You are on page 1of 14

A

Açık Uçlu Keson: En kesitine uç kısmı açık, keson altında zemine indirilmesi kolaylaştıran, uygun keskin

uçlu bir elemanının da bulunduğu keson türürüdür.

Açıklık: Bir süreksizliğin komşu iki yüzey arasındaki dik uzaklığıdır.

Açısal Çarpılma: İki nokta arasındaki farklı oturmanın, aradaki uzaklığa ile gösterilir.βoranını ifade eder;

Adezyon: Dış basıncın sıfır olması durumunda zemin ile diğer bir malzeme arasındaki makaslama

dayanımıdır.

Adsorbe su: Zemin taneleri tarafından havadan çekilen ve tanelerin dış yüzeyini ince bir film tabakası

gibi saran sudur

Agrega: Parça kırıntı veya tane şeklinde bir arada tutulan ve çok sayıda zemin tanesinden oluşan kütle

veya topraktır.

Ağırlık İstinat Duvarı: Çeşitli enkesitlerde olabilen, taş, donatısız beton vb.. malzemeden inşa edilen

dayanma yapılarına denir.

Ahşap Kazık: Ahşaptan yapılan, uzun silindir veya prizma (kare, dikdörtgen veya çokgen enkesitli)

biçimli hazır kazıklardır.

Akıcı (kaynayan) Kum: Akıcı kum bir kum türü olmayıp, kaynama olayına maruz kalan kumlara verilen

addır. Yani kaynama olayına oluştuğu zeminlere denir.

Akım Ağı: Sızan su miktarının:, akış durumunda boşluk suyu basıncının ve hidrolik eğimin

hesaplanmasında kullanılan, akım çizgileri ve eş potansiyel çizgilerinden oluşan grafik çözümdür.

Akım Çizgisi: Akım ağı içerisinde, suyun ortalama akış olunu gösteren çizgidir.

Akım Kanalı: Akım ağında, iki akış çizgisi arasındaki aralığa denir.

Akım Kuvveti: Su zemin içerisinde akarken, akış yönünde zemini sürüklemek ister, zemine akış yönünde

kuvvet uygular, zemin elamanına akış doğrultusunda etkiyen durgun ve akış durumları arasındaki kuvvet

farkını ifade eder.

Akış, Sızıntı: Suyun zemin ortamındaki birbirine bağlı boşluklardan geçerek akmasıdır.

Akifer: Su tutabilen, su geçirme ve verme özelliğine sahip olan zemin ve kayadır.

Akifüj: Su tutma ve su geçirme özelliklerine sahip olmayan geçirimsiz oluşumlardır.

Akitard: Çok yavaş su geçirme özelliğine sahip, yarı geçirimli oluşumlara verilen addır.

Akma: Yılda milimetre düzeyinde gerçekleşen yavaş hareketlere akma denir.

Akma Eğrisi: Standart likit limit deneyinden, likit limit değerine ulaşmak amacı ile yarı logaritmik kağıt

üzerine çizilen eğridir.

Akma İndeksi: Likit limit deneyinden elde edilen akma eğrisinin eğimi olup, 10 düşme ve 100 düşmeye

karşılık gelen su içerikleri arasındaki farktır.

Aktif Zon: Su içeriğinde ki priodik değişimin gözlendiği zonlara verilen addır.

Aktif Rankine Durumu: Yanal genişlemeye tabi tutulmuş olan yarısonuz ortamdaki yanal zemin basıncı

koşuludur.

Aktif Toprak Basıncı: Gerçekte 1 istinat yapısına gelen yanal toprak basıncı, duvarın az da olsa hareketi

dolayısıyla sukunetteki basınçtan farklıdır. Eğer istinat yapısı ileriye doğru hareket etmişse bu sukinetteki

basınçtan biraz daha düşük olup, kırılma noktasındaki değerine ‘aktit toprak basıncı’ denir.
Aktif Toprak Basıncı Katsayısı: En küçük asal gerilmelerin en büyük asal gerilmeye oranının minimum

değeridir.

Aktivite: Bir zeminin plastisite indeksinin o zemin içerisindeki kil boyu malzemenin ağırlıkça yüzdesine

oranıdır.

Alan Araştırması: İnşa edilmesi planlanan düşünülen bir mühendislik yapısı için seçilen sahanın, yer

yüzü ve yer altı zemin koşullarının belirlenmesi amacı ile yapılan tüm çalışmalara denir.

Alan Oranı: İdeal olarak 0.1 den daha küçük olması istenen, bir örnek alıcının dış çapı ile iç çapına bağlı

olarak elde edilen orandır.

[Ar=(Ddış2 –Diç2)/ Diç2]

Alüvyal Zemin: Akar suların süspansiyon içeririnde taşıması ve bunu takip eden sedimantasyonla

çökerek oluşan zemindir.

Alüvyon Yelpazesi: Şev eyimlerinin azaldığı yerlerde, yamaçlardan dağ eteğine inen ve bir ırmağa

karışan derelerin ağızlarında depolanan, iri ve kötü boylanmış sedimanlardır.

Ampirik (deneysel): Çalışmalar sonucunda elde edilen veriler.

Ana Kaya: Zeminin türediği kayadır.

Ani Oturma: Yük tatbik edilir edilmez zeminlerde meydana gelen oturma olarak tanımlanır.

An İzotropi: Farklı yönlerde farklı özelliklere sahip olma özelliğidir.

Ankaj: Zeminlerin ya da kayaların çekme gerilmelerini, ana kayaya iletmek, süreksizliklerin / tanelerin

sürtünme direncini arttırmak için kullanılan çubuklardır.

Ankraj Çubuğu: Kazılarda yüzey kaplamasını tutmak üzere zemine bağlayan genellikle çelikten yapılmış

çubuklardır.

