Professional Documents
Culture Documents
Hepimiz HrantÕÝz,
Hepimiz Ermeniyiz!
2 ★ K›z›l Bayrak Kızıl Bayrak’tan... Sayı:2007/03 ★ 26 Ocak 2007
İÇİNDEKİLER
Hrant Dink'in katledilmesi geri tepti!
K›z›l Bayrak’ tan
Halkların özgürlüğü, eşitliği ve Bakanlık nihayet bir adım geri atmak zorunda kaldı.
kardeşliğinin yegane güvencesi, işçi Tecrit uygulamasında çatlak oluştu. Şimdi sıra bu
çatlağı derinleştirmekte. Bunun için F tipi
sınıfının enternasyonal dayanışması ve hapishanelere, hücrelere, tecrit ve trendmana karşı
halkların devrimci mücadele mücadelenin kesintisiz sürdürülmesi gerekiyor. Araçlar,
birliğidir!.... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3 yöntemler farklılaşabilir, ancak bu sorun ortada
durduğu sürece ona karşı mücadelenin de süregideceği
Hrant Dink'i uğurlama töreninden açıktır.
yansıyanlar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 4 Bakanlığın geri adım atmasıyla birlikte, 3 haftadır
Cinayetin gerisinde devletin kirli ve İstanbul Taksim’de gerçekleştirilen eylemler de sona
eriyor. Önümüzdeki Cumartesi yapılacak eylemde
karanlık odakları var!.. . . . . . . . . . . . . . . 5 konuya ilişkin açıklama da yapılacak. 27 Ocak günü
Güvercin Kasapları'nın sefaleti . . . . . . . 6 saat 16:00’da yine Taksim Tramvay durağında
Onbinler Hrant Dink'i uğurladı... yapılacak son eylemin kitlesel geçmesi önemli.
Devlet Hrant Dink cinayetinden paçasını sıyırmanın
Faşizme ve şovenizme büyük kitlesel yollarını ararken, kitlelerin Dink’i sahiplenme tarzı,
öfke: "Hepimiz Hrant'ız, hepimiz sistemi iyice sıkıntıya sokmuş bulunuyor. Daha cinayet
Ermeni'yiz!" . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 7 duyulur duyulmaz ciddi bir sahiplenme görülmeye
başlanmıştı. Ancak cenaze töreni eylemi, devletin
Hrant Dink cinayeti ülkenin dört bir aklına bile getiremeyeceği kitlesellikte bir sahiplenmeyi
yanında lanetlendi...... . . . . . . . . . . . . 8-10 açığa çıkardı. Türkiye’nin emekçi halkları cephesinden
Yurt dışında H. Dink protestoları. . . . . 11 kıvanç verici bu gelişme karşısında, halk düşmanlarının
adeta dili tutuldu.
Mecliste Irak ve Kerkük için Gene de, kendi aleyhlerine olan bu gelişmeyi bile
gizli oturum.. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 12 leyhlerine kullanmaya çalışıyorlar. Sahiplenmeyi
“devlet ve millet” üzerinden yorumlama gayretine
Tecrit karşıtı eylemler.. . . . . . . . . . . 13-14
girişiyorlar.
İşçi hareketinden.. . . . . . . . . . . . . . . . . 15 Fakat devletin sorumluluğu ve suçu öylesine açık ki,
Latin Amerika: 2006 yılından kesitler... failin yakalanması ve teşhir ediliş tarzı o derece
“acemice” kurgulandı ki, kimseyi kandırma imkanları
Kapitalizmin neo-liberal saldırılarına
bulunmuyor. Kandırmalarına da izin vermemek
karşı emekçilerin direnişi sürüyor gerekiyor. Devletin bir suç örgütü biçiminde çeteleşmiş
(Orta sayfa). . . . . . . . . . . . . . . . . . . 16-17 yapısını, sistemli bir teşhir konusu olarak gündemde
tutmak gerekiyor. savaşa karşı görevlerimizi değiştirmeyecek kuşkusuz.
Sendikal hareketin durumu/1 . . . . . 18-19
Suçları sadece, Hrant Dink gibi aydınları teker teker Her durumda, emperyalist savaşa ve saldırganlığa karşı
İran emperyalist-siyonist saldırıya karşı katletmekle sınırlı değil. Onbinlerce emekçi Hrant için halkların dayanışmasını güçlendirmeye, emperyalizme
hazırlanıyor! . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 20 yürürken, onlar, gizli bir oturumda Irak’a müdahaleyi karşı mücadeleyi sertleştirmeye çalışmak gerekiyor.
görüşüyordu. Daha doğrusu, efendileri ABD Özellikle de halklar arasındaki kardeşlik ve güven
Güney Irak'ta işgalcileri hedef alan emperyalizminin Irak bataklığından çıkabilmesi için işçi duygularının her gün yeniden kundaklandığı bölgemizde
saldırılar artıyor. . . . . . . . . . . . . . . . . . . 21 ve emekçi gençlerimizi nasıl köprü yapabileceklerini bu görev son derece önemli hale gelmiş bulunuyor.
Küçükçekmece Emekçi Kadın konuştular. Ne karar aldılar bilinmiyor. Çünkü gündem Unutmayalım ki, Ortadoğu’yu emperyalizme mezar
böyle “vatana ve millete” ihanet olunca halktan gizleme haline getirecek tek gelişme, bölge halklarının anti
Komisyonu 8 Mart'a doğru adımlarını ihtiyacı da doğuyor. emperyalist mücadele yolunu aydınlatacak bir sosyalist
hızlandırıyor… . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 22 Aldıkları ya da alacakları kararlar, emperyalist devrimdir.
Bir emperyalist yeniden yapılandırma
projesi: Geniş Ortadoğu İnisiyatifi-2
“Yeni NATO” . . . . . . . . . . . . . . . . . 23-24
2007'ye girerken/3. . . . . . . . . . . . . . 25-26
Liselilerin Sesi’nden . . . . . . . . . . . . 27-28
Basından . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 29-30
Mücadele Postası . . . . . . . . . . . . . . . . . 31
Sosyalizm İçin
K›z›l Bayrak e . . .
Haftalık Sosyalist Siyasal Gazete
y i i l e r d
Sayı: 2007/03 ● 26 Ocak 2007
ı v e b a
Fiyatı: 50 Ykr
Sahibi ve Y. İşl. Md.: Gülcan CEYRAN EKİNCİ
EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. Kita p ç
Yayın türü: Süreli Yaygın
Yönetim Adresi:
Eksen Yayıncılık Mollaşeref Mh. Turgut Özal Cd.
(Millet Cd.) No: 50/10 İstanbul Tel: 0 (212) 621 74 52
Fax: 0 (212) 534 95 90
e-mail: kb1@tnn.net
Web: http://www.kizilbayrak.de
http://www.kizilbayrak.org
http://www.kizilbayrak.com
Baskı: Gün Matbaacılık Genel Dağıtım:
İSTANBUL YAYSAT
Tel: 0 (212) 426 63 30
Sayı:2007/03 ★ 26 Ocak 2007 Kapak K›z›l Bayrak ★ 3
Hrant Dink’in katledilmesi geri tepti! Cenazeyi onbinler sahiplendi... Ermenilerin yüz yıllık
yalnızlığında bir gedik açıldı... Gerisi mutlaka getirilmelidir!
İstanbul: “Katil devlet hesap döktüğü kanda boğacağız!”, “Yaşasın halkların Dink’in katledilmesi üzerine Adana’da bir araya gelen
kardeşliği!” sloganları haykırıldı. sendikalar, DKÖ’ler, siyasi partiler ve devrimci
verecek!” Yapılan açıklamanın ardından yaklaşık yarım çevreler bir yürüyüş gerçekleştirdiler.
Hrant Dink’in Agos Gazetesi önünde 19 Ocak saatlik oturma eylemi gerçekleştirildi. Ardından faşist 20 Ocak günü İnönü Parkı’nda toplanan kitle,
günü uğradığı silahlı saldırı sonucu katledilmesi aynı katliam ve cinayetlerde kaybedilenler anısına bir burada yapılan açıklamanın ardından Uğur Mumcu
gün İstanbul’da yapılan yürüyüşle protesto edildi. 10 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Eylemde yer yer Meydanı’na doğru, caddeyi tek şerit trafiğe kapatarak
bini aşkın kişinin katıldığı eylemde bir araya gelen “Hepimiz Kürd’üz, hepimiz Ermeni’yiz!” sloganları yürüyüşe geçti. Yol boyunca en önde katliama ilişkin
demokratik kitle örgütleri, sendikalar ve devrimci atıldı. (Kızıl Bayrak/Ankara) gazete sayfalarından oluşan bir pankartın ardında
güçler yapılan saldırıyı lanetledi, sermaye devleti ve “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeni’yiz!”, “Yaşasın
düzen partileri kitlenin öfkesinin hedefi oldu. halkların kardeşliği!”, “Katil devlet hesap verecek!”,
Saldırının duyulmasının ardından Agos
Bursa: “Yaşasın halkların “Faşizme karşı omuz omuza!” sloganları gür bir
Gazetesi’nin Osmanbey’deki binası önünde ve Taksim kardeşliği!” şekilde atıldı. Eylemde eğitim emekçileri de “Katiller
Meydanı’nda toplanan kitle saldırıyı protesto ederek 19 Ocak günü saat 18.30’da AVP Tiyatro önünde bulunsun, hesap sorulsun!”, “Yaşasın halkların
oturma eylemine başladı. Her geçen dakika protesto kardeşliği!” pankartıyla yürüyüşe katıldılar. İstasyon
Hrant Dink’in katledilmesi protesto edildi. Mazlum-
eylemine katılan kitle saat 20.00’de Agos Gazetesi’ne önüne gelindiğinde basın açıklamasını İHD üyesi
Der, İHD, Halkevleri, SEH, Memur-Sen, ÇHD, Doğa-
doğru yürüyüşe geçti. Halaskargazi Caddesi’nin Mustafa Bağçiçek okudu. Eyleme yaklaşık 300 kişi
Der, İşçi Hakları Derneği, TMMOB, KESK, Günyüzü
Şişli’ye gidiş yönünü trafiğe kapatan onbin kişi katıldı. (Kızıl Bayrak/Adana)
Kadın Dayanışma Kooperatifi, Nilüfer Yerel Gündem
yürüyüş boyunca “Hepimiz Hrant, hepimiz 21, Öğrenci Dayanışma Evi, ESP, Özgür-Der, EMEP,
Ermeni’yiz!”, “Hepimiz Kürd’üz, hepimiz SDP, ÖDP ve DTP’nin katıldığı eylemde “Gazeteci Ankara: “İnadına hepimiz
Ermeni’yiz”, “Katil devlet hesap verecek!”, katili kontrgerilla!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”
“Kahrolsun MGK, MİT, CİA, kontrgerilla!” “Yaşasın sloganları sıklıkla atıldı. Yapılan açıklamada, Hrant Hrant Dink’iz!”
