olmaktan 1k-
migti.
Ticaret-kuzeye
ve
doguya dogru
Anadolu ile
Iran'a, bati-
ya
ve
gneye dogru da M1sir
ve
Kizildeniz'e
yn degigtirmigti.
Bylece Irak
ile
halifelerin
gehri gzden
dgmgt.
Halifeligin yikilmasmdan sonraki
dnemde Ortadogu'nun
iki
byk kltr blgesi arasinda
bir blnme yagandi.
Kuzey-
de merkezi
ra'n
yaylasinda olan,
batida
Anadolu
ile
Osman-
11Trkleri'nin Avrupa'da
fethettikleri, topraklara,
doguda Or-
ta
Asya'ya
ve
Hindistan'in
yeni Mslman imparatorluklarina
uzanan
Iran
uygarligi
yer
aliyordu.
Bu lkelerde
din
ve
dinbi-
limlerinin, hukukun dili Arapa'ydi, ancak
Arap edebiyati ok
az
bilinlyordu.
"iran
intermezzosu"sirasinda baglay1pTrk
ha-
nedanlan dneminde
-srerek
Mogollar
ve
sonrasinda
yeni bir
rnesans
yagayan
Mslman
Iran
gelenekleri
sanatsal
ve
ede-
bi
yaama
egemendi.
Iran'in dogusu
ve
batismda, Orta Asya
ve
Anadolu'da Trkler arasinda
Pers klasiklerinden etkilenen
ve
beslenen yeni
edebiyatlar
ve
diller doguyordu.
ran blgesinin gneyinde,
batidan
ve gneyden
Afrika ki-
tasina
inen
yollanyla
yeni bir merkez olan
Misir ile Arapa ko-
nugan
eski uygarlik
merkezleri
ve
ihmal edilmig
Irak eyaleti
bu-
lunuyordu. Buralarda
bazi Pers
etkilerine
sanatta,
zellikle
de
I
ISLAMYETiN DOUSU
VE
YKSELIS
mimaride rastlanmasma ragmen Pers
dili ve
edebiyatt pek bi-
linmiyordu
ve
edebi kltr,
eski
Arap
edebiyati izgisinde iler-
liyordu.
Mogollar
ve
Trkler
siyasi
a1dan her
yerde egemendi.
Akde-
niz'den Orta
Asya ve
Hindistan'a kadar
uzanan
lkelerde
Mogol
ya
da
Trk hanedanlan hkm
sryorlardi.
Memlukler'in
Su-
riye-Misir imparatorlugu
bile
Karadeniz'in kuzeyindeki
Kipak
I .
lkesinden getirtilen
Trk Memlukler'den olugan bir ynetici
si-
nifin idaresinde bulunmakta ve
savimulmaktaydi. Daha
sonra
da
erkezler
ve
Kafkaslardan gelen
bagk lari
onlara yardun et-
mipler, hatta bazi
yerlerde yerlerine
geoilerdi.
iki blge arasindaki giderek
byyen bu siyasi atigma ve
kltr
egitliligi
aginda birleptirici
ana
unsur
dindi.
zellik-
le
Seluklular
dneminde
Gazali'nin
Snnilik
ve
mistildigi
uz-
lagtirmasindan
sonra
kendini Sofi gekliyle ortaya-
ikiyordu. XL
yy'da Snni
canlanmasi
slami birleptirmek
zer
epeyce
yol al-
migti
ama
henz
grevini
tamamlamamigti. Sira
gebelere
ve
kirsal blgelerde
yagayanlara gelmigti.
Gebeler sivil hk-
metin
yikilarak byk halk
kitlelerinin harekete
getikleri
bir
agda
ok
nem
kazanmiglardi. Sofizm zellikle Trk boyla-
rmi
ok etkilenmigti. Trkler ilk kez,
oginlugu Trk olan
ve
inanlan, dini
gretilerin karmagik dogmatikligi
ile
iligkili
olma-
yan
mistikler
tarafindan
islamiyet'e
sokulmuglardi. Gazali'nin
uzlaymasi sayesinde
teoloji ile mistiklik i ie
girmeye
bagla-
migt1.
Dinbilimciler
ile
halki kafirlerin fetihleri
ve
hakimiyetle-
ri
yakinlagtirmigt1.
Sonrasmda ibadet
ve
inan
biirnlerinde
ok
farkhliklar, kimi
zaman
aralannda atigmalar
olmakla
beraber,
Sofiler de
dogmac11ar da
ayni
Snni
dini
uygulamiglardir.
Sofi kardegligi, XIL
yy'dan itibaren
insanh m
byk
blm
iin dini
yagamin
karakteristik
ifadesi olmuytur.
Sofilik, islam
birliginin
birleptirici
unsuru,
dini
duygu
ve
baglihgin temel
ifa-
OZKIR HALKLARININGELSi
desi, giderek
de
entelektel
kltrn, hatta siyasi gcn kayna-
gi
haline gelmigtir. Modern
ag baglarmda, Mslman Ortado-
gu'yaegemen
olma rekabeti
iindeki iki
g
olan
Iran ve
Tr-
kiye'nin bagindaki hariedanlar, kkenlerinden gelen
Sofi
rgt-
lerin
ve
ideallerin
byk
lde etkisinde
kalunglardir.
.L.I
115
6.
LM
'
MOOLLAR'IN ARDINDAN
Halifeligin
y1kiligi
ve
Mogol
fetihlerinin
ardindan Msl-
man
Ortadogu'da
iran,
Trkiye
ve
Misir olmak zere byk
g
merkezi
ortaya
ikti. ran.
baglangit
putperest, sonrasin-
da
Mslman olmug, te yandan da
Mogol
kimligi
ve
gelenegi-
nin
nemli unsurlanm
koruyan
Mogol
hanlarimn
hakimiyetin-
deydi. Trkiye,
Mslman Trk beylerinin hakimiyetindeydi,
sonra
bir dnem
Mogol
hakimiyetini
kabul
etmig ve
Mogol ra-
m'nm kltrnden byk
lde
etkilenrnigti. Misir, ogu Trk
olan Memluk sultanlannm
hakimiyetindeydi
ve
Mogol istilasma
direniginde baanli olmug,
ancak pek ok
aidan dnyanin
o
dnemdeki efendilerinin
etkisinde kalmigti. Ortadogu'nun ke-
narindaki
Orta
Asya
ve
Rusya'da
kalan
teki iki Mogol
hanhgi,
Mogol
dnyasmm
politikalarmda
ve
islamiyet'i setikten
sonra
da Ortadogu politikalarmda
rol
almiglandir.
ran baghca
g
merkeziydi. Bagdat'i fethettikten
sonra
ku-
zeybatiya ekilen Hlagu Han ve
sonraki seksen yilda
onun
ye-
rine gelenler ran
etrafmdaki topraklan ynetmiplerdir. stn-
lklerini kabul ettikleri
Mogolistan Byk Hanlarma baglilikla-
nnm
gstergesi
olarak
ran'in
Mogol Hanlanna blge hkm-
darlan, ll-han
anlaminda
lhanhlar
deniliyordu. lhanhlar iran'i
genel olarak bani bir
siyasetle ynetmigler
ve
Mslmanh-
gi
semeden nce bile
tm dinlerin
merisuplarma egit
hoggr
gstermigler, egit
olanaklar
tanimiglardir.
Ilhanhlar'in
temel
dig
politikalan fetihlerini batiya dogru
genipletmekti.
Anadolu'da
116
MOOLLAR'IN
ARDINDAN
Seluklu sultanlarmi yenmigler, Anadolu
beyliklerini
Rendile-
rine
baglamakla
ve
bir
iggal
blgesiyle yetinmislerdir. Memluk
sultanligma
kargi daha byk bir
mcadele
vermiglerdir.
1259
yihnda Hlagu Tebriz'den yeni
bir kampanya yrtmeye bagla-
yarak
Ermenistan
ve
Yukan
Mezopotamya'yi geip, gneye Su-
riye'ye ynelerek
Halep
ve
Sam'i
ele geirdi. Ancak
1260
yllmm
Eyll
aymda, Filistin'deki Ayn Calud'da
bir
Mogol
nc baskin
birligi
Baybars
adli
bir
Kipak
Trk'nn
komutasmdaki
M1sir
Memluk ordusu
tarafindan yenilgiye ugratildi.
Suriye'nin
tama-
mi
Misir
ordusu tarafindan tekrar.ele geirildi. Bunun ardindan
Mogollar
Suriye'yi
almak
iin
ok
ugragtilar
ama
her defasmda
Memlukler tarafindan
geri
pskrtldler.
.
Bu dnemde H1ristiyan Avrupa
ile Mogollar arasinda ilgin
ama sonu
almamayan
diplomatik
iligkiler
yaganmigtir.
Bu ilig-
kiler ortak
dgmanlari
Mslmanlar'a
iki cepheden
savag ama-
yi
ama11yordu
ama
girigimlerinden
bir
sonu
ahnamadi.
Misir
Sultani
olan
Baybars ile Rusya'daki Mogol
devletinin ham Ber-
ke
ile
aralarmda
bir
ittifak yaptilar
ve
Berke
bagimsizligmi
ilan
edip Mslman oldu.
leride
Altinordu Hanligi
olarak
tanma-
cak lkesi, Kipak
Trk nfusa sahip bir slam devleti olma
yo-
lunda
ilerliyordu.
ran
ile
Misir
atigmasi
on
yillar boyu,
Gazan Han'm
slami-
yet'i
kabul etmesinde
sonra
bile srd
ve
sonunda 1323
yl-
linda
barig anlagmasi yapildi. Bu sirada lhanh kralhgi da
on-
lardan
ncekilerin
kaderini yagiyordu.
1336
yilmda
lhanli h-
kmdari
Ebu
Said
ldkten
sonra
Iran
tekrar
yerel hanedanla-
rin
ynetimindeki kk devletlere
blnd.
Ancak
bu devlet-
lerin mrleri
kisa
oldu.
Orta
Asya'da
da Mogollar'in
bagma Ti-
mur
geti
ve
Harizm
ile Maverannehir'i
aldiktan
sonra, tran'a
girerek
yedi yil iinde lkenin
tamammi
ele geirdi. iki kez
Al-
tinordu
hanmi yenilgiye ugratti
ve
Hindistan'i
basti,
Irak'i
ye-
SLAMiYET1N DOUSU
VE YKSELSi
rel hanedanin elinden alarak hakimiyetine kattiktan
sonra
Su-
riye'yi
geip
Memluk
sultanina_,egemenligini kabul
ettirdi.
Ana-
dolu
1394
ve
1400 yillarinda
Timur'un
istilasina
ugradi.
Timur
1402 yilindaki
Ankara savaginda Osmanhlar'i agir bir
yenilgi-
ye
ugratarak Osmanli sultani Bayezid'i esir aldi
ve
1405
yilinda
in
istilasina hazirlamrken ld.
Mogol kkenli
Trklegmig
ve
slamlaymigbir
agirette do-
gan
Timur'un toplumsal gemigi
olduka mtevaziydi.
Cen-
giz
Han'in hanedanindan bir
prensesle evlenmigti. Karma Mo-
golve
Trk ordularina Mogollar
hakimdi ama
ordu ogunluk-
la
Trkler'den
oluguyordu.
Timur'un
nceki Mogol
hkmdar-
lannin tersine, dindar bir
Mslman
oldugu sylenir
ya
da bu
onun
iddiasidir. Gerekleptirdigi
byk
yikimlar sirasinda
is-
lam dinine ait binalara
ve
ahyanlara gereken
saygiy1
gsterme-
yi unutmamigtir.
Fetihleri
Hlagu'nun fetihlerinden daha
yikici-
dir
ve
Altay istila dalgalannin
sonuncusu
olmuytur.
lmyle,
X.
yy
baglamig
olan bozkir
halklanmn
byk hareketi
son
bul-
mugtur ama
boylann
akmi devam etmig, daha da
nemlisi Or-
tadogu'daki
gebe
halklar gehir
yagamina
ve
uygarliga
girme-
yi
srdrmglerdir.
Timur byk bir fatihti ama
bu bayarisim
imparatorluklar
kurmada
bir
gsterememigti
ve
lmnrr
ardindan
genig top-
raklan
dagilmigtir.
Osmanlilar
ve
Memlukler, Anadolu
ve
Suri-
ye'deki hakimiyetlerini
srdrmglerdir. Karakoyunlu
ve
Ak-
koyunlu
adlannda iki
Trkmen boyu Bati ran,
Mezopotamya
ve
Dogu Anadolu'nun denetimlerini
ele
almayi
bagarmiglardi.
Timur'un
soyu
hakimiyetlerini
ancak
Dogu iran'da ve
Mave-
rannehir'de
srdrebilmigtir.
Bagkentleri Buhara, Semerkand,
zellikle
Herat
parlak
bir
uygarligin merkezleri haline
gelmig-
tir. Timur hanedant
zamaninda mimaride,
sanatta,
hem Farsa
hem
de-dogu Trk dillerinde edebiyat
ve
bilim
alanlarinda
b-
118
. MOOLLAR'IN
ARDINDAN
yk
baanlar kazanilmigtir. Trk dilinin
byk klasik
'agi
olan
bu dnemde
yazilan eserler Konstantinopolis'ten Uzakdogu
ve
Hindistan'a
dek tm
Trk
halklannm kltrel
geligimini kahci
bir biimde etkilemistir.
Sonuta Arapa konu
ulan lkelerde
agirhk
merkezi Irak'tan
Misir'a kaymigttr. Halilar dneminde Irak,
gsz ve
rgtten
yoksun
olmasi,
hem
istilacilar
hem de
tccarlarin
gelecegi
Ak-
deniz'e uzak
olmasi nedeniyle bir Mslman ss olma
olasi-
ligi yoktu. Alternatifi tek
bir
irmagin
suladigi
vadiden
olugma-
si
nedeniylen merkezi bir hkmet gerektiren
teki
ticaret
yo-
lu Misir'di. Zaman iinde
Misir Hal11ar'1
Yakindogu'dan
atan
yeni
fetih savaglannin ss haline gelmigti.
Memlukler
ilhan-
11ordularini pskrtp Arap dnyasinm byk blmn Mo-
gol
istilasindan
kurtarmalanni saglayan kaynaklan Misir'dan
el-
de
etmiglerdi.
XIL
yy
ortalannda Selahaddin'in
kurdugu
Eyyubi
hanedani
denetimi yitiriyor, etkin
g

Trk Menflukler'in
eline
geiyor-
du.
Eyyubi
sultanh min
Misir'daki
son
krizi, Frans1z
Krali
IX.
Louis tarafmdan dzenlenen hali seferi sirasinda, 1250 yihn-
da
Sultan'in lmyle
bagladi.
Sultaniii
cariyesi
Sajar
al-Durr'un
nci
Agaci)
kriz sirasmda sagduyusu sayesinde Mslman dev-
letinin
ve
ordusunun
istikranni
korudu. Sultanin
lmn
giz-
leyerek oglu Turan
Skan
Mezopotamya'dan
dnnceye dek
onun
adina
emirler
verdi.
K1sa
srede Turan
Sah
Hah ordusu-
nu
yenilgiye ugratti. Kral
Louis
can1nl
ve
taraftarlanndan bazi-
larm kurtarmak iin aldiklanni
geri
verdi
ve
ykl
bir tazminat
demek
zorunda kaldi. Turan
Sah'i
da
Baybars
komutasinda-
ki
Memlukler ldrd
ve
Eyyubi
megrutiyeti grnts
vermek
iin
Sajar
al-Durr'u sultan
ilan ettiler. Ancak
bu anlamh hareket-
leri Suriye'nin
Eyyubi
beylerine hanedanlannm Misir'da devril-
digi geregini kabul
ettiremedi
ve
hemen ardindan
yeni.
kadin
119
. ISLAMIYET'IN DOGUSU VE YUKSELISI
"sultan"
tahttati inmesini isteyen beyler koalisyonu
ile
'kargilag-
ti.
Bagdat'taki halife bile tm bu
olan bitenlerle dogrudan
ilgi-
lenmedigi halde bir kadinm
tahta ikanlmasina itiraz etti. s-
tne
stlk
bu kadm kendi haremindendi
ve
onu
Misir
sulta-
nina
hediye
etmigti. Halife Suriyeli Eyyubi
beylerini destekle-
yerek Misir'daki Memlukler'e kendilerine
bir
sultan semeleri-
ni buyurdu. Bir Misir
tarihisine
gre halife
Memlukler'e "Eger
iinizde seecek
bir
erkek kalmadiysa
syleyin, biz size gn-
deririz."1 demigti,
1260 yilmda, Memluk generali Baybars,
son
Eyyubi'nin
l-
mnn
ardindan ikan
kangiklikta
sultanligmi ilan etti.
Baybars
da
Selahaddin gibi Mslman Misir
ile
Suriye'yi bu kez daha
kalici olacak gekilde tek
bir devlet
altmda
birleptirdi. Yeni dev-
letin
dogudaki
ve
batidaki dig dgmanlarim
yenerek
yeni bir
toplumsal
dzen kurmaya bagladi.
Selahaddin, Bagdat'taki Ab-
basi halifesinin hakimiyetini
resmi olarak
kabul etmig
ve
M1-
sir'in
Snnilige
dndgn
aiklamigti.
Baybars, Bagdat'taki
Mogol fatihlerden kaan bir
Abbasiyi
kabul
edip halifeligi
Ka-
hire'ye getirdi
ve onu
ilk
glge
halife
ilan etti.
Bu
glge
Kahi-
re
halifeleri
tamamen
gszdler
ve
tek igleri tahta ikan
ye-
ni sultan iin tren
dzenlemekti. 1517
yihnda Osrnanli Trk-
leri'nin
Misir'1
ele geirmeleriyle
halifelikleri
sona
erdi.
Baybars ile
haleflerinin
yari
feodal
Memluk sistemi, Eyyubi-
ler'in
Suriye
ve
Misir'a getirdikleri
Seluk sisteminden
bir
uyar-
lamaydi. Sistem
Mogol deneyiminden
ve
Misir'da
yaamaya
de-
vam
eden Mogol gmenlerinden
etkilenmigti. Mogollar'm
s-
lam direniginin bu kalesinde bile
nemli
bir
sayginhgi
vardi.
Bir
dnern
Memlukler Mogol silahlanni, yntemlerini
ve
hatta dav-
raniglarini
ve
giysilerini taklit etmiglerdir.
Bir
Memluk subayi mr
boyunca
ya
da daha kisa bir s-
religine
bir
timara
sahip olurdu. Genellikle topraklarinda
otur-
:
120
MOOLI.AR'IN
ARDINDAN
maz,
Kahire'de
ya
da
timannin
oldugu blgenin
byk gehrin-
de otururdu.
Sistemde gelir mlkiyetten daha ok nemli
oldu-
gu
iin Bati feodalitesinde oldugu
gibi malikaneler,
gatolar
ya
da gl yerel
otoriteler geligmemigtir.
Memlukler
satm
alinmig
kleler
olarak
Misir'da grenim
ve
egitim grmglerdi.
Baylangita
bunlar
Karadeniz'in
kuzey
kiyi-
larindan gelen
Kipak Trkleri'ydi
ama
sonralan aralanna Mo-
gol
asker
kaaklari,
bagka
irklardan
insanlar,
Yunanhlar,
Krt-
ler,
erkezler,
hatta Avrupalilar
bile kanymiglardir.
Hakim
olan
smifin
dili Trke
ya
da
erkeze'ydive
ogu, bazi
sultanlar bi-
le, Arapa
bilmezlerdi. Baybars
ve
ondan
sonra
gelenlerin
ge-
ligtirdikleri Memluk devleti, askeri
ve
sivil geklinde ok ince d-
zenlenmig
bir. ifte
ynetimin kontrolndeydi.
ikisinin de ba-
ginda
sivil
kadrolu Memluk
subaylan
yer
alird1.
1383 yilina dek
Memluk sultanligi
ogunlukla babadan
ogula
gemigtir. Bu yll-
dan
sonra erkezya
da ikinci
Memluk sultanligmda
tahta
ge-
enler.
en
gl komutanlar
olmuytur.
Bir
sultan ldgnde,
tahta geecek gerek sultan belirlenene
kadar kisa sreligine
oglu
babasmm
yerine geerdi.
Misir iin, Avn.1pa ile
yaptigt
ve
AVrupa'nm
Ortadogu
ara-
ciligiyla Uzakdogu ile
yaptigi
ticaret, gerek ticari
aidan gerek
de kazandirdigi
gmrk
vergileri-aisindan
byk nem
tagi-
yordu. Memluk hkrlietleri
gl olduklan zamanlarda,
Mi-
sir'a bir
lde
refah saglayan
bu ticareti koruyup tegvik
et-
miglerdi.
Ne
var
ki,
Baybars tarafindan
savugturulan Mogol tehdi-
I
di
henz tamamen yok olmamigti.
1400
ve
1401
yillarmda Ti-
mur'un
Trk-Mogol
gIeri
Suriye'ye girerek
Sam'i
yagmaladi-
lar. Mogollar'm
ardindan
gelen veba, ekirge
srleri
ve
bagi-
bog kalmig Bedeviler
onlann biraktiklarmi
tamamladilar. Mem-
luk sultanhgt askeri
ve
ekonomik
gcne inen bu darbelerden
121
SLAMIYET'IN DOGUSU
VE
YKSELS
bir daha
asla
tamamen
kurtulamadi.
XV. yy'daki mali
ve
ekonomik zorluklar, transit ticaretten
el-
de
edilebilecek
en
fazla
parayi
kazanmaya
ynelik yeni bir
ma-
li
politikay1 da
beraberinde
getirdi. Bu
politikaya ynelik ola-
rak baglica
yerel ve
transit
rnlerin tekelleptirilmesi yntemi
benimsendi.
Avrupa
ykselen fiyatlara
tepki gsterdi
ve
bu
du-
rum
Mis1r'in
ekonomik
yagammt
ok
uzun
vadeli olarak etki-
ledi.
Orta
ve
Dogu
Anadolu, Konya veya
Anadolu Seluk sul-
tanlarinm
ynetimindeydi
ve
git gide bir islam
devletine d-
ngerek Yakm
ve
Ortadogu'daki
slam
uygarliginin ayrilmaz
bir
parasi
haline gelmigti.
Seluk monargisinin geligmesi
so-
nucunda, lkeyi
fethetmig
ve
smrgeleptirmig
olan agiretlerin
ve
gebelerin
siyasi
bagtmsizliklan kisitlanmig,
halkin inanci,
din
adamlan tarafindan
olugturulan
bir hiyeraryinin
denetimi
altma alinmigti.
Mslman hukukular,
brokratlar, din
adam-
lan,
esnaf
ve
tccarlar yeni
smrgelegen
topraklara yerlegmig
ve
klasik slam'm
gehirli uygarligini
getirmigler, kirsal blgele-
re
de islam
devletinin
ve yaammm
geleneksel
rneklerini be-
nimsetmiglerdi.
Seluk devletinde
Mogol istilasinm
gokuyla onarilmaz
yara-
lar
ailmigti.
Yaklagik
yanm
yzyil abaladt
ama
XIV
yy
bag-
lannda
yikildi. Merkezi devlet
otoritesinin
kmesi
ve
Anado-
lu'ya
Mogollar'dan kaan
yeni
Trk gebe
akinlannm bagla-
mast
sonucunda
smirlarda tekrar .savaglar ikti. XIII.
yy
sonlan
ile
XIV. yy'da, Bati
Anadolu'nun siyasi
ve
askeri
yagamina sinir
boyundaki
savailar, dinde de dervigler hakim
oldu. Bati Ana-
dolu'nun tamamina
Trk
ve
Mslman hakimiyetini
yayan
Bi-
zans'a kargi
yeni bir dalga
bagladi.
Yeni fetihleri
paylagan beyliklerden gl ve
byk
bir
imparatorluk
durumuna
gelen yalniz biri
oldu. Bu beyligin
MOOLLAR'IN
ARDINDAN
adi
XIV. yy'm
ilk eyreginde
baginda olan
kurucuse Osman
Bey'den
gelmektedir. Beylik,
Bizans'm Bithynia smirlarinda
ve
Konstantinopolis'in
savunma
hatlarmin ok yakminda
yer
al-
masi
nedeniyle
daha byk grevler stlenip,
daha byk
ola-
naklara
sahip olmuy
ve bagka yerlerden
destek bulabilmistir.
Osman Bey
ve onun
yerine geenler, Bizanslilar'a
kargi srek-
li bir
sinir savagi
srdrmglerdir. 1326 yilmda
fethettikleri Bur-
sa'yt hizh bir
gekilde
byyen devletlerine ba kent yapmiglar-
dir.
1354 yilinda
anakkale
Bogazi'ni
geerek Avrupa'ya
gi-
ren
.Osmanli
gleri, birka
yll
sonra
Gelibolu'yu,
daha
sonra
da yz yil
sresince
Avrupa'daki
baglica sleri
durumuna
ge-
lecek Edirne'yi ele
geirmiglerdir.
Sirplar
ve
Bulgarlar ile
yapi-
lan
zellikle
Meri
(1371)ve
Kosova
(1389)
savaglarlyla Balkan
yarimadasmin
byk bir blm Osmanli
ynetimine girmig,
girmeyenler
de bagli
olmuglardi.
Bunun sonucunda da Bulga-
ristan, Sirbistan
ve
Makedonya'da
kazanilacak zaferler
hizlan-
mig
oldu.
Osmanlilar Avrupa sahnesine
yalnizca askeri
yoldan ik-
mamiglardir.
Avrupa'ya yerlegmelerinin ardindan,
ticari
rakip-
leri Venedikliler'le
savag
durumundaki Cenevizliler,
Osman-
lilar'dan askeri yardirn talep etmigler,
kargilik olarak
da mali
yardim teklif etmiglerdi.
agdag
Bizans tarihisi Kantakuzenos
gunlari syler: "...Cenevizliler ok
miktarda
para
vaadinde
bu-
lunarak, bu iyiliklerinin
sonsuza
kadar Ceneviz
halkmm
ve se-
natosunun
kalplerinde kalacagini
bildirdiler."2 1352 yilinda
ya-
pilan ilk Osmanh-Ceneviz
ticari anlaymasi ile Avrupa
ve
Orta-
dogu tarihinin
baglica konularmdan biri tekrar onaylanmigtir.
Osmanli'om
drdnc padigahi
1. Bayezid
(1389-1401)
tah-
ta
1ktigi sirada imparatorluk
Avrupa'da
ve
Asya'da nemli
top-
raklara
sahipti. Bayezid
lkesine
yeni bir karakter
kazandirma-
yi
amalayan olduka
hirsli bir kipiydi
ve
doguya ynelip Trk
123
ISLAMlYET'IN DOGUSU VE
YUKSELISI
beyliklerini art
arda yenerek
Anadolu'nun
tamamin1
hakimiyeti
altina aldi. Osmanh padigahlan, genel bir
yaklagimla
en
bagin-
dan beri
"sultan"
unvanini
kullantyorlardt.
Bayezid
bunu
zel-
leptirerek,
Kahire'deki
"halife"den
"Rum Sultani" olarak
tamn-
masini
istedi.
Anadolu
Seluk sultanlannin bu
eski
unvanlan,
Anadolu'nun eski slami
monargisinde
ve
hatta
Ortadogu is-
lam
Imparatorlugu'nda da
iddia
tagmmasi
anlamina
geliyordu.
Bayezid'in
1396 yllinda
Nigbolu'da Balkanlar'i kurtarmaya
ge-
len Batt Avrupa
gvalyelerini yenmesi
onu
tegvik etti. Ama
on-
dan daha
gl
bir
fatihle kargilagmigti.
1402'deki Ankara
sava-
inda
Timur
tarafindan yenilgiye ugratihp esir dgen
Bayezid,
intihar
ederek
yagamina son
verdi.
Osmanh
topraklan, Baye-
zid'in sultan oldugu
zamanki sinirlarina dek daralmigti.
Ogul-
lan
arasinda
da bir
i
savag
tehdidi
belirdi
ve
byk
olasilikla
toplumsal kkenli
olan
bir dervigler isyani bagla'di. l.
Mehmed
1413 yilinda kardeplerini
yendi. l.
Mehmed
ve
ondan
sonra ge-
lenler bir sre daha
egitli kesimlerin
isyanlanyla ugragmak
zo-
runda
kaldilar.
l.
Mehmed tahta kaldigi sre boyunca,
Osmanli devletini
es-
ki durumuna
getirmek
ve
pekigtirmekle ugragti.
Oglu II
Murad
dneminde (1421-1444ve
1446-1451)
nemli
ve
byk degi-
-
giklikler gereklepti. Yeni
topraklar ele geirildi
ve
Avrupa'da
Sirplar,
Macarlar,
Yunanhlar
ve
Halilar kargisinda
byk
za-
ferler
elde edildi.
Anadolu'da
ise daha nce
Bayezid taraftndan
fethedilen
yerler bir
kez daha
ahndi.
Sonrasinda
barig ve
g-
lenme dnemine
girildi.
Osmanlilar gerek
anlamda
bir islam
saray yagami
olugturdular
ve
yazarlan, gairleri, Mslman bil-
ginlerini desteklediler. Bu dnemde,
edebiyatta Trk milli bi-
lincinin ortaya
ikmasi dikkat
ekici bir
geligmedir. Sultan
Mu-
rad
bu bilinci
tegvik etmig,
piir bile yazmigtir.
Sultan Murad
za-
manmda Oguzlar'm
tarihi
ve
efsaneleri aragtirilmigtir. Osman-

MOOLLAR'IN
ARDINDAN
L
11
hanedanmi Trk
agiret gelenegine
ve
efsanelerine
b'aglayan,
kkenini
Oguz Han'a
kadar
vardiran
ara
tirmalar
yapilmigtir.
Mslman
hanedan devleti
ilkesine
bagh
ve
Osmanli haneda-
nma
sadik olan gvenilir komutanlann
ortaya
ikipi ile
birlikte
tm
bu
yeni
saray ve
hanedan
dgnceleri
desteklenmigtir.
XIV.
yy
sonlarina
dogru
baglayan,
1430
yilmdan
sonra
da
dzenli biimde devam eden
Hiristiyan halk
arasindan
Osman-
11
ordusu
ve
devlet hizmetinde
grevlendirilmek zere devyir-
melerin toplanmasi
Osmanli hanedanmm
gcne g
katmig-
tir.
XVIL
yy
ingiliz tarihi William
Seaman'in
evirisine
gre,
XVI.
yy
Osmanh
tarihilerinden
Hoca Efendi
olarak da
tanman
Sadeddin,
devyirme
sistemini gyle
anlatmigtir:3
"Sultan
vezirlerinden dinsizlenn iinden asherlige
uygun cesur ve
alty-
hangenlerin
seilipMaslman
yapalmasms istemgtir.
Sultanm
bu fy iin
grevlendirdigi kigiler
farkle
lhelerden
yahlaph bin hafir ocugu topla-
ylp
asher olarak egiteceklerdir.
Bu dinsix genler
dindar kgilenn
yanm-
da olacaklarmdan gnllenne
islamiyet'in agg:
dolacak
ve
sahte
dinin
hinnden
armacaklarder."
Bu sayede
H1ristiyan
halkm
enerjisi
ile
derviglerin ruhu
os-
man11
hanedanina
hizmet edecekti.
Seluklular'in
siyasi ve di-
ni degigiklikleriyle
dzenlenen Snni
islam modellerine
gre
geligen devlet ile
hl
smir
boylan
geleneginin
hakim oldugu
ordu arasmdaki
birlegnie
sorunlanna
uygun
bir zm getiril-
mig
oldu.
Osmanli devletinde
islam dini kurumu olgunluk
dnemine
ulagmig,
Snni
devletlyle tam bir btnlegme
gereklegmigtir.
Artik
Islamiyetgerek bir kurumsal
yap1ya
kavugmugtu.
Seria-
tm
onayladigi
en
st
dini otoritenin bagkanligmda,
belirli
g-
leri
ve grev olan profesyonel
ve
egitimli
din adamlannm
hi-
yerargisi sz konusuydu.
leri derecede
maddi uygarliga
sa-
hip olan
bir Mslman devletinde,
slam
Seriati'ni
lkenin
et-
L
125
\SLAMYET'iN DOUSU
VE
YKSEL
r
kin hukuku
yapmak
iin gsterilen
tek ciddi aba
Osmanhlar'a
aittir. Osmanlilar, din
bilginlerine ve
yargilarma daha
nce egi
grlmemig otorite, g
ve
stat
vermiglerdi.
1451
yilinda
II. Mehmed, babasi
Sultan
Murad'1n yerine
ge-
ti.
Yeni
sultana
cografi olarak ikiye
blnm
bir
imparatorluk
miras kalmigti.
Artik Anadolu Ortadogu
islam
uygarligi ile yeni-
den
biimlenmig
ve
bu
uygarliga
benzemig
eski
bir Islamtopra-
gi
olmustu. Henz
ele geirilen Rumeli, hl bir
smirboyuydu
ve
sinirboylarmda
yagayanlarin davranig
v-e
idealleri ile
dervig-
lerin
mistik
inanlannm etkisi altmdaydi. Eski
ve
yeni
iki
bag-
kent Bursa
ile Edirne
arasinda yeni bir bag
kurmak gerekiyor-
du.
Sultanin tahta gemesinin
iki yil, kupatmanin
baglamasinm
yedi
hafta ardindan 29 Mayis
1453 tarihinde
yenieriler
tarafin-
dan
Konstantinopolis'in
yikilmig
surlarina
son
bir
saldin
ger-
ekleptirildi. Son
Konstantin,
askerleri
ile
birlikte
savagirken
l-
d.
Hilalli bayrak,
Ayasofya'nm kubbesine
dikildi,
sultan da im-
paratorluk
gehrine yerlepti.
126
I
- I
7.
BLM
BARUT IMPARATORLUKLARI
Mslmanlar'in
yzyillardir sahip olmak istedikleri
Konstan-
tinopolis'i
ele
geirmeleriyle
birlikte
son
para
da yerine
otur-
muy
oldu. Sultan
II. Mehmed,
bu fethin ardmdan Fatih adini
al-
di.
Fatih
Sultan Mehmed,
Asya ile Afrika'nm
ve
onlari gekillen-
diren
iki gelenegin
birlegmesini tamamlamig oldu. Smir
savai-
lari beyligi bir imparatorluk olurken,
lideri de imparator olmug-
tu.
Bu zaferle Osmanli. Sultanlig1
Islam'mBati'ya ynelmesin-
de aldigi nc roln
kesinlegiyor
ve
slamdnyasmda nem-
li lde sayginlik kazanmasmi saghyordu.
Sultan
II.
Mehmed'in padigahligmda
bundan sonraki
dnem
Avrupa
ve
Asy'a simrlarma
dzenledigi fetihlerle geti. Avru-
pa'da Mora'daki
son
Rum despotluklarm aldi, S1rbistan
ve
Bos-
na'yi Osmanli topraklarma
katti
ve
Yunan adalarinm
ogunu
ele geirdi. Asya'da Cenevizliler'den
Amasra'yi, Mslman
be-
yinden Sinop'u
ve
Yunan imparatorundan Trabzon'u aldi. An-
cak daha doguya ilerlemeyi
ya
da
Mslman
hkmdarlara
kargi
sava; amayi
asla
istemiyordu.
Sultan
II. Mehmed, 1473 yllindaki
savagla kendisine meydan
okuyan Dogu Anadolu
ve
Mezopotamya Trkmen
hkmda-
n
Uzun Hasan'i yenilgiye
ugratt1. Ancak
bu
zaferini ilerletme-
ye
aligmadi.
Bunun
nedenleri,
XVI.
yy
tarihisi Kemalpagaza-
de'nin
yazrmy
oldugu sultanm
bir konupmasmda gyle anlatil-
migtir:
"Bu saldirsi yznden
Uzun Hasan'm
cezalandirilmasi
dogru
olandi nk
slam'in byk sultanlarmin
hanedanlan-
nm
yok edilmesi
dogru
olmazdi."I
Asil nemli olan, sultanm,
SLAMYET'iN DOUSU
VE
YKSELIS
Avrupa'daki
nemli
igi olan cihada engel olmasiydi."
'
te yandan Osmanli sultanlan
gney ve
dogu
sinirlarinin
tesinde
nemli degigikliklerin
oldugu Mslman
topraklanna
ilgisiz kalamazlardi. XHL yy'in
ortalarmdan
itibaren
Misir
ve
Su-
.. riye'de hkm sren
Memluk sultanliginm yikiligi bu
degigik-
liklerden
biriydi. Son
zamanlannda
Misir
sultanligi bir
tr
Arap
Bizansi haline gelmigti.
Kuzeyde
ve
doguda, Anadolu
ve
ran
yaylasinda, Islamiyet'in kltrel
ve siyasi
liderligini ele
geir-
mig
olan Trkler ile iranlilar arasinda yeni_
devletler
ve
toplum-
lar ortaya
1kiyordu. Genellikle Trkler
ve
iranlilar'in
kendi dil-
leriyle adlandirlan yeni bir
uygarhk olugmaya
bagliyordu. Su-
riye
ve
Misir'da,
artarak
dogudan
gelen
byk
etkilere ragmen
eski
dzen korunabilmigti.
Eski slam kltr Arapa
gekliyle
ok
uzun
yillar srmgt. lkeyi
savunan
Memluk askerleri Nil
vadisini istilalara
kargi
korumuglardi.
ogunlugu
Memlukler'in
ogullan
ve
onlann
yerine geenlerden
olugan Suriyeli
ve
M1sirli
yetkililer devleti ynetmig, bununla birlikte de klasik Islam
mi-
rasini
korumuy ve
yorumlayarak
zenginleptirmiglerdi.
Suriye-Misir
sultanligi, Timur'la yapilan
savag,
kt
mali y-
netim
yznden kaynaklarm kurumasi,
kurakhk,
alik
ve
ve-
ba,
Memluk
dzeninin ve
toplumunun kmesi bagta
olmak
zere
egitli dig
etmenlerle
ve
i
savaglarla
fazlasiyla
g
kay-
betmigti.
Son
darbeler de kuzeyden
ve
batidan
olmak zere digaridan
alindt.
Bunlardan
biri,
Portekizliler'in
dogu
sularina gelmesi
se-
bebiyle
ekonomikti. Portekizliler,
Avrupa
ile Hindistan
arasin-
da
olugturduklari
dogrudan
deniz yollari sayesinde Misir ticare-
tinin
nne getiler. Bu durumun
gelecekteki etkileri eskiden
dgnldg kadar byk
olmayacakti. XVI.
yy'da Levant'ta
ti-
caret
ok nemli canlanmalar olmuytur. Ne
var
ki, durumun
ya-
rattigi iik
-etkiler
olduka
nemliydi.
Memluk sultan1
Kansuh el-
128
BARUT MPARATORLUKLARI
Guri
(1500-1516)
zamamnda
ticaretin
ve
gelirlerin
azainiasi
kri-
ze
yol
ati.
Venedikliler'in
tegvikiyle Hindistan'a
bir
M1sir
filosu
ikardi.
Bagta birka bagar kazanan filoyu Portekizliler yenil-
giye ugratti.
Bunun ardindan Portekizliler
Hint
okyanusundaki
Mslman
ticaret gemilerini yok
etmeye
bagladilar,
hatta
Porte-
kiz gemileri Basra
Krfezi
ve
Kizildeniz'e
kadar
ilerlediler.
Kuzeyden
ise tehlikeli
bir askeri
darbe
alindi. Memluk ile
Osmanli sultanlarinin
iligkileri
bir dnem dostluk
iinde
sr-
mgt
ama
XV.
yy'in
ikinci yansinda
bozulmaya bagladi. iki
devlet, 1485 ile 1490 yillan
arasinda savagt11ar.
ogunlukla
Memlukler'in
Osmanhlar'a
kargi stn oldugu
savaglarda kesin
bir
sonuc
elde edilemedi.
Askeri denge
hizla Osmanldar
yararina
degigiyordu. Bu de-
gigiklikte,
Osmanlilar'in
byk bir etkinlikle
ve
hizla atepli
si-
lahlan benimsemeleri byk nem tagiyordu.
Memlukler
ise
yeni ategli silablara
kargi istekli degillerdi.
Osmanhlar'in
top-
raklannda
mad.enler
bulunuyordu
ama
Memlukler'in toprakla-
nnda madenleri olmadigi
iin
ithal
etmek
zorundaydilar. Ancak
bu
somut zorluklardan ok daha nemli
olani, Memluk emirle-
rinin, eskinin onurlu
ve
yasal silahlanna
sahip 1karak ategli
si-
lahlari
ve
kullananlan degersiz
grmeleriydi.
Son zamanlarin-
da Memlukler'in
birka
umutsuz
ategli silah edinme abalan ol-
muytur.
Silahlan,
siyah'kleler ile Memlukler'in
yerlilerden olan
ocuklarindan olugan zel
askeri birliklere
ve
parali yabanci
as-
kerlere
verdiler
ama
bunlar
yeterli
degildi. Osmanlilar'in tfek-
li piyade
ve
topulan Memlukler'in
mizrakli
svari
ve
okula-
rmdan
ok daha stnd.
Osmanlilar'in
Memlukler'e
yapilacak
son
saldindan
nce
daha fazla tehlikeli bagka bir Mslman dgmanla
savagmala-
n
gerekiyordu. Konstantinopolis'in
fethinden
yanm
yzyil
son-
ra
Osmanhlar'in
kargisina
H1ristiyan
.degil,
Mslman
bir
rakip
129
SLAMYET'N DOGUSU
VE
YKSELigi
1kti. Bu da iran'in
yeni
Safevi hanedani
pahlanyd1. Bunlar kk-
l bir
Sii
hareketinin
ardindan baa gelerek
yzyillardan beri ilk
defa
Akdeniz ile Orta Asya
ve
Hindistan kapilari
arasmdaki bl-
genin
tamamini
iine alan g
l
bir
birlepik devlet kurmuglar-
di.
Kaynagi
radikal
Sii
gretileri olan
ve
Osmanh
sinirlarinin
ku-
zeybatisma
yerlegen bu
militan yeni g,
Trkiye'de
bir
tehdit
ve
de
meydan okuma olarak grlyor, ranve
Anadolu
yayla-
larinin
hkmdarlan
arasindaki eski
rekabetinin tekrar dirilme-
sine dini bir
nitelik kazandmyordu, Iran'da
bulunan
milyonlar-
ca
Snni belki de halkin
ogunlugunu
olusturuyordu.
Osmanh
mparatorlugu'nda
en
azindan yz binlerce
Sii
bulunuyordu
ve
bunlann da dogudaki yeni
Sii
rejimine
egilimleri
olabilirdi. Sa-
fevi
pahl
ve
Osmanli sultam,
birbirleri aisindan kesinlikle hop-
gr
gsterilmeyecek olan
gasp1
ve
din
dgmanlanydi. Safe-
vi
ailesinin Trk kkenli
olmasi
ve
Trk olan
Anadolu'da genig
bir destek
grmesi
Osmanlilar'a ynelik
bu
tehdidin
ciddiyeti-
ni
daha
ok artinyordu.
Osmanhlar'in
bu
tehdide tepkileri
erkenden geldi. 1502
yi-
hnda
Sultan
Bayezid
Anadolu
Siileri'nin
Anadolu'dan
Yunanis-
tan'a
srlmesini buyurdu ve
ran
sininndaki glerine
sefer-
berlik
ilan etti.
1511
yihnda
Orta
Anadolu'da
Osmanhlar'a kargi
tehlikeli
bir
Sii
isyan1 bagladi.
Yagh sultan ertesi
yil tahttan
e-
kilerek yerini
ileride adi Yavuz
Sultan Selim
olacak
olan oglu I.
Selim'e
(1512-1520)
birakti.
ok
gemeden Sultan Selim ile
Sah
smail
arasmdaki
dgmanhk
ve
rekabet
savaga
dngt. iki h-
kmdar
arasmda
savagtan
nce olduka
sert
yazigmalar olmug-
tur.
Bu
yazigmalan, sultanin kltrl beylerin
dili Farsa
ile,
ga-
hin ise agiret ve
kirsal kkenlerinin
dili
Trke
ile
yapmig
ol-
masi
dikkat
ekicidir.
Savagta
Osmanlilar zafer kazandi.
Iran
ordusu, 23 Agustos
1514
tarihinde
iki
imparatorlugun
smirlan
arasinda
yer
alan
BARUT
IMPARATORLUKLARI
aldiran
ovasmda, Osmanh yenierileri
ve topusu
tarafindan
agir
bir yenilgiye ugratildi.
7
Eyll 1514'te
sultan, iran'in bag-
kenti Tebriz'i ele
geirdi. Yavuz Sultan
Selim, bu zaferinden
sonra,
kendinden
nceki sultan II. Mehmed gibi doguya ynel-
medi.
Sahi
yenilmig
ve g
sz bir durumda
ama
yine Iran'da
bir
Sii
devletinin lideri olarak birakarak Trkiye'ye dnd.
Bun-
dan
sonra
iki imparatorluk arasmda
zorlu
ve uzun
bir
atigma
bagladi.
Bu mcadele
sirasinda, Iran'da
Snniler'in, Trkiye'de
Siiler'in
kanli bir biimde bastirilmalan ortak nefreti
ve
korku-
yu
gehit olanlarm
kaniyla
beslemigtir.
Tm bu yagananlar slam'm liderligi ile Ortadogu'nun
dene-
timi
elde
etmek
ugrunaydi.
Mcadele yalnizca
savag
meydan-
lannda degil,
Sii ve
Snni
inanlarmm arasmdaki
propaganda
savagiyla da srdrld
ve
Osmanhlar'm smirh zaferleriyle
son
buldu, Osmanlilar
ran imparatorlugunu tmyle yok
edeme-
diler, ancak
smirlayabildiler. Bylece
gneyde
Arapa konugu-
lan
lkelerin
Osmanh
topraklarma
katilmasi firsatt dogdu. Os-
manlilar, 1516-17
y1llan arasindaki
bir savagla
son
iki
buuk
yzyildir
Suriye, M1sir,
ve
Bati Arabistan'i
egemenligine almig
olan Memluk sultanhgini yok ederek, bu
lkeleri
ele geirdi-
ler. Bu yeni
topraklarm almmasiyla birlikte Osmanh hakimiye-
ti,
gneyde Afrika
ve
Arabistan'da
Kizildeniz'in iki
kiyisma, do-
guda
Hint Okyanusu'na,
batida Fas
somna
kadar
Kuzey
Afri-
ka'da,
sonra
da XVI.
yy'da
Irak'a
kadar
geniledi. Bu sirada Os-
manlilar,
uzun
sren
bir mcadelenin ardmdan
ranh hkm-
darlarm
elinde bulunan Irak'1
ele
geirmig
ve
Osmanli ordulan-
ni
Basra
Krfezi'ne
kadar
indirmiglerdi.
Kutsal Medine
ve
Mek-
ke gehirleri de dahil olmak zere islamiyet'in merkezi toprak-
larinin hakimi artik Osmanh
sultanlanydi. Kutsal
gehirlerin ha-
kimiyeti ile
saygmhklan,
merkezi topraklarm
hakimiyeti
ile
de
sorumluluklan
artlyordu.
r..
131
iSLAMlYET'N DOOUSU
VE YKSELSi
Osmanlilar,
ranhlar'i
yola getirip,
Memlukler'i yiktiklanna
gre
artik Avrupa'daki
savaga
dnebilirlerdi. mparatorluk
Ka-
nuni
Sultan Sleyman dneminde
(1520-1566)
gcnn
en
st
noktasma
ulagmigti. 1526 yilmdaki Moha
Sava
i'nda
Macaris-
tan
kralhgi ordusu Osmanlilar tarafindan
bozguna
ugratildi. Ke-
malpagazade Osmanli zaferini gyle kutlamigtir:2
Wuhtegem ordular,
ate;
gibi
panldayan
kalalarryla.lme
mahkum
an-
cak
yine
de
cesur
hafirlere
saldtrdslar.
Tzphs
bir
sava;
bayramandaki
ga-
rap hadebleri gibi karmazz
renkteler, baglart
erguvan
ieklen
gibi, gzle-
nyse
birer
akik
tay;
ve
elleri
de
mercan
gibi
panldryor...
Savag, gkyz
kan ktrmzzest oluncaya
dek
srd..."
Kral zorlu
bir
savagin
ardmdan
yenilir:
"Sultanm buyruguyla yenien tfekileri dgmana
ate;
atzlar... Ve
o
anda yzlerce hatta binlerce d.ymam cebenneme
gnderdiler
.. Kral
da
bem bu drayays hem de
br
dnyay: haybetmigti."
Bu
zaferin
ardindan
Kanuni
Sultan Sleyman'in
ordulan Ma-
caristan'i
geerek 1529 yilinda
Viyana'yi ilk kez kugattilar. Do-
guda
Hint Okyanusu'nda Osmanli
donanmalan
Portekizliler'e
meydan okuyorlardi. Mslman deniz gc, batida Kuzey
Af-
rika'nin denetim altma
alinmasiyla
Bati
Akdeniz'e
kadar
iler-
lemig,
Atlantik
Okyanusu'na
ve
Bati Avrupa
kiyilarma baskin-
lar
yapmaya
bile baglamisti. Hiristiyan dnyasmi bir kez da-
ha
islamin
yay11masi
tehdidiyle
kargi
kargiyaydi.
Hali seferle-
ri
son
bulmuy
ve
cihad
tekrar
baglamisti.
Elizabeth dneminde
Trkler'in tarihini
yazan
Richard Knolles, Trk
imparatorlugu-
na
"Dnyanin
pimdiki belasi" derken
Avrupa'daki ortak grg
.
ifade ediyordu. XVI.
yy
Trkler'in doruga
ulagtiktan
sonra ge-
rilemeye bagladiklan yzyil olmuytur.
Orta
Avrupa'da ilk
Viya-
na'yi alma
abasmdan
sonra
yz
elli
yll srecek
ama
sonusuz
kalacak kanli bir mcadele baglad1. Bu dnem
1683
yilindaki
ikinci
Vi^yana
kugatilmasiyla
sona
buldu. Bu kez, kesin
ve tam
132
BARUT
MPARATORT
UKLARI
.
bir yenilgi alan
taraf
Trkler olmustu.
Osmanlilar'in doguda
n-
ce
Misir,
sonra
Irak'taki slerinden
denizdeki gleri
devam
et-
ti. Osmanli valileri
bir sre
Afrika
Boynuzu
ve
Yemen'e yerley-
tirdiler.
Avrupali
Hiristlyan dgmanlanni
korumak isteyen yerel
Mslman
hkmdarlar
Gneydogu
Asya'ya bir Osmanli
top-
u
birligi yollamiglardir.
Ne
var ki, tm
ugraglar
bogaydi, Porte-
kiz
ile
teki Batih
savag
gemilerinin kargismda Osmanli
donan-
masi
bile gsz kahyordu. Osmanlilar'm yerel
Mslman
h-
kmdarlardan aldiklari
destege
ragmen, Bati Avrupa'nin
g-
lenmeye devam
eden
donanmalan
kargismda Gney
ve
G-
neydogu
Asya'dan ekilmeleri
zorunlu oldu.
Osmanlilar,
1571 yllmdaki
inebahti deniz savagiyla
da
Akde-
niz'de
ilk
byk yenilgiye ugradilar. Sadrazam Ltfi
Papa
Kanu-
ni Sultan Slayman'a
deniz gc sorunuyla ilgili punlari syle-
migtir: "Karaya hkmeden ok
olmustur.
Kafirler
denizde biz-
den stnler. Onlan yenmeliyiz."3
I
nebahti Savagi,
Hiristiyan Avrupa tarafindan
byk bir
za-
fer
geklinde
kutlandi. Ancak
bu
zafer, Osmanh
donanmalarmin
Asya denizlerinde yenilgiye ugratilip yok
edilmesinin
yanmda
ok da nemli
degildi. Kisa srede Osmanlilar Akdeniz'deki
deniz glerini
ogaltmiglar,
bylelikle Avrupa'daki toprakla-
nni
saldirilara
kargi koruyabilmiglerdir. II.
Sultan Selim
(1566-
1574) ile sadrazami Sokollu
Mehmed
Paga'nm inebahti'da ba-
tinlan gemilerin yerine
yeni bir donanmamn
yapilmasiyla
ilgili
konugmasi,
bir Trk tarihisi tarafindan
pyle aktanimigtir:
"Sul-
tan
yeni
donanmanin maliyetini sordugunda sadrazam,
"Impa-
ratorlugumuz
o
kadar gldr ki, istersek atlastan
yelkenleri,
ibrigimden
halatlari
ve
gmgten ipalari olan bir donanma in-
ga
edebiliriz."*
demisti.
Gerekten de
donanma yeniden yapilarak Mslman
deniz
gc
Yakindogu
ve
Kuzey
Afrika'da slendi.
Sonra
da
XVII.
133
i
iSLAMlYET'N DOUSU
VE
YKSELj
yy'da Akdeniz'e
hakim
olmayi
ve
Atlantik'e ailmayi
srdr-
d.
H1ristiyan
Avrupa'ya oranla, Islam dnyasinin
gerek gc
nemli derecede zayiflamigt1, ancak
Osmanli
askeri gc
saye-
sinde
hem
Hiristiyanlar
hem
de
Mslmanlar bu gerileyigin he-
nz farkinda
degillerdi.
XVI.
yy
ortalannda, Kanuni
Sultan Sleyman'1n
sarayindaki
Kutsal Roma
imparatorlugu'nun
elisi
Busbecq, byk bir Os-
manh gc
altinda
yagan
Hiristiyan
Avrupa konusundaki
endi-
elerini gyle ifade
etmigtir:S
"Bizim lehimizde
yalntzca
ran bareker
etmektedir
ue
dgman bize
sal--
dermaya
hazirlamrken
arkasmdaki
tehlikeye dikkat
etmelidir...
Iran
yal-
nzzca
kaderimiri
gecihtirir bizi kunaramaz.
Trkler
iran'la
iglerini
biti-
rince,
Dogu'nun
tm destegiyle bogazzmtza
sartlacak. Bunun
iin
ne
ka-
dar haztrlthstz
oldugumuzu
sylemeye dilim varmtyor.-"
Osmanhlar
"iran
ile hesaplagmadilar."
19.
yy
baglarina
kadar
dogu
kompulan
ve
rakipleriyle mcadeleyi
srdrdler
ama ar-
tik Trkiye de, Iran da Bat1'yi
tehdit edecek halde
degillerdi.
Misir
Memluk
sultanlannin yaptigi
gibi Iran
hkmdarlari da
ategli silahlara pek sicak bakmadiklarindan, baglangita
bu si-
lahlari
almak iin ok istekli degillerdi.
Onlar da
tipki
Memluk-
ler
gibi
Osmanh tfekilerini
ve topusunu
grnce
yanildik-
lannin
farkina
vardilar. Ancak
Memlukler'den
farkh
olarak
yl-
kilmamig ve
aldiklan dersleri
uygulama olanagt elde etmigler-
di. XVI.
zellikle
de
XVII.
yy'da
Iran
pahlan ordulanna tfek
ve top
almiglardi. Venedik, Portekiz
ve
ngiltere
nemli
ikmal
1 9
kaynaklari
olmuytur.
Iranhlar
baglang1ta
istekli olmamalanna ragmen,
silah re-
timini ve
kullammmi kisa
srede
grendiler. 24 Eyll 1572 tari-
hinde Venedik elisi Vincenzo di
Alessandri'nin Onlar Konse-
yi'ne
verdigi
raporda
aikladigi gzlemi
gyledir:6
134
BARUT
MPARATORLUKLARI
"Kullandzklan
silablar mzzrak,
kilz
ve
arkebzdr
ve
silablan
tm diger
lkelenn silablanndan
daba stn, elikleri
de daba
iyidir.
Arkebzle-
rin
namlulannm
uzunlugu ogunlukla altz
kanytzr
ce
yakkyth
olarak
onstan
biraz daba hafif olan
glleler atarlar. Bunlan
yaylann:
ehme-
yi
ya
da
hthlanm kullanmays aksatmadan kobyca kullantrlar. Kihla-
nna
gerek
duyana dek eyerlerinde astlz
tutarlar, Arkebr surtlanna
as-
teklan
ve
helzlanns ellerinde
tuttuhlanndan bir
silahz
hullanmalan te-
kini engellemez."
Kili,
yay ve
ategli silahi neredeyse
ayni
anda kullanabilen
ran11svarinin
resmedildigi
tablo, gerekleyen degigiklikle-
rin karmagasmi baanyla
simgelemektedir.
XVI.
ve
XVII. yy'da
ategli silahlar ran hkmdarlan
tarafmdan istenmeyerek
de ol-
sa
kullanilmaya baglanarak, askerlerinin
ogunlugunu bu
si-
lahlarla donatilruptir. Kuyatmalarda,
onlar kadar
yogun olma-
makla birlikte tipki
Osmanhlar
gibi
top
kullaniyorlardi.
Sah-
ra topusunu
kisith
ve
genellikle de etkisiz bir gekilde kulla-
n1yorlardi.
Sah
Abbas11587-1629),
Sah
Ismail'den sonraki hkmdar-
lardan
en
ilgin olanidir.
Sah
Abbas'in
Osmanli modeline
gre
yeni
bir piyade
ve
topu
birligi
kurmasi yaptig1
en
nemli
igtir.
1598 yllmda
yirmi
alti
kipiyle ran'a gelerek
uzun sre pahin hiz-
metinde bulunan Robert
ve
Anthony
Shirley adli ingiliz kardeg-
ler, bu
birligin kuralmasmda
Sah
Abbas'a
yardim etmiglerdir.
Sah
Abbas
ilk
olarak, ran'm dogu eyaletlerinde
pek ok geh-
ri
ele
geiren
Orta Asya
zbekleri'ni durdurdu.
Bunu bagara-
bilmek iin
de Osmanhlar
ile
ban.;
yapti ve
Grcistan, eski
Sa-
fevi bagkenti Tebriz
ile Azerbeycan'i
onlara birakti. zbekler'e
uyguladigi
baanli politikasi sayesinde dogudaki kaybetmig ol-
dugu yerleri
geri
aldi
ve yeniden
gzn
batiya dikti. 1603
yl-
linda Tebriz'i alarak
ilerlemeyi
srdrd
ve
daha
.nce
Osman-
111artarafindan fethedilmig olan
Irak
topraklarmm
byk bl-
135
1SLAMlYET'IN DOGU.SUVE
YUKSELISI
mn
ele geirdi.
1616 yilinda Hindistan'da Surat'ta
aligmaya
baglayan
ingiliz
Dogu
Hindistan
Sirketi,Sah
Abbas hkmdar-
hgi
zamanmdaki nemli
bir diger
olaydir. Portekizliler
o
dne-
me
dek iran'daki
Batih ticaretin
neredeyse
tamammi
ellerinde
bulunduruyorlardi,
ancak
ingilizlerin
bu girigimini durdurma-
yi
bagaramadilar.
1622 yilinda Ingiliz
tccarlan bir
fran
ordu-
sunun,
1514 yllindan
bu
yana
Portekizliler'in
elinde olan Basra
Krfezi'ndeki Hrmz'
ele geirmesine
yardim ettiler. Bu olay
iin
yazilan
bir destan
ile
ran
ordusunun..bu
baansi
kutlandi.
"Byk" olarak anilan
Sah
Abbas
dnemi
Safevi aginin zir-
vesiydi. Portekiz,
Hollanda
ve
ingilizler
arastadaki Batili
g-
lerin Basra
Krfezi
ve
Hint
Okyanusu'ndaki
rakip
durumlan-
nin,
pahin yakalayip faydalanmada gecikmedigi
avantajlan
var-
di.
1597
yllinda
Sah
Abbas bagkenti
tekrar tagidi, daha nce de
Tebriz'den Kazvin'e
tagmigti.
Baskenti
bu defa,
dogudaki
ve ba-
tidaki dgmanlari
olan
zbekler'e ve
Trkler'e
kargi
harekatla-
nni
daha
yakindan
izleyebilecegi
ve
daha
merkezi
bir
konum-
daki isfahan'a
tagidi.
sfahan'da
Sah
Abbas
zamaninda yapilan
yeni
yapilar gehre kahci bir
gzellik katti
ve
orada yaganlann
"isfahan
nisf-i cihan" (Isfahan dnyanin
yansidir)
diye
gurur-
.
lanmalanni
dogruladi.
Safevi hanedani,
Sah
Abbas ldkten
sonra
hizla
kmeye
bagladi.
Osmanhlar
Sah
Abbas'in
onlardan geri
aldigt yerleri
ve
Bagdat'1 yeniden aldilar.
Iran'in
dogudaki kompulari
olan Af-
ganlar ve
zbekler
saldinlanna
devam
ettiler. Kafkasya
sinirla-
nna
Kazaklar'in akinlar
yapmaya
bagladiklan
sirada, ilk
Rus he-
yeti
1664 yihnda
sfahan'a girdi.
I
O
sirada
kuzeyde uzun
dnemde byk nem kazanacak
birtakim
geligmeler
oluyordu. 1480 y111nda Moskova
an
B-
yk
van,
Rus tarihileri tarafindan "Tatar boyundurugu"
olarak
adlandialan durumdan,
bagtmliliktan ve
hara
vermekten
so-
136
BARUT
MPARATORLUKLARI
nunda
kurtulmugtu.
Ruslar tipki Batidaki
Portekizler
v'e
span-
yollar gibi,
ancak daha
bagarih
bir gekilde lkelerini
Mslman
egemenliginden
kurtarmig
ve
eski efendilerini
kendi topraklan-
na
geri gndermeye
bagladilar. Uzunca
bir
ugraptan
sonra
1552
yilinda Volga
Tatarlan'nin
bagkenti
Kazan'i ele geirdiler.
Bun-
dan
sonra
da blge daima Rus ynetiminde kaldi. Ruslar,
Volga
.
zerinden
apagi
inerek 1556
yihada
Hazar kiyisindaki Astrak-
han limanini aldilar.
Artik Ruslar
Volga
irmagmin
tamamini
ele
geirmipler
ve
Hazar Denizi'nde
bir kpriibagina sahip
olmug-
lardi.
Gneye
indikleri
sirada Mslman
dgmanlannin ogu-
nu
yenmiglerdi
ve OsmanI1Kirim Tatar topraklanna
dogru
iler-
liyorlardi. Bu tehlikenin
farkinda olan
Osmanlilar kargi
koyma
aligiyorlar
ama sonu
alamiyorlardi.
Osmanhlar'in
bir sefer d-
zenleyip Astrakhan't
alma
ve
donanmalarmi Karadeniz'den
Ha-
zar'a ikartrnak
iin Volga
ile Don
irmaklari
arasmda
bir kanal
ama
planlan da
gereklegemedi. Bir
sre
daha
K1nm'1n Tatar
hanlari
Ruslar'a'
direnerek
Osmanli sultanlarma
bagli kaldilar.
Bu
sre boyunca Karadeniz
Tatar
ve
Trk
denetimi altinda
bu-
lundu.
ogunlugu
gida
maddesi
ve
Dogu
Avrupali klelerden
olugan
nemli
bir ticaret Istanbul ile
Kinm arasinda srd.
te yandan
Ruslar da
ilerlemeye
devam ediyorlardi.
XVII.
yy'da
Astrakhan, Ruslar'in
kuzey Kafkasya'nin
bagimsiz Msl-
man
devletlerine
dogria yay11ma merkezleri
haline
geldi. Sn-
ra
da
Volga
ve
Don
irmaklannin
agizlari arasmdaki
Rus impa-
ratorluk eyaletinin
ynetim merkezi oldu.
1637
y11mda, Kara-
deniz'deki Trk Azak
deniz
kalesi bagimsiz
hareket
eden Don
Kazaklar tarafindan
fethedildi. Don
Kazaklan kaleyi
yillarca
Trk kara
ve
deniz
saldirlarina
kargi
ellerinde
bulundurdular,
sonra
da Rus
anna
hedlye ettiler.
Ancak
Osmanh
imparatorlu-
gu
ile
savaga
girme
tehlikesini
gze alamayan
Rus
an
bu he-
diyeyi kabul
etmek istemedi.
Karadeniz'e
gidecek
Rus yolu he-
SLAMYET'N DOCUSU
VE
YKSEL
nz
aik
olmamakla birlikte
artik
belliydi.
.
1602 yihnda
Kutsal Roma imparatoru
ile
Osmanli sultam
arasinda
yapilan
Zitvatorok Antlagmast
nemli bir
degigikligin
'
gstergesiydi.
Antlagma Habsburg
ve
Osmanh
imparatorlukla-
nnin sininni
izen
irmagin
zerindeki bir
adada imzalanmigti.
Bu
anlagma,
eskiden yapilanlar gibi zaferi kazananm bagken-
tinde dikte
ettigi bir bang
olmamig,
epitler arasinda
tam
da
si-
nirda
yapilan bir
uzlagma
olmugtur. Bu
degigikligi
simgeleyen
bagka bir
gey
de,
o
gne
dek Trk
belgelerinde "Viyana
krali"
eklinde kmsenen
Habsburg hkmdan
iin
Osmanli sulta-
nma
ait
"padigah"
unvanmm
kullanilmasiydi.
Osmanldar'm Av-
rupa'ya
girdikleri ilk
zamanlarda
gerek anlamda bir
antlagma
da grgme de
yapilmamigtt.
Dini bir grev
olan
ve
Islam
ile
kafir dgmanlari
arasmda srekli yapilan
savaglar,
ara sira
ba-
r1plarla dururdu.
Bu banglar da
Osmanlilar
tarafindan yenilen
dgmanlarma istanbul'da
dikte
edilirdi. Sonu
olarak
Zitvato-
rok
Antlagmasi kopullann
degigtigini
gsteriyordu.
Dolayisiyla
kavramlar
ve
yntemler de degigmigti.
stenmeden
verilen epitlik
dn ile baglayan
XVII.
yy
bir
yenilginin kesin
olarak kabul
edilmesiyle
son
bulmuytur.
Hiris-
tiyan
ve
Mslman dnyalarinda
askeri
ve
siyasi
g
dengesin-
deki
degigiklik
olduka
yavag
oldugu
iin derslerin
ikanlma-
si,
anlagilmasi
ve
uygulanmast
zaman
almigttr.
Ekonomik epit-
sizlik hemen
kavranmamigti,
ancak kavranigi
ok
derin ve
ke-
sin
olmugtu.
Avrupa'nm ticaret
merkezleri, dolayistyla da g
merkezleri okyanuslardaki kepiflerin
sonucunda
Akdeniz'den
Atlantik'e, Orta
ve
Gney
Avrupa'dan
Batili denizci devletle-
re
kaymigt1.
Batililar,
Ortadogu'da
ve
bagka
blgelerdeki slam
devlet-
leriyle
olan aligveriglerinde
nemli
stnlklere
sahipti.
Atlan-
tik firtinalarina
dayanacak gekilde yapilan
gemileri,
Mslman-
138
BARUT
MPARATORLUKLARI
lar'm Akdeniz
ve
Hint Okyanusu'ndaki
gemilerinden olduk-
a
agir
ve
bykt. Gemi yapimcilarinin
tasarIadigi,
Atlantik'te
egitim almig
kaptanlann
ynettigi
bu gemilerin
manevra yete-
nekleri ok
daha fazlaydt
ve
ifte
avantaja sahiplerdi:
Bang
za-
maninda
daha fazla ykle
daha uzaklara
daha dgk maliyet-
lerle gidebiliyorlar,
savag
zamaninda da
daha fazla
top tagiyor-
lardi. Bati Avrupa'daki
denizci devletler, Gney
ve
Gneydo-
gu
Asya ile
Orta Amerika'daki
tropik
lkeleri
smrgeleptirip
nceden
hi bilinmeyen
ya
da
Avrupa'da
yetigmeyen
rnler
yetigtirmiglerdi.
Bu devletler,
ekonomilerindeki
,geligmeler
ve
Amerika'dan
gelen altin
sayesinde,
Ortadogu
pazarlanna ol-
duka genig
bir
rn egidi
sunmaya
baglamiglardi.
Ekonomik
kltrde de
hizla
artmaya
devam
eden
farkl1Iiklar,
ticari alandaki
degigiklikler kadar nemliydi.
XVI. yy'da
ve
son-
rasinda
Avrupa devletleri retici gdml ekonomiler
ve
mer-
kantilist politikalann
ynlendirmesiyle,
ticaret girketlerini
koru-
yarak ekonomik
enerjilerini
yogunlagtirmaya
ve
ticari
etkinlikle-
rini
artirmaya baglamiglardi. Endonezya
ve
Hindistan'a yalnizca
tccar
olarak
degil, ynetici
olarak
da yerlegen
Bati Avrupalilar,
denizdeki
gleri sayesinde
baharat
ve
bagka nemli
rnlerin
Afrika
ile
Asya arasindaki
ticaretine hakim olmuglar,
bylelikle
ticari
etkinliklerinin
kapsami nemli
lde.
bymgt.
Yalnizca
Bat1'mn ykseligi, iki
dnya arasmdaki ekonomik
dengedeki degigikligi
aiklamada
yeterli olmayacaktir.
Msl-
man
gcndeki gerilemenin
nedenlerini grmek
iin i degi-
giklikleri
dikkate almak
gerekmektedir.
agday
Avrupali gzlemcilerin XVI.
yy'in ilk
yarismda
.en
grkemli
dnemini
yagayan
klasik Osmanli sisteminde etkin
ve
merkezi
bir mutlakiyetilik modelini
ve
rnegini
grmelerine
I
agirmamak gerekir. Eski Avrupa
sisteminde yerlegmig
aynca-
liklara sadik
kalanlar iin sultanlik
keyfi
ve
kaprisli korkun bir
ISLAMlYET'IN DOGUSU
VE
YUKSELIS1
gt.
te yandan
Avrupa'nm milli devlette aydmlaninig
kral
despotizmi agmi
sabirsizlikla bekler de
Trkiye'de disiplinli
bir modern monargi
oldugunu
dgnyorlardi.
Makyavel
ve
bagka
Avrupali
siyasi
dpnrler Fransiz
krali-
nm
gszlgn Trk sultanmm
gcyle
kargilagtirirken her
iki lkede
de
zaman
iinde bu
iki
hkmdarm
rollerini
tersi-
ne
evirecek sreler baghyordu.
Fransa'da
ip adamlan
saraym
ileri gelenleri durumuna
gelecek,
zerk
blgeler
idari blgeler
olacakti.
Kral halki
ve
lkesi
zerinde "Devlet Benim"
diyecek
lde
g ve
otorite
kazanacakti.
1520 yihnda
Kanuni
Sultan Sleyman'a Hz. Osman'in
kihci
verildiginde, Karadeniz'den Hint
Okyanusu'na,
Macaristan'dan
Iran
sinirlarina dek
byk bir
imparatorlukta
kusursuz
bir
mut-
lakiyeti hkmetin
efendisi olmugtu. Gc eriat'm
degigtiri-
lemez
hkmleriyle sinirhydt
ama
mutlak gcrf
de
geriat'tan
aliyordu.
Adeta
sultanin
zel
kleleri olan hkmet
ve
ordu,
yani
ynetenlerle
savaganlar, halk kargisinda
ayncahkh
ve
ba-
gigikliga
sahiptiler
ama
sultanin iradesi
kargisinda herhangi bir
haklan
yoktu. Eski kadrolarm yerine mtevazi kkenlerden
ge-
len yeni kleler getiriliyor,
bylece de g
merkezlerindeki
ba-
badan
ogula
geen
aristokrasinin geligmesi
nleniyordu.
te
yandan sultana
geri
almabilen timarlarla bagh olan feodal
sinif
da tanmi
geligtirip kirsal
alanin
refahmt saglayacak
lde
g-
venlikteydi.
XVI.
yy'da Avrupa'yi yeni siyasi
ve
ekonomik
geligme yol-
larma
iten
byk
tehdit, Osmanli
imparatorlugu
aismdan her-
hangi bir
zorluk
ikarmadigi iin
bir
motivasyon da
yapmlyor-
du. Avrupa
devletleri
arasmda yalnizca
Trkiye, yeni
savag ma-
kinesini
organize
edecek
ve
finansmanini
yapacak merkezi de-
netime, insan gcne,
topraga
ve
kaynaga
sahipti. Avrupa
l-
keleri,
yogun bir
ahyma
ve
ilerleme agina baghyorlardi, te
BARUT
iMPARATORLUKLARI
yanda Trkler
ise
rahatlarini
bozmuyor, hareket
etmi Lr,
dola-
y1siyla da
geri kaliyorlardi.
Osmanli tarihilerine
gre, imparatorlugun kg Kanuni
Sultan Sleyman'in lmyle
baglar.
Gerekten
de XVI.
yy'm
ikinci
yansinda Osmanh
kurumsal
yapismdaki
zlmenin
ilk
belirtileri
ortaya ikmaya
baglanmigt1r. Bu
belirtileri Osman-
h devlet adamlan
XVI.
yy
sonlarmdan
Osmanli mparatorlu-
gu'nun
son
gnlerine
dek yazih olarak
tartigmiglardir.
Sipahi sinifinin
bozulmasi,
sika
tartigilan bu
belirtilerden bi-
ridir.
ilk zamanlarinda
Osmanh devletinin
belkemigi olan bu
feodal
sinif,
uzunca
bir
sre
bu
nemini kaybetmemigtir. Sulta-
nm
feodal timarlardan toplanan
askerler
yerine, daha etkin
ve
daha bagimh profesyonel
"kleler'i
tercih
etmesi kg
tetik-
leyen etmenlerden
biridir. Bagka bir
etmen
de,
savagtaki
tekno-
lojik geligmeler nedeniyle
daha
uzun
sreli
ve
uzman
alaylara,
lag1mc11ara,
istihkamc11ara
ve
topulara ihtlya
olmasi
ve
bun-
.
larm feodal svarinin nemini,
tmyle yok
etmese de, azalt-
mig
olmasidir.
Askerlik hizmeti
kopuluna
bagli olan
Osmanli
timan devre-
dilebiliyor
ve geri almabiliyordu.
Uygulamada
bir sipahinin
og-
lu
babasmm
timanna sahip olabiliyordu
ama
bu bir hak degil-
di
ve
askeri
hizmet becerisine
baghydi.
Sipahiler
srekli bir
ti-
mardan tekine
ya
dabir
blgeden
bagka blgeye
gnderilir-
di. XVL
yy
sonlarmda,
timar
sahibi lnce
timan sonlandirarak
topragi
sultanm arazisine eklemek
yaygmlagmaya
baglamigti.
XVL yy'dan itibaren
tapu kayitlarinda
timar arazisindeki
dg
oranmda beylik arazide
artia
rastlanir
ve
zellikle
Asya'da
da-
ha fazla, Avrupa'da
daha
az
grlr.
Feodal
sipahiler azahrken
dzenli
ordu da
artiyor ve
orduyu
besleme masrafi
da gitgide ogahyordu.
Byk olasihkla,
boy
timarlara el konmasmm ncelikli nedeni
de budur.
Sultan,
hiz-
I
I
141
ISLAMYET'iN
DOUSU
VE YKSELISi
la nakit
para
saglamak

zere,
topraklarm
gelirlerini
toplamakla
ugragmak
yerine birtakim
ayncaliklarla
topraklan kiraya
veri-
yordu. Bunlar
askeri degil parasaldi; kimilerinin
kullanma hak-
kini verir, kimilerini
mltezimlere
dagitirdi. Bu haklar baglan-
gita
kisa sreliydi
ama
daha
sonra
mltezime
mr
boyu hak
verildi.
Bir sre
sonra
da
amaci
digma
ikarak miras birakila-
bilir hale gelmesi
topraga
yabancilagmaya
yol
ati.
Giderek bu
sistem imparatorlugun
tamammda
yaygmlagt1. Sarayin
ileri
ge-
lenlerine
ya
da
gzdelerine
pek ok
timar
verildi
ve
bunlar da
ayni
gekilde
amaci
dipinda
kullanilmaya baglandi.
Sonunda da
bazi
sipahiler
bile
timarlannm gelirlerini
toplamayi
mltezim-
lere biraktilar.
Toplumsal
ve
ekonomik gcn kaynagi
iltizamin
yerel
de-
netimiydi.
Bu kira
szlegmeleriyle
tagrada yeni bir
mlkiyet
sa-
hibi sinif
ortaya
ikti
ve
yerel
olaylarda
nemli roller almaya
bagladi.
Kyl ile devlet
arasma
girerek
gelirin byk blm-
ne
el koydu.
Teoride yalnizca mltezim
sifatiyla topragi elle-
rinde bulunduruyorlardi
ama
bu yeni
toprak sahipleri, devletin
gszlegerek
tagranin
denetimini
kaybetmesiyle hem
toprak-
lann1
genilettiler
hem
de
gvencelerini arttirdilar, hatta
XVII.
yy'da devletin bazi
grevlerini bile
gasp
etmeye
bagladilar.
Osmanli
tarihinde bu
smifa
"ayan
adi"
verilir.
Ayan terimi
ok
eskiden beri
tagra ya
da
yrenin
ileri gelenleri
anlaminda,
zellikle
de
tccarlar iin kullanilmigtir ama
artik nemli siyasi
grevleri bulunan
eski
ve
yeni
toprak sahipleri
toplumsal
gru-
bu
ya
da
sinin
iin kullanilmaya
baglamigt1.
Gaspi
olarak
g-
rlen ayanlar
baglangita
direnigle
kargilagtilar.
XVIII. yy'da
tag-
ra
igleri,
hatta tagra
gehirlerinin ynetimi,
mali
ve
idari sikinti-
lar
iindeki merkezi hkmet
tarafindan gitgide
mlkiyet sahi-
bi
toprak sahiplerine benzeyen
ayanlara birakildi.
Feodal sipahilerin
ortadiregini
olugturduklan
tagrada
bu
BARUT
IMPARATORLUKI.ARI
geligmeler
olurken,
klelik kurumunda da kkl degigiklik-
ler gereklegiyordu. XVI.
yy'in
ikinci
yansinda,
bu degigiklik-
ler, askere
alma
politikasindaki bir degigikligin
ilk
belirtileriyle
baglamigti. Yenieri
ordusu
ayricaliklan olan
kapali bir kurum-
du. Yenieriler,
baglang1ta yalnizca
Hiristlyan tutsak
ve
kle-
ler iinden
devgirme
olarak
seilirlerdi.
Yenieri ordusu
kurulugundan itibaren Bektayilik tarikatiy-
la
iligkideydi
ve
bu tarikatin
yeleri olan
yenierilerin arkadag-
larindan bagka aileleri,
kiplalarindan bagka
evleri olmazdi. Yal-
n12ca yenieri subaylari, emekli
ya
da
garnizon
iglerinde
alipan
yagli askerler
evlenebilirlerdi. Yenieri talimatnamesi anlamma
gelen Kavanin-i
Yenieriyan'da
bu konu gyle anlatilmig
tir:
"ok
eskilerden
beri, yenierilenn evlenmelen yasakter Sultan'm izniyle
yalmzca
subaylar
ve
asherlik
iin yaylanmg erler
evlenebilirler. Yenieri-
ler cinsel
perhiz yaptzklarmdan onlar iin yapumq
kylalarda yayarlar."
Yenieriligin
satin
alma
ve
miras yoluyla
gemesi yenie-
ri ordusunun kgn
baglatmistir. Baglang1ta
hem devgir-
me
yntemiyle
hem de bu yeni
yntemlerle
yenieri
olunur-
ken,
zamanla
devgirme
kurumu
tamamen
yok
olmuy
ve
yeni-
eri evlilikleri
artmaya baglamigtir. Kanuni Sultan Sleyman
za-
maninda
bu
adet
olduka yaygmlagmig,
IL Selim'in tahta
ge-
iginde
de bir hak
olarak verilmistir.
Bunun ardmdan yenie-
rilerin
byk ogunlugu evlenerek aileleriyle
beraber
yagama-
ya
baglamiglardir.
Evlilik ocuk
sahibi olmak
da demekti. Dogal olarak,
ayn-
cahkh gruplardaki
babalar,
ayni
ayncaliklan ogullari
iin
de
is-
tiyorlardi. Arkasi kesilmeyen
bu istekler nedeniyle, IL Selim
1568
yilmda yenierilerin
ogullanni asker
adaylan olarak
esa-
mi defterlerine yazdirmalanni
kabul etti.
ocuklara
kk bir
harhk
ve tayin
veriliyor,
zamani
geldiginde de yenieri ordu-
suna
alimyorlardi.
Bu yeni yenieriler gerek kleIerden
zyn-
143
1SLAMYET'N
DOUSU
VE
YKSELS
labilmeleri
iin
"kle
ogullan"
olarak adlandmhyorlardi've
dev-
girme
yntemiyle
almanlar kadar
zenle seilmiyor, siki egitim
almiyorlardi. 1592 yilma gelindiginde yenieri ordusunun
o-
gunlugu
bu
yenierilerden
oluguyordu.
II.
Bylece, klelerden
asker
yapma
disiplini bozuldu
ve
bir
daha dzelmedi.
XVI.
yy
sonlannda ran
ile savagihrken, ordu-
nun
durumu
ve
kkeni dikkate
almmayarak
para
kargiligi
ad-
lanm yazdiracak herkese esami
defterleri aildi. Sultan Murad
Han dnemindeki
(1574-1595)
durum,
tarihi Selanikli
Mustafa
tarafindan pyle
aktanlmigtir:6
"Yenieri
ve
topu
alaylan, aftliklenni terk eden zfiilere,
kylillere, Laz-
lar'a,
Ruslar'a, Museviler'e,
ingeneler'e
azldz. Bunlann orduya
girme-
siyle
saygt ve
gelenek tamamen
kayboldu, devlete
saygt
gsten'lmer bale
gelindi.
Hem yetenek hem de
beceriden
yoksun
Wiler
iktidar mahamla-
nna
geldiler."
Giderek yaygmlagmaya baglayan
bu
gikayete
Kou Bey Ri-
salesinde de
yer
verilmigtir. Kou Bey,
yagadigi XVIL
yy
bagla-
rinda
yenieri
ordusuna her trl serserinin
girdigini gyle
ifa-
de etmigtir:
"Lazlar,
Krtler,
Trkmenler,
ingeneler,
dinleri bi-
linmeyenler, yabancilar, gehirliler, gerler,
purupular, egki-
yalar, katir
ve
deve
srcleri,
yankesiciler
ve
hamallar ordu-
ya
katildigi iin
disiplin ve
dzen
kalmadi, gelenekler
ve
ya-
sa
ignendi.'*
Kou Bey
de
Makedonya'da Goria'dan bir
devgirmeydi
ve
ordunun
geldigi duruma
ok
endigelenerek, sultana ordusunu
bu serserilerle
doldurmasi gerekmedigini
yyle
ifade ediyordu:
"Hl Arnavutluk'ta
ve
Bosna'da
cesur
insanlar var."
Artik ok geti.
XVL
yy
sonlarmda mali
ve
askeri baskilar
nedeniyle rasgele
ve
acele askere
seme
sonucunda hizh bir
degigim sreci
yaganmaya
baglamig
ve
ok kisa srede yenie-
ri ordusu.nun
yapist
tamamen
degismigti.
Devyirme ynteminin
144
:L
BARUT
IMPARATORLUKLARI
I
birakilarak zgr
dogan Mslmanlar'in alinmasi
sonucunda,
ordu babadan ogula
geen ve
kiskanlikla
korunan
ayncalikla-
ra
sahip
bir kurum
durumuna geldi. Orduya alinmak
iin bag-
lica yol
mirasti
ancak esnaf
ve
tccarlar
da yenieri esami
def-
terlerinde
para
deyerek
yer
alabiliyorlardi.
Szde hl sulta-
nin
k1eleri olan
yenieriler
zaman zaman
sultanin efendileri
durumuna geliyorlardi.
Asker adi
altmda
bir tr silahli
ete
ol-
muglardi.
Din
ya
da
saray
kaynakli bir kigkirtma
ya
da
kendi
ikarlari
ve
sz konusu oldugunda sokaklarda
dvgmeye
ha-
zirlardi
ama
artik
savagta
disiplinli bir dgman kargismda du-
ramazlardi.
Saraya
ve
devletin st makamlanna
memur
yetiptiren
Ende-
run
okulu
da devgirme ynteminin birakilmasmdan
nemli
ve
ani
bir
gekilde etkilendi. Avrupa'dan
gelen klelerin azalmasi
nedeniyle Kafkasya'dan
kle ithal ediliyordu.
Ortadogu
harem-
1erinde
Kafkas
kadmlarin daima zel bir yerleri vardi.
zellikle
Misir Memluk
s'ultanligmin
ge
dneminde Kafkas erkek
kle-
ler nemli roller
almiglardi
ancak Osmanli
mparatorlugu'ndaki
rolleri
kk
olmuytu
ve
orduda
da kle kurumunda da
Avru-
pa
ve
Balkan
kkenli klelerin glgesinde
kalmiglard1. Bu du-
rum
XVI.
yy
sonlarma
dogru degigmeye bagladi. Abhazlar,
e-
enler,
erkezlerve
Grcler olmak zere Kafkasya
kkenli-
ler imparatorlugun
ynetici sekinleri iinde ykselmeye
bag-
ladilar. Hadim Mehmed
Papa, Kafkasya
kkenli ilk sadrazam-
dir. Grc
kkenli bir.
saray
hadimi
olan Hadim Mehmed
Pa-
a,
1622-1623
yillarinda
drt
ay
sadrazamlik
yapm1ptir. Bundan
sonra
Kafkasyalilar'm
sayismda
byk artig olmug,
XVII-XVIII.
yy'da pek ogu vezir, vali
ve
general olmuglardir.
Bagkentte gruplann
atigmasi
da egitli gekillerde
sryor-
du. Bu
atigma,
bir tarafta imparatorluk
ynetiminin
her
yam-
na
dagilmig kle
veya
zgr
insanlann oldugu
saray
ile
harem,
145
SLAMYET'N DOUSU
VE
YKSEL
teki tarafta da
brokrasinin zgr
doganlarmin
ve
di'ni hiye-
raryinin destekledigi
sadrazamlik olmak zere
iki kutup
arasin-
da
gereklegiyordu.
Osmanli Islamiyeti
ile
Hiristiyan
Avrupa
atigmasi,
genellikle
zamanin
zgr
dnyasi
ile Sovyetler
Birligi
aras1ndaki
atigma-
ya
benzetilir.
Bu benzetme
yanlig da degildir. Batt,
iki rnekte
de,
srekli
atigmanin
kesin bir zaferle
sonulanacagi dogma-
tik inancmda olan yayilmac1
ve
militan bir toplum
ile devlet
an-
layigina
sahipti,
ama
bu
benzetme
daha ileri
gtrlmemelidir.
Osmanli
Islamiyeti
ile H1ristiyan Avrupa
atigmasmda her
iki
ta-
rafta
da
dogmatizm
vardi
ama
Trkler daha hoggrlyd.
XV-
XVI.
yy'da gmenlerin, Lenin'in
deyigiyle
"ayaklanyla
oy
ve-
renlerin" ynleri bugnk gibi
Dogu'dan Bati'ya
dogru
degil,
Bati'dan Dogu'ya dogruydu.
1492 yilinda 1spanya'dan kovu-
lup Trkiye'ye siginan
Museviler tek rnek degildi.
Kiliselerin
baskisi
yznden
lkelerinden
kaan
Hiristiyanlar da
Osmanli.
topraklarina siginmiglardi. Osmanlilar'in
Avrupa'daki
egemen-
likleri
son
buldugunda,
yzyillardan beri
ynetimleri
altinda
olan Hiristiyan
milletler
kltrleri, dinleri ve
dilleri,
hatta bazi
kurumlanyla
ayaktaydilar
ve ayn
milli kimliklerini
devam
ettir-
meye
hazirdilar. te
yandan,
ispanya'da
Arap
ve
Balkanlar'da
Trk egemenlikleri
son
buldugunda
oralarda
kalan
Mslman-
lar iin ayni
durum
sz konusu
degildi.
Osmanli egemenliginden yalnizca
Avrupali mlteciler
ya-
rarlanmlyordu,
fethedilmig
lkelerdeki kyllerin
de durumla-
rinin
dzeliyordu. Osmanli
imparatorluk
hkmeti
dzensizlik
ve
atigma
olan yerlerde gvenligi
ve
birligi
sagliyordu. Eko-
nomik
ve
toplumsal aidan da
nemli sonular
sz konusuy-
du.
Toprak sahibi
olan eski aristokrasinin byk
ogunlugu fe-
tih
savaglarmda ortadan kaldinlmly, sahipsiz kalan
topraklan da
Osmanh
askerlerine
timar
olarak
verilmigti. Ancak
timar,
Os-
146
BARUT
MPARATORLUKLARI
manl1
sisteminde vergi
toplama hakki
anlamina
geliyrdu. Te-
oride,
timar
sahibi
mr boyunca
ya
da kisa bir sre askerlik
hizmetine agirilmazdi
ve
timarlar
miras yoluyla
devredilmez-
di. Kyllerin
de
Osmanlilar'm
hem mlkiyetin blnmemesi
ve
hem de tek elde toplanmama gelenekleriyle korunarak
bir
tr miras birakma biimleri
vardi.
Bu
sayede,
iftliklerinde da-
ha
nceki
Hiristiyan
hkmdarlar zamanmdakinden
daha
ok
zgrlerdi.
Daha
nceki
ve
kompu
lkelerdekine oranla
daha
insanca toplanan, daha
dgk
vergi dyorlardi.
Bu
refah
ve
gvenli
ortam,
Osmanli ynetiminin
daha
az
ekici olan
bagka
ynleriyle uzlagmalarini
ve
Bati'dan gelecek milliyeti
dgn-
ce
akimina
dek Osmanli topraklarmda sakin
ve uzun
bir dne-
min srmesini
saglamigti.
XIX.
yy sonuna
dek
Avrupa'dan
Balkanlar'a gidenler tarafm-
dan Balkan
kylsnn
mutlu
ve
refah
durumundan sz
edil-
mig, bu durum H1ristiyan Avrupa'daki
olumsuz
durumla
kargi-
lagtmlmistir. Bu eligki
durum, XV-XVI. yy'da Avrapa'daki b-
yk
kyl isyanlari sirasmda
daha
ok
dikkat
ekmisti.
Devgir-
melik
ok
ktleniyor
olsa
da olumlu yanlari oluyordu.
Dev-
girmelik
sayesinde
en
basit bir kyl bile devletin
en
gl
ve
st
mevkilerine ykselebiliyordu
ve
pek
ok
kyl bunu
ya-
parak ailelerine de
yarar
saglamigti.
Diger yanda, agday H1ris-
tiyan dnyasinm aristokrat toplumlarmda
bu tr bir
toplumsal
hareketin olmasi imkansizdi.
Osmanl1
mparatorlugu
Avrupa'y1
pek ok gekilde
etkilemig-
tir. Baylang1ta,
tehlikeli
bir dgman olarak Osmanlilar'dan kor-
kulmuy
ama
tehlikenin
ardmdan
da
bu korku
srmgtr.
Impa-
ratorluk
reticiler, tccar,
sonra
da finansrler aismdan
zengin
ve
ailmaya devam eden bir pazardi
ve
byk bir ekiciligi
var-
di.
Osmanlilar'm
mhtedi
(dnme)
admi verdikleri, Avrupa'11
tatmin
olmamig
ve
hirsli
kipiler, Osmanli olanaklarmm ekici-
147
ISLAMlYET'IN DOGUSU VE YUKSELISI
ligine kapilmig ve
Osmanh hizmetinde
parlak
meslek'lere
sa-
hip
olmuglardir.
Ezilmig
olan kyller,
efendilerinin
dgmanla-
rmdan
umut bekliyorlardi.
1541 ylhnda yayinlanan bir ya'zism-
da
Martin Luther, agzl toprak sahipleri
ve
prensler tarafin-
dan
ezilen
kyllerin byle
H1ristiyanlar yerine
Trkler'in
ege-
menliginde olmayi isteyebileceklerini
belirtmigti.
Trk
impara-
torlugunun
en
parlak dnemindeki
askeri
ve
siyasi g,
kurulu
dzenin
savtmucularmi
bile
etkilenmigti. Trk tehlikesiyle ilgili
Avrupa'da yazilan eserlerin
byk
ogunlugunda Trk sistemi-
nin
stnlkleri
ve
taklit edilmesinin
yararlari
anlatilmigtir.
Kanuni
Sultan Sleyman'm, 5-6
Eyll 1566
gecesi
Macaris-
tan'da
Zigetvar kugatmasi
sirasinda adinnda lmesi
bir krize
yol
ati.
Savag
sryordu, nasil sonulanacagi bilinmiyordu
ve
tahtin
varisi
uzaklardaydi.
Sadrazam sultanin ldagn gizleme
karan
aldi. Ye11i
sultan
1L Selim Istanbul'a gidinceye
dek Ka-
nuni'nin
kismen
mumyalanan
cesedi

hafta
s1esince
tahtire-
vanda tayindiktan
sonra
padigahm
ldg aiklandi.
Tahtirevanmm perdelerinin
arkasindan ordulanni
komuta
eden l
sultan yalnizca bir simgeydi. Trk tarihinde "Ayyag
Selim" olarak
bilinen yeni
sultan, adeta gerilemeye baglayan
devletin
ve
imparatorlugun
habercisi
olmugtu.
Osmanh
donan-
masi
Hint
Okyanusu'ndan, ordulan
da
Viyana'dan
ekildi. Os-
manh'nin gerek kg,
kisa sre de
olsa
Osmanh
askeri
g-
cnn grkemli
grnts
ile gizlenmigti.
Acimasiz
ve
kabili-
yetli bir
padigah olan IV.
Murad
(1623-1640),
ondan
sonra
da
baanh
iki sadrazam Arnavut Kprl Mehmed ile oglu
Kpr-
l Ahmed
(1656-1678)
rnerkezdeki
rmeyi durdurmuy,
hatta
birka
zafer
bile
elde etmiglerdi. Trkler'in, yeni sadrazam Ka-
ra
Mustafa Papa
2amaninda,
1683 ylhnda
bir
kez daha Viyana'yi
fethetme
girigimleri oldu.
Ne
var-ki,
artik ok
geti. Bu defa
Osmanlilar kesin bir
ye-
rr
148
El
BARUT
MPARATORLUKLARI
nilgi aldilar.
te yandan Avrupa a1sindan
artik
Osmanh
devle-
tinin gc yerine gszlg
sorun
haline gelmigti. Buna "Do-
gu
sorunu" adi verilmigtir.
I
-i
I
M .
I
,I
149
qq
4. KISIM
Kesif ler
h
.
-
-r
.
4-.
..r.1
ry
.
L 1
r
.
.1
i &
7..
.
f.
17
?
-3
-
c
| -
I
. m-i
-
, .
. <
.5
3
r ,
r
-Y
I
.
.i
Memlkller'e ait XIV. yy'dan kahna bakir kap
.
r
-- I
Misir'dan
bir
rapinak
duvari
sslemesi
Tebriz'den ipek seccade.
1". A J
l
1256
yilmda Kahire'de yapilmig
.
ve
astronomi alymalarinda
bilim
adamlannca
kullanilmy
usturlap.
.
.
. .
PL
agda
astronomide nemli ahymalari
olan
\man
bilim
adamlari.
L
XV 11tyy'a air bir
Farsa
up
kitabmdan
5
I
I
ah
Abbas.(hkmdadigi 1588-1629) dneminden kalma sfahan'daki Sah
Camisi.
i i
iksek
iim
kurumlan
medreselerden
an'dak
bir mek.
kbbas'm bir
eliyi
1ed i.
-
4
4
...-
.fl.
-
. Trkiye'de ilk olarak
'
stanbul'da
16.
yy
sonlannda
iki Suriyeli
tarafindan ailan
kahvehanelerden biri.
.
I
1r
I
XVII,
y
da Trk
tccarlari.
ercah
I
----, 1 I
MEM--Emmmmmmmumm
mmmugggsmuss
mi
2,.
l~
m,CC nrL/C.._; J
.::.
ni__..C
.
rL
XVI.
yy'da Ulu Hasan
Pasa'nm
damsmani
ve
haznedar
olan,
Hasan Aga admi alan
bir ngilz
(Samson
Rowlie).
XVL
yy
da istanbul
da
bir
Yahudi
dokEor
(sagda) ve
tccar.
L
- 1 -I . I
XVIL
y
da
Venedik elisi
iin Trk
ressamlar tarafmdan izilen
dervig
resimleri.
XVIII.
y
Osmanli hkmeri
.
tarafmdan.elilikler
iin
grevlendirilen bir
tercman.
Persler
ve
Trkler iin
avcdik
uzun
sre
sosyal
khrel
ve
hatta
askeri'nem
tapmistir
XVII.
yy
baglannda
Ingiliz
tccarlar
tarafindan
Snerika'dan
getirilen
ttnle
ampan
bir
Trk
kahvehanesi.
XIII. yy'da
Yemen'de bir L
L
kle
pazari.
-
iA
XIX.
yy'da ldeki bir Arap
kle
kervam.
.
. 4,.
. -I
XVI.
yy'da Osman da ok
sayida
siyah haremagasi vardi
ve
beyaz
meslektaplarindan daha
gl
durumdaydtlar-
XVIII. yy'da harema alartnm bagi,
Kizla
I
Agast.
-
h
Padgahm
annesi,
Valide
Sukan'a hizmetisi kahve sunarken.
I
r
-A
.
yy'da hizmetisi
ile
birlikte hamama Bir dgn trenindeki
kadmlar.
n bir Trk
kadmi.
J
nli
saraymda Trk kadmlari
- --r.
w
..
I
--
.
.. .-
- - .r-
-
-
'.
- --
e + e
-
9 us.
I GE.\ND ISUt D NNE
.\.
IIL\.SS
OFI HS
Sadrazamm
Avrapah
bir eliyi kabul
.
I
k I
Yapnni 1755'te tamamlanan istanbul'daki
Nuruosmaniye
Camisi.
,I . ?
-t
h
anni Brindesi'nin Osmanh
giys leri;
Giovanni
Brindesi'nin XIX.
yy
Osman1 .
tragasi,
cce saray
soytansi ve
askeri
uniformalan
tablosu.
magasi
Eablosu.
-
L
a
a'mn Osmanli
sadrazami
ve
Avrupali eli
tablosu.
..
.I
L I
Antoine
Jean
Gros
un
savag
tablosu
i-I
.
.y
Hippolite Beeaux'un IH
Selim
Eablosu.
+.
..
1826'da
Yenieri Ocagi'mn
kaldirilmasmdan
nce geleneksel
Osmanh glysileri
iinde
ve
sonra
Batih carzdaki giysiler
iinde Sultan
II. Mahmed.
.
L
.r
. .
Misir'm
Osmanli
valisi Mehmed Ali
Papa,
ngiizve
Fransiz
askeri
ve
Eeknik
uzmanlarla grgrken.
is
laaglaert
i kar kr tya
1
-
1853'te Sinop'ta
Osmanli
donanmastru
yenilgiye
ugratan
Ruslar.
8.
BLM
DEVLET
Mslman
hadisleri Hz. Muhammed'in Arabistan'dan
kafir-
lerin kral
ve
prenslerine peygamberligini bildirdigini
ve
onlan
islam'a davet
ettigini sylemektedir.
Bu
mektuplar
pek ok h-
kmdar, vali
ve
piskoposa gnderilmigtir,
ancak
bunlardan
en
nemlileri
Ortadogu'yu paylagmig olan
Bizans
ve
ran impara-
torlan
Sezar ve Husrev'dir.
Konstantinopolis'teki
imparator Sezar, Roma
imparatorlan-
nm
varisi
ve
de Konstantin'den
sonra
Hiristiyan bir imparator-
lugun
hkmdariydi.
Ayasofya
papazi
Agapetus'un
530'da
m-
parator
Jstinyen
ile ilgili
pu
ifadesi
imparatorluk
onuru
anla-
tiyordu:
"Efendimiz, sii
bassha oriurlann
bepsinden yce olan onurunuzla ilk
nce
size
bu
onuru
ltfeden Tanrt'yt
onurlandmyorsunuz. nsanlann
-1
adalet davasma devam etmelerini saglamamz
ve
bu davanm
karpsmda
olanlarz cezalandwmamz iin
size g verdi. Siz adalet
yasasmm
kral--
hgxaltmda
bulunuyorsunuz
ve size
tabi
olanlarm yasal olarak da kra-
hsmiz."
Putperest Roma'da
mparator, kral,
rahip
ve
bir bakima_ da
tann anlamina geliyordu. Hiristiyanliga geilmesinden
sonra,
hkmdar ilahi olma iddiastni
srdrmedi
ve
imparatorluk
ve
dini
grevleri arastnda
(imperium
ile
sacerdotium) ayrilik
olma-
sa
da, bir
sinin kabul ettiler.
incil'de de
din ile
siyaset
ya
da
mo-
dern dilde Kilise ile Devlet
arasindaki farklihk
yer
almaktadir.
incil'de Hiristiyanhgin
kurucusu destekleyenlerine
Sezar'in
ola-
ni
Sezar'a,
Tann'nin olam Tann'ya vermelerini
buyurur (Matta
22:21).
mparator
Jstinyen
de
bu ikisi
arasinda kesin bir
aynm
L
153
KESTLER
yapmigtir
ve
altinci
novella'sinin
giriginde
Konstantinopolis
pat-
rigine gunlan
sylemektedir?
"Tanrt'mn size baggladtgt
bediyeler olan
imparatorluk
ve
papazlth otori-
tesi
insanlzgm
en
byk
nimetleridir. Irnparatorluk otoritesi
insani
olan-
laria,
papazlth
otoritesi
ilabi olanlarla
ilgilenir
ama
her
ikisinin kaynage
da
aym ve
tektir
her
ikisi
de insanm
yaamtm
sslerler."
nceki
Bizans hkmdarlart
tarafmdan
imparator,
Sezar ve
Augustus
gibi
Roma
unvanlari
kullanihrdi.
Sonralari iki
Yunan-
ca
szckle, "Basileus"
ve
"Autokrator"
_olarak
adlandinlmaya
bagladilar.
Bizans'ta imparator
Devlet'e kargi
sorumlulugu gibi
Kilise'ye kargi da
sorumluluk tapirdi. Grevi
dini otoritelerin
ta-
nimladigi
"dogru
gr"
(Platon'dan alinma Yunanca
"orthe
doxa"
terimi)
onaylamak
ve
uygulamakti.
ilk
yzyillarda
Konstantinopolis'deki imparatorlar grevleri-
nin
evrensel oldugunu dgnrlerdi.
Imparatorluk
topraklan-
nin
hkmdarlan
ve
Tann
tarafmdan
gnderilen tek dogru di-
nin bagi
olarak grevleri tm dnyaya
imparatorluk
barigini ve
Hiristiyan dinini
yaymakti.
mparatora
Bizans
trelerinde dnya
hkmdari
anlamma gelen
Kosmokrator
ve zamanin
hkm-
dart demek
olan
Khronokrator
unvanlart
verilirdi. Altin sikke
olan Solidus
ya
da
Denarius'tu.
Evrensel imparatorluk hkm-
ranhginm
igaretleri
ve
armalari arasinda
en
g
lsyd.
HI. yy'daki atigmalar
ve
kaos
sonucunda Bizans impara-
torlannin
elindeki devlet,
gszlegmig
ve
fakirlegmig bir
aske-
ri
ve
idari
sistemle
klmgt.
Konstantin'in baglattigi ve
on-
dan
sonra
gelenlerin de devam
ettigi reformlarla imparatorluk
hkmetinin gc
ve
etkinligi arttigi gibi, ileride gelecek tehli-
ke
ve
yenilgiler kargismda
ayakta kalabilme
olanagi
da
sagladi.
Gerek bagkent, gerek de tagra
yeni
rgtlenmeden etkilenmig-
ti. Ynetim,
merkezde
profesyonel
memurlann
yer
aldigi,
dev-
let
gvnligi,
savimma,
maliye
ve
dig
iligkilere
bakan dairele-
154
DEVLET
re
aynlmigti.
mparatorlukeyaletleri
kltlerek
sayila'r
artiril-
mig ve her
eyalet
bir
vali
ynetiminde
drt
byk
eyalete
b-
lnmgt.
Valilere
byk gler
verilmigti.
Askeri
ve
mali alan-
larda nemli
derecede bagimsiz olmakla
birlikte, kipisel
olarak
imparatora
kargi sorumlulardi.
Yeni sistemin etkinligi nemli
lde
askeri rgtlenmeye
baghydi. mparatorun kendine ait ileri
dzeyde egitimli dzen-
li
ordusu,
ierideki isyancilara
ya
da digandaki
dgmanlara kar-
gi
harekete gemek zere emrindeydi.
Sphesiz en
nemli
dgman, mparatorluk otoritesinin tek
rakibi
Pers hkmdanydi.
Pers hkmdan
I.
Sahpur
260'ta
Ro-
mal11ar'a
kargi kazandig1
bir
zaferi anlatan bir
yazitta
gunlari
soylemigtir;
i-
"Ben, ran
in
ve
diger lkelenn
Krallar Krah
Mazda'ya
tapan tanrela-

nn soyundan
gelen
ran krallar krah Ardagir'in
oght
ve
Papak'm
toninu
-
.
Jahpur'un...
Ben,
iran
topraklannm
hhmdanyrm."
Gerekten
de
Sahpur,
Romalilar'a
kargisinda byk bir
.za-
fer kazaamigti.
Ancak
ondan
sonraki
izyillarda
Roma devle-
ti
rgtlenerek
glenmig, Iran'daki
devlet
ise gcn kaybet-
meye
baglamigti.
Anugirvan (Byk
Ruh) olarak bilinen L Husrev'in
hkm-
darligi
(531-579)
devrimci
mcadele
ve
degigiklik
dneminin
en
st
seviyesi olmugtur.
Kendinden
nceki hkmdar
olan babasi Kubad
(448-496;
499-531)
zamaninda Mazdak
adindaki
Manici bir dini isyancinin
baglattigi bir tr komnist hareket,
kral tarafindan
feodal
soylu-
lara kargi bir silah olarak korundu. Husrev belirli
bir oranda hu-
zuru
sagladi. Mazdekiler'i
ezerek devleti,
hkmeti
ve
orduyu
yeni
bir
-dzene
oturtmayi
denedi. Baylangita
bagar sagladi
ve
bu abasindan
sonra
askeri alanda gl
bir
dnem bagladi.
Ne
var
.ki
imparatorluk temelden
gszlegmig,
feodal
yapi-
155
KESITLER
si
bozulmuy ve
yerini
cretli srekli orduyla askeri bir
despot-
luk
almigti.
Ayricahkli siniflar
bagigikliklarim
vergilerden
korur-
larken, diger
yandan
da krala
bagimli
hale
geliyorlardi. Dola-
yisiyla
yagam saray
evresine
odaklanmaya baglamigti.
Henz
degigim
sreci
tamamlanmamigti,
eski bagimsizlik
ruhu
sr-
yordu. Husrev'in
ardindan soylular
tahti
yine tehdit
ettiler.
VL
yy'in
yabanci
savaglari
ve
i
karigikliklan dneminde
askeri
ko-
mutanlar dahi timar
sahibi olmuglardt.
Generallerin
egemenli-
ginde
yeni bir
askeri
feodalizm
bagladi
ama
yerlegmesine fir-
sat
verilmedi.
VII.
yy
baglarken ran
Mslman
Araplar tarafmdan istila
edildigi
zaman
merkezi
otorite dagilmaya
baglamisti.
Eyaletler-
de babadan
ogula
geen
beyliklerin
hakimiyetindeydi,
ancak
imparatorluk ordularmin
ilk yenilgilerinin
ardindan
bu
beylik-
ler
teker teker
iggal edilerek halifelerin hakimiyetine
girdiler.
Sasaniler'in
son
yzyihnin
toplumsal
ve
siyasi
krizine dini
karigikhklar da
eglik
ediyordu.
En
nemlilerinden birinin
Mani-
ciler oldugu
egitli Zerdgt tarikatlan, kraliyete ve
dine
meydan
okudular. Bu
eylemler
tamamen
baanh
olamadilar
ama
yine
de
Zerdgt dini kurumunun
otoritesini
sarstilar.
Mslmanlar'm kargilagtigi
ve
Abbasi halifeliginin
egitli si-
yasi kurumlannin
temel aldigi Sasani sistemin durumu
byley-
di.
Karakteristik
zelligi grevden alma
ve
ldrmenin
oldugu
despotluktu
ve
bunlar
iin Arap fatihlerinin
hayranh mi
uyan-
diran
pagah trenler dzenlenirdi..
Sistemden kalan bir brok-
ratik
daha
vardi.
Geriye
kalan
eski
Pers feodal
soylulari aske-
ri aidan etkisiz
ve
nemsiz hale
gelmiglerdi.
Ancak soylu aile-
ler
glerini
ve
etkinliklerini brokrasi.aracihg1yla
koruyorlar-
di, islam
aginda Pers
soylu kalemiye
sinifinin becerileri yeni-
den sahneye
ikacaktt.
Pers krallik kurami
dini
temeller
zerine
kuruluydu. Part-
156
DEVLET
hlar'm tersine, Sasaniler
bir tr
devlet
kilisesi kurmuglardi. Bu
kilise kraliyet iktidarmi
kutsuyor, siyasi
ve
toplumsal yaamda
etkin rol oynuyordu.
Bu durum, ok
iyi dzenlenmig
ve
bagin-
da bir bayrahibin
yer
aldig1
bir hiyerargi tarafmdan saglaniyor-
du. Bayrahip
hem dini hem de dnyevi bir
otorite durumun-
daydi, toprak
ve
ayncalik sahibiydi. Ruhban
smifin
st
dzey-
lerinde bulunanlar
aristokrasiden
geldikleri iin
bir tr
Nobles-
se
de
Robe
(cbbe
soylulugu) olugturuyorlardi.
ncelikle
aristokratik
bir toplum olan Sasani
Iran'mda
sta-
t, kapah st siniflara ye olmaktan gelirdi. Bu
tr bir toplu-
mun
kusurlan
oldugu
gibi
iyi
zellikleri
de
vardi. Bunlann
en
bagmda, genellikle Greko-Romen
dnyasmda olmayan gval-
yelik
ve
saygi
gelenegi gelirdi.
VI. yy'daki
olaylarla
Pers
devletinin aristokratik temeli
ciddi
bir biimde gszlegmig, Islamiyet'legelen
demokratiklegme
ile
de
lmcl
bir darbe
almigtir.
Araplar
tarafindan
yenilgiye ugratilan
Bizans
ve
Iran dev-
letlerini kargilagtirmak aydinlatici olacaktir.
ki devlet arasinda
cografi
bakimdan ilgin
bir benzerlik
vardi.
Her
iki imparator-
lugun temelleri
de,
hakim imparatorluk
halkinm dil
ve
kltr-
nn hakim dil
ve
kltr durumuna geldigi
bir
yaylada atilmig-
ti.
(Pers
ve
Zerdgtiler
ran
yaylasinda,
Yunan
ve
Hiristiyanlar
Anadolu'da.)
ki imparatorluk
da
dinleri
ve
dilleri onlannkinden fark-
11
olan kompulannin topraklarini denetimleri altinda
almiglar-
di.
Persler'in
Irak'taki,
Bizans'm da Suriye'deki
tebaalan
dille-
ri Aramice olan Hiristiyanlar'dt.
Bizanslilar Suriye'de kiliseler-
deki gruplarin muhalefetiyle
kargilaymiglardi. Zaman
iinde
bu
gruplar.
kendi kimliklerini, dini
uygulamalanm
ve
hiyerargileri-
ni yaratmiglardi.
iki
imparatorlugun
bagkentlerinin
cografi
konumlan
en
157
.4
.
KESTLER
nemli farkhliklanydi. Anadolu yaylasinin
uzak kpesinde,
yksek surlariyla gvenlik
altindaki Konstantinopolis'i Arap-
lar'in
fethetme girigimleri baanh
olamamigti.
mparatorluk,
glerini tekrar toplaylp
birleptirerek yzlerce
yil
daha
ayakta kalmayi
bagaracakti. Sasaniler'in
Irak'taki
bag-
kentleri,
Iran yaylasinin
yak1nlarmdaki
Ktesifon
ise 637 yllin-
daki
ilk saldiri hareketleriyle kaybedilmig
ve
.sonrasinda
da
e-
itli Pers
ordulanmn etrafmda toplanacaklan bagka bir merkez
olmam14ti.
Araplar yayllma
srelerinde birbirinden ok farkh
iki
im-
paratorluk devleti
gelenegiyle kargilagmiglardir. Roma
ve
Pers
geleneklerinden her ikisi de
onlan
farkh
gekillerde etkilemig-
tir. Gemigte
olmuy
ve
gelecekte olacak
byk
imparatorlukla-
n
yutan
istila dalgalan.ile
Mslman Arap
istilalari
arasmda
da
nemli
bir fark bulunmaktadir.
Germenler Bati Roma impara-
torlugu'nu
istila
ettiklerinde,
kendi
hiyerargisi, hukuku
ve
ku-
rumlari
bulunan bir din ve
devletle,
H1ristiyanlik
ve
Roma Im-
paratorlugu ile kargilagmiglardi. Istilacilarbu dini
ve
devleti
en
azindan ilke olarak kabul
ederek
amalanna
Roma
ve
Hiristi-
yan
devletinin ikili
yapisi
iinde ulagmaya
aligmiglardir. Bati-
li imparator barbar
efendilerinin
kuklasi haline
gelmig, barbar-
lar da bu
kuklacihk
oyununa
katilmaktan memnun
olmuglar
ve
sonunda Bati
imparatorlugu
y1kildiginda,
zaman
iinde
Al-
manya'da yeni bir
"Kutsal
Roma mparatorlugu"
kurulmuytu.
Bizans'i
ve
ran'1
istila
eden
Araplar
ise
ok farkh bir biimde
hareket
ederek eski
sistemin kurumlano
yikmig
ve
kendi
ege-
men
kurumlanni
kurmuglardir.
Daha
sonra
Dogu'dan gelerek
Islam
topraklarmi istila edenler, Avrupa'daki
Germen
istilalan-
na benzer
biimde davranmiglardir.
Trkler, hatta din degigtir-
dikten
sonra
Mogollar,
slamdini
kurumlan
ile halifelik
ve
sul-
tanlik
dzenini koruyarak, burlari
ikarlan dogrultusunda
kul-
DEVLET
lanmiglardir. Batida
Latince'nin
korundugu gibi, Dogud
da
ye-
ni
efendiler
Farsa
ve
Arapa'yi korumuglardir.
Digerleri gibi vergi toplayan
ve
savagan
Mslmanlar,
bu
etkinliklerine
dinlerini onlardan ok
daha fazla kangtirmiglar-
dir.
Mslman
ve
Hiristiyan deneyimi
bu
aidan
derin bir
fark-
lihk
ierir. Konstantin'in H1ristiyan oluguna
dek
geen

yz-
yil
sresince bir
azinlik
olarak Hiristiyanlar
devlet
tarafindan
hep
gpheli grlm
ve
genellikle ipkence
grmgler
ve
bu
dnemde kendi kurumlarini olusturarak Kilise'yi
kurmuglar-
dir.
slamiyet'inkurucusu
Hz.
Muhammed
kendisinin
Konstan-
tin'iydi.
Tm
yagami boyunca slamiyet
din oldugu gibi siyasi
bir baghlikti. Hz. Muhammed Medine'deki toplumunun,
lideri
olarak
bir
devleti
ve
bir halki islamiyet
ile
ynetmigtir. Hz.
Mu-
hammed'in yaptiklan
tm
Mslmanlar'in tarihsel zbilincinin
temelini olugturan Kuran
ve
hadislere
gemigtir.
Hz. Muhammed
ve
ashabi
a1smdan
Hz.
isa
di mda
pek ok
H1ristiyan'm iice girdigi Tann ile
Sezar arasmda
seim
yapma
tuzagma dgme
ihtimali
olmamigtir. Mslman deneyiminde
ve
gretisinde
Sezar yoktu,
Tann devletin bagiydi
ve Hz.
Mu-
hammed
onun
adma
gretiyor, hkm sryordu. Peygamber
olarak
yerine geecek kimse
olmayacakti
ve
olamazdi. Islami-
yet'in dini
ve siyasi hkmdan olarak ise ondan
sonra
halife-
ler gelmigtir.
Zaman
zaman
halifenin Kilise'nin
ve
devletin bagi,
yani
hem
papa
hem imparator oldugu belirtilmigtir. Ancak
Bati
terimleri
ile
yapilan bu tanimlama yamltici olmaktadir.
Hiristiyan impa-
ratorlugundaki
gibi imperium
ve
sacerdotium arasmda bir
ay-
nm
olmamasi, kendi hiyerargisi
ve
bagi bulunan
ayri
bir din
ku-
rumu
ile
kilise olmamasi kesindir.
Halifelik
daima dini bir
ma-
kam olarak tanimlanmig,
halifenin
de
Peygamber'in
mirasmi
korumak
ye
Seriat'i
uygulamakla
grevlendirildigi belirtilmigtir.
159
I
KESTLER
te yandan halifenin dini bir grevi
yoktu
ve
gerek egitimiy-
le
gerek
de
profesyonel deneyimiyle
ulemadan degildi. Gre-
vi
dini yorumlamak degil,
onu
korumak
ve
tebaasmm bti dn-
yada iyi bir
Mslman olarak yagayarak
teki dnyaya hazirla-
nacagi
kopullan
saglamakti.
Bunun
iin de Islam devleti simr-
lan dahilinde Tann'nin
gnderdigi
Seriat'i
srdrmesi, bu
sinir-
lan
savanmasi
ve zamani
geldiginde tm
dnya
slamiyet
ipgi-
m
kabul
etmeye
hazir
olana dek genipletmesi gerekiyordu.
is-
lam
tarihinde ilk fetihlere
"aikliklar"
anlamina gelen Arapa
"ftuh"
adi verilir.
Halife, bulundugu konumun
egitli ynlerini simgeleyen
e-
gitli unvanlara sahipti. Hukukular
ve
ilahiyatilar ondan
o-
gunlukla
imam
olarak
sz
ederler. Askeri
ve
siyasi otoritesi
"emir
el-mminin" olarak
ifade
edilir
ve
bu
en
ok
kullanilan
unvamdir. "Halife"
unvani
genellikle tarihiler
t'arafindan
kul-
lanihr,
ogunlukla
da
sikkelerin
zerinde
bulururdu. Kuram-
sal olarak
ve
Hz. Muhammed'den sonraki
birka
yzyd da
pra-
tik
olarak, tek
bir devlet
tarafindan ynetilen tek
bir
Mslman
toplulugru bulunuyordu
ve
bagi
da halifeydi.
Hiristiyanligm
ter-
sine,
Islamiyet egemenlik
unvanlannda, genellikle etnik durum
ve
toprakla ilgili
bir
ad
yoktur.
ispanya,
Fransa, ngiltere
ya
da
bagka
Batdi
lkelerde
krallann
eydegeri
bulunmaz. XVI.
yy'da
Iran
pahi ile Osmanh sultam bu
unvanlan
aralanndaki byk
savaglarda
birbirlerini
apagdamak amaciyla kullanilmiglar,
ken-
dileri iin kesinlikle
kullanmamiglardir. Ikisi de kendi
lkele-
rinde Mslmanlar'in hkmdan
ve
Allah'in
dnyadaki
temsil-
cisiydi.
Dgmam, bir
isyanci, bir
muhalif
ya
da
en
fazla
yerel
bir hkmdardi.
Halifeligin ortaya
iktigi
dnemde
ilk
Mslmanlar
pu
nemli sorularla
yanit
aradilar:
Kim Halife olacak? Nasil
seile-
cek?
Gcnn
sinirlan
ne
olacak? Grevden alinabilir mi?
Yeri-
I
DEVLET
ne
kim geecek?
Ilahiyatilar
ve
hukukular bu
sorolan
derin-
lemesine tartigmiglar, din gretisinin
ve hukukunun ilkelerini
ele
alm1plar
ve ilk
halifeligin deneyimini rnek
gstermiglerdir.
Siiler
halifeligin
Peygamber
soyundan
babadan
ogula
gemesi
gerektigini iddia
ediyorlardi.
Bu yzden onlara
gre Hz. Ali
ile
oglu
Hasan'in kisa
sreli
hkmdarliklari hari diger halifelerin
I
tm gaspiydi. Snni
Mslmanlar
ise
halifeligin
seimle ol-
masi
gerektigini
ve
Hz. Muhammed'in
Kureyg agiretinden olan
herkesin
halife olabilecegini ileri
sryorlardi. Snni hukuku-
lar
eski
Arap agiretlerinden
yeni bir reisin seilecegi bir seimi
destekliyorlardi.
Semenlerin
kimler olacagi, sayilar1
ve
seim
yntemi kesin
olarak
tanimlanmamigti.
Kimi hukukular da
ye-
terliliklerinin
ne
oldugunu
tammlamadan yeterliligi olan
se-
menlerin
oy
vermesini istiyorlardi. Bazilart da
belirli bir
semen
sayisindan,
be
,
, iki, hatta tek bir semenden
sz
ediyorlar-
di.
Halifenin tek
bir semenle
belirlenmesinin sonraki
a amasi
halifeniti kendisinin yerine geecek
kipiyi
semesiydi.
Tm bu
tartigma ve
gretiler, dindar
hukukulann siyasi
gerekleri
istemeyerek
de
olsa
kabul ettiklerini
ortaya
koymak-
tadir. Bir kurum
olarak
halifeligin geirdigi evrim drt
dnem-
de incelenebilir.
ilk dnem
modern tarihiler tarafmdan
patri-
yarkal olarak adlandirilir.
Snni
Mslmanlar'm
"dogru
ynlen-
dirilmig"
halifelik dn-emidir. Bu
dnemdeki drt
halifeyi
n-
ceki
halifeler
ya
da meslektaglan semigtir.-Ne
var
ki,
patriyar-
kal halifelik
ve
beraberinde de seilmig
hkmdarhk, i
savag
ve hkmdann ldrlmesi ile
sona
ermigtir.
Bunun ardmdan
halifelik,
teoride
degilse de uygulamada, Emevi ile Abbasi
ha-
nedanlarinda
babadan ogula
gemigtir.
lk
halifelerin
sahip olduklan
g,
onlardan ncekilerin
ve
sonrakilerin
despotlugundan olduka
uzakti.
Gleri slami-
yet'in siyasi
ahlaki
ve
eski
Arabistan'm
otorite
kargiti
tre
ve
KESITLER
gelenekleriyle sinirliydi. Islamiyet
ncesi gairlerden Abid ibn
el-Abras
bir
glirinde, agireti iin
"lakah"
szcgn kullanmig-
tir.
Eski yorumcular
bu
szcgn bir krala
asla
boyun
egmemig
agiretler iin kullanildigmi
belirtmiglerdir.
Abid'in halkin1
anla-
tirken duydugi
gurur,
sylemek istediklerini aika anlatmak-
tadir:*
Krallann usagt olmays kabul etmedilet, asla boyun
ejmediler
Ama sava.yta
yardtma
agnldzklannda memnuniyetle gittiler.
Hakimler
ve
Samuel kitaplannda
anlatilan eski
Israilliler
gi-
bi, eski
Araplar da krallik kurumuna
ve
krallara
gvenmezler-
di.
Etraflanndaki lkelerin
monargi
kurumunu
bilirlerdi,
kimile-
.
ri bunu
uyarlamaya bile aligmiglardi. Gney Arabistan
devlet-
lerinin
ve
kuzey
sinir
beyliklerinin krallan
bulunuyordu.
Ancak
bunlar
Araplar a1smdan egitli
llerde marjinal kurumlardi.
Gneyin kralliklanmn dilleri
ve
kltrleri farkliydi.
Kuzeydeki
sinir
beyliklerinin kkenleri Arap'ti ama
Bizans
ve
Pers impa-
ratorluklanndan
etkilenmig olduklarmdan
eski Arap dnyasm-
da
yabanci bir
unsur
durumundaydilar.
Suriye smirlanndaki Namara'da bulunan
ve
en
eski Arap
ya-
ziti
olan
328
tarihli
bir
mezar
tagmda
imrl
Kays
ibn Amr
iin
"tac
giyen
ve
Asad
ve
Nizar
ile krallarmi
boyunduruk altma
alan
tm
Araplar'm krah" yazilmigtir.6Sz
konusu kral byk
olas111kla
smir
beyliklerinden
birinde
hkm srmgtr.
Arabistan'in
islamiyet'ten
nceki tarihi
hakkmda
olduka
az
bilgi
vardir
ve
egitli efsanelerde kaybolmugtur. Arap tarihinde
bir monargi kurma girigimine
rastlanmaktadir.
Bu da V.
yy so-
nu ve
VL
yy
bagmda
kurulmuy
ve kisa srmg
Kinda kralligi-
dir. Gebe de olsa yerlepik de olsa monargiye
kargi
Araplar
dgmanca bir
tavir
takmmiglardir. Araplar, vaha gehri
olan Mek-
ke'de bile krallar tarafindan ynetilmeyi degil,
zerinde
fikir
DEVLET
birligine
vardiklari
reisler tarafmdan
ynetilmeyi terci
etmig-
lerdir. Kral
anlamma
gelen Arapa
"malik"
szcg
ilahi
bir
un-
vandir
ve
kutsaldir
ama
insanlar
iin kullanildigmda genellik-
le
olumsuz
bir
anlam
ierir. rnegin Kuran'da
despot
ve
ada-
letsiz bir hkmdar
rnegi
olan
Firavun iin sika kullanilmig-
tir (18:70,
79). Diger
bir kaynakta da Hz. Sleyman ile
konugan
Saba Kraliesi "Krallar girdikleri gehirleri
yanmalay1p soylulan-
ni
fakirleptirirler," demigtir. lk
Mslmanlar
ran
ve
Bizans'taki
imparatorluk
monargisinin dogasini ok
iyi taniyorlardi.
Pey-
gamberin kurdugu,
o
ve
ondan sonraki
halifelerinin ynettik-
leri
devletin yeni
ve
farkli
oldugunu
dgnyorlardi.
Islam'in
dini liderligini yeni bir imparatorluk
haline getirmek geklinde
algiladiklan
girigimlere kargi iktdar.
IX.
yy
baglarinda
yagamig
olan el-Cahiz, Abbasiler'in
Emeviler'in
yerini almasini
hakli bul-
dugu bir yazisinda
Muaviye'yi sulamaktadir:6
"Sonra Muaviye baa geerek
"birleyme
ydr" olarak
sz
ettikleri bir ydda
Mslman toplumunun, dangmanlarm, Medineliler'le
Mekkeliler'in tek
hakimi oldu. Ama birlegme olmadz,
bunun yerine ayrdrna, giddet
ve
bas-
kr yth oldu.
ImamlzkHusrev'in kralltjt, halifelik ise Sezar'zn
despotlugu
durumuna geldi."
El-Cahiz
bu degigikliklerden Muaviye'yi sorumlu tutarken
zamanindan nce karar vermigtir.
Ancak
son
Emeviler
dne-
mindeki
durumu dogra degerlendirmistir:
Danigmanlar,
yani
Sura
yeleri
iin sylenenler nemlidir
ve
ilk
Islamiyet'in
hatta slamiyet ncesinin geleneklerini dgn-
drr. Islamiyet'tennce, Arap agiretindeki seyyid
ya
da geyh
olarak
adlandirilan
reis,
"baglayan
ve
zenlerin"
onayi
oldu-
gu
srece
makammda
kalabilirdi. Sz
konusu kipiler reisi
g-
reve getiren
ve
grevden alan
saygm
kipiler
ve
agiret by
kle-
riydi. Egitler arasinda
birinci
olan
reis, tartigmalarda aracihk
ya-
pardi. Gerek
komutay1 kullanmasina yaln12ca
savag zamanm-
163
KESITLER
da izin
verilirdi. Gerek
barig,
gerek de
savag
zamamnda,
g-
revlerini yaparken agirete miras
kalan gelenekleri yerine getir-
mesi
gerekirdi.
Yeni agiret
reisinin
seimi
genelde
aile yeleri arasindan
ya-
pilirdi
ama
babadan ogula
geme
kurali yoktu. Agiret reisi
ge-
nellikle soylu bir ailen
iinden seilirdi
ve
bu
aile soylu oldugu
kadar da kutsal
olurdu.
Seyh
ailesinin
soyundan olanlar, yerel
bir
ibadet yerini
ya
da kutsal bir geyi
babadan ogula saklarlardi.
Agiret
reisi otorite
ile degil daha ok saygmligi
ile
yerini korur-
du.
Hali hazirda bulunan
monargi
ve
hanedana
kargi olan ha-
reketler,
Islamiyet
ile
birlikte slami inancmin
mminlerin
kar-
degligi
ve
epitligi ilkesiyle
ortaya
ikan
aristokrasi
kargiti grg-
le de
desteklenmigti.
Ilk
Mslmanlar halifeligi, bir
anlamda sper
geyhlik
gibi
ayni
tr
otoritenin
genipletilmig gekli olarak .grbyorlardi.
Seyh
artik tek agiretin degil, birlepik
Islam
toplumuliu meydana
ge-
tiren tm
agiretlerin
reisiydi.
Agiret
geleneginin yerini
de islam
dini ve
hukuku
ahyordu. Srekli
ve yaygin
durumdaki
savag
zamanlan nedeniyle eski sistemde
de
var
olan
komuta grevi-
nin artik yeni bir
nemi vardi.
Agiret
reisinin
zaman zaman
"cemaa",
yani agiretin
ileri
ge-
lenlerinin
olugturdugu
meclise
bagkanlik
etmek grevleri
ara-
sindaydi. Meclis'in
ilk
anlami oturulan yerdir,
cemaa
ise
toplu-
luk demektir.
Meclis,
eski Arabistan'da
bir tr
oligargi konse-
yi gibidir. Reis, burada
nde
gelen diger
yelerle
beraber
ada-
let
dagitir, siyasi kararlar verir, gnn
konularinin
tartigilmasina
bagkanlik eder, gairleri dialer
ve
misafir
kabul
ederdi.
Ilk halifelik dnemine
dek bu
uygulama srmg,
sonra
da-
ha
trensel hale
gelmigtir.
Halife imparatorlugunun
genileme-
si
ve
siyasi
yagarnmin
karmagtk bir duruma gelmesi
sonucunda,
artik
eski meclis
tarzi
yeterli
olmamaya
baglamisti.
Halife Mu-
il
164
DEVLET
..
aviye, kendi yerine
oglu Yezid'in
aday gsterilmesin
destek
aramak
iin
Arap
agiretlerinin nemli reislerine
heyetler yolla-
migtir. Muaviye bu hareketiyle
yerine
Yezid'in
gecmesinde
bir
derece baan
elde
etmig
ama bunu
gerekleptirmek
iin de bir
i
savagi
kazanmak zorunda
kalmigtir.
Hz.
mer'in
lm
d-
egindeyken topladigi nl
gura,
yeni halifeyi danigma ynte-
miyle semek
iin klasik sretir.
Klasik olarak nitelendirilme-
sine karym, bu
sre
bir daha
yinelenmemigtir.
Danigma grevinin hkmdarlara
verilmesinin
kaniti
olarak
siklikla Kuran'daki
iki
ayet
(3:153
ile 42:36) gsterilir. Mslman
yazarlar sahk verdikleri
danigmayi, kinadiklan keyfi kipisel y-
netimle
kargilagtirirlardi.
Pek ok
yerde
danigma savunulmug-
tur.
Bunlar arasinda, Peygamberin uygulamalanni
ve
grgleri-
ni kaydeden hadisiler, Kuran'daki danigma
konularim
yorum-
layanlar,
Farsa,
Arapa, Trke
yazan
ve
hem kalemiye
hem
ilmiye sinifmdan olanlar
bulunmaktadir. Kalemiyedekiler
ken-
dilerine
danigmanin, ulema
da
ulema
ile danigmamn gerektigi-
ni belirtmistir. te
yandan,
danigma
salik
verilirken
zorunlu
tu-
I
tulmamig;
keyfi ynetim de kinamrken, yasaklanmamigti. H-
kmdar
ya
da memurlannin
kipisel otoritelerini daha
az
degil,
daha ok
kullanmalan dogrultusunda
bir
egilim vardi.
Hkmetin
otoriter
bir kimlik almaya baglamasi
ve
baanh
devrimcilerin hayalkinkliklari egitli klasik yazarlann dile
getir-
digi bir
metinde
aika
anlatilmigtir. Abbasiler'i
destekleyen Su-
dayf,
Abbasiler'in Emeviler'in
yerine halifelige
gemesinin
ne-
den
oldugu
degigikliklerden yakinarak gyle sylemigtir: "Payla-
ilan
ganimetimiz
zenginlerin
yan
geliri
haline geldi. Danigman-
lik
geldindeki
liderligimiz keyfi bir hl aldi. Baga gemek iin
herkesin katilimiyla yapilan
seimlerin yerine
veraset
geldi."?
En otokratik hkmdarlar zamaninda bile bir tr halk
mec-
lisi bulunurdu.
Bazi hanedanlardan halifelerce halk toplantila-
165
KESITLER
n
dzenlenir,
bu toplantilarda egitli
toplumsal sintflardan
tem-
silciler,
hkmdann
ya
da
onun
yerine
st rtbeli bir
mernu-
run yanma
ikanlir
ve
dileke
vermelerine izin
verilirdi.
Hami-
leri olunan bilginler
ve
pairler de huzura ikanhr
ve
meslekle-
rinde ilerleyebilirlerdi.
Bu
toplantilara girigi
kontrol edenler,
s-
relerle etkinlik
ve
bazen
de
g
kazamrlardi. Divan-1 hma-
yun
Osmanh dneminde
bir
kumm haline
gelmigti.
Sultan XV.
yy
baglannda
ya
da daha
nceki
bir dnemde,
papalar
divam-
na
bagkanhk yapardt. Bir sultan
ldkten
sonra,
yerine yenisi
gelene kadar
geen
srede papalar
kendi baglanna divan
top-
lantisi
yapabilirlerdi.
II.
Mehmed,
bu divanlara
bagkanhk
yapmayi
biraktp bu bag-
kanhgi
sadrazamma devreden
ilk padigahtir.
Osmanli tarihile-
ri tarafindan anlatilan
bir
ykde
bu
durum gyle a1klanmak-
tadir: "Bir gn bir kyl divana gelir
ve
heyete "Padigah hangi-
niz? Bir
gikayetim var." der.
Padigah
bu
olaya
bozulunca, sad-
razam
da
padigaha
divana katilmak yerine, bir
kafesin arkasin-
dan
toplantilan
seyrederek
bu tr
sikmtili
durumlardan
da kur-
tulabilecegini syler.""
Padigahm divandan
ekilmesi,
bu
yknn
dogru
olup ol-
mamasindan
bagimsiz
olarak, sultanm bir kafesin
arkasinda
oturdugu
aika
belirtilen IL
Mehmed'in usul kurallanyla da
dogrulanmaktadir. Kanuni
Sultan Sleyman dnemine dek bu
uygulama
srmgtr. Kanuni divan
toplantilanni kafes
arkasin-
dan seyretmeyi bile birakmigtir. XVI.
yy'da divan haftada drt
kez dzenli
olarak toplanirdi. Toplantilara gafakta baglanir
ve
tm devlet
igleri grglrd. Sabahlan ogunlukla pikayetler
dinlenir, dilekeler kabul
edilirdi.
Divanin bagmda
ya
sadra-
zam ya
da
grevli
vezir
olurdu.
glen dileke
verenler
ve
te-
kiler
gider, divandakilere
yemek hazirlanir
ve
yeler
kalan
ip-
leri
grurlerdi.
agdag
belgelerde, divamn
tamamen
danig-