Anlamlı Derinlik: Bir alan altında; zemin yüzeyindden itibaren ne kadarının inceleneceğini gösteren,yapı

yüklerinden dolayı oturma ve taşıma gücü gibi özelliklerin etkin olduğu derinliktir.

Aralık/Uzaklık (Süreksizliklerde): Komşu süreksizlikler arasındaki mesafe olarak tanımlanır.

Aralıklı Derecelenmiş Zemin: Büyük ve küçük tanelerde içeren, ancak orta büyüklükteki taneleri eksik

olan kötü derecelenmiş zeminlere denir.

Arazi Deneyi/Yerinde Deney: Zemin ve kayaların bazı mühendislik özelliklerinin arazide belirlenmesine

yönelik olarak yapılan deneylerdir.

Arka Dolgusu: Küçük kazılar ve istinat yapılarının arkasına yapılan dolgulardır.

Asal Düzlem (Kesit): Bir zemin elemanı belli bir açı ile döndürüldüğünde, tüm 4 yüzeydeki kayma

gerilmeleri sıfır olacaktır. işte her bir yüzeyde yer alan bu düzlemlere asal düzlem denir.

Asal Gerilme: Asal düzlemlere etkiyen gerilmelerdir.

Aşırı Konsantre Kil: Jeolojik gelişmelerinde, üzerlerinde bulunan şu anki örtü basıncından daha büyük

efektif basınca uğramış killerdir.

Aşırı Sökülme: Tünel tavanında meydana gelen, istenilen kesitten daha fazla harfiyata sebep olan

düzensiz göçme.

Atterberg Limitleri: Likit, plastik ve rötre limitler arasındaki sınır su içerikleridir.

Ayak: Yerinde oluşturulan, çapı büyük (tipik olarak 1-3 m) olan kazık anlamındadır.

Ç
Çakıl: ASTM eleklerine göre 4 nolu (4.75mm) elek üzerinde kalan yuvarlak veya yarı yuvarlak kayaç

parçalarına denir.

Çakılan (hazır) kazık: şantiyelerde hazırlanmış olan ve daha sonra istenildiği yere taşınıp çakılan hazır

kazıklardır.

Çakma kuyu: 0,5-1m uzunluğunda, 5-10cm çapında, temel çukuru çevresine yerleştirilerek yer altı su

düzeyini düşürmeye yarayan ucunda konik bir çelik uç bulunan delikli bir borudur. İçinden verilen,

ucundan çıkan su jeti ve bir miktarda çakma ile zemine indirilir.

Çamur: akıcı veya zayıf haldeki zemin su karışımıdır.

Çekme dayanımı: basit çekme deneyinde serbest silindirik örneğin yenildiği anda birim alana etkiyen

yüktür.

Çelik kazık: çoğu zeminler için uygun olan, kolayca kolayca kesilip ekleme yapılabilen, paslanmaya karşı

önlem alına bilen, kalın boru biçimli olanların ucu açık veya kapalı olabilen, içleri betonla doldurmaya

uygun olan H kesitli veya kalın boru biçimli, zemine çakılarak yerleştirilen hazır kazıklardır.

Çevre jeotekniği: bir katı atık depolama seçimi ve araştırması, şevlerin stabilitesi, oturmalar, yüzeysel

ve derin drenajlar, yer altı suyu kriterleri gibi jeoteknik çalışmaları ilgilendiren konuların yer aldığı çevre

amaçlı jeoteknik çalışmalardır.

Çift etkili tokmak: kazık çakmaya yarıyan, basınçlı buhar veya hava ile kaldırılan tokmak işlevi gören bir

pistonun, hem kendi ağırlığı hem de pistona yukarıdan etkiyen basınçlı hava veya buharla düşürülmesi ile

elde edilen tokmak işlevidir...

Çimento stabilizasyonu: saf kohezyonlu ve organik zeminler dışında, zemine kuru ağırlığın %5-15' i

kadar çimento katılarak, kompaksiyon uygulanması sureti ile gerçekleştirilen stabilizyasyondur.

Çöken zemin: yüksek boşluk oranı, düşük birim ağırlığına sahip, kohezyonsuz veya az kohezyonlı

zeminlerdir.

Çökme: yer altı boşluğu üzerinde uzanan örtü malzemesinin, aşağıya doğru düşey yönde yer

değiştirmesi ve yer kabuğunun bir kısmının çokmesi olarak tanımlanır.

Çöktürme analizi: zeminin 200'nolu elek boyundan daha küçük (<0,075>D

Dağılma: zeminin ayrışması ile her bir zemin tanesinin tek başına davranış göstermesidir. Dairesel

kayma: genel olarak zemin özelliğine sahip malzemelerde, çok parçalanmış kayaçlarda karşılaşılan, kayış

yüzeyi şeklinde veya dairesel yüzeyler boyunca gelişen kayma türüdür.

Dalga boyu: süreksizlik yüzeylerine ait dalgalılık kavramında, dalganın orta çizgisinda gösterdiği

maksimum sapma olarak tanımlanır.

Dalgalılık: herhangi bir süreksizlik yüzeyinin düzlemsizlikten sapma ölçüdür.

Dalım: çizgisel bir yapısal elamanın yatay düzlemle yaptığı açıdır.

Darbeli sondaj: tekrarlanan darbelerle kayayı kesme veya parçalamak için rijit veya içi boş tijler

kullanarak uygulanan sondaj yöntemidir.

Darcy yasası: laminar akım koşullarında, suya doygun bir zemin ortamında; hızın hidrolik eğimle doğru

orantılı olduğunu ortaya koyan yasadır.

Dayanım: Yükleme altındaki bir malzemenin yenilmeye uğramadan karşı koyabildiği maksimum
gerilmedir.

Dayanımsız kaya: tünel açılması esnasında kendini tutamayan, iksa gerektiren kayadır.