halkların kardeşliği!”, “Faşizme karşı omuz omuza”, Dink’e yapılan saldırının bu ülkenin umuduna ve Hrant Dink’in katledilmesi 20 Ocak günü saat
“Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya geleceğine yapıldığı ifade edildi. Eyleme 100’ü aşkın 14:00’de Yüksel Caddesi’nde gerçekleştirelen basın
hiçbirimiz”, “Hrant’ın katili Susurluk devleti!” kişi katıldı. (Kızıl Bayrak/Bursa) açıklamasıyla protesto edilmeye devam etti. İlk olarak
sloganlarını sıklıkla atıldı. Mehmet Özer konuştu, ardından Ahmet Telli
Agos Gazetesi önüne gelinmesi ile birlikte yolun hazırlanan metni okudu. ÇGD başkanının katliamı
diğer tarafını da trafiğe kapatan kitle burada “Hrantlar Katliam İzmir’de protesto edildi lanetlemesinin ardından Temel Demirer ile Ankara
ölmez, Agoslar susmaz!”, “Ermeni halkı yalnız 19 Ocak günü Konak Sümerbank önünde toplanan ‘78’liler Derneği adına Ruşen Sümbüloğlu sözaldı.
değildir!”, “İnadına hepimiz Ermeni’yiz!”, “İşte 700 kişi ellerinde karanfiller, Agos gazetesi ve Konuşmalar esnasında “İnadına hepimiz Hrant
devlet, işte soykırım!” sloganlarını haykırdı. sloganlarla Konak’a doğru yürüyüşe geçti. Dink’iz!”, “Hepimiz Kürd’üz, hepimiz Ermeni’yiz!”,
Süleyman Çelebi’nin yaptığı basın açıklamasının Kitle “İnadına hepimiz Hrant Dink’iz!”, “Yaşasın “Katil devlet hesap verecek!”, “Faşizme karşı omuz
ardından eylemin sona erdiği açıklandı. Buna rağmen halkların kardeşliği!”, “Katil devlet hesap verecek”, omuza!” sloganları atıldı. Son olarak Yılmaz Demiral
kitle birbuçuk saat daha bekleyişini sürdürdü. “CHP “Agos susmadı, susmayacak!’ sloganları ile konuştu. Ardından hep birlikte Beyazıt Marşı şiiri
halk değil, faşist partisi!”, “Faşist CHP!” sloganlarıyla Büyükşehir Belediyesi önüne kadar yürüdü. Burada okundu. Eyleme bini aşkın kişi katıldı. (Kızıl
CHP’yi de protesto eden kitle, ilerleyen saatlerde Dink’in anısına mumlar yakıldı ve karanfiller Bayrak/Ankara)
direğe asılı CHP flamalarını indirerek yaktı. (Kızıl bırakıldı. Yapılan açıklamada, emekçilerin birbirine
Bayrak/İstanbul) kırdırılmaya çalışıldığı, Hırant Dink’in öldürülmesinin
buna zemin hazırlama amacı taşıdığı vurgulandı. Eskişehir: “Hepimiz Hrant
Ankara: “Hepimiz Ermeni’yiz, Açıklamanın ardından kitle, sloganlarla tekrar Dink’iz!”
Konak Sümerbank önüne kadar yürüdü. (Kızıl Hrant Dink’in kurşunlanarak öldürülmesi 20 Ocak
hepimiz Kürd’üz” Bayrak/İzmir) günü Eskişehir İHD tarafından Sağlık Müdürlüğü
19 Ocak günü katliam Ankara’da da kitlesel bir önünden Migros önüne gerçekleştirilen yürüyüşle
eylemle lanetlendi. Çağrısını TMMOB, KESK, ATO Adana: “Yaşasın halkların kınandı. Basın açıklamasında “Yaşasın halkların
ve Diş Hekimleri Birliği’nin yaptığı eylem yaklaşık kardeşliği!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Hepimiz
bin kişi katıldı. Yüksel Caddesi’nde toplanan kitle kardeşliği!” Hrant’ız hepimiz Ermeni’yiz!”, “Faşizmi döktüğü
Kızılay Güven Park’a yürüdü. Sık sık “Faşizmi AGOS gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant kanda boğacağız!”sloganları atıldı. Açıklamaya BDSP,
Sayı:2007/03 ★ 26 Ocak 2007 Hrant Dink protestoları... K›z›l Bayrak ★ 9
Bursa İzmir
ESP, DPG, Eskişehir Gençlik Derneği, DGH, yapılan bir yürüyüşle protesto edildi. 21 Ocak günü destek verdi. (Kızıl Bayrak/Edirne)
Halkevleri, SDP katılarak destek verdi. Açıklamaya akşam saatlerinde Dinler Sokak’ta toplanan kitle
yaklaşık 60 kişi katıldı. “Hrant’ın katili devlettir! Kahrolsun kontgerilla!”
Aynı gün Adalar Migros önünde de ÖDP yazılı pankart arkasında kortej oluşturarak Heykele
Ankara: “Faşizme karşı omuz
tarafından saldırıyı lanetleyen bir basın açıklaması doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş boyunca “Hrant omuza!”
gerçekleştirildi ve sloganlar atıldı. İlerici ve devrimci Dink’in katili sermaye devleti!”, “Hepimiz Hrant’ız, 21 Ocak günü Yüksel Caddesi’nde toplanan kitle
güçlerin de katılarak destek verdiği açıklamaya hepimiz Ermeni’yiz!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Hepimiz Hrant Dink’iz!”, “Hepimiz Ermeni’yiz!”
yaklaşık 250 kişi katıldı. (Kızıl Bayrak/Eskişehir) “Hepimiz Kürd’üz, hepimiz Ermeni’yiz!”, “Faşizme sloganını haykırdı. Ardından Aydın Sanatçı Girişimi
karşı omuz omuza!”, “Katil devlet hesap verecek!” adına konuşma ile Hrant Dink’i anlatan konuşmalar
sloganları atıldı. Heykel’e gelindiğinde basın
Diyarbakır ve Dersim’de açıklaması okundu. BDSP, ESP ve SDP tarafından
yapıldı. “Hepimiz Hrant Dink’iz!”, “Hepimiz
Kürd’üz/Ermeni’yiz!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”,
protesto düzenlenen eyleme PDD, Alınteri ve HKM destek “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Katil devlet hesap
Hrant Dink’in öldürülmesi Eğitim-Sen Diyarbakır verdi. Eyleme 70 kişi katıldı. (BDSP/Gülsuyu) verecek!” sloganları öfkeyle atıldı. “Sarı Gelin”
Şubesi tarafından 21 Ocak günü yapılan oturma türküsü çalındı. Ardından Hrant Dink’in yaşamından
eylemiyle kınandı. Açıklamanın ardından eylemciler, Kayseri: “Hepimiz Hrant’ız!” kesitler sunan sinevizyon gösterimi yapıldı. Eyleme
Sanat Sokağı’na giderek oturma eylemi yaptılar. yaklaşık bin kişi katıldı. (Kızıl Bayrak/Ankara)
“Barış güvercinimizi katlettiler!” yazılı pankart 21 Ocak günü saat 14.30’da Kayseri İHD
açılarak yapılan 5 dakikalık oturma eyleminin Şubesi’nde bir basın açıklaması yapıldı. İHD’nin
ardından dağıldılar. düzenlediği açıklamaya BDSP, siyasi partiler ve Malatya’da meşaleli yürüyüş
Hrant Dink’in öldürülmesi Dersim’de yoğun kar demokratik kitle örgütleri de destek verdi. Açıklamada 21 Ocak günü Malatya’da yaklaşık bin kişi faşist
yağışı altında protesto edildi. 500 kişilik kitle, hep aynı senaryonun oynandığı, bu tür cinayetlerin saldırıyı kınadı. Soykan Parkı’nda toplanan kitle kortej
‘Hepimiz Ermeni’yiz’, ‘Hepimiz Dink’iz’ sloganları esas sorumlusunun ırkçı, milliyetçi, şovenist oluşturarak Hrant Dink’in doğduğu Çavuşoğlu semtine
attı. Konuşmaların ardından Hrant Dink anısına bir politikalarıyla devlet olduğu belirtildi. Yaklaşık 40 kadar meşalelerle yürüdü. Eski Ermeni Kilisesi
dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. kişinin katıldığı basın açıklaması, kitlenin hep birlikte önünde basın açıklaması yapıldı. Eylemde “Yaşasın
haykırdığı “Hepimiz Ermeni’yiz, hepimiz Hrant hakların kardeşliği!”, “Gün gelecek, devran dönecek,
Dink’iz!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!” sloganlarıyla katiller halka hesap vercek!”, “Faşizme karşı omuz
Dink için Zonguldak’ta eylem sona erdi. (Kızıl Bayrak/Kayseri) omuza!”, “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz!”
