You are on page 1of 60

GEORGES SIMENON

KK KPEKL ADAM
Mavi Defter
13 Kasm aramba Acaba pazar gnk olay ona atfetmeye kalktm neme sahip mi? Abartmaya kamadan, olay bile denemez buna. Sokakta rasgele bir karlama. Paris kalabalnda mehul bir ift. Bir bakma. Yine de, gnden beri, ruh halim deiti ve kesin olduunu sandm kararlar artk gzme o kadar kesin grnmyor. Bu kararlan ne dramatik ne de duygusal bir ekilde hatrlyorum. Ben dierleri arasnda, dier milyonlarca, milyarlarca insan arasnda, yaayanlar, yazdm u anda doanlar ve lenler arasnda herhangi bir insanm yalnzca; ayn topraa basm, ayn havay teneffs etmi, mevsimlerin ayn akn yaam, az ok bana benzeyen yz milyarlarca varlk da cabas. Her halkrda yazacaktm, ancak, bu son pazar gnnden nce, dndm sadece bir mektup yazmakt; belki hayli uzun, kimseye hitaben yazlmam bir mektup, gnderecek kimsem yok nk. Ne var ki dn, dkkn kapattktan sonra, bir okul defteri almak iin kardaki krtasiye dkknna gittim. Bana mavi, pembe, yeil ve sar defterler gsterdiler. Mavi olann setim; pazar gn, leden sonra saat e doru Pantheon'un zerinde bulutlarn arasndan beliren mavi gkyz paras yznden phesiz. Mektubumun slubu, u anda yazmay tasarladm eyin slubundan ok farkl olacakt. Yarn, ertesi gnler, gelecek haftalarda nasl bir slup tutturacam dorusu bilmiyorum, zira bunun uzun srebileceini ve kendime tandm sreyi uzatacam sezinler gibi oluyorum. Cumartesi gn kararm vermitim. Sakin ve huzurluydum, sonun yaklatn bir eit alayclkla gryordum; bu alaycl da mektubumda hissettirecektim. Nasl balayacam konusunda tereddt ediyordum. "Ben, Paris III. Blge, Arquebusiers Soka 3 numarada oturan, krk sekiz yanda, Felix Allard..." Vasiyetnamelerde olduu gibi, "aklen ve bedenen salam olarak..." diye ekleyecek miydim? Bakalarnn beyninde neler olup bittiini bilmesem de, dolaysyla neyin normal olup olmad konusunda karar vermem g olsa da, aklen salam olduuma yemin ederdim. Tutturmay dndm slup buydu. Hafif bir slup, urasnda burasnda azck ac alay olacakt; bakasn deil beni, kendimi hedefleyen bir ac alay. Bu defterin ilk sayfasn yava yava karaladm u anda, her zamanki gibi sakinim, belli belirsiz glmsyorum, fakat bir parack heyecan duymadm da iddia edemem. Pazar gn rastladm o ift yznden mi? Belki. En iyisi o gn ksaca anlatmak. Her sabah olduu gibi saat altda uyandm, hava hl karanlkt. Yine dier gnlerde olduu gibi, elimi elektrik dmesine uzatr uzatmaz, yorgann stnde, ayaklarmn dibinde yatan Bib, ufack kuyruunu sallayarak vcudumun stnde srnmeye balad ve yzmn hizasna gelince, sevin iinde birka kere ksa ksa havlad. kimiz gevezelik ettik. Gevezelik ettik diyorsam... Elbette Bib, ayn dier kpekler gibi, gerek anlamda konumaz. Ben onunla konuurum, o da bana kendince cevap verir. Mesela sabahki sevgi gsterilerimizden skld zaman, stm amak iin araf ekitirir, sonra da demeye atlar. Ropdambrm giydim, plak ayaklarma terliklerimi geirdim ve kapya yneldim. Her gn ayn saatte tekrarlanan bu hareketler, insanlarn ounun gznde nem tamazlar, biliyorum; bir kpekle yalnz yaayan bir adam iinse, bir ayin treninin ciddiyetine brnrler, hele bu adam, iyi ve kt yanlarn iyice tarttktan ve enikonu dndkten sonra ekip gitmeye karar vermise. Yaantmda baka alkanlklarm, baka geleneklerim oldu. Sabahlan kahve kokusu ve annemin mutfaktaki ayak sesleriyle uyandm, daha sonralar bir alar saatle, sonra bir kadn vcudunun hareketleri ve hayvani scaklyla. Bebek viyaklamalar, yan odada bir ocuun ptr ptr yrmesi beni uykudan uyandrd. Daha sonra... Byle gidersem sonunu hi getiremeyeceim ve pimanlk duyuyormuum gibi yanl bir izlenim verebilirim. Hi piman deilim, hibir eyden piman deilim, bunu hemen belirteyim. Bu aklamann baz kimseleri kzdracan bildiim halde, utan duyduum bir ey de yok. Bu, u an iin doru. Yarn ne dneceimi, hele ne gibi bir sonuca varacam -eer bir gn varrsam- ngrmeye almyorum. Sonu, herkes iin, aresiz olarak ayn deil mi? Bib merdivende nm sra kouyordu; ahab griye alan ve prtkl, cilasz eski bir merdiven. Bo evde, topu topu iki kat indik. Birinci kattaki emaye levha, i gnlerinde on be kadar gen kzn alt, yapma

iek imal eden kk bir ticarethaneye ait. Giri katnda, Montluon taraflarnda dikilip hazrlanan yamurluklar satlyor, sadece toptan olarak. Ne kapc var, ne de baka kiraclar. Bib ve ben her akam saat altdan sonra ve pazarlar btn gn, yalnzz. Zinciri karyor, srgy ekiyor, kilitten kmayan koca anahtar eviriyorum. Bib, kap onun geebilecei kadar geni alr almaz, aralktan szlp dar frlyor ve kar evin keine doru seirtip bacan kaldryor. Yamur yam. iddetli bir yamur deil. Kaldrm talarn karartp, sona eren geceye slak bir koku vermeye yetecek kadar. Eikte durup bir sigara yakyorum, ropdambrmn cebinde daima sigara ve kibrit bulundururum. Dnmyorum. Belli bir eye bakmyorum. Bib, ben, kedeki sokak lambas ve dekorun bir paras olan sokaktaki dier iki lamba. Arquebusiers Soka baka sokaklara benzemez. nce, dik bir a yapar. Beaumarchais Bulvar'ndan balayp yz metre kadar ileride, tam benim oturduum yerde bitiverir ve yn deitirerek Saint-Claude Soka'na doru devam eder, orada karsna baka binalar kar. Saint-Claude Soka'nda bir kilise vardr, Saint-Sacrement Kilisesi, anlarn duyanm. Daha dorusu duymam gerekirdi, ama buna dikkat ettiim yok. Bib bir kaldrmdan dierine gidip geliyor, p tenekelerini, park etmi kamyonlarn lastiklerini kokluyor; ben, kapy aralk brakarak ar ar daireme kp, panjurlar ayor, sonra da gaz ocan yakp kaynamas iin suyu stne koyuyorum. Yaklak sekiz yl boyunca durum buydu -ilk iki yl Bib yoktu- ve bu sabah binlerce defa tekrarladm hareketleri yapyorum. Tavan -dairenin her yerinde olduu gibi- eik, kck tuvalete giriyor ve elektrik ampulnn yansd aynann karsnda sam taryorum. Seyrelmi salarm bir trl alamadm bir renk aldlar. Artk san deiller. Yatm erkeklerde grlen o ipeksi ve gmi gri de deiller. Kullanla kullanla eskimi yer bezlerinin renksiz ve kirli tonuna sahipler ve aralarndan kafatasmn beyaz derisi grnyor. Bakalar, yalandklarnda, sabahleyin aynaya bakarken benim duyduum aknl duyuyorlar m, merak ediyorum. Kendimi yle irkin buluyorum ki, kendi kendime surat buruturuyorum. Belki de hibir zaman yakkl olmadm; yine de, hayatmn byke bir blmnde, kendi suretime tiksinmeden, hatta gizli bir honutlukla, bakabildim. Uzun boylu, adaleliydim, Allard'lara zg o salam yapya sahiptim. Boyum mu ksald? Olabilir. Koca vcudum porsudu, yzm iti, salksz bir grnm ald, gzlerimse balk tezghlarndaki mezgit gzlerini hatrlatyor bana. Yanl anlalmasn. Szlanmyorum. Kaderime alamyorum, gemii zlemle aradm sanmak hata olur. Aklm bamda, hepsi bu, aynaya bakp yksek sesle: - irkinsin! diyebiliyorum. Hatta bazen: - Senden ireniyorum! diye ekliyorum. Hn, zlem duymakszn, dahas kimseye, ne kadere, ne insanlk durumuna gcenmeksizin. Uzun zaman nce kabullendim. Kabullenmek kelimesi tam olarak doru deil, nk baka trlsn yapamazdm. Mtevekkil kelimesinden holanmyorum. Kendimi bu duruma uydurdum diyelim. Mutfakta fokurdayan suyun sesini iitiyorum ve suyu azar azar kahveliin filtresine dkyorum. Bib'in, koklanacak ne varsa kokladktan sonra ciddiyetle eve dndn bilmek iin pencereye kadar gitmeme gerek yok. Kapy kafasyla itecek, sonra da, daha ilk gnlerde edindii bir alkanlkla, kapy ayn ekilde kapatp merdivenden kacak. Islanm ve stnde yamurlu sabahlara has kokusu var. Eski kmr sobasna bir gz atyor; bu sabah hava yumuak olduundan sobay yakmadm. Sonbaharda ve kn her pazar sobay yakarm, zira gnn byk ksmn evde geiririz. Hafta ii sobay ancak iten dndmde, saat alt buua doru yakarm. Bib gnlerden pazar olduunu biliyor ve bu pazarn neden br pazarlar gibi olmadn merak ediyor mu? Aslnda, her ikimiz de son pazarmz yaayacaktk. Bu karan haftalar nce almtm. Balangta, belli bir tarih saptama-mtm. Sabahlan aynada kendimi seyrederken, daha dorusu tra olduum srada, kendi kendime: - O noktaya geleceim zaman... diyordum. Kafamda, iki- aylk bir mhlet anlamna geliyordu bu. Hangi safhay amak istemediimi biliyorum, ama bunu tam tamna belirleyebilmek zor. Durmadan erteleyerek, gnn birinde kendimi gsz ve iradesiz

bulma tehlikesiyle kar karya bulunuyordum. Daha pazar sabah, kendimle ilgili her eyi artk bildiimi sanyordum. - Dostum Bib, bugn uzun bir gezinti yapacaz... Her sylediimi anladn ve kuyruu, kulaklar, bakyla bunlara kendi tarznda cevap verdiini dnmek bir oyun. Gezinti kelimesi aina olmad bir kelime deil ve coku iinde gidip gelerek sevincini belli ediyor. Sofray kuruyorum, zira yemeklerde masa rts sermeyi, belli bir yol yordam, daha dorusu asgari bir kendine saygy korumay srdryorum. at penceresinin tesinde gkyz daha imdiden soluk. Sokaktaki hemen hemen btn binalar ambar ya da atlye ve ilerinde pek az insan yayor. Onlar da pazar keyfi yapyordur. Beaumarchais Bulvar'nda bile otomobiller tek tuk, zira hava insana krlara gitme arzusu vermiyor. Tam Kasm'lk bir pazar balyor. ller Yortusu gemi olmasa, bir ller Yortusu gn diyeceim. Bu bana Puteaux Mezarl'n ve kasmpatlarn kokusunu, bir de yllar sonra, elimde bir ocuk eli, Boulogne Orman'ndaki gezintileri hatrlatyor. Peksimet paketinin kdn yrtyorum ve Bib peksimetini bekliyor. Sakarin haplar kahvemde minik baloncuklar kanyor. Her ey ho, gkyz gibi grimtrak ve binlerce mutfakta insanlar benim gibi kahvaltlann ederken bu pazar gn ne ya-pacaklann dnyorlar. Ben ne yapacam biliyorum. Hep yapageldiim gibi, ev ileriyle balamalym. Bu ilerle benden baka ilgilenen yok. Her sabah bir ya da iki saatliine bir gndeliki kadn tutabilirdim. Btem sarslmazd, hele ki talih beni neredeyse zengin ettiinden beri. / Yabanc bir kadnn eyalanma dokunduunu ve az da olsa hayatmza, Bib'le benim hayatma girdiini grmekten tiksinmem mi beni bundan alkoyan? Emin deilim. Kendi deyimimle inimi temizlemekten, temiz ve derli toplu tutmaktan, yatam yapmaktan, toz almaktan, mutfan ve tuvaletin krmz yer karolarn sabunlu suyla ykamaktan, son olarak da, haftada bir yatak odamn ve bu kmes gibi yerin demesini alalamaktan derin bir haz duyduumu itiraf ederim. Cilann gzel kokmas da cabas. Bib beni gzleriyle izler, onun durduu keye geldiimde yer deitirir, arada srada onunla konuurum, ona herhangi bir ey sylerim. Pek oklar gibi ben de hayatmn bir blmn bir kadnla geirdim. Akamlan bo saatler olurdu, ve zellikle ocuklarn doumundan nce, bugnkne olduka benzeyen pazar sabahlar olurdu; birbirimize neler derdik diye dnyorum da, Bib'le olan sohbetimden ok farkl bir ey gelmiyor aklma. Bib de, belli bir sre sonra dikkatin kendisine ynelmesini ister. Karm, birdenbire, sanki bir ryadan uyanm gibi sorard: - Ne dnyorsun? Ona bir defa olsun gerei sylediimi sanmyorum. Yalan sylemek ya da ondan bir ey saklamak gereini duyduumdan deil, bunun hibir anlam olmayacandan. En basit dnce baka dncelere, eski ya da yeni hatralara, geici izlenimlere balanyor ve ben hibir zaman ruh halimi annda tanmlayabilecek gte hissetmedim kendimi. zerinden pek az zaman gemi olmasna ramen o pazar gn neler olduunu kafamda yeniden kurmaya alrken, bugn de bunu yapabilecek gte deilim. Gnlerden aramba akam. Evdeyim, pazar sabah Bib oyun saatinin geldiine karar verdii srada parkesini ovmakta olduum bu kmesteyim. Alnma scaklk veren lambann nnde uzun zamandr yazyorum, klln ii izmarit dolu, hava dalan dumanla arlam. Koltuumda yatan Bib uyur gibi yapyor, onu grmediimi sand zaman gzlerini aralyor. . Doru olmas, sahici olmas iin her dakikay hatrlamak, her bir dakikann rengini, ritmini, seslerini, kokularn vermek gerekir. Gn dodu, tahmin ettiim gibi yumuak bir grilikte, hemen hemen bir mezar tann grisi - bunu lmle ilgili hibir niyet tamakszn sylyorum. Bib'in oyuncak sepetine yaklamas ve iinden en sevdii krmz lastik topu semesi, topu dilerinin arasnda tutmas, sonra da getirip ayaklarmn dibine brakmas gzmn nne geliyor. - Oynayalm!

eyrek saat oynadk, bu arada insanlar pazar ayinine yetimek iin kaldrmda hzl hzl yryorlard. Az nce de eyrek saat ara verdim, yine Bib yznden. Onun bu kadar uzun sre koltuumda oturmasna izin verdiim iin akn; beni yazarken hi grd m diye dnyorum, kimseye mektup yazmayal yllar oldu da. Davranmda neyin deitiim saptamaya alarak, beni gzetlediini hissediyorum. Kmes dediim yer, eik tavannda bir at penceresi bulunan dar bir oda. Bakalar tavan aras der. Yer elverdiince ak-aaatan raflar koydum, zamanla stleri kitaplarla doldu. alma masas olarak kullandm bir masa ve mezattan aldm eski deri koltuk dnda tek mobilya, hasr altlkl bir iskemle. eyrek saat nce Bib mtereddit bir edayla yere atlad, bacaklarma srtndkten sonra srt st yatt ve l numaras yapt. Bu iyi bildii bir oyun, teki oyunlar gibi daha nceden, karlamamzdan nce bildii bir oyun, zira ben ona hibir ey retmedim, sokak kapsn kapatmay bile. Vcudu kaskat bir halde byle yatt zaman, u anlama geliyor: - Beni unuttun... Ya da: - Yalnz kaldm... Benimle ilgilen... Ben ayaa kalkar kalkmaz, toplarndan birini -bunlar lastik kemiklere tercih ediyor- almaya gitti ve getirip avucuma koydu. Ondan sonra keye gitti ve yzn duvara dnd. Yatak odasna gidip topu saklayacak az ok yeni bir yer bulma sras bendeydi. Bu yerler o kadar ok deil ve Bib hepsini biliyor. O yzden bu oyunu darda, rhtmlarda ya da bir meydanda, mesela Vosges Meydan'nda oynamay tercih ediyor. Orada her zaman topu saklamaya talip olan kk bir olan oluyor. - Tamam Bib! Balangta bir kpekle birlikte yaamay dnmemitim. Aylarca dairemde arkadasz, bir bama oturdum. Bir akam, kavanozda bir krmz balk getirdim ve haftalar boyu onun sessiz mevcudiyeti beni neelendirdi. Onunla da bir insanla konuur gibi konutuum olurdu. ldnde bir tane daha aldm, sonra bir ncsn. Sannn talimatlarn titizlikle uyguluyordum. Gene de krmz balklar birka hafta sonra lyorlard, ite o zaman aklma bir kpek almak geldi. Bir leden sonra izin alp, Gennevilliers'deki sahipsiz hayvanlarn tutulduu merkeze gittim. Nasl bir kpek istediim konusunda hibir fikrim yoktu ve pekl eve bir kediyle de dnebilirdim. Ben ieri girince hayvanlar kafeslerinde kprdandlar. Bazlar ise beni grmezlikten geldiler. Kpeklerin ou orta boyluydu, birka ok iriydi. Bir danua bile vard, bir gz camdan gibiydi. Baklarm kahverengiyle kark gri tyl, ok ksa bacakl, pek saikan olmayan, bir tr cce kanie yneldiinde, onun, az nce yapt gibi srt st uzandn, gzlerini yumduunu, uzuvlarn kasp ceset gibi kaskat kaldn grdm. - Bu bir oyun, diye aklad bakc. lgi ekmeye alyor... - Yavru mu? - Yan tam olarak bilemeyeceim ama dilerinden anlald kadaryla yan gemi, hatta belki de drt. Bir sirk k-peiyse hi amam... Parmaklarn aklatt. - Beyefendiye bir takla at, t! Hayvan tereddt etti, bir sre beni gzledi, sonra bir ters takla atmaya karar verdi. - Ad t mi? - Adlarn bilmediimden hepsini byle aryorum. Birka dakika sonra, ksack bacakl kk kpek, bir ipin ucunda ptr ptr yryerek peimden geliyordu. Otobse bineceim srada, hayvanlarn, metroda olduu gibi, ancak bir sepet ya da antann iinde kapal tutulduklar takdirde tata alnabildiklerini rendim. Bir hrdavat sorup soruturdum. Deplasman mana giden futbolcularn elinde grdklerimiz gibi, kahverengi bezden, iine her eyin tktrld u antalardan buldum ve hemen orackta, hrdavatdan makas isteyip antada iki pencere atm. Sonradan pencerelerin stne elek bezi geirecektim. Onu dierleri gibi t diye armak houma gitmiyordu. O akam, oktan her kesini koklam olduu odamda, stnde birtakm isimler deneyip tepkisini kolladm; Bib dediimde memnun grnd. Eskiden ismi bu muydu? smin tns m houna gitmiti? Ertesi gn onu kitabevine grrdm. O zamanlar henz bir bastona dayanarak yryen Madam Annelet

haykrd: - Bu da ne? - Bir kpek. Ad Bib. - Sokakta m buldunuz? - Sahipsiz hayvanlarn tutulduu merkezden setim. - Alkoymaya m niyetlisiniz? - Evet. - Her gn buraya getirmeye de mi? - Elbette. tiraz etmeye cesaret edemedi, nk bana ihtiyac vard. Hayvanlar sevmedii belli oluyor. lm almak ve boyumu poumu minicik hayvanla kyaslamak istercesine bana yukardan aaya ve aadan yukarya defalarca bakt. - Tuhaf... diye i ekti sonunda. - Nedir tuhaf olan? - Kck bir kpek, yal hanmlara yarar bir kpek semi olmanz. Bir psikanalist iin bunun muhakkak bir anlam vardr. Yal bir kadn olan kendisi, bense, grne ramen, krk sekiz yanda bir erkeim. Her neyse. Birbirlerine altlar. Bib her trl samimiyetin kt karlanacan ve mesafesini korumak zorunda olduunu abuk anlad. Beaumarchais Bulvar'ndaki dkknda ne bir koltua ne de, hele hele, Madam An-nelet'nin zamannn ounu geirdii yatana kmaya yeltendi. Elini de hi yalamad, kendisiyle oynamaya davet etmek iin topunu da getirmedi. Dier pazarlar tembel tembel yemeimi hazrlar ve pencerenin nnde yerim, leden sonra da dar karm. Bib sobay yakmayma, tra olup stm her zamankinden daha erken giyiniime ve daha saat on birde ona: - Bib, antan! deyiime at. Ben pardsm giyinip apkam alrken, gidip en alttaki raflardan birinde duran kahverengi antay getirdi. zellikle somut ayrntlar veriyorsam, bu bir eit utangalktan ya da, denebilir ki, duygusallktan nefret ettiimden. Aslnda bu pazar gezintisi benim iin son bir sayg ziyareti anlamna geliyordu. Veda ziyareti diyelim ve bir daha bundan bahsetmeyelim. Ne zgndm, ne hznl. eyleri, bir fotoraf makinesinin kaytsz objektifi gibi, olduklar gibi gryor, kendime de ne merhamet ne msamaha gstermeden bakyordum. Son pazarm yayordum, ite hepsi bu kadar. Babamn, annemin, onlardan nce de bykbabalarmn, bykannelerimin son pazarlar, son pazartesileri, son ahlan vesaire olmutu. Byle diye, ne aziz, ne ehit, ne de kahraman oluyorlar. Tarihini semeye gelince, bu da dnyada ilk defa olan bir ey deil. Daha nceden, "ilgili kiiye" bir mektup yazmakta kararl idiysem de, bu daha ziyade bir aka, bir fars, bir nanik, ayn zamanda iimde kalm baz ufak tefek eyleri dkme frsatyd. Hl iimde kalm olabilirler mi? Sanmyorum. Geti gitti. Sakin bir beyefendiyim. Patronum Madam Annelet iin ben Felix'im, gvenebilecei bir tezghtar, hikyesini bildii ve herkese bakt gibi bakmaya bir trl alamad bir adam. Bakalar, mahalle esnaf, arada srada yemek yediim kk lokantalarn sahipleri iin ben, Arquebusiers Soka 3 numarada oturan Msy Felix'im. Nihayet daha bakalar, beni hep ayn saatte Bib'le geerken grenler iin, kk kpekli adamm sanrm. Bir kadn iin, eski bir kocaym, gen bir kz ve bir delikanl iin, zar zor hatrladklar ve hakknda konumamalar gereken bir babaym. Baka kii, yine bir kadn ve iki ocuk iin, neyim bilmiyorum. Beaumarchais Bulvan'ndaki narlarn yapraklarnn yars dklmt. Arabalar tek tkt ve Bib'le ben Republique Meydan'na kadar yryp orada otobs bekledik. Otobs geldiinde, tam bileti hayvanlar binemez diyecekken antay atm ve Bib iine atlad. Byle son an beklemek houmuza gi-diyor ve hemen hemen her zaman memurun aknl karsnda kahkahalarla glen birka yolcu oluyor. Bir nceki gn, ilk dncem, bu son gezintiyi Puteaux'ya ayrmak olmutu; orada domu ve yirmi be yana kadar Sa-inte-Clothilde Kilisesi'nin yaknnda, ykmakta olduklar, Bo-urgeoise Soka'nda yaamtm. Bu, fazlasyla, kutsal yerleri ziyaret gibi olmaz myd? Daha sonralar Neuilly'de, Richard-

Wallace Bulvar'nda oturduum dairenin nnden de getim ve hibir heyecan duymadm. Oralarda kendimi bo yere aradm anlamak gln m yoksa romantik mi? Sahiden yal olmamama ramen, giderek birbirinden daha farkl bulduum pek ok Felix Allard yaad ve onlarn arasnda sadece tanyamadklarm deil, artk hi anlayamadklarm da var. Blanche Meydan'nda otobsten indik ve Bib'i serbest braktm. Lepic Soka'nda, kaldrmlar boyunca kk yk arabalarn, sebzelerin ve meyvelerin kokusunu, kasap tezghla-rndaki etleri, pazar yerinin uultusunu yeniden bulabilmek iin gnlerden pazar olmamasn isterdim. Kaldrmlarda neredeyse tek bamza, nefes nefese kaldm hissettiim her seferinde durarak, Tertre Meydan'na doru yrdk. Hedefim neden Tertre Meydan'yd, bunu aklayamyorum, zira o yerin hatralarmn hibiriyle, hayatmn anlmaya deer hibir blmyle balants yok. Mevsim sona ermek zere olmasna ramen, darda kareli masa rtleri serilmi masalar vard, uraya buraya bir mangal konmutu ve pek ok insan oktan yemee oturmutu, ou taral Franszlar ile ressamlarn portrelerini yapmay teklif ettikleri yabanclar. - Yemek mi yiyeceksiniz? diye sordu huysuz bir garson. - Evet. - Bir aperitif alr mydnz? Yine evet dedim ve bir Suze smarladm. Yllardr, doktorun bana tembihledii gibi, ne arap ierim ne alkol. Kararm vermi olmama ramen, bu son zamanlarda neden perhizimi uygulamaya devam ettim acaba? Alkanlk m? Kendimi dolayl bir cezalandrma ekli mi? Kendimi ne iin cezalandryorum? Bu sabah, kahveme eker yerine sakarin koydum. Halbuki evde eker var, perhizde olmayan Bib iin. Suze seimi daha beklenmedik. Hayatmda sadece bir defa, Le Mans ile Angers arasnda bir yerde, adn bilmediim bir kasabada itiim halde, bu kelimeyi hi dnmeden sarf ettim. Anne-Marie'yle bir arabadaydm, st alabilir bir araba, satn alm olduum st alabilir ilk araba. Anne-Marie'nin o zaman Philippe'e hamile olup olmadn bilemeyeceim. Kasabann dndaki han kk bir iftlie benziyordu; itle evrilmi toprak bir alanda iri bir dii domuz ve meyve bahesinde bir sr beyaz kmes hayvan vard. Hava ok scakt. Tavan bask ve lo salon hem yola hem bostana bakyordu, bostandaki fasulye srklar ak seik bir ekilde gzmn nne geliyor. Koca gbekli hanc kadn siyahlar giyinmiti. - Yemek yiyebilir miyiz? - Neden yiyemeyesiniz? - Neler var? - nce ezme, yannda da turp ve salatalk. sterseniz bir kutu sardalye aabilirim. Daha sonra da size bir pili kzartrm... - Pekl... - Beklerken ne iersiniz? nsan hayat boyunca bunlara benzer cmleler sarf eder ve iitir ve bunlardan bazlar hibir neden olmadan beynin bir kvrmna kaydolur. Rafn stnde, ounun etiketlerini tanmadm ieler grdm. ki adam, bir hayvan tccaryla bir ifti diye tahmin ettim, bir masada oturuyorlard, nlerinde garip renkli bir svyla dolu bardaklar vard. - Ne iiyorlar? -Suze. - Bana da Suze verin. Ya sen ne iersin Anne-Marie? - Ben de deneyeyim... Onunla senli benli konutuumu, yllarca ayn yatakta uyuduumuzu, yaknda birer yetikin olacak iki ocuun damarlarnda onun kanyla benimkini tadklarn dnmek birden tuhafma gitti. O srada buna ok nem verilir ve gnn birinde bunun hibir iz brakmad fark edilir. Krdaki parlak gnele karlatrldnda karanlk grnen o hann loluundaki siluetini, yzn gzmde canlandramyorum. Konumu olmalyz. Neler dedik acaba? Gzmn nne sadece hanc kadn geliyor; avluda, tyleri kabarm kmes hayvanlar arasnda, nce birini sonra bir bakasn yakalayan, sonunda en semizi olduuna karar verdii bir pilici seerek kafasn et dorama tahtasnn stnde kesmeye giden hanc kadn. Biz o pilici yiyecektik ve on iki yalarnda bir kz ocuu, le gnei altnda hayvann tylerini yolmaya balamt.