Debi: Birim zamanda boşalan su miktarıdır.

Deformasyon: Bir malzemenin boyutunda veya şeklinde meydana gelen değişim olarak tanımlanır.

Dengenin elastik durumu: kütlenin ilksel direncinin tamamen mobilize olmadığı yerde, zemin kütlesi

içindeki gerilme durumudur.

Deney çukuru: yerinde (in-situ) deney yapmak ve örnek almak için açılmış olan çukurlardır. Derin

kompaksiyon: ağır tokmaklama diyede adlandırılan, ağırlığı 5-40 t olabilen , ağırlıklarının 5-40 m

yükseklikten zemin yüzeyine düşürülmesi ile elde edilen dinemik konsolidasyon olayıdır..

Derinlik: yüzeyden itibaren, verilen noktaya kadar olan mesafe veya verilen nokta ile yüzey arasındaki

kot farkı olarak tanımlana bilir.

Derin temel: temel derinliği temel genişliğinden büyük olan, yapı yüklerini derinlerdeki tabakalara

aktaran temeldir.

Derin titreşim: 1.5-2.5 m uzunluğunda, 0.3-0.5 m çapında vibroflat adı verilen silindirik dev bir

vibratörün zemin içerisinde derinlere indirerek çevresinde sıkıştırılmış bölge oluşturma olayıdır.

Destek: herhangi bir amaçla açılan çukurlarda, çalışma güvenliğini sağlamak için göçmeleri önlemek

üzere yapılan yapılardır.

Deviatör (fark) gerilme: üç eksenli deneyde, uygulanan en büyük ve en küçük asal gerilmeler

arasındaki farktır.

Devrilme: süreksizliklerle sınırlı, dik eğimli ve eğim yönleri şev aynasının içine doğru olan kaya

bloklarının ağırlık merkezleri altındaki bir nokta etrafında dönmesi ile gelişen devrilme şeklidir. Dış

kuvvetler: zemin elamanının dış yüzeylerine etkeyen kuvvettir.

Dikdörtgen bileşik sömel: iki kolonun dikdörtgen bir ortak taban alanın içinde bulunduğu temel

türüdür.

Diatometre: kaya kütlelerinin yerinde (in-situ) deformasyonlarının ölçülmesinde kullanılan ve sondaj

kuyusuna indirilen bir deney ekipmanıdır. Metal bir ceket ve metal silindir arasındaki bir sıvı aracılığı ile

Efektif gerilme: zemin kütlesi içerisinde taneye aktarılan ve birim alan etkiyen ortalama dik kuvvet veya

zeminin taneleri tarafından karşı konulan gerilme olarak tanımlanır.

Efektif çap: tane boyu dağılım eğrisinde, zeminin %10’una karşılık gelen çaptır.

Eğilme: yapısal bir elamanın uzun eksenine bir moment uygulandığında elemanın eksenine dik yönde

meydana gelen deformasyon türüdür.

Eğim: bir yapısal elamanın yatay düzlemle doğrultuya dik yönde yaptığı küçük açıdır.

Eğrilik katsayısı: tane boyu dağılım eğrisinde, zeminin %10, %30, %60’ına karşılık gelen çaplara bağlı

olarak hesaplanan bir katsayıdır.

Eklem: tek olarak veya çok sık bir set veya sistem halinde gelişmiş, mikroskobik ölçekten metrelerce

uzunluğa kadar olabilen, ayrık veya bitişik, yüzeylerine paralel herhangi bir yer değiştirmenin görülmediği

jeolojik kökenli kırıklardır...


Eklem sıklığı: karotlar üzerinde veya tünel duvarı boyunca ölçülen, kaya kütlesinde birim uzunlukta yer

alan doğal süreksizlik sayısıdır.

Eksantrik yüklü temel: yapıları etkiyen yatay yüklerin etkisi ile, temellere moment gerilmesi

durumudur.

Eksantrisite: moment oluşması halidir.

El burgusu: zeminlere 10 cm den 90 cm çapa kadar delik açabilen insan gücü ile çalışan ve örselenmiş

örnek alınmasına yarayan aletlerdir.

Elastik sınır: gerilme-birim deformasyon eğrisinde, inelastik davranıştan elastik davranışı ayıran sınırdır.

Elastisite: bir malzemenin, artan gerilmeler sonunda meydana gelen şekil değiştirmesinin, gerilme

ortadan kalktığı zaman, kaybolması yani malzemenin ilksel şekline dönmesi özelliğidir. Elastisite

modülü: elastiklimit sınırları içerisinde bir cisme uygulanan gerilmenin birim deformasyona oranı olup,

mekanik anlamda cisimlerin katılığının veya sertliğinin bir belirtecidir. Elek analizi: zemindeki tanelerin

büyüklüğü ve bunların miktarlarının belirlenmesi amacı ile yapılan tane boyu analizidir.

Emme (su): yer altı suyu üzerinde, zeminlerin gözenek suyu basıncı sıfır olarak kabul edilir. Gerçekte su

ve zemin taneleri arasında etkin olan yüzey gerilmesi negatif gözenek suyu basıncı oluşmasına neden

olur. Bu negatif gözenek suyu basıncına emme denir.

Enjeksiyon: taneli zemin içerisinde, enjeksiyon sıvısının taneler arasındaki boşluklarda sertleşerek,

katılaşarak zeminin sağlamlaştırılması işlemidir.

Enkesit alanı: malzemelerin boyuna eksenine dik olarak alınan kesit alanıdır.

Esnek: eğilmeye karşı rijitliği olmayan veya çok az olan malzeme özelliğidir.

Esneme hattı: tünelin merkez çizgisi altındaki kesit.

Eşpotansiyel çizgisi: akış ortamında, aynı piyezometrik yatay düzeye sahip noktaları birleştiren çizgidir.

