You are on page 1of 0

Etimolojik Trke Szlk

Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 1 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Bu Kelime-Kken Trke Szlk almas
uzun soluklu bir emek ve bilgibirikiminin rn
olarak suyzeyine kan ilk grntsdr.
alma srmektedir. Gncellemeler ve
eklemeler yaplmakta ve ayrntl bilgiler
eklenmektedir.
Bylesi bir Etimolojik Trke Szlk ne yazk
ki Trkiyede bana gre mevcut deildir (?).
Bir boluu dolduracandan eminim.
Bu almadan beklenen birincil ama
Trkemizin zgn biimde kendi yolunu ve
kimliini korumasdr. Ama Trkeye girmi
ve kullanlan yabanc kkenli (Konuk
Kelimeler) kelimelerden temizlemek olmayp,
onun zenginliini kantlamaktir. lk evrelerden
itibaren onu etkileyen dier dillerden girmi
bulunan kelimler Trkemizin zenginlik
unsurudur.
almann ikincil amac Bilimsel Dil diye bize
yutturulan savn aslnda ne derece yavan
olduunu gstermektir. Bilimsel Dili
Trkenin karlamad sav ise ok
glntr. Bilimsel Dil denilen ve
Trkemize Bat Dilleri zerinden ama
zellikle nedense Franszca okunularyla
sokulan Karma Dil aslnda ada
Osmalcadr. Kloroform kelimesi Franszca
okunuludur. Kelime melezdir. Birletirilmi iki
kelimeden oluur; [Yun.: chloros + Lat.:
formica > Fra.: chloroforme]. Bu kelime
oluturmann Osmanlca kraathane
kelimesinden biim olarak zerre fark yotur;
[Arp.: kraat + Far.: hne > Far.:
kraathne > Osm.: kraathane].
Biliminsanlar almalarnda bulularn
isimlendirmede ksa kelimeleri yelemilerdir.
Bilime, Teknolojiye, Modaya, Otomotive
sokulan Latince ve Yunanca kkenli
kelimelerin kullanma sokulma yllar vardr.
Genelde Batl biliminsanlar Eski Yunance
(Grek) ve Latince (Latin) kkenli kelimeleri
kullanmlardr. Setikleri isimledirmeler yle
dedikleri iin yle olmulardr. Bakaca bir
Bilimsellik yoktur. Kelimelerin zgn
anlamlar basit ve yalndr. Tpk Halkdilimizde
olduu gibi. Midesi aryan halkmz midem
ekiyor der. Bu dorudur. Bilimsel olarak bu
asittir; [Lat.: acidus > Fra.: acide].
Latincede acidus: eki demektir. Trkede
Asite Eki demizde ne gibi bir saknca vardr!
Dilimizde Franszca Kkenli denilen tm
kelimeler sadece Franszca okunular ile
kabul edildii iin yle zannedilmektedir (!)
yoksa bu onlarn Arapa & Farsa (Alkol ve
Lapis Lazuli gibi) yada ada Osmanlca
(Yunanca & Latince) kkenli olduklar
gereini deitirmemektedir. in gerei
onlarn gln biimde anlamsz ve melez
kelime kmeciklerinden olumasdr. Benzer
biimde Trkede oluturma ile yeni kelimeler
retilmesine bence hibir engel yoktur.
Glnlk bazen le de olabilmektedir; Kiosk
[Far.: kk > Osm.: kk > Bat Dilleri >
Kiosk & Kiosque > Tr.: Kiosk]. Bylesi de
olmaz demeyin! Oluyor. Franszlarn ve
Almanlarn Osmanlcadan apard Kk
kelimesi Trkemize geri gelip Kiosk oluyor!
Analjezik [Yun.: an + algesia + ikos > Fra.:
analgsique]: agrsz, szsz yada sancsz
demektir. Arsz demek neden bilimsel
olmaz? Teknoloji: ibilmedir. Bu neden
Bilimsel olmaz? Teknoloji [Yun.: techne +
logia > technologia: > Fra.: technologie]:
iibilme. Bu denli basittir. haldenanlama
neden illa da Bilimsel grnsn diye
Yunanca empati olur?
kelime vardr; Yunanca: polis: kent, Latince:
civitas: kent ve Arapa: medine: kent.
kelime de kentli: medeni yani uygar
demektir. Neden? Bir arada yaanld iin.
Ky, kent anlamna gelen bu kelimeden
onlarca kelime retilmi ve bilimsel diye
dilimize sokulmutur. Biz neden kent
kelimesinden retilmi kelimeleri o yabanc
kkenli kelimeler yerine kullanamayz aklm
ermez!
Aslnda demek istediim, bu Bilimsellik Sav
ezberini Bilgisayar letim Sistemi,
Uygulama Programlar ve nternet
bozmutur. Herkes grm ve inanmtrki,
Trkemiz her bir olay iin yeterlidir ve ondaki
uyum ve zenginlik gdk Bat Dilleri, hele
asl ve gemii olmayan ngilizceden, kat be
kat stndr. Adam anlamszca Disk demitir.
Biz de Teker deriz. Basittir. Mouse yerine
Fare deriz. biter. Printer: yazc,
scanner: tarayc, print-out: kt deriz.
bitmitir. Bu denli basittir. Ama bir zamanlar
Bilimsellik Adna tersini dayatlan
kelimeler yokmuydu!
lkemizde Tp, Mhendislik, Matematik vb
okuyan niversite rencileri Batl
edeerlerine gre olduka zorlu bir olay
baarmaktadrlar; Zerre kadar eski Yunance
ve Latince bilmeden okullarndan mezun
olmak byk zverdir. nk rendikleri her
bir bilgi ya eski Yunance yada Latince kkenli
kelimelerden olumaktadr. Ya hi Farsa ve
Arapa bilmeyen ama Hukuk ve Siyasaldan
mezun olan rencilerimiz neyi
baarmaktadrlar acaba!
Trkler: Trkler Orta Asyadan ayrlp gneye,
Hazar blgesine, rana, Anadoluya, Anadolu
ve Hazar zerinden Batta doru hareket
ederken karlatklar her ulus, dini inan,
kltrel yap, dil ve gndelik yaamla karlkl
olarak etkileim iine girmilerdir. Bir ksm
slam kabul ederken bazlar ise zamanla
Slavlam, Hiristiyan inancn benimsemitir.
Trkic denilen geni dil ailesi iinde uvalar,
Tatarlar, zbekler, Trkmenler, Krkzlar,
Azeriler, Gagavuzlar vb ile Ermenice, Yunanca
ve Rumca, Latince, Hint-Avrupa ve Slavcay
etkileyip onlara Konuk Kelimeler verirken bir
ok dilden de sryle Konuk Kelime alp o
kelimeleri eip bkm ve Trke iinde
neredeyse asllarndan farkl biime
getirmilerdir.
Osmanlca: Osmanl mparatorluunun
resmi dili. Trkler, Orta Asyada iken ilkin
Mogollar ve inliler etkileime girmilerdir.
Glerle ilkin Mslman Arap ve ranllarla
karlamlar ve bu evrelerde Mslman
olmular. Arap ve ran Beylik ve
mparatorluklarnda Aknc Askerlik
yapmlar ve Kk Asya yani Anadoluya
doru ilerleyilerinden sonra kendi Beyliklerini
kurmulardr. Osmanl Beyliinden
mparatorlua geite ve sonralarnda
Anadoluda yaayan eitli ulus, kltr, inan
ve dillerle karlamlardr. Avrupa ve
Rusyaya doru genilemilerdir. Bylece
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 2 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Trke ve ardndan oluturulan Osmanlca
diyebiliriz ki ilkin Moolca, ince, Arapa,
Farsa ve sonralar Rumca (Greke-Yunanca),
Ermenice, Latince ve sonralar da Rusa,
Srpa, Arnavuta, Bulgarca, Romence,
Macarcay byk oranda etkilenmi ve
onlardan etkilenmitir. Osmanlca ounlukla
ve egemen olarak Trke, Arapa ve
Farsadan olumutur. Sonralar ise
Osmanlcay Greke-Helence [Rumca], Latince
[yani Ceneviz & Venedik Dili > talyanca] ve
Ermenice byk oranda etkilemitir.
Trke [Trkiye Trkesi]
1
: Bugnk
kullandmz Trke, Trkiye Cumhuriyetinin
kurulmasndan ve Harf Devriminden sonra
byk yol alm ve byk oranda
zgnlemitir. Herne kadar 1960lara dek
kullanlan Trkenin stnde Osmalca
egemen olsa da, 1960lardan sonra
zgnleme artm, ama bu kez Trke artan
oranda Franszca, Almanca ve ngilizcenin
etkisi altnda kalmtr. Benzetmede abartya
kamamak kouluyla bugnk Trke bir tr
ada Osmalcadr. Yada ada
ngilizceye benzemektedir... Gnmz
Trkesi yazl ve syleni biimleriyle zgn
olmasa da egemen olarak ztrke, Yeni
Trke, Arapa, Farsa, Rumca [Yunanca],
Ermenice, talyanca, Franszca ve az
oranda Rusa, Bulgarca, Macarca,
Romence, Srpa, Arnavuta, Almanca ve
ngilizceden kaynaklanan karma
kelimelerden olumaktadir.
Trke [Trkiye Leheleri]
2
: Trkiyede
Osmanldan bu yana en zgn ve rnek alnan
lehe yada az stanbulda olumutur.
Gnmz Trkesini etkileyen bir ok az,
lehe ve anadil vardr lkemizde; Acarca
[Grcce Kolu], Arapa, Arnavuta, Bonaka,
ingenece, Grcce [Mohti Grccesi], Balkan
Gmenleri Az, Herseke, Krte [Kirmanca
& Zazaca], Lazca [Mohti Lazcas], Romanya
Gmenleri Az, Tatarca ve Anadolunun
kendine zg bir ok yerleim yeri, kent ve
blegsinde yer alan Az ve Leheler.
Trke [Trk lkeleri]
3
: SSCBnin
olumas ile zgrlklerini yitiren bir ok Trk
Devleti, 1980lerden itibaren zgrlklerini
kazanmlardr. Bu Trk Uluslar SSCB
boyunduruu altndayken Kril Abecesi ve
Rusann egemenlii altna girmiler ve zgr
olduklar zamanlarda kullandklar Ana
Dillerinden uzun zaman mahrum olmulardr.
SSCB boyundurundan nce bu uluslara
egemen olan hem zgn Trke hem de
Osmanlca Diliydi. Bir de kendi Ana Az ve
Leheleri. Gnmzde bamsz olan Trk
Uluslar ana dilerini yazma ve konuma
konusunda Kril Abecesi, Arap Abacesi ve Latin
Abecesi arasnda gidip gelmektedirler. Rusa
ve Kril Abecesine gre deitirilen zgn isim
ve zgn yer adlarn henz deitirme bilin
ve aamasna da ulaamamlardr
[Sapharmurad Niyazov: Sefer Murat
Niyaziolu, Cahar: Cevher benzeri]. Trkenin
dier Az ve Lehelerini kullanan zgr ve
zgr olmayan Trk Uluslar unlardr; Acarya
zerk Cumhuriyeti [Grcistan], Abhazya
zerk Cumhuriyeti [Rusya Federasyonu],
Azarbeycan, eenistan zerk Cumhuriyeti
[Rusya Federasyonu], Dastan, ran Azerileri
[Kuzey ran Azerileri], Karada Azerileri,
[Ermenistan igalinde], Kazakistan,
Krgizistan, zbekistan, Trkmenistan,
Tataristan ve Krm Tatar zerk Cumhuriyeti
[Ukrayna].
Arapa: Arapa Osmanlcann en byk
kaynadr. Dieri de Farsadr. Ama
Osmanllar hem Arapa kkenli kelimeleri hem
de Farsa kkenli kelimeleri eip bkp baka
biimlere sokmulardr. Osmanlc iindeki
Arapa ve Farsa kkenli kelimelerin hem
okunu hem de kullan ve anlam olarak
zgn biimleri ile pek ilgisi yoktur.
Farsa: Farsa, Osmanlcann dier en byk
kaynadr. lki Arapadr. Ama Osmanllar
hem Farsa kkenli kelimeleri hem de Arapa
kkenli kelimeleri eip bkp baka biimlere
sokmulardr. Osmanlc iindeki Farsa ve
Arapa kkenli kelimelerin hem okunu hem
de kullan ve anlam olarak zgn biimleri ile
pek ilgisi yoktur.
Greke: Ellas, Helence, Rumca yada Yunanca
demektir. Bugnk konuulan Yunancann
Greke ile pek ilgisi yoktur. Bat dilleri,
Hiristiyanln etkisiyle neredeyse yar yarya
Grekeden etkilenmitir. Batda Bilim, Sanat
ve Teknoloji dili Latince ve Greke-Helence
kkenli kelimelerden oluunca Trke de
haliyle Arapa ve Farsadan olduu kadar
Greke-Helenceden de etkilenmitir.
Rumca: Osmanl mparatorluu egemenlik
alannda yaayan Rumlarn, yani Roma
mparatorluunun ikiye blnmesi
sonralarnda Dou Roma [Bizans]
mparatorluunun tebas, Grek-Helen yani
Yunan kkenli ulusun kulland Grekeye
Osmanllar Rumca demekteydiler. Rumca,
Osmanlcay sosyal yaam, yeme-ime,
tarmclk, denizcilik, ticaret, kltr ve sanat
olarak byk oranda etkilemi ama Osmanlca
da ayn biimde Rumcay etkilemitir.
Osmanlcadan gnmz Trkesine aktarlan
Rumca kkenli bir ok kelime vardr.
Yunanca: Bugnk Yunanca antik Grek-Helen
Dilinin devamdr. Batl dillerindeki kelimelerin
neredeyse yars Greke-Helence kkenlidir.
Batda Bilim, Sanat ve Teknoloji dili Latince ve
Greke-Helen kkenli kelimelerden oluunca
Trke de haliyle Arapa ve Farsadan olduu
kadar Greke-Helenceden de etkilenmitir.
Yunanca kkenli kelimelerin neredeyse tm
Franszca zerinden Trkeye girmitir.
Ermenice: Ermeniler Osmanllarn fetihlerle
ilerlemeleriyle yaadklar yerlerden
ayrlmam ve I. Dnya Savana dek toplu
biimde Osmanl topraklarnda yaamlardr.
Hem sosyal yaam hem de ykselerek
Osmanl Devletinin en st kademelerine
erierek Trklerin dil ve kltrn
etkilemilerdir. Trkede yer alan bir ok
Ermenice kkenli kelime vardr. lk etkileim
Ermenicenin Osmalca zerinde olsa da,
zaman iinde Ermenice o denli osmanlcdan
etkilenmitir ki, konuulan yada yazl
Ermenicenin baz yerlerde Osmanlca ile
ifadesi sz konusu olmutur.
Trke ve Osmanlcadan Konuk Kelime alma,
deyim ve atasz kullanma, Dilbilgisi
kurallarn kullanm ve Osmanlca Abecesini
kullanma gibi etkileim en fazla Ermenicede
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 3 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
grlmtr. Bu etkiler gnmzde varln
korumakatdr.
talyanca [Venedikliler, Cenevizliler &
Levantlar]: Latin kkenli bir dildir. Osmanl
mparatorluu evrelerinde denizcilik ve
ticaretle uraan Cenevizliler [Genova] ve
Venedikler [Venice], Osmanllarla ilikilerini
srdrm ve Osmanl topraklarnda ya
kalmaya devam etmi yada sonradan gelip
[Levantlar, Levantenler] yerlemilerdir.
Bylece Trke iinde var olan Denizcilik,
Ticaret, Bankaclk, Balklk, Makine ve
Techizat isimleri dorudan talyancadan
Trkeye aktarlmtr. Bugnk
Levantanlarn bir ksmn da Cenevizliler ile
Venediklilerin ve dier talyanlarn torunlar
oluturmaktadr.
Latince: talikler bugn talyanlarn atalar.
Roma mparatorluunun anadili ise l dil
olan Latincedir. Latince, sadece Vatikan
Devleti tarafndan kullanlmakatdr. Roma
mparatorluunun bymesi ve fetihlerle
gelimesiyle Latince ve Roma Kltr, Avrupa
Ktas (ngilteer Adalar da dahil) lkeleri, Orta
Dou, Kk Asya lkeleri zeride etkin
olmutur. Hiristiyanln Roma
mparatorluunun resmi dini olmas ve
Hiristiyanlk merkezinin Vatikana balanmas
ile bu etki kklemitir. Bat Dillerindeki
kelimelerin neredeyse yars Latin kkenli
kelimelerden oluur. Baz diller ise dorudan
Latin kkenlidir: talyanca, Franszca,
spanyolca ve Portekizce. Batda Bilim, Sanat
ve Teknoloji dili Latince ve Latin kkenli
kelimelerden oluunca Trke de haliyle
Arapa ve Farsadan olduu kadar
Latinceden de etkilenmitir.
Slavca: Osmanllarn Balkanlarda Slav ve
Gney Slav [Jugoslav] yani Srp Ulsular ile
temas etmelerinden itibaren Slavca ve Srpa
bir biimde Trkeye girmeye balamtr.
Aslna baklrsa Slav kkenli uluslarn Trke
ile karlamalar ilkin uvalar ve bugnk
Bulgarlarn atalar ile balamtr. Trkede bir
ok Slavca ve Srpa kkenli kelima varken,
sz konusu dillerde de bir ok Trke Konuk
kelime mevcuttur.
Almanca: Cermen ve Toton kokenli bir ulus
olan Almanlar her eyleri ile Kta Avrupasna
egemen olmulardr. Avrupada ngiltereden
Baltk lkeleri ve douda Rusyaya dek her
yeri dil, kltr ve inan olarak etkilemilerdir.
Almanlarn Osmanl mparatorluu ile
balayan ilikileri her ynden gnmzde de
srmektedir. Trkede bir ok Almanca
kkenli kelime bulunmaktadr.
ngilizce: Aslnda ngilizce diye bir dil yok
gibidir. zgn Brotan diliyle yazlm metinleri
bugn ngilizler bile okusa anlayamaz. Aday
kasp kavuran Normanlar ve Germanik uluslar
adada inan dnyas, kltrel ve yerel olarak
hereyi deitirmilerdir. simler, yer adlar ve
gndelim yaama ait ne varsa! Bugnk
ngiltere bir Birleik Krallktr. Her bir krallk
ayr ulus ve dillerden olumaktadr. ngilizce
aslen Anglo-Sakson ve Kelt [rlandaca]
dillerinin karm olup Galce [Franszca],
svee ve Almancadan karma bir dildir.
ngilizcenin dier blm ise yar yarya
Latince ve Greke-Helence kkenlidir.
ngiltereyi aknlar ve igalleri ile kasp
kavuran Normanlar yani bugnk skandinav
uluslar ama zellikle Danimarkallar ve
sveliler aday her ynden etki ve bask
altnda tutmulardr. Normanlardan baka
ngiltere adalarnda bugng Franszlarn
atalar yani Galler ve Cermenler de benzer
istila ve yerleimler gerekletirmiler ve aday
her ynden etkilemilerdir. lkede yer alan bir
ok yerleim yerinin ismi kken olarak
ounlukla ya Franszca, svee yada
Almancadr. Trkede baz ngilizce kkenli
kelime yer almakatdr.
Araplar: Trkler slam kabul ettikten sonra
Arap dili, kltr ve Mslmanln youn
etkisi altna girdiler. Beylik ve sonralar
Sultanlk evresi her ynden bu etkiyi yaad.
Arapa dilini alp Osmanlca Dili iinde baka
biimlere soktular. Sradan halkn stnde ise
inan dnda dierlerinin etkisi pek keskin
olmad.
Farslar [Acemler, Aryanlar & ranllar]:
Mslmanln yaylmas ile bu inanca giren
atetapar ranllar dilleri, kltrleri ve
gelenekleriyle Araplar ve Mslmanl
etkilemilerdir. Trkler de Arap dili, kltr ve
geleneklerinn etkisi kadar Fars dili, kltr ve
geleneklerinin da etkisinde kaldlar. Ancak
Fars dilini alp Osmanlca Dili iinde baka
biimlere soktular. Farsa, sradan halkn
stnde ise pek etkili olmamtr.
Yunanllar: Atalar Helenlerdir. Tarihi adlar
Grektir. Yunanllar kendilerine Hellas: Elen
derler. Byk skender, skender
mparatorulu ile Helen dili, kltr ve dini
inancn Ege Denizi kylarndan Kk Asya,
Afrika, Orta Dou ve oradan ran ve ta
Hindistana dek geniletmitir. Byk skender
ele geirdii her yerin adn, uluslarn dillerini,
inancn ve kltrn yok etmi, yerine her
eyi Helen Kltr altnda ezmi ve hereyi
Helenceye dntrmtr. Byk skender
paralanan mirasn Roma mparatorlouna
devretmitir.
Trke ve Dier Diller ile Etkileim:
Trkler anaturtlarndan ayrldklar analrdan
itibaren yaadklar ve egemenlik srdkleri
yurt ve lkelerde yaayan kltrler ev dillerle
srekli bir etkileim iinde olmulardr.
Trkeden ince, Rusa, Ukraynaca, Farsa,
Arapa, Latince, Ermenice, Kafkas Dilleri,
Rumca ve Yunanca, Bulgarca, Rumence,
Srpa, Hrvata, Arnavuta, Macarca enemli
lde etkilendii ve bir ok Trke kkenli
kelime bu dillere geerken, karlk olarak
Trke de bu dillerden etkilenmi ve az yada
ok sayda konuk kelimeyi alm ve onlar
Trke iinde eip bkm ve sindirmitir.
Franszca kkenli denilegelen ve aslnda Latince
ve Yunancann karmas olan ard ardna
eklennmi kelime dizinleri dnda!
Trkeden en fazla Farsa, Ermenice ve Macarca
etkilenirken, Trke de en fazla Farsa,
Arapa, Latince (Cenevizce & Venedike) ve
Rumcadan etkilenmitir. Osmanlnn son
zamanlarndan itibaren ise artc biimde
Franszca ve kkeni ve asl asla belli ve var
olamayan ngilizceden!
Bu arada baz ilginlikler de olmu. Trkeden
etkilenen dillerden Fasra, Rumca ve Latince
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 4 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Trkeden konuk kelime alm. Zaman iinde
bu kelimeler o dillerden Trkeye geri dnm
ve Trkeye geri dnen kelimelerin kkenleri,
kelimeleri Trkeden konuk olarak alan dil
kkenli olarak deerlendirilmiler!
Szlkteki ayrm! Hazrladm bu szlkte
benzer hazrlanm olan szlklerden ayr
olarak Konuk Kelimelerin zgn yazllar,
transkipsiyonlar ve zgn ve yklenmi
anlamlar ayr Girdiler biiminde yer
almakatdr.
Yabanc Kkenli Kelimelerin (Konuk
Kelimeler) Girdi Biimleri:
Kelimelerin kkenlerinin hangi dilden geldii
ksaltmalarla gsterilmitir; A
2
[Lat.: a:
eksik]:.
Yazllar ayn olan kelimelerden sonra
ykseltilmi saysal sralama kullanlmtr; A
1
: & A
2
:

gibi.
Konuk Kelimelerin geli biimleri, varsa zgn
dildeki yazllar, Konuk Kelimelerin
Trkeye Bat Dilleri zerinden yada
Trkeden gei transkripsiyonlar ve varsa
Trkedeki deiimleri [] iinde aklanmtr;
abli [Yun.: abli [] > Fra.: abli]:.
Kelimelerin hangi dilden Konuk Kelime olarak
alndklar konusunda tereddt olutuunda
ise, bu [?] iareti ile belirtilmitir; daar
[Rum.: dagari [] > Far.: daar ?]:.
Kelimelerin anlamlar blmnde ise, sralamada
1.)
blm olabildiince, kelimelerin zgn
anlam ile doldurulmutur. zleyen sralama
maddelerinde
2.)
,
3.)
vb ise kelimelere
yklenmi dier anlamlar aklanmtr; A.D.
[Lat.: Anno Domini]: k.,
1.)
sann doduu
ylda,
2.)
.S. yada M.S..
Kelimelerin anlam blmnn nnde yar alan
[] iinde ise olabildiince kelimelerin hangi
Bilim Dal, Alan ve Ama ile kullanld
bilgisine yer verilmitir; abac: i., [Dokuma]
aba reten kii yada esnaf.
Kelimelerin Dilbilgisi olarak neyi karlad bilgisi
ise olabildiince ksaltmalarla verilmeye
allmtr; isim: i., zel isim: .i., birleik
isim: b.i., isim tamamlamas: i.t, sfat: s., fiil:
f., vb; abdal [Arp.]: s., gezgin dervi.
Ksaltmalar I, Diller:
Afr.Y.d.: Afrika yerli Dili,
Alm.: Almanca,
Alt.: Altayca,
Ark.: Arkaik, okeski, imdilerde
Kullanlmyan,
Arm.: Aramice,
Arp.: Arapa,
B.D.: Bat Dilleri,
Bal.: Balkarca,
Bel.: Belikaca,
Bul.: Bulgarca,
ek: eke,
in.: ince,
ng.: ingenece,
uv.: uvaa (Bulgarlarn Trk
atalar),
Dan.: Danimarkaca,
Erm.: Ermenice,
Esk.: Eski,
Esm.: Eskimo Dili,
Far.: Farsa,
Fen.: Fenikece,
Fra.: Franszca,
G.A.Y.Dil.: Gney Amerika Yerli Dili,
G.A.YD.: Gney Afrika Yerli Dili,
Gag.: Gagavuzca,
Gr.: Grcce,
Hrv. Hrvata,
Hin.: Hinte,
Hol.: Hollandaca,
br.: branice,
ng.: ngilzice,
sp.: spanyolca,
sv.: svece,
tl.: talyanca,
Jap.: Japonca,
K.D.: Kelt Dili,
Kar.: Karyaca,
Kaz.: Kazaka,
Kel.: Kelte, Galyaca.
Kr.: Krgzca,
Krt.: Karayaca,
Kr.: Krte,
Lat.: Latince,
Leh.: Polonyaca,
Mac.: Macarca,
Mal.: Malezyaca,
Mek.Y.D.: Meksika Yerlidili,
Mo.: Moolca,
Nor.: Norvece,
Osm.: Osmanlca,
zb.: zbeke,
zTr.: z Trke,
Por.: Portekizce,
Rom.: Rumence,
Rum.: Rumca,
Rus.: Rusa,
Sam.: Samice,
San.: Sanskrite,
Sans.: Sanskrite,
Sla.: Slavca,
Slo.: Slovence,
So.: Sodca,
Srp.: Srpa,
Sm.: Smerce,
Sr.: Sryanice,
Tat.: Tatarca,
T.C.: Trke Adlandrma,
Tib.: Tibete,
Toh.: Tohorca,
Ton.: Tongo Dili.
Trk.: Trkmence,
Trm.: Trkmence,
Tr.: Trke,
Trk.: Trkik, dier Trk Dilleri,
Uyg.: Uygurca,
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 5 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Yak.: Yakuta,
YTr.: Yeni Trke,
Yun.: Yunanca,
Zaz.: Zazaca (Krtenin bir az),
Ksaltmalar II, Bilim Dallar:
Arapa, Farsa, Bat Dilleri, Rumca,
Yunanca ve Latince zerinden
Trkeye giren Bilim Dallarnn
Trke karlklar;
Anatomi: Bedenbilim, Bedenbilimi.
Astroloji: Yldzbilim, Yldzbilimi,
Bakteriyoloji: Bakteribilimi,
Biyoloji: Yaambilim, Yaambilimi,
Botanik: Bitkibilim, Bitkibilimi,
Nebatat.
Corafya: Evrenbilim, Evrenbilimi,
Edebiyat: Yazn,
naat: Yap,
Geometri: Yerlmleme,
Gramer: Dilbilgisi,
Hematoloji: Kanbilim, Kanbilimi,
Jeoloji: Yerbilim, Yerbilimi,
Matematik: Saybilim, Saybilimi,
Muhasebe: Saymanlk,
Nahiv: Dilbilgisi ?
Ornitoloji: Kubilim, Kubilimi,
Patoloji: Dokubilim, Dokubilimi, ?
Psikoloji: Ruhbilim,
Sarf: Dilbilgisi,
Sosyoloji: Budunbilim, Budunbilimi,
roloji: draryollar Bilimi, Bevliye,
Zooloji: Hayvanbilim, Hayvanbilimi,
Ksaltmalar III, Dilbilgisi
Tanmlar:
Bala [?, Conjuction]: b.,
Birleik sim [?, Compound Name]: b.i.,
Edat [lge, Partickle]: e.,
Emir [Komut, Imperative]: k.,
Etken Fiil [Eylem, Verb Transitive]: e.f.,
Ettirgen Fiil [Eylem, Verb Intransitive]:
et.f.,
Fiil [Eylem, Verb]: fi.,
Fiilimsi [?, ?]: fl.,
sim [Adl, Noun]: i.,
sim Tamamlamas [?, ?]: i.t.,
Ksaltma [?, Abbreviation & Abbr.]: k.,
nek [?, Prefix]: .e.,
zel sim [smi Mahsus, ?]: .i.,
Sfat [?, Adjective]: s.,
Sonek [?, Suffix]: s.e.,
nlem [Nida, ama Sz, ?]: .,
Zarf [?, Pronoun]: z.,
========== A =========
A
1
: Trk Abecesinin ilk harfi.
A
2
[Lat.: a: eksik]: .e., Latincede -sz, -
siz, -suz, -sz; anlamnda bir nek.
A
3
[Yun.: [] eksik]: .e., Yunancada
1.)

olumsuzluk,
2.)
-sz, -siz, -suz, -sz;
anlamnda bir nek.
A.D. [Lat.: Anno Domini]: k.,
1.)
sann
doduu ylda,
2.)
.S. yada M.S.
A.M. [a.m.] [Lat.: Ante Meridien]: k.,
leden nce.
A.P.
1
: k., Adalet Partisi. Demokrat
Partinin (DP) devamdr. 12 Eyll
1980 Askeri Darbesi sonras
kapatlmtr. Gnmzdeki devam
parti DYPdir.
A.P.
2
: k., (A)ssociated (P)ress: Birleik
Basn, uluslararas bir haber ajans.
A..: k., Anonim irketi, [SA: Society
Anonimous].
AA: k., (A)nadolu (A)jans.
ab
1
[Far.: b]: .e.,
1.)
aqua, ma, su,
[Ab- hayat: yaam suyu],
2.)
ekicilik,
gzellik, tazelik,
3.)
acma,
4.)

alkanlk, davran, dng, moda,
tarz, usl, yordam, yol,
ab
2
[Arp.: b]: Austos ay.
ab
3
[Lat.]: Latincede ab-; .e.,
1.)
den,
-dan
2.)
bir eyden anlamna
anlamnda bir nek.
ab(s) [Lat.]: bak. ab
3
.
ab?ka: i., bir aa tr.
aba: i., [Dokuma]
1.)
kaln kaba kuma,
2.)
bu kumatan yaplm palto
benzeri stlk.
abac: i., [Dokuma] aba reten kii yada
esnaf.
abad [Far.: bd]: bak. abat.
abadi
1
[Far.: abd]: i., yar mat,
sarms deerli bir kat.
abadi
2
[Far.: abd]: i., bolluk,
zenginlik.
abaka [Halkdili]: i.,
1.)
amca,
2.)
bir aa
tr.
abaks [Yun.: abax [] > Fra.:
abacuse]: i., hesap boncuu.
abani [Halkdili]: i., [Dokuma] sar renkli
bir ipekli kuma.
Bala: [Dilbilgisi] tek bana anlam
olmayp cmleleri bir birine balayan
kelime, [Conjuction].
abanma: f., dayanma, yaslanma.
abanmak: dayanmak, yaslanmak.
abanos: bak. abanoz.
abanoz [Far.: abnuz > Rum.: ebonos
[]]: i.,
1.)
[Bitkibilim: Diospyros
ebenum] sert siyah tahtas olan aa,
2.)
bu aatan siyah renkli tahta.
abassare [Lat.]: f., alaltmak.
abao [tl.: abasso]: i.,
1.)
alt, alttaki,
aaya,
2.)
gemiyi karaya balama.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 6 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
abat [Far.: bd]: i.,
1.)
bayndr, imar,
mamur,
2.)
abad, bolu, il, kent,
medine, polis, site, ehir, vilayet,
[Celalabad, slamabad, Eceabat].
abax [Yun.: ]: i., antik sayma
boncuu.
Abaza: .i., Abhazya halkndan olan.
abazan [habazan]: [Argo] cinsel ynden
a olan kii.
abbas [Arp.]:
1.)
i., aslan,
2.)
sert yapl
kii,
3.)
[A] .i., arslan gibi yrekli
anlamnda bir erkek ad.
Abbasiler [Far. + ler]: .i.,
1.)
Bir ranl
Mslman beylik,
2.)
Trklerin
Mslmanl kabul ettii beylik.
abbaz [Far.: ab + bz > abbz]: su
cambaz,
ABD: k., (A)merika (B)irleik
(D)evletler: USA [The Unidet States of
America].
abdal [Arp.]: s., gezgin dervi.
abdest [Far.]: bak. abdes.
abdomen [Lat.]: i.,
1.)
batn, karn,
2.)

bedenin batn yada karn blgesi.
Abdul [Arp.]: Abdullahn ksaltmas.
Abdullah [Arp.]:
1.)
i.t., Allahn kulu,
2.)

Allahn kulu anlamna bir Mslman
ve Trk erkek ad, ksaca Apo.
Abdllatif [Arp.]:
1.)
?
2.)
.i., bir erkek
ad.
Abece: i., Alfabe.
aberasyon [Fra.: aberation]: i., sapn.
abes [Arp.]: s., akla aykr.
Abhazya: .i., Kafkasyada zerk bir
Trk Cumhuriyeti.
abkevser [Arp.: ab- kevser]: i.t. & i.,
cennetteki rmak.
abi: [Argo]
1.)
k., aabeyin ksaltlm,
2.)
i., byk erkek karde, aa,
aabey, aka.
abide [Arp.: bide]: i., ant.
abidevi [Arp.: bidevi]: s., antsal.
abilitas [Lat.]: s.e., Latincede abilitas;
1.)
bir olu, bir g,
2.)
kabiliyet,
yetenek anlamna gelen bir sonek.
abis [Yun.: a + byssos [] > Fra.:
abysse]:
1.)
s., dipsiz,
2.)
i., okyanusun
en derin blm.
abla: i., byk kz karde.
ablak [Arp.: eblk]: s., yayvan yzl.
ablatus [Lat.]: aktarlan, kalan, dier
tarafa aktarlan.
ablatya [Yun.: apladia [,] > Tr.]:
i., [Denizcilik] bir balk a.
abli [Yun.: abli [] > Fra.: abli]: i.,
1.)
?

2.)
[Denizcilik] bir gemi donanm.
abluka [tl.: a blocco]: i., ihata,
kuatma, muahsara.
abnuz [Far.]: bak. abanoz.
abolere [Lat.]: f., harab etmek, imha
etmek, mahvetmek, yoketmek.
abondone [Fra.: mettre a bondon > Fra.:
abondon]:
1.)
yenilgiyi kabullenme,
2.)
[Boks] yenilen boksr.
abone [Fra.: abonn]: i., srekli
kullanc.
aborda [tl.: ad + bordo > abbordare >
abborda]: [Denizcilik] teknenin yann
vererek kyya yanamas.
aboriri [Lat.]: f.,
1.)
baaramamak,
boa kmak,
2.)
ocuk drmek,
dk yapmak.
abra [Arp.: farah > dara > Rum.]: i., bir
kabn arl, dara, denge.
abrama [Halkdili]: i., idare, ynetim.
abra [Arp.: ebre]: s., ala renkli,
kark renkli.
abril [Halkdili]: i., Nisan.
absentia [Lat.]:
1.)
gyap, hazr
olmama, yokluk,
2.)
in absentia:
gyabnda, hazr bulunmadan,
yokluunda.
absorbe [Lat.: ab + sorbere > Fra.:
absorb]: emme, mas, sourma.
absurdus [Lat.]: duyulmu, grlm
ey deil.
absrt [Lat.: absurdus > Fra.: absurd]: z.,
anlamsz, manasz, sama.
abu [Halkdili]: ., ama sz.
abuhava [Arp.: ab-u hava]: i., iklim,
mevsim.
abuhayat [Arp.: ab-u hayat]: i.t.,
bengisu, hayat suyu, sonsuzluk suyu,
yaam suyu, [aqua vitae].
abuli [Yun.: a + (oulesthai) boul >
aboulia [] > Fra.: aboulie]:
[Ruhbilim]
1.)
iradenin azalmas yada
tamamen yok olmas,
2.)
apati, irade
yitimi.
abusus [Lat.]: kt kullanlan, yanl
kullanlan.
ac [Yun.: ? > ng.: -ac; & Fra.: -aque]: s.e.,
ngilizcede ac;, Franszcada -aque;
1.)
ile ilintili [cardiac: kalple ilgili],
2.)

den etkilenmi [maniac: manyak]
anlamnda bir sonek.
acaib [Arp., acbenin oulu]: bak.
acayip.
acantha [Yun.: ?]: i., diken, ine.
acar
1
[Arp.: cer]: s., atlgan, gzpek.
Acar
2
: .i., Grcistana bal Acarya
zerk Cumhuriyetinden olan.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 7 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Acarya: .i., Grcistanda bir zerk
Trk Cumhuriyeti.
acayip [Arp.: acaib]: s., yabans.
ace
1
[ng.: ace]: i., tenisten servis
atma.
ace
2
[Fra.]: i., favori, gzde.
acele [Arp.]: z., abucak, tez olarak.
acelecilik [Arp. + cilik]: tela.
Acem [Far.]: Aryan, Farisi, Fars
kkenli, ranl, Pers.
Acem krdi: Trk Mziinde bir
makam.
acemborusu [acem borusu]: [Bitkibilim:
Campsis radicans] odunsu bir sarmak
tr.
acemi [Arp.: acem]:
1.)
Araplar iin
ranl yada randan gelenler,
2.)
kaba
bir Arapa konuan kii,
3.)
barbar,
ilkeli iptidai
4.)
Arap olmayanlar,
Araplara yabanc olanlar,
5.)

[Arapadaki bu anlamlarn karm olarak,
Trkede] deneyimsiz, toy.
acemilik [Arp. + lik]: deneyimsizlik,
toyluk.
acente [Lat.: agente]: [Ticaret]
1.)
birisi
adna i yapan,
2.)
vapur ortakl,
3.)

banka ubesi,
4.)
komisyon karl
araclk yapan.
acer
1
[Arp.: Hacer > cer]: bak. acar.
acer
2
[Lat.]:
1.)
ac, keskin, sert, sivri,
2.)
canl, kuvetli, iddetli, youn,
3.)

akll, gz ak, zeki.
acerbare [Lat.]: ekiletirmek, ac tat
vermek.
acerbus [Lat.]: ac, eki.
acetum [Lat.]: sirke.
aceze [Arp.: cizin oulu]: dknler,
[Darlaceze: Dknler Yurdu].
ac:
1.)
ar, balk, sanc, sz,
2.)
elem,
keder, znt,
3.)
matem, yas,
4.)
tat
olarak, tatl kart.
acbadem
1
[ac badem]: b.i., acpayam.
Acbadem
2
[ac badem]: b.i. & .i.,
stanbulda bir semt ad.
acbakla [ac bakla]: [Bitkibilim: Lupinus] ?
ackl:
1.)
dokunakl, ili,
2.)
elim.
acl
1.)
arl, szl,
2.)
elemli, kederli,
zntl,
3.)
tat olarak acs olan.
acma: aman, insaf.
acmak:
1.)
aman vermek, insaf
etmek, kyamamak,
2.)
ar vermek,
sz vermek, ~ durumda olan: elim.
acmasz: amansz, gaddar, insafsz,
kyc.
acmk [Halkdili]: [Bitkibilim: Cephalaria
syriaca]
1.)
yllk bir bitki,
2.)
belemir,
mavikantaron, peygamber iei.
acpayam
1
[ac payam]: b.i., acbadem.
Acpayam
2
[ac payam]: b.i. & .i.,
Trkiyede bir yer ad.
acrga [Halkdili]: [Bitkibilim: Armoricia
Lapathifolia] bayrturpu, karaturp,
yabanturpu, yabani lahana.
acsz:
1.)
arsz, szsz,
2.)
elemsiz,
kedersiz, zntsz,
3.)
tat olarak.
acibe [Arp.: acbe]: garip, grlmemi
ey, ilgin.
acicula [Lat.]: kk ine.
acidus [Lat.]: eki.
acil [Arp.: cil]: acele, acul, alamint,
abuk, ivedi, sratle, tez, ~ servis:
[Hastane] kanamal ve lmcl
hastalar blm, [Emergency].
aciz [Arp.: ciz]: gszlk.
acizane [Far.: cizane]:
1.)
deersiz,
sradan,
2.)
pek sradan olarak.
acris [Lat.]: keskin, keskin kenarl yada
ulu.
actas [Lat.]: mr, ya, zaman
uzunluu.
actis [Yun.: []]: n, ua.
actiuarius [Lat.]: katip, yazman.
acube [Arp.]:
1.)
allmadk, tuhaf,
2.)

tuhaf kimse.
acuere [Lat.]: batmak,
keskinletirmek.
acul [Arp.: acl]: acil, alamint, abuk,
ivedi, sratle, telala, tez.
aculeus [Lat.]:
1.)
ar inesi, diken,
ine,
2.)
acma, batma, cann yakma.
acumen [Lat.]: diken, sivri bir ey, u.
acur [Arp.: acr]:
1.)
tyl bir hyar tr,
2.)
olgunlamam ac tadl hyar,
3.)

bir tr kavun.
acus [Lat.]: ine.
acuta [Lat.]: hain, srekli, iddetli.
acutus [Lat.]: batc, delici, sivri ulu.
acyo [tl.: agio]: [Ticaret] para fark,
prim.
a:
1.)
s., fakir kii, karn doymam,
2.)

haris.
aalya [Rum.: aseleos [] > Fra.:
azelea]: [Bitkibilim: Azelea] farkl
renklerde aan bir ss aa,
iekli bir bitki.
aar: anahtar, ak, ilingir.
aelya [Yun.]: bak. aalya.
agzl: a, haris.
agzllk: hrs, tamah.
a: [Geometri] zaviye.
ak:
1.)
aleni, aikar, ayan, bariz,
belirgin, belli, kapal olmayan, kesin,
meydanda, ortada, sarih,
2.)
eksik,
gedik,
3.)
[denizde] karadan uzakta,
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 8 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
aa kartma: fa, aa km:
afie,
akarttrma: mezat.
akgz: gzak, sak, uyank.
akgzllk: akl, basiret, bude,
ihtiyat, saduyu, sagr.
aklama:
1.)
beyanat, deme, izah,
2.)

beyan, deklarasyon, ifade,
3.)
ifaat,
itiraf.
aklamak:
1.)
beyan etmek,
bildirmek, haber vermek, ilan etmek,
2.)
beyan etmek, deklare etmek,
ifade etmek.
aklamalar: ifaat, izahat.
aklanm: deklare, ilan edimi.
aksak: mstehcen.
aktan:
1.)
bir eyin uzandan,
2.)

elaltnda, gizlice.
aler: [Yldzbilim] seksant.
ak: aar, anahtar, ilingir.
ama:
1.)
yal rek, kete,
2.)

ormanlk alanda ekilebilir tarla
oluturma.
amaz: iinden zor klan durum,
karmak durum, dilema.
ad
1
[Far.]: isim, nam, nom, an, n,
nvan, ~ ekme: ekil, keide,
kura, ~a yazl: nominal, ~ geen:
bilinen, mahut.
ad
2
[Lat.]: Latincede ad-; -a ya, -e ye,
bir eye, anlamnda bir nek.
ad hoc [Lat.]:
1.)
buna dair,
2.)
zel bir
aa yada konu iin oluturulan.
ada:
1.)
[Evrenbilim] suyla evrili kara
paras,
2.)
[Kent] byk parsel
paras,
3.)
[Kadastro]: Parsellerden
oluan byk arsa,
4.)
yaplar
topluluu, ~lar takm: takmada,
denizde ~: cezire,.
adab [Arp.: dab]: bak. adap.
adad [Arp.: dad, adedin oulu]:
birimler, taneler.
adak: [slam] nezir.
adal [Mal.]: birletiren.
adale [Arp.]: [Bedenbilim] kas.
adalet [Arp.: adlet]:
1.)
hak, hukuk,
2.)

tre,
3.)
[A] bir bayan ad, ~le ilgili:
adli.
adali [Arp.]: [Bedenbilim] kasla ilgili.
adam [Arp.: dem]: bay, erkek kii,
herif.
adamas [Yun.: []]: hogrsz,
ok sert.
adamotu [adam otu]: b.i., [Bitkibilim:
Mandragora officinarum] karkurutan.
Adana [Rum.: Uru Adania, Adanus,
Adonis]: [01], Trkiyede bir kent.
adap [Arp.: dab, edebin oulu]: tre.
Adapazar [Ada Bazar]: Marmara
Blgesinde Sakarya, [54] ilinin kent
ad.
adapte [Lat.: ad + aprare > Fra.:
adapte]: uyarlama, uyarlanm.
ada [ad + da]: isimleri ayn olan.
adavet [Arp.]: artniyet, buz,
dmanlk, garez, hasmlk, husumet,
kin, ktniyet, nefret.
aday: namzet.
addendum [Lat.: oulu: addenda]: bir
eye eklenen blm.
addicere [Lat.]: kabul etmek, onay
vermek, raz olmak.
adem
1
[Arp.]: Arapada
1.)
-sz, -siz, -
suz, -sz,
2.)
var omayan, yok,
3.)

eksik, gedik anlamnda bir nek.
Adem
2
[Arp.: dem]:
1.)
ilk insan ve ilk
peygamber,
2.)
Tm Tek Tanrl
Dinlerde ilk insan. [Adam],
3.)
bir
Mslman ve Trk erkek ad. [Adam].
ademi [Arp.: demi]: insanlk,
insanoluyla ilgili, ilk insan.
aden
1
[Yun.]: bez, gudde, torback.
Aden
2
[Arp.]: Orta Douda bir Arap
lkesi.
adenit [Yun.: adenitida [] > Fra.:
adnite]: ?
adeps [Lat.]:
1.)
ya,
2.)
iman.
adese [Arp.]: byte, lam, lup,
mercek.
adet
1
[Arp.: det]:
1.)
alkanlk,
2.)

[kadnlarda] adet, ayba, aylk
kanama.
adet
2
[Arp.: aded]: birim, tane.
adeta [Arp.: deta]:
1.)
baya, sanki,
2.)

allm olduu zere,
3.)
atn bir
yry biimi.
Adl: [Dilbilgisi] zamir, [Subject].
adm:
1.)
yrken iki bacak aras
mesafe, ~ aral: fule,
2.)
geliim,
hamle.
Adyaman [Arp.: Hsn- Mansur, Hsn-
Mansur, Osm.: Vadil Emin > Vadi Leman
> Adyaman]: [02], Trkiyede bir
kent.
adi [Arp.: di]:
1.)
adeta, basit, baya,
sradan,
2.)
baya, kt.
adil [Arp.: adl [] > dil]:
1.)

a.)
dengeli
olma, eit olma, eit davranma,
b.)

deitirme, dzeltme,
2.)
adaletli, eit
davranan,
3.)
[A] bu anlamda bir
erkek ad.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 9 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
adile [Arp.: adl [] > dile]:
1.)

adaletli, eit davranan,
2.)
[A] bu
anlamda bir bayan ad.
adileme [Arp. + leme]: bayalama.
adilemek [Arp.: + lemek]:
bayalamak.
adilik [Arp.: + lik]: bayalk.
adisyon [Lat.: ? > Fra.: adition]:
1.)

eklenti,
2.)
[Ticaret] hesap,
3.)
[Lokanta]
hesap pusulas.
adiyos [sp.: adios]: Allahasmarladk.
adiy [Fra.: adieu]: Allahasmarladk,
baybay, bye bye.
adjacens [Lat.]: yanna uzanma,
yannda yatma.
adjicere [Lat.]: -eye eklemek, -eye
ilave etmek.
adjuvare [Lat.]: yardm etmek.
adl [Arp.]: bak. adil.
adlar: esame, esami, isimler.
adli [Arp.: adl [] > adl]:
1.)

a.)
dengeli
olma, eit olma, eit davranma,
b.)

deitirme, dzeltme,
2.)
adaletle
ilgili.
adliye [Arp.: adl [] > adlye]:
1.)

a.)

dengeli olma, eit olma, eit
davranma,
b.)
deitirme, dzeltme,
2.)
adaletle ilgili,
3.)
adli kurum,
[courthouse],
4.)
Adalet Bakanl,
5.)

Osmallarda II. Mahmut zamannda
bir altn para.
adnatus [Lat.]: doma, gelime.
Adonis [Yun.: [A]]:
1.)
Yunan
Mitolojisinde Afroditin ak olduu
gen erkek,
2.)
yakkl gen erkek.
adrenal [Lat.: ad + renal]: bbrek st
bezi [adrenal gland].
adrenalin [Lat.: ad + renal > Fri.:
adrenaline]:
1.)
bbreklerle ilgili,
bbreklere yakn,
2.)
bbrek bezleri
tarafnden gizlenen yada bir ila
kullanmnda sentezlenen bir
hormon.
adulari [Lat.]: dalkavukluk etme,
yaltaklanma.
advenire [Lat.]: baa gelmek,
karlamak, yaamak.
adventitius [Lat.]: ecnebi, dtan
gelen, yanabc.
adventura [Lat. oulu: adventurum]:
baa gelen ey, yaanm ey.
adventurum [Lat. oulu: adventurum]:
baa gelen eyler, yaanm eyler.
aedificare [Lat.]: bina etmek, dikmek,
kurmak, ina etmek, yapmak.
aegean [Rum.]: bak. Ege.
aeidein [Yun.: ?]: ark sylemek,
akmak, terennm etmek, trk
sylemek.
aeirein [Yun.]: ykseltmek.
aemulus [Lat.: ?]: benzetmeye
alma, eitlemeye urama.
aequare [Lat.]: eitlemek.
aequus [Lat.]: ayn, dz, eit.
aer [Yun.: ar []]: hava.
aera [Lat.]: bir zaman dilimi, dnem.
aero [Yun.: ar []]: Franszcada
aero-;
1.)
hava, havaya ilikin,
2.)

uaklara ilikin ve
3.)
cama ilikin
anlam tayan birletirici bir nek.
aerobik. [Yun.: ar + bios > []
Fra.: arobiqueae]: jimnastikli spor.
aerodinamik [Yun.: ar + dynasthai
[] > Fra.: arodynamique]:
havann itme gcyle oluan yada
yaplan iler.
aerosol [Yun.: ar > [] Fra.: aero +
sol(ution)]:
1.)
gazlarla zlmeyen
paralarn gaz iinde sv biiminde
tutulmalar,
2.)
kpk yada sprey
biiminde kullanmak iin baz
svlarn bir kutuya sktrlmas,
3.)

bu biimde dier kullanmlar.
aestimare [Lat.]:
1.)
deerini lmek,
kymet takdir etmek, paha bimek,
2.)
tahmin etmek,
3.)
itibar etmek,
kadrini bilmek, kymetini bilmek,
muteber tutmak, saymak, takdir
etmek.
aestus [Yun.: ?]:
1.)
aknt, gelgit, med
cezir, meddcezir,
2.)
mevsim, saat,
vakit, zaman,
3.)
ak, cereyan,
eilim, istikamet, temayl.
aeturnus [Lat.]: ezeli ve ebedi,
balangc sonu olmayan.
aevum [Lat.]: a, devir, devre, ya.
af: balama.
afacan: yaramaz ocuk, yumurcak.
afak [Arp.: fak, ufukun oulu]: ufuklar.
afaki [Arp.: afk]: bitaraf, nesnel,
objektif, tarafsz, yantutmaz.
afal [Kr.: aval > Far.]: dank, dandini,
dzensiz, kark, savruk, akn,
tarumar.
afallama [Kr. > Far. + lama]: aknlk,
ama.
afallamak [Kr. > Far. + lamak]:
amak.
afat [Arp.: ft, fetin olu]: afetler,
ykmlar.
afazi [Yun.: a + phanoi [] > Fra.:
aphasie]: konuma yitimi.
Afer [Lat.]: Afrikal.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 10 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
aferin [Far.: ferin]: bravo, yaa.
aferist [Fra.: apherist]: dalavereci,
dolandrc, speklatr, vurguncu.
afet [Arp.: fet]:
1.)
ykm,
2.)
[Mecazi:
fat] etkileyici kadn.
afetler [Arp. + ler]: afat, ykmlar.
affedilmi: balanm, muaf.
affetmek: balamak.
affidavit [Lat.]: ant imi olan, yemin
eden kii.
affiliare [Lat.]: bir erkek evlat almak,
nfusuna kaydetmek.
affinis [Lat.]: bitiik, komu, yakn.
afi [Rum.: afi [], Argo > Tr.]: caka,
alm, fiyaka, gsteri, racon.
afife [Arp.]:
1.)
namuslu kadn,
2.)
[A]
bir bayan ad.
afili [Rum.: afi [] + li, Argo]: cakal,
alml, fiyakal, gsterili.
afis [?]: kk gm bal.
afi [Fra.: afich]: duvar ilan.
afie [Fra.: afich]: aa km.
afitap [Far.: aftapdan]: aftap, beyza.
gne, helio, sol, ems.
afiyet [Arp.: fiyet]: esenlik, salk.
afoni [Yun.: a + phone [] > Fra.:
aphonie]: ses yitimi.
aforizm [Yun.: apo + horizein []
> Fra.: aphorisme]: bir gerein kesin
ifadesi, atasz, darbmesel, vecize.
aforos: [Rum.]: bak. aforoz.
aforoz [Rum.: apo + horisein [] >
aforismos > Tr.]:
1.)

? 2.)
[Hiristiyanlk]
bir cemaatle olan ilikisini btirme,
3.)

Hiristiyan cemaatinden kovma.
Afrika [Arp.: Afar > Lat.: Afer > Afri >
Aprica > Africa Terra > Yun.: Apfrike]:
1.)

adnn Arapa afar: kumdan, Kumlu
yer anlamna Latinceye getii
sylenir,
2.)
Afrika ktas, ~ aac: ?
Afro [Lat.: afer]: Bat Dillerinde Afro;
1.)

Afrika ve
2.)
Afrikallara ililikin
anlamna bir nek.
Afrodit [Yun. > Fra.: Aphrodite [?]]:
1.)

Yunan Mitolojisinde ak ve gzellik
tanras,
2.)
Romada Vens karl.
afrodiziyak [Yun.: Aphrodite [?] > Fra.:
aphrodisiaque]:
1.)
seksi duygular
arttrc,
2.)
buna ynelik gda ve
iecekler.
afsun [Far.]: fsun, ba, by, sihir.
aft [Yun.: aphtha [] > Fra.: aphte]:
[Tp] pamukuk.
aftab: bak. afitap.
aftos: bak. aftoz.
aftoz [Rum.: avtos [], Argo]: cariye,
gaco, halayk, kapatma, kuma,
metres, nikasz kadn, odalk.
afyon
1
[Far.: afyun > Rum.: afioni []
> Tr.]: [Bitkibilim: Opium] uyuturucu
zsuya sahip gelincikgillerden bir
bitki.
Afyon
2
[Far. > Tr.]: [03], Trkiyede
bir kent ad. [Eskilerdeki ad Hapanuva <
Akranium > Karahisar <
Afyonkarahisar].
aga: kyn zengini, aa.
agah [Arp.: gah]:
1.)
bilgili, haberli,
2.)

[A] bilgili, haberli anlamnda bir erkek
ad.
agamafobi [Yun. a + gamos + phobos
[] > Fra.: agamiphobie]: evlilik
korkusu.
Agamemnon [Yun.: ?]: Yunan
Mitolojisinden, Truva Savanda
Yunan Ordusunun komutan.
agami [Rum.: ? [?]]: [Kubilimi: ?]
borazan kuu.
aganta [tl.: agguanta]: [Denizcilik]
gemide zinciri tutma.
agar [Arp.: aar]: haysiyetli, onurlu,
erefli.
agaragar [Mal. > Fra.: agaragar]:
1.)

jelatin, jeloz,
2.)
[Kimya] bir tr jelatin.
agat [br.: shbw> Yun.: > achates [?] >
Lat.: achates > Fra.: agate]: bir tr yar
deerli ta, akik.
age [Lat.: aticum]: Bat Dillerinde age;
1.)
bir durum, hareket yada sonu
bildiren [usage: kullanm],
2.)
bir miktar
yada adet ile ilgili [acreage: dnm
miktar],
3.)
bir eyin bedeli, ederi yada
fiyat [postage: gnderi creti]
anlamlarnda kullanlan bir sonektir.
ageirein [Yun.: [?]]:
1.)
bir araya
gelmek, kalabalk olmak, toplanmak,
2.)
toplu biimde konumak..
agel [Arp.]: kefiyeye balanr.
ager [Lat.]: alan, saha, tarla.
ageratos [Yun.: agratos]:
yalanmayan.
agere [Lat.]:
1.)
davranmak, hareket
etmek, ilemek, oynamak, rol
yapmak,
2.)
etmek, eylemek,
hazrlamak, icra etmek, yapmak,
3.)

gtmek, srmek.
aggeion [Yun.: ?]:
1.)
kap, tas,
2.)

tekne, gemi,
3.)
damar, kanal,
suyolu.
aggredi [Lat.]: akn yapmak, hcm
etmek, saldrmak.
agio [Lat.]: rahat, teklifsiz.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 11 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
agitato [tl.]: [Mzik] cokulu mzik.
agnostik [Yun.: a + gignoshein
[] > Fra.: agnostique]:
1.)

olanaksz olduunan inanan,
2.)

Tanrnn varln kabul etmeyen.
agnozi [Yun.: a + gignoshein [] >
Fra.: agnosie]: tanrnn varlna
inamama.
agogos [Yun.: aggos [?]]: ba, bey,
nder, ef, ynetici.
agon [Yun.: agn [?]]: bir karlama,
msabaka, yarma.
Agop [br. > Erm.]:
1.)

2.)
bir Ermeni
erkek ad, [Yakup, Jacob, ].
agora [Rum.: ageirein > agora []]:
halk meydan, pazar yeri.
agos [Erm.]: saban yada pulluun
toprakta at kark, egos.
agrafe [Fra.]:
1.)
engel, kanca,
2.)

engelli ine.
agrafi [Yun.: a + graphein [] > Fra.:
agraphie]: yaz yazma yitimi.
agraman [Fra.: aggrement]: [D Politika]
elilik uygunluk belgesi.
agrandizr [Fra.: a + grandir >
agrandiseur]: [Analog Fotoraflk]
bylte.
agronami [Yun.: agros + nemein
[] > Fra.: agronomie]:
1.)
tarm
bilgisi,
2.)
hasat retimi ynetim ve
bilimi,
3.)
Ziraatilik.
agros [Yun.: ]: alan, saha, tarla.
a:
1.)
rmcek a, ~ rg: dantela,
2.)
ebeke,
3.)
balk a, balk ~:
Ablayta, Alkarna, Difana, Apoi, Sama, Tor,
Trata, Trol, Uzatma, bir balk ~:
ablayta, bir tr balk ~: uzatma,
byk gzl ~: apoi, ok gzl ~:
tor, deniz dibi tarama ~: alkarna,
serpme ~: sama, torbal balk ~:
trata, katl balk ~: difana,
aa: abi, aabey, aka.
aabey: abi, aa, aka.
aa: yllanm bitki. ~ kolu: dal, ~
trleri: Abaka, Akaa, Akaju (Maun),
Akmee, Alaam, Ananas, Bakkam, am,
nar, Ihlamur, Kanada Kava, Karaaa,
Kavak, Kavlan, Kestane, Kzlck,
Kocakaryemii, Maun (Akaju), Mee, Sedir,
Sarmee, Servi, byk orman aac:
sekoya, ~taki buz tabakas: kr,
~tan yaplm grz: tomak, ~tan
yaplm: ahap, bir ~ tr: boabap,
bir Afrika aac: eko, iten
rm ~: ardak, krmz boya
aac: bakkam, kuruyup dklm
~ yapra: gazel, meyve ~lar:
Armut, Ayva, Badem, Ceviz, Dngel
(Mumula), Dut, Erik, Fndk, Greyfurt, ncir,
Karadut, Kays, Kzlck, Kiraz, Poratakal,
Mandalina, Mumula (Dngel), Muz, eftali,
Vine, Zerdali, uzun biilmi ~: tahta,
aak: kk aa. iekleri
kokulu bir ~: yasemin, iekli bir
~: aalya,
aailei [aa ilei]: [Bitkibilim: Rubus
idaeu] ahududu.
aakpesi [aa kpesi]: [Bitkibilim:
Althea officinalis] hatmi iei.
aan: ama, akanyldz, gkta,
meteor, meteorta, ahap.
aar [Arp.]: haysiyetli, onurlu, erefli.
ada [Arp.: akide]: limonlu eker
eriyii.
adal [Arp. + l]: anlalmas g ifade.
a: au, ot, sem, zehir, ~ iei:
zakkum.
al
1
:
1.)
bastnde olduuna
inanlan dsel dairesel k, arka,
ayla, hale,
2.)
kkba hayvan
barnma yeri, kk ~: k?, ~
resmi: Osmanlda kkba hayvan
vergisi, duvar ~: kom,
anmak: (at vb) toz toprak iinde
yuvarlanmak
ar:
1.)
kiloca baskn,
2.)
aheste,
yava,
3.)
kaln, knt,
4.)
[Mecazi]
okkal.
arayak [Halkdili]: s., gebe, hamile,
ykl.
arbal: onurlu, vakur.
arballk: vakar, vakur.
arlk: i., sklet, ~ kaldrma: halter.
a: yukar kma, ykselme.
at: i.,
1.)
l arkasndan alama,
mersiye,
2.)
lnn iyi atraflarn
dillendirme ve zlme,
az: i.,
1.)
[Bedenbilim] kafann n
yznde beslenme ve nesefs alma
boluu, fem,
2.)
aksan, ive,
3.)
dil,
lehe, lisan,
4.)
bardak, bak benzeri
nesnelerin u ksm, ~ kavgas
etmek: dalamak, polemik yapmak,
~ otu: yem, az kalabalk: farfara,
azna kadar dolu: lebaleb,
azotu: top ateleme maddesi
alama: inleme, nale.
alamak: inleme, zrldamak, srekli
~: zrldamak.
alat: dram, drama, trajedi.
alayan: inleyen, nalan, zrldayan.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 12 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
ama: [Yldzbilim] aan, akanyldz,
gkta, meteor, meteorta, ahap.
araf [Fra.: agrafe]:
1.)
engelli ine,
2.)

[Giyim] kopa, dme.
ar
1
[zTr.: agrg]:
1.)
bedenin
herhangi bir yerinin armas,
2.)
[Tp]
ac, balk, sanc, sz, hafif ~: sz, ~
kesici bant: yak, srt ~s: lumbago.
Ar
2
[orbulak, Karakilise, Karakse,
Ar]: [04], Trkiyede Dou
Anadoluda, ran-Azarbeycan
snrnda bir kent.
Ar Da [Erm.: Ararat, Arp.: Gem-i Cudi,
Ararat > Aran > Ar]: Ar kentindeki
Trkiyenin yksek dalarndan birisi.
au [Ark.]: a, ot, sem, zehir.
Austos [Lat.: Augustus]:
1.)
etkileyici,
hayranlk uyandrc,
2.)
31 gn eken
8. ay, Ab,
3.)
lk Grogeryan
Takviminde ve sonrakilerde Roman
ilk komutanna sayg ve hrmet iin.
austosbcei: [Hayvanbilim: Cicade]:
au [Far.]: kucak.
ah: beddua, ilenme, lanet.
ahali [Arp.]: cumhur, halk.
ahar [Far.]: kat cilas.
ahbab [Arp.]: bak. ahbap.
ahbap [Arp.: ahbab]: sevilen kimse.
ahenk [Far.: heng]: armoni, uyum.
aheste [Far.: heste]: ar, yava.
ahfad [Arp.]: bak. ahfat.
ahfat [Arp.: ahfd]: soy, torunlar.
ahr [Rum.: achouri > ahuri [] > Tr.:
ahr]: hayvan dam.
Ahska [? & Gr.: Axalcixe]: Grcistan
topraklar iinde bir Trk devleti.
ahi [Arp.]: Ahilik yanda.
ahid [Arp.: hid]: bak. ahit.
ahilik [Arp. + lik]: Ahilerle ilgili, ~
yanda: Ahi.
ahir [Arp.: ahr > hir []]: son.
ahiren [Arp.: hiren]: son zamanlarda.
ahiret [Arp.: hiret, Din]: br dnya.
ahit [Arp.: hid]: anlama, antant,
antlama, akit, kontrat, mukavele,
mutabakat, pakt, szleme, Eski Ahit
[Old Testament, Hiristiyanlk]: Eski ncil, Yeni
Ahit [New Testament, Hiristiyanlk]: Yeni
ncil.
ahize [Arp.: hize]: alma, alc.
ahkam [Arp.: ahkm, hkmn oulu]:
hkmler, kararlar.
ahlak [Arp.: ahlk]:
1.)
etik, moral,
2.)

etik yada moral deerleri,
3.)

davran, edim, hareket, haslet,
husisiyet, huy, karakter, miza,
nitelik, zellik, tabiat, vasf, yaratl.
ahlaki [Arp.: ahlak]: etik.
ahlat [Rum.: achladi > achladia [,
] > Tr.]: yaban armudu.
ahmak [Arp.: ahmk]: andaval,
anlaysz, ansz, aptal, avanak, bn,
budala, ebleh, enayi, mankafa,
salak, savak.
ahmaklk [Arp. + lk]: andavallk,
anlayszlk, aptallk, avanaklk,
budalalk, bnlk, delilik, enayilik,
hamakat, salaklk, savaklk, dima
zayfl.
ahmed [Arp.]: bak. ahmet.
ahmet [Arp.: ahmed]:
1.)

2.)
[A] bir erkek
ad.
ahraz [Halkdili]: dilsiz, lal.
ahret [Arp.: ahiret > Tr.]: lmden
sonraki dnya, lm sonras yaam.
ahretlik [Arp. + lik]: beslek, hizmeti.
ahab: bak. ahap.
aham [Far.]: bak. akam.
ahap [Far.: ahb]: aatan yaplm.
ahtapot [Rum.: chtapodi [] > okto
+ pus > oktopodion []]:
1.)

sekiz ayak,
2.)
[Balklk: Octopus
vulgaris] zerinde vantuzlar bulunan
sekiz kollu bir deniz canls.
ahu [Far.: hu]:
1.)
[Hayvanbilim: Gazella
dorcas] ahu, ceren, ceylan gazel,
gazella, karaca,
2.)
.i., [A] bir bayan
ad.
ahududu [ahu dudu]: [Bitkibilim: Rubus
idaeus] aa ilei.
ahval [Arp.: ahvl, halin oulu]:
durumlar, haller.
aidat [Arp.: aidt]: denti.
aierein [Yun.: ?]: ayaa kaldrmak,
kaldrmak, ykseltmek.
aigis [Yun. : ?]: Yunan Mitolojisinde
Zeusun kalkan.
ail [Arp.]:
1.)
e, kar, yada ocuklarn
geindiren,
2.)
fakir, yoksul.
aile [Arp.: ailden]: [Budunbilim]
1.)
e,
kar,
2.)
e ve ocuklar, familya.
aio [Lat.]: ben sylyorum.
aion [Yun.: ain: ?]: a, dnem, ya.
'isha [Arp.]: o yayor.
aisthetes [Yun.: aisthts: ?]: anlayan,
iten anlayan, kavrayan.
aithein [Yun. : ?]: yanmak, yakmak.
aithiops [Yun. : ?]: gzm yanyor.
aitho [Yun. : ?]: yanyorum.
aitia [Yun. : ?]: gereke, neden, sebep.
ajan [Lat.: agere > Fra.: agent, D
Politika]: casus, hafiye.
ajans [Lat.: agere > Fra.: agence]: haber
blteni.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 13 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
ajitasyon [Lat.: agere > Fra.: agitation]:
kkrtma, tahrik.
ajlan [Far.: ?]:
1.)
aceleci, abuk, hzl,
telal,
2.)
[A] erkek ad.
ajur [Fra.: ajour]:
1.)
gzenek,
2.)
delikli
rg.
ak [Far.]: beyaz, ok ~: apak.
aka [Halkdili]: abi, aabey.
akab [Arp.]:
1.)
art, son, sonu,
2.)
bir
zaman sonras,
3.)
devam eden ey,
4.)
ardndan yada peisra gelen.
akabe [Arp.]: sarp geit.
Akabe Krfezi [Arp. + Tr.]: ?
akabinden [Arp. + inden]: ardndan,
hemen ardndan.
aka: ark, kanal, su yolu.
akademeia [Yun.]: Plutonun ders
verdii yerin ad.
akademi [Yun.: akademeia [] >
Fra.: acadmie]: bilimtay, yksek okul.
akademik [Yun.: akademeia + ikos >
[] Fra.: acadmique]:
niversiteye ilikin.
akademisyen [Yun.: akademeia []
> Fra.: acadmicien]: niversite
retim grevlisi.
Akait [Arp.: Akaid]: [slam] din kurallar
kitab.
akaju [Fra.: acajou]: maun.
akak [Halkdili]: akarsu yata.
akakia [Tr.: aa > Rum. : ?]: dikenli
aa, akasya, salkm aac.
akal [Arp.]:
1.)
ok az, az miktarda,
2.)

en azndan.
akala: bir pamuk tr.
akalliyet [Arp.]: bak. ekalliyet.
akamber: gzel kokulu reine.
akamet [Arp.]: ksrlk, sonusuzluk,
akanyldz: b.i., aan, ama, gkta,
meteor, meteorta, ahap.
akar [Arp.]: [Ticaret] gelir getiren mlk
yani tanmaz.
akara [tl.: acara]: [Denizcilik] geminin
kydan uzaklamas.
akarat [Arp.]: bak. akaret.
akarca: ermik, lca, kaplca, termal.
akaret [Arp.: akarn oulu]: [Ticaret]
1.)

gelir getiren mlkler,
2.)
yani
tanmazlar.
akarsu
1
: [Evrenbilim] dere, ay yada
nehirlerin genel ad, ~ yata: akak,
~larn denize akt yer: delta,
~larn tad yn: alvyon.
akarsu
2
: [Tak] inci gerdanlk.
akaryakt: b.i., fueloil.
akasya [Tr.: aa > Rum.: akakia []
& Fra.: acacia, Bitkibilim: Robinia
Pseudeacacia]: Salkm Aac.
akavaya [Rum.: akavachia [?] > Tr.]:
balk g.
Akay [Tat.]:
1.)
erkek,
2.)
bir Tatar
soyu.
akbaba: b.i., etebur ama genelde lele
beslenen bir avc ku. bir tr ~:
uakkapan.
akbakla [Far.: ak + Arp.: bakila > Halkdili]:
b.i., kurufasulye.
Akbank: Adana Kayseri Bankasnn
ksaltlm.
akbaska [Far.: ak + Halkdili]: b.i., [Tp]
katarakt.
akcier [Far.: ak + ciger > Osm.:
akcier]: b.i., [Bedenbilim] rie.
ake [aka]:
1.)
[Maliye] Osmanlda
kk gm ake, parann te
biri,
2.)
nakit, para.
akd [Arp.]: bak. akid > akit.
akdar: b.i., [Bitkibilim: Panicum
miliaceum]
1.)
tanelerinden boza
retilen bir tahl tr,
2.)
dar.
Akdeniz: b.i., Trkiyenin gneyinde
yer alan deniz. Osmanldaki ad
[Bahr-i Ebyaz, Bahr-i Mutavasst],
[Mediterranean Sea].
akdiken: b.i., [Bitkibilim: Rhamnus
chathardicus] geyik dikeni,
akdoan: b.i., etebur bir avc ku,
ahbaz.
akemi [?]:
1.)
bir ticari marka,
2.)

[Kimya] mermer yaptrcs.
akeze [?]: kz yemlii.
akhardal: b.i., [Bitkibilim: Sinapis alba]
bir hardal tr.
akc: likit, mayi, sv.
akl [Arp.]:
1.)
us,
2.)
anlama gc,
3.)

akgzllk, basiret, bude, ihtiyat,
saduyu, sagr, akla aykr:
abes, ~da tutma: ezber, hfz.
akld [Arp. + d]: irrasyonel.
akllca [Arp. + lca]: akilane.
aklsal [Arp. + sal]: akli, ussal.
aklsz [Arp. + sz]: alk, apal.
akm: [Fizik] cereyan, elektrik.
akn: [Sava]
1.)
toplu halde yaplan
saldr,
2.)
[A] bir Trk erkek ad.
akndrk: akma, balsam, am sakz,
reine.
aknt:
1.)
gelgit, med cezir,
meddcezir,
2.)
heyelan, akma.
ak:
1.)
[Svlar] ak,
2.)
gidi, gidiat,
seyir,
3.)
cereyan, eilim, istikamet,
mecra, temayl, yn, ynelim,
4.)

Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 14 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
aktma: [Tak] enli bilezik.
akid [Arp.]: bk. akit.
akide
1
[Arp.]:
1.)
din inanc, doktrin,
inan, reti,
2.)
ament, [credo].
akide
2
[Arp.]: bir ekerleme tr.
akik
1
[Arp.]:
1.)
atlak, yark,
2.)
[Tak]
deerli bir ta,
3.)
segilinin duda.
akik
2
[Arp.]:
1.)
suyolu,
2.)
[iir] krmz
arap, kzarm gzlerden akan ya,
3.)
yeni domu bebek yda
hayvanlardan kesilen sa,
4.)
k
parlamas,
5.)
kl.
akik
3
[Arp.]: ok scak ve nemli (gn).
akilane [Arp.: akilne]: akllca.
akim [Arp.]: sonusuz, verismiz.
akinezi [Yun.: a + kinesis [?] > Fra.:
akinesie]:
1.)
devinimsizlik,
hareketsizlik,
2.)
[Tp] hareketsizlik,
kaslarda g yitimi.
akis [Arp.]: [Fizik] aksiseda, eko, inikas,
yansma, yank.
akit [Arp.: akd > akid []]: anlama,
antant, antlama, ahit, kontrat,
mukavele, mutabakat, pakt,
szleme.
Akka [tl.]: talyan Abecesinin 8. harfi,
[H, h].
akkarnca: divik, termit.
akkefal [ak + Rum.: kefale []]:
[Balklk] bir tr balk.
akkor: ok snan.
Akkoyunlular: Timurun istilas
sonras Azarbeycana egemen olan
Trk Beylii.
aklama: ibra, ibra etme, temize
karma.
aklan: [Evrenbilim] dneme, kvrlarak
giden, maile.
aklanma: beraat, temize kma.
aklanmak: beraat etmek, temize
kmak.
aklselim [Arp.: akl- selim]: saduyu.
akli [Arp.: akl]: aklsal, ussal.
akliyat [Arp.: akliyt]: aklla kazanlan.
Akliye [Arp.]: [Felsefe]: aklclk,
usuluk.
akma:
1.)
aknt, heyelan,
2.)
[Halkdili]
akndrk, balsam, am sakz, reine.
akmantar: keimantar.
akmaz [Halkdili]: [Evrenbilim] glet.
akme [Yun.: akm]:
1.)
ba, nokta, u,
son,
2.)
sivilce.
akne [> Yun.: akm [] > Fra.: acn]:
1.)
sivilce,
2.)
[Tp] yzde srekli olarak
iltihapl sivilcelere yol aan bir deri
hastal.
akolauthos [Yun.]: ard sra giden,
izleyen, takip eden.
akordiyon [tl.: accordion]: elle alan
ve klavyeli bir tr mzik aleti.
akort [Lat.: ad + cor > Fra.: accorde]: bir
mzik gerecini ayarlama.
akouvein [Yun.: ?]: duymak, iitmek.
AKP: Adalet ve Kalknma Partisi.
akraba [Arp.: akrib]: hsm, yakn.
akran [Arp.: akrn]:
1.)
eitler, ikizler,
2.)
boyda, yat.
akreb
1
[Arp.]: bak. akrep.
akreb
2
[Arp.]: ok yakn, neredeyse.
akreditif [Fra.: accreditif]: [Ticaret]
1.)

gven hesab, gven mektubu, kredi
yazs [letter of credit],
2.)
uluslararas
ticarette bir deme biimi,
3.)
etili
trleri vardr.
akrep [Arp.: akreb]:
1.)
ayan,
2.)
saatin
kk gsterge kolu.
akriba [Arp.]: bak. akraba.
akrobasi [Yun.: akrobates > Fra.:
acrobatie]: cambazlk ileri.
akrobat [Yun.: akrobates [] >
Fra.: acrobate]:
1.)
ayak parmaklar
ucunda yryen,
2.)
cambaz.
akrobates [Yun.: ]: ayak
parmaklar ucunda yryen.
akrobatik [Yun.: akrobatos []>
Fra.: acrobatique]: cambazvari.
akrobatlk [Yun.: akrobates [] >
Fra.: acrobate + lk]: cambazlk.
akrofoni [Yun.: acro + phones > [?] >
Fra.: acrophonie]:
1.)
bast sesi,
2.)

bir sesi bir resim yada o farfle
baslayan bir kelimeyle gsterme, D
iin Delta yada Delta resmi gibi.
akromatik [Yun.: a + chromas + ikos >
chrmatiks [?] > Fra.: achromatique]:
renksiz.
akronim [Yun.: akros + onyma []
> Fra.: acronym]: [radar] gibi bir
kelimenin ilk yada dier harflerinden
oluturulan kelme.
akropol [Yun.: akros + polis [] >
Fra.: acropole]: kentin tepesinde.
Akropolis [Yun.: akros + polis [safran]
> Fra.: Acropolis]:
1.)
kentin tepesinde,
2.)
Yunanistan Atina kentinde bir tepe
stne yaplm Panteon Yaps.
akros [Yun.: ]:
1.)
sonunda,
ucunda, tepesinde, stnde,
2.)
doruk, zirve.
akrosti [Yun.: akros + ? > akrostikhes
[] > Fra.: acrostiche]:
1.)
bir
iirin dizelerinin birinci harfleriyle
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 15 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
yaplan ilginlik,
2.)
muvaah,
tevih.
aks [Yun.: aksonas [] > akson []
& Lat.: axilla > axis > Fra.: axe]:
1.)

eksen,
2.)
[Otomotiv] dingil.
aksa [Arp.]: ok uzaklarda olan
[Mescid-l Aksa: Uzaktaki Tapnak].
aksak:
1.)
hafife topallayan,
2.)
aya
sakat, olpa, topal.
aksakal: [Din] aya, aziz, eren, ermi,
evliya, holi, saint, veli.
aksam
1
[Arp.: aksm, ksmn oulu]:
blmler, ksmlar.
aksam
2
[Arp.: aksm, kasemin oulu]:
antlar, kasemler, yeminler,
aksama:
1.)
topallama,
2.)
durma,
3.)

bozulma, arza.
aksamak: topallamak,
aksan [Lat.: ad + conere > Fra.: accent,
Dibilgisi]:
1.)
az, ive,
2.)
vurgu.
Aksaray
1
[Nenesse, Nenessos, Garsaura,
Kolonea-Archelais, Taxara, Aksara, Aksaray]:
[68], Trkiyede bir kent.
Aksaray
2
: stanbulda bir semt semt.
akse [Arp.]: [Tp] hastalk nbeti.
aksesuar [Lat.: ad + cedere > Fra.:
accesoire]:
1.)
eklenti, extra, fazladan,
2.)
[Teknik] yardmc malzeme,
3.)

[Eya] ss nesneleri.
aksrma: haprma.
aksi: irkin, hrn, huysuz, kaknem.
aksine: bilakis.
aksiseda [Arp.: aks- sed]: akis, inikas,
aksiseda, yank, yansma.
aksiyom [Yun.: axios > axioma [] >
Fra.: axiome]:
1.)
deerli, kymetli,
2.)

[Matematik] temel nerme.
aksiyon [Lat.: agere > Fra.: action]:
1.)

hareket,
2.)
[Sinema] vurdu-krd.
aksiyoner [Lat.: agere > Fra.:
actionnair]: [Ticaret] hissedar.
akam [Far.: aham]: gecenin ilk
saatleri.
akn: [Yaambilim] albinos.
aktar
1
[Arp.: attar]: attar, baharat,
aktar
2
[Arp.: kurun oulu]: aplar,
kuturlar.
aktar
3
[Arp.: kenarn oulu]:
1.)

kenarlar, kylar,
2.)
blgeler, yerler.
aktar
4
[Arp.: katrenin oulu]: damlalar.
aktarma: alnt, iktibas.
aktarmak: almak, iktibas etmek.
aktif [Lat.: agere > Fra.: active]:
1.)

alkan, etkin, faal, gayretli,
hareketli, ilek,
2.)
canl, diri, dirik.
aktinit [Yun.: aktivia [] > Fra.:
actinite]: aktinyum, toryum,
protaktinyum, tulyum, pltonyum,
amerikyum, kriyum ve berkelyum
radyoaktif elementlerinin ortak ad.
Aktinoloji [Yun.: aktino + logia
[] > Fra.: actinologie]:
1.)
n
bilgisi,
2.)
gne nlarnn canllar
zerindeki etkisini inceleyen bilim
dal,
3.)
Inbilim.
aktinolojik [Yun.: aktino + logia + ikos
[] > Fra.: actinologique]:
1.)

n bilgisiyle ilgili,
2.)
Aktinoloji,
Inbilim ile ilgili.
Aktinyum [Yun.: aktis > aktinio []
> Fra. actinium: Ac]: radyoaktiv
kimyasal bir element.
aktis: [Yun.: ]: n, ua.
aktivite [Lat.: agere > Fra.: activit]:
canllk, devinim, etkinlik, faaliyet,
hareket.
aktr [Lat.: agere > Fra.: acteur]: erkek
sinema sanats.
aktris [Lat.: agere > Fra.: actriss]:
1.)

bayan sanat,
2.)
bayan film
oyuncusu.
akuadkt [Lat.: aqua + ducere > Fra.:
aquaducte]:
1.)
antik zamanlarda
zerinden su tanan kemer ve
taduvarlar, suyolu,
2.)
beton su
borusu.
akupunktr [Lat.: acus > Fra.:
acupunture]: hastalklarn
iyiletirilmesik yada arlarn
giderilmesi iin eski inde inelerin
bedenin belli noktalarna
batrlmasyla uygulanan bir yntem.
akustik [Yun.: akouvein [] >
akoustike [ > ] > Fra.:
acoustique]: iyi duyulmaya uygun
biimde yapma yada yaplan.
akut [Lat.: acuere > Fra.: acute]: [Tp]
abuk ilerleyen.
ak [Lat.: ad + cumulare > Fra.: accu,
Otomotiv]: akmlatr.
akmlatr [Lat.: ad + cumulare > Fra.:
accumulateur]: [Otomotiv] ak,
akvaral [Fra.: aquarelle]: suluboya
resim.
akvaryum [Lat.: aquarius > Fra.:
aquarium]:
1.)
su kab, su kasesi,
2.)

iinde ss bal beslenen su dolu
kap.
akyel: [Dnyabilimi] bat, gney-batdan
esen lk rzgar, lodos.
al
1
[Far.]: krmz.
al
2
[Far.]: dalavere, desise, dolap,
dzen, entrika, hile, kakariko,
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 16 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
kolpo, komplo, knde, numara,
oyun.
al
3
[Arp.]: Arapada Belirtisiz ntak.
ngilizcedeki The gibi. Al Trkede
El olarak okunur, [Al baraqa: Bereket]. Al
yada El taks Osmanlcada
kullanlmamtr.
al
4
[Lat. > ng.: al & Fra.: ale]: bak. ale
3
.
al anbiq [Arp. > B.D.]: damtma kab,
imbik.
al jabara [Arp.: cebr > Lat.: + Yun. >
B.D.: algebra]: birletirme, tekrar bir
araya getirme.
al nil [Arp.: mavi > Lat.: + Yun. > B.D.: al
nil]:
1.)
mavi, deniz yada gk rengi,
2.)
anilin.
al qili [Arp.: klv > al kalay, alkaly, al qili >
kil > Lat.: + Yun. > B.D.: al qili]:
1.)

frnlama, tavada piirme, yakma,
2.)

alkali, amar sodas.
al usara(t) [Arp.]: zsu, zsuyu, usare.
ala
1
[Arp.: l]: ok iyi, mkemmel.
ala
2
: ok renkli, kark renkli.
ala
3
: bak. ela.
ala
4
[Far.: l]: krmzya alan renk.
ala
5
[Far.]: amurlanmak, kirlenmek.
ala
6
[Lat.]: kanat.
Alaaddin [Arp.: dinin Xi]: bak. Alaattin.
Alaattin [Arp.: alaaddin]:
1.)

2.)
bir erkek
ad.
alabacak: aya sekili yani bal olan
at.
alabanda [tl.: alla banda]:
1.)
tekne ii,
2.)
[Denizcilik] geminin i yan ksm,
bordann i ksm.
alabastros [Yun.: []]:
1.)
koku
kab,
2.)
kaymak tandan koku kab.
alabildiine: grla.
alabora: bak. alabura.
alabura [tl.: albura]: [Denizcilik] geminin
yan yatmas.
alaca
1
[Far.]: benekli, kark renkli,
yanal.
Alaca
2
[Far.]: Bursa znikte bir
yerleim yeri.
Alaca
3
[Far.]: oruma bal bir ile.
alacak: [Saymanlk] bor, takanak.
alacer [Lat.]: canl, hareketli, yaam
dolu.
alaam
1
: bir am tr.
Alaam
2
: Samsuna bal ile.
alafranga [tl.: alla Franca]:
1.)
Fransz
usul,
2.)
Avrupa usul.
alagarson [Fra.: a la garon]: ksa
kesilmi sa.
alaimisema [Arp.: alam-i sem]::
[Evrenbilim] alkim, ebemkua,
gkkua.
alaka [Arp.: alka]:
1.)
gnl ba,
2.)

ba, ilgi, ilinti, iliki.
alaka [Arp.: lka]: alveri, balant,
ilgi, mnasebet, temas.
alakadar [Arp.: alka & Far.: dr > Far.:
alkadr]: alakal, ilgili, mteallik.
alakadar [Far.: lkadar]:
1.)
balama,
ilgilendirme, mdahale,
2.)

ilgilendirme.
alakal [Arp. + l]: alakal, ilgili,
mteallik.
alakarga: [Kubilim: Garrulus Glandarius]
kestane kargas.
alakart [Fra.: la carte]:
1.)
i., semeli
yemek,
2.)
z., yemek dizininden
seerek.
alakok [Fra.: la coque]: az halanm
yumurta, rafadan.
alalama [Far.: ala
5
]: kamufle etme,
maskeleme.
alalamak [Far.: ala
5
]: kamufle etmek,
maskelemek.
alamana [?]: [Denizcilik] byk yk
kay.
alamet [Arp.: almet]:
1.)
belirti,
delalet, emare, im, ipucu, iaret, iz,
2.)
iri, kocaman, muzzam.
alamint [Fra.: la minute]:
1.)
dakiklik,
zamannda,
2.)
acele, acul, abuk,
ivedi.
alan: meydan, saha.
alantopu: i., [Spor] tenis.
alara [Arp.]:
1.)

2.)
[A] bir bayan ad.
alarga [tl.: allarga]:
1.)
i., [Denizcilik] ak
deniz, engin,
2.)
z., aktan, uzaktan,
3.)
., [Denizcilik] aktan ge.
alarm [tl.: all arme]: [Sava] tehlike
iareti.
alarya [tl.: ?]: [Dokuma] esnek olmayan
yn.
alam: [Kimya]
1.)
bir yada daha fazla
metalin karmndan oluan madde,
halita,
2.)
bir maddenin dieriyle
birletirilmsinde dierini deitiren
madde.
alaten: [Tp] czaml yada czzaml.
alaturka [tl.: alla Turca]:
1.)
Trk
usul,
2.)
Trklere gre.
alavere:
1.)
elden ele geirme,
2.)

dmen, karklk.
alay
1
[Rum.: allage [] > allagion
[] > Tr.]:
1.)
[Askeri] bir askeri
birlik,
2.)
resmigeit,
3.)
sra halinde
geit yapmak.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 17 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
alay
2
: [Mizah] istihza, saraka.
alayl [?]:
1.)
i., askeri eitimden
gemi asker,
2.)
i., eitim grmemi,
kendisini eitip gelitiren,
3.)
s., alay
edici, mstehzi,
4.)
s., grkeml,
gsterili.
alaz: alev, ule, yalaz, yalm.
albatr [Yun.: alabastros: []>
Fra.: albtre]:
1.)
koku kab,
2.)

kaymak tandan koku kab,
3.)

Kaymak Ta.
albay: [Askeri] miralay.
albeni: alm, cazibe, ekim.
albenili: alml, cazip, ekici, frapan.
albino [Lat.: albus]:
1.)
beyaz, beyaz
renkli,
2.)
[Tp] rengi beyaz olan
canllar,
3.)
[Tp] beyaz tenli, beyaz
yzl ve pembe gzl insan,
5.)
[Tp]
akn.
Albinos: bak. albino.
albus [Lat.]:
1.)
beyaz,
2.)
beyaz yada
soluk renkte olan.
albm [Lat.: albus > Fra.: album]: bo
defter demek. Resim konulmak iin
zel yaplm ciltli kitap.
albmen [Lat.: albus > Fra.: albumen]:
1.)
yumurtann beyaz blm,
2.)

[Yaambilim] hcreleri gelitiren bir
protein,
3.)
[Yaambilim] Albminle
ilgili.
albmin [Lat.: albus > Fra.: albumine]:
[Yaambilim] kan, sebze zarlar, st,
yumurta vbde bulunan bir protein.
alcohol [Arp.: al kuhl [] > Lat.: +
Yun. > B.D.]: [Kimya] alkol.
alak:
1.)
boyca kk,
2.)
yksek
olmayan,
3.)
[Mecazi] hain, rezil, ~
gnlllk: tevazu.
al: beyaz toz madde.
aldanma: yanlma.
aldanmak: yanlmak.
aldatma:
1.)
dzen, hile, knde,
numara, yanltma,
2.)
ihanet,
3.)

dolandrma, kandrma, kazk.
aldatmak:
1.)
yanltmak,
2.)
ihanet
etmek.
aldehit [Arp.: alcohol + Lat.: de +
hydrogen]: [Yaambilim] alkollerin
oksitledii renksiz bir sv.
aldr: umursama, ~ etme: umur, ~
etmek: umursamak.
aldrmaz: lakayt, umursamaz.
ale
1
[Arp.]: uzun saakl yksek da
konutu.
ale
2
[ng.]: ngiliz biras.
ale
3
[Lat. > ng.: al & Fra.: ale]:
Franszcada ale-;
1.)
nn, gibi, benzer,
-e uygun [comicale],
2.)
-nn ii, -nn
sonucu [avowale: beyan] anlamna gelen
bir sonek.
aleatorius [Lat.]: kumarla ilgili olan.
alegori [Yun.: allos + agereuein >
allagoria [] > Fra.: allgorie]:
[Yazn]
1.)
iinde insanlarn, eyalarn
ve olaylarm sembolik olduu yk
yada hikaye,
2.)
bir yaam dile
egtirme.
alegorik [Yun.: allos + agereuein + ikos
> allogorikos [] > Fra.:
allgorique]: hereyin sembolik
olduu durum.
alek [?]: slk.
aleksi [Yun. a + lexis > alexia [] >
Fra.: alexie]:
1.)
sz yitimi,
2.)

[Psikiyatri] okuma kayb, okuma yitimi.
alel [Arp.: ? > Osm.: alel]:
1.)
?,
2.)
?,
alel hilaf [Arp.: ? > Osm.: alel-hilf]:
1.)

?,
2.)
?,
alelacele [Arp.]: ivedilikle.
alelade [Arp.]: adi, olaan, sradan.
alem
1
[Arp.: lem]:
1.)
[Dnyabilim] diyar,
dnya, felek, kre, yeryz,
2.)
ayr
dnya, belli bir gurubun ortam,
3.)

[Mecazi] anlalmaz, cins, deiik,
garip.
alem
2
[Arp.]:
1.)
bayrak,
2.)
iaret
bayra.
alemdar
1
[Far.: alem + dr]:
1.)

bayraktutar, sancaktar, sancaktutan,
2.)
Osmanlda yenieri subay.
Alemdar
2
[Far.: alem + dr]:
stanbulda bir semt.
aleni [Arp.: alen]: ak, aikar, ayan,
bariz, belirgin, belli, kapal olmayan,
kesin, meydanda, ortada, sarih.
alere [Lat.]: f.,
1.)
beslemek, gda
vermek,
2.)
bakmak, bytmek.
alescere [Lat.]: bymek, gelimek,
olgunlua erimek, olgunlamak.
alesta[tl.: allesta]: harekete hazr,
tetikte.
alet [Arp.]: i.,
1.)
aparey, aygt, cihaz,
2.)
[Argo] penis.
alev: i.,
1.)
alaz, yalaz, ule, yalm,
2.)

[A] bir bayan ad. [ule],
3.)
[A] alaz,
yalaz anlamnda bir erkek ad,
[Yalm].
Alfa
1
[Yun.: Alpha []]: Yunan
Abecesinin 1. harfi, [Alpha, A, ].
alfa
2
[Fen.: Alef [Aleph] > Yun.: alpha
[ > ]]: [Bitkibilim: ?]
1.)
spanya
ve Kuzey Afrika'da kkenli oplu, ip,
hal ve kt, yapmnda kullanlan bir
bitki eidi,
2.)
bir bitki tr.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 18 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
alfabe [Yun.: alpha + beta [ + ] >
Fra.: alphabete]: Abece. [Yunan
Abecesinin ilk iki harfinden Alpha + Beta:
Alphabet].
alg [Lat.: alga > Fra.: algue]: su yosunu.
alga [Lat.]: yosun.
algesia [Yun.: ]: ac, ar, sanc,
sz.
alg: [Ekonomi] vergi.
alglama: duyumsama, hissetme,
kavrama, ~ yetenei: duyu.
alglamak: duyumsamak, hissetmek,
kavramak.
algn: hastalkl,zayif.
Algoritma [Arp.: al-Khowarazmi > Lat.: +
Yun. > Fra.: algortihm]:
1.)
El
Harizminin adna saygyla,
2.)
El
Harizmininin kitab; El Cebr ve'l Mukabele,
3.)
belli trde matematik
problemlerini zmede kullanlan zel
bir usl yada bilim dal.
algos [Yun.: ?]: ac, ar, sanc, sz.
alc:
1.)
[Teknoloji] ahize, alma,
2.)

[Ekonomi] mteri.
al: [Bitkibilim: Crataegus Azarolus] geyik
dikeni.
alk: aklsz, ibi, palyao, apal.
alm:
1.)
albeni, cazibe, ekim,
2.)

[Ticari] satnalma,
alml: albenili, cazip, ekici, frapan.
aln: [Bedenbilim] yzde, burnun
stndeki aklk, aln yazs: [slam]
fatalite, kader, kader inanc, yarg,
yazg.
alnt: [Yazn] alma, aktarma, iktibas.
alk:
1.)
s., srekli isteyen,
2.)
z.,
aina,
3.)
s., baml, mptela.
allmam: baka yerden gelmi,
garip, grlmemi, ilk defa grlen,
tuhaf, yabanc, yeni.
allm: mutat.
alkanlk: i., adet, itiyat.
alveri: b.i.,
1.)
[Ticaret] ar pazardan
gndelik gereksinimleri karlama,
2.)

[Halkdili] alaka, iliki, mmasebet,
temas.
ali
1
[Arp.: li]: s.,
1.)
faik, ulu, mualla,
yce, mkemmel, ahane, stn,
yksek,
2.)
[A] yce ve stn kii
anlamnda bir Mslman ve Trk
erkek ad.
Ali
2
[Arp.: li]: .i.,
1.)
Hz. Ali; Hz.
Muhammedin damad,
2.)
4. Halife,
3.)
iilik ve Alevilikin taraftarlarnca
balatld kii.
alil [Arp.] : s.,
1.)
kesinlikle geersiz,
2.)

[Tp] hastalkl,
alim
1
[Arp.: lim]:
1.)
bilgin,
2.)
[A]
bilgili anlamna bir erkek ad.
alim
2
[Arp.: lim]: hereyi bilen ve
gren Allah [Omniscient].
alim
3
[Arp.: lim]: ac eken, zleyen,
zntl.
alimler [Arp. + ler]: bilginler, ulema.
Alirza [Arp.: ali + rza]: bir Mslman
ve Trk erkek ad.
alius [Lat.]: dieri, teki.
alius ibi [Lat.]: baka yerde.
alizarin [Arp.: al usara(t) > alizari > Fra.:
alizarine]:
1.)
zsu, zsuyu,
2.)
doal
boya,
3.)
krmz kkboyas.
alize [Fra.: aliz]:
1.)
ticaret rzgarlar,
2.)
[Dnyabilim] tropikal rzgar.
alji [Yun.: algos [] > Fra.: -algie]:
[Tp] Bat Dillerinde -algia & -algie; ac,
sz anlamna gelen bir sonek,
[neuralgia: sinir ars].
aljiya [Yun.: algos [ia & ] > Fra.: -
algia]: [Tp] Bat Dillerinde -algia; ac,
sz anlamna gelen bir sonek,
[neuralgia: sinir ars].
alkali [Arp.: al kalay, alkaly, al qili
[] > Lat. + Yun. > Fra.: alkali]:
[Kimya]
1.)
frnlama, tavada piirme,
yakma,
2.)
suda zlebilen ve
zlnce ionlarn ortaya kartan
herhangi bir baz yada soda,
2.)

asitleri ntrletiren herhangi bir
mineral tuz, amar sodas.
alkalin [Arp.: al kalay, alkaly, al qili
[] > Lat.: + Yun. > Fra.: alkaline]:
[Kimya] alkille ilgili yada alkil ieren
madde.
alkaloid [Arp.: al kalay, alkaly, al qili
[] > Lat. + Yun. > Fra.: alkaline +
Yun.: eidos [?] > Fra.: alkoloide, Kimya]:
1.)
alkiline benzeyen madde,
2.)

nitrojen ieren morfin, kafein
benzeri, acmsu alkalin bileeni.
alkan: [Kimya] parafin,
alkarna [tl.: argagna]: [Balklk] deniz
dibi tarama a,
Alkemi [Arp.: alimi > alchemy > ? >
Yun.: cheein > B.D.: alchemy]: Orta
ada balca amac altn elde etmek iin
temel elementleri dntrme abalar. Bak.
alimi.
alkil [Arp. > Lat.: ? > Fra.: alkyle]:
[Kimya] alkol kk.
alkim [algmsalgm]: alaimisema,
ebemkua, gkkua.
alkol [Arp.: al kuhl > Yun. > Lat. > B.D.:
alcohol]: [Kimya] uyuukluk veren sv,
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 19 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
~ kk: alkil, svdaki ~ derecesi:
grado.
all arme [tl.]: silah bana.
Allah [Arp.: al ilah]:
1.)
ilah, tanr,
yaratc,
2.)
[slam] Hak, Hda, lah, Rab,
Rahman, Rahim, Tanr, Yaratan.
Allahverdi: Hdaverdi, Tanrverdi.
allak
1
[Arp.]: sakz satcs.
allak
2
[Arp.: allak
1
]: gvenilmez kimse,
dnek, kaypak.
allelon [Yun.: ?]: birbirine, bir dierine,
karlkl.
allerjen [Alm. > Yun.: allos + ergon >
allergigono [] > Fra.:
allergne]:
allerji [Alm. > Yun.: allos + ergon >
allergia [] > Fra.: allergie]:
1.)

gda, polen yada toz benzeri eitli
bileenlere kar ar duyarllk,
2.)

bununla ilgili irenme, tiksinme.
allerjik [Alm. > Yun.: allos + ergon + ikos
allergikos [] > Fra.:
allergique]: alerjiyle iligili olan.
allk: [Makyaj] bir makyaj malzemesi,
allos [Yun.: ]: dieri, teki.
alluere [Lat.]:
1.)
su ile srklemek,
2.)

alp gtrmek, srklemek.
alma: [Yazn] alnt, iktibas.
alma: [Teknoloji] alc, ahize.
Alman [Fraszcann etkisinde: Alaman>
Alman]: Cermen ve Taton kekenli
Avrupal bir ulus, ~ gm: alpaka.
Alman Abecesi: Alman Abecesi 30 harften
oluur; A (a) A yada , B (b) Be, C
(c) Tse, D (d) De, E (e) E, F (f)
Ef, G (g) Geg, H (h) Ha, I (i) , J (j)
Yot, K (k) Ka, L (l) El, M (m) Em, N
(n) En, O (o) , P (p) Pe, Q (q)
K, R (r) Er, S (s) Es, T (t) Te, U
(u) , V (v) Fau, W (w) Ve, X (x)
ks, Y, psilon, Z (z) Tset, () E,
() , () , () Es Tset. Bir de bir
araya gelen zel bileimler de vardr. n
nemlileri: dsch: c, ch: iks, e, hy, ng:
ny, sch: e, tsch: edir.
almanak [Arp.: al menkbeh > Yun.: >
almenichiaka [] > B.D.:
almanac]:
1.)
spanya, Endls
Arapas,
2.)
asl belli olmayan,
kayna belli olmayan,
3.)
her tr
bilginin yer ald ayrntl bir gemi
zaman takvim kitab.
Almanca Saylar: Ein (1), Zwei (2), Drei
(3), Vier (4), Fnf (5), Sechs (6), Sieben
(7), Acht (8), Neun (9), Zehn (10), Elf (11),
Zwlf (12), Dreizehn (13), Vierzehn (14),
Fnfzehn (15), Sechzehn (16), Siebzehn
(17), Achtzehn (18), Nenzehn (19),
Zwanzig (20), Einundzwanzig (21), Deiig
(30), Vierzig (40), Fnfzig (50), Sechzig (60),
Siebzig (70), Achtzig (80), Neunzig (90),
Hundert (100), Tausend (1000), Million
(1.000.000).
Almanya [Franszcann etkisinde:
Alamanya> Almanya]: Orta Avrupada
bir lke.
almenichaika [Yun.: ?]: takvim.
alo [Fra.: hello]: telefon sesi.
aloe [> Yun.: ?]:
1.)
bir Gney Afrika
bitkisi,
2.)
aleo ierikli yapraklarndan
ishal ilac gibi tahatlatc ilalar
yaplan bir madde.
alonj [Fra.: allonge]: [Ticari] eklenti, bir
eye ek yapma.
alotropi [Yun.: ? + ? > allotropia
[] > Fra.: allothropie]: [Kimya]
karbon, fosfor vb. maddelerin fiziksel
bakmdan ayr zellikler
gsterebilmesi durumu.
alotropik. [Yun.: ? + ? > allotropikos
[] > Fra.: allotropique]:
alotrpiyle ilgili.
alp 1 :
1.)
bke, kahraman, kostak,
ampiyon, yiit,
2.)
[A] kahraman,
yiit anlamna bir erkek ad.
Alp
2
: Avrupadaki Alp Dalar.
alpaka
1
[Lat.: alpac > alpax > tl.:
alpacca]: Alman gm.
alpaka
2
[Lat.: alpac > alpax > tl.:
alpacca]:
1.)
Gney Amerika lamas,
2.)
[Dokuma] bunun yn ve bu
ynden dokuma kuma.
Alparslan: erkek ad.
alperen: [Sava] mcahit.
Alpha [Yun.: ]: Yunan Abecesinin 1.
harfi, [A, ].
alpinizm [Fra.: alpinism]: daclk.
Alpler: bak. alp
3
.
Alimi [Arp.: alimi > alchemy > ? > Yun.:
cheein, B.D. > Fra.: alchemie]: Orta
ada balca amac altn elde
etmek iin temel elementleri
dntrme abalar.
alt:
1.)
nesnenin taban,
2.)
aa, zir.
alteratus [Lat.]: ard ardna,
dnml olarak, peisra.
altercari [Lat.]: kar koymak,
mnakaa etmek, reddetmek.
tartmak.
alternatif [Lat.: aletrnus > Fra.:
alternative]: opsiyon, seenek, k.
alternus [Lat.]: dierlerinden,
tekilerden birisi.
Altes [Lat.: ? > Fra.: altes]:
1.)
?
2.)
bir
Fransz eref nvan.
alt: bir rakam.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 20 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
altn [Tr.: altun & Lat.: Aurum; Au]: zer,
~ taklar: Alyans, Aktma (Enli Bilezik),
Bileklik, Bilezik, Gerdanlk, Hzma, Kolye,
Tekta, Trabzon Burmas (Bilezik), Zincir,
Yzk, ~ yaprak: varak, ~n saflk
derecesi: ayar, ~dan yaplm:
zerrin.
altnkk [altn kk]:
1.)
[Bitkibilim:
Cephaelis ipeca cuanha],
2.)
Gney
Amerika'da yetien, kusturucu
nitelii olan bir kk, ipeka.
altnotu: [Bitkibilim: Ceterachi] ?
altpatlar: [Sava] revolver.
altimetre [Lat.: altus + Yun.: metron >
B.D.: altimeter]: ykseklik len gere,
ykseklikler.
altlk: kaide, taban.
alto [tl.]: [Mzik] byk keman.
altun [zTr.]: bak. altn.
altus [Lat.]: ali, ulu, yksek.
altst: ok kark.
alum [Lat.]: [Kimya] retim ve ila
yapmnda kullanlan ifte tuzlardan
birisi.
alumen [Lat.]: alum.
aluminyum [Lat.: alum > ng.:
aliminium]: [Kimya] gm renginde,
olduka hafif bir metalik kimyasal
element.
alumnus [Lat.]: vey evlat.
alfte [Far.]: iffetsiz kadn.
alvyon [Lat.: alluere > Fra.: alluvion]:
[Dnyabilim] akarsularn tad yn.
alveolatus [Lat.]: ukurlam,
oyulmu.
alvoel [Lat.]: [Bedenbilim] akcier hava
kesecii.
alyanak: [Balklk: ?] bir balk tr.
alyans [Lat.: ad + ligare > Fra.: alliance]:
nian yz.
alyuvar: [Bedenbilim] eritrosit.
alzheimer: [Tp] bir yallk hastal.
am
1
: kadn cinsel organ, vagina.
am
2
: -am, -em, sesli harflerden sonra
yem, -aym anlamna bir Trke
sonek, [kalam, kalaym],
am
3
[Arp.: m]: evrensel, genel,
umumi.
am
4
[Arp.: m]: gne yl, am- kabil
[Arp.: m- kbil] nceki yl, am-
mukbil [Arp.: m- mukbil] ertesi yl,
sonraki sene.
am
5
[Arp.]: annenin erkek kardei.
ama
1
[Arp.: amma]: amma, fakat,
lakin.
ama
2
[Arp.: m & m]: gzleri
grmeyen, kr.
ama
3
[Arp.: am]: grmezlik, krlk.
ama
4
[Arp.: am]:
1.)
kmls bulut,
yamur bulutu,
2.)
ekime, kavga,
mcadele, mnakaa, rekabet.
amabile [tl.]: [Mzik] cana yakn
mzik.
ama [Far.]: erek, gaye, hedef, istek,
kast, kast, maksat.
amade [Far.: mde]: hazr, i yapmaya
hazr.
amal [Arp.: aml, ameln oulu]:
ilemler.
amalgam [Arp.: al malgam > Yun.:
malagma [?] > Lat.: amalgama > Fra.:
amalgame]:
1.)
alam, bulama, kolay
biimlenen,
2.)
civann baka bir
metalle karm,
3.)
bu malzemeden
di dolgusu yaplmas,
4.)
karm.
amalgama [Lat.]: civa karm madde.
aman [Arp.: eman]: acma, rica anlatr.
amani [?]: bir halk oyunu.
Amanos [?]: Akdeniz Blgesi Hatayda
bir da ad, Nur Dalar.
amansz: acmasz, cana kyc.
amarantos [Yun.]: solmayan.
amare [Lat.]: sevmek.
Amasya [Rum.: Amaseia [?], Lat.:
Amasiac, Osmanl: Amasiyye, ehr-i
Harana]: [05], Trkiyede bir kent.
amatr [Lat.: amare > Fra.: amateur]: bir
ii zevk iin yapan.
Amazon [Yun.: amazona]:
1.)
Gney
Amerikada uzun bir nehir,
2.)
[Mitoloji]
ata binen kadn.
amb [Lat.]: hakknda.
ambalaj [Fra.: ambalage]:
1.)

paketleme,
2.)
eya sarma
malzemesi.
ambar [Rum.: ampari [ > ]
> Far.: enbar > Tr.: ambar]: [Denizcilik]
geminin yk yeri.
ambargo [Lat.: in + barra > sp. > Fra.:
embargo]: ticari menetme, snrlama,
yasaklama.
amber [Arp.: anbr]:
1.)
gzel kokulu
madde,
2.)
[A] bir bayan ve erkek ad.
ambi [Lat.]:
1.)
evresinde,
2.)
her ikisi
de.
ambitio [Lat.]: evresini dolama.
ambix [Arp.: al anbiq > Yun.]: bir
bardak, kupa, su kab.
amblem [Yun.: en + ballein > emblema
[] > Fra.: emblme]: arma,
iaret, zel iaret, remiz, simge,
temsili resim.
amboli [Yun.: en + ballein > [?] > Fra.:
embolisme]:
1.)
[Tp] bir kan phtsnn
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 21 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
bir kan damar yada arteri tkamas,
2.)
[Takvim] gne ve ay takvimlerinin
bir birine uyumlandrlmas.
ambulare [Lat.]: yrmek.
amblans [Lat.: ambulare > Fra.:
ambulance]:
1.)
yaral yada hasta
tamak iin kullanlan bir gere,
2.)

ara.
amca [Arp.: am
5
> Tr.]:
1.)
babann
erkek kardei, emmi,
2.)
genelde evli
yada yal her erkek.
ameibein [Yun.: ?]: deimek,
deiiklie uramak.
amel
1
[Arp.: aml]:
1.)
etme, ileme,
yapma,
2.)
edim, eylem, fiil, i,
3.)

[slam] kulun yapt iyi yada kt i.
amel
2
[Arp.: aml]: [Tp] isrmesi, ishal,
diyare.
amele [Arp.]:
1.)
ii creti,
2.)
emeki,
rgat, ii, proleter.
ameli [Arp.: aml > amel]: i
bakmndan, pratikle ilgili, tatbiki,
uygulamaya ilikin.
ameliyat
1
[Arp.: aml > amelyat]: edim,
fiil ve hareketlerin uygulanmas, icra
edilmesi yada yerine getirilmesi.
ameliyat
2
[Arp.: aml > amelyat]:
cerrahi uygulama, operasyon
amendare [Lat.]: dorultmak,
dzeltmek, yanlln gidermek.
amentum [Lat.]: kalabalk, yn.
Amerigo Vespucci [tl.]: Amerika
ktalarn kefeden bir talyan denizci.
Amerika
1
[Amerigo Vespucci > tl.]:
Amerika ktalar, Gney Amerika &
Kuzey Amerika,
Amerika
2
[Amerigo Vespucci > tl.]:
ABD, bir Amerikan oyunu: rugby,
rodeo,
ametal [Yun.: a + metallon [] >
Fra.: amtale]: [Kimya] metal olmayan.
amethystos [Yun.: a + methystos
[]]: sarho etmeyen.
ametist [br.: ahlmh > Yun.: a +
methystos [] > Fra.:
amthyste]:
1.)
sarho etmeyen,
uyuturmayan,
2.)
mcevheratta
kullanlan pembe yada mor renkli bir
tr kuvars,
3.)
pembe yada mor.
amfi
1
[Yun.: amphi []]: bak.
amphi.
amfi
2
[Yun.: amphi []]: ?
amfi
3
[Yun.: amphi []]: ksaca
amfitiyatro.
amfibi [Yun.: amphi [] + bios [] >
Fra.: amphibie]:
1.)
[Yaambilim] iki
yaayl, hem denizde hem de
karada yaayan,
2.).
[Deniz Kuvvetleri]
hem deniz hem de karac asker.
amfiteatr [Yun.: amphi [] + theatron
[] > amphitheatro [] >
Fra.: amphithtre]:
1.)

2.)
eski Roma
tiyatrosu.
amfitiyatro: bak. amfiteatr.
amfizem [Yun.: en + physaein > [?] >
Fra.: amphiseme]: [Yaambilim]
1.)

dokular arasnda hava kalmas,
organn havayla imesi,
2.)

alveollerin genileyip, yaplarnn
bozulduu Akcier rahatszl,
bilinen belirtisi nefes darldr.
amfora [Yun.: amphi + pherei []
> amphoreas, amphiphores [] >
Lat.: amphora > Fra.: amphore]:
1.)
iki
kulplu kp,
2.)
antik zamanlarda
arap, zeytinya ve dier deerli
svlar tama kab,
3.)
tombul toprak
testi.
amgios [Lat.]: [Bedenbilim] dl yata.
amicuc [uv.: ami > Lat.: amicus]:
1.)

arkada, karde, nedim, yaren,
2.)

arkada, dost.
amicus [Lat.]: arkada, dost,
nedimyaren.
amigo [sp.]:
1.)
bilinmeyen, el, tandk
olmayan, yabanc,
2.)
[Spor] malarda
izleyiciyi coturan.
amil
1
[Arp.: aml > mil []]: etmen,
faktr, itki, motiv, neden.
amil
2
[Arp.: mil]: hasretlik eken,
zleyen.
amil
3
[Arp.: mil]:
1.)
vali, st dzey
ynetici,
2.)
Osmanlda gelir
vergilerini toplayan kii.
amil
4
[Arp.: mil]: alan, reten.
amil
5
[Arp.: mil]: eden, yapan,
ileyen.
amil
6
[Arp.: mil]: [A] stn kii
anlamnda bir erkek ad.
amilaz [Yun.: amylon [?] > Fra.:
amylase]: [Yaambilim] salya yada
tkrkte bulunan niastay ekere
dntren bir enzim.
amine [Lat.: ammonia]: [Kimya]
hidrojenin bir yada daha fazla alkil
grubuyla deitirilmesiyle elde edilen
organik birleenlerden her hangi
birisi.
amino [Lat.: ammonia > amine > amine +
o > B.D.: amino]: [Biokimya] amino
ieren yada amino ile ilgili anlamna
gelen birletirici bir nek.
amip [Yun.: ameibein [?] > amoebas
[] > Fra.: amoeba]: [Yaambilim]
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 22 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
kendi iinde blnerek oalan
mikroskopik bir canl.
amir
1
[Arp.: amr > mir []]:
buyuran, mdr, ynetici.
amir
2
[Arp.: amr > mir []]:
kabalk, gelimi, ilenmi.
amir al ali [Arp.: mir-al-li> Fra.:
admiral]: en st komutan, en yksek
komutan, bak. amiral.
amiral [Arp.: mir-al-li & mir-al bihr >
[] Fra.: admiral]: [Deniz
Kuvvetleri] bir denizci askeri makam.
amirlali [Arp.: mir-al-li > Fra.:
admiral]: en st komutan, en yksek
komutan, bak. amiral.
amiyane [Far.: miyne]:
1.)
sradan,
2.)

adi, argo.
amma [Arp.]: bak. ama.
amme
1
[Arp.]: halkn btn, kamu.
amme
2
[Arp.]: [slam] Kuran- Kerimin
bir blm.
ammonia [Arp.: Libya Jubiter Ammon
Tapna yaknlarnda bulunan tuz > Lat.: >
B.D.: ammonia]: [Biokimya] bak.
amonyak.
amnesia [Yun.: ]: unutma,
unutkanlk.
amnezi [Yun.: a + mnasthei > amnesia
[] > Fra.: amnsie]:
1.)

unutkanlk, unutma,
2.)
[Tp] bellek
kayb, hafza kayb.
amoenus [Lat.]: memnun.
amonyak [Arp.: Libya Jubiter Ammon
Tapna yaknlarnda bulunan tuz > Lat.:
ammoniacum > Fra.: ammoniaque]:
[Kimya] ultrajen ve hidrojenden oluan
keskin kokulu bir gaz.
amor [Lat.]:
1.)
ak, sevgi.
amorf [Yun.: a + morph > amorphos
[] > Fra.: amorphe]:
1.)
biimsiz,
2.)
[Kimya] kristallemeyen.
amorti [Lat.: ad + mors > Fra.: amortie]:
piyango ikramiyesi.
amortisman [Lat.: ad + mors > Fra.:
amortisement]: [Saymanlk] ypranma
pay.
amper [Fra.: ampre]:
1.)
A.M. Ampre;
19. yy Fransz Fizik Bilimadam,
2.)

saniyede bir kolumpa eit, standart
bir elektrik akm birimi.
ampermetre [A.M.Ampre + Yun.:
metron [] > Fra.: ampremtre]:
amperler.
amphi [Yun.: []]: Yunancada amphi-
;
1.)
her iki tarafta, her iki yanda, iki
tarafl, iki yanl,
2.)
epeevre,
evresinde, etrafnda anlamna bir
nek.
ampir [Yun.: en + peira > ampeir []
Fra.: empire]: [Moda] bir giyim usul.
ampirik [Yun.: en + peira + ikos
[] > Fra.: empirique]: [Fen]
1.)

deneyimsel,
2.)
deneyim yada deneye
dayal.
ampirist [Yun.: en + peira + istes >
empeiristes [] > Fra.:
empiriste]: deneyci.
ampirizm [Yun.: en + peira >
emperiosmos [] > Fra.:
empirisme]: deneycilik.
amplus [Lat.]: bol, geni.
ampoula [Yun.: ]: ?
ampul [Yun.: amphora [] >
ampoula [] > Lat.: ampulla > Fra.:
ampoule]:
1.)
[Teknoloji] lamba,
2.)

[Eczaclk] camdan ila tp, ~ yuvas:
duy.
ampulla [Lat.]: ie, ie biiminde,
ieye benzeyen.
amuca [Far.]: bak. amca.
amud: bak. amut.
amudi [Arp.: amd [] > amd]: dik,
dikine, dikey.
amut [Arp.: amd [] > amd]:
1.)

a.)

dayama, destekleme, pekitirme,
salamlatrma,
b.)
isteyerek yapma,
bilerek yapma,
2.)
adr direi, direk,
kolon, stun,
3.)
dik durma.
amyant [Yun.: amiantos [] > Fra.:
amiante]: [Kimya] ak asbest.
amylon [Yun.: ?]: kola, niasta.
an
1
[Arp.]: lahza, bir iin yapld ~:
elan, esna.
an
2
[Far.: n]: ekici, etkileyici, gzel.
an
3
: anmsama, bellek, hafza,
hatrlama.
an
4
: tarla snr.
an
5
: [Dilbilgisi] olarak anlamnda -an, -en
soneki, [mahsusan: zel olarak, zten,
ahsen: kiisel olarak].
an
6
[Far.]: Farsada an; -a, -e, -gn; -
ler, -lar anlam getiren yani oul
yapan sonek.
an
7
[Yun.: ]: Yunancada an-;
1.)

olumsuzluk,
2.)
-sz, -siz, -suz, -sz
anlamnda bir nek.
ana
1
: anne, mader, valide.
ana
2
[Yun.: ]: Yunancada ana-;
1.)

kar, ters,
2.)
eye gre,
3.)
altn
stne getirme, yukar, yukarya doru,
yukar doru evirme,
4.)
geri, geriye
doru anlamnda bir nek.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 23 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
anabolizma [Yun.: ana + ballein
anabollismos [] > Fra.:
anabolisme]: ?
ana: iri, kart.
Anadolu [> Rum.: anatole [] >
anatolia [] > anatolu > Tr.:
Anadolu > B.D.: Anatolia]: Kk Asya
topraklar.
Anadolu Ajans: A.A.
anadut: dirgen, yaba.
anaerkil: [Budunbilim] annegemen,
maderahi.
anaerobik [Yun.: an [] + aer [] +
bios [] + ikos [] > anaerobios
[] > Fra.: anarobique]:
1.)

havasz,
2.)
bakteriler gibi hava ve
oksijen olmadan byyp geliebilen.
Anafartalar [anakkalede Sula Krfezi]:
07-21 Austos 1915de anakkale
Sava esnasnda Osmanl Ordusu ile
Birleik Krallk Ordusu arasnda,
anakkale Anafarta (Sula)
Krfezinda oluan savaa
Anafartalar Sava denmitir.
anafilaksi [Yun. ana + prophy + laxis >
anaphilaksia [] > Fra.:
anaphylaxie]: ar duyarlk.
anafor [Rum.: anafora []]:
1.)

burga, evrinti, erim, girdap, su
evrintisi,
2.)
[Mecazi] bele para,
avanta.
anafora [Rum.: ]: kar dalga.
anagram [Yun.: ana + gramma + tisein >
anagrammatisein [] >
anagram [] > Fra.:
anagramme]: bir bulmaca tr.
anagrammatisein [Yun.:
]: sras deitirilmi
harfler.
anahtar [Rum.: anaoichteri [] >
Tr.]: aar, ak, ilingir, somun ~:
kurbaack.
anakronik: [Yun.: ana + chronos + ikos >
anachronikos [] > Fra.:
anachronique]:
1.)
zaman dna ait,
gemi zamanla ilgili,
2.)
a gemi,
ad, tarihi srecinin dnda olan.
anakronizm [Yun.: ana [] + chronos
[] > ismos [] > anachronismos
[] > Fra.: anachronisme]:
tarihi srecinin dnda olan bir ey.
anal [Lat.: anus > Fra.: anal]: [Bedenbilim]
1.)
ans, k yada makat yoluyla,
2.)

ans, gt, k yada makattan verilen
ila.
analkzl: bir tr yemek, yuvalama.
analist [Yun.: ana + lysis + istes >
analytes [] > Fra.: analyste]:
zmlemeci, tahlilci.
analitik [Yun.: ana + lysis + ikos >
analytikos [] > Fra.:
analytique]: zmlemeli.
analiz [Yun.: ana + lysis > analyse
[] > Fra.: analyse]: birimlerine
ayrma, zmleme, tahlil.
analjezi [Yun.: an + algesia > analgesia
[] > Fra.: analgsie]: [Tp] ac
duymama.
analjezik [Yun.: an + algesia + ikos >
analgetikos [] > Fra.:
analgsique]: [Tp]
1.)
agr, sz yada
sanc duyumsamama,
2.)
ar
giderici,
3.)
ar kesici ila.
analoji [Yun.: ana + logia > analogia
[] > Fra.: analogie]:
1.)
baz
ynlerden benzerlik,
2.)
baz
benzerliklerin sonraki benzerlikler
neden olaca durum.
analojik [Yun.: ana + logia + ikos >
analogikos [] > Fra.:
analogique]:
1.)
baz ynlerden
benzeme,
2.)
baz benzerliklerin
sonraki benzerlikler neden olacan
varsay.
anamal: [Ticaret] anapara, kapital,
sermaye.
ananas [G.A.Y.Dil.: anana > Fra.: ananas]:
1.)
amkozala biimli bir Gney
Amerika meyvesi,
2.)
[Bitkibilim: Ananas
comosus] bir tr aa.
anane [Arp.: anne]: gelenek,
greneki, rf.
ananet [?]: cinsel gszlk, ksrlk.
ananevi [Arp.: annev]: geleneksel,
greneksel, klasik.
ANAP: Anavatan Partisi.
anari [Yun.: an + archos > anarchia
[] > Fra.: anarchie]:
1.)
baszlk,
ndersizlik,
2.)
dzensizlik, kargaa,
karmaa, kaos.
anarist [Yun.: an + archos + istes >
anarchikos [] > Fra.:
anarchiste]: batanmaz.
anarizm [Yun.: an + archos + ismos >
anarchismos [] > Fra.:
anarchism]: batanmazlk.
anarthros [Yun.: an + arthros:
]:
1.)
konuamayan,
syleyemeyen,
2.)
dilsiz, lal.
anartri [Yun.: an + arthros > anarthros >
anartria [ ] > Fra.: anarthrie]:
1.)

dil tutukluu, konuamama,
syleyememe,
2.)
[Tp] afazi, aleksi, dil
tutukluu, dizartri.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 24 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
anasl: asl olaark, kkten.
anasr [Arp.: unsurun oulu]: eler,
unsurlar.
anason [> Rum.: aneson [] > Tr.]:
[Bitkibilim: Pimpilla anisum] rakda
kullanlan bitki.
anasthesis [Yun.: ?]: duygu, his.
Anatolia [Yun.: anatole [] >
anatolia [] > anatolu > B.D.:
Anatolia]: dou, gnein ykseldii
yer yada taraf.
Anatomi [Yun.: ana + temnein >
anatomia [] > Fra.: anatomie]:
[Tp]
1.)
paralamak,
2.)
incelemek iin
bedeni paralara ayrmak,
3.)
bitki
yada hayvanlarn yapsn inceleyen
bilim dal, Bedenbilim,
4.)
bir canlnn
beden yaps,
5.)
bir analiz,
zmleme yada tahlil, ~de kesik:
yara.
anatomik [Yun.: ana + temnein + ikos >
anatomikos [] > Fra.:
anatomique]: [Tp] beden yapsyla
ilgili.
anatomist [Yun.: ana + temnein >
anatomos [] > Fra.: anatomiste]:
[Tp] beden yaps uzman.
anavatan: anayurt.
anayasa: temel yasa.
anayurt: anavatan.
anbean [Far.: an-be-an]: gittike,
heran.
anca
1
: bylece.
anca
2
[Arp.]: bak. ancak.
anca
3
[Far.]: aha, ite, orada.
ancak [Arp.]: sadece, yalnz.
ancilla [Lat.]: erkek hizmeti.
anda: an, yadigar.
andaval [Rum.:andavall]: [Argo] ahmak,
anlaysz, ansz, aptal, avanak, bn,
budala, ebleh, enayi, mankafa,
salak, savak.
andavall [Rum.: ?]: ?
andemi [Yun.: en + demos > andemia
[] > Fra.: endmie]: [Tp]
1.)

hastalktan dolay insanlar o yere
girmesini engelleme,
2.)
bulac
hastalk, sk grlen hastalk.
andemik [Yun.: en + demos + ikos >
andemikos [] > Fra.:
endmique]: [Tp] bulac hastalkla
ilgili.
andezit [andesite ?]: Ankara ta.
android [Yun.: andros + eidos > [?] >
Fra.: android]: kurgu bilimde insana
benzer yaratklar.
andropoz [Yun.: andrapouse []
> Fra.: andropause]: [Tp] erkeklerde
cinsel gcn azalmas, ya dnm.
andros [Yun.: ]: insanla ilgili.
ane
1
[Arp.]: [Bedenbilim] kask.
ane
2
[Far.]: Farsada ane-; (sesli
harflerden sonra) yane;
1.)
benzer
,

gibi, tarznda anlamna
2.)
sfat ve zar
oluturmada kullanlan bir sonek,
[ahane, nazikane].
anekdot [Yun.: anekdotos [ >
] > Fra.: anecdote]: [Yazn]
1.)

duyulmam, yaynlanmam,
2.)

fkra.
anekdotos [Yun.: an + ekdosis
[]]: duyulmam,
yaynlanmam.
anela [tl.: enello]: bak. anele.
anele [tl.: enello]:
1.)
demir halka,
2.)

[Denizcilik] gemi demirinin (apa)
halkas.
anemi [Yun.: ana [] + haima [] >
anamia [] > Fra.: anmie]: [Tp]
kanszlk.
anemik [Yun.: ana [] + haima [] +
ikos [] > anahiamikos [] >
Fra.: anmique]: [Tp]
1.)
dermanszla
yada bedenin solmasna neden olan
krmz hcre yada hemoglobinde
dk kan oran durumu,
2.)
bunun
yol at kanszlk,
3.)
kanszlk.
anemometre. [Yun.: anemos [] +
metron [] > anemometro
[] > Fra.: anmomtre]:
rzgar gl, rzgarler.
anemon [Yun.: anemos > anemone
[] > Fra.: anmone]:
1.)
bad,
bar, rzgar, yel,
2.)
[Bitkibilim: Anemone
vulgaris] beyaz, pembe, krmz
renklerde, iei kupa biimli bir ss
bitkisi, da lalesi.
anemos [Yun.: ]: bad, bar,
rzgar, yel.
aner [Yun.: ?]: adam, erkek.
anestezi [Yun.: ana + haisthesis [?] >
anhaisthesia [] > Fra.:
anesthsie]: [Tp] ameliyat ncesi ilala
bedeni ksmen yada tamamen
uyuturma yada kiiyi uyutma.
anesteziyolojik. [Yun.: ana + haisthesis
[?] + logia + ikos > anhaisthesiologikos
[] > Fra.:
anesthsiologique]: [Tp] ameliyat iin
uyuturmayla ilgili.
angaje [Fra.: engag]:
1.)
dahil etme,
yymllk altna sokma,
2.)
kandini
adam, ilgili.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 25 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
angajman [Fra.: engegement]: mdahil
olma, ykmllk.
angarah [Far.]: bir tr ran kavunu.
angarya [Rum.: angerya [] > Far.:
? > Tr.]:
1.)
zorunlu yaplan i, zorla
yaplan i,
2.)
parasz yaplan i.
angeion [Yun.: ]: damar.
Angel [Yun.: angelos [?] > ng.]: Melek
anlamnda bir ngiliz bayan ad,
[Angela, Olga].
Angela [Yun.: angelos [?] > Alm.]: Melek
anlamnda bir ngiliz bayan ad,
[Angel, Olga].
angelos [Yun.: ?]: melek.
angere [Lat.]: bomak, boulmak,
nefesini kesmek, tkamak.
ang [?]: kz arabas parmakl.
angina pectoris [Lat.]: [Tp] gs
sktrmas.
anglicus [Lat.]: meleklerle ilgili yada
ilikin.
Anglikan [Lat.: anglicus > ng.: anglican,
Hiristiyanlk]: ngiliz Kilisesine [The
Chruch of England] al olan.
Anglofil [Yun.: anglo [] + philein
[] > anglophilos [] > Fra.:
anglophile]:
1.)
ngilizsever, ngiliz
muhibbibi,
2.)
ngiltere taraftar,
ngiltere yanls.
Anglo-Saksonlar [Anglo-Saxons]:
1.)

12. yydan nce ngiltereye yerleen
Alman kkenliler,
2.)
bunlarn
konutuu dil,
3.)
ngiliz.
Angollar [Alm. > Angles]: .. 5. yyda
ngiltereye yerleen bir Alman soyu.
Angora Keisi [Ankara Keisi]:
1.)
uzun
tyleri olan kei, tiftik,
2.)
bu keiden
elde edilen yn yada moher.
angustia [Lat.]: balanm.
anhidrit [Yun.: an + (h)idre + ites >
[] > Fra.: anhydrite]: [Kimya]
genelde al ta ve kaya tuzu ile bir
arada bulunan doal, susuz kalsiyum
slfat.
an
1
:
1.)
hatra,
2.)
anda, hatra,
yadigar.
An
1
: Ani Harabeleri.
anmsama: hatrlama.
anmsamak: hatrlamak.
ant: abide.
anz [Halkdili]: tarladaki kkl sap.
ani [Arp., n]: birdenbire.
anif [Arp.: nif]: kaba biimde.
anilin [Arp.: al nil [?] > Fra.: aniline]:
[Kimya] boya, vernik yapmnda
kullanlan ve benzenden elde edilen
renksiz, zehirli ve yal bir sv.
anima [Lat.]:
1.)
hava,
2.)
can, nefes,
ruh, soluk.
animasyon [Lat.: anima > Fra.:
anmation]: canlandrma.
animizm [Lat.: anima + Yun.: ismos
[] > Fra.: animisme]: canlclk.
animus
1
[Lat.]: can, ruh, soluk.
animus
2
[Lat.]:
1.)
akl, us,
2.)
anlama
gc,
3.)
akgzllk, basiret, bude,
ihtiyat, saduyu, sagar.
anjin [Lat.: angina pectoris > Fra.: angina:
[Tp] kalbe kan basncnn
artmasndan dolay oluan gs
ars.
anjiyo [Yun.: angeio(n) [] > Fra.:
angio]:
1.)
damar, kalp damar,
2.)
[Tp]
damarlara renkli sv vererek grnt
alnmas.
anjiyografi [Yun.: angeio(n) + graphein >
angeiographia [] > Fra.:
angiographie]: [Tp]
1.)
kalp
damarlarnn grntlenmesi,
2.)
kalp
damarlar filmi.
Anjiyoloji [Yun.: angeio(n) + logia >
angeiologia [] > Fra.:
angiologie]: [Tp]
1.)
tbbn kalp
damarlr ile ilgilenen dal,
2.)

Kalpdamarlar Bilimi
anka [Arp.]: [Mitoloji]
1.)
bir masal kuu,
[Zmrd- Anka Kuu],
2.)
aslnda var
olmayan.
Ankara [Ankura, Ankuria, Angur, Engrl,
Engrye, Angare, Angera, Ancora, Ankyra >
Angora > Angara]: [06], Trkiyenin
bakenti.
anket [Fra.: anquette]: sorgulama,
sormaca.
ankylos [Yun.: ]: bkm, eim.
ankyra [Yun.: ]: engel, kanca.
anlak: dirayet, yetenek, zeka, zeyrek.,
anlam: mana, meal.
anlama: idrak, kavrama, ~ gc: akl.
anlamak: idrak etmek, kavramak.
anlaml:
1.)
anlam olan, e ~:
sinonim,
2.)
manidar, manal.
anlamsz: absrt, anlamsz, manasz,
sama.
anlama: antlama, ahit, akit, antant,
kontrat, mukavele, mutabakat, pakt,
szleme.
anlamak:
1.)
ahdetmek, akdetmek,
antant yapmak, antlamak, kontrat
yapmak, mukavele imzalamak, pakt
yapmak, szlemek,
2.)
uzlamak,
3.)

ittifak, uyumak.
anlamazlk: ihtilaf, uyumazlk.
anlatm: anlatma, dolayl ~: ima.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 26 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
anlatma: anlatm, dolayl ~: ima.
anlayl: arif, sezgili.
anlaysz: ahmak, andaval, ansz,
aptal, avanak, budala, bn, ebleh,
enayi, mankafa, salak, savak.
anl anl: bilinen, hretli.
anma: hatrlama, yad.
anmak: hatrlamak, yadetmek,
annals [Lat.]:
1.)
vakayiname, tarihi
olaylar,
2.)
tarihi olaylar tarihi
stasyla kaydetme.
anne [ana > anne: stanbul az]: ana,
mader, valide.
anne-baba: ebeveyn.
anno [Lat.: annus]: senesi, yl.
annualis [Lat.: annus]: yllk.
annulus [Lat.]: bir halka.
annus [Lat.]: sene, yl.
anodin [Yun.: an + odyn [?] > B.D.:
anodyne]: [Eczaclk] ar, sz giderici
ila.
anofel [Yun.: anopheles [] >
Fra.: anophle]:
1.)
zararl,
2.)
bir tr
sivrisinek,
3.)
stma, malarya hastal
sinei, .
anofil: bak. anofel.
anomai [Yun.: ]: dzensizlik,
kuralszlk, kanunsuzluk.
anomali [Yun.: an + homos > anomalia
[] > Fra.: anomalie]: [Tp]
1.)

anormallik,
2.)
sapaklk.
anomalos [Yun.: ?]: az bulunur, ender,
nadir, seyrek.
anonim [Yun.: an + onomas > anonumos
[] > Fra.: anonyme]:
1.)
isimsiz,
2.)
bilinmeyen, tannmayan,
3.)
yapan
belli olmayan,
4.)
[Ticari] ortaklk.
anons [Lat.: ad + nuntius > Fra.:
announce]: sesli duyuru.
anopheles [Yun.: ]: zararl.
anorak [Esm.: annoraaq > B.D.: anorak]:
[Giyim] balkl sugeirmez, spor
ceket.
anorganik [Yun.: an + organon + ikos >
anorganos > [] > Fra.:
anorganique]: [Yaambilim] organik
olmayan.
anot [Yun.: ana + hodos > anados []
> Fra.: anode]: [Fizik]
1.)
tekynl,
2.)

bir elektrolitik hcrede art u,
3.)
bir
elektron tpnde elektronlar
toplayan asal u,
4.)
akde negatif
elektrot.
ansefalit [Yun.: en + kephale + itis >
enkephaletida [] > Fra.:
encphalite]:
1.)
beyin iltihab,
2.)
[Tp]
beynin karncalanmas yada iltihab.
anser [Lat.]: kaz.
ansma: hatrlama.
ansmak: hatrlamak.
ansz:
1.)
anlaysz, ahmak, aptal,
andaval, anlaysz, aptal, avanak,
budala, ebleh, enayi, mankafa,
salak, savak,
2.)
birdenbire, aniden,
3.)
[Tp] anemik.
anszn [ansz
2
]: bir anda, nasl
olduunu anlamadan.
ansiklopedi [Yun.: enkyklios + paideia >
> enkyklopaideia [] > Fra.:
encyclopdie]: her tr bilginin
abecesel olara yer ald bir yada
birden fazla kitap.
ansiklopedik [Yun.: enkyklios + paideia
+ ikos > enkyklopaidikos []
> Fra.: encyclopdique]: abecesel,
ayrntl ver her tr bilgiyle ilgili.
ansiklopedist [Yun.: enkyklios + paideia
+ istes > enkyklopaidistes
[] > Fra.: encyclopdiste]:
ansiklopedi uzman.
ant: kasem, yemin.
antagonist [Yun.: anti + agon + istes >
antagonistes [] > Fra.:
antagoniste]: dman yada muhalif.
antagonizm [Yun.: anti + agon + ismos
> antagonismos [] > Fra.:
antagonisme]:
1.)
dmanlk yada
muhalefet,
2.)
bir muhalefet gc.
antagonizma [Yun.: anti + agon + ismos
> Fra.: > antagonisma []
antagonisme]:
1.)
dmanlk yada
muhalefet,
2.)
bir muhalefet gc.
Antakya [Rum.: Antiokhia > Antioch]: l
ad: Hatay [31], Trkiyede bir kent.
Antalya [Rum.: Ataleia, Osm.: Antaliye,
Adayla, Antalia, Pamphilia]: [07],
Trkiyede bir kent.
antant [Fra.: entente]: anlama,
antlama, ahit, akit, antant, kontrat,
mukavele, mutabakat, pakt,
szleme.
Antarktik [Yun.: anti + arktikos >
antarktike [] > antarktikos >
Fra.: antarctique]: Gney Kutbu, ona
yakn yada onun evresi.
Antarktika [Yun.: anti + arktikos >
antarktikos [] > B.D.:
antarctica]: Kuzey Yarmkresi.
ante
1
[Lat.]:
1.)
nce, nnde,
2.)
den
nce.
ante
2
[Lat.: ante > B.D.: ante-]: Bat
Dillerinde ante-;
1.)
nce,
2.)
nce, -den
nce anlamnda bir nek.
antebellum [Lat.: ante + bellum]:
savatan nce.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 27 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
antehsis [Yun.: enthein: ?]: tomurcuk.
anten [Lat.: antenna > Fra.: antenna]:
1.)

[Yaambilim] duyaga, lamie,
2.)
radyo
ve TV yaynlarn alma gereci.
antenna [Lat.]: salyangoz bahesi.
Antep [Ayintab]: bak. Gaziantep.
Anter [Arp.]: nl bir Arap destannn
kahraman.
anterik [Yun.: enteron + itis > [?] > Fra.:
entrique]:
1.)
barsak iltihab,
2.)
[Tp]
barsak hummas, tifo.
anterit [Yun.: enteron + itis > enteritida
[] > Fra.: entrite]:
1.)
barsak
iltihalanmas,
2.)
[Tp] barsak
iltihab.
antero: bak. entero.
anterosel [Yun.: enteron + skelos > [?] >
Fra.: entrocle]:
1.)
incebarsak
baca, incebarsak ucu,
2.)
[Tp] ince
barsak ft.
anterostomi [Yun.: enteron + tome > [?]
> Fra.: enterostomie]: [Cerrahi]
1.)
karn
eperinden barsaa doru yapay
delik ama,
2.)
bu tr bir ameliyat.
anterotomi [Yun.: enteron + tome > [?]
> Fra.: enterotomie]: [Cerrahi] barsak
ameliyat.
antet [Fra.: antete]: resmi evraklarda
logo, makam ad ve adresin yer
ald ksm, balk.
anthein [Yun.: ?]: iek amak,
tomurcuklanmak.
anthemon [Yun.: ?]: iek.
antholops [Yun.: nthlops []]:
geyik.
anthos [Yun.: ]:
1.)
iek,
2.)
iek
gibi gzel.
anthrax [Yun.: ?]: kmr.
anthropo [Yun.: anthrpos: ]:
Bat Dillerinde anthropo-; adam, insan
anlamna gelen bir nek.
anthropos [Yun.: anthrpos: ]:
adam, insan.
anti
1
[Yun.: ]:
1.)
dier taraf, kar,
kart, teyaka,
2.)
kar kan,
muhalif.
anti
2
[Yun.: anti [] > Fra.: anti]:
Yunanacada
1.)
d, d [anti-
democratik: demokrasi d],
2.)
savar
[anti-tank: tank-savar],
3.)
kar, kart,
[Antiphellos: Karkayalk: Ka-Antalya],
4.)

itiraz eden, kar kan, mualif,
anlamna gelen bir nek.
antibiyotik [Yun.: anti + bios + ikos >
antibiotikos [] > Fra.:
antibiotique]: [Eczaclk] bakteri benzeri
mikroorganizmalar ldren ila.
antidemokratik [Yun.: anti + demos +
kratein + ikos > antidemokratikos
[] > Fra.: anti-
dmocratique]: demokrasi d.
antidepresan [Fra.: anti-depresant]:
[Eczaclk] duygusal gerilim giderici
ila.
antidot [Yun.: anti + dotos > [?] > Fra.:
antidotes]:
1.)
[Eczaclk] bir zehire kar
verilen iyiletirici sv, panzehir,
2.)

ktle kar iyi gelen herhangi bir
ey.
antifriz [ng.: anti freeze]: [Otomotiv]
donmay nleyici.
antihijyenik [Yun.: anti + kygies + ikos
> anthygienos [] > Fra.:
antihyginique]: [Tp] steril olmayan,
salksz koullar, temiz olmayan.
antihistamin [Yun.: anti + histos [?] +
Lat.: ammonia > Fra.: antihistamine]:
[Eczaclk] saman atei, astm, ar, bal
yada kovan benzeri allerjik
durumlarn tedavisinde kullanlan ila
tr.
antijen [Yun.: anti + gens > antigono
[] > Fra.: antigne]: [Bedenbilim]
antikor reterek bedenin tepki
gsterdii bileim.
antik [Lat.: antiquus > Fra.: antique ?]:
1.)

kadim, tarihi,
2.)
ilkalara ait, ok
eksi zamanlarda kalm,
3.)
eski,
eskipsk.
Antik Yunanca:
1.)
[h hellnik gltta
& Archaia hellnik: &
],
2.)
bugnk
Yunancann dayand dil.
antika [Lat.: antiquus > tl.: antico]:
1.)
?
2.)
eski eser.
antikite [Lat.: antiquus > Fra.: antiquit]:
ilka.
antikor [Yun.: anti [] (+ soma [])
antisoma [] > Fra.: corps > Fra.:
anticorps]:
1.)
kar g, kar madde,
2.)
[Tp] hastalkla savaan madde,
[ng.: antibody].
antilop [Yun.: anthos + lopos > nthlops
& antilope [ & ] > Lat.:
antalopus > Fra.: antelope]:
1.)
isim
efsanevi bir yaratn adndan gelir,
2.)
gz feri, gz parlakl,
gzelgzl,
3.)
geyie benzer, gevi
getiren, olduka hzl ve baynuzlu bir
hayvan,
4.)
ahu, ceylan, gazel, inek
antilobu: ?
antimon [Arp.: al stibium (al itmudun) >
Lat.: atibium > antibium > antimium >
antimonum > Antimonium > Alm.:
antimon; Sb]: [Kimya]
1.)
alamlar
sertletirmede kullanlan gm-
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 28 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
beyaz renkte kimsal bir element, ?,
2.)
rastk ta.
antimonium [Lat.]: antimon, rastk
ta.
antipati [Yun.: anti + pathein >
antipatheia [] > Fra.:
antipathie]:
1.)
hissizlik, duygusuzluk,
2.)
sevmeme,
3.)
sevimsizlik.
antipatik [Yun.: anti + pathein + ikos >
antipathetikos [] > Fra.:
antipathique]: holanlmayan,
istenmeyen, sevilmeyen.
antiperspiran [Yun.: anti [] + Lat.:
spirare > B.D.: > Fra.: antiperspirant]:
[Kozmetik] terlemeyi nleyici losyon
yada krem.
antiquus [Lat.]: kadim, tarihi.
antisemit [anti + Semitic]:
1.)

Yahudilere kar nyargl olan,
2.)

Yahudilik kart.
antisepsi [Yun.: anti + sepein >
antisepsia [] > Fra.: antisepsie]:
[Eczaclk] mikrop nleme, steril tutma.
antiseptik [Yun.: anti + sepein + ikos >
antiseptikos [] > Fra.:
antiseptique]:
1.)
[Eczaclk] bakteri vb.
kar, enfeksiyon kapmasn yada
doku bozulmasn engelleyen,
2.)

steril.
antisiklon [Yun.: anti [] + kyklos
[] > antikyklonas [] >
Fra.: anticyclone]:
1.)
kar daire, kar
yuvarlak,
2.)
[Evrenbilim] yksek
basnl atmosfer ktlesi.
antitez [Yun.: anti + tithenai > antithese
[] > Fra.: antithse]:
1.)
bir
dnceye itiraz etme yada kar
koyma, kardnce,
2.)
kesin itiraz,
karkoyma, muhalefet.
antitoksin [Yun.: anti + toxikon >
antitoxine [] > Fra.: antitoxine]:
[Biokimya]
1.)
belli bir zehire kar
koymak iin kanda retilen bir
bileen,
2.)
bir hastal tedavi etmek
iin bedene zerkedilen bir karm.
antlama: anlama, ahit, akit, antant,
kontrat, mukavele, mutabakat, pakt,
szleme, ~ yapmak: anlamak, ahit
yapmak, akit imzalamak, antant
kalmak, kontrat yapmak, mukavele
imzalamak, pakt kurmak, szleme
yapmak.
Antoloji [Yun.: anthos [] + legein >
anthologia [] > Fra.:
anthologie]: [iir] bir airin tm iirleri,
gldeste, seki.
antrakt [Fra.: antracte]:
1.)
[Tiyatro]
perde arkas, tiyatroda ara,
2.)
[Mzik]
fasl aras.
antre [Fra.: antre]: evin girii.
antrenman [>?> Fra.: entrainnement]:
egzersiz, temrin.
antrepo [Fra.: entrept]:
1.)
[Gmrk]
fiktif alan,
2.)
ambar, ardiye.
antron [Yun.: ?]: maara.
antropoid [Yun.: anthrpos [] +
poeides [] > anthrpoeides
[] > Fra.: anthrpode]:
insan andran, insana benzer, insan
gibi.
antropolog [Yun.: anthrpos []
+ logos [] > anthrpologos
[] > Fra.: anthrpologue]:
insan bilimi uzman, insan bilimci.
Antropoloji [Yun.: anthrpos []
+ logia [] > anthrpologia
[] > Fra.: anthrpologie]:
1.)

insanln gemi zamanlardaki kiilik
ve davranlarn inceleyen bir
bilimdal,
2.)
nsanbilim.
antropolojik [Yun.: anthrpos []
+ logia [] + ikos [] >
anthropolologikos [] >
Fra.: anthropologique]: sanbilimi ile
ilgili.
antropomorfizm [Yun.: anthrpos
[] + morph [] + ismos
[] > anthropomorphismos
[] > Fra.:
anthropomorphisme]: nsan biimcilik.
antroposantrizm [Yun.: anthrpos
[] + kentron [] >
anthrpokentrismos [] >
Fra.: anthropocentrisme]: insan iin
olan, insaniincilik.
anud: bak. anut.
anuri [Yun.: enourein [?] > Fra.: enurie]:
[Tp]
1.)
bir bbrek rahatszl,
2.)

zellikle uyurken altna ieme, idrar
karma.
anut [Arp.. anud]: inat.
ans [Lat.: anus > Fra.: anuse]: [Tp]
1.)

arka, geri, gt, k,
2.)
kaln
barsan beden ktsna balant
yer.
anva [?]: i., ttn fidelii.
anyon [Yun.: en + ion > anion [] >
Fra.: anion]: [Kimya] negatif iyon.
anzif [?]: bir domino oyunu.
aort [Yun.: aeirein > aorte [] > Fra.:
aorte]: [Bedenbilim] byk atardamar.
apak: besbelli, bedahet.
apak [Far.]: ok ak.
apalak: grbz, iri ve tombul ocuk.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 29 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
apandisit [Lat.: appendix > Fra.:
appadicitis]: [Tp] kaln barsan
sonu.
aparatif [Fra.: aparative]: yemek ncesi
iilen iki.
aparey [Fra.: aparaille]: alet, aygt,
cihaz.
aparkat [ng.: uppercut]: [Boks] alttan
vurulan gl yumruk.
aparma: gizlice alp karma.
aparmak: gizlice alp karmak.
apartman [tl.: appartare > Fra.:
apartment]: ok katl yap.
apa [Fra.: apache]:
1.)
bir Paris gangster
gurubundan,
2.)
klhanbeyi.
apati [Yun.: a + pathein > apathie [?]]:
1.)
iradenin azalmas yada tamamen
yok olmas,
2.)
abuli, irade yitimi.
apaz [Erm.: hapaz]:
1.)
avu, tokat,
2.)

parmaklar kapal el.
apaz [Erm.]: kapal el.
apazalama [Erm.: hapaz]: avulama.
apazalamak [Erm.: hapaz]: avulamak.
apel [Lat.: apellatus> Fra.: apelle]:
1.)

resmi davet,
2.)
[Ticaret] sermaye
arttrm ars.
apellatus [Lat.: apellare
3
]: resmen
armak, bir yere davet etmek.
aperatif [Fra.: aperative]: yermek
ncesi yenen yemek.
apere [Lat.]: bulumak, birlemek,
katlmak, birletirmek, balamak.
aperire [Lat.]: amak, iek amak,
baharn balamak.
apex [Lat.]:
1.)
en u nokta, doruk,
zirve,
2.)
sekste en st nokta.
apheides [Yun.: ?]:
1.)
bol, ok,
2.)

acmasz, affetmeyen, esirgemeyen,
merhametsiz.
Aphrike [Fen.: Afar > Lat.: Afer > Afri >
Aprica > Africa Terra > Yun.: Aphrike]:
Afrika ktas.
apk: gsz, akn.
apiculatis [Lat.]: son, u.
apiko [tl.: a picco]:
1.)
[Denizcilik]
geminin demir almas,
2.)
hazr,
tetikte,
3.)
derli toplu, ssl, k.
apisci [Lat.]: eriilen, ulalan.
aplik [Lat.: applicare > Fra.: appliquer >
applique]: [Elektrik] duvar lambas.
aplike [Lat.: applicare > Fra.: appliquer >
appliqu]:
1.)
ilenmi, ilem grm,
2.)
[Dokuma] ilenmi kuma.
Apo
1
[Halkdili]: ksaca Abdullah.
apo
2
[Yun.: ]: Yunancada
1.)

olumsuzlatran, etkisiletiren yada
2.)

kaldran anlamnda bir nek.
apokalytein [Yun.: ]:
amak, gstermek, ifa etmek.
apokrif [Yun.: apo + kryptein >
apokryphos [] > Fra.:
apochryphe]:
1.)
asl olmayan,
2.)
yalan
yaz,
3.)
asl olmayan, gvenilmez,
pheli yaz.
apolet [Fra.: epaulette]:
1.)
[Askeriye]
omuzda rutbe gstergesi,
2.)
[Giyim]
omuz ss.
Apollo [Yun. [Apoo] + Lat.]:
1.)

Mitolojide Grek ve Romann mzik,
iir, kehanet ve tp tanrs,
2.)

yakkl, gl kuvvetli erkek.
apora [Lat.: apportare > Fra.: aport]: [bul
ve getir anlamnda] bir kpek buyruu.
aport [Fra.]: bul ve getir.
apostrof [Yun.: ? > apostrophos
[] > Fra.: apostrophe]: st
virgl.
apotheke
1
[Yun.: ?]: kk dkkan.
apotheke
2
[Yun.: apotheke [?] > Alm.]:
eczane, [pharmacy].
appandix [Lat.]:
1.)
bir kitabn sonuna
eklenen blm,
2.)
eklenti, ilave,
3.)

en son ksm, u.
appartare [tl.]: ayrmak.
applicare [Lat.: ad + plicare]: iine
katlamak, katlamak.
appliquer [Fra.]: tatbik etmek,
uyarlamak, uydurmak, ugulamak.
apportare [Lat.]: tamak.
apraksi [Yun.: apraxia [] > Fra.:
apraxie]: fonksiyonunu kaybetme,
ilev yitimi.
apre [Fra.: apree]: [Teksil] derinin
cilalanmas.
aprilis [Lat.: aprire]: al, bahara
balang.
apse [Lat.: ab(s) + cedere > Fra.:
abscess]: [Tp]
1.)
iinde cerahat yada
irin bulunan deri dokusu evresinde
oluan yanmal ilik,
2.)
ban.
apsent [Far. > Yun.: apsenti [] >
Fra.: absinthe]: [ki] yeil renkli, tad
acms, sert bir iki.
aptal [Arp.: abdal]: ahmak, andaval,
anlaysz, ansz, avanak, bn,
budala, ebleh, enayi, mankafa,
salak, savak.
aptare [Lat.]:
1.)
benzetme, uydurmak,
uyarlamak, uymak, biime getirmek,
uygun biime sokmak,
2.)
semek.
apteriks [Lat.: apteryx > Fra.: aptrix]:
[Kubilim: Apteriks] bir tr ku, kivi.
aptes [Far.: b + dest > bdest]:
1.)
el-
kol suyu,
2.)
el ve kollar suyla
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 30 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
ykama,
3.)
manen temzilenme,
4.)

Mslmanlkta ibadet ncesi su yda
toprakla arnma, temzilenme,
taharet.
aptesane [Far.]: bak. apteshane.
apteshane [Far.: b + dest + hne >
bdesthne]:
1.)
el-kol, yz ykama
suyu yeri,
2.)
aptes alma yeri,
ayakyolu, hacetyolu, hela, kenef,
klozet, suyolu, tuvalet, W.C.
aptudo [Lat.]: uygunluk, yerindelik.
aptus
1
[Lat.]: kta, ka doru.
aptus
2
[Lat.]:
1.)
mnasip, uygun,
yerinde,
2.)
anlayl, abuk kavrayan,
zeki.
aqua [Lat.]: ab, ma, su.
aqua cuprosa [Lat.]: su bakr, su
bakrac.
aquariuus [Lat.]:
1.)
suyla ilgili, sulu,
2.)
[A] [Yldzbilim] Kova Burcu.
aque [Yun.: ? > ng.: -ac; & Fra.: -aque]:
s.e., ngilizcede ac;, Franszcada -
aque;
1.)
ile ilintili [cardiac: kalple ilgili],
2.)
den etkilenmi [maniac: manyak]
anlamnda bir sonek.
aquila [Lat.]: kartal.
ar
1
[Arp.: ? >]:
1.)
utanma, utanma
duygusu,
2.)
utan,
3.)
namus.
ar
2
[Lat.: area > Fra.: are]: 100 m
2
.
ar
3
[Tr.]: -ar, -er, -m, -ar, -er
biiminde sonek, [onar, ikier].
ar
4
[Tr.]: -ar, -er, -r soneki, [aarmak,
germek, kararmak, morarmak, sararmak,
yaarmak].
ar
5
[Tr.]: k ve p harfleri gibi harflerle
biten teksesli ettirgen fiilerden baka
fiiler yapmak iin, [kartmak,
kopartmak, kertmek ].
ara
1
:
1.)
mesafe,
2.)
teneffs, ~ya
girme: karma, mdahale, ~ya
giren: mdahil, karan.
ara
2
[Arp.: ?]:
1.)
dnce, gr,
2.)

oy, rey.
ara
3
[Far.: -ra]: Farsada ra;
hayranlk uyandran yada gzelletiren,
gzellik katan anlamnda bir sonek,
[dilra: sevgili].
ara
5
[Arp.]:
1.)
blge, snr blgesi,
snr nian,
2.)
bahe,
3.)
duvar,
duvarla evrili bahe.
ara
6
[Arp.: ra]:
1.)
plaklk, ryanlk,
2.)
plak, orak, ssz, terkedilmi.
Arab: bak. Arap.
araba [Rus.: arba]: ara, binek araba,
motorlu tat, oto, otomobil, taksi,
tat, vasta, vesait,gezinti ~s:
kaleska, kz ~s parmakl:
ang, yayl at ~s: talika, ~nn
bota almas: rlanti,
araban [Far.]: bir mzik makam.
arabesk [Fra.: Arabesque]: Arap
Kltrne gre. Arap slubunda
olan.
Arabi [Arp.: arb]: Arpa, Arap dili.
arabozma: fit, fitne.
arachne [Tr.: rmcek > Yun.: arachn:
[]]: rmcek.
arac:
1.)
uzlatrc,
2.)
[Ticari] kabzmal,
toptanc,
3.)
[Sosyal] evlenme ilerinde
arabulucu.
ara: araba, binek araba, motorlu
tat, oto, otomobil, taksi, tat,
vasta, vesait, ~ onarma yeri:
tamirhane.
araf
1
[Arp.: araf]: [slam] cennetle
cehennem aras.
araf
2
[Arp.: araf, rfn oulu]: rfler.
Arafat
1
[Arp.]:
1.)
Suudi Arabistan,
Mekkede bir tepenin ad.
2.)
[slam]
Mslmanla gre bu tepe ziyaret
edildikten sonta hac olunur.
Arafat
2
[Arp.]: bir Mslman ve Trk
erkek ad.
Arafat
3
[Arp.]: Yaser Arafat; Filistin
Kurtulu rgt [FK] nderi ve
sonralar Filistin zerk Ynetiminin
Devlet Bakan.
arafe [Arp.: arife > Tr.]: bak. arife.
arak
1
[Arp.]:
1.)
ter,
2.)
damtma,
damlama, terleme, terletme,
3.)
bir
tr rak.
arak
2
[Arp.: arak, rkn oulu]: rklar.
arak
3
[Arp.: rakikin enstnlk derecesi]:
1.)
en ince, en narin,
2.)
en ince, en
zayf.
araka [Rum.: arakas [] > Tr.]:
[Bitkibilim: Pisum sativum] iri taneli
bezelye.
arak [Argo]: alp rpan, hrsz.
arakiye [Arp.: arakiyye]: [Mzik] kk
zurna.
araklama: arma, alma, yrtme.
araklamak: armak, almak,
yrtmek.
aralama: seyrekletirme.
aralamak: seyrekletirmek.
aralk
1
:
1.)
aklk, mesafe,
2.)
zaman
mesafesi,
3.)
yar kapal.
Aralk
2
[arada kalan ay]:
1.)
kanun-i
evvel,
2.)
yln 31 gn eken 12. ay,
Terin-i sani, [November].
aralkl: ara qara, mesafeli, ~
biimde: seyrek,
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 31 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
aralksz: biteviye, durmadan,
drumakszn, vira.
Arami [Aram]: Antik Aramiler, Arami
Dili ve Kltr.
Aramice: l Sami dili.
Arap
1
[Arp.: Arab: Arap ulusu.
arap
2
[Arp. > Tr.]: kara, negatif,
siyah.
Arap Abecesi: Araf Abecesi 28 harften
oluur; Elif (Alif, ), Be (Ba, ), Te (Ta, ),
Se (Sa, ), Cim (Gim, ), He (Ha, ), H
(Ha, ), Dal (Dal, ), Zel (Zal, ), Re (Ra,
), Ze (Za, ), Sin (), n (Shn ), Sad
(), Dat (), Tn (), Zn (), Ayn (),
Gayn (), Fe (Fa, ), Kef (Kaf, ), Kaf (),
Lam (), Mim (), Nun (), Ha (He, ), Vav
(Ve ), Ya (Ye, ).
Arapa
1
[Arab + a]: Arapa yada
Araplarla ilgili.
Arapa
2
[Arab + a]: Arap Dili, Arab.
Arapa Saylar: vahidn, isnan, X,
erbaa, hamsetu, siddetu, arn,
Arapa Fiiler: Arapa Dilbisine gre
fiiler genelde Slasi Mcerrede tabidir.
Bunun dnda tm fiiler bu Harfe
[Elif & Sin + Te; Kaynatrma Harfi]
eklenerek retilir, [Amlden stimale:
kullanma, Gfrden stigfare gibi].
arare [Lat.]: topra srmek.
ararot [sp.]: mama unu, ~ kam:
maranta,
Aras
1
[Rum.: Arexes [?]]:
1.)
Trkiyenin
batsnda bir nehir ad,
2.)
[A] Bir Trk
erkek ad.
aras
2
[Arp.: aras, arsann oulu]:
arsalar.
arasat [Arp.: arsann oulu]: [slam]
Mslmanla gre Yarg Gnnde
[Huzur-u Maheer], llerin toplanaca
yer.
arasra: nadiren, seyrek, pek sk deil.
arasta [Far.: raste ?]: arda ayn ii
yapanlar.
arait [Rum.: arachida [] > Tr.]:
yer fst.
aratrma:
1.)
aratrmak eylemi,
2.)

ett, inceleme.
aratrmak: ett etmek, incelemek.
araz
1
[Arp.: rz; arzn oulu]: araziler,
blgeler, topraklar.
araz
2
[Arp.: raz; rzn oulu]: i., rzlar.
araz
2
[Arp.]:
1.)
[Tp] belirti, bulgu,
ilinek, sempton,
2.)
[Felsefe] gereksiz
gnderme, tahlisiz olay,
3.)
[Din]
dnyevi iler yada mal-mlk.
arazbar [Far.: arazbr]:
1.)
?
2.)
Trk
Mziinde bir makam.
arazi
1
[Arp.: arzi]: [Evrenbilim]
1.)

yeryz paras,
2.)
tarla, toprak,
ekilmemi ~: yabanlk.
arazi
2
[Arp.: araz]:
1.)
[Felsefe] kazara,
anseseri, tesadfi,
1.)
[slam]
dnyevi iler yada mal-mlk.
arbede [Arp.]: ekime, ngar, dala,
dv, hengame, hr, kavga, niza,
muaraza, patrt.
arbiter [Lat.]: grg tan, ahit,
tank.
arbitraj [Lat.: arbitrer > Fra.: arbitrage]:
1.)
[Ticaret] Borsada bir yerden alnan
bir senedi baka bi yerde satma,
2.)

[Hukuk] hakem yoluyla bir davay
zme.
arbitrer [Lat.]: tank, ahit.
arbor [Lat.: herba]: aa.
arboreatum [Lat.: arbor > arboreatum]:
tehir yada inceleme amacyla her
tr aa yada alln bir arada
yetitirildii alan, fidanlk,
aabahesi.
arcanus [Lat.]: gizli, sakl.
arcere [Lat.]:
1.)
hapsetmek,
kuatmak, evde yada yatakta
tutmak, snrlamak,
2.)
kapatmak.
arch [Yun.: archos [] > B.D.: arch]:
Bat Dillerinde arch;
1.)
ba, bey, ef,
reis, lider, nder anlamna gelen bir
nek [archbishop: barahip, archduke],
2.)

ba, enst ynetici anlamna gelen bir
sonek, [Patriarch: Patrik].
archaios [Yun.: ?]: tarih ncesi.
archein [Yun.: ?]: idare etmek,
ynetme.
archeion [Yun.: ?]: muhtarevi, belediye
yaps.
archi [Yun.: ?]: ba, bey, ef, reis,
lider, nder.
Archimedes [Yun.]: bak. Arimet.
archos [Yun.: o]: ba, bey, hakan,
imparator, kral, lider, nder, reis,
sultan, ynetici.
arcus [Lat.]: eimli nesne, yay.
ar [Yun.: archos [] > B.D.: arch]: bak.
arch.
arda
1
:
1.)
iaret ubuu,
2.)
iaretle
iin kullanlan elik kalem,
3.)
ardl.
Arda
2
: bir erkek ad.
Ardahan [Artan, Ardahan Kalesi]: [75],
Trkiyede bir kent.
ardak [Halkdili]: iten rm aa,
ardere [Lat.]: yakmak.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 32 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
ard: [Bitkibilim: J uniperus communis]
1.)

jniper,
2.)
am yada serviye
benzeyen srekliyeil bir aa tr.
ardl: halef, izleyen, bir grevi
ncekinden devralan.
ardiye [Arp.: arziye]:
1.)
antrepo,
2.)

[Gmrk] antrepoda bekletme creti
yada vergisi.
ardor [Lat.]: alev, ate, yanma,
yangn.
arduaz [Fra.: arduvaz]: kayaan ta,
ta tahta.
area [Lat.]: bo alan, bo arazi yada
blge.
arena
1
[Lat.]:
1.)
kumlu alan, kumlu
blge,
2.)
Roma amfitiyatrolarnda
karlamalarn yapld alan.
arena
2
[Lat.: arena > Fra.: arena]: boa
grei alan.
areometre [Yun.: araiometro []
> Far.: aromtre]: hava ler.
arere [Lat.]: kurumak.
Ares [Yun.: ?]: Yunan Mitolojisinde
sava tanrs.
Arga
1
: anlurfa, Halfetiye bal bir
ky.
arga
2
[Arga
1
den]: [Dokuma] enine
atlan iplik.
argali: [Hayvanbilim: Ovis ommon] Orta
Asyada (Tibet, Himeleya, Altay) yaayan
bir yaban da koyunu.
argn: aygn, bitap, bitkin, gsz,
dermansz, haat, takasz, yorgun,
zayf.
argo
1
[Yun.: argo [] > Fra.: argot]:
anlalma, anlalmaz szler.
argo
2
[Fra.: argot]:
1.)
kelime
sulularn, serserilen aralarnda
anlamak iin gelitirdikleri zel
anlama dilinden gelir,
2.)
jargon,
3.)

klhanbeyi az.
argon [Yun.: argon [] > Fra.: argon]:
[Kimya] havada bulunan ve bir
zamanlar radyo tplerinde ve
genelde ampllerde kullanlan etkisiz
bir kimyasal gaz.
argonot
1
[Yun.: argo [] + nautes
[] > argonautes [] > Fra.:
argonaute]: [Mitoloji] Ege adalarndan
anakkale ve stanbul Boazn
geerek karadeniz kylarnda Alt
Postu bulmak iin yola kan Jason
ve arkadalarnn yks.
argonot
2
[Rum.: arganaut []]:
[Balklk: Argonauta argo] ahtopota
benzer deniz canls.
argos [Yun.: ?]: atl, hareketsiz.
arguere [Lat.]: kantlamak, spat
etmek.
ar
1
: bal yapan bcek, ~ salgs: eir.
ar
2
: halis, saf.
ark [zTr.]:
1.)
ark, kanal,
2.)
[Halkdili]
fidan dikilen yer.
arnma: taharet, temizlenme,
temizlenme.
arnmak: taharet yapmak,
temizlenmek, temizlenmek.
ar [Far.: er > ere]: [Bedenbilim]
dirsekle parmaklar aras.
artc: deterjan, temizleyici.
artm: rafinaj, szme, en nicelikli
biime getirme.
artmevi: rafineri.
artma: rafine.
arz
1
[Arp.: rz]:
1.)
olgu, olma,
2.)

sonradan ortaya kan.
arz
2
[Arp.]: [Bedenbilim] ene.
arz
3
[Arp.]: armaan, belek, hediye.
arz
4
[Arp.]: [Havabilim] ar ve ykl
bulut.
arza [Arp.]:
1.)
[Teknik] bozulma,
aksama,
2.)
[Corafya] engebe.
arzal [Arp. + l]: bozulmu, bozuk.
ari
1
[Far.: r]:
1.)
katksz, saf,
2.)

plak, n, torlak, ryan.
Ari
2
[San.]: Aryan Dili, Kltr yada
Aryanlara ilikin.
aridus [Lat.]: kuru, susuz.
aries [Lat.]:
1.)
ko,
2.)
[Zodyak] Ko
Burcu, [Aries].
arif
1
[Arp.: rif]:
1.)
bilen, bilgili,
2.)

anlayl, sezgili,
3.)
[A] bir erkek ad.
arifane
1
[Far.: arifne]:
1.)
akllca,
bilgilice,
2.)
bilirkii, ehil, eksper,
ibilir, kompetan, mtehassz,
uzman, yetkili.
arifane
2
[Far.: herifane]: yiyecei ortak
toplant, piknik yada kr yemei.
arife [Arp.: rife]: zel gnn ncesi,
arefe,
Arifiye
1
[Arp.: rifiye]: Sakaryada bir
ile ad. Osmanl zamanndaki ad
[Sapak].
arista [Lat.]: diken, klk, sorgu.
Aristo [Yun.: Aristotle: A]: M..
384-322 yllar arasnda yaam Eski
Yunanl bir Filozof.
aristoculuk [Yun.: Aristotle [A] +
culuk]: Aristo dncesini savunama.
aristokrasi [Yun.: aristos + kratein >
aristokratia [] > Fra.:
aristocratie]:
1.)
babadan oula, varsl
ve ayrcakl ailelerden gelen kiilerin
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 33 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
ynetimi,
2.)
hanedanlk,
3.)

ayrcalkl, zengin st snf.
aristokrat [Yun.: aristos + kratein >
aristokrates [] > Fra.:
aristocrate]: zengin st snftan olan.
aristokratik [Yun.: aristos + kratein >
aristokratikos [] > Fra.:
aristocratique]: zengin st snfla ilgili.
aristokratlk [Yun.: aristos + kratein >
aristokrates [] > Fra.:
aristocrate + lk]: zengin st snftan
gibi hareket etme yada davranma.
aristos [Yun.: ?]: en gzeli, en iyisi.
Aristotle [Yun.: ]: bak. Aristo.
arithmos [Yun.: ?]: rakam, say.
aritmetik [Yun.: arithmos > aritmethike >
[] > Fra.: arithmtique]:
1.)

Aritmetik; pozitif, gerek saylarla
hesaplama bilimi,
2.)
Saybilimi.
aritmi [Yun.: a + rythmos > arrythmia
[] > Fra.: arythmie]:
1.)

dizemsiz, uyumsuz,
2.)
[Tp] kalp
atlarndaki dzensizlik ve eitsizlik.
aritmik [Yun.: a + rythmos + > arrythmos
[] > Fra.: arythmique]:
1.)

dizemsizlik, uyumsuzluk,
2.)
aritmiyle
ilgili,
3.)
ritimli olmayan, dzensiz.
arius [Lat.]: ?
ariya [tl.: aria]: [Denizcilik] yelkeni
direkten alma.
ariyet [Arp.]:
1.)
bor yada geici olarak
verilen ey,
2.)
[Hukuk] uzun sreyle
verilen bor,
3.)
geici sreli ey.
ariyeten [Arp.]: ereti olarak.
ariz [Arp.]: geni, umll.
ariza [Arp.]:
1.)
dileke,
2.)
yksek
makamlara sunulan mektup.
arizi [Arp.: rzi]: sonradan olan.
ark [Fra.: arc]: ak oluk.
arka: art, geri, pes, pe.
arka [Halkdili]: al, ayla, hale.
arkada [Tr. + Far.: d]: dost, nedim,
yaren, yolda.
arkaik [Yun.: archaikos [] > Fra.:
archaque]: tarihncesi zamandan
gelen yada kalma, gemincesi,
kadim.
arkaizm [Yun.: archaios + ismos >
[] > Fra.: archasme]:
gemincecilik.
arkeolog [Yun.: archaios + logos >
archaialogos [] > Fra.:
archeologue]: Arkeoloji biliminsan
yada uzman.
arkeolog [Yun.: archaios + logos >
archaioslogos [] > Fra.:
archologue]: arkeoloji biliminsan.
Arkeoloji [Yun.: archaios + logia >
archaioslogia [] > Fra.:
archologie]: antik yer ve kentleri
kazarak, eski zaman toplumlar ve
onlarn yaamlarna ait bilgileri
aratran bir bilim dal.
arkeolojik [Yun.: archaios + logia + ikos
> archaioslogikos [] > Fra.:
archologique]: arkeolojiye ait yada
ilikin.
arkoz [Fra.: arkose]: tortul kaya tr.
arktik [Yun.: arktikos > arktike [] >
Fra. arctique]:
1.)
Kuzey Kutbu yada
onunla ilgili,
2.)
ok souk.
arktikos [Yun.: arktos [] > arktikos
[]]: arktik, kuzeyle ilgili, kuzey
yarm kreyle ilgili.
arktos [Yun.: ]: Kuzey
Yarmkrede grlen Bykay
Yldzkmesi.
arl: namuslu.
arma
1
[Lat.]: cephane, silahlar.
arma
2
[Lat.: arma > tl.: arma]:
[Denizcilik]
1.)
Gemideki direkler,
bumba, matafora, rgat, vinler,
istralyalar, seren, ip, halat gibi sabit
donanmlar,
2.)
ongun.
arma
3
[Lat.: arma > tl.]: [Denizcilik]
1.)

donatma, giydirme, techiz etme,
2.)

ongun.
arma
4
: amlem, iaret, zel iaret,
remiz, simge, temsili resim.
armada [Lat.: arma > sp.: armada]:
[Denizcilik] deniz kuvvetleri, donanma.
armador [tl.: armador]: i., [Denizcilik]
donanama ustas.
armaan [? ermaan]:
1.)
arz, belek,
hediye,
2.)
[A] bir Trk erkek ad.
armaanlar [ermaan + lar]: hedaya,
hediyeler.
armare [Lat.]: silahlandrmak.
armatr [Lat.: armare > Fra.: armateur]:
[Denizcilik] donatan, gemi sahibi.
armatr [Lat.: armare > Fra.: armature]:
1.)
koryucu bir tabaka,
2.)
bir gerecin
ana blm.
Armen [Erm.]:
1.)

2.)
bir Ermeni erkek
ad.
armoni [Yun.: harmos [] > armonia
[] > Fra.: harmonie]: [Mzik]
ahenk, uyum, yeknesak.
armonik [Yun.: harmos + ikos >
armonikos [] > Fra.:
harmonique]: ahenkli, uyumlu,
yeknesakl.
armonika [Yun.: harmos [] > tl.,
harmonica]: [Mzik] azda bir ileri bir
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 34 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
egri gtrlerek, nefesle alnana bir
mzik gereci, mzka.
armud [Far.]: bak. armut.
armudi [Far.: armud]: armut biimli.
armudiye [Arp.: armdiye]: armut
biimli altn.
armut [Far.: emrud]: bir meyve.
Arnavut [Rum.: ?]: Albanyal.
Arnavutluk vatanda, [Albanian].
Arnavut Abecesi:
Arnavuta Saylar:
Arnavutluk [Rum.: ? + luk]:
1.)

Avrupada Tiren Denizi kysnda bir
lke, [Albania],
2.)
Osmanl
mparatorluuna bal bir zerk
devlet.
arnik [?]: [Bitkibilim: Arnica Montana]
mast iei, srgz. Papatyaya
benzer sar iekleri olan zehirli bir
iek tr. Yapraklar ve kkekleri
ila yapmnda kullanlr.
aroma
1
[Yun.: arma [] > B.D.:
aroma]: baharl koku, ho koku.
aroma
2
[Yun.: arma [] > Fra.:
aroma]: ho koku, esans, tr, koku,
rayiha.
aromal [Yun.: arma [] > Fra.:
aroma + l]: ho kokulu, esansl, trl,
kokulu, rayihal.
aromaterapi [Yun.: arma +
totherapeia > [] > Fra.:
aromathrapie]: kokuyla otama,
tedavi.
aromatik. [Yun.: arma + ikos >
aromatikos [] > Fra.:
aromatique]: ho kokulu, esansl, trl,
kokulu, rayihal.
arp [Fra.: harpe]: [Mzik] keli alg,
telli alg.
arpa: tahlgillerden bir bitki.
arpack:
1.)
gzde kan sivilce,
2.)
~
soan: kska.
arredare [Lat.]: ileme sokmak,
yrrle sokmak.
ars 1 [Lat.]: kabiliyet, maharet,
yetenek, yeti.
ars
2
: [Bitkibilim: Flos Rhoeados] gelincik.
arsa [Arp.]:
1.)
bir ksm toprak, bo
alan,
2.)
yap alan.
arsalar [Arp. + lar]: yap alanlar.
arsenik [Far.: zer > Lat.: zar > Yun.:
arsenikos [] > Lat.: arsenicum >
Fra.: arsenique; As]:
1.)
gm beyaz
renkte, ok zehirli bir kimyasal
element,
2.)
arsenik zehiri,
3.)
tip ve
ila yapmnda kullanlan bir madde.
arsenikos [Far.: zer > Yun.: arsen []
+ nikao [a] > arsenikos []]:
insana benzer, insan gibi.
arsz:
1.)
hiddetli, hoyrat terbiyesiz,
2.)

agzl, haris, muhteris.
arslan: bak. aslan.
Arslanl: Osmalda gm sikke.
ar
1
[Fra.: marche]: mar: yr
anlamnda ksaltma bir komut.
ar
2
[Arp.]: [slam]
1.)
kat, makam,
taht,
2.)
Allah kat,
3.)
gn en
yksek kat.
are [Fra.: arch]: [Mzik] keman yay.
arn [Osm.]: 68 cmlik bir Trk
uzunluk ls.
Arimet [Yun.: Archimedes: ?]: ..
212lerde yaam Eski Yunanl bir
bulucu ve fizikadam.
ariv [Yun.: archeion [] > Fra.:
archives]: belgelik.
art
1
[zTr.]: arka, geri, pes, pe,
hemen ardndan: akabinden.
art
2
: oalmak, fazlalatrma.
art
3
[Lat.: ars > B.D.: art]:
1.)
insan
yaratcl,
2.)
kabiliyet, yetenek, yeti,
3.)
eliilii, sanat.
artaan [Halkdili]: oalan.
Artemis [> Cybela, Kybela, Kibela > Yun.:
[?]]: Seluk, Efes, zmir.
arter [Yun.: aeirein > arteria [] >
Fra.: artre]:
1.)
[Bedebbilim] atardamar,
2.)
[Tp] ana yol.
arteria [Yun.: ]: atardamar.
arterioskleroz [Yun.: aeirein + skleros
> [?] > Fra.: arterioseclorase]: [Tp] Tp]
yallkta kandamarlarnn daralmas
yada tknmaya yztutmas.
arterit [Yun.: artra + ites > arteritida
[] > Fra.: artrite]: [Tp]
atardamar bozukluu.
artezyen [Fra.: artsien]:
1.)
Eski
Fransz eyaleti Artoiseden,
2.)

topran derinliklerine boruyla
girerek yer alt suyunu yukarya
itme.
arthron [Yun.: ?]: balant, eklem.
art:
1.)
[Fizik] art u, anot,
2.)

[Matematik] toplama (+) iareti,
3.)

bundan baka, ek olarak, ilaveten.
artk
1
:
1.)
artan, bakiye, geri kalan,
2.)
gerekenden fazla,
3.)
Grogeryan
Takviminden Artk Yl, ~ paralar:
fire.
artk
2
: bundan sonras, daha fazlas,
bu zamandan sonra.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 35 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Artk Yl: Grogeryan Takviminden
Artk Yl, ubat Aynn 28 gn olmas
ve 4 ylda bir 29 ekmesi.
artrma: tasarruf etme.
artrmak: tasarruf etmek.
articulatus [Lat.]: birleik.
artist [Lat.: ars > Fra.: artist]:
1.)
sanat,
sanatkar,
2.)
erkek film oyuncusu.
artma [Halkdili]: oalma, reme, zam.
artmak:
1.)
oalmak, remek,
2.)

eklemek.
artniyet: adavet, buz, dmanlk,
garez, hasmlk, husumet, kin,
ktniyet, nefret.
artniyet: buz, dmenlk, garez, kin,
ktniyet, nefret.
artrit [Yun.: arthron + itis > arthritida
[] > Fra.: arthrite]:
1.)
eklem
iltihab,
2.)
[Tp] eklemlerin iip
yanmas,
3.)
[Tp] eklem romatizmas.
artroz [Yun.: arthron + itis > arthrose
[] > Fra.: arthrose]: [Tp] eklem
hastal.
arttrma: artma, oalma, reme,
zam.
arttrmak:
1.)
oalmak, remek,
2.)

artmak, zam yapmak.
artus [Lat.]: balant, eklem.
Artvin [Gr.: Coroksi, orok, Kolkis,
Nigali, Osm.: Livane, Artvani, Artvini]:
[08], Trkiyede bir kent.
arus resmi [Arp. > Osm.]: Osmanlda
gerdek vergisi.
aruz [Arp.]: [iir]
1.)
Araplarda iir
yazma teknii, iir l birimi,
2.)

metre, l,
3.)
metod, usl, yordam.
yol, bir ~ ls: remel.
arya [tl.: aria]: [Mzik] bir opera
paras.
arz
1
[Arp.]: acun, diyar, dnya, kara,
terra, toprak, lke.

arz
2
[Arp.]: [Ticaret] sunma.
arz
3
[Arp.]: [Dnyabilim]
1.)
arz derecesi,
genilik,
2.)
arz, enlem, paralel.
arziye [Arp.: arzi
1
]: bak. ardiye.
arzu [Arp.]:
1.)
dilek, heves, istek,
evk,
2.)
[A] bir ran ve Trk bayan
ad, ~ etmek: dilemek, rica etmek.
as
1
[Fra.: as]:
1.)
favori, gzde,
2.)

[skambil] birli.
as
2
[Arp.]:

[Hayvanbilim: Mustela erminea]
bir krk hayvan, kakm.
as
3
[Arp.]:

bir tahl lei.
as
4
[ast]: Trkede ast ntaks sessiz
harfle balayan kelimeyle
birletiinde: [Astemen].
as
5
[Lat.]: birim, nite.
asa
1
[Arp.: as]:
1.)
baston, ubuk,
denek,
2.)
dvme, dayak, patak.
asa
2
[Arp.: asa; asnn oulu]: .i.,
asalar, bastonlar, ubuklar,
denekler.
asa
2
[Far.: s]: Farsada asa-;
1.)

benzer, e, -eye benzeyen, gibi [cennet
s: cennet gibi],
2.)
asude, dingin, sessiz
[dils: kalpteki dinginlik] anlamna bir
sonek.
asa
3
[Far.: s]:
1.)
esneme, esneyi,
2.)
asalet, ciddiyet, vakar.
asab [Arp.: sb]: bak. asap.
asabi [Arp.: asab]: sinirli.
Asabiye [Arp.: asabye]: [Tp]
1.)
sinir
hastalklar,
2.)
Sinirhastalklar,
Nroloji.
asaf [Arp.: ? > saf [?]]:
1.)
?
2.)
[A] Kral
Sleymann vezirinin ad,
3.)
ataman,
vezir,
4.)
[A] bir Mslman ve Trk
erkek ad.
asal: asli, baz, esas, temel.
asalak:
1.)
[Tp] parazit,
2.)
[Mecazi]
kazanmadan bakalarnn srtndan
geinen,.
asalet [Arp.]: elitlik, soyluluk.
asaleten [Arp.: asleten]: kendi adna
hareket ederek.
asamble [Lat.: ad + simul > Fra.:
assembl]: kurul.
asansr [Lat.: ad + scandere > Fra.:
ascensuer]: [Tekonoloji] elevatr, iner-
nar.
asap [Arp.: sb]: .i., sinirler.
asar [Arp.: sar]: .i., binalar, yaplar.
asayi [Arp.: sayi]: emniyet,
gvenlik.
asbest [Yun.: a + sbennynai > asbestes
[] > Fra.: asbeste]: [Kimya]
amyant, ta pamuu, ak ~: amyant.
aseleos [Yun.: ?]: kuraklk, bu
ortamlarda byp gelien.
asenkron [Yun.: a + syn + lassein >
asynkchronos [] > Fra.:
asynchrone]: [Fizik] ezamanl
olmayan.
asepsi [Yun.: a + sepein > asepsia
[] > Fra.: asepsie]: [Tp]
mikroptan arndrma.
aseptik [Yun.: a + sepein + ikos >
aseptikos [] > Fra.: aseptique]:
[Tp] hastalk bulamayan.
ases [Arp.]: gece bekisi.
asetat [Lat.: acetum + atus > Fra.:
acetate]: [Kimya]
1.)
tuz yada asetik
asit z,
2.)
bu maddeden yaplma
dokuma, saydam.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 36 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
asetilen [Lat.: acetum > Fra.: acetylene]:
[Kimya] aydnlatma iin ve ozksijenle
birlikte kaynak ileri iin kullanlan
bir gaz.
aseton [Lat.: acetum> Fra.: acetone]:
[Kimya] eter kokulu bir sv, propanon,
dimetil da denir.
1.)
oje zc sv,
2.)
diyabet hastalarnn idrarlarnda
normal d miktarda da bulunur.
asfalt [Yun.:
a
+ sphaltos > asphaltos
[] > Fra.: asphalte]:
1.)

kmeyen, gmeyen,
2.)
[Kimya] kum
ve aklla kartrlm ve yol yapm
yada at kaplamas ilerinde
kullanlan kahverengi yada siyah
renkli kmr katran benzer madde,
3.)
asfalt kaplanm ana yol, yol.
asgari [Arp.: asgar]: en az, en aa,
minimum.
as: aslm, asl.
ask: somurtkan.
asl:
1.)
s., geerli, gerek,
2.)
i., as,
aslm,
asl: muallak, ortada.
aslm: as, asl.
aslsz:
1.)
batl, geersiz, hkmsz,
2.)
rk, fos, temelsiz.
asm [Arp.: sm]:
1.)
iffetli, namuslu,
sili,
2.)
koruyan, savunan,
3.)

korunmu, savunulmu,
2.)
[A] bir
Mslman ve Trk erkek ad.
asr [Arp.: asr]:
1.)
a, yzyl,
2.)
sre,
periyot, zaman.
asi [Arp.: si]: ba kaldran.
aside [Arp.]: et, bamya ve undan
yaplan bir Arap yemei.
asil
1
[Arp.]:
1.)
elit, mutena, mmtaz,
sekin, soylu,
2.)
[A] bu anlamda bir
erkek ad, [Sekin].
asimetri [Yun.: a + syn + metron >
asymmetria [] > Fra.:
asymtrie]:
1.)
ayn boy ve lde
olmayan,
2.)
bakmszlk, oranszlk,
orantszlk.
asimetrik [Yun.: a + syn + metron + ikos
> asymmetros [] > Fra.:
asymtrique]: ayn boy ve lde
olmama,
2.)
bakmsz, oransz,
orantsz .
asinus [Lat.]: eek, merkep.
asistan [Lat.: ad + sistere > Fra.:
assistant]: muavin, yardmc, yaver.
asit [Lat.: acidus > Fra.: acide]:
1.)
eki,
keskin,
2.)
[Kimya] tuz oluturmak iin
bir bazla tepkimeye giren herhangi
bir madde, hamz.
askarit [Fra.: ascarite]: [Tp] barsak
solucan.
askein [Yun.: ?]: bedeni altrmak,
eitmek.
asker
1
[Arp.]:
1.)
[Askeriye] er, eri,
leker, milis, nefer,
2.)
[A] bir erkek
ad, ~ su kab: matara.
askeri [Arp.: asker]: Askerle ilgili,
kk ~ birlik: tim, ~ birlikler:
alay, kolordu, tmen, askeri
birlikler: alay, kolordu, tmen,
kk askeri birlik: tim.
Askeri Rutbeler: Er, Erat, Onba, avu,
Astsubay, Baavu, Kdemli Baavu, Subay,
Asttemen, Temen, sttemen, nyzba,
Yzba, Binba, Kdemli Binba, Albay,
Kdemli albay, Yarbay, General, Orgeneral,
Korkeneral, Tmgeneral, [Denizcilikte] Amiral,
Koramiral, erba: erden itibaren
ordudaki herkes, ordu konaklama
yeri: ordugah, subay adaylarn
eitme yeri: talimgah,
Askeriye [Arp.: askerye]: Ordu, Silahl
Kuvvetler, S.K., ~de herkes: asker.
askerler [Arp.]: [Askeriye] erat, erler.
askerlik [Arp. + lik]: ordu grevi, ordu
ileri, ~ eitimi: talim.
ask: elbise tutaca.
asla [Arp.: asl]: hibir zaman.
aslan [Arp.]: [Hayvanbilim: Felix leo]
1.)

arslan,
2.)
cesur, korkusuz, yrekli,
3.)
[A] bir Trk erkek ad,
4.)

Yldzfalnda 6. iaret; Aslan [Leo],
da ~: puma.
aslen [Arp.: aslan
2
]: kken olarak, z
olarak, temel olarak.
Asl [?]: bir bayan ad.
asli [Arp.: asl]:
1.)
esas olan, kken,
temel,
2.)
birincil.
Asliye [Arp.: aslye]: Hukuk Mahkemesi:
ilk yarg nne kma mahkemesi.
Asliye Hukuk Mahkemesi: ilk yarg
nne kma mahkemesi.
asma:
1.)
[Mecazi] ii aksatma,
durdurma,
2.)
[Bitkibilim:] zm ba.
asmalk: ba, zm ba.
asorti [Lat.: ad + sors > Fra.: assortie]:
giyimde uygun renkli.
asortik [Lat.: ad + sors > Fra.: assortic]:
giyimde uygun renkli olan.
asosyal [Lat.: a + socius > Fra.: asocial]:
1.)
sosyai olmayan, topluma
karmayan,
2.)
genel kabul grm
toplumsal etkinlikler dnda kalan,
3.)

toplumd.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 37 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
asparagas [Yun.: aspharagos []
> ng.: asparagus]: iirme yada yalan
haber.
aspartam [Fra.: aspartame]: [Eczaclk]
1.)

ticari bir ila markas,
2.)
yapay
kimyasal tadlandrc.
asper [Lat.]: kaba, hain, sert.
asphaltos [Yun.: ]: zift.
asphodelos [Yun.: ?]: ?
aspiratr [Lat.: ad + spirare > Fra.:
aspirateur]: emme, fan, pervane.
asri [Arp.: asr]: ada, modern.
assidere [Lat.]: yardm etmek.
ast: rutbece kk asker.
astar [Rum.: astari [] > Far.: astar]:
[Dokuma] kuma kat.
astarya [Fra.: astaria]: [Denizcilik]
geminin ykleme boaltma sresi,
[sterya].
aster [Yun.: ]: yldz.
asthenia [Yun.: ]: zayflk.
astm [Yun.: asthma [] > Fra.:
asthma, asthme]: [Tp] ar ksrme ve
nefes alamama gibi belli kronik
zellikleri olan bir rahatszlk.
astigmat [Yun.: a + stigmat + ikos >
astigmatikos [] > Fra.:
astigmate]:
1.)
gzleri grmeyen,
2.)

bulank ve fl gren,
3.)
[Tp] bir gz
rahatszl.
astigmatizm [Yun.: a + stigmat + ismos
> astigmatimos [] > Fra.:
astigmatisme]:
1.)
bulank ve fl
grme,
2.)
[Tp] bununla ilgili bir gz
rahatszl.
Astragan [Fra.: astrakhan]:
1.)

zbekistanda bir kent ad,
2.)
ve
burada yetien karakul koyun
ynnden yaplma kuma.
astrofizik [Yun.: aster + physis >
physika + ikos > astrophysike
[] > Fra.: astrophysique]:
gkfizii.
astrolog [Yun.: aster + logos > astrologos
[] > Fra.: astrologue]:
mneccim, yldzbilicisi.
Astroloji [Yun.: aster + logia >
[] > Fra.: astrologie]:
Yldzbilimi.
astrolojik [Yun.: aster + logia + ikos > [
] > Fra.: astrologique]:
yldzbilimiyle ilgili.
astron [Yun.: ]: yldz.
astronom [Yun.: aster + nomos >
astronomos [] > Fra.:
astronome]: gkbilimcisi.
Astronomi [Yun.: aster + nomos >
astronomia [] > Fra.:
astronomie]: yldzlar ve dier
gkyz varlklarnn byklkleri,
durumlar ve yerleriyle ilgilenen bir
bilim dal, Gkbilimi, ~ gereci:
oktans.
astronomik [Yun.: aster + nomos + ikos
> astronomikos [] > Fra.:
astronomique]:
1.)
gkbilimiyle ilgili,
2.)
byk, heybetli, iri, yldzlar kadar
ok fazla.
astronot [Yun.: astron + nautes >
astronautes [] > astronaute]:
i., dnya dnda seyahat etmek iin
yetitirilen kii.
astrum [Lat.]: bir yldz.
astus [Lat.]: elsanat, zenaat.
asu [Sam.]:
1.)
ykselen, ykselen
aydnlk, k, gndoumu,
2.)
[A] bir
bayan ad.
asu
2
[Sm. & Sam..]:
1.)
domak,
ykselmek, aydnlanmak,
2.)
dou
taraf, dou ktas.
asude [Far.: sude]: dingin, rahat,
sakin, sessiz.
asuman [Far.: asman]:
1.)
gk,
gkyz, ge ait, semavi, ilahi,
kutsal,
2.)
gk mavisi renginde,
3.)

melek,
4.)
[A] bir ran ve Trk bayan
ad, [Gksel].
asman [Far.: asman]: bak. asuman.
Asvan [Arp.]: Msrda bir kent,
[Aswan]. Asvan Baraj ve Asvan Tarihi
Abideleri.
Asya [Sam.: Asu > Yun.: Asia [?] > tl.:
Asia]:
1.)
Samicede ykselen,
ykselen aydnlk, k, gndoumu
anlamndan Doudaki lke demektir,
2.)
Dou Yarmkrede yer alan Asya
ktas,
3.)
bir Trk bayan ve erkek
ad..
asyle [Yun.: ?]: tutuklama, yakalama
yetkisi.
a
1
: yemek, taam, ~hane [A+Arp.:
hne]: aevi, lokanta, restaurant.
a
2
[Arp.]: ku yuvas.
aa [Arp.: a]: akam yemei.
aa:
1.)
alt, zir,
2.)
aaya doru,
3.)

deersiz, kymetsiz, sradan, ok ~:
edna, en ~ [asgari, en aa]: minimum,
aalama: hakir grme, kk
grme, tepeden bakma.
aalamak: hakir grmek, kk
grmek, tepeden bakmak.
aalk: baya, dun, iren.
aama:
1.)
basamak, kademe,
2.)
evre,
safha,
3.)
kat, katmak, makam,
mertebe, mevki, paye.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 38 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
aar [Arp.: ar]:
1.)
rn oulu,
2.)

airin oulu,
3.)
ondalk, r.
aevi: ahane, bistro, lokanta,
restaurant.
ahane [a + Far.: hne]: aevi, bistro,
lokanta, restaurant.
a:
1.)
bir aacn dal yada gvdesine,
baka bir aacn gz, dal yada
tomurcuunun amurla
kaynatrlmas
2.)
[Tp] mikroplu
eriyik.
ak
1
[Arp.: k]: mptela, seven,
sevdal, vurgun.
ak
2
: [Bedenbilim] ak kemii.
akdalk [Far.: kd + lk]: flrt.
am: ama, geme, mrr.
ar:
1.)
en ky, en u,
2.)
te, tesi,
trans,
3.)
ekstrem, marjinal, u, ~ya
kama: ifrat.
arma:
1.)
araklama, alma, yrtme,
2.)
stnden geirme,
3.)
[Yazn]
bakasna ait eseri alma, yada
ondan izinsiz aktarma yapma.
armak: araklamak, almak,
yrtmek.
at [Halkdili]: kuytu yer.
aifte [Far.: afte]:
1.)
(kadn, kz) kendi
kendine, heyecanlanan,
hareketkelenen, kzan,
2.)
fahie,
orospu.
aikar [Far.: akar
2
>

aikr]: ak, aleni,
ayan, bariz, belirgin, belli, kapal
olmayan, kesin, meydanda, ortada,
sarih.
aina
1
[Far.: n > ina]: bilinen,
tandk.
aina
2
[Far.: n > ina]: Farsada -
aina: bilen anlamnda bir sonek.
air
1
[Arp.: ar]: Kuran Kerimde on
ayetlik blm.
air
2
[Arp.]:
1.)
onluk,
2.)
[Maliye] r
Vergisi toplayan kii.
air
3
[Arp.]:
1.)
arkada,dost, e,
nedim, yolda,
2.)
[A] bu anlamda bir
erkek ad.
ak [Arp.: k]: ar sevgi, sevi, ~
tanrs: eros, ksa ~ iiri: idil,
akar
1
[Arp.]: [Bitkibilim] krmz
kabuklu ve krmzya alan tyl bir
kestane.
akar
2
[Far.: aikr]: bak. aikar.
alak: kurutulup saklanan tahl.
alama: souk suya scak su ekleme.
alamak: souk suya scak su
eklemek.
ama: am, geme, mrr.
ana
1
[Far.: n > ina]: bak. aina
1
.
ana
2
[Far.]: yzc, yzen.
ar [Arp.]:
1.)
on,
2.)
onkat, on gn.
aura [Arp.: aura]:
1.)
Hicri Takvimde
Muharrem Aynn 10. gn,
2.)

bakliyatgiller, eker, buday, pirin,
fndk, fstk ve ekerden yaplan bir
tatl tr.
afte [Far.]: (kadn, kz) kendi kendine,
heyecanlanan, hareketkelenen.
at
1
: [Hayvanbilim: ?] bir binek hayvan.
~ ahr: tavla, ~ eitimi: manaj, ~
yetitirme yeri: hara, ~a binen
kadn: amazon, ~ drt nala
srme: lgama, iri ~: kadana, yar
~ gezdirme yeri: padok, aya
sekili ~: alabacak, kk yabani ~:
tarpan, ~n ekin yry: link, ~
bakcs: seyis, ~n hzl yry:
trs,
at
2
[Arp.]: Arapada at;
1.)
-a, -e, -at, -
et; sesli harfle biten kelimelerde vat;
2.)
oul yapmak iin; [geliat, haarat,
hayvanat, icraat, nebatat, tatbikat].
ata
1
[Arp.]: baba, cet, dede.
Ata
2
: Mustafa Kemal Atatrk.
atabek: vezir.
atak:
1.)
cretkar,
2.)
hamle, hcum,
3.)

[Spor] sprint.
ataksi [Lat.: locomotor ataxia > Fra.:
ataxie]: [Tp] hareket dzensizlii.
atalar [Arp. + lar]: dedeler, ecdat.
atalet [Arp.]: tembellik.
atama: tayin.
atamak: tayin etmek.
ataman [hetman]: Kazak babuu.
ataraksiya [Lat.: ? > Fra.: ataraxie]:
[Ruhbilim] ruh dinginlii.
atardamar: [Tp] arter, iryan.
atasz: aforizm, darbmesel, vecize.
ata [ng.: attach]: tutturga, tutacak.
Atatrk: Mustafa Kemal Atatk.
atavus [Lat.]: ata, cet, dede.
ate
1
[Yun.: a + theos > [] > Fra.:
ath]: [Din]
1.)
tanrnn varlna
inanmayan,
2.)
tanr tanmaz.
ate
2
[Lat.: -atus]: Franszcada ate;
1.)

olmak, olumasna neden olmak,
oluturmak,
2.)
ile ilgili, -in yapsnda
anlamna gelen bir sonek.
ate
3
[Lat.: -atus]: Franszcada ate; bir
ilev, grev yada resmiyet anlamna
gelen bir sonek.
ateh [Arp.]: [Tp] bunama.
ateist [Yun.: a + theos + istes > []
> Fra.: athiste]: [slam] tanr
tanimayan.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 39 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
ateizm [Yun.: a + theos + ismos >
[] > Fra.: athisme, Din]: tanr
tanimazlk.
Atena [Yun.: Athena: [A]]: eski
Yunanda mitolojik akl, yetenek ve
sava tanras.
aterina [Rum.: atherina [] > Tr.:
atetrina]: [Balklk: ?] gm bal.
ate [Tr.: od > ota > Far.: ati ]:
1.)
fer,
nar, od,
2.)
beden ss, ~ kartrma
ubuu: kara,
3.)
insandaki
gerilme yada kzzma.
atebaz [Far.: ate + bz]:
1.)
atele
uraan, atele oynayan,
2.)
atele
gsteri yapan.
atee [Fra.: attach]: [D Politika] elilik
grevlisi.
atein [Far.: aten]: ateli, okulu.
atekes [Far. + kes]: mtareke.
ateli [Far. + li]: atein, cokulu, dirik.
ateperest [Far.: ate + perest >
ateperest]: atetapar, atee tapan.
atf [Arp.]: bak. atf.
atfen [Arp.]: -e dndrerek.
atfetme [Arp.: atf + etme]: isnat,
ykleme.
atheroma [Yun.: ?]: kumlu, taneli.
athlon [Yun.: ?]: mkafat, dl.
atclk: [Spor] ~ta plaka frlatcs:
baltrap.
atf
1
[Arp.: atf]: ilikili bulma, refere.
atf
2
[Arp.: tf]:
1.)
?,
2.)
[A] bir erkek
ad.
atk:
1.)
skarta,
2.)
yourt yay.
atl [Arp.: tl]:
1.)
avara, avare, azade,
aylak, babo, bo, haylaz, hayta,
isiz, nabekar, serseri, tembel,
2.)

bo.
atlgan:
1.)
acar, giriken, gzpek,
2.)

[A] bir Trk erkek ad.
atlm: hamle.
atma:
1.)
az kavgas, polemik,
2.)

[iir] saz airlerinin sylemesi,
aytma.
attrma:
1.)
bir eyler yeme,
2.)

inceden yamur serpitirme.
attrmak:
1.)
bir eyler yemek,
2.)

inceden yamur serpitirmek.
ati [Arp.: ti]: gelecek, istikbal.
atifet [Arp.: tfet]:
1.)
etkilenme,
koruma, sempati,
2.)
[A] etkilyeici,
sevimli, canayakn anlamnda bir
bayan ad.
atik: evik.
Atilla [?]: bir erkek ad, [Attila].
Atina [Rum.: Athena: [A]]:
Yunanistann bakenti, [Athens].
atk: [Giyim] boyun rts, uzun omuz
~s: etol,
Atlantik [Yun.: atlantis + ikos >
[o] > Fra.: atlantique]: batda
Amarika ktalarna ve dauda Afrika
ile Avrupaya dek uzanan okyanus.
Atlantis [Yun.: atlantis [] > B.D.:
atlantise]: Atlantik Okyanusunda
battna inanlan dsel lke.
Atlas [Yun.: atlantas []]:
1.)
Eski
Yunan Mitolojisinde omuzlarnda
dnyay tayan dev adam,
2.)

haritalar kitab.
atlet [Yun.: athlon > athletes [] >
Fra.: athlte]:
1.)
[Spor] eitli sportif
oyun ve karlamalarda yaran
oyuncu,
2.)
[Giyim] kolsuz fanila.
atletik [Yun.: athlon + ikos > athletikos >
[] > Fra.: athltique]: bedeni
sportif yapl olan.
atletizm [Yun.: athlon + ismos >
athletismos > [] > Fra.:
athltisme]: spor ouyuncuu.
atmaca:
1.)
ku avlama gereci, sapan,
2.)
avc bir ku, delice.
atmos [Yun.: [a]]: buhar, buu,
nem, tts.
atmosfer [Yun.: atmos + sphaire >
[] > Fra.: atmosphre]:
1.)

dnyann evresini kaplayan hava,
hava tabakas,
2.)
ruh,
3.)
genel ton
yada etki,
4.)
in
2
de 14.69 librelik
hava basnc.
atmosferik [Yun.: atmos + sphaire + ikos
> [] > Fra.: atmosphrique]:
havasal olaylar.
atol [Mal.: adal > Fra.: atoll]: mercan
ada.
atom [Yun.: atomos [] > Fra.:
atome]:
1.)
[Felsefe] en kk para,
2.)

[Fizik & Kimya] dier elmentlerin benzer
paralar ile baka bileiklere
oluturan element,
3.)
[Mecazi] temel
e.
atom bombas: gcn nkleer
erimenin zincirleme tepkisinden alan
ykm gc ok yksek olan bir sava
cephanesi.
atomik [Yun.: atomos + ikos > []
> Fra.: atomique]:
1.)
[Felsefe] en kk
parayal ilgili,
2.)
[Fizik & Kimya] dier
elmentlerin benzer paralar ile baka
bileiklere oluturan elementlere
dair,
3.)
[Mecazi] temel eyle ilgili.
atomos [Yun.: []]: kesilemeyen,
paralanmayan.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 40 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
atlye [Fra.: atelier]: alma odas,
ilik, stdyo.
atrium [Lat.]:
1.)
bir Eski Roma evinin
ana odas,
2.)
giri hol,
3.)
bir at
altnda yaplan geni alanl yap.
atros [Lat.]: hain, sert, iddetli.
attar [Arp.: al tr > tr > B.D.]:
1.)
kokulu
bitkiler,
2.)
aktar, baharat, koku
yada kokulu rnler satan.
attenuare [Lat.]: inceltmek.
Attila [Mo.]:
1.)
.S. 406-453 yllar
arasnda yaam Hun Han,
2.)
bir
Trk ve Macar erkek ad, [Atilla].
atus [Lat.]:
1.)
isim sonu,
2.)
biten,
sonlanan.
audio [Lat.]: duymayla ilgili, iitsel.
audire [Lat.]: dinlemek, duymak,
iitmek.
augere [Lat.]:
1.)
artmak, bytmek,
oalmak, genilemek, ilerlemek.
2.)

arttrmak, oaltmak, geniletmek,
ilerletmek, yceltmek.
augustus
1
[Lat.: augere]: etkileyici,
hayranlk uyandrc.
Augustus
2
[Lat.]:
1.)
etkileyici,
hayranlk uyandrc,
2.)
.: 63- .S.
14 yllar arasnda yaam Roma
mparatorluunun 1. kral.
aulos [Yun.: ?]: boru.
auricle [Lat.]: kk kulak.
auris [Lat.]: kulak.
Aurora [Lat.]: Eski Romada afak
tanras.
auscultare [Lat.]: dinlemek, duymak,
iitmek, kulak vermek.
auspicium [Lat.]: gelecei syleme,
kehanet.
austeros [Yun.: ?]: orak, kurak.
austral [Lat.]: cenup, gney.
australis [Lat.]: gneye ait.
aut [ng.: out, Spor]: topun oyun
alannn dna kmas, hari.
authentikos [Yun.: ?]: gerek, orijinal,
zgn.
authentikos [Yun.: ?]: orijinal, zgn.
authomatos [Yun.: ?]: kendisi hareket
eden.
auto [Yun.: autos [?] > Lat. > B.D.]: bak.
oto.
autos [Yun.: ?]:
1.)
kendisi,
2.)
bak. oto.
autumnus [Lat.]: yazla k arasndaki
mevsim, sonbahar.
auxien [Yun.: ?]:
1.)
artmak,
okalmak, genilemek, ilerlemek.
2.)

arttrmak, oaltmak, geniletmek,
ilerletmek.
av: ikar, ~ alan: avlak, ~ kpei:
barak.
aval [Kr.]: bak. afal.
avam [Arp.: vm]: [Budunbilim] halk
tabakas.
avan
1
[Arp: avn
2
nin oulu]: .i.
hizmetiler, yardmclar.
avan
2
[Far.]: s. kavgac, serseri.
avan
3
[Arp.]:
1.)
orta-yal kadn,
2.)

orta-yal dii hayvan (inek, ksrak
vb).
avanak
1
[Far.: yavanak > Erm.:
(h)avanag]:
1.)
i. eek yavrusu,
2.)
s.
kavgac, serseri.
avanak
2
[Erm.: ?]: s. [Mecazi] ahmak,
andaval, anlaysz, ansz, aptal, bn,
budala, ebleh, enayi, mankafa,
salak, savak.
Avanos [Quenasa, Venessa, Zuwinase >
Osm.: Enes & Evenes]: Nevehire bal
bir ile.
avans [Lat.: ab + ante > Fra.: advance]:
[Ticaret] ndelik.
avanta [Argo]: bahi, rvet, yemlik.
avantac [Argo]: belei, karc.
avantaj [Lat.: ab + ante > Fra.:
advantage]: stnlk salayan ey.
avantr [Lat.: adventura > Fra.:
adventure]:
1.)
mecara, serven,
2.)

tiyatro girii paras,
3.)
mecara,
serfen filmi.
avara [Far.]: avare, azade, aylak, atl,
babo, bo, haylaz, hayta, isiz,
nabekar, serseri, tembel.
avare [Far.]: avara, azade, aylak, atl,
babo, bo, haylaz, hayta, isiz,
nabekar, serseri, tembel.
avarz [Arp.: avrz > Osm.]:
1.)
?
2.)

