You are on page 1of 242

ANKARA TAR‹H‹ VE KÜLTÜRÜ D‹Z‹S‹: 1

ANKARA
TAR‹H‹ VE KÜLTÜRÜ
TAR‹H ‹Ç‹NDE
ANKARA

TAR‹H ‹Ç‹NDE
ANKARA

ANKARA BÜYÜKfiEH‹R BELED‹YES‹


2007
ANKARA BÜYÜKfiEH‹R BELED‹YES‹
KÜLTÜR VE SOSYAL ‹fiLER DA‹RES‹ BAfiKANLI⁄I

ANKARA TAR‹H‹ VE KÜLTÜRÜ D‹Z‹S‹: 1

TAR‹H ‹Ç‹NDE ANKARA

Yay›n Dan›flmanlar›
Prof. Dr. Abdüsselam Uluçam
(Selçuk Üniversitesi)
Prof. Dr. Hakk› Acun
(Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Halit Çal
(Gazi Üniversitesi)
Yrd. Doç. Dr. Süleyman Solmaz
(Pamukkale Üniversitesi)
Dr. Nazif Öztürk
Ahmet Yüksel

Yazarlar
Abdülkerim Erdo¤an
Gökçe Günel
Ali K›lc›

Foto¤raflar
Abdülkerim Erdo¤an (A.E.), Gökçe Günel (G.G.), Ali K›lc› (A.K.), BELKO Arflivi,
Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Arflivi (V.G.M.), Ahmet Yüksel Arflivi (A.Y.),
Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi Katalo¤u (A.A.M.M.K.)

Tasar›m&Bask›

Tel : (0312) 435 15 95


www.sfn.com.tr

ISBN: 9944-473-07-3
Ankara 2007
tarih içinde ankara

SUNUfi
“Ankara hükümet merkezidir ve ebediyyen hükümet merkezi kalacakt›r” sö-
züyle M. Kemal Atatürk, bizlere, Ankara’y› kurdu¤u ve emanet etti¤i Türkiye
Cumhuriyeti’ne baflkent yapm›fl, flehrin geçmifl tarihinin araflt›r›lmas›na da ön-
cülük etmifltir. ‹lk olarak bafllatt›¤› arkeolojik kaz›lara bizzat kat›lm›fl ve “kadim
medeniyetlere” ait antik de¤erlerin tespitini ve korunmas›n› emretmifltir.
“Büyük devletler kuran ecdad›m›z, büyük ve flümullü medeniyetlere de sa-
hip olmufltur. Bunu aramak, tetkik etmek, Türklü¤e ve cihana bildirmek, bizler
için bir borçtur” mesaj› ile de millî tarih ve kültür fluurunun gençli¤e kazand›-
r›lmas›n› da flart koflan M. Kemal Atatürk, “Türk çocu¤u ecdad›n› tan›d›kça da-
ha büyük ifller yapmak için kendinde kuvvet bulacakt›r” sözü ile de hedefi gös-
termifltir.
Ankara Büyükflehir Belediyesi olarak, baflkent Ankara’n›n tarih ve kültür zen-
ginli¤ini tan›tmak, korumak amac› ile Ankara’y› çeflitli yönleri ile tan›tan genifl
kapsaml› bir baflucu eseri olaca¤›na inand›¤›m›z “Ankara Tarihi ve Kültürü Dizi-
si”ni, Ankaral›lara ve tüm Türkiye’ye arma¤an ediyoruz.
Bu dizi; “Tarih ‹çinde Ankara”, “Osmanl›’da Ankara”, “‹stiklal Savafl›’nda An-
kara”, “Cumhuriyet ve Baflkent Ankara”, “Manevi Mimarlar›yla Ankara”, “Edebi ve
Tarihi fiahsiyetleriyle Ankara”, “Ad›m Ad›m Ankara” ve “Örnek Baflkent Ankara”
ad› alt›nda sekiz kitaptan meydana gelmektedir.
Ankara vilayeti, bilinen tarihi seyir içerisinde bir çok medeniyetlere ev sahip-
li¤i yapm›flt›r. Günümüzde de bu medeniyetlerin zengin antik kültür miras›n›
co¤rafi hudutlar› dahilinde sergileyen antik bir flehir olma özelli¤inin yan›nda,
do¤al kültür miras› ile de özel bir co¤rafyaya sahiptir.
Milat öncesi ve sonras› bu co¤rafya içerisinde hayat bulan medeniyetler
hakk›nda bugüne kadar bir çok eser yay›mlanm›fl ve halen de yay›mlanmakta-
d›r. Bu eserlerde anlat›lmaya çal›fl›lan ortak görüfl, Ankara vilayetinin zengin
bir tarih ve kültür miras›na sahip oldu¤u, bu de¤erlerinin ise yeteri kadar bi-
linmedi¤i hususudur. Türkiye’de, sahas›nda ilk çal›flma örne¤i olan bu kültür
dizimiz tetkik edildi¤inde, Ankara’n›n “sakl› ve gizemli” bir flehir oldu¤u görü-
lecektir.

3
tarih içinde ankara

Ankara Tarihi ve Kültürü Dizisi yay›n çal›flmas›n›n bir özelli¤i de Ankara’ya


ba¤l› 24 ilçe merkezi, 43 belde, 876 köy, 70 mezra ve yerleflme birimine gidilerek,
yerinde inceleme ve araflt›rma yap›lm›fl, mevcut bilgilerle karfl›laflt›rma yap›larak
bilgiler güncellenmifltir.
Bugüne kadar bilinmeyen bir çok eser, bu çal›flma esnas›nda tespit edilmifl-
tir. Bu bilgiler, yeni araflt›rmalarla desteklenerek, “Ankara Ansiklopedisi” çal›fl-
mas› ile bütünleflecek bir bilgi birikimi sa¤layacakt›r.
Ankara Büyükflehir Belediyesi olarak Ankara’y› “Dünyan›n en yeflil, örnek bafl-
kenti”ne tafl›rken; “Yüksek kültürde ve yüksek fazilette dünya birincili¤ini tutmak-
t›r” hedefine odaklanarak, kültür ve e¤itim hizmetlerimize de devam etmekteyiz.
Milli kültürümüze ve e¤itim dünyam›za kazand›r›lan bu diziyi yay›na haz›rla-
yan araflt›rmac›, yazar ve ilim adamlar›m›za; bas›m›nda eme¤i geçen herkese ve
flehrimizin tan›t›m› için emek veren di¤er gönüllü kurulufl ve kiflilere teflekkür
eder, bu de¤erli eserlerin Ankaral›lara hay›rl› olmas›n› dilerim.

‹. Melih GÖKÇEK
Ankara Büyükflehir Belediye Baflkan›

4
tarih içinde ankara

‹Ç‹NDEK‹LER
Girifl 7
TAR‹H ÖNCES‹ ANKARA 9
Paleolitik Dönem 9
Mezolitik Dönem 10
Neolitik Dönem 12
Kalkolitik Dönem 13
Tunç Ça¤› 17
H‹T‹TLER 23
Hitit Dönemi Kale ve Höyükler 25
FR‹GLER 30
Ankyra fiehri 33
Gordion (Yass›höyük) 34
Gordion Dü¤ümü 36
Midas Efsanesi (Kral Midas) 37
Kybele 39
Gemi Çapas› 40
Men Tap›na¤› 40
Tümülüsler 41
Kaya Mezarlar› 43
L‹DYALILAR 45
PERSLER 46
Kral Yolu 47
HELEN‹ST‹K DÖNEM VE BÜYÜK ‹SKENDER 48
GALATLAR 50
ROMALILAR 53
Roma Metropolisi Ancyra 53
Augustus Tap›na¤› (Yaz›tlar Kraliçesi) 60
Roma Hamam› 63
Roma Anfi-Tiyatro 66
Roma Su (Hatip Çay›) Bendi 69
Julien Sütunu 71
Roma Dönemi Ankara Kalesi 72
Roma Yolu 74
Roma Mezarlar› 75
Roma Dönemi Yerleflmeleri 76
Roma Döneminde Ankara’dan Geçen Yollar ve Mil Tafllar› 78
B‹ZANSLILAR 80
Bizans Döneminde Ogüst Mabedi (Kilise) 85
Aziz Clemens Kilisesi 88
Bizans Mezar› 88
Bizans Dönemi Ankara Kalesi 89
H›d›rl›k (Timurlenk) Tepe 92
Ankara ve Çevresinde Bulunan Önemli Bizans Yerleflimleri 94
SASAN‹ AKINLARI 96
‹SLAM ORDULARININ ANKARA’YA AKINLARI 97
Emeviler 97
Abbasiler 100
MALAZG‹RT SAVAfiI 103
Kutalm›flo¤lu Süleyman Bey 104
O¤uz Boylar› ve Türkmen Afliretleri 107
Daniflmendliler 114