Eşşekilli: hemen hemen eşit çaplı tanelerden oluşmuş tanelerden oluşmuş zeminlerdir...

Farklı oturma: birbirine komşu iki noktanın mutlak oturmaları arasındaki farka denir.

Fay: yüzeyleri boyunca birbirine paralel ve göreceli bir hareketin yer aldığı kırıktır.

Fay zonu: faylanma sonunda, düzeni bozulmuş bir kuşak veya karmaşık bir kırık kuşağıdır. Filtre: su

akışı nedeni ile zemin partiküllerinin hareketini engelleyip drenaj sağlamada kullanılan geçirimli

malzemelerden oluşturulmuş tabaka veya tabaka kombinasyonudur.

Filtre hızı: zeminin tüm en kesitinin her noktasından akıyormuş gibi düşünülerek adlandırılan hayali bir

hızdır.

Fisür: zemin ve kayalardaki çok ince çatlaklardır.

Fitil drenaj: kumlarda prefabrik olarak inşa edilen düşey drenlerdir.

Foliasyon, yapraklanma: kayaçlarda farklı minerallere şistoziteye bağlı paralel düzlemler halinde

ayrılması ile oluşan laminalı yapıdır.

G
Galeri: yataya yakın yer altı kazılarıdır. Geçen yüzde: elek analizinde, eleğin altına geçen miktarın tüm

örnek için yüzdesidir.

Geçici iksa: esas iksa yerleştirilmeden önce konulan iksa olup, kaplamadan önceki bütün iksalar bu

isimle adlandırılır.

Geçirimli: sıvıyı iletebilen zemin veya kayadır.

Geçirimlilik (permeabilite) katsayısı: bir kaya veya zeminin sıvıyı iletebilme kapasitesi olarak

tanımlanır.

Geçirimlilik deneyi aleti: zemin veya kayanın geçirimlilik kapasitesinin belirlenmesi için kullanılan

deney düzeneğidir.

Geleneksel analiz: alışılagelmiş analiz.

Geleneksel yöntem: alışılagelmiş yöntem.

Gerilme: bir alana etkiyen kuvvettir.

Gerilme çatlağı: şevlerde yenilme başlamadan önce kayma düzlemine paralel olarak şevin arkasında

oluşan çatlaklardır.

Geriye dönük analiz: yenilme oluşmadan önceki koşulları ortaya koymak üzere yapılan analizdir.

Gevrek (kırılgan) deformasyon: pik ve rezidüel gerilmelerin oluştuğu, makaslama deformasyonlarının

büyük olduğu deformasyon türüdür.

Gevşek: rölatif sıkılık değeri 35 den daha küçük olan kohezyonsuz zeminlerdir.

Görünür: toplam gerilmelere göre elde edilen parametrelerdir.

Görünür kohezyon: taneli zeminlerde kapiler kuvvetlerden kaynaklanan kohezyondur. Gözenek

(boşluk) suyu basıncı: zemin veya kayanın gözeneklerindeki suyun oluşturduğu basınçtır.

Gözenekli: gözenek içeren kaya veya zemindir.

Güvenlik katsayısı: bir yapı veya temel birimin yenilmelere karşı stabilitesi ile ilgili indeks değeridir

Hacımsal genişleme: yükleme altında hacmin artması özelliği veya kohezyonsuz zeminlerin makaslama

deformasyonuna maruz kalmaları durumunda gelişmesidir.

Hacımsal sıkışma (değişme) katsayısı: verilen birim basınç artışına karşılık, orijinal katı tabakanın

birim sıkışmasına denir.

Hardpan: kum ve çakılın silt ve/veya kil ile yüksek yoğunlukta birarada, çimentolanmış bir karışımıdır.

Hat etüdü: mostra üzerine serilen belirli uzunluktaki bir şerit metre boyunca, şerit metreyi kesen tüm

doğal süreksizliklerin jeoteknik tanımlamasının yapıldığı etütlerdir.

Heyelan: zemin veya kaya kütlesinin fark edilebilir düzeyde eğim aşağı doğru kayması veya hareket

etmesidir.

Hızlı deney: drenaja izin verilmeden yapılan deneydir.

Hidrolik eğim: bir akifer içerisinde, belli bir noktada ve belli noktadaki su akışının birim uzaklığı başına

hidrolik yük azalmasıdır.

Hidrometre: hidrometre analizinde yoğunlukları belirlemeye yarayan alettir.

Hidroskopik su: zemin taneleri tarafından havadan çekilen ve tanelerin dış yüzeyini ince bir film gibi
saran adsorbe sudur.

Hollanda koni deneyi: koni penatrasyon deneyinin diğer bir adıdır.

Homojenlik: tüm noktalarda aynı özelliğe sahip olma niteliğidir.

Hücre basıncı: üç eksenli dayanım deneylerinde hücreye su gönderilerek oluşturulan yanal basınçlardır

Islak analiz: zeminlerin 200 no.lu elek boyundan daha küçük tanelerin dağılımını belirlemek için

kullanılan bir analizdir.

Islak birim (hacim) ağırlık: zemin veya kayanın birim toplam hacminin ağırlığıdır.

İçsel sürtünme açısı: kaya ve zemini oluşturan tanelerin aralarındaki kenetlenmeden kaynaklanan

direnç olup, belirli bir yenilme-gerilme koşulunu temsil eden bir noktadaki Mohr zarfına teğet doğru

parçası ve normal gerilim ekseni arasındaki açı şeklinde tanımlana bilir.

İnce elek çözümlemesi: 10 no.lu elek ile 200 no.lu elek arasında kalan melzemenin tane boyu

çözümlemesidir. İnce taneli zemin: malzemenin yarısından fazlası 200 no.lu elek boyundan daha küçük

olan (<0,074>İri taneli zemin: malzemenin yarısından fazlası 200 no.lu elek boyundan daha büyük olan

(>0,074 mm) ve gözle ayırt edilebilen tanelerden meydana gelen zemindir.