Tertre Meydan'nda neden Suze smarladm? Ardndan pili deil, kzarm patatesle servis edilen yal kda sarl dana cieri istedim ve yarm ie pembe arap itim. Yola kmamzdan nce yemeini yemi olan Bib gene de etten payn ald ve yan masalardan ona baktklarndan, birka ters takla atmadan duramad. Tertre Meydan'n ve Sacre-Coeur Kilisesi'ni yirmi yl, otuz yl nce grmtm. Hafzam beni yanltmyorsa, annemle babam beni buraya henz ile ilkokulundayken, yani on bir yandan nce, kz kardeimle beraber "Paris'in panoramasn grmek iin" getirmilerdi. Bana yle geliyor ki taraalarda daha az masa, kaldrmlarda resim sehpalaryla daha az ressam vard, ama ben buraya hatralar aramaya gelmedim. Son pazarm dier pazarlardan farkl bir ekilde geirmek istiyordum ve Paris'i yeniden tepeden grme fikri aniden aklma geldi. Doal olarak bunu, ak havada bir le yemei izledi. Hepsi bu. Bib neden topunu saklama oyununu oynamadm merak ediyordu, kendimi insanlara seyrettirmeyi hi istemiyordum. - Gidiyoruz Bib... Merdivenlerden kan ve inen kalabaln, hatralk eya ve kartpostal satclarnn, esirgeme kurumlarndan sra sra ocuklara nezaret eden rahibelerin, papazlarn ve papaz yardmclarnn arasnda, Sacre-Coeur'n n avlusunda epey uzun sre kaldm. Tek renk gn altnda grinin ve pembenin tm tonlarn gzler nne seren atlara bakyordum. Farknda olmadan, kendimi bir turist gibi antlarn yerini saptamaya alrken yakalyor ve nesilleri dnyordum, o nesiller ki... Hayr! Bu hi iyi deildi. Yzlerle ilgilenmem daha iyi olurdu, hemen hemen hepsi ifadeden yoksundu. Erkekler, kadnlar, ocuklar, cmle krntlar, neredeyse hep ayn eyler: - Gne olmamas ne yazk... Ta eye karar grrdk... Banklarn stne kp mola verebildii ve aal yollardaki akll kumu eeleyebildii dier pazar gezintilerimizden ok farkl olan bu gezinti Bib'in kafasn kartrmt. Hareket halindeki bacaklardan, ustalkla aralarndan syrlarak uzak durmas gereken ayaklardan ve yine ayaklardan baka bir ey grmyordu. - Buradan Bib... Bir an, tramvaya binmek istediimi sanp, iine atlamaya hazr bir halde hemen antaya bakt. ou kiinin, birka basamakta bir durup nefeslenerek ar ar trmandklar merdivenden inmeyi tercih ediyordum. te tam o srada grdm onlar. Yolda onlarca iftle karlam olmalydm ama hibiri dikkatimi ekmemiti. Bu ift ok ar kyordu yukar ve yukardan baknca, aslnda olduundan daha da biimsiz grnyordu. lk dikkatimi eken adamn ba oldu; korkun derecede byk bir ba, ancak tp kitaplarnda grlebilen bir hidrosefal kafas, stnde tek bir ty olmayan przsz derisi ayn bir bebek teni gibi pembe, gzleri dar doru frlam ve kirpiksiz. Hemen hemen normal bir gvdenin altnda iki kk bacak grnyordu, yle gevektiler ki adeta sarkar gibiydiler ve adam, bir ayan sola, bir ayan saa atarak, iki bastonla glkle yryebiliyordu, klan her basamak ok nemli bir baaryd sanki. Her basamakta hz alarak ban eiyor, sonra, sanki yukardaki Sacre-Coeur'n beyaz ktlesi hayatnn nihai amacym gibi, kat edilecek ne kadar yol kaldn lmek iin ban kaldryordu. Otuz mu, krk m, yoksa daha fazla m, ka yanda olduunu bilmiyorum. Normal insanlar dnyasnn dnda yer alyordu. Hl hayatta olmas bir mucizeydi kukusuz. Yanndaki kadna gelince, yz hatlar arpk, kara kuru kk bir kadnd, ayanda ortopedik ayakkablar vard, demir ksm grlen ayakkablarndan biri dizine kadar kyordu. Bir elini adamn kolunun stne koymutu, ona destek olmaktan ok -bu aikrd- sevecenlikten, ve adam her basamak knda kadn ona teekkr etmek ya da abasndan dolay onu kutlamak iin ona glmsyordu. Aslnda karlamamz, admlarm yavalattm ve bir sigara yakacak kadar durduum halde, ksa srmt. Ben iniyordum, onlar kyorlard. Onlarn , drt metre yaknna geldiimde biraz durdular ve korkun bal, bacaklar tutmayan adam, alacak derecede tatl ve ince bir sesle yanndaki kadna sordu: - ok yorulmadn ya? Bugne kadar hibir insan yznde grmediim, bana baz Buda heykellerinin vecd iindeki yzn

hatrlatan bir glmsemeyle ona glmsyordu, kadn cokuyla haykrd: - Yok yok! Ben iyiyim! Her biri tekinin mutluluunun tadn karmak istercesine baktlar, sonra da Sacre-Coeur'e baktlar. Nihayet, el ele, ayaklarnn dibinde uzanan ve o an onlara ait olan Paris'e dnp baktlar. Sessizce yanlarndan getim ve birka basamak aada bam evirdiimde, onlar ar ve zahmetli trmanlarna yeniden koyulmulard, topal kadnn parmaklar kirpiksiz adamn kolunun stndeydi hl. 15 Kasm Cuma Dn yazmadm ve buna bozuldum, sinirlendim. Her akam bu mavi deftere yazmak gibi bir mecburiyetim yok. Byle bir ey yapacam diye kendime kesin bir sz vermedim. Kendimi zgr, kurtulmu sanyordum. Ancak u var ki, bir eyi belli bir saatte bir kere yapm olmak derhal bir alkanlk yaratyor, neredeyse bir grev oluyor. Bula bitirdikten ve sobann anahtarn gece ayarna getirdikten sonra Bib soran gzlerle bana bakt; ben kck odaya ynelir ynelmez, nden gitti ve izin vermemi beklemeden koltua srad. Niyetim yazmakt gerekten. Masama oturdum, lambay uygun mesafeye ittim ve defterin aramba gn kalm olduum sayfasn atm. Son paragraftan yeniden okumakla hata m etmi oldum? - ok yorulmadn ya? - Yok yok! Ben iyiyim... te o zaman ylece hareketsiz durup bu iki cmleyi kafamda defalarca evirip evirdim. Bylerini kaybetmilerdi diyecek kadar ileri gitmeyeceim. Yzleri, gzleri gzmn nne geliyordu. Ei iin endielenen, aralarnda daha fazla fiziksel kusuru olan, neredeyse bir ucube, ocukluk dnemini atlatm olmas bile bir mucize eseri olanyd. Beni huzursuz eden, canm iyice skan, oyuna getirilmi olduum duygusuydu. O iki cmleyi sarf etmilerdi, tamam. O dakikay tm hayatlar boyunca beklemilercesine, SacreCoeur'n beyaz biimini seyretmilerdi. Sonra el ele, Paris'in panoramasna doru dnmlerdi. Peki ya sonra? Peki ya nce? Peki ya her gn, dier saatler? Kablolu tramvaya mahsus binmemilerdi, belki de nefislerini kreltmek istediklerinden, belki bir adaklar vard, ya da sadece kuvvetlerini snamak iin. Onlar gzden kaybettiim ana kadar, snamadan galip kmlard. Cokulu birka dakika, birka saat. Kiisel sevinlerini birbirlerine yneltmiyorlar myd? Her birinin bir tana ihtiyac yok muydu? Elimde kalem, somurtarak, yazacak bir ey anyor, bulamyordum. Bu inan birliini kabul etmek istemiyor, kabul edemiyordum. Ne pahasna olursa olsun bunu sradan bir olaya indirgemem gerekiyordu ve ayn nitelikte anlar bulmak amacyla hafzam yokluyordum. O ocuk tenli adam benim yama, krk sekiz yana gelince ne olacak? Byk ihtimalle lm olacak. Ama nerede? Nasl? O koca kafasnda hangi dnceler, kirpiksiz gzlerinde hangi baklarla? Ortopedik aletler takm o kadn elini tutmak iin hl yannda olacak m? Ya onun kaderi ne olacak sonunda? Benimki gibi, benimkinden daha da yoksul bir at katnda, beslemesi ok pahal olan bir kpekle deil, pencerenin nndeki bir sardunyayla arkadalk eden, topallayan bir ihtiyarck m? Benim iin, cevap ok nemli. O kadar ki, pazar gn Tertre Meydan'na le yemeine gitmi olduuma piman oldum. Mektup yazmak ok daha kolay olurdu! Pimanlk duymadan gitmi olacaktm, yemin ederim. Dahas, vicdan azab duymadan. Kendimden emindim. im rahatt. Ne sylediimi biliyorum, nk dnmeye, dncelerimi derleyip toparlamaya insanlarn oundan daha fazla vaktim oldu. Doru, o "an"dan daima ekindim, mmkn olduu lde "sonras"n tahayyl etmek iin kafa yordum. Zaten nemli olan "sonras" deil mi? Pazar gnnden beri emin deilim. Aryorum. Bazen bana knayarak deilse de aknlkla bakan Bib deil sadece. Dn, perembe, Madam Annelet, deti olduu zere, beni defalarca asmakata ard. Ben bir mteriye hizmet ettiimde, yazar kasann klik sesini duyar duymaz, zile basar. Yukardan her eyi iitir. Helezoni demir bir merdiven, dkkn, giderek daha ok zamann yatakta geirdii odasna balar. - Neydi Felix? - Elden dme bir kitap alan bir bayan mteri. Yeni kitap az satarz. kan her kitab yerletirecek raf bulamazdk. Tabelada yle yazyor: C. ANNELET Yeni ve elden dme kitaplar Ktphaneler satn alnr "C" Clarisse'in "C'si, ama benim Felix'i sevmediim gibi o da bu ismi sevmiyor. Babamn ismi Desire, anneminki de Jose-phine'di ama, yle deil mi?

Sekiz yl nce bir sabah, drt-be haftadr Paris'te yalnz bama olup hayatm kazanmann bir yolunu ararken, kitabevi-nin dar vitrininin nnden gemitim. Kaldrmda, nhtmlar-dakilere benzer bir kurunun iinde eski kitaplar ylyd. Zamkl ktla cama bir mukavva yaptrlmt. "Gen eleman aranyor. eriye bavurun." Yaz ortasyd ve gne narlarn glgesini evlerin zerine dryordu. Ak renk elbiseli gen bir kz geti, kendinden emin yryne aakalp onu gzlerimle izledim. Yanana bir sa llesi dm, el antasn dolgun gsne bastrm, koltuk altlarnda ter halkalar, Bastille Meydan'na doru yryordu ve dnya ona aitti. Byle nereye gittiini ve sonradan ona ne olduunu bilmiyorum. Ben kapy ittim, bir ngrak ald ve uzun sre ierinin loluunda, tezghn nnde ayakta durdum. Sonunda ksrdm ve dkknn dip tarafndaki bir kapnn stndeki iekli bir perde araland; yalca bir kadnn ktn grdm, hareketleri ard, baknda deta hipnotize edici bir younluk vard. En kk ayrntlar hl aklmda. nce, bir kitabevinde beklenmedik olan, o sar zemin zerine krmz iekli ve yeil yaprakl perde. Aralktan kk bir oda, avluya bakan bir pencere grdm; avluda, iliinin nnde, bir sandalyenin ayaklarn yaptran bir marangoz alyordu. Hl yaptryor. Raflar, kitaplar, yerde kitap ynlar. Beni en ok arpan, perdenin iekleri kadar beklenmedik, cart mor renkli uzun koltuktu. Kara gzlerini bana dikmi duran kadna gelince, bir kitapdan ok bir falcya benziyordu. O gnlerde yrmekte henz fazla glk ekmedii halde, onu sokakta, gelip geenlerin arasna kanmken dnemiyordum. Sekiz yl sonra, hl yan bilmiyorum. ok ypranm altm yanda bir kadn olabilirdi; hayatta kalmaya karar vermi ve bunun iin gerekli enerjiyi bulan yetmi be, hatta seksen yanda bir kadn da olabilirdi - ve yle olduunu sanyorum. - ilannz okudum da... Beni tepeden trnaa inceliyordu ve olgun bir erkein gen eleman aranyor ilanna bavurmas onu gldrmemiti. aran bir insan deildir. Gzlemler, anlamaya alr. ok grp geirmi, her eit durumda pek ok erkek tanm olduunu, hayatla ban koparmamak iin dkknn arkasndaki o boucu ardiyeden kmaya ihtiyac olmadn hemen anladm. - Gen eleman ha? - Krk yandaym sadece. - Geen krk yl iki misline bedel. Yzm sararm olmal. Anladndan emindim ve ona srrm amamaya kararl olduumdan, bulvara kmaya hazrlanyordum. Gizli olan her eyi gren bir khin kaytszlyla, devam etti: - Yaadklarnz beni ilgilendirmez. Bilmek istediim ey, kitaplardan anlayp anlamadnz. Edebiyattan dememiti, kitaplardan demiti ve bu ayrnt beni artt. - Sorbonne'da yl edebiyat okudum. Biraz kafas karma sras ondayd. - Hoca mydnz? - Hayr. Babam lnce ilerini devralmak iin renimimi yarm braktm. nsanlarn ou size yle bir bakverir, gzlerini bir indirip bir kaldrarak, kaamak bakar gibi, ya da yznze baksalar da dz ya da gle bir ifade taknmaya abalarlar. Bu kadn, tersine, beni utanp sklmadan inceliyordu, hafzasn yokladn hemen anladm. - Bu son yllarda epey kilo mu aldnz? Doruydu, bamla evet iareti yaptm. - Neuilly'de oturuyordunuz, isminiz de... - Felix Allard. Bir sessizlik oldu. Dudaklarn geren incecik bir glmsemeye engel olamad. - Hayat tuhaf! eri girin... Beni dank ardiyeye buyur etmek iin perdeyi iyice ekti. Yuvarlak, tek ayakl bir sehpann zerinde yars yenmi bir dilim kzarm tereyal ekmek, ay ve dergiler vard. - Sandalyenin stn boaltn. Kitaplar yere koyun, nereye olursa. Uzun sre ayakta kalamyorum. lan bu yzden astm. stnde koyu renk bir elbise vard, zayf omuzlar iin fazla boldu. Gsyle kollar da zayft, grmesi insana ac veren trden bir zayflk. Buna karlk, kalalarndan itibaren vcudu kalnlamt ve, uzun

koltua uzandnda, baklarm elimde olmadan i bacaklarna takld, kareli krmz bir battaniyeyle abucak rtt bacaklarn. - Ailenizin yanna m dndnz? - Hayr. - O halde, sanrm yalnz yayorsunuz? Ev buldunuz mu? - Buraya iki adm tede, Arquebusiers Soka'nda, yamur-lukunun stnde. - Bu sizde nasl bir etki uyandryor? -Hi. - Kimseyi grmediniz mi? - Herhangi birini grmeye almadm. Bu sadece ksmen doruydu. Grmekten ne anladnza bal. Bir sigara yakt. - Sigara iiyor musunuz? Ve Gitanes paketini bana doru iterek: - Sizi buraya kimsenin gndermediinden emin misiniz? - Size daha nce sylediim gibi, geerken ilan grdm. - Kendinize yeni bir hayat kurmay m dnyorsunuz? - Bundan ne kastettiinize bal. - Bir mevki... dostlar... bir kadn belki? - yle olsayd burada olmazdm. Aklamas zor. Yarm azla, sradan cmleler sylyorduk karlkl, ama gene de derin bir iliki kurulmutu sanki. nemli olan kelimeler deildi, o beni nasl merak ediyorsa, ben de onu merak ediyordum. Fark u ki ben, onun bana verecei ya da vermeyecei bir ie taliptim ve soru sorma hakkm yoktu. Ne var ki, zellikle o ne id belirsiz ardiyeye kabul edildiimden beri, ie alnmay neredeyse iddetle istiyordum. - Anladma gre yalnz yaamaya altnz ve buna razsnz, yle mi? - Aa yukar yle. - Ben de. O gn bana kendisi hakknda daha fazla bir bilgi vermedi. - Kasadan para araklamanzdan ekinmeme gerek yok sanrm? Glmsemekle yetindim. Kelimeler giderek anlam ykl olmaktaydlar. - Geinmek iin fazla bir eye ihtiyacnz da yoktur sanrm. Gen bir eleman istememin sebebi, yksek bir cret deyemeyecek oluumdur... Cimriydi, bunu hemen anlamtm, fakat paray sevdiinden deil; paraszlk ekmi, cebinde bir frank olmamann ve karnn doyuramamann ne demek olduunu bilen, gerek sefaleti tanm ve yine sefalete dme korkusunu akllarndan karmayan kiilerin olduu gibi cimriydi. - verenlerin ounun sizden birtakm belgeler isteyeceinin farkndasnz, deil mi? - det byle. - Ve gemiinizi rendiklerinde sizi ie almakta tereddt edeceklerinin? - Tecrbelerimle grdm. - Sakin mizal grnyorsunuz. Grltden, birden keyiflenip birden surat asmalardan nefret ederim. nsanlardan beni sevmelerini istemiyorum, cana yakn olup olmamak da umurumda deil. nsanlar beni ilgilendirmiyor, benim iin en iyisi bir akvaryumda yaamak olurdu. Baklarnda olduu gibi, her sylediinde de hem sade, saf hem de saldrgan bir eyler vard. Aslnda, bugn dnyorum da, ilk krmz balm almamn sebebi o sabah akvaryumdan sz etmesi deil miydi? - Bir soru daha. Kadn meselesini nasl halledeceksiniz? Hemen cevap vermeyince de: - Yirmi yanda, dolgun, eti sk, iveli bir hizmetim var. Bir erkek grd m, sizin gibi bir erkee bile, srtnmeden duramaz. Altnc kattaki odasnda gece neler olup bittii beni ilgilendirmez. Er ya da ge hamile kalacak, dierleri gibi, ya da Sebastopol Bulvan'nn kaldrmlarn arnlamak iin beni terk edecek. Kabul etmeyeceim bir ey varsa o da, burada birbirini kovalamak ve kap arkalarnda fsldaarak fingirdemektir. Kz arkadanz var m? -Yok. - Kzlar sokaktan m buluyorsunuz? Belli belirsiz bir hareket yapmakla yetindim. Gnah kartc rol oynayan bu kadn karsnda utanp sklan

bendim. - Anlaabileceimizi sanyorum. Denemesi bedava. On be gn bir deneyelim bakalm. Ne zaman balamay dnyorsunuz? - stediiniz zaman. - yleyse hemen. Aradan sekiz yl geti. Tahmin ettii gibi, birbirimize gayet iyi altk. Uzun koltuunda olsun, yatanda olsun, yatt yerden ne yaptm hatta ne dndm kestirdiine yemin ederim. Bazen ona iimden byc dediim olur. Birka aydr odasndan nadiren kyor, zira bacaklar ve ayaklan daha da iti. Artk ne ayakkab ne de terlik giyebiliyor, neredeyse onu tamak gerekiyor. Arka taraftaki ardiye kadar dank olan odas, dediim gibi dkknn tam stnde bulunuyor. Tavam bask; giri katyla birinci kat arasnda adeta skm olan evin dier blmlerinde olduu gibi. Benimkinden birazck daha byk bir banyo, bir mutfak, bir yemek odas ve yklk ilevi gren bir oda daha var. ou Brton olan be-alt hizmetinin biri gitti biri geldi; imdiki hizmeti Renee de Brton, topu topu on yedi yanda. Kzn yeterince ii olmadna hkmeden Madam Annelet, her leden sonra onu iki saatliine nc kattaki kirac gen ifte dn veriyor, daha dorusu kiralyor; gen iftten erkek olan Adalet Bakanl'nda, kadnsa bir avukatn yannda sekreter olarak alyor. Kemikli omuzlann rten eski bir hrkayla yatandayken bile, Madam Annelet insan hayrete dren bir eit enerji yaymay srdrr. Son doktoru kapnn nne koyal be yl oldu, yle fkelenmiti ki doktorun arkasndan bir kadndan iittiim en irkin kelimeleri sarf etti. O gnden beri hi perhiz yapmyor, hi ila almyor, oburluk hastalna tutulmu gibi deilse de byk bir itahla yiyor ve elinin altnda daima yiyecek bulunduruyor: kzarm tereyal ekmekler, pastalar, ekerlemeler, ekerlemeli meyveler, ne olursa, yeter ki yenebilecek bir ey olsun. Kitaplar olmas da art; ilk satrndan son satrna okuduu haftalk dergileri bitirir bitirmez, byk bir heyecanla kitaplarn iine dalyor. - Aada Marie-Antoinette stne baka bir ey yok mu? Gemiteki btn kralieleri, zellikle onlarn ak hikyelerini biliyor, onu tatmin edecek eserler bulmak da giderek gleiyor. - Savalar ve politika umurumda deil Felix. Benim istediim... Ne istediini bilirim. Raflar kartrrm. Eski kt kokan bir yn kitapla yukar kanm. Dkknn d mavi boyal, bu defter gibi. Bende anahtar var. Her sabah sekizde ieri girip tezghn altndan manivelay alr ve kepengi amak zere tekrar dar karm. Daha sonra Renee elden dme kitaplarn bulunduu kutuyu sokaa karmama ve dmemesi iin kuruyu kaldrmda bir iki takozla desteklememe yardm eder. Bib'in kesi tezghn altnda, manivelann yanndadr ve ieri kpekli bir kadn veya erkek mteri girdiinde gkn karmamaya almtr. Hayvan ktktan sonra gidip izini koklamakla yetinir. Beni asmakata armak iin bir ngrak dzeni yerletirilmitir. Madam Annelet demeden yukar bamn, omuzlarmn, gvdemin ktn grr, bazen daha ileri gitmeme gerek kalmaz. Olduum yerden bildiririm: - Cep kitab Montaigne alan gen bir adam... itir, bana bakmak gereini her zaman duymaz ve bir eyler kemirerek okumaya devam eder. Bib iimi bld, bunu bekliyordum. Oynamak istiyor. Yazma uram yanda kesme alkanln oktan edindi. lk seferinde biraz sinirlendim, ayn ey eskiden ocuklarm her akam ayn masal istediklerinde de olurdu. imdi vaktim bl, zira bnyemin giderek daha az uykuya ihtiyac olmaya balad. Madam Annelet benim hakkmda hemen hemen her eyi biliyorsa da, benim onun hakknda pek az ey bildiimi yazmtm sanrm. Ancak bir seferinde, Beaumarchais Bulvan'ndaki kitabevine geliimden birka ay sonra, bana hayatnn bir blmnden bahsetmiti. - Ben de evliydim Felix... Baklarnda yumuaklk yoktu, sesi sertti. - nanr msnz, otuz be yandayken aklma Emile Doyen diye biriyle evlenmeyi koymutum. Krk yanda, aa yukar sizin yanzda bir adamd, sizin kadar sakin grnlyd. Sakin de bir ii vard: Croissant Matbaas'nda musahhihti, gnlerini ve gecelerini camdan bir kafeste, provalarn zerine eilmi olarak geirirdi. - O zaman kitabevi var myd?

- Henz yoktu. Yeniden kk bir ticarethane amak niye-tindeydim. nceden ne yaptna dair hibir imada bulunmamt. Benim iin, doldurmaya hi almad en az otuz be yllk bir boluk. - Gen kzlk soyadm kullanarak ii kurdum, zira temkinli-yimdir, sermayeyi de biriktirdiim parayla karladm. Bir hafta boyunca kocam sabah gider akam gelirdi; ertesi hafta gececi olurdu ve akam yemeinden sonra benden ayrlr, afakta gelip beni uyandrrd. Tekdze anlatm, ifadesiz yz, evlilik hayatnn yavanln vurgulamak ister gibiydi. Ne ak, ne sevgi kelimesini telaffuz etmiti. Evde bir erkek fotoraf yoktu. Ne kendi fotoraf, ne ailesininki, ne de plajda ya da dada arkadalarla ekilmi fotoraflar vard. - On yl srd bu. Nazike sormutum: - Ne oldu? - Bir sabah, bir hamal yollayp eyalarn aldrd. Bir mektupla boanmaya karar verdiini, tm kabahati ve masraflar stlendiini bildiriyor ve avukatnn adyla adresini veriyordu. Ben ondaki grnmeyeni grme yeteneine sahip deilim, belki hayat onun gibi tanmyorum da. Gene de, hassas noktay aa vurduu hissine kapldm ve oradan hareketle hikyesini kafamda kurmaya koyuldum. Doru mu? Yanl m? Pek ok bilginin birbirini tutmas, bu hikyenin, birka ayrnt dnda, olabildiince geree yaklatn dndrmeye yneltiyor beni. - Elli yanda, beni kimin iin terk etti biliyor musunuz? Bir erkek pantolonuyla babasnn ceketini giymi, sokakta gazete satan on yedi yanda bir kz ocuu iin. Yasal olarak hibir engel kalmaynca onunla evlendi. - Ne oldular? - Sanrm hl beraberler. Kz belki ona ocuklar dourmutur, bilmiyorum, bunlara kafa yormuyorum, hl matbaada alyor da olabilir, zira insan o meslekte uzun yllar yaar. Kelimelerden ok syleyi tarzyd beni artan. Bouk kan, kasten dz sesin altndaki ac alay, baarlm saldrganlk hissediliyordu, ama ayn zamanda, bu ne kadar elikili grnrse grnsn, bir eit kaytszlk, daha dorusu, gerekli, hayati olduu iin edinilmesi kolay olmam bir ilgisizlik de hisssediliyordu. Evlendikleri srada kendisinin otuz be, Doyen'in ise krk yanda olduunu sylerken muhakkak yalan sylemiti bana. Tersi daha muhtemel. Birtakm hesaplara gre, o gnlerde krk be yanda olduunu tahmin ediyorum. Paris'te domu, bunu bana sk sk tekrarlad ve buna inanyorum, ama ayn zamanda neredeyse amurun iinde doduuna da inanyorum ve azndan kard baz cmleler bu yerin Saint-Martin Kaps civarnda olduunu gsteriyor. O mahalledeki kt hretli otelleri, topuklu ayakkabl kzlarn nlerinde nbet tuttuklar otelleri, ya da hizmetilerinden sz ederken defalarca adn and Sebastopol Bulvan'n yakndan tand m? - Ben Nice'teyken... Ya da: - Bu bana Narbonne'u hatrlatt... Gney Fransa'daki hemen hemen btn ehirleri biliyor ve oralardan ok farkl bir biimde sz ediyor. O ehirleri turist olarak gezip grmemi. Oralarda akrabas yok. Oralardan ne bir biblo ne bir hediyelik eya getirmi. O yirmi, otuz, krk yandayken genelevlerin en parlak dnemiydi, kimse de kapattrmay aklndan geirmiyordu. Ben onu kafamda, neredeyse kesinlikle, yle bir eve yerletiriyorum: nce alan kz, daha sonra hl ekici, cilveli ve ssl idareci olarak. Kadnlardan, dier kadnlarn sz ettikleri gibi sz etmiyor. Onlar hakknda daha mahrem, daha tensel bir bilgiye sahip. Onlar i bir k altnda, mterinin stn giyindii odadan kp tuvalete koarken plak grm olduu anlalyor. Biri gidip biri gelen hizmetilerine de biraz ayn gzle bakyor. Benim merdivende olduumu bilmedii bir gn, yalnzca iki ay kalan ufak tefek esmer bir kza yle dediini duydum: - Sen dn gece bir adamla beraber olmusun. Hl kokuyorsun! Herkesin kendine gre basamaklar trmanma, nnde alm ykselme yolunu izleme tarz vardr. O kendisininkini btn iradesini ortaya koyarak izledi. Saint-Martin Kaps'ndan Nice'teki, Beziers'deki, Avignon'daki evlere, nihayet oradan da, olgunlua erince, ipekliler giyinmi, mcevherlerle sslenmi

olarak Madeleine Meydan ya da Richelieu Soka civarndaki bir messeseyi idare ermeye... Son aama kendi hesabna i kurmak ve gerek bir ticarethane iletmek deil miydi? Mterileri arasndan ya da baka yerden, ona gerekli saygnl salayan namuslu ve sakin bir adam seti. Emile Doyen'i kk ilanlar araclyla bulmu olma ihtimalini dlamyorum. Derken, evlenip Emniyet Mdrl'nn sokak kzlar listesinden ad silindi. Kendine ait bir dkknda, bir kitabevi tezghnn arkasnda, emrinde bir hizmetiyle yayor. Bir zamanlar byk ihtimalle gzelmi. Kmsemeyle yle dediini duymak bunu anlamak iin yeterli: - u biimsiz, irkin kadnlar... Erkeklerin anatomisi konusunda da daha merhametli deil. eit eit, her yatan, her pozisyonda plaklklar grm. Gnn birinde yalanyor, yz kyor, gsleri sarkyor ve bacaklar kalnlamaya balyor. Yanlyorsam da fark etmez, nk kimseye ktlk etmiyorum ve yazdklarm okumayaca muhakkak. Onun gibi bir kadn diiyle trnayla mcadele etmi, hl hastal kabul etmedii gibi yall da sonuna kadar kabul etmemi olmal. ... Ta ki Emile Doyen'in, o sakin, zavall, zellikle seilmi, tutkusuz, hrs olmayan Doyen'in, kendisinin de bir zamanlar geldii sokaklarda bulduu gazete satan kk bir kz iin onu terk eden Doyen'in mektubunu alana kadar... Sanrm pencereyi o gn kapatt. Hem gerek hem mecazi anlamda, zira yukarda, yatan bulvardaki gidi-gelilerin grlemeyecei bir yere bile bile koydu. Darda olanlar onu ilgilendirmiyor. Ne darnn seslerini istiyor, ne kokularn. O beni daha ilk gnden anladysa, kendi amdan belki ben de ayn nedenlerden dolay onu anlammdr. Kendini kapatt. Artk yalnzca kralielerin, gzdelerin ve mehur kibar fahielerin hikayeleriyle besledii kendi hayat ona yetiyor. Birtakm ufak tefek olaylara dayandmdan sz ettim. Her eyden nce, en st raftaki kitaplarn arkasnda, ancak el altndan satlan erotik kitaplar buldum. lk iki yl, baz baz, dierlerinden farkl bir mterinin caml kapy ittii oldu; ou orta yan stnde, her zamanki kitabevi mterisinden farkl bir toplumsal konumu olan erkeklerdi. Beni grnce arrlar, duraksarlar, ekinerek sorarlard: - Kitabevi el mi deitirdi? Ya da: - Yoksa Madam Annelet artk... - Madam Annelet u an burada deil. Ben yardmcsym. Bazen hasta ya da yorgun olduunu sylerdim. Onun yukardan dinlediini bilirdim. - Ben yardmc olabilir miyim? - Teekkr ederim. Baka zaman gelirim... Beni odaya aran ngra beklerdim. - Nasl biriydi? Adam tarif ederdim, kimden sz ettiimi hemen anladn adm gibi bilirdim. stnde durmaz ve bana bir aklama yapmaya da almazd. nceleri, dkknla ardiye arasndaki perdenin, kitabevi g bela i yapmaya balad sralarda, oraya uzun koltukla ayn zamanda konduunu dndm. Perde ubuuyla vidalan inceledikten sonra, bunlarn yllardr orada olduklarn anladm, uzun koltuun arkasndaki duvar kd br taraflar-dakinden ok daha canl bir renkteydi. Yalnzca erotik kitaplar satlmyor, ayn zamanda merakls bunlar uydurma bir oturma odas havas verilmi bu ardiyede kartrabiliyordu. Madam Annelet'nin eliinde mi? Daha gen bir tezghtar kz eliinde mi? yi eitilmi bir hizmeti eliinde mi? Bilmiyorum. Beni ilgilendirmez. Hayatlarmzn, onunkiyle benimkinin belli bir anda yaanm tam bir ykm ve, bunun sonucunda, bir yalnz kalma istei dnda hibir ortak yn yok. Aslnda her ikimiz de, birbirimizi kollayarak, karlkl dncelerimizi kestirmeye alarak, tuhaf bir oyun oynuyoruz; balangta Bib ile benim aramda olduu ve icabnda hl da olduu gibi. Onun kpei, kedisi, krmz bal, pencere pervaznda sardunyas yok. Onun gznde salona doru ittii o plak ve isimsiz kzlardan fark olmayan bir hizmetisi var sadece. Perembeleri, gruplar halinde ya da tek balarna gelen okullu delikanllarla gen kzlar yznden, en

youn gnlerimden biridir. Hemen hemen hepsini sima olarak, bazlarn ismen tannm. lerinde, ailelerinin at bir hesaplan olan, mahallenin nfuzlu burjuvalarnn oullan var; faturay ay sonlannda ailelerine gnderirim. Arada srada vitrinin nnden geen ve caml kapy itmesini uzun zamandr beklediim biri daha var, ama itmiyor. Olsa olsa yz metre tede oturuyor. Tezghn arkasnda benim olduumu bildii iin mi kitaplarn baka yerden alyor acaba? Her zaman olduu gibi, leden sonra on defa ngrak ald. - Ne istediler Fe1ix? . - Garnier'den km bir Stendhal. Gznn her yerde olmasna alm bir kere. Eskiden, altrd kzlar da ayn ekilde sorguya ekerdi herhalde: - Ne istedi senden? Haftann dier gnlerine gre daha ge, saat alt buukta kapatp, demir kepengi indirmek zere manivelamla dan ktm. Elden dme kitaplar kurusunu Renee'nin yardmyla ieri aldktan sonra haslat yukar gtrdm. Mutfaktan etli kuru fasulye kokusu geliyordu. Oda ok scakt ve Madam Anne-let'nin zayf gs hrkann altnda neredeyse plakt. Paralan saydktan ve zarfa koyduktan sonra, zerinde durulmaya demez bir ey sz konusuymuasna, yzme bakmadan yle dedi: - Benden ayrlmay m dnyorsunuz Felix? te ancak o zaman gzlerini bana doru kaldrd ve gzlerinde gerek bir endie okur gibi oldum. Sorusu beni arttndan hemen cevap vermedim, o da, sadece kendi kendiyle alay ederken yapt gibi, kuru bir glle ekledi: - Yeni yzlerden hi holanmadm bilirsiniz... Bir ba hareketiyle hizmetinin gidip geldii mutfa gsterdi. - Kzlar konusunda benim iin fark etmiyor. Hepsi ayn, yanmda ok uzun sre tutarsam ekilmez olurlar. Bu, benimle ilgili olarak durumun farkl olduu anlamna geliyordu. - Sizden aynlmaya niyetim olduunu size dndren nedir? - Bilmiyorum. Bir sredir hissediyorum bunu. Ve birden, beni hayrete drerek: - Doktoru ne zaman grdnz? - Son defa m? Yaknda alt hafta olacak. - O sersem size ne syledi? Geri ekilmek iin ok geti. Sorularn beklenmedik oluu beni hazrlksz yakalamt. Kaak oynamaya altm. - Yeni bir ey deil... -Yani? Pardsm srtmdayd, zira yukan sadece bir dakikalna kmtm, ve yatakta oturan salan boyal o kadnn karsnda, bam neredeyse bask tavana deerek, iri yan, gevek ve gln grnyor olmalydm. - Size ne kadar zaman veriyor? Alak sesle, utanarak itiraf ettim: - ki yl. Belki ... - Hepsi iin mi? Bu kelimelerin ne ifade ettiini anlayacam biliyordu. Ya talak olmadan, yataa akl kalmadan ya da hastaneye kaldnlmadan nce iki yl deil. Hayr! Hepsi iin iki yl. Kesin son iin. Evet anlamnda bam salladm ve isyan hissiyle gerilen vcudunun titrediini hissettim. Dirseinin zerine dayanp kalkarak, bana neredeyse bard, sesi gene kabalamt. - Siz de ona inanacak kadar aptalsnz deil mi? Ha? Syleyin! - Bana dedi ki... - Erkeklerin hepsi ayn. Ona inandnz biliyorum, gnbegn bunu yznzden okuyorum. Bu fikri kafanza soktu ve o zamandan beri kafanzda gelitiini hissediyorum. nsann ancak istedii zaman leceini bilmiyor musunuz a budala? Konutuu kii artk ben deildim, kendisiydi. Tepeden trnaa yle bir titremeye tutulmutu ki gerginlik dayanlmaz bir hal almt. - Size ne sylediimi duydunuz mu? Bu bir irade meselesi. Mesela ben, lmek istemiyorum ve onlarn o pis ilalarn almadm ve perhizlerini tatbik etmediim halde, ancak kendim istediim zaman leceimi