5
tarih içinde ankara

ANADOLU SELÇUKLULARI 120


Horasan Erleri 126
Selçuklu fiehzadeleri (Melikler) 131
SELÇUKLU ESERLER‹ 134
Baklac› Baba (Kavakl›) Camii 134
Alâaddin (Sultan, Kale) Camii 135
Saraç Sinan Mescidi ve Medresesi 141
K›z›lbey Camii, Medrese ve Türbesi 143
Ahi fierafeddin (Aslanhane) Camii 146
Ahi fierafeddin (Aslanhane) Türbesi 154
Beypazar› Sultan Alâaddin Camii (Camii Kebir) 158
fiereflikoçhisar Alâaddin Camii 161
Kuyulu (Hoca Pafla) Camii 165
Akköprü 168
Ayafl Belediye (Pafla) Hamam› 171
Ayafl Karakaya Kapl›cas› 173
Selçuklularda Ankara Kalesi 174
AH‹LER 178
Ahi Zaviyeleri 185
Ahi fierafeddin (Aslanhane) Zaviyesi 186
Ahi Vak›flar› 188
Ahi Vak›flar›ndan Örnekler 189
Saraç Sinan Vakfiyesi 189
Ahi Hac› Murad O¤lu Ahi fiemseddin Ahmed Vakfiyesi 191
‹LHANLILAR 195
ANADOLU BEYL‹KLER‹ 197
Germiyano¤ullar› 197
Candaro¤ullar› 199
Karamano¤ullar› 201
ANADOLU BEYL‹KLER‹ DEVR‹ ESERLER‹ 202
Yeflil Ahi (Yeflil A¤a) Camii ve Medresesi 202
Ahi Elvan Camii 204
Ahi Yakup Camii 208
Karanl›k (Sabuni) Mescid 209
Hac› Arap (Ahi Arap) Camii 211
Molla Büyük Camii 212
Eyüp Mescidi 214
Genegi Mescidi 215
Örtmeli (Hoca Hundi) Mescidi 216
Kalecik Büyük (Hasbey) Camii 218
Sincan Eski Bucuk Köyü Camii 219
Sincan ‹lyakut Köyü Camii 220
Sincan Kötürüm Beyaz›d Camii 221
Felekeddin (Kesikbafl) Türbesi 222
Yörük Dede (Do¤an Bey, Yürüyen Dede) Türbesi 223
Polatl› Hac› Tu¤rul Türbesi 225
Polatl› Karaca Ahmet Türbesi 227
Polatl› Ahi Fatma Bac› Türbesi 228
Beypazar› Bo¤azkesen Türbesi 229
Nall›han Tapduk Emre Türbesi 230
Dipnotlar 231
Kaynaklar 238

6
tarih içinde ankara

G‹R‹fi
‹nsano¤lu, tarih boyunca yer flekilleri, iklim, su, toprak, kaya, bitki örtüsü, ula-
fl›m gibi etmenler etkisiyle yerlefltikleri do¤al co¤rafyada, ilk yerleflmelerin kuru-
luflunda do¤al çevresinin etkili oldu¤u gözlenmifltir. Co¤rafya, do¤al ortam ile in-
sanlar aras›ndaki etkileflimini incelerken, tarihi co¤rafya, insanlar›n yerlefltikleri
co¤rafyadaki yerleflmeleri sonucu ortaya ç›kan uygarl›klar›n co¤rafya ile iliflkisini
ortaya ç›karmaktad›r. Anadolu co¤rafyas›nda bu iliflkiyi destekleyecek binlerce
harabe, höyük, kale, düz ve yamaç yerleflimleri bulunmaktad›r.
Ankara çevresinde eski ça¤lara ait çok say›da höyük ve düz yerleflim yeri bu-
lunmaktad›r. Eski ça¤lardan beri üst üste gelen kent kal›nt›lar›n›n oluflturdu¤u,
genellikle düzlük alanda kurulan höyükler yass› tepelerdir. Höyükleri oluflturan
kerpiç, Anadolu’nun en önemli yap› gerecidir. Y›k›lan her yap› katman› zeminde
yükselmekte, üzerine gelen yeni yerleflimle tepe yükselmektedir. Binlerce y›lda
yükselerek sivrilen tepe, bazen kullan›lmaya devam edilmekte, bazen de yan›na
yeni yerleflim yerleri kurulmaktad›r. Bu yüzden Ankara’daki köylerin pek ço¤u ya
bir höyük üzerinde veya dibinde yer almaktad›r.
Bunlar›n d›fl›nda, Ankara ve çevresinde tümülüs denilen bir kral veya hanedan
üyelerinden birine ait mezarlar bulunmaktad›r. Antik türbe olarak niteleyebilece-
¤imiz tümülüsler (mezarlar), tafl veya a¤açtan yap›l›p, içine kendi adetlerine göre
ölünün yerlefltirilmesinden sonra üzerinin toprak y›¤›larak kapat›lmas›yla oluflur.
Tümülüslerin höyüklerden fark›, bir yap› gibi bir defada yap›lmas›d›r.
Ankara kentinin kimler taraf›ndan, ne zaman kuruldu¤u kesin olarak bilinmemek-
le birlikte, kentin birçok ilkça¤ kenti gibi iskan edilmesinin birkaç nedeni bulunmak-
tad›r. Ankara, Orta Anadolu’nun kuzeybat›s›nda, Sakarya nehrini besleyen Ankara
(Engürü) Çay›’n›n geçti¤i ovan›n do¤u kenar›nda kurulmufltur. Çubuk Ovas›, kenti
çevreleyen verimli bir tar›m alan›d›r. Ankara Kalesi ve eteklerinin sarp yamaçl› olma-
s›, tarihte bölgeyi düflman sald›r›lar›na karfl› korunakl› k›lmaktayd›. Bentderesi’nin dar
vadisi, Ankara Kalesi’nin bulundu¤u eski lav tepesini, yaylan›n ovaya hakim dik kena-
r›ndan ay›rd›¤›ndan, askeri önemi olan bir mevki oluflturmufltur.
Hitit döneminde Ankara Kalesi’nin bir askeri garnizon oldu¤u san›lmaktad›r.
Ankara Kalesi, Galatlar›n müstahkem mevkilerinden birisi olmufltur. Roma dö-
neminde kent, ovaya do¤ru geliflirken, tepe akropol olarak yerini korumufltur. Bi-
zans, Selçuklu ve Osmanl› dönemlerinde kalenin hisar› burada yükselmifltir. Öte
yandan Ankara kenti, eski ça¤lardan beri ana ulafl›m yollar› üzerinde bulunmak-
tayd›. Ayr›ca yak›n çevresinde zengin su kaynaklar› bulunmaktad›r. Tüm bu co¤-
rafi etmenler, Ankara’n›n tarihsel konumu üzerinde etkili olmufltur.
Anadolu, insanl›k tarihi boyunca sürekli yaflanan bir toprak olmas› sebebiyle her
yerinde pek çok flehir ve yerleflim yeri kurulmufltur. Türkler Anadolu’ya gelince kendi-
lerine yeni flehirler kurmak yerine, genellikle tarihi flehirleri fethederek yerleflmifller-
dir. Ele geçirdikleri flehirleri talan ve tahrip etmek yerine, önce mevcut yap›lar› kulla-
n›p, daha sonra kendi geleneklerine göre binalar yaparak, buradaki yerli halkla anla-
flarak onlarla birlikte yaflamay› seçmifllerdir. Böylece bu ak›lc› ve hoflgörülü anlay›fl ve
hayat tarz› ile atalar›m›z, Anadolu’yu kesintisiz bir medeniyet ülkesi olarak insanl›¤a
arma¤an etmifllerdir. Ankara, ilk ça¤lardan günümüze kadar kesintisiz yaflanm›fl bir
tarihi kent olarak dünya baflkentleri aras›nda farkl› bir yere sahiptir.

