You are on page 1of 6

Heill’in erken tespiti olduğu görülüyor çünkü Ecevit’in tespitiyle Avrupa birliği safsadı.

Artık
umutlarını kesmeye başladılar AB’den Ecevit bunu daha önceden görmüştü üçüncü dünyacılık
yapmıyordu.
Soğuk savaşın bitiminden sonra başlayan dönemde Türkiye yeni bir dış politika kaosuyla karşı
karşıya kalmıştır. Tıpkı 1919’la 1923 arası böyledir. Ne yapacağını bilemez Lozan görüşmelerine
gider Sovyetlerle yakın politika izler böyle etrafında çok fazla devlet vardır. Batıcıdır ama batıya
karşıdır. 1945 sonrasında da aynı sıkıntıyı yaşamıştır. Artık Sovyetler türkiye’ye çok daha yakındır
Stalin çok daha milliyetçi bir politika izlemektedir. Öbür yanda Bulgaristan’a kadar gelmiştir
dönem artık tıpkı 1989 1991 arasındaki …. blokunun çözülmesiyle birlikte Türkiye’nin de artık
etrafında olan komşuları Yunanistan gibi olan komşuları zayıf küçük ve problemli komşular
olmaya başladı.
Bunlarla birlikte bu zayıf ve küçük komşular yeni problemler çıkarıyor.
Güçlü komşunun derdi nedir?
Tehdit yaratır. Ekonomik olarak sizi bağımlı hale getirir o da siyasal bağımsızlığı kısıtlar. Örneğin
Kanada hiçbir zaman ABD’yle komşu olmayı sevmemiştir. Biz en az ABD kadar gelişkiniz ama
onun gölgesinde kalıyoruz der. Kanada da kişi başına düşen milli gelir çok yüksektir.
ABD’nin bir diğer komşusu Meksika. Meksika da aynı dertten muzdarip. Ama fakir olduğu için
bir gece ABD kalktı kalifornia’yı alıyorum dedi aldı ve çıktı. Sesini çıkaramadılar.
Zayıf olunca ne oluyor?
Ülkeyi yönetemiyor. Bu kez sürekli görüşüyorlar. ABD Meksika örneğinde Meksikalılar sınır
ihlalleri yapıyorlar. Her yıl onbinlerce kişi ABD’ye yasadışı yollardan göçüyor. O bakımdan
komşularınızın yoksul olmasının da başınıza açtığı sorunlar var. bunlardan biri Irak’tan
Türkiye’ya yapılan 500 bin kişilik göçtü. Halepçe’de atılan kimyasal bomba sonucu. İkincisi
Bulgaristan zayıftı ve bulgaristan’ın zayıflığından dolayı militarist birlikler oradan gelmişti.
Türkiye’nin de durumu aynen böyle. Türkiye’nin coğrafi açıdan bakıldığında olay anlattığım gibi.
Bir de soğuk savaş döneminin politikalarının da sona ermesi demek. Soğuk savaş döneminin iki
tane batı ve doğu bloku arasında savaşı vardı. Bu savaşta Türkiye batı blokunda yer almıştı. Yani
artık Sovyet tehdidi var. Sovyet tehdidi, buna bağlı olarak Varşova Paktı dağıldığına göre 89-91
arasında Türkiye için komünist tehdidi de kalmayınca müttefiklerin bir araya gelip yeniden çıkar
görüşmesi gerektiren bir süreye girildiği halde NATO’nun devam etmesi yönünde görüş verenler
oldu. Ne dendi? Türkiye stratejik önemini yitirdiyse de ne açıdan yitirdi Sovyetler önünde dirsek
çekip komünist blokun akdenize ve doğu avrupaya yayılmasını engelleme yönündeki önemi
kalktıysa da hiç önemli değil Türkiye şimdiye kadar NATO ülkeleriyle yaptığı müttefiklerden
dolayı önemi dışında başka ülkeler açısından önemi ortaya çıktı dediler. Bu da şu artık komünist
tehdit yok ama isterse NATO ülkeleri Ortadoğu Orta Avrupa Doğu Avrupa ve Kafkaslar’a
yayılacağı zaman NATO’yla ortak hareket edebiliriz dediler. Bunda da en ısrarlı olan batılı ülkeler
içinde ABD vardı. ABD ondan sonra Türkiye’nin de NATO içerisinde Türkiye’nin de iyi bir rol
oynayacağında ve bunun içinde kalmasında ısrar etti. Nitekim Clinton zamanında
hatırlayacaksınız NATO nereye başarılı operasyon yaptı. NATO ülkelerinin dışında bir yerde
Bosna Hersekte Sırplar işgal etti 8 bin tane Bosnalıyı öldürdü. 25 bin kadına tecavüz ettiler orada
büyük katliamlara girişince ne yaptı Avrupa ülkeleri hiçbir şey yapmadan dururken gözlerinin
önünde 25 bin kadın hamile kaldı ABD müdahale etti Türkiye’den de barış gücü gönderilerek
oradaki soykırıma son verildi. Türkiye NATO ülkeleri içindeki bir alanda kullanıldı ilk kez. O
zaman Bosna komünist bir yer değil. Yugoslavya’nın federe devletlerinden biri.