biliyorum. Oysa siz, koca adam, diplomal bir arlatan iki yllk mrnz kaldn bildirdi diye sapsar kesiliyorsunuz! Herifiolu bunu, bir cenaze levaz-mats suratyla, ciddi bir edayla sylemitir muhakkak. "Bunun bir cinayet olduunu anlamyor musunuz? O beylerin keyfine kalm! Dilinizi karn! Nabznza bir bakalm! uraya dokunduumda aryor mu! Ben de yle dnmtm. Ya uras? He, he! Ya dknz? Ha, ha! Otobsn arkasndan kotuunuzda soluunuzun kesildiine bahse girerim. Soyunun. Tabii sigara iiyorsunuz. Abur cubur yiyorsunuz, yal maddeler, ekmek, tatllar! Elbette! Uzann. Evet byle. Kmldamayn... "Siz Felix, sizin de bakalar gibi oyuna geldiinizi dndke! Terlemeye, lastik eldivenli parman gerinize sokan beyefendinin bakn kollamaya baladnz. Gerinize sokmad m parman? Buna atm. O adamlar parmaklarn deliklere sokmaya baylrlar... "ki yl! Belki , bir daha sigara imemek, kzlara el srmemek, tuzsuz peksimetler ve makarna yemek kaydyla, deil mi? "Ben doktorlan kapnn nne koyuyorum ve hepsini gmecek kadar da ok yaayacam." Aniden gerildii gibi aniden de gevedi. imdi tavana bakyordu ve farkl bir sesle yle dedi: - Yapacak msnz? Neyi diye sormadm. Hibir ey demedim. Bir sre sustuktan sonra ekledi: - Ne zaman? - Bilmiyorum. App kalmtm. Kendimi olan ocuu gibi hissediyordum. Derken, her zamanki o sert glyle gld. - Bu da bir ey. Pekl Felix, karar vereceiniz zaman beni bir hafta nceden uyarn ki yerinize birini bulaym. nann bana, nce onun hasta olmadndan emin olacam... Bu konuma yznden mi dn akam bu deftere bir ey yazmadm? Pazar gn Montmartre'da, iki ksack cmle her eyi yeniden gzden geirmeme yetecek kadar beni allak bullak etmiti. - ok yorgun deilsin ya? - Yok canm... Ben iyiyim!... Perembe gn, transa girmi byc, kudurmu gibi bana bard: - nsann ancak kendi istedii zaman leceini bilmiyor musunuz a budala? Haydi Bib! Yatma vakti geldi. Yarn baka bir gn. 16 Kasm Cumartesi Sabahn 2'si Kalkmay yeledim. Gece yansna doru yataa yattmdan beri uyanktm, uyukladmsa da bilincim yerindeydi. Dncelerim rya biimine brndnde bile, kendimi yatamda, eik tavann altnda, iman ve salksz olarak gryor ve sol bacamda Bib'in arln hissediyordum. Sk sk byle uykuyla uyanklk arasnda gidip geldiim olur. Baz geceler be alt defa saate bakar, beni sabahtan, gndelik hareketlerimden, aada Bib'in sokaa frlayabilmesi iin aralayacam kapdan ayran zaman hesaplarm. Lambay sndrdkten sonra bir ara, tam da kpeimi dndm. Bir kpek demekten holanmyorum. Be yldr onunla yayorum. Onu sahipsiz hayvanlar merkezinden alp eve getirdiimde, tahminen drt yanda olduunu sylemilerdi. Demek ki imdi dokuz yanda, bu da bir kaniin normal mrnn yarsn getii anlamna geliyor. Sonuta o ve ben ayn yatayz. Srt giderek gerginleip vcudu kalnlayor, ama gene de kk toplaryla oynamaya, l taklidi yapmaya ve, daha seyrek olarak, ters takla atmaya devam ediyor. Bir ara onu yatamn stnde grdm; benim kadar iri ve bykt, koca kafasn kederli bir merakla inceledii yzmn zerine emiti. Zihnimden geen tek naho grnt bu deildi. Madam Annelet'yi de grdm; odasnda, lme kzp kprm bir halde. lmle ilgili syledii her ey, kudurmuasna ona meydan okumas, hep korkudan. Birden cansz, rmekte olan, insanlarn kurtulmak iin hemen topraa gmdkleri bir nesne oluverme fikri karsnda panie kaplyor. lmekten korkmayan benden daha m sakin uyuyor? Gnn ilk belirtilerini sabrszlkla m bekliyor? Perembe akam karsnda app kaldm, ne diyeceimi bilemedim, babamn karsndayken de bazen byle olurdum. Babam geldi gzmn nne, belki de tpk eskiden olduu haliyle. Sandalyemle geriye

kayklm, ayaklarm imentodan beyazlam kalaslarn stnde, gnein altnda okuyarak saatler geirdiim Pu-teaux'daki evimizin avlusu geldi gzmn nne. - Sandalyeyi kracaksn Felix! Annemi gzmn nne getirmeye altm. Neden? Neden? Sorular, gene ve hep sorular, onlara kesin bir cevap bulduumu sanyordum, halbuki hl bir o kadar soru iareti var. Usulca yatamdan kalktm. I yakmama gerek yoktu nk ay neredeyse yusyuvarlakt ve at kah, Bib'in biimini seebileceim ve aralk gzlerini grebileceim kadar aydnlkt. nce, tuvalete gittiimi sand. Pencereye yneldiimi grnce ne yapacan kestiremedi -benim eskiden ailemleyken ne yapacam kestiremediim gibi-, tekrar uykuya dalmann bencil arzusuyla beni izleme grevi -bunun kafasnda bir grev olduunu sanyorum- arasnda kald. Annemle babam severdim. Birok insan "sevdim". Bu tam olarak ne demek? Masama oturup bu satrlar yazmadan nce, ayakta durup sokaa, sokaktaki evlere, tabelalara ve sokak lambasna bakarak yaklak eyrek saat geirdim. Gkyz berrak, grnrde hi bulut yok. Btn gn soluk, dz bir maviydi, neredeyse hi glge vermeyen souk bir gne vard. imdi gmi bir renk alm, damlarn stnde kocaman bir ay var ve her ey hilikteki hareketsizlik iindeymi gibi grnyor, her ey bana dii koltuklarnn stndeki lambay hatrlatan dz bir a boulmu. Madam Annelet'yle benim aramdaki fark... Kafam megul eden dncelerde tuttuu yerden dolay kzyorum ona; benim hakkmda dndklerini dndnden dolay da kzyorum ona. Yanlp yanlmadn bana sormaya tenezzl etmeden, her eyi sezinlermi edasyla bana bakt iin kzyorum ona. Annem byleydi. Onun gibi zayf ve esmer. Benden daha uzun ve daha geni olan bykbabam Desire Allard, piyano ve keman alan ufak tefek sska bir kadnla evlendii iin babam hi balamad, bizzat babamn da zamanla bundan piman olmadndan emin deilim. Madam Annelet kalabalktan kmak, nihayet yalnz kendisiyle ilgilenebilecei ufak bir para alana sahip olmak iin mcadele etti. Etrafnda be milyon Parisli'nin nefes aldnn, yediinin, altnn farknda m? yle yaknndalar ki, kapal pencerelerine ramen nefeslerini iine ekmeye mecbur. Kendisi uykuya dald srada dnyann br ucunda insanlarn uyandn; trenlerin, gemilerin, uaklarn yirmi drt saat boyunca karanlkta ya da gz alc aydnlkta yollarn aradklarn dnd oluyor mu hi? O gerekten yalnz yayor. Ben deil. Az nce alnm cama dayal, ay nn aydnlatt grimtrak duvarlara, kapal panjurlara, bo balkonlara bakyor ve iinde insanlarn bulunduu kutu kutu evleri dnyordum. Vosges Meydan'ndaki bir baka n cepheyi, ilk kattaki pencerelerden daha az yksek olan ikinci kattaki pencereyi hayalimde canlandrmak iin aba sarf etmeme gerek yoktu. O daireye hi girmedim. Benim satn alm olduum mobilyalar, benim semi olduum hallar olmal iinde. Dardan anladm kadaryla byk deil, muhtemelen iki yatak odas var, art oturma odas, mutfak ve banyo. ocuklar artk beraber uyuyacak yata deiller. Oturma odasndaki bir divanda yatmyorsa eer -ki bu beni artr-Philippe'in kendi odas vardr, dolaysyla Anne-Marie ve bu ay on drt yana girecek olan Nicole ayn odada uyuyorlardr. Bir zamanlar Anne-Marie'yle benim olan, bizim yatamzda m uyuyorlar? Benim iin hi fark etmez. Bunu dnrken duygulanmyorum. Bu gece Paris'in atlarn aydnlatan ayn souk kta gryorum onlar. Philippe ve Nicole benim ocuklarm. Btn babalar gibi, onlar dnyaya gelmek iin mcadele ederken ben hastanenin koridorlarn arnladm. Dndm bir daire daha var, bana daha yakn, Beau-marchais Bulvar'nda, kitabevi gibi Arquebusiers Soka'nn sanda deil solunda, Republique Meydan'na doru. Oraya daha iki yl nce tandlar: Monique, Anne-Ma-rie'den ya byk, yani krk yanda, Daniel, on yedi yanda ve kz kardei Martine, on be yanda. Drdnc katta oturuyorlar, binann bir ucundan dierine bir balkon uzanyor, her katta iki daire olduundan mzrak demiri biiminde bir parmaklk balkonu ikiye blyor. insan kmesi - Bib'le ben bir insan kmesi saylabilirsek tabii. Beaumarchais Bulvar'ndaki dkkn unutuyordum, orada ister istemez Madam Annelet'nin kmesine dahil oluyorum.

Peki ya balar? Doru kelimeyi bulamyorum. Titreimler diye yazmak geliyor iimden. Pazar gn leden sonra, sanki byk orglarn ezgileri onlar tayormuasna Saint-Pierre merdivenini trmanan iki sakatn arasnda titreimler olduu hissediliyordu. Oradalar, her biri kendi hanesinde, Madam Annelet'nin hizmetisi Renee de kendininkinde, altnc katta. Her biri nefes alyor, rya gryor, tpk hafif hafif inleyerek bacaklarn sallayan Bib gibi. Olaylar gelimeleri gerektii gibi gelimiyor. Hayattan bahsetmiyorum, keyifsizce ve ylgnlkla sayfalarn karalamaya devam ettiim bu defterden bahsediyorum. Balarken, dncem her eyi akla kavuturmakt, sadece bakalan iin deil -bakalar yazdklarm okuyacak olursa eer- kendim iin. Bunu baarabileceimden aa yukar emindim. Hakikate ulamak iin durumumu samimiyetle, icabnda acmaszca ortaya koymak yeterliydi. Herkes, hayatnn belli bir annda, durum saptamas yapma isteini az ok duymaz m? Herkes kendini bakalarndan farkl hissetmez mi ve anlalmadndan dolay ac ekmez mi? Mesela bir kadn ele aln, hangisi olursa, en aklls, en dengelisi, kelimenin genelgeer anlamnda en erdemlisi. Ona ciddi ciddi, huzursuz bir edayla bakn. Ben bunu yaptm. Btn erkekler yapmtr. - Sizi anlamaya alyorum... - Neyi anlamaya?... - Biliyorsunuz ite; bunu size ilk syleyen ben deilimdir... Kim olursanz olun, sizi dinlemeye balar. - Siz dierleri gibi deilsiniz... Sanki sizde bir... ster bir dhi, ister bir gerizekl olsun, ayn ey bir erkek iin de geerlidir. - Hayatnzn hikyesini yazsaydnz eminim ki... Ne olduu bilinmeyen bir eyden meydana gelmi bir uzayda, daha scak ya da daha souk milyonlarca baka kk dnya arasnda, bolukta yzen kck bir dnya; pek yaknda tiksintiyle bandan atlan bir madde haline gelecek olan minicik bir insan, byk bir ciddiyetle hayatnn hikyesini yazmaya giriiyor. Hangi hayatn? Kendi hayatnn tabii ki! Beyni olduunu sand yerde olup bitenlerin hikyesini. Okulda ona defalarca yle demilerdi: - Felix, kendinizi bakalarndan daha akll sanmakla hata ediyorsunuz. Kurallar herkes iin konmutur... Ona unu da retmilerdi: - Ana baban sevmelisin. Ve onlar saymalsn. Onlara itaat etmelisin. Karnda orba ien bir kadnla bir erkek deil. Bir anne ve bir baba. Bykbaba ise, kiliselerin vitraylarnda grlenler gibi bir eit peygamber ya da havari. - Bana karneni gster bakalm... Gene bir sra geriye gitmisin... Beinci olmusun ancak. Neyin beincisi? - Neler oluyor? Bu dnem neden daha az altn? Btn meslek hayatnn buna bal olduunu unutma... Doru. Bir meslek semek, bir yerlerde bo bir yer bulmak gerekir, u ya da bu katta, Puteaux'da, Neuilly'de, Melun Devlet Hapishanesinin bir hcresinde veya Arquebusiers Soka-'ndaki bir evde. Yahut da Madam Annelet gibi, gney ve gneybatdaki kerhanelerden geip, oradan ustaca Paris'teki k randevuevine ve Beaumarchais Bulvan'ndaki kitabevine kadar gelmek gerekir. Bir gn ya da bir akam kendinizi, bir gn nce tanmadnz bir insanla beraber bir kahve terasnda, bir bankta ya da kaldrmda yrrken bulursunuz. - Ne dnyorsunuz? - Sizi... Tuhaf bir gensiniz... - Ne bakmdan tuhaf? - Gen bir kzla dolamaya ktnzda hep byle susar msnz? - lk defa oluyor. - Neden benimle? - Bilmiyorum... O farkl da ondan tabii| Derken kendinden bahsetmeye balar. Siz de bir an nce kendinizden bahsetmek istersiniz. Herkes kendindeki farkllklar sayp dker. Ten de farkldr, burun da, gzler, kulaklar, zellikle tadn renmekte acele edilen az. Sonra gsler gelir, mutlaka tadna baklmas gereken cinsel organ, inlemeler, onlar da farkldr. - Seni seviyorum.

- Benden az. - Byle bir ey nasl oldu, aklm almyor. - Kaderde yazlym. u irkin, buz gibi ay iirsel bir hal alyor. - Kader bizi birletirmeseydi ne olurdu acaba? - Hayatm ayn olmazd. - Benimki de yle. - nsanlarn ounun hayat gibi bombo olurdu. Gerek ak o kadar az insan tanyor ki! - Korkun bir ey olmal. - Neyse ki bundan haberleri yok. - yle mi dersin? - Eer bilselerdi kafalanna bir kurun skarlard. - Ne korkunsun. - Seni seviyorum! Annemle babamn birbirlerine byle szler sylemi olmalar bana inanlmaz geliyor. nk onlar annemle babam. Hele hele bykannemle bykbabamn. - Biz ikimiz olacamz zaman... Bir evde, bir odada, bir kulbede iki kii olmak. Herkes kendi hikyesinin en nemlisi olduunu dnerek, kendinden bahsetmeye devam eder. - Ya bir gn beni artk sevmezsen... - Sus! Bu mmkn deil... Yalnz bama kalma dncesi... te! Artk yalnz olmamak. Yalnz olmamak iin iki kii olmak. Neden , be, on, yz deil? - Bir gn sevgilim, akmzdan bir varlk doacak... - Ah! evet... kimizin ocuu... Dnebiliyor musun?... Bizden!... Sadece bizden!... - Seni seviyorum! -Ya ben! Kalabalk artk dmanca bir kaynama, bulunduklar yeri hrnlkla savunan bir birey kitlesi deildir. Bir tanktr. Sarma dola bir ifte dnp bakan yzlerdir. - Cenaze suratl u iman herifi grdn m? Bize nasl bakyordu... - Bize imreniyor... Duygulanan yal kadn, dalga geen olan ocuu. - smini ne koyacaz? - Olan olursa... - Ya kz olursa? - Olan olmasn ve sana benzemesini istiyorum... kii olunur. Drt kii. fkeden kuduruyorum, anlyor musunuz? Byle olduu iin fkeden kuduruyorum. Bunu yazmaya ihtiya duyduum iin fkeden kuduruyorum. Vos-ges Meydan'nda bir kadnla iki ocuk var. Beaumarchais Bul-var'ndaki bir atnn altnda bir kadn daha var iki ocukla; evim daha yksek olsayd oray grebilirdim. Hepsinden de bir bakma ben sorumluyum. Onlarla temas kurmayal sekiz yl oldu. Benim burada olduumu bilmeleri dk ihtimal. Her halkrda beni tanmyorlar. Onlar iin ben yokum artk. Neden onlar benim iin var olsunlar? Sorumluyum, diye mi yazdm? Kimden, neden sorumluyuz? Herkes elinden geleni yapyor; ben de, bakalar da, elinden geleni yapm olan patronum da - artk bir patronum var nk. - Ya bykbabam? diye soracak bir gn bir ocuk, benim tanmayacam bir dnyada. Otuz yandaki bir Philippe ya da artk kk bir kz olmayan ve annesine benzeyen bir Nicole yle cevap verecek: - Bykbabandan bahsetmeyelim. - Neden? Kt biri miydi? Ne demeli? Kim bilir? Belki de yle diyerek iin iinden sy-rlacaklardr: - Bak, o bakalanna benzemezdi... Belki de bu yzden bilmek isterdim ve bilinmesini isterdim. Kt ifade ediyorum. Hepten beceriksizim. Bu arada, ierisi souk. Uykum yok. Tekrar yatmak istemiyorum. Atei yakacam, kendime bir fincan kahve yapacam, gene'-u masann bana geip oturacam ve kukusuz gecenin geri kalann masa banda

geireceim. Tepemin stnde, tam at penceresinin ortasnda asl duran u aydan nefret ediyorum. Umarm birazdan yer deitirir de bir daha onu grmem. Hayr Bib, kalkma vakti deil. Sahibine bakma sen. Uyu kpeim! Bir mays sabah, saat on bire doru, elimde bir valiz, Melun Hapishanesi'nden ktm ve kendimi NotreDame Kilisesi'nin n avlusunda buldum; drt yl akn bir sre bu kilisenin sadece atlarn ve kulelerini grmtm. Hava hafifti, gne styordu ve rastladm ilk kii bana bir panama apka takm, beyaz bykl yal bir bey olmutu. Yolumu, ynm arm deildim, duygulanmamtm da. En ok kaldrm talarna, kaldrmlara, evlere bakm, ayak seslerini dinlemi, sonra da meydan geerek dar bir sokan kesindeki tertemiz bir kahveye girmitim; stnde gmlei ve mavi nlyle patron, kalaydan tezghn arkasnda ieleri yerletiriyordu. Puteaux'daki ya da Quartier Latin'deki bir bistroda da olabilirdim. Koku aynyd; yer demesinin, birka masann rengi; duvarda, toplum iinde sarho olmaya ilikin yasa, aperitif reklamlar arasnda asl duruyordu. - Bir bardak beyaz arap. - Sek mi? - Ltfen. Oraya beyaz arap iin gelmemitim. Hayatla yeniden temas kurmak iindi ve patron bunu anlamt. Meydandan getiimi grmedii halde nereden geldiimi biliyordu. Oradan bakalan da geliyordu kahveye. Bizi nasl tandn bilmiyorum. Yzmzn renginden mi? Baklarmzdan m? - Ee, ok mu zordu? Hayr dedim. Doruydu. Zaman bana uzun gelmemiti, ve her ey bittikten sonra, hayatmn geri kalanndan daha ksa gelmedi mi diye dnyorum. - Paris'e mi? - Evet. - Sizi bekleyen? -Yok. Ona teekkr ettim, zel bir ey iin deil, benimle konutuu iin belki, sonra itiklerimin parasn dedim ve gara doru yrdm, bir an kprde durup Seine'in akn seyrettim. Ne hapishaneyi son bir defa grmek istedim, ne de kaldm blmn atsn bulmaya almak iin arkama dnmeyi. Garda epey uzun sre tren bekledim, beklerken jambonlu bir sandvi yiyip bir bardak beyaz arap daha itim. eylere ve insanlara artk ayn ekilde bakmadm sanrm o zaman anladm. Bunu nceden tahmin etmitim. imdi tecrbe ediyordum. Erkekler, kadnlar, yzler, eller, tekerlekli yk arabalar, koliler, raylarn stndeki vagonlar, bir bahede iek am leylaklar gryordum; grltleri, sesleri duyuyordum; sandvilerin, f birasnn, arabn ve alkoln kokusunu tanyordum. Fakat danda kalyordum. Btn bunlar benim dmdayd ve beni ilgilendirmiyordu. Gerekten de kta beni bekleyen kimse yoktu. Ya dierleri, benden nce km olanlar, kapnn nnde birini bulmay o kadar ok istiyorlar myd? Belki alm satmak iin bunu isteyen bazdan vardr, tpk garda yolcu edilmekten ya da karlanmaktan holananlar olduu gibi. Trenin kapsndan tandk manzaralar grdm, urada burada Seine nehrinden bir para, bir bent ve gemiler, bir bayrn dibinde oltayla balk tutan biri, kum ocaklar. Cte d'Azur hatta bu. Sk sk mavi trene binmiimdir ve dnte, yatakl vagon garsonu Melun'de bizi kahveyle uyandrrd. Aklmda ynla tasan olduu, gelecek iin planlar kuracak vaktim olduu sanlabilir. Tersi doru. Beyaz bir sayfa kadar botum, her eye kaytszdm, gln ayrntlar dnda: yanmda oturan adamn okuduu gazete, izne km iki askerin sohbeti, yirmi kadar fskiyenin sulad geni bir bostanda bir an grlen bostanclar. Lyon Gan'nn etrafnda oteller vardr, ama gar civarlarn hibir zaman sevmemiimdir. Henz ehirde deilsinizdir, ya da artk deilsinizdir, ama kendinizi baka yerde de hissetmezsiniz. u mahalleyi deil de bu mahalleyi semem iin hibir sebep yoktu. Puteaux'da kimsem kalmamt. Neuilly bir hatradan ibaretti ve kendi kendime, orada gerekten ben mi oturdum diye sorduum olmutur.

Kuzey Gar'nda ya da Montparnasse Gan'nda inmi olsam yapacam gibi, dmdz yrdm. Kendimi rhtmlarda, sonra Arsenal gemi havuzunun kenannda, ve nihayet Bastille Meydan'nda buldum. Derken, ucuz otel tabelalarna bakmaya baladm, zira arada srada bir elimden dierine geirdiim valizim ar gelmeye balamt. Sonunda, Saint-Antoine Soka'nn tam yanndaki Castex Soka'nda bir otelin beyaza boyanm koridoruna girdim. Otel sahibi kadn, tombul, boum boum ellerini kurularken beni dikkatle szd. nsanlann temas kurmadan nce saknarak birbirlerini incelediklerini eskiden fark etmemitim. l bir zaman olur, karlkl kaamak gz atmalar. - Bir gecelik mi? - Eer ok pahal deilse bir haftalk ya da bir aylk bir oda istiyorum. - Fransz msnz? - Evet. - Yalnz msnz? - Evet. Bendeki bir eyden ikillenmiti, anlamad bir eyden, ama gene de bana avluya bakan bir oda gsterdi. kp Saint-Antoine Soka'nda bir eyler yedim. Bir bardak beyaz arap daha itim, sonra soyunmadan yattm ve uyandmda gece olduunu grnce ardm. Bir hafta boyunca, her seferinde biraz daha uzaa gitmeyi gze alarak, yrdm; Opera Meydan'na giden otobse bindim, bir baka sefer Chtelet'ye giden otobse, daha sonra da... O hafta boyunca bir defa bile yamur yamad. Havalar hep iyi gitti. Kadnlar hafif ve ak renk baharlk elbiseler giymilerdi. Klk giysilerini yeni karm kadnlann o zel yrylerini unutmutum. Yar-plaklklar onlara cinsel bir cokunluk veriyor ve kendileri farknda olmadan onlar kkrtc klyordu sanki. Pazartesi ya da sah gn, Haussmann Bulvar'nn saygn ve sessiz bir binasnda oturan avukatm Forniol'n bekleme salo-nundaydm. Benim davama bakt srada da yannda alan sekreteri tandm. O kadar deimi miydim ki kz beni tanmad? - Randevunuz var myd? - Hayr. Bana bir ktla kalem uzatt: isim soyad, ziyaret sebebi, tpk bakanlklarda olduu gibi, cevap hanesinde yan yana noktalar vard. mzalamakla yetindim. - Sanrm bu yeterli olur, dedim. Adm ona hibir ey hatrlatmyormu gibi, armakszn, meraklanmakszn okudu. - Korkarm uzun sre bekleyeceksiniz. Avukat Forniol toplantda. Ben de, eskiden, baz ziyaretiler iin, hep toplantda olurdum. - Beklerim. Bekleme salonunda tek bama, hibir ey yapmadan oturdum. rendiim bir eydi bu. Kmldamamak. Bo kalmak. Telefon zilleri, sekreterin sesini, deri kapl bir kapnn ardndan daha bouk bir erkek sesi duyuyordum. Kolunun altnda dosyalar tayan bir stajyer geti, yeniydi, tanmadm bir gen. Odada birini bulunca arm grnd. - Avukat Forniol' m bekliyorsunuz? - Evet. - Sekreteriyle grtnz m? - Evet. Bana bakp neden kalarn atmt? Burnumun stnde siyah benek, yzmde kara leke yoktu. Kyafetim dzgnd. Kprdamadan sandalyemin zerinde bekliyordum. Deri kapl kapdan girdi, az sonra biri kapy aralayp bana bakt, ama oturduum yerden onu gremedim. Nihayet sekreter, Matmazel Emma ya da Irma, hatrlamyorum, yanma geldi. - Avukat Forniol sizinle grecek. Beni iinde kimsenin olmad broya ald, yer gsterdi ve gzden kayboldu. Kaps aralk olan yan odada biri konuuyordu. - Endielenmeyin sevgili dostum... On be gnlk erteleme talep edeceim, biz de o zamana kadar malum ahs zerinde etki yapabiliriz... Elbette!... Rahat olun... Hasmmz daha nce hibir eye kalkamaz...

Telefonda konuuyordu, drt yl nce benimle konutuu sesiyle. - Hayr. Maalesef bu hafta hi bo akamm yok, ama karnza benim karmn selamlarn ilerin... Sakn bir ey yapmayn ve benden haber bekleyin... Her ey yolunda gidecek... Yine ayn kelimeler, ya da aa yukar ayn. imdi de biriyle alak sesle konuuyordu ve birka dakika sonra, sesinden farkl biri olarak, sorumluluklarnn altnda ezilen birinin kaygl, ciddi edasyla ieri girdi. Deimemiti. Hl gen ve kt. Ayaa kalktm nk orada, Melun'de, kap alr almaz ayaa kalkma alkanln edinmitik. Bana bir gz att ve aknln ele vermekten kendini alamad. - Grdnz ya ktnz ite... diye balad. alma masasnn arkasna geerken aklndan hesaplamaktayd. - Cezanzn bir ksm baland demek? Yanlmyorsam, serbest kalnza daha vard, ey... - Alt ay. Nasl olduumu sormad, dostane grnme zahmetine ise hi girmedi. - Sekreterim size sylemi olmal, sabah saatlerim... - ok ykl... Sizi tutmaya niyetim yok. Varlm sanki onu tedirgin ediyor, sknt veriyordu. Halbuki mahkemede beni hararetle, hatta tutkuyla savunmutu. - Size nasl yardmc olabilirim? Elini czdanna atacak galiba diye dndm. - ocuklar hl karmn yanndalar m? Gerekten bir hasm haline geliyormuum gibi, biraz daha iine kapand. - Neden bana bu soruyu soruyorsunuz? - Sorum sizi artt m? Acele etmiyor, skntl bir edayla bana bakarak fildiinden bir kt aacayla oynuyordu. - Dinleyin Allard... Durumunuzu size hatrlatmama gerek yok ve ktlar size zamannda ulatrmlardr sanrm... Duygusuz, ifadesiz duruyordum. Soukkanlln kaybeden oydu, imdi de kulak memesiyle oynuyordu. - Karnz, ocuklarnn soyadndan farkl bir soyad olmasn diye, boanma talebinde bulunmad, istese bulunabilirdi... - Boansayd bile benim soyadm kullanmasna izin verirdim... Byle bir gr bildirmemden dehete derek bana serte bakt. Ona gre ben burada olmamal, ortadan yok olma ve dahas susma inceliini gstermeliydim. - Gene de, ayr yaama kararn ilan ettirmekle yetindi. Daha sonra, meslektalarmdan birinin tavsiyesi zerine, 24 Temmuz 1889 tarihli yasa gerei sizin babalk hakkinizin kaldrlmasn talep ederek huzurunu gven altna ald. Klm kprdamyordu. Bildiime gre, neden klm kpr-dasnd? Babalk hakknn kaldrlmas. 24 Temmuz 1889 tarihli yasa, madde 2. Az nce yan odada, belki de hafzasn tazelemek iin yle fsldyordu. Ellerini aarak konuyu sonuca balad: - Bu artlarda... - Nerede oturduklarn biliyor musunuz? Kt aacan tekrar eline ald. - Madam Allard ve ocuklarnn nerede oturduklarn bildiimi syleyebilirim. Onlar iki aydan az bir zaman nce grdm ve iyiler. zr dilerim, beni Adliye Saray'nda bekliyorlar... - Bana adreslerini vermeyi red mi ediyorsunuz? - Ne sebeple adresi renmek istiyorsunuz? Yasal ynden de, manevi ynden de, yaamlarn alt st etme hakkna sahip deilsiniz. te yandan ben de kendimi eyden sorumlu olarak gryorum... - Anne-Marie'ye syleyecek bir eyim yok. Onu grmek, onunla herhangi bir konuda tartmak istemiyorum. Birdenbire ocuklarn karsna kp onlara, "Ben sizin babanzm..." diye bildirmeye de niyetim yok. Sesimi ykseltmiyordum. Ne hiddetlenmi, ne de tiksin-mitim. Benim iin kelimeler anlamlarn kaybetmiti. - Arada srada, gereken ihtiyat gstererek, ocuklar uzaktan grmeye alabilirim. Madem bu size gre imknsz, ben de baka yere bavururum...