7
tarih içinde ankara

Tarihte Ankara ad›: Ankara kenti, tarih boyunca “Ancora”, “Ancyra”, “Angora”,
“Angur”, “Ankira”, “Ankura”, “Ankuria”, “Ankyra”, “Ankagra”, “Engüriye”, “Antoni-
nania”, “Engürü”, “Angare”, “Sebaste Tektosagon”, “Metropolis”, “Neokoros”,
“Lamprotate”, “Beldet-i Selasil” adlar›yla an›lm›flt›r. Bu adlar›n kökenleri ve an-
lamlar› hakk›nda farkl› bulgu ve yorumlar vard›r. E. Cavaignac ve Emil Forrer gi-
bi baz› bat›l› araflt›rmac›lar, Ankara’n›n Hitit kenti Ankuva veya Ankuruva kenti
oldu¤u üzerinde durmufl, ancak daha sonra, eski metinlerde geçen bu adlar›n
Ankara ile ilgisi bulunmad›¤› anlafl›lm›flt›r.
Baz› efsanelere göre Ankara, Frig Kral› Gordios’un o¤lu Midas’›n bir gemi çapa-
s› (anker) buldu¤u yerdir. Kentin Helen dilinde “Ankyra” olan ad›, “gemi çapas›” an-
lam›na gelmektedir.1 Latincede “Ankira”(Ancyra) kullan›lmaktad›r. Yunanl› yazar Pa-
usanias, M.S. 2. yüzy›lda gemi çapas›n›n Jüpiter Tap›na¤›’nda bulundu¤unu yazmak-
tad›r. Arrianos, Büyük ‹skender’in do¤u seferini anlatt›¤› Anabasis adl› eserinde,
Hellen dilinde Çapa anlam›na gelen Ankyra’ya geldiklerini anlatmaktad›r.2
Stephanos Bizantinos ise “Ankara, Galatya’n›n flehridir” demektedir.3 Bizans-
l› yazar Etienne, Karyal› tarihçi Apollonius’tan ald›¤› bilgiye dayanarak, M›s›r Kra-
l› Ptolemaios’u yenen Pontus Kral› Mithridates’in yard›mc›lar› Galatlar›n bir bo-
yu olan Tektosaglar, Anadolu’ya geldikten sonra M›s›rl›larla yapt›klar› savafllarda,
M›s›r donanmas›ndan ele geçirdikleri gemi çapas›n› buraya getirdiklerini, kentin
ad›n›n buradan geldi¤ini söylemektedir.4 Kenti daha sonra ele geçiren Romal›lar
buraya “Tektosaglar›n kenti” anlam›nda “Sebaste Tektosagon”, ayr›ca “Lamprota-
te” “Metropolis”, “Neokoros” adlar›n› vermifllerdir. ‹mparator Caracalla kente “An-
toninania”, Bizansl›lar “Ankyra” veya “Ankagra” adlar›n› vermifltir.
Roma ‹mparatorlu¤u döneminde de kentin simgesinin gemi çapas› oldu¤u
bilinmekte, Ankara’da darbedilen Roma sikkelerinin bir yüzünde çapan›n bulun-
du¤u görülmektedir. 13. yüzy›lda Yakut ve ‹bnelasir’de kentin ad› “Ankira”, “En-
güriye”, “Anguriya” olarak geçmektedir.
‹lhanl›lar döneminde “Engüriye” ad›n› alan kentin ad›n›n Farsça “engür”ün
(üzüm)5, Frig dilinde kullan›lan “Ankas”›n “k›vr›nt›”, Yunancada “Ankos”un “kayal›k
vadi, dar bo¤az”, Latincede “Ancus”un “çengel”6, “Anguri”nin “h›yar”, “Ankur”un
“ar›zal›” anlamlar›na geldi¤i bilinmektedir. Araplar ise kenti “Beldet-i Selasil” (zin-
cirli flehir), “Amudiye”, “Kalâ-i Salasil” 7, “Zat-al Salasil” gibi adlarla anm›fllard›r.
Öte yandan Evliya Çelebi, “Seyahatname”sinde “Engürü” ve “Angora”, Katip Çele-
bi’nin “Cihannüma” adl› yap›t›nda “Ankara” ve “Engürü” adlar› geçmektedir.
Evliya Çelebi’ye göre Ankara’n›n ‹simleri: Üzümü çok bol oldu¤undan Acem diyar›nda
bu kaleye Engüriyye derler. Rum kayseri zaman›nda yedi sene her gün k›rkar bin ›r-
gat ameleler iflleyip beher gün k›rkar bin adama k›rkar ceviz ve birer ekmek parças›
ile iflletip Ankariyye yani zorlama, yani ucuz iflçilik ile tamamland›¤› için Ankariyye
Kalesi derler. K›rkar ceviz ve birer ekmek parças› verip o hesap ile inflâ olundu¤u için
Kayseriyye ve Engürü hesab›yla yap›lm›flt›r, diye insanlar aras›nda meflhurdur.
Arap tarihlerinde kat kat birbirine giriflmifl oldu¤undan “Mutabbak Kalesi”
derler. Kayser Harkil, Hazret-i Risâlet-penâh dünyaya geldi¤i sene bu kaleyi
f›rdolay› yedi kat demir zincirler ile kuflatt›¤›ndan, Târîh-i Tuhfe’de Selâsil (zincir-
ler) Kalesi diye yazm›flt›r. Mo¤ol dilinde ‘Ena¤ra Kalesi’ derler. Ama Nemçe di-
linde Osmano¤lu bu kaleye mâlik oldu¤undan ‘Engüriyeopol’ ve ‘Kostantinopol’
derler. Tatar dilinde ‘Kirmen Angar’ derler. Türkler de Engürti, Ank›r›, ‹nk›r›, Ay-
d›nk›r›, Unkuru, Enguru derler. Daha nice çeflit isimle söylenir bir kaledir. Ama
Padiflah Defterhanesinde ismi Ankara’d›r.8

8
tarih içinde ankara

TAR‹H ÖNCES‹
ANKARA

PALEOL‹T‹K DÖNEM
Paleolitik Ça¤ (Eski Tafl Ça¤›/M.Ö. 60000-10000), insanl›¤›n
ilk ortaya ç›k›fl›ndan, günümüzden 12 bin y›l öncesine kadar sü-
ren arkaik ça¤d›r. Eski Tafl Ça¤› insanlar›, yerleflik hayat sürmü-
yor, a¤açl›k ve sulak yerlerde boylar halinde yafl›yorlard›.9 Anka-
ra yöresindeki çeflitli kaz›larda ortaya ç›kan ve bugün Anadolu
Medeniyetleri Müzesi ve Maden Tetkik Arama Enstitüsü Müze-
si’nde bulunan bu döneme ait kültürel kal›nt›lar, Paleolitik dö-
nemlerde, Ankara ve çevresinde zengin bir kültürel yaflam oldu-
¤unu kan›tlar.10
Paleolitik Ça¤ insanlar›, çakmaktafl› ve andezitten yapt›klar›
aletlerin yan› s›ra, kalkerden de yararlanm›fllard›r. Bu devirde in-
sanlar; çaytafl›, çakmaktafl›, hayvan kemikleri ve a¤aç gibi do¤al
Kazan, Sinaptepe’de bulunan
maddelerden yap›lan ilk aletleri kullanmaya bafllanm›fl, ma¤ara, “Ankara Maymunu” fosili
kaya s›¤›na¤› gibi yerlerde büyük gruplar halinde yaflam›fllard›. (A.A.M.M.K.)
Dikmen Çalda¤›’nda tafllardan yap›lan çeflitli aletler bulunmufl-
tur. Bölgedeki paleolitik istasyonlar, akar su kenarlar›ndad›r. Bu
devre ait buluntular, insanlar›n bunlar› daha çok hayvan öldür-
mek, derilerini yüzmek, di¤er alet ve nesneleri yap›lmak için kul-
land›klar›n› ortaya koymaktad›r.
Atefli bulan insano¤lu, avlad›klar› besinleri piflirmeye, ›s›n-
maya, y›rt›c› hayvanlardan daha iyi korunmaya bafllam›fl; ma¤a-
ra ve kaya s›¤›naklar›n›n duvarlar›na resimler çizmifllerdir. Alt,
Orta ve Üst Paleolitik olarak üç dönemde incelenmektedir.11 An-
kara ve çevresinde görüldü¤ü gibi oldukça yo¤un Paleolitik ya-
flam›n var oldu¤u görülmektedir.