Osmanlda olaanst vergiler.
avarz [Arp.: avrz, arzann oulu]:
[Evrenbilim] yzey biimleri.
avarz- divaniye [Arp. > Osm.: avrz-
divniye]: Osmanlda ?.
avaz [Far.]: haykrma, nara, yksek
ses.
avc: av sever, ~ kulbesi: gme, ~
antas: celbe.
avd [Arp.]:
1.)
dnme,
2.)
hasta ziyareti,
3.)
tekrarlama.
avdet [Arp.]: bir yere gidip geri dnme,
dnme.
aver [Far.: ver]: getirmek,
srklemek.
avere [Lat.]: arzu etmek, istemek,
zlemek, rica etmek, talep etmek.
avis [Lat.]: ku.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 41 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
avize [Far.]:
1.)
tavana aslan, lambal,
amdanl, cam yada metallerle
bezenmi bir aydnlatma gereci,
2.)

bir tr aydnlatc.
avlak: av alan.
avlu [Rum.: avle [] > Tr.: avlu]:
1.)

etraf itle evrili yer,
2.)
bahe,
hanay, hayat.
avn
1
[Arp.]: destek, iane, yardm.
avn
2
[Arp.]:
1.)
hizmeti, yardmc,
2.)

koruma, muhafz, silahl beki.
avni [Arp.]:
1.)
lahi yardmla ilgili,
2.)

bu anlamda bir erkek ad,
3.)
Fatih
Sultan Mehmet IInin lakab.
avokado [Mek.Yer.: ahuacatl > B.D.:
avocado]: armuda benzer etkli bir
meyve.
Avolon [?]: ?
Avrasya [Sm. + Sam.: Ereb > Yun.:
Europa [?] + Sam.: Asu > Asia > Fra.:
Eurasia]: Avrupa ve Asya ktlar
arasnda kalan blge.
avrat [Halkdili] bayan, dii, hatun,
kadn.
Avrupa [Sm. + Sam.: Ereb > Yun.:
Europa [?]]: Asya ve Atlantik
Okyanusu arasnda kalan kta,
[Europe].
Avar: bir Ouz Trk boyu.
avu: hapaz, ~ ii: aya.
avulama: apazlama.
avulamak: apazlamak.
avukat [Lat.: ad + vocare > tl.:
avvocato]: [Hukuk] savunucu.
avunculus [Lat.]: amcayla ilgili.
avunma: avuntu, teselli.
avunmak: teselli bulmak.
avuntu: avunma, teselli.
Avustralya [Lat.: Terra Australis
Incognita > Australia > tl.]:
1.)
Gney
Pasifik ve Hint Okyanusu arasnda
kalan ada kta, [Australia],
2.)
Eski
Birleik Krallk smrgesi, imdilerin
[Common Wealth] yesi, [Underdown].
Avusturya [tl.]: Orta Avrupada bir
lke. Cermen kkenli ve Almanca
konuulur, [sterreich, Austria].
avutma: teselli etme.
avutmak: teselli etmek.
axilla [Lat.]: koltukalt.
axios [Yun.: [?]]: deerli.
ay:
1.)
kamer, mah, dnyann uydusu,
2.)
senenin 12de biri,
2.)
[Kadn] ~
hali: aylk kanama.
aya
1
: avu ii.
aya
2
[Rum.: (h)agias []]:
1.)
aksakal,
aziz, eren, ermi, evliya, holy, saint,
san, santa, veli,
2.)
[Ortodoks
Hiristiyanlk] kutsal, [Aya Sofya: Kusal
Dnce].
Aya Andonis [Rum.: (H)agia Andonis >
(H)ag. Antoniou [. ]]: [Ortodoks
Hiristiyanlk]
1.)
Aziz Antonyo, Aziz
Anthony, Saint Anthony & St.
Anthony,
2.)
Hiristiyan Monastizminin
kurucusu. Fayum, Heracleopolis
Magna yaknlarnda Comada, 3. yyn
ortalarnda doduuna inanllr,
3.)

evcil hayvanlarn koruyucu azizi.
ayak [zTr.]:
1.)
[Bedenbilim] bacak, pa,
pus,
2.)
[lmleme] fut, kadem, pa,
pus, ~ sesi: rap, ~ takm [Mecazi]:
parya.
ayakak: merdiven basama.
ayak: gezici satc.
ayakkab [ayak + kab]: [Dericilik] ark,
kundura, papu, ~ ekecei: kerata,
~ demiri: nala, ~ topuu: ke,
bir tr deri ~: apula, futbol ~
kabaras: krampon, tahta ~: yabo,
hafif ~: yemeni, kauuk ~: lastik,
tahta ~: sabo, ~da bir blm:
kon, ~nn mein ksm: tasma,
ayaklanma: intifa, isyan, kalkma,
kyam.
ayaklanmak: isyan etmek, kalkmak,
kyam etmek.
ayaklk: pedal.
ayakst:
1.)
geici,
2.)
hazr yemek.
ayakyolu: abdestane, abdesthane,
hacethane, hela, kenef, W.C.,
yznumara.
ayal [Arp.: iyl > yal]: [Budunbilim] bey,
e, koca.
ayan [Arp.: iyn > yan]:
1.)
ak, aleni,
bariz, belirgin, belli, kapal olmayan,
meydanda, ortada, sarih,
2.)
,
ayandon
1
[Rum.: (H)agia Antoniou > Aya
Antoniou > Aya Antones > Aya Andonis >
Aya Andonis: [. ]]: [Evrenbilim]
1.)
Aziz Anthony Rzgar,
2.)
29
Ocaktan sonra kortasnda esen bir
frtna tr.
Ayandon
2
[Rum.: (H)agia Antoniou > Aya
Antoniou > Aya Antones > Aya Andonis:
[. ]]: [Evrenbilim]
Kastamonuya bal Ayanckn eski
ad.
Ayandon
3
[Rum.: (H)agia Antoniou > Aya
Antoniou > Aya Antones > Aya Andonis:
[. ]]: [Evrenbilim] Sinopun
ilesi Trkelinin eski addr.
Ayandon
4
[Rum.: (H)agia Antonoiu > Aya
Antonoiu > Aya Antones > Aya Andonis:
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 42 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
[. ]]: [Evrenbilim] KKTCde bir
yerleim yeri.
ayar [Arp.: iyr]:
1.)
altnn saflk
derecesi,
2.)
lt.
ayarlamak:
1.)
bir noktaya getirmek,
2.)
dzenlemek,
3.)
[Argo] kar, kz
etkilemek, gnl ilikisi kurmak.
ayart: batan karma.
ayartma: batan kartma.
ayartmak: batan kartmak, yoldan
kartmak.
ayartmak: batan kartmak.
Ayasofya [Aya Sofya] [Rum.: (H)agias +
Sofia [A ] > Aya Sofia]: [Ortodoks
Hiristiyanlk]
1.)
Aziz Dnce,
2.)

stanbulda Rum Ortodoks Aziz
Dnce Kilisesi,
3.)
Osmanl
zamanlarnda cami ve Turkiye
Cumhuriyetinde mze.
Ayastefenos [Aya Stafanos] [Rum.:
(H)agias Staphanos > [A ]]:
1.)
eski bir Osmanl Rum Ky,
2.)

bugnk stanbul, Yeilky.
Ayasulu [Rum.: (H)agia + ? ]: bak.
Ayasuluk.
Ayasuluk [Rum.: (H)agia + ? > ayasulu]:

Aydn Selukun [Ephesus] Osmanl
zamanlarndaki ad.
ayaz: [Evrenbilim]
1.)
durgun, sakin
havada kan kuru souk,
2.)
ok
souk hava.
ayazlk: balkon, eyvan, revak,
sundurma, teras, taraa.
ayazma [Rum.: (h)agiasma [] >
Tr.: ayazma]: [Ortodoks Hiristiyanlk]
kutsal su, kutsal kaynak, kutsal
pnar.
ayba:
1.)
maa alma zaman,
2.)

adet, kadnlarda kanama hali.
Aybke [ay + bke]: bir bayan ad.
aya [Arp.]:
1.)
ayn balang biimi,
hilal,
2.)
[A] bir bayan ad. [Hilal].
Aydn
1
:
1.)
entelelktel,mnevver,
2.)

[A] bir erkek ad, karl [Mnevver]
bir bayan ad.
Aydn
2
[Rum.: Tralles [?], Osm.: Aydn
Gzelhisar > Aydn]: [09], Trkiyede
bir kent.
aydnlatc:
1.)
k veren,
2.)
bilgi
salayan, bir tr ~: avize.
aydnlatma:
1.)
k verme,
2.)
bilgi
salama, bir ~ arac: ampl, avize,
lamba, mum.
aydnlatmak:
1.)
k vermek,
2.)
bilgi
salamak.
aydnlk: k, nur, ziya.
aydos
1
[Rum.: eidos [?] > Tr.]: oban
kpei.
Aydos
2
[Rum.: eidos [?] > Tr.]:
Osmanl mparatorluunda
Bulgaristana bal bir yer.
Aydos Da

[Rum.: eidos [?]> Tr.]:
1.)

532m ile stanbulun en yksek
blgesi. Adn 7. yyda Romallarn
tepeye kurduu kaleden alr,
2.)

3430m .
ayet [Arp.: > ? >]: [slam] Kuranda sure
cmlesi.
Aygaz: Trk firmas Koun ilk Trk
svlatrlm tp gaz [LPG].
aygn: argn, bitkin, bitap, gsz,
dermansz, haat, takasz, yorgun,
zayf.
aygt: alet, aparey, cihaz.
Aygn [ay + gn]: bir bayan ad.
ay:
1.)
[Hayvanbilim: ?] iri bir hayvan,
2.)

[Mecazi] irikym, iriyar, ~ bal: fok.
ayb [Arp.: > ? > ayb]: bak. ayp.
aynga [Erm.: ?]: kaak ttn.
ayp [Arp.: > ? > ayb]:
1.)
edebe aykr,
ho olmayan, utan veren,
2.)
eksik,
defo, kusur.
ayplama [Arp. + lama]: knama.
ayplamak [Arp. + lamak]: knamak.
ayrma: ayrt, tefrik.
ayrmak: ayrt etmek, tefrik etmek,
ayrt: ayrma, tefrik, ~ etmek:
semek, tanmak.
ayin [Far.: yin]: [slam] dini tren.
ayine [Far.: yine]: ayna, mirat.
Aykut [ay + kut]: bir erkek ad.
ayla:
1.)
[Yldzbilim] al, arka, hale,
2.)

[A] bir bayan ad [Hale].
aylak: avara, avare, azade, aylak, atl,
babo, bo, haylaz, hayta, isiz,
nabekar, serseri, tembel.
aylk:
1.)
her ay,
2.)
her ay tekrarlanan,
3.)
ayda bir kan yazl yada resimli
yayn,
4.)
[Ticaret] maa.
ayll [Sr.]: zm ay.
ayma: farkna varma, kendine gelme.
aymak: gerei anlamak.
aymaz [?]: gafil, uyuyan.
ayn [Arp.]: em, gz, ocl, ophta.
ayna [Far.: ayine]: arkas srl cam,
mirat.
aynabakar: bir erik tr.
aynal [Far. + l > Halkdili]: afili, cakal,
alml, fiyakal, gsterili, yakkl.
aynalk [Far. + lk]: [Denizcilik] geminin
adnn yazld yan.
aynasz [Far. + sz > Argo]: polis.
aynaz [Halkdili]: azma, azmak, bataklk.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 43 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
aynen [Arp.: > ? ]: olduu gibi.
ayn [Argo]: benzer, emsal, e, menent,
tpk, tpks, tpatp.
ayniyat [Arp.: > ? > ayniyt]: tanmas
kolay eya.
Ayntayn: bak. Einstein, Albert.
Aynur [ay + nr]: bir bayan ad.
ayol [ay oul]: diyeceim oki, ey.
ayran: yourttan yaplan bir iecek.
ayrca:
1.)
bununla birlikte, ek olarak,
ilaveten,
2.)
caba, ektsra, fazladan,
ste.
ayrcalk: imtiyaz, kayrma.
ayrk:
1.)
kural d, mstesna,
2.)

balants kpuk, ayrlm,
3.)
bir tr
ot.
ayrlma:
1.)
brakma, terk, uzaklama,
2.)
sevgili, e ayrlmas.
ayrlmak:
1.)
brakmak, terk etmek,
uzaklamak,
2.)
sevgili, e ayrlmak.
ayrm: bakalk, fark.
ayrnt:
1.)
detay, etraf,
2.)
fark, nans.
ayrntl: detayl, etrafl.
aysar: deiken huylu kimse.
aysberg [Hol.: isberg > ng.: iceberg]:
buzda.
Aysel [ay + sel]: bir bayan ad.
Aysu [ay + su]: bir bayan ad.
Aye [Arp.: > ? > 'isha]:
1.)
o yayor,
Ebu [slam] Bekirin kz, Hz.
Muhammedin Haticeden sonraki ei,
3.)
o yayor anlamnda bir Mslman
ve Trk bayan ad, [A'ishah, Ayesha,
A'isha, Aisha].
Ayten [ay + ten]: bir bayan ad.
aytma: [iir] saz airlerinin
sylemesi, aytma.
ayvaz [? > Erm.]:
1.)
konakta
Ermenilerden yaplan mutfak ua,
2.)
Krolunun evlatl,
3.)
[bir krolu
bir ayvaz]: kar-koca,
4.)
Trk Glge
Oyununda Ermeni tiplemesi,
5.)

[ayvaz kasap hep bir hesap]: farketmez,
2.)
[A] bir Trk ve Ermeni erkek ad,
[Ayvazovski, Ayvaz Avoian].
Ayvazpnar [? > Er. + pnar]: zmit,
hsaniyede bir Grc ky.
ayyar [Arp.: > ? > ayyr]: hilekar.
ayya [Arp.: > ? > ayy]: bekri, esrik,
kafas iyi, sarho, sermest.
ayyuk [Arp.: > ? > ayyk]: gn en
yksek yeri.
az
1
: gerekenden eksik, naks, en ~
[en aa, asgari]: minimum, ~la
yetinen: kanaatkar.
aza [Arp.: > ? > za]: ye.,
azab [Arp.: > ? >]: bak. azap.
azad [Far.: zd]: bak. azat.
azade [Far.: zde]: avara, avare,
aylak, atl, babo, bo, haylaz,
hayta, isiz, serseri, tembel.
azamet [Arp.: > ? >]: gurur.
azametli [Arp. + li]: gururlu.
azan [Arp.: zn veya znn oulu]:
kulaklar.
azap [Arp.: > ? > azab]: ikence, sknt.
azar [Far.]: gzda, papara, paylama,
zlgt.
azar azar:
1.)
oz az olarak,
2.)
yava
yava.
azarlama: baa kakma, paylama,
takaza, tekdir.
azarlamak: baa kakmak, paylamak,
tekdir etmek.
azat [Far.: zad]: serbest brakma,
salverme.
Azerbaycan [Far.]: Kafkaslarda bir
Trk lkesi, [Azerbaijan].
azgn:
1.)
azl,
2.)
[Tp] abuk
iltihaplanan ten,
3.)
ok yaramaz
ocuk,
4.)
cinsel istekleri ar olan
kii,
5.)
okun, takn,
6.)
ylmaz.
az: [Bedenbilim] tc di.
azk: nevale.
aznlk: ekalliyet,
azil [Arp.]: grevden alma.
azim [Arp.: azm > azim]:
1.)
azim,
byk, cesim, iri,
2.)
irade, kararllk,
3.)
[A] bu anlamda bir erkek ad.
azime [Arp.: azm > azime]:
1.)
azim,
byk, cesim, iri,
2.)
[A] bu anlamda
bir bayan ad.
azimkar [Arp.: azim + Far.: kr > Far..
azimkr]: azimli, kararl.
azimli [Arp.: azm > azim + li]: azimkar,
kararl.
aziz [Arp.: > ? >]:
1.)

2.)
[Din] aksakal,
aya, eren, ermi, evliya, holy, saint,
san, santa, veli,
3.)
[A] bu anlamda
bir erkek ad, [Eren].
azize [Arp.: > ? >]:
1.)
ermi bayan,
2.)

[A] bu anlamda bir bayan ad.
azletme [Arp.: azl > azl + etme]:
grevden alma.
azletme [Arp.: azl > azl + etmek]:
grevden almak.
azm [Arp.: azm > azim]: bak. azim.
azma [Halkdili]: aynaz, azmak, bataklk,
azmak [Halkdili]: azma, aynaz, bataklk,
[Azmak Mevkii, Azmak ay].
azmetme [Arp.: azm + etme]: engelleri
yenme karar.
azmetmek [Arp.: azm + etmek]:
engelleri yenmek.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 44 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
aznavur [Gr.: aznauri]: iriyar, irikym,
sinirli.
azoik [Yun.: aksoikos [] > Fra.:
azoque]: Jeolojide bir sistem.
Azot [Yun.: aksoto [] > Fra.: azote &
nitrogeon; N]:
1.)
rengi, kokusu, tad
olmayan kimyasal bir element,
2.)

Nitrojen.
azra [Arp.]:
1.)
bakire, dokunulmam,
eldememi,
2.)
[Yldzbilim] baak
burcu,
3.)
olumam inci,
4.)
Medine,
5.)
[A] el dememei anlamna bir
Mslman ve Trk bayan ad.
azur [Far.: laceverd > lashuward > B.D.:
azure > lapis lazuli]: gkmavisi,
laceverd, lacivert,
1.)
gkmavisi yada
buna benzer renk,
2.)
mavi gkyz.
========== B =========
B
1
: Trk Abecesinin ikinci harfi, [B,
b].
B
2
[tl.: Bi]: talyan Abecesinin 2. harfi,
[B, b].
B
3
[Rus.: Ve]: Rus Abecesinin 3. harfi,
[, ].
B
4
: [: mpe]; Yunan Abecesinde
Trke [B, b] harfinin yazl.
ba
1
[Arp.: > ? >]: Arap Abecesinin
ikinci harfi.
ba
2
[Far.]: ile [ba dost: arkadala].
ba
3
[Arp.: > ? >]:
1.)
iskandil, kula
[akken iki kol aras lm],
2.)
asalet,
soyluluk.
Baalbek [Fen.: Baal > Heliopolis]:
Lbnanda Dou Beyrutta bir yer.
Baas [Arp.: Hizbu-l bat- el arabiyye el
itirakiyye]: Msr, Suriye ve Irakta
1947den itibaran radikal Araplarca
kurulan Arapa Sosyalist Partisi.
[Ba'th, Ba'ath, Baath Party].
bab
1
[Arp.: > ? > bb]:
1.)
blm,
2.)

alan, dal, snf,
3.)
hrmet.
bab
2
[Arp.: > ? > bb]:
1.)
kap, ana
kap,
2.)
devlet kaps, saray,
3.)
geit,
da geidi,
4.)
ruhani nder, baaziz.
bab
3
[Arp.: > ? > bb]: iyi ans, talih.
bab
4
[Far.: > ? > bb]: deer, reva,
uygun.
bab
5
[Far.: > ? > bb]:
1.)
baba,
2.)

manevi baba.
baba
1
[>? ]:
1.)
[Budunbilim] cet, ata,
2.)

ibn, ibni,
3.)
ocuu olan erkek,
4.)

[ztrke] k, bir nektir,
5.)
[Mecazi]
mafya babas,
6.)
[Yapm] at direi,
7.)
[Denizcilik] kayk, vapur veya
gemilerin iskelede halat baladklar
demir yada beton knt, ~s olmak:
neden olmak, sebep olmak, tevlit
etmek, vcuda getirmek, vey ~:
babalk.
baba
2
[Far.]:
1.)
baba,
2.)
ata.
baba: iri, kocaman.
babako: iriyar kadn.
babafingo [tl.: papafingo]: [Denizcilik]
yelkenlilerde blml direin; en
stteki paras, gabyann stnde
bulunan en yksek blm.
babalk: vey baba.
babayane [Far.]:
1.)
babaerkil,
2.)
baba
gibi.
babayani [Far.: babayane]:
1.)
zgr ve
rahat adam,
2.)
gsterii olmayan.
babayiit: bke, cesur, civanmert,
kahraman, korkusuz, kostak,
ampiyon, yiit kii.
Babali [Far.: Bb- li]:
1.)
Osmanl
mparatorluunda Sultanlk Makam,
Babakanlk, Dileri Bakanl ve
Millet Meclisinin bulunduu ynetim
merkezi [Sublime Porte],
2.)

stanbulda bir semtin ad.
Babil [Babylon, Babel]: Irakta bulunan
antik bir kentin ad.
Babuka [Rus.: ]:
1.)
yal kadn,
2.)
iie gemi kadn oyuncak.
Bablesvak [Arp.: Babuzzukkak]:
Cebelitark Boaz [The Sraits of
Gibralter].
Babssada [Arp.: Bab- Saadet]:
stanbuldaki Osmanl sultanlarnn
Harem Yaps.
bac
1
[Far.: bc]:
1.)
alg, har, vergi,
2.)

Osmanlda vergiler,
3.)
ehre giri
vergisi,
4.)
hara,
5.)
Osmanlda
vergilerin toplant merkez yada bu
merkeze istinaden isimlendirilen yer
veya semt.
Bac
2
[Pa, Ba]: zmit, Kocaelide bir
semt.
baca [Far.: bce]:
1.)
havalandrma
k, penvere,
2.)
duman yolu,
3.)

yer alt yaplarnda havalandrma
k,
4.)
[Halkdili] at penceresi.
bacak [Far.: paak]: [Bedenbilim]
1.)
ayak,
2.)
hayvan aya, kk ayak, paa.
bacanak: [Budunbilim] karlar karde
erkekler.
bacar [Lat.]: arap kadehi.
bacban [Far.: bac + bn]: vergi
toplaysc.
bacca [Lat.]: su kab, su tas, su
teknesi.
baccalarius [Lat.]: bekar, ge adam.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 45 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Bacchanolia [Lat.: Bacchus + anolia ?]:
1.)
eski Roma ve eski Yunan
Mitolojisinde Bacchus,
2.)
arap
tanrs,
3.)
Bacchusa adanm eski
Roma dinsel tren ve elencesi.
Bacchus [Lat.]:
1.)
eski Roma ve eski
Yunan Mitolojisinde Dionysos,
2.)

arap tanrs,
3.)
Trkiyede alda
yaad sylenir.
bacdar [Far.: bac + dr]: vergi
toplaysc.
bacgzar [Far.: bac + gzar]: oluan
vergi, deneeck vergi miktar.
bacillum [Lat.]: kk ubuk.
ba: bak. bac.
bad
1
[Far.: bd]:
1.)
[Evrenbilim] bar,
rzgar, yel,
2.)
hava,
3.)
nefes, soluk,
4.)
inleme, inilti, szlama.
bad
2
[Far.: bd]: bak. bade.
bad
3
[Far.: bd]: -bad; olsun anlamnda
bir sonek; [mbrekbd: kutlu olsun].
bad
4
[Arp.: bd]: sonra.
badam [Far.]: bak. badem.
badana [Fra.: badigeon]:
1.)
elbise
astar,
2.)
duvar boyas.
badas [Halkdili]: harman dknts.
badat [badet]: [Bitkibilim: ?] yer elmas.
bade
1
[Far.: bde]:
1.)
olgun, olmu,
2.)

bor, mey, arap,
3.)
kadeh, arap
kadehi.
bade
2
[Arp.: bde]: sonra.
badegsar [Far.: bde + gsr >
bdegsr]:
1.)
arap ien,
2.)

bdehar, badeke, iki ien, arap
ien.
badehu [Arp.: bdehu]: sonralar.
badem [Far.: badam]:
1.)
bir meyve,
2.)

badem gzl, gzel gzl, payam, ~
erbeti: somata.
bademcik: [Bedenbilim] boazda bir
blm.
badeperest [Far.: bde + perest > bde
perest]:
1.)
arapsever,
2.)
ikisever,
alkolik.
bad hava [Far.: bd + Arp.: hev > Far.:
bd- heva > bad hava [>bedava]]:
1.)
yerel yasalar,
2.)
Osmanlda bir sulu
yakalanp yarglannca, nereli
olduna baklmaz,
3.)
Osmanlda
reayadan alnan bir tr vergi,
4.)
s.,
caba, bedava, karl olmadan,
cretsiz,
badi
1
[Halkdili]: rdek.
badi
2
[Arp.]:
1.)
kaynaklanan, neden
olan,
2.)
balayan, bir balang,
3.)

ak, bariz.
badi
3
[Arp.]: ksalda yaayan, kyl.
badi
4
[Far.]:
1.)
rzgarla ilgili, haval,
2.)
dnek, kararsz,
badire [Arp.: bdr > bdire]:
1.)
ani ve
umulmad anda gelen olay,
2.)

beklenmedik olay, talihsizlik,
3.)

doalamadan sylenen szler.
badya [Rum.: ?]: yayvan su kab.
baf
1
[Far.]: Farsada; -baf; dokuyan,
ileyen anlamnda bir sonek.
Baf
2
[Rum.: Pafos, Paphos [?] > Tr.]:
GKRYde bir kent.
Bafa [Bul.: Bapha]: Kril Abecesinde
yazl ile [Varna] kenti.
Bafa Gl [Rum.: Pafos, Paphos [?]]:
Aydn ve Mula arasnda bir gl,
[amii Gl].
Bafra
1
[Rum.: Paphra [?]]: Samsunun
bir ilesi.
Bafra
2
[Rum.: Paphra [?] > Tr.]: bir
zamanlarn Tekel rn Birinci
Sigaras.
baga
1
[zTr.]: i., gen.
baga
2
[?]: Hint irmii.
bagaj [Fra.: baggage]:
1.)
byk anta,
valiz,
2.)
arabada valiz koyma
blm.
baget [Fra.: baget]:
1.)
bar, ubuk,
sopa,
2.)
bir tr ekmek,
3.)
bateri
vurma ubuu.
ba
1
:
1.)
balant, iliki, mnasebet,
rabta,
2.)
boyunduruk, esaret,
klelik,
3.)
ayakkab bac,
4.)
boyun
ba, kravat, bir boyun ~: kravat,
papyon,
5.)
kadn ba.
ba
2
[Far.]:
1.)
zmlk, zm
bahesi,
2.)
bahe,
3.)
dnya,
yerkre.
baa [Halkdili]:
1.)
i., kaplumbaa,
2.)
i.,
deniz kaplumbaasnn kabuu,
3.)
i.,
tmer, ur,
4.)
s., deniz
kaplumbaasnn kabuundan
yaplma.
baban [Far.: ba + bn > babn]:
bahivan.
bae [Far.]: bahe.
baevan [Far.: bae + bn >
baebn]:
1.)
bahe gzetmeni,
baheyle ilgilenen, baheci,
2.)

baban, bahvan.
bada: bak. bada.
badamak: uyumak.
Badat [Arp.: Bagdad]: Irakn bakenti.
ba: afsun, fsun, by, sihir.
bal: baml.
baml:
1.)
bal olan,
2.)
[alkol, iki,
siagra] mptela.
bamsz: federe, muhtar, otonom.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 46 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
bant: grecelik, izafet.
bant: ilinti.
bar:
1.)
gs, sine,
2.)
kalp, yrek,
3.)
[Bedenbilim] cier.
barsak [zTr.: barsuk & baarsak]:
[Bedenbilim] bir i organ, posa yollar,
~lar tutan zar: masarika, ~
solucan: akarit.
barsak hummas: [Tp] anterik, tifo.
barsak iltihab: anterit.
barsaklar: .i., [Bedenbilim] ema.
ba:
1.)
karlksz verme, verme,
2.)

hibe, teberru.
bak: i.,
1.)
muaf, bir eyden
etkilenmeme,
2.)
[Tp] hastalklara
kar dayanm, hastalklara kar
muaf olma.
baklk
1
: i., [Tp] immuyun,
muafiyet.
Baklk
2
: i., muyunoloji.
balama: i.,
1.)
af,
2.)
ba, hibe,
teebrru.
balamak: f.,
1.)
affetmek,
2.)
muaf
tutmak.
balanm: affedilmi, muaf.
balalar: b., [Dilbilgisi] ve.
balama: i.,
1.)
alakadar, ilgilendirme,
mdahale,
2.)
[Mzik] cura, tambur,
balama, cura.
balamak: f.,
1.)
alakadar etmek,
ilgilendirmek, mdahale etmek.
balant: i., ba, iliki, mnasebet,
rabta.
bal
1
: balanm, ~ olarak: rapten.
bal
2
: byl, by yaplm.
balk: i., zmlk, zm bahesi.
ballk: adama, hasretme, kendini
sunma, yrekten ~: ihlas, iten ~:
sadakat.
banaz: s., fanatik, mutaassp.
baha [Far.]: bak. paha.
bahadr [Far.: bahadir, bahadur]:
1.)
s.,
bke, cesur, kahraman, kostak,
korkusuz, mert, ampiyon, yiit,
2.)

.i., [B] cesur, yrekli anlamnda bir
erkek ad, [Batur].
bahane [Far.]: i.,
1.)
zr, mazeret,
2.)

eksik, kusur,
3.)
itki, motiv, neden,
bahar
1
[Far.]:
1.)
i., ieklenme
zaman,
2.)
iek, imen,
tomurcuklanma, yeillenme,
3.)
i.,
baharat, kokulu bitkiler,
4.)
.i., [B]
ieklenme zaman anlamna bir
bayan ad.
baharat [Far. + ]: i., aktar, attar.
baha [Far.]: bak. bahe.
bahe [Far.: bae ?]: i.,
1.)
sebze
meybe ekili yer, bostan,
2.)
avlu,
hanay, hayat, ~ duvar: bar, bark,
it, bakmsz ~: kelebe.
bahvan [Far.: bae + bn >
baebn]: i.,
1.)
bahe gzetmeni,
baheyle ilgilenen, baheci,
2.)

baban, bahvan.
bahir [Arp.: bahr]:
1.)
deniz,
2.)
Mevlitin
blmleri.
bahis [Arp.: bahs]:
1.)
konu, mevzu,
tema,
2.)
[kumar] ganyan, iddia.
bahr
1
[Arp.]:
1.)
deniz,
2.)
byk gl
yada nehir,
3.)
ok bilgili kii,
4.)

krek akl.
bahr
2
[Arp.]: lmler snf.
bahr
3
[Arp.]: geniletme.
Bahreyn
1
[Arp.]: Osmanlda iki deniz
yani Karadeniz ve Akdeniz.
Bahreyn
2
[Arp.]: Orta Douda bir
Arap lkesi [Bahrein].
bahri [Arp.: bahr]:
1.)
denizcilikle ilgili,
2.)
deniz kuvvetleriyle ilgili,
3.)

denizci, deniz askeri,
4.)
[B] bir erkek
ad, [Deniz].
Bahriye [Arp.]: denize ait, Deniz
Kuvvetleri,
2.)
bir bayan ad [Deniz].
bahs
1
[Arp.]: bak. bahis.
bahs
2
[Far.]: daralm, ksalm.
bahs
3
[Arp.]: aldatan, hileci, kandran.
bah
1
[Far.]:
1.)
verme,
2.)
balama,
3.)
pay, hisse, le.
bah
2
[Far.: baha]: Farsada bah;
1.)

veren,
2.)
balayan anlamnda bir
sonek.
bahetme [Far. + etme]:
1.)
karlksz
verme,
2.)
affetme.
bahetmek [Far. + etme]:
1.)
karlksz
vermek,
2.)
affetmek.
bahi [Far.]:
1.)
gnlden verilen
hizmet kal bir miktar para,
2.)

avanta, rvet, yemlik.
baht
1
[Far.]: felek, kader, ksmet, kut,
mut, ans, talih, takdir, uur, ~
akl: ikbal.
baht
2
[Arp.]:
1.)
katksz, saf, som,
2.)

aldatlmam.
bahtiyar [Far.: bahtiyr]:
1.)
mutlu,
ansl,
2.)
[B] bir ran ve Trk erkek
ad.
bahtl [Far. + l]: kaderli, ksmetli,
kutlu, mutlu, ansl, talihli, uurlu.
bahtsz [Far. + sz]: kadersiz,
ksmetsiz, kutsuz, mutsuz, anssz,
talihsiz, uursuz.
bahur
1
[Arp.: bahur
2
]: yazn en scak
ve rutubetli gnlerininde hava
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 47 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
arpmas, eyyam ~: yazn en scak
ve rutubetli gnleri.
bahur
2
[Arp.]: bak. buhur
2
.
bahusus [Far.: b + Arp.: > Far.: huss
bhuss]: bilhassa, zellikle.
bailo [tl.]: eli, zel grevli, resmi
temsilci.
bainein [Yun.: ?]: gitmek.
bair [Arp.]: kra toprak, ekime srme
uygun olmayan arazi.
bait [Arp.]:
1.)
geceden kalan,
2.)
taze
olmayan.
bajulare [Lat.: baiulare]:
1.)
arlk
altna girmek, dertli olmak, bir yk
tamak, ykn altna girmek,
2.)
ar
bir grevi stlenmek, temsil etmek.
baka: baka, drbn.
bakacak: manzaray izleme yeri.
baka: baka, drbn.
bakalit:
1.)
H.L.Baekeland; Belika asll,
ABDlinin adndan,
2.)
[Kimya] yapay
bir reine,
bakalorya [Lat.: baccalarius > Fra.:
baccalaurat]:
1.)
niversite giri
snav,
2.)
olgunluk snav.
bakam [bakkam.]: bak. bakkam.
bakan:
1.)
dnk, nazr, yz bir yere
dnk,
2.)
[Siyaset] nazr, vekil, ~ lar
kurulu: kabine,
bakanak [Halkdili]: hayvanlarda
krelmi trnak.
bakanlk: vekalet.
bakar [Halkdili]: inek, kz.
bakaya [Arp.: bakye]:
1.)
kalntlar,
2.)

[Askeriye] dneminde askerlik
grevine katlmayanlar,
3.)
[Maliye]
toplanmam vergiler.
bak: fal.
bakla [Arp.: bkl > bakle]: [Bitkibilim: Vicia
faba] baklagillerden bir bitki.
bakr [Tr.: bakr & Lat.: cuprum > ng.:
copper; Cu]:
1.)
kzl renkli element,
2.)

bakra, su kovas,
3.)
bakrdan,
bakrdan yaplma eya, ~dan kk
sv kab: bakra.
bak: bakma, nazar.
bakya [Arp., bakye]:
1.)
[Askeriye]
dneminde askerlik grevine
katlmayanlar,
2.)
[Saymanlk] alacak.
baki [Arp.: bki]:
1.)
daim, kalc,
lmsz, payidar, sonsuz,
2.)
[B]
daim, kalc, lmsz, sonsuz
anlamnda bir erkek ad.
bakir [Arp.: bkir]:
1.)
el dememi,
2.)

el dememi erkek,
3.)
el dememi,
deinilmemi, grlmemi,
szedilmemi alanlar, konular ve
yerler,
4.)
[Halkdili] cinsel iliki
yaamam gen erkek yada adam.
bakire [Arp.: ? > bkire []]:
1.)
el
dememi kz,
2.)
kzl bozulmam.
bakkal [Arp.]:
1.)
manav, sebse satan,
2.)
yiyecek maddeleri satan dkkan,
bakkaliye.
bakkaliye [Arp.]: yiyecek maddeler
satan dkkan.
bakkam [bakam.]: [Bitkibilim:
Haematoxilon campechianum]
1.)

krmz boya aac,
2.)
bu aatan 14.
yyda Trkler harika oklar yaparm,
3.)
Bakkam Aac ithal olduundan
sonralar am aacna dnlm.
bakla [Arp.: bkl > bakle > bakla]:
1.)

[Bitkibilim: Vicia faba] bir bakliyat tr,
2.)
bir zinciri oluturan herbir halka,
3.)
[Mecazi] asl laf, asl sz, bir ~
eidi: ful.
baklan: [Kubilim: Otis tarda] bir yaban
kaz.
baklava [?]:
1.)
bir tr tatl,
2.)
ekenar
drtgen, ~ya benzer tatl: samsa.
bakma: bak, nazar, holanarak ~:
temaa.
bakra [Far.]:
1.)
bakrdan su kab,
2.)

herke, kova.
bakren [?]: yaban kaz.
bakteri [Yun.: bakterion [] &
Lat.: bacterium > Fra.: bactrie]: [Tp]
1.)

baston, ubuk, denek,
2.)
tekhcreli
canl,
3.)
mikrop, ~ trleri: basil.
Bakteribilimi: Bakteriyoloji.
bakterios [Yun.: []]:
1.)
kk
cisim yada madde,
2.)
baston, ubuk,
denek.
bakterium [Lat. oulu: bacteria]:
1.)

kk cisim yada madde,
2.)
baston,
ubuk, denek.
bakteriyolog [Yun.: bakterion []
+ logos [] > bakteriyologos
[] Fra.: bactriologue, Tp]:
bakteribilimcisi, uzman yada bunula
uraak kii.
Bakteriyoloji [Yun.: bakterios
[]+ logia [o] > Bakteriologia
[o] > Fra.: bactriologie]:
Bakteribilimi.
bakteriyolojik [Yun.: bakterios []
+ logia [o] + ikos [] >
bakteriologikos [o] > Fra.:
bactriologique]: [Tp] bakteryle ilgili.
Bak: Azarbeycann bakenti, [Baku].
bal: ar st, ~ teknesi: laza, ~
alnm petek: kavara, kikara,
kovandan ~ ekme arac: ei.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 48 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
balaba: orta oyununda Rum tiplemesi.
balaban:
1.)
byk, iri,
2.)
grbz,
iman,
3.)
atmaca, doan benzeri
yrtc ku.
balad [Fra.]: bak. balat.
balak [Halkdili]: manda yavrusu, malak.
balalayka [Trk.: ? > Rus.: ]:
bir eit telli Rus algs.
balaneion [Yun.: balaneon [ >
]: hamam, kaplca, yunak.
balans [Lat.: bilanx > Fra.: balance]:
1.)

denge, muvazene,
2.)
ince ayar,
3.)

[Teknik] aracn teker ayar.
balar [Far.]:
1.)
aty rten ince
tabaka, atda ana direk,
2.)
annesine
bal erkek ocuk.
balast [Dan.: bar + last > tl.: ballast]:
[Denizcilik] safra.
balat
1
[Fra.: balad]: [iir] Bat iir tr.
Balat
2
[Rum.: Balation [?] > Tr.]:
1.)

Bizans zamannda Haliin kysnda
bir Rum Ky,
2.)
stanbulda Haliin
gney tarafnda Sefardik Yahudileriin
yerletii ve terk ettii tarihi bir
semt, [Balation].
Balat
3
[Arp.]: Msrda Memluklular ve
osmanllar zamannda kurulmu bir
Trk kenti.
Balata
1
: [Bitkibilim: Manilkara bidentata]
Afrika, Madagaskarda yetien bir tr
aa, [Tropik Amerikan Aac].
balata
2
[Fra.]: [Otomotiv]
1.)
tropik
Amerikan Aacndan [Manilkara
bidentata] elde edilen plastik esasl
olmayan, lastie benzer, suya
dayankl daha ok makine kaylar,
golf topu kaplamas ve otomotivde
fren paras olarak kullanlan bir
madde,
2.)
fren paras.
Balata
3
[Arp.]: srailde Filistin Mlteci
Kamp.
balay: evliliin ilk gnleri.
balbal [zTrk]: mezar etrafna konan
ta.
balk: slak toprak, amur.
baldr [zTr.: baltr]: [Bedenbilim]
bacakla kala aras blm.
baldz: ein kzkardei.
bale [Fra.: ballet]:
1.)
dans,
2.)
[Sanat]
mzikli gsteri tr.
balet [tl.: ballet]: [Sanat]
1.)
bale yapan,
2.)
erkek bale danss.
balgam [Rum.: flegma [] & Arp.:
belgam]: [Tp] mukus, smks koyu
sv, ~ ta: oniks.
balhane [bal + Far.: hne]: bal szme
yeri.
bal [?]: ?
balk: eti yenilen yada yenmeyen
deniz canls. ~ adlar: Afis, Akbalk,
Akkefal, Alabalk, Alarya, Alyanak,
Aterina (Gm Bal), Ay Bal (Fok),
Balina, Barlam, ama (Irmak Bal),
ipura, itari, otira, uka (ri Tekir Bal),
Dubar, Fok (Ay Bal), Gm Bal
(Aterina), Barbun, Barbunya, Hamsi,
skorpit, spari, spendek (Levrein Ufa),
stavrit, zmarit, Kalkan, Karakei, Kefal,
Kl Bal, Krlang, Kofano (ri Lfer),
Kaalot (), Kzlkanat (Tatlsu Bal), Kpek
Bal, Lapina, Levrek, Lfer, Mezgit,
Morina, Orfoz, Orkinos, Paoz, Papalina
(Sardalya Yavrusu), Parpa (Kalkan Yavrusu),
Pirahana, Pisi Bal, Ringa, Sardalye
[Trhos], Sarkanat (Byk Lfer), Sarpa,
Sazan, Sinarit, Somon, Taranga, ip,
Tekir, Trhos [Sardalye], Trsi, Trana,
Uskumru, Yunus, Zargana, ~ avlama
ipi: olta, misine, ~ biimli kurun:
zoka, ~ g: akavaya, byk
zoka: sinara, denizdeki ~ havuzu:
livar, erkek baln tohumu: st,
krmz renkli ~: mazak,
kurutulmu ringa bal: frisa,
kk gm bal: afis, alarya,
Mersin bal oltas: karmk,
serpme a: sama, torbalk ~ a:
trata, ~ pasrmas: likorinoz,
Balkbilim: tiyoloji.
balkl
1
: balkla beslenen, telli
balkl: okar.
balkl
2
: [Kubilimi: Ardea cinera] bir tr
ku.
Balkesir [Rum.: Paleo Kastro, Osm.:
Beylik Hisar, Karesi ]: [10], Trkiyede
bir kent.
Bali: Endonezya adas.
bali
1
[Arp.]:
1.)
erien, ulaan,
2.)

bymekte olan, delikanl, gen,
3.)

erin, yetikin.
bali
2
[Far.]:
1.)
iki boynuzu,
2.)
iki
kadehi.
balin [Far.]: krlent, yastk.
balina [> Yun.: phallaina [] > Lat.:
balaena > tl.: balena]: [Balklk:
Balaena mistycetus],
1.)
dev balk,
2.)

byk bir deniz memelisi,
isperemet ~s: kaalot.
balinperest [Far.: balin + perest]:
1.)

yastksever,
2.)
tembel, uykucu,
uykusever.
balistik [Yun.: ballistike [] >
Fra.: balistique]:
1.)
frlatlma, frlatma,
2.)
[Uzay & Sava] frlatmalarn hareket
ve etkileriyle uraan bir bilim dal.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 49 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Balkan:
1.)
dalk yer, sarp sra dalar,
2.)
Gney Dou Asya.
Balkanlar [Osm.]: Arnavutluk,
Bulgaristan, Romanya,
Yugoslavyann yer ald dalk
blge.
balk:
1.)
[Tp] ac, ar, sanc, sz,
2.)

[halkdili] gzel, parlak, ssl.
balkma: i., imek akma.
balkmak [Halkdili]:
1.)
parlamak,
parldamak,
2.)
imek akmak,
3.)

(su) dalgalanmak,
4.)
armak,
sancmak.
Balkz [bal + kz]: bir Trk bayan ad.
balkon [tl.: balcon]: ayazlk, eyvan,
revak, sundurma, teras, taraa.
ballandrmak: ar vmek.
ballein [Yun.: ?]:
1.)
atmak, frlatmak,
2.)
yalan sylemek.
ballbaba: [Bitkibilim: Lamium] ok yllk
otsu bitki.
ballista [Lat.]: frlatc, mancnk.
ballizein [Yun.: ?]: dans etmek.
balmumu:
1.)
baldan elde edilen mum,
2.)
resmi evraklar mhrleme
mumu.
balneum [Yun.: balaneon [ >
] > Lat.]: hamam, kaplca,
yunak.
balo [Lat.: ballere > tl.: ballo]: [Sanat]
gece elencesi.
Baloma [ng.]: ingene dilinde
Rumlar, Anadoluda yaayan Yunan
aslllar.
balon [tl.: palla > pallon]:
1.)
iine hava
frlen plastik torba,
2.)
bir hava
tat,~ arl: safra.
Baloroman [ng.]: ingene dilinde
Hiristiyan ingeneler.
balz: nektar.
balsam [Arp.: besam & Yun.: balsamon
[] > Fra.: balsam]:
1.)
pelesenk
aac ve bundan elde edilen sakz ve
merham,
2.)
akndrk, akma, am
sakz, reine.
balsamon [Yun.: ]: bitki ve
ieklerin kokulu ve tatl z.
balta [zTr.: baldu & baltu]: nacak.
baltalk:
1.)
iinde bir kyn
bulunduu ve kyllerin aa kesme
hakk olan ormanlk alan,
2.)
aalk,
allk, kk koru.
balteus [Lat.]: kemer, kay.
Baltk [?> Baltic]: Baltk Denizi ve
Baltk lkeleri.
baltrap [ng.: ball-trap]: i.,
1.)
top-atc,
2.)
[Atclk] plaka atcs.
balya [tl.: balia]:
1.)
boha,
2.)

emberle bal eya yada yk,
3.)

[Ticaret] denk.
balye [tl.]: bak. balya.
balyos [Lat.: bajulare > bailo > Rum.:
pailos & bails []]:
1.)
(talya)
Venedik elisi,
2.)
Osmanl
mparatorluu zamannda Babali
evresinde ikamet eden Venedikliler.
Balyos Han [Lat.: bajulare > bailo >
Rum.: pailos & bails [] + han]:
Osmanl mparatorluu zamannda
stanbul emberlitada tm yabanc
lke temsilcilerinin bir arada
bulunduu yap.
balyoz
1
[tl.]: bak. baylos.
balyoz
2
[Rum.: barya & varyo []
balyoz & varyos [] > Tr.]: ar
eki.
bam
1
[Halkdili]: esinti, bad, bar, rzgar,
yel.
bam
2
[Far.]:
1.)
dam, dz dam,
2.)

tavan,
3.)
gn aarmas, sabah erkek
anlar,
4.)
[Mzik] telli bir algnn en
dk sesli teli.
bambaka: tamamen deiik olan.
bambu [Mal.: bambu > sp. > B.D.:
bamboo]: mobilyaclkta kullanlan
aaca benzer, boumlu tropik bir
kam tr.
bambul [?]: [hayvanbilim: Anisoplia
austriaca]
1.)
tarlalara zarar veren iri
bir tr ar, ekin zararl bcei,
2.)
kn
kanatl zararl bir bcek,
3.)
bir tr ot.
bamgah [Far.: bam + gh]: gn
aarrken, afak, afakta.
bamteli [Far. + teli]: [Mecazi] ana konu,
rahatsz edici konu, kzdrc nokta.
bamya [Arp.]:
1.)
[Bitkibilim: Hibiscus
Esculentus] bir tr sebze, okra,
2.)

[Argo] pipi, pipi kadar ufak.
bamye [Arp.]: bak. bamya.
ban
1
[Far.]: [Bitkibilim: Hosciamus Niger]
banotu.
ban
2
[Srp. + Hrv.]:
1.)
bir unvan,
2.)

Macar prensi.
ban
3
[Far.]: Farsada ban;
1.)
bakan,
ilgilenen, koruyan,
2.)
c, -ci, -cu, -c
anlamna gelen bir sonek, [baban:
bac].
ban
4
[Fra.]: yarg, yarg alan.
banak
1
[Erm.]: etsuyuna bandrlm
ekmekle yaplan bir tr yemek.
banak
2
: ekmek paras.
banal [Fra.: banal]:
1.)
kyl ii,
2.)
adi,
herkesin kulland.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 50 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Banaluka [Srp.]: Osmanl
mparatorluu zamannda Banja
Lukann [?] ad.
banco [tl.]:
1.)
masa,
2.)
[Ticaret]
banka.
band [Fra.]: bak. bant.
banda
1
[tl.]: ba, ip, sicim, erit.
banda
2
[tl.]:
1.)
bayrak, bayrak
renkleri, sancak,
2.)
gemide sancak
taraf.
bandaj [Fra.: bande > bandage]:
1.)
[Tp]
sargbezi,
2.)
ip, sicim.
bandana [Hin.: bandhn > B.D.]: baa
balanan mendil.
bande [Fra.]: ip.
bandhn [Hin. > B.D.]: Hint usul bir
boyama yntemi.
bandra [tl.: bandiera]:
1.)
bayrak,
bayrak renkleri, sancak,
2.)
[Denizcilik]
geminin bal olduu lkeyi temsil
eden bayrak.
bandral [tl. + l, Denizcilik]: bir ticari
geminin bal olduu lke.
bandrma
1
: zm suyu, cevizii yada
bademle yaplan bir tr tatl.
Bandrma
2
[Rum.: Panormus [?]]:
Bursaya bal Gemlikten sonraki
antik yerleim yeri, [Panormus Kenti].
bando [lt.: banda > bando]:
1.)
[Mzik]
mzka, mzka takm,
2.)
[Mecazi]
takm, topluluk.
bandrol [Fra.: banderole]:
1.)
erit
biimli bayrak,
2.)
[Maliye] verginin
dendiini gsteren ve vergiye tabi
rnlerin zerine yaptrlan kaeli
ve zel holograml pul.
bandum [Lat.]:
1.)
alem, bayrak,
sancak,
2.)
bir bayrak altnda
toplanan asiler, ete yada aki
gurubu.
bani [Arp.: bni]: kuran, yapan, kurucu.
bank
1
[Fra.: banque]:
1.)
masa, seki,
set, tezgh,
2.)
sutamasn
engelleyen ykselti.
bank
2
[Rum.: [?]]: bahe, parklara ve
halka ak alanlara konulan bir
oturma gereci.
banka [tl.: banco]:
1.)
masa, set,
tezgh,
2.)
[Ticaret] para yatrlan
kurum. ~ mterisi: mudi.
banker [tl.: banchiere]: [Ticaret]
1.)

bankac,
2.)
para ileriyle uraan
zel yada tzel kiiler.
banket [tl.: banco > Fra.: banquet]:
1.)

1.)
derekenar yada yol ykseltisi,
2.)

akl yol,
3.)
ikili ve pastal davet.
banknot [Fra.: banque + note]: [Maliye]
1.)
banka kad,
2.)
bir lkenin
kartt kat para.
banko [tl.: banco]:
1.)
masa, seki, set,
tezgh,
2.)
[Ticaret] banka yada resmi
kurumlarda mteri yada halkn
igrd dolap dizisi,
3.)
[Kumar]
kumarda ortadaki para.
banliy [Fra.: ban + lieu > banlieu]:
1.)

yarg alan,
2.)
d mahalle, varo,
tara.
banotu [ban otu] [Far. + otu]: [Bitkibilim:
Hosciamus niger] ban.
bant [Fra.: bande > Tr.: bant]: erit.
banu [Far.]:
1.)
hanmefendi, prenses,
enst ynetici ei,
2.)
bir evin
hanmefendisi,
3.)
gelin,
4.)
[B] en st
bayan anlamnda bir bayan ad.
banyo [Yun.: balaneon [ >
] > Lat.: balneum > tl.: bagno]:
1.)
hamam, kaplca, yunak,
2.)
du
alnan yada ykanlan oda.
banyol [tl.: bagniol]:
1.)
?
2.)
Osmanl
mparatorluunda ekirtme veya
kadrga esirlerinin konulduu
hapishane.
baptisma [Yun.: bptisma & vptisma
[?]]: [Hiristiyanlk]
1.)
suya daldrma,
2.)

vaftiz.
baptizein [Yun.: [?]]: suya daldrmak.
bar
01
[Fra.: bar]: alkoll elence yeri,
gece kulb.
bar
02
: bad, rzgar, yel.
bar
03
[Yun.: barys [] > baros
[]]: [Fizik]
1.)
cm
2
de bir milyon
dine eit basn birimi,
2.)
suyun
basn birimi.
bar
04
[Yun.: barys [] > baros []
> Fra.: bar + baro]: Franszcada bar-;
& baro-; arlk, basn anlamna
[barometre: basnler] bir nek.
bar
05
[ng.: bar]: ubuk, denek,
[barcode].
bar
06
[Far.]:
1.)
klfet, yk,
2.)
arlk,
yk,
3.)
bagaj,
4.)
bir aacn rettii,
iek, meyve yada yaprak,
5.)
keder,
znt,
6.)
at iin bir okun gerildii
andaki aral.
bar
07
[Erm.]:
1.)
ember, insanlarn
oluturduu daire,
2.)
bir tr halk
dans, [Atabar].
bar
08
[Fra.]: [Yazm Kural] virgl.
bar
09
[Erm.]:
1.)
kir, prtk,
2.)
dilin
zerindeki prtkler.
Bar
10
[Far.: ?]: Tanr [Bar- Huda].
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 51 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
bar
11
[Far.]:
1.)
kabul, kabul resmi,
kur,
2.)
gsteri, tantana,
3.)
giri izni,
izin, kabul, msaade.
bar
12
[Far.]: defa, kez, sra, zaman.
bar
13
[Arp.]:
1.)
doru, hak, yerinde,
2.)

kibar, nazik, efkatli,
3.)
[Hukuk]
yeminine uygun,
4.)
doru sz,
dorucu konuan.
bar
14
[Arp.: bar]: tezek.
bar
15
[Dan.]: plak, darasz.
bar
16
[Far.]: Farsada bar; bolluk
iinde, - ile dolu yer, -ile dolu, geni
anlamnda bir sonek [rudbar: geni
rmak, rmaklar bol, rmaklarla dolu].
bar
16
[Far.]: Farsada bar; yaan,
boalan, gark anlamnda bir sonek
[ekbar: gzyalarna brnm].
barabar [Halkaz]: beraber.
Barabellum [Alm.: ?]:
1.)
Alman mal
otomatik tabanca,
2.)
bir eski zaman
Alman yapm tabanca,
2.)
Makaral
Barabellum, ?.
baradi [?]: [Tiyatro] en st balkon.
baraj [Fra.: barrer > barrage]:
1.)
su seti,
byk su rezervuar,
2.)
haketme
snr,
3.)
engel, ket, set,
4.)
[Spor]
engelleme.
barak
1
[Halkdili]:
1.)
uzun tyl kpek,
2.)
av kpei.
Barak
2
[br.: ?]: bir Yahudi erkek ad.
baraka [tl.: barraca]:
1.)
kulbe,
2.)

ereti yap, kurum, tahta ~: sala,
baran
1
[Halkdili]:
1.)
ba kt dizisi,
2.)
kark, sabann at iz, tahta yada
metalin zerine alan ince oluk.
baran
2
[Far. > Kr.]:
1.)
rahmet,
yamur,
2.)
[Mitoloji] Allahn ruhunun
yeryzne boalmas,
3.)
[B] yamur
anlamna bir ran, Krt ve Trk erkek
ad.
barata [tl.: baretta]:
1.)
dokumadan bir
tr balk,
2.)
Osmanlda leylak
renginde bir balk tr.
barba
1
[tl.]: yal Rum meyhanecisi,
barba
2
[Lat.]: sakal.
barbakan [Fra.: barbacane]: kaledeki ok
atma yeri,
barbar [Rum.: barbaros
5
[] >
Fra.: barbare]:
1.)
ilkel, iptidai, vahi,
yabanc,
2.)
acmasz ve vahi olan.
barbarizm [Yun.: barbaros
5
+ ismos >
[] > Fra.: barbarisme]:
vahilik.
barbarlk [Yun.: barbaros
5
[] >
Fra.+ lk]: acmaszlk, vahet,
vahilik.
barbaros
1
[Lat.: barba > tl.: barba +
rosa]:
1.)
kzlsakal,
2.)
kzlsakall.
Barbaros
2
[tl.: barbaros
1
]:
1.)

talyanlarn Kaptan- Derya Hayrettin
Paaya kzl sakalndan dolay
taktklar lakap,
2.)
Osmanl Padiah
Sultan Muhteem Sleyman
zamannda Kaptan- Derya Kzlsakal
Hayrettin Paa.
Barbaros
3
[tl.: barbaros
2
]: stanbul
Beiktata bir semt ad.
Barbaros
4
[tl.: barbaros
2
]: bir Trk
erkek ad.
barbaros
5
[Rum.: ]:
bilinmeyen, el, ilkel, tannmayan,
vahi, yabanc.
barbek [sp.: barbacoa > Fra.:
barbecue]:
1.)
mine benzeri yerde
piirilen dumanda et,
2.)
bahede
mangall et partisi.
barbunya [Rum.: mparmpounia &
barbonia [] > Tr.]:
1.)

[Bitkibilim: Mullus barbatus] bir tr balk,
2.)
[Bitkibilim: ?] fasulyegillerden krmz
renkli, kabuklu bir sebze tr.
barbut [tl.: barba > barbuto]:
1.)

iskambil ouon kadnda papaz,
sakall,
2.)
[Mecazi] bir eit kumar
oyunu.
barca [Lat. > tl.]: bak. barka.
bara [tl.: barza]: [Denizcilik]
1.)
Orta
ada kullanlan krekli ve yelkenli
tama gemisi,
2.)
Kalyon trnden
kk sava gemisi,
3.)
kk kayk.
barda [tl.: ?]:
1.)
eki,
2.)
[Teknik] fc
keseri,
bardack:
1.)
kk bardak, kupa,
2.)

[Mecazi] tatl ya incir,
bardak [zTrk.: bart]:
1.)
su iilen kap,
2.)
su kab,
3.)
camdan bir kap.
barem [Fra.: barme]:
1.)
saysal
basamak izelgesi,
2.)
[Saymanlk]
maa izelgesi, skala.
barfiks [Fra.: barre + fixe > barrefixe]:
1.)

sabit ubuk,
2.)
[Spor] bir spor gereci,
Sabit demir ubuklu bir spor gereci.
bargir [Far.]:
1.)
bir yk tama,
2.)

yk hayvan, yk at veya beygiri.
bar [Halkdili]: bahe duvar, bark, it.
barndrma: ibata, saklama, yatacak
yer saplama.
barndrmak: ibata etmek, saklamak,
yatacak yer salamak.
bar:
1.)
hazar, sulh,
2.)
savan
olmad zamanlar,
3.)
[B] bir Trk
erkek ad.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 52 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
bari
1
[Far.: bri]: en zndan, bir kez
olsun, hi olmazsa.
bari
2
[Arp.: bri]: Allah, Tanr,
Yaradan, Yaratan.
bari
3
[Far.: bri]: bir defa, bir kez.
bari [Arp.]: i nl.
barikat [tl.: barricare > Fra.: barrique >
barricade]:
1.)
f, arap fs, varil,
2.)

engel, mevzi.
bariton [Yun.: barys [] + tonos
[] > barytonos [] > Fra.:
baryton]:
1.)
ar ses,
2.)
[Mzik] tenor
ile bas arasnda bir erkek sesi,
3.)

[Mzik] bu aralktaki arkc yada
enstrman.
bariyer [Lat.: barra > Fra.: barrier]:
1.)

engel, mania,
2.)
yolu kapatan engel.
bariz [Arp.: ? > briz []]: ak, aleni,
aikar, ayan, belirgin, belli, kapal
olmayan, kesin, meydanda, ortada,
sarih.
bark [zTr.]:
1.)
ev, tayap,
2.)
bahe
duvar, it, ev,
3.)
sadece ev bark ile.
barka
1
[tl.: barca]: byk sandal.
Barka
2
[tl.: Hannibal Barca]: Anibal
Barka; zmit Gebzeye snd, ve
hapsedildii Darca Eskihisar
Kalesinde zamanlarda kendisini
zehirleyerek ldne ve mezarnn
Gebzede bir yerde olduuna inanlan
Kartaca Kral.
barkarol [Fra.: barcarolle]: gondolcu
arks.
barklanmak: evlenmek.
barkot [ng.: barcode]: izgi im.
barlam [Halkdili]: [Balklk: Merluccius
merluccius] bir tr balk.
baro
1
[Fra.: bareau]:
1.)
ubuk, engel,
2.)
mahkemede avukatlara ayrlan
yarmboy parmaklkl ksm,
3.)
[Hukuk]
avukatlar birlii.
baro
2
[Lat.]: erkek, korkusuz, yiit
kii,
baro
3
[Yun.: barys [] > baros []
> Fra.: bar + baro]: Franszcada bar-;
& baro-; arlk, basn anlamna
[barometre: basnler] bir nek.
barograf [Yun.: baros [] + graphein
[] > barosgraphia [] >
Fra.: barographe]: [Fizik] basnyazar.
barok [Por.: barroco > Fra.: baroque,
Mimari]:
1.)
1550-1750 yllar arasnda
Avrupada yaplarda kullanlan ok
ssl ve kvrml bir mimari tarz,
2.)

mimaride bir slup,
3.)
ok ssl
yap.
barometre [Yun.: baros [] + metron
[] > barometro [] > Fra.:
baromtre]: [Fizik] atmosterdeki hava
basncn lmeye ve bylece hava
tahmni yapmaya yarayan gere,
basnler.
baron [Lat.: baro > Fra.]:
1.)
erkek,
korkusuz, yiit kii,
2.)
Fransada
eskilerde kullanlan bir soyluluk
unvan.
barones [Fra.: baronesse]: baron ei
olan bayan.
baros [Yun.: barys []]:
1.)
arlk,
hamule, yk,
2.)
basn, bask.
baroskop [Yun.: baros + skopos >
baroskope [] > Fra.:
baroscope,]: [Fizik] Havaler.
barra
1
[Lat.]:
1.)
ubuk, denek, sopa,
2.)
it, engel, mania, nlem, set.
barra
2
[Lat.: > tl.]:
1.)
ubuk, denek,
sopa,
2.)
it, engel, set.
barrer [Fra.]: durdurmak.
barricare [tl.]: glendirmek,
kuvvetlendirmek.
barroco [Por.]: kusurlu inci.
barsam [?]: [Balklk: Trachinus vipera]
arpan bal.
Bartn [Rum.: Parthenios, Parthenia,
Osm.: Oniki Divan]: [74], Trkiyede bir
kent.
barud [Rum.: mparouti [] > Far.]:
1.)
koyu gri renk,
2.)
bak. barut.
barut [Rum.: mparouti [] > pyrts
> Far.]: [Kimya, Sava]
1.)
ate ta,
2.)

top tozu,
3.)
patlayc bir madde.
barys [Yun.: ]:
1.)
derin, derinden
gelen,
2.)
ar.
barys [Yun.: ]: ar.
Baryum [Yun.: barys [] > barytes
[] > Fra.: barium: Ba]: [Kimya]
gm beyaz renkte metalik bir
elemant.
bas
1
[Arp.: bas]:
1.)
lmden sonra
dirilme,
2.)
Kyamet Gnnde Allahn
lleri diriltmesi [bas-u badel mevt],
bas
2
[Lat.: bassus > tl., Mzik]:
1.)
en
ince erkek sesi,
2.)
bu ayarda erkek
arkc yada enstrman.
basak [Arp.]: basamak, merdiven.
basamak:
1.)
basak, merdiven,
2.)

aama, kademe.
basbaya:
1.)
alldk, bilinen,
2.)

hepsi, hep birlikte,
3.)
basite, ok
sradan, zellii olmayan.
basen [Fra.: bassin]:
1.)
kala, leen,
leen kemii,
2.)
[Bedenbilim] bel ile
kala aras.
bas: bask, tab.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 53 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
bask:
1.)
yksek olmayan,
2.)
alak,
pat, pt, yass.
basm: basma ii.
basmevi: matbaa.
basn: matbuat.
basnler: barometre.
basnyazar: barograf.
basil [Lat.: bacillum > Fra.: bacillus, Tp]:
ubuk biimli bakteri tr.
basileus [Yun.: [ ?]]: ba, bey,
hnkar, kral, kayser, reis.
basilike [Yun.: ]:
1.)
hnkara ait,
krala ait,
2.)
saray.
basiliki [Rum.: vasiliki: ]: hnkar,
kral, kayser.
basiret [Arp.]:
1.)
akgzllk, akl,
anlay, bude, ihtiyat, saduyu,
sagr.
2.)
dikkatli, duyarl, hassas,
3.)
alarm, sinyal, uyar,
4.)
[B] dikkatli,
duyarl anlamnda hassas, bir bayan
ad.
basiret [Arp.]:
1.)
gr, ngr,
2.)

anlama, idrak, kavrama,
3.)
anlama
yetisi.
basis [Yun.: ]: temel, esas,
faraziye, teori.
basit [Arp.: ? > bast []]:
1.)
adeta,
adi, baya, sradan,
2.)
kolay,
Bask [Basque]: spanyada Basque asll
ulus ve bu blge.
basketbol [ng.: basketball]: [Spor] zel
izgilerin yer ald, dar bir alanda ve alann iki
ucunda yer alan direklerdeki kk filelere
topun atlmasyla oynanan bir oyun.
bask:
1.)
bask altnda tutma,
2.)
bas,
pres, tab,
2.)
srm, bir ~ tr: tipo,
n ~: prova,
baskc: mstepit, tiran.
baskl [Fra.: bascule]: kantar, tart,
terazi,
basma: [Dokuma]
1.)
desenli pamuklu
kuma,
2.)
Amerikan bezi, patiska,
pamuklu bez.
basmakalp:
1.)
baskl-kalp,
2.)

stereotip, ok sradan, klie.
Basra [Arp.]: Irakta iiler iin nemli
bir kent.
basso [tl.]: [Mzik] ek kaln erkek sesi,
bassus [Lat.]: en alak, en aa, en
dk.
bastbacak [mst bacak]: kk
bacakl.
bastk: [Gda] pestil.
bastrma: bak. pastrma.
baston [tl.: bastone]:
1.)
ubuk,
denek,
2.)
asa, denek, kaba ~:
asa.
basur [Arp.]: [Tp] egzama, hemoroit,
mayasl.
ba:
1.)
[Bedenbilim] kafa, ser,
2.)

[Bitkibilim:] dm, bir bitkinin iek
soan, yada soan,
3.)
(peynir) topa,
(ham eker) topa,
4.)
ile, ip yada yn
ilesi, kangal,
5.)
[Hayvan] ba, adet,
6.)
doruk, tepe, yn, zirve,
7.)

[Denizcilik] ba, n, pruva,
8.)
balama,
balang, ilk,
9.)
kaynak, pnar,
nehrin balangc,
10.)
blmba,
paragraf,
11.)
u, son [batanbaa],
12.)

ba, babu, emir, lider, mir, nder,
reis,
13.)
[Gre] birinci derece,
14.)

[Ticaret] acyo, para fark,
15.)
de, -da,
kenarnda, yannda, yaknnda, ~
kaldran: asi, ~tan karma: ayart,
~a balanan mendil: bandana, ~a
kakma: azarlama, paylama, takaza,
tekdir, ~tan kartma: ayartma,
~tan ka kadar [Denizcilik]: geminin
gerisinden bana dek, ~tan
kartmak: ayartmak, yoldan
kartmak.
baaba: eit, ayn dzeyde.
baars:
1.)
[Tp] bataki ar,
2.)

dert, sorun.
baak:
1.)
buday kesesi,
2.)
[B] bir
Trk bayan ad,
3.)
Baak Burcu,
[Virgo], ~ tanesi: buday.
baakk: kk baak.
baar: muvaffakiyet.
baarsz: muvaffakiyetsiz, ~ sonu:
baarszlk, bozgun, fiyasko,
hezimet, muvaffakyetsizlik, yenilgi.
baarszlk: baarsz sonu, bozgun,
fiyasko, hezimet, muvaffakyetsizlik,
yenilgi.
babakan: bavekil.
babu [ba + bu]: ba, bey, bu,
hakan, imparator, kral, lider, nder,
reis, sultan, ynetici,
2.)
[B] MHPnin
parti bakan; merhum Alparslan
Trke.
baavu:
1.)
Osmanlda Yenieri
Ocanda bir rutbeli subay,
2.)

[Askeriye] kdemli avu.
badefterdar [ba + defter + dr]:
Osmanl mparatorluunda Maliye
Bakan.
baeski:
1.)
Osmalda Yenieri Ordusu
subay,
2.)
Osmanlda Sultan
Saraynda beyaz cariyelerin yetkili
subay,
3.)
bir malikanede en kdemli
kimse,
4.)
bir ite en kdemli kimse.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 54 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
babo: avara, avare, azade, aylak,
atl, bo, haylaz, hayta, isiz,
nabekar, serseri, tembel.
baka: teki, sair, ~ yerden gelmi:
allmam, garip, grlmemi, ilk
defa grlen, tuhaf, yabanc, yeni.
bakalama: biimini deitirme,
metamorfoz, eklini deitirme.
bakalama: biimini deitirmek,
eklini deitirmek, tekaml etmek.
bakalam: evrim, gelime, tekaml.
bakalk: ayrm, fark.
bakan: bey, emir, hakan, han,
imparator, kaan, kayser, kral, lider,
mir, nder, reis, ser, sultan, ah,
eyh.
bakent: baehir, paytaht.
Bakrdistan: Orta Asyada bir Trk
devleti [Bashkiria].
Bakrt: Orta Asyada bir Trk ulusu,
[Bashkir].
balama: girime, yapmaya koyulma,
~ noktas [Futbol]: santra.
balang: ilk batan, balangc
olmayan: eski, ezeli, kadim.
balk:
1.)
kafaya giyilen giysi, ~
trleri: Bone, Kalpak, Karmaskesi, Kasket,
Kefiye, Kep, Maske, Pou, apka, Tolga
(Tovulga), elik ~: mifer, tolga,
salam ~: kask,
2.)
gazete bal,
manet,
3.)
resmi evraklarda logo,
makam ad ve adresin yer ald
ksm, antet,
4.)
[Sosyoloji] kz alrken
verilen bahi.
bamak: ayakkab, terlik, yemeni.
bamak: ayabbabc, yemenici.
bamuharrir [ba + Arp.: muharrir]: b.i.,
bayazar.
barts: b.i., dastar, earp, trban.
barol: b.i., baoyuncunun rol.
basal: b.i., taziye.
baehir: b.i., bakent, paytaht.
batanbaa: bir utan dier uca dek,
bir bata dier uca kadar.
batanmazlk: b.i., anarizm.
batankara: b.i., [Kubilim: Parus maior]
renkl, ksa gagal, tc bir ku.
batansavma: b.i., geliigzel,
zensiz,
batarda [tl.: bastarda]: i.
1.)
?
2.)

Osmanl donanmasnda, kadrga
trnden bir eit sava gemisi.
bavekil [ba + Arp.]: b.i., babakan.
bayapt: b.i. aheser.
bayazar: b.i., bamuharrir.
bat
1
[halkdili]:
1.)
aa kama, besi,
kask, takoz,
2.)
kurun borularn
azn amakta kullanlan, imir
aacndan yaplma, ucu sivriltilmi
bir tr tpa.
bat
2
[Arp.]: i.,
1.)
rdek,
2.)
arap
kadehi.
batak
2
: i.,
1.)
amurlam toprak,
2.)

[Mecazi] iflas.
batak
2
[Halkdili]: i., [Tp] zatrre.
bataklk: i., azma, azmak, ~ gaz:
metan.
batar: i., [Tp] zatree, zatrre.
batarya [tl.: batteria]: i.,
1.)
[Askeriye]
en kk topu birlii,
2.)
sava
gemilerinde, gvertedeki top dizisi,
3.)
[Fizik] bir yada birden fazla dizilmi
pillerin yer ald gl enerji gereci.
bateri [Fra.: batterie]: i., [Mzik] vurmal
alglar, davul.
bathys [Yun.: ]: derin.
bat
1
: gnein batt yn, [Occident,
West].
Bat
2
:
1.)
dar anlamda Avrupa, 2.)
geni anlamda gelimi Avrupa
lkeleri ve ABD.
batl [Arp.: ? > btl]: aslsz, geersiz.
batn
1
[Arp.: btn > btn]:
1.)
giz, iteki
insan, suhan, varlk, sr,
2.)
dahil, i,
ie doru, ite olan,
3.)
[Mistik] Allah,
Tanr, Yaratc.
batn
2
[Arp.: btn > batn]:
1.)
karn,
mide, rahim,
2.)
gebelik, gebelik
sresi,
3.)
bilinemeyen, gizli olan,
rtlm olan, saklanm olan.
batni [Arp.: btn > batn]: i, gizli,
herkesa anlalmayan ve
bilinmeyen.
Batniye [Arp.: btn > batnye]: Kuran-
Kerimin gizli anlamlar zerinde
younlaan bir mezhep kolu ve bu
kolda yer alanlar.
batik [Mal. > Fra.: batique]:
1.)
mumla
kaplanm paralar zerine boyayla
yaplm desenleri bulunan bez yada
kuma,
2.)
kat ssleme sanat.
batimetre [Yun.: bathys [] + metron
[] > bathymetro [] > Fra.:
bathymtre]:,
1.)
derinlik ler,
2.)
su
yada deniz derinilii ler,
derinlikler.
batiskaf [Yun.: bathys [] + skaphe
[] > [] > B.D.:
bathyscaph & bathyscaphe]:
1.)
derinlik
kay,
2.)
kablo ve baka balantlar
olmadan derin deniz diplerini
incelemede kullanlan bir ara.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 55 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
batk: iflas.
Batlamyos [Arp.]: Eski Yunanda bir
gkbilimci ve cografyac olan
skenderiyeli Ptolemy, [Ptelemeos
Claudis: ?].
Batman [Rum.: Elekehan, Elekhan, Elah,
luh, Batman]: [72], Trkiyede bir kent.
batn
1
[Arp.: btn]: klan, bir kabilenin alt
blm.
batn
2
[Arp.: btn]:
1.)
bir tyn yeni
yzeyi, 2.) gizli olan, sakl olan, .
batz [Fra.: batteuse]: sap dver
harman makinesi, patoz.
batrachos [Yun.: ?]: kurbaa.
batrik [Arp.]: Dou Kilisesi yani Rum
Ortodoks [Bizans] Kilisesi
Paktrikhanesi, [Patrician].
batriki [Arp.: batrik]: Dou Kilisesi
Patrikhanesi yani Rum Ortodoks
[Bizans] Kilisesi Patrii, [Eastern Church
Patriarchate].
battal
1
[Arp.: ? >]: en ve boyca byk.
battal
2
[Arp. : ? >]: batur, bke,
civanmert, kahraman, korkusuz,
kostak, ampiyon, yiit, [Battal Gazi].
battaniya: bak. battaniye.
battaniye [Arp.: ? > battaniya]: kaln
yn kumatan yorgan benzeri rt.
batture [Lat.]: arpmak, rpmak,
dvmek.
batur:
1.)
bke, civanmert, kahraman,
korkusuz, ampiyon, yiit,
2.)
[B]
bke, cesur, civanmert, kahraman,
korkusuz, kostak, yiit anlamnda bir
erkek ad, [Bahadr].
batyal [Fra.: bathyal]: [Denizcilik]
1.)
derin
deniz,
2.)
derinlii 200-2,000m aras
olan deniz.
baulare [Lat.]: havlamak, ulumak.
bav [?]: i.,
1.)
kpek, ahin vb
hayvanlar ava altrma,
2.)
kpei
ava altrma.
bavc [? + c]: i.,
1.)
kpei ava
altran,
2.)
kpek eitmeni.
baver [Far.]: inan, iman, itikat.
bavl: ava altrlm hayvan.
bavul [tl.: baule]: eya koyma antas.
Bavyera [tl.]: Almanyada bir blge,
[Baveria].
bay: adam, erkek kii.
baya
1
: adeta, adi, basit, sradan.
baya
2
: ok, olduka.
bayalamak: adilemek.
bayalk: adilik.
bayan:
1.)
ii, feminen, kadn, kar.
zen,
2.)
aile, bayan, e, kar, refika.
bayat [Arp.: ? > bait]: taze olmayan.
bayati [Arp.: ? > bayt]: [Mzik] en eski
ve en sk kullanlan bir mzik
makam.
Bayazt [Arp.: Bayezid]: stanbulda bir
semt, bak. Bayazt.
Bayazt
1
[Bayezid]: Yldrm Bayezid, I.
Bayezid [1360, Edirne. 1403]. II.
Bayezid [Byezd-i sn, D. 3 Aralk
1447/48. 26 Mays 1512].
Bayazt
2
[Bayezid]: stanbulda bir
semt ad.
Bayazt
3
[Bayezid]: bir Trk erkek ad.
Bayburt [Rum.: Peypert, Pepert]: [69],
Trkiyede bir kent.
baydam: [Teknik] eleme,
senkronizasyon.
bayndr
1
[Arp.: ? >]:
1.)
abad, abat,
imar, mamur,
2.)
zengin ve gelimi,
hareketli yer.
Bayndr
2
: eski bir Trk kavmi.
Bayndr
3
: zmit-znik Yolu zerinde
Kzderbentten sonra yer alan
yerleim yeri.
Bayndr
4
: zmirin gneydousunda
yer alan yerleim yeri.
bayndrlk: imar, yapm.
bayr: [Evrenbilim] belen, dalk alan,
tepe.
Bayrky: Sakaryadan gidite Bilecik
Vezirhandan nce yer alan bir
yerleim yeri, [Belen, Daky, Tepeky
anlamnda].
bayrturbu [bayr turpu]: [Bitkibilim:
Cochlearia armoracia] acrga,
karaturp, yabanturpu, yabani lahana.
bayi [Arp.: ? > byi, byii]: [Ticaret]
datc, distribtr.
Baykal:
1.)
Orta Asyada bir gl ve
deniz, [Baikal Lake & Baikal See],
2.)
[B]
bir Trk erkek ad.
bayku: [Kubilimi: ?] kukumankuu,
puhu, ~ tr: yapalak.
bayla [tl.: ?]:
1.)
Osmanl
mparatorluunda Avrupa lkelerinin
konsolosluk brolar,
2.)
baylalarn
toplad gmrk vergisi.
baylos [Rum.: ?]: Osmanl zamannda
stanbul Babalide ikamet eden
venedikliler, [Balio].
bayma: mide bulants.
baymak:
1.)
bunaltmak, skmak,
2.)

midesini bulandrmak.
baymak: midedeki ezinti.
baypas [ng.: by-pass]:
1.)
atlama,
ekarte, etkisiz brakma, etrafndan
dolama,
2.)
[Tp] bir kalp damar
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 56 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
ameliyat, ~ ameliyat: bir kalp
damar ameliyat.
bayrak: i., alem, iaret bayra:
flama.
bayrakdar [Tr. + dr]: bak.
bayraktar.
bayram [badram, bazram]:
1.)
kutlama
gn,
2.)
nee, sevin,
3.)
[B] bir
erkek ad.
baytar [Arp.: ?]:
1.)
hayvan hekimi,
veteriner,
2.)
nalbant.
baz
1
[Far.: bz]: Farsada bz; -ile
uraan, -ile oynayan anlamnda
sonek.
baz
2
[Yun.: basis > base [ > ] >
Fra.: base]: esas, temel.
baz
3
[Arp.: bz]:
1.)
doan, sungur,
ahin,
2.)
azimli, dayankl, kuvvetli,
metanetli, salam bnyeli ve sebatl
adam.
baz
4
[Far.: bz]:
1.)
arka, geri, geriye
doru,
2.)
tekrar, yenibatan,
3.)
ak,
aka,
4.)
ayr, tekbana.
baz
5
[Arp.: bz]: blm, ksm.
baza [tl.: base]:
1.)
mobilyada dar
ayak,
2.)
dolap kaidesi,
3.)
yatakta
bo blme,
bazalt [Lat.: baseltes > Fra.: basalte]:
sert siyah renkli volkanik ta.
bazan [Arp.]: bak. bazen.
bazar [Far.]:
1.)
alveri yeri, ar,
2.)

bak. pazar.
bazen [Arp.: bazan > bazan > bzen]:
arasra, kah, kimi, kimi zaman, pek
sk deil.
baz [Arp.: bz
5
> bz]:
1.)
biraz, bir
para,
2.)
bazen.
baz baz [Arp.: bz
5
> bz]: arasra.
bazs [Arp.: bz
5
> bz + s]: birtakm,
kimisi.
bazilika [Yun.: basilike > [] > Fra.:
basilica, basilique]: [Hiristiyanlk]
1.)
kral
saray,
2.)
uzun ve dar orta ksml,
yan koridorlu ve yarmdaire kntl
nblm olan kilise,
3.)
Katolik
Kilisesine gre zel trensel haklar
bulunan byk kilise.
bazilike [Yun.: basilik: ]: kral
saray.
bazir [?]: keten tohumu.
bazistan [Far.: baz + istan > bazistan]:
bak. dedestan.
bazofobi [Yun.: baso + phobos >
[] > Fra.: bazophobie]:
1.)
?
2.)

[Ruhbilim] yrrken dme korkusu,
bazr [Arp.: ? >: [Bedenbilim] fercin dili,
bzr, dilak, klitoris.
bazubend [Far.]: bak. pazubent.
bazuka [> ng.]:
1.)
gln bir boynuz
adndan,
2.)
[Silah] roketatar.
Be [Rus.]: Rus Abecesinin 2. harfi, [,
].
be
1
[Far.]: ile, zerinden.
be
2
[Far.]: ve, [and, und, et, va],
beatus [Lat.]: mesut, mutlu.
bebek: aa, bebe, ~ karyolas:
beik, ~ yiyecei: mama, ~ sarma
bezi: kundak, yeni doan bebekler
iin gere: kvez,
Beberuhi: Karagz Oyununda kambur
cce tiplemesi.
Bec: bak. Be.
beceri: hner, kaabiliyet, maharet,
ustalk, yetenek.
becerikli: becerikli, hnerli,
kaabiliyetli, maharetli, usta,
yetenekli.
Be: Osmanlda Macaristana bal
olan Viyana.
Beli: Osmanlda Macaristana bal
olan Viyana kentinden, Viyanal.
Belu: Osmanlda Macaristana bal
olan Viyana kentinden, Viyanal.
bed
1
[Far.]:
1.)
irkin,
2.)
kem, kt.
bed
2
[Arp.]:
1.)
balama, balang,
2.)

oluum, retim,
3.)
eik.
bed
3
[Arp.]: balang, bulu, icat.
bedahet [Arp.]: apak, besbelli.
bedava [Far.: bd + Arp.: hev > Far.:
bd- heva > bad hava > bedava]:
1.)
yerel yasalar,
2.)
Osmanlda bir sulu
yakalanp yarglannca, nereli
olduna baklmaz,
3.)
Osmanlda bir
tr vergi,
4.)
s., caba, karl
olmadan, cretsiz,
5.)
s., ok ucuz,
6.)

z., bedel demeden, parasz.
bedbin [Far.: bed + bn > bedbin]:
1.)

kt gren,
2.)
karamsar, ktmser.
beddua [Far.: bed + dua:]:
1.)
kt dilek,
kt yakar,
2.)
ktln isteme,
ah, ilenme, lanet.
bedel [Arp.]:
1.)
ayns, -nn ayns,
edeer, karlk,
2.)
eder, fiyat,
karlk, paha,
3.)
yerine,
4.)
bir
ykmllkten kurtulmak iin
denen para yada katlanlan sknt.
beden [Arp.]:
1.)
[Bedenbilim] gvde,
vcut,
2.)
ana blm,
3.)
[Askeri] bir
kalenin duvar. ~in d yz: ten, ~
salgs: ifrazat, ~ hareketleri: spor,
~ eitimi: jimnastik.
Bedenbilim: Anatomi.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 57 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
bedestan [Far.: baz + istan > bazistan]:
1.)
dokuma ve kumalar ars,
2.)

stanbul Kapal arda yan yana
dkkanlarn yer ald ksmlar,
3.)

deerli mallarn konulduu, st
kapal ve yangna dayanml blm.
bedesten [Far.]: bak. bedestan.
bedhah [Far.: bed + hah > bedhah]:
1.)

bakasnn ktln isteyen,
2.)

kt talihli, ansz, talihsiz.
bedi
1
[Arp.]:
1.)
yeni, yenilik,
2.)
ilgin,
grlm duyulmu ey deil,
3.)
[B]
bulan, yaratan, yaratc.
bedi
2
[Arp.]: balang, ilk.
bedi
3
[Arp.]: konuma sanat.
bedi
4
[Far.]: ktlk.
bedi
5
[Arp.]:
1.)
balang, ilkay
anlamna.
bedi
6
[Arp.]: Bilecik, Glpazarna bal
bir ky.
bedia [Arp.]:
1.)
sanat oluumu,
2.)

ilgin ey, yenilik,
3.)
[B] yenilik
anlamna bir bayan ad..
bedii [Arp.: bedi
2
]:
1.)
gzel konuan,
2.)

[B] gzel konuan anlamnda bir
Mslman ve Trk erkek ad.
bediizzaman [Arp.: bedii-z-zaman]:
zamann en iyi konuan.
bedik: Kazaklarda hastalk treni,
bedir
1
[Arp.: bedr]: dolunay.
Bedir
2
[Arp.: bedr]: Suudi Arabistanda,
Mekkenin gney-batsndaki, Hz.
Muhammedin nderliinde yaanan savan
yer ald kent, [Badr].
bednam [Far.: bed + nm]: kt isim.
bedr [Arp.]:
1.)
dolunay,
2.)
yakkl
gen,
3.)
Suudi Arabistanda,
Mekkenin gney-batsndaki, Hz.
Muhammedin nderliinde yaanan
savan yer ald kent.
bedri [Arp.: bedr]:
1.)

2.)
[B] yakkl
gen anlamna bir erkek ad.
begonvil [Lat.: bougainvillea,
bougainvillaea]: beyaz, mor yada
krmz renklerde iekelr aan aas
tropik bir ss bitkisi.
begonya [M. Begn > begonia, Bitkibilim]:
[Bitkibilim: ?] ssl yapraklar ve
gsterili iekleri olan tropik bir
iek.
be: bak. bey.
beenme: holanma, sevme, kendini
~: gurur, haddini bilmeme, kibir,
kstahlk.
beenmek: holanmak, sevmek,
kendini beenmi: kakavan,
behane [Far.]: bak. bahane.
behi [Arp.]:
1.)
ekici, gzel, zarif,
2.)

mkemmel.
behic [Arp.]:
1.)
neeli,
2.)
gzel, parlak
renkli,
3.)
[B] neeli ve gzel
anlamna bir erkek ad.
behime [Arp.]: drt ayakl hayvan.
behiye [Arp.]: ekici, gzel, zarif
anlamnda bir bayan ad.
behll [Arp.: bhll > behll]:
1.)
neeli,
akrak,
2.)
[B] neeli, akrak, en
anlamnda bir erkek ad.
Behram [Far.]:
1.)
Pers kkenli Sasani
kralnn ad,
2.)
Eski Pers inancnda
bir melein ad,
3.)
Mars, Merih
yldz,
4.)
bir ran ve Trk erkek ad,
[Merih].
behzad [Far.: bihzd]:
1.)
doutan asil,
2.)
[B] doutan asil anlamnda bir
ran ve Trk erkek ad.
beis [Arp.: bes
1
]:
1.)
ktlk, zarar,
ziyan,
2.)
engel, uymazlk, ~ yok:
zarar yok!

bej [Fra.: beige]: sarya alan
kahverengi,
Bejaia [Arp.]: Cezayirin liman kenti >
Fra.nszca Bougie.
bek
1
:
1.)
kat, sert, salam,
2.)
dikkat,
gzetleme.
bek
2
[ng.: back, Spor]: futbolda geri
oyuncusu.
beka [Arp.: bek]: kalclk.
bekar
1
[Arp.: bekr]: evli olmayan.
bekar
2
[Far.: bekr]:
1.)
alan,
ibanda, ii olan, i yapan,
2.)

avantajl, yararl.
bekaret [Arp.: bekret]:
1.)

dokunulmamlk, eldememilik,
2.)

erdemlik, kzlk.
bekas [Fra.: bcasse]: [Kubilim: ?] ulluk.
beki: bir yerin gvenliini stlenen,
bekleyen, gztleyen, gece ~si: ases.
bekir [Arp.]:
1.)
sabahlar erken kalkma
alkanl olan, erken kalkan,
2.)
[B]
sabahlar erken kalkan anlamnda bir
erkek ad.
beklenti: umma, umut, mit.
bekmez: bak. pekmez.
bekr [Arp.]:
1.)
iki yandan be yada
dokuz yana dek gen deve,
2.)
[Ebu
Bekr], bak. Ebu Bekir.
bekri [Arp., Argo]:
1.)
ayya, esrik,
kafas iyi, sarho, sermest,
2.)
bir
tipleme,
bel
1
[zTr.]:
1.)
iki da arasndaki
giri,
2.)
[Bedenbilim] karnla kaa aras
blm,
3.)
meni, sperm.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 58 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
bel
2
[zTr.]: alamet, belirti, delalet,
emare, im, ipucu, iaret, iz.
bel
3
[Far.]:
1.)
krek,
2.)
[Tarm] toprak
kazma gereci.
bela [Arp.: bel]:
1.)
felaket,
2.)
sakncal
durum.
belagat [Arp.: belgt]: iyi konuma
yetenei, hitabet.
Belcika [Fra.]: bak. Belika.
Belika [Fra.: Belgique]: Avrupada
kk bir devlet.
belde [Arp.: beled > Osm.]:
1.)
il, kent,
ehir, lke,
2.)
kasaba.
beled
1
[Arp.]:
1.)
krsal kesim,
2.)

mahal, yer,
3.)
ky, kent,
3.)
il, kent,
ehir, lke.
beled
2
[Far.]: bir yere tamamen alk
olan.
beled
3
[Arp.]: iskandil, akl kurunu.
beledi [Arp.: beled]:
1.)
ehirle ilgili,
2.)

yerel olarak yaplm pamuklu bir
kuma,
3.)
bir kye, yere ait olan.
belediye [Arp.]:
1.)
kent yada ehir
ileriyle ilgili,
2.)
uray.
belegsel: dkmanter.
belek
1
:
1.)
dalk geit,
2.)
iaret,
marka,
3.)
arz, armaan, hediye.
Belek
2
: Ege Blgesinde bir tatil
beldesi.
beleme: i., bulama, bulatrma.
belemir: i., [Bitkibilim: Cephalaria syriaca]
1.)
yllk bir bitki,
2.)
acmk,
mavikantaron, peygamber iei.
belen
1
: [Evrenbilim]
1.)
bayr, dalk
alan, tepe, [Bayrky, Daky, Tepeky
anlamnda],
2.)
da geidi.
Belen
2
[belen
1
]:
1.)
zmitte bir ky
ad,
2.)
Bilecik, Glpazarnda bir ky
ad, [Bayrky, Daky, Tepeky
anlamnda].
bele [Arp.]: s., bedelsiz, bedava,
karlksz, cretsiz.
belge: i.,
1.)
dokman, varaka, zabt,
2.)
[Ticaret] fi, gizli ~: kripto.
belgelik: i., ariv.
belgi: i., nian, iar.
belgin:
1.)
kusursuz,
2.)
[B] kusursuz
anlamnda bir bayan ad..
Belgrad [Srp.: ]: .i.,
Srbistanda bir kent, [Beograd].
beli [Arp.: bel]: evet.
belirgin: s., ak, aleni, aikar, ayan,
bariz, belli, kesin, kapal olmayan,
meydanda, ortada, sarih.
belirme: grnme, ortaya kma,
tecelli.
belirmek: grnmek, ortaya kmak,
tecelli etmek.
belirlemek: s., saptamak, tespit
etmek,
belirti: i.,
1.)
alamet, delalet, emare,
im, ipucu, iaret, iz,
2.)
[Tp] araz,
belirti, ilinek, sempton.
belirtmek: f., aklamak, ana
izgilerle belirtilen: kabataslak.
belki [Far.]: bir ihtimal, olaslkla.
belkim [Far.: belki, Argo]: bir ihtimal,
olaslkla.
belkis [Arp.: Bilkis]: .i.,
1.)
Saba
kraliesi,
2.)
[B] bir bayan ad.
bellek: i., hafza, ~ kayb: amnezi,
belleme: aklda tutma.
belleten: i., eitmen, muallim,
okutman, retmen.
belli
1
[zTr.: bel]: s., ak, aleni,
aikar, ayan, bariz, kesin, kapal
olmayan, meydanda, ortada, sarih.
belli
2
[Lat.]: i., sava, [casus belli: sava
durumu].
bellicus [Lat.]: savaa ait, savala
ilgili.
bellum [Lat.]: atma, sava.
bellus [Lat.]: gzel, ho, latif, sevimli.
bemol [Fra.: bmol]: [Mzik]
1.)
bir sesin
yarm ton kalnlatrlacan gsteren
nota iareti,
2.)
mzikte kaln ses.
ben
1
:
1.)
z., [Dilbilgisi] birinci tekil kii,
2.)
i., [Felsefe] ego, ene, id.
ben
2
: i., yzde yada bedende benek,
nokta, il.
ben
3
[Halkdili]: i.,
1.)
oltaya taklan,
yem,
2.)
kuun yavrularna tad
yem.
bencil: s., egoist.
bencileyin [Ark.]: benim gibi, tpk
ben.
bencillik: egoizm.
bend
1
[Far.]:
1.)
balama, sklatrma,
zincirleme,
2.)
dm,
3.)
ba, balya.
bend
2
[Arp.]: flama, bayrak, sancak,
2.)
eyalet, sancak.
bend
3
[Far.]: Farsada bend; -ile
balanm, birletirilmi anlamnda bir
sonek, [kebend: keleri birleik].
bende [Far.]: kle, kul.
bender [Far.]: i.,
1.)
ticaret liman,
2.)

ticari kasaba, kent yada yer.
Bender Abbas [Far.: Abbasn liman
kenti]: .i., Basra Krfezinde bir ran
liman kenti.
bene [Lat.]: gzel, iyi.
benek [Far.]:
1.)
kck nokta, nokta,
puan,
2.)
yzdeki il.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 59 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Bengal [Hin.]: i., Hindistanda bir
blge.
bengi
1
: i., bir tr halk dans.
bengi
2
[Far.]:
1.)
banotu benzeri
uyuturucu ierikli nektarlara
alkanlk kazanm olan,
2.)

banotuyla ilgili olan.
bengi
3
: ebed, hep kalacak olan, sonu
olmayan, lmsz.
Bengisu [bengi
3
+ su]: i.t.,
1.)
abuhayat,
sonsuzluk suyu, yaam suyu,
2.)
.i.,
[B] bu anlamda bir bayan ad, [Aqua
Vitae].
beni [Arp.]: Arapada beni;
1.)
-nn
oullar,
2.)
Oullar anlamna gelir,
[Beni Abbas: Abbasiler].
benin [Arp.]: .i., oullar, ocuklar.
beniz: i., yz, yzn rengi.
benlik: i., ego, id.
bent
1
[Arp.: bend
1
]: i., su biriktirme
seti.
bent
2
[Arp.: bend
2
]:
1.)
paragraf,
madde,
2.)
gazete makalesi,
3.)
bir
iirde her bir blm.
benu: bak. beni.
benun: bak. benin.
benzen [Arp.: lubn jvi [ ] >
benzoin]: [Kimya] boya ilerinde
kullanlan ve kmr katranndan elde
edile alev alc bir sv.
benzer: ayn, benzer, emsal, e, ikiz,
koa, menent, tpk, tpks, tpatp.
benzetme:
1.)
imitasyon, sahte, taklit,
2.)
[Mecazi] azarlama,
3.)
[Mecazi]
dvme, patak.
benzin [Arp.: lubn jvi [ ] >
Fra.: benzine]: [Kimya] petrolden elde
edilen ve aralarda yakt olarak
kullanlan uucu ve abuk alev
alabilen bir sv.
benzoin [Arp.: lubn jvi: ]:
1.)

Java z
2.)
[Kimya] ila ve koku iinde
kullanlan baz tropik Asya
aalarndan elde edilen reine.
benzol: bak. benzen.
ber
1
[Far.]:
1.)
gs, meme,
2.)

barna basmak, kucaklamak,
3.)

bellek, hafza,
4.)
meyve, rn,
5.)

blge, lke, yer.
ber
2
[Far.]: Farsada ber;
1.)
douran,
hasl eden, oluturan, mahsl veren,
2.)

getiren, gtren,
4.)
nakleden, tayan,
ulatran anlamlarna bir sonek.
ber
3
[Far.]: stn.
ber
4
: st-sama ubuu.
ber
5
[Arp.]:
1.)
arazi, kta,
2.)
ssz yer,
l.
ber
6
[Arp.]:
1.)
doru, drst,
gvenilir, inanlr,
2.)
[B] Tanr.
ber
7
[Arp.]:
1.)
bir olu, bir yarat,
2.)

bir ykmllk ve sutan zgr, den
azade, zgr, serbest, tehlikeden
uzak.
ber
7
[Far.]: Farsada ber; iinde,
stnde yada eye gre anlamnda bir
nek.
ber
8
[Far.]: Farsada ber; tayan,
tutan anlamnda bir nek.
bera [Arp.]: bir tehlikeden zgr,
serbest yada uzak.
beraat
1
[Arp.: beraetin oulu]:
1.)

gnahszlklar, masumiyetler,
susuzluklar,
2.)
aklanma, bir
ykmllk, su yada sulamadan
aklanma ve kurtulma, temize kma.
beraat
2
[Arp.]: mkemmellik,
stnlk.
beraber [Far.]:
1.)
birlikte olma, bir
araya toplanma,
2.)
bir dzeyde
bulunma, eit, yeniememe.
beraberlik [Far. + lik]:
1.)
birlik,
2.)

yeniemem.
beraet [Arp.]: [Hukuk] gnahsz,
kurtulu, masum, susuz.
berat
1
[Arp.: beraet]:
1.)
aitlik belgesi,
patent, ayrcalk belgesi, imtiyaz,
2.)

[B] ayrcalkl, sekin anlamna bir
erkek ad, [Sekin].
Berat
2
: Arnavutlukta bir kent ad.
berbad [Far.]: bitmi, darmadan,
tkenmi.
berbat [Far.: berbad]:
1.)
ok kt, kirli,
pis,
2.)
kirlenmi, pislenmi.
berber
1
[Lat.: barba > tl.: barba >
barbiera & Fra.: ber + ber > berber]:
1.)

sa-sakal kesme yada tra etme
dkkan,
2.)
elaynas,
3.)
armut
biimli.
Berberi
2
[Amazigh & Imazighen]:
Kuzeybat Afrikada yaayan ve
zgr insanlar olarak da bilinen bir
halk.
berdu [Far.]:
1.)
omuzlarda,
2.)
[mecazi]
isiz,gsz, serseri.
bere
1
: [Tp] bertik, rk, ezik, yara.
bere
2
[Far.]:
1.)
kuzu yavrusu, hayvan
yavrusu,
2.)
Ko burcu, Ko
Takmyldz.
bere
3
[Fra.: bret]: [Giyim] bir tr yn
rme balk.
bereket [Arp.]:
1.)
art, bolluk, okluk,
verim,
2.)
ihsan sunum, ilahi ltuf.
bereketli [Arp. + li]: mnbit, verimli,
yaratc.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 60 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
beren [?]:
1.)
kuzu yavrusu,
2.)
[B]
narin ve sevimli anlamna bir bayan
ad.
berfin [?]:
1.)
,
2.)
[B] bir bayan ad.
Bergama [Rum.: Pergamon, Pergamum]:
zmire bal antik ve tarihi bir
yerleim yeri.
bergamot [Tr.: beyarmudu > Fra.:
bergamote]: [Bitkibilim: Citrus bergamia]
1.)
turungillerden bir aa,
2.)
bunun
meyvesi.
berhava [Far.: ber + hava > berhava]:
1.)

havada duran, havada tutunan,
2.)

boa gitme, havaya uma.
berhudar [Far.: berhordar, berhurdar]:
baarl, bolluk iinde, mutlu, ~
olmak: Allah seni korusun ve
saklasn.
beri
1
:
1.)
buraya, daha yakna,
yakna,
2.)
den beri.
beri
2
[Arp.]: Arapada beri;
1.)
-den
zgr, -den azade, masum, susuz,
2.)

drst, kusursuz, her tr ktlk,
yanl ve hatalardan zgr.
beri
3
[Arp.]: biilmi, kesilmi, biim
verilmi, ekle sokulmu.
beria [Arp.]:
1.)

2.)
[B] ok gzel kadn
anlamnda bir bayan ad.
beriki: en yakn olan.
Berilyum [Lat.: beryllus > beryllium >
Fra.: beryllium: Be]: [Kimya] alamlarn
oluturulmasnda kullanlan ender
bulunur sert bir kimyasal metal
element.
berk
1
: kat, pek, sert.
berk
2
[Arp.]:
1.)
k, k patlamas,
2.)

kl.
berk
3
[Arp.]:
1.)
yatmakta olan deve
srs,
2.)
devenin yatt yan,
3.)

meme.
Berk
4
: bir erkek ad.
berkemal [Far.: berkeml]: harika,
mkemmel.
Berlin: Almanyada bir kent ad.
Bermuda
1
: [Evrenbilim] Atlantikte bir
ada.
bermuda
1
[Fra.]:
1.)
Bermudan,
2.)

[Giyim] ksa dar pantolon,
berna [Far.]:
1.)
delikanl, gen adam,
gen,
2.)
gzel, zarif,
3.)
[B] gzel ve
zarif anlamnda bir ran ve Trk
bayan ad, [].
berobana [Gr.: ber-i obana (obina) >
berikaoba > Halkdili: berobana]:
1.)

maskaralar alay, hayvan maskeli
maskara,
2.)
Artvin, avatta bir tr
deve grei,
3.)
Artvin yresinde eski
bir halk oyunu.
berrak [Arp.]:
1.)
duru, temiz,
2.)

aydnlk, parlak, yanp snen k,
3.)

[B] bir bayan ad, [Duru].
bertaraf [Far.: ber + taraf > bertaraf ?]:
ayrma, ikiye blme, tarafszlatrma,
~ etmek: ayrmak, ikiye blmek,
tarafszlatrmak.
bertik: [Bedenbilim] bere, rk, ezik,
yara,
beryllos [br.: yhlm > Yun.: ?]:
denizmavisi, zmrt, kristal.
beryllus [br.: yhlm > Yun.: beryllos >
Lat.]: denizmavisi, zmrt, kristal.
bes
1
[Arp.: bes]:
1.)
beis, ktlk,
zarar, ziyan,
2.)
cesaret, erk, g,
kuvvet, yiitlik.
bes
3
[Arp.]:
1.)
ayrma, datma,
paralarna ayrma.
bes
3
[Far.]:
1.)
dikkat et!, yeter!, yetti
artk!,
2.)
bol, ok yeterli, ok, fazla,
mebzul.
besbelli: apak, bedahet.
Beserabya [Bassarab]:
1.)
Ukrayna ve
Moldova arasnda bulunan lke,
2.)

113lerde osmanl mparatorluuna
bal, [Bucak].
besi
1
: yalandrc, semizletici.
besi
2
: aa kama, bat, kask, takoz.
besi
3
[Far.]: bol, ok, fazla, mebzul.
besici: sr satc.
besim [Arp.]:
1.)
gle, neeli,
2.)
[B]
gle ve neeli anlamnda bir erkek
ad..
besin: gda.
beslek: ahretlik, hizmeti.
besleme:
1.)
semirtme,
2.)
eve yatl
alnan hizmeti kz yada kadn.
beslemek: doyurmak, yedirip iirmek,
besmele [Arp. > Tr.]: Bismillah: Allahn
adyla.
bessam [Arp.]:
1.)
ok glen, ok
neeli,
2.)
[B] ok glen ve ok neeli
anlamnda bir erkek ad..
best [Far.]: ?
beste [Far.]:
1.)
ayn melodik pasajla
devam eden drt diziden oluan bir
ses uyuumu,
2.)
iki beyit yada iki
msradan oluan bir iir tr.
beste
2
[Far.]:
1.)
balanm,
tutturulmu,
2.)
engellenmi, bloke
edilmi,
3.)
sorumluluk ve ykmllk
altnda,
4.)
taze meyvelerden elde
edilmi,
5.)
bylenmi, balanm,
6.)
[B] bylenmi, balanm
anlamna bir bayan ad..
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 61 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
besteci [Far.: beste + ci]: bestekar,
kompozitr, iirlerden ark
melodileri reten.
bestekar [Far.: beste + kr]: besteci,
kompozitr, iirlerden ark
melodileri reten.
bestia [Lat.]: iri, drt ayakl herhangi
bir hayvan.
be: beinci say.
bebyk [be byk]: [Bitkibilim: Mespilus
germanica]dngel, mumula
beer
1
: bei bir arada.
beer
2
[Arp.]: insanlk.
beeri [Arp.: beer]: insanoluyla ilgili.
beeriyet [Arp.: beeryet]: insanlk.
begen [Geometri]: bekeli,
pentgram.
beibirlik: [Tak] be altnn bir arada
retildii bir tr altn.
beik: bebek karyolas.
Beikta
1
: stanbulda bir semt.
Beikta
2
: stanbulda oluturulmu
bir spor kulb, Beikta Jokey
Kulb (BJK).
Beparmak Dalar [Rum.: Latmos [?],
Lat.: Hereklea ad Latmus]: Aydn, Bafa
Gl civarndaki dalar.
beta: ocuklarn betala oynad
bir oyun.
bet
1
: yz rengi [bet beniz, beti benzi].
bet
2
: bolluk, [bet bereket: bolluk, okluk,
beti bereketi kalmamak: azalmak, ktlamak].
Beta
1
[Fen.: Bet [Beth] > Yun.: [ & ]
]: Yunan Abecesinin 2. harfi, [B,
].
beta
2
[Yun.: beta: ?]: [Fizik] bir ma
ad.
beter [Far.]: ok kt.
beti benzi [sadece bu biimde kullanmda]:
yz rengi.
beti: resimle gsterme, figur.
Betil
1
[Arp.]: [slam] Hz. Muhammedin
kz Fatma veya Hz. Meryem
anlamnda bir bayan ad.
betil
1
[Arp.]: bak. betul.
betili: resimle gsterilmi, resimli,
figuratif, ilstratif, ssl, tasfirli.
betimleme: resmetme, resmini
izerek anlatma, tasvir.
betimlemek: resmetmek, resmini
izerek anlatmak.
beton [Fra.]: [Yapm] demirli ~:
betonarme,
betonarme [Fra.: betonarm, naat]:
demirli beton,
betul [Arp.]:
1.)
evlenmek istemeyen
bayan,
2.)
kendisini Allaha adayan
bakire,
3.)
[B] Hz. Muhammedin kz
Fatma, Hz. Meryem,
4.)
[B] Hz.
Muhammedin kz Fatma veya Hz.
Meryem anlamnda bir bayan ad.
bevli [Arp.: bevl]: 1.) [Ruhbilim] ieme
rahatszl,
2.)
[Tp] idrar, ieme,
reyle ilgili.
Bevliye [Arp.: bevlye]: [Tp]
1.)
idrar
yollar bilimi,
2.)
roloji.
bevliyeci [Arp.: bevlye + ci]: [Tp]
rolog,
bey
1
:
1.)
erkek,
2.)
ba, babu, emir,
lider, mir, nder, reis,
3.)
ayal, e,
koca.
bey
2
[Arp.]: pazarlk, sat, satnalma.
beya [Arp.: beya]:
1.)
sat, satnalma,
2.)
bir pazarl sonlandrma iin
elskma,
3.)
birinin egemenliini
kabul iin el uzatma.
beyan

[Arp.]:
1.)
aklama, ifade,
2.)
akl, sarihlik, akdil.
beyan etmek: aklamak, bildirmek,
haber vermek, ilan etmek.
beyanat [Arp.: beynt]: aklama,
deme.
beyanname [Arp.: beyn + nme]:
1.)

aklama, yazl aklama, bildirge,
2.)

[Ticari] deklarasyon, manifesto.
beyat
1
[Arp.]: bir olu, bir yap,
geceleyin olan.
beyat
2
[Arp.: beya]: bak. beya.
beyaz
1
[Arp.]:
1.)
ak, ak nokta,
2.)

aktenli,
3.)
ak suretli,
4.)
bokat.
beyaz
2
[Arp.]:
1.)
aklk, ak renk,
2.)

yumurta akl,
3.)
gn ().
Beyaz
3
[Arp.]: bir erkek ad.
beyaz kan: [Tp] lkosit.
beyazlam: rengi ak, soluk.
beyefendi: erkekler iin saygl hitap
biimi.
beygir [Far.: bargir]:
1.)
yk beygiri,
yk at, araba at,
2.)
idi edilmi
beygir,
3.)
[Otomotive] beygir gc.
beyhude
1
[Far.]: bouna, yararsz.
beyhude
2
[Far.]: alazlanm, hafiften
yanm, kavrulmu, tlenmi,
yanm.
beyin: i.,
1.)
[Bedenbilim] bir uzuv,
2.)

akl, dnme gc,
3.)
bir ii
yneten yada yrten,
4.)
akl,
anlay,
4.)
bilgili, eitimli.
beyit [Arp.]: [iir] iirin ift msras,
iirin iki dizesi.
Beykoz [Bey + koz]: stanbulda bir
semt.
beylerbeyi
1
:
1.)
balarn ba,
emirlerin emiri, reislerin reisi,
2.)

Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 62 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Osmanlda bir ynetim biimi ve
yneticisi.
Beylerbeyi
2
: stanbulda bir semt.
beylik: emaret, emirlik.
beynamaz [Far.: b+ namaz > binamaz &
beynamaz]: namaz klmayan, ibadetle
ii olmayan.
beynamaz [Far.: bi + namaz]: namaz
klmayan, ibadetle ii olmayan.
beyne [Arp.]: Arapada beyne; aras
anlamnda bir nek, [beynelmilel:
milletleraras, uluslararas].
Beynelnehreyn [Arp.]:
1.)

nehirleraras,
2.)
Nehirleraras,
Mezopotamya.
Beyolu [Pera]: stanbulda bir semt.
Beyrut [Arp.]: Lbnann bakenti,
[Beirut].
beyt
1
[Arp.]: beyit.
beyt
2
[Arp.]:
1.)
ve, konut,
2.)
blm,
kapal yer, kabin, oda, kompartman,
3.)
aile, evhalk, hanehalk,
4.)

[Saybilim] blme, taksim,
5.)
[Yldzbilim]
Zodyakta bir iaret,
6.)
[Geometri]
biim, ekil..
Beytullah [Arp.]: [slam]
1.)
Kabe,
2.)

Mekke,
3.)
Allahn evi, tapnma yeri,
4.)
[Manevi] mkemmel kiinin kalbi,
2.)
[B] bir Mslman erkek ad
beyyine [Arp.]: delil, kant.
beyz [Arp.]:
1.)
yumurtalar,
2.)
beyaz
balklar.
beyza
1
[Arp.]:
1.)
ebyazn [beyaz] diisi,
2.)
beyaz kat,
3.)
gne,
4.)
l, ssz
yer,
5.)
felaket, talihsizlik, ykm.
beyza
2
[Arp.]:
1.)
yumurta,
2.)
beyaz
balk,
3.)
baars,
3.)
in kalbi, -in
merkezi, -in gvdesi.
Beyza
3
[Arp.]: bir bayan ad.
beyzade [bey + Far.: zde]:
1.)
prens,
asil olu,
2.)
asil, sekin, soylu.
beyzi [Arp.: beyz]: elips, oval, yumurta
biimli.
bez
1
[Rum.: byssos [] > Arp. >
Osm.]: [Dokuma]
1.)
keten yada pamuk
malzemesi,
2.)
kuma paras,
3.)
bir
dokuma cinsi,
4.)
tozkuma, kolal ~:
tela, ~ dokuyan kii: ulha,
bez
2
[Rum.: byssos [] > Arp. >
Osm.]: [Dokuma]
1.)
kuma, rtler,
araflar ve perdeler,
2.)
demelik
kuma.
bez
3
[Arp.: beyz]: [Bedenbilim]
1.)
gudde,
torback,
2.)
iltihapl gudde yada
torback.
beze
1
[Rum.: ?]: hamur topa, paz.
beze
2
[Arp.: beyza]: [Bedenbilim] vcutta
ya kesecii.
beze
3
[Far.]: gnah, su.
beze
4
[Fra.: baiser]:
1.)
pck,
2.)

yumurta ak ve pudra ekeri ile
yaplan bir eit kurabiye.
bezek: donatm, gzellik, ss, tezyin.
bezeki: nakka, sslemeci.
bezelya [Rum.: mpikseli [] > tl.:
pisello > Tr.]: bak. bezelye.
bezelye [Rum.: mpikseli [] > tl.:
pisello > Tr.]: bir baklagil tr, iri
taneli ~: araka,
bezeme: donatma, gzelletirme,
ssleme, tezyin etme, ziynetleme.
bezemek: donatmak, gzelletirmek,
sslemek, tezyin etmek,
ziynetlemek.
bezen: ss, tezyin.
bezenmek: sslenmek, tezyin
edilmek.
bezgin: gsz, mecalsiz.
bezginlik: bkma, ftur, usanma.
bezik [Fra.: bezique]: bir kart oyunu.
bezir [Arp.: bezr
1
]:
1.)
keten tohumu
ya,
2.)
keten tohumu.
bezirgan [Far.: bazirgn > bezirgn]:
1.)

tamahkar tccar,
2.)
Yahudi dkkanc
yada satc,
3.)
esnaf, tccar.
bezistan [Far.]: giyim ars.
bezme: bkma, -den bkma, -den
usanma, usanma.
bezmek:
1.)
bkmak, usanmak,
2.)
-den
bkmak, -den usanmak.
bak [zTrk.: bimak > bak]: kesme
gereci, bir tr ~: kama, budama
ba: tahra, kafa ba: ustura,
bir ~ tr: saldrma, ~ bileme
arac: masat, bir tr ~: kasatura,
bk:
1.)
kk testere,
2.)
[Teknik]
motorlu bir tr testere,
3.)
ba ba.
bkn: [Teknik] apkn, yaramaz, efe,
klhanbeyi.
bdk: s., ksa ve tknaz,
bkma: gna, sklma, usanma.
bkmak: gna gelmek, sklmak,
usanmak.
bldr [Halkdili]: z., geen sene, nceki
sene.
bldrcn [?]:
1.)
[Kubilimi: Coturnix
Coturnix]
2.)
[Mecazi] fstk, kadn, kz,
sevgili.
bngl bngl: yal ve tirek, jle gibi.
brakt: [Hukuk] miras, tereke.
brakma:
1.)
ayrlma, terk,
2.)
[Yk]
dkme, salma.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 63 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
brakmak: ayrlmak, terk etmek.
branda: bak. branda.
byk:
1.)
[Bedenbilim] dudak stndeki
kllar,
2.)
bitkilerde tutunga srgn,
gr & uzun ~: kaytan.
bzdk [Erm.: bzdig, Argo]:
1.)
ksa,
kk, ufak,
2.)
[Argo] ocuk.
bzk [Amiyane]: ans, bzk, geri, gt,
k.
bzk: mzk.
bzr [Arp.: bazr]: [Bedenbilim] fercin dili,
dilak, klitoris.
Bi [tl.]: talyan Abecesinin 2. harfi, [B,
b].
bi
1
[Arp.: bi]: Arapada bi-; vastasyla,
ile, arasndan, iinde anlamnda bir
nek, [bizatihi: ahsen].
bi
2
[Far.: b []]: Farsada bi-;
1.)

olumsuzluk,
2.)
d, harici,
3.)
-sz, -siz,
-suz, -sz anlamnda bir nek, [bre:
aresiz].
bi
3
[Lat.]: Latincede
1.)
iki
2.)
iki kat
3.)

her ikide bir olan
4.)
iki yada ikisini de
kullanaran anlamlarna gelen bir nek.
biat [Arp.: beyat
2
]:
1.)
ballk, sadakat
veya merbutiyet yemini,
2.)
[Din]
boyun eme, itaat, ram.
biber
1
[Rum.: piperi [ & ] >
Tr.]: bir sebze, krmz ~: paprika,
ac ~: cuka.
biber
2
[Far.]: ksr, kra, meyvesiz,
verimsiz.
bibere [Lat.]: imek.
biberiye [Arp.]: [Bitkibilim: Rosmarinus
officinalis] baharatl bir bitki.
biberon [Lat.: bibere > tl.: biberone >
Fra.: bibron]:
1.)
byk ie, su
iesi,
2.)
bebeklere st verme iesi.
bibi
1
[Far.]: babann kzkardeleri.
bibi
2
: hindi.
bibi
3
[Far.]: hanmefendi.
biblio
1
[Fen.: byblos > Yun.: biblos >
biblio [] > Fra.]: evrak, kt
destesi, kitap, mektup.
biblio
2
[Fen.: byblos > Yun.: biblos>
biblio [] > Fra.]: Bat Dillerinde
biblio-; kitap, kitapla ilgili, kitaba ait
anlamnda bir nek.
biblion [Fen.: byblos > Lat.]: kitap.
bibliyofil [Fen.: byblos > Yun.: biblos +
philos > bibliofilos [] > Fra.:
bibliophile]:
1.)
kitap sever,
2.)
ok
okuyan, kitapkurdu, kitapsever.
bibliyograf [Fen.: byblos > Yun.: biblos +
graphein > bibliographos [] >
Fra.: bibliographe]: Bibliyografya
uzman, kaynaklar bilen uzman.
Bibliyografi [Fen.: byblos > Yun.: biblos
& graphein > bibliographia []
> Fra.: bibliographie]: belli bir yazarca
belli bir konu zerinde yazlm yaz
yada eserlerin bir arada bulunduu
bir eser, kitap.
bibliyografik [Fen.: byblos > Yun.: biblos
+ graphein > bibliographikos
[] > Fra.: bibliographique]:
bibliyografya [Fen.: byblos > Yun.:
biblos + graphein > [] > Fra.:
bibliographie]: belli bir yazarca belli
bir konu zerind eyazlm yaz yada
eserlerin bir arada bulunduu bir
eser, kitap.
bibliyoman [Fen.: byblos > Yun.: biblos +
mania > [] > Fra.:
bibliomane]: kitap dkn,
kitapsever.
bibliyomani [Fen.: byblos > Yun.: biblos
+ mania > [] > Fra.:
bibliomanie]: kitap dknl, kitap
severlik.
bibliyotek [Fen.: byblos > Yun.: biblos +
theke > [] > Fra.:
bibliothque]: kitaplk, ktphane.
biblo [Fen.: byblos > Yun.: biblos [?] >
Fra.]: kk ss eyas.
biblos [Fen.: Byblos > Yun.: ?]: papirus,
kat.
biare [Far.: b + re]: aresiz, umars,
biilendirme: formatlama,
ekillendirme,
biim: ekal, form, ekil.
biimsiz: amorf.
Biinbilim: Morfoloji.
bidayet [Arp.]: bir balang, balama.
bidayette [Arp. + te]: balangta, ilk
balarda.
bidon [Fra.: bidon]:
1.)
sac, plastik veya
inkodan yaplm kap,
2.)
f, varil.
bienal [Lat.: bi-annus > Fra.: biannelle]:
iki ylda bir, ylar.
biftek [ng.: beefsteak]: fileto, kotlet.
Biga [?]:
1.)
Osmanl
mparatorluunda anakkale Bigaya
balyd,
2.)
anakkaleye bal bir
ile.
bigane [Far.: bi + gne]: ilgisiz.
bihaber [Far.: bi + haber]: bilgisiz,
habersiz.
bihakkn [Arp.: bi + hakkn]:
1.)
doru
olarak,
2.)
doru olarak, gerek
biimde.
bihar [Arp.: bihar []; bahrn oulu]:
.i., denizler.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 64 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
bihter [Far.]:
1.)
daha iyi,
2.)
[B] daha
iyi anlamnda bir ran ve Trk bayan
ad.
bihzad [Far.: bihzd]: doutan asil,
2.)

yasal olarak doan.
bihzd [Far.:]: behzad ?
biila [Far.: bi + ila]: aresiz, umarsz,
mitiz.
bike: bak. bke.
bikir [Arp.: bikr]:
1.)
bekaret,
2.)
kzlk.
bikr [Arp.]:
1.)
bakire,
2.)
bir diinin ilk
dourduu,
3.)
ilk meyve, ilk rn.
bila [Arp.: bil]: -sz, -siz, -suz veya
sz anlamnda bir kelime, [bilano:
numarasz, bilabedel: bedelsiz].
bilahare [Arp.. bilhare]: baka bir
zaman, daha sonra.
bilaistisna [Arp.: bil istisna]: ayrmsz,
fark gzetmeden, istisnasz.
bilakis [Arp.: bilkis]: aksine.
bilal [Arp.]:
1.)

2.)
[B] bir Mslman ve
Trk erkek ad.
bilano [tl.: biloancio]:
1.)
denge,
muzane, terazi, hesap dengesi,
2.)

[Saymanlk] mizan.
bilanx [Lat.]: iki kolu olan.
bilardo [tl.: biliardo]:
1.)
ktk, sopa,
uzun sopa,
2.)
bir masa oyunu, ~
sopas: staka.
bilcmle [Arp.: bil cmle]: hep beraber,
hep birlikte.
bildirge:
1.)
aklama, yazl aklama,
2.)
beyanname, deklarasyon,
manifesto.
bildiri: aklama, ilan, tebli, tebligat.
bildirim: [Hukuk] ilam, tebli, tebligat.
bildirmek:
1.)
aklamak, beyan
etmek, haber vermek, ilan etmek,
2.)

bilgilendirmek, haber vermek,
haberdar etmek, tebli etmek.
bile bile: kasten, kastl olarak,
taammden.
bile:
1.)
hatta,
2.)
oktan.
Bilecik [Rum.: Belekoma, Bilekoma [?],
Osm.: ?]: [11], Trkiyede bir kent.
bilei: kesici aralar keskinletirmede
kullanlan gere, ~ ark: kstere,
bilek:
1.)
[Bedenbilim] elle kol aras
blm,
2.)
[Mecazi] g, kuvvet.
bileim: terkip.
bilet [tl.: bilyet, bilyeto & Fra.: billette]:
etiket, bedeli denmitir kad.
bilezik [Arp.]: altn yada gmten ss
eyas, enli ~: aktma.
bilge:
1.)
bilgili kii, bilgin,
2.)
[B] bir
Trk bayan ad.
bilgece: hakimane.
bilgelik: hikmet.
bilgi
1
: bili, malmat.
bilgi
2
: haber, yeni, yenilikler.
bilgilik: ukalalk, ~ taslayan: ukala,
bilgilendirme: bilgi verme, brifing.
bilgilendirmek: bilgi vermek, haber
vermek, haberdar etmek, tebli
etmek.
bilgili: agah, arif, haberli.
bilginler: alimler, ulema.
bilgisayar: [Teknoloji] kompter, PC, ~
ekran: monitr, ~ nitesi: birim,
fare: mouse, tak-altr: plug-n-
play, USB: Universal Serial Bus:
Evrensel Ser Veriyolunun ksaltmas,
MP3 alar: MP3 Player: Sktrlm
mzik paralar alar, Sktrma:
zipping, sktrlm: zipped,
Kk resim: ikon, icon,
sktrlm resim biimi: jpeg,
dosya: file, klasr: folder,
ara/arat: search, internet: uluslar
aras a, ileti: mail, sunucu: server,
dizin: fihrisrt, src: driver.
bilgisiz: cahil, nadan.
bilhassa [Arp.]: hasseten, zellikle.
bili: bilgi, malumat.
bilici: kahin.
bilig [zTr.]: bilgi, iaret, iz.
bilim: fen, ilim.
bilimtay: akademi.
bilin: i., [Felsefe + Ruhbilim] dima, uur,
zihin.
bilinalt: uuralt.
bilinli: uurlu.
bilinen:
1.)
aina, tandk,
2.)
ad
geen, mahut.
bilinmezlik: mehul.
bilirkii: [Hukuk + Ticaret] ehil, eksper,
ibilir, kompetan, mtehassz,
uzman, yetkili.
bilis [Lat.]: ac.
Bilkis [Arp.]: bak. Belkis.
billur [Far.: billr]:
1.)
saydam, effaf,
transparan ey,
2.)
kaya kristali,
3.)

kesilmi yada ilenmi cam eya,
4.)

[B] bir bayan ad
bilmece: enigma, muamma.
bilmi: ok bilen, ok ~: ukala.
bilmukabele [Arp.: bil + mukabele]:
karlk olarak.
bilumum [Arp.: bil + umum]: geneli,
hepsi, tm.
bilya [tl.]: bak. bilye.
bilye [tl.: bilya]:
1.)
mile, misket,
2.)

rulman misketi.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 65 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
bimar [Far.: bimr]: hasta.
bimarhane [Far.: bmr + hne]:
bimaristan, hastane.
bin
1
: 1.000 says.
bin
2
[Arp.]: Arapada bin; nn olu
anlamnda bir kelime, [Ahmed bin
Abbas: Abbsn olu Ahmet].
bin
3
[Far.: bn []]: Farsada bn;
bakan, gren, grmekte olan anlamnda
bir sonek, [cihanbin: dnyay gren yani
gezgin].
bin
4
[Arp.]: alan, blge.
bina [Arp.: bna > bin]:
1.)
koyma,
kurma, ina etme, oturtma, yapma,
2.)
[Yap] yap.
binaen [Arp.: bna > binen]:
1.)
koyma,
kurma, ina etme, oturtma, yapma,
2.)
zerine, sonu olarak.
binaenaleyh [Arp.: binenaleyh > binen
+ aleyh]: bu endenle, bunun zerine,
sonu olarak.
binalar [Arp.: bna > bin + lar > binalar]:
[Yap] asar, yaplar.
binamaz [Far.: b+ namaz > binamaz [
]
&
beynamaz]: namaz klmayan,
ibadetle ii olmayan.
binba: [Askeriye] askeri bir rtbe.
bindall: gm ipliklerle sslenmi
pembe renkli kadife kuma giysi.
binek:
1.)
oturma yeri,
2.)
binmek iin
kullanlan araba, sedan,
3.)
binmek
iin kullanlan hayvan, ~ araba:
araba, ara, motorlu tat, oto,
otomobil, taksi, tat, vasta, vesait.
biner: 1.000 ve 1.000, bin bin.
Bingazi: Libyada bir kent, [Bengazi].
Bingl [olig, ewlik, apakur, Bingl]:
[12], Trkiyede bir kent.
bini [Lat.]:
1.)
ift, ikisi bir arada,
2.)

ikier ikier.
binici:
1.)
binek hayvanlarn sren,
2.)

[Spor] jokey.
bininci: 1.000nde ilk.
binit: binek hayvanlar.
binlik: 1.000 TLlik banknot, kat
para.
bio [Yun.: bios: ]: yaamla
anlamnda nek.
biokatalizr [Yun.: bios + ? > [ ?] >
Fra.: biocatalyseur]: [Eczaclk] dokularda
kimyasal tepki uyandrc madde, ~
madde: vitamin.
bios [Yun.: ]: hayat, yaam.
biosis [Yun.: ]: hayat ekli, yaam
biimi.
biperva [Far.: bi + perva > biperva]:
bke, cesur, kahraman, korkusuz,
kostak, ampiyon, ylmaz, yiit.
bir
1
: saylarn ilki, bir says.
bir
2
: mono, solo, tek, vahit, yek.
bir eit eri ~: cembiye.
bira [tl.: birra]: alkoll bir iecek.
birader [Far.]: erkek karde.
birahane [tl.: birra + Far.: hane > Tr.:
birahane]: bira iilen yer.
birane: bak. birahane.
biraz: s., ok az, ksa sre, nebze.
birazdan: z., ksa sre sonra.
birbir: Trkede birbir; her biri, her
birisi anlamnda bir nek.
Birce: bir Trk bayan ad.
birok: birden ok, bir sr.
birden: aniden, derhal.
birdenbire: ani, aniden.
birdirbir: tek bacak zerinde oynanan
bir ocuk oyunu.
birebir: en etkili, en iyi are olan.
bireim: sentez.
birey: fert, kimse, kii, ahs, zat.
bireyler: efrad, fertler, kiiler,
ahslar, zatlar.
bireysel: ferdi, kiisel, zlk, ahsi,
zati.
biri: bilinmeyen kimse, birisi.
biricik: tek.
birikim: tasarruf.
birikmek: bir araya gelmek, kalabalk
olmak, toplanmak, birikinti biimine
gelmek, ylmak.
birim:
1.)
adet, tane,
2.)
kalem, nite.
birimler: adad, taneler.
birinci:
1.)
ilk, nde gelen,
2.)
iyi kalite,
krallara layk.
birincil: asli.
birincil: hereyden nce, ilk olarak.
birincilik: ilk gelme, ampiyonluk.
biring
1
[Far.]: altn.
biring
2
[Far.]: boyaclkta ve sepicilikte
kullanlan helile aac meyvesi.
birisi: biri, bilinmeyen kimse.
birleme: tek duruma getirme.
Birleik Krallk: Britanya, ngiltere,
[Britain, United Kingdom, England].
birlemek:
1.)
bir araya gelmek, tek
duruma getirmek,
2.)
anlamak
uyumak,
3.)
dalan aileyi bir araya
getirmek, yeniden evlenmek.
birlik:
1.)
beraberlik,
2.)
[Askeriye] belli
kurallara gre dzenlenmi birim,
3.)

balant, vahdet.
Birmanya [tl.]: gney dou Asyada
bir lke, [Burma].
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 66 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
birrettum [Lat.]: palto benzeri bir
stlk.
birrus [Lat.]: bir balk, apka.
birtakm: belli miktarda olan.
bis
1
[Lat.]: iki kez.
bis
2
[Lat.: bis
1
]:
1.)
iki defa, iki kez,
2.)

[Ticaret] mkerrer,
2.)
[Mzik] arkda
tekrar, nakarat,
4.)
[Resmi] Resmi
Gazetenin mkerer says,
anlamann tekrarlanmas.
bisiklet [Fra.: bicyclette]: metal
erevesinde iki tekeri ve bir oturma
yeri bulunan bir ara.
biskvi [Lat.: bis + coquere > Fra.:
biscuit]:
1.)
kraker, ktr,
2.)
kk
paralar biiminde piirilen ktr.
biskvit [Lat.: bis + coquere > Fra.:
biscuit]: bak. biski.
bismil
1
[Far.]:
1.)
pak, saf, temiz,
2.)

Allah iin kurban kesme,
3.)
zleyen,
sakin, uysal.
Bismil
2
[Far.]: Diyarbakra bal bir
ile.
bismillah [Arp.]:
1.)
Besmele,
2.)
Bism
illah -i-r rahman -i-r rahim: esirgeyip
balayan Allahn adyla.
bison [Lat.]: yaban kz.
bisos: bak. byssos.
bistro
1
[tl.]: kk lokanta.
bistro
2
[tl. > Fra.]: kk caf.
bisturi [Fra.: bistouri]: [Cerrahi] ameliyat
ba, neter.
biek [Far.: bi + ek]: eksiz, phesiz.
biekil [Far.: bi + ekil]: amorf,
biimsiz, ekilsiz.
bii [Halkdili: pii]:
1.)
bayramlarda ve
baz gecelerde yaplan yal, tatl
ekmek,
2.)
bir hamur ii tr,
3.)

rek, sa ekmei.
biuur: [Far.: bi + uur]: bilinsiz,
bilmeden.
bit:
1.)
[Bcekbilim: Pediculus] zararl bir
bcek, kehle, macar,
2.)
bitki ve
hayvanlarda zararl bir bcek, ~
yumurtas: sirke.
bitab [Far.: bi + tb]: bak. bitap.
bitap [Far.: bi + tb]: argn, aygn,
bitap, bitkin, gsz, dermansz,
haat, takasz, yorgun, zayf.
bitaraf: [Far.: bi + taraf > bitaraf]: afaki,
nesnel, objektif, tarafsz, yantutmaz.
bitek: verimli toprak.
bitevi [?]: z.,
1.)
artan biimde,
boyunca, durmakszn, srekli olarak,
2.)
hepsi, tm.
biteviye [?]: z., artan biimde,
boyunca, durmakszn, srekli olarak.
bitey: [Doa]
1.)
belli bir zaman ve
blgeye ait iek ve bitki rts,
2.)

flora, bitki rts.
bitik:
1.)
mahvolmu, tkenm,
2.)

[Argo] ak.
bitim: son, u.
bitirim:
1.)
son, sonu,
2.)
[Argo] akll,
ok iyi, ok shhatl, zinde.
bitirme:
1.)
sone erdirme,
sonlandrma,
2.)
biti, final, hitam,
netice, nihayet, skor, son, sonu,
3.)

baarma,
4.)
mahvetme, tketmek,
yoketme.
bitirmek:
1.)
sone erdirmek,
sonlandrmak,
2.)
baarmak,
3.)

mahvetmek, tketmek, yoketmek.
biti: bitirme, final, hitam, netice,
nihayet, skor, son, sonlanma, sonu.
bitiik:
1.)
hemhudut, yapk, yan
yaraf,
2.)
yan komu.
bitimek: birlemek, ularda bir araya
gelmek, yapmak.
bititirmek: eklemek, ularn
birletirmek, yaptrmak.
bitki: nebat, bitkiler: Alfa, Enginar, Maki,
bodur ~: maki, deerli bir ~: rami,
gzel kokulu ~ler: Itr, kokulu ~ler:
Dereotu, Kekik, Nane, Roka, Tere, algam,
Vanilya, kmrlemi ~: turba,
odunsu ~: al, ss ~leri: Manolya.
bitkin: argn, aygn, bitap, gsz,
dermansz, halsiz, haat, lk,
takasz, yorgun, zayf.
bitkinlik: gszlk, dermanszlk,
halsizlik, yorgunluk.
bitkisel: nebati.
Bitlis [Rum.: Bage, Pagi, Lis, Badlis,
Bedlis]: [13], Trkiyede bir kent.
bitmek
1
:
1.)
sona ermek, tkenmek,
yok olmak,
2.)
bitip tkenmek,
mahvolmak, ok korkup rkmek.
bitmek
2
: bymek, yerden
bymek, nebat etmek, yetimek.
bitmemi: eksik, natamam,
tamamlanmam.
bittabi [Arp.]: doal olarak, phesiz,
tabiiki.
bitumen [Lat. > K.D. > B.D.]: kmr
katran, petrol ve benzerlerinin
damtlmasyla elde edilen reineden
salanan baz maddelerden her hangi
birisi yada doal olarak oluan asfalt.
bitm [Lat.: bitumen > Fra.: bitume]:
1.)

doal, yakt, yer sakz,
2.)
zift,
3.)

[Teknik] zift, ziftli kaplama malzemesi.
biye [Fra.: biais]: [Giyim] yakadaki ince
erit.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 67 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
biyoelektrik [Yun.: bios + Arp. > amber
> Yun.: elektron > bioelektrismos
[] > Fra.: biolectrique]:
canl varlklarn rettii elektrik.
biyoenerji [Yun.: bios + en + ergon >
bioenergeia [] > Fra.:
bionergie]: biyoktlenin kimyasal
dnmyle elde edilen enerji.
biyofizik [Yun.: bios + physis >
biosphysika > biophysike [] >
Fra.: biophysique]: fizyolojide geen
fiziksel olaylarn bilimi, biyolojik fizik.
biyografi [Yun.: bios + graphy >
biographia [] > Fra.:
biographie]:
1.)
C.V.: Carricalum Vitea,
zgemi, resum,
2.)
[Yazn] yazar ve
airlerin yaamlarn anlatan eserler,
kitaplar.
biyografik [Yun.: bios + graphy + ikos >
biographike [] > Fra.:
biographique]:
1.)
C.V., Carricalum
Vitea, zgemi, resum ile ilgili,
2.)

[Yazn] yazar ve airlerin yaamlarn
anlatan eserler, kitaplarla ilgili.
Biyokimya [Yun.: bios + chemistry > [?]
> Fra.: biochemistry]: bitki ve
hayvanlarn yaam sreleriyle
ilgilenen bir kimya bilimi dal.
biyolog [Yun.: bios + logos > biologos
[] > Fra.: biologue]:
Yaambilimi uzman.
Biyoloji [Yun.: bios + logia > Biologia
[] > Fra.: biologie]: Yaambilgisi.
biyolojik [Yun.: bios + logia + ikos >
biologikos [] > Fra.: biologique]:
yapsal, yaambilimiyle ilgili.
Biyometeoroloji [Yun.: bios + metron +
logia > biometeorologia []
> Fra.: biomtorologie]: canllar
zerinde hava olaylarnn etkisini
inceleyen bilim.
biyopsi [Yun.: bios + opsis > [] >
Fra.: biopsie, Cerrahi]: tan koymak iin
beden hcre yada svlarndan bir
miktar yada bir para alma ilemi.
biyosfer [Yun.: bios + spharia >
[] > Fra.: biosphre]: stnde
yaam olan yeryz blgesi.
Bizans [Yun.: Bizantion]: stanbulda
Bizantion adl antik bir ky adndan Dou
Roma mparatorlunun tarihiler tarafndan
isimlendirilmesi.
Bizans mparatorluu [Byzantium
Empire]:
1.)
Bizans adl bir devlet
olmamtr. Tarihiler sonradan bu
ad kullantr Dou Roma
mparatorluu iin,
2.)
Bizans
mparatorluu [Dou Roma
mparatorluu] Balkanlar [Gney Dou
Asya] ve Gneybat Asya arasnda .S.
395-1453 yllar arasnda egemen
olmu bir imparatorluk.
Bizmut [Yun.: bismuth [?] > Fra.:
bizmuth; Bi]: [Kimya] dk erime
noktal alamlarda kullanlan kolay
krlr ve grimsi-beyaz renklerde bir
element.
bizon [Lat.: bison > Fra.: bison]:
Amerikan Buffalosu.
bizzat [Arp.]: kiisel olarak, ahsen,
yzyze.
blandus [Lat.]: yumuak.
blasamon [> Yun.: [?] > B.D.: balsam]:
bak. balsam.
blasphemein [Yun.: ?]: -nin
ktln konumak.
blastula [Fra.: blastula]: [Yaambilim]
morula.
block [Fra. > Alm.]: bir ama iin bir
gurup inan yada lkenin birlemesi.
blok [Fra. > Alm.: block > Fra.: bloc]:
1.)

engel,
2.)
tek para apartman yaps,
3.)
[Spor] basketbolda bir oyun tr,
blokaj [Fra. > Alm.: block > + Lat.:
aticum > Fra.: blockage]: bloke etme.
bloknot [Fra. > Alm.: block + Lat.: nota >
Fra.: block-note]: notdefteri.
blouse [Fra.]: gmlek, i kyafeti.
blf [Fra.: bluff]: aldatc sz yada
davran, kuru sk atmak.
bluejean [ng.: Blue Jean]: ABDde
madenlerde alanlara dayankl pantolon
retmek isteyen Yahudi asll Jean adl terzinin
buluu. Pantolonuna Jeans: Jeannn demi
ksaca. Kuma mavi renkli dayankl bir
adrkeziymi. Kot.
blum [Fra.: blum]: iskambil oyunu.
bluz [Fra.: blouse]:
1.)
gmlek, i
kyafeti,
2.)
bir bayan giysisi.
boa [Lat.: boa > Fra.]: [Hayvanbilimi]
avlarn zehirleyerek deilde
evresine dolanp bayldarak yiyen,
zehirsiz, iri bir tropik ylan.
boabap [Afr.Y.D.: > ?]: [Bitkibilim:
Adansonia digitata] Afrikada gvde
evresi 20myi aan bir uzun mrl
bodur aa tr.
bobin [Fra.: bobiner > Fra.: bobbine,
Teknik]: makara.
bobiner [Fra.]: dndrmek, sarmak.
boca
1
: bak. poca.
boca
2
: boaltma, stne dkme, ~
etmek: boaltmak, stne dkmek.
bocalama: kararsz kalma.
bocalamak: kararsz kalmak,
tereddtl davranmak.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 68 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
boci [tl.]: bak. boca
1
.
bocu
1
: bak. boca
1
.
bocu
2
: bir tr kk kpek.
bocurgat [tl.: boci (poggia) + Yun.:
ergates > >

Tr.: bocu + rgat >
bocurgat]: [Denizcilik]
1.)
rgat kolu,
2.)

kol kuvvetiyle alan, kaldrma
ilerinde kullanlan makaral ip.
Bodemya [Rum.: ? > Osm.: ? ]: ?
bodos
1
[Rum.: podostama: &
]: gney taraf.
bodos
2
[Rum.: podostama: ]:
[Denizcilik] geminin badirei,
pruvadirei. ?
bodoslama [Rum.: podo + stema >
podostama: & ]:
1.)

[Denizcilik] geminin ba, pruva taraf,
2.)
[Argo] burnunun dorultusunda
gitme.
bodrum
1
[Rum.: > hippos + dromos >
(h)ippodromas > mpountroumi:
]:
1.)
at ahr, dam,
indirme,
2.)
zemin alt kat.
Bodrum
2
[Rum.: > hippos + dromos >
(h)ippodromas > mpountroumi:
, (Halikarnassus)]: Mulaya
bal bir tatil beldesi.
bodur: cice, ksa.
Bogdan: bir Sloven erkek ad.
bo: boaa, kundak.
boa: [Hayvanbilim] kele, tosun, ~
grei alan: arena, ~ greisi:
matador,
boada [tl.: bucata]: kll suyla
amar ykama yada boyama ii.
boan [Halkdili]: dk.
boaz
1
[zTr.]:
1.)
[Bedenbilimi] grtlak,
hanere, imik, mik,
2.)
[Dnyabilimi]
karadan geen deniz blm.
Boaz
2
[zTr.]: stanbul yada
anakkale Boaz.
Boaz Hastalklar: [Tp] Laregoloji.
boaz: [Bedenbilim] grtlak, hanere.
Boazii: stanbul Boaz, [The
Bosphorus].
Boazkesen: Rumeli Hisar.
boazlamak: boazn keserek
ldrmek.
Bodan [Slo.: Bogdan]: Osmanl
mparatorluunda Romanyaya bal
Budan yani Moldova, [Moldavia].
bomaca: [Patolojik] krup hastal,
nefes almay engelliyecek biimde
ksrk nbetlerine neden olabilen
bir hastalk.
bomak: havasz brakma, nefessiz
brakmak.
boum: ilmik.
boha: ba, bezden torba.
Bohem [Fra.: bohme]:
1.)
ingene,
2.)

berdu, serseri,
3.)
sanat.
Bohemya [Bohemia]: Bat ek
Cumhuriyetinde tarihi bir devlet.
boks [Yun.: pyxos: [?] > B.D. > Fra.: box]:
bir d sporu.
boksr [Yun.: pyxos: [?] > B.D. > Fra.:
boxeur]: boks sporu yapan.
bol: ok verimli, mebzul, ongun.
bolbos [Yun.: ?]: ?
bolca: okca.
bolero [sp.]: spanyol dans.
bolie [br.: ? > Halkaz]: Yahudi kadn.
bolluk:
1.)
okluk,
2.)
genilik.
Bolsa [Rum.: Konstantinpol,
Konstantinepolis > polis > Erm.]:
Ermenilerin stanbula vrdikleri ad.
bolevik [Rus.: boleevik [] >
B.D.: bolevik]:
1.)
ounluk,
2.)

SSCBden nce 17 Kasm 1917
Kominist htilalini yapan grup, Rus
Sosyal Demokrat i Partisi, [RSDLP].
bolu
1
[Rum.: polis]:
1.)
polisin
bozulmu biimi,
2.)
abad, abat, il,
kent, medine, polis, site, ehir.
Bolu
2
[Rum.: Bithynion, Claudiopolis,
Osm.: Bolu]: [14], Trkiyede bir kent.
bolwerc [Holl.]:
1.)
savunma duvar,
2.)

defans, korunma, savunma.
bomba [tl.]: yuvarlak biimli patlayc
mhimmat.
bombardman [Fra.: bombardement]:
bombalama.
bombe [Fra.: bomb]: kabarklk,
ikinlik,
bombo: tamamen bo, terkedilmi.
bon [Fra.]: iyi.
bonbon [Fra.: bon]: bir tr ekerleme.
boncuk: mavi ~: maskot, uurluk,
bondrol [Fra.: bandrol]: vergi etiketi,
bone [Fra.: bonne]: [Dokuma] bir tr
balk.
bonfile [Fra.: bonfillet]: sr filetosu.
bonjur [Fra.: bonjour]: gnaydn.
bonmare [Fra.: bonmarchet]: byk
alveri dkkan, maaza.
bono [tl.: buono]: [Ticari] borlanma
senedi, hisse senedi.
bonservis [Fra.: bonservice]: iyi alma
belgesi, neri belgesi, tavsiye
belgesi.
bonzay [Jap.: > ng.: Bonsai]: [Bitkibilim]
yalandrlm minyatr aa.
bop [Argo]: pokerde oyun paras.
bor
1
[zTr.]: bade, mey, arap.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 69 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
bor
2
[Far.: brah > borax > borbon]:
1.)
?
2.)
metalik olmayan bir maden ad.
bor
3
[Far.: bur
1
]: sert toprak, talk.
Bor
4
[?]: Nidede bir yerleim yeri
ad.
bora [tl.: bora > Rum.: mpora: ]:
1.)

[Evrenbilim] sert ve geici yel yada
rzgar,
2.)
iddetli azarlama,
paylama,
3.)
[B] bir Trk erkek ad.
boraks [Far.: brah > B.D.: borax]:
1.)

younlam bir borik asitten treyen
sodyum tuzu,
2.)
[Kimya] cam, sabun
ve benzeri eylerin retiminde
kullanlan parlak, billurumsu
beyazlkta bir tuz.
boran: [Evrenbilim] saanak yal hava
olay.
borani [Far.: buran]: [Gda] sebzelerin
hafif atete yada kzartarak piirildii
bir sebze yemei.
borazan [Far.: boruzan > boruzen]: boru,
alg borusu, trampet.
bor: i.,
1.)
gider, masraf,
2.)
[Saymanlk]
alacak, takanak. boyun borcu:
dev, vecibe.
borda
1
[tl.: bordo]: [Denizcilik] geminin
yan taraf.
borda
2
[tl.]: [Denizcilik]
1.)
bir gemiye
yandan yaklaarak saldrmak,
2.)

geminin gemiye arpmas.
Bordeaux [Fra.]: Fransada
zmleriyle nl bir kent ad.
bordo [Fra.: Baurdeau]:
1.)
koyu
morumsu krmz, Bordeaux arab
rengi,
2.)
Fransa, Bordeaux kentinde
yetien zm.
bordro [Fra.: bordreaux]: [Ekonomi] maa
deme belgesi.
bornoz [Arp.: burnus []]:
1.)

havludan banyo giysisi,
2.)
Gney
Afrika, Berberilerin giydii bir balk
tr.
borsa [Rum.: pirsa []]: [Ekonomi]
hisse senedi, tahvil benzeri deerli
kat satan kurum.
boru [zTr.: burgu]:
1.)
[Teknik] svlarn
akmas iin yuvarlak bir malzeme,
tp, zvana,
2.)
[Mzik] nefesle alnan
alg, trompet,
3.)
[Argo] bo laf, laf
salatas, safsata,
4.)
[Argo]
bbrlenme, nme, ~ sesi: ti,
kaln su ~su: knk,
boruk [?]: [Bitkibilim: Erica]
1.)
sprge
otu,
2.)
boruk, erika, funda, sprge
als.
boruzen [boru + Far.: -zen]:
1.)
?
2.)

boru, alg borusu, trampet.
bos
1
: Trkede sadece boy bos; beden
biimi, beden ekli, beden yaps, boy.
bos
2
[Lat.]: kz.
boscus [Lat.]: aalk, allk, orman.
Bosna [Sla.: Bosnaska]:
1.)
Eski
Yugoslavya [Jugoslavia] lkesi,
Bosna-Hersek Cumhuriyeti, [Bosnia-
Herzogovina Republic],
2.)
Osmanl
mparatorluunda bal bir lke.
Bosnak [Sr.: Bosniak]: bak. Bonak.
Bosniyak [Sr.: Bosniak]: bak. Bonak.
bostan [Arp.: bstn > bostn]:
1.)

sebze bahe, mutfak bahesi,
2.)

kavun & karpuz,
3.)
[Mzik] Trk
Mziinde bir makam.
bostanc
1
[Arp.: bstn > bostn + c]:
1.)
sebze-mevye satan, manav,
2.)

Osmanlda Sultanlk Muhafz.
Bostanc
2
[Arp.: bstn > bostn + c]:
stanbul Anadolu yakasnda bir ile.
bo ve yararsz: malayani.
bo:
1.)
dolu olmayan,
2.)
deersiz,
etkisiz, ii bo kii, kof,
3.)
avara,
avare, azade, aylak, atl, babo,
bo, elencede, haylaz, hayta, isiz,
ii olmayan, nabekar, serseri,
tembel,
4.)
ip vb gevek, salk, ~a
karma: ska, ii boalm olan:
kof, ~a gitme: heba.
boaltma: tahliye.
boaltmak: tahliye etmek.
boamak: einden ayrlmak.
boboaz: carcar, alene, enen,
enebaz, lafazan, geveze.
boluk: delik, gedik, oyuk.
Bonak [Sr.: Bosniask]: Bosnal.
Bonaka [Sr.: Bosniask + ca]: Srp-
Hrvat karm bir dil.
bouna: nafile.
bot
1
[Fra.: botte]: uzun konlu, kapal
ayakkab.
bot
2
[sp.: boat > ng.: boat]: kk
kayk.
Botanik [Yun.: bothane > botanike
[] > Fra.: botanique]:
1.)
her tr
bitkilye ilgilenen bilim,
2.)
Bitkibilim,
Bitkibilimi, Nebatat.
bothane [Yun.: ?]: bitki.
bottis [Lat.]: bidon, f, varil.
boukolos [Yun.: ?]: oban.
boule [Yun.: boul: ?]: ?
bous [Lat. > tl. > Yun.: bous: ?]:
1.)
inek,
2.)
kz.
boy
1
:
1.)
beden biimi, bos,
2.)

uzunluk,
3.)
boyut,
4.)
(bir yolun) kys,
(bir nehirin) kenar,
5.)
tr, kalite.
boy
2
: [Budunbilim] bir kabile kolu, klan.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 70 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
boy
3
: [Bitkibilim: Trigonella Foenum
Graecum] emenotu tohumu.
boya: [Kimya] renk maddesi, sa ve el
~s: kna, bir tr ~: ombra,
kahverengi toprak ~: ombra,
Boyar [Sr.: boyar]: Eflak veya Ulakn
toprak sahibi asilleri.
boyda: akran, ayn yata.
boykot [sp.: boycott > B.D.]:
1.)
bir eye
kar toplu alde tepki gsterme,
2.)

toplu halde ii aksatma.
boylam: [Evrenbilim] meridiyen, tul.
boyna [tl.: boyuna]:
1.)
talya, Bayonne
kenti adndan,
2.)
[Denizcilik]
sandaldaki kk krek.
boynuz:
1.)
baz hayvanlarn
kafalarnn n tarafndaki kemiksi
knt,
2.)
boynuzdan yaplan boru,
nefesli alg, ~la vuru: tos.
boyun: [Bedenbilim] kafa ile omuz aras,
ger, gerdan,~ eme: biat, itaat,
ram, ~ hastal: guatr, ~ rts:
atk.
boyuna
1
: boyunca, uzunluunca.
boyuna
2
: artan biimde, biteviye,
srekli olarak.
boyunduruk:
1.)
atal, yeke,
2.)

hayvanlarn boynuna vurulan atal,
yeke,
3.)
ba, esaret, klelik,
4.)

hizmet, kulluk.
boyut: buut, ap, lde esas olan
uzunluk.
boyutlar: ebat.
boz [zTr.]:
1.)
gri, beyaz ve krmz
renklerin karm olan bir renk,
2.)

orak, kaba, kra, rengi ~a alan:
bozrik,
boza [Far.: ?]: mayalanm akdar
yaplan tatl, mayho bir iecek.
bozca:
1.)
grimsi renk,
2.)
ekilmemi
toprak.
Bozcaada [Rum.: Tenedos [?]]:
1.)
?
2.)

Egede anakkaleye bal bir ada.
bozgun: baarszlk, baarsz sonu,
fiyasko, hezimet, muvaffakyetsizlik,
yenilgi.
bozkr: [Evrenbilim] pampa, step.
bozlak
1
: bir tr halk dans.
bozlak
2
: grimsi renk.
bozlama: deve barmas.
bozlamak: deve yada inek barmak.
bozma:
1.)
fek, fesh, ilga, iptal,
kaldrma, lavetme,
2.)
den yaplma,
3.)
tahrifat.
bozmak:
1.)
feketmek, feshetmek, ilga
etmek, iptal etmek, kaldrmak,
lavetmek,
2.)
den yaplmak,
3.)
tahrif
etmek.
bozuk:
1.)
dkk, krk,
2.)
arzal,
bozulmu, almayan,
3.)
rk,
kokmu.
bozukluk: bozuk para, demir para.
bozulma: arza, aksama.
bozulmu:
1.)
arzal, bozuk,
2.)

rm, kokmu.
bozum: zm toplama zaman.
bozuntu:
1.)
bozgun, hezimet,
huzursuzluk, rahatszlk, sknt,
yenilgi,
2.)
eski malzeme, hurda.
bbrek [brek, Bedenbilim]: ar ~
rahatszl belirtisi: anuri, ~
rahatszl: anuri.
bbrlenme: boru, nme, saika.
bbrlenme: kurum, tafta.
bcek: [Hayvanbilim] haere, ~ trleri:
sne.
bck: [Hayvanbilim] bcek, haere.
br:
1.)
gos boluu, yan,
2.)

eyer, sele veya semerin yan ksm.
brme: barma, kkreme, yksek
sesle konuma.
brmek: barmak, kkremek,
yksek sesle konumak.
brtlen [zTr.]: [Bitkibilim:
Agrostemma githago] bk, karamuk.
bke: battal, civanmert, kahraman,
korkusuz, kostak, ampiyon, yiit.
ble [Halkdili]: kuzen, yeen.
blge:
1.)
alan, ksm,
2.)
[Askeriye]
mntka.
blme:
1.)
blmek ilemi, ikiye ayrma,
2.)
ayra,
3.)
kompartman,
4.)
gemi
ambarnda blmler,
blc: mnafk.
blk: askeri bir birlik.
blm: ksm.
blmleme: tasnif.
blmler: aksam, ksmlar.
bn: ahmak, aptal, andaval, anlaysz,
ansz, aptal, avanak, budala, ebleh,
enayi, mankafa, salak, savak.
bnlk: [Tp] ahmaklk, delilik, dima
zayfl.
brek: bir hamur ii.
brt bcek: zararl ve iren bcek,
haarat.
brlce: [Bitkibilim: Dalichos
sesquipedalis] bir tr sebze.
bsme [?]: infilak etme.
byle: yle, bu cihetle, bu kadar, bu
suretle, yle, u kadar.
bylece: anca.
brachion [Yun.: ?]: dal, kol.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 71 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
brachium [Lat.]: dal, kol.
brahma: paal tavuk.
brakhys [Yun.: ?]: ?
brakisefal [Yun.: brakhys + chephale >
kephale > [? ] > Fra.:
brachycphale]:
1.)
ksa kafal,
2.)
ksa
kafal insan.
branca [Lat.]: pene, penedeki trnak,
trnak.
branda [tl.: branda]:
1.)
[Denizcilik]
gemilerde asl yatak,
2.)
[Dokuma]
salam bez.
bran [Lat.: branca > Fra.: branch]: dal,
ube.
bravo [tl.]:
1.)
aferin, yaa,
2.)

korkmayan, cesur,
3.)

cesaretlendirme, yreklendirme.
bre [Rum.: bre & vr []]: ey, hey
anlamnda bir nlem.
brechein [Yun.: []]:
1.)
slanmak,
slatmak, yalatmak,
2.)
iemek.
breken [Ortda Hollandaca]: piirilmi
balk paras, [tula gibi].
bre [Fra.: brche]:
1.)
bir doal ta
tr,
2.)
yapay mermer.
brevis [Lat.]: ksa.
Brezilya [?]: Gney Amerikada dili
Portekizce olan en byk lke,
[Brazil].
brka [Rus.: ?]:
1.)
st kapal, kn
kzak olarak kullanlan tek atn
ektii, yayl Rus arabas,
2.)
yayl bir
araba.
bri [Tr.: borozanc & borucu > bugler >
Rus.: biritch [?] > ng.: bridge]: bir
iskambil oyunu.
brifing [ng.: briefing]:
1.)
hlasa, zet,
2.)
bilgilendirme.
brigantine [tl.: brigatino]: [Denizcilik]
badirei yada pruva direi drt
ke seren yelkenli ve k anayelkeni
olan bir gemi.
brigatino [tl.]: korsan gemisi.
brik [tl.: brigatino > brigantine > Fra.:
brig]:
1.)
[Denizcilik] kare yelkenli iki
direkli gemi,
2.)
sava gemisinde
hapisahane,
3.)
[Denizcilik, Sava] top
tayan gemi.
briket [Hol.: breken > brique > Fra.:
briquette, briquet]:
1.)
linyit yakt,
2.)

kmr katran benzeri iyi malzemden
retilen dikdrtgen biimli, iyi
sktrlm yap malzemesi.
brique [Hol.: breken > Fra.: brique]:
tula, tula biimli yap malzemesi.
Britanya [tl.]: Birleik Krallk,
ngiltere, [Britain, United Kingdom,
England].
briyantin [Fra.: brilliant > brilliantine]:
1.)
salara biim vermek iin
kullanlan kokulu ve yal pomat.
2.)

pamuk ve bkme yn veya pamuk
ve mohairden yaplan parlak, cilal
bir kuma.
brocca [Lat.]: baak, baak benzeri
ey.
brocker [Fra.]: diki inesiinin bir kez
gemesi, ilmik.
brokar [Fra.: brocart]: [Dokuma] ipekli
kuma.
Brom [Yun.: brmos [] > Fra.:
brome: Br]:
1.)
kt koku, le kokusu,

2.)
[Kimya] krmz-kahverenkte,
paslandrc, sv biiminde bir
element.
bromos [Yun.: brmos []]: kt
koku, le kokusu.
bronchi [Yun.: bronchos ]: bak.
bronchus.
bronchos [Yun.: []]: [Bedenbilim]
nefes borusu.
bron [Yun.: bronchos [] > Fra.:
bronche]: [Patoloji] nefes borusunun iki
ana blm.
bronit [Yun.: bronchos + ites >
bronchitida [] > Fra.:
bronchite,]: [Patoloji]
1.)
nefes
borusunun iki ana blmndeki nefes
alma kanallarnn iltihaplanp imesi,
2.)
bundan dolay oluan rahatszlk.
bronthe [Lat.]: imek, yldrm.
bronz [Far.: biring > Lat. > Fra.: bronze >
tl.: bronzo]:
1.)
[Kimya] bakr ve
kalayn karmndan elde edilen bir
alam, tun,
2.)
krmz-kahverenkte
olan.
bro [Lat.: brocca > Fra.: brooche]: [Tak]
1.)
uzun, st sslemeli ve ular
klipsli bir ine,
2.)
ss inesi.
bror [Fra.: brocker > Fra.: brochure]:
kitapk, kk kitap, risale.
brotos [Yun.: [?]]: lml.
Brovning: [Silah] Browning marka bir
tabanca.
brve [Fra.: brev]: diploma.
brun [Lat.]: kahverengi.
bruscus [Lat.]: allk.
brutus [Lat.]: anlamsz, mantksz,
sama.
Brksel [Fra.]: Belikann bakenti,
[Brussels].
Brksel lahanas: bir tr sebze.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 72 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
brlr [Fra.: bruleur, Teknik]: yakma.
brt [Fra.: brutte]: kesintisiz, safi.
bryein [Yun.: [?]]: artmak, bymek,
oalmak, kabarmak, ykselmek.
bu
1
: yaknda olan nesneler yada
canllar iin gsrme sfat.
bu
2
[ocukdili]: su.
bu
3
[Far.]: aroma, koku, odor, parfm,
rayiha.
bu
4
[Far.]: Farsada bu; kokan, kokulu
anlamnda bir sonek, [amberbu:
amberkokan].
bu
5
[Arp.]: Arapada ebu-; -nn olu
anlamnda olan nekin deimi
biimi, [Bubekr: Bekirin olu; Ebubekr].
buat [Yun.: pyksos [] > pyxis [] >
Lat.: buxida > Fra.: bote]: i., [Elektrik]
elektrik kutusu.
bucak
1
:
1.)
ke, kuytu yer,
2.)

[Ynetim] ilelerin blmlerinden biri,
nahiye,
3.)
melek,
Bucak
2
: Burdura bal bir ile.
Bucak
3
: Rize, Pazara bal bir
yerleim yeri.
Bucak
4
:
1.)
1513lerde Osmanl
mparatorluuna bal bir yer,
2.)

bugnk Ukrayna ve Moldova
arasnda bulunan [Beserabya].
bucca [Lat.]: ene.
buculus [Lat.]: dana, gen kz.
bucurgat [boci + rgat
2
]: [Denizcilik] bak.
bocurgat.
buuk:
1.)
yarm, -nn yars,
2.)
yarm.
bud
1
[Arp.: bud]:
1.)
mesafe, uzaklk,
2.)
Trk Mziinde iki ton aras
duralama,
3.)
olaslk iinde olmayan,
4.)
derinlik, genilik, umul,
5.)
boyut,
6.)
[Bedenbilim] bir gkcisminin bir saat
aralkl as.
bud
2
[but
1
]: tavuk yada srn ayak
yada bacak blm.
bud
3
[Far.]: bir olu varlk.
Buda
1
[Mac.]:
1.)
Macaristann
bakenti Budapetenin ana
blmnden birisi; [Buda],
2.)

Osmanl mparatorluu zamannda;
[Budin, Budin Kalesi].
Buda
2
[Hin.: Buddha]:
1.)
Hindistanda
yaam bir antik bilge kii,
2.)
bir
Hint tanrs.
budak:
1.)
ilenmi aa yada
kerestede dm, yumru yani dal
knts blm,
2.)
aata dal, filiz.
budala [Arp.: bdel]: ahmak, aptal,
andaval, anlaysz, ansz, aptal,
avanak, bn, ebleh, enayi, mankafa,
salak, savak.
budama:
1.)
dal kesme,
2.)
sayy
azaltma.
budamak:
1.)
dal kesmek,
2.)
sayy
azaltmak.
Budapete [Buda + Pest + (buda)]:
1.)

Macaristann bakenti, [Budapest],
2.)

kent Osmanl mparatorluundan
1826da koptu.
bude
1
[Arp.: bude]:
1.)
uzaklk,
2.)

akgzllk, akl, basiret, ihtiyat,
saduyu, sagr.
bude
2
[Far.]: varolan.
Budin Kalesi: Osmanl mparatorluu
zamannda; [Budin, Budin Kalesi].
Budin:
1.)
Macaristann bakenti
Budapetenin ana blmnden
birisi; [Buda],
2.)
Osmanl
mparatorluu zamannda; [Budin,
Budin Kalesi],
3.)
kent Osmanl
mparatorluundan 1826da koptu.
budist [Hin. > Fra.: buddhist:]: Hint
inancndan olan.
Budizm [Hin. > Fra.: Buddhism:]: Hint
inanc.
budun: [Budunbilim] sosyal topluluk,
millet, ulus.
Budunbetim: Etnoloji.
Budunbilim: Sosyoloji.
Buenos Aires [sp.]:
1.)
iyi havalar
anlamnda,
2.)
Gney Amerika
lkelerinden Arjantinin bakenti.
bufalo [Lat. > tl. > Yun.: bous]:
1.)
her
hangi bir yaban kz ama zellikle
Hint kz,
2.)
zelikle Amerikan
bizonu.
bugn: iindeki gn, yaanlan gn.
bu
1
[buu]: bak. buu.
bu
2
[Ark.]: ba, bey, hakan,
imparator, kral, lider, nder, reis,
sultan, ynetici.
bua: [Hayvanbilim] bak. boa.
Budan [Slo.: Bogdan]: bak. Bodan.
buday tanesi: i., evin, granl,
habbe, tanecik.
buday: [Bitkibilim: Triticum] baak
tanesi, ~ z: evin, ~ z: ekin, ~
teknesi oluu: rt, tlm
~: un, kk taneli sert ~: sumter.
bura: [Hayvanbilim] erkek deve.
buu:
1.)
scak sudan kan buhar, sis,
pus, cama yapan buhar,
2.)
buhar,
duman, is, islim, istim, pus, tt,
3.)

nem, imen ve otlara den iy,
ebnem.
buur [Arp.]: yetikin hrgl deve.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 73 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
buz [Arp.]: adavet, artniyet,
dmanlk, garaz, garez, hasmlk,
husumet, kin, ktniyet, nefret.
buhar
1
[Arp.]: buu, buhar, duman,
islim, istim, tt.
buhar
2
[Arp.]:
1.)
ryen
maddelereden yaylan kt koku,
2.)

salan koku,
3.)
duman, pis kokulu
duman.
Buhara [? Tr.: bukarak: bereketli
topraklar, ? Far.: bukhar: bilginin kayna, ?
San.: vihara: Budist tapna]:
zbekistann nemli bir bilim ve ekin
kenti, [Bokhara, Bukhara].
Buhari [Buhar]: [slam]
1.)
Buhar:
Buharal, Buharada doan,
2.)
mam-
Buhar,
3.)
Eb Abdullah Muhammed
bin smail [: 256/869]: en byk
Hadis Bilgini olarak kabul edilir.
Snni gelenek onun bayapt El-
Cami es-Sahih'i yani Sahih-i
Buhariyi en byk hadis Kitab
olarak benimser.
buhran [Far.]: kriz.
buhu. bak. puhu.
buhur
1
[Arp.: bahr
1
in oulu]: denizler.
buhur
2
[Arp.: bahur
2
]: gnlk, tts,
herhangi bir gzel koku.
buhurdan [Arp.: buhur
2
+ Far.: dn]:
1.)

buhurdanlk, buhurluk, ttslk,
2.)

buhur yada tts kutusu.
buhurdanlk [Arp.: buhur
2
+ Far.: dn +
lk]:
1.)
buhurdan, buhurluk, ttslk,
2.)
buhur yada tts kutusu.
buhurumeryem iei: [Bitkibilim:
Cyclamen] buhurumeryem iei,
tavankula.
buji [Arp.: Bejaia > Fra.: bougie]:
1.)

[Otomotive] motor ateleme paras,
2.)

[Tp] vcuda baz maddeleri
zerketmek iin kullanlan silindir
biimle gere.
buka [Ark.]: demir kstek, pranga.
bukelemun [Far.: bkalemn > Arp.:
bkalemn]:
1.)
deiken, kararsz,
oynak,
2.)
[Hayvanbilim: Chamaeleo
chamaeleon] rengini bulunduu
ortama gre deitiren bir tr
kertenkele.
buket
1
[Fra.: bouquette, bouquet]:
1.)

iek,
2.)
[B] iek demeti anlamnda
bir Trk bayan ad.
bukle [Fra.: bouqlet]: sa kvrm, sa
llesi, sa kvrm.
bula:
1.)
abla,
2.)
day kars.
bulada [Rum.: poulada: []]:
1.)

pili,
2.)
byk pili.
bulama
1
: beleme, bulatrma.
bulama
2
: halanm zm
suydundan yaplan yar kat bir melas
yemei.
bulama: sulu ok cvk hamur.
bulank: flu, net olmayan.
bulant:
1.)
[Tp] irenme, deniz
tutmas, mide bulants, tiksinme,
2.)

bulanklk, karklk, younluk.
bulak: kirli tabak anak, ~ teknesi:
eviye.
bulatrma: bulama, beleme.
buldok [ng.: bulldog]: bir kpek tr.
bulga [Arp.]: deri kn, deri torba, deri
anta.
bulga [Lat.]: boa, kn, torba.
Bulgar [Rus.: bolgar & bolghar > Tr.:
bulgar]: Bulgaristanl, Bulgar para
birimi: Leva,
Bulgar Abecesi: ?,
Bulgar Saylar: ?,
Bulgaristan: Balkanlarda [Gney-duu
Avrupa] bir lke, [Bulgaria].
1.)
1363-
1393 yllarndaki savalar sonrasnda
Osmanl mparatorluuna dahil
edildi,
2.)
1873de Osmanl
mparatorluundan ayrld.
bulgu: [Tp] araz, belirti, ilinek,
semptom.
bulgur [Rum.: pligouri & pnigouri:
[ & ]]:
1.)
dvlm
buday,
2.)
[Gda] halanm ve
dlm buday,
3.)
kk kar
taneleri, ~ dibei: dink.
bulla [Lat.]:
1.)
bir dm,
2.)
bir
mhr,
3.)
mhrl belge,
4.)
bir
kabarck, kpk yada ikinlik.
bullire [Lat.]: halamak, halanmak,
kabarmak, kaynamak, kaynatmak,
kprmek.
bulma: icat, keif.
bulmaca: muamma, bir ~ tr:
anagram.
bulmak:
1.)
belirlemek,
2.)
icat etmek.
bulunanlar: hazirun.
bulunma: amade, hazr.
bulu: i., icat.
bulut: i.,
1.)
[Evrenbilim] gkyzndeki
duman kmeleri, ebr,
2.)
ar sarho,
~ trleri: Sirrus (Saakbulut), Stratus,
katman ~: stratus.
bulvar [Hol.: bolwerc > B.D.: boulevard]:
1.)
ana cadde, ana yol,
2.)
aal yol,
hyaban.
bun: gaile, eziyet, glk, meakkat,
sknt, zahmet, zor.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 74 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
bunak:
1.)
ikinci ocukluk dnemi,
2.)

akln yitirmi yal kimse.
bunama: [Tp] ateh.
bunca:
1.)
bu denli ok, bu kadar ok,
2.)
bylece.
buncaz: bu zavall kk ey.
bungun [Far.: bn + > bngn?]:
skntl.
bur
1
[Arp.: bair]: kra toprak, ekime
srme uygun olmayan arazi.
bur
2
[Arp.: bairin oulu]: kra
topraklar, ekime srme uygun
olmayan araziler.
bur
3
[Far.]: demir kr renkli gderi.
Burak [Arp.]:
1.)

2.)
[slam] Hz.
Muhammedin bindii binit,
3.)
[B] bir
erkek ad.
buram buram: (kar) dne dne,
(duman) bulutlar halinde, (koku) ok
miktarda.
buranda: bak. branda.
burc: bak. bur.
burcu burcu: tatl tatll kokan.
Burcu: bir Trk bayan ad.
bur [Rum.: pirgos & pyrgos [] &
Arp.: burc]:
1.)
kule, salamlatrlm
yer, silahlarla kuvvetlendirilmi yer,
tabya,
2.)
Zodyak iaretleri,
3.)

[Yldzbilim] gzlemevi, rasathane.
burak: [Bitkibilim: Vicia sativa]
tahlgilleren bir bitki,
2.)
[B] bir bayan
ad
burlar [Rum.: pirgos & pyrgos [] &
Arp.: burc + lar]: [Yldzbilim] esatir,
Akrep, Terazi, Olak, Arslan, Balk, kizler,
Yenge, Kova,
Burdur [Rum.: Ascania [?], Burdur]: [15],
Trkiyede bir kent.
bureau [Fra.]: masa.
burga: anafor, evrinti, erim,
girdap, su evrintisi.
Burgaz [Yun.: Prygos [] > Bul.]:
Bulgaristanda bir kent.
Burgaz Ada [Antigoni [?], Pyrgos
[]]: stanbulda Marmara
denizinde bir ada, [Burgazada].
Burgazkemer [Yun.: Prygos [?] + Tr.:
kemer]: ?
burgus [Lat.]: burc, kale, kule.
burhan [Arp.: brhan]:
1.)

2.)
[B] bir
erkek ad.
burjuva [Lat.: burgus > Fra.: bour-geois]:
1.)
Avrupada kaler yada ato sahibi
asil aileler,
2.)
zengin ve sayg gren
st sosyal tabaka.
burjuvazi [Lat.: burgus > Fra.: bour-geoi-
sie]: ok zenginle alan orta snf
arasnda bir sosyal tabaka.
Burma: Gneydou Asyada bir lke,
Birmanya.
burnaz [?]:
1.)
?
2.)
ince ve uzun
urunlu.
burricus [Lat.]: kk at.
burs [Yun.: bursa & prysa [] > Fra.:
bourse]: eitim desetk yardm.
bursa
1
[Lat.]: kese, para kesesi,
torba.
Bursa
2
[Rum.: Prussia, Prussa, Brussa,
Osm.: Hdevandigar]: [16], Marmara
Blgesinde bir kent. Eskilerde
Burusa.
buru: [Tp] buruntu, sanc.
buruk:
1.)
ac, eki, keskin, sert,
2.)

yrek yakan, zihni kurcalayan,
3.)

burkulmu, bklm, eilmi.
burula [Lat.]: yn pskl yada sorgu.
burun:
1.)
[Bedenbilim] yzn nnde
koku ve nefes alma organ, enf,
2.)

[Hayvan] gaga,
3.)
keskin ksm, u,
4.)

[Evrenbilim] denizde doru kara
knts, knt,
5.)
gurur, haddini
bilmeme, kendini beenme, kibir,
kstahlk, ince ve uzun ~lu: burnaz,
buruntu: [Tp] buru, sanc.
burunucu: kalak.
Burusa: [Ark.] bak. Bursa.
buru:
1.)
bzlme, krma,
2.)

kurutulmu meyve.
bus
1
[ps]: reine, sakz.
bus
2
[Far.]: p, pck.
bus
3
[Far.]: Farsada bus; pen
anlamnda bir sonek, [damenbus:
etekpen, yalaka].
bus
4
[Arp.]:
1.)
renk,
2.)
kala, dolgun
kalal kadn.
buse [Far.: bse]:
1.)
pck,
2.)
ilahi
p,
3.)
[B] bir bayan ad.
buselik [Far. + lik]:
1.)
Trk Mziinde
bir makam,
2.)
pmee deer,
plesi.
buon [Fra.]: ie tapas.
but
1
: tavuk yada srn ayak veya
bacak blm.
but
2
[Arp.]: yavalk.
buteo [Lat.]: bir tr ahin.
butik [Yun.: apotheke > Fra.: boutique]:
moda rnler satan ufak dkkan.
butlan [Arp.]:
1.)
geersiz,
2.)
deersiz,
faydasz, yararsz.
buton [? > ng.: button ?]:
1.)
dme,
2.)

[Elektrik] ama-kapama dmesi,
altrma dmesi.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 75 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
buut [Arp.]: boyut.
buyruk: buyuru, emir, komut, kesin
~: dikta.
buyuran: amir, ynetici.
buyuru: buyruk, emir, komut.
buz
1
:
1.)
donmu yada dondurulmu
su,
2.)
ok souk.
buz
2
[Arp.]:
1.)
cinsi iliki, iftleme,
2.)

fer, kadn cinsel organnn d ksm,
vulva.
buz
3
[Arp.]: bir kadna kocasndan
aktarlan arlk, bal, eyiz paras,
drahoma, yada benzeri geim
vergisi.
buza: yeni domu inek yavrusu.
buzane: bak. buzhane.
buzhane [buz + Arp.: hne]:
1.)
buzluk,
buzevi,
2.)
sebze meyvelerin ve
bozulabilir dier gdalarn sakland
byk depolama yeri.
buzkran: kutup gemisi.
buzluk:
1.)
bak. buzhane,
2.)

buzdolaplarnda kare biimi boz elde
etme kab,
3.)
buzdolaplarnn derin
dondurucu blm.
buzuki [Tr.: bozuk > Yun.: mpouzoki [?]
buzuki]: [Mzik] bir Yunan algs.
buzul: [Evrenbilim] glasiyer, da yada
vadilerde ok yava hareket eden
byk buz yada kar ktlesi.
bcr: ok ksa boylu, bodur.
bden [Far.]: olmak, olgunlamak,
kemale ermek.
bfe [Fra.: buffet]:
1.)
masakenar,
mayayan,
2.)
konuklarn bir eyler
yiyip itikleri masa yada benzeri
nesne,
3.)
bu biimde verilen bir
yemek daveti,
4.)
[Trkiye] iinde
gazete, tekel rnleri ve baz gda
rnleri satlan ok ufak yada ufak
bakkal dkkan.
bet [Halkdili]: su birintisi, glck.
bhll [Arp.]:
1.)
neeli, akrak, en,
2.)

aptal, salak,
3.)
asil, deerli,
mkemmel.
bhll [Arp.]: behll ?
bht
1
[Arp.]: aslsz, yalan.
bht
2
[Far.]: bir gk cisminin belli bir
sre iindeki hareketi.
bhtan [Arp.]: [Hukuk] yalan yere
sulama, iftira.
bk
1
[Halkdili]:
1.)
aalk ve allk, sk
aal ve yksek otlu alan,
2.)
ok sk
ve yeillik blge, yer, [Akbk,
Trkbk].
bk
2
[Halkdili]: [Bitkibilim: Agrostemma
githago] brtlen, karamuk.
bke [Halkdili]: kz.
bkmek: emek, kvrmak,
dndrmek, tersine.
Bkre [?]: Romanyann bakenti,
[Bucharest].
blbl [Far.]:
1.)
tc bir ku,
2.)

[slam] Peygamber, Hz. Muhammed.
Blbl Da [Coressus [?] > ?]: Seluk,
zmir.
bldan [Arp.: bldn, beledin oulu]:
1.)

kentler, ehirler,
2.)
lkeler.
blend [Far.]:
1.)
ulu, yksek,
2.)
uzun
boylu,
3.)
makamca st,
4.)
yksek
sesle,
5.)
[B] ali, ulu, yksek
anlamnda bir erkek ad, [Ali].
blten [Lat.: bulla > Fra.: bulletin]:
1.)

son haberlerin ksa zeti, ksa ksa
haberler,
2.)
bir kurum yada bnzeri
bir yerin dzenli aklamalar.
blu [Arp.: bl]:
1.)
ergenlik a,
erinlik, rt,
2.)
olgunluk dnemine
erime,
3.)
erime, ulama,
yaklama.
bnye [Arp.]:
1.)
yap,
2.)
yap, eklenti
yap,
3.)
bir yapy kurma ii.
bnyevi [Arp.: bnyev]:
1.)
bedensel,
2.)
yapsal.
br
1
[Arp.]: buday.
br
2
[Arp.]: iyiletirme, otamak, tedavi
etmek.
br
3
[Far.]: Farsada br; kesen
anlamna bir sonek.
brah [Far.: ?]: ?
brhan [Arp.]:
1.)
[slam & Hukuk] delili,
kant,
2.)
[Mantk] tartlmaz sav,
3.)

Rifai Tarikatna gre dini vecd iinde
kendini kanatma veya yaralama.
brme
1
[Halkdili]: bir bayan stl.
brme
2
[Arp.]: su kaynatma kab.
bro [Fra.: bureau]: iyeri, ofis.
brokrasi [Fra.: bureau + Yun.: kratein >
Fra.: bureaucratie]:
1.)
devlet
kurumlarndaki alanlar,
2.)
bir
btn olarak kamu alanlar,
3.)

iktidar, ynetim alanlar,
4.)

ynetim dairelerindeki yetkinin
merkezilemesi.
brlce: bak. brlce.
brme: istila, yaylma.
bsbtn: tamamen.
bst [tl.: busto > B.D.: bust > Fra.:
buste]:
1.)
heykelcilikte kafa ve
omuzlar,
2.)
kadn gs, memeleri.
bstan [Arp.: bstn]: bahe.
br [Arp.]: iyi haber, mutu, mjde.
bra [Arp.: br]:
1.)
br, iyi haber,
mutu, mjde,
2.)
akide, doru sz,
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 76 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
gerek, hakikat, iyi haber, mjde,
3.)

[B] mutu, mjde anlamna bir bayan
ad,
bt [Far.]:
1.)
idol, imge, put sanem,
mabut,
2.)
gzel erkek ocuk yada
kz,
3.)
[Mistik] Allah, ruhani nder,
4.)

[Mistik] kendisini seven.
bte [Lat.: bulga > Fra.: budget]:
1.)

gelir gider denge plan,
2.)
[Saymanlk]
bir kurumun gelir gider plan.
btn [zTr.: bitmek]: genel, kl, tm,
umum.
btnsel: kmlatif, total.
btn: tamam, tm.
btnyle: toptan.
by: afsun, fsun, ba, sihir.
byc: cad, ilisyonist, sihirbaz.
Byk skender [Yun. > ? > Tr.]:
1.)

.: 356-323 yllar aarsnda yaam
fetihi bir komutan,
2.)
.. 336-323
arasnda yaam Makedonya Kral,
[Alexandre The Great].
Byk Menderes Nehri [Rum.:
Maiandros> Tr.]: Afyon Dinarda
doup Aydn Skede Ege Denizine
akar.
byk:
1.)
azim, balaban, celil, cesim,
iri, kocaman, ulu,
2.)
byk,
koskocaman, olaandan ~: iri.
bykler: ekabir, ilerigelenler,
byklk [Mecazi]: devlet, ~ hastal:
megolamani,
bylte: [Fotoraflk] agrandizr,
byl: fsun, sihirli,
byte: adese, lam, lup, mercek.
bz [Fra.: buse]: betandan yaplan
boru, knk.
bzg: [Terzilik] bzme.
bzk:
1.)
ans, makat,
2.)
[Argo]
cesaret, yrek.
Byblos [Fen.]: Antik Fenike kenti.
by-pass [ng.]: bak. baypas.
byrsa [Yun.: ?]:
1.)
bir hayvan derisi,
post,
2.)
insan derisi, cilt.
byssos [Yun.: ?]: bir eyin alt, dip.
========== C =========
C
1
: Trk Abecesinin 3. harfi.
C
2
: : Yunan Abecesinde Trke [C,
c] harfinin yazl.
C
3
: [Lat.: (C)entum]: Romen
Rakamnda yz (100) saysnn
gstergesi.
C
4
[tl.: i]: talyan Abecesinin 3.
harfi, [C, c].
C
5
[Rus.: Es]: Rus Abecesinin 17. harfi,
[, ].
C.V. [Lat.: Collequium Vitae]:
1.)

zgemi, resum,
2.)
[Yazn] yazar ve
airlerin yaamlarn anlatan eserler,
kitaplar.
caba: ayrca, ektsra,fazladan, ste.
caballus [Lat.]: at.
cack [Rum.: tzatziki: ?]:
1.)
hyar,
2.)

rendelenmi hyar ve yourtla
yaplan sulu bir yemek.
cadere [Lat.]: dmek.
cad: byc.
cadmio [Lat.]: inko.
caedere [Lat.]:
1.)
kesmek, paralara
ayrmak,
2.)
cann almak, katletmek,
ldrmek.
caelebs [Lat.]: bekar, evlenmemi kii.
caelum [Lat.]: gkyz, sema, uzay.
caementum [Lat.]: sert ta.
caeremonia [Lat.]: kutlama, tren.
cahil [Arp.]: bilgisiz, nadan.
cahiliye [Arp.]: [slam] slam ncesi
dnem..
caiz [Arp.]: [slam] dinen uygun olan.
caka: afi, alm, fiyaka, gsteri,
racon.
cakal: afili, aynal, alml, fiyakal,
gsterili, yakkl.
calamita [Lat.]: anszlk, talihsizlik.
calamus [Lat.]: kam, saz.
calcare [Lat.]: ayak basmak,
inemek, yrmek.
calcere [Lat.]: ayakla inemek, ayak
altna almak.
calcinare [Lat.]: ?
calculare [Lat.]: hesaplamak, saymak,
say saymak.
calculus [Lat.]: say saymada
kullanlan boncuk dizini.
calena [Lat.]: ene.
calere [Lat.]:
1.)
barmak, armak,
seslenmek, nlemek,
2.)
haber
vermek, hitap etmek,
3.)
ad vermek,
isimlendirmek.
caliburnus [Lat.]: kl.
calico [Lat.: oulu: calicoes & calicos]:
1.)

basma, pamuklu bez,
2.)
patiska,
Amerikan bezi.
calidus [Lat.]: lk.
calix [Lat.]: ?
callum [Lat.]: sert deri.
calor [Lat.]: hararet, s, scaklk.
calumnia [Lat.]: bhtan, iftira, yalan
yere sulama.
Calvin, John: 1309-1364 yllar
arasnda yaam bir Fra.nsz
Protestan Reformcusu.
calvities [Lat.]: aklk, allk, kellik.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 77 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
calx [Lat.]:
1.)
derman, iyileme, ifa,
2.)
kireta, kire.
calyx [Lat.]: kntl blme, kesecik,
torback.
cam: sra, arkas srl ~:
cama [uv.: kama > Lat.]:
1.)
kereste,
tahta,
2.)
yatak.
camadan [Far.]: [Giyim] ksa yelek tr.
cambazlk [Far.: cam + bz + Trke: lk:
akrobatlk.
cambire [Lat.]: dei toku etmek,
takas yapmak.
cambium [Lat.]: deiiklik.
camera [Lat.]:
1.)
kasa, mahzen, oda,
2.)
gk, sema,
3.)
kemer, at kemeri,
tonoz,
4.)
mezar.
camerarius hospiti [Lat.]: ?
cam: [Hayvanbilim: ?] manda, su sr.
cami [Arp.]: toplanma yeri. [slam]
Mslmanlarn ibadet, tapnma yeri.
Ezan okunan yer: minare,
minarede ezan okunan ksm:
erefe, vaizin vaaz verdii yer:
mihrap, vaaz veren: vaiz, hutbe
yeri: mimber, namaz kldran:
imam, ezan okuyan: mezzin.
camia [Arp.]: topluluk, zmre.
camisia [Lat.]:
1.)
eski Yunan ve
Romallarn kollu ve kolsuz ve dizlere
dek inen gmlek veya entarisi,
2.)

gmlek, mintan, tunik.
campana [Lat.]: ngrak, zil.
campio [Lat.]: gladyatr, kldar, kl
savas.
campus [Lat.]: alan, saha, tarla.
can:
1.)
derman, dirlik, g, hal,
kuvvet, mecal, takat,
2.)
hayat,
yaam,
3.)
ahi kardelii,
4.)
[C] bir
Trk erkek ad, ~a kyc: amansz,
canalis [Lat.]: akak, dere, ay yada
nehir yata, mecra.
canan [Far.: cann]:
1.)
sevgili, yar,
2.)

[C] sevgili anlamnda bir bayan ad.
canasta [sp.]: sepet.
canavar [Far.]: dragon, masal
yarat, masal ~: dev, ~ dd:
siren,
canbaz [Far.: can + bz > canbz]:
akrobat,
cancellarius [Lat.]: kalem, katip,
sekreter, yazman.
cancelli [Lat.]: kafes, pencere kafesi,
kafese benzer arma.
cancellus [Lat.]: kafes, pencere kafesi.
cancer [Lat.]: yenge.
candan:
1.)
iten, samimi,
2.)
[C] iten,
samimi anlamna bay ve bayan ad.
candela [Lat.]: klandrma mumu.
candere [Lat.]:
1.)
parlamak,
prldamak,
2.)
yanmak, yakmak.
candidus [Lat.]:
1.)
beyaz,
2.)
candan,
samimi.
candor [Lat.]: candanlk, itenlik,
samimiyet.
canere [Lat.]: ark sylemek,
akmak.
canfes [Arp.: ?]: [Dokuma]
1.)
ipekli
kuma,
2.)
etek.
cani [Arp.: cni]: kyan, katil.
canis [Lat.]: kpek.
canlandrma:
1.)
resimlendirme,
tasar, tasavvur,
2.)
animsyon,
3.)

ihya.
canl:
1.)
yaayan,
2.)
aktif, din, diri,
dirik, zinde,
3.)
aktif, devinimli, faal,
hareketli.
canlclk: animizm.
canllar: dnyada yaayan tm canl
varlklar.
canllk: aktivite, devinim, etkinlik,
faaliyet, hareket.
canna [Lat.]: kam, eker kam.
cannabis [Lat.]: kendir, kenevir.
can [sp.: kanyon]: boru.
canon [Lat.]: kanun, temel kural, yasa.
cansz: cansz, cenaze, merhum,
mevta, naa, l, l beden, vefat
etmi, yaamayan.
Cansu [can + su]: bir bayan ad.
cantare [Lat.]: ark sylemek,
akmak
canterius [Lat.]: yk hayvan.
cantina [Lat.]: arap mahzeni.
cantus [Lat.]: ark.
canurcun [Halkdili] bir tr rdek.
capanna [Lat.]: baraka, kulbe, kabin.
capare [Lat.]: almak, kavramak, kabul
etmek, tutmak.
caper [Lat.]: kei.
capere [Lat.]: muhafaza etmek,
korumak, saklamak.
capiditas [Lat.]: agzllk, hrs,
tamah.
Capitolium [Lat.]: Romada Jubiter
Tapna.
capitulare [Lat.]: koullar
dzenlemek.
cappa [Lat.]: balkl stlk giysi.
capsa [Lat.]:
1.)
kutu, bir kutu,
2.)

gs, sadr, sine.
captivus [Lat.]: ?
caput [Lat.]: ba, kafa, kelle.
car
1
[Far.: cr]:
1.)
drt,
2.)
drdnc,
car
2
[Far.]: tehlike durumu.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 78 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
carbo [Lat.]: kmr.
carcar [Halkdili]: alene, enen,
lafazan, geveze.
carcer [Lat.]: dam, hapishane, kafes,
tutukevi.
carcur: arjr.
cardo [Lat.]: eksen, mihver, mil.
carduus [Lat.]: devedikeni.
carere [Lat.]:
1.)
pamuu yada yn
taramak,
2.)
taramak.
caret [Lat.]: bir boluk var, boluk.
cargar [sp.]: ykleme.
cari [Arp.: cry > cri]:
1.)
akp giden,
hareketli olan,
2.)
geerli, yrrlkte
olan.
caricare [tl.]: abarmak, mbalaa
etmek.
caries [Lat.]: rme.
carina [Lat.]: gemi omurgas, mavna.
caritas [Lat.]:
1.)
muhabbet, sevgi,
2.)

etkileme, tesir etme,
3.)
hastalk,
teessr.
cariye [Arp.: cry > criye]:
1.)
genc ve
hareketli kz, [Mecazi] aftoz, gaco,
halayk, kapatma, kuma, metres,
nikasz kadn, odalk,
carmen [Lat.]: ?
carminare [Lat.]: temzilemek.
carnale [Lat.]: gmtyeri, mezarlk.
carnis [Lat.]: bedenin rengi.
caro [Lat.]: beden, ten, vcut.
carousel [tl.: carrosa > Fra.]:
dnmedolap.
carpentum [Lat.]: el arabas,
atarabas.
carpere [Lat.]: almak, koparmak,
kopark toplamak, semek, seip
almak.
carrigere [Lat.]: yerini belirtmek.
carro [Lat.]: hzl araba.
carrosa [tl.]: binek arabas.
carrus [Lat.]: araba, atarabas, atl
araba.
carus [Lat.]: aziz, sevgili, samimi.
casa
1
[uv.: kasa > Lat.]:
1.)
cadde, yol,
2.)
ev.
casa
2
[uv.: kasa > Lat. > tl.]:
1.)

baraka, kulbe,
2.)
oda.
Casanova, Giovanni:
1.)
1725-1798
yllar arasnda yaam talyan
servenci ve yazar,
2.)
apkn erkek,
zampara.
caseus [Lat.]: peynir.
casino [Lat.: casa]: elence yada
kumar oyunu amacyla dzenlenmi
oda yada zel yap.
Cassandra [Yun.]:
1.)
Yunan
Mitolojisinde kehanetlerine kimsenin
inanmad Truval kahin,
2.)
Batl bir
bayan ad.
castanea [sp. > Lat.]: kestane.
castare [Lat.]: mahvetmek, tahrip
etmek.
castigare [Lat.]: azarlamak, paylamak,
tekdir etmek.
castrare [Lat.]: hadm etmek.
Castro, Fidel [s.]: ABDnin batsnda yer
alan lke Kbada Kmonist htilal yapp, lkeyi
yneten kii.
castrum [Lat.]: germen, hisar,
istihkam, kale.
castus [Lat.]:
1.)
iffetli, lekesiz,
namuslu,
2.)
bozulmm, saf, sili.
castus [Lat.]: halis, has, kusursuz,
lekesiz, saf, safi, som, temiz.
casula [Lat.]: ?
casus
1
[Arp.: csus]: ajan, hafiye,
casus
2
[Lat.]:
1.)
akbet, hadise, olay,
netice, sonu, vaka, [casus belli]:
sava durumu,
2.)
frsat, ans, talih,
tesadf.
cata [Lat.]: ile, vastasyla, zerinden.
catafalco [Lat.: kata + ? > tl.]:
1.)

cenazenin konulduu sedir,
2.)
ayin
yada tren iin iinde cenazenin
bulunduu tabutun konulduu, sedir
biiminde aatan yaplm ykselti.
catena [Lat.]: zincir.


caterpillar [Lat.: catta pilosus > Fra.:
caterpillar]:
1.)
gve, pervane yada
kelebein kurtuu,
2.)
[M] bir
imakinesi markas, [Cat].
3.)
[M] bir
giyim markas, [Cat].
cathedra [Yun.: kata + hedra > Lat.]:
btk divan, oturak yada sedir.
catinus [Lat.]: anak.
catta [Lat.]: kedi.
catta pilosus [Lat.]: tyl kedi.
cauda [Lat.]: kuyruk.
caupo [Lat.]: esnaf, ticaret erbab,
tccar.
causa [Lat.]:
1.)
etmen, neden, sebep,
2.)
illet,
3.)
ama, erek, gaye, hedef,
istek, kast, kast, maksat.
cautio [Lat.]: lk, lman.
cavea [Lat.]:
1.)
ii bo yer, in, maara,
2.)
kafes.
cavilla [Lat.]: kaamakl yant.
cavlak []: tysz.
cavolo [tl.]: lahana.
cavus [Lat.]: boluk, delik, oyun.
cayma: sznden dnme.
caymak: sznden dnmek.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 79 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
cazib: cak. cazip.
cazibe [Arp.]: albeni, alm, ekim.
cazip [Arp.: czib]: albenili, alml,
ekici, frapan.
cebbar [Arp.]: zorba.
cebe [Mo.]: zrh.
cebeci [Mo. + ci]:
1.)
zrh yapan, zrh
iiyle uraan,
2.)
[C] zmit Kandrada
bir sahil kasabas.
cebel [Arp.: ?]: da.
cebeli [Mog.: cebe + Tr.: li > Osm.:
cebeli]: i.,
1.)
zrh, ?
2.)
Osmanlda atl
asker,
Cebelitark
1
[Arp.: Cebel-i Tarik]:
1.)

Tark Da,
2.)
Tark Bin Ziyad
spanyay elegeirdiinde Akdenizin
giriindeki bu daa adn vermi.
Cebelitark
2
[Arp.: Cebel-i Tarik]:
1.)

Akdenizin giriinde ve spanyann
kysnda bir ngiliz topra,
2.)

[Gibralter] kelimesi Cebel-i Tarkn
ngiliz diline girmi biimidir.
cebhe [Arp.]:
1.)
aln, n, n taraf, yz,
2.)
bak. cephe.
cebir
1
[Arp.: cbr > cebr]:
1.)
klfetini
arttrma, zorlatrma,
2.)
zor,
zorlay,
3.)
[C] zorlu anlamna, bir
erkek ad, [Zorlu].
Cebir
2
[Arp.: al jabara [?] > Lat. + Yun. >
B.D.: algebra]:
1.)
yeniden birletirme,
yeniden bir araya getirme,
2.)
El
Harizmininin kitab; El Cebr ve'l Mukabele,
3.)
saylarn karl olarak baz harf
ve dier benzer biimleri kullanarak
baz aritmetik ilemlerini,
genelletirmede kullanlan bir
matematik sistemi.
cebr [Arp.: cbr]: al jabara, Cebir.
Cebrail [br.: ? > Arp.: ?]: bir erkek ad,
[Gabriel, Gabriella].
cebren [Arp.]: zorla.
ced [Arp.]: bak. cet.
cedere [Lat.]:
1.)
ermek, gitmek,
2.)

hasl etmek, mahsul vermek,
oluturmak,
3.)
uymak, uyumak,
4.)

brakmak, devretmek, germek,
terk etmek, 5.) balamak, hediye
etmek.
cedre [Arp.]: i., [Tp]
1.)
boaza yakn
salg bezlerinin (tiroyid)
genilemesiyle boazn nyznn
imesi,
2.)
bir boyun hastal, cedre,
guatr.
cedvel [Arp.]: bak. cetvel.
cefa [Arp.: cef]: eziyet.
cehennem [Arp.]: [slam] tamu, ~de
kuyu: gayya.
cehre [Far.]: daire, dnen ey,
makara, teker.
ceket [Arp.: akk > Fra.: jaquet]: [Giyim]
bir erkek st giysisi, erkek ~i: sako,
spor ~: anorak.
celal [Arp.: cell]:
1.)
hamet, ihtiam,
izzet, sitayi, parlaklk, aaa,
2.)

gazap, hrs, hiddet, kzgnlk, fke,
iddet,
3.)
[C] hrsl anlamna bir erkek
ad.
celare [Lat.]: saklamak.
celb [Arp.]: bak. celp.
celbe [Halkdili]: avc antas.
cle [Yun.: skelos > Fra.: cle]:
Franszcada cle;
1.)
bacak,
2.)
knt,
u, uveren, uverme anlamnda bir
sonek.
celebrare [Lat.]: onurlandrmak, eref
vermek.
celer [Lat.]: hzl, sratli, tez.
celerare [Lat.]: acele etmek, acele
ettirmek, hzlandrmak.
celi [Arp.]: cilal, parlak.
celil [Arp.]:
1.)
ok byk, ulu,
2.)
azim,
balaban, cesim, byk, iri, kocaman,
ulu,
3.)
[C] ulu anlamna bir erkek ad.
cella [Lat.]:
1.)
kk oda,
2.)
mahzen,
3.)
hapis yeri.
cellat [Arp.]: idam uygulayan.
cellere [Lat.]: domak, ortaya kmak,
ykselmek.
celp [Arp.: celb]:
1.)
arma, davet
etme, zorla getirme,
2.)
ar,
3.)

resmi ar.
celse [Arp.: cls]:
1.)
oturma,
2.)
oturum.
celsius [A. Celsius]:
1.)
A. Celsius; 1701-
1744 yllarnda yaam sveli bir
bulucu, kaif,
2.)
suyun 0 derecede
donduunu ve 100 derecede
buharlatn gsteren dzenleyici
birim, yada lt,
3.)
suyun donma
yada buharlama derecesi.
cem [Arp.]:
1.)
bir araya getirme,
toplama,
2.)
toplanma,
3.)
Alevilikte
dini toplanma,
4.)
[C] bir erkek ad, ~
etmek: bir araya getirmek,
toplamak,
cemaat [Arp.]:
1.)
topluluk,
2.)
dini
gurup.
cembalo [tl.: cembalo]: [Mzik] bak.
embalo.
cembiye [Arp.: cenbiyye]:
1.)
eik Arap
kamas,
2.)
bir eit eri kama.
cemil [Arp.]:
1.)
ok gzel erkek,
2.)
[C]
gzel yada yakkl anlamnda bir
erkek ad.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 80 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
cemile [Arp.]:
1.)
ok gzel kadn,
2.)

[C] gzel kz yada kadn anlamnda
bir bayan ad.
cemiyet [Arp.]: topluluk, zmre, gizli
~: komita.
Cemiyet-i Akvam [Arp.]:
1.)
Milletler
Cemiyeti; 1920-1946, [League of
Nations],
2.)
yerini BMe brakt.
cenab [Arp.: cenb]: bak. cenap.
cenah [Arp.]: cihet, ky, kenar, leb,
taraf, yan, yn.
cenahlar [Arp. + lar]: etraf, kylar,
kenarlar, lebler, taraflar, yanlar,
ynler.
cenap [Arp.: cenb]:
1.)
kat, taraf, ky,
yan,
2.)
bir sayg deyimi [Cenb-
Allah],
3.)
[C] sayg duyulan anlamnda
bir erkek ad.
cenaze [Arp.]: cansz, merhum, mevta,
naa, l, l beden, vefat etmi,
yaamayan.
cencere [Lat.]:
1.)
isim defterine
yazmak, listeye kaydolmak, deftere
yazlmak,
2.)
yarglamak.
cendere [Far.]:
1.)
bask yuvarla,
dokumac silindiri,
2.)
mengene, pres.
cenerasyon [Lat.: genus > Fra.:
generation]: gbek, kuak, nesil.
Ceneviz [Lat.: Genau > tl.: Genoa >
Osm.: Ceneviz]: Osmanllar iin talya
Cenova kenti.
Cenevizliler [Lat.: Genau > tl.: Genoa >
Osm.: Ceneviz ?]: Osmanllar
zamannda Bizans dneminde belli
denizkenar kaleleri ellerinde tutan
talya Ceneviz kentinden olanlar.
ceng [Far.]: cihat, arpma, gaza,
harp, sava, vuruma.
Cengiz Han: 1162-1227 yllar
arasnda yaam Mool hkmdar.
cenin [Arp.: cnn > cenn]:
1.)
gizleme,
rtme, saklama,
2.)
gizli olan, rtk,
sakl,
3.)
[Tp] rahimdeki ocuk, yk.
cenk [Far.: ceng []]:
1.)
arpma,
2.)

cihat, gaza, harp, sava,
3.)
[C]
buanlamda bir erkek ad, [Cihat,
Sava].
cennet [Arp.]:
1.)
bahe, etraf evrili
yer,
2.)
[slam] br dnyada
gnahszlarn gidecei kabul edilen
sonsuz yaam yeri,
3.)
[C] bir bayan
ad.
Cenova [Lat.: Genau > tl.: Genoa]:
1.)

talyada bir kent,
2.)
bak. Ceneviz.
Cent [Lat.: centum > ng.]:
1.)
ABD para
birimi Dolarn 100de biri,
2.)
bir
eyin aoode biri.
center [Yun.: kentron > ng.: center]:
1.)

her bir noktaya eit uzaklkta olan
nokta,
2.)
merkez, merkezi yer.
centi [Lat.: centum > Fra.: centi]:
1.)
yz,
2.)
nn 100de biri anlamna gelen bir
nek.
centrum [Lat.]:
1.)
her bir noktaya eit
uzaklkta olan nokta,
2.)
merkez,
merkezi yer.
centum [Lat.]: yz (100) says.
cenub [Arp.]: bak. cenup.
cenup [Arp.: cnb > cenb []]: gney.
ceo: bak. geo.
cep [Arp.: ceyb]:
1.)
giysilerde astardan
yaplma blm, gz,
2.)
yolda ara
yanama yeri,
3.)
[Teknoloji] (ksaca)
cep telefonu.
cepa [Lat.]: soan.
cepi [Arp.: ceyb > cep + i]yankesici,
cephe [Arp.: cebhe]:
1.)
bir eyin n,
n taraf, cephe, n,
2.)
arpma
alan, sava alan, 3.) evin yola
bakan taraf.
cepken [epke ?]: yakasz st giysi.
cer
1
[Arp.]:
1.)
ekme, gle ekip
gtrme,
2.)
(gzellik) ekme, ekim.
cer
2
[Arp.]: eskilerde aylarda din
rencilerinin para toplamak iin
yaptklar bir yardmc vazilik ii.
cer
3
[Arp.]: Arapa Dilbilgisinde
isimlerin in hali, sesli harf smin
Hallerini belirler.
cer
4
[Arp.]: yudumlayarak ime.
cerahet [Arp.: crh > cirehat]:
1.)
kesme,
yaralama,
2.)
[Tp] irin.
Cerealis [Lat.]: Eski Romada hububat
ve tarm tanras.
cerebellum [Lat.]: [Bedebbilim] beynin
arkasnda ve cerebrum altndaki
blm.
cerebral palsy [Lat.]: [Bedebbilim] beyin
hasarndan oluan spastik inme.
cerebrum
1
[Lat.]: beyin.
cerebrum
2
[Lat.]: [Bedebbilim] beynin
st byk blm.
cereme [Arp.: cerime]
1.)
ceza, yanln
bedeli,
2.)
gnah, kazara verilen
zarar, vebal.
ceren: [Hayvanbilim: Gazella dorcas] ahu,
ceylan, gazel, gazella, karaca,
2.)
.i.,
[C] bir bayan ad.
cereyan [Arp.: cry > cereyn]:
1.)
akp
gitme, hzl hareket etme, gzla geip
gitme,
2.)
ak, aknt,
3.)
ak, eilim,
istikamet, mecra, temayl, yn,
ynelim,
4.)
akm, elektrik.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 81 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
ceride [Arp.]:
1.)
gazete, jurnal,
2.)

kayt defteri, muhasebe defteri.
ceriha [Arp.: crh >]: kesik, yara.
cerim [Arp.]: sulu.
cerime [Arp.]: hata, kabahat, su,
yanl.
cerire [Arp.]: hata, kt edim, su.
Cermen [Fra.: Germaine]: Alman,
Toton, ~ soyu: Alman, Cerman,
cernere [Lat.]:
1.)
ayrmak, elemek,
kalburdan geirmek, incelemek,
soruturmak,
2.)
ayrmak, blmek,
3.)

karar vermek.
cerrah [Arp.: crh > cerrah]:
1.)
yara
balayc,
2.)
[Tp] ameliyat yapan
doktor, operatr.
cerrahi [Arp.: cerrah]: [Tp] ameliyatla
ilgili.
cerratanus [Lat.]: papaz malzemeleri
satcs.
certare [Lat.]: abalamak, almak,
gayret etmek, uramak.
cervix [Lat.]:
1.)
geyik boynuzu,
2.)

geyik.
cesaret [Arp.: csr > cesret]:
1.)
bir yeri
geme, yreklilik gsterme,
2.)
cret,
yrek.
cesaretli [Arp.: csr > cesret + li]:
cretli, yrekli.
cesaretsiz[Arp.: csr > cesret + siz]
korkak, yreksiz.
cesed [Arp.]: bak. ceset.
ceset [Arp.: cesed]:
1.)
bedenle ilgili,
vcuda ilikin,
2.)
naa, l beden.
cesim [Arp.]:
1.)
byk, iri, ulu,
2.)

deerli, nemli.
cessare [Lat.]: ara verme, dinlenmek,
mola vermek.
cest [Far.]: atlama, hoplama, zplama.
cesur [Arp.]: mert, yrekli.
cet [Arp.: cedd]: i., ata, baba, dede.
cetvel [Arp.: cedvel]:
1.)
sralanm
dizelge,
2.)
liste biiminde kolon,
3.)

tahta, plastik yada metalden kk
metre,
4.)
sayfa evresindeki blm,
marj,
5.)
sulama kanal.
cev
1
[Arp.]:
1.)
atmosfer,
2.)
hava.
cev
2
[Far.]: sadece, yalnzca.
cevab [Arp.: cevb]: bak. cevap.
cevad
1
[Arp.]: cmert, gnl zengin.
cevad
2
[Arp.: caddenin coulu]: .i.,
caddeler.
cevahir [Arp.: cevhir, cevhernin coulu]:
.i., cevherler.
cevan
1
[Arp.]: a.
cevan
2
[Far.]: bak. civan.
cevap [Arp.: cvb > cevb []]: i., yant.
cevat [Arp.: cevad]:
1.)
s., cmert,
2.)
[C]
.i., bu anlamda bir erkek ad.
cevaz [Arp.: ?]:
1.)
izin verilen, kanuni,
yasal,
2.)
fizilite, olabilirlik.
cevd [Arp.: ?]: i., bol bol yamur.
cevdet [Arp.: cevd]:
1.)
i., iyilik,
stnlk,
2.)
i., cmertlik, gnl
zenginlii,
3.)
.i., [C] bir erkek ad.
cevher [Arp.: ?]:
1.)
deerli madde,
2.)

deerli, kymetli ki,
3.)
kk, z, tz,
4.)
.i., [C] deer anlamna bir erkek
ad, [Deer].
ceviz [Arp.: cevz]: i., koz, [Cevizli,
Cevizliba], ~ ii: ie, ~ kabuu
lekesi: tetir, ~ kabuu: kapk,
cevizhelva: kozhelva, nugat.
Cevza [Arp.]: kizler Burcu, [Gemini].
ceyb [Arp.]:
1.)
iki meme aras, sine,
2.)

[Bedebilim] boluk, beyinde kara kan
kanal, iinde irin toplanan boluk,
sins,
3.)
[Matematik] sins,
4.)
elsise
ucu, gmlein ba blm,
5)
blme,
cep.
ceyda [Arp.]:
1.)
s., uzun boyunlu
(kadn, kz),
2.)
.i., [C] bir bayan ad.
Ceyhun [?]:
1.)
.i., Ceyhun Nehri,
2.)