Sanrm onu etkileyen sknetim, heyecana kaplmaym oldu. Belki acelesi olmas ve benim srar ederek onu alkoymamdan korktuundan dolay da. - Niyetinizin gerekten bu olduuna ve bundan dar kmayacanza sz verir misiniz? Yerimden kalktm. - Szme ihtiyacnz yok. Babalk hakknn kaldrldn unutuyorsunuz... - Bunu size hatrlattysam... - Hakknz. - Dinleyin... O da kalkt, beni kapya kadar geirirken mrldand: - Bu ziyareti unutun. Sizi grmedim. Vosges Meydan 23 numarada oturuyorlar. - Bir eksikleri yok ya? -Yok. - alyor mu? - Benden ok fazla ey istiyorsunuz, zaten on dakika geciktim. zr dilerim. Bir telefon etmem gerek. Elimi skmad. - Irma, ltfen yolu gsterir misiniz... Demek Irma'ym. Benim ismime gelince, sylemeyip yerine nokta koydu. On gn nce, Saint-Antoine Soka'nn kesinde, Castex Soka'ndaki kk bir otelde karar klmtm, meer Anne-Marie de ocuklarla beraber Vosges Meydan'nda oturuyor-mu. Drt yz metre tede mi? Be yz metre? Fark etmez. Forniol endielenmekle hata etmiti. Philippe o zaman sekiz, Nicole alt yandayd. Onlar uzaktan grdm, hizmeti-leriyle, zira onlar okula gtren bir hizmetileri vard. Anne-Marie'yi de grdm. Kk, yeil bir otomobili vard ve salarnn kesimi dnda deimemiti. O zamanlar Faubourg Saint-Honore'de bir terzihanede alyordu. O gnden bu gne, Saint-Philippe-duRoule yaknlarnda kendi incik boncuk dkknn at. Onlara yaklama, hele hele kendimi tantma drtsne kaplmadm. Gece sonuna yaklarken ve birazdan Bib'e kapy ama vakti gelecekken bunlardan sz ediyorsam, bunun nedeni sz dolayl olarak kendime getirmekti. Philippe sekiz yandayken ona pek nem vermemitim, kz kardeine daha da az. - Onlar senin ocuklarn... Anne-Marie'ninkiler de. Halbuki onlar gzmzde byttmz gnler olmutu. - Burnu seninkine benziyor... - Burnu olabilir, ama yz ifadesini senden alm... Benimki, seninki, dnp dolap daima oraya gelinir. Bir belgesel filmde, yumurtay ilk delip geen olmak iin vahice mcadele eden milyonlarca sperma hcresi grmtm. Bir tanesi kazanr. Dierleri hibir ie yaramaz. Bu savatan bir ocuk doar. Yani benimkiler -madem benimkiler oluyorlar- ayn ekilde bir bykbabaya ya da bir bykanneye ekmi bir burnu, bir ifadesi olan baka ocuklarla okula gidiyorlar. Bense kendime bir yer bulmakla uratm ve talih karma, Puteaux'daki gibi ambarlarn ve kk ticarethanelerin bulunduu bir mahalledeki, tam bana gre olan bu evi kard. Solda, sokan iinde, en az yirmi kamyonu olan Birleik Maazalar var. Baka bir yerde byk amdanlar imal ediyorlar. Evimin karsnda, cephesi gk mavisine boyanm ucuz bir lokanta var, stnde "Rose'un Yeri" yazyor. Bir gn kitabevinin vitrinindeki i ilann okudum ve yava yava kendime bir dzen kurdum. Daha Melun'deyken i-manlamtm, kimsenin hatas deildi bu, cezaevi yemekleri ynetmeliinin de pay yoktu bunda. imanlamaya devam ettim, durmadan biraz daha i ve daha irkin oluyordum, zellikle sabahlan, ama kendimi hasta hissetmiyordum. Ne bir ey istiyordum, ne de insanlarla temas kurmak. Dinginlie ulamtm. Kendime sorular sormu, sonunda bana doyurucu grnen bir ekilde onlara cevaplar vermitim. Bu konuya geri dnmek gereksizdi. Ama gene de arada srada gidip Vosges Meydan'ndaki bir sraya oturuyor, bazen ocuklar grdm oluyordu. Yaz, k, daha uzun gnler, daha ksa gnler, Saint-Antoine Soka'ndaki kk el arabalannda ya da Richard-Lenoir Bul-var'ndaki st ak pazarda baka meyveler, baka sebzeler, pards ya da ceket, Paskalya tatili, yaz tatili, 15 Austos, okullarn al. Birden av stne ya da av hayvanlarnn hazrlan

stne kitaplar satlmaya balanr ve Noel kartlar siparii verilir. Ve bir de, yldan yla, giderek daha az ayakta duran, giderek daha ok yemek yiyen Madam Annelet. Bu sylediimde alayn zerresi yok. Sabah kahvemi hazrlyor, krmz balm besliyordum, gene de lecekti ve onun yerine bir kpek aldm rense ok anrd herhalde. Ya kavanozumda benim yerimi kim alacak? Philippe liseye balad, Turbigo Soka'ndaki Turgot Lise-si'ne. Grn, yry, bak deiti. Daha uzun boylu ve daha zayf oldu, kemikleri kt, onun yandayken benim kemiklerim de yleydi. Var olduunun bilincine varmaya balamtr u sralar. Her halkrda ben o yata bu kefi yapmtm. Ben Gennevilliers'ye gidip bir kpek seerek, kitap satarak, sabahlan kepengi aarak, yeni hizmetilere alarak ve Madam Annelet'ye haslat gtrerek yaayadururken, bu arada Philippe on alt yana girdi bile, lise bitirme snavna hazrlanyor. Geen doum gnnde, nisanda, annesi ona kk bir motosiklet ald. lk gnler, Vosges Meydan'ndaki parmaklklarn etrafnda kocaman bir sinek gibi bkmakszn dnp duruyordu. Kendine bir deri ceket ald. Perembeleri, Republique Meydan yaknlarnda bir kahvede olanlar ve kzlarla buluuyor, kahvede meyve suyu iip mzik dolabn altran genler var sadece. Benim bir bisikletim vard, Puteaux'da lise olmadndan bisikletle Neuilly'deki Pasteur Lisesi'ne giderdim. - Ben... Ben... Onu ve Daniel'i seyrediyorum. Annesi ve kz kardeiyle Be-aumarchais Bulvarina tandndan beri Daniel de ayn liseye gidiyor. Bir ya byk olan Daniel ayn snfta deil. Ayn etede deiller. Birbirlerini tanyp tanmadklarn bilmiyorum. Karlatryorum. Gzlyorum. Saklanyorum. Kendi kendime soruyorum... Saat alt. Bib bunu sezdi ve yataktan aa atlad. Ate gene snm. Kapy amaya gittikten sonra kahve iin su stacam. 17 Kasm Pazar Sabahn 11'i Dn leden beri yamur yayor; evlerin cephelerini karartan, camlardan szlen, su oluklarn tkayan, sk ve souk damlal, bardaktan boanrcasna yaan bir yamur, ve ne tarafa dnseniz gkyz kapal, yle karanlk ki bu sabah her yerde lambalar yanm. Pazar gn yamur yamas olduka houma gider. Bir parack gne kar kmaz krlara koanlar kskandmdan deil. Bir arabam vard, hatta birka tane birden. Deauville ve Touquet yolunu, Gney yolunu ve yol stnde iyi yemek yenecek yerleri bilirim. Kimseyi kskanmyorum. nsanlarn tatilde olduu gn yamur yamas houma gidiyor, nk byle zamanlarda btn hanelerin dolu olduu, evlerin insan hayatyla tka basa dolduu hissediliyor. Daha dn akam, kaldrmlarda aylak aylak dolaan neredeyse yalnz Bib'le ben vardm. Karaltlar bir binann kapsndan park etmi bir otomobile koarak kaldrmdan geiyorlar, ok gemeden motor almaya balyordu. Sinemalar, lokantalar, dans salonlar dolu olmalyd; sabrla kuyrukta bekleyen insanlarsa, emsiyelerin altnda, Champs-Elysees'deki ve Byk Bulvarlar'daki kl byk kaplarn nnde yerlerinde sayyorlard phesiz. Evlerin cephelerinde boluklar vard, karanlk pencereler, bo daireler. Daniel, evlere srnerek, metroya yneldi. Sanrm sinemaya gidiyordu. Annesi ve kz kardei evde kaldlar, saat on birde dairenin lambalar henz snmemiti. Ne yaptklarn bilmiyorum. Vosges Meydan'nda, kimse dar kmad. Kaldrm boyunca pek ok araba dizilmiti, bir tanesinin geliini de grdm, iinden gen bir ift indi. kinci katta kk bir davet veriliyordu galiba, nk perdelerin arkasndan sanki dans edili-yormuasna glgeler geip duruyordu. Tekrar Beaumarchais Bulvan'na gittim ve Daniel'in dndn grrm umuduyla bir araba giriine snp orada epeyce kaldm. Islanan Bib sonunda yle kederli bir eda taknd ki yerimden ayrldm. Bu sabah gene dar ktk, acele ermeden, bo sokaklarda rahat admlarla yrdk. Bazen pencerelerdeki tl perdelerin gerisinde bir yz seiyordum. Yamurun altnda ne yaptmz merak ederek, gzleriyle bizi izliyorlard. Sanrm pek ok kii, sabah erkenden onlar uyandracak ocuklar olmayanlar, uyumak iin yamuru frsat bilir. Kimileri hafife radyo dinler, radyonun sesi yan ya da st dairedeki radyoya karr. Aa yukan emin olduum ey ise, Philip-pe'in okumakla megul olmad.

Annesi dan bir gz atacak olursa beni tanmasn diye, penceresinden olduka uzakta, slak bir banka oturup bunu dndm. Philippe'in elinde ders kitaplarndan baka kitap grmedim hi. Daniel'i grdm, ve bahse girerim ki dn akam popler filmlerin gsterildii bir sinemaya gitmeyip, bir sinema kulbne veya bir avangard tiyatroya gitmitir. Su damlalar kaldrm talarna yle kuvvetli arpyorlar ki sryorlar ve su ayakkablarn iine giriyor, oraplar ve pantolon paalarn slatyor. Pardsm kurumas iin atein yanma koydum, Bib de tylerini kurutuyor. Bib somurtkan. Ben deilim. Neeli deilim. Canm ark sylemek istemiyor. Canm hi ark sylemek istedi mi ki? Gene de alttan alta yumuak bir ruh hali iindeyim, sonunda zevk alnr olunan baz fiziksel aclar gibi. ocukluumda sk sk yamur yaard. Aptalca bir cmle oldu. Demek istiyorum ki, anlarmda yamurun, btn ailenin evde kald buna benzer gnlerin yeri ok, zellikle de ocukken, henz ne kamyonetimiz ne de merkezi stmamz olduundan, souk bizi stlan tek odaya snmak zorunda brakt zamanlar. Acaba Philippe, Daniel ve iki kzn da benim gibi akllarnda ocukluklaryla ilgili pek az belirgin an m kalacak? Halbuki bana canl, uyank, kafa kartrc sorular soran bir ocuk olduumu sylemilerdi. Ocak 1915'te, Birinci Dnya Sava'nn en iddetli dneminde domuum. O zamanlar otuz yalarnda olan babam, inaat mteahhidi olarak hemen askere alnm ve Paris evresindeki savunma almalaryla urayormu. ki yl sonra, gene sava srasnda, kz kardeim Louise domu. Bykannem, bykbabam ve evli olmayan halalarmdan Leonore ile birlikte hl eski evde oturuyorduk. Bykannem gzel kadnm, etli butlu, o zamanlar ylelerinden holanlrm. Bykbabamn, henz ustabayken, pazar gnleri kanoyla dolamaya gittii Chatou'daki bir hancnn kzym. iinde onlarn, amcalarn ve halalarn, tanmadm kuzenlerin resimlerinin olduu bakr kenarl bir aile albm var. Chatou'da bykkanneme Gzel Josephine derlermi. Benim dnyaya geliimden sonra ailedeki ilk lm bu olmal. Yaklak drt yandaydm. Tek hatrladm, karanlk ktkten sonra, papaz yardmcs kutsal ya srmek iin geldii srada, koro olannn ngra. Cenazeyle ilgili hibir ey bilmiyorum, ama gm ssle-meli siyah cenaze rtlerini yerletiren demecileri ilerini yaparken izledim. leden sonra, hemen hemen hi almayan salonda, pazarlklarn giymi erkekler de gzmn nne geliyor. Kk bardaklarda, kokusunu unutmadm bir alkoll iki iiyorlar, purolar tttryorlard ve beni kapnn nne koymulard. Aralarnda bykbabam da vard. Biri yle dedi: - Akln bana toplamalsn. Ona mutlu bir hayat, gzel ocuklar verdin, ve eminim ki gittii yerde mutludur. Bu arada, daima biraz karanlk olan mutfakta toplanm olan kadnlar kahve iiyorlar ve kurabiye yiyorlard. le ilkokulunda, Galyallar'n tarihini renmeye baladmda, bykbabama Vercingetorix lakabn taktm, sarkk posbyklar yznden, bir zamanlar kzl olmalydlar, ama gzmn nne beyaz olarak geliyorlar. Baka cenazeler de oldu, bizim evden deil, ama aile iinden; annemin yznde krep bir yas tl; babam, stnde i kyafeti olmadnda, ou zaman siyah takm elbiseler iinde. En nemli hikye, eski evle yeni evin hikyesidir. Bykbabam, avlumuza bitiik olan ve uzantsnda yer alan bo arazide, Bourgeoise Soka'na paralel Four Soka'na bakan bir ev ina etmiti. Meslei bu olduundan, merdiven pencerelerine renkli camlar, tula cepheye seramik ssler koyup, atya pembe kiremitlerle neredeyse siyaha alan kiremitleri birbirini sra ile takip edecek ekilde deyerek, evi sevgiyle ina etmi olmalyd. Tarihleri kolayca birbirine kartrrm. stesem hatrlayabilirdim. Kz kardeim Louise filanca halann hangi tarihte evlendiini, ocuklarnn yan veya filanca kuzenin ldnde ka yanda olduunu syleyebiliyordur muhakkak. Acaba bu benim aldrszlmdan m ileri geliyordu ve hl yle mi, yoksa, ocukluumdan beri btn o insanlara, kendimi onlarla dayanma iinde hissetmeden mi bakyordum? Kendimi onlara yabanc da hissetmezdim. Aile hayatna ya da evresine isyan eden bir ocuk deildim. Onlarn kurallarn kabul ederdim. Sokakta arkadalarla oynarken mahallenin kurallarn kabul ederdim -o arkadalardan bazlarnn; Popet gibi- ismini ve yzn hatrlyorum. Misket, ember, topa oyunu oynadm; daha sonra, birka ay boyunca lisenin futbol takmndaydm.

Yabani deildim. - Kz kardeini skyorsun Felix! Anlalan onunla iyi geinmez, onu kskanr ve mahsus onu iterdim. Bunun zerine beni el merdivenleri, uvallar, inaat malzemeleriyle dolu avluya, ya da tahtaperdelerin hl durduu sokaa gnderirlerdi. ki evin karmak, biraz esrarengiz bir hikyesi var, zira kz kardeimle benim nmde bundan yarm yamalak bahsederlerdi. Bykannem aa yukar yeni ev tamamland srada ld. Bykbabam nce bizimle eski evde kald. Daha o zamandan iki kamyon sahibi ve sonradan nemli bir nakliyeci olan Cassegrain'le evli Julie halam yerleti yeni eve. Cassegrain, dediklerine gre, apknd. Genellikle ier, yksek sesle konuur ve kimsenin stnln kabul etmezdi. Mthi bir enerjiye sahip bir ahmakt ve kendisine kar konmasna tahamml yoktu. Bir gn avluyu getii ve annemin yalnz olduunu grp frsattan istifade ermeye alt doru mu? Haftalar boyunca akamlar, kz kardeim ve ben yattmzda, fsldamalar, bazen yksek sesler duyulurdu. - Zavall Julie! Bunun gibi bir adama att! yle gzel ocuklar var ki... O zamanlar iki ocuu vard, biri bebekti; bebek, gnein seyrine gre yeri deitirilen bir ocuk arabasnda dururdu hep. Artk evden eve konuulmaz olmutu. Baka olaylar da olmu olmalyd, zira nce avluyu yeile boyanm tahta bir itle, sonra bir duvarla ikiye ayrmlard. Bykbabam mallarn olu ve kzlar arasnda bltrmeye karar verdiinde tam olarak ka yandayd bilmiyorum. Birtakm artlar altnda, iletme babama kalm, ayrca mrnn sonuna kadar ihtiyarn bakmn stlenmiti. Btn bunlar bana bir glcn suyuna yansyan ve suyun ekillerini bozduu manzaralar gibi grnyor. Tek bekr kalm olan Leonore hala, bir gece, geri dnmeyeceini bildiren bir mektup brakarak, ne zaman gitmiti? Kendi payma ben onu bir daha hi grmedim. Marsilya'da, sonra da bakent Cezayir'de yaadn duydum. Vercingeto-rix'e gelince, piyano alan ve nne onun bildiinden farkl yemekler koyan elimsiz bir gelinle bizim evde can sklyordu. Bu sorun bir aile toplants srasnda tartld ve, neticede, bykbaba yeni evde kz Julie ile birlikte yaamak zere duvarn br tarafna geti. Cassegrain'le olan bitenler yznden, bu bir ihanetti. Bylece, iki kampa blnm olduk. Okula gidiyordum. Snfmn en iyi rencisinden biriydim ve bu aileme olduu kadar bana da doal grnyordu. Snf birincilii iin balca rakibim Godard adl bir ocuktu, sular idaresinde mhendis oldu ve belediye bakan deilse de, Puteaux belediye meclisinde yedir muhtemelen. retmenimin tavsiyesi zerine mi beni Pasteur Lisesi'ne gnderdiler? ok okurdum, dnk ve bugnk yamur hatrlatt bunu bana. Yamur yad, hava souk olduu, hepimiz ayn odada kapal kaldmz zaman, okurken kafam dalmasn diye parmaklarmla kulaklarm tkardm. Dier bykbabamdan, salar ban hle gibi evreleyen, ate gibi baklar, krmz elmack kemikleri olan Justin Perinel'den keman dersleri aldm. Bizden daha yoksuldu, rencilerini kabul ettii salon sesleri ylesine board, incik boncuklar ve biblolarla ylesine doluydu ki daima nefessiz kalm gibi olurdum. Veremden ld. Vercingetorix, annemi de ayn akbetin beklediini ileri srerdi, halbuki kinci Dnya Sava'nn sonuna kadar yaad. - Bydnde ne olmak istiyorsun? Kesin bir cevap verirdim: - retmen. - Ne retmeni? - Bilmiyorum. Davama bakan sorgu hkimi duyarl bir adamd, anlamaya alrd -belki biraz fazla- ve bana ocukluumla ilgili birtakm sorular sormutu, nk, sanyorum ki benim durumumun grnd kadar basit olmadndan pheleniyordu. Karlkl olarak bulunduumuz konumlara ramen, bana duyduu yaknl da merakn da gizlemeye almazd. Bir gn, olanlarla ilgili olduka uzun bir sorgulamadan sonra, bana: - Kkken en ok ne olmak isterdiniz? diye sormutu. - retmen olmak.

Ne retmeni diye deil, peki neden diye sormutu. Bu konuda hi dnmemitim. Kafamda, bu besbelli bir eydi. nce otobs biletisi olmay hayal etmemi miydim? Bunu ona syledim. Daha sonra, hlyal bir edayla benimle konutuunda, hangi psikoloji kitaplarn okuduunu tahmin ettim. - Sizce bu tuhaf deil mi? retmen snfta bulunur, ama snfn bir paras deildir. Demek istiyorum ki takmda deildir, gruba ait deildir. - Bu aklma gelmemiti, diyerek kendimi mazur gstermeye altm. Gld ve unlar ilave etti: - Pek ok ocuk, niformadan dolay, otobs biletisi veya polis memuru olmak ister. Sizin durumunuzda, retmenlik mesleiyle ortak bir nokta bulduumu sanyorum. Otobs biletisi arabann iindedir, ama o da etrafndaki yolcularla ayn kategoriye girmez... Bu akl yrtmeleri bakalarna brakyorum. Uzun zaman var ki hayat ya da kendimi kitaplar araclyla tanmaya almyorum artk. Bata, Latince'yi seen ben deildim. Annem doktor olmam isterdi. Yap iskelelerinin, ge ykselen duvarlarn, babamn antiyedeki iileri denetlemeye gittii zaman, bolukta bir sirk cambaz gibi stlerinde gidip geldii kirilerin deheti iinde yayordu. Bykbabamn zamannda alt ya da yedi olan bu iilerin says ok gemeden yirmiye, inaat mevsiminde ise bazen otuza ykseldi. Babam giderek daha seyrek i kyafeti giyer; giderek daha ok yeil klasrlerin saysnn artt, ceketini -karp, gmleinin kollarn svayp, kravatn gevettii kk brosunda oturur oldu. Kz kardeim piyano dersleri alyor ve her gn saatlerce alyordu. Aina olduum bir ses bu, tpk bir manivelann yardmyla altrlan ve sk sk inad tutan ilk kamyonetin grlts gibi. Daha sonra, el arabalarnn yerini bir kamyon ald. Semem gerektii zaman: - Yunanca-Latince, diye bildirdim. retmen Yunanca'nn zorluklarna dikkat ektii iin belki. arlan ok olur, derdi, ama seilen pek az, bylelikle, yazlnn esrarengiz tarafyla da beni eken Yunanca'ya stnlk verir gibiydi. Sorgu hkimim olsa, bunun da benim iin hayattan, yani topluluk hayatndan kamak iin bir yol olduunu ileri srerdi. Yunanca dersleri en az devam edilen derslerdi ve olgunluk snavna hazrlanan bykler arasnda bile bu dersi izleyen ancak alt-yedi kii vard; avluda hocayla eit artlarda gevezelik ettikleri grlrd. Allard dedem ben lise bir ya da ikideyken ld. Son zamanlarda, kz Julie'ye olan dknlne ramen, Cassegrain'le-rin evindeki yaantsndan hayal krklna uram olduu belliydi. Evi grltl, damad had safhada kabayd ve gittike daha sk bizim eve snmaya geliyordu. Avluda, duvarn br tarafnda, sandalyesinin stnde ld. Piposu elinden dmt. Kalp hastal dediler. Evdeki hayata o kadar az katlyordum ki, bu konuda pek az ey biliyorum. Ders almadm zaman, okuyordum. Genel olarak gnde bir, tatillerde iki, kitap okuduum olurdu. Kz kardeimin gen bir kz oluunu hayretle seyrediyor ve olanlardan bahsedi tarzna ayordum. Cinsel adan er-kenci deildim ve benden daha giriken olan bir okul arkadam, Ledoux ile birlikte, ilk defa on be yandayken bir kadna yaklatm, gnler ncesinden mimlediimiz bir hayat kadnyd. - kiniz birden mi? diye haykrmt. Saflmz onu gldrmr. Sonradan, anlam gibi, Ledoux ve ben birbirimizi grmekten kanmtk. 1930'da -ylndan aa yukar eminim- bir ay deniz kenarnda kaldk. Babam bizi Dieppe'e gtrd, orada bir villada bir kat kiralamt ve birka gn sonra bizi, annemi, kz kardeimi ve beni brakp gitmek zorunda kald, zira en ok yazn i olurdu. Yamurun yadn iitiyor, kpein ve kurumakta olan pardsmn kokusunu, derimin kokusunu duyuyorum, nk soba adamakll styor. Puteaux'daki soba gibi bu da istenen dereceye bir trl ayarlanamyor. Hatrlayabileceim baka anlarm da var. Beni asl ilgilendiren, bu anlar, Philippe ile Daniel'in gnn birinde hayatlarnn ayn dnemine ilikin sahip olacaklar anlarla karlatrmak. Bunun en nemli dnem olduu ve yaantmzn kalan ksmnn ona bal olduunu hep sylemezler mi? Kendi payma ben, kendimi vaktiyle olduum liseli gente bulamyorum, belki de o zamanlar kendi bama yaamaya almayp giderek daha ok kitaplara gmldmden. Bir akam, salarnda ve omuzlarnda kire tozu kalm bir halde antiyelerinin birinden dnen babam

geliyor gzmn nne, bizimkinden daha renkli teni olan gl bir erkek. Kt, nk odamda deil, artk ate yaklan salonda alyordum. Bir metni Yunanca'ya eviriyordum, ona esrarengiz grnen iaretlerle doldurduum sayfann zerine eildi. Arkamda duruyordu, onu grmyordum. Gene de memnuniyetinin, gururunun, birden oluna duyduu bir tr saygnn farkn-daydm. Ne mutsuz, ne de skc ya da huzursuz bir ocukluum oldu. Sisli olduu kadar gneli anlarm da var: mesela, avluda, arkaya doru ediim bir sandalyenin stnde, ayaklarm kalaslarn stne dayam, elimde bir kitap, evin, Puteaux'nun ve Seine'deki rmorkrlerin sesleri ben farknda olmadan beynime kaydolurken. Saat ve hl yamur yayor. Yava yava kuruyan par-dsm normal arlnn iki kah arlat ve yedek pardsm olmadndan dar kmam sz konusu deil. Bundan baka, su birikintileri arasnda yeni bir gezintinin Bib'in houna gideceini sanmyorum. Epey oluyor, gndelik zarf asmakata gtrdm bir akam, Madam Annelet bana: - Pazar gnleri ne yaparsnz Felix? diye sordu. - Hibir ey, dedim sadece. Bana srarla bakt ve bundan anlam olduu sonucunu kardm. O da hibir ey yapmyor. Dergiler ve tarihi romanlar okumak dnda, hafta ii de hibir ey yapmyor. Odasnda hemen hemen hareketsiz-hale geldiinden beri, her cumartesi akam beni tekrar tekrar araca hissine kaplyorum. Pazar sabahlar, Renee yannda olur. Ama hizmeti le yemeinden hemen sonra gider nk leden sonras kendine aittir ve akam izinlidir, hafta iinde de izinli olduu bir akam vardr. Panjurlar kapal duran giri katnda kimse olmaz. Madam Annelet'nin zili alp beni arma imkn yoktur. Souk yenen bir akam yemei hazrlanp yanna konmutur. Bugnk gibi bir gnde, yamurun srmesi ve geen otobsler dnda, tam bir sessizlik olmal. Bir sredir, Bib'le'benim beraber yaptmz gezintiler salm yznden ksald. ki yl ncesine kadar, rhtmlar boyunca Charenton'a kadar yrr, Bercy'deki parmaklklarn arkasndaki flara, birbirine balanm mavnalara bakar, olta atm bir balknn yannda dururduk. Btn banklar biliriz. Bistrolarn teraslarn da bilirim; bir gne n bulutu deler delmez mola verip oturur, bazen bir kadeh beyaz arap sylerim, ama tad hibir zaman hapishaneden ktmda imi olduuma benzemez. Tarihlerle yz yze gelmem gerektiinde, her seferinde arr kalrm. Krk sekiz yandaym. Daha dorusu, ocakta krk dokuz olacam. Yatm erkeklerin ou benden daha salkl ve gen grnyorlar, ben vaktinden nce ihtiyarladm. Bunun kendi kendime sorduum u olduka belirsiz soruyla bir ilgisi yok: Hayatm nasl geti, zaman nasl akp gitti, olgunluk snavmdan ve Sorbonne'a kaydoluumdan bu yana geen o otuz yl? Bir yandan, vaktiyle olduum gen adamda kendimi gremiyorum, te yandan ise sanki dnm gibi geliyor. Bir hayatn bu kadar az ey vermesi, neredeyse hi iz brakmadan geip gitmesi fikrine isyan ettiim oldu. On sekiz, yirmi yanda, henz uyank d grrken, kendi kendime, ne bilimsel ne felsefi yan olan, ama beni ok mutlu eden kiisel bir kk kuram gelitirmitim. Bir fizik dersinden aklmda, birbirine temas eden cisimler arasnda bir tr alveri meydana geldii, mesela bir srtnmenin nesneler zerinde izini brakt kalmt. Bylece, hayatmz boyunca getiimiz yerlere izimizi braktmz hayal ediyordum, tpk kpeklerin havay koklayarak izini bulduu av hayvan gibi. Koku deil. Arkada braklan baka trden bir iz, yahut da hayaletlerin, uucu maddelerin art arda birbirini izlemesi gibi bir ey. Uzun zaman nce byle bir ey olmadn, bizden geriye -ok ok ksa bir sre iin!- kalan imgelerin yalnzca bizi tanm olanlarn hafzasnda uuan, biimi bozulmu, ou zaman karikatrms imgeler olduunu kefettim. Philippe ile Daniel'in peinden ayrlmaymn sebebi bu deil. Kendimi onlara gstermiyor oluum bunun ispat. Beni son grdklerinde alt yandan ufaktlar, ben de hl yakkl, zenle giyinen, toplu olmayan bir adamdm. Tek yaptm, .onlarn bydn seyretmek ve birer erkek olma yolunda olduklarndan emin olmak. Onlarn yandayken ben de kendimi bir erkek olarak grmez miydim?

niversiteye giriim ailede hibir tartmaya yol amamt. Yunanca-Latince'yi setiim andan itibaren tek k yolu buydu ve yapacam tek ey bu yolda devam etmekti. Babam, tek olu olduundan, onun gnn birinde iini devraldn gremeyeceine zlmt, ama aslnda benimle gurur duyuyordu. Bir akmst onu Ecoles Soka'na gtrmtm, avlunun eski talarna saygyla basmt. - u ie bak! Victor Hugo'nun bir heykelini koymular! Hugo bildii nadir yazarlardan biri olduundan, hibir ey onu daha ok etkileyemezdi. Basamaklarn br ucunda Pas-teur' grmek iini daha da rahatlatmt, sanki o iki adamla emin ellerdeydim. Ona amfileri gstermitim, alnlklarda isimlerini okumutu: Turgot, Richelieu, Guizot... Bizden baka kimsenin olmad bir snfta, ksa bir sre iin sralardan birine oturmu ve kili-sedeymi gibi fsldayarak konumutu. Hoca olabilirdim. Kelime anlamn bile anlamadm bir yata kararlatrlm bu meslek, muhtemelen bana uygun derdi. Davamn tahkikat srasnda kaldm Sante Cezaevi'nde, gen sululara temel eitim dersleri vermemi nermilerdi. Kabul etmitim. Bilmediim sebeplerden dolay, yer yokluundan phesiz, ok gemeden beni Fresnes Cezaevi'ne nak-letmilerdi. Orada sadece birka hafta kalm ve avukatm For-niol ile tartmaktan baka bir uram da olmamt. Be yl ar hapis cezasna mahkm edildiim karan aklannca, beni Melun Cezaevi'ne gtrmlerdi; kt stnde, orada, alt ay boyunca hcre tecritine tabi tutulmam gerekirdi. Bunlar idari terimler. Gece gndz, bir hcrede, gnde bir defa sadece bagardiyan grerek ve ayda bir defa mdr ya da yardmcs tarafndan ziyaret edilerek, tek bana yaanr. Sessizlik mecburidir. Benimkinden daha uzun cezalar iin tecrit sresi bir yldr ve hkmllerin ounun bundan bir kbus gibi bahsettiklerini duydum. Arada srada urayan cezaevi doktoru, beni yklm bir halde bulamaynca hayrete der, hatta kaytszlm onu endie-lendirirdi sanki. ntihar etmemi nlemek iin zel olarak gzetlenmemi bile tavsiye etmi, bunu sonradan rendim. - Tepki gstermiyorsunuz gibime geliyor, diye itiraf etmiti bir gn. Normal uyuyor musunuz? Bazen nefessiz kalma hissine kapldnz olmuyor mu? - Hayr. - yi besleniyor musunuz? - Bana verilen her eyi yiyorum. - Dardan hi ziyaretinize gelen olmad m? - Hayr. - Ya mektup? - Hayr. Nasl bir tonda konuacam anlamak iin bu konuda beni konuturmak istiyordu, zira her eyin kaytl olduu dosyamdan durumumu renmiti. - Rahatszlklarnz yok mu? Bir yeriniz armyor mu? Hayr. eitli el ilerinden birini semem sylenmi ve bunlarn arasnda gerek bir meslek olmad iin, kukla modeli karmay semitim. - Gnlk yrynz yapyor musunuz? Avluda. Bu mecburidir. Duvarlar ve tulalardan baka bir ey grlmez. Yrrken, yldz eklindeki avlunun baka blmlerinde yryenlerin ayak sesleri iitilir bir yank gibi. Grnrde, ortada duran, donuk, kaytsz, iini yapan gardiyandan bakas yoktur. - Sizin yerinizde olsam, nrologun gelip size bir bakmasn isterdim. Buna hakknz var. Sizi buna zorlayamam. Her halkrda bu durumda birka gn revirde gzlem altnda tutulursunuz. - Sinirlerim gayet iyi durumda. Bir uzman tarafndan sorgulanmay hi mi hi istemiyordum. Son alt ay boyunca, sanki bir sorun karyormuum gibi beni kollayarak, bana yeterince soru sormulard. Mdr de benimle ilgileniyordu, o da doktor gibi, tepki gstermeyiim yznden ne yapacan armt. phesiz bu aknln nedeni, belli bir toplumsal evreden gelen hkmllerin srekli ikyet edip, ayrcalkl muamele grmek isteyip, gerekten hasta olmadklarnda bile kendilerini hasta gibi