9
tarih içinde ankara

MEZOL‹T‹K DÖNEM

Kazan Sinaptepe’de yap›lan


kaz› çal›flmas› Paleolitik ça¤›n bir üst aflamas›na ise Mezolitik ça¤ (Orta Tafl
(A.A.M.M.K.) Ça¤›/M.Ö. 10000-8000) denir. Bu dönemde insan, alet çantas›n›
daha zenginlefltirmifl, yaflam›n› kolaylaflt›rmaya çal›flm›flt›r.
Yontma tafl endüstrisi daha ince bir iflçilik kazanm›fl, alet boyla-
r› küçülmüfltür. Mikrolit denilen geometrik biçimli küçük nesne-
ler, boynuz, kemik, odun türünden maddelerden yap›lm›fl sapla-
ra dizilerek12 orak gibi kullan›lm›flt›r.
Mezolitik insanlar›, zaman›m›zdan 11.000-12.000 y›l önce,
tafl, toprak, kil ve a¤açtan yapt›klar› evlerinin (basit de olsa) f›-
r›nlar›nda, tafl dibeklerde ezip, ö¤ütme tafllar›nda ö¤üttükleri
yabani tah›llar› pifliriyorlard›. S›cak ve ya¤›fll› iklimin Anadolu’ya
ve Ortado¤u’ya yay›lmas›yla, baflta arpa ve bu¤day olmak üzere
birçok yaban›l bitki, bol miktarda yetiflmeye bafllar.
Mezolitik ça¤; z›pk›n, bal›k oltas› ve orak yap›m›nda kullan›lan,
obsidiyen ve çakmaktafl›ndan yap›lm›fl çeflitli geometrik flekiller-
deki minik aletlerle (mikrolitlerle) bilinir. Günümüzden yaklafl›k
11.000 y›l önce Mezolitik ça¤›n sonlar›na do¤ru, ›l›man ve ya¤›fll›

10
tarih içinde ankara

iklimin yerini alan kurak iklim nedeniyle yer yer çöller oluflmaya
bafllam›fl, hayvan türleri de de¤iflen bu iklime ayak uydurmufltur.
Mezolitik ça¤la bafllayan köy yaflant›s›, Yeni Tafl ça¤› anlam›na ge-
len Neolitik ça¤la beraber daha da geliflmifltir.
Ankara’da Paleolitik döneme ait çeflitli y›llarda yap›lan arafl-
t›rmalarda, çakmaktafl› ve andezitten yap›lm›fl balta, b›çak gibi
el aletleri bulunmufltur. Buluntulardan, Ankara ve çevresinde
Paleolitik ça¤da yaflam oldu¤u ortaya ç›kmaktad›r.
1910 y›l›nda R. Campell-Thomson, Ankara dolaylar›nda ‹mra-
hor ve Kusunlar köyleri aras›nda Uza¤›l (Uzal) mevki-
i yak›nlar›nda Alt Paleolitik Ça¤a ait andezitten keskin el baltas›
ve bݍak gibi aletler bulmufltur.
1931 y›l›nda Kurt Bittel, Maltepe Telgaz (Gazhane) yak›n›nda
Orta Paleolitik Ça¤a ait çakmaktafl› balta bulmufltur.
1934 y›l›nda bir Alman profesör, Ziraat Enstitüsü yak›n›nda Or-
ta Paleolitik Ça¤a ait bir alet bulmufltur. Ayn› y›l Nurettin Can Gü-
lekli ve Dr. Schröder, Orta Paleolitik ça¤a ait birçok alet bulmufltur.
1936 y›l›nda Yüksek Ziraat Enstitüsü Jeoloji profesörü K. Le-
uchs, Atatürk Orman Çiftli¤i yak›n›nda (Çubuk Suyu kenar›nda)
fielleen dönemine ait aletler bulmufltur. Ayn› y›l Muine Atasa-
yan, Gâvurkale’de, kaya s›¤›na¤›nda Orta Paleolitik Ça¤a ait çak-
maktafl› aletler bulmufltur.
1937 y›l›nda Profesör fievket Aziz Kansu ve Nurettin Can Gü-
lekli, Solfasol Köyü civar›nda Etiyokuflu Höyü¤ü’nün alt›nda,
Çubuksuyu kenar›nda, Alt Paleolitik, Mikokiyen Ça¤a ait baltalar
bulmufltur. Ayn› y›l Afet ‹nan ve E. Pittard, Ergazi Köyü’nde, An-
kara Çay› kenar›nda, Orta Paleolitik Ça¤ Levalois dönemine ait
aletler bulmufltur.
1938 y›l›nda K. Leuchs, Beytepe Köyü’nde Orta Paleolitik
fielleen Döneme ait el baltas› bulmufltur. Ayn› y›l D.A.F. Garrod,
Haymana’n›n 35 km. do¤usunda, Yenice Beldesi’nde, Orta Pale-
olitik Ça¤a ait üç tafl b›çak bulmufltur. 1938 y›l›nda Max Pfan-
nenstiel, Hüseyingazi Da¤› ete¤inde b›çak bulmufltur. Ayn› y›l R.
Peters, Beynam Köyü yak›n›ndaki Beynam Orman› civar›nda,
1517 rak›ml› Kuyrukçu Da¤›’n›n kuzeyinde, Beynam çaml›klar›n-
da, Mustariyen Ça¤’a ait çakmaktafl› alet bulmufltur. Ayn› y›l Max
Pfannenstiel, Etlik, Keçiören, Ba¤lum, Hac›kad›nderesi’nde pa-
leolitik aletler, Hüseyingazi Tepesi’nin yamaçlar›nda üç yerde
yontma tafl alet bulmufltur.
1947 y›l›nda fievket Aziz Kansu ve Fikret Ozansoy, Macunçay
dere yata¤›nda yontma tafl aletler bulmufltur.
1948 y›l›nda K›l›ç Kökten, K›z›lcahamam’›n 17 km. güney-gü-
neydo¤usunda olan Çeçtepe’de baz› kaba yontma tafl aletler
bulmufltur. 1948 y›l›nda Fikret Ozansoy, Hüseyin Gazi Tepesinin
eteklerinde ve Üre¤il Köyü civar›nda yüzeyde Paleolitik Ça¤a ait
aletler bulmufltur.

11
tarih içinde ankara

1952 y›l›nda ‹. K›l›ç Kökten Peçenek-Cimflit-Polatlar Gödek›r›


köylerinin aras›ndaki Akkafl ve Gödek›r› (Gökdere) düzlüklerinde
Afleleen döneme ait malzemeler bulmufltur.13
Ankara’n›n 5 km. kuzeyinde, Çubuk Baraj›’na giden yolun ke-
nar›nda bulunan Etiyokuflu örenyerinde, 1937 y›l›nda Prof. Dr.
fievket Aziz Kansu14 taraf›ndan yap›lan kaz›lar, 1938 ve 1941 y›l-
lar›nda devam etmifltir. Kaz›lar sonunda höyü¤ün en alt katma-
n›nda Eski Tafl Devri (Altpaleolitik) Dönemine ait Musteryen tafl
aletler ç›km›flt›r. Etiyokuflu, hem paleolitik bir istasyon hem de
daha geç devirlerde iskan gören düz bir yerleflmedir.15
Yenimahalle ‹lçesi, Çayyolu Köyü’nün 1.5 km. güneybat›s›n-
da bulunan Höyüktepe (Çayyolu) höyük üzerinde prehistorik dö-
nemlere ait silex aletler, ok uçlar›; yine Yenimahalle ‹lçesi, Çay-
Neolitik Dönem yolu Köyü’nün güneyinde bulunan ‹kip›nar Höyü¤ü ile Etimes-
yerleflmelerinin bulundu¤u gut ‹lçesi, Yaprac›k Köyü’ne 500 m. uzakl›kta olan Höyük II.’de
Yenimahalle, fiehitali Köyü
(2005, A.E.) yap›lan araflt›rmalarda Prehistorik el aletlerine rastlanm›flt›r.

NEOL‹T‹K DÖNEM
Son buzul ça¤›n›n bitifliyle iklimde meydana gelen de¤iflim,
daha ›l›man ortamda yaflayan bitki ve hayvan türlerinin ço¤al-
mas›na olanak vermifl, günümüzdekine yak›n do¤al bir ortam
oluflmufltur. ‹nsano¤lunun yaflam biçiminde ilk köklü de¤iflim,
Neolitik ça¤da (Yeni Tafl Ça¤›/Cilal› Tafl Ça¤›/M.Ö. 8000-5500) ol-
mufltur. ‹nsan, art›k, çevresindeki bitki ve hayvan cinslerinden
baz›lar›n› evcillefltirmifl, bu yolla bir üretim aflamas›na varm›flt›r.
Buna ba¤l› olarak avc› ve göçerler, yerleflik bir yaflam düzenine
ulaflm›fllar, ilk köyler kurulmaya bafllanm›flt›r. Arpa, bu¤day gibi
bitkilerle koyun, keçi ve domuz gibi hayvanlar›n yabani atalar›,
bu ›l›man ortam›n flora ve faunas› aras›na girmifltir. Bu de¤ifli-
min sonucunda insanl›k tarihinin ilk büyük devrimi kabul edilen
Neolitik devrim yaflanm›flt›r. Neolitik devrim, insan topluluklar›-