166
DEVLET
ma
niteliginde oldugu
ve
son
sz padigahin verdigi.aik ola-
rak
belirtilmigtir. Belli
konularda sadrazam
divanin konuyla il-
gili yesinden
bilgi
alabilir,
hatta
fikir dampabilirdi,
ancak
di-
vanin
btnne danigmazdi. Hukuki
konular
bagkadilara,
as-
keri konular yenieri agasina,
denizcilikle ilgili
olanlar
da kap-
tan
pagaya
aktanlirdi.
Osmanh
divant daha kurumsal
ve
gsterigli zelligi ile
hem
Osmanh
dnemi hakkinda daha ok
ve
dogru
bilgi vermek-
te, hem de genel bir degigikligi ortaya koymaktadir. Ilk nce
Trkler,
sonra
da Mogollar olmak zere
bozkir halklarinin, Or-
tadogu'ya
gelmesinin ardindan,
slam
tarihinde ilk
kez
srek-
li
ve
dzenli danigma kurullannin
varlig1
grlmektedir. Iran'm
Mogol
hkmdarlarinm vezir bagkanliginda
topladigi
st d-
zey
memurlardan olugan
byk bir meclis
oldugu
bilinmekte-
dir. Byk
divan
anlaminda
Farsa divan-i
buzurg, olarak
bi-
linen bu kurum, Mogollar'in agiret meclisi olan
kurultaylarin-
dan gelmig
olaliilir.
Mogol
sonrasi
Iran hkmdarlari
zamanin-
daki benzer meclisin ahymalanna
hem iran'dan hem de diga-
rida
kaynaklar taniklik ederlerdi.
Misir'da
da
MLemlukler
zama-
ninda yksek
dereceli emirlerden olugan
bir meclis vardi,
an-
cak
bu
meclisten
daha sonraki Memlukler
dneminde nadiren
sz
edilmigtir.
Osmanli
mparatorlugu'nda sabit
bir toplanti
saati
ve
alig-
ma
dzeni olan
divan-i hmayunun
yani sira,
belirli yeler
ta-
rafmdan
Arapa
pura
kknden gelen
megveret
adli
bagka
top-
lantilar da dzenlenirdi. Megveret, divan
iin degil, sadraza-
min ya
da
padigahm
belli bir
sorunu
grgmek
iin topladikla-
n
askeri
ve
diger erkanin toplantilan
iin kullanilirdi. XV. yy'da
Balkan savaglan sirasinda
bu tr megveretlerden sika
sz
edil-
migtir. Bunlar
XVI.
yy ve
XVII.
yy'da da
srmg, XVIII.
yy so-
nundaki
krizlerde daha
sik toplanmigtir.
Osmanli tarihini anla-
-I
167
KESTLER
I
tan
eski
belgelerde
Osmanli
hanedanimn
kurulugu
da'bir
meg-
verete
baglanmaktadir. Bu
belgelere
gre,
bir lider semek iin
megverette
toplanan beyler
uzun
tartigmalarin sonunda Os-
man
Bey'i
seerek kendisinden reis
olmasini
isterler,
o
da
ka-
bul
eder?
Belki de bu
Osmanli devletinin gerek doguy
yk-
sdr. Bir efsane bile olsa,
ilk Osmanh tarihilerinin byle
bir
efsaneyi
seerek hanedan tarihine mal etmeleri byk nem
tagimaktadir.
Abbasi halifelerinin
otokratik gleri artarken,
Bagdat'taki
halifelerin kipisel gleri
azalmigtir.
X.
yy'dan sonraki zamanlar-
da islam
dnyasinin
tamaminin
tartigmasiz
hkmdarlari duru-
mundaki Mminlerin
Emirleri'nin
kendi lkelerinde kendi
ba
-
kentlerinde,
en
sonunda
da kendi
saraylannda
komutanliklan
ellerinden almmigtir.
Bu sre
genig slam
imparatorlugunun uzaktaki eyaletlerin-
de baglamig,
sonunda
da bagkentin
hemen dipindaki tm eya-
letlere
yayilmigt1.
Halifeler eyaletlerde
bir sre
merkezi hk-
-
meti bir egit
kuvvetler
ayriligi sayesinde
devam
ettirebilmigler-
di.
Maliye, ynetim
ve
haberlegme
dogrudan
Bagdat'a
kargi
so-
rumlu olan
reislere
birakilmigt1.
Silahli glerden, smirlarda
ve
ehirlerde
dzenin
saglanmasindan eyaletin
valisi, vergilerin
toplanmasindan,
yerel giderlerden arta
kalanmin
Bagdat'taki
maliyeye
gnderilmesinden defterdar,
imparatorluk kurye sis-
teminin
yrtlmesi,
olaylarin
bagkentteki
posta
ve
haberalma
mdrne
dzenli
olarak
rapor
edilmesinden
de
posta
keth-
dasi
sorumluydu. Bunlardan
biri, bu da
genelde
vali olurdu,
tekileri
denetimine
aldigmda merkezi denetim
zayiflar,
o-
gunlukla
da sona bulur,
valilik zerk,
hatta
babadan ogula
ge-
en
bir beylik
haline gelirdi.
X.
yy
baglannda
eski
slam
imparatorlugunun
tamamini
ba-
badan
ogula
geen
beylikler olugturuyordu. Bu beylikler, Cu-
168
DEVLET
ma
namazlarinda
Bagdat'ta
bulunan halifenin admi antnak,
ba-
zen
adina
sikke
yaptirmak digmda
tm nemli
konularda ba-
gimsizdilar.
Islam dnyasinin
liderligini almak zere Abbasi-
ler'e meydan okuyan
ve
kendilerine
halife
unvanini veren
Fa-
timiler ile
birlikte,
bu szde
hkmdarlik
bagliligi da
sona er-
migti. Bu szde
baglilik, Fatimiler'in dggnn ardmdan
tek-
rar rtaya
ikmig, ancak
Mogollar'm
1258 yihnda Abbasi
hali-
feliginin kahntilanni yok etmeleriyle
tm nemi
yitirmigti. Misir
Memluk sultanlar
bir
sre
devam ettirdigi glge
halifeler
soyu,
1517
yilinda
Osmanli
fethiyle
son
bulmuytur.
Bundan
sonra
asil
hkmdarlar
halife degil, emir olarak
adlandinlan askeri
komutanlardi, X.
yy
baglarindan
sonra
da,
Emirler
Emiri anlamina
gelen
Emir
l-mera
olmuytu.
Bu
un-
van,
Islamiyet'ten nceki
Iran'da kullanilan
bagkomutan iin
komutanlar
komutani,
bayrahip iin rahipler
rahibi
ve
impa-
rator
iin
krallar krali
ya
da gehingah unvanlanna
benzemek-
tedir. X.
yy
ortalannda
"kral"
(malik)
unvana
hkmdarlann
kendilerini
tanittigi yazitlarda
ve
sikkelerde rastlanir.
Bu
unva-
ni
ilk kullananlar
o
dnemde baa
geen
bazi yeni iran hane-
danlanydi. Bunlann ardindan
Seluklular,
Selahaddin'in_
soyun-
dan gelenler
ve daha kk hanedanlar gelmigtir.
Bu
unvan,
halifeye,
sonra
da sultana
egit olmayi anlatmlyor,
bagka yerde-
ki stn
bir hkmdann gevgek
hakimiyeti altinda olan yerel
bir hkmdan
belirtiyordu. Bu aidan,
agdag
Avrupa'da
e-
gitli
hkmdarlarin Kutsal
Roma mparatoru'nun szde stn-
lg altinda
kendileri iin
"kral"
unvanini kullanmalanna ben-
zemektedir.
Arap dilinin olduka
zengin
dil varliginin
sundugu pek ok
seenek.arasmdan
bu
unvanin
tercih edilmesinin
nedenini tah-
min
etmek
zor
degildir. Bu
unvan1
ilk kullananlar,
ran
kltr-
nn
oldugu, eski
Iran'm
monarpi
geleneklerinin
yagamaya
de-
KESTLER
vam
ettigi
topraklarda
hkm
sryorlardt ran'da grev yap-
mig
st
dzey
memurlar
aracthgtyla
ve
saray
adabi, trenle-
ri ile
ilgili eski Iran
yazilannin
evrilmesiyle, Iran'in
saray
ada-
bi
ve
unvanlan,
Abbasi halifelerinin
saraylanni
etkilemigti. Es-
ki Iran'daki
"gah"
unvani
henz
Mslman
hkmdarlarin ka-
bul etmeyecekleri kadar
yabanciydi
ama
Arapa
kargihgi olan
"malik"
kabul
edilebilirdi. Sonralan kullamlan
krallar krah
anla-
mtndaki
"malik
el-mlk"n eski
Farsa'daki
"gehingah"a
benze-
digi aiktir.
Hadislerde bu
unvana
karyt
ikihr
ve
Hz.
Muham-
med'in
"krallar
krali"nin
hi kimseye
denemeyecegini,
yalniz-
ca
Allah iin
kullanilabilecegini
syledigi
belirtilir. Yine de B-
veyhiler, Abbasiler
ve
sonraki hanedanlar bu
unvan
kullanmig-
lardir. Bu
unvanin
anlami
ok aikti, eyaletlerin
hkmdarlan
kralsa, bagkentin
hkmdan da krallar krahydi.
Bu degigiklikler
sonucunda, tagradan
merkeze dogru
ye-
ni bir
imparatorluk otoritesi sistemi
olugmaya
baghyordu. Bu
yeni sistem halifelerle
iligkili olmasinin
yani sira
onun,
aske-
ri
ve
siyasi
olaylardaki otoritesinin
byk blmn
ele
gei-
riyordu. Seluklu Trkleri'nin gneybati
Asya'nin
byk
bl-
mn
hakimiyeti
altina
alarak "Byk Sultanhk"
adiyla bilinen
devleti
yaratmastyla bu sre XI.
yy
ortalanna dogru tamam-
lanm14
oldu.
Arapa'da
"sultan"
hkmdarhk ve
otorite
anlamina -gelen
soyut
bir
szcktr. Bu
szck
en
bagindan beri hkmeti
ya
da
daha genel
anlamda otorite sahiplerini
belirtmek zere
kul-
lanilmigtir.
Hkmdann
ve
devletin
genellikle
ayni
anlama
gel-
digi
bir
toplumda
bu terim hem siyasi
otoritenin
iglevi, hem de
bu
otoritenin
sahibi iin kullanilmigtir.
Resmi bir
biimde olma-
sa
da
valiler, vezirler,
kimi
zaman
da
hem
Abbasi hem de Fa-
timi halifeler
iin kullanilmigtir. X.
yy'da
bagimsiz
hkmdar-
larin unvani
olarak
ve
hkmdarlan bir
st makam
taranndan
DEVLET
greve getirilen
ve
grevden
ahnabilenlerden
ayri
tut1ak
ze-
re
kullanilmig
ama
bu kullanim resmilegmemistir.
XI.
yy'da, Sel-
uklular
tarafindan
benimsenmesiyle resmilegmistir.
Seluklu-
lar'da
yeni bir anlam
ve
iddia
iermeye
baglamigtir.
Islam
l-
kelerinin tmnn
en
st
siyasi hkmdarligi
ve
halifenin di-
ni
birincilligi lsnde,
en az ona
egit
bir otorite anlamini
ka-
zanmigtir.
1133 yihnda Seluk sultani
Sencer'in
halifenin vezi-
rine
yazm1p
oldugu
bir
mektupta
bu
durum aik olarak
belir-
tilmigtir:1
"Dnyano
efendisinden... Dnya
krallzgma aldsk
ve
bunu inananlann
liderliginde
babadan
ve dededen mirasla
ve
hakktmezla aldsk..."
Bayka
bir anlatimla,
hakimiyet
Seluk hanedanma
aitti, Tan-
ri
tarafindan verilmigti
ve
dini otorite aisindan da halife
tara-
findan onaylanmigt1.
Sultanlik da tipki
halifelik gibi evrensel
ve
benzersizdi. Islamiyet'in tek
dini liderinin
halife olmasi gibi,
s-
lam imparatorlugunun
ynetilmesinin,
gvenliginin
ve
dzeni-
nin sorumlulugu
da
yalnizca
sultana
aitti.
Sultan ile
halifenin
arasmdaki
otorite
ayrimi
ok kesindi.
yle ki, Seluklular'in
gsz oldugu bir
dnemde halife
siyasi otoritesini bagimsiz
olarak uygulamaya
kalktiginda,
sultan
ve
szcs bunu sultan-
lik yetkilerine
mdahale
olarak
kabul ederek
protesto
etmigler-
di. Halifenin
grevlerin
en
iyisi
ve.
dnyanm yneticilerinin
ko-
ruyuculugu
olan imamlik
grevini
yapmayi
srdrmesini,
dev-
leti ynetme
grevini de
bu grevin
verildigi
sultanlara birak-
masini
belirtmiglerdi.
Bu ifte hkmranlik durumu,
siyaset ve
devlet ynetimi
hakkinda
yazan
Mslman
yazarlar tarafindan
fark
edilmigti.
Bu fark edig, pratik
siyaset deneyimleri
olanlann
yazilannda
dogal olarak ok aiktir,
bununla birlikte hukukularm
ve
ila-
hiyatilarm
eserlerinde
de grlmektedir.
iki
grup
da
bu
ayn-
ligi, eski H1ristiyan-Roma
impenum
ve
sacerdotium aynmmda
171
KESITLER
--
.. I
ve
modern
laiklik-din
aynminda
da
grmemiglerdir.
S'ultanlik,
i
Seriat'1
en
azindan
halifelik
kadar
uygulayan
ve geriat'in
koru-
dugu dini bir kurum
olarak grlyordu. Seluklu
sultanlan
ve
halefleri
zamanindaki ulema
devlet
iligkisi, halifelerin
zamamn-
dakinden daha
yakindi. Ne
halife,
ne
de taraftarlan bir
ruhban
sinifi geklinde
tammlanabilirdi. Iranli yazarlar bagta
olmak ze-
re
Ortaag'm
Mslman
yazarlari gerek
ayrimi,
biri
monar-
gik,
teki peygamberlige
iligkin olan
ama
ikisi de dini
iki otori-
te
arasinda
gryorlardi.
Peygamber, Allah
tarafmdan
Allah'in
yasasini
yerleptirmek
ve
yaymak zere gnderilmigti.
Peygam-
ber
semavi bir devlet kurmustu,
ancak insan
ynetimini,
oto-
ritesini askeri ve
siyasi
yollardan elde eden,
uygulayan
ve
de-
vam
ettiren
bir
hkmdar
yapmaliydi. Otoritesi
sayesinde, Al-
lah
kanunlanndan bagimsiz
olan
ama
onlarm aksine olmayan
emir
verme ve
sululari
cezalandirma hakkmi kazanirdi. Her
agda bir
peygamberin olmasi
gerekli degildir
ve
Hz.
Muham-
med'den
sonra
bagka
peygamber gelmeyecektir.
Ancak her
za-
man
bir
hkmdann
olmasi
gereklidir,
aksi halde dzen
anar-
lye
dngr.
Siyasi
istikrar ile
dini
ortodoksluk
iligkisi aika anlagilmig
ve
sika
dile
getirilmigti.
Mslman yazarlar, bazen
Hz.
Muham-
med'in
bir deyigi, bazen de
eski
bir ran
bilgeligi
olarak
bu
ilig-
ki
yyle ifade ederler:
" slamiyet
(ya
da din)
ve
devlet
ikiz
kar-
deytir, biri
yokken
digeri geligemez. slam
temeldir, devlet bek-
idir. Temeli olmayan
ker, bekisi
olmayan
da kaybolur."
Halifeyi Sultan
seer
ve atar, sonra
da Snni birlik
ilkesinin
so-
mutlagmasi
ve
toplumun bagi
olarak
onun
egemenligini kabul
eder.
iki
makamin farki
Walter Bagehot'un
ifadesiyle
"hk-
metin
etkili
ve
onurlu
paralari"
geklinde
aiklanabilir: "Halkm
saygisini
kazanan ve
koruyan
ile
bu
sayede
yryen
ve
yne-
ten
arasitidaki
aynm." Bagehot'un bu
szleri
ingiliz anayasa-
172
DEVLET
si ve
Parlamento
ile
monargi hakkmdaydi
ama
Ortaag
Islami-
yeti'ne de
uygundur.
G sultan,
otorite
de Halife tarafindan
temsil ediliyordu. Sultan
halifeye g
veriyor,
kargihmda hali-
fe de
ona
yetki
veriyordu.
Halife
hkmediyor
ama
ynetmiyor-
du, sultan
ise
ikisini
de
yapiyordu.
Bir sre
Seluklu sultanhgi evrensel
ve
tek Snni kurum
olarak
devam
etti
ve
sayg1
grd.
Seluklu sultanhginm
para-
lanmasmin
ardindan
"sultan"
unvanmin kullamru
siklagip
yay-
gmlagarak bir devletin
bagi oldugunu
ve
stnde
bir hkm-
dan tanimadigmi syleyen
herkesin kullandigi
bir Snni
unva-
ni
oldu. Ortadogu'da
XVL
yy
baglannda
byk devlet bu-
lunuyordu. ikisi,
sultanlar tarafmdan ynetilen
Misir
ve
Trki-
ye,
ncs de
pahlar tarafmdan ynetilen
ran'di. 1517 yihn-
da M1sir'm Osmanhlar tarafindan
fethedilmesinin
ardindan,
so-
nuncu
Abbasi
glge
halifesi Kahire'den
istanbul'a gnderildi
ve
birka
yll
sonra
da sivil
bir
yurttag
olarak
geri dnd. Bun-
dan
sonra
bagka halife
olmadi
ve
bagka
yerlerdeki kk taklit-
leri gibi, Osmanli sultanlan
da
topraklannda tek
baglarina, her
sultanm
kendi
halifesi oldugu
byk hkmdarlar olarak
h-
km
srdler.
Sultanlarm
zaten
ok
fazla
olan unvanlanna
bir
de
"halife"
unvani
eklendi. Halifelik,
XVIIL
yy
sonlannda ok
daha farkli partlar altinda yeniden canlanana
dek
eski nemi-
ni koruyamadi.
nceki
aglardan
beri git
gide
artan
kangikhk
ve
byk-
lkte brokratik bir
mekanizma, sultanlann
ve
halifelerin h-
kmetlerini destekliyordu.
Erken
halifelik dnemine ait belge-
ler, hl fetihlerin
ncesindeki
gibi
tranve
Irak'da
Pers, Misir
ve
Suriye'de Hiristiyan brokrasileri
tarafindan
en
azmdan
ta
-
ramn
ynetiminin yurutldgunu, vergilenn
salimp toplandigi-
m
gstermektedir.
Aradaki
temel
farklilik, gimdi gelirlerin
ye-
ni Arap hkmetine gnderilmesiydi. Hkmet uygulamasimn
KESITLER
Araplagtmlmasi,
standartlagtinlmasi
ve
merkezi
bir imparator-
--
luk ynetiminin kurulmasi,
ileride Emevi halifeler
tarafmdan
gerekleptirilmigtir.
Halife
Hz. mer,
Arap
tarih geleneginde
te-
mel
amaci
mali olan, gelen
parayi
kaydedecek,
'ondan
yararla-
nacaklann listesini yapacak, hemen
ve
adaletli
bir biimde da-
gitacak
merkezi bir ynetimi,
divani kurmuytur. Emevi halifesi
n.
mer'in brokrasinin
geligimini geciktirmek
istedigi
syle-
nir.
Eski
bir
idari tarihi,
Hz. mer'den
biraz ok
papirs
iste-
yen
katibine gunlan syledigini aktanr.12
,
i
I
"Kalemini keskinlestirip daba
az
yaz.
Bu daha
iyi anlaphr." Halzfe, ole
az papirs
kaldz iin biraz daba isteyen bir
memura
da
Junlan syler
"Kalemini
silmlt,
cmlelen'ni lasalt
ve
elindeki
papirs
idareli
kullan."
Brokrasinin geligmesi bu politikalarla
geciktirilebildiyse de
papirsn yerine
kagidin gemesiyle
hizla
yay11maya baglamig-
tir.
Argivlerde
yalnizca Osmanh
dnemine
ait
ayrmtih kayitlar
oldugu halde,
tarihiler,
brokratik
edeblyat
ve
bugne kadar
gelen
pek
ok belge brokrasinin
eski aglarda
nasil
igledigiy-
le
ilgili bilgiler
vermektedir.
Abbasiler aginda
ynetim de
modern devletlerde
oldugu
gibi her birinin kendine zg grevi
olan,
divan
adli
kisimla-
ra
blnmgt. En nemli kisim
maliye, haberlegme,
vergi
sa-
11nmasive
toplanmasiyla ilgiliydi.

gvenlik,
ordu,
baymdir-
hk,
haber alma,
kraliyet kleleri ve
klelikten azat
edilenler,
di-
ni
vakiflar
ve
hayirsever kurumlar diger
nemli kisimlardandi.
Bunlar farkli dnemlerde
ve
rejimlerde farkli biimde dzen-
lenmig ve
genellikle

ana
baglikta
toplanmiglardi:
Para, si-
lahli
kuvvetler
ve
haberlegme.
Bunlann
yam sira,
diger
divan-
lan denetlemekle
grevli teftig
divanlart bulunuyordu.
Bunlar,
tam
olarak
geriat
ile
ilgili
olmayan konularda
Ortaag ngiltere-
si'ndeki adalet
divani
gibi
grev
yaparlardi.
Halifonin, daha
sonra
da
sultamn altmdaki
tm hkmet
174
I
DEVLET
mekanizmasinin baginda vezir bulunurdu. Byk
<51asilikla
Arapa olan
bu terim bir grev
ya
da
yk
almig
kipi
anlamini
tagimaktadir.
Terim, ok
daha
eski
bir Pers szcgnden
tre-
mig
ya
da etkilenmig
de
olabilir.
Ilk kez Abbasiler'in
kullanmig
olduklan
bu
makami
Sasaniler'i rnek
alarak
ya
da
taklit ede-
rek olugturduklari
dgnlmektedir. Vezir, halifeler dnemin-
de maliyenin,
adaletin
ve tm ynetimin bagiydi. Vezirler, ilk
zamanlarda Dogu
iranli
tek
bir
soylu aileden seiliyordu,
daha
sonra
ogunlukla
kalemiye sinifmdan gelerek
brokratik hiye-
rargi
iinde
ykseldiler.
Ynetimin
bagi
olarak vezir genelde
di-
van
reisleri iinden
seilirdi. Vezirlerin
grevi
sivildi
ve
askeri
operasyonlara nadiren
katilirlardi.
Vezirlerin
nemi, askeri emirlerin
ortaya
ikmasiyla
azaldi.
Bveyhiler vezirlerini
bag
sekreter
ve
maliye
naziri
olarak
koru-
malarinm
yani sira, o
da tipki efendisi gibi
bir
subaydi. Sultan-
lar zamaninda
yezirlik
yeniden
ortaya
1karak
yeni bir
neme
kavugmugtur. Genelde sultanlar okuma
yazmayi,
hkmet
is-
lerinin yrtldg
Arapa
ve
Farsa'yi bilmeyen asker oldugu
iin
vezirlik makami
yeni bir nem kazand1. Vezirlik, Seluk-
lu
sultanligi ile
sona
erdi.
Onlardan sonraki
dnemde, asker-
ler her
gey
gibi
brokrasinin denetimini
de
aldi. Memluk
Misi-
n'nda
st
dzey bir
asker olan
davadar
(mrekkepi) brokra-
sinin bagiydi. Davadar'in ynetiminde
nemli
ve
yaygm
bir
b-
rokrasi
olugtu. Memluk sultanlan zamaninda hkmeti
yrt-
me
sorumlulugunu
da-alan bu brokrasi, sultanligm
uzun
sre
yagamasmd.a etkili olmustur.
Osmanli sultanlan tarafindan askeri komutanlar iinden
bir
grup
vezir seilirdi. Avrupa'da bagvezir olarak bilinen sadra-
zam,
askeri,
sivil,
hatta hukuki alanlarda olduka
genig
yetkile-
re
sahipti. Osmanli sadrazammm maddi
kazanc1, sorumluluk-
lan
ve
gc oranmdaydi.
Kanuni Sultan Sleyman'm sadraza-
175
KESTLER
rni
Ltfi Papa
yillik kazancinm
iki
buuk milyon
ake
oldugunu
belirtmig ve
gunlan sylemigtir:
"kr
Allah'a,
bu da
Osmanli
devletinde
yeterli bir
miktardir.""
Sadrazam Ltfi
Papa kazanci-
nin
bir buuk
milyon
akesini mutfak
gideri,
yanm
milyon ak-
esini hayir
igleri iin
harcadigini, kendine de
yanm
milyon ak-
e
kaldigini
b-elirtir. ran'in Safevi pahlanmn da bunlarla kiyas-
lanabilecek nemli stat
ve
yetkilileri
vardi.
Hkmet ynetiminin byk
blm gelir
ve
giderlerle
ya-
ni maliyeyle ilgiliydi. Osmanli dnemine, zellikle de XVI.
yy
ve sonrasina
ait pek
ok blgesel ve
merkezi argiv belgesi
bu-
lunmaktadir. Bu belgeler
Osmanh mali
yapisinin
aynntih bir
resmini izmektedir. Ne
yazik
ki daha
nceki Islam imparator-
luklanna ait belge bulunmamaktadir.
Dolayislyla tarihiler Os-
manl1 Ortadogusu
ve
hatta
Ortaag Batisindakilerle kargilagti-
nlabilecek gndelik kanitlar
elde
edememiglerdir.
te
yandan
kimi kk
aryivlerde
bulunmug, kimi
tesadfen
ve
rastgele
toplanmig ok sayida belge bulunmaktadir.
Ortaag Islami
ma-
li kuruluglannin
igleyiginin
izlenebilecegi tarihi,
cografi, hukuki
ve
ogunlukla da brokratik bilgiler
vardir.
Abbasiler'in
ilk dneminde
maliye
de ynetimin diger
cep-
heleri gibi dogrudan
vezirin sorumlulugunda
bulunuyordu.
Daha
sonra,
yalnizca mali konularla
ilgilenen
daha
uzmanlag-
mig
bir
memur
olmuytur.
Bu
memur,
Trk
ve
Pers
ynetimle-
rinde
defterdar
olarak
adlandinlmigtir.
Islamhukukunun
gerektirdigi
ve
pek ok Mslman hk-
metin
uyguladigi
gibi biri
genel, digeri
zel
(hassa)
olmak
ze-
re
birbirinden ayn
iki maliye
vardir.
Bu
aynm
bazen
ok kesin
olmasa
da,
zaman zaman
birincinin
aiklannin ikincisiyle
kapa-
tildigim
gsteren
kanitlar bulunmaktadir. Genel hazinenin
te-
mel giderlerini bagkentteki
askeri
birliklerin ve
hkmdar
sara-
ymm
harcamalan olugturuyordu. Halife el-Mamun'un hkm-
176
.
I
-
DEVLET
darligina
ait bir belgede gnde alti bin dinar oldugu
- azmak-
tadir.
Genel
hazine hkmdarin siyasi
ve
askeri lider
olarak
har-
camalarmi
kargilarken,
"zel"
hazine Mslman toplumunun
dini lideri
olarak
yaptigi harcamalari kargilamaktaydi.
Buna
g-
re,
cihad
iin gerekli
smir
kalelerinin bakimi, Mekke'ye
hac
masraflari,
eriat'i
uygulamaktan
sorumlu
kadilarin
ve
diger din
grevlilerinin maaglan, esirlerin
kurtarmaliklari,
ulak
sistemi,
elilerin agirlanmasi,
gairlere
ve
gerekli
kipilere
verilen
bahgig-
ler
"zel"
hazineden kargilanirdi.
lke
olarak
devletin geliri
islami
vergilerden
saglanirdi.
Bun-
lar, Mslman olmayanlardan
alinan
kelle
vergisi olan
cizye,
toprak vergisi olan
hara,
Mslmanlar'dan ahnan
apar ya
da
zekatti. Saglanan gelir genel
hazineye aktarilirdi.
Genel
bir
uy-
gulama
olarak,
bu vergiler "Mukus" adi verilen
bagka vergi
ve
resimlerle
desteklenirdi. Hukukularin
kargi ikmasma
kargin,
tm Mslman
hkmdarlar tarafindan toplanmigtir.
"zel"ha-
zinenin geliri
halifenin zel
malikaneleri
ve
gelirlerinden
sag-
lanir,
el
koymalar, devlete kalan
mallar
ve
cezalarla
da destek-
lenirdi.
Vergiler mal olarak
da,
para
olarak
da
alinirdi. Eski
Sasani
topraklari
ran
ve
Irak ile
daha doguda Orta Asya
ve
Hindis-
tan'daki uzantilannda
para
birimi
olarak
gm
dirhem kulla-
nilirdi. Eski
Bizans topraklari
Misir
ve
Levant'ta, Batt
ve
Gney-
bati
Arabistan'da
para
birimi
olarak altin
dinar kullanilird1.
Dir-
hem ile
dinann kur farki
gmg
ve
altm fiyatlarma
gre
degi-
girdi.
Teorik
olarak
bir dinar
on
dirheme
egitti
ama
resmi he-
saplardan anlagildigi
kadariyla uygulamada
bu
oran
byk l-
de
degigerek yirmide bire dgyordu.
Kaynaklarda yerel giderler yapildiktan
sonra
imparatorluk
bagkentine kalan
net
gelirle ilgili
pek ok liste vardir
ve
en es-
KESTLER
kisi
el-Hadi'nin hkmdarhgi (785-786)
dnemindendir. Bir di-
geri
Harun
Regid dnemine (786-809)
aittir.
Daha sonraki ha-
lifeler dnemine ait
olanlar da degigikligi
ve
srekliligi
gster-
mektedir. Bu
verilere
gre
yaklagik olarak bati
eyaletlerinin
ge-
liri 5
milyon dinar, dogu
eyaletlerinin geliri
de 400
milyon dir-
hemdir.
Gnmze dek kalan
listelerde nakit gelirlerle
birlikte mal
olarak alinan
vergiler
de
yer
almaktadir. rnegin; Fars'tan
150.000
ratl
ayva
ile portakal,
15.000
ratl
-meyve konservesi
ve
30.000
gipe
glsuyu; Kumis'ten 40.000 portakal ve
2000 kle
gmg;
Sind'den 1000
ift
ayakkabi,
4000 kugak, 3
fil ve
400
maund (Hindistan'da kullanilan bir
l, yaklagik
37
kg.) da-
gaci;
sfahan'dan
20.000
ratl
bal
ve
balmumu;
Ermenistan'dan
20.000
ratl tuzlu balik, 58
ratl egitli
kumay ve
20 hali; Sicis-
tan'dan 20.000
ratl geker
ve 300
kareli kaftan
alinmigtir. Roma,
sonra
da Bizans vergi
yntemlerine aligmig olan Misir
ve
Suri-
ye'den
alinan vergilerin nemi
daha
azdir
ve en
ok gida mad-
desi,
sonra
da giyim
egyasi
toplamyordu,
canh mallar
arasinda,
develer,
atlar, pahinler
ve
kleler bulunuyordu.
Sonraki listelerden gelirlerin
azaldigi
anlagilmaktadir. Kal-
dirlan
vergilerin yerini
para
demeleri almigtir. Para
deme-
leri de
ekonomik degigiklikler nedeniyle
azalmigtir. Azalmanin
baghca
nedeni ordu
komutanlannin, mltezimlerin
ve tagra
y-
neticilerinin
aldiklan paylardir.
Halife el-Muktedir'in
918-19
yt-
11
gelir listesindeki
gelir
tm
eyaletlerden
14.501904
dinardir.
Bu listede,
nceki
listelerde
olmayan rsum
ve
el koymalar da
yer
almaktadir.
Abbasi
halifeliginin gerilemesi ve
ynetimin blnmesin-
den sonraki listeler
sayica az
olmakla
birlikte,
verileri
aisin-
dan da
gvenilir degildir. Bugne
kadar gelen kesin
mali bil-
giler
Osinanli dneminden
ve
Osmanli
topraklarindandir. Bu-
DEVLET
nun
bir
rnegi 1669-70
ylh
btesidir.
Rakamlar,
baglardaki de-
geri
klasik dirhem olan,
sonradan
dviz kurlarina gre degigen
ake
ile verilmigtir.
Bu btede Osmanh devletinin
tm
vergi-
lerden toplam
geliri 612.528.960akedir.
O y111ntoplam gide-
ri 637.206.348akedir
ve
398.392.602
akesi
silahli
kuvvetler
ile
savag
malzemesine; 180.208.403
akesi
saraylara;
5.032.512
akesi
sultanin ailesine ile merkezi
hkmetin brolarma;
44.572.831 akesi
de egitli
bagka giderler
iin kullanilmigtir.
Bu listeler de
ncekiler
gibi vergilere
ve
blgelere gre
ayril-
migtir,
ama
farkli olarak
ayni mallan vergi
geliri iinde
bulun-
maz.
te yandan
"nakit
demeler
digmda" imparatorluk atlye
ve
mutfaklanna ayni olarak
giren malzemelere
ve
gida madde-
lerine
ayrmtih
biimde
yer
verilmigtir.
Mslmanlar
devlete
kargi
eligkili
bir
tutum
iindedirler.
Devlet,
bir taraftan,
dini
gretilerine
gre dzeninin korunma-
si.
ve
Allah'm
isteginin
yerine getirilmesi
iin gereken ilahi
k-
kenli dzenli
bir kurumken,
diger
taraftan
da,
alismasma da-
hil olanlari zehirleyen,
bir gekilde
iine girenler a1sindan
tehli-
keli
olan
kt bir kurum olarak
grlmgtr.
Hz. Muhammed'e
ait oldugu sylenen
bir deyige gre devlet
ve cennet
birleptiri-
lemez. Bir bagka deyige gre hkmet
etme
iginde gerekli ola-
rak
gnah
ve
ktlk vardir.
Bazen bu grgler
hkmet
iin-
de bulunanlar iin de dgnlmektedir. IX. yy'da
Bagdat'ta bir
vezirin punlari sylemistir: "Hkmetin temeli
gz boyamadir.
Eger ige
yarar
ve
mrl
olursa politikaya dngr."24 Bir
y-
kye gre, halife el-Mansur'un
sarayinda mutlulugun
ne
anla-
ma
geldigi
hakkinda konugulurken, halifeye
gerekten mutlu
bir insanm olacagi sorulmug. Halife gyle
yanitlamig:
"Ne
o
be-
ni
tanir,
ne
de ben onu."
Aika
grldg gibi
bunun anlami,
bir insanm hkmetle
ne
kadar
az
igi olursa
o
kadar mutlu ola-
cagidir.
slamiyet'in
teki
dinlerle
paylagtigt hkmetin kirsal
KESTLER
grntsnde de bu eligki
sz
konusudur. Bir
tarafta
sultan
ya
da halifeyi,
srs olan halkinin obani olarak onlar
adina
Allah'a kargi sorumlu
tutan
pek ok dini metin
bulunmaktadir.
Kirsal grntnn tam
tersi
de Misir'in Arap fatihi
Amr
ibn l-
As'in
syledigi belirtilen bir
szdr. Amr,
onu
Misir
askeri
va-
lisi
olarak tutup
gelirlerin bagina da bagkasini
getirmek isteyen
Hz. Osman'i
gyle
reddetmigtir. "Bu, biri
inegi sagarken benim
inegin boynuzlanni tutmam
olur.""
IX.
yy
bagmda bir Arap
edeblyatisino
bir derlemesinde Or-
taag'da
Mslmanlarin devletin dogasi
ve
amaci
ile ilgili fark-
h grgleri
aika
ortaya
konmuytur:26
"Devlete
islarniyet
tarafmdan dn
grev
venTmistir:
Adalet,
ganimet,
Cu-
ma namazz ve
cihad.
Islamiyet,devlet
ce
balk,
adar, adar diregi, ipleri
ve
omaklanna benzer. Islamiyet
adz
r
devlet
di
rek,
halk ip
ve
omaklar-
dir.
Hibiri
tekiler olmadan ige
yaramaz."
-
"Husrev
gunlan sylemigtir- Bir
lhede
fu
beg
gey
yoksa, orada du
rma-
ym:
Gl ynetim, adil
yargz,
sabit
pazar
bilge
bekim
ve
bir
akarsu."
"mer
ibn el-Kattab
da
Junlan sylemigtir:
Gsz
olmadan
yumu-
ak,
sert
olmadan gl
olanlar iyi ynetebilirler"
Klasik
slam devlet
ideali adi verilmeyen bir
kralm
tebaasi
ile ilgili syledigi
pu
szlerle aika
ifade
edilmigtir: "Kalpleri-
ne
nefretle
kirlenmemig
saygi
ve
saygisizhkla
kirlenmemig
sev-
gi
yedeytirdim."
180
9.
BLM
-
EKONOM
Modern
aglardan nceki toplumsal
ve
ekonomik
tarihi
ile
ilgili
yeterince
aragtirma
olmadigi iin
Ortadogu,
ok
az
anla-
gilir
ve taninir.
zellikle Ortaag Avrupa tarihi
gibi bagka alan-
larla karilatirildigmda,
Ortadogu
tarihi
ile ilgili
aragtirmala-
nn
yetersizliginin temel nedeni
belge sorunudur. Ortaag
Bati
Avrupasi'nin devletleri geirdikleri evrimle
modern
Avrupa'nin
devletleri haline geldiginde de pratik amalar
iin gereken bel-
ge
argivleri modern aglara
dek korunarak tarihiler aisindan
degerli bir kaynak olmugtur. Osmanh
imparatorlugu digmdaki
Ortaag
Ortadogu
devletleri, dig
istilalar
ve
i karigikliklarla
yi-
kildiklan iin, acik hibir gereksinimi kargilamayan argivleri
de
korunmadigindan dagilarak yok
olmuytur.
Osmanli mparatorlugu, 20. yy'da Bati etkisinin
-ve
idari
yntemlerinin yayginlaymaya
baglamasma
dek, Ortaag
son-
larmdan itibaren, idari
ve
siyasi a1dan kesintisiz olarak varh-
gini
srdren
tek
devletti
ve
argivleri de neredeyse
tamamen
el degmemig haldeydi. Osmanli argivlerinde yapilan
aragtirma-
lar,
o
dnemdeki
Ortaogu
tarihini nemli 1de
aydinlatmig,
hatta daha nceki
yzyillara
ait bazi
karanhk noktalara bile
igik
tutmuytur.
Osmanli aryivleri
ok
genigtir
ve
bir
o
kadar da
g-
lkler ierir.
Ortadogu
tarihinin, zellikle
de ekonomik
ve
top-
lumsal
tarihinin, ok
daha gansh diger alanlarm
dzeyine
ula-
gabilmesi
iin yapilmasi gereken ok
gey
vardir.
Yine de, eldeki
verilerden
hareketle Ortadogu toplumlarmm
ve
ekonomisinin evrimini
ana
hatlariyla izmek olasidir.
Bu
sa-
181
KESiTLER
yede, bunlara paralel
olarak degigen siyasi yapilann aiklanma-
si
da kolaylaacaktir. Tarun,
ok daha
nceki aglardan itibaren
en
onemli ekonomik
etkinlik
olmugtur. Blge
nfusunun
b-
yk ogunlugunun
geim
kaynagi
tarundir.
Yakin
zamana
ka-
dar
devletin gelirinin
nemli
bir blm de
tanmla geinenle-
rin emeklerinden
saglanmaktaydi.
Geleneksel
olatak
Ortadogu
tarimi
iki trdr. Ilki
ve
daha
nemlisi
nehir
vadisi tanmidir. Bu
nehirler F1rat-Dicle, Nil
ve
Orta Asya'nin
iki nemli nehri Amu Derya
ve
Siri
Derya'dir. Or-
tadogu'nun
teki yerlerinde,
Suriye-Filistin kiyilannda, Suriye
vadilerinde, bugnk
Trkiye'nin
ve
ran'in bazi
blgelerinde
de
ikinci tr, yagmura
bagh
tarim
yapilir. Bu tr tanm
daha
zor-
dur ve
nehir
vadisi
trne
gre
daha
az
rn verir.
Blgedeki nemli
bir
sorun
da
orman
azligi, dolayisiyla ke-
reste
eksikligidir. Eski aglarda Kuds tapinaginm
yapiminda
Lbnan'daki sedir agalart kullanilmigti.
Ancak'Islam
Ortaagi
dneminde
Ortadogu'ya,
Afrika'dan
ve
zellikle
Hindistan ile
Gneydogu Asya'dan kereste ithal
edilmekteydi.
Blgedeki
en
nemli
rn tahildi. En eski tahillann
ilkel
bugday
trleri,
arpa
ve
dari
oldugu bilinmektedir. Ortaag bag-
larinda bunday daha
ok nem kazanmigtir. Bugn de benzer
durum
sz konusudur.
Tarihi
bilinmemekle
birlikte, Hindis-
tan'dan pirin getirildigi, tanminin
iran ve
Irak'tan Suriye
ve
Mi-
sir'a kadar
yapildigi anlagilmaktadtr. VII.
yy
Arap fetihleri
stra-
sinda fatihlerin
Irak'ta pirince
rastladiklari
ve
bunun
onlar iin
bir
yenilik oldugu anlagilmaktadir.
Basra blgesinin fethinde
bulunan
bir Arap
tarafmdan anla-
tilan yk
ilgintir:
Bir Arap birlisince
sazlik
bir yerde
pustera
dgrlen
franlt
askerlerden
birinde hurma,
tekinde
de daba
sonra pirin
oldugu
anlaplan iki
sepet
kalmyyta.Arap komutan
asherlerine, "Hurmalari yiyebilirsiniz
ama
dige-
EKONOM
rini yemeyin,
o
dpnanm bize haztrladigt bir zehir olabilir,
"
dedi. Asker-
ler
burmalart ytysp diger
sepete
dokunmadtlar
ama
bir
at pirinci
yeme-
ye
bagladz. Askerler
atz
zehirlenmeden yiyebilmek iin kesmeyi dgnr-
lerken,
atzn
sabibi acele.etmemelerini,
zamamgeldiginde gerekeni
yapa-
cagmt
syledi. Ertesi sabah
aten
lmedigini grdhlerinde,
ategte pirincin
habuhlannt yakttlar.
Komutanlara 'Wllahen adryla
yiyin," dedi. Askerler
pirinci
yediler
ve
ok
lezzetli buldular.
Pirin
taruni ve
tketimi Arap
ynetiminde batiya yayildi.
. Argivlerde
baska tahillarm
da adlari gemektedir. Bunlar
ara-
sinda,
bugn de Ortadogu'nun
ve
zellikle
Misir'in baglica be-
sin
maddelerinden
olan
bezelye, fasulye,
mercimek
ve
nohut
bulunmaktadir.
inde
yag
bulunan
bitkiler ok nemliydi
ve
bu
bitkilerin
yaglari
aydmlatma,
sabun
yapimi ve
yemek iin kullanihyordu.
Ortadogu
ve
Kuzey Afrika
blgesinde,
en
nemli yag
kayna-
gi
olan
zeytin nde gelen rnlerinden
biriydi.
Blgeye dogu-
dan gelen
ve
Arap-Mslman
ynetimi altinda batiya giden
bir
bagka
besin maddesi
de
geker
kamigiydi.
Seker
kamigi ran'da
"Seker"
ve
"Kand" olarak
bilinirdi. Her
iki szck de
"sugar"
ve
"candy"
olarak
ingilizce'ye
gemistir.
Helen-Roma
dnyasm-
da pek
taninmayan
geker
yalnizca
tip
alaninda kullanilirdi. e-
cekler
ve
yiyeceklerin tatlandinlmasi
iin bal kullanilirdi.
Or-
taag'da retimi
Misir'a
ve
Kuzey.Afrika'ya
dek yayilan geker,
Mslman Ortadogu'ntm
Hiristiyan
Avrupa'ya
ihra
ettigi
bag-
lica maddelerden
biri oldu.
Sekerkamigt tarimi ve
plantasyon
sistemi Kuzey Afrika'dan
Mslman
ispanya'ya, oradan
Atlan-
tik
adalarma,
sonra
da Yeni Dnya'ya yayilm1stir.
Baharat Ortadogu'da
egitli
blgelerde yetiptirilir,
aynca
G-
ney ve
Gneydogu Asya'dan
da
ok
miktarda ithal
edilirdi.
Ba-
ti
dnyasma
Ortadogu'dan
yapilan
bu
nemli ihracat, Avrupali
denizci devletler tarafmdan Asya'ya
bir deniz yolu
ailarak de-
netim
altina almasma
dek srd. Sicak iklime
sahip
blgelerde
i
183
.I
KESTLER
yiyecekler,
zellikle
de et
abuk bozulmamasi
iin tzlanarak
saklanirdi. Bu
yntemle korunan
yiyeceklerin yenmesi
iin
ba-
harat ok
gerekliydi.
Hayvanlann beslenmenin
yant sira,
ulagtirma iin de
yogun-
lukla kullanildigi
bu
toplumda
hayvan yemi
de
nemli
bir
ge-
reksinimdi. Soguk iklimli blgelerde glyim
iin
baglica
malze-
me
olan deri
ve
yn,
sicak
iklimlere
uygun
olmadigmdan ince
giysiler
iin
iglenebilir rnler gerekiyordu.
zellikle

tane-
si ok
nemliydi. Ketenin, Ortadogu'da,,
zellikle mumyalann
sanldigi bezlere bakarak
Misir'da
antik aglardan
itibaren
re-
tildigi
anlagillyordu. Pamuk,
Dogu Asya'dan gelmig,
ilk olarak
iran'da
rastlanmig, oradan da batiya tayinmigtir.
Dut
agaciyla
beslenen
ipek bceginin
rn
ipek
VI. yy'dan
sonra
Ortado-
gu'da
retilmeye
baglamigtir. zellikle
Suriye ve Iran
ipeklileri
ok begenilirdi.
Boya
ve
koku retmekte kullarfilan bitkiler de
iyi
giysileri
tamamlarlardi.
Papirs,
ok
nemli diger
bir
sanayi
rnyd. Nil klylla-
rinda
byyen bir
sazdan elde
edilen papirs
nce pargmen,
sonra
da kagit bulunana
dek Dogu
Akdeniz dnyasindaki
te-
mel
yazi
arac1ydi.
Sebze
ve meyve
yetigtiriciligi de
olduka
yaygindi.
Daha
nceki dnemlerde baghca
meyveler hurma,
incir
ve
zmd.
Meyvesimn
yani sira, parap
uretimi
iin
de yapilan zm tan-
mi
islamiyet'ten
nce ok
daha
yaygindi. Hurma
ise
zaten
vaha
ve yan
l iklimi bitkisidir. Kayisi
ve
geftali gibi Ortadogu'nun
teki meyvelerinin ogu, ran
ve
dogu
kkenliydi. Bati'da ha-
len enginar,
ispanak
ve
pathcan
iin ilk geldilderindeki Arapa
ve
Farsa
adlan
kullanilmaktadtr.
-
Narenciye
tanminin
ilgin tarihesi ok net
degildir. Birok
Ortadogu dilinde
portakal
iin
Portekiz'den (Portugal) treti-
lerek Trke
"portakal",
Arapa
"bortakal"
adi kullanilir ve
Af-
EKONOM
ganistan'a de benzer
adlarla anilir.
Aslinda
in
ve
Hindistan'da
daha
nceden
taninan portakali Ortadogu'ya,
XVI.
yy
baglarin-
da Portekizliler
getirmigtir. Pers
imparatorlugu'nda
narenciye
meyveleri
Islamiyet'tenok
daha nce
taninirdi. Tevrat
ve
Pers
kaynaklannda
"turun"
adinda (Arapa
"utru.ja",
branice
"eth-
rog")
gzel iekleri olan
kk, ekgi,
yenilebilir
bir
narenciye-
nin ss iin kozmetikte
ve
gerbetlerde
kullanildigindan sz edil-
mektedir. Farsa
"narang"
denilen
bu
meyve,.
Arapa'ya da
"na-
ran" adiyla
gemigtir. Portekiz'de
ve
Bati'daki
bagka lkelerde
buna benzer adlarla
anilan yenilebilir
tatli
bir
meyve
vardir.
Bu
meyve,
IX.
yy
Arap
gairi
ibn al-Mutazz
tarafindan
gen
bir kizm
yanaklanna
benzetilmigtir.
Ibn
al-Mutazz,
byk olasihkla
o
d-
nemde Hindistan'dan
gelen
limondan
da
sz etmigtir. Ortado-
_gu'da
hizla yayginlagan
limon, Avrupa'ya
gitmistir. Avrupa'da
bu
iki
meyve
halen
Pers-Hint
adlari
kullanilinaktadir.
Sphesiz
Ortadogu'ya
bu meyveleri Uzakdogu'dan
Mslman
kervanci-
lar
getirmigler, Ralilar da Avrupa'ya
gtrmglerdir.
Ortadogu'ya
misir,
ttn, domates
ve patates
gibi
hi
tanin-
mayan
Amerikan
bitkileri, Bati Avrupal11ar, zellikle
Portekiz-
liler tarafindan
getirilmigtir.
Trk
tarihisi
brahim Peevi
1635
yilmda
konuyla ilgili
punlan soylemigtir:2
"
sanm
iini bulandtran
dumam
ve
kokusuyla
ttun 1009'da
nila-
d 1600-1601)
kafir ingilizler
getirmig
ve
birtaktm mtubet hastahklart-
nz
tyile tirecegini syleyerek
satmylardtr K:sa srede zeuk
dgknlevi t-
tne bagsmh bale gelmi ler
zevk
dgkn
olmayanlar bile imeye bag-
lamylardtr.
Bu bagtmhhga kudretlilerin
ve
byk ulemanm
da ogu
tu-
Yakin
zamanlarda,
kkeni Ortadogu
olmayan iki
bitki de
blgedeki ekonomik
ve
toplumsal
yagami
ok etkilemigtir.
Or-
taag baglannda
bir Arap
gezgini
in'den
ilgin
bir
yk
an-
latir:
KESTLER
"Kaynamq supla
iilen
bir bitkinin ve
tuzun tm
gelirinin
sabibi kral.
Sakb admdaki bu bitki ber gehirde
ok pahahya
satdyor. Du
bitkinin
yapragt da kokusu
da
naneden daha ok
ve
acamtsrak
bir tadt
var.
Kay-
namq suya
atdyor. Tm kamu
maliyesi geliri, bu bitkiden, tuzdan
ve
helle vergisinden saglantyor."
.-I
-
XI.
yy'da
nl
yazar
el-Biruni,
in
ve
Tibet'teki
ay
tarimi ve
kullanimi
ile ilgili daha ok bilgi
vermektedir.
Iran'a
ay
ime
aligkanhgini XIII.
yy'da
Mogol
fatihlerin
getirdigi biliniyor
ama
fazla
yayginlagmadigindan
buradan batiya
ilerlemesi hakkinda
bir kamt
bulunmamaktadir.
Iran'da
ayin
yaygin
olarak
iilme-
ye
baglamasi,
Rusya'dan
getirildigi XIX.
yy
bagina
rastlar.
XX.
yy'da Trkiye
ve
ran'da
devlet
tegvikiyle
ay
tarimi
yayginlag-
tirilm14tir. Bunun bu
lkelerde
yetigmeyen
kahveye
bagiml111gi
azaltmak
iin yapildigi
dgnlebilir.
ay
tarimi
ok
nemli ol-
mamig,
yalnizca
yerel tketim
ve
biraz da
ihracat iin yetigtiril-
migtir. ayla
1700'de
tanigan
Bati.Magrip,
ay1n
ok
tketildi-
gi
bir
yerdir. Buraya
ayi
Fransiz
ve
ngiliz
tccarlar, Kuzeybati
Afrika'nin Avrupa
pazarlanna
katilmasi beklentisiyle
getirmigtir.
Fas'in milli
iecegi,
nane
yapraklariyla yapilan
ay
olmustur.
te
yandan kahve,
blgenin
tamaminda
en
nemli
iecek-
tir. Kahvenin,
Habeyistan'dan iktigi,
adini bugn
de yaba-
ni
kahve
bitkilerinin
yetiptigi
Kaffa'dan aldigt bulunan
kamt-
lar
arasladadir. XIV.
ya
da
XV. yy'da kahve
Kaffa'dan Yemen'e
getirilmigtir.
Misirh bir
yazar
punlan sylemigtir:
"Misir'a Ye-
men'de adina
"kahva"
denen
bir
ikinin yayildigi,
Sofi geyhle-
rinin ve
baskalanmn dua
ederken
uyanik
kalmak iin
itigi
ha-
beri geldi." Yazar, Yemen'e
kahveyi
Habegistan'a
giden bir
gez-
ginin
getirdigini
anlatir:4
"Aden'e
dndkten
sonra
hastalanan adam
gerirdigi kahveyi izp
iyilegti.
Kahvenin
halsizligi
ve
Jorgunlugu gidenp
vcudu
canlandtrdigtm
fark
etti.
Kendisi bir Soff olunca,
teki Sofiler de kahve imeye bagladtlar.
Ar-
dufdan
halkm tamamt,
aydmlar da
stradan
insanlar
da imeye
bala-
186
EKONOM
ddar
ve
kahve ime ahyhanht
yayaldt."
Gerekten
de kahve ime ahykanligi
yayginlagmisti. 1511'de
kutsal Mekke gehrinde kahve iildigi
belirlenmigtir. Byk
bir
olasilikla
buradan
da
lkelerine
dnen hacilarla
birlikte Suri-
I r
ye'ye,
Misir'a,
Iran'a
ve
Osmanli topraklanna
gitmigtir. XIX.
yy
baglanna dek kahve Iran'in
en
nemli iecegi olmuytur.
Ba-
ti
dnyasi
ay1
inve
Hindistan'dan
daha
ucuz,
daha kalite-
li
ve daha bol bulurken,
kahve bir sre bir Ortadogu tekeli
ol-
muytur.
Avrupa'da
kahve, kahve ienler
ve
kahvehaneler
km-
senmigtir.
stanbul'daki Venedik elilerinden Gianfrancesco
Morosini 1585 yilinda
gittigi bir kahvehaneden pyle
sz
eder:
"Bu
insanlarm
tm, kt giysili, igi
gcu olmadtge iin
zamanlanm bo-
Ja
harcayan
kipilerdir. Srekli bir yerde oturarak insanlar
arasmda,
so-
kaklarda
ve
dkhanlarda, "Kavee"
dedibleri bir
tohumdan
yaptlan, ol-
duka sacak kara
swtyr
ierler."
1610'da
Trkiye'yi
gezen
ngiliz
George
Sandys'in
grgleri
ok
daha olumsuzdur:
"Tm
gn kahvehanelerde oturarlar
ve
"Koffa" admi
verdikleri ok sicak iecegi
ierler. tikleri
is gi-
bi kara
renktedir
ve
tadi
da
ona
benzer..."
Ne
var
ki, kahvede
de, kahvehanede de Avrupahlarin
hoguna
gitmigti. retimi
o-
gunlukla
Yemen'de olan kahve, ok
gemeden Ortadogu'nun
Avrupa'ya ihra
ettigi baglica rn oldu. Eskiden ok krli olan
baharat
ticaretini kaptiran
Mis1rblar iin
kahve, gittike by-
yen
Avrupa
pazarmdas baharatin
yerine geecek bir rnd.
Avrupa'daki ilk
kahvehane, Viyana'da
ikinci
Trk kupatmasin-
dan
sonra
aildi.
Bu hak istegi
zerine,
Trk hatlari
gerisinde
Avusturya istihbaratma
yardimci
olan bir Ermeni'ye dl
ola-
rak verilmigti.
Kahve
ve ay1n
Ortadogu'da
bu denli popler olmasinm,
kahvehane
ve
ayhanelerin nemli toplumsal
merkezier olma-
187
KESiTLER
lanmn
nedeni kolayca
anlagilmaktadir.
Musevilik
ve
f1ristiyan-
lik'tan
farkli
olarak, Islamiyette
alkoll ikiler yasaklanmigtir.
Arna
yasak
tamamen
de
etkili olamamigtir.
Siirler'de
ve
bagka
'
yazilarda yogun
olarak iki imenin ve
hatta
ayyagligin kamtla-
ri
bulunur.
Ancak
ya
zel
bir
evin yksek duvarlan
arkasinda
ya
da bir Islam
devletinin
yasak kapsamina girmeyen
Msl-
man
olmayan halki
arasinda,. ikinin
gizli iilmesi gerekiyordu.
Klasik Fars
ve
Arap
glirinde, meyhane
ve
meyhanecinin
piirde-
ki
sembolleri, Hiristiyan manastin,
kepigler
ve
Zerdgt
rahip-
ler
olmugtur.
Hoggrldklerinde
bile
bunlarin gizli
olmast
zo-
runlu oldugundan Ortaag islam
gehirlerinde Battdaki
meyha-
nelerine benzeyen
hibir
yer
bulunmuyordu.
Bu
bogluk kah-
vehane
ve
ayhanelerle gideriliyordu.
Kisa sre
iinde kahve-
hanelerin
ihanet
ve
dedikodu,
en
kts
de kumar
yuvalari ol-
dugu
gikayetleri baglamigt1.
Blgede
ilkel
tarim
teknikleri kullanihyordu.
Daha
nce-
ki
aglarda kullanilan basit
tahta
ve
tekerleksiz saban,
blge-
deki bazi
yerlerde
gnmzde
de
kullamlmaktadir.
Genellikle
sabana katir,
kz, ogunlukla
da at
kopulurdu.
Zengin
nehir
vadisi blgelerindeki
tanmda
verimli
rn
almak iin
ok
a-
baya
gerek
olmazdi. Bazen
yilda iki rn
alindigi iin daha
sert ve
zayif olan
iklimlerin teknolojik icatlari gerektiren g-
lkleri
olmazdi.
Bu
lkelerdeki iki karakteristik
olgu,
teknolojik geligmele-
rin olmamasmin bagka bir
nedeniydi.
Manastirlarda rn yetig-
tirmeye
kendilerini
adayan
egitimli kipilerin,
egitimli iftilerin,
niversite egitimi
almig,
iftligini idare
ederken egitilen, kargi-
lagtigi tarim
sorunlari iin
egitiminden yararlanan ingiliz tagra
beyinin
kargillg1bu
toplumlarda bulunmuyordu.
Ortadogu'nun
birka
istisna digtndaki
egitimli beyleri
iftilikle
ugragmaz, ift-
iler de
egitimli
olmazdt. Genel
olarak, tarmdaki
teknolojik
ge-
EKONOM
ligmeyi saglayan entelektel
disiplin, teknik
beceri
ve
t-inmla
i
ie
olma eksikligi
sz konusuydu.
Klasik
Islam dnemi, sulama
digmda
tarim
teknolojisine
pek
.katki
saglamamigtir
ama
Ortadogu'daki
tccarlar
ve
ift-
iler zellikle gida
maddesi
rnlerinin
egitliliginin
artmasi-
ni
saglamiglardir.
Dogu
ve
gneydogu Asya
rnlerinin
batiya
gidigi
slamiyettennce baglamigtir. Eski Irak'ta
ve
Iran'da Do-
gu
Asya
kkenli
rnler
yetigtirilmigtir.
Daha
batida bu rn-
ler, egzotik,
lks
ve
pahali rnler olarak
grlmgtr.
rne-
gin
eski
Roma'da geftali
tanman
bir
meyveydi
ve
bugnk
adi
olan
"peach"
bir Roma terimi
"persicum
malum'dan
Gran
el-
masi) gelmektedir.
lk kez islami fetihlerle Bati'da Avrupa'dan,
Dogu'da
in
ve
Hindistan'a
dek tek bir ekonomik
ve
siyasi
bi-
rim olugturulmustu.
Yeni rnlerin
keyfedilmesi
ve
yay11masm-
i i
da, byk olasilikla
Basra
Krfezi'nden
Hint Okyanusu'na
ve
daha
ilerilere
giden Mslman
denizcilerin, Orta Asya'da
bulu-
nan
Mslman gezginlerin
ve
askerlerin nemli
etkileri
olmug-
tur. slamiyetdneminde iran'dan Mezopotamya'ya,
Kuzey
Af-
rika'ya
ve
Avrupa'ya dogru gereklegen
hareket, pamuk,
engi-
nar,
pirin, karpuz,
muz,
patlican, narenciye
ve
geker
kam141
gibi egitli
gida maddeleri,
baharatlar, iplik yapiminda
kullam-
lan
rnler,
hayvan yemi,
tipta ve kozmetikte yararlanilan bit-
kileri de ieriyordu.
Ortaag Mslman
gezginlerince, her
bi-
rinin egitli alt trleri
bulunan olduka
genig bir rn egitlili-
gi
anlatilmigtir. 1400'de
Kuzey
Afrika
kiyilarlyla ilgili
bir yazida,
altmig
beg
egit rn,
otuz
alti
egit
armut,
yirmi sekiz
eyit
in-
cir
ve on
alti
egit kayisi oldugu anlatilmistir.
Ortadogu'da
en
byk beceri, byk nehirlerin sularmi ko-
ruyarak.dagitmak
zere yapilan olduka hassas kanal
sistemin-
de, yani sulama alanmda sergilenmigtir. Bu yalmzca iftilerle
yap11mamig, brokratlarm
ve
teknokratlann
da katkilanyla
ger-
I A
KESITLER
ekleptirilmigtir. Kimi
tarihilere gre,
nehir vadisi toplumla-
nn
merkezi sulama igleri,
modern brokratik
devletle gdm-
l
ekonominin
ekirdegini
rneklemektedir.
Tahil
kaybini
nlemek zere harman,
ogunlukla orak
ile
yapihrdi
ve
tahil yk
hayvanlan
ya
da kleler
tarafindan dn-
drlen degirmenlerde
ya
da
el
aletleriyle
havanda
tlr-
d.
Bugn de blgede bazi
yerlerde
bu
yntemler
kullanil-
maktadir.
Misir'da
toprak
her
yil Nil'in
tagidigi
ainvyonlar sayesinde
yeniden
gbreledigi iin
gbreye gerek
olmazdi.
Genellikle de
en
ok gerek
olan
yerlerde gbrenin
bulunmamasi,
topragin
tkenmesine
neden olurdu. Bu durum
Irak'ta
nehirlerle gelen
tuzlu birikintilerle daha da
ogalirdi. Dzenin
ve
bangin hakim
oldugu
zamanlarda
buralar
kurutulur ama
kangik
zamanlarda
bu
yerlerle
ilgilenilmezdi.
iftiler,
nehirlerin yeterli
su
birak-
tiklan nehir
vadileri dipindaki
topraklan bir
yil
ekerler,
bir
yil
da
nadasa birakirlardi.
Antik aglarda dahi
erozyon sorunu
yaganmigt1.
Ortaaglar-
da
ve
gnmzde de durum
degigmemigtir.
Gebelerin her
si-
vil
dzen
bozulmasinda,
lden
tanm
topraklanna
gitmesi,
-
ln
ekilen topraklar aleyhine genilemesiyle
sonulanmigtir.
ln
ilerlemesinin birka
nedeni
vardi.
ln
genigleme-
sinin
nlenmesi iin
savunma
hatlarina ihtiya
vardi. Sivil
d-
zen
kesintiye
ugradiginda l genigliyordu.
Daha
somut bir ne-
den de
keiydi. Otu kesip yiyen koyunun
tersine, kopartip
yi-
yen
kei,
otla birlikte
topragin
st tabakasini da kaldirdigi iin
toprak
zayiflayarak
rzgarla
uuyordu.
Bunun
yani sira,
keiler
agalann kabuklanni
da
yediklerinden
agalan
ldryordu.
Bu
nedenle
rzgara
aik hale gelen
ovalar
yine
toprak kaybi-
na
ugruyordu. Blgenin byk bir
blmnde
bu ve bagka
et-
menler
nedeniyle
toprak kaybi
rneydana gelmigtir. Bu durum,
EKONOMI I
modern aglarm ekili topraklari, eski aglarin arkeolejik
bu-
luntulanyla kargilagtirildigmda aradaki
arpici
farkla
aika
g-
rlmektedir.
XIV. yy'da
yazan
ibn
Haldun,
"bina,
heykel, gehir
ve
ky kahntilarmdan
gemigte byk bir
uygarhm varoldugu
anlagilan
Kuzey
Afrika'da yikimin
hkm
srdgn"
anlatir.S
Mali
ve
bagka belgeler,
tanm
rnlerinin
ve
onlardan sagla-
nan
gelirlerin Roma'nin
son
aglarindan itibaren azaldigmi
gs-
termektedir.
Bu durum Arap
istilalari zamamnda daha
da
art-
mig,
kisa sreli
bir dzelmenin
ardindan
slami
Ortaag'da
da
srmgtr. Bu gerilemenin pek ok
gstergesi bulunmaktadir.
Ortadogu
ve
Kuzey Afrika'daki
birok blgedeki
terk edilmi
kyler,
iftlikler
ve
kuyular,
retimin
dolayisiyla da
gelirin
azal-
masinin
belgesel kanitlaridir. Bununla
birlikte, genellikle
vergi
yk, tefeciler
ve
benzeri
sorunlarla
kyden
pehre
g
ve
n-
fusta
azalma oldugu
da
anlagilmaktadir.
Hkmetin, st
siniflarm
ve bir
lde
de dinin, topragi ip-
lemeyi
ve
igleynleri
apagt
grmesi,
tanmsal retimdeki
dg-
gn
nemli
bir nedenidir.
Islamiyet bir keivan
pehrinde
dog-
muytu. Hz.
Muhammed'in ailesi
tccardi
ve
lmnden
son-
ra
taraftarlan
fethettikleri byk imparatorlugu
tm
eyaletler-
de bir garnizon
gehirleri agmdan
ynettiler.
ok
gemeden bu
garnizon
gehirleri,
Islami kltr
ve
grenimin
merkezleri ol-
du
ama
kirsal kesim daha
uzun
sreler
Islamiyetten
nceki
es-
ki dinlere bagli kaldi. Zaman iinde
kyller de islamlagtinldi
ama
yine de
eski izler silinmedi.
Sehirli
Mslmanlann, Msl-
man
olmayan
kylleri ynetmesi
rnegi,
Balkanlar'da
ve
Hin-
distan'da yeni
Mslman imparatorluklarm
kurulmasiyla yeni-
den yagandi.
Hz. Muhammed'in
hadislerinde sika
ticareti v-
-
dg grlrken, ok azinda
tarima
saygi
grlr. Benzer bi-
imde,
geriat
da gehirlilerin yagamlarna
ve
sorunlarma
daha
fazla ilgi gstererek
bunlan
en
ince
aynntilanyla
inceler
ve
d-
KESITLER
zenler.
Kyllerin durumuyla,
vergilerin denmesi diginda, faz-
la
ilgilenmez.
Devletin
ve tanm
alanlarinin, tarmdan anlama-
5
.
yan
ve
blgelerinin
uzun
vadeli refahini
pek dgnmeyen
as-
i
e
kerlerin denetimine giren
ekonomi yznden durum ok da-
ha kt bir hl
aldi.
Blgedeki topraklann byk blm
yan
kuraktir. Tanma
ve
bykbag hayvanlann
otlamalanna
uygun
olmayan bu
top-
raklar,
kei ve
koyun
yetigtirilmesi iin
yeterliydi. Bu
hayvan-
lardan
et,
yn
ve postun yant sira,
Ortadogu'nun baghca besin
kaynagi
olan
st ve
yogurt
elde ediliyordu. Blgeye bin yildir
hakim
olan gebe hayvancilik kltr
ile ilk ilkel
tarmin
bir-
legmesi
uygarligin
baglamasmi
saglamistir. Tarih
ncesine dek
giden deve
gerligi bedevilerin
ekonomisinin
ve yaam
bii-
minin
merkezi olmasinin
yaninda,
bang
zamamnda da,.
savag
zamaninda
da
nemli
bir
ulagim
araci
olmustur. Eski
Arabis-
tan'da ok at
olmadigindan, atlar adlari
ve
soylarlyla an1hrdi.
slamiyet
yayildiktan
sonra
tran,
Bizans,
sonrasinda
da Ber-
beri hayvanlan kullanan Arap
yetigtiricileri srlerini olabildi-
gince
genilettiler
ve
bozkirlann
otlaklarmdan fazlas1yla
yarar-
land11ar.Avrasya
bozkirlanmn
gerleri arasinda
da atm
nemi
bykt.
ahymasi ya
da
eti iin
az
sayida iftlik
hayvani bes-
lenirdi. teki
uygarliklar iin
nemli olan
domuz, islamiyet'in
Musevilik'le paylagtig1 bir
tabu nedeniyle yasakti. Kimi tarih-
ilere gre,
Mslman fatihler spanya'ya,
Balkanlar'a
ve
Ba-
ti
in'e
ulagttklarinda
domuz, fethin
cografi sinirlanni izmigtir.
Bu
lkelerde yzyillar
boyu
Mslman
egemenligine srdg
halde, domuz yetigtiren
ve
yiyenler arasmda
slamiyet
kk sal-
mamigtir.
Kmes hayvanlan et ve
yumurtalan iin beslenirdi.
Misir'da tavuk yetistiriciligi, Batililar'm ilk grdklerinde hayre-
te
dgtkleri bir
teknikle yapiliyordu.
1655 yihnda Misir'a
giden
Franstz
gezgini
Jean
de Thevenot gyle
anlatir:6
EKONOM
"Kabire'de rastladtgem ilgin
geylerden
biti de tavuklar
kuluaya
yats-
nlmadan
yumurtalardan
civciv zkanlmass,
bu civciclen'n
de kiloyla
sa-
tilmastyrdt. Burada
Jumurtalar
alzh
firena
konur
ve
finnm ests:
dogal
asz-
ya
ok
yakin
oldugundan
civcivler olugarak
yumurtadan
akarlar
..
F1-
onlart agtzlanna deve
ya
da kz
dyktst koyarak
tssterlar
ve
her
gn
es-
hisinin yerine yeni
sacah dryk:
koyarlar... Baztlan bunun iklimi
secak ol-
dugu
iin Mastr'dan
bayka bir yerde yaptlamayacage
gnigndeler
ama
Floransa Bytik Dh
bu.nu yapanlardan
binni
getirtzp
Floransa'da
da
yaptenmigter. Bunun Polonya'da
da
papzldtgme
duydum.
Kuluka makinesi adi verilen
bu yntem, Thevenot'nun
da
belirttigi gibi
daha
sonra
Avrupa'ya
da gitmig
ve
ok
yaygin
bi-
imde
uygulanmigt1r.
Bat1Avrupa'da hayvancihk ile
tanm
yakm
bir iligki. iindeydi
ve
genelde
ayni
ellerde
bulunuyordu. Or-
tadogu'da
gebeler ile
kyller
arasinda
daha eski aglardan
gelen
bir
atigma
ve
aynlik
sz konusuydu. Hayvancilik ile
ta-
rim birbirinden ayriydi, ogunlukla
da kargitti. Bir kyl gn-
delik igler
iin birka hayvana sahip
olabilirdi
ama ta1ma
iin
de,
eti iin
de hayvan yetiptirmek gebenin
igiydi. Bu
atigma
eldeki
en
eski Ortadogu
yklerinden
biri olan
Habil ile Kabil
yksnn
bagmda da gemektedir.
"Bu kardeplerden biri hay-
vancilik
yap1yordu
ve
kurban olarak
bir hayvan
getirmigti. te-
ki kardeg tarunla ugra1yordu
ve
doganin
rnlerini
getirmigti.
Allah gebeleri seerek
hayvan
kurbani
kabul etti
ve
doganin
rnlerini
reddetti.
Bunun zerine kyl Kabil,
gebe Habil'i
ldrd." Ortadogu'nun tarihinde
genellikle
bunun tam ter-
si gereklegmig, yani gebeler
kyllere saldirmiglardir. Orta-
dogu'da ekili topraklann
tamami
gebelerin yagadiklari
lle-
rin ok yakmmdadir.
Gebeler de sivil
otoritenin
savunmasi-
nm
her zayiflayiginda bu durumdan
ararlanmaya hazir olmug-
lardir.
Uygar topraklarin
gney
ve
kuzey smirlannda, Arabistan
llerinde
ve
Avrasya
bozkirlannda
imparatorluk
olmay1 bek-
leyen gebe
kralliklan
ve
beylikleri bulunuyordu.
193
KESITLER
Sanayi
iin zellikle de ortaaglann
en
nemli
sanayii
olan
kumailik iin
hem
hayvancilik hem de
tarim
hammadde sag-
hyordu. Avrupa'ya
yapilan kumag ihracatinin
nemini Ortado-
gu
kkenli kumag
adlan da
gstermektedir.
Musul'dan Mus-
lin,
Sam'dan
"damask"
(damascus)ya
da
teknik terimler olarak
"taffeta"
(Farsa taftah)
ve
"mohair"
(mukhayyer)
gibi. Minder-
ler,
duvar kaplamalari
ve
diger
dpeme
egyasi
da
retilen
ve
ih-
ra
edilen kumaglara
dahildi. Deri
ve
yn
gebeler, pamuk
ve
keteni
kyller saglardi. nemli
hammaddelerden kereste,
ok
at
bulundugu ve
pahali
oldugu iin
ithal edilirdi.
Mineraller
de
ok nem
tagiyordu.
Metaller madenlerden
i-
karihr, kil ve tag
gibileri de
toplanirdi.
Tarih ncesi
aglardan
beri
Ortadogu'da bakir, altin
ve gmg
madenleri
igletiliyordu.
Bronz,
milattan nce