İri taş: ortalama boyutu 75 ve 305 mm arasında olan, genellikle yuvarlak veya kısmen yuvarlak kaya

parçalarıdır.

İyi derecelenmiş: zeminlerin, tüm tane boylarından yaklaşık eşit miktarda içermesidir.

İzin verile bilir oturma: yapıların hasar görmesine neden olmayacak oturma miktarıdır.

İzotropi: bütün yönlerde aynı özelliklere sahip olma niteliğidir

Jeofizik: fiziğin ilkelerinin, yerkürenin incelenmesine uygulayan bilim dalıdır.

Jeofizik yöntem: yerkabuğundaki çeşitli kütlelerin özdirenç (rezistivite), elastik dalgaları iletme

(sismik), manyetik süseptibilite, yoğunluk (gravite), radyoaktivite gibi değişik fiziksel özelliklerinden

faydalanarak, yer altı jeolojisini belirlenmesine yarayan yöntemlerdir.

Jeoteknik: inşa edilmesi düşünülen mühendislik yapıları için yeryüzü ve yer altı zemin koşullarını

belirlemeye yönelik çalışmaları içeren, jeoloji mühendisliğinin bir dalıdır

Kaburga: tahkimatın-iksanın meydana getirdiği çelik bağlantı elamanıdır.

Kalıntı zemin: kimyasal bozulma ile yerinde oluşan ve kaya seviyelerin yüzeylerinde az da olsa yer

değiştirme eğilimi gösteren zeminlerdir.

Kapilarite (kılcallık): kapiler kuvvetler nedeni ile zemin veya kayanın boşluklarının kesiştikleri yerdeki

suyun yükselmesidir.
Kapiler yük: kapiler etki ile su akışına neden olan su yükü şeklinde ifade edilir.

Kapiler yükselim: kapiler etki nedeni ile suyun yükseliceği serbest su yüzeyi üzerindeki yüksekliktir.

Kaplama (borusu): silindirik boşluğun açıklaması sırasında, yan yüzeyleri tutan, zeminin içeri göçmesini

muhafaza borusudur.

Kaplanmış sondaj kuyusu: muhafaza borusu kullanılan sondaj türüdür.

Karot: yer altındaki kaya ve zeminlerin yapısı, bileşimi içerikleri hakkında bilgiler kendilerinden alınan

örneklerden elde edilebilir. Yer altındaki birimlerden sondajla alınan örneklere karot denir.

Karotlu sondaj: direk ilerleyen bir sondaj türü olup, kayacı silindirik örnekler şeklinde keser.

Karot verimi: çıkarılan karot boyunun, yapılan ilerlemeye oranı olarak tanımlanır.

Karşı koyan kuvvet: yenilmenin oluşmasına karşı direnci sağlayan kuvvetlerdir.

Kaya: büyük kütleler veya parçalar halinde oluşmuş, doğal olarak şekillenmiş mineral madde yığınıdır.

Kaya kütlesi: yapısal süreksizlikleri ile birlikte yerindeki kayadır.

Kaya mekaniği: kayaların mekanik davranışıni inceleyen teorik ve uygulamalı bir bilimdir.

Kayma: birbirleri arasındaki dokanak/temas kaybolmaksızın iki kütlenin bir yüzey boyunca yer

değiştirmesidir.

Kayma (makaslama) gerilmesi: kayma kuvveti adını alan teğetsel bileşenlerin oluşturduğu gerilmedir.

Kayma kuvveti: iki kütlenin birbirleri arasında bir yüzey boyunca yer değiştirmeye zorlayan kuvvetlerdir.

Kayma yüzeyi: iki kütlenin birbirleri arasında yer değiştirdiği yüzeydir.

Kayma dayanımı açısı: yenilme zarfının yatayla yapmış olduğu açıdır.

Kazı: temel çukuru, hendek gb., herhangi bir amaçla açılan çukurlardır.

Kazık: genel olarak düşey ve yatay tahkimatı sağlamak amacı ile zeminin içerisine sürülen ince uzun

yapısal elamandır.

Kazık grubu: birkaç metre aralıklarla çakılan kazıkların oluşturduğu gruptur.

Kemer: bir yer altı açıklığının kavislendirilmiş tavanıdır.

Kıvam: bir zeminin deforme olabilme kolaylığı olarak tanımlanır.

Kıvam sınırları: likit, plastik ve rötre limitler arasındaki sınır su içerikleridir.

Kil: 0,002 mm den küçük boyuttaki malzeme.

Kiriş: döşeme yüklerini kolonlara aktaran yapı elemanıdır. Uzunluklarına dik yönde yüklenen yapı

elamanları diye de adlandırılabilir.

Kohezyon: kaya veya zemin tanelerinin birbirlerine bağlanma özelliği veya normal gerilimin sıfır olduğu

durumdaki makaslama dayanımıdır.

Konsol duvar: ankastre duvarlardır.

Konsolidasyon: killi zeminlerin;zamana bağlı olarak, sabit yükler altında bünyelerindeki suyu atarak

sıkışması olayı olarak tanımlanır.

Konsolidasyon deneyi: killi zeminlerin konsolidasyon özelliklerinin belirlenmesi amacı ile yapılan

deneydir.

Kritik hidrolik eğim: efektifgerilmenin sıfır olarak zeminin stabilitesinin bozulduğu andaki hidrolik

eğimdir.

Kum: 4,75mm ile 0,075 mm tane boyu aralığındaki malzemeye denir.


Kuyu: su temini amacı ile açılan ve geliştirilen sondaj derinliğidir.

Kuyu (ayak) temel: yerinde oluşturulan, çapı büyük derin temellerdir.

