You are on page 1of 2

Yurdumuzda ilk Mason Locasını kim

açtı?
305 yıl evvel 6 Şubat 1695 Pazar günü cülûs eden/tahta çıkan Đkinci Mustafa
Osmanlı pâdisahlarinin yirmi ikincisidir. Dördüncü Mehmet (Avcı Mehmet)'in
büyük oğlu olan ve 5 Haziran 1664 Salı günü Rabia Gülnûs Sultan'dan doğan
Đkinci Mustafa, 22 Ağustos 1703 Çarşamba gününe kadar sekiz sene, altı ay,
ondört gün saltanat sürmüştür.
Orduy-i Hümayuna savaş meydanlarında başkumandanlık eden son padişah
Đkinci Mustafa’dır. Kahramanlığı yani sıra hattat ve musikişinas olan, "Ikbalî"
mahlâsıyla şiir yazan Đkinci Mustafa, meşhur âlim Vânî Mehmet Efendi'nin
talebesidir.
1703 yılının 18 Temmuz günü Sadrazam Rami Mehmet Paşa’nın teşvikiyle
ayaklanan iki yüz kadar Cebeci asker arasına bilahare Yeniçerilerle medrese
talebeleri de katilmiş ve tarihimize "Edirne Vak'ası" diye geçen isyan sonunda
halledilen/tahttan indirilen Sultan Đkinci Mustafa, bu olaydan sonra dört ay,
sekiz gün yasayıp 29 Aralık Cumartesi günü vefat etmiş, Yeni cami’de babası
Dördüncü Mehmed'in türbesine defnedilmiştir. Osmanlı hanedanından kadın-
erkek pek çok kimsenin medyun bulunduğu bu türbe ziyarete açiktir.
Sultan Ikinci Mustafa'dan sonra ana-baba bir kardeşi Üçüncü Ahmed cülûs
etmistir. 22 Agustos 1703 Çarsamba günü tahta çikan Sultan Üçüncü Ahmed'in
saltanat yillari bizdeki Baticilik hareketinin baslamasi ve dünya masonlugunun
yurdumuza hulûlü yönünden mühimdir!.. Gözlerimizi Bati'ya çevirdigimiz ve
yalniz ordunun islâhi le Rönesansi gerçeklestiren Avrupa'nin teknigine
ulasacagimizi hayal ettigimiz o devrede Kont dö Bonval adli bir sefîhe "Avrupa
usulünde bir humbaracilar kuvveti' meydana getirmek vazifesi verilmis ve
sonralari "Humbaraci Ahmed Pasa" diye anilacak bu sefîh, Fransiz masonlarina
bagli ilk locayi Galata'da açarak pek çok gayrimüslim yanisira bâzi gaafil
müslimleri de locaya kayda muvaffak olmustur ki, bunlar arasinda Ibrahim
Müteferrika ile bilâhare Sadâret (Basbakanlik) makamina kadar yükselebilen
Yirmisekiz-zâde Mehmed Said Pasa da vardir!..
Yurdumuzda ilk mason locasinin kurulmasina öncülük eden Kont dö Bonval
(nam-i diger: Humbaraci Ahmed Pasa) denilen sefîhin içyüzünü ortaya koyarak
bize düsman ser kuvvetlerin kimleri kullanip Devlet-i Aliyye'nin basini
yediklerini ibretle görelim!..
Humbaraci degil, casus!..
Kont dö Bonval'a "ordunun islahi" (!) vazifesi verilmistir ama, is bu uzman
Türkçe bilmemektedir!.. Yurdumuzda kaldigi onsekiz yila yakin zaman zarfinda
da dilimizi ögrenmeye tesebbüs etmemis, kendisine tevdi olunan "ordunun
islâhi" gibi çok mühim ve mahrem bir ise aid raporlari Italyan dönmesi bir
kâtibe yazdirmis ve bu kâtip de, Fransiz elçisine casusluk etttiginden Kont dö
Bonval'in üzerine aldigi vazife ile alâkali bütün tedbirler bizim elimize
geçmeden evvel Fransizlar tarafindan ögrenilmistir!.. Bu olay,
imparatorlugumuzun çöküntü devrinin ibret alinacak vukuati arasinda pek
mühimdir!.. Ordunun islâhi gibi fevkalâde bir vazifeyi yüklenen ve Müslüman
oldugunu iddia ile Humbaraci Ahmed Pasa diye anilan bu Fransiz, acaba
dilimizi ögremek kabiliyetinden mahrum mu idi? Yoksa kasden mi ögrenmedi
veya ögrendi de, vazifesi icabi (!) ögrenmemis görünüp devlet sirlarini Italyan
dönmesi kâtibi vasitasiyla Fransilara ulastirdi?!..