12
tarih içinde ankara

n›n binlerce y›l boyunca sürdürdükleri avc›l›k ve toplay›c›l›¤a ek


olarak tar›m ve hayvanc›l›¤› ö¤renmesinin sonucunda gerçeklefl-
mifltir.
Bu ça¤; ‹lk, Orta ve Son Neolitik olarak üç evre olarak görülmek-
te olup, M.Ö. 7000-6500 y›llar›nda bafllamaktad›r.16 Neolitik ça¤a
ait yerleflmeler K›z›l›rmak kavsinin güneyinde yo¤unlaflm›flt›r.17
Profesör Remzi O¤uz Ar›k taraf›ndan Ankara Kalesi eteklerin-
de yap›lan sondajlarda ele geçen bir balta18 ile Nurettin Can Gü-
lekli taraf›ndan Hacettepe’de bulunan lambalar ve ok uçlar›, An-
kara Kalesi ve çevresindeki Neolitik Ça¤ buluntular›d›r.
Yenimahalle ‹lçesi, Ankara-Eskiflehir yolunun 27. km.den sola
dönülünce 6. km. ileride bulunan fiehit Ali Köyü’nde19; Ankara-Ada-
Neolitik Dönem
na karayolunun 125. km.sinde, fiereflikoçhisar ‹lçesi’nin 30 km. ku- yerleflmesi olan
zeybat›s›nda, Ak›n Köyü’nün kuzeydo¤usunda Çatalhöyük I. ve II20 fiereflikoçhisar,
Ak›n Köyü höyü¤ü
höyükleri bu döneme ait önemli yerleflmeler olarak görülmektedir.21 (2005, A.E.)

KALKOL‹T‹K DÖNEM
Kalkolitik Dönem (Bak›r Ça¤/M.Ö. 5500-3000), tafl›n yan› s›ra
bak›r›n da kullan›m›ndan dolay›, uygarl›k tarihinde ilk ön kent
kültürlerinin bafllad›¤› dönemdir. Maddenin ilk ifllenmesinin
Neolitik Ça¤›n çanak çömleksiz evresinde bafllad›¤› ortaya kon-
muflsa da, kullan›m›n›n çeflitlenmesi ve yayg›nlaflmas› bu dö-
nemde gerçekleflmifltir.
Kalkolitik Ça¤; ‹lk, Orta ve Son olmak üzere üç evrede ince-
lenmektedir.22 Geliflen tar›m ve hayvanc›l›k, insan›n toplumsal
yap›s›ndaki de¤iflimlere de h›z vermifltir. Bu ça¤da, yönetici, din
adam›, zanaatç› gibi farkl› meslek gruplar›n›n ortaya ç›kmas›n›n
yan› s›ra, an›tsal mimari, savunma ve sulama sistemleri ile tica-
ret geliflmifltir.

13
14
tarih içinde ankara

Gölbafl›, Karao¤lan Köyü höyü¤ünde bulunan ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenen vazo (A.A.M.M.K.)
tarih içinde ankara

Kalkolitik dönem yerleflmesi


olan Karao¤lan höyük
(2006, A.E)

Ankara ve çevresinde Kalkolitik döneme ait höyükler flunlard›r:


Haymana’n›n 22,5 km. güneydo¤usunda, Yenice Beldesi’nin
1 km. bat›s›nda Ayvaz I, Höyük’ün 300 m. kuzeybat›s›nda bulu-
nan Ayvaz II. Höyük.23 Balâ ‹lçesi, Beynam Köyü’nün 1 km. gü-
neyinde düz tar›m alanlar›n›n ortas›nda yass› bir höyük olan
Beynam Höyük.24 Haymana’n›n 27 km. güneyinde, Çeltikli Kö-
yü’nün 1 km. kuzeyinde bulunan, Çeltikli Höyük.25
Haymana’n›n 23 km. güneydo¤usunda, Durup›nar (Totak)
Köyü’nün 300 m. do¤usundaki Durup›nar (Totak) Höyü¤ü.26
Sincan ‹lçesi, ‹ncirlik Köyü içinde, Sö¤ütp›nar Mevkii, Deve
Yolu denilen yolun kenar›nda bulunan Dutluca Höyük.27
1937-1941 y›llar› aras›nda Remzi O¤uz Ar›k taraf›ndan yap›-
lan kaz›larda, befl iskan tabakas› tespit edilen Gölbafl› Karao¤lan
Höyü¤ü.28
Eryaman’›n 2 km. güneydo¤usunda, Ankara Sincan karayolu-
nun hemen kenar›nda, Ankara Çay›’n›n 400 m. güneyinde bulu-
Haymana,
nan Sincan Höyük.29 Durup›nar (Totak) Köyü
(2005, A.E.)

15
16
tarih içinde ankara

Gölbafl›, Karao¤lan Köyü höyü¤ünde bulunan ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenen “idol” (A.A.M.M.K.)
tarih içinde ankara

TUNÇ ÇA⁄I
Kalay ve bak›r›n kar›fl›m›ndan oluflan tunç, Kalkolitik döne-
min sonunda görülür. Anadolu’da Tunç Ça¤› M.Ö. 3000’lerde
bafllar. Bu tarihlerde Anadolu’da yaz› kullan›lm›yordu.30
Tunç Ça¤› (M.Ö. 3000- 1200), Anadolu ve Trakya’da üç dönem
halinde görülmektedir: Tar›ma dayal› köy yaflam›, dört tekerli
araban›n kullan›lmaya baflland›¤› Eski (Erken Tunç / Bronz)
Ça¤, (M.Ö: 3000-2500)31, bronz alet kullan›m›n›n yayg›nlaflt›¤›,
bölgeler aras›nda ticaret ve ekonominin geliflti¤i, çömlekçi çark›
kullan›lmas›n›n yayg›nlaflt›¤› ve küçük kent devletlerinin kurul-
du¤u Orta Tunç Ça¤› (M.Ö. 2500-2000)32, etraf› surlarla çevrili Külhöyük’te bulunan Eski
yerleflmelerin görüldü¤ü, yaz›n›n kullan›lmaya baflland›¤›, demi- Tunç Ça¤›na ait mühür
(A.A.M.M.K.)
ri iflleme tekni¤inin geliflti¤i ve Hitit ‹mparatorlu¤unun kuruldu-
¤u Geç Tunç (Yeni Bronz) Ça¤›d›r (M.Ö. 2000-1200).33
Bu ça¤da Ankara çevresinde hemen her vadide, su kenarla-
r›nda höyükler ve düz yerleflimler görülmektedir. Daha önceki
dönemlerde görülen tafl aletlerin yan› s›ra çanak çömlekler, tafl
ve kemik aletler, tak›lar bulunmaktad›r. Höyükleri oluflturan te-
mel yerleflme birimleri, kerpiç ve tafl yap›lardan meydana gel-
mektedir. Anadolu’da Tunç Ça¤› yerleflmelerinde, kasabalardan
kentlere geçildi¤i ve baz› büyük kentlerin ortaya ç›kt›¤› görül-
fiereflikoçhisar,
mektedir.34 De¤irmenyolu Köyü içinde
bulunan Kale (Parnassus)
Höyük (2005, A.E.)

17
tarih içinde ankara

M.Ö. 3000-2500 y›llar› aras›na tarihlendirilen Eski Tunç Ça-


¤›’nda, içinde tap›nak ve yönetim yap›lar› bulunan, örgütlenmifl,
korunmal›, ba¤›ms›z flehir devletleri ortaya ç›km›flt›r. M.Ö. 3000
y›llar›nda daha fazla besin üretilmesi ve daha büyük bir nüfusu
besleme olana¤›n›n do¤mas› nedeniyle yerleflim birimlerinin
Gölbafl›, Gökçehöyük
say›s› da artm›flt›r. Bu ça¤da toplumsal, dinsel ve teknolojik ge-
(2005, A.E.) liflmeler görülmektedir. Bak›r, kalay ile kar›flt›r›larak tunç elde
edilmifl, madencilik geliflmifltir. Ça¤›n teknolojik buluflu, öküzler
taraf›ndan çekilen dört tekerli arabad›r. Mezarlarda ortaya ç›kan
alt›n ve gümüfl gibi de¤erli madenlerden yap›lm›fl hediyeler,
toplumun geliflip de¤iflti¤ini göstermektedir. Ticaretin geliflme-
si, Ege ve Orta Do¤u’yu içine alan genifl bir ticaret a¤›n›n kurul-
mas›na yol açm›flt›r.35

Külhöyük’te bulunan Eski Tunç Ça¤›na ait kaplar (A.A.M.M.K.)