Kütle yoğunluğu: bir zemin veya kayanın toplam kütlesinin toplam hacmine oranı olarak tanımlanır

Laboratuvar deneyi: laboratuvar koşullarında gerçekleştirilen deneylerin tümüdür.

Lame sabiti: elastik teoride matemetiksel olarak kullanılan bir sabittir.

Laminer akım: sıvı iplikcikleri birbirine paralel ve karışmamış, hız vektörü akış kesitine dik, yavaş olan

akım rejimidir.

Laplace eşitliği: zemin içerisinden potansiyel enerji altında suyun akışının matamatiksel bir modelidir.

Lem: kum silt ve/veya kilin humus denilen bir kısım organik malzemeile karışımından meydana gelir.

Likit limit: bir zemininendi ağırlığı altında aka bilmesi için gerekli olan su içeriği olup likit limit deneyi ile

tespit edilir.

Likitlik (sıvılık) indeksi: zeminin doğal su içeriği ile plastik limit arasındaki farkın, o zemine ait

plastisite indeksine oranıdır.

Lineasyon: kayaçlarda paralel olarak yönlenmiş yapısal özellikler ve çizgisel yapılardır.

Log (kuyu, sondaj logu): sondaj sırasında tutulan kayıtlardır.

Lös: boyutları 0,05 mm den daha küçük taneler içeren, rüzgarın sürükleyerek oluşturduğu bir zemin

türüdür

Mağmatik kayaçlar: kökeni yer altı olan magmanın katılaşması/kristallenmesi ile oluşan kayaçlardır.

Makropor: çapları 0,2 mm den daha büyük olan boşluklardır.

Maksimum boşluk oranı: zeminin en gevşek durumdaki boşluk oranıdır.

Maksimum porozite: zeminin en gevşek durumdaki porozitesidir.

Memba: kaynak tarafıdır.

Merkezi yükleme: düşey bir kolon yükü taşıyan tekil temellerdeki, gibi merkezden yüklenmesi

durumudur.

Metamorfik kayaçlar: kayaçların çeşitli koşullar neticesinde tekrar kristallenerek oluşturdukları yeni

kayaçtır.

Mikropor: çapları 0,2 mmden daha küçük olan boşluklardır.

Minimum boşluk oranı: zeminin en sık durumdaki boşluk oranıdır.

Minimum porozite: zeminin en sık durumdaki porozitesidir.

Mohr dairesi: belirli bir malzeme için yenilme durumundaki koşulları temsil eden Mohr daireleri dizisinin

teğeti veya zarfı olarak tanımlana bilir.

Moren: buzul etkisiyle oluşmuş sürüntü birikintisidir.

Mostra: jeolojik birimlerin herhangi bir kazı yapmaksızın yüzeyde gözlene bilen kısmıdır

N
Nihayi (son) taşıma gücü: temeli taşıyan zeminin veya kaya kütlesinin oluşması için gerekli olan, birim

alana etkiyen ortalama yüktür.

Normal gerilme: belirli bir düzleme dik olan gerilme bileşenidir.

Normal konsolide olmuş kil: geçmişte, bu gün üzerinde bulunan örtü yükünden daha büyük efektif

gerilmelere maruz kalmış kildir.

Normal kuvvet: belli bir düzleme dik yönde etki eden kuvvet bileşenidir.

Nötr gerilme: boşluk suyu basıncıdır.

Obliklik (verevlik) açısı: düzleme dik olan normal gerilme ve verilen bir düzleme etki eden nihai

gerilmenin yönü arasındaki açıdır.

Ocak, çukur: cevher üretimi için yüzeyde yapılan kazı olarak tanımlanır.

Optimum su içeriği: sıkıştırılan zeminlerde, kuru birim hacim ağırlığının en yüksek olduğu durumdaki su

içeriğidir.

Organik zemin: genellikle çok sıkışa bilen ve taşıma güçleri düşük, yüksek düzeyde organik malzeme

içeren zeminlere denir.

Oturma: konsolidasyon sürecinin herhangi bir aşamasında zemindeki hacımsal değişmeye bağlı olarak,

zemin yüzeyinde gelişen düşey yönlü yer değiştirme hareketine verilen isimdir

Ödometre (konsolidasyon) deneyi: killi zeminlerin konsolidasyon ve hacımsal sıkışa bilirlik katsayıları,

önyükleme basınçları gibi özelliklerini belirlemek amacı ile yapılan deneylerdir.

Ön yükleme: ön konsolidasyon için yapılan işlemdir.

Örnek: bir kaya veya zemin özelliklerinin belirlenmesi için deney yapmak üzere hazırlanan parçadır.

Örnek alıcı: zemin veya kayadan örnek alınmasını sağlayan, genellikle silindirik yapılı tüplerdir.

Örnekleme: örnek alma işlemine verilen addır.

Örtü: temel kayayı örten gevşek zemin malzemesi kum, silt veya kildir.

Örtü basıncı: yeraltında yatay bir yüzey üzerinde yer alan düşey konumlu malzeme sütunundan

kaynaklana basınçtır.

Özgül ağırlık: belirli bir sıcaklıktaki katıların havadaki ağırlığının, belirli bir sıcaklıktaki aynı hacimdeki saf

suyun havadaki ağırlığına oranına denir.

Palplanş: palplanşlar; geçici ve sürekli istinat yapıları olarak zemini tutmakta kullanılan hazır yassı

kazıklardır.

Palaplanş perdesi: hazır yassı kazıkların yan yana, sürekli bir perde olacak şekilde çakılmaları ile

oluşturulan dayanma yapısıdır.


Pasif rankine durumu: yanal sıkışmaya tabi tutulmuş olan yarısonuz ortamda ki yanal zemin basıncı

koşuludur.

Piknometre: zeminlerin tane birim hacim ağırlıklarının belirlenmesinde kullanılan, 20 veya 100cm3

hacimli şişelerdir.