gstermeleriyle ilgiliydi. Keiler, yzyllardan beri, aa yukar buna benzer bir hayat tarz sememiler midir? ehrin gbeinde de, kendilerine hapishanedekinden daha kat bir dzen yaratm olan kim bilir ka kii vardr? - Hcrede uzun sre kalacanz sanmyorum Allard. Son raporumda sizin zamanndan nce olaan dzene geirilmenizi neriyor ve iyi halinizi belirtiyorum. Hangi iyi hal? Gndelik ziyareti srasnda bagardiyana vuracak mydm yoksa? - Dosyanzda yazlanlara gre, edebiyat dalnda ileri dzeyde renim grmsnz. Ktphanede grevlendirilmeye ne dersiniz? Alt yllk ktphanecimiz gelecek hafta tahliye edilecek. Nazik bir grev, zira mesele kitaplar rasgele datmak deil, okurlara, zellikle gen hkmllere yol gstermek. Bu grevde yaklak drt yl kaldm. Sonuta bu biraz hocala benziyordu. Ve Sainte-Genevieve Ktphanesi'ndeki ayn o eski kitap kokusunu bulmutum. Hemen hemen tm arkadalarn ziyaretileri olurdu. Ben ziyareti beklemezdim. Tek bir ziyaretim olmad ve bunun eksikliini de duymadm. Bilakis! Gnlerim hep ayn ekilde geerdi, imdi Beaumarchais Bulvar'nn bir ucundaki, Vosges Meydan'ndaki, Seine rh-tmlarndaki, Arquebusiers Soka'ndaki daha byk hapishanemde olduu gibi. Kendime dayattm ya da kendilerini bana dayatm olan kurallara uymaya devam ediyorum ve hl grnmez duvarlarla evriliyim. Geen pazar, kendime programn dna kma izni verdim; Tertre Meydan'na yemek yemeye gittim ve bana yle geliyor ki bu bana hi yaramad. Ne zaman Sorbonne'u ansam bu dzen mevhumunun tekrar karma kmas tuhaf deil mi? Grnte hayatm olabildiince zgrd. Ailemin benimle ilgilenecei safhay amtm. Ders saatlerim, almalarm, eitli snav ve diplomalarn karmak ileyii hakknda bir ey bilmezlerdi. Bana gvenirlerdi, benimle ilgili endieleri yoktu; kafalar, yeni yeni gezip tozmaya balayan ve bamsz tavrlar taknan kz kardeimle meguld. - Bari bana yardm edebilecek ve gnn birinde ii ele alabilecek iyi bir olana dse! derdi babam i ekerek. Sorbonne'a 1932'de girdim. Srk gibi/ sarsak bir delikanlydm; byle birinin gnn birinde btn elbiselerin stnde ereti durduu bir ya ktlesi haline geleceine kimse ihtimal vermezdi. Eski evdeki odamda kalyordum hl, raflar kitaplarla tka basa doluydu, imdi oturduum kmeste olduu gibi. Pasteur Lisesi'nde parlak bir renciydim ve hocalarmn benim baarl olacam konusunda kukulan yoktu. Bir sonraki ilkbahar bama ne geldi, yani 1933 ilkbaharnda? Ne olduunu hl bilemiyorum. retmen adaylar iin zorunlu dersleri semi ve programm yapmtm. Felsefe nceleri beni ok heyecanlandrd ve btn k, eski tarih ve ortaa tarihinden baka Yunanca'ya da devam ettim. O zamanlar hl tramvay vard; ehre gitmek iin, sabah erkenden, kolumun altnda kitaplarla tramvaya biner ve yolda okurdum. Derste notlar alr ve dier dersin saatinin gelmesini beklerken, ou zaman ucuz bir lokantada yemek yerdim. Havalar gzelleip de gnler uzaynca, bir kahvenin terasnda veya Luxembourg Bahesi'nde oturmay ve Puteaux'ya ancak geceleyin dnmeyi alkanlk haline getirdim. Aklma gelen kelime uyuukluk. Uyuup geviyordum. lkbaharn, n, scan, kalabaln gidi-geliinin iinde eriyordum. Yoldan geenleri seyrediyor ve hikyelerini kurmak istercesine onlar zihnimde takip etmeye koyuluyordum. Sanrm mutluluk denen eye en yaklatm zamand. Dnya derimden ieri giriyordu; gne ve glge, meydanlardaki aalar, Saint-Michel Bulvan'ndaki durmak bilmeyen kouturma, biralarn kokusu ve bilardo toplarnn grlts. ki ay boyunca kitaplarmn kapan dalgn dalgn atm, bakm hemen bir dilenciye, krmz ya da beyaz bir entariye, havuzun suyu zerinde szlen bir oyuncak yelkenliye taklyordu. Yaayan herhangi bir eyi, bir karncay, bir ary, bir iei seyrederek, sklmadan bir saat geirebilirdim. Lise disipliniyle yetitirilmitim ve birden kendimi kpr kpr, renkli bir leme braklm buldum; orada kimseye hesap vermeden gnlmce elenebilirdim. Fransz edebiyat snavn yaklak bir not farkla veremedim, stelik kolay bir konuydu: 18. yzyln ilk yansnda tiyatro. Bu konuda evdekilere hibir ey sylemedim. Saint-Germain Mahallesi'ndeki bir doktorun yannda alan kzl sal bir hizmetiyle tanmtm. Akamlan, yedinci kattaki odasnda, demir

karyolasnn kenanna oturup, patronlarn yemei bitirmelerini ve onun bulaklar ykamasn beklerdim. Onun yznden, Paris'te mutlaka grlmesi gereken bir iim olduunu bahane ederek, Dieppe'te annem ve kz kardeimle yalnzca bir hafta kaldm. Talihin iine bakn ki, birka gn sonra bu kzla tartacaktm. Onun yerine birini bulmam iki haftam ald; o iki haftay, tatilden dolay boalm sokaklarda taban tepmekle geirdim. Btn o dnem hafzamda kl bir sise brnm olarak duruyor. Hibir eyin nemi yoktu. Hibir ey nemli deildi. Durup dururken, bir otobsn sahanlna atlyor, nereye olursa gidiyordum. Vitrinlere bakyor, kahvelerde oturuyordum. Bilardodan sz ettiysem bunun nedeni iki ay boyunca Cluny birahanesinin birinci katnda bilardo oynam olmamd. Evdekiler hl kz kardeim iin endieleniyorlard. Bana byk adam muamelesi yapyorlard ve kimse istikbalimden phe etmiyordu. Ne var ki, ikinci kn sonunda tek tutkum, diploma gerektirmeyen serbest edebiyat lisans olmutu, bylelikle retmenlik yapmaktan vazgemi oluyordum. Bu beni korkutmuyordu. Yalnz dndm zaman bazen bir anlna panie kaplyordum. - lerde ne yapacaksn? Bu soruyu o kadar ok duymutum ki! On dokuz yandan yirmi buuk yana kadar bu soruyu kendime sormadm. Bilmezlikten gelmeyi istedim. Dersleri kendi isteime gre, o srada geici olarak hangi konuya hayranlk duyuyorsam ona gre seiyordum. Bu ekilde, topu topu defa gittiim bir sosyoloji dersine yazldm ve bir de ince renecek oldum. Artk Sorbonne benim iin bir mazeretten, bir dekordan, bir hayat tarzndan baka bir ey deildi. Yllarca evde hizmetimiz olmad. Bykannemin de hi olmamt, bildiim kadanyla halalarmn da. Bu bir para meselesinden ziyade bir gelenek, bir ahlakt: Kadn evinin iini kendi grmeli ve yemekleri hazrlamaldr. Bykbabam zanaatkarca, tula stne tula koyarak, mstakil banliy evleri ina etmiti. Babam, daha ilk yllardan itibaren, betonarme iin gerekli malzemeleri edinmiti ve alt katl bir bina siparii aldnda, malzemesini oaltp Puteaux snrnda bir arazi kiralad. Bu deiiklikler eve bir hizmetinin girmesi ve yeni bir arabann, kamyonet deil, drt kapl gerek bir arabann satn alnmasyla az ok ayn zamana rastlad. Srclk snavna girmek istemem ve ehliyeti aldktan sonra otomobili giderek daha sk dn almam kanlmazd. Ahbaplarm oldu, dostlarm deil. Kzlarla ok dp kalktm, ama asla uzun sre ayn kzla deil. Altmda araba olmasna ramen, zengin ocuu havalarna girmiyordum. Cebimde az para olurdu, iyi giyinmek houma gitse de buna ar bir nem vermezdim. O yllk dnemin erevesini daha iyi belirlemeye alarak yazdka, bilinsizliime daha ok ayorum. Halbuki er ya da ge aileme, biri ortaa tarihinden, br genel felsefe tarihinden olmak zere yalnz iki diploma aldm sylemem gerektiinin farknda olmalydm. Ne var ki bu diplomalar bana hibir kap amyor, herhangi bir meslee girmemi salamyordu. retmenlik artk kesinlikle sz konusu deildi ve baka hibir ey de renmemitim. Okumutum. nemli olan eylerin neredeyse hepsini okumutum. d'Harcourt'un terasnda ya da sigara dumanl salonunda Rus, ngiliz, Amerikal yazarlar, byk adamlarn hayatn, evrimi saatlerce tartmtm, ve daha neler neler. Sonra? Gn gnne yayor, bencil sevinlerle, anlk zevklerle kendimi tka basa doyuruyordum. Sokak beni byl-yordu, ama bir meydanda durup, gzlerim yar kapal, kendimi son derece mutlu hissederek gzkapaklanmn stndeki gnein scaklnn tadn karabiliyordum. Kz kardeim, on sekiz yandayken, Noblet adnda bir ticarethane temsilcisiyle nianland ve sanrm ailem yaknda sorumluluktan kurtulacan da dnerek bir "oh" ekti. Nerede ve nasl tantklarn bilmeyiim, eve ne kadar yabanc hale geldiimin ispat. Sadece dn ve Montmart-re'da, Lamarck Soka'nda tandklar kk daireyi hatrlyorum. ,Babamn Noblet'yi kendi iine girmeye ikna etmeyi deneyip denemediini de bilmiyorum. Yalnz birka yl sonra Noblet, Rouen'da -neden Rouen'da?- sahibinden bir hrdavat dkkn satn ald, bugn orada ehrin en byk ev eyas maazasna sahip. Drt ocuklar var. Sadece ilk ikisini grdm; babalar gibi neredeyse siyaha alan kahverengi salar var,

ama -ailelerin syledii gibi syleyecek olursak- Allard'larn mavi gzlerini almlar. Geriye, askerlik hizmetini yapmam kalyordu, renci olduumdan tecil ettirmitim. Bir de hayatm kazanmak kalyordu. Bu arada, hayat iime ekmekle yeriniyordum; tpk, dediklerine gre, kkken, portakaln kokusunu saatlerce iime ektiim gibi - soymaya kalktklarnda hngr hngr alar-mm. Sar Defter 18 Kasm Pazartesi Akamn 9'u Dn yazm sklatrmak zorunda kaldm nk defterimin sonuna gelmitim ve baka defterim yoktu. Bugn krtasiye dkknna gidip bir tane daha aldm ve deiiklik olsun diye san bir defter setim. Bu kadar ok yazm olmak beni biraz endielendiriyor. Farknda deildim. Bunun bir taknt haline gelip de defterlerin st ste ylmamas gerek. Bu kendinden honutluk, kendimi anlatmaktan aldm bu zevk de houma gitmiyor. San defteri satn alrken kendi kendime baka defter almayacama, bunun son olacana, giritiim bu aklamann da hibir durumda bir bahane olmayacana dair sz verdim. Artk yamur yamyor. Btn gece rzgr iddetle esti; atnn altnda oturan Bib'le ben, rzgrn sesini duymak iin tam yerindeyiz. Sabah frtna vard. Gazeteler Man Denizi'nde zor durumda kalan gemilerden, Atlas Okyanusu kysndaki hasarlardan, Normandiya'da ken bir fabrika bacasndan, raylarn zerine devrilmi aalar ve elektrik direkleri yznden ge kalan trenlerden bahsediyorlard. Mahallemizde birka kiremit kaldrma dp krld, hl da zaman zaman dyor. Doann byle zincirlerinden boanmas bende uyanc bir etki yapyor. Dier gnlerde kitabe-vinin vitrininden dar nadiren gz atarm. Bugn ise bam evirip yz defa kaldrma baktm. Yoldan geenlerin halini gzlemlemek byleyiciydi. Bastille ynne gidenler geriye doru eilmi bir vaziyette duruyorlar, pardsleri srtlarna yapm, hzla esen rzgrn kuvvetiyle ne itiliyorlard; Republique Meydan ynne yryenler ise ne doru iki bklm eiliyorlard. Pek ok kez, apkasnn ardndan koan ve elini uzatp yere eildii srada apkann tekrar uup gittiini gren adam sahnesine tank oldum. Az mterimiz oldu, bunu bekliyordum, Madam Annelet de yle. Rzgr onu sinirli, endieli, huzursuz yapyor, durmadan beni ard. Renee'nin gzleri uykusuz kalm birinin gzleri gibi, bu bana SaintGermain Bulvar'ndaki ufak tefek kzl sal hizmetiyi hatrlatt. Kim bilir imdi nerededir, ne yapyordur? Bir zamanlar hayatmn ok yaknndan gemi veya hayatma girmi olan btn erkek ve kadnlar iin kendi kendime bu soruyu soruyorum. Onlar da benimle ilgili olarak ayn merak duyuyorlarsa, bana nasl bir kader yaktryorlar acaba? Saat tam on biri yedi gee -iekli perdenin stnde duran elektrikli duvar saatine baktm- telefon ald. Ahizeyi kaldrdm ve alo dedim. - Annelet Kitabevi mi? - Evet. Tanmadm bir kadn sesi. Birok mteri siparilerini telefonla verir, ou deil. Bir duraksamadan sonra -bana yle geldi- ses konumaya devam etti: - Kiminle konuuyorum? - Ben tezghtarm. Bu sefer duraksama yle belirgindi ki ben de yle sordum: - Madam Annelet'yle mi konumak istiyorsunuz? Telefon yatann yanndadr. ki telefon da ayn hatta bal, yle ki isterse konumalar dinleyebilir, bunu yapmaktan da geri kalmyor zaten, bir sre sonra bundan emin oldum. - Siz Msy Allard msnz? Melun'den ayrldmdan beri kimse bana telefon etmedi, szn ettiim u birka mteri hari, hem onlar iin ben Msy Felix'im. Evet, dedim. - Felix Allard m? diye belirtti. - Evet. l bir zaman daha. Oysa hat boalmamt, hl bir nefes sesi duyuyordum. Sonra bir tk sesi geldi, telefonun kapatldn anladm.

Madam Annelet aknlm hazmetmeme, kendime sorular sormama, varsaymlar yrtmeme zaman tand. Hemen zili alp beni armak iin kendini g tuttuuna hi kukum yok. Zile basmadan nce be dakika bekledi. Yukar ktm. Renee oday topluyordu. Halnn stndeki elektrik sprgesi almyordu. - Kimdi biliyor musunuz Felix? Zamanla bana byle baklmasna altm, hibir yalan ya da heyecan belirtisini, ne kadar belirsiz ve geiverici olursa olsun hibir isel hareketi karmayan o kprtsz bakla baklmasna. nsan plak olduu ya da kk drc bir durumda, mesela tuvalette yakaland hissine kaplr. Kz kardeimin ben tuvaletteyken aniden banyonun kapsn ama huyu vard. Kendisi ise grlmekten utanmazd. - Hayr, hibir fikrim yok. - Sesi tanmadnz m? - Denedim. Hl deniyorum, nafile. - Karnzn sesi deil miydi? - Kesinlikle deil. Karmn sesi ok yksektir. - Mahsus deitirmi olabilir. - Bu kadar deil. Biraz ileride, Beaumarchais Bulvar'nda oturan Monique'in, Daniel'in annesinin sesi de deildi. - Son zamanlarda bir macera yaadnz m? - Hayr. yldr bir kadn vcuduna dokunmadm. Canm istemedi. - Sizi tanyan biri buraya girdiinizi veya ktnz grmtr, ya da sizi camekndan grmtr. - Olabilir. - Korkuyor musunuz? - Ne'den? Gene de aklm karmt, endielenmitim, u anda hl yleyim. Bir sigara yakarak szn srdrd: - Sizi uzun zaman nce tanm biri olmal, ve bu arada siz deitiinizden, gerekten siz olup olmadnzdan emin olamyor. Yaknda bu kadnla karlamanz yahut da size yazmas pek muhtemel. O gnn tek tk mterilerinden biri o srada ieri girdi, ben de ona hizmet etmek iin dkkna indim. Yukarya ancak le yemeinden biraz nce kabildim tekrar. - Sylesenize Felix. Bana tasarnzdan bahsettiinizden beri size sormak istediim bir soru var. - Hangi tasan? Anlamtm. Bir zamanlar Luxembourg Bahesi'ndeki bir sandalyenin stnde olduum gibi, kendimde deildim. - Temelli ekip gitmeniz. Ne ekilde yapacanz dnm olmalsnz, yle deil mi? Bir kere, ona iimi hi amamtm. Ona hibir eyden bahsetmemitim, azmdan baklay kartan o olmutu. Hem sonra, art kipi deil de gelecek zaman kullanmas houma gitmiyordu. - Tabancanz var m? Glmsedim. Sanki mesele onu ilgilendiriyormu gibi merak ediyordu. - Zehir? Zehir mi edindiniz? Kz kardeimin banyoya ani girileri kadar terbiyesizce bir eydi bu. Kadnlarla bizim utandmz eylerin ayn olmadna inanmaya balyorum. Kesin bir cevap vermedim. - Neye zehir dendiine gre deiir. - Uyku ilac? - Olabilir. - Hl kararl msnz? Fikir deitirip i iten getikten sonra yaamak istemekten korkmuyor musunuz? Feci olmal? K-mldayamamak, seslenememek, orada ylece, hareketsiz kalp beklemek, ne kadar zaman getiini bilmeden... Gidip yemeinizi yeyin Felix!... le yemeimi berbat ettiniz... Yemeimi Rose'un yerinde, evimin karsndaki kk lokantada yedim, balyaclar ve kamyon ofrleri arasnda. Bana ve Bib'e alknlar. Bib onlar tanr ve kck kuyruunu sallayarak srayla hepsini koklar. Sonra gezintimizi ksa kestik zira rzgr beni nefessiz brakyordu, dudaklarm da morarm olmalyd. leden sonra hi telefon gelmedi. Madam Annelet sabahki telefondan bahsetmedi ve lmme ilikin yeni imalarda bulunmad. Ben kendi lmm dnmedim, ama dn yazdklarma dnerek, bir gn iinde kaderimi deitiren baka bir lm dndm.

7 Haziran, armadm ender tarihlerden biri. Sokaklardaki hareketi yavalatan ar ve yakc bir yaz gnei, o derece ki otobsler bile srnyor gibiydiler. Renkler daha arbal, daha youndu, Saint-Michel Bulvar'ndaki aalann yapraklar bir tiyatro dekoru gibi hareketsiz ve koyuydular. Saat on buukta, d'Harcourt kahvesinin terasnda, sar bir hasr koltukta, bir bardak birann nnde oturmutum. Gen, esmer bir kadn benden bir metre kadar uzakta, baka bir tek ayakl masann nnde oturmu ve stl kahvesine batrarak iki kruasan yemiti. Birka kez bakmtk, o zamanlar soru iaretli baklar dediim ksa baklarla. Bu oyunu genellikle oynardm. Tutar veya tutmaz. Tuttu. Birka dakika sonra, glmekten kendini alamad. - Tuhafsnz. Benden ne istiyorsunuz? - Henz bilmiyorum. Hafif bir yabana ivesi vard. Bir sre sonra adnn Sonia olduunu, babasnn Belika'da alan bir Rus mhendis olduunu, kendisinin de orada doduunu syledi. Arabam vard. le sularnda, Sonia ve ben, Seine kylarnda, Corbeil'e birka kilometre uzaktaki bir hana indik. Darda le yemei yedik. Kahve servisi yapldktan sonra ieri girip hanc kadnla alak sesle konutum, bana bir anahtar verdi. Saat ikide Sonia panjurlar kapal, biraz kfl saman kokan, duvarlar kire badanal bir odada, demir bir karyolann stnde plakt. Kz arkadan var m? -Yok. - Bugn olduu gibi, karna kan frsatlardan yararlanmay m tercih edersin? Bu odaya sk geldin mi? - Sadece bir kere. Doruydu. - Deiiklikten holandn itiraf et. - Duruma gre deiir. Bir sre ekerleme yaptktan sonra, saat bee doru stmz giyindik. Susam olduundan, terasa geri dnp bir ie beyaz arap itik, Saumur'd, hatrlyorum. Bitkindim, uyumutum. Gene de, katrtrna toplamak iin bir korunun nnde durmam istedi. Her ey karmakark ve olduka i bayltc bir koku salyordu: terlemesi, katrtrnaklar, beyaz arap, iltenin saman... Saat altda onu Raspail Bulvan'nn kesinde braktm ve dikiz aynasndan onun kaldrmn ortasnda durup yzn pudraladn ve ruj srdn grdm, erkekler dnp ona bakyorlard. Puteaux'ya dndm. Arabay avluda brakp evin kapsn iterek, her zamanki gibi: - Yiyor muyuz? diye seslendim. Der demez sustum. Karmda birinci kata kan merdiveni, solda ak olmas gereken mutfak kapsn, sada salon kapsn gryordum. Bilmem neden her ey bana bo ve donmu grnd. O zaman, yava yava, merasimle alr gibi, soldaki kap ald ve karmda bir an hareketsiz duran annemi grdm, sonra gsme atld ve hkrmaya balad. Omzunun stnden, mutfakta, orada olmamas gereken insanlar gryordum; kz kardeim ile kocas, yllardr evimize ayak basmayan Julie halam, ustaba Victor, komulardan yal bir kadn ve daha bakalar, oturmular ya da ayakta duruyorlard, yzleri ifadesiz. - Baban Felix!... Tanrm! Kim derdi ki bu sabah... yle neeliydi ki!... lk defa annemi byle kollarmda tutuyordum, bir evlat gibi deil de, sanki, birden, babamn yerini almm gibi. - Nasld biliyorsun... Her eyi kendi gzleriyle grmek isterdi... Yukarda duruyormu, beinci katta, bir kalasn stnde... Gel!... Usulca, hi ses karmadan, salon kapsnn tokman evirdi. Ayn yumuaklkla kapy itti ve alacakaranlkta, lm babam grdm; kefene sarlm, elleri bir tespihin stnde birletirilmiti, yatak odasndan indirilmi karyolann iki yannda yaklm birer mum duruyordu. Annem kulama fsldad: -Git p onu... Sanrm beni hafife itmek zorunda kald. , drt adm attm, eildim ve dudaklarm, gizli bir ey yapar gibi, soumu alnna dedirdim, bastrmadan. Sonrasn iyice bilmiyorum. Katm. Merdivenden ok gibi . ktm. Boylu boyunca yatama attm kendimi ve alamaya altm ama beceremedim. Gsm aryordu. Yatak rtsn snyordum. Neden tam bugn, halbuki o srada ben...

Dilerimin arasndan homurdanyordum: - Benim suum... Benim suum... Benim yzmden oldu bu... Yalnzca Sonia, han ve o iren katrtrnaklar yznden deil. Her ey yznden. Yaptm hile, herkesten aldm o yl yznden. Yata yumrukluyordum. - Hayr!... Hayr!... Olamaz!... Biri omzuma dokundu ve hiddetle dndm. - Ne oluyor... Kz kardeimdi. - Sakin ol Felix... Sakin olman art, annemiz iin. Feci saatler geirdi... ok cesur davrand... Onda kalan azck gc de alma elinden... Louise hangi hakla benimle byle konuuyordu? Artk aileden deildi. Baka bir soyad tayordu. Bizimle oturmuyordu. - Aa insen iyi olur... Annemiz endieleniyor... - tekiler, ne yapyorlar aada? - Hastaneden getirdiklerinde onu ihtiyar Madam Rinquet ykad... Annemiz ne yapacan bilmez gibiydi... -O... ey... Kelimeyi telaffuz etmek zordu. - Hemen lmemi mi? Neden birden rahatsz olmutu? - Muhtemelen yle... Bilmiyoruz... Victor antiyedeydi... Mahalle doktoru evinde deilmi ve Victor polise haber vermenin iyi olacan dnm, polis de ambulans gndermi... Ona haince bakyordum. - Sonra? - Sonra hi. Hastaneye ulatrldnda ok gemi, onlar da buraya bize gndermiler... - Kaza saat kata olmu? - Saat on buua doru... leyin onu getirmilerdi... Annem bana telefon etti... Andre'yle koup geldim... Sana ulamaya alt, Sorbonne'un sekreteryasna telefon etti... Kzardm, korkuya kapldm, ona ne cevap verdiklerini merak ettim. - Seni bulamadlar... Kimse nerede olduunu bilmiyordu... Ben biliyordum. Babam lrken, ben SaintMichel Bulvan'ndaki bir kahve terasnda, yan masadaki kza aptal aptal glmseyerek bira iiyordum. Onu eve getirdiklerinde, biz Seine kylarndaki hana doru arabayla yola kmtk ve salonu cenaze odas haline getirdikleri srada ben seviiyordum. Ellerimde hl kzn ve katrtrnaklarnn kokusu vard. Gidip ellerimi ykadm. Bir banyo yapmak, arnmak isterdim. Kendimi aalk biri gibi hissediyordum. - Ne yapacaksn? - Aa ineceim... -Demek istediim bu deil... Gelecekten bahsediyorum, annemizden, evden... O her eyi dnyordu! Ben, zellikle annemin hareketini hatrlyordum, kocas len annem byk bir doallkla gsme atlmt. Babam kadar uzun boyluydum, onun kadar geni deildim, sert de deildim. Ama gene de ailenin erkei oluyordum. - Haydi. nce sen in... Ve ellerimi kurularken, aynada, kaslm yzme, sorularla dolu gzlerime bakyordum. Halk Cephesi iktidar ylyd. Bunu biliyorum nk cenaze alay, balarn zerinde krmz bayraklarn, pankartlarn, flamalarn salland bir kortejle karlam ve cenaze alay geerken gstericilerin hemen hemen hepsi kasketlerini karmlard. stnde sallanan bir yumruk resmi olan duvarlardaki afiler de gzmn nne geliyor. Kz kardeimin geceyi kocasyla birlikte evde geirmek iin bulduu bahaneyi hatrlamyorum. Bu ilk gecenin anneme ok zor gelmesinden korkmutu belki. kindiye doru, doumumuzdan beri bize bakan Doktor Chollet, geerken uram gibi, annemi grmeye gelmi ve ona bir msekkin vermiti. Sonuta akam yemeini Louise ve enitemle beraber yemek, sonra da bir sre onlarla oturmak zorunda kalmtm. Ne derece bir yabana haline geldiimi o zaman anlamtm. Son yl eve sadece yatmak iin giriyordum ve ailemle yediim yemeklerin says parmakla saylacak kadar azd. Bana tandk gelmesi gereken ayrntlar beni artyordu. Ad Frida olan Alsace'l hizmetiyi zor tanmtm.

O da, babam lr lmez, bana evin efendisiymiim gibi davranmaya balamt. Onun gznde yalnzca bir damat olan Louise'in kocasna ayn saygyla bakmyordu. - Bir karar aldn m Felix? Bu konuda ona uymamakta, onunla hibir ey tartmamakta inat ediyordum. - Ne de olsa bilmem gerek. Eer irket satlacaksa, annem hi kukusuz gelip bizimle oturacak. Bir art dncesi mi vard? Bu konuda bir ey sylememeyi tercih ederim. Onlarla, nezaket icab, bir yarm saat daha kaldm, sonra gidip yatmak iin bamn ardn bahane ettim. Ertesi sabah erkenden gitmi olmallar. Aklmda kalmam. Gne yznden hemen hemen tm panjurlar kapal olan evi ve dardaki ar scak havann hrtsn gayet iyi hatrlyorum. Annemle ben ilk defa kar karya yemek yedik ve ona bakarken bir yandan da ka yanda olduunu hesapladm. Babam elli bir yandayd. Annemden drt ya bykt, demek ki annem krk yedi yandayd, bu bana yal gibi geliyordu. Son gn insanlarn durmadan: - Bu kadar gen gitmek! demeleri beni hayrete drmt. Benim gzmde babamn dolu dolu bir hayat olmu ve kendi payna deni almt. O gnk gidi gelilerimizi hatrlamam imknsz. Tek bildiim, leden sonra odamdan aa indiimde annemi, nadiren ayak bastmz, bir blm cameknl kk bir oda olan alma odasnda bulmu olduum. Onu baka her yerde aramtm ve onu gelen mektuplara dalm bir halde grmek beni artmt; taktm nadiren grdm gzln takm olmas beni daha da artmt. Doktor ona okurken ya da yazarken gzlk takmasn syleye-li ok olmamt. - Seni rahatsz etmiyorum ya? diye sordum beceriksizce. Bana yznde ilk defa grdm bir tebessmle glmsemiti; bu tebessm hayatnn son gnlerine kadar kaybetmedi; ac-tatl bir tebessm, ok defa sinirime dokunmutu, zellikle yllar sonra. Neden bilmem, ocukluumda kadnlarn yar-matemdeyken giydikleri mor rengini hatrlatyordu bana. - Beni asla rahatsz etmediini gayet iyi bilirsin. - Ne aryorsun? - Yeni gelmi olmas gereken bir mektup Victor'a lazmm. - Sana yardm edeyim mi? O zaman birdenbire, bana bakt anda, kararm verdim. - Biliyorsun anne, bana gvenebilirsin. - Ne demek istiyorsun? - Kalyorum. i renmeye alacam. - Babann ilerini mi devralacaksn? - Neden olmasn? - Mesleini, renimini, ektiin btn zahmeti feda m edeceksin? kimiz de hile yapyorduk. O benden bunu bekledii halde, kararma arm gibi yapyordu. Benimse baka k yolum yoktu. - Hoca olmay o kadar ok istemiyorum. - Kendini yap iskelelerinin stnde gznde canlandrabi-liyor musun? - Belki de oraya kmam art deildir. Bana yardm edecek kiiler olacak, hem Victor var, beni yava yava konu hakknda bilgilendirir. - Bunu benim iin yapyorsun deil mi? - Yok canm! On yl boyunca ilikimizin rengi bu olacakt. Beni itenlikle pt, ama gsme kapanmad. - Emin misin Felix? Bir gn piman olmayasn? - Yarndan tezi yok Victor'la beraber almaya balayacam. Ad Victor Michou'ydu ve aa yukar babamn yandayd, uzun olduu kadar geni bir bedeni, greilerinki gibi bir boynu, omuzlan ve pazular vard. Memleket turunu kalfa olarak tamamlam olmaktan az gurur duymuyordu hani, mesleini renmek ve sonunda usta payesine erimek iin ehirden ehire, eyaletten eyalete gitmiti. Annemden de ufak tefek bir kadnla evliydi ve tek zntleri ocuklarnn olmayyd. - Greceksiniz Msy Felix! Eitim grm, bilgili biri iin zor deildir. Ben okulu on iki yanda braktm ve