.i., bir erkek ad.
Ceyhun Nehri [Amu Derya, Oxus]: ?
ceylan [Arp.: ceyran]:
1.)
[Hayvanbilim:
Gazella dorcas] ahu, gazel, gazella,
karaca,
2.)
.i., [C] bir bayan ad.
cey [Arp.]: asker, ordu, hareket
ordusu.
ceza [Arp.]: [Hukuk] bir suun bedeli.
cezaevi [Arp.: ceza + Tr.: evi]: [Hukuk]
dam, hapishane, kafes, tutukevi, ~
gvenlik eleman: gardiyan,
Cezair
1
[Arp.: eczirenin oulu]:
1.)
.i.,
adalar,
2.)
.i., Bat Afrikada,
Akdenize komu bir Arap lkesl,
[Algier].
cezair
1
[Arp.: eczirenin oulu]: .i.,
adalar.
cezbe [Arp.]: ar coku.
cezire [Arp.]: [Evrenbilim] denizde ada.
cezm [Arp.]:
1.)
Arapa yazmda sessiz
harfler zerine konula iaret, sesli
harfin izlediini gsteriri,
2.)
Arap
Dilbilgisinde sessiz bir harften sonra
sesli harfi olmayan kelime,
3.)
kesin
karar,
4.)
bime, kesme.
cezmi [Arp.: cezm]:
1.)
?
2.)
[C] bir
erkek ad.
cezve [Arp.: ?]: kahve piirme kab.
chainein [Lat.]: yutkunmak.
chalix [Yun.: ?]: ta.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 82 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
chamai [Yun.: ?]: arz, karatoprak,
toprak, yer.
chamai [Yun.: ?]: yerde olan, yerde
giden.
chaos [Yun.: ?]:
1.)
feza, uzay,
2.)

kargaa.
charattein [Yun.: ?]: hakketmek,
kabartma yapmak, kazmak, kalemle
ilemek.
charisma [Yun.: ?]: iyilik, cazibe,
ekicilik.
chartes [Yun.: ?]: defter yapra.
chasma [Yun.: ?]: toprakta atlak, krk
yada yark.
Che [Rus.]: Rus Abecesinin 23. harfi,
[, ].
cheein [Arp.: alemi > alchemy > Yun.:
cheein: ?]: damlatmak, damtmak,
dkmek, imbikten geirmek, sv
yada suyu bir kaba dkmek.
chef [Fra.]:
1.)
ba, nder,
2.)
baa.
cheir [Yun.: ?]: el.
chele [Yun.: ?]: pati, pene.
chelidon [Yun.: ?]: kutsama, takdis.
chemo [Arp.: alemi > alchemy > Yun.:
cheein > Fra.: alchemist > chemist >
chemistrie]: Bat Dillerinde chemo-;
1.)

kimyaevi, kimyasal,
2.)
ila, ilala
anlamna gelen bir nek.
Chi
1
[Yun.: [, ]]: bak. Hi.
Chi
2
[? > Yun.: [ - & ]]:
1.)
Yunan
Abecesinin 19. harfi, [, ],
2.)
K
h

yada Chi harfi Rumcadan Trkeye
geite ounlukla (a)H olarak
okunmutur; [: (a)htapot], ama
Bat Dillerinde ise K
h
harfi olarak
okunur; [: oktopus].
chilioi [Yun.: ?]: bin.
chimaira [Yun.: ?]: kei.
chinche [sp.]: tahtakurusu.
chloros [Yun.: ?]:
1.)
yeil, yeil renkli,
yeilimsi sar,
2.)
soluk yeil, uuk
yeil.
chole [Yun.: ?]:
1.)
d, safra,
2.)
aksilik,
bela, huysuzluk, terslik.
chorda [Lat.]: ba, ip.
chorde [Yun.: chord: ?]: ba, ip.
choreia [Yun.]: dans, raks.
chorein [Yun.: ?]: ekilmek, geriye
ekilmek, kesine ekilmek.
choros [Yun.: ?]: beraber, hepbirlite.
chrisma [Yun.: ?]: ya.
Christ [Yun.: kristhos > Hristo > B.D. >
Fra.: Christ]: Hiristiyanlarca Mesih
olarak kabul edilen Nasral sa, Hz.
sa.
Christmas [Yun.: kristhos [?] > Hristo [?]
> ng.: Christ Mass > Christmas]: Hz.
sann doumunu kutlamak iin
Hiristiyan Dnyasnda 25 Aralkta
tekrarlanan kutlama zaman, [Noel].
chroma [Yun.: ?]: renk.
chrome [Yun.: chroma [?] > Fra.:
chrome]: Yunancada chrome;
1.)
renk
yada renk veren madde,
2.)
kromyum
anlamna gelen bir nek.
chromo [Yun.: chroma [?] > Fra.:
chromo]: Yunanca ve Bat Dillerinde
chromo; renk yada boya maddesi
anlamna gelen bir nek.
chronika [Yun.: ?]:
1.)
vakayiname,
tarihi olaylar,
2.)
tarihi olaylar tarihi
srasyla kaydetme.
chrono [Yun.: chronos [?] > B.D.: chrono]:
Yunanca ve Bat Dillerinde chrono;
dnem, evre, vakit yada zaman anlam
ykleyen bir nek.
chronos [Yun.: ?]: dnem, evre, vakit,
zaman.
chrysallis [Yun.: ?]: koza.
chryssos [Yun.: ?]:
1.)
altn,
2.)
altn
gibi, altn sars.
cda [Mog.]: Mool mzra.
clk: bozularak kokmu.
cmbz [Rum.: tsimpidaki > tsimpida
[] > Tr.]: [Makyaj] bir makyaj
malzemesi, ift.
crdaval [Halkdili]: uzun irit denei.
Cva
1
[Far.: civa & Lat.: hydrargyrum:
Hg]:
1.)
sv civa, sulu civa,
2.)
[Kimya]
ar, gm beyaz renkte, metalik
bir element, [Mercury, Quiksilver],
3.)

termometrelerde kullanlan madde.
cvata [tl.: chivarda]: [Teknik] somunlu
yivli demir para.
cz: ocuk dilinde ate.
Ci [tl.]: talyan Abecesinin 7. harfi, [G,
g].
cibavet [Arp. > Osm.]:
1.)
?
2.)

Osmanlda dini bir vakt iin kira
tahsilat,
3.)
Osmanlda vergi salma
ve vergi toplama.
cibayet [Arp. > Osm.]: bak. cibavet.
cibre [Rum.: tsiboyro[]]:
1.)
?
2.)

meyve posas.
cicada [Lat.]: [Hayvanbilim: Cicadis]
1.)

effaf kanatl, byk karasinee
benzeyen tc bir bcek,
2.)

austosbcei.
cicatrix [Lat.]: [Tp] yaralarn iyilemesi
ilevinde oluan elyafl doku.
cicer [Lat.]: bezelye.
cici: t pt, minyon, sevimli, irin.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 83 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Cide
1
[?]: Kastamonuya bal bir ile.
cide
2
[Lat.]: le.
cide
3
[Lat.: caedere]: Franszcada
cide;
1.)
ldrc,
2.)
ldren anlamna
gelen bir sonek.
ciere [Lat.]: barmak, armak,
seslenmek, haber vermek, hitap
etmek, isimlendirmek.
cigar [sp.]: ttn yapraklarnn sk
biimde yuvarlanmasyla yaplan iri
bir puro tr.
ciger [Far.]:
1.)
cier,
2.)
bir eyin
ortas,
3.)
cesaret, yrek.
cier [Far.]:
1.)
[Bedebilim] nefes alma
organ,
2.)
kk ve bykba
hayvanlarnn sakatat,
3.)
kalp,
yrek,
4.)
etkilenme,
5.)
birisinin
ocuu,
6.)
sevgili, yar..
cierpare [Far.: ciger + pre >
cigerpre]: ok sevilen kimse.
cihad: bak. cihat.
cihan [Far.]:
1.)
dnya, evren,
2.)

herkes, tm dnya, tm evren,
3.)

.i., [C] bu anlamda bir bayan ad.
cihangir
1
[Far.: cihan + gir > cihangir]:
1.)
dnya hakimi,
2.)
.i., [C] bir Fars
ve Trk erkek ad.
Cihangir
2
[Far.: cihan + gir > cihangir]:
1.)
s., dnya hakimi,
2.)
.i.,
stanbulda bir semt.
cihat [Arp.: cihad]:
1.)
dini sava, kutsal
sava,
2.)
dini mcadele,
3.)
cenk,
gaza, harp, kavga, sava,
4.)
.i., [C]
bu anlamda bir erkek ad, [Cenk,
Sava].
cihaz [Arp.]: alet, aparey, aygt.
cihet [Arp.]:
1.)
cenah, cihet, ky,
kenar, leb, taraf, yan, yn,
2.)
rah,
reh, sefer, srat, tarik, yol.
cik: Trkede kk, minik anlam
ykleyen bir sonek, [Kestanecik,
Minicik].
cikcik:
1.)
ku sesi,
2.)
ku yavrusu,
3.)

beyaz kum midyesi,
4.)
[Mecazi] acemi,
mez, yeni.
cila [Arp.: cil]: parlaklk, bir tr ~:
lak, laka, saykal.
cilal [Arp.: cil + l]: celi, parlak.
cilban [Arp.]: [Bitkibilim: Lathyrus sativus]
kk taneli fasulye.
cilbent [Far.: cildband]: klasr, srala.
cild [Arp.]: bak. cild.
cildband [Far.]: bak. cilbent.
cildger [Arp.: cild + Far.: ger > Far:
cildger.]: cilti, kitaplara kapak
yapan.
cilet [ng.: Gilette]:
1.)
bir marka:
Gilette,
2.)
tra ba.
cilt [Arp.: cild]:
1.)
[Bedenbilim] deri,
derm, ten,
2.)
deriden kitap d kab.
cilve
1
[Arp.]: eda, ive, naz.
cilve
2
[Arp.]:
1.)
hretin aklanmas,
2.)
[Mistik] Allahn kendisini biimlerde
gstermesi, ortaya armas, tecelli.
cima
1
[Arp.]: cinsel iliki.
cima
2
[tl.]: halat, kaln ip.
cimdall: [Giyim] bir tr oyun.
cimex [Lat.]: bcek.
cimnastik [Yun.: gymnos + ikos >
gymnastiks [?] > Fra.: gymnastique]:
1.)

beden eitimi,
2.)
kaslar gelitirmek
ve eitmek iin yaplan bedensel
hareketler.
cimnazyum [Yun.: gymnos [?] > Fra.:
gymnasium]: fiziksel eksersiz ve spor
iin gerelerle donatlm bir oda
yada kapal alan.
cimri: bitli, ekti, elisk, hasis, ksmk,
kibriti, mhst, nekes, pinti, sk,
varyemez.
cin:
1.)
[Arp.: ] varsaymsal varlk,
ecinni,
2.)
[Mecazi] hin, kurnaz.
cinai [Arp.: ciny]: cinayetle ilgili.
cinayet [Arp.]: adam ldrme, ~ ile
ilgili: cinai.
cinctura [Lat.]: kay, kemer.
cingulum [Lat.]: kemer, korse, kuak.
cindar [Arp.: + Far.: dr [?] > Far.: cindr
[?]]:
1.)
cinlerle uraan,
2.)
cinci.
cins [Arp.]:
1.)
eit, nev, nevi, tip, tr,
2.)
cinsiyet, eey,
3.)
[Dilbilgisi] cins, tr
[Gender],
4.)
aile, rk, soy, sop,
5.)
iyi
rkla ilintili.
cinsel [Arp.: cins + Tr.: el > Tr.: cinsel]:
[Yaambilim] seksel, eeysel,
yasad ~ iliki: zina, cinsel ~
gszlk: ananet, ksrlk.
cinsiyet [Arp.]: [Yaambilim] eey, seks.
cip [ABD, Jeep]: ufak motorolu tat.
cipher [Arp.: sfr > Lat.: cipher > B.D. >
Fra.: cipher]:
1.)
boluk, yokluk,
2.)
sfr
gstergesi, O.
cips [ng.: chips]: patates kzartmas.
ciranta [tl.: giranta]: [Ticaret] senedi
ciro eden.
circa
1
[Lat.]: yakn, yaklak.
circa
2
[Lat.]: Bat Dilleri ve
Frasnzcada circa; yaklak bir
zaman gstermek iin kullanlr.
circulari [Lat.]: bir daire, yuvarlak
oluturmak.
circum
1
[Lat.]: evre, evresi,
evresinden.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 84 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
circum
2
[Lat.]: Bat Dilleri ve
Franszcada circum-; evre, evresi,
evresinden anlamna gelen bir nek.
circus [Lat.]:
1.)
bir daire, bir yuvarlak,
2.)
eski Romada amfitiyatro.
ciro [Lat.: gyrus > tl.: giro]: [Ticaret]
1.)

alm satm toplam,
2.)
kae ve imza
atma, onaylama,
cirrus
1
[Lat.]: bukle bukle, lle lle,
kvrl kvrl, kvrm kvrm.
cirrus
2
[Lat. > Fra.]: [Evrenbilim]
bulutlarn pamuk bei biiminde bir
araya toplanmas.
cista [Lat.]:
1.)
gs, sadr, sine,
2.)

gs kafesi.
citare [Lat.]: armak, artmak,
emirle davet etmek.
citra [Halkdili]: benekli, noktal.
citrus [Lat.]:
1.)
turungillerden
herhangi birisi,
2.)
limon.
civa [Far.: civa]: bak. cva.
civan [Far.: cevan
2
]:
1.)
delikanl, gen,
2.)
[C] gen, delikanl anlamna bir
erkek ad.
civanmert [Far.: cevan + merd > Osm.:
civanmerd]:
1.)
gen yiit,
2.)
bke,
cesur, kahraman, korkusuz, kostak,
ampiyon, yiit.
civar [Arp.]: havali, mahal, yre.
civic [Lat.]:
1.)
kente yada ehre ait,
2.)

vatandalkla ilgili,
3.)
gelimi,
medeni, uygar.
civis [Lat.]:
1.)
kentli, ehirli,
2.)

vatanda.
civitas [Lat.]: kent, ehir.
cizvit [Fra.: Jesuit > Osm.: cizvit]:
1.)

1534 ylnda spanyol Ignatius Loyola
tarafndan kurulan sa Cemiyeti
tarikatnn yesi,
2.)
dzenbaz,
entrikac.
cizye [Arp.: czy]:
1.)
bedelini deme,
2.)
hara, kurtulmalk vergisi,
3.)
ba
vergisi, kelle vergisi,
4.)
Osmanlda
reayadan, adambana eit olarak
alnan bir vergi.
clam [Lat.]: gizli, sakl.
clamare [Lat.]: barmak, haykrmak.
clarus [Lat.]: ak, bariz, berrak.
classis [Lat.]: insan bei.
claudere [Lat.]: gizlemek, kapatmak,
stn rtmek, saklamak.
claustrum [Lat.]: kapal alan.
clavis [Lat.]: aar, ak, anahtar.
clavus [Lat.]: ivi, mh.
clemens [Lat.]: nazik, yumuak.
cliens [Lat. oul]: izleyenler, takipiler,
inanrlar.
clinare [Lat.]: bkmek, emek.
clivus [Lat.]:
1.)
eim,
2.)
tepe, ykselti.
clocca [Lat.]: an.
co [Lat.]: beraber, hep birlikte.
coacticare [Lat.]: biriktirmek, depo
etmek, ymak.
cobra [Por.]: Asya ve afrika kkenli ok
zehirli bir ylan.
cock [ng.]: horoz.
coco
1
[Yun.: kokkos [?] > Fra.: coco]:
hindistancevizi aac ve meyvesi.
coco
2
[Lat.]: kabuk, deniz kabuu.
codex
1
[Tr. & Gag.: ktk > Lat.]: aa
tablet.
codex
2
[Tr. & Gag.: ktk > Lat.]:
1.)

klasik bir metin iin elkitap,
2.)

etik ilkelere ait elkitap,
3.)
ilalarn
formllerini gsteren resm kitap.
cognescere [Lat.]: bilmek, tanmak.
cognitus [Lat.]: aina, bildik, tandk.
co [Yun.: ge []]: bak. geo.
Corafya [Yun.: ge + graphein >
geographia [] > Fra.:
gographie]:
1.)
yerkrenin yzeyi,
ktalar, iklimleri, bitkileri, hayvanlar
ve kaynaklaryla ilgilinenen bir bilim
dal,
2.)
Dnyabilgisi.
corafyac [Yun.: ge + graphein >
[] > Fra.: gographie + c]:
corafyayla uraan, corafya
uzman yada retmeni.
cohors [Lat.]:
1.)
evirme, kapamak,
kuatma, evresi kapatlm ey,
2.)

maiyet.
cola [Gney Afrika ad]:
1.)
tanelerinden
alkolsz iecek ve ila yaplan bir tr
aa,
2.)
bu zle kokulandrlm
karbonhidratl bir iecek tr,
[CocaCola, PesiCola].
colaphus [Lat.]: yumruk.
colere [Lat.]:
1.)
tarlay ekip bimek,
yetitirmek,
2.)
baka birisini
kendisine balamak.
colitis [Lat.: colon + Yun.: itis [] >
Fra.: colitis]: [Bedenbilim]
1.)
kaln
barsan iltihaplanmas,
2.)
kolit.
collequium [Lat.: com + loqui]:
1.)
bir
konu hakknda dzenlenmi
konferans yada seminer,
2.)
ayrntl
bilgi.
colleseum [Lat.]: byk bir stadyum.
colligere [Lat.]: bir araya getirmek,
biriktirmek, toplamak.
collum [Lat.]: boynun arkas, ense.
colossus [Yun.: ?]: heyula, iri,
kocaman.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 85 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
colum [Lat.]:
1.)
szge,
2.)
geren ey
yakan kii.
columbinus [Lat.]: vee benzer,
vee benzeyen.
columna [Lat.]: byk direk.
com [Lat.: cum]: Bat Dilleri ve
Franszcada com-;
1.)
ile, birlite
anlamna gelen bir sonek,
2.)
bir
noktaya toplanm, youn.
comes [Lat.]:
1.)
adet, say, miktar,
2.)

yolda, yolarkada.
comes stabuli [Lat.]: at says.
comis [Lat.]: kibar, nazik.
comitatus [Lat.]: bir kontun yarglama
hakk.
commercium [Yun.: kommercion: ?]:
alveri, ticaret.
commodare [Lat.]: mnasip biime
sokmak, uygun hale getirmek.
communicare [Lat.]: karlkl
bilgilenmek yada bilgilendirmek,
haberlemek, iletiim kurmak.
communiqu [Fra.]:
1.)
resmi devlet
iletiimi, haberlemesi,
2.)
resmi
bildiri, resmi bildirim, resmi tebli.
complex [Lat.]: bak. kompleks.
computare [Lat.: com + putare]:
saymak, hesaplamak.
comunis [Lat.]: genel, umumi.
concilium [Lat.]: danma, fikir almak,
tartma.
condere [Lat.]: gizlemek, saklamak.
conere [Lat.]: tmek, ark sylemek,
akmak,
conficere [Lat.]: hazrlamak.
congenilus [Lat.]: ile doan, ile
dnyaya gelen.
congruere [Lat.]: ayn dncede
olmak, hemfikir olmak, mutabk
kalmak, zulamak.
conivere [Lat.]: gz krpmak, iaret
etmek, imar etmek.
considerare [Lat.]: gzlemek, izlemek.
Constantine [Lat.]: [.S. 280-377] Roma
mparatorluunun [.S. 306-377] ilk
Hiristiyan imparatoru.
Constantinople [Yun.: Constantine +
polis [?]]:
1.)
Konstantinin kenti,
Konstantinkent,
2.)
Dou Roma
mparatorluunun [Bizans] bakenti,
3.)
stanbulun Bizans zamanndaki
ad.
consternare [Lat.]: dehete drmek,
korkutmak, rktmek.
consuere [Lat.]: diki dikmek, ineyle
ilmik atmak.
consuetudo [Lat.]: adet, alkanlk,
gelenek, itiyat.
consulere [Lat.]: dnmek, dnp
tanmak, kafa yormak, kafa
patlatmak, mtalaa etmek, lp
bike, , tartmak, zerinde durmak.
continentia [Lat.]:
1.)
davran, hal,
tavr,
2.)
ilgi, irtibat,
3.)
mahsl, rn.
continuare [Lat.]: bulumak,
birlemek, katlmak, birletirmek,
balamak.
contra
1
[Lat.]: kar, muhalif.
contra
2
[Lat.]: Bat Dilleri ve
Franszcada contra-; kar, ters, kar
kan, bir eye muhalefet eden
anlamnda bir nek.
contrapunto [Lat.]:
1.)
kar u, kar
taraf,
2.)
kar gr.
contrarotulus [Lat.]: kayit.
contrata [Lat.]: alan, blge, saha.
contropare [Lat.]: karlatrmak,
mukayese etmek.
contumax [Lat.]:
1.)
dikbal, dikkafal,
direngen, inat, serke,
2.)
azimli,
etin, direnli, sebatkar.
contumelia [Lat.]:
1.)
ktye kullanma,
suiistimal, kt muamele,
2.)
fesat,
zarar.
conversari [Lat.]: ile birlikte yaamak.
converse [Lat.]:
1.)
tersine evrilmi,
ters,
2.)
[C] bilinen bir Amerikan kes
tr, bez ayakkab tescilli markas.
cookie [Dan.: kock > ng.]:
1.)
kurabiye,
pasta,
2.)
[nternet] kullancnn
bilgisayarna yerletirilen, sayfalarn
tekrar kullanmnda kendiliinden
alan ufak programcklar.
coperas [Lat.: aqua cuprosa]: [Kimya]
boya ve mrekkep retiminde
kullanlan yeil demir sfat.
Copernicus, Nicolaus: 1473-1543
yllar aarsnda yaam Polonyal
gkbilimci.
copia [Lat.]: bol, ok, fazla, mebzul.
copula [Lat.]: ba.
Copy right [ng.]: bir dn, yazn
yada sanat eserinin basm, yayn
yada satnn devredilmeyen yasal
hakk.
coquere [Lat.]: piirmek.
cor [Lat.]:
1.)
kalp,
2.)
yrek.
corium [Lat.]: deri, ten.
cornu [Lat.]: boynuz.
corolla [Lat.: corona]: ieklerin ta
yapraklar, tayaprak.
corona [Lat.]:
1.)
ember, daire biimli,
halka,
2.)
ta.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 86 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
corps [Lat.: corpus > Fra.: corps]:
1.)
bir
araya gelmi toplu g, g,
2.)

topluluk,
3.)
[Askeri] kta,
4.)
[Askeri]
mfreze.
corpus [Lat.]:
1.)
klliyet, mecmua,
2.)

beden, vcut,
3.)
esas.
Corpus christi [Lat., Din]:
1.)
[Din]
Hiristiyanlkta Hz. sann bedeni,
2.)

bir yer ad.
corpus delicti [Lat., Hukuk]: asl ve elle
tutulabilir kant.
corpus juris [Lat.: corpus iuris]: [Hukuk]
kanun klliyat.
corpuscule [Lat.]:
1.)
kk btnler,
kk bedenler,
2.)
bak. korpskl.
cors [Lat.]: mahkeme.
corso [tl.: corso]: akn, hcum, saldr.
cortex [Lat.]: aa kabuu.
coruscus [Lat.]: tireyen, titrek.
corvus [Lat.]:
1.)
kuzgun,
2.)
simsaiyah
renk.
costa [Lat.]:
1.)
ee, kaburga kemii,
2.)
deniz kenar, kenar, ky, sahil.
Costa Rica [sp.]:
1.)
Ricann sahili,
Rica Sahilleri,
2.)
Orta Amerikda bir
ada lke.
coku: arzu, istek, evk, ar ~:
cezbe.
cokulu: arzuluk, ateli, istekli, evkli.
cokun:
1.)
atein, ateli, dirik,
2.)
[iir]
lirik,
3.)
[C] ateli ve dirik anlamna
erkek ad, [evki].
cota [Lat.]: tunik.
coulomb [C.A.Coulomb]:
1.)
1736-1806
yllar arasnda yaami bir Fransz
fizikisi,
2.)
bir saniyede bir noktadan
geen elektron saysnn 6,25 x 10
18
denk olduu bir

elektrik ykleme
birimi.
coup: bak. kupe.
couper [Fra.]: kesmek.
coxinum [Lat.]: yastk.
chce [?]: ?
cmerd [Far.: civanmerd]: bak.
cmert.
cmert [Far.: civanmerd > Osm.: cmert]:
1.)
korkusuz, mert, yrekli,
2.)
bol bol
veren, eli ak, selek.
cnk
1
: i., saz ozanlarnn, kendi yada
baka ozanlarn iirlerini derledikleri,
uzunlamasna alan, deri kapakl
defter, srdili.
cnk
2
[Mal.]: i., byk yelkenli.
cracy: bak. ratie.
cramp [Fra.]: burkulmu, bklm.
crassus [Lat.]:
1.)
kaba, kaln,
2.)

semiz, imen, tombul, yal,
3.)

hayvansal ya, ya.
crate [Yun.: kratos [?] > Fra.: crate]:
Franszcada crate; yesi yada
desteki anlamna gelen bir sonek
[democrate: demokrasi yanls].
craticula [Lat.]: zgara, zgara benzeri.
cratis [Lat.]:
1.)
heybe, kldan torba,
2.)

sepet ii, sepet rgs.
crayon [Lat.: creta > Fra.]:
1.)
kalem,
2.)

renkli, her trden boya kalemi.
creare [Lat.]: neden olmak, sebep
olmak, yol amak.
creatura [Lat.]: yaayan varlk, insan
yada hayvan.
credere [Lat.]: iman etmek, inanmak.
credo [Lat.: credere]:
1.)
inanyorum,
2.)

[Hiristiyanlk] akide, ament, iman,
inanma.
cremare [Lat.]: yanmak.
crena [Lat.]: entik, kertik, yiv.
crepare [Lat.]:
1.)
gcrdamak,
takrdamak, tngrdamak,
2.)
zayf
dmek, yklmak.
crescere [Lat.]: bymek, gelimek.
creta [Lat.]: tebeir.
criemen [Lat.]: akn, hcum, saldr.
crimen [Lat.]: hcum etmek,
saldrmak.
crispus [Lat.]: bukleli, kvrml, lleli.
crista [Lat.]: ensedeki ty, yele.
crucibulum [Lat.]:
1.)
lamba,
2.)
maden
eritme kab, pota.
crudus [Lat.]: ham, ilenmemi.
crusta [Lat.]: ekmek kabuu, pimi
kabuk.
crux [Lat.]:
1.)
dryol, drtyol az,
2.)

drt ulu,
3.)
ha.
crypta [Lat.]:
1.)
in, maara,
2.)
dehliz,
mahzen.
cubare [Lat.]: yatmak.
cubitum [Lat.]: eski Romada
kullanlan 18-22 in aras bir uzunluk
ls.
cucumis [Lat.]: cack, hyar.
cucurbita [Lat.]: su kaba.
cuk: Trkede kk, minik anlam
ykleyen bir sonek, [Limoncuk, Minicik].
cukka [Halkdili]: hayvan memesi.
culcita [Lat.]: yorgan.
culcita puncta [Lat.]: ili yorgan.
culmen [Lat.]: doruk, zirve.
culpa [Lat.]: eksik, gedik, hata, kusur,
zr.
culter [Lat.]: bcak.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 87 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
cultura [Lat.]: ekip bimek, ilemek,
tarlay ekmek.
cultus [Lat.]:
1.)
endie, gaile, merak,
2.)
dikkat, ihtimama,
3.)
koruma,
tedbir, nlem,
4.)
sknt, znt.
Cuma
1
[Arp.: cuma]:
1.)
toplanma,
toplanma gn,
2.)
haftann beinci
gn,
3.)
[C] bir erkek ad.
Cuma
2
[Arp.: cuma]: bak. Cuma
Namaz.
Cuma Namaz:
1.)
bak. Cuma
2
,
2.)

Cuma gnleri klanan ve vacip olan
toplu namaz.
Cumartesi [Arp.: cuma + ertesi]:
haftann altnc gn.
cumhur [Arp.]:
1.)
ahali, halk,
kalabalk, topluluk,
2.)
[C] bir erkek
ad.
cumhurbakan [Arp. + bakan]:
reisicumhur.
cumhuriyet [Arp.]: halkn ynetimi,
[republic].
cumhuriyetperver [Arp.: cumhuriyet +
Far.: perver > Far.:
cumhuriyetperver]: cumhuriyer
sever, cumhuriyet taraftar.
cumulare [Lat.]: birikmek, istiflemek,
tepe yapmak, ymak, ylmak.
cumulus [Lat.]: bek, yn.
cunda [tl.: zonta]: [Denizcilik] seren
yada bumbann ucu.
cuneus [Lat.]: ivi, kama, ksk, takoz.
cunta [Lat.: jungere > sp.]: bak. junta.
cupa [Lat.]: ko, ko ba, tos.
cupiscere [Lat.]: arzu etmek, istemek.
cuprosa [Lat.]: bakr, bakra.
cura
1
[zTr.]:
1.)
[Mzik] balama,
tambur,
2.)
[Halkdili] kk atmaca
kuu,
3.)
[Halkdili] gelimemi, ufak
tefek.
cura
2
[uv.: kural > Lat.]:
1.)
koruma,
muhafaza,
2.)
bakma, ihtimam
gsterme, ilgilenme, zen, zen
gsterme.
curare [uv.: kural > Lat.: cura]:
bakmak, ihtimam gstermek,
ilgilenmek, zen gstermek.
Curie, Marie: [Fra.]: 1867-1934 yllar
arasnda Fransada yaam Polonya
asll bir kimya biliminsan.
currere [Lat.]: komak.
curriculum [Lat.]: yarma kursu.
cursor
1
[Lat.]:
1.)
koucu,
cursor
2
[Lat.]: [Bilgisayar] imle.
cursus [Lat.]:
1.)
ak, cihet, istikamet,
yn,
2.)
gidi, izlenecek yol, rota, yol.
curtus [Lat.]: ksa.
curvus [Lat.]: bent, dirsek, eim, ke.
cuspis [Lat.]: keskin ulu.
custos [Lat.]: beki, koruyucu,
muhafz.
cuticula [Lat.]: deri.
cbbe [Arp.: cbb]: bak. cppe.
cbile [Lat.: jubilium > Fra.: jubilet]:
1.)

kutlama,
2.)
profesyonel meslekten
elenceli kutlama treniyle ayrlma.
cce:
1.)
boyu ksa,
2.)
[Bitki] bodur,
ksa boylu.
cmb [Rum.: symposio [] >
tsimpoysi [] > Fars.: cunbis >
Tr.]:
1.)
[Mzik] bir mzik gereci,
2.)

ikili sazl elence.
cmle [Arp.: ? > []]:
1.)
hepsi,
2.)

[Dilbilgisi] tmce, ~ bilgisi: sentaks.
cneyd [Arp.]: bak. cneyt.
cneyt [Arp.: cneyd]:
1.)

2.)
[C] bir
Mslman ve Trk erkek ad.
cppe [Arp.: cbb > cbbe]:
1.)
kolsuz
uzun erkek giysisi,
2.)
hukuku,
imam, profesr ve yarg giysisi.
cret [Arp.: cra > cret]:
1.)
korkusuz
olma, yrekli olma,
2.)
cesaret,
yrek.
cretkar [Arp.: cra > cret + Far.: kr >
Far.: cretkr]:
1.)
korkmama,
ylmama,
2.)
atak, yrekli.
cz [Arp.]:
1.)
blm, ksm,
2.)

Kurann 1/13 blm, ayr ciltlenmi
Kuran,
3.)
kitap yada kitapn ayr
baslm srm, fasikl,
4.)
[Fizik]
atom,
5.)
[Geometri] derece,
6.)
[Metrik]
ayak,
7.)
[Mistik] tm evrenin ayrlmaz
paras. .
czam [Arp.]: [Tp] czzam, lepra.
czi [Arp.: czi]:
1.)
az bir ey, nemsiz
bir miktar,
2.)
bireysel, evrensel
olmayan, genel olmayan,
3.)
ksmi,
tikel.
Czzaml [Arp. + l]: [Tp] alaten.
cyan [Yun.: kyan [?]]: Franszcada cyan-
; koyu mavi, lacivert anlamnda bir
nek.
cyano [Yun.: kyano [?]]: Franszcada
cyano-; koyu mavi, lacivert anlamnda
bir nek.
cyclo [Yun.: kyklos []]: daire yada
teker anlamna gelen bir onek.
========== =========

1
: Trk Abecesinde 4. harf.

2
: [: tse]; Yunan Abecesinde
Trke [, ] harfinin yazl.
aba:
1.)
efor, gayret,
2.)
mcadele,
savam.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 88 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
abalama: gayret etme.
abalamak: gayret etmek.
abucak: acilen, hemen, tez elden.
abuk: acele, acul, alamint, ivedi,
sratle, tez.
aa [Rum.: tsa [] & theia [] > tl.:
zia > Bul.: tsitsa > Osm.: ?]:
1.)

genelevlerde yardmc kadn,
2.)

[Denizcilik] eski gemici.
aaron [tl.: chiachierone]: enesi
dk, ok konuan, geveze.
adr [Far.: ader]:
1.)
tende, kaln
kumatan, korugan,
2.)
arg, oba,
ota, otak,
3.)
bir tr pelerin benzeri
stlk,
4.)
gnelik, emsiye, gebe
~: ergi, ota, otak, ssl ~:
kameriye,
a: devir, dnem, periyot, zamane,
aa [Halkdili]: bebe, ocuk.
aanoz [Rum.: tasagans [] >
Tr.]: bir eit yenge.
ada: asri, modern, muasr.
arma: nida, seslenme.
ala:
1.)
ham yemi,
2.)
[C] bir Trk
bayan ad.
alar: devirler, edvar, zamanlar.
ar:
1.)
davet,
2.)
mesaj,
3.)
[C] bir
Trk erkek ad, sermaye arttrm
~s: apel.
ak [Far.]:
1.)
gedik, yark, yrtk,
2.)

kesinlikle,
3.)
gn aarmas.
akal [Far.: agl]:
1.)
Bat Dillerine
Trkeden girmitir [jackal],
2.)

[Hayvanbilim: Canis aureus],
3.)

[Mecazi] aalk, dzenci, kurnaz,
yalanc.
akaloz [Ark.: ? > Osm.]: akl ta atan
top.
akar: [Denizcilik] denizdeki kk
fener.
akl: k cep ba, ~ yol: banket,
akr [Halkdili]:
1.)
mavi gzl,
2.)
mavi
renkli bir avc ku.
akma [Halkdili]: ban.
akmakl: eski zaman tfei.
akr [Far.: akr]:
1.)
erkek alvar,
2.)
bir tr erkek alvar,
3.)
ku ve
kua benzer hayvanlarn
ayaklarndaki ss ty.
al
1
[Halkdili]: kel, aasz tepe, [alky,
Kseky ile ayn anlamda].
al
2
[Halkdili]:
1.)
kel, aasz tepe,
2.)
?
alacak: yourt mayas.
alapa [?]: [Bitkibilim: I pomoea]
gndzsefas, kahkaha iei.
alapaa [Far.]: zorla yrtmek.
alene: boboaz, carcar, enen,
enebaz, geveze, lafazan.
alg: [Mzik] mzik enstrman, ~
Aletleri: Alto (Byk Keman), Armonika,
Arp. ( Telli Saz), Balama (Cura, Tambur),
Balalayka (Rus Saz), Bas Klarnet, Batari,
Boru, Buziki, Cura (Balama, Tambur), ello,
enk (Eski Trk Saz), Davul, Dmbelek
(Darbuka), Darbuka (Dmbelek), Flavta (Flt),
Flt (Flavta), Gitar, Laterna, Kanun, Kaval,
Keman, Kemene, Klarnet, Ks, Lavta, Mzka,
Nakkare, Ney, Obua, Piyano, Saksafon, Saz,
Tambur (Balama, Cura), Tar, Tef, Timbol, Ut,
Violin, Zurna, bir tr org: laterna, bir
Yunan algs: Buzuki, nefesle
alnan ~: boru, ney fleyici:
neyzen, telli bir ~: ut, ut benzeri ~:
lavta.
al [zTr.: alu]:
1.)
odunsu bitki,
2.)

ahududu brtlen, vb kk, dallar
dibinden atallanan, saplar odunsu
biimli olan bitki, dikenli bir ~:
geven.
alk [zTr.]:
1.)
eimli, kvrk, yan,
2.)

yan yan giden.
alm:
1.)
afi, caka, fiyaka, gsteri,
racon,
2.)
[Spor] ayaktopunda bir
oyun, .
alkan:
1.)
geyretke, gayretli,
2.)

aktif, etkin, faal, hareketli, ilek.
alma:
1.)
emek, mesai,
2.)
i,
meslek, zenli ~: emek.
alkanma: (deniz) alkant,
dalgalanma.
alkant: alkanma, dalgalanma,
alma:
1.)
araklama, arma, yrtme,
2.)
[Mzik] bir mzik gerecini alma.
almak:
1.)
araklamak, armak,
yrtmek,
2.)
[Mzik] bir mzik
gerecini almak.
alpara: [Mzik] parmaklara taklan zil.
am: [Bitkibilim: Pinus] bir aa tr,
srekli yeil aa tr, ~ trleri:
Alaam, ~ yapra: ibre, ~ sakz:
akndrk, akma, balsam, reine, ~n
zsuyu: yalamuk.
amar [Fra.: cameuy]:
1.)
i kyafet,
kirli giysiler.
ambrel [Fra.: chambre dair]:
1.)

havaodas, haval blme, haval
ksm,
2.)
[Otomotiv] i lastik.
ama [Halkdili]: [Balklk: Leuciscus
rutilus] bir rmak bal.
amur:
1.)
i., sulu toprak,
2.)
s., arsz
sulu,
3.)
i., bir tr har.
an: i., [Teknik] kampana.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 89 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
anak [Rum.: tsanaki [] > Tr.]:
1.)

ortas ukur kap, yayvan kap,
derince ~: kase,
2.)
anten,
anakkale [Rum.: Hellespontos [?],
Dardenelles, Osm.: Biga, Kale-i
Sultaniye]: [17], Trkiyede bir kent.
ankr [Rum.: Gangra [?], Osm.: ankr,
angr, engiri]: [18], Trkiyede bir
kent.
anta: i., para tama kab.
ap:
1.)
[Geometri] daire evresi, kutur,
2.)
byklk,
3.)
l, lek, silahta
~: kalibre.
apa
1
[?]: i., [Tarm] bir tarm arac.
apa
2
[tl.: zappa ?]: i., [Denizcilik] gemi
demirleme gereci.
apaul [Far.: ?]: bakmsz, dzensiz,
pasakl.
apaulluk [Far.: ? + luk]: giyimine
zen gstermeyen.
apar [Ark.]: iek bozuu yz.
apari [tl.: chiapparei]: i., bir takm.
apkn: s., zampara.
apla: i.,maden kazma kalemi.
apraz [Far.: ep rast > Osm.: apraz]:
1.)
sol-sa,
2.)
ters, travers,
3.)
olta
inesi.
apul: talan, yama.
apula [Far.: pacla]: [Dokuma] bir tr
deri ayakkab.
apulcu: talanc, yamac.
aput [Far.: cabut]: paavra.
ar [Lat.: caesar > Rus.: are []]:
1.)

bey, han, kaan, kral, reis, ef,
hakan, kaan, kayser, kral,
2.)
Rus
kral.
arube [Far.]: at, gergef, kafes.
ardak [Far.: artak]: kameriye.
are [Far.: re]:
1.)
daru, deva, em,
ila,
2.)
zm,

umar.
aresiz [Far.: re + siz]: biare,
umarsz,
argah [Far.: rgah: ?]:
1.)
?
2.)
Klasik
Trk Mziinde bir makam.
arh [Far.]: i.,
1.)
dairesel devinim,
2.)

daire, dng, teker.
ark: [Giyim] i., ayakkab, papu.
ark [Far.: arh]: i.,
1.)
dairesel devinim,
2.)
daire, dng, teker,
3.)
pervane.
arka [Osm.]: i., Osmanllarda nc
grevi.
armh [Far.: ar + meh > armih > Osm.:
armh]: i.,
1.)
drt tahta ivi,
2.)

[Hiristiyanlk] ha, istavroz.
arpan bal: i., barsam.
arpk: s., yamuk.
arpma: i.,cenk.
arpma:
1.)
[Saybilimi] saylar arpm
ilemi,
2.)
[Mecazi] alma, gasp,
soyma,
3.)
[Balklk] byk olta inesi.
araf [Far.: areb]: i., [Dokuma] yatak
rts.
aramba
1
[Far.: er + enbih]:
1.)

Farsa anlam drdnc gn,
2.)

haftann nc gn.
aramba
2
[Far.: cr + embe]:
Samsuna bal bi ile.
ar [Far.: arsu]: i.,
1.)
alan, pazar
meydan,
2.)
drtyol, drtyol az,
3.)

alveri alan,
4.)
dkkan yada
pazarn bulunduu blge,
5.)
ehirii.
a [Far.: ]: tadna bakmak, tatmak.
atal: i.,
1.)
boyunduruk, yeke,
2.)
bir
yemek gereci.
atana [tl.: ?]: [Denizcilik] kk vapur.
atapat:
1.)

2.)
fiek.
at:
1.)
evin st ksm, dam, ruf, ~y
rten ince tabaka: balar,
2.)
[Yazn]
roman kurgusu.
atlatmak: akln karmak.
atma: i.,
1.)
atmak eylemi,
2.)

[Askeriye] tfekleri apraz tutma,
3.)

[Dokuma] bir tr demelik kuma.
atra patra [Rum.: stsi ki stsi [
] > Tr.]: at pat.
av [zTr.]: i.,
1.)
ses, n, haber,
2.)

[Halkdili] at, eek vb. hayvanlarn
erkeklik organ.
avlan: i., [Evrenbilim] elale.
avu: i.,
1.)
sorumluk kii,
2.)

Osmanlda eitli ileri yapan
grevli,
3.)
[Askeriye] manga
komutan,
4.)
askeri okullarda snf
bakan, ~ kuu [Kubilim]: ibibik.
ay
1
[zTr.]: i.,
1.)
kk akarsu,
2.)

[Evrenbilim] dereden byk, nehirden
kk akarsu.
ay
2
[in.: a> Far.: ]: i.,
1.)
[Bitkibilim:
Camellia sinensis],
2.)
yapraklarndan
iecek yaplan bir a' bitkisi,
3.)
bir
tr iecek, ~daki etkin madde:
tein, ~n tav: dem.
ayan [yan]: akrep, zehirli bir bcek.
aydara: algl bir halk oyunu.
aydanlk [Far.: ay + dn + lk]:
1.)
ay
piirme kab,
2.)
ay piirme kab.
ayr:
1.)
stnde gr ot biten dz ve
nemli yer,
2.)
imen, ot, Ekvador
~lar: savana.
aykara [Halkdili]: eme, kaynak,
kaynaksuyu, memba, pnar.
e [?]: tahl yn.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 90 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
ee: [Fra.: ts-ts] [Hayvanvilim:
Gossania] uyku sinei.
een [?]: Kafkasyada bir Trk ulusu.
eenistan [?]: Rusya
Federasyonunda bir zerk Trk
lkesi, [Checnia].
edar [ng.: cheaddar > cheddar]: bir tr
sert ama yumuak peynir.
emel [zTr.]: yay biiminde olan.
ehre [Far.: ]: sima, surat, yz.
ekek: [Denzicilik] kayn karaya
ekildii yer.
ekemez: kskan.
ekemezlik: i., kskanlk.
eki: i., bir arlk ls.
ekici: s.,
1.)
ekme iini yapan ara,
2.)
albenili, alml, cazip, frapan.
eki: i., ivi akma gereci.
ekili: ad ekme, keide, kura.
ekilme:
1.)
bir eyden uzaklama,
2.)

gerileme, ricat,
3.)
istifa,
4.)
denizin
yada gln geri ekilmesi.
ekilmek: f.,
1.)
bir eyden
uzaklamak,
2.)
gerilemek, ricat
etmek,
3.)
istifa etmek,
4.)
deniz yada
gl geri ekilmek.
ekim: i., alm, cazibe.
ekimci: i., [Sinema] yapmc.
ekince [YTr.]: i., itiraz kayd,
mahzur.
ekingen [YTr.]:
1.)
muhteriz,
2.)

korkak, kre, namert, rkek.
ekinik: resesif.
ekinme: korkma, perva, panik,
trsma, rkme, rk.
ekirge [zTr.]: [Hayvanbilim: Acridium]
birok tr olan bir bcek.
ekime:
1.)
rekabet, yar,
2.)
arbede,
ngar, dala, dv, hengame, hr,
kavga, muaraza, niza, patrt.
ekitirme: dedikodu, kov, yerme.
ekitirmek: dedikodu yapmak, kov
yapmak, yermek.
ekmece: srme.
ektirme: [Denizcilik & Sava] Osmanl
mparatorluunda sralar halinde
krekilerin ektii bir sava gemisi,
ektirme, galley.
ekl [?]:
1.)
?
2.)
bir duvarc gereci,
akul.
ekyat: i., kanape.
eln [Far.]: kl.
elenk [?]: iekten halka.
ello [tl.: ?]: i., [Mzik] bir al ad.
eltek [?]: i., oban yama.
eltik [?]: i., pirin.
embalo [Rum.: > kympalon []
Lat.: cymbalum > tl.]: i., [Mzik]
klavsen.
ember [Far.]: i., [Geometri] daire,
halka, ~ izme gereci: pergel.
emen [Erm. > Far.]: i.,
1.)
kimyon,
2.)

pastrma harc yada macunu.
enen [Halkdili]:
1.)
s., boboaz,
carcar, alene, geveze, lafazan,
2.)

i., dinlenmeye braklan tarla.
enebaz [Far.: ene + bz]: s.,
boboaz, carcar, alene, enen,
geveze.
engel [Far.: ?]: i.,
1.)
bklm metal,
2.)
kanca.
engi [Far.: eng]: i., dans eden kadn,
dansz.
enk [Far.: eng]: i., [Mzik] eski Trk
saz.
entik: i., etele, izik, kerte.
entme: i., soan dorama.
ep [Far.]: i.,
1.)
sol, sol taraf,
2.)
solak.
eper [Far.]:
1.)
it, duvar, kafes,
2.)

[Bedenbilim] zar.
epni: .i., Ouz Trk boyu.
era: i., ra, kandela, mum, em.
ereve [Far.: r be > rbe]: i.,
1.)

drt ubuk, drgen, drtke,
2.)

at, gergef, kafes,
3.)
resim yada
tablo korumas, karton ~: paspartu.
eri [zTr.]: i.,
1.)
ilgin eyler, giysi
malzemeleri satan kk dkkan,
tuhafiyeci,
2.)
bu ileri yapan esnaf.
erge [Rum.: ]: bak. ergi.
ergi [Rum.: [?]]: i.,
1.)
basit adr,
2.)

ingene adr,
3.)
gebe adr,
4.)

Osmanlda ordunun konaklad
yerde kurulan ota .
eri [zTr.]: i., [Askeri] asker, er,
leker, nefer.
ermik [Rum.: ?]: i., akarca, ermik,
lca, kaplca, termal.
eit [Far.: ede]:
1.)
lezzetlik,
tadmlk,
2.)
cins, nev, nevi, tip, tr.
eitler [Far.: ede > eit + ler]: .i.,
cinsler, enva, neviler, tipler, trler.
em [Far.]: ayn, gz, oculus, ophta.
eme [Far.: em]: kurna, musluk, ~
zvanas: masura, sevap ~si:
hayrat, sebil.
eni [Far.: n]: i., tat, tadmlk.
ete [Bul.: eta > etnik]: [Hukuk] i.,
yasad silahl birlik.
etele [Rum.: schedion [] > egkope
[] > Lat.: schedula > tl.: cdola >
Tr.]: i.,
1.)
entik, izik, kerte,
2.)

Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 91 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
bilgi kayd, alacak-verecek kayd,
3.)

barem, skala.
etin: s.,
1.)
dayankl, hain, sert,
2.)

[] dayankl, hain, sert anlamna bir
erkek ad.
evik: s., atik.
evirge: i., [Elektrik] alter.
evirme: i.,
1.)
bir dilden dierine
tercme,
2.)
(tavuk) evirme,
3.)

(Janadram, polis) evirme,
evirmek: f., bir dilden dierine
tercme etmek.
evirmen: i., dilma, tercman.
evre: i., yakn evre, etraf, ortam,
vasat.
evrebilimi: i., Ekoloji.
evrinti: i., anafor, burga, erim,
girdap, su evrintisi.
eyiz [Far.: cehiz]: dr.
ban: [Tp] apse, akma, karha, yara.
r: janr, stil, tarz, slup.
t [zTr.]: t, peynir.
lk: feryat.
karma: elde etme, istihsal.
knt: kk kabarck, prtk.
k:
1.)
[Spor] depar, start,
2.)
[Askeri]
sorti.
kt [zTr.]: kt, peynir.
kma:
1.)
yukar doru k,
2.)

skarta, ikinci-el malzeme,
3.)

akdalk, kma, flrt, kz-erkek
arkadal.
krk [Far.: cehre]: dnen teker,
kasnak.
krkn [Halkdili]: bir tr rdek.
ma [tl.: cima]:
1.)
halat, kaln ip,
2.)

[Denizcilik] halat ucu.
n: doru, gerek, hakikat, hakiki,
reel.
ngar [Rum.: tsingra [] > Tr.]:
arbede, ekime, dala, dv,
hengame, hr, kavga, muaraza, niza,
patrt.
ngrak [Far.]: kk zil, [ngrakl
ylan].
pa [tl.: cipo]: [Denizcilik] halat ucu.
plak [zTr.]:
1.)
cblak, cbldak,
2.)

ari, n, torlak, ryan.
ra [Far.: era]:
1.)
am aacnn
reineli blm,
2.)
alev almaya ve
yanmaya uygun,
3.)
era, kandela,
mum, em,
4.)
[Mecazi] ra gibi
yanmak.
ra [Far.: era]:
1.)
k,
2.)
kandil,
lamba, mum vb. k veren gere.
ra [Far.: rag]: kandil.
rak [Far.: ira]: kalfa.
rakma [Far.: irapa]: amdan.
ta:
1.)
ince dilimlenmi tahta,
2.)

dzgn tahta.
tar [Halkdili]: bir tr kuma, tar.
t pt: cici, minyon.
vgar [Rum.: kseugarion [] >
kseugari [] > Tr.: cvgar]: bir
hayvann nne baka bir hayvann
balanmas.
i [tl.]: talyan Abecesinin 3. harfi, [C,
c].
iek: i., [Bitkibilim:] ~ten halka:
elenk, ~ yetitirme kab: saks,
~trleri: Aelya, A iei (Zakkum),
Akamsafas, idem, Dalya (Yldz iei),
Gl, Hanmeli, Lale, kamilya (Japon Gl),
Kasmpat, Krizantem, Manolya, Melisa
(Oulotu), Meneke, Nifer, Oulotu (Melisa),
Papatya, Pat, Smbl, ebnem, Yediveren,
Zakkum (A iei), Zambak, Yasemin,
iero [Lat.: Cicero]: .. 106-43 yllar
arasnda yaam eski Romal bir
devletadam ve hatip.
ihol [Halkdili]:
1.)
armut, ceviz, incir
benzeri meyvelerin iplie dizilmi
kaklar,
2.)
meyev kak.
ift [Far.: cuft]: i.,
1.)
e, ikiz, iki ba
kz,
2.)
ikili,
3.)
kar-koca,
4.)
kk
maa, cmbz.
ifti [Far.: cuft > ift + i]: i.,
1.)
iki ba
kzle topra kazan,
2.)
ekici,
renber, tarmc, ziraat, ~nin
yanndaki ii: yanama.
iftilik [Far.: cuft > ift + ilik]: tarm,
ziraat.
iftlik [Far.: cuft > ift + lik]: i., tarmclk
yapma, toprakla urama, ~
grevlisi: kahya.
i: az pimi.
ide: bak. hnnap.
ie [Halkdili]: ceviz ii.
iklet: jiklet, pelesenk, sakz.
ikolata [tl.: cioccolata > Osm.: okalata
> ikolata]: kakaolu bir tatl.
il:
1.)
yzdeki benekler,
2.)
da tavuu,
iln [Far.]: demir.
ile [Far.: ille]:
1.)
ac, dert, elem, esef,
gam, kasvet, kasavet, kayg, keder,
tasa, teessr, znt,
2.)
rg iplii
yuma.
ilingir [Far.: iln + gr > ilngr]:
1.)

demirci, demir ustas,
2.)
anahtarc.
illi: yz benekli.
imen [Erm.: emen]: ayr, yeil otlar.
imento [Lat.: caementum > tl.:
cemento]: bir har ana malzemesi,
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 92 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
in [Arp.]: Asyada byk bir lke,
[Communist Chine], ~ tapna:
pagoda.
inilla [sp.: chinche > ng.: chinchilla]:
1.)
Gney Afrika kkenli kk bir
kemirgen, tavana benzer bir
hayvan,
2.)
bu hayvann yn yada
bu ynden yaplma dokuma.
ingene [Rum.: tsiggana > tsigganos
[ > ] > Tr.]:
1.)

Hindistan'dan ktklar sylenen,
dnyann eitli yerlerinde yaayan
bir topluluk, kpti,
2.)
bu topluluk
yesi,
3.)
Trkiyede kendilerini
Roman olarak anarlar,
4.)
dier
dillerde [igan, ingan, Gypsy, Kipti,
Tsigane].
ini [Far.: in]:
1.)
inli,
2.)
inden
gelen yada ine ait,
3.)
in usul,
tarz yada kltren gre yaplm,
4.)
resimli fayans.
inko [tl.: zinco, Lat.: zinc: Zn]:
1.)

tutya,
2.)
mavimsi beyaz renkte olan
sert bir element.
ipil [Rum.: tsimpla [] > Tr.]:
1.)
?
2.)
kirpiksiz gz.
ipura [Rum.: tsipoura [] &
tsippura [] > Tr.]: [Balklk:
Sparus aurata] bir balk tr.
ir [Halkdili]:
1.)
meyve kurusu,
2.)

kays, erik, zerdali vb. meyvelerin
kurusu.
ira [Far.]: kalfa ?.
irapa [Far.]: amdan ?.
iri [Far.: sir]:
1.)
unundan tutkal,
yaptrc yaplan bir bitki,
2.)
tutkal,
yaptrc.
irk [Far.]: kir, pas, pislik.
irkef [Far.: irk + b > irkb]:
1.)

kirlisu, pissu, lam,
2.)
bulakan ve
iren kii.
irkin [Far.: irk + n > irkn]:
1.)
kirli,
pasakl, pis,
2.)
aksi, hrn, huysuz,
kaknem.
iroz [Rum.: tsiros [] > Tr.]:
1.)

kurutulmu balk,
2.)
ok zayf kimse,
klk.
is [?]: kudret helvas, zsu.
ise [Halkdili]: [Evrenbilim] ince yamur.
i [Halkdili]: idrar, sidik.
it [zTr.]:
1.)
al rpdan duvar,
2.)

bahe duvar, bari, bark.
ita [Hin.: citra > ng.: cheetah]: bir tr
benekli maymun.
itar [Halkdili]: [Dokuma]
1.)
bir tr
kuma,
2.)
itari.
itari [Halkdili]:
1.)
[Balklk] klkl bir
balk,
2.)
ipek ve pamukla dokunan
bir tr izgili kuma, itar.
itmik: zm salkmn kk dal.
ivi [zTr.]:
1.)
sivri ulu demir,
2.)

[Teknik] mh, byk ~: enser, mh.
iy [zTr.]:
1.)
doadaki slaklk, nem,
slaklk, yalk,
2.)
[Hava Durumu]
ebnem.
izgi: izik, hat, yiv, uzaklaan ~ler:
izi [ng.: cheesy]: peynir gibi, penyiniri
andran.
izik: i.,
1.)
entik, etele, kerte,
2.)

izgi, hat, yiv,
3.)
izilmi,
zedelenmi,
4.)
[Mecazi] kafay yemi.
izme: i.,
1.)
izme ii,
2.)
bot, ~ ksa:
edik,
oban [Far.: bn > bn > Osm.:
oban]: i.,
1.)
ky ynetici, bey,
nder, reis,
2.)
davar yada sr
otlatan kii, srtma, ~ giysisi:
kepenek, ~ yama: eltek, ba ~:
eke, ~ trks: eglog, ~ kpei:
karaba,
obanlama [Far. + lama]: i., [iir]
pastoral.
obanpskl i., [Bitkibilim: I lex
aquifollum]:
ocuk [zTr.]: i.,
1.)
hereyin kk
olan, kk,
2.)
bala, bebek, bzdk,
aa, velet, ~ hastalklar:
Bomaca, Kzamk, ~ ayakkabs:
patik, ~ dilinde ate: cz, ~
dourtan kadn: ebe, ~ doktoru:
pedagog, ~ elbisesi: kundak, ~
oyunlar: krebe, seksek, ~
trks: ninni, ~ yata: beik, ~
yemei: mama, ~ yuvas: kre,
ocukbilimi: pedagoji, kk ~:
sabi, kk ~lar: sbyan, kk
sevimli ~: yumurcak, rahimdeki ~:
cenin, tombul ~: apalak, yaramaz
~: afacan, yumurcak, arsz sokak
ocuu: kopil,
oalma: i., artma, reme, zam.
oalmak: f., artmak, remek, zam
yapmak.
oaltma: artma, artrma, reme,
zam.
ounluk: ekseriyet.
ounlukla: ekseriyetle.
ok: ziyade, daha ~: ziyade.
okal [Ark.]: savalarda giyilen zrh.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 93 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
olpa [Far.: ?]:
1.)
aya sakat, aksak,
topal,
2.)
[Mecazi] acemi, beceriksiz,
eli ie yakmayan.
olpan [?]:
1.)
oban Yldz, Greklerde
Eros, Romalalrda Venstr,
2.)

oban Yldz anlamna bayan ad,
[Eros, Vens].
or:
1.)
dert, hastalk, illet, maraz,
mazara,
2.)
znt,
orak: kurak, verimsiz, ~ yer
[Corafya]: verimsiz, tozlak,
orap [Arp.: crb]: [Dokuma] ayaa
giyilen giysi, ksa ~: soket, ~ ba:
jartiyer.
orum [ourum]: [19], Trkiyede bir
kent.
otana [tl.: ?]: [Denizcilik] istambot,
kk vapur.
otira [?]: [Balklk: Balistes capriscus]
bir tr balk.
otra [Rum.: tsotra [] > Lat.: cotyla
> tl.: citola > Rum.: ciutur [] ]:
aatan yaplma su kab, bardak.
kelek [Halkdili]:
1.)
[Gda] ekimik,
kesik,
2.)
tortu.
kelti: posa, tortu.
lemerik [?]: ?
mlek [zTr.]: toprak kap, tencere.
rek [zTr.]: bir hamur ekmei,
yal ~: ama.
rten [Halkdili]: [Yapm] dam
evresindeki oluk.
rt [Halkdili]: deirmende buday
teknesi oluu.
zmlemeli: analitik.
ubuk [zTr.]:
1.)
krpe dal,
2.)

denek,
3.)
ttn ime gereci,
4.)

[Dokuma] kumata dz izgi,
5.)

[Denizcilik] bir yelken direi.
uha [Far.: chukha > Osm.: uha]:
1.)
bir
tr ynl kuma,
2.)
[Dokuma] tysz,
ince, sk dokunmu yn kuma.
uhane
1
[Far.: chukha + hne >
uhahane]: uha kuma dokuma
fabrikas.
uhane
2
[Far.: chukha + hne >
uhahane]:
1.)
zmitte Osmanl
zamanalrnda askeri niformalk kuma reten
uha Fabrikas,
2.)
bugnk Kullar-Doantepe
arasnda kalan Deniz Askeri Birlii alan.
uka [?]: [Balklk]
1.)
iri tekir bal,
2.)

Akdeniz, Marmara ve Karadeniz'de
yaayan tekirlerin irisi.
ukulata [Mek.Y.D.: chocolatl > ng.:
chocolate]:
1.)
kavuralmu kakao
ekirdeklerinden elde edilen madde,
2.)
bu maddeden yaplm ekerleme,
3.)
ikolata renkli.
ukurova [Clilcia]: ?
ul [Arp.: cl]:
1.)
kldan yaplma kaba
kuma,
2.)
hayvan rts,
3.)
[Mecazi]
giyim kuam.
ulha [Far.: julaha]:
1.)
bez dokuyan
kii,
2.)
el tezghnda bez dokuyan
kimse.
ulluk [Halkdili]: [Kubilim: Scolopax
rusticola] bekas.
ulta [?]: eyer rts,
un [Far.: n]:
1.)
nasl?,
2)
ayn,
benzer, gibi,
3.)
nezaman?
4.)
den
dolay, -d iin, neden, sebep.
uka [Bul.]: ac biber, karabiber.
uval [Far.: juval > Osm.: uval]:
1.)

kldan rme, kaba kuma,
2.)
tahl
saklama torbas, kldan byk ~:
harar.
uvaldz [Far.: juval + duz > Osm.:
uvaldz]:
1.)
uval vb. dokumalar
dikmekte kullanlan, ucu yass ve
eri, byk ine,
2.)
byk ine.
n [Far.: n]: bak. un.
nki [Far.: n + ki > nki]: bak.
nk.
nk [Far.: n + ki > nki > Osm.:
nk]: u sebeple, undan dolay,
zira.
rk [zTr.]:
1.)
bere, bertik, ezik,
yara,
2.)
rm,
3.)
aslsz, fos,
temelsiz,
4.)
[Askeriye] bedenen
kusurlu.
rme:
1.)
bozulup dalma,
2.)

dayanklln, salamln yitirme,
3.)
bedende bere olumas,
4.)
[Mecazi]
yalanma,
5.)
[Mecazi] kantsz ve
dayanaksz kalma, eriyip ~: eprime.
rmek:
1.)
bozulup dalmak,
2.)

dayanklln, salamln yitirmek,
3.)
bedende bere olumak,
4.)
[Mecazi]
yalanmak,
5.)
[Mecazi] kantsz ve
dayanaksz kalmak, eriyip ~:
eprimek.
========== D =========
D
1
: Trk Abecesinde 5. harf.
D
2
: : Yunan Abecesinde Trke [D, d]
harfinin yazl.
D
3
: Romen rakamlar ile 500 (beyz)
says.
D
4
[tl.: Di]: talyan Abecesinin 4.
harfi, [D, d].
da [Rus.]: evet.
daa [Rus.: daa []]:
1.)
krevi,
2.)

SSCB zamannda devlet yetkililerinin
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 94 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
sahip olduu, kaardeniz kylarndaki
malikane.
Dadaclk: i., Dadaizm.
dadanmak: sk sk istemek.
dad [Far.: dd]: halayk, taya.
daemon [Yun.: daimon > B.D. > ng.]:
1.)

koruyucu ruh,
2.)
eytan,
3.)
[nternet]
mail alveriinde kendiliinden yant
veren sistem.
da
1
: i., [Evrenbilim] yerkrenin
kntl, yksek yerleri, yksek tepe,
~ evi yada ~ konutu: ale, ~
krlanfc: ebabil, ~ lalesi: anamon,
~ trks makam: dai, iki ~
arasndaki srt: senir, ~
doruklarndan akan sel: kayan,
~n en yksek yeri: kerempe,
da
2
: i.,
1.)
demir damgas,
2.)
bir
dvme tr.
daar [Rum.: dagari [] > Far.: daar
?]: az dar, alt yayvan toprak kap.
daarck [Rum.: dagari [] > Far.:
daar + ck]:
1.)
deri torba,
2.)
bilinen
ark says,
3.)
bellek, hafza.
daclk: alpinizm.
dank: afal, dandini, dzensiz,
kark, savruk, akn, tarumar.
datc: [Ticaret] bayi, distribtr.
datma: nfuz, neretme, yaynlama,
yayma, yaylma.
dai [Arp.: da]: da trks makam.
dalalesi [da lalesi]: [Bitkibilim:
Anemone vulgaris] anemon.
dalama: kzgn demirle damgalama,
dalamak: kzgn demirle
damgalamak.
dahi [Arp.]: ke.
dahil [Arp.]: i.
dahilik: deha.
Dahiliye Nezareti [Arp. > Osm.]:
1.)
ileri Bakanl,
2.)
Osmanlda
ileri Bakanl makam.
dai [Arp.: d]:
1.)
?
2.)
?
daiein [Yun.: ?]: blmek, ikiye ayrmak.
daim [Arp.]:
1.)
baki, kalc, lmsz,
payidar, sonsuz,
2.)
srekli.
daima [Arp.]: her, her vakit, srekli.
daimon [Yun.: ?]:
1.)
Yunan
Mitolojisinde ikincil bir tanr,
2.)

koruyucu ruh.
dair [Arp.: dir]: ait, hakknda.
daire:
1.)
ev,
2.)
[Geometri] ember.
Halka.
dairesel: helezoni, sarmal, spiral.
dakik [Far.]: dzgn ileyen, dzenli.
dakika [Arp.]: saatin 60da biri. 60
saniye.
daktilo [Yun.: daktylos [] > Fra.:
dactylo]: i., yaz makinesi.
daktilograf [Yun.: daktylos + graphein >
[] > Fra.: dactylographe]:
yaz makinesiyle yazan, daktilocu.
daktilografi [Yun.: daktylos + graphein +
logia > [] > Fra.:
dactylographie]: yaz makinesiyle
yazma bilgisi yada ii.
daktiloskopi [Yun.: daktylos + skopein >
[] > Fra.: dactyloscopie]:
[Subilimi] parmak izine dayanarak
kimlik belirleme yntemi.
daktylos [Yun.: []]: parmak.
dal
1
:
1.)
aa kolu,
2.)
bran, ube.
dal
2
: dz, katksz, sade, yaln.
dalak:
1.)
[Tp] bir i organ,
2.)
tekerlek
kaar, ~ kesme: budama,
dalan [Halkdili]:
1.)
[Mimarlk] lobi,
2.)

biim, form, ekil.
dala:
1.)
barp arma,
2.)

arbede, ekime, ngar, dv,
hengame, hr, kavga, muaraza, niza,
patrt.
dalamak:
1.)
[Mecazi] az kavgas
etmek.
dalavere [Argo]: al, desise, dolap,
dzen, entrika, hile, kakariko,
kolpo, komplo, knde, numara,
oyun.
dalavereci: afersit, dolandrc,
speklatr, vurguncu.
dalga:
1.)
deniz yzeyinda rzgaral
oluan kvrlmalar,
2.)
kvrm, lle,
ondle, pli,
3.)
[Mecazi] alay, elenme,
dalgalanma:
1.)
[Deniz] alkanma,
alkant,
2.)
[Piyasa] gidip gelme.
dalgal:
1.)
ondle, kvrml,
2.)
[Deniz]
alkantl.
dalgr [Halkdili]: hare, menevi.
dalkavuk [dal + kavuk]:
1.)
plak ba,
kavuksuz,
2.)
saraylarda devlet
byklerini gln szlerle
elendiren kii,
3.)
aklaban, yac,
yadanlk, yalpak, yalaka.
dalma:
1.)
dalma eylemi,
2.)
olumsuz
emir,
3.)
i., [Gre] bir tr oyun, ift
dalma: i., [Gre] bir tr oyun.
dalya [Bitkibilim:]: yldz iei.
dam
1
:
1.)
at, ruf,
2.)
ahr, hayvan
barna,
3.)
[Halkdili] cezaevi,
hapishane, kafes, tutukevi.
dam
2
[Lat.: domina > Fra.: dame]:
bayan.
dama [Far.]: bir zeka oyunu.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 95 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
dama [tl.: dama]:
1.)
16 tala oynana
bir akl oyunu,
2.)
bu oyunda yer alan
kare blmler.
damacana [tl.: damigiana & Fra.: dame-
jeanne > Tr.: damicana]:
1.)
byk su
iesi, f,
2.)
cam yada plastikten
byk su kab.
damak:
1.)
[Bedenbilim] az boluunun
tavan,
2.)
lezzet, tat.
damal [tl. + l]: kareli, satranl.
damar: [Bedenbilim] kann dolat yol,
~ svs: kan, atar ~: arter.
damasko [tl.: damasco]: bir tr
kuma.
damat [Far.: dmd]: gvey.
damga:
1.)
iaret, nian,
2.)
[Ticaret]
kae, mhr.
damgalama: Kaeleme, mhrleme.
damgalamak: kaelemek,
mhrlemek.
damtc: imbik.
damla:
1.)
i., katra,
2.)
s., biraz, ok az,
3.)
i., [Eczaclk] ila damlatcs,
4.)
i.,
[Tp]kalbe inen inme,
5.)
.i.,
6.)
[D]
katra, su tanecii anlamna bir Trk
bayan ad..
damnare [Lat.]: actmak, zarar
vermek.
damnum [Lat.]: zarar, ziyan.
damper [ng.: dumper]: [Otomotiv] arkas
hidrolikle kalkar dkme zellikli
kamyon.
dan
1
: Trkede dan, -den, -tan, -ten
soneki; stanbuldan.
dan
2
: keskin ses; dan dan diye.
dan
4
[Far.]: Farsada dan-;
1.)
depolu,
kapl, keseli, zarfl,
2.)
lk, -lik [aylk:
aydanlk] anlamna bir sonek.
dan
5
[Far.]: Farsada dan-; anlayan,
bilen anlamna bir sonek, [nktedan].
dan
5
[Far.]: Farsada dan-; iirde dane,
tane anlamna bir sonek.
dan
6
: arma.
dan
7
: -tann yumuam biimi.
dana:
1.)
inek yada kz yavrusu,
2.)

gen inek yada kz, ~ derisi:
vidala.
dandini [Halkdili]:
1.)
darmadank,
dzensiz, kark,
2.)
afal, dank,
dzensiz, kark, savruk, akn,
tarumar.
dane [Far.]:
1.)
bak. tane,
2.)
i., ku
yemi.
dang: [Tp] ateli bir hastalk.
dankl: ike.
daniska [Far.]: katmerli.
daniskas [Far.]: katmerlisi.
dans [Fra.: dance]: [Sanat] dans, raks.
Dantel [Fra.: dantelle]: elii, tii, ince
~: oya, oya ii, tentene.
dantela [?]: a rg.
dar
1
: s.,
1.)
ensiz, sk,
2.)
az, ender,
nadir,
3.)
zor, zorluk, zor zamanlar.
dar
2
[Arp.: dr]:
1.)
yaanan yer,
dnya, mahal, mekan, lke, yurt,
2.)

ev, hane, konut, yuva.
dar
3
[Far.: dr []]: Farsada dr;
1.)
tayan, tutan,
2.)
sahip, elinde tutan
yada cu, -ci anlamnda bir sonek,
[defterdr: deftertutan, hazinedr: hazineci,
maldr: mal sahibi].
dar
4
[Far.: dr []]: yuvarlama.
dar es sinaa [Arp.: dr-u senat:
]: atlye, ilek.
Dar s Selam [Arp.:]:
1.)
Bar Kenti,
2.)
Tanzanyanin bakenti.
dara [Arp.: farah > Rum. > Tr.]: bir
kabn arl, abra, denge.
daraban [Halkdili]: kalp at.
darb [Arp.]: bak. darp.
darbmesel [Arp.: darb- mesel]: 1.)
2.)

aforizm, atasz, vecize.
darbuka [Arp.: ?]: i., [Mzik]
1.)
vurmal
alg,
2.)
dmbelek.
dare
1
[Far.: ?]: i., st nine.
dare
2
[Lat.]:
1.)
verme, veri,
2.)

vermek.
dar [Gr.: dzar-i > ?]: i.,
1.)
byk,
tahl tama sepeti,
2.)
[Bitkibilim:
Panicum miliaceum] tanelerinden boza
retilen bir tahl tr,
3.)
akdar,
4.)

msr.
darlma: i., gcenme, ksme.
darlmak: f., gcenmek, ksmek,
darp [Arp.: drb > darb]: i.,
1.)
arpma,
dvme, vurma,
2.)
[Para] basma,
dvme.
darphane [Arp.: darb + Far.: hne > Far.:
darbhne]: i.,
1.)
para baslan yer,
2.)

.i., [D] stanbulda bir semt.
daru [Far.: dar]: i., deva, em, ila.
daru zenaat [Arp.: dr-es sinaa > Dr-u
sinaa]: i.t., atlye, ilek.
darusnae [Arp.: dr es sne]: i.t.,
1.)

imalathane, sanayi iletmesi,
2.)
silah
evi, mhimmat deposu.
Darlaceze [Arp.: dr-l aceze]: .i.&
i.t., Dknler Yurdu.
Darvin, Charles Richard: .i., 1809-
1882 yllar arasnda yaam bir
ngiliz gezgin ve Evrim Teorisi sahibi.
dasitan [?]: i., [Yazn] destan, epope.
dastan [Halkdili]: [Giyim] barts,
earp, trban.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 96 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
danaksutyun [Erm.]: i.,
1.)

federasyon,
2.)
(ksaca) tanak.
data [Lat.: datumn oulu]: ana e,
done, muta, veri.
datum [Lat., oulu: datum]:
1.)
verilmi
olan, veri,
2.)
zar, oyun zar.
dav: [Hayvanbilim] Afrika zebras.
dava [Arp.: ? > dva]:
1.)
kutsal grev,
2.)
[Hukuk] iddia, sav,
3.)
[Argo] erkek
yada bayan arkada.
davar [zTr.]:
1.)
kei-koyun srs,
kkba hayvan srs,
2.)

bykba hayvan, mal, sr,
3.)

kz, ~ boynundaki ip: yltar.
davet [Arp.: ? > dvet]: ar.
davetiye [Arp.]: ar kad.
davran:
1.)
edim, fiil, i,
2.)

muamele,
3.)
ahlak, haslet, husisiyet,
huy, karakter, miza, nitelik, zellik,
tabiat, vasf, yaratl, iyi ~: jest,
yanl ~: falso.
davul: [Mzik] ks, bir tr ~: timbol,
Afrika ~u: tamtam, kk~:
trampet,
davya [Fra.: davier]: dii kerpeteni.
dayak: ktek, patak, ~ cezas: falaka,
dayanak: destek,
dayan: dayanma, sabr,
dayankl:
1.)
kip, kunt, salam,
2.)

metin, metanetli,
dayanksz:
1.)
bozulabilir, rk,
2.)

metanetsiz, zayf, ~ kimse:
nanemolla,
dayanma: muavenet, yardm.
dayanma:
1.)
dayan, sabr, sabr
gsterme,
2)
abanma, yaslanma,
dayatma: inatlama.
dayatma: empoze, istediinde
diretmek,
dayatmak: empoze etmek, istediinde
diretme.
daye: [Budunbilim] st nine,
day: [Budunbilim]
1.)
annenin erkek
kardei,
2.)
[Mecazi] kabaday,
klhanbeyi, ~ kars: bula.
daz [Halkdili]: dazlak, kel, sasz ba,
dazlak: daz, kel, sasz ba,
de [Lat. > Fra.]:
1.)
den uzaklama, -den
kma, dnda, [derail: raydan kma],
2.)

-sz, -siz [defalcate],
3.)
dan, -den
[decree: kararname],
4.)
aaya [decline:
aa eim],
5.)
tamamen [defunct: fek,
kaldrma] ve
6.)
nn hareketinin tersine
[decode. zmek] anlamnda bir nek.
De [Rus.]: Rus Abecesinin 5. harfi, [,
].
debboy [Arp.: depo, deppoy]:
1.)
asker
eyas deposu,
2.)
depo, deppoy.
debdebe
1
[Far.]: grkem, gsteri,
hamet, aaa, tantana, tumturak.
debdebe
2
[Arp.]: grlt, hr, patrt.
debere [Lat.]: borlanmak.
debi [Fra.: debit]:
1.)
dilimleme,
paralama, blm blm satma,
2.)

hesap kayt ana defteri,
3.)
[Saymanlk]
bor kayd,
4.)
[Sv Ak lm] akarsu
hacmi.
debilis [Lat.]: argn, aygn, bitap,
bitkin, clz, gsz, dermansz,
haat, kuvvetsiz, takasz, yorgun,
zayf.
Debusy, Claude: 1862-1918 yllar
arasnda yaam Fransz mzik
derelyicisi.
deca
1
[Yun.: ]: on (10).
deca
2
[Yun.: deca [] > Fra.: deca]
Bat Dillerinden deca-; on (10)
anlamnda bir nek.
Decartes, Ren: 1596-1650 yllar
arasnda yaam Fransz filozofu.
decem [Lat.]: on (10).
decere [Lat.]: denk gelmek, uygun
olmak, mnasip olmak.
decorus [Lat.]: uygun, mnasip.
decus [Lat.]: bezek, ss.
dedektif [Lat.: de + tegere > Fra.:
dedective]:
1.)
gizli olan ortaya
kartanma,
2.)
gizli, sakl ileri
aratran, hafiye.
dedektr [Lat.: de + tegere > Fra.:
dedecteur]: [Elektronik] belli bir etkiyle
alan devre, bulucu.
dedeler: atalar, ecdat.
dedikodu: ekitirme.
def [Arp.]: kovma.
defa [Arp.: ? > defa []]: kerre, kez,
sefer.
defacto [Lat.]: aslnda var olan ama
resmen kabul edilmemi durum.
defakto: bak. defacto.
defans [Lat.: defens > ng.: defance]:
mdafaa, savunma.
defens [Lat.]: mdafaa etmek,
avunmak.
defetmek [Arp. + etmek]: kovmak.
deficere [Lat.: de + facere]: f.,
aksatmak, bozmak, ilemez biime
sokmak.
define [Arp.]: gm.
defne [Rum.: dafna []]:
1.)
[Bitkibilim:
Laurus nobilis] aas bir bitki,
2.)
[D]
bir bayan ad, [Daphna].
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 97 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
defne aac [Yun.: daphna [] +
Trk.]: [Bitkibilim: Laurus nobilis] aas
bir bitki.
defo [Lat.: defectur > Fra.: default]:
kusur, eksik.
defrost [ng.: de-frost]:
1.)
buz nleyici,
2.)
buz yada karlanma zc.
defter [Rum.: difterion > defteri & tefteri
[ > & ] > Arp.: ? >
Tr.: defter]:
1.)
ilenmi deri tableti,
ksele,
2.)
yaz tableti,
3.)
yaz
yazmak iin kullanlan, bir araya
tutturulmu kat demeti.
defter emini [ Rum.: defter + Arp.: emin
> Osm.: defter emini]:
1.)
Osmanlda
ilin tapu ilerine bakan en st
dzeydeki devlet grevlisi,
2.)
Tapu
Mdrl mdr.
defterdar [Rum.: difterion > defteri &
tefteri [ > & ] > Arp.:
? > Far.: dr > defterdr]:
1.)
defter
tutan,
2.)
Osmanlda maliye ilerinin
en st yetkilisi ve kentlerde maliye
ileriyle uraan grevli,
3.)
bir kentin
mali ilerini yneten en st devlet
grevlisi.
deer:
1.)
eder, fiyat, paha,
2.)

muvafk, reva, uygun, yakr,
yarar,
3.)
[D] bir erkek ad, [Cevher,
Kymet], ~ini lmek: kymet takdir
etmek, paha bimek.
deerlendirme: takdir.
deerli:
1.)
[Fiyat] kyemtli, pahal,
2.)

saygn, sevilen.
deerli: mstehak, reva.
deersiz:
1.)
[Fiyat] ucuz,
2.)
bo, kof,
deinme: kontak, temas, deme,
dokunma.
dei toku: trampa.
deiici: s., deiken, kararasz,
mtehavvil.
deiken: s., deiici, kararasz,
mtehavvil, ~ huylu kimse: aysar.
deitirge: [Teknik] rle.
deme: kontak, deinme, dokunma,
temas.
demek: kontak yapmak, deinmek,
dokunmak, temas etmek.
denek: sopa.
deha [Arp.]:
1.)
cin,
2.)
dahilik,
dein [Yun.: thein: ]: balamak,
raptetmek, zaptetmek.
deinos [Yun.: theinos: ]: s.,
dehetli, korkun.
deist [Yun.: the + istes > theistes
[] > Fra.: diste]:
1.)
?
2.)
deizm
yanls, neden tanrc
deizm [Yun.: the + ismos > [] >
Fra.: disme]:
1.)
?
2.)
tanry sadece
ilk neden grp, ona bakaca g ve
nitelik tanmayan, vahyi tanmayan
gr, neden tanrclk
dejenerasyon [Lat.: de + genus > Fra.:
degeneration]:
1.)
bozulma, yozlama,
2.)
ayartlma, batan kartlma,
bozulma.
dejenere [Lat.: de + genus > Fra.:
degener]:
1.)
bozulmu, yoz,
2.)

ayartlm, batan km, bozulmu.
deka [Yun.: ]: bak. deca.
dekagram [Yun.: deca + gramme >
decagrammeria [] > Fra.:
dcagramme]:
1.)
on gram,
2.)
[Arlk
lm] on (10) gramlk arlk.
dekalitre [Yun.: deca + litra > decalitra
[] > Fra.: dcalitre]:
1.)
on
litre,
2.)
[Sv lm] on (10) litre, 10
ltlik kap.
dekametre [Yun.: deca + metron >
decametron [] > Fra.:
dcamtre]:
1.)
on metre,
2.)
[Uzunluk
lm] on (10) metre.
dekaster [Yun.: deca [] + Fra.: stre
> Fra.: dcastre]:
1.)
on ster,
2.)
[Aa
ve Kereste lm) on (10) ster,
3.)
10
metrekplk hacim ls birimi
dekatlon [Yun.: dec + athlon > dekathlon
[] > Fra.: dcathlon]:
1.)
eski
Yunanda bir sosyal elence eidi,
2.)

[Spor] her bir yarnn 10 engel ve
alan oyunlarnda yart bir
karlama.
deklare [Lat.: de + clarus > Fra.:
declar]: aklanm, ilan edilmi,
dekolte [Lat.: de + collum > Fra.:
dcollet]:
1.)
boyunsuz,
2.)
boynu
akta,
3.)
[Giysi] gs ksm ak
kadn giysisi.
dekont [Fra.: de compte]: [Bankaclk]
hesap dkm.
dekopaj [Fra.: dcoupage]: kat, folyo
vb eylerden izimler kesip bunlar
bir yzeye yaptrma sanat.
dekor [Lat.: decus > Fra.: dcor]:
1.)

bezek, ssleme,
2.)
tiyatroda
aksesuar.
delalet [Arp.: dellet]: alamet, belirti,
emare, im, ipucu, iaret, iz, ~
etmek: gstermek, iaret etmek.
delecek: delge, zmba.
delectare [Lat.]: memnuk etmek,
memnun olmak, sevinmek,
sevindirmek.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 98 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
delegasyon [Lat.: de + legare > Fra.:
delegation]: temsile yetkili kurul,
heyet, komite.
delege [Lat.: de + legare > Fra.: delege]:
bakasnn iini yapma yetkisi verilen
kii, eli, murahhas, temsilci.
delere [Lat.]: harab etmek, imha
etmek, mahvetmek, yakmak,
ykmak, yoketmek.
delge: delecek, zmba.
delgi: matkap.
deli [zTr.: teli]: i., divane, kak.
delicatus [Lat.]: ho, latif, gzel, irin.
delice [Halkdili]: atmaca kuu.
delik: boluk, gedik, oyuk.
delikanl: civan, dilaver, gen, yiit.
delil [Arp.: dll > delil]:
1.)
alamet,
gsterge, iaret,
2.)
beyyine, kant.
delilik: [Tp] ahmaklk, bnlk, dima
zayfl.
delimen: zirzop.
delphin [Yun.: ?]: [Balklk:] Yunus,
Yunus bal.
Delta
1
[Fen.: Dalet [Daleth] > Yun.:
Dlta: [ & ]]: Yunan
Abecesinin 4. harfi, [, ].
delta
2
[Yun.: dlta: ]:
1.)
kap,
ekenar gen biili nehrin denize
dklen az,
2.)
[Evrenbilim]
akarsularn dkld, topra
yumuak, genelde gen biimli yer.
deluxe [Lat.: luxus > Fra.]: fazladan
zarif nitelikte olan, ok zarif.
dem [Far.: ]:
1.)
kan,
2.)
kan gibi koyu,
3.)
ayn tav.
demagog [Yun.: demos + agogos >
demagogos [] > Fra.:
dmagogue]: kendi karlar uruna
halk kkrtacak biimde konuan
kii.
demagoji [Yun.: demos + agogos + logia
> demagogia [] > Fra.:
dmagogie]: arptma, bolaf.
demagojik [Yun.: demos + agogos +
ikos > demagogikos [] > Fra.:
dmagogique]: bolaflarla dolu,
arptc.
demantiya [Lat.: de + mens > Fra.:
dementia]:
1.)
akl yitimi,
2.)
[Tp] akl
yetisinin zarar grmesi yada tmden
yitmesi.
deme: aklama, beyanat.
dementia: bak. demantiya.
demet [Rum.: demation > demati:
> ]:
1.)
bir ba, bir avu, bir
tutam,
2.)
elim, tutam,
3.)
[D] bir
Trk bayan ad.
Demeter [dheghom + mater > Yun.:
[]]:
1.)
anakara, datc ana,
2.)
Yunan Mitolojisinde tarm ve
bereket tanras,
3.)
gzel sal
kralie,
4.)
gzel rgl Demeter.
demi [Lat.: diminius > Fra.]: Franszcada
demi;
1.)
yarm,
2.)
boy, g vb
konularda beklenenden zayf olan
anlamnda bir nek.
demir [Tr.: demir & Lat.: ferrus > Fra.:
ferrum: Fe]:
1.)
bir maden ad,
2.)
[D]
bir Trk erkek ad. ~ kiri: pas,
dkme ~: pik, yass ~ elik rn:
sac.
demiryolu: b.i., tren hatt, bir ~
tat: drezin.
demiunure [Lat.]: azalmak.
demo [Lat.: > ng.: demo(nstration)]:
sunu, sunum, takdim.
demodlasyon [Lat.: de + modus > Fra.:
demudulation]: [Fizik] yaynlanm ses
ve grnt yaynlarnn alnmas.
demograf [Yun.: demos + graphein >
demographos [] > Fra.:
dmographe]:
1.)
doum kayd,
2.)

nfus says.
demografi [Yun.: demos + graphein +
logia > demographia [] >
Fra.: dmographie]:
1.)
doum kayd
bilgisi,
2.)
nfusun istatistiksel
incelenmesi.
demografik [Yun.: demos + graphein +
ikos > demographikos [] >
Fra.: dmographique]:
1.)
doum
kaydyla ilintili,
2.)
nfus saysyla
ilgili.
Demokles [Yun.: Damocles: ]:
eski Yunan efsanesine gre bir kraln
yaamndaki zorluklar gstermek
iin, bir sa teline balanm klcn
tepesinde salland koltua
oturttuu ki.
Demoklesin Klc [Yun.: Damocles : ?]:
Democlesin kafann stnde
sallanan klc.
demokrasi [Yun.: demos + kratein >
demokratia [] > Fra.:
dmocratie]:
1.)
halk ynetimi,
2.)

halkn temsiliyle ynetim biimi,
3.)

bu biimdeki ynetim yada bu
biimde ynetilen lke,
4.)
haklar,
frsatlar yada muamelede eitlik.
demokrat [Yun.: demos + kratein >
demokrates [] > Fra.:
dmocrate]:
1.)
halk ynetimi yanls,
2.)
demokrasiyi uygulayan yada
destekleyen.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 99 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
demokratik [Yun.: demos + kratein +
ikos > demokratikos [] >
Fra.: dmocratique]:
1.)
halkn
ynetimine gre olan,
2.)
demokrasiye
uygun,
3.)
Demokrat Partisiyle ilgili.
demokratlk [Yun.: demos + kratein >
demokrates [] > Fra.:
dmocrate + lk]:
1.)
halk ynetimi
yanls,
2.)
demokrasi yanls
davranma.
demos [Yun.: demos: ]: amme,
halk, insanlar, kamu, toplum,
topluluk.
demuraj [Fra.: de + muer > demurrage]:
1.)
[Tamaclk] bir gemi yada tama
gerecinin ykleme boaltma
nedeniyle gecikmesi,
2.)
bu nedenle
denen denti, tazminat.
den: Trkede dan, -den, -tan, -ten
soneki; stanbuldan.
deneme: kontrol, murakebe, snama,
test.
denemek: murakabe etmek, kontrol
etmek, snamak, tecrbe etmek, test
etmek.
deneti: kotrolr, murakp, [auditor],
denetim: kontrol, snama.
denetlemek: kontrol etmek.
deney: deneyim, tecrbe, ~e dayal:
ampirik.
deneyim: deney, tecrbe.
denge:
1.)
balans, muvazene,
2.)

terazide abra, dara.
dengeli: duraan, sabit, stabil.
denim [Fra: de Nimes]:
1.)
Fransa Nimes
kendtinde retilen kuma,
2.)

pamuklu demelik, kuma, kaba
pamuklu kuma,
3.)
blucin yada ii
tulumu yapmnda kullanlan kuma.
deniz:
1.)
bahr, bahri,
2.)
[D] bir Trk
bayan ve bay ad, ~ dibini inceler:
batiskaf, ~ haydutu: korsan, ~in
derinliini lme: iskandil, derin
~: batyal, ~ kenar: costa, ky,
sahil, denizdeki s yer iareti:
kerteriz, kabuklu ~ hayvanlar:
stiridye, Karides, Salyangoz,
Yenge,
denizar: b.i., deniztesi.
Denizli [Rum.: Laodikeia [?], Osm.:
Laodikya, Ladik, Tunguzlu, Tenguzlug,
Tonguzlug, Denizli]: [20], Trkiyede bir
kent.
deniztesi: b.i., denizar.
denk [zTr.]:
1.)
eit, msavi,
2.)

balya, yk,
3.)
[Fizik] eit g.
dens [Lat.]: di.
densus [Lat.]:
1.)
kesif, sk, kompakt,
youn,
2.)
ince taneli, ksa, zl.
densus [Lat.]: koyu, s, youn.
dental [Lat.: dens > Fra.]: dile ilgili.
dentist [Lat.: dens > Fra.: dentiste]:
dii, di hekimi.
deodaran [Lat.: de + odor > Fra.:
deodorente]:
1.)
kt koku giderici,
2.)

ter kokularn giderici.
deon [Yun.: ]: i., grev, hizmet,
dev.
deonto [Yun.: ]: i., grev, hizmet,
dev.
deontoloji [Yun.: deonto + logia >
deontologia [] > Fra.:
dontologie]:
1.)
ahlaki grevler bilgisi,
2.)
devbilgisi.
deontolojik [Yun.: deonto + logia + ikos
> deontologikos [] > Fra.:
dontologique]:
1.)
ahlaki grevler
bilgisine ilikin,
2.)
dev bilgisi ile ilgili
depar [Lat.: dis + partire > Fra.: depart,]:
[Spor] k, start.
depart [Fra.]: kalk.
departman [Lat.: dis + partire > Fra.:
department]:
1.)
blmlendirme,
blmlere ayrma,
2.)
i yada
ynetimin ayr blm yada alan,
3.)

bakanlk, idare, ynetim,
4.)
ayr
etkinlik alan,
5.)
bir iyerinde ayr
alma alan ve blm.
depo [Lat.: de + ponere > Fra.: depot]:
1.)

ambar, hazne,
2.)
otobs yada tren
dura,
3.)
askeri malzemenin
sakland yer.
deprasyon [Lat.: de + premere > Fra.:
depression]:
1.)
bask altnda olma,
2.)

ac, ile, dert, elem, esef, gam,
kasvet, kasavet, kayg, keder, tasa,
teessr, znt,
3.)
[Ekonomi] buhran,
durgunluk,
4.)
[Ruhbilim] dermanszlk,
dknlk.
deprem: [Yerbilimi] sarsnt, yer
sarsnts, zelzele, ~ ile ilgili: sismik,
fay: krk, krlma, ~ sarsnt lei:
Richter, ~ yazar: sismogram.
der
1
: ter.
der
2
[Far.]:
1.)
bab, eik, giri, kap,
2.)

ev, hane, saray,
3.)
da geidi.
der
3
[Far.]: Farsada der-;
1.)
i, ine
doru,
2.)
dahil, dahilde anlamna
gelen bir nek.
der
4
[Far.]: Farsada -der; yrtan
anlamna gelen bir sonek.
derd [Far.]: bak. dert.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 100 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
dere [Far.: ?]:
1.)
koyak, vadi,
2.)
akak,
kk su aknts, suaknts, suyolu,
3.)
at su aka.
derebeyi [?]: b.i.,
1.)
eski Avrupada
iinde ve evresindeki evlerle kala
sahibi ynetici,
2.)
burjuva, feodal, ~
kona: ato.
derebeylik [?]: feodalite.
derece [Arp.: ?]:
1.)
aama, kat,
mertebe, rtbe,
2.)
s ler,
3.)
ler,
metre.
dereotu [dere otu] [Far.: + otu > Tr.]:
b.i., [Bitkibilim: Anethum] gzel kokulu
bir bitki.
dergah [Far.: der + gh > dergh [ ]]:
1.)
eikn, kapn,
2.)
bir zamanlar
tarikat yelerinin sndklar,
barndklar yer, yap,
3.)
tekke.
dergi: [Basn] mecmua, magazin.
deri [Far.: ? > Arp.: ? > Rum.: deras >
derma [ > ] > Tr.]:
1.)
inasan cildi, hayvan postu,
2.)
[Bedenbilim] cilt, derm, ten,
3.)
[Dericilik]
ilenmi hayvan postu, bir ~
hastal: liken, kalnlam ~:
nasr, st ~: epiderm, iltihapl ~
hastal: dermatit,

~deki leke:
yama, ~nin cilalanmas: apre, ~yi
temizleme: sepi, bir ~ cinsi: rugan,
parlak ~: lame, yumuak ~: glase,
3.)
deriden, deriden yaplm [deri
ceket], tabaklanm ~: ksele,
mein,
derici: sepici, tabak, tabak.
derin: s.,
1.)
ukur,
2.)
yzeyden aa
olan,
3.)
kesif, youn,
4.)
uzun sren,
5.)
ayrntl,detayl,
6.)
iten gelen,
samimi,
7.)
ar (uyku),
8.)
dip.
derince
1
: ukurluk yada derin blge.
Derince
2
:
1.)
zmite bal bir ile,
2.)
e bal bir ile.
derinlik:
1.)
ukurluk,
2.)
[Manevi]
bilinmezlik, kolay anlalmazlk, ~
lme aleti: sonda.
derinti [Halkdili]: grme, toplant.
deriik: [Kimya] konsantre.
derime: [Kimya] konsentrasyon,
younlama.
derkar [Far.: der + kr > derkr]:
1.)

alyor, ite, ibanda,
3.)
ak,
ayan, bariz,
2.)
ibanda, iivar,
megul.
derleme: devirme, toplama.
derm [Lat.:]: deri, cilt, ten.
derma [Far.: ? > Arp.: ? > Yun.: deras >
derma [ > ]]: deri, ten.
derman [Far.: dermn []]:
1.)
are,
ila, otama,
2.)
can, dirlik, g, hal,
kuvvet, mecal, takat.
dermansz [Far. + sz]: argn, aygn,
bitap, bitkin, gsz, haat, takasz,
yorgun, zayf.
dermanszlk [Far. + szlk]: zaafiyet.
dermatit [Far.: ? > Arp.: ? > Yun.: derma
+ itis > dermatitida [] > Fra.:
dermatite]:
1.)
ilt iltihab,
2.)
[Tp]
iltihapl deri hastal.
dermatolog [Far.: ? > Arp.: ? > Yun.:
derma + logos > dermatologos
[] > Fra.: dermatologue]:
1.)

cilt hastal bilgisi olan, cilt otacs,
2.)
deri hastalklar hekimi.
Dermatoloji [Far.: ? > Arp.: ? > Yun.:
derma + logia > dermaologia
[] >Fra.: dermatologie]:
1.)

cilt hastal bilgisi,
2.)
[Tp] deri
hastalklar ile ilgilenen bilim dal,
Deribilimi.
dermatolojik [Far.: ? > Arp.: ? > Yun.:
derma + logia + ikos > dermatologikos
[] > Fra.: dermatologique]:
1.)
cilt hastalna ilikin,
2.)
[Tp] deri
hastalklaryla ilgili.
derrum [Lat.]: demir.
ders [Arp.: drs]:
1.)
eitim alma,
renme,
2.)
anlatm, anlatma,
belletme, eitme, eitim, retim,
retme.
Dersadet [Arp.: dar-u saadet > Osm.:
Dersaadet]:
1.)
mutluluk kenti,
2.)

Osmanl Devletinin bakenti,
stanbul.
dershane [Arp.: ders + Far.: hne > Far.:
dershne]:
1.)
derslik, snf,
2.)
zel
ders kurumu.
Dersim [Rum.: Daranis, Derksene, Far.:
Darsim, Zaz.: Mamekiye, Dsm, T.C.:
Tunceli]: bugnk Tunceli.
derslik [Arp. + lik]: snf.
dert [Far.: derd []]:
1.)
ac, ile, elem,
esef, gam, kasvet, kasavet, kayg,
keder, tasa, teessr, znt,
2.)
or,
hastalk, illet, maraz, mazara.
dertlenmek [Fars. + lenmek]:
kayglanmak.,
derun [Arp.: dern]:
1.)
nefis, z,
2.)

isel.
dervi [Far.: ]:
1.)
dilenci, fukara,
yoksul,
2.)
[D] bir erkek ad, gezgin
~: abdal, ~ selam: hu, dervilerin
ayin yeri: semahane.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 101 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
derz [Far.: ]:
1.)
diki dikme,
2.)
iki
diki aras, iki ine sokumu aralk,
3.)

iki tula aras,
4.)
[Yapm Kimyas] ini,
fayans yada kaplama aral dolgu
malzemesi.
derzi [Far.]: bak. terzi.
desca [Lat.]: masa.
descendere [Lat.]:
1.)
alalmak,
inmek, kmek, yukardan aaya
doru gelmek, inmek,
2.)
intikal
etmek, -nin soyundan gelmek, -nin
evlad olmak.
desibel [Lat.: decem + A.G. Bell]:
1.)

Alexandre Graham Bell

: 1847-1922
yllar arasnda yaam sko asll,
kanada gmeni ve ABDli Fizik
biliminsan,
2.)
sesin iddetini len
birim.
desiderare [Lat.]: arzu etmek,
istemek.
desimal [Lat.: decem > Fra.: decimale]:
10 says zerine oturtulmu say
sistemi, [1 ile 0 arasndaki saylar].
desise [Arp.: dss > desse]:
1.)

sokuturma, fitleme,
2.)
al, dalavere,
dolap, dzen, entrika, hile,
kakariko, kolpo, komplo, knde,
numara, oyun.
despot [Yun.: despots [] > Fra.:
despote]:
1.)
sert ve acmasz usta,
2.)

baskc, mstebit, tiran.
despotes [Yun.: despots: ]:
1.)

efendi, evsahibi, usta,
2.)
egemen,
hkmdar.
despotik [Yun.: despots + ikos >
despotikos [] > Fra.:
despotique]:
1.)
sert ve acmasz usta
gibi,
2.)
baskc, istibdat.
despotizm [Yun.: despots + ismos >
[] > Fra.: despotisme]:
1.)

sert ve acmasz ustaya benzeyen,
2.)

baskclk, mstebitlik, tiranlk.
dest [Far.: dast & dasta > dest []]:
1.)

el, eller ve kollar,
2.)
eldolusu, bir el,
3.)
el koyma, ele geirme,
sahiplenme,
4.)
elleleme,
5.)
eref
makam,
6.)
erk, g, stnlk,
7.)

[Din] Allahn hereye kadir olmas,
Allahn eli [omnipotence],
destan [Far.: destn []]: [Yazn]
dasitan, epope, hikaye, yk.
destans [Far.: destn [] + s]:
epik, hamasi, menkbevi.
deste [Far.: [?]]:
1.)
bir tutam, el
dolusu,
2.)
ba, balam,
3.)
[D] bir
bayan ad.
destek: dayanak, eik veya dz ~:
payanda.
destroyer [Lat.: de + struere > ng.:
destroyer]:
1.)
yokden, yokedici,
2.)

[Deniz Kuvvetleri] kk ama hzl bir
sava gemisi, muhrip.
dearj [Lat.: dis + carrus > Fra.:
discharge]:
1.)
[Gemi] boaltma,
tahliye, yk boaltma,
2.)
[Elektrik]
boalma.
deifre [Lat.: de + chiper > dechifr]:
aa kartma, zme.
detant [Lat.: detente]:
1.)
uluslar
arasndaki gerginlii giderme,
2.)

yumuama siyaseti.
detay [Fra.: de + tailler > detaille]:
1.)
bir
eyi kk paralara blerek
ayrntlama,
2.)
ayrnt,
3.)
nemsiz bir
konu.
deterior [Lat.]: daha kt.
deterjan [Lat.: de + tergere > Fra.:
detergent]: artc, temizleyici.
detestari [Lat.]: lanetlenmek, gazaba
uramak.
detone [Yun.: de + tonos [?] > Fra.:
detone]:
1.)
ses bozukluu, tn
bozukluu,
2.)
[Mzik] kusurlu ses.
detritus [Lat.]: ovma, ovuturma.
deus [Lat.]: Allah, Rab, Tanr.
dev [Far.: div > dev]:
1.)
dev, iblis,
2.)

eytan, ok iri, div, masal canavar,
~ gibi: devasa.
deva [Arp.: dvy > dev]:
1.)
canl olma,
iyi olma, salkl olma,
2.)
are, daru,
em, ila.
devasa [Arp.: dev + sa]:
1.)
dev gibi,
2.)

ok byk, muazzam.
deve: [Hayvanbilim: Camelus] bir l
hayvan, ~ barmas: bozlama, ~
kertme sesi: h, erkek ~: bura,
erkek boz ~: lk, gre ~si: tl, ~
trleri: erkek deve [bura], hrgl
deve [buur], erkek boz deve [lkn],
devedikeni: [Bitkibilim: Cardui mariae] ?
devedikeni: [Bitkibilim: Cynara
cardunculus] ?
deveran [Far.: devern []]:
1.)
dnp
dolama,
2.)
[Yldzbilim] dolanma,
3.)

dolanma, dolama, gezme.
devinim: canllk, faaliyet, hareket.
devr [Arp.]: bak. devir.
devir [Arp.: dvr > devr []]:
1.)
i.,
evresinde dolanma, dnme,
2.)
a,
dnem, periyot, zamane,
3.)
dolanma, tur.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 102 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
devirler [Arp. + ler]: alar, edvar,
zamanlar.
devlet [Arp.: dvl > devlet]:
1.)
ard sra
ilerleme, bir birini izleme, nbetlee
gitme,
2.)
hanedan, slale,
3.)
idare,
ynetim,
4.)
[Mecazi] byklk[Devlet
gibi adam],
5.)
[D] bir erkek ad, , ~
bykleri: ekabir, kodomanlar, ~le
ilgili: resmi, ~ dairesi: kap, bir ~in
basks: hegomonya,

~ senedi:
tahvil,
devran [Far.: devern [] > devrn
[?]]:
1.)
dnem, evre, zaman,
2.)
[D]
bir erkek ad.
devre [Arp.: ? > []]:
1.)
devir, dnem,
periyot,
2.)
[Elektrik] dzenek,
3.)

askerlikte yada okulda ayn dnemde
bulunanlar,
devridaim [Arp.: devr-i daim]:
1.)
srekli
dnme,
2.)
tam ve srekli dolama.
devrik:
1.)
dik durumunu yitirmi,
2.)

grevinden indirilmi.
devrim:
1.)
ihtilal, nklap,
2.)
[D] bir
erkek ad.
devirme:
1.)
derleme, toplama,
2.)

Osmanlda bir askere alma biimi,
2.)

Osmanlda Hiristiyan kkenli
ailelerden Osmal Ordusuna ocuk
yata alnan asker adaylar.
dexter [Lat.]: adil, doru, drst,
hakl, insafl.
dezenfektan [Lat.: de + infecere > Fra.:
dsinfectant]:
1.)
bulatrmama,
2.)

[Tp] mikrop krc madde.
dezenfekte [Lat.: Lat.: de + infecere >
Fra.: dsinfect]:
1.)
bulatrlmam,
2.)
[Tp] mikroplarn krma,
mikraoplardan temizlenmi.
deyi: ibare, ifade, tabir.
DIN [Alm.]:
1.)
Deutsches Institute fr
Normung; DIN,
2.)
Alman
Standartlar Enstits.
d:
1.)
dar, hari,
2.)
yurtd,
~ileri: hariciye, ~la ilgili: harici.
dar: d, hari.
darlk: tara.
dlama: bir kii yok sayma, tecrit
etme, izole etme.
dlamak: bir kii yok saymak, tecrit
etmek, izole etmek.
Di [tl.]: talyan Abecesinin 4. harfi, [D,
d].
di
1
[Yun.: dis > di [ > ]]:
Franszcada di-; iki defa, iki kez, iki
kat anlamna gelen bir nek.
di
2
[Yun.: dis > di [ > ]]: bak. dis.
di
3
[Lat.]: Latince ve Franszcada di-;
1.)
iki defa, iki kez, iki kat,
2.)
ayr,
ayrk, ayrk, anlam ykleyen bir
nek.
di
4
[Far.: ]: dn, nceki gn.
dia [Yun.: ]: Yunnancada dia;
1.)
-
eye, -aya,
2.)
arasnda, arasndan,
3.)

karsnda anlamnda bir nek.
diabolos [Yun.: ]:
1.)
bhtanc,
iftirac, yalan yere sulayan,
2.)

eytan.
diaita [Yun.: ?]: yaam biimi.
diakonos [Yun.: ?]: hizmeti.
Diana [Lat.]: eski Roma Mitolojisinde
ay ve avclk tanras.
diaphainein [Yun.: dia + phainein >
diaphanein [-?]]: f., iinden dier
taraf gstermek.
diaspora [Yun.: dia + speirein > diaspora:
[] > Fra.: diaspora]:
1.)

salma, yaylma,
2.)
ayn rk, din, dil
ve kltrden olanlarn yurtdnda,
ayn yerde ve bir arada yaayanlar,
kopuntu,
3.)
yurtdnda yaayan
Yahudi topluluklar.
diasprum [Lat.]: ssl giysi.
diatomos [Yun.: ?]: ikiye ayrmak, iki
paraya blmek.
diba [Far.: dib []]:
1.)
ipek teli, ipek ipi,
2.)
[Dokuma] altn ve gm ilemeli
ipekli bir kuma.
dibek: aa yada tatan byk havan.
dicare [Lat.]: aa vurmak, beyan
etmek, ilan etmek.
dicere [Lat.]: konumak, sylemek.
dicha [Yun.: ?]: benzer, e, ikili, ikiz,
koa.
dictum [Lat.]: syleyi, teleffuz.
didaktik [Yun.: didskein > didaktiks
[ > ] > Fra.:
didactique]:
1.)
dndrme, retme,
2.)
belletici, bilgilendirici, eitici,
retici.
didaskein [Yun.: ]: ders
vermek, retmek.
dide
1
[Far.: ]:
1.)
bak, gr,
nazar,
2.)
[Mistik] hereyi gren ve
bilen (Allah).
dide
2
[Far.: ]: Farsada dide;
1.)

grm geirmi, deneyimli, tecrbeli,
[cihandide: dnyay grm],
2.)
grlm
ve denenmi olan, [nadide: grlmemi]
anlamna bir sonek.
dideban [Far.: dide + bn > didebn [
]]:
1.)
gzc,
2.)
gmrk grevlisi.
dies [Lat.]: gn, gndz, ruz, embe,
yevm.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 103 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
dies mali [Lat.]: kt gnler.
difana [Rum.: difana & difano [ &
]]: i., [Balklk] katl balk
a.
difiransiyel [Lat.: dis + ferre > Fra.:
diffirential]: [Otomotiv] deitirme
dilisi, vites dilisi.
difizyon [Lat.: dis + fundere > Fra.:
diffusion]: datma, nfuz, neretme,
yaynlama, yayma, yaylma.
difteri [Yun.: diphtera [] >
Fra.: diphtrie]:
1.)
tabaklanm deri,
2.)
[Tp] kupalaz.
diftong [Yun.: dis + phthongos >
diphthongos [] > Fra.:
diphthong]: [Dilbilgisi]iki seslinin bir
hecede birlemesi.
dignari [Lat.]: inayet etmek,
ltfetmek, tenezzl etmek,.
dignitas [Lat.]: deer, erdem, kymet.
dignus [Lat.]:
1.)
deer, reva, uygun,
yakr, yarar,
2.)
deerli,
mstehak, reva.
digutus [Lat.]: parmak yada
baparmak.
dijit [Lat.: digutus > Fra.: digit]:
1.)

parmak yada baparmak,
2.)
0-9
aras rakam yada saylar.
dijital [Lat.: digutus > Fra.: digital]:
1.)

rakamsal, saysal,
2.)
0-1 sistemine
gre alan elektronik yada
bilgisayar esasl her tr gere.
Dijojen: bak. Diogenes.
dik: amudi, dikey.
diken:
1.)
bitkilerin sivri ular,
2.)
sert,
ucu sivri ve batc knt, 3.) bu
kntlar olan bitki, eek ~i:
[Bitkibilim:] kenger, geyik ~i:
akdikem.
dikey: amudi, dik.
dikimevi: dikimhane.
dikimhane [dikim + Far.: hane]:
dikimevi.
diki: derz, terz, kaba ~: lekende.
dikiz [Argo]: i.,
1.)
gzetleme, erkete,
2.)

[Otomotive] gzetleme aynas.
dikkat [Arp.: dkk]: i.,
1.)
didik didik
etme, inceleme,
2.)
ilgi, zen,
3.)

tehlike uyars.
diksiyon [Lat.: dicere > Fra.: diction]: i.,
ifade, konuma tarz, telaffuz.
dikta [Lat.: dicere > Fra.: dicta]: i.,
1.)

emir, kesin buyruk,
2.)
prensip,
3.)

iltilal yapp ynetime el koymu
askeri ynetim.
diktafon [ng.: dictaphone]:
1.)
bir ticari
marka,
2.)
[Teknoloji] ses alma aygt,
diktatr [Lat.: dicere > Fra.: dictateur]:
mutlak egemenlii elinde tutan.
dil
1
:
1.)
[Bedenbilim] bir organ,
2.)
az,
lehe, lisan, zeban, l ~ler: Arami,
Eski Ermenice, Eski Grcce, Eski Msrca,
Greke, Osmanlca, Sami, Latin, ~ bilgisi:
gramer, sarf, ~ tutukluu: anatri,
dil
2
: [Far.: ]:
1.)
can, kalp, nefes,
ruh, yrek,
2.)
cesaret,
3.)
arzu, dilek,
istek, niyet.
dilara [Far.: dil + ra > dilra]: i.,
1.)

kalbi gzelletiren, yrei ssleyen,
2.)
canan, sevilen kii, sevgili, yar,
3.)

ullanlmayan eski bir mzik makam,
4.)
.i., [D] sevilen anlamnda bir ran
ve Trk bayan ad.
dilasa [Far.: dil + s > dils]:
1.)
i.,
kalpteki dinginlik,
2.)
z., kafa
rahatlatc.
dilaver [Far.: dilver [ ]]:
1.)
cesur,
yrekli,
2.)
civan, delikanl, gen,
yiit,
3.)
[D] bu anlamda bir ran ve
Trk erkek ad.
dilber [Far.: dil + ber > dilber]:
1.)
gnl
elen, gnl alp gtren, yrek
hoplatan,
2.)
[D] bu anlamda bir
bayan ad.
Dilbilgisi: Gramer, Sarf.
dilee [YTr.]: i., ariza, arzuhal, istida.
dilek:
1.)
i., arzu, dilek, heves, istek,
evk,
2.)
.i., [D] arzu, dilek, heves,
istek, evk anlamnda bir bayan ad.
dilema [Lat.: & Yun.: di + Yun.: lamma >
[] > Fra.: dilemma]: i., amaz,
karmak durum.
dileme: i., arzu etme, rica etme.
dilemek: f., arzu etmek, rica etmek.
dilenci: i., geda.
dileyi: i., arzu, rica.
dilma [YTr.]: i., evirmen, tercman.
dilme: i., bir eyi paralara ayrma.
dilmek: f., bir eyi paralara ayrmak.
dilsiz: s., ahraz, lal.
diluvium [Lat.]: i., sel, subaskn.
dima [Arp.: dim]: i., i.,
1.)
beyin,
kafa,
2.)
bilin, uur, zihin, ~
zayfl: [Tp] ahmaklk, bnlk,
delilik.
dimdik: z., dimdik, din, esen, iyi,
salkl, shhatl, salim, zinde.
dimi [Rum.: dimito: ]: i., [Dokuma]
pamuklu bir kuma.
diminius [Lat.]: i., yarm.
Dimyat
1
[?]: .i., Kuzey Msrda bir
kent ad.
dimyat
2
[?]: i., zm eidi.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 104 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
din
1
[Arp.: dan ]:
1.)
inanma, inan,
2.)

inanma yolu, ~ kurallar kitab:
Akait, ~den kovma: laneteme,
dinda: din kardei, din ~ d:
ladini.
din
2
[Far.: ?]:
1.)
ayn 24. gnnn ad,
2.)
yazmalkla grevli melek.
din
3
[Yun.: dynamis [] > Fra.:
dyne]: [Fizik] cm-gr.-sn sisteminde bir
grn saniyede bir cmlik bir hz
kazanarak serbest akna olanak
veren bir gce eit bir g birimi.
dinamik
1
[Yun.: dynasthai > dynamikos
[] > Fra.: dynamique]:
1.)

doal kuvvete ait,
2.)
mekanik gc
olan,
3.)
enerjik, faal, kuvvetli.
dinamik
2
[Yun.: dynasthei + ikos >
dynamikos [] > Fra.:
dynamique]:
1.)
enerji yada fiziksel
gc harekete geirme ve
2.)

herhangi bir alana ynlendirilen g
anlamnda sonek.
dinamique: bak. dinamik.
dinamit [Yun.: dynasthai > dynamites
[] > Fra.: dynamite]: patlayc
madde.
dinamizm [Yun.: dynasthai + ismos >
dynamigmos [] > Fra.:
dynamisme]:
1.)
doa olaylarn
kuvvet ve enerji terimleriyle
aklayan gstergeler,
2.)
enerji, g,
ig, kuvvet.
dinamo [Yun.: dynasthei > dinamo
[] > Fra.: dynamo]: [Fizik, Teknik]
jeneratr, rete.
dinamometre [Yun.: dynasthei + metron
> dinamometro > [] > Fra.:
dynamomtre]: gler.
dinar
1
[Arp.: dnr]:
1.)
altn para,
2.)

baz Arap lkelerinin para birimi.
Dinar
2
[?]: Afyon ilinde bir ile ad.
din: dimdik, esen, iyi, salkl,
shhatl, salim, zinde.
dindar [Arp.: din + Far.: dr > Far.: dindr
[]]:
1.)
dini olan, inanan,
2.)
dine
inanan.
dinda [Arp.: din + Tr.: da > Tr.:
dinda]:
1.)
din kardei,
2.)
[Din] ayn
dinden olanlar, din kardei.
dineri [Rum.: ?]: iskambilde karo.
dingil: i.,
1.)
teker mili,
2.)
[Otomotiv]
aks, eksen, mil.
dingin: asude, sakin.
dini [Arp.: dan > din]: dinle ilgili, dinsel,
~ tren: ayin, ~ yan gl: sofu.
dink [Halkdili: Artvin, Erzurum]:
1.)
bulgur
dibei,
2.)
pirin krma dibei,
3.)
aba,
ayak, vb dvmede kullanlan bir
gere.
dinlence: tatil.
dinlenme:
1.)
ara, mola,
2.)
[Spor] mola,
dinlenmek:
1.)
ara vermek, mola
vermek, yatp uzanmak
2.)
[Spor] mola
vermek.
dinozor [Yun.: deinos + sauros >
deinasouros [] > Fra.:
dinosaure]:
1.)
?
2.)
mesozoik ada
yaam dev yaratk.
Diogenes [Yun.: ]:
1.)
.. 412-312 yllar arasnda
yaam Yunanl filozof,
2.)
Sinoplu
Dijojen.
dioiken [Yun.: ?]: evi idare etmek, evi
ynetmek.
dioksit [Yun.: di + oksyd [?] > Fra.:
dioxide]:
1.)
iki oksit,
2.)
(karbon
dioksitte olduu gibi) meloklnde
iki oksijen atomu bulunan oksit.
Dionysos [Yun.: & ]:
1.)
eski Roma ve eski Yunan
Mitolojisinde Bacchus,
2.)
Diyojen;
arap tanrs,
3.)
Trkiyede alda
yaad sylenir.
dip:
1.)
en alt blm,
2.)
taban,
3.)
bir
eyin yanba,
4.)
en uzak ke,
5.)

[Argo] arka, k.
dipik: bir tfek paras.
dipfriz [ng.: deep freeze]: [buzdolab]
derin dondrucu.
diphtera [Yun.: ]:
1.)
ksele,
tabaklanm deri, mein,
2.)

derinden.
diploma
1
[Yun.: ]: katlanm
mektup.
diploma
2
[Yun.: diploma > Fra.:
diploma > tl.]:
1.)
okuldan mezuniyet
belgesi, ahadetname,
2.)
brve.
diplomal [Yun.: diploma > Fra.:
diploma > tl. + l]:
1.)
ahadetnameli,
2.)
brveli.
diplomasz [Yun.: diploma >
Fra.: diploma > tl. + sz]:
1.)

ahadetnamesiz,
2.)
brvesiz.
diplomasi [Yun.: diploma > diplomatia
> Fra.: diplomatie]:
1.)

dileri, hariciye ileri,
2.)

uluslararas siyaset.
diplomat [Yun.: diploma & Lat.: atus >
diplomates [] > Fra.:
diplomate]:
1.)
dileri bakanl
grevlisi, daha ok yurt dnda elilik
grevlisi,
2.)
siyaset adam.
diplomatik [Yun.: diploma & Lat.: atus &
Yun.: ikos > diplomatikos []
> Fra.: diplomatique]:
1.)
uluslararas
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 105 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
siyasete ait,
2.)
politik, siyasal, ~
nota: muhtra,
diplomatlk [Yun.: diploma & Lat.: atus >
> diplomates [] > Fra.:
diplomate > tl. + lk]:
1.)
eliliklerde
grev yapma,
2.)
uluslar aras siyaset
ii.
dipsa [Yun.: ?]: i., susuzluk, susama.
dirayet [Arp.: dry]: i.,
1.)
akl erdirme,
ince eyleri kavrama,
2.)
anlak,
yetenek.
directiare [Lat.]: f., birisine konumak
yada yazmak.
direk: i.,
1.)
stun,
2.)
[Denizcilik], ~
direi: pruva direi.
direksiyon [Lat.: di + regere > Fra.:
direction,: i.,
1.)
[Otomotiv] aralarn
ynlendirme simidi,
2.)
[Bisiklet]
dmen, gidon, yeke, ynetme.
direkt [Lat.: di + regere > Fra.: direct]: z.,
duraksz.
direktif [Lat.: di + regere > Fra.:
directive]: i., talimat, ynerge.
direktr [Lat.: di + regere > Fra.:
directeur]:
1.)
mdr,
2.)
st mdr.
diren [Yun.: dikranon > dikran [
> ] > diren]: i., anadut, dirgen,
yaba.
diren:
1.)
direnme, kar koyma,
mukamevet, 2.) [Elektrik] resistans,
3.)

[Elektronik] resistans.
direni: karkoyma, mukavemet.
diretme: inat, ayak ~: inat,
istediinde ~: dayatma.
dirgen: bak. diren.
dirhem [Arp.: dirhem & Far.: dirhem &
Yun.: drachmion > drachme > drachmi
[ > > ], Arp.:
dirhem]:
1.)
kk arlk birimi,
kk sikke,
2.)
Okkann drt yzde
birine eit olan, 3,148 gramlk eski
bir arlk ls,
3.)
bir eit gm
metal para.
diri: aktif, canl, dirik.
dirige [Lat.]: dolaysz, dorudan.
dirigere [Yun.: ?]: uzanmak, yatmak.
dirik: aktif, canl, cokun, diri.
dirlik:
1.)
can, derman, dirlik, g, hal,
kuvvet, mecal, takat,
2.)
dzen,
3.)

erin, huzur, rahat,
4.)
Osmanlda
Toprak Ynetimi.
dirne [Yun.: ?]: kz.
dirsek:
1.)
[Bedenbilim] kolda bir blm,
2.)
ke,
3.)
[Soba] boru kesi,
4.)

[Suborusu] boru kesi.
dirus [Lat.]: dehetli, korkun.
dis [Lat.]: Franszcada dis-;
1.)
deil,
2.)

olumsuz,
3.)
sz, -siz, -suz, -sz,
4.)

ayr, ayrk, ayrk, -den baka, dier
5.)
-dan, -den anlam ykleyen bir
nek.
dis [Yun.: ]: iki defa.
disco: bak. diskotek.
disiplin [Lat.: dis + capere > Fra.:
discipline]: i.,
1.)
idare, skdzen,
ynetim, zapturapt,
2.)
retim,
talim, terbiye, talim,
3.)
itaat, boyun
eme,
4.)
cezalandrma, tekdir.
disk [Arp.: ? > Yun.: diskos [] >
Fra.: disque]: tahta arak.
diskos [Yun.: ]: i., daire,
yuvarlak.
diskotek [Yun.: diskos + theke >
diskoteke [] > Fra.:
discothque]: i.,
1.)
yuvarlak oda,
2.)

dans edilip alkoll iki servisi yaplan
gece kulb.
dispepsi [Yun.: dys + peptein > [?] > Fra.:
dyspeptie]: i., hazmszlk, sindirim
zorluu, yediklerini sindirememe.
dispne [Yun.: dys + ? > [?] > Fra.:
dispne]: i., nefes, solunum darl.
distemperare [Lat.]: dzenini bozmak,
kartrmak.
distribtr [Lat.: ? > Fra.: distributeur]:
i.,
1.)
datan,
2.)
[Ticaret] bayi,
datc.
di:
1.)
[Bedenbilim] enede yer alan ve
ineme ilevi olan kemik kntlar.
~ kaplamas: kuron, tc ~:
az, ~ dibinde bulunan: seman,
~teki kire: kefeki, ~ trleri: Az,
Kk, Kpek, tc, St,
2.)
sarmsak
tanesi, ~ kartma: dieme, ~ kiri
yada pas: pesek.
dii [Halkdili]: dentist, di hekimi, ~
kerpeteni: davya,
dieme: di kartma.
dii: kadn.
ditiramp [Yun.: ditirambos []
> Fra.: dithyrambe]:
1.)
eski
Yunanlarn Dionysos erefine
okuduklar tren arks,
2.)
lirik iir.
ditme: yn kabartma, tiftme.
diurnalis [Lat.]: gnlk.
diretik [Yun.: dia + ourien >
[] > Fra.: diuretique]:
[Eczaclk]
1.)
idrar getirici, ietici,
2.)

idrar getirici ila, mdrir ila.
div [Far.: ]:
1.)
ok iri, dev,
2.)
iblis,
eytan.
diva
1
[Lat.]: tanra.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 106 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
diva
2
[Lat.: diva > tl.: diva]: prima
donna.
divan
1
[Far.: dvn]:
1.)
devlete ait belli
kararlarn kaydedildii kayt defteri,
2.)
devlet makam, idare, ynetim,
3.)

Osmanlda Millet Meclisi denilen
kurum,
4.)
kanape, kerevet, otoman,
sedir,
5.)
Osmanlda bir mzik
makam,
6.)
Osmanlda bir yazn
akm.
divan
2
[Far.: dvn]: abecesel olarak
dzenlenmi iir demeti.
divane [Far.: divne: ]:
1.)
cin
arpm, tahtalar eksik,
2.)
deli,
kak.
dividere [Lat.]: f. blmek, ikiye
ayrmak.
divik [?]: i., akkarnca, termit.
divit [Far.: davet: ]: i. kalem-koyma
kab, yaz hokkas,
divus [Lat.]: i. tanr.
diya [Yun.: dia: ]: diyapozitif, slayt.
diyabet [Yun.: dia + bainein > > diabetes
[] > Fra.: diabte]: [Tp]
1.)

idrar ve kanda ar eker belirtili bir
hastalk,
2.)
eker hastal.
diyabetik [Yun.: dia + bainein + ikos >
diabetikos > [] > Fra.:
diabtique]: [Tp]
1.)
idrar ve kanda
ar ekerle ilgili,
2.)
eker
hastalyla ilgili.
diyabetolog [Yun.: dia + bainein + logos
> [?] > Fra.: diabtelogue]: [Tp] diyabet
uzman.
diyafram [Yun.: dia + phragma >
[] > diafragma > Fra.:
diaphragme]:
1.)
[Bedenbilim] ayrc zar,
ble, zar,
2.)
[Fotoraf] mercek
perdesi.
diyagonal [Yun.: dia + gonia > diagonius
> [] > Fra.: diagonal]:
kegen, keli.
diyagram [Yun.: dia + gramme >
diagramma > [] > Fra.:
diagramme]: i., izelge, plan, ekil,
ema, resim.
diyakoz [Yun.: diakos: ]: i., papaz
yardmcs.
diyakroni [Yun.: dia + chronia >
diachronia > [?] > Fra.: diachronie]: i.,
art zamanllk.
diyakronik [Yun.: dia + chronikos >
diachronikos > [] > Fra.:
diachronique]: art zamanl.
diyalekt [Yun.: dia + legein > []
> dialektos > Fra.: dialecte]: i., az, dil,
lehe, lisan.
diyalektik [Yun.: dialektikte >
[] > Fra.: dialectique]: i.,
1.)

farkllk, ztlk, dnceler ztl,
2.)

kt-iyi, beyaz-siya gibi hereyin bu
ikilemede olduu, atp
sonulandyla ilgili felsefi dnce
biimi.
Diyalektoloji [Yun.: dia + legein + logia
> dialektologia > [] > Fra.:
dialectologie]: .i., ivebilimi.
diyalektolojik [Yun.: dia + legein + logia
+ ikos > dialektlegikos >
[] > Fra.:
dialectologique]: i., az, lisan yada
iveyle ilgili.
diyalel [Yun.: dia + logigmos >
dialogigmos [] > Fra.:
diallle]:
1.)
ikili konuma, i.,
2.)
bir
nermeyi baka bir nerme ile
tantlama,
3.)
st rtl bir tr ksr
dng.
diyaliz [Yun.: dia + lysis > [ >
] > Fra.: dialyse]: i.,
1.)
ayrma,
ayrtrma,
2.)
[Tp] kan artan ara,
3.)
[Tp] bbrek yetersizlii eken
hastalarnn girdii re ayrtrc
gere.
diyalog [Yun.: dia + legein + logos >
dialogos [] > Fra.: dialogue]: i.,
1.)
karlkl konuma,
2.)
karlkl
konuma ve tartma.
diyapazon [Yun.: dia + pas > diapazon >
[] > Fra.: diapason]: i.,
1.)

ahenk, uyum,
2.)
iki kollu elik ses
ls.
diyaper [Lat.: diasprum > Fra.: diaper]:
i.,
1.)
ssl giysi,
2.)
bbek bezi.
diyapozitif [Yun.: dia + phainein > [?] >
Fra.: diapositive]: i.,
1.)
arasndan
gsterme, kar taraf gsterme,
2.)

saydam pozitif film, diya, slayt.
diyar [Arp.: drn oulu]:
1.)
.i.,
diyarlar, lkeler, yerler,
2.)
i., arz,
acun, dnya, kara, terra, toprak,
lke,
3.)
i., [Mecazi] alem, felek, diyar,
dnya.
Diyarbakr [Arp. > Zaz.: Amid, Hamid,
Amed, Osm.: Diyar- Bekir]: .i., [21],
Trkiyede bir kent.
diyare [Yun.: dia + rheein > [?] > Fra.:
diarrhea]: i.,
1.)
arasndan akma,
szma,
2.)
[Tp] amel, i srmesi, ishal.
diyastaz [Yun.: diaztaze > [] >
Fra.: diastase]:
1.)
?
2.)
azotlu maya.
diyastol [Yun.: dia + stellein > diaztole >
[] > Fra.: diastole]: i., [Fizyoloji]
kalp inisat, kalp genilemesi.
diyelimki: mesela, rnein, szgelimi.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 107 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
diyet
1
[Arp.]: i.,
1.)
kan paras,
2.)

denemeyecek bedel.
diyet
2
[Yun.: diaita > diaita > [] >
Fra.: dite]: i., perhiz, rejim, gnlk
besin yada yiyecek.
Diyet
3
[Lat.: dicta > Fra.: diet]: i.,
1.)

genel meclis, millet meclisi,
2.)
.i.,
Japonya Millet Meclisi.
diyetetik [Yun.: diaita > diaitetikte >
[] > Fra.: dittique]: i.,
perhiz, rejim yada gnlk besinle
ilgili.
diyetisyen [Yun.: diaita > diaitetikte >
diaitologos [] > Fra.:
ditticien]: i., diyet, rehim yada
perhiz uzman.
diyez [Yun.: dieze [] > Fra.: dise]:
s., s., keskin.
diyoptri [Yun.: dioptria [] > Fra.:
dioptrie]: ?
diyot [Yun.: di + eidos > diodos [] >
Fra.: diode]:
1.)
iki yana giden, iki
yanl,
2.)
i., eskilerde eletronik
devrelerde kullanlan elektrik tp,
3.)
i., elektronik bir devre.
dizanteri [Yun.: dys + entera >
dyzenteria > [] > Fra.:
dysenterie]: i.,
1.)
basaklarn
bozulmas,
2.)
[Tp] barsaklarn
mikrap kapp iltihaplanams,
3.)
kanl
basur, kanl ve sancl ishal.
dizayn [Lat.: de + signum > Fra.:
designe]: i.,
1.)
izgi dna kma,
2.)

tasarm.
dizel [Alm.: diesel]:
1.)
R. Diezel; bir
Alman kaifi, bulucusu,
2.)
i., bir tr
yakt,
3.)
i., mazot, motorin.
dizelge: i., liste.
dizem: i., ritim, tartm.
dizemli: z., ritmik, tartml.
disfonksiyon [Yun.: dys + ? >
[] > Fra.: dysfunction]: i.,
[Patoloji] uzuvlarin ilevsizlii.
dizgi: i., tertip.
dizi: seri, sra.
dizin: i.,
1.)
fihrist,
2.)
saf, sra,
3.)

[Yazn] dizi, msra, satr.
dizlik: i., uzun konlu orap.
diztrofi [Yun.: dys + tropaion > [?] > Fra.:
dystrophie]:
1.)
beslenme yetersizlii,
2.)
adelenenin gelimemesi.
dizuri [Yun.: dys + ourien > dysouria
[] > Fra.: dysuria]: idarar,
ieme zorluu.
DND: [Bedenbilim] (D)eoxyribo (N)ucleic
(A)cid: tm yaayan maddelerin
enemli bir bileeni ve kaltsal
rnekleri aktaran temel kromozom
malzemesi.
do [Jap.]: sanat.
doccia [tl.]: kanal.
docere [Lat.]: ders vermek, retmek.
doctor [Lat.]: retmen.
documentum [Lat.]:
1.)
belge, vesika,
2.)
delil, kant.
documentum [Lat.]: i.,
1.)
belge,
2.)

ders kitab,
3.)
delil, kant,
doent [Lat.: docere > Fra.: docent]:
niversite okutman.
dogma [Yun.: dogma [] > Fra.:
dogme & dogma]: bak. doma.
doa:
1.)
tabiat,
2.)
[D] bir Trk bayan
ad.
doaclk: natrizm.
doal: naturel, tabii, ~ olarak: tabii
ki!.
doan :
1.)
[Kubilimi: Accipiter] sungur,
ahin,
2.)
dii doan: [Kubilim: Falco
birmicus],
3.)
erkek doan: [Kubilim:
Falco birmicus],
4.)
[D] bir Trk erkek
ad, [ahin],
doma
2
[Yun.: dogma [] > Fra.:
dogma]:
1.)
bak as, dnce,
gr,
2.)
[Felsefe] nak.
domatik [Yun.: dogma + ikos >
dogmatikos [] > Fra..
dogmatique]:
1.)
kesin kurallarla ilgili,
2.)
kestirip atan, sabitdnceli,
sabitfikirli.
domatizm [Yun.: dogma + ismos >
dogmatismos [] > Fra.:
dogmatisme]:
1.)
kesin kurallarla ilgili,
2.)
kestirip atma, sabitdnce,
sabitfikir.
dorama:
1.)
kesip bime, paralama,
2.)
aa ileri,
3.)
aatan, kap
pencere.
doru:
1.)
n,

gerek,

hakikat, hakiki,
reel,
2.)
dzgn, rast, yolunda,
3.)

drst, selim,
4.)
[Matematik] bir biim.
dorulamak: onaylamak.
dorultmak: dmen kullanmak, idare
etmek, seyretmek, ynetmek, sevk
ve idare etmek, yn vermek.
dorultu: istikamet, yn.
dou:
1.)
dou taraf, ark. ~ya ait:
arki,
2.)
[D] bir Trk erkek ad.
douculuk: oryantalizm, arkiyat,
doutan: ftri, tabii, yaratltan.
dok [tl.: doccia > ng.: dock]: [Denizcilik]
rhtmdaki byk depo.
doktor [Lat.: doctor > Fra.: doctor]: [Tp]
hekim, otac, ky ~u: otac, otu.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 108 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
doktora [Lat.: doctore > Fra.. doctorate]:
1.)
doktorluk eitimi,
2.)
doktorluk
belgesi, doktorluk payesi.
doktrin [Lat.: docare > Fra.. doctrine]:
akide, inan, reti.
doku: [Yaambilim, Tp] hcreler btn,
nesi, ~ lm [Tp]: kangren,
yeniden oluan ~: neoplazma.
Dokubilimi: [Yaambilim, Tp] Histoloji.
dokuma: dokumaclk, tekstil, fabrika
~s: manifatura.
dokumaclk: dokuma, tekstil, enine
atlan iplik: arga.
dokunakl: ackl, ili.
dokunca: hasar, kayp, zarar, ziyan.
dokunma: deme, deinme, dokunu,
kontak, temas.
dokunu: tue.
dokurcun
1
[Halkdili]: ot yada ekin
yn.
Dokurcun
2
[Halkdili]:
1.)
ot yada ekin
yn,
2.)
Adapazar, Sakarya,
Akyazya bal bir yerleim yeri..
dokman [Lat.: documentum > Fra.:
document]:
1.)
belge, vesika,
2.)
delil,
kant.
dokmanter [Lat.: documentum > Fra.:
documentaire]:
1.)
belge, delil, kant,
kitap,
2.)
belgesel.
dolama:
1.)
pou, sark,
2.)
[Tp]
parmakta kan bir ban, etyaran,
kurlaan.
dolandrc: afersit, dalavereci,
speklatr, vurguncu.
dolandrma: aldatma, kandrma,
kazk.
dolanm: [Ekonomi] dolam,
sirklasyon, tedavl.
dolanma:
1.)
gezinme, gezme,
2.)
devir,
tur.
dolap:
1.)
bir mobilya, kapaksz ~:
etejer,
2.)
[Mecazi] al, dalavere, desise,
dzen, entrika, hile, kakariko,
kolpo, komplo, knde, numara,
oyun.
Dolar [Alm.: thalar > ng.: dollar]: ABD
para birimi, $.
dolam: [Ekonomi] dolanm,
sirklasyon, tedavl.
dolama:
1.)
gezme, gezinme,
2.)
bir
birine girme, tam ve srekli ~:
devridaim,
dolayl: endirekt.
dolere [Lat.]: derdine katlanmak,
katlanmak, sknt ekmek.
dolere [Lat.]: elemlenmek, zlmek,
yas tutmak.
dolfin: bak. dolphin.
dolgun:
1.)
etli,
2.)
[Mecazi] etli butlu
kadn.
dolikosefal [Yun.: dolicho + kephale >
[] > Fra.: dolichocphale]:
uzun kafal.
dolicho [Yun.: dolicho: []]: s.,
uzun.
dolmakalem [dolma kalem]: stilo.
dolphin [Yun.: delphin & delphis [
& ] > Lat.: dalfinus > delphinus >
ng.]:
1.)
batn, gnek, karn,
2.)

Yunus, Yunus bal.
dolu:
1.)
bo olmayan, ii ~olan: som,
2.)
bir ya biimi.
dolunay:
1.)
bedir,
2.)
[D] bir Trk
erkek ad, [Bedri]..
dom dom [Hin]: silah yada mhimmat
deposu.
dom dom kurunu [Hin.]: bedene
girdikten sonra dalan kurun yada
mermi.
doma [Yun.: ?]: at, evin ats.
domare [Lat.]: altrmak,
evcilletirilmek.
domates [sp.: tomate > tomato > Rum.:
]: [Bitkibilim: Lycopersion
esculentum] bir tr sebze, ~ sosu:
sala.
domestik [Lat.: domus > Fra.:
domestique]:
1.)
mahalli, yerel,
2.)

yurtiine ait.
domina [Lat.]: hanmefendi.
dominant [Lat.:. dominus > Fra.:
dominente]: egemen, gl, stn.
domini [Lat.: dominus]: Hz. sa.
dominium [Lat.]: mlkiyet, sahiplik.
domino [Lat.: > Fra. > tl.]: tala
oynanan oyun.
dominus [Lat.]:
1.)
mal sahibi, efendi,
2.)
hakim, hkmdar,
3.)
pir, usta,
stad,
4.)
[D] Allah, Rab, Tanr,
5.)
[D]
Hz. sa.
dominyon [Lat.: dominus > Fra.:
dominion]:
1.)
karar, hkm,
2.)

egemenlik, hakimiyet, hegemonya,
stnlk
3.)
bakalar tarafndna
ynetilen yer yada lke.
domus [Lat.]: ev, hane, konut,
mesken.
don
1
[Halkdili]:
1.)
ayaz, kra,
2.)

[Halkdili] klot, slip.
don
2
[Lat.: dominus > tl. & s.]:
1.)

spanyolcada Beyefendi, Bay ve bir
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 109 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
sayg ifadesi,
2.)
talyancada
beyefend, Bey.
Don Juan [sp.]: tannm bir kadn
dkn spanyol.
Don Kiot [sp.: Don Quixote]: ~un
ad: Rosinante,
donama: ssleme.
donamak: sslemek.
donanma: [Deniz Kuvvetleri] armada.
donare [Lat.]: vermek.
donatan: [Denizcilik] armatr, gemi
sahibi.
donat: techizat.
donatm: [Denizcilik] gemi donatm.
donatmak: techiz etmek.
dondurma:
1.)
buzlanmasna yol ama
2.)
stle yaplan bir tr tatl.
dondurmak: buzlandrmak.
done [Fra.: donnee]: ana e, data,
muta.
donma:
1.)
buzlanma,
2.)
me.
donmak:
1.)
buzlanmak,
2.)
mek.
donna [tl.]: hanmefendi.
donra [Halkdili]: kepek, sa dknts.
donuk: mat.
donum [Lat.]: armaan, hediye.
dora [?]: bir at donu?.
dormire [Lat.]: uyumak.
dorsum [Lat.]: arka, srt.
doruk: ahika, zirve.
dosis [Yun.: ?]: ba, verme.
dost [Far.: dst: ]: arkada, nedim,
yaren, yolda, ~lar toplants:
meclis.
dostlar [Far. + lar]: yaran.
Dostoyevski, Fyodor Mihailovi
[Rus.: ]:
.i, 1821-1881 yllar arasnda
yaam nl bir Rus yazar.
dosya [Fra.: dossier]:
1.)
bir kii yada
konu hakknda belgeler toplam,
2.)

karton kap.
dotare [Lat.]: bahetmek, balamak,
irat balamak, ihsan etmek,
vakfetmek.
dotos [Yun.: ?]: verilen.
doxa [Yun.: ?]:
1.)
dnce, fiki, gr,
2.)
vmek, methetmek, sena etmek,
yceltmek.
doyum: tatmin.
doz [Yun.: dosis > dose > [ & ] >
Fra.: dose]:
1.)
?
2.)
[Eczaclk] bir defada
alnan ila miktar.
dk
1
:
1.)
dkme eylemi,
2.)
Trkede
dkmekten emir.
dk
2
[?]: tabaklanm ceylan derisi.
dkme
1
: Trkede dkmekten
olumsuz emir.
dkme
2
: [Yk] brakma, salma.
dl: evlat, soy, ~ yata: amgios.
dlyata: b.i., [Bedenbilim] rahim,
uterus.
dnek: allay, kaypak.
dnem: a, devir, periyot, zamane.
dneme: viraj.
dngel: [Bitkibilim: Mespilus germanica]
bebyk, mumula.
dnme
1
: Trkede dnmekten
olumsuz emir.
dnme
2
:
1.)
din deitirme,
2.)
din
deitirmi, muhtedi.
dnk: bakan, nazr.
dek: ekyat, karyola, kerevet, ilte,
yatak.
dem: i., tesisat.
deme: karo, orya, tahta ~: parke,
dvme:
1.)
darp, vurma,
2.)
bedene
yaplan resimli damga, tatu, bir ~
tr: dak.
dv: arbede, ekime, ngar, dala.
hengame, hr, kavga, muaraza, niza,
patrt.
dvmek: vurumak.
drachme [Yun.: []]: avu dolusu,
bir avu.
dragon [Yun.: drkn > drakontas:
> ]: i., canavar, dev,
ejderha.
drahmi [Yun.: drachme: ]:
1.)
?
2.)

eski Yunan para birimi.
drahoma [Yun.: trachomos > trachoma:
> ]:
1.)
eyiz,
dnlerde salan tahl yada para,
2.)
Hiristiyan ve Musevilerde gelinin
verdii para.
draje [Yun.: konfeto [] > tragema
[] > tragemata > Fra.: drage]:
1.)

erez, kuruyemi, ekerleme,
2.)

[Eczaclk] ekerli hap.
drakon [Yun.: drkn: ]: Yunan
Mitolojisinde alev fkrtan,
kertengeleye benzeyen knatl bir
canavar.
dram [Yun.: drachme [] > drama >
[] > Fra.: drame]:
1.)
elence,
oyun, seyirlik,
2.)
drama, tiyatro
edebiyat,
3.)
alat, haile, trajedi.
drama
1
[Lat.: drama]: alat, haile,
trajedi.
drama
2
[Lat.: drama > Fra.: drama]:
1.)

drama, tiyatro edebiyat,
2.)
alat,
haile, trajedi.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 110 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
dramatik [Yun.: drama + ikos >
dramatikos [] > Fra.:
dramatique]:
1.)
tiyatro esriyle ilgili,
2.)
canl, arpc, etkileyici, hareketli,
tesirli,
3.)
duygusal.
ourgos [Yun.: ]: icara eden,
ileyen, oynayan, yapan.
dramaturg [Yun.: drama + ourgos >
dramatourgos [] > Fra.:
dramaturge]:
1.)
icara eden, ileyen,
oynayan, yapan,
2.)
tiyatro bilen,
tiyatro yazar.
Dramaturji [Yun.: dramatourgia >
[] > Fra.: dramaturgie]:
diyatro eseri yazma sanat.
drappus [Yun.: ?]: giysi, elbise, libas.
drastikos [Yun.: ]: aktif,
etkin, faal.
dren [Fra.: drainer > drain]:
1.)
aktma,
suyunu kurutma,
2.)
aka, akak, ark,
su yolu.
drenaj [Fra.: drainer > drainage]: aka,
akak, ark, su yolu.
drezin [Fra.: draisine]: demiryolu
arabas.
dromos [Yun. : ?]:
1.)
cihet, istikamet,
yn,
2.)
ders,
3.)
gidi, rota, izlenecek
yol.
dropsi [Yun.: hydor > hydropsi [?] > Fra.:
dropsie]: [Tp] bedenin su toplamas.
drosera [Yun.: drosera: ]:
[Bitkibilim: ?] otsu bir bitki.
droak [Erm.]: i., bayrak.
drys [Yun.: ]: aa.
dua [Arp.: dv > dua]:
1.)
yardma
arma, yakarma, yalavrma,
2.)

niyaz, yakar, yakar, ~ okuyan:
duahan, ~ ile uyuma: istihare.
duahan [Arp.: dv > dua + Far.: han >
Far.: duahan]: dua okuyan.
duayen [Fra.: doyen]:
1.)
en yal olan,
2.)
meslekte stn.
dubar [Halkdili]: [Balklk: Mugil cephalus]
bir tr balk.
dubara [Far.: d + bre [] > dubara]:
1.)
iki kere iki,
2.)
[Argo] hile.
dubitare [Lat.]: phelenmek.
dubius [Lat.]: kararsz, tereddtl.
duble [Lat.: duplus > Fra.: doubl]:
1.)

ikili, ikisi bir arada, iki kat,
2.)
iki
kadehi.
dubleks [Lat.: duplex > Fra.: doublex]:
dublr [Fra.: dubleur]: sinemada
benzer.
ducalis [Lat.]: liderlikle ilgili.
ducere:
1.)
idare etmek, ynetmek,
2.)

yneltmek.
duar [Arp.: dr]:
1.)
karlama,
yzyze gelme,
2.)
tutulmu,
uram.
dul: ei lm kadn, kocas lm
kadn.
dulce [Lat.]: tatl.
dulcis [Lat.]: tatl.
dullar: dul kadnlar, erami.
duma [Rus.: > ]:
1.)

dnmek,
2.)
Rus Parlementosu.
duman:
1.)
buu, buhar, islim, is,
istim, pus, sis, tt,
2.)
[D] bir Trk
erkek ad, ~ lekesi: is , ~ yolu:
vade, ~ rengi: fme.
dumanl: sisli.
Dumas, Alexandre: [Fra.]: 1802-1870
yllar arasnda yaam bir Fransz
yazar.
dumper [ng.: dump > dumper]:
artkdken, p atc, p dken ara.
dun [Arp.: dn]: alak, aa, aalk.
duo
1
[Lat.]: iki.
duo
2
[Lat.: duo > tl.: duo]:
1.)

talyancada 2 says,
2.)
iki ses iki
mzik.
duodeni [Lat.: duo + deni > duodeni]: 12
parmak, 12 parmak uzunluu, iki el
yan yana uzunluk.
duplex [Lat.: duo + plicare > duplex]: iki
kat.
duplicare [Lat.: duo + plicare >
duplicare]: ikiye katlamak.
duplus [Lat.: duo + plus > duplus]: iki
kat.
duraan: dengeli, sabit, stabil.
durak:
1.)
bekleme,
2.)
yolcu tat
bekleme yeri.
duraksz: beklemeden, direkt, non-
stop.
dural: hi deimeden kalan.
durare [Lat.]:
1.)
baki olmak,
dayanmak, srmek,
2.)
bitmemek,
bozulmamak, tkenmemek.
durmadan: aralksz, vira.
duru:
1.)
berrak, temiz,
2.)
[D] bir Trk
bir bayan ad, [Berrak].
dudu
1
[Far.: tt []]: i.,
1.)
dudu
kuu, papaan,
2.)
hanm.
dudu
2
[Erm.: ?]:
1.)
yal kadn,
2.)

dad.
tuti [Far.: tt: ]: i.,
1.)
dudu kuu,
papaan,
2.)
hanm,
3.)
Ermeni kadn.
duruk: [Fizik] statik, duraan.
duhul [Arp.: dhl > duhl]:
1.)
ieri
girme, karma, katlma,
2.)
girme,
diri.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 111 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
duhuliye [Arp.: dhl > duhliye]:
1.)
ieri
girme, karma, katlma,
2.)
giri
creti.
durum:
1.)
karakter, kiilik, ahs, tip,
stat,
2.)
hal, pozisyon, stat,
vaziyet, eksi ~una getirme:
restore, sakcal yada tehlikeli ~:
bela, varta, karmak ~: amaz,
dilema, ackl ~: facia, ortalama ~:
normal, karmak ~: amaz,
olaanst ~: keramet,
durumlar: ahval, haller.
durus [Lat.]: kat, sert.
du [tl.: doccia > Fra.: douche]: su
dknme, ykanp kma.
dut: [Bitkibilim:] bir meyve tr,
koyulam ~ suyu: pekmez, ~
eitleri: Akdut, Karadut.
duvar: yap i alannda odalar ayran
dikey ayra, rek, ~daki gz
[Mimari]: ni, ~daki ince har: sva,
~ yazs: grafiti.
dux [Lat.]: ba, bey, nder, ef,
ynetici.
duy [Fra.: douille]:
1.)
ukur, ierlek,
2.)

[Elektrik] ampl yuvas.
duyarga: [Yaambilim] anten, lamise,
lamie.
duyarlk: hassasiyet, ar ~:
anafilaksi.
duygu:
1.)
his,
2.)
[D] bir Trk ayan
ad..
duygulu: hissi, romatik.
duygusal: dramatik.
duygusuz: hissiz.
duyu: alglama yetenei.
duyuru: ilan, sesli ~: anons.
duz [Far.: dz []]: s.e., Farsada dz-;
1.)
delen, delik aan,
2.)
diken, ine-
iplikle diken, diki diken anlamna bir
sonek.
ddk:
1.)
nefesli bir slk gereci,
2.)

korna,
3.)
[Argo] aklsz, mankafa.
dello [Lat.: dvellum > Fra.: duelleau]: iki
kiinin klla dvmesi yada silahla
bir birine ate etmesi.
det [Lat.: duo > Fra.: duett]: [Mzik] iki
ses iki mzik.
dme: [Dokuma] araf, kopa, ~
delii: ilik, kol ~si: manet.
dm: ilmik.
dk [Lat.: dux > Fra.: duke]: bamsz bir
dkl yneten prens.
dkkan [Arp.: dkkn]:
1.)
sat tezgah,
2.)
alveri yeri, sat yeri.
dmbelek [Far.: dunbek > ?]:
1.)
[Mzik]
darbuka,
2.)
anlaysz, sersem.
dmen [tl.: timone]:
1.)
gidon,

yeke,
ynetme,
2.)
alavera, karklk,
3.)

[Argo] ynetim, ~ kullanmak:
dorultmak, idare etmek, seyretmek,
ynetmek, sevk ve idare etmek, yn
vermek.
dn:
1.)
bir gn ncesi, nceki gn,
2.)

gemi.
dndar [Far.: dn + dr]:
1.)
?
2.)
[D] bir
erkek ad.
dnr [Halkdili]: grc, evli iftlerin
ailelerinin birbirne konumu.
dnya [Arp.: dnv > edn]:
1.)
alt, beri
taraf, daha yakn olan,
2.)
acun, arz,
diyar, kara, terra, toprak, lke,
3.)

kre, yeryz,
4.)
[Mecazi] alem, diyar,
dnya, felek, br ~: ahiret.
drbn [Far.: dr + bn > drbn [] >
Osm.: drbn]:
1.)
uza gren,
2.)

[Teknik] baka.
dur
1
: durmaktan emir.
dur
2
[Far.: dr > Osm.: dr]: Farsada
dr; ok uzak, rak, uzak,
2.)
gaip,
namevcut, olmayan, yok.
driye [?]:
1.)
?
2.)
[D] bir bayan ad.
drrin [?]:
1.)
?
2.)
[D] bir bayan ad.
dr [Halkdili]: eyiz.
drst [Far.]:
1.)
ak, akszl, doru,
samimi,
2.)
doru, ismet, selim.
drstlk [Far.+ lk]: ismet.
dstur [Arp.: dstr]:
1.)
ilke, kanun,
prensip,
2.)
kaide, genel kural.
d: d, imaj, imge, hayal, hlya,
rya.
dk: hobi.
dkn: aciz, ~ Yurdu: Darlaceze.
dknler: aceze, acizler.
dknlk: zaaf.
dmanlk: adavet, artniyet, buz,
garez, hasmlk, husumet, kin,
ktniyet, nefret.
dsel:
1.)
fiktif, hayali,
2.)
sahte,
uydurma.
dnce:
1.)
fikir, ide,
2.)
inan, kan,
~ yaps: mentalite.
tefekkr [Arp.: ? > ]:
1.)

2.)
dnme,
kavrama yetisi.
dnme: kavrama yetisi, tefekkr, ~
gc: kariha.
dven [Rum.: tukane, dovkane, dokane
[, , ] > Osm.]:
1.)

tahl sandan ayrma gereci,
2.)
bir
harman gereci.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 112 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Dzce [Rum.: Prusias, Pros Hypios, Lat.:
Prusias ad Hypium, Osm.: Dzbazar,
Bizans Prusias]: [81], Trkiyede bir
kent.
dzelme: iyileme, kurtulu, onma,
salah.
dzeltme: reform.
dzen:
1.)
sistem, rejim,
2.)
dzgn,
muntazam,
3.)
al, dalavere, desise,
dolap, entrika, hile, kakariko, kolpo,
komplo, knde, numara, oyun, ~i
bozulmu: gevemi, laka.
dzenli: dakik, ~li olarak:
muntazaman.
dzensiz: afal, dank, dandini,
dzensiz, kark, savruk, akn,
tarumar.
dzey: kirat, seviye.
dzeysiz: kiratsz, seviyesiz.
dzgn
1.)
doru, rast, yolunda,
2.)
onat, zenli,
3.)
dzen, muntazam, ~
ileyen: dakik.
dzlem: mstevi.
dzlk [Corafya]: ova, pazar, yaz.
dzmece: fiktif, hayali, sahte,
uydurmaca, uydurma.
dztaban: bahtsz, kadersiz,
ksmetsiz, kutsuz, anssz, talihsiz,
takdirsiz, uursuz.
dvellum [Lat.]: cihat, atma, kavga,
sava.
dynamic: bak. dinamik.
dynamikos [Yun.: ]: gl,
kuvvetli.
dynamis [Yun.: ]: g, kuvvet.
dynasthai [Yun.: ?]:
1.)
enerji, g,
ietki, kuvvet,
2.)
edebilmek, gc
yetmek, yapabilmek.
dynasthei [Yun.: ?]:
1.)
yapabilme
2.)

bak. dynamic.
dys [Yun.: ]: irkin, fena, kt.
dys [Yun.: ]: Bat Dillerinde dys;
fena, sert, sert anlamnda bir nek.
========== E =========
E [tl.: E]: talyan Abecesinin 5. harfi,
[E, e].
E
1
: Trk Abecesinin 6. harfi.
E
2
: Yunan Abecesinin 6. harfi,
[Epsilon []; , ].
E.S.T: (E)astern (S)tandart (T)ime: Dou
Sdandart Zaman.
e: Latince ve Franszcada e-; dnda, -
nn dnda, -dan, -den, -sz, -siz, -suz, -
sz anlamna gele bir nek.
Ea [?]: Smerlerde su tanrs,
eb [Arp.]: ebi, ebu biimleri de vardr;
baba, ced,
ebabil [Arp.: ebbil]: [hayvanbilim] da
krlangc.
ebad [Arp.: ebd]: bak. ebat.
ebat [Arp.: ebd []; buutun oulu,]:
1.)
.i., boyutlar,
2.)
boyut.
ebe:
1.)
[Tp] ocuk dourtan kadn,
2.)
nine.
ebed [Arp.: ebd]:
1.)
kalma, kalc olma,
varln srdrme,
2.)
sonsuzluk.
ebedi [Arp.: ebd > ebed []]: sonsuz.
ebegmeci [ebem gmeci]: i., [Bitkibilim:
Malva siylvestris] mor iekli bitki,
ebemkua [ebem kua]: i.,
[Evrenbilim] alaimisema, alkim,
gkkua.
ebeveyn [Arp.: ebenin ikili biimi: ebe +
veyn > ebeveyn]:
1.)
anneler & babalar,
anne-baba,
2.)
anne-baba.
eblak [Arp.: eblk]: bak. ablak.
ebleh [Arp.: blh []]:
1.)
aptal olma,
salak olma,
2.)
[Arapada Sfat Derecesi]
en aptal, en salak,
3.)
ahmak, aptal,
andaval, anlaysz, ansz, aptal,
avanak, bn, budala, enayi,
mankafa, salak, savak.
ebr [Arp.]: i., bulut.
ebre [Arp.]: bak. abra.
ebrius [Lat.]: sarho.
ebru
1
[Far.: ebr []]:
1.)
ka,
2.)
[E]
bir bayan ad.
ebru
2
[Far.: ebr []]: Ebru Sanat:
1.)
katlar hareler yapma, zerine
mermer deseni verme,
2.)
incelikli bir
elsanat.
ebruli [Far.: ebr [] +li > ebrulu]:
farkl renklerde olan, kat kat
renklerde olan.
ec: Franszcada ec-; dnda, -nn
dnda, -dan, -den, -sz, -siz, -suz, -sz
anlamna gele bir nek.
Ecclestiastes [Yun.: ek + kalein [?]]: bir
Eski Ahit-Eski ncil kitab; Eccls.
ecdat [Arp.: ecdd []; ceddin oulu]:
atalar, dedeler.
ecdad [Arp.]: bak. ecdat.
ece:
1.)
kralie,
2.)
[E] bir bayan ad.
ecel [Arp.: ecl > []]:
1.)
bekleme,
sreyi doldurma, vakit doldurma,
2.)

belirlenmi sre, bekleme sresi,
3.)

hayatn, yaamn sonu, lm.
chauffer [Fra.: ex + chauffer
e(x)chauffer > chauffer]: f., snmak,
stmak, scaklatmak,
echein [Yun.: ?]:
1.)
derinliini lmek,
iskandil etmek, fikrini anlamaya
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 113 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
almak, sondayla muayene etmek,
2.)
sahip olmak.
echo [Yun.: ch: ?]: ?
ecinne [Arp.: ecinni; cinin oulu]: .i.,
cinler, ruhlar, insan olmayan
yaratklar.
ecinni [Arp.: ecinn]: .i.,
1.)
cinler,
ruhlar, insan olmayan yaratklar,
2.)

i., cin, varsaymsal varlk.
ecnibe [Arp.: cnb > oul]: .i., kenarlar,
kylar, yanlar.
ecneb [Arp.: cnb > ecneb]:
1.)
kenar,
ky, yan,
2.)
[Arapada Sfat Derecesi]
daha d, daha kenar.
ecnebi [Arp.: cnb > ecneb > ecneb
[]]:
1.)
kenar, ky, yan,
2.)

baka yerden gelen, el, elalem,
yabanc.
ectomie [Yun.: ek + temnein > [?] > Fra.:
ectomie]: Franszcada ectomie;
bedenden bir parann ameliyatla
alnmas anlamna [appandectomie:
apandisin alnmas] bir sonek.
ecza
1
[Arp.: ecz; czn oulu]:
1.)
.i.,
paralar, zerrecikler,
2.)
i., [Fizik] en
kk para, atom,
ecza
2
[Arp.: ecz:]:
1.)
eskilerde ila
yaplan eitli trde bitki ve
karmlar,
2.)
[Tp] ila yaplan
maddeler, farmakotik.
eczac [Arp. + c]: i., ila satan kimse.
eczane [Arp.: ecza + Far.: hne > Fra.:
eczahne]: i.,
1.)
ilaevi,
2.)
ila satan
dkkan, [Apatheke, Pharmacy].
eda
2
[Arp.: edy > ed]:
1.)
grevi yerine
getirme, klma, deme, yapma,
2.)

slup, yap tarz.
eda
1
[Far.: ed [?]]:
1.)
etkileyici sz
yada davran, etkileme,
2.)
i., cilve,
ive, naz,
3.)
[E] .i., bu anlamda bir
bayan ad, [Naz].
edat
1
[Arp.: edv > edt]: i., aperay,
ara, gere.
Edat
1
[Arp.: edv > edt]: i.,
1.)
aperay,
ara, gere,
2.)
[Dilbilgisi] lge,
[Partickle], tek bana anlam
olmayp, sonua geldii kelimeye
anlam katan kelimeler.
ede [Halkdili]: i., byk erkek karde.
edeb [Arp.]: bak. edep.
Edebali, eyh [Arp.: Edebli:
]:
1.)
Osmanl Beyliinin kurulu
yllarnda yaam, bir din bilgini,
2.)

Osmanl Beyliinin manevi kurucusu
kabul edilir.
edebi [Arp.: edb > edeb]: edebiyat,
literatr yada yaznla ilgili.
edebi diniye [Arp. > Osm.: edeb-i
dnye]:
1.)
dini alkanlk ve
uygulamalar,
2.)
(slam) dini
gelenekleri.
Edebiyat [Arp.: edb > edebiyt]: i.,
1.)

gzel yaz yazma,
2.)
Literatr, Yazn.
eden: fail, yapan.
edep [Arp.: edb > edeb]:
1.)
bilgili ve
nazik olma, iyi davranma, gzel yaz
yazma,
2.)
terbiye,

treye uygun.
edepli [Arp.: edb > edeb + li]: terbiyeli.
edepsiz [Arp.: edb > edeb + siz]:
terbiyesiz.
edere [Lat.]: karnn doyurmak, yemek
yemek.
edevat [Arp.: edv > edevt; edatin
oulu]:
1.)
.i., aralar, gereler,
2.)

gerekli malzeme,
3.)
aletler, gereler.
edi [?]: [Hayvanbilim: ?] engerek ylan,
kk su ylan.
edib [Arp.]: bak. edip.
edik [Halkdili]: [Giyim] ksa izme.
edim:
1.)
fiil, i,
2.)
davran.
edinilmi: kazanlm, mktesap.
edinim: kazanm, iktisap.
edip [Arp.: edb > edb]:
1.)
gzel yaz
yazma,
2.)
muharrir, yazar,
3.)
[E]
erkek ad.
Edirne [Rum.: Hadrianopolis, Bulgarca:
Odrin, Osm.: Edrenebol > Erdene >
Edirne]: [22], Trkiyede bir kent.
Edison, Thomas: 1847-1931 yllar
arasnda yaam ABDli bir
biliminsan.
editr [Lat.: e + dare > Fra.: editeur]:
1.)

kitab baskya hazrlayan,
2.)
yazy
basma hazrlayan,
3.)
bayazar,
mellif, gazete genel yayn
ynetmeni.
edna [Arp.: dnv > edn]:
1.)
alt, beri
taraf, daha yakn olan,
2.)
ok aa.
edvar [Arp.: dvr > edvr, devirin oulu]:
1.)
i., evresinde dolanma, dnme,
2.)

.i., alar, devirler, zamanlar,
EEG [Yun.: (E)lectro (E)encephalo (G)ram: ?]
1.)
kafatas dalga yazm,
2.)
beyin
dalgas lm yntemi.
Ef [Rus.]: Rus Abecesinin 20. harfi, [,
].
efe:
1.)
zeybek,
2.)
bke, cesur,
kabaday, korkusuz, kostak,
ampiyon, yiit,
3.)
[E] korkusuz, yiit
anlamna bir erkek ad, [Yiit].
efedrin [Lat.: ephedra > Fra.: ephedrine]:
[Eczaclk] astm ve burun tkanln
iyiletirmede kullanlan bir alkoloyit.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 114 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
efektif [Lat.: ex + facere > Fra.:
effective]:
1.)
ie yarar, itibarl,
2.)

geerli, etkil, fiili, tesirli, yrlkte,
3.)
[Bankaclk] nakit, nakit para.
efelek [Halkdili]: [Bitkilim: Rumex petientia]
labada.
efemine [Lat.: ex + femina > Fra.:
effeminin]: kadns erkek.
efendi [Rum.: afthntis: ]:
1.)

sayg nlemi: bey,
2.)
s, iye, sahip,
3.)
terbiyeli,
4.)
evde sz geen
erkek.
efendim [Rum.: afthntis: + m]:
1.)
sayg nlemi: bey,
2.)
buyrun
beyim,
2.)
buyrun, hazrm,
3.)
evet.
efervesan [Lat.: ex + fervere > Fra..
efervescent]:
1.)
kpren, kaynayan,
kabarcklanan,
2.)
[Eczaclk] suya
katlnca kabaran ila.
Efes [> Apasas & Rum.: Ephesos: >
Ephesus]: zmire bal Seluk ilesi
iindeki antik kent,
effabilis [Lat.]: aza alnabilir,
sylenebilir.
Effe [tl.]: talyan Abecesinin 6. harfi,
[F, f].
effuere [Lat.]: akmak, akp gitmek.
figar [Far.: figr]: i.,
1.)
ac, dert, keder,
2.)
bere, yara.
efkar
1
[Far.: efgr > efkr; figrn
oulu]:
1.)
.i., aclar, dertler,
kederler,
2.)
.i., bereler, yaralar.
efkar
2
[Arp.: efkr; fikrin oulu]: .i.,
dnceler, fikirlker, grler.
efkar umumiye [Arp.: efkr-
umumiye]:
1.)
herkesin gr,
2.)

kamuoyu.
Eflak [Ulak]: [Wallachia].
efor [Lat.: > Fra.: effort]: aba, gayret.
efrad [Arp.: frd > efrd]: bak. efrat.
efrat [Arp.: efrd, ferdin oulu]: .i.,
bireyler, fertler.
efriz [Fra.: frise]: [Mimari] dar ve ksa
perde.
efsane [Arp.: efsne]: mitos, sylence.
Ege
1
[Rum.: Aigao: ]:
1.)
Ege
Denizi [ , Aegean Sea],
2.)

Ege Blgesi,
3.)
[E] bir Trk erkek ad.
ege
2
: veli.
egemenlik: hakimiyet, hegemonya,
stnlk.
egere [Lat.]: gereksinim duymak,
ihtiya olmak, muhta olmak.
eglog [Fra.: glogue]: i., oban trks.
ego
1
[Lat.]: ben, benlik.
ego
2
[Lat.: ego > Fra.: ego]: benlik, id.
egoist [Lat.: ego > Fra.: egoiste]: bencil.
egoizm [Lat.: ego > Fra.: egoisme]:
bencillik.
egos [Erm.: ? > Tr.]: saban yada
pulluun toprakta at kark, agos.
egzama [Rum.: ek + zein > ekzema
[]]: [Tp]
1.)
bir tr deri hastal,
2.)
basur, hemeroit, mayasl.
egzofatalmi [Yun.: exo + phthalmos >
exophthalmos [?] > Fra.: exophatalmie]:
1.)
darya kk gzl,
2.)
[Tp]
rahatszlk nedeniyle gzn darya
frlams.
egzos [Lat.: ex + haulire > Fra.:
exhauste]:
1.)
dar atma, tketme,
bitirme, yoketme,
2.)
[Otomotiv]
vaumlu tozu dar atan para, ekzos
borusu,
3.)
[Otomotiv] ekzos gaz.
egzotermik [Yun.: exo + therme > [?] >
Fra.: exothermique]:
1.)
scaklk veren,
2.)
[Kimya] hararet yayc, s veren.
egzotik [Yun.: exo + ikos > [] >
Fra.: exotique]:
1.)
yabanc, yabancl,

2.)
artc derecede gzel, ekici ve
hayranlk uyandrc yer, ey yada
kii.
ee: [Bedenbilim] kaburga kemii.
eer: ayet.
ei: kovandan bal ekme arac.
eik: meyilli, ev.
eilim: ak, cereyan, istikamet,
mecra, temayl, trend, yn, ynelim,
~i olan: mail, meil.
eir [Halkdili]: ar salgs.
eirmen: i, kirmen.
eitim: maarif, terbiye.
eitmen: belleten, muallim, okutman,
retmen.
elek: han, konak, otel.
elence: iyi vakit geirme, yemekli ~:
toy.
eme: [Teknik] kavis, yay.
ereti: geici, ksa sreli, muvakkat, ~
olarak: ariyeten.
geici: ereti, ksa sreli, muvakkat.
Eriboz Adas [Rum.: Euboea]:
erim: anafor, burga, evrinti,
girdap, su evrintisi.
ehemmiyet [Arp.]: nem.
ehik [?]: [Evrenbilim] ukur yer.
ehil [Arp.: ehl []]:
1.)
bir yerde
yerleme,
2.)
bir yerin yerleikleri,
insanlar,
2.)
(szlerin ve bilimin)
insanlar,
3.)
aile, e, iyal,
4.)
bilirkii,
eksper, ibilir, kompetan,
mtehassz, uzman, yetkili.
ehram [Arp.: hrm [] > ehrm; ihramn
oulu]:
1.)
ihtiyarlama, mrn
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 115 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
doldurma, yalanma,
2.)
.i.,
ihramlar, piramitler,
3.)
i., piramit,
firavun mezar.
eidolon [Yun.: eidlon: ?]: grnt,
imge.
eidos [Yun.: ?]: biim, form, ekil.
eikon [Yun.: ?]:
1.)
resim,
2.)
kk
resim.
Einstein, Albert: 1879-1955 yllar
arasnda yaam, Yahudi kkenli
ABDli bir biliminsani.
eirene [Yun.: ?]: bar, hazar.
eiron [Yun.: ?]:
1.)
kinaye,
2.)

sylenmek istenilenin tersini
kastederek konuma.
eisodos [Yun.: ?]: giri.
ejder [Far.: ejdeha [] > ejder]:
1.)

ylan cin,
2.)
canavar, dev, dragon,
3.)

[E] bu anlamda bir erkek ad.
ejdeha [Far.]: bak. ejderha.
ejderha [Far.: ej + Arp.: deha > Far.:
ejdeha []]:
1.)
ylan cin,
2.)

canavar, dev, dragon.
ek
1
: ilave, katk, zeyil, zeyilname.
ek
2
: Yunacada ek-;
1.)
almak, kesmek,
2.)
dnda, -nn dnda, -dan, -den, -
3.)

-sz, -siz, -suz, -sz anlamna gele bir
nek.
ekabir [Arp.: kbr [] > ekbir]:
1.)

byk olma,
2.)
.i., bykler,
ilerigelenler,
3.)
devlet bykleri,
kodomanlar.
ekarte [Lat.: excarte > Fra.: carter]:
1.)

kat oyununda kart kama,
2.)

baypas, devre d brakma,
etkisizletirme.
ekalliyet [Arp.: kll [] > akal >
akalliyet]:
1.)
az olma, say olarak az
olma,
2.)
aznlk [minority].
ekdosis [Yun.: kdosis: ?]: da vermek,
yaymak, yaynlamak
eke
1
[zTr.]: pulluk.
eke
2
:
1.)
ba oban,
2.)
[Halkdili] kart,
koca, kocam, sin, yal.
ekecek: tohum.
ekenek [Corafya]: mezraa.
EKG:
1.)
(E)lectro (C)ardio (G)ram,
2.)

kalp atlarnn dzenini len gere
ve bunun kts.
ekici: ifti, renber, tarmc, ziraat.
ekim
1
: ekme ii.
Ekim
2
[ekmek > ekim]: yln 30 gn
eken 10. ay.
ekin:
1.)
hars, kltr,
2.)
[Halkdili]
buday z, firez,
3.)
[E] hars, kltr
anlamna bir Trk erkek ad, ~ sap:
saman, kendiliinden kan ~:
halaza, ksa ~: tolma, dvlm ~
yn: tnaz.
ekinezya [?]: [Bitkibilim: ?] ?
ekinoks [Fra.: quinoxe]: gn-gece
eitlii,
ekip [Fra.: quipe]:
1.)
gemi tayfas,
mrettabat,
2.)
grup, gurup, takm,
eklektik [Yun.: ek + legein >
[ > ] > Fra.:
eclectique]:
1.)
eitli kaynaklardan
derlenmi,
2.)
seme eylerden
derlenmi, seilmi,
3.)
farkl dnce
ve fikirlerden houna gideni
benimseyen.
eklem: [Bedenbilim] mafsal, ~ hastal:
artroz.
ekleme: ilave, katma, ulama.
eklemek: ilave etmek, katmak,
ulamak.
eklenti: aksesuar.
ekler [Fra.: clair]: kremal bir tr
pasta.
ekmek
1
:
1.)
temel besin maddesi,
nan, nimet,
2.)
geim, kazan,
2.)
a,
taam, yemek, ~ paras: banak,
ekmein d ksm: kavk, ince
uzun ~: francala, ince ~: yufka.
ekmek
2
:
1.)
tarlaya tahl ekmek,
2.)

atlatmak, bandan savmak.
eko
1
[Yun.: ch [] > Fra.: echo]:
akis, aksiseda, inikas, yansma,
yank.
eko
2
: bir Afrika aac.
Eko: Ekremin ksaltmas.
ekol [Fra.: ecole]:
1).
mektep, okul,
2.)

janr, tarz, uzul.
Ekoloji [Yun.: oikos + logia > [:]
> Fra.: echologie]:
1.)
yaayan
canllarn evreleriyle ilikilerini
inceleyen bilim dal,
2.)
evrebilimi.
Ekonomi [Yun.: oikos + nomos >
[] > Fra.: economie]:
1.)

evidaresi, evin ekip evrilmesi,
evynetimi,
2.)
lke ticari yaamnn
ynetimi,
3.)
idare, iktisat, tutum.
ekonomik [Yun.: oikos + nomos + ikos >
[] > Fra.: economique]:
1.)

iktisadi, parasal durumlar,
2.)
idareli,
iktisatl, tutumlu.
ekose [Fra.: Ecosse > cossais]:
1.)

skoya, skoya kareli eteinden,
2.)

[Dokuma] kareli kuma,
ekosistem [Yun.: oikos + syn + histanai
> [] > Fra.: ecosystem]: bir
yerde bulunan canllar topluluunun
evreleri ve yaam koullar.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 116 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
ekpertiz [Lat.: experiri > Fra.: expertise]:
1.)
ehliyet, ner,
2.)
bilirkii raporu.
ekspres [Lat.: ex + premere > Fra.:
express]:
1.)
skrak suyunu kartma,
2.)
kelimelere, ifadelere dkmek,
3.)

aklamak, ifa etmek,
4.)
iaretleme,
sinyalleme yada sembolize etme,
5.)

hzl ve dorudan [otobs, tren, uak,
gazete, dergi vb],
5.)
eya, yk vb
eyleri hzl biimde gnderme ii.
ekran [Fra.: cran]:
1.)
glgelik, perde,
siper,
2.)
[Bilgisayar & TV, Teknoloji]
grntlk.
ekrem [Arp.: krm []]:
1.)
asil olma,
bolveren olma, cmert olma, gnl
geni olma, soylu olma,
2.)
i., asalet,
cmertlik, soululuk,
3.)
s., daha asil,
daha cmert, daha ok sunan,
4.)
.i.,
[E] bu anlamda bir Mslman ve Trk
erkek ad.
eksantrik [Yun.: ek + kentron + ikos >
[] > Fra.: eccentrique]:
1.)

acayip, allagelmiin dnda, garip,
tuhaf,
2.)
alldamk kii, garip kii,
3.)
[Geometri] merkezleri ayn olmayan,
merkezden gemeyen, dmerkezli,
4.)
[Teknik] salgl kasnak, dngsel
devinimi yatay devinime eviren
gere.
ekselans [Lat.: ex + cellere > Fra.:
excellence]:
1.)
faikiyet, fazilet,
stnlk,
2.)
mmtaz kii, sekin kii.
akson [Yun.: aksn: ]: aks, dairesel,
mihver.
eksen [Rum.: aksni: ]: aks,
dairesel, mihver.
ekser
1
[?]: byk ivi.
ekser
2
[Arp.: ksr []]:
1.)
ounluu
oluturma, ok olma, fazlalama,
2.)

ounlukla, ekseri.
ekser
3
[Arp.: ksr [] > ekser; kesrin
oulu]:
1.)
i., ounluu oluturma,
ok olma, fazlalama,
2.)
.i., oklar,
fazlalar,
3.)
ok, daha ok, -nn
ounkuu.
ekseri [Arp.: ksr [] > ekser]:
1.)
i.,
ounluu oluturma, ok olma,
fazlalama,
2.)
ekser, en ok, ou
kez.
ekseriya [Arp.: ksr [] > ekseriy]:
1.)

i., ounluu oluturma, ok olma,
fazlalama,
2.)
ounlukla,
ekseriyetle.
ekseriyet [Arp.: ksr []]:
1.)
i.,
ounluu oluturma, ok olma,
fazlalama,
2.)
ounluk.
ekseriyetle [Arp.: ksr [] > ekseriyet +
le]:
1.)
i., ounluu oluturma, ok
olma, fazlalama,
2.)
ounlukla.
eksersiz [Lat.: exercere > Fra.:
excersise]:
1.)
altrma, termin,
2.)

[Spor] snma hareketleri, idman..
eksibe [Arp.: ?]: [Evrenbilim] kum yn,
kumul.
eksik:
1.)
bitmemi, natamam, naks,
tamamlanmam,
2.)
defo, kusur,
noksan, gerekenden ~: az.
eksiksiz: komple, tam.
eksoderm [Yun.: exo + derma > [?] >
Fra.: exoderme]: [Bedenbilim] dderi,
ektoderm.
eksper [Lat.: experiri > Fra.: expert]:
bilirkii, ehil, ibilir, kompetan,
mtehassz, uzman, yetkili.
eksport [Lat.: ex + portare > Fra.:
export]:
1.)
sat amacyla yurt dna
mal gnderme,
2.)
[Ticaret] dsatm,
ihra, ihra etme, ihracat.
ekspoze [Lat.: ex + ponere > Fra.:
expos]: bir su yada skandal
kamuoyuna aklanmas, ifa.
ekstern [Lat.: ex + terminus > Fra.:
extern]:
1.)
dardan, hariten,
2.)
bir
kurum yada hastahanede grev
yapan ama onun asl kadrosunda
olmadan alan doktor vb.
extrahere [Lat.: ex + trahere]: f., zn
kartmak, szmek.
ekstra [Lat.: extra > Fra.: extra]:
1.)

ayrca, caba, daha fazla, fazladan,
ste,
2.)
den ilerisi, -den tesi,
3.)
ek
olarak, ek, ilave.
ekstravaganza [tl.: extravaganza]:
1.)

fantezi,
2.)
zarif ve hayal gcne
dayanan piyes yada mzik.
ekstre [Fra.: extrairer > extrait]:
1.)

zn szme, zetleme, hlasa
etme, ksaca anlatma,
2.)
[Bankaclk]
hesap zeti.
ekstrim [Lat.: exterus > Fra.: extreme]:
1.)
ar, son derece, msrif,
2.)
ar,
en uta yada kenarda olan, son,
3.)

ar u, kenar, marjinal.
eksre: b.i., mehil, mhlet, nel,
sre, vade.
eki: limon tadnda.
ekime: ferment, maya, tahammr.
ekimik: [Gda] kelek, kesik.
ekimsi: mayho.
ekti: cimri, elisk, hasis, nekes, pinti.
ekmenik [Yun.: oikoumene >
oikoumenikos > Fra.: ecumenique]:
1.)

evrensel,
2.)
Hiristiyan kiliselerinin
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 117 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
birletirilmesine ait,
3.)
btn
Hiristiyanlarca kabul edilen.
ekmenizm [Yun.: oikoumene >
oikoumenemos > Fra.: ecumenisme]:
1.)

evrensellik, Hiristiyan kiliselerinin
evrensel birlii iin abalama.
ekvador
1
[Fra.: quateur]: fndk eviz
gibi meyve lm birimi.
ekvador
2
[Fra.: quateur]:
1.)

[Evrenbilim]
a.)
elek, eitleme izgisi,
istiva hatt,
b.)
dnyay eit iki
blme kestii kabul edilen
varsaymsak izgi,
2.)
bir Orta
Amerika lkesi, [Equator], Ekvador
ayrlar: savana.
ekzema: bak. egzema.
ekzofatalmik [Yun.: exo [?] + Lat.:
fatalis > Fra.: exophatalmique]: [Tp]
1.)

da frlak gz,
2.)
gz kresinin
patkallyla ilgili.
El [Rus.]: Rus Abecesinin 12. harfi, [,
].
el
1
[Arp.: al]: Arapada el;
ngilizcedeki The gibi belirtisiz bir
ntak.
el
2
:
1.)
[Bedenbilim] bedende bir organ,
~ ile dokunma: lemis,

~ ustal:
zanaat, zorla ~e geirme: zapt, ~
dememi: bakir, ~ dememi kz:
bakire,
2.)
oyunda kat atma sras,
~i ak: cmert.
el
3
[sp.]: spanyolcada ngilizcedeki
The gibi belirtisiz bir ntak, [El Nino:
yaraamz ocuk].
El Dorado [sp.: eldorado]:
1.)
altndan,
altnla dolu,
2.)
alatnn bol olduu
yada frsatlarn ok olduu yer.
elalem [Arp.]:
1.)
ecnebi, yabanc,
2.)

el.
elaman
1
[Arp.: el amn]: bkknlk
anlatan sz.
elan [Arp.: eln]: bir iin yapld an,
imdi.
Elara [?]: Jbiterin uydusu,
elastik [Yun.: [elaunein] elas + ikos >
[] > Fra.: elastique]:
1.)
esnek,
eski biimine dnen, toplanp geri
gelen,
2.)
abuk iyileen, artlara
uyum salayan,
3.)
esnek kuma,
lastik bant yada iplik,
4.)
lastikten
yaplm malzeme.
elastiki [Yun.: [elaunein] elas + ikos >
[] > Fra.: elastique + Arp.: ]:
esnek.
elaunein [Yun.: ?]: hareketlendirmek,
harekete geirmek, kmldatmak,
kprdatmak.
elavatr [Lat.: e + levare > Fra.:
elevateur]: asansr, iner-nar.
Elaz [Mezra, Osm.: Mamuretlaziz,
Elaziz]: [23], Trkiyede bir kent.
elbise: [Dokuma] giysi, kyafet, libas,
ruba, urba, resmi erkek ~si: frak, ~
tutaca: ask, ~de bir blm:
roba.
elek: [Dokuma] bir tr eldiven.
eli:
1.)
[Din] nebi, peygamber, resl,
yalva,
2.)
[Diplomasi] delege,
murahhas.
elim: demet, tutam.
eldiven [Tr.: el + Far.: destivan > Trk.:
eldiven]: ellere giyilen giysi, ellik, bir
tr ~: elek.
eleba: sergerde.
Electra [Yun.]: Yunan Mitolojisinde
Agememnonun ldrlmesinde rol
alan kzlarndna birisi.
electro [Arp. > amber > Yun.: elektron >
Fra.: electro]: Fra.nszcada electr(o);
akm, cereyan anlamna gelen bir
nek.
elefantiyazis [Yun.: elephas > Fra.:
elephantiasis, Tp]:
1.)
ar ime, ar
imanlama,
2.)
fil hastal.
elegan [Lat.: ex + legere > Fra.: elegant]:
ince, narin, nazik.
elegos [Yun.]: alama, feryat, hzn,
keder, matem.
elektrik [Arp. > amber > Yun.: elektron >
Fra.: electrique]: akm, cereyan.
elektrikli [Arp. > amber > Yun.: elektron
> Fra.: electrique + li]:
1.)
akml,
cereyanl,
2.)
elektrik ykl, gergin,
3.)
cereyanla alan alet edevat.
elektrod: bak. elektrot.
elektrolit [Arp. > amber > Yun.: elektron
+ lysis > Fra.: electro + lyte > electrlyte]:
elektrikle paralarna ayrlabilen
madde.
elektroliz [Arp. > amber > Yun.: elektron
+ lysis > Fra.: electro + lyse >
electrolyse]:
1.)
elektrikle zmleme,
galvanik gle elemenlara ayrma,
2.)

elektrikli ineyle ben yada kl yakma.
elektron
1.)
[Arp.: amber > Yun.]:
zerindeki etkileyici kokusu
nedeniyle, amberden, amber.
elektron
2
[Arp.: amber > Yun.: elektron
> Fra.: electron]: tm atomlarn bir
blmn oluturan, negatif olarak
yklenmi paracklardan herhangi
birisi.
elektronik [Arp.: amber > Yun.: elektron
+ ikos > Fra.: electronique]:
1.)

Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 118 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
elektronlarla ilgili,
2.)
elektronlarn
olumas, hareketi yada gcyle
alan,
3.)
[teknik] belli zel elektrik
devreleriyle kendiliinden alan.
elektrot [Arp. > amber > Yun.: elektron
elektrodio [] > Fra.: electr(o)
+ ode > electrode]:
1.)
elektrod,
2.)

kaynak ubuu.
elem [Arp.: elm []]:
1.)
ac veren,
szlatan, zen,
2.)
ac, keder, znt.
eleman:
1.)
e, unsur,
2.)
personel.
element [Lat.: elementum > Fra.:
elemente]:
1.)
ana unsur, asal, temel,
2.)
bir kii yada eyin yaamas iin
uygun yada doal evre,
3.)
temel
yada gerekli olan ana unsur yada
para,
4.)
[Kimya] radyoaktif yada
nkleer etkiler dnda ayrmayan
madde.
elementler: Aktinyum: Ac, Alkali: Altn:
Au, Antimon: Sb, Argon: Ar, Azot: N, Bakr:
Cu, Baryum: Ba, Berilyum: Be, Bizmut: Bi,
Brom: Br, inko: Zn, inko: Ag, Demir: Fe,
Disprosyum: Dy, Flor: F, Galyum: Ga,
Germanyum: Ge, Godolinyum: Gd, Gm:
Ag, Hanhyum: Ha, Helyum: He, Holmiyum:
Ho, ridyum: Ir, terbiyum: Yb, Kadmiyum:
Cd, Kalay: Sl, Kalsiyum: Ca, Klor: Cl,
Kolombiyum: Cb, Krom: cr, Kripton: Kr,
Kuratovyum: Ku, Kurun: Pb, Kriyum:
Km, Lanta: La, Lityum: Li, Lorentiyum: Lr,
Ltesyum: Lu, Magnezyum: Mg,
Mendelevyum: Mv, Molibden: Mo, Neon:
Ne, Neptnyum: Np, Nikel: Ni, Niyobyum:
Nb, Nobelyum: No, Osmiyum: Os,
Paladyum: Pd, Platin: Pt, Pltonyum: Pu,
Polonyum: Po, Prometyum: Pm,
Praseodim: Pr, Protaktinyum: Pa, Radon:
Rn, Radyum: Ra, Rubidyum: Ru,
Rutenyum: Ru, Rutherfordyum: Rf,
Samaryum: Cm, Seryum: Ce, Sezyum: Cs,
Sodyum: Na, Seryum: Se, Skandiyum: Sc,
Stronsiyum: Sr, Tantal: Ta, Tellur: Te,
Tolyum: Tl, Toryum: To, Tulyum: Tm,
elementum [Lat.]: ana unsur, asal,
temel.
elemosyne [Yun.: ?]: aresiz, biare,
zavall.
elenti: kalburdan geirme.
elephas [Yun.: ?]:
1.)
iri, kocaman,
2.)

fil.
eletiri: tenkit, kritik.
elevatr [Lat.: ex + levare > Fra.:
elevateur]: asansr, iner-nar.
eleverme: gammazlama, ihbar,
jurnal.
elezer [YTr.: el + ezer]: [Ruhbilim]
sadist.
elezerlik [YTr.]: [Ruhbilim] sadistlik.
elif [Arp.]:
1.)
Arap Abecesinin ilk harf,

2.)
Kuran- Kerimde baz surelerde
geen ifreli ayetlerin ilk harfi, Elif,
Lam, Mim gibi,
3.)
[E] bir bayan ad.
elifi [Arp.: elif]: bantla ssl bez yada
kuma.
elik [Halkdili]: da keisi.
eliksir [Arp.: al iksir > Yun.: eliksirio
[] > Fra.: elixir]:
1.)
Felsefe
Ta,
2.)
ecza, hlasa, z,
3.)
yaam
sonsuzlatraca dnlen madde.
elim [Arp.: elm [] > elim]:
1.)
ac
veren, szlatan, zen,
2.)
acnacak.
elinkr [Halkdili]: byk ocaklarda
kullanlan bir eit sacaya.
elips [Yun.: elleipein > elleipse []
> Fra.: ellipse]:
1.)
[Yldzbilim]
gezegenlerin dnenecsi,
2.)
[Geometri]
bir biim.
elisk: cimri, ekti, hasis, pinti, hasis,
nekes, pinti.
elit [Lat.: ex + legere > Fra.: lite]: asil,
mutena, mmtaz, soylu, sekin.
Elle [tl.]: talyan Abecesinin 10. harfi,
[L, l].
elleipein [Yun.: ?]: azalmak, ksalmak,
ksa gelmek.
ellik: elidiven.
elma: bir tr meyve, ~ kurusu: kak, ~
pastas: elmasiye, ~nn ii: eelek,
elmas [Far.: ]:
1.)
mcevher,
2.)
[E]
mcevher anlamna bir bayan ad.
krmz yada pembe ~: roza, yass
~: karavana, yontulmu ~ yz:
faseta.
elmasiye [Arp.]: elma pastas.
elti: [Budunbilim] karde kars.
eluctari [Lat.]: mcaedele etmek.
erlverili: makul, uygun.
Elysium [Yun.: ?]:
1.)
Yunan
Mitolojisinde lmden sonra doru
kiilerin yerleecei yer,
2.)
cennet,
gzel ve ferah yer.
em [Yun.: ?]: iinde.
em: [Lat.: in > en > Fra.]: b, p ve m
harflerinden nce en- ntaks em-e
dnr.
em: are, daru, deva, ila.
ema
1
: [Bedenbilim] barsaklar.
ema
2
: [Kimya] ~ ile kapl: emaye.
emanet [Arp.: emn [] > emnet]:
1.)

inanma, gvenme,
2.)
inam, vediai
emare [Arp.: emr [] > emre]:
1.)

belirme, gsterme,
2.)
alamet, belirti,
delalet, im, ipucu, iaret, izi.
emaret [Arp.: emr [] > emret]:
beylik, emirlik.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 119 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
ematik [? > Fra.: emetique]: [Eczaclk]
isrifra edici, kusturucu ila.
ema [Fra.: mail]: i., metal kaplama
svs, sr.
emaye [Fra.: maill]: [Kimya] emayla
kapl.
embesil [Lat.: imbecilis > Fra.: imbecile]:
1.)
dermansz, kuvvetsiz, takatsz,
zayf,
2.)
ahmak, aptal, bn, budala.
embriyo [Yun.: en + bryein > [] >
Fra.: embrio]:
1.)
ieride gelien,
ieride byyen,
2.)
cenin, fetus,
oulcuk, bir canlnn ilk oluumu,
balang, iptida,
3.)
ilkel,
olgunlamam.
Embriyoloji [Yun.: en + bryein + logia >
[] > Fra.: embriologie]:
canllarn ilk oluumu yada ceninlerin
oluum ve geliimiyle ilgilenen
Biyolojinin bir dal.
eme: yosun tutunma organ.
emek:
1.)
zenli alma,
2.)
[Ticaret]
alma, mesai.
emeki: [Ticaret] amele, rgat, ii,
proleter.
emekli:
1.)
zahmetli, zor, meakkatli,
2.)
tekat.
emektar: eski, kullanlm.
emel [Arp.]:
1.)
arzu, istek,
2.)
[E] bu
anlamda bir Mslman ve Trk
bayan ad [Arzu].
emen: dikmek iin alan ukur.
emendare [Lat.]: dzeltmek, hatasn
dzeltmek, yanln dzeltmek.
emere [Lat.]: almak.
emeritus [Lat.: ex + mereri]:
1.)
emekli
yallk yada baka nedenle olmak,
2.)

emekli olduu halde makam
korumak.
emigre [Lat.: migrare > migr]: siyasi
nedenlerle lkesini terk eden kii,
ilticac, mlteci.
emin [Arp.]:
1.)
gvenilir, inanlr,
2.)
[E]
bir erkek ad.
emine [Arp.]:
1.)

2.)
[E] gvenilir,
inanlr anlamna bir bayan ad.
eminere [Lat.]:
1.)
nyze kmak,
ileriye frlamak,
2.)
kar durmak.
emir
1
[Arp.: emr > emr]:
1.)
buyurma,
emretme, talimay verme, yentme,
2.)
buyruk, buyuru, komut,
3.)
bey,
mir,
4.)
pasoparalo,
5.)
[E] bey, mir
anlamna bir erkek ad.
emir
2
: [Kubilim: Alcedo atthis]
iskelekuu, yalapkn.
Emir Kipi: [Dilbilgisi] fiilerin emir biimi;
yap, yr gibi, [Imperative].
emirber [Arp.: emir + Far.: ber > Far.:
emirber]: emireri.
Emircik: [Kubilim: Alcedo atthis]
iskelekuu, yalapkn.
emireri [Arp.: emir + Far.: er + i]:
emirber.
emirlik [Arp.: emir + lik]: beylik,
emaret.
emisyon [Lat.: e + mittere > Fra.:
emission]:
1.)
dar vermek,
2.)

karma, neretme, yayma,
3.)
[Borsa]
hisse senedi yada tahvilat karma,
halka arz,
4.)
[Maliye] piyasaya
srlm para para, dolamdaki
para miktar.
emme
1
: [Kimya] mas, sourma.
Emme
2
[tl.]: talyan Abecesinin 11.
harfi, [M, m].
emme: [Teknik] aspiratr, fan,
pervane.
emmi [Halkdili]: [Budunbilim] amca.
emniyet [Arp.: emn > emniyyet []]:
1.)
asayi, gvenlik,
2.)
Emniyet
Mdrl.
Emniyet-i Ummiye Mdriyet-i
Aliyesi [Arp. > Osm.]:
1.)
Osmanl
Devleti Emniyet Genel Mdrl,
2.)

Emniyet Genel Mdrl.
emoroid [Yun.]: bak. hemeoroid.
empati [Yun.: en + pathos > [?] > Fra.:
empathie]:
1.)
halden anlama, kendini
bakasnn yerine koyma,
2.)
bir
bakasnn duygularn anlayabilme.
empatik [Yun.: en + pathos > [?] > Fra.:
empathique]: halden anlayan,
bakalarnn duygularna bem
veren.
emperyal [Lat.: imperium > Fra.:
imperiale]:
1.)
imparatorlukla ilgili,
2.)

krala ait, ahana,
3.)
ok byk.
emperyalist [Lat.: imperium > Fra.:
imperialiste]:
1.)
imparatorluk
taraftar,
2.)
smrgeci, smrgeclik
yanda.
emperyalizm [Lat.: imperium > Fra.:
imperialisme]:
1.)
imaparatorluk
sistemi,
2.)
smrgecilik.
emplassein [Yun.]: zerine srmek,
svamak yada kaplamak.
emporium [> Yun.: en + poros]:
1.)

alveri merkezi, ticaret merkezi,
2.)

dkkan, maaza.
empoze [Lat.: in + ponere > Fra:
impose]:
1.)
zerine koyma,
2.)

dayatma, etkileme, zihnini doldurma,
zorla kabul ettirme, zorla
benimsetilen
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 120 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
emprempt [Lat.: in promtu > Fra.:
impremptue]:
1.)
hazrlksz,
doalama, irticalen,
2.)
[Mzik] kk
para.
empresyonizm [Lat.: in + premere >
Fra.: impressioniste]:
1.)
izlenmcilik,
2.)

sanattta ve mzikte ani ve tam bir
etki brakmay amalayan bir tarz.
emprosyonist [Lat.: in + premere > Fra.:
impressioniste]:
1.)
izlenimci,
2.)

sanattta ve mzikte ani ve tam bir
etki brakmay amalayan bir tarz
taraftar.
emr [Arp.: emr > emr]: bak. emir.
Emre [Arp.]: bir erkek ad.
emrivaki [Arp.: emr-i vki]: oldubitti.
emrud [Far.]: ?
emsal [Arp.: ? > emsl]: ayn, benzer,
emsal, e, menent, tpk, tpks,
tpatp.
emtia [Arp.: maln oulu, Ticaret]: mal,
meta.
emval [Arp.: emvl]: gayrimenkul.
en
1
[Lat.: in]: Franszcade en;
1.)

eklemek, koymak, geirmek, stne
brakmak,
2.)
olmak, neden olmak,
yapmak,
3.)
i, iine, iine doru,
iinde anlamna gelen bir nek.
en
1
: [Dilbilgisi] bir derecelendirme eki,
en
2
[Geometri]: genilik.
en
3
[Yun.]: Yunancada en; i, iinde,
iine anlamna gelen bir nek.
enai [Arp.: ene > en]:
1.)
ben, benci,
2.)

bencil, egoist, kendini dnen.
enam [Arp.]: yaratlm olanlar.
enayi [Arp.: en > eny]:
1.)
kendinden
bilgisi olmayan,
2.)
ahmak, aptal,
andaval, anlaysz, ansz, aptal,
avanak, budala, ebleh, mankafa,
salak, savak.
enbar [Far.]: bak. ambar.
ence [Lat.]: Latincede ence; bir
eylem, durum yada sonu ifade eden
bir sonek.
enchyma [Yun.]: erime, eriyme, eritip
birletirme.
encmen [Far.: ]: komite,
komsiyon, meclis.
endaze [Arp.]: 85cmlik l birimi.
endemi [Yun.: en + demos > endemi
[] > Fra.: endemie,]:
1.)
bir
mahalle yada yre,
2.)
[Tp] sk
grlen hastalk, bulac hastalk.
endemik [Yun.: en + demos > endemikos
[] > Fra.: endemique]:
1.)
bir
mahalle yada yreye ait,
2.)
[Tp] sk
grlen hastalk, bulac hastalk.
ender [Arp.: ?]:
1.)
az bulunur, deerli,
nadir, turfa,
2.)
[E] deerli anlamna
bir erkek ad [Nadir].
endesk [Lat.: index > Fra.: index]:
1.)

iaret,
2.)
gsterge, fihrist, katalog,
3.)
ABDde posta oulu yerine baslan
iaretler yani dendi anlamna
damga,
3.)
[Matematik] s.
endikasyon [Lat.: in + dicare > Fra.:
indication]:
1.)
anlatma, bildirme,
gsterme,
2.)
belirti, delil, kant,
3.)

[Tp] hastalklarda uygun tedavi
biimi.
endirekt [Lat.: in + di + regere > Fra.:
endirect]: dolayl, dolaysyla olan.
endo [Yun.: endon > Fra.]: i, iinde,
iten anlamna bir nek.
endoderm [Yun.: endo + Lat.: derm > [?]
> Fra.: endoderme]: i deri, barsan
i tabakas.
endokard:
1.)
bak. endokardiyum,
2.)
kalbin i zar.
endokardiyum [Yun.: endo + kardia >
[?] > Fra.: endocardium]: kalbin i zar.
endokrin [Yun.: endo + krinein > [?] >
Fra.: endocrine]: i sal, i ifrazata ait.
endolenfa [Yun.: endo + lympha > [?] >
Fra.: endoderme, Bedenbilim]: i kulakta
bulunan bir sv.
endon [Yun.]: ?
endoparasit [Yun.: endo + para + sitos >
[?] > Fra.: endoparasite]: [Hayvanbilim]
hayvanlarn i organlarnda yaayan
asalak.
endoplazma [Yun.: endo + (plassein) >
plasma > [?] > Fra.: endoplasma]:
[Bedenbilim] i sv, i plazma.
endoskeleton [Yun.: endo + skeletos >
[?] > Fra.: endosceletone]: i iskelet.
endoskopi [Yun.: endo + skopein >
[] > Fra.: endoscopie]:
beden ii boluklar aydnlatarak
grlmesini salayan gere, bedenii
aydnlatcs.
endosmosis [Yun.: endo + osmos > [?] >
Fra.: endosmosis]:
1.)
i iti,
2.)
osmosis.
endosperme [Yun.: endo + sperma > [?]
> Fra.: endosperme]: [Yaambilim]
1.)
i
tohum,
2.)
besidoku.
endospor [Yun.: endo + spora > [?] >
Fra.: endospore]:
1.)
[Bitkinilim] spor
zarnn i tabakas,
2.)
[Bakteriyoloji]
hcre iinde gelien cinsiyetsiz spor,
i spor.
endotermik [Yun.: endo + therme > [?] >
Fra.: endothermique, Kimya]:
1.)
i
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 121 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
hararet, i s,
2.)
hararet alan, s
alan, s emen.
endkleme [Lat.: in + ducere > Fra.:
induct + leme]: [Elektrik] bir g
alanyla bir elektrik yada manyetik
gc ynlendirme.
endksiyon [Lat.: in + ducere > Fra.:
induction]:
1.)
askere yada
memuriyete alma,
2.)
[Elektrik] bir g
alanyla bir elektrik yada manyetik
gcn ynlendirilimi.
endstri [Lat.: industrius > Fra.:
industrie]:
1.)
alkan, etkin, faal,
hamarat,
2.)
sanayi, uran.
Endymion [Yun.]: Yunan Mitolojisinde
Zeusun sonsuz uyku ve genlik
bahettii, ay tanras Selenann
ak olduu ve 50 kzlarnn olduu
oban.
ene
1
[Halkdili]: i., erkek karde.
ene
2
[Arp.]: z.,
1.)
ben,
2.)
[Felsefe] ben,
ego, id.
enek: erkeklii giderilmi.
enema [Yun.: en + hienai > [?] > Fra.:
enema, Tp]:
1.)
ie gnderme, ie
salma,
2.)
bir sv yada ilacn makat
yolu ile kalnbarsaa aktarlmas,
3.)

lavman, tenkye, rnga.
eneme: hadm etme.
enerji [Yun.: en + ergon > [] >
Fra.: energie]:
1.)
i g, iten gelen
kuvvet,
2.)
maddedeki g, erke.
enervis [Lat.]: argn, aygn, bitap,
bitkin, clz, gsz, dermansz,
haat, kuvvetsiz, takasz, yorgun,
zayf.
enf [Yun.: ?]: [Bedenbilim] burun.
enfeksiyon [Lat.: inficere > Fra.:
infection]:
1.)
bulatrma, geme,
sirayet, yayma,
2.)
[Tp] mikrobun
yaylmas,
3.)
[Tp] bulatrma,
hastal sirayet ettirme, hastal
bakalarna geirme, geme.
enfekte [Lat.: inficere > Fra.: infecte]:
[Tp] bulatrmak, hastal sirayet
ettirmek, hastal bakalarna
geirmek.
enfiye [Arp.]:
1.)
burunluk,
2.)
buruna
ekilen ttn tozu.
enflasyon [Lat.: in + flare > Fra.:
inflation]:
1.)
ikinlik,
2.)
[Ekonomi]
para ikinlii,
3.)
[Ekonomi] piyasada
fiyatlarn srekli olarak artmas.
enflenza [Lat.: in + fluere > tl.:
influenza > Fra.: enfluenza]: [Tp] grip
hastal, salgn nezle.
enformasyon [Lat.: in + forma > Fra:
information]:
1.)
bigi, haber, malumat,
2.)
resmi bilgi, resmi haber, resmi
aklama.
enfraruj [Lat.: infra + Fra.: rouge > Fra.:
infrarouge]:
1.)
krmz tesi, kzltesi,
2.)
[Fizik] kzltesi nlar, infrared.
engebe [Rum.: engop []]:
1.)

kazlm toprak, yerdeki girinti
knt,
2.)
[Evrenbilim] arza.
engel [Far.]:
1.)
dme delii, tutucu,
2.)
bariyer, ket, mani, mania, nlem,
seki, set,
3.)
beis, mahzur, saknca,
uymazlk.
engel olmak: mani olmak, nlemek,
set ekmek.
engellemek: engel olmak, mani
olmak, nlemek, set ekmek.
engerek ylan [Rum.: enchlys []
+ ylan]:
1.)
kk su ylan,
2.)

[Hayvanbilim: Pelias verus, Vipera]
engerek ylan, zehirli bir ylan, ek?,
f?a.
engin:
1.)
geni, vasi,
2.)
ak deniz,
3.)

[E] ak deniz anlamna erkek ad.
enginar [Rum.: ankinra []]:
[Bitkibilim: Cynara scolymus] dikenli bir
bitki, sebze,
engizisyon [Lat.: in + quaerere > Fra.:
inquisition]:
1.)
aratrma, soruturma,
sorgu, sorguya ekme,
2.)

Hiristiyanlkta bir dnem kurulan
sorgulama ve ikence mahkemeleri.
enigma [Yun.: en + ainigma ainigma
[] > Fra.: enigma]: bilmece,
muamma.
enik [zTrk: enk]:
1.)
etil hayvan
yavrusu,
2.)
kedi kpek yavrusu.
enikleme: kedi yada kpein
yavrulamas.
eniklemek: kedi yada kpein
dourmas.
enikonu: iyiden iyiye.
enir: Yaban Mersini.
enite: abla, kz karde kocas.
enjeksiyon [Lat.: in + jacere > Fra.:
injection]:
1.)
ieri atma, sokuturma,
2.)
[Tp] ineyle verme, rnga etmek,
zerk etme,
3.)
[Teknik] skma yada
pskrtme yndemiyle retme.
enjektr [Lat.: in + jacere > Fra.:
injecteur]: [Tp] ine, rnga.
enkarnasyon [Lat.: in + caro > Fra.:
incarnation]:
1.)
insan yada hayvan
biiminde vcut bulma,
2.)
baka
biim ve bedende yeniden dnyaya
gelme inanc.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 122 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
enkyklios [Yun.: ?]: genel, umumi.
Enne [tl.]: talyan Abecesinin 12.
harfi, [N, n].
enourein [Yun.: ?]: idrar karmak,
iemek.
ensalit [Yun.: en + kephale > [? ]
> Fra.: encephalitis]: [Tp] beyin iltihab.
ensar [Arp.: nsr > ansr; nsrn oulu >
Osm.: ensr]:
1.)
destekleme, yardm
etme,
2.)
.i., yardmclar,
3.)
[slam]
Hz. Muhammede Hicretinde
yardmc olan Medineliler,
4.)
[E] bir
erkek ad.
ense
1
[Bedenbilim]: boynun arkas.
ense
2
: tembellik.
ensefalik [Yun.: en + kephale + ikos > [?]
> Fra.: encephalique]: [Bedenbilim]
beyinle ilgili, dimai.
enser [Halkdili]: byk ivi, mh.
enses [Lat.: in + castus > Fra.: insest]:
1.)

iffetsiz, namussuz,
2.)
akrabalarla
cinsel ilikiye girme,
3.)
aile ii cinsel
iliki.
ensiz: dar.
enstit [Lat.: in + statuere > Fra.:
institute]:
1.)
sanat ve bilimlerin tevik
edilmesi iin oluturulan bir kurum,
bilimsel kurum,
2.)
kurulu, kurum,
messese, okul.
enstrman [Lat.: in + struere > Fra.:
instrument]: [Teknik]
1.)
alet, gere,
2.)

[Mzik] mzik aleti, gereci.
enstrmantal [Lat.: in + struere > Fra.:
instrumentalle]:
1.)
etkili, faydal,
tesirli, yararl,
2.)
[Mzik] mzik
aletlerl, gereleri,
3.)
[Mzik] sadece
mzik gerelerinin sesinin olduu
ark tr.
entari [Arp.]: [Dokuma] bir kadn giysisi,
ente [Lat.: ens]: Franszcada ente-;
1.)

l, -li, gsteren yada yapan [insistente],
2.)
bir kii yada ey (-cu, -c)
anlamna gelen bir sonek, [solvente].
entegral [Lat. integer > Fra.: integrale]:
1.)
bir btnn ayrlmaz paras,
2.)

btn, tekpara, yekpare,
3.)