Daha sonra ne yapıldı? Afganistan’a gönderildi. Taliban güçlerine karşı batıyı destekleyen Karzai
yanında yer alacak şekilde barış gücü gönderdi. Barış gücü Türkiye’nin dışındaki ülkeler
Hıristiyan olduğu için NATO gücü içinde Talibanla en iyi diyalog kuran en azından Taliban’ı
düşman olarak görmeyen ülke olarak Türkiye orada yer aldı. Türk askeri Afganistan’a savaşmak
için girmedi barışı sağlamak için gitti. Karzai ve Taliban arasında iyi bir denge oluşturan sadece
Türk askerleriydi NATO çerçevesinde görev yapan.
Bir yandan bunlar tartışılırken Türkiye’nin ondan sonra tekrar 1990’lı yılların bitmesiyle birlikte
yani Türkiye küreselleşmeden kaynaklanan sorunları 1980 askeri darbesiyle birlikte Türkiye zaten
o küreselleşmeye entegre olmak için o darbeyi yapmıştı. 24 Ocak kararları serbest piyasa
ekonomisine geçiş bunun için yapıldı askeri darbe demiştim. Ondan sonra devletçiliğin karşısında
bir politika izlemek özelleştirmeler teyçır regun ve özal’ın başlattığı bir hareketti. Daha doğu
bloku çözülmeden küreselleşmenin etkileri doğu blokunun yıkılmasından sonra başlayan
tohumların adeta habercisi gibi 10 yıl öncesinden bunun başladığını görüyoruz. Zaten Türkiye’de
hep iç dinamiklerle mi oluyor yoksa Türkiye’nin tarihinden mi oluyor bilmiyorum. Mesela 68
öğrenci hareketleri Türkiye’de başlıyor 60’da menderes hükümetini eleştiriyorlar. İstanbul ün,
Ankara üni öğrencileri yürüyor 65, 68’de pariste londrada almanyada öğrenci hareketleri başlıyor.
Ama bu iç dinamiklerin kalkıp devletçilik kötü bunu kaldıralım diyebilecekleri bir ortam yok.
ABD’nin Türkiye’ye yaptığı baskıların izdüşümünü yaşıyoruz. Darbelerde ABD rolünü
anlatmıştım size.
Bugüne kadar anlattıklarım Türkiye’nin lehine olan şeylerdi. Bakıyoruz Türkiye Varşova Paktı
dağılmış da olsa Türkiye hala jeopolitik ve jeostratejik açıdan önem taşıyor diyoruz. 1990’lı
yıllardan sonra yapılan gelişmelerin Türkiye’nin lehine olacağı sonucunu da çok rahat
çıkarabiliriz. Fakat Avrupa Birliği’nde bundan sonra tam üyeliği gelindiğinde 1995’e gelindiğinde
Türkiye’nin karşısına çıkarılan AB kararlarından iyi olmaması bunların düzenlenmesi gerektiği o
zaman 159 şimdi 301 olan Türklüğe hakaret etmeyi yasaklayan bunların aykırı olduğunu söyleyen
insan haklarına aykırı olduğunu söyleyen ve AB’ye girmek isteyen Türkiye’nin karşısına AB
çıkıyor. Burada Türkiyenin bu dönemde Avrupa ile olan ilişkilerinde karşımıza çıkan en önemli
istikrarsızlık nedenlerinden birini o dönemde PKK sorunu yarattığını görüyoruz. Bir diğeri İslami
sorunda ortaya çıkıyor.