u kafama birtakm eyleri sokmam yllar ald... Babamn zamannda Msy Beauchef adl bir muhasebeci haftada bir leden sonra gelip defterleri tutard. Ben bize tam bir gn ayrmasn saladm, sonra ikiye kt, sonunda da yalnz bizim iin almaya balad. Notere gittik ve Louise'e mirastan den payn demek iin bana be yl mhlet tanyan bir anlama imzaladm. Hayatmn bir baka tablosu bu; bir ncekinden bambaka renkte, bir sonra gelecek olandan da ok farkl. Annem, beni artarak, yalnz iletmeyle ilgilenmekle kalmyordu, ilerden benim sandmdan daha ok haberdard. Bu da bana, ba baa olduklarnda babamn ona bunlardan bahsettiini dndrd. Belki frsat bulduunda ona danyordu bile. Mterilerin, tccarlarn, iilerin isimlerine ainayd, sk sk duyduum ama anlamlarna kafa yormadm teknik terimlere de. antiyelerin hangi safhada olduunu biliyordu, mimarlarn ouyla da tanmt. Ac-tatl bir tebessmden bahsetmitim. Bu kelime varoluumuzu nitelemekte kullanlabilirdi. Hayatmzn tekdze bir tatll vard diyelim. Annem ve ben birbirimizi seviyorduk, ama onu pek iyi tanmadm fark etmitim ve muhtemelen o da benim hakkmda ayn keifte bulunmutu. - Artk renci olmadna gre askerlik grevini nasl halledeceksin? - Tecilim bir yllna geerli. Sonrasna bakarz. Beni bu dertten kz kardeimin kocas Noblet kurtard, bunu teslim ettiime zlyorum, zira ona minnet borlu olmak gcme gidiyor. Onunla hi kavga etmedik. Yaknlamaya da almadk. Bir yabancnn ailevi meselelerimizle ilgilendiini grmek houma gitmiyor diyelim. Tand bir milletvekili ya da senatr vard, dula bakmakla ykml olmak sfatyla, askerliimin iki yl daha tecil edilmesini salad. Sanlabileceinin aksine, iime gayet iyi uyum saladm. Victor ve Msy Beauchef sayesinde ksa zamanda ayrntl bir inaat giderleri listesi hazrlayacak duruma geldim, mimarlar da bana yardm ettiler. Daha sonralar, Fernand Dinaire adnda, otuz yanda, faal ve zeki, birka yllk deneyimi olan bir gen, iler daha da genilediinde ustaba olarak ie alnd. - Evlenmeyi dnmyor musun Felix? Hayatnn sonuna kadar byle kalamazsn ya... Elbette ki annem evlenmemi hi istemiyordu. O ve ben bir anlamda kan koca gibiydik. Bana, hl kimi evrelerde aile reisine gsterilen saygyla, eskiden babama davrand gibi davranmay alkanlk haline getirmiti. - Neden akamlar daha sk kmyorsun? Bir deiiklik olur. Senin yanda insann dostlar, kz arkadalar olmal... Beni yoklamak iin byle konuuyordu, zira, aslnda, haftada bir veya iki defa gezmeye kyordum ve cumartesileri annemi sinemaya veya tiyatroya gtrmeyi alkanlk haline getirmitim. - u gen kza bak, nc sradaki. Sence gzel deil mi? ok kibar bir tebessm var! 1938'de evin dn ve iini boyamaya, mutfa modernletirmeye, alma odasn bytmeye ve ikinci bir banyo yaptrmaya karar vermitik birlikte. - Elinde hi kitap grmyorum neredeyse. Eskiden ne kadar ok okurdun! Doruydu. Neredeyse akamdan sabaha okuma zevkini kaybetmitim. Quartier Latin'deki uyuukluumdan kp bir bakasna gmlmtm. Ayn anda birden fazla eyle ilgile-nemiyordum herhalde. Ciddi bir mteahhit olmutum ve artk yam gvensizlik uyandrmyordu. Baka trl giyiniyordum. Yap olarak genilemitim. Daha kararl admlarla, daha erkeke yryor ve kendinden emin bir tonda konuuyordum; bazen de, antiyelerde kabaca konutuum oluyordu. Bir rol oynadm, hayatmn her dneminde farkl bir kiilie brndm sanmyorum. Kendimi bir inaat mteahhidi olarak dnemiyordum, ama yleydim; Saint-Michel Bulvar'nda hakiki bir renci olduum gibi. Ertelene ertelene, askerlik grevim sonunda gelip att. Austos 1939'da klaya girdim, Versailles'dayd, gene ailevi sorumluluklarm sayesinde. Sava ilan edildiinde henz eitimimi tamamlamamtm ve tfek kullanmay daha yeni yeni reniyordum. hafta sonra, 1914'te babama da olduu gibi, Puteaux'ya gnderildim ve hava saldrsna kar snaklar ina etmekle grevlendirildim. niforma giyiyordum. Seferberlik srasnda oraya buraya dalm olan

iilerimden birka, zel birlie atanm yedekler olarak bana geri gelmilerdi. Almanlar Paris'e girdiklerinde, sivil giysilerimizi srtmza geirmekle yetindik. Almanya'ya gtrlmemden korkan annem, askeri eyalanm sabrla yakt. Kaskm ve gaz maskem hl Seine Nehri'nde, kprnn aasnda olmal. Toplu gle boalan Paris yava yava doldu. Karneye balanmaya, besin kartlarna, pencerelerdeki siyah perdelere, sokaklarn karanlna ve boucu bir atmosfere altk. Bir sreliine, kendimizi adeta hayatn dnda hissettik. Frida nmze bir para tereya ve et koymak iin mucizeler yaratyordu. Bir adet yumurta lks oluyordu. Ben de birka torba kire veya imento elde edebilmek iin ayn lde glk ekiyordum. Yaplacak en akllca ey grnmez olmak, kendi zerine kapanmakt. Malzeme olmadndan inaat yapamyordum. Almanya'ya gitmemi olan birka ii ile Victor bize verilen tamirat ve dzenleme ilerine yetiyorlard. - Zavall baban hl hayatta olsayd... Louise'in kocas ok faaldi. Kz kardeimi ve onu nadiren gryorduk. Kstlamalara ramen iyi giysiler, iyi ayakkablar giyiyorlar ve refah iinde grnyorlard. Noblet'nin savatan sonra Rouen'a yerlemesini salayan eyin karaborsada kazanlan para olduunu dnmek iin hakl sebeplerim var. Duvarn br yanndaki yeni evdekilere gelince, yaptklarn saklamyorlard ve kurtuluta, balarna dert amamak iin tam zamannda svtlar. Cassegrain'in kamyonlar bar zamanndaki gibi vzr vzr iliyordu, hatta iki yeni kamyon bile vard. - Sence Julie bunlar yapmasna gz yummakla hata etmiyor mu? Gnn birinde bu iin kt biteceini dnmeden edemiyorum. Bunda biraz da bizim hatamz var, babanla benim. Onun bu ocukla evlenmesine izin vermemeliydik. Leonore halamdan bir tek kez sz edildi, o da Kuzey Afrika'ya karma yapld gn. - Cezayir'de neler olacan ve Leonore'un hl orada olup olmadn merak ediyorum. 1943'te, bir alarm srasnda snakta rastladm bir gen kzla aylar sren bir ilikim oldu. Az beslenmi bir hali vard. Gzleri daima endieliydi, Washington Soka'ndaki mobilyal bir dairede yan yana yattmz zamanlar bile. Ad Irene'di, Irene Lautier. Her halkrda bana syledii isim buydu. Merdivende her ayak sesi duyduunda srard. - Korktuun nedir? Sokakta daima takip edildiinden, burada da seni tutuklamaya geleceklerinden korkar gibisin. -Sus! - Yahudi de deilsin ki. - Ya olsaydm? - Yahudi tipi yok sende. -Senin iin fark eder miydi? - Hayr, hi. Savatan nce siyasetle hi uramamtm. Hibir renci derneine ye olmamtm, Halk Cephesi de beni ne korkutmu ne sevindirmiti. Bu da m tembelliimdendi? Kitle hareketlerinin beni ilgilendirmeyiinden deil miydi daha ok? Paris'te Alman niformalar grdmde kendimi kk dm hissediyordum. Yahudiler'e kar yaplan kt muamelelerin ancak yansna inanyor, her iki tarafn propagandasna da pheyle yaklayordum. - Dinle Felix, eer sal gn beni buluma yerinde grmezsen, bunu sana vereceim adrese gtr. Sakn daha nce gitme. renmeye de alma. Boynunda tad gm, kk bir Meryem Ana madalyonunu kard. - Bizzat teslim et. Kt bir pazar gn geirdim ve sah gn, Marbeuf metrosunda, cebimdeki kk madalyonu evirip eviriyordum, irene gelmemiti. Adres, Rennes Soka soldan drdnc binadaki burjuva bir dairenin adresiydi. Bina yan yanya bo grnyordu. Kiraclarn bir ksm ya serbest blgeye ya da ngiltere'ye snm olmalydlar. Zili kere aldm, kapnn te yanndan hibir ey duymadm ve bir an bunun bir tuzak olduu geldi aklma. Sonunda kap sessizce ald ve kr sal, yakalksz ve terlikli, orta yal bir adam tek kelime etmeden bana bakt. - Msy Demaret?

- Sizi irene mi gnderdi? - Evet. Size bunu vermemi rica etti. Beni ieri buyur etmedi. Kapnn aralndan, salondaki hallarn durulmu, mobilyalarn stne klflar geirilmi olduunu grdm, minenin zerinde byk, kuruni mor renkte bir ayna vard. Elini uzatrken dilerini skt, nesneye bakmad. - Teekkr ederim. Bu sz g bela azndan karmak iin harcad abay hissettim. Sonra kapy kapatt ve baka hibir ey duymadm. Eer yanlmyorsam bu sahne Ocak 1944'te gemiti. Birka ay sonra Normandiya'ya klm, Paris kurtulmu, Champs-Elysees'de geit trenleri yaplmt. Birok geit treni yaplm olmal. Kendi payma ben iki tanesini grdm ve hayatm bir kere daha deitirenin Zafer Geidi mi -yle diyorlard- yoksa Eisenhower'n da katld Amerikallar'nki mi olduunu hatrlamyorum. Bildiim, yaplan ikinci geit treni olduu. Birincisinde Champs-Elysees'nin yuvarlak kavanda, kalabaln arasnda, Figaro binasnn duvarna yapm bir halde duruyordum ve hemen hemen hibir ey grmedim. kincisinin arifesinde Victor bana yle dedi: - Eer ilginizi ekerse size bir tiyo vereyim. Arada srada grdm eski arkadalarmdan biri Claridge Oteli'nde ikinci kapcdr. Gidin grn onu, benim gnderdiimi syleyin, sizi atya karacaktr. Dz, geni bir ats var, parmaklkla evrili, oradan btn Paris grnr. Bylece geit trenini herkesten daha iyi grrsnz... Gittim. Annem de benimle gelecekti. Kalabalktan korktuundan son anda vazgeti. Gerekten de Victor'un arkada beni merdivenlerden ve servis koridorlarndan geirerek atya kard. Claridge Oteli azna kadar niformallarla, tm mttefik lkelerin generalleri, albaylar, amiralleriyle doluydu, aralarnda hayatmda ilk defa grdm Ruslar da vard. Sivillerin hepsi resmi ahsiyetlerdi, zira otel hkmet tarafndan tutulmutu. Her pencerede, her balkonda su gibi ampanya ve viski akyordu; her yerde kzlar glyordu, onlar da niformal veya ak renk elbiseliydi. at neden bo gibiydi? Otelde kalanlar phesiz oray akl etmemilerdi, ya da yolu bilmiyorlard. Toplam on kii vardk. Yanlarnda hi phesiz bir gn nce tanmadklar iki kz olan drt Amerikal bir sandk dolusu ampanya getirmilerdi ve atya oturmu, srtlarn Champs-Elysees'ye dnm, imekten baka bir ey dnmyorlard. Benden epey uzakta, parmakln nnde, birbirine sarlm bir ift grdm. Ben aaya, kalabala, sra sra askerlere, tanklara, toplara, bandolara bakarken, bamn yirmi metre kadar stnden uaklar geip duruyordu. Bir ara, sa tarafmda birinin olduunu fark ettim. Kesimi asker niformalann hatrlatan, denizci mavisi bir tayyr giymi gen bir kz ayn parmakla dayanmt ve hlyal hlyal ayaklarmzn dibindeki gsteriyi seyrediyordu. Ona nasl seslendim hatrlamyorum. Fransz olup olmadn, ardndan da ordudan olup olmadn sormu olmalym. Hayr dedi, otelde kaldn, Desmarais diye birinin sekreteri olduunu, ksa bir sre nce onunla Londra'dan geldiini syledi. Adam albay niformas tayordu ve ona Claridge'de bir sitte kalma hakkn veren nemli bir mevkide bulunuyor olsa gerekti. - Ya siz, siz neredeydiniz? - Evimde, Puteaux'da. Bir bardak bir ey isek? nsanlarn arasndan geerek otelin barna doru bouna ilerlemeye altk, o srada pantolonuma bir kadeh ampanya dkld. - Arka taraftan kalm. Ponthieu Soka daha sakindir. Dar kmadan nce onu mnasebetsiz ellerden korumak durumunda kaldm, ama gene de be alt erkein onu oburca pmelerini engelleyemedim. Benim niformam yoktu. Onlarn hemen hemen hepsi niformalyd. Belki onlar kskanm-mdr. Az nceki durumun tersine, soka getikten sonra girdiimiz bar bir huzur limanyd. - Ne iersiniz? -Buzsuz bir sko. Ad Anne-Marie Varennes'di ve ay sonra onunla evlenecektim. 20 Kasm aramba

Saat akamn 10'u Dn yazmadm, tembellikten deil, syleyecek bir eyim olmadndan da deil. Fikirler, anlar, bunlardan bende fazlasyla var ve bir an nce kurtulmak iin asabi bir acelecilik gsteriyorum. Sanki sonuna kadar gidemeyeceimi, bir olayn meydana gelip bir kere daha her eyi tartma konusu edeceini hissediyorum. Ne olduunu bilmiyorum. Her yanm bir rahatszlk, belirsiz bir sknt sard, Madam Annelet'nin bak ise bunu datmaktan uzak. Bildiine, gelimeleri merakla izlediine kalbm basarm. Neyin gelimelerini? Hastalmnnkileri deil. Bundan kimseye bahsetmedim. Bu konuda dnmeyi reddediyorum. Hastalktan oldum olas nefret etmiimdir, bizi lme yaklatrdndan deil, bizi klttnden, bizi bakalarnn insafna braktndan, onlara baml kldndan. Bu dnce daha lisedeyken beni isyan ettirirdi ve bozulmaya yz tutmadan, babam gibi bir kazada lmeyi dilerdim. Patronuma laf olsun diye byc demedim. Kediler de her eyi bilir grnrler. Falcla inanmam ama, daha dn sabah, celp konusunda, tutumunu nasl tesadfe yormal? Postac saat sekiz buua doru geer ve her zaman beni: - Ne gzel gn! diye selamlar. Yahut da: - Ne pis hava! diye. Dn gzel bir gnd. Rzgr douya dnm ve gne kmt, henz soluk, fakat adeta nee saan bir gne. Postac postay tezghn zerine brakp gitti. Faturalar, kataloglar, reklam brorleri. Madam Annelet az mektup alr. Sekiz yldr, Beaumarchais Bulvar'na benim adma tek bir tane gelmedi. Ne var ki dn sabah, polis karakolunun baln tayan, prtkl bir zarfn stnde gerekten de benim adm ve soya-dm vard. inde resmi bir kt, bo yerleri mor mrekkeple doldurulmutu. Msy ... (soyadm elle yazlm) ///. Blge Perrie Soka'ndaki bakomiserlie ... (morla: 21 Kasm) gn... (yine morlar ahsnz ilgilendiren bir konu) iin gelmeniz rica olunur. bu celbi yannzda getirin. Pembe kd cebime tkp ve faturalar ve brorlerle yukar ktm. Krtrlan kt sesi kmamt. Sadece birka saniye gecikmitim. Madam Annelet zarflara bir gz att, sonra bana bakt. - Hepsi bu kadar m Felix? Evet anlamnda bam salladm. - Emin misiniz? Krk sekiz yanda, bir ocuk gibi tuzaa dmek utan verici deil mi? Halbuki kzarmam, yzm de seyirmelerin derimin kvrmlarnda kaybolacaklar kadar prsk. - Hakikati neden benden gizliyorsunuz? Celpi ona uzattm ve bir an bu iin altnda patronumun olduundan phelendim, ki bunun mantkl bir taraf yoktu. - Sizden ne istedikleri konusunda bir fikriniz yok mu? -Yok. - Kpeinizi tasmasz brakmadnz ya, ya da herhangi bir sebepten ceza yemediniz ya? O halde bunun pazartesi gnk telefonun devam olduunu dnmek gerek, yle deil mi? Olabilir. Her halkrda gemile ilgili. Kdn evime deil de kitapya gelmi olmas bunu kantlyor. Dzenli olarak ayn karakola kaydm yaptrrm, yani kaytlarnda ev adresim var. Aramak zahmetine girimeyip kendilerine verilen adresle yetinmiler. Ama bu adresi onlara kim verdi? - Neyse! Perembe gn cevab reneceksiniz. Dn bu deftere yazmaymn sebebi bu da deil. Bu defterin bir eit kt alkanlk olmadn kendime kantlamak istedim. Bib'le dolamaya ktm, kaideyi bozduum her seferinde kafas karr. Benim yaadm seyreden yalnz Madam Annelet deil. Kpeim de tank rol oynuyor. Vosges Meydan'nda her zamankinden daha uzun oyalandm, karanlk ktkten sonra hi ho olmuyor, nk demir parmaklklar kapatyorlar ve bir banka oturamyorsunuz. Anne-Marie'nin pencereleri saat alt buukta karardlar, bu da ender olan bir ey. Belki de kendime bir gnlk mola vermiimdir, zor bir dneme girdiim iin mi? Kiiler ve eyler hakkndaki fikirlerini, en azndan grnte deitirmeyen pek ok insan tandm. Yahut deitirseler de olduka uzun bir sre sonra deitiriyor ve hemen yeni bak alarna yapyorlar. Ben byle deilim, zellikle mahkemeden, Sante hapishanesinden, Melun'den beri. Daha gerilere de gidebilirim. Bu durum Anne-Marie'yle balam olmal. Onunla beraber alt yl yaadm. Haftalar, aylar boyunca onun hakkndaki fikrim deimezdi. Sonra, birden, nemsiz bir olayn, bir szn, bir tavrn ardndan, onu belli bir sre farkl gzlerle grrdm. Bazen deiiklik ayn gn iinde iki defa olurdu.

Yataktan kalkarken, tra olurken, broya veya antiyeye gitmek zere ondan ayrlrken, uzakln iinden ona glmseme ve onunla scak bir temas kurma hayaliyle mutlu mutlu ark mrldanrdm. leyin eve dndmde bazen krc, hayalsiz bir adam olurdum, ona adeta rntgen cihazndan bakar gibi bakp hayatnda ne aradn kendi kendine soran bir adam. lk defterimde, klarn karlamalaryla alay etmitim. -Neden ben? - nk sen farklsn. - Siz de farklsnz. Sonra, daha sonra, birka saat veya birka gn sonra: - Sensiz yaayamam. - Karlamamz bir .nucize. Ne olurdu eer... Mucize mi? Bak asna gre deiir ve benim bak am yle sk deiti ki kukucu, gvensiz oldum. Askeri bir geit treni yapld gn benim Claridge Oteli'nin atsnda bulunmam bir mucize mi yoksa bir lanet miydi bilemiyorum. Bildiim, ertesi gn sabah saat onda Puteaux'ya dndm. Otuz yandaydm. lk defa darda yatmyordum. Annem bana hi sitem etmedi ve ilk sorusu u oldu: - Kahvalt ettin mi? Claridge'in giriinin yannda bulunan kafe-barda kahve iip kruasan yemitim. Yzmn her gnk yzm olmadn biliyordum. Alev alev yanyordum, hassaslamtm; gzlerim parlyordu ve iimdeki cokuyu belli etmemeye alyordum. - yi elendin mi? - ok iyi. Doru kelime bu deildi ve annem bunu biliyordu. Bugn arak eminim ki o andan itibaren aramzda bir eyler deimiti ve annem sonradan olacaklar tahmin etmiti, oysa benim en ufak bir fikrim yoktu. O gece Anne-Marie ve ben Champs-Elysees civarndaki o dev akhava elencesinde ok imi, bir eyler yemi ve ok da konumutuk. Paris'te baka yerlerde neler olduunu bilmiyorum, nk bizi de halkalarna katp srklemeye alan, dattka datan insan kmelerine aldrmadan olduumuz yerde durmadan dnyorduk. Onu korumak iin ok gemeden beline sarldm, kalalarmz birbirine dee dee yryorduk. Hareketlerimiz abucak birbirine uyum salad ve arada srada, her birimiz tekinin gzlerinde byleniinin yanssn grmek iin, bakyorduk. Soyad Varennes idi. Lyon'da domutu. Babas savatan nce orada gazeteciymi. Almanlar Hollanda'ya girdiklerinde gelecei ngrm ve ailesini Londra'ya gtrm. 1940'ta, tek ocuk olan Anne-Marie on yedi yandaym. kinci olgunluk snavn vermesi gerekiyormu. Pimlico semtinde, nnde Paris pazarlanna olduka benzeyen bir akhava pazar olan, iki odal bir ev bulmular. Babas BBC'de alm. Annesi Franszca dersleri vermi. Btn bunlar kafamda, ksa bir sre nce tank olduumuz askeri birliklerin geidiyle birleiyordu. Almanlar'n Londra'ya yaptklar hava saldrs da. Hava saldrsndan, alarmlardan, gkteki uaklarn grltsnden, bombalardan ve bir an sallandktan sonra ken binalardan bahsediyordu bana. - Siz ne yapyordunuz? Ona henz sen diye hitap etmiyordum. Sabahn drdne veya beine doru sen diyebildik ancak. - ngilizce reniyordum. Babam bana France Libre radyosunda bir i bulmaya sz vermiti. Buna vakti olmam. O ve kars, bakalaryla birlikte, bir snaa doru giderken nnden getikleri bilmem hangi kilisenin ykntlar altnda kalmlar. - Onlarla birlikte dan kacaktm. Bilmem neden, son dakikada evde kalmaya karar verdim. Her eyi bilmek istiyordum. Soru stne soru soruyordum. Tabanlarmz ate gibi yanncaya kadar yryorduk. Sonra bir bara giriyor ve iiyorduk. Halka dans etrafmzda sryordu ve dnda kalmamza ramen onun ritmini izliyor, cokusunu paylayorduk. - Msy Desmarais babam iyi tanrd, alt yerde bir i ayarlayarak beni dertten kurtard. Koca bir blm ynetiyordu. - Ka yanda? Sorum onu gldrd. - Bilmiyorum. Sormadm. - Gen mi, yal m? - Ne gen, ne yal. Belki otuz be yanda.

- Kars onunla birlikte Londra'da myd? - Hayr. Daha ilk gnlerde Calais'den gemiye binmi ve kars onunla buluamam. - Onun sekreteri mi oldunuz? - Hemen deil. Birka ay sonra. Onu hi grmedim. Byk bir ihtimalle onunla hi karlamayacam. Nerededir, ne olmutur bilmiyorum. Fiziki grn hakknda hibir fikrim yok; uzun mu ksa m, sansn m esmer mi bilmiyorum, ama gene de, yllarca, aklm en megul eden insan o oldu. Bugn bile, ondan nefret etmediimden emin deilim. Geit trenleri ve Claridge gnlerinde srad albay ve bilmem hangi servisin efi olan Desmarais, sonradan devlet mstear oldu, ama gazetelerde resmini grmedim ve ilk hkmet deiikliinde siyaset sahnesinden kayboldu. Gece ilerliyordu. Barlar hl dolu ve ok hareketliydi. Bakalar gibi biz de dans ettik. atlarn hatlar, pembeye alan daha aydnlk bir gkyznde belirmeye baladklarnda kendimizi yine sokaklarda bulduk. Ona sormaya cesaret edemiyordum. O da ayn eyi dnyor olmalyd. Eer birbirimizden byle ayrlrsak her eyin biteceine, geriye biraz lgn bir gecenin hatrasndan baka bir ey kalmayacana inanyordum. - Yorulmadnz m? - Hayr, hi. Az kalsn ona Boulogne Orman'nda gnein douunu seyretmeye gitmeyi nerecektim. Kapcnn baklar altnda, karar vermeyi her seferinde erteleyerek, Claridge'in nnden geip duruyorduk. - Sinirime dokunuyor! dedi birden. Karar verip vermeyeceimizi merak ediyor sanki... Onu usulca dner kapya doru ittim ve kendimizi ssz lobide bulduk. - Kanc kat? diye sordu asansrdeki ocuk. - Altnc! diye cevap verdi. Korkuyordum, fiziksel, acl bir korku, sonuna kadar gitmemizi engelleyecek bir eyin olmasndan korkuyordum. Bizi otelin arka tarafna gtren, giderek daralan koridorlardan getik. Kaplarn nndeki ayakkablara bakyordum. ok yksek topuklu iskarpinlerin yannda duran kzla alan sar deriden bir ift izmeyi gstermek iin beni durdurdu. - Kim bu? diye sordum. Bilmediini belirtircesine omuzlarn silkti. - Bir general muhakkak! Kapsn at. Kapy kapattm ve tek kelime etmeden stne atladm. O da bunun nemli olduunu, bu hareketlerin hayatlarmz tmden deitireceini seziyor muydu? Bunu dnmyordum, fakat gergin, vahi, neredeyse zalimdim. Cann yakmak istiyordum ve onu sanki yok etmek istercesine kucaklyordum. Sonradan, sanki ikimiz de ayn soruyu soruyormuasna baktk. Heyecandan rengimiz atmt. Glmseyiimizde hafiflikten eser yoktu. - Desmarais kanc katta kalyor? - kinci... Yksek mevkili kiiler veya yeni heyetler geldiinde bu deiiyor... Sabah karken, dndnde eyalarn ayn odada bulacandan hi emin olamyorsun... - Daha nce buraya kt m? Anlad. - Hayr. - Ya Londra'da? - Evet. - Sen on yedi yandayken mi? - Biraz daha sonra. - Broda m? - Savoy Oteli'ndeki odasnda. - lk defa myd? - Evet, bakireydim. - Bu durum devam etti mi? - Birka ay. Neden boazm tkanyor ve gsme sanclar saplanyordu? - Bakalan oldu mu?

- Elbette. - Ya imdi? Ban evirdi. Yan yana yatyorduk ve elini elimde tutuyordum. - Sanki bu durum sana ac veriyor gibi, halbuki o kadar az nemi var ki. - Bizim iin de geerli mi bu? - Henz bilmiyorum. Belki de deildir. Eh ite! Biz de, dierleri gibi, sonunda farklla varyorduk. Bizim gecemiz farklyd. Herkes gibi sevimi olsak da farkl nedenlerdendi! - Son defa ne zaman oldu? - Geen hafta. aramba gn. - Desmarais ile mi? natla dnp dnp ona geliyordum. - Hayr. ngiliz bir havac. - Hl Paris'te mi? - Ertesi gn filosuna katld. ngiliz havacya ve dierlerine aldrmyordum. - Ya Desmarais'yle? - Biteli ok oldu. - Neden? - Belli bir nedeni yok. yle bitiverdi. - Beni tekrar grmek istiyor musun? - Bundan biraz korkuyorum. Samimiyet derecesi neydi? Ya benimki? Alkoln pay? Geit treninin ve zincirinden boanm binlerce askerin yaratt atmosferin pay? Merakmzn sonu gelmeksizin konuuyorduk ve birbirimize tekrar sarldmzda ciddi ve biraz da hznl bir ekilde sevitik. - Ayn ey miydi onunla da... Hangi ismi telaffuz edeceimi bildiinden parman dudaklarmn stne koyuyor ve alamamak iin kendini tutarak ban sallyordu. Daha sonra zile basp garsonu ardm, bize bir ie viski ve soda getirdi. Ortalk apaydnlkt. Oda dard, lks yoktu, byk otellerde mterilerin ofrlerine ayrlan odalardan biriydi. - Niin evlenmedin? - Hibir kadn bende bu istei uyandrmad. - Yalnz m yayorsun? - Annemle. Gece boyunca gldmz gibi bizi yeniden gldren neydi hatrlamyorum. Byle glerken, son defa vcutlarmz karlat, bu arada otel seslerle ve gidip gelenlerle doluyordu. - Grdn m? Kskan deilim. Seni seviyorum. Bunun doru olup olmadn kendime sormuyordum. - Ben de, diye cevap veriyordu ayn bakla. - Bu akam? - Olabilir. - Ponthieu Soka'ndaki kk barmzda m? Zira imdiden bizim kk barmz vard, girdiimiz ilk bar. - Saat sekizde? stnde pijamas ve beyaz benekli mavi sabahlyla beni asansre kadar geirdi. - Sanrm yatmaya gideceksin, dedi annem. Uykum yoktu. Hl yerimde duramyordum. Gene'de sonunda uyudum ve leden sonra e doru uyandmda azmn iinde ac bir tat vard. Zavall yal Bib! Senden zr dilerim. Topunu iki kere hi inanmadan, zor bir yer arama zahmetine girmeden sakladktan sonra, hl oynamak istediini anlamazlktan geldim. Israr etmedin, ama yatan zerinde uyuklamaya gidecek yerde, masann altnda ayaklarmn dibinde ylp kaldn. Alkanlklarmzda meydana gelen btn bu deiikliklerin seni endielendirdiini hissediyorum. nsanlar gibi sen de

gelecein sana neler hazrladn merak ediyor musun? Sen benim kpeimsin. Bana ait olduunun bilincinde misin, yoksa tersine, kafanda, ben sadece seni beslemek, dolatrmak ve seninle oynamak iin mi varm? Soru o kadar gln deil. Kendime daha tuhaflarn soruyorum. Al ite! Birden aklma geldi. ylesine severek yaptn ve beni elendiren numaralarn, onlar sana reten ben deilim. Benden nce baka bir sahibin vard, onlar sana retme keyfini yaayan veya zahmetine katlanan. Onu kskanmak hi aklma gelmedi. - Benim olmasn istiyorum! Daha nc, ikinci, belki de ilk gnden itibaren. Onun benim olmasn istiyordum, hrsla, yumruklarm skacak, sanki btn dnya onu benden almak iin komplo kuruyormu gibi yoldan geenlere ters ters bakacak kadar. Benim! Bu tam olarak ne demek? Vcudunun sadece benim tasarrufumda olmas m? Biri benle byle konusa fkelenirdim. Onu btnyle istiyordum, sadece bugnk varln deil, gemi ve gelecekteki varln da. Babasn kskandm oldu, nk onu kk bir kzken de tanmt ve o da babasndan hayranlkla sz ediyordu. - Babam senin gibiydi, gl ve sakin. O olduka hibir eyden korkmamamz gerektiini hissederdik. Herkeste ayn izlenimi uyandryordum: gl ve sakin. - Benim olmasn istiyorum! Ve yeniden sradanha dnen kk barmzda onunla bulutuumda, pheci pheci soruyordum: - Onu grdn m? - Bir saat boyunca bana mektup dikte etti. - Baka bir ey? - Elbette ki hayr! Hep Desmarais. Eer o olmasayd baka bir hayalet icat etmeyeceimden emin deilim bugn. Daha fazla benim olmas, ona sahip olduumdan emin olmak iin ne yapmalydm? Onu incitiyordum. Onu eziyordum. Kendime strap ektiriyordum ve gn doarken onu gzyalar tkenmi, hkrmaktan sesi bouklam, yz solgun, imi, pene pene kzarm bir halde grmekten nefret etmiyordum: Bana verdiklerinden baka ondan ne istiyordum? u ana kadar hayatm hatrladm. Hayatma dair olduka geree uygun bir fikir vermeye abaladm. Gene de temelde her ey daha az arptlm deil, nk hayatm bilen yalnz benim. Ve ben bile doru olandan ve daha az doru olandan artk o kadar emin deilim. On yl, yirmi yl daha yaayacak olsaydm, gemi gzme muhtemelen farkl bir adan grnrd. - Bana Lyon'daki hayatn anlat. - Ka yandayken? Her yata! Ama, hey ulu Tanrm, neden byle umutsuzca, bir baka insann kendine ait olmas istenir? Ya o peki? Benim de ona ait olmam gerekmez mi? O da hl birlikte yaadm annemi kskanmayacak m? Sonralar, farkl nedenlerle kskanmt. - Dinle Anne-Marie. Senden onu terk ermeni istesem? Desmarais'yi elbette, gemii, dman, yklacak engeli temsil eden Desmarais'yi. - Baka bir i aramam m istiyorsun? -Hayr. Bir i, erkekler demekti, en azndan bir erkek, ve gnlerinin bir ksmn benden uzakta, benim bilmediim bir ortamda geirmesi demekti. - Karm olman istiyorum. - Deil miyim? - Yasal olarak karm olman, birlikte yaamamz, hi ayrlmamamz istiyorum. - Korkmuyor musun Felix? - Ne'den? - Yanlmaktan. Beni bir haftadr tanyorsun. - Seni seviyorum. Sensiz yaayamayacam biliyorum. . Herkes gibi, evet. Ve bu da dier aklar kadar istisnai bir akt byk ihtimalle. Hibir eyin nemi yoktu. Annem beni gzlerken i ekiyordu. iler bile, kh sevinten

uan, kh surat ask ve yabani bir patronun arkasndan ka gz iaretleri yapyorlard. - Onu ne zaman terk edebilirsin? - stediim zaman. Burada bana pek ihtiya yok, nk elinin altnda istedii kadar memur var. - O halde, yarn? - Yarn sabah onunla konuurum. - Sana Neuilly'de bir oda tutacam, bylece kprden getim mi yannda olurum. - Biliyor musun Felix, ailem bana biraz para brakt. Bana bakman gerekmez. Bunu glerek sylyordu, ama tek bana bu kelime bile yeni bir krize yol amaya yetiyordu. - Benim olduunu unutuyorsun. - Ama bu demek deil ki... Ki ne? Annemi hazrlamak -sanki kendi kendini hazrlamam gibi!- eski eve ekidzen verip daha irin bir hale getirmek ve evlilik ilanlarn bastrmak iin ondan iki ay istedim. Odann kirasn hangimizin deyeceini bilmek nemli miydi? - Sana syleyeceklerim var anne. - Evleneceksin. - Nasl bildin? - Ne zaman? - Mmkn olan en ksa zamanda. Alt hafta iinde. - Baka yerde mi oturmaya niyetlisin? - Neden? Sen rahatsz olmazsan yukarda oturacaz. - Onu benimle ne zaman tantracaksn? - Sen ister istemez. Onu sana daha nce getiremezdim, nk senden ok korkuyor. ekingen biri. - Sahi mi? Annem ilikimizin tarihini gn gnne takip etmemi miydi ve daha ilk karlamamzda Anne-Marie'den sabahn dokuz buuunda ayrldm bilmiyor muydu? Hemen hemen her gece darda yatmyor muydum, det yerini bulsun diye afakta grlt karmadan eve girip yatam bozsam bile? Glmsemesinde beliren alaydan dolay ona kzdm ve o andan itibaren aramzda bir eyler koptu. Grme usulne uygun geti. Scak deildi. Herkes ihtiyatlyd. - ngiltere'de yaadnza gre ay seviyor olmalsnz. Krema m limon mu? Bense bir olay kacak, ikisinden biri bir gaf yapacak korkusuyla titriyordum! - Onun hakknda ne dnyorsun anne? - Tatl, nazik biri. Onu byle dnmemitim. - Ne demek istiyorsun? - Sansn ve daha uzun boylu olduunu hayal etmitim, neden bilmem. Zevkli giyiniyor. - ok sade. Kendi aramzda evlendik, aileden kim var kim yok armadk, hatta kz kardeim Louise'le kocasn bile. Victor'dan ahidim olmasn istedim, Anne-Marie'nin ahidi ise ustabam oldu. Paris'te hi akrabas yoktu, eski patronu ve Londra'dan dnen kiiler dnda kimseyi tanmyordu. Savatan nce Paris'e sadece bir kere, on be yandayken, annesi ve babasyla gelmiti. Cte d'Azur'de iki hafta geirdik, sonra eve dnte yeni hayatmz dzenlemeye altk. Ne grlt koptu, ne yaknmalar oldu. Yzeyde, her ey yolunda gidiyordu. Yemeklerimizi annemle yiyorduk. AnneMarie alma odasna bir el atmay nerdi, ama orasnn yasak blge olduunu anlamasn abuk saladk. Sk sk dar kyorduk, bazen canmz istemese de, nk yalnz kalmann tek yolu buydu. Evde annem tabii ki bamzda durmuyordu. Aksine, fazla saygl davranyordu, bu da onun mevcudiyetini bizim iin daha elle tutulur klyordu. Onu hep grmeye alk olduum yerde, yatan stndeki yerinde olacana, gzmden uzakta, masann altnda uyuyarak beni cezalandran Bib gibi biraz. - Btn hayatn Puteaux'da geirmek niyetinde misin Felix? - Henz bu konuyu dnmedim. - lerin iin vazgeilmez mi? - Hem evet hem hayr. lerin u anda bulunduu aamada hayr, nk baka yerlerde yeteri kadar antiye var. Onu yaralayacam, zeceim, rkteceim korkusuyla yayordum. O da yle. Ayn eyi sylyordu.