[Matematik] tam sayya ait, blmsz,
kesirsiz.
entegrasyon [Lat.: integer > Fra.:
integration]:
1.)
tmletirme,
2.)

btnleme.
entegre [Lat.: integer > Fra.: integre]:
1.)
btnleik, tmleik,
2.)
bir btn
oluturan.
entel [Argo]: sahte aydn, sahte
entellektle.
entelijans [Lat.: inter + legere > Fra.:
intelligence]:
1.)
akl, anlay, zeka,
zeka sahibi,
2.)
bilgi, haber, malmat,
vukuf.
entelijansiya [Lat.: inter + legere >
intelligentia > Fra.: intelligence > Rus.:
intelligentsiya [] veya
Leh.: inteligencja > Fra.: intelligentsia]:
1.)
deyim ilkin Franszlar tarafndan
Polonyadaki adnlar snf iin
kullanlm ve daha sonra tm eski
SSCB iin kullanlmtr,
2.)
aydnlar,
mnevverler snf.
entellektel [Lat.: inter + legere > Fra.:
intellectuelle]: aydn, mnevver.
entera [Yun.: ?]: barsak, i organlar.
enteresan [Lat.: inter + esse > Fra.:
interesent]:
1.)
ekici, dikkate deger,
2.)
garip, grlmemi, ilgin.
enternasyonel [Lat.: inter + natus >
Fra.: internationalle]:
1.)
bir eyrde
domu olanalr arasnda,
2.)

beynelmilel, milletleraras,
uluslararas.
enterne [Lat.: internus > Fra.: interne]:
1.)
gzaltnda olan, tutuklu,
2.)

zellikle sava zamannda terrist
zanllarnn yada phelilerin
tutuklanmas yada gzetime
alnmas.
entero [Yun.: enteron [?] > Fra.: entero]:
Franszcada entero; barsak
anlamna gelen bir nek.
enteron [Yun.: ?]:
1.)
barsak,
2.)
ince
barsak.
enthous [Yun. : ?]]: ilham alm,
esinlenmi.
Entografya [Yun.: ethnos + graphein >
[?] > Fra.: ethnographie]: Budunbetim,
Kavimlerbilimi.
entomo [Yun.: entomon: ?]: bceklerle
ilgili anlamna bir nek.
Entomoloji [Yun.: entomon + logia > [?]
> Fra.: entomologie]: Zoolojinin
bceklerle ilgilenen bir dal,
Bcekbilimi.
entomon [Yun.: ?]: bcek, haere.
entozoan [?]: [Tp] barsak kurdu.
entrika [Lat.: in + tricae > Fra.:
intrigue]:
1.)
merak ve ilgi uyandran,
2.)
gizli yada el altndan yaplan i,
3.)

al, dalavere, desise, dolap, dzen,
hile, kakariko, kolpo, komplo,
numara, oyun.
entrope [Yun.: ?]: -eye dnmek.
enstnlk [Dilbilgisi]: tafdil hali,
[superlative mode].
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 123 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
enva [Arp.: env, nevinin oulu]:
eitler, trler,
enzim [Yun.: ? > Fra.: ?]: [Kimya] salg,
bir ~ tr: amiloz.
eora [Yun.: ?]: asl duran, havada asl
duran.
epe [Fra.: pee, Spor]: [Kl Sporu]
eskrimde kl.
epehdra [Lat.]:
1.)
[Bitkibilim: Equsetum
arvense] atkuyruu, krkilit,
2.)
astm
ve burun tkanln iyiletirmede
kullanlan ilalarn yapmnda
kullanlan bitki.
epey: hayli, olduka.
epeyi: bak. epey.
epi
1
[Yun.: ]:
1.)
de, -da,
2.)
stnde,
stne,
3.)
arasnda, beynel.
epi
2
[Yun.: ]: Franszcada epi-;
1.)

stne, stnde, yaknnda,
2.)
-de,
evvel, nce,
3.)
sonra, takiben
4.)

arasnda, beynel anlamnda bir nek.
epidemik [Yun.: epi + demos >
[] > Fra.: epidemique]:
1.)

genel, salgn, yaygn,
2.)
halk
arasnda hzla yaylan hastalk,
bulac hastalk,
Epidemiyoloji [Yun.: epi + demos + logia
> [] > Fra.: epidemiologie]:
salgn hastalklarla uraan bir bilim
dal.
epiderm [Yun.: epi + derma > []>
Fra.: epiderme]: [Bedenbilim] st deri.
epifiz [Yun.: epi + phyesthai > epiphyestai
> epiphysis > [] > Fra.:
epiphyse]: [Bedenbilim] kemikucu.
epigastrik [Yun.: epi + gaster > [?] >
Fra.: epigastrique]: [Bedenbilim] mide
hizasndaki karn duvarna ait.
epiglot [Yun.: epi + glossa > epiglottis >
[?] > Fra.: epiglotte]: [Bedenbilim] grtlak
kapa.
epigraf [Yun.: epi + graphein > []
> Fra.: epigraphe]:
1.)
eski yazlar
okuma,
2.)
kitap nyazs.
epigrafi [Yun.: epi + graphein > [?] >
Fra.: epigraphie]: eski yazlar okuma
sanat.
epik [Yun.: epos > [?] > Fra.: epique]:
1.)

destans, hamasi, menkbevi,
2.)

destans konulu roman yada yk.
epilepsi [Yun.: epi + lambanein > [?] >
Fra.: epilepsie, Tp]: bir hastalk tr,
sara, tutark, ylbk.
epilog [Yun.: epi + legein > [?] > Fra.:
epilogue, Yazn]:
1.)
bir eserin sonu
blm,
2.)
hatime, son, sonsz.
epipedos [Yun.: ?]: dnce, plan,
tasar, tasar.
episkopos [Yun.: epi + skopein > [?] >
Fra.: episcopse]:
1.)
idareci, kalfa,
ustaba,
2.)
Hiristiyanlkta
piskoposluk.
epispatik [Yun.: epi + pathos > [?] > Fra.:
epispatique, Tp]:
1.)
kabarck
oluturan,
2.)
yak.
epistaksi [Yun.: epi + stazein > [?] > Lat.:
epistaxis > Fra.: epitsaxie]: [Tp] burun
kanamas.
epitelyum [Yun.: epi + theles > [?] >
Fra.: epithelium, Biyoloji]:
1.)
mukozann
d tabakas,
2.)
bedenin d yzeyini
kaplayan ince deri tabaka.
episod [Yun.: epi + eis + hodos > [?] >
Fra.: episode]:
1.)
hadise, olay, vaka,
2.)
eski Yunan tiyatrosunda perde,
3.)

hikaye, piyes yada romanda blm,
para, tefrika,
4.)
[Mzik] blm,
ksm.
epope [Yun.: epos + poein > epopoia [?]
> Fra.: pope]:
1.)
destan yapma,
destanlatrma, destan gibi anlatma,
2.)
[Yazn] dasitan, destan,
epos [Yun.: ?]:
1.)
laf, sz,
2.)
ark,
trk,
2.)
masal, yk.
eprime: eriyip rme.
eprimek: eriyip rmek.
Epsilon [Fen.: He [He] > Yun.: Epsilon [
- & ]]: Yunan Abecesinin
6. harfi, [Epsilon; , ].
equus [Lat.]: at, beygir.
er
1
: erken.
er
2
: adam, bay, erkek.
er
3
[Far.]: asker, eri, leker, nefer.
era [?]: otlar.
erami [Arp.: ? > ermi]: dul kadnlar,
dullar.
erat [Tr.: er + Arp.: > Tr.: ert]:
1.)
.i.,
askerler, erler,
2.)
[Askeriye] erden
avua kadar genel tanmlama,
3.)
.
erba [Tr.]: askeriye yada ordudaki
erden itibaren st kademe ve
rtbedeki herkes.
ercmend [Far.]: s., deerli, kymetli.
ercmend [Far.: ercmend]: bak.
ercment.
ercment [Far.: ercmend > ercmend]:
1.)
deerli, kymetli,
2.)
[E] bu
anlamda bir erkek ad.
Erdal: bir erkek ad.
erdem:
1.)
fazilet,
2.)
[Felsefe] rusal
olgunluk,
3.)
[E] bu anlamdn bir erkek
ad, [karl bayan ad: Fazilet].
erdemlik: bekaret.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 124 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
ereb [Sm. & Sam.]:
1.)
batan, snen,
2.)

bat, Bat ktas,
3.)
karalk..
Ereli, Karamrsel [Rum.: Heraklia ?]:
Ereli, Konya [Rum.: Heraklia ?]:
Ereli, Marmara [Rum.: Heraklia ?]:
Ereli, Zonguldak [Rum.: Heraklia ?]:
erek: ama, gaye, hedef, istek, kast,
kst, maksat.
eremos [Yun.: ermos [?]]: bo
braklm, harap, kimsesiz, metruk,
perian, terkedilmi, yalnz.
eren:
1.)
aksakal, aziz, ermi, evliya,
holi, saint, veli,
2.)
[E] buanlamda bir
erkek ad.
Erendiz: Jpiter.
erg [Yun.: ergon [?] > Fra.: erganun]:
1.)

bir i birimi, erg,
2.)
[Fizik] bir i yada
enerji birimi,
3.)
Afrika, Byk
sahrada kumullarla kapl bir yer.
erganun [Fra.]: bir i birimi, erg.
ergen:
1.)
akil bali, bali, erin,
yeniyetme, yetikin,
2.)
bekar,
evlenmemi.
ergene [Ark.]: maden yeri.
ergenlik:
1.)
akil bali olma, bali
olma, erinlik, yeniyetmelik, yetikin,
2.)
bekarlk, evlenmemilik, ~ a:
blu, erinlik, rt.
ergimek:
1.)
svlamak,
2.)
[Kimya]
katdan svya gemek.
ergin:
1.)
erikin, reit, yetikin,
2.)
[E]
erikin, kemal, reit, yetikin
anlamna bir erkek ad.
ergo [Lat.]: binaenaleyh, bundan
dolay, bunun iin.
ergon [Yun.: ?]: alma, elii, grev,
i, meguliyet, vazife.
Ergun [?]: bir erkek ad.
Erhan [er + han]: bir erkek ad.
erie [Lat.: aria]: Franszcada erie-;
1.)

eye bir yer,
2.)
iin bir yer,
3.)

uygulamas yada sonucu,
4.)
nn
rn,
5.)
nn toplama anlamna
gelen bir sonek.
erigere [Lat.]: dikmek, kaldrmak, bir
uzvun diklemesini salamak.
erik: bir meyve tr, ~ trleri:
Aynabakar, Canerik, akalerii, Ekierik,
Mrdm Erii, Sar Erik, bir tr ~: ryani,
erika [?]: [Bitkibilim: Erica]
1.)
sprge
otu,
2.)
boruk, funda, sprge als.
erim: menzil.
erime: svlama.
erin: bali.
erin: dirlik, huzur, rahat.
erinen: enge.
erinlik: blu, ergenlik a, rt.
erinme: enme.
erinmek: enmek.
erinmez: enmez.
erite [Far.: rite(h) [] > Osm.:
(e)rite]:
1.)
bant, iplik, erit,
2.)
erit
biiminde hamur.
eritem [Yun.: erythros > erythainein > [?]
> Lat.: erythema > Fra.: erytheme]:
1.)

bedenin baz blgelerinde oluan
kzart,
2.)
krmz dkntl bir
hastalk.
eritematik [Yun.: erythros > erythainein
+ ikos > [?] > Fra.: erythematique]:
kzart yapan.
eritr: bak. erythro.
eritrit [Yun.: erythros > [?] > itis > Fra.:
erythrite]: [Eczaclk] doal krmz
kolbalt, slfat.
eritro: bak. erythro.
eritrosit [Yun.: erythros + kytos > [?] >
Fra.: eryhtrosite]:
1.)
krmz krecik,
krmz yuvar,
2.)
[Bedenbilim] kandaki
krmz kan krecii: beden
dokularna oksijen tayan
hemoglobin ierir,
3.)
[Bedenbilim]
alyuvar.
eriyik: [Kimya] mahll.
erk: iktidar, kudret.
erkan
1
[Arp.: rkn [] > erkn]:
1.)

dayanma, destekleme, yaslanma,
2.)

destekler, direkler, payandalar,
stunlar,
3.)
bykler, ekabir.
Erkan
2
[er + kan]: erkek ad.
erkanba [Arp.: erkn + Tr.: ba >
Tr.: erkanba]: erkanharp, kurmay.
erkanharp [Arp.: erkn- harb]:
erkanba, kurmay.
erke: [Fizik] enerji.
erkek: bay, adam, er, yardmc ~:
cinsellii olmayan ~: pulu, ~lii
giderilmi: enek, sert, kaba ~:
mao, sa kr ~: kranta.
erken: sabahn ilk saatleri.
erkete [Rum.: erchetai [] >
erkete]:
1.)
geliyor!,
2.)
[Argo] dikiz,
gzetleme.
erler: askerler, erat.
ermaan [?]: ?
Ermeni [Arp.: ]: Ermeni ulusundan
olan, Hay, [Armenian].
Ermenistan [Arp.: Ermeni + Far.: istan >
Far.: Ermenistan [?]]:
1.)
Karadenizin
dou-kuzeyinde ufak bir ilke,
[Armenia],
2.)
[Tarih] gemiteki ksa
sreli Ermeni Devleti.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 125 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
ermi: aksakal, aziz, eren, evliya,
holy, saint, veli.
eroin [Alm.: heroin > Fra.: heroine]:
1.)

tescilli bir ticari marka,
2.)
morfinden
elde edilen kimyasal bir uyuturuc,
3.)
uyuturucu bir madde.
Erol: bir erkek ad.
Eros [Yun.: ]: Ak tanrs,
Romallardaki karl Vens yani
oban Yldzdr [olpan].
erotik [Yun.: eros + ikos > [] >
Fra.: erotique]: akla ilgili olan,
ksnl, ehevi.
erozyon [Lat.: e + rodere > Fra.: erosion,
Jeoloji]:
1.)
anma, andrma,
2.)

aaszlama,
3.)
toprak kaymas.
errare [Lat.]: dolanp durmak,
dolamak, gezinmek.
Erre [tl.]: talyan Abecesinin 16. harfi,
[R, r].
Ersan [er + san]: bir erkek ad.
ersuyu: meni, sperm.
Ertan [er + tan]: bir erkek ad.
erte: gnn arkas.
erteleme: teleme, rtar, tecil, tehir.
erythainein [Yun.: erythros: ?]:
krmzlamak, krmzya dnmek.
erythr: bak. erythro.
erythro [Yun.: erythros: ?]: Yunanca ve
Bat Dillerinde erythr; & erythro;
krmz anlamnda nek.
erythros [Yun. : ?]: krmz.
erzak: saklanan yiyecek.
Erzincan [Eriza, Ezirgan]: [24],
Trkiyede bir kent.
Erzurum [Kalkala, Osm.: Envar-
arkyye, Erzen-Rum, Arz- Rum]: [25],
Trkiyede bir kent.
es [Fra.: es]: notadaki duraklama
iareti.
esans [Lat.: - escens > escentia, > Fra.:
escence]: aroma, koku, kokulu sv,
rayiha.
esaret [Arp.: esr [] > esret]:
1.)

boyunduruk altna girme, esir olma,
kle olma,
2.)
ba, boyunduruk,
klelik.
esas
1
[Arp.: ess [] > ess; s(s)n
oulu]:
1.)
i., asal olma, asl olma,
balang olma, temel olma,
2.)
.i.,
balanglar, bazlar, esaslar,
temeller,
3.)
i., ana e, asl, baz,
temel, ~ olan: asli.
esas
2
[Arp.: ess [] > ess; s(s)n
oulu]:
1.)
eyalar, mallar, mlkler,
2.)
davar, hayvanlar, sr.
esatir [Arp.: estir; ?]:
1.)
.i., burlar,
2.)

[E] efsaneler, esatir, mitoloji,
sylenceler.
esbab [Arp.]: bak. esbap.
esbab [Arp.: sbb [] > esbb; sebebin
oulu]:
1.)
neden olma, sebep olma,
yolama,
2.)
.i., gerekeler,
nedenler, sebepler, ~ mucibe [Arp.:
esbb- mcibe]: i.t.,
1.)
icap sebepleri,
2.)
gereklilik nedenkeri.
esca [Lat.]: besin, gda.
esef [Arp.: esf > []]:
1.)
zlme,
piman olma,
2.)
ac, ile, dert, elem,
gam, kasvet, kasavet, kayg, keder,
tasa, teessr, znt.
eseme [Halkdili]: mantk.
esen: dimdik, din, iyi, salkl,
shhatli, salim, zinde.
esenlik: afiyet, salk, ~ dileme:
veda.
eser [Arp.: esr > []]:
1.)
etki, iz, gzel
bir iz brakma,
2.)
yapt, eski ~:
antika, bir ~in sonu blm:
epilog.
esik [Halkdili]: [Evrenbilim] doada ukur
yer.
esin
1
[Far.]: ilham,
2.)
[] sabah yeli
anlamna bayan ad, karl [lham]
erkek ad.
esin
2
[Halkdili]: sabah yeli,
esir [Arp.: esr [] > esr []]:
tutsak.
esire [Arp.: esr []]: dii tutsak.
esirgeme: verme.
esirgemek: koruma ve kollama,
ltfetmek, vermek.
esirgememek: korummaak ve
kollamamak, ltfundan mahrum
etmek, vermemek,
esirgeyen: bol bol veren, koruyan ve
kollayan, ltfenden, rahman,
Eski Ahit: [Hiristiyanlk] Eski ncil [Old
Testament].
eski:
1.)
nceki, sabk,
2.)
ezeli, kadim,
3.)
emektar, kullanlm.
eskici: eski eya alan kii yada
dkkan.
eskimi: partal, ypranm.
Eskimo [Esquimawe > sp.: esquimao >
Fra.: Esquimau]: Gney Kutbu insan.
eskipsk: ok eskimi yada dklen.
eskirim: [Spor] ~de kl: epe,
Eskiehir [Rum.: Doylaion, Osm.: Eski
ehir]: [26], Trkiyede bir kent.
eskiz [Lat.: exquirire > exquisitus > Fra.:
esquisse]: taslak, teknik resim.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 126 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
eskort [Lat.: ex + carrigere > Fra.:
escorte]:
1.)
koruma,
2.)
[Amiyane]
metres, odalk, orospu, para karl
erkeklerle yatan kadn.
eskrim [Lat.: Caliburnus > Excalibor >
Fra.: Escalibor > escrimer > escrime]:
[Spor]
1.)
klla yaplan dv
sanatndan gelir,
2.)
epe, flre ve
klla yaplan bir kl oyunu.
esmer [?]:
1.)
kara,
2.)
bir ten renki.
esna [Arp.: esn]: bir iin yapld an,
esnaf [Arp.: esnf]: kk sermaya
sahibi.
esnek: elastiki.
esoteros [Yun.]: i, dahil.
espiyonaj [tl.: spia > Fra.: espionage]:
casusluk.
espri [Fra.: esprie]: nkte, aka.
esprili [Fra.: esprie + li]: hazrcevap,
mizahnvis, nkteli, akac, zeki,
zarif.
Esquimau [Fra.]:
1.)
Dallar,
2.)

Eskimo.
esra [?]:
1.)
?
2.)
[E] bir bayan ad.
esrar [Arp.: esrr, srn oulu]: gizler,
srlar.
esrik: ayya, bekri, kafas iyi, mest,
sarho, sermest.
Esse [tl.]: talyan Abecesinin 17. harfi,
[S, s].
esse [Lat.]: olmak.
est [Lat.]:
1.)
yardmc fiil,
2.)
-dr, dir, -
dur, yada dr.
estamp [Fra.]: bask resim.
estazi [Yun.: ek + histanai [?] > ng.:
ecstasy]:
1.)
ar sevin, kendinden
geme,
2.)
[Eczaclk] bir tr
sakinletirici ila,
3.)
uyuturucu ila
olarak kullanlan hap.
estetik [Yun.: aisthts + ikos > [?] >
Fra.: esthetique]:
1.)
sanat ve gzellie
olduka duyarl olan, gzellikten
anlayan,
2.)
gzellik duygusu,
3.)

sanat ve gzellie kar duyarl olan.
Esther [br.]: kavmini kymdan
kurtaran ranl kraln Yahudi kars.
Estonya [?]: bir Baltk Denizi lkesi,
[Estonia].
estraneus [Lat.]: allmam, baka
yerden gelmi, garip, grlmemi, ilk
defa grlen, tuhaf, yabanc, yeni.
e:
1.)
ayn, benzer, emsal, menent,
tpk, tpks, tpatp,
2.)
benzer, ikiz,
koa,
3.)
[Sosyolaji] ayal, aile, bayan,
bey, kar, koca, refika,
earp [Fra.]: barts, dastar,
trban.
ebasn: izobar.
eek: eek, har, karakaan, merkep,
~ dikeni: kenger, ~ eeri: palan.
eelek: elmann ii.
eey: cinsiyet, seks.
egal [Arp.]: bak. ekal.
eik [?]:
1.)
kapdaki basamak,
2.)
gei
noktas.
eit: denk, msavi.
eitlik:
1.)
msavat,
2.)
denklik, teadl.
ekal [Arp.: egal]:
1.)
biim, form,
ekil,
2.)
tanm, tarif.
ekin [?]: atn link yry.
ekiya [Arp.: akinin oulu]: haydut,
aki.
eleme: [Teknik] baldam,
senkronizasyon.
eme
1
[Halkdili]: aykara, kaynak,
kaynaksuyu, memba, pnar.
Eme
2
: zmitte Adapazar yolu
zerinde bir belde ad.
eofman: [Fra.: ex + chauffer
e(x)chauffer > chauffement]: i.,
1.)

beden hareketleriyle snma, snma,
stma,
2.)
bir tr spor alt-st giysisi.
eek: eek, har, karakaan, merkep,
eya [Arp.: ey, eyin oulu]: insann
yapt her nesne, nesmeler, eyler,
tanmas kolay ~: ayniyat,
ezaman: ayn anda olan, senkron, ~l
olmayan: asenkron,
et
1
:
1.)
,
2.)
ten,
3.)
[Mecazi] plak
beden, ~ yemei: yahni.
et
2
[Lat.]: ve, ve de.
et alii [Lat.]: ve dierleri.
et cetera [Lat.]:
1.)
ksaltmas: etc.
2.)

ve dierleri, ve benzerleri.
Eta [Fen.: Het [Heth] > Yun.: [ & ]]:
Yunan Abecesinin 7. harfi, [H, ].
etajer [Fra.: tagr]: sanatsal yada
gsterimlik eserleri koymak iin ak
ekmece boluklar bulunan masa
benzeri kk sehpa.
etalon [?]: kanuni l birimi.
etamin [?]: seyrek dokulu kuma.
etan [Fra.: ethane]:
1.)
bak. etil,
2.)

doalgazlarda bulunan ve yakt
olarak kullanlan kokusuz renksiz,
gazl bir karbonhidrat.
etc. [Lat.: et cetera]: ve dierleri, ve
benzerleri.
etil: etebur.
etebur: et yiyen, etil, etle beslenen.
etejer [Fra.]: kapaksz dolap.
etek: [Giyim] bir bayan giysisi.
eten: yemilerin yenen ksm.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 127 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
etene [?]: [Tp] plazanta.
eter [Yun.: aithein > Fra.: ethere]:
1.)

uzayn daha st blmleri,
2.)

anestezik ve zc olarak
kullanlan, uucu, renksiz ve alevalc
bri sv, Lokman Ruhu,
3.)
bir
zamanlar uzay kaplad dnlen
grnmez bileen.
ethnos [Yun.]: sosyal topluluk, millet,
ulus.
ethos
1
[Yun.]:
1.)
ahlak, davran,
haslet, husisiyet, huy, miza, nitelik,
zellik, tabiat, vasf, yaratl,
2.)

durum, ahs, tip, stat.
ethos
2
[Yun.]: [Budunbilim] bir kavmin
zellikleri, toplumsal bir kurumun
zellikleri.
Eti: Hitit.
etik [Yun.: ethnos + ikos > Fra.: ethique]:
ahlaka uygun, ahlaki.
etiket [Fra.: tiquette]:
1.)
yafta,
2.)

[Mecazi] kimlik.
etil [Yun.: aithein > Fra.: ethyl]:
1.)
bak.
etan,
2.)
genel alkol, eter vb temelini
oluturan hidrokarbon kk.
etil alkol [Yun.: aithein + Arp.: al kuhl >
Fra.: ethylalcohole]: alkol ile ayn.
etilen [Yun.: aithein + Arp.: al kuhl > Fra.:
ethylene]:
1.)
kokusu ar, renksiz,
abuk alevalr, gazl bir hidrokarbon.
Etimoloji [Yun.: etymos + logos > Fra.:
etymologie]:
1.)
kelimelerde asl biim,
itikak ve treme bilimi,
2.)

Kelimekken Bilimi.
etimolojik [Yun.: etymos + logos + ikos >
Fra.: etymologique]: kelime kken
olarak.
Etiyopya [Yun.: aitho + ops > aithiops >
Fra.: Ethopia]:
1.)
gzm yanyor,
2.)

Habeistan.
etki: g, nfuz, tesir.
etkili: gl, nfuzlu, tesirli.
etkin:
1.)
aktif, alkan, faal, gayretli,
hareketli, ilek,
2.)
kadir, nfuzlu.
etkinlik: aktivite, canllk, devinim,
faaliyet, hareket.
etkisiz: gsz, nfuzsuz, tesirsiz.
etli: dolgun.
etlik
1
[Halkdili]: semiz hayvan.
Etlik
2
: Ankarada bir semt ad.
etme: ika, yapma.
etmen: amil.
etnik [Yun.: ethnos + ikos > Fra.:
ethnique]:
1.)
rka ait, rki, rksal,
2.)

Hirsitiyan ve Musevi olmayan.
Etnoloji [Yun.: ethnos + logia > + ikos
Fra.: ethnologie]: Sosyoloji,
Budunbetim, Kavimlerbilimi.
etnosentrik [Yun.: ethnos + kentron +
ikos > Fra.: ethnocentrique]: kendi
rknn stnlne inanan.
etnosentrizm [Yun.: ethnos + kentron >
Fra.: ethnocentrisme]: kendi rknn
stnlne inan.
etol [Fra.]: uzun omuz atks.
etraf [Arp.: etrf, tarafn oulu]:
1.)

cenahlar, kylar, kenarlar, lebler,
taraflar, yanlar, ynler,
2.)
yakn
evre, ortam, vasat.
etrafl [Arp.: etrf, tarafn oulu + l]:
ayrntl, detayl, umull.
Etrskler: talyada antik bir kavim,
[Etruscan].
etsiz: lagar, zayf.
Ettirgen: [Dilbilgisi] mteaddi
[causative].
ett [Fra.: tude]: aratrma, alma.
etyaran: [Tp] dolama, kurlaan,
Etyoloji [Yun.: aitia + logia > Fra.:
etiologie]:
1.)
sebep, kk, neden bilim,
2.)
hastalklarn nedenini ve kkenini
bulma bilimi.
eu [Yun.]: Yunanca ve Franszcada -eu;
faydal, gzel, ho, iyi, yararl
anlamnda bir nek.
Euclides [Yun.: Eukleides [] >
Fra.: Euclide]: bak. klid.
Eukleides: [Yun.: Eukleides []]:
bak. klid.
eulegein [Yun.]: -den gzel sz etmek,
-den gzel bahsetmek, -den gzel
konumak.
eune [Yun.]: yatak.
eur [? > Fra.: eur]: Franszcada eur;
1.)

eden, fail, yapan,
2.)
taraftar, yanls
anlamna bir sonek.
Europa [Sm. + Sam.: Ereb > Yun.]:
1.)

gnein batt yer, Bat lkesi, Avrupa,
2.)

Yunan Mitolojisinde Europa, Fenike Kral
Agenor yada Phoenixin gzel mi gzel kzdr.
Zeus onu grnce hemen ekici beyaz bir
boaya dnr ve kza yaklar. Arkada
olurlar. Boann srtna biner ve boa Girite
dek yzer. Orada boa Zeusa dnr ve kz
ona ak olur. oullar olur; Minos,
Rhadamanthus ve Serpadon. lk iki oul
Aeacus ile birlikte yer alt dnyasnn hakimleri
olurlar.
eurys [Yun.]: bol, geni.
Euxine [Yun.]:
1.)
lgn deniz,
acmazsz deniz,
2.)
Karadeniz.
ev: hane, gah, ikametgah, konut,
mesken, yer, ~ halk: hane, ~
yknts: virane, ~in girii: antre,
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 128 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
yayla ~i: kom, ~ini zlemek:
evsemek, ~ini zleme: evseme,
Evangelik Kilisesi: [Yun.: evangelos +
ikos > Fra.: Evangelique]:
1.)
saya olan
inanla kurtulua nem veren,
Proetstan,
2.)
Protestan Kilisesi.
evangelist [Yun.: evangelos > Fra.:
evangeliste]:
1.)
gezici rahip,
2.)
drt
ncili yazanalrdan birisi.
evangelos [Yun.]: iyi haberler getiren.
evcil: yerel, yerli.
evet: beli, ya.
evin [halkdili]: i., buday tanesi, granl,
habbe, tanecik.
evin: buday z.
eviye [Fra.: ?]: bulak teknesi.
evla [evl]: daha iyi, ye.
evlad [Arp.]: bak. evlat.
evlat [Arp.: evld, veledin oulu]:
1.)

dourulmu,
2.)
dl, soy,
3.)
ocuk,
erkek ~: oul,
evlendirme: everme.
evlendirmek: barklandrmak,
evermek.
evlenmek: barklanmak.
evlilik: evlenme, izdiva, evliliin ilk
gnleri: balay, ~ korkusu:
agamafobi,
evliya [Arp.: evliy, velinin oulu]:
aksakallar, erenler, ermiler, veliler.
evrak [Arp.: vrk > evrk []; varakn
oulu]:
1.)
.i., kat yapraklar,
yapraklar,
2.)
i., belge, yazl belge.
evre: aama, merhale, safha.
evreka [Yun.: heureka [?] > Fra.: eureka]:
onu buldum, ite oldu: baarl
sonularda sylenen bir deyim.
evren:
1.)
kainat, kosmos,
2.)
[E] kainat
anlamna bir erkek ad.
Evrepiyum [Lat.: Fra.: eurepium: Eu]:
evrim: bakalam, gelime, tekaml.
evsemek: evini zlemek.
evvel [Arp.: evl > []]:
1.)
ilk, nce,
2.)

birinci, nce gelen, nceki.
evvela [Arp.: evl > evvel]: ilkin,
ncelikle.
evveliyet [Arp.: evl]: ilklik, ncelik.
ex
1
[Lat.]: Latincede ex-;
1.)
-den
dar, d, dar, ne doru
2.)

nceki, sabk anlamnda bir nek.
ex
2
[Lat.: > B.D.]:
1.)
eski,
2.)
modas
gemi.
ex parte [Lat.]: tek tarafl, sadece bir
atrafn yararna.
ex post facto [Lat.]: geriye dnk
olarak ama sonradan yaplan.
exagium [Lat.]: tartma, tartm.
examinare [Lat.]:
1.)
aklnda tutmak,
deerlendirmek, dnmek,
incelemek, lp bimek, tetkik
etmek,
2.)
arln lmek, lmek,
tarmak.
Excalibor [Lat.: Caliburnus > Fra.:
Escalibor]:
1.)
Kral Arthurun klc,
2.)

yenilmezlik, sonsuz gc temsil
ettiine inanlr.
execrare [Lat.]: beddua etmek, lanet
etmek, svmek, svp saymak.
exempli gratia [Lat.]: mesela,
rnein, szgelim.
exemplum [Lat.]: kalp, model,
numune, rnek, misal.
exercere [Lat.]: altrmak, ie
sokmak, ie vermek.
eximere [Lat.]: -den almak, karmak,
kartmak, semek.
exo
1
[Yun.]: d, hari.
exo
2
[Yun. > Fra.: exo]: Fra.nszcada
exo-; d, hari, -nn dnda anlamna
gelen bir nek.
Exodus [Yun.: ex + hodos > Fra.:
exoduse]:
1.)
ayrl, k, kurtulu,
2.)

Musa peygambarin yahudileri
Msrdan kar,
3.)
Eski Ahitte II.
Kitabn ad.
exophtalmos [Yun.: exo + phthalmos]:
harika gzleri olmak.
exorare [Lat.]:
1.)
baarmak, etkili
olmak, galip gelmek, hakim olmak,
2.)
niyaz eymek, rica etmek,
yakarmak, yalvarmak.
expatiari [Lat.]: baka yerlere gitmek,
dolamak, geiznmek.
expedire [Lat.]: ayan zmek, zr
brakmak.
experiri [Lat.]: denemek, tecrbe
etmek.
explanare [Lat.]: dorultmak,
dzkletirme, eitlemek.
express [Lat.]: bak. ekpres.
exquirere [Lat.: ex + quaerere]:
aratrmak, incelemek.
exraneus [Lat.]: baka, bilinmeyen, el,
tannmayan, yaban.
exserere [Lat.]: aslmak, abartmak,
germek, geniletmek, skc ekmek.
exter [Lat.]: -sz, siz.
externus [Lat.]: darda, evin dnda,
harite.
exterus [Lat.]: dtaki, dardaki,
hariteki.
extra [Lat.]: -den daha fazla.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 129 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
extra ordinem [Lat.]:
1.)
allmadk,
usule aykr, uygunsuz.
2.)
arzal,
bozuk, almayan, dzensiz.
extraterritorial [Lat.]:
1.)
dardan
gelen,
2.)
dnya d.
exul [Lat.]: srgn, srlm, yurttan
atlm, yurdundna kovulmu.
ey: bre, hey anlamnda bir nlem.
eyalet [?]: bamsz byk il.
eyer [?]: binek hayvanlarna vurulan
binme gereci, ~ takm satcs:
sara, ~in arka blm: terki,
terke, ~ rts: ulta, ~in tahta
blm: kaltak, ~e balana kay:
kuskun,
Eyll [Sryanice: aylul > Yahudice: elul]:
1.)

yln 31 gn eken 9. ay,
2.)
[E] bir
Trk bayan ad.
eyvan [Far.]: ayazlk, balkon,
sundurma, revak, taraa, teras.
eyyam [Arp.: eyym, yevmin oulu]:
gnler,ruzlar, embeler.
eyyam bahur [Arp.: eyyam- bahur]:
yazn en scak ve rutubetli gnleri.
eza [Arp.: ez]: zme, zg.
ezan [Arp.]: ibadete yada namaza
ar.
ezber: aklda tutma, hfz.
ezel [Arp.]: zszlik.
ezeli [Arp.: ezel]: eski, kadim.
Ezgi [Far.]:
1.)
ark, trk, yir,
2.)

makam, melodi, name, terane,
3.)
[E]
ark, trk anlamna bir bayan ad.
ezik:
1.)
bere, bertik, rk, yara,
2.)

manen kk, horlanm.
eziyet: cefa.
Ezrail [Arp.]: can alan melek.
========== F =========
F [tl.: Effe]: talyan Abecesinin 6.
harfi, [F, f].
F: Trk Abecesinin 7. harfi.
Fa [Lat.]: Mzik Abecesinin 4. sesi.
faal [Arp.: fal > faal []]: aktif,
alkan, etkin, gayretli, hareketli,
ilek.
faaliyet [Arp.: fal > faaliyet]: aktivite,
canllk, devinim, etkinlik, hareket.
faber [Lat.]: amele, emeki, ii.
fabi
1
[Arp.]: kaln kafal.
fabi
2
[Lat.]: dmek, tkezlenmek.
fabl [Lat.: fabula > Fra.: phable, Edebiyat]:
manzum yk.
fabrica [Lat.]: atlye, alma odas,
ilik, iyeri.
fabrika [Lat.: fabrica > tl.: ?]:
1.)
atlye,
imalathane, ihan,
2.)
[Sanayi] retim
yapan byk sanayi kuruluu.
fabula [Lat.]: hikaye, yk.
facedus [Lat.]: esprili, hazrcevap,
nkteli, zeki, zarif.
facere [Lat.]: etmek, yapmak.
facia [Arp.: fcia]:
1.)
ackl durum,
2.)

ackl olay.
facies [Lat.]: sima, surat, ru, yz.
facile [Lat.: facere]: cana yakn,
sevimli, uysal.
facile princeps [Lat.]: phesiz olarak
birinci gelen.
facilis [Lat.]: basit, kolay.
facilis descensus averno [Lat.]:
cehenneme giden yol kolaydr.
faco [Argo]: aftoz, cariye, halayk,
kapatma, kuma, metres, nikasz
kadn, odalk.
factio [Lat.]:
1.)
etme, yapma,
2.)
imal,
oluturma, retim.

factorum [Lat.]: kahya.
factum [Lat.]:
1.)
amel, fiil, hareket,
2.)

senet, tapu senedi, hccet.
faa [tl.: faccia, Argo]:
1.)
sima, surat,
ru, yz,
3.)
giysi.
faeces [Lat.]: p, sprnt, tortu.
faenum [Lat.]: saman.
Fahreddin [Arp.]: bak. Fahrettin.
Fahrenayt: bak. Fahrenheit.
Fahrenheit:
1.)
Fahrenheit, G.D: yaklak
18. yyda yaam bir Alman fiziki,
2.)
suyun 32

donma noktas ve 212


buharlama noktas olduunu len
termometreyi bulan kii.
Fahrettin [Arp.: fahreddin]: bir erkek
ad.
fahri [Arp.]:
1.)
gnll, istekli,
2.)
[F]
gnll, istekli anlamna bir erkek
ad.
faideli [Arp. + li]: faydal, naki, yararl,
faik [Arp.: fik]:
1.)
ali, mualla,
mkemmel, ahane, ulu, stn,
yksek,
2.)
[F] bir erkek ad.
faika [Arp.: fik]:
1.)
,
2.)
[F] bir bayan
ad.
fail [Arp.: fil]: eden, yapan.
faile [Arp.]: bun, eziyet, glk,
meakkat, sknt, zahmet, zor.
fak [Far.: fk]: hendek, kapan,
mandepsi, trap, tuzak.
fakat: ama, amma, lakin.
fakir [Arp.]: sefil, yoksul, ~ kii: a,
karn doymam.
fakirler [Arp. + ler]: fukara, sefiller,
yoksullar.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 130 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
fakirlik [Arp. + lik]: sefalet, yoksulluk.
faktr [Lat.: facere > Fra.: facteur]:
1.)

amil, etmen, neden, sebep,
2.)

[Matematik] arpanlardan biri,
arpanlarn bulmak,
3.)
[Ticaret]
firmaya bor para veren,
4.)
[Ticaret]
komisyon alarak sat yapan.
faklte [Lat.: facere > facile > Fra.:
facult]:
1.)
niversite bran, dal,
2.)

niversiteye bal bamsz ayr
blm.
fal [Far.]: bak, kum ~: remil,
falaka []: dayak cezas.
falcon [Lat.: falx]: doan, sungur,
ahin.
falata [tl.: falcata]: eri kundurac
ba.
falih [Arp.: flih]:
1.)
ansl, talihli,
2.)
[F]
bir erkek ad.
fallare [Lat.]: baarsz olmak.
fallere [Lat.]: aldatmak, hile yapmak,
kandrmak, yalan sylemek.
falso [tl.]: yanl davran,
falx [Lat.]: orak.
fama [Lat.]: an, hret, n.
fames [Lat.]: alk, akalma.
familya [tl.]: aile, e ve ocuklar.
famulus [Lat.]: hizmeti.
fan
1
[Lat.: fanum > Fra.: fanatique > fan]:
seven, taraftar.
fan
2
[Lat.]: [Teknik] emme, pervane,
vantilatr.
fanar [Rum.: fanar]:
1.)
Yunan
Mitolojisinde gklerde kl arabas
ile dolaan,
2.)
ldak.
fanatik [Lat.: fanum + ikos > Fra.:
fanatique]:
1.)
karlksz ve nedensiz
ar seven,
2.)
[Spor & mzik] ar
taraftar,
3.)
banaz, mutaassp.
fancala [tl.: frangella]:
1.)
Fransz
ekmei,
2.)
[Gda] ince uzun ekmek.
fanfan [?]: konumas anlalmayan.
fanfar [?]: [Mzik] flemeli alglar
orkestras.
fani [Arp.: fni]: gelip geici: lml.
fanila: kadn ~s: korse, kolsuz ~:
atlet.
fanos [?]: ssl ve ayakl fener.
fantastik [Yun.: phanein + ikos > Fra.:
fantastique]: acayip, garip, gerekten
uzak, hayali, tuhaf.
fantezi [Yun.: phanein > Fra.: fantasie,
phantasie]:
1.)
hayal, kapris, hlya,
kuruntu,
2.)
garip dnce, garabet.
fanti [?]: iskambilde vale.
fanum [Lat.]: mabet, tapnak.
FAO: (F)ood & (A)gricultural (O)rganisation of
UN: BM Gda ve Tarm rgt.
far
1
[Arp.: farenin oulu]: fareler,
sanlar.
far
2
[Arp.]: aranan sulu, kanun
kaa.
far
3
[Fra.: farre]:
1.)
[Otomotive] bir ara
yedek paras, bir oto aydnlatma
paras,
2.)
[Makyaj] bir makyaj
malzemesi, gz kapa boyas.
far
4
[Lat.]: hububat kral.
farah [Arp.]: reddetme.
fara [Arp.: ferra]: kk krei.
farazi [Arp.: faraz]: hipotetik, sanal,
tahmini, varsaymsal.
faraziye [Arp.: farazye]: hipotez,
varsaym.
farcire [Lat.]: doldurmak, iini
doldurmak, tkamak, tkmak,
tktrmak.
fare [Arp.]: san, bir Minsk ~si:
kalemis.
farfara [Arp. > Tr.]:
1.)
havayast,
2.)

az kalbalk, alene, ok konuan.
fari [Lat.]: konumak.
farina [Lat.]: a, taam, temek.
Farisi [Far.. Faris]: Acem, Fars kkenli,
ranl.
fark [Arp.]: ayrm, ayrnt, bakalk,
nans.
farmakotik [Yun.: pharmakon + ikos >
Fra.: pharmaceutique, Eczaclk]: ecza,
ila yaplan madde,
Fars (ran) Abecesi:
1.)
ranllarn
slamiyeti kabulnden sonra
kullanlan Fars Abecesi, Farsada
olup Arapada olmayan baz sesleri
ifade eden harflerin (G, P, , J gibi)
ilave edildii Arap Abecesidir,
2.)

Fars Abecesi 32 harften oluur;
Fars
1
[Far.: ?]: Acem, Aryan, ranl.
fars
2
[Fra.: pharce]: [Tiyatro] tiyatro
gldrs.
Farsa [Far. + a]: ranca.
Farsa Saylar: Yek, Du (D), Se, ahar
(ar), Panc (Pen), a (e), Haft (Heft),
Ht (Het), Noh (Nuh), Dah (Deh).
faruk [Arp.: ? >]:
1.)
iyi ile kty
ayrabilen,
2.)
[F] Hz. mere verilmi
bir unvan,
3.)
[F] bir Mslman ve
Trke erkek ad.
farz [Arp.: ? >]:
1.)
[Din] yaplmas
zorunlu,
2.)
varsayma, tutma.
fas [Lat.]: kanuni, legal, yasal.
fasarya [Rum.: ?]: bo laf, yalan-dolan.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 131 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
fasces [Lat.]:
1.)
baltalara balanan al
demirleri,
2.)
eski Roma otorite
sembol.
fascimile [Lat.: facere + simile]: aynsn
yapan.
fascine [Lat.: fasces > tl.: fascine > Fra.:
fascine]: savata baz hafif
istihkamlarda kullanlan al demiri.
fascinum [Lat.]: byleyici.
faseta [Fra.: faeta]: yontulmu elmas
yz.
fasikl [Lat.: fascicle > fasciculus > Fra.:
fascicule]:
1.)
demet, kk ba,
2.)

cz, kk blm,
3.)
[Basm] basl bir
kitabn blmleri,
5.)
[Bedenbilim] kas
yada sinir demeti,
6.)
[Bitkibilim] iek
yada yapraklardan bir demet.
fason [Fra.: faon]: [Sanayi]
1.)
renee
gre kesim,
2.)
rne e gre, bakas
adna mal retimi.
fastus [Lat.]:
1.)
kk grme, tepeden
bakma, hor grme,
2.)
gurur, kibir.
fasulye [?]: bir tr bakliyat, kk
taneli ~: cilban, ~ salatas: pilaki,
fa [Far.]: aa kartma yada vurma.
faing [Alm.: fasching]: karnaval.
faist [Lat.: fasces > tl.: fascism > Fra.:
fasciste]: faist parti yesi yada
taraftar.
Faizm [Lat.: fasces > tl.: fascism > Fra.:
fascisme]:
1.)
diktatrlk, sava
milliyetilik ve rklk, militarizm vb
ile krakterize edilen ve ilk kez
talyada (1922-1943) oluturulan bir
ynetim biim.
fatalis [Lat.: fatum]: alnyazs, kader,
son, taksirat, yaz.
fatalist [Lat.: > Fra.]: kaderci, yargc,
yazgc.
fatalite [Fra.: fatalite]: aln yazs,
kader.
fatigare [Lat.]: yorulmak.
fatih [Arp.: fth > ftih]:
1.)
aan, bir yeri
savala kazanan, ele geiren,
2.)
[F]
Fatih Sultan Mehmet;,
3.)
[F]
stanbulda bir semt,
4.)
[F] bir Trk
erkek ad.
Fatiha [Arp.: fth > ftiha]:
1.)
ama,
elegeirme, fethetme,
2.)
al,
3.)

[Din] Kuran Kerimin ilk suresi.
Fatma [Arp.: ? >]:
1.)

2.)

3.)
[F] bir
Mslman ve Trk bayan ad.
Fato
1
: Fatmann ksaltmas.
fato
2
[tl.]: arap fs.
Fato: Fatmann ksaltmas.
fatum [Lat.]:
1.)
kahin,
2.)
alnyazs,
kader, taksirat, yaz.
fatura [tl.: fattura]: hesap pusulas.
fatuus [Lat.]: aptal, ebleh, salak.
faul [ng.: fault, Futbol]: oyunda rakibine
sert davranma, hatal davran.
fauna [Lat.]:
1.)
eski Roma tanras,
2.)

direy, tm canllar.
faunus [Lat.]: yar insan yar kei
biimli eski Roam ikincil tanrlarndna
olan.
faux [uv. & Tr.: buaz, buvaz, boaz >
Lat.]: boaz, grtlak, imik, mik.
favere [Lat.]: iini kolaylatrmak, iyilik
yapmak, kayrmak, msamaha
etmek, tarafn tutumak, iltimas
etmek.
fax [Lat.: facere + simile > Fra.: faximile]:
1.)
aynsn kartma yada kopyasn
alma,
2.)
belge geer makinesi,
faximile makinesi.
fayans [Fra.: faience, naat]: duvar
ss.
fayda [Arp.]: yarar.
faydal [Arp. + l]: faidali, naki, yararl.
faydasz [Arp. + sz]: yararsz.
faz [Fra.nszca: phase, Elektrik]: elektrik
geriliminde evre.
fazilet [Arp.: ? > fazlet]:
1.)
erdem,
2.)

[F] bir bayan ad, [Karl erkek ad,
Erdem].
fazla [Far.]:
1.)
caba, ekstra,
2.)

gereinden ok, .
fazladan [Far.]: ayrca, caba, ektsra,
ste.
fazl [Arp.: ? >]:
1.)
?
2.)
[F] bir erkek ad.
FBI: (F)ederal (B)ureau of (I)nvestigation:
Federal stihbarat Brosu.
FDA [Federal Drug Agency]: Amerikan
Gda ve la Dairesi.
febris [Lat.]: ate, bedenin yanmas,
beden atei.
februarius mensis [Lat.]: aklama
ay, uzlama ay, [February].
fecaat [Arp.]: yrekler acs durum,
feci [Arp.]: elim.
fecundus [Lat.]: dourgan, retken,
verimli.
feda [Arp.]: uruna verme.
fedai [Arp.]:
1.)

2.)
[F] bir erkek ad.
federal [Lat.: foedus > Fra.: federale]:
1.)

federasyon biiminde, birleik
devletlere ait,
2.)
bamsz.
federasyon [Lat.: foedus > Fra.:
federation:
1.)
birlemeyle ilgili,
2.)

byk yada dahs st birlik,
3.)

birliklerin birlii.
federe [Lat.: foedus > Fra.: feder]:
bamsz, muhtar, otonom.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 132 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
feho [Alm.]: mal, mlk, toprak, tmar,
zeamet.
fek
1
[Far.]: bozma, fesh, ilga, iptal,
kaldrma, lavetme.
fek
2
[Far.]: fesh etmek, iptal ettirmek,
kaldrmak.
fel [?]: inme, nuzul, paraliz.
feldspat [?]: ?
felek [Far.]:
1.)
alem, diyar, dnya,
2.)

baht, ksmet, kut, mut, ans, talih,
takdir, uur.
feles [Lat.]: kedi.
felicior [Lat.]: daha ansl.
feliks [felix]:
1.)
palmiyeye benzer bir
aa,
2.)
erkek ad olarak, [Felix:
Mutlu].
felix
1
[Lat.]: mutlu.
Felix
2
[Lat.]: bir Batl erkek ad.
fello [Lat.]: acmasz, hain, sert.
Felsefe [Arp.]: ?, brani Felsefesi:
Kabala.
fem [Arp.]: az.
femina [Lat.]:
1.)
kadn,
2.)
dii, diil.
feminen [Lat.]: diil.
feminist [Lat.: femina > Fra.: feministe]:
kadn haklar taraftar.
feminizm [Lat.: femina > Fra.:
feminisme]: kadn haklar savunmas.
femura [Lat.]: bud, uyluk.
fen [Arp.: ? > []]: bilim, ilim.
fena [Arp.]: kem, kt.
fendere [Lat.]: arpmak, saldrmak,
vurmak.
fener [Rum.: fanar > Tr.]:
1.)
ldak,
2.)

[F] stanbulda bir semt, denizdeki
kk ~: akar, ssl ve ayakl ~:
fanos.
fenomen [Yun.: phainesthai > Lat.:
phenomenon > Fra.: phenomene]: olay,
olgu, vakia.
feod [Aml.: feho]: mal, mlk, toprak,
tmar, zeamet.
feodal [Alm.: feho > feod > Fra.: feodal]:
derebeylikle ilgili yada toprak aal.
feodal [Fra.: fodal]: derebeyi.
feodalite [Fra.: fodalit]: derebeylik.
feodalizm [Al.: feho > feod > Fra.:
feodalisme]: derebeylik, toprak
aal, tmar sahipli, seamet
sahiplii.
fer [Arp.]:
1.)
ate, nar, od,
2.)
[Mecazi]
gzde canllk.
Ferace [? : ferce]: [Giyim] kadn st
giysisi.
feragat [Arp.: fergat]: hakkndan vaz
geme.
ferah [Arp.: farah]: geni, havadar,
rahat, rahatlama.
Ferahnaz [Arp.: ferah + Far.: nz]: bir
bayan ad.
fer [Arp.]: buz, kadn cinsel organnn
d ksm, vulva.
ferd [Arp.]: bak. fert.
ferdi [Arp.: ferd]:
1.)
bireysel, kiisel,
zlk, ahsi, zat,
2.)
[F] bir Mslman
ve Trk erkek ad.
feriae [Lat.]: festivaller, kutlamakalr,
lenler.
ferik [Halkdili]: pili.
fermantasyon [Yun.: ? + ? > Fra.:]:
mayalama.
ferment [Lat.: fervere > Fra.: fermente,
Kimya]: ekime, maya, tahammr.
fermentasyon [Lat.: fervere > Fra.:
fermentation]:
1.)
ekime, mayalanma,
tahammr,
2.)
galeyan, heyecan.
ferous [latince: ferre]: ferous; hasl eden,
tayan, veren anlamna bir son ek.
ferre [Lat.]:
1.)
aklnda tutmak,
dayanmak, tahamml etmek,
tamak, stlenmek, ykml olmak,
2.)
hasl etmek, retmek, vermek,
3.)

tamak,
4.)
getirmek.
ferro [Lat.: ferrus]: Fra.nszcada ferro-;
1.)
demir,
2.)
demir ve anlamna gelen
bir nek.
ferrum [Lat.]: demir.
ferrus [Lat.]: demir.
fersah: uzaklk, ok uzak.
fert [Arp.: frd > ferd]:
1.)
tekbana
kalma, toplumda ayr durma, yalnz
olma,
2.)
birey, kimse, kii, ahs,
zat.
ferhat [Arp.]:
1.)
?
2.)
[F] bir Mslman
ve Trk erkek ad.
fertler [Arp.: frd > ferd + ler > fertler]:
.i., bireyler, efrat.
ferule [Lat.]:
1.)
ubuk, kam, sopa,
2.)

hayvan yada insan dvme sopas.
ferus [Lat.]:
1.)
vahi, yabani, yrtc,
2.)

lgn, deli gibi,
3.)
arsz, terbiyesiz,
hiddetli, hoyrat.
fervere [Lat.]:
1.)
kabarmak,
kaynamak, kaynatmak,
kpklenmek, kprmek,
2.)
ateten
kzarmak, krmzlamak, kor haline
gelmek, yanmak,
3.)
alevlenmek,
hararetli hale gelmek, scak basmak.
feryad [Far.: feryd]: bak. feryad.
feryat [Far.: feryd]:
1.)
imdat l,
yardm ars,
2.)
lk.
fes [Osm.]:
1.)
Fas lkesi,
2.)
Osmanlda
bir balk,
3.)
silindir biimli balk.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 133 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
fesh [Arp.]: bozma, fesh, ilga, iptal,
kaldrma, lavetme, ~ etmek [Arp.]:
fek, iptal ettirmek.
festus [Lat.]:
1.)
elenecli, sevinli,
en,
2.)
bayram yada yortuya ait.
feta [?]: bir peynir tr.
fetida [Lat.]: kokmu kokumu,
teeffn.
feti [Por: feitio]:
1.)
sirili gc
olduuna inanlan nesne,
2.)

mantkd olarak birisinin bir eye
kendini adamas,
3.)
normad
biimde cinsel duygular harekete
geiren cinsel d bir nesne.
feti: bt, idol, mabet, put, sanem,
fetta [Lat.]: bir dilim.
fettan [?]: cilveli kadn.
fetus [Lat.]:
fetus
1
[Lat.]:
1.)
bereketli, mnbit,
verimli, yaratc,
2.)
ne kartma.
fetus
2
[Lat. > Fra.: fetus]:
1.)
ne
kartma,
2.)
zellikle ileri
dnemlerinde bir hayvann
domam yavrusu,
3.)
insanda,
karndaki yavru,
4.)
cenin, fetus,
oulcuk, bir canlnn ilk oluumu,
balang, iptida.
Feyman: [?]: ?
feza [Far.]:
1.)
[Yldzbilim] uzay,
2.)
[F] bir
erkek ad. [Uzay].
fezleke [Arp.]: hlasa, zet.
f [?]:
1.)
emberli aa sv kab,
2.)

bidon, varil.
fkra [Arp.]: [Yazn] anekdot, hisse,
kssa,
fkralar [Arp. + lar]: hikayeler, ksas,
ykler.
Frat Nehri [Rum.: Euphrates [?]]:
Trkiyede Orta Anadoludan doup,
Suriye ve Irak geip ran Krfezine
dklen bir rmak, [Tigris].
fra [?]: i.,
1.)
boyama arac,
2.)
sakal
tra gereci,
3.)
[Mecazi] azar,
frkata [tl.: frcatte ? ]: eski bir sava
gemisi.
frkateyn [?: frcatte ? ]: bir sava
gemisi.
frlak: dar dor frlama.
frsat [?]:
1.)
frsat, ans, talih, tesadf,
2.)
punt, uygun zaman.
frt: bir yudumluk iki, iim, yudum.
frtna [?]: [Evrenbilim] kuvvetli rzgar, ~
trleri: Ayandon, iddetli ~: siklon,
gl ~: uragan.
fstk [Arp.: fustuk []]:
1.)
bir tr
meyve,
2.)
[Mecazi] bldrcn, kar, kz,
sevgili, fer fst: arait.
ftk: i., [Tp] kavl, yarmlk, ince
barsak ft: anterosel, kaln
barsak ft: apandisit.
ftre [Arp.]: i. [Din] sadaka.
ftri [Arp.: ftr]: doumdan, doutan,
tabii, yaratltan.
Fi [Yun.]: bak. Phi.
fiat
1
[Lat.]: brakn olsun, brakn
yapsnlar.
fiat
2
[Lat.: ? > tl.: ?]:
1.)
emir, karar,
2.)

yaptrm.
Fiat
3
[tl.]: bir talyan araba markas.
fiber [Lat.: fibra > Fra.: fiber, fibre]: ip,
iplik, lif, knnap, sicim, tel, tire,
fiberglas [?]:
1.)
ticari bi marka,
2.)

dokumaclk ve yaltm
malzemelerinde kullanlan iyi
dokunmu yamcn malzemesi,
3.)

camyn malzemesi.
fibra [Lat.]: fiber, ip, iplik, knnap, lif,
sicim, tel, tire.
fibula [Lat.]: i., kopa, toka.
ficus [Lat.]: i., incir, yemi.
fidan [Rum.: fitia > fiton & futon]:
1.)

bitkiler,
2.)
[Bitkibilim] kk aa
fidesi,
2.)
[F] fide srgn, anlamna bir
Trk bayan ad, ~ dikilen yer: ark.
fidanlk [Rum.: fiton & futon + lk]:
1.)

aa ekili alan,
2.)
aalarla kapl
alan.
fide [Rum.: fitia]:
1.)
bitki,
2.)
[Bitkibilim]
kk aa fidesi,
fidelis [Lat.]: emin, gvenilir, inanlr.
fidelitas [Lat.]: doruluk, sadakat,
vefa.
fidere [Lat.]: emin olmak, gvenmek,
itimat etmek.
fides [Lat.]: inan, inanma, iman.
fidus [Lat.]:
1.)
doru, gvenilir,
itimada ayan,
2.)
sadk, vefakar,
3.)

inanr, iman sahibi.
fidye
1
[Arp.]: kurtulmalk.
fidye
2
[Rum.: fitia]:
1.)
fidanlk,
2.)
gen
zmba.
fidyeinecat [Arp.: fideye-i necad]:
kurtulmalk.
fie: artk paralar.
figere [Lat.]: balamak, kapamak,
raptetmek, sabitlemek, sklatrmak,
srglemek.
figurare [Lat.]: biimlendirmek,
ekillendirmek.
figr [Lat.: fingere > Fra.: figure]:
1.)

biim,
2.)
desen,
3.)
dans hareketleri.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 134 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
figratif [Lat.: fingere > Fra.: figurative]:
1.)
mecazi, remzi, temsili,
2.)
betili,
resimli, ssl, tasfirli.
fihrist [Far.]: iindekiler, katalog,
muhteviyat.
fiil
2
[Arp.: fal [] > fil]:
1.)
eylem,
etmek, yapmak,
2.)
[Dilbilgisi] eylem.
fiil
1
[Arp.: fal [] > fil]: davran,
edim, eylem, i.
fikir [Arp.: fikr]: dnce, ide.
fikret [Arp.]:
1.)
dnce, yansma,
2.)

[F] bir Mslman ve Trk erkek
bayan ad.
fikri [Arp.: fikr]:
1.)

2.)
[F] bir Mslman
ve Trk erkek ad.
fiks [Lat.: figere > Fra.: fixe]:
deimeyen, deimez, hareketsiz,
sabit.
fikstr [Lat.: figere > Fra.: fixture]:
1.)

sabit ey,
2.)
[Spor] takmlarn
nceden belirlenen karlama
izelgesi.
fiktif [Lat.: fingere > Fra.: fictive]:
1.)

hayal yada masala benzeyen,
2.)

hayali, sahte, udurma,
3.)
[Gmrk]
grmrk sahas dndaki gmrkl
saha.
fil hastal:

[Tp]
1.)
ar ime, ar
imanlama,
2.)
bedenin belli
blmlerinin ar imesine neden
olan bir deri hastal,
3.)
fil hastal,
elefantiyazis.
Filadelfiya [Rum.: ? > Osm.: ?]:
Alaehir.
filaman [Lat.: filum > Fra.: filement]:
iber, ip, iplik, knnap, lif, sicim, tel,
tire.
filateli [Yun.: philos + telos > Fra.:
philatlie]:
1.)
pulvergisi, pulharc,
2.)

pulculuk, pul briktirme.
file [Lat.: filum > Fra.: file]:
1.)
a
biimli torba,
2.)
bir zamanlarn
alveri gereci,
3.)
[Spor] pota yada
kalede gergili a.
fileto [Lat.: filum > tl.]:
1.)
srn bel
ksmndan elde edilen et,
2.)
biftek,
kotlet.
filiaris [filiarisis]: [Tp] kan ve barsak
parazitlerinden oluan hastalk.
filika [tl.: feluca]: [Denizcilik]
1.)

cankurtaran sandal,
2.)
gemi sandal.
filinta [Alm.: flinte]:
1.)
bir silah
markas,
2.)
bir silah tr,
3.)
[Mecazi]
tfek gibi salam.
Filistin [Arp.]: srailde bir Arap yurdu.
Bamsz deil. [Palestin],
Filistinli [Arp. + li]: Filistinde yaayan
Arap kkenli ulus, [Palestinian],
filius [Lat.]: erkek evlat, oul.
filiz [Rum.: flissa > flisia]:
1.)
kk
yaprak, yaprakk,
2.)
[Bitkibilim]
srgn,
2.)
maden cevheri,
3.)
[F] bir
Trk bayan ad.
fillon [Yun.]: bak. phyllon.
film [ng.]:
1.)
gzel ince deri, kaplama
vb,
2.)
[Teknik] analo fotoraflkta
kullanlan ve a duyarl bir
malzeme ile svanm, esnek selloz
malzeme,
3.)
gne nlarana kar
pencere ve camlarda kullanlan zar
tabaka,
4.)
hareketli resim, hareketli
grnt,
5.)
sinema eseri. ~in ilk
gece gsterimi: gala, tantm ~i:
fragman.
filo [tl.: filo > flogtiglia > Osm.: flotila]:
1.)
donanma,
2.)
Deniz Kuvvetlerine
bal savai gemi gurubu.
filoz [?]: [Denizcilik] mantardan a
amandras.
filozof [Yun.: ? + ? > [?] > Fra.:
philoseophe]: ?
filtre [Lat.: filtrum > Fra.: filtr]:
1.)
kee,
2.)
kt maddeleri szen gere,
szge,
3.)
[Otomotiv] motor yan,
havay, poleni szen gere.
filtrum [Lat.]: kee.
filum [Lat.]:
1.)
fiber, ip, iplik, knnap,
lif, sicim, tel, tire,
2.)
ince izgi, yiv,
3.)
sra, silsile.
fimbria [Lat.]: ilmik aral, kenar
aral.
Fin [?]: Finlandiyal, ~ hamam [Fra.]:
sauna.
final [Lat.: finis > Fra.: final]: bitirme,
biti, hitam, netice, nihayet, skor,
son, sonu.
finans [Lat.: finis > Fra.: finance]: para,
mali iler.
finansal [Lat.: finis > Fra.: finance + ale >
financiale]: mali, parasal.
fincan [Arp.]: porselenden kahve ime
kab.
findere [Lat.]: blmek, atlatmak, ikiye
ayrmak, ortasndan ayrmak,
yarmak.
fingere [Lat.]: biimlendirmek,
ekillendirmek.
finis [Lat.]: biti, hitam, final, son.
fini [Lat.: finis > ng.: finish]: bitirme,
biti, hitam, netice, nihayet, skor,
son, sonu, u.
Finlandiya [Suomi Finland]: bir
skandinavya lkesi, [Finland].
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 135 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
fiore [tl.]: iek.
firar [Arp.]:
1.)
kama, kurtulma,
2.)
Bir
sutan dolay kama, ~ etmek:
1.)

kamak, kurtulmak,
2.)
Bir sutan
dolay kamak.
firari [Arp.: firr]:
1.)
kaak, sulu,
2.)

Asker kaa.
firez [halkdili]: buday z.
firkete [tl.: forchetta]:
1.)
atal,
2.)
bel,
atal,
3.)
sa tokas.
firma
1
[Lat.]: sabit deme, sabit
denti.
firma
2
[Lat.: firmus > tl.]: irket,
ticarethane.
firmare [Lat.]:
1.)
glendirmek,
kuvvetlendirmek,
2.)
katiletirmek,
kesinletirmek, sabitletirmek.
firmus [Lat.]: dnmez, kat, metin,
pek, pekimi, sabit, sert, sk.
firuze [Far.: perocak > piruze > Arp.:
firze [?]]:
1.)
gngibi, gne benzer,
2.)
mavi renkli,
3.)
mavi renkli
mineral,
4.)
[M] bir bayan ad.
firuzan [Far.: firzn []]:
1.)
parlak,
parldayan,
2.)
[F] bu anlamda, bir
bayan ad.
fiscal [Lat.: fiscus > Fra.: fiscal]: mali.
fiscus [Lat.]:
1.)
hazine, servet,
2.)

kamu kasas.
fiske: parmakla vurulan vuru.
fistan [?]: bir kadn giysisi.
fistula [Lat.]: ban, akma, karha,
lser, yara.
fistl [Lat.: fistula > Fra.: fistule]: [Tp]
1.)

kalnlam deri, nasr,
2.)
ban,
akma, karha, lser, yara.
fi [Fra.: fiche]:
1.)
belge,
2.)
[Elektrik]
elektrik kablosu ucu.
fiek [Far.: fin]:
1.)
saan, datan,
pskrten,
2.)
tfek mermisi,
2.)

atapat, havai ~: maytap.,
fit:
1.)
ara bozma, fitne,
2.)
deme.
fitia [Rum.: [?], olu: fiton & futon [?]]:
1.)

bitki, nebat,
2.)
aa.
fitil [Arp.: fetil [?]]:
1.)
burarak rlen
ip, burma ip,
2.)
akmak yada
lambadaki pamuk,
3.)
[Giysi] ince
erit,
4.)
[Askeriye] fnye,
5.)
[Argo]
sarho.
fitne [Arp.: ? > [?]]: ara bozma, fit.
fitneci [Arp. + ci]: gammaz.
fiton [Rum.: fitia > olu: fiton & futon]:
1.)

bitkiler, nebatat,
2.)
aalar.
fiyaka [?]: afi, caka, alm, gsteri,
racon.
fiyakal: afili, aynal, cakal, alml,
gsterili, yakkl.
fiyasko [tl.: ? > Fra.: fiasco]:
baarszlk, baarsz sonu, bozgun,
hezimet, muvaffakyetsizlik, yenilgi.
fiyat [fi > fiat: ?]: deer, eder, paha.
fiyesta [Lat.: festus > sp.: fiesta]:
bayram, enlik, yortu.
fiyonk [Rum.: ? yada tl.: fiocca > fiyongo
> fiyonga]:
1.)
dm, dm atma,
2.)
kelebek kurdela.
Fizik [Yun.: physis > physika + ikos > [?]
> Fra.: physique]:
1.)
?
2.)
madde ve
enerjinin zellikler, etkileri ve
karlkl etkileimleri vb ile ilgilenen
bir bilim dal,
3.)
Fizik Bilimi.
fiziktesi: metafizik.
fizyon [Lat.: findere > Fra.: fission]:
1.)

ortasndan ikiye ayrma,
2.)

[Yaambilim] ortasndan blnerek
reme,
3.)
[Fizik] Nkleer fizyon gibi,
uranyum benzeri bir unsurun daha
basit ve duraan blmlere ayrlp
paralanmas.
flaccus [Lat.]: yumuak ve titrek
flagellum [Lat.]: kam.
flagrare [Lat.]: yanmak, yakmak.
flama [Lat.: flamma > tl.: flama]:
1.)

alev,
2.)
alev, meale,
3.)
[Denizcilik]
iaret bayra.
flamenko [sp.: flamenco]: spanyol
ingenesi mzii yada dans.
flamingo [Por.]: bir tr su kuu.
flamma [Lat.]: alaz, yalaz, ule, yalm.
flanel [ng.: flannel > Fra.: flannel]:
[Dokuma] bir kuma tr.
flare [Lat.]:
1.)
esmek, flemek,
rzgara kaplmak,
2.)
nefes almak,
solumak,
3.)
hava basmak, havayla
doldurmak, iirmek.
fla [ng.: flash]:
1.)
yanp snen,
2.)

[Otomotive] uyar lambas,
3.)
[Fotoraf
makinesi] aydnlatma lambas.
flavta [tl.: flauto]: flt.
fleam [?]: neter.
flectere [Lat.]: bkmek, emek,
kvrmak, dndrmek, tersine.
flegma [rum.: ]:
1.)
irin, iltihap,
2.)

bak. phlegma.
fleks [Lat.: flectere > Fra.: flex]:
bklebilir, eilebilir, esnek.
fleksible [Lat.: flectere > Fra.: flexible]:
bklebilir, eilebilir, esnek dokuma
yada kuma anlamna bir sonek.
fligere [Lat.]: arpmak, darbe
indirmek, neden olmak, sebebp
olmak, vurmak, yolamak.
fligran [Fra.: filigrane]:
1.)
suyolu,
telkri,
2.)
ince tabaka, zar tabaka,
3.)

Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 136 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
kat paralarda braklan, a
tutunca grlen izgi, resim vb.
flissa [Yun.: fillon: ?]: kk yaprak.
flit [Fra.]:
1.)
bcekleri ldrc ilac,
2.)

sinek ilac.
flora [Lat.: flos > Fra.: flora]:
1.)
belli bir
zaman ve blgeye ait iek ve bitki
rts,
2.)
bitey, bitki rts.
florantin [tl. > Fra.: florantine]:
1.)

Floransal,
2.)
[Dokuma] bir tr
kabartma izgili ipek kuma.
florist [Lat.: flos + Yun.: istes > Fra.:
floriste]: ieki.
Florya [?]: stanbulda bir semt.
flota [sp.]: filo.
flotillo [sp.: flota > Fra.]: donanma,
filo.
flrt [ng.: flirt]: akdalk, kma, kz-
erkek arkadal.
fluctus [Lat.]: dalga.
fluere
1
[Lat.]: akmak, cereyan etmek,
dalgalanmak, dolmak, kabarmak,
ykselmek.
fluere
2
[Lat.]: iek amak,
ieklenmek.
fluor [Lat.]: aknt, deime, seyelan.
fl [Fra.: flu]: bulank, net olmayan,
florasan [Lat.: fluor > Fra.: fluorescent]:
[Elektrik] bir ampl tr.
flt [Far.: flout > Fra.: flute]: [Mzik]
flavta.
FM [ng.: (F)requency (M)odulation]:
1.)

sklk deiimi, frekans modlasyonu,
2.)
[Radyo] en iyi radyo yayn band.
foam [ng.]:
1.)
kpk,
2.)
s yaltm
iin yaplarda kullanlan kpk
malzemesi.
foamboard [ng.]:
1.)
kpk levha,
2.)

s yaltm iin yaplarda kullanlan
kpk levha malzemesi.
FOB [ng.: Free On Board]:
1.)
[Tamaclk
& Ticaret] gemi bordosunda teslim
biimi,
2.)
bu teslim biiminde sigorta
ve navlun yoktur, bak. ICC.
focus [Lat.]:
1.)
arz, yeryz, yerkre,
yuvarlak,
2.)
ocak, soba, mine.
Foa [Rum.: fokya:]:
1.)
ay bal yada
fok,
2.)
Egede antik, tarihi ve turistik
ky kasabalar; Eski Foa ve Yeni Foa.
fodra [?]: i., [Dokuma] sert kolal bez.
foedus [Lat.]: ekip, grup, takm.
fok [Rum.: fokya: ?]: ay bal, fok
bal.
fokya [Rum.: ?]: bak. fok.
Fol [?]: i., yumurta benzeri ey.
folia [Lat.]: aa yada bitki yapra,
yaprak.
folium [Lat.]: sayfa, yaprak.
folklor [ng.: folklore]:
1.)
halk gelenei,
inanc, adeti, atasz,
2.)
halkdans.
follis [Lat.]: alttakiler, aadakiler.
follis [Lat.]: tulum algs, tulum.
folyo [Lat.: folia > Fra.: folio]:
1.)
kitap
yapra, varak,
2.)
ince aliminyum
yada plastik kaplama malzemesi.
fon [Lat.: fundus > Fra.: fund]: bir i iin
ayrlm yada oluturulmu nakit
para, denek.
fon: bak. phone.
fonetik [Yun.: phones + ikos > [?] > Fra.:
phonetique]: ?
fonksiyon [Lat.: fungi > Fra.: function]:
1.)
bir eyin normal ve ona zg
hareketleri,
2.)
bir i iin gerekli zel
grev,
3.)
resmi tren, sosyal bir
olay,
4.)
grev, ilev, vazife.
fonksiyonel [Lat.: fungi > Fra.:
functionaille]: grevsel, ilevsel.
fono [Yun.: phonos: ?]: bak. phono.
Fonoloji [Yun.: phonos + logia > [?] >
Fra.: phonologie]: sesbilimi,
fons [Lat.]: yay.
font [Lat.: fons]: [Basn, Bilgiayar] belirli
bir tr yada boyda harf takm,
letraset.
fora [Lat.: foris > foras > tl.: fuora]:
1.)

d, darya doru,
2.)
[Denizcilik]
yelken a komutu.
foras [Lat.]: kapnn d, dars, evin
d.
forklift [ng.: fork-lift]:
1.)
atal kaldra,
2.)
n atall bir motorlu vin.
form [Lat.: forma > Fra.]:
1.)
biim,
ekal, ekil,
2.)
bedenin kg olarak
normala dnmesi,
3.)
doldurulacak
baskl evrak.
forma [Lat.]: biim, form, ekil.
formal [Lat.: forma > Fra.: fromal]:
1.)

biimsel, ekli,
2.)
resmi.
formalite [Lat.: forma > Fra.: formalit]:
1.)
resmiyet, adet, usl,
2.)
resmi
ilemler, krtasiye.
formare [Lat.]: biimlenmek,
biimlendirmek, ekillenmek,
ekllendirmek.
formasyon [Lat.: forma > Fra.:
formation]:
1.)
biimlenme,
ekillenme,
2.)
bir meslek, i yada
iyerine altrma sreci yada eitimi.
format [Lat.: formatus > ng.]:
1.)
biim,
ekil, genel dzen,
2.)
[Bilgisayar]
biimlendirme, bilgileri disk yada
sabit diskten tamamen silme.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 137 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
formatlama [Lat.: formatus > ng. +
lama]: biilendirme, ekillendirme.
formatus [Lat.]: biimlenmi,
ekillenmi.
formen [ng.: foreman]:
1.)
ba adam,
bakan, reis,
2.)
iyeri, fabrikada ba
kalfa, ustaba.
formic [Lat.: formica + Yun.: ikos > ng.:
formic > Fra.: formique]: karnca ve
rmceklerde bulunan renksiz asit.
formica [Lat.]: karnca.
formidare [Lat.]: dehete drmek,
korkutmak, rktmek.
formik [Lat.: formica]: bak. formic &
formique.
formika [formica]:
1.)
[F] patentli bir
marka,
2.)
masa ve lavabo yapmnda
kullanlan lamine, sya-dayanml
plastik.
formique [Lat.: formica + Yun.: ikos >
ng.: formic > Fra.: formique]: karnca
ve rmceklerde bulunan renksiz
asit.
formula [Lat.: forma]:
1.)
kaide, reete,
usl, tertip,
2.)
[Spor] otomobil yar,
3.)
Formula 1 (F1) oto yar.
formus [Lat.]: scak.
forml [Lat.: forma > Fra.: formule]:
1.)

kaide, reete, usl, tertip,
2.)

[Matematik, Kimya] usl, yol yordam.
fornix [Lat.]: genelev, umumihane,
kerane.
fors
1
[Lat.: fortis > Fra.: force]:
1.)
g,
kuvvet, makam, mevki,
2.)
itibar,
prestij, saygnlk.
fors
2
[Lat.]: baht, felek, ksmet, kut,
mut, ans, talih, takdir, uur.
forsa [tl.: forza]:
1.)
zorlanan, zorla
altrlan,
2.)
krek mahkumu.
fort [Lat.: fortis > fort]: kale.
forte [Lat.:. fortis > Fra.]:
1.)

kuvvetlendiren,
2.)
birisinin iyi
yapt i.
fortis [Lat.]: gl, kuvvetli.
Fortuna [Lat.]: eski Romada ans,
talih tanras.
forum [Lat. > ng.]:
1.)
eski Romada
pazar, pazaryeri,
2.)
toplumsal
konular tartmak iin toplanma, bir
araya gelme.
fos: aslsz, rk, temelsiz.
fosfor [Yun.: ? > Fra.: phophore]: [Kimya]
yar saydam, balmumu biimli,
sarmsak kusulu, karnlkta parlayan,
zehirli kimyasal bir element.
fosil [Lat.: fosilis > Fra.: fossile]:
1.)

nceki jeolojik alara ait hayvan
yada bitki kalnts,
2.)
talam ey,
tal,
3.)
eski kafal yada eski
dnceli.
fosilis [Lat.]: kazlm.
fosillemek [Lat.: fosilis > Fra.: fossile +
lemek]:
1.)
eskimek,
2.)
a yada
dnemi gemek.
foa [?]: [Bitkibilim] bir fndk eidi.
fota [tl.: fusto]: arap fs.
fotokopi [Yun.: ? > Fra.: photocopy]:
tpkekim.
fototerapi [Yun.: ? > Fra.:
phototherapie]: k tedavisi,
fovere [Lat.]: stmak, scak tutumak.
foya [Lat.: folia > tl.: foglia]: ince metal
yaprak,
Fra.ncarum [Lat.]: Fra.nsa.
Fra.nkenstein: 1818 ylnda yazlm
bir romann ana karakteri, bir
canavar yapan ve kendisini<o
canavarn yedii kii.
Fra.nketayn: bak. Frenkenstein.
Fra.nsz Abecesi:
Fra.nsiyum [Lat.: > Fra.nszva: francium:
Fr]:
fragman [Lat.: frangere > Fra.:
fragment]:
1.)
blm, krlm para,
ksm,
2.)
bir filmin belli blmleri,
3.)

tantm filmi.
fragrare [Lat.]:
1.)
kokmak, tatl bir
koku yaymak, tatl kokmak,
2.)

koklamak, kokmak.
frak [Fra.: frac]:
1.)
kuyruklu, tren
giysisi,
2.)
resmi erkek giysisi.
fraksiyon [Lat.: frangere > Fra.:
fraction]:
1.)
blm, krlm, ksm,
para,
2.)
[Kimya] damtk madde,
3.)

[Matematik] kesir.
frangere [Lat.]: krmak, paralamak,
paralara ayrmak.
frapan [Fra.: ?]: albenili, alml, cazip,
ekici.
frater [Lat.]: birader, erkek karde.
Fraulein [Alm.: Frulein]: evli olmayan
bayan, Fraulein, Miss.
fraus [Lat.]: al, aldatma, hile, kndrma.
frekans [Lat.: frequens > Fra.:
frequance]:
1.)
sk sk olma, sk sk
vuku bulmak,
2.)
belli bri zaman
iinde tekrarlanma says,
3.)
[Fizik]
sesin tireim says,
fren [Fra.: frein]:
1.)
durduran,
2.)

[Otomotive] arac durduran bir para, ~
paras: balata,
frengi
1
[tl.: Franco > Far.: freng >
Osm.]:
1.)
Fransz,
2.)
Avrupal,
Avrupallardan gelme,
3.)
Frenk
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 138 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
hastal, sifilis,
4.)
[Tp] cinsel iliki
yolu ile bulaan bir cinsel organ
hastal, belsoukluu.
frengi
2
[tl.: veringola]: [Denizcilik]
gverteye suak iin alm delik.
Frenk [Fra.nk]:
1.)
9. yyda Almanya,
talya ve Fra.nsay iine alan bir
blgede imparatorluk kurmu bir
Alman kabilesi,
2.)
Osmallar iin
Fransa,
3.)
Osmanllar iin Avrupa
uluslar,
4.)
bir Latin rk.
frenum [Lat.]:
1.)
kvrm,
2.)
[Bedenbilim]
bir oragann hareketini snrlayan
ga kvrm.
frequens [Lat.]: kalabalk.
fresk [tl.: fresco]:
1.)
ya sva zerine
yaplm duvar resmi,
2.)
duvar ss.
freze [tl.]: bir torna gereci.
friare [Lat.]: ovmak, ovalamak,
srtmek, tahri etmek, srmek.
fricare [Lat.]: ovmak, ovalamak,
srtmek, tahri etmek, srmek.
Frig [Alm.]: Alman tanras.
frigere [Lat.]: kzartmak.
frigid [Lat.: frigus]:
1.)
buz gibi, souk,
2.)
cansz, duygusuz,
3.)
cinsel ynden
souk kadn.
frigidarium [Lat.]: eski Romama
hamamalrnda serinleme blm.
frigo [?]:
1.)
?
2.)
dondurulmu kakao.
frikik [ng.: free-kick]:
1.)
[Ayaktopu]
serbest vuru,
2.)
[Argo] (kadnn
giyside) ak verme.
friksiyon [Lat.: fricare > Fra.: friction]:
1.)
ovma, ovuturma,
2.)
[Berber &
Kuafr] sa ovma.
frisa [Rum.: ?]: ttslenerek
kurutulmu ringa bal.
frisium [Lat.]: zeri desenli ve ilemeli
uzun, atk benzeri bant.
frisum [Lat.]: soukluk.
frika [tl.: fresco > Osm.]: [Denizcilik]
hafif rzgar.
frivolus [Lat.]: az bir ey, deersiz,
ehemmiyetsiz, nemsiz.
frons [Lat.]:
1.)
aln,
2.)
bir eyin n,
n taraf, cephe, n.
fructifare [Lat.]: hasl olmak, meyve
vermek, rn vermek.
fructus [Lat.]: meyve, yemi.
frugi [Lat.]: yemek iin uygun,
yenilebilir.
frustra [Lat.]: bouna, beuhude, bo
yere.
frustum [Lat.]: [Geometri] kesik, koni
yada piramit.
frktoz [Lat.: fructus + osus > Fra.:
fructose]:
1.)
tatl meyvelerde, balda
vb bulunan eker,
2.)
meyve ekeri.
fuad [Arp.]: bak. fuat.
fuar [Lat.: feriae > Fra.: foire]:
1.)
byk
sergi, byk pazar,
2.)
byk sanayi
sergisi.
fuat [Arp.: fuad]:
1.)

2.)
[F] bir erkek ad,
[Fouad].
fuel [Lat.: focus > ng.: fuel]: mahrukat,
yakacak, yakt.
fueloil [Lat.: fuel > ng.: fuel + oil]:
akaryakt, svyakt.
fugere [Lat.]: firar etmek, kamak.
fugere [Lat.]: kamak, svmak,
uzaklamak.
fukara
1
[Arp.: fakirin oulu]:
1.)

fakirler, sefil, yoksullar,
2.)
dervi.
ful
1
: bir bakla tr.
ful
2
[ng.: full]: dolu, dopdolu.
fulcrum [Lat.]: destek.
fule []: adm aral.
fulgere [Lat.]: parlamak.
fulmen [Lat.]: imek.
fulminik [? Fra.: fulminique]: fulminat
asidine ait.
fulya
1
[tl.: Pulia > foglia]:
1.)
Gney
talyada Puglia,
2.)
[Bitkibilim: Narcissus
j onquilla] zerrin,
3.)
bir bayan ad,
[Zerrin].
Fulya
2
[tl.: Pulia > foglia]:
1.)
fulya
iei adndan,
2.)
stanbulda bir
semt ad.
fumus [Lat.]: buhar, duman, is, istim.
funda [?]: [Bitkibilim: Erica]
1.)
sprge
otu,
2.)
boruk, erika, sprge als.
funda [Rum.: ?]:
1.)
[Bitkibilim: Erica]
sprge otu,
2.)
boruk, erika,
sprge als,
3.)
[F] bir bayan ad.
fundalk [Rum.: ? + lk]:
1.)
sprgeotu
benzeri allarla kapl olan,
2.)
allk.
fundamantal [Lat.: fundus > Fra.]:
1.)

asli, esasl, mhim, nemli,
2.)

birinci, kaideye ait, temele ait.
fundamantalist [Lat.: fundus > Fra.:
fundementaliste]: arc tutucu,
kktenci, radikal.
fundamantalizm [Lat.: fundus > Fra.:
fundementalisme]: ar tutuculuk,
kktencilik, radikalizm, tutuculuk.
fundament: [Bedenbilim] ans, k,
makat.
fundere [Lat.]: aktmak, boaltmak,
dkmek, dklmek, yamak.
fundus
1
[Lat.]:
1.)
alt, kk, dip,
2.)

ans, gt, k, makat.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 139 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
fundus
2
[Lat.]: [Bitkibilim] bir uzvun i
taraf.
fung: [Bitkibilim] fung- yada fungi-;
mantara ait.
fungi
1
[Lat.]: icra etmek, ortaya
koymak, oynamak, uygulamak.
fungi: [Bitkibilim] fungi- yada fungi;
mantara ait.
fungisid [Yun.: spongos > fungus + Lat.:
caedere > Fra.: fungicide, Eczaclk]:
mantarlar ldren ila.
fungus [Yun.: spongos > Fra.]:
1.)

[Bitkibilim] mantar,
2.)
[Tp] el ve ayak
parmaklar arasnda kan mantar
yada sngeri andran sulu kabarck,
mantar.
funiculus [Lat.]: ince ip, iplik.
funus [Lat.]: tren.
fur [Lat.]: arak, alan rpan, harami,
hrsz.
furca [Lat.]: atal, diren, diren.
furia [Lat.]:
1.)
coku, heyecan,
2.)

gazap, hiddet, fke.
Furies [Yun. & Lat.]: eski Yunan ve eski
Roma Mitolojisinde korkun dii
ruh.
furu [Halkdili: fr, furun]: frnda
kurutulmu armut.
fustanella [?]: Yunan Efsun
askerlerinin giydikleri eteklik.
fustis [Lat.]: aa ubuk, dal, sopa.
fusus [Lat.]:
1.)
eirmen, i, kirmen,
2.)

dingil, mihver, mil.
fut [ng.: foot]: ayak, kadem, pa, pus.
futa [?]: ipekli petamal.
futbol [ng.: football]: [Spor] ayak
oyunu.
Futbol Deyimleri: Aut [out]: Hari,
topun saha dna kmas,
Berabere: man eit gol yada
golszlkle sonulanmas, Dizlik: diz
bertiklerin engelleyen bant, Forma:
oyuncu kyafeti, Fikstr [fixture]:
takmlarn karlama izelgesi,
Galibiyet: man kazanlmas, Gol
[goal]: topun kaleye sokulmas, Haf
[half]: orta saha oyuncusu, Haftaym
[half-time]: ilkyar, Hakem: oyunu
yneten, Kale [goal]: topun iine
sokulduu ala kapl kulbe, Korner
[corner]: Keat, Krampon: alt
kabaral zel ayakkab, Kulp [club]:
takm, Lig [leage]: takmlarn
grupland kmeler, Ma [match]:
karlama, Malubiyet: man
kaybedilmesi, Oyuncular [players]:
Kaleci [goalkeeper], Bek [back]: geri
alan oyuncusu, Forvet [forward]: ileri
oyuncusu, Defans [defence]: savunma
oyuncusu, Saha: oyunun oynand
im alan, Skor [score]: sonu,
Santra [center]: orta yuvarlak, Stad
[stad, stadium]: oyunun oynand
kompleks, ut [shoot]: topa sert
vuru, Takm: her bir futbol kulb,
Tozluk: dizaltna giyilen yksek
konlu orap,
futurus [Lat.]: gereklemek zere,
olmak zere.
Fhrer [Alm.]:
1.)
ba, lider, nder,
2.)

Hitler.
fme [Lat.: fumus > Fra.: fum]:
1.)

buu, buhar, duman, is, islim, istim,
pus, tt,
2.)
isli,
3.)
duman rengi, 4.)
dumanda piirilen yemek, istim.
fmigastion [Lat.: fumus > Fra.:
fumigastion]:
1.)
buhara tutma,
buhardan geirme,
2.)
buharla
dezenfekte etme.
fsun [Far.: fsn]:
1.)
afsun, ba,
by, sihir,
2.)
byl, sihirli,
3.)
[F]
bu anlamda bir bayan ad.
ftur [Arp.]:
1.)
bkma, usanma,
2.)

bezgin.
ftursuz [Arp. + suz]:
1.)
bezmeden,
bkmayan, usanmayan,
2.)

ekinmeyen, usanmayan.
ftursuzca Arp. + suzca]: aldrmadan,
korkmadan, nemsemeden,
terbiyesizce.
fze [Fra.: fuse]:
1.)
roket,
2.)

demiryollarnda kullanlan iaret
lambas,
3.)
havai fiek.
fzyon [Lat.: fusus > Fra.: fusion]:
1.)

erime, eritme, eritip birletirme,
2.)

[Fizik] atomlarn kaynamasndan
oluan tepkime.
========== G =========
G [tl.: Ci]: talyan Abecesinin 7. harfi,
[G, g].
G: Trk Abecesinin 8. harfi.
gabardin [Fra.: gavardine > gabardine]:
1.)
bir tr stlk, palto,
2.)
bir tr
kuma.
gabi [Arp.]:
1.)
anlaysz, bilgisiz,
2.)

kaln kafal.
Gabriel [br.: gavriel > Yun.: gabriel >
Lat.: gabrielus & Arp.: cibril]:
1.)

[Hiristiyanlk] ncile gre iyi haberler
getiren melek,
2.)
[slam] Cebrail,
meleklerin ba, Allhn habercisi,
elisi,
3.)
bir Yahudi, Hiristiyan ve
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 140 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Mslman erkek ad [Cebrail, Gabriel-
Gabriella].
gaddar [Arp.: gaddr]: acmasz,
amansz, insaysz, kyc, sadist.
gaddarane [Arp.: gaddr & Far.: ne >
Far.]: acmaszca.
Gadolinyum [Lat.: > Fra.: godalinium:
Gd]:
gaf [Far.: gaf > sp.: gaff > Fra.: gaffe]:
hata, patavazszlk, pot.
gafil [Arp.: gfil]:
1.)
uyuyan,
2.)
bakt
halde gremeyen, aymaz,
gag: glt,
gah [Far.: gh]: ev, hane, konut, yer
anlamnda bir son ek,
gah
1
[Far.: gh > kah]: tekrarlama
bazen, [gah uykuda gah uyank].
gah
2
[Far.: gh]:
1.)
an, elan, imdi,
zaman,
2.)
taht, yer.
gah
3
[Far.: gh]: Farsada gah-;
1.)
-nn
yeri, 2.) lk, -lik, -luk, -lk anlamna
gelen bir sonek, [ikametgah: oturulan
yer, namazgah: namazlk, ordugah: ordu
konaklama yeri].
gaib [Arp.]: bak. gaip.
gaip [Arp.: gib]:
1.)
hilik, grnmez,
yokluk,
2.)
grnmez alem, srlar
dnyas.
gaius [Lat.]: neeli, en, akrak.
Gal [Fra.: Gaul]: Fransann eski ad,
Galya, [Galia].
gala
1
[Yun.]: st.
gala
2
[Fra.]:
1.)
bayram, byk enlik,
kutlama,
2.)
filmin ilk gece gsterimi.
galaia [Yun.]: bir eit gemi.
galaksi [Yun.: gala > Fra.: galaxie:
stlyol]:
1.)
stl yol,
2.)
gkadas,
samanyolu.
galaktik [Yun.: gala + ikos > Fra.:
galactique]: gkadaya ait,
samanyoluna ait.
galaktoz [Yun.: gala + > Fra.: galactose]:
st ekerinden yaplan bir tr eker.
Galata [Yun.: Galatea]: stanbulda bir
semt.
Galatea [Yun.]:
1.)
st-beyaz renkte
olan bayan,
2.)
Yunan Mitolojisinde
bir deniz perisi.
Galatya [Galatia]: Ankara, Yozgat ve
ankr yresini kapsayan antik bir
hkmranlk.
galbus [Lat.]: sar.
galen [Lat.: galena]: kurun cevheri.
galena [Lat.]: galen, kurun cevheri.
galeri [Lat.: galeria > Fra.: gallerie]:
1.)

st kapal balkon,
2.)
dehliz,
korudor, tnel.
galeria [Lat.]: bir taraf ak, st
kapal bir yrme alan, veranda.
galeyan: heyecan.
gali [tl., Denizcilik]: alt dz tekne, alt
dz gemi.
galib [Arp.]: bak. galip.
galibiyet [Arp.]: yengi, yenme,
Galile [?]: kuzey dou srailde bir
gln ad.
Galilean [?]:
1.)
Hz. sa,
2.)
. eski
zamanlarda Yahudilerin Hiristiyanlara
verdikleri isim.
Galileo [?]: 1564-1642 yllar arasnda
yaam bir anstronomi ve fizik
biliminsan.
galip [Arp.: glib]:
1.)

2.)
[G] muzaffer,
zafer kazanma anlamna bir erkek
ad, [Muzaffer].
galla [Lat.]: d, safra, safra kesesi.
galo [Lat.]: testi.
galon [Lat.: galo > ng.: gallon]:
ngilterede 4.55 Lt, ABDde 3.78Lt.
sv lm birimi.
galo [Fra.: galoche]:
1.)
uzun lastik
izme,
2.)
hastanelerde ayakkablar
zerine giyilen ince muamba
ayakkablk.
galsame [?]:[Yaambilim] solunga.
galvanik [tl.: galvan(i) + Yun.: ikos >
Fra.: galvanique]:
1.)
Galvani; 18. yyda
yaam bir talyan fiizki,
2.)
bir
bayatyadan elektrik akm elde
etmeyle ilgili,
3.)
kimyasal ilmele elde
edilen elektrik.
galvaniz [tl.: Galvani > Fra.: galvanise]:
1.)
bir eye elektrik akm uygulama,
2.)
bir metali inkoyla kaplama.
galvanizli [tl.: Galvani > Fra.: galvanise
+ li]: inko kapl (sa yada teneke).
Galya [Lat.: Galia]: eski Fransa.
Galyum [Lat.: > Fra.: galium: Ga]:
gam [Far.: gm]:
1.)
kalbi hznle dolu
olan,
2.)
ac, ile, dert, elem, esef,
kasvet, kasavet, kayg, keder, tasa,
teessr, znt.
gama [Yun.: gamma]: Yunan
Abecesinin drdnc harfi.
Gamal Ha [Yun.: gamma]:
1.)
drt
kollu ha,
2.)
Nazi Ha.
gamba [Lat.]: bacak.
gamet [Yun.: gamos > Fra.: gamete]:
[Yaambilim] cinsel hcre.
gaml [Far.: gm + l]: kaygl, tasal,
zntl.
Gamma [Fen.: Gimel [Gimel] > Yun.:
[ & - ]]: Yunan
Abecesinin 3. harfi, [, ].
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 141 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Gamma globlin [Yun.: gamma + Lat.:
globus > Fra.: gamma globuline]: bir ok
aktikor ireren kan svsnn bir
blm.
Gamma Inlar:
gammaz [Arp.]: fitneci.
gamo: [Yun.: gamos]: Franszcada
gamo-; cinsiyetli ilgili anlamna bir
nek.
gamos [Yun.]:
1.)
e,
2.)
evlilik.
gamouse [Yun.: gamos]: Franszcada
gamie-;
1.)
evlilikle ilgili,
2.)
cinsiyetle
ilgili anlamna bir sonek.
gamsele [Rum.: ?]:
1.)
kauktan
yamurluk,
2.)
su geirmeyen
yamurluk.
gamsz [Far.: gm + sz]: kaygsz,
tasasz, zntsz.
Gandhi, Mohandas K. [H.Mahatma
Gandhi]:
1.)
1869-1948 yllar arasnda
yaam Hintli milliyeti nder,
2.)

Hindistanin bamszlk nderi.
gane [Far.: gne]: bigane ?
gane [Far.]:
gang [Alm.: gang > Fra.: gangue]:
1.)

metal art,
2.)
madenin deersiz
blm.
ganglion [Yun.]:
1.)
ur, tmer,
2.)
[Tp]
lenf benz, sinir dm, ufak ur.
gangster [ng.: gangster]:
1.)
bir rgt
yesi,
2.)
azl ete yesi,
3.)
apa,
klhanbeyi.
gani [Arp.: gni]:
1.)
bol, ok, fazla,
2.)

varlkl, varsl, zengin,
3.)
[G] bu
anlama bir erkek ad.
gani gani [Arp.: gni]: bol bol,
fazlasyla.
gantry vin [Lat.: canterius]:
limanlarda kullanlan hareketli ve
rayl vin.
ganyan [? > Fra.: gagnan]:
1.)
kazan,
2.)
atyar,
3.)
atyar iddia, loto,
lotto benzeri bir bahis oyunu.
gr [Far.]: usta, yapan.
gar [Fra.: garre, Demiryolu]: Byk tren
istasyonu.
gar austrinken [Yun.]: imek.
garaj [Fra.: garer > Fra.: garage]:
1.)

indirme, korunak, st kapal
moruma blm,
2.)
araba park yeri,
3.)
otogar, otobs terminali, terminal.
garaz [Arp.]: adavet, artniyet, buz,
dmanlk, hasmlk, husumet, kin,
ktniyet, nefret.
garb [Arp.]: bak. garp.
garp [Arp.: garb []]:
1.)
batma,
gnein batmas, son bulma,
2.)
bat,
bat yn,
3.)
[G] Bat (Avrupa,
Kanada ve ABD).
garon [Fra.]: erkek ocuk.
gard [Alm.: warten > Fra.: guarder >
guard]:
1.)
bakmak, gzetmek,
2.)

nbet tutma, korumak,
3.)
boksta
korunma.
gardenya [ng.]:
1.)
A.Garden; 1730-
1791 yllar arasnda yaam ABDli
bir botaniki,
2.)
yapkan beyaz ta
yapraklar olan kokulu bir iek.
gardiyan [Fra.: garder > Fra.: guardian]:
1.)
koruyucu, muhafz,
2.)
cezaevi
gvenlik eleman,
3.)
zel gvenlik
eleman.
garer [Fra.]: korumak.
garez [Far.]: adavet, artniyet, buz,
dmanlk, hasmlk, husumet, kin,
ktniyet, nefret.
garib [Arp.]: bak. garip.
gariban [Arp.]: garip, kimsesiz.
garip [Arp.: garib]:
1.)
allmam,
baka yerden gelmi, grlmemi, ilk
defa grlen, tuhaf, yabanc, yeni,
2.)

gariban, kimsesiz.
garnitr [Fra.: garniture, Yemek]:
yiyecek ve yemeklerin sslenmesi.
garson [Fra.: garon]:
1.)
ocuk,
2.)

[Giyim] ocuk boyu, ocuk ls,
3.)

lokantada servis eleman, yama:
komi.
gasil [Arp.]: l ykama.
gaster [Yun.: ?]: karn, mide.
gastr(o) [Yun.: gaster > [?] > Fra. ]:
Franszcada gastr(o); karn, mide
anlamna bir nek.
gastraljiya [Yun.: gaster + algos > [?] >
Fra.: gastr(o)algia > gastraligia, Tp]:
karn ars.
gastrik [Yun.: gaster + ikos > [?] > Fra.:
gastrique]: midede yada mideye
yakn.
gastrit [Yun.: gaster > [?] > Fra.:
gastrite]: [Tp] mide iltihab.
gastroanterit [Yun.: gaster + anteron +
itis > [?] > Fra.: gastroenterite]:
1.)

mide-barsak iltihab,
2.)
[Tp] mide
ve barsaklarn iltihap kapmas.
Gastroloji [Yun.: gaster + logia > Fra.:
gastrologie]: [Tp] Midebilimi.
gastronomi [Yun.: gaster + ? > [?] >
Fra.: gastronomie]:
1.)
?
2.)
iyi yemek
merak.
gastroskop [Yun.: gaster + skopein > [?]
> Fra.: gastroscope]: [Tp] mide iine
bakmada kullanlan gere.
gato [Fra.]: pasta.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 142 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
GATT [ng.]: (G)eneral (A)greement on
(T)ariffs & (T)rade: Genel Tarife ve
Ticaret Anlamas.
gaudium [Lat.]: nee, sevin.
Gauss [?]: [Teknik] manyetik alan
birimi.
gavardine [Fra.]: bir tr stlk, palto.
gavat [Arp.: kavat]: bak. kavat.
gavur [Arp.: kfir > Tr.]:
1.)
genelde
inanmayanlar,
2.)
Mslman olmayan
yabanclar.
gaye [Arp.: gye]: ama, erek, hedef,
istek, kast, kst, maksat.
epin [Halkdili]: bahe apas.
salamandra: bir tr kmr sobas.
gayret [Arp.]:
1.)
aba, alma, efor,
hareket,
2.)
mcadele, savam, ~
etmek: abalamak.
gayretke [Arp.: gayret + Far.: ke]:
alkan, gayretli.
gayretli [Arp. + li]: aktif, alkan,
etkin, faal, gayretke.hareketli, ilek.
gayretsiz [Arp. + siz]: tembel.
gayrinatk [Arp.: gayr- ntk]:
konuamayan.
gayr [Arp.]: bak. gayri.
gayri [Arp.: gayr []]: baka, kar,
olmayan.
gayri caiz [Arp.: ? > gayr + ciz > gayr-i
ciz]:
1.)
?
2.)
uygun olmayan,
3.)

kabul edilmez, ugun olamayn.
gayri musaddak [Arp.: gayr-i
musaddak]:
1.)
?,
2.)
?.
gayrimenkul [Arp.: gayr-i menkl]:
tanmaz, ev, arsa gibi mlkler.
gayrisafi [Arp.: gayr-i sfi]: brt,
kesintisiz.
gayser [Nor.: gjosa > Fra.: geyser]:
topraktan aralklarla fkran scak su.
gayya [Arp.]: [Din] cehennemde bir
kuyu.
gayzer: [Evrenbilim] kayna.
gaz [Yun.: chaos > Fra.: gas]:
1.)
sonsuz
biimde genileyebilen bir bileenin
sv biimi,
2.)
snma yada
aynlatmada kullanlan alevalan gaz
karm, bataklk ~: metan.
gaza [Arp.: gza]:
1.)
cenk, cihat, harp,
kavga, sava,
2.)
kutsal sava,
gazab [Arp.]: bak. gazap.
gazap [Arp.: gazb]: celal, hrs, hiddet,
kzgnlk, fke, iddet,
gazel
1
[Far.: ?]:
1.)
sonbahar,
2.)

sonbaharda kuruyup dklen aa
yapraklar,
3.)
bir iir tr.
gazel
2
[Arp.: ]: [Yazn]
1.)
Douya
ait bir iir tr,
2.)
[Hayvanbilim: Gazella
dorcas] Asya ve Afrikada yaayan
antilopa benzer bir hayvan, ahu,
ceren, ceylan, gazel, karaca, ~in son
beyti: makta.
gazeta [tl.]: kk demir para, kat
bedeli.
gazete [tl.: gazeta > ng.: gazette]:
1.)

bilgi kad, haber kad,
2.)
gndelik
haberlerin basld ok sayfal kat
blteni, ~ keyazs: makale.
gazi [Arp.: gzi]: savata yaralanan.
Gaziantep [Dolike, Doliche, Dolikhe, Diba,
Daluk, Arp.: Ayntap, Rum.: Hantap,
Hamptan, Erm.: Anthapt, Kala-i Fsus, Osm.:
Ayntab > Antep]: [27], Trkiyede bir
kent.
gazino [tl.: ?]: mzikli elence yeri,
[casino].
gazolin [Yun.: chaos + Lat.: oleum >
Fra.
:
gasoline]:
1.)
gazl ya, gazya,
2.)

ABDde benzin.
Ge [Rus.]: Rus Abecesinin 4. harfi, [,
].
ge [Yun.]:
1.)
arz, kara, toprak,
2.)

dnya, yerkre.
gebe: s., arayak, hamile, ykl.
gebre otu [Bitkibilim:]: kapari.
gece: tn.
geerli: cari, yrlkte.
geersiz:
1.)
aslsz, batl,
2.)
aslsz,
rk, fos, temelsiz.
geimlik: nafaka.
geimsiz: rate.
geit: geilen yer, sarp ~: akabe.
gemi: dn, mazi, tarih.
geda [Arp.]: dilenci.
gedik [Halkdili]:
1.)
boluk, delik, oyuk,
2.)
ak, yark, yrtk,
3.)
boluk,
eksiklik.
gelare [Lat.]: donmak, dondurmak.
gele: tavla oyununda uygunsuz zar.
gelecek: ati, istikbal, gelecei
kestirme: ngr.
gelembe
1
: koyun yata,
geleme [halkdili]:
1.)

iki yl ekilmeyen tarla, 2.)

bo tarla.
gelenek: anane, rf.
geleneksel: ananevi, klasik.
gelgit: aknt, med cezir, meddcezir.
Gelibolu [Rum.: Gallipoli]: anakkalede
bir semt.
gelin [zTr.]:
1.)
evlenen bayan,
2.)

elkz, ~ ba ss: ta.
gelincik:
1.)
[Hayvanbilim] krmz
yaprakl bahar iei,
2.)
[Bitkibilim]
ufak bir hayvan.
gelip geici: fani, lml.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 143 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
geliigzel: batansavma, zensiz.
geliim: adm, hamle, ilerleme,
terakki.
gelime: bakalam, evrim, tekaml.
gelu [Lat.]: ayaz.
gem: reme, tasma, toht, yular.
gemellus [Lat., oulu: gemini]: e,
benzer, ikiz, koa.
gemi: deniz arac, ~ sahibi [Denizcilik]:
armatr, donatan, ~ barna:
liman, ~ donatm: donat, ~ giri
k izni: pratika, ~ giri k izni:
pratika, ~ grevlisi: kamarot, ~
halat: palamar, ~ odas: kamara, ~
omurgas: karina, ~ omurgas:
karina, ~ yanama yeri: iskele, ~
yapm yeri: tersane, ~ yolu: rota,
~de alt blm: sintine, ~de demir
halka: anele, ~de ksa gverte:
kasara, ~de rzgarl yan: orsa, ~de
yatma yeri: ranza, ~de yelken a
komutu: fora, ~de zinciri tutma:
aganta, ~nin adnn yazld yan:
aynalk, ~nin demir almas: apiko,
~nin kydan uzaklamas: akara,
~nin kyya yanmas: aborda,
~nin yan taraf: borda, ~nin yan
yatmas: alabora, ~nin yk yeri:
ambar, ~nin ykleme sresi:
astarya, ~yi dz gtrme: viya, ~yi
karaya balama: abao, ak
deniz: alarga, alt dz ~: gali, alt
dz ~: arpi, eski ~ci: aa, kk
~: istambot, otano, orta a ~si:
bara, Osmanlda bir sava
gemisi: bastarda, siperli fener:
mapa, tayfa yama: mio, muo,
top tayan ~: brik, yelkeni
direkten alma: ariya, yelkenli yk
~si: mavna, yelkenli sava ~si:
gulet, yk ~si: ilep, yk tayan ~:
kargo, iki direkli yelkenli: iskuna,
ticaret ~si: salapurya, ~ demiri:
lenger,
gemilik: [Denizcilik] tersane.
gemini [Lat.]:
1.)
benzer, e, ikiz, koa,
2.)
[G] cevza, ikizler burcu.
Gemlik [?]: Bursaya bal bir ile.
gemse [ng.: gmc]:
1.)
bir ABD otomotiv
firma ad; GMC,
2.)
bu firmann
rettii aralardaki ksaltma
GMCden,
3.)
askeri ara, gemse.
gen
1
[Yun.: genes [?] > Fra.: gne]: [Tp]
kaltsal bilgileri aktaran
kromozomlardaki birimlerden
herhangi birisi.
gen
2
[Yun.: genes [?]> Fra.: gne]:
Franszcada -gen;
1.)
oluturan bir ey
[oxygene],
2.)
belirlenme bir yolla
retilen bir ey anlamna bir nek.
gen: civan, torlak, toy.
gene [Yun.: genes [?] > Fra.: gne]:
Franszcada gene;
1.)
retilen bir ey
[oxygene],
2.)
zel bir yolla retilen bir
ey anlamna gelen bir sonek.
genel:
1.)
hereyi ve herkesi
kapsayan,
2.)
btn, tm, umum,
umumi.
genelge [Hukuk]: tamim, sirkler.
geneo [Yun.: ?]: rk.
Geneoloji [Yun.: geneo + logia > [?] >
Fra.: geneologie]:
1.)
bir kiinin
gemiinin kaydedilmi tarihi,
soyaac,
2.)
aile kollarnn
incelenmesi.
general [Lat.]: paa.
generare [Lat.]: babas olmak, neden
olmak, tevlit etmek, vcuda
getirmek.
genere [Lat.]: babas olmak, vucda
getirmek, sebep olmak, tevlit etmek.
generosus [Lat.]: asil, elit, mutena,
mmtaz, soylu, sekil, sekin.
genes [Yun.: gens]: domu,
doutan.
genesis [Yun.]:
1.)
balang, kk,
kken, orijin,
2.)
hilkat, mebde,
mene, yaratl,
3.)
[G] ncilin ilk
kitab.
Genetik [Yun.: genes + ikos > Fra.:
genetique]:
1.)
bir eyin aslna ait,
2.)

Biyolojinin bitki ve hayvanlarn
deiim ve akatrlan bilgileriyle
ilgilenen bir dal, Genbilimi.
geni:
1.)
engin, vasi,
2.)
byk,
koskocaman,
3.)
ferah, havadar.
genilik: en.
genital [Lat.: genere > Fra.: genitale]:
reme yada cinsel organlarla ilgili.
genitalia [Lat.: genere]: reme yada
cinsel organlar.
genito [Lat. > Fra.]: Franszcada
reme, tenasl organlaryla ilgili
anlamna bir nek.
genitoriner [Lat. genito + ? > Fra.:
genitourinaire]: tenasl yani reme ve
idrar yollarna ait.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 144 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
genius [Lat.]:
1.)
koruyucu ruh,
2.)
eski
Roma Mitolojisinde bir yeri yada
kiiyi koruyan cin,
3.)
cin, peri.
genos [Yun.]:
1.)
doum, dou,
2.)
rk,
3.)
snf,
4.)
eit, nevi, tr.
gens [Lat.]: eski Romada geni soy,
kabile.
gens darmes [Fra.]: silah altndaki
adamlar.
gentile [Lat.]:
1.)
eski Romada bir
kabile yada millete ait,
2.)
Eski
Romada Musevi yani Yahudi
olmayan, yani putperest.
gentilis [Lat.]: ayn kabileden yada
soydan olan.
genu [Lat.]: diz.
genuinus [Lat.]: doutan, ftri, tabii,
yaratltan.
genus [Lat.]:
1.)
doum, dou,
2.)
rk,
3.)
snf.
geo [Yun.: ge [?] > Fra.]: Franszcada
geo-; dnya anlamnda bir nek.
Geometri [Yun.: ge + metrein > [?] >
Fra.: Geometrie]:
1.)
noktalarn,
izgilerin, dzlemlerin ve
boyutlarn zellikleri, lmleri ve
ilintileriyle ilgilenen Matematiin bir
dal,
2.)
Hendese.
George
1.)
St. George, [Aya Yorgi],
2.)
bir
Batl erkek ad.
ger [Far.]: boyun.
geradus [Lat.]: adm.
geras [Yun.: ?]: ihtiyarlk, ileri yalar,
yallk.
gerek:
1.)
n, doru, hakiki, hakikat,
reel,
2.)
otantik, orijinal, zgn,
gerei anlamak: aymak.
gereklik: orijinalite, zgnlk,
realite.
gerdan
1
[Far.: gerdn]: boyun.
gerdan
2
[Far.: gerdn]: hayvan boynu.
gerdanlk [Far.: gerdn + lk]: boyunluk,
boyna taklan tak, inci ~: akarsu,
gerde [Far.]: ?
gere:
1.)
alet, edevat,
2.)
malzeme,
materyal.
Gerede [?]:
gerekenler: levazmat.
gereklilik: hacet, lzum.
gerekmek: ihtiya duymak.
gerekenden eksik: az.
gereksinim: ihtiya.
gerere [Lat.]:
1.)
srtlamak, tamak,
yklenerek gtrmek,
2.)
icra etmek,
uygulamak,
3.)
gebe kalmak, hamile
kalmak, hamile olmak.
gerginlik:
1.)
?
2.)
[Ruhbilim] stres.
geri: arka, art, pes, pe, ~ evirme:
iade, ret, ~ dnen: raci.
geriatrik [Yun.: geras + ikos > [?] > Fra.:
Geriatrie]: ihtiyarlarn, yallarn salk
durumlaryla ilgili.
gerileme: ekilme, ricat.
gerilemek: ekilmek, ricat etmek.
gerilim:
1.)
tansiyon,
2.)
[Elektrik]
rezistans,
3.)
[Elektrik] voltaj, ~ birimi
[Fizik]: volt.
gerilla [Lat.: > sp. > guerilla]: dzensiz
ete.
germ [Lat.: germen > Fra.: germe]:
mikrop, tohum, tohum yada
yumurtada bulunan asl hcre,
tohumun z.
Germania [Lat.]: Almanya.
Germanyum [Lat.: Germania
>
Fra.:
germanium: Ge]: trasistrlerde
kullanlan deerli bir kimyasal
element.
germasid [Lat.: germen + caedere > Fra.:
germecide]:
1.)
mikroplar ldren
madde,
2.)
antiseptik, mikrop
ldrc.
germen
1
[?]: hisar, kk kale.
germen
2
[Lat.]:
1.)
srme, filiz,
2.)

tohum.
germen
3
[Lat.]: [Yaambilim] canllarda
gametlerle tanan reme
elemanlarnn tm.
Germencik [?]:
1.)
hisarck, kalecik,
2.)

?.
Germiyan:
geron [Yun.]: yal adam.
geronto [Yun.: geron]: Franszcada
geronto-; yallarla ilgili anlamna bir
nek.
Gerontoloji [Yun.: geron + logai > [?] >
Fr: gerontologie]: yalanma ve
yalanmann getirdii rahatszlklarla
ilgilenen bilim dal.
Gerund [Lat.: gerere]: [Dilbilgisi]
1.)

Latincede isim olarak kullanlan
fiillerin bir biimi,
2.)
ngilizcede
fiillerin sonuna getirilen (ing) eki.
Gestapo [Alm.]:
1.)
(Ge)heime (Sta)ats
(Po)lizei; gizli devlet polisi,
2.)
Nazi
Almanyasnn terrrist gizli devlet
polis gc.
gestasyon [Lat.: gerere > Fra.:
gestation]: gebelik, gebelik sresi.
getr [Fra.: guetre]: tozluk.
getto [tl.]:
1.)
Yahudilerin bir araya
topland kentin bir blm,
2.)

aznlklarn yaad kentin bir
blm,
3.)
ayn rk yada kltrden
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 145 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
insanlarn yabanc bir lkede bir
arada yaadklar yer.
gevder [Far.]: buza, dana.
geven: dikenli bir al.
geveze: boboaz, carcar, alene,
enen, lafazan, yanak.
gevek [?]: laka.
geveklik: lakalk, rehavet.
gevemi: dzeni bozulmu, laka.
gevetmek: mlayimletirmek,
yumuatmak,
geyik:
1)
bir hayvan tr, ~ dikeni
[Bitkibilim:]: al,
2.)
[Mecazi] bo ierikli
muhabbet,
geyikotu [Bitkibilim: Dictamnus
fraxsinella]:
gez
1
[zTr.: gz, kesik, kez ?]:
1.)
kertik,
2.)
oktaki kertik,

okun kirie
geen arka ucundaki kertik, entik,
3.)
silahn nian alma kntsndaki
kertik.
gez
2
[Far.]:
1.)
?
2.)
yer lmnde
kullanlan, dml ip,
3.)
yapm
ilerinde kullanlan ekl, akul.
gezegen: planet, seyyare.
gezinme:
1.)
dolanma, dolama,
2.)

gezme, seyahat, turizm, yolculuk.
gezinti: ~ yeri: mesire.
gezme: dolanma, dolama, gezinme.
gezmek: dolanmak, dolamak,
gezinmek.
gezmen: gezgin, seyyah, turist.
gbta [Arp.]: bak. gpta.
gda: besin.
gna [Arp.: gana]: bkma, sklma,
usanma.
gpta [Arp.: gbta]: gpta, imren,
zenme.
grla [Halkaz]: alabildiine, oka.
grtlak [zTr.: kkrdak]:
1.)
krt sesi
veren, ktr ktr,
2.)
[Bedenbilim] boaz,
hanere, imik, mik, ~ bezi: tiroit.
ga [?]: [Bedenbilim] ince katman,
membran, zar.
gyab [Arp.: gyb]: bak. gyap.
gyabnda [Arp.: gyb + nda]: kendisi
yokken, kendisi hazr deilken,
yokken.
gyabi [Arp.: gyb]: grmeden,
yokluunda, uzaktan.
gyap [Arp.: gyb]: bulunmayan,
ortada olmayan, yok.
giden: revan, yryen.
gider:
1.)
bor, masraf,
2.)
atk su
borusu,
giderme:
2.)
izale, yoketme,
2.)

karlama.
gidermek:
2.)
izale etmek, yoketmek,
2.)
karlamak.
gidi geli: karlkl akma yada gidi
geli, seyr sefer, trafik.
gidi: ak, gidiat, seyir.
gidiat: ak, gidi, seyir.
gidon [Fra.]:
1.)
dmen, ynete,
2.)

bisiklet dmeni.
gignere [Lat.]:
1.)
meydana getirmek,
mahsl vermek, vermek,
2.)

gstermek, dourmak, meydana
koymak, ortaya karmak,
3.)
imal
etmek, retmek, yapmak.
gignesthai [Yun.]: mahsl, haslat,
sebze, rn, zerzevat.
gignoshein [Yun.]: anlamak, bilmek.
gignoskein [Yun.]: ana gelmek,
bilmek, tanmak.
gigos [Yun.]: canavar, dev.
gillo [Lat.]: soutma borusu.
gimnazyum [Yun.: gymnos > Fra.:
gymnasium]:
1.)
fiziksel eksersiz ve
spor iin gerelerle donatlm bir oda
yada kapal alan,
2.)
[G] baz Avrupa
lkelerinde lise.
gir [Far.: gir > cihangir]: ?,
Giray [Mog.: ?]:
1.)
?
2.)
Krm han,
3.)

[G] bir erkek ad.
girdab [Far.]: bak. girdap.
girdap [Far.: girdb]:
1.)
su dngs,
2.)

anafor, burga, evrinti, erim, su
evrintisi.
Giresun [Rum.: Kerasunt]: [28],
Trkiyede bir kent.
girifdem [Far.]:
1.)
nefes alamayan,
2.)

astml.
girift [Far.]:
1.)
balanm, tutulmu,
tutuk,
2.)
karmak, kompleks,
sofistike.
girifteleb [Far.: girifte + leb > grifteleb]:
1.)
dili balanm,
2.)
diltutukluu.
giriftser [Far.: girift + ser > griftser]:
1.)

kafas kark,
2.)
akn.
giriftzeban [Far.: girift + zebn >
giriftzebn]:
1.)
dili balanm,
2.)

konuamayan.
giriken: atlgan.
Girit [Rum.: ?]:
gitar [sp. > Yun.: kithara > Fra.: guitare]:
bir mzik gereci.
gittike: anbean, heran.
giyim: kuam, ~de uygun renkler:
asorti.
giyotin [Fra.]:
1.)
Fransz J. Guillotine,
2.)

bunun bulduu kafa kesen bir idam
ba dzenei,
3.)
kat ba,
4.)
[Tp]
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 146 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
bademcik ba,
5.)
[matbaaclk] byk
kat kesme makas.
giysi: elbise, kyafet, libas, ruba, urba,
ak kadn ~si: dekolte, ~ kolu:
yen, resmi erkek ~si: frak, ~ kolu:
yen, ~ kesimi: kup, atlas yakal ~:
smokin, kadn giysileri: Bluz, Etek,
Gecelik, Gmlek, Jartiyet, Klot, Manto,
Pantalon, Styen, al,
giz: bilinmeyen, haf, sakl, sr.
gizemcilik: mistiszm.
gizil: potansiyel.
gizleme: rtme, saklama, setr.
gizler: esrar, srlar.
gizli:
1.)
s., hafi, kurnaz, mahrem,
zel, sakl, sinsi,
2.)
[Teknik] srl.
gjosa [N.]: frkrma.
GKRY: Gney Kbrs Rum Ynetimi.
glacies [Lat.]: buz.
glacies [Lat.]: buz.
gladius [tl.]: kl.
gladyatr [tl.: galdius > Fra.:
gladiateur]: kldar, kl savas.
Glafkos [Yun.:]:
1.)

2.)
bir Rum ve
Yunan erkek ad.
gland [Lat.: glans > Fra.: glande]:
1.)
bez,
gudde, ifrazat kesecii, torba,
2.)

salg, salg bezi.
glans
1
[Lat.]: mee palamudu.
glans
2
[Lat.]: [Bedenbilim]
1.)
penis ucu,
2.)
klitorisin ucu.
glase [Fra., Dericilik]: yumuak deri.
glasektomi [Yun.: glassa + tome > Fra..
glassectomie]: [Cerrahi] dil ameliyat.
glasiyer [Lat.: glacies > Fra.: glacier,
Corafya]: buzul, da yada vadilerde
ok yava hareket eden byk buz
yada kar ktlesi.
glasnost [Rus.: glasnoste [] >
B.D.: glastnost]:
1.)
aklk,
2.)
siyasette
aklk, effaflk.
glaukos [Yun.]: klar saan, parltl,
prltl.
gleukos [Yun.]: tatllk, tatlms.
gliserin [Yun.: glykeros > Fra.: glycerine]:
gliseroln bilinen ve ticari ad.
gliserol [Yun.: gykeros > Fra.: glycerole]:
1.)
kat ve sv yalardan yaplan
uruba benzer, renksiz bir madde,
2.).

Derinin yumuatlmas iin ve
patlayc madde retiminde kullanlr.
global [Lat.: globus > Fra.: global]:
cihamul, evrensel, tm dnyay
kapsayan.
globus [Lat.]: daire, yuvarlak, teker.
globl [Lat.: globus > Fra.: globule]:
kk yuvarlak, krecik.
globlin [Lat.: globus > Fra.: globuline,
Biyoloji]: yaygn olarak bitkilerde ve
hayvan hcrelerinde oluan, saf suda
zlebilen ancak damtlm tuz
eriyiklerinde zlebilen, basit
protein zincirinden herhangi birisi;
alfa globlin, beta globline ve
gamma globlin.
glokom [Yun.: glaukos > Fra.: glaucoma]:
1.)
gzde klar akmas,
2.)
bir gz
hastal, karasu.
glomerare [Lat.]: top biime girmek,
yuvarlak olmak.
glomus [Lat.]: bilya, daire, kre,
yumak.
gloria [Lat.]:
1.)
vg, vnme, an,
eref, hret, sena,
2.)
celal, hamet,
ihtiam, izzet, sitayi, parlaklk,
aaa.
glosal [Yun.: glossa > Fra.: glossale,
Bedenbilim]: dille ilgili.
glossa [Yun.]: dil.
glosso [Yun.: glossa]: Franszcada
glosso; dil yada konumayla ilgili
anlamna bir nek.
glotis [Yun.: glossa > Fra.: glottis]:
mizmar, nefes borusunun az.
glus [Lat.]: yapkan, zamk.
gluten [Lat.]: yapkan, yaptrc,
zamk.
glkoneogenez [Yun.: ? + ? > Fra.:]:
yeniden glkoz retimi.
glkoz [Yun.: gleukos > Fra.: glucose]:
1.)

meyvelerde, balda doal olarak
oluan kriztalize eker,
2.)
niastann
slandrlmasyla yaplan tatl urup.
glykeros [Yun.]: tatl.
glykys [Yun.]: tatl.
glyphein [Yun.]: hakketmek, oymak,
ta stne yazmak, taa yazmak.
GMT [ng.]: Greenwich Mean Time:
Greenwich meridyenine gre gre
ayarlanan uluslar aras saat ayar.
gnarus [Lat.]: bilen, tanyan.
gnasci [Lat.: (g)nasci]: domak,
dnyaya gelmek.
gnobilis [Lat.]: aina, bildik, tandk.
gnome [Lat. > Yun. gnome]: Yunan
efsanesinde yer alt zenginliklerini
koruyan cce.
gnome [Lat. > Yun.]: dnce.
gnoscere [Lat.]: bilmek, tanmak.
gnostik [Yun.: gnome + ikos > Fra.:
gnostique]:
1.)
arif, ilmi, ilme ait,
2.)

Hiristiyanln balarnda ruhani ve
yaradln srlarn bilme savnda olan
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 147 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
mezhep,
3.)
Hiristiyanla gre
sapknlk.
go [in.]: in satranc.
gobelinus [Lat.]: Roma efsanesine
gre aldatc ve kt yola gtrc
ruh.
gocuk [Bul.]:
1.)
tekpara derinden
yaplma ceket,
2.)
ii krkl, kaln
palto.
god [Halkdili: kod]: on alt kg buday
alabilen, tahtadan kulpsuz klek.
godo [Erm.]: bak. kodo.
gogue [Yun.: agein > Fra.: gogue]:
Franszcada gogue;
1.)
ilgilenen,
ynlendiren,
2.)
bakan, tedavi eden,
anlamna bir sonek.
gon [Yun.: gonia]: Franszcada gon;
1.)

belirli sayda alar, keleri olan
anlamna bir sonek,
2.)
gen,
[altgen].
gondol [tl.]: Venedik kay.
gone [Yun.]: ekirdek, tohum.
gonia [Yun.]: a, ke.
gonoreya [Yun.: gonos + rheein > Fra.:
gonorrhea]: belseoukluu.
gonos [Yun.]: ersuyu, meni, sperm.
gor [Far.]: gmt, kabir, lahit, makber,
mezar, sin.
goril [Bat Afrikaca > ng.]: iri bir tr
maymun.
Got [Goth]: .S. 3., 4. ve 5. yyda Roma
mparatorluunun bir ok blmn
ele geiren Alman kkenli bir kavim.
Gotik [Fra.: gotique]: Bat Avrupada
12-14. yy arasnda mimaride gelien,
keskin kemerli ve dik atl yap tarz.
gbek:
1.)
karn blgesi,
2.)
nesil,
kuak.
g: hicret.
gmen: macr, muhacir.
ggm [?]:?
gs:
1.)
bedenin karnla omuz aras,
2.)
meme,
3.)
sine, sadr, ~ zar:
plevar.
gk: sema, gn en yksek kat:
ar, gn en yksek yeri: ayyuk,
~ adas: galaksi, ~ bilimi: Astroloji,
~ kua: alaimisema, ebemkua,
Gkbilimi: Astroloji.
Gkhan [gk + han]: bir erkek ad.
gkkua: alaimisema, alkim,
ebemkua.
Gkmen: erkek ad.
Gksel: bir erkek ad.
gkta: aan, ama, akanyldz,
meteor, meteorta, ahap.
glck
1
: bget, su birikintisi.
Glck
2
: zmite bal bir ile.
glet: akmaz.
gmgk: masmavi.
gmlek [Giyim]: yakasz ~: mintan.
gm: define, hazine.
gmt: kabir, lahit, makber, mezar,
sin.
gnder [Rum.: ?]: bayrak direi.
gnen: refah.
gnl:
1.)
yrek, kalp,
2.)
[G] kalp,
yrek analmna bir bayan ad.~ eri:
rana, rint, ~ borcu: minnet,
gnll: fahri, iltizam, kesenek,
tercihen.
gnlsz: arzusuz, isteksiz.
gnye [Rum.: gonia]:
1.)
marangozlarn
kulalnd keler,
2.)
aler,
keler.
gr [Halkdili]: ocakta yaklan byk
ktklerin yanamsn salamak iin
altalrna konulan destek, sacayak.
grece: izafi, rlatif.
greceli: izafi, rlatif.
grelik: bant, izafet.
grenek: anane, gelenek, klasik, rf.
grev:
1.)
vazife,
2.)
fonskiyon, ilev,
~den ayrlma: istifa, ~den alma:
azil.
grg: ?
grgsz: ~ kii: maganda.
grkem:
1.)
debdebe, gsteri, aaa,
tantana, tumturak,
2.)
[G] aaal
anlamna bir erkek ad.
grme: bakma, aa ~: hakir.
grlmemi: allmam, baka
yerden gelmi, garip, ilk defa
grlen, tuhaf, yabanc, yeni.
grnmez: gaip, hilik, yokluk.
grntlk: bilgisayar ve TV ekran.
grnm: manzara, genel ~: genel
grnm, manzara, panaroma.
grn: grnt, yandan ~: profil.
grme:
1.)
yz yze gelme,
2.)

derinti, toplant.
grmek:
1.)
yz yze gelmek,
2.)

derinti, toplant yapmak,
3.)
bir araya
gelmek,
4.)
karlamak.
gsterge:
1.)
panel,
2.)
skala, ~
izelgesi: skala.
gsteri: gsterme, tehir.
gsteri:
1.)
afi, caka, alm, gsteri,
racon,
2.)
debdebe, grkem, lks,
aaa, tantana, tumturak, ~i
olmayan: babayani.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 148 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
gsterili:
1.)
afili, aynal, cakal,
alml, fiyakal, yakkl,
2.)

grkemli, lks, aaal, tantanal.
gsterisiz: basit, sradan.
gsterme: gsteri, tehir.
gt: anal, ans, makat.,
gvde [Bedenbilim]: beden, vcut.
gz:
1.)
[Bedenbilim] grme organ,
2.)

ayn, em, oculus, ophta,
3.)
bir
yapda k iin braklan delik,
4.)

mibilyada ekmece, ~ boyas: far, ~
seyirmesi: tik, ~de canllk: fer,
~n renkli katman: iris, kirpiksiz
~: ipil, ~ korkmak: ylmak, ~
hekimi: oftalmolog, ~ demesi:
nazar, [evileye], bir ~ hastal:
trohom, ~ kapa kllar: kirpik.
gzda: azar, papara, paylama, zlgt.
gzenek: [Yaambilim] mesame.
gzerimi: ufuk.
gzetim: nezaret, yeri: nezarethane.
gzetleme: dikiz, erkete.
gzetmen: nezareti.
gzlem: rasat.
gzlemevi: rastahane, hava
tahminleri, deprem yada gzkyz
izleme ilemleri yaplan yer.
gzlk: gz grmeyenlerin takt
gere, tek gzl ~: monokl.
gzlk: optik.
gzak: akgz, sak, uyank.
gzpek: acar, atlgan.
graculus [Lat.]: karga.
gradalis [Lat.]: kase, kupa, marapa,
sapl su kab.
gradi [Lat.]:
1.)
adm atmak,
admlamak, yrmek,
2.)
gitmek.
grado [Lat.: gradus > tl.: grado]:
1.)

adm, basamak, derece, kademe,
2.)

[Kimya] svdaki alkol derecesi.
gradus [Lat.]:
1.)
adm, basamak,
merdiven,
2.)
derece, mertebe,
tabaka.
graf [Yun.: graphein > Fra.: graphe]: bak.
graphein.
grafi [Yun: graphia []]: bak.
graphie.
grafik [Yun.: graphein + ikos > [?] > Fra.:
graphique]:
1.)
gereki bir ayrntyla
aklanm olan,
2.)
bu biimde
izimlerle gsterme.
grafit [Yun.: graphein > Fra.: graphite]:
madeni yalarda ve kurun
kalemlerde kullanlan yumuak siyah
renkli bir karbon.
grafiti [Yun.: graphein > tl. > ng.:
graphitti]: duvar yazs,
gram
1
[Yun.: gramma > Fra.: gramme]:
Franszcada -gramme;
1.)
yazlan bir
ey [telegramme],
2.)
yazan, yazma
gereci yada yazc,
3.)
belirlenmi sayda
gramlar [kilogramme] anlamna bir
sonek.
gram
2
[Yun.: gramma > Fra.: gramme]:
1.)
metrik sitemde temel arlk
birimi,
2.)
Kgn binde biri.
Gramer [Yun.: gramma > Fra.: grammer]:
1.)
entik, etele, kertik, harf, yazm,
yazma,
2.)
Dilbilgisi, Sarf.
gramma
1
[Yun.]:
1.)
entik, etele,
kertik,
2.)
harf.
gramma
2
[Yun.]:
1.)
arlk, kk
arlk,
2.)
yaz, yazma.
gran [Yun.]: kemirme, sra sra yeme.
grandis [Lat.]:
1.)
azim, byk, cesim,
iri,
2.)
geni, vasi,
3.)
bol, ok,
klliyetli, mebzul.
granit [Lat.: granum > Fra.: granite]: sert
bir ta tr.
granum [Lat.]:
1.)
tane,
2.)
tahl tanesi,
tahl.
granl [Lat.: granum > Fra.: granulle]:
1.)

kk tahl,
2.)
i., buday tanesi,
evin, habbe, tanecik.
graphe [Yun.: graphein []> graphia
[] > Fra.: graphe]: Franszcada
graph;
1.)
izen, yazan yada kaydeden
gere, [telegraph: telgraf],
2.)
yazlmi
bir ey, [autograph: arkas kopyal kat]
anlamna donek.
graphein [Yun.: ]:
1.)
ucu sivri bir
eyle izmek, hakketmek, kazmak,
2.)
yazmak.
grapheion [Yun.: ]: ine, sivri
ulu yazma yada iaretleme gereci.
graphie [Yun.: graphein [] >
graphia [] > Fra.: graphie]:
Franszcada graphie;
1.)
bir yazma
yntemi yada yazyla gsterme
biimi anlamna gelen bir sonek,
2.)

aklamal bir bilim dal, [Geography:
Cografya].
gratia [Lat.]: iyilik, kyak, yardm.
gratis [Lat.: gratia]: bedava, bele,
caba, parasz, cretsiz.
gratulari [Lat.]: neeli, en.
gratus [Lat.]: holanma, memnuniyet,
zevk.
gravid [Lat.]: gebe, hamile, ykl.
gravis [Lat.]: ar.
gravyer [Fra.: gruyere]: [Gda] sar yal
peynir.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 149 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
greco [Yun.]: Franscada greco-;
Yunan yada Yunanllara ait anlamna
gelen bir nek.
gregare [Lat.]: biraraya getirmek,
toplamak.
Grek [Fra.]: Eski Yunanl.
grekoromen [Fra.: Greco-Romen,]:
1.)

Yunan etkisinde olan Roma sanat,
2.)

[Spor] Yunan-Roma tarz gre.
gren [Lat.: granum > Fra.: grain]:
1.)

tane, tahl tanesi,
2.)
kat zerinde
oluan tahenye benzer kntlar,
3.)

kadn przaleri.
grena [Fra.: grenat]:
1.)
eitli renklerde
mineral,
2.)
nariei renginde bir ss
ta.
gres [Lat.: crassus > Fra.: greases]:
1.)

etya, iya, ya, kuyruk ya,
2.)

koyu madeni ya.
gres [ya] [Lat.: crassus > Fra.: graisse]:
1.)
kaba, kaln, iman, tombul,
2.)

kat yada koyu ya,
3.)
[Kimya] makine
ya.
grev [Fra.]: i., iinin i brakmas,
ibrakma.
grex [Lat.]: davar yada hayvan srs.
gri [Fra.: gris]: kl rengi, koyu ~:
barudi.
gril [Lat.: craticulum > Fra.: grille]:
zgara, mangal.
gringo [sp.]:
1.)
yabanc,
2.)
[Aalayc]
anadili ngilizce olan.
grip [Fra.: gripper > grippe]: i.,
1.)

penesine alan,
2.)
[Tp] paavra
hastal.
gripper [Fra.]: penesine almak, skca
yakalamak, tutmak, yakalamak.
grizu [Bel.: gregoise > Fra.: grisou]:
1.)

Grek, Rum, Yunanl,
2.)
Rum atei,
kendiliinden yanan,
3.)
[Kimya]
maden gaz.
grosa [Lat.: grossus > tl.: grossa]: oniki
dzine.
grossus [Lat.]:
1.)
byk, kaba, kaln,
2.)
iri, irikym.
grotesk [Lat.: crypta > tl.: grottesca >
Fra.: grotesque]:
1.)
irkin, korkutucu,
2.)

[Mimari] yaplarda bir ssleme tr.
grottesca [tl.]:
1.)
maaraya benzer,
2.)
eski Romada yaplarn dehlizleri.
grup [Fra.: group]: i.,
1.)
ekip, gurup,
kme, takm,
2.)
katagori, ulam.
guatr [Lat.: guttur > Fra.: goitre]: i., [Tp]
1.)
boaza yakn salg bezlerinin
(tiroyid) genilemesiyle boazn
nyznn imesi,
2.)
bir boyun
hastal, cedre, gua.
guerra [sp.]: i., sava.
gula [Lat.]: i., boaz, grtlak, hanere,
imik, mik.
gula [M.: gulyos > ng.: goulash]: i.,
Macar et yemei.
gulbia [Lat.]: ?
gulet [tl.]: i., [Denizcilik] yelkenli sava
gemisi.
gumma [Lat.]: i., sakz, sakz aac,
zamk.
gunna [Lat.]: i., uzun, tek para gece
giysisi.
gurges [Lat.]: i., anafor, burga,
evrinti, erim, girdap, su evrintisi.
gurgulio [Lat.]: i.,
1.)
boaz, grtlak,
hanere, imik, mik,
2.)
[Evrenbilim]
boaz, boaza benzer yer.
gurk: i., kuluka.
guru [Hin]: i.,
1.)
Hint dininde birisinin
kendi i koryucu gc yada ruhu,
2.)

pir, usta.
gurup: bak. grup.
gurur [Arp.]:
1.)
i., haddini bilmeme,
kendini beenme, kibir, kstahlk,
2.)

vnme.
gururlu [Arp. + l]: s., azametli.
gusto [Lat.: gustus > Fra.: gusto]
Franszcadah gusto; haz, tat, hazalma,
tatma, zevk alma anlamna bir nek.
gustus [Lat.]: i., az tad, lezzet, tat.
gua [Arp.: ?]: i., [Tp]
1.)
boaza yakn
salg bezlerinin (tiroyid) genilemesiyle
boazn nyznn imesi,
2.)
bir
boyun hastal, cedre, guatr.
gut [Lat.: gutta > Fra.: goute, Tp]:
1.)

eklemlerde ama zellikle parmak
ularnda oluan arl ikinlikler
biiminde grlen bir eklem
rahatszl,
2.)
eklem hastal,
nikras.
gutta [Lat.]: damla, katre.
guttur [Yun.: ?]: grtlak.
guzat [Arp.: gzat, gazinin oulu]: .i.,
gaziler.
gbre [Rum.: kopros > kopria]:
1.)
bok,
hayvan dks, hayvan gerisi,
2.)

kemre, tezek.
g:
1.)
zahmetli, zor, itici ~: iti, saik,
2.)
can, derman, dirlik, hal, kuvvet,
mecal, takat,
3.)
etki, g, nfuz,
tesir.
glk: bun, eziyet, gaile, meakkat,
sknt, sknt, zahmet, zor.
gsz:
1.)
argn, aygn, bitap, bitkin,
dermansz, haat, takasz, yorgun,
zayf,
2.)
apk, akn.
gszlk: aciz.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 150 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
gderi [Far.: gevder]: da keisi derisi,
yik derisi, prman.
gd: motiv.
gl [Far.: ]:
1.)
[Bitkibilim: ] kokulu ve
dikenli bir iek,
2.)
[G] gl gibi gzel
bayan ad, ~ bahesi: glistan.
glab [Far.: gl + b > glb]: glsuyu.
glbeeker [Far.]: bir tr reel.
Gldeste [Far.: ]: [iir] bir airin tm
iirleri, Antoloji, Seki.
gldrme: tebessm ettirme.
gldrmek: tebessm ettirmek.
gldr: ~ oyuncusu: komedyen,
Glgn [gl + gn]: bir bayan ad.
glistan [Far.: gl + istan]: gl bahesi.
glme: gl, glmseme, hande,
tebessm.
glmece: mizah.
gl: glme, glmseme, hande,
tebessm.
glt: gag.
gmbet
1
[Far.: gmbed]:
1.)
kemer,
2.)

kubbe, yuvarlak at,
3.)
kk tahl
saklama tayaps,
4.)
kk kubbeli
mezar yaps.
Gmbet
2
[Far.: gmbed]: Aydn
Mulaya bal bir tatil beldesi.
gme [Halkdili]: avc kulbesi.
gmrk [Rum.: kommerkion <
kommerkio]:
1.)
ticaret, ticarette
alnan alg, vergi,
2.)
yurt ii ve dan
klarn denetlenmesi, geici ~
belgesi: triptik, ~ grevlisi:
dideban.
gm [Lat.: Fra.: argentum: Ag]: , sim.
Gmhane [Gmhane]: [29],
Trkiyede bir kent.
gn: ruz, n ~: arefe, arife, ~n
arkas: erte, tesi, ~-gece eitlii:
ekinoks.
gnah [Far.]:
1.)
cereme, vebal,
2.)

[Din] ktlklerin karlnda
denecek bedel.
gncel:
1.)
aktel, bugnk,
2.)

ada, muasr,
3.)
yeni, yenileme.
gncelleme: yenileme.
gncelletirme: yeniletirme.
gncelletirmek: yeniletirmek.
gndzsefas [gndz sefas]: [Bitkibilim:
I pomoea] alapa, kahkaha iei.
gne [zTr.: kne]:
1.)
aftap, afitap,
beyza, helio, sol, ems,
2.)
[G] bir
Trk erkek ad.
gnelik:
1.)
sahillerde kulalnlan
gne korugan,
2.)
emsiye.
gney:
1.)
bodos, gne taraf, gnein
doland yn, cenup,
2.)
[G] bir Trk
erkek ad, ~ tarafa ait: bodos.
gneydou: keileme.
gnlkaac [San.: kunduruka > Far.:
kundurk > kndrek > Osm.: gnlk]:
[Bitkibilim: Styrax] sla.
gr:
1.)
bol ve gl akan, bol ve gl
fkran,
2.)
bol, feyyaz, verimli.
grbz:
1.)
s., gl, salam,
2.)
s., iyi
beslenmi,
3.)
[G] bir erkek ad.
Grcistan [Far.: grcistn]: Kafkasyada
bir lke, [Georgia].
Grc [Far.]:
1.)
Grcistanl,
2.)

Grcistan kkenli olan, o blgeden
g etmi.
gre: bir tr spor, bir ~ tr:
Grekoromen, ~ oyunlar: Kle, Salto,
~te yenilgi: tu.
Grsel: bir erkek ad.
grlt:
1.)
patrt, amata,
2.)
ngar,
dala, hengame, hr, kavga,
muaraza, niza.
grz [?]: i., ar topuz.
gsar [Far.: gsr]: Farsada gsr;
1.)

ien, ier,
2.)
-c, -ci, -cu, -c,
3.)
-, -
i, -u, -, [bdegsr: arap]
anlamna bir sonek.
gve: pervane.
gven:
1.)
itimat,
2.)
[G] bir Trk erkek
ad, [Emin].
gvence: inanca, ~ paras: kaparo,
gvenilir: emin, inanlr.
gvenilmez: inanlmayan, ~ kimse:
allak.
gvenlik: asayi, emniyet.
gvenme: inanma.
gvenmek: inanmak.
gvercin [Ornitoloji]: bir ku tr, ~
trleri: Pal.
gverte [tl.: coverte]: [Denizcilik]
gemide batan ka kadar denmi
tahta veya madeni platform deme,
ambar ve kamaralarn st.
gvey [zTr.: kdeg > gveyi]:
1.)

misafir olmak, bir toplulua dardan
katlmak,
2.)
evlenecek olan erkek,
3.)

damat.
gzel: ho, iyi, latif, rana, irin, tatl.
gzellik:
1.)
holuk, iyilik, letafet,
rana, tatllk,
2.)
[Mecazi] iyilik, kyak,
~ duygusu: estetik.
gzide [Far.: gzde []]:
1.)
s.,
sekin,
2.)
.i., [G] bir bayan ad.
gymnazein [Yun.: gymnzein: ?] plak
olmak, soyunmak.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 151 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
gymnos [Yun. : ?]: plak, ryan.
gynaeceum [Yun.: ? > Lat.]:
1.)
eski
Yunan ve Romada harem blm,
2.)

[Bitkibilim] iek pistil topu.
gyne [Yun.: ?]: kadn.
========== =========
: Trk Abecesinde 8. harf.
========== H =========
H [tl.: Akka]: talyan Abecesinin 8.
harfi, [H, h].
H [Rus.: En]: Rus Abecesinin 13. harfi,
[, ].
H: Trk Abecesinde 9. harf.
ha
1
[Arp.]: anladm, devam et!
ha
2
[Fars.]: Farsada ha; oul
yapma eki; -lar & -ler [baha: baheler &
tengha: tenha, ssz yerler] anlamna bir
sonek.
ha
3
[Fars.]: Farsada ha-; ineyen,
gevi getiren, aprdatan, yalayan
[ekerha: eker yalayan] anlamna bir
sonek.
hab
1
[Far.: hb]:
1.)
uyku,
2.)
d, rya,
3.)
lm,
4.)
[Tp] atalet, letarji,
uyuukluk.
hab
2
[Arp.]:
1.)
habbe, tane, yuvarlak
ey,
2.)
bak. hap.
habazan [Rom.: ?]: bak. abazan.
habbe [Arp.]: i.,
1.)
buday tanesi, evin,
granl, tanecik,
2.)
zm tanesi,
3.)

su kaabrc.
habeas corpus [Lat.]:
1.)
(ki) senin bir
bedenin var,
2.)
[Hukuk] bir tutuklu
hapsedilmeden nce hakim nne
kartlmaldr.
habenera [s.]: i., Kba dans.
haber [Arp.]: bilgi, yeni, yenilikler, ~
blteni: ajans, iirme yada yalan
~: asparagas.
haber vermek: f., aklamak, beyan
etmek, bildirmek, ilan etmek.
haberci [Arp. + ci]: i.,
1.)
bilgi veren,
2.)

ulak.
haberdar [Arp.: haber + Far.: dr]: z.,
agah, bilgili, haberli.
habere [Lat.]: elinde bulundurmak,
malik olmak, mlkiyetinde
bulunmak, sahip olmak, tutmak.
haberleme [Arp. + lemek]: iletiim,
muhaberat.
haberlemek [Arp. + leme]: bilgi alp
vermek, iletiim kurmak, muhaberat
yapmak.
haberli [Arp. + li]: agah, bilgili,
haberdar.
habilitas [Lat.]: Latincede habilitas;
1.)

bir olu, bir g,
2.)
kabiliyet,
yetenek, yeti anlamna gelen bir
sonek.
habitaculum [Lat.]: yerleim yeri.
habitare [Lat.]: ikamet etmek,
oturmak, sakin olmak, hayat
srmek, yaam srmek, yaama
devam etmek, yaamay srdrmek.
habitat [Lat.: habirate > habitat]:
1.)
o
yayor,
2.)
bitki ve hayvanlarn doal
olarak yaadklar blge,
3.)
bir
insann kken olarak bulunduu,
yaad yer.
hac [Arp.: ?]: [slam] Suudi Arabistanda
Mekkeyi ziyaret edip kabeyi
dolama.
hacamat [?]: hafif.
hacer [Arp.: ?]:
1.)
ta,
2.)
[slam] [H] Hz.
Muhammedin annesinin ad,
3.)
[H]
kutsal ta anlamna bir bayan ad.
hacet [Arp.: ?]:
1.)
gereklilik, lzum,
2.)

[Mecazi] tuvalet ihtiyac,
3.)
[H] bir
erkek ad.
hachback [ng.]:
1.)
kambur,
2.)

[Otomotiv] arkas kambur binek ara.
hacaa: i., taral zengin.
hacim [Arp.: ?]: cisimlerin uzaydaki
yeri.
Ha [?]: [Hiristiyanlk] armh, istavroz.
had: snr, u, ~dini bilmeme: gurur,
kendini beenme, kibir, kstahlk.
hademe [Arp.: ?]: hizmeti, odac.
Hades [Yun.: ?]:
1.)
Yunan Mitolojisinde
ller diyarnn tanrs Pluton,
2.)

llerin ruhlarnn blunduu yer,
3.)

cehennem.
hadm [Arp.: ?]: erkeklii olmayan, ~
etme: eneme.
hadis [Arp.: ?]: [slam] Hz.
Muhammedin szleri.
hadise [Arp.: ?]: olay, vukuat.
haerere [Lat.]:
1.)
ekmek, delmek,
saplamak, sokmak,
2.)
hareket
edememek, kalmak, yapmak,
3.)
bir
birine balamak, yaptrmak.
hafz [Arp.: hfz > hfz]:
1.)
gizleme,
koruma, saklama,
2.)
[Din] Kuran
Kerimi ezbera bilen, saklayan,
3.)
[H]
bu anlamda bir erkek ad.
hafza [Arp.: hfz > hfza []]:
1.)

gizleme, koruma, saklama,
2.)
bellek,
~ kayb: amnezi.
hafzali: [Bitkibilim] byk taneli zm.
hafi [Arp.: ? > hfi]:
1.)
gizli, rtl,
2.)

bilinmeyen, gizli.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 152 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
hafiye [Arp hfz >]:
1.)
gizli sakl eylerle
ilgili,
2.)
dedektif.
hafriyat [Arp.: ? > hafriyyt []]:
kaz, toprak kazs.
hagio [Yun.: ?]: [Hiristiyanlk] aksakal,
aya, aziz, eren, ermi, evliya, saint.
Hagiograf [Yun.: hagio + graphein > [?]
> Fra.: hagiograph]: [Hiristiyanlk]
1.)

Azizilerin yazmalar,
2.)
Eski Ahitte
Tevrat ve peygamberlere ait
kitaplarn dnda kalan kitaplar.
Hagioloji [Yun.: hagio + logia > [?] >
Fra.: hagiologie]: [Hiristiyanlk]
Hiristiyanlkta azizlerin yaamlaryla
ilgili yaz ve eserler.
hah
1
: ., aha, ite, ite buarda.
hah
2
[Far.]: s., arzu eden, bekleyen,
dileyen, isteyen, uman, mit eden.
haham [br.]: Yahudi din adam.
Hahnyum [Lat.: ? > Fra.: hahnium: Ha]: ?
haile [Arp.]: ok ackl olay, alat,
dram, drama, trajedi.
haima [Yun.]: kan.
haimatites [Yun.]: kangibi, kana
benzeyen.
hain [Arp.]: alak, ihanet eden, rezil,
hairein [Yun.]: almak, kabul etmek.
hairesis [Yun.]:
1.)
seim,
2.)
frka,
mezhep.
haisthesis [Yun.: [?]: ?
hak
3
[Far.: hk]: toprak.
Hak
1
[Arp.]: [slam] Allahn adlarndan
birisi.
hak
2
[Arp.: []]:
1.)
adalet, hukuk,
2.)

~kndan vazgeme: feragat.
hakan [?]:
1.)
?
2.)
[H] bir erkek ad.
hakem [Arp.]: ma ynetir,
anlamazlklara arabulucu olur.
haketmek [Arp. + etmek]:
1.)
layk
olmak, mstahak olmak,
2.)
ta,
metal yada aa zerine kazyarak
yada oyarak yaz yazmak.
hakeza [Arp.: ?]: ?
haki [Far.: hk > hk]:
1.)
toprak
renginde olan,
2.)
yeile alan renk.
hakikat [Arp.: hakkt []]: n,
doru, gerek, hakiki, reel.
hakiki [Arp.: hakik]: s., gerek, sahici.
hakim
1
[Arp.: hkm []]: i., yarg.
hakim
2
[Arp.: hakm [?]]: i.,
1.)
bilge,
filozof,
2.)
[H] Allah,
3.)
fizisyen, tp
doktoru.
hakimane
1
[Arp.: hakim + Far.: ane >
Far.: hakimane]: bilgece.
hakimane
2
[Arp.: hakim + Far.: ane >
Far.: hakimane]: yneticinin
buyurduu zere.
hakimiyet [Arp.: hakmiyet]: egemenlik,
hegemonya, stnlk.
hakir [Arp.]: aa grme, ~ grmek:
aalamak, kk grmek, tepeden
bakmak.
hakkak [?]: oymac.
Hakkari []: [30], Trkiyede bir kent.
hakk [Arp.]:
1.)

2.)
[H] bir erkek ad.
hakuran: [Kubilim] kumru.
hal [Arp.: hl []]:
1.)
durum, vaziyet,
2.)
can, derman, dirlik, g, kuvvet,
mecal, takat,
3.)
[Dilbilgisi] durum,
4.)

meyve ve sebzelerin toptan satld
geni toplu pazar yeri.
hala
1
[Arap.: hale]: babann kz
kardei.
hala
2
[Arap.: hlen > hl]:
1.)
henz,
2.)

halihazrda, u anda.
hala
3
[Arp.: hal]:
1.)
boluk, yokluk,
2.)

hela.
halare [Lat.]: hava almak, hava
teneffs etmek, nefes almak,
nefeslenme, soluk almak,
soluklanmak,
halat [Rum.: ?]: kaln ip, ip, ince ~: ip,
urgan, ~ ucu: pa, ima, ~ yuma:
roda,
halay [?]: bir halk oyunu.
halayk [?]: aftoz, cariye, gaco,
kapatma, kuma, metres, nikasz
kadn, odalk.
halaza [?]: kendiliinden kan ekin.
halbuki [?]:
1.)
hal bu ki,
2.)
oysa,
oysaki.
hale [Arp.: hle]:
1.)
[Yldzbilim] arka,
ayla, al,
2.)
[H] bir bayan ad. [Ayla].
halef [Arp.]: ardl.
halfa [?]: ip yaplan bitki.
halgion [ng.]: aksakal, aziz, eren,
ermi, kutsal.
halhal: ayak bilezii.
hal [?]: yere serilen yayg.
hali [Arp.]:
1.)
koy, kk krfez,
2.)

[H] stanbulda krfez ve bir semt.
halid [Arp.]: bak. halit.
halil [Arp.: hlil]:
1.)

2.)
[H] bir erkek ad.
halile [Arp.: hlile]: (bayan) e.
halis [Arp.: hlis]:
1.)
ar, karksz,
katksz, saf,
2.)
[H] bu anlamda bir
erkek ad.
halisane [Arp.: hlisne]: itenlikle.
halit [Arp.: halid]:
1.)

2.)
[H] bir erkek
ad, [Khaled, Khalid].
halita [Arp.: halta []]: [Kimya]
alam.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 153 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
halk [Arp.]: ahali, cumhur, ~n
btn: amme, kamu, Kafkasya
~lar: Abaza (Abhaz), Acar, Avar, Azeri,
een, erkez, Dastanl, Ermeni, Grc, Laz,
Oset, ~ tabakas: avam.
halka: ember.
halklk [Arp. + lk]: populizm.
halkoylamas [Arp. + olamas]: plebisit,
referandum.
haller [Arp. + ler]: ahval, durumlar,
hallow [ng.: halgion]: birisini kutsal
saymak.
Halloween [ng.: all hallow even]:
1.)

[Hiristiyanlk] tm aziziler eittir,
2.)

Hiristiyan dnyada 31 Aralkta
kutlanan tm aziziler gn.
hallucinari [Lat.]: hayali olarak
dolamak, aklndak gezip dolamak.
halojen [Yun.: hals > Fra.: halogene]:
1.)

tuzveren,
2.)
[Kimya] florin, klorin,
bromin, astetin ve iyodin gibi ok
etkin kimsayal elemlerden herhangi
birisi,
3.)
[Elektrik] iine halojen,
iyodin, bromin ve dier gaz
karmlarn doldurularak retilmi
bulunan bir ampl eidi. Aydnlatma
ve otomobil farlarnda
kullanlmaktadr.
halos [Yun.]:
1.)
dairsel harman yeri,
yuvarlak harman yeri,
2.)
[Hiristiyanlk]
azizlerin kafalarnn zerinde
olduuna inanlan daire biimli kutsal
k.
hals [Yun.: ?]: tuz.
halsiz [Arp. + siz]: bitkin, lk.
halsiz [Arp. + sizlik]: bitkinlik, lk.
halt [?]: uygunsuz sy syleme.
halter: [Spor] arlk kaldrma.
halsinasyon [Lat.: hallucinari > Fra.:
haliucination]: sanr.
ham [Far.]:
1.)
olmam,
2.)
olmam
meyve,
3.)
idmansz.
hamak [Hin. > sp.: hamaca > ng.:
hammock]: a yatak.
hamakat [Arp.: hamkat]: ahmaklk,
andavallk, anlayszlk, aptallk,
avanaklk, budalalk, bnlk,
enayilik, salaklk, savaklk.
hamal [Arp.]: yk tayan, ~ semeri:
arkalk.
hamaliye [Arp.: hml]:
1.)
gtrme,
tama,
2.)
tama ileri,
2.)
tama
creti.
hamam [Arp.: ?]: scak, sdam,
yunak, Fin ~: sauna, kadn ~
grevlisi: natr.
hamasi [Arp.: ? > hamsi]: destans,
epik, menkbevi.
hamayli [Arp.: ? > hamyli]: muska.
hamz [Arp.: ? >]: [Kimya] asit.
hami [Arp.: ? > hmi]:
1.)
koruyucu,
2.)

[H] koruyan anlamnda bir Mslman
& Trk erkek ad.
hamile [Arp.: hml > hamile]:
1.)

gtrme, tama, yklenme, ykn
altna girme,
2.)
s., arayak, gebe,
ykl.
haminne [Halkdili]:
1.)
hanm nine,
2.)

yal kadn.
hamiyet [Arp.: ? > hamiyed]:
1.)

yardm,
2.)
[H] bir bayan ad.
hamiyetperver [Arp.: ? > hamiyed +
Far.: perver > Far.: hamiyetperver]:
yardmsever.
hamle [Arp.: ? >]:
1.)
atak, atlm,
hcum,
2.)
adm, geliim.
hamse [Arp.: ? >]: Mesnevi iiri.
hamsi [Rum.: champsi [?] > hampsi]:
[Balklk: ] bir tr balk.
hamsin [Arp.: ? >]:
1.)
elli (gn),
2.)
elli
gn srd dnlen kt hava
koullar.
hamur [Arp.: ? >]: ~ topa: beze, ~
ama gereci: merdane, oklava, ~
yourma aleti: mablak.
hamle [Arp.: hml > hamle]:
[Tamaclk] yk, kargo, ~ senedi
[Arp., Tamaclk]: tama belgesi.
han
1
[Far.]:
1.)
elek, kervansayar,
konak, konaklama yeri, otel, palas,
pansiyon,
2.)
byk ticari yap.
han
2
[Far.]: bey, kaan, kral, reis, ef,
hakan, kaan, kayser, kral.
han
3
[Far.]:
1.)
byk tepsi,
2.)
yemek
masas,
3.)
besin, gda, yiyecek-iece.
han
4
[Far.: hn]: Farsada han;
1.)

okuyan, ezberinden okuyan, ark
syleyen,
2.)
hafz,
3.)
arkc, trkc
anlamna bir sonek.
hanay [Halkdili]: avlu, bahe, hayat.
haner [Far.]: bir tr sava ba.
hanere [Arp.: ? > hancere]: [Bedenbilim]
boaz, grtlak imik, mik.
handan [?]:
1.)
?
2.)
[H] bir bayan ad.
hande [Far.]:
1.)
glme, glmseme,
gl, tebessm,
2.)
[H] glme,
gl, tebessm anlamna bir bayan
ad.
hane [Far.: hne]:
1.)
ev, gah, konut,
mesken, yer,
2.)
ev, gah, konut ve
yer anlamnda bir sonek,
3.)
ev halk,
Hanefi
2
[Arp.: ? > Hanef]:
1.)

2.)
[H] bir
erkek ad.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 154 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Hanefi
1
[Arp.: ? > Hanef]: [Din] slam
Dininde Temel Tarikat: Yolun ad.
hanmeli: [Bitkibilim: ?] kokulu bir ss
iei.
hanife [Arp.: ? >]:
1.)

2.)
[H] bir bayan
ad.
hantal [Arp.: ? > ?]: ar, iri, kaba, lk.
hap [Far.: hab]: toparlak ila.
hapaz [Erm.: apaz]:
1.)
kapal el, tokat,
2.)
avu, avu dolusu.
hapishane [Arp.: hapis + Far.: hne >
Far.: hapishne]: cezaevi, dam, kafes,
tutukevi.
haprma: aksrma.
har
1
[Far.]: diken.
har
2
[Far.]:
1.)
eek, eek, karakaan,
merkep,
2.)
aptal, budala, salak,
3.)

telli mzik gerecenin kprs.
har
3
[Arp.]:
1.)
kzgn, scak, yakc,
2.)

hararet, s.
har
4
[Far.]: Farsada har; batan, izen,
yrtan, paralayan, paralayan [dilhar:
yrek paralayan] anlamna bir sonek.
har
5
[Far.]:
1.)
adi, deersiz, sradan,
2.)
kimsesiz, terkedilmi, zavall,
3.)

az, azck, ok az.
har
6
[Far.]: besin, gda, yiyecek.
har
7
[Far.]: Farsada har;
1.)
ien,
yiyen,
2.)
yiyip ien [hunhar: kanasusam,
kaniici] anlamna bri sonek.
hara
1
[Far.]: at yetitirme yeri.
hara
2
[Fra.: ? > haras]: aygr deposu,
at yetitirme iftlii.
harab [Arp.: ? > harb]: bak. harap.
harabat [Arp.: harbt, harbenin oulu
?]: .i., kalntlar, ykntlar.
harabati [Far.: harbt]: zevk
dkn.
harabe [Arp.: harbe, harabn oulu]:
.i., kalntlar, ykntlar.
hara [Arp.: ? >]:
1.)
ba,
2.)
zorla
alnan para.
harafana [Halkdili]:
1.)
len,
2.)
bak.
arifane.
harami [Far.: harmi]: hrsz, aki.
harani [Arp.: harni]: byk tencere.
harab [Arp.: hrb > harb]: bak. harap.
harap [Arp.: hrb > harb []]:
1.)

dkk, viran, ykk,
2.)
dklm,
yknt.
harar [?]: kldan byk uval.
hararet [Arp.: ? > harret []]:
1.)
s,
scaklk,
2.)
susma, susama.
harao [Rus.: ?]: yn rg biimi.
harb [Arp.: hrb]: bak. harp.
harbe [?]: ksa mzrak.
harbi [?]:
1.)
tfek namlusu temizleme
sopas,
2.)
doru, dorucu.
harbiye
1
[Arp.: ?]: [Askeriye]
1.)
sava
sanatyla ilgili,
2.)
asker ve subay
yetitirme ii,
3.)
subay yetitirme
okulu..
Harbiye
2
[Arp.: ?]: stanbulda bir
semt.
harcamak [Arp. + mak]: sarfetmek,
tketmek, harcanan para: masraf.
har
1
[Arp.: ?]:
1.)
[Hukuk] masraf,
2.)

bac, vergi,
3.)
beton karm
malzeme,
4.)
[Yemek] baharatl
karm, sos.
har
2
[Arp.: ?]: vekil har ?
hardal [?]: [Bitkibilim:] bir ~ tr:
akhardal. ?
hare [Far.: hre]: dalgr, filigran,
menevi.
hareket [Arp.: harret ?]: aktivite,
canllk, devinim, faaliyet.
hareketli [Arp. + li]:
1.)
kmldayan,
oynak,
2.)
aktif, alkan, etkin, faal,
gayretli, ilek,
harem
1
[Arp.: ]:
1.)
zele ilikin,
mehreme ait,
2.)
e,
3.)
Osmalda
Sultann e ve yardmclarna ait
yaplar zinciri.
Harem
2
[Arp.: ]: stanbulda bir
semt ad.
haremlik [Arp.: + lik]:
1.)
elik, karlk,
2.)
eski konak ve evlerde bayanlara
ayrlm bir blm.
harf [Arp.: ]:
1.)
nlem, ses,
2.)

Abece iareti.
haric [Arp.: hric]: bak. hari.
harici [Arp.: hric]: dla ilgili.
hariciye [Arp.: hricye]: dileri.
hari
1
[Arp.: hric]:
1.)
d, dar,
2.)

[Futbol] aut.
harif [Arp.]: arkada, nedim, yolda.
harika [Arp.: hrika]:
1.)
keramet,
mucize, artc, tansk,
2.)
[H] bir
bayan ad.
harim [Arp.]: yabancya yasak, kutsal
yer.
haris [Arp.]: a, agzl.
harita [Rum.: ?]:
1.)
?
2.)
yeryz
tasla,
3.)
topografik plan, ~
karma aleti: planete.
haritac [Rum.: ? + c]: kartograf.
Harizmi [Arp.: El-Harizmi > Harizm]:
1.)

zbekistan, Harizmili, Ebu Abdullah
Muhammed bin Musa El-Harezmi,
2.)
bir
Aritmetik bilgini olan El Harizmi,
3.)

Algoritmann kurucu bilgini, Batllar
onu al-Khowarazmi olarak bilir.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 155 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
harman [?]:
1.)
budayn tanelerini
ayrma ii,
2.)
[ay vb] kartrma, ~
aralar: anadut [dirgen, yaba], dven,
~ makinesi: batz,
2.)
karm, ~
dknts: badas.
harmoni [Yun.: harmos [?] > Fra.:
harmonie]: [Mzik] ahenk, uyum,
yeknesak.
harmoni: bak. armani.
harmos [Yun.: ?]: ahenk, uyum.
harnup [?]: [Bitkibilim: Ceratonia siliqua]
keiboynuzu.
harp
2
[Fra.: harpe]: [Mzik] bir mzik
gereci.
harp
1
[Arp.: hrb > harb []]:
1.)

arpma, savama, vuruma,
2.)

cihat, gaza, kavga, sava.
hars [Far.]: ekin, kltr.
harun [br.: ? & Arp.: hrun]:
1.)
, ?
2.)
[H]
anlamnda bir Hiristiyan, Yahudi,
Mslman & Trk erkek ad, [Aoron].
has
1
[Arp.: hass]:
1.)
ait, mahsus, zel,
2.)
en iyi cinsten, katksz, saf,
3.)

hkmdara zg, krala ait,
4.)

nitelikli kii,
5.)
bamaklk.
has
2
[Arp.: hass > Osm.]: Osmanlda
yllk 100 yn asperlik geliri olan
tmar yada zeamet sahibi.
has
3
[Far.]:
1.)
er, p, saman,
2.)

yabani otlar,
3.)
hi kimse.
hasan [Arp.]:
1.)
?
2.)
[H] bir erkek ad.
[Hassan].
hasar [Arp.]: dokunca, heder, kayp,
zarar, ziyan.
haseki
1
[Arp.: hass > Far.: hasagh >
Osm.: haseki]:
1.)
seilmi olan, zel
kii,
2.)
Osmanlda Sultann muhafz
avuu,
3.)
padiah gzdesi kadn.
Haseki
2
[Arp.: haseki
1
]: stanbulda bir
semt.
hasl [Arp.: asl- kelam]:
1.)
lafn ksas,
kelamn ksas, szn ksas,
2.)

ksacas.
hasmlk: adavet, artniyet, buz,
dmanlk, garez, husumet, kin,
ktniyet, nefret.
hasr [Arp.: hasir]: bir tr sazdan kilim,
yaygyada sergi, ~ otu: saz, kiliz.
hasrotu [hasr otu] [Arp.]: b.k. & i.,
koa.
hasis [Arp.]: cimri, ekti, elisk, hasis,
nekes, pinti.
haslet [Arp.]:
1.)
huy, miza, tabiat,
2.)

[H] bu anlamda bir bayan ad.
hasret [Arp.]:
1.)
nostalji, zlem,
2.)
[H]
bu anlamda bir bayan ad, [zlem].
hassas [Arp.]: duyarl, dikkatli.
duyarl: dikkatli, hassas.
hasse [Arp.]:
1.)
duyu, his,
2.)
[Dokuma]
bir tr kuma, patiska.
hasta [Arp.]: bimar, sal bozuk olan,
~ kimse: malul,
hastahane [Arp.: hasta + hane]:
hastalarn tedavi edildii yer,
bimarhane, [Hospital, Krankehaus].
hastalk [Arp. + lk]: or, illet, maraz,
mazara, ~ nbeti: akse, ~ salgn:
let, ~ trleri: Alzehiemer, Artrit, Eklem
Romatizmas (atrit), Fel (inme), Grip, Guart,
nme (fel), Kanser, Nezle, Refl, Romatizma,
Sara, Sarlk, tme, Veba, hastaln
depremesi: nksetme, sk
grlen ~: andemi, ateli bir ~:
dang, ~ depremesi: steleme, bir
yallk hastal: alzheimer, ~tan
kurtulma: iyileme, ifa, bulac ~
nlemi: kaarntina, ~ aratrmas:
muayene,
hastalkl [Arp. + lkl]: algn, alil, zayf.
haamat [?]: ieyle kan alma.
haar [Arp.: hasar]: yaramaz ocuk.
haat [Argo]:
1.)
eski-psk, klstr,
2.)
argn, aygn, bitap, bitkin,
dermansz, gsz, takasz, yorgun,
zayf.
haere [Far.: ]: [Bcekbilim] bcek.
haha [Arp.: ha: ]:
1.)

[Bitkibilim: Papaver somniferum],
kapsllerinden afyon, tohumlarndan
ya karlan yllk ve otsu bir bitki,
2.)
bir tr uyuturucu.
halak: ok scak, kaynar.
hamet: celal, ihtiam, izzet, sitayi,
parlaklk, aaa.
hat [Arp.]:
1.)
yaz, yazma ii,
2.)
izgi,
yiv,
3.)
gzergan, izlenen yol, rota,
4.)

vcut biimi, vcudun izgileri,
[Demiryolu Hatt, Dolmu Hatt].
hata [Arp.: hat []]:
1.)
kusur, yanlg,
yanl,
2.)
gaf, patavazszlk, pot.
hatab [Arp.]: odun.
hatal [Arp.: hat + l]: falsolu, yanl.
Hatay [?]: kent ad Antakyadr [31],
Trkiyede bir kent.
hatr [Arp.]:
hatra [Arp.: htra []]: an.
hatrlama [Arp. + lama]: anma, ansma,
hatrl [Arp. + l]:
hatrinas [Arp.: hatr + ins]:
hatim [Arp.]:
1.)
bitirme,
2.)
Din]:
Kuran batan sona okuma.
hatime [Arp.: htm]: epilog, hatime,
son, sonsz.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 156 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
hatmi [Arp.]: [Bitkibilim: Althea officinalis]
aa kpesi iei.
hattat [Arp.: hattt]: gzel yaz yazan.
haurire [Lat.]: ekmek, iine ekmek,
ieriye ekmek.
hav [Far.]: yumuak ty, yn tyleri.
hava
1
[Arp.]: gkyz.
hava
2
[Arp.]: yal hava olay, souk
~: ayaz.
havadar [Far.: hava + Far.: dr]:
1.)

ferah, geni, havai,
2.)
yele,
yeleken,
havadis [Arp.: havdis]:
1.)
bilgiler,
haberler,
2.)
gndelik gelimeler,
gndelik olaylar, haberler.
havai [Arp.: hava]:
1.)
gkyzn
andran, yeleme,
2.)
uuk kak.
havale [Arp.]:
1.)
[Tp] bedebdeki ar
ate,
2.)
[Bankaclk] hesaplar aras para
aktarm.
havali [Arp. + l]: civar, mahal, yre.
havan [Far.]:
1.)
ceviz, sarmsak
benzeri gdalar inceltme kab,
2.)

ttn kesme dzenei, byk ~:
dibek,
3.)
[Askeri] bir top tr,
havass- humayun [Arp. > Osm.]: ?.
hav [Far.: ?]: kuma yn, pamukuk.
havlu [Far. + lu > Tr.]: el-yz silme
bezi.
havuc [Far.]: bak. havu.
havu [Far.: havuc: ]: [Bitkibilim:
Daucuss carota] yeregeer.
havva [Arp.]:
1.)
ilk dii insan,
2.)
ilk
insan Ademin ei,
3.)
[H] bir bayan
ad, [Ava, Eva, Eve].
havyar [Far.: hay + dr > Fra.: cavier]:
1.)
yumurta tayan, yumurtalk,
taak,
2.)
balk yumurtas, Mersin
Bal yumurtas.
Hay [Erm.]: Ermenicede Ermeni
demek.
haya [Far.: hay]: yumurta,
2.)

yumurtalk,
3.)
taaklar.
hayal [Arp.: hayl]: d, imaj, imge,
hlya, rya.
hayali [Arp.: hyal]:
1.)
del, fiktif,
hayali,
2.)
sahte, uydurma, ~ tasar:
hayat
1
[Arp.: hayt []]: mr,
yaam, ~n sonu: ecel, ~ srmek:
sakin olmak, hayat srmek, yaama
devam etmek, yaamay srdrmek.
hayat
2
[Rum.: ?]: avlu, bahe, etraf
itle evrili yer, hanay.
hayataac: secere, soyaac.
hayati [Arp.: hayt]:
1.)
yaamla ilgili,
2.)
yaamsal,
3.)
[H] yaamsal
anlamna bir erkek ad.
haydut [Cac]: ekya, aki.
hayr
1
: iyilik, yardm.
hayr
2
: yok, yo.
hayrhah [Far.: ahyr + hah > hayrhah]:
s., iyiliini isteyen.
haykrma: avaz, nara, yksek ses.
haykrmak: avaz avaz barmak, nara
atmak, yksek sesle konumak.
haylaz: avara, avare, azade, aylak,
atl, babo, bo, hayta, isiz,
nabekar, serseri, tembel.
haylazlk: avaralik, avarelik, azadelik,
aylaklk, atalet, baboluk, haytalk,
nabekarlk, serserilik, tembellik.
hayli [Arp.]: epey, olduka.
Haymana [?]: Ankarann bil ilesi.
hayrat [Arp.: hayrt]: ~ emesi: sebil,
Hayreddin [Arp.]: bak. Hayrettin.
hayret [Arp.]: ama, arma, ~
etmek: amak, armak.
Hayrettin [Arp.: hayreddin]: erkek ad.
hayri [Arp.]:
1.)

2.)
[H] bir erkek ad.
haysiyet [Arp.: haysiyyet []]:
onur, zsayg, saygnlk, eref,
vakar.
haysiyetli [Arp. + li]: agar, onurlu,
erefli.
hayta [Halkdili]: avara, avare, azade,
aylak, atl, babo, bo, haylaz,
isiz, nabekar, serseri, tembel.
hayvan [Arp.: hayavan > Far.]: canl
evcil yada yabanl varlk, ~ ls:
le, ~da semizlik: tav, kesilmi ~
aya: paa, semiz ~: etlik, ~
topluluu: sr, ~larda krelmi
trnak: bakanak, ~ memesi: cukka,
burulmu ~: idi, ~n yular: gem,
reme, ~ balama ipi: rk, dii ~:
mayra, drt ayakl ~: behime,
hayyare Arp.]: seim, tercih.
haz [Arp.: hz]: holanma, keyif, zevk.
hazal [?]:
1.)
?
2.)
[H] bir bayan ad.
hazan [Far.]:
1.)
yaprak dkme zaman,
2.)
gz, sonbahar,
3.)
gazel.
hazar [Arp.]: bar.
Hazar Denizi [Arp. + denizi]:
1.)
Bar
Denizi, Sulh Denizi,
2.)
ran,
Azarbeycan arasnda bir deniz.
hazetme [Arp. + etme]: holanma,
keyif alma, zevk alma.
hazetmek [Arp. + etmek]: holanmak,
keyif almak, zevk almak.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 157 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
hazr [Arp.]: amade, bulunma.
hazrcevap: esprili, nkteli, zeki, zarif.
hazrun [Arp.]: bulunanlar.
hazine [Arp.]: gm, servet, devlet
~si: miri.
Haziran [Sryanice]: yln 30 gn eken
6. ay.
hazire [Arp.]: trbede mezar yeri.
hazne [Arp.]: depo.
hazuran [Sr.]: scak.
heba [Arp.: heb]: boa gitme.
hece [Arp.]: [Dilbilgisi] ses birlii,
seslem.
hectogram [Yun.: hecto + gramme >
Fra.: hectogarmme]: 100 gr.
hedaya [Arp.: hediyyenin oulu]:
armaanlar, hediyeler.
hedef [Arp.]: niane, niangah.
heder [Arp.]:
1.)
karln alamama,
ziyan etme,
2.)
dokunca, hasar,
kayp, zarar, ziyan.
hedik [Erm.: ? > Halkdili: hadik, hatik &
hedk]:
1.)
halanm buday, bulgur,
msr, nohut vb tahllar,
2.)
Artvin
yresi bir tr yemek,
3.)
tuzlu nsr
halamas.
hediye [Arp.: hediyye []]:
1.)

armaan, belek,
2.)
[H] bu anlamda
bir bayan ad, [Armaan].
hediyeler [Arp. + ler]: armaanlar,
hedaya.
hedone [Yun.: hdne]: keyif, zevk.
hedra [Yun.]: bir oturak.
hegeisthai [Yun.]: mihmendarlk
yapmak, rehberlik etmek, yol
gstermek.
hegemon [Yun.: hgmon]: bakan,
lider, nder.
hegemonya [Yun.: hegemon > Fra.:
hegomania]: egemenlik, stnlk,
hakimiyet.
hegomonya
1
[Lat.: > Fra.: hegomania]:
bir devletin basks, egemenlik.
hekim [?]: doktor, fizisyen.
hekimlik [? + lik]: tp, ty.
heksagon [Yun.: hex + gonia > Fra.:
hexagone]: alt al ve alt kenarl bir
geometrik dzlem, altgen.
heksagram [Yun.: hex + gamme > Fra.:
hexagramme]:
1.)
altkeli yldz,
2.)

Sleyman peygamberin mhr,
3.)

Yahudilerce kutsal kabul edilen
altkeli yldz.
hektikos [Yun.]: allm, daimi,
itiyadi, mutad.
hektograf [Yun.: hecto + graphein > Fra.:
hectographe]: jelatinli teksir makinesi.
hektolitre [Yun.: hecto + litra > Fra.:
hectolitre]: 1oo litre.
hektometre [Yun.: hecto + metron >
Fra.: hectometre]: 1oo metre.
hel [Kel.]: gne.
hela [Far.: hal: boyer, hel]: apteshane,
ayakyolu, hacetyolu, kenef, klozet,
suyolu, tuvalet, W.C.
helali [Arp.: hell]: bir tr kuma.
Helen [Yun.: (H)ellen > Fra.: Helene]:
Yunanl.
Helenik [Yun.: (H)ellas + ikos > Fra.:
Helenique]: Yunanl, Yunanllara ait.
Helenistik [Yun.: > Fra.: Helenistique.]:
Yunan tarihinde Byk skenderden
sonraki evrelere ait.
helezon [?]: heliks, helis, spiral, yay
biimli.
helezoni [Far.]: dairesel, sarmal.
helik [?]: duvar iindeki ufak talar.
helikon [?]: [Mzik] flemeli alg.
helikopter [Yun.: helix + pteron > Fra.:
helicopter]:
1.)
spiral kanat,
2.)

tepesinde yatak olarak bak biimli
byk pervanesi olan, yere dikey
olarak konup havalanan ve havada
asl durabilen bir hava tat.
helile [Far., Bitkibilim: Phyllantus Emblica]:
meyveleri boyaclk ve sepicilikte
kullanlan bir aa tr.
helio [Yun.: helios: gne]:
1.)
gne
anlamnda nek, sonek,
2.)
aftap,
afitap, beyza, gne, sol, ems.
helios [Yun.]: gne.
heliport [Yun.: helios + Lat.: > Fra.]:
helikopter ini alan, H.
helis [Yun.: helix]: heliks, helezon,
spiral, yay biimli.
helix [Yun.]: helis, helezon, spiral, yay
biimli.
Hellas [Yun.]: eski Yunanistan.
helleboros [Yun.]:
Hellespont [Yun.: Hellas + pontus >
Hellaspont]:
1.)
Yunan Denizi,
2.)

anakkale Boaz.
helot [Yun.]: kle.
helva [Arp.: halv]: tatl, kudret ~s:
cis.
Helvetia [Lat.]: svire.
Helvetian [Lat.]: svireli.
Helyum [Lat.: Fra.: helium: He]:
Helyum [Yun.: helio > Fra.: helium; He]:
renksiz, kokusuz, tatsz ve
tepkimeye girmeyen bir gaz
elementi. Hidrojenden sonra en ok
bulunan bir elementtir.
hema [Yun.: haima > Fra.: haima]: kan.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 158 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
hema: [Yun.: haima]: hemato-, hemo-;
Franszcada kan anlamna gelen bir
nek.
heman [Far.: hemn]: bak. hemen.
hematik [Yun.: haima + ikos > Fra.:
hematique]:
1.)
kanla ilgili, kanla dolu,
kanl, kan renginde,
2.)
kan etkileyen
ila.
hematin [Yun.: haima]: hemoglobin
erimesine oluan koyu mavi bir
madde.
Hematoloji [Yun.: haima + logia > Fra.:
hematologie]:
1.)
kan ve kan
hastalklarn inceleyen bir bilim dal,
2.)
Kanbilimi.
heme [Yun.: haima]: hemoglobinde kan
ieren doal boya.
hemen [Far.: hemn]: abucak, derha,
imdi.
hemera [Yun.]: gn, gndz, ruz,
embe, yevm.
hemeroit [Lat.: > Fra.:, Tp]: basur,
egzama, mayasl.
hemi
1
[Yun.: (h)mi]: yarm, yars.
hemi
2
[Yun.: (h)mi]: Franszcada
hemi; yarm, yars anlamna gelen bir
nek.
hemialjiya [Yun.: (h)mi + algos > Fra.:
hemialgia]:
1.)
bedenin yada ban
yarsnn armas,
2.)
yarmba
ars.
hemiflegya [Yun.: (h)mi + phlegia]:
bak. hemiplegya.
hemiplegya [Yun.: (h)mi + phlegia >
Fra.: hemiplegia]:
1.)
daha ok
ocuklarda grlen beyin hasarndan
oluan spastik inme,
2.)
yarm fel,
yarm inme, yarm nuzl,
2.)
bak.
serebral palsi.
hemisfer [Yun.: (h)mi + sphaire > Fra.:
hemisphere]:
1.)
yerkrenin yars,
2.)

yerkrenin kuzey, gney, dou veya
bat yarmkresi.
hemo [Yun.: haima]: Franszcada hemo;
kan anlamna gelen bir nek.
hemofili [Yun.: haima + phelos > Fra.:
hemophilia]:
1.)
kandan holanan, kan
sever,
2.)
kann phtlamamas.
hemoglobin [Yun.: haimo + Lat.: globus
> Fra.: hemoglobine]:
1.)
kan krecii,
kan yuvar,
2.)
krmz kan yuvarlarna
krmz rengini veren madde.
hemoroid [Yun.: haima + rhein > Fra.:
hemorrhoide]:
1.)
kan ak, kanama,
2.)
ans evresinde baz kan
damarlarnn imesiyle oluan
kanama,
3.)
basur, emoroid.
hemorraj [Yun.: haima + rhegnynai >
Fra.: hemorrhage]:
1.)
kan fkrmas,
2.)
ar i kanama, subarachnoid.
hemstr [Alm.: hamustro > ng.:
hamster]: fareyi andran bir kemirici.
hendek
1
[Arp.]: fak, kapan, mandepsi,
trap, tuzak.
Hendek
2
[Arp.]: Sakaryann bir ilesi.
Hendese [Arp. ]:
1.)
noktalarn,
izgilerin, dzlemlerin ve
boyutlarn zellikleri, lmleri ve
ilintileriyle ilgilenen Matematiin bir
dal,
2.)
Geometri.
hengame [Far.]: arbede, ekime,
ngar, dala, dv, hr, kavga,
muaraza, niza, patrt.
henz
1
[Far.: ]: birka dakika nce,
imdi.
henz
2
[Far.: ]: daha; olumsuz
cmlelerde kullanlr.
hepar [Yun.: hpar]: karacier.
heparin [Yun.: hepar > Fra.: heparine]:
1.)
phtlama nleyici,
2.)
kann
phtlamasn nleyen, beden
hcrelerinde ama zellikle
karacierde bulunan bir madde.
hepatik [Yun.: hepar + ikos > Fra.:
hepatique]: karaciere ait, karacier
renginde.
hepatit [Yun.: (h)epar + itis > Fra.:
hepatite]:
1.)
karacier iltihab,
2.)
[Tp]
karacier iltihab.
her
1
[Far.]: btn, tm.
her
2
[Arp.: hr]: bak. har
3
.
Hera [Yun.]: Yunan Mitolohisinde
Zeusun ei ve tanralarn kraliesi.
heran [Far.]: anbean, gittike.
heratik [Yun.: hairesis + ikos > Fra.:
heretique]:
1.)
Hiristiyanlkta kabul
olunmu retilere kar kan,
2.)

kendi kilisesinin inanlarna kar
gelen,
3.)
dalalete sapan, sapkn,
yanl yolda olan.
herba [Lat.]:
1.)
bitki, nebat,
2.)
allk.
herba [Lat.]: baharat, bitki, nebatat,
ot.
herbarium [Lat.]:
1.)
kurutulmu bitki
odas,
2.)
kurutulmu bitki
biriktirmesi yada buna ait oda.
hercai [Far.: hercayi]:
1.)
akta vefasz
olan,
2.)
deiken huylu.
hercayi: bak. hercai.
heres
1
[Lat.]: miras, varis.
heres
2
[Yun.]: kalt, miras, varis.
herif [Arp.: ? > harif]:
1.)
arkada,
nedim, yaren, yolda,
2.)
[Kabaca]
adam.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 159 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
herifane [Far.: ?]: ?
herifane [Far.]: hak. arifane.
herik: bir tr koyun.
herk [Halkdili]: nadasl tarla.
herke [?]: bakra, kova.
herkes [Far.: her + kes > herkes]:
1.)

btn birey(ler), tm kii(ler)
2.)

btn bireyler, tm kiiler.
Herkl [Yun.: Hercules > Fra.: Hercule]:
Yunan ve Roma Mitolojilerinde
kuvvet timsali kahraman.
Hermes [Yun.]: Yunan Mitolojisinde
dier tanrlarn habercisi olan tanr.
hermetit [Yun.: haimetitas > Fra.:
hermetite]: demir oksit, nemli demir
cevheri.
hernia [Lat.]: ftk.
Herodot: bak. Herodotus.
Herodotus [Yun.]: .. 485-425 yllar
arasnda yaam Yunanl bir tarihi.
heros [Yun.: hers]: cesur, vkahraman,
yiit, yrekli.
herpein [Yun.]: srnmek,
emeklemek, dizlerinin stnde
gitmek.
herpes [Yun.: herpes > Lat.]:
1.)

kabarcklar oluturan bir deri
hastal,
2.)
uuk.
herpeto [Yun.: herpein]: Franszcada
herpeto-; srngenler anlamna gelen
bir nek.
Herpetoloji [Yun.: herpes + logia > Fra.:
herpetologie]:
1.)
srngenlerle
ilgilenen bilim dal,
2.)
Srngenbilim.
Hersek
1
[Herzogovina]:
1.)
Eski
Yugoslavya [Jugoslavia] lkesi, Bosna-
Hersek Cumhuriyeti,
2.)
Osmanl
mparatorluunda bal bir lke.
Hersek
2
[Herzogovina]:
1.)
Yalova,
Altnovada kk bir yerleim yeri.
Adn Osmanl zamanlarnda
Hersekten genlerden alr,
2.)

Marmara Fay Hattnda krlma
noktasnn bulunduu yer.
Hertz [Alm.]:
1.)
H.R. Hertz; 19.yyda
yaam bir Alman fizikisi,
2.)
[Fizik]
elektromanyetik dalga sklk birimi.
hesap [?]: ~ pusulas: adisyon, ~
zeti: ekstre, ~ dkm: dekont,
hesto [Lat.]: el.
hetero [Yun.: ?]: Franszcada hetero-;
ayr, -den baka, dier anlamna bir
nek.
hetero
1
[Yun.: ?]: ayr, den baka,
dier.
heterodoks [Yun.: hetero + doxa > [?] >
Fra.: heterodox]:
1.)
farkl gr,
2.)

dinde genel kabul grm
dncelere kar kan.
heterojen [Yun.: hetero + genos > [?] >
Fra.: heterogene]:
1.)
farkl trde olan,
2.)
nicelik ve yap bakmndan farkl
olan,
3.)
farkl paralardan olumu
olan.
heteroseksel [Yun.: hetero + Lat.:
sexus > [?] > Fra.: heterosexuelle]:
1.)

farkl cinselere ilgi duyan,
2.)
farkl
cinseytlerle ilgili,
3.)
hem kadn hem
de erkeklerle cinsel iliki yaayan.
heureka [Yun.: ?]: onu buldum, onu
kefettim, onu ortaya karttm.
heuriskein [Yun.: ?]: bulmak, icat
etmek, kefetmek, ortaya akrtmak.
hevenk [?]:
1.)
ipe geirilmi meyveler,
2.)
muz kmesi.
heves [Arp.]: arzu, dilek, heves, istek,
evk.
hex [Yun.: ?]: alt.
hexa [Yun.: hex: ?]: Franszcada hexa-;
6 anlamnda bir nek.
hexe [Yun.]: byc, cad.
hexia [Yun. : ?]: durum, vaziyet.
hey: bre, ey anlamnda bir nlem.
heybe [?]: artma.
heyecan [Arp.]:
1.)
galeyan,
2.)
[H] bir
bayan ad.
heyelan [Arp.]: akma, aknt, toprak
kaymas.
heyet [Arp.]: delegasyon, komite.
heykel [Arp.]: yontu, ~ trleri: Bst.
heyla [Arp.]: korkun hayal.
hezimet [Arp.]: bozgun, yenilgi.
hezimet: baarszlk, baarsz sonu,
bozgun, fiyasko, muvaffakyetsizlik,
yenilgi.
hfz [Arp.: saklama]: aklda tutma, ezber.
hfz [Arp.: hfz]:
1.)

2.)
[H] akl gl
anlamna bir erkek ad.
hnak [Erm.]: i., an.
hnzr [?]:
1.)
domuz,
2.)
?.
hr:
1.)
ses,
2.)
arbede, ekime, ngar,
dala, dv, hengame, kavga,
muaraza, niza, patrt,
hrn [?]: aksi, irkin, huysuz,
kaknem.
hrka [Arp.]: ynden st giysi.
hrl: iyi insan.
hrpalama: tartaklama.
hrs [Arp.]: celal, gazap, hiddet,
kzgnlk, fke, iddet.
hrs: agzllk, tamah.
hrsz:
1.)
kt insan,
2.)
arak, alan
rpan, harami.
hsm [Arp.]: akraba, yakn.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 160 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
hyaban [?]: aal yol, bulvar.
hzllk: hz, srat.
Hi [Fen.: Samek [Samekh] > Yun.: Chi [ -
& ] > B.D.: ks h]: Yunan Abecesinin
14. hafi, [, ].
hiare [Lat.]: almak, yarlmak.
hibe [Arp.]: ba, galama, teberru,
hibernaculum [Lat.]:
1.)
k rts,
2.)

hayvanlarn k uykusu.
hiberus [Lat.]: k.
hibrid Yun.: hyrida > Fra.: hybride]:
1.)

iki eyden oluan, melez,
2.)
[Teknoloji]
temel oalrak farkl zellikleri
kendisinde toplayan, [hem elektrik hem
de petrolle alan araba gibi].
hiciv [Arp.: hicv]: eletiri, yerme.
hicret [Arp.: hcr > ]:
1.)
g,
2.)
lk
[slam] Mslmanlarn Mekkeden
Medineye g,
3.)
Hicri Takvimin
balang gn.,
4.)
[H] bir bayan
ad.
hicv [Arp.]: bak. hiciv.
hicvetme [Arp. + etme]: yerme.
hilik:
1.)
gaip, grnmez, yokluk,
2.)

yoklua inanma, nihilizm.
hiddet [Arp.: ]: celal, gazap,
kzgnlk, fke, iddet.
hiddetli [Arp. + li]: arsz, hoyrat,
terbiyesiz.
Hidiv [Arp. > Osm.]:
1.)
hakim, byk
vezir, ba vezir,
2.)
1867de Msr
Valisine Osmanllarn verdii bir
unvan.
hidrat [Yun.: hydor + Lat.: atus > Fra.:
hydrate]: su ve baz dier maddelerin
kimyasal bileeni.
hidrazin [Yun.: + > Fra.:]: ?
hidrazin slfat [Yun.: ? + ? > Fra.:
hydrasine]: ?
hidro [Yun.: hydor]: bak. hydro.
hidro klorik asit [Yun.: hydor + chloros
+ ikos > Lat.: acidus > Fra.:
hydrochlorique acide, Kimya]:
1.)
gaz
hidrojen kloridin suda zlmesiyle
elde edilen, kuvvetli ve olduka
andrc bir asit,
2.)
hypo, tuzruhu.
hidrodinamik [Yun.: hydor + (dynasthai)
> dynamikos > Fra.: hydrodyamique,
Fizik]:
1.)
su gc,
2.)
Fiziin su
gcyle ilgilenen dal.
hidroelektrik [Yun.: hydra + Arp. >
amber > Yun.: elektron > Fra.:
hydroelectrique]:
1.)
su gcyle
elektrik retimi,
2.)
su bentleri yada
barajlar yaparak, su tirbnleriyle
eleketrik retme.
hidrofil [Yun.: hydor + phile > Fra.:
hydrophile]:
1.)
su sever,
2.)
[Bitkibilim]
susever bitkiler,
3.)
[Hayvanbilim]
susever hayvanlar.
hidrofobi [Yun.: hydra + phobos > Fra.:
hydrophobie]:
1.)
su korkusu,
2.)
[Tp]
bu koruku nedeniyle yutkunma
zorluu.
hidrojen [Yun.: hydra + genes > Fra.:
hydrogene, Kimya]:
1.)
yanc, renksiz,
kokusuz, olduka uucu kimyasal
element,
2.)
bilinen en hafif madde.
hidrokarbon [Yun.: hydor + Lat.: carbo >
Fra.: hdrocarbone, Kimya]: sadece
hidrojen ve karbon ieren bir bileen.
hidroklorid [Yun.: hydra + chloride >
Fra.: hydrochloride]: [Kimya]
1.)
?
2.)

klorhidrat.
hidroksit [Yun.: hdyra + oxys + Lat.:
acidus > Fra.: hydro(o)xide]: [Kimya] bir
elementten yada OH temel
maddesinden oluan bir temel
maddeden oluan bir bileen.
hidrolik [Yun.: hydor + aulos + ikos >
Fra.: hdraulique]:
1.)
suborusu,
2.)

[Fizik] svlarn devinim ve basncyla
alan,
3.)
[Fizik] younluu yksek
yalarn boru benzeri ortamlarda
sktrlmasyla alan.
hidroliz [Yun.: hydra + lysis > Fra.:
hydrolyse, Kimya]: [Kimya] zayf bir asit,
zayf bir baz oluturmak iin, suyun
iyonlaryla tepkimeye sokulan
kimyasal bir tepkime.
Hidroloji [Yun.: hydor + logia > Fra.:
hydrologie]: Subilimi.
hidrosefal [Yun.: hydra + kephale > [?] >
Fra.: hydrocphale]: [Tp] beyinde su
toplanmas.
hidrosfer [Yun.: hydor + sphaire > [?] >
Fra.: hydrosphre]: sukre.
hidrosiyanik [Yun.: hydor + kyansos +
ikos > [?] > Fra.: hydrocyanique]: [Kimya]
hidrojenle siyanrn bileiminden
oluan kimyasal madde.
hidroterapi [Yun.: phobos + therapeuein
> [?] > Fra.: hydrotherapie]: [Tp]
hastalklar su tedavisiyle iyiletirme
yntemi.
hienai [Yun.]: gndermek.
hieros [Yun.]: kutsal, manevi.
higrometre [Yun.: hygros + metron >
Fra.: hygrometre]: nemler.
hijyen [Yun.: hygies > Fra.: hygiene]:
1.)

[Tp] salkl olmak iin kurallar
sistemi,
2.)
temizlik.
hijyenik [Yun.: hygies + ikos > Fra.:
hygienique]: [Tp]
1.)
temizlik yada
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 161 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
salkla ilgili,
2.)
salkla ilgili, salkl
koullar, shhi.
hikaye [Arp.]:
1.)
analt,
2.)
fkra, kssa,
3.)
yk,
4.)
olayn arkas, gemi,
yks, olaan d ~: masal, uzun
~: roman.
hikmet [Arp.]:
1.)
bilgelik,
2.)
[H] bilge
adam anlamna erkak ad.
hilaf [Arp.: hlf > hilf []]:
1.)
kart,
2.)

anlamazlk, terslik, ztlk.
hilal [Arp.: hill]: 1.) aya,
2.)
[H] aya
anlamna bayan ad. [Aya].
hilaros [Yun.]: ho, neeli, en.
hile [Far.]: al, dalavere, desise, dolap,
dzen, entrika, kakariko, kolpo,
komplo, knde, numara, oyun.
hilebaz [Far.: hile + bz]: hileci, hilekar,
madrabaz.
hileci [Far. + ci]: hilebaz, hilekar,
madrabaz.
hilekar [Far.: hile + kr]: ayyar,
desiseci, hilebaz, madrabaz,
himaye [Arp.: himye]: esirgeme,
kayrma, koruma, ~ etmek:
esirgemek, kayrmak,
hin [?]: cin, kurnaz.
Hind: bak. Hint.
Hindi
1
[Far.: Hind]:
1.)
Hintli,
2.)

Hindistandan gelen yada Hindistana
ait,
3.)
Hint usul, tarz yada
kltren gre yaplm.
hindi
2
[Far.: hind]: bir tr kmes
hayvan.
hindiba: [Bitkibilim: ?] karatavuk.
Hint [Hind]:
1.)
Hind diyar yani
Hindistan,
2.)
Hindistanl, ~ bademi:
kakao, ~ irmii: baga, sagu.
hiper [Yun.: hyper
1
]:
1.)
yksek,
2.)
ar,
ok fazla,
3.)
bak. hyper.
hiperbarik [Yun.: hyper + ? > Fra.:
hyperbarique]: (oksijende Olduu gibi)
normal basntan daha fazlasn
kullanan yada bununla ilgili.
hiperbarik oksijen [Yun.: hyper + ? +
oxi + genes > Fra.: hyperbarique
oxigene]: normal basntan daha
fazlasn kullanan oksijen.
hiperbol [Yun.: hyper + ballein > Fra.:
hyperbole]:
1.)
yukarya atmak,
2.)

ciddiye alnmayan ama etki brakmak
iin yaplan abartma,
3.)
[Geometri]
hiperbol.
hiperinslim [Yun.: hyper + > Fra.:]: ?
hipermiya [Yun.: hyper + > Fra.:
hyperemia]: [Tp] kan hcumu.
hipertansiyon [Yun.: hyper + Lat.:
tendere > Fra.: hypertenison]:
1.)

yksek basn,
2.)
[Tp] yksek kan
basnc.
hipnotik [Yun.: hypnos + ikos > Fra.:
hypnotique]:
1.)
uykuyla ilgili,
2.)

uyutan yada uyku durumuna gtren
durum yada ey.
hipnoz [Yun.: hypnos + osis > Fra.:
hypnose]:
1.)
uyku hali,
2.)
fizik olarak
yar uyku hali, trans.
hipnoztizma [Yun.: hypnos > Fra.:
hypnotisme]: telkinle uyutma, yapay
uyutma.
hipo [Yun.: hypo]:
1.)
alt, aa, daha
az,
2.)
bak. hypo.
Hipocrates [Yun.]: .. 460-370 yllar
arasnda yaam Yunanl bir fizik
bilimadam.
hipodermik [Yun.: hypo + derma + ikos
> Fra.: hypodermique, Tp]:
1.)
deri alt,
2.)
ine, rnga.
hipodrom [Yun.: hippos + dromos > Fra.:
hippodrome]:
1.)
sirkler, oyunlar vb
iin dzenlenmi bir arena,
2.)
at
meydan.
hipogastrik [Yun.: hippos + gaster + ikos
> > Fra.: hippogastrique]: karnn alt
blmle ilgili.
Hipokrat [Yun.]: bak. Hipocrates.
hipotens [Yun.: hypo + teinein > Fra.:
hypotenuse]:
1.)
aaya ekilen,
aaya doru gerilen,
2.)
[Geometri]
bir dika al gende, dikann
karsndaki kenar.
hipotetik [Yun.: hypo + tithenai + ikos >
Fra.: hypotetique]: farazi, sanal,
tahmini, varsaymsal.
hipotez [Yun.: hypo + tithenai >
hypothesis]:
1.)
belirsiz, konmam,
2.)

belli grekleri aklamak iin
kullanlan kantlanmam teori.
hippopotamus [Yun.: hippo + potamus
> Fra.: hippopotamus]:
1.)
nehir at,
2.)

su aygr.
hippos [Yun.]: at, aygr.
hipso [Yun.: hypso]: ykselti.
Hiristiyan [Rum.: Hristo > ?]: saya
inanlar, sevi, Nasrani, cemaatten
kovma: aforoz, ~ Yortusu: noel,
Hiristiyanlk [Rum.: Hristo > ? + lk]:
~ta Makamlar: Kei, Rahip,
Rahibe, Papaz, Patrik, Papa, ~ta
badet Yerleri: apel, Kilise,
Katedral, Patrikhane,
his [Arp.]: duygu.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 162 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
hisar
1
[Arp.]: germeni kk kale,
hendekle evrili ~: palanka.
Hisar
2
[Arp.]: stanbulda Avrupa
Yakasnda Boaz kysnda Rumeli
Feneri evresi.
Hisareyn [Arp.: iki hisar]:
1.)
iki hisar,
2.)
zmitte zmit Krfezinin
gneyinde, Glcke bal bir belde.
hisse [Arp.]: pay, le.
hissedar [Arp.: hisse + Far.: dr]:
[Ticaret] aksiyoner.
hissi [Arp.: hiss]: duygusal, romatik.
histamin [histidine > Fra.: histamine]:
[Biokimya] Beynin eitli blmlerinde
belli bir ilev yapan, bundan baka
tm dokularda bulunan sinir iletici bir
madde.?
histamin [Yun.: histos + Lat.: ammonia >
Fra.: histamine]: [Tp] allerjik
reaksiyonlarda dokularn sald
amino trevi. ?
histanai [Yun.]:
1.)
belirlemek,
damgalamak, gstermek,
iaretlemek, meydana kartmak,
2.)

dntrmek, koymak, sokmak.
histerektomi [Yun.: hystera + ek +
temnein > Fra.: hysterectomie]: [Cerrahi]
dlyata, rahim yada uterusun
ameliyatla alnmas.
histeri [Yun.: hystera > Fra.: hystera,
hysterie]:
1.)
[Tp] dlyata, rahim,
uterus,
2.)
ilk zamanlar bu
rahatszln dlyatandan
kaynaklandna inanlm,
3.)

[Ruhbilim] heyecanlanma, endielenme
gibi belirtileri olan psikiyatrik bir
rahatszlk,
4.)
histeri, peri hastal.
histidin [histidine]: [Biokimya] besinlerde
doal olarak bulunan bir besin, amino
asit.
Histoloji [Yun.: histos + logia > [?] >
Fra.: histologie]:
1.)
Biyolojinin doku
yapsn inceleyen bir bilim dal,
2.)

Dokubilimi.
histor [Yun.: ?]:
1.)
renilmi olanlar,
2.)
gemie ait bilinenler,
renilenler,
3.)
gemi,
4.)
insanlarn,
lkelerin gemiinde ne olup
bittiinin yksi
histos [Yun.: ?]:
1.)
ince tl kuma,
kuma, dokunmu ey,
2.)
doku,
nesi.
histrio [Lat.]: aktr, oyuncu.
hit [ng.]: listeba.
hitabe [Arp.: htb > hitbe ]:
1.)
gzel
konuma,
2.)
nutuk, sylev.
hitabet [Arp.: htb > hitbet]:
1.)
gzel
konuma,
2.)
belagat, sz syleme
sanat.
hitam [Arp.: htm]:
1.)
bitme, sona
erme, tamamlama, tamamlanma,
2.)

bitirme, biti, final, netice, nihayet,
skor, son, sonu.
Hitit [?]: Eti.
hiyerari [Yun.: hieros + archos > [?] >
Fra.: hierarchie]:
1.)
kutsal ynetici,
2.)

st dzeyli din adamlarnn ynettii
kilise,
3.)
byle bir sistemde enst
yetkililer,
4.)
aama sras.
hiyeroglif [Yun.: hiero + glyphein > [?] >
Fra.: hieroglyphe]:
1.)
kutsal
tayazlar,
2.)
eski Msrllar ve
dierlerinin kulland sistemdekine
benzer kelime, ses vb tanmlayan
resim yada sembollar sistemi.
hiza [Arp.]: bir izgide bulunma.
hizip
2
[Arp.: ?]: klik.
hizmet [Arp.: ?]:
1.)
boyunduruk, kulluk
2.)
servis.
hizmeti [Arp. + i]: ahretlik, beslek,
hizmetkar [Arp.: hizmet + Far.: kr >
Far.: hizmetkr]: erkek ii, hizmetli,
uak.
hobi [ng.: hobby]: dk.
hoca [Far.: hace > hoca []]: belleten,
<retmen, okutman.
hodar [Far.]: berhudar ?
hodbehod [Far.: hd be hd]:
kendiliinden, otomatik.
hodos [Yun.: ?]: cihet, istikamet, tark,
yol, yn, ynelme.
hokka [Far.]:
1.)
kk toprak kap,
2.)

mrekkep lab.
hokkabaz [Far.: hokka + bz >
hokkabz]:
1.)
mleki, mlek yapan,
2.)
byc, ilizyonist, sihirbaz.
hol [ng.: hall]: sofa, salon.
holkos [Yun.: ?]: ekilen gemi.
Holmiyum [Lat.: > Fra.: holmium: Ho]: ?
hologram [Yun.: holos + gramme > [?] >
Fra.: hologramme]:
1.)
biri etkilenmi
dieri doal olan iki lazer nnn
arptrlmasyla elde edilen
boyutlu resim,
2.)
bir maln zgnlk
bilgilerini ieren zel etiket.
Holokaust [Yun.: holos + kaustos > [?] >
Fra.: holocauste]:
1.)
hereyn yangnda
yanmas,
2.)
insanlar tmden atete
yamka,
3.)
Nazi Almanyasnn Yahudi
katliam.
holos [Yun.: ?]:
1.)
btn,
paralanmam, tam, tm,
2.)
hepsi,
btn, tm.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 163 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
holy [ng.]: aksakal, aya, aziz, eren,
ermi, evliya, saint.
holyogram [Yun.: holio + gramme > [?] >
Fra.: holiegrame]:
1.)
gne nlarn
len aygt,
2.)
bir rnn
zgnln gsteren, iine zel
bilgiler emdirilmi pul benzeri bir
etiket.
Homer [Yun.: ?]: .. yaklak 6. yyda
yaam bir Grek epik airi.
homilos [Yun.: ?]: meclis.
homo
1
[Lat.]: adam, erkek.
homo
2
[Yun.: homos: ?]: Franszcada
homo; ayn, benzer, eit anlamna
gelen bir nek.
homo
3
[Lat.]: [Argo] homoseksel.
homofil [Yun.: homos + phile > [?] > Fra.:
homophile]:
1.)
erkek sever,
2.)

homoseksel.
homofon [Yun.: homos + phone > [?] >
Fra.: homophone]: esesli.
homogami [Yun.: homos + gamos > [?] >
Fra.: homogamie]:
1.)
benzer e,
2.)

[Bitkibilim] erkek ve dii organlarn
ayn zamanda olgunlaams,
3.)

[Biyoloji] benzer cinseyette olanlarn
elemesi.
homojen [Yun.: homos + genes > [?] >
Fra.: homgene]:
1.)
ayn cins,
2.)

cinsta, mtecanis, trde,
3.)
bir
toplumun ounlukla, ayn dil, din ve
rkan olumas.
homojeni [Yun.: homos + genes + ines >
[?] > Fra.: homogenie]: [Yaambilim]
1.)

benzer gen,
2.)
ayn soydan gelme
sonucu oluan yap benzerlii.
homos [Yun: ?]: ayn, benzer, e.
Homosapiens [Lat.: homo [?] +
sapiens]:
1.)
bilen insan,
2.)
insan,
insanolu.
homoseksel [Yun.: homos [?] + Lat.:
sexus > Fra.: homosexuelle]:
1.)
e
cinsten olan,
2.)
cinsel ynden
erkekleri tercih eden,
3.)
cinsel sapk.
hona [Halkdili]: kz.
honor [Lat.]:
1.)
itibar, nam,
saygdeerlik, hret, an,
2.)

ayrcalk, iffet, namus, yzak.
honorarium [Lat.]:
1.)
cret,
2.)
bedeli
belirlenmemi bir cret deme.
hor [?]:
hor grme [?]: ?,
hora
1
[Rum.: choro > horo > horos [?] >
Tr.: hora]:
1.)
birlikte ark syleme,
dans, oyun,
2.)
bir halk oyunu,
2.)

grltl parti.
hora
2
[Yun.: hra: ?]: saat.
hora
3
[Lat.]: saat.
horhor: gr akan su.
horisein [Yun: ?]: balamak,
hudutlarn belirlemek, snrn
izmek.
horizein [Yun.: ?]: balamak.
horkos [Yun.: ?]: ant, kasem, yemin.
horlama: ?,
horlamak: ?,
horme [Yun.: horm: ?]:
1.)
ani his,
drt, itici kuvvet, saik, sevk, tahrik,
tesir,
2.)
ani his, drt, saik.
hormon [Yun.: horm [?] > Fra.:
hormone]:
1.)
drt, itici i g,
2.)

bedenin baz organlarnn retip
baka yerlere aktard ve oralarn
bundan etkilendii bir salg.
Horoloji [Yun.: hra + logia > [?] > Fra.:
horologie]:
1.)
zaman lme bilimi,
2.)

Zamanbilim.
horoma [Yun.: ?]:
1.)
bakma, bak,
gr, nazar,
2.)
grnm, manzara.
horos [Yun.: horo choro > horos > [?]]:
1.)

etraf evrili avlu,
2.)
dans etme alan,
oyun alan,
3.)
birlikte ark yleme,
koro.
horos [Yun.: ?]: hudut, snr, lke snr.
horoskop [Yun.: hra + skopos [?] > Fra.:
horoscope]:
1.)
zaman gzcs,
2.)

yldzlarnn durumlarnn gzteridii
bir izelge, yldzlarn konumuna gre
astrologlar yldz falna bakarlar
3.)
zayie.
horoz [?]:
1.)
bir erkek kmes hayvan,
~da deri uzants: ibik,
2.)
kap
zemberei mandal,
3.)
tabanca tetii
mandal.
horrere [Lat.]:
1.)
tiremek, tyleri
diken diken olmak,
2.)
ar korkmak,
dehete dmek.
hortari [Lat.]: acele atmek, abuk
davranmak.
hortus [Lat.]: bahe.
hospes [Lat.]: konuk, misafir.
hostel [Lat.: hospes > Fra.]:
1.)

konukevi,
2.)
talebe yurdu,
3.)
otel.
hostes [Lat.: hospes > Fra.: hostess]:
1.)

evsahibesi,
2.)
garson kadn,
3.)

otobs, uak vb grev yapan bayan,
4.)
[argo] konsamatris.
hostis [Lat.]: ordu.
ho [Far.: h]:
1.)
gzel, latif, rana,
irin, tatl,
2.)
ekici, gzel,
3.)

elenceli, gln, komik,
4.)
iyi,
herneyse, olsun, tamam.
hoaf [Far.: ho + b > hob > hoaf]:
1.)

tatl su,
2.)
taze meyvelerden yaplan
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 164 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
ekerle kaynatlm bir tr tatl,
3.)

komposto.
hogr [Far. + gr]: msamaha,
tolerans.
hogrl [Far. + grl]: liberal,
toleransl.
holanma [Far. + lanma]: haz, keyif,
zevk,
holanmak [Far. + lanmak]: hazetme,
hoyrat [Rum.: choriates & horites >
[]]:
1.)
bilgisiz, hrt, kaba,
kyl,
2.)
arsz, hiddetli, horyat,
terbiyesiz.
hrg [?]: kambur.
Hristiyan [Yun.: kristhos > Hristo > B. D.:
Christian]:
1.)
Hz. saya inananlar,
2.)

bak. Hiristiyan.
Hristo [Yun.: kristhos > hristo [?]]:
1.)
Hz.
sa,
2.)
sa.
hububat [?]: tahl.
hudud [Arp.: hdd]: bak. hudut.
hudut [Arp.: hdd > hudud]:
1.)
izgi
ekme, snrlama,
2.)
had, limit, u,
3.)
serhat, snr, lke snr.
hukuk [Arp.: ? > hukk]: adalet, hak,
hukuku esasiye [Arp.: hukk-
essiye]: temel hukuk.
humanus [Lat.]:
1.)
insan,
2.)

ademolu, insanolu.
humilis [Lat.]:
1.)
alak, dk,
2.)
alak
gnll, mtevazi.
humma [Arp.: ? >]: tifo, kara ~: tifo.
humor [Lat.]: akar, mayi, sv.
humus [Lat.]:
1.)
kara toprak, toprak,
2.)
[Tarm] bitki ve hayvan artklarnn
rmesinden oluan oluan organik
toprak.
humus [Lat.]: ekilen toprak, kara,
toprak, yer.
Hun
1
[Hun-y]:
1.)
bir Trk boy ad,
2.)

Hun soylu, Hun kkenli.
hun
1
[Far.]:
1.)
kan,
2.)
kan dkme,
adam ldrme, cinayet,
3.)

kandavas.
hunhar [Far.: hun + har > hunhar]:
1.)

kan ien,
2.)

a.)
kaniici, kanasusam,
kan dken,
b.)
acmasz, cani, katil.
hunharca [Far.: hun + har > hunhar +
ca]: z., acmazszca, gzn
krpmadan.
Hunlar:
1.)
4. ve 5. yyda Avrupaya
dek aknlar dzenleyen savasever
bir Trk ulusu,
2.)
bugnk
Macaristann ngilizce ad Hundan
geler [Hungary].
hurafe [Arp.: ? > hurfe]: batl inan,
kr inan.
hurda [Arp.: ? > ?]: skarta mal.
hurdaha [Far.: hurda + h >
hurdah]:
1.)
?
2.)
parampara.
huri [Arp.: ? > hr]: [slam] Cennette var
oldununa inanlan kz.
huriye [Arp.: ? > hrye]:
1.)
siyah gzl
gzel kz,
2.)
[H] siyah gzl gzel kz
anlamna bir bayan ad.
hurma [Arp.: ? >]: Arap lkelerinde
yetien, meyvesi ekerli bir meyve.
hurufat [Arp.: ? > harfin oulu]:
1.)

harfler,
2.)
[Basn, Bilgiayar] font, harf
takm, letraset.
husus [Arp.: huss []]: bahis,
konu, mevzu, nokta, tema,
husisiyet [Arp.: ? >]: ahlak, davran,
huy, karakter, nitelik, zellik, tabiat,
vasf, yaratl.
Husky [ng.]: Eskimo kpei.
husumet [Arp.: ? >]: adavet, artniyet,
buz, dmanlk, garez, hasmlk,
kin, ktniyet, nefret.
huu [Arp.: ? >]:
1.)
?
2.)
Allaha boyun
eme.
hutica [Lat.]: gs, sadr, sine.
huy [?]: ahlak, davran, husisiyet,
miza, nitelik, karakter, zellik,
tabiat, vasf, yaratl.
huylu [?]:?
huysuz: aksi, irkin, hrn, kaknem.
huzur [Arp.: huzr []]: dirlik, erin.
hcre [?]:
hcum [Arp.: hcm []]: atak,
hamle.
hda [Far.: hd]:
1.)
bakan, bey,
kaan, kaptan, kayser, kral, reis,
2.)