20 Ocak günü Zonguldak Demokrasi Platformu, sloganları atıldı.
KESK, DİSK, Gençlik Derneği, Emek Partisi, ÖDP, Samsun’da katilam lanetlendi!
TKP ve Zonguldaklı aydınlar tarafından Madenci Anıtı
önünde Hrant Dink’in katledilmesi ile ilgili bir basın Hrant Dink’in katledilmesi 21 Ocak günü Kartal’da protesto
açıklaması gerçekleştirildi. “Hepimiz Hrant Dink’iz, Samsun’da gerçekleştirilen basın açıklaması ile 22 Ocak günü Kartal’da gerçekleştirilen eylemle
Hepimiz Ermeni’yiz!” pankartının açıldığı eylemde protesto edildi. Açıklamanın ardından bugüne kadar katliam protesto edildi. Polis, Kartal Postanesi önünde
“Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Faşizme karşı omuz katledilen aydınların adları okundu. Herbir isminin toplanmaya başlayan kitleyi yürütmeyeceğini
omuza!”, “İnadına hepimiz Ermeni’yiz!” sloganları söylenmesinin ardından kitle “Yaşıyor!” şeklinde söyleyerek tehditler savurdu, kitleyi ablukaya alarak
atıldı. (Ekim Gençliği/Zonguldak) slogan attı. Eyleme yaklaşık 50 kişi katıldı. (Kızıl yolu yürüyüşe kapattı. Polisin tehditlerinin
Bayrak/Samsun) çevredekilere teşhir edilmesi ve “Baskılar bizi
yıldıramaz!” sloganı haykırılarak sergilenen kararlı
İzmir’de protesto tutum karşısında kolluk güçleri barikatı açmak
DKÖ’ler, sendikalar ve partiler tarafından İzmir
Edirne: “Katiller halka hesap zorunda kaldı.
Demokrasi Güçleri imzasıyla 20 Ocak günü verecek!” Yürüyüşe geçen kitle “Faşizmi döktüğü kanda
Büyükşehir Belediyesi’nin yanında bir eylem yapıldı. Hrant Dink katledilmesini protesto etmek amacıyla boğacağız”, “Hepimiz Hrant Dink’iz, hepimiz
Yaklaşık 1500 kişinin katıldığı eylemde BES Şube Trakya Üniversitesi Öğrenci Derneği 21 Ocak günü bir Ermeni’yiz”, “Yaşasın halkların kardeşliği” sloganları
Başkanı Musa Sever açıklama yaptı. Sever eylem gerçekleştirdi. Dernek önünden yürüyüşle eşliğinde Kartal Meydanı’na girdi. Burada basın
açıklamasında “Şimdi her zamankinden daha fazla başlayan eylem Edirne Postanesi önünde okunan basın açıklaması yapıldı. BDSP, DHP, HKM, ESP, EKD,
eşit, özgür, demokratik bir Türkiye’de birarada yaşamı açıklaması ve oturma eylemiyle devam etti. Çevredeki İLPS, Partizan, Emekli-Sen ve Tersane İşçileri Birliği
savunma ve bunun için mücadele etme zamanıdır” insanların katılımıyla sayı 200’e yaklaştı. Sık sık tarafından düzenlenen eyleme 50’yi aşkın kişi katıldı.
dedi. (Kızıl Bayrak/İzmir) “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeni’yiz!”, “Yaşasın (Kızıl Bayrak/Kartal)
halkların kardeşliği!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”
Gülsuyu: “Hrant’ın katili sloganları atıldı. Yakılan mumlar postane önüne Ankara’da beş bin kişi katliamı
bırakıldı. Eyleme ilgi yoğundu. Son dönemde
devlettir!” Edirne’de gerçekleştirilen en kitlesel eylem oldu. lanetledi
Hrant Dink’in katledilmesi Maltepe Gülsuyu’nda Edirne’deki tüm devrimci ve ilerici güçler eyleme Hrant Dink’in katledilmesinin ardından Ankara’da
10 ★ K›z›l Bayrak Hrant Dink protestoları... Sayı:2007/03 ★ 26 Ocak 2007
Frankfurt’ta Hrant Dink bırakıldı. Eylemde “Katil devlet hesap verecek!”, “Hrant Dink’in katili faşist sermaye devletidir!”
“Hepimiz Hrant Dink’iz, hepimiz Ermeni’yiz!” başlıklı Türkçe ve Almanca bildirilerimizi dağıttık.
protestosu sloganları atıldı. Bir-Kar/Köln
Hrant Dink katliamı 20 Ocak Cumartesi günü Aynı akşam 18.00’de Frankfurt Hauptwache’de
Frankfurt’un merkezi yerlerinden biri olan meşaleli bir etkinlik gerçekleştirildi. Güneş
Hauptwache’de yapılan basın açıklaması ile protesto Tiyatrosu’nun söylediği türkülerle coşan 300 kişilik
Katliam Paris’te protesto edildi
edildi. bir kitle “Katil devlet hesap verecek!”, “Hepimiz İlerici Ermeni aydın Hrant Dink’ın katliamı 23
Saat 13:00’de başlayan açıklama belli aralıklarla Hrant Dink’iz!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!” Ocak günü Paris’te Türk Konsolosluğu önünde
saat 17:00’ye kadar sürdü. Yaklaşık 200 kişinin sloganlarını attı. gerçekleştirilen eylemle lanetlendi.
katıldığı eyleme Alman basını da ilgi gösterdi. Çeşitli kurum ve kuruluşların yanısıra ADHK, Bir-Kar, ACTIT-Türkiyeli Göçmen İşçiler Kültür
Eylemde “Güvercine dokundular” başlıklı açıklama AGİF ve BİR-KAR etkinliğe güçlü bir katılım sağladı. Derneği, Odak, Köz, Yaşanacak Dünya, FTIF-Fransa
okundu. Bir-Kar/Frankfurt Türkiyeli İşçiler Federasyonu, Anadolu Kültür ve
Frankfurt Türk Halkevi, Türk Yunan Dostluk Dayanışma Derneği, Avrupa Demokratik Haklar
Derneği, Soykırım Karşıtları Derneği, Hessen Ermeni Konfederasyonu ve ÖDP gibi kurumların yeraldığı
Kültür Derneği, Sindelfingen Enternasyonal Merkezi,
Berlin’de Hrant Dink mitingi eyleme 100 kişi katıldı.
İmece Wiesbaden e.V., ODA Hessen Koordinasyon, 23 Ocak günü Berlin’de Hrant Dink’in katledilişini Eylemde Fransızca ve Türkçe olarak Hrant Dink’in
Mainz Özgürlük Dayanışma Derneği gibi kuruluşların protesto etmek amacıyla bir miting düzenlendi. faşist sermaye devleti tarafından katledildiği belirtildi
birlikte düzenledikleri eyleme Bir-Kar olarak biz de Devrimci ve demokratik kurum ve kuruluşların ve Dink’e sahip çıkma çağrısı yapıldı. Eylemde
destek verdik. katıldığı miting saat 17:30’da başladı. Yapılan “Hepimiz Hrant Dink’iz, hepimiz Ermeni’yiz!”
konuşmalarda H. Dink’in neden boy hedefi olarak pankartı açıldı, “Hrant Dink’in katili Türk devletidir!”
Bir-Kar/Frankfurt
gösterildiği anlatıldı. Hrant Dink’in son yazısı okundu. ve “Yaşasın halkların kardeşliği!” yazılı dövizler
Yaklaşık 300 kişinin katıldığı mitinge Bir-Kar olarak taşındı.
İsviçre/Basel’de eylem biz de katıldık. Bir-Kar imzalı Almanca ve Türkçe Bir-Kar/Paris
Devrimci gruplar olarak İsviçre’de bir süredir ortak bildiri dağıttık.
Bir-Kar/Berlin
eylemler gerçekleştiriyoruz. 20 Ocak günü Bielefeld’de katliam lanetlendi
gerçekleştirilen eylemde tecritin yanısıra Hırant
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant
Dink’in katledilmesi protesto edildi ve resimleri Köln’de Hrant Dink için eylem Dink’in alçakça katledilmesi Almanya’nın Bielefeld
taşındı. Tecritle ilgili Almanca ortak pankartı açıldı.
Hrant Dink’in katledilmesini protesto etmek kentinde de protesto edildi.
Ortak olarak hazırlanan Almanca metin okundu ve
amacıyla 25 Ocak günü WDR televizyonunun Bielefeld’de bulunan Türkiyeli ve Alman
konuşmalar yapıldı. Ardından Hrant Dink’in
önündeki alanda eylem gerçekleştirildi. Eylem Dink kurumlardan (BİR-KAR, ATİF, Anadolu Kültür
katledilmesi ilgili açıklama okundu, iğrenç saldırı
şahsında tüm özgürlük ve devrim şehitleri anısına Merkezi, AGİF, AK-Asyl, Karawane, Bielefeld ve
lanetlendi.
yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. çevresi Alevi Derneği, İBZ-Barış Evi, DİDF) oluşan
100’ü aşkın bir katılımın gerçekleştiği eylem BİR-
Ardından ortak Almanca metin okundu. Daha sonra girişim, ortak bir bildiriyle, 23 Ocak günü yapılacak
KAR, İGİF, İTİF, Alınteri, Zürich Halkevi, SEH, SAP,
“Sarı Gelin” türküsü söylendi, şiirler okundu. Hrant eyleme çağrı yaptı. “Hepimiz Hrant Dink’iz, Hepimiz
TÖP, Alevi Birliği Federasyonu tarafından örgütlendi,
Dink’in resminin bulunduğu yere karanfiller bırakıldı. Ermeni’yiz“ başlıklı ortak bildiri Türkçe ve Almanca
TAYAD ise destek verdi.
Eylemde WDR televizyonu röportaj yaptı. olarak hazırlandı.