Bunlar nasıl çıktı? İslamcı hareket ne zaman ABD komünizme alternatif olarak örgütlemeye
başlamıştı 1947 100 milyonluk Marshall yardımı yapıp ardından Türkiye’de yavaş yavaş dinsel
örgütlenme Komünizmle mücadele dernekleri adı altında kurulan dernekler kanalıyla ne yapmıştı
bunları örgütlemeye başlamıştı 1947’den itibaren. Bu bir taraftan komünizmin önüne alternatif
olarak çıkacaktı. Ama bir taraftan da Türkiye’nin bir başka sorunu olan PKK ne zaman çıkacak
1984. 1984’e kadar terör olayları olarak baktığımızda 1973’lerde başlayıp 84’e kadar giden bir
ASALA sorunu var. ASALA terörüyle mücadele ediyoruz. ASALA Ermeni terör örgütü. O zaman
yaklaşık 40 tane büyükelçimiz ölüyor. Esenboğa’ya bir saldırı yapılıyor ASALA bittikten sonra
84’te PKK türüyor. PKK’nın çıkışına biraz değineyim. Türikye’de ayrılıkçı Kürt hareketinin
doğuşuna: Bu her nedenli cumhuriyet kurulduğundan beri 1921 koçgir isyanından sonra çok
sayıda kürt isyani çıktıysa da yerel boyutta kalabilmiş isyanlar bunlar. Koçgir isyanı 1921,
arkasından 1924 şeyh sait isyanı, 20’li yıllarda yine zilan isyanı çıkıyor. 1.2. ağrı isyanı çıkıyor
1930’da, 1950’de dersim isyanları çıkıyor. Cumhuriyet kuruluşundan Atatürk ölümüne kadar 15
yıl içinde 18 tane isyan çıkmıştır. Bunlardan biri Kürtlerle ilgili değildir diğer biri de batıda
çıkmıştır etknik kökenli menemen isyanıdır. Geri kalan isyanların 16 isyanın hepsi Kürtlerle ilgili.
70’li yıllara gelince neyin içinde görüyoruz PKK’nın açılımı Kürt İşçi Partisi’dir. Bunlar ne
yapıyor? 1974’e gelinceye kadar PKK Türkiye Marksist solunun içerisinde o 147 franksiyonun
içinde bir sol franksiyon olarak karşımıza çıkıyor. Sol içinde dev sol dev yol gibi çok popüler
örgüt olarak karşımıza çıkmıyor. Kürt solcularının büyük kısmı PKK dışındaki fraksiyonlarda yer
alıyorlar. Farakat 1974’te Abdullah Öcalan Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi olan 4.
sınıfa geldiği halde askere gitmemek için fakülteyi bitirmeyen Abdullah Öcalan sol hareketli
PKK’yı kendi köyünde topluyor arkadaşlar neden bunlarla birlikte oluyoruz bunlar Marksist bile
olsa Türkiye İşçi Partisi Türkiye Komünist Partisi yazıyor biz Türk değiliz biz kendi partimizi
kurmalıyız diyor ve 1974’ten sonra Ayrılıkçı Kürtçü bu hareket başlıyor. Bu hareket 1974’ten
sonra başlamasına rağmen 80 askeri darbesinde tüm sol örgütlerin üzerinden birkaç kez buldozer
geçtiği halde onun ardından bakıyorsunuz PKK’ya hiçbir şey olmuyor. PKK’nın biraz önü açılmış
gibi askeri darbenin ona destek verdiğini görüyoruz.