18
Ankara Solfasol Köyü yak›n›nda Eti Yokuflu’nda bulunan “idol” (A.A.M.M.K.)
tarih içinde ankara

19
tarih içinde ankara

Ankara ve çevresinde tesbit edilen Eski Tunç Ça¤› yerleflme-


leri flunlard›r:
Ahlatl›bel Köyü’nde bir tepe üzerinde yer alan höyükte, Mus-
tafa Kemal Atatürk’ün iste¤i ile Hamit Zübeyr Koflay taraf›ndan
1933-37 y›llar› aras›nda yap›lan kaz›larda üç evreli Erken Tunç
Ça¤› (M.Ö. 2500-2200)’na tarihlenen yerleflmeye rastlanan Ah-
latl›bel Höyü¤ü36. Il›ca Köyü’nün kuzeydo¤usundaki bir kayal›k
üzerinde yer alan höyük, 1964 y›l›nda Prof. Dr. W. Ortmann tara-
f›ndan kaz›lan Asarc›k Höyük37; Haymana’n›n 22,5 km. güneydo-
¤usunda, Yenice Beldesi’nin 1 km. bat›s›nda bulunan Ayvaz Hö-
Külhöyük’te bulunan Eski
Tunç Ça¤›na ait bronz vazo
yük38; Etimesgut ‹lçesinde, Ba¤l›ca Köyü ile Z›rhl› Birlikler Oku-
(A.A.M.M.K.) lu aras›nda bulunan Ba¤l›ca Höyük; Ankara-Eskiflehir Karayolu-
nun 37. km.sinde sol tarafta bulunan Ball›kuyumcu Höyük39; Ka-
zan ‹lçesi, Bitik Köyü’nün ortas›nda yer alan40, 1941 y›l›nda Rem-
zi O¤uz Ar›k taraf›ndan kaz›lan Bitik Höyük41; Hacettepe Üniver-
sitesi Beytepe Kampüsü yolu yap›l›rken esas yükseltisi yar› yar›-
ya tahrip edilmifl olan Beytepe I. Höyü¤ü; Evren ‹lçesi’ne 2 km.

Külhöyük’te bulunan Eski Tunç Ça¤›na ait seramik kap (A.A.M.M.K.)

20
tarih içinde ankara

uzakl›kta, Sar›yahfli yolu üzerinde Semizba¤› Höyü¤ü,42; Beynam


Köyü’nün 3,5 km. güneybat›s›nda, az e¤imli bir yamaç üzerinde
yer alan Çakmakl› Höyük43; Haymana’n›n 27 km. güneyinde, Çel-
tikli Köyü’nün 1 km. kuzeyindeki Çeltikli Höyük44; Ankara-Konya
yolunda, fiereflikoçhisar’›n 13 km. kuzeyinde, A¤açören Köyü ya-
k›nlar›nda45, De¤irmenyolu Köyü içinde bulunan De¤irmenyolu-
Kale (Parnassus) Höyük46, Ankara’n›n 92 km. bat›s›nda47, Beypa-
zar› ‹lçesi Dikmen Köyü’nün 4,5 km. güneyinde, Akkaya-Dikmen
Eski Tunç Ça¤›na ait
köy yolunun kenar›nda ova ortas›nda bulunan Dikmen (Lagani- piflmifl toprak kap
a) Höyük48, Ankara’n›n 5 km. kuzeyinde, Çubuk Baraj›’na giden (A.A.M.M.K.)
yolun kenar›nda bulunan ve 1937 ve 1941 y›llar›nda Prof. Dr.
fievket Aziz Kansu taraf›ndan kaz›s› yap›lan Etiyokuflu örenyeri49;
Gölbafl› ‹lçesi’ne 15 km. uzakl›kta, Gökçehöyük Köyü s›n›rlar›
içinde bulunan Gökçe (Çerkez) Höyük50, 1964 y›l›nda Burhan
Tezcan baflkanl›¤›nda yap›lan kaz›lar sonucunda iki evreli Eski
Tunç Yerleflmesi ortaya ç›kart›lan Koçumbeli Höyük51; 1992 y›-
l›nda Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürlü¤ü baflkanl›¤›nda
bafllayan kaz›lar sonucunda52 Eski Tunç ve Eski Hitit Ça¤lar›na
ait yerleflim tespit edilen53 Haymana ‹lçesi, ‹kizce Köyü’nün 500
m. do¤usundaki do¤al yamaçta kurulan Kültepe Külhöyük54;
1949 ve 1950 y›llar›nda Nuri Gökçe ve Seton Lloyd taraf›ndan
kaz›lan, Polatl› ‹lçesi merkezinde, Zafer Mahallesi, Befltepe mev-
kiinde bulunan ve 25 m. yüksekli¤inde, 200 m. çap›nda, yuvarlak
biçimli olan ve Zafer (Befltepe) Höyü¤ü olarak adland›r›lan hö-
yük; Ankara-Haymana yolunun 34. km.’sinde, yolun 2 km. bat›-
s›nda yer alan “Topakl› (Androna) Höyük”’te Eski Tunç Ça¤› yer-
Kazan’da “höyük” üzerine
leflme tespit edilmifltir.55 Ayr›ca Yenimahalle ‹lçesi, Ankara-‹s- kurulan Bitik Köyü
(2006, A.E.)

21
tarih içinde ankara

tanbul yolu üzerinde, Atatürk Orman Çiftli¤i, Bo¤aziçi Mahalle-


si, Demetevler Kavfla¤›’nda bulunan tepesi kesik koni fleklinde
yumrulaflt›r›lm›fl olan tepe, önceleri Ankara civar›ndaki Frig tü-
mülüslerinden biri oldu¤u san›lm›fl, ancak Anadolu Medeniyet-
leri Müzesi Müdürlü¤ü’nce 1987 y›l›nda yap›lan kaz›da, içinde
M.Ö. 2100-2000 Eski Tunç III Ça¤›na ait çeflitli kaseler, a¤›rflak-
lar, hayvan figürünün bulundu¤u yuvarlak bir yap› ortaya ç›km›fl-
Külhöyük’te t›r.56
bulunan Eski Tunç Ça¤›na
ait toprak tablet ve vazo
(A.A.M.M.K.)

22
tarih içinde ankara

H‹T‹TLER

Hint-Avrupal› bir kavim olan Hititler (M.Ö. 1660-1190), Ana-


dolu’ya di¤er baz› kavimler gibi bo¤azlar yoluyla gelmifllerdir.
Hititlerin Anadolu’ya göç tarihleri, kesin olarak bilinmemekte-
dir. Hititler Anadolu’ya geldikten sonra küçük devletler halinde
yaflam›fllar, yerli Anadolu Hatti beyliklerini egemenlikleri alt›na
alarak siyasal, askeri, ekonomik gücü ellerinde tutmufllard›r.
Assur Ticaret Kolonileri Ça¤›’nda Anadolu, irili ufakl› birçok
beylik aras›nda paylafl›lm›fl durumdayd›. Yaz›l› kay›tlarda adlar›-
na rastlanan baz› beylikleri flöyle s›ralayabiliriz: Hattufla, Kuflfla-
ra, Mama, Nefla (Kanefl), Puruflhanda, Zalpa. Bu belgelerde Kufl-
flaral› oldu¤u belirtilen Pithana ve o¤lu Anitta zaman›nda Anado-
lu’da merkezi bir devletin kurulmas›na do¤ru yol al›nm›flt›r. Kral
Anitta, Nefla, Zalpa ve Hattufl’u ele geçirerek ilk kez büyük kral
unvan›n› alm›flt›r. Anitta’dan yüzy›l sonra ayn› soydan gelen Kufl-
flaral› Labarnafl, Hattufl’u baflkent yap›p kente “Hattuflafl”, kendi-
ne de “Hattuflal›” anlam›na gelen “Hattuflili” ad›n› vermifltir.
Hitit ‹mparatorlu¤u; Eski Krall›k Dönemi (M.Ö. 1660-1460) ve
Büyük Hitit Krall›¤› (M.Ö. 1460-1190) dönemleri olarak Anado-
lu’da hüküm sürmüfllerdir.57 Hasano¤lan Beldesi’nde
bulunan Hititlere ait
Hitit yerleflim yerlerinde yönetim merkezi, dini merkez, kasa- heykelcik
balar ve askeri karakollardan oluflan bir çeflitlilik görülmektedir. (A.A.M.M.K.)
Bu dönemde yaz› yayg›n olarak kullan›lmaktad›r.1200 y›llar›nda
bat›dan gelen ve Deniz Kavimleri diye adland›r›lan topluluklar›n
istilas› ile Hitit ‹mparatorlu¤u son bulmufl ve Hititler yaflamlar›-
na flehir beylikleri halinde devam etmifllerdir.58 M.Ö. 1190-780
y›llar› aras›nda Karanl›k Ça¤ olarak adland›r›lan ve hiçbir uygar-
l›k izine rastlanmayan dönem gelmektedir.