bin
yil nce Dogu
Mezopotamya'da,
iki bin
yil nce Misir'da yapiliyordu. Kalay,
uzaklardaki
"kalay
adalan'ndan yani
Cornwall'dan, demir de
Tratiskafkasya, Er-
menistan
ve
bugnk
Dogu Trkiye'den
getiriliyordu. Ortado-
gu
madenlerinin ogu
antik aglarda tkendigi iin birok
is-
lam
devletinin gvencesi
uzaklardaki lkelerden
ve
uzak
eya-
letlerinden yaptiklan ithalatti.
iran'da,
Ermenistan'daki uzak blgelerde,
yukarl
Misir'da
ve
Sudan'da maden kalmigti
ama
Ortadogu'da, yani Misir
ve
Me-
zopotamya'da
neredeyse tmyle tkenmigti. Gmg
ile
altin
bagka
yerlerden
getirtiliyordu.
Olaylann
akipin1
bu
madenlerin
aranmasi
ve
getirtildigi
yollar nemli
lde etkilemigti.
Afrika
madenleri
ve
zellikle Sudan ile Misir
arasinda kalan
sinir
bl-
gesinde
Assuan'm
gneyinde
Allaki,
islam
dnyasi iin
en
zen-
gin altin kaynaklanndan biriydi.
Altin
ve
kleler,
Mslman-
lar'in
Sahra'nin gneyine inme
nedenlerinden
biriydi. Gmg,
zellikle
eski
Sasani
topraklarinda olmak
zere birok
yerde
bulunuyordu.
EKONOMl
Sanayi teknikleri ilkel haliyle
kalmigti. Bazi istisnalr
digm-
da, insan
ve
hayvan gc
tek enerji
kaynagiydi. icat
edilen
ve
kullanilan birka kk otomatik makine
daha
ok
oyun-
cak
gibiydi. Mancinikti
ve
degirmen, bunlar digmdaki tek
ma-
kineydi. Bugn de kullanilan, hem
su
hem de
ruzgarla aligan
degirmenler ok eski aglardan
kalmadir. Ancak
degirmenle-
rin
sayisi
Ortaag baglarmm Batisi
ile
kargilagtirildiginda bile
ok azdi
ve
smai amali
degil, yalnizca tahil
gtme
ve
sula-
ma
amah
kullamliyorlardi. Diger makine
de,
savaglarda
mtug-
turucu
sivilarla
dolu kovalan dgman gemi
ve
gehirlerine
fir-
latmak iin kullamlan
mancimklardi. Avrupa'dan
top
ve
topu-
nun
Ortaag'in sonlarma
dogru ithal
edilmesine
kadar,
manci-
niklar,
bkmeyle, gerilimle
ve
en
ok
geligtirildiklerinde
de bir
dizi kargilikl1
agirligin
hareketleriyle kullanilirdi. Bu yntem-
le, daha byk glleler,
daha byk bir kuvvetle, daha uzak-
lara firlatillyordu. Kalkan,
kili, zirh
ve haner
gibi teki
savag
aralari,
sanayi
retiminde
ve
uluslararasi
ticarette mal olarak
onemli
bir
yere
sahipti.
Uygun hammaddeler
olmadigmdan
enerji
retiminde
ilerle-
nemiyordu.
Bati
Avrupa'daki
odun
ve
kmrden
ya
da pek ok
irmak
ve
aglayandan saglanan
su
enerjisi
ile
kargilagtirilabile-
cek
hibir
gey
yoktu. Petrol vardt
ama
ikartilmasi
ve
kullanil-
masi
daha
ok
uzun
aglar
sonra
mmkn olacakt1.
Petrol,
eski
ve
ortaaglarda
ancak
kendiliginden yzeye iktigmda kullani-
lirdi. Petrol, Zerdgt
iram'nda tapmaklardaki
kutsal alevi yanik
tutardi.
Islam
ve
Bizans imparatorluklarmda ise petrol,
savag
si-
lahlari
iin
patlayic1 kangim yapiminda kullanilirdi.
Giyinmekten
sonra
gelen
en
temel
gereksinim barmmakti.
zel
ve.
kamuya
ait binalarm ingaati,
dgeme
ve
sslemesi iin
gereken
malzemelerin
retimi iin pek ok
sanayi
geligmigti.
Sehirlilerin
gereksinimleri arasinda
kap kacak, bagka egyalar,
195
KESITLER
kokular,
sabunlar,
yazi
iin
mrekkep,
pargmen,
papires ve
daha sonralan da kagit
yer
aliyordu.
teki
uygarhklarda sanayi retimi iin
nemli
bir itici
g
olan
ulagim,
Islam
topraklannda
o
kadar
nemli degildi. B-
yk
bir
olasilikla
odunun
ve
madenin
az
olmasi nedeniyle
te-
kerlekli
aralar ok
az
kullanihrdi ve
onlar
iin
ok
az
yol
ya-
pilmigti.
Kimi
zaman
tekerlekli arabalann
varkgindan
sz
edi-
lir,
hatta bazen
anlatihr
ve
resimleri izilir
ama
bunlar
olagans-
t
geyler
olarak grlmgtr. Fas'in
yerlisi olan ibn Batuta,
XIV.
yy'da Fas'tan
Ortadogu yoluyla Orta Asya'ya
seyahatinde, boz-
kinn
Trk
halklan
arasinda grdg
tekerlekli arabalari
anlata-
cak denli
nemli bulmuytur. XVIII.
yy'da Frans1z gezgini
Vol-
ney
gunlan
sylemigtir:7
"Surive'nin hibir yerinde tek bir araba
olmadtgzm belirtmem
gerekir
Herbalde
bu,
bhmetin onlara el
koyacagt iin bir
anada byh bir
hay-
ba
ugramlacagmdan korkulmasz
yzndendir."
Genellikle
ulagim
irmak
ve deni21erden
ya
da
yk hayvan-
lari
ile saglaniyordu. ilk olarak
M.
ikinci bin yilda evcilleptiril-
mig
olan develer 600 kilo
tagiyor,
gnde yz
kilometre y-
ryor ve
su
imeden
17 gn
gidebiliyorlarde Ne
var
ki, deve-
lerin
kullanimi her
yere
uygun
degildi.
Osmanh
malzemeleri-
ni
tagimak
iin Suriye ve
Anadolu'dan getirtilen ok sayida de-
ve
Balkanlar'm
rutubetli ikliminde hastalanarak
ldg iin Os-
manhlar'm ilerlemesi aksami
ti. te
yandan, kuru Ortadogu
ik-
liminde, develer gerekten herhangi bir
araba
ve
yol sistemin-
den
ok daha
az
masrafliydi. Kisa mesafelerde egek
ya
da katir
bile insan
ve
mal
tayinmasi
iin yeterli oluyordu. Daha farkh bir
konu
olan
su
ulagimi,
ok eski aglardan
itibaren
hem
Akde-
niz
ve
dogu denizlerinde, hem de i sularda
gerekleptirilmigti.
Roma tarihilerince yapilan hesaba
gre, bugdayi
Roma
mpa-
196
EKONOM
ratorlugu'nda
karayolundan 120 kilometre tagimak,
Akdeniz'in
bir
ucundan
digerine
denizden tagimaktan
daha
pahaliydi.
s-
lam aglarinda
da benzer durum sz konusu olmali.
Tekstil retimi aile iinde yapihr, zanaatkarlar evlerinde
ai-
leleriyle
ya
da kk
atlyelerde
ahgirlardi.
retim
ncelikle
topluluk, aile
ve
yerel gereksinimleri kargilamak
iin yapihrdi.
En bagta hali
olmak
zere, birka rnn
uluslararasi
ticareti
yap1hrdi. Sanayi kuruluglan bazen daha byk
lekli olurdu.
rnegin, Ortaag
Misin'na
ait
belgelerden bir girigimci tarafm-
dan gndelik cretle
keten
iilerinin tutulduklari anlagilmakta-
dir. M1sir sanayinde nemli
bir yeri
olan gekerin rafine
edilme-
sinde
de benzer uygulamalar vardi.
Devlet,
bazen
tegvik sag-
lama,
bazen hkmdarlarm
para
yatinmlari, bazen de tekeller
olugturma gibi yollarla
sanaylye mdahale
ederdi.
"Tiraz" byk bir neme sahipti. Klasik Arapa'da
tiraz, kral
tarafindan giyilen
ya
da giyilmesine izin
verilen
bir egit
igleme-
li brokar kumag anlamma gelmektedir.
Onu yalnizca
hkm-
darlar
ve
hkmdann
zel olarak onurlandirmak
istedigi
kipi-
ler giyebilirdi. Tirazin bir tr
geref
ve
madalya sistemi zelli-
gi tagimasi
nedeniyle
retimi
ilk yzyillarda
kiskanlikla koru-
nan bir devlet
tekellydi.
Tiraz
atlyeleri
devlete
aitti,
ynetici-
leri de devlet memurlanydi. Zamanla
bu sanayi de yayginlagti.
Kimi
zaman
devlet,
savag
gemisi
ve
bazi silah trlerinin
yapimi
gibi
savag
retimlerini
de denetim
altma
ahrdi.
Devlet
fiyatlan belirlemek iin ekonomik
yagama
mdaha-
le ederdi. Bu
mdahale
antik aglara,
zellikle
de byk apli
olarak
bunu
ilk
kez
yapan
Roma imparatoru Diocletian'a
dek
uzanir.
Hz. Muhammed'in
bir hadisinde "Fiyatlari yaln12ca Al-
lah belirler." (Bu da
laissez-faire ekonomisinin
aik
bir
ifade-
sidir)
denilmesine kargin
Mslman yetkililer, ogunlukla
Or-
taag
ekonomistlerince
"adil
bir fiyat"
olarak adlandirilan
fiyat
197
KESTLER
belirlemesi
yapmaya
aligmiglardir. Ancak bu politikalann
ne-
redeyse
tamami
baanya ulaamamigtir. Bazi
hkmdarlann fi-
yat
belirlemesinden de te, tekellegme girigimleri
olmuytur.
Mi-
sir'da Memlukler'in
son
dneminde, biber
ticaretinden vergi
alarak kazandigi paralari gren
hkmetler, bu kadan yerine
tm
kri
elde
etmek iin biber
ticaretini
tccarlardan almi lar-
dir. Mis1r
Memluk Sultani Baybars'in
(1422-38)
devlet
tekelle-
rinde
aginhga
gitmesi,
transit ticaretinin
bozulmasma neden
ol-
muy
ve
Portekizliler,
Afrika'mn evresinden
dolagmak
zorun-
da kalmiglardir.
Islami
dnemin diger
alanlardakine benzer
biimde,
sana-
yide
de gerekleptirdigi
nemli
bir
geligmesi,
egitli
blgelerin,
bir
tarafta Do Akdeniz dnyasinin
eski uygarhklari
ile te-
ki
tarafta Islam
mlekiliginde yeni
bir gzelligi keyfeden
ran
dnyasinin
gelenek
ve
tekniklerini
byk bir
u umla bir
araya
getirmesidir. Dogu
ve
Bati Asya, XIII
yy'daki byk
Mogol
is-
tilalariyla
ilk
kez
tek bir hkmdarm
ynetimine girmig
ve
Or-
L
tadogu,
zellikle
de iran,
Uzakdogu'nun stil
ve
zevklerine aik
duruma
gelmigtir.
Degerli madenleri
arama ve
ikarma
aligmalarlyla
yaygin
bir dagitun ve
degig
tokup sisteminin geligmesi
tegvik edilmig,
aym
zamanda
da
kolaylagmigtir. Eski Bizans
topraklannda
al-
tin,
eski
Sasani
topraklarinda
da gmg
olmak zere
ayni
anda
iki
ayn paramn
kullanilmasi,
iki madenli
bir
ekonominin
ve
bir
para
degigim
sisteminin
geligmesini
saglamigtir. Byk yerler-
deki byk
lekli ticaret
gereksinimiyle sarraf s1n1h
olugmug-
tur.
Giderek
her ticari
merkezde
orev alan sarraflar, daha
son-
ralan
geligmigbir
bankacihk sistemi kurmuglardir.
Kuran'da
"Allah
almaya
ve satmaya
izin vermig,
ancak
faizi
yasaklamigttr.
Faize
bagvuranlar
cehennem ateginde yanacak-
lardir..;'-
denilmektedir
(2:275).
Faiz yasagi,
Kuran'da
aik
bir
EKONOMi
gekilde
dile getirildigi gibi
hadislerde
ve
fikihta da
vttgulan-
migtir ve
bir yerde
bir tek
faiz
igleminin
otuz
zina suundan
daha kt
oldugu
yazilmigtir.
Faiz yasagi Mslmanlar tarafin-
dan daima
ciddiye
almmigtir. Gnmzde
de hl bankacilik
ve yatirim konusunda gerek mminler
sikmti ekmektedirler.
Pek ok
hukuku
ve
ilahiyatiya
gre bu yasak,.yalnizca
agin
faiz degil, her trl
faiz iin geerlidir. Kuralm
byle katt bir bi-
imde uygulanmasi
kredinin, bylece de byk
lekli
ticare-
tin
geligimini nleyecekti. Ancak
hukukular
ve
tccarlar
bagka
konulardaki gibi
bu konuda da bir
yol
buldular. Bu yol ile, tek-
nik
adlyla
"hile-i
periye" ile yasalan ignemeden kredi,
ortaklik,
yatinm, hatta bankacilik iglemlerini
dzenlediler.
Islamiyetinbaglica ykmllklerinden
biri
Mekke'ye
hac-
ca
gitmektir
ve
her
Mslman'm
en az
bir kez gitmesi
gerekli-
dir. Bu yolla
uzun
mesafeli
ticaret
geligmigtir.
Her
yll
gerekle-
en
hac
ile
slamdnyasimn her blgesinden ok sayida
Ms-
lman'm bir
araya
gelerek
ayni
kutsal yerlerde
ayni
treleri
ye-
rine getirmeleri, ortak
bir kimligin yerlegmesi
ve
srdrlmesi
aisindan olduka nemlidir.
slamdnyasinda ogunlukla ok
gl olan yerel gelenek-
ler
oldugu
halde, hemen hemen baglangitan itibaren gehirlerin
uygarliklarinda, standartlar, toplumsal
adetler
ve
degerler
a1-
smdan
Ottaag Hiristlyan
dnyasinda benzeri
olmayan
bir bir-
lik
derecesi
vardir.
Rapid el-Din, "Frenkler
yirmi beg dil konugur
ve
hibiri digerinin dedigini anlamaz."
demektedir?
Mslman
dnyasindaki dil birligine, yani iki
dilin, Bati
Avrupa'daki
Latince gibi yalmzca
kk bir
ruhban
smifinm dili olarak kal-
masma
degil, pek
ok
dzeyde yerel
dil
ve
lehelerin yerini al-
masma.
aligmig olan
bir Mslman aismdan bu olagan bir
yo-
rumdur.
slamdnyasi, fiziki
oldugu
kadar eski
ve
ortaaglar-
da
egi grlmeyen
kltrel
ve
toplumsal bir hareketlilige sahip
KESITLER
olmu
ve
hem denizde hem de
karada uzun
mesafelere
kadar
giden bir haberlegme agi olugturmugtur.
Ancak
bu
yollarin biri
korsan, digeri
egkiya
tehdidi ile tehli-
keliydi
ve
her
ikisi de ok
agir
ve
zahmetliydi. Deniz
yolu, ka-
ra
yolundan biraz daha
ucuzdu
ama
yine
de
ikisi
de
pahahydt.
Tm
bu nedenlerden dolay1, uzaklara yapilan ticaret, bu bir gi-
rigimin tehlikelerini hakl1
kilacak derecede pahali
rnlerle
si-
nirhydi.
Bu
aidan, modern
ticaretin
nemli
rnlerinden
besin
maddeleri,
eski zamanlarda k1sitli bir neme
sahipti. Besin
maddeleri ok
yer
kapladigi
ve ucuz
oldugundan, ticareti
zah-
metine
degmezdi.
ok
masrafh,
az
krh
ve
fazla riskliydi. T-
ketim
iin besin
maddesi retimi
neredeyse
tamamen
yereldi.
Az
bulunduklan
ve
pahah olduklan iin kara
ve
deniz yolu
ile
nakliyenin
risklerine
degen ve uzun
mesafeli ticareti
yapilan
mal,
kleler,
lks
egya
ve
nemli madenlerdi.
Ithalata dayanmadan yerel
olarak
besin
maddesi
retilebili-
yordu. Ancak demir, altin
ve gm
n
ne
pahasina olursa ol-
sun
ithal edilmeleri zorunluydu.
Uzun
mesafeli
ve
genig
boyuttaki
insan ticareti
temelde Is-
lami
dnemdeki bir
geligmeydi
ve
tarihin
aci
bir cilvesiyle kay-
nagi islami
hukukun
insancil etkisiydi. Kle nfus, eski impa-
ratorluklarda,
hatta
Hiristiyanhgin
ilk aglannda genellikle
ye-
rel kaynaklardan
saglantrdi. Borlu
ya
da sulu olanlann kle
olmasi,
aileleri tarafindan terk edilen ocuklann
"kle
olarak"
evlat
edinilmeleri
ve
kendilerini
ya
da. ocuklanm kle olarak
satanlar kle
kaynaklanmn
srekliligini saglardi.
Islami fetih-
lerle
ve
islam
yasalannm uygulanmaya baglamasiyla tm bun-
lar
son
buldu.
Islam
hukukularinm
biimlendirdigi
ve
Mslman hkm-
darlano-ogunun
kabul
ettigi ilkeye
gre her insan
zgrd.
200
I
.
I
L
-
EKONOM
l
Mslman
devletin zgr
dogan
vatandaylari,
Mslman
olsa-
lar da,
kabul edilen diger iki
dinden birine inanlyor
olsalar
da,
silahh
isyan dipindaki bir
sulan
ya
da borlan oldugu iin k-
le
olamazlardi.
Terk
edilmig
olan ocuklar,
kle
olduklan
ispat
edilene
dek zgr olurlardi.
Anne
ve babalan kle
olan
ocuk-
lar
da kle dogmuy
olurlardi
ve
zgrlkleri verilinceye
dek
kle kalirlardi. zgr insanlar, yalnizca
bir
cihadda yakalanan
kafirler olduklannda
kle yapilabilirlerdi.
Bu kogulda kendileri
de
aileleri
de yasal
ganimet kabul edilerek onlan ele geirenle-
rin
mah olurlardi. Kle
ailelerden
dogan klelerin
sayisi
Orta-
dogu'nun giderilemeyen
gereksinimlerini
kargilamada yetersiz
oldugu
iin imparatorluk smirlanna
ok
uzaklardan
getirtilen
dinsiz yeni
kleler,
ok nemli
bir ticaret konusuydu.
Bu k-
leler, zellikle
de
gen
kadm
kleler ok pahaliydi
ama
ticaret
zahmetine
degiyorlardi. Saraylarda, zengin evlerinde
ve
bazi
dini kurumlarda ahyacak
hadunlara ok
ragbet
gsterildigi
iin
gen
erkek
kleler hadim edilerek
fiyatlan artirihyordu.
islami
hukuka gre bedensel
zarar
vermek
yasak
oldugu
iin bu kle-
ler slamtopraklanna
girmeden.smirlarda hadim
ediliyordu.
Kleler ogunlukla
Avrupa,
Avrasya bozkirlari
ve
Afrika
01-
mak
zere blgeden getiriliyordu.
in,
Hindistan
ve
diger
yerlerden
getirilmig kle kay1tlan olsa
da
sayilari olduka
az-
di. Kleler
Ortaag'dan
-modern
aglara dek
dzenli bir biim-
de bu kaynaktan geliyordu.
Kuzey
Afrika
ve
Mslman
s-
panya'nin nemli kle
nfusu,
klenin
ngilizce
kargiligi olan
"slave"
szcgnn tredigi
Dogu
ve
Orta Avrupa'daki Slav-
lar'dan
oluguyordu.
Ortaag'da
bunlari genellikle
Bati Avrupa-
11kle tccarlari
ve
aracilari
sagliyordu.
Osmanlilar Balkanlar'a
girdikten
sonra,
Dogu Avrupa'daki aracilan
devreden ikara-
rak
kleleri kaynagmdan saglamaya
baglad11ar.Batt Avrupali
klelerin daha
az ama
nemli
bir blm de Berberi
korsan-
201
KESTLER
lar
tarafindan saglaniyordu.
Berberi
korsanlar
1627 yllinda iz-
landa'yi
basarak
Cezayir'deki kle
pazarma
242
kle getirmig-
lerdi. Bu
korsanlar, 20 Haziran
1631'de
irlanda'daki
Baltimore
baliki
kyne
de baskm yaptilar. Dneme ait
Londra'ya gn-
derilen bir
rapord2 korsanlann epleri,
ocuklan
ve
kadin hiz-
metileri ile beraber
toplam 107
Baltimore'luyu kairdigi belir-
tilmigtir. Olaya gahit olan
Peder Dan adli
bir
Fransiz
papaz
k-
lelerin limana
gtrlgn
gyle
anlatmaktadir?
"Onlarm
Cezagr r'de satzldt.gmz grmek ok aczklrydt. Baba
ocuguridan,
kaden
kocastndan aynlzyordu. Baba bir tarafia satzharor
hadmdan
da
bir daba
hi
gremeyecegi
ocugu ekip
almtyordu."
Aym dnemde
Dogu
Avrupa'daki
Tatar
hkmdarlar da her
yil
Polonya, Ukrayna
ve
Rusya kylerine baskm
yaparak bin-
lerce
gen
kleyi istanbul'a gtryor
ve
Osmanli
imparator-
lugu'nun
gehirlerinde
satiyorlardi. Bu ticaret
XVIIL
yy sonuna
dek
srm ve
1783 yihnda
Ruslar'm Kirim'1
ilhak
etmeleriyle
sona
ermigtir.
Avrasya
bozkirlarmdaki
Trkler, ikinci
byk
kle
gru-
buydu.
Bu kleler,
islamiyet'in
ilk aglanndan
itibaren
Kara-
deniz'in
kuzeyinden
in
ve
Mogolistan'a dek
uzanan
toprak-
lardan yakalanmaya
ya
da
satin
alinmaya baglanmigt1.
Orta-
ag'da Dogu islam
dnyasmdaki
beyaz
klelerin
byk bl-
m bunlardan
olugur
ve
zellikle askeri
hizmetlerde kullantlir-
lardi. Trk bozkinnin
Mslman olmasimn
ardindan
bu
kay-
nak kuruyunca,
Kafkasya'da yeni
bir kaynak bulundu.
Osmanh
ve
Pers
topraklanna buradan erkek
ve
kadm,
erkezve
Grc
kleler
getirildi. XIX. yy'in ilk
eyreginde Ruslar'in Kafkasya'yi
ele geirmesiyle
birlikte bu
kaynak da kurudu.
ncve
en
uzun
sreli kle ticareti
Sahra'nin
gneyinde-
ki
Afrika'dan getirilen zenci
klelerle yapilmigtir.
Roma agmda
da zenci klelere
rastlanmigttr
ve
Misir'da antik aglardan
itiba-
202
i
EKONOM
ren
buluomuglardir. Ancak
bunlar
genellikle istisna
olmuglar-
dir. Mslman ordulannin Afrika
kitasina girmeleriyle ok
sa-
yida zenci kle ithall
baglamigtir.
Kleler nemli yoldan
gel-
mekteydi:
Deniz yoluyla Dogu Afrika'dan,
Kizildeniz
veya
Bas-
ra
Krfezi'nden
Arabistan'a, fran'a
ve
daha
ierilere;
kara
yo-
luyla Sudan'dan Nil
Vadisi'nden
Misir'a; Bati Afrika'dan
kuze-
ye
dogru Sahra'dan geerek
Fas'tan Misir'a dek~Akdeniz kiyl-
sinin tamamina. Bir sre
bu ikmal yolu
da tropik Afrika'da
ku-
. rulan
Avrupa
smrge ynetimiyle
nlenmigtir.
Zenci kleler,
L
sanayide,
ticarette, tanmda
ve
ogunlukla
da
ev
islerinde
kul-
lamhyordu. Zenci kleler, Irak'taki
bataklik kurutma aligmala-
nnda, madenlerde
ve
zellikle
Nubia
ve
Sahra'nm
tuz
ve
altm
madenlerinde
ve
bazi retim
alanlarmda
kullanilmigsa
da, Or-
taag'in Islam
ekonomisi,
eski dnyadaki
gibi temel olarak
k-
le emegine dayali
degildi.
ok
degerli
ve
pahali olan
ve
az yer
tutan lks mallann
ti-
careti de
yapihyordu.
Tekstil, zellikle
de
ipekli
ve brokar
en
nemli
mallardi.
Ipekli, Roma'nin
son
dneminde
ve
Bizans,
Pers
ve
Islamiyet'in ilk aglannda,
ticari degeri kadar siyasi
nemi
de
sahipti.
peklinin ithalati,
sonralan
da
retimi
ge-
nellikle
kralh m tekelindeydi.
Zaman
zaman
Barbar
prensle-
re
ipekli
kaftanlar hediye
verildigi
iin ipekli
ticareti
diploma-
tik
bir
nem
tapyordus
Bir sre, ipegin
dogudan ithal edilme-
si,
getigi
yerlerin askeri
ve
siyasi tarihlerinde
nemli
bir
yere
sahip olmuytur.
Gney Arabistan'dan
ve
daha dogudan gelen gnlk
ve
bagka kokulu maddeler
diger ticari
rnlerdir.
Gnlk, Helen-
Roma tapinaklarmda, sonralari
da Hiristiyan kiliselerinde
kulla-
mldigmdan ok nemi
bir
rnd.
Bazi
modern
tarihilere
g-
re
gnlk,
bir bakima
eski dnyamn
petrol ticaretidir.
Islamiyet'te
tapinma
ve
dua iin
gnlk
gerekli
olmadigm-
203
KESTLER
dan, bu dinin
yayilmasiyla birlikte gnlk,
Islami dnyada de-
gerini
kaybetti.
Gnlk ticaretinin
azalmasima ardindan, baha-
rat
ve
zellikle Malabar kiyilarindan
getirilen biber
en
nem-
li ticaret
rn oldu.
Mslman
topraklannda
ve
tesinde
ba-
harat
ile biber iin
nemli
bir
pazar
vardi.
Bu
rnlerin tica-
reti ile
ugragan tccarlar ok zengin
ve saygin
bir
topluluk ol-
muglardi.
Hafifliklerine kargilik
pahah
olan
degerli
taglar da
avantaj-
hydi. Benzer durum,
fildigi, degerli agaIann
kerestesi
ve
Ro-
mahlar dneminde
sirkler iin
ok
sayida ithal edilen
hayvan-
lar
iin de sz
konusuydu.
Ortaag'm
doruk
noktasinda,
islami
Ortadogu'daki ticaret,
Avrupa'dakinden daha zengin, daha
ileri, daha
dzenli
ve
daha
kapsamh
durumdaydi.
Satacak daha ok
rnleri,
satin
alacak
daha
ok paralari
ve
olduka
geligmig bir ticari
iligki aglan bu-
lunuyordu.
Ancak Ortaag'in
sonuna
gelinirken roller degigti.
Eskiden samlanin aksine,
Ortadogu ticareti
kepif
seyahatleri
ve
Portekizliler'in
Asya'ya gelmeleriyle
sona
ermemigtir. Bu
tica-
retin Vasco de
Gama'nm
Hindistan'a
gitmesinden
yz yll
son-
ra
bile
srdg
artik bilinmektedir.
Okyanus tesi keyifler de,
Ortadogu ticaretinin
azalma nedeni degildir.
Kegiflerin ekono-
mik
sonulan,
Ortadogu'daki degigikliklerin
nedeni degil
so-
nucudur. Portekiz'in Bati
Avrupa'da kk
bir
lkeyken, Do-
gu'da
denizci bir
lke olarak ticari
varhk
gsterebilmesi ve
bir
sre
egemenlik
kurmast
ilgintir. te
yandan, Osmanh Trki-
yesi,
Memluk M1sirive
Safevi
Irani
gibi byk
Ortadogu devlet-
lerinin
Portekiz
ile rekabet
edecek
ekonomik
gc ya
da
onu
alt
edecek
deniz
gcn bulamamig
olmalan ok daha
ilgin-
tir.
Ortadogu ticaretinin
gerilemesini kepifler
hizlandirmig ol-
mahdir,
ama ona
neden olmamigttr.
Tarihiler
nedenleri
bagka
yerlerde'aramahdir.
204
I
I
EKONOM
Gerileme yaln1zca
slamitopraklarla smirli olmamigtir.
Ben-
zer
durum, Bizans topraklarmda
ve
daha
az
oranda olmakla
zere Akdeniz
Avrupasi'nda, zellikle
de byk ticari devletle-
rin
kuzeybati Avrupa'mn kalkman ekonomilerinin
glgesinde
kaldigi talya'da da gzlenebilir. Gerileme yalnizca
slam dini-
nin davraniglarma
ya
da
Seriat'a
da baglanamaz ik varlikla-
ri
daha nce
ticaretin geligimine engel olmamp, yokluklari
da
talya
ve
Bizans'1
kurtarmamigtir.
Birtakim maddi
nedenles
aika grlebilir.
Avrupa'daki
ra-
kiplerinin
Amerika'da
yeni
altin
ve gmg
kaynaklan bulduk-
lan bir sirada, degerli metallerin
ve
madenlerin
bitmesi
ya
da
istilac11ara kaptirilmasiyla
islam
devletleri maddi
sikintiya
dg-
mgtr. Dogal
felaketler
ve
veba,
Islam
topraklanni oldugu
ka-
dar Hiristiyan topraklanni
da
etkilemesine
karym,
slam
top-
raklan
zellikle
Dogu'da Mogollar'in
ve
Bati'da
Kuzey
Afrika'yi
yerle
bir
eden
Hilali Bedevileri'nin
istilalari yznden
fazlasiy-
la
harap
olmujtu.
Uzun
vadede,
dig etkilerden daha
yikici
olan
gey
belki de,
lkedeki
siyasi
degigiklikler
ve
ticaretle
ve
retimle
ilgisi olma-
yan
askeri
aristokrasilerin
devlete
egemen
olmasidir.
talyaher
hangi bir fetih
ya
da baski olmaksizm yalnizca
daha
etkili
ve
aktif
ticari yntemlerle Akdeniz
deniz ticaretini ele
geirmigti.
Ortadogu
tarim ve
sanayisi geker
ve
kahve gibi
birka
rn
ha-
ri, artik
ihra edilebilir
bir
rn
fazlaligma sahip
degildi.
Artik
Ortadogu tccarlari,
Avrupa
ile
Dogu arasmdaki
transit ticare-
te
baglaniyorlardi. Bu yzden
bu ticaretin bagka
yollara
kaydi-
rilmasi
ok neli
bir darbedir. te yandan, Batili tccarlar, Ba-
ti
Avrupa'daki, mali,
ticari
ve
teknolojik ilerlemeler
sayesinde,
Ortadogu pazarlarmda
egemen
olacaklari
kaynak
ve
beceriye
sahip oluyorlardi. Osmanli
imparatorlugnun sagladig1 birlik
ve
istikrar
sayesinde de bu pazarlara kolayca ulagabiliyorlar-
I
.
205
KESTLER
.
di. Karaya
Osmanli ordulan,
denizlere de
Osmanli donanma-
si
hkmederken
pazarlari
da sessiz
ve
sakince
Avrupali
tccar-
lar
ele geiriyorlardi,
I
r
rr
rp
I
206
10.
BLM
SEKNLER
islami uygarlikta
da tarihte
bilinen
tm
uygarliklardaki
gibi
az ya
da ok ayncalikli
bazi
sinirli
gruplarla halkin
geri kalani
arasmda
farklar olurdu.
Bu duruma Klasik Arapa'da
zel
ve
genel anlaminda
"hassa
ve
amma" adi
verilir.
slamiyetteepit-
lik
ilkesi vardir.
Bir mminin bagka bir mmine dogum,
soy,
irk,
milliyet
ve
toplumsal
duruma
gre herhangi bir stnlg
olamaz.
Diger
karde; dinleri gibi
klasik Islamiyettede kadin ile
erkek,
kle
ile
zgr,
kafir
ile
mmin arasinda temel
bir
epit-
sizlik
kabul edilerek
daha apagi olanlarin statleri
Seriat'la
be-
lirtilmigtir.
Islami hukuk
ve doktrin,
mminler arasmda,
kabul
edilen
bu
yerlepik egitsizliklerden
bagka hibir
ayrimi
kabul et-
mez.
Dindarlik
ve
hayir igleri,
g, servet
ve
soyluluktan
daha
stndr
ve
insana
onur
duyurur.
te yandan,
uygulamada
burada
da tm
toplumlarda
ka-
inilmaz olan, varhklarim ocuklarina
birakmak isteyen,
gce
ve servete hatta
grenime
sahip gans11soydan
gelen
ayncalikli
gruplar olugmuytur.
Osmanlilar'a
dek bir
aristokrasinin
kurulup
yerlegebilmesine
yetecek
kadar
uzun sren
ok
az
sayida siyasi
rejim olmuytur.
Ortaag'in
Islami rejimlerinin ogunlugu
i ka-
nytkliklar,
daha ok da
distan gelen
fetihlerle
sona
ermigtir. Ye-
ni
hkmdarlar, .destekileri, akrabalan
ve
adamlari
ile
yeni bir
g
ve servet
aristokrasisi
kurmuytur. Her fetih,
fatihleri
ile
ay-
ni
etnik kkenden gelenlere
belli bir ayncahk saglamigtir
ama
bu ayncahk, iki istisna dipinda, kisa sreli olmustur.
istisnalar-
dan biri, islami devleti
olugturup
bir sre ynetmig Araplar, di-
207
KESITLER
geri
de
Ortaag
sonlarindan modern aglara dek
neredeyse
ta-
mamen
bir siyasi
egemenlik
ve
askeri komutanlik
tekeli
olug-
turmuy
Trkler'dir. Araplar yerli halkin
Araplagmig nfusu
ile,
Trkler
de
Osmanh
imparatorlugu'nu
yneten
okuluslu
se-
kinler
ile olmak zere,
ikisi
de
zaman
iinde
egitli yollarla
z-
gn
etnik
kimliklerini
birleptirmiglerdir.
Dogumda epitlik
ve
evlilikte
toplumsal stat
anlamma gelen
"kafaa"
ilkesi,
toplumsal siniflanmada periat bilimciler
tarafin-
dan
tartigilan tek konudur.
Ancak bu
ilke
aristokratik
bir
aynca-
ligin
taninmasi
degildir. Egit
olmayan evlilikler yasaklanmaz
ve
fikih
uzmanlan arasinda egitsizligin
ne
olduguyla ilgili
bir
ortak
bir grg
yoktur. Bu
ilke
ile
saygm
ailelerin,
isterlerse
uygun
ol-
mayan
evlilikleri
nleyerek onurlanm korumalan
amalanmak-
tadir. Kafaa ilkesi, bir kadinin
izinsiz evlenmesini
nlemek iin
babasi
ya
da
yasal hamisi
tarafindan
veya
ocuk
ya
da hamile-
lik
yoksa izinsiz bir
evliligi iptal etmek iin
kullanihr. Bir kadi-
n1n
toplumsal
statsnden
dgk bir
evlilik yaparak
ailesinin
onurunu
kirmasini
nlemek
iin bagvurulur.
Fikihilar gre ka-
dm
zaten
alt statde oldugu iin bir erkek bu tr bir
evlilikten
toplumsal
bir
zarar
grmeyeceginden,
kendinden
apagi
sinifta-
ki bir
kadinla
evlenmesine
itiraz edilmezdi.
Fikih11ar egit statnn belirlenmesi
ilgili ok farkh
grgler
savunurlar.
Kimilerine gre bu kural
yaln12ca dinle
ilgilidir
ve
dindar bir
kadini kendi
istegine kargin
dindar olmayan bir
er-
kekle
evlendirilmesinden korumak
iindir.
Byk
fakih
Malik
ibn
Anas, tm bagka
ailardan
"Mslmanlar'm
Allah'in
vahiy-
1erine gre birbirlerine
egit
olduklarim" belirtmigtir. te
yan-
dan slamiyet'ten
nceki. ran'in
hiyerarpik fikir
ve
uygulamala-
rindan etkilenmig olabilecek diger bir fakih
ekolne
gre kafaa
karakter
ve
dindarlik
dipindaki konulara
iligkindir.
Soy,
meslek,
mali stat ve
ihtida etmigler
ya
da azat
edilmig klelerin
ocuk-
208
SEKNLER
I.
lari
ve
torunlan
iin
ailelerinin
Mslman
ya
da
zgf oldukla-
ri
tarih
bu konulardan bazilaridir.
Hassa
ile
amme
arasinda yalnizca ekonomik
bir farklilik
yoktu,
bagka bir deylgle farklihk
sahip
olanlarla olmayanlarin
arasmdaki
fark degildi.
teki
edebiyatlarda
oldugu gibi
islami
edebiyatta
da
yoksul bey
ile
sonradan
grme zengin kavrami
bulunuyordu.
Ancak
aynt
derecede kesin
olan, nesiller
boyu
sren
yoksullugun
hassa
yeligi
ile
uyumlu
olmamasidir.
Ayni
ey
dogumda, kkende
ve
statdeki
farkhlik
iin
de
geerlidir.
Hassa bir babanin ocugu olmak, hassa
bir
evde
bymg
ol-
mak
en
az1ndan
bir hassa statsnn
varh mi
getiriyordu.
Bay-
ka
yerlerde
ve
zamanlarda
da
oldugu
zere
toplumsal
farkh-
liklar, onlari olugturan
siyasi
ve
ekonomik gereklerden
daha
uzun
mrl olabilirdi. Asil
g
ve servet
yok oldugunda
bile,
ardinda
toplumsal stnlk
duygust birakir.
Meslek de
nem
tagiyordu
ve Ortaag
Mslman yazarlari
egitli meslekleri
ve
zanaatlan
dikllatle
smiflandirarak
toplumsal
dzendeki
yerleri-
ni
belirlerlerdi.
.
Belirleyici
bir
ge sayilabilecek
egitim, Kuran'a
ilahi
bir
sta-
t
veren,
onun
yazih oldugu
dile
ve
o
dili
zarafetle
kullananla-
ra saygi
gsteren bir
toplumda nem tagiyordu.
nce bir,
son-
ra
iki
ve
sonra
da
dil
(Arapa,
Farsa
ve
Trke) Ortadogu
slamiyeti'nin
nemli
blgelerinin kltrel kimligini tanimhyor
ve
egitilmig
smiflara
byk
lde
kltrel
ve
moral
birlik sag-
hyordu. "Genel"
nfus
pek
ok
farkh yerel dil
ve
lehe
ile
ko-
nuguyordu. "Hassa" ise ortak
bir
edebi
dil, bir klasik gelenek
ve
bunlar aracihlyla
da ortak
adetlere,
davranig
ve
sayg1
kural-
lanna sahipti. Daha eski dnemlerde, zellikle Abbasi
Bagda-
ti'nda
ve
Fatimi.Kahire'sinde sekinler smifma girmek iin
ha-
kim olan dinden
olmak
-gerekli
degildi;
ayni
evrede
H1ristiyan
.
ve
Museyi airler,
bilim adamlari bulunmaktaydi
ve
bunlar yal-
209
KESITLER
nizca
meslektag
degil,
aym
zamanda arkaday, ortak
ve
gret-
menlerdi.
Ancak yurtii
ve
yurtdiginda dini
mcadeleler yzn-
den
davraniglar giderek sertleymeye bagladt ve
Mslman hu-
kukunun
ngrdg
hoggrye
sahip olmakla
birlikte,
Msl-
man
olmayan toplumlar,
gerek Mslman toplumundan
ay-
nlarak
tecrit edildiler. Ortaag
sonu ve
modern ag baglannda
genellikle Mslman
olmayan
hekimler
ve
bagka
uzmanlar
en
st dzeyde
yer
ahrlarken, farkh diiiden
olanlar arasinda
top-
I
lumsal ve
hatta
entelektel
iletigim nemli oranda azaldi.
Eski aglardan
bugne
gelen belgeler
neredeyse
tamamen
hassa'dan
kaldigmdan,
tarihi kayitlann
ve
bunu temel alarak
yazilan modern tarihin hassa'nin
ilgi alanlanni,
etkinliklerini
ve
endigelerini
yansitmasi
olagandir. Bilim adamlari ancak
son
yll-
larda
ayncaliksiz toplum, kyl,
esnaf
ve
gehirli
fakirlerin
ya-
amlanni incelemeye
baglamiglardir.
Ortaag'dan birtakim
il-
gin
belgeler kalmistir
ama
bu
aligmaya yalnizca aynntill
aryiv
kayitlannin bulundugu
Osmanli dnemi konu
olacaktir.
slam
tarihi
aragtirmalarinda kullanilan kitap,
mektup
ve
bagka belgeler
gibi edebi kanitlar, brokrasi
ve
din
adamlan
olmak
zere
genellikle
baglica
iki
kaynaktan
saglanmaktadir.
Brokrasi kurumu
ok eski
zamanlardan gelmektedir;
belki de
Ortadogu'dan
ikmig olabilir. Brokrasi
belli
pratik gereksinim-
.-
lere,
zellikle nehir vadisi toplumlanndaki sulama sistemlerinin
olusturulmasi
ve
devam
ettirilmesine
dayamr. M.. 4000.
yihn
ikinci yarismda eski Misir kralhinda firavunlar batakhklan.ku-
rutmug,
sulama kanallanni yaygtnlagtirmig, gehirler kurmug,
Mi-
sir'a
gerekli olan kereste
ve
madenleri getirmek
iin
kara
ve de-
niz ticareti yapmiglardir.
Hkmetin
ve
ynetimin geligmesi
ve
tapinaklar ile saraylarin yapilmasi iin bir muhasebe
ve
defter
sistemi
gerekliydi. Bu
yeni
gereksinimle
yazi,
beraberinde de
yeni bir-brokrat
toplumsal simfi olugmuy
ve
kayit tutma,
he-
210
SEKNLER
I
sap
yapma ve
bilgiyi
aktarma
devrimci olasiliklari
ortaya
1k-
migti.
Misir'da brokrasi, firavunlar, Helenist
hkmdarlar, Ro-
malilar, H1ristiyan Bizanshlar, Araplar
ve
onlann egitli Msl-
man
halefleri
gibi
degigik
rejim
ve
de uygarhklar boyunca
sr-
mgt.
Brokratik gelenegin Babil'e kadar dayandigi Irak
ve
ran'da
da
benzeri bir
sre
yaganmigtir.
Olann
prototipi grev
ve
yetenekleri
Tevrat'ta kendi admi
tapiyan katip Ezra'dir.
Tm bu brokrasiler bazi
karakteristik
geler tagimaktadir.
Belki de
en
nemli
ve
kalici
olam,
bu hkmet biiminin
s-
rekli
olmasi
ve yazi
ile
yapilmasidir. Mektup
ve
hesaplar,
yne-
timde-nemli
bir gerekliliktir
ve
yazi
ile
hesap
bilgisi
ahyanla-
rin
sahip olmasi gereken
zelliklerdir. Klasik
Islami -edebiyatin
nemli
bir ogunlugu brokratlarca, brokratlar iin yazilmig-
tir
ve
kendilerinin mesleki
zellikleriyle mesleki
endige
ve
ilgi-
lerini
yansitmaktadir. Bu edebiyatta hiyerarpik
bir
dzen iin-
deki bir brokrasi resmedilir.
Her
memur,
daha st bir makam-
dan
aldigi yetkiyle
bir
greve
sahiptir
ve
grevi
tammli,
yetki-
si
sinirlidir. Sistemde
emir komuta
zinciri denebilecek bir du-
rum
sz
konusudur
ve
bu durum
ayni
zamanda terfi merdive-
ni olarak kullanilir. Herkes nnde nelerin oldugunu
ve
istedi-
gi
terfi
iin
yapmasi
gerekenleri
bilir. Byle
bir hiyerargide de-
netim
ve
kontrol bulunur
ve
bundan da. hesap
verme
nem-
li
ilkesi
dogar.
Brokrasinin
istihdam
ve
deme
yntemleri
belirleyici
zel-
liklerindendir. Bir
brokrat, bir memurdur. Para
geliri
mirasla
ya
da gelir
getiren
bir varliga sahip
olmasiyla
ya
da
statsy-
le olmaz. Gelir kaynagt olmadigi
gibi, herhangi
bir
ihsan
da al-
maz.
Bir ip kargihgi cret
ahr.
Daha iyi rgtlenen,
daha bagari-
11brokrasilerde nakit
para
alir. Hkmdarlar,
mali sikinti olan
dnemlerde ihsan
biiminde deme
yapmiglardir
ve
bu da
ida-
ri bozulmamn
garantili bir yolu
olmuytur.
211
KESTLER
L
Bin
yllhk srete
pek ok hkmet, din, kltr,
y'azi
ve
dil
degigikliklerine kargin
Ortadogu brokrasileri
gagirtici
bir
s-
reklilik gstermiglerdir.
Hiristlyanhgin doguu
ile
Islamiyetin
'
doguu
arasindaki
dnemde, ynetim sistemi blgenin
do-
gu
yansinda Pers,
batisinda
Helenistik'ti. Irak'in batisinda, n-
ce
Roma,
sonra
da Bizans
hakimiyetindeki topraklarda
yne-
tim dili
Latince
degil, Yunanca
idi.
Bunun
Helen monargileri-
nin
uygulamasinm
devam
ettirilmesi
oldugu
anlagilmaktadir.
Misir'daki
merkezi ynetimin,
bir lde
istikrarh, srekli ol-
masi
ve
kuru
iklim sayesinde ok sayida
idari belge bugne
kadar
gelebilmigtir. Bunlann yardimiyla,
tarihiler bagka
yer-
ler
iin
olanaksiz
olan
aynnti
oklugu sayesinde Roma,
Bizans
ve
slami
Misir
idari srelerini
izleyebilmekte, brokrasinin
nasil igleyip degigtigini
grebilmektedirler. Suriye
blgelerin-
den
kalmig bunlarla
kargilagtirilabilecek
belge
olmasa da, elde-
ki bulgulardan
buralarda da durumun
Misir'dan
pek
farkli ol-
madigi
anlagilmaktadir. O blgelerde de
gnlk idari igler, n-
ce
Roma,
sonra
da
Bizans brokrasisi
tarafindan Yunanca y-
rtlmg, hesaplar ve
yazigmalar genellikle
Yunanca yapilmig-
tir.
Yunanlilar'dan ok, Helenlegmig yerliler
memurlarin ogun-
lugunu
olugturuyordu.
Islami fetihler
geldigindeyse, bunlarin
pek ogu
H1ristiyanlagmigti.
Pers mparatorlugu'ndan
benzer bir belge birikiminin
kal-
mamasimn
nedeni iklim partlan
ve
siyasi
kesintiler olmugtur.
te
yandan, hem
Tevrat hem de
Yunanli
yazarlardan
edinilen
bilgilere gre, Pers
imparatorlan zamaninda profesyonel bir
brokrasinin
var
oldugu anlagilmaktadir. Daha
sonraki Msl-
man
kaynaklan da
olduka aynntih
bir
mali
kayii sisteminin ol-
dugunu dogrulamaktadir.
Gelecekte ige
yarayacagi dgnle-
rek
kayitlarm
toplanarak
sistemli
bir biimde
ciltlenmesi
Pers
ynetiali dneminde baglami
olabilir.
Roma ve
Bizans brola-
212
SEKINLER
nnda
kullamlan papirs
ciltlenmeye elverigli olmadigindan,
ki-
taplar gibi
papirs kayitlan da ogunlukla rulo olarak saklamr-
di.
Daha dayanakli
olan
deri
ile
pargmen,
H1ristiyanligm ilk
dnemlerinde
artik
modern
bir gekil
almaya
baglayan kitaplar-
da kullanilirdi. Islam
topraklarinda
kagit kullanilmaya bagland1-
gmda,
kayit defterleri genel olarak tutulmaya
baglandi.
VII.
yy'da
Arap Mslman fetihlerinden sonraki
durum, b-
rokratik
srekliligin
belki de
en
ilgin rnegidir.
Pers mpara-
torlugu yikilmig,
Bizans'm elinden alinan
genig
topraklar,
yeni
bir Arap slam
imparatorlugunun olmuytu. Ancak
Misir papi-
rslerindeki
bilgilere gre, bu degigikliklere kargin hkmetin
gnlk iglerinde
bir degigiklik
olmamigti. Misirk
Hiristiyan
me-
murlar
ayn1
kurallara
gre ayni
vergileri toplamiglar,
aym
ida-
ri
belgeleri yazmiglar
ve
eskisi
gibi
eski
Misir Hiristiyan
dne-
mi
tarihlerini atmiglardi.
Her
gey
eskisi
gibi
kalmig, yalnizca
ge-
lirlerin
son
hedefi degigmigti. Brokrasideki asil
degigiklik
an-
cak
yz
yil
sonra
gerekleymigtir.
Hem Yunanca
hem
de Arap-
a
olarak iki dilde yazilmig papirsler ok daha
sonra
ortaya
ikmigtir. Daha
sonra
da
giderek
Arapa belgeler
artmig,
Yu-
nanca
belgeler
azalmigttr.
VIII.
yy'in sonunda
da Yunanca yok
olarak,
yalnizca Arapa papirsler
kalmigtir. Irak ile Suriye'de
ve
eski Pers
yazis1yla
dilinin yerini Arapa'nm aldigi Dogu'da
da
ayni
durum yaganrnstir.
Bu degigiklik bile, eski
brokratlann atilarak yerlerine
ye-
nilerinin getirildigini gstermemektedir. Araplar'm geliginden
ok
sonra
bile,
eski
brokrat aileleri mesleki sirlarmi, zellik-
le
de hesap
tutma
gizli sistemlerini korumayi srdrmglerdir.
Arap tarihi
belgelerine gre,
muhasebecilerden
bagka kimse
muhasebe kayitlarmi okuyamadigi
ve
memurlar
digmda kim-
se
yazigmalari
anlayamadigi iin
fatih
olarak gelen Araplar, h-
kmeti devir
almak
isteyip alamamiglardir.
Bu
yzden Araplar,
213
KESITLER
imparatorlugun
kesin
askeri
ve
siyasi
efendileri olduklan hal-
de, eski
memurlari yerlerinde birakmak zorunda kalmiglardir.
slamiyet
dneminin
ikinci yzyilmda Arap
yneticilerin
kad-
rolarina Arapa
gretmeleriyle sonunda imparatorluk eyaletleri
arasmda
bir
lde birlik saglanmigtir. Ama bu durum bile
eski
brokrat ailelerin
yerlerinden
atilmasi anlamma gelmez, yalniz-
ca
Arapa
grendiklerini
gsterir.
Yeni dille beraber birogu-
nun
Islamiyeti
benimsemig olmasi da
kesinlikle herkesin Ms-
lman oldugunu
gstermez.
Misir'da XIII-XIV.
yy'da bile din-
dar
Mslmanlar
Kiptiler'in,
yani
Hiristiynlar'm
ynetimde ol-
malanndan
ve
vergi
toplamalarindan
yakmmig
ve
namuslu
bir
Mslman'm
vatanmda adil
bir
olanagi olamadigim dile
getir-
miglerdir.
Brokratik gelenegin bu.
ilgin israri,
byk
brokrat
ya
da
katip
ailelerin
varhmin
hem
nedeni
hem
de sonucudur. Ge-
leneksel tarihte genellikle halifeler, sultanlar, a keri komutan-
lar,
eyalet valileri, byk politik
ve
askeri kipilerden
sz
edilir.
Ama
tarihilerin nadiren
degindikleri
ve
ancak
belgeler
ok
ay-
nntih
incelendiginde
grlecek kipilere de
en az
digerleri ka-
dar nem
vermeleri
gerekmektedir. Bu kipiler,
genellikle nesil-
den nesile
ve
yzyildan yzyila hkmet
iglerini yrten, b-
rokrasi soylulan
ya
da
aristokrasisi olmalanni saglayan hane-
danlik gelenegi olugturan daire mdrleri, maliye denetileri,
vergi salanlar
ve
toplayanlar gibi kipilerdir. VIIL
yy'm baginda
bir brokratm bagka
brokratlara
yazmig
oldugu bir
mektup-
ta, devlet ve
toplumun
devam
ettirilmesine katkilarini
gururla
anlatmaktadir?
"Allah, sizleri
en
selein
yerlerde olacak,
erdem, kltr; sagduyu
ve
bilgi
sabipleri
oldrak
yaratmytir.
Sizin
sayenizde halifeligin dzeni
ve
igleri-
nin
dogru yrmesi
saglanmahtadtr. Allah
-m
devleti
insanlara benimset-
mesi
ve
lhenin
geligmesi sizin
sa)mizde olmaktadtr. Hkmdar sizsiz
214
SEKINLER
yapamaz
ve
sizden bagha yetenekli
bir kiyi bulunamaz.
Siz, bhmdarla-
nn
duyan kulaklan,
gren gzleri, konugan
dillen
ve vuran
ellerisiniz."
Dogal olarak, brokratlarm
da makam
ve gce
sahip olan
herkes gibi
avantajlarini
ocuklanna birakmak istemeleri
egi-
tim
alaninda nemli
sonu1ara
vol
acti. Islam imparatorlukla-
nnda genel bir smavla
memur
alma
sistemi
kurulmamigti,
mat-
baa
ve
barut gibi
bu sistem de bir
in
icadiydi
ve
Islamdnya-
sina
Bati'dan
germigti.
1raklik
yntemiyle
memur
olunuyordu.
Bir brokrat
uygun
zamanda oglunu, yegenini
ya
da
himaye-
sindeki
birini makamina
getiriyor,
.siradan
bir grevle,
baglan-
I.
gita
herhangi bir cret almadan
ige baglatiyordu. Sonra
o
kipi
yavag yavag
merdivenleri
ikiyordu.
Bu uygulama modern
ag-
lara
kadar
srmg
ve
blgede
memurluga
aday
gsterme,
ata-
ma
ve
nerme
gc
nemli
bir
silah olmutur.
Brokraside
de
bagka etkinlik
biimlerinde oldugu gibi
ko-
ruma ve hamilik yeterli olmuyordu.
iragin
bir
egitim
dzeyi-
ne ve
zel uzm'anliklara sahip olmasi
gerekiyordu.
Bu
nedenle
toplumda
brokrat
ve
egitirnli
kipiler arasinda nemli
bir bag
bulunuyordu. Ortaag Hiristiyan Avrupasi'ndaki
kadar
sik
bir
bag olmasa
da,
nemsiz
degildi
ve
ortaaglar
boyunca
artma-
ya
devam etti.
Ortaag'da
islamdnyasinda iki
farkli
ve
okumuy sinifla
be-
raber iki
farkli
grenim
ve
edebiyat
tr
ortaya
1kmigtir.
Bun-
lardan
biri
olan
"adab"
tarih, edebiyat,
piir
ve kltrl bir kipi-
nin bilip takdir etmesi.gereken egitli
eserlerden olugurdu.
Di-
geri
ise bilgi anlamina gelen
"ilm"
idi.
Kuran
ve yorumu,
Pey-
gamber'in
hadisleri, Peygamber'in
ve
kendisinden
ncekiler-
le sahabinin
hayati
ve
bunlardan dogan
ilahiyat
ve
hukuk kar-
des bilimleri gibi
dini bilimlerden oluguyordu
ve
ulema sinifi-
nin
egemenlik
alaniydi.
h I
KESiTLER
Zamanla Bizans ve
Pers
ynetimleri degigtirilerek,
uyarlana-
rak
ve
hazmedilek
Araplagtirilmig
ve
Islamlagtirilmigtir.
Boz-
kirdan
gelen
istilalarla,
nce
Trkler'in, daha
sonra
Mogollar'in
Ortadogu
islam
dnyasina hakim
olmalan,
sonra
da islam dn-
yasinm
iiler
ile Snniler,
Fatimiler ile
Abbasiler
ve
bu
grup-
larm
iinde
radikaller ile
ilimhlar
arasindaki
dini
atigmalarla
paralanmasi
sonucunda yeni bir
dnem
bagladi. Yeni
dnem-
de
brokratlann egitimi
ve
genel
grglerinde dikkatte
deger
bir
degigiklik
meydana gelmigtir. Islamiyetin ve
zellikle de is-
lam hukukunun ve
uygulamasmin,
brokratlarin
yetigmesinde
ve
egitimindeki
nemi daha ok
artmigttr.
Zamanla brokrat-
lar ulema
simf tarafindan
saglanan dini egitimin
rnleri hali-
ne
gelmiglerdir.
Katip
olarak bilinen
brokratlar, islam
toplumu
iinde
g-
l,
ukala
ve
kalabalik bir
grup
olarak
bulunuyorlardi.
Katipler,
"darraa"
adinda bir tr
kaftan olan
zel giysiler giyerlerdi
ve
sultanin
ya
da halifenin
altinda ynetimin
bagt olan
kendi
ve-
zirleriolurdu.
Hkmet.askerilegmedennce,
makamiteki-
lerden stn
olan bu
vezirin makamimn
simgesi
olan mrek-
kep
hokkasi
trenlerde kendisinden nce
gelirdi.
slamiyet'te
bir
ruhban smifin
bulunmadigt
sika
belirtilir
ve
teolojik
aidan
da dogrudur. Islamiyet'te
yalnizca kutsanmig bir
din adami
tarafindan
gerekleptirilebilecek
zel trenler yok-
tur.
Gerekli
bilgisi
olan herkes imam
olabilir, camide
vaaz vere-
bilir
ya
da
evlilik
ve
cenazelerde
grev
yapabilir.
lkesel
anlam-
da
Allah ile inanana
aracihk
edecek
bir
ruhban smif
bulunmaz
ve
din
adamlari
hiyerargisi
de
yoktur.
Yaamlarini dini
amala-
ra
harcayan kipilerin de
geimlerini
zanaat,
ticaret
gibi onurlu
mesleklerle bagka bir
yoldan saglamalari beklenir. Bu
aidan
Hiristiyanlik'tan tmyle farkli
olan
Mslmanlik,
Tapmagin
yi-
kilmasi
se
ruhban sinifin
dagittlmastyla yeni
bir ruhban
smifi
216
SEKNLER
kabul etmeyerek
hahamlari yalmzca
hukuku
ve
gretien
ola-
rak kabul eden
Musevilige yakindt.
Tahminen III.
yy'da
derlen-
mig bir
eserde
Tevrat'i grenip
gretenler
"Onu parlayacak
bir
ta
veya
kazacak
bir kazma
yapmayin." geklinde
uyarilmigtir.
Mslman
yazilannda
da bu
trde uyarilar
yer
almaktadir.
Ne
var
ki gerek
farkliydi,
hahamlar
da
ulema
da
.giderek
amatr statlerini
yitirdiler. Zamanla
hukukun yaygmlagmasi .
ve
karmagik
bir duruma
gelmesi,
onu
ynetecek
ve ona
g-
re
hkm
verecek
tam zamanli ahyacak
uzmanlari gerektirdi.
Bunun
iin Mslmanlar
da, Museviler
de bir sistem kurdular;
belirli bir egitim alan
bir grenciye gretmen
ya
da
gretmenle-
ri tarafindan
onun
dini bilimlerde
uzman
oldugunu
belirten bir
belge verilmeye
baglandi. Din bilimcilerinin
ve
-din
grencileri-
nin
maddi
gereksinimlerini
kargilayacak
bir sistemin kurulmasi
gerekti.
Islamiyet'te
ruhbar
smifi olmamasina
kargin, ruhban
si-
nifi olarak adlandirlmasi
yanlig olmayacak
profesyonel
ve
aka-
demik aidan
niielikli
din
adamlan
ortaya
1kt1. Onlara zel
ki-
yafetlerinin
en
nemli
gesi sariklanydi.
Sarik onlarm
simgesi
ve
ayricaliklari
haline geldi
ve
byle
de srd.
Ulema,
bir kydeki sitadan
bir grevliden
ya
da mahalle
ca-
misinin imamindan, mft
ve
kadi gibi neinli
hukuk adamla-
nna
kadar gidiyordu.
lke
olarak
slamiyet'te
Allah
tarafindan
vahiy
yoluyla gnderilmig
olan tek
bir
yasa
oldugundan,
hu-
kuk, dini bilim olarak
kabul ediliyor
ve
-uygulayicilan
da
ule-
ma
arasinda
bulunuyordu. Aralarinda
Seriat'i
uygulamalan
iin
hkmdarm
atamig
oldugu
kadilar,
yasamn
tartigilan
bir nok-
tasmda
grn ne
bagvurulan mftler
ve
devlet.tarafindan
ata-
nan ve
grevi,
Iiuran'in
btn Mslmanlara
emri
olan
"iyilik
yapmak
ve
ktlkten
kainmak"
ilkesiyle
tanimlanan
ticaret
ve
ahlak mfettipleri
yer
allyordu.
XIX. yy'a dek avukatlik
Ms-
lman hukukunda
bilinmeyen meslekti.
217
KESITLER
islamiyetin
eski dnemlerinde
ulema
ile devlet
iliikisi
uzak
ve
bazen de
kargilikli
gphelerle doluydu.
Devlet,
gerek din-
darlara gre,
iyi
insanlarin
asla kangmamalari
gereken
'bir
k-
tlkt.
Gelirini
zorla elde eden devlet iin
ahymak apag11ayi-
ci ve
bir
bakima da
gnah
olarak
grldg iin devletten
c-
ret
alanlar bu
gnahi
paylagirdt.
Dindar
ve
okumuy kipilere ait
biyografilerde,
o
kipinin
devletin
teklif ettigi bir grevi
kabul et-
mediginin
yazilmasina
ok sik
rastlanirdi. Teklif
o
kipinin
n-
n, kabul
etmemesi de
drstlgn
gsterirdi.
Kadly1 devlet
atardi.
Oslam
folklorunda kadt
alay konusu
olmuytur.) Mft
bagimsizdi
ve
daha
ok
saygi
grrd.
Mftye
grevi,
daha
nceki mftlerin
ortak grgleriyle
verilirdi
ve
gelirini
aldigi
cretlerden
ya
da dini
vaktflardan elde
ederdi. Ulema
ve
ku-
rumlan
byk
oranda dini
vakiflara
dayamrdi.
Ulema
ve
devlet
arasmdaki resmi
olmayan
ve yaziya ge-
meyen
gler
aynliginda,
Seriat
ile
ilgili
her
konuda
ulemano
ayncahkli yetkisi devlet
tarafindan
kabul edilirdi. Devlete
uzak
durmalanna
kargin,
devletin
bu
kabul
ulemaya,
zellikle
de-
kamu
grevlerinde
olmayanlara
nemli lde
otorite
saglardi.
Seriat,
slamiyet'te
pek ok kipisel ve
toplumsal iligkiyi dzen-
ledigi
iin
Seriat'in
yetkili yorumculan
toplumda
genig ve
s-
tn bir
rol kazamrlardi.
Halk
rehberlik, evlilik, boyanma
ve
mi-
ras
gibi pek
ok konuda
onlara gvenirdi.
Devlet
ve
din
adamlannin bu
iligkisi, daha dogra
bir deyly-
le bu
iligki
eksikligi
uygulamada nemli
sorunlara yol amigtir.
Ulemanin
olugturdugu kendi
siyasal haklar ve
grevler doktri-
ni,
imparatorluk yneticileri tarafindan
genellikle siyasi
olarak
uygulanamaz
bulunmustur.
Hkmdarlar sik sik ulemanm des-
tegine
ihtiya duymuglardir
v kimLzaman
bu destege
kargilik
kendilerinden kutsanmig ve
efsanelegmig bir gemige
dayanan
ideal
bir sistem
uygulamalan beklenmigtir.
Snni
ulema
iin bu
I
218
SEKNLER
I
drt
halife ile
Emevi halifesi IL mer'in,
Sii
ulema iinse
Talniz-
ca
Hz. Muhammed'in
ve
halife
Hz. Ali'nin
uygulamalanydi.
Ulema
hibir
zaman
tam
olarak
siyasi yagamdan ekilme-
migtir
ancak zamanla
iki taraf
arasinda
bir bany saglanmigtir.
Hkmdarlar
tarafindan
Seriat
ilke olarak
kabul edilmig, zel-
likle tresel
ve
toplumsal ahlakla
ilgili
hkmlerini
aika
ig-
nenmemig
ve
bazen de ulemanin grglerine
bagvurulmuy
ve
onlara yetkili makamlar
verilmigtir. Diger taraftan
ulema
da ka-
mu
otoriteleriyle ok yakm iligkilerden
kainmaya zen
gster-
migtir. Aralanndan
bir makam
kabul
eden olursa
da, bunu is-
teksiz
kabul etmig
ve
daha dindar
olanlar
ona
gpheyle
bak-
miglardir.
Bu iligki, ulemay1 iki
gruba
blmgt. Gruplardan
biri
agi-
n
dindardi;
gerek
meslektaglan
gerek
halk onlari geregin
yoz-
lagmayacak
namuslu
bekileri kabul ediyorlardi.
Diger
grupta-
kiler gereki
ve
itaatkardi. Bu
grupta
kamu grevi kabul eden
ve
bylece
ahlaki
otoritelerinin
ogundan
fedakarhk edenler
yer
aliyordu. Ulemanin
agin
dindar
ve
vicdan
sahibi olanlarmin
devlet hizmetinden kainmalari
devlet
ve
din
zerinde
zararli
etkilere neden
olmustur.
Popler sempatidevlet
hizmetine gir-
meyenlerden yanaydi
ve
dini
edebiyatta
yer
alan grglerin
o-
gunlugu
kamu hizmetinin boykotu lehinde olmustur.
XII-XIII.
yy
nemli degigikliklere
sahne olmugtur.
Bu d-
nemde,
Islamdini
ve
toplumunun varligma
kargi tehditlerle
b-
yk
dini mcadeleler verilmistir.
slamiyetiteki
ve
distaki
dg-
manlarinm
saldinsma ugrayordu.
Bu tehlikelerden nce saflar
siklagmig,
Mslman toplumundan
nceden aynlmig
ve
muha-
lif geler
bir
araya
gelmiglerdir. Devletin sivil
ve
askeri grevli-
leri
gittike
dinle daha fazla ilgilenmeye
baglamiglar
ve
dini
si-
niflann
devlet dgmanligi azalmistir.
Mslman yksek
egitiminin
ana
merkezi durumundaki
219
KESITLER
medreselerin, hkmet, din
ve
buralardaki grevlilerin bir
ara-
ya
gelmelerinde nemli bir
rol olmuytur.
Baglangita-ilk ve
or-
ta
dereceli egitim,
camilerde
ya
da
camilere bagimli yapilnugti.
IX-X.
yy'da camilere bagli
dini-bilimlerin
yksek
egitim
prog-
ramlan bulunuyordu. Bu
merkezleri hkmdarlar
ve
pahislar
vakfetmigti.
Kimi
byk
merkezlerde grenciler
ile
aragtirma-
cilar iin k
tphaneler vardi;
ayrica
da
kimya,
matematik,
tip,
mzik
ve
felsefe
gibi din dig
alanlarda kitaplara
yer
verilen
ya-
ri
resmi
ktphaneler bulunuyordu.
Abbasi halifesi el-Mamun
tarafindan, IX.
yy
bagnda
ilk yksekegitim
akademilerinden
biri
olan
Bagdat'taki
nl
"bilge
lik evi"
ailmigt1. Bu
akademi-
nin
kurulugunda byk
olasihkla,
Bizanslilar'in dini baskilann-
dan kaip
Sasaniler'e siginan
Nasturi Hiristiyanlari
nin,
ran'da
-
Helenistik bilim,
zellikle
de tip
merkezi olan Gondegapur aka-
demisi
rnek
ahnmigti.
-
Medresenin klasik biimiyle ortaya
ikigi
XL
yy'da olmug-
tur.
Medrese bazen
bir camiye
bagh
olur,. bazen de
grenci
ve
gretmenlere kolaylik olmasi
aisindan kendi
iinde mescidi
bulunan bagimsiz bir
yer
olurdu. Medrese
sonralan
programt
ve
mfredati,
cretli
ve
srekli
gretmen
kadrosu,
grencile-
re
destek fon
ve
kolayhklariyla
rgtl bir kolej halini
almigttr.
Medreseler tipki Ortaag
Avrupast'ndaki
katedral okullan gi-
bi
temel
din
ve
hukuk
gretimi
veriyorlardt
ve
bu
ikisi
de isla-
miyet'te
aym
btnn paralanydi.
Ancak ileride onlar da
Ba-
tt'daki
kolej ve
.niversiteler
gibi
grenim almig simftn olugma-
se
srecinde
nemli
bir
rol
stleneceklerdi.
Devlet memurlan yeni
ve
daha derin bir
dini
drstlk
ser-
gilemeye baglamig,
profesyonel
din
adamlari
da devlette hiz-
met
almak.konusunda daha
istekli hale gelmiglerdi.
Osmanli
mparatorlugu'nda
Islam din
adamlan,
hi
gphesiz fethettikle-
ri
lk.elerde grdkleri Hiristiyan dini
rgtlerinden esinlene-
220

SEKNLER
L
L
rek,
hkmet
sisteminin bir
parasi
halini almiglardir. Mftler
ile kadilar, devletin
atayip ve
kendilerine bir yetki alani verdi-
gi memurlardi. Din
adamlan,
bu noktada askeriye
ve
brok-
rasinin
yan1 sira
imparatorluk
hkmetinin
nc kolu
duru-
mundalardi
ve
bagta geyhlislamin
yer
aldigi kendi hiyerargile-
ri
bulunuyordu.
Ulemanin
devlete yakla
masi
kaimlmaz
olarak
halktan
uzaklagmasina
yol a1yordu.
Bu durum
da daha nce sahip ol-
duklari etkinligi.
byk lde
kaybetmelerine neden olmug-
tur.
Siradan
Mslmanlar iin ulemanm
yerine
ok daha farkli
bir dindarligin temsilcileri
olan Sofiler
geti.
Ortaag
sonlarm-
da sofiler, her
birinin kendi mistik
yolu olan tarikatlar
halinde
rgtlenmiglerdi.
"Dervig" olarak da bilinen tarikat liderleri
ve
yeleri
konvansiyonel slamiyet'in birok eksikligi gideriyorlar-
di.
Dervig trenleri
ile toplantilari
manevi
bir beslenme kayna-
gi ve
bazen de insani gereksinimler iin
mcadelede yardim
ve
dayanigma
sagliyordu.
Ortaag Mslman yazarlan, byk olasihkla toplumu
y-
netenleri
kastederek, genellikle toplumu
iki
ana
gruba ayinrlar:
Askerlerden
olugan ehli
kili
ve
brokrat ile
dini siniflari ieren
ehli
kalem. te yandan edebi
becerileriyle
ya
da entelektel
yagayan ama
her
iki
grupta
da
yer
almayan
kipiler de vardir.
r-
negin
biyografik ve
tarilii
literatrde,
hkmdarm
tibbi
damy-
manligini
yapmig,
Islam dnyasom
her yerindeki hastanelerde
aligmig
ya
da aragtirmalari
ve
kitaplanyla n siralara ikmig
ki-
iler
de vardir.
Ortaag
islam tibbi aslmda Helenistik
kaynak-
Iara -dayanmaktadir
ancak Mslmanlann
katkilan
_da
olduka
nemli
olmugtur. Ortaag'da
islam dnyasinm tibbi
bilgisi
ve
oygulama
dzeyi Avrupa'ya kiyasla ok stnd.
Ne
var
ki modern aglarm bagmda
tipta
epeyce
gerideydi-
ler. Avrupa.tip
kitaplarmdan yalnizca birkaievrilmigti.
o-
221
.
KESITLER
gunlugu
Musevi
olan bazi
Avrupali mlteciler,
XV-XVI. yy'da
hekimlik
yapmak iin slam
topraklarina gitmiglerdir.
XVII-XVI-
II.
yy'da Osmanh
Hiristlyanlarmdan
tip
egitimi
almak iin Av-
rupa'ya gidip daha
sonra
memleketlerine dnerek
hekimlik
ya-
panlar olmuytur. Kimi
reformcu hkmdarlar
tarafmdan Avru-
pa
tip
okullarma grenci
gnderilmesi
ve
lkelerinde
tip
okul-
lan
ailarak yabanci gretmen getirilmesiyle,
tibbin
ortaaglar-
dan beri
ok
az
degigen
eski
Helenist-islam geleneginden kur-
tarilmasina
ancak XIX. yy'da baglanabilmigtir.
.
Ehli kalemden, daha
dogru bir deyigle
"ehli
szden" olan
nemli
bir bagka
grup
da
pairlerden
oluguyordu. En kk h-
kmdarlarm dahi kendisiyle
ilgili
vglerin
kolayhkla
ezberle-
nip dilden dile
yayilmasini
saglayacak
en az
bir
gairleri
olur-
du.
Daha byk
hkmdarlannsa bir tr
propaganda bakanli-
gi
olarak kullandiklan bir
gair
ordulan olurdu. Bu vgc
a-
irler,
zel
zengin kipiler iin de
aligirlar, dgunleri, dogumla-
n
ve
bagka
olaylan kutlarlardt.
Sair
ve
piir,
kitle
medyasimn ol-
madigi bu
agda, haberlerin
yayilmasi
ve
olumlu imaj
olugtu-
rulmasi iin
ciddi bir grevi
yaparlardi.
Hkmdann
gnlk imajim gairler yerleptirir,
gelecege
yan-
siyacak imajini da
tarihiler stlenirdi.
Ortaaglarda ogu
.b-
rokratik
ya
da
ilmiyye sinifmdan
olan tariliiler,
gairlerin tersi-
ne ne yazar ne
de
serbest
saray
hizmetlileriydi.
Belki de
hali-
feler
dneminde
sahip
olduklan
bagimsizliklan ve
ifade
zgr-
lkleri bu
yzdendi. Sonralan
Osmanh imparatorlugu'nda
h-
kmdarlar
saray
gairleri gibi
saray
tarihileri
atamaya
bagladilar
ve
bylece
Imparatorluk Tarihisi makami
olugturuldu.
Sultan
tarafmdan
bu
makama
atanan
kipinin
temel grevi
seleflerinin
imparatorlugun tarihini
yazmaya
devam
etmekti. Varligi yzyil-
lar boyu
sren bu
makam,
Osmanli
mparatorlugu'nun son
yil-
lanna-dek
korunarak
sonuncu
imparatorluk tarihisi
Osmanli
222
SEKNLER
Tarih Cemiyeti'nin ilk
bagkani
olmugtur.
..
Ressamlar
ve
hattatlar,
astrologlar
ve
gkbilimciler, mhen-
disler
ve
mimarlar
gibi bagka meslekler
de
vardi
ama
bu
mes-
leklerin ogu
son
y111aida onlari istihdam eden
kuruma bir
ge-
kilde baglanmiglardi. Mhendislik
ve
mimarhk, Ostnanli
zama-
ninda neredeyse
tamamen
askeriyeye aitti.
Ortadogu'daki hkmdarlann da, dnyada
baska yerlerde
oldugu gibi,
bazen
istilacilari
kovmak
ama
daima lkede
d-
zeni korumak
ve
devlet otoritesini savunmak iin bir
ordula-
n
vardi.
Roma imparatorlugu'nda polis grevleri
ve savunma
yerel
yedek
glerce
desteklenen
Roma lejyonlanyla saglanirdi. Lej-
yoner sayisi
olduka azdi
ve
imparatorluk
bang
zamaninda
Iran
sininna en
yakin Suriye'de
drt
lejyondan
fazla bulundurma-
masina
kargin
Avrupa'da Alman simrlarinda sekiz lejyon
bulun-
dururdu. Bu lejyonlarm sayilan
savag
dneminde fazlalagtirilir,
gerektiginde lej onlar
kaydirihr
ya
da
takviye glerle
destekle-
nirlerdi.
58-66 yillarmdaki Ermeni savaglari
ve
66-70
yillarmda-
ki Musevi isyani ok nemli degigikliklere neden olmuytu.
10.
lejyon olan
Fretensis'in kuzey
Suriye'den Kuds'e
kaydinlma-
si
ve bu birligin yeni kurulan Roma Yahuda eyaletinin srekli
garnizonu
olmasi
bunlardan
en
nemlisiydi.
Yalnizca
Roma
vatandaylari
lejyonlara aliniyordu ancak
za-
manla vatandaghgin
eyaletlere
de
verilmesiyle oralardan
da
as-
ker
almabiliyordu. Varolan
kaynaklardan,
imparatorlugun her
yerinde oldugu
gibi, Kk Asya
ve
Levant'tan toplanan asker-
lerin, dogduklari yerde olmamak part1yla
blgede
grevlendiril-
digi anlagilmaktadir. Takviye
birlikler,
lejyonerlere
zellikle
po-
lislik
konusunda yardim edebilirdi
ve
bazilan Roma'ya
bagim-
11
hkmdarlarm bir
lde Romahlagtirilmig askerleriydi. Alae
Dromedariorum
(deve
svarileri)
ya
da svari okular
gibi
zel
223
KESITLER
birlikler
Romalilar'dan meydana gelirdi.
l
blgelerinen olan
Araplar,
bu
birliklerde hizmet
ederek, Islami fetihler sirasmda
ok iglerine yarayacak askeri beceri
ve yntem
deneyimine
sa-
hip
olmuglardi.
Polislik igleri genellikle
bir yedek
birlige
verilir-
di.
Halifelik
ve
sonraki
slami
rejimlerin dneminde
polis
birlik-
lerine
verilen
Arapa
"purta"
adi bugne dek gelmigtir.
.
Pers
imparatorlugu'nun
askeri
gc
olduka bykt
ve
Roma'ya
ciddi
bir
rakipti.
Romah dgmanlari, feodal beyler-
ce
saglanan kyl
erleri
ok ciddiye almazlardi
ama
svari
pa-
rah askerler
ve
savai smir
halklarindan
olugan yedek birlik-
ler
epeyce
ciddi konuydu.
Ordunun temelini soylular olugtu-
rurdu
ve
mizrakla, okla silahli Pers
zirhli svarileri dnemin
en
nemli
askeri gcyd. Parthlar'in nl oku svarileri
ve vur
. ka
taktikleri Roma'da
taninir ve
korkulurdu. Atli mizrakinm
vurug gcn arttiran
ve
bir
lde
onu
Ortaag
baglan
savay-
larin
-tanki
yapan
zengi,
Pers
ordularmdaki
diger bir
nem-
.
li
yenilikti.
Pers mparatorlugu'nda,
I.
Husrev'in
(531-579)
hkmdarh-
gi
sirasinda, zellikle askeri
alanda
olmak zere nemli
degi-
giklikler olmuytu.
Ordu
daha
az
feodal, daha fazla
profesyonel
hale gelmigti.
Askerler
cret
ve
tehizat
parasi
ahyorlar,
uzun
. sreli siki bir egitimden geiyorlar, ok disiplinli
bir biimde
yetigiyorlardi. Tek
bagkomutan
yerine, Savunma Naziri,
Bagko-
.
mutan ve
gerektiginde
barig
elisi
olan Eranspahbadh yneti-
mindeki orduda,
artik
generaller,
valiler
ve
subaylar hiyerargi-
si
bulunuyordu. Husrev'in
ordulan,
lkedeki
i
savaga son
ve-
rilmesi,
simr
blgelerinin
yatigtmlmasi, Habeglerin Yemen'den
atilmasi, Hun
tehdidinin
sona
erdirilmesi
ve
Bizans'a kargi
sa-
vasta Suriye'nin
iggal edilip Antakya'nm yagmalanmasi gibi bir-
takim bagarilar
kazandilar
ama
Pers
ordulari Mslman Arap-
lat'in
kargismda tutunamadilar.
224
. SEKNLER
islamiyettennceki Arabistan'da
yetigkin erkekler tolulugu
digmda profesyonel srekli
bir
ordu, tipki
onunla
iligkilendiri-
len monargi dgncesi gibi itici
ve
uzakt1.
Kuzey
sinir
blgele-
rindeki kk
beylerin halklan
zaman
zaman
Pers
ya
da Bizans
takviye
birliklerinde ahgirlardi.
Gneyin
daha sakin geligmig
devletlerinde
bir tr
profesyonel
orduttun varhgi
olasidir
ama
orta ve
kuzey Arabistan'in
byk blmnde
ordu
savag ya
da
iin seferber edilmig silahli
kabile halki
anlarnma
geliyordu.
Islam
tarihinin ok
daha
eski
zamanlarmda
bagka bir du-
rum
dikkat
eker.
Ayn
kkenlerden
ve
ogu
zaman
daha nce
atigan bagliliklardan gelen
kipilerin olupturdugu
bir dini-siya-
si toplumun
reisleri
olan
Hz. Muhammed
ve
halefleri, bir kabi-
leden daha fazla bir
geye
hkmetmiglerdir.
nce
putperest
Ku-
reypliler
ile,
daha
sonra
da
Hz. Muhammed'in
lmnden
son-
-
raki
fetih savaglanyla srekli,savag
halindeydiler. Uzun
sre
de-
vam
eden
ve
ok
genig blgelere
yay11an
fetih
savaglari
sonun-
da kainilmaz
olarak
uzmanlagma
ve
profesyonellik saglamig-
tir.
Arap kaynaklarmdan
savaganlar
ile
savagmayanlar
ve
sava-
ganlar
arasmda
uzun
dnem uzmanlar ile
kisa dnem askerler
arasmda
orta
ve
kuzey Arabistan'da
o zamana
dek
rastlanma-
yan
bir farkliligin oldugu
anlagilmaktadir.
Sonralan
slam hu-
kukularmin
formle ettigi bir
ilkeye
gre cihad
grevi
savun-
ma
yapmak
iin saglikli Mslman
erkeklerin
tamamma, saldm
-
durumundaysa
toplumumun
tamamma dger. Fetihler
sirasm-
da her kabileden, savagabilecek erkeklerinden
ogunu
verme-
si istenir
ve
genellikle de kota gnlllerle dolardi.
Henz
Mslman
ordularmm
uzun
sreli
ekirdegini
olug-
turanlar
dahi tam zamanh aligan profesyonel
askerler degiller-
di; savaymadiklan
zaman
bagka iglerle
ugragirlardi. Birka istis-
na
hari ailelerinden
uzakta
kiglalarda yagamazlardi
ama
ana
ip-
leri,
geim kaynaklari
savagt1 ve
geimlerini fetih
savaglarmda
225
KESTLER
I
kazandiklan ganimetle
saglarlardi.
Arap ordulan,
Emevi halifeler zamaninda
imparatorlugun
metropoliten
eyaleti
Suriye'nin
digmda,
sonralan
garnizon ge-
hirleri
olan kamplarda
yagarlardi. Bu garnizon
gehirleri
arasin-
da
Irak'ta Basta
ve
Kufa, Misir'da Fustat,
Tunus'da
Kayrevan
ve
ran'da Kum
yet
aliyordu. Arap askerler
Suriye'de bir ordu bir-
liginin
oldugu askeri
blgelere, kuzeyden gneye
Hums,
Sam,
rdn
ve
Filistin'e yerlegmielerdi. Bu blgeler,
eski
Bizans top-
rak
blnmesi
temeli
zerine kurulmuglardi. Suriye
Arap bir-
likleri hem Bizans
sinirlarma
dzenlenen mevsimlik
seferlerde
hem
de
Konstantinopolis'e
dzenlenen byk seferlerde
kulla-
nilirdi. Giderek yksek
deneyimleri, ustaliklari
ve
daha dzen-
li
cret
almalariyla, Emeviye halifelerinin
Suriye
temelli srekli
ordulari niteligini kazanmiglardi.
Irak
ve
Misir'da yerlegmig olan
Arap
askeriyesinde
bunlarla
kargilagtirilabilecek bir rgt bu-
lunmuyordu. Onlar agiret
milisleri statsnde
ve
askerlige kar-
gi
agiretten sregelen bir
hognutsuzluga
sahiptiler.
Abbasiler, iktidara
ykseldikleri
ve uzun
bir sre
askeri des-
tek sagladiklan
Horasan'dan
getirdiklerini srekli Suriye ordu-
sunun
yerine
yerleptirmeleri
dipinda
ayni
sisteme
devam etti-
ler.
Bu
nemli bir degigiklige
neden olmuytu. ilk
zamanlarda
Halife ordularinin neredeyse
tamarmni
Araplar
olugturuyor-
du, Misir'in
ya
.da
Suriye'nin
yerli halkin1
askere alma
uygula-
masi
yoktu. Bu halklar Rorna ve
Bizans
hakimiyetinin
srdg
uzun
yzyillar
boyunca
askerlik yetenek
ve
isteklerini yitirmig-
lerdi. Durum imparatorlugun
dogusundaki
eski ran eyaletle-
rinde daha bagkaydi.
Batih kompulan
gibi Iranlilar yalnizca yeni
bir
imparatorun
hakimiyetine
girmemiglerdi. K1sa sre ncesi-
ne
kadar bir
imparatorluk gemigleri ve
kendilerine
has bir
as-
keri
gelenekleri
vardi. Mslmanligi kabul
ettikten
sonra,
isla-
226
SEKNLER
mi
ordu
ve
hkmette
nemli
bir
yere
sahip olmaya
haklan ol-
dugunu dgnyorlardi.
Ufak tefek
farklarla benzer bir durum,
artik
Arap ynetiminde olan Kuzey Afrika'daki eski
Roma
eya-
letlerinin Berberi
halki iin de sz konusuydu.
Agiretlere
bagli Arap olmayan mhtediler, agiretlerin Arap
savai
reisleri tarafmdan
askere
alinmaya
baglandi.
Alt
dzey-
1erde kullamliyor
ve
daha
az
cret ahyorlardi.
Bu askerlerin
zellikle
sinir
boylarmda
nemli rolleri oldu.
ispanya'yi fethe-
den Mslman
Arap ordularinm
byk bir blm Kuzey Afri-
ka
Berberilerinden
oluguyordu.
Orta Asya
ve
Kuzey
Iran halk-
lan daha
ihtida
etmemig
imparatorluk
smirlan
dipindaki
akra-
balarina yeni dini yay1aya
ok aba
harcadilar.
Bu
askerler,
alinan ilk
byk
zaferlerde
bile
imparatorluk
ordusunun asli
yeleri
degillerdi. Geri hizmetlerde
ve
sinir
boy-
larinda grevliydiler
ve
b.agkentten uzak tutuluyorlardi. Irak'a
Abbasi
Horasani glerinin gelmesiyle nemli
bir degigiklik ol-
du.
Nesiller
boyunca
Horasan'da
yagayan
Horasaniler, ilke ola-
rak
Arap'lardi.
ranli kadinlarla evlenip
ran greneklerine
sa-
hip
olmuglardi.
Kisa sre
sonra,
dogu iran'dan gerek
tranhlar
da
onlara
katilmaya bagladilar.
Abbasiler
listelerde
adlar olan Araplar'a otomatik denen
askeri
ayliklan zamanla
kaldirdilar. X. yy'dan itibaren orduya
gerekten
hizmet
edenlere
aylik
verilmeye
devam
edildi.
Ay-
hk
alarak
tam
zamanli
a1;an
profesyoneller
ve
tek
bir
kam-
panyaya
katilarak
garaimetten
pay
alan gnlller
olmak
ze-
re
iki
tr
asker
vardi.
Ara
dan
yz yil
bile
gemeden, Emevi seleff erinin
.srekli
Su-
riye ordusundan
daha fazla dayanamayan
Abbasi
halifelerinin
Horasani
muhafizlari, yerlerini
bagka bir
esasa
gre
toplanan
ve
Islamdevletlerinin bin
yil
sresince askeri
ve
siyasi
gelece-
gini
gekillendirecek
yeni bir orduya biraktilar.
227
KESITLER
Yedek
birlikler
olarak kullanilan barbarlar da,
silahli
kleler
de yeni degildi.
Eski Atina
bir sre
gehrin mali olan
iskitli si-
lahli klelerce
korunmugtu..Roma'nin ileri gelenlerinden bazi-
lan barbar
kkenli kle
muhafinlanni silahlandirmiglardi.
Ms-
lman hkmdarlar,
onlardan nce
Romalilar'in,
Persler'in
ve
inliler'in
yaptiklan
ve
Batili imparatorluklarin yzyillar
sonra
yapacaklanni yaparak imparatorluk
sinirlari dipindaki
"savai
irklar"
arasindan da
asker
toplamiglardi. Ancak
Islamdevletle-
rinin askeri
tarihi,
klelerden
olugan, baglannda kle generaller
olan, sonunda da kle krallar
ve
hanedanlar iin
hizmet
edecek
bir
orduyla
yeni
ve
zel
bir duruma
sahne olmuytur.
ngiliz
Paul Rycaut,
XVII.
yy
ortalarinda
yaptigi Trkiye zi-
yaretinde
sistemin
mantigini
yyle ifade etmigtir?
"Trkler kendi
cinslennden, kendilerinin
yetytirdigi
ve
egittigi
insanla-
nn
kendilenne hizmet etmelenni
severier. Onlan kendi erdem
ve
bilgelik-
lertyle
ergkin
olana dek yeti tiri beslerler.
Onlan
kiskanmadan
yetiytin
tehlikesizce de
yok edebilirler.
Imparatorlugun
yksek mahamlanna akanlacak genlen ya
savay-
larda elde ederler
ya
da uzak lkeler bediye gnderirler. Bu politika ok
azkttr
ki, bu
genler
farkh
gelenek
ve
greneklere gre yetigmig
anne ve
babalanndan
nefret edecekler; uzahlardan gelmelen nedeniyle
hibir ta-
mdzklan olmayacak; devlet
okrulanna girdikten
sonra
kendisine
sadsk
I
olmak zorunda petiytinTdikleri
efendileri drymda hibir akrabalan,
akar
ilighisi
iinde
bulunduklan hi kimse
olmayacaktsr."
Bu sistemin kurulma
nedeninin, her
otokrat hkmdann
nemli bir
sorunu
olan devlet
iinde kendi
gcn
engelleme-
yecek gvenilir askeri
ve
sivil
memur
bulmayi
saglamak oldu-
gu
anlagilmaktadir. Bu
sorun,
bagka
yerlerde, bagka
yzyillar-
da, bagka hkmdarlar
tarafmdan farkh
gekillerde zlmgtr.
ilk
zamanlardan.baglayarak Mslman hkmdarlarca bulunan
zm,
yabanci kkenli
ocuklan
devgirme
olarak alip, onlan
yetistikleri kurumdan ba kasma
sadakat
ve
baglilik duymaya-
228
SEKINLER
caklari
uzun
sreli profesyonel askerler
yapmak olmugtur.
Bu
kipiler uzaktaki eyaletlerden
ya
da smirlann
dipindan getirilen
.
yabancilar olduklar
iin yerel
halk
ya
d.atebaa ile herhangi
bir
akrabalik
ve
yakinliklari olmadigt
gibi, onlarla
konuyamazlar-
di bile.
Ailelerinden
ve
gemiglerinden
zorla
koparihp klt-
rel
olarak
uzaklagtirildiklari
iin grgebiledekleri akrabalan
da
yoktu.
Her yeni kle asker
kugagi kendi oculdan
yerine, uzak
yerlerden
getirilen klelerden oluptugu
iin, birgn bir aristok-
rasi
kurarak
otokrat
hkmdarin hakimiyetine bag kaldirabile-
cek
yeni bir
askeri
g
doguramazlardi.
Ne
var
ki, sistein kusursuz iglemiyordu.
Zaman
zaman
k-
leler
etnik
dayanigma
gruplari ve
hatta geldikleri
yer ya
da agi-
rete dayah
alaylar olugturuyorlardi.
zellikleOsmanli
impara-
torlugu'nda,
kleler aileleri
ve
memleketleriyle
iligkilerine
de-
vam
ederler,
para
ve g
elde
edecekleri
bir makama
geldik-
lerinde, bu olanaklardan
yararlanmalari iin akrabalanni
getir-
tirlerd.i. Diger
erkekler
gibi, ogullarina
miras birakmak isteyen
kle
askerler,
ogullarini askerlige alamazlar
-ama
her
zaman
bir
brokratik
ya
da dini bir ip
ayarlayabilirlerdi.
Bu sayede,
Orta-
ag sonlanndaki
byk kalemiye
ve
ilmiyye ailelerinin
temel-
leri
atilmigtir.
te yandan
sistem
olduka
bagariliydi. Ortadogu
islamdn-
I
yasi,
yaratilan
gl ordular sayesinde
Haillar'i alt
etmigler
ve
ok
daha fazla tehlikeli olan
Mogollar'i
durdurmuglardir. Kle
ordulari onlara sahip olan
hkmdarlanna
bir
tek aidan
ha-
yal
kinkligi yagatmiglardir. Teorik olarak
kle
askerler
hkm-
darindan bagkasina sadakat
gstermezlerdi
ama
uygulama-
da
alaylanna
ve
komutanlarina gsterirlerdi.. Klelikten gelen
komutanlar,
.kisa
bir
srede eyaletlerin,
bagkentin bile gerek
efendileri
haline gelmigler
ve
artik
gsz kalan halifelere
ege-
men
olmuglardi.
Daha
sonra
-da
hkmdar
olan
bazi kle ko-
229
KESITLER
L
mutanlar, ogu kisa sren
hanedanlanni
olugturdular.
'
slamiyetin
ilk aglarinda da kle
askerler olmuytur
ama
ge-
nellikle
onlar
zgrlklerine
kavugmug
klelerdir.
Abbasi
hali-
fesi
el-Mutasim'in
(hkmranligi
833-842)
kle ordusunu kuran
ilk
kipi
oldugu
bilinmektedir. Ordusu islamiyet'in
dogu sinirla-
rmin
digndaki
bozkirlarda kk yagta
yakalanip
askerlik egi-
timi
verilen
Trk klelerden
oluguyordu.
ogu
Mslman
h-
kmdar
savagan
askerlerini
ve
garnizon glerini
kisa bir sre
iinde klelerden
olugturmuytu, islamiyetin
uzak bati blge-
lerinde, Kuzey
Afrika
ve
ispanya'da,
uygun
oldugunca, Avru-
pa'dan Slav kleler
alinmigt1.
zellikle
Fas
ve
Misir'dan
da
as-
kerlik iin ara
sira
zenci
kleler almirdi. Trkler'in islamlagtinl-
masmdan
sonra
artik hukuken
mmkn olamayincaya kadar,
kle askerlerin ogunlugu Trk't. Trk hkmdarlar
ise
kle
askerlerini Kafkaslar
ve
Balkanlar'm Mslman olmayan
halk-
lan
iinden
alirlardi.
Savag
tekniklerinin degigmesi ve
ategli silahlann kullanilma-
ya
baglamastyla
eski
biimiyle kle
ordusu artik
geersiz
ol-
,I
muytu.
En
sonuncu
byk kle
ordusu olan Osmanh Yenie-
rileri
XIX. yy'a kadar
srdrmgtr
ama
XVII. yy'm
bagmdan
itibaren devgirme
yntemi birakilmigtir.
Ancak bu
eski
gele-
nek
tamamen
ortadan kalkmamigtir.
XIX.
yy'da
da
Misirk h-
kmdarlar
yaygtn
olarak zenci
asker kleleri kullanmiglardir.
1863 yilmda Misir hkmdannm,
arkaday Fransiz imparato-
ru
III.
Napolyon'a
yardim
iin
Meksika'ya gnderdigi birlikteki
askerlerin
ogunlugu Yukan Nil havzasmdan
yakalanan
zen-
ci
klelerdi.
Ekonomik
aidan
servetin
temel kaynaklari ve
servetin sag-
layacagi gcn
kaynag1 ticaret
ile toprakti. Brokratik,
askeri,
dini
ve
hatta krallik
gibi
farkli
ynetici
sekinler genellikle
ser-
mayeleritii
ikisinden
birine
ya
da
her ikisine de
yatirirlardi.
SEKINLER
I.
slamigretide baglang1tanberi ticaret
olumlu
gr'Imgtr.
Kuran'da
faiz yasaklanirken,
ticaret onaylanir. Bagka ayetlerde
de ticaretin hukuka
uygun ve
namuslu yapilmasi;
agirlik
ve
l-
lerde
hile olmamasi; szlegmelerin
yerine
getirilmesi;
bor1a-
rin
denmesi
konulanna
yer
verilmigtir.
(Kuran 2:194, 275,
282;
4:33;
6:153;42:9-11). Ticaretin Kuran'in tarafindan
bir
yagam
bi-
imi olarak
onay grmesi hadisler
ile
de dogrulanmigtir.
Kimi hadisler daha da
ileri giderek namuslu
bir tccann
alip
satabilecegi ipekliler, mcevherler,
erkek
ve
kadin
kleler gi-
bi lks
egyayi
da
savunur.
Hz.
Muhammed
bir hadisinde, "Al-
lah bir ki iye
servet
verince
onun,
zerinde
grnmesini ister."
demistir. Eski
bir
Sii
eserinde
imam
Cafer el-Sadik ile ilgili ola-
'
*
rak
anlatilan
bir
yk
daha
ilgintir:
"Imama,
atalannin
basit
ve
kaba giyinmesine kargin
onun
neden ssl giyindigi sorulmus.
mam,
atalanmn yagadiklari
dnemin kttlik
zamani
oldugunu
ama
onun
bolluk
zamamnda
yagadigini
ve
insanin
zamana
g-
re
giyinmesinir'1
dogru
oldugunu
sylemig."
Kesinlikle sonradan uydurulmuy olan
bu hadisler, slami
metinlerde
sika
yer
verilen
sofuluk gerekliligine kargi lks
ya-
gami ve
lks
egya
ticaretini kabul ettirmek iindir. Muhammed
el-eybani
bir yazisinda
(lm
804) Mslmanlar
iin
geimi
kazanmanin
yalmzca
izin verilmig
bir
yey
olmadigini,
aym za-
manda bir ykmllk oldugunu belirtmistir.
Seybani'ye
gre
insanin ilk
grevi
Allah'a hizmet
etmektir
ve
bunu dogru bir
ye-
kilde yerine getirebilmek iin
yeterince
beslemneli, giyinmeli
ve
bannmalidir. Bunu saglamanin
tek
yolu da aligip
para
ka-
zamnaktir? Sonra da, insanin ancak yagayacak kadarlakisitlan-
mayacagini, lks
egya
da
satin
ahp
kullanmasina izin verildigi-
ni ekler.
El-Seybani,
sonra
da bagkalari,
Allah'in
gznde tica-
ret
ya
da
zanaat
ile
kazanilan
paranin,
sivil
ya
da
askeri
hizmet
iin devletten alinan paradan daha iyi oldugunu savunmuglar-
231
KESTLER
dir. nemli
klasik Arap yazarlanndan
el-Cahiz
(lm'869)
da-
ha da
ileri giderek
"Tccarlara
vg,
Memurlara
Yergi"
adli
ya-
zisinda hkmdara hizmet edenlerin
kklk, dalkavukluk
ve
kararsizliklanyla, tccarlann gvenilirlik,
onur
ve
bagimsizhkla-
rini
kargilagtirmig
ve
onlan ktleyenlere kargi
tccarlarin din-
darliklarini
ve
bilgililiklerini savunmugtur.
Allah'in vahiy
gn-
dermek
iin tccar
bir
toplulugu semesinin,
ticareti bir
yayam
biimi olarak onayladigint gsterdigini belirtmigtir.
Ortaaglar-
da islam
ilahiyatilarmm nde gelenlerinden
el-Gazali
(lm
1111) yazilarinda
ideal
bir tccar portresi izmig
ve
ticaretin, in-
samn
kendini
teki dnyaya hazirlama
yollanndan biri oldu-
gunu
anlatmigttr.
Yksek
oranda
tarim
ekonomisinin
egemen
oldugu bir
yer-
de,
toprak sahipliginin
ya.
da denetiminin siyasi
ve
kltrel
nemi
bykt.
Gerekten
de
klasik slam
toplumunda
top-
rak sahipleri
nemli
bir
grup
olugtururlar.
Ancak
bunun Orta-
dogu
baglamina
gre
tekrar tanunlanmasi gereklidir. Bati Avru-
pa'daki
ve
diger
yerlerdeki kk
ve
bag1msiz
toprak sahibi
t-
r,
Ortadogu'da da
vardi
ama
pek azdi
ve
tipik degildi. Bagim-
siz
kk mlkiyetler,
tanmm
byk oranda
yapay
sulamay-
la
yapildigi, merkezi denetimin
gerekli oldugu, bylece de ko-
layca
merkezi denetime
ahndigi yerlerde, rahata geligmezler.
Blgenin
byk
blmnde pek ok trde byk toprak
sa-
hipligi
vardir.
Gemigte de,
bugn de
Ortadogu'nun
taiim
ko-
ullano yazanlar sika
"feodal"
ve
"tirnar"
gibi
terimleri kulla-
mrlar
ama
bunlar Batt Avrupa'ya
ait terimlerdir
ve
anlamlan Ba-
ti
Avrupa'nin yerel tarihinden gelmektedir.
Ortadogu'nun ok
farkli
toplumsal
ve
ekonomik
olgulari
iin bu terimlerin ben-
zetme
olarak
kullanilmast
yaniltici olabilir.
Bir
toprak sahibi iin topraga sahip olmanin eyitli hukuk-
sal yollari
vardt.
Islam yasalarina gre bu
yollardan biri
"mlk"
232
'
II"
i
SEKNLER
idi. Aynntili
belgeler bulunan
Osmanh dneminde,
buna
ge-
nellikle
gehirlerde
ve
gehirlerin yakinlarinda rastlanir.
Mlk,
in-
aat
arsasi
dipinda,
genellikle
meyve
bahelerini,
bostanlari
ve
baglan ierir.
Kuramsal olarak
devletin
bir egit bagigiyla ogu
tanm arazi-
sinin byk toprak sahiplerinin
elinde
bulundugu
kirsal yerler-
de
ya
da kylerde
bu trde
bir sahiplige,
rastlanmaz.
Islamd-
neminde yapilan
bu tr
en
eski
bagig, halifeler tarafindan
kamu
arazisinin,
bagka bir deyigle
yeni kurulan Arap devletinin
fetih-
1erle ele geirdigi topraklarin ilke
olarak
Mslman
kipilere
ve-
rilmesiydi.
Bu topraklar,
eski
devletlerin,
yani Bizans
ve
Pers
rejimlerinin eski
devlet topraklari
ve
eski sahipleri
tarafindan
terk edilen
topraklar olmak
zere iki trd. Araplar'in
Kuzey
Afrika'yi,
Levant'i
ve
Misir'i fetihlerinin
ardmdan
Bizansli
byk
toprak sahiplerinin
ogunlugu malikanelerini
terk ederek
ka-
miglar
ve
bu topraklar
devlet mali olmugtu.
Ekilmeyen
ve
kul-
lanilmayan
"l
arazi" de bagig konusu olabilirdi.

Tamami
devletin elinde olan
bu
toprak trlerf
geri
alinama-
yan
bir bagigla srekli
kipilere verillyordu.
Hizmet
ya
da duru-
ma
bagli olmayan,
yaam
boyu
olan
bu bagig
devredilebilir-
di
ve
miras birakilabilirdi.
Islami yasalara
gre, bu tr bir ba-
gg
alan
kipi, kendi yerel
halktan
vergi
aldigindan,
topragi iin
kamu maliyesine vergi,
vermek
zorundaydi.
Bagigtan
kazandi-
gi
gelir, kyllerden
aldigi
ve
devlete verdigi vergi
arasinda-
ki farkti.
Bizans'in emphyteusis'inden alinmig
olabilecek
bu sistem,
bir sre devam
etti
ama fetihlerin
kesilmesiyle
sona
erdi
ve
ye-
rini
daha
yaygin
bir dzenlemeye
birakti. Yeni
sistem toprak
bagigi degil, devletin
toprak zerindeki
mali
haklannin
devre-
dilmesiydi.
Bu sistemde
devlet kipiye bir blgeden vergi
top-
lama
hakkini
vererek
kargiliginda genelde askeri
bir hizmet is-
KESTLER
terdi. llke
olarak subaylar
ve
diger
devlet alianlarma
ayhk c-
ret
denirdi ancak devlet
hazinelerinde
nakit
para
azaldika
su-
baylara bu
biimde
deme yapilmaya
baglandi.
Artik
bir vergi
toplama
sistemi
olupturulmasi
gerekiyordu.
Subaylar bu
vergi-
leri devletin borcu
kargihginda ahyorlardi.
ilke
olarak
bu tr
bir
bagig bir hizmete
kargihk olurdu. Ba-
igi alan
herhangi bir
nedenle bu
hizmeti yerine getirmezse,
mali haklarin
devri
sona
ererdi. Bu
bagiglar, geici ve
sinithy-
di,
kendisini
yaratan
neden
sona
erdiginde geri
ahnabilirdi,
ya-
ni
daha
nceki halifelerin
bagiglari
gibi
geri
almamaz ve
srek-
li
degillerdi,
devredilemez
ve
miras birakilamazdi.
Daha
son-
ralan
bunlann dipina
1kilarak
srekli,
devredilebilir
ve
miras
birakilabilir hale
gelmig,
hizmet
verilmedigi halde
toprak el-
de tutulmaya devam
edilmigtir. Bu
noktada,
sistem
bazi ailar-
dan
Ortaag
Avrupast'nin
feodal dzenine
benzerlik gsterme-
ye
baglarmyti.
Ne
var
ki farklihklar
benzerlikten
daha bykt.
Bagigt alan
kigi Ortaag Avrupasi
feodal baronunun
haklanna
sahip degil-
di.
Timar
topraklannin halki
zerinde
vergi
toplamaktan bagka
bir
hakki
yoktu
ama
bu
da
vergiyi
toplamak iin gereken gc
kullanma
hakkini
veriyordu.
Ancak Batih
toprak -sahipleri gibi
adalet dagitmazdi.
Timar
topraklari
iinden daha kk
umar-
lar
veremezdi.
zel
ordu kuramazdi ama
son
dnemlerde bu
da
yapilmigtir. Batili feodal
barondan farkh olarak
genellikle ti-
mar
topraklannda
yagamaz
ve
onu yart
bagimsiz
bir
beylik gi-
bi
ynetmezdi.
Bagigtan
ok szlegmeye benzeyen bagka
tr bir sisteme g-
re,
devlet bir
malikane
ya
da blgeden
alinacak vergileri nce-
den
kararlagtinian
toplam bir
tutara
satardi.
Bylece artik dev-
let
ve
memurlan
vergi salma
ve
toplama
igiyle ugragmazlardi.
Bu ig,
bir
agiret reisi, dini bir
toplulugun bagi
ya
da
kazan
el-
234
I
SEKNLER
de etmek iin ige talip olan
bir
girigimciye
verilirdi.
Bu_tr ilti-
zamlar devlet
ya
da devlet
gelirlerini
toplama
yetkisi olanlar-
dan
satin
alinabilirdi.
Mltezim hazineye
ya
da
anlaymay1
yap-
tigi
kipiye, anlagmaya
varilan
tutari
vermekle
ykmlyd,
ver-
giyi toplama yolu
kendine
birakilmigt1.Tm
bu srete devlet,
katilimci degil, denetleyici
olan
bir vergi mfettigiyle
yer
alirdi.
Topragin
uzun
vadeli refahinda, zel mlkiyet
sahibinin
ya
da
devletin dogal bir 1kari olurdu. Mltezim
ncelikle
kendi
yati-
nmini geri almaya,
sonra
da kr saglamaya ugragirdi.
Genellik-
le
iltizamlar
yillik verilirdi.
I
iddetin
ve
kararsizligtn
srdg
hi de
az
olmayan
degigim
zamanlarinda, toprak
bagigi
ya
da gelir
biriminin daha ok
ar-
tinlmasi egilimi
olurdu.
Bu durum, byk
ve
gl
bir toprak
sahibinin sikmtili
zamanlarda korumasini
daha kk
ve za-
yif kompulan zerinde
yayginlagtirmasiyla
grlrd. Bu, ba-
zen
gnll bir biimde olur, i
savag,
istila
ve
dzenin bo-
zulma zamanlannda
kk toprak sahibi gl
kompusundan
-
yardim
ister
ve
gvence verilen
bir gelir kargihginda
haklanni
.
ona
devrederdi. Zamanla
bu koruma uygulamast,
byk
top-
rak sahiplerinin
kklerin topraklanna
el
koymalarina
dng-
t. Bir rejimi
destekleyenlerin
devrilroesi
ve
yerlerine yenileri-
nin
gemesi kimi
zaman
ok
daha kkl degigikliklere yol
a-
ti.
Byle
bir durumda,
toprak
ve mali birimler, yeni sahipleriy-
le devam edebillyordu.
Genellikle
tm birimler tekrar
devletin
denetimine
giriyor,
sonra
da bagka yollarla
yeni kipilere tekrar
dagitiliyordu.
Kiralanan
devlet topraklanyla
zel mlkiyet
arasmdaki
ay-
nm
ok
net
degildi. Devlet denetiminin
gl
oldugu
zaman-
larda devletin
gcnn genipleme
yn
zel
mlkiyet
sahibi-
nin aleyhine
olurdu.
Siyasi zayiflik
ve
bundan kaynakli olarak
merkezilegmenin
bozulmasi sonucunda
bireyin,
devletin
gc-
235
KESlTLER
n, hatta topragini
gasp
etme
egilimleri
artmigt1.
rnegin
XVII.
yy
sonlarinda
ve
XVIII
yy'da oldugu gibi,
byle
zamanlarda il-
tizamlar dahi
zel mlkiyet gibi soydan gelen bir
sahiplik
ya-
pilabiliyordu. "Gasp"
ifadesi
hem
devlet topraklarmin
zelleg-
mesi,
hem de zel topraklarin
devletlegmesi durumu iin
uy-
gundu.
Ortadogu
toplumu baglammda
kullamldiginda
"feodalizm"
gibi
"soyluluk"
ve
"toprak
agaligi" da farkli
bir biim
almakta-
dir. te
yandan
ara sira
kuramsal aidan bagig,
timar ya
da
il-
tizam
yoluyla toprak
elde eden
ve buni
babadan ogula devre-
den
toprak sahibi
bir
sinifm olugtugu da net
olarak grlmek-
tedir. Islam hkmdarlarmin
genel
egilimleri, bu durumu
en-
gelleme,
nleme,
geri evirme
hakki
ve
tm gcn,
servetin,
otoritenin
kabul edilmig bir
toplumsal
durumdan
ya
da miras-
tan
ok
dogrudan devletten
alinmasi ynndeydi.
Otokrat h-
kmdarlar sika kendi iyi
niyetleri
yerine,
toprak sahipleri gibi
miras
kalan
servete ya
da
ulema
gibi
halkin
onayina
dayanan
bu durumlari
ortadan kaldirmaya
ahymiglardir.
Hkmdarhk
otoritesinin bir
gekilde gcn kaybettigi
dnemlerde,
varhk-
larim bu
gekilde
devam
ettiren
gruplar
olugmuy
ve
ayakta kal-
mig ama
zellikle
yeni
bir fetihin
ardindan otoritenin
yeniden
glenmesiyle
birlikte bu gruplar
genelde ortadan kaldinlmig
ya
da statlerini kaybetmiglerdir.
Bu
mcadele Islam
tarihinde sregelmigtir.
Modern aglara
gelindiginde bu
mcadele,
otokratik
devletin
lehine
ve
onu st-
mrlayabilecek
toplumsal gler
aleyhine
bir geligim
izlemeye
baglamigtir. Bu durum,
teknolojinin, zellikle de
modem
ile-
tigim
ve
silahlarin
geligmesiyle olmugtur. Bu
sayede merkezi
otokrasinin
kargisindaki engeller de yikilmtytir.
Teorik olarak
geleneksel
sistemlerde
hkmdann gcnn
mutlak
olmasina
kargin,
uygulamada egitli
araci
otorite
ve
glerle
simrlanirdi.
236
I
S
EKNLER
Modernlegme
sonucu
bu
g
lerin smirlanmasi
ve
otofitelerin
yok olmasiyla,
hkmdar
simrsiz
gce
sahip olurken, modern
diktatrlerin
en
kkleri bile,
Arap halifelerinin, Pers pahlan-
mn
ve
Trk sultanlarmm
en
bygnden daha gl
bir dene-
time sahiptirler.
Tiranlik konusundaki geleneksel
simrlar
orta-
dan
kaldinlmigtir. Yeni
ya
da yenilenen bir
tr
simrlama
yolu-
nun
arayiglari
henz
son
bulmamigtir.
I
237
11. BOLUM
HALK
Sika Islamiyet'in
epitliki bir din
olmasindan
sz
edilir
ve
bu byk
lde
de
dogrudur. Islamiyet'in
ilkeleri
ve
baglan-
g1taki uygulamalari, fran'in
sinifli
feodalizmi,
Hindistan'in kast
sistemi, Bizans
ve
Latin Avrupa'nin
ayriaahkli aristokrasileri gi-
bi
evresindeki
lkelerdeki
uygulamalarla kiyaslandiginda
ger-
ekten de islam dininin
epitlik
ilkesi tagidigi sylenebilir.
Isla-
.
miyet
bu gibi toplumsal
ve
agiret farkliliklar
sistemlerini benim-
sememekle kalmayarak bunlan
leesin
ve
net
olarak -reddetmig-
tir. Bu
konuda Kuran
ok nettir:
.
"Ey
insanlar! Dogrusu biz
sizi bir
erhekle bir digiden yarattek. Ve
birbi-
rinizle
tangmamz
in sizi kavimlere
ve
habilelere
ayirdzh.
Mu.hakkak
ki, Allah nazarmda
en
degerli
olanmaz O'ndan
en
ok korkander." (Ku-
ra
n
49: 13)
Hz.
lviuhammed'in
szleri, hareketleri
ve
hadislerle korunan
Islamiyet'in
ilk hkmdarlannin
rnekleri dogum,
soy,
toplum-
sal stat, servet ve
irk
ayncahklanna
kargi
ikarak rtbe
ve ge-
refin ancak dindarlikla ve islamiyet'te
erdemle
kazamlacagmi
belirtmiglerdir.
Bu dgnceler bir
gemige
sahipti.
incil'deki
iyi bilinen bir
paragrafta
yyle sylenir: "Ne
Yahudi
ne
Yunanh
vardir,
ne
kul
ne
azath
vardir,
ne
erkek
ne
digi
vardir,
nk Mesih
isa'da t-
mnz
birsiniz."
(Gal. 3:28)
Daha nceki Eyub Kitabi'nda da
efendi
ve
klenin
ortak insanhgindan
sz
edilmigtir. (Eyub
31:
15)
Ne varki
Museviler, Hiristiyanlar
ve
Mslmanlar
aismdan
ortak insanhk, insanlar
arasinda belli
bagh farkhhklarm gze-
I
.
238
IF
HALK
tilmesine engel
degildir.
Yukaridaki Galatyalilar blfnnden
almmig cmle
etnik,
toplumsal
ve
cinsel aynmlarm
kltc
.
oldugunu
ya
da yok edilmesi gerektigini
degil, bunlarin her-
hangi bir dini
ayncalik saglamadigim anlatmaktadir. Cmlenin
son
szcg
inananlar
ile inanmayanlar arasindaki
dini
ayrt-
mi
aika
ortaya
koymuytur. din de bireyin degeri,
zerkli-
gi
ve
her
ruhun Allah
iin nemi konulannda
Israr eder.
ne
gre de dindarlik
ve hayir
igleri
servet,
rtbe
ve
soylu- dogum-
dan daha
stndr.
nsanlarin
epitligi ilkesindeki
grgleri
or-
tak oIsa.gla, tarihsel
srete
de bu epitligi
dindar, zgr,
ye-
tigkin
ve
erkekolmak
gibi gerekli.zellikleri tagiyanlarla sinirla-
miglardir.
Ba
ka bir deyigle, her de
pek ok
nemli aidan
koleyi,
ocugu,
kadin1
ve
inanmayani
agagi
gormugtr. unun
de bu apagi durumun
ortaya
ikmas1
ve
sonlandirdmasi ile ilgi-
li kurallari
vardir.
Kleyi
efendisi
azat
edebilir;
inanmayan.ger-
ek
dini kabul
edip inansizligindan
kurtulabilir; ocuk
nasilsa
zamam
geldiginde yetigkin olacaktir. Geleneksel.
din dnyasin-
da bir tek
kadin apagi durumndan
kurtulamaz.
dinin inananlari aismdan inanmayanlarm
durumu
ken-
di
tercihlerinin sonucudur.
dinde inanmamanin
ne
oldugu
ve
algilanmasi ile
ihtida
etmeyen
inanmayanin durumu
arasm-
da
nemli
farkliliklar bulunur. Bagka
konular hakkindaki fark-
liliklar daha
azdir.
Kadin
ve
ocuklar
dogustan byle oldukla-
ri
iin statlerinin
degigmesi mmkn degildir. din de kle
anne
babanin ocugu olarak
kle dogmay1
ve
klelik durumu-
nu
kabul ederler.
Bu konuda
eski kanunlarm
uygulandigi
Mu-
sevilik
ve
Hiristiyanlik'ta zgr
insanlarm
kle
yapilabilecekleri
bazi yollar
vardir.
Daha
ilk
baglarda slam hukukunda
ve uygu-
lamasinda zgr insanlann
kle yapilmasi kisitlanmig
ve
bunlar
savaglarda
ele
geirilen gayrimslimlerle sinirlanmigtir. -;.
Her dinde de
bu drt
toplumsal egitsizlik
durumundan
239
KES1TLER
farkh
tanimlanan
ara
durumlar bulunur.
Kleyle zgr
arasin-
da
azatlilar
bulunur, bagka bir deyigle,
sahibi tarafindan azat
edilerek
hukuken zgr
olan
klenin
eski sahibine kargi ba-
z1
grevleri
ve
ykmllkleri
olur. Yetigkinle
ocuk
arasin-
da yeni
yetmelik adi
verilen
hukuken
smirli olup toplumsal bir
nem
tagiyan
ara
bir durum
vardir. Kadinla erkek arasmda ha-
dim denilen
ve
serbeste
her
iki
durum arasinda gidip
gelebi-
len
ara
bir durum
vardir.
nanmayanla
gerek inananla
arasin-
da
Allah'in gereginin
tamamina
olmasa
da bir blmne
sa-
hip
olanlar
bulunur.
Sonuncu durumda

din
arasmdaki
en
nemli farkhliklar
ortaya
ikar. Musevilikte teki, digandakidir
(gentile).
Bu ka-
tegoride Hiristiyanligin
ve slamiyetin
-
inanmayan kavramin-
dan
ok Yunan barbar
kavrami
vardir. Engel
agilamaz degildir.
Barbar Helenleptirilebilir, digandaki
(gen'tile)
Musevileptirilebi-
lir
ve
bu
kopulda toplumun yesi olarak benimsenirler
(Levili-
ler
19:33-4). Ancak
bu beklenen bir
degigiklik
degildir
ve
ok
da gerekli-olmaz.
Museviler
ve
Helenler iin yabancilar
Muso
vi
ya
da
Helen olmadan
da faziletli
olabilirler. Musevi gretisi
drst
olan
tm
insanlann Cennet'te bir yeri
oldugunu
kabul
..
eder.
teki
tarafta Mslmanlar
ve
H1ristiyanlar aisindan
on-
larin
inan1anndan olmayanlar
ve
onlari ihtida
etme
abalarina
:)
kargi koyanlar
Allah'in
szn
ya
da
nemli
bir blmn in-
kar
etmig
olduklarmdan
bu dnyada
cezalandmlir, teki dn-
yada
da
cehenneme giderler.
Kle,
kadm
ve
inanmayan
olmak zere yetigkin apagi
si-
nif,
kadminin durumu
gpheli grlmekle
birlikte,
zorunlu
g-
revleri
olan insanlardir
ve
aralannda
ok nemli farkhliklar bu-
lunur. nanmayanm
apagi
siniftan olmasi,
kendi
tercihidir
ve
islamiyet'i kabul
ederek
bu duruma
son
verebilir.
Bu
kopulda
ona
tm-kapilar
agilir. Azatli
olarak
klenin durumu da degige-
I
240
bilir
ama bunun iin
hukuki bir srele
gerekir
ve ennemli-
si de, hunun olmasi
kleye degil sahibine
baglidir. En kts,
cinsiyetlerini
kendilerinin de hibir
gcn de degigtiremeyece-
gi
kadmlarm
durumudur.
Bu durum arasmda nemli
bir bagka fark daha bulunu-
yordu.
slam
lkelerindeki
klelik daha ok aileviydi, ekono-
mik
degildi. Klelerin
ev ve
aile
yaami
iinde
bir yerleri
var-
di.
Klelikle
ilgili
kurallar
Seriat'm
i
kalesi niteligindeki
kipisel
durum
kanununun bir
parasiydi.
teki
tarafta
gayri mslimin
durumu
kipisel degil,
kamusal
odugu
iin
ok daha farkli
g-
rlrd.
Buradaki sinirlama, kadin
ve
kledeki
gibi,
Mslman
evinin kutsalligmi
korumak iin
degil, slamiyet'in stnlg-
n Mslmanlar tarafindan
yaratilan toplumda
ve
devlette sr-
drmek iindi.
Bu gruplann
hukuki
tabiyet
durumuna itiraz
et-
mek
ya
da degigtirmeye
aligmak zgr
ve
erkek
Mslman'i
Mslman evinde kipisel
otoritesi
ile
Mslman
devletteki ko-
mnal nceligi olmak
zere iki
hassas konuda tehdit
edecek-
ti. Asil
ve
normal doganlar,
zengin
ve
fakir doganlar,
Arap
ve
-
Arap olmayanlar,
beyaz
ve
siyah olanlar
arasmda
kimi
zaman
tirmanan
ve
islam
kardegliginin gerek
ruhuna
ters
dgen
geri-
limi yok etmek
iin
Ortaag'in baglarindan itibaren
Islamdn-
yasmda bir dizi dini
ve
toplumsal
radikal
hareket olmugtur. An-
cak
bu hareketler kadinin,
klenin
ve
inanmayanin tabi
durum-
larmi
belirleyen kutsal ayrimlan sorgulamamigtir.
iki geligme, slami gretinin
insancil
etkisini
bazi
ailardan
azalmigttr. Bu geligmelerden
biri Araplar'm fethettikleri lkeler-
de grdkleri
Pers ve Roma uygulamalannm
etkisi, daha
g-
l olabilecek digeri de hara, fetih
ve satm
alma yollari ile
elde
.edilen
kle sayismdaki
hizli artistir.
Kleler
iin nemli
hukuki
sinirlamalar vard1.
zgr
insanlar
iin yetkili olan bir makama
gidemezler., pahit
olamazlardi.
Bir kleye
kargi
iglenen
suun
.
241
KESITLER
cezasi, o su
zgr birine
kargi
iglendiginde
verilecek
cezanin
yansi
oldugu iin kleler
zgr insanlardan daha az
sayihyor-
lardi.
Kleler
az
da
olsa miras ve
mlkiyet konulannda
birtakim
rnedeni haklara
sahipti.
Islam
hukukunda kle de
beslenme,
tibbi baktm ve
yaglilikta bakim
haklarina
sahiptir.
Kadi, bu y-
kmllklerini
yapmayan
kle
sahibine klesini azat
etmesini
emredebilirdi. Kle
sahipleri klelerini
a
iri
alistirmazlardi
ve
onlara
insanca
davranmak
zorundaydilar. Sahibinin
izniyle
bir
kle de
evlenebilirdi. Teorik olarak zgr
bir
kadinla
evlenme-
si
mmkn
olmasina
kargin,
bu pek
olmami'ttr.
Sahibi tarafin-
dan azat
edilmedike kadin
klesiyle
evlenemezdi.'
Klelerin
azat
edilmesi iin kanunlarca belirlenen pek
ok yol
vardi.
Hicri 31
yllmda
(miladi
651-652)
Misir'daki Arap
ordulari ile
gneydeki
Nubyahlar
savastiktan
sonra
imzaladiklan
bir ateg-
kesle birbirlerine
baskinlar
dzenlememeyi
taahht ettiler. Ant-
lagmaya
gre
Nubyalilar,
Mslmanlar'a
yllda 360 kle,
Msi
lmanlar da
onlara
mercimek
ve et
vereceklerdi. Antlagmamn
son
maddesi
gyleydi:2
"Mslmanlar'm imamma
yrlda 360
kle
verilecektir Bu kleler
lkeni-
zin
iyi kalitedeki kleleri olacak, kusurlan
olmayacak, hem
hadm bem
erkek
olacak,
ne
ok yagh
ne
de kk
ocuk olacaktzr.
Kleler
Assuan
va-
lisine teslim edilecektir. Bir
Mslman'm haak bir hlesini barmdmr ya
da bir
Mslman't
veya
bir
zimmiyi
(korunan
ga;Ti
mslim)
ya
da
Ms-
lmanlar'm
gehunizde kurdu,u camiyi ythmaya
ya
da 360
kleyi
ver-
memeye
kalktstrsamz
antlagma geersiz
olacak. En
iyi
yargz
olan Allah
aramazdan bin:ni
seene
dek
savagmayz
srdrecegiz."
Kimi
kaynaklarda
bu
antlagmada
valinin
zel
kullanimi
iin
kirk
kle daha
eklendiginden sz edilir.
Antlagmanm
gerekli-
gi
gpheli
olmakla
birlikte,
antlagma pek ok hukuku
tarafm-
dan
geerli kabul edilerek
Nubya'nm
Mslman
imparatorlugu
dipinda
-hara
vererek
kalmasi
iin kargilikli
ikarlari
gzetmek
242
.
HALK
iin kullanilmistir. Mslman topraklarma
kle
almrisi
ve
k-
lelere bedensel
zarar
verilmesi
Mslman
kanunlannca
yasak-
ladini iin
lke
iinden elde edilebilecek
kle
ve
hadim
sayisi
sinirliydi
ama
Mslman
topraklar digmdan
ikisini
de
ithal
et-
mek
mmknd.
Nubya bunun iin iyi bir kaynakti.
Kleler
birok
amala
kullanilirlardi.
islamdnyasinda eko-
nomi, Helen-Roma dnyasmdaki
gibi ncelikle
klelige daya-
11degildi. Tarun byk
oranda zgr
ya
da
yari
zgr
kyl-
lere, sanayi de zgr zanaatkarlara dayallydi. Ancak
birka is-
tisna
vardi
Ba21 ekonomik
projelerde ogunlugunu
siyah
Af-
rikahlar'in olugturdugu
klelere
ok
sayida rastlanirdi.
Islami-
yetin
baglang1yillannda
Gney
Irak'taki
tuz havzalannin ku-
rutulmasinda
siyah
klelerin
kullanildigi
anlagilmaktadir.
Kt
kogullar nedeniyle
bir dizi kle isyani
ikmigtir.
Siyah kleler,
Sudan
ve
Yukan
Misir'daki
altm, Sahra'daki
tuz
madenlerinde
de kullanilmigttr.
Klelerin
kullanildigi baglica
yerler
ev
igleri
ve
askerlik
ol-
mugtur.
Evlerde,
saraylarda,
camilerde ogunlukla siyah
kle-
ler
hizmet etmiglerd.ir.
slamordularmda asker
olarak
genellik-
le beyaz kleler hizmet etmiglerdir.
Islam dnyasmm
haremle-
rinde
cariye
ya
da hizmeti olarak
her etnik kkenden
ok
sa-
yidaki kle kadin
iki
grev arasinda her
zaman
aik
bir fark ol-
maksizm
hizmet
etmlerdir.
Kle
kizlardan bazilari egitilmig,
bir blm arkici,
mzisyen,
dansz
olarak
yetigtirilmiplerdir.
Bunlar ogunlukla
siradan halka degil, sekinlere ait olmuglar-
dir. Hkmdarm
hareminde
bulunanlar
ve
ozde
olanlar hat-
ta
hkmdarlarm anneleri
olanlarm
perde
ar
asmda
da
olsa
za-
man zaman
devlet iglerinde
nemli rolleri
olmugtur.
Modern aglara
kadar
sren klelik kurumu, XIX.
yy'da
s-
mrge imparatorluklannda
ve
XX. yy'da blgedeki
egemen
devletlerle
ortadan kalkmigtir.
243
l
KESTLER
I
islamiyet
ile birlikte kadinlann
eski
Arabistan'daki genel du-
rumlannda pek ok iyilegmeler olmug, mlkiyet
ve
bagka hak-
lar
kazanmiglar,
kocalarmin
ya
da
sahiplerinin kt davranilan
kargisinda bir
lde
korunma
elde
etmiglerdir.
Islamiyet,put-
perest
Arabistan'da geleneksel bir
uygulama
olan
kiz
ocukla-
nn
ldrlmesini yasaklamistir. te
yandan kadinlann durumu
gsz kalmig,
davraniglar
ve
greneklerle degigip
itici gcn
kaybeden Islamiyet'in
zgn mesaji, bagka
ailardan oldugu gi-
bi bu
konuda da ktye gitmigtir.
Kanunert geerli
olan ok
eg-
lilik, drt kadinla
smirlanmigtir
ama
gl
ve
zengin
olanlar
di-
inda
nadiren uygulanmigtir.
Ancak
evlilik
genellikle kanunen
cariyeyle tamamlanmigtir.
Evlenmemig olan kle kadinlar
sahi-
binin
emrinde olurdu.
zgr
olan bir kadm,
erkek
kle
sahi-
bi
olabilir
ama
zerinde
herhangi bir hakka
sahip
olamazdi.
Ft-
kihilar
tarafmdan kadin,
kendi haklari
olan bir
birey
gibi
de-
gil,
aile iinde sahip
oldugu rolleriyle,
anne,
kiz kardeg, kiz
o-
cuk
ya
da
ey
olarak
tammlanmigtir.
Kadina birtakim haklar
ta-
ninmig,
mlkiyetle ilgili bazi
konularmda
erkekle egit
olmugtu.
Kadina dini
sular iin
verilen cezalar biraz
daha hafif
olur, r-
negin dinden
ikanlma
suuna
idam degil
hapis
ve
kirbalan-
ma
cezalan verilirdi. Ama kadmlarm bu durumu
fikih
uzmanla-
n
a1smdan
ayncalikli
degil,
apagi konumda
olduklarmi
gste-
rirdi.
Kadm
da kle
ile zimmi iin
oldugu gibi kanunlarca bazi
alanlarda kk
grlrd. rnegin bir kadin
dava iin
pahit-
likte
ya
da
mirasta
bir
erkegin
yansma
egdeger kabul
edilirdi.
Hoggrye
sahip
inanmayanlar,
slam
devletinde hoggr-
len
ve
korunan gayri
mslim tebaa iin kullamlan hukuki te-
rimlerle zzmmi
ya
da ebl-i zimma,
"anlagma
insam"
olarak al-
dinhrdi. Bu
kipiler,
Hiristiyanlar, Museviler
ve
Dogu'da Zerdg-
tiler idi.
Bu
kipilerin statlerini belirten
zimma, Mslman h-
kmdar ile gayri
rnsliin toplumlar arasmdaki
bir
anlagma
sayi-
244
hrdi
ve
bu anlamda aslmda
bir kontrat
idi.
Kontrata gre zim-
miler, bazi toplumsal
smirlamalan
ve
Mslmanlar'dan
ahnma-
yan
cizye vergisini kabul ederek islamiyet'in
stnlgn
ve
Mslman
devletin
hakimiyetini tanimiglardi.
Kargihginda
da
can
ve
mal
gvenligi, dig dgmanlardan
korunma, ibadet
z-
grlg
ve
iglerini
yrtmek iin olduka
genig bir i zerklik
kazanmiglardi.
Bunlann
sonucunda
zimmilerin durumlari
k-
lelerden olduka iyi ancak nemli
ailardan zgr Mslman-
lar'dan olduka ktyd.
Zimmi topluluklan
kadinlarla ilgili
kendi kurallarina sahipti.
Musevi hukukunun
Islam topraklann-
daki
yorumu ve
uygulamasinda
ok
eglilik
kabul edilmig,
an-
cak cariyelik
durumu yasaklariip cezalandinlmigtir.
Btn
top-
luluklardaki uygulanigiyla,
Hiristiyan hukukunda ikisi
de
ya-
saklanmig
ve bu sulan igleyenler aforoz edilmig
ya
da bagka .
cezalar almiglardir.
Kadm,
kle
ve
inanmayanlann
apagi statlerini
dzenleyen
hukuk kurallari
daima slamiyet'in yksek ahlaki
ve
dini
ilke-
1erine
uygun
olurdu. Toplumsal
gerekleri aismdan
her