Zaten ayrılıkçı hareketin çıkarılmasından kapsamlı etkin olan ABD. ve burada o kapsamda PKK
hareketinin çıkmasının ardından 1980’li yıllarda darbe oluyor. 1983’te sivil yönetime geçiliyor.
Özal Cumhurbaşkanı seçildikten sonra işadamlarını oraya çekmeye çalışacak programlar
uyguluyor. Biri Halis Toprak biri o dönemin işadamlarından Ağa Ceylanlar. Halis toprak toprak
seramiğin sahibi.
Ekonomisi olmayanın siyasi modeli olmaz. Ekonomi altyapısıdır onun üzerine siyaset
oluşturursunuz. Ben ABD’deki siyasi modeli çok beğeniyorum ama ekonomiyi bilmiyorum
derseniz o altyapı ekonomik modele göre oluşmuştur. Sovyetler birliğinin ekonomisinden hiç
anlamam ama siyasi modeli hoşuma gidiyor denmez. Üretim araçlarının devletin elinde
bulunması üzerine kurgulanmış bir ekonomik modeldir siyaset de onun üzerine oluşturulmuştur.
Tek parti komünist partisi vardır herkese eşit yaklaşır.
Siyaset ekonomiden soyut olarak söylenmez. Ekonomiden hiçbir şeyi soyutlayamazsınız. Şu
tahlili yapmaya başlayın. Her sorunun altında ekonomik bir sorun olduğunu mutlaka bulun.
Türkiye’de sadece türkiyede değil dünyada her şey sınıfsaldır hangi sınıfa ait olduğunuzla ilgilidir.
Bu size Marksist bir söylem gibi gelmesin. Liberal bir sistemde eşcinsel olduğunuzu düşünün ama
eğer siz cemil ipekçi gibi nişantaşında oturuyorsanız zengin bir eşcinselseniz başka bir hayat
yaşarsınız kenar mahalle eşcinseliyseniz polis sizi yakaladığında karakolda başınıza ne geleceğini
düşünün. Liberal sistemde her şey sınıfsallık üzerinden yürüyor.
Kapitalist sistemde para her şeyin ayıbını örter. Ahlaki değerleri de kendine göre belirler. Bilim
adamlarını bile kendi çıkarlarına göre teoriler ürettirir. Ekonomiden hiçbir zaman
soyutlayamazsınız yaşam biçiminizi.
Ben PKK ve Kürtlerden buraya geldim. Türkiyenin sorunu budur üst gelir grubunda olan agaları
pohpohlayarak sağ partiler milletvekili yapmıştır. Ya da onların esrar kaçakçılığından elde ettiği
paralarla birlikte dünyanın en büyük beş malikanesinden birini alacak parayı biriktirmesine göz
yumduğunuz için PKK’nın arkasında yoksul olanlar katıldı. “İnsanlar doğuştan yasalar karşısında
eşittir Fransız ve amerikan insan hakları bildirgesi bunu yaptı. Zekasına yeteneğine göre herkes
yetişir diyeceksiniz köyüne dönünce bu insanlar örgütlenir. Türkiye devletinin izlediği yanlış
politika PKK’nın ortaya çıkmasının temel nedenlerinden birisidir. Ekonomik olarak karnını
doyuramadığınız vatandaşın kürt olması gerekmez başka bir etnik gruba da katılır. Türkiye PKK
hareketini 12 eylül hareketi fişekledi ardından sivil rejime geçildikten sonra bir başka kürt Turgut
Özal önce başbakan ardından cumhurbaşkanı oldu “Türkiye’de kürt sorunu vardır diyenlere hayır
bende kürtüm bu ülkeye cumhurbaşkanı oldum dedi. Bu neye neden oldu? Türkiye cumhuriyeti
ulus devleti kurarken vatandaşına kör baktı demiştim. Herkes de TC vatandaşı. Herkeste İslam
diye birleştirdi. Sırtını dayayıp yükselenler etnik kökenleri ne olursa olsun hiç sıkıntı çekmedi.