Bir-Kar/Basel Çağrısını, AABF, ATİK, Av. Dersim DF, DİDF, 14.00’ten itibaren çarşıda stand kurduk ve
HAK-PAR Almanya, KOM-KAR, ÖDP-Almanya ve bildirilerimizi dağıtık. Hrant Dink’in resimlerinden
Frankfurt’ta Hrant Dink TÜDAY’ın yaptığı, AGİF, Yaşanacak Dünya ve Bir- oluşan bir köşe oluşturduk. Saat 17.00’de saygı
Kar’ın destek verdiği eyleme yaklaşık 200 kişi katıldı. duruşuyla başlattığımız eylemimiz faşist sermaye
yürüyüşü Eylemde “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz devletini lanetleyen konuşmalarla devam etti. Türkçe
23 Ocak günü Frankfurt Üniversitesi’nde toplanan Ermeni’yiz!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, ve Ermenice Sarı Gelin türküsünün dinlendiği eyleme
yaklaşık 150 kişi saat 15.00’te Frankfurt Türk “Faşizme karşı omuz omuza!” sloganları atıldı, yaklaşık 70 kişi katıldı.
Konsolosluğu’na doğru yürüyüşe geçti. Polis kordunu dövizler taşındı. BİR-KAR/Bielefeld
altında konsolusluğa protesto mektubu ve siyah çelenk Bir-Kar olarak eyleme dövizlerimizle katıldık,
12 ★ K›z›l Bayrak Irak batağına doğru... Sayı:2007/03 ★ 26 Ocak 2007
Kapitalizmin neoliber
emekçilerin di
Kibirli dünya jandarması ABD emperyalizmi, son 2 Temmuz 2006’da gerçekleştirilen Meksika zenginliğin halka ait olduğu fikrinin yaygınlaşması
yıllarda yalnızca Ortadoğu’daki gelişmeleri değil, seçimlerini ise, Amerikancı aday Felipe Calderon’un açısından yapılan kamulaştırmalar önemlidir.
fakat “arka bahçesi” saydığı Latin Amerika’daki kazandığı açıklanmış, ancak bu sonuca itiraz eden Bu noktada dikkat çekici olan, Venezüella ve
süreci de kaygıyla izliyor. Gerçi Latin Amerika henüz yüzbinlerce kişinin katılımıyla haftalar süren Bolivya dışındaki “solcu/sosyalist” başkanlar
Ortadoğu gibi bataklık sayılmıyor, fakat “arka protestolar yapılmıştır. Amerikancı adayın tarafından yönetilen ülkelerden kamulaştırmaya
bahçe”de denetimini yitirmesi halinde, saldırgan kazanmasını sağlamak için yolsuzluk yapıldığını gösterilen tepkilerin içeriğidir. Kamulaştırma, temel
dünya jandarmasının ciddi bir güç ve prestij kaybına söyleyen “halkçı” aday Manuel Lopez Obrador işletmelerden ibaret olduğu, dahası hiçbir kapitalistin
uğrayacağı da kesin. Bundan dolayı Ortadoğu’da liderliğindeki parti, uğraşlarına rağmen seçimleri özel mülküne el sürülmediği halde “solcu”
savaş makinesinin açtığı yoldan ilerlemeye çalışan iptal ettiremedi, ama Felipe Calderon’un yönetimler, Venezüella ve Bolivya’da olanları
savaş kundakçıları, Latin Amerika’da sarsılan başkanlığının gayri meşru olduğunu ilan ederek korkuyla izliyorlar. Örneğin, kamulaştırma gibi bir
hegemonyalarını sürdürebilmek için işbirlikçilerini “alternatif kabine” oluşturdu. “tehlike”nin ülkesinde yaşanmayacağının garantisini
hazırlama faaliyetine de hız vermiş bulunuyorlar. Seçimler sonucunda başa geçen kişilerle veren Arjantin İçişleri Bakanı Anibal Fernandez,
Neoliberal saldırının ilk uygulama alanı olan kıta temsilcisi oldukları siyasal oluşumların “2001’de böyle bir tehlike vardı. Ama artık yok.
ülkeleri, her yönüyle vahşi kapitalizmin ortalığı kasıp “solcu/sosyalist” kimliği/çizgisi pekçok yönden Arjantin kapitalist bir ülkedir” diyor. Bu açıklama,
kavuran yıkıcılığına maruz kaldı. Ekonomik şiddet tartışılmaya açık. Zaten başkanlık koltuğuna “solcu” yönetimlerin sınıfsal yapısı hakkında yeterli
işsizlik, yoksulluk, sosyal halkların ortadan oturanlardan sadece Ekvador’un yeni lideri Rafael açıklıkta bir fikir vermektedir.
kaldırılmasına yol açarken, CIA’nın organize ettiği Correa belli iddialar taşıyor. Sol dalganın başkanlık Kamulaştırma alanında atılan adımlar
faşist askeri darbelerle başa geçen Amerikancı düzeyindeki temsilcileri kabul edilen Hugo Cahevez- kapitalistlerin özel mülkiyetine uzanabilirse eğer -ki
generaller yönetiminde kıta adeta mezbahaya Evo Morales ikilisine yakın olduğu söylenen Correa, ancak o zaman asıl niteliğine kavuşacaktır-, sınıf
çevrildi. Bu süreç bir kez daha gösterdi ki, neoliberal yoksullara yardım programlarına ve sanayiye öncelik çatışmalarının farklı bir evreye sıçraması kaçınılmaz
ekonomik şiddet ile faşist askeri şiddet, bir verileceğini, bunun için gerekirse dış borçların olacaktır. Bolivya burjuvazisinin Morales yönetimine
madalyonun iki yüzü gibidir. Birinin varlığı diğerini ödenmeyeceğini, ABD’nin Manta Askeri Üssü’nün köstek olmak için gösterdiği pervasızlık, buna karşı
zorunlu kılıyor. de anlaşma süresi bittiğinde kapatılacağını emekçilerin alanlara inerek karşılık vermesi,
Fütursuz bir oligarşik azınlığın denetiminde ve açıklayarak işe başladı. Diğerlerinin verili durumdaki bugünden keskinleşmesi kaçınılmaz olan sınıf
hizmetinde olan gerici-faşist rejimlerin ABD “sol” çizgileri ise, Amerikan emperyalizmi ile iyi çatışmalarının işaretini veriyor.
güdümünde yürüttüğü çok yönlü saldırılar, kuşkusuz ilişkiler geliştirmeye engel olmayacak cinsten.
ki bu toplumların bünyesinde önemli tahribatlara yol Seçim sonuçları açısından asıl önemli olan, Yerlilerin tarih sahnesine
açtı. Bu boğucu ablukaya karşın Latin Amerika ABD tarafından desteklenen ve seçim yeniden çıkışı
halkları, kaderlerine razı olmayı reddederek çok propagandalarında neoliberal politikaları savunan
yönlü saldırıya karşı direndiler. Ekmek, toprak, su, adayların hezimete uğramasıdır. Küstahça Zapatistalar’ın 1994’te başlattığı ayaklanma ile
tohum, doğal kaynaklar, eşitlik, demokratik hak ve tutumlarıyla seçimlere müdahale eden ABD kıtanın kadim sakinleri tükenmediklerini, tüm
özürlükler uğruna sergilenen kararlı direniş büyükelçilerinin (bunların CIA ajanı olduğundan zulümlere/kıyımlara rağmen ayakta olduklarını
sayesindedir ki, son yıllarda tabandan gelen ve tüm kuşku duymamak gerek) tehditlerine rağmen göstermişlerdi. Kıta boyunca yerlilerin politik alanda
dünyada ilgiyle izlenen “sol dalga”yı yaratıp emekçiler, özellikle neoliberalizme ve Amerikan aktif şekilde yerini alması, “sol dalga”nın
sürdürdü kıta halkları. emperyalizmine karşı olduğunu düşündükleri kabarmasıyla daha da pekişti. Tabii yoksul yerlilerin
Latin Amerika’da “solcu/sosyalist” adayların adaylara destek verdiler. uzun yıllara yayılan mücadelesi de, “sol dalga”nın
seçimlerden galibiyetle çıkabilmeleri, tabandan gelen kabarmasında önemli bir rol oynadı. Zira geçmişte
kitle hareketi, onun ifadesi sosyal hareketlerin Kamulaştırmada yeni hamleler sol akımlara mesafeli duran yoksul yerliler, artık
desteği ve yarattığı atmosfer sayesinde mümkün sol/sosyalist hareketlerle ortak amaçlar etrafında
olabilmiştir. Nitekim toplumsal hareketlerin yaygın Venezüella ve Bolivya yönetimlerinin birleşerek toplumsal mücadelede etkin bir rol
olmadığı Peru ve Guatemala gibi ülkelerde (buna kamulaştırma alanında attığı adımlar, geçen yılın bir oynayabiliyorlar.
kısmen Meksika da örnek verilebilir) sağcı adayların başka önemli gelişmesiydi. Petrol, doğalgaz Bolivya’da Sosyalizme Doğru Hareket (MAS)
kazanması, toplumsal hareket/sol yönetim ilişkisinin kaynaklarının kısmen de olsa kamulaştırılması ve lideri Evo Morales’in seçilmesinde, özellikle yoksul
tersten bir doğrulanması olmuştur. sınırlı kalan toprak reformu, bu ülkelerdeki burjuva yerlilerin önemli rolü olmuştu. Chavez-Morales
sınıfları rahatsız etmiş, bu girişimleri engellemeye çizgisinde ilerleyeceğini söyleyen Rafael Correa’nın
Seçimler: ABD’nin desteklediği adaylar çalışan gerici güçler, çeşitli provokasyonlara seçim zaferi de, Ekvador yerlilerinin destek vermesi
hezimete uğradı başvurarak dişlerini göstermiştir. Ancak bu sayesinde mümkün olabildi. Chiapas’taki Zapatista
girişimler, emekçilerin kitle desteğine dayanan hareketinin yanısıra, Oaxaca’da eğitim emekçilerinin
Kıtada 2005 yılı, Evo Morales’in Bolivya yönetimlere geri adım attıramadı. Yeni Ekvador lideri başlattığı, fakat emekçilerin yaygın desteği ile aylar
seçimlerinden zaferle çıkmasıyla kapanmıştı. Hugo Correa’nın da, kamulaştırma konusunda Chavez- süren direnişe yerliler de güçlü destek verdiler.