[H] Allah, Rab, Tanr.
Hdaverdi [Far.: hd + Tr.: verdi >
Tr.: hdaverdi]: .i., erkak ad.
Allahverdi, Tanrverdi.
hkm [Arp.: ? >]: karar.
hkmdar [Far.: hkm + dr]: bey, emir,
hakan, kral, padiah, reis, sultan, ah, eyh, ~
makam: taht,
hkmet [Arp.]: iktidar, ynetim.
hkmler [Arp. + ler]: ahkam, kararlar,
hlasa [Arp.: huls]:
1.)
fezleke, zet,
2.)
ksaca, zetle.
hlya [?]:
1.)
d, imaj, imge, hayal,
rya,
2.)
[H] bu anlamda bir bayan
ad. [Rya].
hmanizm [Lat.: humanus > Fra.:
humanisme]:
1.)
insanln yararlar ve
lkleri zerine oturdulmu bir
dnce sistemi,
2.)
[H] Ortaadaki
Grek ve Latin klasiklerini
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 165 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
incelemeden kaynaklanan
entelektel hareket.
hmeyra [?]:
1.)

2.)
[H] bir bayan ad.
hner [Arp.]:
1.)
kabiliyet, maharet,
yetenek, yeti,
2.)
[H] bu anlamda bir
bayan ad.
hnnap [?]: [Bitkibilim: Zizyphus j uj ube]
bahar aylarnda aan, ho kokulu,
sar renkli iekli dikenli bir aa.
igde ya da nnap diye de tannr.
hr [Arp.]: zgr,
hrmet [Arp.: []]: i., sayg.
hrriyet [Arp.]: zgrlk.
hseyin [Arp.]:
1.)
?
2.)
[H] bir erkek
ad.
hviyet [Arp.]:
1.)
kimlik,
2.)
[Mecazi]
etiket.
hyaina [Yun.]: srtlan.
hybris [Yun.]: ar gururun yolat
kaytszlk.
hydor [Yun.: hydr]: su.
hydorida [Yun.: hyrida]: melez.
Hydra [Yun.]:
1.)
Herkln ldrd 9
bal dev,
2.)
[Yldzbilim] Gney
Yarmkrede ylana benzetilen bir
takmyldz.
hydra [Yun.]: su ylan.
hydrargyrum [Lat.]: sv cva, sulu
cva.
hydro [Yun.: hydor]: Franszcada hydro-
;
1.)
su,
2.)
hidrojen anlamna gelen
bir nek.
hygros [Yun.]: slak, nemli, sulu, ya.
hyle [Yun.]: aa, orman.
hymen [Yun.: hymn]:
1.)
Yunan
Mitolojisinde evlilik tanras,
2.)

evlenme, evlilik,
3.)
[Bedenbilim] zar,
ince tabaka,
4.)
[Bedenbilim] kzlk zar.
hymnos [Arp.]: ark, trk.
hyper
1
[Yun.]: ar, yukar, dnda.
hyper
2
[Yun.]: Franszcada hyper-;
ar, yukar yada dnda, haricinde
anlamna bir nek.
hypnos [Yun.]: uyku.
hypo [Yun.]: bak. hipo.
hypo
1
[Yun.]: -den daha az.
hypo
2
[Yun.]: Franszcada hypo-;
1.)

altnda, arasnda,
2.)
-den daha az
anlamna bir nek..
hypso [Yun.]: ykselti.
hystera [Yun., Bedenbilim]: dlyata,
rahim.
========== I =========
I
1
: Trk Abecesinde 9. harf.
I
2
[tl.: i]: talyan Abecesinin 9. harfi,
[I, i].
I
3
[Rus.]: Rus Abecesinin 9. harfi, [,
].
I
4
[Rus.]: Rus Abecesinin 10. harfi, [,
].
Ia [Lat.]: Latincede blge, mahal,
memleket, lke, vatan, yer, -ye, -ya
anlamna gelen bir sonek.
ID
4
[ng.: (Id)entification]: kimlik,
nfus.
Idr [?]: [76], Trkiyede bir kent.
l: yava akan su.
h: deve kertme sesi.
hlamur [?]: [Bitkibilim: Tilia europeas]:
1.)

yaprak ve iekleri kurutularak, ay
gibi ielen baharl aa,
2.)
bu aacn
iek ve yapraklar,
3.)
bundan
yaplma scak iecek.
lgama: at drt nala srme.
Ilgaz [?]: bir da ad.
lca: akarca, ermik, kaplca, termal.
lman [Corafya]: mutedil.
lml: itidalli, mutedil.
Illuminati [Lat.: in + luminare]:
1.)

aydnlatc, k saan, k verici,
2.)

Hristiyanln ilk evrelerinde
putataparlarn srdrdkleri inan
sistemi,
3.)
bu biimde kurulmu bir
gizli rgt.
ILO [ng.]: (I)nternational (L)abour
(O)rganisation: Uluslar aras alma
rgt (U).
ltar: kpein boazndaki demir.
nak [Felsefe]: doma.
Indikos [Yun.]: Hintli.
Intelligence Quotient [Lat.: inter +
legere + > ng.: IQ]: bak. IQ.
IQ: bir kiinin zeka dzeyini gsteren
bir say.
r [Halkdili]: ark, trk.
ra: karakter, kiilik, seciye, ahsiyet.
rak
1
: uzak.
Irak
2
[Arp.]: Orta Douda bir Arap
devleti.
raklama: uzaklama.
raklamak: uzaklamak.
ramak: uzaklatrmak.
razbar [Mzik]: bir Trk Mzii
makam.
rgalama: sallama, sarsma.
rgalamak:
1.)
ilgilendirmek,
2.)

sallamak, sarsmak.
rgat
1
[Yun.: ergates]:
1.)
gndz iisi,
ii, tarm iisi,
2.)
amele, emeki,
ii, proleter.
rgat
2
[Yun.: ergates]: [Denizcilik] rgat
kolu, ~ kolu [Yun. + kolu]: [Denizcilik]
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 166 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
yelkenli gemilerde kullanlan
makaral ip.
rk []: sop, soy, slale.
rklar [Arp. + lar]: arak.
rmak:
1.)
nehir,
2.)
[H] bir bayan ad.
[Nehir].
rz [?]: iffet, namus.
s: iye, malik, sahip.
s: hararet, scaklk.
scak: hamam, sdam, yunak.
sdam: hamam, scak, yunak.,
sller: kalorimetre.
sn: kalori.
srgan [Bitkibilim:]: yaprak altlar asit
damlackl bir bitki.
stc: ofben.
stma: ~ gereci: soba.
Isis [Eski Mis.]: Eski Msr bereket
tanras.
ska [Halkdili]: boa karma.
skalama: hedefi arma.
skalamak: hedefi armak.
skarta [?]: deerini yitirmi mal,
hurda, ~ mal: marda.
slahat [Arp.]: reform, yeniletime.
slak [?]: sulanm, ya, yalanm.
smarlama: sipari.
smarlamak: sipari etmek.
sparmaa [tl: ?]: [Denizcilik] zincirin
dolamas.
Isparta [?]: [32], Trkiyede bir kent.
spat [?]: tant.
ssz: tenha.
staka [lt.: stecca]:
1.)
bilardo sopas,
2.)
isteka.
stakoz [Rum.: astakos: ?]: [Balklk:
Homarus vulgaris]:
strap [?]: keder, sknt.
Istranca [Arp.: ?]:
k:
1.)
aydnlk, nur, ziya,
2.)
[H]
aydnlk anlamnda bir bayan ad,
[Nur], ~ veren gere: lamba, az ~
alan: lo, n gzdeki duyumu:
renk.
ltl: parltl, yalabk.
ma: malar: beta.
n:
1.)
[Fizik] ua,
2.)
[I] bir bayan ad.
Inbilim. Aktinoloji.
k [Arp.: ak]: ?
tr

[?]:
1.)
gzel kukulu bir bitki,
2.)

gzel kokan anlamna bir bayan ad.
tr [Bitkibilim: Pelargonium]:
1.)
sardunya
iei,
2.)
bir bayan ad.
zgara [?]: gril, mangal.
========== =========

1
: Trk Abecesinde 10. harf.

2
[Arp.: ]: Arapa bir sonek.
1.)
bir
yere ait, bir yer yada kltre, usule
gre [in: ine ait, Hind: Hindistandan
gelen],
2.)
l, li sonekleri yada bir yere
ait, oral [Farab: Farabl],
3.)
bir kltr,
sosyoloji yada diline gre [Arab:
Arapa],
i.e. [Lat.: id est]:
1.)
o dur,
2.)
demekki,
yani.
.. [Arp. + Tr.]: sadan nce,
Milattan nce (M..).
iade [Arp.: ?]: geri evirme, ret.
iale [Lat.: ialis]: Franszcada iale-;
1.)

nn, gibi, benzer, -e uygun,
2.)
nn ii,
-nn sonucu anlamna gelen bir
sonek.
iambos [Yun.: ?]:
iane [Arp.: ? > ?]: yardm.
iare [Arp.]: dn verme.
iaspis [Yun.: ?]: renkli kuvartzn opak
bir eidi.
iatreia [Yun.: ?]: otama, tedavi, ifa.
iatrie [Yun.: iatreia [?] > Fra.: iatrie]:
Franszcada iatrie; tbbi tedavi
anlamna gelen [Psychiatrie: Pisikiyatri]
bir sonek.
iatrique [Yun.: iatros + ikos > [?] > Fr.:
iatrique]: Franszcada iatriqe; hastalk
tedavisi anlamna gelen [pediatrique:
ocuk hastalklar tedavisi] bir sonek.
iatros [Yun.: ?]: doktor, fizisyen,
hekim.
ib [Lat.: ibidem]: nce szedilen yerde,
ayni kitapta.
ibadet [Arp.: ? > ibdet]: [slam] namaz,
salat, tapnma, zorunlu ~: farz, ~
etmek: tapnmak.
ibare: deyi, ifade, tabir.
ibata [Arp.: ?]: barndrma.
ibibik: [Hayvanbilim] avukuu.
ibid [Lat.: ibidem]: nce szedilen
yerde, ayni kitapta.
ibidem [Lat.]: nce szedilen yerde,
ayni kitapta.
ibik [?]: horozda deri uzants.
ibis [?]: Msr turnas.
ibi [?]: alk, palyao, apal.
iblis [Arp.: ?]: ifrit, eytan.
bo: brahimin ksaltmas.
ibra [Arp.: ? ibr]: aklama, temize
karma.
brahim [br.: abrhm > Arp.: ibrhim]:
1.)
herkesin (uluslarn) atas, babas,
2.)
Hz. brahim,
3.)
bir Yahudi,
Hiristiyan ve Mslman erkek ad,
[Abraham, Avraham, Avrohom,
Avrohum].
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 167 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
ibre [Far.]:
1.)
ine,
2.)
am yapra,
ine.
ibrik [?]: i., kulplu emzikli kap.
ibriim [?]: i., kaln bklm ipek
iplik.
ibtidar [Arp.: ? > ibtidr]:
1.)
?
2.)
?
icab [Arp.: ? icb]: bak. icap.
icap [Arp.: ? icb]:
1.)
?
2.)
gerekme,
lzumlu olma.
icat [Arp.: ? > ict]: i.,
1.)
bulu,
2.)

bulma, keif, ~ etme: bulma, ~
etmek: bulmak.
icazet [Arp.: ? > iczet]: izin, lisans,
msade, permi, ruhsat.
ichthys [Yun.: ?]: balk.
icognita [Lat.]: bilinmeyen.
icra
2
[Arp.: ? > icr]:
1.)
tatbik etme,
uygulama,
2.)
[Mzik] notalar sese
dntrme,
3.)
[Tiyatro] sahneleme,
sahneey koyma.
ics [Yun.: -ikos [] > Fra.: ique & ng.:
ics]: ngilizcede ics; & Franszcada
ique; sanat, bilgi, bilim, alma
anlamna gelen [Physics: Fizik] bir
sonek.
i: dahil.
ibkey: b.i.,
1.)
ie dnk,
2.)
konkav,
obruk.
iecek: eki ~: kefir, ~ trleri: Ayran,
Gazoz, Kola, Soda, ra,
el [?]: kentin ad: skenderundur
[33], Trkiyede bir kent.
ierik: kapsam, muhteva.
iim: frt, yudum.
iindekiler: .i., fihrist, katalog,
muhteviyat.
iki
1
: alkoll iecek, yemek ncesi
iilen ~: apaartif, ~ barda: kadeh,
~ datan kii: saki, ~ trleri: Bira,
Cin, Cin-Fiz, Kokteyl, Likr, Martini, Mastika,
Pastis, Rak, Rom, ampanya, arap, Uzo,
Viski, Votka, Votka-Soda, ~ye dkn:
ayya, s ert bir ~: rom, kark ~:
kokteyl, susuz ~: sek, ~ mahzeni:
kav.
iki
2
: arap.
ilenme: kahrolma.
ilenmek: kahrolmak.
ili: ackl, dokunakl, ili.
iten: candan, samimi.
itenlikle: halisane.
tiyoloji [Yun.: ichtys + logia > Fra.:
ichthyologie]:
1.)
Hayvanbilimin
balklarla ilgilenen dal,
2.)
Balkbilim.
id
1
[Lat.]: [Dilbilgisi] nc tekil ahs,
o, ntr kii. Cansz varlklar iin.
id
2
[Lat.]: [Ruhbilim] alt benlik, ilkel
benlik.
id
3
[Lat.: idem]: ayn.
id est [Lat.]:
1.)
o dur,
2.)
demekki,
yani.
idadi [Arp.: idd]: lise.
idam [?]: asarak lm cezas.
idame [Arp.]: srdrme.
idare
1
[Arp.: idre]: ekonomi, iktisat,
tutum.
idare
2
[Arp.: idre:
1.)
abrama,
ynetim,
2.)
disiplin, idare, skdzen,
ynetim, zapturapt.
idare
3
Arp.: idre]: bir tr lamba.
idare etmek: dorultmak, dmen
kullanmak, seyretmek, ynetmek,
sevk ve idare etmek, yn vermek.
idareci [Arp. + ci]: ynetici,
idarei rfiye [Arp.: idre-yi rfye]:
1.)

rfi idare,
2.)
skynetim.
idareli [Arp. + li]: tutumlu.
idari [Arp.: idr]: ynetimsel.
iddia
1
[Arp.]: dava, sav.
iddia
2
[Arp.]: bahis. Yar benzeri
oyunlarda parayla oynama.
ide [Rum.: idea [?] > Tr.]: dnce,
fikir.
idea [Yun.: idea [?] > Fra.: idea]:
1.)

dnce, fikir,
2.)
[Felsefe] lk,
3.)
bir
dnce yada inan,
4.)
anlam yada
nem.
idea
1
[Yun.]: bir eyin grnts.
ideal [Yun.: idea > Fra.: ideal]:
1.)

kusursuz sonu, mkemmel netice,
2.)
ulalmak istenen ama, lk,
3.)

kusursuz, mkemmel, lksel,
stn.
idealist [Yun.: idea > Fra.: idealiste]:
mefkreci, lkc.
idefisk [Fra.: ide fixe]: [Ruhbilim] sabit
fikir, saplant.
idem
1
[Lat.]: ayn.
idem
2
[Lat.]: ayn eser yada ayn
yazar.
idem quod [Lat.]: ayn, benzeri,
tpks.
ideogram [Yun.: idios + gramme > Fra.:
ideogramme]: yazda kelimelerin
harfleri gsterilmeden dolayszca
dnceyi aklayan gstermeler.
ideoloji [Yun.: idea + logia > Fra.:
ideologie]: dnce yaps.
idil
1
: [iir]
1.)
ksa ak iiri,
2.)
[] bir
bayan ad.
idios [Yun.]: kendisi.
idiotes [Yun.: idiots]: unutkan kii,
unutkan.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 168 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
idium [Lat.]: ?
idman [Arp.]: antrenman, eksersiz,
termin.
idmanl [Arp. + l]: antrenmanl,
eksersizli, temrinli.
idmansz [Arp. + sz]: ham.
idol [Yun.: eideln]:
1.)
feti, mabud,
put, sanem,
2.)
ok sevilen, taplan
kii,
3.)
yanl dnce, fikir.
idrak [Arp.: idrk]: anlama, kavrama, ~
etmek: anlamak, kavramak.
idrar: i, sidik, ~daki madde: re, ~
torbas [Tp]: mesane.
idris [Arp.]:
1.)
?
2.)
dris Peygamber,
3.)

[] bir Mslman ve Trk erkek ad.
idus [Lat.]:
idyom [Yun.: ? [?]> Fra.: idiom]:
1.)

deyim, slp, tabir,
2.)
lehe, ive.
ienai [Yun.]: gitmek.
ier [Lat.: arius.]: Franszcada ier; belli
bir eyle uraan anlamna bir sonek.
ifa [Arp.: if]: deme, verme.
ifade [Arp.: ifde]:
1.)
konuma tarz,
telaffuz,
2.)
aklama, beyan,
3.)

ibare, tabir,
4.)
[Hukuk] resmi beyan,
aklama,
5.)
[Mecazi] hesap verme,
anlalmas g ~: adal,
iffet [Arp.]:
1.)
rz, namus,
2.)
[] bu
anlamda bir bayan ad.
iffetli [Arp. + li]: namuslu.
iffetsiz [Arp. + siz]: namussuz.
iflah [Arp.]: iyileme, onma.
iflas [Arp.]: batk, borlarn
deyememe durumu, ~ anlamas:
konkordota.
ifrat [Arp.: ifrt]: arya kama.
ifraz [Arp.: ifrz]:
1.)
arsay blme,
2.)

salg, sekrasyon.
ifrazat [Arp.: ifrzat]: beden salgs.
ifrit [Arp.]:
1.)
kt yaratk,
2.)
iblis,
eytan.
ifaat [Arp.]: aklama, gizli eyi
aklama, izahat.
iftar [Arp.]: oru ama vakti.
iftihar [Arp.: iftihr []]: kvan,
mut, vn.
iftira [Arp.]: su ykleme.
ignis [Lat.]: ate, yangn.
i:
1.)
eirmen, kirmen,
2.)
araba
okunun tekeri.
idi [?]: burulmu hayvan.
ine
1
: ibre, pin, ss ~si: bro,
kska ~: pens, ~ trleri: Ayakkabc
inesi, Diki inesi, engelli ine, uval inesi,
Makine inesi, Nak inesi, Toplu ine,
Yorgan inesi, Semerci inesi,
ine
2
: klips, kpe.
ine
3
[Tp]: enjektr, rnga.
ihale [Arp.]: bir ii ak arttrma ile
birisine verme.
ihanet [Arp.: ihnet]: aldatma, hainlik,
~ etmek: aldatmak,
ihata [Arp.: ihta]: abluka, kuatma,
muhasara,
ihbar [Arp.: hbr > ihbr]:
1.)
?
2.)
bilgi
verme, bilgilendirme,
3.)
eleverme,
jurnal.
ihlal [Arp.: ihll]: zarar verme.
ihlas [Arp.]: yrekten ballk.
ihmal [Arp.: ihm]: savsaklama.
ihrac [Arp.]: bak. ihra.
ihracat [Arp.: ihract]: [Ticaret] yurt
dna her tr mal gnderme ii,
export.
ihra [Arp.: ihrc]: yurtdna
gnderilen her tr mal.
ihsan [Arp.: ihsn]:
1.)
iyilik, inayet,
kayra, ltuf,
2.)
[] bir erkek ad.
hsaniye [Arp.: ihsniye]:
1.)
devletin
verdii, balad toprak,
2.)
zmitin
gneyinde yer alan bir belde.
ihtar [Arp.: ihtr]: ikaz, tembih,
uyarma, uyar.
ihtida [Arp.: ?]:
1.)
?
2.)
din deitirme,
dnme.
ihtilaf [Arp.: hlf > ihtilf]:
1.)

anlaamama, uyuamama,
2.)

anlamazlk, uyumazlk.
ihtilal [Arp.]: devrim, nklap.
ihtiras [Arp.]: tutku.
ihtiam Arp.]: celal, hamet, izzet,
sitayi, parlaklk, aaa.
ihtiya [Arp.]: gereksinim.
ihtiyar [Arp.: ihtiyr []]:
1.)
yal,
2.)
koca, kocam, mir, pir, sin, yal,
~ heyeti: Yallar Kurulu.
ihtiyari [Arp.: ihtiyr]: istee bal,
semeli, opsiyonel.
ihtiyad [Arp.: ihtiyd]: bak. ihtiyat.
ihtiyat [Arp.: ihtiyd []]:
1.)

akgzllk, akl, basiret, bude,
saduyu, sagr,
2.)
yedek.
ihya [Arp.: ihy]: umut verme, yeniden
canamdrma.
ika [Arp.]: deme, verme.
ikame [Arp.: ikme]: yerine koyma,
yerinde kullanma.
ikamet [Arp.: ikmet]: iskan, oturma,
yerleme, ~ etmek: oturmak, sakin
olmak, hayat srmek, yaam
srmek, yaama devam etmek,
yaamay srdrmek, yerlemek.
ikametgah [Arp.: ikmet + Far.: gh]:
ev, hane, konut, mesken.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 169 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
ikaz [Arp.: ikz]: ihtar, tembih, uyarma,
uyar, ~ etmek [Arp.]: uyarmak.
ikbal [Arp.: ikbl]:
1.)
baht akl, baht
ak,
2.)
[] baht akl, baht ak
anlamna bir bayan ad.
ikebena [Jap.: ?]: Japon iek
dzenleme sanat.
iki: iki says, duo.
ikinci: ikinci srada olan.
ikincil: tali.
ikindi [?]: le ile akam aras.
ikircik: kararszlk, tereddt.
ikircikli: kararsz, mreterddit.
ikiyzl: riyakar.
ikiyzllk: riya.
ikiz: benzer, e, koa.
kizler burcu [?]: cevza, [Gemini].
iklim [?]: abuhava, mevsim.
iklimleme [? + leme]: klima.
ikna [Arp.: ikn]: inandrma.
ikon
1
[Rum.: eikon > Tur]:
1.)
Ortodoks
Kilisesinde dini ierikli resim,
2.)

ikona, kk resim.
ikon
2
[Yun.: eikon > ng.: icon]: bak.
ikon
1
.
ikona [Rum.: eikon > Tr.]:
1.)
Ortodoks
Kilisesinde dini ierikli resim,
2.)

ikona, kk resim.
ikonaklast [Yun.: eikon + klaein > Fra.:
iconaklast]:
1.)
resim krma,
2.)

Hristiyanlkta kutsal kiilere ait
tasvirleri krma dnemi,
3.)
sayg
duyulan kurum ve dncelere
saldran kii.
ikos [Yun.: ]: bak. ics & ique.
ikram [Arp.: ikrm]:
1.)
sunulan ey,
2.)

[] bir erkek ad.
ikramiye [Arp.: ikrmiye]:
1.)
?
2.)

piyangodan akzanlan para.
iksir [Arp.: al iksir> Lat.: > Fra.: ixir]:
lmszlk verdii dnlen sv,,
su.
iktibas [Arp.: iktibs]: aktarma, alma,
alnt.
iktidar [Arp.: iktidr]:
1.)
erk, kudret,
2.)

hkmet, ynetim.
iktisab: bak. iktisap.
iktisap [Arp.: iktisb]: edinim, kazanm.
iktisat [Arp.]: ekonomi, idare, tutum.
il
1
: abad, abat, bolu, kent, medine,
polis, site, ehir, vilayet, bamsz
byk ~: vilayet.
il
2
[Lat.: in > B.D.: in > il]: Franszcada
in-; (l) harfiyle balayan kelimelerden
nce kullanlan ve olumsuzluk anlam
ykleyen bir nek.
ila [Far.]: [Eczaclk] daru, deva, are,
em, om, ~ yaplan maddeler: ecza,
farmakotik, toparlak ~: hap, yass
~: kpmprime.
lah [Arp.: lh]: [Din] Allah, Ber, Rab,
Tanr, Yaratan.
ilahe [Arp.: lhe]: tanra,
lahiyat [Arp.: ilahiyt]: Din Bilimi,
Teoloji.
ilam [Arp.: ilm]: [Hukuk] bildirim.
ilan [Arp.: iln]: duyuru, aka
bildirme, ~ edilmi: aklanm,
deklare.
ilan etmek: aklamak, beyan etmek,
bildirmek, haber vermek.
ilanihaye [Arp.: il nihaye]: sonsuza
dek.
ilarya [tl.]: kk gm bal.
ilave [Arp.: ilve]:
1.)
ekleme, katma,
2.)
ek, katk, zeyil, zeyilname.
ilbey [il + bey]: ilhan, imparator.
ile [zTr.]:
1.)
ilden sonra gelen,
illden kk, ilde benzeyen,
2.)

kaymakamlk, kaza.
ileitis [Lat.]: [Tp] kvrm barsak
iltihab.
ilelebed [Arp.: ilel ebed]: sonsuza dek,
srgit.
ilenme: ah, beddua, lanet.
ilerigelenler: bykler, ekabir.
ileti: mesaj.
iletiim: haberleme, muhberat.
iletki: [Geometri] minkale.
iletme: nakletme.
ileum [Lat.]: [Bedenbilim]
1.)
ince
barsan alt blm,
2.)
kvrm
barsak.
ilga [Arp.]: bozma, fek, fesh, iptal,
kaldrma, lavetme.
ilgi:
1.)
alaka, alveri, mnasebet,
temas,
2.)
dikkat, zen,
3.)
[Dilbilgisi]
bala, ~ eki: ki.
ilgilendirme: alakadar, ilgilendirme,
mdahale.
ilgili: alakadar, alakal, mteallik.
ilgisiz: bigane.
ilham [Arp.: ilhm []]:
1.)
esin,
2.)
[]
bir erkek ad. Karl bayan ad
[Esin].
ilhan [il + han]:
1.)
ilbey, imparator
, 2.)

[] ilbey, hnkar, imparator anlamna
bir erkek ad.
iliac [Lat.]: [Bedenbilim]: kala kemiine
ait.
ili [zTr.]: bak. ilik.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 170 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
ilik [zTr.: ilmek > ilig]:
1.)
boum,
dng, dm,
2.)
dme delii.
ilik
1
[zTr.]: kemiklerin
boluklarndaki yal madde.
ilim [Arp.: alm [] > ilm > lim]: bilim,
fen.
ilm [Arp.]: bak. ilim.
ilinek [?]: araz, belirti, bulgu,
semptom.
lirya [Lat.: Illiria > Fra.: Illiria]: eski
Dalmaya ve Arnavutluk, [antient
Dalmatia & Albania].
liryal [Lat.: Illirian]: eski Dalmaya ve
Arnavutluk, [antient Dalmatian &
Albanian].
iliki:
1.)
ba, balant, mnasebet,
rabta,
2.)
gayriresni bayan-erkek
mnasebeti.
ilikili: alakal, bal, balantl,
rabtal, ~ bulma: atf.
ilium [Lat.]: [Bedenbilim] kala kemii.
ilizyon [Lat.: in + ludere > Fra.: illusion]:
1.)
aldanma, hayal, hayal, kuruntu,
2.)
aldatma, hile, yalan,
3.)
yanl
grme, yanlma,
4.)
[Ruhbilim]
yanlsama.
ilizyonist [Lat.: in + ludere > Fra.:
illusioniste]: byc, hokkabaz,
sihirbaz.
ilk defa grlen: allmam, baka
yerden gelmi, garip, grlmemei,
tuhaf, yabanc, yeni.
ilk: birinci, ~ olarak: nce.
ilka: antikite.
ilke: prensip.,
ilkel: barbar, iptidai.
lker [ilk + er]: erkek ad.
ilkin: ncelikle.
ilkokul: temel eitim kurumu.
illegal [Lat.: in + lex > Fra.: illegale]:
kanunsuz, yasad.
illet [Arp.]: or, dert, hastalk, maraz,
mazara.
illicitus [Lat.]: izin verilmeyen,
memnu, menedilmi, yasak,
yasaklanm.
illudere [Lat.]: alay etmek, dalga
gemek, elenmek.
ilmek:
1.)
boum, dairesel balama,
dng, dm,
2.)
yaya atlan ip
boumu.
ilmik [ilmek > ilmik]:
1.)
boum, dm,
2.)
ereti dm.
ilmiye [Arp.: ? >]: hocalar snf.
iltica [Arp.: ? >]: snma, ~ etmek:
snmak.
iltifat [Arp.: ? > iltift]:
1.)
yzn
dnp bakma, ilgi gsterme, 2.) ilgi
gsterme, kompliman, vme.
iltihab [Arp.: ? > iltihb]: bak. iltihap.
iltihap [Arp.: ? > iltihb]:
1.)
(beden,
vcut) atelenme, tutuma, yanma,
2.)
[Tp] yanma, iltihaplanma.
iltihaplanma: [Tp] iltihap, yanma.
iltihaplanmak: [Tp] iltihap tutmak,
yanmak, abuk iltihaplanan: azgn,
iltizam [Arp.: ? > iltizm]:
1.)
kendisi iin
gerekli grme, lzum grme, uygun
grme,
2.)
kesenek, tercihen.
iluminare [Lat.]: aydnlatmak,
parlatmak.
ilstratif [Lat.: > Fra.: illustrative]:
resimle gsterilmi, batili, figuratif.
im
1
: alamet, belirti, delalet, emare,
ipucu, iaret, iz.
im
2
[Lat.: in]: Franszcada im-; in
1
ve
in
2
gibi ayn anlama gelen ve b, m
ve p harfleriyle balayan kelimelerde
kullanlan bir nek.
ima [Arp.: ? > m]: dolayl anlatm,
dolayl anlatma, kinaye, tariz.
imago [Lat.: o.: imagoes & imagines]:
benzetme, betim, timsal.
imaj [Lat.. imago > Fra.: image]:
1.)

suret, ekil, tasfir,
2.)
heykel, put,
sanem,
3.)
grnt,
4.)
d, grnt,
hayal, hlya, imge, serap.
imal [Arp.: aml > ml]:
1.)
etme, hasl
etme, uretme, yapma,
2.)
yapm.
imalat [Arp.: aml > imlt]: ilenmi
mal.
imale [Arp.: ? > mle]: bir tarafa
yatrma.
imal [Arp. + l]: st kapal sz,
kinayeli,
imalthane [Arp.: imlt + hne]:
yapmevi.
imam [Arp.: ? > mn]:
1.)

2.)
[] bir
erkek ad.
imame [Arp.: ? > imme]: tespihin
ucundaki pskll knt.
imamet [Arp.: ? > immet]: imamlk.
imamlk [Arp. + lk]: imamet,
iman [Arp.: ? > mn]: [Din] inan, inan,
inanma, itikat.
imar [Arp.: amr > [] > mr []]:
1.)

a.)
kurma, onarma, yapma,
b.)
bir
araya gelme, sevinli olma,
c.)
uzun
yaama,
2.)
bayndrlk, kalknmlk.
imbat [tl.: imbatto]:
1.)
denizden gelen
esinti,
2.)
deniz yeli yada rzgar.
imbecilis [Lat.]: dermansz, kuvvetsiz,
takatsz, zayf.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 171 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
imber [Tr.: yamr, yomgr, yamur >
Lat.]: oma, fkrma, dklme.
imbik [Arp.: embik ? > [?]]:
1.)
bardak,
kupa, marapa, su ime kab,
2.)

damtma iesi,
3.)
damtc.
imbrogliare [Lat.]: bozmak,
karmakark etmek, kartrmak.
imbuere [Lat.]: slatmak, suya
sokmak.
imdad [Arp.: ? > imdd]: bak. imdat,
imdat [Arp.: ? > imdd]:
1.)
yardm
ars,
2.)
[] bir erkek ad.
imge:
1.)
d, imaj, hayal, hlya, rya,
2.)
remiz, sembol, simge.
imgelem: muhayyile.
imha [Arp.: ? > imh]: telef, yok etme.
imik [Arp.: ? > Bedenbilim]: boaz,
hanere, grtlak, mik.
imitari: bir eye benzemek, taklit
etmek.
imitasyon [Lat.: imitari > Fra.: imitation]:
benzetme, sahte, taklit.
imkan [Arp.: ? > imkn []]: olanak.
imla [Arp.: ? > iml]:
1.)
zel iaret,
2.)

[Dilbilgisi] yazm.
imlicare [Lat.]: karmak, mdahil
olmak.
immergere [Lat.]: suya daldrmak,
suya sokmak.
immune [Lat.: im + munia > Fra.:
immune, Tp]:
1.)
hastalklara kar
dayanm,
2.)
baklk, muafiyet.
impala [? > ng.: impala]:
1.)
[Hayvanbilim:
Aepyceros melampus] Afrika kkenli,
krmz renkli bir antilop, ceylan,
2.)

[Otomotiv] bir Amerikan araba
markas.
impaludism [?]: [Tp] mzmin stma.
imparator [Lat.: imperare > imperator >
tl.]: ba, bey, emir, hakan, hnkar,
ilbey, ilhan, mir, kaan, kayser, kral,
sultan, eyh.
imparatorluk [Lat.: imperare > tl. +
luk]: beylik, emirlik, ilbeylik, krallk,
sultanlk, eyhlik.
imperare [Lat.]: emir olmak,
emretmek, hakim olmak, idare
etmek, kumanda etmek, ynetmek.
imperium [Lat.]: egemenlik,
hakimiyet, imparatorluk.
impetigo [Lati.:]: [Tp] bir eit
cerahatli deri hastal.
impetus
1
[Lat.: in + petere]: atlma.
impetus
2
[Lat.: in + petere]:
1.)
atlma,
2.)
bir direne kar bedenin hareket
gc,
3.)
g, hz, iddet, zor,
4.)

gd, saik.
impirgere [Lat.]: sktrp bir birine
kaynatrmak, pekitirmek,
sktrmak.
implant [Lati.: in + planta > Fra.:
implante]:
1.)
filizleme, fidanlama,
2.)

tedavi amacyla vcuda sert bir
madde koymak,
3.)
tek tek takma di
ekleme,
4.)
takma di.
import [Lat.: in + portare]:
1.)
ieriye
tamak,
2.)
[Ticaret] yurt dndan
ticari mal almak,
3.)
[Ticaret] ithalat.
imprimatur
1
[Lat.]: brakn baslsn.
imprimatur
2
[Lat.]:
1.)
brakn baslsn,
2.)
eskiden Katolik Kilisesi tarafndan
verilen kitap basma yetkisi,
3.)
bask
izni, kitap basma ruhsatnamesi.
imprint [Lat.: in + premere > ng.:
imprint]:
1.)
bask, damga, tab,
2.)

etki, tesir,
3.)
izlenim, intiba,
4.)
bir
kitabn banda verilen yazar, basm
yeri, basmevi gibi bilgiler,
5.)

[Teknoloji] fotoraf makineleri vb film,
resim zerine tarih, zaman ve saat
bilgisi atma zellii.
imrahor [Osm.]: padiah ahr grevlisi.
imren:
1.)
gpta,
2.)
[] bir bayan ad.
imsak [Arp.]: oru balangc.
imsakiye [Arp.: imskiye, Din]:
Ramazanda oru balama ve ama
zamanlarn gsteren izelge.
imtihan [Arp.: ? >]: i.,
1.)
denenme,
zorlua katlanma,
2.)
snav, test,
yazl.
imtiyaz [Arp.: ? >]: i., ayrcalk,
kayrma.
imuyun [Lat.: im + munia > Fra.: immune,
Tp]: bak. immune.
muyunoloji [Lat.: im + munia + logia >
Fra.: immunelogie, Tp]: hastalklara ve
alerjiye kar bakl inceleyen Tp
dal, Baklk.
imza: yaznn altndaki iaret, ksa ~:
paraf.
in
1
: maara.
in
2
[Far.: -n]: Farsada in; -l, -li, -lu,
-l anlamna bir sonek.
in
2
[Lat.]: Latincede in;
1.)
eklemek,
koymak, geirmek, stne brakmak,
2.)
olmak, neden olmak, yapmak,
3.)

i, iine, iine doru, iinde, ynelen
anlamna gelen bir nek.
in
3
[Lat.]: Latincede in; -sz yada gayri
anlamna bir enk olup Bat
Dillerinde fillerin nne gelir ve
onlar ollumsuza evirir, [ability-
inability].
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 172 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
in
4
[Yun.]: Yun.da in; olumsuz,
negatif anlam ykleyen nek.
in absentia [Lat.]: gyabnda,
yokluunda.
in limbo [Lat.]: snrda, kertede.
in loco parrentis [Lat.]: ana-baba
yerinde.
in medias res [Lat.]: asl bahse veya
ie girimek, ortasnda.
in memoriam [Lat.]: ansna,
hatrasna.
in odio [Lat.]: nefret eden.
in perpetuum [Lat.]: ebediyen,
ilelebed, sonsuza dek.
in posse [Lat.]: imkan dahilinde,
muhtemel, olabilir.
in promtu [Lat.]: amade, gnll,
hazr.
in propria persona [Lat.]: bizzat,
kendi ahsnda, ahsen.
in re [Lat.]: -in konusunda, hakknda,
ile ilgili.
in toto [Lat.]: bir btn olarak.
ina [Lat.: -ina]: Latincede belli soyut
isimler oluturmada kullanlan bir
sonek.
inal: kendisine inanlan.
inam [?]: emanet, vedia.
inan: [Din] iman, inan, inanma, itikat.
inanan: [Din] inanl, mmin.
inanca: gvence.
inan: [Din]
1.)
iman, inan, inanma,
itikat, batl ~: hurafe, kr ~: hurafe,
2.)
dnce, kan.
inanl: [Din] inanan, mmin.
inandrma: ikna.
inanlan: emin, gvenilen, kendisine
~: inal.
inanlr: emin, gvenilir.
inanis [Lat.]:
1.)
bo,
2.)
beyhude, bo,
bo yere, yararsz.
inanma: iman, inan, inanma, inan,
inanmak: gvenmek.
inat: ayak diretme.
inat: anut.
inatlama: dayatma.
inaugurare [Lat.]: fal bakmak,
kehanette bulunmak.
inayet [Arp.]: iyilik, ihsan, kayra, ltuf.
ince: elegan, narin, nazik.
inceleme: tetkik, yerinde ~: keif,
incelemek: tetkik etmek.
inceltici: [Boya] boya inceltici sv,
tiner.
incendium [Lat.]: ate.
inchoare [Lat.]: balamak.
inci:
1.)
istiridyede bulunur,
2.)
[] bir
bayan ad.
incidere [Lat.]: saldrmak, stne
gelmek, stne yrmek.
ncil: Hiristiyanlarn kutsal kitab,
[Bible].
incir: bir meyve tr, yemi, tatl ya
~: bardack.
incognita [Lat.: in + cognitus]:
1.)

bilinmeyen,
2.)
kyafet deitirmi,
tebdili kyafet,
3.)
kendini belli
etmeyen, takma adl,
4.)
bilinmeyen,
tannmayan kii.
incrementum [Lat.]: art, fazlalama.
incubus [Lat.]: kabus.
incus
1
[Lat.]: rs.
incus
2
[Lat.]: [Bedenbilim] orta kulaktaki
paradan brisi olan rs.
in [Lat.: uncia > ng.: inch]:
1.)
1/12,
onikide bir,
2.)
bir ayan (fut)
1/12si uzunluunda bir l birimi,
3.)
2,54 cm.,
4.)
ngiltere ve Kanada,
ABDde metrik sistem kullanlan in
sistemi, 5.) ayak, fut,, pus.
indeks [Lat.: index > ng.: index]: bak.
endeks.
indemnis [Lat.]: zarar grmemi.
indicis [Lat.: indexin oul]: iaretler.
indifa [Arp.]: yanarda pskrmesi.
indigo [Yun.: Indikos > Fra.: indigo]:
1.)

belli bitkilerden yada sentetik olarak
elde edilen bir mavi renk boya
maddesi,
2.)
ivit, ivit rengi.
indirim: [Ticaret] iskonta.
indirme:
indirmek:
indu [Lat.]: i.
industrius [Lat.]: alkan, etkin, faal,
hamarat.
ine
1
[Lat.: inus]: Bat Dillerinde nin
ayns, -nn doasnda, -nn doasnda
anlamna [crystalline: kristalin] gelen bir
son ek.
ine
2
[Lat.: -ina]: Bat Dillerinde belli
soyut isimler oluturmada [doctrine:
doktrin] kullanlan bir sonek.
ine
3
[Lat.: inus]: Bat Dillerinde
kimyasal isimleri oluturmada
1.)

halojenler [iodine: iyodin],
2.)
alkoloid
yada nitrojen bazlar [morphine:
morfin],
3.)
zellikle ticari ila isimleri
[Vaseline: Vazalin], kullanlr.
nebaht [Rum.: Lepanto]:
Yunanistandaki Lepanto kenti.
inek: dii kz, ~ memesi: yelin, ~
antilobu: ?
iner kar: asansr, elavatr.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 173 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
inertia [Lat.]: [Fizik] atalet, durgunluk,
hareketsizlik, sredurum.
inextenso [Lat.]: etraflca, ksaltlm
olarak, tamamen, tam olarak.
inextremis [Lat.]:
1.)
en son noktaya
kadar, sonuna dek,
2.)
lm
deinde, lmek zere olan.
infante [Lat.]: gen.
infaz [Arp.]: bir yargy uygulama.
inferus [Lat.]:
1.)
aa, aas,
2.)

deersiz, kymetsiz.
infestus [Lat.: in + festus]:
1.)
elenceli
olmalayan, neeli olmayan,
2.)

dmanca, dmanlk gsteren,
mtecavz, saldrgan.
inficere [Lat.]: kirletmek, lekelemek,
pisletmek.
infidelis [Lat.: in + fidelis]:
1.)
tanrlara
inanmayan,
2.)
inanmayan, inansz,
kafir,
3.)
gavur.
infilak: ~ etme: bsme.
infinitas [Lat.: in + finis + tas]:
1.)
bol,
geni,
2.)
ebedilik, sonsuzluk,
usuzluk.
infinitus [Lat.]: ebedi, sonsuz.
infra [Lat.]: Bat Dillerinde infra-;
1.)

aa, aas,
2.)
te, tesi anlamna
bir nek.
infra dignitatem [Lat.]:
1.)

yakmayan,
2.)
insann stne
yakmayan.
infrared [Lat.: infra + ng.: red > ng.:
infrared]:
1.)
krmz tesi, kzltesi,
2.)
[Fizik] kzltesi nlar, enfraruj.
ngiliz Abecesi: A (a) Ey, B (b) Bi, C (c)
Ci, D (d) Di, E (e) , F (f) Ef, G (g) Ci, H (h)
Eyc, I (i) Ay, J (j) Cey, K (k) Key, L (l) El, M
(m) Em, N (n) En, O (o) O, P (p) Pi, Q (q)
Ku, R (r) Ar, S (s) Es, T (t) Ti, U (u) U, V (v)
Vu, W (w) Dablyu, X (x) ks, Y (y) Vay, Z (z)
Zet.
ngiliz: bir ~ oyunu: kriket, ~
Kilisesi: Anglikan, ~ kpei: seter,
ngilizce Saylar: One (1), Two (2),
Three (3), Four (4), Five (5), Six (6), Seven
(7), Eight (8), Nine (9), Ten (10), Eleven
(11), Thirteen (12), Fourteen (13), Fifteen
(14), Seventeen (15), Sixteen (16),
Seventeen (17), Eighteen (18), Ninteen (19),
Twenty (20), Thirty (30), Fourty (40), Fifthy
(50), Sixty (60), Seventy (70), Eighty (80),
Nighty (90), Hundred (100), Thousand
(1000), Million (1.000.000).
ngiltere: Birleik Krallk, Britanya,
[Britain, United Kingdom, England].
inhibitr [Lat.: ? > Fra.: inhibiteur]:
[Eczaclk] ?
inhisar [Arp.]: monopol, tekel.
ini [Halkdili]: kaynbirader, kayuno.
inikas [Arp.]: akis, aksiseda, eko,
yansma, yank.
inisiyatif [Lat.: in + ire > Fra.: initiative]:
1.)
ilk adm atma yada ilk eylemi
yapma hareketi,
2.)
balama yetkisi,
3.)
bireysel karar verme ve yapma
yetkisi, 4.) ncelik, ncececilik,
stnlk.
initiare [Lat.]: balamak, balatmak.
inkar [Arp.: inkr]: yadsma,
yalanlama.
inklap [Arp.]:
inleme: nale.
inme: fel, paraliz, nuzul, kalbe inen
~: damla.
inorganik [Yun.: in + organon + ikos >
Fra.: inorganique]:
1.)
cansz, uzvi
olmayan,
2.)
organik olmayan.
insaf [Arp.: nsf]: acma.
insafsz [Arp. + sz]: acmasz, gaddar,
kyc.
insan [Arp.]: beer, kul.
insanlk [Arp. + lk]: beeriyet.
insanolu [Arp. + olu]: beer.
insectum [Lat.]: entikli, yivli.
insidiae [Lat.]: pusu.
insignia [Lat., oul]:
1.)
nian
alametleri, nianlar,
2.)
rtbe
iaretleri.
insomnia [Lat.: in + somnus]:
1.)

uykusuzluk,
2.)
[Tp] uyku uyuyamam
rahatszl.
instinguere [Lat.]: itmek, srmek,
tahrik etmek.
insula [Lat.]: ada.
inslin [Lat.: insula > Fra.: insuline]:
1.)

pankreas bezesinin rettii karbo-
hidrat metabolizma iin yaamsal
olan bir salg,
2.)
[Eczaclk] eker
hastalarnn ald bir ila.
inaa [Arp.: na]: yapm, yap kurma.
inaat [Arp.: nat]: yap ileri.
inallah [Arp.: in-a-allah]: Allahn
izniyle.
intan [Arp.: ntn]:
1.)
mikroplu
hastalk,
2.)
idrar yollar.
ntaniye [Arp.: ntnye ]:
1.)
idrar
yollar ile ilgili,
2.)
draryollar
Blm.
integer
1
[Lat.]: btn, hepsi, tam,
tm.
integer
2
[Lat.: integer > B.D.: integer]:
[Matematik] tam say yada sfr (0).
integran [Lat.: integer > Fra.: integrant]:
bir blm oluturan, btnleyici,
tmleyici.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 174 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
intejer [Lat.: integer > Fra.: integer]:
[Matematik] tam say yada sfr (0).
inter
1
[Lat.: in + terra]: ly gmmek,
mezarna koymak yada katafalkn
ayerletirmek.
inter
2
[Lat.]: Latince ve Bat Dillerinde
inter-;
1.)
aras, arasnda, beynel,
2.)

[Dilbilgisi] temel sfat yada tekil
isimlerin adlandrlan her bir unsurla
ilgili, [intercultural: kltrleraras],
3.)
bir
biriyle ilgili yada birbiriyle etkileimli
[interact: etkileimli] anlamnda bir
nek.
interaneus [Lat.]: i, dahili.
intercom [ng.: internal communication]:
1.)
i telefon sistemi,
2.)
dahili telefon.
intern [Lat.: internus > ng.: intern]:
1.)

ieriden, iten,
2.)
Tp Fakltesinden
mezun olduktan sonra, bir kurum
yada hastahanede grev yapan ve
onun asl kadrosunda pratisyen
hekim olarak alan doktor vb,
3.)

pratisyen retmen, gazeteci yada
stajyer renci.
internist [Lat.: internus > Fra.:
interniste]: hastalklar keimi,
dahiliyeci.
internus [Yun.]: ieriye doru.
nterpol [Lat.: inter + Yun.: polis [?] >
ng.: International Police]: k.,
Uluslararas Polis Kurumu.
interpres [Lat.]: arac, grmeci,
mzakereci.
intiba [Arp.]: izlenim.
intibak [Arp.]: riayet, uyma.
intihal [Arp.]:
1.)
arma, alma,
2.)

bakasna ait eseri alma, yada
ondan izinsiz aktarma yapma.
intihar [Arp.]: kendini lrmek.
intikam [Arp.: intikm]: .
intra
1
[Lat.]: iinde.
intra
2
[Lat.]: Latince ve Bat Dillerinde
intra-; iinde, -nn iinde anlamnda
bir nek.
intus [Lat.]:
1.)
iinde,
2.)
iten,
ieriden.
inus [Lat.: -inus]: Latincede eye
benzeyen, nn ayns, -nn doasnda, -
nn doasnda anlamna gelen bir
sonek.
inveterare [Lat.]: ihtiyarlamak,
kocamak, yalanmak.
invidia [Lat.]:
invidia [Lat.]: ekememek, kskanmak.
invitare [Lat.]: izin istemek, msaade
istemek.
iodes [Yun.]:
1.)
menekeye benzeyen,
meneke gibi,
2.)
meneke rengine
benzeyen.
ion [Lat.: io]: Latince ve Bat Dillerinde
ion;
1.)
nn hareketi yada durumunda,
2.)
nn sonucunda anlamna gelen bir
sonek.
ip:
1.)
fiber, iplik, knnap, lif, sicim, tel,
tire,
2.)
ince urgan, ~ yaplan bitki:
halfa, sa gibi rlm ~:
salmastra, kaln ~: halat, ucu
ilmikli ~: kement, hayvan balama
~i: rk, akul ~i: pereste.
ipek
1
:
1.)
bir kuma tr,
2.)
esnek tel,
3.)
[] bir Trk bayan ad.~li bir
kuma: Abani, Atlas, ham ~: lika,
~li petamal: fuka.
ipeka [G.A.Y.Dili.: ipecac > Fra.: ipca]:
1.)

[Bitkibilim: Cephaelis ipeca cuanha],
2.)

Gney Amerika'da yetien, kusturucu
nitelii olan bir kk, altnkk.
iplik: fiber, iplik, lif, tel, tire, kaln
bklm ipek ~: ibriim, nak
iplii yuma: kuka.
ipotek [Fra.]: [Hukuk] rehin, tutu.
ipse dixit [Lat.]:
1.)
kendisi syledi,
2.)

[Hukuk] kanta dayanmayan sz yada
aklama.
ipsissima verba [Lat.]:
1.)
kelime
kelime aklama,
2.)
[Hukuk] ayn
kelimeler.
ipso facto [Lat.]: fiilen, hatt zatnda,
sadece bu nedenle.
ibtidai [Arp.]: bak. iptidai.
iptidai [Arp.: ibdidai []]: barbar,
ilkel.
ipucu: alamet, belirti, delalet, emare,
im, iaret, iz.
ique [Yun.: ikos [] > ng.: ic > Fra.:
ique]:
1.)
ile, ile ilgili [volcanique:
valkansal],
2.)
benzer, gibi [angelique:
melek gibi],
3.)
-den yaplma, -den
retilme [photographiquec: fotoraftan
yaplm],
4.)
den oluan, -ni ieren
[alcholic: alkoll],
5.)
bir eye uram
kii yada nesne [parabletique: felli],
6.)

yi destekleyen, -nin taraftar
[Socratique: Sokrat],
7.)
reten, ile dolu
[hypnotique: bylenmi] anlamna gelen
bir sonek.
ir [Lat.]: in anlamnda olup (r) harfiyle
balayan kelimelerden nce
kullanlan bir nek.
ira [Lat.]: kzgn.
irade [Arp.: ? > irde]:
1.)
?
2.)
azim,
kararllk.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 175 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
irae [Arp.: ire]: ?.
ran [?]: .i., ran slam Cumhuriyeti,
Trkiyenin dousunda yer alan lke.
rani [ran]: s.,
1.)
Acem, Fars kkenli,
Farisi,
2.)
Fars dili, kltr yada
onlara ait bir ey.
ranl: s., Acem, Fars kkenli, Farisi.
ire [Lat.]: gitmek.
irfan
1
[Arp.: irfn]:
1.)
gl sezi,
2.)
[]
bir erkek ad.
iri:
1.)
azim, alamet, balaban, byk,
celil, cesim, kocaman, muazzam, iri,
ulu,
2.)
ana, kart, olaandan byk,
3.)
ar, hantal, kaba, lk, ok ~:
celil, dev, div.
iriba: [Yaambilim] kurbaa yavrusu.
ridyum [Yun.: iris > Fra.: iridium: Ir]:
beyaz metalik kimyasal element.
irin [Arp.]: [Tp] apse, cerehat.
iris
1
[Yun.]: alaimisima, alkim,
ebemkua, gkkua.
iris
2
[Yun.]:
1.)
gkkua,
2.)

[Bedenbilim] gzn gzbebei
evresindeki renkli blm. Gzn
renkli katman.
iritis [Yun.: iris + itis > Fra.: irtis]:
1.)
gz
iltihab,
2.)
[Tp] gzn iris
tabakasnn iltihaplanmas
iriyar:
1.)
irikym,
2.)
azanvur, sinirli.
irmik: bir un tr, Hint irmii: baga,
sau.
ironi [Yun.: eiron > Fra.: ironie]:
1.)

sylemek istenileni tersi kelimelerle
anlatma,
2.)
kinaye yapma, kinaye
inceliinde bulunma
irrasyonel [Lat.: ir + ratio > Fra.:
irrationaille]:
1.)
orantsz,
2.)
akla
aykr, akld, kabul edilmez.
irritare [Lat.]: heyecanlanmak.
irs [Arp.: ? >]: kaltm, soya ekim.
irsal [Arp.: irsl]: gnderme, indirme.
irsaliye [Arp.: rsl > irsliye]:
1.)

gnderme, gnderilme, indirme,
indirilme,
2.)
tama cret,
3.)
[Ticaret]
yol belgesi.
irsi [Arp.: irs []]: kaltsal.
irtifa [Arp.: ? > ]: ykseklik.
is
1
: buu, buhar, duman, islim, istim,
pus, tt.
is
2
: duman lekesi.
sa [br.: ? > Arp.: ?]:
1.)

2.)
Hz. sa. sa
Peygamber: Musevilik, Hiristiyanlk
ve Mslmanlkda ortak peygamber.
[Hristo, Christ, Cristi, Cristo, Jesus],
3.)

bir Mslman ve Trk erkek ad.
isabet [Arp.: isbet]: denk gelme,
karlama, rastlant, tesadf,
yerinde.
isberg [Hol.]: buz da.
ise [Yun.: izein]: Franszcada ise;
1.)

olmasna yol aan,
2.)
(gibi) olmak,
3.)
ile birlemek,
4.)
ile itigal etmek,
ile uramak anlamalrna bir sonek.
sevi [Arp.: isev]: Hz. saya inan,
Hiristiyan, Nasrani.
shak [br.: Yizhaq > Arp.]:
1.)
o glecek,
mutlu olacak,
2.)
Hz. brahimin olu,
Hz. Yakub ve Aysn [Jacob & Esau]
babas, 3.) bir Yahudi, Hiristiyan ve
Mslman erkek ad, [zak, Isaac,
Yizak, ].
ishal: [Tp] amel, diyare, i srmesi.
isim [Arp.: ism]: bak. isim.
isim [Arp.: ism [] > isim]:
1.)
ad,
nam, an, hret, unvan, n,
2.)

[Dilbilgisi] Adl, [Noun], isme yazl:
nominal.
iskambil [tl.: scambille ?]: bir kart
oyunu, ~ oyunlar: Blm, Bri, Ellibir,
King, Lazkine, Maakz, Piti, Poker, Prafa,
Praa, Remi, Remil, ~ kad isimleri:
Karo [Dineri], Kupa, Maa, Sinek
[Ispati].
iskandil [tl.: scandile & scandille]:
[Denizcilik] denizin derinliini lme.
iskarpin [tl.: scarpino]: keli, konsuz
ayakkab.
iskele
1
[Lat.: scala > tl.: scala > Tr.: i-
skele]: [Denizcilik]
1.)
geminin sol yars,
2.)
iner-kalkar merdiven,
3.)
gemi
yanama yeri,
4.)
yapm ilerinde
kullanlan tezgah.
skele
2
[Lat.: scala > tl.: scala > Tr.: i-
skele]: KKTC, Larnaka kentind ebir
yer ad.
iskelekuu [iskele kuu]: [Kubilim:
Alcedo atthis] emircik, yalapkn.
iskelet [Yun.: skeletos > Fra.: scelette >
Tr.: i-skelet]:
1.)
kurumu,
2.)

[Bedenbilim] kemik sistemi,
2.)
ereve.
iskemle [Rum.: ?]: arkalksz oturak,
bir tr ~: tabure, alak ~: oturak.
skenderiye [Yun.: Alexandria >
Alexandretta > B.D.: Alexandria]:
1.)

Byk iskenderin kneti anlamna,
2.)

Msrn kuzeyinde bir Akdeniz liman
kenti.
skenderun [Yun.: Alexandria > ?]:
Hatay kenti.
iskete [?]: [Kubilim: ?] gzel sesli ku.
iskonta [tl.: ?]: [Ticaret] indirim
tenzilat.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 176 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
iskorpit: [Balklk: ?] bir balk.
iskuna: [Denizcilik] iki direkli yelkenli.
islim [?]: buu, buhar, duman, is,
istim, pus, sis, tt.
smail [br.: yishmael > Arp.: ismil]:
1.)

Tanr duyacak,
2.)
Hz. smail,
3.)
[]
bir Yahudi, Hiristiyan ve Mslman
erkek ad, [Ishmael,].
isme [Yun.: -ismos [] > Lat.: ismus >
Fra.: isme]: bak. izm.
ismen [Arp.]:
1.)
adn belirterek,
2.)
ad
ile.
ismet [Arp.]:
1.)
doru, selim,
2.)

drstlk,
3.)
[] doru, drst
anlamnda bir bay ve bayan ad.
smin cinsi: [Dilbilgisi] [Gender].
ismos [Yun.: ]:
1.)
fiilerden isim
yapmada kullanlan durum yada
hareket eki,
2.)
akide, doktrin, inan,
3.)
bak. ism & izm.
ismus [Lat]: eylem, hareket.
iso [Yun.: isos > Fra.: iso]: Franszcada
iso; ayn, benzer, e, tpks anlamna
gelen bir nek.
isos [Yun.]: denk, e, eit, msavi.
isot: krmz ac biber.
spanya [Lat.: Hispania Tarraconensis,
sp.: Espana]:
1.)
tavan lkesi
demektir,
2.)
Avrupa ber
Yarmadasnda bir lke, [Spain].
spanyol [Espagnol]:
1.)
spanyaya ait
yada spanya kltrne gre,
2.)

spanyol dili, ~ iiri: [Edebiyat]
romans, ~ dans: bolero.
ispanyolet [?]: [Teknik]
ispari [?]:[Balklk: ?] bir balk eidi,
ispat [Arp.]: tant,
ispati [Rum.: ?]: ?
ispendek [?]: [Balklk: ?] levrein
ufa,
ispinoz [?]: [Kubilim: ?] gzel sesli ku.
spir
1
[?]: Erzurumun bir ilesi.
ispir
2
[tl.: ?]: araba ua.
israf [Arp.]: savurganlk.
srafil [Arp.]: [Din]
1.)
kyamet melei,
2.)
[] bir erkek ad.
ist [Yun.: istes []]: bak. iste.
istakoz: bak. stakoz.
istambot [ng.: steamboat]: [Denizcilik]
otana, kk vapur,
istan [Far.]: Farsada istan;
1.)
blge,
mahal, memleket, lke, vatan, yer,
2.)
-
ia, -ye, -ya anlamna gelen bir sonek,
[Bulgaristan, Ermenistan, Hindistan,
Yunanistan].
stanbul [Rum.: Bizantion, Antion,
Constantine, Constantinople, Konstantin,
Konstanpolis, Konstantinopolis, Arp.:
Kostantiniye, Osm.: Stin-polis, slambol,
stanbul]: [34], Trkiyede bir kent.
istavrit [Rum.: storedes > stavridis]:
[Balklk: Trachurus trachurus] bir tr
balk.
istavroz [?]: [Hiristiyanlk] armh, ha,
iste [Yun.: -istes []]: Franszcada
iste;
1.)
eden, yapan, dileyen,
2.)

uygulayan, yetenekli,
3.)
eye kendini
adam anlamlarna gelen bir sonek.
istek:
1.)
arzu, dilek, heves, evk,
2.)

maksat, meram,
3.)
talep, istee
bal: ihtiyari, opsiyonel, deiken
~: kapris,
isteka [lt.: stecca]:
1.)
bilardo sopas,
2.)
staka.
isteksiz: ~ grnmek: nazlanmak.
isteri [Yun.: hystera > Fra.: hystera,
hysterie]: bak. histeri.
istes [Yun.]: ?
isthmos [Yun.]: boyun, ense.
istida [Arp.: dva > istidaa]: i.,
1.)

arma, yalvarma, yakarma, yardm
dilenme,
2.)
ariza, arzuha, dileke,
istif [?]: [Ticaret] dzgn eya yn.
istifa [Arp.]:
1.)
ekilme,
2.)
iinden
yada grevinden isteyerek ayrlma.,
istifra: kusma, kusturma, ~ ettirici:
ematik, kusturcu.
istihare [Arp.]: dua ile uyuma.
istihbarat [Arp.: ?]:
1.)
bilgi toplama,
2.)

gizli servis, [Intelligence].
istihkam [?]:
1.)
savunma alan,
2.)

germen, hisar, kale.
istihsal [Arp.: istihsl]: [Ticaret] karma,
elde etme, retim, retme.
istihza [Arp.]: alay, saraka.
istihzal [Arp.]: alayl.
istikamet [Arp.]:
1.)
dorultu, yn,
2.)

ak, cereyan, eilim, mecra,
temayl, trend, yn, ynelim.
istikbal [Arp.: kbl > istikbl]:
1.)

karlama,
2.)
ati, gelecek.
istila [Arp.]: brme, ele geirme.
istim [ng.: steam]: buu, buhar,
duman, is, islim, pus, tt.
istimal [Arp.: aml > ? > istiml]:
1.)

kullanma,
2.)
kullanm.
istimlak [Arp.]: kamulatrma.
istinaf [Arp.: ?]: ksa.
istiridye [?]: kabuklu bir deniz canls,
~de bulunur: inci.
istirahat [Arp.: ? >]:
1.)
dilenme,
2.)

hstalk izni.
istismar [Arp.]:
1.)
ktye kullanma,
2.)

smrme.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 177 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
istisna [Arp.: istisn' []]:
1.)

ayr, farkl, kural d,
2.)
[] bir bayan
ad.
istisnai [Arp.: istisn']: kural d.
isyan [Arp.]: ayaklanma, intifa,
kalkma.
i:
1.)
edim, fiil,
2.)
davran, yaplan ~:
amel, ~ yapmaya hazr: amade,
3.)
alma,

meslek, bir ~ birimi: erg, ~
brakma: grev, iinin ibrakmas,
~ten karma: lokavt.
iaret [Arp.]:
1.)
alamet, belirti, delalet,
emare, im, ipucu, iz,
2.)
damga,
nian,
3.)
amblem, arma, zel iaret,
remiz, simge, temsili resim, zel ~:
marka, gizli ~: parola,
ii: amele, emeki, rgat, proleter.
ikembe [?]: hayvanlarda mide
blm.
ilek: aktif, alkan, etkin, faal,
gayretli, hareketli.
ilem: muamele.
iletme: iyeri.
ilev: fonksiyon, grev, vazife.
imar: el yz hareketleri.
imerkezi: plaza.
iporta [i + porta]: akta sat,
seyyar.
isiz: avara, avare, azade, aylak, atl,
babo, bo, haylaz, hayta, nabekar,
serseri, tembel.
tar [Sm.]: bir Babil bereket
tanras.
itigal [Arp.: ? >]: ura, ura.
itirak [Arp.: rk >]: katlm, ortaklk.
ive: eda, naz.
iyeri: bro, iletme, ofis.
it: kelp, kpek.
ita [Lat.]:
1.)
byle, yle, yle,
2.)
bu
kadar, bu suretle.
itaat [Arp.]: biat, boyun eme, ram.
talik
1
[Italic]: talyada yaam antik
bri boy.
talik
2
[Italic]: yatk yaz.
talya [Italia]: Avrupada bir Akdeniz
lkesi, [Italy].
talyan [?]: talya kkenli yada
talyada yaayanlar.
talyan Abecesi: talyan Abecesi 21
harften oluur; A (a) A, B (b) Bi, C
(c) i, D (d) Di, E (e) E, F (f) Effe, G
(g) Ci, H (h) Akka, I (i) , L (l) Elle,
M (m) Emme, N (n) Enne, O (o) O,
P (p) Pi, Q (q) Ku, R (r) Erre, S (s)
Esse, T (t) Ti, U (u) U, V (v) Vu, Z
(z) Zeta.
talyanca Saylar: Uno (1), Due (2), Tre
(3), Quattro (4), Cinque (5), Sei (6), Sette
(7), Otto (8), Nove (9), Dieci (10), Undici
(11), Dodici (12), Tredici (13), Quattordici
(14), Quindici (15), Sedici (16), Diciassette
(17), Diciotto (18), Diciannove (19), Venti
(20), Trenta (30), Quaranta (40), Cinquanta
(50), Sessanta (60), Settanta (70), Ottanta
(80), Novanta (90), Cento (100), Mille (1000),
Million (1.000.000).
itas [Lat.]: durum, olu.
ite
1
[Yun.: ites [?]]: Franszcada ite;
1.)

nn sakini,
2.)
nn hayran,
3.)
retilmi
bir rn anlamna gelen bir sonek.
ite
2
[Yun.: itis []]: Yunancada itis,
Bat Dillerinde (ng.: -it, Fra.: -ite)
iltihaplanma, yang, yanma anlamna
gelen bir sonek, [nevrotite].
ite, missa ets [Lat.]: gidebilirsin,
kovuldun.
itenek: [Teknik] piston.
iter [Lat.]: yrme, yryerek gitme.
terbiyum [Lat.: > Fra.: Yterbium: Yb]:
iterum [Lat.]: gene, tekrar, yine.
ites [Lat.]: -nn.
itfa [Arp.: itf]: sndrme, yangn
sndrme.
itfiye
1
[Arp.]:
1.)
sona erdirme,
2.)

yangn-sndrme, yangn sndrme,
[fire, estinguish].
tfaiye
2
[Arp.: itfiye]:
1.)
yangn
sndrme,
2.)
yangn sndrme ii, yangn
sndrme birimi yada kurumu, [Fire, Fire
Department, Fire Fighting].
ithal [Arp., Ticaret]: yurda dardan
giren her tr mal, import.
ithalat [Arp.: ithalt, Ticaret]: yurt dna
her tr mal gnderme ilemi, import.
iti: itici g, motiv, saik.
tibar [Arp.: tibr]:
1.)
prestij,
saygnlk,
2.)
intibak, riayet, uyma, ~
etmek: kadrini bilmek, kymetini
bilmek, muteber tutmak, saymak,
takdir etmek.
itidal [Arp.: itidl]: soukkanllk.
itidalli [Arp.: itidl + li]: lml, mutedil.
itie [Lat.: itas]: Franszcada itie;
durum, nitelik yada olu anlamna
gelen bir sonek.
itikat [Arp.: tikt]:
1.)
din bilgisi,
2.)

iman, inan, inanma, inan.
itilaf [Arp.]:
1.)
?
2.)
uzlama.
itimat [Arp.]: gven.
itina [Arp.: tin]: zen.
itinal [Arp. + l]: zenli.
itiraf [Arp.: tirf]: aklama.
itiraz [Arp.: tirz]: kar syleme,
itis
1
[Yun.]: bak. itis.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 178 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
itis
2
[Yun.]: Franszcada itis:
iltihaplanma, yang, yanma anlamna
gelen bir sonek, [nevrotis].
itime: kakma.
itiyad [Arp.: itiyd]: bak. itiyat.
itiyat [Arp.: itiyd]: adet, alkanlk.
tl.: Latin kkenli bir dil.
itlaf [Arp.: tlf]: ldrme.
ittifak [Arp.]: anlama, balama,
uyuma.
ium [?]:?
ive [Lat.: ivus]: Franszcada ive;
1.)

nn, -nn zelliinde,
2.)
e eilimi
olan anlamna gelen bir sonek.
ivedi: acele, acul, alamint, abuk.
ivedilikle: alelacele.
ivus [Lat.]: ait, ilintili.
iye
1
[Arp.]:
1.)
aya, eye ait,
2.)
bir isme
eklenerek onu ansna, erefine
balanm, yaplm yada
korunmu, [Nzhetiye: Nzhetky,
Arifiye: Arifky] gibi..
3.)
eklendii isme
diilik anlam ykleyen bir son ek
[Remzi-Remziye].
iye
2
:
1.)
s, malik, sahip,
2.)
efendi.
iyi
1
: gzel, uz, ~den ~ye: enikonu,
daha iyi: evla, ye.
iyi
2
: dimdik, din, esen, salkl,
shhatli, salim, zinde.
iyileme:
1.)
dzelme, iflah, kurtulu,
onma, salah,
2.)
hastalktan
kurtulma, ifa.
iyilik: ltuf, ihsan, inayet.
iyilikbilmez: nankr,
iyodin [Yun.: iodes > Fra: iodine]:
1.)

[Kimya] eczaclkta kullanlan metald
kimyasal bir element,
2.)
antiseptik
olarak kullanlan iyodin mahlul.
iyodin [Yun.: ion + > Fra.: iodine]:
[Kimya] iyot.
iyodoform [Yun.: ion + Lat.: formica >
Fra.: iodoforme]: [Eczaclk] sar renkte,
iyotlu antiseptik bir bileen..
iyon [Yun.: ionai > Fra: ione]: i., [Fizik]
elektriksel olarak yklenmi bir atom
yada atom gurubu.
iyonesfer [Yun.: ionai + sphaire > Fra.:
ionesphre]: dnya atmosferinin d
katman.
yonya [Ionia]: bugnk zmir, Aydn,
Manisa blgesi.
iz: alamet, belirti, delalet, emare, im,
ipucu, iaret, izini srmek: izlemek,
takip etmek.
izafet [Arp.: izfet]: bant, grelik.
izafi [Arp.: izf]: greceli, rlatif.
izafiyet [Arp.: izfyet]: i., grecelik,
rlativite.
izah [Arp.: zah]: i., aklama.
izahat [Arp.: zaht, izahin oulu]:
1.)
.i.,
aklamalar, ifaat,
2.)
i., aklama,
ifaat.
izale [Arp.]: i., giderme, yok etme,
[izale-i uyu:].
izare [Lat.]: i., neden olmak, yol amak
anlamna isimlerden fiil retmek iin
kullanlan bir sonek.
izbandut [lt.: spandato]:
1.)
iriyar,
2.)

Rum korsan,
3.)
ekya, haydut,
kyc, aki.
izbe [Rus.: ?]:
1.)
?
2.)
sapa yada kuytu
yer.
izdivac [Arp.: ?]: bak. izdiva.
izdiva [Arp.: ?> izdivac]: evlenme,
evlilik.
izein [Yun.: ?]: neden olmak, yol
amak anlamna isimlerden fiil
retmek iin kullanlan bir sonek.
izin: icazet, lisans, msade, permi,
ruhsat.
izlek: patika, kei yolu, yolak.
izleme:
1.)
seyretme,
2.)
takip.
izlemek:
1.)
seyretmek,
2.)
takip
etmek, izini srmek.
izlenim: intiba.
izm [Yun.: -ismos [] > Lat.: ismus >
Fra.: isme]: Franszcada -isme;
1.)
nn
ii yada sonucu,
2.)
nn durumu,
ynetimi yada nitelii,
3.)
nn teorisi,
4.)
bir eye adanma anlamna gelen bir
sonek.
izmarit
1
[?]: iilmi sigara at.
izmarit
2
[?]: bir tr balk.
zmir [Rum.: Smyra > Smyrna [?]]: [35],
Trkiyede bir kent.
zmit [Rum.: Nikomedea [?]]: Kent adn
bakentlik yapt Bitinya Krallnn II. Kral
Nikomedden alr. Osmanllar kenti ele
geirince kentin adn Iznikomed olarak
anagelmiler. Zaman iinde ad ksaca zmide
dnm. smidin Arap harfleriye yazl
srekli olaral zmir ile kartrlnca zmid olan
ad zmite dntrlm, [Nikomedea,
Nicomedia, Nikomedia, znikomed, Ismid,
Ismidt > zmit].
znik [Rum.: Nicea [?]]: Bursa iline bal
tarihi bir kent. Roma mparatorluu
dneminde ilk Hiristiyanlk Konsl, beldede
yer alan Aziz Dnce [Aya Sofya] Kilisesinde
yaplmtr. Kenti evreleyen surlarda giri ve
k iin drt kap vardr; stanbul Kap, Bursa
Kap, Lefke [Osmaneli] Kap ve Mekeci
[Sakarya] Kap.
izo [Yun.: isos [?]> Fra.: iso]: bak. iso.
izobar [Yun.: isos + baros > [?] > Fra.:
isobare]:
1.)
eit barometrik basn
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 179 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
noktalarn balayan harita
zerindeki bir izgi,
2.)
ebasn.
izole [Lat.: ? > Fra.: isol]: tecrit,
yaltlm.
izomer [Yun.: isos + meros > [?] > Fra.:
isomere]: [Kimya] moleklleri farkl
dzenlemelerde olup benzer
atomlardan oluan iki yada daha
fazla kimyasal bileenlerden herhangi
birisi.
izzet: celal, hamet, ihtiam, sitayi,
parlaklk, aaa.
========== J =========
J: Trk Abecesinin 9. harfi.
jabara [Arp.: al jabara]:
1.)
yeniden
birletirme, yeniden bir araya
getirme,
2.)
bak. cebr > cebir.
jacere [Lat.: iacere]:
1.)
atmak,
frlatmak,
2.)
yalan sylemek.
Jacques [Fra.]: Batl bir erkek ad,
[Jack].
jactare [Lat.: iactare]: atmak,
frlatmak, savurmak.
jaguar [?]:
1.)
[Hayvanbilim] bir hayvan,
2.)
: bir araba markas, [Jaguar].
Jakup [br. > ek.]:
1.)
?
2.)
bir ek
erkek ad, [Agop, Yakup, Jacob, ].
jale [?]:
1.)
?
2.)
[] bir bayan ad.
jandarma [Fra.: gens darmes > tl.:
gendarme]:
1.)
Fransada bir kolluk
kuvveti kurumu,
2.)
bir askeri kuvvet,
3.)
Trkiyede Silahl Kuvvetlere bal
polis karakollar ve emniyet
mdrl yetkisi dndaki alanlarda
grev yapan kolluk kuvvetleri.
janr [Lat.: genus > Fra.: genre]: i.,
1.)

r, nevi, stil, slup, tarz,
2.)

gndelik yaam betimleyen slup.
janti [Fra.: jauntie]: i., ho grnen
nazik erkek.
Janus [Lat.]: .i., eski Romada kaplar
mabudu, ba iki yzl bir tanr.
Janus [Lat.]: .i., ncenin ve sonrann
sahibi olan Roma tanrs.
Japon [?]: i.., Japonyada yaayan,
[?], ~ dzenleme sanat: kebena,
~ imparatoru: mikado, ~ iek
ssle sanat: kebena, bir ~
tiyatrosu: no, ~ halk trks: uta.
Japonca: .i., Japon dili.
japone: i., [Giyim] kolsuz bir kadn
giysisi,
Japonya [Nippon]: .i., Uzak Asyada, ?
Denizinde bir ada lke, [Japan].
jargon [Fra.]: i.,
1.)
muhabbet,
2.)
argo.
jarse [Fra.]: [Dokuma] esnek yn
kuma.
jartiyer [> ? > Fra.: jartier]: i., orap
ba.
jasere [Lat.]: atmak, firlatmak,
savurmak.
jasmin [Far.: yasemin > Fra.: jasmine]:
1.)
[Bitkibilim: ?] yasemin iei,
2.)
[J]
bir Batl bayan ad, [Yasemin].
Jason [Yun.]: Yunan Mitolojisinde Altn
Postu bulmak iin Ege Denizinden
balayp Marmaraya gelen ve
oaradan Karadenize yolculuk yapan
Denizcilerin (Argonotlar) nderi.
Jean [Fra.]:
1.)
Hz. Yahya, Hz.
Zekeriyann olu,
2.)
vakftizci Yahya,
[Aziz Yuhanna, St. Jean, St. John, St. Jean
Theologos],
3.)
Museviler, Hiristiyanlar
ve Mslmanlarda ortak isim,
[Yuhanna, John, Johan, ].
jean
2
: bak. bluejean.
jejunum [Lat.]: [Bedenbilim]
incebarsan st styars,
bobarsak.
jejunus [Lat.: ieiunus]: yemek yememe
su imeme, oru tutma.
jel [Lat.: gelare > Fra.: gel, jell.]:
1.)

jelatin gibi olan,
2.)
yapkan sv.
jelatin [Lat.: gelare > Fra.: gelatine,
Kimya]:
1.)
kemiklerin kaynatlmas,
zmlenip soutulmaya
braklmasyla elde edilen tasz,
okusuz bir bileen,
2.)
bu maddeden
retin renkli kaplama kad, bir tr
~: agaragar,
jen [Yun.: genes [?] > Fra.: gne]: bak.
gene.
jeneratr [Lat.: genus > Fra.:
generateur]: dinamo, rete.
jenosit [Yun.: genos + Lat.: caedere >
Fra.: genoside]:
1.)
krm, katliam,
2.)

s[Yun.]: oykrm.
jeo [Yun.: ge]: bak. geo.
Jeofizik [Yun.: ge + physis > gephysika +
ikos > Fra.: Geophisique]: havadurumu,
rzgarlar ve dalgalarla ilgilenen bir
bilim dal.
jeolog [Yun.: ge + logos > Fra.:
geologue]: yerbilimci.
Jeoloji [Yun.: ge + logia > Fra.: Geologie]:
1.)
yerkrenin kabuu, iksm,
kayalar ve fosilleriyle ilgilenen bir
bilim dal,
2.)
Yerbilimi, ~de bir
sistem: azoik.
jeolojik [Yun.: ge + logia + ikos > Fra.:
Geologique]: yerkrenin kabuk yada
iksmyla ilgili.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 180 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
jeoplitik [Yun.: ge + polis + ikos > Fra.:
geopolitique]: ekonomik ve politik
corafya.
jeostatik [Yun.: ge + statikos + ikos >
Fra.: geostatique]: yerkrenin iindeki
basnlarla ilgili.
jeotermal [Yun.: ge + thermes > Fra.:
geothermale]:
1.)
yerkrenin ssyla
ilgili,
2.)
bu syla snan yada ilenen.
jeotermik [Yun.: ge + thermes + ikos >
Fra.: geothermique]: yerkrenin
iindeki syla ilgili.
jeps []: alta.
jest [Lat.: gerere > Fra.: ]: iyi davran,
jet [Lat.: jasere > Fra.: jetter > jet]:
1.)

itmek,
2.)
tepkili uak.
jeton [Fra.: jetton]:
1.)
metal para,
2.)

ankisrl telefon konuma paras.
jiklet [Fra.]: [Gda] iklet, pelesenk,
sakz,
jimnastik [Yun.: gymnos + ikos > Fra.:
gymnastique]: kaslar gelitirmek ve
eitmek iin yaplan bedensel
hareketler, beden eitimi.
jinekolog [Yun.: gyne + logos > Fra.:
ginecologue]: kadn doum hastalklar
mtehasss, uzman, nisaiyeci,
jinekologist.
jinekologist [Yun.: gyne + logia > Fra.:
ginecologiste]: kadn doum
hastalklar mtehasss, uzman,
nisaiyeci, jinekolog.
Jinekoloji [Yun.: gyne + logia > Fra.:
ginecologie]:
1.)
kadn doum
hastalklar bilgisi,
2.)
Nisaiye.
jocus [Lat.: iocus]: boyunduruk.
Jonah [?]: Hz. Yunus.
Joseph [Arm.: Joseh, br.: ? > B.D.:
Joseph]: Hz. Yusuf.
joul [?]: bak. jul.
Jovialis [Lat.: Iovialis]: Jubiter yldz ile
ilgili.
jle [Fra.: jeule]:
1.)
salara biim
vermede bullanlan bir kozmetik
rn,
2.)
tatllarn zerine srlen bir
tr krema,
3.)
yapkanl madde.
ju [Jap.]: yumuak.
jubilum [Lat.: iubilum]: vai lk.
Judaea [Lat.]: eski Roma zamannda
Filistinin gney ksm.
judo [Jap.: ju + do > Bat Dilleri > Tr.]: bir
1.)
yumuak sanat,
2.)
Japon dvi
sanat.
jugum [Lat.: iugum.]: boyunduruk.
jul [joul > Fra.: joule]: [Fizik] 10 milyon
erge denk bir i birimi.
juncus [Lat.: iuncus]: acele, tela.
jungere [Lat.: iungare]: birlemek, dahil
olmak, katlmak.
juniperus [Lat.]: ard.
Junius [Lat.]:
junta [Lat.: jungere > sp.]:
1.)
askerin
ynetime el koymas,
2.)
askeri
ynetim.
jurare [Lat.: iurare]: and imek, yemin
etmek.
juris [uv.: yaras & Tr.: yasa > Lat.:
iruis]: dzenleme, kanun, yasa.
jurnal
1
[Lat.: diurnalis > Fra.: journale]:
1.)
gnlk, muhtra,
2.)
[Basn] gazete,
3.)
eleverme, gammazlama, ihbar.
jus [uv.: yaras & Tr.: yasa > Lat.: ius]:
dzenleme, kanun, yasa.
jus [Jap.]:
1.)
et yada balk suyu,
2.)

etsuyuna orba.
justa [Lat.: iusta]: -e yakn.
justus [Lat.: iustus]: tam, tamtamna,
kesin olarak.
juvare [Lat.: iuvare]: desteklemek,
yardm etmek.
juvenis [Lat.: iuvenis]: gen.
juxta [Lat.: iuxta]: yannda.
Jl Sezar [Lat.: Iulius Caesar]: Roma
kral.
Jpiter [Lat.]:
1.)
Eski Romada ba
tanr,
2.)
gezegen, Erendiz.
jri [uv.: yaras & Tr.: yasa > Lat.: ius >
iuris > iurare > Fra.: jourie]:
1.)

dzenleme,
2.)
seici kurul.
========== K =========
K
1
: Trk Abecesinin 10. harfi.
K
2
[Rus.: Ka]: Rus Abecesinin 11. harfi,
[, ].
kaabiliyet: beceri, hner, kaabiliyet,
maharet, ustalk, yetenek.
Kaan: bir erkek ad.
kaba:
1.)
kt, nadan, zensiz, zevksiz,
2.)
ar, hantal, iri, lk,
3.)
kabark, ~
biimde: anif,
kabak [?]:
1.)
bir sebze, ~ yemei:
kalya,
2.)
balkaba,
3.)
ba kel,
4.)
trtklar erimi lastik,
Kabala [br.: > B.D.: Cabbala]: brani
Yahudi Felsefesi.
kabalak [?]:
1.)
bir tr balk,
2.)

Eskiehirde nl bir ime suyu,
kabare [Fra.: caberet]: meyhane.
kabark:
kabarklk: bombe, ikinlik, kk ~:
knt, prtk.
kabarma: [Evrenbilim] met.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 181 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
kabartma:
1.)
topra kartrma,
2.)
bir
resmin kntl olarak yaplmas,
3.)

[Hindi vb] tylerini dikeltme,
kabasorto [tl.: ?]: [Denizcilik] ke
seren yelkenli.
kabataslak: ana izgilerle belirtilen,
ana izgilerle belirtme.
Kabe [Arp.: Kbe]:
1.)
Suudi Arabistan,
Mekkede, Mslmanlar iin kutsal
Hac yer,
2.)
namazda dnlen yer,
kble.
kabile [?]: boy, klan.
kaabiliyet [Arp.]: yetenek.
kabine [Lat. > Fra.: cabinet]: Bakanlar
Kurulu.
kabir [Arp.: kbr > kabr > kabir]: i.,
gmt, lahit, makber, mezar, sin.
kabr [Arp.]: bak. kabir.
kabul [Arp.: kbl > kubl > kabl]:
1.)
n,
nce, benimseme,
2.)
(kabul)
yemei, resepsiyon,
3.)
(otel vb)
mracaat, recepsiyon, ~ eden: raz,
uygun bulan, resmi ~: terifat,
kaburga [?]: i.,
1.)
?
2.)
[Bedenbilim] ee,
3.)
[Gda] bonfilo yaplan bir tr kemikli
et, ~ kemii: ee.
kabza [?]: sap, tutak.
kachexia [Yun.: kak + hexia > [?]]: kt
durum.
kaak: firari.
kaamak: gizlice yapmak.
kak: deli, divane.
kakn: insanlardan uzak duran.
kadana [Mac.: katona]:
1.)
asker,
2.)

asker at, iri at tr, katana.
kadavra [Lat.: cadere > Fra.: cadavre,
Bedenbilim]: inceleme iin kullanlan
l beden.
kadayf [?]: bir tr tatl.
kadeh [Arp.]: iki barda.
kadem [Arp.]:
1.)
hayrl, uurlu,
2.)

ayak, fut,
3.)
[K] bu anlamda bir
erkek ad.
kademe [?]: aama, basamak.
kader [Arp.: ?]:
1.)
baht, felek, ksmet,
kut, mut, ans, talih, takdir, uur,
2.)

yazg,
3.)
[Din] aln yazs, fatalite,
kader, kader inanc,
4.)
[K] bu
anlamda bir bayan ad, [Ksmet].
kaderci [Arp. + ci]: [Felsefe] fatalist,
yargc, yazgc.
kad [Arp.]: [Hukuk] eskiden mahkeme
bakan.
kadn:
1.)
bayan, dii, hatun,
2.)

[Halkdili] avrat, namsulu ~: afife,
iffetsiz ~: alfte, uh ~: vamp,
servenci ~: vamp, ~ st giysisi:
ferace, iriyar ~: vardakosta, ~n
rtnmesi: tesettr, nikhsz ~:
cariye, odalk, ~ familas: kakorse,
iriyar ~: babako, ok gzel ~:
cemile, ~ erkek: afemine, yeni
dourmu kadn: lohusa, cilveli ~:
fettan, ei lm ~: dul,
kadrga: [Denizcilik & Sava] Osmanl
mparatorluunda sralar halinde
krekilerin ektii bir sava gemisi,
ektirme, galley.
kadim [Arp.: kadm]:
1.)
balangc
olmayan, eski, ezeli,
2.)
arkaik, antik.
kadir [Arp.: kdir]:
1.)
etkili, gc
yeten, hereye egemen, nfuzlu,
2.)

[K] Allahn bir sfat,
3.)
[K] bu
anlamda bir Mslman & Trk ad,
[Qadr].
Kadmiyum [Lat.: cadmio > Fra.:
cadmium; Cd]: [Kimya] boya ve
alamlarn retilmesinde kullanlan
kimsayal metalik bir element.
kadran [?]: [Teknik] saat dzlemi.
kadri [Arp.: kadr]:
1.)

2.)
[K] bir erkek
ad.
kadrini bilmek: itibar etmek,
kymetini bilmek, muteber tutmak,
saymak, takdir etmek.
kadriye [Arp.: kadrye]:
1.)

2.)
[K] bir
bayan ad.
kadro [tl.: ?]: kip, maiyet.
kafa: [Bedenbilim] ba, kelle, ser, kaln
~l: gabi, ksa ~l: brakisefal, ~
yaps: dne yaps, mentalite.
kafakol:
1.)
grete bir oyun eidi,
2.)

[Mecazi] aldatma, kandrma.
kafein [Alm.: kaffein]:
1.)
ay, kahve ve
colada bulunan alkaloid,
2.)
bir
uyarc.
kafes [?]:
1.)
ku benzeri hayvanlarn
konulduu nesne,
2.)
[Halkdili] cezaevi,
dam, hapishane, tutukevi.
kafi [Arp.: kfi]: yeterli, ~ gelmek:
yetmek.
kafile [Arp.]: birlikte yolculuk etme.
kafir
1
[Arp.: kfr > kfir]:
1.)

a.)
gizleme,
rtme,
2.)
kabul etmeme, tanmama,
Allahsz,
2.)
[slam] slam Dinini kabul
etmeyen, Mslman olmayan,
3.)

dinsiz, gavur, inkarc,
4.)
[Mecazi]
zalim.
kafirler [Arp. + ler]: kefere.
kafiye [Arp.: kfiye]: [iir] uyak.
kaftan [Osm.]: ssl st giysisi.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 182 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
kaan [kagan?]:
1.)
ba, bey, emir,
hakan, hnkar, imparator, mir, kaan,
kayser, kral, sultan, eyh,
2.)
[K] ba,
bey, emir, hnkar, imparator, mir,
kaan, kayser, kral, sultan, eyh
anlamna bir erkek ad.
kat [?]: yaz yazlan nesne, ~ cilas:
ahar, kadn przleri: gren, ~
ssleme sanat: batik.
kair [Far.]: [Yap] ta yada tula yap.
kah [Far.: gh]: bazen, kimi, kimi
zaman.
kahr [Arp.]: derin znt.
kahin [?]: bilici, gelecei bilen kimse.
kahkaha iei: [Bitkibilim: I pomoea]
alapa, gndzsefas.
kahr [Arp.]: ~ olmak: ok zlmek.
kahraman [Arp.]:
1.)
battal, bke,
civanmert, kostak, ampiyon, yiit,
2.)
[K] battal, bke, civanmert, yiit
anlamna bir erkek ad.
Kahramanmara [Markasi, Mara]: [46],
Trkiyede bir kent.
kahrolma [Arp. + olma]: ilenme.
kahrolmak [Arp. + olmak]: ilenmek.
kahvalt [kahve + alt]: sabah yemei.
kahve [Arp.: kahve [] > B.D.: coffee]:
1.)

2.)
ksaca kahvehane, kraathane,
ayevi, bir tr ac ~: mrra, moka, ~
tortusu: telve.
kahya [Arp.: khy]: iftlik grevlisi.
kaide [Arp.]:
1.)
dstur, kural, prensip,
2.)
altlk, taban.
kaideli [Arp. + li]: dsturlu, kurall,
prensipli,
kaiein [Yun.]: yanmak.
kainat [Arp.: kint []]: evren,
kosmos,
Kak
1
: [Gda] elma kurusu.
kak
2
[Yun.]: kt.
kakac: esprili, mizahnvis.
kaka: i., manda pastrmas.
kakafoni [Yun.: kakos + phone > [?] >
Fra.: cacaphonie]:
1.)
sert, rahatsz
edici ses,
2.)
ii bo laf.
kakao [Mek.Y.D.: cacauatl > Fra.: cacao]:
tanelerinden kakao tozu ve ikolata
yaplan tropik bir Amerikan Aac,
Hint Bademi.
kakavan [?]: kendine beenmi.
kakdem [Halkdili]: aksi, irkin, hrn,
huysuz.
kak [?]: zpkn.
Kakm [Arp.: kkm]: [Hayvanbilim:
Mustela erminea] as, bir krk hayvan.
kakma: itime.
Kakkava [ng.]: ingenelerin 3 gn
sren Tencere Bayram.
kaklk [Halkdili]: su birikintisi.
kakos [Yun.: ?]: fena, kt.
kakre [?]: tad acmtrak olaark.
kakl [?]: perem.
kalak [Halkdili]: burunucu.
kalamar [Rum.]: [Balklk: Mastigoteuthis
flammea] mrekkep bal,
kalanis: [Hayvanbilim: ] su tavuu.
kalas: [Yap] kaln tahta, kereste.
kalanikof [Rus.: Kalashnikova
[]]:
1.)
Mikhail
Kalashnikovun bulduu silah,
2.)
AK-
47; Avtomat Kalashnikova 1947
[ 1947
] Kalanikofun 1947 yl silah,
2.) Souk sava dneminde Ruslarn
kulland yar-otamatik eitim silah.
kalay
1
[Arp.: al kalay [] > kala, &
Lat.: stannum; Sn]:
1.)
kzartma,
tavada kzartma, piirme,
2.)
gm
beyazlnda, kolay ilenebilen,
yumuak bir element,
kalay
2
[Lat.: Fra.: : Sl]:
kalaydoskop [Yun.: kalos + eidos +
skopein > Fra.: kaleidoscope]:
1.)
iek
drbn,
2.)
ok deien manzara.
kalbur [?]: elek, byk delikli ~:
sarat.
kala: [Bedenbilim] bacakla br aras.
kaldra: [Teknik] manivela.
kaldrm [Rum.: ? > Tr.]: tretuar,
yolkenar, yrmeyolu.
kaldrma: bozma, fek, fesh, ilga, iptal,
lavetme.
kaldrmak: fesh etmek, fek, iptal
ettirmek.
kale [?]: ~ duvar: sur, ~deki ok
atma yeri: barbakan.
kalein [Yun.]: barmak, armak,
seslenmek.
kalem [Arp.]:
1.)
yazma gereci,
2.)
birim, nite.
kalemis [?]: bir Minks faresi.
kalendarium [> Lat.]: hesap defteri.
kaleo [Yun.]: eski.
kaleska [Rus.]: gezinti arabas.
kalfa [Arp.]: usta ra.
kalc: baki, daim, lmsz, payidar,
sonsuz.
kalb [Arp.]: bak. kalp.
kalp [Arp.: klb > kalb []]:
1.)

biimlendirme gereci,
2.)
biki modeli,
patron,
3.)
beden grn,
4.)
biim,
durum.
kalclk: beka.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 183 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
kalk: evde kalm kz.
kaln:
1.)
?,
2.)
ar, knt.
kalt: brakt, miras, tereke.
kalnt: harabe, yknt.
kalntlar: harabat, ykntlar.
kalt: miras, varis.
kaltm: irs, soya ekim.
kaltsal: irsi.
kalibrasyon [Fra. & sp. > Arp.: klb
[] > Fra.: calibration]:
1.)
lm ve
ayar gerelerinin bakm ve elden
geirilmesi,
2.)
,
kalibre [Fra. & sp. > Arp.: klb [] >
Fra.: calibr, caliber]:
1.)
silindirik
biimli eylerin ap yada kuturu,
2.)

bir top yada silah namlusunun ap
yada kutru,
3.)
nitelik yada yetenek.
kalifiye [Lat.: qualis + facere > Fra.:
qualifi]:
1.)
nasl yaplyor?,
2.)

kaliteli, nitelikli.
Kaliforniyum [Lat.: Fra.: caliphornium:
Cf]: radyoaktif sentetik bir madde.
kaligrafi [Yun.: ? + graphein >
kalligraphia [? ] > Fra.:
calligraphie]: gzek yaz yazma
sanat.
kalite [Lat.: qualis > Fra.: qualit]:
nitelik.
kaliteli [Lat.: qualis > Fra.: qualit + li]:
kalifiye, nitelikli.
kalker [Lat.: calx > Yun.: chalix > Fra.:
chalker]: kire ta, ~ tortu:
traverten.
kallavi [?]:
1.)
?
2.)
sadrazam kavuu,
3.)
iri, kocaman..
kalligrafi [Yun.: kallos + graphein > Fra.:
calligraphie]:
1.)
gzel ayz yazma
yetenei, hattalk,
2.)
gzel el yazs.
kallos [Yun.]: gzellik.
kalomel [?]: [Kimya] tatl slmen.
kalori [Lat.: calor > Fra.: calorie]:
1.)

vcutta suyla bileime giren gdalarn
rettii enerjinin lmlenmesinde
kullanlan bir s lm birimi,
2.)
sn,
scaklk.
kalorifer [Lat.: calor + ferrus > Fra.:
calorie + ferre]:
1.)
evii yada merkezi
sistem stma petei,
2.)
petek,
radyatr,
3.)
buna benzer dier
elektrikli gereler.
kalorimetre [Lat.: calor + Yun.: metron >
Fra.: caloriemetre]: sller.
kalos [Yun.]: gzel.
kalp [Arp.: klb]: yrek.
kalpak: krkl balk.
Kalsiyum [Lat.: calx > Fra.: calcium: Ca]:
tebeir, kireta benzeri maddelerde
bileik biimde bulunan, yumuak,
gm beyaz renkte kimyasal
metalik bir element.
Kalsiyum Karbonat [Lat.: calx > Fra.:
calcium + carbonade]: denizkabuklar,
kemikler, kireta ve tebeirde
bulunan beyaz renkli toz yada
kriztalize madde.
kaltak [Halkdili]:
1.)
eyerin tahta
blm,
2.)
[Argo] bayanlara
aalama deyimi.
Kalvinizm [Calvin + ism]: [Hiristiyanlk]
kader-kaza ve takdiri ilahi konularna
arlk veren Fransz John Calvin ve
mritlerinin Hiristiyan ilahiyat
sistemi.
kalya [?]: kabak yemei.
kalyon [Yun.: galaia > sp.: galeon]:
eskiden spanyollar tarafndan
kullanlan yelkenli bir sava gemisi.
kalytos [Yun.]: gizli, gizlenmi, kapal,
kapatlm, rtlm, srl.
kama [zTr.]:
1.)
kereste, tahta,
2.)

bat, besi, kask, ksk, takoz,
3.)
bir
tr bak.
kamarilla [tl.: ?]: gizli ynetici.
kamarot [tl.: camarot]: [Denizcilik] gemi
grevlisi.
kamber [? > kmber]: sadk kii, sadk
kle.
kambiyo [tl.: cambio]: [Ekonomi]
lkelerin para deitokuu, takas.
kambur: hrg.
Kam [?]: krba.
kamelos [Arp.: jamel > Yun.]: deve.
kamelya [G.J. Kamel > Fra.: camelia,
Bitkibilim]: srekli koyu-yeil yapraklar ve
gze benzer iekleri bulunan Asya kkenli bir
aak yada almsz bir ss bitkisi.
kamer [Arp.]:
1.)
ay, mah,
2.)
[K] ay,
mah anlamnda bir erkek ad.
kamera [ng.: camera]:
1.)
hareketli
grnt kayt gereci,
2.)
film ekme
gereci,
3.)

kameriye [Far.]: ardak, ssl adr.
kam []:
1.)
saz, ince ~: saz, ararot
~: maranta,
2.)
sv ime ubuu,
pipet.
kamikaze [Jap.: ?]:
1.)
?,
2.)
Japon
intihar savas.
kamil [Arp.: kmil]:
1.)
olgun,
2.)
[K]
olgun anlamna bir erkek ad.
Kamile [Arp.: kmile]: olgun anlamna
bir bayan ad.
kamilya [camilia]: [Bitkibilim] Japon
gl.
kaminos [Yun.]: ocak, soba, mine.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 184 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
kampana [Lat.: campana > tl.:
campana]: [Teknik] an, ngrak.
kampanya [Lat.: campus > Fra.:
campaigne]:
1.)
belli bir hedef iin bir
dizi toplu operasyon,
2.)
seimde bir
aday seme gibi bir dizi planl
etkinlik,
3.)
belli bir amaca ynelik
planl etkinlikler dizisi.
kamps [Lat.: campus > Fra.: campuse]:
niversite eitim yerlekesi,
yerleke.
kamu [Far.]: amme, halkn btn.
kamufle [Fra.: camoufl]: alalama, ~
etmek: alalamak, maskelemek.
kamuoyu: efkar umumi.
kamuran [Arp.: kmuran]:
1.)

2.)
[K] bir
bayan & erkek ad.
kamus [Far.: kmus]:
1.)
byk szlk,
2.)
lgat, szlk.
kamyon [? > Fra.: camion]:
1.)
bir tr at
arabas,
2.)
motorlu yk arabas.
kamyonet [?> Fra.: camionette]: bir tr
at arabas,
2.)
kk motorlu yk
arabas.
kan: [Yaambilim] damar svs, dem,
~daki sv: plazma, ~ artan gere:
dializ, ieyle ~ alma: haamat,
kanaat [Arp.: kanat]:
1.)
iktifa,
yetinme,
2.)
kani olma, inama, ~
etmek: iktifa etmek, yetinmek.
kanaatkar [Arp.: kanat + Fasrca: kr]:
azla yetinen.
kanal [Lat.: canalis > Fra.: canal &
channel]:
1.)
su tama hatt yada
sistemi,
2.)
aka, su yolu,
3.)

[Bedenbilim] bedende sv akma yolu,
3.)
[Teknik] ses ve grnt iletme
sistemi,
4.)
[Teknoloji] bilgi ve veri
aktarma yolu.
kanalet [?]: kk kanal.
kanape
1
[Fra.: canap]: parti ve
davetlerde konuklara sunulan,
zerlerine eitli gdalar ve baharat
eklenmi kzartlm kk ekmek
yada kraker.
kanape
2
[Fra.: canap]: ekyat, divan,
kerevet, otoman, sedir.
kanara [Arp.: knnare]: kesimevi,
kesimhane, mezbaha,
kanasta [sp.: canasta]: bir iskambil,
kart oyunu.
kanava [Fra.: canava]:
1.)
?,
2.)

kanavie.
kanavie [tl.: canavice]:
1.)
?,
2.)

kanava.
Kanbilimi: Hemetoloji.
kanca [tl.: gancio]: ucu engelli ubuk,
kand [Far.]:
1.)
eker kam tozu,
2.)

ekerleme.
kandele [tl.: chandelisa]: i., [Fizik]
era, ra, mum, em.
Kandra [?]: zmitte bir ile ad.
kandrma:
1.)
(iki, su) doyurma,
2.)

aldatma, dolandrma, kazk.
kandil [?]: i., ra.
kangren [Yun.: gran > Fra.: gangrene]:
[Tp]
1.)
kan aknn engellenmesi
nedeniyle vct hcrelerinin lmesi,
2.)

doku lm.
kan: i., dnce, fikir, inan.
kant: beyyine, delil.
kanistron [Yun.]:
1.)
sepet rme dal,
sepetlik saz,
2.)
rme sepet.
kani [Lat.: canis]: kvrck tyl kpek.
kanna [Yun.]: kam, eker kam.
kano [Amerikan Kzlderili > sp.: canao]:
[Denizcilik]
1.)
hafif, dar ve kk
krekle itilen bir kayk,
2.)
hafif
tekne.
kanopeion [Yun.]: sivrisinek ana
benzeyen tl veya bezle evrilmi
divan, kanepe yada sedir, cibinlikli
yatak.
kanser [Lat.: cancer]: bedende hzla
yaylan habis bir hcre.
kant [Far.: kand]:
1.)
eker kam,
2.)

scak ekerli su.
kantar [?]: i., baskl, terazi.
kantin [tl.: cantina > Fra. > ng.:
canteen]: i., kurum bakkal.
kantite [Lat.: quantus > Fra.: quantit]:
nicelik.
kanto [Lat.: canere > tl.: canto]: i.,
[Mzik] belli uzun iirlerin ana
blmlerinden bazs.
kanun [Arp.: kann]: i., yasa, ~a
uygun: norm, ~a aykr davran:
su,
kanuni
1
[Arp.: kann]: legal, yasal.
Kanuni
2
[Arp.: Kann]: Kanuni
Sultan Sleyman:
kanuni evvel [Arp.: kann- evvel]:
1.)

nce gelen kanun ay,
2.)
Osmanlda
Aralk ay.
kanuni sani [Arp.: kann- sn]:
1.)

sonra gelen kanun ay,
2.)
Osmanlda
Ocak ay.
kanyon [sp.: can > canyon > Lat.:
canna]: i., [Evrenbilim] byk kaya
ktleleri arasndan uzunan, uzun ve
derin vadi.
kaolin [in.: > Fra.: Kaoline]:
1.)
inde
beyaz amurun bulunduu tepenin
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 185 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
adndan,
2.)
[Kimya] arkil, proselen vb
yapmnda kullanlan beyaz amur.
kaos [Yun.: chaos > Fra.: chaos]: i.,
kargaa.
kap: i., anak, ii oyuk nesne, kk
toprak ~: hokka, oyma aa ~:
kavata, yayvan ~: anak, ~ Trleri:
Bardak, anak, aydanlk, mlek,
Damacana, brik, Kase, Kazan, Marapa,
Srahi, Tabak, Tas, Tava, Tencere, Testi,
kapal: ak olmayan, kapanm, ~
olmayan: ak, aleni, aikar, ayan,
bariz, belirgin, belli, meydanda,
ortada, sarih.
kapama: i., kuzu eti yemei.
kapan: i., fak, hendek, mandepsi,
trap, tuzak.
kapari: i., [Bitkibilim:] gebre otu.
kaparo [tl.: caparo]: gvence paras.
kapasite [Lat.: capere > Fra.: capacit]:
kapsama.
kapatma: i., aftoz, cariye, gaco,
halayk, kuma, metres, nikasz kadn,
odalk.
kapk: i., ceviz kabuu.
kapela [tl.: capella]: i., bir tr apka.
kap: i.,
1.)
[Yapm] eve giri blm,
2.)
devlet dairesi, ~ zemberei
mandal: horoz, ~ kanad: kepenk,
kapdaki ayak silecei: paspas.
kapital [Lat.: caput > Fra.: capital]: i.,
anamal, anapara, sermaye.
kapitalist [Lat.: caput > Fra.: capitaliste]:
sermayedar.
Kapitalizm [Lat.: caput > Fra.:
capitalisme: i., sermayedar.
kapitone [?]: i., demelik bir kuma.
kaplama: i., ince aa levha.
kaplca: i., akarca, ermik, lc,
termal,
kaplumbaa: i., tosbaa, ~nn
kabuu: baga.
kaporta [tl.: caporta]: i., otoda n
kapak.
Kappa [Fen.: Kaf [Kaph] > Yun.: [ &
- ]]: Yunan Abecesinin 10.
harfi, [, ].
kapris [Lat.: caper > tl. > Fra.: caprice]:
i.,
1.)
dnce ve hareketlerde,
nedensiz ve iten gelen deiim,
2.)

deiken istek.
kapsam: i., ierik, muhteva.
kapsama: i., kapasite.
kapsamak: f., ihata etmek, snrlar
iine almak,
kapsl [Lat.: capsa > tl. > Fra.: capsule]:
i.,
1.)
[Eczaclk] belli llerde ila
konulabilen, suda eriyen jelatinden
silindir biimli koruyucu,
2.)
[Uzay]
iinde insan olan ve bir birinden
ayrlabilen uzay arac,
3.)
[Bitkibilim:]
iekli bitkilerin tohumlarnn yer
ald koruyucu kese yada torback.
kaptan [Lat.: caput > Fra.: captain]: i.,
1.)

bey, ba, lider, der, ef,
2.)

[Denizcilik] bir geminin enst yetkilisi,
3.)
[Spor] bir takmn ba.
kapuska [Rus.: kapuska]: i.,
1.)
lahana,
2.)
beyazlahana yemei.
kar
1
: bir ya tr, ~da gz
kamamas: kark, ~ frtnas: tipi,
~daki buz tabakas: kree.
kar
2
[Far.: kr]:
1.)
alma, eylem, i,
kazan,
2.)
getiri, kazan, rn,
verim.
kar
3
[Far.: kr]: Trk Mziinde bir
biim, form.
kar
4
[Far.: kr]: Farsada kr;
1.)

eden, yapan [hilekr: hileci],
2.)
ilenmi
[derkr: bariz] anlamna bir sonek.
kar
4
[Arp.: kar]: denizin yada kounun
en derin yeri.
kar
5
[Arp.]:
1.)
tak tak vurma,
2.)

parmaklar bir birine vurarak hastay
muayene etme.
kar
6
[Arp.]: balkaba.
kar
7
[Arp.]: zifiri kara.
kar
8
[Arp.]: durulma, sakinleme.
kara
1
:
1.)
arap, negatif,

siyah,
2.)
esmer,
3.)
[Yerbilim] acun, arz, diyar,
dnya, terra, toprak, lke.
kara
2
[Yun.: ?]: ba, kafa, kelle.
karaba [Halkdili]: i., oban kpei.
karabatak: i., [Kubilimi: ?] bir deniz
kuu.
karabiber [Tr.: kara + Rum.: peperi]:
bir tr baharat.
karabina [tl.: carrabina]: i., bir tr
tfek.
Karabk [?]: [78], Trkiyede bir kent.
karaca: i., [Hayvanbilim: Gazella dorcas]
ahu, ceren, ceylan, gazel, gazella,
karaca.
Karadeniz: Trkiyenin kuzeyindeki
deniz, [Bahr-i Esved, Bahr-i Siyah].
karafa [Far.]: i., rak srahisi, karafaki.
karafaki [Far.]: rak srahisi, karafa.
kara [?]: ate kartrma ubuu.
Karaim [?]: Polonyal Yahudiler.
karakaan: i., eek, eek, har,
merkep.
karakavak: i., [Bitkibilim:] hindiba.
karakei: i., bir tr tatlsu bal.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 186 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
karakol: i., polis karakolu, polis
merkezi.
karakter [Yun.: charattein > Fra.:
charecter]: i.,
1.)
durum, ra, karakter,
kiilik, seciye, ahs, ahsiyet, tip,
stat,
2.)
bir filmde rol sralamas.
karakulak: i., [Bitkibilim: Caracal
melonitis]
karalama: msveddde.
karalt: i., hafif karanlk.
Karaman [Osm.: Laranda, Larende]: [70],
Trkiyede bir kent.
karambol [Fra.: carambole]:
1.)

arpma, karmaa, iti-kak,
2.)

karamel [[Lat.: cannamellis >] Arp.: >
tl.: caramello]:
1.)
yanm bal,
2.)

eker eriyii,
3.)
bir tr ekerli ada.
karamsar [?]: pesimist.
karamuk [?]: [Bitkibilim: Agrostemma
githago] brtlen, bk.
karanlk: gece, ksz, alaca ~: tan,
hafif ~: karalt.
karantina [Lat.: quandraginta > Fra.:
quarantina]:
1.)
40 gn,
2.)
eskilerde
bulac hastalk tad dnlen
gemi 40 gn limanda belketilirmi,
3.)

[Tp] bulac hastalk belirlenene yere
girii k yasa getirme, bulac
hastalk nlemi.
karar [Arp: kra ? >]:
1.)
durma, olma,
2.)
kesin yarg.
kararasz [Arp: kra ? > + sz]: s.,
deiici, deiken, mtehavvil.
kararlar [Arp: kra ? > + lar]: .i.,
ahkam, hkmler.
Kararlatrmak [Arp: kra? > + lar]: f.,
szlemek.
kararl [Arp: kra ? > + l]: z., azimkar,
azimli.
kararllk [Arp: kra ? > + llk]: i., azim.
kararname [Arp.: karar + Far.: nme >
Far.: kararnme]: i., karar bildiren
yaz.
kararsz [Arp: kra? > + sz]: s.,
bocalayan, ikircikli,
mtereddit.tereddtl, ~ kalmak:
bocalamak.
karasaban: ilkel bir tarm arac.
karasu
1
: [Tp] akbaska, katarakt.
Karasu
2
: Sakaryada bir iile ad.
karat [Arp.: krt > Yun.: keration [?] >
Fra.: carate & karat]:
1.)
ok ufak
arlk,
2.)
100 mga eit deerli
talar lme birimi.
karaturp: [kara turp] [Bitkibilim:
Armoricia Lapathifolia] acrga,
bayrturpu, yabanturpu, yabani
lahana.
karavan [Far.: kervan > Fra.: caravan]:
baka bir aracn arkanda ekilebilir,
evresi kapal ve pencereli gezer ev.
karavana
1
:
1.)
yemek piirme kazan,
byk ~: keres,
2.)
boa atma.
karavana
2
[Fra.]: yass elmas.
karava [Ark.]: sava tutsa kadn,
karavela [tl.: caravelli]: [Denizcilik]
byk deniz teknesi.
Karbon [Lat.: carbo > Fra.: carbone]:
1.)

[Kimya] tm organik bileenlerde
bulunan metalik olmayan bir
element: elmas ve grafit temiz
karbon ierir,
2.)
arkas mrekkepli
kat,
3.)
karbon kopya (CC: carbon
copy): bilgi iin gnderme.
karbon dioksit [Lat.: carbo + Yun.: ? >
Fra.: carbone dioxside]: ar, kokusuz,
renksiz bir gaz: nefes alrken
cierlerden kan gaz.
karbon monaksit [Lat.: carbo + Yun.:
monoxide > Fra.: carbon monoxide]:
renksiz, kokusuz ve olduka zehirli
bir gaz.
karbonat [Lat.: carbo > Fra.: carbonate]:
karbonik asitten bir tuz yada ester.
karbonhidrat [Yun.: carbo + hydrate >
Fra.: carbonhydrate]:
karbonik asit [Lat.: carbo + acidus +
ikos > Fra.: carbonique acide]: suda
karbon diokstidin oluturduu zayf
bir asit.
karda: bak. karde.
karde: [Budunbilim] yaa kk olan,
byk erkek ~: ede.
kardelik: uhuvvet.
kardia [Yun.]: kalp, yrek.
kardiyo [Yun.: kardia > Fra.: cardio]:
kalple ilgili anlamnda birletirici bir
nek.
kardiyogram [Yun.: kardia + gramme >
Fra.: cardiogramme]: kalbin at hz ve
skln kaydeden yazc gere.
Kardiyoloji [Yun.: kardia + logia > [?] >
Fra.: cardiologie]: kaple ilgili tedavi
edici ila ve tedavi blm.
kare [Fra.: carr]: bir geometri biimi.
kareli [Fra.: carr + li]: damal,
satranl.
karga: [Kubilim: Corvus] bir ku tr,
kestanekargas: alakarga,
kargaburnu:
1.)
[Hayvanbilim: ?] bir
zararl hayvan,
2.)
[Teknik] bir pense
tr,
3.)
[Halkdili] kap madal.
kargaa: kaos.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 187 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
karg [Ark.]: [Sava] mzrak.
kargo [sp.: cargar > Fra.: cargo]:
hamule, navlun, yk.
karha [Arp.]: [Tp] ban, lser, yara.
kar:
1.)
[Budunbilim] aile, bayan, e,
refika,
2.)
e,
3.)
[Argo] kadn.
kark: karda gz kamamas.
karkurutan: [Bitkibilim: Mandragora
officinarum] adamotu.
karn: [Bedenbilim] batn, mide, ~ i
zar: masarika, karn doymam:
a, fakir kii.
karnca [?]: i.,
1.)
?
2.)
[Hayvanbilim: ?]
zar kanatl bir bcek.
karan: araya giren, mdahil.
kark: dandini, dzensiz, kark, ok
~: altst.
karm [Kimya] muhtelit.
karma: araya girme, mfdahale.
kari
1
[Arp.: ? > kri]: okuyucu.
Kari
2
[Fin.]: bir erkek ad.
karides [Rum.: ?]: [Balklk: Caridina
serrata] kabuklular snfndan
eklembacakl bir deniz hayvan.
kariha [Arp.: ?]: dnme gc.
karikatr [tl.: caricare > Fra.:
caricature]: bir kii, hayvan yada
hreyin imgesinin abartlarak
izgilerle izilmesi.
karina [Lat.: carina > tl.: ?]: [Denizcilik]
gemi omurgas.
kariyer [Lat.: carro > tl. > Fra.: carier]:
i, meslek, uzmanlk.
karizma [Yun.: charisma [?] > Fra.:
charisma]:
1.)
zel, iten gelen
nderlik zellii,
2.)
ekicilik,
etktileyici.
karkas [? > Fra.: carcasse]:
1.)

[Bedenbilim] l beden,
2.)
ereve
yada kabuk,
3.)
kemikli sr eti.
karkinos [Yun.: ?]: yenge.
Karlofa [Srp.: Karlovci > Osm.]:
1.)

Osmanl mparatorluunun
26.01.1699da ilk toprak kaybna
balad, Karlofa Anlamasn
imzalad Srp kenti,
2.)
bugnk
Srbistan, Vojvodinann bir kenti.
karma: muhtelif.
karmak: girfit, sofistike.
karmk [?]: [Balklk] Mersin bal
oltas.
karnabahar [Rum.: krambe + Far.:
bahar]:
1.)
bahar lahanas,
2.)

[Bitkibilim: Brassica oleracea] bir tr
sebze.
karnaval [Lat.: carnival > Fra.: carnaval]:
faing.
karne
1
[Fra.: carnet]:
1.)
izin belgesi,
2.)

renci not belgesi.
karni [?]: laboratuvar kab.
karo [Fra.: carreau]: deme, aryo.
karoton [Yun.: ?]: havu.
karpit [?]: ?
karpos
1
[Yun.: ?]: bilek.
karpos
2
[Yun.: ?]: meyve.
karpuz [Rum.: karpuzi: ?]: [Bitkibilim: ?]
bymemi ~: alak, ~ trleri:
Ceyhan, alak.
Kars [Karsak]: [36], Trkiyede bir kent.
kar [zTr.]:
1.)
n, n taraf, yz,
2.)

dier taraf, br yaka,
3.)
anti, kart,
kontra, muhalif.
karlama: ma.
karlatrma: kyaslama, mukayese.
karlatrmak: kyaslamak,
mukayese etmek.
kart:
1.)
kar, kontra,
2.)
kontrast,
zt.
kart
1
: ana, eke, iri, koca, kocam,
sin, yal.
kart
2
[Yun.: chartes [?] > Fra.: carde]:
oyun kad.
kartel [Yun.: chartes [?] > Fra.: cartel]:
ulusal yada uluslararas bir tekel
oluturma amacyla firmalar birlii.
kartela [tl.: ?]: tombalada oyun
kad.
kartograf [Yun.: ? + graphein > [?] >
Fra.: cartographe]: haritac.
karton [Fra.: ? > tl.: carta > carton]:
1.)

mukavva kutu, mukavva muhafaza,
mukavva koruyucu,
2.)
sert beyaz
renkli kat, ~ kap: dosya.
kartvizit [Yun.: chartes [?] > Fra.: carde
+ visite]: zerinde grev iletiim
bilgisi ayzan kk kart.
karyatid [Yun.: karyatides [?] > Fra.:
cariatides]:
1.)
Karyal rahibe,
2.)
kadn
resimli stn.
karyatides [Yun.: ?]:
1.)
Karyal rahibe,
2.)
kadn resimli stn.
karyola [tl.: carriola]: kerevet, yatak.
kas: [Bedenbilim] adale, ~larn
kaslmas: spazm, ~la ilgili: adali,
~larda g yitimi: akinezi.
kasa [tl.: casa]: para dolab.
kasaba: belde.
kasap [Arp.: kassab]: et satan dkkan.
kasara [tl.: casara]: [Denizcilik] gemide
ksa gverte.
kasatura: bir tr bak.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 188 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
kasavet [Arp.]: ac, ile, dert, elem,
esef, gam, kasvet, kayg, keder,
tasa, teessr, znt.
Kasbilim: Miyoloji.
kase [Far.: kse]: derince anak.
kasem [Arp.]: ant, yemin.
kaset [Lat.: capere > Fra.: cassette]: iine
manyetik bant yada film sarlm
plastik koruyucu kutu.
kask: [Bedenbilim] karn ile uyluk aars,
ane.
kasm
1
[Arp.: ksm]:
1.)
?
2.)
[K] bir
Mslman ve Trk erkek ad.
Kasm
2
[Arp.: ksm]: yln 30 gn
eken 11. ay, Terin-i evvel,
[October].
kasn: [Tp] kramp.
kasr [Arp.]: kk.
kasrga [?]: gl frtna.
kast [Arp.: kasd]: ama, erek, gaye,
hedef, istek, kast, maksat, niyet.
kastl [Arp. + l ]: bilerek, bile bile,
kasten, tammden, ~ olarak: bile
bile, kasten.
kaside [Arp.]: Divan Edebiyatnda bir
iir tr.
kasis [cassice]: karayolu tmsei.
kask [Fra.: casque]: salam balk.
kasket [Fra.: gasget]: bir tr balk,
balk, kep, apka.
kask [?]: aa kama, bat, besi, kask,
takoz.
kasko [tl.: casco]: ara sigortas.
kasnak [?]: enli ember.
kaspi [?]: yontma arac.
kast [Arp.: kasd]: ama, erek, gaye,
hedef, istek, kast, maksat, niyet.
kast [Arp.]: kt niyet.
Kastamonu [Tumana, Gas-Tumana]: [37],
Trkiyede bir kent.
kastaneia [Rum. & Yun.]: kestane.
kastar [?]: pamuk iplii.
kasten [Arp.: kasden]: bile bile, kastl
olarak, taammden.
kastor [Yun.: kastor > Fra.: castor]:
[Hayvanbilim: Castor] kunduz.
kastor [Yun.]: kunduz.
kastro [Yun.]: hisar, kale.
kasved [Arp.]: bak. kasvet.
kasvet [Arp.: kasved]:
1.)
i sknts,
2.)

ac, ile, dert, elem, esef, gam,
kasavet, kayg, keder, tasa, teessr,
znt.
kaa: tmar arac.
kaalot [Fra.: cachalotte]: [Balklk:
Physeter macrocephalus] isperemet
balinasl.
kaane [Fars.]: ssl kk.
kaar: [Gda] bir peynir tr, tekerlek
~: dalak.
kae [Fra.: cache]: [Ticaret] damga,
mhr.
kaeksi [Yun.: kachexia [?] > Lat.:
cachexia > Fra.: cachexie]: [Tp]
1.)

gemeyen yada tekrarlanan bir
rahatszlk sresinde oluan ileri
derecedeki zayflama,
2.)
ar
zayflk.
Kgarl Mahmud:
1.)
1074,
2.)
?
kaif [kif]:
1.)
yeni eyler bulan,
2.)

yeni yerler bulan.
kakariko [? Argo]: al, dalavere,
desise, dolap, dzen, entrika, hile,
kolpo, komplo, knde, numara,
oyun.
kakol [Fra.: cachcole]: boyun atks.
kakorse [Fra.: cachcorse]: kadn
fanilas.
kamer [?]: maskara, eytan.
kamir
2
[Kashmir]: ince, sk bir tr
yn.
kat:
1.)
katman, plak, plaka, tabaka,
2.)

makam, mertebe, mevki, paye,
3.)

yksek katl yaplarda her bir
kadame,
kata
1
[Yun.]: Yunancada kata-;
1.)
alt,
aa, aaya doru,
2.)
bihakkn, tam
olarak,
3.)
tam, tamamen anlamna bir
sonek.
kata
2
[Lat.]: beraber, ile, yannda.
katafalk [Lat.: kata + ? > tl.: catafalco >
Fra.: catafalque]:
1.)
altnda cesedin
konulduu deliz benzeri bir yeri
bulunan stnlu yada st kapal,
ykseke bir yer,
2.)
ykseke tabut
yeri.
katagori [Yun.: kategorein > [?] > Fra.:
catagorie]: i., gurup, ulam.
katakompt [Lat.: kata + tumba > Fra.:
catacompe]:
1.)
altnda gm yeri olan
galeri,
2.)
tapnak mezarlk.
katakulli [Argo]: maval, uydurma,
yalan.
katalist [Yun.: kata + lysis > [?] > Fra.:
catalyste]: kataliziz olarak ilev gren
etkin madde.
kataliz [Yun.: kata + lysis > katalysis >
[?] > Fra.: catalyse]: eklendii
maddeyle kendisi deimeyen bir
bileene baka bir bielen katarak bir
kimyasal tepkinin hzlanmas yada
bazen yavalamas.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 189 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
katalizr [Yun.: kata + lysis > katalysis >
[?] > Fra.: catalyseur]: kartrc,
kaynatrc.
katalog [Yun.: kata + legein > Fra.:
catalague]:
1.)
aa doru sralanan
bilgiler,
2.)
fihrist.
katalysis [Yun.]: zlme.
katana [Mac.: katona]:
1.)
asker,
2.)

asker at, iri at tr, kadana.
katar
1
[?]: kervan.
Katar
2
[?]: Orta Douda bir Arap
eyhlii, [Qatar].
katarakt [Yun.: kata + rhegninai > Fra.:
cataract]:
1.)
byk elale,
2.)
[Tp]
gzn matlat yada saydamln
yitirdii bir gz rahatszl,
3.)

ksmen yada tamamen grmezlie
yolama, akbaska, karasu,
4.)
donuk,
effaf olmayan.
Katarzyna [?> ek.]:
1.)

2.)
bir ek
bayan ad, [Catheryna, Catheryne].
kataizm [Yun.: kata + echein > Fra.:
catacisme]:
1.)
derinlemesin
sorgulama,
2.)
soru-yant biiminde
bir dinin akide, doktrin, inan, yada
retilerini yaymay amalayan
kitapk,
2.)
slamn yaylmasna
kar Hiristiyanln yaylmasn
amalayan bir yol.
katedral [Yun.: kata + hedra > Fra.:
cathedrale]:
1.)
btk divan, oturak
yada sedir,
2.)
bir piskoposluun ana
kilisesi,
3.)
herhangi bir byk ve
nemli kilise.
kategorein [Yun.]: demek, iddia
etmek, ileri srmek, ne srmek,
sylemek.
katharos [Yun.]: zgn, saf, temiz.
kat: berk, sert.
katk:
1.)
ya alnm yourt,
2.)

ekmein yannda yenilen ek gda
rn.
katksz:
1.)
yavan,
2.)
brt, safi, net
olmayan.
katlm: itirak, ortaklk.
katrtrna: [Bitkibilim: Genista scoparia]
katksz: ari, halis, saf.
katil [Arp.: ktil]: cani, kyan.
katip [Arp.: ktib]: sekreter, yazman.
katk: ek, ilave, zeyil, zeyilname.
katlama: arttrarak oaltma.
katlanma: tahamml.
katliam [Arp.]: kym, toplu ldrme.
katma: ekleme, ilave.
katman:
1.)
kat, plak, plaka,
2.)

aama, kat, makam, mertebe, paye,
katmer [?]: ince yufka ekmei.
katmerli:
1.)
daniska,
2.)
[Tatl]
kaymakl yufka.
Katolik [Yun.: kata + holos + ikos > Fra.:
catholique]:
1.)
hereyi kapsayan,
evrensel, viversal,
2.)
sevecenlik,
lezzet ve benzerlerinde geni
kapsaml olan,
3.)
Latin Roma Katolik
Kilisesi,
4.)
Vatikan, talyadaki
Papalk.
katot [Yun.: kata + hodos > Fra.:
cathode]:
1.)
elektrolitik bir hcrede
negatif elektrot,
2.)
bir vakum
tbnde bir elektron emicisi,
3.)
bir
bataryada pozitif u.
katot nlar: katottan korunmu
elektron dalgalar: sert cisimlere
arptklarnda X-Ray nlar retirler.
katrak [?]: tomruk bime makinesi.
katre [Far.]: damla.
katyon [Yun.: kata + ienai > Fra.: cation]:
pozitif olarak yklenmi ion:
elektrolizlerde katyonlar katoda
doru ynelirler.
kaulos [Yun.]: sessizce yrmek,
izlemek.
kauma [Yun.]: hararet, s, scaklk.
kaustos [Yun.]: yanm.
kav:
1.)
ince, pamuksu katman,
2.)

ylann att deri,
3.)
iki mahzeni.
kavanoz [?]: camdan kap.
kavara [?]: bal alnm petek.
kavat [Arp.]:
1.)
fuha araclk eden,
kadn satcs, muhabbet tellal,
2.)

godo, kavat, kodo, pezevenk.
kavata [?]: oyma aa kap.
kavelye [Fra.: cavalier]:
1.)
atl asker,
2.)

davet vb yerlerde bir bayann erkek
elii.,
kavga:
1.)
arbede, ekime, ngar,
dala, dv, hengame, hr,
muaraza, niza, patrt,
2.)
cihat, gaza,
harp, sava,
kavim [Arp.]: [Budunbilim] budun.
kavis [Arp.: kavs]: eme, yay.
kavk: ekmein d ksm.
kavl: [Tp] ftk, yarmlk.
kavrak [Halkdili]: kuru yaprak.
kavram: mefhum.
kavrama: anlama, idrak.
kavramak:
1.)
elle skca tutmak,
2.)

anlamak, idrak etmek.
kavruk: kurumaya yz tutmu.
kavuk [?]:
kavun: [Bitkibilim. Cucimia melo] bir
sebze tr, kokulu kk ~:
amama, kavun trleri: Krkaa,
Pamukova, amama, Topatan.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 190 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
kavurga: [Yemek] kavrulmu yiyecek.
kay [Ark.]: yaz yamuru.
kaya:
1.)
sert ta ktlesi,
2.)
[K] bir
Trk erkek ad, ~ tozu: kum, ~
honisi: lagos.
kayaan: bir tr ta, ~ ta: arduaz.
kayak: kzak, ski, bir ~ yar: slalom.
kayalk: uurum, sarp, yar.
kayan: da doruklarndan akan sel.
kayar [Arp.]: nal deitirme ilemi.
kayd [Arp.]: bak. kayt.
kaygana [Far.: haygana > kaygna]: bir
tr yumurta yemei, omlet.
kayg:
1.)
ac, ile, dert, elem, esef,
gam, kasvet, kasavet, keder, tasa,
teessr, tela, znt,
2.)
acelecilik,
tela..
kayglanmak: dertlenmek.
kaygl: gaml, tasal, zntl.
kaygsz: kaygsz, tasasz, zntsz.
kayk [?]: bir deniz arac, bot, sandal,
byk yk kay: alamana, dar
yar kay: kik, skif, kayn
karaya ekildii yer: ekek, ~
trleri: Alamana, Boy, Bot, ekek, Kik,
Skif, kk ~: bot, alt dz ~:
peleme, Venedik kay: gondol,
kayn
1
[]:
kayn
2
: [Bitkibilim: Fagus sylvatica]
kaynana: kaynana, kaynvalide.
kaynbirader: ini, kayuno.
kaynvalide: kaynana, kaynana.
kayp: yitik, zayi.
kayrma:
1.)
esirgeme, koruma,
2.)

ayrcalk, himaye.
kayrmak: esirgemek, himaye etmek,
kays: [Bitkibilim: Prunus armeniaca] bir
meyve tr, ok tatl ~: ekerpare.
kay [?]:
1.)
kemer,
2.)
[Otomotiv] bir
gcn bir dzenekten dierine
aktarmn salayan erit.
kayt [Arp.: kayd]:
kaymak: [St rn]
1.)
stn yal
ksm,
2.)
bir st rn, krema,
kuymak, ~ ta: albatr.
kaymakam [Arp.: kymakam]: ile mli
amiri.
kaymakamlk [Arp.: kymakam + lk]:
1.)
ile, kaza,
2.)
kaymakamlk
konutu.
kayna: [Evrenbilim] gayzer.
kaynak:
1.)
aykara, eme,
kaynaksuyu, memba, pnar,
2.)

kken, orijin,
3.)
[Yazn] bavurulan
eser yada kitap,
4.)
[Teknil] metallerin
gaz yada elektrik yaad eketrot
kullanlarak birletirme ii,
5.)
[Halkdili]
bir sra yada kuyrukta araya girme
ii,
kaynana: [Budunbilim] kaynana,
kayvalide.
kaynar: ok scak, halak.
kaypak: allay, dnek.
kayra: iyilik, ihsan, inayet, ltuf.
kayran [?]: ormanda plak alan.
Kayseri [Mazaka, Rum.: Kaiserea]: [38],
Trkiyede bir kent.
kaytan:
1.)
pamuk sicimi,
2.)
[Mecazi] ip
benzeri byk.
kayuno: ini, kaynbirader.
kayyum [Arp.]:
1.)
cami hademesi,
2.)

?.
kaz [Tr. & [Far.: ]]: [Hayvanbilim:
Anser] bir kmes hayvan, yaban ~:
bakren.
kaza
1
[Arp.]: [slam] hereyin Allahtan
geldiine inanma.
kaza
2
[?]:
1.)
ile, kaymakamlk,
2.)
[Trafik] arpma.
kazak
1
: [Giyim] kollu, rme bir st
giysi.
Kazak
2
: Kazaklarda hastalk
treni: bedik, ~ Babuu: Ataman,
kazan
1
: byk derin kap, byk
derin yemek piirme kab.
Kazan
2
: bir Trk boyu.
kazan: kar, rn, verim, gnlk ~:
nasip.
kazanlm: edinilmi, mktesap.
kazanm: edinim, iktisap.
kazara [Arp.]: rastgele, ans eseri,
tesadfen.
Kazaska [?]: bir Kafaksya dans.
kazein [Lat.: caseus > Fra.: caseine]:
balca st ve st rnlerinde
bulunan bir protein.
kazevi: byk sepet, zembil.
kaz: haftiyat.
kazk:
1.)
direk, sopa,
2.)
[Mecazi] zor,
3.)

[Mecazi] aldatma, dolandrma,
kandrma.
kebab [Arp.]: bak. kebap.
kebap [Arp.: kebab]: atete piirilen et.
kee: [Dokuma]
1.)
ynden yaplan ve
iine sa ve kl katlp sktrlp
preslenerek elde edilen ynl bir
kuma,
2.)
kei klndan yaplm
kuma, ~den yaplan adr: alak.
keeci: [Dokuma] kee yapan kii.
kei: [Hayvanbili: Capra hircus] bir tr
evcil hayvan, erkek ~: teke, ~ yolu:
izlek, patika, yolak, dak ~si: elik.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 191 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
keiboynuzu: [Bitkibilim: Ceratonia
siliqua] harnup.
keiboynuzu: [Bitkibilim: Ceratonia
siliqua]:
keimantar: [Bitkibilim: ?] akmantar.
keder [?]: ac, elem, strap, znt,
sknt.
keder: kasvet, hznt.
kedi: [Hayvanbilim: Felis domesticus] evcil
bir hayvan, boz renkli ~: tekir, ~
mamas: manca, ~ yavrusu: enik, ~
yavrulamak: eniklemek, ~ yemei:
manca, ocuk dilinde ~: pisi,
kedibast: tm yzeye tutkal srme.
kefal [Rum.: kephale []]: [Balklk:
Mugil cephalus] bir tr balk.
kefe [Arp.: keffe]: terazi gz.
kefeki [?]: [Tp] diteki kire.
kefen [?]: l sarma bezi.
kefen [Arp.]: lnn sarldd bez.
kefere [Arp.]: kafirler.
kefil [Arp.]: kinci yada nc taraf
olarak herhangi bir konunun
ykmll stlenen.
kefir [Arp.: ]: eki iecek.
kefiye [Arp.]: Araplarn bana
balad rt, ~ye balanr: agel.
kehle [?]: [Bcekbilim: Pediculus] bit,
macar.
keiein [Yun.]: yanmak.
keinos [Yun.]: geenlerdeki, daha
yenilerde.
kek [ng.: cake]: [Gda] tatl rek.
keke: keke, kekeme, peltek, pepe.
kekeme: keke, keke, peltek, pepe.
kekik [?]:
1.)
[Bitkibilim: ?] trl, kokulu
bir bitki,
2.)
kurutulmu biimi et
rnleri ve mangalda kullanlr.
keklikidemi [Bitkibilim: Giladiolus]:
kliei, kuzgunklc, kuzgunotu.
kekre: tad acmtrak olan.
kekl []: patatesteki niasta.
kel [Far.]: daz, dazlak, sasz ba.
kelam [Arp.]:
1.)
laf, sz,
2.)
syleyi
biimi,
3.)
konuma sanat.
kele [Halkdili]: boa, tosun.
kelem [Far.]: lahana.
keleme: bakmsz bahe.
kelepe [Far.]:
1.)
elba,
2.)
suularn
bileklerine taklan demir kilitli halka.
kelepir: ucuza alnan mal.
kelime [Arp.: ]: szck, ~
kkenleri: etimoloji.
kelp [Arp.]: it, kpek.
Kelt [Lat.]: Kelte konuan kii yada
halk.
kem [Far.]: fena, kt.
kemal [Arp.: keml]:
1.)
ergin, olgun,
2.)

[K] ergin, olgun anlamna bir erkek
ad, [Ergin].
Kemaliye [Osm.: Ein]: i., ?
keman [Far.]: yayl saz, byk ~: alto,
~ yay: are, kemane.
kemane [Far.]: keman yay.
keme: byk san.
kemene [?]: [Mzik]
1.)
telli bir alg,
2.)
Karadenize ve Lazlara zg bir
alg.
kement [Far.]: ucu ilmikli ip, laso.
kemer
1
[Far.]:
1.)
kpr mimarisinde
bir tarz,
2.)
kay,
3.)
bir belde ad.
Kemer
2
[Far.]: Antalyada bir tatil
beldesi.
kemik: [Bedenbilim] bedeni tayan sert
organ, ~ Trleri: ak, bcl, oma,
uca, ~ ucu: om.
kemo [?]: bak. chemo.
kemoterapi [chemo + Yun.: therepeuein
> Fra.: chemothreapie]: [Tp] ilal
tedavi yntemi.
kemre [Far.]: gbre, tezek.
kenan [Arp.]:
1.)

2.)
[K] bir erkek ad.
kenar [Far.]: cenah, cihet, leb, ky,
taraf, yaka, yan.
kenarlar [Far. + lar]: cenahlar, etraf,
kylar, lebler, taraflar, yanlar,
ynler.
kendi: ayn, oto, ~ne gelme: ayma.
kendir: [Bitkibilim: Cannabis sativa]
liflerinden halat yaplan bitki.
kene [Far.]: sakrga.
kenef [Arp.: kenif]: apteshane,
ayakyolu, hacetyolu, hela, klozet,
suyolu, tuvalet, W.C.
kenger [Far.]: [Bitkibilim: Cynara
cardunculus] eek dikeni bitkisi.
kenos [Yun.]: bo.
kent: abad, abat, bolu, il, medine,
kent, site, ehir, vilayet.
Kentauros [Yun.]: Yunan Mitolojisinde
bedeni ata, kafas ve karn insanan
benzeyen dev, yaratk.
kentron [Yun.]:
1.)
nokta, yer,
2.)

merkez.
kepaze [? : kepze]: rezil, utanmaz.
kepe [?]:
1.)

2.)
bir mutfak gereci,
3.)

kelebek a,
4.)
[Mecazi] kulaklar
kepeye benzeyen, kahta ~: ?
me,
kepe [Far.]: bir mutfak gereci.
kepek:
1.)
bir tahl,
2.)
sa dknts,
donra, ~ unu: razmol.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 192 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
kepekli: s.,
1.)
kepekleri olan,
2.)
sa
kepekli.
kepenek: i., oban giysisi.
kepenk [Far.]:
1.)
?
2.)
[Yap] kap
kanad,
2.)
dkkan vitrin korugan.
kephale [Rum.& Yun.: []]: ba, kafa.
keramet [Arp.: kermet]: harika,
mucize, artc, tansk.
keramos [Yun.: kramos [?]]: pimi
topraktan yaplan mlek, tula.
keramos [Yun.]: balk, amur, slak
toprak.
keras [Yun.]: boynuz.
kerasion [Rum. & Yun.]: kiraz.
kerata [Rum.: ?]:
1.)
pezevenk,
2.)
sitem
sz,
3.)
ayakkab ekecei.
keratin [Yun.: keras + Lat.: inus > Fra.:
keratine]:
1.)
boynuz gibi, boynuza
benzer,
2.)
[Biyokimya] sa ve
trnaklarn uzamasn salayan temel
bir sert, ipliksi protein, trnakta
proteinli bir madde.
Kerbela [Arp.]:
1.)
iilerce kutsal kabul
edilen, Irakta bir kent, [Karbala],
2.)

ss yer, tekinsiz yer.
kerem [Arp.: krm []]:
1.) a.)
asil olma,
elit olma, soylu olma, bolveren olma,
b.)
elibol olma, aliak olma, gnl
geni olma, cmert olma,
2.)

a.)
asil,
elit, soylu,
b.)
bolveren, cmert,
elibol, eliak,
3.)
[K] bu anlamda bir
erkek ad.
kerempe [?]:i.,
1.)
dan en yksek
yeri,
2.)
denize doru ierlek talk
burun yada knt.
keres: i., byk karavana.
kereste [Far.: ?]: i., kaln tahta,
kereste, kalas.
kerevet [Rum.: ?]: i., karyola, yatak.
kerevit [Rum.: ?]: i., tatlsu istakozu.
kerhen [Arp.: krh [?] > [?]]:
1.)
irenme,
2.)
irenerek, istemeyerek.
kermes [Hol.]:
1.)
Hollandada ylda bir
yaplan akhava elencesi, panayr,
2.)
sat yaplan ve satlan rnlerin
cretsiz getirildii toplant.
keros [uv.: karas > Yun.: kros []]:
balmumu, mum.
kerosen [uv.: karas > Yun.: kros:
[] > Fra.: keronse]: i., [Kimya]
yakt, zc vb olarak kullanlan ve
petrolden damtlarak elde edilen bir
ya.
kerpeten [Arp.: kelbetan & kelbeteyn
[?]]:
1.)
ivi yada di skme kskac,
2.)
ivi skme gereci.
kerrake [?kerrke [?]]: i., alpaka palto.
kerre [Arp.: ? > []]: defa, kere, kez,
sefer, yine.
kerte [uv.: karta > Rum.: krta []]:
1.)
belilrme izii, iaret entii,
2.)

entik, etele, izik.
kertenkele [zTrk.: ?]: [Hayvanbilim:
Lacertus] bir tr srngen.
kerteriz [uv.: karta > Rum.: kartar(k)so:
[]]:
1.)
pusula kertelerine
gre yn belirleme,
2.)
denizdeki s
yer iareti.
kertil:
1.)
dar da yolu,
2.)
dar yol.
kervan [Far.: kervn]: yk hayvan
katar, karavan, katar.
kervansaray [Far.: kervan + saray >
kervansaray]: Douda eski
zamanlarda atl ulam iin belli
merkezlere yaplm konaklama
kompleksi.
kes
1
: spor ayakkabs.
kes
2
[Halkdili]: iri saman.
kes
3
[Far.: [?]]: Farsada kes; birey,
fert, kimse, z, ahs, zat [herkes]
anlamna bir sonek.
kes
4
[Arp.: [?]]: kafas kark, akn.
kes
5
[Arp.: kes [?]]:
1.)
iein tohum
torbas,
2.)
ii arap dolu barda,
kadeh.
kesat [Arp.: kesad [?]]: ktlk, yokluk.
kese [Far.: kise [?]: kk para torbas.
kesek: sabann kaldrd toprak.
kesenek: gnll, iltizam, tercihen.
keser: aa yontma gereci, fc ~i:
barda.
kesif [Arp.: kesf [?]: sk, kompakt,
youn.
kesik
1
:
1.)
bere, bertik, rk, ezik,
yara,
2.)
[Argo] ak,
3.)
[Argo] borcun
bir blmn dememe,.
kesik
2
: [Gda] kelek, ekimik.
kesim:
1.)
blm, ksm,
2.)
hayvan
kesimi,
kesimevi: kanara, kesimhane,
mezbaha.
kesimhane [kesim + Far.: hne > Tr.:
kesimhane]: i., kesimevi, kanara,
mezbaha.
kesinti: i., krpnt.
kesintisiz:
1.)
srekli,
2.)
brt,
gayrisafi.
kesr [Arp.]: bak. kesir.
kesir
1
[Arp.: ksr [] > kesr > kesir]:
1.)
[Matematik]
a.)
blnme, krlma,
ufalanma,
b.)
Blmeler,
2.)
blme,
krma, ufalama,
3.)
birinin onurunu
krma,
4.)
birinin midini, vcudunu
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 193 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
ldrme,
5.)
Arapada bir sesi (harfi)
kesre ile gsterme.
kesir
2
[Arp.: ksr [] > kesr > kesir]:
1.)

bol, bolbol, ok, fazla, gani,
2.)
birden
fazla, durmadan, sksk.
kesit: makta.
keski: yontma arac.
keskin:
1.)
kesici, iyi kesen,
2.)
tiz ses,
3.)
sran, krc, incitici, yaralayan,
4.)

etkili, sert,
5.)
ac, elim, zc, ~
olmayan: kt.
kestane [Rum.: kastaneia.: ?]: [Bitkibilim:
Castanea sativa] bir tr meyve. ~
rengi: maron, ~nin d kabuu:
topur.
kestanecik: [Tp] prostat.
ke
1
[Far.]: stten yaplm bir tr
peynir.
ke
2
[Far.]:
1.)
iine duman, iki eken
veya dert, zdrap, znt eken kii
2.)
bir eye katlanan, srdren veya
yklenen kii anlamnda bir sonek.
ke
3
[Far. > Argo]: uyuturucu ekmi
kii.
keane [Far.: kene]: ssl kk.
keide [Arp.]: ad ekme, ekili, kura.
keif [Arp.: kef]:
1.)
aratrma, bulma,
icat,
2.)
yerinde inceleme.
kei [Far.]: Hiristiyan din adam,
papaz, rahip.
keileme [Far.: kei > Osm.: Kei
Da]:
1.)
gneydou rzgar,
2.)
Bursa
Kei Dandan (Uluda) stanbula
doru esen rzgar,
3.)
pusulada
gneydou.
Kekek [Far.]: [Gda] et ve buday
yemei.
kemir
1
[?]: i., bir tr ynl kuma.
Kemir
2
[?]: Gneydou Asyada,
Hindistan-Pakistan arasnda ihtilafl
olan bir lke, [Kashmir].
ket: bariyer, engel, ket, mani, mania,
nlem, seki, set.
ketap [ng.: ketchup]: ngiliz sosu.
kete [Halkdili]: yal rek.
keten [Arp.: kettan]: bir bitki, ~
tohumu: bazir,
keton [Alm.: Keton > Fra.: ketone]:
[Kimya] asetonda olduu gibi iki
karbon atmonuna balanan karbonil
bir grubu olan organik bir madde.
keyif [Arp.]: haz, holanma, zevk.
kez: defa, kerre, sefer, yine, ou ~:
en ok, ekseri.
kere [Arp.: ? > []]: defa, kerre, kez,
sefer, yine.
keza [Arp.]:
KGB [Rus.: Komitet Gosudarstvennoy
Bezopasnosti [
] > > B.D.: KGB]: 1.)
(Rus) Devlet Gvenlik Kurulu,
2.)

SSCB zamannda Rus Devlet Gizli
Servisi.
Kha [Rus.]: Rus Abecesinin 21. harfi,
[, ].
Khowarazmi [Arp.: al-Khowarazmi]:
1.)

Harizmili,
2.)
bir Aritmetik bilgini olan
El Harizmi,
3.)
Algoritmann kurucu
bilgini.
kHz [Yun.: Kilo + Hertz]: bin Hertz.
kble [Arp.]: Kabenin yn.
Kbrs [Rum.: kyperissos > kupros >
[] > Osm.: Kbrs]:
1.)
srekli yeil
olan bir am tr, selvi, servi,
2.)

Kbrs adas.
k: [Denizcilik] geminin arkas, geri
taraf.
kdem [Arp.]: ncelik, hizmette
ncelik.
kdemli [Arp. + li]: en ~ kimse:
baeski.
kl:
1.)
ty,
2.)
kei ty, ince ~: ts,
klavuz [?]:
1.)
nc, mihmandar,
rehber,
2.)
[Teknik] boruya yiv ama
gereci,
3.)
[Denizcilik] gemilere
yolgsteren bot.
klcan: at klndan yaplm ku
kapan.
klk:
1.)
balk iskeleti,
2.)
[Mecazi] ok
zayf kimse, iroz.
kl:
1.)
kesici bir silah,
2.)
gladyo, enli
~: pala, dz ve ensiz ~: me, mek,
~ oyunu: eskrim.
kliei: [Bitkibilim: Giladiolus]
kuzgunklc, kuzgunotu,
keklikidemi.
kldar [Far.: kl + dr]:
1.)
kl tutan,
2.)
gladyatr.
klk [?]: kyafet, kisve.
kmldayan: hareketli, onak.
kn [?]: kesici araa kab.
kna [Arp.: henna [] > Osm.: kna]:
1.)

[Bitkibilim: Lawsonia inermis] bir
baharatl bitki,
2.)
bundan elde edilen
sa ve el boyas.
knama: ayplama.
knamak: ayplamak.
knnap [Arp.: knnab]:
1.)
keten, keten
iplik,
2.)
fiber, ip, iplik, lif, tel, tire.
kpti [Arp. > Osm.: kpt]: ingene.
Kpti
1
[Arp.: kpt]: Msr halk, kopt.
Kpti
2
[Arp.: kpt]: ingene.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 194 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
kr
1
: yeillik alan, ~ kousu: kros,
kr
2
: beyazla siyah karm renk,
kraat [Arp.]: okuma.
kraathane [Arp.: kraat + Far.: hane]:
okumaevi, ayevi.
kranta [?]: sa kr erkek.
kranta: sa kr erkek.
krba [Arp.]:
1.)
deriden su kesesi,
2.)

matara, su kab.
krba [?]: kam.
krbaki [Arp.]:
kr: aataki buz tabakas.
Krgz: bir ~ destan: Manas.
Krkkale [Krkky + Kaleky: 1989]: [00],
Trkiyede bir kent.
krm
1
: katliam, toplu ldrme.
Krm
2
: Krm Han: Giray.
krp dkme: tahrip.
krka: yk krkma makas.
krka: yn krkmak makas.
Krkaa
1
: bir yerleim yeri.
krkaa
2
[Bitkibilim: ?]: bir kavun tr.
Krklareri [?]: [39], Trkiyede bir
kent.
krkmak:
1.)
ynn kesmek,
2.)
tra
etmek.
krlang: da krlangc: ebabil.
krma: melez, metis.
krmz [Arp.]: al, kan rengi.
krmz: al, ruj.
krpnt: kesinti.
Krehir [Hit.: Aquae Saravenas, Rum.:
Makissos, Macissus, Lat.: Jstinianopolis,
Osm.: Kr ehri]: [40], Trkiyede bir
kent.
ksa:
1.)
boyu az olan,
2.)
ince taneli,
zl,
3.)
[Moda] ksa,
ksaca: hlasa, zetle.
ksas [Arp.: kss, kssann oulu]:
fkralar, kssalar, ykler.
ksm [Arp.: bak. ksm.
ksm [Arp.: ksm]: blm.
ksmlar [Arp. + lar]: aksam, blmler.
ksr:
1.)
ocuu olmayan,
2.)
akim,
sonusuz, yararsz,
2.)
bir tr yemek.
ksrdng: yararsz alma, yararsz
konuma.
ksrlk [?]:
1.)
akamet, sonusuzluk,
2.)

cinsel gszlk, ananet.
kska [?]: arpack soan.
kskan []: ekemez.
ksk: bat, besi, kama, kask, takoz.
ksmet [Arp.]:
1.)
baht, felek, kader,
kut, mut, ans, talih, takdir, uur,
2.)

[K] bu anlamda bir bayan ad.
ksmi [Arp.: ksm]: czi, tikel.
kssa [Arp.]: fkra, hikaye, yk.
kssalar [Arp. + lar]: fkralar, ksas,
ykler.
kstas [Arp.]: kriter, lt.
k: ita, kara ~: zemheri.
kkrtma: ajitasyon, tahrik.
kkrtmak:
kt [Arp.]: miktar yetersiz.
ktlk [Arp. + lk]: kesat, yokluk,
kvam [Arp.: kvm]: svnn koyuluu.
kvan: iftihar, vn.
kvlcm [zTr.: ukun]: alev, akm,
akn, ng, erare.
kvrm: dalga, lle, ondle, pli, bir
yzeydek ~: dalga.
kvrml: ndle.
kyafet [Arp.]: elbise, giysi, kisve,
libas, ruba, urba, resmi erkek ~i:
frak.
kyam [Arp.]:
1.)
ayaa kalkma,
dikilme,
2.)
[Din] namazda dikilme,
3.)

[Din] bir araya gelme, toplanma,
4.)

ayaklanma, isyan, kalkma.
kyamet [Arp.: kymet]: [Din] br
dnyadan nce bu dnyada
insanlarn bir araya toplanmas.
Dnyann sonu. [Kyamet Gn:
Songn].
kyan: cani, katil.
kyas [Arp.: kys]: karlatrma.
kyaslama [Arp. + lama]: karlatrma,
mukayese.
kyaslamak [Arp. + lamak]:
karlatrmak, mukayese etmek.
kygn [YTr.]: hakszla uram,
madur.
ky:
1.)
cenah, cihet, costa, leb, kenar,
taraf, yaka, yan,
2.)
deniz kenar,
sahil.
kyc: acmasz, amansz, gaddar,
insafsz.
kylar: cenahlar, etraf, kenarlar,
lebler, taraflar, yanlar, ynler.
kymet [Arp.]:
1.)
?
2.)
[K] deer
anlamna bir bayana d, karl
erkek ad [Cehver, Deer], ~ takdir
etmek: deerini lmek, paha
bimek, ~ini bilmek: itibar etmek,
kadrini bilmek, muteber tutmak,
saymak, takdir etmek.
kz: evlenmemi bayan, evde kalm
~: kalk.
kzak]: kayak, ski, iki katl ~: zanka.
kzamk: [Tp] bir ocuk hastal.
kzgn:
1.)
celalli, hiddetli, kzgn,
fkeli, iddetli,
2.)
har, yakc.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 195 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
kzgnlk: celal, gazap, hrs, hiddet,
fke, iddet.
Kzlrmak [Rum.: Halys]:
kzlkanat: [Balklk: ?] bir tatlsu
bal.
kzlk: bekaret, kzl bozulmam:
bakire.
kibar [Arp.: kibr]:
1.)
nazik,
2.)
[K] nazik
anlamna bir erkek ad.
Kibela [> Cybela, Kybela, Kibela > Yun.:
[?]]: Seluk, Efes, zmir.
kibir [Arp.: kbr [] > kibr]:
1.)
byk
olma,
2.)
byklenme, gurur, haddini
bilmeme, kendini beenme,
kstahlk.
bibr [Arp.]: bak. kibir.
kifayet [Arp.: kifyet]: yetme.
kifayetsiz [Arp.: + siz]: yetersiz.
kifayetsizlik [Arp.: + sizlik]: yetersizlik.
kik: [Denizcilik] dar yar kay.
kikara [?]: bal alnm petek.
kiklop [Yun.: ? > Fra.: cyclops]: Yunan
Mitolojisinde tek-gzl cenavarlar
rkndan oaln biri.
kil [Arp. > Far.]:
1.)
bir tr aacn kl,
2.)
balk, amr, toprak,
3.)
yal
toprak.
kile [Arp.: keyl]: tahl lei.
kiler [Rum.: kilar]: yiyecek dolab.
kilim [Far.: gilim]: sergi, sili, yayg.
Kilis [Arp.: kils]: [79], Trkiyede bir
kent.
kilise [Rum.: kyriak + oikia > eklisia
[]]:
1.)
efendinin evi,
2.)

[Hiristiyanlk] Hz. sann evi, Allahn
Evi.
kilit [Arp.: kilid]: ba, engel.
kiliz [?]: [Bitkibilim: ?] hasr otu, saz.
kilo
1
[Yun.: chiloi> Bat Dilleri: kilo]: bin
(1,000).
kilo
2
[Yun.: chiloi > Bat Dilleri: kilo]: Bat
Dillerinde kilo-; bin anlamna bir
nek; [kilokalori, kilogram, kilolitre,
kilometre, vb].
kilogram [Yun.: kilo + gramme > Fra.:
kilogramme]: Kg, 1,000 gram.
kils [Arp.]: snmemi kire.
kils [Arp.: keyls]: [Tp] barsaktan
gelen, iinde ya damlacklar
bulunan akkan.
kim
1
: hangi kii.
Kim
2
[?]: batl bir bayan ad, [Kim
Novak].
kimi:
1.)
bazen, kah, kimi zaman,
2.)

bazs.
kimlik:
1.)
bireysel tanm bilgisi,
hviyet,
2.)
[Mecazi] etiket, ~ bilgileri:
knye.
kimono [Jap.]:
1.)
giyilen ey, elbise,
giysi, libas,
2.)
Japon kadnlarnn
geleneksel kyafeti,
3.)
uzun bir tr
entari.
kimse: birey, fert, kii, ahs, zat,
tuhaf ~: acube.
kimseler: bireyler, efrat, fertler,
ahslar, zatlar.
kimsesiz: gariban, garip,
Kimya [Arp.: al kimya [] > alimi
> alchemy > ? > Yun.: chmia & chmeia
[?] > B.D.: chemistry]: maddelerin bir araya
geli ve zelliklerini, oluturulduu tepkimeleri
ve bu tepkimelerde baka maddelerin
oluumunu inceleyen bir bilim dal.
kimyon [Rum.: kyminon]: [Bitkibilim:
Cuminum cymunim] bir baharl bitki.
kimyoni [kimyon]: kahverengiye alan
renk.
kin [Far.]: adavet, artniyet, buz,
dmanlk, garez, hasmlk, husumet,
ktniyet, nefret.
kinaye [Arp.: kinye]: ima, st kapal
sz, tariz.
kinein [Yun.]: devinmek, hareket
etmek.
kinema [Yun.: kinma]: devinme,
devinim, hareket.
kinesis [Yun.: kinein]: devinim,
hareket, srtnme.
kinet [Yun.: kinein]: devinim, hareket,
srtnme.
kinetik [Yun.: kinet + ikos > kinetikos >
Fra.: kintique]
1.)
denimim, hareket,
srtnme,
2.)
[Fizik] devinim, hareket
yada srtnmeyle ilgili.
kinetikos [Yun.: kinein]: devinime ait,
hareketle ilgili.
kinetikos [Yun.: kintiks [?]]: devinim,
hareket.
kip:
1.)
dayankl, kunt, salam,
2.)

[Dilbilgisi] biim, durum.
kir:
1.)
leke, pasak,
2.)
necaset, pislik,
~ izi: leke.
kira [Arp.: kir]: para ile arsa, dkkan
yada evi bakasna verme.
kirat [Far.]: dzey, seviye.
kiraz [Rum.: kerasion > kerasi]: [Bitkibilim:
Prunus avium] bir meyve, [Jap.:
Sakura].
kirde [Halkdili]: bir tr pide.
kire: bir maden, ~ teknesi: tava,
snmemi ~: kils.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 196 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
kiremit [Rum.: keramdi []]: at
rts.
kirfe [Far.]: iyilik, sevap.
kirfegar [Far.: kirfe + ger]: iyiliksahibi,
sevap ileyen.
kiri [zTr.]:
1.)
yay ip,
2.)
?.
kirkos [Yun.: ?]: ?
kirmen [Halkdili]: eirmen, i.
kirpi [zTr.]: [Hayvanbilim: Erinaceus
eurapeus] derisi oklu bir srngen.
kirpik [zTr.]: [Bedenbilim] gz kapa
kllar.
kirrhos [Yun.: ?]: esmer, koyu kumral.
kirtil [?]:
1.)
ince dallardan rme sepet,
2.)
kabuklu deniz hayvanlarn
avlamakta kullanlan sepet.
kirve [Far.: kirfe > kirfeger ?]:
1.)
iyilik,
sevap,
2.)
[Halkdili] snnet ocuunu
kucana alan gnll erkek.
kispet [Arp.: kisve(t)]:
1.)
elbise, klk,
kyafet,
2.)
greilerin giydi, ksa,
deriden bir tr pantolon, ~paas:
iraze.
kist [Yun.: kystis [?] > Fra.: cyste]:
1.)

mesane, sidik torbas,
2.)
hayvan ve
bitkilerde knt, kese,
3.)
[Patoloji]
hastalkl maddeyle dolu patolojik
kese yada torba.
kiste [Yun.: kist: ?]: bir kese, bir kutu.
kisve [Arp.: kisve(t)]:
1.)
elbise, klk,
kyafet, libas,
2.)
grnm, grnt.
kii: birey, fert, kes, kimse, z, ahs,
zat.
kiiler: Bireyler, efrad, fertler,
kimseler, ahslar, zatlar.
kiilik: ra, karakter, seciye, ahsiyet.
kiisel: bireysel, zlk, ahsi, zati.
kitab [Arp.: kitb]: bak. kitap.
kitabe [Arp.]: yazt.
kitap [Arp.: kitb: yazlmlar]: ciltlenmi
yazl eser, el kitab: manel.
kitap [Arp. + ]: defter, kitap ve
krtasiye malzemesi satan dkkan.
eski ~: sahaf.
kitapk [Arp. + k]: bror, kk
kitap, risale,
kithara [sp. > Yun.]: telli bir mzik
gereci, lir.
kitre [?]: [Kimya] bir tr zamk.
Kivi
1
[Kiwi: Kubilimi: ?]: bir tr ku,
apteriks.
Kivi
2
[Kiwi: Bitkibilimi: ?]: bir tr meyve.
KKTC: Kuzey Kbrs Trk Cumhuriyeti.
klakson [Fra.: klaxone]:
1.)
bir ticari
marka,
2.)
yksek sesli bir ara
kornas.
klan [Lat.: planta > Fra.: clan]:
[Budunbilim] boy, kabile.
klape [Fra.: clapp]: pompada kapak,
klarnet [Lat.: clarus > Fra.: clarinette]:
bir tr zurna.
klas [Lat.: classis > Fra.: classe]:
1.)
tr
yada benzerlikten bir arya gelmi
insan bei,
2.)
sosyal yada
ekonomik insan bei, snf,
3.)
ders
verilen renci bei, snf,
4.)
ayar,
derece dzey, seviye yada nitelik,
5.)

moda olarak mkemmel.
klasik [Lat.: classis + Yun.: ikos > Fra.:
classique]:
1.)
trnn en iyisi yada
mkemmeli,
2.)
eski Roma yada
Yunana ilikin iir, yazn yada sanat,
3.)
dengeli, resmi yada basit olan,
4.)

ananenvi, geleneksel.
klasman [Lat.: classis > Fra.:
classement]: snflama.
klasr [Lat.: classis > Fra.: claseur]:
dilbent, srala.
klastrofobi [Lat.: claustrum + Yun.:
phobia > Fra.: claustraphobie]: kapal
alan korkusu.
klavsen [tl., Mzik]: embalo.
klavye [Lat.: clavis > Fra.: clavier]:
1.)

piyano benzeri mzik gerelerinin
anahtar tablosu,
2.)
daktilo, bilgisayar
vb gerelerin yazma harf dizini.
kle [?]: grete bir oyun.
klema [Yun.: klma: ?]: asma, ba
kt, zm asmas.
kleros [Yun.: klros: ?]: rahipler
zmresi, ruhban, Hirsityan dina
damlar.
klik [Fra.: cliquer > Fra.: clique]: kk,
zel bir insan bei, hizip.
klima
1
[Yun.: ?]: alan, blge, saha.
klima
2
[Yun.: klima > Fra.: clima]:
iklimleme.
klimaks [Yun.: klimas > Fra.: climax]:
1.)

en son nokta,
2.)
ilginin en st
noktas.
klimas [Yun.: ?]: merdiven.
kline [Yun.: klin: ?]: yatak.
klinik [Yun.: klin + ikos > [?] > Fra.:
clinique]:
1.)
rencilerin nnde
hastalar tedavi edererek retme,
2.)

tp isanlarnn toplu halde tbbi eitim
grdkleri bir yer,
3.)
bir hastanede
hastalarn ayakta tedavi yada
muayene edildii blm.
klinker [Hol.: klinker > Fra.: clinker]: bir
tr sert briket.
klips [Fra.: clips]: ine, kpe.
kliring [?]: takas, trampa.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 197 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
klie [Fra.: clich]: adi, basmakalp,
bayatlam, eskimi herkesce bilinen,
malum bir ifade yada syleyi.
klitoris [Yun.: kleitoris > Lat.: clitoris >
Fra.: clitoris]: [Bedenbilim] kadn cinsel
organnn dnn kk duyarl
kk dudaklar, bzr.
kllaein [Yun.]: krmak, paralamak,
riayet etmemek, uymamak, bozmak,
bir yerini krmak, yaralamak.
klon
1
[Yun.]: ubuk, ince dal, srgn.
klon
2
[Yun.: klon > Fra.: clone]: bir
canlnn benzer kopyas.
Klor [Yun.: chloros > Fra.: chlore: Cl]:
yeilimsi sar renkli bir gaz elementi.
klorid [Yun.: chloros + > Fri: chloride,
Kimya]: klorin ve dier bir element ve
temel maddenin oluturduu bir
bileen.
klorin [Yun.: chloros > Fra.: chlorine]:
beyazlatma, artma ve suyu
temizleme ilerinde kullanlan,
kokusu dayanlmaz, ak-yeil renkli,
zehirli ve ar gazl kimyasal bir
element.
klorofil [Yun.: chloros + phyllon >
chlorophyll]:
1.)
bitki hcrelerinde
bulunan yeil renkli boya,
2.)

bitkilerin emerek gda salamas.
kloroform [Yun.: chloros + Lat.: formica
> Fra.: chloroforme, Tp]:
1.)
anestezi ve
zclerde kullanlan renksiz ve
uucu bir sv,
2.)
organik ya zc.
kloroz [Yun.: ?, Bitkibilim:]: bir bitki
hastal.
kloz [Lat.: claudere > Fra.: clauses]:
1.)

bir kelime yada sz dizini,
2.)
bir
belge, anlama yada szlemede ayr
bir madde yada koul.
klp [Nor.: klumba > Fra.: clube]:
1.)
belli
bir nedenle bir araya gelmi insan
bei,
2.)
bu bein topland yer,
3.)

kart oynantlan bir yer.
klyndein [Yun.: ?]: daire yapmak,
yuvarlamak.
klysein [Yun.: ?]: temizlemek,
ykamak, yummak.
knock out [ng.]: ylp kalma.
know-how [ng.]:
1.)
iin nasln
bilme,
2.)
teknik beceri.
koalisyon [Lat.: co + alescere > Fra.:
coalition]:
1.)
geici bir sre iin
oluturulan birlik yada birliktelik,
2.)

gler birlii,
3.)
[Siyaset] bir ka
partinin oluturduu hkmet.
Kobalt
2
[Yun.: kobold > Fra.: cobalte:
Co]: sert, elik-grisi renkte metalik
bir element.
Kobold
1
[Yun.: ?]: maden ocaklarnn
kt yarat.
koca
1
:
1.)
yal kii, bilge, eren,
2.)

ana, eke, ihtiyar, iri, kocam, pir,
sin, yal.
koca
2
: ayal, bey, e.
Kocaeli [Koca li, Kocaeli]: [41],
Trkiyede bir kent.
kocaman: alamet, balaban, byk,
celil, iri, muazam, ulu.
kocam: ana, eke, ihtiyar, iri, koca,
sin, yal.
kochlias [Lat.]: smklbcek.
kock [Dan.]: pasta.
ko: dv ~u: kokar, ~un vurmas:
tos.
koa [?]: hasrotu.
Koaba Irma [Lat.: Granicus]:
anakkale, Biada bulunan bir
rmak.
koak: cesur, yrekli.
koan:
1.)
msr meyvesi,
2.)
kat
tomar.
kokar [Halkdili]: dv kou.
kou [Mac.]: gezinti arabas.
kod [latince: codex > Fra.: code]:
1.)

yasalarn ana blmleri,
2.)
etik
kuralalrla ilgil bir dizi ilke,
3.)
gizli
yazmalarda kullanlan semboller
sistemi.
kodeia [Yun.: ?]: haha ba, haha
tohumu.
kodeks [Tr. & Gag.: ktk > Lat.: codex
> Fra.: codex]:
1.)
klasik bir metin iin
elkitap,
2.)
etik ilkelere ait
elkitap,
3.)
ilalarn formllerini
gsteren resm kitap.
kodes [Rum.: ?]: [Argo] hapishane,
karakol tutukevi.
kodo [Erm.: godo]:
1.)
boynuz,
2.)

gavat, pezevenk.
kof:
1.)
ii rm, ii boalm olan,
2.)
bo, deersiz.
kofano [Rum.: gfena & goufaina:
]: [Balklk] iri lfer.
kofti [Rum.: kfte: ]:
1.)
kes!,
2.)

[Argo] ii rm, ii boalm olan.
kohl [Far.: ? > Arp.: al kohl > B.D.]:
1.)

benek, nokta,
3.)
altimon yada rastk,
2.)
gzlere srlen rastk.
koiman [Yun.: ?]: uykuya yatrmak.
koinos [Yun.: ?]: genel, umumi.
kok [ng.: coke]:
1.)
kat yakt,
2.)
bir
kmr tr.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 198 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
kokain [coca > Fra.: cocaine]:
1.)

yapraklarndan uyuturucu yaplan
yada lokal anestezide kullanlan ila
retilen alms bir tr bitki,
2.)
bir
uyutruucu eidi.
kokak [Halkdili]: pis kokan.
kokart [Fra.: cocarde]:
1.)
apkalardaki
iaret,
2.)
zel iaret.
kokkos [Yun.: ?]: tahl tanesi, ekirdek,
esas, z.
kokkys [Yun.: ?]: guguk kuu.
kokmak: koku vermek, pis kokan:
kokak, gzel kokan madde: tts,
kokmu:
1.)
bozulmu, rm,
2.)

pis koku yaya, bozularak ~: clk.
kokore [Rum.: kokortsi: ?]: [Gda]
kekikli kuzu barsa.
kokteyl [ng.: cock + tail]:
1.)
kark iki,
2.)
ikili davet yada parti,
koku: aroma, esans, rayiha, ho ~:
aroma, gzel ~lar: amber, esans,
tr, mis, misk, rayiha.
kokulu: aromal, esansl, rayihal, ~
sv: esans.
kokusuz: aromasz, esanssz,
rayihasz.
kol:
1.)
bedenin bir blm,
2.)
blm,
dal, bran.
kola
1
[tl.: cola]:
1.)
niasta, ket,
2.)

kuman sert ve dik durmas iin
kullanlan rn.
kola
2
[ng.: cola, coke]: ekerli
konsantre ve sudan retilen alkolsz
iecek markalarna verilen genel
isim.
kolaj [Fra.: collage]: ufak baz objelerin
bir yzeye yaptrld bir sanat
biimi.
kolay: basit.
kolej [Lat.: com + legare > Fra.: college]:
1.)
belli g ve grevleri olan bireyler
bei,
2.)
derece veren yksek
renim kurumu,
3.)
bir niversiteye
bal okullardan herhangi biri,
4.)
zel
uzmanlk salayan okul,
5.)
[Trke]
lise dzeyinde zel, vakf yada devlet
okulu.
koleksiyon [Lat.: com + legere > Fra.:
collection]:
1.)
biriktirme,
2.)
biriktirilen
ey,
3.)
biriktirilen yada toplanan
para pul.
kolera [Yun.: chole [?] > Fra.: cholera]:
ar, bulac bir barsak hastal.
kolesterol [Yun.: chole + stereos > [?] >
Fra.: cholesterole]:
1.)
zellikle hayvan
eti, kan ve dnde bulunan kristalin
alkol,
2.)
damarlarda eritilemeyen
hayvansal ya birikintisi.
kolezyum [Lat.: colleseum > Fra.:
colleseum]: byk bir stadyum.
kolhoz [Rus.: [ ]
> kolhoz [] > B.D.: kolkhoz]:
1.)

kollektif ekonomi,
2.)
SSCB kollektif
iftlii.
koli [Fra.: collie]:
1.)
posta paketi,
2.)

[Tamaclk] aa yada karton sandk,
3.)

koli basili: [Tp] bir bakteri tr. Tek
bana zararl olmayp byk oranda
insan dksnda bulunur.
kolik [Yun.: kolon + ikos > [?] > Fra.:
colique]:
1.)
abuk ilerleyen karn
ars,
2.)
abuk ilerleyen mide ars.
kolit [Lat.: colon + Yun.: itis [?] > Lat.:
colitis > Fra.: colite]:
1.)
kalnbarsak
iltihab,
2.)
[Tp] kaln barsan
iltihaplanmas.
kolla [Yun.]: tutkal, yaptrc.
Kolombiyum [Lat.: ? > Fra.: colombium:
Cb]:
1.)
oksijen, kkrt ve klor gibi
maddelerle birleenler veren bir
element,
2.)
Niyobyum.
kolon
1
[Yun.: ?]:
1.)
iirin msras,
2.)

ayet.
kolon
2
[Yun.: kolon [?] > Fra.: colon]:
1.)

[Yazm] iki nokta stste,
2.)

[Bedenbilim] kaln barsak.
koloni [Lat.: colere > Fra.: colonie]:
1.)

kendi ana lkelerinin korumas
altnda uzak baka lkelerde yaan
insan bei,
2.)
byle yerleilen
blge,
3.)
uzak bir lke tarafndan
atanm kiilerle ynetilen lke,
smrge,
4.)
bir kente, yer yada
baka lkede ayn rk, soy yada
amatan bir arada yaayan insan
bei,
5.)
[Biyoloji] bir arada yaayan
yada gelien canllar.
kolonya [Alm. > Fra.: cologna]:
1.)

Almanyann Kln [Cologna] kentinde
yaplan kokudan, kolonya suyu,
2.)

kokulu ve alkoll bir sv.
kolophon [Yun.: ?]: doruk, tepe, st,
zirve.
kolordu: askeri bir birlik.
kolpo [tl.: colpo]:
1.)
bilardo oyununda
vuru,
2.)
[Argo] al, dalavere, desise,
dolap, dzen, entrika, hile,
kakariko, komplo, knde, numara,
oyun.
kolpos [Yun.: ?]: ky.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 199 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
koltuk [Mecazi]: aama, kat, katman,
makam, mertebe, mevki, paye,
tabaka.
kom
1
[Erm.: gom ? > Halkdili: gom, gm &
km]:
1.)
yayla evi,
2.)
duvar al,
km.
Kom
2
[?]:
1.)
bir ticari bir marka,
2.)

mayo ve igiyim.
koma
1
[Yun.: ?]: derin uyku.
koma
2
[Yun.: koma [?] > Fra.: coma, Tp]:
1.)
derin uyku,
2.)
hastalk yada
yaralanma nedeniyle oluan
kendinden geme yada bilin kayb
durumu.
kombinasyon [Lat.: com + bini > Fra.:
combination]:
1.)
birletirilmi yada
birletirilen,
2.)
bir araya getirilmi
ey,
3.)
ortak bir ama iin
oluturulan birlik,
kombinezon [Lat.: com + bini > Fra.:
combinaisone]: [Moda] bayan gece
kyafeti.
kome [Yun.: kme: ?]: sa, saak.
komedi [Yun.: komos + aeidein > [?] >
Fra.: comedie]:
1.)
zc olarak
sonlanmayan elenceli oyun,
2.)

elendirici bir konu yada olay.
komedyen [Yun.: komos + aeidein > [?]
> Fra.: comedien]:
1.)
komik paralar
oynayan sanat oyuncusu,
2.)
gldr
oyuncusu..
komet [Yun.: kme [?] > Fra.: comette]:
1.)
saakl,
2.)
kuyrukl yldz.
Kuyruklu yldzlar gnein evresinde
dolanrlar.
komfigrasyon [Lat.: com + figurare >
Fra.: comfiguration]:
1.)
ereve,
dhatlar, snrlar,
2.)
[Teknik] derleme,
oluum, oluturma.
komi [Fra.: commie]: garson yama.
komik [Yun.: komos + aeidein + ikos > [?]
> Fra.: comique]:
1.)
elendirici bir ey,
2.)
gln.
kominizm [Lat.: comunis > Fra.:
communisme]:
1.)
mallarn ortak
mlkiyetini savunan teori yada
sistem,
2.)
[K] Marx ve Engels
tarafndan formle edilen sosyalizm,
3.)
bu dnce yada sistemi savunan
her hangi bir ynetim yada siyasit
parti.
komiser [Lat.: com + mittere > Fra.:
commisaire]: ?
komisyon [Lat.: com + mittere > Fra.:
comission]:
1.)
belli grev ve glere
yetki veren bir belge,
2.)
bir bakas
adna yetkili olan,
3.)
bir ii yerine
getirmesi iin seilmi insan gurubu,
encmen, komite [Avrupa Komisyonu],
4.)
sat benzeri gelirlerden alnan
yzdelik blm, [%3 komisyon].
komita [Sr.]: gizli cemiyet yada
topluluk.
komitac [Sr. + c]: gizli cemiyet yada
topluluk yesi.
komite [Lat.: com + mittere > Fra.:
commite]:
1.)
delegasyon, heyet,
2.)

encmen, komisyon.
komma [Yun.]: bir iaret, entik, izgi,
yiv.
komos [Yun.]: festival, len.
kompartman [Lat.: com + partire > Fra.:
compartment]:
1.)
ayrlm bir blm,
2.)
zel bir blm yada ksm,
3.)

trenlerde ayrlm oturma blmleri.
kompat: kesif, sk, youn.
kompetan [?]: bilirkii, ehil, eksper,
ibilir, mtehassz, selahiyetli,
uzman, yetkili.
komple [Lat.: com + plectere > Fra.:
complet]: eksiksiz, tam.
kompleks [Lat.: com + plectere > Fra.:
complex]:
1.)
iki yada daha fazla ilikili
blm olan,
2.)
yaplarda olduuna
benzer tekpara guruplama,
3.)
girift,
karmak bir btn, karmak,
sofistike,
4.)
[Psikoanaliz] bilinsiz,
kuvvetli davranlar olan.
komplikasyon [Lat.: com + plicare >
Fra.: complication]: [Eczaclk] yanetki,
ters etki
komplike [Lat.: com + plicare > Fra.:
compliqu]: anlalmas ve zmezi
zor olan, kamak.
kompliman [Lat.: com + plere > Fra.:
compliment]:
1.)
zellikle vmek iin
sylenmi kibar sz yada davran,
gnl okayan sz, iltifat, vme,
2.)

bu biimde ama samimi olmayan sz
ve davranlar.
komplo [Lat.: com + plere > Fra.:
complet]: al, dalavere, desise, dolap,
dzen, entrika, hile, kakariko,
kolpo, knde, numara, oyun.
kompositr [Lat.: com + ponere > Fra.:
compositeur]: bir araya toplayan,
derleyen, dzenleyen.
komposto [tl.: composto]: hoaf.
kompozisyon [Lat.: com + ponere >
Fra.: composittion]:
1.)
yazn yada
mzik almalarn birleme,
btnletirme, derleme,
2.)
bir eyin
yada kiinin makyaj yada elden
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 200 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
geiirlmesi,
3.)
btnletirilmi yada
derlenmi bir ey.
kompres [Lat.: com + premere > Fra.:
compress]:
1.)
bask uygulayp
sertletirmek,
2.)
hava basnc
uygulamak.
kompresr [Lat.: com + premere > Fra.:
compresseur]: hava, gaz vb eylerin
basncn salayan makine.
komprime [Fra.]: yass ila.
kompter [Lat.: com + putare >
computare > ng.: computer]:
bilgisayar.
komutan: kumandan.
komn [Fra.: comunare > commune]:
1.)

Fra.nsada en kk ynetim birimi,
2.)
hereylerini ortalaka yaayan
kk insan gurubu.
komnist [Lat.: comunis > Fra.:
communiste]:
1.)
komunizm taraftar
yada destekisi,
2.)
[K] Komunist Parti
yesi,
komnyon [Lat.: comunis > Fra.:
communion]: [Hiristiyanlk]
1.)
bir
Hristiyan isimlendirmesi,
2.)

Hiristiyanlkta Pazar gnleri kilisede
bir araya gelme ayini.
konak:
1.)
byk ev,
2.)
elek, han,
otel,
3.)
kafada bir sa hastal, ~ta
mutfak ua: ayvaz,
konche [Yun.]: midye, kara kabuklu
midye.
kon [?]:
1.)
?
2.)
ayakkabda bir blm.
kondisyon [Lat.: com + dicere > Fra.:
condition]:
1.)
bir eyin olumas yada
tamamlanams iin gerekli durum
yada nkoul,
2.)
salkl durum,
3.)

sosyal derece, dzey yada seviye.
kondktr [Lat.: com + ducere > Fra.:
conducteur]: trenlerde yolcu bileti
denetimi yapan grevli.
kondylos [Yun.]: sert bir tepecik,
yuvarlak yada yumru.
konfederasyon [Lat.: com + foedus >
comfederation]:
1.)
birlik, federasyon,
2.)
birlik yada federasyonun bal
olduu st ynetim.
konfedere [Lat.: com + foedus >
comfeder]:
1.)
anlamayala bir araya
gelen,
2.)
birlik,
3.)
iilerinde zgr,
savunma ve dilerinde merkezi
hkmete bal bamsz ynetim
yada devlet.
konfeksiyon [Lat.: com + facere > Fra.:
comfection]: ?
konferans [Lat.: com + ferre > Fra.:
conference]:
1.)
tartma, gr
bildirme iin resmi bir toplant,
2.)
bir
kii yada kiiler tarafndan
ilgilenenlere yada grevlilere belli
konularda ayrntl bilgi verilmesi,
bilgilendirme, bilgi veren konuma.
konfeti [tl.: ?]: dn, kutlama yada
lenlerde havaya yada kiilerin
stne atlan kk, renkli
paracklar.
konfirmasyon [Lat.: com + firmare >
Fra.: confirmation]: onay, tadik, teyit.
kongenital [Lat.: congenius > Fra.:
congenitale]: doutan, ftri.
kongre [Lat.: com + gradi > Fra.:
congress]:
1.)
bir birlik yaad oda,
2.)

bir araya gelme, toplanma, toplant,
3.)
byk ve genel toplant.
kokav [?]: ibkey, obruk.
konkordota [tl.: ?]: [Hukuk] iflas
anlamas.
konsantrasyon [Fra.: concentration]:
[Kimya] derime, younlama.
konsantre [Lat.: com + centrum + atus >
Fra.: concentre]: [Kimya] deriik,
younlatrlm.
konsensus [Lat.: com + sentire > Fra.:
consensus]:
1.)
herkesin ortak olduu
dnce,
2.)
uzla.
konsept [Lat.: com + capere > Fra.:
concept]: bir dnce, genel bilgi,
fikir yada tasarm.
konser [Lat.: com + certare > Fra.:
concert]: bir mzik icras, sunumu
yada gsterimi.
konsey [Lat.: com + clare > Fra.:
councille]:
1.)
fikir alverii iin bir
araya gelmi kiiler,
2.)
istiare
heyeti, danma kurulu.
konsol [Fra.: console]:
1.)
salon yada
odada radyon, tv vb eyleri stne
koymak iin kullanlan masabenzeri
nesne,
2.)
bilgisayar, radyon,
bilgisayar ve elektrikli gereleri
kontrol etmede kullanlan gere.
konsolide [Lat.: com + solidus > Fra.:
consolid]:
1.)
birletirilmi,
btnletirilmi, tekpara,
2.)

glendirilmi, kuvvetlendirilmi.
konsorsiyum [Lat.: com + sors >
consortium]: ticari firma yada
bankalarn oluturduklar uluslar
aras birlik, uluslar aras ticari birlik.
Konstantin: bak. Constantine.
konstrksiyon [Lat.: com + struere >
Fra.: construction]:
1.)
dikme, kurma,
ina, yapm ii,
2.)
bir bina, yap,
3.)

bir ifadenin kurulmas yada
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 201 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
oluturlmas,
4.)
bir cmlete
kelimelrin dizilii.
konsl [Lat.: consulere > Fra.: consule]:
1.)
eski Romann bayneticisi,
2.)

Hirsitiyanlkta dini konular grmek
iin bir araya gelme, dini toplant,
3.)

baka lkelere, oradaki vatndalarn
her tr konularyla ilgilenmek iin
atanm resmi grevli.
konimento [tl.: ?]: [Tamaclk]
1.)

deniz tamaclnda ykm kimlik
belgesi,
2.)
tanan maln mlkiyet
belgesi.
kont [Lat.: comes > Fra.nszce: counte]:
ngilteredeki Earle denk bir Avrupal
asilzade nvan.
kontak [Lat.: com + tangere > Fra.:
contact]:
1.)
deme, dokunma, temas,
2.)
bir eyle temas halinde olma
durumu,
3.)
[Elektrik] kablo temas,
4.)

[Mecazi] kafay yemi kii.
konteyner [Lat.: com + tenere > Fra.:
container]:
1.)
bir eyi muhafaza
etmek iin retilmi, kutu, teneke,
kafes,
2.)
metalden byk p
kutusu,
3.)
[Denizcilik] 20 yada 40
ltlerinde standart deniz tama
kutular, kutu [box].
kontra [tl.: contra]: kar, kart.
kontrast [Lat.: contra + stare > Fra.:
contrast]:
1.)
farkll belirlemek iin
karlatrma,
2.)
kart, zt, ztlk,
3.)

karlatrlan eyler arasndaki
arpc ayrm,
4.)
bir birleriyle
karlatrldnda farkllk gsteren
kii.
kontrat [Lat.: com + trahere > Fra.:
conract]: anlama, antant, antlama,
ahit, akit, mukavele, pakt, szleme.
kontrol [Lat.: contrarotulus > Fra.:
controle]:
1.)
dzenleme, idare,
ynetme gc,
2.)
denetleme
yntemi, denetleme,
3.)
denetim, ~
etmek: denetlemek.
kontrolr [Lat.: contrarotulus > Fra.:
controleur]:
1.)
dzenleyici, idreci,
mdr,
2.)
deneti, murakp.
kontur [Lat.: com + tornare > Fra.:
contour]: bir eyin d evresi.
konu:
1.)
bahis, husus, mevzu, nokta,
tema,
2.)
mesele, problem, sorun,
asl konu: tema.
konuk: misafir.
konukevi: misafirhane.
konuamayan: gayrnatk.
konuan: natk.
konukan: lafazan.
konuma: ~ tarz: ifade, telaffuz.
konuma: iyi ~ yetenei: belagat,
hitabet.
konumak: szle sylemek, akc
konuamayan: tutuk.
konumama: ks.
konut: ev, hane, ikametgah, mesken,
konvansiyon [Lat.: com + venire > Fra.:
convention]:
1.)
srekli olarak bir
araya gelme,
2.)
uluslar arasnda
yaplan bir anlama,
3.)
alldk,
bildik, alkanlk, itiyat, kullanm.
konvansiyonel [Lat.: com + venire >
Fra.: conventionalle]:
1.)
alk olunan,
bildik, bilinen,
2.)
bilinen kullanmla
snrlandrlm, zorunlu olan,
3.)

biimsel, nizami, resmi.
konvoy [Lat.: com + via > Fra.snzca:
convoy]:
1.)
bir yerden dier bir yere
gitme,
2.)
bir arada gitme,
3.)
bir
koruyucu eskortla gitme.
konvrtibl [Lat.: com + vertere > Fra.:
convertible]:
1.)
[Maliye] bir ulusal
parann dier paralarla deitirilme
gc,
2.)
[Otomotiv] st alabilir bir
binek araba.
Konya [Rum.: Iconium > Lycaonia, Kuniye,
Osm.: ?]: [42], Trkiyede bir kent.
konyak [Fra.: cognac]: brandy.
kooperatif [Lat.: co + optus > Fra.:
cooperative]:
1.)
birlikte alma,
2.)

yelerin sahipliinde ve onlarn
yararna alan ticari, tarmsal yada
benzeri birlikler.
koordinasyon [Lat.: co + ordo > Fra.:
coordination]: egdm.
koordinat [Lat.: co + ordo > Fra.:
coordinate]:
1.)
eit sra, dzey ve
gte olma,
2.)
uyumlu eylem.
koordinatr [Lat.: co + ordo > Fra.:
coordinateur]:
1.)
egdmc,
egdm yneticisi,
2.)
[irket Ynetimi]
ileri denetleyen stdzey ynetici.
kopa [Mac.: kapocs]:
1.)
engel, kulp,
sap,
2.)
[Giyim] araf, dme.
Kopenhag [Copenhagen]: Danimarkann
bakenti.
Kopernik: bak. Copernicus,
Nicolaus.
kophinos [Yun.]: sepet.
kopil [Srp.: kopil > Rum.: kopeli]:
1.)

kk erkek ocuk, ocuk,
2.)
rak,
3.)
arsz sokak ocuu.
kopri [Yun.: kopros]:
1.)
bok, dk,
2.)

hayvan dks.
kopros [Yun.]: bok, dk.
Kopt [?]: kpti, Msr halkndan olan.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 202 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
kopya [Lat.: copia > Fra.: copie]:
1.)

ayns, benzer, e, suret,
2.)
bilgiyi
paylama, bilgiyi datma.
kor [Far.]: iyice yanm kmr.
kord [Lat.: chorda > Fra.: chorde]:
1.)
bir
mzik aleti teli,
2.)
lastik yapmnda
kullanlan bir dokuma tr.
kordiplomat [Lat.: corpus + Yun.:
diploma > diplomates > Fra.: corps +
diplomate > corps de diplomates]:
1.)

diplomatlk gc,
2.)
buna ye birey,
diplomatlk grevlisi, [CD].
kordon
1
[Yun.: chord > Lati: chorda >
lt.: cordon > Fra.: cordon]:
1.)
[Gvenlik]
bir blgeyi koruyan, asker yada polis
dizisi, hatt,
2.)
ssleme iin aslm
yada gerilmi ip,
3.)
[Tp] barsak,
4.)

ba, ip.
Kordon
2
[?]: zmirde bir sahil eridi.
koreograf [Yun.. choreia + graphein >
Fra.: choroegraphe]: bir dansn plan ve
hareketlerinin tasarlanmas.
koridor [Lat.: currere > sp.: corridor >
Fra.: corridor]:
1.)
komak,
2.)
yar
yolu,
2.)
[Mimari] uzun bir hol.
korkak: ekingen, kre, namert,
rkek.
korkma: ekinme, perva, panik,
trsma, rkme, rk.
korku [zTr.]: rk, panik, yrken
dme ~su: bazofobi, ~ salma:
tedhi, ter,
korkutma: rkme.
kormos [Yun.]: ktk.
korna [Lat.: cornu > tl.: corno]:
1.)

boynuz,
2.)
boynuzdan yaplan boru,
3.)
[Otomotiv] ddk, klakson.
kornea [Lat.: cornu > Fra.: cornea]: gz
yuvarlann saydam d tabakas.
korner [ng.: corner]: [Futbol] keat.
kornet [Lat.: cornu > Fra.: cornette]:
dondurma klah.
korni [Lat.: corona > Fra.: cornice]:
1.)

ta, taa bzenzer,
2.)
alnlk, at
knts,
3.)
perde asma raylar.
kornion [Lat.: cornu > Fra.: cornichon]:
1.)
boynuz,
2.)
boynuza benzer,
bounuz gibi,
3.)
zeri dikenli ufak, bir
tr turuluk hyar, salatalk.
koro [Yun.: choros > Lat.: chorus > corus
> tl.: coro]:
1.)
birlikte sylenen ark,
2.)
ark syleyen gurup,
3.)
ok sesli
mzik.
koroner [Lat.: corona > Fra.: coronaire]:
1.)
ta, taa bzenzer,
2.)
[Bedenbilim]
kalp kaslarna kan tayan damarlar.
korpskl [Fra.: corpuscule]: hcre,
kan krecii, yuvar.
korsan [uv.: arsar & Tr.: hrsz,
uursuz > Lat.: cursus > cursarius > tl.:
corso > corsare > Osm.: korsn]:
1.)

akn, hcum, saldr,
2.)
deniz
haydutu,
3.
deniz haudutu gemisi.
korse [Lat.: corpus > Fra.: corset]: fazla
kilolar gstermemek iin zellikle
kadnlar giydii bedene skca yapk
lastikli bir igiyim, esnek igiysisi.
kort [Lati.: curt > ng.: court]:
1.)
etraf
evrili avlu,
2.)
ayrlm alan, 3.) tenis
alan.
kortej [Lat.: cohors > tl.: corteggio >
Fra.: cortge]:
1.)
avlu, bahe, saray,
2.)
maiyet,
3.)
trensel bir gei.
korteks [Lat.: cortic > cortex]:
1.)
aa
kabuku, kabuk gibi,
2.)
[Bedenbilim] bir
i organn d tabakas, zellikle
beynin gri maddesinin d zar,
2.)

[Yaambilim] bitki dokusunun d
yzeyi.
kortizon [Lat.: cornic > cortex > Fra.:
cortisone]: [Tp]
1.)
bbrekst
bezlerinin salglad hormon, salg,
2.)
iltihapl hastalk ve bbrekst
bezlerin yetersizliinde kullanlan bir
hormon, salg.
koru:
1.)
kk orman, kk ormanlk
alan,
2.)
[?] ssl gezi arabas.
korugan [?]: mazgall silah atma yeri.
Koruk [?]: eki zm.
koruma:
1.)
muhafaza, saklama,
2.)

mdafaa, savunma.
korumak: muhafaza etmek,
saklamak.
koruyucu:
1.)
muhafazakar, tutucu,
2.)

gardiyan, gvenlik eleman, muhafz,
3.)
hami.
korvet [Fra.: corvette]:
1.)
konvoy
grevinde kullanlan kk, hzl bir
ngiliz sava gemisi,
2.)
[Otomotiv]
kk, hzl, spor tr bir araba.
kosa [?]: uzun sapl orak.
kosantrasyon [Lat.: com + centrum +
atus > Fra.: concentration]: bir noktada
toplama, odaklama, younlama.
kosins [Lat.: co + sinus + > Fra.:
cosinuse]: [Trigonometri]
1.)
merkezi
orjin olan bir birim yarapl ember
zerindeki bir noktann x eksenine
gre koordinatdr,
1.)
Cos
ksaltmasyla gsterilir..
koskoca: muazzam.
koskocaman: byk, geni.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 203 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
kosmos [Yun.]:
1.)
dizi, dzen, emir,
kural, nizam, sra, usl, yol,
2.)
alem,
cihan, evren, kainat.
kostak: battal, bke, civanmert,
kahraman, kostak, ampiyon, yiit.
kostik [Yun.: keiein + ikos > Fra.:
caustique, Biokimya]:
1.)
dokularn
kimsayal eylemle yanmas,
paslandrc,
2.)
actc, yakc.
kostm [Lat.: consuetudo > Fra.:
costume]:
1.)
belli bir zamanyada
lkeye zg gitim biimi,
2.)
bu
trden yaplm farkl biimlerdeki
giysiler.
koa [Halkdili]: e, benzer, ikiz.
Koer [br.]:
1.)
mnasip, uygun,
2.)

Yahudi dini kurallarna gre
hazrlanm gda rnleri,
3.)
buna
gre verilmi yetki belgesi.
kout: mvazi, paralel.
kot:
1.)
pamuklu bir kuma
2.)
bu
kumatan yaplan pantolon, bluejean
yada jean.
kota [Lat.: quota pars > ng.: quota]:
kontenjan says, snrlama says.
kotan [Gr.]: ok byk pulluk, saban.
kotlet [Lat.: costa > Fra.: cautlette]:
biftek.
koton [Arp.: qulun > kudn [] > Lat.: ?
> Fra.: cotton]:
1.)
tohumlar
evresinde beyaz renkli lifleri olan ve
bundan iplik yaplan bir bitki, pamuk
bitkisi,
2.)
bu bitkiden elde edileniplik
yada kuma, pamuklu.
kotyle [Yun.: ?]: boluk, kovuk, oyuk.
kov: ekitirme, yerme.
kova: bakra, helke, sitil.
kovan:
1.)
arlarn bal yapt kutu,
2.)

mermi haznesi.
kovma: def.
kovmak: defetmek.
kovulmu: lanetlenmi, lain.
koy: kk krfez, hali, krfez.
koyak: [Evrenbilim] vadi.
koyma: yerine ~: ikame.
koyu: sulu kart.
koyun: bir evcil hayvan, bir tr ~:
herik, yaban ~u: argali, ~ srs:
davar, ~ yata: gelembe, yaban
~u: argali, ~ Trleri: Argali (Yaban
Koyunu), Herik, Karaman, Merinos,
koz:
1.)
ceviz, [Kozlu, Kozyata], ~
oyunu: ceviz oyunu,
2.)
avantaj.
koza: tohum kab.
kozhelve: cevizhelva, nugat.
kozmetik [Yun.: kosmos + ikos > Fra.:
cosmetique]: gzelleetirme yada
yzdeki kusur ve przleri giderme
ii.
kozmik [Yun.: kosmos + ikos >
cosmique]:
1.)
evrenle ilgili,
2.)
geni.
Kozmoloji [Yun.: kosmos + logia > Fra.:
cosmologie]: bir btn olarak evrenin
fiziki yaps, biimi vb durumuyla
ilgilinen bilimdal, Evrenbilim.
kozmonot [Yun.: kosmos + nautes > [?]
> Rus.: > Fra.: cosmonaute]:
astronotun Rusas.
kozmopolit [Yun.: kosmos + polis > Fra.:
cosmopolite]:
1.)
her din, dil ve
kltrden olanlarn bir arada yaad
kent,
2.)
kark ve kalabalk byk
kent.
kozmopolitan [Yun.: kosmos + polis >
Fra.: cosmopolitan]:
1.)
tm dnyayla
ilgili yada ondan bir eyler olan,
2.)

dnyal, evrenkentli.
kozmoz [Yun.: kosmos > Fra.: cosmos]:
evren, kainat.
kk: cevher, z, tz.
kkboyas: [?] alizarin.
kken: kaynak, orijin, kelime ~i:
etimoloji.
Kksal [kksalsn]: bir erkek ad.
kktenci: radikal.
kle: bende, kul.
km: bak. kom.
kmr: ~ trleri: kok, linyit, ince
yanm ~: kor.
kpek: it, kelp, kpei ava
altrma: bav, ~ yiyecei: yal, av
kpei: barak, kvrck tyl ~:
kani, bir ~ duruu: salta, bir ~
buyruu: apora, ~ yavrusu: enik,
kpein boazndaki demir: ltar,
~ Trleri: Avkpei (Barak), Barak
(Avkpei), Buldok, obankpei, Fino,
Kangal, Kani, Karaba, Kurt, Mast,
Pomerenya, Seter (ngiliz Kpei), Taz,
Yabankpei,
kpr [zTr.: kpr]:
1.)
akarsular
zerine kurulan ahap, beton yada
demirden gei yolu,
2.)
iki ey
arasndaki ba,
3.)
bir tr di protezi,
~nn bir blm: tabiye, ~ yol:
viyadk.
kr
1
[Halkdili]: bak. gr.
kr
2
[?]:
1.)
ama, gzleri grmeyen,
2.)

anlaysz,
3.)
kapal,
4.)

kullanlmayan,
krebe: bir ocuk oyunu.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 204 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
kree [Halkili]: kardaki buz tabakas.
krfez
1
: c taraf suyla kapl kara,
koy, hali, kk ~: koy.
Krfez
2
: zmit Yarmcann ile
olduktan sonraki ad.
krpe [Mecazi]: gen, gzel kz.
krk [?]: ?
ks:
1.)
davul,
2.)
Osmalda sava
davulu.
ksele [Far.: gosele.]: tabaklanm deri,
mein.
ksnl: erotik, ehevi.
ke: dirsek.
keat: [Futbol] korner.
keyazs: makale.
kk
1
:
1.)
kasr,
2.)
Bat dillerindeki
[Kiosk] kkten gelir, ssl ~:
kaane.
Kk
2
: Ankara, ankaya
Cumhubakanl Kk.
ktek [Arp.]: dayak, patak.
kt: fena, kem, madara, sevimsiz,
ktlk: fenalk, er, zarar.
ktniyet: adavet, artniyet, buz,
dmanlk, garaz, garez, hasmlk,
husumet, kin, nefret.
ky: kk yerleim yeri, ~n
zengini: aga, kk ~: tol.
kz [?]: kk kor paras.
kpez: deniz kys kayal, kaya,
kayalk.
kraker [ng.: craker]:
1.)
tr, ktr,
2.)

kk paralar biiminde piirilen
biskvi.
kral [Rus.]: bey, hkmda, padiah, ~
sayar: bazilika.
kralie [Rus.]: ece.
krallk [Rus. + lk]: beylik, emirlik,
ilbeylik, imparatorluk, sultanlk,
eyhlik.
krambe [Yun.]: lahana.
kramp [Fra.: crampe]:
1.)
gerilim yada
ar souk nedeniyle kaslarn ani
kaslmas,
2.)
karn blgesinde oluan
kaslma yada ar, kasn.
krampon [?]: futbol ayakakb
kabaras.
kranion [Yun.]: kafatas.
kranyum [Yun.: kranion > Fra.: cranium,
Bedenbilim]: beynin bulunduu
taraftaki kafatas.
kratein [Yun.]: idare etmek,
ynetmek, hkmran olmak.
kraten [Fra.: chretein > cretin]: troyit
hastas.
krater
1
[Yun.]: anak, yuvarlak ey.
krater
2
[Yun.: krater > Fra.: crater]:
yanarda az.
kratinizm [Fra.: chretien > cretinisme]:
biim bozukluu yada bnle
yolaan tiroyit salg yetersizlii
hastal.
kratos [Yun.]:
1.)
erk, g, kuvvet,
2.)

adet, kaide,
3.)
hkm, kanun,
ynetim,
4.)
usl, tzk, yol.
kravat [Hr.]: boyun ba, bir ~ tr:
papyon.
kreasyon [Lat.: creare > Fra.: creation]:
1.)
yaratlm olanlar, 2.) evren,
3.)

[Moda] yeni giysi tasarmlar, yarat.
kredi [Lat.: credere > Fra.: credit,
Bankaclk]:
1.)
gven, gvence, inan,
itibar,
2.)
an, hret,
3.)
vme,
yceltme,
4.)
[Saymanlk] alacak
hesab,
5.)
dn verilen yada alnan
para.
krema [Yun.: charisma > Fra.: creama]:
1.)
kzartlm ya,
2.)
stn
kaynatlmas sonras elde edilen ya
tabakas, kaymak,
3.)
bir tr tatl.
krematori [Lat.: cremare + orius >
crematorie]: lleri yakma oca yada
yeri.
Kremlin [Rus.: > B.D.: Kremlin]:
1.)
kale, ato yada kale bulunan yer,
2.)
Rusyann ynetim merkezi,
Moskova.
krep [Lat.: crispus > Fra.: crpe, Dokuma]:
1.)
ipek yada ynden ince, kvr krvr
bir kuma,
2.)
ok ince kvrm bir
kat,
3.)
buruuk, yumuak lastik,
4.)

yuvarlak, ii dolu ince bir pankek, bir
tr Fra.nsz tatls.
krepon [Fra.: crepone]: [Dokuma] kvrml
kuma.
kre [Fra.: chreche]: ocuk yuvas.
kretein [Yun.]: idare etmek, ynetmek.
kreton [Fra.: chretone]: bir tr keten.
krif [Yun.]: bak. kryptein.
kriket [ng.: criket]: bir ngiliz oyunu,
kriko [tl.: cricco]: kaldra.
kriminal [Lat.: crimen + al > Fra.:
criminale]:
Kriminoloji [Lat.: crimen + Yun.: logia
[] > Fra.: criminologie]: su ve
sulular inceleyen bilimserl alma.
krinein [Yun.]:
1.)
ayrmak, ayrt
etmek, tefrik etmek,
2.)
anlamak,
grmek, idrak etmek, farkna
varmak, sezmek.
kripto [Yun.: kryptos > Fra.: criptau]:
gizli belge.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 205 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Kripton [Yun.: kryptos [?] > Fra.: kripton:
Kr]: tek atomlu, renksiz ve kokusuz
bir gaz elementi
kristal [br.: ghbsh > Yun.: kryos >
kystallos [?] > Lat.: crystallus > Fra.:
crystall]:
1.)
parlak, saydam bir
madde, billur,
2.)
parlak ve saydam
bir cam,
3.)
saat cam olarak
kullanlan malzeme.
kristalin [Yun.: kryos [?] > Fra.:
crystalline]:
1.)
kristallerden yaplm,
2.)
yap, parlaklk ve saydamlk
bakmndan kristale benzeyen madde
yada ey.
kristalize [Yun.: kryos [?] > Fra.:
crystallis]:
1.)
kristaline benzetme
yada dntrme,
2.)
billurlatrma
yada saydamlatrma.
kristhos [Yun.]:
1.)
yalanm kii,
2.)

kutsal yala scanm, yalanm kii.
Krina [Hin.]:
1.)
Hinduizmde bir tanr,
2.)
Vinunun biiminde olan Hint
tanrs.
kriter [Yun.: krites > Fra.: criter]: kstas,
lt.
krites [Yun.]: yarg.
kritik [Yun.: krinein + ikos > Fra.:
critique]:
1.)
meslek olarak yazn ve
sanat eserleri hakknda eletiri
yazan,
2.)
hata bulan kii,
3.)
duyarl,
hassas,
4.)
buhrana, krize yol ac.
kriz [Yun.: krinein > Fra.: crise]: buhran.
krizantem [Yun.: chryssos + anthemon
Fra.: chrisanthemum]: gsterili
iekleri olan ve ok ge iek aan
bir bitki.
krizm [Yun.: chrisma > Fra.: scrisme]:
vaftiz ayininde kullanlan kutsanm
ya.
krokadilos [Yun.]: kertenkele.
krokos [Yun.]: safran.
krom
1
[Yun.: chroma > Fra.: chrome]:
bak. chrome.
krom
2
[Yun.: chroma > Fra.: chrome; Cr]:
kromyum yada kromyum alam.
kromo [Yun.: chroma + soma > Fra.:
chromo]: bak. chromo.
kromozom [Yun.: chroma > Fra.:
chromosome]: gen tayan ubuk-
biimli mikroskobik biimvericiler.
Kromyum [Yun.: chroma > Fra.:
chromium; Cr]: paslanmaya dayankl
sert metalik kimyasal bir madde.
krone [Yun.: krn]: iekten demet,
ta.
kronik [Yun.: chronos + ikos > Fra.:
chronique]:
1.)
uzun sren yada
tekrarlanan bir rahatszlk,
2.)
uzun
sredir bir rahatszl olan,
3.)

gemeyen, mzmin, tekrarlayan,
4.)

alkanlkla ilgili.
kronikal [Yun.: chronika > Fra.:
chronical]:
1.)
tarihi olaylar, annals,
2.)

tarihi olaylar tarihi stasyla
kaydetme.
krono [Yun.: chronos > B.D.: chrono]:
bak. chrono.
Kronoloji [Yun.: chronos > Fra.:
chronologie]:
1.)
zaman ve olaylarn
zamanlamas ile uraan bilimdal,
2.)

olaylar olu zamanlarna gre dizme
veya sralama.
kronometre [Yun.: chronos + metron >
Fra.: chronometre]: olduka duyarl bir
zamanler, zamanler.
kros [Lat.: crux > Fra.: cross]: kr
kousu,
krupiye [Fra.: croupier]: kumar
masasn yneten grevli.
kryos [Yun.]:
1.)
souk,
2.)
buz,
buzlanma, don.
kryptein [Yun.]: gizlemek, saklamak.
kryptos [Yun.]: gizli, sakl.
kseros [Far.: ksrs [?]]: kuru.
Ku [tl.]: talyan Abecesinin 15. harfi,
[Q, q].
kuafr [Fra.: cuaffeur]:
1.)
bayan
berbari,
2.)
berber, gzellik salonu.
kubbe [Arp.: []?]:
1.)
dnya biimli,
kre,
2.)
[Mimari] yaplarda at
rtmede kulanlan ve yarm kre
biimli blm,
3.)
kmbet.
Kubilay [?]: bir erkek ad.
kucak: au.
kudred [Arp.: kudred]: bak. kudret.
kudret [Arp.: kudred]:
1.)
erk, iktidar,
2.)

[K] bir erkek ad.
kuhl [Far. > Arp.]: bak. kohl.
kuka [?]: i., nak iplii yuma.
kukumankuu: i., [Kubilimi: ?] bayku,
puhu.
kul [Arp.: ?]: i., bende, kle.
kula [?]: yzmede atlan kol aral.
kule [?]: yksek yap.
kulis [Fra.: coulice]:
1.)
tiyatroda sahne
gerisi,
2.)
bir konuda geri planda
konuulanlar.
kullanlm: emektar, eski.
kullanm: kullanma, ~ sresi: miat,
kulluk: boyunduruk, hizmet.
kulomb: bak. coulomb.
kuluka [Bul.]:
1.)
gurk,
2.)
yavrulama,
yavrulama dnemi.
kum
1
[?]: kaya tozu, renkli bir ~: rh,
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 206 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Kum
2
[?]: randa iirlerin kutsal
kenti, [Qom].
dumsal: denizkys, plaj, sahil.
kuma: aftoz, cariye, gaco, halayk,
kapatma, metres, nikasz kadn,
odalk.
kumandan [Fra.: commandament]:
komutan.
kumar
1
[Arp.: kmar]: parasna
oynanan oyun, ~da artan para:
vido, ~ trleri: Bakara, Barbut, Poker,
Rulet, Zar.
Kumar
2
[Hin.]: bir Hint erkek ad.
kumarc [Arp.: kmar + c]: parasna
oyun oynayan, ~nn kazanc: mano,
kuma [Arp.]:
1.)
dokuma,
2.)
eitli
amalarla kullanlan dokuma, ~
kat: astar, ~ Trleri: Aba (Kaln ve
Kaba Kuma), Abani (pekli Kuma), Alpaka
(Lama Ynnde Kuma), Amerikan, Atlas
(pekli Kuma), Basma, Bez, Branda Bezi,
Briyantin (Parlak ve effaf Kuma), Brokar
(Kemha), Brmck (pekli Kuma), Canfes,
(Sert pekli Kuma), atma (Demelik
Kuma), atma Kadife, itar (izgili
Kuma), itari (izgili Kuma) uha (Sk
Dokulu Kuma), Damasko, Diba (pekli
Kuma), Dimi (Pamuklu Kuma), Ekose
(Kareli Kuma), Elifi, Flanel, Hasse
(Patiska), Hatai (pekli Kuma), Hare (pekli
Kuma), Helali, Hilali Canfes(pekli Kuma),
pek, Jarse (Esnek Yn Kuma), Kadife,
Kee (Kei Klndan Yaplma Kuma),
Kapitone (Demelik Kuma), Kemir (Ynl
Kuma), Kirpas (Pamuklu Kuma), Kot
(Pamuklu Kuma), Krep (nce Kuma),
Krepon (Kvrml Kuma), Kutnu (pekli
Kuma), Lasteks (Yapay, Yapma Kuma),
Maranta (Ararot Kuma), Miskali Boaz
(Pamuklu Kuma), Muare (Damal, Hareli
Kuma), Moher (Tiftik Ynl Kuma), Nafta
(Sert pekli Kuma), Opal, Organze (nce
Kolal Kuma), Otoman (pekli Kuma),
Patiska (Hasse), Pazen, Penye, Reye
(ubuklu Kuma), Sandal (pekli Saten
Kuma), Seraser (pekli Kuma), Saten
(Parlak Pamuklu Kuma), Sof (Ynl Kuma),
al (Ynl Kuma), al epik, ile Bezi,
Tafta (Sert pekli Kuma), Tarlatan, Triko
(Ynl Kuma), Tlbent (Pamuklu Kuma),
Tvit (Taranm Ynden Kuma), Vala (pekli
Kuma), ~ta kvrm: pli, ~taki tel tel
iplik: taraz, bir tr ~: patiska
(hasse), deerli yn ~: al, desenli
pamuklu ~: Amerikan bezi, basma,
patiska, pamuklu bez, ensek yn
kuma: jarse, ipekli bir ~: brokar,
ilenmi ~: aplika, kaln kaba ~:
aba, kareli ~: ekose, kvrml ~:
krepon, nadasl ~: herk, pamuklu
bir ~: dimi, parlak pamuklu ~:
saten, sert, ipekli ~: brokar, nafta,
sk dokulu ~: uha, yapma ~ tr:
lasteks, ynl bir ~: sof,
kumpanya [?]:
1.)