Türkiyede Kürtler sıkıntı çekiyor denmesini Türkiye’de Kürt sorunu vardırı asla kabul
etmiyorum. Türkiye’de sınıfsal bir sorun var. türkiyede eşitliksizlik yaratan sisteme başkaldıran
insanları sistem dışarıda bırakıyor. Örneğin Deniz Gezmiş grubu Müslüman ailendi ama ipe
çektiler. Erdal eren aleviydi yaşını büyüttü mahkeme kararıyla ipe çekti çünkü bunlar sistemi
eleştirdi. Siz sistemi eleştirmediniz sistemle işbirliği yaptığınız belli bir sınıfın çıkarlarına hizmet
ettiğiniz sürece bu sistem alevisiniz Kürtsünüz Çerkezsiniz ona bakmaz. Türkiyede idam
edilenlerin listesini çıkarın birinci sırada Sünni Türkler. Kürt sorunu denilen şey, sorun diyebilmek
için en zenginine de en fakirine de karşı çıkarak yaparsınız bunu örneğin Almanya’da Yahudiler
öldürülürken zengin öldürülmedi fakir öldürüldü denilebilir mi hayır Yahudiler düşük ırktır
Almanlar yüksek ırktır bunlar Almanyanın aleyhine nüfusları artıyor temizlememiz gerekiyor
diye plan yaptılar. Zengin Yahudi ABD’ye kaçtı fakirler öldü. Türkiye’de böyel bir şey yok.
Zengin kürtle işbirliği yapıyor.
1980’lerde ASALA bittikten sonra yerine PKK başladı. PKK’nın başlaması 84’ten itibaren
saldırıya başladı. 1984’ten sonra tavan yapma noktası 1993 te oldu. Suriye’yi anlatırken
söylemiştim bunların lideri Apo dünyanın çeşitli yerlerini geziyor en çok gittiği yer lojistik destek
sağladığı Suriye. Suriye’de Beka vadisinde örgütlenmesini tamamlıyordu. 993’e gelince
Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki halktan vergi toplamaya başlamıştı. Lider olarak bilinen onun
kurmaylarından biri olarak bilinen Şemdin Sakık ne yapmıştı. İçinde asker ve sivillerin de olduğu
bir otobüsü bombalayıp 37 kişinin ölümüne neden olmuştu. burada PKK tam tavan yaptığı bu
dönemde terörle mücadelenin en doruk noktaya ulaştığı günlerdi. Bilançoya baktığımızda
GSMH’nın yüzde 4’ünü içerecek şekilde özellikle o yıl 7 milyar dolarlık Türkiye PKK’yla
mücadeleye para harcamaya başladı. Kaydırılan askerlere artı olarak siviller de kaydırılıyor.
Ardından karşılıklı çatışmalar sonucu özellikle 1993’ten sonra PKK’ya destek veriyorlar diye
evleri yaklıdı bu insanlar diğer memleketlere göçmek zorunda kalıdlar. Bugün Türkiye’nin en
dramatik sorunlarından biri de bu. Bu göçmüş olan 3 milyonluk kitle!.
Bir tek Batı Karadeniz’den başlayıp Zonguldak’tan Artvin’e kadar olan bölgeye Kürtler giremedi.

Türkiye dış politika üzerinden iç politikayı belirlediği için Türkiye’de vatandaş devletten
korkuyor. Ülkeyi seviyor ona alternatif olarak vatan sevgisi fazladır.
Ölen insan sayısına baktığımızda 5 bin 400 kadarı asker ve polis 1200 köy korucusu güvenlik
görevlilierinin sayısı yaklaşık 11 bin. Öldürülen terörist sayısı da 19 bin olmak üzere toplam 30
bin tane can kaybının bu dönemde olduğunu söyleyebiliriz.
O dönemlerin iç politikasına gelelim. Neler oldu?
Bunlar bir süre sonra orada ne yapıyor? Suriye ile pazarlığa oturuyor. Benden daha fazla zarar
görmek istemiyorsan tamamen suyu da keserim APO’yu teslim et. Daha sonra Türkiye’nin çok
ciddi bir askeri hareketa girişeceği anlaşılınca Roma, Ukrayna üzerinden tekrar Moskova’ya gitti
oradan Nayrobi’ye kaçtığında kim yakaladı verdi? Mosad’la CIA yakaladı Türkiye’ye verdi.