23
tarih içinde ankara

Kazan, Bitik Köyü höyükte bulunan “Bitik vazosu” (A.A.M.M.K.)

24
tarih içinde ankara

H‹T‹T DÖNEM‹ KALE


VE HÖYÜKLER

Kazan, Bitik höyük


(2000, N. Göktafl)

Ankara ve çevresinde tesbit edilen Hitit dönemi yerleflim yer-


lerinin önemlileri flunlard›r:
Bal›khisar Höyük: Ankara-Esenbo¤a yolunda, Çubuk kavfla-
¤›ndan sa¤a dönülünce 2 km. ileride59 Bal›khisar Köyü’nün ku-
zeydo¤usunda, Höyüktepe Mevkiinde yer alan höyü¤ün üzerin-
de yap›lan kaz› sonucunda, Hitit Dönemine ait bir adet piflmifl
toprak testi, bir adet çift kulplu vazo Hitit, Eski Tunç ve Frig dö-
nemlerine ait seramik parçalar› ortaya ç›km›flt›r.
Ball›kuyumcu Höyük: Ankara-Eskiflehir yolunun 35,5. km.sin-
den sola dönülünce 2 km. ileride yer alan höyük yüzeyinde yap›-
lan araflt›rmalarda, tahribatlar sonucunda Erken Bronz, Hitit dö-
nemlerine ait duvar kal›nt›lar›n›n ortaya ç›kt›¤› görülmüfltür.60
Bitik Höyük: Kazan ‹lçesi, Ankara’n›n 42 km. kuzeybat›s›nda
Bitik Köyü’nün ortas›nda yer almaktad›r. Hitit ça¤›nda önemli
bir yerleflme olarak görülen Bitik’te, M.Ö. 2100-1900 aras›ndaki
geçifl devresine rastlayan tarihlere ait seramikler bulunmufltur.
En önemli buluntu, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde bulunan
Bitik Vazosu’dur.61

25
tarih içinde ankara

Bitik höyükte bulunan


hayvan heykelci¤i
(A.A.M.M.K.) Karao¤lan Höyü¤ü: Karao¤lan Köyü, Karao¤lan Çay›r› mev-
kiinde bulunan Karao¤lan Höyü¤ünde 1937-1941 y›llar› aras›nda
Remzi O¤uz Ar›k taraf›ndan yap›lan kaz›larda, befl iskan tabaka-
s› tespit edilmifltir. Höyükte; Kalkolitik Ça¤, Frig, Helenistik, Ro-
ma, Bizans tabakalar›n›n yan›s›ra, Hitit ça¤›na ait yerleflim tes-
pit edimifltir.62

Haymana Dereköy’de Hititlere ait bir yerleflme yeri olan “Gavurkale”


(2005, A.K.)

26
tarih içinde ankara

Haymana, Dereköy’de
bulunan ve Hititlere ait
Gâvur Kale: Ankara’n›n 60 km. güneybat›s›nda, Dereköy’ün 4 “Gavurkale”
km. do¤usundaki kayal›k bir tepenin üzerinde bulunan Hitit Dö- (2005, A.K.)
nemine ait önemli bir kült merkezidir. Höyük ilk olarak Kapadok-
ya gezisi için 1861 y›l›nda Anadolu’ya gelen Georges Perrot ve E.
Guillaume taraf›ndan bulunmufltur. 1930 y›l›nda Hans von der
Osten63 taraf›ndan yap›lan kaz›larda, paleolitik istasyon, Hitit ‹m-
paratorluk Ça¤›’na ait mezar veya ibadet yeri ortaya ç›km›flt›r. Gü-
neye do¤ru uzanan bir tepe üzerindeki sarp kayal›¤›n, yine güne-
ye bakan dik yüzünde biri oturan, di¤er ikisi de ona do¤ru yürü-
yen üç tanr› kabartmas› ile betimlenmifltir. Düzeltilmifl kaya yü-
zeyine insan boyundan büyük, sola do¤ru ilerleyen iki erkek figü-
rü, taht üzerinde oturan tanr›çaya do¤ru ilerlemektedir. Külah› ve
sakal› belli olan arkada bulunan kabartman›n bafl›, birkaç s›ra
boynuzla bezenmifltir. Öndekinin külah› ayn›, sakals›zd›r. Belle-
rinde hilal kabzal› tipik Hitit k›l›çlar› vard›r. Sa¤ elleri dua eder gi-
bi yukar› kalk›kt›r. K. Bittel bu an›t› M.Ö. 1400’e tarihlemektedir.
Kabartmalar yan›nda çok büyük blok tafllarla yap›lm›fl olan du-
varlar›n ve kabartmalar›n kuzeyinde iri blok tafllardan yap›lm›fl
oda bulunmaktad›r. Gâvurkalesi’nde yap›lan çal›flmalar sonunda
Hitit döneminden sonra Frig kültür katlar› ve az say›da seramik
parçalar›na rastlanm›flt›r.64

27
tarih içinde ankara

Külhöyük’te bulunan
piflmifl toprak tablet
(A.A.M.M.K.)

Külhöyük’te yap›lan
kaz› çal›flmas›
(A.A.M.M.K.)

Kültepe Külhöyük: Haymana ‹lçesi, ‹kizce Köyü’nün 500 m.


do¤usundaki do¤al yamaçta kurulan höyük, kuzey-güney yönün-
de 165 m., do¤u-bat› yönünde 125 m., 25 m. yüksekli¤indedir.65
Höyükte yap›lan yüzey araflt›rmalar›nda Eski, Orta, Geç Tunç,
Assur Ticaret Kolonileri66 ça¤lar›na ait seramik parçalar›na rast-
lanm›flt›r. 1992 y›l›nda Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürlü-

Külhöyük (2005, A.K.)

28
tarih içinde ankara

¤ü baflkanl›¤›nda bafllayan kaz›lar sonucunda, Eski Tunç ve Eski


Hitit Ça¤lar›na ait yerleflim tespit edilmifltir. Höyükte ilk kaz›lar
s›ras›nda Assur Ticaret Kolonileri Ça¤›’n›n son dönemine ait bir
temel kal›nt›s›67 ile Ayr›ca Eski Hitit dönemine tarihlenen po-
tern bulunmufltur.68

Bitik höyükte bulunan


Hitit dönemine ait
Bitik vazosundan detay
(A.A.M.M.K.)

Bir Hitit yerleflmesi olan Akyurt Bal›khisar Köyü (2006, A.E.)

29
tarih içinde ankara

FR‹GLER

M.Ö. 1. binin sonlar›na do¤ru Hititlerin siyasal olarak çöktü-


¤ü ve imparatorlu¤un yok olarak yerini Friglere (M.Ö. 900-300)
b›rakt›¤› görülmektedir. Heredot ve Strabon’a göre Frigler, Ma-
kedonia ve Thrakia’dan bo¤azlar yoluyla Anadolu’ya gelmifller-
dir.69 Bu tarihçilere göre bu göçler M.Ö. 13. yüzy›lda Troia Sava-
fl›’ndan önce olmufltur. Frigler, M.Ö. 12. yüzy›lda Orta Anado-
lu’ya yay›larak en genifl s›n›rlar›na ulaflm›fllard›r.
Tümülüsler; Frig kral ve hanedan›n mezarlar›n›n bulundu¤u
y›¤ma suni tepelerdir. Biçimsel ve görsel aç›dan göz al›c› olan
bu mezarlarda zengin eserler bulunmaktad›r. Gordion kaz›s›n-
dan ç›kan eserler, Gordion Müzesi’nde sergilenmektedir. Kara-
o¤lan höyü¤ü kaz›s›nda, Hitit tabakas› üzerinde Frig çanak ve
çömle¤i bulunmufltur. Kazan ‹lçesi’nin Bitik Köyünde Frig yerle-
flim alan› bulunmufltur. Frig Devleti, Kimmer ak›nlar› sonucun-
da y›k›lm›flt›r.
Frigler; mimarl›k, heykelt›rafll›k, seramik, maden iflçili¤i, do-
kumac›l›k, marangozluk ve küçük el sanatlar›nda ileri gitmifller-
dir.70 Bugün Frig mezarlar›nda bulunan, yukar›da say›lan zanaat
dallar›na ait örnekler, Gordion Müzesi ile Anadolu Medeniyetle-
ri Müzesi’nde korunmaktad›r.71

30
tarih içinde ankara

Polatl›, Antik Gordion flehri (2005, A.E.)