Chavez’in üçüncü kez seçilmesiyle kapanan 2006 Morales’in izinden gideceği yönünde beklentiler var. Böylece 500 yıl boyunca ırkçılık, yoksulluk, baskı ve
yılında da seçimler önemli bir yer tuttu. Yapılan kamulaştırmalar rağmen henüz özel zulüm altında inletilen kıtanın kadim sakinleri,
Venezüella’nın yanısıra Şili, Kosta Rika, Brezilya, mülkiyetin “kutsallığı”na el sürülmüş değil. Mevcut yeniden mücadele alanına çıktılar.
Nikaragua, Ekvador seçimleri “solcu/sosyalist” kamulaştırmalarla tekeller ile yerli işbirlikçilerinin Geçerken belirtmek gerekiyor ki, Küba halkı ve
adayların zaferiyle sonuçlandı. yağmacılığı ancak kısmen gemlenebilmiştir. Yine de, yönetiminin ABD emperyalizmine karşı direnmesi,
kutsal özel mülkiyeti tartışılır hale getirmesi ve
06 yılından kesitler... Sayı:2007/03 ★ 26 Ocak 2007 ★ K›z›l Bayrak ★ 17
Düzen siyaseti ve
sendikal ihanet çeteleri
“Yeni NATO”
A. H. Yalaz
II
Birinci bölümde “Geniş Ortadoğu İnisiyatifi”nin NATO, artık eski NATO, “Soğuk Savaş” döneminin NATO’su
(GOİ) teori ve pratiğini, bu inisiyatife Arap
dünyasından ve emperyalist cepheden gösterilen değil. Devlet kapitalizminin niteliğini belirlediği Sovyet
tepkileri ele aldım. Bu bölümde, ABD’nin dünyayı tek
başına yönetme politik stratejisini gerçekleştirmeyi
bloğunun çöküşünden ve Varşova Paktı’nın dağıtılışından bu
amaçlayan küresel yeniden yapılandırmanın (16) ilk yana uluslararası arenada ve bu arada NATO’da çok şey
aşamasını oluşturan ve geniş bir politik coğrafyanın
yeniden yapılandırılmasını gerçekleştirmeyi değişti. NATO, emperyalist saldırgan bir askeri-politik güç
amaçlayan bu emperyalist projede “Yeni NATO”ya ve
Türkiye’ye verilmek istenen rolleri ele alacak ve bazı olma niteliğinin zayıflaması bir yana, daha da saldırgan ve
sonuçlar çıkaracağım (İkinci bölümün bu son alt
bölümüne gelecek sayımızda yer vereceğiz-KB).
dünya işçileri, ezilen halkları ve komünist ve demokrat-
*** devrimci politik güçler için daha da tehlikeli bir düşman
NATO, artık eski NATO, “Soğuk Savaş”
döneminin NATO’su değil. Devlet kapitalizminin durumuna geldi. Artık “sınır tanımayan” bir NATO var bütün
niteliğini belirlediği Sovyet bloğunun çöküşünden ve
Varşova Paktı’nın dağıtılışından bu yana uluslararası ülkelerin işçileri, ezilen halkları ve komünistlerinin
arenada ve bu arada NATO’da çok şey değişti. NATO,
emperyalist saldırgan bir askeri-politik güç olma
karşısında.
niteliğinin zayıflaması bir yana, daha da saldırgan ve
dünya işçileri, ezilen halkları ve komünist ve
demokrat-devrimci politik güçler için daha da tehlikeli
bir düşman durumuna geldi. Artık “sınır tanımayan”
bir NATO var bütün ülkelerin işçileri, ezilen halkları
ve komünistlerinin karşısında.
Yalnızca askeri bir örgüt değil, üye devletler
arasında ekonomik, politik ve askeri ilişkileri
güçlendiren bir araç da olagelen NATO, resmi
belgelerinde de, artık sadece üye devletleri korumakla
sınırlamıyor kendini, yeni görevler de üstleniyor.
Varlığını sürdürebilmesi için, NATO’ya, üye
devletlerin halklarının gözünde ve genel olarak dünya
politika sahnesinde “kabul edilebilir” ve oynanabilir
yeni roller aranıyor. NATO, yeni görevler üstlenmek
ve yeniden yapılandırılmak zorundaydı. Aksi durumda
askeri örgüt olarak gereksiz duruma gelir, politik
tartışma ve düşün üretme platformuna dönüşürdü.
NATO’ya verilen yeni görevler şu başlıklar altında
toplanabilir: önleyici diplomasi, kriz yönetimi, barışı
koruma, kolektif güvenlik. Önderleri ve savunucuları
açısından NATO’nun vurgulanması gereken yeni
somut görevleri uluslararası terörizme karşı savaşım,
kitle imha silahlarının ve bunları fırlatma araçlarının güçlerinin kara, hava, deniz birliklerini aynı anda ilgili görüşlerini ortaya koyduğu yazısında, 1999
yayılmasının önlenmesi, insan hakları ihlallerine karşı barındırması ve bunların tek bir komutaya bağlı Stratejik Kavramı’nın tanımladığı tehditlere
savaşım, barışı koruma gibi görevlerdir. Artık “coğrafi kılınmasıdır.” Üçüncü değişiklik, “kuvvetlerin ve değindikten sonra şöyle devam eder:
sınırlar” aşılmıştır. Artık “düşman” çeşitlenmiştir ve komuta merkezlerinin giderek Doğu’ya kaymasıdır. “ (...) Ancak daha yapılacak çok işimiz var. 11
dünyanın her yanında; ama özellikle enerji Özellikle Orta Avrupa merkezli kuvvetler ve Eylül olayları Müttefiklerimize ve İttifakımıza
kaynaklarının bulunduğu bölgelerde (!), her an onunla komutanlıklar giderek Doğu Avrupa’ya, Balkanlar’a yönelik tehditlerin her an ve her yönden gelebileceğini
karşılaşmak ve savaşmak zorunda kalmak olasıdır. ve Türkiye’ye doğru kaymaktadır.” (Stratejik göstermiştir. NATO’nun çeşitli askeri durumlarda
Dolayısıyla her an hazır ve uyanık olmak ve hızlı Araştırmalar Enstitüsü, NATO’nun Tarihi İstanbul uzun süreli operasyonları yürütebilecek dengeli,
müdahale güçlerini teyakkuzda tutmak zorunludur! Zirvesi ve Muhtemel Sonuçları, 2004, esnek, iyi teçhiz edilmiş kuvvetleri çok kısa süre
Yeniden yapılandırılan NATO’da silahlı kuvvetler, www.turksae.com ) içinde konuşlandırma yeteneğine bugün her
savunma ve caydırıcılık işlevlerini görecek istikrar NATO’nun ilgi ve etki alanı daha doğuya kayarken zamankinden daha çok ihtiyacı vardır.
güçleri ve karşılık verme ve müdahale etme işlevlerini NATO’nun askeri caydırıcılık rolünde ve “Amerika Birleşik Devletleri’nin yanında etkin
görecek acil müdahale güçleri olarak iki kategoriye harekatlarında da buna koşut değişiklikler olmaktadır. biçimde savaşabilmeleri için Avrupa kuvvetlerinin
ayrılmaktadır. NATO komuta yapısında da önemli Yukarıda işaret edilen üçüncü değişiklik, konumuz stratejik taşıma, modern hassas vuruş yeteneği ve
değişiklikler yapılmaktadır. İlk değişiklik, bakımından özellikle önemlidir. Aşağıda GOİ’de muharebe hizmet desteği gibi yeteneklere ihtiyacı
“caydırıcılığı yöneten hantal, kalabalık ve bürokratik Türkiye’ye biçilen ve Türkiye Cumhuriyeti’nin (TC) vardır (...)” (NATO Review, www.nat.int)
komuta yapısından, hızlı ve esnek hareketleri oynamaya hazır olduğu rol ele alınırken göreceğiz ki, NATO’nun kuruluşunu “gerektiren” gerekçeler
yönetecek komuta yapısına geçilme”sidir. Gerekli bu değişiklik Türkiye’yi bir ön-cephe ülkesi ortadan kalkmış olmasına rağmen NATO kendini
olmadığı düşünülen “birlikler ve üsler kapatılmakta, durumuna dönüştürmektedir.. dağıtmak yerine yeni “tehditler” ve düşmanlar
komuta kademeleri ve mevcut komutanlıkların sayısı ABD Dışişleri Bakanlığı’nın siyasi işlerden üreterek varlığını sürdürmeye çalışıyor. “Soğuk
azaltılmaktadır. İkinci değişiklik, birliklerdeki hava, sorumlu müsteşarı olan Marc Grossman, “Yeni Savaş” döneminin “düşman”ı belliydi. Bu dönem,
kara ve deniz komuta ayrımının kaldırılması ve Yetenekler, Yeni Üyeler, Yeni İlişkiler” başlığını dünya egemenliği için iki büyük emperyalist blok
“yaklaşık 9-10 bin kişiden oluşacak acil müdahale taşıyan ve Prag Zirvesi öncesinde ABD’nin NATO ile arasındaki emperyalist rekabet tarafından ayırt
24 ★ K›z›l Bayrak Savaş örgütü NATO dağıtılsın! Sayı:2007/03 ★ 26 Ocak 2007
ediliyordu. Bu tarihsel koşullarda, üye devletleri rakip NATO’nun temel amacının üye devletlerin güvenliğini önceden görülebilir koşullar altında etkili olabilecek
bloktan gelecek askeri saldırılara karşı savunma sağlamak olduğu vurgulanırken, güvenlik kavramı askeri yeteneklere sahip olunmasını gerektirmektedir.