APO’nun 1997’de yakalanmasının ardından askeri müdahalelerin artmasıyla minimize edilmişti.
Tam o dönemde yanan evlerin tekrar onarılması sağlandı. Örneğin Türkiye dünyaya entegre
olacak devletçiliğin modası geçti diyorsanız atıl olan devlet kurumlarını özelleştirelim batıda et ve
balık kurumunun üyzde 50 hissesini satalım oradan aldığımız parayı doğu ve güneydoğu
anadoludaki et ve balık kurumuna aktararak orada hayvancılığı destekleyelim deyince basit bir
çözüm getiriyorsunuz hem de iç sorununu çözüyorsunuz. Orada et ve balık kurumları da katıldı.
Orada hayvancılık yapamazsınız Allahın dağında ne yaparsınız?
Ağrı dağında ya da Tunceli’de ne yapabilirsiniz ancak hayvancılık yapabilirsiniz. Bunun için
orada isyan etmek için Kürt olmanız gerekmiyor.
O yüzden bu bölge sorunlar yumağı olmuş durumda. Hem halkın kendisinden hem devlet
politikasından kaynaklanan sorunlar var.

Dış politikaya değinelim.


Avrupada komünizmin çatırdaması Türkiye’de daha önce ortaya çıktı. Orada soğuk savaşın
bitmesiyle halkın desteği azaldı. Her şeyi önce yapıyorsunuz ama arkası gelmiyor!.
Darbeler solu yavaş yavaş ülkeden temizlemeye niyet etmişti. 80 darbesinin sonunda tamamen
ortadan kalktı ve sol tamamen çözüldü. 80’e gelindiğinde merkez sağ partinin başkanı Demirel
İslamcı partinin başında Erbakan, Türkeşle ise de 83 seçimleri yapıldığında merkez sağ ağırlıklı
partiler kazanıyor. Demirel’in merkez sağı değil Anavatan Özal grubu kazandı. Özal
özelleştirmeden yanaydı kamuya ait malların satılmasından yanaydı Demirel doğuyu kalkındır
düşüncesindeydi. Özal ihracatımız ithalatımız artsın onunla zengileşelim düşüncesindeydi. 87
seçimlerinde anap aldığı yüzde 36lık oyla yüzde 65’lik sandalyeyle tek başına iktidara geldi.
1969’da Demirel hükümetinin tek başına gelmesinden sonraki ilk kez koalisyonsuz bir döneme
geçildiğinin işaretleriydi. Bu dönemde özal neler yaptı anlattım. Özal’ın iyi kötü başarılı olduğu
mesela özal zamanında devlet memurlarının maaşı artmıştı. Emekli olmadan ev almak çok
mümkün değilken ev araba alınmaya başlandı. Heveslenip Özal’a oylar çıktı. 1989’a gelindiğinde
özal’ın merkez sağ politikasında başaramadığı bir şey ortaya çıktı. Enflasyonu düşüremedi. Yüzde
66 enflasyon oranı kendini gösterince Özal hükümetinin inişe geçtiği fark ediliyordu. 1991’de
yapılan seçimlerde Özal’ın desteği oldukça azalmıştı..
Anavatan partisinin başına özalın sözünden çıkmayacağını tahmin ettiği Yıldırım Aktuna getirildi.
Enflasyonla mücadelede başarısız olmuş niteliksiz birini başbakan olması ANAP’ ı iyiden iyiye
zayıflattı. O arada parti çok az sayıda görülünce
1991’de görülen ANAP kongresinde parti genel başkanlığına mesut yılmaz getirildil. Mesut
yılmaz başkan olur olmaz erken seçime gidip tek başına iktidar olmayı denediyse de bu olamadı.