- Mutlu musun Felix? - Erkeklerin en mutlusuyum. Sen beni sevdikten sonra! - phen mi var? - Hayr. Evet. Hayr. Evet. Zaman zaman annem gibi dnmeden edemiyordum. Annem Anne-Marie hakknda hibir zaman fikir belirtmedi, fakat tutumu, baklar, zellikle suskunluu sylevlerden daha anlamlyd. - Grrsn olum, yaknda evinin efendisi sen olmayacaksn. Daha imdiden seni istedii gibi youruyor ve bu daha balang. Sonradan olanlar hakikaten Anne-Marie mi istedi? Bir akam lokantada yemek yiyorduk, sarn gen bir kadn kanma doru koup onu sevgiyle kucaklad. - Anne-Marie!... Sen!... - Monique! - Neredesin, ne yapyorsun diye o kadar sk dndm ki... - Seni kocamla tantraym... - Dur da benimkini araym... Adam kendi masalarnda oturuyordu. Ad Cornille'di ve ilk bakta kendini her yerde rahat hissettii anlalyordu. - Dnsene Femand, sana sk sk bahsettiim en iyi ocukluk arkadam Anne-Marie Varennes'i buldum. Lyon'da, ayn rhtmda, kap komusuyduk, u kadarckken... Ah affedersin!... Senin de evlendiini unuttum... imdi soyadn ne?... - Allard... Kocam, Felix Allard... Drdmz ayn masada yemek yedik. - Anlat! Seni grmeyeli neler yaptn? Her Londra konusu aldnda olduu gibi, gene ac ekecektim. Cornille ise, iki kadn sohbetleriyle ba baa brakarak, bana sorular soruyordu. - Hangi daldasnz? - naat. - Mkemmel! Fransa Baron Haussmann dneminde olduu gibi yeniden ina edilecek ve o dnemde olduu gibi mteahhitler servet kazanacaklar. Benden ok daha Parisli'ydi ve rahatlna imreniyordum. - Her ne kadar ben reklamclkla urayorsam da, bu daha byk iler iin bir atlama tahtas. Rzgrn hangi ynden eseceini ilk bizler biliriz... Passy Rhtm'nda modern bir dairede oturuyorlard. Bulumay, birlikte tiyatroya gitmeyi, sonra da kta gece kulplerinde bir eyler yemeyi det edindik, oralarda Cornille daima nl kiileri selamlar, kadnlarn elini perdi. ki kadn sabahtan birbirlerine telefon ediyorlar ve leden sonra buluup maaza maaza geziyorlard. - Monique'i ok mu seviyorsun? - Onu yeniden bulduuma sevindim. - Lyon'daki hayatn hatrlatt iin mi? - Hayr Felix! imdi de Lyon'u kskanmayacaksn ya? Kck kzlardk! - On drt, on be yalarnda kimseye k olmadn m? - Resim retmenime, sarmsak kokan ve geni kenarl bir apka takan beyaz sal bir beydi. Annemin gzleri yle diyordu: - Balyor! Ve bir akam Cornille: - Baksana azizim, artk senli benli konusak? - Nasl istersen. - Kanna Anne-Marie demem cann skar m? eyrek saat sonra o Anne-Marie'yle, ben de Monique'le dans ediyorduk. - Kskansnz deil mi? - Belli oluyor mu? - Kocam konusunda sakn endielenmeyin. Hep kadnlara kur yapar grnr. Bu onun tarz. alm satmadan duramaz. Benden daha gzel konuuyordu, daha prltlyd. Ona benzemeyi, onun gibi hayatla ve insanlarla ustaca

oynamay isterdim. - Ha bu arada Felix, bugnlerde seninle konumalym. Bizi, seni ve beni, ileriye gtrebilecek bir fikrim var. Henz broma gelmedin. Champs-Elysees'den geecein zaman bana burnerhaba demeye ura. Defalarca srar etti, bir sabah beni saat te mutlaka grmesi gerektiini bildirmek iin telefon etti. Oraya gittiimde, ak renk deriden geni koltuklardan birinde siyah takm elbise giyinmi, bakmsz, yadan parlayan ufak tefek bir adam grdm; kafatasnn zerinde tuhaf bir ekilde yatrlm seyrek siyah salar fra izgilerini andryordu. - yi dostum Allard... Dostum Mimieux. Mimieux'yu tanmyorsun, ama tanyacaksn... Paris'te olup bitenlerden en haberdar olan adamlardan biridir, ister gazeteler, bankalar, bakanlklar, ister belediye meclisi sz konusu olsun... Bir eit gizli zel danman, arac, anlyor musun? Hayr. Henz anlamyordum. Mimieux'nun patlak, sarmtrak gzleri vard ve teri karacieri bozuk insanlarnki gibi kokuyordu. - Paris'in tkankln gidermek iin biliyorsun ki... Hl havadan sudan konuulduunu sanyordum. - Montesson yresini, Carrieres-sur-Seine taraflarn bilir misin? - Oradan gemitim. eyrek saat sonra masann zerine planlar yaylmt ve Cornille konuurken odaya dolan ChampsElysees'nin grlts hl kulaklarmda, nk yaz bayd ve pencereler akt. - u araziyi gryor musun? Bize satlmas iin sz aldk ve alt aydan nce stnde havuzlu, lks bir grup bina ina etmeye balyoruz, ad Tour Konutlar olacak. Daha ilk ta konmadan, plan stnde elli drt daire satld. Paris'in en iyilerinden olan mimar ie balad. Mimieux bakanlktan ve ilgili belediyelerden -nk arsa iki belediyenin snrlar iinde- gerekli izinleri almay stleniyor. "Bugn sana sorduumuz u: Bu ite bizimle var msn yok musun? Byk bir para bu, kazana da byk olacak. Malzemeyi, igcn sen bulacaksn, gerekli igcn yurtdndan getirme ihtimalini de unutmadan. Bu binalardan sonra bakalar olacak..." - Beni hazrlksz yakaladn... - Tercihimi senden yana kullanmak istedim. Cevabn ne zaman verirsin? - Bir hafta iinde olur mu? - Pazartesi diyelim. Drt gnn var. Pazar gn, karlarmzla oraya gidip araziyi grrz. Tabii ki yeni brolara ihtiyacn olacak, tercihen ehirde. Mimieux sana bulur. Eve dndmde, Anne-Marie'nin meseleden benden nce haberdan edildiini rendim. - Fernand sana Tour'dan bahsetti mi? - Evet. - Ne karar verdin? - Henz hi. - Monique bunun ciddi bir i olduu konusunda beni temin etti, byk zel bir banka da iin iindeymi. Ne dnyorsun? -Hi. - Tereddtn m var? - Bilmiyorum. - Puteaux'dan aynlmak sana zor mu geliyor? Demek bu da tartlmt. Sadece yeni brolarm olmakla kalmayacak, yeni bir dairem de olacakt. Annem olmadan elbette! - Biliyor musun, Monique hamile. - Kocas bana bundan bahsetmedi. - Monique bana dn syledi. Bizim de bir ocuumuz olsun istemez misin? ki yorumdan birini semek gerek. Annem muhakkak yle homurdanrd: - irret! Benim de aklma geliyordu, ama gelir gelmez kendime kzyordum. Benim olan bir kadn! Benim olan bir ocuk! - Felix? - Evet? - Seni seviyorum. - Ben de.

- Hemen yapalm m? Glyordu, fakat kendimizi yataa atarken biraz duygulanmtk da. - tt!... Daha yava... Annen tam altmzda... Sabahn saat ikisinde, bir ie skou neredeyse boaltmtk ve hangi mahallede oturacamz tartyorduk. Yann perembe, saat drtte karakolda benden ne istendiini anlayacam. 21 Kasm Perembe Onlar en ok artan benim bir kpekle geldiimi grmek oldu. Griye boyanm tezgh gibi eyin arkasnda duran niformal polisleri deil sadece, sralarn stnde, srtlarn duvara vermi bekleyen insanlar da, on kadar erkekle kadn. Btn gzler bakmaya aadan, Bib'in tombul sosise benzer kk ktlesinden, ayaklanmdan, bacaklarmdan balyor; karnma kadar ykseliyor, sonra srarla yzmde duruyor, daha sonra tekrar kpee iniyordu. Onlan artan, hayrete dren neydi? Memurlardan birine pembe celp kdm uzattm. Kt elden ele geiyor, her seferinde ka atmalara ve baklarn bana evrilmesine yol ayordu, biri kd baka bir odaya gtrene kadar bu byle srp gitti. -Oturun. nallah Bib l numaras yapmay veya takla atmay aklna koymaz! Bekleyenlerle benim aramda hibir iliki yoktu. Evet, susuyorlard, ama yan yana oturmu, birtakm benzerlikler gsteren bir grup oluturmaktaydlar. Benimle bir benzerlikleri yoktu. Ben bir yabancydm. - Sen bakalar gibi deilsin... Halbuki bakalar gibiydim, o zamanlar bana bunun tersinin sylenmesi fevkalade houma giderdi. imdi yle deilim ve hepsi bunu hissediyordu, parmakln ayn tarafnda, ayn rahatszln, bu tr yerlerde hissedilen ayn belirsiz korkunun penesinde beklediimiz halde. Snama sadece be dakika srd. lk gelenler yanmdakiler olsa da, deri kapl bir kapy aan sivil bir memur benim adm syledi. Ayaa kalktm, tasmas boynunda olan Bib arkamdan geldi, bize hl ayn merakla bakyorlard, memur da yle, son olarak da alma masasnn arkasnda oturan komiser. Kpekle ilgili bir uyar yapp yapmamakta tereddt ettiinden eminim, ama vazgeti ve bana bir sandalye gsterdi. - Felix Allard? Bir zamanlar cinayet yznden be yl ar hapise mahkm edilmitiniz deil mi? Yine balyordu, davamn grld srada olduu gibi. Meslei canilerle uramak olan insanlarlayd iim. Tam kelimesi bu ve ben de bunu kullanmak zorundaydm. Benimle rahat bir ekilde konumaya aba gsteriyorlard, kendilerinden biriymiim gibi, zellikle sorgu hkimi bana kar belli bir yaknlk duymaktan kendini pek alkoyamyor-du. Merakla kark bir yaknlk, tiksintiyle kark deil. O zamanlar tiksinti hissetmedim. Daha ziyade uzaklk, rahatszlk. ldrm olan artk bir hemcinsleri deildir. Tam olarak bir insan olmaktan kar sanki. - Nasl yapabildi? Ne hissediyor? Ne dnyor? Belki ar alnganlk gsteriyorum ve kendimi kandryor olabilirim. Beni tanmayan, hikyemi bilmeyen sokaktaki insanlar, bir polis karakolundaki srann stnde oturup bekleyen sradan insanlar neden bana sanki varlm onlar rahatsz ediyormu gibi bakyorlar? Benim yamdaki baka erkekler gzle grlr ekilde hastalar ve kk bir kpek gezdiren yalnzca ben deilim. Yzmde iaret veya damga tamyorum. - Yanlmyorsam Beaumarchais Bulvar'ndaki Annelet Ki-tabevi'nde tezghtar olarak alyorsunuz? - Sekiz yldan beri. Melun'den ktktan birka hafta sonra oraya girdim. Bana byle bakmas kafam kartryor. - Yalnz m yayorsunuz? - Kpeimle beraber. - Bir ikametiniz var m? - Kitabevinden iki adm tede, Arquebusiers Soka'nda. Evime yerleir yerlemez buraya gelip kaydolmutum. Gzlerini benden ayrmadan telefonla dahili bir hatt aryor.

- Felix Allard... Allard, evet, H ypk... adl birinin Arquebusiers Soka'na kaytl olup olmadn bir kontrol eder misiniz?... Teekkr ederim... Size birka soru soracam Msy Allard... Evliydiniz ve iki ocuk babasydnz deil mi? - Hl yleyim. Boanmadm. - Serbest kaldktan sonra evliliinizi srdrmediniz. Bu karan veren siz miydiniz? - Hayr, - Karnz grmediniz mi? - Sadece uzaktan. - Onu tekrar grmeye altnz m? - altm denemez. Onu bir gn Vosges Meydan'nda grdm ve olum ve kzmla beraber oturduunu rendim. - Bunu ne zaman rendiniz? - Arquebusiers Soka'na tandktan ksa bir sre sonra. - Bu mahalleyi Vosges Meydan'na yakn olmak iin semi olmayasnz? - Hayr. - ocuklarnz tekrar grmeyi arzulamyor muydunuz? -Belki... Uzaktan... Her cevap onu artyor, yaln hakikatten biraz daha uzak-latnyordu. - Onlarla konumay denemediniz mi? - Asla. - Karnzla da m? - Hayr. - Kt karlanmaktan m ekiniyordunuz? - Hayr. Kap vuruldu ve beni ieri alm olan grevli alma masasnn zerine bir fi brakp kt. Sicile kaydmn teyidi olmalyd bu. - Anlyorum... Anlyorum... O halde bir baka kiiye yaklamanz da isteyerek olmad... Kimi kastettiimi tahmin ettiniz mi? Renk vermedim, ama birden kendimi ok kt hissettim. - O kiinin sizden ok uzak olmayan bir yere tanmasnn tesadf eseri olduuna artk inanmak zorundaym... Onun da iki ocuu var, bir olan ve bir kz... Syler misiniz Msy Al-lard, neden sokakta onlar izliyor ve neden oturduklar binann karsna geip gzlyorsunuz? "Madam Cornille, nerede altnz rendiinde, pazartesi gn beni grmeye geldi... Sakin ve akl banda bir insan, biliyorsunuz, deil mi?... Balangta, kz ona srekli yoluna kan ve onu tanyora benzeyen bir yabancdan bahsettiinde, bunu kz ocuklarnn hayalgcne yormu... "Ama erkek kardeini de izlediniz, Turgot Lisesi'ne kadar, orada pek ok defa kk bir kahvede oturup okuldan kmasn beklediniz... Bunu inkr ediyor musunuz?" - Hayr. - O halde bana bu bir eit casusluun nedenini syleyin. - Casusluk filan deil. Onlarn yaamasn seyrediyorum. - Neden? - Ne yaptklarn renmek istiyorum... - zellikle onlarn m? - Evet. - ldrdnz adamn ocuklarnn m? Ayp olmasn diye bam edim. Herkesin benden bekledii bu, yle olduunu rendim. - Ve dul braktnz kadnn da ne yaptn sanrm? - Sizden zr dilerim. - Ne iin? - Kalabalkta beni fark etmeyeceini mit ediyordum. On ylda ok deitim. - Madam Cornille sizi Bac Soka'nda, yannda alt avukatn yazhanesinin pencerelerinin altnda da grm. - Ben hi... Syleyeceim kelimeleri bulamyordum. Tkenmitim. Davranlarmdan dolay ikyete gelen Anne-Marie

olsayd, bundan etkilenmezdim. - Sizi dinliyorum Msy Allard. - Syleyecek bir eyim yok... Sizden bir kez daha zr dilerim... Bundan byle onlarla karlamamaya dikkat edeceim... ok derinden gelen sesimi neredeyse tanyamyordum. - Size bunu iddetle tavsiye ederim. Sanrm bir kadn ve ocuklar iin bir adamn varlna maruz kalmann ne kadar naho olduunu takdir edersiniz, o adam ki... - Rica ederim... Gzkapaklarm iiyordu. Alamak istemiyordum. Bana kalan azck eyi de benden aldn bilmiyordu. Pimanlktan dolay allak bullak olduumu dnyor olmalyd. - Sizin durumunuzda yeni bir i bulmann ve mahalle deitirmenin g olduunu tasavvur ediyorum... Bu yzden de, yeterince ac ektirdiiniz bir aileyi rahatsz etmekten vazgemeniz iin daha ok srar ediyorum... Anlatk m? - Sz veriyorum... - Sznz tutacanz umarm, zira aksi takdirde size kar sert nlemler almak zorunda kalacam... Olmak istedii kadar kendinden emin deildi ayaa kalkarken. Ben de ayaa kalkp: - Size teekkr ederim... dedim dilim dolaarak. Eer Bib tasmasnn kayn arkasnda srkleyerek beni izlememi olsayd, hayatmda ilk defa onu unutacaktm. nsanlarn bekledii brodan getim, gzleriyle beni kapya kadar izlediler. Komiser, imdi birden dikkatimi ekti, bana gle gle dememiti. O da, tek kelime etmeden, uzaklamam seyretmiti. Madam Annelet'ye dkkna dneceime sz vermitim, Renee benim yerime bakyordu ve her mteri geldiinde as-makata kp kitaplarn fiyatlarn sormak zorundayd. Bir bardak iki imek iin durdum ve bakm Bib'e takldnda, sanki onu ilk defa gryor gibiydim. Dkknn arka tarafnda pardsm kardm. Kpek her zamanki yerine, tezghn altna snd. Ar ar yukar ktm, beni hemen sorgulamad. Kendimi bildik bir zeminde hissetmiyordum artk. Son balarm da koparmlard. - Karnz myd? Bamla hayr dedim. - teki mi? aknlkla ona doru dndm, ona Monique'in mahallede olduundan bahsetmemitim hi, Daniel'in de, Martine'in de. - Nereden biliyorsunuz? - Ben de herkes gibi telefon rehberini kullanmasn bilirim. Deimeye baladnz zaman... Bende ne deimiti? - Kendi kendime birtakm sorular sordum. Sonra Renee sizi bir binann karsnda dikilip dururken grm. ikyeti neymi? - Bilmiyorum. - Onunla konumay, ya da ocuklarla konumay hi denemediniz mi? - Hayr, asla. Aksine, bir gn Daniel'in bana yaklaacandan o kadar emindim ki! Beni tandna, benim onu merak ettiim kadar onun da beni merak ettiine yemin ederdim. - Size hl kzgn m? - Bu konuda bir ey sylemediler. - Neden polise bavurmu? - Onlar izlemekten vazgeeyim diye. Sonunda azmdan alacak da olsalar, bir hakikati hemen itiraf etmeyecek kadar ok sorguya ekildim. Artk rpnmyorum. Belki de tembellikten pes ediyorum. ekip gitmek istiyordum. Bu konuma beni korkutuyordu, zira Madam Annelet'nin nereye varmak istediini tahmin ediyordum. Szn hi saknmad. - Ona k msnz Felix? Neden her ey; bilerek berbat ediyorlar? Komisere kzmyordum, o sadece iini yapmt. Ama o, iskelet gibi omuzlar, falc kadnlar gibi ar makyajl yz ve parlayan siyah gzleriyle... Bir an korkmad m?

Dilerimi skm yzne bakyordum ve iimden iri ellerimi boynuna gtrmek geliyordu adeta. - Eskiden beri mi? diye srar ediyordu. Bana hibir ey brakmyorlard, hayal kurma hakkn bile. Cevap vermedim. Aaya indim. Nasl ki az nce Bib'i neredeyse karakolda unutuyordum, imdi de az kalsn pardsm almadan gidecektim. Ama tezghn arkasnda, saatin alt yirmi bei gstermesini bekledim ve zarf ona teslim etmek iin helezoni merdivenden usulca ktm. - Dinleyin Felix... - Dinliyorum. - Bana bakn. Beni duyuyor musunuz? - Evet. - Yarn sabah burada olacanza dair bana sz verin. Ne iin korkuyordu. i rahat etsindi. Bu aklma gelmemiti. - Neden? - nk size ihtiyacm var. Yllar sonra kelimeler nasl farkl tnlyordu! Anne-Marie'ye demitim ki: - Beni asla terk etmeyeceksin deil mi? - Neden bu aptalca soruyu soruyorsun? - nk sana ihtiyacm var! - Benim de Felix, sana ihtiyacm var! Her ikimiz iin de doru deildi bu, ama bilmiyorduk. Bu akam yemek yemedim. Eti tavaya koymam ve sabah aldm pimi sebzeleri stmam yeterliydi. Bunu yapacak gcm yoktu, herkesin beni gzledii inancyla bir lokantaya gidip oturmay da istemiyordum. Hem a deilim. Bib'in ezmesini hazrladm, davranm giderek daha az anlyor. Hemen itiraf etmek en iyisi, zira gnn birinde biri bu sayfalan okursa muhtemelen anlalacaktr, eve dnerken bir ie iki aldm, "marc de Bourgogne" dediklerinden. Akamlar ak olan kk mahalle bakkallarnda viski bulunmuyor. Bir bardak itim. Bir bardak daha doldurdum, nmde duruyor. Yalnzca bir defa, renciyken, arkadalarla beraber marc'la sarho olmutum ve hibir zaman kendimi ertesi sabahki kadar hasta hissetmemitim. Anne-Marie'yle Clarid-ge'in atsnda karlatmn ertesi gn hari belki. Beni imekten ne alkoyacak? Salm konusundaki endielerim deil. Hem Anne-Marie'yle akmz iki yldznn altnda domam myd? Her ikimiz de devam etmedik mi? Onu paralamama, aalamama yol aan mehur kskanlk krizlerim sarho olduum zaman patlak vermiyor muydu? ki defterimi yakmak ve her eye batan balamak geliyor iimden, ama bu sefer hakikatin dibine kadar giderek, kemie varncaya kadar kazyarak. Yalnzca kendimle ilgili hakikatin deil, bakalaryla ilgili hakikatin de. Kimse anlamaz. Bunun iin ben olmak, benim derimin iinde olmak gerekir, bunu da kim ister? Ben bile kendimi, artk bana gre olmayan bu prsk ve solgun derinin iinde iyi hissetmiyorum. Madam Annelet bana neler ektirdiinin farknda mdr acaba? kinci barda da bitirdim ve on yldr sudan baka pek bir ey imediim iin, etkilerini imdiden duyuyorum. Biraz bam dnyor ve yazdm kelimeleri kirli gzlklerin ardndan grr gibi gryorum. Henz 1946, 47, 48, vs. yllarndaki, 1951 ylna kadarki Felix Allard'dan bahsetmedim. Ancak yle bir tandm ve hatrlamaktan utan duyduum bir adam. Onun hatas m? Onun hatas deilse, kimin hatas? Bu salan ilk tasas ne oldu bilir misiniz? Kendine takm elbiseler smarlamak iin Cornille'den terzisinin adresini istemek! nk girdii evrede farkl bir tarzda giyinilir. Hep farkllk! ster Fouquet's'de olsun, ster Maxim's'de, moda gece kulpleri veya restoranlarda, giysilerin kesimi her kapy aan bir paroladr. Sonra arabann markas. Sonra ieri girme, masaya ynelme, tandklara elini hafite sallayarak glmseme, mnye eilme ve ef garsona hitap etme tarz... Ne alkan bir renci, ne de niversiteli roln oynadm. Her ikisiydim. Daha nce syledim, ama bunun nemi yok. Puteaux'lu gl kuvvetli, biraz kaba mteahhit roln de, kskanln yiyip bitirdii sevgili ve koca roln de oynamadm. Gerisi zaten bende vard sanrm. Kendimi ciddiye alyordum. ler hallediyordum. Puteaux'nun tam karsndaki Neuilly'de, modern binalardan birinde, komularm olan film ya-pmclarnkilere, yldzlarnkilere ve

sanayicilerinkilere benzer bir dairede oturuyordum. Onlarla tiyatroda, tiyatrodan sonra yemee gidilen yerlerde, sonra Noel'de ve Yeni Yl'da, Megeve'de, Paskalya'da, Can-nes'da ya da Antibes'de, daha sonra Deauville'de ve nihayet, -av sezonu alnda Sologne'da gryordum. Ava da gittim ya! Anne-Marie ve ben Gastine-Renette'e gidip tfekler satn aldk ve bodrum katnda bize kullanmay rettiler. Bri ve poker oynamay da rendim. Hatta bir mevsim, Boulogne Orman'nda binicilik dersleri bile aldm. yerim Marbeuf Soka'ndayd, koltuklar Cornille'inkilerle aynyd. Philippe doduunda, dads ngiliz dadlarnn niformasndan giyiyordu. Bu hayat be yl srd. Zaman abuk geiyordu. imdi bir sre Bib'le oynamam lazm. Onu hayal krklna uratmaya hakkm yok ve belki de ona ihtiyacm olacak daha. - Mimieux'ye sorun... - Mimieux halleder... - Mimieux ilgilenir... Bir kurbaay andryordu. Eli nemliydi ve sizinkinin iinde eriyordu. Voltaire Bulvan'nn yukar ksmlarnda bir yerde oturuyordu ama sanrm hi kimse onun evine davet edilmemiti.. Byle olmakla birlikte bir Madam Mimieux vard, onu da hi grmemitik ve onun da Mimieux kadar irkin olduunu tahmin ediyordum. ocuklar yoktu. Mimieux'nun arabas yoktu ve bir yerden bir yere giderken sadece metroya binerdi, bu da randevularna tam zamannda gelmesini salard. Yelek cebinden saatini karrd, saatin kapa bir yayla alrd, sonra kuru bir tk sesiyle kapa kapatrd. stnde hep ayn takm elbiseyi grdm ve yeni ayakkablar giydiyse bile hi belli olmuyordu. - lk iiniz, anonim irket kurmak... - Ama... - tiraz etmeden nce size aklamam bekleyin... hayatna, on alt yanda, Halles yaknnda Coquilliere So-ka'ndaki daval iler kaleminin karanlk brolannda atlm. Hayatnda tek bir kitap okumu, Medeni Kanun, onu ezbere bilirdi ve irketleri ilgilendiren kanunlar ve bu kanunlardan nasl yararlanlaca konusunda en bilgili adam olarak tannrd. Beni ikna etti ve annemle konumaya gittim. - Dinle anne... - Ne zaman tanyorsun? - Seninle konumak istediim konu bu deil. imizi bytmek isteyiimi anlamalsn. Bykbabam iten ekildiinde babamn da yapt bu deil miydi? yle bir dneme giriyoruz ki... - Nereye yerlemeyi dnyorsun? - yerinin Paris'te olmas art. Eski depolan elde tutacam, daha bakalarn devreye sokacak olsam bile. Sana gelince, bir ustabayla birka ii brakmam istersen... - Bunu dnmen byk incelik, ama yoruldum artk, dinlenmek bana iyi gelecek. - Anlamalarmza gelince... - Evi bana braktn ve mrmn geri kalannda geinmeme yetecek kadar bir eyler verdiin mddete... - yi kaynaklardan bilgi aldm. htiyacm olan maddi imknlar, zellikle de banka kredilerini elde etmek iin anonim bir irket kurmak art. Tabii ki sen de payna den hisseyi alacaksn... - Hayr Felix. Teekkr ederim ama bu ie karmamay tercih ederim. Bu ilk alarm ziliydi. Duymadm. kincisini muhasebecim Msy Beuchef ald. - Yanl anlamayn Msy Felix. Yeni iinizde ben kendimi rahat hissedemeyeceim. - Ne yapmay dnyorsunuz? - Eski mterilerime dneceim, haftada bir defa bana ihtiya duyan kk tccarlar, zanaatkarlar. Monique'in gebelik dnemi sona ermek zereydi ve Anne-Marie henz hamile deildi. Drdmz beraber gezmeye devam ediyorduk. Cornille karmla dans ediyordu. Monique'le ben dansa kalkmyorduk, hibir zaman dansa dkn olmadmdan bundan yoksun kalm olmuyordum. - Anne-Marie'nin inanlmaz bir canll var. - Fernand gibi! demekten kanyordum. kisini de canlandran ayn ateti. nsanlarla temas, kim olursa olsun, onlarn zerinde bir kvlcm etkisi

yapyordu. Bir lokantaya girmek, bir tanda rastlamak, onlar harekete geirmeye yetiyordu. Annda l l parlyor, yorulmak nedir bilmiyorlard. - Mimieux sana hisseler konusunda bir ey dedi mi? - Dn bahsetti. - Ne dnyorsun? - Bu ilerden hi anlamam bilirsin. Mimieux bir iin ileyi biimini ortaya serdiinde, her ey ak ve yasal grnyordu. ne srecek hibir gereke bulamyordum. Sonradan, uykuya dalacam srada, iime kukular dyor, kuruntu ediyordum. - Onun krktan fazla irket kurduunu ve hibir zaman en ufak bir skntyla karlamadn unutma. Mteahhit olarak ismim Tour Gayrimenkul irketi'nde yer almyordu. irkete bu ad vermitik. Emekli bir general ynetim kurulu bakanlm yapyordu. Ancak hisselerin te biri benimdi. Buna karlk, kendi iletmemin pek ok hissesi bankada bloke edilmiti. Mirastan payna deni btnyle almam kz kardeimle grmek zere Rouen'a gitmek zorunda kalmtm. Bu dzenlemelerde bana anormal gelen hibir ey yoktu, tpk Bagatelle'in karsnda, Richard-Wallace Bulvar'nda oturmam gibi. Mimieux, gene Mimieux, Amerikan ordusunun askeri havaalanlar yaplmas iin Fransa'ya getirmi olduu iki buldozer, bir vin ve bir kazma makinesi bulmutu bana. - u sefer Felix, tamam! Bir ie ampanya patlatabilirsin... - Ne oldu? - Tahmin etmiyor musun? Anne-Marie'ye daha dikkatle baktm. - Sahi mi? Hamile misin? Onu seviyordum. Baka trl olmas mmkn deildi. Sevinten deliye dndk, Cornille'lere telefon ettik ve gecenin geri kalann onlarla geirdik. Her gn Tour'a byk Amerikan arabamla gidiyordum, inaat ilerliyordu. Maketler Champs-Elysees'deki bir vitrinde sergileniyordu; vitrin kiralama fikri Cornille'indi ve drt ay sonra tm daireler satlmt, bense daha ikinci katn deme talarnn betonunu dkmekte ve havuzu kazmaktaydm. Anne-Marie'ye kk bir otomobil hediye ettim. Philippe dodu. O zaman kanma bir elmas, oluma da ngiliz mal en gzel ocuk arabasn satn aldm. ok gemeden pencereden onlar, dady ve olumu, Boulogne Orman'nn demir parmaklkl kapsnn dier yannda grmeye baladk. Pencereden eildiimde kendi kocaman arabam da grebiliyordum, arkasnda Anne-Marie'nin kk ama irin otomobili duruyordu. - Mutlu musun? - Ya sen? Tabii ki, evet diye cevap veriyordum. Mutlu olmamaya vaktim yoktu. Gn boyunca randevular ve antiye ziyaretleri, arada hi boluk olmadan birbirini izliyordu. Bromda alt kii alyordu. ou zaman le yemeklerini mimarlarla, malzemeleri satn aldmz tccarlarla ya da Cornille'le ehirde yiyordum. - Alo? Anne-Marie? zr dilerim canm, ama eve yemee gelmem imknsz... - Zavall tatlm! ok alyorsun. Akam iin anlatk deil mi? Tabii. Her akam bir ey vard; bir yemek daveti, yeni bir gece kulbnn al, bir yerlerde bir gala. Onu seviyordum, kskandma gre! Hamilelii srasnda bazen sorard: - Nasl dayanyorsun zavall Felix'cigim? nk doktor nc aydan sonra cinsel ilikide bulunmamamz tlemiti. - Aklma getirmiyorum. - Emin misin? Arada srada cann bir baka kadna gitmeyi ekmiyor mu? Gidiyordum. Bakalarnn yan sra, mimarlardan birinin sekreteriyle de yattm, nk iri gsleri vard; orgazm srasnda deli gibi glmeye balamas beni akna evirmiti. Madeleine taraflarnda, gzel kzlar bulacanzdan emin olduunuz tenha ve sakin barlar biliyordum. - Sona erene kadar bundan vazgeebilecek misin? - Kesinlikle. Neden yalan sylemek ihtiyacn duyuyordum? - O bana ait! Dnp dnp buraya geliyorum. Ben de, teorik olarak, ona aittim, ve Philippe bize aitti. Sonra, daha