de ogunlukla hukuk
kurallanndan olduka
iyi durumdalardi.
Mslmanlar'dan
apagida olmalanna
karym, byk
servetleri,
ekonomik gleri
ve
nadiren
de
olsa
siyasi gleri olan
zimmi-
ler vardi. Erkeklerden apagida
olmalarina
karpin, evlerinde,
pa-
zarda
ve
sarayda otoriteleri olan
kadinlar
vardi.
zgr insanla-
rm
altinda olmalarma
kargm, yzlerce yillik
Islamtarihinde
k-
le askerler,
kle subaylar,
kle valiler,
kle hkmdarlar
bile
olmuytur.
Islam tarihinde, modern
ag
ncesindeki
dnemde
gayri
mslim tebaanin
duitmu hukuk
kurallarmin tanimladiklann-
dan olduka
iyiydi. Hukuk
kurallarm siklikla tekrar
dzenlen-
mesinden
sinirlamalarm
kesin
ya
da
dzenli olarak
uygulanma-
digi anla
ilmaktadir.
Genellikle
Snni ynetimindeki zimmile-
245
KESITLER
rin
durumlan,
teki mezheplerin
ynetimindekilerden
daha
iyi
olmutur. Pek
ok sultan
ve
halifenin
ynetiminde,
Museviler
de, Hiristiyanlar da islam
imparatorluklarinin ynetiminde
ida-
ri grevlerde bulunmuglardir.
Genel
olarak byle
istihdamlann
kargismda
olunmadigi
grlmektedir. Bazen Hiristiyan
devlet
memurlarina
kargi
kampanyalar
dzenlendigi, bazi
piddet olay-
lan
gerekleptirildigi olmuytur
ama
bu gibi
durumlara
nadiren
rastlanmig, genellikle de bunlar zimmi
memurlarin
agin
ve ra-
hatsiz
eden
g
kullammlanndan kaynaklanmigtir.
Ne
var
ki
zimmilerin apagi statde olduklanni
unutmalari-
na
izin
verilmezdi.
Mslman
mahkemelerinde pahit olamaz-
lar,
kadin
ve
klelerde oldugu
gekilde,
tazminatla ilgili konular-
da
Mslmanlar'in
yansi
degerinde
kabul
edilirlerdi.
Mslman
kadmlarla
evlenirlerse cezalan
lm olurdu.
te
yandan, Ms-
lman
erkeklerin gayri
Mslim kadinlarla
evlenmeleri serbest-
ti.
Zimmilerin kiyafetlerine de
sinirlamalar getirilinigti
ve
zer-
lerinde durumlanni
tanimlayacak
igaretler bulundurmak
zorun-
daydilar.
Yalnizca
katir
ve
eyege binebilirleri ata
binemezlerdi.
Kanunlara gre
ibadethanelerini tamir edebilirler
ama
yenile-
rini yapamazlardi. Bu
sinirlamalann daima
siki bir
biimde
uy-
gulanmasi sz
konusu
degildi
ama
her
an
konu
edilebilirler-
di.
Zimmiler ok zengin
olabilirlerdi
ama
bu
zenginligin sagla-
digi siyasi
ve
toplumsal avantajlardan
faydalanamazlar
ve
zen-
ginliklerini, siyasi
amalanna
ulagmak
iin birtakim
entrikalar-
da
kullanirlarsa,
sonuta
kendileri de
slam
devleti
ve
toplumu
da
zarar
grrd.
Islam
devletlerindeki zgr,
erkek Mslmarilar genig
f1rsat
zgrlklerine
sahiplerdi. Fatihlerce
eski imparatorluklara
ya-
yilan Islam dini, devrimci ve
ok byk
toplumsal degigiklikle-
re
yol
am14tir.
slami
gretiye
gre,
monargi de dahil, soydan
geecek.her trl ayncalik
reddedilirdi. Bu
epitilik anlayigi bir-
246
-
-I .I
HALK
ok a1dan degigtirilip
arpitilmig olmasina
kargin, yine.de
soy-
lularm
ortaya
1kmasim engellemig
ve
liyakat ile
amacin
dl-
lendirilecegi
beklentisindeki
bir
toplumu
koruyacak
denli g-
l kalmigtir.
Egitlikilige Osmanli
dneminin ilerleyen
zaman-
larinda
bir lde kisitlama getirilmigtir.
Devlet
hizmetinde
k-
lelerin
kullanilmasma
son
verilmesiyle
toplumsal
hareketliligin
yukariya
dogru ikig yolu
kapanmig,
ulema
ve
ayan
gibi
ayn-
calikh gruplar
da yeni gelenler
iin olanaklara
simrlandirma
ge-
tirmiglerdir.
Ama
ne var
ki, XIX.
yy
baglarinda Osmanh
impa-
ratorlugu
halkinin iinden
fakir birinin g, geref
ve
zenginli-
ge
sahip olma olasihgi,
devrim
sonrasi
Fransa da dahil
olmak
zere
herhangi bir H1ristiyan Avrupa devletindekinden ok
da-
ha
yksekti.
Genellikle tarihiler yalnizca
gl, zengin
ve
bilgili kipiler-
le ilgilendikleri;
lkelerin,
uluslann
ve
aglarin tarihini
yazar-
ken yalnizca
ayncahkli
birka bin
kipiyi ele aldiklari
ve
byk
halk kitlelerini
nz
ardi
ettikleri geklinde eleptirilirler. Aslinda
bu
eleptiri
bir bakima haklidir ancak
bunda tarihilerin
bir
su-
u
yoktur.
Roman
yazannin
tersine tarihinin elindeki malze-
me
kisitlidir.
nk
ok
daha
yakin
bir
zamana
kadar, bazi
l-
kelerde bugn bile, gl, zengin
ve
bilgili kipiler
veya
bunlar
iin aliganlar yazabiliyor,
bylece
de kitaplar, belgeler,
yazit-
.
lar
ve
tarihinin
gemigi anlatmak
iin aradigi
bagka izler,
sa-
dece
bu kipilerin arkasinda
kahyordu.
Burada da
bazi istisnalar
bulunur. Son zamanlarda tarihile-
rin egitli yerlerden
toplayip
bir
araya
getirdikleri bilgiler
saye-
sinde,
az
da olsa
sessiz kitlelerin tarih
ve deneyimlerine
igik
tu-
tulmugtur. Helen-Roma
dnyasi, Hiristiyan
Avrupa
ve
bir
l-
de
de Osmanli
mparatorlugu halk smiflannm tarihi aisindan
ilerlemeler
olmuytur.
Arna henz Ortaag slamiyet tarihi
ai-
sindan
bu aragtirmalara
baglanamamigttr.
Sehir
ve
gehirli
nfus-
247
-
Ii'
KESITLER
la
ilgili
birtakim konular
hakkinda,
toplumsal
tarih yerine da-
ha ok ekonornik
tarill
aisindan
birtakim
aragtirmalar yrtl-
mgtr.
Ortaag slamiyeti'ndeki
siradan
insanlarin gnlk
ya-
gamiyla
ilgili tarih, yayinlanrug birka makale
ve
genelde bag-
ka konularda yazilmig kitaplann bazi
blmlerinden
ibarettir.
XV.
yy'dan
itibaren
Osmanli'nin
tagra
ve
imparatorluk argivle-
ri
gehirlerde
ve
de kylerde
yaayan
stradan
insanlann
gn-
lk yagamlan
hakkinda olduka
ilgin
ve
zengin
bir
kaynak
ol-
muytur.
Bu
durum
Ortaag
aisindan imkansiz olmamakla bir-
likte ok zordur.
Osmanlt
mparatorlug veya
Avrupa devlet-
lerinin
argivleriyle kargilagtmlabilecek
ar
ivler
yoktur
ama
yi-
ne
de,
ogunlugu Misir'da bulunan
nemli sayida belge
bug-
ne
dek kalmigttr.
Edebiyatin bazi
trleriyle yorumlanip destek-
lenen bu
belgeler
sayesinde
"hassa"nin
(zel
kipiler
ya
da
se-
kinler),
"amme"nin
(siradan
insanlar) yagantilanyla
ilgili
bilgi-
ler
grenilebilmigtir.
-
Ortaya
tkan etkin
ve
ok
egitli gehir nfusun
nemli
bir
kesimini
egitli ekonomik
dzeylerdeki
esnaf
ve
zanaatkarlar
olugturmaktaydi.
ogunlukla
irk
ya
da din
a1smdan homojen
olmadan loncalarda
birlegmiplerdi. Bazen
de
gehirde kendile-
rine
aynlan yerlerde
yagiyorlardi.
Hassa'nin paralanndan olan
askeri, siyasi
ve
dini kurumlardaki'daha
apagi
smiftan olan, da-
ha
az
cret alanlaan
yayam
gekilleri
ve
standartlart
sekinlerin
degil,
siradan halk kitlelerinin
zelliklerini
tagiyordu. Toplum-
sal dzeni, bazilan ordunun
askeri birimleri,
ogunlugu gehir
halkindan yerel
olarak toplanmig
birimlerden
olugan egitli
po-
lis gleri
saghyordu. Bu polis
glerinden
"ases"ler
gece
bek-
ileri
ve
"ahdath"
gen
iraklar arasindan toplanan bir
tr mi-
lis gcyd.
Bu polis g
lerinin
igleri olduka
zordu. Bugne gelebil-
mig
az
sayidaki Arapa belge,
Ortaag islamiyeti'ndeki
yeral-
248
HALK .
ti dnyasinin
davraniplari,
ahlak
kurallan
ve
dilleriyle
-ilgili
bil-
gi vermektedir. Katil,
hirsiz, yankesici,
dolandmci gibi
_sulular
bunlardan
bazilariydi. Bazdari da meddah,
cambaz,
hokkabaz
ve
bagka
gsteri sanatlanndaki
kipilerdi,
gezici
vaizlar
ve pro-
fesyonel ykcler
de bunlarin
arasinda sayilabilir.
Halkin
b-
yk
bir blmne tek saglik
bakimini
saglayan,
hem
hekim-
lik, hem diilik, hem de eczacilik
ve
ruh
hekimligi
yapan
sah-
te
doktorlar
da bunlardandir.
By, falcihk
ve
muska
yaziciligi
yapanlar
da vardi. Bazilari
da byk halk kitlelerinin gereksi-
nimlerini
kargilayacak
basit
ve ucuz
rnleri
satan
gezici
satici-
lardi. Dilenciler,
kaynaklarda
en
sik
geen ve en
dikkat ekici
olan
gruptur.
Dilencilerin,
dindarlann sadaka vererek
dini g-
revlerini
yerine getirmelerine olanak
tanimalan a1sindan
dini
bir iglevleri
de
vardi.
Dilenciler
mesleklerini
yapmak iin,
kay-
naklarda
sevgiyle dile
getirilen egitli
hilelere
bagvuruyorlardi.
Certaag Avrupasi'ndaki
derbeder
insanlarla ilgili
daha ok
bel-
ge
bulunmaktadir
ve
daha
aynntili
aragtirmalar yapilmigtir
ama
Ortaag
slami'ndakiler
iin
bu yapilamamistir.
Arap
kltrnde
dilencilerin
bile piirleri olmuytur.
Agagida-
ki piir X. yy'da
klasik tarzda yazilm14tir:2
"Bir
delikanlyz
ve
karada
ya
da
denizde
nemli
olan
yalmzca biziz.
in'den
Mestr'a
ve
Tancaya
kadar
herkesten bara toplanz.
Bir
yer
bize oh secak
gelince hemen
bayka bir
yere
gideriz.
slam toprahlan
ya
da hafirlerinki
fark etmez
dnyamn
tamamt bizim-
dir.
Bu yzden
yazz
karh
lkelerde
geinr kg gelince de hurmalann
yetigti-
gi
perlere gideriz.
Biz
dilenciler tankatmdamz
ve
hi kimse
hakh
gummmuzu
inkar
ede-
Egkiyalar, issiz daglarda
ve
l
yollannda
zengin kervanlarin
yolunu
kesen
zel
bir
gruptu.
Bazilari basit egkiyalardi
ve
byle
grlp
kabul edilirdi.
Gsterdikleri toplumsal
tepki
nedeniyIe
I .
I
.
249
-
,.I
KESITLER
bazi
egkiyalar da, bir tr popler ve
hatta
edebi klt unsuru
ha-
line
gelmiglerdir.
Eski Arabistan'daki suluk adi
verilen
(ogulu
saalik)
"eykiya
pairler" bunlann
rneklerindendir.
Korumasin-
.
dan
yoksun
olarak agiret
sistemi
dipinda
yagayan
salik, Ottaag
ve
modern ag edebiyat
tarihilerinin begenisini
kazanmig
bir
giir tr
yaratmiglardir.
Osmanli Anadolusu'nu
zellikle
XVI. ve
XVH.
yy'da
harap
eden Celali adi
verilen egkiya eteleri burlar-
dan
ok farklidirlar.
Topragi olmayan kyller,
terhis olmuy as-
kerler, din
okullanndan
mezun
ipsizler
ve
tatmin
olmamig
daha
bagkalarmm
olusturdugu
Celaliler, baan
ve
n elde
etmigler;
bazi liderleri de
Anadolu folklorunda
yer
almiglardir.
Tarihi bellek
sulamay1
ya
da unutmay1
tercih
ettigi bagka
direnig
trlerine pek de
sicak
davranmamigtir.
Kimi
zaman
k-
lelerin
efendilerine karyl
ayaklanmalari
bunun
rneklerinden-
dir.
Ortaag'in baginda
Irak'taki
tarun
projelerinde
aligtinlan
Dogu
Afrikali klelerin
ayaklanmalari bunlardan
en
nemlisi-
dir
ve
868-883 yillan
arasinda
on
beg
yil devam
etmigtir. Impa-
ratorluk ordulnm
yenen
isyancilar,
Bagdat'taki halife iin
bir
sre
nemli bir
tehdit durumundaydilar.
Misir'da da
1446'da
kleler
klelere kargi
ayaklanmiglardir.
Tarihiler
o
yil
Kahire
dipindaki
otlaklarda
Memluk efendilerinin
atlarina bakan beg
yz
zenci
klenin
silahlanarak
ayaklandiklanni kaydetmigler-
dir. Misir
tarihilerinin
anlattiklanna
gre
bu
kleler kendi
k-
k devletlerini ve
hkmdarliklanm
kurmuglardir.
"Sultan"
unvanini
verdikleri
liderlerini
bir
tahta
oturtmuglar
ve
yakimn-
dakilere de
Memluk sultanin1n
yksek memurlanmn
unvanla-
rini
vermiglerdir.
Siyasal
ve
toplumsal
aidan
islami
dzeni
tehdit eden
ayak-
lanmalar,
daha ok amalanna dini
aiklamalar
getiren
ama ge-
nellikle
ekonomik
ve
toplumsal doyumsuzluklar
nedeniyle
ya-
pilmig
dialk
bagkaldinlan olmugtur.
Hariciler,
Islam
devletinin
250
I
i
.
HALK
L
gittike glenen
otokratik
kimligine bagkaldirmiglar
vizgr-
-
I L
lklerine
ve
onurlarma
bir mdahale olarak
kabul ettikleri
her
egit otoriteyi reddeden
Arap
ya
da teki
gerlerin
destekle-
rini almiglardir.
Peygarnber
soyundan gelenlerin
halifelik iddi-
alarini
ve
halifeligin
gerek sahiplerinin snegrulugunu
sorgula-
yan
Siiler,
kendilerini
baski altmda
ve
haksizliga ugramig
hisse-
denlerin kizginhklarina
bir
ikig yolu amiglardir.
VIII. yy'da Ab-
.
basiler, X. yy'da
Fatimiler
ve
XVI. yy'da Safeviler aralarmda ol-
mak zere
bazi
bagkaldirilar,
iktidan
kazanmiglar
ama
yarattik-
lan beklentileri
kargilayamadiklari
iin
taraftarlannin
daha
faz-
la
agin
isyanlanna neden
olmuglardir.
Daha bani olan Soff
ta-
rikatlan
bile halktan aldiklan destekle
yaygin ve
tehlikeli ayak-
lanmalarda bulunmuglardir.
Ortaag
slamiyeti,popler
grgn
tersine,
kirsal
ya
da l
uygarligt
degil,
gehir
uygarhgiydi.
Tarih gelenegi,
edebiyati
ve
kanunlan ile gehirli
sorunlan
ele
ahnmig
ve
gehir
durumlan tar-
tigilmigtir. Yalnizca
Osmanh argivleri
gnlk ky
yagami
hak-
kinda bilgi
vermektedir. Edebiyata
ky
yagantisinin
girmesi,
zellikle
de
ky
edebiyati
daha sonraki zamanlarda
grlmek-
tedir.
Topragin kullanilmasi,
kiralanmasi, teknoloji.ve
sulama
gibi konularda
az da olsa bilgiler bulunmasina
karpin, Ortado-
gu
tarihinde nfusun
byk blmn
olupturan kyller
hak-
kindaki bilgiler olduka azdir.
Toprag1 gerekten igleyen
kyller,
aligmalannin meyvele-
rinden faydalananlardan
ayn
olarak
sessiz
olanlardir. Duygu
ve
dgnceleri, edebiyatta
ve
blgenin
tarihini anlatan
kaynaklar-
da
.bulunmaz.
Kimi
zaman
ky kkenIiler tccar, ulema,
top-
rak sahibi,
memur
ya
da subay olarak toplumun
st katmanla-
nna
ikarlar
ve
kyl kimlik
ve
grglerini terk ederler. Yalniz-
ca
birka isyan lideri
ve
egkiyanin halkla iligkisi
devam
etmigtir
ama
onlarla
ilgili de fazla bilgi yoktur.
Bugn
eskiden olmadigi
251
I
KESTLER
kadar iletigim
araci
oldugu halde
bile, bu
lkelerdeki
kylle-
rin grglerine
ulagabilmek
bir
hayli
zordur. Kyllerin duygu
ve
dgncelerini yansitan en
nemli aralar ataszleri,
folklor
ve
halk
edebiyatidir.
Osmanh
aryivlerindeki pek ok
kaynak,
kyllerin
pikayet,
tartigma,
sorupturma ve
kararlanyla
yagam-
lari hakkinda bilgi
verrnektedir.
Kyn hemen
tesinde, Orta-
dogu
lkelerinin
ogunda
ok
yakimnda, yiyecek,
giyecek
ve
ulagim
iin hayvan
yetistirerek geimlerini saglayan gebe agi-
retlerin yaadigi
l bulunur.
Kuzey
Afrika'daki
ve
Gneybati
Asya'daki Bedevi
Araplar,
Anadolu,
ran
yaylalan
ve
Orta As-
ya'daki
gebe Trk
ve Iran
agiretleri, Kuzeydogu
Afrika'daki
gebe
Berberiler'in
ekonomide, dolayislyla da devlette
nem-
li
yerleri olmugtur.
Sehirleri
ve
kyleri yneten
egitli hk-
metlerin gebeleri hakimiyet
altma
almaya ahymalarma
kar-
m,
onlar hayvan
yetigtiriciligi ile
tanm
arasindaki karakteristik
farkhlik
yznden kendi
farkh
yagam
biimlerini
srdrmgler-
dir.
Devlet
glyken
gebeler sakin
olmuglar, devlet gsz-
legince de bagimsiz
olmuglar, kyleri,
vahalari
basmiglar, ker-
vanlan yagmalamiglar
ve
nceden
tanm
arazisi
olan
topraklar-
da
hayvanlanni
otlatmiglardir. Bazen de
gerek
islamiyet'e
d-
nlmesi
gerektigini
syleyen yeni bir din
hocasmdan
etkilen-
mig ve
yerle im
yerlerini ele
geirerek yeni
hanedanlar
ve
kral-
liklar kurmuglardir.
252
12. BOLUM
HUKUK
LE
DN
VIL
yy
ortalannda kurulan slam imparatorlugu ile
birlikte
Ortadogu'daki
hakim din slamiyet olmuytur.
nceleri fatihler,
yneticiler ve'.yerlegimcilerin
olugturdugu
kk
bir azmligm
dini olmus, eski Bizans
ve
Pers topraklarinda yagamakta
olan
nfusun ogunlugu
eski dinlerine sadik kalmiglardir. Ne
zaman
ve
nasil oldugu bugn de bilinmiyor olmakla birlikte, ogun-
luk haline gelen Mslmanlar, blgenin byk
kisminda yayil-
maya
devam ederek, ogunluklarini
bugne dek
korumuglar-
dir. Mslman olmayanlann
yaamasi
yasak tek bir
blge ol-
muytur.
Hadislerden anlagildigina
gre,
Halife
mer'in
yayin-
ladig1 bir fermanda, Mslmanlar
iin Hz.
Muhammed'in
mem-
leketi olan Arabistan'da
yani Kutsal Topraklar'da yalmzca islam
dininin
var
olabilecegi,
Museviler'in
ve
Hiristiyanlar'in bu
top-
raklardan
gitmeleri gerektigi
belirtilmigtir. Ne
var
ki, bu ferman
Gney
Arabistan'i
kapsamamigtir
ve
oralarda H1ristiyanlik
yz-
lerce yll, Musevilik
de
gnmze dek
var
olmuytur.
Mslmanlar'm
ynetiminde
ya
da etkisindeki Mslman
olmayan topluluklarin
kaderleri, bagka
blgelerde farkli olmuy-
tur.
Gneydeki
Habe istan
ve kuzeydeki Grcistan ile Erme-
nistan gibi Islam imparatorlugu'nun eteklerindeki
bazi
lke-
ler Hiristiyan
karakterlerini korurken,
bazilari
bagimsizliklan-
ni
bile koruyabilmigtir.
Hiristiyan Kiliseleri'nin Misir'da
ve
Me-
zopotamya'da sayilari
giderek azalsa da, ayakta kalmaya de-
vam
edebilmigler,
gerek inanci zorla benimsetmeye al1pan
Bizans'tan kurtularak
bazi faydalar bile saglamiglardir. Diger
253
KESITLER
taraftan
Kuzey
Afrika
ise
Hiristiyanlik
sona
ermigtir.
Orta, do-
gu
ve
bati
eyaletlerde
yagayan
Musevi
topluluklara
Hiristiyan
ynetimindekinden ok daha iyi bir
.konuma
gelmelerini
sag-
layan,
H1ristiyanlara
egit
bir stat
verilmigtir. Zerdgtiler'in du-
rumlar1 ise,
H1ristiyanlar
gibi
yurtdiginda gl dostlarinin
tegvi-
ki
ve
Museviler'in
ayakta kalma
yetenekleri olmadigi iin iyice
ktye gitmigtir.
Bunlardan Hindistan'a kaan bir
blm, Par-
siler adi
verilen
k k bir
topluluk olarak bugne
dek gelmig-
lerdir. ran'daki
dindar Zerdgtiler kk
bir azinlik haline gel-
miglerdir. Mslman ynetiminin
ilk yzyillannda, devlet
g-
c
ve
yerlepik bir
ruhban sinif1
disiplinine
daha
az
bagimli
olan
muhalif Zerdgti gruplarm,
iran'in
kltrel,
toplumsal
ve
de si-
yasi
tarihinde rolleri olmustur. Inanlan
Ortadogu'da
ve
Avru-
pa'da
Mslmanlar
ile Hiristiyanlar'in
zulmnden kaynaklanan
ve
her dinden de taraftar bulmay1
srdren
Maniciler,
bu
gruplann
en
nemlisidir.
Klasik halifeligin
merkezi
durumundaki Kuzey
Afrika
ve
Gneybati Asya'da blgenin
eski kltrlerinin
yogun
etkisin-
de bulunan, Mslman
olmayan
azinliklar sayesinde zenginle-
gen,
ancak kendi belirgin
ve
tanmabilir
karakterinin
yagam
bi-
imini,
felsefesini, edebiyatim,
bilimini, sanatlannt etkileyen
ve
Mslman olmayan azinliklann
yagamlannda bile
aika
gr-
nen bir
Islam
uygarligi
dogmustur.
Arapa
olan "Islam"
szcg,
"inananin
Allah'a
teslim olma-
si"
anlamindadir
ve
ayni
kkten treyen
"Mslman" szcg
de
teslim olma eylemini
yapan
kipi
anlamina
gelir.
Bu szck,
daha
eski aglarda, Arapa
ve-teki
Sami
dillerde, btnlk
an-
lami
tagimaktadir. Dolayistyla Mslman kendini tmyle yal-
mzca
Allah'a
veren
kipidir. Bayka bir deyigle, VIL yy'in putpe-
rest
Arabistan'inin oktanncilariyla kargilagtinldiginda bir tek-
tannciclir.
254
'
HUKUK
LE
DIN
Mslman geleneginde
Hz.
Muhammed'in
grevi bir yeni-
lik degil, sreklilikti
ve
oktanncilik ile
tektanncilik arasmdaki
uzun
mcadelenin
yeni
ve
artik
son
agamasiydi. Hz. Muham-
med, Mslmanlar
iin kitabi olan peygamberlerin
sonuncu-
suydu.
Hz.
Muhammed,
Tevrat, Mezmurlar
ve
ncil kitaplarim
getiren Hz. Musa, Hz. Davud,
Hz. Isa peygamberlerin
en
by-
g
ve
sonuncusuydu.
Getirdigi
Kuran
eski
vahiylerin
tmnn
stndeydi
ve
onlan tamamliyordu. Mslmanliga
gre Muse-
vilik
ve
Hiristiyanlik
baglangita gerek
dinler olarak
ortaya
ik-
migti, ayni
misyon
ve
vahiylerin
daha nceki agamalanydi.
Hz.
Muhammed,
Allah'in
elisi olduktan
sonra
eski vahiyler
geer-
siz
olmuytu,
gerek artik
onun
bildirisindeydi. Onun
kitabinda
bulunmayanlar gerek
degildi
ve
bunun
nedeni
eski
kitaplarin
degersiz
koruyucularmca arpitihp yozlagtirilmasiydi.
"Islam"szcg, bugn bagka
anlamlarda
da kullamlmakta-
dir. Mslmanlara
gre dnyanin yaratilmasindan itibaren
var
olan tek gerek
din
anlamina gelir. Buna
gre de
Adem,
Hz.
Musa, Hz. Davud,
Hz. isa
ve
tekilerin
tm
Mslman'dir.
An-
cak vahiylerin eski
agamalarinda
bulunan inananlar
farkli
ad-
larla
yagadiklari
iin islamdaha genel
anlamda
son agama
olan
Hz. Muhammed
ve
Kuran ile
simrlidir. Burada
bir
anlam
fark-
11hgibulunmaktadir. "Islam"teriminin birincil anlami
Hz. Mu-
hammed'in
Kuran araciligiyla getirdigi, sonraki nesillerin
g-
rg
ve
uygulamalariyla
grendigi
din.demektir. Giderek
sonra-
ki nesillerin
Hz. Muhammed'in grettikleri
ve
ona
atfedilen
ha-
dislerle
geligtirdikleri
karmagik din bilimi, hukuk
ve
grenek
sistemi
anlammi
kazanmistir.
Mslmanlar'm
"Seriat"
adini
ver-
dikleri kutsal
kanunu
ve
"kelam"
adini verdikleri
slami teoloji-
yi kapsar. Genel anlamda
"Islam"
zellikle
de
Mslman
olma-
yanlarin
kullamminda Hiristiyanlik
yerine, Hiristiyan dnyasi-
nm
kargitidir
ve
Mslman inan
ve
toplumunun
himayesinde
255
KESITLER
geligen byk zengin
uygarhgi ifade
eder. Bu
anlamiyl'a "Islam"
Mslmanlar'1n
neye
inandiklarim
veya
inanmalannin
beklen-
diginden ok,
aslinda
ne
yaptiklanm, yani,
tarihten anlagildigi
kadanyla
ve
bugnk haliyle Islam
uygarhgim anlatmaktadir.
"Cami" (mosque)
szcg,
H1ristiyan dnyasmda
konuqu-
lan
dillerin tmne
Mslmanlar'in
ibadet ettikleri
yer
anlami-
na
gelen
bir szck olarak egitli biimlerle
ve
farkh yollarla
girmigtir.
Arapa'da secde
edilecek
yer
anlamina gelen
"mes-
cid" szcgnden
gelmigtir
ama
bu H1ristiyan kilisesinin
Msl-
manlik'taki kargihgi
degildir. Cami bir bina,
ibadet edilecek
yer,
hem de
toplanilacak
ve
ahyilacak
bir
yerdir. Cami,
Mslman-
hk'ta
asla kendi zel
yapisi,
hiyerargisi, yetki alam
ve
kanunla-
n
olan bir kurum
anlaminda kullanilmamigtir. slamiyet'in
bag-
langi
yillarinda bir bina bile degil,
mminlerin beraber namaz
kilmak iin
toplandiklari
bir
yerdi. Namaz
evde, kamuya ait
bi-
nalarda, digarida
ve
fetihlerin
ilk
zamanlannda fethedilen
yer-
lerdeki bagka dinlere ait,
paylagilan
veya
fatihlerin
el koydukla-
ri
ibadethanelerde
de kihnabilirdi. Bu
gekilde ilk kez
Sam'daki
Aziz Yuhanna Kilisesi Arap fatihler
tarafmdan nce paylagilmig,
sonra
da
ele
geirilip degigtirilmisti.
Bundan yzyillar
sonra
da
Konstantinopolis'teki
byk
Ayasofya katedrali
imparatorluk
camisi
haline
etirilmi
ti. Binanin kubbesinin
stne bir
hilal
ve
drt
kpesine
drt minare
yapilmig,
binamn
iindeki
H1ris-
tiyan
resimleri
ve
sembolleri kaldirilmig veya
zerlerine
Kuran
ayetleri yazilmigtir.
Caminin ii basit ve
sade olur.
mamin grevi
yalmzca du-
ada
nderlik etmektir,
bagka bir
dini grevi yoktur. Bu g-
revi sreci bilen her
Mslman
yapabilirdi, ancak
uygulama-
da
imamlik
srekli bir
meslek makami haline gelmigtir. Mim-
ber ve
mihrap caminin
iindeki
en
nemli yerlerdir. Genellik-
le byk
carnilerde bulunan
mimber, Cuma
namazlarinda
kul-
256
I
HUKUK
ILE DIN
lanilan yksek
krsdr. Mihrap, Mslmanlar'in
namaz kilar-
ken
dndkleri kible ynndeki
duvarda bulunan girintidir
ve
duvann
tam
ortasinda
bulundugu iin binanm simetri izgisi-
ni
belirler. Mslmanlar'1n toplu namazlan
Yaratici'ya gsteri-
len disiplinli
ve
toplu
bir boyun egme geklidir. Namazda
dra-
ma
ve
estara,
mzik
ya
da piir
yer
almaz.
Puta
tapmaya benzer
bir kfr olarak
grlen heykel zellikle reddedilir.
Mslman
sanatilar,
heykel yerine
soyut
ve
geometrik
izimleri tercih
et-
mig
ve
sslemelerini
yazinin yaygm ve
sistematik
bir
gekilde
kullanimina dayandirmiglardir.
Caminin
duvarlanni
ve
tavani-
ni
ssleyen yazilar, Allah'm, Hz. Muhammed'in,
ilk
halifelerin
isimleri,
besmele
ve
Kuran ayetleridir.
Mslmanlik'ta
Kuran'in
metni
kutsaldir
ve
onu
yazmak
ve
okumak
da
ibadettir. Kulla-
nilan ok egitli
yazi
biimleri, hat sanatt
ustalannm
ellerinde
ok zarif
bir gzellige
erigmiglerdir.
Mslman ibadetinin ilahi-
leri, mzigi
ve
ikonlari olan
bu dekoratif metinler,
hem Ms-
lman
estetigin'in
hem
de Mslman dindarliginin anlagilmasi-
nm
anahtarlandir.
Minare, caminin
en
ok
bilinen
ve
karakteristik
dig kismi-
dir.
Genellikle
ayri
bir
yapi
geklindeki
minarenin
en
stnden
mezzin (Arapa'da
mu'adhdhin)
mminleri
namaza
aginr
ve
bu agn Mslman
dnyasinin birligini
ve
egitliligini
belirler.
Kalabalik sokaklar
ve
-pazar yerlerinde ykselen
minare, m-
minler
iin bir
uyan
ve
igarettir. Dini
ve
toplumsal sembol
her
yerde
ayni
olsa
da, islam'mher byk blgesinin kendi
mina-
re
stili vardir
ve
ogunlukla
da,
Babil
kuleleri, Suriye'nin kilise
kuleleri, Misir'in
fenerleri gibi
aralannda dini olmayanlann
da
bulundugu daha eski
bir
yapiyi
andirir.
Bagka
bir aidan, zellikle
yeni garnizon pehirlerinde
Ms-
lman toplumu
ve
devletinin merkezi olan
islam camisi, Ro-
ma
forumunun
ve
Yunan
agorasmm
kargiligidir. Yalnizca
vaiz
257
KESTLER
ve namazi
kildiran kipinin
yer
olmayan caminin
mimberi,
ayni
zamanda
memurlarm
atanmasi
ve
grevden ahamasi, yeni h-
kmdar
ya
da
valilerin baa gelmesi,
savag,
fetih gibi
nemli
olaylann
duyuruldugu
ve
nemli bildirilerin yapildigi bir plat-
formdur.
Garnizon gehirlerinde cami,
hkmet binalari ve
yer-
legim
mahalleleri bir
tr
kale gibidir
ve
genellikle mimberden
nemli aiklamalan
hkmdar
ya
da
vali yapardi. ilk aglar-
dan
itibaren
Islamiyet'in
egemenliginin simgesi
olarak mimber-
deki konugmacinin
elinde bir kih
ya
da
asa
olurdu; eger
o yer
saldm
sonunda dgmgse
kili, kopullu
teslim
olmugsa
asa
bu-
lunurdu.
Zamanla karmagik bir duruma
gelen Mslman
toplumu
ve
devletinde caminin siyasi
rol azalsa da
tamamen
yok
ol-
mamigtir.
Yeni bir
halifenin tahta ikigi
gibi
nemli olaylar, yi-
ne
mimberden duyuruluyor ve
hkmdar
ya
da
valinin adimn
anildigi
hutbe siyasi
nemini koruyordu.
Hutbene
adin anilma-
si
Islamiyet'te siyasi otoritenin
nemli igaretlerindendi.
Kuran'in
en
ok yinelenen bir
ayetinde Mslmanlar'a
"Al-
lah'a,
onun
Peygamberine
ve
amirlere itaat
etmeleri" buyurulur
(4:59).
Bu
ayet,
hadislere Kuran'a egit bir otorite
tanidigi gek-
linde
yorumlanmig
ve
nesiller
boyu
Hz.
Muhammed'in
grg-
leri ve
uygulamalanni
anlatan hadisler agizdan agza
aktanlmig,
sonra
da
byk derlemeler
geklinde yazilmigtir.
Ancak
bunla-
rm
ok
az
bir kismi
Mslmanlar
tarafindan gvenilir olarak
kabul
edilir. Ortaaglardaki Mslman
aragtirmacilar bazi ha-
dislerin dogrulugunu
sorgularken, bunu modern
aragtirmacilar
daha
radikal gekilde
yapmigtir.
te
yandan,
Mslmanlar h-
l
standart derlemelere
Kuran'dan
sonra
ikinci derecede
saygi
gsterirler.
Islamiyet'in
kutsal
kanunu
Seriat,
Kuran
ve
hadisler-
den
olugur.
Yzyillardir ilahiyatilann
ve
hukukulann sevgiy-
le
olupairduklan
bu
grkemli kanunlar,
Islamiyet'in
entelekt-
I I
258
'
L
HUKUK
ILE
DN
el
baarilannin
en
nemlilerin
biri
ve islam
uygarligmm
deha-
si ve
karakterinin
en
iyi
simgesi niteligindedir.
Mirza Ebu Talib,
XVIIL yy'in sonlannda
ngiltere'yi ziya-
ret eden
ve
gzlemlerini
yazan
ilk
kipilerden
biridir
ve
Avam
Kamarasi'ni ziyaretini
anlatmigtir.
Avam
Kamarasi'nin
grevi-
nin
kanunlari 1karmak
ve
sululara verilecek
cezalan belirle-
mek oldugu aiklandigindaki
gagkinligini
dile getirmigtir. Mir-
za
okurlarma
ngilizler'inMslmanlar'in
tersine gkten
inme
ilahi
bir dini kabul
etmedikleri
iin
"zamanin,
durumun
ve
yar-
g1lann deneyiminin gereklerine
uygun
pekilde"
kendi kanun-
larini olugturmak zorunda
kaldiklanni belirtmigtir.1
Teoride
slamihukuk sistemi,
gezginin
anlattigi
ingiltere iz-
lenimlerinden olduka
farkhydi.
Allah'in vahiy
yoluyla
bildirdi-
gi,
Kuran'da
ve
hadislerde
yer
alan
ve
sonra
da
ilahiyati
ve
hu-
kukularm tarafmdan geniletilerek
yorumlanan
kanun, Msl-
manlar iin geerli
olan
tek
kanundu. Hukukun
Allah
tarafm-
dan yaratilip Pegamber tarafindan aiklandigmin
kabul edildi-
gi
yerde
din bilimciler
ve
hukukular
ayni
meslegin
farkl1dal-
larim
izliyorlardi.
Devlet
memuru
olmayan, zel
kipiler olan
Se-
riat
-uzmanlannm
kararlari
ne
resmen
baglayici
ne
de ittifakla
alinmig olurdu. Devlet tarafindan
atanan kadi, mahkemesinde
adalet
dagitirdi. Kadinin
grevi
kanunu yorumlamak
degil,
uy-
gulamakt1.
Bu grev
mftnnd
ve onun
fetva
olarak adlan-
dirilan kararlan
ya
da
dgnceleri, kanun olmasa
da, hukuki
otorite olarak
kabul edilebilir.
lke
olarak
Seriat,
zel
ve
kamusal, bireysel
ve
toplumsal
olarak
Islam
yagaminin
alanlarinm
tamamini
kapsardi.
Seriat'm
zellikle
evlilik,
boganma, mlkiyete
ve
miras gibi
konularla il-
gili
bazi hkmleri, mminlerin
boyun
egmeleri
beklenen
ve
devletin uygulamak
iin nlemler aldigi kesin
bir kanun
gek-
line dngmgtr. Bagka ailardan
Seriat,
bireylerin de
toplu-
259
KESTLER
mun
da
ulagmalar1 gerekli olan bir
idealler sistemiydi:
Seriat'm
hkmetle
ilgili
siyasi
ve
megruti
hkmleri bu
ikisinin
arasm-
da, kimi
zaman,
kimi
yerde birine,
kimi
zaman,
kimi yerde de
digerine daha yakmdir.
Seriat,
Mslman hukukular
tarafmdan iki
ana
blmde
ele alinm10tir. lki mminlerin kalpleri
ve
ruhlanyla,
yani
ahlak
ve
gretiyle;
ikincisi Allah'a
ve
insana
iligkin dig eylemlerle,
ya-
ni bir tarafta
ibadet,
diger
tarafta da sivil,
ceza ve
kamu
kanun-
lanyla ilgilidir. Kanun bir
kurallar sistemi
getirmeyi
amalar.
Mminlerin bu
kurallara boyun egmesi, onlara bu
dnyada
na-
muslu bir
yaarn
saglayacak ve
onlan
teki dnyadaki
sonsuz
mutluluga hazirlayacaktir. Bu kurallan ayakta
tutmak
ve uygu-
lamak Islam toplumu
ve
devletinin temel
iglevidir.
Aslinda
Islam
ve
Bati
hukuk uygulamasi
arasmda Mirza
Ebu
Talib'in
anlattiklanndan daha
az
keskin bir fark
vardi.
slam
devletinde
Seriat'm
insanm
kanun koyma gcn
kabul etme-
mesine
karym,
uygulamada
durum
tam
tersi
olmuytur. Geen
on
drt
yzyilda Mslman
hukukular
ve
hkmdarlar
ilahi
vahiylerin
tam
olarak cevaplayamadigi eyitli
sorunlarla kargi-
lagmig ve
bunlan
zmglerdir. Kanun
olarak grlmeyen
ve
sunulmayan bu
zmlere, apagidan
geliyorsa
gelenek, yukar-
dan
geliyorsa
ynetmelik
ve
sika oldugu zere
hukukular-
dan
geliyorsa da
yorum
denilmigtir.
Kutsal metinlerin yeniden
yorumlanrnasmda
islamiyet'in
hukuk
bilginleri
en az
diger
top-
lumlann
avukatlan kadar
ustalardi.
Mirza
Abu Talib'in
kesinlik-
le hakli
oldugu
bir konu
vardi.
Yeni bir kanun
konmasi
yaygin
ve
stradan bir
gey
oldugu halde, daima
neredeyse gizli
bir
ge-
kilde
yapildigi
iin
Avrupa demokrasisinin baglang1
noktasini
olugturan
yasama
meclislerine
yer
yoktu.
Mslmanlar Kuran'm degigtirilemeyen metni
ve
hadislerin
kabul
edilmig hkmlerine kargin hukukularm
"kurallar
za-
.
260
HUKUK ILE DIN
manla
degigir"
ilkesine
uygun
biimde kanunlarmi byk
l-
de degigtirip gelitirmiglerdir. Hkmdann
kendi sznn
g-
c
ve
ulemamn
onay1
olmak
zere
iki nemli
etken
bu
gelip-
mede nemli rol
oynanugtir.
slamdevleti Snni hukukulann tanimlandigi
biimiyle bir
teokrasiydi. Allah egemenligin, megrulugun
ve
hukukun
tek
kaynagi, hkmdar da
onun araci ve
temsilcisiydi. Halifelere
ve
sultanlara verilen
bir
unvan
"Allah'in yeryzndeki glgesi"dir.
Mslmanlar
devleti ynitebilmek
iin uygulamada
sofu Ms-
lmanlar iin de
iktidar
sahibi olmanin, kurallar
koymanin,
ce-
za
vermenin
gerektigini daha ilk
baglarda fark
etmiglerdi. Ancak
bu,
ilahi
kanuna kargi
ikmadan,
onu
tamamlayarak
gerekley-
tirilecekti. Arapa'da
bu
g
"siyasa"
olarak
adlandinliyordu. Si-
yasa
ilk
anlamiyla
at
egitmek
ve
idare etmek demektir, bugn
politika anlammda kullanilmaktadir. Daha eskiden
ve
Osman-
li dneminde hkmdann
Seriat'm
verdiklerinden
aynca
sahip
oldugu
yetkiler,'
ceza ve
zellikle
de
lm
cezasi verme
yetki-
si anlaminda
kullaniliyordu. iki tr.
yetkinin
de
olmasi gerek-
tigi
Seriat
bilginleri
tarafmdan onaylanmigti. Osmanli sultanla-
n
bir
eyaletin,
bir devlet dairesinin
ya
da monarginin
ve mer-
kezi hkmetin iglerini
dzenleyen, kanun
adi altmda
kurallar
koymuglardi. Bir kanun,
Seriat'tan
nde
gelemez
ve onun
yeri-
ni
alamazdi
ama
gelereklere
ve
hkmdarlarmm fermanlarma
dayanarak
Seriat'i
gncelleptirebilirdi.
zellikle Osmanlilar gibi
daha dindar
olan Mslman
h-
kmdarlar,
bu kurallari getirmek
ve
uygulamak
iin
ulemanm
destegine,
en
azmdan
onayina
ihtiya
duyarlardi.
Eski aglar-
da
daha dindar
ve
saygin
olanlar devletten
uzak
durarak dev-
let hizmetinin yol aacagi
ruhsal
kirlenmeden
kaimrlardi.
XL
yy'dan itibaren
yurtiinde
ve
yurtdigmdaki
yeni tehditler nede-
niyle
hkmdarlar
ve
ulema
birbirlerine
yaklagmigtir. Seluklu-
261
I
LL
KESITLER
lar, daha ok Osmanlilar
ve bagka
yerlerdeki agdaylannin
y-
netiminde zellikle hukukla
ilgili
ulema, devlet
iglerine daha
ok karigir oldu
ve
hkmet mekanizmasimn bir
parast
hali-
ne
geldi.
Ancak bu haliyle
bile
bir
Kilise olmadilar
ve
terimin
H1risti-
yanca
anlamindaki
gibi
bir Ortodoksluk
islamiyet'te
yaratilma-
migttr.
Islam tarihinde
geregi
tanimlayan, yanliglan
kinayan
din
meclisleri, papalar, dogru inanci ilan eden, deneyen
ve uy-
gulayan
engizisyoncular
bulunmamigtir. Islamiyet'teki hukuk
ve
din bilginleri
olan ulerna bireyler olarak
ya
da okullarda,
sonra
da
kamu grevlileri
olarak
dogma
olugturup Kuran'i
yo-
rumlamalanna
kargin,
ondan
sapmanin
dine
kargi
gelmek
ola-
cagi tek
bir dogma bile
getirecek
bir
dini otorite
kurmam1plar-
dir. Dolayislyla, onaylanmig inan geklini
insanlara
dayatan
bir
Kilise olmamigtir. Bu devlet
tarafindan yapilmaya aligilmig
an-
cak
baanli
olunamamtytir.
Dogru inancin evrensel kabul
gren sinavi
iema, yani m-
minlerin
uzlagmasi, modern terimlerle
bilginler
ve
gller
ara-
sindaki
grg
aligverigidir. Bu
uzlagmanin
kuramsal
temeli
Hz.
Muhammed'in "Benim
toplumum yanlig olanda anlagmaz."
s-
zne
dayandinlir. Bu sz, Hz.
Muhammed ldkten
sonra,
ila-
hi
rehberligin
bir btn
olarak Mslman toplumuna gemesi
ve
dogru
olan
Islam
gretisi
ve
uygulamasinin toplum tarafin-
dan kabul
edip uygulananlar oldugu
anlaminda
kabul
edilmig-
tir. -Snni hukukular
baZL
kisitlamalarla birlikte,
toplumda
bil-
ginlerin
ve
dindarlarm gr
aynliklari olabilecegini kabul et-
migler
ve
bylece
geriat
kanunlanmn farkli
mezheplerin
olma-
sini
ve
kargilikli hoggrlerini
dogrulamiglardir. Hanefi,
Safii,
Maliki
ve
Hanbeli mezhepleri
bugne kadar
gelmig
ve
arala-
nnda
Snni slamdnyasim
paylagmiglardir.
Bu icma
gretisiy-
le farklikk
ve
degigim
onaylanip
kolaylagtirilmigttr.
262
HUKUK
LE
DN
Yer
ve
zamana
gre
degigen bu
tr bir uzlagma dahr yapisal
ve
otoriter olan sistemlerle kargilagtinldigmda
tutarsiz
ve
nem-
siz
grlebilir.
Aslmda
islam'in
ilk
dnernlerinde bu biimdey-
di. nsanmmantigma
ve
kipisel
grgne genig bir
yer
verilmig-
ti. Buna
Seriat'm
dilinde itihat adi verilirdi. Giderek
degigik-
lik
siniri
daralmig,
en
sonunda
da
ok
kk, yerel, marjinal
ve
nemli
bir istisna
olarak
yeni
olanla smirlanmigtt.
900
yilmdan
itibaren,
Siiler
bunu kabul
etmemiglerse
de, Snniler arasmda
ikmig
tm sorunlarin zldg
ve
"itihat
kapismm kapandi-
gi"
konusunda bir
uzlagmaya varilrnigtir.
Ne
var
ki her
zaman
yeni
sorunlar
olmugtur.
Bu
sorunlar
arasinda, modern aglarin
baymda ategli silahlar,
kahve, ttn konular
ve
bugn
de bir-
ok
yeni konu
vardir.
Kapmin tekrar ailmasini
savunan
hu-
kukular
olmuytur.
Siiler
de kapinin kapandigmi
kesinlikle ka-
bul etmemiglerdir. Onlarm ulemalarina itihadi uygulayan
kipi
anlamma
gelen
"mtehid"
denilir
ve
onlar
da Snni meslek-
taglarindan pek
de farkli degillerdi.
islam hukuk
ve
teolojisinin ekirdegi olan
dogru davranig
ve
inan kurallari,
uzlagma
ve
izin
verilebilir
bagimsiz
yargi uy-
gulamasi
ile olugturuldu
ve
evrensel olarak
da kabul edildi.
Ge-
lenege
sayg1
olan
"Snnet" bu
olugumun rehber
ilkesiydi.
Sn-
net eski Arabistan'da, agiretin
kurallagmig gelenekleri
ve ata-
larm
rnekleri
anlamma gelirdi.
Snnet,
islamiyet'inbaglangi
dnemlerinde, toplumun canh
ve
geligen
bir
gelenegiydi.
lk
halifelerin
ve
Hz.
Muhammed'in
ashabmin eylem
ve
politikala-
riyla
geligmigti.
slamiyet'inikinci yzy11mda
daha geleneki bir
grg
vardi.
Gerek
hadisleri iletenler tarafindan
Hz.
Muham-
med'in emirleri
ve
uygulamasiyla
egit grlen Snnerin Kuran
digmda _her geyin stnde
oldugu
kabul
ediliyordu.
Bu gr-
gn genel olarak kabul edilmesi
ve
bazi
inanihrlik
dereceleriyle
Hz. Muhammed'in
hadislerinin
ortaya konulmalanyla dgnce-
263
KESITLER
nin, dolayisiyla
uzlagmanin rol azalmig
ama
tamameri
ortadan
kalkmamtytir. Zamanla
ulema, itihat yerine
"taklid"e,
bagka bir
deyigle yerlepik doktrinleri
sorgulamadan kabul etmeye
bagla-
di. Bu durum
bir
egit
islami
ortodoksluk meydana
getirdi
ama
bu
Hiristiyanliktaki gibi dini otorite
kurumlarmin belirledikleri
dogru olan greti gibi degildi,
daha dar
anlamtyla genel olarak
kabul edilen geleneksel
greti
ve
uygulamaydi. Sapmalar, du-
ruma gre
bir hata,
su ya
da gnah olarak
kargilanlyordu.
Bu
Ortodokslugu kabul
edenler Snni
adini
aldi. Snnilik'te
resmen
belirlenmig bir dogmaya
inan
ve
dini bir otoriteye
ita-
atten
yerine, bir
topluluga baghlik
ve onun
geleneklerinin ka-
bul
sz
konusudur. Mslmanlar'in Snnet'ten
sapmalari be-
lirlemede
kullandiklari teknik terimlerde benzeri
komnal
ve
toplumsal atiflara
rastlamr.
Hiristiyanlik'taki
"dalalet"
kavraminin
Mslmanhk'taki
en
yakm kargihgi
"bida"
bagka bir deyile yeniliktir. Gelenekle-
ri
devam
ettirmek dogrudur
ve
Snni slam bununla belirlenir.
Geleneklerden uzaklagmak bida'dir
ve
dogru
oldugu
zel
ola-
rak
belirtilmedigi srece
yanhytir.
Hz.
Muhammed'e atfedilen
"Yenilik
en
kt geydir,
her yenilik
bir icattir, her icat bir ha-
tadir
ve
her hata
da cehennem
ategine gtrr." sz
agin ge-
leneki grg
anlatmaktadir. Bir gretiye
getirilen bida sula-
masimn
temelinde yanlig oldugu degil, yeni
oldugu bulunur
ve
Mslman dininm kusursuz ve
son
olugu inanciyla desteklenen
geleneklerin ignenmesi anlamina
gelir.
Buna gre
Mslman bida kavramtyla H1ristiyan dalalet
kavrami
arasinda
byk bir
farklihk bulunur.
Dalaler
teolojik
bir sapma,
yanhy
bir
greti
seimiyken, yenilik, teolojik bir
su
olmaktan ok toplumsal bir sutur.
Dogru yoldan
sapma
anla-
mina
gelen ilhad"
ve
aginhk
anlamma gelen
"guluv"
iinde
ay-
ni gey
sz konusudur.
Guluv, Kuran'in
ncelikle Museviler'e
ve
264
HUKUK
ILE
DIN
H1ristiyanlar'a
hitap
eden
ayetinde
yer
alir:
"Ey
ehli
kitap! Dini-
nizde
agiriya
gitmeyin
ve
Allah
hakkmda gerekten
bagkasini
sylemeyin"
(Kuran
4:171). Burada
geen
guluv terimi
Islami-
yet'in agirilik olarak
kabul ettigi Hiristiyan inanlanna
gnder-
me
yapmaktadir. Daha sonralari, guluv
daha
ok Mslman-
lar'in
yanliglan
iin kullanilmigtir.
Topluluk
iinde
bir
ldeki
grg
ayrihklan
zararsiz ve
hat-
ta
yararhdir.
Bunu anlatan
"Cemaatim iinde
grg
aynlig1
Al-
lah'in ltfudur." sz Hanefi
hukuk
mezhebinin
kurocusu fikih
bilgini Ebu Hanife'ye,
sonra
da Hz. Muhammed'e atfedilmigtir.
Seriat
hukukunda kendi ilkeleri,
ders kitaplari
ve fikih bilginle-
ri olan
ama
ortak
bir hoggr iinde
yagayan
egitli mezhepler
yer
allyordu.
Baz11an gretiyle
ilgili olan
farkliliklar ogunlukla
trenseldi. Ancak
farkliligin da
bir
sinin
vardi
ve
aginya
kaan-
lara galat
(tekili
gali)
ya
da sapkinlar anlamina
gelen Melahide
(tekili
mulhid) adi verilirdi.
Bunlan
din bilginlerinin ogu Ms-
lman olarak kibul etmezlerdi.
Genellikle
din bilginleri
izgiyi ekmeleri gereken
yeri bi-
lemezler. smaililer
gibi
radikal
ve
agmhki
Sii
gruplan,
birok
din bilgini tarafindan
islam'dan diglanmigtir. te yandan
bun-
lara, Mslman toplumlarinin
ogu tarafindan
hoggr gste-
rilmig,
toplumsal olarak yikici
ve
siyasi olarak ihanet sayilacak
geyler yapmadiklari
srece Mslman
stats
vermekte
sakm-
ca
grlmemigtir.
Bugn de
bu hoggr Levant'taki
Aleviler'e,
Drziler'e
ve
bazi islamlkelerindeki
smaililer'egsterilmek-
tedir.
islamtarihinde
ve
bugnk
slam dnyasmda Snni ol-
mayan,
ilimli
Sii
denilen, nemli
bir
topluluk
iin durumu bi-
raz
daha kangiktir.
Mslman hukukunda,
Mslman teolojisinde
bir sinif ol-
madigi
iin dalalet
yer
almaz.
Bir Mslman, din
bilimcilerinin
asgari gereklerine bile
uymazsa
inansizlikla,
hatta irtidat
(di-
265
KESTLER
ninden
dnme)
ile sulamr.
Mslman din
bilimcileii
onayla-
madiklan gretilere kargt
yeniliki,
agirihki
ya
da
sapma
gek-
linde
sulamaya haz1r
olsalar da, bu
sulamalan
mantikli
so-
nulara ulagtirmak
konusunda
istekli degillerdir. Bir
gretiyi
ve
ona
inananlari
islam
olmamakla
sulamak, szde Mslman
olan bu kipilerin kanunun en
agir
cezasina
tabi
mrtet
oldukla-
rim
kabul
etmek
demekti. Bir
mezhebe
mensub olan kipi, bazi
inanlan Islamiyet'in
akigmdan
aynlmig olsa bile
Mslman'di
ve
kanunlar
kargisinda
toplumda, evlilikte, mirasta,
taniklikta
ve
kamu
hizmetinde
bir
Mslman'in statsne ve
ayricalik-
larma
sahip olmaya devam
ederdi. Savasta,
bir
isyanda yaka-
lansa
bile
ona
Mslman
olarak
davran11arak hemen
ldrl-
mez ya
da kle
yapilmazdi
ve
ailesiyle
mallart kanunlarca ko-
runurdu. Gnahkar olsa da inanstz
degildi ve
teki dnyada
bir
yer
bulma
midi hl
vardi.
Islamiyet'teki n
nemli engel,
Snniler ile
mezhepiler
arasinda
degil,
mezliepiler
ile
mr-
I
tet'ler
arasindaydi.
irtidat hem gnah
hem de sutu
ve
mrtet
bu dnyada da
teki
dnyada da lanetlenmigti.
Suu
ait oldu-
p
ve
baglihk
borlu
oldugu toplumu terk etmek
ve ona
iha-
net
etmekti
ve cezasini
caniyla,
mahyla derdi. O
kesilmesi
ge-
reken kuru bir daldi.
rtidat
sulamalanna
sika
rastlanirdt
ve
ilk
zamanlarda
"inansiz"
ve
"mrtet"
terimleri dini
tartigmalarda sik sik
geer-
di.
El-Cahiz
(lm
869),
"ilahiyatilarin
dindarhgi
muhalifle-
ri dinsizlikle
itham
etmekten bagka
bir
gey
degildir."
demigtir.2
Gazali
(lm
1111),
"Allah'm
yce
merhametini hizmetkarlik-
lariyla
sinirlayan
ve
cenneti
kk bir
ilahiyati
kliginin
vak-
ft haline
getirecekleri" kinamigtir.3
Aslinda
bu
sulamalar
uygu-
lamada
bir fayda
saglamtyordu.
Genellikle sulananlar ogun-
lukla
rahat
birakilir, hatta
bunlardan Islam
devletinde
yksek
makamlara gelenler
olurdu. Mslman kanunundaki hkm
I
I
i
266
HUKUK
LE DN
ve
cezalar
sistematize
edilerek
dzenli uygulanmaya
baglayin-
ca
irtidat sulamalar
da azaldi.
Az
sayida
din
bilimci, inanlan
kendilerininkinden
farkh olanlara
kargi irtidat
iin
ceza
verilme-
si
taraftanydi.
te yandan,
her tr yenilige
kargi olan
Suriyeli
fakih ibn
Taymiyya
(lm
1328)
kugkulu gruplann
uyanlma-
si
ve
kt durumlarda zorlayici
eylemlerle
bir tr karantinaya
almmasi
gerektiginden
yanaydi. Bida'run
agiri,
Israrh
ve
saldir-
gan
olmasi
durumunda, taraftarlannm
Islam
toplumundan
atil-
malan
ve acimasizca
yok edilmeleri
gerekirdi.
slam'da tek
bir zorunlu,
dogmatik ortodokslugun olmama-
si,
bir eksiklik
degil, Snni Mslmanlar'm
kendi inanlanna
yabanci
ve
toplumlarinin ikarlari
aisindan tehlikeli oldugu-
nu
hissetmeleri nedeniyledir.
Ne
var ki, bagka dinlere inanan-
lar gibi, Mslmanlarin
da, kendi
ilkelerini
izlemedikleri,
hat-
ta
kitaplanna
boyun egmedikleri olmuytur.
Gerek
klasik gerek
de Osmanh
d.nemlerindeki rneklerde
hkmdarlann
slami-
yet'in belirli bir biimini zorla
kabul ettirmeye
ve
hatta Msl-
man
olmayan tebaalanni
zorla Mslman
yapmaya
ahytiklan-
na
rastlanmaktadir.
"Sapkm" inanlara sahip
kipilerin gerek
di-
ni kabul
etmeye
zorlandiklan
ve
kargi koyduklarmda iskencey-
le lddildkleri
de
bilinmektedir. Ancak
hoggr
de hogg-
rszlk
de yapisaldi,
bagka bir deyigle kanunla belirlenmigti.
Allah'm
birligini
ve
varh mi
inkar edenlere,
yani dinsizlere
ve
oktanrihlara
hoggr gsterilemezdi.
Fetihlerden
sonra
onlara
taninan
"ihtida"
ya
da lm seenekleri,
klelige evrilebilirdi.
Hoggr,
en
azmdan
inanca sahip olanlar,
bagka bir deyigle
Is-
lamiyet'in
vahiy
yoluyla
inmig
ve
gerek
kitabi olduguna
ina-
nanlara gsterilirdi
ve
bu kipilerin belirli mali
ya
da bagka
smir-
lamalari kabul ederek uymalarma
baghydi.
Mrtet olana,
yani
Mslmanhk'tan
ikana
hibir kopulda hoggr gsterilemezdi
ve
cezasi
lmd.
Bazi otoriteler
pigman olan
mrtet iin
ceza-
267
KESTLER
-
nin
hafifletilmesine izin
verirken, bazilan da
pigmanhk
halinde
dahi
lm cezasindan
vazgemezlerdi. Bu kipiler
teki
dnya-
da
Allah
tarafindan
affedilebilirlerdi, ancak bu
dnyada kanun
-
tarafindan
cezalandirilmalari
gerekirdi.
Ortaag
Mslman
dogmacilanrun
en
byklerinden bi-
ri olan el-Agari'nin
(lm
935-36)
son
szleriyle
ilgili iki
yo-
mm
yapilrnigtir. Bu
yorumlardan birine gre
son
szleri
pun-
lardir:
"Mekke'ye dnerek dua
edenleri kafir
saymiyorum.
Her-
kes
dua
ederken dgncesini
ayni
yne
,evirir,
yalnizca
ifade-
leri
degigik
olur."* Diger
yoruma
gre
de,
lrken
Mutazile'nin
yaptigi
yanlighklara kfr etmigtir. Bu
yorumlann hangisi
dog-
ru
olursa olsun,
ilk
yorumun
Snni
slam'in
dogru olan inan-
ca
kargi
daha
gereki genel davraniginin
ifadesi
oldugu gp-
hesizdir. Islamiyet'in
sikkelerde yazili olan,
minarelerden oku-
nan,
her
gn
dualarda
yinelenen dgncesi
Allah'in tek
oldu-
gu
ve
Hz.
Muhammed'in
onun
Peygamberi oldugudur, bunun
dipindakiler
aynntidir.
slam'inbeg
partindan
birincisi,
"Kelimei pahadet", yani
ima-
nin
aiklanmasidir.
kincisi namaz (salat),
zellikle
de
her gn
dogarken,
glen,
gleden
sonra,
gn
batarken
ve
akyam belir-
li hareket
ve
dualarla kilinan
namazdir.
Mslmanlann dualan
herhangi bir
kurala bagli
degildir,
her
zaman
edebilirler.
Ancak
namaz,
kadin-erkek
her
yetigkin Mslman'm
grevidir. Ibadet
edecek
kipinin
temiz
olmasi, temiz bir
yerde
bulunmasi
ve
y-
zn
Mekke'ye evirmig
olmasi gereklidir. Dua,
"Kelimei paha-
det"
ile bazi Kuran
ayetlerinden olugur.
Mslmanlar da,
Museviler
ve
Hiristiyanlar gibi haftanin bir
gn
toplu
olarak
namaz
kihp dua
ederler (Kuran 62:9-11).
Musevi
Cumartesisi
ve
Hiristiyan Pazan
gibi Mslman Cumast
da
toplu ibadet
gndr. Musevi
ve
Hiristiyanlar'dakinin tersi-
ne
bu hir dinlenme gn
degildir.
Kuran'da
yazildigi
ve
tarihin
268
HUKUK
LE DN
dogruladig1 gibi pazarlarda
ve
bagka
yerlerde daha
faz}a hare-
ket gndr. Bunun yanmda
haftalik
tatil kavrami
da
vardir.
Ortaag'da bu
uygulamanin
oldugundan
sz
edilir. Osmanlilar
zamaninda
haftalik
tatil
daha yayginlagmig
ve
bugn neredeyse
tm
Mslman lkelerde
evrensel
duruma gelmigtir.
Hac, slam'mbeg
partmdan ncsdr.
Her
Mslman
en
az
bir defa
Mekke
ve
Medine'yi ziyaret etmelidir. Ancak
bu Hi-
ristiyanlar'm
ve
Museviler'in
Kuds'
ziyaret etmeleri
gibi iste-
ge
bagh
degildir, dini bir
ykmllktr.
Her
yil
hac
Zilhicce
ayinin
7.
ve
10. gn
yapilir. Mekke
Camii'nin ortasmdaki
Ka-
be'nin
tavaf edilmesi
ve
kurban bayramiyla
sona erer.
Allahin
Evi
(Beytllah) olarak
adlandirilan
Kabe, Mslmanlar
iin kut-
6
sal gehrin
en
kutsal yeridir.
slam
tarihinde
haccm ok nemli
kltrel,
toplumsal
ve
ekonomik
etkileri olmustur. Baylang1tan itibaren
slam dn-
yasinin
her kpesinden toplumsal
geoigleri
ve
irklan
birbirin-
den farkh olan
Glslmanlar
uzun
yollar
kat
edip yurtlarmi
bi-
rakarak
ortak ibadet yapmak zere gelmiglerdir. Ancak Antik
dnemde
ve
Ortaag'da agiretlerin
ve
insanlarm toplu gle-
rinden
farkh olan
hac
yolculugu gnll
ve
bireysel
olarak
ya-
p11anbir
yolculuktur.
Hac kipisel bir
eylem
ve
kipisel bir kara-
rm
uygulanmasidir, ok
nemli
kipisel deneyimlerle sonula-
mr.
Modern olmayan toplumlarda
benzeri bulunmayan bu fi-
ziki eylem,
en
bagmdan
itibaren nemli entelektel, toplumsal
ve
ekonomik
sonular
dogurmustur. Zengin hacilar
yol
masraf-
larini kargilayabilmek iin
yanlannda yol
boytmca satabilecek-
leri kleler gtrrlerdi. Tccarsa hacilar, bunu bir
ip yolculu-
guyla
birleptirirler, getikleri yerlerde mal alip satarak
egitli
l-
I
kelerin
pazarlarmi, tccarlanni,
rnlerini,
geleneklerini
ve uy-
I
gulamalanni grenirlerdi. Bilim adami olan
hacilar,
toplantilara
katilarak, meslektaglanyla
tanigip
kitap
satin
alarak
bilgi
ve d-
269
KESTLER
gncelerin yayilmasmi
ve
degig
tokupunu saglarlardi.
Hac birbirinden
uzaktaki Mslman
lkeler arasmda bir
ile-
tigim ag1
olugtururdu. Hac
ile yeni
bir yolculuk edebiyati
orta-
ya
ikmig
ve
uzak
yerlerle
ilgili bilgi edinilmesi
saglanmig
ve
en
nemlisi,
daha byk bir
topluma ait olma bilinci
olugmug-
tur.
Bu bilin,
Mekke
ve
Medine'deki toplu
ibadete
katilma ve
bagka
lke
ve
halklarm
Mslmanlan ile birlegme duygusunu
pekigtirmigtir.
nemli
say1da erkek
ve
ok
sayidaki
kadinm fi-
ziki hareketliligi
ile olugan toplumsal hareketlilik, Ortaag
Is-
lam
dnyasim
Avrupa Hiristiyan dnyasinin simfh,
kati gekil-
de hiyerarpik ve yogun
yerel
geleneklere sahip dar
toplumun-
dan
ok farkh duruma
getirmigtir. Genig
ve
farkh
oldugu halde
ne
Ortaag'da
ne
de
modern
H1ristiyanlik'ta asla olmayan bir-
lik, islam dnyasmda
gereklegmigtir.
Islam
dnyasinin.klt-
rel
birligi
tek
bagma hac
ile yaratilmamigt1r
ama
teki etkenler-
den
en
nemlisidir.
Oru Islam'mdrdnc
artidir.
islami
takvimin dokuzuncu
ayi
Ramazan'da, hastalar,
yaghlar
ve
k
k ocuklar hari
er-
kek-kadin her
yetigkin Mslman
gne in
doguundan
batigi-
na
kadar
geen
srede
oru
tutmak zorundadir.
Cihadda olan-
lar
ve
yolculuk yapanlar
orucu
erteleyebilirler.
Islam'in
beg
partmdan
sonuncusu,
Mslmanlar'm devlete
ya
da
topluma
verdikleri
zekattir. Baglangita
mminlerden
di-
ni amalar iin toplanan
para
olan zekat, giderek
bir vergi hali-
ne
gelmigtir.
slamiyet'i
kabul
edenlerin dini
ykmllg ola-
rak
sadaka
vermesi anlamina gelmektedir.
Olumlu
ykmllkler olan
Islam'in beg parti,
bir
Msl-
man'm yapmasi
gereken grevlerdir. Yap11masi gnah olan
uzun
bir
olumsuz emirler dizisi
de
bulunmaktadir. Bu
emirle-
rin
ogunlugu hirsizhk
ve
cinayetin
yasaklanmasi
gibi
baglica
toplumsal kurallardir.
Bunlar dipinda, domuz eti
yemek, alkol,
270
HUKUK ILE
DlN
zina
ve
faiz alma gibi zel
dini agrigimlari olanlar
da-bulun-
maktadir.
Musevilik
ve
H1ristiyanlik'ta
da
yer
alan
cinsel
ve
pa-
rasal
sular
kargisindaki endige, onlarda oldugundan
daha fark-
li
tanimlanmigt1r.
Domuz eti
yeme
yasagi Musevilik'te de
var-
dir. Alkoll iki ime yasagi yalnizca Mslmanlar'a zgdr.
Domuz eti, alkol,
zina
ve
faiz yasaklari
ekonomik
ve
toplum-
sal
yagami
ok
derinden
ve
yaygin
bir
gekilde
etkilemiglerdir
ve
hl durum byledir.
"Cihad", ilahiyatilarm
ve
fikihilarin belirttikleri bir bagka
olumlu ykmllktr. Cihad, saldin
durumunda, toplumun
tamammin
ve
birey
olarak
her Mslman'm ykmllgdr.
Cihad Kutsal
savag
anlamina
gelir
ve
Kuran dilinde
"Allah
yo-
lunda
ilerlemek"
(fi
sebil Allah)
demektir. Baz1 Mslman din
bilginleri, zellikle modern
zamanlarda, "Allah'm yolunda iler-
lemek"
grevini
ahlaksal
ve
ruhsal anlamda
ele almiglardir.
An-
cak cihad
eski
otoritelerin ogunlugu tarafmdan.
Kuran
ve
ha-
dislerdeki
metitilere
dayanilarak askeri
bir terim.
olarak kabul
edilmigtir.
Seriat
kanununda
yer
alan
cihad
blmnde
sava-
gin
baglatilmasi, yrtlmesi,
kesilmesi, bitirilmesi
ve
gamme-
tin paylagilmasi
ince aynntilariyla tammlanmigtir. Cihad
yapan-
lar kendilerine saldirmadiklari
srece
ocuklan
ve
kadmlan l-
dremezler, esirlere ipkence
yapamaz,
fiziksel bir
zarar
vere-
mezler, anlagmalara uymak zorundadirlar.
Seriatsavaga
katil-
mayanlara
iyi davranilmasmi buyururken, zaferi
kazananlara
yenilenlerin
kendileri,
alleleri
ve
mallari zerinde
genig hak-
lar
veriyordu.
Allah
ve
din
iin
savagma
anlammdaki kutsal
savag
kavra-
mi,
Ortadogu
iin
yeni
degildi. Tevrat'in Tesniye
ve
Yarg1lar
kitaplannda pek ok rnek
bulunmaktadir. H1ristiyan Bizansli-
lar, Iran'a kargi savaglarim,
Arap
ve
sonra
da
Trk
saldirganlar
pskrtme eylemlerini
bu
gekilde aiklamiglardir.
Ancak
bun-

271
KESTLER
lar vaat
edilmig topraklann
fethi, H1ristiyan
dnyasinin
Hiristi-
yan
olmayanlann
saldir11anndan korunmasi gibi sinirh hedefle-
ri olan
savaglardi. Genellikle Mslman
cihadiyla
kargilagtir11an
H1ristiyan
hali seferleri bile aslmda cihada kargi gecikmig,
si-
mrli
bir
cevap
ve
bir
lde taklitti.
Ancak
cihadin
tersine, asil
amacindan
1kmig
ya
da tehdit
altindaki Hiristiyan topraklannin
savunulmasi
ya
da yeniden
fethiydi. Birka
istisna hari, G-
neybati
Avrupa'nin
ele
geirilmesi
iin
yapilan baanh
savay-
larla,
Kutsal Topraklar'i tekrar elde edip
Osmanl11ar'in Balkan-
lar'daki ilerlemesini durdurmak iin
yapilan baansiz
savaglar-
la
sinirliydi. Mslman cihadi ise, tm
dnya islamiyeti
kabul
edene
veya
Mslman ynetimine girene
kadar srecek
simr-
siz
bir dini
ykmllkt.
Mslmanhgin
vahiyle
gelmig bir din
oldugunu kabul
edenlere,
bazi
mali
ve
bagka
ykmllkleri
yerine
getirme kopulu
ile dini
uygulamalanna izin
veriliyordu.
Bunu
yapmayanlara,
oktannhlara
ve puta
tapanlara da ihtida,
lm
ya
da
klelikten bagka
seenek
kalmiyordu.
Mslman kanunlarina gre, dinsizler, dinini
inkar edenler,
isyancilar
ve
egkiya olmak zere drt tr dgmana kargi
savag-
mak megrudur
ve
ilk
ikisi cihad sayilir, farkh kurallan
vardir
ve
kazananlara farkli haklar
verir. Bu
zellikle
Mslmanlar'in
egkiya
ya
da isyanci
olduklarinda bile
Mslman
olmayanla-
ra
oranla
bagigikli
olduklan anlamina
gelir. Cihadin
amac1
tm
dnyamn
islam
hukuku
altina
girmesini
saglamaktir. Bu
zorla
din
degigtirterek
olmaz, din
degigtirmenin
nndeki engellerin
kaldinlmasiyla
olur. St. Thomas
ve
St.
Bernard'in
da
Hiristiyan
hali seferleri
iin buna benzer
grgleri
vardir.
Kuran cihadda savaganlara iki dnyada da
dl
vaat
eder.
Bu dnyada ganimet,
br
dnyada Cennet
nimetleri. Allah
yolunda
lenler
gehittir. Mslman hukukulan
ve
din bilgin-
leri ilk zumanlardan itibaren
cihadin
kleciler ve
yagmacilar
ta-
272
HUKUK
LE
DN
rafmdan
kt
kullamlmasmm tehlikelerinin
farkmdayddar. Bu-
nun
iin
de
gerek
cihadm
dini motivasyonsuz olamayacagi
ve
bunun gerekliligi
konusunda
israrla
durmuglardir. Cihad hak-
kmdaki bazi erken
dnem hadisleri,
o
zamanlarda
bu grevin
nasil
alg11andigini
gstermektedir:S
"Cennet kahlann glgesindedir."
"Cihad,
dindar
ya
da gaddar her hkmdann ynetiminde greviniz-
dir.
"Bir kanncanm
estrmast,
bir gehidin
canmt,
silabla vuruimasmdan
da-
ha ok yakar. Silabla vurulmak secak bir
yaz
gnnde soguk bir sudan
daba iyi
gelir
"
Sika tekrarlanan
bir hadis, yenilmelerinden
ve
kle yapil-
malanndan
sonra
giderek
artan
sayilarda Mslmanlagtirilan
kafirlerle
ilgilidir: "Allah,
cennete
zincirlerle
baglanarak srk-
lenenlere
hayret
eder."
slam tarihinde din ugruna
kutsal
savag
sika yinelenen
ve
bazen de hakim
olan
bir konudur. Cihad, canlihmi
islam
dnyasinin smirlannda srdrmgtr. Genellikle islamiyet'i
ye-
ni
semig
olan
smir
halklan
yeni
dinlerini
savag
ve
vaazla
smirin
tesindeki ihtida
etmemig akrabalarina
gtrmeye
ugragmiglar-
dir.
zellikle
Orta Asya
ve
Afrika'da,
smir
beylikleri hkmdar-
larmm bu yerel cihadlan modern aglara dek
srmgtr.
Cihad
kavrami, islam'm
merkezi
blgelerindeki, daha gelig-
mig
kkr
ve
politikasi olan
halklar arasmda
bir bazi degigik-
liklere
ugramigtir. Arap yayilmacihginm Emevi
halifeler yneti-
mindeki zamanlannda,
1slam
ordulan Allah'm
emirlerini
uygu-
ladiklarma
ve
yakin bir gelecekte
bunun tm
dnyanin
Islam
egemenligine
girmesiyle
sona
erecegine
inaniyorlardi.
Cihad'in
etkilerine ilk
maruz
kalan Hiristiyanlar
olan Bizanshlar
cihad'a
katilanlan apagilar
ve
bu
savai
heyecanlarmm nedeninin
as-
I.
linda
ganimet kazanmak oldugunu
dgnyorlardi. Ancak
ta-
mami
bu
grgte
degildi. Imparator VL Leon, Taktika
adli
ese-
273 ,
KESTLER
rinde kutsal
savag
gretisinden
ve
askeri
degerinden saygiyla
sz etmig
ve
H1ristiyanlar'in
byle
bir dgnceyi benimsemele-
rinin iyi
olacagini belirtmigtir.
Bu konuda Leon
yalniz degildi.
846'da bir Arap filosu Sicil-
ya'dan ikip
Tiber'in agzina kadar gelmig, Arap gleri Ostia
ve
Roma'yi
yagmalamigti.
Fransa'da bir sinod toplanarak tm
Hiristiyan
hkmdarlara "sa'nin
dgmanlanyla" savagacak
or-
tak bir ordu toplama agns1
yapilmasina karar
verdi. Papa IV.
Leo,
Mslmanlar
ile savagirken
lecek olanlara ilahi bir
dl
bile
vaat
etti.
Papa VIII
Joharines
(872-82)
kutsal
Kilise,
H1ris-
tiyan
din
ve
devleti
iin savaganlarm gnahlannin
bagiglanaca-
gini
ve
lenlerin
sonsuz yagama
erigeceklerini aikladi. Msl-
manlar'in cihad
kavrammi
aik olarak
gsteren
papalann geh-
rinde Araplar'in girmesi
ve
bu
dgnceler, daha sonraki Hiris-
tiyan
Hali Sererleri'nin nclleri olmuytur.
'
Ancak ilk baglarda
cihad
yapildigi
lkelerde
boga
harcanan.
bir g
olmuytur.
Araplar'in Konstantinopolis'i
ve
Anadolu'yu
fethetmek
iin
sren
abalan
hep bagarisiz
kalmigti. IX.
yy
gel-
diginde, Islam
hkmdarlari
ufak degigiklikler
olsa da genel
olarak sabit bir
smira
ve
bu
sinirin
tesinde
de sabit bir Ms-
lman
olmayan devletin
varkgina
ve
onunla diplomatik, ticari
ve
bazen de kltrel
iligkilerde bulunma
geregine
ahymiglar-
di.
Seriat
aismdan
dnyay1slamlagtirma
srekli abasinda yal-
nizca
bir duraklama
olarak kabul
edilen ateykes, sonunda Av-
rupa
devletleri
arasinda
imzalanan ebedi
bang
antlagmalan ka-
dar
istikrarli
ve
kahci bir barig
anlagmasi haline
gelmi ti.
Msl-
manlar Cihad
dgncesinden
o
denli uzaklagmigti ki, XI.
yy so-
nunda Batili
halilann
Filistin'i iggal
edip Kuds' almalari
kar-
isinda,
evredeki Mslman
lkeler
fazla bir
tepki vermemig-
lerdi. Hatta bazi
Mslman hkmdarlar
onlarla
dosta
iligkiler
kurmale iin istekliydiler
ve
bazilan
Mslman devletler
arasin-
274
HUKUK
LE
DN
daki
rekabetlerde
Hiristiyan
prenslerinin ittifakini
araya'cak ka-
dar
ileri
gitmiglerdi.
Halilara
kargi
saldin
niteliginde
yeni bir cihad, ancak
yz
yll
sonra
Selahaddin'in liderliginde
baglamigtir. Bunu
baglatan
nedenler, Hal1
liderlerinden Chatillon'lu Reynald'm
kigkirtici
eylemleri
ve
1182 yihnda Kuds Krali ile Selahaddin
arasinda-
ki bir antlagmayi igneyerek Mslman
ticaret kervanlarina
ve
Mekke'ye giden
bir haci
kafilesine saldirmasi,
son
olarak
da
K1-
.
zildeniz'in Arap
ve
Afrika
kiyilarma bir
deniz
seferi yapmasidir.
Reynald'in
korsanlan bu
sefer
boyunca Medine'nin
limanlan
Yanbu
ve
El
Havra'da Mslman gemilerini yakmiglar
ve
1183
yllinda
da
Mekke'nin
limanlanndan
El
Rabig'e
kadar gitmig-
1erdi. Mekke
kapilarina
dayanan halilar, tipki yzyil nce
Roma
kapilanndaki Magribiler gibi, zsaygisi olan
hibir
Ms-
lman hkmdarin grmezden gelemeyecegi
bir
tehditti.
Mi-
sir'dan
gnderilen
bir filo tarafindan
Hiristiyan baskincilari
ta-
mamen
yok edilerek
kargi
sefer
baglatildi. Selahaddin
hem La-
tin Kralhgi'ni
hem de
onu
kurtarmak iin Avrupa'dan gnderi-
len yeni hali seferlerini yendi.
Selahaddin'in
cihadi
hem
ama
hem de
sre
aisindan
sinir-
11ydi.Ondan
sonra
gelenler, yeniden Franklar'la
dosta
iligkiler
geligtirdiler
ve
hatta
1229 yllinda
Levant'ta kalan
Misir
hkm-
dan el Melik el Kamil,
genel bir anlagmamn
parasi
olarak
im-
parator IL
Friedrich'e Kuds'
verdi.
Mslman
hkmdat
ve
halklann hahlarn gelip
gidigleri-
ne
kargi bu kayitsizhklannin
en
nemli
nedeni, onlara
gre
is-
lamiyet'in btnlgne
ve
Islam
toplumunun
birligine
yne-
lik ok
daha byk bir tehditle
ilgilenmeleri
gerekliligiydi.
D-
nemin
Arap tarihileri Levant'ta iki yzyil
sren hal1
varligini
nemsemezken, edebi,
siyasi
ve
teolojik
yazarlar
da
neredeyse
hi sz etmemiglerdi. te yandan dnemin yazarlarinin, Ms-
275
KESITLER
lman
cemaatindaki dini
daginiklik sorunlanna
karvi byk
bir
ilgileri vardi. O dnemde, ismaill Siiler
gerek
tehdit ola-
rak grlyordu. X.
yy'da
Ismaili
irnamlannin taraftarlart gl
ve
aktif
bir
devrimci
hareket
yaratmiglardi.
Aynca
Abbasiler ile
Islam
dnyasinin
liderligi iin
rekabet
eden bir tr
anti-halife-
lik
olarak kurduklari
Fatimi
halifeligini Snni islamiyet'ten
b-
yk oranda farkli
bir greti
temeline
oturtmuglardi.
Snni
Ms-
lmanlar,
Selahaddin'in baansini
hahlan durdurmasi
ve
onla-
rin
elindeki topraklarm bir kismmi
almasi
olarak grmyorlar-
di. Onun baansi
Misir'daki Fatimi halifeligine
son
verip
Abba-
si halifelerin
adinm Misir'm tm
camilerinde
hutbelerde okun-
masiyla
simgelenen Islam birligini
tekrar
saglamasiydi.
Mslman hanedanlan
arasmda
islamiyet'e
ve geriat'1
uy-
gulamaya
en
ok bagli
hanedan olan
Osmanhlar,
Hiristiyanli-
ga
kargi
klasik cihad'1 yeniden baglatmiglardir.
Cihad, Osman-
11tarihinin
ilk yzyillannda
askeri,
siyasi
ve.
entlektel
yagam-
da
ok
nemli
bir
konuydu.
Osmanli
padigahlannin en azin-
dan
Kanuni
Sultan
Sleyman'a
kadar yksek
bir
ahlaki
ve
dini
ama
duygusu
tagidiklan
grlmektedir.
Osmanlilar'in
1683 yilinda Viyana duvarlan
nnde
Hiristi-
yan
dnyasina
kargi
sarsilan
cihadlari,
o
gnden
sonra, ara si-
ra
bazi
abalar
olmakla
birlikte, hibir
Mslman devleti
Hiris-
tiyanliga kargi
onunla kargilagtinlabilecek bir
tehdit olmamigtir.
Eski
tr
yayilmaci
cihad sinirlarda devam
etmigtir.
1896 yilinda
Afganistan hkmdarlari,
o zamana
dek
Mslman olmayan-
lar
yagadigi iin
Kafiristan denilen
kuzeydogudaki daglik bl-
geyi
ele geirmek iin bir
cihad
baglatmiglardir.
Afgan
fethin-
den
ve yagayan
halkin islamlagtirilmasmdansonra
lkeye
Nu-
ristan
(igik
lkesi)
denilmistir. Islam
dnyasinin
diger
kpesin-
de
Bati
Afrika'daki militan Mslman
liderler
putperestlere,
Mslixanlik'tan
ikanlara
ve
XIX.
yy
sonlarinda Avrupali
em-
I
T .I:
276
HUKUK
ILE DIN
peryalist istilacilara
kargi
cihad ilan ederek
savaymiglardir.
XIX.
yy
sonlannda
ve
XX.
yy
baglarinda
Hiristiyan
Avrupa devletleri
art arda Mslman
lkeleri
tehdit ettike
en son
cihad
rnek-
len
oorulmuytr.
Cihad
klasik
anlay1pi
ve
sunuqu
itibariyle
savag
alanmda
ya-
banci bir dgmanla
savagmak
anlamma
geliyordu.
Ancak
ka-
firlere
ya
da
megru
olnlayan
rejimlere
kargi i cihad
dpncesi
de
yabanci
degildi. Tm Snni hkmdarlan
gaspei,
ogunluk-
la da
zorba
olarak
gren
Siiler
bunu iyi bilirlerdi. Bu gry
ka-
fir
Mogollar'in
ya
da islamiyet'ebagliliklari gpheli olan szde
Mslman Mogol
beylerinin ynetimindeki Snniler arasmda
da destek bulmuytur.
Modern
aglarda
bu
grg,
yeni bir nem
kazanarak Islamiyet'e
ierden
ihanet ettigi
dgnlen
modern-
legme
taraftan
liderlere kargi bir
muhalefete
dngmgtr.
Kafirlere kargi klasik cihad
bile her
zaman
evrensel
destek
bulamamigtir. XIX.
yy
baginda Osmanli tarihisi Esad Efendi,
1690'da
Avustu
a
savagmdaki
bir
Bektagi'den
sz etmigtir:
"...Bektayi
gece
kamp kurmus Mslman askerlenn
panma
gidr, "Be-
hey budalalar neden
canmzzz
boguna barczyorsunuz? Yazeklar olsun
si-
ze! Kutsal
savagm
erdemleriyle ilgili
tm
sylenenler
ve
savasta
gehit
ol--
mak
sadece
sa
mahkter.
Osmanh sultam
saray
mda ke>inebakarken
ve
Prenkler'in krah lhesinde
yan
gehp
yatarken,
six bu dagbagmda ni);e
canmm
ortaya
atrvorsunuz?' dedi."
Sultanin
fermaniyla
Bektayi
dervig
tarikati ortadan
kaldinldt-
gmda
yazilmig olan
bu
yk
dogru
olmayabilir
ama
dervig tari-
katlarmm gphesini
ve
zellikle
onlann
Islami
greti
ve grev-
lere bagliliklarmi gstermektedir.
Dervig tarikatlari
ile
ilgili
bilinenlerin ogu Osmanlilar
zama-
nmdandir.
Bu tarikatlann Osmanli toplumunda
kabul
edilmi
nemli
bir yerleri
vardir
ve
kkenleri, islamiyet'in
ilk aglarma,
inanlan
ve
uygulamalarmm
ogunlugu
da
Antik aglara
dek
L
277
r
I.
KESITLER
uzanir.
Kuzey ve
Gney Avrupa'nin
Hiristiyanlagtinlan dinsiz-
lerin,
H1ristiyan
Noel kutlamalan
maskesi altinda
Roma Satur-
nalia
ve
Viking Yule'unun
byk
blmn
korumalarina ben-
zer
gekilde, daha eski
bir
kltrn
Mslmanlagtinlmig insan-
lari
da eski gelenek
ve
trenlerini
korumuglardir.
egitli
dervig

tarikatlannin inan
ve
uygulamalannda Misir,
Babil
ve
tran'in
mevsim
trenlerine,
eski
Ege
topraklannin dans kltlerine,
Or-
ta
Asya Trkleri'nin gamanizmine ve
Yeni Eflatuncular'in mis-
tik
felsefesine
rastlanir.
Islamiyet'in doguundan
sonraki
ilk
z
manlarda mhtediler,
ruhsal tatmin bulduklari
yeni
dinin
yetkili taraftarlarinin
rehber-
ligini
hog
karythyorlardi.
Ancak
bunlar
daha ok
bilgilenip
uzak-
lagtika,
giderek ok say1da
Mslman'in ruhsal
ve
toplumsal
gereksinimlerini
kargilayamadiklari iin bu
insanlar
da rehberli-
gi
bagka ynlerde
aramaya
bagladilar ve
yzyillarca bazilan
mu-
halif Islam
gruplanna,
zellikle
de
Siiler'e
dndtiler.
Siiler
halife-
lerin, sultanlann
ve
Snni
ulemanin
rehberligindeki slam toplu-
rnunun
yanlig yolda olduguna
ve
dogru
yola getirilmesi gerekti-
gini
dgnyorlardi. Ne
var
ki,
Siiler'in
islamiyet'te
devrim
yap-
ma
ugraplan baansizhkla sonulandi. Bazilan bu ugraglar
sira-
sinda ezildiler, bazilan da iktidan ele geirmeyi
baardiklart hal-
de hibir
geyde degigiklik yapamadilar.
Siilik
gerilemeye
devam
ettike, Sofi
hareketi
etkinligini
artirmaya
devam etti.
Tamamen bireysel
mistik bir
deneyim geklinde baglayan So-
fizm,
genel nfus iinde ok sayida taraftar toplayarak
toplum-
sal
bir hareket
olmuytur. Sofiler zamanla tarikatlar halinde r-
gtlenmiplerdir.
Siiler
gibi
Sofiler de Snni
tutumunu
resmen
reddetmiyorlardt
ve Siiler'in
tersine genellikle siyasi
aidan ba-
ni
olmuglar
ve
bazilan devletle
iligkiye girerek
e
itli kollany-
la bag kurmuglardir,
rnegin
Bektagiler'in bagindan
sonuna
dek
Osmailh yenierileriyle
siki
bir
iligkileri olmuytur. Snni
ibade-
278
HUKUK ILE DIN
tin ciddiligi,
bazen de
ulemanm
soguk yasalciligi Sofi- tarikat-
larinca tamamlanmigtir.
Bu anlamda, Sofi evliyalan
ve
liderleri
Snni
gretinin
Allah ile
insan arasinda
biraktigt boglugu dol-
durmaya abalamiglardtr.
Snni
ulemanin
tersine, Sofi
liderleri
rehber olarak
hizmet etmiglerdir. Snniler'in aksine
ibadet ede-
nin Allah ile mistik
birlige
ulagabilmesi
iin
mzik
ve
dansi kul-
lanmiglardtr. Ulema,
hkmet
mekanizmasi iinde
yer
alirken,
Sofiler
halkin iinde
kalarak ulemanin
kaybettigi sayginlik
ve
etkinligikazanmiglardir.
Sofilik popler
ve
mistik
karakterine
ragmen,
Mslman
olan
ve
bir
lde
de
Mslman olmayan entelekteller ze-
rinde
giderek
artan
bir etkinlik
elde
etmigtir. Ortaag
Islamiye-
ti'nin
en
byk din bilgini
ve
felsefecilerinden
biri olan
Mu-
hammed el-Gazali
(1059-1111)
Sofi gretilerini
slami gelene-
gin
iine sokmugtur. Gazali'nin
bazilan Farsa, ogu da Arap-
a
olan nemli eserlerindeki
dgnceleri, islam din bilimleri-
nin geligimini
tkilemigtir. Gazali,
ran'in dogusundaki Hora-
san
eyaletinin
Tus gehrindendir,
Niabur'da
ve
Bagdat'ta
egitim
grmgtr.
Nizamlmlk'n Bagdat'ta
kurdugu Nizamiye
adh
medreseye
1091 yilmda
gretmen olarak
atanmigtir. Gazali, g-
retmen olarak atandiktan
drt yil
sonra,
istifa
edip
tm kamu
grevlerini
birakmig
ve dnyadan
el ayak ekerek
kendini di-
nin temel sorunlari zerinde
dgnmeye adamigtir.
On yil
s-
ren
bu
ruh
aragtirmasi
sirasmda ilahiyat,
felsefe
ve
hukuk alan-
larmda nemli
aragtirmalar
yapmig,
Kuds, Mekke,
Samve
s-
kenderiye'ye gitmigtir.
Sam'daki
byk caminin ziyaretilerine
Gazali'nin dgnceleriyle
bag baa kaldigi
yer
gsterilir.
Gaza-
li
otobiyografik
eserinde skolastik ilahiyatta, rasyonel
felsefede
ve
hatta
Sii
gretilerinde
araylp
bulamadigi geregi,
sofizmde
buldugunu sylemigtir. Gazali 1106
yihnda
dogdugu
yere
d-
nerek orada
bir
Sofi tekkesi kurmugtur.
279
KESTLER
Gazali
radikal degildi
ve
yazilarmda
Siiligin
gizemciligi ve
filozoflann
rasyonalizmi kargisinda Snniligi
savunmugtur.
Bu-
nun
yaninda dneminin
bazi
entelektel
egilimlerine
sert
eley-
tirileri olmug, onlarin
entelektalizmlerini,
skolastikliklerini
"sistemler
ve
siniflandirmalar,
szckler hakkinda
tartigma"
saplantilarini kinamig,
znel
dini deneyime
daha ok nem
vermig,
bylece
Sofi
greti
ve
uygulamasinm
bir blmn Is-
lami gretinin
iine sokmaya
aligmigtir. Ondan
sonraki nesil-
lerin
kendisine
Muhiddin
(dinin
canlandincisi)
unvant
verme-
leri, bunu
yapmadaki baanstmn
kaniti
olmuytur.
Kimi
Sofi doktrin
ve
uygulamalan,
zellikle
de kimi So-
fi
gretmenlerinin
gerek
dinle digerleri arasmdaki
engelle-
rin
ve
inan
ile hukukun
srdrlmesine gsterdikleri
kayitsiz-
lik,
gpheyle kargilanmaya
devam etmigtir. En
nemli
Sofi
gairi
Mevlana
Celaleddini Rumi'nin
(1207-1273)
giirlerinde bugnk
adlyla
relativizmin
bu trne
rastlanir. Mevlaria
Orta
Asya'da
Belh
gehrinde dogmuy
ve
Konya'ya
yerlegip
yagamini
orada
ge-
irmigtir.
Mevlana bazi piirlerini
Trke
ve
birkaini da
o
sirada
Anadplu'da
yaygin
olarak
konugulan Rumca yazmigtir.
ogun-
lugunu Farsa yazmigt1r.
Kimi
piirlerinde skolastiklerin sofilikte
hoglanna
gitmeyen
konulara
yer
vermigtir:
Sevgilinizin griints kafir
tapmagmda
ise
O
zaman
Kabe'yi
tavafetmek atka batadzr.
Kabe'de O
-nun
kokusu
yoksa,
O
zaman
bauradadtr
Ve
havrada O'nunla birligin kokusunu bissediyorsak
O
zaman o
havra bizim
Kabe'mizdir.'
Bayka
piirincle
bu daha aikttr:
Ne
yapumah,
ey
Mslmanlar? Ben kendim de bilmiyorum.
Ne Hmstiyamm, ne
Musevi,
ne
Mslman
Ne dogudan,
ne
batidan,
ne
karadan,
ne
denizdenim
280
'
HUKUK
ILE DIN
Ne doganm
tay
ocablanndan
ne de ggn yuvarlaklanndamin
Ne topraktan,
ne
sudan,
ne havadan
ne
de
ateytenim
Ne Hindistan'dan,
ne
in'den,
ne
Bulganstan'dan,
ne
de Saksin'denim
Ne
iki
Irak
kralligmdan;
ne
de
Horasan
topraklanndantm
I
Yerim mekansazlthtsr,
izim izsizliktir
Ne
bedenden
ne
de
mb,
ben
rubann
mhundantm..."
Snni ulemanin,
zellikle
adalet
alanindakilerin
bu
gibi g-
retiler kargismda
Sofiler'i
gpheyle
kargilamalan kain11mazdi.
Onlan
panteist
gretilere
inanarak
Allah'in
birligini, azizleri
ve
kutsal yerlere ibadeti,
slamiyet'in
puta tapma yasagini igne-
mekle, byclkle itham
ettiler. Allah
ile bir olma imkansiz
hedefini izlerken
Allah'm
kanunlanna
kargi gelmeleri
ve
bagka-
larini
da buna tegvik
etmeleri,
en
yaygm
sulamaydi.
Dervig
liderlerinin
denetleyebildikleri
ve
istediklerinde
or-
taya ikarabilecekleri
tehlikeli
bastirlmig
enerjilere
kargi
siya-
si korkular
da duyuluyordu.
Seluklu
ve
Osmanli
sultanlan
za-
maninda dervig
ayaklanmalart
olmuy
ve bazen
kurulu dzene
nemli
bir
tehdit
olmuglardir.
Devletin bir dervig
tarikattni be-
nimseyip
liderlerine
ayricalikli
bir
yer
vermesi, byk
bir olasi-
likla
bu yzdendi.
Mevlana'nin
kurdugu
Mevlevi tarikati bun-
lardan
biriydi. Mevleviler
tarikatlar
iginde
en
konformist
olan-
lardi.
Taraftarlari
ogunlukla
gehirli
orta ve
st
siniftandi, gre-
tileri
geligmigti
ve
resmn
onaylanmig
gretilerden
ok
az
bir
sapma gsteriyordu. XVL
yy'in sonunda
Mevleviler, Osmanli
sultanlartnm
gzne girmiplerdi.
ilk kez
bir
tarikat
geyhi
1648
yllinda
Sultan
Osman'in kih
kuganma
trenine
katildi. Sonra-
lan da
bazi tarikat geyhleri bu trenlere
katilmiglardir.
Birbirinden
ok
farkh dervig tarikatlan vardi
ve
aralannda
re-
kabet
bulunurdu.
Bazen
yenilik
savunuculari
olarak
grlr-
1erdi. XVII. yy'da
Osmanli mparatorlugu'ndaki
dervigler,
Snni
ulema
tarafindan
mzik
ve
dans
gibi fena
bir
yenilik olarak
su-
281
KESITLER
lanan
kahve ve
ttnn
yasal oldugunu
savunmuglarde. XVHI.
yy
sonunda
ve
XIX. yy'in baginda ingiliz,
Franstz ve
Rus
hakimi-
yeti
Transkafkasya,
Hindistan
ve
Cezayir'e
yayildiginda
emper-
yalizme kargi
halk
direnigi,
yzyillarca
iktidari elinde
tutan,
her
otoriteye boyun
egip bunu
greti olarak kabul
eden
ulema
ta-
rafindan degil, dervig
tarikatlan
tarafindan baglatilmigttr.
Eski bir
Trk
yksnde
Mslmanlar'in derviglerle
ilgi-
li
gpheleri
ve
derviglerin
Mslman
toplumundan
gikayetle-
ri
anlatilmigtir:
Dervigin biri birgn
zengin bir
adamin evine gi-
dip
sadaka istemig.
Dervigin
dindarligindan
gphelenen
zen-
I
gin
adam,
ondan
Islam'in
beg partini
stralamasim
istemig. Der-
vig kelimei
pahadet deyip
susmug.
Zengin
digerlerini
bilmi-
yor
musun
diye sorunca,
dervig,
"Siz
zenginler hacdan
ve ze-
kattan
vazgetiniz, biz
yoksul dervigler de
namazdan
ve
oru-
tan
vazgetik,
onun
iin geriye
Allah'm
birliginilen
ve
Hz. Mu-
hammed'in
onun
peygamberi
oldugundan baoka bir
gey
kal-
madi." demig.
Mslmanlar
ve
zellikle Mslman
devletinde yagayan
Museviler
ve
Hiristiyanlar iin din
yalnizca bir inan,
ibadet
ve
komnal
bir
rgt degildi.
Kimligin
temeli, bagliligm
ncelikli
odak noktasi,
otoritenin
tek
yasal
kaynagiydi.
Islam
dnyasm-
da
Araplar, iranlilarve
Trkler
gibi
etnik
milletler,
aynca
Misir
ve
Osmanli
sultanlarinm
ve
Iran
gahlannin
lkeleri gibi
devlet-
ler
vardi. Ancak
geleneksel
Islam
devletlerinde bu
dgnceler
Avrupa'nm kltrel
ve
siyasi
yayammda
oldugu gibi
nemli ol-
mamiglardir.
Milli liderler
ya
da
hkmdarlar
dinin
otoritesini
ve
kabul
edilmig
savunuculanm ortadan kaldirmak
gyle dur-
sun,
kisitlamayi
dahi
akillanndan
geirmemilerdi.
282
13.
BLM
KLTR
.
Ortadogu dnyadaki
en
eski
uygarlik
blgelerinden
birisi-
dir. Ortadogu
uygarligi, Hindistan
ve
in
gibi
bagka eski
uy-
garhklarla
kargilagtirildigmda,
Ortadogu
sahnesinin digerlerin-
den belirgin bir gekilde
farkli iki zelligi ok
aik bir gekilde
gorunur.
Bu
zelliklerden
biri egitlilik, digeri
de
sreksizliktir.
in
tarihinin
bin yih boyunca
en
eski aglardan
modern
zaman-
lara dek
bir sreklilik
sz konusudur. Arada
birok degigiklik
olmakla birlikte, eski
in
ile
modern
in ayni
dilin
ve
yazm1n
bagka biimlerini kullanmakta,
ayni
din
ve
felsefenin
bagka
bi-
imlerini izlemektedirler.
in
uygarliginin
en
eski
kayitlanndan
bugnk
Halk
Cumhuriyeti'ne dek, birok yerel
farkliliklar
ol-
muy ama
in
uygarliginin
tm
alanlanndaki
ortak zbilin
s-
rekliligine
devam
etmigtir. Daha
az
olsa
da
ayni
dutum
Hin-
distan iin de geerlidir. Hint uygarligi
in'deki
gibi kapali
ve
homojen olmasa da, birleptirici bir
g
olmay1
srdrmektedir.
Hindistan uygarligmda
ve
Hindistan'm antik aglardan bugne
dek kendini sregelen'bir varhk
geklinde
grmesinde, Hindu
dini, Nagari
yazisi,
Sanskrit klasikleri
ve
kutsal
metinleri nem-
li
etkenler olmuglardir.
Eski Ortadogu'da
bu gekilde
bir birlik
ve
sreklilik bulun-
muyordu. Antik agda
da Ortadogu uygarliklan
ok egitliydi
ve
inya
da Nagari, Konfys
felsefesi
ve
Hindu
inanlari gibi
birleptirici ottak unsurlar
yoktu. Ortadogu uygarhgi farkh
yer-
lerde baglayip farkli izgilerde geligmigtir. Ancak
bu eski farkli-
hklardan ok daha nemli
olan blgenin
kltrel tarihinin
s-
283
KESTLER
reksiz
olmasidtr. Hindistan
ve
in'de
srekli bir
grenme gele-
negiyle hl gemiglerine ait
belgeler
korunarak
grenilmeye
devam
edilirken, eski
Ortadogu kaybolup unutulmuytur.
Dille-
ri lmgtr, yazilanlari kimse okuyamaz.
Tanirlari
ve
ibadetle-
ri
az
sayida
uzman ve
bilim
adammin
bildigi ok
uzaktaki
an-
. tik bir agda kalmigtir.
Hindistan
ve
in
gibi
kolektif bir
adi
ol-
madigindan nce
Bati dnyasinda,
sonra
dnyanin bagka
yer-
lerinde ve son
olarak da blge halklari
arasinda "Ortadogu"
ve
"Yakindogu", gibi
kimliksiz,
renksiz
ve
tamamen
rlatif
isim-
lerle anilmaktadir.
Blgenin
sirasiyla Helenleptirilmesi,
Romalilagtinlmasi, Hi-
ristiyanlagtirilmasi
ve
islamlagtirilmast
srecinde
yagadigi ok
buyk
degigikler, eski Ortadogu
kltr
ve
geleneklerinin yok
olmasinin
en
nemli
nedenidir. Eski Ortadogu'nun
yazili kl-
trnn byk blmn
yok eden
bu
drt srecin bugne
dek gelmig
izleri
vardir.
islamlagttrma
VII.
yy'din
itibaren
bl-
geyi biimlendirmigtir.
M1sir, Asur,
Babil, Hitit,
eski
ran
dille-
ri
gibi
en
eski diller
terk edilmig
ve
dogu
bilimciler onlari oku-
yup
yorumlayarak nce tarihe,
sonra
da
blgede
yagayan
halk-
lara
tekrar birakana
dek hi bilinmemigtir.
Islamiyet
ncesi
an-
tik ag
ile grlen iligki ok zay1ftir
ve
Islami bir dirilipin
teh-
didindedir.
Avrupa
ile
bir
kargilagtirma
yapilmasi daha aik olacaktir.
Bati Roma mparatorlugu'nu
yagmalayan barbarlar Roma
dev-
letinin
en
aztndan formlarini ve yapisini
korumaya
zen
gs-
termiglerdir. Roma'nin dini
olan
Hiristiyanligt benimseyip,
di-
li
olan
Latince'yi
kullanmig
ve
kendi barbar
ynetimlerini Ro-
ma
imparatorluk hkmeti ve
hukukuna benzetmeye
aligmig-
-
lar, bylece
de yasallik kazanmak
istemiglerdir.
VH-VIII. yy'da
Ortadogu'da
ve
Kuzey
Afrika'da Hiristiyan Roma
imparatorlu-
gu'nun.byk
blmn
ele geiren
Mslman
Araplar
bu
ge-
284
KLTR
kilde
davranmamiglardir.
Tam
tersine kendi dinleri ola
islami-
yet'i,
kendi dilleri olan Arapa'yi,
kendi kutsal metinleri
olan
Kuran'1
getirip kendi
imparatorluk
devletlerini kurmuglardir.
Bu devletin Mslman olmayan
seleflerinden
ve
kompulann-
dan
etkilenmesine
ragmen,
islam hakimiyetinin ykseligi, yal-
nizca bir kimlik temelini
degil, bununla birlikte megruluk
ve
otorite kaynagi olan
yeni bir devletin
ve
yeni bir toplumun
bag-
langicini gstermektedir.
Yeni kurulan islamdnyasinda Arap-
a,
Helen
dnyasinda Yunanca'nin, Avrupa'da
Latince'nin,
g-
ney ve
dogu Asya'da Sanskrite
ve
ince'nin
roln Ostlenmig-
tir. Arapa bir sre devletin, hukukun,
ynetimin, ticaretin, kl-
trn
ve
gnlk
yagamm
dili olmustur.
Tipki
Hiristiyan lkelerdeki
gibi
islam
lkelerinde
de eski
dzen yani Arap
ve slamiyet ncesi gemig ogunlukla ayak-
ta kalmigtir. H1ristiyan lkelerdeki
durumdan farkli olarak, is-
lam
lkelerinde.
ayakta
kalan
gemig bir megruluk
tagimiyor-
du. slamArapasinda,
Islamiyetncesi
ve
Arap ncesi
gemig-
ten kalan szcklere rastlamr.
Genellikle
bu
tr szckler,
ye-
rini aldiklari
konugma
dillerinin zelliklerini korumuy
olan
ba-
zi
lehelerde
bulunur. Bu duruin standart klasik Arapa'da
da
grlr,
hatta Kuran'da
da birka
tane
vardir.
Blgede kulla-
nilmig
daha eski
dillerinden
kalma szcklerin varhgi
g
pheli-
dir. Kahnti szckler
gogunlukla
islamiyet
ncesi daha yakm
geme
aittir.
Bu trden
szckler klasik Arapa'nm
ve
Arapa
ile
gekil-
lenmig diger islam
dillerinin
geligiminde
ok
nemli rol
oyna-
mamalarma
karym,
kltrel adaptasyon
sreci aismdan nem-
li bir kanittirlar. Kimya
ve
felsefe
gibi szckler kolayca
tani-
nirken,
Romahlar dneminde
polis grevindeki
"purta"
(polis)
ve
Latince
"exercitus"dan
gelen
"asker"
gibi szckler
de
ok
aiktir.
Mslmanlar'a
Kuran'm
ilk
cznde gitmeleri
buyuru-
285
KESITLER
lan
"el
sirat
el mstakime"
(dogru
yol)
ilgin
bir
rnektir:
"si-
rat", Romalilar'in
yolu
"strata"dir
ve
Ingilizce street
szcgyle
akrabadir. Kimi
szckler
de
eviri
yoluyla
dolayh olarak alin-
migtir.
rnegin
klasik
Arapa'da elektrik anlamina gelen
"kah-
raba" szcg Pers
kkenlidir. Aslinda kahraba kehribar
de-
mektir
ve
bu
anlamiyla da,
Bati'da Yunanca
amber
anlamindaki
"elektron"
szcgnn
anlambilimsel gelisimini gsterir.
Mek-
ke
iin kullanilan
"Umm
al-Qura"nin
(gehirlerin
anasO,
Yunan-
ca'daki
"metropolis"ten
evrilmig
olmasi.mmkndr.
Bazi
istisnalar dipinda,
Ortadogu
ve
Kuzey
Afrika'nin
dil
ve
din haritasi
Ortaag'in sonlanna dogru bugnk
durumu-
na
gelmigti.
Arapa, Farsa ve
Trke
olmak zere dil
var-
di
ve
bu diller
egitli lkelerde
ve
egitli
gekillerde konugulu-
yordu. Perse (zaban-i
Farsi), lkenin Yunanca, sonra
da
Ba-
ti
lkelerindeki
adinin
tredigi Fars veya
Pers
eyaletinin
dili,
Iran'da (lkenin
eski adi),
Orta Asya'ya
dogrti doguya,
pimdi-
ki
Afganistan'i
ve
Tacikistan
Cumhuriyeti'ni de ieren blge-
de kullanihyordu.
Tacik
ve
Afganistan'in
iki resmi dilinden bi-
ri olan Dari de
Farsa'nin
trevleridir;
ikincisi de
iran
ailesin-
den
gelen
Pagti'dir.
Bu dillere
akraba olan
ve
en
batidaki
temsilcisi
Osmanli
Trkesi olan Trke
ya
da
Trki diller,
Karadeniz'in kuzey ve
gney
kiyilanndan
Pasifik'e
kadar
Asya'daki genig bir
alanda
konuguluyordu. Bu dilin
beraberinde
kullanilan
yerel diller
de
vardi. Arami ve
Kipti dilleri
gibi eski kltrlerden kalma ve
genellikle H1ristiyan
azinliklar
bagta
olmak
zere
Mslman ol-
mayan
gruplarca
kullanilan
diller
giderek azalruptir.
Berberice
ve
Krte
gibi
bazi
diller
de bugne
dek
gelmig olsalar da,
ya-
zilan olmadigi iin
yazili
bir
gelenegin
istikranna
ve
srekliligi-
ne
sahip degillerdir. branice,
Musevi
azinliklara ait bir din ve
kltr
dili
olarak
ayakta kalarak,
modern
aglarda
konugma
di-
286
KLTR
li
ve
sonralar
da
milli
dil
olarak tekrar canlanmigtir.
.
Klasik
grge gre
yalnizca edebiyat,
uygar
sanatlar
arasin-
da
ve
yalnizca edebiyat11ar
saygm
kabul
edilirdi.
Gerek alan
gerekse
de besteleyeri mzisyenler,
kle
ya
da
toplumsal
ola-
rak alt smiftan, mzik
de
siire
eglik eden
bir
arati.
Edebi
bir
baglam iinde bulunduklan iin bugne gelebilen ok
az
sayi-
da mzisyen
adi
vardir.
Grsel sanatlar
da zanaatkarlann igiydi.
ok
eski zamanlarda
bunlarm ogu Mslman
olmayanlardan-
di
ve
ele
geiren
lkelerin yerel
halkmdan
toplanirlardi.
slam-
lagtirmamn
artmasiyla
daha
ok Mslman
ressam ve
mimar
ikmigtir
ama
Ortaag'm
byk blmnde
onlarla ilgili
hibir
gey
bilinmemektedir.
Yzlerce yil
sonra,
Osmanli Trkiyesi ile
Safevi
Irani'nda
ressamlar
saray
evrelerinde
saygin
bir konu-
ma
gelebilmiglerdir.
ogu
isimleri,
biyografik
aynntilan
ve
ayirt
edilebilen
eserleriyle
taninmigtir ve
bazilan da
okullar aarak
ustalar yetigtirmiglerdir. Osmanli dneminde ogunlukla asker-
lerden
olan miinarlarm zel
bir
yerleri
vardi.
Sanati yetenekle-
rinin
yaninda yneticilik
ve
organizasyon
da yaparlar, istihdam
yapan
nemli
kuruluglarda
yetkileri olur,
devlet, din
ve
gehrin
baglica
gereksinimleri olan
saray,
kale, cami, han,
ev,
medrese,
kpr, hamam
ve
pazaryerleri
inga
ederlerdi.
Gerek saraylarm gerek
de
evlerin
i
mekanlannda pek
mo-
bilya
olmazdi. Eski Ortadogu'da
yaygin
olarak
kullanilan
ma-
sa
ve
sandalyeler Ortaag'da artik
kullanilmiyordu.
Onlann
ye-
rine
gebelerden kolayca
saglanan
deri
ve
yn kullaniliyor-
du.
mekanlarda
ogunlukla
hali,
pilte
ve
minderler
kullanili-
yor,
dekorasyon iin de tepsi, lamba
ve
tabak gibi ok miktar-
da
madeni,
cam
ve
toprak
egya
kullaniliyordu. Ortaag Islami-
yeti'nin sanayi
sanatlannm
baglicalan dvme
ve
igleme madeni
egya,
boyali
seramik
ve
camdir.
Tekstil
sanatinin
egitli eserle-
rinin
ve
ince
iglemeli
ahyap
paravan
ve
pancurlarm kullamldi-
287
KESTLER
gi
i mekanda
yer
almiglardir.
Arap hakimiyetindeki dnemde
ilk resimler dekoratif
ama-
11olarak yapilmigtir. Bugne dek gelen Emevi saraylarindaki
freskler bir kltr srekliliginin
canh rnekleridir. Teknikleri
ve
dekoratif
konulari
ile
Bizans
ve
slamiyet ncesi rani'nin hl
canli olan
sanat
gelenegine benzerler.
Ancak
bagka konularda
da oldugu gibieski gelenekler zamanla.asimile olmuytur. So-
nu
olarak yeni bir
gey,
temsil ettigi uygarhk gibi eski gelenek-
lerle zenginlegen
ama
onlarm
hakimiyetinde kalmayan, Arap-
lar'm yarattig1
ve
ynettigi, slamiyet'e
adanmig bir siyasi
toplu-
mun
Arap zevkinin
ve
islami
degerlerinin gereksinimleri dog-
rultusunda bir
sanat
geligtirilmigtir.
1plak
kadin
figrl eski
freskler slami
olarak adlandirila-
maz.
Bunlar, Bizansli
ressamlarin Hiristiyan kosmokratrn
izerken kullandiklan pozda bir
Mslman
halifenin tasvirin-
deki gibi, eski
konulan yeni
amalara uyarlamiya baglamiglar-
di. Kisa srede,
Mslman
duvar
resimlerinde
ve
i dekorasyo-
nundaki.iplak figrler
ve
de insan figrlerinin yerine
dekora-
tif, zellikle
de
kaligrafik
gekiller
gemigtir.
Duvar resimlerinin
tekrar
ortaya
ikipi yzy1llar
sonra,
Safevi
ran'in
saraylarmda,
kabul salonlarinda
ve
sonra
da Osmanh Trkiyesi'nde olmug-
tur.
Ileriki
zamanlarda,
islam
resmindeki
pek ok aidan
en
nemli geligme kitaplardaki
resimlerdir.
Bu
sanat
Araplar,
daha
ok da iranlilarve
Trkler'de yayginlaymigtir.
Mslman resmi,
insan yz
ve
bedeninin
resmedilmesiyle ilgili
tereddtler
gi-
derildigi iin
portrelerden
olugmuytur.
Ancak heykel yasaku
ve
insanlarin iki
boyutlu
portrelerine
gpheyle yaklagilirdi.
Trk
ressamlar, Osmanli sultanlannin
resimlerini
yapmiglar-
dir. Bagta
Fatih
Sultan
Mehmed olmak
zere,
Avropah
ressam-
lara portresini yaptiranlar da olmuytur. Bellini'nin
nl Fatih
Sultan
Mehmed
tablosu
Londra'da National Gallery'de bulun-
KLTR
maktadir.
Fatih Sultan
Mehmed'in lmnden
sonra
yerine
ge-
en
dindar oglu,
Sultan
Bayezid tablo
bagka tablolarla
beraber
satmigtir.
Osmanli
hkmdarlan tarafindan zel olarak
yapti-
nlmig olsa
da,
sultanlann
resmini
yapmak
resmen
yasakti.
Bir-
ka istisna
dipinda, Mslman
hkmdarlan
ne para ne
de pul
zerine yzlerini resmettirmemiglerdir.
1721
yilmda
Osmanli
elisi olarak
Paris'e giden
Yirmisekiz
elebi
Mehmet Efendi
ra-
pomnda yyle
demigtir: "Buradaki geleneklere
gre kral eli-
lere elmaslarla
sslenmig
portresini hediye olarak veriyor
ama
Mslmanlik'ta
resmin
yasak oldugunu
syleyince
bana elmas
kakmali
bir kemer
hediye etti." Mehmet Efendi
aldigi
hediyele-
I
ri ayrmtilanyla anlatmig,
kralin
ona
gsterdigi resim galerisine
yalnizca iki
satir
ayirmigtir.
Duvarlardaki tablolar
onun
kltr-
ne
ait degildir.
te yandan ok
daha iyi bildigi bir
sanat biimi
olan gobleni
daha ok
anlatmigtir.
Bir Avrupa gobleninin
ger-
ekiliginden
ok
etkilenmigtir?
"Bid sevincini
gstermek iin glyor,
teki zntusn gstermek iin
hznlenmi gninyordu.
Biri
korkuyla
titriyor digen aghyor
bir ba -
kas; bir hastalsga yakalanmg
grnyordu. Yani, ilk
bakyta herkesin
ne
durumda oldugu
anlayslayordu.
Bu resimlenngzelligi
ne
hayal edilebi-
lir
ne
de
anlatalabilir."
slamlkelerindeki
mzisyenler,
bazi dervig tarikatlari
digm-
da, Mslman
ibadetinde
mzik
yer
almadigmdan,
H1ristiyan
mzisyenlerin,
Kilise
ve
onun
yksek makamlarindaki
kipile-
rin
korumasiyla elde ettikleri
avantajlara sahip
degillerdi. Onlar
iin
de
saraym ve zengin
ailelerin
korumasi
vardi
ama
srek-
11degildi
ve
gllerin
kaprislerine
bagliydi. Mslman
mzis-
yenler
standart
bir notalama
sistemi
olugturamadiklan
iin
eser-
leri ancak
ezberlenerek
aktanlabilmigtir.
Avrupa mzik gelene-
giyle
kargilagtirilabilecek
bir klasik
islam
mzigi
koronamarug-
tir. slam mzigi ile ilgili olarak
kalanlar, yalnizca
genie
bir
289
KESTLER
kuramsal edebiyat,
yazarlar
ve
ressamlann bazi
mzisyenler
ve
mzik olaylarini
anlatimlan,
resimleri, eski
mzik
enstrmanla-
n ve
performanslardan
hafizalarda kalanlar
olmuytur.
VI. yy'da
klasik
Arap
giiri,
Arabistan yanmadasi
a
iretleri-
nin
yarattiklan
ortak dil
ve
uzun
zamandir Arap
giirinde
en
ok
kullanilan
anlatim
biimi olan
kasidenin
geligtirilmesi sayesin-
de baglamigttr.
Gerek Batih gerekse de Arap
aragtirmacilar, eski Arap giirle-
rinin
ogunlugunun
zgnlgnden
gphelenmiglerdir. Bug-
ne
dek gelen
metinlerden
zgn malzemeye
sahip olani
ok
azdir, bugnk
gekilleriyle VIII.
yy'daki
neoklasik
ya
da roman-
tik canlanma dnemi
gairlerinin
ve
filologlann
eserleridir.
Isla-
mi
dnem
giiri
de bu
eleptiriyi
almigt1r.
Gerekligi gpheli ol-
mayan
agdag giir,
Suriye'de Emevi
halifeler
zamaninda
grl-
mgtr.
Suriye'de
saray
airleri
ve
pair
halifelerin
yaz'diklan
kasideler
bu
giirlerin byk
ogunlugunu
olugturuyordu.
Kimileri Emevi
kasidesinin
Islamiyet ncesi
kasidenin devami, kimileri
de bu-
nun
sonraki
neoklasikilerin bilinmeyen
gemige
yansittiklan
bir
model oldugunu ileri
srmglerdir. Emevi
dnemine ait
ka-
sideler, eski
bir
gelenek ve
klige olmuy bir
slup tagimaktadir-
lar. zgn
hallyle bir
vg
olan
en
eski kasidede
agiretinin
sz-
cs
olan pair,
agiretinin,
hayvanlannin
ve
kendinin
erdemleri-
ni
ve
baanlarmi
anlatirdi.
Geleneksel
olarak kaside,
g mev-
siminden
nce
gebelerin bayramlanndaki
piir
yarigmalannda
okunurdu. Terk edilmig kamp
alanina bakan gairin
orada agi-
reti
ve
sevdigiyle
geirdigi mutlu gnleri
anlatan
erotik
bir gi-
rigle
baglayan
kaside,
vgnn bagka
agamalariyla devam eder-
di.
Emevi
zamam
ve
sonrasmdaki
saray
kasidesinde, agiret
de-
gil
hkmdar
vlrd.
Gir.ig
kismmda sika yinelene bazi
konular
vardir.
Sair
terk
I
290
KLTR
edilmig
kamp
alanina gelir
ve
anilannm
keyfine dalar;
geride
b1raktigi
mutlu
gnlerine aglar. Onu
arkadaylari
teselli
etmeye
aligir
ve
tkenmeyen
kederi yznden
kinarlar.
Genellikle
a-
ir
aynlik
gecesinin
uzamasmdan
pikayet eder,
yavag
gelen
sa-
baha sitem
eder.
Sevgilisi
onu
ryada
ziyaret
edebilir
ve
hat-
ta
konuyarak
onu
dayanilmaz
bir uyanikhkla
bag bay'a birakir.
Girig kisminda genellikle,
-kompu agiretteki sevgilisinin kamp1-
na
yaptigi
gece
kaamaklanni anlatilir.
Bu kisim biraz agit, bi-
raz
da vgdr. Bagka
bir agiretten, belki de dgman agiretten
olan sevgilisini grmek iin hayatini tehlikeye atarak
onun
ol-
dugu
yere ya
da bir kum tepesinin arkasinda
bulugacaklari
ye-
re
gitmek
iin
adirlar arasmdan gizlice
geer.
ikisi de
nasil bir
tehlike iinde olduklarmi
bilirler, kadin
namusunu
korumak is-
teyen
_kocasi,
babasi
ya
da
agabeyinden
ve
sevgilisiyle
arasmi
bozacak dedikoduculardan korkar. Sonra da bu
ikisine,
sevgi-
lilere kargi kt niyetli
ama
kamu ahlakom
koruyucusu
san-
src
(rakib)
de katilir.
Kampo dagilmasi
aynlik
temasi
iligkilidir.
ilkbahann
otlama
mevsimi bittigi iin
agiret gidecektir.
igirtkani
agirete haz1rlan-
malanni
duyurduktan
sonra,
adirlar sklr,
develer
yklenir
ve
agiretler
farkli
ynlere giderek
agigi anilanyla yalmz
birakir-
lar.
Korkulan
bu gnn
geliginin
belirtileri de
vardir,
sert
se-
siyle sevgilinin gidecegini
haber
veren
aynhk
kuu karga s-
rulen
gibi.
Ak giirleri,
klasik slam
giirinin
en
iyi
temsilleridir. Evrensel
konusu
nedeniyle
bagka kltrlerden olanlarin da
buna erige-
bilmesi
ok
kolaydtr. Bu piirler,
sevgililerin
bulugup aynldikla
ri
degigen
toplumsal ierigiyle kltrel tarih
gibi
toplumsal
ta-
rihin
sahnelerini de yansitir.
Emeviler
zamanmda geleneksel kasidenin
yam sira,
yeni
bir
apk
giiri tr olarak Hicaz'in erotik
giiri
ortaya
ikmigtir. Arap-
291
|
KESTLER
lar'in byk fetihleriyle
elde ettikleri
servetler, bagta
Iviedine
ol-
mak zere, Hicaz'in
gehirlerinde
zengin,
kltrl, zevke dg-
kn
ve
simr
tammayan
bir
grup
ortaya
ikmigtir.
Sagaali
aristok-
rasinin
eglence merkezi haline gelen
kutsal
gehirdeki
zenginle-
rin evlerinde kle kizlar, garkicilar
ve
danszler, din savaila-
nnm
sefih ogullannin
ilgisini ekmek iin zgr Arap kadinla-
riyla
bir
rekabete girmiglerdir.
Yalnizca birkai bugne
gelebilmig Hicaz'da yazilmig
bu
erotik giirlerin
incelenmesinde bazi zorluklar
vardir.
Isimleriyle
taninmig
olan pairlerden ok
azinin
divani
kalrmytir,
pek ogu
daha
sonraki yillardan
kalma
antolojilerde
ve
edebiyat
tarihle-
rinde
para para
dagmik
olarak
yer
almigtir. Gelenegin dne-
min kipilerine
ve
servenlerine dgrdg
romantik glgeyle,
bu
piirlerin gerekliginin belirlenmesi de
zel bir sorun.olmug-
tur.
Bunlarm ogunun kasidelerin kalan paralari
ya
da
tam
bir
iis
olup olmadigi belli degildir. Bu piirlerin konulan
kasidenin
girig
blmne benzemekle birlikte, bazi farkl111klan
bulunur.
l
sahnesindeki
macera,
yerini
gehirde
bagka bir evin hani-
miyla
yaganana
birakir.
Sair,
zgr
bir Arap kadinmdan
kasi-
dedeki
gibi st kapah sz
eder, kadmm
adini
gizlerve
iffetini
ver.
Kle
ve
meyhane
kadmlarmdan da
aika sz
eder.
Erkegin cinsel
gereksinimleriyle ilgili
cmert hkmleri
olan
slamhukuku,
yasak
agk
konusunda ok serttir. Bu durum, Is-
lamiyet
ncesi
agiretlerinin
zgr
yagamlarma kisitlama getir-
mig
ve
agk
giirinin
agmh mi nlemigtir. Halife Hz. mer'in
ero-
tik giiri
yasaklamig oldugu bilinmektedir.
Dolayislyla, gairlerin
iffete
kargi
saygilari
artmig,
bylece
daha ok kargiliksiz
_
agk
acisi
konusu
kullanilmigtir. vnen,
duygusuz sevgilinin yeri-
ni
uzaktan
hayranhk
duymakla yetinen
iffetli kipiler alrnigtir. Bu
kipiler, sonraki yzyilda ogullarinin kargiliksiz
apk nedeniyle
l-
dg
sylenen Udra agiretinden gelen Udri adiyla anilmigtir.
292
KLTR
Udri
air de gelenege
uyar,
geceleri gizlice sevgilisinin gadinna
gider
ama
bir glck,
bir dokunug
ya
da bir
szckten
bag-
ka bir
gey
beklemez. Udriler'in szde
"platonik"
aklarinin
ger-
ege
ne
kadar
uygun
oldugu
tartigilir.
Fransiz
aragtirmaci
Regis
Blachere, Udriler ile
klasik kaside
yazan
apkinlar arasmda
pek
fark olmadigim
dgnmektedir.
Arap
aragtirmacisi
Kinani'nin,
Udri
temasim
gehvetli ask ile
yeni dinsel ahlak arasinda
bir
uz-
layma geklinde tanimlamasi olduka isabetlidir.
Islam
tarihinde
yeni bir ag baglatan Emeviler'in
yerine Ab-
basi halifelerinin
gemesi
ve
bagkentin Suriye'den Irak'a
tayin-
masi,
Arap giirinde
de
ayni
etkiyi
yaratm14tir. mparatorluga
Arap fatihlerinin agiret aristokrasisi
yerine kozmopolit yneti-
ci
sekinler
ve
toprak sahipleri
hakim oldu. Bagdat'in
hiyerar-
isi
artmaya baglayan sarayinda agiretlerin
bay reisleri
yerine,
dogulu bir hkmdar bulunuyordu. Arap zevkleri
ve
gelenek-
leri, bagta bir
Arap
hkmdar oldugu,
Arapa devletin, toplu-
mun ve
kltrn tek
dili
olmaya
devam ettigi halde,
tartigma-
siz egemen
durumda degildi. Arap kadini sarayda
ve
gehirdeki
eski
yerini
ve
zgrlgn
kaybederek hareme kapatildi. Mu-
hafizlar
ve
haremagalar1 yznden
gizli ziyaretler imkansiz
ol-.
masa
da tehlikeli
hale geldi. Artik
kle kizlar
ve
cariyeler
bunu
gereksiz
kihyordu. Arabistan'i
hi grmemig gehirli airlerin
ha-
yali kamp yerleri
iiri
zlmeye
ve
hayali sevgililerini
vmeye
devam
etmesiyle eski
edebi modalar
biraz daha
srd.
Gemig-
teki
kimi konulari gerek
duruma uydurmaya ahytilar. Syle-
nene
gre, Bagdath
bir gair,
gehirli
bir kadma
yazdigt
kasidede
klige ifadelerle ondan, teselli
etmesi iin zlem
dolu
yalniz
ge-
celerinde ryalanna
gelmesi-iin yalvar1r.
Kadin
da
altin
di-
nar
gnderirse
bizzat gelip
onu
teselli edecegini
bildirir.
Arap giirinde
yeni rzgarlar
esmeye
baglamigti. Islamiyet'i
seenler arasmda,
fatihlerin dilini
ve
dini benimsedikleri halde,
293
KESTLER
geleneklerini hor gren ranlilar
bulunuyordu. Iranh
pairler de
Arap giirine yeni
temalar Ye modalar getirdiler
ve
apk giiri
bun-
lardan biriydi. Bu
piirlerde
genellikle bir kle
kiza,
zellikle
de
ehir toplumunun
digi unsuru
cariyelere hitap ediliyordu. Bu
iir
trnde
gizlilige nem verilmedigi iin gizli bulugma
ve ay-
rilma bagka bir
baglamda
karpinuza
ikar.
Mslmanlik'taki
zi-
na
yasagt
etkisini srmemigti
ama
alkol yasagt
sryordu.
Bu
yzden de
pair gizli
bulugma
ve
aynlmasmi kadinlar yerine
al-
kol gigesiyle yaplyordu.
Islam'daki
alkol yasagina ragmen, Arap
giirinde
yer
alan
ga-
rap,
Islamiyet
iinde geligen iran
ve
Trk giirinde ok daha faz-
ladir.
Mslmanlar
iin
geerli olan
parap
ime, retme
ve
sat-
ma
yasagi, Mslman
devletin Mslman
olmayan vatanday-
lan iin geerli degildi. Bu.yzden iki
imek isteyen
Msl-
manlar kafirlere gitmek zorunda
kahyorlardi. Arap
giirindeki
Hiristlyan manastin ve
Pers giirindeki
Zerdgt
fekkesi
meyha-
ne
agtig1mlandir. Genel olarak birleptirilen apk
ve parap
konu-
lari,
zellikle
tran
ve
Trk giirinde, kimi
zaman
dini
bir
nem
kazanmaktadir. Sofi gairlerinin
kullandiklari Baks
ve
erotik
'
gstergeler insanin
Allah ile mistik birligini
simgelemektedir.
Erotizmi dini amalarla kullanmanin Tevrat'ta
Negideler Negi-
desi'ndeki
Musevi-Hiristiyan
gelenegince bilinen daha eski r-
nekleri
de
vardir.
Av
glirleri, zellikle Trkler
ve
iranlilar'da
kltrel
bilgi
ai-
sindan zengin bir bagka
trdr. Bu giir trnn
avcih m
ar-
tik baghca besin
saglama kaynagi
olmamasindan ok
sonra
bi-
le
nemli
bir kltrel,
toplumsal
ve
askeri
iglevi olmuytur. He-
lenistik dnyanm
oyunlari
ve
atletizm yangmalari slami yne-
timde kaldinlrupti.
Grey, deve ve at
yariglan, deve
ve
horoz
dvgleri bir
lde
halki
eglendiriyor,
at
binmek
ve
ok
atmak
gibi aslieri sanatlar
askerlere mesleki
beceriler
sagliyordu. An-
294
KLTR
cak avlanmak,
spor
modern
agda geliginceye
dek egzersiz,
eglence
ve
yararli egitimin
birleptigi
en
popler alandi. Byk
kraliyet
avlari,
sresi,
sayisi
ve
boyutu
aisindan
zel
bir dege-
ri ta1yordu. Modern ag ncesinde
bu
avlar,
modern
ordula-
ri
savaga
hazirlayan
savag
oyunlarina
ve
manevralara
en
yakin
aligmalar olarak,
ynetme
ve
rgtlenme, ikmal
ve
malzeme,
hareket, komuta
ve
denetim, bagka bir deyigle
savag
deneyimi
kazandinyordu.
Bu.etkinliklere
edebiyatta
byk
lde
yer
verilmigtir.
Sair-
ler at, deve
ve
fil gibi
binek hayvanlanni, kili,
yay,
mizrak
gi-
bi
silahlarim, ahin,
kpek gibi
avlanma
yardimcilanyla avlan-
ni
ayrintih
olarak anlatirlardi. Dostluk,
rekabet,
avcilann agklar,
kovalamacanm
verdigi
heyecan,
ldrmenin verdigi
zevki
ve
avdan sonraki
eglence
konulanna aynntilanyla
yer
verirlerdi.
Siirin
toplumsal
ve
siyasi
aidan
nemli
bir iglev tagiyordu.
ogu
pairin
geim
kaynagi, hiciv,
zellikle
de
vgyd.
He-
nz
gazetecilik,
'reklamcilik,
propaganda
ve
halkla
iligkilerin ol-
madigi
zamanlarda
bunlann tmn
airler
stlenirdi.
Bu du-
rum
pairler
yeni degildi. Roma mparatoru
Augustus'un
saray
gairlerinden
bazilannm eserleri genel olarak
Roma mparator-
luiru'nun,
zel olarak
da Roma imparatorunun
halkla
iligkiler
ahymalanydi.
Sphesiz
durum
ok
daha
nceki
hkmdar-
lar iin de byleydi.
Wirlerin
hkmdarlarmi vdkleri
kolay-
ca
ezberlenip agizdan agza
gezen
beyitlerle
lke
apmda
on-
lann
imajlarini geligtirdikleri
slami
Ortaag'da
vg
sanati
en
doruk
noktasma
ikmi
tir.
Siirsel
propagandanm
olumlu
etkisi oldugu gibi olumsuz
etkisi
de sz konusuydu. Hiciv szcgnn
Arapa'daki
kar-
giligi
"hica"
szcgnn Tevrat'taki.
by yapmak anlammda-
ki
"hegeh"
szcgyle yakmligi
ilgintir.
Hiciv yalnizca
hakaret
ve
yerme
anlam1
ta1maz,
bunu
pratik
bir
amaca
yneltir.
Agi-
295
ret
hicivcilerinin dgmanca propagandalan
daha eskilere, hat-
ta
islamiyet
ncesine dayanir. Hz.
Muhammed'in hadislerinden
iirsel propagandanm
tehlikesinin
ve
neminin
farkinda
oldu-
gunu
gryoruz.
Siire
kargi genel bir hognutsuzluk
vardt,
r-
negin
en
nemli
Arap
pairlerinden Imr
el-Kays iin
"cehennem
yolundaki liderleri" deniyordu. Bu hognutsuzluga
ragmen Hz.
Muhammed
ona
piirle saldiranlara
tuttuge hicivci
ile
yanit
ver-
migtir.
Bir defasinda da hicivi
yazan
kigi
ile birlikte
piiri
okuyan
parkici kiz
ldrlmgtr.
slami agin
ilk yzyilinda
saray
gairleri tutan
Emevi halife-
lerinden sonraki
tm
Mslman hkmdarlar da bunu
yapmig-
lar
ve
uygulama yalmzca hkmdarlara zg olmamigttr. Bay-
ka makamlardaki kipiler de halkla
iligkiler
ve
reklam aligma-
lan iin pair
tutmuglar
ve
bylece
pairlik kabul
gren
bir
mes-
lek haline gelmigtir.
Edebiyat tarihlerinde bu pairlerin
dllen-
dirilmesiyle
ilgili
aynntih pek ok bilgiye
rastlamr.
dl
ge-.
nellikle makam sahibinin durumu
ve
pairin
yetenegine baghy-
di. Benzeri mesleklerde oldugu gibi
ayni
rn yeniden kulla-
mlabilir,
bir hkmdar
iin yazdigt bir giiri,
ipvereni degigtikten
sonra,
bagka birine
satabilirdi. airleri korumalanyla, yani
yay-
gm
propagarida ahymalanyla
nl olan hkmdarlar
vardir.
X. yy'da Kuzey Suriye'de Hamdani Beyi
Seyf
el-Devle. olduk-
a
byk bir
gair
kadrosuna sahipti. Bu pairlerin, dikkatsiz ta-
rihileri yamltmalanyla bugn bile
onun
iin ahytiklan syle-
nebilir.
Fatimi halifelerin
onlardan beklenilebilecegi zere, Fa-
timi dnya
grgn ve
Abbasi halifelerine kargi Fatimi dava-
sim yayan
ideolojik
pairleri bulunuyordu. Tarihilerin resmi
ga-
iderin listelerini
verdikleri
de olmugtur. Ortaag'in daha
sonra-
ki zamanlanndan Misirli
bir
ansiklopedi
yazan,
Fatimiler'in
sa-
raya
bagli gair bir kadrosu oldugunu
ve
bunlann
iki
gruba
ay-
nldigint
yazmigttr.
Bu
gruplardan
biri
Snniligi ven Snni
ga-
296
KULTUR
irler,
digeri de smaili imamina
uygun
daha
agiri
vglei
yapan
smailiairlerdir.
egitli
mezheplerden olan kipiler, isyancilar,
siyasi
ve
bagka
gruplann kullandiklari
piirsel
propaganda, kipisel
ikarlar iin
de kullanilmigtir.
IX.
yy
Arap garki
kitabi
Kitab el-Aghanil'de
yer
alan iki rnekte
piirin ekonomik
amalara
hizmet
ettigi
de
grlmektedir. Anlatilan
bir ykye
gre,
VIII.
yy'da Irak vali-
si
kamu sulama
sistemini geniletmek iin bir
araziye zorla el
koymug
ve
toprak
sahibinin adina
hareket eden n1
air Fa-
razdak, valiyi
baskicihkla
sulayan
ve ona
saldiran bir
giir
yaz-
mig.
Bu olayin nasil
sonulandigi
ve
paire
ne
kadar cret den-
digi
bilinmemektedir. Ayni
kaynaktan
bagka bir yk
de tama-
mi
anlatilmaya
deger lde ilgintir?
"Pee satmak in Medine'ye
giden Kfe'li
bir tccar
sivah olanlar ban
tm
peeleri satmy.
El-Darimi'nin
arkadagt
olan tccar bunu
ona
an-