Erken seçim sonucunda Süleyman Demirel’in kurduğu DYP 109 koltuk ANAP da 117 koltuk elde
etti. TBMM’deki sandalye sayısı buydu. O dönmde 1983’te kurulan Halkçı Parti kendini fesh
etmiş başına İsmet Paşa’ınn oğlu Erdal İnönü’nün geçtiği Sosyal Demokrat Halkçı Parti
kurulmuştu. Onlar SODEP ‘ti önce. Halkçı partiyle birleşince bu isim oldu. Bunların 91
sandalyesi vardı. Refah Partisi’ne baktığımızda Milli Selamet Partisi yerine kurulmuştu başında
Erbakan vardı. Onunla birlikte Türkeş’in MHP’si ortak seçim ittifakı yaparak 61 sandalye de
onlar çıkarmıştı. Ecevit ayrı bir parti kurmuştu. DSP barajı zar zor aşarak yed imilletvekili ancak
çıkarmıştı. İki merkez sağ partinin ANAP DYP koalisyonu kurulması gerektiği düşünüldü.
Demirel Özal’a çok karşı olduğu için onlarla koalisyona gitmedi. Demirelle birlikte SHP
koalisyon kurdu. Bu koalisyon döneminde de Demirel’in Türkiye kürt sorunu gerçeğini kabul
etmeli cümlesini gezisi sırasında söyledi. DYP’yle Erdal inönünün SHP’si koalisyon hükümeti
çok iyi bir şeklide giderken 17 Nisan 1993’te Turgut Özal öldü. Onun yerine meclis Demirel’i
aday gösterdi Demirel cumhurbaşkanı olunca bu kez DYP’de genel başkanı sıkıntısı yaşandı.
Dört aday vardı daha önceki dönemde milletvekili olan Demirel’in kızım dediği Tansu Çiller parti
başına getirildi. Deniz Baykal ne yaptı? SHP’nin içinden 1992’de bir grubu kopararak CHP’yi
kurdu. Öbür SHP’lileri de CHp içine alıp İnönü’yü ekarte etti. CHP tamamen kendisine kalınca
Deniz Baykal CHP’si Tansu Çiller hükümetine azınlık hükümet ikurmasında destek oldu ama
Aralık’ta seçimlere giderseniz bu desteği veririm dedi. Gerçekten 1995 Aralık’ta bu seçimler
yapıldığında her ikisi de umduğunu bulamayıp havasını aldı. Refah Partisi birinci parti olarak
çıktı. Doğru yolla anapa baktığımızda bunlar 135 DYP 132 ANAP sandalye kaptı. CHP 76 SHP
19 milletvekili çıkarıyor. Bunun ardından aylarca süren pazarlıklar sonucunda Mesut Yılmaz ve
Tansu Çiller merkez sağdaki görüş farkından dolayı karşı karşıya geliyor. Katien şeriatçılarla
birlikte olmam diyen Tansu Çiller’in erbakanla refah yol koalisyon hükümetini kurduğunu
görüyoruz.
O dönemde ne oldu? Erbakan laikliğe karşı söylemlerde bulunuyor olmasına rağmen milli
görüşlüydü .türkiye topraklarını genişleterek ona kalsa Arapları da alalım fln ab Hıristiyan kulübü
diyerek kafa tutuyordu türkyienin ulusal çıkarlarını savunuyordu. Ama bu da batı dünyasının
hoşuna gitmeyince biraz refah partisinin anti laik söyleminden yararlanarak anti laik cepheyi
parmaklarına takıp genişlettiler. Refah partisinden çıkan bir milletvekili o zaman şevki yılmaz.
Hac’ta Mekke’de çekilmiş videoları Türkiye7de yayınlanmaya başladı. Atatürk’e hakaret etmeye
başladı. Derken bunun ardından Fadime Şahin olayı ortaya çıktı. O dönemde Fadime Şahinle
Müslüm Gündüz olayları çıkıyor. Aczimendiler, sincanda iran büyükelçisinin katıldığı olaylar
derken 28 Şubat Milli Güvenlik Kurulu Bildirisi geldi. Onun ardından başbakan Erbakan sona
erdi başbakanlığı koalisyon sona erdi. Böylece Türkiye’nin iç sorununu çözmeye yönelik merkez
sağa olan doğru yol nasıl çıkarıldıysa tamam laik değil ama türkiyenin çıkarlarını kollayan refah
partisi de sistemin dışına atılmış oldu. Ondan sonra Tansu Çiller’in bir şey yapacağı yok. Halk
bunlardan hepten soğudu. 1994’te büyük bir kriz yaşandı. 134 bin işyeri iflas etti.