Pipet yöntemi: 200 no.lu elek altı malzemeden oluşturulan süspansiyondan belirli sürelerde,

süspansiyon yüzeyinden itibaren 10 cm derinlikten örnek alınarak yapılan bir ıslak analiz yöntemidir.

Piyezometrik düzey: bir seri piyezometre içerisinde suyun yükselebildiği düzeydir.

Plaka yükleme deneyi: belirli bir yük altında bir zemindeki oturmanın miktarını arazide belirlemek için

kullanılan bir deneydir.

Plastisite: sabit gerilme altındaki bir cisimin belirsiz olarak deformasyonunun devam etmesi özelliğidir.

Plastisite grafiği: ince taneli zeminlerin, likit limit ve plastisite indeksine bağlı olarak sınıflamasında

kullanılan abaktır.

Plastisite indeksi: bir zeminin likit limiti ve plastik limiti arasındaki sayısal farktır.

Püskürme betonu: hortum içerisinde getirilerek yüzeye yüksek hızla basınçla püskürtülen harç veya

betondur.

Radye: yayılı anlamına gelir.

Radye temel: genellikle yapının taban alanına eşit veya ondan daha geniş bir alan kaplayan, iki yönde

sürekli temel tipidir.

Rezistivite araştırması: kütlelerin yatay ve düşey yöndeki farklı öz direnç ve iletkenlik esasına

dayanarak, jeolojik yapının açıklanması maksadıyla yapılan bir jeofizik araştırma yöntemidir.

Rijidite modülü: bir cisimde, cismin şekil değiştirmeye karşı gösterdiği dirençtir.

Rijit: kırılgan yapı.

Rotasyonel (dönmeli) kayma: daha çok homojen tabakalarda görülen, kayma yüzeyi dairesel veya

eğri olan kaymalardır

Sağ duvar: genellikle dairesel olmayan tünellerde sağ duvara verilen isimdir.

Sedimanter kayaçlar: yer yüzüne etkili fiziksel ve kimyasal koşullar altında ilksel kayacın aşınıp, taşınıp,

birikmesi ve serleşerek tekrar bir kayaç oluştuması olayına sedimantasyon bu oluşan kayacada

sedimanter kayaç denir.

Serbest akifer: yeraltı yüzeyi doygun bölgenin üst sınırı olan, üst tarafdan sınırlanmamış akiferlerdir.

Serbest basınç deneyi: kohezyonlu zeminlerde, yanal basınç olmaksızın dayanım deneyidir.

Serbest basınç dayanımı: basit sıkışma deneyinde serbest silindir şeklindeki zeminin, yenilmesi

durumunda birim alana etkiyen yüktür.

Serbest su yüksekliği: Piyezometrik yüksekliktir.

Sertlik: malzemenin yüzey batmasına ve çizilmeye karşı gösterdiği dirençtir.

Sığ temel/sömel: derinlikleri temel genişliğinden daha az olan yüzeysel temellerdir.


Sıkı zemin: rölatif sıkılık değeri 65 den daha büyük olan kumlu zemindir.

Sıkışa bilirlik: dış yükler etkisi altında hacimdeki azalmayı gösteren bir özelliktir.

Sınır koşulları: analizlerde kabul edilen koşullardır.

Sınırlandırılmış: serbest olamyan anlamındadır.

Sızma çizgisi: sızma zonunun en üst serbest su yüzeyidir.

Silindirleme: silindirlerle sıkıştırma olayıdır.

Silt: kilden daha büyük ve kumdan daha ince tane boyuna sahip malzemedir.

Sol duvar: genellikle dairesel olmayan tünellerde sol duvara verilen isimdir.

Sondaj (yapma): yeryüzünden yer altına doğru bir kuyu açma işlemidir.

Sondaj aleti: sondaj ekipmanıdır.

Sondaj deliği: yeryüzünden itibaren derinliğin bitim noktasına kadar olan derinlik.

Sondaj kazığı: kazık hacmi kadar zeminin boşaltılması ile inşa edilen kazıktır.

Sonlu sev: eğin doğrultusundaki uzunluğu sınırlı olan şevdir.

Sonsuz şev: yarım sonsuz eğik bir düzleme sahip şevdir.

Sömel: bir yapi temelinin bina yüklerini doğrudan zemine aktaran kısmıdır.

Sömel derinliği: sömelin yüzeyden itibaren oturduğu derinliktir.

Sömel genişliği: sömelin kısa kener uzunluğudur.

Süreksizlik yüzeyi: kaya kütlesinin sürekli olmadığı herhangi bir yüzeydir.

Sürşarj basıncı: czemin veya kayalara yüzeydeki yüklere bağlı olarak etki eden basınç durumudur.

Sürtünmeli kazık: yükleri kazık ile zemin arasında oluşan sürtünme direnci ile taşıyan temel kazığıdır

Şahmerdan: arazide yapılan penatrasyon deneylerinde, sonda veya kazığı çakmaya yarayan ağırlıktır.

Şerit temel/sömel: uzunluğu genişliğinin birkaç katı kadar olan şerit biçimli temellerdir.

Şerit yük: bir şerit kesiti şeklinde etkiyen yüktür.

Şev, eğim: doğal veya yapay zemin kütlelerinin eğik yüzeyine denir.

Şev açısı: herhangi bir şevin yatayla yaptığı ve derece cinsinden ifade edilen açı veya yatayla yaptığı

açnın tanjant olarak ifadesidir.

Şev oranı: eğimliliğin miktarını tanımlar.

Şev stabilitesi: şevlerin, yenilme olmaksızın duyarlı olarak kalabilmesi koşuludur.

Şev yüksekliği: şevin topuk ve tepesi arasındaki kot farkı olarak tanımlanır.,

Şev yüzeyi: şevin topuk ve tepesi arasında yer alan zemin yüzeyidir.