2.)
?.
kumpas [Fra.: coumpasse]:
1.)
[Teknik]
ap pergeli,
2.)
[Basm] lm ubuu,
3.)
deerlendirme ve hesaplama,
4.)

dalavere, gizli plan, hile.
kumru [Arp.: kumri.] [Kubilimi:
Streptopelia turtur]
1.)
hakuran, veyik
benzeri bir ku,
2.)
[K] bir bayan ad.
kumul: eksibe.
kundak
1
:
1.)
bebek sarma bezi,
2.)

kundak
2
[Rum. ? > Tr.]: silah yada
topun hareketli ksm.
kundak [Rum. ? + ]:
1.)
top
mhimmats,
2.)
gizli plan
dzenleyicisi.
kundura [Rum. ? > Tr.]: ayakkab,
papu, yemeni.
kunduz
1
[Arp.]: [Hayvanbilim: Castor
fober] kastor.
Kunduz
2
[Arp.]: Afganistanda bir
kent, [Qunduz].
Kungfu [in.: kung fu]: in usul bir
dv sanat.
kunt [Far.]: kip, dayankl, salam.
kup [Lat.: colaphus > Fra.: coup]:
1.)
giysi
kesmimi,
2.)
bir tr tatl.
kupa [Lat.: cupa > tl.]:
1.)
ko, ko ba,
2.)
kulplu bardak.
kupe [Fra.: couper > coup]: iki kapl,
spor tr araba.
kuple [Fra.: couplet]: bir arknn
nakarat blm.
kupon [Fra.: coupone]:
1.)
kesik, krpk,
2.)
faiz demeli bir bononun ayrlabilir
yada kapartlabilen blm,
3.)

hediye, indirim yada baka trden
anataj salayan bir belge.
kur
1
[Halkdili]: hayrsz, iyilik bilmez,
nankr, uursuz.
kur
2
[Erm.: ?]:
1.)
ahlaksz, budala,
2.)

apkn, sefih, ~ yapma: ?
kur
3
[? : ?]: [Ekonomi] yabanc paralarn
yerel paraya gre gndelik deerleri.
kura [Arp.: kura]:
1.)
ad ekme, ekili,
keide,
2.)
ayn zamanda yaplan.
kurabiye [Arp.: gurabiye]: badem yada
cevizle yaplan bir hamur ii.
kural [zTr.]:
1.)
koruma, muhafaza,
2.)
ilke, dstur, kaide, ~ d: ayrk,
istisna, istisnai, mstesna, ~lara
uygun olan: norm, genel ~: dstur,
kaide, genel ~: dstur, kaide, ~
d: istisna.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 207 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
kurald: ayrk, mstesna.
kurall: kaideli.
kuram: teori.
Kuran- Kerim [Arp.]: Kurnda sure
cmlesi: ayet, Kuran batan
sona okuma: hatim.
kurbaa: [Hayvanbilim: Uranoscopus
scaber] hem karada hem de
tatlusularda yaayan canl, ~
yavrusu: iriba.
kurbaack: [Teknik] somun anahtar,
Kuratovyum [Lat.: ? > Fra.: Ku]:
Kurdela [tl.: cordela]: [Dokuma] geni
ipekli erit.
kurgu: [Sinema] montaj.
kurlaan [?]: [Tp] dolama, etyaran.
kurma: prefabrik.
kurmay: [Askeriye, ordu] erkanba,
erkanharp.
kurna [Arp.]:
1.)
eme, musluk,
2.)

hamamda ta tekne.
kurnaz [?]:
1.)
cin, hin,
2.)
gizli, kurnaz,
sinsi.
kuron [Fra.: courone]: di kaplamas.
kurs [Lat.: currere > Fra.: course]:
1.)

cihet, istikamet, yn,
2.)
ders,
3.)

gidi, rota, izlenecek yol.
Kurun [Lat.: ? > Fra.: ?, Pb]:
1.)
?,
2.)

mermi,
Kurtaovyum [Lat.: ? > Fra.: Kr]: ?
kurtuk: larva
kurtlu:
1.)
kurtlanm,
2.)
[Mecazi] kpr
kpr, srekli kprdayan, eyrinde
duramayan.
kurtulmalk: fidye.
kurtulu: dzelme, iyileme, onma,
reha, salah.
kurucu: bani.
kurufasulye: akbakla.
kurul: asamble.
kurum:
1.)
enstit, kurulu, mssese,
2.)
enstit, resmi daire,
3.)

bbrlenme, tafra,
4.)
baraka, ereti
yap, kurum.
kurumak: slakln kaybetmek,
kurumaya yz tutmu: kavruk.
kuruntu: vehim.
kurye [Lat.: currere > Fra.: curier]:
1.)

haberci, tatar, ulak,
2.)
her tr
kymetli evrak ve haberleme verisini
tayan hzl posta hizmeti firmas.
kuskun [?]: eyere balanan kay.
kusturucu: ematik, istifra ettirici.
kusur [Arp.: ]:
1.)
hata, yanlg,
yanl,
2.)
ayp, eksik, defo.
ku: [Kubilimi] uucu canllar, ~un su
kab: suluk, ~ Bilimi [Kubilimi]:
Ornitoloji, ~ barna: yuva, ~
yemi: dane, ~un az: gaga, biraz
bym ~: palaz, ~ yuvas: u, ~
retme odas: salma, bir deniz ~u:
karabatak, ~ tutma denei: kse,
at klndna yaplm ~ kapan:
klcan, ~ Trleri: Agami, Atmaca, Bayku
(Puhu), Blbl, skete, Karga, Kartal,
Kanarya, Kartal, Mart, Saka, Saksaan,
Sere, Srck.
kuak:
1.)
cenerasyon, gbek, nesil,
2.)

bele taklan dokuma bir erit,
3.)

[Spor] gre, karate vb aama yada
derece.
kuane [Far.: k + hne > khne]: i.,
1.)
ahin avcs,
2.)
yayvan, kk
tencere.
kuatma: abluka, ihata, muhasara.,
kuatmak: ablukaya almak, ihata.
Kubilimi: Ornitoloji.
kukonmaz [ku konmaz]: b.i.,
[Bitkibilim: Asparagus officicinalis]
asparagus, bir ss bitkisi.
kuku: i., ek, phe.
kupalaz: i., [Tp] difteri.
kut
1
[Arp.]: i., besin, gda.
kut
2
[Arp.]: i., hisar, kale, ato.
kut
3
[Arp.]: i., baht, kader, felek,
ksmet, mut, ans, talih, takdir,
uur.
kutan [Gr.: kotan]:
1.)
?
2.)
i., [Kubilimi:
Carduelis carduelis] saka kuu.
kutlama: tebrik.
kutsal: mukaddes.
Kutsal Roma mparatorluu: Holy
Roman Empire: .. 962-.S. 1806
yllar arasnda Orta bat Avrupada
hkmran olan imparatorluk.
kutsama: i., [Din] takdis.
kutsamak: f., takdis etmek.
kutu [Rum.: koyti & kouti []]:
1.)
?
2.)

i., kapal kap,
3.)
s., kutu hacmi,
4.)

i., elektrik balant kutusu, buat,
5.)

i., birikme noktas, toplanma yeri.
kutup [?]: dnyann en tepesi yada en
alt, Kuzey Kutbuyla ilgili: arktik.
kutur [Geometri]: ap, daire ve krede
ap.
kuvvet [Arp.]:
1.)
can, derman, dirlik,
erk, g, hal, mecal, takat,
2.)
[Fizik],
3.)
[Askeri] Silahl Kuvvetler.
kuvvetlendirme [Arp. + dirme]:
tahkim.
kuvvetlendirmek [Arp. + dirmek]:
tahkim etmek.
kuyruk: hayvanlarn gerisinde knt,
~ sokumu: uca.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 208 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
kuytu [Halkdili]: at.
kuyu:
1.)
topraa kazlan ukur,
2.)

ime-sulama suyu ukuru.
kuyum [Arp.]:
kuyumcu [Arp. + cu]: sarraf.
kuzen [Lat.: com + soror > Fra.: cousine]:
1.)
amca yada halann ocuklar,
2.)

ble, yeen.
kuzey [?]: [Evrenbilim]
1.)
imal,
2.)
[K]
bir Trk erkek ad.
Kuzgun klc: [Bitkibilim: Giladiolus]
kliei, kuzgunotu, keklikidemi.
Kuzgun otu: [Bitkibilim: Giladiolus]
kliei, kuzgunklc,
keklikidemi.
kuzine [Lat.: coquere > Fra.: cuisin >
tl.]: mutfak sobas.
Kuzu kula: [Bitkibilim: Cyclamen]
buhurumeryem iei, tavankula,
karabudaygilelrden bir bitki.
kuzu: koyun yavrusu, ~ eti yemei:
kapama, bir yllk ~: toklu.
Kba [?]: ABDnin bat sahilinde bir
ada lkesi, [Cuba], ~ danslar:
habanera, rumba.
k kitap: bror, kitapk, risale,
Kk Asya [Tr. + Yun. > tl.]:
Karadeniz ile Akdeniz arasnda kalan
topraklar yani Anadolu topraklar.
[Asia Minor].
kk: ~ grmek: aalamak, hakir
grmek, tepeden bakmak.
kf [?]:
1.)
slaklk, nem yada rububette
rme kokusu,
2.)
peynir mantar, ~
kokan: sasi.
kfe [Arp.: kuffe]: rme tama sepeti.
Kkrt [Tr.: kkrt & Lat.: sulpur,
sulphur, sulfur > Fra.: sulfure; S]: [Kimya]
1.)
slfr,
2.)
limon sarsnda bulunan
ametal, yaln kat cisimli kimyasal bir
element.
Kkrt dioksit [Tr.: kkrt & Lat.:
sulpur, sulphur, sulfur + dioxide > Fra.:
sulfure dioxide]:
1.)
soutucu,
koruyucu ve beyazlatmada kullanlan
slfirik asit yapmnda kullanlan
kokusuz bir sv,
2.)
evreyi ar
kirletici bir gaz.
kl
1
: ate art, ~ rengi: gri.
kl
2
[Arp.]: btn, tm.
klah [Far.: klh]:
1.)
konik apka,
2.)

yangnsndrc kapak,
3.)
konik
kat kese,
4.)
al, desise, hile
5.)
bir
mianrenin en st ats.
klhan [Far.: klhn]: hamamn atk
yada kl deposu.
klhanbeyi [Far.: klhn + Trk.: beyi]:
apa, kabaday, ~ az: argo.
klek [Halkdili]: ?
klliyat [Arp.: klliyt]:
1.)
btn,
tm,
2.)
bir yazarn tm eserleri,
3.)

genel, evrensel eyler, evrenseller.
klliye [Arp.]:
1.)
okul, cami, psikiyatri
blm, hastane, ahane vbde
oluan bir kurumun toplu yaplar,
2.)

kompleks.
klliyen [Arp.]:
1.)
btnyle,
tamamen, tmyle,
2.)
kesinlikle
deil, tamamen tersi.
klliyet [Arp.]:
1.)
btnlk, tamlk,
tmlk,
2.)
bol, byk miktarda olan.
kllk: sigara izmarit kab, kl kab,
tabla.
klot [Fra.: culotte]: [igiyim] don, slip.
klt [Lat.: cultus > Fra.: culte]:
1.)
dinsel
tapnma sistemi, tapnma, tapma,
2.)

bir kiiye, ilkelere vb kendini adama.
kltr [Lat.: cultus > Fra.: culture]:
1.)

topran ilenmesi,
2.)
[Tp]
hazrlanm bir bileiin iinde
bakteri benzeri eylerin gelitiirlmesi,
3.)
dnce, davrani vb eylerin
gelitirilmesi,
4.)
belli bir ulusun,
dnemin yada uygarln sanat,
yaratcl, ekin, hars.
klstr [Rum.: ?]:
1.)
teklifsiz
konuma,
2.)
bakmsz, eski-psk,
haat.
kmbet
1
[Far.: gmbed]:
1.)
kemer,
2.)

kubbe, yuvarlak at,
3.)
kk tahl
saklama tayaps,
4.)
kk kubbeli
mezar yaps,
5.)
kubbemsi kaabrt,
6.)

[Mecazi] arka, geri.
Kmbet
2
[Far.: gmbed]: Bilecik,
Glpazarna bal bir ky.
kme:
1.)
bek, tomar, yn,
2.)
ekip,
grup, kme, takm.
kmes [Rum.: ? > Trk.]: kanatl evcil
hayvan barna.
kmls [Lat.: cumulus > Fra.:
cumuluse]:
1.)
kme, bek,
2.)

[Evrenbilim] bek bulut, yn bulut.
knde [Far.]:
1.)
[Gre] buka, pranga,
2.)
[Gre] aldatma, hile,
3.)
ate
etmek iin engel oluturma,
4.)

mleki diski,
5.)
[Mecazi] al,
dalavere, desise, dolap, dzen,
entrika, hile, kakariko, kolpo,
komplo, knde, numara, oyun.
knk [Far.]: betondan kaln su borusu.
knt [?]: ar, kaln.
knye [Arp.]: kimlik bilgileri.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 209 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
kp [Yun.: kybos > Fra.: cube]: alt eit
kesi bulunan kat madde.
kpe: ine, klips.
kpeiei: [Bitkibilim: Fuchisia hybrida]
kpeli iek.
kpete [Rum.: koupasti]: [Denizcilik]
gverte stndeki bordo kaplamas.
kr [Lat.: cura > Fra.: cure, Salk]:
1.)

iyileme, ifa bulma, ifa,
2.)
zel
tbbi tedavi yntemi.
kura [Far.: kra]: ocak.
krar [Lat.: cura > Fra.: curere]: bitkisel
zehir.
krdan [Fra.: ?]: di temizleme
ubuu.
kre
1
[Arp.]: dnya, yeryz.
kre
2
[Arp.: kre]: amur frn.
kre
3
[Far.: kurre]:
1.)
spa, tay,
2.)

acemi, bilgisiz, toy kii.
kre
4
: ekingen, korkak, namert,
rkek.
krek [zTrk.: krgek]: i.,
1.)
toprak
yada kum atma gereci,
2.)
kayk yada
ahap gemiyi denizde yzdrme
gereci,
3.)
[Bedenbilim] bir kemik ad, ~
mahkumu: forsa,
krk: i., hayvan derisi, post, ~
kayvanlar: as, Ay, Kakm, Karsak, Mink,
Tiki, Vaak, Vizon.
krs [Arp.: krs]: i.,
1.)
konuma
yapmak iin ykseltilmi yer,
2.)

fakltede renim birimi,
3.)
[Halkdili]
sandalye,
4.)
ana bilim dal.
krad [Arp.]: bak. krat.
krat [Arp.]:
1.) ?

2.)
.i., [K] bir erkek
ad.
ks: konumama.
kspe [Far.]: i.,
1.)
ezilmi tohum at,
2.)
posa,
3.)
pancar at olan hayvan
yiyecei,
4.)
prina.
kstah [Far.]:
1.)
haddini bilmeme,
kendini kendini beenmi,
2.)

mark, opar.
kstahlk [Far. + lk]: gurur, haddini
bilmeme, kendini beenme, kibir.
kstere [kstre]: bilei ark.
kstmotu: [Bitkibilim: Mimosa pudica]
bir ss bitkisi, mimoza.
kt
1
: keskin olmayan.
kt
2
: kapya vurma sesi.
Ktahya [Antik: Kotiaeon, Cotiaeum, Koti,
Rum: Katyasiyum, Katiation, Osmanl:
Germiyan]: [43], Trkiyede bir kent.
ktb [Arp.: kitabn oulu]: bak.
ktp.
ktk [zTr.]:
1.)
otuk, kaln aa
gvdesi,
2.)
kesilmi aa gvdesi,
3.)

asma fidan,
4.)
ana defter, resmi
kayt defteri,
5.)
nfus kad ana bilgi
kayd,
6.)
ktk demir,
7.)
grgsz
kii.
ktp [Arp.: ktb: kitabn oulu]: .i.,
1.)
kitaplar, yazlm eyler,
2.)

belgeler, genelgeler, kanunlar,
yasalar, ktb edebiye [Arp.:
ktb-i edebiye]: .i., Edebiyat
kitaplar, Yazn kitaplar.
kvez [Fra.: cuvese]: yeni doan
bebekler iin gere.
kyan [Yun.]: koyu mavi, lacivert.
kyano [Yun.]: koyu mavi, lacivert.
kyanos [Yun.]: yeilimsi mavi.
kyansos [Yun.]: mavi.
kyathos [Yun.]: bir kap yada kase.
kybernan [Yun.]: dorultmak, dmen
kullanmak, idare etmek, seyretmek,
ynetmek, sevk ve idare etmek, yn
vermek.
kybernetes [Yun.]: dmenci.
kygies [Yun.]: salkl.
kyklaminos [Yun.]: buhurumeryem
iei, siklamen, tavankula.
kyklos [Yun.: ]: daire, yuvarlak,
teker.
kyknos [Yun.]: kuu.
kyliandros [Yun.]: daire, yuvarlak.
kymbalon [Yun.]: byk zil.
kymbe [Yun.]: bir borunun boluu.
kyminon [Yun.]: kimyon.
kynosoura [Yun.]: kpek kuyruu.
kyon [Yun.]: it, kpek.
kyparissos [Yun.]: selvi, servi aac
kyriake [Rum. & Yun.: kyriak]:
1.)

efendi,
2.)
Allah, Rab, Tanr, Hz. sa.
kystis [Yun.]: kn, torba.
kytos [Yun.]: boluk, kovuk, oyuk.
========== L =========
L [tl.: Elle]: talyan Abecesinin 10.
harfi, [L, l].
L: Trk Abecesinde 15. harf.
la
1
[Arp.: l]: Arp. dilinde
1.)
olumsuz,
2.)
yok,
3.)
sz, siz, suz, sz,
4.)
baka
5.)
d, harici, anlamlarna gelen bir
nek. [ladini: din d, lamevt: lmsz,
lailahe: Allahtan baka],
la
2
[Far.]: ab, aqua, su.
La?mon: bir tr at arabas.
labada [Rum.: lpathon > lpato:
> ]: i., [Bitkilim: Rumex petientia]
efelek.
labellum [Lat. o: lebella]: [Bitkibilim]
1.)

dudak biimli bir korol ksm,
2.)

dudakk.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 210 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
labi [Lat.]:
1.)
akmak, akp gitmek,
2.)

kaymak, szlmek,
3.)
sessizce
hareket etmek, szlp gitmek,
4.)

aya srmek, kaymak.
labi [Lat.]: kaymak, kaydrmak,
srmek.
labirent [Yun.: labyrinthos > Lat.:
laborintus > labyrinthus > Fra.:
labyrinth]:
1.)
kark ey, iinden
klmaz yer,
2.)
[Bedenbilim] ikulaktaki
girintili blm.
labium [Lat. o: lebia]:
1.)
dudak,
2.)

[Bedenbilim] kadnn cinsel organnn
dudaklar.
labor [Lat.]: alma, elii, grev, i,
meguliyet, vazife.
laborant [Lat.: labor > Fra.: labaraunt]:
laborauvar grevlisi.
laborare [Lat.]: almak.
laboratuvar [Lat.: labor > Fra.:
labaratoire]: ~ kab: karni.
labrik [Kar.: labriks]: balta.
labyrinthos [Yun.]: nl mimar
Daidalosa Giritte yaptrlp
Minotaurosun brakld yer.
lac [Lat.]: st.
lacer [Lat.]: bozulmu, ekli bozulmu,
vurarak paralanm.
lacere [Lat.]: ayartmak, batan
kartmak, yoldan kartmak.
laceria [Lat.]: kertenkele.
laceverd [Far.]: bak. lacivert.
laci [Far.: laceverd > lacivert]:
1.)
lacivert
renginin ksaltmas,
2.)
lacivert yada
mavi renkli takm elbise, 3.)
lacivert [Fra.: laceverd]: azur,
gkmavis, koyu mavi yada deniz
mavisi.
lacrima [Lat.]: gzya, ya.
lacuna [Lat., oulu: lacunae]:
1.)
aralk,
boluk,
2.)
[Yaambilim] kemikte
bulunan bouk,
3.)
[Yaambilim] bitki ve
hayvan creleri arasndaki boluk.
lacuna [Lat.]: havuz.
lacus [Lat.]: gl.
laka [tl.: lacca]:
1.)
[Denizcilik] gemi
halatnn gevetilip boa braklmas,
2.)
dzeni bozulmu, gevek,
gevemi.
ladanum [Lat.]: siyah reine.
ladini [Arp.: l din]: din d.
laedere [Lat.]:
1.)
arpmak,
2.)
zarar
vermek, ziyan vermek.
laesa [Lat.]: yaral, yaralanm.
laeterile [Yun.: ? > Fra.: ?]:
laf [Far.: lf]: kelime, sz, bo ~: boru,
laf salatas, safsata.
lafazan [Far.: lfzn]: boboaz,
geveze, konukan.
lagar [Far.]: etsiz, zayf.
lagos []: kaya honisi.
lagun [Lat.: lacuna > Fra.: lagoon]:
1.)
bir
ksm daha byk suya bal, s gl
yada glck,
2.)
kum tepecikleriyle
denizden n kesilmi s gl.
lagn []: [Evrenbilim] deniz kula.
lam [zTr.]:
1.)
ukur, hendek,
2.)

hendek biiminde tuzak,
3.)

Osmanlda
lav [Arp.]: bozma, geersiz, iptal.
lavetme [Arp. + etme]: bozma, fek,
fesh, ilga, iptal, kaldrma.
lahana [Rum.: lachano > lahano > Tr.:
lahana]: [Bitkibili: Brasicca oleracea]
yenilir bir yeillik, kelem. ~ yemei:
kapuska, ~ Trleri: Beyazlahana,
Brksel Lahanas, Karalana, Krmz
Lahana.
lahit [Arp.: lahd]:
1.)
mermer oyma,
2.)

mermerden oyma mezar, duvarl ta
trbe,
3.)
sakafagus.
lahmacun [Arp.: lahm-l-acin]: kymal
pide.
lahza [Arp.]: an.
laik [Fra.: laic]: dinle devlet ilerinin
ayrlmas.
lain [Arp.: lin]: kovulmu, lanetlenmi.
lak
1
[Far.]: sakz yapkan.
lak
2
[San.: laksa > Fra.: lacque]: bir
zamk tr.
laka [?]: bir tr zamk.
lakab [Arp.]: bak. lakap.
lakap [Arp.: lakb]: mstear, takma ad
[nickname, nick].
lakayd [Arp.: kyd > l + kayd > lkayd]:
bak. lakayt.
lakayt [Arp.: l + kayd]: aldrmaz,
umursamaz.
lakayt [Arp.: kyd > l + kayd > lkayd]:
1.)
?
2.)
kaytsz,
3.)
duyarsz, ilgisiz.
lakerde [?]: palamut salamuras.
lakin [Arp.: lkin]: ama, amma, fakat.
lakon [Yun.]: Spartal.
laksasyon [Lat.: laxus > Fra.: laxation]:
[Tp] barsaklarn boalmas.
laksatif [Lat.: laxus > Fra.: laxative]:
[Eczaclk]
1.)
yumuaklk veren,
2.)

mshil, ishal yapc ila.
laktik [Lat.: lac + acidus + ikos > Fra.:
lactique]:
1.)
ste ait, ekimi stten
kan,
2.)
st asidi.
laktoz [Lat.: lac + ose > Fra.: lactose]:
[Kimya] gda ve ila yapmnda
kullanlan st ekeri.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 211 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
lal [Arp.: ll]: ahraz, dilsiz.
lala [Arp.]: ehzade eitmeni.
lalanga [Far.: lleng]: hamur tatls.
lale [Far.: lle]: bir icek ad, da ~si:
anemon,
2.)
kement.
lalein [Yun.]: konumak.
lam
1
[Arp.: lm.]:
1.)
Arap Abecesinin
23. harfi, [?],
2.)
Osmanl Abecesinin
26. harfi, , [?],
3.)
Harf numarasnda
says 30,
4.)
tarih yazmnda evval
karl.
lam
2
[Fra.: lame.]:
1.)
metal plaka,
2.)

adese, byte, lup, mercek.
lamba
1
[Yun.: lampa > tl.: lamba]: k
veren gere, duvar ~s: aplik.
lamba
2
[Rum.: lampa > Osm.: lmba]:
korni, tka, yuva, zvana.
lambanein [Yun.]: el koymak,
gaspetmek, msadere etmek.
Lambda [Fen.: Lamed [Lamedh] > Yun.:
[ & - ]]:
Yunan Abecesinin 11. harfi, [, ].
lambere [Lat.]: yalamak.
lambri [?]: i duvar kaplamas.
lame
1
[Fra.: ?]: [Dericilik] parlak deri.
lame
2
[Far.: lmek]: trban zerine
sarlan kuma.
lamel [?]: mikroskop cam.
lamela [Lat. o: lamelae]: ince tabaka,
ince zar.
lamentum [Lat.]: alama, feryat,
figan.
laminat [Lat.: lamela > Fra.: laminate]:
1.)
ince bir yada birden fazla
tabakayla kaplama,
2.)
bur tr
retilmi aa yada yapay malzeme.
lamis
1
[Arp.]: duygulu, ili.
lamis
2
[?]: el ile dokunma.
lamise [Arp.]:
1.)
dokunma duygusu,
2.)

duyarga.
lampas [Yun.]: meale.
lampein [Yun.]: ldamak, parlamak.
lampreda [Lat.]: ?
lana [Lat.]: yapa, yn.
lancea [Lat.]: mzrak.
landsknecht [Alm.]: lkenin
hizmetisi.
lanet [Arp.: lnet]: ah, beddua, ilenme.
lanetleme [Arp. + leme]: dinden
kovma.
lanetlemek [Arp. + lemek]:
1.)
dinden
kovmak,
2.)
lanet etmek.
lanetlenmi [Arp. + lenmi]: kovulmu,
lain.
languere [Lat.]: beyazlamak, solmak.
lanolin [Lat.: lana + oleum > Fra.:
lamoline]:
1.)
ynya,
2.)
[Kimya]
ynden elde edilen ve yalama,
kozmetik vb kullanlan yal bir
madde.
Lantan [> lahtanum; La]: [Kimya]
gmms beyaz renkli kat bir
element.
lapa [lpa]: niasta bulamac.
lapac: argn, aygn, bitap, bitkin,
dermansz, gsz, haat, takatsz,
tkenmi, yorgun, zayf.
lapidare [Lat.]: talamak, bir eye ta
atmak.
lapina [?]: [Balklk: Labrus merula] bir
tr balk.
lapis [Lat.]: ta.
lapis lazuli [Lat.: lapis lasulus > Fra.:
lapis lazuli]:
1.)
azur, lacivert renkli,
ta, opak,
2.)
yardeerli bir ta.
laporoskop [ ? + skope > Fra.:
laporoscope]: [Tp] karnduvarndan
geirilen ve iorganlar izlemeye
yarayan gere.
laporotomi [ ? + tome > Fra.:
laporotomie]: [Cerrahi]
1.)
karn yarma,
2.)
karn yarma ameliyat.
lapsus [Lat.]: hata, yanl, yanlt.
lapsus calami [Lat.]: kalem hatas.
lapsus linguae [Lat.]: dil hatas.
lapsus memoriae [Lat.]: bellek hatas.
laqueus [Lat.]:
1.)
ilmiklenmi, ilmikle
balanm.
lar [Lat. oulu: lares]: Eski Romada
koruyucu mabudu.
Larengoloji [Lat.: laryngo + Yun.: logia >
[?] > Fra.: laryngologie]: [Tp] Tbbn
boaz ve boaz hastalklar blm.
larenjit [Lat.: laryng + itis > [?] > Fra.:
laryngite]:
1.)
boaz iltihab, [Tp]
1.)

boaz yollarnn iltihaplanmas,
2.)

grtlak iltihab,
3.)
[Tp] sesin geici
olarak kslmas.
lares [Lat.]: Eski Romada koruyucu
mabutlar.
lares et penates [Lat.]: manevi deeri
olan eyler.
largo [tl.]: yava mzik.
largus [Lat.]: geni, vasi.
laring [Lat.]: bak. larynx.
laringoskop [Lat.: laryngo + skopein >
Fra.: laryngoscope]: [Tp] boaz
muayene iin aynal gere.
laringotomi [Lat.: laryngo + tome >
Fra.: laryngotomie]: [Cerrahi]
1.)
boaz
yarma ameliyat,
2.)
boaza delik
ama.
larix [Lat.: laric]: bir tr am aac.
larp [Halkdili]: anszn ve gl.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 212 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
larva [Lat.]: kurtuk.
laryngeal [Lat.]: [Bedenbilim] grtlaa
ait, hanerevi.
laryngo [Lat.]: Bat Dillerinde laryngo;
boaz yada grtlak anlamna bir nek.
larynx [Lat. oulu: larynxes & larynges]:
[Bedenbilim]
1.)
boaz, grtlak, hanere,
2.)
stsolunum yollar, zellikle ses
tellerinin bulunduu blm.
lascivus [Lat.]: zevk ve sefahat
dkn, ehvet dkn.
laskine [Alm.: landsknecht > Fra.:
lansquenet]:
1.)
lkenin hizmetisi,
2.)

bir iskambil oyunu.
laso [Lat.: laqueus > sp.: lasso]:
kement.
lassein [Yun.]: ayarlamak,
dzenlemek.
lassus [Lat.]: rengi kak, solgun.
last [Dan.]: hamule, yk.
lasteks [Fra.: lastex]:
1.)
1925lerden
beri ticari bir marka,
2.)
iyi dokunmu
Lateksten yaplma, iki-tarafl
genileyen, yapma bir kuma,
3.)

daha ok mayo retiminde kullanlr.
lastik [Fra.: lastic]:
1.)
uzayabilen bir
yapay dokuma,
2.)
don lastii,
3.)
ara
teker lastii,
4.)
kauuk ayakkab.
lasulus [Lat.]:
1.)
gkyz, sema,
2.)

gkmavisi, gkmavisi renkte.
lata [tl.]:
1.)
aa bordo,
2.)
dar tahta.
lateks [Lat.: latex > Fra.: latex]:
1.)
bitki
ve aalardan elde edilen zsu, bitki
zsuyu, usare,
2.)
kauuun ana
maddesi.
latere [Lat.]: gizlenmek, gizli gizli
dolamak, pusuya yatmak.
laterna [tl.: ?]: bir tr org.
latex [Lat.]: bitki yada aa akmas,
reinesi, svs, st.
latif [Arp.: ltif]:
1.)
ho, gzel, rana,
irin, tatl,
2.)
ssleyen,
3.)
[L] bir
erkek ad.
latife [Arp.: ltfe []]:
1.)
aka,
2.)

[L] bir bayan ad.
Latin [Lat.: Latium]:
1.)
Orta talyada
antik bir lke,
2.)
bugnk
talyanlarn atalar,
3.)
l bir rk, ~
rk: Frenk.
Latin Abecesi: Latin Abecesi 23 harften
oluur ve J, U ve W harfleri yoktur; A (a), B
(b), C (c), D (d), E (e), F (f), G (g), H (h), I
(i), K (k), L (l), M (m), N (n), O (o), P (p), Q
(q), R (r), S (s), T (t), V (v), X (x), Y (y), Z
(z). Kelimeler arasnda mesafe yoktur. (I)
harfi sessiz harflerden nce geldiinde (i)
sesini sesli harflerden (a, e, o, u) nce
geldiinde (J) sesini verir, V harfi sesli
harflerden (a, e, o, u) nce geldiinde (v)
sesini sessiz harflerden sonra geldiinde (u)
sesini verir.
latro [Lat.]: hrsz.
latus [Lat.]:
1.)
geni,
2.)
getirilmi,
3.)

yan, taraf.
laurus [Lat.]: defne aac.
laus [Lat.]: meth, vme.
labali [Arp.]: ar samimi, mark,
ylk.
lav [Fra.: lava]: yanarda pskrts,
pskrt.
lavabo [Lat.: lavare > lavabo > Bat
Dilleri]:
1.)
ykayacam,
2.)
el ykama
yeri ve zerinde asl su tank,
3.)
el
ykama yeri.
lavaj [Lat.: lavare > Fra.: lavage]:
1.)
[Tp]
rnga ile temizleme,
2.)
[Tp] mideyi
ykama,
3.)
[Kimya] metali suyla
ykama.
lavanta [Lat.: lavare > lavandria > tl.:
lavanda]: [Bitkibilim: Lavendula
officinalis] ok kokulu bu bitki temizlik
rnlerinde kullanlmaktadr.
lavare [Lat.]: ykamak, yuvmak.
lavare [Lat.]: ykamak.
lava [Far.]: pide benzeri bir tr ince
ekmek.
lavdanum [Lat.: ladanum > Fra.:
laeudenum]: [Eczaclk]
1.)
eskilerde
farkl trlerde afyon hazrlamas,
2.)

alkolde afyon zmleme,
3.)
afyon
tentr.
lavman [Lat.: lavare > Fra.: lavment]:
[Tp] rnga, tenkiye, ykama.
Lavrenciyum [ng.: ?]: ?
lavta [Alm.]: ut benzeri alg.
laxus [Lat.]: gevek.
layk [Arp.: lyk]: mnasip, uygun, ~
olmak: haketmek, mstahak olmak.
laza [Halkdili]: bal teknesi.
lazanya [tl.: lasagna]:
1.)
bir tr iri
makarna,
2.)
talyan usul iri
makarna.
lazer [ng.: LASER]: [Fizik]
1.)
ksaltma;
(L)ight (A)mlification by (S)timulated
(E)missionof (R)adiation): Glendirilmi
Radyosyon Yaym ile Ik Arttrma,
2.)
k dalgalarn glendiren veya
reten bir tr gere.
leb [Far.]:
1.)
dudak,
2.)
cenah, cihet,
ky, kenar, taraf, yan, yn.
lebaleb [Far.: leb-a-leb]: azna kadar
dolu.
lebiderya [Far.: leb-i derya]:
denizkenar.
lebiyyat [Far.: lebiyyt > Osm.]:
1.)
?,
2.)
?.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 213 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
lebler [Far. + ler]:
1.)
cenahlar, etraf,
kylar. kenarlar, taraflar, yanlar,
ynler,
2.)
dudaklar.
lecere [Lat.]: izinli olmak, msadeli
olmak, ruhsatl olmak.
lee [?]: tal tarla.
leffen [?.: ? > msede]:
1.)
?
2.)
?
leg horn [tl.]: liman.
legal [Lat.: lex > Fra.: legal]:
1.)
yasayla
ilgili yada yasaya dayal olan,
2.)

yasalarn izin verdii ey,
3.)
kanuni,
yasal.
legare [Lat.]: yardmc olarak atamak,
vekil tayin etmek.
legein [Yun.]:
1.)
konumak,
2.)

parmakla koparmak, saymak,
toplamak, tek tek semek.
legere [Lat.]:
1.)
okumak,
2.)
bir araya
getirmek, derlemek, toplamak,
3.)

semek, tercih etmek.
legorn [tl.: leg horn] bir tavuk tr.
leen [Far.: leken]: aa yada
metalden, geni, yayvan amar
yada ykanma kab.
Leh
1
[Arp.]: Polenez, Polonyal.
leh
2
[Arp.]:
1.)
onun iin, onunla ilgili,
2.)
onun karna, onun yararna,
3.)

ona ait, onun tarafnda, onun
yannda.
lehe [Arp.: lehce]: az, dil, lisan.
lehim [Arp.: lham]:
1.)
kurun,
2.)

kurunlu balant.
Lehistan [Arp.]: Polonya.
leichein [Yun.]: emmek.
leipein [Yun.]:
1.)
brakmak, terk
etmek, vazgemek,
2.)
karmamak,
kendi haline brakmak.
leiten [Yun.]: nderlik etmek.
lejyon [Lat.: legere > Fra.: legion]:
1.)

semek,
2.)
byk bir askeri grup,
ordu,
3.)
byk sayda, saysz.
leke [Far.]: kir izi.
lekende [?]: kaba diki.
lekithos [Lat.]: yumurta sars.
leksikografi [Yun.: lexis + graphein >
Fra.: lexicographie]: szln
dzenlenmesi.
leksikografr [Yun.: lexis + graphein >
Fra.: lexicographeur]: szlk
dzenleyicisi, lgati.
leksikoloji [Yun.: lexis + logia > [?] >
Fra.: lexicologie]:
1.)
kelimelerin anlam
ve kullanlarndan sz eden bilim,
2.)

Szlkbilim.
leksikon [Yun.: lexis + ikon > Fra.:
lexicone]: kamus, lgat, szlk.
lemis [Arp.]: el ile dokunma, temas.
lemma [Yun.]: neri, teklif.
lemur [Lat.: lemures > Fra.: lemure]:
[Hayvanbilim] maymun ailesinden ilkel
memeliler.
lemures [Lat.]: keiler.
lenf bezi [Yun.: lympha + ikos + Lat.:
glans > Fra.: lymphatique glande]: [Tp]
akkan dm.
lenfa [Yun.: lympha > Fra.: lympha]: [Tp]
akkan.
lenfatik [Yun.: lympha + ikos > Fra.:
lymphatique]: [Tp] lenfe ait, iinde lenf
bulunan.
lenger [Far.]:
1.)
geni, derin bakrdan
kap,
2.)
[Denizcilik] gemi demiri.
lenis [Lat.]: yumuak.
lens [?]:
1.)
gz mercei,
2.)
adese,
mercek.
lent [Lat.: linum < Fra.: linte]: [Tp] yara
pansumannda kullanlan keten
tiftii.
leo [Lat.]: aslan.
leon [Yun.: len]: aslan.
Leonid [Lat.: leo]:
1.)
Aslan Burcundan
yaylr gibi grnen gkta,
2.)
bir
Rus erkek ad.
Leonid, Brejnev: ?
leopar [Yun.: leon + pardos > Fra.:
leopar]: [Hayvanbilim: Panthara perdus]:
pars, pinter.
lepra [Yun.: lepros > Fra.: lepra]:
1.)
pul
pul, 2.) [Tp] czzam.
lepros [Yun.]:
1.)
pul pul,
2.)
pullarla
kapl.
leprosi [Yun.: lepros > Fra.: leprosie]:
[Tp]
1.)
deride pul pul dklme, biim
bozukluu ve lser gibi belirtileri olan
bulac bir cilt, deri yada sinir
hastal,
2.)
czam, czzam.
lerere [Lat.]: ovmak, ovuturmak.
lerzan [Far.: lerzn]:
1.)
titreyen,
2.)
[L]
bir bayan ad.
lerze [Far.]: titreme.
lesefer [Fra.: laisez ferre]:
1.)
brakn
yapsnlar,
2.)
sanayi ve ticaretin
zerinde devlet denetiminin
kaldrlmas.
lesipasi []: snr geme izni.
lesitin [Yun.: lekithos > Fra.: lechitine]:
[Kimya] hayvan ve bitki hcrelerinde
bulunan ve ila, gda retiminde
kullanlan bir madde.
le [Arp.]:
1.)
ceset, l beden,
2.)
cide,
hayvan ls.
leker [Arp.]: asker, er, eri, nefer.
lethe [Yun.]:
1.)
unutma,
2.)
ilgisizlik,
kaytszlk.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 214 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
letraset [Fra.: lettre-set]:
1.)
[Basn]
hurufat
2.)
[Bilgiayar] font, harf takm,
hurufat.
lettare [Lat.]: harf.
letum [Lat.]: fena, lm.
leuco [Yun.: leukos]: Bat Dillerinde
leuco-; beyaz, renksiz anlamnda bir
nek.
leuko [Yun.: leukos]: Bat Dillerinde
leuko-; beyaz, renksiz anlamnda bir
nek.
leukos [Yun.]: ak, beyaz.
leva: Bulgar para birimi.
Levant [Lat.]: Akdenizin dou sahili ve
buradaki lkeler.
Levanten [Lat. > Fra.: levantine]:
1.)

Yakn Douya ait,
2.)
Yakn Douda
ticaret yapan,
3.)
Yakn Doulu
kimse, zellikle anas-babas Avrupal
olan kimse,
4.)
bir tr ipekli kuma.
levare [Lat.]: kaldrmak, yukar
kaldrmak, ykseltmek.
levazm [Arp.: levzm]: [Askeriye] lojistik
malzeme.
levazmat [Arp.: levzmt, levazmn
oulu]: gerekenler.
levha [Arp.]:
1.)
resim, erevelenmi
yaz,
2.)
iarat panasu, tabela, yazl
~: tabela.
Levi Strauss: bak. Levis.
Levis [ng.]:
1.)
Levinin kotu,
2.)
bir
uluslararas kot ve giysi markas.
levis [Lat.]:
1.)
aydnlk, k, nur, ziya,
aydnlk, k veren,
2.)
[L] bir Yahudi
yada Hiristiyan ad.
levrek [Kar.: labrik & labriks > Rum.:
labraki > lavraki > Tr.]:
1.)
balta,
2.)

[Balklk: Labrax lupus] bir balk tr,
levrein ufa: ispendek.
levye [tl.: levie]: makanizma kumanda
kolu, kol.
lex [Lat.]:
1.)
kaide, kanun, kural, usl
2.)
kanun, yasa.
lex scripta [Lat.]: mevzu hukuk, yazl
huhuk.
lex talionis [Lat.]: ksas usul, misli ile
mukabele usul, ayns ile karlk
verme yntemi.
lexis [Yun.]: kelam, kelime, konuma,
sz.
Ley: Rumen para birimi.
leyl [Arp.]:
1.)
gece,
2.)
Kuranda 92.
sure; Leyl Suresi.
leyla
1
[Arp.: leyl]:
1.)
ok karanlk,
2.)

ok karanlk gece.
leyla
2
[Arp. : leyl]:
1.)
krmz arap
kokusu,
2.)
krmz arabn verdii
sarholuk,
3.)
[L] Mecnunun sevgilisi.
leylak [Far.: leylk]:
1.)
mavimsi, mavi
renkli,
2.)
[Bitkibilim: Syringa vulgaris]
lavanta moru.
leylek [Far.]: [Kubilim: Ciconia ciconia]
uucu bir gmen ku.
leyli [Arp.: leyl]:
1.)
gece yatl,
2.)

geceleyin avlanan yrtclar
[nocturnal].
lezbiyen [Fra.: lesbian]: homoseksel
kadn, sevici kadn.
lezyon [Lat.: laedere > Fra.: lesion]: [Tp]
ilevini gremeyecek derecede bir
organ yada dokunun zarar grmesi.
lezzet [Arp.]: eni, tat.
LGP [ng.]: (L)uquified (P)etroleum (G)as:
Svlatrlm Petrol Gaz.
lia [Lat.]: arap tortusu.
libare [Lat.]: akmak, boalmak,
dklmek.
libas [Arp.]: elbise, giysi, kyafet, ruba,
urba.
liber
1
[Lat.]: hr, zgr, serbest.
liber
2
[Lat.]: kitap.
liberal [Lat.: liber > Fra.: liberal]:
1.)

cmert,
2.)
bol, mebzul,
3.)
deiim
ve

ilerlemeden yana olan,
3.)
[Halkdili]
hogrl.
libido [Lat.]:
1.)
arzu, istek, ehvet
2.)

[Ruhbilim] cinsiyet igds yada
yaama gc.
libra [Lat.: oulu: librae]:
1.)
baskl,
kantar, terazi,
2.)
libre, pound, 454
gr,
3.)
Terazi Burcu.
librae [Lat.]: baskller, kantarlar,
teraziler.
librare [Lat.]: arln lmek,
tartmak.
libre [Lat.: libra > ng.: libre]:
1.)
baskl,
kantar, terazi,
2.)
libre, pound, 454
gr.
libretto [Lat.: liber > itl.]: [Mzik] bir
orotorya, opera vb sz yada
metinleri.
licitus [Lat.]: izinli, msadeli.
lider [ng.: leader]: ef, nder.
Lidya [Yun.: Lydia]: Manisa yresinin
antik ad.
lie [Fra.]: alan, mahal, mekan, yer.
lif [Arp.]: fiber, ip, iplik, knnap, sicim,
tel, tire.
lig [Lat.: ligare > Fra.: league]:
1.)
grup,
kme, takm,
2.)
[Futbol] futbol
takmlarnn karlama dneminde
kmelenmesi.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 215 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
ligaman [? > Fra.: ligament]:
1.)
ba,
rabta,
2.)
[Bedenbilim] kemikleri ve
baka organlar bir birine balayan
ba.
ligare [Lat.]: balamak, taahht ve
ykmllk altna girmek yada
sokmak.
ligasyon [? > Fra.: ligation]:
1.)

balama, balanma,
2.)
[Tp] kan
damarlarn balama.
ligatr [? > Fra.: ligature]:
1.)
balama,
raptetme,
2.)
[Tp] kan damarn
balamada kullanlan iplik & tel.
lignum [Lat.]:
1.)
aa,
2.)
aatan,
odun.
lika [Arp.]: ham ipek.
liken [? > Fra.: lichen]:
1.)
[Bitkibilim]
liken,
2.)
[Tp] bir deri hastal.
likidite [Lat.: liquidus > ng.: liquidite]:
1.)
[Fizik] akkanlk,
2.)
[Ekonomi]
satnalma gc..
likit [Lat.: liquidus > Fra.: liquid]: mayi,
sv.
likorinoz [?]: balk pastrmas.
likr [> ? > Fra.: liqueur]: alkoll ve tatl
iki.
Likya [Yun.: Lycaria]: Mula yresinin
antik ad.
lila []: bir renk.
lilium [Lat.]: zambak.
lim: kk limon.
liman [Rum.: limn: ]:
1.)
gemi
barna,
2.)
snlacak yer.
lime [Arp.]: para, pare.
limen [Lat.]:
1.)
kap eii, eik,
2.)

balang, girecek yer.
limit [Lat.: limes > Fra.: limit]: hat,
hudut, snr, u.
Limni Adas [Yun.: Lemnos: ?]: Ege
Denizinde bir ada.
limon [Arp.: leymn [] & Far.: limn
[] > Rum.: lemoni [] > tl.:
lemon]: [Bitkibilim: Citrus limonum]
turungillerden eki bir meyve,
kk ~: lim, limonlu eker
eriyii: ada.
limonata [Arp.: leymn [] & Far.:
limn [] > Rum.: lemoni []
tl.: lemonade]: limonlu ekerli su.
limoni [Arp.: liman]:
1.)
ekimsi,
2.)

aras ak.
limuzin [ng.: limousine]: kupa rabasu
gibi st kapal, uzun ve lkas ara.
lin [ng.: W.Lynch]:
1.)
ABDde
Virginiada 1780lerde bekilik yapan
W.Lynchin adndan,
2.)
toplu olarak
cezalandrma,
3.)
yargsz infaz.
linea [Lat.]:
1.)
ilmik,
2.)
, hat,
yiv, yol,
3.)
fiber, ip, iplik, knnap, lif,
sicim, tel, tire,
4.)
[Yazn] dizi, msra,
satr.
lineman [> ? > Fra.: liniment]: [Eczaclk]
romaztizma ve burkulmalarda, ary
dindirmek iin ovarak kullanlan sv
ila.
linere [Lat.]: svamak, srmek.
lingua [Lat.]:
1.)
aksan, ive,
2.)
dil,
lisan.
lingua franca [Lat.]:
1.)
eskilerde
Akdenizin dousunda konuulan
talyancadan bozma dil,
2.)

uluslararas ticari dil.
link []: atn ekin yry.
linquere [Lat.]:
1.)
brakmak, terk
etmek, vazgemek,
2.)
karmamak,
kendi haline brakmak.
linum [Lat.]: keten.
linyit [Lat.: lignum > Fra.: lignite]:
1.)

2.)

bitkisel zelliklerini koruyan yumuak
madenkmr,
3.)
kahverengi
madenkmr.
lipoid [?]: yaa benzer, ya gibi.
liquere [Lat.]: eritmek, svlatrmak,
suya dndrmek, sulandrmak.
liquidus [Lat.]: mayi, sv.
lir [Yun.: lyra]:
1.)
harp ailesinden,
kk, telli bir alg,
2.)
eski
Yunanllarn mzik gereci.
lira [Lat.]: bir izgi.
lirik [Yun.: lyrikos > Fra.: lyrique]:
1.)

cokun, duygular anlatr,
2.)
ark
sz, ~ iir: ditirame.
lis [Far.]: Farsada -lis; yalayan, yalayc
anlamna bir sonek.
lisan [Arp.: lisn []]:
1.)
az, dil,
lehe,
2.)
dil, zeban.
lisans [Lat.: licere > Fra.: licance]:
1.)

icazet, izin, msade, permi, ruhsat,
2.)
yurda mal sokma izni.
lise
1
[Yun.: lyceum > Fra.: lycee]: orta
renim kurumu, ilkrenim sonras
aama, idadi.
lise
2
[Arp.]: [Bedenbilim] dieti, uvula.
liste
1
[ng.]: snr.
liste
2
[ng.: liste > tl.: liste]: dizelge.
listeba [tl. + ba]: hit.
literati [Lat.: oul]:
1.)
aydnlar snf,
2.)

mnevverler, edipler.
literatim [Lat.]: harfi harfine, harfiyen.
lithia [Yun.: lithos > Fra.: lithia]: [Kimya]
lityum oksidi.
lithos [Yun.]: ta.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 216 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
litigare [Lat.]: kar koymak,
mnakaa etmek, reddetmek,
tarmak.
litik [Yun.: lithos + ikos > Fra.: lithique]:
[Tp] mesane tayla ilgili.
litoliziz [Yun.: lithos + lysis > Fra.:
litholisys]: [Tp] ilala mesane tan
eritme.
Litoloji Yun.: lithos + logia > [?] > Fra.:
Lithologie]: Tabilim.
litomi [Yun.: lithos + tome > Fra.:
lithomie]: [Tp] mesaneden ta alma
ameliyat.
litontriptik [Yun.: lithos + ? + ikos >
Fra.: lithontriptique]: [Tp] mesanedeki
tai eritme.
litosfer [Yun.: lithos + sphaire Fra.:
lithospehere]:
1.)
takre,
2.)
arzn
kabuu, takre.
litoskop [Yun.: lithos + skopein > Fra.:
lithoskcope]: [Tp] mesane tan
inceleme gereci.
litotriti [Yun.: lithos + ? > Fra.:
lithotritie]: [Tp] mesane tan krarak
kartma ameliyat.
litra [Yun.]: sv arlk ls.
litre [Yun.: litra > tl.: litre]:
1.)
sv
lme gereci,
2.)
sv l birimi.
litros [?]: ?
littare [Lat.]: harf.
Lityum [Yun.: lithos > Fra.: lithium: Li]:
gmms beyaz, gri renklerde
metalik kat bir element.
liva [Arp.]:
1.)
Osmanlda kentle vilayet
aras bir yerleim yeri,
2.)
bayrak,
sancak.
livan [Arp.]: ayazlk, balkon, eyvan,
revak, sundurma, taraa, teras.
Livane []: Artvinnin Osmanl
zamanndaki ad.
Livaneli [Livane + li]: Artvinli,
Artvinden gelen.
livar [Rum.: ?]: [Balklk]
1.)
denizdeki
balk havuzu,
2.)
balklar canl olarak
saklamak iin oluturulan havuz.
lividus [Lat.]:
1.)
siyah-mavi renk,
2.)

yaralanmada oluan derideki morluk.
liyakat [Arp.: liykat]: deer, hak,
hner, marifet, yarar.
lizalike [Arp.: li zlike]: bu nedenle, bu
sebeple.
lizin [> ? Fra.: lysine]: [Biyokimya]
proteinlerde bulunan amino asit.
lizoz [?]: bir eit yn hrka.
lobar pneumonia [?]: [Tp] akcier
lobu zatrresi.
lobbia [Lat.]: giri.
lobi [Lat.: lobia > Fra.: lobby]: [Mimarlk]
dalan.
lobos [Yun.]: yuvarlak, yumuak.
lobotomi [> ? > Fra.: lobotomie]: [Tp]
beynin bir blmn kesip kartma.
lobut [Arp.: nebbut]: ksa kaln sopa,
omak.
lobl [> ? > Fra.: lobule]: lopuk,
yuvarlaka ufak knt.
loca
1
[tl.: loggia]: sinema ve tiyatroda
zel blm.
loca
2
[tl.: loggia]: mason toplanma
odas.
locare [Lat.]: koymak.
loco [Lat.]: mahal, yer.
loco citato [Lat.]: anld yerde,
zikredildii yerde.
lococitato [Lat.]: yukarza szedilen
yerde yada kitapta.
loculus [Lat.]: [Yaambilim] gz, gze,
hcre.
locus [Lat.]:
1.)
yer,
2.)
bir yer.
lodos [Rum.: ?]: gney-doudan esen
lk rzgar, akyel.
Lofa [Srp. > Osm.]: Polonyadaki
Lowicz kenti.
Loft [ng.]:
1.)
atdaki bask oda,
2.)
bir
uluslararas kot ve giysi markas.
logaritma [Yun.: logos > arithmos > Fra.:
logharithma]: matematiin bir dal.
loger [Fra.]:
1.)
drde blmek,
2.)
askeri
klaya yerletirmek,
3.)
oturmak,
yerletirmek.
logia [Yun.: ]:
1.)
bilgi,
2.)
bilim, ilim.
logie [Yun.: logia []]: Franszcada
logie;
1.)
belli trde konuma [eulogie:
methiye],
2.)
bilim, doktrin yada teori
[biologie: yaambilimi] anlamna gelen
bir sonek.
logique [Yun.: logia [] > Fra.]:
Franszcada logique; bilgi, bilgi ile ilgili
anlamna bir sonek.
logo [Yun.: logos [] + typos [?] > ng.:
logotype]:
1.)
matbaaclkta kullanlan
desen, harf,
2.)
alameti farika.
logos [Yun.: ]:
1.)
deyi, kelime,
2.)

oran, nispet,
3.)
kainatn dzeni.
logue [Yun.: logos []]: Bat
Dillerinde logue; belli trde
1.)

konuma yada
2.)
yazma [monologue: bir
tarafn konumas] anlamna gelen bir
sonek.
lo: evlerin amurdan dz damlarn
dzeltmede kullanlan silindir ta.
lousa [Rum.: ?]: yeni dourmu kadn.
loji [Yun.: ]: bak. logi & logie.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 217 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
lojik [Yun.: logia [] > Fra.]:
Franszcada lojik; bilgi, bilgi ile ilgili
anlamna bir sonek.
lojistik [Fra.: loger > Fra.: logistique]:
1.)

[Askeriye] levazm,
2.)
[Tamaclk]
kapdan kapya teslimat biimi.
lokal [Lat.: locus > Fra.: locale]:
1.)

mekan, mahal, yer,
2.)
evcil, mahalli,
yerel, yerli,
3.)
dernek yeri,
lokanta [tl.: ?]: aevi, restaurant,
kk ~: bistro.
lokavt [ng.: lockout]: iten kartma.
verenin iyerini kapatmas.
lokma:
1.)
sokum, tike,
2.)
[Halkdili] bir
tr hamurii,
3.)
[Teknik] somun skma
takm.
Lokman [Arp.]: ~ Ruhu: [Kimya] eter.
lokomotif [Lat.: > locus + movere > Fra.:
locomotive]: tren ekicis, cer
makinesi.
lokum [Arp.: rahat-l hulkum]: Trk
tatls.
lolipop [ng.: lollypop.]:
1.)
dil st,
2.)

bir ubuun ucuna yerletirikmi
yass yada yuvarlak ekerleme tr.
lomboz [Yun.: > tl.: lombos ?]:
[Denizcilik] gemide hava yada k
delii yada penceresi.
Londra [tl.]: ngiltere London kenti.
longus [Lat.]: uzunluk.
lop
1
: yuvarlak, yumuak.
lop
2
[Yun.: lobos > Fra.: lobe]:
[Bedenbilim]
1.)
kulak memesi,
2.)

akcierin yuvarlak ucu.
lopos [Yun.]:
1.)
deri, post,
2.)
deri, cilt.
loqui [Lat.]: konumak.
lor [Far.]: [Strn] tuzsuz beyaz
peynir.
lordosis [Lat.]: [Bedenbilim] omurga
kemiinin alt blmnn ileri doru
fazladan kmas.
Lorentiyum [Lat.: ? > Fra.: lorentium:
Lr]: ?
lorke []: bir halk oyunu.
lostra [tl.: ?]: ayakakb boyacs.
losyon [Lat.: lavare > Fra.: lotion]: bir
tr kolonya.
lo: az k alan.
lotarya [lt.: lotaria]:
1.)
ekili, kura,
2.)

kader, ksmet, tesadf,
3.)
bir ans
oyunu.
loto [lt.: lotto]:
1.)
tombala oyunu,
2.)

ans oyunlar.
lotos [Yun.]: lotus, nilfer.
lotus [Yun.: lotos]: [Bitkibilim: Nymphaea
lotus] nilfer iei.
Lozan [Fra.]: svire Lausanne kenti.
lk:
1.)
ar, hantal, iri, kaba,
2.)

[Hayvanbilim: ?] erkek boz deve.
lko [Yun.: leukos > Fra.: leuco]: Bat
Dillerinde leuco; beyaz, renksiz
anlamnda bir nek.
lkoma [Yun.: leukos + ? > Fra.:
leucoma]: [Tp] gzn kornea
tabakasnda oluan beyaz leke.
lkore [Yun.: leukos + rheein > Fra.:
leucorrhea]: kadnlarda olan beyaz
aknt.
lkosit [Yun.: leukos + kytus > Fra.:
leukocyte]: [Tp]
1.)
kandaki
beyazyuvarlar,
2.)
hastalklara
yolaan organizmalar ldrrler,
3.)

beyazkan hcreleri.
lkn [?]: erkek boz deve.
lsemi [Yun.: leukos > Lat.: leukemia >
Fra.: leukemie]: [Tp] kanda normal d
lkosit art belirtisi olan akut yada
kronik bir hastalk.
lubricus [Yun.]: dz, prrsz.
Lucifer]:
1.)
Zhre Yldz,
2.)
Sabah
yldz,
3.)
Vens,
4.)
iblis, eytan.
lucrum [Lat.]: varsllar, zenginler.
ludere [Lat.]: mzik aleti almak,
oynamak.
ludus [Lat.]: oyun.
luere [Lat.]: ykamak.
lugere [Lat.]: at yakmak, yas
tutmak.
lumbago [Lat.: lumbus]: [Tp] belars.
lumbus [Lat.]: bel.
lumen [Lat.]: k.
luminare [Lat.]: aydnlatmak, k
samak, k verme.
Luna [Lat.]:
1.)
eski Romada ay
tanras,
2.)
ay, kamer, mah.
lup [Fra.: ?]: adese, byte, lam,
mercek.
lupus
2
[Lat.]: [Tp]
1.)
deri yrtlmas
biiminde grne bir cilt hastal,
2.)

deri veremi.
lupus
2
[Lat.]: kurt.
luridus [Lat.]: dehetli, iren,
korkun.
lustrare [Lat.]: aydnlatmak, k
samak, k vermek.
Lut
1
[Arp.: Lt]: Lut peygamber, Hz.
brahimin yeeni.
lut
2
[Arp.: lt []]: gitara benzer bir
alg.
Lut Denizi: ldeniz.
Lutesyum [Lat.: ? > Fra.: lutesium: Lu]:
Luther, Martin [Alm.]:
1.)
1483-1546
yllar arasnda yaam Alman
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 218 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
yeniliki nderi,
2.)
Hiristiyanlkta
Lutherimz akmnn kurucusu.
Lutr [Fra.]: [Hayvanbilim: ?] su samuru.
lutr [Lat.: lutra > Fra.: loutre]:
1.)

[Hayvanbilim: Lutra] bir tr kemirgen
hayvan, susamuru,
2.)
bu hayvann
krk.
lutra [Lat.]: [Hayvanbilim: Lutra]
susamuru.
lux [Lat.: oulu: luxes & luces]: [Fiizk] k
ls birimi.
luxus [Lat.]:
1.)
en pahal ve eniyi
eyleri kullanma sevinci,
2.)
genelde
gerekli olmayan bu tr eyleri
kullanma.
Lbnan [Arp.]: Lbnan lkesi,
[Lebanon].
lfer [Rum.: goufari]: [Balkjlk:
Pomatomus saltarix] bir tr balk.
lgat [Arp.: lat []]:
1.)
kamus,
szlk,
2.)
kelime, deyim,
3.)
dil,
diyalekt, lisan, byk ~: kamus.
lgate [Far.]: kk szlk.
lgati [Arp. + ]: leksikografr, szlk
dzenleyicisi.
lks [Lat.: lux > Fra.: luxe]: ok ssl,
atafat.
lle [Far
.
: lle]:
1.)
dalga, kvrm,
ondle, pli,
2.)
pipo, azlk,
3.)

piponun anak blm, 4.)
lleta [Far. + ta]: Eskiehir
evresinde kartlan bir ta tr. Bu
ta oyularak kk minyatr
heykelcik ve pipo eitleri retilir.
lmbago [Lat.]: bak. lumbago.
ltf [Arp.: ltf]: iyilik, kayra.
ltfen [Arp.: ltfen]: nezaketen, nazik
olarak.
ltfi [Arp.: ltf]:
1.)
kibar, nazik,
2.)
[L]
bir erkek ad.
ltfiye [Arp.]:
1.)
kibar, nazik,
2.)
[L] bir
bayan ad.
ltfullah [Arp.]:
1.)
Allahn inayeti,
2.)

[L] bu anlamda bir erkek ad.
ltuf [Arp.: ltf > ltuf]: inayet, iyilik,
ihsan, inayet, kayra.
lzum [Arp.: lzm]: gereklilik, hacet.
lzumlu [Arp.: lzm + lu[]]:
gerekli, hacet.
lyceum [Yun.: lykeoin > Lat.]:
1.)
eski
Yunanda Aristonun felsefe rettii
koru,
2.)
konferans salonu.
lyein [Yun.]: zmek, gevetmek.
lykeoin [Yun.]:
1.)
eski Yunanda
Aristonun felsefe rettii koru,
2.)

konferans salonu.
lympha [Yun.]: aykara, eme,
kaynak, kaynaksuyu, memba, pnar.
lymphe [Yun.: endo + lympha > Fra.:
lymphe]: [Bedenbilim]
1.)
hcreleraras
boluklarda ve lenf damarlarnda
bulunan berrak, kan plazmasna
benzer, sarms renkte beden svs,
2.)
akkan, lenfa.
lynx [Yun.]: yaban kedisi.
Lyra
1
[Lat.]: [Yldzbilim] ilyak
takmyldz.
lyra
2
[Yun.]: kk telli bir alg.
lyrikos [Yun.]:
1.)
almaya uygun,
2.)

iirsel.
lyros [Yun.]: peynir.
lyse [Yun.: lysis]: Franszcada lysis;
zme, zmleme, gevetme, yerinden
oynatma anlamna bir sonek.
lysis [Yun.]: Yunancada lysis; zme,
zmleme, gevetme, yerinden
oynatma anlamna bir sonek.
lyssa [Yun.]: [Tp] kuduz hastal.
lyte [Yun.: lysis]: Franszcada lyte;
zlme yada dalma ilemine giren
madde anlamnda bir sonek.
========== M =========
M
1
: Trk Abecesinden . harf.
M
2
[tl.: Emme]: talyan Abecesinin 11.
harfi, [M, m].
M
3
[Rus.: Em]: Rus Abecesinin 13.
harfi, [, ].
M
4
: Romen Rakamlarnda bin
(1,000).
M.. [Arp.: mild + Tr.]: Milattan nce,
sadan nce (..).
ma [tl.]: benim.
maada [Arp. > Osm.]: baa, bundan
baka.
maarif [Arp.]:
1.)
eitim,
2.)
[marfifetin
oulu] yetiler, yetenekler.
maa [Arp.: ma []]: aylk.
mabed [Arp.: mabed]: bak. mabet.
mabet [Arp.: mabed]:
1.)
ibadet yeri,
tapnma yeri,
2.)
tapnak.
mabeyin [Arp.: mbeyn]:
1.)
?
2.

Osmanlda padiah saray.
mablak: hamur yourma aleti.
mabud [Arp.: mbd]: bak. mabut.
mabut [Arp.: mbud]:
1.)
taplan varlk,
Allah,
2.)
bt, feti, idol, put, sanem.
Macar
1
[Magyar]: bir Dou Avrupa
ulusu, [Hungarian], ~ prensi: ban, ~
et yemei: gula.
macar
2
[Argo]: [Bcekbilim: Pediculus]
bit.
Macar Abecesi: ?
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 219 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Macar Saylar: ?
Macaristan [Magyar]: Orta Avrupada
bir lke, [Hunagry].
macera [Arp.]: serven.
maceraperest [Far.]: gezmeyi seven,
servenci.
macerare [Lat.]: yumuatmak.
machinari [Lat.]: entrika, gizli plan,
tertip.
macies [Lat.]: yaszlk, zayflk.
macro [Yun.: makros > B.D.: macro]: Bat
Dillerinde macro; byk, uzun
anlamna gelen bir nek.
macula [Lat.]: a, adan yaplm ey,
ebeke.
macula [Lat.]: nokta.
ma [ng.: match]: futbolda oyun,
karlama.
mao [tl.: macho]:
1.)
erkek, eril,
2.)

[Mecazi] sert kaba erkek.
madam [Fra.: mesdames > madame]:
bayan, hanmefendi.
madara [Argo]: kt, sevimsiz.
madde
1
[Arp.: ? ]: [Fizik] cevher, cisim,
esas, hulasa, z, zdek, kuvvet, tz.
madde
2
[Arp.: ?]: e, unsur,
maden [Arp.: ? > maden]: metal,
mineral ~ dvme arac: rs, ~nin
deersiz ksm: gang, ~ yeri:
ergene, ~ gaz: grizu,
Madenbilim: Metalurji.
Madenbilim: Mineroloji.
madeni [Arp.: ? > maden]: madensel,
metalik.
madensel [Arp.: ? >]: madeni, metalik.
mader [Far.: mder]: ana, anne, valide.
maderahi [Far.: mder + h]:
anaerkil, anneegemen.
Madonna [tl.: ma + donna]:
1.)
Hz.
Meryem, Hz. sann annesi,
2.)
Hz.
Meryemin resmi yada bst,
3.)
bir
arkc.
madrabaz [Rum.: ?]:
1.)
arac,
2.)
hileci,
hilebaz, hilekar.
madud [Arp.: ? > madd]:
1.)
?
2.)
?
maestro [Lat.: magister > tl.]: [Mzik]
orkestra efi.
mafsal [Arp.: ? >]: eklem.
maganda [?]: grgsz kii.
magazin [Arp.: ? > mahzen > makhsen >
B.D. > ng.]:
1.)
genel eya satan
dkkan,
2.)
askeri depo,
3.)
[Basn]
dergi, mecmua.
magikos [Yun.: ?]: Magi ile ilgili.
magister [Lat.]: usta, stat.
magma [Lat.]:
1.)
erimi kaya,
2.)

[Yerbilimi] yer altndaki eriyik.
magna carta [Lat.]: byk anlama.
Magnezyum [Lat. & Yun: Magnesia [?] >
Fra.: magnesium: Mg]: [Eczaclk]
barsak rahatlatcs, mshil olarak
kullanlan magnezyum oksit, beyaz
toz.
magnus [Lat.]: byk.
maara [Arp.: ? >]: in, yer altndaki
oyuk.
madur [Arp.: ? >]: hakszla uram,
kygn.
mah [Far.: mh]: ay, kamer.
mahal [Arp.: ? >]:
1.)
mekan, lokal, yer,
2.)
civar, mahal, yre..
mahalle [Arp.: ? >]: kentin ana
blmleri.
mahalli [Arp.: ? > maahll]: evcil, lokal,
yerel, yerli.
maharet [Arp.: ? >]: beceri, hner,
kaabiliyet, maharet, ustalk, yetenek.
maharetli [Arp. + li]: becerikli, eli ie
yatkn.
mahcub [Arp.: hcb]: bak. mahcup.
mahcup [Arp.: hcb > mahcb]:
1.)

arlanma, utanma, utanma duygusu,
yz kzarma,
2.)
utanga, utanm,
~ olmak: utanmak.
mahdum [Arp.: ? >]:
1.)
erkek evlat,
2.)

oul, olu.
mahfaza [Arp.: hfz ]:
1.)
koruma,
saklama,
2.)
kutu,
3.)
mcevher
kutusu.
mahiye [Arp.: mhiye]:
1.)
ay gibi kl,
2.)
Ramazan aynda cami
minarelerine aslan k, kandl,
mahya.
mahkeme [Arp.: ? >]: i.,
1.)
yarg yeri,
2.)
yargevi, ~ davetiyesi: celp,
mahlas [Arp.: ? >]: airlerin takma ad.
mahluk [Arp.: hlk > mahlk]:
1.)

yaratlm,
2.)
yaratk.
mahlul [Arp.: ? >]: [Kimya]
1.)
ispirto
eriyii, ruh,
2.)
baka eye katlan
daha kk kimyasal bileen, eriyik.
mahmud [Arp.]: bak. mahmut.
mahmut [Arp.: ? >]:
1.) ? 2.)
.i., [B] bu
anlamda bir Mslman ve Trk erkek
ad, [Mahmoud].
mahpare [Far.: mah + pre > mahpre]:
1.)
ay paras,
2.)
ay gibi gzel,
3.)
[M]
bu anlamda bir bayan ad.
mahrem [Arp.: ? >]:
1.)
gizli, zel,
2.)

bakalarndna saklanan.
mahrukat [Arp.: ? > mahrukt]: yakt,
yakacak.
mahrukat [Arp. + ]: odun kmr
satan depo.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 220 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
mahrum [Arp.: ? >]: yoksun, ~ etmek:
yoksun brakmak.
mahsub [Arp.: hsb > mahsb]: bak.
mahsup.
mahsup [Arp.: hsb > mahsb]:
1.)
,
2.)
.
mahsur [Arp.: ? > mahzr]: saknca.
mahsus [Arp.: ? > mahss]:
1.)
hususi,
zel,
2.)
ait, ze, has,
3.)
bir yere
kapatlm, hapsedilmi.
mahsul [Arp.: hsl]:
1.)
olumu,
meydan gelmi, remi,
2.)
rn,
randman, verim.
mahsus
1
[Arp.: ? >]:
1.)
zellemi,
2.)

zg.
mahsus
2
[Arp.: ? >]:
1.)
anlam,
kavram,
2.)
anlama, bilme,
kavrama.
mahsusan [Arp.: ? >]:
1.)
bilerek, kastl
olarak,
2.)
akas.
mahsustan: bak. mahsusan.
mahur [Arp.: ? >]: Trk Mziinde bir
makam.
mahut [Arp.: ? >]: ad geen, bilinen,
bildik.
mahya [Arp.: mhiye > mhya]:
1.)
ay
gibi kl,
2.)
Ramazan aynda cami
minarelerine aslan k, kandl,
mahiye.
mahzen [Arp.]:
1.)
tahl ambar,
2.)

yerlatnda depolama yeri, iki ~i:
kav.
mahzur [Arp.: ? > mahzr]:
1.)
saknca,
2.)
ekince, itiraz kayd,
3.)
engel,
mani, mania, nlem, saknca,
4.)

kapal.
mai [Arp.: ? >]: mavi.
maiandros [Rum.]: dnemeli yol.
mail [Arp.: ? >]: eilimi olan.
maile [Arp.]: aklan, dneme,
kvlarak giden.
maiet [Arp.]:
1.)
yaam iin gerekli
olan eyler,
2.)
geim.
maius mensis [Lat.]: Maiann ay,
[May].
maiyet [Rum.: ?]:
1.)
alt kadro,
2.)
st
grevlinin yannda bulunanlar.
majeste [Lat.: magnus > Fra.: magest]:
hametli, heybetli, evketli.
major [Lat.]: daha byk.
majr [Lat.: magnus > Fra.: majeur]:
1.)

asal, balca,
2.)
byk.
majusculus [Lat.]: byk, daha
byk.
majskl [Lat.: majuscule > Fra.:
magiscule]: byk harf.
makad [Arp.: makad]: bak. makat.
makadam [Fra.: macadame]: yol
kaplama ta.
makale [Arp.]: gazete keyazs.
makam
1
[Arp.: makm]:
1.)

? 2.)
aama,
kat, katman, mertebe, koltuk, mevki,
paye, tabaka,
3.)
[Mzik] Trk
Mziinde eit yada tr ad.
makam
2
[Far.]: [Mzik] ezgi, melodi,
name, terane.
makar [Yun.]: kutsal, mbarek.
makara [Arp.: bekre]: [Teknik] bobin.
makarna [Yun.: makar > tl.: maccaroni]:
[Gda] hamur yemei.
makas [Arp.: mikas]: kuma kesme
gereci, yn krkma ~: krka.
makastar [Far.: makas + dr]: kuna
bime ustas.
makat
1
[Arp.: makad]: [Halkdili] alak
sedir.
makat
2
[Arp.: makad]:
1.)
minder,
oturma yeri, oturak,
2.)
yastk,
3.)

anal, ans, artka, geri, gt.
makber [Arp.]: gmt, kabir, lahit,
mezar, sin.
makbul [Arp.: kbl > makbl]:
1.)
n,
nce, karlama,
2.)
benimsenen,
kabul gren.
makbule [Arp.: kbl > makble]:
1.)

benimsenen, kabul gren,
2.)
[M] bir
bayan ad.
makbuz [Arp.]:
1.)
denti belgesi,
2.)

alnan.
Makedonya [Rum.: ?]: Balkanlarda bir
lke, [Macedonia].
maket [Fra.: maquette, Mimari]: taslak.
maki: [Bitkibilim: ?] bodur bitki, Akdeniz
bitki rts.
makina [Yun.: mechos > mechane > tl.:
?]:
1.)
dzenek,
2.)
kendiliinden
alan, ~ ya: gras.
makine [Yun.: mechos > [?] > mechane >
[?] > tl.: ?]: bak. makina.
makinist [Yun.: mechos > Fra.:
machiniste]: lokomotif, tren srcs,
makrama [Arp.: mikrama]: bak.
makrame.
makrame [Arp.: mikrama > migramah >
Fra.: macram]:
1.)
mendil, elbezi, yz
havlusu,
2.)
desenli elii.
makros [Yun.: ?]: byk, iri, uzun.
Maksad [Arp.:? >]: bak. maksat.
maksat [Arp.:? > maksad]:
1.)
ama,
erek, gaye, hedef, istek, kast,
2.)

istek, meram.
maksi [maxi]: [Moda] uzun.
maksimum [Lat.: magnus > maxima >
Fra.: maximum]: en byk.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 221 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
makta
1
[Arp.: ?]: kesit.
makta
2
[Arp.: ?]: [Yazn] Gazelin son
beyti.
maktl [Arp.: ktl > maktl]: ldrlen,
len.
makul [Arp.: akl > mkl]:
1.)

deerlendirme, dnme,
2.)
akla
uygun, elverili, kabul edilebilir,
uygun, .
makyaj [Fra.: ? > makiyaj]:
1.)

sslenme,
2.)
bayanlarn slenmesi.
makyaj malzemeleri: Allk, Aseton,
Cmbz, Far., Oje, Pudra, Rimel (Yal Srme),
Ruj, Srme, Yal Srme (Rimel),
makyavalist [tl. > Fra.: machiavalliste]:
1.)
N.Machiavelli; 1469-1527 yllarnda
yaam talyan devletadam,
2.)

karlar iin hereyi mbah gren.
mal
1
[Arp.: ?]:
1.)
[Ticaret] emtia, meta,
istiflenmi ~: stok, ~n sat
bedeli: rayi,
2.)
[Ekonomi] finans,
nakit, para,
3.)
bykba hayvan,
mal
2
[Lat.]: Bat Dillerinde mal-; fena,
kem, kt, hasta, hastalk anlamna bir
nek.
mala [Far.]: [Yapm] sva arac.
mala aria [tl.]: kt hava.
malaga [?]: bir tr zm.
malagma [Yun.: ?]: merhem, ar
giderici, deriyi yumuatc.
malak [Rum.: malaka]: [Hayvanbilim]
manda yavrusu.
malarya [tl.: mala aria]:
1.)
kt hava,
2.)
[Tp] stma.
Malatya [Melita, Maldia, Meliddu, Melid]:
[44], Trkiyede bir kent.
malayani [Arp.: ?]: bo ve yararsz.
malaz [?]: ot bym toprak.
male [Lat.]:
1.)
fena, kem, kt,
2.)
alil,
hastalkl,
3.)
fenalk, gnah, ktlk,
er.
male habitus [Lat.]: kt korunmu,
kt saklanm.
mali
1
[Arp.: ? > ml]: [Ekonomi] akasal,
nakdi, parasal.
mali
2
[Lat.]:
1.)
fena, kt, kem,
2.)

fanalk, gnah, ktlk, er,
3.)
bela,
dert, zarar, ziyan.
malik [Arp.: ? > mlik]:
1.)
iye, sahip,
2.)

[M] Allah, Yaradan,
3.)
[M] bir erkek
ad.
malikane [Arp.: mlik + Far.: ne > Far.:
mlikne]: yurtluk.
mallar [Arp. + lar]: [Ticaret] emtia.
malleus [Lat.]: eki.
malt [ng.: mealt]:
1.)
arpa,
2.)
biralk
arpa.
Malta [tl.]: Akdenizde bir ada devlet.
maltaerii [Malta erii]: b.i., [Bitkibilim:
Erionbotrya j aponica] yenidnya erii.
maltz [tl.: ?]:
1.)
pirin ileri yapan,
2.)

mangal.
maltz keii [tl.: ? + keisi]: her
seferinde iki yavru douran yerel bir
Malta keisi.
malus [Lat.]: fena, kem, kt.
mall [Arp.: all > mll]: hasta kimse,
malulen [Arp.]: ahstalktan dolay,
malmat [Arp.: alm > mlmt]:
1.)

bilme, belelme, renme, retme,
2.)
bilgi, bili.
malva [Lat.]: ebegmeci.
malzeme [Arp.: ? > malezime]:
materyal.
mama [Far.]: bebek yiyecei, ~ unu:
ararot.
mamagrafi [Lat.: mamma + Yun.:
graphein > Fra.: mammagraphie]: [Tp]
ortaya kmadan nce gs urlarn
belirleme rntgeni.
mamaliga [Lat.]: [Gda] msrunu
yemei.
Mamaloji [Lat.: mamma + Yun.: logia >
Fra.: mammalogie]: Hayvanbiliminin
memeliler dal.
mamma
2
[Lat. > B.D.]: Bat Dillerinde
mamma; gs, meme anlamna bir
nek.
mamma
1
[Lat.]: gs, meme.
mammilla [Lat.]: [Bedenbilim] meme,
meme biimli knt.
mamur [Arp.: amr > [] > mmur]:
1.)

a.)
kurma, onarma, yapma,
b.)
bir
araya gelme, sevinli olma,
c.)
uzun
yaama,
2.)
bayndr, abad, abat,
imar.
mana [Arp.: ? > man]: anlam, meal.
manaj [Fra.: manage]: [Spor] at eitimi.
manal [Arp. + l]: anlaml, manidar.
manare [Lat.]:
1.)
akmak, cereyan
etmek, seyelan etmek,
2.)

dalgalanmak, sallanmak,
3.)

kabarmak, ykselmek,
4.)
dolmak,
dopdolu olmak.
Manas: bir Krgz desatn.
manasz [Arp. + sz]: absrt, anlamsz,
sama.
manastr
1
[Rum.: monos: ]: byk
kilise, keihane.
Manastr
2
[Rum.: monos: ]:
zmitte eskilerde Yenidoan semtinin
ad, Manastr Mahallesi.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 222 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Manastr
3
[Rum.: monos: ]:
Osmanl mparatorluunda
Balkanlardaki Bitolj kenti.
manav:
1.)
meyve sebze satcs,
2.)

Trkmen, Yrk,
manca [lt.: mangare]:
1.)
yemek,
2.)

kedi mamas, kedi yiyecei,
mancnk [Arp.]:
1.)
katapult, sapan,
2.)

ipek dokumada ilmik tekeri.
manda
1
: [Hayvanbilim: ?] cam, su
sr, ~ yavrusu: balak, malak.
manda
2
[Lat.: mandare > Fra.:
mandate]: egemenlik.
mandal [Arp.: ?]: i.,
1.)
?
2.)
amar
asma kskac.
mandaline [tl.: mandarine]: [Bitkibilim:
Citrus nobilis]
1.)
inde Mandarin
blgesi,
2.)
in kkenli bir turungil,
3.)
bir tr narenciye.
mandare [Lat.]: birisine ok
gvenmek, emanet etmek, havale
etmek, tevdi etmek.
mandepsi [Argo]: fak, hendek, kapan,
trap, tuzak.
mandere [Lat.]: inemek, gevi
getirmek.
mandra [Rum.: mandar: ?]: sthane.
mandolin [Lat. & Yun.: poundare [?] >
B.D.: mandoline]:
1.)
mzik borusu,
2.)

drt yada be dizi teli olan bir mzik
gereci.
manen [Arp.: ? > mnen]: i varlk
olarak, moralman.
manere [Lat.]: ayns olarak kalmak,
kalmak, yerinde durmak.
manevi [Arp.: ? > mnev]: soyut,
tinsel.
manevra [Lat.: manu operare > Fra.:
maneuver]:
1.)
elle alma, kol
kuvvetiyle i grme,
2.)
sava
denemesi,
3.)
tatbikat.
manga [manka]: [Askeriye] on kiilik
birlik.
mangal [Arp.: ? > menkal]: et piirme
gereci, gril, zgara.
Manganez [Lat. & Yun: Magnesia [?] >
Fra.: manganese: Mn]: [Kimya]
alamlarda kullanlan griye alan
renkte, metalik kimyasal element.
mango [Tamil > B.D.]: sar-krmz

renklerde, tad ekimsi tropik bir
meyve.
mani
1
[Arp.:? > mni' []]: bariyer,
engel, ket, mania, nlem, seki, set.
mani
2
[Arp.: ? > man]: [Mzik] ark,
trk.
mani
3
[Yun.: [] > B.D.: mania]:
1.)

hastalk,
2.)
bak. mania
3
.
mania
1
[Arp.: ? >]: bariyer, engel, ket,
mani, seki, set, zorluk.
mania
2
[Yun.: ]: delilik.
mania
3
[Yun.: > B.D.]: Bat
Dillerinde mania; (belli trde) bir akl
rahatszl anlamna bir sonek.
mania
4
[tl.: ? >]: devaml,
durmakszn, srekli.
manidar [Far.: mni + dr > mnidr]:
1.)

?
2.)
anlaml, manal.
manifatura [Lat.: manus + facere > tl.:
manifattura]:
1.)
fabrika dokumas,
2.)

dokuma, kuma, tekstil.
manifesto [Lat.: manifestus > tl.:
menifesto]:
1.)
[Siyaset] genel aklama,
beyanat, bildirim,
2.)
[Denizcilik]
gmre mal bildirimi.
manifestus [Lat.]:
1.)
eli iyice ama,
2.)

neeli olma, sevinme.
manikr [Lat.: manus + cura > Fra.:
manicure]:
1.)
elbakm,
2.)
trnak
bakm,
maniple [Lat.: manus + plere > Fra.:
manipl]:
1.)
baka ama iin
kullanma,
2.)
ktye kullanm.
Manisa [Lydia, Rum.: Magnesia [?], Osm.:
Saruhan]: [45], Trkiyede bir kent.
manita [tl.: ?]:
1.)
?
2.)
[Argo] sevgili.
manivela [Lat.: manus > tl.: manivela]:
[Teknik] kaldra.
mankafa: ahmak, andaval, aptal,
anlaysz, ansz, aptal, avanak, bn,
budala, ebleh, enayi, salak, savak,
manken [Hol.: manneken > Fra.:
mannequine]:
1.)
kk adam,
2.)

terzilerin yada dkkan sahiplerinin
kulland insan biiminde model,
3.)

moda elbiseleri tehir eden model.
mano [tl.: ?]:
1.)
?
2.)
[Kat Oyunu]
kumarcnn kazanc.
manolya [Fra.: ?]:
1.)
?
2.)
?
manometer [Yun.: mano + metron > [?]
Fra.: manometre]: [Fizik] basnler.
mansio [Lat.]:
1.)
dar, ev, hane, konut,
2.)
iskan, oturma, yerleim.
mansiyon [Lat.: mens > Fra.: mention]:
1.)
ksa referans,
2.)
anma,
3.)
bir
yarmada adnn anlmas uygun
grlen yapta verilen dl.
mansuedus [Lat.]: evcil, vahi
olmayan.
mansur [Arp.: ? > ?]:
1.)
Allahtan yana
olan,
2.)
galip,
3.)
[M] bu anlamda bir
erkek ad.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 223 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Man Denizi [Fra.: ? + Denizi]: ngiliz
Kanal.
manet [Fra.: manchette]:
1.)
[Giyim] kol
dmesi balk,
2.)
[Basn] gazete
bal.
manon [Fra.: ?]: boru balant
paras.
mantar [Rum.: ?]:
1.)
yenilir bir bitki,
2.)

ie tapas,
3.)
[Mecazi] ,
manthenein [Yun.: ?]: renmek.
mant: bir hamur yemei.
mantk [Arp.: ? > ?]:
1.)
eseme,
2.)
bir
ders.
mantis [Yun.: ?]: eli, peygamber,
resl.
manto [Fra.: ?]: bir kadn st giysisi,
ksa ~ [Fra.]: truakar.
manu operare [Lat.]: elle alma, kol
kuvvetiyle i grme.
manus [Lat.]: el.
manel [Lat.: manus > Fra.: manuelle]: el
kitab.
manyak [Yun.: mania + ? [] > Fra.:
maniac]:
1.)
[Tp] deli, divane,
2.)

saldrgan kiilikli
manyetik [Yun.: Magnasia [?] > Fra.:
magnetique]: [Fizik] etkileim.
manyeto [Yun.: Magnesia [?] > Fra.:
megneto]:
1.)
kk dinoma, rete,
2.)
alev reteci,
3.)
ateleme.
manzara [Arp.: ? > ?]: genel grnm,
panaroma.
manzume [Arp.: ? > manzme]: [iir]
nazm, iir.
mapa [Lat.: > tl.: mappa]: [Denizcilik]
1.)

siperli fener,
2.)
ucu halkal civata.
mappa [Lat.]: nlk.
maraba [?]: ortak, yarc.
marangoz [tl.: ?]:
1.)
aa ileri yapan
usta,
2.)
ksaca marangozhane.
marangozhane [tl.: ? + Far.: hne]:
marangozluk ileri yaplan ilek.
maranta: [Dokuma] ararot kuma.
Mara
1
: bak. Kahramanmara.
Mara
2
: KKTCde bir kent.
maraton [Yun.: marathon [?] > Fra.:
marathone]:
1.)
eski Yunanda 26
millik bir yarma,
2.)
dayankllk
yarmas.
maraz [Far.]: [Tp] or, dert, hastalk,
illet, mazara.
maraza [Arp.: ? > muarza]:
1.)
ngar,
hr, kavga,
2.)
[Halkdili] hastalk.
marchisus [Lat.]: harika, mkemmel.
marcus [Lat.]: eki.
marda [Rum.: ?]: i., skarta mal.
Mardin [Sr.: Marde, Maride, Merdo,
Mardin]: [47], Trkiyede bir kent.
mare [Lat.]:
1.)
tuzlu su,
2.)
deniz.
mareal [Fra.: ?]: [Askeri] mir.
margarin [Fra.: margarine]:
1.)
tereya
ve st ekleyerek yaplan bitkisel bir
ya eidi,
2.)
bitkisel ya.
margo [Lat.]: ky, snr, u.
marina [Lat.: mare > marinus > tl.:
marina]: [Denizcilik] yat liman.
marinare [Lat.]:
1.)
tuzlu suya
yatrmak,
2.)
salamura yapmak, turu
yapmak.
marinus [Lat.]: deniz.
maritus [Lat.]: koca.
mariz
1
[Arp.: ?]: alil, hasta.
mariz
2
[?]: [Argo] dayak, patak.
marj [Lat.: margo > Fra.: marge]:
1.)

kenar, ky, u,
2.)
kat kenarnda
braklan aralk.
marjinal [Lat.: margo > Fra.: marginal ?]:
ar, ekstrem, marjinal, u.
marka [Fra.: marque > tl.: marca]:
1.)

iaret,
2.)
[Ticaret] zel iaret,
amblem.
market [Lat.: merx > B.D.: market]:
1.)

ticari eya, emtia, mal,
2.)
Pazar,
piyasa,
3.)
byk alveri maazas.
Marmara [Rum.: marmaros [] &
tl.: Marmora]: Marmara Adasnn
adndan gelir. Bu adada Beyaz ta
yani mermer kartlrm. Mermere
izafeten. Marmara Adas, Marmara
Denizi, Marmara Blgesi.
marmaros [Rum.: ]: beyaz ta.
marmelat [Yun.: meli + melon > [?] >
Fra.: marmalade]:
1.)
ball elma,
2.)

ekerli meyve ezmesi,
3.)
reele
benzer bir meyve tatls.
marn [Fra.: ?]: [Maden, Gda] pekmez
topra.
maroken [Fra.: ?]: Fas derisi.
maron [Fra.: ?]: kestane rengi.
marpu [Far.: marpi]:
1.)
?
2.)
nargile
hortumu.
Mars [Lat.: Martius > Mars > Fra.: Mars]:
1.)
eski Romada sava tanrs,
2.)

[Yldzbilim] Behram, Merih.
marsk [?]: kmr gibi yanm.
Marsilya [lt.]: talyada Marseilles
kenti.
marsypos [Yun.: ?]: kese, kk torba,
torba.
marcher [Fra.]: f., yrmek.
mar [Fra.: marcher: yrmek]:
1.)
yr!
2.)
[Mzik] Ritimli mzik,
3.)
[Askeriye]
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 224 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
askeri yry,
4.)
[Otomotiv] arabada
balatma motoru.
Mart [Lat.: martius > Fra.: ?]:
1.)
Mars
yldzna ait,
2.)
yln 31 gn eken 3.
ay.
martaval [Konuma Dili]: palavra.
mart [tl.: martin]:
1.)
Piri Reis Mart
Kuu dermi,
2.)
[Kubilim: Larus
orgentatus] bir deniz kuu.
martialis [Lat.]: Marsla ilgili.
martin [tl.]:
1.)
Martini Tfei,
2.)
ksa
namlulu tfek,
3.)
[M] Batl bir erkek
ad.
martius [Lat.]: Marsla ilgili.
martyr [Lat.]: gren, ahit, tank.
marul [Rum.: mouli > maruli [?]]:
[Bitkibilim: Lactuca sativa] bir tr sebze.
marya [Rum.: ?]:
1.)
dii koyun, dii
hayvan,
2.)
yavru balk.
mas
1
[Arp.]: [Kimya] emme, sourma.
mas
2
[Lat.]: erkek.
masa
1
[Lat.: massa > tl.: massa]:
sehpa, kk ~: sehpa.
masa
2
[Yun.: ?]: arpa keki.
masaj [Arp.: messe > mes > massa >
Fra.: massage]:
1.)
dokunma,
2.)

bedeni rahatlatmak iin ovma.
masajc [Arp.: messe > mes > massa >
Fra. + c]:
1.)
dokunma,
2.)
masaj iini
yapan, erkek ~: masr.
masal [Arp.: ?]: olaan d hikaye, bir
~ kuu: anka.
masarika [Arp.: ?]: [Bedenbilim]
barsaklar tutan karn i zar.
masat [Arp.: ? > mishad]: bak bileme
arac.
masiyah [br.]:
1.)
yalanm,
2.)
kutsal
yala yalanm,
3.)
kutsal kii,
Tanrnn elisi.
mask [Arp.: ? > mashara > B.D. > Fra.:
masque]: maske, yapam yz.
maskara [Arp.: ? > mashara]:
1.)

gizleme, rtme, saklama, setr,
2.)

kamer, maskara, soytar, eytan,
3.)

bir makyaj rn.
maske [Arp.: ? > mashara > B.D. > Fra.:
masqu]: mask, yapma yz.
maskelemek [Arp.: ? > mashara > B.D. >
Fra.: masqu + lemek]: alalamak,
kamufle etmek,
maskot [Fra.: masco > Fra.: mascotte]:
1.)
byc, sihirbaz,
2.)
iyilik, ans
getirdiine inanlan, eya, insan vb,
3.)
maskot, mavi boncuk.
masklen [Lat.: mas > Fra.: masculine]:
1.)
eril,
2.)
erkeklerle ilgili.
maslahat [Arp.: ? > maslhat]:
1.)
?,
2.)

?,
maslak
1
:
1.)
byk, hayvan su ime
yala,
2.)
eme alt tekne,
3.)
su
tank.
Maslak
2
: stanbulda bir semt ad.
masmavi: gmgk,
mason [Lat.: matio > B.D.: mason]:
1.)

duvar ustas, rc,
2.)
duvar
rcleri,
3.)
Hiristiyanlkla birlikte
kilise benzeri mabedleri yapan
ustalar,
4.)
gizli tarikat yesi,
farmason.
masr [Arp.: mes > massa > Fra.:
massaeur]: erkek masajc.
masraf [Arp.: srf > []]:
1.)

tketme,
2.)
bor, gider, harcanma.
massa [Lat.]: kme, para.
mastar [Arp.: ? > masdar]: [Dilbilgisi] fiilin
mek, -mak biimi, [Infinitive].
mastax [Yun.: ? ]: az.
mast iei: [Bitkibilim: Arnica Montana]
1.)
arnik, mast iei,
2.)
bak. arnik.
mast: bodur kpek.
mastika [Yun.: ?]: mastikle
kokulandrlm Yugoslav Raks.
mastos [Yun.: ?]: gs, meme.
masturbari [Lat.]: cinsel organlarla
oynamak.
masturbasyon [Lat.: masturbari > Fra.:
masturbation]:
1.)
cinsel organlarla
oynama,
2.)
belini getirme, tatmin
olma,
3.)
tatmin etme.
masum [Arp.: ? > msum]: susuz.
masura [Far.]:
1.)
eme zvanas,
2.)

bobin, makara, yumak,
3.)
rg ipi
yuma.
maa [Arp.: ? > mihassa]:
1.)
atei
ellelemede kullann kska,
2.)
sa
fon gereci,
3.)
kk maa, cmbz,
ift.
maatlk [Arp.: ? > mehed]:
1.)

gayrimslim mezarl,
2.)
zellikle
Yahudi Mezarl.
maraba: bak. marapa.
marapa [Arp.: ? > maraba]: kulplu
kk kap, madeni su ime tas.
mark [Arp.: rk > mark]:
1.)
batma,
kaybolma, yok olma,
2.)
gnein
doduu yer,
3.)
dou, orient, ark.
mauk [Arp.: ? > muk]:
1.)
seven,
2.)

[M] seven anlamna bir erkek ad.
Maukiye [Arp.: mukiye]:
1.)

Maukun ky,
2.)
zmite bal bir
belde.
mat
1
[Far.]:
1.)
aklla altetmek, hnerle
yenmek,
2.)
[Satran] tam yenilgi.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 225 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
mat
2
[Fra.: matte]:
1.)
donuk yzey,
przl sath,
2.)
donuk.
matador [> sp.: ?]: boa greisi.
matador [sp.: mator > ng.]:
1.)
katil,
ldren,
2.)
boa greisi.
matara [Arp.: mathere]: [Askeri]
1.)

Yolculukta kullanlan madenden yada
deriden su kab,
2.)
Asker su kab,
kirba.
matbaa [Arp.]: basmevi.
matbuat [Arp.]: basn.
matem [Arp.]: ac, yas.
Matematik [Yun.: ? > Fra.: mathematic]:
Aritmetik, riyaziye, matematiin bir
dal: cebir.
Matematik [Yun.: manthenein >
mathematikos > Fra.: mathematique]:
1.)

renmek,
2.)
saylar ve sembollarin
bir birleri ile ilikisi,
3.)
bununla ilgili
bir bilim dal,
4.)
Riyaziye.
matemli [Arp. + li]: yasl.
mater [Lat.]: anne.
materia [Lat.]: cevher, cisim, madde,
zdek.
materyal [Lat.: materia > Fra.: material]:
1.)
cevher, cisim, madde, zdek,
2.)

malzeme.
materyal [Lat.: materia > Fra.: material]:
malzeme.
mathere: bak. matara.
matik [Yun.: makine > Fra.: matique]:
makine anlamna sonek.
matine [Fra.: matin > matine]:
1.)

sabah, gndz,
2.)
sinema yada
tiyatroda gece blm.
matio [Lat.]: duvar ustas, rc.
matitunus [lat.]: gndzle ilgili,
gndzleyin.
matiz [Rum.: ?]:
1.)
uzun ip,
2.)
[Argo]
ok sarho.
matkab [Arp.: miskab]: bak. matkap.
matkap [Arp.: miskab
>
matkab]: [Teknik]
delgi.
matmazel [Fra.: mesdemoisellee >
medemoiselle]: evli olmayan bayan,
Fraulein, Miss.
mator [sp.]: ldrmek.
matrak [Arp.: mtrak]: denek, kaln
sopa.
matriks [Lat.: mater > Fra.: matrix]:
1.)

karn,
2.)
[Matematik] saylar kmesi.
matris [Lat.: mater > Fra.: matrix]:
gazete bask ablonu.
Matta [Arm.: matia > br.: ? > Yun.: ?]:
[Hiristiyanlk]
1.)
sann havarisi, 2.)
Matta ncili.
matta
1
[Lat.]: bez, dokuma.
matuf [Arp.: mtuf]: ynelik, ynelmi.
maturus [Lat.]: kamil, olgun.
maun [mahun]: [Bitkibilim: Swietenia
Mahagoni] akaju.
maval [Arp.: mevval]: i., katakulli,
uydurma, yalan.
mavera [Arp.]: ilerisi, tesi.
Maverannehr [Arp.. mavera-n nehr]:
1.)
nehirler tesi,
2.)
[Transoxiana] ?.
mavi [Arp.]: mai, yeille ~ karm
renk: tire.
mavikantaron [mavi kantoran]: b.i.,
[Bitkibilim: Cephalaria syriaca]
1.)
yllk bir
bitki,
2.)
acmk, belemir, peygamber
iei.
mavna [Arp.: mavuna]: i.,
1.)
?
2.)

[Denizcilik] yelkenli yk gemisi.
mavro [Rum.: ? > Argo]:
1.)
?
2.)
zenci.
maxima [Lat.: magnus]: en byk.
maya
1
[Far.: maye]: [Kimya] ekime,
ferment tahammr.
Maya
2
[Gney Amerika]: bir Gney
Amerika Ugyarl.
mayalanma [Far. + lama]: i.,
fermantasyon.
mayasl [Arp.]: i.,
1.)
?
2.)
[Tp] egzama,
hemeroit, mayasl.
maydanoz [Rum.: makedounsi &
makedonisi [?] > Arp.: bakdunis >
makdunis & Arp.: mide nvaz [?] >
Osm.: maydanoz]:
1.)
Makedonya otu,
2.)
[Bitkibilim: Petroselinum crispum] bir
yeillik tr, Makedonya otu.
maye [Far.: mye]: ekime.
mayeho [Far.]: bak. mayho.
mayho [Far.: mye + ho > myeho >
myho]:
1.)
ho olmayan,
2.)
ekimsi.
mayn [ng.: ?]: ?
Mays [Lat.: maius mensis]: yln 31 gn
eken 5. ay, [May].
mayi [Arp.: myi]:
1.)
akkan, sugibi,
2.)

[Kimya] likit, sv.
maymun [Arp.: ?]: [Hayvanbilim: ?] bir
hayvan, maymun trleri: Goril,
Makak, Orangutan.
mayna [tl.: magnia ?]: [Denizcilik] ?
mayo [Fra.: maio ?]: [Giyim] deniz
giysisi.
mayonez [sp.: Mahon > Fra.:
mayonaisse]:
1.)
spanyada Mahon
liman,
2.)
[Gda] yumurta beyazndan
ile yaplan bezelye vb bir meze tr.
maytap [Far.: mu + tb > muytb >
maytap]:
1.)
kvr kvr sa, kvrck,
lle sa,
2.)
havai fiek,
3.)
[Argo] alay
etme, dalga geme.
mazak: krmz renkli balk.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 226 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
mazara [Arp.]: [Tp] or, dert, hastalk.
illet, maraz, mazara.
mazbata [Arp.]:
1.)
tutanak,
2.)

milletvekillerinin vekilliklerinin
geerlilii iin zenelnen belge.
mazeret [Arp.: mzeret]: bahane, zr.
mazgal [Rum.: ?]: su akma yeri.
mazhar [Arp.: ?]:
1.)
?,
2.)
?,
3.)
[M] bir
erkek ad.
maz [?]: [Bitkibilim: ?] bir ss bitkisi.
mazi [Arp.: mzi]: gemi, tarih.
mazot [Rus.: ?]:
1.)
bir tr yakt,
2.)

dizel, motorin.
Mazurka [Leh.]: .i.,
1.)
Leh dans,
2.)

bir Polonya halk dans.
meal [Arp.]: anlam, mana.
mebla [Arp.]: [Ekonomi] para miktar,
tutar.
mebni [Arp.: mebn]:
1.)
?,
2.)
?.
mecal [Arp.]: can, derman, dirlik, g,
hal, kuvvet, takat.
mecazi [Arp.]: figratif, remzi, temsili.
mecbur [Arp.: cbr > mecbr []]:
1.)

zorlama, zorlatrma,
2.)
zorunlu.
mecburi [Arp.: cbr > mecbr [?]]:
1.)

zorlama, zorlatrma,
2.)
vacip,
zorunlu.
mechos [Yun.: ?]:
1.)
dzenek, icat,
tertip, tertibat,
2.)
entrika, gizli plan,
tertip.
mechos [Yun.: ?]: bulu, dzenek, icat,
tertip, tertibat.
meclis [Arp.]:
1.)
parlemento,
2.)

dostlar toplants,
3.)
Trkiye Byk
Millet Meclisi.
mecmua [Arp.]: [Basn] dergi, magazin.
mecra [Arp.]: ak, cereyan, eilim,
istikamet, temayl, trend, yn,
ynelim.
me
1
[Fra.: ?]: ?
me
2
[Srp.]: [Sava] dz, dar ve ensiz
kl.
mehul [Arp.: ?]:
1.)
bilmeme,
2.)

bilinmeyen, bilinmezlik.
med cezir [Arp.]:
1.)
kabarma ve
alalma, ykselme ve inme,
2.)

sularn kabarmas ve inmesi,
3.)

nehir, gl ve denizlerin ay ve
yldzlarn etkilemesiyle ykselip
alalmas,
4.)
aknt, gelgit,
meddcezir.
med: bak. met.
meddcezir [Arp.: medd cezir]:
aknt, gelgit, med cezir.
medialis [Lat.]: ortaya ait.
medianus [Lat.]: orta.
medicari [Lat.]: iyiletirmek, tedavi
etmek.
medicus [Lat.]: hekim, doktor.
medine
1
[Arp.: ?]:
1.)
abad, abat, il,
kent, site, ehir, vilayet,
2.)
[M] bir
bayan ad.
Medine
2
[Arp.]: Suudi Arabistanda bir
kent.
meditari [Lat.]: dnmek, niyet
etmek, planlamak.
meditasyon [Lat.: mediatri > Fra.:
meditation]:
1.)
derin dncelere
dalma,
2.)
geici uyuma yada
uyutma.
medius [Lat.]: orta.
medyum [Lat.: medisu > Fra.: medium]:
1.)
arac, ortac,
2.)
bilici, falc.
mefhum [Arp.: []]: kavram.
mefkreci [Arp. + ci]: idealist, lkc.
mega
1
[Yun.: ?]: ok byk.
mega
2
[Yun.: megas [?] > B.D.: mega]:
Bat Dillerinde mega-;
1.)
byk, gl,
kocaman,
2.)
milyonuncu anlamna bir
nek.
megafon [Yun.: megas + phones > [?] >
Fra.: megphone]: [Teknik]
1.)
ses
ykselticisi,
2.)
bu biimde alan
taanbilir bir gere.
megapol [Yun.: megas + polis > [?] >
Fra.: megapole]: ok byk kent.
megas [Yun.: ?]: byk.
megola [Yun.: ?]: byk.
megolamani [Yun.: megas + mania > [?]
> Fra.: megolamanie]: [Pskiloji] byklk
hastal.
mehil [Arp.]: eksre, mehil, mhlet,
nel, sre, vade.
Mehmet [Arp.: Muhammedin ksaltmas]:
1.)
[M] bir erkek ad,
2.)
Mehmet ad
sadece Trklerde vardr. Hz. Muhammede
saygdan ayn ismi deilde Arapa yazlnn
farkl okunuundna oluan Mehmet ismini
kullanmtr.
mehtab [Far.: mehtb]: bak. mehtap.
mehtap [Far.: mh + tb > mehtb
[]]:
1.)
ay ,
2.)
ay,
dolunay,
3.)
[M] bir bayan ad.
Mehtar Takm: ?
mehter [Arp.]:
1.)
Osmanlda adr
ua,
2.)
?.
mehteran [Arp.]: ?
mekan [Arp.: mekn []]:
1.)
lokal,
mahal, mevki, yer,
2.)
ev, hane, yurt,
3.)
kat, makam, mevki, paye,
4.)

iletma, dkkan, bro vb.
mekanik [Yun.: mechos > mechane > [?]
> Fra.: mechanique]: makineyle ilgili.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 227 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
mekanizma [Yun.: mechos > [?] >
mechanismos > tl.: ?]: dzenek.
mekruh [Arp.: krh > ]:
1.)
irenme,
2.)
iren,
3.)
[slam] dinen irenilen,
yaplmas istenmeyen edimler ve
davranlar.
mekteb [Arp.: ktb ]: bak. mektep.
mektep [Arp.: ktb > mekteb]:
1.)
okuma
evi,
2.)
ekol, okul.
mektepli [Arp.: ktb > mekteb + li >
mektebbli]:
1.)
eitim grm,
2.)

niversite eitimi alm.
mektub [Arp.: ktb]: bak. mektup.
mektup [Arp.: ktb > mektb]:
1.)
yazlan,
2.)
name.
mel [Trk.: bal > Lat.]: bal.
melamin [Alm. > Fra.: melamine]:
[Kimya] sentetik reinelerde kullanlan
beyaz kristalin madde.
melankoli [Yun.: melas + chole > [?]
Fra.: melancholie]:
1.)
kara bela,
2.)

zntl ve deprasyonlu ruh hali,
3.)

kara sevda.
melas
1
[Yun.: ?]: esmer, kara, siyah.
melas
2
[Lat.: mel > Fra.: melasse]:
[Kimya] eker rafine edilirken
kartlan koyu siyah renkli bir urup,
[Molasse].
melas
3
[Fra.: melasse]: ekerin posas.
melek [Arp.]:
1.)

2.)
[M] bir bayan ad,
[Angel, Angela, Olga].
meleke [Arp.]: yeti.
melekler [Arp. + ler, Din]: Cebrail,
Ezrail, srafil, Mikhail,
Melen ay [Hypios]:
Melenaz: Melen aynn Karadenize
birletii yerde kurulu yerleim yeri.
meles
1
[Arp.]: kk srtl (at).
meles
2
[Arp.]: ok eskilerde nitelikli
bir ipekli dokuma.
melez [Arp.: meles
2
]: krma, metis.
melhem [Arp.]: bak. merhem.
meli [Yun.: ?]: bal.
melih [?]:
1.)

2.)
[M] bir erkek ad.
melik [Arp.]:
1.)
komutan,
2.)
[M]
komutan anlamna bir erkek ad.
melike [Arp.]:
1.)

2.)
[M] bir bayan ad.
melior [Lat.]: daha iyi.
melisa [Yun.: ? > Fra.: melissa]:
[Bitkibilim: ?] oul otu.
melodi [Yun.: melos + aeidein > [?] >
Fra.: melodie]: [Mzik]
1.)
r, ark,
terennm, trk,
2.)
ezgi, makam,
name, terane.
melon [Yun.: ?]: elma.
melos [Lat.]: name, ark, terane,
trk.
meltem [?]:
1.)
2.) yel,
3.)
[M] bu
anlamda bir bayan ad.
memat [Arp.: memt]: lm, vefat,
hayat ~ meselesi: lm yaam
sorunu.
memba [Arp.: memb]: aykara, eme,
kaynak, kaynaksuyu, pnar.
membran [Lat.: membrum > Fra.:
membrane]: [Bedenbilim] ga, ince
katman, zar.
membrum [Lat.]: aza, ye.
meme:
1.)
st verme knts,
2.)

gs, hayvan ~si: cukka.
Memeliler Bilimi: Mamaloji.
memeliler: prirat.
meminisse [Lat.]: ammsamak,
hatrlamak, yadetmek.
meminisse [Lat.]: anmsamak,
ansmak, hatrlamak.
memleket [Arp.: ]: lke, vatan,
yurt,
memor [Lat.]: dceli, unutmaz,
unutmayan.
memorabilia [Lat.]:
1.)
anmaya,
ahrlamaya deer eyler,
2.)
anlar,
hatralar.
memorandum [Lat.]: hatrlatc, yazl
ksa not.
memoria [Lat.]: an, hatra.
men [Arp.: men]: yasaklama.
men [Yun.: mn]: ay (30 gn).
menafiyi ahlakiye [Arp. > Osm.:
menfi-yi ahlkiye]:
1.)
?,
2.)
?,
menare [Arp.]: mumubuu,
denizfeneri, bak. minare.
mendax [Lat.]: gereki olmayan.
Mendelevyum [Lat.: ? > Fra.:
mendelevium: Md]:
Menderes
1
[Rum.: maiandros [?] >
Tr.]: bak. Menderes Nehirleri.
Menderes, Adnan: eski
babakanlardan, idam edileren
ldrld.
mendicus [Lat.]: fakir, muhta, yoksul.
mendil [Arp.: elbezi]: peete, pekir.
mene [Yun.: mn: ?]: aya benzer.
meneke [Far.: benefe]:
1.)
[Bitkibilim:
Viola adorato] bir tr iek,
2.)
[M]
bayan ad, hercai ~: alaca meneke,
alaca ~: hercai meneke.
menenjit [Yun.: meninx + itis > [?] >
Lat.: meningitis > Fra.: meningite]:
[Patoloji] beyin ve omurilii kaplayan
zar tabakada iltihaplanma.
menent [Arp.: menend]: ayn, benzer,
emsal, e, tpk, tpks, tpatp.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 228 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
menevi []: dalgr, hare.
menfaat [Arp.: menfat]: kar, yarar.
menfi [Arp.: ? > menf]:
1.)
aleyhine,
tersine,
2.)
olumsuz, negatif.
Mengen [?]:
mengene [Rum.: mngano & mngano:
& ]:
1.)
pene, evirme
kolu, sktrma gereci, .
2.)
cendere,
pres.
meni [Arp.]: bel, ersuyu, semen,
sperm.
meninx [Yun.]: ga, ince katman,
membran, zar.
menisk [?]: oynak ayas.
menisks [Yun.: mene + ? > Fra.:
meniscuse]:
1.)
bir taraf ibkey dier
taraf dbkey mercek,
2.)
[Fizik]
tepesi ibkey yada dbkey duran
sv stnu,
3.)
[Bedenbilim] menisk,
oynak aya, dizkapa kemii
kaymas.
menkbe [Arp.: al menkabe > menkabe]:
1.)
asl belli olmayan, kayna belli
olmayan,
2.)
destan, epik,
kahramanlk hikayesi, kahramanlk
yks.
menkbevi [Arp.: menkbev]: destans,
epik, hamasi.
menopoz [Yun.: men + pavein > Fra.:
menopse]:
1.)
ayn bitmesi, aysonu,
2.)

[Fizyoloji] kadnlarda ayba
kanamalarnn sonbulmas.
mens [Lat.]: akl, eseme, us.
menses
1
[Lat.]: aylar (30 gn).
menses
2
[Lat.]: [Fizyoloji] [kadnlarda]
adet, ayba, aylk kanama.
mensis [Lat.: ogulu: menses]: ay (30
gn).
menstruum [Lat.: oulu: menstrrums &
menstrua]: zc madde, eritici
madde.
mensura [Lat.]: lme, lmleme.
menevik [Rus.]:
1.)
ounluk,
2.)

SSCBden nce 17 Kasm 1917
Kominist htilalinde tasfiye edilen
Rus Sosyal Demokrat Partisi (1903-
1917) taraftar.
ment [Lat.: mentum]: Bat Dillerinde
ment;
1.)
bir sonu (improvement),
2.)
bir
yol (adornment) ve
3.)
bir eylem
(bereavement) anlamna gelen bir
sonek.
mentalite [Lat.: mens > Fra.: metalit]:
1.)
dnce gc, dnme yaps,
2.)

bak as.
menteia [Yun.]: kutsama, yceltme,
divination.
mentee
1
: reze.
Mentee
2
:
mentha [Lat.]: nane.
mentol [Lat.: mentha > Alm.: menthole]:
1.)
nane aromal, nane kokulu,
2.)

naneli.
men [Lat.: minitus > ng.: menu]:
yemek listesi, mn.
menzil [Arp.]: erim.
mera [Arp.]: otlak.
merak [?]: renme istei.
meram
1
[Arp.]: istek, maksat.
Meram
2
[Arp.]: Konyada bir semt ve
Meram Balar.
merasim [Arp.: ]: tren,
seromoni.
mercan
1
[Arp.]: ~ ada: atol, ~ Kk:
ile,
Mercan
2
[Arp.]: stanbulda bir semt
ad.
mercek [YTr.]: adese, byte, lam,
lup.
merces [Lat.]: maalar, demeler,
cretler.
mercimek [Far.: merdmek >
mercmek]:
1.)
[Bitkibilim: Lens culinaris]
baklagillerden bir bitki,
2.)
yasmk.
mercury [Lat.]:
1.)
[M] eski Romada
dier dnyann, ahiretin elisi olan
tanr,
2.)
[M] Gne Dzleminde en
kk gezegen,
3.)
[Kimya] ar,
gm beyaz renkte, metalik bir
element, civa,
4.)
[Kimya]
termometrelerde kullanlan madde,
civa.
merd Far.]: bak.mert.
merdan [Far.: merdin oulu]:
1.)

adamlar, erkekler,
2.)
cesurlar,
yrekliler.
merdane
1
[Far.: merd + ne]:
1.)
cesur
biimde, erkeke, yiite,
2.)
alp,
bke, korkusuz, kostak, ampiyon,
yiit.
merdane
2
[Arp.: verdane]:
1.)
bask
makinesinin mrekkep silindiri,
2.)

dner ine,
3.)
hamur ama gereci,
kaln oklava.
meridianus [Lat.: meridian]: le, le
vakti, le zamn.
Merdigz [Mardingz]: zmit
Karamrselde Avcky.
merdiven [Far.: nerdban]: basak,
basamak, ~ basama: ayakak.
merek [Halkdili]: hayvan yemi deposu.
merere [Lat.]: haketmek, layk olmak,
mstahak olmak.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 229 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
mereri [Lat.]: hizmet etmek, hizmette
bulunmak.
meretrix [Lat.]: fahie, orospu.
mergere [Lat.]:
1.)
batrmak,
daldrmak, slatmak, suya sokmak,
2.)
banmak, bandrmak,
mergus [Lat.]: dalc ku.
merhaba [Far.]:
1.)
benden sana zarar
gelmez,
2.)
bar,
3.)
selamlama.
merhale [Arp.]: aama, evre, safha.
merhamet [Arp.]: acma.
merhametli [Arp. + li]: rakik, yufka
yrekli.
merhem [Arp.: melhem]: [Eczaclk]
pomat.
merhum [Arp.]: cansz, cenaze, mevta,
l, vefat etmi.
Meri [Rum.: Evros]:
1.)
Edirnede bir
nehir ad,
2.)
Edirnede bir ile,
3.)

Bulgaristanda haskyn bir ilesi,
4.)

Yunanistanda bir vilayet, 5.) bir Trk
erkek ad.
meridien [Lat.]:
1.)
le saatleri,
2.)

le, leyin.
meridiyen [Lat.: meridien > Far.:
merdidien]: [Evrenbilim] boylam.
meridies [Lat.]: ay.
meridyen [Lat.: meridies > Fra.:
meridien]: Ekvator dairesi, tul dairesi.
Merih [Arp.]: [Yldzbilim]
1.)
Behram,
Mars,
2.)
bir bayan ve erkek ad,
[Behram].
merinos [sp.]:
1.)
spanyol merino
koyunu,
2.)
bu koyunun yn,
3.)
bu
ynden dokunmu kuma.
merkep [Arp.: merkeb]: [Hayvanbilim]
eek, eek, har, karakaan.
merkez [Arp.]:
1.)
heryere eit
uzaklktaki yer,
2.)
orta, zek,
1.)
~den uzak: cra, sapa,
2.)
polis
karakolu, polis merkezi.
merkr [Fra.: mercure]: i., utarit.
mermer [Rum.: marmaros [] &
Lat.: lapis parius]: i.,
1.)
beyaz ta,
2.)

ilemesi kolay, yaygn oalrak beyaz,
renkli bir ssta, bir tr ~: somaki,
~ yaptrcs: akemi, yapay ~:
bre, ~den oyma: lahit, ~den oyma
mezar: lahit,
mermi [Arp.]: i., [Sava] kurun.
meros [Yun.]: blm, ksm, para.
merserize [ng. > Fra.: merserize]:
1.)

J.Mercer; 19.yyda yaam bir ngiliz
patiska, Amerikan bezi tccar,
2.)

pamuk iplii, pamuklu kuma.
mersi [Lat.: merces > Fra.: mercie]:
teekkr.
Mersin

[Rum.: myrton > mirsni
[]]:
1.)
Trkiyede bir kent ad,
2.)
yaban mersini: enir, Mersin
bal yumurtas: havyar, Mersin
bal tr: ip.
mersin bal [Rum.: mirsni [] +
bal: Tr.]: [Balklk: Myrtus communis]
bir tr Akdeniz bal.
mersiye [Arp.: ]: at.
mert [Far.: merd]:
1.)
adam, erkek,
2.)

cesur, yrekli,
3.)
[M] cesur, yrekli
anlamna bir erkek ad.
mertebe [Arp.]:
1.)
kat, makam, mevki,
paye,
2.)
kat, katman.
merus [Lat.]: ar, katksz, saf, temiz.
merx [Lat.]:
1.)
anak mlek, seramik
eya,
2.)
ticari eya,
3.)
emtia, mal.
Meryem [br.: Maryam & Arp.: Meryem &
Yun.: Myriam > B.D.]:
1.)
[Hiristiyanlk] Hz.
Meryem, Hz. sann bakire kabul
edilen annesi,
2.)
[slam] Hz. Meryem,
Bakire Meryem, Hz. sann bakire
annesi,
3.)
bir Trk, Hirisitiyan ve
Mslman bayan ad, [Mary, Maria,
Marie, Marianna].
mes [Arp.: messe]:
1.)
dokunma, temas,
2.)
[slam] dokunarak arnma, aptes
alma,
3.)
[slam] ayaa giyilen bir tr
kapal ayakkab.
mesafe [Arp.]: ara.
mesai [Arp.]: alma, emek.
mesaj [Lat.: mittere > Fra.: message]:
ileti.
mesame [Arp.: mesam]: [Yaambilim]
gzenek.
mesane [Arp.]: [Tp] idrar torbas, sidik
torbas.
mesel [Arp.]: rnek alnacak sz.
mesela [Arp.: mesel]: diyelimki,
rnein, szgelimi.
mesele [Arp.]:
1.)
dert,
2.)
problem,
sorun.
Mesih [br.: maiyah > Arp.: al mesihe]:
[Hiristiyanlk]
1.)
kutsal ya ile ovulmu,
kutsanm, [Kristhos, Hristo, Christ],
2.)

gnderilmi, mjdeci, yollanm,
3.)

Hz. saya verilen ad, [Messiah].
mesire [Arp.]: gezinti yeri.
mesken [Arp.: skn]: ev, hane,
ikametgah, konut.
meslek [Arp.]:
1.)
alma, i,
2.)

kariyer, uzmanlk.
Mesnevi [Arp.]: ~ iiri: hamse.
mesos [Yun.]:
1.)
aras, arasnda,
beyne, beynel,
2.)
orta, ortas.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 230 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
mest [Far.]:
1.)

2.)
ayya, bekri, esrik,
kafas iyi, sarho, sermest.
mesud [Arp.: mes'd]: bak. mesut.
mesut [Arp. .: mes'd []]:
1.)

bahtiyar, mutlu, saadetli,
2.)
[M]
bahtiyat, mutlu, saadetl anlamna bir
erkek ad.
meakkat [Arp.]: bun, eziyet, gaile,
glk, sknt, zahmet, zor.
meakkatli [Arp. + li]: emekli,
zahmetli, zor.
meale [Arp.]: alveli denek, yanarca.
mehur [Arp.: mehr []]:
1.)

namdar, naml, tannm, nl,
2.)
[M]
namdar, naml, tannm, nl
anlamna bir erkek ad, [Namdar].
mein [Far.]: [Dericilik] ilenmi deri,
tabaklanm deri, ksele.ince
mein: vaketa.
mereb [Arp.]: bak. merep.
merep [Arp.: mereb]:
1.)
yaratl,
2.)

ime yeri, su ime, iim.
merubat [Arp.: rb > ]:
1.)

ime,
2.)
iecekler,
3.)
iecek.
met [Arp.: med]:
1.)
ykselme,
2.)
deniz
kabarmas, kabarma, ykselme.
meta
1
[Arp.: met]: [Ticaret] emtia, mal.
meta
2
[Yun.]: Yunancada meta-;
1.)
d,
dars, darya, hari, harice,
2.)

deimi
3.)
te, tesinde, uzanda,
3.)

sonra, sonras analmna bir nek.
meta
3
[Yun. > meta]: Bat Dillerinde
meta-;
1.)
d, dars, hari, harice,
2.)

deimi,
4.)
te, tesinde, uzanda,
5.)

sonra, sonras anlamnda bir nek.
metabolizma [Yun.: meta + ballein >
Fra.: metabolisma]:
1.)
darya atma,
2.)
gdalardan oluturulan ve posaya
dntrlen ve bylece enerjinin
saland organizma iindeki
protoplasma ilemi,
3.)
bedende
enerji salama ii.
metafizik [Yun.: meta(ta) + (Physis)
physika + ikos > Fra.: metafisique]:
fiziktesi.
metafor [Yun.: meta + pherein > Fra.:
metaphore]:
1.)
baka anlam tamak,
2.)
baka anlamlara gelen ifade,
mecazi sz.
metakarpoz [Yun.: meta + karpos > Fra.:
metacarpose]: [Bedenbilim] el tara.
metal [Yun.: metallon > Fra.: metal]:
maden, mineral.
metalik [Yun.: metallon + ikos > Fra.:
mettalique]: madeni, madensel,
metallon [Yun.]: maden.
Metalurji [Yun.: metallon + ergon + logia
> Fra.: metalurgie]:
1.)
metalle alma
ii,
2.)
metalleri cevherlerinden ayrp
eritme ve baka ilerde kullanma
bilimi,
3.)
Madenbilim.
metamorfoz [Yun.: meta + morphe +
osis > Fra.: metamorphose]:
1.)
biimini
deitirme durumu,
2.)
bakalama,
biimini deitirme, eklini
deitirme.
metan [methyle > Fra.: methane]: [Kimya]
1.)
bataklk benzeri alanlarda
bitkilerin rmesiyle oluan renksiz,
kokusuz, yanc bir gaz elementi,
2.)

bataklk gaz.
metanet [Arp.: metnet]: dayanma,
dayanm, sabr.
metanetli [Arp. + li]: dayankl, metin,
metanol [methane + alcohole >
methanole]: [Kimya]
1.)
yakt, zc
yada antifriz olarak kullanlan zehirli
bir sv,
2.)
metilalkol.
metaplazma [Yun.: meta + plasma >
Fra.: metaplasma]:
1.)
kalp d,
2.)

[Yaambilim] hcrede bulunan ya ve
karbonhidarat gibi cansz maddeler.
metastaz [Yun.: meta + histanai > Fra.:
metastasis]:
1.)
deiim,
2.)
[Tp]
kandolamyla bir hastaln bir
uzuvdan dierine tanmas,
3.)
[Tp]
bedende bir uzvun ilevinin dier
organa tanmas.
metatarzos [Yun.: meta + Lat.: tarsus >
Fra.: metatarsus]:
1.)
ayak bilei tesi,
2.)
[Bedenbilim] ayak tara.
metazori [Rum.: ?]: zorla.
Mete: bir Trk erkek ad.
Metehan: bir erkek ad.
metelik [Fra.: metallique]:
1.)
on paralk
sikke,
2.)
ok az para.
meteliksiz [Fra.: metallique + siz]:
parasz, zrt,
meteor [Yun.: meta + eora > Fra.:
meteore]: akanyldz, meteorta,
ahap, aan, ama, gkta.
meteoroid [Yun.: meta + eora + eides >
Fra.: meteoroide]:
1.)
gktana
benzeyen,
2.)
atmosfere girince
gkta olan gkcismi.
Meteoroloji [Yun.: meta + eora + logia >
Fra.: meteorologie]:
1.)
hava tahmin
ileri,
2.)
Havabilimi.
meteorta: aan, ama, akanyldz,
gkta, meteor, ahap.
meter
1
[Yun.: ?]: ana, anne, valide.
meter
2
[Yun.: metron [] > B.D.:
meter & metre]: Bat Dillerinde meter-
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 231 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
& metre-;
1.)
bir lme gereci
(barometer),
2.)
uzunluk lmlerinde
(kilometer) anlamna bir nek.
meth [Arp.]: vme, vg, sena etme,
yceltme.
methetmek [Arp. + etmek]: vmek,
sena etmek, yceltmek.
methy [Yun.: ?]: bade, bor, mey,
arap.
methystos [Yun.: methystos []]:
sarho eden, sarho edici, uyuuklu
veern.
metil [Yun.: methy + hyle > Fra.:
methyle]:
1.)
arap aac, zm
kt,
2.)
[Kimya] metanolde
bulunan bir hidrokarbon radikali.
metilalkol: metanol.
metin [Arp.]:
1.)
dayankl, metanetli,
2.)
[M] dayankl, metanetli anlamna
erkek ad.
metiri [Lat.]: bimek, lmek,
lmlemek, tartmak
metis [Fra.: metise]: krma, melez.
metod: bak. metot.
Metodist [Yun.: meta + hodos > Fra.:
methodiste]: John Wesleyin
retilerinden gelitirilen Protestan
Hiristiyanlk yesi.
metot [Yun.: meta + hodos > Fra.:
method]:
1.)
herhangi bir eyi yapma
biim, ilem,
2.)
ileri yapma sistemi
yada dnceli sraya sokma ii,
3.)

yordam, yntem.
metra [ Yun.]: ana, karn.
metrdotel [Fra.: matre dhtel]:
1.)
evin
efendisi, evsahibi,
2.)
otel ba
grevlisi.
metre [Yun.: metron [] > Fra.:
metr]:
1.)
metre,
2.)
lme, lm,
lm birimi,
3.)
100 cm.
metrein [Yun.]: lme, lm, lm
birimi.
metres [Fra.: mistress]:
1.)
retmen,
2.)
aftoz, cariye, gaco, halayk,
kapatma, kuma, nikasz kadn,
odalk.
metris
1
[Far.: maters > Osm.]: [Askeri]
1.)

glendirilmi siper, siper, toprakta
ukur,
2.)
siperlik, askeri siper alan.
Metris
2
[Far.: maters > Osm.]:
stanbulda 25. Mekanize Piyade
Alay askeri blgesi.
metro
1
[Yun.: meter > metra > Fra.:
metro]: ana karn, anlamna nek,
[metropole: anakent, bykehir].
metro
2
[Yun.: meter > metra > Fra.:
metro]: yer alt treni.
Metrofa [Srp.: Mitrovtza > Osm.]:
Osmal zamannda Balkanlardaki
Mitrovtza kenti.
metron [> Yun.: []]: lmek.
metropol [Yun.: meter > metra + polis
> Fra.: metropolis]:
1.)
ana kent,
2.)

bakent, baehir,
3.)
bykkent,
bykehir.
metropolit [Yun.: meter > metra + polis
> Fra.: metropolite]:
1.)
[M] Ortodoks
Rum Patrii,
2.)
bykkent,
bykehir ile ilgili.
metruk [Arp.]:
1.)
terk edilmi,
2.)
ssz,
kimselerin olmad.
metus [Lat.]: korku.
mevcud [Arp.: mevcd]: bak. mevcut.
mevcut [Arp.: vcd > mevcd]:
1.)
olma,
olusturulma, var olma, yaratlma,
2.)

var.
mevki [Arp.: mevki []]:
1.)
kat,
mekan, yer,
2.)
aama, kat, katman,
makam, mekan, mertebe, paye,
tabaka.
Mevlana [: Mevlna]: ?
mevlit [Arp.]:
1.)
Sleyman elebinin
yazd Hz. Muhammede adanm
kaside,
2.)
eitli dini olaylarda bu
kasidenin okutulmas.
mevlt [Arp.: doum]:
1.)
doum,
2.)
Hz.
Muhammedin doumuyla ilgili,
3.)
[M]
bir erkek ad.
mevsim [Arp.: ]:
1.)
saat, vakit,
zaman,
2.)
abuhava, iklim.
mevta [Arp.: mevtin oulu]:
1.)
ller,
2.)

cansz, l, yaamayan.
mevzu [Arp.]: bahis, konu, tema.
mey [Far.]: bade, bor, arap.
meyan kk [Rum.: pian > piyan >
meyan]:
1.)
[Bitkibilim: Glycyrrhiza glabra]
2.)
[Gda] meyan kk hlasas.
meydan [Arp.: meydn []]: alan,
saha, halk ~: agora.
meydanda [Arp. + da]: ak, aleni,
aikar, ayan, bariz, belirgin, belli,
kesin, kapal olmayan, ortada, sarih.
meyhane [Far.: mey + hne > meyhne]:
1.)
arap evi,
2.)
alkll iki iilen yer,
kabare.
meyil [Arp.: meyl [] > meyil []:
1.)

eilim, kayma, ynelme,
2.)
eim.
meyilli [Arp.: meyl > meyil + li]: eik,
ev.
meyl [Arp.: meyl > meyil]: bak. meyil.
meyletme [Arp.: meyl + etme]: eilime,
temayl, trent.
meyva [Far.: miva > meyve > meyva]:
aata yetien yenilir rn, yemi, ~
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 232 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
trleri: Ananas, Armut, Ayva, Ceviz, Dngel
(Mumula), Dut, Elma, Erik, Fndk, Fstk,
Greyfurt, Hindistancevizi, ncir, Kays,
Kestane, Kzlck, Kiraz, Kivi, Mandalina,
Mumula (Dngel), Muz, Nar, Portakal, eftali,
Vine, Zerdali, taneli ~: nar, ~ satan
dkkan: manav, ~ z: ra, usare,
ipe geirilmi meyveler: hevenk, ~
kurusu: ir,
meyve [Far.: miva]: bak. meyva.
mezar [Arp.]: gmt, kabir, lahit,
makber, sin, ~ bana konan ta:
balbal, trbede ~ yeri: hazire,
mermerden oyma ~: lahit,
gsterili ~: mosole,
mezat [Arp.]: akarttrma.
mezbah [Arp.]: kanara, kesimevi,
kesimhane.
mezbaha [Arp.]: kanara, kesimevi,
kesimhane.
mezbele [Arp.]:
meze
1
[Arp.]:
1.)
?
2.)
kartrma.
meze
2
[Far.]: Gda] asl yemekten nce
yenen yiyecekler, ordvr, meza
trleri: Amerikan Salatas (Rus), Antep
Acs, Arnavut Cieri, Fava, Haydari, Sarma,
Tarama, Zeytin Yal Tazefasulye.
Mezopotamya [Yun.: mesos + potamos
> Fra.: mesopotamia]:
1.)
beyn-el-
nehreyn, nehirleraras,
2.)
Irak,
Suriye ve Trkiyede Frat ile Dicle
Nehirleri arasnda kalan antik
yerleim blgesi, Beynelnehreyn,
3.)

Akadlar, Smerler, Asurlular,
babilliler, Elamlar, Hrriler, Mittailer
ve Kaitlerin yaad verimli
blgeler.
mezozoik [Yun.: mesos + zoios + ikos >
Fra.: mesozoique]:
1.)
yaklak 230-265
milyon yl nce yaanm Ortaa,
2.)

dinazor ve kularn ortaya kt a.
mezra [?]: kk yerleim yeri.
mezraa [Arp.]: ekenek.
mezura [Lat.: metiri > tl.: mezurra]:
erit metre.
MHP: Milliyeti Hareket Partisi.
MHrz [Yun.: megas + hertz]:
1.)
nceleri
megasaykl,
2.)
bir milyon Hertzlik
dalga boyu.
MI5 [ng.: Military Investigation]:
1.)

askeri haberalma, askeri istihbarat,
2.)
ngiliz Askeri haberalma Kurumu.
MIG [Rus.]:
1.)
Rus (Mi)koyan &
(G)urevich, uak tasarmclar,
2.)

kk, hzl, manevra yetenei
yksek bir sava jet ua.
mh [Far.: meh, mih]:
1.)
tahta ivi, ivi,
2.)
byk ivi, enser.
mntka [Arp.]:
mrra [?]: bir tr ac kahve.
msr
1
[Arp.: msr]: [Bitkibilim: Zea mays]
tahlgillerden dayankl bir bitki. Dar,
atete kzartlm ~: tme, ~
meyvesi: koan, ~ unu yemei:
mamalisa,
Msr
2
[Apr.: Al Msr]: Msr, Afrikada
bir Arap lkesi, [Egypt], Eski ~da
kent devleti: nom, ~ turnas: ibis,
Osmanlda Msr valisi: hidiv.
msra [?]: [Yazn] dizi, satr.
mzka [tl.: ?]: [Mzik] armonika, ~
takm: bando.
mzmz: sinameki.
mzrab [Arp.]: [Mzik] pena.
mzrak [Arp.]: karg, Mool mzra:
cda, ksa ~: harbe.
miasma [Yun.]: kirlenme, kirlilik.
miat [Arp.]: kullanm sresi.
mica [Lat.]: ekmek krnts, krnt.
micro
1
[Yun.: mikros > B.D.: micro]:
1.)

gzler grlemeyen,
2.)
ok ufak,
minicik.
micro
1
[Yun.: mikros > B.D.: micro]: Bat
Dillerinde micro;
1.)
gzle grlemyen,
2.)
ok ufak, minicik anlamna bir nek.
mio [tl.]: muo, tayfa yama.
Midas [Yun.]: Yunan Mitolojisinde
dokunduu hereyi altna evirme
gc verilen kral.
mide [Arp.]: [Bedenbilim] karn, ~
iltihab: gastrit, ~deki ezinti:
baymak.
midi [Lat.]:
1.)
?
2.)
[Moda] midi.
mignon [Fra.]: kk, ufak.
migrare [Lat.]:
1.)
hareket etmek,
kmldamak, oynamak,
2.)
baka yere
gitmek, getmek,
3.)
bir lkeden
dier lkeye getmek.
migren [Yun.: hemi + kranion > Fra.:
migrene]:
1.)
yarm ba,
2.)
[Tp]
genelde ban bir yannda oluan
youn periyodik baars,
3.)
[Tp]
yarmba ars.
mifer [Arp.]: elik balk, tolga.
mihassa: bak. maa.
mihrace [Far.: mihrag]: raca.
mihrak [Arp.]: odak.
mihrap [Arp.: mihrab]: camide vaizin
oturduu krs.
mihver [Arp.]: eksen.
mika [Lat.: mica > B.D.: mica ]:
1.)
krnt,
2.)
sya dayanml, ince, esnek
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 233 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
tabakalar biiminde kristalize olan bir
mineral,
3.)
evrenpulu.
mikado [Jap.: mi + kado]:
1.)
yceltilmi
kap, babali,
2.)
Japon imparatoru.
Mikhail [br.: ? > Arp.: ?]: bir Trk,
Mslman erkek ad ve Hiristiyan,
[Michael, Michel, Michaella, Mike, Miky,],
mikro
1
[Yun.]: kk.
mikro
2
[Yun.: mikros > Fra.: micro ]:
1.)

gzler grlemeyen,
2.)
ok ufak,
minicik.
mikro
3
[Yun.: mikros > Fra.: micro ]:
Bat Dillerinde micro; kk anlamna
bir nek.
mikrofon [Yun.: mikros + phones > Fra.:
microphone]: [Elektronik] sesi elektrik
sinyallerine dntren bir gere.
mikrokok [Yun.]: [Tp] nokta biiminde
mikrop.
mikron [Yun.: mikros > Fra.: microne]:
bir Metrenin milyonda biri,
[1,00/1,000,000].
mikroorganizma [Yun.: mikros +
organon > Fra.: microorganisma]:
1.)

kck yaratklar,
2.)
bakteri, virs
vb mikroskopik canllar yada sebze
organizmalar.
mikrop [Yun.: mikros + bios > Fra.:
microbe]: [Tp]
1.)
kk yaam,
2.)

virs,~ krc madde: dezenfektan,
~tan arndrma: asepsi, ~tan
arnm: steril.
mikroplu [Yun.: mikros + bios > Fra.:
microbe + lu]: canllara zararl
organizma iren, ~ eriyik: a,
mikroskop [Yun.: mikro + skope > Fra.:
microscobe]:
1.)

2.)
, cam: lamel.
mikroskop [Yun.: mikros + skope > Fra.:
microscope]: kk maddeleri
inceleme gereci.
miktar [Arp.]: adet, say, ~ yetersiz:
kt,
mil
1
[Arp.]:
1.)
metak kalem,
2.)
i,
mihver.
mil
2
: selden geriye kalan kum.
mil
3
[Lati: milia (passum) > Fra.: mile]:
ngiltere ve ABDde kullanlan bir
uzunluk l birimi; 1 mil= ?
milad [Arp.: mld]: bak. milat.
miladi [Arp.: mld]:
1.)
doumla ilgili,
doumsal,
2.)
Milatla ilgili, Hz. sann
doduu ylla ilgli.
milat [Arp.: mld: doum, Hiristiyanlk]:
Hz. sann doduu gn. Gregoryan
Takviminin balangc.
mile [?]: bilye, misket.
milenyum [Lat.: mille + annus > Fra.:
millenium]: binyl.
miles [Lat.]: asker.
milibar [?]: atmosfer l birimi.
miligram [Lat.: mille + Yun.: gramma >
Fra.: milligramme]: litrenin binde biri.
mililitre [Lat.: mille + Yun.: litra > Fra.:
millilitr]: gramn binde biri.
milim [Fra.: ?]:
1.)
santimetrenin onda
biri.
2.)

milis [ Lat.: miles > Fra.: militia]: orduya
1.)
yardmc olan halk gc,
2.)
yedek
askerler.
militan [Lat.: miles > Fra.: militent]:
ateli taraftar.
militarist [Lat.: miles > Fra.: militariste]:
sava siyaset yanls.
militarizm [Lat.: miles > Fra.:
militarisme]: sava siyaset.
milium [Lat.]: akdar.
mille [Lat.]: bin (1,000).
milli [Arp.: mill]: ulusal.
milli [Lat.: mille > B.D.]: Bat Dillerinde
milli-; binde biri (1/1,000) anlamna bir
nek.
milliyeti [Arp. + i]: nasyonel,
ulusalc.
milliyeyi memleket [Arp. > Osm.:
millye-yi memleket]:
1.)
lke ahalisi,
lke halk, lke ulusu,
2.)
Osmanl
Devleti ulusu.
milyon [Lat.: mille > Fra.: million]: bin
kere bin, 1,000,000.
milyoner [Lat.: mille > Fra.: millionaire]:
1.)
milyonlar olan,
2.)
ok zengin.
mimar [Arp.]: yap plan yapan.
Mimar Sinan: ?
mimari [Arp.: mimr]:
1.)
ev tasarm,
2.)
yap tasarm.
mimarlk [Arp. + lk]: yap tasarmyla
ilgili, ~ sluplar: barok.
mimber [Arp.]: camide hutbe yeri.
mimeisthai [Yun.]: sahtesini yapmak,
taklit etmek.
mimeomai [Yun.]: aynsn yapmak,
taklit etmek.
mimik [Yun.: mimos > Fra.: mimique]:
1.)

yz hareketleri,
2.)
bir gsteri sanat.
mimos [Yun.]: yz hareketleri.
mimoza [Yun.: mimos > B.D.: mimosa]:
[Bitkibilim: Mimsa pudica] bir ss bitkisi.
mina: bak. mine.
minare
1
[Arp.: menare,]: [slam] caminin
ezan okunan kulesi, ~nin ezan
okuna blm: erefe.
minare
2
[Lat.]: hayvanlar gtmek,
hayvana binmek.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 234 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
minari [Lat.]: korkutmak, tehdit
etmek, rktmek.
minder [Arp.]: bezden yumuak
oturma altl, yumuak ~: po, puf.
mine [Arp.: mina]:
1.)
kymetli cam
madde,
2.)
saat kadran,
3.)
[M] bir
bayan ad.
minera [Lat.]: maden.
mineral [Lat.: minera > Fra.: mineral]:
1.)

madene ait, madeni, madensel,
2.)

metal cevheri biimde toprakta
bulunan doal inorganik bir madde,
3.)
bitkisel ve hayvansal olmayan
herhangi bir madde.
minere [Lat.]:
1.)
atmak, frlatmak,
ileriye doru atmak, sndrmek,
2.)

dnmek, tasarlamak,
3.)

yanstmak.
Mineroloji [Lat.: minera + Yun.: logia >
Fra.: mineralogie]: madenlerle
ilgilenen bilim dal, Madenbilim.
Minerva [Lat.]: eski Romada akl ve
hikmet tanrs.
mini
1
[Lat.: miniare > B.D.: miniature >
mini]: Bat Dillerinde mini-;
1.)
kk,
ok kk,
2.)
ok ksa anlamna bir
nek.
mini
2
[Lat.: miniare > B.D.: miniature >
mini]: [Moda] mini(etek).
miniare [Lat.]: krmzya boyamak.
minibs [Lat.: miniare > B.D.: miniature >
mini > Fra.: minibusse]: kk otobs.
minik: kk ve sevimli.
minimum
1
[Lat.: minimus > minimum]:
en az.
minimum
2
[Lat.: minimus > minimum >
Fra.: minimum]: en az, en aa.
minister [Lat.]: hizmeti.
ministrare [Lat.]: hizmet etmek.
minitus [Lat.]: kk, minik, ufak.
mink [sv.: maenk > B.D.: mink & minx]:
[Zooloji: Mustela vison] Amerikan
vizonu, vizon, kemirgengillerden bir
krk hayvan,
minkale [Arp.]: [Geometri] iletki.
minmus [Lat.]: enaz.
minnet [Arp.]: gnl borcu.
minnettar [Arp.: minnet + tr]: gnl
borlusu.
minor [Lat.]: daha kk.
mintan [Far.: nimtene > nimtene >
mintan]: [Giyim] yakasz gmlek,
mintha [Yun.]: nane.
minusculus [Lat.]: ufack, minicik,
ufak tefek.
minskl [Lat.: minusculus > Fra.:
minuscule]:
1.)
ufack, minicik,
2.)

kk harf.
minyatr [Lat.: miniare > Fra.:
miniature]:
1.)
krmzya boyama,
2.)

portre biiminde kk resim,
3.)

kk lekli bir model yada kopya.
minyon [Fra.: mignon]:
1.)
kk,
2.)

cici, t pt, kk ve zarif.
mir
1
[Far.]:
1.)
emir, bakan, bey,
2.)

eke, ihtiyar, yal.
Mir
2
[Rus.: mir []]:
1.)
bar, dnya,
2.)
Rus uzay istasyonunun ad.
miralay [Far.]: albay.
mirare [Lat.]: bakmak, izlemek,
seyretmek.
mirari [Lat.]:
1.)
hayran olmak,
2.)

merak etmek.
miras [Arp.]: [Hukuk] brakt, kalt,
tereke.
miras [Arp. + ]: [Hukuk] kalt, varis.
miraslar [Arp. + lar]: verese.
mirat [Far.]:
1.)
ayna, arkas srl cam,
2.)
[M] bir bayan ad.
miri [Arp. > Osm.: mir]: ?.
miri [Arp.: mri]: [Maliye] devlet hazinesi.
mirus [Lat.]: harika, ahane.
mis
1
[Arp.: misk]: gzel koku.
mis
2
[ng.: mis yada Fra.: mes.]: Bat
Dillerinde mis-;
1.)
hatal, kt, yanl,
2.)
deil anlamna bir nek.
misafir [Arp.: misfir []]: konuk.
misafirhane [Arp.: misafir + Far.: hne]:
konukevi.
misal [Arp.: misl []]: misal, rumuz,
sembol, simge, szgelimi, timsal.
miscere [Lat.]: kartrmak.
misein [Yun.]: nefret etmek.
miser [Lat.]: perian, sefil.
miserari [Lat.]: acmak.
misina [tl.: Messina]:
1.)
talya Messina
ipi,
2.)
bu ipten yaplm olan,
3.)

[Balklk] balk avlama ipi, olta ipi.
misk [Arp.: misk > mis]:
1.)
bir tr
ybankeisinden salanan gzel koku,
2.)
gzel koku, rayiha.
miskab [Arp.]: bak. matkap.
misket
1
[Arp.: misk > Lat.: muscus >
Fra.: muscat]:
1.)
bir Fransz kokulu
araplk zm eidi,
2.)
kokulu
meyve.
misket
2
[Fra.: mousquet]:
1.)
bomba ve
arapnellerin iindeki yuvarlak
kurun yada demir,
2.)
bilye, mile.
miskin [Arp.: miskn []]: uyuuk.
Miss [ng.]: evli olmayan bayan,
Matmazel, Miss.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 235 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
mistik [Yun.: mysterion > Fra.: mistique]:
1.)
gizli ayinle ilgili,
2.)
batni,
esrarengiz, gizemli,
3.)
akl ermez,
anlalmaz, garip.
mistizm [Yun.: mysterion > Fra.:
mistisme]: gizemcilik.
Misya [Yun.: Mysia]: Antik zamanlarda
anakkale blgesi.
misyon [Lat.: mittere > B.D.: mission]:
1.)

memuriyet vaye grev gerei bir
yere gnderilen,
2.)
grev, hizmet,
memuriyet, vazife,
3.)
Hiristiyanl
yaymak isteyen Fransz ve Amerikan
misyonerlerinin grev alan.
misyoner [Lat.: mittere > Fra:
missionaire]: Hiristiyanl yaymak
isteyen Fransz ve Amerikan gnll
grevliler.
misyonerlik [Lat.: mittere > Fra:
missionaire + lik]: Hiristiyanl yayma
aba, giriim ve etkinlii.
mit [Yun.: mythos > Fra.: myht]:
1.)
baz
adet ve olgular aklayan geleneksel
yk,
2.)
sylencebilimi,
3.)
herhangi
bir dssel yk, kii yada olay.
mitar [Yun.]: bant, sabant.
mitil [?]: beyaz, kapsz yorgan.
mitojenik [Yun.: ? + ? > Fra.:
mitogenique]: ?
Mitoloji [Yun.: mythos + logia > Fra.:
myhtologie]: efsaneler, esatir,
sylenceler.
mitos [Yun.: mythos > Fra.: myhtos]:
efsane, sylence.
mitos [Yun.]: iplik, lif, tel, tire.
mitoz [Yun.: mitos > Lat.: mitosis > Fra.:
mitose]:
1.)
iplik, lif, tel, tire,
2.)

[Yaambilim] her bir hcre ekirdeinin
tam sayda kromozomlarnn olduu,
bir hcrenin ikiye blnmesi.
mittere [Lat.]: gndermek, yaymak.
mixtus [Lat.]: katma, kartrma,
karm.
miya: bak. myo.
miyalit [Yun.: myelos + itis > Fra.:
myelite]:
1.)
ilik iltihab,
2.)
[Tp]
omurilik iltihab.
miyalji [Yun.: myelos + algos > Fra.:
myalgie]:
1.)
ilik ars,
2.)
[Tp] kas
ars, kasn.
miyo: bak. myo.
miyokardit [Yun.: myelos + kardia + itis
> Fra: myocardite]: [Tp] kalp kas
iltihab.
Miyoloji [Yun.: myelos + logia > Fra:
myologie]: Bedenbiliminin kaslarla
ilgilenen blm, Kasbilim.
miyom [Yun.: myelos + ? > Lati.: myoma
> Fra: myome]: [Tp] adele uru, kas
tmr.
miyop [Yun.: myein + ops > Fra.: myope]:
1.)
gzn kapama,
2.)
[Tp] uza iyi
gremeyen.
mizabe [Arp.]: [Bedenbilim] oluk.
mizac [Arp.]: bak. miza.
miza [Arp.: mizac]: haslet, huy, tabiat.
mizafobi [Yun.: mysa + phobos > Fra.:
mysophobie]:
1.)
kir korkusu,
2.)

[Psikiyatri] temizlik hastas, hstalk
hastas.
mizah [Arp.]: glmece.
mizahnvis [Far.]: esprili, mizahsever,
akac.
mizan
1
[Arp.]:
1.)
arlk, lme, terazi,
2.)
[Saybilim] dorulama, delil, kant,
3.)
[Saymanlk] geici bilano,
4.)
[Mecazi]
adalet, eitlik, mahkeme,
5.)
[Mecazi]
hesap verme, yarglama,
6.)

[Yldzbilim] Terazi Burcu, [Libra].
mizan
2
[Arp.]: Arapada mizan-;
lme, lmleme anlamna bir nek.
mizana [tl.: mizzana]: [Denizcilik]
direkli geminin en gerideki direi.
mizanpaj [Fra.: mise en page]:
[Gazetecilik] sayfa dzeni, sayfa biimi,
sayfa oluturma.
mizansen [Fra.: mise en scne]:
1.)

[Tiyatro] sahneye koyma,
2.)
[Mecazi]
dzmece, uyduruk.
mizar [Arp.: mizar]:
1.)
gizli, kapalk,
sakl,
2.)
kusur, zr.
mizban [Far.]: evsahibi.
mizber [Arp.]: kamkalem, kamtan
kalem.
mizitra [Rum.: ?]: taze peynir.
mizmar [Arp.]:
1.)
[Bedenbilim] nefes
borusu az, glotis,
2.)
[Mzik] bir eit
flt, boru.
mizogami [Yun.: misein + gamos > Fra.:
misogamie]: evlilikten nefret.
mizojin [Yun.: misein + gyne > Fra.:
mysogyne]: kadnlardan nefret eden,
kadnlar sevmeyen.
mizojini [Yun.: misein + gyne > Fra.:
mysogynie]:
1.)
kadnlardan
holanmama,
2.)
[Psikiyatri]
kadnlardan nefret etme.
mizopedi [Yun.: misein + pais > Fra.:
mysopedie]:
1.)
ocuktan
holanmama,
2.)
[Psikiyatri] ocuktan
nefret etme.
mizvac [Arp.]: ok evlenen kadn.
mnasthei [Yun.]: anmsamak,
hatrlamak.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 236 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
mobil
1
[Lat.: movere > ng.: mobil]:
hareketli, seyyar, portatif,
2.)
[M, ng.]
bir petrol firmas markas.
mobil
2
[Lat.: movere > Fra.: mobile]:
1.)

bir ticari marka,
2.)
bir Am an
petrol irketi.
mobile [Lat.: movere > mobile]: dank,
gezgin, hareketli, seyyar.
mobile vulgus [Lat.]: dank,
kalabalk, hareketli kalabalk.
mobilya [tl.: mobilia]: ahaptan evii
gereler, mble.
mod [Lat.: modus]:
1.)
bir davran,
hareket yada olu biimi,
2.)
moda,
geici yenilik.
moda
1
[Lat.: modus > tl.: moda]: geici
yenilik.
Moda
2
[Lat.: modus > tl.: moda]:
stanbulda bir semt.
modaratr [Lat.: moderare > Fra.:
moderateur]:
1.)
toplant bakan,
ynetici,
2.)
arac, uzlatrc.
model [Lat.: modus > Fra.: model]:
1.)

tasarlanan yada mevcut bir nesnenin
kk biimi,
2.)
mostra, rnek,
3.)

manken.
moderare [Lat.]: geri durmak,
snrlamak, tutmak, yasaklamak.
modern [Lat.: modo > B.D.: modern]:
1.)

bugne, yaanlan zaman ait,
2.)
asri,
ada.
modficare [Lat.]: snrlamak.
modicum [Lat.]: az miktarda.
modo [Lat.]: hemen imdi.
modus [Lat.]:
1.)
lm,
2.)
usl, tarz.
modus operandi [Lat.]: hareket tarz,
icra yolu, uygulama biimi.
modus vivendi [Lat.]: geici anlama,
geici uzlama.
modl [Lat.: modus > Fra.: module]:
1.)

ap, mikyas, miyar,
2.)
lm esas,
3.)
uzay gemilerinin her bir blm.
modlasyon [Lat.: modus > Fra.:
modulation]: [Fizik] ses yada grnt
yayn gnderme.
modler [Lat.: modus > Fra.: modulaire]:

1.)
ap, mikyas ve miyarla ilgili,
2.)

lm esasyla ilgili.
Mogan [?]: Ankarada bir gl.
Moha [Mac.: Mohcs]: Macaristana
bal bir yer.
Moha Sava [Battle of Mohcs]:
Osmanl-Macar Sava, 1526.
moher [Arp.: hayyare > muhayyer []
> Fra.: mohaire]:
1.)
Ankara keisi
yn yada tiftik yn,
2.)
bu ynden
dokunmu kuma.
moka [Arp.: moha [] > Fra.: moka]:
1.)

Yemenin Moka, liman kenti,
2.)

burada elde edilen kaliteli kahve
ekrdekleri,
3.)
bir kahve tr.
mola [tl.: mola]: [Spor] dinlenme.
Moldava: Romanyaya bal zerk bir
cumhuriyet, Osmanlda Bodan yada
Budan, [Moldavia].
molekl [Lat.: moles > Fra.: molecule]:
1.)
kle, ktle, para, top, yn,
2.)

[Fizik] tozan, zerre.
molere [Lat.]:
1.)
ekmek, ezmek,
tmek,
2.)
bilemek, gcrdatmak,
srterek parlatmak,
3.)
evirmek,
dndrmek.
moles
1
[Lat.]: kle, ktle, para, top,
yn.
moles
2
[Lat.]: arlk, klfet, yk.
Molibden [Yun.: molybdos > Lat.:
molybdenum > Fra.: molybdene: Mo]:
alamlarda kullanlan, gm renkli,
metalik bir element.
moliri [Lat.]: bina etmek, ina etmek,
yapmak.
molla [Arp.: mevla > Osm.: molla]:
1.)
di
eitimi rencisi,
2.)
Osmanlda
bayarg, eriat yargc.
mollire [Lat.]:
1.)
gevetmek,
mlayimletirmek, yumuatmak,
2.)

teskin etmek, yattrmak,
3.)

mlayimlemek, yatmak,
yumuamak.
mollis [Lat.]: yumuak.
moloz [Rum.: mlos: ]:
1.)
atk,
yararsz
2.)
sert ta,
3.)
yap art, ie
yaramaz toprak malzeme.
molybdos [Yun.: ?]: rehberlik etmek,
ynetmek, ynlendirmek.
moment [Lat.: momentum]: zamann
belirsiz bir sresi.
momentum [Lat.: oulu: momentums &
momenta]:
1.)
akm, hareket, istidat,
kmldanma, meyil,
2.)
[Fizik] hareket
eden cisimlerin ktle ve hzna eit
olan, itme gc.
monari [Yun.: monos + archein > Fra.:
monarchie]:
1.)
tekkii ynetimi,
2.)

krallk, krallk ynetimi.
monde [Lat.]: alem, dnya.
monere [Lat.]: uyarmak.
monitr [Lat.: monere > Fra.: moniteur]:
TV yada bilgisayar ekran..
mono
1
[Lat.]: bir, tek, vahit, yek.
mono
2
[Yun.: monos]: Franszcada
mono; bir, sadece, yalnz, tek anlamna
bir nek.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 237 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
monogami [Yun.: monos + gamos > Fra.:
monogamie]: tekelilik, tekevlilik.
monokl [Yun.: monos + Lat.: oculus >
Fra.: monocle:]:
1.)
tekgz,
2.)
tek
caml gzlk.
monolit [Yun.: nonos + lyhtos > Fra.:
monlythe]:
1.)
tekpara ta, yekpara
ta,
2.)
dikilita, dikit.
monolog [Yun.: monos + legein + logos >
Fra.: monologue]:
1.)
tekkiilik
konuma,
2.)
tek yanl konuma,
3.)

uzun konuma yada sylev.
monopol [Yun.: monos + polein > Fra.:
monopole]: inhisar, tekel.
monos [Yun.]: bekar, tek, yalnz.
monos [Yun.]: bir, tek, yalnz.
monos [Yun.]: tekbana, yalnz.
monosepaj [Fra.: monosepage]: tek
eit zmden salanan arap.
monoteist [Yun.: monos + theos > [?] >
Fra.: monotheiste]: tek tanrc, tek
tanrya inanan.
monoton [Yun.: monos + teinein > [?] >
Fra.: monotone]: tekdze.
mons [Lat.]: da.
Monsenyr [lt.: ?]:
1.)
efendim,
2.)
bir
unvan.
monstrare [Lat.]: gstermek, tehir
etmek.
montaj [Fra.: monter > montage]:
1.)

kurma,
2.)
[Teknik] kurma, kurulum,
yerletirme,
3.)
[Sanayi] paralar bir
araya getirerek retim yapma,
4.)

ekleme, gereinin stne baka ey
ekleme
, 5.)
[Sinema] kurgu.
mor:
1.)
krmz ile mavi renklerin
karm,
2.)
bir renk, ~ tesi:
ultraviole.
Mora
1
[?]: ?
mora
2
[Lat.]: gecikme, rtar, tehir.
moral [Lat.: mos > moral > Fra.: morale]:
1.)
adet, ahlak kural, anane, tre,
2.)

ahlaki, manevi, trel,
3.)
maneviyat.
moralman [Lat.: mos > moral > Fra.:
moralement]: i varlk olarak, manen.
moratoryum [Lat.: mora > moratorium >
Fra.: moratorium]: [Ticaret]
1.)
vadesi
gelmi demelerin yasal olarak ge
denme yetkisi,
2.)
yasal genel iflas.
mordere [Lat.]: srmak, inelemek,
sokmak.
moren [Fra.: moraine]:
1.)
bir buzulda
geriye kalan kaya yada kum ktlsi,
2.)
buzul ta.
mores [Lat.: mos, oulu: mores]:
adetler, ahlak kurallar, gelenekler,
treler.
morfin [Yun.: morpheus > Fra.:
morphine]: [Eczaclk] arlar dindirmek
iin eczaclkta kullanlan ve afyondan
elde edilen bir alkoloid.
Morfoloji [Yun.: morphe + logie > Fra.:
morphologie]:
1.)
biim bilgisi,
2.)

Yaambilimde olduu gibi biim ve
yap bilgisi.
morg [Fra.: morgue]: l saklama yeri.
mori [Lat.]: merhum olmak, lmek,
vefat etmek.
morina [tl.: ?]: bir balk tr.
Mormon: ABDde 1830larda kurulan
Jesus Christ Kilisesinin sonraki-gn
Aizileri Hiristiyan tarikat yesi.
moron [Yun.: moros [?] > Fra.: moron]:
1.)
aklsz, alk, deli, salak,
2.)
[Tp] akli
durumu 8-12 ya aras ocuunkine
denk bir yetikin akl rahatszl.
moros [Yun.]: aklsz, alk, deli, salak.
morphe [Yun.: morph]: biim, form,
ekil.
Morpheus [Yun.]: Yunan Mitolojisinde
ryalar tanrs.
mors
1
[Lat.]: l, mevta, lm, lm.
mors
2
[Fra.: ?]: [Balklk: Odebenus
rosmarus] bir deniz memelisi,
Mors Abecesi:
1.)
Samuel F.B.
Morseun buluu,
2.)
telgrafla yazma
Abecesi.
mors olmak [Halkdili]:
bozulmak.

Morse, Samuel F.B.: 1791-1872
yllar arasnda yaam, telgrafn
bulucusu ABDli.
mort [tl.]: [Argo] lme, lm, vefat.
mortadella [tl.]: talyan sucuk.
mortarium [Arp.]: anak, kase, tas.
morti [tl.]: [Argo] lme, lm, vefat.
morto [tl.]: [Argo] lme, lm, vefat.
mortu [tl.]: [Argo] lme, lm, vefat.
mortuus [Lat.]: l, mevta, lm,
lm.
moruk [Erm.: ?]: [Argo]
1.)
yal adam,
2.)
baba, babalk.
morula [?]: [Biyoloji: ?] blastula.
mos [Lat. oulu: mores]: adet, ahlak
kural, gelenek, tre.
Moskof [Osm.: ?]:
1.)
Moskoval,
2.)
Rus,
Ruslar.
mostra [tl.: ?]:
1.)
model, rmek,
2.)

yalanc rdek.
mostralk [tl. + lk]:
1.)
sat iin deil
gsterme iin konulan,
2.)
kof kii.
motare [Lat.]: belirlemek,
damgalamak, gstermek,
iaretlemek, meydana kartmak.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 238 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
motif [Lat.: movere > Fra.: motive]:
1.)

ana konu,
2.)
bezek, ss.
motiv [Lat.: movere > Fra.: motive]:
gd.
motor [Lat.: movere > Fra.: motor]:
1.)

devimim, hareket reten dzenek,
2.)

iyanmal herhangi bir makine,
3.)

elektrik enerjisini mekanik enerjiye
dndren makine,
4.)
motorbisiklet,
~un ayarlanmas: rodaj, motorlu
tat: araba, ara, binek araba, oto,
otomobil, taksi, tat, vasta, vesait,
motorin [Lat.: ? > Fra.: ?]:
1.)
bir tr
yakt,
2.)
dizel, mazot.
motto [Lat.: ? > tl.: motto]:
1.)
sz,
2.)

bir kiinin, dnce, beklenti yada
amalarn aklayan szler.
Mousa [Yun.]: Yunan Mitolojisinde
yazn, sanat ve bilime bakanlk eden
dokuz tanradan herbirisi.
mousike techne [Yun.]: gzel
sanatlar.
movere [Lat.]:
1.)
hareket etmek,
kmldamak, oynamak,
2.)
baka yere
gitmek, getmek.
mozaik [Lat.: musivus > Fra.: mosaique]:
1.)
artistik, sanatsal,
2.)
hartan
yaplma renkli kk paracklarla
resim yapma,
3.)
bu biimde yaplm
resim,
4.)
evii yapmda kullanlan
kk krlm renkli talar,
5.)
bir tr
tatl.
mozele [Lat.: Mausolus > mouseleum >
Fra.: mousele]:
1.)
antik Anadoluda
yaam Kral Mausolusun grkemli
mezar,
2.)
grkemli, gsterili ve
heybetli mezar.
mble [Fra.: ?]: mobilya.
mn [Lat.: minitus > Fra.: menu]: bak.
men.
Msy [Fra.: mon sieur > messieurs]:
1.)

efendim,
2.)
baym, beyefendi.
MR [ng.: (M)agnetic (R)esonance]:
1.)

Manyetik Rezonans,
2.)
?
mu
1
[Tr.]: Trkede m, -mi, -mu ve
m soru eki.
mu
2
[Far.]: sa, sa teli.
Mu
3
[Fen.: Mem [Mem] > Yun.: [ & -
]]: Yunan Abecesinin 12. harfi, [,
].
muaccel [Arp.]: [Hukuk] hemen
denmesi gereken para.
muacceliyet [Arp.]: [Hukuk] vadesi
gelen bor, hemen denmesi
gereken para
muadil [Arp.]: ayns, benzer, e.
muaf [Arp.]: affedilmi, balanm.
muafiyet [Arp.]:
1.)
affedili,
balan,
2.)
ayrcalk, imyityaz,
kayrma, ykmllkten uzak.
muaflk [Arp. + lk]: affedilme,
balanma, ~ belgesi: paso.
muahede [Arp.]:
1.)
anlama, pakt,
2.)

karlkl olarak anlama,
3.)
karlkl
olarak yemin etme.
muaheze [Arp.]: kantlama, spatlama
ars.
mualim [Arp.]: belleten, hoca,
retmen.
mualla [Arp.]:
1.)
ali, faik, layik, ulu,
mkemmel, ahane, stn, yksek,
2.)
[M] bu anlamlarda bir bayan ad.
muallak [Arp.: muallk]: asl, ortada,
muallim [Arp.: alm > mallim]
1.)
bilme,
belleme, belletme, eitme, renme,
retme,
2.)
belleten, eitmen,
okutman, retmen.
muamele [Arp.: aml]:
1.)
davranma,
etme, eyleme, hareket, yapma,
2.)

anlama, uzlama,
3.)
davranma,
davran,
4.)
[Ticaret] ilem,
5.)
[Ticaret]
i, ticaret.
muamma [Arp.: []]:
1.)
giz, sr,
2.)

bilmece, enigma.
muammer [Arp.]:
1.)
uzun mrl,
uzun yaayan,
2.)
[M] bir erkek ad.
muaraza [Arp.]:
1.)
anlamazlk,
uyumazlk,
2.)
arbede, ekime,
ngar, dala, dv, hengame, hr,
kavga, niza, patrt.
muare [?]: [Dokuma] damal, hareli
kuma.
muasr [Arp.: []:
1.)
ayn yzylda
olan,
2.)
ada, gncel, uygar.
muasr [Arp.]: asri, ada, modern.
muaeret [Arp.]:
1.)
gndelik sosyal
davranlar,
2.)
davran kurallar.
muavenet [Arp.]: dayanma, yardm.
muavin [Arp.: []]: asistan,
yardmc, yaver.
muayene [Arp.]:
1.)
denetleme,
inceleme, soruturma,
2.)
[Tp]
hastalk aratrmas.
muayenehane [Arp. + Far.: hne]: [Tp]
doktorlarn hasta inceleme ofisi.
muayyen [Arp.]:
1.)
belli, belirli,
bilinen, sabit,
2.)
zaman bilinen, ~
gn: [Kadn] ayba kanamas.
muazzam [Arp.]: alamet, iri, kocaman.
muazzez [Arp.]:
1.)
ali, saygdeer,
ulu, yce,
2.)
[M] bir bayan ad.
mucib [Arp.]: bak. mucip.
mucibince [Arp.]: -den dolay,
gereince, gerekesiyle.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 239 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
mucid [Arp.]: bak. mucit.
mucip [Arp.: mucib]: gereke, iti, nden,
saik, sebep.
mucit [Arp.: mucid]: bulan, bulucu,
icat, keifi, ortaya koyucu.
mucize [Arp.: mcize []]: harika,
keramet, artc, tansk.
mucus [Lat.]: balgam, salg, smk.
mucus [Lat.]: ince tabaka.
muo [tl.]: mio, tayfa yama.
mudi [Arp.: mdi]:
1.)
bir konuda
dierine gvenen,
2.)
[Ticaret] banka
mterisi.
mudrik [Arp.: idraktan]: anlayan,
kavrayan.
mufassal [Arp.]: ayrntl, blml,
faslal.
mugalata [Arp.]: lafebelii, konuyu
baka ynlere ekme.
muganni [Arp.]: erkek arkc, antr.
mugayyer [Arp.]: deimi, deien,
deitirilmi.
mugayyr [Arp.]: deitiren konu yada
madde.
Mula [Rum.: Lycaria, Mobolla, Osm.:
Mentee]: [48], Trkiyede bir kent.
mulak [Arp.]:
1.)
belirsiz, bilinmeyen,
kark,
2.)
kilitli, ifreli.
muhabbet [Arp.: shb > mahabbet]:
1.)

arkadalk yapma, yarenlik etme,
yolculuk yapmak,
2.)
konuma,
sylei, yarenlik.
Muhabbet kuu: [Kubilim:
Meleopsittacus undulatus]
muhabbetiei: [Bitkibilim: Reseda
odorata] minyonet.
muhaberat [Arp.: hbr > muhaberenin
oulu]:
1.)
haberlemeler, iletiimler,
2.)
haberleme odas, evrak-kay
odas.
muhabere [Arp.: hbr]:
1.)
haberleme,
iletiim,
2.)
[Askeri] askeri iletiim
birlii.
muhaceret [Arp.: hcr]: gmenlik.
muhacir [Arp.: hbr]: gmen.
muhafaza [Arp.: hfz]: koruma,
saklama.
muhafazakar [Arp.: hfz > Fra.:
muhafazakr, hfzdan]:
1.)
koruyucu,
tutucu,
2.)
kltr ve dzenin taraftar,
3.)
siyasi parti olarak eski dzen ve
kltrn savunucusu.
muhafz [Arp.: hfz]:
1.)
gzeten,
kollayan, koruyan,
2.)
gvenlik
eleman, koruyucu.
muhakeme [Arp.]:
muhakkak [Arp.: ]:
1.)
belli, iyi
bilinen, kesin,
2.)
kesinlikle, phesiz.
muhalefet [Arp.]: kart.
muhallebi [Arp.: mahallebi]: bir tr
tatl.
muhammed [Arp.]:
1.)

2.)
[M] Hz.
Muhammed,
3.)
bir Mslman ve
Trk erkek ad.
Muhammet [Arp.: Muhammed]: bir
Mslman ve Trk erkek ad.
muharebe [Arp.]: harp, sava.
muharebe [Arp.: hrb > muhrebe
[]]: cenk, harp, sava,
vuruma.
muharib [Arp.]: bak. muharip.
muharif [Arp.]: asl deitirilmi,
bozulmu, deitirilmi.
muharip [Arp.: muharib]:
1.)
sava,
savakan,
2.)
karlkl savaan
lkeler.
Muharrem [Arp.]:
1.)
Kameri Takvimde
bir ay ad,
2.)
yasaklanm, yasad,
3.)
gizlice yaplan,
4.)
bir Trk erkek
ad.
muharrer [Arp.]: nominal, yazl.
muharrerat [Arp.: ? > muhrerrt]:
1.)
?
2.)
?,
muharrik [Arp.]:
1.)
hareket eden,
iten,
2.)
kartrc, kkrtc.
muharrir [Arp.]: edip, yazar,
bamuharrir: bayazar.
muhasara [Arp.]: abluka, kuatma,
ihata.
muhatab [Arp.]: bak. muhatab.
muhatap [Arp.: muhatab]:
1.)
kendisine
konuulan,
2.)
[Dilbilgisi] ikinci kii,
3.)

[Ticaret] eken, sahip, tayan.
muhtedi [Arp.]:
1.)
?
2.)
din deitiren,
dnme.
muhayyel [Arp.]: hayali, varsaymsal.
muhayyer
1
[Arp.: ]:
1.)
seme
hakk olan,
2.)
[Hukuk] opsiyonel,
semeli, tercihli,
3.)
[Ticaret] onay
zerine (mal sat),
4.)
en
kdemlilerden birisi,
5.)
[Mzik] Trk
Mziinde bir makam.
muhayyer
2
[Arp.: hayyare > muhayyer
> mukhayyar [] > Fra.: mohaire]:
1.)

baa giyilen bir tr Arap apkas,
2.)

Ankara keisi yn yada tiftik yn,
3.)
bu ynden dokunmu kuma,
4.)

muhayyer, moher.
muhayyile [Arp.]: imgelem.
muhib [Arp.]: bak. muhip.
muhip [Arp.: muhib]: holanan, seven.
muhrib [Arp.]: bak. muhrip.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 240 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
muhrip [Arp.: muhrib]:
1.)
yokeden,
yokedici,
2.)
[Deniz Kuvvetleri] destroyer.
muhsin [Arp.]:
1.)
hayr sahibi,
iyilikeden, iyilik sever,
2.)
[M] bir
erkek ad.
muhsine [Arp.]:
1.)
hayr sahibi,
iyilikeden, iyilik sever,
2.)
[M] bir
bayan ad.
muhtac [Arp.]: bak. muhta.
muhta [Arp.: muhtac]:
1.)
ihtiya
sahibi,
2.)
fakir, paarsz, yoksul.
muhtar
1
[Arp.]:
1.)
seilen, seilmi,
2.)

bamsz, federe, otonom.
muhtar
2
[Arp.]:
1.)
bir kyn en
yals, sayg duyulan yal kii,
2.)

mahalle ve ky yneticisi.
muhtelif [Arp.]: karma.
muhtelit [Arp.]: [Kimya] karm.
muhtemel [Arp.]: olas.
muhtemelen [Arp.]: olaslkla.
muhterem [Arp.]:
1.)
saygdeer,
2.)

[M] bir erkek ad.
muhteris [Arp.]: agzl.
muhteriz [Arp.]: ekingen.
muhteem [Arp.]: gsterili, ihtiaml,
muazzam.
muhteva [Arp.]: ierik, kapsam.
muhteviyat [Arp.: muhteviyt
[]]: iindekiler, kapsamlar.
muhtra [Arp.]:
1.)
ciddi uyar,
2.)

diplomatik nota.
muhtra [Arp.]: memorandum, uyar.
mukabele [Arp.: kbl]:
1.)
kar olma,
karlk verme, karlama, yzyze
gelme, ztlama,
2.)
aynsyla
karlama, karlk verme, karlk,
3.)

kardurma,
4.)
toplu biimde Kuran
okuma.
mukaddes [Arp.: ]: kutsal.
mukataa [Arp.: ? > Osm.]: ?.
mukavele [Arp.: kvl > mukavele
[]]: ahit, akit, anlama,
antlama, antant, pakt, szleme.
mukavemet [Arp.]:
1.)
direni, kar
koyma,
2.)
diren.
mukavva [Arp.]: karton.
mukayese [Arp.]: karlatrma,
kyaslama.
mukoza [Lat.: mucus > Fra.: mucousa]:
[Tp]
1.)
baz organlarn iyzeyini
kaplayan salgl zar,
2.)
smkdoku.
mulcere [Lat.]: vurmak.
mulgere [Lat.]:
1.)
stn samak, st
samak,
2.)
samak.
mulleus [Lat.]: krmz ayakkab.
mullus [Lat.]: dubar bal.
multi [Lat.: multus > B.D.]: Bat
Dillerinde multi-;
1.)
ok olan,
2.)
ikiden
fazla olan ve
3.)
ok defa, ok kerre
anlamna bir nek.
multo [Lat.]: koyun.
multus [Lat.]: ok.
mulus [Lat.]: katr.
mum [Far.]: [Fizik]
1.)
bir aydnlatma
arac,
2.)
era, ra, kandela, em,
3.)
bir l birimi.
mumeneat [Arp. > Osm.]: ?.
mumya [Arp.: mumiya: ]:
1.)
ly
mumlama,
2.)
cesedi mumlanm.
mundar [Halkdili]: bak. murdar.
munia [Lat.]: grevler, ilevler,
devler.
municeps [Lat.]: zgr bir kyde
mukim olanalr, oturranlar,
yerleikler.
munire [Lat.]: glendirmek,
kuvetlendirmek.
munis [Arp.]:
1.)
arkadaca, dost,
1.)

uysal.
muntazam [Arp.: ]: dzenli,
dzgn.
muntazaman [Arp.]: dzenli olarak.
munus [Lat.]: armaan, hediye.
murabaha [Arp.]: faizle para verme.
murabahac [Arp. + c]: tefeci.
murabba [Arp.: ]:
1.)
drtl, kk,
karekk,
2.)
[Matematik] kare,
3.)
[iir]
drt satrlk bir iir tr, drdl,
quatren.
murad [Arp.]: bak. murat.
murahhas [Arp.]:
1.)
eli, delege,
murahhas, mmessil, temsilci.,
2.)

[Ticaret] murahhas heyeti: ynetim
kurulu.
murakabe [Arp.: murkaba]: deneme,
denetim, kontrol, test, ~ etmek:
denemek. kontrol etmek, test etmek.
murakp [Arp.: murkb]: deneti.
murat [Arp.: murad]:
1.)
arzu, dilek,
heves, istek, evk,
2.)
[M] bir erkek
ad.
murdar [Far.: mr + dar > mrdr]:
1.)

ceset, l, l beden,
2.)
kirli, pis,
3.)

cenabet,
4.)
[slam] dini kurallaar gre
kesilmemi hayvan.
murmur [Lat.]: alak perdede,
tekrarlanan bir ses, mrldanma.
murtaza [Arp.: mrtaza]:
1.)
beenilen,
holanlan kii, sevilen kii,
2.)
[M] bir
erkek ad.
murus [Lat.]: duvar.
mus [Lat.]: fare.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 241 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Musa [br.: ? > Arp.: ?]:
1.)
Nuh
Peygamber,
2.)
Musevilerin
peygamberi, [Moussa, Moses, Moe].
musabk [Arp.]: yarmac.
musaddak [Arp.: ?]:
1.)
?,
2.)
?.
musalla [Arp.: slt]:
1.)
cenaze namaz
klma yeri,
2.)
namazgah.
musallat [Arp.]: satama, tebelle.
musarrah [Arp.: ?]:
1.)
?,
2.)
?.
muscus [Lat.]: misk.
musivus [Lat.]: artistik, sanatsal.
muska [?]: hamayli.
muslin [Arp.: musl > Fra.: mousseline]:
1.)
Irak, Musul kenti adndan,
2.)
bir
tr kuma.
musluk [Arp.: maslak]: eme, kurna.
muson [Arp.: mevsim [] > mausim >
B.D.: monsoon]: [Evrenbilim] mevsime
gre yn deitiren rzgar, ~
rzgarlar: [Evrenbilim] mevsim
rzgarlar, ~ yamurlar: [Evrenbilim]
mevsim yamurlar.
mustafa [Arp.]:
1.)
eli, seilmi kii,
2.)

[M] Mslmanlarn peygamberi Hz.
Muhammed Mustafa,
3.)
[M] bir
Mslman ve Trk erkek ad.
musum [Lat.]: kpek yada atn ene
ve dileri.
Mu [br. > Arp.: Mua, Muet]: [49],
Trkiyede bir kent.
muamba [Arp.: muemma]:
1.)
yal
ipek, mumlu bez, yal kuma,
2.)

plastik kuma,
3.)
su geirmez
yamurluk.
mumula [Rum.: ?]: [Bitkibilim: Mespilus
germanica] bebyk, dngel.
mutu [Far.: mjde > Osm.]: br, iyi
haber, mjde, sava,
mut
1
[Halkdili]:
1.)
baht, felek, kader,
ksmet, kut, ans, talih, takdir, uur,
2.)

Mut
2
[?]: Trkiyede bir yerleim yeri
ad.
muta
1
[Arp.: muta, muta]:
1.)
ana e,
data, done, veri,
2.)
armaan,
hediye.
muta
2
[Arp.]: uyulan.
muta
3
[Arp.]:
1.)
ayan kaydran,
2.)

delilie yolaan.
mutaassp [Arp.: mutaassb]: banaz,
fanatik.
mutabakat [Arp.]:
1.)
karlkl
2.)

anlamma uzlama.
mutabk [Arp.]:
1.)
anlalr, kabuledilir,
2.)
anlaan, uzlaan,
3.)

ayndncede olan, ayn fikirde
olan.
mutad [Arp.]: bak. mutat.
mutaf [Arp.: mataf > Osm.]: kei
klndan yn torba.
mutaf [Arp.: mataf > Osm. + ]:
1.)

kei klndan yn torba eten,
2.)
bu
rn satan dkkan.
mutare [Lat.]: deimek, deitirmek.
mutasarrf [Arp.: srf > mutasarrf >
Osm.]:
1.)
?
2.)
tasarruf eden, yetki
sahibi,
3.)
Osmanlda bugn
Belediye Bakan ile Vali arasnda bir
makam,
4.)
bugnk ynetim
anlaylna gre, vali.
mutassb [Arp.]: bak. mutaassp.
mutasyon [Lat.: mutare > Fra.:
mutation]:
1.)
biim yada yapda bir
deiim,
2.)
[Yaambilim] bitki yada
hayvanlarn rsi yaplarnda ani
deiimler.
mutat [Arp.: mutd]: allm.
muteber [Arp.: muteber]:
1.)
geerli,
2.)
saygn, ~ tutmak: itibar etmek,
kadrini bilmek, kymetini bilmek,
saymak, takdir etmek.
mutedil [Arp.: ]: lml, lman.
mutemed [Arp.]: bak. mutemet.
mutemet [Arp.: mtemed]:
1.)

gvenilen,
2.)
para ileri verilen kii.
mutena [Arp.: mutena - mtena]: asil,
elit, mutena, mmtaz, soylu, sekil,
sekin.
mutilus [Lat.]: sakatlanm.
mutlu:
1.)
bahtiyar, iftiharl, kvanl,
vnl,
2.)
[M] bir erkek ad, [Felix].
mutsuz:
1.)
iftiharsz, kvansz,
vnsz,
2.)
kt durumda olan,
zavall.
mutus [Lat.]: konumayan, sessiz,
suskun.
muvaffakyet [Arp.: muvaffakyyet
[]]: baar, baarl sonu.
muvaffakyetsizlik [Arp. + sizlik]:
baarszlk, baarsz sonu, bozgun,
fiyasko, hezimet, yenilgi.
muvafk [Arp.: ? > muvfk]:
1.)
?,
2.)

deer, reva, uygun, yakr, yarar.
muvakkat [Arp.: ?]: ereti, geici, ksa
sreli.
muvaah [Arp.]:
1.)
bir iirin
dizelerinin birinci harfleriyle yaplan
ilginlik,
2.)
akrosti, tevih.
muvazene [Arp.]: balans, denge.
muy [Far.: mu > muy]: bak. mu
2
.
muz [Arp.: mevz]: bir tr meyve.
muzaffer [Arp.]:
1.)
baarl, kazanan,
2.)
[M] bir erkek ad [Utku].
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 242 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
mbalaa [Arp.: mbalg []]:
abartma.
mbarezddin [Arp.: > Osm.: mbarez
d din ]: i.t., dinin kahraman, slamn
kahraman.
mbbet [Arp.]: s., mrboyu.
mberra [Arp.: ?]:
1.)
?
2.)
[M] bu
anlamda bir bayan ad.
mcadele [Arp.: ]:
1.)
aba,
ura,
2.)
savam.
mcahit [Arp.]:
1.)
alperen,
2.)
[M] bir
erkek ad [Mcahit].
mcevher [Arp.]:
1.)
deerli talarla
sslenmi,
2.)
deerli ~ kutusu:
mahfaza.
mcerred [Arp.: ? > []]:
1.)
izole
edilmi, soyutlanm, yaltlm,
2.)

soyut, yaln.
mdafaa [Arp.: mdfaa []]:
defans, koruma, savunma.
mdafi [Arp.]: savunucu.
mdahale [Arp.: mdhale []]:
1.)

araya girme, karma,
2.)
girme,
karma.
mdahil [Arp.]: araya giren, karan.
mdded [Arp.]: bak. mddet.
mddet [Arp.: mdded []]: sre.
messese [Arp.: ]: enstit,
kurum, kurulu.
mezzin [Arp.]: ezan okuyan.
mge [Arp.]:
1.)
[Bitkibilim: ?] inci iei,
2.)
[M] inci iei anlamna bir bayan
ad.
mhim [Arp.: ]: nemli.
mhlet [Arp.]:
1.)
eksre, mehil, nel,
sre, vade,
2.)
zaman, vakit.
mhr [Arp.: mhr]: damga, kae.
mjde [Far.]:
1.)
br, iyi haber,
mutu, sava,
2.)
[M] br, iyi haber,
mutu, sava anlamna bir bayan ad.
mkafat [Arp.]: dl.
mkellef [Arp.]:
1.)
ykml,
2.)
harika,
ok ahane,
3.)
[Maliye] vergi veren,
vergi ykmls.
mkemmel [Arp.]:
1.)
ali, faik, mualla,
oflaz,ahane, ulu, stn, yksek,
2.)

berkemal.
mkerrem [Arp.]:
1.)

2.)
saygn, erefli,
[M] bir erkek ad.
mkerrer [Arp.]: tekrarlanan, iki kez,
bis.
mktesebat [Arp.: ? > mktesebt]: .i.,
1.)
?
2.)
edinilmi olanlar, kazanlm
olanlar, mktesebatlar.
mktesep [Arp.: ? > mkteseb]:
edinilmi, kazanlm.
mlakat [Arp.: ? > mlkat]: rporaj,
sylei.
mlayim [Arp.: ? >]: yumuak bal.
mlayimlemek: yatmak,
yumuamak.
Mlayimletirmek [Arp. + letirmek]:
gevetmek, yumuatmak,
mlk [Arp.: ? >]: tanmaz, gelir
getiren ~: akar.
mlteci [Arp.: ? >]: snmac.
mmessil [Arp.: ? >]: temsilci.
mmin [Arp.: ? > ]:
1.)
inanl,
inanan,
2.)
[M] inanl, inanan
analmnda bir erkek ad.
mmtaz [Arp.: ? > mmtz]:
1.)
asil,
elit, mutena, sekin, soylu,
2.)
[M]
asil, elit, mutena, sekin, soylu
anlamna bir erkek ad, [Sekin].
mnafk [Arp.: ? > mnfk]: arabozucu,
blc.
mnakaa [Arp.: ? >]:
1.)
?
2.)
tartma.
mnasebet [Arp.: nsb > mnsebet
[]]: 1.)
a.)
ayn soydan olma,
yaknl olma,
b.)
ait olma, bal
olma, ilgili olma,
2.)
alveri, ba,
balant, ilgi, iliki, rabta, temas.
mnazara [Arp.: nzr > mnzara]:
1.)

a.)

bakma, grme,
b.)
alakalanma,
ilgilenme,
c.)
karlkl grn
aklama, dnce alverii yapma,
2.)
akoturum, filir alverii,
tartma.
mnbit [Arp.: ? >]: bereketli, verimli,
yaratc.
mneccim [Arp.: ? >]: astrolog.
mnevver [Arp.: ? >]:
1.)
aydn,
entelektel,
2.)
[M] aydn, entelektel
anlamna bir bayan ad, karl
[Aydn] bir erkek ad.
mptela [Arp.: ? > mbtel]:
1.)

alkanlk,
2.)
ak, vurgun,
3.)
kt
alkanlk,
4.)
baml.
mracaat [Arp.: ? > []]:
1.)

bavurma, bavuru,
2.)
(otel vb)
kabul, resepsiyon.
mrdesenk [Far.: mrdeseng]: [Kimya]
doal kurun oksidi.
mrekkeb [Arp.]: bak. mrekkep.
mrekkep [Arp.: ? > mrekkeb]:
1.)

karm, terkip,
2.)
birleik, birlemi,
3.)
tkenmez ve dolmak kalemlerde
yada yaz yazma ilerinde kullanlan
renkli yaz svs, mrekkebi
kurutma mumu: rih, ~ bal:
kalamar.
mren
1
[zTr.]: rmak, nehir.
Mren
2
[zTr.]: ?
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 243 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
mren
3
[Far.: murne]: [Balklk:
Muraena helena] ylan bal.
Mren
4
: Antalya, Elmalya bal bir
ky.
Mren, Zeki: Antalya, Elmal, Mren
Ky asll, Bursa kentindne yetime
nl bir ses sanats.
mrettebat [Arp.: ? >]: taife.
mrtekib-i nevahi [Arp. > Osm.]: i.t.,
su ileri.
mrr [Arp.: ? >]: am, ama, geme,
[mrr- zaman: zaman am],
mrr nizam [Arp. > Osm.]: ?.
msabaka [Arp.: ? > msbaka
[]]: karlama, yarma.
msade [Arp.: ? > msede]:
1.)
?
2.)

icazet, izin, lisans, permi, ruhsat.
msamaa [Arp.: msama]: bak.
msamaha.
msamaha [Arp.: ? > []]:
hogr, tolerans.
msavat [Arp.: ? >]: denklik, eitlik.
msavi [Arp.: ? >]: denk, eit.
msbet: bak. mspet.
msellem [Arp.: ? > Osm.]: ?.
mselles [Arp.: ? >]:
1.)
keli,
2.)

[Geometri] gen.
mspet [Arp.: ? > msbet]: olumlu,
pozitif.
mstahak [Arp.: ? >]: reva, uygun, ~
olmak: haketmek, layk olmak.
mstahzar [Arp.: ? >]:
1.)
preparat, her
tr hazr ila, hazr ilalar,
2.)
istek
zerine nceden hazrlanm ilalar.
mstear [Arp.: ? >]:
1.)
lakap, takma
ad,
2.)
edip, mellif yada yazaralrn
kullan dklar takma ad..
mstebid [Arp.]: bak. mstepit.
mstehak [Arp.: ? >]: deerli, reva.
mstehcen [Arp.: ? > ]:
aksak, porno, uygunsuz.
mstehzi [Arp.]: s., alay edici, alayl.
mstepit [Arp.: ? > mstebid]: baskc,
despot, tiran.
mstesna [Arp.: ? >]:
1.)
ayrk,
kurald,
2.)
[M] ayrk, kurald
anlamna bir bayan ad.
mstevi [Arp.: ? > ]: dzlem.
msvedde [Arp.: ? > ]:
1.)
geici,
karalama, taslak,
2.)
[argo] aalk,
deersiz.
mahhas [Arp.: ? >]:
1.)
?,
2.)
elle
tutulur, somut, tanmlanabilen,
merref [Arp.: ? >]:
1.)

2.)
[M] bir Trk
bayan ad,
3.)
[M] bir Mslman erkek
ad.
mir [Arp.: ? > mr]: [Askeri] mareal.
mkl [Arp.: ? > []]:
1.)
cebir,
etin, zor, zorlay,
2.)
glk, zorluk.
mteri [Arp.: ? >]:
1.)
?
2.)
[Ekonomi]
alc.
mtala [Arp.: ? > mtlaa []]:
deerlendirme, gr.
mtareke [Arp.: ? > ]: silah
brakma, silahlar teslim etme.
mteaddi [Arp.: ? >]: [Dilbilgisi] Ettirgen
[Causative].
mteaddid [Arp.: ? >]: ok kez, ou
defa, sksk, saysz.
mteahhit [Arp.: ? >]: [Yap] yklenici.
mteallik [Arp.: ? >]: alakadar, alakal,
ilgili.
mtecaviz [Arp.: ? >]: dmanca,
dmanlk gsteren, saldrgan.
mteessir [Arp.: ? >]: acl, dertli,
elemli, kederli, zntl.
mteferrik [Arp.: ? > ]:
1.)

blmlenmi, paralanm,
2.)

dank.
mtehasss [Arp.: ? > ]:
bilirkii, ehil, eksper, ibilir,
kompetan, selahiyetli, uzman, yetkili.
mtehavvil [Arp.: ? >]: s., deiici,
deiken kararasz.
mtereddit [Arp.: ? >]: ikircikli,
kararsz.
mtesellim [Arp. > Osm.]: ?.
mtevazi [Arp.]: gsterisiz, sade,
sradan.
mttefik [Arp.]:
1.)
anlam, uzlam,
2.)
gbirlii yapan taraflar.
mvazi [Arp.]: kout, paralel.
mze [Yun.: mousa > Fra.: muse]:
1.)

sanat, ayzn ve bilimle ilgili olarak,
2.)

sanat sergisi,
3.)
sanat, yazn ve
bilimsel ok deerli eserlerin
sergilednii byk yaplar.
mzeyyen [Arp.]:
1.)
sslenmi, ssl,
tezyin edilmi, [M] bu anlamda bir
bayan ad.
mzik [Yun.: mousike techne > Fra.:
musique]:
1.)
gzel sanatlar,
2.)
alg,
tn, ~ trleri: Caz, Resital, ~li
gsteri tr: bale, ~te kaln ses:
bemol, bas sesli klarnet:
basklarnet, bir ~ eseri eidi:
sonat, bir tr org: laterna, cana
yakn ~: amabile, cokulu ~:
agitato, ok sesli ~: koro, en kaln
erkek sesi: bas, basso, iki sesli ~:
duo, kadnda en ince ses: soprano,
Klasik Trk Mziinde
Makamlar: Acem Krdi, Araban, Arazbar,
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 244 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Bayati, Bostan, Irazbar, Mahur, Saa, Sakil,
Sazkar, Semai, ehnaz, Suzinak, Uak,
Yegah, kutsal ~: oratoryo, orkestra
efi: maestro, tek sesli ~: solo, bir
trk tr: perev.
mzikal [Yun.: mousike techne > Fra.:
musicale]: mzikli film.
mzmin [Arp.: zmn > ]:
1.)

srme,
zaman
, 2.)
abuk gemeyen, kronik,
sreen, tekrarlayan.
myelos [Yun.]:
1.)
ilik,
2.)
adele, kas.
myo [Yun.: myelos > B.D.: myo]: Bat
Dillerinde myo; adela, kas anlamna
bir nek.
mysterion [Yun.]: gizli ayin.
mythos [Yun.]: efsane, sylence.
myxa [Lat.]: mum ipi, mum fitili.
========== N =========
N
1
: Trk becesinin . harfi.
N
2
[tl.: Enne]: talyan Abecesinin 12.
harfi, [N, n].
na
1
: ite, ite burada, ite orada!
na
3
[Far.: n]: Farsada n; konum,
mahal, mevki, yer [tengn: darack yer]
anlamna bir sonek.
na
2
[Far.: n]: Farsada na-;
1.)

olumsuz, [nho: ekimsi],
2.)
-sz, -siz, -
suz, -sz [nbekr: isiz] anlam getiren
bir onek.
naam
1
[Arp.]: evet!, doru!.
naam
2
[Arp.]: (deve & koyun) evcil
hayvanlar, yerel hayvanlar.
naam
2
[Arp.]: [Hayvanbilim: Sturthio
camelus] devekuu.
naa [Arp.]: [Tp] cansz, cenaze,
merhum, mevta, l, l beden,
vefat etmi.
naat [Arp.]: nitelik vme,
nabekar [Far.: n + bekr]: avare,
azade, aylak, atl, babo, bo,
haylaz, hayta, isiz, serseri, tembel.
nacak: balta.
nacre [Arp.: nakkrah > Far.: nakare >
Osm.: nakkare > B.D.: nacre]: sedef.
nadan [Far.: n + dn]:
1.)
bilgisiz,
cahil,
2.)
kaba, kt.
nadas:
1.)
topra ekmeden
zararllardan temizleme,
2.)
bir
sonraki ekime brakma, topra
dinlendirme.
nadir
1
[Arp.: ndir]:
1.)
az bulunur,
ender, turfa,
2.)
[N] bu anlamda bir
erkek ad.
nadir
2
[Arp.: nazir > nadir > B.D.: nadir]:
1.)
dier, kar, kar taraf,
2.)

[Yldzbilim] ayakucu,
3.)
en u yan.
nadiren [Arp.: ndiren]: arasra, seyrek.
naein:
1.)
Yunan ve Roma
Mitolojisinde nehir ve sularda
yaayan periler,
2.)
su perisi.
naevus [Lat.]: ben, doum iareti.
nafaka [Arp.]: geimlik.
nafi [Arp.: nfi]:
1.)
faydal, yararl,
2.)

[N] faydal, yararl anlamnma bir
erkek ad.
nafile [Arp.: nfl > nfile]:
1.)
arsn,
fazlasn yapma,
2.)
bouna.
nafta
1
: [Tekstil] sert, ipekli kuma.
nafta
2
[Far.: neft > B.D.: naphta]:
1.)

petrol, neft,
2.)
[Kimya] ziftten elde
edilen, yakt ve zc oalark
kullanlan, beyaz renkli kristalin
hidrokarbon.
NAFTA
3
[ng.]: (N)orth (A)tlantic (F)ree
(T)rade (O)rganisation]: Kuzey Atlantik
Serbest Ticaret Birlii.
naftalin [Far.: neft > B.D.: naphtaline]:
1.)

petrol, neft,
2.)
[Kimya] ?.
name [Arp.: nm > ]:
1.)
alak
sesle mzie elik etme,
2.)
ezgi,
makam, melodi, terane.
nahiye [Arp.]: bucak, ilelerin
blmlerinden biri.
naib [Arp.: nib]: bak. naip.
naip [Arp.: nib]: padiah vekili.
naiplik [Arp.: nib + lik]: niyabet.
nakarad [Arp.]: bak. nakarat.
nakarat [Arp.: nakarad]: [Mzik]
1.)

tekrarlama,
2.)
arkda tekrar, bis.
nakavat [ng.: knock-out]: boksta
yenilgi.
nakdi [Arp.: nakd]: [Ekonomi] akasal,
mali, parasal.
naks [Arp.: nks]: az, eksik.
nak [Arp.: nak]:
1.)
ileme,
2.)
bezek,
ss,
3.)
desen, motif, rnek, ~ iplii
yuma: kuka.
nak [Arp.: nak > nak]: bezeki,
nak, sslemeci.
naki [Arp.: nki]:
1.)
yararl,
2.)
[N] bir
erkek ad.
nakid [Arp.]: bak. nakit.
nakil [Arp.: nakl]: aktarma, gnderme,
tama.
nakit [Arp.: nakid]: [Ekonomi] ake, para.
nakkare [Arp.: nakkrah > Far.: nakare >
Osm.: nakkare]:
1.)
davul, ks,
2.)

[Mzik] mehterhane ks.
nakka [Arp.: nak > nakk]: bezeki,
nak, sslemeci.
nakl [Arp.]: bak. nakil.
nakletme [Arp.: + etme]: aktarma,
iletme, gnderme.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 245 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
nakletmek [Arp.: nakl + etmek]:
aktarmak, iletmek, gndermek.
nakliye [Arp.]: sped, spedisyon,
tamaclk, transport.
nak [Arp.]: bak. nak.
nal [Arp.]:
1.)
ayakkab taban, sandal,
2.)
ykhayvan trnak demiri.
nal [Arp.]: yk canls ayakakbs, ~
deitirme ilemi: kayar.
nala [zTr.]:
1.)
ku yada hayvan
yavrusu,
2.)
kk ocuk.
nalan [Far.: nlan]:
1.)
alayan, inleyen,
2.)
[N] alayan, inleyen anlamna bir
bayan ad.
nalbant [Arp.: nal + Far.: bend > Far.:
nalbenf]:
1.)
nal balayan,
2.)
at, eek,
katr benzeri hayvanlara nal takan,
nalc.
nalbur [Arp.: nal + Far.: ber > Far.:
nalber]:
1.)
nal satan, nal dkkan,
2.)

yap malzemeleri satan dkkan.
nala [Far.]: ayakakb demiri.
nale [Far.: nle]: alama, inleme.
naln [Arp.: naleyn > Osm.: naln]:
1.)
bir
ift ayakkab,
2.)
aatan terlik,
3.)

aptes alrken kullanlan aaterlik,
takunya.
nam [Fra.: nm]: ad, isim, r, an.
namaz [Far.: nemaz]:
1.)
boyuneme,
kulluk etme,
2.)
[Din] ibadet, salat,
tapnma.
namazgah [Far.: namaz + gh >
namazgh]:
1.)
cenaze namaz klma
yeri,
2.)
musalla.
namazlk [Far. + lk]: seccade.
namdar [Far.: nm + dr > nmdr]:
1.)

mehur, naml, nl,
2.)
[N] erkek
ad, [Mehur],
name [Far.: nme []]:
1.)
buyruk,
ferman, mektup, resmi yaz,
2.)
ezgi,
makam, melodi, terane.
namerd [Far.]: bak.namert.
namert [Far.: n + merd > nmerd]:
ekingen, korkak, kre, rkek.
naml
1
[Far. + l]: mehur, namdar,
nl.
naml
2
[tl.: ? namelli]:
1.)
topun az,
2.)
klcn keskin blm.
namlu [tl.: ? namelli]:
1.)
silahn mermi
kan az blm,
2.)
silahn bir
paras.
namus [Arp.: nmus]: ar, rz, iffet.
namuslu [Arp. + lu]: arl, iffetli.
namussuz [Arp. + suz]: arsz, iffetsiz.
namzet [Arp.]: aday.
nan [Far.: nn]: ekmek, nimet.
nane [Arp.: nana > nne]: [Bitkibilim:
Mentha piperita] kokulu bir bitki, ~
kokusu: mentol, mentoll, naneli.
nanemolla [Arp.: nana > nne + molla]:
dayanksz kimse,
nankr [Arp.]: iyilikbilmez.
napalm [Fra.]:
1.)
Na(phtene)palm(itate),
2.)
[Kimya] gazolinden elde edilen,
alev silah ve yangn bombasnda
kullanlan jle benzeri madde,
3.)

yangn bombas.
nar
1
[Arp.: nr]: ate, fer, od, [nar-
cehennenem: cehennem atei].
nar
2
[Arp.: nr > Far.]: [Bitkibilim: Punica
granatum] bir taneli meyve.
nara [Arp.: nre > nra]: avaz,
haykrma, yksek ses.
Narcissus:
1.)
Roma ve Yunan
Mitolojisinde, suda kendi
yansamsn grp, ona ak olan ve
Narsisleen gen,
2.)
kendi kendisine
hayran olma,
3.)
nergis iei.
nardenk [Far.: nr + deng > nrdenk]:
1.)

iecek,
2.)
nar, kzlck ve erik urubu.
narenciye [Far.: nreng > Arp.:
nrengiyye > Osm.]:
1.)
portakal,
turun,
2.)
turungiller.
nareng [Far.: nreng]: portakal, turun.
narin [Far.: nrin]:
1.)
elegan, ince,
nazik,
2.)
ince yapl.
narke [Yun.: ?]: duygsuz, hissizlik,
uyuukluk.
narkotik [Yun.: narke + ikos > narktiks
[?] > Fra.: narcotique]: uyuturucuyla
ilgili.
narkoz Yun.: narke + osis > [] > Lat.:
narcosis > Fra.: narcose:
1.)
hissizlik
durumu, uyuukluk hali,
2.)
[Tp]
yapay uyku durumu.
narrare [Lat.]: anlatmak, aktarmak.
nasal [Lat.: nasus]: [Tp] burunla ilgili.
nasci [Lat.: (g)nasci]: domak, dnyaya
gelmek.
nasr
1
[Arp.: nasur]: [Tp] fistl,
kalnlam deri.
nasr
2
[Arp.: nsr > nsr]:
1.)

destekleme, yardm etme,
2.)
yardm
eden, yardmc,
3.)
asistan, muavin,
yaver,
4.)
[N] bu anlamda bir erkek
ad,
5.)
[N] Cemal Abdl Nasr.
Nasra [Arp.]:
1.)
?,
2.)
Hz. sann
doduu kabul edilen kent,
[Nazareth].
nasib [Arp.]: bak. nasip.
nasihat [Arp.: nsh > nashat []]: i.,
1.)
t verme,
2.)
t.
nasip [Arp.: nasib]: gnlk kazan.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 246 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
nasopharynx: ?
Nasrani [Arp.: nasrn]: [Hiristiyanlk]
1.)

Nasral, Hz. sa,
2.)
Nasral,
Hiristiyan, sevi,
nasus [Lat.]: burun.
nasyonel [Lat.: natus > Fra.: nationale]:
1.)
domu, domu olan, bir eyrde
domu olan,
2.)
milliyeti, ulusalc.
nair [Arp.: nr > nir]:
1.)
basmc,
yaync,
2.)
datan.
natamam [Far. n + Arp.: tamam]:
bitmemi, eksik, tamamlanmam,
nates [Lat. oul]: [Tp] kala, k.
natk [Arp.: ntk > ntk]: konuan.
natr [Arp.: ntr]: kadn hamam
grevlisi,
nativus [Lat.]: doal, tabii.
natura [Lat.]: insann yaratl zellii.
naturalis [Lat.]:
1.)
doutan, ftri,
yaratltan,
2.)
doal, olaan, tabii.
natus [Lat.]: domu, domu olan.
natrel [Lat.: naturalis > Fra.: naturel]:
1.)
doal, tabii,
2.)
doayla ilgili,
tabiata ait.
natrizm [Lat.: nasci & Yun.: ismos >
Fra.: naturisme]: doaclk, tabiatlk.
naus [Yun.: ]: gemi.
nausia [Yun.: naus + ? [?] > Fra.: nasia]:
[Tp] deniz tutmas.
nautes [Yun.: ]: denizci.
nautilus [Yun.: naus [?] > Lat.: Nautilus]:
1.)
gemi,
2.)
[Balklk] deniz
salyangozu.
navis [Lat.]: gemi.
navus [Lat.]: yeni.
naylon [ng.: nylon]:
1.)
ticari bir
marka, DuPont,
2.)
plastik esasl bir
dokuma,
3.)
bundan yaplma her tr
malzeme.
naz [Far.: nz]:
1.)
cilve, eda, ive,
2.)

[N] bir bayan ad.
nazan [nzan]:
1.) ?
,
2.)
[N] bir bayan
ad.
nazar [Arp.: nzr]: gz demesi, [evil
eye],
nazari [Arp.: nzr > nazar]: teroik.
nazariye [Arp.: nzr]: kuram, teori.
nazenin [Far.: nzenn]: mark
yetimi.
nazm
1
[Arp.: nzm > nazm]:
1.)

dzenleme, tertipleme,
2.)
manzume,
iir.
nazm
2
[Arp.: nzm > nzm]:
1.)
dzenleyici, dzene sokan,
2.)
air,
iir yazan,
3.)
[N] bu anlamda bir
erkek ad,
4.)
Nazm Hikmet Ran.
nazr [Arp.: nzr > nzr]:
1.)
izleyen,
izleyici,
2.)
bakan, vekil,
3.)
deneti,
4.)
bakan, dnk.
Nazi [Alm.]:
1.)
?
2.)
Nasyonel Sosyalist
Hitler taraftar.
nazif [Arp.: ?]:
1.)
dzenli, pak, temiz,
2.)
[N] bu anlamda bir erkek ad.
nazife [Arp.: ?]:
1.)
dzenli, pak, temiz,
2.)
[N] bu anlamda bir bayan ad.
nazik [Arp.: ? > nzik]: elagan, ince,
narin, ok ~ kimse: kibar,
nazlanma [Far. + lanma]: Gnlsz
olmak, isteksiz grnmek,
nazlanmak [Far. + lanmak]: Gnlsz
olmak, isteksiz olmak,
nazl : [Far. + l]:
1.)
cilveli, edal, iveli,
2.)
[N] cilveli, edal, iveli anlamna bir
bayan ad.
nazm [Arp.]: bak. nazm.
ne [Lat.]:
1.)
deil, olmaz,
2.)

olumsuzluk anlam ykleyen kelime.
ne plus ultra [Arp.]:
1.)
buraya dek,
daha fazla deil,
2.)
doruk, zirve, en
yksek konum.
nea [Yun.: ?]: yeni.
Neandertal [Neanderthal]:
1.)

Almanyann gneyind ebir vadia
dndan,
2.)
Tun anda yaam
kabul edilen bir adamn iskeleti.
nebahat [Arp.]:
1.)
asil, suylu,
2.)
[N]
bu anlamda bir bayan ad.
nebat [Arp.: nebt]: bitki.
Nebatat [Arp.: nebatt]: Bitkibilim,
Bitkibilimi, Botanik.
nebati [Arp.: nebt]: bitkisel.
nebi [Arp.:]:
1.)
yardmc, eli,
2.)
eli,
peygamber, resl, yalva,
3.)
[N] bir
erkek ad, [Yalva].
nebil [?]:
1.)
?
2.)
[N] bir erkek ad.
nebula
1
[Lat.]: sis, pus.
nebula
2
[Lat.]:
1.)
sis, pus,
2.)
dnya
evresinde bulutlar andran gazl
katman,
3.)
ok uzak yldz kmeleri,
4.)
d galaksiler.
nebze [Arp.]: az ey, biraz.
necare [Lat.]: katletmek, ldrmek.
necaset [Arp.]: kir, pislik.
necat [?]:
1.)
kurtulu,
2.)
[N] bir erkek
ad.
necati [Arp.: necat]:
1.)

2.)
[N] bir erkek
ad.
Necef [Arp.]: Irakta bir kent, [Najaf].
necmi [Arp.: necm]:
1.)

2.)
[N] bir erkek
ad.
necmiye [Arp.: necmye]:
1.)