Tansu çiller bütün mal varlığını dolara çevirip abdye yatırmış flaşıyla gazeteciler çıkınca Tansu
çiller de düştü. O kanlı Çarşamba oldu.
Ardından bu ikisi patladı. Akp bir günde ortaya çıkmadı. Refah yol kapanınca fazilet kuruldu.
Erbakan 5 yıl yasaklı Recai kutan başkanlığında fazilet partisi kuruldu. Türkiyenin en büyük
amacı AB’ye girmektir dediyse de laikliğe aykırı eylemlerinden dolayı o da kapatılacağı sırada
daha kurnaz olan Abdullah Gül Tayyip grubu partiden istifa edip AKP’yi kuracaktır.
AKP’yle daha önceki dinci partiler arasındaki temel fark:
Onlar laikliğe karşılardı milli görüşe inanıyorlardı. Ama bunlar Türkiye’nin çıkarlarını ABD’nin
İsrail’in çıkarlarından önde tutacağız dedikleri için ekarte edildiler.
Akp şimdi ne yapıyor? Dükkan senin istediğin gibi olsun diyor. Ben islamiyeti bile entegre
ederim. Türkiyenin çıkarı önemli değil önemli olan sizin çıkarınız diyor. Yeter ki iktidarda kalalım
diyor arkasından gelen ABD rüzgarıyla bu günlere gelindi.
Toprak bütünlüğü bir laik demokratik hukuk devleti iki. Bunlara dikkat çekilerek Türkiye’nin içi
boşaltılarak bu günlere geldi.
Avrupa’da onlar 8 tane parti kapatırken biz 24 parti kapamışız.

Burada ne yapıldı geçtiğmiz hafta anlattım 95’te gümrük brliğine girildi. 21. yy türkiyenin yylı
olacak deniliyordu. Gümrük birliğine girdikten sonra Kophenhag’ın siyasi kriterleriyle tam üyelik
içni başvurduktan sonra 2 kritere uymak zorund akladık. 1 siyasi kriter denilen kophenag siyasi
kriterleri bir diğeri ekonomik kriterler. Bunları yerine getirirseniz tam üye olabilirsiniz ya da
olamazsınız deyip ucu açık bir politika başlatıyorum dedi. Avrupa ülkelerinin bir kısmı alındı.
Türkiye’ye dediler ki askeri rejim zamanında terörle mücadele kanunu çıkarmışın bu insan
haklarını ihlal ediyor buun değiştir dediler bu kaldırıldı 1999 seçimlerinden sonra Ecevit en fazla
oyu aldıktan sonra bu kapıcı devlet bahçeli artık gelmişti Türkeş öldüğü için MHP ve ANAP bu
üçü 550 kişilik meclisin yarısından fazlasını aldılar.
Demirelin yerine Sezer’i seçtiler. Ecevit “Girelim ama bunların alacağı yok biz Avrasya politikası
da yapalım” dedi. Ecevit doğu bloku yıkıldığında “Biz doğu blokunun yıkılmasına nükleer
savaşın çıkmaması için çıkmayacağın gösterdiği için sevinmemiz gerekir. Nükleer savaş
tehlikesini ortadan kaldırmıştır. Sevdirmesi gerekir.
Batı Avrupa’ınn bıraktığ ıboşluğu ABD doldurdu. Bunu da AB karşısına çıkıyor.
Biz sizi alırız almayız dediğinde Türkiye’yi neden almayız diyor? Avrupa bir ara SB ye karşı bir
Avrupa ordusu kurmaya kalkıyorlar. Rusyada namluları toplarız veririz ama ne yaparlar?
Türkiye’yi neden belki alırız diyorlar?

You might also like