http://vasetuge.blogspot.com/
Bizce bu ihtimaller (uydurmacasi: Olasilik) içinde en kuvvetlisi ücüncüsüdür...
Zira, Humabarci Ahmed Pasa denilen sefîh, yurdumuzda geçirdigi onsekiz yila
yikin zaman zarfinda Osmanli Imparatorlugu hizmetinde humbaracilik degil,
düsman devletler emrinde casusluk yapmis ve Osmanli'dan aldigi maas ve
saire yanisira Fransa ile Ispanya'dan elde ettigi tahsisati da "gevis getirmeden"
yutmustur!..
Kont dö Bonval veya Bonval Kontu Klod Aleksandr diye anilan ve bir Fransiz
asilzâdesi oldugu söylenen bu sefîh, Petervaradin savasini müteâkib
Avusturya'dan kaçip yurdumuza siginmis ve Müslüman olarak Ahmed adini
almis, bilâhare kendisine Rumeli Beylerbeyi pâyesi verilmis, valilik etmis, vezir
olmus ve böylece o çöküntü yillarinda gûya orduyu islâha me'mur bir "Ahmed
Pasa" türeyivermistir!.. Nizameddin Nazif Bey'in kaydettigine göre: "Dogustan
ahlâksiz ve tiynetsiz olan Humbaraci Ahmed Pasa, ihtiyarladikça zivanadan
çikmis, isleri hafiften tutmus, vazifesini yan çizmis ve yabanci devletlere
casuslukla vakit geçirmege baslamis, günün birinde tekrar Hiristiyan olarak
Fransa'ya kaçmak sevdasina tutulmussa da, mel'anetleri zamaninda farkedilip
1747 yilinin 23 Mart gecesi ölüvermistir."
Ve Sonrasi...
Fransa'ya gönderdigi gizli mektuplarda Müslüman oldugunu, fakat yasi
ilerledigi için sünnet olmadigini itiraf eden bu sefîhin kabri Tünel'in Beyoglu
civarindadir. Bekâr olan ve ölümünde bir hayli servet birakan bu Humbaraci
Pasa'nin bütün mali mülkü evlâd edindigi Süleyman Aga adli Milanolu bir
dönmeye kalmistir ki, Humbaraci'nin bu dönme ile olan münasebetini
sütunumuza geçirmekten hâyâ ederiz!!!
Böylesine bir sefîhin Fransiz masonlarina bagli olarak yurdumuzda açtigi ilk
mason locasini daha sonraki yillarda Ingiliz, Italyan ve Polonyalilar hesabina
kurulan diger mason localari takip etmis, bu arada Lord Rading adli Ingiliz
elçisinin korkunç tahribati görülmüs ve bizde masonluk Tanzimat hareketiyle
büyük mesafe kat'edip Ikinci Mesrutiyetle hedefine ulasmistir!..
Humbaraci Ahmed Pasa, Ibrahim Müteferrika ve Yirmizekiz-zâde Mehmed Said
Pasa gibi kimselerle baslayip, Mustafa Rasid Pasa, Keçeci-zâde Fuad Pasa,
Midhat Pasa, Namik Kemal, Sair Ziya Pasa, Ali Suâvi ve benzerleriyle devam
eden masonluk, bilâhare Ittihad ve Terakki basindakileri hep içine almis ve
Ittihatçilardan arta kalanlarla Cumhuriyet devrine intikal etmistir. 1935 yilinda
Mustafa Kemal Pasa tarafindan kapatilan mason localari, Ismet Inönü'nün
Cumhurbaskanligi'nda tekrar açilmis ve günümüze kadar çesitli yan
kuruluslariyla faaliyetini sürdüre gelmistir!..

Kaynak: Milli gazete, 11.02.2000

VASETÜGE

mailto:vasetuge@gmail.com

http://vasetuge.blogspot.com/

You might also like