2.)
[N] bir
bayan ad.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 247 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
nectere [Lat.]: balamak,
dmleme, raptetmek.
neden: sebebp, ~ olmak: babas
olmak, tevlit etmek, vcuda
getirmek.
nedim [Arp.: ? >]:
1.)
?
2.)
arkada, air,
dost, refik, yaren, yolda.
nedred [?]: bak. nedret.
nedret [nedred]:
1.)
azlk, yokluk,
2.)
[N]
bir bayan & erkek ad.
nefer [?]: asker, er, eri, leker.
neferiye [Far.]: [Bitkibilim: ?] bir zm
tr.
nefes [Arp.: nfs > ]:
1.)
ok deerli
olma,
2.)
soluk alma, soluklanma,
3.)

soluk.
nefis
1
[Arp.: nefs]: derun, z.
nefis
2
[Arp.]: gzel, harika.
nefret [Arp.: nfr]:
1.)
ekinme, irkilme,
kama, korkma, tiksinme,
2.)
adavet,
artniyet, buz, dmanlk, garez,
hasmlk, husumet, kin, ktniyet.
nefrit [Yun.: nephros + itis > [?] > Fra.:
nephrite]:
1.)
bbrein iltihaplanmas,
2.)
[Tp] bbreklerin iltihaplanams,
bbrek iltihab.
nefs [Arp.]: bak. nefis.
neft [Far.]: petrol ya.
neg [Lat.]:
1.)
deil,
2.)
olumsuz.
negare [Lat.]: inkar etmek, kabul
etmemek reddetmek, tekzip etmek,
tersini savunmak yada hayr demek,
yalanlamak.
negatif [Lat.: negare > Fra.: negative]:
1.)

menfi, olumsuz,
2.)
arap, kara, siyah.
negotium [Lat.]: i, ticaret.
negro [sp.& Por.]: siyah, zenci.
nehir [Arp.: ]:
1.)
rmak,
2.)
[N] bir
bayan ad, [Irmak].
nekes [Far.: n + kes > nkes > nekes]:
1.)
kiiliksiz, alak,
2.)
cimri, ekti,
elisk, hasis, pinti.
nekroloji [Yun.: nekros + logia > Fra.:
necrologie]:
1.)
l dizini,
2.)
ller
dizini, ller listesi.
nekromansi [Yun.: nekros + menteia >
Fra.: necromancie]: llerle iletii
kutsama.
nekropol [Yun.: nekros + polis > Fra.:
necropole]:
1.)
ller ehri,
2.)

mezarlk,
3.)
[Hiristiyanlk] ermi ve
stdzey dini kiilerin gmld ve
bir apel yada kilisenin bulunduu
alan.
nekros [Yun.]: cansz, merhum, mevta,
naa, l, l beden, vefat etmi,
yaamayan.
nekrosis [Yun.: nekros + osis > [?] > Lat.:
nekrosis > Fra.: necrosis]:
1.)
lme
durumu,
2.)
[Tp] bedende bir hcre
yada blmn rmesi yada lmesi.
nektar
1
[Yun.: ?]: Yunan Mitalojisinde
tanrlarn ieei, ikisi.
nektar
2
[Yun.: nektar [?] > Fra.:
nectare]: [Bitkibilim: ?]
1.)
Yunan
Mitalojisinde tanrlarn ieei, ikisi,
2.)
ok tatl iecek,
3.)
ar ve
bceklerin bal yapmak iin ieklerden
topladklar balz,
4.)
balz.
nektarin [Yun.: nektar [?] > Fra.:
nectarine]: [Bitkibilim: ?] bir tr tysz
eftali.
nem [Far.]: slaklk, rutubet, topran
~i: l.
nema [Arp.: nem]: faiz, rant, rem.
Neme [Osm.]:
1.)

2.)
Osmal
zamannda Avusturya.
nemein [Yun.: ?]:
1.)
alakadar olmak,
ilgilenmek,
2.)
idare etmek,
ynetmek,
3.)
tavr taknmak, vaziyet
almak.
nemler: higrometre.
neo [Yun.: neos [?] > B.D.: neo]:
Franszcada neo-;
1.)
henz imdi,
aznce,
2.)
yeni ve farkl anlamna bir
nek.
neofit [Yun.: neon + phyein > Fra.:
neophyte]:
1.)
dnme, yeni din
deitimi,
2.)
acemi, aylak, taze,
yeni.
Neon [Yun.: neos > Fra.: neon: Ne]:
[Kimya] yerkre atmosferinde
bulunan, nadir, inert, gazl kimyasal
bir element.
neoplazma [Yun.: neos + (plassein) >
plasma > Fra.: neoplasma]:
1.)
yeniden
katlanma, yeniden beklenme,
2.)

[Tp] ur yada tmere benzer yeni bir
oluum,
3.)
[Tp] yeniden oluan doku,
tmr, ur.
neos [Yun.]: yeni.
nepos [Yun.]: kuzen, yeen.
nepotist [Lat.: nepos + Yun.: istes > Fra.:
nepotiste]: yaknlarna kar sayalan,
yaknlarn kayran.
nepotizm [Lat.: nepos + Yun.: ismos >
Fra.: nepotisme]:
1.)
akrabalarn,
hsmlarn yada yaknlarn kayrma
ve koruma,
2.)
yaknlarna kar
salama, yaknlarn kayrma.
neptis [Lat.]: kz kuzen, kz yeen.
Neptn [Lat.: neptune > Fra.: neptune]:
1.)
Roma Mitolojisinde denizlerin
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 248 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
tanrs,
2.)
[Yldzbilim] Gne
Dzleminde 8. gezegen.
Neptnyum [Lat.: neptune > Fra.:
neptunium: Np]: [Kimya] uranyumdan
elde edilen radyoaktif bir kimyasal
element.
Nergis iei [Yun. & Lat.: Narcissus]:
[Bitkibilim: ?]
Nero [Lat.]: .S. 37-68 yllar arasnda,
Roma mparatoru.
nervus [Lat.]: asap, sinir.
nescius [Lat.]: unutkan.
nesi [?]: [Tp]
1.)
doku,
2.)
hcreler
btn.
nesl [Arp.]: bak. nesil.
nesil [Arp.: nsl]:
1.)
dourtma, gebe
brakma, hamile brakma,
2.)
babas
olma,
3.)
cenerasyon, dl, gbek,
kuak, soy.
nesir [Arp.: nesr]: [Yazn] dz yaz.
nesne: eya, obje, eyler.
nesnel: afaki, bitaraf, objektif,
tarafsz, yantutmaz.
nesneler: eya, eyler.
nesr [Arp.]: bak. nesir.
nee [Far.]:
1.)
sevin,
2.)
[N] bu
anlamda bir bayan ad.
neeli [Far. + li]: rad, sevinli, ad,
en, akrak,
neet [Far.]:
1.)
?
2.)
[N] bu anlamda bir
erkek ad.
neide [Far.: nede]: [iir] toplulukta
okunan iir.
neir [Arp.: nr > ner]:
1.)
datma,
yaynlama,
2.)
basm, datm, yaym,
yaynlama.
ner [Arp.: nr > ner]: bak. neir.
neretme [Arp.: ner + etme]: datma,
nfuz, yaynlama, yayma, yaylma.
neretmek [Arp.: ner + etmek]:
datmak, nfuz etmek, yaynlamak,
yaymak, yaylmak.
neter [Far.: niter]:
1.)
ar inesi, u,
2.)
[Cerrahi] ameliyat ba, bisturi.
net
1
[Fra.: net]:
1.)
ak, anlalr, bariz,
2.)
brt olmayan, safi,
3.)
ak,
anlalr, bariz, ~ olmayan: bulank,
flu.
net
2
[ng.]: [Bilgisayar & nternet] a,
ebeke.
netame [?]: ?.
netameli [?]: ?.
netice [Arp.: ntc > netce []]:
1.)

bitirme, sonuca varma, sonlandrma,
2.)
bitirme, biti, final, hitam,
nihayet, skor, son, sonu.
netrofil [Yun.: ? + ? > Fra.: netrophile]: ?
neur [Yun.: neuron > B.D.: neur(o)]: bak.
neuro.
neuro [Yun.: neuron > B.D.: neur(o)]:
Bat Dillerinde neur(o); sinir yada sinir
sistemi ile ilgili anlamna bir nek.
neuron [Yun.]: asap, sinir.
nev [Far.]:
1.)
cins, eit, nevi, tip, tr,
2.)
yeni,
3.)
[N] bir bayan ad.
nevale [Arp.: nevle]: azk.
nevcihan [Far.: nev + cihan]:
1.)
yeni
dnya,
2.)
[N] bir bayan ad.
nevi [Arp.: nevi]: cins, eit, nev, tip,
tr.
nevral [Lat.: neur(o) + al > Fra.: nevrale]:
1.)
asap, sinir ile ilgili,
2.)
[Tp] sinirler
yada sinir sistemiyle ilgili yada ona
ait olan..
nevresim [?]: [Dokumaclk] yorgan
araf.
nevrit [Yun.: neuron + itis > Fra.:
neur(o)ite]:
1.)
sinir iltihab,
2.)
[Tp]
sinir iltihab.
nevro [Yun.: neuron > B.D.: neur(o)]:
bak. neuro.
nevroz [Yun.: neuron + osis > Lat.:
neurosis > Fra.: neurose]:
1.)
asabiye
durumu, sinirlilik hali,
2.)
[Tp]
anormal, normald yada sinirlilik
hali,
3.)
[Tp] akl hastal, ar
endie, compulsion, obsession ve
korkular.
Nevruz [Far.: nev + rz]:
1.)
yeni bir
gn,
2.)
lkbaharn geliinin kutland
Pers kkenli bir Trk yada Krt
gelenei.
Nevehir [Mukara, Osm.: Nevehir]:
1.)

yeni kent, yeni ehir,
2.)
[50],
Trkiyede bir kent.
nevus [Lat.: naevus]: ben, doum
iareti.
Newton, Sir Isaac: 1642-1727 yllar
arasnda yaam bir ngiliz
matematik biliminsan.
ney [Far.]: [Mzik] kamtan flemeli bir
alg, ~ fleyicisi: neyzen,
neyzen [Far.]:
1.)
[Mzik] ney fleyici,
2.)

[N] bir erkek ad.
nezaret [Arp.: nezret]: gzetim.
nezareti [Arp. + i]: gzetmen.
nezarethane [Arp.: nezret + hne]:
gzetim yeri.
nezir [Arp.]: [Din] adak.
nezleotu: [Bitkibilim: Abdropogon
scoenanthus]
nsf [Arp.: nsf]: nim, yarm.
nice nice: saysz.
nice: ok, fazla.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 249 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
nicelik: okluk, fazlalk, kantite.
nida [Arp.: nda]:
1.)
arma, seslenme,

2.)
seda, ses,
3.)
[Dilbilgisi] nlem [?],
4.)
[N] seda, ses anlamna bir erkek
ad.
nidare [Lat.]:
1.)
elbiselerini kartmak,
soymak,
2.)
soyunmak,
3.)
kabuunu
kartmak.
Nietzsche, Friedrich [Alm.]: 1844-
1900 yllar arasnda yaam bir
Alman filozofu.
nigrare [Lat.]: karartmak,
siyahlatrmak.
Nide [Ant.: Nahita, Nekide, Osm.: Nikde,
Nigde]: [51], Trkiyede bir kent.
nihai [Arp.: nhy > nih]:
1.)

1.)

snrlama, sona erdirme,
2.)
en son,
son olarak.
nihal [Arp.: nihl]:
1.)
?
2.)
[N] bir bayan
ad.
nihale [Arp.: nihle]:
1.)
tava altl,
2.)

okul benzeri kurumlarn amblem,
logo vb gsteren ve bir ipe
geirilmi, boyna taklan, yuvarlak
rozet,
3.)
bir tr rozet.
nihavent [?]: [Mzik] bir mzik
makam.
nihayet [Arp.: nhy > nihyet []]:
1.)

snrlama, sona erdirme,
2.)
bitirme,
biti, final, hitam, netice, skor, son,
sonu.
nihil [Lat.]:
1.)
hi, hibir ey,
2.)
var
olmayan, yok, yokluk.
Nihilizm [Lat.: nihil + Yun.: ismos > Fra.:
nihilisme]:
1.)
olmama hali, yokluk
durumu,
2.)
[Felsefe] hilik dncesi
taraftar.
nikah [Arp.: ? nikh []]:
1.)
dn,
2.)
[Hukuk] evlilik ilemi, ~sz kadn:
aftoz, cariye, gaco, halayk,
kapatma, kuma, metres, odalk.
Nikel [Alm.: kupfernikel > Fra.: nickel:
Ni]:
1.)
bakrruhu,
2.)
[Kimya] bakr
ieren, bakra benzer bir cevher,
2.)

[Kimya] alamlarda kullanlan, sert,
gm-beyaz renkte metalik
kimyasal bir element,
3.)
ABD ve
Kanadada 5 lik metal para.
nikelaj [Alm.: kupfernikel > Fra.:
nickelage]: [Kimya] metali nikelle
kaplama.
nikelodeon [Alm.: kupfernikel > ng.:
nickel + (mel)odeon > nickeledeon]: ilk
mzik kutusu, imdilerin jukebox.
nikotin [Fra.: nicot + ine > nicotine]:
1.)

J.Nicot; 16. yyda yaam bir Fransz
devlatadam,
2.)
ttn Fransaya
getiren kii,
3.)
ttn yapraklarndan
kan, katranms ve yal, zehirl bir
madde.
nikras [?]: [Tp] eklem hastal, gut.
niktron [Yun.]: ?
nil
1
[Far.]: mavi.
Nil
2
[Arp.]: Nil Nehri, Msr.
Nil
3
[?]: bir bayan ad.
nilfer
1
[Far.]:
1.)
[Bitkibilim: Nymphaea
lotus] lotus, bir su bitkisi,
2.)
bir
bayan ad.
Nilfer
2
[Far.]: Bursada bir semt.
nilfer iei [Far. + iei]: [Bitkibilim:
Nymphaea lotus] lotus, bir su bitkisi.
nim [Far.]: nsf, nsf, yar.
nimbus [Lat.]: yamur bulutu.
nimet [Arp.]:
1.)

2.)
ekmek, nan,
3.)
[N]
bir bayan ad.
nimphe [Yun.]:
1.)
eski Yunan ve eski
Roma Mitolojilerinde su, akarsu ve
gllerde yaayan ufak yaratk
tanralar,
2.)
sevimli, ho kadn,
3.)

yardeiim gsteren bir haere tr.
nine: ebe, st ~: dare, daye.
ninni: ocuk trks.
Nisaiye [Arp.: nisiye]:
1.)
kadn doum
hastalklar bilgisi,
2.)
Jinekoloji.
nisaiyeci [Arp.: nisiye + ci]: kadn
doum hastalklar mtehasss,
uzman, jinekologist, jinekolog.
Nisan [Sr.: nisanna]: yln 30 gn
eken 4. ay, Abril [April],
2.)
bir Trk
bayan ad.
nisbet [Arp.]: bak. nispet.
nispet [Arp.: nsb > nisbet []]:
1.)

ilikili olma, soyundan gelme,
2.)

iliki, oran.
ni
1
[Lat.: nidus > Fra.: niche]:
1.)

kuyuvas, yuva,
2.)
[Mimari] duvara
biblo, vazo vb ey okymak iin
braklan girinti, duvardaki gz,
3.)

uygun yer.
Ni
2
[?]: ? bir kent.
nian [Arp.: nan]: i.,
1.)
alamet, belirti,
damga, iaret,
2.)
belgi, iar, ~
yz: alyans, snr ~: ara.
nianc [Arp.: nan + c]: ?
niane [Far.: nne]: hedef, niangah.
niangah [Far.: nn + gh]: hedef,
niane.
nianl [Arp.: nan + l]: evlenme zere
olan.
Nianta [Arp.: nan + ta]:
1.)
,
2.)

stanbulda bir semt.
niasta [?]: [Kimya] ~ bulamac: lapa,
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 250 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
nitelik:
1.)
kalite,
2.)
[Mecaz] renk, ~
vme: naat.
nitelik: ahlak, davran, husisiyet,
huy, karakter, zellik, tabiat, vasf,
yaratl.
nitelikli: kalifiye, kaliteli.
niteliksiz: kalitesiz.
niter [Yun.: nitron > Fra.: niter]: [Kimya]
patlayclarda ve gbre retiminde
kullanlan potasyum nitrat yada
sodyum nitrat.
nitere [Lat.]: ldamak, paraldamak.
nitrat [Yun.: nitron & Lat.: atus > Fra.:
nitrate]: [Kimya] sodyum nitratta
olduu gibi nitrik asit tuzu.
nitrik asit [Yun.: nitron + ikos & Lat.:
acidus > Fra.: nitrique acide]: [Kimya]
asit nitrojen ieren renksiz, andrc
bir sv.
nitro [Yun.: nitron > Fra.: nitro]: Bat
Dillerinde nitro-; ?
nitrogliserin [Yun.: nitron + glykeros >
Fra.: nitroglycerine]: [Kimya] dinamit
yapmnda kullanlan, gliserin nitrik
yada slfirik asit uygulamasyla elde
edilen patalyc bir madde.
Nitrojen [?]:
1.)
rengi, kokusu, tad
olmayan kimyasal bir element,
2.)

Nitrojen.
nitrojen [Fra.: niter & Yun.: genes > Fra.:
nitrogene]: [Kimya] atmosferin yarsn
oluturan, reksiz, kokusuz gazl bir
kimyasal element.
nitrojen bombas: ?
nitron [Yun.]: ?
nitroselloz [Yun.: nitron & Lat.: cella +
osus > Fra.: nitrocellulose]: [Kimya]
patlayclarda kullanlan, selloza
nitrik asit uygulanamsyla elde edilen
bir madde.
niyabet [Arp.]:
1.)
hkmranlk, krallk,
saltanat,
2.)
Osmanlda naiplik,
vekillik, vekillik heyeti,
3.)
vekaleten
bakmak, yardmc olmak.
niyaz [Arp.: niyz]: dua, yakar,
yakar.
niyazi [Arp.: niyz]:
1.)
dua eden,
yakaran,
2.)
[N] bir erkek ad.
niyet [Arp.]: ama, haye, hedef, istek,
kast, maksat, kt ~: kast, kast.
niyetli [Arp. + li]:
1.)
niyet eden,
2.)

[Ramazan] orulu.
Niyobyum [Lat.: Fra.: niobium: Nb]: ?
niza [Arp.: nza]: arbede, ekime,
ngar, dala, dv, hengame, hr,
kavga, niza, patrt.
nizam [Arp.: nizm]:
1.)
dzen,
2.)
[N]
bir erkek ad.
nizami [Arp.: nizm]: dzenli, kurallara
uygun olan.
nizamname [Arp.: nizm + Far.: nme >
Far.: nizmnme]:
1.)
?
2.)
ynetmelik.
no
1
[Lat.: > Fra.: no]: numarann
ksaltmas.
no
2
[Jap.]: Bir Japon tiyatrosu.
Nobel dl: bak. Nobel, A.B.
Nobel, Alfred B.:
1.)
sveli bir bulucu,
kaif,
2.)
bulduu lmcl silah
nedeniyle insanlarn ac ekmesine
ok zlr,
3.)
servetinin bir ksmn
sanat, yazn ve bilimde insanln
iyiliine iyi iler baaranlara dl
olarak verilmesi iin Nobel Vakfn
kurmu.
Nobelyum [Lat.: ? > Fra.: nobelium: No]:
nobilis [Lat.]: aina, bildik, iyi bilinen,
tandk.
nocere [Lat.]: incitmek, zarar vermek.
nodus [Lat.]: boum, dm, ilmik.
nodl [Lat.: nodus > nodulus > Fra.:
nodule]:
1.)
boum, dm, ilmik,
2.)

[Tp] bedende hzl biimde oluan ve
oalan boum yada ktle.
Noel [Kel.: noio + hel & Lat.: natalis >
Fra.: nouvelle > noel]:
1.)
yenigne,
2.)

3.)
doumla ilgili, miladi,
4.)

[Hiristiyanlk] Hz. sann doumun her
yl 25 Aralkta kutlanmas,
5.)

[Hiristiyanlk] bir Hiristiyan Yortusu,
[Christmas].
Nogay [Mog.: ?]:
1.)
Altn Ordu
komutan Nogayn kumandasndaki
Kpaklar, ,
2.)
Kuzey kafkasyada bir
Trk boyu,
3.)
[N] bir erkek ad.
nohut [Far.]: [Bitkibilim: Cicer orientinum]
bir tr sebze.
noio [Kel.]: yeni.
noksan [Arp.]: eksik.
noksansz [Arp. + sz]: eksiksiz, tam.
nokta [Arp.]:
1.)
benek, puan,
2.)
zel
iaretler,
3.)
merkezi yer,
4.)
[Askeri]
ayrlm yer, tecrit edilmi mekan,
5.)

husus, konu.
nom
1
: Eski Msrda kent devleti.
nom
2
[Lat.: nomen > Fra.: nome]:
1.)
ad
yada isim,
2.)
ad yada isimle ilgili
nek.
nomen [Lat.]: ad, isim.
nomenklatr [Lat.: nome + calare >
Fra.: nomenculature]:
1.)
bir gere yada
bilimde isimler listesi,
2.)
isimler
listesi, isim dizini.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 251 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
nominal [Lat.: nomen + inal > Fra.:
nominale]:
1.)
isimle ilgili,
2.)
ismen,
bizzat deil, ahsen deil,
3.)
ada
yaplan, isme yazl,
4.)
muharrer,
yazl.
nomos [Yun.: ]:
1.)
kanun, yasa,
2.)
idare, tutum,
3.)
idare, ynetim,
4.)

hkmet, iktidar.
non [Lat.]: Latincede non-;
1.)
dnda,
olmayan, [non-ferrus: demir-d],
2.)
-sz,
-siz, -suz, -sz anlam getiren bir
nek, [non-aligned countries: balantsz
lkeler].
non plus [Lat.]:
1.)
daha ileri
gidilemeyeceinden,
konuulmayacandan yada hareket
edilemeyeceinden doan aknlk,
2.)
hayret, aknlk.
non sequitur [Lat.]:
1.)
alakas
olmayan, ilgiiz,
2.)
konuulanla ilgisi
omayan,
3.)
alakasz, anlamsz,
sama.
non stop [Lat.: non stuppare > B.D.:
ng.]:
1.)
ara vermemek, durmamak,
2.)
aralksz, durmadan, srekli.
nona [Lat.: novem > nona]: dokuz (9).
nona hora [Lat.]: 9. saat.
nonaginta [Lat.]: doksan.
nonna [Lat.]: kendini dine adam
kadn.
nonul [?]: i., vendire ucundaki demir.
norm [Lat.: norma > Fra.: norme]:
1.)

model, lm, yada standart,
2.)

kanuna yasaya ugun.
norma Lat.]: kaide, kural, lt.
normal [Lat.: norma > Fra.: normale]:
1.)

kabul edilebilir lt,
2.)
bilgi yada
dncede kabul edilebilirlik,
3.)

ortalama durum.
Nosoloji [?+ logia > Fra.: nosologie]:
1.)

hastalklarn zellikleri,
2.)
hastalklar
snflama bilimi.
nostalji [Yun.: nostos + algos > Fra.:
nostalgie]:
1.)
dnz acs,
2.)
hasret,
zlem,
3.)
sla derdi, vatan hasreti.
nostrum
1
[Lat.]: bizimkisi, bize ait
olan.
nostrum
2
[Lat.]:
1.)
bizimkisi,
2.)

herderde deva, kocakar ilac.
nosyon [Lat.: nota > Fra.: notion]: bilgi,
dnce, fikir, gr, tasar, tasarm.
not
1
[Lat.: notare > Fra.: note]:
1.)

rencilerin dersleriyle ilgili puan,
2.)

hatrlama yazs, ksa yaz,.
not
2
[Yun.: naus > Fra.: naute]:
[Denizcilik] deniz dibine doru derinlik.
nota
1
[Lat.]: iaret.
nota
2
[Lat.: nota > tl.: nota]:
1.)
mzik
abecesi,
2.)
diplomatik nota, ~lar
sese evirme: ~da duraklama
iareti: es, ~lar: Do, Re, Mi, Fa, Sol, La,
Si , Do.
nota bene [Lat.]: iyice dikkat et!
notam [ng.]:
1.)
NOTAM yada NoTAM:
Notice to Airmenin ksaltmas,
2.)
bir
hava uuk iletiim biimi,
3.)
havac
blteni.
notare [Lat.]: dikkat etmek, dikkatli
olmak, itinal olmak.
notasyon [Lat.: nota > Fra.: notation]:
1.)

iaret be rakamlarla gsterme,
2.)

gsterme sistemi.
noter [Lat.: notare > Fra.: notaire]:
1.)

onaylayan, tasdik eden,
2.)
devlet
adna resmi belgelerin zgnln
onaylayan yar resmi bir kurum.
notik [Yun.: naus + ikos > Fra.: nautique]:
1.)
gemi bilgisi,
2.)
denize ait, gemie
ait.
notus [Lat.]: bilinen.
nova
1
[Lat.]: yeni.
nova
2
[Lat.]:
1.)
yeni,
2.)
[Yldzbilim]
birden parlayp snen yldz.
Nova Scotia [Lat.]:
1.)
Yeni skoya,
2.)

Kanadada bir blge.
novem [Lat.]: dokuz (9).
November [Lat.: novem > november]:
1.)

dokuz,
2.)
eski Roma Takviminde 9.
ay,
3.)
11. ay, Kasm.
novus [Lat.]: yeni.
nralji [Yun.: neuron + algia > [?] > Fra.:
neur(o)algie]:
1.)
sinir acs,
2.)
[Tp]
sinir acs, sinir yangs.
nro [Yun.: neuron [?]> B.D.: neur(o)]:
bak. neuro.
nroastenya [Yun.: neuron + asthenia >
[?] > Fra.: neur(o)asthenia]: [Tp] ar
yorgunluk, endie gibi belirtileri olan
bir tr nevroz.
Nroloji [Yun.: neuron + logia > [?] >
Fra.: neur(o)logie]: Asabiye,
Sinirhastalklar.
nron [Yun.: neuron: ?]:
1.)
asap, sinir,
2.)
[Tp] sinir hcresi ve onun her tr
ilemleri.
nrotik [Yun.: neuron + ikos > [?] > Fra.:
neur(o)tique]:
1.)
asabiyet durumu,
sinirlilik hali,
2.)
[Tp] nevrozla ilgili
yada bununla ilintili belirtielri olan
durum.
ntr [Lat.: ne + uter > Fra.: neutre]: bak.
ntr.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 252 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
ntron [Lat.: ne + uter > Fra.: neutrone +
letirme]: bir atomun asal,
yklenmemi bir parac.
ntron bombas:?
ntr [Lat.: ne + uter > Fra.: neutre]:
1.)

hibirisi deil,
2.)
cinsel organ
olmayan,
3.)
yetikinlikte cinsel uzvu
olmama durumu,
4.)
Bat Dillerinde
kelimelerin cinsiyet hali, [Das Buch],
5.)

tarafsz, yansz,
6.)
[Fizik] yansz.
ntrletirme [Lat.: ne + uter > Fra.:
neutre + letirme]:
1.)
savata yansz
olduunu aklama,
2.)
nn gcn,
etkisini ve nfuzunu etkisiletirme,
ortadan kaldrma.
ntrletirmek [Lat.: ne + uter > Fra.:
neutre + letirmek]:
1.)
savata yansz
olduunu aklamak,
2.)
nn gcn,
etkisini ve nfuzunu etkisiletirmek,
ortadan kaldrmak.
Nu [Fen.: Nun [Nun] > Yun.: Ni [ & -
]]: Yunan Abecesinin 13. harfi [,
].
nubere [Lat.]: evlenmek.
nubes [nudd > Lat.]:
1.)
pus, sis,
2.)

bulut.
nuc [Lat.: nuca > nux]: ceviz ve fndk
gibi sert kabuklu yemi.
nuca [Lat.: nuc > nux]: ceviz ve fndk
gibi sert kabuklu yemi.
nucellus [Lat.]: tohum kesecii.
nucleus: [Lat.: nuc > nuca > nux >
nucleus]:
1.)
ceviz ve fndk gibi sert
kabuklu yemi,
2.)
cevher, ekirdek,
esas, i, nve, z,
3.)
[Fizik] atomun
merkez blm,
4.)
[Yldzbilim]
kuyrukluyldzn parldanyan
nblm,
5.)
[Bedenbilim] beyin yada
omurilikkte sinir hcreleri yn.
nudus [Lat.]: ari, plak, n, ryan,
torlak.
nuer [Fra.]: bulutlandrmak,
glgelemek, sislendirmek.
nuere [Lat.]: ban sallamak,
onaylamak.
nugat [Lat.: nuca > nuc > nux > Fra.:
nouget]: ceviz helvas, kozhelvas.
nullus [Lat.]: hi, yok.
numara [Lat.: numerus > tl.: numero >
Osm.: numero & nmero]:
1.)
rakam,
say,
2.)
aldatma, dmen, hile.
numerare [Lat.]:
1.)
hesaplamak, say
saymak,
2.)
dnmek, tanmak,
4.)

tahmin etmek, zannetmek.
numero [tl.: ? > Osm.]:
1.)
numara,
2.)

ksaca no..
numerus [Lat.]: rakam, say.
numisma [Lat.]:
1.)
maden esasl her
tr para,
2.)
demir para, metal para.
numizmatik [Lat.: numisma & Yun.: ikos
> Fra.: numismatique]:
1.)
demir para,
2.)
metal para, madalyon yada kat
para biriktirme,
3.)
bunlarn
incelenmesi,
4.)
madalya ve para
bilimi.
numune [Far.: nmune]: rnek.
nuntiare [Lat.]: aklamak, beyan
etmek, bildirmek, haber vermek, ilan
etmek, mjde evrmek.
nuntius [Lat.]: eli, haberci, mjdeci.
nur [Arp.: nr]: aydnlk, k, kutsal
k, ziya,
2.)
[N] aydnlk, k, kutsal
k anlamnda bir bayan ad.
Nuray [nr + ay]: bir bayan ad.
Nurdan [Arp.: nr + dan]: ktan
anlamnda bir bayan ad.
Nurdane [Arp.: nr + dane]: k paras
anlamnda bir bayan ad.
Nurhan [Arp.: nr + han]: bir bayan ad.
nuri [Arp.: nri]:
1.)
k saan, nur gibi,
parlak,
2.)
[N] bu anlamda bir erkek
ad.
nuriye [Arp.: nriye]:
1.)
k saan, nur
gibi, parlak,
2.)
bu anlamda bir
bayan ad.
Nurten [Arp.: nr + ten]: bir bayan ad.
nusred [Arp.]: bak. nusret.
nusret [Arp.
:
nusred]:
1.)
uku, zafer,
yengi,
2.)
yardm, zellikla Allahn
yardm,
3.)
[N] bu anlamda bir erkek
ad.
nutk [Arp.]: bak. nutuk.
nutrire [Lat.]: doyurmak, beslemek.
nutuk [Arp.: ntk > nutk []]:
1.)

konuma,
2.)
hitabe, konuma,
sylev.
nux [Lat.: nuc > nuca > nux]: ceviz ve
fndk gibi sert kabuklu yemi.
nuzul [Arp.: nzul]: fel, inme, nuzul,
paraliz.
n [Lat.: nudus > Fra.: nu]: plak resim.
nans [Lat.: nues > Fra.: nue > nuance]:
1.)
bulut, bulut glgesi, sis,
2.)
anlam,
renk ve tonda az deiiklik,
3.)

ayrnt, ince fark.
nfuz [Arp.: nfz]: g, etki, tesir.
nfuzlu [Arp. + lu]: etkili, etkin, gl,
kadir, tesirli.
nkleer [Lat.: nuc > nuca > nux >
nucleus > Fra.: nuclr]:
1.)
ekirdek,
2.)

ekirekle ilgili,
3.)
[Fizik] maddenin
ekirdeiyle ilgili,
4.)
[Fizik] bu yolla
salanan olaylar.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 253 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
nkleer enerji [Lat.: nuc > nuca > nux
> nucleus & Yun.: en + ergon > Fra.:
nuclr energie]: [Fizik] nkleer yolla
salanan anerji.
nkleer fizik [Lat.: nuc > nuca > nux >
nucleus & Yun.: physis > physika + ikos >
Fra.: nuclr physique]:
1.)
ekirdeki
fizii,
2.)
atomon iyaps, paralar ve
onlarn devinimleriyle ilgilenen
bilimdal.
nkleer fizyon [Lat.: nuc > nuca > nux
> nucleus + findere > Fra.: nuclr
fission]: [Fizik]
1.)
atom paralarnn
datlarak enerji ykl ktlenin
ortaya kartlmas,
2.)
Atom Bombas
yapm yolu.
nkleer fzyon [Lat.: nuc > nuca > nux
> nucleus + fusus > Fra.: nuclr fusion]:
[Fizik]
1.)
birleik ktlede kayba
yolaacak olan, k arlndaki
atom paralarnn daha ar ktleye
datlmas,
2.)
bylece Hidrojen
Bombasnn yaplmas.
nkleer reaktr [Lat.: nuc > nuca > nux
> nucleus + re + agere > Fra.: nuclr
reacteur]:
1.)
paranalabilir bir yakt
salamak iin denetlenebilir bir
nkleer zincirleme tepkime oluturan
gere yada dzenek,
2.)
bu yolla
enerji retimi.
nks [Arp.]: depreme, tekrarlanam,
yineleme.
nksetme [Arp.: nks + etme]:
hastaln depremesi.
nkte [Far.]: espri, aka.
nkteli [Far. + li]: esprili, hazrcevap,
zeki, zarif.
nmerik [Lat.: numerus > Fra.:
numerique]:
1.)
rakamsal, saysal,
2.)

say yada rakamla gsterilen..
nmune [Far.]: bak. numune.
========== O =========
O
1
: Trk Abecesinin 17. harfi.
O
2
: Yunan Abecesinin . harfi, [, ].
O
3
[tl.: O]: talyan Abecesinin 13.
harfi, [O, o].
O
4
[Rus.: O]: Rus Abecesinin 14. harfi,
[, ].
ob
1
[Lat.: obiit]: o (kadn yada erkek)
ld.
OB
2
[Lat.: obestetrix]:
1.)
doumda
yardmc olan, bebei dar krtan,
2.)
ebe.
oba: adr, ota, otak.
obezite [Lat.: obicere > obiectum > Fra.:
obesit]: ar imanlk.
obje [Lat.: ob + jacere > objectum > Fra.:
object]:
1.)
dar doru atmak,
2.)

karsna alma, nne atma, sunma
3.)
eya, nesne, ey, eyler.
objektif [Lat.: ob + jacere + ivus > Fra.:
objectif]:
1.)
dardan olan, znel
olmayan,
2.)
afaki, nesnel, yansz,
3.)

fotoraf makinesi vb makinelerin
mercek blm.
obruk [?]: ibkey, konkav.
obscura [Lat.]: karanlk.
obua: [Mzik] flemeli bir alg.
obur:
1.)
fazla yiyip ien,
2.)
[Bilimsel ek]
ul, l, l, il.
obs [Alm.: haubitze > Fra.: obuse]:
1.)

ta atan top, bir tr akaloz,
2.)
ar
mermi frlatan top,
3.)
[Askeriye] ksa
namlulu top,
4.)
bak. hovitzer.
ocak
1
[zTr.: oak]:
1.)
ate yaklan
yer,
2.)
mine.
Ocak
2
[zTr.: t > od]:
1.)
ate,
2.)
yln
31 gn eken 1. ay.
ocris [Lat.]: doruk, zirve.
octo: bak. okto.
ocularis [Lat.]: gzlerle ilgili.
oculus [Lat.]: ayn, gz, em, ophta.
od [Far.]: ate, fer, nar.
odaba [Osm.]: Osmanlda han
uaklar ba.
odac: hademe.
odak: mihrak.
odalk: aftoz, cariye, gaco, halayk,
kapatma, kuma, metres, nikasz
kadn.
ode
1
[Yun.: oide]: ark.
ode
2
[Yun.: hodos]: Franszcada ode;
cihet, istikamet, tark, yol, yn, ynelme
anlamna gelen bir sonek.
odio [Lat.]: nefret.
oditoryum [Lat.: audire > auditorium >
Fra.: auditorium]:
1.)
dinleme yeri,
dinleme odas,
2.)
konser dinleme
yeri.
odous [Yun.]:
1.)
knt, u,
2.)
di.
odun [zTr.: otung]:
1.)
paralanm
aa,
2.)
hatab.
odyne [Yun.: odyn]: hurma aac,
palmiye.
of
1
: sknt anlatr.
Of
1
[?]: Trabzonun bir ilesi.
ofis [ng.: office]:
1.)
iyeri, bro,
2.)

ksaca DMO [Devlet Malzeme Ofisi],
3.)

ksaca bir zamanlarn PO [Devlet
Malzeme Ofisi],
oflaz [Halkdili]: gzel, harika,
mkemmel.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 254 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
oftalmolog [Yun.: ophta + logos > [?] >
Fra.: Fra.: ophtalmalogue]: gz hekimi.
Oan [zTr.]: Ber, Tanr.
olu:
1.)
soyadlarn sonuna gelen ve -
nin olu anlamnda bir sonek,
2.)

dier dillerdeki karlklar; Arapa:
eb-, ebi-, ebu- bir nektir, Ermenice: -
ian, -yan bir sonektir, Franszca: ,
ngilizce: -son, bir sonektir, rlandaca:
Mac, Mc bir nektir, Slavca: of, ov bir
sonektir, Yunanca: oglu bir sonektir,
oul: erkek evlat, ~ otu: Melisa.
oh: bezginlik belirtir.
ohm:
1.)
Georg Simon Ohm,
2.)
[Fizik]
kg/sn olarak elektrik diren lm
birimi.
oide
1
[Yun.: ?]: ark.
oide
2
[Yun.: eidos: ?]: Franszcada
oide; benzer, benzeyen, gibi anlamna
gelen bir sonek.
oidema [Yun. : ?]: i, ilik, imi
yer.
oikia [Rum. & Yun.: oikos: ?]: ev, hane,
konut.
oikizein [Arp.]:
1.)
iskan etmek,
oturmak, yerlemek,
2.)

koloniletirmek, smrgeletirmek.
oikos [Yun.]: ev, hane, konut, mesken.
oikoumene [Yun.]:
1.)
iskan edilmi
alem, dnya,
2.)
alem, dnya, evren.
oje [> Fra.: oje]: bir makyaj malzemesi,
trnak boyas,
ok:
1.)
ubuk, denek,
2.)
yayla atlan
ubuk, tir, ~klf: sadak, ~taki
kertik: gez, ~un ucundaki demir:
temren.
okalipts [Yun.: eu + kalyptos > Fra.:
eucalyptus]: [Bitkibilim: Eucalyptus]
1.)

gizligzellik, gizliholuk,
2.)

stmaaac,
3.)
bataklk ve sulak
alanlarn kurutulmas iin dikilen ve
byk oranda su emen ve suyla
gelien bir aa tr,
4.)
yapraklar
eczaclkta ve baharatl gdalarda
kullanlr.
okar: [Hayvanbilim: Bataurus stellaris] telli
balkl.
okka [Arp.: vukuyye > kyye > Osm.:
okka]:
1.)
eski bir arlk l birimi,
2.)

Osmanlda 1,283 gr yada 400
dirhem arlk ls.
okkal [Arp.: vukuyye > kyye > Osm.:
okka + l]:
1.)
olduka ar, ykl,
2.)

ar, etkili, gl,
3.)
mhim, nemli.
oklava [zTrk.: oklagi > oklaa]:
hamur ama gereci, yufka ama
gereci, kaln ~: merdane.
okluk: ok klf, sadak.
oksijen [Yun.: oxys + genes > [?] > Fra.:
oxygne: [Kimya]
1.)
renksiz, kokusuz,
olduka uucu bir kimyasal element,
2.)
tm elemenler iinde en bol olan,
3.)
yaamn ilevi ve isel yanmalar
iin temel gerekli element.
oksit [Yun.: oxys [?] + (Lat.: acidus) >
Fra.: (ac)ide]:
1.)
eki eki,
2.)
eki asit,
3.)
oksijenin dier bir element yada
temel madde ile oluturduu bileen.
oksitlenme [Yun.: oxys [?] + (Lat.:
acidus) > Fra.: (ac)ide + lenme, Kimya]:
bir metalin hava, su vb ile temas
etmesiyle zerinde oluan pas
tabakas.
oksyd [Yun.: ? > B.D.: oxide]:
1.)
s., eki,
2.)
asit.
oksyd
1
[Yun.: ?]: s., eki.
oksys
1
[Yun.: ?]: s., eki.
oksys
2
[Yun.: ? > B.D.: oxide]:
1.)
s.,
eki,
2.)
asit.
oktan [Yun.: (o)chto & okto [ & ] &
Lat.: octo > ng.: octane]:
1.)
sekiz,
2.)

benzinde nitelik lm birimi,
3.)

sekiz atomlu hidrokarbon elementi.
oktant [Lat.: octans > octant > Fra.:
octante]:
1.)
sekiz blml dairesel bir
yldz lm gereci,
2.)
astronomi
gereci.
Oktay: bir erkek ad.
okto [Yun.: (o)chto & octo [ & ]]:
sekiz.
oktopus [Rum.: okto + pus > oktapus >
ctapodi & oktopodian [ &
]]:
1.)
sekizayak,
2.)

ahtapot.
oktrua [Arp.]: ehre giri vergisi.
okul: ekol, mektep, yksek ~:
akademi, ~ncesi: kre, ilkokul
ncesi: anaokulu, orta renim
~u: lise.
okuma: Kraat, ~ kayb, yitimi:
aleksi.
okuryazar: renim grm kimse.
okutman:
1.)
belleten, eitmen,
muallim, retmen,
2.)
rektr.
okuyucu
1
: kari.
okuyucu
2
: arkc, trkc.
olaan:
1.)
tabii,
2.)
alelade, sradan,
olanak: imkan.
olay:
1.)
hadise,
2.)
fenomen, olgu,
vakia.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 255 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
olcay [?]:
1.)

2.)
[N] bir bayan ad.
oldubitti: emrivaki.
ole [sp.]: yaa.
oleum [Lat.]: ya.
Olga [Yun.: angelos > Rus: ?]: Melek
anlamnda bir Rus bayan ad, [Angel,
Angela].
olgu: fenomen, olay, vakia.
olgun:
1.)
kamil,
2.)
[N] bir erkek ad,
[Kemal].
olmak: meydana gelmek, sonradan
olan: arizi, olduu gibi: aynen,
olmam: ham.
olta [Yun.: bolta & volta > tl.: volta >
Osm.: (v)olta]:
1.)
dnp dolama,
2.)

dairesel, sarmal,
3.)
balk tutuma
gereci, ~ ipi: misina, ~ inesi:
apraz, byk ~ inesi: arpma, bir
tr ~ ipi: parakete,
oluk [zTr.]:
1.)
ii oyuk aa, su
aka,
2.)
st ak boru, ak ~: ark,
dam evresindeki ~: rten.
olumlu: mspet, positif.
olumsuz: menfi, negatif.
olumak: vcut bulmak.
oluum: vcut bulma.
olveolus [Lat.]: kk oyuk, kovuk.
om
1
[zTr.]: kemik ba, kemik ucu.
om
2
: daru, deva, are, em, ila,
oma [Halkdili]: [Bedenbilim] bel kemii.
ombra [?]: [Kimya]
1.)
bir tr boya,
2.)

kahverengi toprak boya.
Omega [Fen.: Ayin [Ayin] > Yun.: [ -
& ]]: Yunan Abecesinin 21.
harfi, [, ]. Byk O harfi.
Omikron [Fen.: Ayin [Ayin] > Yun.: [ -
& ]]: Yunan Abecesinin
15. harfi, [, ]. Kk o harfi.
omlet [Fra.]: bir tr yumurta yemei,
kaygana.
omnibus [Lat.: omnis]: herkes iin,
herey iin.
omnipotence [Lat.: omnis + potens]:
1.)

[Allah iin] her eye gc yetme, kadir
ve mutlak olma,
2.)
[Mecazen] her eye
gc yetme, her yerde etkin ve
nufuzlu olma.
omnis [Lat.]:
1.)
hep, hepsi,
2.)
her,
herey,
3.)
btn bireyler, tm
kiiler, herkes.
omnivor [Lat.: omnis + vorare > Fra.:
omnivore]:
1.)
hereyi yiyen,
3.)

[Yaambilim] et ve otla beslenen,
3.)

[Yaambilim] etebur ve otobur olan.
omur [zTr.: omurga > omur]:
[Bedenbilim] omurga kemikleri.
omurga [zTr.: ogurtga > omurtga]:
1.)

[Bedenbilim] bedende dik durmay
salayan srtaki kemik dizini,
2.)

[Denizcilik] ana iskelet.
omurga:
1.)
[Bedenbilim] insan
iskeletinin arkasnda bulunan kemik
dizini,
2.)
[Denizcilik] gemi kaburgas.
omurilik [zTr.: omurga > omur + ilik]:
[Tp] murdarilik, [spinal cord, spinal
marrow].
omuz [zTrk.: om > omuz]:
1.)
kemik
ucu,
2.)
[Bedenbilim] boynun iki yan.
onama: tasvip.
onarm: onarma, tadilat, tamir.
onarmlar: tamirler, tamirat.
onarma: restore etme.
onat:
1.)
dzgn, zenli,
2.)
[N] bir Trk
erkek ad.
onay: dorulama, tastik.
onaylamak: dorulamak, onaylamak,
tasdikleme.
ondalk: aar, r.
ondle [Lat.: ? > Fra.: ondule]:
1.)

dalga, kvrm, lle, pli,
2.)
dalgal,
kvrml.
onerare [Lat.]: hamule tmek,
yklemek.
ongun
1
: bol, ok verimli, mebzul.
ongun
2
: arma, totem.
oniks [br.: shhm > Yun.: onichion > Lat.:
lapis onichinus > Fra.: onix]: balgam
ba.
onma: dzelme, iflah, iyileme,
kurtulu, onma, reha, salah,
onmak: dzelmek, iflah olmak,
iyilemek, kurtulmak, salaha ermek.
onoma [Yun.]: ad, isim, nam.
ons [ng.: once]: ngiliz arlk birimi,
onur [Fra.: honor]:
1.)
haysiyet, zsayg,
eref, saygnlk, vakar,
2.)
[O] bir
erkek ad, [eref],
onurlandrma: ereflendirme, terif.
onurlu:
1.)
agar, haysiyetli, erefli,
2.)

arbal, vakur,
onursuz: haysiyetsiz, erefsiz,
onyma [Lat.]: ad, isim.
opal: [Dokuma] bir tr kuma,
opai: [Balklk: ?] byk gzl a.
OPEC [ng.]: (O)rganisation For (P)etroleum
(E)xportinf (C)ountries: Petrol hra Eden
lkeler Birlii.
Opel: Bir Alman otomobil markas.
opera [tl.: opera]: [Mzik] mzikli
tiyatro,
operasyon [Lat.: ? > Fra.: operation]:
1.)

[Askeri & Polisiye] izleme ve yakalama,
2.)
[Tp] ameliyat,
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 256 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
operatr [Lat.: ? > Fra.: operatuer]:
1.)

[Teknik] makineyi altran,
2.)
[Cerrahi]
ameliyat yapan doktor, cerrah,
operire [Lat.]: gizlemek, gizlenmek,
saklamak, saklanmak.
ophta [Yun.]: ayn, gz, em, oculus,
ops
1
[Yun.]:
1.)
gz,
2.)
zellik.
ops
2
[Yun.]: ses, seda.
opsis [Yun.]:
1.)
i ekme, nefes alma,
2.)
gzlem, mahede, grme,
inceleme.
opsiyon [Lat.: ? > Fra.: option]:
alternatif, seenek, k,
opsiyonel [Lat.: ? > Fra.: optionale]:
istee bal, ihtiyari.
opt [Yun.]: gz.
optare [Lat.]: benimsemek, semek,
tarcih etmek.
optik [Yun.: ops & opt + ikos [?] > [?] >
Fra.: optique]:
1.)
gzlk,
2.)

merceklerle ilgili,
3.)
belli hazr-
metinleri otomatik okuma, ~
kaydrma: zum.
optimus [Lat.]: en iyisi.
opus [Lat.]: alma, i.
or [? > ng.: or]: ngilizcede or;
1.)
eden,
fail, yapan,
2.)
taraftar, yanls
anlamna bir sonek.
ora: o yer.
Oracle [Lat.]:
1.)
eski Yunan & eski
Romada gaipten haber veren kahin,
2.)
ilham, vahiy.
orak [zTr.]: ekin bime arac, aygt,
aleti. Uzun sapl bir ~: kosa.
oran: nispet.
orare [Lat.]: konumak.
oratoryo [tl.]: [Mzik] kusal mzik
paras.
orbita [Lat.]:
1.)
ayak izi, iz, teker izi,
2.)
belirti, delalet, emare, im, ipucu,
iaret.
ordino [tl.: ordino]:
1.)
[Ticaret] poliede
havale emri,
2.)
[Tamaclk] tama
belgelerini [CMR, Konimento, AWB]
devir emri,
3.)
[Denizcilik] gemi adam
atama belgesi.
ordo [Trk.: orda, ordu, urta > Lat.]:
1.)

dizin, saf, sra,
2.)
mfreze, ordu.
ordvr [Fra.: orde euvre]: [Gda] meze.
ordu
1
[Tat.]:
1.)
kalabalk, me,
2.)

bir konaklama,
3.)
askeriye, ~da
herkes: asker.
Ordu
2
[Antik: Kotyora, Osm.: Blk-i
Niyabeti Ordu, Kaza-i Bayramlu Nam-
Dier Ordu]: [52], Trkiyede bir kent.
ordugah [Tr.: ordu + Far.: gh]: ordu
konaklama yeri.
orfoz: [Balklk: ?] bir balk tr.
organ [Yun.: organon > Fra.: organ]:
1.)

klavyeli bir mzik enstrman,
2.)

[Yaambilim] hayvan ve bitkilerde zel
bir ilevi yerine getiren knt yada
uzant yani bir ara,
3.)
[Bedenbilim]
uzuv, ye,
4.)
baz ileri yerine
getirme gereci,
5.)
aralkl olarak
dnce ve grleri aktarma arac
yada vastas, ~lar uyaran ila:
tonik.
organik [Yun.: organon > Fra.:
organique]: [Kimya] ~ olmayan:
inorganik.
organizma [Yun.: organon > Fra.:
organisma]:
1.)
canl, yaratk,
2.)

herhangi bir yaayan canl.
organon [Yun.]: ara, alet, enstrmen,
gere.
organon [Yun.]: tamamlama, yerine
getirme.
organza [tl.: organza]: bak. organze.
organze [tl.: organza]:
1.)
Lorganza
ticari marka adnnn bozulmu biimi
olabilir,
2.)
[Dokuma] ipek yada
ketenden dokunma, ince, kolal
kuma,
3.)
[Dokuma] ince, kolal
kuma.
orgnizma [Yun.: organon > Fra.:
organisme]: [Yaambilim] herhangi bir
yaayan canl.
orhan []:
1.)

2.)
Osmanl Beyliinin II.
Beyi, Orhan Bey; [],
3.)
[O] bir Trk
erkek ad.
orie [Lat.: orius > Fra.: orie]:
Franszcada orie;
1.)
nn, -nn
yapsnda,
2.)
iin yer yada ey
anlamna gelen bir sonek.
orient [Lat.: oriri]: bak. oryant.
origine [Lat.]:
1.)
balan,
2.)
olu,
yaratl.
orijin [Lat.: oriri > Fra.: origin]: kaynak,
kk, kken, z.
orijinal [Lat.: oriri > Fra.: originale]: i.,
gerek, otantik, zgn.
oriri [Lat.]:
1.)
ykselmek,
2.)

ykselmekte olan gne iin
kullanlr: yerden ykselmek.
orkestra [?]: [Mzik]
orkinos: [Balklk: ?] bir tr ablk.
orlon [?]: yapay dokuma iplii.
orman [?]: kk ~: koru, ~da plak
alan: kayran.
ornare [Lat.]: donatmak, sslemek.
Ornitoloji [Yun.: ? + logia > Fra.:
Ornithologie]: Kubilimi.
orsa [tl.]: [Denizcilik] rzgarl yan.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 257 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Orsar [ng.]: ay oynatan ingeneler.
orta:
1.)

2.)
[Moda] midi.
orta [?]:
1.)

2.)
[Dilbilgisi] sfat-fiil,
3.)
[O]
bir erkek ad.
ortada: ak, aleni, aikar, ayan, bariz,
belli, kapal olmayan, kesin,
meydanda, sarih.
ortak:
1.)
mterek,
2.)
partner, erik,
3.)
maraba, yarc.
ortaklar: erikler, reka.
ortaklk:
1.)
itirak, katlm,
2.)
[Ticari]
irket.
ortalama: vasati.
ortam: yakn evre, etraf, vasat.
ortanca [Lat.: hortansia]: [Bitkibilim:
Hydrangea hortansia]
oru [Far.]: [slam] Ramazan aynda
imsak vaktrinden iftar vaktine dek
yeme imeden uzak durma.
orya [Arp.]: deme, deme ta.
oryant [Lat.: oriri > Fra.: oerient]:
1.)

Dou, Asya zellikle Uzak Dou,
2.)

kendini belli bir duruma gre
ayarlamak.
oryantal [Lat.: oriri > Fra.: oerientale]:
1.)
Douya ait, Dou toplumlaryla
ilgili,
2.)
Douyla ilgili, arki,
3.)
bir
tr Arap dans, [Belly-dance].
oryantalist [Lat.: oriri, Fra.:
oerientaliste]: Doucu, arkiyat.
oryantalizm [Lat.: oriri, Fra.:
oerientalisme: douculuk, arkiyat.
ose
1
[Lat.: osus]: Latince ve Bat
Dillerinde ose-; ile dolu, gibi, -kan
anlamnda olan bir sonek, [bellicose:
savakan, verbose: konukan].
ose
2
[Lat.: osus]: Bat Dillerinde ose;
1.)

bir gsterme, ynlendirme soneki,
2.)

bir karbonhidrat, [celulose: selloz],
3.)

bir protein hidroliz rn.
ose
3
[Yun.: osis > Fra.: ose]: Yunanca ve
Bat Dillerinde osis;
1.)
durum, hal,
vaziyet, amel, alma, i,
2.)
anormal,
normald yada hastalkl durum yada
durumda anlamna gelen bir sonek.
osis [Yun.]:
1.)
durum, hal, vaziyet,
amel, alma, i,
2.)
anormal,
normald.
osman [Arp.]:
1.)

2.)
Hz. Osman;
3.)

Osman Bey; Osmanl Beyliinin
kurucusu,
4.)
[O] bir Mslman ve
Trk erkek ad, [Otman, Ottoman,
Uthman, Utman,].
Osmaneli [Rum.: Lefke]: Bilecik iline bal
tarihi bir yerleim yeridir. Belde zgn olarak
bir Rum beldesiydi. Osmanl zamanlarna dek
beldenin ad Lefkedir. Beldede byk bir Rum
Ortodoks Kilisesi kalnts vardr. Tarihi
Osmanl Rum ve Trk tarz ahap evleriyle
nldr.
Osmaniye [?]: [80], Trkiyede bir
kent.
Osmanlca:
1.)
Osmanl
mparatorluunda ve Trkiye
Cumhuriyetinin kuruluundan
itibaren uzun yllar kullanlan Trke,
Arapa ve Farsadan oluan karma
dil,
2.)
Lisani Osmani [Lisn-i Osmn:
], Osmanlca Trkesi,
[Ottoman Turkish].
Osmanl Abecesi [Elifb: ]: Arap
Abecesi ve baz Fars Abecesi Seslerini [---
-] de ieren bir Abecedir; [, ] Elif [a, ],
[] Hemze [he], [ ] Be [b, p], [ ]
Pe [p], [ ] Te [t], [ ] Se [s], [
] Cim [c, ], [ ] im [], [
] Ha [h], [ ] H [h], [ ] Dal [d], [
] Zel [z], [ ] Re [r], [ ] Je [j], [
] Sin [s], [ ] n [], [
] Sad & Sat [s], [ ] Dad &
Dat [d], [ ] T [t], [ ] Z [z],
[ ] Ayn [a], [ ] Gayn [g, ],
[ ] Fe [f], [ ] Kaf [k], [
] Kef [k, g, , n], [ ] Gef [g, ],
[ ] Nef & Sar Nef [n], [ ] Lam
[l], [ ] Mim [m], [ ] Nun [n], [
] Vav [v, o, , , u, , ], [ ] He [h,
e, a], [ ] L [la], [ ] Ye [y, , i, ].
Osmanl Beylii:
Osmanl Hanedanl:
Osmanl mparatorluu:
Osmanl
1
:
1.)
Osman Beyin kurduu,
Beylikten Hanedanla ve
mparatorlua ykselen Trk Birlii,
[Ottomans],
2.)
bu tanmlama daha ok
yabanclara aittir,
3.)
Handeanl
ynetenler kendilerine Osmanl
tanmlamasn kullanmamtr.
Osmanl
2
: snr askeri: sekban,
Hiristiyan: reaya, adr ua:
mehter, tuamiral: riyala, nc
grevi: arka, padiah ahr
grevlisi: imrahor, atl asker:
cebeli, Askeri Rutbeler: Miralay
(Albay), Riyala (Tuamiral), vergi yada
verginin topland yer: ba,
balk tr: barata, bir sava
gemisi: batarda, gm sikke:
arslanl, sava davulu: ks, bir
eitim kurumu: zaviye, Msr
valisi: hidiv, turac: turake,
sava gemisi: bastarda,
Osmiyum [Lat.: Fra.: osmium: Os]:
osmos [Yun.]:
1.)
ani his, drt, itici
kuvvet, saik, sevk, tahrik, tesir,
2.)

ani his, drt, saik.
ostare [Lat.]: engelli, kapal, tkank.
ostreon [Yun.]: istiridye.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 258 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
osus [Lat.]: Latincede osus;
1.)
kan,
2.)

-nin belirledii, gibi, ile dolu anlamna
gelen sonek.
ot:
1.)
genel yeillik, ayr imen. az
~u: yem, ~su bir bitki: drosera,
2.)
salk iin yararl bitkiler,
3.)
: zehir,
a, au, sem,
4.)
[Halkdili] esrar,
uyuturucu,
ota [zTr.]: snmak, odun yakmak.
ota: adr, gebe adr, oba, otak,
otak: adr, gebe adr, oba, ota,
otama: tedavi,
otantik [Yun.: authentikos > Fra.:
authentique]: s.,
1.)
gvenilir,
2.)

gerek, orijinal, zgn.
otu: ky doktoru.
otul: ot yiyen, otobur, otla beslenen,
otel [Lat.: hospes > Fra.: hotel]:
1.)
yolcu
konaklama yeri,
2.)
elek, han,
hostel, palas, pansiyon, ~ grevlisi:
vale,
otist [Yun.: autos > Fra.: aut(o) + iste >
autiste]: [Ruhbilim] ie kapank kii.
otizm [Yun.: autos > Fra.: aut(o) + isme >
autisme]: [Ruhbilim] ie kapanklk,
otlak: mera.
otlan [zTr.]: atelenmek,
fkelenmek.
otlar: era.
oto
1
[Yun.]: bak. auto.
oto
2
[Yun.: autos > Fra.: auto]: Bat
Dillerinde auto-; kendi kendine
anlamnda nek.
oto
3
[Yun.: autos]: kendiliinden
anlamna, araba, ara, binek araba,
motorlu tat, otomobil, taksi, tat,
vasta, vesait, ~ yar: ralli.
otoban [Yun.: auto [?] + Alm.: bahn >
autobahn]: otoyol.
otobur: ot yiyen, otul, otla beslenen,
otobs [Yun.: autos [?] & Lat.: (movere)
mobil + omnibus > ng.: automobile]:
1.)

genel halk tat,
2.)
byk yolcu
tama tat, ~ yanama yeri:
peron, ~ garaj: otogar.
otogar [Yun.: autos [?] > Fra.: auto +
garre > autogarre]: garaj, otobs
terminali.
otokrasi [Yun.: autos + kratos > [?] >
Fra.: autocratie]: tek bir kiin her tr
yetkisinin bulunduu bir ynetim
biimi.
otokrat [Yun.: autos + kratos > [?] > Fra.:
autocrate]: gl hkmdar.
otoman: ekyat, divan, kanape,
kerevet, sedir.
otomatik [Yun.: authomatos [?] > Fra.:
automatique]: hodbehod,
kendiliinden.
otomobil [Yun.: autos [?] > Lat.: mobil >
Fra.: automibile]: araba, ara, binek
araba, motorlu tat, oto, taksi, tat,
vasta, vesait.
otomotiv [Yun.: aothos [?] + Lat.: movere
> Fra.: automotive]:
1.)
kendisi hareket
eden,
2.)
binek ara, otobs,
kamyon, kamyonet vb retme ii
yada bununla ilgili.
otonom [Yun.: authos + nomos > [?] >
Fra.: autonom]: bamsz, federe,
muhtar.
otonomi [Yun.: authos + nomos > [?] >
Fra.: autonomie]: zerklik.
otopsi [Yun.: authos + opsis > [?] > Fra.:
autonom]: [Cerrahi] lm nedenini
belirlemek iin bir cesedin kesilerek
incelenmesi ilemi.
otorite [Lat.: augere > Fra.: authorit]:
sulta, yetke.
otoyol [Yun.: authos > [?] > auto + yol]:
otoban.
Ottomana [Lat.]: Osmanoullar,
Osmanl mparatorluu.
oturak: alak iskemle.
oturmak:
1.)
melmek, bir oturaa
yerlemek, yerlemek,
2.)
sakin
olmak, hayat srmek, ikamet etmek,
yaam srmek, yaama devam
etmek, yaamay srdrmek,
yerlemek.
oturum: celse, ak ~: panel.
oulesthai [Yun.: ?]: ?
ova [Halkdili]: dzlk alan. Dzlk, Yaz,
Pazar, [Gkova, Pamukova].
oval
1
[Lat.: oval]: yumurta.
oval
2
[Lat.: oval > Fra.: ovale]: beyzi,
yumurta biiminde.
ovma: friksiyon, ovuturma.
ovuturma: friksiyon, avma.
oxys [Yun.]: eki.
oy: rey.
oya
1
: ince dantel.
Oya
2
: bir bayan ad.
oyalama: hoa vakit geirtme.
oylum [?]:
1.)
derinlik,
2.)
resim
sanatnda derinlik,
3.)
[O] bir Trk
bayn ad.
oymac: hakkak.
oynak: hareketli, kmldayan.
oysa
1.)
o ise,
2.)
halbuki, oysaki.
oysa ki:
1.)
o ise ki,
2.)
halbuki, oysa.
oyuk: boluk, delik, gedik.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 259 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
oyun:
1.)
[Folklor] halk dans, halk
~lar: Amani, Ankara, kertme, Halay,
Hora, Horon, Lorke, Misket, ayak, orta
~unda Rum tipi: , orta ~unda tipi:
piekar, ~da sz: replik,
2.)
[Sahne]
sahne ~u: temsil,
3.)
[Kart Oyunu]
keyif geirme elencesi, ~da kat
atma sras: el, ~ kad: kart, ~da
beraberlik: pata, bir zeka ~u:
Beta, Dama, Saran,
4.)
al, dalavere,
desise, dolap, dzen, entrika, hile,
kakariko, kolpo, komplo, knde,
numara,
ozan:
1.)
air,
2.)
[O] bir Trk erkek ad.
ozans: airane.
========== =========
: Trk Abecesinden . harf.
bek: kme, tomar, yn.
c [Halkdili]: umac.
: intikam.
d: sv safra.
daac: [Bitkibilim: Aquilaria agollacha]
dem [Yun.: oidema [?] > Fra.: edema]:
1.)
i, ilik, imi yer,
2.)
[Tp]
bedenin bir yerinde su toplanmas,
su toplanmas nedeniyle ilik
olumas, ime.
deme:
1.)
ita, verme,
2.)
tazmin etme.
denek: fon.
denti:
1.)
aidat,
2.)
tediye.
deme: fit.
dev: boyun borcu, vecibe.
dl: mkafat.
dn: taviz.
dn: iare.
fke: celal, gazap, hrs, hiddet,
kzgnlk, fke, iddet, ~ anlatr:
e: eleman, madde, unsur, ana ~:
esas, temel, ara ~: ?, temel ~
[Felsefe]: atom.
eler: anasr, elemanlar, maddeler,
unsurlar.
renci: talebe.
renim: tahsil.
reti: akide, doktrin, inan, ~ler
btn: sistem.
retmen: belleten, eitmen,
muallim, okutman.
n: yemek vakti,
nme: bbrlenme, boru.
t: nasihat.
k [zTr.]: ana, anne, valide.
ke:
1.)
topuk,
2.)
ayakkab topuu.
ke: dahi,
klid [Yun.: Euclides []]: Eski
Yunanda bir matematik bilimcisi.
kse: ku tutma denei.
kseotu: [Bitkibilim:]
ksz [zTr. + sz]:
1.)
annesiz,
2.)

annesi lm.
kz: [Hayvanbilim: Bos taurus] bakar,
davar, hona, sr, bir ~ tr: Yak, ~
derisi: tilatin, ~ yemlii: akeze,
l [Halkdili]: topran nemi.
lek: byklk, ap, l.
ler:
1.)
derece,
2.)
lm aygt,
yazm aygt, [litre, kilo, metre, gram,
graf].
l: byklk, ap, lek, ~ trleri:
endaze, gram, in, kilogram,
kilometre, kiloton, litre, metre,
miligram, mililitre, ons, ton, ~
kanuni birimi: etalon, 65cmlik
l: endaze.
lt: kstas, kriter.
ldrme: itlaf, toplu ~: krm,
katliam.
ldrmek: itlaf etmek, kendini ~:
intihar etmek,
let: [Tp] hastalk salgn.
loji [Yun.: eulegein + (logia) > Fra.:
eulogie]: kaside, methiye, sena,
sitayi.
l: [Tp]
1.)
cansz,
2.)
cansz, cenaze,
merhum, mevta, naa, l, l
beden, vefat etmi, yaamayan, ~
ykama: gasil, ~ ykama yeri:
salacak, teneir, ~lerin toplanaca
yer: arasta, ~nn giysileri: soyka,
~y ilalama: tahnit, ~ tanan
sandk: tabut, ~ sarma bezi: kefen.
lk: bitkin, halsiz.
lm: fena, memat, vefat, ~
bildiren dua: sala.
lml: fani, gelip geici.
lmsz: baki, daim, kalc, payidar,
sonsuz.
lmszlk: lmeme, ~ veren sv:
iksir, ~ verdii dnlen sv:
iksir.
mer [Arp.]:
1.)

2.)
Hz. mer;
3.)
[] bir
Mslman ve Trk erkek ad.
mr [Arp.]: bak. mr.
mr [Arp.: amr > [] > mr []]:
1.)

a.)

kurma, onarma, yapma,
b.)
bir araya
gelme, sevinli olma,
c.)
uzun
yaama,
2.)
i., hayat, yaam.
mrboyu [Arp.: mr + boyu > Tr.]: b.i.
& s., mebbet.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 260 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
n: bir eyin n, n taraf, cephe.
nce: evvela, ilk, nce.
ncecilik: inisiyatif, ncelik, stnlk.
nceki: eski, sabk.
ncelik:
1.)
evveliyet,
2.)
inisiyatif,
ncecilik, stnlk.
ncelikle. Evvela, ilkin.
nc: klavuz.
ndelik [Ticaret]: avans.
nder:
1.)
bakan, lider, ef,
2.)
[] bir
Trk rkek ad.
nel: eksre, mehil, mhlet, sre,
vade.
nem: ehemmiyet.
nemli: ehemmiyetli, mhim.
neri: teklif.
nerme: Teklif etme, bilimsel ~:
teorem, temel ~ [Yun.]: aksiyom.,
nezer [?]: pusuda duran avc.
ngr: gelecei kestirme.
nlem: tedbir.
nlk: i yaparken ne taklan giysi, i
nl: bari, saya.
nsezi: tahmin.
nzslk: ezel.
pck: buse.
rdek: [Kubilim: Anas] badi, erkek []:
suna, rdek trleri: canurcun,
krkn.
rek: duvar.
reke [Rum.: rka [] > Osm.: reke]:
1.)
aatan ym rme gereci,
2.)
ucu
kvrml bir tr yn eirme gereci.
ren [zTr.]: harabe, kalnt, yk.
rf [Arp.: arf > urf]:
1.)
bilme, erkan,
usl, yol yordam bilme,
2.)
anane,
gelenek.
rfi [Arp.: arf > rf]:
1.)
bilme, erkan,
usl, yol yordam bilme,
2.)
adetlere,
geleneklere gre.
rfi idare [Arp.: arf > rf idre]:
1.)

adetlere & geleneklere gre ynetim,
2.)
[Askeriye] JUnta, Darbe Ynetimi,
3.)

skynetim.
rfler [Arp.]:
1.)
bilme, erkan, usl, yol
yordam bilme,
2.)
ananeler, araf,
geleenkler.
rg: delikli ~: ajur, yn ~ biimi:
harao.
rk: hayvan balama ipi.
rnein: diyelimki, mesela, szgelimi.
rnek [Erm.: orinag]:
1.)
misal, rumuz,
sembol, simge, szgelimi, timsal,
2.)

model, mostra,
3.)
numune,
rs [?]: maden dvme arac.
rtme: gizleme, saklama, setr.
r-i ba [Arp. > Osm.]: Osmanlda
ba, bahe vergisi.
r-i bostan [Arp. > Osm.]: Osmanlda
bostan (kavun karpuz) vergisi.
r-i ketan [Arp. > Osm.]: Osmanlda
keten vergisi.
r-i kovan [Arp. > Osm.]: Osmanlda
bal vergisi.
r [?]: aar, ondalk.
te: ar, trans.
teberi: nemsiz eyler.
teki: baka, sair.
teleme: erteleme, tecil.
tenazi [Yun.: thanatos > Fra.:
euthanasie]:
1.)
gzel lm, zdrapsz
lm, rahat lm,
2.)
mitsiz
durumda olan hastalarn zdraplarn
dindirmek iin hayatlarna son
verme.
tesi: ar, trams.
vg: vme, vnme, sitayi, an,
eref, hret, sena.
vme: vg, sitayi.
vmek: f., methetmek, sena etmek,
naat etmek, yceltmek, ar ~:
ballandrmak,
vn: iftihar, kvan, mut.
vnme: gurur, vg, an, eref,
hret, sena.
yk: i.,
1.)
hikaye,
2.)
[] bir Trk
bayan ad, manzum ~: fabl,
ykler: .i., ksslar, kssas.
yknme: taklit etme.
yknmek: f., taklit etmek.
z: i., cevher, derun, z, kk, nefis,
tz.
zbek [?]: bir Trk boyu.
zdeyi: vecize.
ze: ait, has, mahsus.
zek: merkez, orta.
zel: gizli, mahrem.
zellik: ahlak, davran, husisiyet,
huy, karakter, nitelik, tabiat, vasf,
yaratl.
zen: dikkat, ilgi, itina.
zendirme: tevik.
zenli: dzgn, itinal, onat.
zensiz: batansavma, geliigzel,
kaba, zevksiz.
zerklik: otonomi.
zet: fezleke, hlasa.
zetle: ksaca, hlasa.
zgen: bir erkek ad.
zgn: orirjina, otantik.
zgr:
1.)
azat, hr,
2.)
[] bir Trk
erkek ad.
zgrlk: hrriyet.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 261 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
zlem:
1.)
hasret, nostalji,
2.)
[] bir
Trk ayan ad, karl [Hasret].
zlemek: bir eyi yada kimseyi
grecei gelmek, ttmek.
zl: ince taneli, ksa.
zlk: bireysel, ferdi, kiisel, ahsi,
zati.
znel:
zsayg: haysiyet, onur, saygnlk,
eref, vakar.
zsu: bitki zsuyu, lateks, usare.
zr: bahane, mazeret.
========== P =========
P
1
: Trk Abecesinin . harfi.
P
2
[Yun.]: Ro (Rho), Yunan Abecesinin
harfi, [P, p].
P
3
[tl.: Pi]: talyan Abecesinin 14.
harfi, [P, p].
P
4
[Rus.: Er]: Rus Abecesinin 16. harfi,
[, ].
pa [Far.]:
1.)
ayak, fut, kadem, pus,
2.)

esas, temel,
3.)
devamllk, sreklilik,
beka.
pac [Lat.: pax]:
1.)
huzur, sukunet,
savasz dnem,
2.)
bar, hazar,
sulh.
paa [?]: i.,
1.)
pantolonun bacak

ksmnn en alt,
2.)
kesilmi hayvan
aya
3.)
bir orba tr.
paal [?]: eitli eylerin karm.
paal: tyl horoz.
paavra [?]: aput.
paoz [Rum.: ?]:
1.)
kefal ailesinden bir
balk,
2.)
ie yaramaz,
3.)
[Argo]
fahie.
padiah [Far.: pdiah]: i., bey, kral,
hkmdar, sultan, ~ vekili: naip.
padok [?]: i., yar at gezdirme yeri.
pafta [Far.: bafte]: i.,
1.)
[Haritaclk]
byk bir haritann kk bir
blm,
2.)
[Teknik] yivaar,
3.)
atn
koum takmnda metal ssler,
4.)

btk renkli npkta.
pagan [Lat.: paganus > ng.]:
1.)
ok
tanrl dinlere ait olan kii,
2.)
puta
tapar, puperest.
paganist [Lat.: paganus > ng.]:
paganizm [?]: ok tanrclk.
paganus [Lat.]:
1.)
kyl, taral,
2.)

[Roma mparatorluu Hiristiyanl resmi din
kabul ettikten sonra] Hiristiyan olmayan
herkes, gavur, inansz, kafir.
pagoda [?]: in tapna.
pagus [Lat.]: krsal alan, mera, tarla.
paha [Far.]: deer, eder, fiyat, ~
bimek: deerini lmek, kymet
takdir etmek.
paideia [Yun.: ?]: eitim, retim.
pais [Yun.: ?]: ocuk.
pak [Far.]: ar, temiz.
paket [?]: kada sarl nesne.
pakt [Lat.: ? > Fra.: pacte]: antant,
antlama, uzlama.
pal [?]: [Kubilim: ?] bir tr gvercin.
pala [tl.: palla ?]: [Sava] enli kl.
Paladyum [Lat.: ? > Fra.: pladium: Pd]: ?
palamar [Yun.: palamari [?] > tl.:
amarra]: [Denizcilik] gemi halat.
palamut [Rum.: palamida: ?]:
1.)

[Bitkibilim: Quercus aegilops] pelit,
2.)

[Balklk: Sarda sarda] bir tr balk.
palan [?]: eek eyeri.
palandken [?]: ?
palanga [?]:
1.)
?
2.)
ar nesneleri
kaldrma dzenei.
palanka [?]: hendekle evrili hisar.
palas [Fra.: palace]:
1.)
lks yap,
2.)

yolcu konak yeri, elek, han, hostel,
otel, pansiyon.
palavra [?]: martaval.
palaz [?]: [Hayvanbilim] biraz bym
ku.
paleo kastro [Yun.: ?]: eski hisar.
palikarya [Rum.: palikria [a]]:
1.)
delikanl,
2.)
kabaday,
3.)
Rum ve
Yunanllar kasdedildiinde sylenir.
palla [tl.]: daire, dnme, dn, top,
yuvarlak.
pallein [Yun.: ?]:
1.)
frlatmak, hzla
atmak, savurmak,
2.)
kzgnlkla
sylemek.
palma [Yun.: ?]: elii.
palmiye [Lat.: palma > Fra.: palmier]:
[Bitkibilim: ?]
1.)
elii,
2.)
bir tr scak
lke aac,
3.)
hurma aac, uzun
yaprakl ~: rafya.
palus [Lat.]: direk.
palyao [tl.: pagliaccio]: alk, ibi,
apal.
pampa [sp.]:
1.)
aasz, byk ova,
2.)
bozkr, step.
pamuk [Far.: panbu]: [Bitkibilim:
Gossypium]
1.)
tohumlar evresinde
beyaz renkli lifleri olan ve bundan
iplik yaplan bir bitki,
2.)
bu bitkiden
elde edileniplik yada kuma, koton,
akmak yada lambadaki ~erit:
fitil, ~ sicim: kaytan, ~ ipilii: tire,
~ kozas [Halkdili]: if, ~lu bez:
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 262 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
pazen, ~ Trleri: akala, ta
pamuu: asbest,
pamukuk: [Tp] aft.
Pamukova [Akhisar]: Sakarya iline
bal tarihi bir beldedir. Tarihi
kalntlardan gnmze ulaan bir
ey kalmamtr. Belde atrmclkla
geimini salar.
pan [Yun.: ?]: birlik.
Panama Kanal: ?, [Panama Channel].
Panama:
1.)
bir Orta Amerika lkesi,
2.)
[Giyim] yuvarlak hazr apka.
panaroma [Lat.]: genel, genel
grnm, manzara.
panayr [Rum.: pan + hagios > panhagia
[?]]:
1.)
?
2.)
byk dnemsel Pazar.
pandl [?]: [Fizik] rakkas, sarka.
panel [? > Fra.]: ak oturum.
panik [Lat.: ? > Fra.: panique]: ekinme,
korkma, perva, trsma, rkme, rk.
panis [Lat.]: ekmek.
pankreas [Yun.: ? > Fra.: ?]: [Bedenbilim]
midenin arkasndaki bez,
pano [Fra.]: tavan resmi.
pansiyon [Fra.: pansion ?]: yolcu konak
yeri, elek, han, hostel, otel, palas.
panteon [Lat.]: Roma tapna.
pantolon [tl.: ?]: [Giyim] ayaa giyilen
giysi, bir tr ~: potur, ksa dar ~:
bermuda, ~ eitleri: Bermuda, Potur,
Zpka,
pantrona [?]:
1.)

2.)
Osmanl
mparatorluunda donanma
komutan.
panzehir [?]: [Tp] antidot, kar-zehir.
papalana [?]: [Balklk: ?] Sardalye
yavrusu.
papara [Rum.: papra []:
1.)
kuru
ekmek, peynir ve yal su yada st
ile yaplan bir eit yemek,
2.)
[Halkdili]

azar, gzda, zlgt.
papas [Rum.]: bak. papaz.
papatya [Rum.: mapgarita > papadia]:
[Bitkibilim: Matricaria chamomilla] beyaz
renkli bir iek.
papaz [Rum.: papas [?]]: [Hiristiyanlk]
Hiristiyan din adam, kei, rahip.
papel [?]: kat para.
paprika [?]: krmz biber.
papu [Far.: p + pu > ppu []]:
1.)
ayana giyen, ayaa giyilen,
2.)

[Dericilik] ayakkab, ark.
par [Lat.]: denk, eit.
para
1
[Far.]: [Ekonomi]
1.)
ake, nakit,
2.)
finans, mal, ~ baslan yer:
darphane, ~ dolab: kasa, ~nn
resimli yz: tura, kumarda
ortadaki ~: banko, ~ miktar:
mebla, tutar, harcanan ~: masraf,
~ ikinlii [Ekonomi]: enflasyon,
~nn deeri: parite, ~ toplama:
tahsil, dn alnan ~: bor, kredi,
lkelerin ~ deitokuu: kambiyo,
~ transferi: virman, ok az ~:
metelik.
para
2
[Yun.]: yannda.
paraf [Fra.: ?]:
1.)
ksa imza,
2.)
ismin
ba harfleri.
parafin [?]: [Kimya] alkan.
parakete [tl.: barchetta]: bir tr olta.
paralel [Lat.: ? > Fra.: ?]:
1.)
kout,
mvazi,
2.)
arz, enlem.
paral [Far. + l]:
1.)
varsl, zengin,
2.)

crete tabi,
paraliz [Yun.: para + lyein > Fra.:
paralysis]: [Tp] fel, inme, nuzul.
parampara: hurdaha.
paranoya [Yun.: para + ? > [?] > Fra.:
paranoia]: [Psikiyatri] bir ruh hastal.
parasal [Far. + sal]: akasal, mali,
nakdi.
parasz [Far. + sz]: meteliksiz, zrt.
paravan [Fra.: ?]: tanr perde.
parazit [Yun.: para + sitos > [?] > Fra.:
parasite]: [Yaambilim] asalak.
para:
1.)
az bir miktar,
2.)
lime, pare,
pardalis [Yun.]: leopar.
pardos [Yun.]: panter.
pare
1
[Far.: pre]: lime, para.
pare
2
[Far.]: Farsada pre; btn ve
tek para anlamnda bir sonek.
[mahpare: ayparas, yekpare: tekpara].
parltl: ltl, yalabk.
Parite [> Fra.: parite]: [Ekonomi]
parann deeri.
parke [?]: tahta deme.
parkur [Fra.: ?]: zel yol.
parlak: celi, cilal.
parlaklk:
1.)
celal, hamet, ihtiam,
izzet, sitayi, aaa,
2.)
cila.
parmak:
1.)
[Bedenbilim] eldeki uzantlar,
2.)
in, pus, ~la vurulan vuru:
fiske,
parodi [? > Fra.: parodie]: bir eseri
alaya alma.
parola [tl.: ?]: gizli iaret.
parpa [?]: [Balklk] kalkan bal
yavrusu.
pars
1
[Far.]: [Hayvanbilim] leopar,
pinter.
pars
2
[Lat.]: para.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 263 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
parsel [> ? > Fra.: parcel]:
1.)
para,
2.)

arazi paras.
parselasyon: [> ? > Fra.: parcelation]:
1.)
paralara ayrma,
2.)
[Kentilik] ?
parseng [Far.: parseng]:
1.)
tarty
tamamlamak iin eklenen arlk,
ekarlk,
2.)
takm vb btnlemek
iin sokulan insan, konuk oyuncu.
partal [?]: eskimi, ypranm.
parte [Lat.]:
1.)
blm, ksm,
2.)
cihet,
istikamet, taraf, yan, yn.
partire [Lat.]: blmek, ikiye ayrmak.
partner [ng.]: ortak, erik.
parya [Halkdili]: [Budunbilim] ayak takm.
pas
1
[?]: demir kiri, ~ ac: z?da,
pas
2
[ng.: pass]:
1.)
[Spor] oyunda topu
dier oyuncuya akatrma,
2.)
[Mecazi]
yz verme.
pas
3
[Yun.: ?]: hepsi, tamam, tm.
pasaj [Lat.: ? > Fra.: passage]:
1.)
bir
yapda gei blm,
2.)
bir yazdan
alnan blm.
pasak [Halkdili]: kir.
pasaparalo [tl.: ?]:
1.)
askerlikte bir
emrin azdan aza akatrlmas,
2.)

emir.
pasaport [?]:
1.)
gei belegsi,
2.)

uluslararas kimlik.
pasiyans [Fra.: pacience]: ydzfal.
paskal [Fra.: pascale]: insan gldren,
palyao.
paso [tl.: ?]: muaflk belgesi.
paspal [Rum.: ?]: ok kepekli un.
paspartu [?]: karton ereve.
paspas [Rum.: papaz]: kapdaki ayak
silecei.
passum [Lat.]: adm.
pasta [tl.: pasto]: [Gda] bir hamur
tatls, ~ trleri: Ekler, Gato, Kurupasta,
Mozaik, Turta, Yapasta.
pastal [?]: ttn yapra dizisi.
pastrma [bastrma]: [Gda] sarmsak ve
emenle kartrlm etin
baslmasyla yaplan kurutulmu bir
et yiyecei, manda ~s: kaka, ~
harc yada macunu: emen.
pastil [tl.: ?]:
pastis [?]: anason kokulu iki.
pasto [tl.]: gda, yiyecek.
pastoral [?]: obanlama.,
pastra [Rum.: ?]: iskanbil oyunu.
paa [Far.]: [Askeri]
1.)
general,
2.)
ba
aa,
pat: bask, yass.
pata: oyunda beraberlik.
patak: dayak, ktek.
patalya [tl.: ?]: sava gemisi sandal.
patates [Amr.Yer. > sp.: botata > potato
> Rum.: patates]: [Bitkibilim: Solanum
tuberosum] etli bir tr sebze, ~teki
niasta: kekl.
patavazsz: dncesiszce davranan
yada konuan.
patavazszlk: gaf, hata, pot.
paten [Fra.: ?]: [Spor] tekerlekli kayma
ayakkabs.
patent [Lat.]: uyrukluk belgesi.
pathein [Yun.]:
1.)
dokunma, duygu,
his,
2.)
durum, hal, vaziyet.
pathie [Yun.: pathos]: Fra.nszcada
pathie;
1.)
dokunma, duygu, his ve
2.)

hastalk anlamnda sonek.
pathos [Yun.]:
1.)
dokunma, duygu,
his,
2.)
durum, hal, vaziyet,
3.)
ac,
eleme, znt.
patrt: arbede, ekime, ngar,
dala, dv, hengame, hr, kavga,
muaraza, niza.
pati
1
: kedi kpein n aya.
pati
2
[Yun.: pathos]: bak. pathy.
patik: [Giyim] ocuk ayakakbs.
patika [?]: izlek, kei yolu, yolak.
patiska [Fra.: ?]: [Dokuma] bir tr
kuma, Amerikan bezi, basma,
hasse, pamuklu bez.
patlican [Far.: pdijn [] > Apr.: badincan
[]]: [Bitkibilim: Solanum
melongena] mor renkli bir sebze.
patoz [Fra.: batteuse]: sap dver
harman makinesi, batz.
patria [Lat.]: anavatan, doulan lke,
yurt.
patron [Fra.: ?]: i sahibi.
pauein [Yun.]: bitmek, bitirmek,
sonlanmak, sona ermek.
pauper [Lati.]: fakir, yoksul.
pax [Lat.]:
1.)
huzur, sukunet, savasz
dnem,
2.)
bar, hazar, sulh.
Pax Americana [Lat.]:
1.)
ABD blgesi,
ABD etki blgesi,
2.)
onun salad
bar ve huzur.
Pax Ottomana [Lat.]:
1.)
Osmanl
mparatorluu blgesi, etki blgesi,
2.)
onun salad bar ve huzur.
pay
1
[Far.: pa]: g, merkez, odak,
yer,
pay
2
[ng.]: hisse, le.
payam: badem.
payanda [Far.: payende]: eik yada dz
destek.
paye [Far.: pye]: aama, kat, katman.
makam, mertebe, mevk, tabaka.
payende [Far.]: bak. payanda.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 264 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
paytaht [Far.: pay- taht > paytaht]:
1.)

taht merkezi, ynetim yeri,
2.)

bakent, baehir,
3.)
Osmanlda
Bursa, Edirne ve en son stanbul.
paytaht saltanat seniyye [Far.:
pyitaht + Arp.: > Osm.: pyitaht-
saltanat- seniyye]:
1.)

2.)
Osmanl
Devleti bakenti, stanbul.
payidar [Far.: pay + dr > pay- dr >
payidr]:
1.)
?
2.)
baki, daim, kalc,
lmsz, sonsuz.
paylama: azarlama, baa kakma,
tekdir, takaza.
paytaht [Far.]:
1.)
gcn sreklilii,
2.)

bak. paytaht.
pazar
1
[Far.: bazar]: alveri yeri,
ar.
pazar
2
[Far.: bazar]: dzlk alan,
ova, yaz. [Pamukova, Adapazar, Akyaz].
pazar
3
[Far.: bazar]: sebze meyve
satlan ak alan.
Pazar
4
[Far.: bazar]: haftann yedinci
ve son gn.
Pazar
5
[Far.: bazar]: Samsunun bir
ilesi.
Pazartesi [Far.: bazar + ertesi]:
haftann birinci gn.
pazen [Fra.: ?]: [Tekstil] pamuklu bez.
paz
1
[?]: [Bitkibilim: Beta vulgaris
varcicla] yaban pancar, yabani
spanak.
paz
2
[?]: beze, hamur topa.
paz
3
[Far.: pazu]: [Bedenbilim] kolun
omuz ile dirsek arasndaki
blmnde bulunan, ikince kas
kitlesi.
pazubent [Far.: bazubend]: kola taklan
bir tr bez erit.
Pe [Rus.]: Rus Abecesinin 15. harfi, [,
].
peccare [Lat.]: gnah ilemek, gne
girmek, su ilemek.
pectus [Lat.]: gs, meme, sadr,
sine.
pecunia [Lat.]: para.
pe [Rus.]: Rus oca.
peete [Arp.]:
1.)
az silme bezi,
2.)

mendil, pekir.
peda [Yun.: pais]: Bat Dillerinde pedo-;
ocuk anlamna bir nek.
pedagog [Yun.: pedo + agein + logia >
Fra.: oedogodge]: [Tp] ocuk doktoru.
Pedagoji [Yun.: pais + ? > Fra.:
pedagogie]: [Tp] ocuk Hekimlii.
pedal [Lat.: pes > Fra.: pedal]: ayaklk.
pediyatri [Yun.: pais + iatros > Fra.:
pediatrie]: ocuk hekimlii.
pediyatrist [Yun.: pais + iatros > Fra.:
pediatriste]: ocuk doktoru, ocuk
hekmi.
pedofili [Yun.: pais + phile > Fra.:
pedophilie]: [Psikiyatri] ocuklara
dkn kii.
peira [Yun.]: deneme, inceleme, test.
pejor [Lat.]: fena, kt.
pek: berk, sert.
peki
1
[Halkaz: pek iyi]: pek iyi,
mkemmel, ok harika.
peki
2
[pek iyi]: anladm, olur, tamam,
yaparz.
pekmez [?]: [Gda] koyulam dut
suyu, zmden yaplan sv tatl, ~
topra [Maden]: marn.
peksimet [Rum.: paksimadi]:
bayatlamadan duran ekmek.
pelagos [Yun.]: deniz.
peleme [?]: [Denizcilik] alt dz kayk.
pelesenk
1
[Arp.: belesan > Far.:
peleseng]:
1.)
balsam, pelesenk
aacndan salanan sakz,
2.)
ciklet,
sakz.
pelesenk
2
[Far.: parseng > persenk >
peleseng]: konuurken gereksiz
tekrarlanan sz, persenk.
pelesenk aac [Arp.: belesan > Far.:
peleseng + aac]: sakzaac.
pelin [Rum.: pelnos: ]:
1.)

[Bitkibilim: Artemisia absinthium]
1.)
ok
yllk ve otsu bir bitki, pelin otu, ac
pelin, akpelin, artemsia,
2.)
[P] bir
bayan ad.
pelit: [aa] palamut.
pellere [Lat.]: gtmek, idare etmek,
srmek, yrtmek.
pelte [Far.]:
1.)
bir tr tatl,
2.)
[Mecazi]
argn, aygn, bitap, bitkin,
dermansz, gsz, haat, takatsz,
tkenmi, zayf, ?.
pelte pelte [Far.]: yap yap,
yapkanl.
peltek: keke, kekeme, pepe.
pembe [?]:
1.)
bir renk,
2.)
[P] bir Trk
bayan ad.
pena [tl.: ?]: [Mzik] mzrap.
pencere [?]: [Yap] eve k girmesi iin
braklan boluk, ~ ss: vitray.
pen [Far.]: be.
pendere [Lat.]:
1.)
asmak, aslmak,
2.)

deerlendirmek, incelemek, dnp
tanmak, lp bimek,
3.)
arln
belirmeke, lmek, tartmak.
pens [Fra.]: [Teknik] kska ine.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 265 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
penthos [Yun.]: ac, ile, dert, elem,
esef, gam, kasvet, kasavet, kayg,
keder, teessr, znt.
penye [?]: [Dokuma] bir tr kuma.
pepe: keke, kekeme, peltek.
peptein [Yun.]: hazmetmek,
sindirmek.
Pera [Rum.: ?]:
1.)
,
2.)
stanbulda
stiklal Caddesi.
perem [Far.]: kakl.
perde [?]: [Dokuma] pencere rts,
dar ve ksa ~: efriz, tanr ~:
paravan, ~ asma raylar: korni.
perese [?]: [Teknik] akul ipi.
perest [Far.: ]:
1.)
sever, seven,
2.)

tapan, tapar.
pergel [?]: [Geometri] ember izme
gereci.
peri [Arp.]:
1.)
hayal rn varlk,
2.)
[P]
bir Trk bayan ad.
perian [?]: acnacak durumda.
periyot [Lat.: ? > Fra.: period]: a,
devir, dnem, periyot, zamane.
perlon [?]: [Dokuma] sentetik dokuma
iplii.
permi [Lat.: ? > Fra.: permit]: icazet,
izin, lisans, msade, ruhsat.
peron [?]:
1.)
otobs yanama yeri,
2.)

[P] Isabella Peron;
persenk [Far.: parseng > persenk]:
konuurken gereksiz tekrarlanan sz,
pelesenk.
Perembe [Far.: pen + embe]:
1.)

Farsa anlam beinci gn,
2.)

haftann nc gn.
Peru: bir Gney Amerika kesi, ~
para birimi: alo.
peruk [tl.: ?]:
1.)
yapay sa,
2.)
takma
sa.
perva [Far.: perv]: ekinme, korkma,
panik, trsma, rkme, rk.
pervane
1
[Far.]: [Teknik]
1.)
emme,
fan, vantilatr,
2.)
gemi pervanesi,
uskur.
pervane
2
[Far.]: [Yaambilim]
1.)
kk
kelebek tr,
2.)
gve.
pervasz [Far.: perv + sz]:
ekinmeden, korkusuz, rkmeden.
pervaz [Far.: pervz]:
1.)
ky, ke,
snr, u,
2.)
kenar tas.
perver [Far.]: sever.
pes
1
[Far.: pe > pes]:
1.)
arka, art,
geri, pe,
2.)
yenilgiyi kabullenme,
pes
2
[Lat.]: ayak.
pesek [Halkdili]: di kiri yada pas.
pesimist [Lat.: ? > Fra.: pessimiste]:
karamsar.
pestil [Halkdili]: [Gda] bastk.
pe [Far.]: arka, art, geri, pes.
pein [Far.: piin]:
1.)
hazr para, hemen
denen,
2.)
nceden, ilkelden,
3.)

[Ticaret] nakit demeli alveri.
peke [Far.: pike]:
1.)
st makamlara
sunulan hediye,
2.)
karlksz verme,
3.)
karlar iin bir eyi feda etme.
pekir [Far.]:
1.)
masarts, mendil,
peete,
2.)
[Kat Oyunu] Maa Kznda
bir deyim.
perev [Far.]: [Mzik] mani trnde
trk.
petamal [Far.]: [Dokuma] dize rtlen
bez, ipekli ~: futa.
Pete [Mac.: Pest]: Macaristann
bakenti Budapetenin ana
blmnden birisi; [Pest].
petalon [Yun.]: yaprak.
petek:
1.)
[Gda] bal kmesi,
2.)
[Teknik]
kalorifer, radyatr,
3.)
[P] bir Trk
bayan ad, bal alnm ~: kikara,
petere [Lat.]: aramak, aratrmak,
bulmaya almak.
PETKM: Petro Kimya Trkiye Anonim
irketi.
petra [Lat.]: ta.
petrol [Lat.: petra + oleum > Fra.:
petroleum]:
1.)
neft, taya,
2.)

benzin, mazot ve asfalt gibi ana
rnlerin ana sv maddesi.
peygam [Far.: peygm]: iyi haber,
mutu, mjde, sava.
peygamber [Far.: peygm + ber]:
1.)
iyi
bilgi tayan, haber tayan, mje
tayan,
2.)
eli, mjdeci, nebi, resl,
yalva,
3.)
[P] [slam] Hz. Muhammed.
peygamber iei: [Bitkibilim:
Cephalaria syriaca]
1.)
yllk bir bitki,
2.)

acmk, belemir, mavikantaron.
peygamberaac [peygamber aac:
Lignum vitae]: [Bitkibilim: Guaiacum
officinale]:
peyk [Far.]:
1.)
[Astronomi] uydu,
2.)
[D
Siyaset] baka lke etkisinde olan
kk lke,
3.)
[Mecazi] bakasnn
etkisinde haerekt eden kii.
peynir: [Gda] bir st rn, tuzsuz ~:
teleme, ~ mantar: kf, tuzsuz
beyaz ~: lor, ~ trleri: Beyaz Peynir,
Erzurum, Feta, Peyniri, Gravyer, Kaar, Ke,
Lor, Otlu Peynir, Teleme, Tulum Peyniri,
pezevenk [Erm.: pozavak]:
1.)
fahie
altran,
2.)
gavat, godo, kodo.
phainein [Yun.]: gstermek, tehir
etmek.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 266 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
phainesthai [Yun.: ?]: belirmek,
grnmek, ortaya kmak, zuhur
etmek.
phakelos [Yun.: ?.]: kn, torba.
phallos [Yun.: ?]:
1.)
i,
2.)
organ
ilii.
phanoi [Yun.: ?]: konumak.
pharmakon [Yun.: ?]: ila.
pheme [Yun.: ?]: ses, seda.
pherei [Yun.: ?]: mabet, tapnak.
pherein [Yun.: ?]:
1.)
aklnda tutmak,
dayanmak, tahamml etmek,
tamak, stlenmek, ykml olmak,
2.)
tamak,
3.)
getirmek.
Phi [? > Yun.: Fi & Phi [ - & ]]:
Yunan Abecesinin 21. harfi, [, ].
phile [Yun.: philos [?]]: Franszcada -
phile; holanan, seven anlamna bir
sonek.
philein [Yun.: ?]: holanmak, sevmek.
philia [Yun.: ?]: dostluk, sevgi.
philos [Yun.: ?]: seven, holanan.
phlegein [Yun.: ?]: iltihaplanmak,
yanmak.
phlegma [Yun.: ]: irin, iltihap.
phlegma [Yun.: ?]: iltihap,
iltihaplanma, yanma,
phobia [Yun.: phobos [?] > B.D.]: Bat
Dillerinde phobia; bir eyden ar
korkma yada nefret etme anlamna bir
nek.
phobie [Yun.: phobos [?] > Fra.]:
Franszcada phobie; Bat Dillerinde
phobia; bir eyden ar korkma yada
nefret etme anlamna bir nek.
phobos [Yun.: ?]: korku.
phone
1
[Yun.: phn [?]]: av, nida,
seda, ses.
phone
2
[Yun.: ?]: Franszcada phone;
1.)
ses, sesle ilgili,
2.)
sesle alan
anlamnda bir sonek.
phono [Yun.: ?]: Franszcada phono;
1.)

ses, sesle ilgili,
2.)
sesle alan
anlamnda bir sonek.
phoreus [Yun.: phores [?]]: tayan.
phoros [Yun.: ?]: tayan.
phragma [Yun.: ?]: it, perde,
parmaklk.
phren [Yun.: ?]: akl, beyin, diyafram.
phrenilis [Yun.: ?]: delilik.
phthongos [Yun.: ?]: grlt, ses,
seda, nida.
phyein [Yun.: ?]: dourmak, hasl
etmek, meydana getirmek, sebep
olmak.
phyesthai [Yun.: ?]: gelimek,
bymek.
phyllon [Yun.: ?]: aa yapra.
phyllon [Yun.: ?]: yaprak.
physaein [Yun.]:
1.)
flemek,
2.)

esmek, rzgaer esmek,
3.)
nefes
almak, solumak, nefes nefese
kalmak.
physis [Yun.: ?]: doa, tabiat.
phyton [Yun.: ?]: byme, gelime.
pht [?]: [Tp] koyulam sv.
Pnar Da [Pion [?] > Panayr Da]:
Seluk, zmir.
pnar:
1.)
aykara, eme, kaynak,
kaynaksuyu, memba,
2.)
[P] bir Trk
bayan ad.
prasa [Rum.: praso [?]]: [Bitkibilim: Allium
porrum]: bir tr sebze.
psark [?]: serap, pusark.
Pi
2
[tl.]: talyan Abecesinin 14. harfi,
[P, p].
Pi
1
[Fen.: Pe [Pe] > Yun.: [ - & ]]:
Yunan Abecesinin 16. harfi, [, ].
piare [Lat.]: bastrmak, susturmak.
teskin etmek, yattrmak.
piuta [?]: [Balklk: ?] iri palamut.
pide [?]: ince ekmek, ~ trleri: kirde,
lava,
pigme [?]: Afrikada yaayam ksa
boylu bir rk.
pigment
1
[Lat.]: boya.
pigment
2
[Lat.: pigment > ng.:
pigment: boya]: kimyasal boya
hammaddesi,
pijama [Far.: ? > Fra.: ?]: gece kyafeti,
yatak kyafeti.
pik [?]: dkme demir.
pike [Fra.: piquet]: yatak rts.
piket [?]: bir iskambil oyunu.
piko [?]: rt kenar ss.
pil [?]: enerji arac.
pilaki [pilki]: fasulye salatas.
pilare [Lat.]: bastrmak, bask
uygulamak, bask altna sokmak.
pilav [Far.: ?]: [Gda] pirin yemei.
pili [Yun.: ?]: kap.
pili [?]: [Hayvanbilim: ?] ferik, byk ~:
bulada, yarka.
pilosus [Lat.]: tyl.
pilot [Lat.: ? > Fra.: ?]:
1.)

2.)
uan
srcs,
3.)
ugulama blgesi.
pines [?]: kabuklu deniz hayvan.
pingere [Lat.]: boyamak,
renklendirmek.
pinter [?]: leopar, pars.
pinti: cimri, ekti, elisk, hasis, nekes.
pipet [Fra.: ?]: sv ime ubuu,
ubuk, kam.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 267 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
pir [Far.: pr]:
1.)
ihtiyar, mir, yal,
2.)

usta, guru.
piramit [?]: ehram, firavun mezar.
pire
1
[?]: asalak bcek.
Pire
2
[]: Yunanistanda liman kenti
[Pireaus].
pirina [Yun.: ?]: zeytin kspesi.
pirin [?]:
1.)
[Bitkibilim: ?] bir tahl,
2.)

[Kimya] bir maden.
pirin [?]: sulak ve bataklk yerlerde
yetitirilen bir tahl tr. ~ Yemei:
pilav.
pis:
1.)
kir, necaset, pasak,
2.)
kirli,
pasakl.
Pisagor [Yun.: Pythagoras]: Eski
Yunanda bir matematik bilimcisi.
pisello [Yun.: mpikseli > Lat.]: bezelye.
pisi [ocukdili]: kedi.
pislik: kir, necaset.
pissa [Yun.]: katran.
piston [Lat.: ? > ng.]: [Teknik] itenek.
piekar [?]: orta oyununda bir tip.
pimi: nadim, az ~: i.
pitov [Bul.]: bir tr tabanca.
piton [?]: iri bir ylan.
piyade [Far.: piyde]:
1.)
yryerek
giden, yaya,
2.)
[Askeriye] kara birlii
ad.
piyale [Far.: piyle]:
piyango [tl.: ?]: [ans Oyunu] ekili, ~
ikramiyesi [Fra.]: amorti.
piyano [tl.: piano]: [Mzik] bir mzil
aleti.
piyasa [?]: [Ekonomi] market, pazar.
piyata [?]: yass yemek kab.
placere [Lat.]: memnun etmek.
plaj [Fra.: plage]: kumsal, sahil.
plak [Fra.: plaque]:
1.)
kat, katman,
plaka,
2.)
[Mzik] eskilerde mzik
paralarnn kaydedildii eski zaman
diski.
plaka [tl.: ?]:
1.)
kat, katman, plak,
2.)

[Teknik] aa, plastik yada metal dz
lehva,
3.)
[Trafik] oto numarasnn
yazl olduu levha.
plan [Lat.: ? > Fra.: ?]:
1.)
ema,
2.)

sinema ekimi.
planete [tl.: plancette ?]: harita
karma aleti,
planet [Lat.: ? > Fra.: ?]: [Yldzbilim]
gezegen, seyyare.
plangere [Lat.]: dvnmek, gsn
yumruklamak.
planr [Fra.: planeur]: motorsuz hava
tat.
planta [Lat.]: fidan, srme.
plantasyon [Lat.: ? > Fra.: plantation]:
1.)

2.)
bitki yetitirme iletmesi.
planus [Lat.]: dzey, seviye.
plarere [Lat.]: alamak, zrlamak.
plasma [Yun.]: kalplanm yada
kalptan km olan.
plassein [Yun.]: katlamak, kvrlmak,
beklenmek.
plaster [Yun.: emplassein > ng., la]:
ilal bant.
Platin [Lat.: ? > Fra.: platine: Pt]: ?
plato [Fra.: plateau]: [Evrenbilim] yayla,
da doruklarnda dzlk alan.
plaudere [Lat.]: alklama, el
aklatmak, kutlamak.
plaza [Lat.]:
1.)

2.)
imerkezi.
plazanta [?]: [Tp] etene.
plazma [Yun.: plassein > plasma > Fra.:
plasma]:
1.)
[Tp] kan, lenf yada stn
sv blm,
2.)
[Tp] kandaki sv,
3.)

[Kimya] elektriksel olarak ntr olan
yksek slarda ionize edilmi gaz,
4.)

[Elektronik] bu yolla sktrlarak elde
edilen bilgisayar yada TV ekran.
plebisit [Lat.: plebs + scitum > Fra.:
plesbicite]: halkoylamas, referandum.
plebs [Lat.]: amme, cumhur, halk,
kamu.
plectere [Lat.]: dokumak, icat etmek,
kurmak, rmek.
plere [Lat.]: doldurmak.
plevar [?]: [Tp] gs zar.
plevra [?]: [Tp] gs zar.
pli [Lat.: plicare > Fra.: plie]: [Giyim]
kumata kvrm.
plicare [Lat.]: katlamak, kvrmak, st
ste getirmek.
plorare [Lat.]: uygulamak, tatbik
etmek, yerine getirmek.
Plton [Yun.]: Hades.
poca [tl.]: [Denizcilik] gitmekte olan bir
geminin rzgar alt yn.
pod [Yun.: pous > Fra.]: Franszcada -
pod;
1.)
ayak, bacak,
2.)
farkl biimde
yada sayda baca olan anlamna
gelen bir sonek,
3.)
pode.
poda [silahlpoda]:
pode [Yun.: pous > Fra.]: Franszcada -
pode;
1.)
ayak, bacak,
2.)
farkl
biimde yada sayda baca olan
anlamna gelen bir sonek,
3.)
pod.
pooa [tl.: focaccia ?]: bir tr tuzlu
rek.
poker [Far.]: [ans Oyunu] para karl
oynanan kart oyunu, ~de para
arttrma: rlans, ~de parann
tm: rest, ~de oyun paras: bop,
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 268 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
polein [Yun.]: satmak.
polemik [? > Fra.: polemique]: az
kavgas, dalama.
Polenez [Fra.: Polonaise]: Leh,
Polonyal.
polere [Lat.]: ac duymak.
poli [Yun.: poly [] > Fra.: polie]: ok,
oklu.
poligami [Yun.: poly + gamos > [?] >
Fra.: poliegamie]: okelilik.
polip [Yun.: poly + pous > [?] > Lat.:
polypus > Fra.: polype]: [Yaambilim]
1.)

okayak, ok ayakl,
2.)
basit yapl
hayvan.
polire [Lat.]: cilalamak, parlatmak.
polis
1
[Yun.]: abad, abat, bolu, il,
kent, medine, site, ehir, vilayet,
[Konstantinpolis, Indianapolis].
polis
2
[Yun.: polis > Fra.: police]: kent
gvenliini salayan emniyet
grevlisi, gvenlik grevlisi, ~
merkezi: merkez, ~ karakolu:
merkez, ~ olaylar: vukuat.
polisiye [Yun.: polis + Arp.: iye]:
1.)
adi
olaylar, su ve crm olaylar, polis
olaylar,
2.)
gvenlik ve polis nlemi,
3.)
[Sinema] vurdulu krdl film.
politeizm [Yun.: poly + theos + ismos >
[] > Fra.: polytheisme]:
1.)

birden ok tanrlara inanmayla ilgili,
2.)
oktanrclk.
politik [Yun.: polis > Fra.: politique]:
siyasal.
politika [Yun.: politikos > tl.: politica]:
siayaset.
politbro [Rus.: Politicheskoye Buro > []
> B.D.: politburo]:
1.)
Siyasi Bro,
2.)

SSCB siyasi partiler dzenleme
dairesi.
Polonya [?]: Lehistan,
Polonyal [?]: Leh, ~ Yahudiler:
Karaim.
Polonyum [Lat.: ? > Fra.: polonium: Po]:
?
Pomak [?]: Bulgar kkenli
Mslmanlar.
pomat [? > Fra.: pomade]: [Eczaclk]
merhem.
pompa [?]: [Teknik] su ekme yada
atma gereci, ~da kapak: klape.
ponere [Lat.]: koymak.
ponos [Yun.]: amele, emeki, ii.
pontus
1
[Yun.]: deniz.
Pontus
2
[Yun.]:
1.)
(Kara)deniz,
2.)

Karadeniz kylarnda bir zamanlar
kurulmu bir Rum devleti.
popularite [Lat.: ? > Fra.: popularit]:
tutulma.
populizm [Lat.: ? > Fra.: populisme]:
halklk.
poros [Yun.]: cihet, istikamet, tark,
yol, yn, ynelme.
portakal [Fra.: portugal & tl.: portogallo
?]:
1.)
Uzak Dou kkenli bir
narenciye, turun eidi,
2.)
Batya
Portekizli denizciler tam,
3.)
en
bilinen eitlerinden Yafa ve
Washington.
portare [Lat.]: getirmek, getirip-
gtrmek, gtrmek, srtlanmak,
tamak, yklenmek.
portatif [Lat.: portare > Fra.: portative]:
1.)
hareketli, mobil, seyyar,
2.)

gtrlebilir, seyyar, tanabilir.
porter [Fra.]: tamak.
portr [Lat.: portare > Fra.: porter >
porteur]:
1.)
datc, hamal, tayc,
2.)
[Tp] hastalk tayan.
posa [?]: kelti, tortu.
posizitif [Lat.: postulare > Fra.: positive]:
olumlu, mspet.
posizyon [Lat.: ? > Fra.: position]:
durum, hal, vaziyet, stat.
post [?]:
1.)
krk,
2.)
[Mecazi] deri, ten,
beden, vcut,
3.)
[Mecazi] kuvvet,
iktidar, ynetim,
postulare [Lat.]:
1.)
istemek,
2.)
doru
ve gerek olduunu dnmek.
po [?]: yumuak minder.
Poa [Halkaz, Erzurum, Artvin]: ingene.
pou [Far.: puu]:
1.)
bir tr barts,
2.)
dolama, sark.
pot [Erm.: ?]:
1.)
knt, ilik,
2.)

elbisede kat, kvrm, ilik,
3.)
gaf,
hata, patavasszlk,
4.)
[Halkdili] ay
demlii.
potamos [Yun.]: rmak, nehir.
potamus [Yun.]: nehir.
potansiyel [Lat.: potens > Fra.:
potantielle]: gizil,
potens [Lat.]: gc yetme, kadir olma,
mutlak olma,
potin [Fra.: bottine]:
1.)
kk izme,
2.)

asker izmesi.
potur [Erm.: ?]: dizalt blm kvrml
pantolon, dar paal ~: zpka,
pous [Yun.]: ayak, kadem.
poyraz [Rum.: boreas & voreas > Osm.:
poyraz]:
1.)
kuzey,
2.)

kuzeydopudan esen rzgar,
poz [Lat.: ? > Fra.: pose]:
1.)
resimde
duru,
2.)
duru.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 269 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
pozametre [Lat.: + Yun.: ? + metron >
Fra.: posemetr]:
1.)
analo
fotoraflkta, bir zamanalr
kullanlan k, gne ayar izielegsi,
2.)
analo fotoraf makinesinde,
eskilerde kullanlan k ayar
yuvarla.
praecoquus [Lat.]: erken olmu
meyve.
praesto [Lat.]: amade, elde, hazr,
kullanlbilir.
praktikos [Yun.]: tatbiki, uygulanabilir.
pranga [?]: buka.
Praseodim [Lat.: Fra.: praseodim; Pr]:
praa [?]: bir iskambil oyunu.
pratik [? > Fra.: practique]:
1.)

uygulama, tatbik,
2.)
tatbiki,
uygulamal,
pratika [tl.: ?]: gemi giri k izni.
pratisyen [? > Fra.: praticien]: intern,
Pravda [Rus.: pravda []]:
1.)

gerek,
2.)
bir Rus gazetesi.
pravus [Lat.]: arpk, eri, kancal.
precari [Lat.]: dua etmek, niyaz
etmek, yakarmak.
prefabrik [Lat.: ? > Fra.: pre-fabrique]:
kurum, tanabilir hazr konut.
prehendere [Lat.]: el koymak,
gaspetmek, msadere etmek.
prematre [Lat.: ? > Fra.: pre-mature]:
1.)
erken domu ocuk,
2.)
erken
doum.
premere [Lat.]: bask uygulayarak,
cendere yapmak, sktrmak.
prensip [? > Fra.: principe]: ilke.
preparat [Alm.]: [Eczaclk] mstahzar,
pres [Lat.: premere > Fra.: press]:
1.)

[Teknik] cendere,
2.)
basn, matbuat.
prestij [Lat.: ? > Fra.: prestige]: itibar,
saygnlk,
perestroyka [Rus.: perestroyka
[] > B.D.: perestroyka]:
yeniden yaplanma.
pretium [Lat.]: bedel, eder, fiyat,
paha.
prina [?]: kspe.
prirat [Lat.: ? > Fra.: prirate]: memeliler.
priz [Fra.: prise]: [Elektrik] fi yuvas.
probiyotik [Yun.: + > Fra.: probiotique]:
?
problem [Lat.: ? > Fra.: probleme]:
1.)

dert, mesele, sorun, tasa,
2.)
[Fizik,
Matematik] zlecek zor soru.
prodesse [Lat.]: ie yaramamak,
verimsiz olmak, yararsz olmak.
profil [Lat.: ? > Fra.: profile]:
1.)
yandan
grn,
2.)
L biimli demir metal
malzeme,
proje [Lat.: ? > Fra.: project]: tasar,
tasarm.
proleter [Lat.: ? > Fra.: proleter]:
1.)

amele, emeki, ii,
2.)
[Sosyalizm]
emeinden baka kaybedecek bir
eyi olmayan ii.
Prometyum [Lat.: > Fra.: prometium:
Pm]: ?
propius [Lat.]: daha yakn.
propoganda [?]:
proprius [Lat.]:
1.)
birisine ait olan,
birisinin,
2.)
bireye ait, kiisel, zel,
ahsi, zati.
propus [Lat.]: gzel, iyi, uygun,
yerinde.
prosedr [?]: ?
prostat [?]: [Tp] kestanecik,
Protaktinyum [Lat.: Fra.: protactinium:
Pa]: ?
protein [Yun.: + > Fra.: ?]: [Yaambilim]
prova
1
[tl.: ?]:
1.)
deneme, test etme,
n bask,
2.)
[Giyim] terzinin elbiseyi
bedende denemesi,
3.)
[Denizcilik]
4.)

ba, kafa, geminin ba, kafa taraf.
providere [Lat.]: ngrmek, tahmin
etmek.
proximus [Lat.]: en yakn.
prudentia [Lat.]: ngr.
pruva [tl.: prova]: [Denizcilik geminin
ba taraf, n, ileri taraf, ~ direi
[Denizcilik]: ba direi.
Psi [? > Yun.: psi [ - & ]]: Yunan
Abecesinin 20. harfi, [, ].
psikiyatr [Yun.: ? + ? > [?] > Fra.:
psichiatre]: ruh bilimci.
psikoanaliz [Yun.: ? + ? > [?] > Fra.:
psichoanalysis]: ruhi zmleme,
psikopat [Yun.: ? + ? > [?] > Fra.:
psichopate]: ruh hastas.
psyche [Yun.: psych: ?]: can, ruh,
soluk.
Ptelemeos Claudis [Yun.: ?]: Eski
Yunanda bir gkbilimci ve cografyac
olan skenderiyeli Batlamyos,
[Ptolemy].
pteron [Yun.: ?]: kanat.
Ptolemy [Yun.: ?]: Eski Yunanda bir
gkbilimci ve cografyac olan
skenderiyeli Batlamyos, [Ptelemeos
Claudis].
PTT [Lat.: ? + Yun. > Fra.]: Post-Telephone-
Telgraph: posta, telefon ve telgraf.
puan [Fra.: point]:
1.)
benek, nokta,
2.)

say.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 270 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
pudere [Lat.]: hicap duymak, mahup
olmak, utanmak.
pudis [Trk.: bit > Lat.]: bit.
pudra [?]:
1.)
toz,
2.)
ocuk piiinde
kullanlan toz,
2.)
[Makyaj] bir makyaj
malzemesi.
puf: po, yumuak minder.
pugare [Lat.]: kavga etmek, mcadele
etmek, savamak.
puhu [?]: [Hayvanbilim: ?] bayku.
pul [?]:
1.)
[PTT] posta pulu,
2.)
[Vergi]
har pulu,
3.)
[Teknik] vida yada
somun tutaca,
4.)
[Balklk] balk
pulu.
pulculuk [Far. + luk]: filateli, pul
biirktirme.
pulluk [Srp. > Bul.: plug]: eke, saban.
pulu [?]: cinsellii omayan erkek.
puma [?]: [Hayvanbilim: ?] da aslan.
puncto [Lat.]:
1.)
benekli, noktal,
2.)

dantelli, ilemeli, ilenmi.
pungere [Lat.]: batrmak, delmek,
inelemek, sivri ulu bir eyle
delmek yada drtmek.
punt [?]: frsat, uygun zaman.
punto
1
[Lat.]:
1.)
benek, leke, nokta,
2.)
mahal, nokta, u, yer.
punto
2
[Lat.: > tl.: ?]: [Teknik] elektrikli
kskala yaplan punto kayna.
pupa [tl.: poppa]: [Denizcilik geminin
arkas, k, gerisi.
purgate [Lat.]: artmak, kirlerinden
arndrmak, temizlemek.
puro [tl.: puro]: bir tr yaprak sigaras.
pus
1
[Yun.: pous: ?]:
1.)
ayak, kadem,
fut, pa, parmak,
2.)
ayak boyu ara,
ayak boyu uzunluk ls,
3.)
in,
pus
2
:
1.)
duman, sis,
2.)
hafif sis.
pusu [?]: saldr iin gizlenme.
pusula [tl.: ?]: [Denizcilik]
1.)
yn
gsteren gere,
2.)
belge, fi, hesap
~s: adisyon.
pu [Far.]: Farsada pu;
1.)
giyinen,
rtnen, stne alan, [papu: papu],
2.)

gizleyip affeden, [hatapu: hatay affeden]
anlamnda bir sonek.
put
1
[Far.]:
1.)
homo, ibne, olan,
2.)

[Argo] ar kfr.
put
2
[Far.]:
1.)
bir eyi arka taraf,
srt,
2.)
arka, geri, gt, srt,
3.)

destek, yardm.
put [Far.]: bt, feti, idol, mabet,
sanem, ~a tapar: pagan, putperest.
putare [Lat.]:
1.)
budamak,
fazlalklarn kesip atmak,
2.)

hesaplamak, say saymak,
3.)

dnmek, tanmak,
4.)
tahmin
etmek, zannetmek.
putperest [Far.: put + perest]: pagan,
puta tapar.
putrel [?]: demir kiri balama.
prtk: knt, kk kabarck.
pskl [?]: saak.
pskrt: [Evrenbilim] lav, yanarda
pskrts,
pyrgos [Yun.]: burc, kale.
Pythagoras [Yun.: Pisagor: ?]: Eski
Yunanda bir matematik bilimcisi.
pyxos [Yun. .: ?]: kutu.
========== Q =========
Q
1
: Trk Abecesinde olmayan bir
harf. Ama szlkte Latince,
ngilizce, talyanca ve Franszca
kkenli kelimeler olduu iin yer
alyor.
Q
2
[tl.: Ku]: talyan Abecesinin 15.
harfi, [Q, q].
quadrum [Lat.]:
1.)
drt keli, kare,
2.)

meydan yada akl alan, park.
quaerere [Lat.]:
1.)
sormak,
2.)

istemek, rica etmek, niyaz etmek,
talep etmek, yalvarmak,
3.)
davet
etmek,
4.)
ihtiya gstermek,
5.)

aramak, aratrmak, incelemek,
sorgulamak.
qualis [Lat.]: ne biimde?, ne eilde?,
ne trde?
quandraginta [Lat.]: krk.
quantus [Lat.]: ne kadar byk!
quarere [Lat.: quaerere]: aramak,
aratrmak, incelemek, sorgulamak.
quatere [Lat.]: rgalamak, sallamak,
sarsmak.
quattuar [uv.: tevatte > Lat.]:
1.)
drt,
drtte bir,
2.)
eyrek.
queitare [Lat.]: sakinletirmek,
sessizletirmek.
quercus [Lat.]: mee aac.
querere [Lat.]: aramak, aratrmak,
incelemek, sorgulamak.
quiescere [Lat.]: dinlenmede olmak.
quiritare [Lat.]: alamak, dvnmek,
zrlamak.
quota pars [Lat.]: ne byk para!
========== R =========
R
1
: Trk Abecesinin . harfi.
R
2
[tl.: Erre]: talyan Abecesinin 16.
harfi, [R, r].
rab [Arp.: rb]:
1.)
2.) [R] ber, ogan,
tanr.
rabta [Arp.: rbta]: ba, balant,
iliki, mnasebet,
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 271 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
raca: mihrace,
raci [Arp.: rci]:
1.)
geri dnen,
2.)
[R] bir
erkek ad.
racon [tl.: ragione]:
1.)
akl, dzen,
mantk, tarz, usl, yol,
2.)
[Argo] afi,
caka, alm, fiyaka, gsteri.
rad [Arp.]: neeli, sevinli, ad, akrak.
radere [Lat.]: kazmak.
radikal [Lat.: radis > Fra.: radical]:
1.)

asla yada kke ait, kkten, temel,
2.)

[Bitkibilim] kkten kan, tabandan
kan,
3.)

a.)
[Matematik] kksel,
b.)
kk,
kk iareti,
4.)
[Kimya] basit cisim,
temel madde.
radis [Lat.]: kaynak, kk, kken, z.
Radon [Lat.: ? > Fra.: radion: Rn]: ?
radyatr [Yun.: ? > Fra.: radiateur]:
1.)

s yay ile stma,
2.)
kalorifer, petek.
radyo [Yun.: ? > Fra.: radio]:
Radyum [Lat.: > Fra.: radium; Ra]: ?
raf [Arp.]: sergen.
rafadan [Rum.: rofton: ]: alakok,
az pimi yumurta.
rafet [Arp.: rfet]:
1.)

2.)
[R] bir
Mslman ve Trk erkek ad.
rafinaj [Lat.: ? > Fra.: refinage]: artm.
rafineri [Lat.: ? > Fra.: refinerie]:
artmevi.
rafya [? > Fra.: raphia]:
1.)
uzun yaprakl
palmiye,
2.)
bir tr yapay kurdale.
rah [Far.]: cihet, reh, sefer, srat, tarik,
yol.
rahat [Arp.]:
1.)
asude, sakin,
2.)
dirlik,
erin, huzur.
rahib [Arp.]: bak. rahip.
rahibe [Arp.]: [Hiristiyanlk] bayan rahip.
rahim
1
[Arp.: rahm]:
1.)
balayan,
affeden,
2.)
[R] Allahn ad ve
sfatlarndan birisi,
3.)
[R] erkek ad,
5.)
[Bedenbilim] kadn yumurtalk
blm, dlyata, uterus.
rahip [Arp.: rahib]: [Hiristiyanlk]
Hiristiyan din adam, kei, papaz,
rahipler [Arp.]: [Hiristiyanlk] ruhban,
rahman [Arp.: rahmn]:
1.)
bol bol
veren, ltfeden,
2.)
[R] Allahn ad ve
sfatlarndan birisi,
3.)
[R] bu anlamda
bir erkek ad.
rahmi [Arp.: rahm]:
1.)
?,
2.)
[R] bu
anlamda bir erkek ad.
rahvan [Far.: rah + vend > rahvend]:
1.)

i., yolunda giden at,
2.)
s., atn yava
yry.
rakam [Arp.]: numara, say iareti,
say.
raket [Arp.: rahet [] > Fra.: raquette]:
i.,
1.)
avuii, el ayas,
2.)
[Spor] tenis
oyunu gereci.
rak [Arp.: arak]: i.,
1.)
damlama,
damtma, terleme, terletme,
2.)

anasondan yaplan bir tr alkoll iki,
arak, Yunan ~s: Uzo, Yugoslav
~s: Mastika, ~ srahisi: karafa,
karafaki,
rakm [Arp.]: i.,
1.)
ykseklik, ykselti,
2.)
denz dzeyinden uzaya doru
olan ykseklik.
rakik [Arp.]: acyan, merhametli, yufka
yrekli.
rakip [Arp.: rakib]: yarta taraf.
rakkas:
1.)
[Fizik] pandl, sarka,
2.)

engi, dansz.
raks [Far.]:
1.)
dans,
2.)
[Fizik] salnm.
ram [Arp.: rm]: biat, boyun een,
itaat.
ramazan [Arp.]:
1.)

2.)
Kameri (Ay)
Takvimde bir ay ad,
3.)
[R] oru ay,
4.)
[R] bir Mslman & Trk erkek
ad.~da klnan namaz: teravih,
rami
1
[ng.: ramee]: deerli bir bitki.
Rami
2
[?]: stanbulda bir semt.
rampa [tl.: rampa]: bayr, dik yol,
yoku.
rana [Far.: rna]:
1.)
gzel, ho, latif,
tatl,
2.)
gnl eri, rint,
3.)
[R] bir
bayan ad.
randman [? >Fra.: rendement]: mahsl,
rn, verim.
rant [Lat.: ? > Fra.: rente]:
1.)
faiz,
nema, rem,
2.)
kar, yarar.
rantabl [Lat.: ? > Fra.: renteble]: verimli,
ranza [tl.: rancio]:
1.)
iki katl karyola,
2.)
ordu, yurt ve gemide yatma yeri.
rap: ayak sesi.
rapten [Arp.: rabt]: bal olarak.
raptiye [Arp.: rabt]:
1.)
balama,
salamlatrma, sklatrma,
2.)
ucu
ineli, srt yuvarlak bir tr tutturma
arac, tutturga,
rasat [Arp.]: gzlem.
rasathane [Arp.: rasat + Far.: hne]:
Gzlemevi, hava tahminleri, deprem
yada gzkyz izleme ilemleri
yaplan yer.
rasim [Arp.: rsim]:
1.)
?,
2.)
?,
3.)
[R]
bu anlamda bir erkek ad.
raspa [tl.: raspa]: iri dili trp.
rast [Far.]:
1.)
sa, sa taraf,
2.)
doru,
dsgn,
3.)
tesadf.
raste [Far.]:
1.)
dkkanlar dizisi,
2.)
yan
yana dkkanlarn bulunduu yer,
3.)

Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 272 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
yan yana ve karlkl dkkanlarn
bulunduu ar.
rastgele [Far. + gele]: doru gitsin,
rastlasn, tesadf etsin,
rastk [Far.: rasuth]:
1.)
altimon, kohl
yada rastk,
2.)
gzlere siyahlk
almak iin ekilen boya, ~ ta
altimon, kohl.
rae [Far.]: i., rkme.
rate
1
: geimsiz.
rate
2
[Alm.]: [Hayvanbilim: ? ] byk
fare.
ratie [Yun.: kratos > ratia: ]:
Franszcada ratie;
1.)
belirlenen
biimde ynetim [democratie: demokrasi]
yada
2.)
ile ynetilen, -nn ynettii
[autocratie: otokrasi] anlamna gelen bir
sonek.
ratio [Lat.]: neden, sebep.
rayic [Arp.: ryic]: bak. rayi.
rayi [Arp.: ryic]: maln sat bedeli.
rayiha [Far.]: aroma, gzel koku,koku.
razak [Arp.: ?]: kaln kabuklu, ekerli
bir zm tr.
raz [Arp.: rz]: kabul eden, uygun
bulan.
razmol [Rus.: ?]: kepekli un, kepekunu.
re
1
: Mzik Abecesi Notada ikinci ton
yani tn.
re
2
[Lat.: res]: nesne, ey, ortada olan,
mevcut, varlk.
re
3
[Lat.]: Latincede re-;
1.)
arka, geri,
2.)
tekrar, yenibatan anlamlarnda bir
nek.
reaksiyon [Lat.: re + agere > Fra.:
reaction]:
1.)
tepki,
2.)
[Kimya] tepkime.
realis [Lat.]: s., doru, gerek, nesnel.
realite [Lat.: realitas > Fra.: realit]:
gereklik,
reaya [Arp.]: Osmanlda Hiristiyan.
recep [Arp.]:
1.)

2.)
[R] Kameri (Ay)
Takvimde bir ay ad,
3.)
bir Trk
erkek ad.
recm [Arp.]: bak. recim.
recim [Arp.: rcm > recm]:
1.)
?
2.)
taa
tutarak ldrme.
reel [?]: meye ve baz iekelrin
yapraklarndan bir tr tatl, ~ trleri:
Ayva, Brtlen, ilek, Gl, Glbeeker,
Kays, Portakal, Vine,
reete [tl.: ?]: ila tarifesi.
reine [?]: [Kimya] akndrk, akma,
balsam, am sakz, gzel kokulu ~:
akamber, yapay bir ~: bakalit,
red
1
[Arp.]: bak. ret.
red
2
[ng.]: krmz, kzl.
reddetme [Arp. + etme]:
1.)
geri
evirme, iade etme, kabul etmeyip
geri gnderme,
2.)
benimsememe,
kabul etmeme.
reddetmek [Arp. + etme]: geri
evirmek, iade etmek, kabul etmeyip
geri gndermek,
2.)
benimsememek,
kabul etmemek.
redrese [?]:
1.)
dzeltme, dorultma,
tashih etme, yeniden dzeltme,
2.)

kusuru tashih etme, yanl
dzeltme,
3.)
[Gmrk] yanl
dzeltme beyannamesi.
reel [Fra.: reel]: s., n, doru, gerek,
hakikat, hakiki.
refah [Arp.: ]: gnen, [Rafah].
refakat [Arp.: refkt [?]]: eskort, elik,
yolda, yol arkada.
refakat [Arp. + ]: hastahanede
hastayla geceleyen yada kalan kii.
referandum [Lat.: re + ferre > Fra.:
referendum]: halkoylamas, plebisit,
refik [Arp.: ? >]:
1.)
arkada, nedim,
yaren, yolda,
2.)
[R] bir Mslman ve
Trk erkek ad, [Rafiq].
refika [Arp.: ? >]: aile, bayan, e, kar,
reform [Lat.: reformare > Fra.: rforme]:
1.)
ilk biimine dndrme,
2.)
slahat,
yeniletirme,
3.)
dzeltme.
refj [Fra.: ? > refuge]:
1.)
?
2.)
orta
kaldrm.
regere [Lat.]:
1.)
aydnlatmak,
bilgilendirmek, yol gstermek, tarif
etmek,
2.)
emretmek, gstermek,
idare etmek, tanzim etmek,
ynetmek,
3.)
dikeltmek, dik tutmak,
dikletirmek,
4.)
kirden arndrmak,
silmek, temizlemek.
reh: [Far.: ? >]: cihet, rah, sefer, srat,
tarik, yol.
reha [Arp.: ? >]:
1.)
dzelme, iyileme,
kurtulu, onma, salah,
2.)
[R] bir
erkek ad.
rehavet [Arp.: ? > rehvet]: geveklik,
rehin [Arp.: ? >]: [Hukuk] ipotek, tutu.
rehine [Arp.: ? >]: tutu, tutuk.
reis [Arp.: ras > res []]:
1.)
ba
olma, idare etme, ynetme,
2.)

bakan, bey, emir, hakan, han,
imparator, kaan, kaan, kayser, kral,
lider, mir, nder, ser, sultan, ah,
eyh.
reisicumhur [Arp.: reis-i cumhur]:
cumhurbakan.
rekabet [Arp.]: ekime, yar.
reklam [Lat.: ? > Fra.: reclame]: tantm.
rekolte [? > Fra.: recolt]: yllk rn.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 273 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
reks [Lat.: rex]: kral.
rektr [> ? > Fra.: recteur]: okutman.
relinquere [Lat.]: ?
remel [?]: [iir] bir aruz ls.
remi [?]: bir iskambil oyunu.
remil [?]: kum fal.
remiz [?]: amblem, arma, imge, iaret,
zel iaret, sembol, simge, temsili
resim.
remzi [Arp.: remz]:
1.)

2.)
figraif,
mecazi, temsili,
3.)
[R] bir erkek ad.
remziye [Arp.: remzye]:
1.)

2.)
[R] bir
bayan ad.
renal [Lat.: renes]: [Tp] bbreklerle ilgili
yada onlara yakn olan.
renc [Far.]: i., emek sknt, zahmet.
renber [Far.: renber]: i., iti, toprakla
uraan.
renber: ifti, ekici, tarmc, ziraat,
rende [?]: 1.) bir mutfak gereci,
2.)
bir
marangoz gereci.
renes [Lat.]:
1.)
bbrek,
2.)
bbrekler.
reng [Far.]: bak. renk.
rengarenk [Far.: rengreng: ]:
alaca, kark renkli, renk renk,
renkli.
renk [Far.: reng []]: n gzdeki
duyumu,
1.)
renkler: Ak (Beyaz), Al
(Krmz), Abra (Alarenkli), Beyaz (Ak), Bej,
Boz, Doru, Ela, Esmer [Kara], Fme (Duma
Rengi), Gri (Klrengi), Haki (Toprak Rengi),
Kahverengi, Kara (Siyah), Kavunii, Kr
(Sayazla Siyah karm), Krmz (Al), Kimyoni,
Kirli Sar, Klrengi (Gri), Lila, Mai (Mavi),
Maron (Kestane Rengi), Mavi (Mai), Pembe,
Sar, Siyah (Kara), Stlkahve, arabi, Taba,
Tiri (Yeille Mavi), Turkuaz, Yeil, ~
maddesi: boya,
2.)
[Mecaz] nicetlik,
renkli [Far.: reng [] + li]: renk renk,
ok ~: ala, kark ~: ala, alaca,
yanal, ala ~: abra, iki ~: ala, alaca,
yanal,
renovasyon [Lat.: ? > Fra.: renovation]:
yenilik, yeniletirme.
replik [Fra.: replique]: oyunda sz.
repo [ng.: repurchasing]: faiz, nema,
rant, rem,
res [Lat.: re]: nesne, ey, ortada olan,
mevcut, varlk.
resedire [Lat.]: oturmak, yerlemek,
yeniden yerlemek.
reserv [> ? > Fra.: reserve]:
1.)

kullanlmayan, yedek,
2.)
[Askeri]
yeden asker,
3.)
ekince, itiraz.
reservatorium [Lat.]:
1.)
yedekleme
yeri,
2.)
depo, hazne, kutu.
resesif [Fra.: recessive]: ekinik.
resim [Arp.: resm]: fotoraf, plak ~:
n, dini ierikli ~: ikon, ikona,
resimli [Arp. + li]: betili, figratif,
ssl, tasfirli, ~ bask: estamp.
resistans [Lat.: ? > Fra.: resistance]: 1.)
[Elektrik] resistans,
2.)
[Elektronik]
resistans.
resital [Lat.: ? > tl.: ?]: bir konser tr.
resmen [Arp.]:
1.)
?
2.)
aka, kesin
olarak.
resmi [Arp.: resm]: devletle ilgili.
resm-i al [Arp. > Osm.]: Osmanlda
kkba hayvan, davar vergisi.
resm-i asiyabi [Arp. > Osm.: resm-i
asiybi]: Osmanlda deirmen
vergisi.
resm-i haymane [Arp. > Osm.]: ?.
resonantia [Lat.]: akis, aksiseda,
nlama, yank.
resonare [Lat.]: aksetmek, nlamak,
ses geri gelmek, yanlanmak.
respondere [Lat.]: cevap vermek,
cevaplamak, yantlamak, yant
vermek.
rest [?]:
1.)

2.)
pokerde parann tm.
restare [Lat.]: durdurmak.
restaurant [Lat.: restore > Fra.:
restaurant]: aevi, orbac, lokanta. M.
Boulanger, 1765, Paris Fra.nsa. Champe
dOiseau: Ku Tarlas orbac dkkannn
camna u Latince cmleyi yazar: Venite ad
me omnes qui stomacho laboratis et ego
restaurabo vos: bana gelin ey midesi
guruldayanlar ben sizi iyiletiririm.
restorasyon [Lat.: ? > Fra.: restoration]:
1.)
eski durumuna getirme, onarm,
2.)
[Mimari] eski ve tarihi yaplarn
onarm.
restore [Lat.: ? > Fra.: restor]: eski
durumuna getirme, onarma.
resl [Arp.: rsl > resl]:
1.)
gnderilme,
indirilme,
2.)
gdnerilen, indirilen,
3.)

[Dini] nebi, peygamber, yalva,
4.)
[R]
bu anlamda bir erkek ad.
reid [Arp.]: bak. reit.
reit [Arp.: reid]:
1.)
erikin, ergin,
yetikin,
2.)
Harun Reit;,
3.)
[R] bir
Mslman ve Trk erkek ad.
reme [Far.]: gem, tasma, toht, yular.
ret [Arp.: red]: geri evirme, iade.
retorik [Lat.: ? > Fra.: rethorique]:
hitabet sanat, gzel sz syleem
sanat, sylem.
retro [Lat.]: Franszcada retro-; arka,
geri anlamna bir ncek.
reva [Arp.: rev]:
1.)
mnasip,
mstehak, uygun, yakr, yarar,
2.)

deer, deerli.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 274 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
reva [?]: deerli, geerli.
revak [Arp.]: ayazlk, balkon, eyvan,
sundurma, taraa, teras.
revan [Far.]: giden, yryen.
revani [?]: bir tr tatl.
revir [?]: okul, iyeri yaad klada
hasta blm.
revolver [Lat.: ? > ng.: revolver]:
altpatlar.
rev [Fra.: revue]: dansl gsteri.
rex [Lat.]: kral.
rey [Arp.: ray > []]:
1.)
dnce, fikir,
gr,
2.)
oy.
reye [Fra.: ray]: [Dokuma] ubuklu
kuma.
reze [Arp.: rezze]: mentee.
rezervuar [Lat.: reservatorium > Fra.:
rservoire]:
1.)
yedekleme yeri,
2.)

depo, hazne, kutu.
rezidans [Lat.: resedire > Fra.:
rsidence]:
1.)
devlet bakan benzeri
yksek makam konutu,
2.)
elilik
konutu.
rezil [Arp.]:
1.)
kepaze, utanmaz,
2.)

alak, hain.
rezonans [Lat.: resonantia > Fra.:
rsonance]: nlama, seselem, yank.
rheein [Yun.]: akmak, cereyan etmek,
dalgalanmak, kabarmak, sallanmak.
rhegnynai [Yun.: rhgnynai]:
1.)
krmak,
paralamak, riayet etmemek,
uymamak, bozmak, bir yerini
krmak, yaralamak,
2.)
akmak,
atlamak, patlamak, fkrmak, ileri
doru frlamak.
rhein [Yun.]: akmak.
rhisa [Yun.]: kk, kken, orijin.
Rho [Yun.]: bak. Ro.
rdvan [Arp.]:
1.)
?
2.)
[R] bir erkek ad.
rfat [Arp.]:
1.)
?
2.)
[R] bir erkek ad.
rh [Far.]: renkli bir kum.
rza [Arp.]:
1.)
?
2.)
[R] bir ranl ve Trk
erkek ad.
riayet [Arp.]: intibak, itibar, uyma, ~
etmek: itibar etmek, uymak,
rica [Arp.]: arzu, dileyi, dilek, istek, ~
etmek: arzu etmek, dilemek, ~
anlatr: aman.
ricat [Arp.]: ekilme, gerileme.
ridere [Lat.]: glmek, kahkaha atmak.
rie [Arp.]: [Bedenbilim] akcier.
rigare [Lat.]: sulamak.
rih [Far.]: mrekkebi kurutma kumu.
rim [Far.]: yar.
rimel [Fra.: rimmel]:
1.)
ticari bir marka,
2.)
[Makyaj] kirpiklere srlen yal
srme.
rina [?]: [Yerbilim] trpana.
ring [ng.: ring]:
1.)
halka,
2.)
[Teknik]
conta,
3.)
yzk,
4.)
[Spor] boks spor
alan,
4.)
[Ulam] tama aralarnn iki
nokta arasnda gidip gelmesi.
ringa [Alm.: ringa]: bir balk tr.
rint [Far.: rind]: gnl eri.
ripa [Lat.]: denizkys, sahil.
risale [Arp.]: bror, kitapk, kk
kitap.
risk [Fra.: risque]: riziko, tehlike.
ritim [Yun.: rythmos > Fra.: rithyme]:
dizem, tartm.
ritmik [Yun.: rythmos > Fra.: rithmique]:
dizemli, tartml.
rivayet [Arp.]: sylenti.
rivus [Lat.]: dere.
riya [Arp.: riy]: ikiyzllk, yapmack.
riyakar [Arp.: riy + Far.: kr]: ikiyzl.
riyala [tl.. reale]: Osmanllarda
tuamiral.
Riyaziye [Arp.: riyziye]: aritmetik,
matematik.
Rize [Rum.: rhisos, riza, Osm.: Rize ]:
[53], Trkiyede bir kent.
riziko [tl.: ?]: risk, tehlike.
RNA [ng.]:
1.)
(R)ibo (N)ucleic
(A)cide,
2.)

Ro [Fen.: Re [Resh] > Yun.: Ro & Rho [
& ]]: Rho, Yunan Abecesinin 17.
harfi, [R, r].
robur [Lat.]: dayanm, diren, g,
kuvvet.
roda [tl.: roda]: halat yuma.
rodaj [Lat.: rodere > Fra.: rodage]:
1.)

anma, ypranma,
2.)
motorun
ayarlanams.
rodeo [Lat.: rodeo > ng.]:
1.)
ata
biniyorum,
2.)
bir tr at stnde
durma sporu.
rodere [Lat.]: kemirmek, gevi
getirmek.
rodere [Lat.]: kemirmek, paslanmak.
rogare [Lat.]:
1.)
nermek, teklif fetme,
2.)
istemek, rica etmek, sormak.
roka [Rum.: rka: > Lat.: ? > tl.:
roca]: [Bitkibilim: Eruca sativa] kokulu
bir bitki.
roket [Fra.: rocket]:
roketatar [+atar]: bazuka.
rom [ng.: rum]: sert iki.
Roma [uv.: uram & Krt.: oram > Lat.]:
1.)

cadde, sokak,
2.)
talyann bakenti,
[Rom],
3.)
eski Roma
mparatorluunun ksaltmas, ~
tapna: panteon,
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 275 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
roman
1
[Fra.: roman]: [Yazn]
1.)
hikaye,
2.)
uzun hikaye, ~ kurgusu: at.
Roman
2
[?]: ingenelerin kendilerine
verdikleri ad.
romantik [Fra.: romance + Yun.: ikos >
romatique]: duygusal, hissi.
Romanya: bir Dou Avrupa lkesi.
Romanyallarn asl Dacia. [Romanya
adn Romallarn torunlar olarak Romadan
almaktadr. Roma lkesi demektir]. Romen
para birimi: ley,
romatizma [Yun.: rhema [?] + rhen [?]
> [?] > Fra.: rheumatisme]:
1.)
salg
aknts,
2.)
[Tp] akntl hastalk tr,
eklem iltihab, eklem ~s: artrit,
romrk [Fra.: romeurque]: motorsuz
ara.
rosto [Fra.]: bir et yemei.
rota [tl.: rosto]: [Denizcilik] gemi yolu.
rouge [Fra.]: krmz, kzl.
roza [Fra.: rosa]:
1.)
krzmz, pembe,
2.)

krmz yada pembe elmas,
3.)
[R]
Batl bir bayan ad, [Pembe].
rozet [Fra.: rose > rosette]:
1.)
gl
biimli, gl gibi ss,
2.)
nihale,
3.)
bir
tr yaka inesi.
rgar [Fra.: ?]: ?
rlans [Fra.: relance]: pokerde para
arttrma,
rlanti [Fra.: relantie]: arabann bota
almas.
rlatif [Lat.: ? > Fra.: relative]: greceli,
izafi.
rlativite [Lat.: ? > Fra.: relativit]:
grecelik, izafiyet.
rle [? > Fra.: rele]: [Teknik] deitirge.
rportaj [Lat.: ? > Fra.: reportage]:
mlakat, sylei,
rtar [Lat.: ? > Fra.: retard]: erteleme,
egcikme, tehir.
rrhagia [Yun.: rhegnynai]: Franszcada
rrhagia; akma, fkrma, szma
anlamna gelen bir sonek.
ru [Far.]: yz.
ruam [Arp.]: [Tp]
1.)
hayvan hastal,
2.)
saka.
ruba [Far.]: elbise, giysi, kyafet, libas,
urba.
rubai [Arp.]:
1.)
drt, drtlk,
2.)
iir
drtl.
ruberu [Far.: ru + be + ru]: yz yze,
Rubidyum [Lat.: > Fra.: rubidium; Rb]: ?
ructare [Lat.]: geirmek, frlatmak,
pskrtmek.
rudis [Lat.]: kaba, hain, sert.
ruf [ng.: roof]: at, dam.
rugan
1
[Far.: rgan]:
1.)
kaymak,
2.)

bitkisel yada hayvansal ya, ya.
rugan
2
[Far.: rgan > rgan]:
1.)
yal,
yalanm, yalanp parlatlm
ksele,
2.)
[Dericilik] parlak ayakkab
derisi.
rugare [Lat.]: burumak, buruturmak,
kvrlmak, kvrmak.
ruh [Arp.]: grnt, tayf, tin, ~
hastal: paranoya, ~ bilimci:
psikiyatr, ~ hastas: psikpopat, ~
dinginlii: ataraksya, ~ hastal
nbeti: tutarak,
ruhban [Arp.: ruhbn]: rahipler.
ruhi [Arp.: ruh]:
1.)

2.)
[R] bir erkek
ad,~ zmleme: psikanaliz,
ruhsat [Arp.]: icazet, izin, lisans,
msade, permi.
ruj [Fra.: rouge,]:
1.)
krmz,
2.)
kzl,
3.)

[Makyaj] bir makyaj malzemesi.
rulo [Fra.: rouler > rouleau]:
1.)

yuvarlamak,
2.)
silindir biimli,
3.)

boya gereci.
Rum [Osm.: Roum]: Osmanlnn
fethettii yerlerde yaamay
srdren Bizansl yani Dou
Romallar anlamna Rum yani
Romallar. Bu isimleme Yunan
kkenliler iin kullanlmtr. Rum
mehyaneicis: barba,
rumba: Kba dans.
Rumeli Hisar: Boazkesen.
Rumen paras: Ley,
rumpere [Lat.]: ara vermek, kesmek,
koparmak.
rumuz [Arp.]:
1.)
remiz, sembol, simge,
2.)

gizli anlam olan iaret ve
gstermeler,
3.)
imge, rnek, sembol,
timsal.
Rus (Kril) Abecesi: A (), A, , () Be,
() Ve, () Ge, () De, () Ye, ()
Zhe, () Ze, () I, () I, () Ka,
() El, () Em, () En, () O, ()
Pe, () Er, () Es, () Te, () U,
() Ef, () Kha, () Tse, (), Che,
() Sha, () Shta, () Yumuak
areti, () Yu, () Ya.
Rus [sv.]: bir Slav ulusu, ~ oca:
pe, ~ halk saz: balayka, ~
Parlementosu: duma, ~ gezinti
arabas: kalaske,
Rusya [?]: Rusya Federasyonu,
Eskilerin SSCBsi, [Russian Federation],
~da tarm iletmesi: sovhoz,
Rutenyum [Lat.: > Fra.; rutenium; Ru]:
?
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 276 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Rutherfordyum [Lat.: > Fra.nszac:
rutherfordium; Rf]: ?
rutin [Fra.: routine]:
1.)
adeta, adi,
amiyane, basit, baya,
2.)
sradan.
rutubet [Arp.: rtb > rutbet]:
1.)
slak
oma, nemli olma, ya olma,
2.)

slaklk, nem, yalk .
ruz [Far.: rz]: gn, [Ruz-u maher:
toplanma gn].
rt [Arp.]: blu, ergenlik a,
erinlik.
rt [Arp.: rdi]:
1.)

2.)
[R] bir
Mslman ve Trk erkek ad,
[Rushdi].
rvet [Arp.]: avanta, bahi, yemlik,
rtbe [Arp.]:
1.)
derece, mertebe, paye,
2.)
[Askeriye] subaylarn konumu,
mevkii, ~ gsteren erit: srma.
rya [Arp.: ry []]:
1.)
d, imaj,
imge, hayal, hlya,
2.)
[R] bir bayan
ad. [Hlya].
rzgar [Far.: rz + kr > rzkr [] >
rzgar]:
1.)
gnn kazanc,
2.)
sabah
yeli,
3.)
bad, bar, yel, ok ~l yer:
tozkoparan, ok scak ~: siroko, l
~: sam, eniz ~: imbat, hafif ~:
saba, kuvvetli ~: sazak, sert ve
geici rzgar: bora, scak kuru ~:
y, tropikal ~: alize, hafif ~:
frika.
rythmos [Yun.: ?]: dizem, tartm.
========== S =========
S
1
: Trk Abecesinde . harf.
S
2
[tl.: Esse]: talyan Abecesinin 17.
harfi, [S, s].
S.O.S.
1
[?]: yardm ars.
saadet [Arp.]:
1.)
mutluluk,
2.)
[R] bu
anlamda bir bayan ad.
saadetli [Arp.: saadetl]: s., bahtiyar,
mesut, mutlu.
saat [Arp.]:
1.)
mevsim, vakit, zaman,
2.)
zaman gsteren gere, saat
dzlemi: kadran.
saba [Arp.]:
1.)
hafif rzgar,
Saba Kraliesi Belks [Habee: Nigis
Saba yada Lilith, Nikaule veya Nicaula]:
Habeistan [Etiyopya] veya Yemen'inin olduu
topraklarda hkm srd ileri srlen, tarih
ncesi Saba Krall'nn hkmdar.
sabah [Arp.]: ~n ilk saatleri: erken.
saban [zTr.]: eke, saban.
sabk [Arp.]: eski, nceki.
sabka [Arp.: sbka]: gemite ilenmi
su.
sabr [Arp.: ? >]: dayan, dayanma,
sabi [Arp.: ? >]: kk ocuk,
sabit:
1.)
dengeli, duraan, stabil,
2.)

[S] bir erkek ad..
sabo [Fra.: sabot]:
1.)
tahta ayakkab,
2.)
bir eit sandalet.
sabri [Arp.: sabr]:
1.)

2.)
[S] bir erkek
ad.
sabriye [Arp.: sabrye]:
1.)

2.)
[S] bir
erkek ad.
sabun [Arp.]: yadan retilen temizlik
maddesi,
sac [zTr.]: yass demir elik rn.
saccharine [Lat.]: eker, tatlandrc.
saccus [Lat.]: heybe, torba.
sa [zTr.]: kafadaki tyler, lle ~:
bukle, ksa kesilmi ~: alagarson, ~
gibi rlm: salmastra, ~ kr
erkek: kranta.
saa [?]: Trk Mzii makam.
saak [zTr.]:
1.)
pskl,
2.)
atda
braklan yamur knts,
3.)
[Fizik]
k salmas.
saakbulut: sirrus.
saakl:
1.)
pskll,
2.)
saalr dank,
3.)
[Mecazi] dank, pasakl kadn.
sama:
1.)
absrt, anlamsz, manasz,
2.)
bir tr tfek mermi malzemesi,
3.)

serpme a,
sadak: ok klf, okluk.
sadaka [Arp.]:
1.)
dilenciye verilen ey,
2.)
yoksullara karlksz verilen ey.
sadakat [Arp.]: iten ballk.
sade [Far.: ]: yaln.
sadece: ancak, yalnz.
sadet [saded]: asl bais, konu, mevzu,
tema.
sadk [Arp.: sdk]:
1.)
bal,
deimeyen,
2.)
[S] bir erkek ad.
sadr [Arp.: sadr]: ?
sadi [Arp.: sdi]:
1.)
bal, deimeyen,
2.)
[S] bu anlamda bir erkek ad.
sadist [Fra.: Sadeden > sadiste]: ac
ektiren, elezer.
sadistlik [Fra.: Sadeden > sadiste + lik]:
ac ektirme, elezerlik.
sadiye [Arp.: sdiye]:
1.)
bal,
deimeyen,
2.)
[S] bu anlamda bir
bayan ad.
sadme [Arp.]: sarsnt.
sadr [Arp.]: bak. sadr.
sadri [Arp.: ? > sadr]:
1.)

2.)

3.)
[S] bu
anlamda bir Mslman ve Trk erkek
ad.
sadrazam [Arp.: sadr- zm]:
1.)
byk
bakan,
2.)
Osmanlda hkmet
bakan,
3.)
babakan.
sadun [Arp.: sdun]:
1.)
?
2.)
[S] bir
erkek ad.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 277 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
saf [Arp.: sf]:
1.)
ari, plak,
2.)
halis,
katksz,
3.)
dizi, sra,
4.)
aklsz.
safahat [Arp.: safaht]: i.,
1.)
?,
2.)

Mehet Akif Ersoyun nl kitabnn
ad.
safari [Arp.: safar [] > sefer > safari >
B.D.]:
1.)
gezi, sefer, seyehat,
yoculuk,
2.)
Afrikaya yolculuk,
3.)

Afrikada yabani hayvan avc gezisi.
safha [Arp.]: aama, evre, merhale.
safi [Arp.: sfi]: net.,
safinaz [Far.: sfi + nz > sfinz]:
1.)
?
2.)
[S] bir bayan ad.
safir [br.: mghyr > Yun.: sappeiron >
Lat.: sapphirius > Fra.: saphir]: mavi
renkli, deerli bir korindon tr, gk
yakut.
safra [tl.: saburra]:
1.)
fazlalk,
2.)
balon
arl,
3.)
[Denizcilik] balast, sv ~:
d.
safran [Arp.: zafern [] & Fra.:
saphrane]: [Bitkibilimi: Crocus sativus]
1.)

sar boya bir bitki,
2.)
soanl bir
kltr bitkisi, zafran.
Safranbolu [Arp.: zafern []>
Osm.: safran & Rum.: polis []:
Safranpoli > Osm.: Traklborlu]:
Karabke bal bir ile.
safsata [Arp.]:
1.)
deerrsiz laf,
2.)

aslsz sz, boru, bo laf, laf salatas.
sagu: Hint irmii.
saaltm: [Ruhbilim] terapi.
saduyu: akgzllk, akl, aklselim,
basiret, bude, ihtiyat, saduyu,
sagr.
sagr: akgzllk, akl, basiret,
bude, ihtiyat, sagr.
salam: dayankl, kip, kunt.
salk: afiyet, esenlik, sal bozuk
olan: hasta.
salkl: dimdik, din, esen, iyi,
shhatli, salim, zinde.
saha [Arp.: sh []]: alan, meydan.
sahabe [Arp.: shb > sahibin oulu]:
1.)

arkadalk yapma, yarenlik etme,
yolculuk yapmak,
2.)
.i., sahipler,
3.)

[slam] Hz. Muhammedi yaarken
grm olanlar,
sahaf [Arp.]: eski kitap.
sahan [Arp.]:
1.)
derinlii az metal kap,
2.)
derinlii fazla olmayan kap.
sahib [Arp.]: bak. sahip.
sahici [Arp.: ?]: s., gerek, hakikat.
Sahih-i Buhari: [El-Cami es-Sahih]:
mam- Buhar yani Eb Abdullah
Muhammed bin smailin bayapt.
sahil [Arp.]:
1.)
deniz kenar, ky,
[Costa],
2.)
plaj, kumsal.
sahip [Arp.: sahib]:
1.)
yerli,
2.)
efendi,
s, iye, malik.
sahipler [Arp. + ler]: sahabe.
sahne [Arp.]:
1.)
ortam, uygun yer,
2.)

tiyatroda oynanan yer.
sahte
1
[Arp.]: benzetme, imitasyon,
taklit.
sahte
2
[Far.]: asl olmayan, del,
dzmece, fiktif, hayali, uydurmaca,
uydurma.
sahur [Arp.]:
1.)

2.)
Ramazanda orucu
balama yemei,
saik [Arp.]: iti, itici g.
saika [Arp.]:
1.)
bbrlenme,
2.)

yldrm,
Saimbeyli [Osm.: Hain]: i., ?
saint [Lat.: ? > ng.: saint]: aksakal,
aya, aziz, eren, ermi, evliya, holy.
Saint Anthony Kilisesi [St. Anthony, Aya
Andonis]: 1906-1912, stanbul
Beyolunda [Pera] bulunan talyan
Katolik Kilisesi, Sen Antuvan Kilisesi,
[Sen Antuan Kilisesi].
sair [Arp.]: baka, teki.
sak [Far.]: akgz, gzak, uyank.
saka
1
[Arp.: sakka]:
1.)
sucu, su tayan
kii,
2.)
[Osmanl] Yenieri Ordusunda
onba.
saka
2
[Arp.]:
1.)
gkgrlts, imek,
imek akma sesi,
2.)
[slam]
Kyamette uyandrma sesi,
3.)
benzi
atma, ar korkma.
saka
3
[Arp.]:
1.)
bir ordunun gerisi,
2.)

[Kubilimi: Carduelis carduelis] bir tr
tc ku, kutan.
sakada [Arp.]: [slam] ftre.
saka [zTr.]:
1.)
bir hayvan
hastal,
2.)
ruam.
sakarin [Lat.: saccharum > Fra.:
saccharine]:
1.)
eker,
2.)
[Eczaclk]
yapay kimyasal tadlandrc,
3.)
yapay
eker.
sakarin: i.,
1.)
[S] ticari bir marka,
2.)

yapay eker.
Sakarya [Rum.: Sangarios > Saggarios,
Lat.:. Sangarius, Osm.: Adabazar]: [54],
kentin ad, Adapzardr. Trkiyede
bir kent.
Sakarya Irma [Rum.: Saggarios, Lat.:
Sangarius, Osm.]: Afyonun
kuzeydousundaki Bayat
Yaylasndna kp, Porsuk ay ile
birletikten sonra Adapazar
Karasudan Karadenize dklen
rmak.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 278 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
sakat [Arp.]:
1.)
eksik, kusur, zr,
2.)

bedeninde eksik olan,
3.)
hatal,
zrl, kusurlu.
sakatat [Arp.: sakatn oulu]:
1.)
bir
hayvann i organlar ve ayaklar,
2.)
eksikler, hatalar, kusurlar, zrler.
saknca: engel, mahzur, mani, mania,
nlem.
sakrga [Halkdili]:
1.)
kpek kenesi,
2.)

kene.
sakz: iklet, jiklet, pelesenk, kara ~:
zift.
sakzaac [sakz aac]: pelesenk
aac.
saki [Far.: ski]: iki datan kii.
sakil [Arp.: skil]: Trk Mziinde bir
makam.
sakin [Arp.: skn > skin]:
1.)
durma,
hareketsiz olma, oturma, ikamet,
konaklama, yerleme,
2.)
bir yerde
oturan, ikamet eden, oturan,
yerleik,
3.)
asude, dingin, rahat,
sessiz,
4.)
[S] bir erkek ad, ~ olmak:
oturmak, hayat srmek, yaam
srmek, yaamay srdrmek.
sakine [Arp.: skn > skine]:
1.)
asude,
dingin, rahat, sessiz,
2.)
[S] bir bayan
ad.
saklama: gizleme, rtme, setr.
saklama: koruma, muhafaza.
sakl [ + l]: gizli, hafi.
saklk: teyakkuz, uyanklk.
sako [tl.: saco]: erkek ceketi.
saksaan: [Kubilim: Pica pica] bir tr
ku.
saks [zTr.]:
1.)
iek yetitirme kab,
2.)
[Argo] ba, kafa, kelle.
sal:
1.)
ilkel su tat,
2.)
tabut,
sala [Arp.: sal]: lm bildiren dua,
l duas.
salaca [Ark.]: l ykama sehpas,
teneir.
salacak
1
[Ark.: salaca]: teneir, l
ykama yeri.
Salacak
2
[Ark.: salaca]: stanbul
skdarda bir semt.
salah [Arp.]: dzelme, iyileme,
kurtulu, onma.
salahiyet [Arp.]: g, otorite, sulta,
yetke, yetki.
salak: ahmak, aptal, andaval,
anlaysz, ansz, aptal, avanak, bn,
budala, ebleh, enayi, mankafa,
savak.
salam [tl.: salame]: [Gda] bir tr sucuk.
salamandra [Fra.: salamandre]:
1.)

[Hayvanbilim: ?] semender,
2.)
bir tr
seyyar kmr sobas.
salamura [tl.: salamoiare]:
1.)
tuzlu
sulu,
2.)
tuzlusuyla yaplm gdalar.
salapurya [tl.: scialuppa]: [Denizcilik]
yelkenli ticaret gemisi.
sala [Far.]: tahta baraka.
salat [Arp.]: ibadet, namaz.
sala [tl.: salsa]: domates sosu.
saldrgan:
1.)
saldran,
2.)
dmanca,
dmanlk gsteren, mtecavz.
saldrma:
1.)
akn, hcum,
2.)
bir tr
bak.
salg: [Tp] enzim, ifraz, ifrazat,
sekrasyon, beden ~s: ifrazat,
salgbezi: [Bedenbilim] b.i.,
1.)
salgsn
dorudan kana veren i salg bezi,
2.)

i salg bezi.
salgn: [Tp] let.
Sal [br.: salis]:
1.)
branicede salis:
nc gn kelimesinden gelir,
2.)

haftann ikinci gn.
salnm: [Fizik] raks.
salverme: azat, serbest brakma.
salvermek: azat etmek, serbest
brakmak.
salih [Arp.: slh > slih]:
1.)
doru olma,
dzenli olma, uygun olma, uyumlu
olma,
2.)
gzel, ho, iyi,
3.)
bir
Peygamber,
4.)
[S] bir Mslman ve
Trk erkek ad.
salim [Arp.]:
1.)
dimdik, din, esen, iyi,
salkl, shhatl, zinde,
2.)
[S] bir
Mslman ve Trk erkek ad,
salire [Lat.]: hoplamak, sramak,
zplamak.
salis [br.]: nc.
saliva [uv.: seleke, Trk.: selki, Tat.:
silegec > Lat.]: azdan akan tkrk,
azsuyu, salya.
salkm [Arp.]: saptaki yemi kmesi, ~
aac: akasya,
sallama: rgalama, sarsma.
sallamak:
1.)
rgalamak, ileri geri
itmek, sarsmak,
2.)
kolunu hzla ileri
atmak,
3.)
[Mecazi] atmak, uydurmak,
yalan sylemek.
salma:
1.)
[Yk] brakma, dkme,
2.)

ku retme odas.
salman [Arp.]:
1.)

2.)
[S] bir Mslman
ve Trk erkek ad.
salmastra [tl.: salmastra]:
1.)
sa gibi
rlm,
2.)
sa gibi rlm ip.
salmonella [?]: [Tp] ateli ve ishalli
hastalk bakterisi.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 279 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
salon [Fra.: salon]:
1.)
geni oda, hol,
sofa,
2.)
[Sinema, Tiyatro] byk hol.
salt: srf, tek.
salta [tl.: salto]:
1.)
bir kpek duruu,
2.)
kpein arka ayaklar stne
kalkmas.
saltanat [Arp.]:
1.)
hkmdarn
egemenlii,
2.)
egemenlik,
hkmranlk.
saltare [Lat.]: hoplamak, sramak,
zrlamak.
salvo [tl.: salvo]: [Denizcilik] yaylm
ate.
salya [Rum.: salyar & slio: ]:
azdan akan tkrk, azsuyu,
saliva.
salyangoz [?]: [Hayvanbilim: ?]
smklbcek.
sam
1
[?]: l rzgar.
Sam
2
[?]:
1.)
Batl bir erkek ad,
[Samuel],
2.)
B atl bir bayan ad,
[Samanthal].
saman [?]: ekin sap, tahl kalnts,
~dan ortaya kan: arz, iri ~: kes,
Samaryum [Lat.: ? > Fra.: samarium:
Cm]: ?
samba [Por.]: Brezilya dans.
samg: bak. zamk.
Sami
1
[Arp.: smi]: eski bir kavim ad.
sami
2
[Arp.: smi]:
1.)

2.)
[S] bir erkek
ad.
samim [Arp.]:
1.)

2.)
[S] bir erkek ad.
samimi [Arp.]: candan, iten.
samsa
1
[?]:
1.)

2.)
[S] bir erkek ad.
samsa
2
[?]: baklavaya benzer bir tatl.
Samsun [< Rum.: Amisos, Osm.: Canik,
Samsun]: [55], Trkiyede bir kent.
samur [?]: [Hayvanbilim: ?] su ~u
[Hayvanbilim: ?]]: lutr.
san: unvan.
sani [Arp.: sn []]:
1.)
ikinci,
2.)

sonra gelen, sonraki, ikincil.
sanal: farazi, hipotetik, tahmini,
varsaymsal.
sanat [?]:
sanat [+ ]: artist, sanatkar.
sanatkar [sanat + kr]: artist, sanat.
sanayi [Arp.: sna [] > sanayi []]:
endstri, uran.
Sancak
1
[Arp.]:
sancak
1
[Arp.]:
1.)
alem, bayrak,
2.)

liva,
3.)
[S] bayrak anlamna bir erkek
ad.
sancaktar [Far.: sancak + tar]: Alemdar,
bayraktutar, sancaktutar,
sanc: [Tp] ac, ar, balk, buru,
buruntu,sz,
sandal
1
[Arp.]: ayaa giyilen rahat
terlik benzeri papu.
sandal
2
[Rum.: ?]: aatan kayk,
gemi ~: filika, byk ~: salupa,
byk ~: barka, ilepa, ~daki
kk kre: boyna,
sandal
3
[?]: [Dokuma]bir tr ipekli ve
saten kuma,
sanem [?]:
1.)
bt, feti, idol, mabet,
put,
2.)
taplacan denli gzel kadn,
3.)

[S] bir bayan ad.
san: zan.
sanki: adeta, baya.
sanma: tahmin etme, umma.
sanmak: tahmin etmek, ummak,
zannetmek.
sanr: halisinasyon.
sansr [Lat.: ? > Fra.: sancure]: [Basn]
devletin yayn denetimi, sk denetim.
sansr [Lat.: cenecre > Fra.: censure]:
yazn, basn yada medyaya
ieriindedn dolay yasaklama
getirme, yasaklama.
santaj [Lat.: ? > Fra.: santage]: tehditle
korkutma.
santi [Fra.: centi]: bak. centi.
santiar [?]: bir metre kare alan.
santigrad [Lat.: centum > centi + gradus
> Fra.: centigrade]: celsius ile ayn
anlamda.
santigram [Lat.: centum > centi + Yun.:
gramme > Fra.: centigramme]:
1.)
bir
arlk birimi, 1oode bir,
2.)
bir
grama denk arlk, [cgr.].
santim [Lat.: centum > centi > Fra.:
centimme]:
1.)
Fransz paras Frankn
yzde biriydi,
2.)
bir santimlik
uzunkuk, [cm.].
santimetre [Lat.: centum > centi + Yun.:
metron > Fra.: centimetre]:
1.)
bir
uzunluk lm birimi, 1oode bir,
2.)

bir santime eit uzaklk,
3.)
bir
santim, [cm.].
santra [tl.: ?]: [Futbol] balama
noktas.
santral [?]: telefon merkezi.
sap [?]: kabza, tutak.
sapa: cra, merkezden uzak.
sapaklk: [Tp] anomali.
sapan [?]: ku avlama gereci, atmaca.
sapere [Lat.]: bilmek, tanmak.
sapn: aberasyon.
sapidus [Lat.]:
1.)
itah ac, lezzetli,
2.)
baharatl, ho kokulu.
sapiens [Yun.: sapere]: bilen, bilgili.
saplant: [Ruhbilim: idfix] idefiks.
sapma: yn deitirme.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 280 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
saptama: belirleme, tespit etme.
saptamak: belirlemek, tespit etmek.
sara
1
: [Tp] bir hastalk tr, epilepsi,
tutark, ylbk.
Sara
2
[?]: Batl bir bayan ad.
sara [?]:
1.)
ayakkabc,
2.)
eyer takm
satcs.
Sarah [?]: Batl bir bayan ad.
saraka [?]: alay, istihza.
sarat [?]: byk delikli kalbur.
saray [?]: kral ~: bazilika.
sardalya [?]: [Balklk: ?] tirhos, ~
yavrusu: papalana.
Sardunya iei: [Bitkibilim:
Pelargonium] tr.
sarf [Arp.: srf [] > sarf]:
1.)

a.)
kafay
baka yana evirme, deitirme,
dndrme,
b.)
karma, gnderme,
harcama, kullanm, salma, tketme,
2.)
harcama, tketme,
3.)
dilbilgisi,
gramer.~ etmek: harcamak,
tketmek,


sarg: [Tp] dar, ince, esnek erit.
sarho [Far.: ser + h > serh > Osm.:
sarho]:
1.)
ba iyi, kafas iyi,
2.)

ayya, bekri, esrik, kafas iyi, mest,
sermest, ok ~: zom.
sarca: sary andran.
sark [?]: dolama, pou.
sarkanat [Balklk: ?]: byk lfer.
sarmsak: [Bitkibilim: ?] bir kltr
bitkisi.
sarsalkm: [Bitkibilim: Laburnus
anagyroides]
sarig: [Hayvanbilim: ?] bir tr san.
sarih [Arp. > Osm.]: ak, anlalr,
bariz.
sarih [Arp.]: ak, aleni, aikar, ayan,
bariz, belli, kapal olmayan, kesin,
meydanda, ortada.
sarka: [Fizik] pandl, rakkas.
sarmal: helezoni.
sarp [Far.]:
1.)
kayalk, uurum,
yalman, yar,
2.)
[S] kayalk, uurum,
yar anlamna bir erkek ad.
sarpa: [Balklk: ?] bir Akdeniz bal.
sarraf [?]: kuyumcu.
sarsak: yallktan tireyen.
sarsnt:
1.)
[Jeoloji] deprem, yer
sarsnts, zelzele,
2.)
[Ruhbilim] sadme,
ok.
sarsma: rgalama, sallama.
sarsmak:
1.)
rgalamak, sallamak,
2.)

manen kt etkilemek,
sasi [?]: kf kokan.
satama: musallat, tebelle.
saten [in.: Tseutung > Arp.: zaytni >
Fra.: satin]:
1.)
inin liman kenti;
Tseutung,
2.)
Zeytinden,
3.)
[Dokuma]
parlak pamuklu bir kuma.
sathi [Arp.: sath]: yzeysel.
sat: sat.
sath [Arp.: sth > sath []]:
1.)

dmdz gitme, yasslama, yaylma,
2.)
dzlem, yzey.
satc: rn ve mal satan kii, gezici
~: ayak.
satn [zTr.]: bedelini deyerek bir
eyi alma.
satnalmak [zTr.]: mbayaa, satn
alma ii.
satr [?]:
1.)
[Dilbilgisi] yan yana dizili
kelimeler,
2.)
byk boyutlu bir tr
bak,
sat: sat.
satir [?]: [Yazn] yergi.
satis [Lat.]: kafi, yeterli.
satmak:
satran [Far.]:
1.)
Fars, ran kkenli bir
oyun,
2.)
bir akl oyunu, in
satranc: go,
satranl [Far. + l]: damal, kareli,
satsuma [?]: [Bitkibilim:] bir mandalina
tr,
sauna [Fra.]: Fin Hamam.
sauros [Yun.]: kertenkele.
sav: [Hukuk] dava, iddia.
sava [?]: mjde, mutu.
savak [?]:
1.)
ahmak, aptal, andaval,
anlaysz, ansz, aptal, avanak, bn,
budala, ebleh, enayi, mankafa,
salak,
2.)
boaltma, tahliye.
savana [Fra.]: Ekvador ayrlar.
sava:
1.)
cenk, cihat, gaza, harp,
kutsal ~: gaza, kavga,
2.)
[S] bir
Trk erkek ad, ~ durumu [Uluslaraars
Siyaset]: casus belli,
savam: aba, efor, ura, mcadele
savama: muharebe, vuruma.
savamak: cenk etmek, cihat etmek,
muharebe etmek, vurumak.
savc: [Hukuk] iddia makam.
savruk: afal, dank, dandini,
dzensiz, kark, akn, tarumar.
savsaklama: ihmal.
savsaklamak: ihmal etmek.
savunma: defans, koruma, mdafaa.
savunmak: mdafaa etmek.
savunucu: [Hukuk] avukat, mdafi.
savurganlk: israf.
say [?]: dz, yass ta.
saya [?]: i nl.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 281 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
saydam [?]:
1.)
effaf, transparan,
2.)

[Kimya] asetat,
3.)
diya, slayt.
sayg: hrmet.
saygn: itibarl, muteber.
saygnlk: fors, haysiyet, itibar, onur,
prestij, eref.
say: rakam, say iareti.
saykal [?]: bir tr cila.
sayma:
1.)
saym, saym ii,
2.)
itibar,
kadrini bilme, kymetini bilme,
muteber tutma, takdir etme.
sayyare [Arp.]: bak. seyyare.
saymak: itibar etmek, kadrini bilmek,
kymetini bilmek, muteber tutmak,
takdir etmek.
sayman: muhasebeci.
saymanlk: muhasebe.
saz:
1.)
hasr otu, kiliz,
2.)
ince kam,
3.)
[Mzik] bir mzik gereci.
sazak: [Evrenbilim] kuvvetli rzgar.
sazan [?]: bir tr balk, yeil ~: tatlsu
kayas.
sazkar [Far.: saz + kr, Mzik]: klasik
mzik makam,
sbennynai [Yun.]: itfa etmek,
sndrmek, yanmasn engellemek.
scaccarium [Lat.]: eski Romada
gelirlerin topland yer, karde masa.
scala [Lat.]: basamak, merdiven.
scandere [Lat.]: kmak, yukar doru
kmak, trmanmak.
schisein [Yun.]: alamak, szlanmak.
scindare [Lat.]: kesmek.
scitum [Lat.]: buyruk, emir, hkm,
karar.
scope [Yun.: skopein > skope []]:
Bat Dillerinde scope; gzlem ve
incelemede kullanlan bir gere
anlamnda bir sonek.
scopie [Yun.: skopein> skope []]:
Bat Dillerinde scope; gzlem ve
incelemede kullanlan bir gere
anlamnda bir sonek.
Scotland Yard [ng.]:
1.)
ngiliz
Emniyet Gcleri Merkezi,
2.)
ngiliz
Sivil hstihbarat rgt,
scribere [Lat.]: iziktirmek,
karalamak, yazmak.
scriptus [Yun.]: yazl, yazlm.
scrutari [Lat.]: aratrmak, incelemek.
scutarius [Lat.]: kalkan-tayan,
kalkan-tutan.
sebeb [Arp.]: bak. sebep.
sebep [Arp.: sbb [] > sebeb []]:
i.,
1.)
neden olma, sebep olma,
yolama,
2.)
amil, gereke, etmen,
neden, ~ olmak: babas olmak,
vucda getirmek, tevlit etmek.
sebil [Arp.]: hayr iin datlan su yada
yaptrlan eme, hayrat.
sebze [Far.]: yenilebilir otsu bitkiler,
zerzevat, yeillik. ~ dikmek iin
alan ukur: emen.
sebzeler [Far. + ler]: zerzevat.
secare [Lat.]: kesmek, paralamak.
seccade [Arp.]: namazlk.
secere [Far.]: hayataac, soyaac.
seciye [?]: ra, karakter, kiilik,
ahsiyet.
securus [Lat.]: gvenli.
secus [Lat.]: aksi takdirde, baka
suretle, baka trl, olmazsa, yoksa.
seenek: alternatif, opsiyon, seenek,
k.
seici:
1.)
seme iini yapan,
2.)
zenli,
~ kurul: juri.
seki: [iir] bir airin tm iirleri,
antoloji, gldeste.
sekin:
1.)
asil, elit, mutena, mmtaz,
soylu,
2.)
[S] bir Trke erkek ad.
seme: ayrt etme, tanma.
semek: ayrt etmek, tanmak.
seda [Arp.: sed]:
1.)
nida, ses,
2.)
[S]
bir bayan ad.
sedan [Lat.: sedere > ng.: sedan]:
1.)

oturmal,
2.)
[Otomotiv] binek ara.
sedef
1
[Arp.]:
1.)
incilerin anas,
2.)

istiridye ve midyenin parlak
kabuklar,
3.)
istirideye ve midye
kabuundan kakma biiminde
yaplan bir elsanat,
4.)
[S] incilerin
anas anlamda bir bayan ad.
sedef
2
[Arp.]: [Tp]
1.)
sedef hastal,
2.)
ciltte kabark ve zerinde beyaz
pul biiminde bir eit deri hastal.
sedefotu [sedef otu]: [Bitkibilim: Ruta
graveolens] bir ss bitkisi.
sedere [Lat.]: bir yere ilimek,
kmek, oturmak.
sedir
1.)
bir tr aa,
2.)
divan, kanape,
kerevet, otoman.
sedye [?]: teskere.
sefahat [Arp.: sefaht]: i., zevk
dknl.
sefalet [Arp.]: fakirlik, yoksulluk.
sefalik [Yun.: kephale + ikos [?] >
Fra.: cephalique [?]]:
1.)
kafayala ilgili,
2.)
baa yada kafaya yakn olan.
sefer [Arp.]:
1.)
defa, kerre, kez,
2.)

yol, yolculuk,
2.)
[S] bir erkek ad.
seferi [Arp.: sefer]: yolculukla ilgili.
sefertas [Arp.: sefer + tas]: yolculuk
yemek tama kab.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 282 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
sefih [Arp.: sefaht]: s., elence ve zevk
dkn.
sefil [Arp.]: ?
seher [?]:
1.)
sabah vakti, gndoumu
vakti, tan,
2.)
[S] bir bayan ad.
sehpa [Far.: se + pa > sepa > se(h)pa]:
1.)

ayak, ayakl, kk bir masa,
2.)

kk masa.
sek [Lat.: siccus > Fra.: sec]: susuz, su
katmadan.
sekban [Far.: sek + bn]: Osmanlda
snr askeri.
seki [Halkdili]: bariyer, engel, ket, mani,
mania, nlem, set.
sekine [Arp.: skinin oulu]: sakinler,
yerleikler, mukimler.
sekoya [Jap.: ?]: [Bitkibilim: ?] byk
orman aac.
sekrasyon [Lat.: se + cernere > Fra.:
secretion]: [Tp] ifraz, ifrazat, salg.
sekreter [Lat.: ? > Fra.: secretaire]:
katip, yazman.
seks [Lat.: ? > Fra.: sex]: cinsiyet, eey.
seksant [?]: [Astronomi] aler.
seksek: bir ocuk oyunu.
seksen: 80 says.
sekseninci: 80. srada olan.
seksi [Lat.: ? > Fra.: sexie]: cinsel
ekicilii olan,
sel: takn su.
selam [Arp.: slh > selm]: i.,
1.)
bar,
hazar, huzur, sulh,
2.)
benden sana
zarar gelmez,
3.)
selamlama, [Salam,
Shalom],
4.)
Bar [kenti] Dar-u Selam,
selami [Arp.: selam]:
1.)
?
2.)
.i., [S] bir
erkek ad.
selamlk [Arp.: selm + lik]:
1.)
?
2.)
i.,
eski konak ve evlerde erkeklere
ayrlm bir blm.
sele [?]: i., yayvan sepet.
selef [Arp.]: i., ncl.
selek [Halkdili]: cmert, gnl zengin.
Selena [Yun.]:
1.)
Yunan Mitolojisinde
ay tanras,
2.)
Batl bir bayan ad.
selika [Arp.]:
1.)
azda gzel tat,
2.)

gzel sz syleme.
selim [Arp.]:
1.)
doru, dsrst,
2.)
ismetli,
3.)
[S] doru ve drst ve
iffetli anlamna bir Mslman ve Trk
erkek ad.
selinon [> Yun.]: maydanoz.
selma [Arp.]:
1.)
?
2.)
[S] bir Mslman
ve Trk bayan ad, [Salma].
selofan [Fra.: cellophane]: bant
biiminde kullanlan ve sellozdan
yaplm ince, effaf malzeme.
selloz [Lat.: cella + osus > Fra.:
cellulose]: [Kimya] kat ve tekstil
retiminde kulalnlan bitkilerin hcre
duvarlarndaki ana madde.
selloz asetat [Lat.: cella + osus &
acetum > Fra.: cellulose acetate]: [Kimya]
asetat iplii ve plastik vernik
retiminde kullanlan bir selloz
reinesi.
selloz nitrat [Lat.: cella + osus & Yun.:
nitron > Fra.: cellulose nitrate]: [Kimya]
nitroselloz.
selvi: [Bitkibilim: Cupressus sempervirens]
srekli yeil olan bir am tr, servi.
sem
2
[?]: a, au, zehir.
sema
1
[Arp.: smv > ]:
1.)
ykselme,
ycelme,
2.)
gk,
3.)
[S] bir bayan ad.
semahane [Arp.: sema + Far.: hne >
Far.: semahhne]:
1.)
dinleme, dinleti,
toplu ark syleme yeri,
2.)

dervilerin ayin yeri.
sema
1
[Arp.: sma > sem]:
1.)
dinleme,
duyma, iitme,
2.)
ark yada trk
dinleme, dinleti, konser.
semai [Arp.: sema]:
1.)
gksel, ilahi,
2.)

halk iiri tr,
3.)
Klasik mzkte
makam.
seman: [Tp] di dibinde bulunan
madde.
semantik [: ? > Fra.: semantique]: ?
semaver [Rus.: samovar []]: 1.)
2.)
ay demlemede kullanlan, bakr,
pirin yada baka metallerden
yaplma gere.
sembol [Lat.: ? > Fra.: symbol]: rnek,
simge, rumuz, timsal.
sembolik [Lat.: ? > Fra.: symbolique]: s.,
simgesel.
semen [Lat.]:
1.)
ekirdek, tohum,
2.)

asl, ersuyu, kaynak, mebde, mene,
meni,
3.)
sperm, spor.
semender [?]: [Hayvanbilim: ?]
salamandra.
semer [Rum.: samari [] > ? ]:
1.)
?
2.)
binek hayvanlarna vurulan yk
tama gereci, palan.
semere [Arp.]: istenilen sonu, verim.
semirtme: besleme.
semirtmek: beslemek.
Semit [ng.: Semite]: Nuhun olu >
Shemle ilgili olanlar, braniler yani
Yahudiler.
Semitik [ng.: semite > Fra.: Semitique]:
1.)
Samilerle ilgili,
2.)
Yahudice,
Arapa gibi baz dillerin bal olduu
Sami Dili.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 283 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
sempton [Lat.: ? > Fra.: symton]: [Tp]
araz, belirti, bulgu, ilinek.
semt [?]: yerleim blgesi.
sene [Arp.: ]: yl.
senelik [Arp.: + lik]: yllk.
Sen Antuan Kilisesi [Saint Anthony, St.
Anthony, Aya Andonis]: 1906-1912,
stanbul Beyolunda [Pera] bulunan
talyan katolik Kilisesi, [Saint
Anthony Kilisesi].
sena [Arp.]:
1.)
meth, vme, yceltme,
2.)
vg, vnme, an, eref, hret,
~ etmek: vmek, methetmek,
yceltmek.
senato [Lat.: ? > Fra.: senateau]:
1.)
eski
Roma Meclisi,
2.)
niversite ynetim
kademesi.
senatr [Lat.: ? > Fra.: senateur]:
milletvekili, vekil.
sendrom [Yun.: ? + > Fra.: ?]: ?
senet [Arp.: sened]:
1.)
[Hukuk] belge,
ykmllk belgesi,
2.)
[Ticaret]
borlanma belgesi.
senir [?]: [Evrenbilim] iki da arasndaki
srt.
senkron [Yun.: syn + chronos > [?] >
Fra.: synchrone]: ezaman.
senkronizasyon [Yun.: syn + chronos +
? > [?] > Fra.: syncronisation]: [Teknik]
balam, eleme.
sentaks [Yun.: syn + lassein > [?] > Fra.:
sintax]: [Dilbilgisi] cmle bilgisi.
sentetik [ ? > Fra.: synthetique]: suni,
yapay, yapma.
sentez [Yun.: ? + ? > [?] > Fra.:
synthesis]: bireim.
sentire [Lat.]: duyumsamak,
hissetmek.
sepein [Yun.: ?]: bozulmak, rmek,
rmesine neden olmak yada yol
amak.
sepet [?]: ?, yayvan ~: sele, byk ~:
kazevi, zembil, daldan rme ~:
kritil,
sepi [?]: [Dericilik] deriyi temizleme.
sepici: derici, tabak, tabak.
sepicilik [?]: [Dericilik] deri temizleme
ii.
sepilemek: [Dericilik] deriyi
temizlemek.
sequi [Lat.]: ard sra gitmek, izlemek,
peine taklmak, takip etmek,
yolundan gitmek.
ser
1
: sermek eylemi.
ser
2
[Far.]:
1.)
ba, kafa, kelle,
2.)
ana,
asal, ba, temel,
3.)
ba, bey, reis,
ynetici.
ser komiserlik [Far.: ser + ? > Osm.]:
1.)

Ba Komisterlik,
2.)
?.
sera [?]: naylon kapl yer.
serabellum [Lat.: cerebellum]:
[Bedenbilim] bak. cerebellum.
seramik [Yun.: keramos [?] > Fra.:
ceramique]:
serap [Arp.]:
1.)
pusark, yalgn,
2.)
[S]
pusark, yalgn anlamna bayan ad.
serbest [Far.: ser + best > Osm.: serbes]:
1.)
babo, ba zgr,
2.)
zgr, ~
brakma: azat, salverme.
serdar [Far.: ser + dr > serdr [?]]:
1.)

ba tutan,
2.)
baynetici,
3.)
?
4.)
[S]
bu anlmda bir erkek ad.
serebral palsi [Lat.: cerebral palsy]:
[Bedenbilim] bak. cerebral palsy.
serebrum [Lat.: cerebrum]: [Bedenbilim]
bak. cerebrum
2
.
seren [tl.: ?]: [Denizcilik] baston,
bumba.
serere [Lat.]: dahil olmak, katlmak.
sergen [?]: raf.
sergerde [Far.: ser + gerde > sergerde]:
1.)
?
2.)
eleba.
sergi:
1.)
kilim, sili, yayg,
2.)
tehir,
tehir yeri, byk ~: fuar.
sergilik: stand, stant.
serhad [Arp.]: bak. serhat.
serhat [Arp.]:
1.)
hudut, snr,
2.)
[S] bir
erkek ad.
serhazinadar [Arp. > Osm.]: ?.
serho [Far.: ser + ho]: bak. sarho.
seri [Far.: ser]: ?
seri [Fra.: serie]: dizi.
sermaye [Far.: ser + mye > sermye]:
1.)
?
2.)
anamal, anapara, kapital.
sermayedar [Far.: sermye + dr]:
1.)

akeli, paral, para sahibi,
2.)

kapitalist,
serme:
1.)
sermek eylemi,
2.)
[Halkdili]
sac ekmei.
sermek: yaymak.
sermest [Far.: ser + mest > sermest]:
1.)

kafas iyi,
2.)
ayya, bekri, esrik,
mest, sarho,
sermet [?]: ?
seromoni [Lat.: caeremonia > Fra.:
ceremonie]: merasim, tren.
serpitirme:
1.)
sama,
2.
yamur
attrma.
serseri [Far.: ser + ser > serser]:
1.)
?
2.)

avara, avare, azade, aylak, atl,
babo, bo, haylaz, hayta, isiz,
nabekar, tembel,
sert: berk, kat, pek.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 284 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
servare [Lat.]: korumak, muhafaza
etmek, saklamak.
servet [?]: ?
servi: [Bitkibilim: Cupressus sempervirens]
srekli yeil olan bir am tr, selvi.
servire [Lat.]: himet etmek.
servis [Lat.: ? > Fra.: service]: hizmet.
Seryum [Lat.: Fra.: cerium: Ce]: ?
serzeni [?]: szlt, szlanma, ikayet,
yaknma.
ses: av, nida, seda, tav, n, ~ alma
aygt: diktafon, ince ~: tiz, ~in
iddeti: desibel, kusurlu ses:
detone, ~ birlii [Dilbilgisi]: hece,
seslem.
Sesbilimi: Fonoloji.
seselim: [Fizik] rezonans.
seslem: [Dilbilgisi] hece, ses birlii.
seslenme: arma, nida, nleme.
seslenmek: armak, nlemek.
set
1
: bariyer, engel, ket, mani,
mania, nlem, seki.
set
2
[Lat.: ? > Fra.]: [Ticaret] takm.
seter [?]: ngiliz kpei.
setr [Arp.]: gizleme, rtme, saklama,
setr-l avret: mahrem yerlerini
rtme.
sevab [Arp.]: bak. sevap.
sevap [Arp.: sevb]: ~ emesi:
hayrat, sebil.
severus [Lat.]: hain, sert, iddetli.
sevgi:
1.)
ak, muhabbet, sevgi,
2.)
[S]
bir bayan ad.
sevgili: canan, manita, yar,
sevi: ak, sevgi,
Sevil: bir bayan ad.
sevilen: ~ kimse: ahbap.
sevimli: cici, irin.
sevimsiz: kt, madara.
sevimsizlik: antipati.
sevin:
1.)
enlik, etaret,
2.)
[S] enlik,
etaret anlamna bir bayan ad,
[etaret].
sevinli: neeli, rad, ad, akrak.
seviye [Arp.]: dzey, kirat.
seviyeli [Arp. + li]: dzeyli.
seviyesiz [Arp. + siz]: dzeysiz,
sevk ve idare etmek: dorultmak,
dmen kullanmak, idare etmek,
seyretmek, ynetmek, yn vermek.
sevtab: bak. sevtap.
sevtap [?]:
1.)
?
2.)
[S] bir bayan ad.
seyahat [Arp.]: gezi, turizm, yolculuk.
seyelan [?]: [Fizik] ak.
seyir [Arp.: syr > seyr]:
1.)
dolanma,
dolama, gezinme, gezme,
2.)
ak,
gidi, gidiat,
3.)
gidi-gelii, trafik.
seyirme [?]:
seyis [?]: at bakcs.
seyit [Arp.]:
1.)
topluluun ileri
gelenleri,
2.)
[S] deerli, nemli kii
anlamna bir erkek ad.
seyr [Arp.]: bak. seyir.
seyrek
1
:
1.)
arasra, nadiren,
2.)

aralkl biimde,
3.)
aklk alan,
Seyrek
2
: zmitte Kandraya bal bir
sahil kasabas,
seyrekletirme: aralama.
seyrekletirmek: aralamak.
seyretmek: dorultmak, dmen
kullanmak, idare etmek, ynetmek,
sevk ve idare etmek, yn vermek.
seyrsefer [Arp.: seyr- sefer]: gidi
geli, karlkl gidip gelme, trafik.
seyyah [Arp.: syr > seyyr]:
1.)
dolanma,
dolama, gezinme, gezme,
2.)

gezmen, gezgin, turist.
seyyar [Arp.: syr]:
1.)
dolanma,
dolama, gezinme, gezme,
2.)

hareketli, portatif, mobil,
3.)
akta
sat, iporta.
seyyare [Arp.: syr > sayyre []]:
1.)

dolanma, dolama, gezinme, gezme,
2.)
gezegen, planet,
3.)
araba, tat,
4.)
[S] gezegen anlamna bir bayan
ad.
sezen:
1.)
?
2.)
[S] bir Trk bayan ad.
sezer:
1.)
?
2.)
[S] bir Trk erkek ad.
sezgi:
1.)
?
2.)
[S] bir Trk erkek ad.
sezgili: ? ~ kii: anlayl, arif,
sezgin:
1.)
?
2.)
[S] bir Trk erkek ad.
Sezyum [Lat.: > Fra.: cesium: Cs]: ?
sfensk [Msr]: isfenks, kadn bal aslan
heykeli.
sfer: bak. sphere.
Sha [Rus.]: Rus Abecesinin 24. harfi,
[, ].
Shta [Rus.]: Rus Abecesinin 25. harfi,
[, ].
sbyan [Arp.: sbyn; sabinin oulu]: .i.,
kk ocuklar, [Sbyan Mektebi].
scak: ok ~: halak, kaynar.
scaklk:
1.)
hararet, s,
2.)
yaknlk.
san: fare, bir tr ~: sarig, byk ~:
keme.
sfat
1
[?]:
sfat
2
[?]: [Dilbilgisi]
1.)
belirte,
2.)
sfat
cinsinden olan, belirleyici, [Adjective].
sfat-fiil: [Dilbilgisi] orta , [?].
sfr [Arp.: sfr]:
1.)
boluk, yokluk,
2.)

Matematikte sfr (0) says.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 285 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
sfr [Arp.: ? >]: boluk, yokluk.
snma: iltica.
snmac: mlteci.
snmak: iltica etmek.
sr: bykba hayvan, davar, mal,
erkek ~: kz, su ~: cam, manda,
~ satcs: besici.
srgz:
1.)
[Bitkibilim: Arnica Montana]
arnik, mast iei,
2.)
bak. arnik.
srtma: oban.
sla [Rum.: ?]: [Bitkibilim: Styrax] gnlk
aac.
shhat [Arp.: shh [] > shhat []]:
1.)
doru olma, esenli olma, iyi olma,
salkl olma,
2.)
esenlik, iyilik, salk,
zindelik.
shhatl [Arp.: shh [] > shhat [] +
l]: dimdik, din, esen, iyi, salkl,
salim, zinde.
sk:
1.)
ok rastlanan,
2.)
aralksz.
sk: kesif, kompakt, tkz, youn.
skdzen: b.i., disiplin, idare,
ynetim, zapturapt.
sklma: bkma, gna, usanma.
sklmak: bkmak, usanmak.
sknt:
1.)
bun, eziyet, gaile, glk,
meakkat, sknt, zahmet, zor,
2.)

keder, strap.
sklet [Arp.: skl]:
1.)
ar olma,
2.)

arlk.
sla: doup bynen yer. Baka yere
gidince szedilir.
snama: deneme.
snamak: denemek, tecrbe etmek.,
snav: imtihan, test.
snf [Arp.: snf]:
1.)
ayrtrma,
balama, blmle,
2.)
airet,
kategori, tr, zmre,
3.)
[Budunbilim]
klas,
4.)
[Eitim] derslik.
snflama [Arp. + lama]: klasman.
snr:
1.)
u, limit,
2.)
hudut, serhat, ~
geme izni: lesepasi, ~ nian: ara,
~lar iine almak: kapsamak.

sr
1
[Arp.: srr [] > srr]:
1.)
esrar, giz,
2.)
gizlilik.
sr
1
[Arp.: sirr]:
1.)
toprak kaplar
zerine srlen cila,
2.)
ayna arkasna
srlen gm sv.
sra: dizi, saf.
sradan: adeta, adi, alelade, amiyane,
basit, baya, olaan,
2.)
rutin,
srala: dilbent, klasr.
srat [Arp.: []]:
1.)
dar ve geilmesi
zor yol,
2.)
[slam] bu dnya ile dier
dnya arasnda gei yolu,
3.)
cihet,
rah, sefer, tarik, yol, ~ kprs:
i.t., [slam]
1.)
Ahiree gidite
geilecek yol,
2.)
[Mecazi] zorlu bir
evre, zor zaman.
sra [zTr.]: cam, ~ kk: camdan
kk,
srf [Arp.: sfr []]:
1.)

a.)
bakn
karma, evirme, dndrme,
b.)

karma, gnderme, harcama, salma,
tketme,
2.)
saf, katksz, mutlak,
3.)

sadece, salt, tek.
srlsklam: ok ya, yamya.
srlar [Arp. + lar]: esrar, gizler,
srma [?]:
1.)
?
2.)
[Askeriye] rutbe
gsteren erit.
Srp [Srp.]: Gney Slav rk, [Srpska,
Serb], [Jugo + slavia: Yugoslavya].
Srp Abecesi:
Srp Saylar:
srt:
1.)
bir eyin st,
2.)
bedenin arka
taraf,
3.)
[Corafya] tepe st, iki
daa arasndaki ~: senir.
srtlan: [Hayvanbilim:?]
sska: ok zayf ve kuru.
stma [?]: [Tp] malarya.
stmaaac: [Bitkibilim: Eucalyptus]
1.)

okalipts,
2.)
bataklk ve sulak
alanlarn kurutulmas iin dikilen ve
byk oranda su emen ve suyla
gelien bir aa tr.
sva: duvardaki ince har, duvara
vurulan son kat tabaka, ~ arac:
mala,
svac: sva ii yapan ii yada usta.
sv: akc, likit, mayi, kokulu ~:
esans, ~ ekme arac: tulumba,
koyulam ~: pht, ~ lme
birimi: litre,
svlama: erime.
svlamak: ergimek.
svyakt: akaryakt, fuel oil.
sz: ac, ar, balk, sanc.
szlt: serzeni, szlanma, ikayet,
yaknma.
szlanma: serzeni, szlt, ikayet,
yaknma.
sibel [?]:
1.)
?
2.)
[S] bir bayan ad.
Sibernatik [Yun.: kybernetes > Fra.:
cybernatique]: elektronik bilgisayar ve
insan sinir sisteminin karlatrmal
incelenmesi bilimi.
siccus [Lat.]: kuru, susuz.
sicim [?]: fiber, ip, iplik, knnap, lif, tel,
tire.
sidere [Lat.]: oturmak.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 286 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
sidik [?]: i, idrar, re, ~ asidi tuzu:
rat, torbas [Tp]: mesane,
Siemens [Alm.]:
1.)
bir Alman ismi,
2.)

bir Alman firma ad ve markas.
sigara [?]: dumanlanmak iin ince
kada sarlm, iyi kesilmi ve
yuvarlanm ttnden iecek, iilmi
~ at: izmarit.
Sigma [Fen.: in [Shin] > Yun.: [ &
]]:
1.)
Yunan Abecesinin . harfi,
[, , ),
2.)
[Fizik, Mateamtik] ,
3.)

toplama iareti,
signare [Lat.]:
1.)
damgalamak,
kurunla mhrlemek, mumla
mhrlemek, mhrlemek,
2.)

iaretlemek.
signum [Lat.]:
1.)
damga, mhr,
damgal mum,
2.)
belirti, iaret.
sigorta [tl.: ?]:
1.)
gvence,
2.)
[Ticaret]
tanana yada duraan mallarn
gvence altna sokulmas,
3.)
[Elektrik]
elektrik devresinin gvenlik kutusu,
Sih: Hintli bir ulus.
sihhatli [Arp. + l]: esen, iyi, salkl,
salim.
sihir [Far.]: afsun, fsun, ba, by.
sihirbaz [Far.: sihir + bz]: byc,
cad, hokkabaz, ilisyonist.
sihirli [Far. + li]: byl, fsun,
Siirt [Esart, Sairt, Siirt, Siird, Sr.: Se'erd >
Sert]: [56], Trkiyede bir kent.
sikera [Yun.]: sarholuk, mestolma.
sikke [?]: madeni para.
siklamen [Yun.: kyklaminos > Fra.:
cyclament]: [Bitkibilim: Cyclamen]
buhurumeryem iei, kuzukula,
tavankula.
siklon [Yun.: kyklon > Fra.: cyclone]:
[Evrenbilim] alak basn merkezi
evresinde dolanan iddetli bir
frtna.
silah [?]: bir saldr arac, ~ta ap:
kalibre, ~n paralar: dipik, gez,
namlu, tetik, yiv.
silahl [?]:
silahsz [?]:
Silahtar [silah + Far.: tr]:
sili [uv.: sille > Far.: sili & sille]: sille,
amar, aplak, tokat.
sili: kilim, yn yayg.
silindir [Yun.: kylindein > Fra.: cylinder]:
1.)
geometrik bir biim,
2.)
bir
motorun piston odas.
Silisyum [Lat.: > Fra.: silicium: Si]: ?
silkmek:
1.)
sallamak, sarsmak,
2.)

tozunu atmak.
sille [uv.: sille > Far.: sili]: sili, amar,
aplak, tokat.
sim
1
[Far.: sm]:
1.)
gm,
2.)
gm
renginde iplik,
3.)
gm gibi
parlayan.
sima [Arp.: sim]: ehre, ru, surat, yz.
simadi [Yun.: i]: belirti, im, iaret,
izlek.
simbal [Yun.: kymbe [?] > Fra.: cymbale]:
[Mzik] byk zil.
simge: amblem, arma, iaret, zel
iaret, remiz, rumuz, sembol, temsili
resim.
simgesel: remzi, sembolik, temsili.
similare [Lat.]: -eye benzetmek, ile
aynsna dntrmek.
simile [Lat.]: ayn, ayns, benzer, e.
simit [Arp.: semd]: halka biiminde bir
pasta.
simul [Lat.]:
1.)
birlikte, hepberaber,
hep birlikte,
2.)
ayn zamanda.
simya [Arp.: smy]:
1.)
by, sihir,
2.)

alimi.
simyager [Arp.: smy + Far.: ger > Far.:
smyger]: simyac.
sin
1
[Ark.]: gmt, kabir, lahit,
makber, mezar.
sin
2
[Arp.: sinn]: ihtiyar, kocam,
yal.
sinameki [?]: mzmz.
sinan [Arp.]:
1.)

2.)
Mimar Sinan; Osmanl
mparatorluunda nl bir mimar,
3.)

[S] bir erkek ad.
sinara [Yun.: ? > tl.: ?]: [Denizcilik]
byk zoka.
sinarit [?]: [Balklk: ?] zmaritgillerden
bir balk.
sine [Far.]: ggs, sadr.
sinek [?]: zararl bir bcek, ~ ilac: flit,
~ trleri: Atsinei, ee, Elmasinei,
Karasinek, Sivrisinek,
Sinem [sine + m]: bir bayan ad.
sinema [Yun.: kinma > Fra.: cinema]:
1.)

hareketli resim,
2.)
hareketli filmlerin
gsterildii yer, ~ eseri: film, ~
sanats: artis, star, da benzer:
dublr, ~ ekimi: plan.
sini [Far.]: byk tepsi.
sinir [Arp.]:
Sinirhastalklar: Asabiye, Nroloji.
sinirler [Arp. + ler]: asap,
sinirli [Arp. + li]: asabi.
sinirli:
1.)
asabi, abuk sinirlenen,
2.)

[et] siniri bol, yemesi zor,
3.)
azanvur,
iriyar, irikym.
sinis [Lat.]: kller.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 287 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
sinizm [Yun.: kyon > Fra.: cynisme]:
insanlarn hareket ve
davranlarndaki itenlie
inanmama.
sinonim [?]: e anlaml.
Sinop [Antik: Sinope, Sinova > Rum.:
Sinopes [], Sin, Osm.: ?]: [57],
Trkiyede bir kent.
sinsi: gizli, kurnaz, sinsi.
sintine [tl.: ?]: [Denizcilik] gemide alt
blm.
sinus
1
[Lat.]: eiri, erilmi ey, kavis,
kvrm.
sins
2
[Lat.: sinus + > Fra.: sinuse]:
1.)

eiri, erilmi ey, kavis, kvrm,
2.)

[Bedenbilim] yzdeki kemik boluklar,
3.)
[Trigonometri] Merkezi orjin olan bir
birim yarapl ember zerindeki bir
noktann y eksenine gre
koordinatdr.
sinzit [Lat.: sinus + Yun.: itis > Fra.:
sinusite]:
1.)
boluk iltihab,
2.)
[Tp]
ene, aln ve akak kemikleri iinde
bulunan ve buruna alan ileri hava
dolu boluklarn, sinslerin
iltihaplanmas sonucu ortaya kan
bir hastalk.
sipari [?]: smarlama, ~ etmek:
smarlamak.
siren [?]: canavar dd.
siri [Far.: sir]:
1.)
[Bitkibilim: ?],
2.)

unundan tutkal, yaptrc yaplan bir
bitki.
sirk [Lat.: circus > Fra.: cirque]: palyao,
akrobat ve eitimli hayvanlarn
getii ve gsteri yapt bir elence
adr.
sirke [?]:
1.)
zm ekimesi,
2.)

bozulmu arap,
3.)
bit yumurtas.
sirklaston [Lat.: ? > Fra.: circulation]:
1.)
dolanm, dolam,
2.)
[Ekonomi]
tedavl,
sirkler [Lat.: ? > Fra.: circuler]: [Hukuk]
genelge, tamim.
siroz [Yun.: kirrhos + osis > Fra.: cirose,
cirrosis]:
1.)
koyulama hali,
2.)
[Tp]
ba dokularn ar oluumunun
belirledii bozulmu bir karacier
rahatszl.
sirrus [Lat.]: saakbulut.
sis: duman, is.
sisli: dumanl, puslu.
sismogram [Yun.: ? + gramme > Fra.]:
deprem yazar.
sistem [Yun.: syn + (h)istanai > Fra.:
system]:
1.)

2.)
retiler btn.
sistere [Lat.]:
1.)
ayaa kaldrmak,
ayakta tutmak, kalkmasna yardm
etmek, yardmc olmak,
2.)
yerini
belirlemek.
sit
1
[Arp.]: an, hret.
sit
2
[Arp.]:
1.)
grlt, patrt, amata,
2.)
grltc.
sit
3
[Arp.]: hanmefendi.
sit
4
[Arp.]: alt.
sit
5
[Lat.: situs > Fra.: site]:
1.)
alan,
konum, mahal, saha, yer,
2.)
koruma
alan, [sit alan].
sitare [Arp.: estir]:
1.)
bur, star,
yldz,
2.)
[E] bu anlamda bir bayan
ad, [Burcu, Yldz].
sita [Far.: sit]: methetmek, vmek,
sena etmek.
sitayi [Far.: sityi]:
1.)
vg, sena,
2.)

celal, hamet, ihtiam, izzet,
parlaklk, aaa.
site [Fra.: cit]: abad, abat, bol, il,
kent, medine, polis, ehir, vilayet.
sitem: zntsn kibarca belirtme, ~
sz: kerata.
sitil [Halkdili]: su kovas.
Sitoloji [Yun.: kytos + logia > Fra.:
cytologie]: hcrelerle uraan
bilimdal.
sitos [Yun.]: gda, yiyecek.
sitrik [Lat.: citrus + Yun.: ikos > Fra.:
citrique]: [Kimya] turungillerdedn elde
edilen bir tr asit.
situs [Lat.]: alan, konum, mahal, saha,
yer.
Sivas [Talavra, Megalapolis, Karana, Diyapolis,
Rum.: Sebastopolis > Sebastia]: [58],
Trkiyede bir kent. Osmanllardan
nce kentin Greke adnn anlam
saygn kentmi.
sivil [Lat.: civis > Fra.: civile]:
1.)
vatandalkla ilgili,
2.)
medenilemi,
uygarlam,
3.)
askeri, dini ve
devletle ilgili konularla ilgisi olmayan
vatandalar.
sivilce: [Tp] akma, iltihapl ~: akne.
sivrisinek: bir tr ~: anofil.
siyah: arap, kara, negatif.
siyanid [Lat.: ferrum + Yun.: >
ferrocyanide > ng.: cynanide]: [Kimya]
1.)
olduka zehirli, beyaz kristalin bir
bileen,
2.)
siyanr.
siyanr [Yun.: kyansos [?] > Fra.:
cyanure]: [Eczaclk] hidrosiyanik asit ve
bu asitten treyebilen metal
tuzlarnn genel ad olup, ok etkili
bir zehirdir.
siyasal [Arp. + sal]: politik, siyasi.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 288 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
siyaset [Arp.: siyset]: politika.
siyaseti [Arp.: siyset + i]: politikac.
siyasi [Arp.: siys]: politik, siyasal.
skala [Lat.: scala > tl.]: gsterge
izelgesi, gsterge, barem.
Skandiyum [Lat.: ? > Fra.: scandium:
Sc]: ?
skaphe [Yun.: ]: bot, kayk.
ske [ng.: sketch]: ksa oyun.
skeletos [Yun.]: katlam,
kemiklemi, kurumu, kavrulmu.
skeletos [Yun.]: kurumu.
skellein [Yun.]: kurumak.
skelos [Yun.]: bacak.
skeuophylakion [Yun.: + > ?]: hazina
dairesi.
ski [Fra.]:
1.)
kar kaya,
2.)
kayak,
kzak.
skif [ng.: skiff]: [Denizcilik] dar yar
kay.
skizo [Yun.]: bak. schisein.
skleros [Yun.]: berk, kavi, sert.
skleros [Yun.]: sert, zor.
skop [Yun.: skopein > skope []]:
bak. scope.
skope [Yun.: skopein > skope []]:
bak. scope.
skopein [Yun.]: bakmak, grmek,
zilemek, seyretmek.
skopos [Yun.]:
1.)
beki, gzc,
2.)

izleyici, seyirci.
skor [ng.: score]: bitirme, biti, final,
hitam, netice, nihayet, son, sonu.
slalom [?]: bir kayak yar.
slayt [?]:
1.)
?
2.)
diya, diyapozitif,
saydam.
slip [?]: kk deniz mayosu.
slogan [?]: propoganda sz.
smaragdos [Yun.: ?]: ?
smirys [Yun.: ?]: ?
smokin [?]: atlas yakal giysi.
snop [ng.]: zppe.
soba [Mac.: szoba]:
1.)
oda,
2.)
stma
gereci, stc, mutfak ~s: kuzine.
socius [Lat.]: ahbap, arkada, ahbap,
nedim, refik, yol arkada, yolda.
soda [?]: bir iecek.
Sodyum [Lat.: Fra.: Na]: ?
sof [?]: [Dokuma] ynl bir kuma.
sofa [?]: hol, salon.
sofia [Yun.: ?]:
1.)
dnce, fikir,
2.)
[S]
Batl bir bayan ad.
sofistike [Lat.: ? > Fra.: sophistiqu]:
girift, karmak,
sofra [?]:
1.)
aatan yemek yenilen,
dairemsi bir gere,
2.)
yemekle ilgili,
sofu [?]: dini yani gl.
Sofya
1
[Rum.: sophia: ?]: dnce.
Sofya
2
[Yun.: sophia: ? > Bul.: ?]:
Bulgaristann bakenti, [Sofia, ].
soan: [Bitkibilim: ?] ~ dorama:
entme.
soukkanllk: itidal.
sourma: absorbe, emme, mas.
sourmak: absorbe etmek, emmek,
mas etmek.
sohbet [Arp.: shb > ]:
1.)

arkadalk yapma, yarenlik etme,
yolculuk yapmak,
2.)
muhabbet,
sylei.
soket [Lat.: soccus > Fra.: sockette]:
1.)

a.)
ierlek ey,
b.)
evde giyilen ayyab,
c.)
ynl orap,
2.)
[Giyim] ksa orap,
3.)
[Elektrik] fi yuvas.
sokum: lokma.
sol
1
:
1.)
san tersi,
2.)
[Siyaset] sol,
3.)