latmg. O gnlerde
giiri
ve
mzigi barahtp inzivaya
ekilmig olan El-Dan:-
mi, tccara "Sen hi dgnme, ben
sana
onlan da
satmm" demias
ve gu
dizeleri
yazmty:
Git
sor
siyah
peeliye
Ne
yaptm dindar imama?
Namaz iin
cbbesini toplamqtt
Sen
cami
kapesmda
grndgnde
El--Darimi'nin
bestesini
de yaptzg:
giiri ok nl olmuy
ve
herkes
onun
in-
zivadan thrp
tekrargiirehagladsgma
dgnmg. Medine'deki
tm hadm-
lar siyah
pee
almaya baglamglar; Irakh
tccar da elindeki siyah
pee-
lerin bepsini
satmy. Eu olaydan
sonra,
El-Darami
yeniden inzivaya
e-
Bu, garkili reklamin
bilinen ilk rnegi sayilabilir.
Ortaag'da
Araplar tarafindan ykl
giirlerin kullanimi
yaygin
degildi. Ortaag
Avrupasi'ndaki
ve
klasik antik agdaki
destan
ve
baladlarla
kiyaslanabilecek,
resmi
edebiyat
sayilma-
yan
vezinli
ve
vezinsiz
uzun
popler ask ykleri
ve
bazi
sa-
297
KESTLER
vag
paralan diginda bir
esere
rastlanmaz. Destanm slami
Or-
. tadogu'da tekrar dogmasi,
slam
ncesi Pers giir paralannin
eski
Pers
epik geleneginin bulundugu
ran'da
olmustur. Kis-
men
Pers
milli
kltrnn
tekrar uyanmasi ve
yeni bir
Msl-
man
iran dilinin ortaya
1kmasi, bu
gelenegin
tekrar canlanma-
sini
saglamigt1r. X.
yy
gairi
Firdevsi'nin
eski
Iran'in
tannlannin
ve
kahramanlannin
servenlerini
anlattigi
uzun
piiri
Sehname,
Pers-Trk
kltrndeki yeri
Bati'daki
ilyada,
Odise
ve
Eneid'e
benzerdir.
Batidaki benzerlerinde de
oldugu gibi
Sehname'nin
de
taklitleri olmug, Farsa ve
Trke
egitli kalitelerde destan-
lar
yazilmigtir. Orta Asya
Trk
halklarmin
kahramanhk
giirle-
ri Trke olanlann
nemlileridir.
Genellikle
bir
kitabin tama-
mi
uzunlugunda,
ogunlukla da mutsuz
agiklarin
servenleri,
Trkler
ile
Iranhlar'in
yaygin
olarak kullandiklan bir bagka
an-
latini
trdr. Tm
bu
agklar
ve
destanlar
Mslman kitap re-
simleme
sanatina
byk
lde
ortam
saglamiglardir.
Arapa'da olay
ya
da
oturum
anlamindaki "Makama"
tama-
men
Araplar'a
zg
bir
edebi trdr.
Makama
ogunlukla ha-
yali bir anlatici
ve
bir
kahramanm
konustuklan
makamat ko-
leksiyonundan bir
paradir.
Bunlar konugma ve
anlatim,
ve-
zin
ve
nesir, vaaz
ve
tartigma
ve
mizahla ele ahnan byk
l-
de
toplumsal
yorum
ierirler. Makamat
koleksiyonlan
ara-
smda Arap
edebiyatinin
aheserleri bulunur.
Farsa
ve
brani-
ce'de makamat
taklit edilmistir
ama
karakteristik Arap biimi
korunmuytur.
Farsa ve
Trke ylirler tamamen
slami'dir.
Benzer biim-
de
byk oranda islami
olan Arap giiri,
en
erken
ve en ge
d-
nemlerinde
nemli
bir
H1ristiyan
nitelik
tagimigtir.
Sayilan
az
ol-
makla birlikte Arapa
yazan
Musevi
airler
de
olmustur.
Genel
olarak
Musevi
gairler, yalnizca din, bilim ve
edebiyat dili
olan
branice
ile
lirik
ve
dini piirler
yazlyorlardi. Islam
lkelerindeki
298
KULTUR
Ibrani
piiri
yap1,
konu
ve
edebi
gelenekler
aisindan Arap
r-
neklerine
benzer.
Makama
digmda klasik
Arapa'da
bagka edebiyat
trler de
vardt.
Deneme
sanatt
olduka
geligmigbir dzeydeydi. Roman
olmayan alegorik ykler,
daha hafif bir eglendirici edebiyat
tryd.
Bu
ykler
hayali olduklan
halde, halifeler dnemin-
de
egitli
blge
ve
toplumsal
dzeylerdeki
yagami
canh bir
ge-
kilde
yansitirlar.
Mizah bu
edebiyatta
nernli
bir
yere
sahiptir. Sivri anekdot-
lar
ve
hazircevaplihk
Ortaa, Arap
yazarlannin
baglica
zel-
likleriydi. Arap edebiyatmin
en
kutsal olanlari
da dahil
olmak
zere her tryle
hafiften hafife alay etmek iin hievi kullanir-
lardi.
Buna rnek
vermek
gerekirse; halifeler
dneminde,
tipki
bagka yerlerde
ve
rejimlerdeki gibi devlet memurlannin agir
ve
sik
tekrarlarla
dolu
bir
sluplari
vardi. XI.
yy'daki
"komik
hata-
lar" koleksiyonundaki
Halep
prensinin
yks
gyledir:
Pren-
se
bagli olan Antakya valisinin
biraz safa olan sekreteri, iki
Mslman
gemisinin tm
mrettebatiyla
battigmi efendisi adi-
na
prense yu
gekilde iletmigtir:
"Esirgeyen
ve
Bagiglayan Allah
adina. Allah,
Prens'e
kuvvet
versin
ki
iki
kay1k,
yani
iki
gemi,
girdap,
yani
dalgalar
yznden, devrildi,
yani batti
ve
herkes
kayboldu,
yani
ld."
'Halep
prensi
de
valisini
pyle yanitla-
mig:
"Mektubun
bize geldi,
yani ulagti
ve
biz
onu
anladik,
yani
okuduk. Sekreterini
dv,
yani
ona vur ve
yerine bagkasmi
ge-
tir,
yani
onu
kov, nk
o
ahmak, yani aptaldir. Hopakal,
ya-
ni
mektup bitti."6
Diger
bir yk de yledir:
Hicri birinci
yzyilda komik y-
kleriyle nlenmig
Ashab adindaki
kipiye,
niin iyi bir Msl-
man
gibi hadisleri
anlatmayip boy geylerle ugragtigmi
sormug-
lar. Ashab
da kendisinin
de hadisleri
bildigini sylemig.
On-
lar da birini anlatmastni istemigler.
O da hadisin
kimin agzm-
299
KESTLER
dan
sylendiginden baglayarak geleneksel bir
gekilde
anlatma-
ya
baglamig.
"ibn
mer'den duyan
Nafi
bana
yyle
anlatti:
Al-
lah'm
elisi, Sahip
olanlarin
Allah'in seilmig kullarmdan
oldu-
gu
iki nitelik vardir,
demig."
Dinleyenler
bunun
gerekten
dog-
ru
bir hadis
oldugunu belirterek bu
iki
niteligin
ne
oldugunu
sormuglar. Ashab, "Nafi
birini
unutmugtu, ben de digerini unut-
tum,"
yamtini
vermig.'
Eglence edebiyati
da klasik Arap
edebiyatinin diger
trleri
gibi Trke'ye
ve
Farsa'ya
geerek biras farkli
biimlere d-
ngmgtr.
Alegori
ve
yk
epeyce
geligmigti. te
yandan de-
neme
tr daha
az
mizahi
ve
daha
ok
ahlaki,
didaktik
nite-
likteki
daha
ciddi
ve
daha drst
bir
toplumun
anlatimlari ol-
Tiyatro byk
olasihkla antik agdaki
putperest
trenlerle
iligkilendirildiginden, islami
Ortaag'da Ortadogu'da yok ola-
rak sonraki
birka
yzyil
bir
daha
ortaya
ikmamigtir.
Pando-
mim,
meddahlik, palyaoluk olmak zere dram
sanatlannin
yaygin
bazi
unsurlan vardi. Aktrlerce
dogalama
sylenen
metinlerle
kisa
komik
sahnelerden izler
de
vardir. Genellikle
bunlar
siradan halkm
popler
eglenceleriydi,
sarayda
daha
se-
kin
gsteriler
oluyordu. Ne
var
ki bu
sekin gsteriler kimi
za-
man
daha
irkin bir
amaca
hizmet
edebiliyordu.
XII. yy'da Bi-
zans
prensesi Anna Komnena,
Seluklu
saraymdaki
aktrlerin
gut
hastahgi
olan
babasi
Aleksios Komnenos
ile alay ettikleri-
ni
soylemigtir:
"Barbarlar,
hnerli aktrler
onun
actlartyla
dalga
getiler. Gut bastahgt
,
alay honusu haline geldi.
Doktor
ve
hemgire gibi
rol yaptdar
ve
impara-
tor'u bir yataja
yattrarak onunla
dalga getiler
ve
kahkahalar
attriar."
XV.
yy'da
Bizans
imparatoru
II.
Manuel Paleologos,
Osmanli
sultani
Bayezid'in
sarayma
yaptigt
ziyaretini
anlatirken aktrler,
mzisynler,
garkicilar
ve
danszlerden
sz
etmigtir.
300
,.
KULTUR
Bir
anlatimi
ve
hemen hemen
hazir
bir metni olan
dytm,
ilk
kez
Xlv. yy'da
zellikle
Misir
ve
Trkiye'de grlmgtr.
Bu
oyun
trnde
karakterler kuklalarla
ya
da bir perdeye
yansiti-
lan
glgelerle canlandinlir
ve
kuklaci tarafindan
konupturulur-
du. Genel olarak
komik bir
ierigi olsa
da
sert
bir toplumsal
ya
da
siyasi
yorum
ierirdi. Metinleri
bugne dek gelen bu tr
oyunlar vardir
ve
bazilarinm yazarlannin
adlan
da bilinmekte-
dir.
Antik
agdan
itibaren
kuklalar
vardi.
Ortadogu lkelerinde .
daha popler olan glge
oyunlarmm
Dogu
ve
Bati
Asya
ara-
smda yeni iletigim kanallan
aan
Trkler
ya
da Mogollar
dne-
minden,
Dogu
Asya'dan
gelmig olmasi muhtemeldir.
Avrupa'dan,
zellikle
de XV.
yy
sonunda
ve
XVL
yy
baym-
da ispanya'dan gen Museviler'in eseri
oldugu
kesin
olan
ve
aktrlerin
hazir metinlere
gre
oynadiklari tiyatro, Osmanh
d-
neminde
grlr. Musevi, sonralari Ermeni
ve
Rum gibi Hiris-
tiyan gruplannin sarayda
ve
bagka kutlamalarda
muhtemelen
Trke olarak oyunlar oynadiklan bilinmektedir.
Ancak
tm
bunlarm ok smirh etkileri
ve
boyutlan
vardi.
Bir
sanat
dah olarak
tiyatronun ortaya
ikipi
XIX. yy'da Avrupa
et-
kisiyle olmuytur.
Siiler'in
Hz. Hseyin
ve
ailesinin
Kerbela'da
gehit olmasi-
ni
temsilen, olaym ylldnm
olan
Muharrem
aymin
onuncu
gnnde gerekleptirilen
"taziye"
ok
arpici
bir
bagka drama-
tik
gsteri trdr. Taziye, modern
Sii
dini trenlerinin temeli
olmasina karym ok yeni
bir
trdr,
en
eski olanlan XVIIL
yy
sonlarmdan kalmigtir.
ogunlukla
eglendirmek yerine, bilgilendirmek
ve egitmek
iin yazilmig olan
klasik nesir edebiyatinm nemli
bir kismi
gemige ait tarih, edebiyat tarihi,
biyografi gibi bilgileri aktar-
mak
ve
korumak zere yazilmigtir. slamiyet
bir
din
ve
uygar-
I .
I
KESTLER
lik
olarak
en
bagindan
itibaren
gl
bir
tarih duygusu tagimig-
tir.
XV. yy'daki Misirli bir bilgin
"tarihi"
savtmurken Allah'm
da
tarihi anlattigini belirtmigtir
ki,
aslinda Kuran'da pek ok tarihi
yk
vardir.
"Peygamberlerin
senin
kalbini
glendirecek y-
klerini
sana
anlatiyoruz.
Bylece geregin bilgisini,
mminle-
re
de
gt
ve
uyan
getiriyoruz"
(Kuran 11:120). Eski hadisler
Hz.
Muhammed'in
vahiylerinin
tarihsel
siralamasmin
tamami-
ni
bilen
ve
insanoglunun
yaratihgindan
klyamete
kadarki ko-
numunun
farkmda
olanlarla
ilgilidir.
Hze.Muhammed'in
grevi
tarihte bir
olaydi;
amaci ve
anlami hafizalara
ve
kayitlara
alina-
rak
korunmuy ve
aktanlmigtir.
En bagindan beri
tarihteki alacaklan yerlerin farkinda
olan
Mslman hkmdarlar,
gelecege birakacaklari
eylemlerinin
kayitlanna
ok
nem
vermiglerdir.
Hem kendilerinden
nceki
hkmdarlann
yaptiklarlyla ilgilenmipler
hem de kendilerinin
yaptiklanyla
ilgili
kayitlann
onlardan
sonra
geleceklere kalma-
sini
istemiglerdir. Hz.
Muhammed
ve
ashabinin
biyografileri
ve
Arap
agiretlerinin kahramanlik destanlarinin
yazilmaya baglan-
masiyla tarih
yazimi
baglamig,
sonrasinda
da
en
ilkel
blgede-
kiler de dahil
olmak
zere, hkm sren
tm
Mslmanlar ha-
nedanlardan
bir tr
tarih kalmigtir. Tarih
yazimi
bazi
lkelerde
islamiyet
ile
birlikte baglamigtir.
Siiler'in
grg farkli
olmakla
birlikte,
Snni
Mslmanlar'a gre
Allah'm cemaati,
Allah'in
in-
sanlik iin tasarladiklannm
somutlagtinlmasiydi
ve
O'nun
ilahi
rehberliginde Allah'in
amacinin
igleyigini
gsterirdi. Tarih,
bu
a1dan dinin
en
derin
sorunlannda
ve
hukukun
en
pratik
konu-
lannda
otorite
bir
rehber
olmast
nedeniyle
dogru
bilinmeliydi.
zetle
Mslman
a1sindan
kendi
tarihi nem
tagiyordu.
Mslman
olmayan
lke
ve
topluluklarin tarihleri
ne
bu
tr
bir
rehberdi
ne
de byle bir
degerleri
vardi.
Bu
yzden de Ms-
lman-farihiler,
Hiristiyan
Avrupa'da
ya
da bagka bir
yerdeki
302
KULTUR
Mslman olmayan tarihi
ya
da kendi
Hiristiyan,
Zeitlgti
ve
diger Mslman olmayan
atalarimn
tarihlerini nemsemezler-
di.
Kuran'da
ve
hadislerde
eski tarihte
nemli
olan geyler
ko-
runmug,
geri
kalani tarihe
gmlerek
unutulmuytu.
Muazzam bir zenginlik, egitlilik
ve
geniglikteki
slami Orta-
dogu'nun tarih
yazirm,
imparatorluk, yerel,
blgesel
ve
evren-
sel tarihi,
gemigin
ve
gnn tarihini,
biyografileri
ve az
sayi-
da
otobiyografileri, askerler,
devlet adamlari, nazirlar,
gairler,
bilim adamlan, mistikler,
yargilar
ve
ilahiyatilann tariheleri-
ni kapsamaktadir. Bunlardan
bagka da tarih
yazim
trleri
bulu-
nur.
slamiyet
ncesi
kahramanhk tarihi
geleneginde
putperest
Araplar'in savaglarini
ve
baskinlarmi
anlatan
ykler
bulunur
ve
Hz.
Muhammed'in
putperestlere seferleri
ve
ilk Mslman-
lar'm byk fetihleriyle yeni bir biime dngmgtr. Sonrala-
ri
da vg
ya
da propaganda
halini
alan
bu tr tarih
yazimi,
ki-
mi
zaman
da Selahaddin'in Arapa
biyografisindeki
ve
Kanuni
Sultan Sleyman'in
fetihlerinin Trke yazimlanndaki gibi
des-
tanimsi bir biime dngmgtr.
Hukuksal,
hatta bir
anlamda
da
teolojik tarih
yazimi
tr de
vardir.
Bu tr
tarih
yazimi,
Hz. Muhammed'in szleri
ve
eylem-
lerinin
ve
"dogru
yoldaki"
halifelerinin kararlannin kay1tlarini
ve
zellikle
kamu siyaseti konulannda
Seriat'in
korunmasma
hizmet eden rnekler-olarak
sunar.
Tarih
yazimi,
Abbasiler
za-
maninda
daha geligmig
ve
edebi
bir biiminin, sayilan
hizla
ar-
tan
memurlara ynelik
olmustur.
Bu biimler, onlara
daha
az
dindar, daha pratik,
brokratik
ve
Mslman olmayan
ve
zel-
likle de ran
rneklerini
ieren farkli hkmet
rnekleri
sun-
mak iin kullanilmistir.
Bir dnem,
blge
ve
yazan
dikkate
alinmaksizm,
Islami ta-
rih
yaziminin tamami
Arapa olmugtur. Ortak
slam
uygarligin-
da
ortaya
ikan
yeni edebi
dillerle,
siir,
edebiyat
ve
tarih
yazi-
303
KESTLER
minda kltrel
zbilincinin
yeni
gekilleri
ortaya
konulmuytur.
Bununla birlikte bagka degigiklikler de olmuytur. Snni islam
X.
ve
XIIL
yy'da mcadele
ettigi
byk dgman kargisinda
'
ogunlukla
zafer
kazanmiglardir. Hiristiyan hahlan pskrt-
mgler, dinsiz
Mogollar'1
slamlagtirarak
asimile
etmigler
ve
Sii
muhalifierini bastirmig
ya
da
yola
getirmiglerdir. Tm bu gelig-
melerle birlikte
yaganan
byk Snni
canlampi srecinde
uy-
garhk biim degigtirmig
ve
kltrel
yagam
yeni
yollarda
ilerle-
meye
baglamigtir.
Gereklegen degigiklikler, edebiyata,
zellik-
le de
tarihi edebiyata aik olarak
yansimigtir.
Devlet
memuru-
nun
egitiminin
nemli
bir
parasi
durumundaki tarih bir
lde
bu
grgle yazilmig olmalidir.
te
yandan, Abbasi zamanindaki
bilgili
ve
nazik
memur,
Seluklu
sonrasmin
medrese grenim-
li dindar
memurundan ok farkliydi.
Ortaag sonlannda, ag-
daylari
arasinda,
ogu
nemli
Arap
tarihisinin
asil
ilgi alani
ve
n,
genelde dini bilimlerde
olmak
zere
tarihten
bagka
alan-
larda
olmugtur. Tarihin asla
medrese mfredatma girmemig
ol-
masma
kargin, tarihi
medrese
mezunu
olmaya
baglamisti.
Bu degigiklik
ok nemlidir. Bagta
Osmanh mparatorlugu
ve
ran
olmak zere,
sava; sonrasi
dnemdeki daha kahci
ve
is-
tikrarh monargilerde tarih
yazma
igi devletin
ilgi alanina girmig,
tarihi, devletin himayesinde
alinarak devlet tarafindan istih-
dam
edilmigtir.
Bylece tarihinin,
ncelikle
gereklere
nem
veren ve
bunlari
yorumlarken
drst
olmasi gereken
bir hadis
toplayici
zelligi tagidigi
zamanlardaki geleneki
anlayigi azal-
migtir.
te
yandan,
bazi
farkhhklan
olmakla birlikte
eski gele-
nekler
devam etmistir.
Osmanli
imparatorlugu'ndaki
impara-
torluk tarihisi
unvanindaki nemli tarihiler, hkmdarlannin
bagar
ve
erdemleri ile birlikte, baansizlik
ve
eksikliklerini
de
anlatmiglardir. Osmanh tarihilerinin XVIL
yy'dan
sonra yaga-
nan
Osmanh yenilgileri kargisindaki
eleptirel
yaklagimlan bilim-
KULTUR
sel drstlk
aismdan nemli
bir
rnektir.
Ortaag
slamiyet'inde
bagka
ilimlerde
de
geligmeler olmug-
tur. Islamiyet, Hiristiyanligin
tersine, zgn dilini bilmeyenle-
rin de okuyabilmeleri
iin Kuran'm evrilmesini
tegvik etmiyor-
du. Mslman
otoritelerinden
bazilan eviriyi
dine karsi gelme--
ye
ve dine kfre
ey
grdkleri
iin
Kuran'm
Trke,
Farsa
ve
teki
Islam
dillerine
resmi evirileri yapilmamigtir.
Yorum adi
altinda
resmi olmayan
bazi eviriler yapilmi
tir.
Mslmanlar,
anadilleri
bagka
olsa
da, Kuran'1 kesinlikle
ve
yaln12ca
Arapa
olarak okuyup incelemek
zorundaydilar. Bu durum, szlk
ve
dilbilgisi
aragtirmalannm geligmesini
saglamistir.
Bu
aragtirma-
lar,
ncelikle
Kuran'in
tm mminlerce anlagilmasin1
saglamayi
amalamigtir. Bunlar
dilbilimlerinde
daha nce grlmemig
bir
geligme saglamigtir.
Zaman
iinde
Arapa gibi teki Islami
dil-
ler
ve
slamiolmayan
ibranice dili bundan
etkilendi. Islam
lke-
lerindeki Museviler, Mslman
rneginden hareketle
Tevrat'i,
branice'yisonradan
grenenlere
eripilebilir
yapmak iin
Tevrat
branicesi'nde
metin
ve
dil
aragtirmalari
yapmiglardir.
Szcklerin
farkli anlamlarmi
ve
klasik metinlerdeki
rnek-
lerini
veren
Ortaag'daki
byk Arapa szlkleri nemli
bir
baan elde ettiler.
Bu anlamda
filolojinin temelini olugturan
bu
szlkler, alfabetik
olarak dzenlenmig
bagvuru eserleri iin
de rnek olugturmuglandir. Bu szlklerin iinde lkeler, gehir-
ler
ve
cografi
konularla
ilgili
bilgiler
ieren
cografi szlkler
ve
yzyila,
lkeye
ya
da meslege
gre
hazirlanmig
pek ok
biyog-
rafik szlk de bulunmaktadir.
IX.
yy ve
sonrasindaki. fizik, kimya,
matematik,
astrono-
mi, tip, eczacilik, cografya,
tanm,
felsefe
ve
bagka konulardaki
nemli
Yunan eserlerinin Arapa'ya
evrilmesi aragtirmaciligm,
genel olarak
da bilim
ve

renimin
geligimi
aismdan
nemli
olmugtur.
Bu eserlerin lenileri
Mslman olmayanlarda
bulu-
L
305
KESTLER
nuyordu; kimileri de
zel olarak Bizans'tan
ithal edilmigti.
e-
virmenler eski putperestlerin
eylemlerini
nemsemediklerin-
den Yunan
tarihilerin evirilerini
yapmamiglardir. Hem'
Msl-
manlar'in piir
edebiyatlan zengin
oldugu iin
hem de piir eviri-
sinin
zorluklart
nedeniyle
pairlerin
eserleri de evrilmemigtir.
Hem
evirmenler
hem
de
hkmdan
ve
bagka
hamileri bi-
rincil olarak fayda
saglayacak konularla
ilgileniyorlardi.
Bu
ko-
nular
arasinda sonraki
nesiller aisindan faydah
olacak,
bu
dnyanin
sorunlanni zme ve
teki dnyaya
hazirlanma fel-
sefesi
de
yer
allyordu. Barbar
ve
genellikle
de ilgisiz olan Ba-
ti'da
geici,
bazen de
kahci olarak yokolan birok
nemli Yu-
-
nan
eseri
Arapa
evirileriyle
taninmig, sonra
da
Latince
evi-
rileri
yapilmigtir.
evirmenlerin
ogu
gerekli dil bilgisine
sa-
hip
olan Mslman
olmayan
kipilerdi. Kimi
metinler. dogru-
dan
Yunanca'dan, kimileri de
Yunanca
metinlerin Syriac
e-
virilerinden
evriliyordu.
Yunanca'dan bagka, slamiyet
nce-
si
Farsa'dan
ve
Hinte'den de
eviriler yapilmigtir. Latince'den
yalntzca bir
evirinin
yapildig1 bilinmektedir.
Bu kitap,
Orosi-
us'un
tarihesidir
ve
ispanya'daki
Mslmanlar'm
tarihiyle ilgi-
li
nemli bilgiler
vermigtir.
Yzyillarca pek
ilgi
duyulmayan
Bati'ya
ok
daha
sonra
bi-
lim
adamlari
ve
aragtirmac11ar pratik
nedenlerle yakin ilgi
gs-
termiglerdir.
ki
rnek
bu
yeni
ilginin
farkli
ynlerini .gstere-
cektir.
1560'ta Osmanh sadrazammin
istedigi
Fransa
tarihinin
Trke evrisi 1570'te bitirilmigtir.ve
eviri
tek
bir metin
olarak
kalmigtir. Bati tarihi ile ilgili
bir
aligma bundan
sonraki
yz-
yillar
boyunca
yapilmamigtir.
Baha
el-Devle
(lm
1510) adh
bir rank
hekimin Hlasat
el-Tecarib
(Deneyimlerin zeti)
ad-
11kitabi Batt
ile
ilgili bagka bir
eserdir. Bu kitapta
El-Devle "Er-
meni
iltihabi"
ya
da
"Frenk vebasi" geklinde
tammladigi,
fren-
gi
oldagu
anlagilan, yeni bir
hastahktan sz
etmigtir. Kitaba
g-
306
. KLTR
re
Avrupa'da
ortaya 1kip buradan istanbul'a
ve
bagki yerlere
yayilan
hastahk,
1498 yilmda
Azerbaycan'da
grlmg,
sonra
da
Irak
ve ran'a
yayilmigtir.
XVII. yy'da artik Avrupa'da
basi-
lan
metinlere
dayanilarak Trke'de
ve slamdillerinin pek
o-
gunda
"frengi"
(Frenk
hastahg1)
olarak adlandirilan
"sifilis"
ay-
nntilariyla
ele aliniyordu.
Ortaag
slam biliminin
ulagtig1
baan, yalnizca
Yunan bi-
liminin alinip
korunmasi
ve
daha eski
ve
uzak
Dogu
unsurla-
rinin
benimsenmesiyle sinirli
kalmamigtir. Ortaag
Islam
bilim
adamlari,
abalari
ve
katkilariyla modern
dnyaya biraktiklan
mirasi
byk oranda
zenginleptirmislerdir.
Genelde kuramsal
olan
Yunan
bilimine kargm, Ortaag Ortadogu bilimi ogun-
lukla
uygulamaya ynelikti.
Bu agda
kimya, tip,
astronomi
ve
tarim
gibi
konulardaki klasik
miras,
Ortadogu'nun gzlem
ve
deneyimleriyle
aiklanip
desteklenmigti.
Buna
en
gzel rnek
matematik
olmustur.
"Arap
rakamlan" Hindistan'dan
gelmig ol-
masina kar
in, Ortadogulular, IX. yy'da yeni bir aritmetik
ge-
listirmiglerdir.
Yunan geometrisi zerine kurulan
ve
Hindistan
gretilerinden
etkilenen islam
geometrisine
kadastro, ingaat
ve
silahta gibi
uygulama
alanlannda
ve
kuramsal olarak
-pek
ok
yeni
ve
zgn eklemeler
yapilmigtir.
Cebir
tmyle
ve
trigono-
metri bir
lde
Ortaag
Ortadogu icadidir.
Dogu'da
matema-
tik
yazilan
ve
Bati'da bog zamanlannda yazdigi
drtlklerle n-
l olan cebirci mer Hayyam
(lm
1311) nl mucitlerden-
dir.
zelliklehekimler olmak zere
bilim adamlarmin
ogun-
lugu Hiristiyan
ve
Musevi idi. Byk
kismi yerel halktandi
ama
aralarinda
Avrupa'daki baskilardan kaip gelmig olanlar da
var-
di. Ancak Mslman olan
ve
olmayan tm bilim adamlan tek
bir bilimsel
topluluk olugturmuy
ve
eserleri
blgenin ortak
Or-
taag slami
uygarliginda
yer
almigtir.
nemli slam yazarlann-
dan
bazilarinin eserleri
Latince'ye evrilip Avrupa'da
okunmuy
307
KESITLER
ve
modern bilimin
geligmesine
nemli katkilan
olmustur. Bun-
lardan biri,
Avrupa'da Rhazes
adiyla
taninan,
iek hastaligiyla
ilgili
bir eseri
olan
ve
belki de
Ortaag hekimlerinin
en
nem-
lisi olan Tahran
yakmlarindaki Rey
gehrinden
Muhammed
ibn
Zekeriya el-Razi'dir
(lm
920).
Avrupa'da
Avicenna
adiyla
ta-
nman
Buharali
ibni
Sina (980-1037)
Latince'ye XXI.
yy'da Cre-
monali
Gerard tarafindan evrilen byk
tip
ansiklopedisi Tip
Kanunu'nu derlemig ve
yzyillarca Avrupa
tip
aragtirmalanna
kaynak
olmu
tur.
Bati
tip
bilimine
Ortadogu'dan bilimsel katkilann
yan1 sira
pratik katkilar da
olmuytur. 1717 y1lmda Lady Wortley Monta-
gu,
Edirneli Trkler
tarafindan uygulanan iek
agisi
yntemi-
ni gyle
anlatmigtir:6
"Kesinlikle bihnek
isteyecegin bir pyi anlatacagtm.
Bizde de
sak rastla-
ndan lmcl iek hastah t burada da
agmm
bulunmastyla tamamen
zaramz
duruma
getitilmigtin Bu uygulama bazz yaylz
hadmlar tarafm-
dan
yapihyor. Her
yd secaklar
sona
erdiginde, eyll aymda,
ap
olmak is-
teyenler haber
vedyorlar On
on
be; higi toplanmca,
elinde ii
en
iyi
iek
bastahg; maddesi dolu bir ceviz kabugu
olan
bir
yaglz
hadm
ap
olacak ki-
ytye hangi
damarmm
admasmz istedigini
sorup
igneyle daman deliyor
.
nsanm canme pek
yahmayan bu
iglemden
sonra
ignenin ucu)4a dama-
ra
zehin koyup
ii
bog
bir habukla kapatryor. Bu
gekilde drt
be; damar
aaldsktan
sonra
kiyinin ategi
akryor
ve
iki

gn
yatakta yattyor
Ap-
lananlar
sekiz gnde eski
saghklarma kavuuyorlar. Bu
amelivat her yrl
binlerce higiyeyapdtyor
Pranstz elisi, bagha
yerlerde imelere
giden
in-
sanlar
gibi
buradakilerin
de iek
agtst
olma;>a gittiklerini
syl>=or."
Bu durumdan
ok etkilenen
Lady
Mary,
sonraki yll kiik
oglunu
agilatmistir.
Bu
agi
yntemi
daha
sonra
ingiltere'ye ve
oradan
da Bat1'ya
yay11mistir.
Uzakdogu kkenli
iki
bulu ,
edebiyat
ve
grenimin, byle-
ce
de
egitimin geligmesine katki
saglamigtir.
in
bulugu
olan
kagitla
tanigma,
751
yilinda
Orta
Asya'da
inliler'le
bir
arply-
ma
soiiinda
Araplar'in
inli
kagit
reticilerini yakalamalariyla
308
KLTR
olmustur.
inliler
mesleklerini Islam dnyasma tanittiktan kisa
sre
sonra,
kagidin kullanimi,
sonra
da retimi
Ortadogu'dan
Kuzey Afrika'ya yayilmly,
X.
yy
baglarinda spanya'ya
gitmig-
tir. Papirs,
pargmen gibi
yetersiz
yazi
aralarmin yerini alan
kagit Ortadogu toplumunu birok aidan etkilemistir. Hizli
ve
ucuz
kitap
retimi egitim
ve
aragttrmalarda
faydah olmuytur.
Diger taraftan devlet
ve
ticaret iglerindeki
kirtasiye iglemlerini
artirmig
ve
kolaylagtirmigtir.
Bir Arap
tarihisi,
Halife
Harun Re-
gid'in,
devlet dairelerinde
yazilanlann
iz birakmadan degigtiri-
lememesi
ve
silinememesi nedeniyle
kagit kullanilmasini
em-
rettigini syler.
Diger
bir
Uzakdogu bulugu olan matbaay1 Ortadogu
slam
toplumu
bu kadar kolay
kabul
etmemigtir.
XV. yy'da Avrupa'da
bulunan hareketli harflerle baskt teknigi
Osmanli topraklarinda
da
ilgi ekmigti. Ancak 1485
yilinda Sultan
H. Bayezid
matbaa-
yi
yasaklamigtir.
Bu yeni
kitap basim teknolojisi birka yll
son-
ra
spanya'dan gelen Musevi
gmenlerle birlikte geldi. Muse-
viler,
XVL
yy
baginda Istanbul
ve
Selanik'te sonraki yillarda da
bagka Trk
gehirlerinde
matbaalar kurdular. Trke
ve
Arap-
a
baski yapmamalari partiyla
bu matbaalara
izin
verildi.
slam
metinleri
ve
slam dilleri iin matbaamn kullanilmasi
dine k-
fr sayihyordu. Byk
olasilikla bu
yasaga
kalemiye sinifinin
ve
hattatlarin ikarlan
da
etkili olmutur.
Bu nedenle
Musevi
matbaalarmda yalnizca ibranice kitaplar
ve
birka Avrupa dilin-
de kitap basilmigtir.
Venedik'te tipografi grenmig
Tokath
Ab-
gar
Tibir,
1567
yilinda istanbul'da bir Ermeni matbaasi kurdu.
Oxford'da Balliol Koleji
mezunu
Sefalonyali
Nikodemus Meta-
xas
da ngiltere'den ithal
ettigi makine
ve
teknikle 1627
yihnda
bir
Rum matbaasi kurdu. Rum
ve
Ermeni
matbaacilara da Mu-
sevi
matbaacilarla
ayni
kisitlamalar
getirilmigti.
Italya'da
XVL
yy
baginda
Arapa baski
yapan
matbaalar
ku-
309
KESTLER
ruldu.
Bu
matbaalarda Dogu'daki Arapa konugan
Hiristiyan-
lar'a
incil'ler, dua kitaplari ve
bagka dini
yayinlar basihrdi. "Ho-
rologium Breve" bugne
kadar gelen Arapa
harflerle basilmi
en
eski
kitaptir ve
1514 yilinda Kilise devletlerinde,
Fano'da
ba-
silmig
bir
Hiristiyan dualan
kitabidir. Dini
olmayan bazi kitap-
lar, Ibni Sina'nm
tip
kanunu,
cografya
eserleri
ve
1538'de Pa-
ris'te Arapa bir
dilbilgisi
kitabi basilmigtir.
Klasik Arap metin-
leri
dogubilimcilerin
ortaya
ikmasiyla daha
ok sayida basil-
maya
baglamigti.
Bunlar arasinda Ortadogu
lkelerinin zel
ki-
taphklanna girenler de
olmustur.
Ancak XVIII.
yy
bagmda
Ortadogu'da
Arapa
harflerle
bas-
ki
yapilmasina izin
verilmigtir.
1721
yllinda Osmanh elisi ola-
rak Paris'te bulunan
babasinin
yaninda olan Said Efendi adh
bir
gen
bu girigimi baglatmigtir.
Matbaanin
ve
yararlannin
nemi-
ni
fark
eden Said Efendi, Trkiye'ye dndgnde, bagkentte bir
matbaa
kurmak iin
sadrazamm destegini
almaya ugragm1gttr.
Said Efendi,
mesleki
ve
tutucu
muhalefete ragmen
bunu bagar-
migttr.
ilk
Trk matbaasmin kurucusu ve
mdr
ibrahim
M-
teferrika ile igbirligi
yapti.
Mteferrika
Macaristan'da
dogmuy,
Mslman olmuy
ve
Osmanh devleti hizmetinde
ahymigti. M-
teferrika ile Said Efendi yazdiklari
matbaamn
faydalarmi.
anla-
tan raporu
sadrazama
verdiler. Umulmadik bir destek
geldi.
Baskent mfts
ve
mparatorlugun
Mslman hiyerargisinin
bagi dini konular hari Arap harfleriyle
Trke kitap basilma-
si
iin
fetva
verdi.
Kuran,
hadisler,
geriat
ve
Kuran fikihlari ba-
silmast
yine
yasakti.
5
Temmuz 1727
tarihinde Trk matbaasi-
nin
kurulmasi ve
Trke kitaplar basilmasi
iin
padigah ferma-
ni
yaymlandi.. Baglang1ta
makineler
ve
gereler
gehirdeki
di-
ger
Hiristiyan ve
Musevi
matbaalardan saglandt, Musevi dizgici-
lerden
yardim
alindt.
Sonra da,
Arapa
matbaalar bulunan
Hol-
landa'du
Leiden
ve
Paris
basta
olmak
zere
Avropa'dan maki-
310
KLTR
neler
ithal edildi. 1729 yilinda
ilk
kitap olarak iki
ciltlik
bir
sz-
lk
basildi. Szlgn
ilk cildinde
padigahin
matbaa
kurulmasi-
na
izin
veren
fermani, geyhlislamm matbaanin
caiz
oldugunu
belirten fetvasi, imparatorlugun iki
bag kadisinm
onay
belgeleri
ve
matbaanin faydalarini anlatan
bir
yazi
bulunuyordu.
1745
yilinda
ibrahim
Mteferrika
ldgnde, dilbilgisi,
as-
keri, cografya, matematik
ve
tarih konularmda
on
yedi kitap
basilmigti. Hem
kitap
sayisi
hem de baski adedi
ok
azdi. Ilk
iki
kitap
biner,
ncs bin
iki
yz
ve
digerleri de beg
yzer
adet
basilmigti.
Bu kitaplar, slam dnyasinm entelektel
yaga-
minda
yeni
bir agm baglangicmi gsteriyorlardi.
Ortadogu islam uygarliginin bulundugu
en
doruk
nokta,.
in-
san
uygarhginin
o zamana
dek
ulagtigi
en
yksek noktaydi.
O
siralarda egitli
konularda islam uygarhgindan nde
olan
ile-
ri
ve
geligmig Hint,
in
ve
daha
az
olmak zere Avropa
uygar-
liklari da
vardi.
Ne
var
ki, tm bunlar temelde yerel
ve
en
fazla
blgesel uygarliklardi.
slamiyet, dnyadaki tm halklara ken-
dilerine
emanet
edilen
evrensel
dogrulan
ve
Allah'in
son
sz-
n
getirnekle ykml olduklarma inanan ilk
din
degildi. An-
cak
tek
irk,
blge
ya
da kltrn sinirlarmi aparak
dini bir
uy-
garlik
yaratan
ve
bu hedefe ulagma yolunda ok
ciddi ilerle-
meler
gsteren
ilk
toplum
Mslmanlar'di.
Islam
dnyasi,
Or-
taag'dz
uluslararasi ok
irkh,
ok uluslu,
polietnik
ve
kitala-
rarasiydi.
S. D. Goitein,
slam dnyasinin
yer
ve zaman
aisindan
bir
"ara
uygarhk"
.oldugu dogru tepsini
yapmigttr.
Gney Avru-
pa'da,
Orta
Afrika'da,
Gney, Gneydogu
ve Dogu
Asya'daki
dig sinirlan tm
bu
yerlerin zelliklerini
kucakliyordu.
Aritik
ag ile
modern ag arasmda bulunmasi nedeniyle zamanlar
arasi
bir uygarlikt1.
Musevi ile
H1ristiyan
ve
Avrupa ile Helenis-
tik
gemiei payla1yor,
onu
uzak lke
ve
kkrlerin zellikle-
I i
I
I
KESTLER
riyle
zenginleptiriyordu. Helenistik antik agdan
modern
ag-
lara uzanan
yollarda Yunan
ya
da
Latin
H1ristiyanligi'ndan ok
Araplar'in
Islam
uygarligi, modern
ve
evrensel uygarliga
dogru
ilerleme
yolunda
utnut
veriyordu.
Ortadogu
islam
uygarliginin,
gc,
yaraticihgi
ve
enerjisi
a-
zalirken,
o
zamana
kadar fakir, gsz ve
renksiz olan Hiristi-
yan
Avrupa'nin gc
artmaya baglamigtir.
Bu
kaybin hizla fark
edilip nedenlerinin aragtirilmasi
ve
eski
ihtigamini tekrar
kazan-
ma
istegi Ortadogu uygarliginin bundan
sonraki
geligimine
gl-
ge
duurinugtr.
IF
312
I
i
I
1869'da
Svey) KanaFnm aihp.
a la
.
rr
1893'te
Petit
Journal
adh
Bir Fransiz
ga2etesinden,
Mistr'da
hami olarak
bulunan
ingilizler'e bir
gnderme.
-a.
lye
cutnhuriyeti'nin
kurucusu Mustafa
Atatrk 1928'de
istanbul'da Latin harflerini
11
Ata.trk
gretiyor.
L
ie
Araplann
Osmanh
ynetimine kary
ayaklanmasi
N
I
Mekke'deki
Byk
Cami
ve
Kabe.
Kahire
de bir camide
namaz
kilan
Msfmanlar.
J,
L
i.
.
LI
IstanbuleI988.
I
.F
.5.
KISIM
Modern

ag
la
N
I
IL
I,
'i-
I
I
r
I
.1
gr
14.
BLM
.
MCADELE
Ortadogu'da
modern agin baglangicmi, dnyanm her
ye-
rindeki
gibi, Bati'mn
etkisiyle,
daha
net bir biimde de Avru-
pa
emperyalizminin
ortaya
1kmasi, yayilmasi
ve
yol atigi de-
gigikliklerle
anlatmak bir gelenek
olmugtur.
Bu etkinin baglan-
gicma
iligkin
farkh
tarihler
kabul
edilmigtir. Kimilerine
gre,
1798'de
Fransiz
ordusunun
M1sir'a
girmesi;
kimilerine
gre
de
galip Rusya'nin
maglup Osmanli
imparatorlugu'nu.imzalamak
zorunda
biraktigi
yikici
Kk
Kaynarca
Antlagmast;
kimilerine
gre
ise
1683'te
Trkler'in Viyana kupatmasmdaki
son
bagari-
sizhklari, bu
srecin
balang1
tarihidir.
Mslman uygarligi,
kendisini din ile tammliyordu.
slam hu-
kukutiun
ve
Mslman
bir hkmetin egemenligindeki
lkele-
rin tm yani
uygar
dnya Dar
l
Islam'di
( slam'm
Evi)
olarak
kabul edilmigti.
evrelerindeki
henz
Mslmanligt beriimse-
memig
ya
da
Mslman egemenligine almrnarmy
kafirlerin
yaga-
digi yerler de Dar
l-Harb (Savag
Evi)
alarak
grlyordu. Cog-
rafi
ve
tarihi
belgelerdeki
Mslman
grg,
islam smirlan di-
mdaki yerler arasinda atk bir fark
oldugunu ifade
etmektedir.
slam dnyasmin dogu
ve
gneyinde bulunan yerlerden bazila-
rmda
faydali
geyler grenilebilecek
uygar
kipiler yaparken, bazi-
larmda da barbarlar
yagiyordu.
Ama bunlar hem din olarak Is-
lamiyet'e, hem de dnya devleti olarak islam halifeligine
rakip
olamazlardi. Aralarmda
hem
uygar
hem de barbarlar bulunan
bu
kafirleri slam dnyasma kazandirabilecekleri kipiler olarak
kabul edlyorlar
ve
bunun kainilmaz olacagini dgnyorlardt.
MODERN
A
Doguda bir
tehdit
bulunmuyordu. Islam dnyast iin Hin-
I
distan
ve in'deki
b
yk
uygarkklar, nemli
bir
tehdit olugtur-
mamiglar, hatta hi kargi kargiya da gelmemiglerdi.
Dogudan
-
Mogollar'la gelmig
olan
putperest
istilasi
ok etkili olsa da,
za-
man.
iinde fatihlerin
ihtidalan
ve
asimile olmalan nedeniyle bir
sorun
olmamig,
hatta slam dnyasimn
nemli
bir
parasi
ha-
line gelmiglerdi.
Batida,
yani Islamiyet'in kuzeybati
sinirindaki
Yunan, Latin
ve
HirisEiyan
Avrupa blgesindeki durum gok
farkhydi.
Msl-
manlar
iin burada onlarinkine benzer bir grevi
olan
ve
rakip
grdkleri bir dnya dini
vardi. Rakipleri
de
Allah'in
son
vah-
yine
sahip
olduklan
ve
bunu tm
insanliga
yayma
grevini
st-
lendikleri
inancindaydilar. H1ristiyan dnyasmda da islam dn-
yasindaki gibi, bu inancin yayilmasi iin pek ok
yntem
kul-
lamldigi gibi, bu
ugurda
savagan
byk kralhklar
ve
imparator-
luklar kurularak askeri
ve
siyasi
destek de
sagla'nmigti.
Sonra-
.
sinda da Hiristiyan baglica kafir, Hiristlyan Avrupa ise Dar
l-
Harb'In
en
nemli
simgesi
haline
geldi.
Mslmanlar,
Bizans-
hlan eski Yunan
ve
Hiristiyan
Roma'nin mirasilari kabul
ettik-
lerinden
onlara
bir
lde
saygi
duyarlar
ama
onlardan kork-
mazlardi.
nk
Bizans
ile
islam dnyasi arasmdaki
srege-
len
uzun
iligki srecinde Bizans srekli geriler durumdaydi
ve
1453'te
Trkler tarahndan
Konstantinopolis
(stanbul)
ahmn-
caya
dek srmgt.
nceki
yzyillarda
Mslmanlar,
Bati
ve
Kuzey
Avrupa'daki barbar kafirlerden korkmamiglar
ve
onla-
ra
saygt
da duymamislardi.
Onlan tehdit olarak
grmemig,
ko-
lelikten bagka bir ige
yaramayan
kaba
ve
ilkel insanlar
olarak
grmslerdi. Bu grglerinin
degigmeye
baglamasi, Hiristiyan-
lar'm
kargi
saldinsi,
Gney Italya
ve
Iber Yanmadasi'ni yeni-
den ele geirmeleri,
Hali
seferleriyle H1ristiyan ordulannin Le-
vant'a
oirmeleri
ve
Hiristi
ranlik
icin kutsal olan
yerleri
almak
316
'
'
MCADELE
zere
sonusuz
cabalariyla
olmugtu.
Mslmanlar,
bu iki
dnya sistemi arasindaki
uzun mca-
delenin ilk
bin
yihnda
genellikle stn
gelen taraf oldu. Ha-
111arinLevant'a
giriplerinden
sonra
geici, Portekiz, Ispanya
ve
L
Sicilya'yi
kaybediglerinden
sonra
da
srekli olan bir gerileme
olmugtu.
Bu gerilemenin
telafisi de Trkler'in
Gneydogu
Av-
rupa'ya
girigi
ve
yeni bir Mslman devletinin H1ristiyan
top-
raklannda
kurularak
bir
dnem Avrupa'nin
kalbini tehdit edi-
i
olmuytu.
slam dnyasi ile
Avrupa
arasmdaki
kltrel
ve
toplumsal
iligkiler
Hah
Seferieri'nden
nce baglamig,
Hahlar'dan
sonra,
daha da geligip
yaygmlagmigtir.
slamiyet'inDogu Akdeniz
ve
Asya'daki
eski uygarliklardan
aldigi
ve
degigtirip
uyarladiklari
ile
kendi
yarattiklan Avrupa'ya nemli
katkisi olmuytur.
Orta-
ag
Avrupas1,
geligmig
ve
ilerlemig Akdeniz
islam dnyasi
uy-
garligindan
birok
gey
grenmigtir.
Bunlardan yalnizca
birka-
i
Avrupa'da
unutuldugu
halde
Mslmanlar'in
koruyup
gelig-
tirdikleri
Yunan
bilimi ile
felsefesi;
in
kagidi
ile
Hint rakam-
lari;
pamuk, geker,
portakal, limon
ve
bagka
birok bitki
yetig-
tirme yntemidir.
Avrupalilar,
Islam dnyasina
uzunca bir
zaman
yalnizca
maddi
ve
teknik bazi
katkilarda bulunmu
tur.
Sanat, edebiyat,
bilim
ve
felsefe
alanlannda
Ortaag Avrupas1'nin,
Mslman-
lar'a
verecek
bir
geyi
yoktu.
Olsa bile Mslmanlar
nyargi-
li olarak,
agilmig bir din
ile ilkel
bir
toplumdan gelecek dgn-
celeri
kabul
etmezlerdi. te yandan Avrupahlar'in
Mslman-
lar'm faydali bularak
benimsedikleri
birok
gey
reten el
be-
cerileri vardi.
XV.
yy'da Ortadogu'da
zamani
len
saat, gr-
-
g artiran drbn ile
teleskop bilinlyordu.
Bunlar
oraya
daha
nce
gitrnig
olmasi
mnkndr.
Avrupa'dan alinan
bazi besin
bitkileri vardi.
rnegin, bugn de Arapa
ve
Trke'de
fasul-
317
MODERN
A
ye
iin talyan
kkenli
adlar
kullanilmaktadir.
Amerika
keyfe-
dildikten
sonra,
aksi
ynde
gidenlerden
az
olsa da
Bati'dan it-
hal
edilen
besin
maddeleri
ve
bitkilerde artig
olmuytur. Bunlar-
dan baghcalan
domates,
misir,
patates
ve en
nemlisi
de ttn-
dr.
Islam dnyasinin
yagam
ve
de
lmne Bati'nin
en
nem-
li
etkisi silah ile olmuytur.
Hali Seferleri'nde
istihkam
yapimin-
da
kullanilan
Frenk
savag
tutsaklan
yeteneklerini
efendilerine
gretmislerdi. Halifeye
yazdigt
bir
mektupta
Selahaddin Hah-
lar'dan
aldigi
limanlarda
Avrupah tccarlnn olmasina
gereke
olarak
"aralannda
savag
silahi
getirip satmayan
tek
kipi
olmadi-
gi
iin
onlardan
faydalanildigini
belirtir.si Bu
gelenek Hali Se-
ferleri,
Osmanlilar'in ilerleme
ve
gerileme dnemlerinden
mo-
dern
zamanlara kadar kesintiye
ugramadan srmgtr.
Silah ticareti kilise
ve
devlet
tarafindan durdurulmak isten-
migtir.
Devletler birbirlerini bu ticarete izin
vermek
ve onu
teg-
vik etmekle sulamiglardir. Bu
konuda kilisenin tavn
ok aik-
ti.
XVI..
ve
XVIL yy'daki papahk
fermanlannda
gunlar yazilmig-
tir:
"Trkler'e, Magripliler'e
ve
bagka
Hiristiyanhk dgmanlan-
na
silah,
tel,
demir, kalay, pirin, bakir,
kkrt, gherile,
at,
top
ya
da
silah
ve
saldin aralari yapmak
iin
bagka egya,
ha-
lat, kereste
ve
denizcilik
gereleri
ve
bagka
yasaklanmig
yeyleri
satanlar aforoz
edilecektir."2 Ancak
hem
ticaretin kendisi hem
de,
onu
engelleme
abalan
son
bulmarmptir.
Sphesiz
Bati'dan
ithal
edilen
en
nemli silahlar,
sahra
ve
kugatma
toplan ile tfek gibi
ategli silahlar olmustur. Baglangi-
ta
bu kafir silahlarma kargi
direnilmigse de, bu
silahlar Osman-
hlar
tarafmdan
yaygm
biimde kullanilmigtir.
Osmanlilar
bu
sa-
yede
Ortadogu'daki teki Mslman
rakiplerine
kargi
nemli
bir
stnlk elde
etmiglerdi.
Tarihte bagka dnm
noktalanni kesin
olarak belirlemede-
ki
zorlu^k,
Islamiyet
ile
Hiristiyan
dnyalan
arasindaki g
ilig-
I
MUCADELE
kisi
aisindan
da geerlidir.
Bu gibi
degigikliklerde, yeni dze-
nin
baglangici, her
zaman onu
aika
grnr
yapan
dramatik
.
olaylardan
daha
nce olmuy
ve
eski
dzen, ortadan
kaldirldik-
tan
sonra
da
iglerligini
korumuytur. Bu
"dnm
noktalari"
tari-
hin geregi
olmaktan
ok,
tarihinin
belirlemesi olarak,
belirli
L
llerde
yapay
ve
keyfi
olsalar
da,
tarihi
tartigmalara
yardimla-
n
aismdan
ok
nemlidirler.
Islamdnyasi
ile Avrupa
arasin-
daki degigen
iligkileri
belirleyen
nemli
pek
ok
olay
iinden
XVII.
yy
sonlarmdakileri
degerlendirmek yerinde
olacaktir.
Viyana surlarm
kugatmig bekleyen Trk
ordulan altmig
g-
nn
ardmdan
12
Eyll
1683'te
ekilmeye bagladilar. Trklerin
Viyana'yi almak zere ikinci
kugatmalari
ve
yenilgileriydi.
ki
kupatma birbirinden
ok
farkliydi. 1529 yilmda Kanuni Sultan
Sleyman'm ordulari ilk
kez Viyana surlarma gelmigler,
tm
Gneydogu
Avrupa'yi
ele
geirmigler
ve
Hiristiyan dnyasi-
ni
tehdit eden
yzlerce
yllhk fetih dalgasmin zirvesindeydiler.
Trkler'in
dzenli olarak
geri
ekilmiglerdi
ve
kesin
bir
yenilgi
yoktu.
Kugatma ile Habsburg
ve
Osmanh imparatorluklari
ara-
sinda, Macaristan't dolayisiyla da Orta Avrupa'yi hakimiyet alti-
na
alma mcadelesinin verildigi
yz
elli
yllhk
sre
baglamigti.
Ancak ikinci
kugatma
ile
beraberindeki
yeniloi cok
daha
fark-
hydi.
nk
Trkler'in
yenilgisi
tartigmasiz
olarak
kesindi. Trk
ordulan Viyana'dan ekildikten
sonra
bagka yenilgiler de gel-
mig, birok eyalet
ve
gehir kaybedilerek Osmanh
ordular
boz-
guna
ugratilmigti.
26
Ocak 1699'da
Karlofa Antlaymast imzalandi.
Bu anlay-
ma
ile
yalmzca Osmanh
ve
Habsburg imparatorluklari
arasin-
da degil, genel anlamda Hiristiyan
ve Islam dnyalan arasinda
yeni bir.sre baglamig oldu. Degigimi
antlagmamn hkmle-
rinde
ve
pazarhklannda grmek mmkndr. Osmanlar
aisin-
dan ok
yeni bir diplomasi
sreci baglamigti ve
ilk
Avrupa'ya
gi
MODERN
A
giripleri iin anlamli bir
antlagmaydi.
ok
ciddi bir
pazarlik yok-
tu,
yalnizca zafer kazananlar yenilenlere partlar ne srmgt.
lk olarak
1606 yihnda Zitvatorok'ta dgmanla egit
kopulda
g-
rgmy yapmiglar
ama
Karlofa'da
.daha
dramatik bir degigik-
lik olmugtu.
Osmanhlar
savag
alanmdaki kesin yenilginin ardm-
dan, bang antlagmasini zafer kazanan dgmanlannm belirledigi
artlara
gre
imzalamiglardi.
Yeni
bir taktik
olarak, maglubiyet-
lerinin sonularmi hafifletmek zere hem onlar iin aracihk
ya-
pacak hem
de
yakindaki kompulannin
glerini
dengeleyecek,
zellikle
ingiltere ile Hollanda
olmak
zere Bati Avrupa dev-
letlerinden yardim istediler. Yeni askeri iligkilere dayali bu dip-
lomasi daha
sonraki yzyillara
mek
teykil etmigtir.
Viyana
ye-
nilgisi,
Karlofa Antlagmasi ile
mhrlenerek
Mslmanlar iin
H1ristiyan
gc karsisinda
neredeyse kesintisiz
ve uzun
bir
ge-
rileme
dneminin baglangici
olmuytur.
Osmanhlar
da durumun farkindaydilar.
Yzyil
baginda
bir
Trk tarihisi punlan
yazmigtir:
"Bu, Osmanli devletinin kurulu-
undan beri benzeri grlmemig lde byk bir
yenilgiydi."3
Yenilginin
hemen'
ardindan
nedenlerinin
tartigilmasi nemli bir
noktaydi.
slami
ykseligin ilk gnlerinden itibaren,
slamdini
ve
siyasi
grgnde,
dnyanin ve devletin
eksik
taraflanni
tar-
tigmak
nemli
bir
gelenekti.
Ancak
ilk
defa
tartigmada
"biz"
ve
"onlar"
yer
aliyordu. Eskiden.hep zafer kazanan
slam
ordula-
nrn
maglup eden
bu
"kafirlerin"
nasil yendikleri
ve
onlara
ne-
den
yenildikleri tartigihyordu. Bu
tartigmaya
XVIIL
yy
baglarm-
da Osmanli resmi evrelerinde
baglandi, uzunca
bir
zaman
da
Osmanli subaylan,
memurlan
ve
entelektellerinin dar
evre-
sinde kaldi.
Halk1n
byk
blm, ogunlukla
da
i eyaletler-
de yagayanlar dnyanm degigen durumundan habersiz kaldi-
lar. Tartigma zamanla st smiftaki
halk
arasinda
ve
H1ristiyan
dnyasmm
kargisinda
uzunca
bir sre islamiyet'in
silahyrl-
320
MUCADELE
gnyapmi
olan
Trklerden
tm Mslman
dnyasma yayil-
d1.
Bu degigim, nce Rus,
sonra
Bati
Avrupa ordularinin iler-
lemeyi
srdrmeleri,
ok
fazla Mslman topragmin
Avrupa
egemenliginde
girmesi
ve slam
lkelerinin
aleyhine olan
ticari
geligmelerle
gleniyordu.
Ortadogu pazarlan, Bati'nin verim-
L
li
retimi
ve Bati smrgelerinden
ucuza
malolan
ucuz
tekstil
ve bagka
rnlerle
dolduruyordu.
Eskiden
Ortadogu'nun
Ba-
ti'ya
ihra
ettigi pamuk,
kahve,
geker
gibi
rnleri
artik
smr-
gelerden saglanarak
Bat1h tccarlar aracilig1yla
Ortadogu'ya ih-
ra
ediliyordu.
XVI.
yy
bagmda iran'da Safevi
hanedam Osmanlilar karsisin-
da yenildigi
halde, iki yzyildan fazla egemenligine
devam
et-
migtir. Bu dnemde;
Osmanlilar'la askeri,
siyasi
ve
dini
mca-
delenin srmesi,
Siiligin
Iranlilar'm ogunluk
dini olarak kabul
edilmesi,
Orta Asya
ve
Hindistan'daki
Mslman
lkelerle
ye-
ni bir
iligki
dzeninin geligmesi,
Avrupa
ile
ticaretin
ve onun-
la birlikte ran'a kargi Avrupa ticari
ve
siyasi
rekabetinin
artma-
si
gibi birtakim nemli
degigiklikler
olmuytur. Safevi dnemin-
de
zellikle
resim,
mimari ve sanayi
sanatlannda
nemli
gelig-
meler olmuytur. Safevi
devletive toplumu
bu
gsterigli
grn-
tsnn
ardmda
hizla ryordu.
Bu durum ran'in
XVIH.
yy
basinda bati Osmanli, dogu
Afgan
ve
kuzey
Rus
istilasma
ug-
ramasiyla
aiga
1kti.
Zamanla
Ortadogu Mslman
devletleri arasmdaki reka-
bet
kuzeydeki iki
byk
H1ristiyan devletin, Avusturya
ve
Rus-
ya'nm,
tehdidinde
kalmaya bagladi.
Her
iki
devlet
savaglar-
I
la
Osmanh
ve Iranlilar'dan
ciddi
toprak
ve
avantajlar
sagladi-
lar. Avusturya ilk
olarak, daha nce
Trkler'e kaptirdiklar
es-
ki Avusturya
ve
Macaristan topraklarmi
geri
aldi.
Avusturyali-
lar,
Balkan
yanmadasmda ok
ilerlemediler
ama
Tuna'nin
ag-
zma
kadar
seyir
hakkini kazandilar
ve
stanbul'un
yolu sayilan
.I
321
MODERN
A0
Morava
vadisine girdiler.
Moskova gcnn gneye
dogru
ilerlemesi
ok daha
nem-
liydi. XVIII. yy'da Rus mparatorlup'nun
gneye dogru
flerle-
mesinde yeni bir
agama
baglamig
ama
ilk baglarda ok.baga-
nh olmamigt1. 1710
yilinda Prut Nehri'ni
geerek
Osmanh
im-
paratorlugu'na
saldiran Ruslar,
geri
ekilmek
ve
ele geirdikle-
ri yerleri terk etmek
zorunda
kalmiglardi.
Iran'daki
kangikhk-
tan
faydalanmak
isteyen
Ruslar, 1723
yilinda Kafkasya blge-
sine
girerek,
Derbent
ve
Baku
gehirlerini
aldilar.
Bu
sefer Os-
manhlar'la birlikte hareket
etmiglerdi.
Osmanhlar kuzeydeki gi-
bi dogu
smirlarinda da Rus
ilerlemesini
engellemek isterken,
ran devleti
paralanacaksa bir
pay
almak istiyorlardi
ama
Rus-
lar'in baanlan
kisa
srd. Askeri komutan
Nadir Han'in baga-
nh liderligindeki Iran
hizla
toparlandi. Bati
ve
dogudaki-zafer-
1erinin
ardmdan,
1736'da
hkmdar
ldkten
sonra
pah olan
Nadir Han,
Osmanhlar'i, Ruslar'i
ve
Afganhlar'i
Iran'dan atti ve
yeni
yerler fethetti.
ran ve
Osmanli
ordulannin kazandiklan
baanlanna kar-
m,
Islam
devletleri
ve
Avrupali
rakipleri arasmdaki gler den-
gesinde aik bir
degigim
oluyordu.
Bu durum
XVIIL
sonlarma
dogru
iki tarafa da
anlayilmigti. 1768 ylhnda Osmanli .mpara-
torlugu'na
saldiran Ruslar,
bu
defa byk bir
stnlge sahip-
ti. Rus
ordulan
nlerindeki
hergeyi
yok ederken, Rus donan-
mast
da Avrapa
evresinden dolagarak
Akdeniz'e girerek Suri-
ye ve
Anadolu kiyilanni
tehdit
etti.
Kk
Kaynarca
Antlagmast (1774)
ile
sonlanan
savag
Os-
manhlar iin ok byk
bir
yenilgi, Avrupa
ile Ortadogu
ara-
smdaki iligkiler iin de bir dnm
noktasi
oldu. Bu durum,
Rus
ariesi
IL Katerina
tarafmdan "Rusya'nin epini
yagamadig1 bir
zafer"
geklinde
anlatilmigtir.
Bu
atitlagma ile
Rusya'nm
sagladigi
kazanlari toprak, ticaret
322

MCADELE
ve
etkinlik olmak zere
grupta
inceleyebiliriz.
Rusya'nin
al-
digi topraklar
az
olmasma karym, stratejik neme sahipti. XVIII.
yy
baglannda Azak'i
alan Rusya,
o zamana
dek
tamamen
Trk-
Mslman
denetiminde bulunan
Karadeniz'in
kuzey kiyismda
bir kprbagi
elde
etmigti. Rusya, Kk
Kaynarca Antlagma-
si
ile
Kinm
Yarimadasi'mn
dogu burnunda Ker
ve
Yenikale
li-
manlan
ve Dinyester Nehri agzinda
Kilbyron
kalesi olmak ze-
re
nemli iki
blgeye
.daha
sahip oldu.
Artik,
yzyillardir Os-
man11 hakimiyetindeki
Tatar
Hanligi
olan Kirim yanmadast da
bagimsiz olacak
ve
Tatar Hani
ile
ona
bagli
olan Karadeniz'in
kuzey kiylsindaki beylikler, Osmanli
denetiminden ve etkisin-
den
ikarilacakti.
Bu sayede Ruslarm ilerleyigi
ve
1783'te Ki-
nm'in
ilhaki
yolu
a11mig
oldu.
Bu sre ok nemli
bir
degigiklige
neden oldu.
Trk-
ler Avusturya ile olan nceki
savaglardan
sonra
bazi Avrupa
eyaletlerinden ekilmiplerdi
ama
ogunlugu nfusu
Hiristiyan
olan
yeni
fetihlerdi. Ancak Kirim'in durumu ok
farkliydi. Ta-
tar
olarak bilinen Kinm halki aslmda Trke
konuyan Msl-
manlar'di.
XUI.
yy
Mogol
fetihlerinden, belki de ondan da n-
ceden beri orada ya1yorlardi.
Ilk defa
eski
bir
Mslman
halki
ile
topragi H1ristiyan fatihlere verilmesi Mslman
gururu
iin
ok ciddi
bir darbeydi. K1rim Tatarlan'nm Rus denetimine
gir-
meyerek bagunsiz
olm lari
bir lde bu kk dgrc du-
rumun
telafisiydi. te yandan sultan Tatarlar'm
hkmdan
ol-
masa
da,
halife olarak zerlerindeki
dini
otoritesini
srdryor-
du. Ancak Tatar bagimsizligi da
Osmanlilar'm
dini yetki alanm-
da kalmalan da pek
uzun
srmemigtir.
Kk
Kaynarca Antlagmasi ile Ruslar
ticari avantajlar da
kazanmiglardi. Rusya Karadeniz'de
ve
Bogazlar yoluyla
Akde-
niz'de
seyir
zgr1gn
ve
Osmanli
imparatorlugu'nun Avru-
pa ve
Asya eyaletlerindeki deniz
ve
kara
ticaretini
elde
etmigti.
323
MODERN
A0
Bu durum, tm
Avrupa devletlerinin XIX.
yy'da Osmanli
impa-
ratorlugu'na
ticari
girigleri
iin
nemli
bir
adim olmuytu.
Ruslann sagladigi nc avantaj,
Osmanh topraklan iinde
g ve
etki elde
etmeleri olmugtu. Tuna'nin Eflak
ve
Bogdan
(Romanya) prensliklerinde
Rusya'nin zel statsnn
taninma-
si
bunlardan
en
nemlisidir.
ilkesel
olarak Osmanh
hakimiye-
tindeki
bu
iki eyalet artik bir
lde
i
zerklik
ve
Rus
etkin-
ligi
elde
etmigti. Rusya eger isterse, Osmanh gehirlerinde eli-
likler
aoa
hakki kazandi. Bu da
Batili
devletlerin
uzun
sre-
dir
istedikleri
ama
elde edemedikleri
nemli
bir
ayncahkti.
is-
tanbul'da
bir
Rus
kilisesinin yapilmasi
ve
"her
trl kopulda
ye-
ni kiliseyi
temsil
etme
hakki"
(7.
madde)
kk
gibi
grnen
nemli
bir
dnd.
Halife olarak Osmanh hkmdannm Tatarlar
zerindeki
di-
ni otoritesi
etkisizdi,
ama
kargih mda Rus ariesine
verilen
dn
iin
ayni gey
geerli degildi.
Antlagma
metnin
yalnizca
tek bir Rus kilisesi
ile smirli olmasma karin,
kilise adina
tem-
sil hakki, kk bir
yorumla, Osmanli sultanmm Ortodoks H1-
ristiyan tebaasmin tmne
mdahale
hakki
olacak gekilde
ge-
nilemigtir.
1783
yilinda
Kirim'in
ilhakiyla Ruslarm
yay11ma
politikala-
rmdaki
yeni
agama
bagladi.
Buradan Karadeniz'in kuzey
kiyila-
rinda iki
ynde de
yayilan Ruslar,- daha nce
Trkler'in, Tatar-
lar'in ve
teki Mslman halklann yagadiklari
lkeleri
ele geir-
diler. 1785 yilmda, doguda
Kafkasya'da
bir
Kafkas
imparator-
luk
eyaleti
kurarak blge halki
ve
beyleri
zerindeki
egemen-
liklerini glendirdiler.
Bu
durum Osmanh
imparatorlugu
ile
bir
savaga
neden oldu.
Trkler,
1792 yilmda
savagin
sonunda Tatar Hanligi'nm ilhaki-
m
ve
iki imparatorluk arasmda
smir
olarak Grcistan'daki
Ku-
ban
irrgini
kabul ettiler. 1795 yilmda eski Tatar
topraklannda
324
MCADELE
Odessa
liman gehrini
kuran Ruslar, Trkler ile
bir kez
eEaha
sa-
vagtiktan
sonra
1812 yllinda
Osmanlilar'in
Besarabya eyaletini
ilhak
ettiler.
Mslmanlar'in
Karadeniz'deki yzy111ardir
sren
egemenliklerini
son
erdiren Ruslar,
Osmanli
mparatorlugu'nu
dogudan
ve
batidan sikigtirmiglardi.
Ruslar,
1794 yihnda Kaar
hanedaninm iktidarda
oldugu
ran'i da tehdit ediyorlardi.
lkede bir
lde
otorite
ve
bir-
lik saglayan
Kaarlar, Ruslar'a
kaptir11anKafkasya
topraklanni
geri
almak iin
ugragtilar
ama bunu bagaramadilar.
Iran'm
ig-
gal
edilmesi
nedeniyle,
eski
Grcistan
Hiristiyan
kralhi
halki-
nm
bir blm, Mslman
fethine kargi Rusya'dan
koruma is-
tediler.
1801 Ocak ayinda,
ar
tarafindan
Grcistan'm
Rus Im-
paratorlugu'na
ilhak
ediidigi
a1klandi.
Bu
olaydan
sonra,
1802
yllinda
Grcistan ile
Hazar Denizi arasmdaki
Dagistan, Rus ko-
rumasi
altmda
yerel prenslerin
olugturdugu
bir
federasyon ol-
du.
Kk
bir Grc krallig1 olan
meretya da 1804 yihnda il-
hak edildi.
Bu geligmelerin
ardmdan
Rusya'nin
Iran'a saldirmasi iin yol
ailmig
oldu. 1804-1813
ve
1826-1828 yillari
arasmda iki
Rus-
ran
sava1
yapildi.
Bu savaglann sonucunda
Ruslar,
kismen
ye-
rel
hkmdarlardan,
kismen
de Iran'dan,
ileride
Sovyetler Birli-
gi'ne
bagh Ermenistan
ve
Azerbaycan
olacak yerleri
aldilar.
Rusya,
1828 yilmda
ran
ile imzaladigt
bangtan bir
ay son-
ra
1821 yilmda,
bagimsizhk savaglanna
baglamig olan Yunan-
hlar'a destek
olmak
zere
Osmanh imparatorlugu'na
kargi
sa-
vag ati.
Ruslar 1829
yihnda Edirne'ye
girerek nemli
avantaj-
Iar elde ettikleri
bir bang antlagmasi imzalatabild.iler.
Rusya, iki
imparatorluk
arasmdaki
Balkan
ve
Kafkas
smirlarmda nemli
kazanlar. elde
etti,
ayn1
zamanda da, Tuna prensliklerinin
iig-
lerinde etkin oldu
ve
tccarlan ile
deniz ticareti haklarim tek-
325
MODERN
A
Ruslar
gneye
Ortadogu'ya
dogru
ilerlemeye dev'am eder-
ken,
Bati'da yeni bir
tehdit
ortaya
ikiyordu.
XV. yy'in
ortalarin-
dan
sonra
Avrupa,
karadan Rusya'ya, Bati
Avrupa'dan denize
"
dogru
ilerliyordu.
Islam'a kargi
Bati'da
ve
Dogu'da ilerleme fe-
tihlerle tekrar baglamig,
Tatarlar'dan Rusya,
Araplar'dan
ispan-
ya ve
Portekiz ahnm14tt. Bu
fetihlerden
sonraki kargi
saldinlar,
sava1
dgman
topraklarina
gtrd.
Ruslar
gneye ve
dogu-
ya
dogru
Asya'ya girdiler,
te
yanda da
Mslman Araplar'dan
ve
Magripliler'den
yanmadalarini
kurtaran ispanyollar
ve
Porte-
kizliler
eski
efendilerini
Afrika'ya
ve
daha da
ilerilere srdler.
Byk keyif
yolculuklan biroklari iin dini
mcadele, Ha-
h
Seferleri'nin devami
ve
ortak Mslman d
mana
kargi
tek-
rar
bir fetih
girigimiydi.
Portekizliler
Asya sulanna
girdiklerinde,
baghca
dgmanlan kendilerini
durduramayan
Osmanh impara-
torlugu, Misir, Iran ve
Hindistan'in
Mslman
hkmdarlariy-
dt.
Portekizliler'in
ardindan Batt
Avrupa'daki
teki denizci
mil-
letler, ispanyollar,
Fransizlar,
Hollandalilar
ve
ingilizler
geldi-
ler
ve
Afrika
ve
Gney
Asya'da
XX. yy'a kadar
srecek bir Ba-
ti
Avrupa hegemonyasi
olugturdular.
Bati
Avrupa'nin
Portekizliler'in ilk
girigimlerinden
sonra,
Gney
Asya'daki
etkinlikleri
genellikle denizcilik ve
ticaretle
ilgiliydi
ama
sonralan
siyasi bir
egemenlik kurulmasi
yoluna gi-
dilmigtir.
Bu durum
o
zaman
bile
Hindistan,
Gneydogu Asya
ve
Dogu
Afrika ile
sinirliydi
ve
Ortadogu bundan
dolayh olarak
etkileniyordu. Batill devletler
Ortadogu ile byk
oranda tica-
ri olarak
ilgileniyorlardi.
istanbul'daki
ngiliz
eliligini XIX.
yy
baglarina
dek
blgede ingiliz
ticaretinin
nemli
araci
olan
res-
mi
Levant
girketi igletip finanse
ediyordu.
Ortadogu,
Asya'da Hollanda
ve
ingiliz
gcnn
glenme-
siyle
iki taraftan Bati
Avrupalilar'la kugatilmigtt.
Bu
geligme, Ki-
zildeniz
ve
Basra
Krfezi'nden
geen
baharat
ticaretinin
byk
326
MCADELE
oranda azalmasmi
Portekizliler'in
daha nce
Afrika'mh
evre-
sini dolagmalarmdan daha ok
etkilemigtir. Avrupa imparator-
luklarinin Asya
ve
Afrika'daki egemenlikleri
henz dogrudan
Ortadogu'ya ulagmiyordu
ama
blgenin stratejik
yollarindaki
Bati
ilgisi
giderek artiyordu. Fransasiz
devrimi
ve
Napolyon
sa-
vaglannin
global zelligi
bu dgncelere yeni bir iglerlik
getir-
di. Bati mdahalesi,
Fransizlar ile
ngilizler'in
mcadeleleri
ve
her
iki lkenin Ruslar'a
kargi duydugu endige ile
Ortadogu'nun
merkezine tapindi. Artik Trkler yaln1zca
Rusya
ve
Avusturya
ile
degil, Ingiltere
ve
Fransa'nin da aralannda oldugu drt dev-
letle ugragmak zorunda
kalmiglardi.
Hah Seferleri'nin ardindan
Ortadogu'ya dzenlenen ilk
as-
keri sefer
Fransa tarafindan
gerekleptirildi. 1798
yilinda Ge-
neral
Bonaparte komutasindaki
bir
ordu
o
zamanlar Osmanli
eyaleti olan
Misir'a girerek
lkeyi
kolayca ele geirdi
ama
Fran-
siz
iggalini Filistin'e
kadar geniletme
girigimi baanli olmadi.
1801 yilmda
Fransizlar Misir'dan
ekildiler.
Bu
sonu,
Misirl1-
lar'dan da, Trklerden
de kaynaklanmiyordu, mcadele
Fran-
siz ve
ngiliz gleri arasmdaydi. Yerel gelerin etkisi
bunla-
ra
aranla
daha azdi. Kisa
sren
Fransiz iggalinden
sonra,
M1sir
tekrar Trk
ynetimine girdi.
Fransiz
iggali ile
Batili
bir devle-
tin kk bir ordusunun
bile Ortadogu'nun
nemIi topraklarin-
dan birini kolayca ele
"geirebilecegi
anlagildi.
Ayrica
Fransizla-
rm
Misir'dan
ikipi
yine yalnizca bagka
bir
Batili devletin onlari
ikartabilecegini
gsterdi. Bu ifte ders, daha
sonralari ok k-
t sonular dogurabilecek
bir durumu igaret edlyordu.
Bati
Avrupa
lkeleri,
XIX.
yy'm
ilk
yansinda Ortadogu'da
daha ok ticaretle
ve
diplornasiyle, zellikle
de kndi aralarin-
daki rekabetlerle ilgilendiler.
Ortadogu'daki etkinlikleri,
genel-
likle iiglerine
nemli oranda
mdahale gerektiriyordu ancak
merkezi topraklara
saldirmiyorlar,
blgeyi kenarlarmdan
ke-
327
MODERN
A
mirmekle. yetiniyorlardi.
Frans1zlar, Ruslar ile Trkler arasinda
imzalanan Edirne
Antlagmasi'ndan bir yil
sonra,
1830 yilinda,
o
zaman
Osmanli hakimiyetinde
zerk
bir
hanedanin ynettigi
Cezayir'i
iggal
ve
ilhak
ettiler.
O
siralarda ingilizler de
Arabis-
tan
civanna
yerlegiyorlardi. 1839
yllmda, Hindistan
yolundaki
nemli
bir kmr
ikmal
istasyonu
olan Aden
iggal
edildi. Ben-
zer
stratejik
ve ticari
endigelerle
ingilizler
de Basra
Krfezi'ne
yerlestiler.
1853 yihnda yerel hkmdarlarla
yapilan antlagmay-
la bu
yerlegme tamamlanmig
oldu.
-
Ruslar,
yzyilin
ortalannda tekrar
Osmanh
mparatorlugu'na
yklenmeye bagladilar
ve
1853
Temmuz'unda
kargaa
iinde-
ki diplomatik
bir bunalim
sirasinda Tuna
prensliklerini
iggal
et-
tiler. Fransa
ile
Ingikere
Osmanh
imparatorlugu'nu
destekledi.
Rusya'ya kargi
1854 yllinm Marti
ayinda
bir
ittifak kuruldu ve
iki yll
sren
K1nm Savagi
Paris Antlagmasi ile
sona
erdi. Rusya
birtakim
dnlerin
yani sira,
topraklarindan da
vermek
zorun-
da
kaldt. Osmanli
mparatorlugu'nun
Avrupa
Birligi'ne alinma-
si,
toprak
btnlgne ve
bagimsizligina
saygi
gsterilmesi ka-
bul
edildi. Bu, Bati
Avrupali
mttefiklerin Trk
imparatorlugu
topraklannda ok
sayilarda
yer
aldiklan ilk
savagti.
Bati
ile
bu
dogrudan
iliski
ileride ok nemli degigikliklere
yol ati.
Ruslar
Ortadogu'da
duraklayarak dikkatlerini Orta Asya=ya
ynektiler
ve
orada ok
ilerlediler. Hazar Denizi
dogusun-
da
in
sirunna
kadar olan blge
yzyillardan bu
yana
Buha-
ra
Emirligi, Hokandve Hive
Hanliklan
olmak
zere
Islam
Trk devleti
arasinda paylagilmigi.
Bunlar askeri
seferler
so-
nunda hizla
Rus denetimine
girdiler. Blgenin bir blm
ilhak
edilirken, kalan blm de Rus
iggali
ve
korumasindaki
"yerel
beylefin
ynetimine
birakildi.
Ruslar'm
Karadeniz'deki
etkinlikleri
1856
yihndaki
bang ant-
lagnasrile
kisillanmigti.
Bati Avrupa
Fransa-Prusya
savapyla il-
328
MCADELE
gilenirken,
1870 yihnda,
Ruslar
bunu firsat bilerek kisitlamalar-
dan kurtuldular.
Rusya'nin
Osmanlilar zerindeki
baskilan
ai-
sindan da
yeni bir dnem
baglad1
ve
25 Nisan 1877'de
savag
ikti.
.Trkler,
merkezdeki
megrutiyet krizi
ve
tagradaki
isyan-
larla ugragtiklari
iin Rus ordularino ilerlemesine
kargi koya-
madilar.
Ruslar
bagkentten
birka kilometre
uzaktaki
Ayastefa-
nos'a
(Yegilky)
kadar girerek Padigah ile
ok
agir bir antlay-
ma
yaptilar.
Osmanli
mparatorlugu,
Bati, zellikle
de ingiliz
diplomasisi
sayesinde
kesin bir
felaketten
kurtuldu.. Ruslar'm
Osmanlilar aleyhine
yayilmasi 1878
yilindaki
Berlin Antlagma-
si
ile
sinirlandi.
Ruslar,
tekrar
doguya ynelerek 1881
yllmda ilerlemeye
bagladilar
ve
Kafkasya'ya
smir
blgelerini ilhak
ettiler.
Rus
or-
dulari bu
on
yll sresince
Hazar Denizi ile
Amu
Derya
arasin-
daki yerlerin
denetimini ele
geirdiler. 1884 yilinda
Merv'i
ala-
rak
Rus imparatorluk
gcn ran
ve
Afganistan'in
Orta
Asya
simrlarna
dek geniplettiler.
Dogu Avrupa'dan gelen
ataklarla dogru
orantih olarak,
Bati
Avrupa
da genigliyordu. 1881
yilmda
Tunus'u Frans1zlar,
1882
yilmda
da
Misir'i ngilizlerele
geirdi. Her
iki
blgede
de
tip-
ki Rus Orta Asyasi'ndaki
gibi
siyasi sistemler
ve
yerli
monargi-
ler
oldugu
gibi korundu. Ancak
askeri iggalle
birlikte
genel bir
siyasi
ve
ekonomik
dentime
girdiler.
Ortadogu'daki
Ingiliz diplomasisi
Hindistan yolundaki
ya-
banci tehditleri
iin bir kalkan
geklinde
"Osmanli mparatorlu-
gu'nun
bagimsizligini
ve
btnlgn
koruma"
ilkesine
daya-
niyordu
ama
saldirlar
sruyordu. Fransizlar
ve az
da
olsa
Rus-
lar
Osmanli
imparatorlugu'nda nemli
bir
yer
kazandilar.
1880
yilmdan
sonra,
Ingiltere'nin
en
byk rakibi
olan Almanya
da
Oitadogu'ya,
giderek
artan bir ilgi duymaya
bagladi. Alman
-hedeflerinin
art
arda
gelen
Osmanli rejimleri
tarafindan
kabul
329
MODERN AG
edilmesi ingilizieri
huzursuz
ediyordu.
Alman sanayicileri
ve
maliyecileri
egitli
dnler elde
etmiglerdi.
Osmanh ordusu, Al-
man
subaylari
tarafindan
egitiyor
ve
yeniden
yapilandtrihyor-
du. mparatorlugun
Asya
topraklan Alman
bilim
adamlari
ve
arkeologlan
tarafindan
aragtinhyordu. Berlin'i istanbul,
Halep,
Bagdat
ve
Basra
yoluyla Basra
Krfezi'ne
baglayacak
olan nl
Bagdat
Demiryolu
aligmalanna
1889 yllinda baglandi.
Ingilizler'in
baglang1ta
geici
olmasini
planladiklari M1sir ip-
galine
devam
etmelerinin
en
nemli nedeni, kuzeyden
gelen
Alman
tehdidi
olmuytur. Aym
endigelerle, 1907
yllmda iran'in
Rus ve
ingiliz
etki alanlanna blnmesi
iin Rusya
ile anlagma
yapildt. Bu
anlagma,
Almanya'mn
Osmanh Iragi'ndan doguya
ve
gneye
daha
ok ilerlemesini
engellemeyi
amaliyordu.
1911
yihnda,
Ruslar'in
Iran'in
kuzey
eyaletlerini
ele
geirme-
leri
yeni
bir
ilerleme
dneminin
baglangici
oldu.
I. Dnya
Sa-
vagi'nin baglayana
kadarki
srete,
bazi
direni ler
olsa
da,
Iran,
Rus hakimiyetine
girdi.
Fransizlar da bu
sirada
Fas'taki etkile-
rini
genipleterek 1912
yllinda bir
manda kurdular. Italya,
Fran-
sizlar'in Tunus'u
ele
geirmeleri
ve
Fas'ta
ilerlemeleri kargisin-
da
telaglanarak, 1911
Eyllnde
Osmanh
imparatorlugu'na sa-
vag
ilan etti.
Sonrasinda
Osmanhlar,
Trablus
ve
Cyrenaica
eya-
letlerini
ilhak ettiler
ve
her
ikisi de italyan
smrgesi haline
geldiler.
Artik
Islami
Ortadogu XVI.
yy'dan beri
Avrupa'nin
yayllma-
styla iki
tarafh olarak kistirilmigti.
Kuzeyden
Ruslar,
Trkiye
ve
iran't
kistirisken.
Bati
Avrupahlar da
Afrika'nm etrafindan dola-
arak Akdeniz'i
agtp
Arap dnyasina
ulagmiglardi.
.
330
15. BLM
DE
M
Ortadogu'da
Avrupa'nin siyasi
ve
ekonomik
etkinligi
ayni
dnemde
byk lde
artmigti.
Bu
artig,
askeri
ve
siyasi ko-
nulardaki
gibi ncelikle
bozulan g
dengesine bagliydi.
XIX.
yy'da
Ortadogu,
Bati
ve
Dogu
Avrupa
ile
kargilagtmldiginda
XVI. yy'daki ihtigamli
dnemine
gre olduka
gsz
durum-
daydi.
Bu duruma
neden
olan pek ok
gey
bulunmaktadir.
Avru-
pa
ile
iligkilerinde,
Ortadogu,
savaym
hizla
yarattigi
karmaga
ve
silahlanma
gerekliligi yznden
artan bir maliyetle
kargi
kar-
giyaydi. XVI-XVII. yy'daki
yksek enflasyon ekonomiyi
etkile-
mig,
sonrasinda
da fiyat artiplari
srmgt. Dig ticaret,
Gney
Afrika,
Gney Asya
ve
Atlantik
deniz ticaret
yollari
nedeniyle
sars11mig,
transit ticaretin dgmesi de Ortadogu blgesinin ne-
mini azaltmigt1.
Osmanli
imparatorlugu'nun dogusundaki lke-
lerle ticaret dengesinin
bozulmasi, Hindistan
ve
iran'a dogra
al-
tin
ve
gmgn akipinin
artmasi bagka bir
etkendi. Bu srele-
rin hizlanmasinda, Ortadogu'nun.nakliyat,
sanayi
ve
tarm
ai-
smdan teknolojik
olarak geligmemig olmasi da byk rol
oy-
nuyordu.
Ote yandan toprak mlkiyeti
sisteminde
de degigiklikler ol-
mustu. Devlet, ynetim
ve
savag
iin
artan
nakit gereksinimini
kargilamak zere geleneksel olan askeri
timar
sistemini terk
et-
mek zorunda
kalmisti. Bunun
yerine
iltizam
sistemini
uygula-
maya
baglamisti
ama
bu sistemin de hem tagrada
hem de
mer-
kezde
ters
bir etkisi olmuytu.
zellikleXVHL yy'da kyler bag-
ta
olmak zere
nfusta
grlen
hizli azalig bir diger degigiklik-
331
I
MODERN
A
tir. Trkiye, Suriye
ve
Misir nfuslarinm
1800'de
1600'dekinden
daha
az
oldugu
belgelerden
anlaglmaktadir.
XVI.
yy sonuna
dogru fiyatlar byk
lde
artmaya
.bagla-
migti.
Bu durum,
Amerikan altin
ve gmgnn
gelmesinin Or-
tadogu'daki yikici etkisinin bir
grnmyd. Osmanh impara-
torlugu'nda bu degerli
madenleri alma gc
Bati'dakinden
ok,
ran
ve
Hindistan'dakinden azdi.
ran
ipegi bagta olmak zere,
iran
rnleri, Osmanli
topraklannda da,
Avrupa'da
da
ok il-
gi
gryordu.
Ancak
Avrupa'da herhangi
bir
Osmanh rnne
byle bir
ilgi
sz
konusu
degildi. Avrupa'ya
ihra edilen
bag-
hca
rnler tahil
ve
tekstil
rnleriydi. Eskiden genellikle re-
tim
mallanndan
olugan
tekstil
ticareti
azalmigti.
Ortadogu'dan
Avrupa'ya yalmzca
pamuklu bez
ihracati bir dnem srmgtr.
Artik tekstil
rnleri
ve
Hint
kumaglannm
ihracati
durmuy,
du-
rum
tersine dnerek,
Avrupa'dan Ortadogu'ya
ithalati baglan-
m1gt1.
Avrupa'da
tekstil rnlerinin hammaddes'i, pamuk,.
mo-
her
ve
ipek ogunlukla
ran'dan
ithal
ediliyordu.
Osmanh bel-
gelerine gre,
Bati'dan
altin
ve
gmg
ithal
edildigi halde,
para
basmak iin bile
lkede yeterli degerli maden bulunmuyordu.
Bati'dan
alman
yeni
tahillar
tarima az
da
olsa fayda sagla-
migti ama
yine de
ekonomik
ve
teknolojik
bir duraklama
vardi.
Ortadogu
lkelerinde Avrupa'daki
tarim
dvrimi yaganmamig
ve
Avrupa sanayi
devrimi hi
yansimamigtir.
XVIII.
yy
ortalan-
na
dek Ortadogu
sanayisinde geligme
grlmg
ama
herhangi
bir
teknolojik
geligme
olmadan el
zanaatlan ile smirli
kalmigtir.
Silah
yapimi
ve
gemi
inasi,
teknolojide ilerlenmemig olma-
sinm en
nemli
iki
gstergesiydi.
XVIII. yy'da
Osmanh impara-
torlugu,
Avrupah
denizcilik
mhendislerinden
faydalanmig
ve
sve
ve
Amerika Birlegik
Devletleri'nden sivil
ve
askeri
ama-
h
tekneler
satin
almigtt. mparatorluk
topraklarindaki
su
kanah
ve
yol agini
geligtirmek iin de girigimleri olmamigtir.
332
'
Ticaretle ilgili parlar
da Osmanh
imparatorlugu
ve
Ieki Or-
tadogu
devletleri
aleyhine
degigiyordu. Ortadogu, ailan
ve
ge-
ligen Okyanus yollanndan etkilenmemig,
Osmanli
imparator-
lugu. iin baglica vergi geliri
ve
hammadde kaynagi
durumun-
daki
ran
ipek
ticareti, byk
oranda
Bati Avrupali tccarlann
L
kontrol
altina
girmi ti. Benzer degigikliklerle Karadeniz'de de
Trkler
gsz duruma d
yordu.
Rus gcnn Kuzey kiy1-
smda yayilmasi nedeniyle
blgedeki Dogu Avrapa ticareti
b-
yk oranda
artmigti. Rus
tccarlar
ve
denizciler,
Kk
Kaynar-
ca
Antlagmasi ile
kazandiklari ticari haklar sayesinde
dogrudan
I
Osmanli tebaasiyla
ahemaya
baglamiglar
ve
Trk
bagkentine
hi
gitmeden Bogazlar'dan
geip
Akdeniz'e
gitme
olanagi
elde
etmislerdi.
ok
gemeden teki
Avrupa devletleri de kendileri
iin
Ruslar'in
kazandiklan haklari
isteyip aldilar. Karadeniz
tica-
retini
Avrupalilar'a,
zellikle
de
Yunanlilar'a kaptiran Trkler'in
Avrupa ticaretindeki paylan
da
ok
dgmgtr. ingiltere ile ti-
caretleri
XVII.
yy
ortasmda onda bir,
XVIIL
yy
sonunda yzde
bir, Fransa ile ticaretleri de XVI.
yy
sonunda
yzde
elli,
XVIII.
yy
sonunda
ise yirmide bir oraninda azalmigtir. Bununla
birlik-
te,
Avusturya
ve
Fransa basta olmak zere ithalatta byk l-
de
artig
olmug,
ucuz ve
kimi
zaman
daha iyi olan Avrupa mal-
lari yerli
mallarin
byk
blmn piyasadan ikarmigtir.
Bu dnemde Avrua'da Osmanli
tanm
rnleri, zellikle
H1ristiyan Balkan eyaletleri rnleri
iin
yeni
piyasalar a1lma-
ya
baglamigtir. Bu durum, Osmanli nfusu iin ciddi
toplumsal
sonular dogurmuytur.
ogu
Mslman
olan esnaf
ve
zanaat-
karlar, geleneksel zanaatlann azalmasi nedeniyle niteliksiz
ii
haline gelmiglerdir. te yandan,
iftiler, tccarlar
ve
nakliye-
ciler olarak Hiristiyan azmliklar iin
yeni olanaklar
dogmustur.
Bunlar,
ticaret yaptiklan Avrupa devletlerinin yakmhklari,
teg-
vikleri
ve
bu
yeni
durum
sayesinde servet, beraberinde
egitim,
333
MODERN
A
dolayisiyla
da
etkinlik
ve
g

elde
etmiglerdir.
Arap eyaletlerinde
meydana
gelen ekonomik ky Osman-
11imparatorlugu'nda
oldugundan ok daha da agir olmuytur.
Suriye,
Irak
ve
Misir'da
hem tanm arazisi
hem de
nfus byk
lde azalmigtir. Nfus azalmasi gehirlerde grlse de, daha
ok kirsal kesimde olmugtur. Aynca, sanayide de gerileme ol-
dugu
anlagilmaktadir.
Sehirlerdeki
zanaatkar
sayisi
ve
retim
kaliteleri
.dgmg;
ogu
byk liman da nemini yitirmigtir.
Ortadogu'da olugan bu degigikliklerin nedenleri arasinda
ogunlukla
otorite
eksikligi,
kismen siyasi
nedenler, bir
l-
de bagimsiz
yerel yneticilerin ikmasi
ve
yerli gebelerle
it-
hal askerlerin tagrada yol atiklan ciddi hasarlar
yer
almakta-
dir. Ynetici
askeri
ve
brokrat gruplar ogunlukla yerel eko-
nomik
geligmelere ilgi gstermigler,
az
da
olsa sarfettikleri
a-
balarsa Avrupa'mn
ekonomik ikarlari yznderi engellenmig-
I
tir. Bu
kg bir
lde ekonomik nedenlere,
Sogunlukla
da
maden,
su
ve
kerestenin
eksik oluguna bagliydi. Enerjinin
ve
yakitin azligi
nedeniyle
sanayinin,
nakliyenin
ve
nemli tekno-
lojilerin geligmesi
sinirli olmustur. Ortadogu, hayvan kullanimi-
ni
kolaylagtiran geligmig kopum
teknikleri, yel
ve
su
degirmeni
gibi ilk teknolojik geligmelerden pek etkilenmemig
ve
bu ko-
nularda Avrupa'dan
olduka
gerilerde kalmigtir.
Osmanlilar'daki gerilemenin
nedenleri
i degigikliklerle
bir-
likte, Batt'daki
yaanan
bilim
ve
teknolojideki,
savag
ve
bany
sanatlarmdaki ticaret
ve
devlet ynetimindeki hizli ilerlemelere
ayak uyduramamig
olmalandir. Trk liderler, bu durumun far-
kindaydilar
ve sorunun
zmne
ynelik birtakim dgncele-
ri
vardi.
Ne
var
ki yeni dgnce
ve
yntemlerin benimsenmesi
konusundaki byk
ideolojik
ve
kurumsal
engellerle
bag
ede-
miyorlardi. Bu konuda,
nl
bir
Trk tarihisi punlari sylemig-
tir:
"Bilimsel
dalga,
hukuk
ve
edebiyat
engellerine
arparak ki-
r
334
DEM
nldi."
Yeniliklere
ayak uyduramayan Osmanli imparatorlugu,
Sovyetler Birligi gibi
onlar
tarafmdan yok edilmigtir.
Osmanlilar ile Sovyetler Birligi'nin
kaderinin kargilagtirma-
sinda liberalizmin patlayici gleri, eski
ideolojilerin iflasi,
eski
siyasi
yap11arin kmesi
ve
milliyetilik
gibi
ideolojik
ve
siya-
si
konular dikkat ekicidir. Tm bu konularda
Ruslar
da,
Trk-
ler'in getikleri yllardan geoiglerdi
ve
onlarm da milli tarih-
lerinde
yeni
bir sayfa aacak bir
Mustafa Kemal Atatrk'e ihti-
yalari vardi.
Osmanhlar'daki gerilemede farkli bir
yan
sz
konusudur.
Ortadogu'daki
ekonomik
gszlk,
Sovyetler Birligi'ndeki
gi-
bi merkezi
denetimin
agmligma
bagli degildi.
Aksine,
bu gekil-
de bir denetim neredeyse hi bulunmuyordu. Kismen
tagra ve
lonca pazarlan dzeyinde bazi
ekonomik
dzenlemeler olsa
L
da, Osmanlilar ekonomik gcn kullanilmasi
ve
seferber edil-
mesi konusunda, Bati Avrupa'nin
epeyce
gerisinde kalmiglar,
daha ok
tketiin
toplumu haline gelmiglerdi.
retime
ynelik olarak, Bati'da merkantilizmin
ortaya
1k-
masi,
Avrupa ticaret
girketleri ile onlan tegvik
edip
koruyan
devletlerin, gerekte
pazar
glerinin
herhangi bir kisitlama
ol-
madan iglemekte oldugu Dogu'da
benzersiz
olan
ve taninma-
yan
ekonomik enerjilerini yayginlagttrmalarmi
ve
bir ticari r-
gtlenmeye
kavugmalanni saglamigtir.
Artik
Batih ticaret girketi,
ticarete destek
olan
hkmetlerin de
yardimlan sayesinde
ye-
ni bir
g
olmuytu. Batih tccarlar,
sonra
reticiler,
daha
son-
ra
da hkmetler,
ekonomik
g ve
iradede
artmaya
baglayan
egitsizlik sayesinde, Ortadogu pazarlanni
ve sonuta en
byk
Ortadogu retim
sektrlerini neredeyse mutlak
bir
denetim
al-
tina
almiglardir.
Bu dnemdeki
tekstil
ticareti,
Batt'daki
ilerlemeden
etkilen-
migtir. ran
ve
Osmanli imparatorluklannin
limanlanna ingiliz
335
MODERN CA

,r }
tccarlar tarafindan,
_
artan
miktarlarda Hint
pamuklusu
ve
bag-
ka kumaglar
getirilmigtir. Daha
ucuz ve
daha
saldirgan yn-
temlerle pazarlanan Batili
rnler,
eskiden Bati'da ok ilgi g-
ren
Ortadogu
tekstillerini
nce dig,
sonra
da i
pazarlardan
i-
karmigtir.
Bu ticari
iligkideki degigikligi Ortadogu'nun gelenek-
sel
aligkanhgi olan
kahve ile aiklayabiliriz.
Kahve
ve
onu
tat-
landiran
geker Avrupa'ya Ortadogu'dan
gitmigtir.
Hollandalilar,
XVII. yy'1n
son
eyreginde Cava'da
Avrupa pazarlan iin kahve
retiyorlardi. Fransizlar
da Osmanli
imparatorlugu'na.Bati Hint
smrgelerinden kahve
ihracati
yap1yorlirdi.
1739 yihnda
Ba-
ti
Hint kahvesi, doguda Erzurum'a dek
gitmigti. Bat1'nin smr-
ge
kahvesi daha
ucuz
oldugu iin
Kizildeniz.
blgesinden
ge-
len kahve ok byk
lde
azalmigti.
Aslinda
bir Dogu
icadi
olan geker,
ilk
kez
Hindistan
ve
ran'da
rafine
edilmigti. Kuzey
Afrika,
Misir
ve
Suriye'den Av-
rupa'ya
ithal ediliyordu
ve
Araplar tarafindan
ispanya
ve
Sicil-
ya'ya da gtrlmgt. Burada
Batt Hint smrgeleri de iyi bir
firsat yakalamiglardi.
Colbert'in
emriyle
1671
yihnda Fransiz-
lar
Marsilya'da
bir
rafineri
kurdular
ve
oradan
smrge
gekeri-
ni
Osmanli
mparatorlugu'na
ihra ettiler. Bati Hint kahvesi da-
ha
act
oldugu iin Trkler geker kullanmaya bagladilar
ve
t-
ketim de ok byk
miktarlarda
artti.
Misir gekeri kullaniyor-
lardi
ama
Bati Hint gekeri ok daha
ucuz
oldugu iin kisa sre-
de Ortadogu
pazano
ele
geirdi. Bir Arap
ya
da
Trk'n XVI-
IL
yy
sonlannda
itigi
bir fincan kahve
ve
gekeri Avrupa
s-
mrgeleri
retmig
ve
ithal
etmig
oltiyordu.
Yerel kaynaklar yal-
nizca
sicak
suvu
saglayabiliyordu
ve
XIX.
yy'da
Avrupa girket-
lerinin Ortadogu
gehirlerinde kurduklan
yeni
tesislerden
son-
ra
bu da gpheli
oldu.
Bati'mn
Ortadogu'daki
ekonomik
egemenligi egitli
biim-
1erde desteklenmig
ve
devam etmigtir.
Ortadogu rnlerinin
DEM
I
I.
Bati'ya ithal
edilmesi,
koruyucu gmrklerce
kisitlanung
ve ki-
mi
zaman
de engellenmigtir.
Ancak
Ortadogu'daki
Bati
ticare-
ti
sinirsiz ve
serbest
girig saglayan
kapitlasyon sistemi
ile
ko-
runmuytur.
Osmanlilar'
dneminde,
"Kapitlasyon"
(Latince
lis-
te
anlamina
gelen;
"blm";
capitula),
Osmanli
ve
teki
Msl-
L
man
hkmdarlar
tarafindan
Mslman
lkelerinde
Hiristiyan
devletlerinin
tebaalarina
taninan iskan
ve
ticaret hakki
aynca-
ligi iin kullanilirdi.
Onlar Mslman
olmayan
tebaanin
vergi-
lerinden
muafti. Bu gibi ayricaliklar XIV-XV.
yy'da
talyan de-
nizci devletlerine verilmigti.
Bu ayricaliklar,
XVI. yy'da
Fran-
sa'ya
(1569),
ingiltere'ye
(1580)
ve
bagka
lkelere
de verildi.
1580
yllindaki
bir
ngiliz kapitlasyonunda
su
hkmlere
yer
2
verilmigtir:
"...Mslman
mparatom Sultan
Murad Han,
ngiltereKraliesi
Eliza-
beth'e
dostlumumuzu
gstermek
zere, Kralie'nin
tebaasmm
ve
balkmm
lhemizde
gven
iinde
mallarmt
ve
diger egyalarmt
byk
ve
khge-

milerle
ve
karadan
araba
ve
hervanlanyla
getirebilecekledni,
kendilen--
ne
bir
zarar
velmeyece ini,
kendi
lhelennin
gelenekleune
gre hibir
glhle
harplaymadan mal altp
satabileceklerini...
Burada
yerlegecek
ya
da buradan
geecek, evli olan
ya
da olmayan
biringiliz
in kelle vergisi
ya
da bagha
bir
vergi demeyecegini...
ngilirlerin
arasmda bir anlaymazlzk
zkarsa hendi eliliklerine
bagvurabilecekledni...
Bu anlagmays
ce
kutsal
bang Ingiliz Kraliesi
korudugu
ve
uyguladag:
srece bizim de
aynism:
yapacaguntzt bildindz..."
Bu iligki
ticaretle birlikte bagka geyler
de ieriyordu.
Argiv
dairesindeki
pek ok belgeden birisi
olan
Sultan III.
Murad'm
1590
Haziran'mda
Kralie I. Elizabeth'e
gnderdigi
mektubun
sonu
gyledir
"Daima
att mada oldugun
ispanyol hafirlenne saldsrdtgmda,
Allah'nm
yardumyla zafer
hazanacaksin.
Bizi gerektiginde iglerinden
haberdar
et-
meyi
ibmal
etme.
Allah'a
ghrler
olsun ki, biz de bo; durmayacak,
za-
mam
geldiginde kafir ig>anyollar'z
rahatsar
etmek
iin gerekli nlemleri
alacajaz
ve
mutlaka
size yards
m
edecegir."
337
MODERN
A
Kapitlasyonlar,
Mslman
devletlerinin
daha da
zayiflama-
si
ve
Hiristiyan
kompulariyla
iligkilerindeki degigiklikler yzn-
den, baglang1ta
amalandigindan daha ok
ayricalik ierir ol-
muglardi. XVIIL
yy sonu
ile
XIX.
yy
baginda bir
Avrupa devle-
tinin
korumasi
mali ve
ticari byk
avantajlar saghyordu
ve
bu
uygulama
ok
artmigt1.
Daha
da
ileri gidilerek,
Avrupa diplo-
matik
misyonlan
kapitlasyon
haklarmi
agip
koruma
belgeleri
olan
beratlar
dagitmiglardi.
Baglarda bu
belgeler, Avrupa kon-
solosluklarinin
yerel halk
arasmdan
setikleri
memur
ve
ajan-
lari korumak
iindi
ama
kisa
srede pek ok yerel
tccara ve-
rilir
ya
da satihr oldu.
Onlar da korunmuy ve
ayricahkh bir sta-
t
kazarump
oldular.
Byle kt
kullanimi
engellemek
iin Os-
manh
yetkilileri boguna
ugragtilar.
Sultan IIL
Selim, XVIII.
yy
sonlari ile
XIX.
yy
baglarmda
Avrupa
devletlerinin
konsolosla-
nyla
bag
edemeyince
katilarak
Mslmanlar'a
degil
ama
Os-
manli Hiristiyan ve
Musevi tccarlarina berat
vordi.
Bu
berat-
larla belirli
ticari, hukuki ve
mali
ayricahklar,
bagigikhklar
ve
Avrupa
ile ticaret hakki
tanmiyordu.
Osmanh tebaasim yaban-
ci
tebaalarla neredeyse
tmyle egit
dzeye
getirmeyi
amali-
yordu. Bu durum
yeni
bir
ayncahkh sinifin
ortaya
ikmasma
yol
ati.
Osmanli Rumlan
denizcilik
yetenekleri
ve
olanaklany-
la
giderek daha stn bir duruma
ulagtilar.
Bu sistem
XIX.
yy
bagmda
Mslman
tccarlar
arasinda da
yayildi ancak
ok
az
tccar
faydalanabildi.
Tarih
boyunca
daha
karmagik
ve
hareketli
yapisi
olan bir
toplumun ticari
etkisiyle canlanan daha basit
ekonomi
rnekle-
ri de
bulunmaktadir.
Ortadogu'daki
rnekleri degigikliklerden
faydalanan
yabancilar
ve
ajanlardi. Yabanc1
olanlar
Avrupahlar
idi, ancak
Mslman
lkelerde dini
azinliklann
yeleri
bag
ak-
trlerdi
ve
ogunluk toplumu onlari
marjinal
bulurdu. Bu du-
rumu,
Trke'de
Avrupah yabancilar iin
kullanilan "Frenkler"
I,.
ve
Avrupalilagmig
olan
yerli Levanten nfus
iin
kullanifan
"tat-
lisu Frenkleri' terimleri
de gstermektedir.
XX.
yy
bainda, azinhklarin
ve
yabancilann mali
konular-
da agirliklari olduka
fazlaydi. 1912 yilindaki
bir listede, Istan-
bul'daki kirk zel
bankacidan
on
ikisi
Ermeni,
on
ikisi
Rum,
se-
kizi
Musevi
ve
begi
Levanten
ya
da Avrupali idi.
Yine bagka bir
listede, Istanbul'daki
otuz drt borsacidan
on
sekizi
Rum, altisi
Musevi, begi
Ermeni idi
ve
hi Trk
yer
almiyordu.
Ermeniler,
Rumlar
ve
Trk Musevileri'ni
kompularindan
ay1-
ran
yalntzca
dinleri degil, dilleriydi de. Arapanin
konuguldu-
gu
lkelerde
byle bir
aynm
yoktu. Museviler
ve
Hiristiyan-
lar, Mslman
kompulariyla
ayni
dili,
Arapayi,
konuguyorlar-
di. 1830'lardan
sonra
Beyrut limaninda
ve
evresinde
yeni H1-
ristiyan
ticari burjuvazisinin
ortaya ikip geligmesi
bu durumun
bir sonucudur. Bylece yzyilin ortalanna
dogru,
grenim
gr-
mg,
varlikli
ve
Arapa konugan yeni bir
orta
simf dogmustur.
Bu sinif1n
H1risti'yan
kimlikleri yznden nemli
bir
toplumsal
ya
da
siyasi
rol
olmamigti
ama
Arapayi ok
iyi kullandikla-
n
iin Arap kltrnn canlanmasmda ok ciddi
katkilan ol-
mugtur.
Ortadogu lkelerinde
Bati
s1zmasinin
ikinci yolu, iktidar
ve
etkinlik makamlanna
gelen
dini
azinliklardi.
Ruslar,
Kk
Kaynarca Antlagmasi'nm
ardindan Osmanli
mparatorlugu'nun
Ortodoks
H1ristiyan toplutnu zerinde
bir
1de
hamilik
el-
de
etmiglerdi.
Nfusunun ogunlugu
Ortodoks
H1ristiyanlar,
Yunan
ve
Balkan eyaletlerinden olugturuyordu
ve
bunlar Su-
riye'de
ve
Anadolu'da
nemli azinhklardi.
arlarm
Ortodoks-
lar zerindeki
hamiligi, Ruslar'a
Osmanli nfusunun nemli
bir
unsuru
zerinde
byk etkinlik
veriyordu.
Benzer bir hamiligi
sukanin Katolik tebaasi zerinde
de Fransizlar
elde
etmiglerdi.
Sayilari Ortodoks
H1ristiyanlar'dan
az
olmasina kargm, nem-
MODERN
A
liydi.
Lbnan'daki
nemli
Maruni kilisesi de
aralannda bulu-
nuyordu. Ingiltere,
koruyacak bir dini azmlik bulamadigmdan,
Rus ve
Fransiz
rakiplerine
gre
olduka
avantajsizdi.
Protestan
~
topluluklar,
ingiliz,
Amerikan
ve
Alman misyonerler
tarafindan
sayilari arttirilmaya ahg11sa da,
nemsiz derecede
azdi.
Zaman
zaman
ngilizdigigleri
bakanlan ingiliz
korumasmi
Museviler
ya
da
Drziler gibi gruplarda yaygmlagtirmayi denemiglerdir. Ben-
zeri bir
dezavantajk durumdaki,
Protestan g
olan Almanya,
bu durumu korumasini
Osmanli imparatorlugu'nun tamamina
genigleterek avantajli
hale getirdi.
Dini koruma
eyitli
yollarla yapihyordu. Korunan dinde-
ki
Osmanli tebaasmin refahlan
ve
ikarlan korunuyordu.
XIX.
yy'da
Osmanlilar'in
gten dgmesi ve
Avrupalilar'in kapit-
lasyon
sistemiyle olupturduklan
zor
partlar iinde bu neredey-
se
Osmanh
iiglerinin
her
alanina
sinirsiz
mdahale hakki
an-
lamina
gelmeye baglamisti.
Osmanli Musevileri'nin
ve
H1risti-
yanlan'nm egitim
ve
dinle
ilgili
gereksinimleri, misyonlar,
okul-
lar
ve
teki
grenim, kltr
ve
toplumsal kurumlar
agi ile gide-
riliyordu. Bunlarm pek
ogu Hiristiyan, bir blm de Muse-
vi kurumlanydi
ve
laik
olarak
kurulan bazilan
azmliklarin
ya-
ni sira,
Mslman
ocuklan da kabul
ediyordu. Ortadogu'daki
Bati
okullanndan
mezun
olanlar,
yksek
grenimlerini
de Bati
niversitelerinde yapiyorlardi. XIX. yy'in
ikinci yansmdan
son-
ra,
Ortadogu gehirlerinin bazilarmda
Bati kolejleri
aildi. Hami
devletin,
kltrel,
dolayisiyla
da
siyasi
ve
-ekonomik
etkinligi-
ni yaymasinda egitim,
nemli
bir yol oldu. Fransizlar bu konu-
da
en
baanli
olanlardi. Onlardan
sonra
da
sirasiyla talyanlar,
Ingilizler,
Almanlar
ve
Amerikahlar geliyordu.
Rus girigimleri,
Ortodoks
H1ristiyanlar
arasinda nemli olmakla
birlikte, diger-
lerine oranla
daha
azdi. Bati
misyonerleri,
Mslmanlar iin-
de birka mhtedi buldular
ama
islam
hukukunda din
degigtir-
340
DEGISIM
menin
cezasi
lm oldugundan,
Hiristiyan nfus
arasmda
da-
ha bagarill
oldular
ve
bazi Ermeni, Ortodoks
ve diger Dogu Hi-
ristiyanlan
Katolikligin
ve
Protestanligm
bir mezhebinden te-
kine
getiler.
Kuds
ve
Filistin'deki
Hiristiyan kutsal yerlerinin
korunma-
si,
Avrupa devlederinin
dinle
ilgi
nem verdikleri
bagka bir ko-
nuydu.
Bu konudaki tartigmalar, yerel
kiliselerde yzyillarca
yapilnupti.
Bu konuda, Trkler
hor gren
ama
ogunlukla
et-
kin arabulucular
olarak
davranmiglardi. Byk
devletlerin kili-
selerinin
koruyuculari olarak
ortaya
ikmalanyla
yerel
tartigma-
lar da
uluslararasi
atigmalar
haline geldi
ve
Kinm Savagi'ni
1-
karan nedenlerden
biri
oldu.
Kapitlasyonlar
sayesinde
Osmanh Imparatorlugu iinde
genig bir yetki alani
ve gce
sahip konsolosluk
ve
elilikler
ko-
rumayi
sagliyordu. Bunlarm
kendi kanunlan, mahkemeleri,
ce-
zaevleri
ve
hatta postaneleri
bulunuyordu.
Avrupa, Ortadogu'daki
egitim girigimlerinde askeri
egitime
byk nem veriyordu. Avrupa'nin. askerlik
sanatinin slami-
yet'inkinden
stn oldugu
savag
deneyimleri ile
grlmgt.
Bu yzden,
islamdevletleri Avrupalilar'm grencileri olmak
zo-
rundaydilar.
Bazi
Avrapalilar
Osmanli
imparatorlugu'nda aske-
ri
uzman ve
danigman olarak
uzun
sre kalmiglar
ve
nemli
ba-
anlar
kazanmiglardi. XVIIL
yy
sonlarma
dogru artik
bu tr bi-
reysel abalar
yetersiz kaliyordu. 1793 yilmin sonbahannda
Pa-
digah, bir
mesajla
Fransa'dan getirtmek istedigi subay
ve
teknis-
yenlerin
listesini Paris'e gnderdi. Birka yil
sonra
istanbul'dan
Kamu Gvenlig-i
Komitesi'ne daha
uzun
ikinci
bir liste gnde-
rildi. 1796
yilinda
yeni Fransiz elisiyle
birlikte bir
grup
Fransiz
askeri
uzman
geldi. 1798-1802 savaginda, Osmanlilar
ve
Fran-
sa
kargi taraflarda olduklari
iin bu isbirligi
sona
erdi
ama
daha
sonra
mttefik olduklarinda
yeniden
baglayarak
1806-1807'de
341 .
MODERN
A

