Professional Documents
Culture Documents
7. Şair, halklaşmıştır.
Şiirin zenginler kulübünde yeri yok. Sarayın, vezir köşkünün yerini burjuva salonu almayı
başaramadı. Bürokratlar, sermayedarlar, medya ve sanat camiası şiirden anlamaz. Bunun
nedenini Batılaşmanın içinde aramak lazım. Batıdaki durum da farklı olmadığına göre,
Batının da Batılaştığını düşünmek lazım. Batı da Türkiye de Batılaşırken sebep olduğu şiiri
sistem içine almayı başaramadı. Bunu burjuvanın isteksizliğine yormaktansa, şairin
direnişine yormak daha uygundur. Tabii, bu direnişi popülist şairler gerçekleştirdi.
Seçkinciler değil. Onlar salon şairi olmaya hâlâ pek bir meraklıdırlar.
9. Şemsiyenin dışındayız.
Hatta merasimin bile dışındayız. Sadece, halkın başına yağan yağmurlar bizim de
başımıza yağıyor diye değil. Aynı zamanda, halktan ve halkın kaderinden korunmanın
yollarını inkar ettiğimiz için. Liberaller popülizmin irrasyonel olduğunu ve istikrara zarar
vereceğini düşünüyorlar. Kendi düşünüşü içinde tutarlılık arayan ve yaşanabilir olan bir
şey için irrasyonel demek, diyenlerin rasyonelite tanımlarının kendi zümre çıkarları içinde
sıkışıp kalmasından kaynaklanıyor. İstikrar ve rasyonalite, nimetin seçkinlere kilo ve
metreyle, halka gram ve santimle verilmesini şart koşuyor. Şemsiye bütün yağmuru
karşılamıyor; sadece şemsiyenin altındakileri ıslanmaktan koruyor. Kültürde ve politikada,
emek ve mal pazarında da bu böyle. Hem şemsiyenin altında ve merasimin içinde olup
hem de halktan, halkçı, halka yakın olunmaz. Halkçı, şemsiyenin dışındadır. Bunu neye
uygulayabilirseniz uygulayın aynıdır.
12. Neo-epik şiir popülist şiirdir, ama tek popülist şiir değildir.
Şiir şiirde başlayıp bitmez. Burada “şiir” derken şiirle uzlaşma ve ittifak halindeki herşey
kastediliyor. Mahalle halkının veya köylünün, işçinin, yoksul ve garibin hakkını müdafaa
eden çocuksu Yeşilçam filmleri de bunun içindedir, gerçekçi Türk romanı veya
parlamentoya girmeyen siyasi hareketlerin kültürel çalışmaları da. Bunlar çocuksu, acemi
veya safdilane görüntülerinin altında çoğunlukla çok güçlü bir siyasi bilinç ve sanatsal
kavrayıştan oluşan bir yapı taşırlar. O çocuksu Yeşilçam filmleri sinemanın yüzünü
ağartacak kadar iyi filmlerdir, o romanlar bugün de okunabilecek en iyi romanlar
arasındadır, o kültürel çalışmalar kuşaklar boyu halk çocuklarının şahsiyet kazanmasında
ve dünyayı görmesinde önemli rol oynamışlardır.
■ Not: Bu bildiri imzaya açıktır. Tıpkı Fayrap ve Neo-Epik hareketin katılıma açık olduğu gibi. Bildirinin açılımları
önümüzdeki sayıdan itibaren dergide yayımlanacak çeşitli yazılar, dergi çevresinde yapılacak toplantılar ve
başka ortamlarda yapacağımız kamuya açık konuşmalarla gerçekleştirilecektir. Bu meyanda her tür destek,
katkı-katılım ve tartışmaya açık olduğumuzu da ayrıca bildirmek isteriz. Ciddiyet ve samimiyet bizden de ciddi
ve samimi bir tavırla karşılanacaktır. Vesselam…