Mzik Abecesi Notada 5. ses,
sol
2
[Lat.]: Latincede sol-;
1.)
gne
anlamnda nek & sonek,
2.)
aftap,
afitap, beyza, gne, helio, ems.
solak: sol elini kullanan.
solari [Lat.]: kederini hafifiletmek,
zntsn azaltmak, teselli etmek.
solere [Lat.]: almak.
solidus [Lat.]: birleik, btn, kat,
salam, sk, som, pek, tm, tam,
youn.
sollicitare [uv.: sille, Trk.: selkindirmek,
Tr.: silkmek > Lat.]: sallamak,
sarsmak.
solo
1
[Lat.]: tek bana, yalnz.
solo
2
[Lat.: solus > tl.: solo]:
1.)
tek
kiilik, yalnz,
2.)
bir kiilik mzik,
solucan [zTr. ?]: barsak kurdu, ~
ba kurdu: [Tp] askarit.
soluk:
1.)
nefes, ~ borusu: trake,
2.)

rengi kak, beyazlam.
solunga [YTr.: solumak]: i.,
[Yaambilim] galsame.
solunum [YTr.: solumak]: i., teneffs.
solus [Lat.]: tek bana, yalnz.
solvere [Lat.]: zmek, gevetmek.
som [Kir.]:
1.)
ham demir,
2.)
ii dolu
olan [som altn].
soma
1
[Yun.: suma]: beden, vcut.
Soma
2
[Rum.: suma]: Manisaya bal
bir ile.
somaki: bir tr mermer.
somata [?]: badem erbeti,
some [Yun.: soma]: Yunanca ve Bat
Dillerinde some-; beden, vcut,
biimveren alamna gelen bir sonek.
somnus [Lat.]: uyku.
somon: [Balklk] bir tr balk.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 289 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
somun [?]:
1.)
[Teknik] civata, ~
anahtar: kurbaack,,
2.)
ekmek,
somurtkan: ask.
somurtma: yzn asma.
somurtmak: yzn asmak.
son:
1.)
ahir, bitirme, biti, final,
hitam, netice, nihayet, skor, sonu,
2.)
epilog, hatime, sonsz.
sonare [Lat.]:
1.)
derinliini lmek,
2.)

birisini anlamaya almak.
sonat [tl.: ?]: i.,
1.)
?
2.)
[Mzik] bir
mzik eseri eidi.
sonbahar: i., gazel, hazan.
sonda [? > Fra.: sonda]: i.,
1.)
?
2.)

[Teknik] derinlik lme aleti.
sondaj [? > Fra.: sondage]: i.,
1.)
?
2.)

[Teknik] derinlik lme ilemi.
Soner [son + er]: bir erkek ad.
sonsz: i., epilog, hatime, son.
sonsuz: s., ebedi, ~a dek: ilelebet,
ilanihaye, srgit.
sonsuzluk: i., ebed.
sonu: i., bitirme, biti, final, hitam,
netice, nihayet, skor, son, baarsz
~: fiyasko, istenilen ~: semere,
verim.
sonusuz: i., akim.
sonusuzluk: akamet, ksrlk.
sonus [Lat.]: grlt, ses, seda, nida.
sop [?]: rk, soy, slale.
sopa:
1.)
dal, denek,
2.)
[Mecazi]
dayak, dvme, ktek, kaln ~:
denek, matrak.
sophia [Yun.]: dnce, fikir, gr.
soprano [tl.]: kadnda en ince ses.
sorbere [Lat.]:
1.)
zevk duyarak, dodya
doya seyretmek yada izlemek,
2.)

iine sindirmek.
sorgu: sual, soru.
sorgu [?]: ?
sormaca: anket.
soror [Lat.]: kzkarde.
sors [Lat.]:
1.)
birok, ok miktar,
2.)

ksm, nevi, para, tip,
3.)
hisse, pay,
katlm.
sorti [Fra.: sortie]: k.
soru: sorgu, sual.
sorun:
1.)
mesele, problem,
2.)
dert,
tasa.
soruturma: tahkik.
soruturmak: tahkik etmek, tetkik
etmek.
sos
2
[Lat.: salsa > Fra.: sauce]:
1.)
sala,
2.)
domates, baharat vb eylerden
yaplan bir tr karm.
sosyal [Lat.: socius > Fra.: social]:
toplumsal.
Sosyoloji [Lat.: socius + Yun.: logias >
Fra.: sociologie]: Budunbilim.
sote [Fra.: ?]: bir et yemei.
soucier [Lat.]:
1.)
ihtimam gstermek,
zen gstermek,
2.)
bakmak,
ilgilenmek.
soura [Yun.]: kuyruk.
sovhoz [Rus.]: tarm iletmesi.
soy [?]:
1.)
dl, evlat,
2.)
rk, sop,
slale.
soya [?]: [Bitkibilim: ?] fasulyeye benzer
bir bakliyat.
soyaac: geneoloji, hayataac,
secere.
soyda: trde.
soyka [?]: lnn giysileri.
soylu: asil, elit, mutena, mmtaz,
sekin.
soyluluk: asalet.
soytar [?]: kamer, maskara, soytar,
eytan.
soyut: manevi, tinsel.
Soyuz [Rus.: soyuz []]:
1.)
birlik,
2.)

Rus uzay arac ve bununla ilintili
dier isimlendirmeler.
smestr [Fra.: semester]:
1.)
yaryl, 2.)
[Eitim] dnem.
smrme: istismar.
sndrme: itfa.
sylem: nutuk, retorik.
syleme: ifade, kar ~: itiraz,
sylemek: ifade etmek.
sylence: efsane, mitos.
sylenti: rivayet.
sylei: mlakat, rportaj.
sylev: hitabe, nutuk.
sz:
1.)
kelam, laf, lakrd, rnek
alnacak ~: mesel, [darb mesel],
st kapal ~: imal, gzel ~
syleme: selika, st kaal ~:
ima, kinaye,
2.)
vaat, ~nden
dnmek: caymak,
3.)
[Sosyal]
evlenmeyle ilgili, ~ kesme: evlenme
iin balanma, ~ kesmek: evlenme
iin balamak, ~ syleme sanat:
hitabet, rnek alnacak ~: mesel,
sama ~: yave, aslsz ~: safsata,
szck: kelime.
szgelimi: diyelimki, rnein, mesela,
szleme: anlama, antlama, ahit,
akit, antant, kontrat, mukavele,
mutabakat, pakt, ~ yapmak:
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 290 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
anlamak, antlamak, ahit yapmak,
akdetmek, pakt yapmak,
szlemek: kararlatrmak.
szl: evlenme iin balanm.
szlk: kamus, lgat, byk ~:
kamus.
Szlkbilim: Leksikoloji.
spalla [Lat.]: omuz.
spargere [Lat.]:
1.)
su kmak, su
kaynamak,
2.)
datmak, samak,
yaymak.
spasmos [Yun.]: kasn, kaslma.
spazm [Yun.: spasmos [?] > Fra.:
spasme]:
1.)
ani, iten gelen kas
kaslmas,
2.)
ekme, ekilme,
kaslma, kasn,
3.)
[Tp] kaslarn
kaslmas.
specere [Lat.]: bakmak, grmek.
sped [?]: spedisyon, tamaclk,
transport.
spedisyon [Fra.: spedition]: sped,
tamaclk, transport.
speira [Yun.]: dairesel, kvrm,
yuvarlak.
speklatr [Lat.: ? > Fra.: speculateur]:
afersit, dalavereci, dolandrc,
vurguncu.
sperare [Lat.]: beklemek, ummak,
mt etmek.
sperm [Yun.: sperma > Fra.: sperme]:
1.)

asl, ersuyu, kaynak, mebde, mene,
meni,
2.)
semen, spor.
sperma [Yun.]:
1.)
ekirdek, tohum,
2.)

asl, ersuyu, kaynak, mebde, mene,
meni,
3.)
semen, spor.
sphaire [Yun.: []]:
1.)
alan, dnya,
gk, kre, saha, sema,
2.)
kre
biimini verme.
sphalein [Yun.: sphlein []]:
kmek, gmek.
sphere [Yun.: sphaire [] > ng.:
sphere & Fra.: sphre]: Franszcada
sphre; & ngilizcede sphere;
1.)
alan,
dnya, gk, kre, saha, sema,
2.)
kre
biimini verme anlamna bir sonek.
sphysein [Yun.]: atmak, arpmak,
vurmak, zonklamak.
spilla [Lat.]: damla, katre.
spiral [Yun.: speira > Fra.: spirale]:
1.)

dairesel, heliks, helis, helozani,
spiral, yay biimli,
2.)
[Teknik] helozoik
yay,
3.)
gebelii nleyen ara.
spirare [Lat.]:
1.)
hava, nefes,
2.)
hava
almak, havalanmak, nefes almak,
soluklanmak, solumak.
spoliare [Lat.]:
1.)
elbiselerini
kartmak, soymak,
2.)
soyunmak,
3.)

kabuunu kartmak.
spongos [Yun.]: snger.
spor
1
[Fra.: des (dis) + porter > sport]:
beden hareketleri.
spor
2
[Yun.: spora > Fra.: spore]:
1.)

ekirdek, tohum,
2.)
asl, ersuyu,
kaynak, mebde, mene, meni,
3.)

semen, sperma, 4.) [Yaambilim] sporlu
bitkiler.
spora [Yun.]:
1.)
ekirdek, tohum,
2.)

asl, ersuyu, kaynak, mebde, mene,
meni,
3.)
semen, sperma.
spot [Hol. > ng.: spot]:
1.)
renk ve biim
olarak dier yerlereden ayr bir yer,
2.)
nokta,
3.)
[Piyasa] annda ve yerinde
alm,
4.)
[Elektrik] stdyo lambas.
sprint [ng.]: [Spor] atak.
St. Jean velyeleri: St.Jean
Hastabakclar Tarikat, Kbrs
valyeleri, Malta valyeleri, Rodos
valyeleri olarak da bilinir, 11.
yzylda kurulmu bir Hiristiyan
valye tarikat.
stabil [Lat.: stabilis > Fra.: stabile]:
dengeli, duraan, sabit.
stabilis [Lat.]: dengeli, duraan, sabit.
stabilize [Lat.: ? > Fra.: stabiliz]:
salamlatrlm.
stabulari [Lat.]:
1.)
ahr,
2.)
ahrdaki
atlar.
stadyum [Yun.: ? > Fra.: stadium]:
futbol sahas,
stand [ng.]: sergilik.
stao [Yun.]: byk bir yapnn kaps
nndeki stunlu blm, portiko,
revak.
star [ng.]:
1.)
yldz,
2.)
artis, sinema
sanats.
stare [Lat.]:
1.)
hareketsiz, kprts
durmak,
2.)
dayanmak, katlanmak,
tahamml etmek.
start [ng.]: [spor] k, depar.
stat [Yun.: > Fra.: ?]: futbol sahas,
statik [? > Fra.: staticque]: [Fizik] duruk,
duraan.
statikos [Yun.]: durmasna neden olan.
statuere [Lat.]: ayarlamak, belirmeke,
dondurmak, katlatrmak, koymak,
pekitirmek, yerletrmek.
stat [Lat.: ? > Fra.: statu]:
1.)
durum,
karakter, kiilik, ahs, tip,
2.)
durum,
pozisyon,
stazein [Yun.]: akmak, damlamak,
szmak.
stella [Lat.]: yldz.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 291 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
stellein [Yun.]:
1.)
brakmak, koymak,
2.)
karmak, gndermek, yaymak.
step
1
[Rus.: stepe [] > Fra.: steppe]:
1.)
aasz dzlk,
2.)
bozkr, pampa.
step
2
[ng.]: adm, aama, etap,
merhale.
stepne [Fra.]: yedek lastik.
stereos [Yun.]: kat, sert.
steril [Lat.: ? > Fra.: sterile]: [Tp]
mikroptan arnm.
steroid [Lat.]:
stetoskop [Yun.: ? + skope > Fra.:
stetoscope]: [Tp] kalbi dinleme gereci.
sthenos [Yun.]: g, kuvvet.
stichos [Yun.]: dize, sra.
stigma [Yun.]: iaret.
stigsein [Yun.: ]: batmak,
delmek.
stikhos [Yun.]: dize, msra, sayr, satr.
stiks [Yun.]: dize, msra, sayr, satr.
stil [Fra: ?]: slup, tarz.
stillare [Lat.]: damlamak, damlatmak.
stilo [Fra.: stylo]: dolamkalem.
stinguere [Lat.]: bastrmak, bitirmek,
imha etmek, izale etmek, ortadan
kaldrmak, sndrmek, yok etmek.
stinquere [Lat.]: batmak, batrmak,
delmek, ine yada dike batmak yada
batrmak.
stirps [Lat.]: kaynak, kk, kken, z.
stok [ng.: stock]: istiflenmi mal.
stoma [Yun.]: az.
stouredes [Yun.: stavridis]: apraz
biimli.
strateji [Lat.: ? > Fra.: strategie]:
stratejik [Lat.: ? > Fra.: strategique]:
stratus [?]: [Evrenbilim] katman bulut.
strephein [Yun.]: felakete neden
olmak, felakete yol amak.
stres [? > ng.: stress]: [Ruhbilim] ar
gerginlik, gerginlik.
stringere [Lat.]:
1.)
aslmak, germek,
skc ekmek,
2.)
izmek.
Stronsiyum [Lat.: Fra.: stronsium: Sr]: ?
struere [Lat.]:
1.)
birikmek, biriktirmek,
ymak, ylmak, tepe yapmak,
2.)

bina etmek, ina etmek, yapmak.
stuppare [Lat.]:
1.)
ara vermek,
dinlenmek,
2.)
durdurmak.
su:
1.)
ab, aqua, ma,
2.)
[S] bir Trk
bayan ad, ~ biriktirme seti: bent,
~ kab: kirba, matara, ~ tayan:
saka, ~ yolu: aka, kanal, ~yun
sertlik derecesi: ph, gr akan ~:
horhor, takn ~: sel, yava akan
~: l, yiyecekleri koruyan tuzlu
~: salamura, ~ birikintisi: kaklk, ~
kab: ie, ~ cambaz: abbaz.
suad [Arp.]: bak. suat.
sual [Arp.: sel [] > sual []]:
sorgu, soru.
suare [Fra.: soir]: [Sanat] sinema yada
tiyatroda gndz blm,
suat [Arp.: suad]:
1.)

2.)
[S] bir erkek
ad.
suavis [Lat.]: tatl.
subasman [Fra.: sou + bassement >
soubassement]:
1.)
temelst,
2.)
[Yap]
yaplarda bodrumst kat.
subay: [Askeri]
1.)
askerlikte rutbe,
2.)

zabit, st ~ lar: mera,
Subilimi: Hidroloji.
sucare [Lat.]: bulumak, birlemek,
katlmak, birletirmek, balamak.
sucu: saka.
sucuk: kurutulmu barsakla yaplan
bir tr etli gda, talyan ~:
mortadella,
su: kt edim, yasa ve kanunlara
aykr davran. gemite ilenmi
~: sabka, bir ~un bedeli: ceza, ~u
inceleyen bilim: kriminoloji, ~
ykleme: iftira, yklenen ~:
thmet.
sulu: kt i yapan.
susuz: masum.
sudare [Lat.]:
1.)
bedenin derisini su
toplamak, terlemek, ter dkmek,
2.)

ter gibi su karmak, mayalanmak.
suedere [Lat.]: ikna etmek.
suescere [Lat.]: almak.
sufflare [Lat.]: sndrmek, flemek.
sufle [Lat.: sufflare > Fra.: soufle]:
1.)

tiyatroda oyuncuya konumalar
alak sesle aktarma,
2.)
bir tr tatl.
sui [Arp.]: ?
suistimal [Arp.: sui + aml > ? > istiml >
su-i istimal > suistimal]:
1.)
ktye
kullanma,
2.)
art niyetli davranm,
baka amala kullanm, ktye
kullanm.
sukaba: [Bitkibilim: Cucurbita pepo]
sulanm: slak, ya, yalanm.
sulh [Arp.: slh > ]:
1.)
doru olma,
dzenli olma, uygun olma, uyumlu
olma,
2.)
bar, hazar,
3.)
denge,
muvazene, uyum,
4.)
uyumlu ynetim,
ynetim dengesi.
sulta [Arp.]: egemenlik, hakimiyet,
otorite, yetke.
sultan [Arp.]:
1.)
bey, hkmdar, kral,
sultan,
2.)
[S] bir bayana ad.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 292 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
sultan'l-guzat [Arp.: > Osm.: sultan-l
guzat ]: i.t., gazilarin sultan.
suluboya: suyla yaplan bir resim
tr. ~ resim: akvaral.
suluk: ku su kab.
sumak [Arp.]: ?
sumere [Lat.]: almak, kabul etmek.
sumter [?]: kk taneli sert buday.
sunak:
1.)
tanrlara deerli eya
sunulan ykselti.
sundurma: ayazlk, balkon, eyvan,
revak, taraa, teras,
sungur:
1.)
[Kubilimi: Accipiter] doan,
ahin,
2.)
[S] doan, ahin anlamna
bir Trk erkek ad, [Doan, ahin].
suni [Arp.: sun]: sentetik, yapma,
yapay.
sunmak: arzetme, sunulan ey: arz.
sunu: demo, sunum, takdim.
sunum: demo, sunu, takdim.
supalan [Fra.: soupalan]:
1.)
vin
stnde,
2.)
[Gmrk] arast
gmrkleme ilemi.
supare [Lat.]: atmak, arpmak,
vurmak, zonklamak.
superare [Lat.]:
1.)
altetmek, galip
gelmek, hakkndan gelmek, yenmek,
2.)
den daha iyi olmak, stn olmak.
sur [Arp.]: kale duvar.
sr [Far.: sr]: dn.
surat [Arp.]: ehre, faa, ru, sima, yz.
sure [Arp.: sre]: Kuran- Kerimin
blmleri.
suret [Arp.: srt [] > sret]:
1.)

betimleme, resimle tanmlama,
2.)

biim, grnm, grnt,
3.)
ayns,
benzer, e, kopya, suret,
surgere [Lat.]:
1.)
kmak, yukar
kmak, ykselmek,
2.)
ayaa
kalkmak, kalkmak,
3.)
kmak,
domak, zuhur etmek, ortaya
kmak,
4.)
kabarmak, imek.
susam
1
[Arp.: sisam]: [Bitkibilim:
Sesamum indicum] ssen iei,
bahratl bir bitki.
susam
2
: kap.
susama: hararet, susuzluk.
susamak:
1.)
hararet absmak, su
imek istemek,
2.)
[Mecazi] hasret
kalmak, zlem ekmek.
susamuru [su samuru]:
1.)
[Hayvanbilim:
Lutra] bir kemirgen hayvan, lutr,
2.)

bunun krk.
susever: hidrofil.
susuzluk: hararet, susama.
suzinak [Far.: ?]: Trk Mziinde bir
makam,
savi [?]:
1.)
?
2.)
[S] bir erkek ad.
sflr [? > Fra.: sufleur]: replikleri
anmsatan.
sklaroz [Yun.: ? + ? > Fra.: ?]: yapay
kimyasal tadlandrc.
skunet [Arp.: skn > skt []]:
1.)

durma, hareketsiz olma, oturma,
ikamet, konaklama, yerleme,
2.)

sessizlik.
slale [Arp.: slle]: rk, sop, soy.
slasi [Arp.: ? > sls]:
1.)
?
2.)
l,
slasi mcarred [Arp.: sls
mcerred]: Arapa Dilbilgisinde fiiler
genelde harflidir ve bunlar bir
dzen iimde ekime urarlar, [aml:
etmak, oluturmak, retmek, yapmakdan
amil, imalat, maml gibi].
Sleyman [br.: > Arp.]:
1.)
Hz.
Sleyman,
2.)
bir erkek ad.
[Soloman],
Slfat [Yun.: + ? > Fra.: sulfate]: slfrik
asidin tuzu veya esteri.
slk [Arp.]: [Hayvanbilim: Hirudo
medicinalis] alek.
Smer [?]:
1.)
Mezopotamya'da
yaam bir ulustan olan,
2.)
[S] bir
Trk bayan ve erkek ad.
Smerler [?]: Mezopotamya'da
yaam bir ulus, ~de su tanrs: ea,
smklbcek: [Hayvanbilim: Limax]
salyangoz.
sne: [Hayvanbilim: Eurigaster
integriceps] tarma zararl bcek.
sper [Lat.: ? > Fra.: super]: nitelik
bakmndna stn.
sper iletken: [Elektronik] [super
conductor]
sprge [sprmek > spr(ge) ?]:
1.)

[Bitkibilim: Calluna vulgaris] pskll
ksmndan sprge yaplan
msrgillerden bir bitki,
2.)
temizleme
gereci, ~ bitkisi: sprge, ~ otu
[Bitkibilim: Calluna vulgaris]: [Bitkibilim:
Erica]
1.)
sprge otu,
2.)
boruk,
sprge als.
sprgeals [sprge als]:
[Bitkibilim: Erica]
1.)
sprge otu,
2.)

boruk, erika, funda.
sprgeotu [sprge otu] [?]: [Bitkibilim:
Erica]
1.)
sprge otu,
2.)
boruk,
sprge als.
srahi [Arp.]: yayvan camdan su kab.
srat [Arp.: sra [] > srat]:
1.)
hzl
gitme, hzlanma,
2.)
hz, hzllk
3.)

acele, acul, alamint, abuk, ivedi,
tez.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 293 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
sratli [Arp. + li]:
1.)
hzl,
2.)
acilen,
abuk, tez,
srdrme: devam ettirme, idame.
srdrmek: devam ettirmek, idame
etmek.
sre:
1.)
vakit, zaman,
2.)
eksre,
mehil, mhlet, nel, vade.
srekli: daima, her.
sreli:
srgit: ilelebed, sonsuza dek.
srme:
1.)
[Makyaj] bir makyaj
malzemesi,
2.)
[Mobilya] ekmece.
Srmene [?]: Xde bir ile.
sr: hayvan topluluu.
srm:
1.)
[Ticari] sat, tketim,
2.)

[Matbaaclk] bask, versiyon,
3.)

[Bilgisayar] bask, versiyon [version],
ss: bezek, dekor, ziynet, rtnn
kenarndaki ~: piko, duvar ~:
fresk, duvar ~: fayans, ~ bitkileri:
Aalya, Devetaban, Manolya, Mimoza,
ssen iei [Bitkibilim: ?]: susam,
ssleme: bezeme, donama, dekore
etme, mimarida bir ~ tr:
grotesk.
sslemeci: bezeki, nakka.
sslemek: bezemek, donamak,
dekore etmek.
ssl: betili, resimli, tasfirli.
st
1
: at, kei, inek ve koyun
hayvanlarn memelerindne salan
sv. ~ nine: daye, ~teki protein:
kazain, ~n yal ksm: kaymak,
krema, ~ rnleri: Ayran, Ekimik,
Kaar, Kaymak (Krema) Ke, Krema (Kaymak)
Lor, Peynir, Stla (Stla), Tereya, Yourt,
st
2
: [Balklk] erkek baln tohumu,
sthane [st + Far.: hne]: mandra.
stla [stl + a]: bir tr stl tatl.
stl: st eklenmi, st ieren. ~
besin: peynir.
stun [Far.]: direk.
szge:
1.)
bir mutfak fereci,
2.)
[Teknik]
filtre.
syn [Yun.]: beraber, birlikte,
hepberaber.
========== =========
: Trk Abecesinin . harfi.
aban [Arp.: ban]:
1.)
Kameri (Ay)
Takviminde bir ay,
2.)
[] bir erkek
ad.
abat [Sr.]: ikinci ay.
ad [Far.: d]:
1.)
neeli, rad, sevimli,
sevinli, akrak,
2.)
[] bir erkek ad.
adan [Arp.: dan]:
1.)

2.)
[] bir erkek
ad.
ah
1
[Far.: h]:
1.)
ba,
2.)
kral, sultan,
3.)
krallk yada kraliyet
4.)
satranta
bir ta ad,
ah
2
[Far.: h]: diken diken olmak,
yukar kalkmak, ykselmek, [At aha
kalkt].
ah mat [Far.: ah + mat]:
1.)
ah
kaybetti, kral tam olarak yenildi,
2.)

[Satran] kral ld.
ahab: bak. ahap.
ahadetname [Arp.]: diploma.
ahane [Far.: ahne]:
1.)
krallara
2.)
ali,
faik, layik, ulu, mualla, mkemmel,
stn, yksek.
ahap [Far.: ahb]:
1.)
ama,
akanyldz,
2.)
[] bu anlamda bir ran
ve Trk erkek ad.
ahap: aan, ama, akanyldz,
gkta, meteor, meteorta.
ahbaz [Far.: ah + bz]:
1.)
akdoan,
2.)
[Mecazi] becerikli, evik,
3.)
[Mecazi]
kahraman, mert, yiit.
aheser [Far.: ah + eser]: bayapt.
ahs [Arp.: ahs]:
1.)
birey, fert, kimse,
kii, zat,
2.)
durum, karakter, kiilik,
tip, stat.
ahslar [Arp. + lar]: Bireyler, efrat,
fertler, kimseler, kiiler, zatlar,
ahi [Far.: h]:
1.)
egemen, hakim
2.)

kralla yada saltanata ait.
ahid [Arp.: hid]: bak. ahit.
ahika [Far.]:
1.)
doruk, zirve,
2.)
[]
doruk, zirve anlamna bir bayan ad.
ahin:
1.)
[Kubilimi: Accipiter] doan,
sungur,
2.)
[] bir Trk erkek ad,
[Doan, Sungur].
ahit [Arp.: hd > hid]:
1.)
grme,
olay grme, tanklk etme,
2.)
gren,
3.)
grg tan, tank, ~ olmak:
tank omak.
ahsi [Arp.: ahs]: bireysel, kiisel,
zlk, zati.
ahsiyet [Arp.: ahsyet]: ra, karakter,
kiilik, seciye.
air [Arp.: ir]: ozan, ~lerin takma
ad: mahlas, bir ~in tm iirlerinin
yer ald kitap: antoloji, gldeste,
seki,
airane [Arp.: irne]: ozans.
aka: espri, latife, nkte.
akak [Far.]: yzde bir blm.
aki [Arp.: ki]: ekya, haydut.
akrak:
1.)
neeli, rad, sevinli, ad,
2.)

akyan.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 294 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
akul [Arp.: kl > kul]:
1.)
bime,
lme, tartma,
2.)
ekl, ~ ipi:
pereste.
al [Far.]: deerli yn kuma.
al
1
[Far.: al]:
1.)
Bat Dillerine
Trkeden gemitir, [shawl], 2.)
omuz rts.
al
2
[Far.: elvar]: bacak.
alak [Halkdili]: bymemi karpuz.
alaki [Far.: al > Rum.: alaki: ?]: al
takliti kuma.
ale [Fra.: chalet]: da konutu.
algam [Far.: lgam]: [Bitkibilim:
Brassica rapa] yumru kkl bitki.
alo: peru para birimi.
alter: [Alm.: schalter] [Elektrik] akm
kesici.
alupa [tl.: scialuppa]: [Denizcilik] byk
sandal.
alvar [Far.: elvar]:
1.)
bacak rts,
2.)
bir tr alt giysi, uzun pantolon. ~
ba: ukur, bir tr erkek ~: akr.
amama: [Bitkibilim: ?] kokulu kk
kavun.
amandra [Rum.: simadi [i] >
simandoura: ]:
1.)
yer
belirleme iareti,
2.)
[Denizcilik] yol
gsteren yzer cisim.
amar: sille, aplak, tokat.
amata [Arp.: emte]: grlt, patrt,
yaygara.
ambaba [?]: bir tr hamur tatls.
amdan [Far.: am + dn > amdan ?]:
1.)

aydnlatma gereci,
2.)
rakma.
amil [Arp.: ml > mil]:
1.)
iine alma,
kapsama, kuatma,
2.)
iine alan,
kapsayan, kuatan,
3.)
[] bir erkek
ad, 4.) eyh amil; ?.
ampiyon [Lat.: campio > Fra.:
champion]: battal, bke, civanmert,
kahraman, korkusuz, kostak, mert,
yiit.
ampiyonluk [Lat.: campio > Fra.:
champion + luk]: birincilik, ilk gelme.
an
1
[Fra.: n]:
1.)
nam, hret, n,
r,
2.)
vg, vnme, eref, hret,
sena.
an
2
[Lat.: cantare > chante]:
1.)
ark
syleme sanat, dersi, okulu,
2.)
ark
sylemeyle ilgili.
anl [Far. + l]:
1.)
naml, nl, hretli,
2.)
[] naml, nl, hretli anlamna
bir erkek ad.
anlurfa [Edesse, Orhoe, Orhai, Roha]:
[63], Trkiyede bir kent.
ans [Lat.: ? > Fra.: chance]: baht, felek,
kader, ksmet, kut, mut, talih, takdir,
uur.
ans: frsat, talih, tesadf.
anslye [Lat.: cancellarius > Fra.:
chancelier]:
1.)
enst makam,
2.)

Almanyada babakan.
antr [Lat.: cantare > chanteure]: erkek
arkc, muganni.
antz [Lat.: cantare > chanteuse]:
arkc bayan.
apel [Lat.: cappa > Fra.: chapel]:
[Hiristiyanlk] kk kilise.
apka [Rus.: uanka > apka [>
a]]:
1.)
kulaklar kapatan balk,
2.)
Rus krk bal,
3.)
balk, kasket,
kep, yuvarlak hasr ~: Panama,
~lardaki iaret: kokart,
aplak [?]:i., sille, amar, tokat.
apal [?]: s., aklsz, alk, ibi,
palayao.
arab

[Arp.]: bak. arap.
arabi [Arp.: arab]: s., krmz arap
renginde.
arampol [Mac.: soronpo]:
1.)
?
2.)
yolun
kenarndaki daha ukur yer.
arap
1
[Arp.: rb > arb: ]: i.,
1.)

ime,
2.)
iilen ey, bade, bor, iecek,
mey,
3.)
sarholuk veren sv, alkoll
iki, mey, ~ fs: fato.
arapnel [ng.: shrapnel]:
1.)
Henry
Shrapnel; 1761-1842 yllar arasnda
yaam bir ngiliz subay,
2.)
i.,
misket atan top mermisi.
arj [Lat.: carrus > Fra.: charge]:
1.)
bir
eyle yklemek,
2.)
[Teknik] pil vb
elektrikle ykleme yapmak,
3.)

birisne grev yklemek,
4.)
sulamak,
5.)
birisini bir eyden sorumlu
tutumak.
arjr [Lat.: carrus > Fra.: charjeur]:
carcur.
ark [Arp.: rk [] > ark []]:
1.)

aydnlanma, ma, gnn domas,
2.)
dou.
ark [Arp.: ark]:
1.)
Araplaraa ait,
Douya ait,
2.)
[Mzik] r, melodi,
trk, yir, ~ da tekrar: bis, nakarat,
arkc [Arp.: ark + c]: okuyucu,
trkc,
arki [Arp.: ark]: douyla ilgili,
oryantal,
arkiyat [Arp.: arkyt]: duuculuk,
oryantalizm,
arkiyat [Arp.: arkyt + ]: Doucu,
Oryantalist.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 295 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
arlama [Argo]: barp arma.
arlatan [Lat.: cerratanus > Fra.:
charlatane]:
1.)
bararak sat yapan
sokak satcs,
2.)
bararak
anlamszca konuan, satc gibi
bararak konuan,
3.)
szleri doru
olmayan, sahtekar.
arpi [ng.: sharpie]: [Denizcilik] bir tr
yelkenli, alt dz tekne yada gemi.
art
1
[Arp.: rt []]:
1.)

a)

uzunlamasna kesme, yarma,
b.)

koul ileri srme,
2.)
koul.
art
2
[Lat.: charta > Fra.: charte]:
1.)

belge, vesika, yazl belge,
2.)

protokol, teaml, uygulama.
aryo [Lat.: carrus > Fra.: chariot]:
1.)

a.)

yk, yk tayan araba,
b.)
eskilerde
kk atl araba,
2.)
kk vagon,
3.)

eskiden kullanlan daktilonun hareket
eden silindir blm,.
asi [Lat.: capsa > Fra.: chassis]:
1.)

[Otomotiv] otomobilin kasas,
2.)

[Elektrik] eleketrik devresinin ara
asesi ile temas yapmas..
aaa [Arp.]:
1.)
grkem, gsteri,
tantana,
2.)
celal, hamet, ihtiam,
izzet, sitayi, parlaklk.
a: s., gzleri farkl ynlere bakan,
hafif ~: eyla.
arma: hayret etme.
armak: hayret etmek.
akn:
1.)
afal, dank, dandini,
dzensiz, kark, savruk, tarumar,
2.)
apk, gsz.
aknlk: afallama.
amak: afallamak.
artc:
1.)
ilgin,
2.)
harika, keramet,
mucize, tansk.
at [Fra.: chatte]: [Denizcilik] alt dz
tekne.
atafat [Arp.: tf [] > ataft >
Osm.]:
1.)

a.)
grkem, aaa,
b.)

Osmanlda blge sanca,
2.)

debdebe, lks.
ato [Lat.: castellum > Fra.: chateau]:
1.)

Fransz feodal kalesi, derebeyi
kona,
2.)
Frannsada byk ve
grkemli ev.
ayak [Rum.: ?]:
1.)
bir tr dokuma,
2.)

bu yaplma kumatan giysi.
ayet [Arp.: yet]: eer.
ebeke
1
[Arp.]:
1.)
a, rmcek a,
balk a,
2.)
su yada elektitrik hatt,
3.)
renci kimlik kart,
4.)
su rgt,
ebnem [Far.]:
1.)
[Bitkibilim: ?] bir iek
ad,
2.)
[Hava Durumu] iy,
3.)
[] iy
anlamna bir bayan ad.
ef [Fra.: chef]:
1.)
ba, nder,
2.)

aba, baa.
eftali [Far.: eftl]: [Bitkibilim: Persica
vulgaris] bir meyve ad.
ehr [Arp.]: bak. ehir.
ehevi [Arp.: ehev]: erotik, ksnl.
ehir [Arp.: ]: abad, abat, bol, il,
kent, medine, polis, site, vilayet,
ehre giri vergisi: oktrua, ~le
ilgili: beledi.
ehirler [Arp. + ler]: Trkiyede
ehirler: Adana, Afyon, Ar, Ankara,
Antakya (skenderun), Antalya, Artvin, Aydn,
Balkesir, Bilecik, Bitlis, Bolu, Burdur, Bursa,
anakkale, Denizli, Diyarbakr, Dzce, Edirne,
Erzurum, Eskiehir, skenderun (Antakya),
stanbul, zmir, Kahramanmara, Karaman,
Krklareli, Kocaeli (zmit), Konya, Mula,
Mersin (el), Mu, Ordu, Rize, Sakarya
(Adapazar), Sivas, Samsun, anlurfa (Urfa),
Tekirda, Trabzon, Urfa (anlurfa), Van,
Zonguldak, Yalova,
ehnaz [Far.: eh + nz > ehnz]:
1.)
?
2.)
[Mzik] bir mzik makam,
3.)
[] bu
anlamda bir bayan ad.
ehzade [Far.: eh + zde > ehzde]:
1.)

ehin olu,
2.)
prens, tekfur, ~
eitmeni: lala.
ek [Arp.]: phe.
eker [Tr.: ? > Far.]:
1.)
beyaz, suda
eriyen, mayalanabilen ve ou tatl
olan maddelerin genel ad,
2.)
tatl
yiyeceklerin genel ad,
3.)
[Mecazi]
cana yakn, gzel, sevimli, ~in
posas: melas.
ekerleme [Far. + leme]:
ekerpare [Tr.: ? > Far.: eker + pre >
ekerpre]:
1.)
eker paras,
2.)
bir tr
tatl,
3.)
ok tatl kays,
ekil [Arp.]: biim, ekal, form, format,
ekillendirme [Arp. + lendirme]:
biilendirme, formatlama,
ekillendirmek [Arp. + lendirmek]:
biilendirmek, formatlamak,
elale [Far.]: avlan.
em [Far.]: era, ra, kandela, mum.
ema [Lat.: schema > tl.: schma]:
1.)

tavr, tutum,
2.)
plan.
embe [Far.]: gn.
empanze [Afrika Yerlisi > Fra.:
chimpanzee]: [Hayvanbilim: ?] orta
boylu, insana benzeyen bir maymun
tr.
ems [Arp.]: aftap, afitap, beyza,
gne, helio, sol.
emseddin: bak. emsettin.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 296 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
emsettin [Arp.: ems-e-ddin]:
1.)
dinin
gnei,
2.)
[] dinin gnei
anlamnda bir erkek ad,
emsi [Arp.: ems]:
1.)
gne gibi
parlak,
2.)
[] gne gibi parlak
anlamna bir erkek ad.
emsiye [Arp.: emsye]: gnelik,
yamura kar kullanlan gere.
en: neeli, rad, sevinli, ad, akrak.
ener [en + er]: bir Trk erkek ad.
enlik: sevin, etaret.
er [Arp.]: fenalk, gnah, ktlk.
erafeddin [Arp.: eraf-e-ddin]: bak.
erafettin.
erafettin [Arp.: eraf-e-ddin]:
1.)
dinin
gururu,
2.)
[] dinin gururu
anlamnda bir erkek ad.
eref [Arp.]:
1.)
vg, vnme, an,
hret, sena,
2.)
haysiyet, onur,
zsayg, saygnlk, vakar,
3.)
[]
haysiyet, onur, vakar anlamna bir
erkek ad, [Onur],
ereflendirme [Arp.: rf > eref +
lendirme]: onurlandrma, terif.
erefli [Arp. + li]: agar, haysiyetli,
onurlu,
erif [Arp.]:
1.)

2.)
[] bir erkek ad.
erik [Arp.]: ortak, partner.
erit [?]:
1.)
bant, geni ipekli ~:
kurdela,
2.)
[Tp] tenya.
etaret [Arp.]:
1.)
enlik, sevin,
2.)
[]
bir bayan ad.
ev [Far.]: eik, meyilli.
evk [Arp.]: arzu, dilek, heves, istek.
evket [Arp.]:
1.)
heyvet, ululuk,
ycelik,
2.)
[] bu anlamda bir erkek
ad.
evki [Arp.: evk]:
1.)
arzu, dilek,
heves, istek,
2.)
[] bir erkek ad.
ey [Arp.]: nesne, insan yapm bir
nesne.
eyh [Arp.]:
1.)
bakan, kral, lider,
nder, ynetici,
2.)
prens,
3.)
tarikat
kurucusu.
eyla [: eyl]: hafif a.
eyler: [Arp. + ler]: eya, nesneler,
nemsiz ~: teberi.
eytan [Arp.]:
1.)
cennetten kavulan
bamelek,
2.)
iblis, ifrit, [Devil, Lucifer,
Satan],
3.)
[Mecazi] cin, kurnaz,
4.)

[Mecazi] kamer, maskara, soytar.
k
1
[Fra.: chic]: gzel giyinen.
k
2
[?]: alternatif, opsiyon, seenek.
mark: kstah, laubali, opar, ~
yetimi: nazenin,
marma:
marmak:
ra [?]: meyve z.
rnga [Lat.: ? > tl.: ?]: [Tp]
1.)

enjektr, ine,
2.)
lavman, tenkiye,
ykama.
rnak [> Arp.: ehr-i Nur]: [73],
Trkiyede bir kent.
iar [Arp.]:
1.)
gizlenmi sz, parola,
rumuz, simge,
2.)
belgi, nian.
iddet [Arp.]: celal, gazap, hrs, hiddet,
kzgnlk, fke.
iddetli [Arp. + li]: celalli, hiddetli,
kzgn, fkeli.
if [Halkdili]: pamuk kozas.
ifa [Arp.: fa]: hastlktan kurtulma,
iyileme.
ifon [Fra.: chiffon]:
1.)
ok ince ve
effat ipekli kuma,
2.)
bundna
yaplm kadn giysisi.
ifonyer [Fra.: chiffonier]:
1.)
ekmeceli
yada aynal dolap,
2.)
anakap n
elbise dolab.
ifre [Arp.: sfr > Lat.: cipher > Fra.:
chifre]:
1.)
boluk,
2.)
deer
atanmam, boluk, sfr gstergesi,
3.)
bir anahtara gre gizleme,
kodlama,
4.)
gizlenmi yada
kodlanm yaz iin anahtar.
iir [Arp.]: manzume, nazm, halk ~
tr: semai, iirin bir blm:
beyit, ksa ak ~i: idil, ~ drtl:
rubai, bir ~ ls: aruz, ~ ls:
vezin, toplulukta okunan ~:
neide, Bat ~ tr: balat, spanyol
~i: romans, lirik ~: ditirame, alayl
bir halk ~i: talama, Divan
Edebiyatnda bir ~ tr: kaside,
Mesnevi ~i: hamse, lirik ~:
pitiramp, ~ trleri: Balat, Ditirame,
Hamse, dil, Kaside, Murabbaa, Neide,
Romans, Semai, Talama,
ikar [Far.]: av.
ikayet [Arp.: ikyet]: serzeni, szlt,
szlanma, yaknma, ~ etmek:
serzenite bulunmak, szlanmak,
yaknmak.
ike [Arp.]: dankl.
ile
1
[Far.]: mercan kk.
ile
2
[Far.]: stanbulun Karadeniz
kysnda bir ilesi.
ilep [Alm.: schlepp]: [Denizcilik] yk
gemisi.
ilepa [tl.: scialuppa]: [Denizcilik] byk
sandal, alupa.
ilte: pamuk dolu dek.
imal [Arp.: ml [] > iml []]:
1.)
yol,
2.)
[Evrenbilim] kuzey.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 297 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
imdi: elan.
imendifer [Fra.: chemain de ferre]:
1.)
?
2.)
tren.
imera [Yun.: chimaira [?] > Fra.:
chimera]:
1.)
Yunan Mitolojisinde
aslan bal, kei bedenli ve ylan
kuyruklu bir dev canavar,
2.)

olanaksz rya.
imek:
1.)
ate kma, balkma,
akma,
2.)
[] bir Trk erkek ad.
inas [Arp.: ins]: ?
inasi [Arp.: ins]:
1.)

2.)
[] bir Trk
erkek ad.
ip: [Balklk: Acipenser nudiventris] bir
Mersin Bal tr.
ir [Far.]: i., aslan.
iraze [Far.: irze]:
1.)
diki,
2.)
kispet
paas.
irin [Far.]:
1.)
cici, sevimli,
2.)
ho,
latif, gzel,
3.)
[] cici, sevimli
anlamna bayan ad.
irket [Arp.]: [Ticaret] ortaklk.
irvan [?]: atdaki bask oda.
iryan [Arp.: iryn]: [Tp] atardamar.
i:
1.)
bombe, kabarma, ime,
2.)

rg rme ubuu,
3.)
zgara yada
mangalda et piirme metal ubuu,
4.)
metalden kesici, delici bir gere.
ie [Arp.]:
1.)
camdan su kab,
2.)

nargile.
ikinlik:
1.)
bombe, kabarklk,
2.)

karnn yada midenin gaz yapmas.
ilik:
1.)
[Tp] bedende bir yerin kan
toplamas, su toplamas,
2.)

mangalda ie uygun kesilmi et
rn.
iman: ar kilolu olan.
imanlk: ar kilolu olmak, ar ~:
obezite.
ime:
1.)
bombe yapma, kabarma,
2.)

gaz basnc,
3.)
sklma.
imek:
1.)
bombe yapmak, kabarmak,
2.)
karn yada midede gaz basn
yapmak,
3.)
sklmak.
ita [Far.]: k.
ive [Far.: ve]: az, aksan.
izofreni [Yun.: schisein + phren > [?] >
Fra.: schizophrenie]:
1.)
alayan beyin,
zrlayan kafa,
2.)
[Psikiyatri] bir ruh
hastal.
ofben [Fra.: chauffer > chauffebain]:
1.)

stmak, banyo stcs,
2.)
gazl yaad
elektrikli stc.
ofr [Fra.: chauffer > chauffeur]:
1.)

buharl gemi, lokomotift ateisi,
kazanc,
2.)
zel src, src.
ohben [Fra.: chauffer > chauffebain]:
bak. ofben.
ok [ng.: shock]: [Ruhbilim] sarsnt.
opar [Halkdili]:
1.)
ingene ocuu,
2.)

kstah, mark.
or: Sibiryada Trk ad.
hret [Arp.: uhret]:
1.)
herkesce
bilinme, tannma,
2.)
nam, an,
3.)

vg, vnme, an, eref, sena.
len [Mog.]:
1.)
ziyafet,
2.)
elence,
3.)

sanat gsterisi.
mine [Fra.: chemine]: ocak.
venizm [N.Chauvin > Fra.:
chauvinisme]:
1.)
fanatik, Fransz
vatanseveri,
2.)
fanatik ve militan
vatansever,
3.)
birisinin rk yada
cinseyetine nedensiz ar ball.
ua [Arp.]: [Fizik] n.
ubat [Sr.: abat]: yln genelde 28
artk yllarda 29 gn eken 2. ay.
ube [Arp.: be]: bran, dal.
uh [Arp.]: neeli, zgr kadn.
ule [Far.: le]:
1.)
alev, alaz, yalm,
2.)

[] alev, alaz, yalm anlamna bir
bayan ad, [Alev].
urup [Arp.: rb]:
1.)
koyu erbet,
2.)

meyveli iecek,
3.)
meyde tadnda
sv ila.
uur [Arp.: ar > ?]:
1.)
anlama, blincine
varma, kavrama,
2.)
bilin, dima,
zihin.
uuralt [Arp. + alt]: bilinalt.
uurlu [Arp. + lu]: bilinli.
uursuz [Arp. + suz]: bilinsiz.
kran [Arp.]:
1.)

2.)
Araplar teemmr
karl byle der,
3.)
[] bir bayan &
erkek ad.
kr [Arp.: kr]:
1.)

2.)
[] bir erkek
ad.
krye [Arp.: krye]:
1.)

2.)
[] bir
bayan ad.
phe [Arp.: ubhe]:
1.)
kuku, ek,
2.)

kuruntu.
reka [Arp.: erikin oulu,]: ortaklar.
========== T =========
T
1
: Trk Abecesinin . harfi.
T
2
[tl.: Ti]: talyan Abecesinin 18.
harfi, [T, t].
T
3
[Rus.: Te]: Rus Abecesinin 18. harfi,
[, ].
T.I.R: k.,
1.)
(T)ransit (I)nternational
(R)aod: Uluslararas Transit Yol,
2.)

uluslararas yk aralar anlamas,
ta: uzaklk anlatr.
taam [Arp.]: a, yemek.
taammd [Arp.]: bak. taammt.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 298 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
taammden [Arp.: amd [] >
teammden]:
1.)
bilerek yapma,
isteyerek yapma, kasten yapma,
kastl olarak yapma,
2.)
bile bile,
kastl olarak, kasten.
taammt [Arp.: amd [] > teammd]:
1.)
bilerek yapma, isteyerek yapma,
kasten yapma, kastl olarak yapma,
2.)
bilerek, isteyerek, kasten, kastl
olarak.
tab
1
[Far.: tb]:
1.)
g, kuvvet,
yetenek,
2.)
ekicilik, scaklk,
3.)
k,
nur, parlaklk, ziya,
4.)
dolanma,
kvrlma, sarlma,
5.)
bedensel yada
ruhi ac,
6.)
gazap, kzgnlk, fke,
7.)

kl keskinlii.
tab
2
[Far.: tb]: Farsada tb;
1.)

ldayan, k saan, parlayan, [atetb:
ate gibi parlayan],
2.)
kvr kvr, lle lle
[muytb: maytap] anlamna bir sonek.
tab
3
[Arp.]:
1.)
asl yap, doal yaratl,
2.)
birisinin dalk durumu yada
bedensel hali.
tab
4
[Arp.]: bas, bask.
taba
1
[Arp.: taba]:
1.)
bir lke
vatanda, bir lkeye bal olan,
2.)

vatanda.
taba
1
[Fra.: tabac]:
1.)
ttn,
2.)
kzl
kahverengi,
2.)
ttn rengi.
tababet [Arp.]:
1.)
hekimlik,
2.)
Tp
bilgisi.
tabak
1
[Arp.]:
1.)
tava, tencere, tepsi,
kapa,
2.)
bir yemek gereci.
tabak
2
[Arp.: debba]: derici, sepici,
tabak.
tabaka
1
[Arp.]:
1.)
kat, katman,
2.)

farkl boyutlarda kesilmi kat,
3.)

derece,
4.)
tolum katman.
tabaka
2
[ng.: tabacco]: ttn kutusu,
taban:
1.)
alt, dip,
2.)
altlk, kaide,
nesnenin ~: alt,
tabanca [?]: bir ateli silah,
tabansz:
1.)
dayanaksz, metnetsiz,
2.)

[Argo] korkak, yreksiz.
tabela [tl.: ?]: yazl levha.
tabiat [Arp.: tba > []]:
1.)
damga
basma, damgalama, mhr basma,
mhrleme,
2.)
doa,
3.)
ahlak,
davran, haslet, husisiyet, huy,
karakter, miza, nitelik, zellik, vasf,
yaratl.
tabib [Arp.]: bak. tabip.
tabii [Arp.: tba > []]:
1.)
damga
basma, damgalama, mhr basma,
mhrleme,
2.)
doutan, ftri,
yaratltan,
3.)
doal, olaan, ~ ki:
doal olarak.
tabiye
1
[Arp.: tba > tabiye]: bask,
baskm masraflar.
tabiye
2
[Arp.: tba > tabiye]:
1.)

[Askeriye] taktikler,
2.)
kullanm iin
uygun biime getirme.
tabip [Arp.: tabib]: doktor, hekim,
otac.
tabir [Arp.: abr > tbir]:
1.)
aklama,
yorumlama,
2.)
deyi, ibare, ifade.
tabla [Arp.: tbl]:
1.)
satclarn
kulland, aatan yuvarlak tepsi,
2.)

sigara izmarit kab, kl kab, kllk,
3.)
dz disk,
4.)
dz yzey,
5.)
soba
altna konulan kllk,
6.)
stun ba.
tabliye
1
[Arp.: tbl >]:
1.)
davul benzeri
ey,
2.)
dz, tepsi benzeri dairesel
stant,
3.)
ba, hara yada vergi
demesi.
tabliye
2
[Fra.: tablier]:
1.)
?
2.)

kprnn bir blm.
tabu [Ton.: tabu & tapu > ng.: taboo >
Fra.: taboo]:
1.)
yasaklanm,
2.)
dini
yada sosyal engelleme, yasak,
3.)

tekinsiz.
tabure [Fra.: tabour > tabouret]:
1.)
ift
tarafl davul,
2.)
bir tr iskemle.
tabut [Arp.: tbt > tbt]:
1.)
lahit,
sanduka,
2.)
byk yumurta kutusu,
3.)
ncile gre Musann Ahit Sand,
4.)
l tanan sandk, sal, ~ tabut
yeri: katafalk.
tabya [Arp.: tabiye
2
> tabye > tabya]:
bur, kule, salamlatrlm yer,
silahlarla kuvvetlendirilmi yer.
tac [Far.]: bak. ta.
taciz [Arp.: tciz]: tedirgin etme.
tactus [Lat.]: dokunulmu, el demi,
ellenmi.
ta
1
[Far.: [Far.: tc []]:
1.)
ssl
ember, deerli sslerle bezeli
kemer,
2.)
kral bal,
3.)
gelin bal
ss.
ta
2
[ng.: touch]:
1.)
deme, dokunma,
temas,
3.)
[Futbol] topun oyuncunun
eline deme cezas.
Ta Mahal [Far.: tc mahal [ ]]:
1.)

Hindistan Agrada Trk Timurolu
Handenal sultan Cihan ahin ok
sevdii ei Arcment Banu (Mmtaz
Banu) ansna yaptrd trbe
klliyat,
2.)
1983den beri UNESCO
Dnya Miras Listesindedir.
takap [Far.: tc + kap > Tr.: takap]:
saray benzeri yaplarn ssl,
grmekli giri kaplar.
tafdil [Arp.]: [Dilbilgisi] enstnlk
derecesi, [superlative mode].
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 299 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
tafra [Arp.: tfr > ]:
1.)
atptutma,
bbrlenme, vme,
2.)
gurur,
3.)

hoplama, zplama,
4.)
bbrlenme,
kurum.
tafta [Far.: tafte]: [Dokuma] sert ipekli
kuma.
tafte: bak. tafta.
tagliare [Lat.]: kesmek.
tagovar [Erm.]: ta tayan.
tahamml [Arp.]: dayanma, katlanma.
tahammr [Arp.]: ekime, ferment,
maya.
taharet [Arp.]: arnma, temizlik,
temizlenme.
tahl [Arp.: dahl]: hububat, ~ lei:
kile, zensiz kesilmi ~: yarma, bir
~ lei: sa, kurutulup saklanan
~: alak.
tahin [Arp.: thin: ]:
1.)
tlm,
2.)
un, ker ve susam yandna
yaplan bir tr tatl.
tahir [Arp.: thir]:
1.)
pak ve temiz,
2.)

[T] pak ve temiz kii anlamnda bir
Mslman ve Trk ad.
tahkik [Arp.]: aratrma, istihbarat,
soruturma.
tahkim [Arp.]:
1.)
kuvvetlendirme,
2.)

[Hukuk] hakemler heyeti.
tahlil [Arp.]: analiz, birimlerine ayrma,
zmleme.
tahliye [Arp.]:
1.)
[Tamaclk] ara,
gemi, kamyonm yada trene mal
indirme, boaltm,
2.)
[Cezaevi]
salverme.
tahliye [Arp.]:
1.)
boaltma,
2.)

[Tamaclk] gemi, kamyon, trenden
yk boaltma,
3.)
[Hukuk] ve yada
dkkandan kiracy poliz gcyle
kartma.
tahmil [Arp.]: [Tamaclk] ara, gemi,
kamyonm yada trene mal bindirme,
ykleme,
2.)
atfetme, isnat,
3.)

[Elektrik] aky doldurma, arz.
tahmin [Arp.]: nsezi, umma, sanma,
~ etme: sanma, umma,
tahmini [Arp.: tahmin]: farazi,
hipotetik, sanal, varsaymsal.
tahnit [Arp.]: ly ilalama.
tahra [Far.]: [Tarm] budama ba.
Tahran [Far.]: ran slam
Cumhuriyetinin bakenti.
tahrib [Arp.: hrb]: bak. tahrip.
tahribat [Arp.: hrb > tahribt; tahribin
oulu]:
1.)
?
2.)
.i., krp dkmeler,
ykmlar, zararalr, ziyahlar.
tahrif [Arp.]: asln bozma, bozma.
tahrifat [Arp.: tahrifin oulu: tahrift]:
1.)
.i, asln bozmalar, bozmalar,
2.)

i., [tekil anlamda] asln bozma.
tahrik:
1.)
drt, itici kuvvet, saik,
sevk, tesir,
2.)
ajitasyon, kkrtma.
tahrip [Arp.: hrb > tahrb]:
1.)
?
2.)

ykm, zarar, ziyan,
3.)
krp dkme,
tahrir [Arp. > Osm.]: ?.
Tahrir Defterleri [Arp. > Osm.]: ?.
tahrirat [Arp.: ?> tahrrt]:
1.)
?
2.)
?,
tahsil [Arp.: hsl >]:
1.)
eitim ve
renim,
2.)
para toplama ii,
tahsilat [Arp.: hsl > tahsilt]:
1.)
?,
2.)

.i., para toplama ileri,
3.)
i., para
toplama ii.
tahsildar [Arp.: tahsil + Far.: dr > Far.:
tahsildr]: i., para toplayan kii.
tahsin [Arp.]:
1.)
?
2.)
[T] bir Mslman
ve Trk erkek ad.
taht [Arp.]: i., hkmdar makam,
tahta [Far.]:
1.)
aatan, uzun biilmi
aa, uzun biilmi aa,
2.)
okulda
siyah yada yeil renkli yazma
nesnesi, dar ~: lata, ~ arak:
disk, kaln ~: kalas, ince kesilmi
~: ta, dzgn ~: ta.
tahvil [Arp.]: i., [Ekonomi] devlet senedi.
tahvilat [Arp.: tahvilt]: [Ekonomi] hisse
senetleri.
taife [Far.]: mrettebat, tayfa.
taife-i kptiyan [Arp. > Osm.: taife-i
kptiyn]: Osmanlda ingene
topluluu.
tail [ng.]: kuyruk.
taka:
1.)
Karadeniz teknesi,
2.)
[Mecazi]
eski, eskimi.
takad [Arp.]: bak. takat.
takanak:
1.)
alacak, bor,
2.)
bilince
taklan dnce.
takas: kliring, trampa.
takat [Arp.: tkd]: can, derman, dirlik,
g, hal, kuvvet, mecal.
takatsz [Arp. + sz]: argn, aygn,
bitap, bitkin, cansz, dermansz,
gsz, halsiz, haat, kuvvetsiz,
yorgun, zayf.
takaza [Arp.: azarlama, baa kakma,
paylama, tekdir.
takdim [Arp.]: demo, sunu, sunum.
takdir [Arp.: kdr > takdr]:
1.)

deerlendirme, kymet belirleme,
2.)

baht, felek, kader, ksmet, kut, mut,
ans, talih, uur.
takdir etmek [Arp.: kdr > takdr +
etmek]: itibar etmek, kadrini bilmek,
kymetini bilmek, muteber tutmak,
saymak.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 300 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
takdis [Arp.]: [Din] kutsama.
tak: ss, ss nesneleri, ziynet eyas,
takm [Arp.]:
1.)
ekip, grup, gurup,
2.)

[Spor] futbol kmesi,
4.)
[Teknik]
malzeme gurubu,
5.)
[Ticaret] malzeme
gurubu.
takmada: b.i., adalar takm.
tadil [Arp.: adl [] > ta'dl]:
1.)

a.)

dengeli olma, eit olma, eit
davranma,
b.)
deitirme, dzeltme,
2.)
i., deiiklik, onarm, tamir,
3.)

deitirme, deiiklik.
tadilat [Arp.: adl [] > ta'dlt
[]]:
1.)

a.)
dengeli olma, eit
olma, eit davranma,
b.)
deitirme,
dzeltme,
2.)
.i., deiiklikler,
onarmlar, tamirler,
3.)
deitirme,
deiiklik.
takip: izleme, izini srme.
taklid [Arp.]: bak. taklit.
taklit [Arp.: taklid]: benzetme,
imitasyon, yknme, sahte, yapay, ~
etme: yknme, ~ etmek:
yknmek.
takos [Rum.: tkos: [?]]: aa
ktlesi.
takoz [Rum.: tkos: [?]]:
1.)
aa
ktlesi,
2.)
aa kama, bat, besi,
kask, takoz.
taksi [Lat.: taxare > Fra.: voiture
taximtre > taxi ?]:
1.)
deer bimek,
hesaplamak, cretli binek tat,
2.)

araba, ara, binek araba, motorlu
tat, oto, otomobil, tat, vasta,
vesait.
taksim
1
[Arp.]:
1.)
bltrme,
2.)

suyun belli semt ve mahallelere
datld merkez.
Taksim
2
[Arp.]: stanbulde bir semt
ad.
taksirat [Arp.: taksirt]:
1.)
eksiklikler,
gnahlar, kusurlar,
2.)
alnyazs,
kader, son, taksirat, yaz.
taksit [Arp.]:
1.)
blm blm,
2.)

[Ekonomi] borcu blm blm deme,
takunya [Rum.: takuni []]:
1.)

aatan terlik,
2.)
aptes alrken
kullanlan aaterlik, naln.
talak [Arp.]:
1.)

2.)
evlilikte eski anlaya
gre bo ol manasna.
talan [Arp.]: apul, yama.
talanc [Arp. + c]: apulcu, yamac.
tala:
1.)
artk, safra,
2.)
aa krnts,
3.)
metal art.
taleb [Arp.]: bak. talep.
talep [Arp.: tlb [] > taleb []]:
1.)

aday olma, dileme, isteme,
2.)
istek,
istem,
3.)
[Ticaret] istek, istem.
talebe [Arp.: tlb [] > talebe []]:
1.)
istekli, renmeye merakl,
2.)

renci.
Tales [Yun.: Thales [ &
]]:
1.)
Eski Yunanda bir
matematik bilimcisi,
2.)
Miletli Thales.
tali [Arp.: tli]: ikincil.
talib [Arp.]: bak. talip.
talih [Arp.]: baht, felek, frsat, kader,
ksmet, kut, mut, ans, takdir,
tesadf, uur.
talihli [Arp. + li]: bahtl, ksmetli,
ansl,
talika [Rus.: ?]: yayl at arabas.
talim [Far.]: eitim, askerlik eitimi.
talimat [Arp.: tlimat]:
1.)
direktifle,
ynergeler,
2.)
meir direktyif.
talimgah [Far.: tlim + gh]: subay
adaylarn eitme yeri.
talip [Arp.: tlb [] > tlib]:
1.)

a.)

istekli, renmeye merakl,
b.)
istekli,
isteyen,
2.)
[T] bir Mslman ve Trk
erkek ad.
talk [Arp.: [] > Fra.: talque]:
1.)

magnezyum silikat toz,
2.)
bebeklerin
piiklerine dklen talk pudras.
Talyum [Lat.: > Fra.: tallium: Tl]: ?
tam: btn, eksiksiz, komple.
Tamah [Arp.]: agzllk, hrs.
tamam [Arp.]: bitmi, eksiksiz.
tamamen [Arp.]: bsbtn.
tamam [Arp.]: btn, tm.,
tamamlamak [Arp. + lamak]: bitirmek.
tamamlanmam [Arp. + lanmam]:
bitmemi, eksik, natamam.
tambur [Arp.]: balama, cura.
Tamer [tam + er]: bir Trk erkek ad.
tamim [Arp.: ? > tamm]: [Hukuk]
genelge, sirkler.
tamir [Arp.: amr [] > tmir []]:
1.)

a.)
kurma, onarma, yapma,
b.)
bir
araya gelme, sevinli olma,
c.)
uzun
yaama,
2.)
onarma, onarm, tadilat,
tamir.
tamirat [Arp.: tmirt, tamirin oulu]:
onarmlar, tamirler.
tamirhane [Arp.: tmir + Far.: hne]:
ara onarma yeri.
tamirler [Arp.: tmir + ler]: onarmalar,
tamirat.
tammuz [br.]: bey.
tamtam [?]: Afrika davulu.
tamu [Arp.]: cehennem.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 301 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
tan:
1.)
alaca karanlk,
2.)
[T] alaca
karanlk, sabahn erke saatleri
anlamna bir ekak ad.
tan: Trkede dan, -den, -tan, -ten
soneki; stanbuldan.
tane [Far.: dne]: birim, adet, ince ~li:
ksa, zl.
tanecik [Far. + cik]: i., buday tanesi,
evin, granl, habbe.
taneler [Far. + ler]: adad, birimler.
Taner [tan + er]: bir Trk erkek ad.
tangere [Lat.]: dokunmak, temas
etmek.
tan: i., [Tp] tehis.
tandk: aina, bilinen.
tank: ahit.
tanm: i., tarif.
tanmak: ayrt etmek, semek.
tant: spat.
tantm: i., reklam.
tanjant [?]: [Trigonometri]
1.)
merkezi
orjin olan, bir birim yarapl birim
emberdeki x=1 eklinde y eksenine
paralel izilen doru,
2.)

Tan
ksaltmasyla gsterilir.

Tanr: Allah, Ber, Hda, lah, Ogan, Rab,
Yaradan, Yaratan, ~ tanmaz: ate, tek
~ c: monoteist, tek ~ ya inanan:
mpnoteist.
tanrclk: ok ~: paganizm.
tanra: ilahe.
Tanrverdi: Allahverdi, Hdaverdi.
tansk: harika, keramet mucize,
artc.
Tantal [Lat.: > Fra.: tantal: Ta]: ?
tantana [?]:
1.)
grkem, aaa,
2.)

[Mecazi] yalandan davran, hareket.
tapa [?]:
1.)
tka, tpa,
2.)
buon, ie
kapa.
tapan: perest, tapar.
tapar: perest, tapan.
taphos [Yun.]: gmt, mezar, sin.
tapnma:
1.)
ibadet,
2.)
klt, tapma.
tapnmak: ibadet etmek.
tapma: klt, tapnma.
tapmak: ibadet etmek, taplan ey:
idol.
tapu [?]: mlkiyet belgesi.
taraa [tl.: taraca]: ayazlk, balkon,
evyan, sundurma, revak, teras.
taraf [Arp.]: cenah, cihet, ky, kenar,
yan, yn.
taraflar [Arp. + lar]: cenahlar, etraf,
kylar, kenarlar, lebler, yanlar,
ynler.
tarafsz [Arp.: + sz ]: afaki, bitaraf,
nesnel, objektif, yantutmaz.
taraftar [Arp.: tarf + Far.: tr]: yanda.
tarama [Rum.: ?]: [Yemek] bir meze
tr.
taranga [?]: tatlsu bal.
tara [?]: tarlada kalan rn.
taraz [?]: [Dokuma] kumataki tel tel
iplik.
taret [Lat.: ? > tl.: tarret ?]: zrhl top
kulesi.
tarh [Arp.]: vergi koyma.
tarhana [?]: hamura bulanm
domatesle yaplan orba.
tark [Arp.: trk]:
1.)
cihet, rah, reh,
sefer, srat, yol,
2.)
[T] bir Mslman
ve Trk erkek ad.
tarm: iftilik, ziraat, ~ aralar: Bel,
apa, Karasaban, Kazma, Pulluk, Saban,
Trmk, Trpan, ~ topra: tarla, ~
iisi: rgat, ilkel bir ~ arac:
karasaban, ~a zararl bcekler:
sne.
tarmc: ifti, ekici, renber, ziraat,
tarmsal: zirai.
tarif [Arp.: trif]: tanm.
tarife [Arp.: arf > trife []]:
1.)

fiyat izelgesi,
2.)
tat izelegsi,
3.)

gere, ila, rn aklamas, manel.
tarih [Arp.: trih]:
1.)
gemi, mazi,
2.)
dn,
3.)
Gemizaman Bilimi.
tarihi [Arp.: trih]:
1.)
dne ait, gemi
zamana ait,
2.)
eski zamanlara ait
olay, nesne veda canllar.
tarihi olaylar:
1.)
annals, kronikal,
vakayiname,
2.)
tarihi olaylar tarihi
stasyla kaydetme.
tarikat [Arp.: trikat]: izlenen yol, ~
kurucusu: eyh.
tariz [Arp.: trd > triz]:
1.)

a.)
demek
isteme,
b.)
dokundurucu konuma,
c.)

dolayl olarak sulama,
2.)
dolayl
anlatm, dolayl anlatma, kinaye.
tarla:
1.)
ekin ekilen yer,
2.)
tarm
topra,
3.)
arazi, toprak, tal ~:
lee, bo ~: geleme, ~ snr: an,
~da kalan rn: tara, ~da alan
suyolu: akara, dinlenmeey
braklan ~: enen.
tarlatan [Fra.: tarnatan > tarlatane]:
[Dokuma] bir kuma tr.
tarpan [Fra.: tarpan]: [Hayvanbilim: Equus
gmelini] kk yabani at.
tarsus
1
[Lat.]: ayak bilei.
Tarsus
2
[Tarku > Tarsisi > Rum.: Tarsos
[?]]:
1.)
Mersine bal bir ile,
2.)

Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 302 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Ashab- Kehf: Yedi Uyurlarn kenti,
3.)
Aziz paulusun yaad antik kent.
Tarsus ay [> Cydnos > Rum.: Cydnus
[?]]: Akdenize dklen bir ay.
tartaklama: ekip iterek hrpalama.
tart: baskl, kantar, terazi.
tartml: dizemli, ritmik.
tartma:
1.)
mnakaa,
2.)

akoturum, mnazara.
tartma [Halkdili]: yemeni.
tarumar [Far.: tr mr > tarumar]:
1.)

dank, darmadan,
2.)
afal, dank,
dandini, darmadan, dzensiz,
kark, savruk, akn.
tarz [?]: r, janr, tarz, uslp.
tas [Arp.: ]:
1.)
metalden yaplan su
ime kab,
2.)
ortas ukur kap.
tasa: ac, ile, dert, elem, esef, gam,
kasvet, kasavet, kayg, keder,
teessr, znt.
tasal:
1.)
dertli, gaml, kaygl,
zntl,
2.)
acelecilik, tela.
tasar:
1.)
canlandrma, resimlendirme,
tasavvur,
2.)
i sras.
tasar:
1.)
dzenleme,
2.)
[yasa] nerisi,
3.)
proje.
tasarm: dizayn.
tasarruf [Arp.]:
1.) a.)
biriktirme,
b.)

kullanm hakk olma,
2.)
artrma,
birikim, biriktirme,
3.)
yetkisinde, ~
etme: biriktirme.
tasasz: gamsz, kaygsz, zntsz.
tasavvur [Arp.: svr]:
1.)
dncesinde
tasarlama, kafasnda canlandrma,
resimlendirme,
2.)
canlandrma,
tasar.
tasfir [Arp.]: beti, resim, ss.
tasfirli [Arp. + li]: betili, resimli, ssl.
tashih [Arp.: shh []]:
1.)
esen olma,
iyi olma, salkl olma,
2.)
kusuru
tashih etme, redrese, yanl
dzeltme,
taslak: eskiz, maket.
tasma [Mog.]: i.,
1.)
dizgin, kay,
2.)

gem, reme, tasma, toht, yular,
3.)

ayakkab yada terliin mein ksm.
tasnif [Arp.]: blmleme, snflama.
tasdik [Arp.: sdk > tasdik]:
1.)
doru
olma,
2.)
dorulama, onay,
onaylama.
tasvib [Arp.]: bak. tasvip.
tasvip [Arp.: tasvib]: benimseme,
onama, uygun bulma.
tasvir [Arp.: svr [] > tasvr []]:
1.)
betimleme, resimle tanmlama,
2.)

betimleme, resmetme, resmini
izerek anlatma.
ta
1
: kat ve sert madde, ~ pamuu:
asbest, ~ silindir: log, al ~: jeps,
deerli bir ~: akik, Ankara ta:
andezit, duvar iindeki ufak ~lar:
helik, sert ~ ktlesi: kaya, Log: ta
silindir, kayaan ~: arduaz, dz,
yass ~: say, yol kaplama ~:
makadam, deme ~: orya, sert
bir ~ tr: granit, deerli ~ lar:
Akik, Ametist, Elmas, Karavan (Yass Elmas),
Kehribar, Kuvars, Mine, Oltuta, Yass Elmas
(Karavan).
ta
2
[zTr.]: d, hari.
Tabilim: Litoloji.
taeron [Fra.: tcheron]: [Yap] ikinci
yklenici [mteahhit].
tamaclk:
1.)
nakliye, sped,
spedisyon, transport,
2.)
ulatrma.
tanmaz: garimenkul, mlk.
tat: araba, ara, binek araba,
motorlu tat, oto, otomobil, taksi,
vasta, vesait, tekerlekli kara ~:
araba.
takre: arzn kabuu, litosfer.
talama: alayl halk iiiri.
tara [zTr.]: banliy, darlk, d
mahalle, varo.
tat:
1.)
eni, tadmlk,
2.)
lezzet, tad
acmtrak olan: kekre.
tatbik [Arp.: tatbk]:
1.)
pratik,
aplikasyon, uygulama,
2.)
tatbikat.
tatbikat [Arp.]: uygulama.
tatbiki [Arp.: tatbk]: pratik,
uygulamal.
tatil [Arp.: ttil]: dinlence.
tatl:
1.)
ekerli yiyecek, ~ trleri:
Aure, Baklava, Ekler, Glla, Kadayf, Krema,
Kup, Lalanga, Mozaik, Revani, Samsa, Sufle,
Stla, ambaba, ekerpare, bir tr
hamur ~s: ~ slmen [Kimya]:
kalomel,
2.)
gzel, ho, latif, rana,
tatmin [Arp.]: doyum.
tatminkar [Arp.: ? > tatminkr]: doyum.
tatu [ng.: tattoo]: bedene yaplan
resimli damga, dvme.
Tau [Fen.: Tav [Taw] > Yun.: [ & ]]:
Yunan Abecesinin 18. harfi, [, ].
taun [?]: [Tp] veba.
tav
1
[?]: [Mzik] ses, n.
tav
2
[?]: hayvanda semizlik.
tava [?]:
1.)
bir mutfak gereci,
2.)
kire
teknesi.
tavan [?]: evin bir blm, ~ resmi:
pano.
taverna [tl.: ?]: algl meyhane.
taviz [Arp.: tviz]: dn.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 303 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
tavla
1
[tl.: tavola]: iki kanatl bir
kutuda, pul ve zarlarla oynanan bir
elence oyunu. Kap: tavla kanatlarndaki
gen kntlarn ayn pulla kapatlmas, Pul:
yuvarlak nesneler, Zar: drt keli ve her bir
kesinde birden altya dek noktal nene, Tek
Saylar: yek (bir), d (iki), se (), car
(drt), pen (be), e (alt), ift Saylar:
dyek (iki kere bir), dubara (iki kere iki),
dse (iki kere ), dcar (iki kere drt),
dpen (iki kere be), de (iki kere alt) ve
gele: uygunsuz zar.
2.)
at ahr,
tavsiye [Arp.: vsy [] > []]:
1.)

2.)
t, neri, yol gsterme,
3.)
bir
kiiyle ilgili iyihal syleme, referans,
[tavsiye mektubu].
tavankula: [Bitkibilim:
Cyclamen]buhurumeryem iei,
siklamen.
tavuk [?]: dii bir kmes hayvan,
paal ~: brahman, ~ Trleri:
Brahman, Lagorn, su tavuu: kalanis,
da tavuu: il,
tavulga: bak. tolga.
taxare [Lat.]:
1.)
deer bimek,
hesaplamak,
2.)
vergi hesaplamak.
tay [?]: at yavrusu.
taya [?]: dad.
tayf [ng.: tife]: grnt, ruh, tin.
tayn [?]: asker yemei.
tayin [Arp.]: atama.
tayyar [Arp.: tyr [] > tayyr]:
1.)

havada gitme, uma,
2.)
[T] bu
anlamdabir erkek ad..
tayyare [Arp.: tyr [] > tayyre
[]]:
1.)
havada gitme, uma,
2.)

uak.
tayyib [Arp.]: bak. tayyip.
tayyip [Arp.]:
1.)

2.)
[T] bir erkek ad.
taze:
1.)
bayat olmayan,
2.)
gen,
3.)

yeni evli,
4.)
bir iye yeni,
taz [?]: bir tr kpek.
taziye [Arp.]: basal dileme.
tazmin [Arp.]: telafi, ~ etme: deme.
TBMM: Trkiye Byk Millet Meclisi,
Meclis.
teadl [Arp.: > tedl []]:
1.)
?
2.)

denklik, eitlik.
teaml [Arp.: ? > []]:
1.)
davran,
2.)
tepkime.
tebelle [Arp.]: musallat, satama.
teberru [Arp.]: ba, balama, hibe.
tebessm [Arp.]: glme, gl,
glmseme, hande.
tebdil [Arp.: ? > tebdl []]:
1.)

deiik,
2.)
deiiklik, farkl.
tebli [Arp.: blg []]:
1.)

a.)
erme,
ulama, varma,
b.)
byme,
olgunlama, yetime,
c.)
bildirme,
konuma,
2.)
bildirim, haber verme,
resmen bidirme, ~ etmek: bildirmek,
bilgilendirmek, haberdar etmek.
tebliat [Arp.: blg [] > tebligt;
tebliin oulu]:
1.)
sz yada yazyla
iletiimler kurma, bildirimler,
raporlar,
2.)
.i., bildirimler.
tebrik [Arp.: ? > tebrk []]:
kutlama.
tecelli [Arp.: ? > []]: belirme,
grnme, ortaya kma.
tecessm [Arp.: ? > []]:
biimlenme, cisimlenme, grnme.
techiz [Arp.]: donat, donatm, ~
etmek: donatmak.
techizat [Arp.: ? > techizat; cihazn
oulu]: .i., donatlar, donatmlar.
techne [Yun.]: i, sanat.
techno [Yun.: techne > techno]: Bat
Dillerinde techno-; i, sanat veya
zanaat anlamnda bir nek.
techizat [Arp.: ? > techizt; cihazn
oulu]:
1.)
.i., donanmlar,
2.)

donanm.
tecil [Arp.]: erteleme, teleme.
tecrit [Arp.: tecrd]:
1.)
ayrma,
dierleridnen ayrma, darsyla
ilgisini kesme, izole,
2.)
[naat] izole,
yaltlm, ~ etmek: dlamak, izole
etmek.
tecrbe [Arp.: ? > ]: deneyim, deney, ~
etmek: denemek, snamak,
tedarik [Arp.]: arayp bulma.
tedavi [Arp.]: otama, k ~si:
fototerapi.
tedavl [Arp.]: [Ekonomi] dolanm,
dolam, sirklasyon, tedavl.
tedbir [Arp.: ? >]: nlem.
tedbirli [Arp. + li]: ~ davranma:
temkin,
tedhi [Arp.]: korku salma, terr.
tedirgin [zTr.]: bizar, kararsz,
rahatsz, rpertili, ~ etme: taciz.
tediye [Arp.]: denti.
teessr [Arp.: ? >]: ac, ile, dert,
elem, esef, gam, kasvet, kasavet,
kayg, keder, tasa, znt.
deffe [Arp.: dff []]:
1.)
defter kapa,
2.)
kap kanad, pencere kanad.
tefe [Arp.: dff [] > Osm.: tefe]:
1.)
ince
altn sayfalar yapan kii,
2.)
deste
deste kymetli altn sayfalar elinde
tutan kii.
tefeci [Arp.: dff [] > Osm.: tefe + ci > Tr.:
tefeci]: murabahac.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 304 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
teffn [Arp.]: kokmu, kokumu.
tefrik [Arp.]: ayrma, ayrt.
tefrika [Arp.]: [Basn] yaz dizisi.
tefsir [Arp.]: meal, yorum, ~ etmek:
yorumlamak.
tegere [Lat.]: gizlemek, kapatmak,
rtmek, saklamak.
tehdit [Arp.]: ~le korkutma: santaj.
tehir [Arp.]: erteleme, rtar.
tehlike [?]: risk, riziko, ~ iareti:
alarm, ~ durumu: car.
tehlikeli [? > + li]: riskli, rizikolu.
tein [?]: aydaki etkin madde.
tek:
1.)
bir, mono, vahit, yek,
2.)

biricik,
3.)
salt, srf.
tekaml [Arp.: kml > temkl []]:
bakalam, evrim, gelime.
tekad [Arp.]: bak. tekat.
tekat [Arp.: ? > tekd []]:
emekli.
tekdir [Arp.: tekdr]: azarlama, baa
katma, paylama, takaza.
tekdze: yeknesak.
teke: erkek kei.
tekeffl [Arp.: ?]: stlenme,
ykmlenme.
tekel: inhisar, monopol.
teker [?]: tekerlek.
tekerlek [?]: teker.
tekevlilik: monogami.
tekfur [Erm.: tagovar > tekur]:
1.)

Bizansta prens, veliaht,
2.)
Hiristiyan
prenslik.
tekin:
1.)
?
2.)
[T] bir Trk erkek ad.
tekinsiz: tabu,
tekir
1
[Rum.: tigris]: [Balklk: Mullus
Surmeletus]
1.)
sokak kedisi,
2.)
boz
renkli kedi.
tekir
2
: [Hayvanbilim: ?]
1.)
sokak kedisi,
2.)
boz renkli kedi.
Tekirda [Rum.: Bisanthe, Rodosto,
Osmanl: Rodosuk, Tekfur Da, >
Tekirda]: [59], Trkiyede bir kent.
tekke [Arp.]: dergah.
teklif [Arp.: ? > []]: neri, ~
etme [Arp.]: nerme.
tekne [?]:
1.)
[Denizcilik] bir deniz tat,
alt dz ~: at, hafif ~: kano,
2.)

[Teknik] ii oyuk, hacimli bir kap.
byk deniz ~si: karavela.
tekno: tak. techno.
teknoloji [Yun.: techne + logia >
technologia: > Fra.: technologie]:
1.)

sistemli uygulama,
2.)
sanayi ilerinin
uygulama bilimi.
tekrar [Arp.]: yineleme, arkda ~:
nakarat, bis.
tekstil [Lat.: ? > Fra.: textile]: dokuma,
dokumaclk.
tekton [Yun.]: marangoz.
tekur [Erm.: tekr]: bak. tekfur.
tekzib [Arp.]: bak. tekzip.
tekzip [Arp.: tekzib]: yalanlama.
tel [?]: fiber, ip, iplik, knnap, lif, sicim,
tel, tire, esnek ~: ipek.
tela [tl.: tella ?]:
1.)
at yelesiyle ilgili,
2.)
[Dikim] kolal bez.
telaffuz [Arp.]: ifade, konuma tarz.
tela [Arp.: ? > tel []]:
1.)

acelelecilik,
2.)
kayg, tasa.
tele
1
[Yun.]: ok uzak, uzak tesi.
tele
2
[Yun.: tele]: Bat Dillerinde tele;
ok uzak, uzaktesi anlamnda bir
nek.
telef [Arp.]: imha, yok etme.
telefon [Yun.: tele + phone > Fra.:
telephone]: uzaklarla konuma gereci.
~ sz: alo,
telek [?]: [Yaambilim] byk ku ty.
teleme [?]: [Gda] tuzsuz peynir.
telepati [Yun.: tele + pathi > Fra.:
telepathie]: uzaduyum, uzakduyum.
televizyon [Yun.: tele + Lat.: vision:
gr > Fra.: television]:
1.)
uzakgrm,
2.)
elektronik bir bir yayn gereci.
telkari [Far.: telkri]:
1.)
altn yada
gmn ince ilenmesi,
2.)
alt yada
gm tabaka, 3.) fligran.
tellal [Arp.: telll]:
1.)
bararak sat
yapan sokak satcs,
2.)
padihah
buyruklarn halka okuyan haberci,
ulak,
3.)
satta arac.
Tellur [Lat.: ? > Fra.: Te]: ?
telmih [Arp. > Osm.]: ?.
telos [Yun.]: alg, bac, har, vergi.
telve [?]: kahve tortusu.
tema [Yun.: ? > Fra.: thema]: asl bais,
konu, mevzu.
temas [Arp.]: deme, deinme,
dokunma, dokunu, kontak.
temaa [Far.: tem]: holanarak
bakma.
temayl [Arp.: ? > temyl]: ak, ak,
cereyan, eilim, istikamet, mecra,
trend, yn, ynelim.
tembel [Arp.: ? > []]:
1.)
avara,
avare, azade, aylak, atl, babo,
bo, haylaz, hayta, isiz, nabekar,
serseri,
2.)
almayan.
tembellik [?: + lik]: atalet.
tembih [Arp.]: ihtar, uyarma.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 305 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
temel:
1.)
ana e, baz, asal, esas,
2.)

[naat] yaplar oturtulduu, toprak
iindeki ana govdesi,
3.)
[T] bir Trk
erkek ad.
temelsiz: aslsz, rk, fos.
temetum [Lat.]: kuvvetli iki.
temiz: berrak, duru, ~e karma:
aklama, ibra,
temizleme:
1.)
arndrma,
2.)
[Mecazi]
ortadan kaldrma, dlrme.
temizlemek:
1.)
arndrmak,
2.)
[Mecazi]
ortadan kaldrmak, ldrmek.
temizlenme: arnma, aharet, temizlik.
temizlenmek: arnmak taharet
yapmak, temizlik yapmak.
temizleyici: artc, deterjan.
temizlik: taharet.
temkin [Arp.]: tedbirli davranma.
Temmuz [br.: tammuz]: yln 31 gn
eken 7. ay.
temnare [Lat.]: aalamak, hakir
grmek, kk grmek, tepeden
bakmak.
temnein [Yun.]: incelemek iin
paralara blmek, kesmek,
paralamak.
temptare [Lat.]: denemek, girimek,
teebbs etmek.
tempus [Lat.]:
1.)
devir, devran,
dnem, evre,
2.)
vakit, zaman.
temren [?]: okun ucundaki demir.
temriye [?]: kara yosunu.
temsil [Arp.]:
1.)

2.)
sahne oyunu, ~e
yetkili kurul: delegasyon.
temsilci [Arp. + ci]: delege, murahhas,
mmessil, temsilci.
temsili [Arp.: temsil]: figraif, mecazi,
remzi, ~ resim: amlem, arma,
iaret, zel iaret, remiz, simge.
ten [?]: i., [Bedenbilim]
1.)
bedenin d
yz, cilt, deri, derm, abuk
iltihaplanan ~: [Tp] azgn,
2.)
et.
ten: Trkede dan, -den, -tan, -ten
soneki; stanbuldan.
tenasp [Arp.: ?]: uyum.
tenbel [Arp.]: bak. tembel.
tenbih [Arp.: ? > tenbh []]: ikaz,
uyar.
tencere [?]: yemek piirme gereci,
byk ~: harani, yayvan kk ~:
kuane,
tendere [Lat.]: bytmek,
geniletmek, germek, sermek,
yaymak.
tendrdiyot [Lat.: tingere + Yun.: ion [?]
+ > Fra.: tencture de iode]: [Eczaclk]
yaralarda mikroplardan arndrmak
iin kullanlan, koyu kan renginde bir
sv.
teneffs [Arp.: nfs]:
1.)
nefeslenme,
soluk alma, soluklanma,
2.)
dinlenme
aras, ara,
3.)
[Tp] solunum.
tenein [Yun.: ?]: geniletmek, germek.
teneke [tl.: ?]: [Teknik]
1.)
kalay kapl
sac,
2.)
galavnizli sa.
tenere [Lat.]: bulundurmak, elinde
tutmak, kavramak, muhafaza etmek.
teneir [?]: salacak, l ykama yeri.
teng [Far.]:
1.)
dar, ince, kk,
2.)

hzlk, sk,
3.)
fakir, yoksul,
4.)
bitiik,
yakn,
5.)
ssz, kimsesiz, sakin,
sessiz,
6.)
zor,
7.)
ba, ilmik,
8.)
balye,
kn, heybe, torba,
9.)
burun, dar
vadi geiti,
10.)
gzelin az,
11.)

tornavida,
12.)
kanvas, resim yapma
bezi yada kad.
tenha [Far.: teng + ha > tegnha > tenha]:
1.)
.i., kimsesiz yer+ ler, ssz yer +
ler,
2.)
s., ssz, kimsesiz, tekinsiz.
tenis [ng.: tennis]: [Spor] bir sport dal,
~ alan: kort.
tenkid [Arp.: ?]: bak. tenkit.
tenkit [Arp.: ? > tenkid]: eletiri, kritik.
tenkiye [Arp.: ?]: [Tp] lavman, rnga,
ykama.
tenor [Lat.: tenere > tl.]: [Mzik] en
yksek yetikin erkek sesi.
tentene [?]: dantel, oya ii.
tenuis [Lat.]: elimsiz, ince, lager,
kuvvetsiz, mecalsiz, narin, zayf.
tenya [Rum.: ? [?]:
1.)
bant, erit,
2.)

[Tp] erit.
teokrasi [Yun.: ? [?> Fra.: teocratie]: bir
ynetim biim, dinci erke.
Teoloji [Yun.: theo + logia > [?] > Fra.:
theologie]: Din Bilimi, lahiyat.
Teoman:
1.)
?
2.)
bir Trk erkek ad.
teorem [Yun.: theo + raime > [?] > Fra.:
theoraime]: bilimsel nerme.
teori [Lat.: ? [?> Fra.: theorie]: kuram,
nazariye.
teorik [Lat.: ? > Fra.: theorique]:
kuramsal, nazari.
tepe: [Evrenbilim] bayr, belen, dalk
alan, ~den bakmak: aalamak,
hakir grmek, kk grmek.
tepin [?]: i., bir feldspat tr.
tepki: i., reaksiyon.
tepkime: i., [Kimya] reaksiyon.
tepsi [?]: i., geni bir kap, byk ~:
sini.
ter [?]: i., arak, beden sv at.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 306 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
terane [Far.]: i., [Mzik] ezgi, makam,
melodi, name.
terapi [Yun.: therepeuein > totherapeia
[] > Fra.: terapie]: i., [Ruhbilim]
saaltm.
teras [Fra.: terrace]: i., [Mimari] ayazlk,
balkon, eyvan, revak, sundurma,
taraa,
teravi [Arp.: ? > teravih]: bak. teravih.
teravih [Arp.: ? >]: [slam] Ramazan
aynda yats namaz ile birlikte
klnan namaz.
terazi [?]: baskl, kantar, tart, ~
gz: kefe.
terbiye [?]:
1.)
eitim, maarif,
2.)

[Yemek] rparak kartrma.
terbiyeli [? + li]:
1.)
edepli,
2.)
[Yemek]
soslu.
terbiyesiz [? + siz]: edepsiz.
Terbiyum [Lat.: ? > Fra.: terbium: Tb]: ?
tercih [Arp.: ? >]:
1.)
seme,
2.)

yeleme.
tercihen [Arp.: ? > + en]:
1.)
seme,
2.)

gnll, iltizam, kesenek.
tercman
1
[Arp.: ? > tercmn
[]]: evirmen, dilma,
Tercman
2
[Arp.: ? > tercmn
[]]: bir zamanlar sa eilimli bir
siyasi ulusal gazete.
tercme [Arp.: ? >]:
1.)
bir dilden
dierine evirme, evirme,
2.)
eviri.
tereke [Arp.: ?]: brakt, miras.
terere [Lat.]: ovmak, oavalamak,
srmek, srtmek, srtnmek, tahri
etmek.
terfi [Arp.: ?]: makamda ykselme.
terhis [Arp.: ? >]:
terk [Arp.: ?]: brakma, ayrlma, ~
etmek: ayrlmak, brakmak.
terke [?]: eyerin arka blm, terki.
terki [?]: eyerin arka blm, terke.
terkip [Arp.: ?]: bileim.
terlik [ter + lik]: ev iinde giyilen
ayakakb, terliin mein ksm:
tasma, plastik ~: tokyo.
termal [Yun.: therme [?] > Fra.: thermal]:
akarca, ermik, lca, kaplca.
Terme [?]:
terme [Far.: ?]: [Bitkibilim] yaban turpu.
terminal [Lat.: terminus > Fra.:
terminal]:
1.)
had, son, u,
2.)
otogarn
dier ad, otobs gar, otobs garaj,
3.)
otogar yada tren garlarnda
otobus yada trenlerin yanat zel
blmler,
4.)
[Bilgisayar] BMe bal
ana makineden altrlan bamsz
bilgisayar ekranlar.
terminus [Lat.]:
1.)
had, son, u,
2.)

hudut, snr, lke snr.
termit [?]: [Yaambilim] akkarnca, divik.
termo: bak. thermo.
termodinamik [Yun.: thermes +
dynasthai > Fra.: thermodynamic]: ters
ynl snn madeni enerjiye
dntrlmesiyle uraan bilim.
terr [Lat.: terrere > Fra.: terreur]: korku
salma, tedhi.
terra [Lat.]: arz, diyar, dnya, kara,
toprak, lke.
terra [Lat.]: toprak, lke, yer, yurt.
Terra Australis Incognita [Lat.]:
1.)

Bilinmeyen Gneykutbu lkesi,
2.)

bugnk Avustralya.
terrere [Lat.]: dehete drmek,
korkutmak, rktmek.
tersane [Arp.: dr es sne [ ]
> arsenal > tl.: tersane]: [Denizcilik] i.,
gemi yapm yeri, gemilik.
tersaneli [Arp.] > tl. + li > Osm.: s.,
1.)

Osmanlda deniz eri,
2.)
bahriyeli,
denizci, deniz askeri.
tertib [Arp.]: bak. tertip.
tertip [[Arp.: tertib]:
1.)
dizgi,
2.)
ayn
dnemde askere giden.
terzi [Far.: derz [?]]:
1.)
derz: dikiden,
2.)
meslek olarak diki ii yapan kii.
terzilik [Far. + lik]: diki dikme ii.
tesadf [Arp.: ?]: frsat, ans, talih.
tesadf [Arp.]: rastlant.
tesadfen [Arp.]: kazara, rastgele.
teselli [Arp.]: avunma, avuntu, ~
bulmak: avunmak, ~ etmek:
avutmak.
tesettr [Arp.]:
1.)
rtnme,
2.)
kadnn
rtnmesi.
tesettrl [Arp. + l]: rtl,
rtnm.
tesi [erteden]: gnn arkas.
tesir [Arp.]: etki.
tesis [Arp.: ? > tesist]:
1.)
dzenleme,
kurma, oluturma,
2.)
i., kurulu,
kurum.
tesisat [Arp.: ? > tesist; tesisin oulu]:
1.)
dzenleme, kurma, oluturma,
2.)

.i., demler, kurumlar, tesisler,
3.)

i., dem.
teskere [Far.]:
1.)
sedye,
2.)
[Askeri]
terhis belgesi,
3.)
[Siyaset] yetki
belgesi.
teskin [Arp.]: yattrma.
teskin etmek [Arp. + etmek]:
yattrmak.
tesmiye [Arp. > Osm.]:
1.)
?,
2.)

adlandrma, arma, isimlendirme
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 307 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
tespit [Arp.: tesbid]: belirleme.
saptama, ~ etmek: belirlemek,
saptamak.
test [ng.]: imtihan, snav.
testari [Lat.]: ehadet etmek, tanklk
etmek.
testere [?]: i., [Teknik] aa kesme
gereci, bk.
testi [?]: i., topraktan su kab.
testis [Lat.]: i., olay gren, tank,
ahit.
teekkr [Arp.]: i., gnl borcunu
anlatma, [kran, shukran].
tehir [Arp.]: i., gsteri, gsterme.
tehis [Arp.]: i., [Tp] tan.
temil [Arp. > Osm.]: ?.
terif [Arp.: rf.]: i., onurlandrma,
ereflendirme.
terifat [Arp.]: resmi kabul.
terin [Arp.: ? > []]: ?
terini evvel [Arp.: ? > tern-i evvel [
]]:
1.)
ilk Terin, nce gelen
terin,
2.)
Ekim ay, [October].
terini sani [Arp.: ? > tern-i sn [
]]:
1.)
ikinci Terin, sonra
gelen terin,
2.)
Kasm ay,
[November].
tevik [Arp.]: i., cesaretlendirme,
zendirme, yreklendirme.
tetik [?]:
1.)
?
2.)
silahta ateleme
dzenei,
3.)
aleste.
tetikleme [?]:
tetiklemek [?]:
tetikte [?]: aleste.
tetir [?]: i.,ceviz kabuu, lekes.
tetkik [Arp.: tedkik]: i., aratrma,
inceleme, soruturma.
tevazu [Arp.: tevzu]: i., alak
gnlllk.
tevessl [Arp.: ?]:
1.)
yaplamayacak
ie girime,
2.)
yeltenme.
tevfik [Arp.]:
1.)
?
2.)
.i., [T] bir
Mslman ve Trk erkek ad.
tevlid [Arp.: vld]: bak. tevlit.
tevlit [Arp.: vld > tevlid]:
1.)
doum,
doma ii, oluum, ortaya kma,
2.)

?
tevlit etmek [Arp.: + etmek]: f., babas
olmak, neden olmak, sebeb olmak,
vcuda getirmek.
Tevrat: .i., [Din] brani kutsal kitab,
Yahudi kutsal kitab,
tevih [Arp.]: i.,
1.)
bir iirin dizelerinin
birinci harfleriyle yaplan ilginlik,
2.)

akrosti, muvaah.
textere [Lat.]: f., dokumak, icat
etmek, kurmak, rmek.
teyakkuz [Arp.]: i., saklk, uyanklk.
teyp [ng.: tape]: i.,
1.)
bant, erit,
2.)

[Elektronik] ses kaydetme gereci.
teyyare [Arp.]: i., uak.
teyze [Far. > Tr.]: i.,
1.)
annenin kz
kardei,
2.)
genelde evli ve ocuklu
bayan.
tez: i.,
1.)
acele, acul, alamint, abuk,
ivedi, sratli, tez,
2.)
addia, sav,
3.)

[Eitim] niversitede yada niversite
sonras verilen alma, ~ elden:
acilen, abucal.
tezek: i.,
1.)
gnre, kemre,
2.)
sr
tersi.
tezel: z., abuk, acil.
tezelden: abukca, acilen.
Thales [Yun.: Tales: ?]: .i., Eski
Yunanda bir matematik bilimcisi.
thanatos [Yun.: ?]: mevt, lm, vefat.
theatron [Yun.: ]:
1.)
?
2.)
tiyatro.
theke [Yun.: thk: ]: i.,
1.)
kap, tas,
2.)
depo, koyma yeri, oda, saklama
blm.
theles [Yun.: ?]: memeba, memeucu.
theos [Yun.: ?]: tanr.
therme [Yun.: ?]: scak.
thermo [Yun.: therme: ?]: Yunanca ve
Bat Dillerinde thermo;
1.)
scak,
2.)

scak veya syla ilgili bir nek.
Theta [Fen.: Tet [Teht] > Yun.: Tita: [
& ]]: Yunan Acebesinin 8. harfi,
[, ].
THK: Trk Hava Kurumu.
thyreos [Yun.: ?]: byk kalkan.
tfl [?]:
1.)
?
2.)
ufak tefek, zayf.
tka: tapa, tpa.
tkz: kesif, kompakt, sk, youn.
tknaz [?]: kavim.
tmar [?]:
1.)
Osmalda bir ynetim
biimi,
2.)
at bakm, ~ arac: kaa,
tmar [Arp. > Osm.]: ?.
tnaz [Halkdili]:
1.)
dvlm ekin yn,
2.)
[T] bir erkek ad.
tp [?]: hekimlik.
tpa [?]: tapa, tka.
tpatp: ayn, benzer, emsal, e,
menent, tpatp, tpk, tpks.
tpk: ayn, benzer, emsal, e, menent,
tpatp, tpks, tpatp.
tpkekim: fotokopi.
tpks: ayn, benzer, emsal, e,
menent, tpk, tpatp.
tra [?]: sakal kesme, ~ ba: cilet,
trs: atn hzl yry.
trnak: ~ta proteinli bir madde:
keratin.
trpan [?]: ekin bime gereci.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 308 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
trpana [?]: [Yerbilim] rina.
trsma: ekinme, korkma, perva,
panik, rkme, rk.
trsmak: ekinmek, korkmak, perva
etmek, paniklemek, rkmek.
trtl:
1.)
[Bcekbilim: ?] bir tr bcek,
2.)

[Teknik] metal erit yada palet.
ty [?]: hekimlik.
Ti [tl.]: talyan Abecesinin 18. harfi, [T,
t].
ti: boru sesi.
ticani [?]: [Mecazi] yobazlk.
tie [Yun.: ?]: Franszcada tie;
1.)
nitelik,
durum yada bir olu gereini,
2.)
nn
durumu, dzeyi yada ofisini gsteren
bir sonek.
tifo [?]: [Tp] anterik, barsak
hummas, kara humma.
tiftme: yn kabartma, ditme.
tiftmek: yn kabartmak, ditmek.
tigris [Rum.: ?]: balk.
tik: gz seyirmesi.
tike [Halkdili]: lokma, sokum.
tikel: czi, ksmi.
tilatin [?]: [Dericilik] kz derisi.
tim [ng.: team]: kk askeri birlik.
timbol [?]: [Mzik] bir tr davul.
timidus [Lat.]: korku, rkme.
Timothy [> ng. ]: Batl bir erkek ad,
[].
timsal [Arp.: ?]: rnek, rumuz, sembol,
simge.
tin [?]:
1.)
ruh, tayf,
2.)
grnt.
tiner [ng.: thinner]: [Boya] boya inceltici
sv, inceltici.
tingere [Lat.]: boya yapmak,
boyamak.
tinsel [?]:
1.)
ruhsal,
2.)
manevi, soyut.
tip [Yun.: typos > Fra.: type]:
1.)
cins,
eit, nev, nevi, tr,
2.)
durum,
karakter, kiilik, ahs, stat.
TP: Trkiye i Partisi.
tipi [?]: i., kar frtnas.
tipo [ng.: typo]: bir bask tr.
tir [?]: yayla atlan ubuk, ok.
tiran
1
[Yun.: > Fra.: tyrant]: despot,
Tiran
2
[Arn.: Tirana]: Arnavutlukun
bakenti.
tirbuon [Fra.: ?]: ie mantar aaca.
tire
1
[?]:
1.)
fiber, ip, iplik, knnap, lif,
sicim, tel,
2.)
pamuk iplii.
Tire
2
[?]: zmirde bir ile.
tirhos [Rum.: ?]: [Balklk: ?] sardalya.
tirit [?]:
1.)
kzarm ekmek ve et suyu
yemei,
2.)
yemek suyu.
tiroid [Yun.: thyreos + eides > Fra.:
thyroide]: [Tp]
1.)
byk kalkana
benzeyen,
2.)
gelimeyi dzenleyen
bir salg reten, soluk borusuna
yakn, byk bir i salg bezi.
tiroid: bak. tiroit.
tiroit [Yun.: ? + oide > Fra.: tiroide]:
[Tp]grtlak bezi.
tirsi [?]: bir balk tr.
tire [?]: yeille mavi karm bir renk,
tiryaki [? > : tiryk]:
1.)
alkanl olan,
2.)
alkol, sigara vb alkanl olan.
tirt [ng.: tee-shirt]: n taraf T
biimli gmlek.
Tita [Yun.: theta]: Yunan Acebesinin .
harfi, [, ].
tithenai [Yun.]: koymak.
titio [Lat.]: yanmakta olan bir odun
paras, alevle ubuk.
Tito:
titr [Fra.: titre]: Ad, insan, nam, an,
unvan.
titreme: lerze.
tiyatro: [Yun.: theatron [] > Lat.: ?
> tl.: teatro]:
1.)

2.)
, ~ edebiyat:
dram, drama, ~da ara: Antrakt,
mzikli ~: opera, ~ gldrs:
fars, ~da aksesuar: dekor, bir
Japon ~su: no, eski Roma ~su:
amfiteatr, ~da en st balkon:
baradi, ~da sahne gerisi: kulis, ~
giri paras: aventr.
tiz: ince ses.
toht [Halkdili]: gem, reme, tasma,
yular.
tohum: ekecek,~ kab: koza.
toka
1
:
1.)
tutturucu,
2.)
sa klipsi.
toka
2
[tl.: tocco ?]:
1.)
el skma,
2.)

iki kadehi tokuturma, erefe.
tokat
1
: sille, amar, aplak.
Tokat
2
[Antik: Komana, Pontika, Pontika,
Rum: Evdoksia, Dokia, Dokat, Arp.: Kah-
Cun, Dr'n-Nusret, Somaru, Dr'n-
Nasr, Osmanl: Tokat]: [60], Trkiyede
bir kent.
toklu: bir yllk kuzu.
tokmak: aatan yaplm grz.
toksik [Yun.: toxikon > B.D.: toxin > Fra.:
toxique]: [Biokimya]
1.)
toksinlerle ilgili
yada onlarn yolat,
2.)
zehirli,
zehirleyici.
toksin [Yun.: toxikon > Fra.: toxine,
Biokimya]:
1.)
mikroorganizmalarca
retilen ve belli rahatszlklara neden
olan zehirli madde,
2.)
baz bitki ve
hayvanlarn rettii zehir.
Tokyo
1
: Japonyanin bakenti.
tokyo
2
: plastik terlik.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 309 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
tol [Halkdili]: kk ky, yayla
kulbesi.
tolerans [Lat.: ? > Fra.: tolerance]:
hogr, msamaha.
tolga

[Tavulga]:
1.)
elik balk, mifer,
2.)
[T] bir Trk erkek ad.
tollere [Lat.]:
1.)
ayaa kaldrmak,
kaldrmak, ykseltmek,
2.)
bin etmek,
ina etmek, yapmak,
3.)
beslemek,
bytmek, yetitirmek,
4.)
ldkten
sonra dirilmek, kartmak, meydana
getirmek.
tomar [?]: kme, bek, yn.
tombak [?]:
1.)
sar renkli alam,
2.)
?.
tombala [tl.: ? tomballo]: bir elence
oyun tr, ~ oyun kad: kartela.
tombalak [?]: ksa boylu ve iman,
tombul: gen irisi, iman, toraman.
tome [Yun.]:
1.)
kesme, yarma,
2.)

kesik, yark.
tomie [Yun.: tome]: Franszcada tomie-;
1.)
kesme, yarma,
2.)
ameliyat etme
anlamna gelen bir sonek.
tomruk [?]: ~ bime makinesi:
katrak.
tonare [Lat.]: gk grlemek,
gmbrdemek, imek akmak.
tonik [? > Fra.: tonique]: organlar
uyaran ila.
tonilato [tl.: ?]: bir tona e birim.
tonos [Yun.]: tn, ton, ses ayrm, ses
ferkll.
tonton [?]: semimli ho kimse.
top []:
1.)
askeri bir siha,
2.)
futbolda
kullanlan meinden yuvarlak, ~a
srayarak vurma [Basketbol]: vole,
topal: bir aya eksik yada sakat,
aksak, olpa.
topallamak: aksamak, hafife
topallayan: aksak.
topatan: bir kavun tr.
topaz [Yun.: topazion > Lat.: topasius >
Fra.: topaze]: alminyum silikat ve
florinden oluan, kahverengi veya
soluk sar renkte deerli ta.
toplama:
1.)
bir araya getirme, cem
etme,
2.)
[Matematik] toplama ilemi,
2.)

devirme, derleme,
toplamak: bir araya getirmek, cem
etmek.
toplant: derinti, grme, yiyecei
ortak ~: arifane,
topluluk: camia, cemaat, zmre, ~
ileri gelenleri: seyit, gizli ~:
komita.
toplumsal: sosyal.
toprak
1
:
1.)
amur, kil,
2.)
arazi, tarla,
3.)
acun, arz, diyar, kara, terra, lke,
4.)
[T] bir Trk erkek ad, yal ~: kil,
~ kaymas: heyelan, ot bym
~: malaz, sabann kaldrd ~:
kesek, topraa kazlan ukur:
kuyu, verimli ~: bitek,
toptan: btnyle.
topur [?]: kestanenin d kabuu.
topuz [?]: i., ?, ar ~: grz.
tor
1
[zTr.]:
1.)
kale, sur,
2.)
kalebeyi.
tor
2
[?]: [Balklk] ok ve sk gzl a.
toraman [Halkdili]: gen irisi, tombul.
tornado
2
[tl.: ?]:
1.)
?
2.)
bir tr ykc
frtna.
torero [> sp.: ?]: boa greisi.
torlak [?]: gen, toy.
torna
1
[tl.]: dnme, dn.
torna
2
[tl.]: [Teknik] bir tezgah tr,
bir metal ileme gereci.
tornare [Lat.]:
1.)
altst etmek,
evirmek, dndrmek, devrettirmek,
tersyz etmek,
2.)
iade etmek, geri
evirmek, reddetmek.
tornavida [tl.: torna + vida]: vida
skma gereci.
tornistan [tl.: ?]: geridnme.
torquere [Lat.]: burkmak, burmak,
burulmak, bkmek, bklmek,
emek, sarmak, sarlmak.
tortu [?]: kelti, posa.
Toryum [Lat.: Fra.: thorium: Th]: ?
tos: boynuzla vuru, ko, kei ve
benzeri boynuzlu hayvanlarn kafa
vuruu.
tosbaa [?]: kaplumbaa.
tosun [?]: boa, kele.
Tosya [?]:
total [Lat.: ? > Fra.: total]:
1.)
btnsel,
2.)
[T] bir marka, bir Fransz petrol
irketi, 3.)
totem [?]: arma, ongun.
totum [Lat.]: hepsi, tamam, tm.
toxicum [Lat.]: zehir.
toxikon [Yun.]: zehir.
toy:
1.)
gen, torlak,
2.)
yemekli
elence.
toyluk: acemilik.
tozan: [Fizik] molekl, zerre.
tozkoparan: ok rzgarl yer.
tozlak [Halkdili]: [Evrenbilim ] orak,
verimsiz.
tozluk: getr.
thmet [?]: yklenen su.
tre [?]: ~ye ugun: adap, edep.
tren [?]: merasim, seromoni.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 310 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
trp [?]: raspa, iri dili trp:
raspa,
tz [?]: cehver, kk, z.
trabs [Lat.]: bir boncuk, dm yada
boum.
Trabzon [Rum.: Trapezus, Osm.: Tura
Bozan]: [61], Trkiyede bir kent.
trachea [?]: [Bedenbilim] nefes borusu,
soluk borusu.
tracheitis [?]: [Tp] nefes borusu
itihab, soluk borusu itihab.
trachoma [?]: [Tp] trahoma.
traditio [Lat.]: feragat, teslim,
vazgeme.
trafik [Lat.: ? > Fra.: traffic]: gidi geli,
karlkl akma yada gidi geli,
seyrsefer,
trafo [tl.: ?]: transfarmatr.
trahere [Lat.]:
1.)
ekmek, srkleme,
2.)
ekmek, ilgi ekmek,
3.)
izgi
ekmek, izmek, resmini yapmak.
trajedi [Lat.: ? > Fra.: tragedie]: ok
ackl bir olay, alat, dram, drama.
trajikomik [Yun.: ? + ? > Fra.:
tragiecomique, Tiyatro]: acl ve komik.
trak [?]:
trake [?]: [Tp] soluk borosu.
trakit [?]: i., bir feldspat tr.
trampa [tl.: ?]: dei toku, kliring,
takas.
trampet [Fra.: ?]: kk davul.
tramplen [?]: havuz atlama tahats.
tramvay [Fra.: ?]: rayda giden ara,
rayl, tren benzeri tat, ~ srcs:
vatman.
trana [?]: bir tr balk.
trans
1
[Lat.]: ar, tesi anlamnda bir
nek. [Transkafkasya],
trans
2
[Lat.: ? > Fra.: ?]: bir tr hipnoz
durumu.
transfarmatr [? > Fra.:
trasnfarmateur]: trafo.
transfer [Fra.: ?]:
1.)
aktarma,
2.)

[Futbol] oyuncu alam yada satma,
3.)

[Bankaclk] para aktarm.
transigere [Lat.]: iskan etmek,
oturmak, yerlemek.
transport [Lat.: ? > Fra.: transporte]:
nakliye, tamaclk.
tran [Lat.: ?> Fra.: tranch]:
1.)
?,
2.)
inek
budunun orta ksm.
trap [?]: fak, hendek, kapan,
mandepsi, tuzak.
trata [Rum.: ?]: [Balklk] torbal balk
a.
traverten [Lat.: ? > Fra.: ?]: kalker
tortu.
trayler [ng.: trailer]: i.,
1.)
dorse,
2.)

uzun yk kamyonu.
tren [? > Fra.: traine]: imendifer,
byk ~ istasyonu: gar, yeralt
treni: metro.
trend [ng.: trend]: ak, cereyan,
eilim, istikamet, mecra, temayl,
yn, ynelim.
trephein [Yun.]: beslemek, doyurmak,
stvermek.
trephein [Yun.]: beslemek, gda
vermek.
trepidus [Lat.]: alarmda, tetikte,
uyank.
tretuar [Fra.: tretoire]: kaldrm,
yolkenar, yrmeyolu.
tribein [Yun.]: ovmak, ovalamak,
srtmek, tahri etmek, srmek.
tribuere [Lat.]: ayrmak, atamak,
atfetmek, tayin etmek.
tribn [?]: stadyum vb oturma yeri.
tricae
1
[Lat., oul]: kzlacak eyler,
kzmalar, skntlar, sinirlenecek
eyler, sinirlenmeler, zntler.
tricae
2
[Lat.]: mumlama.
triko [> ? > Fra.: tricot]: ynl bir
kuma.
trikotaj [> ? > Fra.: tricotage]: ?
triptik [? > Fra.: triptique]: geciici
gmrk belgesi.
triin [?]: [Yaambilim] bir solucan tr.
trohom [?]: [Tp] bir gz hastal.
trol [?]: [Balklk] balk a.
trombosit [Yun.: trombo + poietin > Fra.:
trombosite]: [Tp]
1.)
kan phtlarnn
oluumunda grev alan hcre
paralar,
2.)
platelet.
trompet [Fra.: trompe > trompette]:
[Mzik] boru, alg borusu.
troyka [Rus.: troyka [] > B.D.:
troyka]:
1.)
l,
2.)
atn ektii
kzak,
3.)
kiinin oynadk bir dans,
4.)
[Mecazi] l, tarafl.
truakar [Fra.: ?]: ksa manto.
trudere [Lat.]: drtmek, itmek,
saplamak.
Tse [Rus.]: Rus Abecesinin 22. harfi,
[, ].
tsunami [Jap.]:
1.)
dev dalga,
2.)

depremlerin ardndan okyanuslarda
kan, ykc dev dalga.
tueri [Lat.]: -eye bakmak.
tufan [?]:
1.)
iddetli yamur,
2.)
bir
erkek ad.
Tugay
1
:
1.)

2.)
askeri bir birlik,
3.)
[T]
bir erkek ad.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 311 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
tu [Osm.]: Osmanda rutbe
gstermde kullanlan ve mifere
taklan at kuyruu.
tucu [Osm.]:
at-yeleli bayrak taycs.
tue [?]:
1.)

2.)
[T] bir bayan ad.
tula: iki ~ aras: derz.
tura [Far.]:
1.)
Osmanlda Sultann
mhr,
2.)
Osmanl
mparatorluunun nian.
turake [Far.: tura + ke]:
1.)
Osmanl
mparatorluunda sultann turasn
belgelere kaydeden grevli,
2.)

Osmalda turac.
tuhaf [Arp.: tuhfenin oulu]:
1.)

elendirici, komik,
2.)
garip, merak
uyandrc,
3.)
allmam, baka
yerden gelmi, garip, grlmemei,
ilk defa grlen, yabanc, yeni.
tuhafiye [Arp.]: ilgin eyler, giysi
malzemeleri satan kk dkkan.
tuhafiyeci [Arp.]:
1.)
ilgin eyler, giysi
malzemeleri satan kk dkkan,
eri,
2.)
bu ileri yapan esnaf.
tuhfe [Arp.]:
1.)
armaan, hediye,
2.)

armaan olarak verilecek derece
nadir, ilgin, artc,
3.)
bir ok
kitabn ad.
tul [Arp.]: [Evrenbilim]
1.)
ana
meridyenden dou yada batya doru
uzaklk, derece yada zamanla
gsterilir,
2.)
boylam, meridiyen.
tulumba [?]:
1.)
sv ekme arac,
2.)
bir
tr tatl.
tulumbac: Osmanlda itfiaye
grevlisi.
Tulyum [Lat.: > Fra.: tulium: Tm]: ?
tumba
1
[Lat.]: gmt, kabir, mezar,
sin, trbe.
tumba
2
[Lat. > tl.]:
1.)
ocuklarn
kendini yataa atmas,
2.)
altst
olma,
3.)
damperli kamyon.
tumbadz [?]: ksa ve iman.
tumturak [Far.]: debdebe, grkem,
gsteri, aaa, tantana.
tun [Halkdili]: gizli yer.
Tunceli [Rum.: Daranis, Derksene,
Fra.sa: Darsim, Zazaca: Mamekiye,
Dsm, TC: Tunceli]: [62], Trkiyede bir
kent.
tun:
1.)
bronz,
2.)
[T] bir Trk erkek
ad
tundere [Lat.]: arpmak, dvmek,
galip gelmek, stn gelmek,
yenmek.
tundra [?]: kutup bozkr, kutup stebi.
tunik [? > tunic]: eski Yunan ve
Romallarn kollu ve kolsuz ve dizlere
dek inen gmlek veya entarisi.
Tunus [Arp.]: Orta Douda bir Arapa
lkesi, [Tunisia].
tur [Lat.: ? > Fra.: tour]: devir, dolanma.
tura [Far.: tura > tura]: parann resimli
yz.
Turan [Far.]:
1.)

2.)
[T] bir erkek ad
turap [Arp.: trab]: toprak,
turba [Fra.]: [Kimya] kmrlemi bitki.
turbare [Lat.]: dzenini bozmak,
kartrmak.
turfa [Arp.]: az bulunur, ender, nadir.
turfanda [Far.: trfende]:
1.)
erken
olgunlaan meyve ve sebzeler,
2.)
ilk,
yeni.
turgay []:
1.)
?
2.)
[T] bir erkek ad.
turhan [Ark.]:
1.)
asil kii, bey, prens,
2.)
[T] asil kii, bey, prens anlamna
bir erkek ad.
turist [Fra.: touriste]: gezmen, gezgin,
seyyah.
turizm [Lat.: ? > + Yun.: ismos > Fra.:
tourisme]: gezinme, seyahat,
yolculuk.
turnabal [turna bal]: [Balklk: Exos
lucius] bir tr balk.
turne [Fra.: tourne]: ?
turnike [Fra.: tournique]: [Tp] ?
turnuva [?]: [Spor] yarmalar dizisi.
turp [Far.: trb
1
]: bir tr sebze, yaban
turbu: terme.
turu:
1.)
salamura, tuzlu su,
2.)
balk,
sebze vb tuzlu suya yatrp bekletme,
3.)
bu biimde yaplm balk yada
sebze yemei.
TUS: k.i., Tp Uzmanlk Snav.
tu
1
[Far.]:
1.)
beden,
2.)
g, kuvvet,
3.)
grete yenilgi.
tu
2
[Fra.: touche]:
1.)
dokunma,
2.)

daktilo, klavye benzeri gerelerin her
bir harf blm.
tue
1
[Far.]:
1.)
gezginlerin malzemesi,
2.)
yemek iin yeterli gda.
tue
2
[?]: dokunu.
tutacak: ata, tutturga.
tutak:
1.)
kabza, sap,
2.)
rehine, tutu,
tutam: demet, elim.
tutanak: mazbata, zabt varakas.
tutar: [Ekopnomi] para miktar, mebla.
tutarak: [Ruhbilim] ruh hastal nbeti.
tutark: [Tp] epilepsi, sara, ylbk.
tutkal: yaptrc, tm yzeye ~
srme: kedibast.
tutku: gl ama, ihtiras.
tutsak: esir, esire.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 312 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
tutturga:
1.)
ata,
2.)
raptiye.
tutu:
1.)
[Hukuk] tutu, ipotek, rehin,
2.)

rehine, tutak,
tutuk:
1.)
rehine, tutu,
2.)
akc
konuamayan.
tutukevi: cezaevi, dam, hapishane,
kafes.
tutulma: popularite.
tutulmmu: dar, uram.
tutum:
1.)
davran,
2.)
ekonomi, idare,
iktisat.
tutumlu: idareli.
tutuma: i.,
1.)
alevlenme, yanma,
2.)

(beden, vcut) atelenme, susama,
yanma,
3.)
[Tp] yanma, iltihaplanma.
tutya [Arp.]: inko.
tuvalet
1
[Fra.: toilette]: ssl bayan
gece kyafeti.
tuvalet
2
[Fra.: toilette]: apteshane,
ayakyolu, hacetyolu, hela, kenef,
klozet, suyolu, W.C.
tuz [?]:
tuzak: fak, hendek, kapan, mandepsi,
trap,
tuzla
1
:
1.)
tuz karlan yer,
2.)
semt
ad,
Tuzla
2
: stanbulda bir ile.
Tuzla
3
: Bosna-Hersekte bir kent.
tuzlalu:
t [Halkdili]: yazklar olsun.
tfek [?]: bir ateli silah, karabina, ~
eitleri: Karabina, Martin, Sten,
th [Halkdili]: yazklar olsun.
tkenmi:
1.)
bitmi, kalmam,
2.)

bitkin, lapac, pelte, yorgun.
tketmek: harcamak, sarfetmek.
tkrk [zTr.]:
1.)
az suyu,
2.)
[Tp]
tkrk bezlerinin aza akan salgs.
Tlay [tl + ay]: bir bayan ad.
tlin:
1.)

2.)
[T] bir bayan ad.
tl [?]: [Hayvanbilim] gre devesi.
tm:
1.)
btn, genel, umum,
2.)

btn, btn, kl, tamam.
tmce: [Dilbilgisi] cmle.
tmr [Lat.: ? > Fra.: tumeur]: [Tp]
neoplazma, ur.
tn: gece.
tp [Fra.: tube]:
1.)
silindir biili kap,
2.)

[Labaratuvar] cam boru,
3.)
[Eczaclk] ila
konulan kap.
TPRA: Trkiye Petrol Rafineleri
Trkiye Anonim irketi.
tr: cins, eit, nev, nevi, tip.
trab [Arp.]: bak. turap.
trban [Fra.: turban]: barts,
dastar, earp.
trbe [?]:
1.)
gmt, kabir, mezar, sin,
2.)
?.
trbin [?> Fra.: turbine]: erneji
salayan ara.
trde: soyda.
tre [?]: adalet.
Trkan: bir bayan ad.
Trke:
1.)
Trkiyede ve dnyadaki
dier Trk uluslarnca kullanlan dil,
2.)
Trki [Trkic] denilen dier Trk
uluslarnn kulland Trke ile
Trkiye Trkesi arasnda, hem
yazl hem de konuma olarak baz
farklar vardr,
3.)
Trkiye Trkesi,
Latin Abecesi ile yazlrken dier Trk
uluslar, Arap, Fars, Urdu, Slav ve
Slavcadan bozma melez Abeceler
kullanr,
4.)
Trkiye Trkesi;
a.)
Fasih
Trke: Ynetim, Yazn, iir ve Sanat
dili,
b.)
Orta Trke: st Snf ve
Ticaretin kulland dil, ve
c.)
Kaba
Trke: Alt Snflarn kulland dil.
trk [Arp.: Trk]:
1.)
Trk: Trklere
ait,
2.)
ezgi, r, melodi, ark, yir,
da ~s Makam: dai, ~ trleri:
Perev,
trkc: okuyucu, arkc.
trler: eitler, enva.
ts [?]: ince kl.
ttmek:
1.)
buusu kmak,
2.)
duman
kmak,
3.)
[Mecazi] zlemek.
tts:
1.)
gzel kokan madde,
2.)
dini
amalarla tapnak ve benzeri
yerlerde kullanlan baharl yaprak ve
kabuklar.
ttn [?]: bir bitki, ~ yapra dizisi:
pastal, ~ rengi: taba, ~ fidelii: i.,
anva.
tvit [?]: [Dokuma] taranm ynden
yaplma kuma.
ty: byk ku ty: telek,
tyo [?]: kopya.
tysz: cavlak.
tzn [?]: ?
typos [Yun.: ?]: im, iaret.
========== U =========
U
1
: Trk Abeceside . harf.
U
2
[tl.: U]: talyan Abecesinin 19.
harfi, [U, u].
U
3
[Rus.: U]: Rus Abecesinin 19. harfi,
[U, ].
uberare [Lat.]: bol olmak, ok olmak.
uca [?]: kuyruk sokumu kemii,
u: had, snr.
uak: tayyare, uan srcs:
pilot,
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 313 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
ukun [zTr.]: kvlcm.
ukur [?]: alvar ba.
uuk [?]:
1.)
d dnyasnda olan,
kak,
2.)
abartl, fazla,
3.)
(kuma,
renk) solgun, umu,
4.)
[Tp] dudaka
kan sivilce.
uurum: kayalk, sarp, yalman, yar.
ud [Far.: d]: bak. ut.
udi [Far.: d]: ut alan.
ufki [Far.: ufk]: s., yatay.
ufuk [Far.]:
1.)
i., gkle yerin birletii
varsaymsal nokta, gzerimi,
2.)
i.,
gr ve deerlendirme genilii,
3.)

.i., [T] bir erkek ad.
ura: i., yufka altna serilen un.
ura: itigal, ura.
ura: itigal, ura.
uram: dar, tutulmu.
uur: i.,
1.)
baht, felek, kader, ksmet,
kut, mut, ans, talih, takdir,
2.)

[ktlklere kar] iyilik getiren [atnal
gibi], yom,
3.)
.i., [T] bir Trk erkek
ad
uurlu: s., bahtl, ksmetli, kutlu,
ansl, talihli.
uurluk: i., maskot, mavi boncuk.
uursuz: s., bahtsz, dztaban,
kadersiz, ksmetsiz, kutsuz, mutsuz,
anssz, talihsiz, takdirsiz,
uhuvvet [Arp.]: i., kardelik.
ukala [?]: bigilik taslayan, ok bilmi.
Ula [?]: zmirin bir ilesi.
ulak
1
: haberci.
Ulak
2
[Eflak]: [Wallachia].
ulam: i., grup, katogori.
ulama: ekleme.
ulema [Arp.]: alimler, bilginler.
ultra [?]: te, tesi.
ultrason [?]: [Tp]beden ii muayene ve
grntleme gereci.
ultraviole [Fra.: ultraviolet]: mor tesi,
ulu: ali, celil, faik, mualla, mkemmel,
ahane, stn, yce, yksek.
Uluda [Rum.: Olympos > Osm.: Kei
Da > Tr.: Uluda]: Bursada bulunan
da, ?m.
ulus
1
: millet.
Ulus
2
: stanbul ve Ankarada bir semt
ad.
ulusal: milli.
ulusalc: milliyeti, nasyonel.
ulvi [Arp.: ulv]:
1.)
ulu, yce,
2.)
[T] bir
erkek ad
ulviye [Arp.: ulvye]:
1.)

2.)
[T] bir bayan
ad.
umac: c, dsel yada hayali
yaratk.
umar: are.
umarsz: biare, aresiz.
umere [Lat.]: nemlenmek.
umma:
1.)
beklenti, umut, mit,
2.)

sanma, tahmin etme.
umran [Arp.: amr > [] > umran]:
1.)

a.)

kurma, onarma, yapma,
b.)
bir araya
gelme, sevinli olma,
c.)
uzun
yaama,
2.)
bayndrlk, gelimilik,
kalknmlk, mamurluk.
mran [Arp.]: bak. umran.
umre [Arp.]: Kabe ziyareti.
umum [Arp.]: btn, genel, tm.
umumi [Arp.]: genel.
umur [?]:
1.)
aldr etme,
2.)
[T] bir
erkek ad.
Umurbey: Bursa, Gemlikte Celal
Bayarn doduu ky.
umursamaz: aldrmaz, lakayt.
umut:
1.)
beklenti, umma, mit,
2.)
[T]
bir Trk erkek ad, ~ vermek:
vadetmek, ~ verme: ihya,
un: tlmu buday, ~ Trleri:
Kepekunu (Razmol), rmik, Msrunu,
Pirinunu, Razmol (Kepekunu), Yulafunu,
kepekli ~: razmol, ok kepekli ~:
paspal, yufka altna serilen ~:
ura,
uncia [Lat.]: 20. blm.
unda [Lat.]: dalga.
ungere [Yun.]: lekelemek, srmey,
yapkan bir eyle srmek.
unsur [Arp.]: eleman, e
unsurlar: anasr, elemanlar, eler
unutmak: aklnda kalmamak
unvan [Arp.: unvn]: nam, san.
Upsilon [Fen.: Vav [Waw] > Yun.: [ -
& ]]: Yunan Abecesinin
19. harfi, [, ].
ur
1
: [Tp] neoplazma, tmr
Ur
2
: Mezapotomyada bir kent devlet
uragan [?]: gl frtna.
uran: endstri, sanayi
uray: belediye
urba [tl.: ?]: elbise, giysi, kyafet,
libas, ruba
Urban [?]: l Araplar.
urere [Lat.]: yanmak, yakmak.
urgan [?]: ince halat, ince ~: ip,
us: akl.
USA: United States of America: ABD.
usanma: bkma, gna, sklma.
usare [Arp.]: bitki zsuyu, lateks,
usare.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 314 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
uskumru [Rum.: skoumpri > skumbri]:
[Balklk: Scomber scombrus] bir balk
tr.
uskur [ng.: ?]: pervane.
ussal: akli, aklsal.
usta: guru, pir.
usl [Arp.:?]: yol, metot, tarz, yordam,
yntem.
ustalk: beceri, hner, kaabiliyet,
maharet, ustalk, yetenek, el
ustal: zanaat.
ustura [Far.]: kafa ba.
u [?]: ku yuvas.
uak
1
[?]:
1.)
yardmc,
2.)
erkek ii,
hizmetkar, araba ua: ispir.
Uak
2
[?]: [64], Trkiyede bir kent.
uakkapan: bir cins akbaba,
ut [Far.: d, Mzik]: telli bir alg.
uta [Jap.]: Japon halk trks.
utan: ?, ~ veren: ayp.
utanga []: mahup.
utanmak: mahup olmak.
utanmaz: kepaze, rezil.
utarit [?]: merkr.
utu [Far.: ud + u]: udi.
uter [Lat.]: hibrisi deil, o da deil bu
da deil.
uterus [Lat.]: [Bedenbilim] dlyata,
rahim.
utku:
1.)
zafer,
2.)
[T] bir Trk erkek
ad.
uyak: [iir] kafiye.
uyank: akgz, gzak, sak.
uyanklk: saklk, teyakkuz.
uyar: ihtar, ikaz, tembih, uyarma.
uyarlama: adepte, uyarlanm.
uyarlanm: adapte.
uyarma: ihtar, ikaz, tembih, uyar.
uyarmak: ihtar etmek, ikaz etmek,
tembihlemek.
uydu: peyk.
uydurma: del, fiktif, hayali, sahte.
uydurma: katakulli, maval, yalan.
uydurmaca: dzmeyece, sahte.
uydurmak: yalan sylemek.
uygar: ayn yzylda olan, muasr.
uygulama:
1.)
tatbik, pratik,
2.)

aplikasyon, tatbikat.
uygulamak: tatbik etmek.
uygulamal: pratik, tatbiki.
uygun:
1.)
elverili, uygun,
2.)
deer,
muvafk, reva, yakr, yarar, ~
bulma: onama, tasvip, ~ bulmak:
onamak, tasvip etmek, ~ bulan:
raz.
uygunsuz:
1.)
elverisiz, ters,
2.)

aksak, mstehcen, porno,
uygunsuz.
Uygurlar: .i., bir Trk boyu.
uyku: derin dilenme durumu, hab,
derin ~: koma, ~ sinei: ee.
uyma: intibak, itibar, riayet.
uymak:
1.)
lleri tutmak,
2.)
itibar
etmek, riayet etmek.
uymazlk: beis, engel.
uysal: munis.
uyum: ahenk, armoni, tenasp.
uyuma: yatma, dua ile ~: istihare,
uyumak: yatmak.
uyumak: anlama, ittifak.
uyumzlk: ihtilaf, uyumazlk.
uyuturucu: bedeni uyuturan
maddeler, uyuturucuyla ilgili:
narkotik, ~ maddeler: eroin,
haha, kokain.
uyuuk: miskin.
uz: iyi, gzel.
uzadurum: telepati.
uzak: rak.
uzaklama: raklama.
uzaklamak: raklamak.
uzaklatrmak: ramak.
uzaklk: mesafe, ~ anlatr: ta,
uzam: nesnenin uzaydaki yeri, vsat.
uzatma: bir tr balk a.
uzay: feza.
uzgrr: gerei nceden gren.
uzlama: itilaf.
uzman: bilirkii, ehil, eksper, ibilir,
kompetan, mtehassz, selahiyetli,
yetkili.
uzo [Yun.: ?]: Yunan Raks.
uzun: [Moda] maksi.
Uzuv [?]: [Bedenbilim] organ, ye.
========== =========
: Trk Abecesinde . harf.
cra [Arp.]: uta yada kenarda
bulunan, sapa.
Aylar: Ramazan aynn son ay
olduu kutsal aylar: Recep, aban
ve Ramazan.
: bir say.
gen: [Geometri] mselles,
fleme: frme.
frme: fleme.
lke [?]:
1.)
arz, acun, diyar, dnya,
kara, terra, toprak,
2.)
memleket,
vatan, yurt.
lker [?]:
1.)

2.)
[T] bir bayan ve erkek
ad
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 315 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
lk [Felsefe]:
1.)
idea, ideal,
2.)
[T] bir
bayan ad.
lkc: idealist, mefkreci.
lser [?]: [Tp] ban, karha, yara.
mera [Arp.: emirin oulu]: st
subaylar.
mik [?]: grtlak, hanere.
mit:
1.)
beklenti, umma, umut,
2.)
[T]
beklenti, umma, umut anlamna bir
erkek ad.
n:
1.)
ad, isim, nam, an, hret, n,
2.)
av, ses, tav.
niforma [Lat.: > tl.: uni(versal) forma ]:
tekbiim, tektip (kyafet).
nite [Fra.: unit]:
1.)
birim, kalem,
2.)

bir firma yada tesiste ayr birimler,
3.)
ders kitabnda ayr blmler.
nlem: [Dilbilgisi] nida, arasz olarak,
nlem biiminde, [interjection].
nl: mehur, namdar, naml.
nnap: bak. hnnap.
r: nam, an.
rat Lat.: ? > Fra.: ?]: [Tp] sidik asidi
tuzu.
re [Lat.: ? > Fra.: ?]: [Tp] idrardaki
madde.
rem: [Ekonomi] faiz, nema, rant.
reme:
1.)
artma, artrma, oalma,
zam,
2.)
canllarn oalmas.
remek: artmak.
rete: [Fizik, Teknik] dinamo, jeneratr,
retim: istihsal.
retme: istihsal.
rkek: ekingen, korkak, kre,
namert.
rkme: ekinme, korkma, perva,
panik, trsma, rk.
rk: ekinme, korkma, perva, panik,
trsma, rkme.
rktme: korkutma.
rolog [Lat.: + Yun.: ?]: [Tp] bevliyeci.
roloji [Yun.: > Fra.: urealogie]: [Tp]
drar Yollar Bilimi, Bevliye.
rn: mahsl, verim, randman, yllk
~: rekolte.
ryan [Halkdili]: ari, plak, n, torlak.
ryani: [Bitkibilim: ?] bir tr erik.
slup [Arp.]: janr, stil, tarz.
st: yzey.
ste: ayrca, caba, ektsra,fazladan.
steleme:
1.)
srar,
2.)
hastalk
depremesi.
stlenme: tekeffl, ykmlenme.
stlk: en ste giyilen bir tr giysi.
stn:
1.)
ali, faik, ulu, mualla,
mkemmel, ahane, yksek,
2.)
[T]
bir Trk erkek ad, [Ali, Faik].
stnlk:
1.)
egemenlik, hakimiyet,
hegemonya,
2.)
inisiyatif, ncelik,
ncecilik.
enge: erinen.
enme: erinme, iten sklma.
enmek: erinmek.
enmez: erinmez.
mek: donmak.
tme: atete kzartlm msr.
topi [Yun.: ? > Fra.: utopie]: [Ruhbilim]
d dnyas, hayal dnyas, topya.
topya [Yun.: outopia > Fra.: utopia]:
utopi, d dnyas, hayal dnyas.
t: buruuk ama gereci.
vendire: [?]: ?
ye:
1.)
aza,
2.)
[Bedenbilim] organ, uzuv,
zg: eza, zme.
zme: eza, zg.
zlmek: ok ~: kahrolmak.
zm: taneli tatl bir meyve, eki ~:
koruk, ~ salkmnn kk dal:
itmik, ~ eitleri: avu, Dimyat,
Hafzali, zmir zm, Knal
Yapncak, Malaga, Neferiye, Razaki.
znt:
1.)
ac, ile, dert, elem, esef,
gam, kasvet, kasavet, kayg, keder,
tasa, teessr,
2.)
esef, gam, kayg,
tasa, by ~ veya ac: yeis,
zntl:
1.)
acl, dertli, elemli,
kederli, mteessir,
2.)
gaml, kaygl,
tasal.
zntsz: gamsz, kaygsz, tasasz.
========== V =========
V
1
: Trk Abecesinde . harf.
V
2
[tl.: Vu]: talyan Abecesinin 20.
harfi, [V, v].
vaat [Arp.]: sz.
vaaz [Arp.]: cami de dini konuma.
vacib [Arp.]: bak. vacip.
vacip [Arp.: vcib: ]: mecburi,
zorunlu.
vacuus [Lat.]: bo.
vade [Arp.]: mehil, mhlet, sre.
vadere [Lat.]: gitmek.
vadetmek [Arp.: vd + etmek]: umut,
mit, sz.
vadi [Arp.: vdi]: [Evrenbilim] koyak,
vaftiz [Rum.: baptisein > baptisi > vftisi
[]]: [Hiristiyanlk] Hiristiyanlkta
kutsal su ile yeni doan ocuklar
ykama ayini.
vagari [Lat.]: dolama, gezinme,
turlama.
vagon
1
[Lat.]: demiryolu.
vagon
2
[Lat. > tl.: ?]:
1.)
tren makines
ardna taklan yk tama arac,
2.)

Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 316 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
[Lat.:, Otomotiv]: geni, aile biimi
binek arac. Kk ~: aryo.
vah: acma sz.
vaha [Arp.]: lde sulak yer.
vahab [Arp.]: bak. vahap.
vahap [Arp.]:
1.)

2.)
[T] bir erkek ad.
vahdet [Arp.]:
1.)
balant, birlik,
2.)
[T]
bir erkek ad.
vahit [Arp.: vahid]:
1.)
bir, mono, tek,
yek,
2.)
[T] bir erkek ad.
vahi [Arp.]: yabani, yabanl, yrtc.
vaina [sp.]: kesecik, tohum
koruyucusu, tohum zarf.
vaiz [Arp.: viz]: [Din] vaaz veren.
vaka [Arp.: vak]: akbet, hadise, olay,
netice, sonu.
vakar [Arp.]:
1.)
haysiyet, onur,
zsayg, saygnlk, eref,
2.)

arballk.
vakarl [Arp. + l]: haysiyetli, onurlu,
erefli,
2.)
arbal.
Vakayiname [Arp.: vaka-i nme]:
1.)

tarihi olaylar, annals, kronikal,
2.)

tarihi olaylar tarihi stasyla
kaydetme.
vaketa [?]: [Dericilik] ince mein.
vakia [Arp.]: fenomen, olay, olgu.
vakit [Arp.]:
1.)
dng, mevsim, saat,
zaman,
2.)
mhlet, sre, zaman,
~her : daima.
vakur [Arp.]: arbal, onurlu.
vale [Fra.: ?]: otel grevlisi.
valere [Lat.]:
1.)
glenmek,
kuvvetlenmek,
2.)
demek.
valide [Arp.: vlide]:
1.)
douran,
2.)

ana, anne, mader.
validus [Lat.]: gl, kuvvetli.
valiz [Fra.: valise]: elde tama antas.
vamp [Arp.]: uh kadn, servenc kad.
vampir [Rus.: ? > Fra.: vampire]: kam
emici.
Van [Antik: Tupa, Arp.: ahmirankent,
Van, Osmanl: Van]: [65], Trkiyede bir
kent.
van [Far.: vn > baevn]: ?
vanescere [Lat.]: gzden kaybolmak,
ortadan kaybolmak.
vanilya [sp.: vaina > Fra.: vanilla]:
1.)

kokulu bir bitki,
2.)
bu bitkinin
thohumundan yaplan tadlandrc.
vannus [Lat.]: buday ayrma sepeti.
vantilatr [Lat.: ventus > Fra.:
ventilatuer]: fan, pervane.
vantrilog [Yun.: ? + logos > Fra.:
vantriloge]:
1.)
karnndan konuma,
2.)

karnndan konuan.
vaporare [Lat.]: buu kartmak,
buulanmak, buhar kartmak,
buharlamak, buhur kartmak,
buhurlanmak, duman kartmak.
vapur [Lat.: vaporare > Fra.: vapour]:
buharl gemi, bot, kayk, kk ~:
atana,
var [Far.: vr]: koruyucu, giysi, rt.
varak [Arp.]:
1.)
kat yapra,
2.)
altn
yaprak.
varaka [Arp.: varakn oulu]:
1.)

yapraklar,
2.)
defter yapraklar,
3.)

kymetli evrak,
4.)
belge, teskere,
zabt, yazl kat.
vardakosta [tl.: varda-costa]:
1.)
sahil-
gvenlik, sahil muhafaza,
2.)
[Mecazi]
irikym,
3.)
[Mecazi] iriyar kadn.
vardiya [tl.: vardia]:
1.)
gemilerde
beklene n nbet,
2.)
gece mesaisi.
varidat [Arp. > Osm.]: ?.
varis
1
[Arp.: vris.]: kalt, miras.
varis
2
[Fra.: varise]: [Tp]
1.)

2.)

kandamarlarnn imesi.
Varna [Bul.: Bapha]: Bulgaristanda bir
Osmanl kenti.
varo [Mac.: varos]:
1.)
il, kent, ehir,
2.)

banliy, d mahalle, tara.
varsaym: hipotez, tahmin.
varsaymsal: farazi, hipotetik, sanal,
tahmini.
varta [? Argo]: tehlikeli durum.
Varto [?]: e bal bir yer.
varyos [Rum.: baylos]: ar eki.
vasat [Arp.]: yakn evre, etraf, ortam,
vasati [Arp.: vasat]: ortalama.
vasf [Arp.]:
1.)
ahlak, davran, haslet,
husisiyet, huy, karakter, miza,
nitelik, zellik, yaratl,
2.)
nitelik.
vasta [Arp.]:
1.)
ara, arac,
2.)
araba,
ara, binek araba, motorlu tat, oto,
otomobil, taksi, tat, vesait.
vasi [Arp.: ? > vsi]: engin, geni.
vasiliki [Rum.: basiliki]:
1.)
hnkar, kral,
kayser,
2.)
[V] hnkar, kral, kayser
anlamnda bir Yunan erkek ad.
vastus [Lat.]: bo.
Vaington [ng.: Washington]: bir
portakal tr,
vat [Fra.: watt]: motor g birmi,
vatan [Arp.]: memleket, lke, yurt.
vatanda [Far.: vatand]: yurtta,
vatanperver [vatan + Far.: perver]:
vatansever,
vatka [?]: omuzdaki giysi paras.
vatman [?]: tramvay srcs.
vay: ac belirten sz.
vaz [Arp.: vaz ?]:
1.)
?
2.)
nasihat, t.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 317 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
vazgemek [Arp.: vaz + gemek > Tr.:
vazgemek]: caymak.
vazife [Arp.: ? > vazfe []]:
grev.
vazifeli [Arp. + li]: grevli.
vaziyet [Arp.: []]: durum, hal.
vazo [tl.]: iek kab.
ve [Arp.: va]: ve.
veba [?]: lmcl hastalk, taun.
vebal [Arp.]: cereme, gnah.
vecibe [Arp.]: boyun borcu, dev.
vecize [Arp.]: aforizm, atasz,
darbmesel, zdeyi.
veda [Arp.]: esenlik dileme.
vedat [?]:
1.)
?
2.)
[V] bir erkek ad.
vedere [Lat.]: ermek, gitmek.
vedia [Arp.]: emanet, inam.
vefa
1
[Arp.]:
1.)
sevgi ball,
2.)
[V]
bir erkek ad.
Vefa
2
[Arp.]: stanbulda bir semt.
vefat [Arp.]: lm, memat.
vehere [Lat.]:
1.)
getirmek,
2.)
tamak.
vehim [Arp.]: kuruntu.
vekalet [Arp.: veklet]: bakanlk,
vekillik,
vekaleten [Arp.: vekleten]: bakasnn
adna hareket ederek.
vekil
2
[Arp.]: bakan, nazr.
vekillik [Arp. + lik]: vekalet,
veli [Arp.]:
1.)
aksakal, aya, aziz, eren,
ermi, evliya, holy, saint,
2.)

koruyucu, sorumlu,
3.)
ege,
4.)
[V] bir
erkek ad, [Aziz, Eren].
velinimet [Arp.]: birisine srekli
yardmc olan.
velle [Lat.]: arzu etmek, istemek.
Venedik [tl.: > ?]: talyada bir kent
[Venice], ~ altn akesi: dka.
venire [Lat.]: ermek, gelmek, ulamak,
varmak.
ventus [Lat.]: rzgar.
Vens [Lat.]: oban Yldz yani
olpan. Roma tanrlarndan ak ve
gzellik tanras. Yunanda karl
Eros.
verare [Lat.]: hzl yemek, yutmak.
veraset [Arp.]:
1.)
kaltm,
2.)
kalt,
miras, tereke ile ilgili.
verbum [Lat.]: kelime, sz.
verem [?]: [Tp] ince hastalk.
verese [Arp.]: miraslar.
veresiye [?]: [Ticaret]
1.)
bor,
2.)
bor
ile alveri.
vergere [Lat.]:
1.)
altst etmek,
evirmek, dndrmek, devrettirmek,
tersyz etmek,
2.)
iade etmek, geri
evirmek, reddetmek.
vergi: [Ekonomi] alg, bac, har, devletin
ald gelir, ~ koyma: tarh, ehre
giri ~si: oktrua, ~ etiketi: bondrol,
veri: ana e, data, done, muta,
verim:
1.)
kar, kazan, rn,
2.)

istenilen sonu, semere,
3.)
mahsl,
rn, randman.
verimli: bereketli, mnbit, rantabl,
yaratc, ok ~: bol, mebzul, ongun.
verimsiz: orak, tozlak.
verme: ika, deme, verme, uruna ~:
feda.
vermek:
1.)

2.)
bol bol vermek,
ltfetmek.
vernik [?]: [Boya] koruyucu sv,
versiyon [Lat.: ? > Fra.: version]: bask,
srm.
vertere [Lat.]:
1.)
altst etmek,
evirmek, dnmek, dndrmek,
devrettirmek, geri gelmek, tersyz
etmek,
2.)
iade etmek, geri evirmek,
reddetmek.
verus [Lat.]: s., gerek.
vesait [Arp.: vastann oulu]:
1.)

vastalar,
2.)
arabalar, aralar, binek
arabalar, motorlu tatlar, otolar,
otomobiller, taksiler, tatlar,
vastalar,
vestigare [Lat.]: izlemek, izini srmek,
takip etmek.
vestire [Lat.]: giyinmek.
vestis [Lat.]: elbise, giyim eyas.
veterina [Far. > Lat.]: yk hayvan.
veteriner [Far.: ? > Lat.: veterina > Fra.:
veterinaire]:
1.)
yk hayvan,
2.)

baytar, hayvan hekimi.
veto [?]:
1.)
reddetme hakk,
2.)
yasay
ret hakk.
veysel [Arp.]:
1.)
?
2.)
[V] bir erkek ad.
vezin [Arp.]: l, iir ls.
vezir [Far.: ]:
1.)
bakan, hakim,
yarg,
2.)
atabek.
via [Lat.]:
1.)
patika, yol,
2.)
zerinden,
vastasyla, yoluyla.
vicdan [Arp.]:
1.)
kendini yarglama
gc,
2.)
i ses,
3.)
[V] bir bayan ad.
vida [tl.: ?]: burgulu ivi.
vidala [?]: [Dericilik] dana derisi,
videre [Lat.]: bakmak, grmek,
izlemek, seyretmek.
vilayet [Arp.: ? >]: abad, abat, bolu, il,
kent, medine, polis, site, ehir.
villa [Fra.]: bamsz lks ev.
vincere [Lat.]: egemen olmak,
elegeirmek, fethetmek, galip
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 318 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
gelmek, yenmek, zafer kazanmak,
zaptetmek.
vindicare [Lat.]: istemek, iddia etmek,
hak talep etmek, sahip kmak.
vira [tl.: ?]: [Denizcilik] aralaksz,
durmadan.
viraj [Fra.: virage]: dneme.
viral [Lat.]: [Tp] virsle bulama.
viran [Far.: virn []]: dkk, eski,
harabe, ykk.
virane [Far.]: ev yknts, harap olmu
yap.
Viranehir [Osm.: Eski Pazar]:
virgula [Lat.]: kk ubuk.
virgl [?]: ?
virgl [Lat.: virgula > Fra.: virgule]:
[Yazm] kuyruklu nokta.
viriae [Lat.]: bilezikler, kol ve bilek
taklar.
virman [Fra.: ?]: [Bankaclk] para
aktarma, para transferi.
virtz [Fra.: ?]: [Mzik] mzik gerecini
iyi alan kii.
virs [Lat.: ?]: [Tp] mikrop.
visere [Lat.]: bakmak, grmek.
visual [Lat. ? > Fra.: visual]: grmeyle
ilgili, grsel.
vita
1
[Lat.: vitae]: hayat, yaam.
Vita
2
[Yun.: Beta]: Yunan Abecesinin .
harfi, [, ].
vitae [Lat.]:
1.)
hayat, yaam,
2.)

bireysel gemi, zyaam,
vitamin [Lat.: vitae > Fra.: vitamine]:
[Eczaclk] biokatalizr madde.
vites [Fra.: ?]: otoda dililer dzeni.
vitir [Arp.]: yats sonras namaz.
vitra [Lat.]: cam.
vitray [Lat.: vitra > Fra.: vitrai]: pencere
resmi yada ss.
vitrin [Lat.: vitra > Fra.: vitrine]:
1.)

pencere ca,
2.)
dkkann caml
blm.
vivere [Lat.]: nefes almak, yaamak,
yaam srmek.
viya [tl.: via ?]: [Denizcilik] gemiyi dz
gtrme.
viyadk [Fra.: viaduct]: kpr yol.
vizon [?]: [Hayvanbilim] mink, bir krk
hayvan.
vizyon [Lat.: visere: > Fra.: vision]:
bak, gr.
vocare [Lat.]: barmak, armak,
seslenmek.
vole [?]:
1.)
[Basketbol] topa srayarak
vurma,
2.)
[Mecazi] vurgun.
volere [Lat.]: arzu etmek, dilemek,
istemek.
volkan [Lat.: vulcanus > Fra.: volcano]:
1.)
yanarda,
2.)
[V] bir Trk erkek
ad.
volt [?]:
1.)
?
2.)
[Elektrik] gerilim birimi.
Volt [> ?]:
1.)

2.)
[Elektrik] gerilim birimi,
volta
1
: aa yukar gezinme.
Volta
2
: Afrikada bir lke.
voltaj:
1.)
?
2.)
[Elektrik] gerilim birimi.
volvere [Lat.]: evirmek, devirmek,
dndrmek, oklavayla amak,
sarmak, yuvarlamak.
vorare [Lat.]:
1.)
tknmak, karnn
doyurmak, yemek yemek, yemek,
2.)

yutmak.
Votka [Rus.: vodka [] > B.D.:
vodka]:
1.)
mayalanm zm,
2.)
tahl
tanelerinin damtlmasyla salanan
alkoll iki,
3.)
Rus ikisi.
vox [Lat.]: av, nida, sada, ses.
voyvoda [? > Osm.]: ?.
Vu [tl.]: talyan Abecesinin 20. harfi,
[V, v].
vukuat [Arp. vakiann oulu]:
1.)
olaylar,
2.)
sradan olaylar,
3.)
polis olaylar.
Vulcan [Lat.]: Eski Romada ate ve
demircilerin tarns.
vulcanus [Lat.]:
1.)
Vulcana ait,
Vulcanla ilgili,
2.)
bak. vulcan.
vulgare [Lat.]: genelletirmek, herkese
amak, umumiletirmek.
vulgaris [Lat.]: allm, mutad,
sradan.
vulgus [Lat.]: ahali, gruh, halk,
kalbalk, sr.
vulgus [Lat.]: ahali, halk, kalabalk.
vulva [Lat.: womb]:
1.)
kk dudak,
2.)

[Bedenbilim] diilerin cinsel d organ,
3.)
[Bedenbilim] buz, fer, kadn cinsel
organnn d ksm.
vurgu: [Dibilgisi] aksan.
vurgun:
1.)
ak, mptela,
2.)
[Denizcilik]
su yada deniz derinlii arpmas,
3.)

[Mecazi] alma rpma, vole.
vurguncu: afersit, dalavereci,
dolandrc, speklatr.
vurma: darp, dvme.
vurmak: darp etmek, dvmek.
vuruma: muharebe, savama.
vurumak: dvmek, muharabe
etmek.
vuslat [Arp.]:
1.)
erim, kavuma,
2.)

sevgiliye kavuma.
vcud: bak. vcut.
vcuda getirmek: babas olmak,
neden olmak, tevlit etmek.
vcut [Arp.: vcd]:
1.)
oluum, ~
bulmak: olumak,
2.)
[Bedenbilim]
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 319 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
beden, gvde, ~ biimi yada
izgisi: hat, vcuda getirmek:
babas olmak, sebep olmak, tevlit
etmek.
vsat [Arp.]: uzam.
========= W =========
W.C. [ng.: water closet: sulu kutu]:
apteshane, ayakyolu, hacetyolu,
hela, kenef, klozet, suyolu, tuvalet.
W: Trk Abecesinde olmayan bir harf.
Ama szlkte Yun., Lat.:, ngilizce, talyanca
ve Fra.nszca kkenli kelimeler olduu iin yer
alyor.
Washington [ng.]:
1.)
George
Washinton;,
2.)
ABDnin bakenti.
womb [Lat.]: karn.
Wrangler [ng.]:
1.)
?,
2.)
bir
uluslararas kot ve giysi markas.
========== Y =========
Y : Trk Abecesinin 27. harfi.
ya
1
[Arp.]: Arapada ya & -yya;
1.)

blge, mahal, memleket, lke, vatan,
yer,
2.)
-ia, -ye, -ya anlamna gelen bir
sonek, [Arabiya].
ya
2
[Halkdili]: evet,
ya
3
[Lat.: ia]: Latincede ia; blge,
mahal, memleket, lke, vatan, yer,
2.)
-
ia, -ye, -ya anlamna gelen bir sonek,
[Romania: Romanya].
Ya
4
[Rus.]: Rus Abecesinde Ya sesi,
[, ].
yaba [?]: bir harman aarc, anadut,
dirgen.
yaban [Arp.]: insansz, ssz yer,
yaban pancar: [Bitkibilim: Beta vulgaris
varcicla] paz, yabani spanak.
yabanc [Arp. + c]:
1.)
allmam,
baka yerden gelmi,
2.)
ecnebi, el,
elalem, garip, grlmemei, ilk defa
grlen, tuhaf, yeni.
yabancl [Arp.: + cl]: egzotik.
yabanl [Arp. + l]: yabani, vahi.
yabani [Arp.: yaban]: vahi, yabanl.
yabani spanak: [Bitkibilim: Beta
vulgaris varcicla] paz, yabani pancar.
yabani lahana: [Bitkibilim: Armoricia
Lapatihfolia] acrga, bayrturpu,
karaturp, yabanturpu.
yabani turp: [Bitkibilim: Armoricia
Lapathifolia] acrga, bayrturpu,
karaturp, yabani lahana.
yabanlk [Arp. + lk]: ekilmemi arazi.
yabans [Arp. + s]: acayip.
yabo [?]: tahta ayakkab.
yad [Arp.: yd]: anma, hatrlama.
yadigar [Arp.: yadigr]:
1.)
an, anda,
bir olay anmsatan,
2.)
[Y] bir erkek
ad.
yadsma: inkar, yalanlama.
yadsmak: inkar etmek, yalanlamak.
Yafa [br.: ?]:
1.)
srailde bir kent ad,
[Jaffa],
2.)
bu kentte yetien portakal
tr,
3.)
bir portakal tr,
yafta [?]: etiket.
ya:
1.)
bedendeki enerji depolar,
2.)

hayvansal bir rn,
3.)
makinelerin
anmasn nleyen sv,
4.)
[Bioloji]
organik ~ zc: kloroform.
ya: bir hava biimi, ~ Trleri: iy,
Dolu, Kar, Kay (Yaz Yamuru), Kra, Sulu
Kar, Tipi [Rzgarl Kar], Yamur.
yama: apul, talan.
yamac: apulcu, talanc.
yamak:
1.)
yamur yada kar yamak,
2.)
akmak,
3.)
sr halinde gelmek.
yamalamak: apul yapmak, talan
etmek.
yamur [zTr.]:
1.)
baran,
2.)
[Y] bir
Trk bayana d, az ~u: kay, ince ~:
ise, iddetli ~: tufan.
yamurluk: su geirmeyen st giysi,
gamsele.
yahni [?]: et yemei.
Yahova ahitleri [br.: ? + Arp.]:
misyonerlik zellii olan, sapkn
kabul edilen bir Yahudi Tarikat.
Yahudi [Arp.: Judahtan Yehudi > Yahuda>
Yahudi]:
1.)
Jahudal, Yahuda
kentinden olan,
2.)
brani, Musevi, ~
din adam: aham, ~ kutsal kitab:
Tevrat.
Yahudilik [Arp.: Judahtan Yehudi >
Yahuda > Yahudi + lik]: ~ kart:
antisemit,
Yahya [br.: ? > Arp.: yahy]:
1.)
Hz.
Yahya: Musevilik, Hiristiyanlk ve
Mslmanlkda ortak peygamber.
[Jhon, Jean, Sean, Yohanna, Johannes],
2.)
bir Mslman ve Trk erkek ad,
yak: bir kz tr, Tibet kz.
yaka:
1.)
cenah, ky, kenar, leb, taraf,
yan, yn, [Akyaka],
2.)
[Giyim]
giysilerin boyun ksmndaki katl
knt, ~daki ince erit: biye.
yakacak: mahrukat, yakt.
yakar: dua, niyaz, yakar.
yakar: dua, niyaz, yakar.
yak: ar kesici bant,
yakc: har, kzgn.
Yakn Dou:
1.)
Eski zamanlarda
Akdeniz evresi,
2.)
Orta Dou ile
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 320 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Uzak Dou arasnda kalan Asya
blgesi.
yakn: akraba, hsm.
yaknma: serzeni, szlt, szlanma,
ikayet.
yaknmak: alamak, dertlenmek,
serzenite bulunmak, szlanmak,
ikayet etmek.
yakkl: afili, aynal, cakal, alml,
fiyakal, gsterili.
yakr: deer, reva, muvafk, uygun,
yarar.
yakt: mahrukat, yakacak.
yakma: brlr.
yakma: brlr.
yakmak:
1.)
atelemek, atee vermek,
2.)
gnete kalmak, gnee maruz
olmak,
3.)
zerine scak su dklmek,
4.)
[ak, sevda] etkilemek,
5.)
[acbiber,
baharat] azn aclatmak,
yakub [Arp.: yakub]: bak. yakup.
Yakup [br.: ? > Arp.: Yakub]:
1.)

2.)
[Y]
bir erkek ad, [Agop, Jacob, Jakup,
Yakavu, ].
yal: kpek veya hayvan yiyecei.
yalabk [?]: ltl, parltl.
yalak [?]: hayva su ime ve yem yeme
yeri, byk ~: maslak.
yalaka [Halkdili]: dalkavuk.
yalamuk [?]: amn szsuyu.
yalan [?]: katakulli, maval, uydurma.
yalanlama: inkar, tekzip, yadsma.
yalanlamak: inkar etmek, tekzip
etmek, yadsmak.
yalaz [?]: alaz, alev, ule.
yalgn [?]: pusark, serap.
yal [Rum.: ?]:
1.)
sahil,
2.)
deniz yada
su kys, sahil.
2.)
su ve deniz
kenarndaki ev.
yalapkn [Kubilim: Alcedo atthis]:
emir, emircik, iskelekuu.
yalm [?]:
1.)
alev, alaz, ule,
2.)
[Y]
alev, alazanlamnda bir erkek ad,
[Alev].
yaln [?]: sade.
yalman: kayalk, sarp, uurum, yar.
yalnz:
1.)
ancak, sadece,
2.)
tek
bana.
Yalova [Rum.: Belakonda > Yalakonda >
Yalakabad > Yalova]: [77], Trkiyede
bir kent.
yalpa [?]: sallanarak yrme.
yalpalamak []: sallanarak yrmek.
yalva
1
[?]:
1.)
nebi, peygamber,
resl,
2.)
[Y] bir Trk erkek ad, [Nebi,
Resul].
Yalva
2
[?]: Isparta ilinde bir ile.
yama: derideki leke.
yamak [?]:
1.)
yardmc erkek,
2.)
komi
yardmcs.
yamuk:
1.)
arpk,
2.)
emin olmayan,
gvenilmez,
3.)
[Geometri] bir biim.
yamya: ok ya, srlsklam.
yan: cenah, cihet, ky, kenar, leb,
taraf, yn.
yanal
1
: yanla ilgili,
yanal
2
: alaca, iki renkli,
yanarca: meale.
yanarda: infilak eden, patlayan da,
Pskren da, volkan, ~ az:
krater, ~ pskrts: lav, az:
krater, ~ pskrmesi: indifa,
yanama: iftinin yanndaki ii.
yanda: taraftar.
yangn: alev alma, ~ sndrme:
itfaiye.
yanlg: hata, yanl.
yanlma: aldanma.
yanlma: aldanmak, hata yapmak.
yanlsama: [Ruhbilim] ilizyon.
yankesici: cepi.
yank: akis, aksiseda, eko, inikas,
yansma.
yanlar: cenahlar, etraf, kylar,
kenarlar, lebler, taraflar, ynler.
yanl:
1.)
hata, yanlg,
2.)
hatal,
falsolu, yanl.
yanma:
1.)
kl durumuna geme,
2.)

[Mecazi] kt etkilenme,
3.)
[Sevgi] tek
yanl yada karllkl sevme.
yanmak:
1.)
kl durumuna gemek,
2.)

[Mecazi] kt etkilenmek,
3.)
[Sevgi] tek
yanl yada karllkl sevmek.
yansma: akis, aksiseda, eko, inikas,
yank.
yansz: [Fizik] ntr.
yapa: koyun ty, yn.
yapalak: [Kubilimi: ?] bayku tr.
yapan: eden, fail.
yapay: sentetik, suni, yapma.
Yap Kredi Bankas:
yap: bina, lks ~: palas, ereti ~:
baraka, ~ alan: arsa, ~ ileri:
inaat, ta yada tula ~: kair, ~
kurma: inaa, yksek ~: kule, ~
plan yapan: mimar.
yaplar: asar, binalar.
yapm: imal.
yapmc: [Sinema] ekimci.
yapmevi: imalathane.
yaptrc: tutkal, zamk.
yapt: eser.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 321 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
yapma:
1.)
etme, ika,
2.)
sentetik, suni,
yapay.
yapmak: etmek, gizlice ~: kaamak.
yaprak:
1.)
aalarn gne
nlarndan yararland duyarga.
kuru ~: kavrak,
2.)
defter sayfas,
kat yapra, varak,
3.)
madeni
tabaka,
4.)
[Y] bir Trk bayan ad,
ince metal ~: foya, kuruyup
dklm aa yapra: gazel,
yar
1
: kayalk, sarp, uurum, yalman.
yar
2
[Far.: yr]: canan, sevgili,
yar
3
[Emir Kipi]: ikiye ayrma, otadan
blme emri.
yara: bedendeki kesik, bere, bertik,
rk, kesik,
Yaradan: Tanr, Yaradan,
yaradl: merep, natura.
yaramaz:
1.)
beyhude, faidesiz,
faydasz, yararsz,
2.)
i grmez,
3.)

haar ocuk, yaramaz ~: aar,
yaran [Far.: yrn]: dotlar.
yarar:
1.)
faide, fayda,
2.)
kar,
menfaat.
yararl: faideli, faydal, nafi, naki.
yarar: deer, muvafk, reva, uygun,
yakr.
Yaratan: [Din] Allah, lah, Rab, Tanr,
yarat: [Moda] kreasyon.
yaratc:
1.)
yoktan var eden,
2.)
[Y]
Allah, Rab, Tanr,
3.)
bereketli,
mnbit, verimli.
yaratltan: doutan, ftri, tabii.
yaratlm: ~ olanlar [Din]: enam,
yarda [?]: bir ngiliz l birimi.
yardm: iane, ~ ars: SOS.
yardmc: asistan, muavin, yaver.
yaren [?]: arkada, dost, refik, nedim,
yolda.
yarg: hkm, kesin ~: karar.
yargc: fatalist, kaderci, yazgc.
yar: nim, nsf.
yarc: maraba, ortak.
yark: ak, gedik, yrtk.
yarm: rim.
yarmba ars: [Tp] migren.
Yarmca [Rum.: Burunga]: zmitte bir
ile ad.
yarmlk: [Tp] ftk, kavl.
yar: ekime, rekabet.
yarma: msabaka, ~lar dizisi:
turnuva,
yarmac: msabk.
yaryl: smesrt.
yarka [?]: [Hayvanbilim: ?] byk pili,
bulada.
yarma
1
: zensiz krlm tahl.
yarma
2
[Argo]: iriyar kii.
yarmak: ikiye ayrmak, otadan
blmek.
yarmi [?]: zensiz kesilmis tahl.
yas: ac, keder, matem, znt.
yasa: kanun, ~ya aykr davran:
su, temel ~: anayasa.
yasak:
1.)
yaplmamas istenen ey,
2.)

memnu.
yasaklama: engelleme, men.
yasaklamak: engellemek, men
etmek.
yasal: kanuni, legal.
yasama: yasa koyma.
yasemin [Far.: ysemin [?]]:
1.)
?
2.)

[Bitkibilim: ?] yasemin iei,
3.)

iekleri kokulu bir aak,
4.)
[Y] bir
bayan ad [Jasmin].
yaslanma: abanma, dayanma.
yaslanmak:
1.)
abanmak, dayanmak,
2.)
srtn bir yere dayanmak,
3.)

[Mecazi] bir yere gvenmek.
yasl: matemli.
yasmk [Halkdili]: mercimek.
yass:
1.)
bask, pat,
2.)
yayvan ve dz.
ya:
1.)
yaanlan sre,
2.)
slak,
sulanm, yaarm.
yaa: aferin, baravo.
yaam: hayat, mr, ~a devam
etmek: sakin olmak, hayat srmek,
yaama devam etmek, yaamay
srdrmek, ~n sonu: ecel,
yaama:
1.)
hayat srme,
2.)
bir yerde
oturma, ikamet etme, sakin olma, ~
gc: libido, ~y srdrmek:
oturmak, hayat srmek, yaam
srmek.
yaamak:
1.)
hayat srmek,
2.)
bir
yerde oturmak, ikamet etmek, sakin
olmak,
3.)
mutlu olmak, sevinmek,
yaamsal: hayati.
Yaar: bir bayan ve erkek ad.
yat: akran, boyda.
yalanm: slak, sulanm, ya.
yal: eke, ihtiyar, kart, koca,
kocam, pir, sin.
yallk: ihtiyarlk, kocamlk, bir ~
hastal: alzheimer, ~tan tireyen:
sarsak.
yat [? > yatch]: hzl bir deniz tat, ~
liman: marina,
yataan
1
[Yatahan]: ar eimli bir
bak.
Yataan
2
[Yatahan]: Mulada bir ile.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 322 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
yatak: dek, karyola, kerevet, ~
rts: pike, ~ta bo blme: baza,
a ~: hamak,
yatalak: [Tp] yataa bal hasta kii.
yatay: ufki.
yatmak: mlayimlemek,
yumuamak.
yattrmak: teskin etmek.
yatmak: boylu boyunca uzanmak.
yatri [Yun.: iatreia > Fra.: iatrie]: bak.
iatrie.
yatrik [Yun.: iatros > Fr.: iatrique]: bak.
iatrique.
yats [?]: [slam] akam sonras namaz.
yavan [?]: katksz.
yava: ar, aheste.
yave [Far.]: sama sz.
yaver [?]: emir subay.
yavak [Far.]: boboaz, carcar,
alene, enen, geveze, lafazan,
yanak.
yay:
1.)
[Teknik] emel, eme, kavis,
helozonik tel,
2.)
[Mzik] alg alma
teli, ~la atlan ubuk: ok, ~l saz:
keman, ~ biimli: heliks, helezon,
spiral, helis.
yaya: yryerek giden, piyade.
yaygara: grlt, amaat.
yayg: kilim, sergi.
yaylma:
1.)
brme, istila.
yaylma: datlma, nfuz, neredilme,
yaynlanma.
yaynlama: yayma, datma, nfuz,
neretme, yaylma.
yayla: plato, da doruklarnda dzlk
alan, ~ evi: kom, ~ kulubesi: tol,
yaylanma [Argo]: ekip gitme.
yayma: datma, nfuz, neretme,
yaynlama, yaylma.
yaymak:
1.)
sermek,
2.)
datmak,
nfuz etmek, neretmek, yaylmak.
yayvan ve dz: yass.
yazar: edip, muharrir, bayazar:
bamuharrirk
yazg: kaderk
yazgc: fatalist, kaderci, yargck
yaz:
1.)
hat, yazma ii,
2.)
[Halkdili]
dzlk alan, dzlk, ova, pazar,
[Pamukova, Akyaz, Glpazar], ~ dizisi
[Basn]: tefrika, ~ makinesi: daktilo,
gzel ~ yazan: hattat, yatk ~:
italik,

~ yazs: grafiti,

dz ~: nesir.
yazk [?]: ?, ~lar olsun: t, th,
yazm: imlak
yazt: kitabek
yazman: katip, sekreterk
Ye [Rus.]: Rus Abecesinin 6. harfi, [,
].
ye: [Arp.]: Arapada ye & -yye;
1.)

blge, mahal, memleket, lke, vatan,
yer,
2.)
-ia, -ye, -ya anlamna gelen bir
sonek, [Arabiya].
yed [Arp.: ]:
1.)
el,
2.)
g, kudret,
3.)

[slam] Allahn hereye ve heryere
yeten ve erien gc.
yedi emin [Arp.: yed-i emn]:
1.)

gvenilir el,
2.)
[Hukuk] eyalarn
teslim edildii kurum,
3.)
(eya
braklan) emanet.
yedek:
1.)
ihtiyat,
2.)
bo binek
hayvan.
yegah [Arp.]: [Mzik] Trk Mziinde
bir makam.
ye [?]: daha iyi, evlak
yeen: ble, kuzen.
Yehova [br.]: Tanr.
yeis [Arp.]: byk zntk
yek [Far.]: bir, mono, tek, vahitk
yeke [Rum.: ?]:
1.)
kayk dne kolu,
2.)

direksiyon, dmen, gidon, ynetme.
yekpare [Far.: yek + pre > yekpre]:
1.)

tekpara,
2.)
btn, entegral,
monoblok.
yeknesak [Far.: yeknesk]:
1.)
armoni,
ahenk, uyum,
2.)
tekdzek
yel: bad, bar, rzgar, sabah ~i: esink
yele [?]: havadar, yelekenk
yelek [Arp.: yalikeh]: kolsuz bir st
giysi, ksa ~ tr: camadank
yeleken [?]: havadar, yele.
yeleme [?]: havai.
yelin [Halkdili]: inek memesi.
yelken [?]: rzgar gcyle giden
gemilerin hava bradalar.
yelkenli [?]: Rzgar gcyle giden
kayk, bot yada gemi, ~ trleri:
arpi, ~li sava gemisi: gulet,
byk ~: cnk.
yeltenme:
1.)
yaplamayacak ie
girime,
2.)
tevessl.
yeltenmek:
1.)
yaplamayacak ie
girimek,
2.)
tevessl etmek.
yem [?]:
1.)
az otu,
2.)
aldatma yada
gven salama iin verilen.
yemek: a, taam, hazr yemek:
ayakst, yass ~ kab: piyata, ok
~ yiyen: obur, sabah yemei:
kahvalt, ~ vakti: n, yemein
suyu: tirit, ~ eitleri: Alinazik, Aside,
Balk, Bamya, Beyazlahana, Borani, Bulgur,
Dner, Enginar, Etli-Pilav, Fava, Gve,
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 323 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
Islama-Kfte, Ispanak, Izgara-Kfte,
mambayld, skender, zmir Kfte, Kabak
Kzartmas, Karalahana, Kalya, Karnbahar,
Karnyark, Kapuska, Kereviz, Kekek,
Kzartma, Kymal-Yumurta, Kfte,
Kurufasulye, Makarna, Mamaliga (Msrunu
Yemei), Menemen, Mercimek, Nohut,
Nohutlu-Pilav, Omlet, Patlcan Oturtma,
Patates, Pilav, Rosto, Sarma, Spagetti, Sulu-
Kfte, initzel, Taskebab, Tavuk, Taze-
Fasulye, Tirit, Yahni,
Yemen [Arp.]:
yemeni [Halkdili]:
1.)
tartma,
2.)
hafifi
ayakkab.
yemin: ant, kasem.
yemi:
1.)
meyve,
2.)
[Halkdili] incir,
~lerin yenen ksm: eten, ham ~:
ala,
yemlik [halkdili]: avanta, bahi,
rvet,
yen
1
[?]: giysi kolu.
Yen
2
[Jap.: ]: Japon para birimi.
yengi: galibiyet, yenme.
Yeni Ahit [New Testament, Hiristiyanlk]:
Yeni ncil.
yeni:
1.)
eski olmayan, taze,
2.)

allmam, baka yerden gelmi,
garip, grlmemei, ilk defa grlen,
tuhaf, yabanc.
yenidnya erii: [Bitkibilim: Erionbotrya
j aponica] Maltaerii.
yeniletirme: slahat, reform.
yenilgi: baarszlk, baarsz sonu,
bozgun, fiyasko, hezimet,
muvaffakyetsizlik, ~yi kabullenme:
pes,
yenilik:
1.)

2.)
bilgi, yeni bilgi,
3.)

renovasyon, geici yenilik: moda,
yenilikler: bilgiler, haber, haberler.
yenme: galibiyet, yengi.
yenmek: galip gelmek, stn gelmek.
yer elmas [Bitkibilim: ?]: badat.
yer: gah, hane, mahal, lokal, mekan,
~ bilimci [yerbilimci]: jeolog, ~ bilimi
[Yerbilimi] jeoloji, ~ elmas: badet, ~
sarsnts [Yerbilimi]: deprem, yer
zelzele, orak ~: tozlak, gizli ~: tun,
ssz ~: tenha, ssz ~: yaban, o ~:
ora, ok rzgarl ~: tozkoparan,
sapa yada kuytu ~: izbe,
yerbilimci: jeolog,
Yerbilimi: Jeoloji.
yeregeer [Halkdili]: [Bitkibilim: Daucuss
carota] havu.
yerel: domestik, evcil, lokal, mahalli,
yerli.
yerfesleeni: [Bitkibilim: Mercurialis
parennis]
yergi: zem, satir.
yerkre: yeryuvarla.
yerleim: meskun, ~ blgesi: semt,
kk yerleim yeri: mezra.
yerlemek: ikamet etmek, oturmak.
yerli: evcil, yerel, lokal, mahalli.
yerme: ekitirme, kov, zem.
yerme: hicvetme.
yeryuvarla: yerkre.
yeryz: dnya, kre.
yeil [?]: bir renk, ~le mavi karm
renk: tire.
yeim [?]:
1.)
bir deerli ta,
2.)
[Y] bir
bayan ad.
yetenek [?]:
1.)
kabiliyet, yeti,
2.)

anlak, dirayet.
yetersiz: kifayetsiz.
yetersizlik: kifayetsizlik.
yeti:
1.)
hner, kabiliyet, maharet,
meleke, yeti,
2.)
insana benzetilen
dev yaratk.
yetim [?]:
1.)
babasz,
2.)
babas lm,
yetinme: iktifa, kanaat.
yetinmek: iktifa etmek, kanaat
etmek.
yetikin:
1.)
bali,
2.)
+18 ya st
olan.
yetke [?]: otorite, sulta.
yetki: g, otorite, salahiyet, sulta,
yetke.
yetkili [Far.]:
1.)
selahiyetli,
2.)
bilirkii,
ehil, eksper, ibilir, kompetan,
mtehassz, uzman, yetkili.
yetkisiz: acemi, selahiyetsiz.
yetme:
1.)
kafi,
2.)
[Mecazi] toy.
yetmek: kafi gelmek.
yevm [Arp.]: gn, ruz, embe.
yn: kme, bek, tomar.
ykama: [Tp] lavman, rnga, tenkiye.
ykanmak: yunmak.
yk: harabe, yknt.
yknt: harabe, kalnt, yk,
ykntlar: harabat, kalntlar,
ylan [?]: [Hayvanbilim: ?], ~n att
deri: kav, ~ trleri: Boa Ylan,
ngrakl Ylan, Engerek, Kobra, Kr Ylan,
Piton, Su Ylan,
ylan otu: [Bitkibilim: Gentian lutea]
ylar: bianel, iki ylda bir.
ylbk [?]: [Tp] epilepsi, sara, tutark.
Yldrm
1
:
1.)
saika,
2.)
Yldrm
Beyazt;,
3.)
[Y] bir Trk erkek ad.
Yldrm
2
: Bursada bir semt ad.
yldz:
1.)
gkyznde kl gezegen,
2.)
sinema sanats, star,
3.)
[Y] bir
Trk bayan ad, ~ adlar: oban
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 324 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
yldz (vens), ~ iei: dalya,
oban ~: Vens [olpan], akan ~:
ama, ahap,
yldzfal: pasiyans.
ylk:
ylma: gz korkma.
ylmak: gz korkmak.
ylmaz:
1.)
gzpek, korkusuz,
2.)
[Y]
gzpek, korkusuz anlamna bir Trk
erkek ad.
yltar [?]: davar boynundaki ip.
ypranm: eskimi, partal.
yrtc: vahi, yabani, yabanl.
yrtk: ak, gedik, yark.
yiit:
1.)
battal, bke, civamert,
kahraman, kostak, ampiyon,
2.)

civan, delikanl, dilaver, gen,
3.)
[Y]
bu anlamlarda bir erkek ad.
yiite: merdane.
yir: [Mzik] ezgi, trk.
yitik: Kayp, zayi.
yitikler: zayiat.
yiv [Far.]: izgi, hat.
yivaar: [Teknik] pafta.
yiyecek: yenilen maddeler, saklanan
~: erzak, ~ dolab: kiler, ~ listesi:
men, mn.
yo [Halkdili]: hayr.
yobazlk: ticani.
youn: kesif, sk, kompakt.
younlama: [Kimya] derime,
konsentrasyon.
yourt: stten yaplan yiyecek, ~
mayas: alacak, ~ yay: atk,
~tan yaplan peynir: ke, ya
alnm ~: katk,
yok: var olmayan. ~ etme: imha,
telef.
yoketme: giderme, izale.
yokluunda: gyabi.
yokluk:
1.)
ktlk, kesat,
2.)
gaip,
grnmez, hilik.
yoksul: fakir, sefil.
yoksullar: fakirler, fukara.
yoksulluk: fakirlik, sefalet.
yoksun: mahrum, ~ brakmak:
mahrum etmek.
yoku:
1.)
bayr, dik yol, rampa,
2.)

[Mecazi] engelleme, zorluk karma.
yol: cihet, rah, reh, sefer, srat, tarik,
~ kaplama malzemesi: asfalt, kei
~u: izlek, patika, kpr ~: viyadk,
akl ~: banket, ~ kaplama ta:
makadam, ~u kapatan engel:
baiyer, ~dan kartmak: ayartmak,
batan kartmak, zel ~: parkur,
yolak: izlek, kei yolu, patika.
yolcu: Bir yerden bir yere giden,
seferi, ~ konak yeri: elek, han,
hostel, otel, palas, pansiyon.
yolculuk: gezinme, gezi, sefer,
seyahat, turizm, ~la ilgili: seferi,
birlikte ~ etme: kafile.
yolda: arkada, dost, nedim, yaren.
yolkenar: kaldrm, tretuar, yolkenar.
yolma: ksa ekin.
yolunda: doru, dzgn, rast.
yom [Halkdili]: uur.
yontma: ~ arac: kaspi, keskli.
yontmak:
1.)
kabuunu soymak,
2.)

andrmak, fazlaln almak,
inceltmek,
3.)
[Mecazi] kendi karna
kullanmak.
yontu: heykel.
yordam: yol, metot, usl, tarz,
yordam, yntem.
yorgan [Dokumaclk]: ~ araf:
nevresim, beyaz kapsz ~: mitil,
Yorgi [Yun.]:
1.)
Aya Yorgi, [St. George],
2.)
bir Yunan erkek ad.
Yorgo [Yun.]:
1.)

2.)
bir Rum ve Yunan
erkek ad.
yorgun: argn, aygn, bitap, bitkin,
dermansz, gsz, haat, lapac,
takatsz, tkenmi, zayf.
yorum: tefisr.
yorumlamak: tefsir etmek.
yosun: denizdibi otsu canl
bitlilerinden. su ~u [Far.]: alg, ~
tutunma organ: eme, kara ~u:
temriye,
Yota [Fen.: Yod [Yodh] > Yun.: iota %
giota [ & - ] > Fra.: yota]:
Yunan Abecesinin 9. harfi, [I, i].
yoz: dejenere.
Yozgat [Bozok]: [66], Trkiyede bir
kent.
y [?]: scak, kuru rzgar.
yn vermek: dorultmak, dmen
kullanmak, idare etmek, seyretmek,
ynetmek, sevk ve idare etmek,.
yn:
1.)
cenah, cihet, ky, kenar, leb,
taraf, yan,
2.)
ak, cereyan,
dorultu, eilim, istikamet, mecra,
temayl, trend, ynelim, ~
deitirme: sapma.
ynerge: direktif, talimat.
ynetici: idareci.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 325 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
ynetim:
1.)
abrama, idare,
2.)
disiplin,
idare, skdzen, zapturapt,
3.)
erk,
hkmet, iktidar.
ynetimsel: idari.
ynetme: dmen, gidon, yeke.
ynetmek: dorultmak, dmen
kullanmak, idare etmek, seyretmek,
sevk ve idare etmek, yn vermek.
ynler: cenahlar, cihetler, etraf,
kylar, kenarlar, lebler, taraflar,
yanlar.
yntem: metot, usl, tarz, yol,
yordam.
yre: civar, havali, mahal.
Yu [Rus.]: Rus Abecesinde Yu sesi, [,
].
yudum: frt, iim.
yufka [?]:
1.)
ok ince ekmek,
2.)
[Yrek]
acyan, ~ altna serilen un: ura,
kaymakl ~: katmerli,
yulaf [Arp.: alef & Rum.: ?]: [Bitkibilim:
Avena sativa] buydaygillerden hayvan
yemi.
yular [?]: gem, reme, tasma, toht,
yular.
yumak [?]: nak iplii yuma:
kuka.
yumurcak: kk sevimli ocuk,
yumurta [?]: tavuk rn, az pimi
~: alakok, rafadan, ~ benzeri ey:
fol, bir tr ~ yemei: omle
(kaygana),
Yumuak areti [Rus.]: [, ].
yumuak: lop, yuvarlak.
yumuamak:
1.)
mlayimlemek,
yatmak, yumuak biime gelmek,
2.)
gevetmek, mlayimletirmek.
yunak: hamam, scak, sdam.
Yunan [Arp. & Far.]: Yunanllara ait.
Yunan Abecesi: Yunan Abecesi 22 harften
oluur; () Alfa (Alpha), , () Beta
(Vita), () Gamma, () Delta, ()
Epsilon, () Zeta (Zta), () ta
(ta), () Tita (Theta), (i) Yota
(Yota), () Kappa, () Lamda,
() Mi (Mu), () Ni (Nu), () Ksi
(Xi), () Omikron (), () Pi (),
() Ro (Rho), (, ) Sigma, () Tai
(Tau), () Ipsilon (Upsilon), () Fi
(Phi), () Hi (Chi), () Psi, ()
Omega.
Yunanistan [Arp.: Yunan & Far.: istan ]:
Balkanlarda [Gney Dou Avrupa] bir
lke, [Hellas, Greece].
Yunanl [Arp. & Far. + l]: Yunanistanl,
Grek, Helen. ~ Tanrlar: Eros,
Europa, Paris, Poseydiyon, Zeus.
yunmak: yokanmak.
yunus [Arp.]:
1.)

2.)
Hz. Yunus;
3.)
[Y] bir
Mslman erkek ad, [Jonah].
Yunus bal [Arp.]:
1.)

2.)
[Ballk: ?]
dolfin, dolphine.
yurt:
1.)
memleket, vatan,
2.)

rencilerin toplu biimde yatp
kalkt yer.
yurtluk: malikane.
yurtta [Far.]: vatanda.
Yusuf [Arm.: Joseh, br.: ? > Arp.: ? >
B.D.: Joseph]:
1.)
Hz. Yusuf,
2.)
bir
Yahudi, Hiristiyan ve Mslman
erkek ad, [Joseph, Josef, Yosef].
yuva:
1.)
ku barna, u,
2.)
ev,
3.)

renim ncesi ocuklarn verildii
ev, kre,
2.)
bir eyin girdii yer,
delik.
yuvalama: bir tr yemek, analkzl.
yuvarlak: lop, yumuak.
yce: ali, faik, ulu, mualla,
mkemmel, ahane, stn, yksek.
Ycel: yce kii ol dileinden bir erkek
ad.
yceltme: vme, methetme, sena.
yceltmek: vmek, methetmek, sena
etmek.
yk:
1.)
[Tamaclk] kargo, hamle,
2.)

[Tp, Halkdili] cenin, ~ tayan: hamal,
ykleme:
1.)
[Tamaclk] ara, gemi,
kamyonm yada trene mal bindirme,
tahmil,
2.)
atfetme, isnat,
3.)
[Elektrik]
aky doldurma.
yklenici: [Yap] mteahhit.
ykl:
1.)
s., arayak, gebe, hamile,
2.)
malzeme yklenmi.
yksek: ali, faik, mualla, mkemmel,
ahane, ulu, stn, yce.
ykseklik: altitd, irtifa.
Yksel: yksek kii ol dileinden bir
bayan ve erkek ad.
ykselti: rakm.
Yksk outu: [Bitkibilim: Digitalis
purperea]
ykn: i., [Fizik] iyon.
yn [?]: koyun ty, yapa ~
kabartma: ditme, esnek olmayan
~: avarya, ince, sk bir tr ~:
kamir, ~ kabartma: ditme, tiftme,
~ krkma makas: krka,
yrek:
1.)
kalp,
2.)
cesaret, cret.
yrekli: atak, cesur, cretkar, mert.
yreksiz: cesaretsiz, korkak.
yrme: admlama, sallanarak ~:
yalpa.
yrmek: admlamak, admla gitmek,
yryerek giden: yaya.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 326 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
yrmeyolu: kaldrm, tretuar,
yolkenarlu.
yrrlk:
yrrlkte: cari, geerli, ~ olan: cari,
geerli,
yrtmek:
1.)
yrmesini salamak,
2.)
idare etmek, ynetmek,
3.)
[dkkan,
iyeri] altrmak,
4.)
[Argo]
araklamak, armak, almak,
rpmak, zorla ~: alapaa,
yryen: giden, revan.
yz
1
: 100 says.
yz
2
: ehre, faa, sima, ru, surat, ~
kalb: mask, ~de bir blm:
akak, yapma ~: mask, maske,
yayvan ~l: ablak, ~n bir ksm:
akak, iek bozuu ~: apar, ~n
blmleri: avurt, ene, gamze, gerdan,
sakal, akak, yanak, ~ yze: ruberu,
yz
3
:
1.)
derisini yz,
2.)
yzmek iin
emir.
yzey:
1.)
st,
2.)
sath.
yzeysel: sathi.
yznumara [Fra.: san numero:
numaraszdan yanllkla]: apteshane,
ayakyolu, hacetyolu, hela, kenef,
klozet, suyolu, tuvalet, W.C.
yzk [?]: nian yz: alyans.
yzyl: asr, a.
========== Z =========
Z
1
: Trk Abecesinin 28. harfi.
Z
2
[tl.: Zeta]: talyan Abecesinin 21.
harfi, [Z, z].
zaaf [Arp.: zaf []]:
1.)
gsz olma,
zayf olma,
2.)
dknlk, irade
zayfl.
zaafiyet [Arp.: zaf [] > zafiyet [?]]:
1.)
gsz olma, zayf olma,
2.)

dermanszlk, gszlk,
3.)

tberkloz, verem.
zabt
1
[Arp.]: bak. zabt.
zabt
2
[Arp.]: ba, tutma, zabt.
zabt [Arp.: zbt: [] > zabt]:
1.)

a.)

denetleme, kotrol etme, tutma,
b.)

belgeleme, kaydetme,
2.)
ba, tutma,
zabt, ~ varakas: tutanak.
zabta [Arp.: zbt [] > zbta]:
1.)

denetleme, kotrol etme, tutma,
2.)

belediye kolluk ve denetim grevlisi.
zabit [Arp.: zbt [] > zbit]:
1.)

denetleme, kotrol etme, tutma,
2.)

a.)

deneti, kontrolr,
b.)
[Askeriye] subay.
zafer [Arp.: zfr [] > ]:
1.)
baarl
olma, galip gelme,
2.)
utku,
3.)
[Z] bu
anlamda bir erkek ad, [Utku].
zaferan [Arp.: zafern: ]:
1.)

safran,
2.)
demir pas.
zahmet [Arp.: zhm [] > ]:
1.)

boulma, bunalma, skma,
2.)
bun,
eziyet, gaile, glk, meakkat,
sknt, zor.
zahmetli [Arp. + li]: emekli,
meakkatli, zor.
zaif [Arp.]: bak. zayf.
zaim
1
[Arp.: ?]: Tmar yada Zeameti
olan.
zaim
2
[Arp.: ?]:
1.)
Osmanlda byk
bir Tmar yada Zeamet askeri olan,
2.)
[Hukuk] rehin, teminat.
zakkum [Arp.: zakkm: ]:
1.)

[Bitkibilim: Nerium oleander] a iei,
2.)
[slam] Kuran- Kerimde sz edilen
bitki.
zalim [Arp.: zlm [] > zlim []]:
1.)

a.)
ksz kalma, kararma, karanlk
kme,
b.)
acmaszlk yapma, aman
vermeme, eziyet verme,
2.)
kafir,
zulmeden,
3.)
[Mecazi] acmasz,
insafsz.
zam [Arp.: zmm [] > zm [?]]:
1.)

artma, oalma, katma,
2.)
artma,
artrma, oalma, reme,
3.)
bir
sessiz sz bir sesli szle okuma, [u
> ] gibi.
zaman [Arp.: zmn [] > zamn []]:
1.)
devam etme, srme,
2.)
mevsim,
saat, vakit,
3.)
a, devir, devran,
dnem, evre, vakit,
4.)
mhlet, sre,
son ~larda: ahiren, ~ gsteren
gere: saat, hibir ~: asla, ~ am:
mrr- zaman, uygun ~: frsat,
punt,
Zamanbilim: Horoloji.
zamane [Far.: zamne: ]: a,
devir, dnem, periyot.
zamanlama [Arp. + lama]: uygun
sreyi belirleme.
zamanlar [Arp. + lar]: alar, devirler,
edvar, sreler.
zambak [Arp.: zanbak: ]: [Bitkibilim:
Lilium]bir ss bitkisi.
zamir [Arp.: ? > zamr []]:
1.)
?
2.)

[Dilbilgisi] adl, bir ii yapan eden,
[Pronoun].
zamk [Arp.: samg: ]:
1.)
laka,
yaptrc,
2.)
yaptrc amorf bir
madde. bir ~ tr: lak.
zampara [Far.: zen + perest > zenperest
[ ] > Osm.: zenpre: ]:
1.)
kadn
sever,
2.)
apkn erkek, kadn
dkn.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 327 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
zan [Arp.: znn: ]:
1.)
sanma,
2.)
san.
zanaat [Arp.: sna [] > sanaat
[]]:
1.)
el sanat ile urama,
elle uraarak retme, yapma,
2.)
el
ustal, iilik, meslek sahibi olma,.
zanbak: bak. zambak.
zanka [Rus.: ?]: iki katl kzak yada
kayak,
zapt [Arp.: zbt [] > zabt]:
1.)

denetleme, kotrol etme, tutma,
2.)

zorla ele geirme,
zapturap [Arp.: zapt-u rapt: ?]: b.i.,
disiplin, idare, skdzen, ynetim.
zar
1
[?]:
1.)
soan yapraklar
arasndaki ince yaprak,
2.)
ok ince
deri tabaka, 3.) [Anotomi] eper, ga,
ince katman, membran.
zar
2
[Arp.: ]: [Elence Oyunu] tavla
benzeri oyunlarda kullanlan kp
biimli nesne.
zar
3
[Far.: zr [?]]: salya smk
alayan.
zar
4
[Far.: zr]: bir eyle dolu olan yer,
[].
zarar [Arp.: zrr [] > zarar []]:
1.)

kayp verme, zarar verme,
2.)

dokunca, hasar, kayp, kt sonu,
mazarrat, ziyan, ~ verme: ihlal.
zarf [Arp.: zrf [] > zarf]:
1.)

a.)

biimini alma,
b.)
grnme,
c.)
gzel
grnme, zarif grnme,
2.)
klf,
koruyucu,
3.)
mektup koruyusucu,
4.)
koruyucu torba,
5.)
[Dilbilgisi] bir fiil,
sfat yada baka bir zarf, nne yer,
zaman, biim ve derece ifadeleri
ekleyerek deitiren bir kelime,
[Adverb].
zargana [Rum.: sargana > zargana
[]]: [Balklk: Belona belona] bir
balk tr.
zarif [Arp.: zrf [] > zrif [?]]:
1.)

a.)

biimini alma,
b.)
grnme,
c.)
gzel
grnme, zarif grnme,
2.)
esprili,
hazrcevap, nkteli, zeki.
zarife [Arp.: zrf [] > zrife [?]]:
1.)

a.)

biimini alma,
b.)
grnme,
c.)
gzel
grnme, zarif grnme,
2.)
akll
konuan, tatl ey,
2.)
fahie.
zarurat [Arp.: zrr [] > zarrt [?];
zaruretin oulu]:
1.)
kayp verme,
zarar verme,
2.)
.i., zaruretler,
zorluklar, zorunluluklar.
zaruret [Arp.: zrr [] > zarret []]:
1.)
kayp verme, zarar verme,
2.)

gereksinim, ihtiya, zorunluluk,
3.)

fakirlik, yoksulluk, yoksunluk.
zaruri [Arp.: zrr [] > zarur []]:
1.)
kayp verme, zarar verme,
2.)
gerekli, zorunlu,
2.)
isteksizce,
kanlmaz olarak.
zat
1
[Arp.: zvv [] > zt []]:
1.)
kendi
olma, sahibi olma, varl bulunma,
2.)
birey, fert, kimse, kii, ahs.
zat
2
[Arp.: zvv [] > zt []]:
Arapada zat-; olan, -e borlu olan, -
-den mzdarip olan, -den dert eken
anlamna bir nek, [zatrre: akcieri
iltihapl].
zati
1
[Arp.: zvv [] > zt []]:
1.)

kendi olma, sahibi olma, varl
bulunma,
2.)
doal, zgn,
3.)

bireysel, kiisel, zlk, ahsi.
zatlar [Arp.: + lar]: .i., bireyler, efrad,
fertler, kimseler, kiiler, ahslar,
zatrree [Arp.: zt-r-rie [?]]:
1.)
akcier
iltihab,
2.)
[Tp] batar.
zavall [Arp.: zvl []> zevl [] >
Osm.: zaval + l]:
1.)
bitme, durma,
duraksama, gzden kaybolma,
tkenme, yokolma,
2.)
geici, gelip
geen, uucu,
3.)
dkn, mutsuz,
ansz, yoksun.
zaviye [Arp.: zvy [] > zviye(t)
[]]:
1.)
bir kede buluma,
birleme, bzlme, keye snma,
2.)
[Geometri] a,
3.)
(snma) kesi,
Dervilerin sna,
4.)
bir ev, oda
yada yapnn kesi, bucak, ky,
ke,
5.)
Osmanlda bir eitim
kurumu.
zayf [Arp.: zaf [] > zaif [?]]:
1.)

gsz olma, zayf olma,
2.)
etsiz,
lagar,
3.)
argn, aygn, bitap, bitkin,
dermansz, gsz, haat, takatsz,
yorgun,
4.)
etkisiz, gsz, yetkisiz,
5.)
okul puanlarnda geersiz not,
krk.
zayi [Arp.: zya [] > zyi []]:
1.)

kaybolma, yitme,
2.)
kayp, yitik.
zayiat [Arp zya [] > zyiat; []
zayinin oulu]:
1.)
kaybolma, yitme,
2.)

.i., kayplar, yitikler,
3.)
i., [tekil
anlamda] zarar, ziyan.
zayie [Far.: ? ]: i., horoskop, yldz
izelgesi.
Ze [Rus.: [?]: Rus Abecesinin 8. harfi,
[, ].
zeban
1
[Far.: zebn []]:
1.)
dil,
2.)
dil,
lisan,
3.)
az, deyi, diyalekt,
4.)
ifade
biimi,
5.)
dile benzeyen bir ey.
zeban
2
[Far.: zebn []]: Farsada -
zeban; dilli anlamna bir sonek,
[atezeban: atedilli].
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 328 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
zebra [tl.: zebra]: [Hayvanbilim: Equus
zebra] bir canl, Afrika ~s: dav.
zede
2
[Far.: ]: arpm, dar,
etkilemi.
zede
2
[Far.: ]: Farsada zede; bir
eyden etkilenen, -den etkilenmi, -e
uram anlamnda bir sonek,
[felaketzede, kazazede].
zehir [Far.: zehr []]:
1.)
d, safra,
2.)

a, au, ot, seim, bitkisel ~: krar.
zehr
1
[Far.: ]: bak. zehir.
zehr
2
[Far.: ]:
1.)
icekler, goncalar,
tomurcuklar,
2.)
ieklenen bitkiler.
zehra [Arp.: ?]:
1.)
ak-tenli, beyaz ve
gzel, parlak, parldayan,
2.)
temiz
(inci),
3.)
[Z] [slam] Hz. Muhammedin
kz Fatmann dier ad,
2.)
[Z] bu
anlamda bir bayan ad.
zein [Yun.: ?]: halamak, halanmak,
kabarmak, kaynamak, kaynatmak,
kprmek.
zeka
1
[Arp.: zky [] > zek []]:
1.)

ldama, parlama,
2.)
bilgi keskinlii,
kavrama abukluu,
3.)
anlak,
zeyrek.
zeka
2
[Arp.: zky [] > zek []]:
1.)

gelime ve artma,
2.)
doruluk.
zekat
1
[Arp.: zky [] > zekt []]:
1.)
[slam] malvarlnn 1/40n
yaksullara verme,
2.)
arnma,
temizlenme,
3.)
gelime ve artma,
4.)

doruluk.
zekat
2
[Arp.: zky [] > zekt]:
1.)

[slam] yemek iin bir yarat
arndrma (dini kurallara gre
kesme),
2.)
[slam] kullanm iin
herhangi bir eyi dini kurallara gre
arndrma.
Zekeriyya [br.: ? > Arp.: ?]:
1.)

2.)

Zekeriyya Peygamber: Musevilik,
Hiristiyanlk ve Mslmanlkda ortak
peygamber, [Zacharia],
3.)
[Z] bir
Mslman ve Trk erkek ad.
zeki
1
[Arp.: zky [] > zek []]:
1.)

ldama, parlama,
2.)
esprili,
hazrcevap, nkteli, zarif,
3.)
[Z] bu
anlamda bir erkek ad.
zeki
2
[Arp.: zky [] > zek []]:
1.)

deer, saf, temiz,
2.)
artan, bollaan,
gelien.
zekiye [Arp.: zky [] > zekye [?]]:
1.)

ldama, parlama,
2.)
[Z] bu anlamda
bir bayan ad.
Zeliha [Far.: Zleyha]:
1.)
Firavunun
baverizi Potiferin kars,
2.)
Yusuf
peygambere ak olan kadn,
3.)

Yusuf & ile Zleyha Ak,
4.)
bir
bayan ad.
zelzele
1
[Arp.: zlzl [] > zelzele
[]]:
1.)
yer sarsnts,
2.)
sarslma,
sarsma, sarsnt,
3.)
[Yerbilim] deprem,
sarsnt, yer sarsnts.
Zelzele
2
[Arp.: zlzl [] > zelzele
[]]: [slam] Kuran- Kerimde
Deprem Suresi.
zem
1
[Arp.: zmm []]:
1.)
eletirme,
yerme,
2.)
yerme, yergi.
zem
2
[Far.: ]: ayaz, buz, souk.
zemberek [Far.: zenbr + ek > zenbrek
[ ]]:
1.)
ar yavrusu, okucu,
2.)

(saat) yay,
3.)
kap kilidi dili.
zembil [Arp.: zenbil []]:
1.)
tama
nesnesi,
2.)
byk sepet, kazevi.
zenbr [Far.: zenbr []]: ar.
zemheri [Arp.: zemherir]: kara k.
zemherir: bak. zemheri.
zemzem [Arp.]: Suudi Arabistan,
Mekkede kan ve kutsal saylan su
pnar.
zen
1
[Far.]: bayan, dii, diil, feminen,
kadn, kadns, kadna ait, kar,
zen
2
[Far.: -zen]: ?
zenbil [Arp.]: bak. zembil.
zenci [Arp.: zenc]:
1.)
kara derili, siyahi
insan,
2.)
negro, siyah.
zenne [Far.: zen]:
1.)
kadn gibi,
kadns, 2.) kadn rolndeki erkek.
zenpare: bak. zanpara.
zer [Far.]: altn,
zerre [Arp.: ?]: [Fizik] melokl, tozan.
zerrin [Arp.: ?]:
1.)
altndan yaplm,
2.)

[Bitkibilim: Narcissus j onquilla] fulya
iei,
3.)
[Z] altn gibi deerli, fulya
iei anlamna bir bayan ad, [Fulya].
zerzevat [Far.: sebzevat > zerzavat,
Sebzenin oulu]: sebzeler,
Zeta
1
[Fen.: Zayn [Zayn] > Yun.: Zta:
[ & ]]: Yunan Abecesinin .
harfi, [Z, ].
Zeta
2
[tl.]: talyan Abecesinin 21.
harfi, [Z, z].
zeval [Arp.: zvl []> zevl []]:
1.)

bitme, durma, duraksama, gzden
kaybolma, tkenme, yokolma,
2.)

ini, yokolma,
3.)
gzden yitme,
kaybolma, uup gitme,
4.)
gnein
batmaya balamas, gnein bat.
zevk [Arp.]: haz, holanma, keyif, ~
dkn: harabati,
zevkli [Arp. + li]: hoa giden, keyifli.
zevksiz [Arp. + siz]: kaba, zensiz,
zeybek: efe.
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 329 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
zeyil [Arp.: ?]: ek, ilave, katk,
zeyilname.
zeyilname [Arp.: zeyil + nme]:
ekbelge.
zeyneb [Arp.]: bak. zeynep.
zeynep [Arp.]:
1.)
?
2.)
[Z] bir Mslman
ve Trk bayan ad.
zeyrek
1
[Far.: zirek []]: anlak,
zeka.
Zeyrek
2
[Far.: zirek []]: stanbulda
bir semt.
zeytin [in.: Tseutung > Arp.: zeytn
[]]:
1.)
inin liman kenti;
Tseutung,
2.)
Zeytinden,
3.)
bir tr
meyve. isuyundan ya retilir. ~
Trleri: Kalamata, ~ kspesi: prina.
zeytun
1
[Arp.]: bak. zeytin.
Zeytun
2
[Arp.]: ?
zeytuni [in.: Tseutung > Arp.: zeytn
[]]: zeytin rengi.
Zhe [Rus.: ?]: Rus Abecesinin 7. harfi,
[, ].
zh [Far.]:
1.)
kaytan, erit,
2.)
inci
kenar pervaz,
3.)
sayfa etrafna
izilen izgi.
zlgt [Argo]: azar, gzda.
zmba [Far.: zunbe]:
1.)
delecek, delge,
2.)
delge ile alan delik.
zpka [Halkdili]: dar paal potur.
zpkn [zTr.]: kak.
zrh [Far.: zirih]: cebe, savalarda
giyilen ~: okal.
zrldamak: srekli alamak.
zt[Arp.: ?]: kart, kontrast.
zvana [Far.]: [Teknik] boru, tp.
zibidi [Far.: zbd]:
1.)
yakkl,
2.)
[Argo]
gln giyimli kii.
zifos [Rum.: ksifos > zfos: ]:
1.)

fskye, su fkrmas,
2.)
frtnal
yamur, saanak,
3.)
yerden srayan
amur.
zift [Far.]:
1.)
bulama, bulama,
2.)
kara
sakz,
3.)
asfalt.
Zigana [?]: ingene, Kpti.
zihin [Arp.: ? > zihn]: i.,
1.)
akl, anlama
yetisi,
2.)
bilin, dima, uur.
zil [Far.: ?]:
1.)
?
2.)
ngrak,
parmaklara taklan ~: alpara.
zina [Arp.: ? > zn]: yasad cisnel
iliki.
zinde [Arp.: ?]: canl, dimdik, din,
esen, iyi, salkl, shhatl, salim.
zir [Far.: ?]: alt, aa.
zira
1
[Arp.: ?]: nk.
zira
2
: bir uzunluk lss.
ziraat [Arp.: ?]: iftilik, ekicilik,
renberlik, tarmclk.
Ziraat Bankas: T.C. Ziraat Bankas.
ziraat [Arp. + ]: ifti, ekici,
renber, tarmc.
zirai [Arp.: zir]:
zirek: bak. zeyrek.
zirih: bak. zrh.
zirkonyum [Lat.: ? > Fra.: zirconium: Zr]:
zirve [Arp.: ?.]: doruk, ahika.
zirzop: delimen.
ziya [Arp.: ? > ziy]:
1.)
aydnlk, k,
nur,
2.)
[Z] aydnlk, k, nur
anlamna bir Mslman ve Trk
erkek ad.
ziyade [Arp.: ?]: ok, daha ok.
ziyafet [Arp.: ?]: len.
ziyan [Arp.: ?]: dokunca, hasar, heder,
kayp, zarar.
ziynet [Arp.: ?]:
1.)
ss,
2.)
[Z] bir
bayan ad, ~ eyas: tak.
zoion [Yun.: ?]: hayvan.
zoka [Rum.: ksoka > zka: ]:
1.)
olta,
2.)
balk biimli kurun.
zom [Arp.]:
1.)
olgun kii,
2.)
ok
sarho.
Zonguldak [Osm.: Ereliye bal Odun
skelesi]: [67], Trkiyede bir kent.
zoo [Yun.: zoios: ?]: Yunancada zo(o);
hayvanlarla ilgili anlamna gelen bir
nek.
Zooloji [Yun.: zoios + logia > [?] > Fra.:
zoologie]: Hayvanbilimi.
zor [Arp.: ? > zr []]:
1.)
?
2.)
cebir,
etin, mkl, zorlay,
3.)
bun,
eziyet, gaile, glk, sknt.
meakkat, zahmet.
zorba [Arp.: zor + Far.: b > Far.: zorb]:
1.)

2.)
cebbar.
zorla [Arp.: ? > zr [] + la]: cebren,
bask kullanarak.
zorlay [Arp.: ? > zr [] + lay]:
cebir, zor.
zorlu [Arp.: ? > zr [] + lu]:
1.)

tuttuunu koparan,
2.)
[Z] bu
anlamda bir erkek ad, [Cebir].
zorunlu [Arp.: ? > zr [] + unlu]:
mecburi, vacip.
zorunluluk [Arp.: ? > zr [] + luluk]:
zaruret.
Zirkonyum [Lat.: > Fra.: zirconium: Zr]:
zulm [Arp.]: bak. zulm.
zulmeden [Arp. + eden]:
1.)
acmasz,
amansz,
2.)
kafir, zalim.
zulm [Arp.: zlm [] > zulm > zulm]:
1.)

a.)
ksz kalma, kararma, karanlk
kme,
b.)
acmaszlk yapma, aman
Etimolojik Trke Szlk
Kelime-Kken
By Erkan Kiraz 01.11.2006 Page 330 / 330
Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved.
vermeme, eziyet verme,
2.)

acmaszlk, eziyet, ikence.
zum [ng.: zoom]: optik kaydrma.
zunbe [Far.: ?]: zmba ?
zurna [Far.: sr + ney > srney [?] >
Osm.: zurna]:
1.)
dn neyi,
2.)
nefesli
bir alg, kk ~: arakiye.
zrt [Far.: zgrd]: meteliksiz,
parasz.
zhal [Arp.: ?]:
1.)
Satrn,
2.)
[Z] bir
bayan ad.
Zleyha [Far.: zleyh [?]]:
1.)

Firavunun baverizi Poriferin kars,
2.)
Yusuf peygambere ak olan
kadn,
3.)
Yusuf & ile Zleyha Ak,
4.)

bir bayan ad.
zmre [Arp.: ?]: camia, topluluk.
zppe [?]: [Argo] snop.
zrafa [Arp.: zrfa: ]: bir Afrika
hayvan.

2
[Yun.: Zeta, Zta]: Yunan Abecesinin
. harfi, [Z, ].

Copyright Hakk Erkan Kiraza Aittir. Tm Haklar
Sakldr. Bu alma kesinlikle kopyalanamaz, iktibas
edilemez, ksmen yada tamamen aktarlamaz, amac her
ne olursa olsun hibir biimde, yol, yordam veya uslde
baka bir ortamda kullanlamaz. Copyrighted to Erkan
Kiraz. All Rights Reserved. This study absolutely can
not be re-copied, re-distributed, in whatever reasons
or aims can not be used, referenced partially, wholly or
even one full sentence out of it. All rights and copy
rights are solely belong to its author, Erkan Kiraz.
Edited By Erkan Kiraz erkankiraz@yahoo.com on
01.11.06. Bu alma gncellenmektedir. Geici
biimde olup gncel biimleri ara ara
yklenmektedir. 26.11.2006.

You might also like