Şişen zemin: bünyelerine su aldıklarında hacimsel olarak genişliğe bilen killi zeminlerdir

Tabaka: çökelme ve oluşum sırasında duruşu denetleyen yüzey veya yüzeylerdir.

Tabakalanma: tabakalı yapı oluşturan çökelme sürecidir.

Taban iksası: tünel tabanında, şişen zeminlerde oluşan kabarma olayıdır.


Taç: bir tünel kesitindeki en yüksek noktadır.

Tahkimat/destek: bir yer altı açıklığının stabilitesinin sağlanması için inşaa edilen bir yapı veya yapısal

elaman olarak tanımlanır.

Tane birim hacim ağırlığı: zemin kütlesinin kuru ağırlığının, tane kısmının hacmine oranıdır.

Tane boyu dağılımı: bir zemin içerisindeki tanelerin miktarıdır.

Tane çapı: standart eleklerin elek gözünden geçen tanelere ait çaptır.

Tek eksenli/serbest sıkışma: tek yönlü uygulanan gerilmenin neden olduğu gerilmedir.

Tekil temel/sömel: binalarda her kolonun altında yer alan münferit temeldir.

Temel: üst yapı yüklerini zemine aktaran yapı elamanlarıdır.

Temel çukuru: yapının planında açılan, derinliği birkaç metre olabilen çukurlardır.

Temel kayası: oluştuğu yerde, örtü zeminleri altında nispeten büyük kalınlık ve yayılıma sahip kaya

kütlesidir.

Temel zemini: yapı yüklerini doğrudan veya temeller vasıtasıyla taşıyan zemin ortamlarıdır.

Teras: özellikle kazı ve dolgu şevlerinde, yüzey drenajnı sağlamak için oluşturulmuş dar alanlardır.

Test/muayene çukuru: deney yapma amacı ile kazılan çukurlardır.

Tokluk indeksi: bir malzemenin plastizite indeksinin, akma indeksine oranıdır.

Tokmak: kazık çakmaya, penatrasyon yapmaya yarıyan aygıttır.

Toprak basıncı: istinat yapılarının arasındaki zeminlerin onları onları hareket etmeye zorlayan

basınçlarıdır.

Topuk kayması: şev topuğundan itibaren meydana gelen kaymadır.

Tünel: üsteki veya yüzeydeki zemin veya kaya kütlesi kaldırılmadan yeraltında açılan, yatay veya yakın

her iki ucu da açık geçittir.

Türülanslı akım: sıvı molekülleri çok düzensiz ve karışık, hızları fazla değişken olan akım rejmidir

Ucu genişletilmiş ayak: alt uçları genişletilmiş ayaklardır.

Uç kazığı: yükleri sadece uç dirençleri ile taşıyan temel kazıklarıdır.

Uniformluk (eş şekillilik) katsayısı: tane boyu dağılım eğrisinde, zeminin %10, ve %60’ına karşılık

gelen çaplara bağlı olarak hesaplanan bir katsayıdır.

Üç eksenli sıkışma: birbirine dik ve üç yönde uygulanan normal gerilmelerin neden olduğu sıkışmadır.

Üç eksenli sıkışma deneyi: geçirimsiz bir membran içerisine yerleştirilmiş silindirik bir kaya veya zemin

örneğinin yanal basınç uygulandıktan sonra yenilmesi için eksenel olarak yüklendiği bir laboratuar

dayanım deneyidir

V
Veyn (kanatlı kesici) deneyi: killi zeminlerin, drenajsız koşullarda kayma dayanımını ölçmek için,

laboratuarda veya arazide yapılan bir deneydir. Alet (sonda) birbirine dik olarak birleştirilmiş 4 metal

plakadan oluşur

Vida kazık: zemine bastırılarak döndürülmek sureti ile indirilen, içi dolu veya ucu açık, ucunun dış

kısmında 1-2 adım vida olan kazıklardır.

Vizkozite katsayısı: bir akışkanın akmaya karşı göstermiş olduğu dirence denir

Yamuk birleşik temel: yamuk taban alanlı birleşik temeldir.

Yanal yüklenmiş kazık: taşıdıkları yükün biçimine göre yanal olarak yüklenmiş olan kazıklardır.

Yarı sonsuz kütle: bir düzlemin altında, her yönde sonsuz uzunlukta olan kütledir.

Yarma: daha önce örtülü olan zemin şartlarını ortaya çıkarmak maksadı ile oluşturulan dik şevlerdir.

Yer altı açıklığı: yeraltında, kazı ile veya doğal olarak oluşmuş olan boşluktur.

Yer altı suyu: killerin boşluk veya çatlakları arasında toplanan sudur.

Yıkanma: sızma veya su hareketi ile çözünebilir malzemenin çözelti içerisinde uzaklaştırılmasıdır.

Yoğunluk: boşlukları da içeren bir hacimdeki malzemenin kütlesidir.

Yorulma: tekrarlı yükler altında malzemenin dayanımının azalmasıdır.

Yüksek plastisite: likit limiti %50 den büyük olan zeminlerdir.

Yüzey zemini: genellikle organik madde içeren , koyu renkli yüzeysel zemindir

Zaman faktörü: boyutuz bir faktör ve zemin tabakasının fiziksel bir katsayısı olup, konsolidasyon hızını

etkiyen bir faktördür.

Zarf: mohr dairelerinin ortak teğetidir.

Zemin mekaniği: bir mühendislik malzemesi olarak, zeminle ilgili mühendislik problemlerine mekanik ve

hidrolik kurallarının ve prensiplerinin uygulanmasıdır.

Zemin stabilizasyonu: bir zemini fiziksel özelliklerinin değiştirilerek iyileştirilmesidir...

You might also like