Rus
ve
ngilizler'in
atiklan
savagla
en
st seviyeye
ulagtt.
Reformcu sultan IL
Mahmud'un, 1830'larda
silahh kuvvetle-
rini modernleptirmek zere Batili
devletlerden yardim isteme-
siyle yeni
bir girigim
bagladi. 1835
yilinda
bir Prusya askeri he-
yetinin,
1838 yllinda da
bir
Ingiliz
denizcilik heyetinin
gelme-
siyle
XIX.
yy
sresince
ve
XX.
yy
baglanna dek devam
edecek
bir
iligki bagladi.
Daha nceleri
buna
paralel bir geligme, Mistr'da Osmanli
va-
lisi
Mehmed Ali Paga'mn bagiosiz bir
beylik
yaratmaya
alig-
masiyla baglamigt1.
Mehmed Ali
Papa da
zellikle
Fransiz olmak
zere tek tek yabanci askeri
ve
teknik
uzman
toplamigti.
Napol-
yon'un
son
yenilgisinden
sonra
1824
yllinda, askeri
personelin
ogunun bosta
oldugu
Fransa'dan daha
sonra
gelmeye devam
edecek heyetlerin
ilki olarak
bir
askeri heyet getirtmigti.
Avrupa
gler merkezinden
uzaktaki
iran'da degigiklik
da-
ha
yavag
olmugtu. ngiltere
ve
Fransa,
Avrupa'
politikasina
ilk
kez
Napolyon dneminde
karismig
olan
ran'm ordularim egit-
mek zere
ilk
olarak
1807-1808'de, daha
sonra
1810'da
heyet-
ler gndermiglerdir.
Sonrasmda
da
orduda egitmen
olan Rus,
Italyan
ve
Franstz
subaylann etkil,eri sinirli
olmugtur. XX. yy'a
dek
tran
ordusunun
modernlegmesi
baglamamigtir.
Genellikle askeri egitimciler bagta ngiltere,
Fransa
ve
Prus-
ya, sonra
da
Almanya
olmak zere Bati
Avrupa'dan
gelmigtir.
Egitmenlik
yapan
bazi Italyanlar da olmuytur. Amerikan
Sa-
vagi
bitince
lkelerinde kendilerine gerek
kalmayan bazi Ame-
rikali subaylar, mesleklerini Misir'da
srdrmglerdir.
Egitmen
ya
da
danigman
olarak
Ruslar'in ortaya
ikmalan
.ancak
XX.
yy'da grlr.
Askeri egitimin sonulan
nemlidir. Ortadogulu
grenciler
Batt'nin kara
ve
deniz harp
akademilerine giderken,
Batill
su-
baylarada
Ortadogu kurmay okullarmda
gretmenlik
yapmig-
342
DEGISIM
lardir. Batililar danigman
ve zaman zaman
da subay
clarak is-
tihdam edilmig
ve
Bati'dan malzeme, silah
ve
teknoloji ithal
edilmigtir.
1950'lerden sonraki
neme
ve
dzeye
ulagmamakla
birlikte bu sre, XIX.
yy ve
XX.
yy
baglannin g politikalan
aisindan
ok
nemlidir.
Avrupa
devletleri, XIX. yy'da
uluslararasi
ticaret
ve
mali-
ye
agma
girmeye baglayan Ortadogu'nun ekonomik
i
iglerine
dogodan karigir olmuglardir. Bu
durumdan
kaynaklanan
degi-
giklikler
de Ortadogu'daki hayati
her ynyle etkilemigtir.
Yzyillardan
beri
ihmal
edilen
tanm
alanlarimn genipletil-
mesi bu degigikliklerden biri olmuytur. Genipleme, gvenlik
artlari geniletilip toprak tekrar
kazanilarak
ve
bazi
yerlerde
yaygin
sulama sistemleri
kullanilarak kolay olmuytur.
Ihracat
amac1yla ipek, pamuk,
ttn, kahve, haghay, hurma,
arpa
ve
bugday gibi rnler ekilmigtir.
te
yandan
tanmin geim yeri-
ne
gelir saglamak iin yapilmasi
ve
bununla birlikte hukuk sis-
temindeki
Bat111agma
toprak sahipliginde nemli
degigikliklere
yol
amig,
toprakta agiret
ya
da
ky sahipligi azalarak Avrupa
tipi
mlkiyet
artmigtir.
Bunun iin ihtiya olan
sermaye,
yurtdi-
gindan
yatinm
ya
da bor olarak gelmig, kapitlasyonlar aracili-
giyla
devlet denetiminden korunan Avrupa
girketleri, Ortadogu
lkelerinin
kaynaklannin kullanimina hakim olmuglardir.
Yabancilarin uzmanligi
ve
girigimciligi
hizmetlerin geligme-
sinde nemli
bir
rol almigttr.
Bunlar rnek olarak,
Dogu Akde-
niz'in
baglica limanlari. Misir, Trkiye, Suriye
ve
Irak
demiryol-
lari,
telgraf,
belediye
tagimaciligi,
su, gaz,
byk
gehirlerdeki
elektrik
ve
telefon
ve
rile
bilir.
Karadeniz
ve
Ege Denizi'ne Istanbul'u yerel
buharli
vapur
girketleri
bagliyorsa da, Avrupa ile ilk
bag yabanci
denizyollari
ile
kurulmuytur.
1825 yilmda aligmaya
baglayan bir Avusturya
irketinden
sonra,
Osmanli
ve
Avrupa limanlari ile
mparatorlu-
343
MODERN
AG
gun
eyitli limanlart
rasinda tagimacilik
yapan
Fransiz, ngiliz,
Rus
ve
Italyan
denizyolu girketleri gelmigtir. 1837 yllmda
yeni
bir
nemli
geligme
olmuytur: Avrupa,
Ingilizvapur
seferleri
ara-
cihgiyla
Sveyten skenderiye
ve
Hindistan'a
nce
posta,
son-
ra
rn ve
insan
tagimacdigtyla baglamigti.
Baglang1ta buhar-
h
vapurlarla
i sularda
ve
arabalarla
yeni
ailan
karayollannda
tagima
yapillyordu.
1851 yihnda
Misir demiryollannin
yapilma-
si
ve
1869 yilinda Sveyg
Kanali'mn ailmasiyla Misir,
yeniden
Avrupa
ile Gney Asya
arasindaki
baglica_
yol
ve
dnya
trafigi-
nin
nemli
bir
noktasi
olmugtu. Iran,
o
yillarda Hazar Denizi
ve
Basra
Krfezi'nde
baglayan buharli
vapur
seferleriyle Rusya'ya
da Bati Avrupa'ya da biraz daha
yaklagmi
ti.
Avrupa'nin
mali
nfuzu,
Kinm Savagi
sirasinda
yeni bir d-
neme
girdi. XVIIL
yy sonu
ve
XIX.
yy
baginda Osmanli hk-
metleri
i borla
para
saglamaya
aligiyorlardi. Kinm Savagi'nin
olanaklan
ve
gereksinimleriyle,
Avrupa
para
paiarlanndan
ye-
ni bir tr bor
almaya
yneldiler. ilk olarak 1854 yilmda Lond-
ra'dan
yzde alti falzle
milyon sterlin
bor
almdi; sonraki yil
da
yzde
drt faizle bey
milyon
sterlin bor
alindi.
Daha
son-
ra
1854-1874 y1llari
arasinda yaklagik olarak
her
yll alinan dig
borlar
toplam iki
yz
milyon sterline
ulagt1.
Bu dnemde
bl-
gede nemli
banka faaliyetleri de
olmuytur.
nceki yirmi
otuz
yil iinde,
hem Ingiliz
hem de bagka
zel bankacilar
egitli
Ak-
deniz
limanlarina
yerlegmiglerdi. 1850'lerden
sonra
nemli
ge-
ligmeler
oldu. Ortadogu'da Misir
Bankast
(1855),
Osmanli Ban-
kasi (1856),
ingiliz-Misir Bankasi
(1864),byk ingiliz,
Fransiz,
Alman
ve italyan
bankalarmin
pubeleri ile bagkalari kuruldu.
Tm
Avrupalilar'a ait
olan bu bankalar,
Ortadogu'nun mali-
yesine hakim durumdaydilar. L Dnya
Savagi'ndan
sonra
aila-
bilen gerek
Trk,
ran,
Arap
ve
Misir bankalarmm
toplam
ma-
liye iglerinin
nemli
bir
blmn denetim
altina
almalari da
344
DESM
ancak
ikinci Dnya Savay1
sonrasmda olmugtur.
Trkiye riskli
ve gsz grldg iin
ogunlukla bor-
lar ok
agir
partlarla
veriliyordu.
Genellikle
para
bte aigi-
nm
kapatilmasina
ya
da ekonomik olmayan
kalkmma projele-
rine harcamyordu.
Bu
nedenle
6
Ekim 1875 tarihinde
ekonomi-
si ken
Osmanh devleti
anapara ve
faizleri
deyemedi. Avru-
pah alacakhlann temsilcileriyle
yapilan
grgmelerin
ardmdan
20 Arahk
1881
fermaniyla
yabanci
alacaklilara
karpt
sorumlu
ve
onlarm
ynetiminde olan "Dyunu
Umumiye Idaresi" kuruldu.
Gtevi Osmanlilar'in kamu borlarrun denmesi
iin
"borcun
tamami
denene
dek"
Osmanh devletinin gelirlerini tahsil
et-
mekti.
Dyunu Umumiye
Idaresi'nde 1911
yilmda
8931 kisi
a-
ligiyordu.
Bu
sayi,
Osmanh Maliye
Nazirlig1'nda
aliganlann
sa-
yisindan
oktu.
Benzer bir iflas
yagayan
Misir'da 1880 Likidas-
yon
Yasasi
ile
Misir'm toplam
gelirinin
yansi Misir hkmetinin
ynetim harcamalari,
yarisi
da borlann denmesi
iin
aynldi.
iki
lkede
de bu yzy11m ilk yillarmda
yeni bor anlagmalan
yapildi
ama
bu kez de alacakhlann
yatirimlarini
korumak iin
kurulan bazi
kurumlar
paramn
tmnn
ya
da nemli
bir kis-
mmm
verimli
bir ekilde kullanilmasmi
saglamigtir.
Bu degigiklikler olurken, Avrupali
girigimcilerin, onlarm
ya-
banci
ve
azinhk
temsilcilerine karpin
halkm byk blmnn
durumu pek degigmemigti. Yahzca
bir tek
konuda nemli
bir
.
degigiklik olmugtu.
Yzyillardir
yaganan
gerileme
ve durgun-
lugun ardindan,
XIX.
yy'da nfusta
ciddi bir aitig olmaya bag-
lanm1pt1.
Su
veriler
bunu aika
gstermektedir. istanbul, Ana-
dolu
ve
Adalar'm
nfusu
1831 yilinda
6.500.000, 1884
ylhn-
da 11.300.000
ve
1913 yilmda
4.700.000
kipidir. Misir'm nfusu
yaklagik olarak,
1800
yilmda
3.500.000,
1846
ylhnda
4.580.000,
1882
yihnda
6.800.000,
1897 y11mda
9.710.000 ve
1907
ylhnda
11.290.000.kipidir.
Kirsal kesim
ve
gehir nfusunun
yagam stan-
345
MODERN
A
dartlarmda
fazla bir
geligme
olmadigi gibi
gerileme
olmuytur.
Toplumsal aidan st
sintflardaki
Battlilagmaya
paralel
olarak
alt
smiflarda geligme
olmamasi,
eski
sistemde onlari birbirine
baglayan
ykmllk, sadakat
ve
ortak degerler
agim zayifla-
tarak
yeni
atigmalara
ve
liderliklere
yol
amigttr.
Hiristiyan
Avrupa ile
kargilagtinldiginda,
Osmanli
imparator-
lugu'nun
siyasi,
askeri
ve
ekonomik aidan gsz
olmasi ko-
nusunda
birok
aiklamalar
vardtr. Byk
kepiflerden
sonraki
dnemde,. Bati
dnyasinda
gereklegeri byk
ilerlemeler
ve
bunlann
sonucundaki
teknolojik,
toplumsal, siyasi ve
ekono-
mik
degigikliklerden
Islamdnyast
etkilenmemigtir.
Avropa'nin
ilerlemesi tek bagma
yeterli
bir
aiklama degildir.
Osmanli
top-
raklarmda da pek
ok
gszlk belirtileri
bulunmaktadir.
Bir
tarafta,
Avrupa
devletleri yeni
rollerinin devami iin g ve ser-
vet
kazanirlarken,
diger
tarafta padigahlar
glerinin
tamami-
ni
bagkentre
vezirlerine
ve saray
erkanma,
tagrada ise
zerk
ve
miras
yoluyla baa
gemig
olan
yneticilere
kaptiriyorlardi.
Gleri bu
gekilde erirken, diger
yandan da
vergilendirme
ve
toprak
mlkiyeti
sisteminde
nemli
degigimler
oluyordu.
Osmanlilar'in
geleneksel dzenine gre timar
sahibi
olan sipa-
hiler,
mali
ve
askeri bakimdan
toprak
dagitim
sisteminin
mer-
kezindeydiler.
XVL
yy
baglannda
ve
ortalarinda
sipahi
sistemi en
st sevi-
yesine
ulagmigt1.
Ancak sonralan, XIX.
yy
baglannda
yok
olana
dek
gerilemeye
devam
etmiglerdir. nemini
yitiren
sipahilerin
yerlerine,
kirsal
kesimde
mltezimler,
savag
alanlannda
ise d-
zenli
askerler geoigtir.
Sipahilerin
azledilmeleri
ya
da
lmele-
ri
nedeniyle bogalan
timarlar,
yeni
sipahilere
verilmemi
ma-
liyeye
daha ok
vergi geliri
saglamalart iin
tekrar imparator-
luk
topraklanna
katilmiglardir. Ne var
ki,
genellikle bu
gelir-
ler
d$grudan
devlet
memurlannca
toplanmlyor, ilk
zamanlar-
346
da y1111k
bir
tutar
zerinden
bir mltezime satiliyorlar'di.
Daha
sontalan iltizamlarm
ktye kullanmalanyla
sreier
uzamig ve
sonunda
da
malikane
sistemi
ortaya
1kmigttr.
Bu sisteme
gre
teorik olarak
belirli bir sre iin vergi toplaniyordu
ama
uygu-
lamada mr
boyu
sren
ve
satilabilen
ya
da
miras
olarak
ka-
labilen
bir sistem
ortaya
ikmigttr.
Bu sistem, XVII.
yy
sonlan-
na
dogru imparatorluk eyaletlerinin
ogunda yayilarak,
XVIII.
yy'da, yok edilmeye al1pilmas1na ragmen,
genel
bir
uygulama
haline gelmigtir.
Tagramn
asil
hkmdarlan haline gelen
ayan
aismdan
ma-
likane sistemi, ekonomik
bir temel olmuytur. Merkezi
hkme-
tin gsz olugu
ve
eyaletlerin
denetimini kaybetmesi,
ayanm
siyasi
g kazanmasini,
hatta kimi
zaman
zerk yerel
hkm-
darlar haline gelmelerini
saglamisti. Iltizamlar, devletten
satin
alma
ya
da bagig
yollarlyla,
zaman zaman
da otoritelere
kargi
ikilarak
el koyma yoluyla toprak mlkiyeti
haline getirilmisti.
Ayan,
zengin toprak sahipleri,
tccarlar, bu igin askerlikten
daha krh
ve
daha
az
tehlikeli. oldugunu dgnen sipahiler,
sa-
rayda
ve
haremde
ahyanlar
gibi farkli kkenlerden
geliyordu.
Artik
ayan,
devletin tanidigi
ve
kendi temsilcilerini
ve
liderleri-
ni
seen,
mlkiyet sahibi bir simf olmustu.
Ayanin ekonomik
gc
arttika,
yasa
ve
dzenin srdrl-
mesi iglevlerini de
elde
etti, silahli gler olugturdu
ve
bazila-
ri
belirli blgelerin irsi
yneticileri oldular. istanbul hkmeti
de bu geligmeler karpsinda bazi
tagra
gehirlerinin
idaresini
ve
tagra
iglerini
ayana
birakti. Ayanin
byyen gcnden
ekinen
sultan
ve
hkmeti,
1786
yihnda, onlan gehir
ynetimlerinden
azledip
yerlerine
yeni yneticiler
getirmek iin ugragtilar
ama
kisa
sre
iinde
bu abalanndan
vazgeerek
ayanin
ynetimi-
ni kabul etmek
zorunda kaldilar.
Artik,
ayan
bir
tagra
beyi
ve
kadisindan
daha fazlastydi. Ana-
347
MODERN
A
dolu'daki
yerel beyler
XVIIL
yy
baglanndan
sonra,
ok
genig
arazilerin
denetimini
ele
geirmiglerdi. Derebeyi
olarak adlan-
dmlan bu beylerin
kkenleri farkhydi.
Aralannda nceleri
mer-
kezi hkmetin tagra
memurlan
olanlar
ve
blgenin
nde
ge-
len
ailelerinin ocuklan bulunuyordu.
Derebeyleri, merkezi
hkmet
tarafindan hoggrld, kimi
zaman
da
tanmdi
ve
ba-
badan
ogula
geen
zerk
beylikler kurarak padigaha
itaatle de-
gil,
bir
_
tr
vasalhkla
baglandilar.
Savaglarda sultamn
teki bir-
likleri
ile birlikte hizmet
ettiler. Padigah ordularinin byk
b-
lm
zaten
bu
yan
feodal
askerlerden oluguyordu. Babiali bun-
lara
mfettig
ya
da
vali unvanlar1
veriyordu
ama
onlar aslmda
kendi topraklarinda bagimsizlardi.
Anadolu'nun
neredeyse'
ta-
mami
XIX.
yy
bagmda
eyitli beyliklerin
elindeydi. Yalnizca
Ka-
raman ve
Anadolu beylikleri istanbul'un
dogrudan ynetimin-
de kalmiglardi.
Benzeri bir geligme
Balkan
yanmadasinda da
yaganmigt1.
Vidin valisi Pazvanoglu
Osman Papa ve
Yanya
valisi nl
Te-
pedelenli
Ali
Papa
gibi yerel liderler denetimi
ele
geirmigti ve
kendi
ordularini
olugturup
kendi
vergilerini topluyorlar, ken-
di
adlanna
sikke
bastirip
yabanci devletlerle diplomatik
iligki-
ler iine giriyorlardi.
Ali Paga'n1n
sivil
memurlannin
ve
askerle-
rinin ogunlugu
Rumdu. Bylece onlar
da
bagimsizhin
tadini
ve
ona
kavusmak
iin
gereken
beceriyi
kazanlyorlardi. mpa-
ratorlukta Arapa konugulan
blgelerden
Misir,
neredeyse
t-
myle zerk
olmuytu.
Gney
Suriye'de
ve
Irak'ta merkezi h-
kmetin
atadigt
valiler,
bagimsiz hanedanlar gibi hareket
edi-
yor,
hatta feodal beylerle
ve
yerel agiretlerle iktidar
savaglan-
na
giriyorlardi. Arap
yanmadasinda
zaten
hi
yerlegmemig olan
Osmanli otoritesi,
pimdi de
Vahabi
dini
hareketi
tarahndan ba-
a
getirilen Suudi Hanedani'nin
tehdidindeydi.
XVIK
yy'da
saraya
ait Enderun
okulunda, imparatorlugun
.r
348
yneticileri
ve
valileri
byk oranda
yetigmeye devancediyor-
du. Bu okulda Kafkas
kleler ogunluktaydi. Ancak
buradan,
Kafkasyalilar'in
bir zamanlar Balkan
kkenlilerin tmyle
y-
netici.sekinler
arasina
girdikleri anlagilmamalidir.
ogunlugu
yerini korumuy olsa da
gemigte
kleligin geerli oldugu teki
alanlardaki
gibi, sarayda da Mslman tebaaya
yer
aillyordu.
Devyirme
ynteminin birakilmasindan
sonra,
yeni kan ancak
Kafkas
klelerden saglaniyordu. Devlete
hizmet
edecek
uygun
kipilerin
sayist
yetersiz
oldugu
iin, nceden
bu
yana
birtakim
unsurlan
ayiran
engeller
klerek siviller
gemigte
askeri
ve
idari
kle sekinlerinin makamlari
olan
tagra
valiliklerine,
hat-
ta
sadrazamliklara
atanmaya bagladi.
XVIII. yy'da Osmanh sistemindeki sivil meslek
yapisi, o-
gunlukla
devyirmelerin soyundan
gelenlerin ahndig1
brokrasi
ve
topluca ulema
olarak adlandirilan
dini hiyerargi olmak ze-
re
iki trd. Genellikle
tm hizmet alanlarinda
kariyer
ve mes-
leklerin miras
yoluyla
geme
egilimi vardi.
Bu
egilim zellik-
le de genel gvensizlik
dneminde, aile mallarini
korumak
ve
miras birakmak iin Islam dini
vakiflar
yasasini
kullanan ule-
mada
vardi.
Daha 1717
yihnda
usta
gzlemci Lady
Mary Wort-
ley Montagu bu konuya deginmistir:
"Bu
hviler buhuhta da, dinde de
egit
lde
uzmanlagmylard:
ve
iki bi-
lim
birbirine hangmytt.-Tm hrh
igler
ve
"din
hurumu"gelirleri impara-
torlugun
gerehten nemli
olan bu kipilerinin ellerindeydi. Halkmm
ge-
nel mirasast olmasma ragmen
Byk Senyr,
onlann
paralanna ve top-
raklanna dokunamazdz
ve
bunlar hesintisiz biimde
onlann
ocuklan-
na
miras
kahrdt. Eu durum, imparatorlugun
tm bilimine
ve
neredeyse
servetinin
tamamma
sahip, bu insanlann
glerini gstermektedir. Dev-
rimlerin aktrlerinin asherlerken, aslmda gerek yazarlar
bu hvilerdir."
Padigah
bu
yeni
sinifa
tagranin denetimini birakiyor
ve
mer-
kezi
gc
de onlarla paylagmak zorunda
kahyordu. Bu baba-
dan ogula
geen
mlk
sahibi
ve
ynetici sinifin olugumunu
349
MODERN
A
Osmanli sultanlan
nlemeye ahytilarsa da
bagarili
olainadilar.
Bu
gszlk
dneminde, vergi toplayan,
adalet dagitan, top-
raga sahip olan,
tagraya, sonuta
da bagkente
ve
hkmdara
hakim
olmak
amac1yla
birbirleriyle
arpigan
yeni
unsurlar
or-
taya
1kmigtir.
Osmanli
tarihinin bu
agamasmdaki bu
gruplar kesin ola-
rak teghis editip
tanimlanamamiglardir. istanbul'da
XVII.
yy so-
nu
ve
XVIIL
yy'da meydana gelen
olaylari etkileyen
gruplann
ve
1karlann atigmalan
ok
net
olmamakla birlikte
grlebil-
mektedir.
Sonralari Babiali
olarak anilan
sadrazamhk makami bunlar-
dan biridir.
Sadrazam,
padigahin
ve
imparatorluk
Konseyi'nin
gerek gc
zay1fladika, otoritenin
ve
hkmetin etki
merke-
zi haline gelmistir.
Sadrazamin
altinda
gl
bir ortak mesle-
ki baglihgi
olan genig
bir
brokrasi kadrosuyla st dzey
me-
murlar hiyerargisi
yer
ahyordu.
Genellikle bu makamlara,
bag-
kentin, kkenleri
Balkanlar'a kadar giden byk ynetici
aile-
leri
sahip olmuytur. Ayrica bu
makamlar, bagkentin ve tagra ge-
hirlerinin egitim grmg,
zgr Mslman
nfusu aisindan da
bir
meslek
kapisiydt.
Imparatorluk
saray1,
vezirligin
byk
rakibiydi.
Mirasla
ora-
da da bir
toplumsal
grup
oluguyordu, ancak Afrika'dan
ve
Kaf-
kasya'dan
gelen yeni klelerin
gl etkinlikleri devam ediyor-
du.
Afrikahlar genellikle hizmet
iglerinde
bulunurlarken,
ha-
dimlar byk gleri
olan makamlara
ikabiliyorlardi. Bir ha-
dim
olan Kizlar Agast,
Osmanli
sarayinin en
etkin
kipilerinden
biriydi..Saray ahalisi
hkmdann
yanina
girebilmek
iin
de-
netimi
elinde
tutar ve
imparatorlukta
byk
iktidara
ulagan-
lar kendi
adaylanni
sadrazamliga
getirebilirlerdi. Bu
saray
ege-
menligi
dnemleri,
vezirlige
ilimh
bakan
tarihilerce
"cariyeler
ve
hadimlar ynetimi"
olarak
adlandirilmigtir. Yine
bu
tarihi-
350
DEGISIM
lere
gre
saray
mensuplari
ve
adamlari agzl,
sorumsuz ve
bencildir.
ktidar
mcadelesi, Babiali
ve
saray
brokratlan
ile
saray er-
kam arasinda
basit bir
atigma
geklinde
grlrse, konu ok
basite
indirgenmig
olacaktir. Taraflar kendi
ilerinde
birtakim
fraksiyon
ve
kliklere aynlm1pt1. Bunlar bazen aralanndaki
si-
mrlan
kaldiran
geici
koalisyonlar yaparlardi. Bu mcadelede
etkileri
olan
diger
ikar
gruplari arasmda
yer
alanlardan bazi-
lan punlardir:
Kendi
ikarlan
ve
politikalan olan bagimsiz ku-
rumlar;
tagra
ve
merkez brokrasisi, yenieriler
ve
dini hiyerar-
gi; ogunlugunun stanbul'da ok
paraya
sahip ajanlan
bulu-
nan
tagra
ayani ve
beyler; tccarlar
ve
ogunlugu Rum olan
si-
yasetten
uzak
tutulmalanna
ragmen sarayda da,
Babiali'de
de
ortaklan
olan
maliyeciler; nemleri
ve
sayilari azalmasma rag-
men,
hl belirli kritik dnemlerde rol
alabilen feodal sipahi
kalmtilan.
Dnemin birok gzlemcisine
gre,
saray
erkam
ve
brok-
I
ratlar,
zgr
doganlar
ve
kleler, Rumeliler
ve
Kafkasyalilar h-
kmet mekanizmasinin denetimine hakim olmaya ugragtiklan
sirada, imparatorluk
lmek zereydi
ama
lmedi.
Imparator-
luk, XVUL
yy'in
en
karanlik gnlerinde dahi
Mslman
toprak-
lanmn neredeyse
tamaminin
yabancilarin
ya
da yerel
.rakipleri-
nin eline
gemesine
engel
olacak
gc
buldu. Imparatorlugun
bagkentte
ve
tagrada hizmet
verecek
ve
onu
kendi dzensizlik
ve
dagmikligimn
en
kt
sonularindan
kurtaracak
namuslu
ve
sadik kipiler bulmayi srdrebilmesi ok
daha
papirticidir.
XVHI.
yy sonuna
dogru artik sultan
ve
danigmanlari
yaanan
bunalimm farkina
varmiglardi.
Imparatorlugun
direnci, eyalet-
lerdeki
isyanci liderlere kargi
kisa
sreli
bir
hkmranhk
sag-
lamaya
yetse
bile,
otorite daralmasim
ve
toprak kaybini engel-
leyemiyordu. Avusturya
ve
Rusya'ya kargi kazandiklan
kk
351
MODERN
A
zaferlerin kendilerinin gl olmalanndan
kaynaklanmadigi-
m,
dymanlannin
aralanndaki endige
ve
anlagmazliklara, Fran-
sa'daki
yeni karisikh m
yol atigi korku ve
Prusya yayilmacili-
gina
bagh oldugunun bilincindeydiler.
I
I
I
352
|
16.
BLM .
ETK
VE
TEPK
Yzyillardan
bu
yana
Mslmanlar'1n
tarihi
bakig
ailarm-
da,
Allah'in
geregini
tm insanliga kazandirmak gibi
kutsal
bir grevleri vardi.
Ait olduklan
islam toplumu Allah'in
ama-
cinm
dnyada
somutlagtirilmasi,
Islam hkmdarlari
da, Hz.
Muhammed'in
miras11ari
ve
Allah'tan
getirdigi
mesajin beki-
leriydi. Onlar Allah tarafindan,
Seriat'i
uygulamak
ve
egemen
olacagi alani genipletmekle grevlendirilmiglerdi.
Teorik olarak
bu
srecin
bir
siniri
bulunmuyordu.
XVI. yy'da Mslmanlar'in
Amerika ile ilgili yazdigi ilk
ve uzun bir
zaman
tek olan
kitabm
Trk
yazan,
Avrupa'nin "Yeni Dnya" adim verdigi
kepif
ve
fet-
I
hinden sz etmig
ve
oranin
slamiyet
ile
aydinlanarak
Osmanh
topraklarma
katilacagini umut
ettigini
yazmigtir.
Mslman
devleti
ile
kafir kompulari arasmda zorunlu
ve
devamh
olan
bir
savag
durumu
sz konusuydu. Bu durumun
sona
ermesi
gerek dinin
egemenligi
ve
dnyanin tmnn s-
lam
olmas1yla mmkn
olacakti.
Geregin
ve
aydinlanmanm
tek sahibi olan
slam
devleti
ve
toplumunun evresinde,
dinsiz-
lik karanligi
ve
barbarhk
vardi.
Allah'in toplumunu gzde
tut-
masinm
gstergesi, Peygamber zamanindan itibaren
dnyada
g ve
zafer kazanmalanydi.
Osmanhlar'in
islam
ordulannin
H1ristiyan dnyasinin
kalbi-
ne
girdikleri
XV-XVL yy'daki
byk bagarilan Ortaag mira-
si
bu dgnceyi
desteklemig
ve
XVIII. yy'daki
geici
ama
et-
kileyici zaferleri de tekrar canlandirmigti.
Artik
kogullann Ms-
lman devleti yerine Hiristiyan dgmanlarinca
belirleniyor
ol-
dugi yeni durumu
ve
devletin
varhgini
srdrmesinin
H1risti-
353
MODERN
A0
yan
devletlerin yardimma
ve
iyi niyetine
bagli olmasim
Msl-
manlar'in kabul
etmeleri
ve
bu duruma uyum
gstermeleri ol-
duka
aci
ve
yavag
olmuytur. Tm
tartigmalann
en
kesin
sonu-
cu savag.
alanindaki yenilgidir.
Osmanlilar'm ilk yenilgisini gs-
teren
Karlofa Antlagmasi
imzalandiktan
sonra,
Osmanli yne-
ticileri
Bati
yntemlerini
aragtirma ve
taklit
etme
alismalarma
girigmiglerdir.
Trkler, baglang1ta
sorunu
askeri
olarak
grp
askeri -
zmler aramiglardir. Savag
alanlarmda
Hiristiyan
ordulari
onlar-
dan
stn oldugu iin
onlarm-tekniklerin,
egitim
yntemlerini
ve
silahlarmi almak faydah
olacakti.
XVIII. yy'da Osmanh h-
kmeti Avrupa
savag
yntemleri iin okullar
aip
Trk subay-
lari iin Avropah
egitmenler
getirtmigti. Zaman
iinde bu k-
k baglang1, ok byk
degigikliklere yol
amigt1.
Eskiden
dinsiz
ve
barbar Batililar'dan
nefret etmek
zere egitilen
gen
Mslmanlar, artik onlari
gretmen
olarak
kabul etmig
ve
on-
lann dillerini
grenip
kitaplanm
okumak
zorunda
kalmiglardi.
Gen
Trk subay adaylan,
XVIII.
yy
sonlannda,
istihkam
ve
topu
okullarindaki dersleri
iin
grendikleri Fransizca'yi bag-
ka kitaplari
okumak zere de
kullanmiglardir.
Okuduklan
ki-
taplarda kargilagtiklari
bazi dgncelerin topu
gretmenleri-
nin grettikleri her
yeyden ok daha
patlayici oldugunun far-
kina
varmiglardi.
Askeri
reformlardan
sonra,
iki
dnyay1
ayiran
engellerden
bagka
geyler de olmugtur.
Trkler'in
uzun
zamandir
matbaa-
ya
karvi
srdrdkleri
direni 1729 y111nda
kirilarak
bir
matbaa
kurulmasi izin ikmigtir.
1742
yilinda
kapatilan matbaa
on ye-
di
kitap
basilmigti. Bu kitaplar arasmda, Avrupa ordularmin
as-
keri
sanatlan
ile
ilgili bir aragtirma ve
1721
yilmda
Fransa'da el-
ilik
yapmig
olan bir
Trk'n Fransa
ile ilgili olarak yazdigt ki-
tap
vardi.
354
,
ETKl VE TEPKI
Bati'nm kltrel etkinligi olduka azalmig
durumdaydi.
ev-
rilen
kitap
sayisi
ok azdi
ve
ogu
askeri
ve
siyasi konularday-
di. te
yandan, Avrupa ihracati Trk'lerin
zevklerini
kopullan-
dirmaya baglamigti. Dini mimaride, Osmanh imparatorluk
ca-
milerinde
bile Avrupa'nin etkisine rastlanlyordu.
Bir toplumun
dogasi,
durumu
ve
kendini alg11ay1p
biimi
ile ilgili pek ok
gey
mimarisinden
anlagilabilir.
Modern
New
York'un gkdelenle-
ri, eski
Misir'in piramitleri
ve
tapmaklari gibi,
Istanbul'un b-
yk camileri
de genileyen
ve
mreffeh
bir
toplumun kendine
gvenini
ve
gcn
anlatmaktadir.
Her
geyden
nce Osman-
11imparatorlugu da,
Ortadogu'daki selefleri gibi
bir islamdev-
leti oldugundan,
karakteristik
ve
ihtigamli
binalarmm
istisna-
si
olmaksizm
tamami
ibadet
yerleriydi. Yzyillar
boyu
sultan-
larm
yagadiklan Topkapi
Sarayi bunlara oranla
daha
az
ne-
mi
olan
bir
yapiydi.
Genig bir
alani
kapliyordu, byk lksleri
vardi
ama
aslmda
her biri
gsterigsiz
olan
bir dizi kk bina-
dan
oluguyordu' Tahta ikan
yeni bir
sultani
kutlayan halkin,
"vnme
Padihim,
senden
byk Allah
var!"
geklindeki
hay-
kiriglari gphesiz
bu
ruhu
yansitiyordu.
Bu durumdaki byk bir degigim, 1755 yilmda Kapah
ar-
gi'nm giriginde inga
edilen
Nuruosmaniye Camisi
ile
baglamig-
tir.
Genel olarak
bu bir Osmanh
imparatorluk
camisidir
ama
sslemeleri
talyan barok stiline benzemektedir. Osmanh
dev-
let
ve
toplumunun merkezindeki
bir
imparatorluk camisinde,
Gotik
bir katedralde
arabesk
sslemeler olmasi
kadar papirti-
ci
olan yabanci sslemeler, azalmaya
baglayan kendine
gve-
nin ilk igaretidir.
XIX.
yy'da
bu tr
igaretlerden
daha
pek oklari grlmg-
tr. En
ilginci olan, 1853 ylhnda
inga
edilen Dolmabahe
Sa-
rayi'nda
iki
degigiklik gze
arpar.
Bunlardan ilki,
sultanlarin
ve
mimarlarmin
kaynaklarmi harcadiklan
ve
dig dnyayi
etki-
355
MODERN
A
lemek
istedikleri
yerin
artik bir cami yerine,
saray
olmasidir.
ikincisi de,
Osmanh binalanni tanimlayan geleneksel degerle-
rin, standartlarm
ve
zevkin
tam
anlamtyla yikilmasidir. Dolma-
bahe Sarayi
o
dgn
pastasi
mimarisiyle,
agin
sslemeleriyle,
Avrupa'dan ithal edilme
konu
ve
stillerin
muhtegem birlegimiy-
le, XIX. yy'daki
reformlann amalanni
ve nereye
ynelecegini
papirmig
anlayiginin
bir gstergesidir.
Batimn etkisi ok azdi
ve
Avrupa'nin dgnceleri halkin
ok
az
bir blmyle smirli
durumdaydi. Bu sintrh mdahale
bi-
le kisitli olmuy
ve
bazen
de
1742
yihnda
ilk
Trk
matbaasmin
kapatilmasma
neden olan
gerici
hareketlerle tersine
dnmg-
t.
Askeri
yenilgi
tetikleyici olmugsa da,
Osmanlilar'm
bir gekil-
de ayakta kalmay1 bagardiklan, bazen
zaferler bile kazandik-
lari XVIIL
yy
sresince
bunun etkisi
azalmigti. Bu
tahrik, K-
k Kaynarca Antlagmasi
ile K1r1m'm elden ikarilmasi
ve
Fran-
-I
sizlar'in Misir'i. fethetmeleriyle daha byk
bir'gle yenilen-
migtir.
XIX.
yy'in
bagmdan
itibaren, Osmanli imparatorlugu
top-
rak
btnlgne ynelik
yeni
bir tehditle kargi kargiya kalmig-
ti.
Sinirlarma dogru yryen
yabanci devletlerden
sonra,
gim-
di bir de
lkenin egitli yerlerindeki yerel liderler
ve
hareket-
ler
zerklik,
hatta
bagimsizlik pegindeydiler.
Bunlardan bazilan
XVIII. yy'da
ortaya
1kmig olan egilimin,
ayanm,
derebeylerinin
ve
valilik olarak giiderildikleri eyaletlerde kendileri iin birer
beylik kapmig itaatsiz
pagalarm kazandiklari blgesel
zerk-
liklerin
devami
niteligindeydi.
Osmanli
imparatorluk
hkme-
tinin bagkentin otoritesini tekrar kurma abasi direnile
karyi-
landi.
Osmanli direniileri
baglangtta ciddi baarilar elde
et-
tiler. 1808 yilmda istanbul'da,
derebeyleri
ve
ayanm
kurdugu
bir koalisyon
ile merkezi hkmet yetkilileri
ortak
bir destek
anlagmasi imzaladilar. Bu
anla
mayi
tahta yeni
ikmig olan Os-
356
ETKVE
TEPK
manli sultani II. Mahmud
istemeden
de
olsa onaylayarik,
XIX.
yy
baglannda,
mparatorlukta feodal ayricaliklan
ve
blgesel
zerklikleri
taniyan bir belge imzalamak zorunda
kalmigti.
Sultan imparatorlugun merkez
eyaletlerinde
otoritesini
ya-
vag
yavag
tekrar
kurarak glendirmeye
bagladi
ama
uzak
eya-
letlerde bunu yapmak ok
zor
oldu. Arabistan,
Irak, Lbnan
ve
zellikle
de
Misir olmak zere Arapa
konuulan lkelerde
ba-
zi
bagimsiz yneticiler gerek
denetime -sahip olmak iin ug-
raarak, Osmanli
hkmdarina szde
bagliliklarini. bildirmek-
le
yetindiler. 1805-1848
yillari arasinda,
Misir
valiligi
yapan
n-
l Mehmed Ali Papa, Osmanli sultanina
kargi diplomatik
ve
as-
keri bir mcadeleye
baglad1. Avrupah
devletlerin mdahale-
si zafer
kazanmasma engel oldu
ama
M1sir'1
zerk
ve
babadan
ogula
geen
bir beylik
yapmayi ve
modernlegme yoluna sok-
may1
bagardi.
Ondan
sonra
yerine geenler
de XX.
yy
ortalan-
na
dek Misir'da
hkm srdler.
Osmanli
imparatorlugu'ndaki
yari
monarpik
siatlerini
belirtmek zere
birka
kez unvanla-
nnda
degigiklik yaptilar. S1rasiyla
paga,
hidiv, sultan
ve
sonun-
da
da bagimsizhklarini ilan edip nce Osmanh,
sonra
ngilte-
re
hkmdarlanyla epitliklerini
gsternek 2ere kral unvanla-
nni
kullandilar.
I
XVIII.
yy
sonlanndan XX.
yy
ortalanna dek Ortadogu'da
yz
elli
yll
sren Bati etkis
ve
egemenligi
yagamin
her dzeyinde
ok nemli
degigimlere neden olmuytur.
Bu degigimler
bir
l-
de
Batih hkmdarlann
ve
danigmanlarin eylem
ya
da m-
dahaleleri sonucunda olmuytur.
Ancak bunlar politikalannda
dikkatli
ve
muhafazakar
olmak iin
zen gstermiglerdir. En
nemli
degigim Batililar'dan ok Ortadogulu
Bati yanlilan
sa-
yesinde olmuytur.
Ortadogu
hkmdarlarmin ekonomik
alandaki dogrudan
katkilari ok
az
olmugtur.
Bazi
lkelerde,
zellikle
Misir
ve
Os-
I
-
357
MODERN
A
manli
imparatorlugu'nda,
hkmetler Bati'nin g ve servet
anahtari olarak grdkleri hizh
ve
zorunlu sanayilegme yoluy-
la devlet
denetiminde
ekonomik
kalkinma
planlart
uygulama-
yi
denemiglerdir. Bu
planlar, XIX. yy'in
ilk
yansinda ok byk
oranda
ortaya
konmuy
ama
srekli etkili olmamigttr. XIX. yy'in
ikinci
yarisinda, hkmetler
sulama tesisleri, ulayim
ve
iletigim
gibi alanlara
nem
vererek retken
ekonomik
faaliyetleri
zel
tegebbse birakmiglardir. Bu
yaklagim,
tanm
dipinda, girigimci-
ligi
yabancilara
ve
azinhklara birakmak
-anlamina
gelmektedir.
Ortadogu hkmetlerinin
abalarimn
askeri modernleptirme
ve
idari
merkezilegme olmak
zere
iki
nemli
amact
vardi. Ii-
ce
gemig bu
tasarilarla,
hkmetin
ieride muhaliflere
ve ayri-
likilara, digarida da
glenmeye devam
eden dgmanlara kargi
otoritesinin
tekrar kurulup
glendirilmesi
amalaniyordu.
H-
kmetler bu
sonulara ulagmak zere
ok ayrintili
bir
reform
programi
ba
lattilar.
Reform, Avrupa'nin
silahh gcnn
egemenligindeki
dn-
yada ayakta kalabilme
zoranlulugu
nedeniyle
askeri alanda
bagladi. Ne
var
ki,
modern
ordular
kurmak
yalnizca egitmen
tu-
tup
silah
alarak stesinden gelinecek
bir egitim
ve
tehizat
so-
runu
degildi. Modern ordular iin bir
idari
reform;
egitim gr-
mg
subaylar
ve
bir egitim
reformu; orduya malzeme
saglaya-
cak fabrikalar,
yani
bir ekonomik reform;
askere verecek
para,
yani
uzun
vadeli
mali yenilikler
gerekiyordu.
Askeri
reformcularin
amaci, uzun
sredir
islamiyet
ile H1-
ristlyanlik'i
ayiran
engelde yalnizca bir
gedik aarak buradan
gdml
ve
kisitli
bir
akig gerekleptirmekti
ama
kontrollerin-
den ikan
bir
sel meydana getirdiler. Avrupa
silahlarmi
ve te-
hizatini getiren kipiler
yanlarmda, eski
dzeni
sarsacak
Avrupa
dgncelerini de getirdiler. Diplomasi, ticaret,
egitim
ve
bagka
yollarld geligen kipisel iletigim bu yeni
dgncelerin yay1lmast-
358
ETKi
VE TEPK
ni
sagladi. Zamanla Ortadogulularin
daha
ok
yabaric't
dil g-
renmeleri, evirilerin
artmasi ve
bunlarm
matbaa sayesinde
o-
galtilip
dagitilmasi
ve
_1820
yllindan
itibaren
haftalik, daha
son-
ra
da gnlk gazetelerin 1kmastyla bu dgnceler daha byk
bir alana
yayildi.
Yzyillardir
sren
stnlk
inancimn Batili silahlann etkisiy-
le paralanmasi islam toplumunda derin bir
yara
ati ve
ilk ifa-
desini
reform
hareketlerinde buldu.
Reformlar, Mslman
or-
dusunun, bylece de islam devletinin modernleptirilmesi
ama-
cina
ynelikti. Bati uygarligmin
teknolojinin
kisitli alamnda ka-
lacagi umulan bazi
rnleri
benimsendi
ama
ok gemeden
ya-
banci dgnceler, dahasi yabanc1 devletlerin mdahalesi ok
gl
bir tepki
yaratti.
Baglangita bu
tepki
dini bir grngteydi. XVIII.
yy'daki
nemli iki
yeni
hareket, slam'm Bati'nin giderek
artan gc-
ne
kargi
tepkisini
farkli
yollardan
ortaya
koymutu. lk baglar-
da her
iki
hareket de islamiyet'in kgne, dinin safligindan
uzaklagmaya
karpi yapilan protestolardi
ve
ikisi
de
yabancila-
rm
lkeye
giripleriyle
ilgiliydi.
Bu hareketlerden ilki Nakgibendi
dervigleri tarikatmmkiy-
di
ve
Sofi kkenliydi.
Ortadogu'ya Hindistan'dan-
gelen
Naksi-
bendilik,
ilk
basta Arap
lkelerine,
sonra
Osmanli imparator-
lugu'na,
sonra
da
Kafkasya'ya
yay11di.
Misir'da
Hintli bir Nakgi-
bendi bilim adami
Arapa grenmenin yayilmasina
ve
Misir r-
nesansini
baglatmaya
aligti
ama
Fransiz
istilasi
yznden ba-
anli olarnadi.
Arabistan'da
bir bagka
Nakgibendi,
eski
Arap-
lar'in yceliklerini ve
onlann
gerek islamiyet'inin sonradan
olan degigikliklerle arpitild.igmi
yazmaya
bagladi. Orta Arabis-
tan'da
dnemin
ikinci
byk hareketi
olan Vahabiler'in
orta-
ya
1kipinda,
bu
grg
etkili
olmuy
olabilir. Vahabiler
dinin bo-
zulmasi
ve
rmesinin bir
parasi
olarak kabul ettikleri
Sofi
MODERN
A
mistikligine de karpi
iktyorlardi. Teoride safiyeti, uygulama-
da
militan olan Vahabiler, Arap
yar1madasimn byk bir kismi-
ni
ele
geirdiler. XVIII.
yy'dan
sonra
da
Mezopotamya
sinirla-
rmda Osmanli
imparatorlugu'na
kafa tutmaya
bagladilar. 1818
y11mda gleri kmldi,
ancak
Vahabilik varligini srdrd. Ara-
bistan'da birka defa
canlandi
ve
teki Mslman
lkelerde
de
dolayh
etkileri grld. Ortadogu'da
Vahabi gretisinin ok
ta-
raftari olmadi
ama
temsil ettigi dini
canlanma
birok
lkedeki
Mslman'1 etkileyerek, Avrupali istilacilar
kargisindaki mca-
dele iin yeni bir
nulitan
ruhu
katti.
Yabancilar kargisindaki direnigin
bagmda
sultanlar,
vezirler,
askerler
ya
da
ulema
yerine, bu
canlanan hareketlerden
biri-
ni
temsil eden popler
dini liderler
yer
aldilar
ve
gl arzular
uyandirarak
byk enerji birikimlerine yn
verdiler.
Battnin
etkisine
slam'in
verdigi
yanitin
sonraki
agamasi,
Rus Orta Asyasi, Ingiliz
Hindistani
ve
Fransiz Kuzey
Afrikasi
gibi smrge
imparatorluklanndaki
uyum
ve
igbirligi olmug-
tur.
Her
blgedeki liderler,
halki, efendilerinin
dillerini
g-
renerek ilerlemek
iin
ihtiya
olan modern
bilgiye
ulagmaya
zendirmiglerdir.
Henz
Ortadogu'nun
merkezinde
yabanci bir
efendi olmasa
da,
reformcu
hkmdarlar
ve
modern entelekt-
eller de bu
yolu izlediler.
XIX. yy'in
reform
hareket ve
etkinliklerinde aralarinda
s-
rekli
bir
mcadele
olan
iki farkh grny dikkat
ekmektedir. G-
rglerden
biri Orta Avrupa
aydmlanmasmdan
ikmig
ve
otoriter
reformculann
benimsedikleri dgnceleri getirmigti. Orta
Avru-
pa'dalsi rnekleri gibi onlar
da halk iin dogru
olani biliyorlar-
di
ve
dogru
olam yaparken
szde
popler hkmetin
onlara
engel olmasiru
istemiyorlardi. Bu grge gre,
boyun
egip
se-
yirci kalmaya
aligmig olan hareketsiz y1ginlann kendi
kaderle-
rine sahip ikmalan
mmkn degildi. Bunun iin, tarihi
grev-
360
ETK
VE
TEPK
.
leri
gretmek
ve
ynetmek
olan
entelekteller
ve
askerler
tara
findan
egitilmeleri
ve
ynetilmeleri
gerekiyordu.
Oteki
gr Orta Avrupa
yerine, Bati Avrupa'dan, ekonomik
ve
siyasi
liberalizm
gretilerinden
kaynaklanmigti. Bu
grgn,
nce Osmanli
imparatorlugu,
sonra
da teki lkelerdeki
taraf-
tarlanna
gre,.
lkenin
genel kalkmmasinin
beraberinde insan-
lann gvenceye
ahnacak
haklari
vardi.
Bu da temsili
ve megruti
bir hkmetle
saglanabilirdi.
Batili
gcn,
servetin
ve bykl-
gn
temelindeki
geregin zgrlk
oldugu
kabul ediliyordu.
zgrlk szcg
birok anlam ifade ediyordu.
Ancak XX.
yy'in basinda, henz Ortadogulular
tarafindan,
Avrupa siya-
si grglerinin
ortaya
ikmasimn ardindan,
ancak lkelerinde
dogrudan Avrupa
ynetiminin kuralmasindan nce, ileride
ba-
gimsizlik
anlamina gelecek
gekliyle
kullanilmlyordu.
Vatanda-
in
hkmetin yasal olmayan
ve
keyfi eylemlerinden
bagigik-
11gi,daha da
geligtirilerek,
hkmetin
kurulmasina
ve
yrtl-
mesine katilma
11akkigeklinde,
Batili anlaminda
kullanihyordu.
Bu dgncelerin ithali,
uyumu ve
bir
lde
de uygulanmasi
XIX.
ve
XX. yy'daki
nemli
siyasi geligmelerden
biridir.
Misir'da
ve
Osmanli imparatorlugu'nda
tm atamayla
ku-
rulan
ilk
danigma meclisi
deneyleri
tarim,
egitim
ve
vergi
ko-
nulanni
grgmek iin toplandiklarl
XIX.
yy
baginda
yapilmig-
tir.
1845 yilmda
Osmanh sultani
her eyaletten iki
kipi
katila-
cak
gekilde
bir
eyalet
temsilcileri meclisi
topladi. Meclis ye-
ler,
"saygin,
gvenilir,
bilgili
ve halk
taniyan
kipilerden"
sei-
lecekti.I
Ancak
tm bu
iyi zelliklerine
ragmen
uygulama
ba-
garili olamayarak
sona
erdi.
Ayni durum kisa bir
zaman
sonra
ran'da da gereklesti.
Sultan, pah
ve
papalar
bu gibi
atanmig
danigma
kurumlariy-
la
ilgilenirken
halktan da daha radikal dgncelerle ugragmaya
baglayanlar olmustu.
Avrupa'ya
gitmig olanlar
orada grdkleri
361
-
MODERN
A
parlamenter hkmete
vgler yagdiriyorlardi. O
zamana
dek
Ortadogu'dan Avrupa'ya
gidenlerden
resmi
temsilciler
ve
g-
rencilere siyasi
srgnler de
eklendi.
1860-1870'lerde megrutiyet dgncesi
glenmeye
bagladt.
1861
ylhnda, Osmanh hakimiyetindeki
zerk
bir hanedan
olan
Tunus
Beyligi
tarafindan kabul
edilen
anayasa,
bir Islam
lkesi-
ne
ait ilk
anayasadir. Bu anayasa
1864 yllinda
kaldirilmigtir
ama
aynt
egilim
srmgtr.
1866 yihnda, Misir
hkmdari
yilligi-
na
seilmig olan yetmig bey
delegelik bir danigma
meclisi kur-
du.
Bu
sirada Osmanli imparatorlugu'nda
da
megrutiyet hare-
ketleri
geligmeye baglamisti.
Ancak bu
hareketlerin
aktif
des-
tekileri
1867 yll1nda
Fransa ve
ingiltere'ye
siginmak zorunda
kaldilar.
Osmanli
anayasasi,
yeni
sultan II.
Abdlhamid
tarafm-
dan
byk bir
gsterile ilan
edildi.
Osmanlilar'in ilk megrutiyeti kisa
srd.
ki
seim
yapildt
ve
padigah
canlilik belirtisi
gstermeye
bagladigmda
meclisi ka-
patti.
ilk
Osmanli
meclisi beg
ayda yalnizca
iki
oturum
yapabil-
di
ve
meclisin bir daha
ailmasina dek otuz
yll
geti.
Osmanli
meclisi,
Abdlhamid
tarafmdan kapatildiktan
sonra
meclis
se-
imleri yalntzca
Mtsir'da
yapildi, birka
meclis
seildi
ve
aligtt.
1882 ngiliz
iggalinin
ardmdan
da
bu sre
srd.
1883
yllinda
1kanlan
"Kurulug Kanunu"
ile
smirl1 semeni ve
gc
olan,
ara
stra
kisa
toplantilar yapabilen iki
yan
meclis
aildi. Bu
meclis-
ler,
1913 yihnda birlegerek
glerini
artirdilar,
ancak
1914 yllm-
da
savag
ikinca,
seimler
de
meclisler
de
sona
erdi.
Bu
strada bagka
yerlerde daha
radikal geligmeler
yaganlyor-
du.
1905 yilmda megruti
Japonya'nin
otokrat
Rusya'ya kargi ka-
zandigt
zaferle,
yzyillardir ilk defa
bir
Asyali devletin bir
Avru-
-
pali
devleti yenrnesi,
ok popler bir
mesaj
veriyordu.
Bu
me-
saj
Rusya'dan bile
duyuldu
ve
halkm baskisiyla bir egit parla-
mentel
rejim
kumldu.
362
ETKVE
TEPK
Megrutiyet adeta
hemen alinmasi zorunlu
olan
bir
ha at iksi-
ri
gibiydi. ran'da
1906
yih yazmda olan
megrutiyet
taraftari bir
isyan pahin
bir
millet
meclisi toplay1p
liberal bir
anayasay1
ka-
bul etmesini sagladi.
iki
yll
sonra,
Osmanli subaylarmdan olu-
gan Jntrkler
adh
bir
grup,
padigahi
1876
anayasasm1
tekrar
kabul
etmeye
zorlayarak
Osmanli
mparatorlugu'nda
ok da-
ha
nemli olacak
bir
megruti
ve
parlamenter
hkmet dne-
mine geigi sagladi.
Avrupa etki
ve
rneginin
ve
Avrupa ile
egit
partlarda
bulun-
ma
istegi,
bu
gibi ilk
anayasal reformlan
dogurmustu. Bu
re-
formlar gerek
bor
alabilmek gerek
de
mdahale
ve
iggali n-
lemek zere yapilmig
uyum
jestleri
olma zelligini
de
taptyor-
du. Ne
var
ki, bu amalara ulagmak
konusunda pek de baanli
olunamadi.
Hem Tunus'daki,
hem de daha
uzun
sreli olan Mi-
sir'daki parlamenter
deneyimler, karisikliga,
iflasa,
denetim
ve
iggale dogru ilerleyigi engelleyemediler.
Hatta bu
srecin
hiz-
lanmasmi
sagladiklanni
ne
srenler olmustur.
Bu sirada Avrupa'daki iki taraftan
ilerleme
srmg tr. Bu
yeni mdahalelere
kargi
Ortadogu Mslmanlan'nm gsterdik-
leri
tep kiler dini terimlerle
ifade
edilmig
tir.
Hiristiyan impara
tor-
luklannm ortak tehdidine
kargi
Mslman
halklarin ortak
cep-
hesi
olan
pan-slamizm,
1860-1870'lerde
dogmugtur. Bu
hare-
kette, Alman
ve
italyarilar'm kendi
halklanni
ve
lkelerini
bir-
leptirme baanlarmdan esinlenilmig
olmasi mmkndr. Trki-
ye'de, varligini
srdren tek
bagimsiz Mslman
devleti, Os-
manh
mparatorlugu'nun Piyemonte'nin
talyanlar
ve
Pnis-
ya'nin
Almanlar iin yaptiklanni yapacagma inaniliyor
ve
bu
btn
Mslmanlar'm
birligi
ve
dayamymasi olarak
kabul edi-
liyordu..
Resmi
Osmanli
politikasi kontroll
ve
sinirli bir pan- sla-
mizm
oldu.
Bu politika,
lke iinde
sultana bazi
ihanetler
kar-
363
MODERN
A
15
:L
-
1sinda
Mslman tebaasina yaptigi
sadakat agnlan
iin
yar-
dim
ederken,
lke dipinda da
Osmanli
olmayan
Mslfnanlar,
zellikle Avrupa
imparatorluklarindaki Mslman
tebaa
arasin-
da faydali oldu.
Ancak lke
dipindaki
pan-islamizm politikasi,
resmi olan Osmanli.
pan-islamizm
politikasindan daha
radikal
ve
militan bir
yapidaydi. Bunu
da
nemli etkileri
olan
bazi
li-
derler saghyordu. te yandan,
o
zamanki pan-Islamizm
dne-
min
radikal
sekinlerinin
izledigi
siyasi
programlann
temel
un-
surlan
arasinda
yer
almiyor,
Avrupa'dan
_aldiklan
liberal
ideo-
lojilerin ve
yeni
"bir
lke
ve
millet" dgncesinin
glgesinde
kahyordu.
i
364
rl
l .
I
L
.
I.'i
17.
BLM
ENi
D
NCELER
Eyll 1862'de
Osmanli mparatorlugu'nun hariciye
nazin
Ali
Papa, Paris'te
bulunan elisine yazdigt bir mektupla diplomat-
lann
"ufuk
turu" olarak adlandirdiklan bazi bilgileri gnder-
di. Avrupa'nin genel diplomatik
durumunu
inceledikten
ve
l-
ke
lke
gezdikten
sonra,
milli birlik mcadelesi vermekte
olan
talya'yi
anlatt1. Ali
Papa mektupta punlari
syledi:I
"Dini
ve
dili
aynt
olan
tek bir trkin
yagadtgr Italya, birligini saglamada
nemli zorluklarla karp karsgradtr.
Suana
dek
tm baans: dzensizlik
L
ve
anaryidir
mmfarkle
milli zlernler
serbest ohnsa, Trkiye'de olabile-
cekleri
bir dgn. Ar da olsa
bir
istikrar elde edebilmeh iin
bir Jzysla
ihtiya olacak
ve
ok
kan dklecektir,"
Ali Papa dogru kehanetlerde
bulunuyordu
ama
"bir
yz-
yll"
tahmini
gereklerden olduka uzakti. Aslinda
bunlar, ke-
hanetten ok
agm
lyi gzlemleriydi
ve
bu denli
endige
duy-
dugu milliyetilik virs
siyasete bulagmig, Osmanli mparator-
lugu'nu
g
szleptirip
y1kacak
sre
baglamigti. Tarih
arag tir-
malarmda ok
nadir
grlen
bir kesinlikle, bu
srecin kayna-
gi,
gekli
ve
zamani
bilinmektedir: Fransiz
Devrimi
ile
baglayip
Fransizlar
tarafmdan yay11mig, Osmanli halkinin baglang1ta
az
olan
ama
giderek
artan
ve
zaman zaman
hakim duruma gelen
bir azmligi tarafindan
kabul edilmigtir.
H1ristiyan
Avrupa ile Mslman Ortadogu
dnyasmm
etkile-
gimi
yeni
bir durum degildi. Yzyillardan beri, mal
ve
teknoloji
aligverigi,
kimi
zaman
ok
byk ap11
olarak
yapiliyordu. Or-
tadogu, ok
daha nceki
aglarda Avrupa'ya
yeni
teknikleri
ve
zevkleri gretmig
ve
saglamigti. Avrupa'nin ekonomik
ve
askeri
365
MODERN AG
a1dan
g
lendigi
son
dnemlerdeyse, byk
hareket batt yeri-
ne,
doguya
dogru artmigtir.
Ancak
bu durum fazla
bir
entelek-
tel zelligi olmadan, maddi
dzeyde kalmigtir.
Ortaaglardaki
dgnce
hareketleri srekli olarak dogudan
batiya
dogrudur.
Bati Avrupa'nin geri
kalmig
ve
fakir
toplumlan, astronomi
ve
kimyada,
matematik
ve
tipta,
felsefede
ve
ilahiyatta
slam dn-
yasinin
grencileri olmuglardi.
Ancak Batih tarihilerce
Ortaag
olarak kabul edilen- dnemin
sonunda,
Mslman
Dogu'nun
Avrupa'ya
gretecek bir geyi kalmami ,
zaten
Avrupa'nm
bu-
na
ihtiyaci kalmamigti.
Yalnizca
sanat,
resim
ve
edebiyat
alan-
lannda bazi
nemli
olmayan
etkiler
kalmigti.
Defoe'nun Robin-
.
son
Crusoe adli romanmin
konusu, ingilizce
evirisi
birka
yll
nce yayinlananm1
olmasi olasi
bir
Ortaag
Arap
felsefe
roma-
nindan alinmigti. Arap
ykler
klliyati
olan Binbir Gece
Ma-
sallan'nin
1704-1717
yillan
arasmda Frans12ca evirileri
yayin-
landiktan
sonra,
neredeyse Avrupa dillerinin
tmnde
taklit
ve
uyarlamalan yapilmigti.
Balkanlar'da Trk
mzigi
ve
ispanya'da
Magripliler, Avrapa
simr
lkelerinin
folk
ve sonra
da
sanat
m-
ziklerini nemli lde etkilemigti.
Osmanli sefirlerinin Avrupa
bagkentlerini
ziyaretleriyle,
i
dekorasyonda, mimaride
ve
za-
man
zaman
da giyimde Trk modasi yarattlmigtir.
Bunun tersi
ynndeki
entelektel
iletigim neredeyse hi
yoktur.
Ortaag'da ok daha geligmig
ve
ileri olan
islam top-
lumlarma
Avrupa'nm
verebilecegi
pek bir
yey
yoktu. Ne
var
ki,
daha
sonra
maddi
g
dengesi gibi,
entelektel denge de de-
gigmistir.
Islam dnyasi
eski kabul edebilme yetenegini yitire-
rek H1ristiyan dnyasindan gelecek
her
geye
iin bagigiklik ka-
zanmigtir. te
yandan, Avrupa'nin
stnlgnn
erken bir ta-
rihte
kabul
edildigi askeri konulardaki
bilgi ihtiyaci Avrupa'dan
kargilanmaktaydi.
Ancak Rnesans,
Reform, Aydinlanma
ve
Bi-
limsel
Devrim
gibi hareketler hi dikkatlerini
ekmemig
ve
hi-
I
YEN
DNCELER
bir etki
yapmamigtir.
Birka
yzy11 nce
islamiyet'inkendi
R-
nesans'1
gereklegmig
ve
Avrupa'ya bile etkileri
olmuytur. Av-
rupa
Rnesansi'na
bir
yanit ve
bir
Reform
hareketi olmami
tir.
Bu
hareketlerin
tm
ve
daha sonrakiler, Hiristiyan olarak
g-
rldkleri iin gereksiz
bulunmuy ve
nem
verilmemigtir.
Halklannin
dgnce
ve
eylem
srelerinde bir degigik-
lik
baglatan
Fransiz Devrimi, Ortadogu'da
ilk
kez nem kaza-
nan
bir Avrupa dgnce
hareketi olmuytur. Bu,
Avrupa'da
d-
gncelerin H1ristiyan terimleriyle
anlatilmadtgi ilk
byk ayak-
lanmaydi, hatta bazi savunuculan tarafmdan
Hiristiyanhk
kar-
giti
oldugu
ne srlyordu. Avrupa'nin
teli hareketleri ile
Frans12 Devrimi arasindaki bir
ayrim
da,
Fransizlar'In
Ortado-
gu
halklan arasinda dgncelerini yaymak zere
adim atmala-
riydi.
Fransiz devrimci propagandasina
ilk
tepkiler,
az
oranda
ve Hiristiyan
tebaa ile sinirliydi.
Ancak
bunlar arasinda dgn-
celer ok hizli yayilarak kisa sre
iinde imparatorlugun
tebaa-
si
ile birlikte efendilerini de etkiledi. Dnemin
Osmanh
yazar-
larinm bir ben etmesini ile
"yeni
Frenk dgnceleri,
yeni
Fren-
gy
gi
hastaligi gibi" yayilmigti.
M
slam halklari iin epitlik, kardeglik
ve
zgrlk
tamamen
yeni
ve
tuhaf
dgnceler
degildi. Kardeglik, mminlerin kar-
degligi,
aralarmdaki epitlik gibi temel bir ilkeydi
ve
aristokra-
tik
ya
da
etnik ayncahklarla
engellenmezdi.
Bayka yerlerde ol-
dugu
gibi Islam topraklannda
da
yzyillar boyunca bu tr
ay-
ncaliklar
olmuytu.
Ancak
bu
ayricaliklar,
Islamiyet'in bir
para-
si
olarak
degil,
ona
kargi
ikmig
ve
asla
Avrupa'daki
gibi kabul
edilmemiplerdi.
Mminler ile inanmayanlar
arasmdaki
epitlik farkli
bir
ko-
nuydu
ama
islamdininin
seilmesiyle irade
digi bu kusur
orta-
dan kalkabilirdi.
Kadin
ve
klenin
egit olmayan statuleri
by-
le kolayca ortadan kalkmazdi
ama
bu durem
o
dnemde de,
367
MODERN
AG
daha sonraki dnemlerde
de
gl bir duygu uyandirmamigti.
Azat edilen kleler
yksek
makamlara
ikabiliyorlardi
ve
sul-
tanin
kleleri birok
aidan
'imparatorlugun
gerek
yneticile-
ri olmuglardi. te yandan, kadmlann
vahiyle
gelen
ve
Seriat'ta
yer
alan
apagi statleri pek
net
degildi.
Mslman
-kadinlann
bazi mallar iin
Batih
hemcinslerinin henz sahip olmadiklan
haklan
oldugundan
Seriat'in
tamamen
olumsuz bir etkisi yoktu.
Bati'dan gelen birok kadin ziyareti
bu konuyu
belirtilmigtir.
Bati
ynetimi,
mdahalesi
ya
da
etkisiyle
hukuki
cariye
k-
leligi kaldinlmig ve
fazla
bir tartigma yaratmamigt1.
Buna
oran-
la kadmlann
zgrlg, Batili
dgncelerden
etkilenmekle
bir-
likte, Bati'nm
mdahalesine
ve
baskisma bagli degildir. Bu ko-
nuda
kaydedilen
ilerleme olduka
hararetli i
tartigmalarla
ya-
pilan
i
girigimler
sonucunda olmugtur. Gerek. geleneksel
ge-
rekse
de
radikal
slami militanlar, bu ok kisitli
ilerlemeden bi-
le gikayeti
olmuglardir. Erkeklerin olmasa da,
k'adinlarm
gele-.
neksel
kiyafetlerine dnmeleri, slami canlanmanm ok
nemli
sonularmdan biridir. Devrimden
sonra
iran'daki
erkekler, Bati
stili
giyinmeyip
kravat takmayarak Bati'y1
reddettiklerini
gster-
miglerdir. Kadmlardan da ok daha fazlasi istenmigtir.
zgrlk, epitlik
ve
kardeglige
gre,
en
azindan
siyasi
an-
lamiyla, yeni
bir szckt. Islami kullanimda
"zgr
ve
zgr-
lk" szckleri
nce
hukuki,
sonra
da toplumsal bir anlami
ta-
im1gtir.
zgr bir kadm
ya
da
erkek
kle
olmayan kipilerdi.
Szck,
zorunlu
aligmadan
ve
bagka ykmllklerden kur-
tulmuy olmak gibi
bazi durumlarda belirli
ayncahklan
ve
bagi-
ikliklan
ifade etmek
iin de kullamliidi.
Mslman
gelenegi-
ne
gre
uranligin
kargiti
zgrlk
degil,
adaletti.
Adalet,
tebaa-
nin
bir
hakki
degil,
hkmdann grevi
olarak grlrd. Dev-
rimci
Fransa'nm
etkisiyle Bati'daki yurttaglik kavrami ile
bera-
berindelsi katilim ve
temsil ilk
kez
grenilmigtir.
368
YEN
DSNCELER
istanbul'daki
Fransiz e1iligi
daha baglarda
bir pfopagan-
da merkezi
haline gelmigti.
Imparatorlukta
konugulan Trke,
Arapa,
Rumca
ve
Ermenice
dillerinde evrileri yapilan
devrim-
ci
edebiyat,
Fransa'dan
ithal edilmig
veya
elilikteki
bir matba-
ada
basumigtir. 1793 yilmda
Sarayburnu
karismda demirlemig
olan iki
Fransiz
gemisine
Cumhuriyet
bayrag1mn ekilmesi
b-
yk
bir kutlama
ile
kargilanmigti. Bu olay iin
Fransiz
e1isi
pun-
lari sylemigtir:
"Osmanli
ve
Amerikan
bayraklan
ve
silahlan-
ni
gnahkar zorbalann ittifakmda
birleptiren diger devletlerin
bayraklari
bu iki gemide
dalgalanmigtir."2Bu kutlama, Fransiz-
lar
ve
arkadaylannin
Fransiz Sefareti'nde
Trk topraklarma
dik-
tikleri
zgrlk agacmm
etrafmda
yaptiklan
"cumhuriyeE
kar-
manyolu"
dansi ile
sona
ermigti.
Bu
olaylar,
Trkler'den
daha ok teki Avrupa
devletleri-
nin sefaretlerini endigelendirmigti.
Bir Osmanh tarihisinin
yaz-
I
diklarina
gre
Rusya,
Avusturya
ve
Prusya birlikte, Trkiye'de
Fransizlar'm

renkli
papkalarmi
ve
bagka devrimci amblem-
I
lerini
giymelerinin yasaklanmasmt
istemiglerdir. Bu ortak istek
karymda Babiali'den
pu yanit
gelmigtir?
"Sevgili dostlanmzz,
Osmanh
mparatorlugu'nun bir
Mslrnan
devleti
oldugunu siziere szka
ifade
etmekteyiz.
Aramzzda onlarin bu
igaretlerine
nem
veren
hi kimse yoktur. Dostumuz olan
devletlerin tccarlart
ara-
mzzda misafir
olarak bzdunur istediblen
gibi
givinebilirler buna karty-
mak Babrali'nin
i i degildir. Sizler
boguna endigeleniyorsunuz."
Diger
bir Osmanli
kaynagi, Babiali'nin yabanci
konuklan-
nm baglarina
veya
ayaklarma
giydikleri ile ilgilenmedigini
be-
lirtmektedir. Bu
ve
bagka eski
kaynaklardan anlagildigma
gre,
Trkler
baglangita
eskisi
gibi Bat111
dgncelerin
bulagmasma
kargi dinleriyle bagigikh
olduklarma
inanmiglardir.
Ne
var ki, kisa
bir sre
iinde
dgkinkligina ugrayacaklar-
di. 1797 yih Ekim aymda
Campo
Formio antlagmasiyla Habs-
369
MODERN
A
burg mparatoru
devrimci
Fransa ile barig
yapmak
zorunda kal-
di.
Antlagmaya
gre uzun
bir
mr
sren
Venedik Cumhuriye-
ti
son
bulmuy,
topraklan da Fransiz Cumhuriyeti
ile Habsburg .
mparatorlugu
arasmda paylagilmigt1.
Fransa'ya Preveze lima-
ni
ile
yonya
Adalan
ve
Yunanistan
ile Arnavutluk kiyilan ve-
rilmigti.
Bu
blgede
1797den 1799'a
ve
1807'den
1814'e
kadar
kisa
sren
Fransiz
egemenliginin
ok
beyk
etkileri olmustur.
Yzyillar boyunca
Venedik egemenliginde olan bu
topraklar-
da
yagayan
halk
Yunanh'ydi. Frans12
ynetimi
zamaninda
ger-
eklegmig olan devrimci
ve
radikal
degigikliklerin
Osmanlilar'in
Mora
eyaletindeki Rum kompulanni
etkilememesi
olasi degil-
dir.
okuzun
sredir
Fransizlar,
kendilerini
Osmanli mparator-
lugu'nun
geleneksel
dostlari gibi
gsteriyorlardi.
Eski
dost,
atik
yeni kompuydu ve
bu
gok
kargisinda dostluk
duramadi. Kisa
sre
iinde
bagkente
Osmanli
Yunanistani'ndan', Fransiz yne-
timinde olan blgelerde
gerekleyen
olaylarla
ilgili
telagh
ra-
porlar
gnderilmeye baglandi:
"Soylularm ayncahklari
ellerin-
den
alinmlyor,
kyller
zorunlu
ahytmlamiyor,
seimler
yapi-
11yor,
epitlik
ve
zgrlk
konuoalan
serbeste
yapihyordu."
Bir
Osmanh tarihisine gre
en
kts
guydu: "Eski Yunanis-
tan
devletlerinin dnemini
ammsatarak blgedeki
Ortodoksla-
n
cumhuriyetilik iin
kigkirtiyorlar
ve
kompu
Osmanh devleti
tebaasini
da etkilemeye
abahyorlardi.*
Nfusunun
ogunlugu
Mslman olan bir
Osmanh eyale-
ti Mistr'1
ele geiren
Fransizlar,
burada da eski
ihtigamh gn-
1erden
ve
modern
zgrlkten
sz etmeye
bagladiklannda
ar-
tik ders
almmigti.
Bu
iki
dgncenin
egitli
kangimlarda
egitli zevklere
sunu-
lan bilegimi
kar1
konulmaz
olmaya
baglamigti.
Vatandaghk
an-
lammda-zgrlk, baglangita
sinirli bir ekiciligi olan
ahgilma-
370
YENI
DUSUNCELER
dik
bir
tad vermigti
ama
Avrupa'dan ithal
edilen
yeni
milliyeti-
lik
ve
yurtseverlik dgnceleri
ile
birlegince
ve
sadakat ile
kim-
ligin, dolay1siylada baglihk
ve
yasalligm deterninantlari olarak
millet
ve
lke
dinin yerine geince gc iyice
artlyordu.
Bagta laik sonulari
olmak
zere tehlike muhalefetsiz
kal-
madi. Sultanm
hkmetinin Arapa
ve
Trke yaymladigi
bil-
diride gunlar
vardi:S
"Franstzlar...
Cennetin
ve
dnyanen Tannsmm
birligine
inanmazlar...
Tm dinleri
terk
etmglerdir... Onlar...
kryamet
ve
hesaplayma
gn,
ce-
zalanderma, imtiban,
soru ve
yanzt
olmayacakmt;
gibi davrantrlar.
Onlar tm
insanlann
insanizk azsmdan
egit
olduklarma
inamrlar
hi
kimsenin bir stnlg
olmadagam
ve
herkesin kendi ruhundan
ve yaya-
mmdan sorumlu oldugunu savunurlar. Bu bog inanlan
ve sama
d-
gncelerinden
hareketle yeni hanun kovmuglarder.
Seytan'm
syledikle-
rini yaparak,
dinin
temellerini yrkmy, yasaklananlan
yasal yapmty, tut-
kulu arzulanna ulagmty,
tm
insanlan
gnablanna
ortak
etmeye
alq-
mig,
dinler arasmda ntfah tohumlan ekmg,
krallar
ce
devletler
arasma
fesat
sokmuglaidtr.
Yalanlarla
dolu sahte
kitaplarlyla "Biz size, dininize
ve
toplumunuza
aitiz,
"
demig
ve
berkesi
Seytan'm
bayragz altanda
birley-
moye
agtrmzglardzr."
Burada
eytan'a
sika
yer
verilmig olmasi ilgintir.
Kuran'in
son
cz
(114:5)
Seytan'in
"insanlann
kalplerine fis11dadigi"
yazmaktadir. Bu dumm, XX.
yy
sonunda
Avrupa'mn,
sonra
da
Amerikan
dgnce
ve_yagayip tarzinin
ekiciligine kargikoyma
abalarinda da
grlmgtr.
Osmanli imparatorlugu'ndaki
ve
birtakim degigikliklerle
tran
pahlarinin lkesindeki
geleneksel
toplumsal
ve
siyasal d-
zenin kkeni klasik Islam hukuk
ve
geleneklerine,
bundan da
te eski
Ortadogu uygarhklarma
dayanir. Bu da, teki dini kl-
trlerdeki gibi Allah'm
son
vahyini
kabul
edenler
ve
reddeden-
lere
egit
davranmak mantikh
ve uygun
olmayacagmdan,
e
itsiz-
lige
dayanmaktadir.
Bunu egit haklar
dzeni
olarak
gsteren,
MODERN
A
geleneksel Islam
rejimlerinin
dini
hoggrsn
hakk1yla ven
bazi
modern savunucular olmustur
ama
durum
byle degildi.
O dnemde
bu tr bir
epitlik bir
erdem gibi grlmez, grevin
~
ktye
kullan11masi olarak kabul
edilirdi.
slam devleti inan-
mayanlara epitlik
tanimay1
kabul etmeyerek
iktidardaki
dinlerin
uygulamasini izlemekteydi. Otekilerdeki bu
farkh
yan,
toplum-
da
inanmayanlara
Seriatla
tammlanan, sinirlanan
ve
Mslman
toplumunun
ogunlugunu kabul
ettigi bir
yer
veriyordu. Ancak
bu bir
egit
stat degil, bir
hoggr
dzeyiydi. Islamiyet'in
hop-
grs,
eski dinler
olarak kabul ettigi
tektanrih olanlarla
simr-
hydi ve
uygulamada, Ortadogu'daki egitli
mezheplerden olan
Musevileri
ve
Hiristiyanlan
ieriyordu. Iran'da
kk bir Zer-
dgt
toplumu vardi. Osmanli
imparatorlugu'nda
bu
azinhklar
"millet"
olarak
adlandinliyordu.
Millet
bir
dine
baghhgiyla
tanimlanan
dini ve
siyasi
bir
top-
luluktu.
yeleri,o
dinin, devlet kanunlan ve
ikarlanyla
atig-
madigi srece
liderlerinin kanunlanna
ve
kurallarma
uymak
zorundaydilar. Bu dini
zgrlk
ve
komnal
zerklik
kargih-
ginda
Mslman olmayan
milletler devlete
sadakat borlu
olur-
lardt ve
"zimmi"
statlerinin
eksikliklerini
ve
smirhliklanm ka-
bul
ederlerdi.
Osmanli imparatorlugu'nda
Mslmanlar, Rumlar, Erme-
niler
ve
Museviler olmak zere
baglica
drt
millet
vardi.
T-
m
de
yalnizca dini
terimlerle
tanimlamrdt. Mslman
millete
"millet-i
hakime" de denirdi
ve
arastnda Trke, Arapa, Krt-
e,
Arnavuta, Rumca
ve
bagka
Balkan
ve
Kafkasya dilleri ko-
I
nuganlar vardi.
Rum
milleti de
ayni
lde
farkhliklar
tagiyordu.
Etnik
Yu-
nanhlar'la
birlikte bagka
kkenlerden
oldugu
halde
Ortodoks
Kilisesi'ne bagh
olanlar vardi: Avrupa'da
Romanyahlar,
Sirplar,
Arnavutlar
ve
Bulgarlar;
Asya'da, Batih
simflandirmasmda
Hi-
372
YEN
DNCELER
ristiyan Trkler
ve
Araplar olarak
bilinen Trke
ve
Arapa
ko-
nuyanlar.
Ermeni milleti
homojen zellikteydi
ve
Ermeni Kilisesi'ne
bagli
Ermeniler'den
oluguyordu.
Trke
konugan kipi
sayisi
oktu
ve
bunlar Trkeyi Ermeni alfabesi ile yazarlardi. Belirli
zamanlarda Surlye Yakubi
Kilisesi
ve
Misir Kipti
Kilisesi'ne
bag-
h
olanlar
da Ermeni Kilisesi ile iligki
kurmuglardi. Gerek Erme-
ni,
gerek
de
Rum
milletinde,
diger
Katolik
Rum
ve
Ermeniler
veya daha
sonra
her
iki
milletten
de Protestanligi
seen
kimse-
nin
olmamasi nemli
bir konudur.
Musevi milleti, Suriye
ve
Irak'taki
Arapa konugan Musevi-
ler, 1492
kovulma fermaniyla spanya'dan kaan
ve ispanyol-
ca
konuganlar, Mora'daki
Rumca
konugan Museviler
ve
daha
bagka dilleri konuyan daha kk Musevi gruplarindan olugu-
yordu.
Dinlerine
gre tammlanan
bu
milletlerde egitli etnik
ve
ba-
zen
de agiret
gruplari
yer
aliyordu.
teki blnmeler de
nem-
liydi
ve
brokratik, siyasi, toplumsal
ve
ticari
rekabetlerdeki
da-
yampma
gruplarmm temellerini olugturuyorlardi. Bunlar
yzyil-
lardan beri
edebi
kaynaklarda rastlandigi zere
ve bugn de
srdg
gibi egitli etnik
stereotip tipe
ve
alipilmig nyargila-
ra
neden olmuglardir. Ancak
klasik millet
sistemi henz
kendi
i mantigmda yrdg
iin bu gibi etnik
dayanigmalar temel
kimligi tammlamadigi
gibi, kesin
bir baghligi da
belirlemiyor-
du. Bugn bizler tarafmdan
Araplar
ve
Trkler olarak
adlandi-
nlan,
kendilerine de Arap
ve
Trk
diyenler,
ok
yakin
agla-
ra
kadar kendilerini
byle tan1mlamamiglardi. Dil Trke
bilin-
se
de Istanbul
ve
bagka
gehirlerdeki
uygar
insanlar,
kendileri-
ni Trk
olarak
adlandirmazlardi.
Trk
admi
Anadolu'nun ilkel
kylleri
ve
gerleri iin
kullantrlardi. Benzer
gekilde,
Misir
ve
Verimli
Hilal'deki Arapa konugan
kipiler dillerine Arapa de-
MODERN
A
dikleri
halde, Arap
adim l kiyilarinda
yagayan
Bedeviler iin
kullamrlardi.
Sehirlerde
yagayan
egitimli insanlar,
ancak
mo-
dern
aglarda
ve
Avrupa'daki milliyet dgncelerinin
etkisiyle
kendilerini bu
etnik
terimlerle tammlamaya
baglamiglardir.
Dogal
olarak Osmanli mparatorlugu'nun
Hiristiyan
halkla-
nm
Avrupah dgnceler daha
ok etkiliyordu. Bu yeni
ve
g-
l
milliyetilik dgnceleriyle
siras1yla Yunanlilar, Sirplar, te-
ki
Balkan halklan ve son
olarak
da
Ermeniler kargilagtilar
ve
tepkileri
olumlu oldu. Mslman olmayan
azinliklardan
en
k-
k,
gsz ve
en az
tatminsizligi olan Museviler bile
milliyet-
iliklerini geligtirmeye
bagladilar.
Osmanh Saraybosna gehrin-
de dogan ve yagayan,
Haham
Yehuda Alkalai 1843 yllinda
yaz-
digi
kitabinda Museviler'in
Kutsal Topraklar'a dnp
ilahi
yar-
dim beklemeksizin,
onu
kendi
abalariyla tekrar kurmalan gi-
bi yeni
bir dgnceye
yer
verdi.
XIX.
yy'da Osmanli imparatorlugu'ndaki
Hiristiyan
azinhk-
lar farkh
ve
uyugmayan
hedefe
yneldiler.
Osmanh devle-
tinde
yaayan
Mslman
ogunlukla
ayni
haklara
sahip
egit
yurttaghk,
bu
hedefierden biriydi.
Avmpah devletler, dini aynm
yapmadan bu
egit yurttaphk
konusunu
Trkler'e dayatiyorlar-
di.
Ancak bazi durumlarda bu kendi
lkelerindeki
uygulama-
larla
eligkili olsa da,
Osmanli liberalleri
ve
reformculan tarafin-
dan
benimsendi.
Bundan daha
azi
dnemim
aydinlanmig
d-
nce
standartlan kargisinda
kabul edilemez
ve
kltc ka-
bul
ediliyordu.
Yalnizca yeni dgnceler
yznden degil, yeni
refah
nede-
niyle
de
eski egitsizlikler kabul
edilemez
oluyordu. Devrim.ve
Napolyon savaglan
sirasinda
ve
XIX. yy'in baglannda
Msl-
man
olmayan
toplumlar ogunlukla baanh
olmuglardi. Egitim
dzeyleri
Mslmanlar'dan daha yksek oldugu
ve
dig dnya
ile daha
kolay
lletigim
kurabildikleri iin
gittike
refah
dzey-
374
YEN
DNCELER
leri
artlyordu. Bylece eski sistemin
onlara
dayattigi iyasi
ve
toplumsal
apagilanmaniti
verdigi
rahatsizlik daha
az
oluyordu.
XIX.
yy
sresince Osmanli
devletindeki haklann
epitligi,
ba-
zi
nemli
reform
fermanlanyla
resmen
saglanmig oldu.
Sonu-
lar kanunlardaki boyutlanna
ulaamamig
olmasina ragmen ok
nemli
olmuytur.
Osmanli
imparatorlugn'ndaki Hiristiyan
azmhklann
arta-
rak
daha fazla bir ilgiyle yneldikleri ikinci hedef bagimsiz,
en
azindan
kendi
milli topraklari zerinde zerk
olmakti. XIX.
yy'da
ve
XX.
yy
bagmda
ilk nce Sirplar
ve
Yunanhlar,
daha
sonra
Balkan Yarunadasi'nm br
halklan kendilerinin milli
topraklari kabul ettikleri yerlerde
egemen
bagimsiz
devletler
kurmuglar
ve
hem Osmanhlar'in
hem
de kompularmin toprak-
lara
gz
dikmislerdi. Asya'daki Osmanlilar'a
ait
topraklannm
tamamina
dagilmig olan
ama
her yerinde azmhk olan Ermeni-
ler'in durumu daha zordu. Balkan halklannm, daha
sonra
da
Arap
ve
Museviler'in
tersine,
Ermeniler,
Sovyetler Birligi
yiki-
hp eski Sovyet Ermeni Cumhuriyeti bagimsizhmi ahncaya dek
modern aglarda
hi
egemen
devlete sahip olmamiglardi.
Ara
sira
gndeme
geldigi
halde,
israrla
zerinde
durulan
nc hedef ise, milletlerin
eski sistemde sahip olduklari
zerklikleri
ve
ayncahklan, bagka
bir deyigle kendi dini yasala-
nni
devam ettirme
ve'
uygulama, egitim sistemlerini kendi dil-
1erinde denetim altina alma
ve
kendi farkli khrlerini srdr-
me
haklarmi korumakti.
Avrupa
icatlanndan,
XIX.
yy'da askere
alma
listenin
nemli
bir maddesiydi. nceleri silah altma
ahn-
madan bagigik
tutulmak apagilayici
bir durumken artik
zortm-
lu askerlikten bagigik tutulmak
bir ayncahk
haline
gelmigti.
bu
ayncahk iin
ufak
bir bedel olarak askeri hizmet bagigiklik
ver-
gisi altmda eski kelle
vergisi deniyordu.
Sonu
itibariyle
birbiriyle
uyugmayan
bu hedefin kisa
va-
375
MODERN
A
dede bile eyitli dezavantajlan.olmugtu.
Egit
yurttaglik,
ksege
ikmak gibi daha
apagi
inmek
anlamma da
geliyordu.
1856
yl-
linin
Subat
ayindaki
byk
Islahat
Ferman1
ile ilgili olarak
ag-
day
Osmanh
tarihisi
Cevdet Papa punlan
yazmigtir:6
"...Patrikler;
memnun
degillerdi...
Eskiden Osmanlz devletindeki toplum-
larm birstralari vardt.
Strayla Mslmanlar Rumlat; ErmenilerveMuse-
vilergelirdi.
Artik
tm
ayna
dreye
indirilmigti.
Bu
dumma itiraz eden
bazz
Rumlar
gunlar2 sylemigtir
Devlet
bizi Musevilerle
aym yere
hoydu,
biz slamiyet'in
stnlgnden memnunduk."
Rumlar'm
bu
tepkisi olagandi. XVII-XVIII. yy'da
Bagkent-
teki Rum aristokrasisi
Osmanli devletiyle
hemen
hemen ortak
bir
iligki kurmuytu. Adlanni stanbul'da yagadiklari yerden ala-
rak Fenerliler
olarak adlandinlan
soylu aileler,
Osmanli hizme-
tindeki bazi nemli makamlan ele geirmiglerdi. Babiali
Yk-
sek Tercmanhgi bu
makamlar arasmdaydt
ve
dipardan yalniz-
ca
bir
evirmenlikmig gibi
grnse
de
imparatorlugun gnlk
dig
iligkilerini
yrtme
greviydi. Avrupa'ya
gnderilen het Os-
manli sefiri
ile
birlikte
Yksek Tercmanhk'tan
bir
Rum evir-
men
de bulunuyordu
ve
sefaret iglerinin
ogunu
o
yapiyordu.
Ileride
Romanya
Kralhgi olacak iki
Tuna
prensliginin
valilikle-
ri de
Fenerliler'in
yer
aldiklan makamlardandi.
Bagimsiz olma istegi
ve
buna
ulagma abalan, dogal
olarak
Mslman
olmayan
tebaanm,.
zellikle
de
devletin
Mslman
olmayan hizmetkarlannm gvenilirligi
ve
sadakati ile
ilgili
gp-
heler dogurmaya baglamigt1.
Bunun sonular ok
agir oldu.
11e-
ride Yunan Bagimsizhk Savagi'na haline gelecek olan Yunan is-
yanmm
baglangicmda
Babiali Yksek
dragoman'i
(tercmani)
byk
olasihklar uydurma olan, isyancilarla birlik
oldu
gu
id-
diasiyla
asildi. 1840'ta Osmanhlar'm
Atina'da
atiklan ilk eli-
liklerinde
bile ilk elileri, gelecekte
Londra'daki sefirleri olacak
Fenerli Rum Kostaki Musurus idi. Ne
var
ki, Osmanh Rumlan
376
YEN
D$NCELER
bir toplum olarak
Osmanli devletinde
sahip olduklari
gven
ve
g makamlanna
bir daha hi sahip olamadilar.
Azmliklann
durumlarinda
bagka degigiklikler
de olmaya
de-
vam
ediyordu. XVI.
yy'da, Osmanh hkmdarlari,
devletin Av-
rupali
dgmanlarina
sempati duymalarindan gphe
edilmeyen
ama
Avrupa bilgi
ve
becerisine sahip tek toplum
olduklarin-
dan Museviler'den
gerek
siyasi, gerek de ekonomik iglerde
ya-
rarlamyorlardi.
Ancak
Musevi toplumu, Osmanli
gcnn k-
mesinden
btn azmhklardan
daha fazla etkilenmigtir. Onlar,
Osmanli Hiristiyanlart'nin
gvendigi gibi,
Avrupali tccarlann
ltullanna
ve
Avrupali
devletlerin
korumasina
gvenemezler-
di.
Yine
onlann
tersine XIX. yy'ui ikinci
yansina
dek, H1ristiyan
toplumlarini
canlandiran
herhangi
bir
egitim
ve
kltr
canlan-
masi
yagamamiglardi.
Bagkent
ve
tagrada ip
ve
hkmetteki
yer-
1erini Rumlar'a,
Ermeniler'e
ve
nemli
bir yeni
unsur
olan
Le-
vant'm Arapa
konugan
Hiristiyanlari'na birakmiglardi.
Bu
azinliklar.arasmdan
Rumlar
giderek
gphe
altina
girmeye
baglarken, Arapa
konuyan H1ristiyanlar imparatorluktaki
ok
uzak
yerlerde yaylyorlardi
ve
henz
gelecekte sahip
olacakla-
n
etkinligi
ve nemi elde
etmemiplerdi.
Bu degigim
en
ok Er-
meniler'in igine yanyordu.
Uzunca bir
zaman
"millet-i
sadika"
olarak
adlandmlan
Ermeniler'i yalnizca
Osmanlilar degil, Batill
aragtirmacilar da
Osmanli
devletine
en
sadik azmlik olarak
ka-
bul
ederlerdi.
Onlar da
kendilerinden nceki
Rumlar
gibi
Ba-
ti'nin egitim
ve
ticaret olanaklarmi
kullanarak
zengin olmuglar-
di. Bir Ermeni
grubu,
XX. yy'in bagina
dek,
Jntrkler'in
Sul-
tan
IL Abdlhamid'in
despot
ynetimine
son
vermelerine
ve
1908
Jntrk
devrimini
yapmalanna yardim etmiglerdi.
Dev-
rimden
sonra
hkmette
bir
sre bir Ermeni
digigleri
naziri
bi-
le
grev
yapmigti.
Ne
var
.ki,
Rumlar
iin oldugu
gibi,
Ermeniler iin de eski
377
MODERN
A
ortak
iligkiye
devam
etmek
imkansizdi. Yeni
refah, Rumlar'i ol-
dugu
gibi onlan da daha iyi bir
egitim
ve
kltr ortamina
ka-
vuyturmug,
dig
dnyadaki
dgncelere
daha
aik
duruma
ge-
tirmigti.
Bati'dan da,
Dogu'dan da gelen
dgnceler,
genellikle
birbiriyle atigan ve
eligen
mesajlar
ieriyorlardi.
Batih dgn-
celer, milli bagimsizhk,
liberal demokrasi ve
sayilari hizla
o-
galan
misyoner
okullari
sayesinde
byyen
Hiristiyanlik duy-
gusuydu.
Dogulu dgncelerse, Rus devletinin koruma
nerisi,
Rus
devrimcilerinin
ihanet
mesajlan
ve
yntemleriydi. Tm bu
dgnceler,
iyi kullanilsa da
"zimmi"
statsnn
artik
katlanifa-
bilir
olmadigt kipiler
arasindan taraftar buluyordu.
Osmanli gcnn
ok aik bir
gekilde gerilemesiyle
yeni
umutlar
dogdu.
1876 Bulgar krizi,
sonra
da
Osmanh Impara-
torlugu'nun
yenilerek yabanct devletlerin
i iglerine kangmasi,
bu
umutlann
tatmin
yollarim
gsteriyordu. 1878
Berlin Antlag-
masi'nin 61.
maddesi ile
Ayastefanos Antlagmasi'nin
16. mad-
desi
korunuyordu. Bu
maddelere
gre,
Osmanh devleti
Erme-
niler'in
yagadtklan
eyaletlerde gereken
yerel
reform
ve
dzen-
lemeleri
yapmak,
onlan Krtler'e
ve
Grcler'e kargi
korumak-
la
ykmlyd. Bu konudaki
uygulamalann, denetleyici
olan
(Avrupali) devletlerine
dzenli bir
gekilde bildirilmesi
gereki-
yordu.
Bu durumun
aik mesajmi
pekigtiren
olaylar oldu. Bulgar-
lar da
kendilerinden
nceki Yunanlilar
gibi
ayaklanma, basti-
nlma
ve
mdahale
yollanyla bagimsizliklanni
elde
ettiler. Bu
yolu
izleyerek
Ermeniler'in de bagimsiz
bir
devlet
kuracaklan
dgnlyordu.
Kigkirtmanin
silahli eyleme dngmesiyle
ok
L4
-
uzun
sredir
uyuyan
dini ve
etnik
d
manhklar
tekrar
uyandi.
1890 yllindan
sonra,
zellikle
1895-1896
yillannda Dogu Trki-
ye'de isyan ve
bastirma,
terr
ve
klyim
hakirn oldu
ve
bu du-
rumdati kisa
sreligine
olsa da bagkent
de
etkilendi. II.
Sultan
YENI DUSUNCELER
Hamid'in emriyle,
Ermeni isyancilar ile
onlara yardim v'e yatak-
lik edenleri sindirmek zere yerel
bagibozuklardan olugan
Ha-
midiye
birlikleri tarafindan ok sayida
Ermeni ldrld.
An-
cak
bu
olay
devrimci eylemlerin
bastirilmasi yerine, tegvikiy-
le sonulandi.
Hiristiyanlar (Ermeniler)
ile Mslmanlar (Trk,
erkez
ve
Krt kylleri
ve
gerleri) arasindaki
savag ve
bas-
kmlar yerel olarak
srd.
Ermeniler'in
durumu onlardan
daha nce
bagimsizhk m-
cadelesi
baglatan Balkan Hiristiyanlari'ndan
daha ktyd.
o-
gunluk
olduklari
kasabalar, kyler
ve
blgeler ok
daginikti.
Bulgaristan
ya
da Yunanistan gibi
bir
anavatan
geklinde
birley-
memigti
ve
yagadiklari
her yerde azinhk
durumundaydilar.
Er-
meni
anavatant
ile eski
bagkentleri, arlann imparatorluguna il-
hak edilmigti.
Koruma
ve
tegvik teklif
etmelerine ragmen
Rus-
lar,
zgr
bir Ermenistan istemiyorlardi.
Trkler, Araplar
ve
imparatorlugun
diger Mslman
halkla-
n,
eski
bagigikhklarmi kaybetmeye baglamislardi
ve
Avrupa'nin
vatansever, milliyeti,
liberal dgnceleri onlari
da etkilemigti.
Geleneksel yasalhk
ve
sadakat
yapismi
zayiflatarak
eski d-
zeni yikan
bu dgnceler,
nce Bati Avrupa'dan vatanseverlik,
sonra
da Orta
ve
Dogu Avrupa'dan milliyetilik geklinde iki
agamali
olarak gelmigti.
Geleneksel
Islam dnyasmda
da, Hiristiyan dnyasmdaki
gibi, lkeler
ve
milletler
g
l
bir milli
ve
blgesel kimlige
sa-
hiplerdi. Ortadogu
islamiyeti'ninbaglica

halki Araplar,
ran-
hlar
ve
Trkler,
tarihleri,
kltrleri,
dilleri, edebiyatlar1,_
ortak
kkenleri,
ayirt
edici gelenekleri
ve
davraniplarindan
olugan
milli miraslariyla
guror
duyarlardi. Aynca insanin dogdugu
ye-
re
kargi.dogal
bagliligi
ile
geligen
yurt sevgisi, yerel
gurur,
sila
zlemi
gibi duygular Bat1'da da
oldugu
gibi, slam
edebiyatin-
da da
vardi
ama
siyasi bir mesaj iermiyorlardi.
Batili
dgnce-
379
MODERN
A
'
lerin
etkilerinden nce, milli
vatanin
ya
da milletin siyasi
kimlik
ve
egemenlik
unsuru
oldugu
dgncesi
bilinmez
ve
benimsen-
mezdi. Mslmanlann kimlikleri
dinleriydi
ve
dinleri iin
onlan
yneten
hkmdara
ya
da
hanedana sadakatle bagli
olurlardi.
Islamdnyasi iin
milliyetilik
ve
vatanseverlik yabanci kav-
ramlardt.
Tarihilerin yazdiklarina gre
lke
ve
millet
ne
ege-
menligi kisitlar,
ne
de kimligi
tanimlardi. Ali Papa
tarafmdan da
gzlemlendigi gibi,
bu
dgnceler
yikici etkiler
yapmigt1r.
Bati
uygarligmda, insanin
yalnizca dogdugu yeri
dogal
ola-
rak
sevmesi
olmayan, insanin vatanina
kargi
siyasi
ve
gere-
kirse
askeri grevi
anlamina gelen
vatanseverlik yerlegmig bir
kavramdi
ve
kkeni eski Yunanistan
ve
Roma'ya dayamyordu.
Ingiltere,
Fransa,
sonralari da
Amerika Birlepik
Devletleri'nde
bagka
iki dgnceyle
iligkili hale geldi: lke
nfusunun
egit-
li birimlerinin bir
tek milli
baghlikta
birlegmeleri
dgncesi ve
egemenligin tek
ve
gerek kaynagmm
Kilise
ve
devlet degil,
halk
oldugu dgncesi.
ngiltere ve
Fransa'nin farkh din
ve
dilleri
olan halklarinin
birlegik
ve
gl
milletler
haline
gelmelerini
vatanseverlik
sag-
lam14tir.
Avrupa'nin
Osmanh
gzlemcileri, bu dgncenin,
Os-
manli mparatorlugu'nun
farkli dini
ve
etnik toplumlanni
ana-
vatanlarma
ve onu
yneten
Osmanli
devletine
ortak
bir
sada-
katle
baglamak iin
kullanilabilecegini dgnmglerdi.
Vatanseverlik dgncesi, bu ama
iin
egitli avantajlan
olan
Misir'da
biraz daha
ge
etkili
olmugtur. Blgenin
teki lkele-
rine gre M1sir, gerek
cografya
gerek de
tarih aisindan daha
simrhdir. Misir,
tek
bir
nehrin
vadisi ile
deltasindan
oluguyor-
du. Islamlagtirilmigve
Araplagtinlmig oldugu halde, bin
yil
s-
resince
sahip oldugu bir kimlik
ve
blgede
egi grlmeyen bir
homojenlik
ve
merkeziyetilik
vardi. Osmanli sultanliginin sz-
de
egemenligindeki Misir'da zerk
bir
devlet kuran
Hidiv
ha-
380
YEN
DSNCELER
nedanmm
emelleri, lkenin
bu yeni
vatanseverlik
dgncesini
belirlemesine yardim etmigti. Hidivler,
ayri
bir
milliyet
ve
dev-
let olarak tanimlanacak,
ayn
bir Misir kimligi dgncesini
yaya-
cak
bir ideolojiye
kargi
aik
bir
ilgi
duyuyorlardi. Batili anlam-
da
bir millet
ve
lke olarak
XIX. yy'm
ok dilli
ve
ogulcu
Os-
manli
imparatorlugu
yerine, Misir'1
grmek
ok daha
kolaydi.
te
yandan
bu kimligin kabul edilmesi Misir'da da ok
yavag
olmuy
ve
itirazla
kargilagmigtir.Bugn bile Misirl11ar'in
tamam1-
nm
tam
olarak
kabul etmig
oldugu sylenemez.
Yzyilm ortalarindan
sonra,
vatanseverligin ardindan
ok
farkh bir dgnce
olan
milliyetilik
gelmig
ve
daha ileri
gitmig-
tir. Bati
Avrupa'da vatanseverlik
iyi hizmet grmg, bir taraftan
lke
ve
devlet, teki taraftan
da
millet
tam
olarak
tanimlanmig-
tir.
Ancak
bu durum, Orta
ve
Dogu Avrupa'daki blnm Al-
manya,
Avusturya-Macaristan'm etnik egitliligi
ve
arlarin
"mil-
letlerin hapishanesi"
gibi farkl1kopullara uyum.saglayamamig-
tir.
nk
vatnseverlik
bu kopullarda statkonun
desteklen-
mesi
anlamina'
geldiginden, giderek
artan
sayidaki kipi
aism-
dan kabul
edilemez
oluyordu.
Bu kipilerin gnlk yaamlari-
na,
lke
ve
stat yerine, dil, kltr
ve
ortak
soydan
gelig
olarak
tanimlanan millet
dgncesi daha uygundu.
Orta Avrupa
mil-
liyetiliginin, Bati'nin liberal
vatanseverliginden
daha anlagila-
bilir
ve
kabul
edilebilir
oldugu Ortadogu
gerekleri de bu d-
gnceye daha
yakindi.
Ortadogu'ya gelen vatanseverlik
ve
milliyetilik
dgncele-
rinin, zgrlk
muhalefet
hareketleriyle
iligkisi
bulunuyor-
du.
Genellikle vatanseverlik varolan
siyasi
dzeni pekigtirirken,
milliyetilik
baltaliyordu. Vatanseverlere
gre
lkenin
bagun-
sizligi kabul edilmig
bir gerekti
ve
zgrlk lkede
yagayanla-
rm
durumlarma
iligkindi.
Milliyetilere
gre devlet baskici,
ya-
banci olabilirdi; lke
ve
millet yabanci
ve
blnmg
bir yne-
MODERN
A
tim
altinda olabilirdi; bu
sapmalarm
sonu
ve
milli bagimsizlik-
la birligin
elde edilmesi,
zgrlk
demekti.
Hiristiyan
Avrupa'dan
gelen dgncelere
daha
aik
olan
ve
kendilerini
yneten
devletin yabanci bir despot
olduguna da-
ha kolay inanan Mslman olmayan kesim, bu yeni
dgncele-
rin etkisini
ilk hissedenler olmuytu
ve
bu durum yalnizca dev-
letle smirh degildi. Imparatorlugun tm
Ortodoks Hiristiyanla-
ri'ni eski
rejim
altmda
birleptiren Rum milleti iin de
ayni
du-
rum
sz konusuydu.
Rum
Ortodoks
Kilisesi'nin
Helen olmayan
taraftarlan, XIX.
yy'da
st
inakamlanmn
neredeyse
tamami et-
nik
Yunanlilar'm elinde
olan dini otoriteden hognut degillerdi.
ilk nce Balkan
halklari,
sonra
da
daha
az
bagarlyla
Suriye'nin
Arapa
konuyan
Ortodoks H1ristiyanlari kendi
toplum
iglerinde
daha
ok
sz
haklan
ve
kendi dini
rgtleri olmasini
istediler.
Rum
milletini iten ie
yikan, bu yeni
milliyeti egilimler,
daha
sonra
da
Osmanli
mparatorlugu'nu
y1kacakti.
Bati'dan gelen ani etkilere kargi
Osmanh
ve
Rus imparator-
luklan
tarafindan korunan
ve
Avrupa'dan daha uzakta bulunan
ran'da,
Batili dgncelerin etkisi ok daha
zayif
yavag
ve
ge
olmuytur.
Sahlar
da
sultanlar gibi
farkl1 din
ve
dilleri
olan
e-
gitli azinliklan ynetiyorlardi
ama
Iran'da bu
azinliklannin rol-
leri,
Osmanli imparatorlugu'ndakinden
ok daha
nemsizdi
ve
varolan toplumsal
ve
siyasi dzen
iin
Osmanli'da oldugu gibi
bir
tehdit hi
olmamisti. Mslman
olmayan
azmliklarm
sayisi
Osmanli
imparatorlugu'ndakine
gre
daha azdi, bu azinliklar
daha az
zenginlerdi
ve
daha
ok baski
altinda bulunuyorlardi.
Zerdgtiler ile Museviler
kltrel aidan
btnlegmiglerdi, yal-
nizca
Farsa
konuquyorlardi ve
kkenleri islamiyetten
nceki
aglara dayaniyordu,
ancak toplumsal
ve
hukuki
aidan
tecrit
edilmiglerdi
ve
siyasi
gleri yoktu.
Ermeniler, tek' byk H1-
ristiyan.toplumuydu
ve
pek ok
konuda
durumlan
Zerdgti
ve
YEN
DSNCELER
Musevi
tebaadan
ok daha
iyiydi. Ancak
onlann tersi.ne, Iran-
111ar'danyalnizca dinleriyle degil,
sahip
olduklan
ayri
etnik,
dil
ve
kltrel kimlikle
de
aynliyorlardi. ran'daki
Mslman olma-
yan
topluluklarin kendi
ilerinde
belirli bir
zerk dzenleri olsa
da, Osmanli mparatorlugu'nun
milletleriyle
kargilagtirildigmda
bu
topluluklar ok
nemsizlerdi.
ilk bakigta,
Mslmanlarm iindeki
dini
ve
etnik
azmliklann
daha
nemli
oldugu dgnlebilir.
Kk
bir Snni azmlig1
ve
yeni
Bahai inancinin daha
aktif
taraftarlardan olugan bir azinlik
vardi
ama
Snniler
sessizlerdi, digerleri de siki kisitlamalar
al-
tmdaydilar. iran
nfusunun
yansindan ogu Farsa konuganlar-
dan oluguyordu, nfusun
geri
kalam da
etnik azmliklardan
olu-
guyordu.
Bunlar,
kuzeydoguda Trkmenler, kuzeybatida Aze-
riler
ve
Krtler, gneydoguda
Beluciler,
gneybatida Kaggay-
lar
ve
Araplar idi. Pek
ogunun
dilleri, Osmanli imparatorlugu
smirlarmin tesinde,
arlann Transkafkasya
ve
Orta Asya s-
mrgelerinde
konugulan Trki dillerin a-krabalanydi. Ancak bu
etnik farklihkIar Osmanhlar'dakinden daha
az
nemliydi.
Bu
azmliklann
tm
Mslman, ogunlugu
Sii
oldugundan, sahip
olduklari
dini baglilik
ve
kltrel yakmlik Avrupa'dan
gelen
ye-
ni
milliyetilik
dgncelerinden
ok
daha
glyd.
Tm bunlara karem ran, yine de yeni dgncelerden
mil-
liyetilik
olmasa
da,
_vatanseverlik
dgncesini kabul etmeye
daha
uygundu.
Arap dnyasina
haline gelen
Misir, Kuzey
Af-
rika
ve
Mezopotamya halklarinin tersine Iranlilar,Islamiyetten
nceki gemiglerinin
bilincini korumuglar
ve
bagarilariyla
gu-
rur
duyuyorlardi.
Gemigteki
anilar, tarihi olmaktan ok
efsa-
nevi oldugu
halde
ok canhydi,
sanat ve
edebiyatta nemli
bir
yerleri
vardi.
Yine Arap
dnyasinin tersine kendi dillerini ko-
rumuglardi.
Dillerini yazarken
Arap
alfabesini
kullaniyorlardt, 4
Arapa'dan da
pek ok szcek
almiglardi
ama
Farsa, Arap-
383
MODERN
A
a'dan
ok
farkli bir dildi.
Iranlilar, XVL
yy'da Safevi hanedaninin
ortaya
ikmasinin
ardmdan
tek
bir megruti hkmdar
altinda birlegmielerdi. On-
lan
koiqulanndan
ayiran gey
Fars dili
ve
kltr, daha
ok
da
Safeviler'in resmi,
sonra
da blgenin hakim dini
olan
Siilik-
1eriydi. Iranlilar'in
Siilikleri,
Snni
kompulari
Orta
Asya'nin
s-
lam devletleri,
Afganistan, Hindistan
ve
Osmanlilar ile srek-
11bir atigma
yagamalanna neden
oluyordu.
ran'a
ge
gelen
vatanseverlik geldiginde
de,
Sii
radikal
hareketlerin Bati,
mo-
dernlik
ve
laiklik
aleyhtan
liderleri
tarafiridan
sempatiyle
kar-
gilanmigti.
Seymour'un
raporuna
gre, 9
Ocak 1853 tarihinde "Tm
Rusyalar'in
ari"
St.
Petersburg'da
ngiliz
sefiri
Sir George Ha-
milton
Seymour
ile
bir konupmasinda, Osma'nlilar iin punlan
sylemigti:
"Elimizde
hasta
.bir
adam
var
ve
gereken dzenle-
meleri yapmadan
elimizden kayarsa
ok yazik
olur."?
Seymo-
ur
da hasta
adama
iyi davran11arak
iyileymesi iin yardim
edil-
mesi
gerektigini,
cerrah
yerine bir doktorun gerekli oldugunu
sylemigti.
Yurtiinde
ve
yurtdiginda pek ok doktor bulunu-
yordu
ve bunlar
ara sira
anlagmazliga dgseler de hasta
adami
iyileptirmek
iin bir
miktar ilerlemiglerdi. Sakin
ve
sabirli
olarak
baanya
ulagabilirlerdi
belki de
ama
bunun iin
zamana
da,
sa-
kinlige de
sahip olamad11ar.
384
18. BLM .
SAVA
LAR
Osmanh
imparatorlugu yikdigma
dek
geen
yz
yili afkm
sre
ierideki
ve
digaridaki
dgmanlanyla
savagmistir.
XVL
yy
baglanndan itibaren
Mslman Ortadogu'daki
g olmak
ve
aralanndaki
smin
belirlemek iin
Iran'la yapilan
savaIann
so-
nuncusu
1821-23 yillannda
olmustur.
Sonucunda smirlar
kesin-
Iegmig
ve
ortak
bir komisyon tarafindan izilmigtir.
Netlik
ka-
zanmayan
birka
sinir
izgisi
de, Trkiye
ve
ran cumhuriyetle-
rinin
dogu
smin
olarak
sonraki yillarda
belirlenmistir. Osmanli
ve ran'm blgedeki
hakim
g
olma
mcadelesi her iki lke-
nin de
yerlerini
dig glere
birakmalariyla
sona
ermigtir. Yak-
lagik
olarak
iki
yzyil
boyunca, bu dig glerin bazen blge
iinde,
bazen cedigmda srdrdkleri rekabet
ve
mcadele,
blgenin siyasi tarihine
hkim olmuytur.
Osmanli
imparatorlu-
gu'nun
yaptigi zorlu
ve uzun sren
savaglar, bu
rakip
dig
g-
ler
ve
himayelerindeki
yerel devletler
arasinda olmustur.
Imparatorlugun iinde
bulunan dgmanlarla da ok
sava-
gilmigtir.
Bu savaglarda
kargilanndaki,
kimileri bagimsizhk iste-
yen
milliyeti
gruplar
te
tm
H1ristiyan
olan
ve
digardan
yar-
dim
alan
gruplar
bagari kazanmiglardi. Osmanli
papalari da
im-
paratorluk'taki
karisikliktan yararlanarak valilikleri
olduklari il-
1erde kendilerine zerk
beylikler kurmak
isteyerek isyan
ikar-
miglardir. Mehmed Ali
Papa
bunlar arasinda
en
baanli kipidir
ve
szde
Osmanli egemenligini kabul ederek,
Misir'da
yan
ba-
gunsiz
bir devlete hkmeden
yeni bir hanedan
kurmutur.
Irak
ve
Suriye'de,
daha kk
ve
kisa sreli
olarak
byle bir zerk-
385
MODERN
A
lige, sahip bagka papalar
da olmuytur.
Arap
topraklannda
yagayan ama.
Arap olmayan bu pagala-
nn
ogunlugu, Balkan
ya
da
Kafkas
kkenli
Trke konugan
-
Osmanlilar'di.
Yalnizca iki alanda
Arapa
konugan
liderler bir
tr
blgesel
zerklige sahip
olmuglardi. H1ristiyan
ve
Drzi
ye-
rel liderlerin bir beylik
kurduklan,
gelecekteki Byk
Lbnan
Cumhuriyeti'nin
temeli olan
Lbnan bunlardari
biriydi. Yzyi-
lm
ortalarmdan
itibaren, bu beylik
ve
etrafindaki
Osmanli y-
netiminde bulunan
topraklar bir Arap
kltr
ve
ekonomi
rne-
sansma
gahit
olmuglardir.
Arabistan yanmadasi,
zellikle
de
Osmanlilar,
ranve sonra
da ingiltere
arasmda
tartigmah durumdaki Krfez blgesi Arap
hareketlerinin diger
alani olmuytur.
XVIII. yy'in
sonuna
dogru
bu
rekabetlerin
yerel
ve
blgesel agiret
reisleri tarafmdan ken-
di lehlerine
evrilmesiyle byk
bir
lde
zerklik
kazanmig-
lard1.
1756
yihnda
bagtaki Sabah ailesinin
iktidah
ele aldigi Ku-
veyt
(Hinte kale
szcgnn Arapa
kisaltmasidir)
prensligi
bunlardan
en
nemlisidir.
Vahabilik, Osmanh devletinin
megruluguna kargi
gelen tek
Arap
hareketidir.
Necid'deki bir
din
adami olan
Muhammed
ibn
Abdlvahab,
bu hareketin
kurucusudur ve Hz.
Muham-
med'in gerek
ve
saf Islamiyeti'ne geri dnlmesini
istemig,
onu
arpitip
yozlagtiran
yanlig
ve
kr
inanlara, kt
uygula-
malara
ve
onlart
destekleyip koruyan
rejimlere kargi
ikmigtir.
Necid'de Dariye
emiri
Muhammed ibn
el-Suud
onu
destekle-
yenler
arasindaydi.
Muhammed
ibn
Abdlvahab
taraftarlarina
gretilerini
ve
ategli silah kullanmasmi
grettigini
anlatan bazi
'
metinler
vardir. XVIIL
yy
ortalarindan
sonra
dinin bu yeni
sa-
vailari
ibn
Suud'un askeri
yetenegiyle
Arabistan'm byk
bir
blmn
ele
geirip
Suriye ve
Irak sinirlarmi bile
tehdit
etti-
ler.
Dini
atindirma abalan, Hz.
Muhammed'in
ve
ondan
son-
386
'
rakilerinzamanindaki
islamiyet'inortaya ikigmm yenilenmesi
olarak sunuluyordu.
Ancak Osmanli
mparatorluguiinde
bu-
lundugu tm
sikmtilara
ragmen,
o
gsz halinde,
Vahabi
Su-
udi
saldinsmi
kolayca pskrterek Bizans
ve
Pers
byk impa-
ratorluklarinin aksine
bagari
kazandi.
VII. yy'da saldiranlar
da
savtmanlar
da
aym
silahlari
kullanmiglardi
ve
XVIII-XIX yy'da
-
ise Osmanhlar'm toplari
vardi.
Osmanh ordularmm
isyanci Bedevilerin stesinden
gelebi-
lecek
olan gleri, Avrupal11ar'1
kovacak kadar
gl degildi.
Dig glerin
i
isyanlara
karigmalari da dig
savaglara yol
amig-
ti.
Diger dig savaglarm
nedenleri
yabanci
devletlerin arasindaki
rekabetti.
Rusya ile 1808-1876
yillari arasmda
drt defa
savagan
Osmanhlar, tmnde
de
toprak
kaybetmigtir. Batihlar'm mda-
halesiyle
Ruslar
kazandiklarmin bir blmnden
vazgemese-
lerdi Osmanli'nm maglubiyeti ok daha kt
olurdu.
Bu mdahaleler,
Osmanh gerilemesinin,
diplomatlarca "Do-
gu
Sorunu"
ola'rak adlandmlan
duruma gelmesi
gibi
nemli
bir
degigikligi gstermektedir. Dolayisiyla imparatorlugun ayakta
kalmasi yalnizca Osmanli ordulannm
baarih
olamayan
inat-
1
savunmalanyla
degil, bu yeni mdahalelere
bagh
olarak
da
gereklegmigtir. Avrupa
devletleri, Ruslar'm yayilmasmdan
en-
dige duyuyordu. Diger taraftan
da Osmanh
devleti bu
rakiple-
ri
tanlyip
elde ettikleri
firsatlardan faydalanma olanagi
kazam-
yordu.
Osmanlilar 1699 yilmda, Viyana'dan
ikinci
ve son
kez
ekil-
diklerinde, bir
yenilginin ardindan imzaladiklar ilk
antlagmay-
la
lkelerinin,
Avusturya'nin ilerlemesinden
duydugu endigele-
ri
tagiyan istanbul'daki ngiliz
ve
Hollanda sefirlerinin
dgn-
celerinden
ve
yardimlarindan yararlanmiglardi.
XIX. yzyil s-
resince
diplomatik
mdahale
kadar, askeri mdahale
de ola-
gan
durumdaydi. Fransizlar'a
kargi ngilizler,devrim
ve
Napol-
387
-
MODERN
A
yori
savaglan sirasinda, daha
sonra
da
Ruslar'a
kar1
Fransizlar,
Trkler'e yardim etmiglerdi.
Prusyali
bir
arabulucu, 1829 yilin-
da
zafer
kazanmig Ruslan partlanni
yurnuyatmaya
ikna
-etmig-
ti. Osmanli mttefikleri olarak ngiltere
ile
Fransa,
Kirim Sava-
gi'nda Rusya'ya
kargi
omuz omuza
savagmiglardi. Ingiliz diplo-
matik mdahalesi
ile 1878 yihnda Osmanli
askeri yenilgisinin
I
I-r
siyasi
sonulari daha
ilimli
hale
getirilerek, imparatorlugun
yi-
kiligi
bir
sonraki yzyila ertelenmigti. Bu
sirada da, hasta ada-
min
mirasindan bir n
pay
alan
Bat1ll mttefikler,
Osmanli
eya-
letlerini dogrudan
ynetmek yerine
daha
uzak topraklardaki
yerel ynetimleri ele
geirmiplerdi.
Iranlilar da XIX. yy'da
ve
XX.
yy
baglarmda,
Osmanhlarla
ay-
ni
tehditlerle
karpi kargiya kalmiglardi ve
igleri ok
daha kolay
olsa da,
tehlikeliydi.
Kisa bir
sreligine
de
olsa
iranlilar
da, Na-
polyon'un paha yardim
iin,
kuzeyde
Ruslar'a kaptinlan
toprak-
lari
geri
almak ve
gneyde Hindistan'da ingilizler'e
saldirmak
zere
1806-1807
y111annda Tahran'a bir heyet
gndermesiyle,
Avrupa
mcadelesine kanymig
oldular. Fransizlar'in bu
ilgileri,
Tilsit'te 1807 yilinda
imzalanan
Fransiz-Rus
bangmm
ardindan
yok oldu. ingilizler
ile Ruslar olduklari yerlerde kaldilar. Iran
tarihi bir yzyili agkm bir
sre
Asya'daki
en
byk
iki Avrupa
imparatorlugunun
rekabeti
altinda
geti.
Rusya,
yerel hkmdarlann
ve
pahin
aleyhinde elde ettikle-
ri
topraklarla nce Hazar Denizi'nin
batisinda,
sonra
da dogu-
sunda,
Iran'in
kuzey kompusu
oldu.
Hindistan'da glenen y-
netimiyle
de ingiltere, ran'm
gneydogu
sininna
kogu oldu
ve
etkinliklerini de daha
telere
gtrd.
Rus birliklerinin gneye
dogru ilerlemesiyle Tahran'da Rus etkisinin
artmasi
sonucunda
bu
ilerlemeyi
imparatorluk ikarlanna
bir
tehdit olarak
gren
ingilizler, Rus
yayilmasini durdurmak zere
kendi yayilmalan-
ni
genigletmeye
ahytilar.
388
'
SAVASLAR
..
a
FransizIar ekildi. Almanlar
da I. Dnya Savagtndi
mtte-
fikleri olana
kadar Osmanh topraklarinda
grlmediler.
O
za-
mana
kadar Osmanlilar'in aksine
Iranhlar,gneyde
ingiltere
ve
kuzeyde Rusya olmak
zere
yaln1zca iki imparatorluk
devletiy-
le
kargi
liaryiya
kalddar.
Bazi ailardan
iranlilar'in durumlan Osmanlilar'dan
daha
iyiydi.
zellide Ermenistan topraklanni Ruslar ele geirdikten
sonra,
dini
azinliklari artik nemli
olmayacak derecede azalma-
si
ve
daima Iran devletine boyun egmemig olan etnik azinhk-
larin da yeni
bir devlet yaratmak
ya
da bagka bir devletle bir-
leymek istemekten vazgemesi,
Iran
aisindan olduka
byk
avantajlardi.
Sahlar,
silahh
kuvvetlerini, zorunlu olarak
ynetim
ve egi-
timlerini modernleptirmek
ve
merkezileptirmek;
iletigim alanin-
da
modern
bir altyapi
kurmak
ya
da
_
bagkalannin kurmasma
izin
vermek;
asgari lde gereken
Bati teknik
ve
yntemlerini
benimsemek
ve
kendilerine
uydurmak,
bunu yaparken de
ra-
kip
imparatorluk
glerini
birbirlerine dgrerek bagimsizhkla-
nni korumak gibi
bazi politikalannda Osmanli sultanlanm r-
nek almiglardi.
Ne
var
ki, ranhlar gerek
i, gerek de dig
politikalarda Os-
manhlar'dan
daha
az
bagar elde etmiglerdir.
Iranhlar'in aske-
ri
ve
sivil
reformlan
daha
az
aynntill
olmuytur. Merkezileptirme
nlemleri
blge
ve
agiret tavirlanyla
gecikmig, kimi
zaman
da
engellenmigtir. Dolayislyla
da rakip imparatorluklann ilerleme-
lerini
engelleme amalarina
ulaamamiglardi.
Rus baskisi genellikle askeri
olmugtu, Rus fetih
ve
ilhak
aga-
malan
da antlagmalarla
yasallagttrilmigti. ngiltere, anlagma
ve
dnlerle
belirlenmig daha ok
ekonomik
ve
diplomatik bir
nfuz
elde
etmisti.
Ancak
her
iki
devlet de birbirlerinin
yn-
temlerini
gzardi
etmemiglerdi.
Kimi
zaman
ngiltereran'a is-
MODERN
AG
tediklerini
yaptirtmak iin
Hindistan'dan
ingiliz
askerleri
ge-
tirtiyordu. Rus
igadamlan
ve
diplomatlan da
Rus etkinlikleri-
ni
artirmaya
abaliyorlardi. Ingilizler, ran'da
1864
yihnda Hin-
distan'la
iletigim hattinm
bir
parasi
olarak
ilk telgraf
sist'emini
kurdular.
1872
yilinda da bir Ingiliz girketine Reuter
mtiyazi ile
ran'in
maden kaynaklanm geligtirme,
telgraf hatti
ve
bir ban-
ka kurma ve
demiryolu inga
etme
haklan
verildi. Kargihk ola-
rak
Iran
gmrk gelirleri
gsterildi
ama
iran
hkmeti bu im-
tiyazi, hem
giddetli
Rus
muhalefeti hem de pratik zorluklar
y-
znden iptal etti.
Ruslar'm
bir baansi da
1879'da Rus
egitimi
almig,
Rus
silah-
lanyla donanmig ve kismen
Rus subaylari
emrindeki Kazak Tu-
gayt'nm
szde pahin muhafizlan olarak
kurulmasidir.
Ruslar'in
Orta
Asya'da
ilerlemeleri Kuzey iran'daki
glerini
saglamlagti-
rarak gneye dogro
ilerlemelerinde bir s
olmuyfur. ngilizler'e
1901'de
verilen petrol imtiyazi Ruslar'in
ilerlemesinde
ve
baga-
nstnda tek nemli
istisnadir.
1905'te
yalnizca ran'la
smirli kalmayan tm blgede
nemli
olan
bir
degigiklik gereklepti.
Rus-Japon
Savagi'nda Rusya'nin
agir
bir
gekilde yenilmesi,
Avrupali bir
imparatorluk devletinin
bir Asya
milleti kargisindaki
ilk yenilgisi olmuytur. Bu
yenilgi
Rusya'da nemli sorunlara
neden oldu,
1905 yilima Ekim
aym-
da
temsili
ve
parlamenter hkmeti
ngren bir
anayasa
yapil-
masi
gerekti. Iran dersini
almigti, arlarin despotlugu
yenilgiye
ugramigti. 1889
yllinda kendileri bir
anayasa yapan Japonlarza-
feri
kazanmislardi. Bu
rnegi izleyen Ruslar da liberal demok-
rasmm gucunu
ve
-etkinhgini
gosteriyorlardt.
1905
yihnm Aralik aymda
iran
anayasal
devrimi
bagladi. M-
cadelelerde.n
sonra,
ilk Meclis
1906 yllmin Ekim aymda, Tah-
ran'da toplandi
ve
pahin
imzaladigi
anayasayi
hazirladi. Bu
si-
rada uluslararasi durumda iran
aleyhine
degigiklikler
oldu. Rus-
390
SAVASLAR
ya
ile
ingiltere,
Almanya'nin
glenmesinden
korktukl'ari
iin,
1907 ydinin
Agustos aymda
iran'i kuzeyde Rus, gneyde
ingiliz
etki alanina alacak
ve
ortada iki devlete aik
bir kugak
olugtu-
racak
bir
anlagma
yaptilar.
Bunun sonrasinda
ran,
pah ile
mec-
lis, gericiler ile
liberaller
ve
Rus
ile
ingiliz
ikarlan
arasinda
bir
mcadele
dnemine
girdi.
Savag 1914 yilinda
bagladiginda Rus-
lar da Kuzey ran'i iggale bagladilar.
Daha iyi
kopullarda baglayan Osmanli
1908
anayasa
devri-
mi, yeni bir
agin
baglangicini mjdeliyordu.
Sultan Abdlha-
mid'in
despotluguna
son
verilmig,
otuz
yll
nce
rafa
kaldiril-
mig
olan
anayasa
tekrar yrrlge
girmig
ve
zgr
seimler
ilan
edilmisti. Birbirleriyle
kucaklagan
Trkler, Ermeniler, Msl-
manlar,
Hiristiyanlar
ve
Museviler,
yeni bir kardeglik
ve
zgr-
lk aginin bagladigini mjdeliyorlardi. Trk tarihisinin 1940
yihnda yaymlanan
bir kitabinda bu devrimle ilgili gyle denil-
migtir: "Dnyada
bunun
gibi
umut
verici
ve
yine bunun
gibi
umutlarin
bu kadar
abuk
boga
iktigi ok
az
hareket
olmug-
tur."I
Jntrk
Devrimi'ni ileriye
dogra nemli
bir
adim
olarak
g-
ren
Osmanli Hiristlyanlar1 ile Avrupa devletleri,
onun
kendi
planlanna mdahale
etmesine izin
vermediler
ve
tam
tersine,
kairilmayacak bir firsat olarak grdler.
Avusturya-Macaristan,
Bosna
ve
Hersek'i ilhak
etti. Bulgaristan bagimsizligini ilan
etti.
1896
Yunan-Trk Savagi'nin ardindan imparatorlukta zerk
sta-
t
verilmig
olan Girit de Yunanistan'la
birleptigini
ilan
etti. 1909
yllinda kargi
devrimci bir
isyan kanli bir
arpigmayla
bastirildi.
Italyanlar'in Trablus'a saldirmasiyla
1911 yllinin Eyll
ayin-
da yeni bir savaglar dizisi bagladt. Bu sirada Misir'dan Fas'a ka-
dar btn Kuzey
Afrika
kiyilari ngiliz
ya
da Fransiz denetimin-
deydi, yalnizca
iki Osmanh
sancagt olan Trablusgarp
ve Binga-
zi
kalmigti. mparatorluk
oyununa
daha
sonra
dahil olup hasta
391
MODERN
A
adamin topraklarmda
bir kprbagi
tutmak
isteyen
Italya, Av-
rupa
devletlerinden izin
alarak
bir kara
ve
deniz harekti bag-
latti.
Ancak
Kuzey
Afrika'da
beklenmedik derecede
gl
bir
Osmanli
direnigi
ve
yerel
direniple
.kargilagti.
Ne
var
ki,
ayni yi-
lin Ekim ayinda
daha
yakin yeni bir
tehditle karplagan
Osman-
lilar bu direnige
son
vermek zorunda kaldilar
18 Ekim 1912
tarihinde
baglayan I. Balkan Savagi,
30
Mayis
1913
tarihinde
son
buldu.
Bulgaristan, Sirbistan
ve
Yunanistan
gibi
Balkanli mttefikler Osmanlilar'dan
byk
topraklar
elde
ettiler. Arnavutluk
da bagimstz devletler
arasina
girdi. 1913 yili-
nin
Haziran
ve
Temmuz
aylarinda yapilan
II.
Balkan Savagi'nda
r
Osmanlilar
kaybettikleri
topraklarm
bir blmn ve
zellik-
le Meri
irmagina
dek
Edime'yi geri
alma
gansim
elde
ettiler
ve
burasi da bugnk
Trkiye'nin
Avrupa'daki
siniri
oldu.
Tm bu
zorluklara kary byk
umutlarla
kurulan
Jntrk-
ler demokrasisi
sarsildi
ve
1913 yilimn Ocak ayindaki
bir
dar-
beyle
askeri
bir diktatrlk baa
geti. Sonraki yll,
Jntrkler
Merkezi Devletler taraftnda
bir dnya
savagina
katildilar
ve
Os-
manlilar
bu
lmne
savagta
geleneksel
dostlari
ile dgmanla-
rini
kargilannda
ittifak
halinde buldular.
Osmanli
mparatorlup'nun
byk devletler
arasinda
yer
alarak,
byk bir devlet
olarak yaptigi
son savag
Birinci Dn-
ya
Savagi idi.
iki
Alman kruvazrnn
egligindeki Trk
savag
gemileri
tarafindan, 1914 yilinin
Ekim
ayi
sonunda Ruslar'in
Odessa, Sivastopol
ve
Theodosia limanlan bombardimana tu-
tuldu. Halife sultan tarafindan
ona ve
mttefiklerine
kargi
sava
aan
herkese cihad ilan edildi. ngiltere, Fransa
ve
Rusya bag-
lica
mttefikti
ve
Kuzey
Afrika, Orta Asya
ve
Hindistan'da
ok
byk
Mslman
nfuslan
bulunuyordu.
Trkler
ve
Al-
man
mttefikleri,
bu
Mslman halklann cihad
agnsina
kar-
gilik
efendilerine
bagkaldiracaklanni dgnmglerse de bu
ol-
392
SAVASLAR
mamigtir.
Osmanlilar
dogu
ve gney sinirlarmda imp:iratorluk
Rusyasi
ve mparatorluk ingilteresi'nin gleriyle
kargi karg1-
ya
kaldilar.
Trkler
savagin
baglannda
baanli oldular
ve
1914
ylhnm
Arahk ayinda
Dogu Anadolu'da
saldinya getiler.
1878
yilm-
da
Rusya'ya
baglanan
Kars'i
ve
bir sreligine
yine Ruslar'dan
Iran'inTebriz gehrini
alddar.
1915 y1h
baymda, Osmanli
birlikle-
ri Filistin'den
Sina lne girdiler
ve
ngiliziggalindeki
Misir'da
Sveyg Kanah'na saldirdilar.
Osmanhlar'in
bu baanlan
kisa srd. Doguda Ruslar b-
yk
bir gle
kargi
saldiriya
getiler
ve
yerel
halkm da yardi-
m1yla girdikleri
Van'a bir sreligine
hkim
oldular.
Trkler
ta-
rafmdan
Sveyg Kanali'na dzenlenen
saldinlan,
o
sirada
Hin-
distan'dan
Basra
Krfezi'ne
bir birlik gnderen
ngilizler
ps-
krtt. 22 Kasim 1914 tarihinde
bir Osmanli limani olan
Basra
bir Ingilizbirlince
iggal edildi.
ncelikli
amaci
ran'dan gelen
petrol
bora hattini korumak olan
ngilizler, bu
ilk
baanlarm-
dan
sonra
daha byk planlar
yapmaya bagladilar
ve
1915
yi-
Imda Dicle
ve
Firat nehirlerinde
bazi yerleri ele
geirerek
ku-
zeye,
Bagdat'a
dogra
ilerlediler.
Osmanl11ar
da bu sirada bagkentlerinin ok
yakimada
da-
ha
tehlikeli
bir
saldinyla
kargilagmiglardi. 1915 yilinin
Subat
ayinda
anakkale
bfgesinde
bir
deniz harekti
baglatan n-
gilizler
Limni adasmi iggal edip
oray1
bir s haline
getirdiler.
Bogazlar'daki
Osmanh
savtmma
hatlarmi
yarmay1 ve
Karade-
niz'de Ruslarla birlegmeyi
amalayan
ngiliz
ve
Avustralya
bir-
likleri'ilkbahar
ve yaz sresince Gelibolu yarimadasma
ikart-
ma
yaptilar.
Ancak 1915
sonu ve
1916
bagmda
igleri
yolunda
giden
Osmanhlar,
Ruslar'1
Van'dan
ikarip,
ngilizler'ide Irak'ta
yendiler. Sonra
da Sveyg Kanali'na
ikinci
bir saldiriya
girigti-
ler.
1916
baymdaki byk
bir
savagta
agir kay1plar
veren ngi-
MODERN
A
liz ve
Avustralyalilar Gelibolu'dan
ekilerek
Bogazlar'dan
ge-
me
girigiminden
vazgetiler. Ancak
sonuta
mttefiklerin s-
tn
gc
galip oldu. 1917 Rus
Devrimi'nden
sonra
Dogu'daki
~
baskt
azalmig olsa da,
gneyden gelen ingilizler'i durdurmak
mmkn
olmadi.
'
Osmanli
imparatorlugu
halkimn
byk blm, tm bu
mcadele
ve
karigiklik
ortaminda,
etnik
ve
dini kimliklerini
gzardi
ederek, devlete baglihklarini
korumuglardir.
Yalnizca
Anadolu'daki
Ermeniler
ve
Hicaz'daki
Araplar arasinda
bu
du-
rumun
istisnalari olmuytur.
Ermeniler
ve
Araplar'm da
ogun-
lugu
kanunlara kargi gelmeyen,
ban1
insanlardi
ve
erkekleri
sultanin
ordularinda hizmet
ediyorlardi.
Ancak
bu iki grubun
bazi
milliyeti liderleri,
savagt
Osmanh
ynetiminden kurtulup
milli bagimsizhgi
elde
etme
Ersati
olarak
gryorlardi. Bunun
sultanin
dgmanlan
olan
Avrupah devletlerin
yardimlyla ola-
cagi aikti. Ruslar
1914
yilinda
drt
ve
1915
yllinda
beg
byk
Ermeni
gnll birligi
kurdular.
Baylang1ta Rus Ermenista-
ni'ndan olan bu
birliklerde
aralarmda asker kaagi ve taninmig
kipiler
olan Osmanh
Ermenileri de
bulunuyordu.
Osmanli
par-
lamentosunun
eski bir
Ermeni
yesi
birliklerden birinin
komu-
tamydi.
lkedeki
egitli blgelerde Ermeni gerilla
eteleri faa-
liyete bagladilar ve
Ermeni halki
Anadolu'da Van
ve
Kilikya'da
ZeytLm
gehirleribagta
olrnak zere
ayaklandi.
1915
yili
ilkbaharinda
Ermeni isyancilar Van'in denetimini
ele geirdikleri strada,
ngilizleranakkale'ye
girmigler,
Ruslar
da
dogudan
saldinyorlardi. Diger bir ngiliz
birligi de
Bagdat'a
dogru
ilerliyordu. Osmanh
hkmetince,
Anadolu
Ermeni
n-
fusunun
srlmesine
ve
bagka
yerlerde
isknina
karar
verildi.
Blgede buna benzer sert
uygulamalar
daha
nceki
aglarda
da
olmugtur.
Katolikler, Protestanlar, demityolu
iileri
ve
silah-
11
kuvvetlerdeki bazi
Ermeni
gruplan
ve
aileleri
bu
srgnn
di-
:4
394
SAVASLAR
ymda tutuldular. Anadolu'daki
Ermeniler'in ogunlugtr
ve
teh-
likeli blgelerle gpheli gruplann digmdakiler
bile, srgne
ve
onun
lmcl
sonulanna
dahil edildiler.
Srgnlerde
byk zorluklar
yaandi.
Savag halindeki impa-
ratorlukta
insan
gc
eksik oldugundan,
yeterli
asker
ve jan-
darma bulunmadigi iin yerel
halktan
seilen
gruplara
srgn-
lere
'eglik
etme
grevi
verildi.
Sayilan
kesin olmamakla
birlik-
te yz binlerce Ermeni'nin alik, yorgunluk,
hastahk
ve
hava
kogullan
nedeniyle
ldg
bilinmektedir. Yerel agiretler
ya
da
kyller,
kendilerine
eglik
etmek iin
para
almayan, alik
e-
ken
ve
disiplinsiz muhafizlarla
igbirligi
yapan
kyller
ve mu-
hafizlar tarafmdan
da
ok sayida
Ermeni ldrlmgtr.
Bu agirliklan engellemek
iin Osmanh merkezi
hkmeti-
nin bazi abalan olmustur. Argivlerde
yksek Osmanli makam-
larmm
Ermeniler'e
kargi piddetin
cezalandinlmasi
ve
engellen-
mesi iin telgraflan
ve
srgnlerde iglenen sulardan
yargila-
nan
ve
hkm'giyen,
kimileri de lm
cezasina.alan
bin drt
yz kadar
askeri
mahkeme
kaydi
bulunmaktadir. Ancak
tm
bu abalann etkisi
kisitli
olmug,
Ermenilerle
bir zamanki
bang-
i
kompular
arasmda
yillardir
biriken
etnik
ve
dini
anlagmaz-
11klar
yznden
durum daha kt bir hal
almisti.
stanbul
ve
Izmir, srgnden
bagi
ik
tutulurken, ogunluk
Osmanli
Suriye
ve
Mezopotamyasi'na srlmgtr.
Osmanli
ynetimine kargi Arap isyani daha iyi planlama,
za-
manlama
ve
destekle
yapilmigti.
Ermeniler Mslman ogun-
luk arasmda Trkiye'nin
ortasinda yagarlarken, Arap isyani
ya-
n
zerk
Hicaz eyaletinde
baglamigti. Burada
neredeyse
tama-
mi
Mslman olan Araplar vardi.
slamiyet'in
en
kutsal iki
ye-
ri olan Mekke ile Medine
burad di
ve
bir Arap hkindan
olan
Serif
Hseyin bastaydi. Bl
e
Osmanh
g
merkezlerin-
den
uzakta
ve
Misir'daki
ingilizler'eyakindi. Arap isyancilarin
I
395
l
MODERN
A
ingilizler'e
sunacaklan faydali
geyler
vardi. erif, gizli ve
uzun
grgmelerin
ardindan 1917 yllinda Hicaz'in bagimsizhgini
ve
sonra
da
kendini."Araplar'm Krali"
olarak
ilan etti. Bunlari des-
tekleyen ngiliz hkmeti, daha
nce de Hseyin'e yazdikla-
n
mektuplarda ok aik
olmasa da bir Arap
bagimsizhgindan
sz
etmigti.
Mslman
tebaalan
zerindeki otoritelerini
srdrmek iste-
yen
ingilizve
Fransizlar iin birka
bin
Bedevi bagibozuk,
d-
zenli
ve
byk ordular
iinde askeri nemi
taptmiyordu
ama
Trkler'e karp
savagan
Arap
ordusu
ve
kutsal
yerlerin koru-
yucusunun
Osmanh sultanina
ve
szde
cihadma
kargi ikma-
si
ok
nemliydi.
Arap
isyaninm
zamanlamast,
Osmanh ordu-
larimn
Arap
eyaletlerinden
ekilmesine
rastlamigti.
Araplar'in
setikleri koruyuculardan
yana
daha gansli olmalan belki
de
en
nemlisiydi.
Ruslar'in yaptigt gibi, ingilizler
Rendi
lkelerin-
de bir
devrimle
ugragmtyorlardi
ve
askeri
destek
verebilirlerdi..
Siyasi
vaatlerinin
tutulmast farkh
bir konu olsa da,
en
azindan
Arap
isyancilan Osmanh
misillemesinden kurtarmiglardi.
1916
ylli
sonunda
Ingiliz
birlikleri,
M1sir'dan
Osmanh
Filisti-
ni'ne dogru
ilerlerken,
bir diger ingilizbirligi
de Irak'a ikarak
kuzeye dogru
ilerlemeyi
srdrd.
Ingiliz
gleri 1917 ylh
ilk-
bahannda
Bagdat'i
ve
Filistin'de Gazze'yi
aldilar. 1917 ylli Ara-
hk
ayinda Kuds', 1918 yih Ekim ayinda da
Sam'i
ele geirdi-
ler. 29
Ekim 1918 tarihinde, gnlk n grgmenin
ardin-
dan, bir
Osmanli
heyeti
Limni
Adasi'nin Mondros limani
aikla-
rindaki
ingilizAgamemnon
zirhhsina gitti ve
sonraki
gn ateg-
I
kes
imzalandi.
L Dnya Savagi,
ilerleyen Batt kargisinda
Islam
ordulannin
ekilmeleriyle
sona
erdi
ve resmen
tarafsiz olan
iran
yabanci
as-
kerler tarafindan
iggal
edildi. Osmanli
topraklarinda, daha n-
ceki
Kirim Savay1
gibi,
bu
sonuncu savag
da Avrupa
ile yakin-
396
.I
lagmayi yogunlayttrarak yaganacak
degigimleri hizlandndi. Ki-
rim
Sava1'nin tersine,
savagtan
yenilgiyle ikilmig, Arap
top-
raklari
ngiliz
ve
Fransizlar'a
birakilmigti.
Trkler, zafer
kazan-
mig
d.evletlere yalnizca Anadolu'da meydan okuyarak verdikle-
ri mcadelenin-ardmdan
bagimsiz Trkiye Cumhuriyeti'ni
kur-
dular.
Avrupa
tarihinde
1918-1939 yillan savaglar
arasi
dnem
ola-
rak adlandolmasina
karym, kimilerine gre de bu
yillar,
ayni
savagin
iki
agamasi
arasmdaki
uzun bir
ateykes yillandir. Ancak
Ortadogu
aisindan
her iki a1klama
da yeterli degildir. Blge
tarihinde
bu
yillann
bir
ara
dnem
ya
da bir
cerrahi mdahale
gibi
degerlendirilmesi daha anlagilir
olacaktir.
Bu dnem, Or-
tadogu aisindan
hem
iki
dnya
savagi
hem de
onlann
arasm-
daki huzursuz bang yillandir.
Ortadogu'nun
byk bir kismmda drt yzyildan
beri sren
eski
dzenin kg,
daha dogrusu
ortadan
kaldinlmasi bu d-
nemin
baglangigi olmuytur. Osmanhlar
kendilerinden nceki-
lerin
aligmalan
zerine ayakta
kalabilen bir siyasi
yapi
ve
igle-
yen
bir siyasi dzen kurmuglardi. Geligtirdikleri olduka
iyi
an-
lagilan siyasi kltrde,
yer
alan
her
grup
ve
birey,
durumlari-
m,
sin1rlarin1, glerini,
en
nemlisi
de
ne
alip vereceklerini
ve
kimden
ahp
kime
vereceklerini
ok iyi biliyordu.
Osmanli
d-
zeni
zor
zamanlarda
da' birok
zorluga
ragmen iglemeye
devam
ediyordu.
H1ristiyan
tebaasinin ogunlugunun
onayini
ve bag-
hligini kaybetmig
olsa -da,
Mslman
halkin ogunlugu
meg-
rulugunu
kabul etmeye devam ediyordu. Osmanli
dzeni
son
yz
ylli
iinde
kendine gelmeye
v
dzelmeye baglamigti
ama
I.
Dnya Savagi'na girilmesi
ve
imparatorlugun
sonunun
gelme-
siyle
bu.
geligme
kesilmigti.
XVIII.
yy
sonunda General Bonapart'in ordusuyla M1s1r'a
git-
mesi,
Ortadogu'daki olaylann
seyrini
etkilemig
ve
Avrupali
b-
397
L
MODERN
A
yk devletlerin
1karlan, -eylemleri
ve
amalanyla kimi
zaman
krizler ikmigt1. En sonunda Osmanlilar'in
ekilmesiyle yerleri-
ne
blgenin
hkimleri olarak Batili devletler geince, impara-
torluk rekabetleri de yeni
ve
daha dogrudan bir duruma geldi.
Sz konusu
rekabetlerin
dnemi
vardir.
Ilk dnemde,
blge byk oranda ingilizler
ve
Fransizlar'in elindeydi
ve
iki-
si
arasindaki mcadele uluslararasi
iligkilerin baghca konusunu
I
olugturuyordu.
Ikinci
dnemde,
1930'lar
ve
1940'lardaki
Ingi-
liz-Fransiz hakimiyeti nce
Fagist Italya'dan,
sonra
da Nazi
Al-
manyasi'ndan yeni
tehditlerle kargilagt1.
nc
dnemde,
ya-
ni II. Dnya
Savagi'nda Almanlar
ve
Italyanlar
bertaraf
edildi-
ler.
Sonrasmda da
glerini kaybeden Fransa
ve
ingiltere
ha-
kimiyetlerini de kaybettiler.
Bu geligmelerin ardindan, yeni
bir
mcadele daha
uzaktaki yabanci devletler
olan Sovyetler Birli-
gi
ile Birlepik Devletler
arasmda
bagladi.