ilerde, Nicole de; o da Cornille'lerin ikinci ocuundan birka ay sonra dodu. ki aile arasndaki bir yara benziyordu bu. akasn yapyorduk. - Gelecek sefer, biz rnek olacaz! lk vizon Noel iindi, Monique'in bir yldr vizon krk vard. Eskiden olsa adm atmaya kalkmayacam Faubourg Sa-int-Honore'deki, Vendme Meydan'ndaki ve baka yerlerdeki maazalarn mterisi olmutum. Dzinelerle gmlek ve pijama smarlyordum. ekler imzalyordum. Zor durumda kaldmda, Cornille: - Mimieux'yle gr, diyordu. halloluyordu. Her ey halloluyordu. Versailles yaknndaki bir parkta ina edilen ikinci grup.binalar iin byk gazetelere tam sayfa ilan verdik. Gider listesini kat kat am olduumuz Tour'u bitirmek iin taze para gerekiyordu. Bu Mimieux'nun iiydi. Akamlar, hafta sonlan ve tatillerde baka bir dnyada yayorduk. On binler mi demeli? Belki daha az, belki daha ok. Baanl olmu olan sanayiciler, doktorlar, avukatlar, i adamlan. Baarl olmutuk. Cornille, Ingrannes'da, Orleans Orma-n'nda bir av alan kiralam ve zerine modem bir villa yaptrmt, ok byk bir kpek kulbesi ile ahrlar da vard. Cumartesileri ikindiden gidiyorduk, daha sonralar ise cuma akamndan. Btn bunlar bana bulank, gerekd grnyor, belki de drdnc bardak marc' itiimden. Konunun etrafnda dnp duruyorum. Bu defterlere baladmdan beri, asl konuya girmeye cesaret edemediimden, gerekte zaman kazanmaya alyorum. Otuz yana kadar, ak kelimesinin benim iin hibir anlam yoktu. Sonra, Anne-Marie'yle karlatmda beni saran ate ve kskanlm yznden kendime ektirdiim ikenceler anlamna geldi. Ona da ektiriyordum, bugn ne hakla diye soruyorum kendime! Gemii beni ilgilendirir miydi? Ona hesap sormaya hakkm var myd? Hava bombardman srasnda, bir anda yapayalnz kaldnda, Londra'da mydm? Ya ben ne yapyordum? Ne yapmay srdryordum, hem sadece annelik yznden durumu msait olmad zaman deil? Krizlerim srasnda ona hibir eye demeyen bir varlkm gibi davranp, kendine olan saygsn elinden almak iin az m uratm? - Senden zr dilerim Felix. Benim yzmden ac ektiini bilmek bana yle ac veriyor ki... Cornille'le dans ettiinde, veya gece ge saatlerde o bitmez tkenmez sohbetlerinden birine baladklarnda, Monique'le ben bakrdk. ki su ortana benziyor olmalydk. ocuklarnn oyunlarn efkatle izleyen anneler gibiydik biraz. - kisi-de yorulmak bilmiyor! Geceler hibir zaman yeterince uzun deildi. Uykum gelirdi, nk sabah erken kalkyordum. Monique de yle. Bir tr masonluk bayla birlemi olarak, derdimize sabrla katlanyorduk. Anne-Marie'yi seviyordum, Monique de Fernand' seviyordu. Sakin bir sesle, biraz tevekklle bana yle diyordu: - Bu onun hatas deil. Etrafnda hayat olduunu hissetmeye ihtiyac var. yle enerjiyle dolu ki! Monique bir tarih hocasnn kzyd, imdi adam artk emekli olmutu ve Lyon'da Merovenjler zerine kaln bir kitap yazyordu. Ben de meslekte ilerlemeyi sememi miydim? Onunla benim aramdaki balardan biri olarak gryordum bunu. - Hayatm boyunca benimle neden evlendiini sorup duracam kendime, ben yle burjuvaym ki... Neredeyse unu eklemesini bekliyordum: - Ona Anne-Marie gibi bir kadn gerekti! Bunu sk sk dndm, olas bir gereklik olarak deil, dncede kalan bir gr olarak. Teoride kalyordu. Ve Desma-rais adn duyar duymaz kendini kaybeden ben, buna kzmyordum. Neyse ki kimse bundan kukulanmad, bir ey demedi. O korkun Madam Annelet cads hari, kimse bunu tahmin etmedi. Monique bile, bugn artk bundan hemen hemen eminim.-Leb demeden leblebiyi anlayan veya basit bir bakla anlaan iyi dostlardk biz. - Femand istese Paris'in en gzel kzlarn elde edebilir diye dnyorum da... Bundan hi geri kalmad, ama onu ele vermek bana dmezdi. Maceralarn bana anlatrd ve bir tank olarak sk sk bana ihtiya duyard. - leyin seninle yiyeceimi bildirmek iin Monique'e telefon etmem cann skmaz deil mi?

Telefon ederken bana gz krpard. - Dn Nouvelle Eve'deki kk esmeri fark ettin mi? Telefon numarasn sormann bir yolunu buldum. Birazdan birlikte yemek yiyeceiz. Sakn Anne-Marie'ye bundan bahsetme. Kadnlar arasnda neler olup bitecei hi belli olmaz. Anne-Marie'ye bahsetmezdim. Deauville'de bir villa kiralamtk. Bu durum be yl srd ve eer devam etmi olsayd bugn ne halde olurdum merak ediyorum. Annem hastaland. Arada srada onu grmeye eski eve gidiyordum. Annemin bart Julie halam ou zaman yannda kalyordu. Karm, ylbalar hari, ekindiinden bana elik etmiyordu. - Hl mutlu musun Felix? - Tabii anne. Asl sana sormak lazm ne var ne yok diye. Bbrein nasl? - Bir iyi bir kt. htiyar Chollet'miz ldnden beri beni kim tedavi ediyor biliyor musun? Olu, devlet hastanesinde doktordu, babasnn hastalarna bakmaya balad. Onu grdm, arbal, biraz sakar, uzun boylu bir olan. - Durumu ciddi mi doktor? - Maalesef evet. Annenizi eski hocalarmdan birine muayene ettirdim, ameliyat tavsiye etmiyor. Bou bouna eziyet edilmi olur. En fazla bir iki ay kazanlr. Bir yl srnd, yannda Frida ile avludaki duvar yznden Voltaire Soka'ndan dolamak zorunda kalan Julie hala vard. Cenazede Msy Beauchef'i grnce ardm, yeni adresi bende yoktu ve ona cenaze gnn bildirmemitim. Hl konunun etrafnda dnp duruyorum. iede byk bir boluk var. kinin beni kkrtacan, beni ateleyeceini, en azndan tereddtlerimi ve utancm ortadan kaldracan sanmtm. Kendimi hi bu kadar gevek ve iradesiz hissetmedim. Madam Annelet'nin kafamn iinde kouturan cmleleri olmasa, bir kenara koyduum iki ie uyku ilacn hemen yutardm ve hi mesele kalmazd. Beni korkutmay baard, kaltak! iten getikten sonra fikir deitirebileceimi dnnce... Hele burada, geceleyin Bib'den ve benden baka kimsenin olmad bu evde... Yamur yayor. Damlalarn tepemin stndeki at penceresine dtn duyuyorum... Komiser bana kar ok sert davranmad. Grnm onda acma hissi uyandrm olmal. Mdahale etsin diye onu grmeye giden Monique olmu. Anne-Marie ise ikyette bulunmam. Vosges Meydan'nda beni hi grmemi olmasna inanmak g. Benimle neden ilgilensin ki? Hayatn kendine gre yeniden kurdu. Anne-Marie gibi biri sknt ekmez. Vosges Meyda-n'ndaki evde aile reisi o. Faubourg SaintHonore'deki butiinde ortak olduu, kendinden drt-be ya gen bir adam var. Onlar grdm. Biliyorum. Benim iin fark etmiyor. Hl gen, ama yaknda o da snn geecek ve o zaman dram balayacak, gemite Madam Annelet iin olduu gibi. O, kitabevi sahibesinden daha da vahice savunacak kendini. O bana, yalnz bana ait olmasn istediim kadn. ocuklar benim ocuklarm. Bundan phelendiim, onlara merakla bakmama bir mazeret bulmak iin onlar baka birine mal ettiim de oldu. Philippe bana benziyor ve bu durum houma girmekten ok beni rahatsz ediyor. Nicole'n kime benzeyeceini imdiden kestirmek g. imdilik kz kardeim Louise'i andryor. Daniel'e gelince, tpk annesi, onun sknetine ve glmsemesine sahip. Ksmen bu yzden, onun kitabevinin kapsn iteceini ve, beni daha yakndan gzlemleyebilsin diye, benden herhangi bir kitap isteyeceini umdum hep. Komiser bana bundan sz etmeden ok nce, onun beni tandndan hemen hemen emindim. Halbuki olay meydana geldiinde daha be yandayd. Onu dizlerimin stnde hoplattm, Cornille'in benim ocuklarm kendi dizlerinin stnde hoplatt gibi. Le gibi marc kokuyorum. Tm gzeneklerimden terle beraber fkryormu gibime geliyor. Azm yap yap, elim ar, kafam kark dncelerle dolu. Sarhoum. Arada bir iri, souk bir su damlasnn dt bir at penceresinin altnda yazmakta olan hasta ve sarho yal bir adam, Madam Annelet, Anne-Marie, ocuklar, Monique umurumda deil. Kpeim umurumda deil, insanlar umurumda deil. Kesinlikle! Monique umurumda deil! Onun polis karakolundaki halini gzmde canlandryorum, ok sakin, hakl olduundan emin. Tabii ya! Bir avukatn yannda almyor mu? Onunla yatyor mudur, Anne-Ma-rie'nin orta Antonio'yla yatt gibi. Karmn ortann ad Antonio!

- Sizi rahatsz ettiim iin zr dilerim komiser bey. Mahallede bir adam var... Alak kan! Bilmiyor mu acaba? Hibir ey anlamad m? Hakikaten onu ok mu rahatsz ediyordum? Sokaktaki mevcudiyetimin havay kirletmeye, Daniel ve Martine'i kirletmeye yettiini mi dnyordu? - Akamlan, gzlerini bizim pencerelere dikip, kar kald-rmda kpeiyle bir aa bir yukan yryor, yamur yadnda ise bir araba giriine snyor... Bana kalan tek ey buydu. Allah kahretsin! Allah kahretsin, gene Allah kahretsin! Gidip kusmam lazm, u Bib sala da gene sitemkr bir edayla bana bakacak. 25 Kasm Pazartesi Yatakta iki buuk gn, yazmadan gn geirdim. Bir ara bu defterlere tek kelime eklememe ve onlar yok etme kararn aldm. Bunlar kimin iin yazdm bilmediimi sylerken tam olarak samimi deildim. Aslnda Monique'i dnyordum. Ne kadar gln grnrse grnsn, bu bir ak ilan gibiydi biraz, dierlerine benzemeyen bir akn ilan. Gnn birinde Daniel'in de bu sayfalan okumas houma giderdi. imdi sknetime, i huzuruma, daha dorusu kaytszlma yeniden kavutum. Sanrm tekrar kendime bakabileceim, ama artk ieriden deil -bu beni kendinden honutlua itiyordu-, bakalarnn beni grd gibi dandan. Sonuna kadar soukkanl ve bilinci yerinde kalmaya alacam. Perembe gn polis komiseri, bilmeden, bugne kadar yediim en sert darbeyi indirdi bana, Madam Annelet de -bunu beklemeliydim- iimi bitirmek iin bundan yararland. tim. Perembe akam yazdklarm tekrar okumay hi istemiyorum. Yattm ve saat altda Bib beni uyandrd. Uyku sersemi, ki bu bama nadiren gelir, ona kapy amak iin kalktm, ite o zaman her ey etrafmda dnmeye balad ve kocaman bir bcek gibi demeye devrildim. Dorudan marc'n suu deildi bu. Son aylarda beni yolda durmaya mecbur eden ama yere sermeyen daha az iddetli ba dnmelerim olmutu. lk seferler kayg vericiydi. nsan alyor. Hastalmla hibir ilgisi yok. stne eklenmi bir illet sadece. Bilincimi kaybetmedim, anlamadan bana bakan ve ince ince ryen kpeimden bakas olmad halde, zellikle hissettiim ey kk dmlkt. Bata bunu yeni bir oyun sanm olmal. Glkle ellerimin stnde doruldum. Ayaa kalkmay denedim, sonra bundan vazgeip temkinli hareketlerle yatama trmanmay baardm. Yamur yayordu. Hl yayor. Drt gndr ince, gzle grlmez bir yamur yayor ve ben robot gibi, gzlerimle camlardan szlen sulan izliyorum. Yatamda, bu sv eritlerinden birinin sola m yoksa saa m yneleceini tahmin etme oyunu oynuyordum ve hemen hemen her seferinde yanl-dm. Bib, sabrsz sabrsz, kk ikyet lklar atarak drt dnyordu. Onun iin elimden hibir ey gelmiyordu. Benim iin elinden hibir ey gelmiyordu. kimizin de beklemesi gerekiyordu. i kzlarn birinci kattaki atlyelere dolutuunu, kamyonlarn mallan giri katna boalttn duyduk. Madam Annelet saat sekizde beni grmeyince sonunda intihar ettiimi dnm. Artk bu kelimeden korkmuyorum. Artk utanmyorum da. Saat sekiz buukta, tahmin ettiim gibi, Renee'yi bana gnderdi, Bib de sokaa frlayabildi. - Demek hastalandnz! Doktor ardnz m bari? Ne iin? Ve nasl, telefonum olmadna gre? - Gidip hanmefendiye haber vermem gerek. Sizin iin yapabileceim bir ey var m? Azmn ii iri ana gibiydi, ama yatakta, hareketsiz kaldm mddete durumum ac vermiyordu, tatsz bile deildi. Bana kahve piirdi, tad kt geldi. Gitti. Saat ona doru, sebze orbas dolu bir tasla geri geldi. - Hanmefendi doktorunuza telefon etti, vakit bulur bulmaz sizi grmeye gelecek. Bib dndnde yatan stne yatmad. Bana surat asar-m gibi, gidip en uzak keye yerleti. - Sobay yakaym m? -Olur. Renee btn gn Beaumarchais Bulvar'yla Arquebusiers Soka arasnda mekik dokudu. Yirmi iki yanda. Benden sonra daha ok yaayacak. O da benim miyadm doldurduumu dnyor olmal. Belki de hl lmediime ayor ve bana fazladan bir i kardm iin bana kzyordur. Bana kalsa, Richard-Lenoir Bulvan'nda oturan Doktor He-im' armazdm. Madam Annelet ona haber verdiine gre, her an gelebilir.

Ancak leden sonra saa't te arabasnn kapnn nnde durduunu, ardndan, arabann kapsnn arptn ve merdivendeki ayak seslerini duydum. - Daha erken gelmem imknszd, gnm ok dolu da. Bu arada lebilirdim. Fakat bakalan, daha genler, kadnlar, sylendii gibi nlerinde koca bir hayat olan ocuklar benim durumumda deiller mi? Onu anlyordum. nsani bir iliki kurmak iin hibir aba harcamadan, bana kar tam bir profesyonellik tayan tutumunu anlyordum. Beni muayene ediyor, bileimi tutarken saatine bakyor, tansiyonumu lyor, karnm yokluyor ve kalarn atmakla yetiniyor. - Neler oldu? - Her zamanki gibi kalktm ve kalkar kalkmaz bam dnp yere dtm. - Talimatlarma uyuyor musunuz? - Hayr. nsan olarak onu ilgilendirmiyorum; hasta olarak ise azck, zira yaplacak bir ey olmadn biliyor. Neden bana yaknlk duysun ki? Azck da olsa kim sever beni? Grnm daha ziyade rahatszlk uyandryor, titrek bir et yn haline gelen bedenimde rmenin baladn ve iini ar ar grdn seziyorlar sanki. Gzlerine zorla soktuum manzara karsnda insanlar sanki bazen yle diyorlar kendi kendilerine: - Barmayacak, inlemeyecek, srmaya ya da alamaya balamayacak m? Barmyorum, srmyorum ve alamyorum da. Komiserin brosunda bile alamadm. Doktor Heim yans boalm marc iesini grd. - Siz mi itiniz? at katndaki odamda benden baka kim iecek? - Dn akam m? Onda tiksinti veya nefret uyandrmam hi nemli deil. Ksa bir sre nce, yanlmyorsam iki hafta nce, Sacre-Coeur'n merdivenlerini trmanan, aptalcasna sevin saan iki ucubemle karlamadan nce neydiysem imdi yine oyum. Duygusalla teslim olmayacama yemin etmitim. Korkarm bir iki kere kendimi buna kaptrdm. Yatamda geirdiim sre her eyi yerli yerine oturttu. Madem ki hikyemi anlatmaya baladm, kendime acmadan onu tamamlayacam. Cumartesi gn, temkinli davrananak, yataa tutunarak, defa kalkmaya altm ve bunun faydasz olduunu anladm. Renee, kitabevinin kapsna "saat ...'e kadar kapal" levhasn asarak, defalarca geldi. Bu levhada da, baz takvimlerde ve araba park ederken olduu gibi, mukavvadan daire eklinde bir levha evriliyor ve gstergede bir rakam beliriyor. Pazar gn odamn iinde yryebildim ve Renee'ye leden sonra rahatsz olmamasn, her zamanki gibi iznini kullanmasn syledim. Binlerce insan sinemalarn kapsnda kuyruk olurken, her birimiz kendi deliimizde tkl kaldk: Madam Annelet ve ben. Nerede kalmtm? Neyse, nemli deil. Paralan tekrar birletirmeye almyorum. Er ge krlacakt. Para iinde yzyorduk, para yle oktu ki onunla ne yapacamz bilmiyorduk, ama gene de durmadan parasz kalyorduk. - Mimieux'den iste... Sonsuza dek bu byle sremezdi ve bir an nce atrdamasn dilediim zamanlar oldu. - Fernand, sence... - Sen oldu bitti karamsardn. Madem ki Mimieux... Mimieux alarm iaretini vermiyordu, arada srada benden bir eyler imzalamam istemekle yetiniyordu, ne olursa olsun imzalamaya almtm. Her halkrda bana gre fazla karmakt. - Onlar kim? Bronda ne ileri var? Cornille'i grmeye gittiim Gayrimenkul irketi'nde, muhasebe servisinde, tanmadm, ciddi ve souk yzler grmtm. - Mali polisten uzmanlar. - Tehlikeli deil mi bu? - Mimieux bunun mutat bir tefti olduunu ve anormal hibir ey bulamayacaklarn sylyor.

Btn bir hafta boyunca, hep soukkanl ve terbiyeli bir tavrla, defterleri incelediler, sonra benim Marbeuf Soka'ndaki broma geldiler. - Defterlerimiz kuralna uygun deil mi? - dnyasnda hibir zaman kuralna uygun olunmaz. Mimieux korkulacak bir ey olmadn sylediine gre... Daire satn alm olan Ve inaatn daha balamadn grp endielenen mterilerden giderek daha ok telefon geliyordu. Haftalk bir dergide bir haber kt ve paniin balamasna neden oldu. Mimieux metroyla gidip gelmeye devam ediyor, gerek Cornille'e, gerek bana, gerekse ustalara para vermesi sz konusu olduunda daha eli sk davranyordu. Anne-Marie ise sanki bir ey yokmu gibi yayordu. Her zamankinden daha ok dan kyorduk. - Ortalarda grnmemek akllca olmaz. Bundan ey sonucunu karrlar... Bir tek Monique bazen bana soran gzlerle bakyordu. Henz ona k deildim, ktysam da bunun farknda deildim. Ancak Melun'de nihayet dnecek ve duygularmla dncelerimi aa karacak vaktim oldu. Nisan ayndaydk. Bu sefer Paskalya tatilini Cote d'Azur'de geirmeye gitmemitik, nk Savclk'tan gelen o beyler Paris'ten ayrlmamamz ve arldmzda hazr bulunmamz nazike rica etmilerdi. lkbahar erken gelmiti, hava gneli ve nceki yllara oranla daha scakt. Mcevher kutusuna dizilmi mcevherler gibi pamuun iine dizilmi ilk ilekleri eve getiriim hl gzmn nnde. Anne-Marie'yi gremedim. stm deitirmek iin yatak odamza girdim. Cebimde sigara kalmadndan, sehpann zerine brakm olduu antasn atm, ona hediye ettiim altn tabakadan bir sigara alacaktm. antann dibinde elime gelen anahtara az kalsn dikkat etmeyecektim. Anahtarn ekli dikkatimi ekti. Ne bir araba anahtaryd, ne de dairemizin anahtar. ok sarsldm. O kadar ok armamama ramen, bu bana ac verdi. Hemen aklma Cornille geldi ve anladm. Anahtar yerine koydum, sonra, yzme normal bir ifade verdikten sonra ocuk odasna girdim, Anne-Marie ocuklarla oynuyordu. - ilek! lk ilekler! ki leden sonra st ste, szde Monique'le bulumak veya alveri yapmak iin genellikle dar kt saatte, bir taksinin iinde, evin yaknnda bekledim: kinci gn, kk otomobiline bindi ve hibir tandmzn oturmad Longchamp Soka'ndaki bir binann nnde durdu. Saat t. Saat bee kadar bekledim ve kapdan ilk kan Cornille oldu. Bu durum, stne dramlar ama zellikle komik piyesler yazlan ve gazetelerde karikatrlere konu olan bir durumdu. eyrek saat sonra o da dar kt. - Ne leden sonraym! Taze para bulmak giderek zorlayor... Cornille onu neden kokladm merak etmedi. Akam An-ne-Marie, byk bir doallkla, yatamza yatt. - Bu kefinizle cinayetiniz arasnda bir hafta getiini kabul ediyor musunuz? diye srarla soruyordu sorgu hkimi. Kabul etmeye mecburdum, zira pheci bir taksi ofrne atmtm, fotorafm gazetelerde grdkten sonra karakola koup ifade vermiti. Bu ok nemliydi. Yani, o dnemde nemliydi. Geenlerde beni bir vebal grm gibi karlayan avukatm Forniol, Sante Hapishanesi'nde bana kk bir ceza hukuku dersi vermiti. Kanunun iki maddesini hl ezbere biliyorum. Madde 295- Kasten ilenmi adam ldrme fiili, cinayet olarak nitelenir. Madde 296- Taammden veya pusuya drerek ilenmi her cinayet, kym olarak nitelenir. - Demek ki btn bir hafta boyunca rahata dnp kararnz olgunlatrdnz. Ve bir hapishane arabas her gn beni Adliye Saray'na gtrrken, Ticaret Mahkemesi Gayrimenkul irketi'nin ve benim inaat firmamn iflasn ilan ediyor, bylece tm mal varlmz bloke ediliyordu. - Niin bu kadar uzun sre beklediniz? - Bilmiyorum. - Daha ilk gnden itibaren iinizde ldrme istei var myd? Dorusu, hayr, bunu ilk defa itiraf ediyorum. Hkime, sonra da jri yelerine yalan syledim, gene de durumada skntl bir hava dolamad deil. - Kskan bir mizaca m sahipsiniz? - Evet, sayn bakan.

- Zaman zaman iddete bavurduunuz olmu muydu? -Evet. - Karnza kar m? - Yalnz ona kar. - Neden? - nk onu seviyordum. Forniol bana talimat veriyordu. - En temel husus bu. Taammden cinayet lm cezas demek. Yoksa, sresi snrl ar hapis cezas. Eskiden, babamn eyalar arasnda, toplu bir tabanca bulmutum. Anne-Marie tank sandalyesinde ifade verirken, bir kez olsun bana bakmad. Ona yemin ettirmediler. Monique'e de; o, sanki kafasn kurcalayan bir fikir varm gibi, bana kaamak baklar att. - Ben aksine, bekleyile geen bu haftay, yrek paralayan aclarla ve can ekimeyle geen bu uzun haftay, mvekkilimin samimiyetinin bir delili olarak gryorum... Kefettii eyin yaratt sarsntnn etkisiyle, serseme dnd... Yava yava, saatler, gnler getike, kansna bakp onun yalan sylediini, ocuklaryla glp oynadn grdke... Cebimde byk tabanca, Longchamp Soka'na bir cuma gn gittim. Giri katndaki garsoniyer avluya bakyordu; avluda bir ofr kiraclardan birinin Rolls-Royce'unu hortumla ykyordu. Zilin dmesine bastm, dierleri gibi kemikten, kk bir dme, ve sa elim cebimde, bekledim. Olduka uzun sre bekledim. eriden ayak sesleri duyuyordum, halya basan plak ayaklarn bildik sesi. stnde sadece pantolonu olan Cornille kapy aralad, azn at. aknlkla: - Sen! diyecek vakti oldu. Silah ona evirmitim ve tetie basmadan nce azn bir kez daha at. Dudaklarndan bana haykrmaya alt kelimeyi okudum: -Yo! Yakn mesafeden kurun. Silah tutukluk yapmasayd topunu boaltrdm. Koarak odadan geen AnneMarie'nin plak vcudunu grdm aralktan. Yanndan geerken, kapc kadn bana korkudan ziyade merakla bakt. Bana o ekilde bakan ilk oydu. Pompe Soka'nda-ki polis karakoluna gittim. - Az nce karmn n ldrdm. Sava iddianameyi okurken, avukatm Forniol kulama fsldad: - Mahkeme bakan sizden holanmyor... Daha imdiden! - Ama greceksiniz, jri yeleri yutacaklar. Paris'te, sust durumunda, jri yeleri daima yutar. Yuttular. Taammden cinayeti kabul etmediler. stelik hafifletici sebeplerim olduuna kanaat getirerek, cezam be yla indirdiler. Samimi saylrdm. Anne-Marie'den bahsederken sesim atlyordu. Bugn pazartesi, iimin bana dnmek zere kitabevine gittiimde ve Madam Annelet o mneccim gzleriyle bana baktnda, az kalsn ona yle haykracaktm: - Aramayn artk! nk, gznden kaan bir hakikatin peinde hl. - Anne-Marie'nin bu ite hi rol yoktu. Hatta Anne-Ma-rie'yi hibir zaman sevmemi olmam da mmkn. yle sandm. Kendimi buna inandrdm. nk... Tanrm, nk, dierleri gibi benim de birine ihtiyacm vard, bana ait olan birine, yle deil mi? Yalnz, Philippe ve Nicole gibi o da bana ait deildi. Kimse kimseye ait deildir. Moni-que bunu bana bir kere daha kantlad, halbuki ondan hibir ey istememitim. Kimse kimseye acmaz da. Hapishanede, dilediiniz gibi dnebilirsiniz. zellikle Melun'de, ktphanede, buradaki gibi kk alkanlklar edinmi, kendime bir dzen kurmutum, ve yine orada, nihayet dnp kendime bakmaya balamtm. Onlarn hepsine yalan syledim, daha ar bir mahkmiyetten syrlmak iin deil, hakikati kendime itiraf etmeye korktuumdan. Sorgulamada ve dava grld srada, hakikati kendimden saklamay, aramba gn Champs-Elysees'de vuku bulan olay hafzamdan tmyle silmeyi baarmtm. Bir nceki cuma gn, nce Femand Cornille'i sonra Anne-Marie'yi Longchamp Soka'ndaki binadan karken grmtm. Cumartesi akam drdmz birlikte gezmeye ktk. Pazar gn yarlara gittik. Pazartesi ve sal, gnn byk blmn antiyelerde geirdim. aramba leden sonra, Mimieux'yu grmek niyetiyle Champs-Elysees'ye gittim, nk tehditkr olmaya balam bir malzeme tccarn yattrmak iin paraya ihtiyacm vard. Bekleme odasndan, daktilo kzlarn

brosundan getim. Mi-mieux'nun kaps aralkt ve tam kapy itecekken Cornille'in yle dediim duydum: - Allard m? Onunla ilgili bir endiem yok. Kibirli aptaln teki, bizim karar vereceimiz eyleri yapmaya devam edecek olan bir psrk... Parmaklarmn ucuna basarak geri ekildim. - Daha sonra tekrar urarm, dedim ofisboy'a. te meselenin z bu. Orada, kapnn nnde, hakikati iittiimi anladm. ime oturdu derler ya, aynen yle. Yalnz, hakikati sylemeye hakk yoktu. Onurumu, kendime saygm benden almaya hakk yoktu. Kimsenin buna hakk yoktur, nk bu sayg olmazsa, insan insan olmaktan kar. Anne-Marie'ye ayn ekilde davrandm biliyorum, balangta, kskanlk krizlerim tuttuunda, onu alabildiine aalardm. O, bana inanmad. Ben Cornille'e inandm. Anladm. Beni anlamaya zorlad. Gerisinin pek nemi yok. Anne-Marie'nin vcuduyla oynamak ve ondan zevk almak iin aylarca veya yllarca Longchamp Soka'ndaki bir garsoniyere snmas umurumda deilBenden ald karm deildi, bendim. Bu konuya bir daha dnmeyeceim. Bu defteri artk kapatacam. Ve intihar etmeyeceim bile. ki ie msekkin ayakyo-lunu boylayacak. Kimi insanlar ar ar rmeme tank olacaklarsa ve gnn birinde, hastanede, son snf tp rencilerine ve hemirelere malzeme olacaksam, varsn olsun! Hepimiz hrszz. Hepimiz hayatlar veya hayat paralan alyoruz, kendi hayatmz onlarla beslemek iin. Yar yarya boalm ie beni tahrik etmiyor. Olum Bib, kalk bakalm! Saat on. Uykum yok. kimiz yamurun altnda dolamaya gideceiz ve baz pencerelerin altndan gememiz artk yasak olduuna gre, saa, Beaumarchais Bulvar'na sapacaz. Bu sana yetiyor. imdiden kuyruunu sallyorsun, aptal! Gnn Olaylar Paris, 13 Ocak. Dn, akam saat alt buukta, Beau-marchais Bulvar ile Pas-de-la-Mule Soka 'nn kesinde, bir kitabevinde alan 49 yandaki Felix Allard adl kii bir trafik kazasnn kurban oldu. Kayndan tuttuu kk bir kpekle kaldrmda yrrken birden yolun ke-narna inmi ve bir otobs ona arkadan arpm. Ba kelimenin tam anlamyla ezilmi. lk tanklklara gre Allard'da ba dnmeleri varm, apansz gelen bir rahatszln onu yolundan saptrd tahmin ediliyor, bu yle ani olmu ki tat srcsnn frene basmaya frsat olmam. Mucize eseri sa salim kurtulan kpek, sahipsiz hayvanlar merkezine gtrlm. BITTI

You might also like