NATO politikalarının odak noktası oldu.1989’dan ve bütün Avrupa’yı kapsayacak biçimde genişletildi. 3. Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliğinin NATO
özellikle Sovyetler Birliği’nin 1991’de dağılışından 1991 Stratejik Kavramı eski düşman güçlerle çatışma içinde geliştirilmesi. Bu Stratejik Kavrama göre,
sonra yalnızca uluslararası ilişkiler de değil, yerine işbirliğine vurgu yaptı. Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliğinin
kavramlarda da büyük değişiklikler görüldü. Artık 1999 Stratejik Kavramı, NATO devletlerine göre, geliştirilmesi süreci NATO, Batı Avrupa Birliği (BAB)
“düşman” değişmiş, buna koşut olarak da stratejik 1991 Stratejik Kavramının 21.yüzyılın gereklerine ve, eğer uygun düşerse, Avrupa Birliği (AB) arasında
kavramlar. Düşman artık ideoloji olarak “komünizm” yanıt verecek biçimde düzenlenmesiydi. (18) yakın işbirliğini gerektirir. 1999 Stratejik Kavramı,
ve devlet olarak “komünist” “Sovyetler Birliği” Yeni Stratejik Kavram, Avrupa’da genel bir savaş diğer şeylerin yanı sıra, bu sürecin, NATO’nun askeri
değildi. Uluslararası terörizm, uluslararası terörizmi tehdidinin ortadan kalktığı yönündeki 1991 Stratejik olarak katılmadığı durumlarda, Avrupa önderliğindeki
besleyen ve destekleyen devletler, köktenci politik Kavramı’nda ulaşılan sonucu doğrulamakla birlikte, askeri operasyonlarda ittifakın kaynak ve güçlerinin
İslam, kitle imha silahları ve hatta her türlü NATO üyelerinin ve Avrupa-Atlantik bölgesindeki kullanıma verilmesini olanaklı kılacağını da ileri
uluslararası belirsizlikti. “Düşman” kavramı değişmiş diğer devletlerin etnik çatışma, insan hakları ihlalleri, sürer. (NATO Handbook [NATO Elkitabı]: İttifakın
ve genişlemişti, NATO’nun stratejik kavramı da politik istikrarsızlık, ekonomik kırılganlık, terörizm, Stratejik Kavramı, www.nato.int).
değişmeliydi ve değişti de. kitle imha silahları gibi diğer risk ve belirsizliklerle 1999 Stratejik Kavramı, Rusya ve Çin gibi büyük
1949-1950’de geliştirilen NATO’nun ilk stratejisi karşı karşıya olduklarını vurguluyordu. NATO’nun kapitalist-emperyalist devletlerle dünya egemenliği
(17) bölgesel savunma için geniş-ölçekli operasyonlar 1991 stratejisinin ayırt edici özelliği, onun güvenlik için savaşımın yanı sıra, bağlaşık emperyalist devletler
stratejisiydi. 1950’li yılların ortalarında “kitlesel sorununa, tamamlayıcı politik ve askeri araçları içeren arsındaki çelişki ve anlaşmazlıkları denetim altında
karşılık” stratejisi geliştirildi. Bu kavram caydırıcılığa ve ittifakın amaçlarını benimseyen diğer devletlerle tutma unsurlarını da içeriyor.
vurgu yapıyordu. 1967 yılında bu stratejinin yerini işbirliğini de vurgulayan yaklaşımıydı. Bu kapsamlı (Devam edecek...)
alan “esnek karşılık” stratejisi, karşı tarafın herhangi yaklaşım 1999 Stratejik Kavramı’nın merkezi bir Notlar:
bir saldırının kabul edilemez riskler taşıdığını idrak özelliği olarak kalır ve aşağıdaki temel unsurları (16) Alışılagelmişin tersine “yapılanma” yerine
etmesini sağlamak için oluşturulmuştu. içerir: “yapılandırma” kavramını kullanıyorum; çünkü, söz
1991 yılının Kasım ayında Roma’da yapılan NATO 1. Transatlantik bağlantının korunması. Yeni konusu olan bilinçli-planlı olarak başlatılan ve
toplantısında yeni uluslararası duruma uygun düşen Stratejik Kavram, Avrupa ve Kuzey Amerika’nın yaşanan bir süreçtir.
yeni bir “Stratejik Kavram” kabul edildi. Yeni güvenliğinin ayrılmaz olduğunu ve bundan dolayı da (17) “The Strategic Concept for the Defence of the
“güvenlik” sorunlarıyla başa çıkabilmesi için Avrupa ve Kuzey Amerika arasında güçlü ve dinamik North Atlantic Area” (“Kuzey Atlantik Bölgesinin
NATO’nun esneklik ve hareket yeteneği gibi bir ortaklığın önemli olduğunu vurgular. Savunması İçin Stratejik Kavram”).
konularda revizyondan geçmesi gerekiyordu. NATO, 2. Etkili askeri yeteneklerin sürdürülmesi. Bu (18) Bu arada Macaristan, Polonya ve Çek
tarihinde ilk kez, stratejik kavramını kamuya açık strateji, caydırıcılık ve kolektif savunmadan kriz Cumhuriyeti’nin de üye olmalarıyla NATO
tartışmaya sundu.1991 Stratejik Kavramı’nda durumlarında girişilecek operasyonlara kadar uzanan genişlemişti.
Kitaplarımız...
EKSEN YAYINCILIK
2007’ye girerken/3
III.
Türkiye ve Kürdistan 2006 yılı içinde önemli
gelişmelere sahne oldu; öyle ki bu gelişmeler, 2007 Özel savaş aygıtının iktidar üzerindeki hesapları ve
ve sonrasını da etkileme potansiyeline ve
eğilimlerine de sahiptir. Bu nedenle üzerinde özet
sonuçlarından en çok Kürt halkı ve emekçilerin, devrimci
olarak durmakta yarar var. sosyalist ve demokratların etkileneceği çok açıktır. Terör
2006 yılı içinde Türkiye, hem bölgesel ve
uluslararası gelişmelerden etkilendi, hem de kendi yasası ve diğer uygulamalar bunun açık kanıtıdır.
içinde önemli iç gerilimlere ve egemenler
cephesinde iktidar çekişmelerine konu oldu. Önce Dolayısıyla 2007 çok daha zorlu geçmeye adaydır. Bu,
uluslararası gelişmeler ve ilişkiler alanına kısa bir
göz atalım:
devrimciler açısından önemli bir değerlendirme konusu
Bir kez AKP hükümetinin çok önem verdiği AB yapılmalıdır! Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler
ile ilişkiler, gelinen noktada çıkmaza girdi. Gerçi
resmi düzeyde “Müzakereler” “8 Başlık” dışında öncesinde var olan baskı ortamının daha da yoğunlaşacağı
sürüyor olsa da paylaşılan ortak kanı, “AB treninin
kazaya uğradığı” yönündedir. Hükümet de eskisi kesin gibidir.
gibi bu konuda istekli değildir, bunu Erdoğan, “Irak,
AB’den daha öncelikli konu haline gelişmiştir”
sözleriyle ortaya koymuştur. AB ülkeleri ise bu olması gerektiğini belirten MİT şefi, bunların getireceğini düşünmektedir. Ama bir yandan da PKK
konuda parçalı bir görünüm sergilemekte, Türkiye yapılmaması durumda ayakta kalmanın bile bahanesini etkisizleştirmek ve boşa çıkarmak için
üzerinde yapılan hesaplar birbiriyle çelişmekte, zorlaşacağını anlatmaktadır. TC için bölge çapında adımlar atmaktadır. Koordinatörlük gibi, son
oyalama ve zamanla bu ilişkiyi özel bir statüye emperyal bir devlet olma arzusu ile Kürt sorunu günlerde Mahmur Kampı’na yapılan baskın gibi…
bağlama eğilimi ağırlık kazanmaktadır. karşısındaki katı inkârcı tutumu arasındaki çelişki, “Bağımsız Kürdistan tehdidi” ve Türkmen
Bu konuda tespit edilmesi gereken diğer bir ciddi bir handikap oluşturmaktadır. Bu arzu, aslında kartları da bu yaklaşımda etkin bir biçimde
nokta da iç politikada AB konusunun bir önceki yıla, daha radikal yeniden yapılandırmaları kullanılmaktadır. Özellikle Kerkük yoğun bir
yıllara göre daha alt düzeylere gerilemiş olmasıdır. gerektirmektedir, ama bu ise egemenler cephesinde biçimde gündemde tutulmakta, Türkmen temsilcileri
AB karşısında tutum, önemli bir ayrım noktasıydı ve sonun başlangıcı, Osmanlı İmparatorluğu’nun Ankara’da ağırlanmakta, onlara “Konferanslar”
bu iç politika ve gerilimde kullanılan önemli bir kaderinin tekrarlanması kâbusu olarak yaptırılmakta, dahası Güney’e asker gönderme
“cepheleşme” noktasıydı. görülmektedir. Kürt sorununda en sıradan bir konusunda Meclis’e önergeler sunulmakta ve bu
Ama AKP hükümeti AB konusunda eski hızını “açılım” ile toptan çöküş arasında kurulan bu konuda Meclis’te gizli oturumda görüşme kararı
kesti, Genelkurmay ise günlük politika ve iktidar doğrudan ilişki, aynı zamanda stratejide darlaşmayı alınmaktadır. Belli ki TC, “tarihsel Musul-Kerkük
ilişkilerinde daha belirleyici bir noktaya geldi. getirmektedir. Bu, Güney’e yaklaşımda, Kuzey’de meselesini” daha çok kaşımaya, önemli bir iç ve dış
Unutmamak gerekir ki, dış bağımlılık ilişkileri iç izlenen katı inkâr ve imha sisteminde çok çarpıcı politika konusu yapmaya, bunun üzerinden Güney’e
politika ve iktidar ilişkilerinde gözetlenen, kollanan olarak kendisini yansıtmaktadır. ABD’nin Ortadoğu müdahale etme tehdidini canlı tutmaya çalışacaktır.
ve önem atfedilen bir konu olmuştur. AB ve ABD ile ve Irak politikaları ile arasında beliren ve Kerkük üzerinde koparılan fırtına, aslında, Güney
ilişkilerde iktidar odakları ve iktidar hesabı yapanlar giderilmesi hemen hemen çok güç olan çatlakların Kürdistan ve onun uzun vadede Kürt sorununa
her zaman destek arayışına girmiş, bu konuda nedeni budur! Bu, aynı zamanda TC’nin en büyük yapacağı etkilerinden dolayıdır! Daha önce ilan
uşaklıkta nefes kesen bir yarışa girmişlerdir. zaaflarından biridir. Büyük bir olasılıkla bu açmaz edilen “kırmızı çizgiler”den arta kalan Kerkük
Hükümete gelir gelmez AB konusuna öncelik veren onun başını bundan böyle de ağrıtacaktır. sorunu bir baskı, tehdit ve giderek savaş konusu
AKP, bunu bir yönüyle “dış destek” etkeni olarak Kısacası dinamik veya saldırgan emperyal yapılmak istenmektedir!
algılamış ve değerlendirmiştir. politika ile Kürt sorunu karşısındaki donmuşluk, ABD’ye rağmen Güney işgali mümkün mü?