Ortadogu sahnesi L Dnya Savagi
sona
erdikten
sonra, sa-
vagin
dumanlari
ve
diplomasinin
sisleri yok olunca, meydana
gelmig
olan byk degigiklikler ortaya
1kti. Bazi
degigiklik-
ler,
Dogu
ve
Bati Avrupa
imparatorluklarmin hkimiyetindeki
insanlara yeni
umutlar vermigti. Rusya'daki devrim,
sonrasin-
da da
merkezi otoritenin
azalmasi Orta Asya
ve
Kafkasya
tesi
topraklarda liberal
milliyeti Mslman
rejimlerinin
kurulmasi-
na
neden
oldu. Gneyde ise ngiltereve
Fransa hkimiyetleri
altina
giren Arap halklarma
nce
zerklik,
sonra
da bagimsiz-
lik vaat
ediyordu. Kuzey
Afrika'da milliyeti
liderlerin 1918 yili
Kasun
ayinda ilan ettigi Trablus
cumhuriyeti, talya
tarafindan
da bir
sreligine
tanimigti.
Ne
var
ki, kisa bir sre
iinde
bu
umutlar hayal
kinkligiyla
sonulandi.
Kizilordu'nun
Orta Asya
ve
Kafkaslar'daki giri im-
leri
ve
Moskova'nin denetimi tekrar ele
geirmesiyle
bagimsiz-
lik
deneyimleri son
bulan bu
lkelerin
tm
Rusya'nin yrn-
I
SAVASLAR
gesine
yerleptirildiler. Yerel hkmdarlarmi deviren .Trablus-
garp
ve
Bingazi'deki
italyanlar da kendi otoritelerini
hkim ki-
larak
Italyan
smrgeleri oldular
ve
1934 yilmin Ocak
ayinda
Libya
adim aldilar.
Barig anlagmalan Gneybati Asya'da
Araplar
arasmda
uyan-
dinlan
umutlari
tatmin etmemig
ama
boga da
ikarnamigti. Ve-
rimli
Hilal,
ngiltere
ve
Fransa
tarafmdan
nceki smrgeler
yerine, yeni
sinirlan
ve
adlan olan
yeni devletlere
blnd
ve
bagimsizlik hazirliklan iin
Milletler
Cemiyeti'nden yetki alindi.
Sonra da yeni devletler kendilerine
uygun
modellerde rejimler
kurdular. nce Mezopotamya,
sonra
da Irak olarak
bilinen do-
gudaki
devlet ngiliz
Mandasi altinda
Serif
Hseyin'in
oglu
Kral
Faysal
ynetiminde
bir monargi haline
geldi.
Suriye
ve
Levant
olarak
bilinen batidaki devletin kuzeyi
ile
ortasi
Frans1z Man-
dasi'na,
Filistin olarak adlandirilan
gneyi de ingiliz
Mandasi'na
.girdi.
Manda altmdaki
bu
iki devlet
kendi
ilerinde
toprakla-
rini bldler. Fransa birok kez denemesinin sonucunda Lb-
nan ve
Suriye
'admi
alan iki cumhuriyet
kurdu.
Blgelerini iki-
ye
blen ingilizlerise,
doguda
Serif
Hseyin'in
diger
oglu
Ab-
dullah'm bagma getigi Trans-Urdn admi alan
bir Arap emir-
ligi kurdu; batida
Filistin admi alan
rdn'n ynetimini elle-
rine aldilar.
Arabistan'da
daha-farkli bir durum
vardi.
Gneybatidaki
in-
giliz kolonisi
Aden
ve
byk blm ngiliz denetimindeki
Basra
Krfezi.
geyhlikleri
hari
yanmadanm ogunlugu
bagim-
sizdi. Vahabi gretisinin ikinci
seferinde
daha baanli
olmasi
sayesinde Suud
Hanedani'nm
baa gelmesi, bu blgedeki
en
nemli
geligme oldu. 1914'te
savagin
bagladigi stralarda
hane-
danm
baginda
olan
Abdlaziz ibn Suud Dogu Arabistan'a
ka-
dar hkimiyetini genigletti
ve
Trkler'e
kargi
ihtiya
duydugu
yardim
iin ngilizlerle
iligki
kurdu. Savag bitince de fetihlerini
MODERN
A
srdrerek
Kuzey
ve
Gney
Arabistan'da
yeni
yerler ele geir-
di
ve
bu
lkelerin
hkmdarlari srgne
gnderdi.
ngiltere'nin
Dogu
ve
Gneydogu
Arabistan'a ihykisinden
haberdar
olan Abdlaziz ibn
Suud, doguda bululan prenslikle-
re ve
geyhliklere
karyt hibir
gey yapmayip
yalnizca
iki
nem-
li
rakibinin kaldigi Bati
ve
Gneybati
Arabistan'a
konsantre ol-
du. Bu
rakipler, Trkler'e
karpi olan Arap isyanmin kahramani
Serif
Hseyin'in Hicaz
Kralligi ile yarimadanm gneybati kpe-
sindeki Yemen mamligi
idi.
1924
yllmda
ibn Suud,
Hicaz'a
kargi
haekete
geti
ve
1925
sonunda Medine,
Mekke
ve
Cidde'yi
aldi. Kral Hseyin oglu
Ali'nin
baa gemesi
iin tahttan ekilmigti.
Ali lkeyi
terk et-
ti
ve
ibn
Suud 8 Ocak
1926
tarihinde Hicaz
Kral1
ve
Necid
Sul-
-
tani
ilan edildi. Kralligin admm Suudi Arabistan
olarak degigti-
rildigi 1932 yilmin Eyll
ayina
dek ibn Suud
unvanmi
korudu.
Bu geligmelerin ardmdan bani
sre
bagladi. Ib'n Sund, Iran,
Irak, Trkiye
ve
uzun
tartigmalann
ardindan da rdn
ile
dost-
luk anlagmalan
yapti.
1934
yihnda Yemen
ile
yeni bir
savag
patlak
verdi.
ibn
Suud,
askeri
zafer
kazanmalarma
ragmen,
Ingili21er'in
arabuluculu-
guyla
bang anlaymasi
imzalamak
zorunda kaldi. Sinirlarmda bir
dzenleme elde ederken, Yemen'in bagimsizligi da korundu.
Yzlerce
yildir blgedeki
hakim
g
olma
mcadelesi
ve-
ren
Osmanli
mparatorlugu
ve
Iran,
1918 sonunda kendi ba-
gimsizliklarmi
kaybetme
riskiyle kargilaymiglardi. Yenilgiye ug-
ramig
olan Osmanh imparatorlugu'nun
bagkenti
iggal
edilmig,
topraklan da
zafer
kazanmig
olan dgmanlan
ve
uydulari
ara-
smda paylagilmaya baglanmigti. ran,
szde
tarafsiz oldugu hal-
de,
arpigan
devletlerin.savag alani haline gelmigti.
Almanlar,
Trkler, Ruslar
ve
ngilizler,
bagimsiz iran devletini hie
sa-
yarak iran topraklarmda faaliyetlerini srdrmglerdi. Bati'nin
400
SAVASLAR
ykselen
gc kargismda,
onlar
iin
de
teki Asya
ve
Afrika
l-
kelerinin kaderini paylagmaktan
bagka kurtulug yoktu.
Sonuta iki lke
de bu
kaderlerini
farkh gekillerde
degigti-
rebilmiglerdir.
Bu degigim, 1919 yllinda, ileride Atatrk admi
alacak
olan Trk subay1
Mustafa Kemal'in Anadolu'daki
dg-
man
iggaline kargi
baglattigi
ve
bagmda bulundugu direnig ha-
reketiyle
bagladi.
Sagirtici
zaferlerinin
sonucunda
iggalcileri
ko-
varak,
zafer sahibi
devletler tarafindan
padigahin hkmetine
zorla
kabul
ettirilmig
ve
agir partlar
getirmig olan
bang antlay-
masmi
iptal
etti. Padigahm
hkmeti yeni gce katilmay1 ka-
bul etmeyince, padigahligi
kaldirarak cumhuriyeti ilan
etti. Ata-
trk'n
baginda bulundugu cumhuriyet
ile
genig
ve kapsamli
bir modernlegme
ve
Mslman
dnyasinda
benzeri grlme-
yen
laiklegme sreci bagladi.
ran'da da
1919 y111nda,
ran'm toprak
btn1g
ve
bagim-
sizligini
taniyan,
yani
sira da
etkin
bir Ingiliz
stnlg
sagla-
yan
ngiliz
ve
rn
anlagmasi
son
buldu.
Anlagmayi
kanunlay-
tirmak zere toplanan
Iran parlamentosundan
onay
1kmadi.
Rusya'nin
Kuzey
ran'da
Bolgevik
kisvesi altinda tekrar
ortaya
ikmasiyla
durum
daha karmagik bir hal
aldi.
Iran
Kazak
Tuga-
y1
subay1
Riza Han, anarpi dneminin
ardindan
1921 yilinm
Qu-
bat
ayinda
iktidan ele
geirerek bir diktatrlk kurdu. 1925
yl-
linda da pahi tahttan
indirdi
ve
kendini pah ilan ederek iktida-
rim
glendirdi.
Sonralar1 Pehlevi adini
alan
Riza ah'in, hane-
dani,
ran IslamDevrim.i ile y1kilana
dek 1979 yilma
kadar de-
vam
etti.
Riza
Sah
da
Atatrk'n
yaptigi gibi modernlegme
ve
merkezilegme
politikasi uyguladi. Ancak Atatrk'n
yaptigi
gi-
bi din ile devlet iligkisini
ayirmay1
denemedi.
-
Ortadogu'daki yalnizca
blgede ayakta
kalan bagimsiz
Mslman
devletler olmustu.
Bir
sre saglam
grnen ingiliz
ve
Fransiz
egemenligini,
yaln1zca iki
devlet arasindaki
mca-
MODERN
A
deleler
tehdit etti. Ne
var
ki,
bu devletlerin
Ortadogti'da
ege-
menlik kurma
istekleri
iki dnya
savagi
arasmda azalmaya bag-
lamigt1.
Ekonomik olarak
gsz
olmalan ve
isteksizlikleri
ne-
deniyle,
kendilerinden nce
imparatorluk
kuranlann
sahip ol-
duklan
irade
gcne
sahip
degillerdi.
Her
iki devletin
artan
kararsizhgi,
tebaa halklannda yeni
bir
isyan
ruhunun
ortaya
ikmasina
yol
a't1.
Yzyihn
baglarinda
Rusya'yi
yenerek anayasal demokrasi
ile
smai
modernleyme-
nin
canlandirici
zelliklerine sahip oldugunu gsteren
Japon-
ya'dan
sonra,
Trkler de galiplerin dayattigi
anlagmalardan kur-
tularak
milliyetiligin faydalanm grmglerdi. Asya
ve
Afrika'da
ilk baanli milliyeti devrimi kazanan
Mustafa Kemal komuta-
sindaki Trk ordularmin
zaferi
ve
galip
mttefiklerin kargism-
daki baanlari,
Bati
kargisinda onlann silahlanyla zafer kazan-
manin
yoluru ilk kez
gren
Mslman
ve
diger halklar iin
ye-
ni bir
umut
olmuytu. Islami
Osmanli
imparatorltigu'ndan-sonra,
Modernlegen Trkiye Cumhuriyeti de, bir
sreligine slam dn-
yasma
yol
gstermig
oldu
ama
byle
bir niyeti
olmayan Ata-
trk'n devlet
ile
dini birbirinden
ayirarak hukuk
ile
devleti la-
ikleptirmesi
ve
de siklikla Trkiye'yi
Avrupa'nin bir
parasi
ha-
line getirme
amacindan
sz
etmesi, baglangita
onun
zaferleri-
ni
alkiglayan
Mslmanlar'm dgmanligini kazandirdi.
Arap
lkelerin neredeyse tmnde, yeni
efendilere
-
kargi
iddet hareketleri bag
gsterdi. Dogradan ynetim
gibi basit
bir politikanin
yrmeyecegi
anlagilarak,
bunun yerine
manda
kuran devletler
amalanna Arap hkmetleri
ellyle dolayh
ola-
-
rak ulagmak istediler. Bylece de
onlara bir
lde
bagimsiz-
lik
tanidilar. Bununla
birlikte kendilerinin
ayricalikh durumlari-
ni
ve
milli
topraklarda silahli
kuvvet bulundurma
haklanni
g-
venceye
alacak antlagmalar yaptilar.
Ancak
bu
politika
bagarili
olmadi. Mandater devletlerce
mil-
402
SAVASLAR
liyeti isteklere
verilen dnler
ok kk
ve
ge
ordu. Ant-
lagmalar
aktif
siyasi
destegi olmayan
hkmetler tarafindan
ya
da ortak
bir dig
tehdide
kargi yapildi. Habeyistan'in
italya
tara-
fmdan istila edilmesi,
ingiltere
ve
Misir'i tehdit
etmeye bagladi-
ginda
1936
yilmda yapilan
ngiliz
ve
M1sir Antlagmasi da
by-
le bir
antlagmayd1.
Bir takim milliyeti
hareketlerle Araplar'in'hayalkinkhklari
kendini gsterdi. Mcadeleleri
uzun,
zorlu
ve en
azmdan
siya-
si amalanna ulagmalannda
baarih olmuytu. Kisa
bir sre
son-
ra
Misir ile Irak
resmen bagimsiz oldular,
birindeki himaye, di-
gerindeki
manda
rejimi
son
buldu. te
yandan, Irak'ta Krali-
yet
Hava Kuvvetleri
sleri
ve
Misir'da
kanal blgesinde
ile
di-
er
yerlerde askeri slerle
ngiliz
varligi
srd. Yabanci g1e-
rin ekilmesi
ve
egit olmayan antlagmalann iptal
edilmesi
ko-
nusunda
resmi
bagimsizligi gerek
bagimsizliga dngtrecek
milliyeti abalar
devam etti.
Manda
sistemi, Levant devletlerinde
daha
uzun sre
devam
etti. Fransizlar,
Suriye
ve
Lbnan'da
kalirken, Ingilizlerde, r-
dn emirine biraz daha fazla zerklik vererek Filistin'de
dog-
L/
rudan
ynetimi srdrdler.
ki blgede de durumu
karmagik hale getiren yeyler vardi.
Lbnan,
Osmanh
imparatorlugu'nun Asya'daki
kalmtilari ze-
rinde
kurulan yeni Ortadogu
devletleri arasmda zel
bir konu-
ma
sahipti. Lbnan tekilerin
tersine, yeni kurulmuy bir dev-
let degildi
ve
Osmanh
hakimiyetindeki yzlerce yll, genellikle
byk zorluklarla yerlegen
ayn
bir zerklik gelenegine sahipti.
Fransizlar, dag
ve
evresindeki
zgn Lbnan topraklanna ek-
ledikleri
blgelerle "Byk Lbnan"i
kurmuglardi. Bu
ana
bl-
gede genellikle
Snni olmayan Mslmanlar
ve
H1ristiyanlar"
yagardi
ve bu blge
uzun
zamandir Osmanh dnyasmda
sos-
yal,
entelektel
ve
bir
lde
siyasi bagimsizhm sigmagi duru-
403
MODERN
A
mundaydi. Hiristiyan
iftiler,
Beyrut'un kuzeyindeki blgeler-
de
o zaman
tm
Ortadogu'da tek bagimsiz
toprak sahipleri top-
lumunu
olugturmuglardi.
XIX.
yy'da da geligen Hiristlyan burju-
vazisi Beymt
gehri
ve
limani
etrafinda yerlegmigti.
Yetenek
ve
enerjileriyle Arap
canlanmasina
ok
nemli entelektel,
siya-
si
ve
ekonomik
katkilan
olmuytu.
Tekrar canlanan Mslman
milliyetiligi, H1ristiyanlar'in etkisini
nemli derecede azaltma-
sina
ragmen, Lbnan bir sre
daha Arap dnyastndaki kltrel
ve
dini
ogulculukla siyasi
ve
ekonomik
zgrlgn tek
mer-
kezi
olarak
benzeri
olmayan
grevini
srdrmgtr.
Arap-Islamdnyasinin
tek istisnasi
olan
Lbnan'daki
Hiris-
tiyan kalesinden bagka, gneyde daha
nemli bir
istisna orta-
ya
ikmaya baghyordu.
Antik
aglardan itibaren
Filistin'de
bu-
lunan
Museviler, Roma dneminin
sonu
geldiginde
artik
n-
fusun
ogunlugu durumunda
degillerdi. Musevi
i1fus, gler
ve
dini
esinlenmelerle
desteklenmeye
aligihyorlu.
XIX. yy'in
son
eyreginde Dogu
Avnapa'dan gelen
gen
Museviler duru-
mu
degigtirdiler.
Bu
Museviler, nce Avrupa,
sonra
da Ortado-
gu'da
reddediliglerine
ve
grdkleri zulme kargi
geligen
ve
bir
lde Musevi
dini
geleneginden,
bir
lde
de yeni
milliyeti
akimlannin Musevi biiminden dogan
Siyonist
akimm ncle-
riydi. Gelecekte bu
akimi
devam
ettirenlerin kurduklan
yerle-
im birimleri israil devleti
olacakti.
Genlerin
ve
yaghlarm
olugturdugu
Musevi
toplumu Birin-
ci
Dnya
Savagi
sonunda
epeyce
bymgt.
Siyonist girigimi,
1917 yilinm Kasim
aymda Balfour
Deklarasyonu'yla ngiliz h-
kmeti
tarafmdan
resmen
tanmdi. "Museviler'in
milli vatamnm
kurulmasi"
projesine devlet destegi vaat
edildi
ve
bu
konuda-
ki hkmler ingiltere'nin
Filistin'i ynettigi
Milletler Cemiye-
ti
mandasma
geirildi. Araplar'm
ingiliz
mandasina
ve
Musevi
varliginaikargi mcadeleleri
bu
vaadin verilmesi
ve
gereklepti-
I
404
I
I
I
rilmesiyle zel
konuma geldi.
1930'lardan
sonra
Ortadogu'daki
Bati'nin hkimiyetinde
ye-
ni
bir
tehdit
ortaya
ikti.
Bu tehdidin
kaynagt
isyan eden
halk
degil, imparatorluk
gcnn
iki
yeni rakibi
Fagist Italya
ile
Na-
zi
Almanya idi.
1930'larda
blgede liberal
ve
anayasal
kurumlann bir d-
nem
sahip olduklan ekicilik etkisini
yitirmeye bagladi.
Aslm-
da
bunlarin iyi
iglememesi
papirtici degildi.
nk
bu kurumlar,
kk bir
Batililagmig sekinler
grubu
olarak
kalmiglar
ve top-
lumda bir btn olarak
gerek bir destek bulamamiglardi. Ay-
nca
gerek kavram
olarak gerekse
de grngte hibir
etkileri
yoktu.
Gemigi canlandiramadiklan gibi,
gnn
gereklerine
de
yanit
olamiyorlar
ve
gelecege
dair bir
umut
veremiyorlardi.
Da-
ha kts de, artik ok sayida
Arap tarafindan Bat1Avrupa'daki
nefret
edilen imparatorluk gleri gibi grlyorlardi.
Farkli
bir
alternatif
sunan
Italya
ile Almanya, yakm
bir
ge-
migte birok
khk
devleti
zorla zgrlestirip
birleptirerek bir-
lik saglamiglardi. Onlar,
durumlannm
ve
zmlerinin
benzer
kopullarda
oldugunu
dgnenlerin liderleri
iin
esin
kaynag1
ve
rnek
olmuglardi. En
nemlisi
de, siyasi,
stratejik
ve
ideolojik
olarak
ingiltere, Fransa
ve
Filistin'de
artmaya
devam eden
Mu-
sevi
varliginin
hasimlan
olmalariydi.
Hitler
baya
getikten
sonra,
1933 yilinda
ingilizlerin
Kuds
Mfts olarak atadiklari
Haci Emin
el-Hseyni, Almari
kon-
solosuna
destegini bildirmig
ve
yardim
teklifinde
bulunmug-
tu.
Haci Emin el-Hseyni,
ngilizler
ve
Musevilerle yillarca
s-
ren
mcadeleden
sonra
Filistin'den aynlarak
Beyrut, Bagdat
ve
Tahran'a
gittikten
sonra
1941 y11mda Berlin'e ulagti.
1941 ylli-
nm
Nisan
ayinda Rapid Ali el-Geylani adli Irakli
bir
siyasetinin
askerin
de destegini alarak iktidan
ele
geirerek
Mihver lkeler
yanlisi
bir
rejim
kurdugu
Bagdat, mftnn
en
nemli
duragi
405
MODERN
A
olmugtu.
Vichy hkmeti'nin denetiminde
bulunan
Suriye'den
az
da olsa yardim almigti
ama
Mihver
glerinin kurtaramaya-
cagi
uzaklikta
oldugu iin rejimi ingilizler
ve
ingiliz ynetimin-
deki birliklerce devrilmigti.
Rapid Ali
rejimine destek
amaciyla
Suriye'de, gelecekte Baas partisi
olacak
ve
rakip kollan Suri-
ye'yi
de
Irak'i
da
ynetecek olan bir komite
kuruldu.
Rapid Ali
kaarak
Berlin'de Kuds Mfts
ile bulugtu. Sa-
vag
yillannda
Mihver'
devletlerine destekleri
ya
da onlara
sem-
patileri olan
bazi
kipiler
ileride nl
kipiler olmuglardir. Nasir,
Almanya'ya sempatisini ve
Alman yenilgisiyle yagadigi hayal-
kirikhgini
ifade
etmigtir. Enver
Sedat,
Almanya iin gnll
ca-
susluk
yaptigmi
belirtmigtir.
Rapid
Ali bile Saddam Hseyin'in
Iragi'nda kahraman olarak grlmgtr.
Nazi davasina
gre
apagi
irktan
bir
halka Nazi
irkiligt
e-
kici
gelemezdi.
Nazi
propagandasi Sami
irki
alyhtarhgi
yeri-
ne,
Musevi
aleyhtari oldugu iin
destek
grebiliroi.
te
yandan
Museviler, Almanya'da Naziler
ve
bagka yerlerde onlarin tak-
litilerinin
zulmleri
yznden Filistin'e gmek zorunda ka-
liyor ve
orada
Musevi
toplumu gleniyordu.
Naziler yalmz-
ca
bu ge
neden olmakla kalmadilar, Ingilizler Araplar'in iyi-
niyetini kazanabilmek iin
Filistin'e
giripte
smirlamalar
getirir-
ken,
Naziler
savag
baglayana dek bunu
teyvik edip kolaylagtir-
miglardi. Yine
de
ok sayida
Arap,
Museviler'i Filistin'den uzak
tutmaya
aligan
ngilizler
yerine,
onlan
oraya
gnderen Alman-
lar'1
tutmuglardir.
Mihver devletleri
olanlardan farkli
gekillerde
fayda
saglama-
ya
ugragtilar.
lk
nce
Fagist
talya,
sonra
da Nazi
Almanya
Arap
dnyasindaki genig
apli
propagandalanyla siyasi dgnr
ve
eylemci
yeni
nesili etkilediler.
zelliklede
Naziler, Museviler'e
kargi nefreti krkleyerek kendilerinin
yarattiklan
sorunu
s-
mrmeyl-bagardilar.
406
SAVASLAR
Mihverlere
dng
aslinda
bir tr
nlemdi.
Savagar baglan-
gicinda, zellikle
de
1940-1941'de,
Fransa'nin dgmesiyle
Rus-
ya'nm
iggali
arasinda
ngikere
tek
baginayken Mihver zaferi-
kain11maz grnyordu. Artik Ortadogu'da
baglarindaki im-
paratorluk
devletlerine baghhk
ve
sadakat duyan
kigi
sayisi
ok azalmigti.
Irak'm
Nuri Said'i, Misir'm
Nahas
Papasi
ve
Ara-
bistan'm ibn Suud'u
gibi Bati
dostlan olduklari iin vg
(ya
da
yergi) alan
kipiler bile
Berlin'le iligki
kurmaya
ugragmiglar-
dir.
Aldiklan
ok say1daki yardim teklifini kabul
etmeyen
Nazi-
ler bu konuda baanh
olamadilar. Mihverler aismdan
destek
kismen
ideolojik
olmasina
karym,
"dgmanimin
dgmani be-
nim dostumdur" ilkesi geerliligini
koruyordu. Bat1'nin
aman-
siz
dgmanlan olmalan Mihverlerin
en
ekici yanlariydi. Ileride
ok
daha farkli bir
g
olan
Sovyetler Birligi
de
ayni
nedenle,
hatta
aym
kipilerden
destek
alacakti.
II.
Dnya Savagi'nda iki taraf Ortadogu'daki
destekilerine
hayal
kinkligi
yagatirken,
onlar
da kendilerini
hayal kinkligi-
na
ugrattilar.
ki
tarafa
da
az
da olsa askeri yardim
oldu.
Ra id
Ali'nin
devrilmesinde
ve
Ortadogu'da Mttefik
diizenin
devam .
etmesinde
rdn'n Arap Lejyonu'nun
nemli
bir
rol
olmug-
tur.
Almanlar'in
"Dogu Lejyonlan" adlyla topladiklan
Fransiz
Kuzey Afrikalilan,
ingiliz
Hintlileri,
Orta Asya
ve
Kafkasya
cum-
huriyetlerinden Kizilordu askerleri gibi Mttefik
savag
tutsakla-
nndan olugan gnll gler olmuytu.
Bu
g1ere
bu halklann
Almanya'nin iggalindeki
Avrupa'da
yagayanlanndan gnlller
de katilmiglardir
ama
bu katilim ciddi
bir boyutta
ve
sayida ol-
.
mamigt1r.
Londra'nin pigmanligma
kargin
Filistin'de
olusturulan
bir Musevi Tugay1,
Kuzey
Afrika
ve
italya
seferlerinde rol al-
makla
birlikte askeri aidan nemli olmamistir.
Ortadogu lkelerinin Mttefik davasina
en
nemli
katkilari
toprak,
kaynak
ve
tesislerinin
kullanilmasi olmustur. Bu da
l-
MODERN
A
kelerin
ogunlugunda, nianda
ve
himaye partlarmda
olugturu-
lan
askeri garnizonlar
ile olanakli olmugtur.
Tarafstz
tran'da
da
1941 yilmda
aym
anda
ingilizve
Rus birliklerinin Iran
toprak-
lanna girmeleriyle
saglanmigtir. Savagm
sonuna
dek tarafsizh-
gim
koruyan yalmzca Trkiye olmuytur. Trk hkmeti, galip
devletlerin yanmda
yer
alabilmek iin ancak
son
haftalarda
sa-
vag
ilan
etmigtir. Bu durum, bir Trk devlet
adami tarafmdan
pu
gekilde ifade edilmigtir: "Biz, yemek listesinde degil, konuk
listesinde bulunmak
istedik."
Durum
Ortadogu halklari ve
hkmetleri aisindan hs-
ranla
son
buldu.
Almanlar Arap
yandaylarim hayal kiriklig1-
na
ugrattilar. Ashnda Naziler Avrupa'y1
hedef almig olduklarm-
dan
Ortadogu ile gerekten ilgilenmiyorlardi.
Avropah dostla-
.
n
olan Fagist
talya'yt,
Vichy Fransasi'ni
ve
1939 yilimn
Agus-
tos'undan
1941 yilinm Haziran'ina
dek Sovyetler Birligi'ni
tat-
min
etmek iin
Ortadogu'da koruduklari devletleri
gzden
1-
karabilirlerdi.
Mttefik kuvvetleri bagimsizlik
ve
ekilme
szlerine
ragmen
savag
bittigi
zaman
halen Arap
lkelerinde
bulunuyorlardi. Ku-
zey
Afrika
gibi bu
lkelerden bazilgri halen smrge
yneti-
mindeydiler. Filistin'deki Museviler
bile, Ingiliz
makamlarmm,
savagm
ncesinde
ve
sonrasinda Avrupa'da kalan
Museviler'in
Filistin'e gitmelerini
engellemeye aligtiklan iin yneticilerine
yabancilaymiglardi.
Musevi rgtleri'nin,
Londra
ve
Washington'dan Ausch-
witz'teki
lm kamplarini
bombalamalanni
istemeleri
ve
Ber-
lin'deki
Mftlk'n
de
Alman hkmetinin
Tel Aviv'i bomba-
lamasmi
istemesi
olmak zere
savag
sirasinda
savagan
tarafla-
ra
srekli
olarak istekte bulunulmustu. Bu
istekler
kabul
edil-
memigti ama
bu
ne
bir
tarafin
kt ne
de diger
tarafm iyi
ni-
yetiyle
almamigt1.
Her
ikisinin kabul
edilmeme
nedeni
de ay-
408
SAVASLAR
myd1: Bunlann askeri bir
amaci
olamayacagi
ve
savaim kaza-
nilmasina
katki saglarnayacagi
iin
getirecegi
riske
ve
masrafa
degmeyecekti.
Sonu olarak,
1939-1945
arasindaki
savas
y111an
Ortado-
gu'daki
her iki taraf aisindan da
tatmin
edici
olmadi.
Mih-
ver
devletlerin
byk abalanna
ve
davalanna
duyulan
byk
sempatiye karpin tepki ok yetersizdi. Vichy
hkmetinin iggali
altindaki
Suriye'de
birka tesis
ile 1941 yilinda Irak'taki
Mihver
yanhsi
darbe,
Almanlar'in
tek
kazanimlan
oldu
ama
her
ikisi
de
uzun
srmedi.
ngilizler'inArap milliyetiliginin
dostlugunu
ka-
zanma girigiminin
sonucu
daha
da kt oldu.
Muazzam
askeri
varliklanna
ragmen
Mttefikler
ancak
hoggrsz
bir tarafsizlik
elde ettiler.
M1sir'in nce
talyanlar'a,
sonra
da Almanlar'a
kargi
savunulmasi
ngiltere'ye
ve
imparatorluk
g
lerine,
Kuzey
Af-
rika'nin
kurtariligi da Amerikalilar'a
birakilmisti.
Bu byk
savag,
ilkindeki
gibi,
yine
hizli
ve uzun
vade-
li degigikliklere
yol
ati. Mttefik
ve
Mihver
propagandacilar
milliyeti
hareketlerin tegvik edilmesi
konusunda yarigiyorlar-
di.
Arap topraklannda
kamp kurup
savagan
Mttefik
ve
Mih-
ver
ordulan,
yanlarinda modern
savagin
ayrilmaz paralari olan
kaygiy1
ve
alipilmamig
bir
yagami
da getirmiglerdi. Artik ok
sa-
yida
Arap
devleti
az
ya
da ok
oranda bagimsizhk
elde
etmi
ve
dig siyasetlerini
uygulamaya
baglamisti.
1945 yilmda
kuru-
lan
Arap Birligi,
Ortadogu'nun
egemen
Arap devletlerinin
t-
mn
ortak
siyasi amalar
iin bir
araya getirmigti. Baglangita
ngilizlertarafindan
desteklenen
bu
proje,
ok
gemeden
on-
lardan
kurtularak
yelerinin
zaman zaman
atigan amalanna
uy
gun y
ekilde gelig
migti.
Petroln
bulunmasi,
ikarilmast
ve
kullanilmasi, bu yzyil-
da blgedeki
en
nemli degigikliklerinden
biri olmustur
ve
Or-
tadogu'nun
Rusya ynetimindeki yerlerinde
baglamigtir. 1842
I
I
I
409
MODER.N
A
yllinda
Apsheron
yanmadasinda
ilk
petrol
sondaji yagilmigtir.
Rus
Azerbaycam'nda
petrol sanayiinin geligmesi
ile Pennsylva-
nia'daki
Amerikan
petrolnn
geligmesi
yaklagik olarak
ayni za-
manda ohnuptur.
1863 yihnda
Bak'de
ilk rafineri inga
edilmig-
tir.
1877-1878 yillannda
Apsheron petrol
blgesinden
Bak'ye
ilk petrol hatti dgenmi
tir. Rus
Devrimi
yaklagirken
Rusya'nin
petrolnn
yzde doksan begi
Bak
petrol
yataklanndan
sagla-
-
niyordu.
Avrupah
ve
Amerikah
igadamlan,
henz bagunsiz
olan
ran ve
Osmanh
topraklarmda
ayncalik
kazanmak zere
ilk gi-
rigimlere
baglamiglardi. XX. yy'm
baglarinda iran
pahi,
ashnda
Yeni
Zelandah olan bir
Ingiliz
igadami
William Knox
D'Arcy'ye
ilk
nemli ayncahgi
tanidt. Sonra
da D'Arcy'nin
ayncahgi
Anglo-
Iranian
Oil Company
tarafmdan alindi. Bu, ogu ingiliz, Fransiz,
Hollandali
ve
Amerikan olan
imtiyaz
girketlerinin
imtiyaz hak-
kini
deyerek
Ortadogu
petroln
ikartmalanmit
ilk
rnegi ol-
mugtur.
Sonralan da
sirastyla ran,
Irak, Arabistari
ve
bagka
yer-
lerde yeni byk
petrol yataklan bulundu.
Bylece
Ortadogu
petrol reten baghca
blgelerden biri
oldu.
Ortadogu
lkeleri bu yeni
geligmeyle
egitli
gekillerde
etki-
lendi. Kara
ulagimi, iten
yanmali
motorun
kullanilmaya
bagla-
masiyla kolaylagt1.nceki
yzyillarda hayal
bile
edilemeyecek
hizda, byk
merkezleri birbirine
baglamak,
insanlari,
rnle-
ri, basih
malzemeyi ve
dgnceleri
tagimak artik
olanakhydi.
Araba, kamyon ve
otobsn, at,
egek
ve
devenin
yerini
alma-
si;
matbaa,
gazete,
sinema,
radyo
ve
televizyon
gibi Batili ileti-
im aralannm
yaygmlaymasi
ve
hizh
ekonomik geligme
ile ok
uzun
menzilli
toplumsal bir degigim
bagladt.
Fransizlar'm
ve
ingilizler'in
Ortadogu'dan
ne umup
ne
bul-
duklari
merak
edilebilir.
Artik
kabul
edilen
gerek gudur ki
iki
devletin de blgeye
gidip
orada yirmi
beg
yll
kalmasima en
nemlinedeni
stratejik, blgenin
askeri
tehlikesi ile potansiye-
SAVASLAR
li
olmustur.
Bu stratejik
amacm
kapsami,
bir
tampon,_ bir kav-
ak,
lletigimde
bir merkez noktasi,
bir s olarak Ortadogu gek-
linde sunulmuytur. Blgeye
bagkalannin girmesini engellemek
stratejik
amalardan
biriydi
ve
eger
Batili gler onlan
kov-
mak
iin orada olmasalardi
bagkalanmn
oraya
gireceklerinden
emindiler. Fransizlar
ve
ngilizleriin ok nemli
diger bir ko-
nu
da daha
zengin irnparatorluk topraklarmi
gvence
altinda
tutmakti.
Hindistan
konusunda
ngilizler, Kuzey Afrika
konu-
sunda da Fransizlar endigeleniyorlardi.
iki devlet de
bu toprak-
larini Mslman Ortadogu'dan ikabilecek
istikrar bozucu
g-
lere
karpi korumaya
gerek duyuyorlar,
buna
engel
olmak
iin
de, Ortadogu
halklarinm
ve
lkelerinin
imparatorluk
kontro-
lnde
ya
da hi
olmazsa
denetiminde
olmasi
gerektigini dg-
nyorlardi.
Sphesiz
daha bagka unsurlar
da.sz konusuydu. O dnem-
de Fransiz varhgindan
yana
olanlar,
Fransa'nin kltrel
ve
di-
ni misyonuna, Hiristiyan, zellikle
de Katolik azinliklann
ko-
runmasina ve ransizkltrnn
yayginlagtirilmasini
destek-
lemiglerdir.
Benzer dgnceler
ingilizler
-tarafindan
da destek
bulmugtur.
Zamaninda geerli olan emperyalizm
yorumunun
tersine
ekonomik
nedenlerin ok
nemi olmadigi
gibi fazla bir
eko-
nomik
beklenti
de
yoktu.
Tam
tersine, Ingilizlerde, Frans12lar
da stratejik
ve
siyasi amalarina ulagabilmenin
yksek maliyet-
leriyle ok ugragmiglardir.
iki devlet de
maliyeti
olabildigince
dgk
tutmaya
gayret
etmiglerdir.
nemli bir
unsur
olarak ol-
duka
ge
ortaya
ikan petroln ileride
kazanacagi nem bi-
linmiyordu. Savaglar
arasi
dnemde
petrole kargi
ilgi
ekonomik
oldugu kadar stratejikti.
Fransizlar'm
ve
ngilizler'inOrtadogu'daki
durumlannda
bir-
takim
hatalari
olmuytu.
Glerini
devam ettirmek iin
yapma-
411
I
.
_I
y
I
MODERN AG
lan
gereken
masraftan kainiyorlar,
muhalefete kargi
koymak
iin de g
kullanmak
istemiyorlardi.
Hem
Fransa'da, hem
de
ingiltere'de
bir
kararsizlik,
duraklama
ve
gszlk
sz
konu-
suydu.
Girigimin
masrafa
ve
abaya degip
degmeyecegi
en
ba-
ginda tartigma
konusu
olmuytu.
Rivayete gre,
Churchill Orta-
dogu'yu
oldugu gibi
Trkler'e
geri
vermenin daha iyi
olacagi-
ni
sylemigtir;
herhalde bu
hediye Trkiye
Cumhuriyeti tarafin-
dan
asla kabul
edilmezdi.
Frans1zlar'in
ve
ngilizler'in
Ortadogu daki
konumu
nemi-
If
ni kaybederken,
diger taraftan blge, halen
imparatorluk
ha-
vasinin
agzllk,
acimasizhk
ve
kendini begenme
ruh halini
tagiyan
milletler
ve
rejimlerden olugan
diger dgman
glerin
tehdidindeydi. Bu
unsurlar
iki
devlet
arasinda yorgunluk, doy-
gunluk
ve
kendinden
gphelenme
durumunu
ortaya
ikarmigt1.
Bir
sreligine her
ikisi de
birbirleri
iin
olugturduklan
tehdidin
farkina
varmiglardi. Her
ikisi de hem
blgedeki
hkimiyetleri-
ne son
vermek
isteyen
glerden
ya
da
digardan onlann yerini
almak
isteyenlerden gelen ok daha
byk tehditlere, hem de
birbirlerine kargi kararsiz ve
gsz
davrandilar.
Kavga
ve
didigmelerin
srekliligi de
Frans1zlar'1n
ve
ngiliz-
ler'in konumunun
zayiflamasina
neden olmuytu.
Bu
durum,
Fransizlar
ve ingilizlerve
digerlerine
kargi;
Frans12lar
ve
Ingi-
lizler
birbirlerine
kargi;
Fransizlar
ve
ingilizler
kendi
kendileri-
ne
olmak zere pek ok
dzeyde
ve
pek ok gekilde
yagam-
yordu. Bugn karar
verme
sreci
olarak
adlandinlan durum,
yerel
makamlarla merkezi hkmetler
arasinda,
toplumsal k-
kenler,
atigan
ikarlar
ve
amalarla blnmg
brokratik frak-
siyonlar
arasinda,
egitli
servisler
ve
daireler
arasinda
israrli
ve
sayisiz
atigmalarla
saptinliyor
ve
gecikiyordu.
Ortadogu'ya bir
yapi
ve
koruyucu
bir perde
saglayan Os-
manli
mparatorlugu,
blgeyi digardan
gelecek tehlikelere kar-
.
SAVASLAR
1
korumuytu.
Artik
bu kogullar ortadan kalkmigti.
Osmanli
sis-
teminin
ve
yapismin
yerini
sonu
olarak
tm
yikilip yok
olan
yenileri almigt1.
Koruyucu perde yine
var
olsa
da, Avrupali dev-
letlerin
sagladigi
koruma ancak
birbirleri iin
oldugundan,
Or-
tadogu
lkelerinin
halklannin oguna pek de
fayda
saglami-
I
yordu.
Bu dnemin bilanosu,
bir
taraftaki
Frans1zlar
ve
Ingilizler
iin
ve
diger taraftaki
Ortadogu
halklan iin
ne
olmugtu? Orta-
dogu'daki Fransiz ve ngiliz glerinin hakim oldugu dnem,
modern
tarihin
en
byk
zaferlerinden
birinden hemen
sonra
sona erene
dek
ne
bagarmigti?Batili
devletler
ya
da Ortadogu
ve
halklan aisindan sonular
bir deger
tagiyor
muydu?
En
olumlu sonular,
byk olasihkla
o
dnemde
en
az
nem
tagiyan hedefler olan ekonomik
ve
pratik hedeflerle il-
gili
olmustu.
Sphesiz
Ortadogu halkmin ogunlugu
a1sindan
1939 yllindaki
yagam,
1918
yilindan
ve
hatta 1914 yilmdan ok
daha
lyi
olmust.ur.
Nfusun
tamammin olmasa da ogunlugun
yagam
standardi ykselmigti. Konfor
artmig
ve
yaygmlagmig,
yagam
sresi
eskisine
gre
uzamig, yeni
bir altyapi
kurulmuy
ve
her egit genel hizmet saglanmigti.
ngiliz
Hindistani
veya
Fransiz
Kuzey
Afrikasi
gibi impara-
torluk
ynetiminin dogrudan bulundugu yerlere oranla
bu
ya-
rarlar
Ortadogu'da dana
az
olmuytu. Ortadogulular
emperya-
lizmin
kt yanlan
altinda
yagadiklari
ve
nemli
avantajlannm
ok azmdan faydalanabildikleri iin
ganssizdilar.
okaz
da
ol-
sa
faydalandiklan
bu avantajlar
nemli olmuytu. Birok
aidan
I
blge halklannm durumu 1939 yilmda aika
grnr
gekilde
iyilegmigti.
.
Ortadogulular'm
kazandigi ok nemli
bir
fayda da Lbnan
ve
Misir dipinda pek
bilinmeyen ingilizce
ve
Fransizca
dilleri ol-
muytu.
Modern
dnyaya,
onun
kltrne
ve
bilimine
bu diller
413
MODERN AG
sayesinde
erigebilmiglerdi. Blge halklan
aisindan Bati bilimi,
bagka bir
deyigle modern bilim
nemli
bir kazan
olmuytu. Batt
kltr
ve
toplumsal sonulannm
etkileri
ok daha farkli
olmug,
kimileri
tarafindan hevesle
kargilanirken, kimileri
tarahndan
da
pheyle
kargilanmig,
kimilerince
de lanet
olarak grlmgtr.
Ortadogu, Fransiz
ve
ngiliz hkimiyeti
ile
liberal
ekonomi
ve
siyasi
zgrlk
dnemi yagamigtir.
Ancak
zgrlk
smirhydi
ve zaman
zaman
kaldinlirdi. Yine de tm
sinirlamalara
ve
ip-
tallere
ragmen, ncesinde
hi
rastlanmamig, sonrasmda da rast-
lanmayacak denli genig kapsamhydi.
Artik Bati tarzi
kurumlann
ogunlugu yok olmug, terk edilmig, hatta
sulanmiglardir. Orta-
dogu'da
liberal dgncelere
ve
uygulamalara kargi
tekrar
bir
il-
gi dogmaya
baglamtytir
ve
bu degigim
blgenin bazi
lkelerin-
de
daha
uygun
bir
zemin bulabilir.
Fransiz ve
ingiliz hkimiyetinin,
ncelikle Batih devletler,
sonu
olarak da
Ortadogulular
aismdan
en
olumlu
sonucu,
Ortadogu'nun II. Dnya
Savagi'ndaki
rolnden
de
anlagilaca-
i zere, istenen
stratejik
hedefe
ulagilmasidir.
Ortadogu'nun
Mihver devletlere kargi savasta
s
ve
destek kurumlari
sagla-
masi,
Bati
iin
en
nemli
hizrneti
olmuytur. Buna kargihk
olarak
onu
Mihver devletlerin
dogrudan
hkimiyetinden
kurtarmalan
da Bati'nm
Ortadogu'ya
en
nemli hizmeti
olmuytur.
414
19.
BOLUM
--
M
OZGRLKLER
I
1945'te Mttefikler'in
kazandiklan zafer
ve
Mihver
devletle-
rin aldiklan
yenilgi dnyaya hemen bang
getirmemigtir.
Dogu
ve
Orta
Avrupa'da
Sovyet mparatorlugu'nun ilerlemesi,
Asya
ve
Afrika'da
Batih
smrge
imparatorluklannin
gerilemesi bu
blgelerde nemli
sorunlara yol
amigtir.
Kaybedilen
ve
kaza-
nilan bagimsizlik,
eski
nefretlerin
canlanmasina
ve
yenilerin
or-
taya
ikmasina neden olmuy
ve
milyonlarca
kipiyi.
mlteci du-
rumuna
getirmigtir.
Ortadogu
da
savag sonrasi ve
imparatorluk
sonrasi
kangikhklardan nasibini almigtir. Blge
bangi,
siklikla
ieriden
ve
zaman zaman
da diparidan dgmanlarla mcadele-
lerle huzursuz olmuy
ve
kesintiye ugram1ptir.
Ortadogu'daki
si-
kmtilar, Sovyetlerin
Orta ve
Dogu Avrupa'daki
hkimiyetinden
ya
da Ingiliz
ynetiminin Gney
ve
Gneydogu Asya'yi terk
ederken yayananlar kadar
zarar
verici
ve
yogun
olmamigtir.
Or-
tadogu
sorunlan, byk boyutta olmasa da
siyasi ve
diploma-
tik zmleri bakimmdan
yogun
ve zor
olmuytur.
Ortadogu'da da eski smrgeler dnyasmdaki bagka yerler-
de oldugu gibi, hall
n
bir sreligine
ilgilendigi
tek konu
ba-
gimsizhk
olmustu.
I. Dnya
Savagi'nin ardmdan, Trkiye, ran
ve
Afganistan
olmak zere blgenin
lkesi
tam
bagimsizhklarmi
kazan-
mig
ve
bu konuda
da
uzun
sreli deneyimleri
olmtigtu. Bunla-
ra
iki
savag
arasi
dnemde drt Arap devleti, Suudi
Arabistan,
Yemen,
Irak
ve
Misir katilmigtir. Suudi Arabistan
ve
Yemen'in
bagimsizligi kuramsal oldugu kadar uygulamada
da
sz
konu-
MODERN
A
suydu,
ancak- Irak
ve
Misir, egit
olmayan
antlagmalarla
diplo-
matik
olarak
ve
ingiliz glerinin
ve
slerinin
varligiyla
aske-
ri
olarak eski hkmdarlarina bagli durumdaydilar.
Suriye
ve
Lbnan da Fransa zorunlu olarak Levant'i
terk ettikten
sonra
bagimsiz Arap
devletlerine katilmigtir.
1945
yilmin Mart aymda,
Suudi
Arabistan, Misir, Irak, Suriye,
Lbnan, Yemen
ve
pren-
sipte
halen ingiliz mandasinda olan Filistin blgesinin bir
par-
asi
durumundaki Trans-rdim
tarafindan
Arap Devletleri Bir-
ligi kuruldu.
Trans-rdn,
1946
yihnin Marti ayinda bagimsizli-
gim
kazanarak rdn
admi aldi.
Antlagmalari
iptal ederek
ve
yabanci
varhgina
son
vererek
szde bagimsizliklanni gerek bagimsizhk yapmak bu devlet-
lerin
ilk hedefiydi.
Batili
imparatorluklarin topraklanndan
e-
kilmesinden
sonra,
1950'li yillann
baginda
tam
bagtmsizlik
s-
reci
tamamlandi.
Yine bu
dnemde Arap
dnyasmm
geri
kalaninda da bu
sre
yay1lmigt1. 1951 yilinda
Libya, 1956
yihnda
Sudan,
Tu-
nus ve
Fas,
1960 yihnda Moritanya
1960,
1961 yilmda Kuveyt
1961, 1962 yihnda Cezayir,
1967 yilinda Gney
Yemen
(Es-
ki
Aden kolonisi), 1971 yilinda Krfez
Emirlikleri bagimsizlik-
larmi
kazandilar. Gney Yemen ve
Cezayir bagta
olmak
ze-
re,
bagunsizliklanna
zorlu
ve uzun
bir
mcadeleyle kavupan-
lar
da
oldu. Digerleri
de bagimsizliklarm
ogunlukla bani
yollarla,
zaman zaman
da
anlagmalarla yapilan siki pazarhklar-
la
kazandilar.
Filistin mandasi
son
bulduktan
sonra
1948 yilinda
kuru-
lan Israil
dipinda, savagtan
sonraki
dnemde
bagimsizligini el-
de
eden yeni devletlerin tm Arap devletleriydi.
1990'li yilla-
nn
baglannda durumda dramatik bir degigiklik
oldu. XIX.
yy'da
arlarm ele geirdikleri
ve
XX.
yy'da Sovyetlerin elindeki Kaf-
kas
ve
Orta Asya
lkeleri, Sovyetler Birligi'nin 1991
y11mda da-
OZGURLUKLER
gilmasiyla,
hi beklemedikleri
bir bagimsizhga kavugtular. Tm
bu
lkeler,
tarihsel
srete Ortadogu'nun
parasi ya
da Orta-
dogu'ya bagimh
olmuglardi.
Bu
lkelerden
Grcistan
ve
Erme-
nistan Hiristiyan'di
ama
yzyillarca Trk
ya
da ran
Mslman
imparatorluklarina tabi olmuglardi. Azerbaycan
ve
bey Orta As-
ya
cumhuriyeti
olan
digerlerindeki hkim din Islamiyet'ti;Fars-
a
ve Trke'ye yakin
diller konuguyotlardi.
Bunlar, Ortado-
gu'daki
gney kompulanna tarihi,
dini
ve
kltrel
sayisiz
bag
ile
bagliydilar. Ilerinden Tacikistan
hem dili
hem de kltryle
bir Pers
lkesiydi.
Kazakistan,
zbekistan, Kirgizistan
ve
Trk-
menistan olmak zere
diger drd Trke ile
akraba
dilleri
konuguyorlardi. Kazaka'nin
hari, bu diller arasinda, Irak'tan
Fas'a kadar konugulan Arap lehelerinden
daha fazla bir fark
bulunmuyordu
ama
Araplar'in
tersine, Trkler'in
ortak
bir
ya-
zili
dilleri yoktu.
okuzun
zamandir Ortadogu'ya
hkim olan
ve
politikasini
belirleyen Arap dnyasina paralel
bir
Trk
dev-
letleri dnyasi
p'ek
ok
gey
vaat
eden
yeni bir
geligmeydi. An-
cak
yeni devletlerin eski
deneyimleri onlari milli
ve
kipisel z-
grlge pek
hazirlamamigti. Sovyetler Birligi'nin
dagilmasma
ragmen,
yeni Rus devleti bu
cumhuriyetlerle
ilgilenmig
ve
ora-
larda Rus
varligmi
devam ettirmek
istemigti. Trk
dnyasmin,
bir sre nce Arap dnyasmin yaadigi eski imparatorluk efen-
.
dilerinden kurtulma deneyimlerini
yeniden
yagamak
zere ol-
dugu grlmgtr.
Ne
var
ki
egemen
bagimsizligin elde edilmesi
blgedeki si-
yasi sikintilara
son
verememigti. Eski
atigmalar srerken,
i,
blgesel
ve
uluslararasi
dzeylerde yeni
atigmalar ikmigtir.
Arap dnyasindaki
yeni bagimsiz milletlerden
Fas
ve
Misir gibi
ayri
bir kimlige sahip eski
ve
srekli
bir tarihsel
varhklari
olan-
larin
sayisi
ok azdi;
ogunlugu
gerek lke gerek
de
rejim ola-
rak
yeni yaratilmiglardi. Suudi Arabistan,
farkli agiret
ve
blge
417
L' 9.I
.I-I
MODERN AG
gruplannin fetihleriyle bir
araya
geldigi halde, homojenlik gibi
bir stnlge sahipti. Tamami
Arap,
tamamt
Mslman
ve
do-
gu
blgesi hari
tamami
Snni
idi. Yeni devletlerden pek ogu
~
byle
bir
avantaja sahip degillerdi.
rekabetler
ve
nefretlerle
paralanmiglardi
ve
bu
rekabetlerin isyan, devrim
ya
da
i
sa-
vag
admi alan silahh atigmalara dngtg de
oluyordu.
Yerel
ve
blgesel,
mezhepi
ve
dinci, agireti
ve
etnik bu
ra-
kip
gruplar ile bazen de
ayni
grubun
iindeki rakip fraksiyon-
lar
arasmda
gereklegen
en
yikici
ve uzun
olan mcadele
Lb-
nan'da
olmuytur. Yabanci devletlerin
katkilariyla bu
mcadele-
ler ok daha karmagik duruma
gelmig
ve
uzamigtir.
1958, 1975-
1976
ve
1983-1991
yillarindaki Lbnan i
savaglan da bu gekil-
de gereklegmigtir.
Gney
Arabistan da
srekli
atigmamn
oldugu bir blge-
dir.
1962
yilinda Misir'in destekledigi devrimci
bir hareketle
mam'm
geleneksel ynetimi devrilmig ve
yerine
bir cumhuri-
yet
kurulmustur.
Suudi Arabistan
ve
Misir gibi dig
devletlerin
ve
lkedeki
kralci ve
cumhuriyeti gruplarin mcadeleleri daha
uzun
sre devam etmigtir.
Eski
imamhk ile merkezinde Aden
olan eski
ingiliz
topraklarimn birlegmesiyle 1990
yllmda
kuru-
lan Birlepik Yemen,
1994 yilinda gneyi
ile
kuzeyi
arasindaki
i
savagla tekrar sarsilmlytir.
1965-1975
yillari arasmda
para-
si
oldugu Umman
Sultanligi'ndan
aynlmak
isteyen
Dofar'daki
uzun
sreli
atigmaya
Yemenliler de katilmiglardir. gahin gn-
derdigi bir Iran birliginin
yardimiyla
bastirilan bu
aynliki Do-
far
isyam,
o
dnemde
Sovyetler Birligi'ne
ok yakin bir
mark-
sist devlet
olan
Gney Yemen de
dahil
oldugu iin ok byk
nem
tagiyordu.
Ortadogu
lkeleri
arasinda hkmetlerin
muhalif azinliklan
ve
blgeleri
bastirmak zere g kullandiklar bagka
lkeler
de
vardir..Trkiye
ve
Irak,
Krt
azmhklar
arasindaki tatminsizlikler
418
ZGRLKLER
ve zaman zaman
da
ayaklanmalarla
kargilagmigt1.Irak,
aslinda
lkenin
tamaminda ogunluk olan
orta
ve
gney blgelerde-
ki
Sii
nfusa
kargi
askeri
hareketle kargihk
vermigtir. Sudan'in
Arapa konuulan Mslman
kuzey blgesi,
ogunlukla
Arap
ve
Mslman olmayan
gneydeki Afrikalilarla
savas
durumun-
I
dadir. 1970 yilimn
Eyll aymda
rdn'deki
Filistin
liderligi ile
rdn
kralhi
arasmdaki
anlagmazhk
doruk
noktasma ulagmasi
sonucunda,
rdn devletinin otoritesine
aika meydan oku-
yan
Filistin Kurtulug
rg
t
kanli bir
yenilgiye ugramigt1r.
Tm
bu
geligmelerden
en
kt
olam
1990'larm
baglannda, Ceza-
yir'de gl
Islami kktendinci
hareket
ve
liderligin, Cezayir
hkmetinin
megruluguna
ve
otoritesine
kargi
i
savastir.
Bir Arap lkesinin
herhangi
anlagmazligi
sonulandirmak
iin bagka bir Arap devletine kargi
silah
kullanmamasi Arap Bir-
ligi'nin temel
ilkelerinden
biridir. Arap devletlerinin aralannda
egitli anlagmazliklar
ikmig, bazen
bir devlet kompu devletin
topragmda
hak
iddia
ederek
oranin
kendi
elinden emperyalist
mdahaleyle alinan
milli topragi oldugunu
savimmustur.
Mi-
sir'in
Sudan,
Suriye'nin
Lbnan, Fas'in Moritanya
ve
Irak'in
Ku-
.
veyt
zerindeki
iddialan bu ynde
olmuytur. 1953 yilmda M1sir,
Sudan'in
ayn
bir egemenligi oldugunu kabul ederek
zerinde-
ki
iddialanndan
vazgemigtir. 1970 yilmda
Fas da Moritanya'yi
tanimigtir.
Zorlu
ve
Lizun
bir mcadelenin
ardmdan
1994
yih-
nm
Kasun aymda Irak,
Kuveyt'in egemenligini
ve
btnlgn
kabul etmek zorunda
kalmigttr.
Irak'in
smir
dzeltmesi
ve
Kuveyt'in btnnde hak
iddia
etmesi
geklinde
iki
-ayn
iddiasi
olmustur.
1961
yilindaki
Irak
tehdidi
nedeniyle
Kuveyt'e ngiliz
askerleri
gnderilmigti. By-
1ece bir
sreli
ine de
olsa Irak'm ilerlemesi
durdurulmu ancak
iddiasma
son
verilememigti.
Suriye'nin Lbnan
ve
eski
Filistin
mandasmm
tamami
zerindeki iddiasma iligkin
sorunlara he-
MODERN
A
nz
zm
bulunamamigtir.
1963
yilinda Fas
ile
Cezayir
arasm-
daki, 1980,
1986-87
y1llarmda da
Libya ile
ad
arasmdaki
ufak
sinir
atigmalan, yerel dzeyde kalmig
ve
nemli
bir geriel et-
kileri
olmamigtir.
1990 yilmda
Irak'm
Kuveyt
egemen
devletini
istila, iggal
ve
ilhak etmesi, Arap Birligi'nin
ilk
byk
ihlali
ol-
mustur.
Olay Araplar
arasi
atigma
geklinde
baglay1p
hizla ulus-
lararasi byk
bir kriz haline gelmigtir.
Pan-Arabizm ideali dogrultusunda
zaman
zaman egemen
Arap devletleri, bir tr dogrudan ama gnll birliktelik
aba-
lari
olmugtur. 1958 yilinda Misir
ve
Suriye'nin birlegmesiyle ku-
rulan Birlepik Arap Cumhuriyeti bunlardan
en
nemlisidir. K1-
sa
sreli
huzursuz bir birlikteligin
ardindan BAC'den aynlan Su-
riye, 1961 yllmdan itibaren
varligmi
birlik dipinda srdrmg-
tr.
Daha ok Libya'nm
baglattig1bagka
aynlma
abalan da
so-
nu
vermemigtir.
Blgelerini imparatorluklarm terk etmelerinin
ardmdan
ku-
rulan
Arap devletleri, bir
iki
istisna
hari,
yapay
nitelikli olmala-
nna
kargin
bagimsiz devletlerini ve
toprak btnlklerini koru-
mak
konusunda hayret
verici lde
israrli
olmuglardir.
ki
ai-
dan da
sayisiz
girigim
olmasma
ragmen
Arap devletleri
ne
da-
gilmig
ne
de birbirleriyle
birlegmiglerdir (Yemen hari).
Blgede yakin gemigte
yapilan savaglardan iki tanesi ok
yikici
ve uzun
olmuytur. Bu
savaglar,
1948 yihnda
Israil
ile Arap
devletleri
arasinda
ikan
ve
bir
dizi kisa
savagtan
sonra
1994
yi-
hnda
son
bulan
savag
ve
1980-1988
yillarmda
iran
ile Irak
ara-
sindaki
savagtir.
israil-Arap
savaglannin kkenleri,
srail
devletinin
kurulu-
undan
daha
ncesine,
Arap liderliginin
orada
bir
Musevi
va-
tani
olugturulma abasmi
engellemeye
ahytigi
dneme kadar
i
uzamr.
Bu
mcadele, henz
o
gnlerde
Filistin olarak
tanima-
yan
topraklar Osmanli
imparatorlugu'a
aitken
baglamigtir. Bu
420
I-
ZGRLKLER
n1cadele,
Filistin'de Museviler
iin
milli
bir
vatan
olugturulma-
si
ilkesinin de
yer
aldigi
Ingiliz
mandasmin uygulanmaya
bagla-
masindan
sonra
ivme kazanmigtir. 1930-1940'larda Almanya'da
Naziler'in iktidara gelmesiyle
birlikte Nazi dgnce
ve
uygula-
malarinm gerek zorla gerekse
de bagka yollarla
diger
lkelere
yayilmasi durumu
kriz haline getirmigtir. Avrupa'nin ortasinda
militan
bir Sami
irki
dgmanhgi, Siyonistler'iii Museviler'in
ka-
deriyle
ilgili
fikirlerini dogrular
nitelikteydi. Durgunluk
nede-
niyle ekonomilerinin
kmesinden
sonra
eski siginilacak lke-
lerin kapilannin
kapanmasi, Avrupa'nm, daha
sonra
da Ortado-
gu'nun
Musevileri'ne gidecek
yer
birakmayacakti.
1945 yilmda
savag
bittiginde Avrupa'nin Almanya iggalinde-
ki
yerlerindeki Museviler'in
ogunlugu ldrlmg,
sag kalan
birka yz bini de genellikle
kamplarda yagiyorlardi.
Bati Avru-
pa'dan gelmig olanlar
lkelerine
dnerek pek
bir
zorlukla
kar-
gilagmadan tekrar
entegre
oldular.
Oysa, i
kanyikliklar,
yaban-
ci
istila
ve
iggallerine ugrayan
Dogu
ve
Orta Avrupa
lkelerin-
den
gelenler ok daha
byk
sorunlar yagadilar;
geri dnmek
istediklerinde eski
kompularinin
giddeti
ve dgmanligiyla kargi-
lagtilar.
Sonu
olarak da
Vaad
Edilmig Topraklar'a
gitmenin
teh-
likelerini, onlari
kabul etmeyen
vatandaylan
arasmda
yeni bir
baski
ve
zulm
sreci
yagamaya
tercih
ettiler.
Bu beklenmedik Musevi
gmen
dalgasi, imparatorlugun
yikilan stunlarina
tutunmaya
alipan, Filistin'de
ve
diger
yer-
lerde
Araplar'in
artan
fkesinin
farkmda olan
ngilizler
aisin-
dan ok nemli
bir
sortmdu.
ki
yil
boyunca, ngiltere
hk-
metinin
bazi
lkelerde
diplomasi
araciligiyla, aik
denizler-
de g kullanarak gelen
bu dalgayi
Filistin mandasinda
po-
lisiye
eylemlerle
engelleme,
durdurma
ve
pskrtme abalari
girisimleri sinirh
oldu.
Nazi kiyiminin dehgetiyle.henz agki-
na
durumdaki Bati dnyasmm Museviler'e
kargi sempatisi
var-
421
MODERN
A0
di.
Sovyet blogu da
Museviler'i
kendiyle
ilgili nedenler
yzn-
den ingiltere'ye kargi korudugundan
diplomatik
abalar
da
so-
nu
vermedi.
Hindistan'da
Ingiliz ynetiminin
son
bulmasinin
ardindan
in-
gilizler'in Ortadogu'da kalmalannin
asil
amaci
ortadan kalkmigti.
Savag
sonrasinda
fakir
ve
gsz
durumdaki ingiltere'de yurtii
ve
yurtdigmda
popler
olmayan
baansiz
.bir
politikayi srdr-
mek
artik anlamh degildi. ngiltere hkmeti, ortadan kalkmig
olan Milletler Cemiyeti'nden
aldigi
mandayi Birlegmig
Milletler'e
iade edecegini 2
Nisan
1947 tarihinde
bildidi
ve
15 Mayis
1948
Cumartesi
gn
mandaya
son
verilmesi karari alindi.
Bir
yil daha
Filistin'de
kalan
ngilizler,
bu srede yalnizca
geici bir
hkmette
grev
aldilar. Artik eski manda blgesinin
geleceginden
Birlegmig Milletler sorumluydu.
Yogun
ve uzun
grgmelerin
ardindan 29 Kasim
1947 tarihinde Genel
Kurul ta-
rafindan Filistin'in
e blnmesi karari
verildi.
Bu blm,
bir
Musevi devleti, bir Arap devleti
ve
Kuds gehrinin
ulusla-
rarast
gzetimde olacagi bir
ayn
birim
(corpus
separatum). Bu
karar,
Genel Kurul tarafindan gerekli
te
iki ogunlukla alin-
masma
kargin
uygulanmasi konusunda zorlayici bir hkm bu-
lunmuyordu.
te
yandan
karann
uygulanmasmi engellemeye
aliganlar
da
olmutu. 17
Arahk'ta, Arap Birligi
Konseyi bu blnmeye
gerekirse g
kullanarak kargt koyacagim
bildirdi.
Manda h-
kmetine
ve
Musevi yurduna
kargi
Filistin liderligi tekrar silah-
li direnige geti.
Filistin'deki Musevi
liderligiyse Birlegmig Mil-
letler planini kabul etti.
Manda "Sabat"
gn
son
buldugundan
'
birka
saat
nce harekete geerek
14
Mayis 1948 Cuma gn,
BM
blnme planinda
onlar
iin aynlan
topraklarda
srail
adini
verdikleri devleti kurduklanni duyurdular. Bir
sredir bu dev-
letin
kurulmasini
engellemek iin
savagan
Filistin
liderligi,
gim-
422
OZGURLUKLER
di de kompu devletlerin
ordulanndan
ve
uzaktaki
Arap
lkele-
rinden
destek buldular.
Filistin'de
savag
zamaninda azalan Museviler
ile Araplar
ara-
sindaki atigmalar, 1947 yilmda tekrar
baglayarak manda
sona
erdikten
sonra
da srd. Suriye'den
Arap Kurtulug Ordusu adli
gnll bir birlik de
Filistin Araplari'na yardim edlyordu.
ABD
tarafmdan
"de
facto"
ve
SSCB tarafindan
"de
jure"
olarak
ka-
bul
edilen
israil devletinin kurulmasi
ve
kompu Arap devletle-
rinin silahli mdahalesiyle
atigma resmen
uluslararasi
bir bo-
yut kazandi. Bylece Filistin iin mcadele,
Arap-Israil
savagi-
na
dngt.
Bu partlar altinda yeni devletin
dayanabilme
gansi
pek yok-
tu
ama
birka haftalik mcadelenin sonunda
durumda
nemli
bir degigiklik meydana geldi.
Dgmanlan
ve
deniz
arasmda
si-
kigmig
olan
Museviler
umulmadik
bir
g
sergilediler.
te
yan-
dan da Arap koalisyonu hanedan
rekabetleri ile
milli
rekabet-
ler yliznden
gcn kaybetti.
Birleymig
Milletler
gzetiminde yapilan
hassas
ateykeslerle
kesintiye
ugrayan ilk
savag
aylarca
devam etti. Bu aralikli
savag-
larda askeri
durumda kesin bir degigiklik
oldu.
IlkArap saldin-
si
kargismda Israil devleti, yalnizca
direnmedi, biraz da toprak
ele
geirdi.
ileride "Gazze
Seridi"
admi alacak olan Gazze'de
Misirlilar,
Seria
irmagmin
batisinda
ve
Dogu Kuds'te
rdnl-
ler, l Deniz'in dogu kiyismda Suriyeliler olmak zere Filis-
tin'in
geri
kalan kismi
kompu devletlerin ordulanmn elinde
bu-
lunuyordu. Israil
ile
kompu Arap
devletleri
arasinda 1949 ylli-
nm
Ocak
ve
Nisan
aylannda
Rodos adasmda
ateykes
pazarlik-
lan
yapilarak
anlagmalar
imzalandi.
Sonraki onlarca yil
boyu,
anlaymalann
taraflan arasinda-
ki
iligkiler yalnizca
bu
anlagmalara
gre
srd. Arap devletleri
ateykes
anlagmalanni kabul etmelerinin
Israildevletini
ve
smir-
423
MODERN
A
larmi da kabul etmig
olmalan
anlami
tagimadigini kesin olarak
bildirmiglerdi.
Lbnan ile yapilan anlagma
iki
tarafin arasinda-
ki eski uluslararasi
sinin
taniyordu.
Suriye, Misir
ve
Ordn
ile
yapilan anlagmalar.
yalnizca ateykes
hatlanni
tantyor,
siyasi
ve
toprak
sinirlannin belirlenmesini "Filistin
sorununun
kesin ola-
rak zlmesine" birakiyordu.1
srail
topraklarmda
yayayan,
sayllan
.o
dnemin
Birlegmig
Milletler
kuruluglan tarafmdan
726.000
olarak tahmin edilen Fi-
listinli Arap
savag
sirasmda kamig, srhn
ya
da kompu Arap
lkelerine
siginmigti.
Kaigin
ve
srgnn yol atigi
aci
ile
savagin
ve
diploma-
sinin
karmagasi
ve
kararsizhgi
iindeki
Filistinli mlteciler, II.
Dnya Savagi
sonrasmda dnyanin kanh bir gekilde
tekrar
ye-
killenmesi
sirasinda
Hindistan, Dogu Avrupa
ve
bagka yerler-
den kaan
ya
da
vatanlarmdan
kovulan milyonlarca insanin ka-
derine ortak oldular.
Ancak
onlardan farkh
ve
benzeri
grl-
meyen
bir gekilde,
ne
yerlerine
iade edildiler,
ne
de yeni
yer-
lerine yerleptirildiler, kamplarda
tutularak,
hem onlar
ve
-
hem
de onlardan
sonraki nesiller
daima vatansiz
mlteci olarak
g-
rldler.
rdn bunun tek istisnasi olmuytu. Hagimi devleti ir-
magin bati yakasinda kendi
iggalindeki
topraklari
resmen
ilhak
etmig,
sonra
da Arap
Filistinliler'in
tmne
vatandaglik hakki
.
vermigti. Israil de Arap
lkelerinden
kaan
ya
da srulen
yz
binlerce
Musevi'yi
kabul
etmigti. Bunlann durumu giderek
yo-
gunlagan
Arap-Musevi
atigmalarmda olduka
zor
bir hale
gel-
migti.
Israil
ve
Arap kompulan arasinda
zaman
zaman
toplu ola-
I
rak,
zaman zaman
da
ayn
ayn
yapilacak
savaglann ilki
1948-49
savagiydi.
Bu
savaglann yapilmasinda her
iki
taraf da
egit
so-
rumluluga sahipti.
Arap
devletleri
1948
ve
1973 savaglanni bag-
latirken.-israil de
1956
ve
1982 savaglanm baglatmigttr. Sorum-
424
'
..
OZGURLUKLER
lusunu
belirlemenin
daha
zor
oldugu 1967
savaginin
biglama-
sma
neden olan
olaylarla
ilgili
daha fazla
ok
bilgi elde edildik-
e,
taraflarm
bir Yunan
trajedisindeki gibi,
savaya
dogru yaklag-
malarinin
kamilmaz oldugu
grlmektedir.
1967
savagi,
bu savaglarin
en
dramatieiydi.
srail silahli kuv-
vetleri
alti
gnde
Misir,
Ordn
ve
Suriye
ordulariyla
bir Irak
bir-
ligini
art
arda yenilgiye
ugratmiglardi.
Israil
savagin
sonunda Ur-
dn
irmagmin
batisindaki manda Filistini
ile
birlikte
gneyde
Misir'dan
Sina Yanmadasi'ni,
kuzeyde
de Suriye'den Golan
Te-
peleri'ni
ele
geirmisti. Artik
srail'in
askeri
sinirlari
Sveyg
Ka-
nali'nda,
rdn
irmagmda
ve
sSam'dan
48 km uzaktaki
Golan
Tepeleri'ndeydi.
1979 yihna dek Sina Yarimadasi
srail'in
elin-
I
de kalmisti. O tarihte
Misir
ile
srail arasmda
imzalanan
ve
bir
Arap
devletiyle yapilari
ilk anlayma olan
barig
anlagmasiyla
iki
devlet arasinda
bang
ve
normal
diplomatik
iligkiler
saglanmig,
Israil
belirli agamalarla
manda Filistini ile
Mis1r
Kralhg1
arasin-
daki eski
uluslararasi
sinira
ekilmeyi
kabul
etmigtir. Bir Arap
devletiyle yapilan ikinci
barig anlagmasi,
Israil
ile
Urdn
arasin-
da 1994 yihnin
Ekim ayinda imzalanan
bang anla
masidir.
Suri-
ye
ile
de
ayni amaca
ynelik
grgmeler baglatilmigtir.
Anlagmazhk,
srail hkimiyetinin
Bati
Seriave
Gazze
eri-
di'ne yay1lmasiyla Filistin
liderliginin aktif katihmi
geklinde
ye-
ni bir boyut kazanmigtir. 1949-1967
yillari arasinda Arap
Birligi
ve
zellikle
Filistin'de
bazi yerleri
iggal
etmig
olan Arap
devlet-
leri, Filistinliler
adina
konuptuklanni ileri
srmgler
ve
Filistinli-
ler'in
siyasi
srece
aktif
olarak
katihmini
tegvik etmemigler,
hat-
ta
zaman
zaman
da
engellemiglerdir.
1967
yilinda
bu devletle-
rin topyekn
yenilgileriyle
bu gibi
iddialar
sona
ermig
ve
yil
nce kurulan,
o
gne dek Araplar
arasi
siyasetin
araci
olan
Fi-
listin
Kurtulug
rgt yeni bir
nem kazanmigtir. Filistin
Kur-
tulug
rgt
tamamen yeni bir
rol
elde
etmig, Israil
kargisin-
425
MODERN
A
daki Arap
muhalefetinin
simgesi
gerileyen
asker yerine
ilerle-
yen
gerilla olunca da
giderek
uluslararast
boyuta
erigmigtir.
25
yll sresince,
Filistin
Kurtulug rgt liderligi
farkli
grglerin
~
gerilla
savagi,
direnig
ve
terrizm
olarak adlandirdigt bir m-
cadele
srdrmgtr.
Filistin Kurtulug rgt'nn
ilk ss r-
dn'de
bulunuyordu.
1970
yihnda
rdn
kralhk
hkmetiyle
atigtiktan
sonra
Lbnan'a gitmiglerdi.
Lbnan'daki i
savag
ve
merkezi hkmetin gcn
kaybetmesiyle
Filistin
Kurtulug r-
gt
denetiminde bir
devlet
iinde devlet kurulmuytur.
Bu
d-
nem,
1982
ylhnda Lbnan'a
giren
Israil
ordulannin Filistin
Kur-
tulug rgt'n
lkeden
kovulmasmi
saglamasina
kadar sr-
d. Sonra da
Tunus'a taginan
liderlik ve
karargh
1994 yllina
kadar
orada kaldi.
Bundan
sonra
da
Filistin
Kurtulug
rgt'nn
Israil'e
kargi
mcadelesinin yn degigmigtir.
O
gne
kadar
'ncelikli
ama-
lan
propagandaydi
ve
eylemleri
diger
lkelerdeki
Israilli ve
bagka
hedeflere
ynelikti;
1980'lerin
sonu
ve
1990'larin bagin-
da da
mcadele iggal edilmig
topraklara
taginarak
"intifada"
adi
verilen
yeni bir isyan
ve
direnig
dnemi
baglad1.intifada
yaban-
ci
lkelerdeki tarafsiz
hedefier yerine,
lke iindeki
iggal
perso-
nel
ve
aralanna kargiydt ve
birincil
amaci
dikkati
ekmek de-
il,
iggalin
gcn ve
cesaretini kirmakti.
1993'te Israil
ve
Filis-
tin
Kurtulug
rgt
hkmeti
grgmelere baglama ve
birbir-
lerini
tanima
karan
aldilar. Grtigmelerin
sonucunda
israil
po-
lis ve
askerlerinin Gazze
Seridi
ve
Batt
geria'daki
otoritelerinin
Filistinliler'e devredilmesi
ile
ilgili anlagmalar
yapildi.
Kainilmaz
olarak bu
geligmeleri
Arap-srail
atigmasmin
uluslararast baglami
etkilemigtir. ABD
ile
SSCB,
1948-49 y1lla-
nnda yeni srail
devletine
diplomatik
destek
saglamiglardir. Bu
tarihlerde Stalin, dnyadaki
en
byk dgmani
olarak
ABD'yi
degil, -ngiltere'yi
gryor;
ngiltere'nin
Ortadogu'daki duru-
426
.
L
OZGURLUKLER
munu
sarsmak
iin
yeni srail devletinin iyi bir
firsat-eldugunu
dgnyordu. Amacmi
gerekleptirmek
iin de
o
gnlerde
bir
Sovyet uydusu olan
ekoslovakya'nin, israil'e
ilk
savagindan
ayakta
ikmasini
saglayan silahlari
satmasina
izin
verdi.
Her iki
tarafin da genel
olarak
uydugu
resmi ambargoya
ragmen
ba-
zi
zel
ABD kaynaklarmdan
askeri yardim gelmigti. Fransiz-
lar
ve
ngilizler
1956
yilmda, ncesinde
Israil'leanlaarak,
sz-
de israil
ve
Misir'in
arasma
girmek iin
M1sir'a
asker
gnderdi-
ler.
Ancak
iggalci devlete
kargi
sert
bir
tavir
takinan
ABD
ve
SSCB hkmetleri egitli yollarla
Misir topraklarindan
ekilme-
lerini sagladilar.
Bu
sirada
stratejik
durum bazi radikal
degigimlere ugramig-
ti.
Savastan sonraki y111arda
Sovyet baskisi
daha ok Trkiye
ve
ran zerinde oldu
ve
bu iki
lke
Sovyet baski
ve
tehditlerine
kargi Amerika Birlepik
Devletleri'nden
yardim istediler.
Ilk bag-
larda
ngilizler'inkmekte
olan
durumlanni
desteklemek iste-
yen
ABD, buriun
mmkn olmadigini
grnce, muhtemel
bir
Sovyet saldinsina
kargi Ortadogu'da
bir
savunma
sistemi kur-
mak zere
Ortadogu iglerine
karigmisti. Trkiye
-ile
Yunanis-
tan,
1952 ylhnda
NATO'ya girdiler.
1955
yihnda
da Irak
hk-
meti, ran, Trkiye
ve ngiltereile Bagdat Pakti adi verilen
ye-
ni bir ittifak
kurmasi iin ikna
edildi.
O gnlerde
Amerika
Bir-
lepik Devletleri
bu ittifakta resmi
bir
yelik
yerine gayri resmi
bir
iligkiyi
tercih
etti.
Bir Arap
lkesinin
Batihlar'in
himayesindeki
bir ittifaka ahn-
maya
ahyllmasinin
verimli
sonulan olmadi. Eski
egemen
dev-
letler olan
Iran
ve
Trkiye,
Sovyetler Birligi'nin
gney sinirmda
olduklarindan,
gerek
gemig deneyleri gerek
de gnn gerek-
leri nedeniyle
kuzeyden gelecek
tehdidin
farkindaydilar. Bu
tr bir deneyimleri
olmayan
Arap devletlerinin
yakin
gemigte-
ki
siyasi
tarihleri
nce Bati ynetiminden,
sonra
da Bati
igbirli-
427
MODERN AG
inden
kurtulma
abalanndan olugmuytu.
Irak'in Bagdat Pak-
ti'na
girmesi,
lkede
Batih devletlerin
hkimiyetine
dogru bir
geri
adim olarak kabul
edildi. Bagta yeni
cumhuriyeti
rejime

girmig
olan Misir
olmak zere,
teki
Arap
lkelerinde
bu du-
rum
gler dengesinin
Misir
aleyhine
degigtirilmeye
ahyilmasi
olarak grld. Sovyetler Birligi
1950'li yillarda Misir
ve
diger
Arap devletleriyle
yakin
iligkiler kurmaya
aligtiginda iyi
karyi-
landt
ve
ok
gemeden kazandigt g ve
etkinlikle Arap hk-
metlerini
antlagma
imzalamak
ve
kendine s kolayhklan tani-
mak
konulannda
ikna etti.
Birlegmig
Milletler'de
ve
diger
uluslararasi alanlarda
Israil'e
karyl Arap davasini
diplomatik
olarak savunmalan, Sovyet
po-
litikasmo
1950'li yillarm
ortalarmdan
baglayarak
1960-70'li yll-
larda daha da glenen bir
zelligi olmuytur.
Arap
ordulanna
geligmig
silahlada teknik
ve
lojistik
olarak askeri
yardim
sagla-
miglardir. Bu durum
kargisinda ABD,
Israil
ile
yei
ve
daha
ya-
km bir
stratejik iligki kurmak
zorunda
kalmig ve
israil'in bagli-
ca
diplomatik,
stratejik
ve
mali kaynag1
olmuytur.
Bu
geligmelerle
Arap-israil
attymasi,
Soguk Savag'in
en
nemli
konulanndan biri haline
gelmistir. Diger
sorunlarda da
yagandigi gibi
Ortadogu'da sper devletlerin
egitli devletlerin
yaninda
yer
almalan krizlere ve
yol atiklanna kisttlama
getir-
mig
ama
diger
taraftan
da zm
iin gerek bir
adim atilmasi-
na
engel olmuytur. Dnyanin bagka
yerlerindeki paralel bang
sreleri iin
oldugu gibi,
Ortadogu barig
sreci iin
de Soguk
Savag'in bitmesi
gerekiyordu.
Arap-srail
atigmasi,
Ortadogu devletleri ve
halklan
arasin-
dalki
savaglar
iinde
dig dnyanin
en
ok dikkatini
eken
savag
olmugtur. Bunun
nedeni kismen
rakip
sper
devletlerin
dogru-
dan
ige kartymalan,
kismen de
olaylara kargi
endige
ve
ilgidir.
Bu dig
keygilar,
taraflardan birinin
zafer
kazanmasma ve atty-
428
ZGRLKLER
manin
kesin
bir
sonuca
ulagmasina
engel olmustur.
Sert
ve
ki-
sa
savaglar geklinde
sren bu
atigmalar,
uluslararasi
mdaha-
lelerle asla
stratejik olmayan
zaferler
olmak zere taktik
zafer-
leriyle
son bulmustur. Uluslararasi
kurumlann
atigmayi z-
mek yerine devam
etmeye gtrmesi bu konuda amalanma-
yan
bir
sonu
olmugtur.
1980-1988 yillari arasinda
Iran
ve
Irak
arasindaki
savaga
tep-
ki daha farkh
olmugtur.
Onlar,
Israilliler
ve
Araplar
gibi gl
bir
uluslararasi
destek alamamiglardir.
Hatta
tam tersine, her
iki
devletin de dig dnyada gl dgmanlari
oldugundan,
gerek
diger devletler gerek
de uluslararasi
kurumlar
savaga son
ver-
mek
iin risk almayi
ve
ugragmayi
gze
almamiglardir..
Bu
iki
lke
arasmda,
tm
Arap-srail
savaglarmdakinden
ok
daha faz-
la
can
kaybi olan
ve
IL
Dnya Savagi'ndan bile
uzun sren
bir
sava
olmustur.
Temelde ok a1k
ve
basit olan
Arap-srail
atigmasinda
or-
tada

soru
vardi: Israil
var
olacak
mi? Olacaksa,
sinirlari
ne
olacak?
Bu sinirlann iinde
kim hkm
srecek?
ok
farkli
ynleri olan
Irak-iran
savagmdaysa
konu daha karmagikti.
Bir
bakima bu
savag,
Saddam
Hseyin
ve
Humeyni
gibi
iki
g-
l lider arasinda
kipisel bir
mcadele olarak dgnlebilirdi
ve
zaten
de byle
gsterilmigtir. Etnik
aidan Araplar ile
ranhlar
arasmdaki
bir
mcadaleydi.
deolojik
aidan slamci canlanma
ile
laik modernizm
(sonradan
Saddam
Hseyin bu konuda fi-
kir degigtirmigtir) arasmda
bir
mcadeleydi.
Mezhep aismdan
Siiler
ile Snniler
arasmdaki
bir mcadeleydi.
Ekonomik
a1dan
blgedeki
petrolnn kontrol iin
bir mcadeleydi.
Bu m-
cadeledeki nemli
bir bagka nokta
da hem Irakhlar'm
hem de
iranhlar'in lkelerine
ve
kendilerini
ynetenlere olan
vatanse-
ver
baglihklanydi. Gneybati
Iran'da
yayayan
Arap azinhk Irak-
lilarla birlegmemig; Irak'm
,Sii nfusu
da, birka istisna digmda
429
MODERN
A
1
iran devrimi ve
rejimine sempati duymamigtir.
Iran ve
Irak, i ve
dig baski
altinda
olmadiklan
ve
ikisi de
petrol ihra ettigi iin henz
mali sikintilari
olmadigi iin
kargi-
likli
olarak yikici
savaglanna 8 yil
devam
etmiglerdir. Baglarda
stnlg
saglamig gibi grnen
tran,
Irak'm ilk
saldirisini dur-
durarak
gl bir
kargi
saldinya gemig ve
Irak topraklanna gir-
migtir.
Irak,
ABD'den aldigi byk
istihbarat
ve
lojistik
yardimi-
nin yani sira,
zengin Arap
lkelerinden de
grdg destek
sa-
yesinde bu
saldiriyi durdurmuy ve
kendisinin
biraz daha
avan-
tajli oldugu bir barigi Iran'a
imzalamayi bagarmigtir.
Saddam Hseyin, ran
kargisinda bu
yarim
zaferi kazanma-
sindan
ve
dig d.nya
tarafindan
onaylanmasindan aldigi
cesa-
retle 1990
yilinin Agustosu
aymda Kuveyt'i
iggal
ve
ilhak
et-
migtir.
Saddam Hseyin, bazi
ailardan dogru
bazi
ailardan da
yanlig
olan askeri
ve
siyasi hesaplar
yaparak bu
iki
savagi
bag-
latmigtir. Iran'a
saldinrken dogru
dgnerek,
hibir blge
ve
dig devletin
onlan dehgete
dgren
ve
korkutan
devrimci
bir
rejimi
desteklemek
iin kilmi
kipirdatmayacagini
hesaplamigti.
Ancak
te
yandan yanlig dgnerek, devrim
kangikhi
iindeki
Iran'i
kolayca
ve
hizla
iggal edecegini hesaplamigti.
Aradan
ge-
en
10
yihn
ardindan Kuveyt'i
iggal ederken bu defa dogru ve
yanliglann dengesi
tersti.
Kuveyt'i kolayca ve
hizla
iggal ede-
cegi
askeri
hesaplan dogruydu.
Yanlig olan, blge devletleri-
nin
onu
destekleyecekleri,
en
aztndan kabullenecekleri ve
dig
glerin
zorunlu
ve
etkisiz bir
protestodan
ileri
gitmeyecekle-
ri
siyasi
hesabiydt.
Bu hataya
dnyadaki degigikligi dikkate
almamasi nede-
niyle
dgmgtr.
1990
yilmm
sonunda, birka
ay
sonra
Sov-
yetler Birligi'nin dagilmasina ve
Soguk Savag'm
sona
ermesine
yol
aacak sreler baglamigti.
Saddam Hseyin,
eskiden oldu-
430
ZGRLKLER
gu
gibi
bir sper devletin tedbirliligi ile bu
tehlikeli
servenle-
re
girmekten kammiyordu
ve
bu yeni zgrl
gnden
sonu-
na
faydalanmak istiyordu. Ancak
bunun iin
demesi
gereken
bir bedel olacakti.
ok
gemeden
grecegi
zere, sper dev-
let, blgedeki kurbanlarinin
agirdigi
diger sper
devlete kargi
kendini korumasi iin hamisini agiramayacakti.
Blgedeki
yeni olugumda
dig devletler artik Ortadogu'daki
olaylarla ilgili
karar vermiyor
ve
bunlan ynetmiyor
oldukla-
nndan,
Ortadogu
hkmetlerinin eylemleri
ve
siyasetleri gide-
rek isteksizlegen
yabanci
devletlerin mdahalesini gerektiriyor-
du. 1990-1991
arasindaki
Kuveyt
savagi,
blgedeki daha nceki
mcadelelerin
tersine dig
rakiplerce
ne
kigkirtilmig
ne
de
uza-
tilmisti;
blgesel, hatta Araplar
arasi bir
mcadele
olmuytu.
Bu
savaga
zellikle
ABD
olmak
zere
yabanci
devletler de
karig-
miglardi.
Savag
ve
sonrasi,
sper devletlerin her ikisinin de Or-
tadogu
iin
savastan
ekildikleiini
gsterdi.
nk
bir impara-
tor
rol oynam'ak
ya
da
en
azindan
blgenin tehlikeli
devlet-
lerine kargisinda digerlerini
korumak iin birinin
gc, teki-
L
nin de istegi yoktu.
8 yil sren
Iran
ve
Irak savagiyla
kargilagtirildiginda, Sad-
dam Hseyin'in ordularinin
blgesel
ve
dig devletler koalisyo-
nu
taraf1ndan yenilmesi, ok daha
kolay
ve
hizli
olmustu.
te
yandan Amerika
Birlepik Devletleri
ve
mttefikleri Irak
g1eri-
ni
Kuveyt'ten 1karmakla
yetinmeyip Saddam
Hseyin'i
ve re-
jimini
iktidarda
birakmi lardi.
Bu
soriuca
iliskin egitli
yorum-
lar.yapilmigsa
da, olduka
basit bir
nedeni vardi.
1991 yilinda
rejimi
yikmak
yerine bir bagkasini getirmek anlamina geliyor-
du; bu da gemisteki
bazisi aik,
bazisi gizli manda
ve
koruma
dnemlerini
animsatacak
bir korumaya
neden
olacakti.
O
gn-
lerde ABD'nin Bagdat'a
bir ynetici konsl. yerleptirme
niyeti
olmadigt
belirtilmisti
ve
Amerika'nin
Arap mttefikleri de
bu-
431
MODERN
A
l
nu
istemiyorlardi.
Bylece hkmetlerini koruma ve
degigtirme
karan
Irak halkina birakildt.
Koalisyon gleriyle Irak arastnda
yapilan ateykesin hemen
ardmdan bu politikamn
pratik
sonu-
lan grld. Saddam Hseyin
gneyde
Siiler'i,
kuzeyde Krt-
ler'i
ve
merkezdeki muhalifleri
acimasizca
basttrmaya girigti.
Ders
aika ortadaydi; ABD kendinin ve
uluslararasi
toplu-
mun
temel 1karlarini
savunacak gekilde
davranacakti; bu
i-
karlar
da deneme yanilma
yntemiyle
tanimlanacakti. Diger
taraftan Ortadogu halklan
ve
devletlerinin
baglannm aresine
bakmalan gerekiyordu.
Artik Ortadogu daha
zgr
oldugu ka-
dar da daha
tehlikeli
bir
yerdi.
Soguk Savagtn bitmesiyle
iki
sper
devletin bazen dgman
olarak,
bazen de beraber
hareket ettikleri ift kutuplu sistemin
kg, sper
devletlerin
mdahalesinden
ya
da
kontrolnden
kurtanlmig bagka yerlerde oldugu gibi Ortadogtf da da halklan
zor
bir seim
yapmak zorunda b1rakmigt1. Dnyamn
bagka bl-
gelerindeki
rnekleri gibi, sorunlarim
zmek iin
istemeden
ve
zor
olsa da harekete geerek
yan yana
bang
iinde
yagama-
yi
seebilirler
ya
da sorunlanni
ve
birbirlerine kargi
nefretleri-
ni dizginlemeden kanh
atigmalan seebilirlerdi. Bu kanli
atig-
malara
girme
olasiliklanni
ve
bunu blgenin
digmda degil, iin-
de isteyen g
lerin
varhgim
fark
etmeleri,
Filistin Kurtulug
r-
gt liderlerinin, Israil
hkmetinin
ve
bazi Arap
devletlerinin,
basta
Amerika olmak zere dig yardimlarla, kargilikli olarak bir-
birlerini tanima,
ortak bir hoggr
ve
daha pratik olarak,
iggal
edilmig topraklarin Israil'den Filistin ynetimine
verilmesi
ilgili
LL
grgmeler yapmalanni saglayan
nemli
bir
etkendir.
Arap
halklannin
sonuncusu
olan Filistinliler, iggal edilmig
blgelerde Israil ynetimine
son
verilmesiyle ilgili
anlagma sag-
lanmasi
zerine
zgrlk
hayallerine
ulagabileceklerdi. Ne
var
ki genlite Arap halklari
arasinda oldugu gibi,
Filistinliler
ara-
I
432
'
ZGRLKLER
I
sinda
da
aciliyet
kazanan yabanci
ynetiminden
kurtulduktan
sonra
kendilerini
nasil
bir
zgrlgn
bekledigi
sorusuna yanit
araniyordu. Yabanci
ynetimindeki
halklarm kimileri
iin ilk,
kimileri iin de
tek
hedef bu ynetimi
sona
erdirmekti.
Ancak
yabanci bir
ynetim
altindayken
bile
o sona
erdikten
sonra
ge-
lecek
rejim
konusunda tartigmalar
baglamigti. Bu
tartigma ba-
gimsizhk
elde edildikten
sonra
daha
acil
bir duruma
geldi.
Fransizlar
ve
ngilizlerkendilerini rnek alarak
yeni devlet-
ler yaratmiglar; Fransizlar parlamenter cumhuriyetler,
Ingilizler
anayasal monargiler
kurmuglardi.
Ancak efendileri
ekildikten
sonra
bunlann neredeyse
tamami
yikilmig
ya
da terk edilmig;
blge halklan bagka modeller
aramaya baglamiglardi.
Mihver-
lerin Ortadogu'ya ynelttikleri stratejik
ve
siyasi tehdidin yenil-
melerine neden olmasma ragmen,
dgncelerinin
yeni
ortaya
ikan milliyeti
ve
ona
bagli bagka hareketlerde artan bir
etki-
si
olmugtu.
Bu
yeni d'gnce, toplumsal
ve
siyasi organizasyon biimi
iki nedenle
ok ekiciydi. Bunlardan ilki, Bati
hkimiyetine
kargi
olmasi; ikincisi, sunulan ideolojilerin
ve
toplumsal
stra-
tejilerin
blgenin
geleneklerine
ve
gereklerine
daha yakin
ol-
masiydi.
Toprak tanimlamasinin
belirsiz
oldugu, degigen
milli
kimlige sahip lkelerde etnik
milliyetilik,
vatanseverlikten
da-
ha anlagilabilir
bir
olguydu.
Benzer
biimde, otoriter
ve
radi-
kal
ideolojilerin ekiciligi, zgrlk
ve
liberal
dgncelerden
fazlaydi. Bati'nm
gereksiz
ve
uygunsuz
grlen
daha birey-
ci formlleri kargismda, kolektif
ve
komnal kimlikler
ve hak-
lar daha anlamliydilar. Irak'ta
ve
Suriye'de Misir'da
oldugun-
dan daha
aktif olan
bu etkiler, halen yledirler. Misir'da da
da-
ha
gl
bir milli
kimlik ile
daha
yaygm ve
etkili parlamenter
tecrbeye sahip eski
bir liberalizm gelenegi vardir.
israil'indoguunun Birlegik Arap gleri tarafmdan engelle-
433
MODERN AG
nememesi, Arap
lkelerinde
derin
bir i hesaplagmaya'yol
a-
mig
ve
sorumlu olan yneticilerin
ve
rejimlerin birka yil iin-
de giddet
eylemlerfyle yikilmasina neden
olmuytu.
lk rejim
Su-
riye'de
y1kilmigtir.
Albay Hsn Zaim,
1949
y111ninMart
ayin-
da bagkanhk
ve
parlamenter dzenini
kansiz bir darbeyle
sona
erdirmig
ve
bir dizi
darbeyi baglatmigtir.
Askeri
ynetim,
parla-
menter
rejimin baglamasi
ve
seimlerin
yapilmasiyla 1954 yilin-
da
son
bulmuy
ama
bu durum
kisa srmptr.
1958-1961
yil-
larinda Birlegik Arap
Cumhuriyeti'nin
bir
parasi
olan Suriye,
bu birlikten
aynldiktan
sonra
hizla Baas partisinin
diktatrlg-
ne
girmigtir. rdn'de
Filistin'deki Arap yenilgisinin
sorumlusu
olarak grlen, daha kts de, srail'le
bany
yapmaya
ahyan
Kral Abdullah 1951 yihnda ldrlmgtr. Arap
rejimlerinin
en
zay1fi olarak grlen Hagimi monargisi
ise bir gekilde ayakta
kalabilmig
ve
kralhin
kurucusu
Abdullah'tan
sonra
oglu,
on-
dan
sonra
da
torunu
hkmdar olarak baa geoiglerdir.
En dramatik
degigikliklerin
oldugu Misir'da, Kral
Faruk
1952-54 yillanndaki
bir dizi
hareketin ardindan srgn
edil-
mig
ve
monarginin yerine
cumhuriyet
ilan
edilmigtir. Kisa bir
sre
sonra
devrimin lideri
General Muhammed Necib
indirile-
rek
yerine,
rejim
degigikligini
planlayan
ve
gerekleptiren
"Hr
Subaylar" rgtnn gerek
bagi
Albay Nasir gemigtir.
Askeri
karakterini kaybetmeye baglayan
Cumhuriyeti hkmet, oto-
riter olmayi
srdrmgtr.
Arap devletleri de
zamanla
bagka devrimci dalgadan
etki-
lenmiglerdir.
Irak'ta,
zellikle
Batili baglan
nedeniyle
gzden
dgen monargi
1958 yihnda kaldinlang, yerine bir dizi
askeri
diktatr almigtir. Irak'ta da
Suriye'de oldugu gibi ordunun
ye-
rini, Baas'in parti diktatrlg
almigtir.
Suriye'de
hkm sren
partiyle ortak kkenleri olmasina
ragmen
Baas'in
iki kanadi
birbirlerine
dgmandilar.
434
ZGRLKLER
israil'e
smiri
olan Arap
devletlerinden yalmzca, 1948
askeri
harektmda nemli
bir
rol
olan
ve
Rodos
ateykes anlagmasiy-
la
srail'le
uluslararasi
simn
kabul eden Lbnan
demokratik
ve
parlamenter sistemini
korumus,
ama
byk.lde dig
mda-
haleler
sonucunda
i savagla yikilmigtir.
Daha
uzaktaki,
Israil'e
smiri
olmayan Arap
rejimlerinden,
Kuzey
Afrika'da
Libya
ve
Cezayir ile Gney Arabistan'da da
iki
Yemen devrimle yikilmigtir.
Arap
yanmadasmda Filistin'deki
atigmaya
daha uzak yerlerde
ve
Fas'ta geleneksel rejimler
var-
liklarini
srdrebilmiglerdir.
Olayda
daha
aktif
olan lkelerde arka arkaya gelip
geen
devrimler
ve
devrimci
rejimler
olmustur. Ancak
her
yeni rejimi
iktidara
getiren, israil'in blgenin
ortasinda olmasi,
tm Arap
dnyasmin dgmanligina kargin
ayakta kalmasi,
hatta
geligme-
si
temel sorunlan zlemeden
srmgtr.
.
Aylarca sren
zorlu
savaglann ardindan
srail'inhl ayakta
kalmasi,
umutsitzlui;un
agm
zgvene
kargismdaki
zaferi ola-
rak
grlebilir. Ancak
bu grg, sonraki savaglarda
daha b-
yk
ve
daha donanimli
ordular
kargismda kazandigi
ok
daha
byk
ve
hizli zaferler iin
yeterli
olmayacakt1r.
Kimileri aismdan
israil'inkurulmasi
ve
geligmesini
Bati
em-
peryalizminin
Arap
ve
slam
lkelerine
karsi
saldirgan eylem-
lerinin devami
olarak
gryorlardi.
Bu aidan
bakildiginda is-
rail,
Bati etkisi, nfuzu
ve
hkimiyeti iin bir kprbagi
olmak
iin ok
uygundu.
Siyonizm emperyalizmin
ve
srail Bati gc-
nn bir
araciydi.
Daha
sonra
da kimileri de bir aiklamaya
ge-
rek
duyarak
Avrupa'nin Sami
irkma
aleyhtarhgi
dgncesinden
hareketle
olaylari
ayni
lde
dramatik
ama.
taraflan rolleri
de-
gigtirmig
olarak gstermek
istemiglerdir.
Bagkalarmin
aiklanni
aramak
ve
onlari sulamak yerine
kendi toplumlarmin hatalarmi
bulmak
ve
dzeltmekle ugra-
I
435
MODERN
A
an
bazi kesimler de taraflarm bilimsel
ve
teknolojik
bagarila-
rma,
toplumsal
ve
ekonomik yapilanndaki farkliliklara, Arap-
lar'da
olmayan
srail'insiyasi
zgrlg
gibi
ayrmtilara dikkat
ekmiglerdir.
Nfusunun byk ogunlugunun Ortadogulu ol-
masina
ragmen
srail,
yalnizca
Batih devle,tlerin bir
araci
olarak
degil, Bati
uygarliginm
bir
parast
olarak Bati'nm bir
parasi
gi-
bi grlmektedir. Dolayisiyla Israil'in bagarisi,
Mslmanlar'in
yzyillardir sregelen, Mslman devletlerin fakir
ve gsz
olmasma kargm Bati'nin
gc ve
refahi eligkisinin parasidir.
Bu
eligkiye egitli yanitlar
verilebilir. Kimilerine
gre
bag-
lica
neden
dagmiklik
ve
bir
dnemin byk Arap dnyasinin
kendi
aralannda anlaamayan,
enetjilerini
kisir
rekabetler
ve
atigmalarla
harcayan kk devletlere
aynlmig olmasiydi
ve
zm de
pan-Arabizm, yani
egitli
Arap devletlerinin
dar fi-
kirli politikalarindan daha
saf
ve
soylu
olan
daha
byk
bir
lkeye sadakat idealiydi. Emperyalizme kargi
mcadelelerin-
de bu
ideal
en
st seviyesine
ikmigti.
Ancak
bu
ideal,
devlet-
ler bagimsizliklano
elde ettikten
sonra
liderlerin bu grevleri-
ni kurumlara birakmak
konusunda isteksiz olmalan yznden
gerilemigtir.
te
yandan
Avrupa, hatta Bati dnyasi
tarihinde,
lkeler arasinda birlik
olmamasmm maddi
ve
entelektel iler-
lemeye
mutlaka
engel olmadigi,
hatta bazi
durumlarda ilerle-
meye
katki bile
sagladigt
grlmgtr.
Blgenin ayrilmig oldugu devletler siyasi
sinif
ve
blgenin
gerekleri konusunda bilinlenmede bir
istikrar sagladiklann-
da, hkmetler
ve
halklar
milli egemenlik
yapisi
iinde
uygu-
lanacak
zm
arayigina
girdiler. Siyasi bagimsizlik
mcade-
lesi
gerilerde
kalmaya baglayinca,
ekonomik sorunlar
ve
daha
hizli
ekonomik kalkinma gereksinimleri
n
plana
ikti. Ancak
bu gekilde modern dnyadaki yerlerini
alabileceklerini
ve
mo-
dern dgmanlarina kargi koyacak gc
bulabileceklerini d-
436
ZGRLKLER
gnen bu lkelerin ogunlugunda ekonomik
durum,., almz-
ca
Bati
ve
Uzakdogu'nun ykselen ekonomileri
kargismda de-
gil,
hizla
artan
nfusun
yayam
standardinin
dgmesiyle de
k-
tye gidiyordu.
Bir sre tm bu sorunlara yalmzca sosyalizmle
zm
aran-
dt. Geligmekte olan lkelerin
pazar
ekonomisindeki
yavag
iler-
lemeyi bekleyecek zamanlan olmadigi ileri srlyor
ve
bu
an-
layig genel
kabul gryordu. Bununla
birlikte siyasi demokra-
sinin kararsizliklanna
ve
kangikliklanna dayanacak sabirlari
da
yoktu. Gereken
hizli kalkmma ancak
gl bir
el
ve
merkezi
planlama, bagka bir deyigle otoriter
bir sosyalist
hkmet
ta-
rafmdan
gereklestirilebilirdi. Bu grg,
zamanin
Ortadogu
ve
Kuzey
Afrika'daki
en saygin
devleti
olan Sovyetler Birligi
rne-
gi
ve
etkisiyle
daha da gleniyordu.
1950'li yillarda entelekteller arasinda yayllmig olan
sosya-
lizmi
iktidara
getirenler entelekteller olmamistir.. Sosyalizm
de
nceki neslin
yiadigi
liberalizm gibi zorla tepeden
inmigti
ve
durumu daha iyi degildi. Misir'da iktidara geliginin
9.
yihnda
Nasirci rejimin bir
karanyla sosyalizm getirilmigti. Bagka
lke-
lerde
de farkh grglerdeki askeri
ve
milliyeti rejimler
sosya-
lizmin
hizli ekonomik
kalkinmanm tek yolu
oldugunu
dgn-
yorlardi. Sosyalizmin egitli trleri
vardi:
Agagi yukan Marksist
ve
Sovyet tr; Arap sosyalizmi adi verilen digerleri
daha insan-
cil,
daha
az
katt
ve
Arap ko ullarma
daha
uygun
grlyordu.
1990'lann
baglannda Marksist sosyalizmin
de Arap sosyaliz-
minin
de baanh
olmadigi
ve
reformcu hkmetlerin genellik-
le
yanlig ynlendirilmig,
beceriksiz
reformlarmin
ekonomik
kal-
kmmayi hizlandirmak
gyle
dursun, daha da yavaglattigi grl-
d.
Ekonomik
politikalann
baanli oldugu tek alan,'gelenek-
sel
Islamidzenin
ilimliligmin
ve
yeni Batih dzenin
zgrlk-
lerinin
baltalandigi
ve
yok edildigi
acimasiz
diktatrlklerin
y1-
437
fi
.
MODERN
A
kilmasi alamydi.
Bunlann yerlerini, szde sosyalist
lkelerde-
ki yeni siyasi
dzenin
en
kt rneklerinden, Orta
ve
Dogu
Avrupa
modellerinden bazen oralardan
ithal
edilen
uzmanla-
nn
ynetimiyle taklit
edilen eyitli
totaliter
diktatrlkler
aldi.
Ekonomik politikalar baanh
olamadiklari halde, htzli bir eko-
nomik
ve
daha hizli
bir
toplumsal
ve
kltrel degigim dne-
mi yaandi. Siyasi
aidan
en aza
inen Bati
etkisi, bagka ailar-
dan
artiyordu.