ABD ile ilişkilerde 1 Mart tezkeresiyle başlayan, yani geleneksel çizgideki eğilmez bükülmez ısrar, Biraz zor! Ama bir işgal tehdidi ve bunun somut
Irak işgali ile süren ve Çuval Vakası ile derinleşen stratejik çıkmaza da işaret etmektedir. Bu büyük hazırlıklarıyla elde edilebilecek kazanımların
gerilimi aşmada Hükümet ve Genelkurmay bir yarış paradoks, aynı zamanda daha kanlı gelişmelerin de olduğunu da biliyorlar. Bunlar, Güney’deki
içine girdiler. En azından görüntü düzeyinde en önemli nedenlerinden biridir. ABD ile gelişmeleri sınırlandırma, ABD’yi bu konuda daha
ilişkilerde belli bir “iyileşme” gözlemlendi. Ama ilişkilerinde, bağımlılığın daha derinleşmesinde yine fazla kendi tezlerine yaklaştırma, Kerkük
Güney Kürdistan, Irak, İran ve Suriye konularında bu, önemli etkenlerden biri olacaktır. referandumunu erteletme ve böylece Kerkük’ün
politika farklılıkları devam ediyor. Bu farklılık, esas ABD ile yaşanan diğer bir diğer gerilim noktası resmi düzeyde Kürdistan’a bağlanmasını engelleme
olarak Kürt sorunu konusundaki “duyarlılığından” ise Güney’deki PKK varlığına karşı ortak ve etkili gibi hedeflerdir…
kaynaklanmaktadır. Parçalanan Irak, Güney’de mücadele etme konusudur. Açık ki TC, PKK Görüldüğü gibi Irak ve Güney’deki gelişmeler
kurulan Kürdistan, Kerkük üzerinde kurulmuş Kürt sorununu çözmek istemiyor. Çözmek isterse TC’nin dış ilişkilerini, ABD ile bağımlılık
egemenliği, TC’nin korkulu rüyalarıdır. Kürdistan İmralı’da altın tepside sunulan teslimiyet ve tasfiye ilişkilerini büyük ölçüde etkileme potansiyeline ve
konusunda ABD’yi kendi tezlerine yakın tutma, bu planını uygulardı. Ama Irak, Güney Kürdistan ve iç dinamiklerine sahiptir. Bunun iç politika, iç tartışma
bağlamda ellerindeki bütün kozları kullanma, en politikada PKK sorununun varlığını sürdürmesini ve hesaplaşmalara yansıyacağı da unutulmamalıdır!
tipik bağımlılık örnekleriyle en “kabadayı” şantaj istiyor. Özellikle Genelkurmay’ın duruşu budur! Hatta iç politikada Güney ve Irak’taki gelişmeleri
yöntemlerini iç içe kullanma çabası içindedirler. Bu Güney ve Irak politikasında daha etkin bir konum kendi varlık ve gelecek sorunlarıyla yakından
bağlamda ABD emperyalizminin saplandığı Irak elde etmek için kullanılan kartların başında PKK bağlantılı olarak değerlendirdiklerini, bunun
batağının kendisinin hareket zeminini genişlettiğini bahanesi gelmektedir. Bu konuda yoğunlaşan önümüzdeki aylarda daha yoğun tartışmalara konu
düşünmektedir. Gücünün ve sınırlarının, aynı talepleri karşılamak için ABD, “PKK ile mücadele olacağını hemen vurgulamamız gerekiyor.
zamanda olanaklarının ve kozlarının da farkındadır. özel koordinatörlüğü” uygulamasına geçti. Ama İran ve Suriye ile ilişkiler konusunda da TC,
Bunları en etkin ve sonuç alıcı tarzda kullanmanın gelinen noktada bu da kendilerini tatmin etmiş ABD ile belli yönleriyle çelişmektedir. Buna
hesabı, tartışması ve mücadelesi içindedir. 80. değildir. Çünkü onların kafalarındaki hesap, Hamas’a karşı alınması gereken tutum konusunu da
kuruluş yıldönümü vesilesiyle MİT Müsteşarı’nın Güney’e askeri müdahale ve Güney üzerinden Irak eklememiz gerekir. TC’nin kaygısı, Irak ile bozulan
yaptığı açıklama bu eğilimi çok net olarak ortaya politikasında etkin söz sahibi olmaktadır. ABD de bölgesel dengelerin tümden ve içinden çıkılmaz bir
koymaktadır. Etkin ve atak, “bekle-gör” bunu bilmektedir, bu nedenle aralarında taktik bir kaosa dönüşmemesidir!
politikalarıyla zaman öldürmeyen, kendini global mücadele sürmektedir. Öyle anlaşılıyor ki ABD, Bu çelişkilerle birlikte TC’nin ABD ile en üst
gelişmemelere göre yeniden yapılandıran ve politik TC’nin doğrudan ve etkin bir biçimde Irak ve Güney düzeyde ve her alanda var olan işbirlikçi ilişkilerini
olarak yenileyen, ekonomisi, diplomasisi ve askeri politikasına taraf olmasını istemiyor, bunun, Irak daha da derinleştirmek istediği, bunun için her
gücüyle, etkili istihbarat örgütüyle bir bölge devleti dengelerini daha da içinden çıkılmaz hale fırsatı değerlendirdiğini de vurgulamamız gerekir.
26 ★ K›z›l Bayrak 2007’ye girerken... Sayı:2007/03 ★ 26 Ocak 2007
Bertolt Brecht
9 kişiden üniversiteye hangi şanslı kişinin gireceği önden
belirtilmiştir. Peki bütün sonuçları baştan sona belli olan
bir sınav neden yapılmaktadır? Bu sorunun yanıtı çok
basittir aslında. Her yıl sınava giren öğrenci sayısı
milyonları bulmaktadır. Ve bu milyonlar sermaye iktidarı
için büyük bir rant alanı oluşturmaktadır. Gelecek hayalini Şarkı söylemek gelir mi insanın
satılığa çıkartmış olan sermaye iktidarı; dershanelerle, test dilinden şimdi, karanlık havalarda şarkı
kitaplarıyla, sınav başvuru parası, form parası gibi başka söylenir mi? Zaman her şeyi unutturuyor
başka kalemlerle maliyeti sıfır olan bu gelecek hayali işte… Onca yaşanmışlık, tarihe, düne,
üzerinden cebini doldurmaktadır. İşte, burjuvazinin büyük bugüne damgasını vuran olaylar masal
rant alanı ÖSS, liseli gençlik için geleceksizliğin gibi geliyor şimdi. Tarih tanıklığı kadar
belgelenmesi dışında bir anlam taşımamaktadır. kirli, tarih olayları kadar yalan, tarih
kalem kadar kılıç! Oysa gerçekler de
Uyuşturulmuş bedenlerde açığa çıkan şiddet vardır tarihe inat, gerçekleri yazan
kalemler de vardır kılıçlara inat! Bu kent
12 Eylül’den bu yana gençlik sorununu çözmeye çalışan içini ısıtmıyor, hava sisli ve soğuk.
sermaye iktidarı, kısa vadede bu “baş ağrısı”na geçici Sanki bütün şehir birden yanıyor ve
çözümler bulabilse de (apolitikleştirerek, baskı ve terör dumanı bize ulaşan. Tank sesleri,
aygıtlarıyla sindirerek vb.), uzun vadede çözüm üretme tüfeklerden çıkan seslerin oluşturduğu
imkanına sahip değildir. Bu ise onun daha da orkestra şehrin radyosundan
gericileşmesini koşullamaktadır. yankılanıyor. Müzik eşliğinde
Bugün liselerde söz konusu olan; ezbere dayalı, hayal dizeleriyle tanışıyoruz… Savaş
gücünü ve düşünmeyi sınırlayan, duyarsız, tepkisiz, ortasında, savaşın içinden dizeleriyle
kişiliksiz bireyler yetiştirmeye programlı bir eğitim ayakta kalıyoruz. Savaş yıllarına rağmen
sistemidir. Bunu eğitim müfredatının bütününde şiirlerinde hep umut var. Müziği
görebilmek mümkündür. Felsefe dersi içi boşaltılarak bir anlamsız kılan bir umut var hem de.
ezber dersi haline getirilmiştir. Tarih dersinde, faşist- Aslında anlamsızlığın içindeki nedenleri
kafatasçı (bunu “Milli tarih” ismi tüm açıklığı ile ortaya anlatan dizeleriyle savaşlara meydan okuyor o! “İyi insan olacağınıza,
koymaktadır) çarpık bir tarih bilinci kazınmaktadır genç “Doğrudur yıldırımın düştüğü, yağdığı öyle bir yere götürün ki dünyayı, iyilik
insanların beyinlerine. Biyolojide Evrim Teorisi’nin yağmurun, beklenmesin!
üzerinden atlanıp, yaradılış inancı uzun uzun Bulutların rüzgârla sökün ettiği. Özgür insan olacağınıza,
anlatılmaktadır. Din derslerinde kader inancı işlenmektedir, Ama savaş öyle değil, savaş rüzgârla öyle bir yere götürün ki dünyayı,
vb... Ders kitaplarında kadın vücudunun sansüre gelmez; kavuşsun özgürlüğe herkes,
uğratılması, evrim teorisinin ders kitaplarının dışına Onu bulup getiren insanlardır. özgürlük sevgisi geçersiz olsun!
atılması, Pinokyo’nun yeniden kaleme alınması gibi Duman tüten topraktan bahar boyunca, Akıllı insan olacağınıza,
başlıklarsa 2006-2007 eğitim-öğretim döneminin bize Dökülüp yükselir birden gökyüzü. öyle bir yere götürün ki dünyayı,
hediyesidir. Ama barış ağaç değil, ot değil ki akılsızlık zararlı olsun!”
Son günlerde gazetelerin 3. sayfa haberlerinde sıkça yeşersin: Brecht birçok kez sınır dışı edilip, birçok
rastladığımız okul önü kavga, okul içi uyuşturucu partisi Sen istersen olur barış, istersen kez ölümle burun buruna gelmiştir. Tüm
haberleri burjuvazinin düzene uygun kafalar yetiştirme çiçeklenir.” şiirlerini sürgünde yaşadığı yıllarda yazmış ve
projesinin sonuçlarından zaman zaman kendisinin bile Bertolt Brecht, Almanya’nın taşra tüm şiirlerini antifaşist mücadeleye adamıştır.
ürktüğünü göstermektedir. Liselerde uyuşturucu madde kentlerinden Augsburg’ta doğar. Orta 1935’de Alman vatandaşlığından çıkarılmıştır.
kullanımı her geçen yıl bir öncekine oranla %100’lere öğrenimini Almanya’nın savaşa hazırlandığı Almanlar’ın Danimarka’ya girmeleri üzerine
varan artış göstermektedir. Derin bir geleceksizlik girdabı yıllarda geçirir. İlk edebi girişimi lisede Alman oradan Finlandiya’ya ve oradan da ABD’ye
içerisinde sıkışan gençlik, çözüm arayışını kendi kendisini milliyetçiliğini küçük düşüren bir denemesidir sığınmıştır. Bu süre zarfında oğlu savaşta Doğu
uyuşturmakta görmektedir. Okullarda yaşanan şiddet ve karşılığı bir kınama cezasıdır. Aldığı kınama Cephesi’nde ölmüştür. ABD’deki oyunu
olaylarındaki artış da dikkat çekici bir düzeydedir. Milli cezaları pek bir işe yaramaz ve lise yıllarında “Galileo Galilei” Amerikan karşıtı bulunup sınır
Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in her zamanki kayıtsızlığı şiirler yazar. Şiir yazmasının yanı sıra hep dışı edilmiş, oradan İsviçre’ye gelmiş ve daha
ile “her okulda bir olay olmadıkça konunun ciddiye alınır sınıftan yana bir duruşu vardır ve bunu sonra Doğu Almanya’ya yerleşmiştir. Hayatı
bir yanı yok” demiş olması sorunun özünü oyunlarına, şiirlerine yansıtır. antifaşist mücadele içerisinde geçen büyük şair
değiştirmemektedir. Brecht tiyatro anlayışında yeni bir çığır açar. 1956 yılında kalp krizi sonucu hayata gözlerini
Bütün bir dönem boyunca nedenleri tartışılan şiddet Faşizan eğilimlerin güçlendiği, insanların yummuştur.
olgusunun ve uyuşturucu salgınının faturası ise ailelere hayatına doğrudan etkide bulunduğu bir “Kitapların her sayfasında bir zafer yazılı,
kesilmektedir. Halbuki eğitim alanındaki iktisadi dönemde sanatsal olma kaygısının ama pişiren kimler zafer aşını?”
dönüşümler ve sonuçları incelense, eğitimde gericileşme savunulmasından çok politik olmak gerektiğini Zafer aşını pişirenlerden biri o. Yaşamını
yönlü atılan adımlar tartışılsa, sorunun kaynağı rahatlıkla savunur. Sonrasında liselerde, fabrikalarda, antifaşist mücadeleye adıyan binlerce yıldızdan
kavranabilecektir. başrolü “sıradan” insanların oynadığı kısa biri. Görebilmek için o güzel günleri, şiirlerine
oyunlar yazar. Birey kavramı yerine toplumsal yaslandığımız zamanları, kızıl bayraklarla
mücadelenin ürünü olan insan kavramını temel donattığımız tarihe kızıl harflerle yazabilmek
Liseli gençlik düzeninize uymayacak!
alır. Politika ile tiyatronun ilişkisini önümüze için adlarını bugün yollarından gidiyoruz. Taşın
sürer. Brecht, “Tiyatro, edindiği teknik altına elimizi sokuyoruz ve bize bıraktıkları
Liseli gençliği hedef alan saldırıların boyutu ve
olanaklarla, ya bütün artistik amaçlardan mirasa sahip çıkıyoruz. Ve bütün karanlığa
sonuçları ortadadır. Geleceği elinden alınan gençlik
kendisini arındıracak ve politikanın hizmetine rağmen şarkı söylüyoruz bütün gücümüzle.
kesimlerinin, artık bu gidişe bir dur demesi, geleceğine
girecektir, ya da kendisini yaşadığı çağın Usta şairi yine kendi sözleriyle bir kez daha
sahip çıkmasının zamanı gelmiştir. Eğitimde fırsat
toplumsal sorunlarını derinlemesine saygıyla anıyoruz.
eşitsizliğine, ÖSS’ye, eğitimde gericileşmeye karşı çıkmak,
tartışmaktan alıkoyacak ve bütünüyle artistik “O karanlık zamanlarda
bugün bizlere tek seçenek olarak sunulan geleceksizliğe
amaçlara yönelecektir” demiştir. Ve O’nun Şarkılar söylenecek mi yine?
karşı çıkmaktır. Öyleyse, bugün yapılacak olan sesimizi
tiyatrosu tercihini daha başından yapmıştır. Söylenecek yine de şarkılar
daha gür çıkarmaktır! Bugün yapılacak olan bu düzene
Brecht olanlardan şikâyet etmek yerine taşın Karanlık zamanlar üstüne!”
uymak değil, onun kurallarını bozmaktır!
altına elin sokulması gerektiğini düşünür ve G. Umut
Liselilerin Sesi
şiirlerinin altında yatan umudun kaynağı da (Liselilerin Sesi’nin Ocak ‘07 tarihli son
(Liselilerin Sesi’nin Ocak ‘07 tarihli son
budur. sayısından alınmıştır...)
sayısından alınmıştır...)
Sayı:2007/03 ★ 26 Ocak 2007 Basından... K›z›l Bayrak ★ 29
EKSEN Yayıncılık Büroları Gazetene sahip çık! Abone ol! Abone bul!
Ad› : .......................................................................
Üsküdar (İstasyon) Cad. Pınar İşhanı 853. Sok. Bilen İşhanı No: 27/710 Soyad› :........................................................................
No: 5 Kat: 4 Daire: 52 Kartal/İstanbul (0 216 353 35 82) Konak/İZMİR Tel-Fax: 0 (232) 489 31 23 Adresi : .......................................................................
........................................................................
Necatibey Cd. Gözlükçü İşhanı No: 26/24 Cemal Gürsel Cd. Shell Karşısı Vakıf İşhanı Kat: 3 Tel : .......................................................................
Kızılay/ANKARA Tel: 0 (312) 229 06 44 No: 306 ADANA Tel: 0 (322) 363 52 91
6 Ayl›k Yurt içi 30.000 000 TL Yurt d›fl› 100 Euro
Sönmez İş Sarayı Kat: 3 No: 220 Heykel/BURSA Cumhuriyet Mah. Tennur Sok. Cumhuriyet İşhanı 1 Y›ll›k Yurt içi 60.000 000 TL Yurt d›fl› 200 Euro
Tel: 0 (224) 220 84 92 Kat: 3/45 KAYSERİ Tel-fax: 0 (352) 2326671
Gülcan Ceyran adına,
Silifke Cd. Çavdaroğlu Çarşısı 2/93 Saadetdere Mah. Fırın Sok. No: 37/25 (Depo durağı) * TL için : Yapı Kredi Bankası İstanbul/Aksaray Şb. 0097680-3
* Euro için : İş Bankası İstanbul/Aksaray Şb. 10021127094
MERSİN Esenyurt/İSTANBUL No’lu hesaba yatırdım. Makbuzun fotokopisi ektedir.
Siyasal cinayet ve katliam bu
dzenin mayasõnda var!
Onbeßler iin
YangÝnlara fazla bakan
gzler yaßarmaz,
AlnÝ kÝzÝl yÝldÝzlÝ baß
secdeye varmaz,
Dvßenler lenlerin
tutmaz yasÝnÝ.
Yine fakat bir yÝldÝrÝm
zulmeti yÝrtsa,
SaÛÝr gkn koynundaki
anÝ haykÝrtsa,
AnÝyoruz gÛsnzn
son sayhasÝnÝ.
Eski cihan, yeni cihan
nnde eÛil!
AramÝzdan bir ka yoldaß ayrÝlmaz deÛil,
Her ne yapsan varacaÛÝz emelimize!
Karadeniz... bunu duysun derinliklerin:
O ateßli gÛsleri delen hanerin
KabzasÝnÝ alacaÛÝz biz elimize!
NazÝm Hikmet