En
maddi,
en
kalici
ama en az
fark
e.dilen
Bati
etkisi,
ogu
eski
Avrupali yneticiler
ya
da
imtiyaz sahipleri
tarafmdan
ya-
pilan modern devlet
ve
gehir hizmetleri
alanlarmda grlmg-
tr.
Bu alanda
modernleptirme sreleri tersine
evrilmemig
ya
da saptinlmamigtir.
Telefon, televizyon, araba,
uak,
top
ve
tank
top
gibi Bat1h olan
ya
da
icatlarmi kolaylagttran Batih fel-
sefelerle ilgili alanlarda da bir engelleme olma11ugttr.
Daha
gagirtici
olam da, Bati
aleyhtari
oldliklanni
belirten
devletlerin Batt'nin anayasa ve
yasama
meclisleri gibi
siyasi
me-
kanizmalarim
korumalaridir. Gerek Islam devletini
kurdugu-
nu
iddia eden iran
Islam Cumhuriyeti, bunu islam
doktrini
ve
tarihinde
benzeri
olmayan bir biimde yazih bir
anayasa
ve
se-
ilmig bir
parlamentoyla
yapmigtir.
Blgedeki Batill siyasi
dgncelerinin
en
kahci
ve
gl
ola-
nmin
devrim dgncesi
oldugu s lenebilir.
Mslman
-
Orta-
dogu'nun
tarihinde,
bagka
toplumlarda oldugu gibi,
hkmet-
lerin komplolar
ya
da
isyanlarla devrilmesine
iligkin pek ok
rnek
vardir. Eski
bir
Islami gelenek de liderlerin siyasi
ve top-
lumsal
sistemdeki
kutsal grevlerinin
uranhgi yikarak yerine
adaleti getirmek olduguna inanmaktir. Hkmdara kargi gerek-
li
sayginin
smirlarmi
belirleyen islam hukuku ve
gelenekleri,
bir
hkmdarm tebaasinin bagliligim kaybettigi ve
yasal olarak
tahtindan indirilmesi gereken durumlari
ok dikkatle ele
ala-
438
ZGRLKLER
A
rak
tartigmaya
aiktir. .
Islam dnyasi iin
XVI.
yy
Hollandasi'nda,
XVIL
yy
n-
gilteresi'nde
ve
XVIII.
yy
Amerika
ve
Fransast'nda
ortaya
i-
kan devrim dgncesi
ok yabanci
ve
yeniydi.
1905 yilmda
iran'daki
megrutiyetilerin
ve
1908 yilinda
da
Osmanli
impara-
torlugu'ndaki
Jntrkler'inkendilerine
.zg
devrimleri Ortado-
gu'da
gereklegen ilk
devrimler
olmustur. Bunlardan
sonra
da
9
4
pek ok
devrim
gerekleoigtir.
XX. yy'm
son
10
yilinda
bl-
gedeki
devletlerin
nemli
bir ogunlugu
daha
ncekilerin
pid-
det
yoluyla yerlerinden atildiklari rejimlerle ynetilmiglerdir.
ilk
baglarda
yabanci efendilere
kargi bir milli mcadele verilmig,
sonralan
da genellikle
askerlerin,
hizmet
ettikleri ordulann
h-
kmdarlarmi devirmeleriyle
gereklegen rejim degigiklikleri
ol-
mugtur. Btn bunlar
ayni heyecanla,
zamanla Ortadogu'da
bir
hkmetin
megruluguna
iligkin
olarak
en
yaygin
kabul
gren
.sifat
olan
"devrimci"
unvanmda iddia
sahibi
olmuglardir.
L
.
Rejim
degigikligi,
bazi durumlarda toplumun.daha
derin ha-
reketlerinden,
en
st konumdakileri degigtirmenin
tesinde,
ok
daha derin
nedenlerden
ve
ok
daha byk
sonulara
ne-
den
olarak
yapilmigtir. 1979
yilmdaki
Iran slamDevrimi bun-
lardan biridir. Bu devrim,
gekli,
kkenleri
ve
kaderi
aisindan
Frans12
ve
zellikle
de Rus devrimleriyle kiyaslanabilir. Iran'da
gereklegenler klasik
anlamda
bir devrim gibi
grlebilir.
Hal-
kin katilimiyla bir kitle hareketinin siyasi.
ve
ekonomik
gc
degigtirmesi
ve
byk bir
toplumsal
degigim srecini baglatma-
si,
daha
dogrusu devam
ettirmesi
sz konusudur.
Fransa'da Bourbonlar
ve
Rusya'da Romanovlar
dnemlerin-
deki
gibi
byk bir degigim sreci Iran'da da
Pehleviler
d-
neminde
baglamig bulunuyordu. Bunu srdrebilmek
iin si-
yasi
gte bir degigiklik
olmasi gerekiyordu.
Iran devriminde
de bagka
yerlerdeki
devrimlerde oldugu gibi
degigim srecinin
439
II I
MODERN
A
sapmasi ve
durmasi
olasilik dahilindeydi.
Farkli
ve
kimi'
zaman
eligkili ailardan
bakarikimi ranlilar,
bunun daha
ilk agamada
gerekleptigini
ileri
srmglerdir. Devrimci
rejim, iktidari elde
ettike onlarm bu grglerine katilanlarin
sayisi
artmigtir.
Iran'daki devrim, devrim
adi verilen
nceki srelerin aksi-
ne,
Islami Devrim
admi
almigttr. Devrimin
Paris
ve
Petrograd
rneklerini nemsemeyen liderleri, tipki sagdakiler
gibi
Avru-
pa'mn sol ideolojilerini kendilerine kargi
mcadele srdrdk-
leri kafir
dgmanin bir
parasi
gibi
gryor.lardi.
Onlarmki fark-
11bir
toplumdu, farkli
bir
kitaba dayamyordu
ve
farkh
tarihi
ani-
larla biimlenmigti.
Yalluzca onlarm mcadele iin kitleleri
se-
ferber
edecek
gc
oldugu
iin
devrimin.sembolleri
ve
slogan-
Iari
slami'ydi.
slamiyet
sembol
ve
sloganlardan ibaret degildi
ve
devrim-
ci
liderler
ile szclerinin
yorumlayiglarma gre' de
varilacak
hedefleri belirliyor,
en
az
o
kadar
nemli
bir konu
olarak m-
cadele
edilecek
dgmanlan
tanimliyordu. Bunlar,
lke
dipin-
da kafirler,
lke iinde mrtetler olmak zere tarihten,
hukuk-
tan
ve
geleneklerden tamdik kipilerdi.
Devrimcilere
gre
"mr-
tet"
onlann
gerek
Islam
yorumlanna inanmayan, kafir
ve
ya-
banci
yntemleri ithal
ederek
Islam
toplumunu
ve
onun
iinde
yagadigi hukuk
ve
inanc1
yikan
tm
Mslmanlar
ve
zellik-
le de
Mslman hkmdarlardi.
iran'daki Islamdevriminin ve
.I
bu tr hareketlerin
yerlegecegi
bagka
lkelerdeki
amaci,
Msl-
man
lkelere
ve
halklara
yabanci hkimiyetindeyken
zorla
ka-
bul
ettirilen tm
yabanci
ve
kafir birikimleri
yok
etmek
ve
ger-
ek ilahi
kudretin slami dzenini
getirmekti.
Ne
var
ki Iran'da
ve
bagka
yerlerdeki
bu devrimcilerin
ge-
mi lerinin
incelenmesi sonucunda elde edilenler onlann Ba-
ti'yi
ve
Batt'mn
sunduklaruu
reddederken, propagandalannda-
ki
gibi
genig kapsamli ve
aynm
gzetmez
olmadiklarmi
ve
din-
440
.
ZGRLKLER
sizlerin lkelerinden
gelen
bazi geylerin
iyi kargilantnaya
de-
vam edildigini
ortaya koymaktadir.
Bunlardan
baz11ari ok
belirgindir.
Iran'daki Islam
devrimi
elektronik
agdaki ilk
gerek
modern devrimdir. Humeyni
mil-
yonlarca vatandayma
sesini kasetlerle lke dipindan
gnderen
ilk
kariz 'tik
hatiptir. Aym zamanda
srgnde olup
da
yur-
dundaki taraftarlanna
Sah'in
ran'da gerekleptirdigi
otomatik .
telefon
sistemiyle ulagan ilk
srgn liderdi.
(Ama
bunu ilk
sr-
gn yeri
olan
Irak'tan
degil,
daha
sonra
Fransa'dan
yapabilmig-
tir.)
ran devrim
liderleri resmi
ve
i savaglarda Bati'nm
ya
da
Bati taklitilerinin
silahlarini
kullanmiglar,
ayrica
internet
ve
uy-
du
anteni
gibi
yine Bati'nin
hediyesi olan silahlari da ellerinin
altinda
bulundurmuglardir.
ran'daki
devrimci rejim
Avrupa'dan bagka
bir
alani
daha
dn
almistir.
Sembolleri Avrupali'dan ok
Islami olmakla
bir-
I.
likte,
yntemleri
ve
tarzlan
islami olmaktan
ok Avrupah'dir.
Ideolojik
aidan
dgman kabul edilen
pek ok kipinin acilen
yargilanarak
idam edilmesi,
zel
mlkiyete
byk oranda el
konulmasi,
yz binlerce erkek
ve kadmin srgn edilmesi, ik-
tidann pekigtirilmesi iin uygulanan
giddet,
endoktrinasyon
ve
baski, Hz. Muhammed
ve
Hz.
Ali
rneklerinden ok Robespi-
erre ve
Stalin rneklerine
ok yakmdir.
Islami olmayan bu
yn-
temler,
tam anlamiyla
devrimcidir.
I
-
Iran devrimcileri de
Ruslar
ve
Fransizlar
gibi
kendi
lkeleri-
ne
oldugu
kadar diger lkelere
de hitap
etmipler
ve
devrimle-
riyle
aym
kltre sahip lkelerde
de byk
bir hayranlik
yarat-
miglardir. Dogal
olarak bu hayranlik
Gney Lbnan'daki
Siiler
arasinda
ve
Snni kompulan
arasinda zay1f
durumda
kalan ba-
zi
Krfez
devletlerinde
ok daha fazia
olmugtur. Hatta bir sre
Mslman
dnyasinda
Siiligin
neredeyse hi bilinmedigi
bl-
gelerinde
de byk
g kazanmigtir.
Mezhep farklihgi nemli
l
I
I .
MODERN
A
olmadigi
iin
Humeyni bir
Sii
ya
da bir Iranli
olarak
degil
bir s-
lami devrim
lideri
olarak grlmgtr.
Zamaninda Paris
ve
Pet-
. rograd'daki geligmelere
ilahi bir
heyecanla
tepki gsteren
gen
~
Batih
radikallerin yaptigi gibi, islam
dnyasinin
her
kpesinden
milyonlarca
gen,
gen
olmayan,
erkek, kadm da
ayni
heye-
canla,
sonsuz
umutla,
her
trl dehgeti
mazur
grme
ve
bagig-
lama
istegiyle, gelecek iin
endigeli sorulan
sorarak Islami
dev-
rimin agrisina
kogmuglardir.
ran devrimin
ardindan
zor
yillar
yagamigtir.
Halk i atig-
malar
ve
baski,
yabanci
savaglar,
giderek artan
ekonomik kriz
yznden ok
act
ekmigtir.
Bagka devrimlerdeki
gibi,
bazen
agirihkilar
ve
ilimlilar,
bagka bir deylgle
ideologlar
ve pragma-
tikler
olarak
tanimlanan
rakip
fraksiyonlar
birbirleriyle
srek-
li
atigmalardir. Tm bunlar ve
bagka
degigiklikler
nedeniyle
Iran tarzi
Islami
devrim
ideali,
ekiciliginin
tamamin1
olmasa
da birazmi
yitirmigtir.
Bagka
Mslman
lkelerde
ortaya
ikan
ve
ondan ilham
alan,.etkilenen
ya
da
ona
paralel giden islami
devrim
hareketleri de
oralarda iktidar iin
ciddi,
bazen
de ba-
ganli
rakipler
olmuglardir.
Tm bu devrimci
rejimlerin,
monargilerin
ve
geleneksel
re-
jimlerin
ortak
yanlari,
modernlegmenin
onlara sundugu siyasi
mekanizmalari
ve
ekonomik faydalari
korumalan
ve
kullanma-
lan
olmuytur. istenmeyen gey
ekonomik mekanizmanm
yaban-
ci
kkeni
degil,
mekanizmano
yabancilar
tarafmdan kontrol
ve
smrlmesi
olmuytur.
Ortadogu
rekabetinde, Sovyetler
ve
ABD de
onlardan n-
ceki
ingilizler ve
Fransizlar gibi, kendi
imajlannda
devlet
ve
toplumlar
olugturmak
istemiglerdi.
Ancak
bu hi de kolay
de-
gildi.
Otoriter bir devleti
desteklemek bir
sorun
olmayabilirdi,
ama
bir Islam
lkesinde Marksist,
sosyalist bir
rejim
yaratmak
oldukea
zor,
Liberal bir
demokrasi
yaratmaksa fazlasiyla
zor-
ZGRLKLER
du. te yandan
demokrasilerin yaratilmasi
kadar y1kf1masi
da
zordur.
Uzun vadede
bu durum blge iinde
ve dipindaki de-
mokrasilere
yarar
saglarken, onlann
otoriter dgmanlanna da
zarar
vermigtir.
Sonu olarak
byk glklerle elde
edilen
bagimsizhin
kullanilmasi
ve
insanlann kaderlerinin
iyileptirilmesi
konula-
nnda temel iki ideolojik
gr
olugtu:
Demokrasi
ve
slamiyet.
kisi de egitli
ve
rekabeti
gekillerde uygulandilar.
Mslman-
lar'in kopya
ya
da
taklitle
kullandiklan egitli ithal
yntemlerin
tm
aik
bir baansizhga ugrayinca, zarardan
bagka bir
gey
getirmeyen
yabancilarin
ve
kafirlerin bu yntemleriyle ilgili
tar-
tigmalar
g kazandi. Mslmanlar'in
slam
dinine
ve
hukuku-
na
dnmeleri, devlet
ve
toplumu yabanc1
birikimlerden
ann-
dirarak zbenliklerine
kavugmalan
ve
gerek
bir islami dzen
yaratmalari
zm olarak grld.
Diger seenek demokrasiydi.
Ancak
bang zamanlannda
uy-
gulanan
yalnizha
en
st
dzeydeki kk bir grubun ynettigi
Bati demokrasisinin taklidi
yerine, kyden
en
tepeye dek kamu
yagaminin
her dzeyinde zgr kurumlanyla gerek
demokra-
sinin
uygulanmastydi.
Demokratlarla
kktendinciler muhalefet-
teyse,
kktendinciler ok daha avantajliyd11ar.
ok
despot olsa
da hibir hkmetin
tamamen kontrol edemeyecegi
ve
bagka
hibir grubun rakip
olamayacagi
camilerde
ve
vaazlarda
ger-
ekleptirdikleri
bir toplanti
ve
iletigim aglan vardi.
Zaman
za-
man
despot bir
re jim
.tarafindan
rakip muhalefet
ortadan kal-
dirilarak kktendincilerin
yolu ailmigt1r. Kktendinciler
dipin-
da toplumdaki
tek
bir
grup,
bagimsiz eylem yapacak birlik,
ya-
pi ve
olanaga sahip
ve
blgedeki
siyasi degigimin diger
byk
motoru
olan
ordudur. Ordu,
eyitli
zaman ve
zeminlerde,
Su-
dan'daki gibi
kktendincilik, Trkiye'deki gibi demokrasi iin
harekete gemistir.
443
MODERN
A
I
Gerek
demokratik gerek
de slami
zmlerin
savunucula-
rinin
kendi
ilerinde
de
byk
ayriliklan, hatta
zit
dgncele-
.
ri
vardir. Mslmanlar
iinde aktif
ve
nemli
bir
azinlik olan
Islami
kktendinciler
iin
yalnizca
iktidara gelme
arac1
olma-
si
dipinda demokrasi
gerekli degildir.
Demokratlar
iinde mili-
tan
laikler de Islamiyet'in
bir
devletin kamu
yayaminda
oyna-
digt
geleneksel
role
son
verme ya
da
en
azindan azaltma
istek-
lerini
gizlemezler. Bati'nin
din
ve
devlet aynhgi dgnceleriy-
le dine dayali
Islam devleti
gelenegi
arasmdaki
atigmanin
s-
recegi grlmektedir.
Islam
lkelerinde
yaganan uzun
zgrlk dneminin
kadin-
lar ve
erkekler
zerinde silinemeyecek derin
etkileri olmuytur.
Geri
dngler
olsa
da Avrupa tarzi
demokrasi Islam
toprakla-
rinda
henz
lmemigtir
ve
yeniden canlanman
igaretleri
g-
rlmektedir. Parlamenter
ve
anayasal
sistemlerin etkin
olmaya
ba ladigi
lkeler bulunmaktadir.
Aynca
henz daha
kk olsa
da
ekonomik oldugu kadar
siyasi liberallegmeye
dogru
adimlar
atan
lkeler
de
vardir.
En
militan
ve
radikal
kesimlerin
ya
fark
edemedikleri
ya
da
kabril
etmek
istemedikleri
Avrupa
yntemlerinin getirilmesi
ve
kabullenilmesi
toplumsal
ve
kltrel
yagamda ok ileri
gitmig
ve
israrla
varhgini korumustur.
Geleneksel
sanat
ilk degigiklik-
lere
sahne
olmugtur. Kitaplardaki eski minyatr
ve
binalardaki
eski ssleme
gelenekleri XVIIL
yy
sonlanna dogru
yok olma-
ya
baglamigt1.
Bunlann yerini XIX.
yy'da
Batililagmig lkelerde
baglarda Avrupa
rneklerinden etkilenen,
sonra
da
onlann
h-
kimiyetine
giren
rnekler almigtir. Eski minyatr
ve
hat
sanatla-
rl
bir dnem daha srm
olmasina kargin,
birka istisna hari,
zgnlklerini
ve
prestijlerini
kaybetmiglerdi. Sanatsal anlamda
toplumun kendini
anlatma gekli
olarak
bunlarm yerine
tuvale
yagliboyayla
izen
Avrupa
stili ressamlar
gemigtir. Mimari,
ca-
ZGRLKLER
mi mimarisi
bile, Bati teknikleriyIe
birlikte
Bati
sanat
aRimlanna
da
uyum gstermigtir;
bazi geleneksel
Islami
rneklere
dnme
abalar
da
bilinli bir neo-klasisizm
formunu almigtir.
Heykel,
slami sanatsal normlarin
degigmedigi
ve
islamiyet'in
resim
ya-
sagirun ihlali olarak
grlen tek alan
olmugtur. ran'da
Sah ve
Trkiye'de
Atatrk gibi laik
modern liderlere
kargi olan
sula-
malardan
biri kendi heykellerini
diktirmeleri
olmuy
ve
bu
put-
perestlik
olarak
grlmgtr.
Edebiyatta
da sanattakinden
daha
yavag ve
ge
bir
Batih-
lagmadan olmuytur. Geleneksel
edebi
biimler, XIX.
yy
ortala-
nndan
sonra
belirli
kesimler digmda
birakilmigtir.
Yerlerini
Ba-
ti'dan gelen yeni biimler
ve
dgnceler
alarak, geleneksel
ma-
sal
ve
yknn
yerine
roman ve
yk
gemig; denemeler
ve
gazete makaleIeri ortaya ikmig;
modern
piir yeni konular
ve
biimlerle tm
halk katmanlarma
yayilmigtir.
Blgedeki lkele-
rin
tmnde Modern
edebiyatin
yazildigi dil bile, Bati etkisiyle
geri dnlemez-ve
yaygin bir biimde degigmigtir.
Avrupa
sanat
mziginin etkisinin
hl ok
az
grldg
mzik alani
en az
degigiklik olan
alandir.
Avrupa etkisinin
da-
ha derin
ve uzun
sreli
oldugu
Trkiye'de, uluslararasi
n ka-
zanmig
yetenekli sanatilar
ve
Avrupa tarzmda
besteciler
yetig-
migtir. Bati'nm
kltrel bir
parasi
haline gelen Israil'deki
ge-
hirler
gibi, Ankara
ve stanbul da
uluslararasi
konser gehirle-
ri
olmuytur.
Ayrica bu gehirlerde
konserleri
doldurop tagiracak
lde
ok
ve
sadik
dinleyici kitleleri bulunmaktadir.
Ortado-
gu'da
diger yerlerde Batt
mzigi besteleyen,
aIan
ve
dinleyen-
ler.henz
sayica
ok azdir.
Mzik hl egitli geleneksel
biim-
leriyle
en
yksek dzeyde
bestelenmeye, almmaya
ve
halkm
byk
ogunlugu tarafmdan
kabul
ve
takdir
grmeye devam
etmektedir.
Son zamanlarda
Bati mziginin popler
trlerine
kargi grlen
ilgi,
daha ok byk
gehirlerdeki kk
grup-
445
MODERN
A
lar
arasmda kalmigtir.
Bir kltrn en
derin ve
mahrem ifade-
si
olan
mzigin yabanci
etkilere
en
kapali
kltr
alani olmasi
ok
normaldir.
Kiyafet, Avrupa
etkisinin
ok
aik
bir
gekilde gzlendigi bir
alan olmugtur.
Mslman
ordular tarafindan
modern
silahla-
nn ve
donammm
kullanilmasi bir
ihtiya
olabilir. Aynca
savag-
ta
kafir dgmana
kargi
zafer
kazanmak
2ere
onu
taklit etme-
nin hukuka uygun
oldupyla ilgili hadisler de
bulunmaktadir.
Ama kafirin
kiyafetini
taklit etmek ok farkhdtr ve hem
sembo-
lik, hem
kltrel, hem de dini bir nem tagir.
XIX.
yy'da
Osmanhlar subay
ve
askerleri iin
Avrupa
tarzi
niformalari, atlan iin Avrupa
kopumlanni
kullanmiglar, bag-
ka
Mslman devletler de
onlari
izlemiglerdir.
Batihlagmayan
tek
gey
bagliklar
olmuytur ki bunun
da
nedeni
nemlidir. Trki-
ye'de
islami
tutuculugun bu
son
kalesi,
Kemalist devrimle dg-
mptr. Avrupa
tipi
papka
ve
kepler,
Trk
ordusu ile halki
ta-
rafmdan kullanilmaya baglamig ve
bir sre
sonra
da
Mslman
devletlerinin
neredeyse hepsinde tm
halk
ve sonra
da
ordular
tarafmdan benimsenmistir.
Kadmlarm durumu
daha
farkhydi.
XIX.
yy'da
ve
XX.
yy
bag-
lannda kadin
kiyafetinin
Batihlagmasi
ok
yavag,
ok
ge
ve
ok sinish olmustur. Bu degigim
gl bir
direnigle
kargilagmty
ve
nfusun
ok daha
kk bir kismmi
ilgilendirmigtir. Top-
lumun
egitli
katmanlannda erkeklerin
Batih
kiyafetleri
normal
grlrken, kadmlar henz
geleneksel kiyafetleri
iindeydiler.
XX.
yy
ortalannda
nce
modernlegmig zengin
smiflar,
sonra
a-
hyan
kadmlar
ve
grenciler arasmda
Batih kiyafetleri
giyen ka-
dm
sayismda
artig
oldu. Bu degigimin
tersine dnerek
erkek-
1erden
ok kadmlarm
geleneksel kiyafetlerine
dnmeleri islami
canlanmanin dikkat
ekici
sonularmdan biridir.
Kadinlann durumundaki degigim,
Batih etkisi
ya
da
rnegi-
446
OZGURLUKLER
ne
dayali degigikliklerin
hepsinin
en
byg
ve
en
uzn vade-
lisi olmugtur.
Cariyelik,
kleligin kaldirilmasiyla
birlikte kanun-
digi olmug,
bazi yerlerde
bir sre daha
srse de,
kabul edilirli-
gi
ve
yaygmligi
sona ermigtir.
ok
eglilik
bagta Trkiye,
Tunus
ve
ahin
devrilipine kadar Iran
olmak zere
birka
lkede
ya-
saklanmigtir. Mslman
devletlerin ogunlugunda yasal olma-
ya
devam etse de, bazi hukuki
ve
bagka smirlamalar
getirilmig-
tir.
ok
eglilik,
Sehirli
orta ve
st siniflar arasinda
toplumsal ola-
rak
kabul
edilemez olmup; gehirli alt siniflarda
ise
zaten
ekono-
mik nedenlerle
hi olmamigti.
Ekonomik
gereksinim
kadinlarm
zgrlgnde nemli
bir
noktaydi.
lk
aglardan itibaren
iggcnn
bir
parasi
olan ky-
l kadmlar
ve
gehirli
hemcinslerine
yasaklanmig
bazi toplum-
sal
zgrlklere
sahiptiler. Ekonomik
modernlegmeyle
kadmm
el
emegine
gereksinim
ortaya
1krnig,.
modern savaglar
iin
ya-
pilan seferberlikle
bu gereksinin
artmigtir. Bu durum,
zellikle
Osmanli
imparatorlugu'nda, I. Dnya Savagi'nda erkek nfu-
sun
byk ogunlugu askere almdiginda nem
kazanmigtir. ki
dnya
savagi
arasmdaki
dneme
ve sonrasma
kadar
uzanmig
olan
kadmlarm ekonomiye
katilmasi
ve
neden oldugu toplum-
sal
degigiklikler kadmlar lehine bazi hukuksal degigikliklere de
yol
amigtir. Bu
degigiklikler toplumsal
yagami ve
aile
yagami-
ni
da
etkilemistir.
Kadinlarin
egitiminde de nemli
geligmeler
olmug,
1970-80'li yillarda
pek ok kadm niversitelere yazila-
rak
ncelikle,
"kadm
meslekleri" olarak tanimlanan
hempirelik
ve
gretmenlik
egitimi almaya baglamiglar,
sonra
da bagka fa-
kltelere
ve
mesleklere girmiglerdir,
fran'da bile kadm hasta-
lar iin kadm doktorlar, daha nemlisi
de kadin parlamenter-
ler bulunmaktadir.
Bazi militanlar,
kadinlarm geleneksel
mesleklere girmele-
rine
bile
tepki
gstermiglerdir. Humeyni,
kadmlarin erkek
o-
447
MODERN
A
cuklara
gretmenlik
yapmasmm
mutlaka
ahlakstzlikla sonula-
nacagim byk bir
fkeyle ifade
etmigtir.
Parlamenter rejimlerin
oldugu
lkelerde
kadmlarin siyasi
zgrlklerinde nemli
geligmeler olmuytur.
Bu, ordu
ya
da
parti denetimindeki
diktatrlkte. pek de
nemli degildir,
iki-
si de byk
ogunlukla erkeklerden olugur.
Batihlar
kadinla-
rin
zgr
olmasinin
liberalleymenin bir
parasi
oldugunu
ve
kadinlarm durumunun
otokratik rejimlere
oranla
liberal rejim-
lerde daha iyi
olacagini
dgnmglerdir. Eu varsayim
gpheli
ve
genel
olarak yanliptir. Irak
ve
Gney
Yemen, Arap
lkeleri
arasinda
kadinlann
en
ok hukuksal zgrl
ge
sahip
oldukla-
n
yerlerdir
ve
ikisinin rejimi de
baskicidir. Misir, Arap
lkeleri-
nin
en
aik
ve en
hoggrl
lkesi
oldugu halde, orada kadin
haklan
ok
gerilerde
kalmistir.
Bu tr
toplumlarda byk
bir
blm
erkek
ve
muhafazakr olan kamuoyu
degigiklige kar-
gi
koymaktadir.
tran
gibi kktendincilikle
ynetilen
ya
da
kok-
tendincilerin
etkin olduklan
lkelerde kadin haklan konusun-
da
ok nemli
gerilemeler
olmaktadir. Kktendincilerin baglica
gikyetlerinden.biri
olan
kadmlann
zgrlgdr
ve
geri
alin-
masi
programlannm
en
baginda
yer
almaktadir.
te
yandan geri dnlmez degigikliklerin
oldugu ok aik
ortadadir.
Seriati
yeniden getireceklerini ileri srenler
dahi
ca-
riyeligi
yasallagtiramayacaklardir. Ortadogu
gehirlerindeki- egi-
timli smiflar arasinda ok eglilik
olasiligi
fazla degildir.
Kadin-
lann
egitiminde
kktendinci
etkiler
ve
yneticiler tarafindan
onemli degigiklikler
yapilmig
olmakla birlikte, kadmlar
eski
ca-
hil
hallerine getirilememigtii
ve
bu da pek
mmkn degildir.
Islam
lkelerinde
de Avrupa ve
Amerika'daki gibi kendi
kurtu-
luglan
iin alian
ve
seslerini duyurmaya
ahyan kadmlar bu-
lunmaktadir. Islam
topraklarmda Bati egitimi
almig ok
sayida
kadm
yagamaktadir
ve
onlarm
nernli
etkileri
grlmeye
bag-
448
OZGURLUKLER :
,A
lanmigtir. Nfusun diglanmig
yansmm
katkilanyla Islamkamu
yagami
daha zengin
olacaktir.
Halk arasinda
kendilerinden nceki
ve
sonraki
toplumsal,
hukuksal
ve
kkrel degigiklikler ok
farkli tepkiler
yaratmig-
tir: Tm bu
geligmeler pek ok
kadin
iin
kurtulug
ve
f1rsat ol-
a
mup;
pek ok erkek
iin gizli
olan
bir dnyanm yolu ailmig-
tir. Bati etkisi
bazi yerlerde
hayal edilemeyecek lde
servet
-
saglamigtir.
Bati teknolojisi
ve
Bati
tarzi
ticaret
para
kazanma-
nin
yeni kapilanni aarken,
Bati tketim
kltr de
bu
paranin
harcanacagi yeni
yollan
amigtir.
Modernlegme,
kimilerine gre de
Batihlagma,
fakir ile
zen-
gin
arasmdaki
uurumu iyice bytmg, bu
uurumu
gzle
g-
rlr,
elle tutulur
yapmigtir.
Arap yanmadasi
dipindaki pek ok
yerde artik zenginlerin kiyafetleri, yiyecekleri
farklidir
ve
hal-
km
modernlegmemig
kitlesinden farkli toplumsal
kurallar
er-
evesinde yagamaktadirlar.
Bagta televizyon olmak
zere Ba-
tili iletigim aralari,
fakirlerin kendileriyle zenginler arasindaki
farki
ve
daha da
nemlisi
neleri
kairdiklanni grmelerini sag-
lamaktadir.
Bazi
lkelerin
akilh
ve
ilimli
hkmetleri bu hizli degigim
dneminde
yaganan
kainilmaz huzursuzluk
ve
sanc1yi
daha
aza
indirebilmiglerdir.
Bazilarinda
da otokratik
rejimlerin
eko-
nomik yanligliklan yznden
durum daha da kt
olmustur.
H12la
artan
nfusa
kargilik lkedeki
besin kaynaklannda
para-
lel bir artigin
olmamasi gibi ciddi
sorunlar
ortaya
ikmigtir.
Ba-
zi
lkelerin ellerinde
bulunan
nemli
kaynaklar da boga har-
canmigtir.
Ekonomik
sikintilann
byk bir blrn, lkede d-
zeni korumak,
lke
dipinda da olasi
dgmanlardan korunmak
iin
askeriye
ve
gvenlige yapilan ok miktardaki
harcamalar-
dan kaynaklanmistir.
Ne
var
ki her
gey
bu harcamalarla aikla-
namaz.
Bir Fransiz
haber dergisinde
rportaj yapilan
bir
Ceza-
449
MODERN
A
yirli punlari sylemigtir:
"Eskiden
Cezayir
Roma'nin
tahil amba-
nydi
ama
artik ekmeklik bugday1 ithal etmek zorunda.
Bahe-
ler
ve
srler
lkesi
ama et ve meyve
ithal etmek zorunda.
Do-
'
gal gaz
ve
petrol ynnden zengin
ama
milyarlarca dolar dig
borcu
ve
milyonlarca ipsizi
var." Ve bu durumun 30 y1lhk kt
ynetimin
sonucu-oldugunu da eklemigtir.
Cezayir'in petrol geliri
az
ve
nfusu
oktur.
te
yandan
ge-
lirleri byk,
nfuslar1
kk
olan lkeler de
ekonomilerini al-
tst
etmigler
ve
halklarmi
fakirleptirmiglerdir.
Petrol
yataklan
olan lkeler
uzun
vadede
bundan hem
yarar
hem de
zarar
g-
rebilirler. Petrol
gelirleri siyasi
olarak otokratik hkmetli dev-
letleri mali baskilardan kurtanp
glendirirler. Oysa
bagka
l-
kelerde
ayni
mali
baskilar hkmetleri
demokratiklegmeye
zor-
larlar. Bu
lkeler,
petrol
zenginlikleri yznden tehlikeli
bir
ge-
kilde dnyadaki
petrol
fiyati dalgalanmalan
ve
petrol digi enerji
kaynaklan
gibi, denetimleri
dipindaki etkenlere
maruz
kalmak-
tadirlar. Ortadogu'nun baskilanndan
ve
kararsizligindan
ka-
mak
isteyenler,
Ortadogu'dan bagka
yerlerde de petrol olma-
smi
ve
petrolden bagka enerji
kaynaklan bulunmasini zm
olarak
grmektedirler.
Ortadogu XX. yy'm
son on
yll1nda iki byk
krizle
kargi-
lagmigtir.
Bunlardan
biri
ekonomik
ve
toplumsaldir; ekonomik
yoksunlugun yol
atigi zorluklar
ve
bunlarm
toplumsal
sonu-
laridir.
ikincisi
siyasi
ve
toplumsaldir:
Uyumun, bir devletin
i-
lerligini
saglayan
ve
otokratik
bir
ynetimde bile
toplumun
on-
lar
olmadan iglevini gremeyecegi kabul
edilmig kurallann ve
I
ilkelerin bozulmasidir. Uyum kaybmin
sonulan
ve
yeni
bir
uyum yaratmanin
zorluk
ve
tehlikeleri
iin
Sovyetler Birligi'nin
dagilmasi
iyi bir
rnektir.
Ortadogu devletleri
ve
halklan XX. yy'in
son on
yilinda bu
sorunlari.zmek
iin yalna kalmiglardir. Artik yabanci devlet-
450
ZGRLKLER
ler
blgenin
iglerine
kanymiyor, hatta
agiri
bir
isteksizlik
gste-
riyorlardi.
Avrupa,
Amerika
ve
Uzakdogu lkeleri gibi
dig dn-
ya
devletleri
Ortadogu
ile
konuda ilgiliydiler:
Enetji
gerek-
sinimleri iin kaynak; mal
ve
hizmetleri iin zengin
ve
genile-
yen
bir
pazar ve
bu
ikisini
gvenceye
almak
iin
grngte de
olsa, uluslararasi
hukuk
ve
dzenin
saglanmasi.
Saddam
Hseyin'in Kuveyt'i igga3
ve
ilhaki ile Suudi
Ara-
bistan
ve
diger
Krfez
lkelerine
kargi
olugturdugu
tehdit, di
askeri
mdahaleyi
kigkirtmig
ve
en
st noktasma
ulagtirrmti.
nk
dig dnya
aismdan
iki tehdit
sz konusuydu. Ilk
tehdit,
blgenin petrol kaynaklarmm, daha dogrusu dnya
petrol
kay-
naklanmn
byk bir blmnn saldirgan
bir diktatrn
tekel-
ci kontrolne
girmesi;
ikincisi
de IL Dnya
Savagi'ndan
son-
ra
kurulan
uluslararasi
dzene dnlmesiydi. ilk kez
Birlegmi
Milletler'in
bir
yesi
baska bir lkenin iggaline
ugruyordu.
Saddam
Hseyin'e gz
yumulmasi, ok
gszlegmig
du-
rumdaki Birlegmig Milletler'in
eski
Milletler Cemiyeti'nin kade-
rini paylagmasi
ve
dnyamn
giddet
taraftarlarina
birakilmasi
an-
lamina gelecekti.
Blgenin iinden
ve
digmdan byk
gler, Saddam H-
seyin'i Kuveyt'ten ikarmak iin birlegerek
onun
kazanmast-
na
izin
vermediler.
te yandan
Saddam Hseyin,
Irak'tan
de-
gil
Kuveyt'ten 1karilriig, lkesindeki
hkmet biimine
devam
etmesine
izin
verilmigti. Verilen
mesaj
aikt1.
Iraklilar
eger isti-
yorlarsa
yeni
ve
farkh bir hkmeti kendileri yaratmak
zorun-
daydilar, onlar
adina
bunu
bagkast yapmayacakti.
XX. yy'in
son on
yihnda dig gler, daha ok kendi
ikarla-
rmi
gzetmek, yani
pazarlarm
ve
petrol
ve
Birlegmig Millet-
ler'in
temel
kurallarina gereken
saygiyi
elde etmek,
uluslarara-
si
toplumun
ikarlarmi savunmak iin hareket edecekleri
me-
sajim
veriyorlardi. Diger taraftan Ortadogu'da
iki yzyildan
be-
451
MODERN
A
ri
ilk
defa
halklar
ve
hkmetler kendi kaderlerini
belirleye-
ceklerdi. isterlerse beraber yeni blgesel
devletler kurabilirler
ya
da blge hakimiyeti iin
reiabete
girebilirlerdi.
Belki de Yu-
goslavya
ve
Somali gibi blnerek bir kaosa
girebilirlerdi;
as-
linda blgede dini
grevleri ve
milli haklari olduguna inandik-
larindan
dn
vermektense
bu yolu tercih edeceklerini aika
ifade
etmig hareketler
ve
kipiler
vardi.
Lbnan'da i
savag sira-
smda yagananlar
tm blge iin bir
rnek teykil
edebilir.
Tip-
ki gemigteki gibi yeni bir
Ha11Seferi yaratacak
yeni bir
cihad
baglatabilirler.
Belki de kendileriyle, kompulanyla
ve
dig dn-
ya
ile
bir banga
yapmak
iin birlegerek daha tatmin
edici,
zen-
gin
ve
zgr bir
yagam
iin
maddi kaynaklanyla birlikte
mane-
vi
kaynaklanni da
paylagabilirler. Modern aglann
bu
zor
d-
neminde,
Ortadogu
halklan
ve
devletleri
en
dogru karan
an-
cak
kendileri
verecektir.
452
NOTLAR
-
GRQ
1. Ktip
elebi,
Mizen Al-Haqq
(istanbul, Hicri 1290), sf.
42-43.
ngilizcesiG. L. Lewis, The Balance Of
Tmth
(Londra, 1957), sf. 56.
2. Abu 'Abdallah Muhammad"Abd Al-Wahhab, RihlatAl-WazirfiIikah
Al-Asir, Ed.
A. Bustani (Tangier, 1940),
sf. 67.
3.
.
Takvim-
Veka'i, I
Jumada
11247/14 Mayis
1832.
4.
Mehmed Efendi, Pans
Sefaretnamesi, Ed. Ebzziya
(stanbul,
Hicri
1306), sf. 139-146.
1. BLM Hirist panhk
ncesi
1. Sabbath33b; Bkz. TheBabylonianTalmud.SederMo'ed,ev.I.Eps-
tein
(Londra, 1930), cik.
I,
sf. 156.
2.
BLM
slamiyet
ncesi
1. Ammianus Marcellinus,
ev.John
C. Rolfe (Cambridge,
Mass.. Loeb
Classical
Library, 1963)
cilt II, sf.
375 ve
cilt I, sf. 27
2. Menander,
Excerpta De Legationibus, Ed. C. De Boor (Berlin, 1903),
cilt I, sf. 205-206,
Cambridge Medieval Estory, cilt
IVa, sf.
479'daki
eviri.
3.
BLM
Kkenler
1. Al-Mas'udi,
Muruj Al-Dhahab, Ed. Barbier De Meynard
ve Pavet De
Courteille, Charles Pellat (Beyrut, 1970), cilt
III, sf.
76--77.
2. bn
gutayba,
Tlyun
Al-Akhbar,
Ed.
Ahmad
Zaki Al-'Adawi (Kahlre,
1343-8/1925-30),
cilt II, sf.
210; ngilizcesi Ed.
ve
ev.
Bernard Lewis,
Islam
From The Prophet Muhammad
To 7he Capture Of
Constanti-
nople, 2
(1974),
sf. 273.
3.
Al-Muqaddasi,
Descrrtio Imperii Moslemici, Ed.
M.
J.
Goeje, 2. Baski
(Leiden,
1906), sf. 159.
6.
BLM
Mogollar'm Ardmdan
1. Al-Suyuti,
Husn Al-Muhadara (Kahire,
Hicri 1321),
sf.
39.
2.
C. Imber, The
Ottoman Empire 1300-1481
(istanbul,
1990), sf. 24.
3. 7he Reign Of The Sultan Orchan, Second King
of
The Turks, Transla-
ted Out Of Hojah Effendi,
An Eminent Turkish
Historian, By William
Seaman (Londra, 1652),
sf.
30-31.
r
453
I
NOT
lAR
7
. BLM Barut irnparatorluklar:

1.
bn Kemal, Tevrib-l-Osman
VIIDefter,
Ed.
Serafettin Turan
(An-
kara,
1957), sf. 365.
2.
Kemalpashazade,
-
Mohaczname, Ed. M. Pavet De
Courteille (Paris,
1859), sf.
97-109.
3.
Rudolf Tschudi, Das Asafname Des
Lutfi
Pasha (Berlin, 1910), sf.
32-
4.
Peevi,
Tarib
(istanbul,
Hicri 1283), cilt I, sf. 498-99.
5.
The Turkish Letters
Of Ogier
Ghiselin De
Busbecq,
ev.
Edward Sey-
mour
Forster
(Oxford,
1922), sf. 112.
6.
Ed. Guglielmo Berchet,
La
Repubblica
Di
Venezia E La Persia
(Tori-
no,
1865), sf. 181; ingilizcesi
A. Narrative Of
Italian Travels in Persia
in
The 15th and 16th Centuries
(Londra, 1873),
sf. 227.
7. ismail
Hakki
Uzunargih, Osmanh Devleti Teykilatmdan Kapakulu
Ocaklan, cilt I
(Ankara, 1943), sf. 306, Not
I'deki ahnti.
.8.
Selaniki
Mustafa,
Tarih-i Selniki, Ed. Mehmed
ippirli (stanbul,
1989), sf. 471.
9.
Kou Bey,
Risale, Ed. Ali Kemali Akst
(stanbul,
1939), sf.
32; sonra-
ki ahnt1 sf. 45.
8. BOLUM Devlet
1.
Ed.
ve
ev.
Ernest Barker, Social And Political Thought
in Byzanti-
um
From
Justin an
I To The Last
Palaeoiogos: Passages Prom Byzan-
tine Writers
And Documents
(Oxford, 1957), sf.
54-55.
2.
Barker,
op.
cit. sf.
75-76.
3.
Metin
ve
eviri M.
Back, Die
Sassanidischen
Staatsinschnften. Acta
Iranica 18
(1978),
sf. 284-85.
4.
The Diwans
Of 'Abid B.
Al-Abras, Ed.
ve ev.
Sir
Charles Lyall (Lei-
den, 1913), sf. 81,
sf. 64.
5.
Repertoire
Chronologique D'Epigraphie Arabe, cik I
(Kahire, 1931),
No. 1.
6. Al-Jahiz.
Rasa'il, Ed. A. M. Harun
(Kahire,
1964-65), cilt II,
sf. 10-11.
7.
Ibn
Qutayba, op.
cit.
Cilt
II,
sf.
115.
8.
Mustafa Nuri Pa.ya, Netaic
l-Vukuat
(stanbul,
Hicri
1327), cilt I, sf. 59.
9.
Ltfi Papa,
Tevarih-i Al-i 'Osman
(stanbul,
Hicri
1341), sf.
.
21;
Yaztetoglu
Ali,
Selukname, Agah Sirrt
Levend, Trk Dilinde Geligme
ve
Sadelegme Safhalan
(Ankara,
1949), sf. 34'teki
ahnu.
10.
'Abbas
Iqbal,
rezarat
Dar Whd-i Salatin-i Buzurg-i
Saljuqi (Tahran,
1959), sf. 302.
11.
Ibn Al-Rawandi, Rahat-Us-Sudur, Ed. Muhammad Iqbal (Leiden,
454
NOTLAR
1921), sf.
334. .
12.
Al-Jahshiyari,
Kitab Al-Wuzara Wa'l-Kuttab, Ed. Mustafa Al-Saqqa,
Ibrahim Al-Abyari,
'Abd
Al-Hafiz
Shalabi (Kahire,
1938),
sf.
53.
13. Ltfi
Papa, Asafname, sf. 14-15.
14. Hilal
Al-Sabi',
Kitab Al-Wuzara, Ed. H. F. Amedroz (Leiden-Bevra.
1904), sf. 64-
15.
Al-Baladhuri, Futub Al-Buldan,
Ed.
M.
J.
De- Goeje (Leiden, 1866), cilt
I, sf. 263.
16.
Ibn
Qutayba,op.
cit. cilt
I,
sf.
2,
6, 9,
10.
9.
BLM
Ekonomi
1. Ibn Al-Faqih, MukhtagarKitab
Al-Buldan, Ed. M.
J.
De
Goeje
(Leiden,
1885), sf. 187-88.
2. Peevi,
op.
cit. cilt
I,
sf. 365.
3.
Akhbar Al-fin Wa'l-Hind, Ed.
J.
Sauvaget (Paris, 1948),
sf. 18.
4. Ralph
sf. Hattox, Coffee
and
Coffeebouses:
The Origins OfA SocialBe-
verage
in
The
Medieval
Near East (Seaule, Wash.,
1985),
sf. 14-15'ten
almtt.
5.
Ibn Khaldun, Al-Muqaddima, Ed. E.
Quatremere
(Paris, 1858),
cilt I,
sf. 272.
6.
Jean
De
Thevenot, Relation
D'un
Voyage Fait Au
Levant
(Paris, 1665),
A.
Lovell, 7he
Travels OfMonsieur De Thevenot
into The Levant (Lond-
ra,
1687),
blm I,
sf. 144'ten ahnti.
7.
Volney,
Voyage En Fgypte
(Paris, 1825),
cilt II, sf. 254.
8. Kari
Jahn,
Die
Prankengeschichte
Des Rapid
Al-Din (Almanca
eviri)
(Vienna,
1977), Fol.
415
V. (Farsa Metin),
sf.
54
(Almanca
eviri).
9.
P. Dan, Histoire De Barbarie
Et De Ses Corsaires (Paris, 1637),
sf. 277.
Calendar
Of The State Papers Relating To Ireland Of The
Reign
Of
Charles I, 1625-1632, Presemed
in
The Public Record Office, Ed. R. P.
Mahaffy
(Londra,
1900),
sf. 621-622.-
10.
BLM
Sekinler
1. Malik
Ibn Anas, Al-Mudawwana Al-Kubra (Kahire,
Hicri 1323), cilt
IV, sf.
13-14;
Al-Muwatta' (Kahire, Hicri
1510),
3,
sf.
57,
262.
2.
'Abd
Al-Hamid, Risala ila'l-Kuttab, Ahmad
Zaki
Safwat,
JambaratRa-
Sa'ilAl-Arab (Kahire, 1356/1937),
II,
sf.
534; ingilizcesi
Ed.
ve
ev.
B.
Lewis, slam
From The Prophet Muhammad
To The Capture Of Cons-
tantinople (New York, 1974), cilt. I, sf. 186.
3.
Paul
Rycaut, The History Of The Present State Of The Ottoman Empi-
re,
4.
Baski (Londra,
1615),
sf. 45.
455
i
NOTLAR
4.
Abu 'Amr
Muhammad Al-Kashshi, Ma'ratAkhbar Al-Rifal(Bombay,
Hicri
1317), sf. 249.
5.
Ibn Sama'a,
Al-Iktisab Fi1-Rizq Al-Mustatab (Kahire, 1938), sf.
16.
11.
BLM Halk
1. Metin: Al-Maqrizi,
Al-Khitat(Bulaq,
1270/1854),
sf.
199-200;
ngilizcesi
Yusuf Fadl
Hasan,
The Arabs
And
The Sudan, From
The Seventb To
The Early Sixteenth
Century
(Edinburgh,
1967),
sf.
23.
2. Abu Dulaf,
Qida
Sasaniyya, 17-23.
satular;
ev.
C.E.
Bosworth,
The Mediaeval Islamic Underworld. The Banu Swan
in
Arabic
Soci-
ety
and Literature
(Leiden,
1976),
blm 2, sf.
191-92.
12.
BLM Hukuk ile Din
1. Mirza Abu Talib Khan, Masir-i Talibi,
Ed. H.
Khadiv-Jam
(Tahran,
1974),
sf.
251.
2.
Al-Jahiz,
Kitab Al-Hayawan
(Kahire, 1938), cik I, sf. 174.
3.
Al-,Ghazali, Faysal Al-Tafhqa Bayn
Al-Islam
Wa1-Zandaqa (Kahire,
N.D.), sf.
68.
4. Ignaz
Goldziher, Vorlesungen ber Den Islarn
(Heidelberg, 1925),
sf.
185-86'daki
ahnti.
5. 'Ali Al-Muttaqi Al-Hindi, Kanz
Al-'Ummal, blm I
(Hyderabad Hicri
1312),
Nn. 5350,
5445, 5451, 5987.
6.
Mehmed Esad, Uss-i Zafer
(stanbul,
Hicri
1293), B. Lewis, Istanbul
And The Civilization Of The Ottoman
Empire (Norman, Okla., 1963),
sf.
156'daki ahnti.
.
7. Jalal
Al-Din Rumi,
Ruba
'iyyat.
8.
Jalal
Al-Din Rumi, Divan-i Shams-i Tabriz, No. 31.
13. BLM Kltr
1. Mehmed Efendi, Paris Sefaretnamesi, Ed. Ebzziya
(istanbul,
Hicri
1506), sf. 109; Fransizcast Le
Paradis Des
Infideles, Ed. Gilles Veinste-
in
(Paris, 1981), sf.
163.
2.
Abu'l-Faraj Al-Isfahani,
Kitab
Al-Agbani (Kahlre, 1372/1953), VII,
sf.
13-14.
3.
Ghars Al-Ni'ma
Al-Sabi',
Al-Hafawat Al-Nadira, Ed. Salih Al-Ashtar
(Damascus,
1967),
sf. 305-306.
4.
Ibn
Qutayba, op.
cit. cilt II, sf.
55.
5.
Anna Comnena,
Alexiad,
15.I;
ev.
E. R.
A. Sewter
(Londra, 1969), sf.
472.
6. The Complete Letters
Of Lady Mary
Wortley
Montagu,
Ed. Robert Hals-
I
456
,.
NOTLAR
band
(Oxford, 1965),
cilt I, sf.
338-39.

'
14. BLM
Mcadele
1.
Abu
Shama, Al-Rawdatayn
Fi Akhbar Al-Dawlatayn, Ed.
M. Hilmi
-
Ahmad
ve
M. Mustafa Ziyada (Kahire, 1926), I/II,
sf.
621-22.
2. B. Lewis, The Muslim Discovery Of
Europe, sf.
193'ten ahnu.
3.
Sthhdar Tarihi
(stanbul,
1928), cilt
II,
sf.
87.
15.
BLM
Degigim
1. Abdlhak Adnan (Adtvar),
La Science Chez
Les Turcs Ottomans (Pa-
ris, 1939),
sf. 57.
2. Richard Hakluyt, The Princzall Navigations Of The English
Nation,
cilt V, sf.
178-83.
3.
State Papers
102/61/23.
4. Letters,
op.
cit. cik I, sf. 316-17.
16. BLM
Ethi
ve
Tephi
1. Ahmed Ltfi,
Tarib (Istanbul, Hicri
1290-1328),
cik VIII, sf.
15-17.
17.
BLM
Yeni Dgnceler
1. Cavid Baysun, Tarih Dergisi
5 (1953),
sf. 137-45.
2.
E. De Marcere, Une Ambassade A
Constantinople: La Politique
Orien-
tale De La Revolution Franaise (Paris,
1927) cilt
II,
sf. 12-14.
3.
Cevdet, Vehyi-i Devlet--i Aliye
(stanbul,
1294/1877),
cilt
V, sf. 130.
4. Cevdet,
op.
cit.
cilt
VI, sf. 280-81.
5.
E. Z.
Karal,
Pransa-Mistr
ve
Osmanh imparatorlugu
(1797-1802)
(stanbul,
1940), sf.
108; istanbul argivlerinden almtt.
Sir Sidney Smith,
Acre; Cezzar Pa.ya, Ta'rthh Ahmad Basha Al-Jazzar(Beyrut,
1955),
sf.
125.
6. Cevdet, Tezakir 1-12 Ed. Cavid Baysun (Ankara,
1953), sf. 67-68.
7. Harold Temperley, England And
The Near
East: The
Crimea (Londra,
1936), sf. 272'deki ahnti.
18. BOLUM Savaglar
1. Hikmet
Bayur, Trk inhelbr Taribi (Istanbul, 1940),
cik I, sf. 225.
19.
BLM
zgrlhler
1.
Subat
1949
srail-Misir
Anlaymasi, Madde
V, Ak Blm 2, Suriye
ve
-
rdn Anlagmalanyla
Benzer Hkmler.
457
KAYNAKA
ki
bin yillik
Ortadogu tarihi iin hem
nitelik hem de ie-
rik aisindan
ok egitli pek ok kitap yazilmigttr.
Ortadogu
tarihini
tamamiyla olmasa da byk
lde anlatan
nemli
ba
vuro
eserleri
ve
kaynakalar da
bulunmaktadir.
Bu kitapta
ele alinan konularla
ilgili nemli
bagvuru
eserleri,
zellikle yeni
ve
kapsamli
aligmalan
ierecek gekilde apagida listelenmigtir.
1.
Kaynakalar
ce
El Kitaplan
J.
D. Pearson,
Index Islamicus, 1906-1955. A
Catalogue
Ofarticles On Is-
lamic Subjects ln
Pedodicals And Other Collective
Publications. Camb-
ridge, 1958, I,
1956-1960 (Cambridge,
1962);
II,
1961-1965 (Cambridge,
1967);
III,
1966-1970 (Londra, 1972); IV,
1971-1975 (Londra, 1977); V,
1976-1980 (Londra,
1982),
Quarterly
Index Islamicus
(Londra,
1977-).
Denis Sinor,
Introduction A l'Etude De
l'Eurasie Centrale,
Wiesbaden,
1963.
Jean
Sauvaget,
Introduction To The History
Of
The
Muslim East: A
Bibliog-
raphical Guide,
Berkeley & Los
Angeles,
1965. (Claude Cahen, Fransizca
IL
Bastm)
J.
D. Pearson,
A Bibliography Of
Pre-Islamic
Persia,
Londra,
1975.
Diana
Grimwood-Jones,
Derek
Hopwood,
J.
D. Pearson,
Arab Islamic Bib-
liography:
The
Middle East
Library Committee's
Guide,
Hassocks, Sus-
sex,
1977.
Margaret
Anderson,
Arabic Materials In
English Translation: A
Bibliography
Of Works From
The Pre-Islamic
Period To 1977, Boston,
1980.
Claude Cahen, Introduction A
l'Ilistoire Du
Monde Musulman
Medieval VII-
XV
Siecle:
Methodologie Et Elements De
Bibliographie. Paris, 1982.
. Wolfgang Behn, Islamic Book Review
Index, Berlin/Millersport, PA,
1982-.
L. P.
Elwell-Sutton, A
Bibliographical Guide To Iran, Totowa,
NY, 1983.
Jere
L Bacharach, A
Middle East
Studies Handbook, Seattle &
Londra,
1984.
R.
Stephen
Humphreys, Islamic History: A
Framework For Enquity, Prince-
ton,
NJ,
1991.
2.
Kronolofi
ve gecere
Eduard Von
Zambaur,
Manuel De
Geneaologie Et De
Chronologie Pour
lHistpire De
l'Islam. Hanover,
1927, II. Basun, 1955.
458
KAYNAKA
C. E. Bosworth, The Islamic
Dynasties: A Chronological
And Genealogical
Handbook. Edinburgh, 1967.
H.
U. Rahman,
A.
Chronology
Of Islamic History 570-1000 C.E.,
Londra,
1989.
Robert
Mantran, Les Grandes Dates De l'Islam,
Paris, 1990.
3.
Atlaslar
Donald
Edgar
Pitcher,
An
Historical Geography
Of The
Ottoman Empire
From The Earliest Times To The End Of The Sixteenth
century,
Leiden,
1972.
Tbinger Atlas Des Vorderen On:ents, Wiesbaden,
1977-.
William
C. Brice, An
Histodcal
Atlas
Of Islam, Leiden, 1981.
Jean
Sellier, Andre Sellier, Atlas
Des Peuples d'Onent,
Moyen Odent, Cauca-
se,
Asie Centrale,
Paris, 1993.
4. Belgeler
Sylvia G. Haim, Arab
Nationalism: An Antbology, Berkeley
& Los Ange-
les,
1962.
Charles
Issawi, The Economic History Of The Middle East, 1800-1914 (Chi-
cago,
1966);
The
Economic History Of
Iran, 1800-1914 (Chicago,
1970)
The Economic jfistory Of Turkey, 1800-1914 (Chicago, 1980); The
Ferti-
le Crescent, 1800-1914 (New York,
1988).
Kemal H. Karpat, Political And Social Thought ln The Contemporary Midd-
le East, Londra, 1968.
Lewis, Bernard, Islam, From 7he Prophet Muhammad
To The
Capture Of
constantinople,
2
citt,
New York, 1974.
J.
C.
Hurewitz,
7he Middle
East
And
North Afoca In World Politics.
A
Docu-
mentary Record, II. Basun, New Haven & Londra, 1975.
Andrew
Rippin,
Jan
Knappert,
Textual
Sourcesfor
The Study Of Islam, Chi-
cago,
1986.
Norman Stillman, 7he
fews
Of
Arab
Lands (Philadelphia,
1979), The
fews
Of
Arab Lands In Modern
Times
(Philadelphia,
1991).
5. Ansiklopediler
7be Encyclopedia
of
Islam, Leiden, 1954-.
Encyclopedia Iranica, Ehsan
Yarshater. Londra & Boston, 1982-.
The Cambridge Encyclopedia Of The Middle East And North Africa,
Camb-
ridge
& New York,
1988.
The Oxford Dictionary Of Byzantium,
New York,
1991.
459
TAKVIM
HAKKINDA
Kronolojide
yer
alan
tarihler baglangici Hz.
isa'mn
dogumu
olan miladi takvime
gredir. 1582
yilinda
Papa
XHL Gregor'un
hazirladigi Gregoryen
adli
takvim,
tarihin egitli
dnemlerinde,
dnyanin
egitli yerlerinde kullamlmigttr. Modern
aglara gele-
ne
dek Dogu kiliselerinin
ogunlugu
ve
Ortodoks
H1ristiyanlar
tarafindan eski
Julien
takvimi kullantlmigtir;
halen de dini
tak-
vim olarak kullanilmaktadir. Gregoryen
takvimin 7
Ocak gn
Ortodoks Noeli'dir.
Ortadogu'da, Islamiyet'in
doguundan
itibaren byk
o-
gunlukla
Mslman takvimi yani
hicri takvim
kullanilmig-
tir.
Mslman takviminin baglangici, Hz.
Muhammed'in Mek-
ke'den
Medine'ye hicretinin
tarihi olan
16
Temmuz 622'dir.
Hicri takvim 10
ay
354
gndr. Hicri
takvimde
gney
yihna
uy-
gun
bir dzeltme
yapilmadigi iin
aylar
mevsin1ere uygun
de-
gildir.
Hac
ve
Ramazan
orucu
gibi
nemli
dini gnler
gney
yihna
gre degigir.
Yaklagik olarak 103 Hicri
yih, 100
Gregor-
yen
ylhdir.
Ay hesabina dayanana
Hicri
takvim idari
ve
mali amalara
uygun
olmadigindan, Mslman devletler,
ilk
dnemlerinden
itibaren Hicri
yilda, Hiristiyan,
Iran
ve
bagka
takvimlere
uya-
cak dzenlemelere
gitmiglerdir.
Agagidakiler baglica dzenle-
meler
olmuytur:
1-
Trk Ma Yth Malipe:
Hicri
tarihi
gney
yih ile birleptiren eski mali takvimlerden
uyarlamadir. ilk kez 1789
yilinda, Osmanli gelirler idaresinde
kullanilmigtir.
2- ran
Gne; Yzh.
Ilkkez
1925 ylhnda kullanilmigttr. Hicret
ile
baglar
ancak
g-
460
TAKVM
HAKKINDA
ney
yllina
gre hesaplanir.
Iran gney
yllini Gregoryen
lakvimi-
ne uygun
hale
getirmek iin hesaplama; 1
Ocak
-
21 Mart tarih-
lerine
622
Ve
21 Mart
-
31
Aralik tarihlerine
621
eklenerek
yapi-
lir.
Mart'm
3. haftasina denk
gelen
1 Farvardin
Yeni
Yil'dir.
Ar-
tik
ran'da
yalnizca dini
amalar
iin kullan11maktadir.
Musevi takvimi ise,
dnyanm
yaratilipindan itibaren
baglar.
Ay
esasina
gredir.
19
yilda
1
ay
eklenerek
gneg
yllma
evri-
lir. 5756 yeni
yih 25 Eyll
1995 tarihinde
baglamigtir. sraildev-
letinde dini
ve
bagka bazi
amalar
iin kullanilir.
I
li
-
461 .
KRONOLOJ
M.
25 Romahlar'm
Arabistan seferi
30
Hz. sa'nin armiha geriligi
47-49 Aziz
Pavlos'un ilk
seferi
54-59
Romahlar'in Ermenistan'1 fethi
63
Roma
ve
Parthlar
bangi
65
Pompey'in Petra ziyareti
66-70
.
lk
Musevi isyam
70
Romalilar'm Kuds' fethi, Musevi isyanin biti i, Tapmagin
yi-
kiligi
--
106 Arabistan'm Nabatiye'yi ele geirigi
114-17 Trajan'in
Parthlar'a karp
savagt
115-17 Dogu
eyaletlerindeki 2.
Musevi
isyani
117 Trajan'm
lm, Hadrian'm doku fetihlerini
terk edigi
132-35
3.
Musevi isyam
161 Parthlar'in Suriye
ve
Ermenistan'1
istilast
197-202 Septimus Sevems'un dogu
seferleri
224
Iran'da
Sasani
hanedaninin baya geigi
226-40 Sasani
hanedaninin kuralugu
229-32 Pers-Roma
savas1
'
231-32 Severus
Alexander'm
Sasani
seferi
240 Persler'in Nisibis'i ele geirigi
241-44 Pers-Roma
savagi
241-72 Sasani mparatoru
I.
Sahpur'un
iktidan
242 Mani'nin vaaza baglaytyt
258-60
Pers-Roma
savagt
260-63 Palmira'da Odenathus iktidan
267 Odenathus'un
oglu Wahballat
ile
annesi Zenobia'am bagimstz
hkmdarlar olupu

272
Aurelian'm Palmira'yi ele geirigi
296-97
Pers-Roma
savagt,
297
antlagmas1yla Romalilar'in
zaferinin ka-
bul
303
Diocletian'm Hiristiyanlar'a zulm
306
.
Konstantinus'un imparator
ilan ediligi
I
462
KRONOLOjl
310-79
II.
Sahpur'un
iktidan .
312
Milano
bildirisi, Hiristiyanhgin yasallanigt
325
iznik Konseyi
330
Konstantinopolis'in kurulugu
-
337-50
Pers-Roma
savay1
359-61
Pers-Roma
savagi
363 II.
Sahpur'a
kary1
sava;
371-76 Pers-Roma
savagi
381
Konstantinopolis
fermanlan, Hiristlyanhgtn kabul,
putperest-
ligin
yasaklanigi
384 Pers-Roma bangi
I.-
395
Theodosius'un lm, Roma'nin
Dogu
ve
Bati'ya
aynlmas1
503-505 Pers-Roma
savay1
52431 Pers-Roma
savay1
527-65
Justinianus
ikridan, Afrika
ve
Italya'nin
yeniden fethi
527-32 Pers-Bizans
savasi
531-79 I. Husrev iktidari
533 Roma ile
ran
sonsuz
bangi
537
Konstantinopolis'de
Ayasofya'nin
a1111
540-62 Pe'rs-Bizans
savay1
572-91 Pers-Bizans
sava1
606-628 Pers-Bizans
savagt,
614'te Persler'in Kuds' ele
geirigi
622 Hz. Muhammed'in Mekke'den
Medine'ye
hiereti, slam agi-
atn
baglay1g1
628
Hudeybiye
bangi,
Heraclius'un
ynettigi Bizans'in
zaferi ve
bangt, Persler'in ele
geirdikleri yeri Bizans'a iadesi
630 Hz. Muhammed'in Mekke'yi
fethi
632 Hz. Muhammed'in lm,
Hz. Ebubekir'in ilk
halife olugu
655-37
Araplar'in
Suriye
ve
Mezopotamya'yi fethi
634 Hz. mer'in halife olugu
635-36
Sam'in
fethi
637
Kadisiye
savagi,
Ctesiphon'un
dgg
639-42 Misir'in fechi
642-46
iskenderiye'ninele
geiriligi
644 Hz.
mer'in
ldrlg,
Hz. Osman'm halife olu
u
463
KRONOLOJ
656
Hz. Osman'm
ldrlg,
slamiyet'in ilk i
savagi
661
Hz.
Ali'nin ldrlg, Emevi hanedaninin baglangici
674-78
Araplar'm Konstantinopolis'i ilk kez kugatmasi
680
Kerbela Savagi
691
Kuds'te Kubbet-s Sahra'nm yap11masi
696
Abdlmelik'in imparatorluk ynetimini yeniden yapilanmast
olarak
Arap
parasi
ikartigi
705-715
Sam'da
Emevi Camii'nin yapilmasi
710
Mslmanlar'm ispanya'ya ikigi
717-18
Konstantinopolis
kupatmasi
750
Abbasiler'in
Emeviler'in
yerine geigi
751
Araplar'm
inliler'e
karsi
Talas yakinlannda zaferi,
in savag
esirleriyle
kgit
yapimmm
getiriligi
762-63
Mansur'un Bagdat'i kurugu
767
.
Ebu Hanife'nin lm
809-813
El Emin
ve
El Memun'un i
savagt
813-33 El Memun'un
iktidari,
Ara
p
bilim
ve
edebiyannin
geligimi
820 El
Safi'nin
lm .
833-42
El
Mutasim'in iktidari,
Trk
hkimiyetinin ba
layi2
869-83 Gney
Irak'ta
siyahi kle
isyam
910
Kuzey
Afrika'da Fattmi Halifeligi'nin kurulmasi
945
Bveyhiler'in Bagdat'i iggali
950
Farabi'nin lm
969 Fatimiler Misir'i fethedigi
ve
Kahire'yi
kurugu
970 (yak.)
Seluklu Trkleri'nin
dogudan
halifelik topraklarma
girigi
1037
bni Sina'nin
lm
1055
Seluklularm Bagdat'i ahgi
1070-30 Seluklular'm Suriye
ve
Filistin'i
iggali
1071
Bizanslilar'm Malazgirt yenilgisi,
Seluklular'in Anadolu'ya gi-
1094
Fat1mi
Halifesi Mustansir'in
lm, Ismaili hareketinde bln-
me,
Hasan
Sabbah'in
agtn
kanadm
(Haghagin)
lideri
olugu
1096 Hal11ar'in Yakmdogu'ya geligi
1099 Halilar'in
Kuds'
aligt
1111
El
Gazall'nin
lm
464
.
KRONOLOJ
1171 Selahaddin'in
Fatimi
halifeliginin
sonunu
ilan edi,' Suriye
ve
Mistr'da Eyyubi hanedanmin
kurulugu, 1187 Hattin
savagi,
Selahaddin'in
Hal11an yenerek Kuds' ahgi
1220 Mogollar'm halifeligin dogu topraklanni fethi
1229
IL
Friedrich'in Kuds'
el Malik el Kamil'den anlagmayla ahgi
1244 Mslmanlar'm Kuds'
geri ahya
1250-60
Eyyubi
kralhklarinm yrkilmastyla
Misir
ve
Suriye'de Memluk
Sultanhgi'nin
kurulugu
1252 Altinordu
Hani'nin Mslman olugu
1258 Mogollar'in Bagdat'i
ele geirigi
1273 Mevlana Celaleddini
Rumi'nin lm
1290-1320 Bati
Anadolu'da
Osmanh
beyliklerinin kurulmasi
1295 Persli lhan'in Mslman olugu
1326
Osmanhlar'm Bursa'yi ahga
1331 Osmanhlar'm iznik'i ahgi
1354
Osmanhlar'm Gelibolu'yu ahgi
1366
Osmanhlar'in Edirne'yi aligi
1371-75 Osmanhlar'm Sirbistan'i istilasi
1389
-
Kosova Savagi, Sirbistan'da
Osmanh ynetimi
1400-1401
Timur'un Suriye'yi yakip ytkigt
1402
Timur'un Osmanhlar'a kargi Ankara zaferi
1406
ibni Haldun'un lm
1444
Varna Savapi, Bulgaristan'da
Osmanh
ynetimi
1453
Fatih Sultan GI.) Mehmed'in stanbul'u fethi
1462
Bosna'nm ele geiriligi
1475
Osmanhlar'm
Kmm'i ahgi
1492
Hiristiyanlar
Granada'yi ahyi, Museviler'in
spanya'dan kovu-
lupu, Kolomb'un
bati
yolculugu
1498
Vasco
de Gama
OmitBurnu'ndan Hindistan'a
gidigi, Arap reh-
beri bn Macid'in Vasco de Gama'ya Afrika'dan Hindistan'a
rehberlik
edigi
1501
Sah
smail'in iran'da
Safevi
hanedanim kurugu,
Sah
smail'in
SiiligiIran'in resmi dini olarak
kabul edigi
1514
Osmanh-Iran
savapi
1516-17
Osmanhlar'm
Suriye
ve
Misir'i aligi, Memluk Sultanhgt'm
orta-
465
i,
.
KRONOLOJ
dan
kaldirigi,
Mekke perifinin
Osmanh
egemenligni
kabul
edigi
1520-66
Kanuni
Sultan Sleyman
iktidari
1521
Osmanhlar'in Belgrat'1 ahgi
1522 Osmanlilar'in
Rodos'u fethi
1526 Moha Savay1
1529
Osmanhlar'in Birinci Viyana Kugatmasi
1534
Osmanlilar'in Bagdat'1 fethi,
Irak'1 ilk fethi
1539 Osmanhlar'in
Aden'i ahgi
1552
Ruslar'm Kazan'1 ahy1
1555
Osmanh-iran
savagi,
Osmanh imparatorlugu
ile ran arasmda
Amasya bana
1556 Ruslar'in
Astrakhan'1
ahgi
1557 stanbul'da
Sleymaniye
Camii'nin yapihgi
1565 Osmanhlar'in
Malta
kugaunasi
1571
.
nebahti
Savagi
1573
Osmanhlar'in
Kibns't fethi
'
1587-1629
Iran'da
Sah
Abbas iktidan
1589
Osmanh-iran antlagmasmda
Osmanh zaferi
1598
Isfahan'in
ran'm
bagkenti olugu
1602-27
Osmanh-iran savaglart
1606 Zitvatorok Antlasmasi
1607
Osmanhlar'in Iran
topraklanndan ikanhgi
1612
sfahan'da
Mescidi
Sah'm
yapihgi
1630-38 Osmanh-ran
savaglan
1631 M1sir,
Yemen ve
Lbnan'da
ayaklanmalar
1639
Osmanhlar'in Irak'i
son
kez fethi
1683 II. Viyana
kupatmasi
1699
Kadofa Antlagmasi
1726 lk
Trk matbaasmm istanbul'da
kurulugu
.
.
1733
Osmanh-Iran
savagt
1756-47 Iran'da
Nadir
Sah
1743-47
Osmanh-iran
savagt
1768-74
Osmanh-Rus
sava1
1774
-
Kk Kaynarca
Antlagmast
466
KRONOLOJ
178
3 Rusya'nin K1rim'1 ele
geirigi
-
'
1789 Reformcu sultan IIL Selim'in tahta ikipi
1794
Kaar Hanedani'mn
kurulugu
1795
Kaar ahmin
bagkent olarak Tahran'i almasi
1798-1801
Frans1Zlar'm
Mis1r'1
i;gali
1800
Rusya'nin Grcistan'a ele
geirigi
1803 Vahabiler'in
Mekke
ve
Medine'yi igalleri,
Glistan Antlagmasi,
Iran'in
Kafkasya eyaletlerini
Ruslar'a birakipi
1803-12 Sirbistan'da ayaklanma
1805 Mehmed Ali Paga'nin Misir hkmdan olugu
1809 Hindistan'dan
Sveyfe
dzenli deniz seferlerinin
baglayigi
1821-29
Yunan Bagamsizhk
Savagi
1826-28
Yeni
Rus-ran
savagi,
ran'm Ermenistan't Rusya'ya birakigt
1827 Osmanhlar'in Navarin'de yeniligi
1828 Misir'da
ilk resmi
gazetenin basihp
1830
Fransa'nin Cezayir'i
iggali
1831-32
stanbul'da
ilk resmi
gazetenin basihgi
1839
ingilizier'inAden'i ahyt, Glhane Islahat
Fermam
1844 Avaipa meginde Osmanh
para
reformu
1853-55
Kmm Savagi
1855 Telgrafin
geligi
,
.
1856
Paris Kongresi
1861
zerk
Lbnan'm
kurulugu
1863
Osmanh Bankasi'nm
kurulu
1869
Sveys Kanah'nm ailigi,
Istanbul Oniversitesi'nin
kurulugu
1876-78
Osmanlilar'In
nce Sirbistan,
sonra
Rusya ile
savagi
1876
osmanh anayasastnin
ilani, Misir'da ilk gnlk
gazete
El
I
Ahram
1878 Osmanh
anayasasinm askiya
ahrugi
1878 Yegilky
Antlagmasi
1878
Berlin
Kongresi, Sirbistan,
Romanya, Bulgaristan'm
bagim-
sizliklan,
Avusturya-Macaristan'in
Bosna
ve
Hersek'i iggali,
Rusya'nm dogu eyaletlerini
iggali
1881
Fransizlar'm Tunus'u iggali
1882
ngilizler'inMisir'1 10gali
I
467
KRONOLOJi
1894-96 Ermeni isyani
ve
bastmhgi
1897
Osmanh-Yunan Savay1
1906
Iran'da
anayasa
devrimi
1908 II.Meyrutiyet
(Jntrk
devrimi), Hicaz
demiryolunun ailmasi
1911 Italyanlar'm
Trablus'u
ele
geirigi
1912 I.
Balkan Savagt
1913
II.
Balkan Savagi
.
I
1914
Osmanhlar'm
Almanya ile ittifaki
I
1916 Hicaz'da Arap isyam,
Serif
Hseyin'in kral
unvani
ahy:
1917 Ingilizler'in
Bagdat
ve
Kuds'
iggali, Osmanh
mparatorlugu'ada
Gregoryen
takviminin
kabul ediligi
1918 Arap
topraklannda Osmanh ynetiminin
sonu
1919 Yunanhlar'm zmir'e
1kmasi
1920
Ankara'da
Byk Millet
Meclisi'nin a111si, Trk
istiklal
Savagi'mn baglayly1,
Suriye iin Fransiz,
Filistin ve
Irak iin
ngiliz
mandalanmn kurulugu, ibn
Suud'un
Necid Sultam
olugu
1922
Mudanya Ateykesi, ngiliz Nhstr antlagmast
1923 Lozan
Antlaymasi
1924-26
bn
Suud'un
Hicaz't iggali
1925
Pehlevi
hanedanmin
ilk
hkmdart
Riza ah'in tahta ikigt
1926
. bn
Suud kral
unvam
ahgi
1932
Irak'm bagtmsizhmt
ilan edigi,
bn
Suud'un
Suudi Arabistan
Kralh f
m
ilan edigi
1936 ingiliz-Misir
antlagmasi
ile Misir'm
bagimsizhgim ilan edigi
1945 Arap
Devletleri Birligi'um kurulugu
1945 rdn'n
bagtmsizhmt
ilan edigi
,
1948 Filistin
mandastum
sonu,
srail'in
kurulugu,
ilk Arap-israil
sa-
va1
1951
Libya'mn bagtmsizhtm ilan edigi
1952
Kahire'de
askeri darbe,
Kral Faruk'un tahttaa vazgeigi
1953 Misir'm
cumhuriyet olugu
1956 Sudan, Tunus
ve
Fas'in bag1msizhklartat
ilan edigi, Misir'in
Svey;
Kanah'n1
millileptirigi,
srail-Misir
savagi,
Sveyy'e
ngiliz-Franstz seferi
468
\
\
I
KRONOLOJi
1957 Tunus'un cumhuriyet olugu
-'
1958 Birlepik
Arap Cumhuriyeti'nin
kurulugu,
Lbnan'da
i
savag,
Irak'ta
devrim
ve
cumhuriyetin
kurulugu
1961
Kuveyt'in bagimsizhgint ilan edigi, Suriye'nin Birlegik Arap
I
-
Cumhuriyeti'nden aynligi
1962 Yemen
ve
Suudi Arabistan'da kleligin kaldinhgi
1967
israil-Arap
savagt,
Gney Yemen'in begimstzhgim
ilan
edigi
1969 Libya'nin cumhuriyet
olugu
1970 Nasir'in lm,
Sedat'in
baa
geigi
1971 Krfez
devletlerinin bagtmsizhklannt ilan edigi, Arap
Emirlikleri Birligi'nin
kurulugu
1973 Arap-Israil
savagi
1975-77 Lbnan'da
i
sava.)
1979 Misir
ile
israil arastnda bart; andagmasi,
ran'da
devrim
1980-88
mn-Irak
sava1
1981 Enver Sedat'in ldrlg
1982 srail'inLbnan'i iggali
1990-91
Irak'in Kuveyt'i iggali, Krfez
Savagi
1994
rdn-Israil
barig
antiagmasi
r.
469
HA.RTALAR
r
,
-
,J
.
L
.
af
44
Aral G.

Merv
Urmlya G.
ELBURZ D,

Niabur
.Herat
Obul
A
k
d
e Klesiphon
S A SA N
RATORLUU
Khybar
\.

Yathrib
Mekke
*Taif
a
MS 600'de
Bizans
ve
Pers
mparatorluklari
"'
n
i
az
i
0 500 1000 km
I I I
r
i i
Ade
0 500 mil
Viyana
Venedik
Cenova
snak
Roma
star
apoh
Kordoba Granada
ina
Fez
d
e
Topoh
Islamiyet'in Yaytligi
632-644
ydlan arasmda
644-750
ydlan arasmda
O 500
1000km
o
'
so
ma
-
A
i
.
.I .y
I
zak D.
.
Aral G.
Aml G.
en
i
z
B Ikh
r
L'
m m
a n
Denizi
4
i
A"*
*
MG
.
4
Karadeniz
istanbu
.,
4.
a
ANA
Tel
Semerkant
Kon
Akde
r
ae
us
edine
e
NUBYA
ty
.1
i-
Aden
Fatimiler
D
U
e
m
na az n
500
500
)0km
I
-
I
Km
ALTINORDU
HANLII
gi
Kiev
De
Astrakhan
KI
M Arol
G. y fa
aN.
TRABZC MP
BI2A S
Karadeni
IMP.
1stanbul
Buhara
GUKL
erka
t
a nn
o
/
MEMLUK
Kahire
SULTANLlI
MEMLUK
SULTANLII
Medine
e Mekke
Umman
Denizi
/ 0 500
1000
km
500 mil
I
r.
Myam
.
STAb
Venedik
Cenova Moha
BOSNA
.
Roma
Napoh

Fez
Cemyir
.
CILYA
Emus
4
NIALTA
Tripoli
I
r
I a
11
vi
.,i
l
Osmanli
imparatorlugu
1359'daki topraklan
1520'deki topraklan
-
1683'teki topraklan
I
I
r
0 500
[000 km
I I I
I I I
0
500 mil
SFT
Azuk
Dena
GRCSTAN
Karadeniz
Bak +.
tanbul
RMENSTAN
nzikert
Tebriz
rmlya
e.
b
e
Bagdat
Basra
I
Aden
19. Yzydm Baglangici
RU
Y A
Odessa
Astrakhan
KIRI
,_
Aral
G. 4
Tuna
N
Karadeniz omsay
18
744
4,
AY Ay
a
.,
y .
-
.
is Baku
6-
Buhara
NL1 Tebriz
rnerket
a G.
RAN'
A kden i
.
.
Herat

isfahan
-
I
Kuv
g
MISIR
O
edine
M
-e
Umman
Denizi
1
0 500
1000
ktn
Aden
I I
I
0 500
mil
I
-
L
20. Yzyilm Baglangia
RU Y A
T
ma
N.
p
Astrakhm
Aml G.
Karadeniz
tanbul
.
OSMANLI
GG
Teb
Bu
semerkani
IMP
Urmiya G.
T Meged
Herat
Akdeniz
dat
Isfahan
iskenderiye

S
.
Abadan
K
e
.

Siraz
eyt
Tngilterehi
aSy
inde, 1882)
dine
Riyad
a
^
Um
m a n
De
ni z
i
Aden
0 500 1000 km
I
I I
0 500
mil
i 7,r
Mi
.T
I
Li.
I
-I
I.. .9
..
A
.1
i
'-1
1
r_9
..1
DZN
-
Abbas,
84, 135, 136
Arapa, 10, 24,
27,
38, 47, 54, 58, 61,
Abbasi
Hanedaru, 87, 110 76,
85, 88,
98, 113, 119, 128, 131,
ABD, 15, 18, 423, 426, 427, 428, 430, 159, 160,
170, 175, 184, 197, 207,
431, 432, 442 213, 224, 248, 254, 279, 285, 293,
Abdullah ibn al-Zbeyr, 76
299,
303, 310, 317, 339, 348,
357, 369,
Abdulaziz
ibn Suud,
399, 400 377, 382, 419

Abdlhamid (II.),
362 Ardagir,
41, 155
Abdlmelik, 76,
77, 78,
79
Argak,
32
,
Abdl-Rahman ibn Avf,
67 Asuriye, 25
Abgar
Tibir,
309
Asurlar,
25
Abhazlar, 145
Asya, 23, 28,
32, 42, 49, 61, 69, 87,
98,
Abid
ibn
el-Abras, 162
102, 107, 113, 123, 130, 141,
170, 177,
Aelia
Capitolina,
35 182, 189, 196, 204,
227, 252, 273, 280,
Aelia
da
al-Quds,
79 285, 298,
308, 317, 321, 330, 344,
372,
Afrika, 23, 46,
62, 94, 107, 113, 127,
383, 398,
415
131, 139, 182, 194, 198, 201, 252, 273, Atatrk,
6,
7, 8, 10,
335, 401, 402, 445
311, 326,
350,
401, 407,
415 Augustus, 154,
295
Ahmed
bin Tulun,
89 Aurelian,
47
Akadlar,
25
av,
80
Akdeniz
Avrupast,
3,
205 Avicenna,
308
Akdeniz,
3,
11, 23, 28, 42,-
58, 62,
69,
Avrupa,
3,
11, 20, 25,
33, 45, 62, 95,
96, 102, 112, 119 130, 138, 184, 196, 101, 112, 121, 132, 140, 158, 169,
203,
317, 322, 323, 330, 343 175,
181,
193, 201, 221,
230, 247, 254,
Alamut,
105 260,
270, 282,
301, 310, 320, 330, 341,
alfabe,
53
353, 360, 371,
380, 391, 402, 415, 421,
alkol,
270, 271, 294
. -
435,,440,
451
Ahnanya,
15, 158,
329, 330, 340, 342,
'
Avusturya,
187, 277,
321, 323, 327, 333,
381, 391, 405, 406, 407, 421
343,
351, 369,
381, 387,
391
altm,
9, 11, 42, 58, 69,
76,
91, 139, 154,
ayan,
142, 247,
347
177, 194,
198, 203, 243,
293,
331,
Aydhab,
96
Altinordu Hanligt,
117 Ayetullah Humeyni,
1
Amerika l Savagt, 15 Ayn Calud,
117
Ammianus Marceilinus,
44 Ayn
Jalut,
111
Amr ibn al-As, 180 Azerbeycan,
135
Amu
Derya, 100, 104, 109, 110,
182,
329
A2i2 Yuhanna
Kilisesi, 256
Anadolu,
17, 28, 101, 107, 110, 1.17,
122, 130, 157, 196,
250, 274,
280,
322,
Babil,
30, 31, 34, 211, 257, 278, 284
339, 345,
373, 393, 401 Babiller,
25
Anugirvan, 155 Bagdat,
25, 46, 86,
90, 101, 110, 120,
Arabistan,
9, 43, 51, 65, 94, 100, 131,
136, 168,
179, 220, 250, 279, 293,
330,
153,
161,
177, 192, 203, 225, 244,
250, 393, 405, 427
263,
290,
328, 357, 360, 386,
399, 407, Bak, 410
410, 415, 435,
451 Balfour
Deklarasyonu,
404
Aram Naharayim,
25 Balkanlar, 124, 146,
147,
191, 192,
196,
Amm,
25, 26
201,
230, 272,
350, 366
Aram111ar, 26
banka, 344,
390
481
DiZN
Basta,
45, 46, 49, 64, 94, 1Z9, 131,
136,
erkezler,
114, 121,
145
182, 189, 203,
226,
326, 328, 330, in,
11, 31,
42, 52,
62, 80,
97,
104, 112,
344, 393, 399
118, 185, 192, 201, 215,
249, 281,
Baybars, 117, 119,
120, 121, 198 308, 311, 328
Bayezid GL),
309
Bayt
ha-Mikdag, 79
.
demokrasi,
378,
402, 443,
444

Bektapiler, 278
dervig,
277,
278, 281, 282, 289
Berberiler,
98,
252
destan,
136, 297
Berke, 117
devyirme, 125, 143, 144, 145, 228,
.230
Bermekiler, 87, 90
Dicle
ve
Firat
uygarhgt,
24
Beyrut,
14,
339,
404, 405
Diocletian, 40, 197
Beyt
al-Maqdis, 79
Doku
sorunu,
149
bilim,
25,
32, 38,
85,
92, 98,
112, 118, Dolmabahe Sarayl, 355,
356
209, 217, 220,
284, 298,
303, 305, 317,
dnme,
147.
266,
445
330,
334, 349, 359,
414
Dura, 45
Birleoig
Milleder, 422,
423, 424,
428,

Dnya Savagi (IJ, 18,
26,
330,
344, 389,
451
396,
397, 398,
415, 447
Bizans mparatorlugu,
77
Dnya Savagi
(IL),
398,
407, 414, 424,
Bizans,
17, 24,
38,
40, 50,
62, 72, 80,
429, 451
97,
101, 122, 153,
162,
177, 192, 203,
212,
216, 224, 233, 238, 253, 288,
300,
Ebu Mslim,
84, 85, 87
306, 316,
387
Ebu Said, 117
Bizanshlar,
38,
42, 49, 50, 63,
123, 157,
Ebubekir,
61, 70
211,
220,
271, 273
.
Ebul Abbas,
84
Bosna, 127,
144,
391
edebiyat, 27, 100, 118, 174, 215, 250,
Buhara, 92,
101, 109, 118, 328
287, 290, 297, 303,308, 317,
334,
Bulgaristan,
123, 281,
379, 391, 392
366, 369
Bursa, 123,
126
Edessa,
38,
46, 102
Busbecq,
134
Edime, 123,
126,
325, 328,
392
brokrasi, 88, 91,
156, 175, 210, 211, egium,
106,
121, 139,
144, 209, 215,
214,
349, 350
217, 220, 279, 309, 333, 340, 350,
354,
Bveyh allesi,
91
358,
361,. 375
ekonomi,
39,
192,
243,
Bveyhiler,
92,
96, 97,
100, 102, 107, 338,
386, 414
108, 170, 175
el-Biruni,
186
Bveyhogu llan,
.92
el-Cahiz,
163, 232
Byk
van,
136
el-Hadi, 178
el--Mamun,
176, 220
carm,
17, 79, 80,
258, 287, 297, 356, 445 el-Mansur,
86,
87
Campo Formio
andagmastyla, 369
el-Memun, 89,
90
Caracalla, 48
el-Mesudi, 66
Cebe Noyan,
109
el-Muiz, 94
Cengiz Han,
109, 118
el-Mustansir, 94, 105
Ceride-i Havadis, 13
el-Saffah, 84, 86
cihad, 132, 177,
180,
225, 271, 272, 273,
el-Zbeyr
ibn l-Avvam,
66
274, 275,
276,
277,
392,
452
Emeviler,
71,
72,
73,
74, 75, 80, 84, 85,
Cizvit papazian,
14
86, 88,
92,
163, 165, 291, 293
Clysma,
46
Emeviye,
74,
226
Colbert, 336

Emir
l-mera,
169
Eranspahbadh, 224
ay,
3,
186
Ermeniler,
339, 372, 391
eenler,
15
Ermenistan, 41, 46, 110, 117, 178,
194,
482
DZN
253,
325, 379, 389,
417 Habsburg, 138,
319,
369,
37
Esad Efendi,
277 Haltlar,
98,
102, 103, 104, 105, 119,
124, 185, 229,
317, 318
Farazdak,
297 Hadun Mehmed
Papa, 145
Farsa,
10, 15,
25, 28,
76,
92,
_118,
130, hadis,
80, 273,
300, 304
159, 165,
170, 184, 194,
209, 279,
286,
Hadrian, 46
298,
.300,
305, 382,
417
Halep,
9,
102, 117, 299,
330
Fas, 12, 131,
186, 196,
203, 230,
330,
Halid el-Bermeki, 87
391,
416, 420, 435
balife, 69,
79, 80, 91,
104,
110, 120, 124
Fatimiler,
94,
101, 169, 216,
251,
296 161,
169,
171, 179, 219,
250,
323
Fatih Sultan Mehmed, 16,
127, 288, 289 . Hanifiler,
54
felsefe,
39, 98,
220,
279, 285,
305, 317, harem, 145
366
Harici, 83
.4
Fenike, 26,
27
.
Hariciler, 75, 250
Fenikeliler, 26
Haricihk, 75
feodalizm,
156, 236
Harun Regid, 87,
90, 178
fetva, 259,
310 Hasan Sabbah, 105
Filistin,
42, 94, 101, 117, 182,
226, 274, Haghagi, 105
327, 341,
393,
396,
399, 403, 416, Helen-Roma,
25, 183, 203,
243, 247
420, 432
heykel,
17, 191, 257, 288
Firdevsi,
298 Hiristlyanhk, 12, 23,
30, 41, 57, 77, 108,
fizik,
305 125, 158, 188, 216,
239, 253,
264,
270,
Fransa, 15, 140, 160, 247, 274, 306,
327,
316,
358, 367,
378
337, 341,
352,
362,
370, 380, 388, 392, Hicaz,
53, 58,
76,
292,
394, 395, 396,
405, 411, 439,
441 400
.Fransiz Devrimi, 12, 365, 367 Himyarites,
51
-
Franstzca, 13,
354,
366, 413 Himyaritik
monargi, 47
Friedrich (IL), 275
, Hindistan,
18,
31,
40,
50, 62, 95,
113,
128, 130, 139, 177, 182, 191, 201, 238,
Galile ve Samariye,
26 254,
281,
307,
316, 321,
331, 344, 359,
Gassani
beyligi, 50 384, 390, 411, 422
Gassaniler, 50 Hira beyligi, 50
gayri mslim, 241, 242, 244, 245 Higam, 76,
83
Gazan Han, 117 Hitler,
405
gazete,
3, 10, 12,
13, 14,
15, 410, 445
Hiung Nu, 45
Gazette Franaise de Constantinople, 12 Horasan, 83, 84,
90, 101, 102,
106,
107,
Gazneli Mahmud, 106
.
226,
227, 279, 281
Gazneliler,
99,
100, 101,
102,
106, 107
Husrev (IJ, 155, 224
General
Bonapart, 12,
327, 397 Hlagu, 110,
116,
117, 118
George Hamilton
Seymour, 384 Hz.
Ali,
17, 70, 71, 72, 73, 75,
92, 93,
George
Sandys, 187 161,
219, 441
Gianfrancesco
Morosini, 187
Hz. Fatima, 70
gebe, 48, 103,
109, 118, 122,
192,
Hz. Hseyin,
301
193, 194,
252
Hz.
Isa, 59,
159, 255
gme, 66, 67, 69, 76,
91,
177,
178, 194, Hz. Muhammed, 4,
17, 48, 52, 60, 70,
198, 205,
332 84,
92,
153, 160,
170, 179, 191, 197,
Grcistan, 110, 135, 253, 324,
325,
417 219, 225, 231, 253, 262,
282,
296,
302,
Grcler,
98,
145,
378
353,
386, 441
Hz. Osman,
70, 71, 82,
140, 180
Habeyistan,
9,
47,
51, 52, 59, 80,
186,
Hz. mer, 70, 72,
165, 174, 292
253, 403
483
DZN
Lotk,25,64,71,84,90,100,112,131,
ispanya,11,62,80,96,146,160,183,
157,173,182,190,203,211,226,
192,201,227,230,301,317,326,
243,250,281.293,297,307,334, 336,366,373
343,357,373,385,393,400,410,420, ispanyolca,373
430,441,451
isran,10,19,26,30,31,404,416,420,
Irak-1
Acemi, 25
422, 423,
424,
425,
426, 427, 428, 429,
Irak-1 Arabi, 25 432, 434, 435, 436, 445
srailliler,
26, 162,
429
ibn
ebu Talib, 72
-
stanbul,
9,
137, 148, 173,
187, 202,
307,
bniSumi,308,310
316,321,330,341,350,369,373,
Ibrahim
Peevi, 185 387, 395,
445
ibrani Tevrati,
24,
29 1,yaya, 30, 31
ibftnice,10,27,79,185,286,298,305,
ILJya,18,205,309,316,330,365,392,
309
398,403,405,406,407,408
dumea, 27 Italyanca,
28
ki
Nehria Arant,
26
lhank,117,119
Japonya,362,402
ilhanidar,
116
Jean
de
Thevenot, 192
ilm, 215 Jntrkler,
363,
377, 392,
439
imam, 93,
160, 216,
231
Jstinyen,
37, 50, 52,
153
Imparator Augustus, 45
mparator Konstantin, 37
Kafkasya,
136,
137,
145, 202,
322,
324,
imparator
Teodosius,
38
325, 329, 350, 359, 372, 398,
407
mr
el-Kays,
296
.
kagit,
11, 184, 196,
213,
308, 309
mrl
Kays ibn Amr,
162 Kahire, 12, 94, 105, 107, 120, 121,
124,
nc,153,238,255,310
173,193,209,250
InebahuSavap,133
-
kahve,3,9,18,186,187,205,263,282,
ingilizce,
41,
105, 183, 201,
286, 366,
321,
336, 343
415
kalennye,106,108,156,165,175,229,
n;giltere,15,33,112,134,160,259,308,
309
320,333,340,357,362,380,391,
Karabiz,42
400, 412,
421, ipek, 42, 45, 52,
184, Kan
Ying, 46
332, 333,
343
Kansuh
el-Guri,
128
Iran
Devrimi,
16 Kartakuzenos, 123
Iran Islami
Cumhuriyeti,
9
kanon,
241,
259,
260, 261, 266, 268,
371
ran, 5,
10, 23,
30, 40, 50, 62,
71, 83, 90,
Kanuni Sultan
Slayman,
133
100,110,128,130,140,153,160,170, Karadena,43,98,114,121,137,140,
182,192,203,211,220,238,252,271,
202,286,323,328,333,393
282,
294,
303, 321, 330,
342, 361,
371,
Karahanidar,
99,
100,
104
382, 390, 400, 410, 420, 430, 440
Karahitaylar, 103,
104, 109
irtidat,
265, 267 Karl
Jaspers,
31
isfahan,
136, 178
Karlofa
Antlagmasi,
319, 320,
354
iskender, 32, 39, 69
Karmatiler, 94
iskenderiye, 39,
46, 66,
105,
279, 344 Kars, 393
islam
Rnesanst, 98
Katerina
(IL),
322
islamiyet, 10, 29,
33,
40, 55, 62, 72,
80, Katip
elebi,
10
91,
100, 112, 125,
131,
157,
160, 171, Kavanin-i Yenierlyan,
143
180,191,202,214,220,230,240,252,
K:azakistan,417
260,270,281,290,301,311,320,341,
Eatzahdar,136
353,367,371,387,395,417,440 Ka.zan,137
ismailiye,
93,
94, 95,
105 Kazvin,
136
484
DZN
kelam, 255
laiklik, 172,
384
-
Kemalpagazade,
127, 152
Levant, 11, 27, 28, 102, 128, 177, 223,
Kerami,
106
233, 265,
275, 316,
317, 326,
377,
Kerbela,
75,
76,
301
399, 403, 416
Kirgizistan,
417
Libya,
5, 98, 399, 416, 420,
435
Kinm Savagt, 13, 14,
328, 341, 344, 388,
Londra,
13, 15, 202, 289, 344, 376, 407,
396, 397
408
Kizildeniz,
43, 45, 46,
47, 51, 52, 58, 94, Louis (IX.),
119
96, 113, 129, 131, 203, 275, 326, 336 Lbnan,
19,
26,
182,
340, 357, 386,
399,
Kizlar Agasi,
350
403, 413, 416, 424, 426, 435, 441,
452
Kiros,
30, 31, 35,
42
Klasik
Helen-Roma
paganizmi, 37 Macaristan,
132, 140,
310, 319, 321,
Kleopatra,
32
381, 391
Kou Bey, 144
Makabiler,
34
Konstantinopolis,
38, 40, 49,
50, 63, Makedorya,
23,
33,
123,
144
119, 123,
126,
129, 153, 158, 226,
Malik ibn
Anas, 208
256,
274,
316
Mani,
33
Konya, 103, 122, 280
Maniheizm,
33
Kostaki Musurus, 376
Manuel Paleologos (II.),
300
kle, 34, 66, 70,
74,
81, 84,
99,
144,
200, Martin Luther, 148
207, 228, 239, 241, 266,
273, 287, Maslama,
74
292, 349, 368
matbaa,
11, 215,
310, 311, 354, 359, 410
Kprl Ahmed, 148
matematik, 220,
305, 307, 311, 366
Kprl Mehmed, 148
Maverannehr, 104
Kral Abdullah, 434
.
Mazdak,
34, 155
Kralie Victoria, 15
Medine,
59, 63, 67, 71, 80,
89, 131, 159,
kralhk, 28,
32, 73,
156, 162, 230, 426 269, 270, 275, 292, 297,
395, 400
Krezs, 80
. Medinet-l
Salam, 86
Ktesiphon, 25, 46, 86
Medler,
30
Kubad, 155
medrese, 107,
287,
304
Kubbet-s
Sahra, 77,
79, 80 Mehmed GI), 126,
127, 131,
166
- Kuds, 26,
30, 34, 77, 80, 102, 182, 223, Mehmed Ali Paya, 13,
342, 357, 385
269, 274, 279, 341, 396, 405, 422 Mehmed
Bahai Efendi,
10
Kumanlar,
101
Mekke,
52, 59, 63, 71, 79, 82, 89, 131,
kumar,
188
162,
177, 187, 199, 268, 269,
275, 279,
Kuran, 17, 48,
58, 60,
64,
77, 78, 79, 286,
395, 400
159, 163, 165,
198, 209, 215. 217, 231, Melikgah,
102
.
238, 255, 256,
257, 258, 259, 260,
262,
Memlulder, 114, 117, 118,
119, 120, 121,
263, 264, 265, 268,
271, 272, 285,
302, 128, 129, 132, 134, 167,
198
303, 305, 310, 371 Menander,
49
Kuyy,
58,
161
Mervan (II.),
83, 86
Kuseyr
Amra, 80 Mescid l-Aksa,
79
Kutbeddin,
111
Mescid-i Haram, 79
Kuzey Afrika,
10, 27,
61,
89,
94, 98, 131, Mescid-l Aksa,
77
183, 189, 191, 201, 205,
227,
230, Mevlana, 280, 281
252, 284,
309, 336, 360,
383, 391, Mezopotamya,
10, 25,
'32,
41, 45,
49,
90,
398, 407, 435
94, 103, 110, 117, 127, 189, 194,
253,
K k Asya, 28, 40,
52, 223
360, 383,
399
Kk Kaynarca Antlagmasi,
315, 322, Mistr,
6, 10, 24,
32, 40, 62, 71, 89,
94,
333, 339, 356
103, 110, 120, 131, 145, 167,
173, 180,
Krtler,
121, 144,
378, 383, 432 190, 202, 210, 214, 226,
230, 242,
..I
485
DZN
250, 275, 282, 301, 315,
326, 330,
ordu,
39,
45, 63,
91,
106, 118, i25,
140,
342, 355,
361,
370, 380, 391,
403, 413,
145, 174, 178, 225,
234, 274,
327,
448
420, 433, 448
oru,
270
misr,
64
Osmanhlar,
9,
12,
118,
123, 130,
146,
mihver dnemi, 31
173,
196,
201,
261, 272, 318, 320, 330,
milliyetilik,
335,
365,
371,
374, 379,
340, 353,
362, 370, 383, 392,
446
380,
381, 383,
433
mimari, 19, 321
mer
Hayyam, 307
Mirza Ebu Talib, 259,
260 zbekler,
135, 136
Mitraizm, 33
modernizm, 429
Palmira, 45, 47
Modernlegme, 237, 449
Pan
Chao,
45
Mogollar,
6, 91,
109, 120, 158,
167, 169, Pan-Arabizm, 420
205,
216, 229, 277,
301,
304,
316
pan-islamizo, 363, 364
Moha Savagi, 132
papirs,
174, 184,
196, 213
monarvi,
140, 162, 164, 169, 173, 225,
para,
11, 17, 69,
104, 123, 142, 177, 178,
.
246,
399,
434
197, 211, 229, 231, 270, 289, 332,
344,
Muaviye, 72,
73,
163, 164, 165 345, 358, 395,
449
Muhammed el-Seybani,
231
Pardar, 33, 46, 63
Muhammed ibn
Abdl Vahab, 12
Paul Rycaut,
228
Muhammed ibn
el-Suud, 386
Pazvanoglu Osman Papa, 348
Muhammed ibn Zekeriya
el-Razi, 308
Pehlevi, 401
Muhammed Necib, 434
Pers imparatorlugu,
23, 32, 33,
43, 68,
Musevilik,
57,
77, 188, 192, 239, 240, 185, 212, 215,
224
-
253, 255, 271
Persepolis, 111
,
Musevilik,
57, 77,
188, 192, 239, 253,
Persler, 25,
30,
41, 47, 50, 58, 62,
69,
255,
271
76, 157, 228
Musul, 103,
194
Petra, 44, 45, 46, 47
Mugab, 76
petrol,
195, 203, 390, 593, 410,
430,
Mutastm, 91, 99,
110, 230
450, 451
mft, 10, 217
politika,
45, 47, 51,
94, 228,
261,
363,
Muslmanhk,
216, 256,
257,
264, 267, 402
276, 289,
294
Polonya, 15, 193, 202
mzik,
19, 220, 257, 279, 282, 287, 289,
Polovestler, 101
290, 445
Pompey, 32,
44
Provincia Arabia, 46
Nabat, 44
Ptolerneus, 39
Nabaciler, 44,
46
Nabukadnezar,
30 Qawam
al-Din, 111
Najran, 53
.
Necef
ve
Peraea, 27
Ragid Ali el-Geylani, 405
neo-klasisizm, 445
Ragid
el-Din, 199
Nikodernus Metaxas, 309
Rapidun, 69
Ninova, 36
Rapidddin, 112
Niyabur,
101, 109, 279
resim, 11,
16, 17, 80, 289,
321,
366, 445
Nizamlmlk, 104, 105, 107, 279 ressam,
287
Noblesse de Robe, 157
Riza
Sah,
401
Nubyahlar, 242
Richard Knolles, 132
Robert
ve
Anthony Shirley, 135
Opzlar, 101,
124 Rodenk, 80
Onlar
Konsyi, 134
Roma, 9,
17, 23,
31,
41, 50,
63,
76, 134,
-
I
486
I
DIZIN
153,
169,
171, 189, 191, 202, 212, Sleyman ibn Kutalmig,
-103
223, 241, 257, 274, 284, 295, 316, Smeder, 25
380, 404, 450 Snni, 17,
69, 73, 89,
90,
100,
110, 125,
Rusya, 15,
97, 101,
116, 186,
202,
315, 130, 161,
172, 218, 245, -261, 276,
281,
321, 330, 344, 351, 362,
-387,
390, 297,
302, 583,
403, 418,
441
401, 410, 439
Sah
Abbas,
135,
136
S. D.
Goitein, 311
gahpur
(L), 41, 155
Saddam
Hseyin, 406, 429, 430, 431,
Sahpur,
41, 155
432, 451
Sam
Arami,
26
Sadrazam Ltfi
Papa, 133, 176
Sam,
9,
26,
63, 79, 102, 103, 117, 121,
Safevi
hanedani, 130,
136,
321, 384 194, 226, 256, 279, 396, 425
Safeviler,
92,
251,
384 geker,
178,
183,
189, 205,
317,
321, 336
Said Efendi,
310
gia,
76
Samaniler,
92
Sii,
17, 34, 72, 83,
91, 92, 93,
96,
97,
Samanogullari,
99,
100 106,
107, 130, 131, 219, 231,
265,
279,
Samariya,
35
301, 304, 383, 384, 419, 429, 442
Sami, 24, 27, 64, 254, 406,
421, 435
Siller,
73, 82,
91,
105, 130,
161,
216,
Samiriye,
26
251,
263, 276,
301, 429, 432, 441
sanat,
17, 19, 249, 288,
289,
301, 534, piir, 17,
19, 124, 215, 222, 249, 250, 257,
366, 383, 444, 445 280, 290, 292, 294,
297, 298,
303,
Sasani, 33, 41, 86, 88,
97,
156,
157, 177, 306, 445
194, 198
-
iraz,
111
Sasantler,
33, 47, 63,
156,
157, 158, 175,
220
Takrit, 25
.
satran, 18
Talha ibn Ubeydullah el-Taymi,
66
Selahaddin,
103, 119, 120,
169,
275, tarbig,
6
276,
303,
318
-.
tanm, 39,
40,
48, 182,
189,
190, 205,
Seluklular, 101, 102, 103, 104, 107,
.
232, 250, 252,
305, 307, 331, 343,
108,
114,
125, 169,
171,
261
358, 361
Semerkand, 109, 118
Tatarlar,
323,
324,
326
Sencer, 104,
171

tavla,
3,
18
sinema, 18, 410
Tebriz, 113,
117, 131,
135, 136,
393
Siri Derya,
99,
101, 109, 182 teknoloji,
251,
343, 365
siyaset,
34, 82, 153, 171 tektanncihk,
29, 255
Slavlar, 201
.
tektannethk,
29, 255
Sojak
Savag, 428, 430. 432 teokrasi, 106
Sokollu Mehmed Papa, 133
.
Tepedelenli
Ali
Papa, 348
sosyalizm, 437
Tevrat, 25,. 26,
27,
30, 31,
36, 64, 79,
soylu
simf,
71,
105
185, 211, 212, 217, 255, 271, 294,
spor,
295
295,
305
SSCB, 15,
423, 426, 427
ticaret, 27,
39, 42, 51, 62, 82,
90, 112,
Sudayf, 165
121,
137,
187, 198, 200, 216, 230, 275,
Suhan II Abdlhamid,
377
309, 322, 331, 343,
358, 377, 449
Sukan II. Mahmud,
6, 7, 13
Timur, 117, 118, 121, 124,
128
Sultan IV. Murad, 10
Tiran-Yotabe Musevileri,
51
Sultan Selim (II.),
133
tiyatro, 18, 19, 36, 301
Suriye,
9,
10, 25,
30,
40, 67, 71, 83,
90, Topkapi Saray1, 7, 17,
355
100, 111, 120, 131, 157,
162,
173, 182, Trajan, 41, 46
196, 212, 223, 257, 290,
322, 332, 343, Tus, 279
373. 382, 395, 403, 416, 420,
433 Trkiye,
4, 11, 27, 115, 130,
140,
173,
487
l
DZN
182,
194, 228,
301, 310, 330,
343,
363,
Yahuda,
30, 32,
34, 35,
223
378,
385,
392,
400,
412, 427,
443 Yahudlye,
26, 46,
53
Trkmenistan, 417
Yakub ibn Kihs,
95
ttn, 10, 185,
263,
343
Yala ibn Munya, 67
Yehud,
26
Ubeydullah, 94
Yehuda Alkalai, 374
Uzun Hasan, 127
Yemen,
27, 43, 45,
46,
51, 52, 53, 94,
133,
186, 187,
224,
400, 415, 416, 418
meyye,71
420, 435,
448
rdn, 10,
26,
44, 50,
80,
226,
399, 400, Yenieri,
143, 144
403, 407,
416, 419, 424, 425,
426, 434
Yesrib,
59
Yesnbliler,
59
Vahabiler,
359,
360
Yezid, 73,
165
Vahabilik, 360, 386
Yotabe, 50
Valerian, 41
Yugoslavya, 452
Vasco de Gama,
204 Yunanca, 25,
28,
38, 39,
76, 154, 212, .
Vasik,
91
213, 285,
286, 306
Vehd, 79
Yunanistan,
130,
370, 379, 380, 391,
Venedik, 134, 187,
309, 370
.
392,
427
vergi,
35,
60, 66,
74, 80,
91,
104, 147,
159, 174, 191, 198,
214, 233,
270,
333,
Zayd ibn Tabit,
67
346,
350,
361
zekat, 270
Verimli Hilal, 10,
26,
27, 61, 62, 373,
Zenobia, 47
399
Zephaniah,
4
'
Vezil-el Gassani,
12 Zerdgt,
30, 31, 33, 34, 40, 52,
156,
195,
VI. Leon, 273
294,
372
Vincenzo di
Alessandri, 134
Zerdugdk,
33,
34
Volney,
196 Zigetvar,
148
Zitvatorok Antlaymast, 138
Waker Bagehot, 172
Zoba G-Ialep) Arami,
26
William
Churchill, 13
William Seaman, 125
488
.
I

You might also like