31
tarih içinde ankara

Polatl›, Yass›höyük Frig Kral› Midas’›n mezar girifli

32
tarih içinde ankara

ANKYRA fiEHR‹
Strabon, ünlü eseri Geographika’da, “Ankyra kalesi Tektosag-
lara aittir ve buras› Blaudos dolay›ndaki Lydia’ya do¤ru uzanan
Phryg kenti ile ayn› ismi tafl›r.” demektedir.72 Pausanias’a göre
Ankyra, Kral Midas’›n kurdu¤u kentti. Ona göre Kral Midas, kente
ad›n› veren çapay› Zeus Tap›na¤›nda saklad›¤›n› söylemektedir.
Ankara ve çevresinde yap›lan kaz›larda ortaya ç›kan buluntu-
lardan, bölgede Frigler döneminde yerleflmelerin oldu¤unu orta-
ya ç›kmaktad›r. Ankara kentinin Frig Kral› Midas taraf›ndan kurul-
du¤u efsanelerde geçmektedir. Kral Midas, M.Ö. 717-709 y›llar›n-
da Gordion’da hüküm sürmüfltür. Friglerin Ankara’da Hac›bay-
ram Tepesi, Roma Tap›na¤›, Çank›r›kap› aras›nda ve Fidanl›k ci-
var›nda yerlefltikleri anlafl›lmaktad›r. Hac› Bayram Cami-
i bitifli¤indeki Augustus Tap›na¤›’n›n temellerinde, Frig duvarlar›
ortaya ç›km›flt›r. An›ttepe’de, An›tkabir ile Atatürk Orman Çiftli¤i
aras›nda kalan bölgede, Frig dönemine ait yirmi kadar tümülüs
bulunmaktad›r. Çank›r›kap› Hamam› kaz›s›nda M.Ö. 1. binin ilk
yar›s›na tarihlenen Frig serami¤ine rastlanm›flt›r. Hac›bayram
Hac› Bayram Camii
Tepesi’nin, Frig Döneminde Tanr›ça Kybele’nin oturdu¤una ina- bitifli¤inde bulunan
n›lan da¤ oldu¤u bilinmektedir. Men Kybele Tap›na¤›’n›n, Hac›- ilk Frig yerleflmelerinden
bayram Tepesi’nde oldu¤u san›lmaktad›r. Augustus Mabedi
(2006, A.E.)

33
tarih içinde ankara

GORD‹ON (YASSIHÖYÜK)

Frig Krall›¤›n›n baflkenti olan Gordion antik kentinin kal›nt›-


lar›, Ankara’n›n 96 km. güney-bat›s›nda; Ankara-Eskiflehir kara-
yolunun Sakarya (Sangarios) ile Porsuk (Tembris) ›rmaklar›n›n
birleflti¤i yerde, Polatl›’n›n 29 km. kuzeybat›s›nda bulunmakta-
d›r. 1901 y›l›nda Gustav ve Albert Koerte kardefller taraf›ndan ya-
p›lan kaz›larda, kent höyü¤ü ve kent çevresinde da¤›n›k olarak
bulunan tümülüslerin befli araflt›r›lm›fl ve bugün ‹stanbul Arke-
oloji Müzesi’nde korunan birçok de¤erli sanat eseri bulunmufl-
tur. Daha sonra, Pensilvanya Üniversitesi Müzesi’nden Amerika-
l› arkeolog Rodney S. Young yönetiminde 1951 y›l›nda bafllayan
kaz›larda kent höyü¤ünün yan›s›ra içlerinde büyük tümülüsün
de bulundu¤u 25 adet tümülüs kaz›lm›flt›r. Bu kaz›larda ele ge-
çen eserlerin büyük ço¤unlu¤u Ankara Anadolu Medeniyetleri
Müzesinde, bir k›sm› da Gordion Müzesi’nde sergilenmektedir.
Kaz›lar sonucunda, Frig dönemine ait çok de¤erli eserler ortaya
ç›kar›lm›fl olup, bunlar Ankara Anadolu Medeniyetler Müze-
si’nde bulunmaktad›r.
Gordion’da arkeolojik yerleflim tabakalar›; Tunç Ça¤› (M.Ö.
3000-1100), Demir Ça¤› ve Frig Dönemi (M.Ö. 1100-300), Büyük
Polatl›, Antik Gordion flehri ‹skender’in zaferleri sonras› yaflanm›fl olan Helenistik Ça¤ (M.Ö.
(2005, A.E.)

34
tarih içinde ankara

Polatl›, Antik Gordion flehri (2005, A.E.)

M.Ö.
8.yy.
piflmifl
toprak kap
(A.A.M.M.K.)

Polatl›, Gordion Müzesi,


Galat mezar› (2005, A.E.)

300-100) ve Roma ‹mparatorlu¤u Dönemi (M.S. l. yüzy›l-4.yüzy›l)


olarak saptanm›flt›r. Gordion’da Frig Dönemi, özellikle ilgi çek-
mektedir. Çünkü bu dönemde, Frig Krall›¤›’n›n baflkenti olan
Gordion, en parlak dönemini Kral Midas döneminde M.Ö. 725
ve 675 y›llar› aras›nda yaflam›flt›r.
Yass›höyük köyü yak›nlar›nda, Sakarya Nehrinin kenar›nda,
bulunan antik kent, 500 x 350 m. ölçülerinde alçak bir tepe üzerin-
dedir. Burada yap›lan kaz›larda Frig dönemine ait M.Ö. 8. yüzy›l

35
tarih içinde ankara

sonunda yap›lm›fl 9 m. yüksekli¤inde an›tsal bir kap›, kral ailesine


ait yap›lar, evler, 4 adet megaron, Pers ve Frig kap›lar› ve kent sur
duvarlar› ortaya ç›km›flt›r. Höyü¤ün orta kesiminde saraylar bu-
lunmaktad›r. Gordion’daki Frig kentinin en göz al›c› kal›nt›s›, M.Ö.
8. yüzy›l›n sonunda infla edilmifl ve günümüzde 9 m. yükseklikte-
ki k›sm› korunmufl olan güney-do¤udaki an›tsal kap›d›r. Höyükte
on sekiz yerleflme tabakas› içinde befl kültür tabakas› bulunmak-
tad›r. Eski Tunç Ça¤›’na ait olan tabakalar, saraylar›n bulundu¤u
alan›n kuzey-do¤usundaki Frig tabakas›n›n alt›ndad›r. Höyü¤ün
güney-do¤usuna do¤ru inen dik yamaçlar›nda ise Hitit ve eski
Frig kal›nt›lar›n› içeren tabakalar bulunmaktad›r. Höyük üzerinde
saray, megaron tipi yap›lar, evler ve sur kal›nt›lar› saptanm›flt›r.73

GORD‹ON DÜ⁄ÜMÜ
Efsaneye göre ünlü “Gordion dü¤ümü”, bir öküz arabas›n› bir
sütuna ba¤layan karmakar›fl›k bir sarmafl›klar y›¤›n›d›r. Araba,
Midas’›n ya babas› ya da atas› olan Gordios’a aittir. Yeni bir lider
aray›fl›nda olan Frigler’e bir kahin taraf›ndan, flehre öküz arabas›
ile giren ilk adam› kral ilan etmeleri söylenir. ‹flte bu kifli Gordi-
os’tur. Gordios kral olur ve öküz arabas› tap›nakta gösterime ko-
nulur. As›rlar sonra Büyük ‹skender zaman›nda, Gordios’un öküz
arabas›, dü¤ümü çözecek kiflinin Asya’n›n hakimi olaca¤› söylen-
tisiyle ünlenir. Büyük ‹skender, Gordion’a geldi¤inde (M.Ö. 334)
dü¤ümü çözmeye çal›fl›r ama baflar›s›z olur. Sab›rs›z bir öfkeyle,
k›l›c›n› çeker ve dü¤ümü ortadan ikiye ay›r›r. ‹skender gerçekten
de Pers ‹mparatorlu¤u’nün fatihi ve Asya’n›n hakimi olma yolun-
dad›r. Ancak 33 yafl›nda ateflli bir hastal›ktan zamans›zca ölümü,
bilgelerce ‹skender’in, Gordion dü¤ümünü çözmek yerine, sab›r-
s›zca davranmas›n›n ak›beti olarak görülür.74

Gordion Müzesi,
Kral Midas mezar›n›n maketi
(2005. A.E.)

36
tarih içinde ankara

Frig Kral› Midas heykeli


(A.A.M.M.K.)

M‹DAS EFSANES‹ (KRAL M‹DAS)


Tarihçi Heredotos’a göre Midas, Gordion’un kurucusu ve
Frigler’in ilk kral› olan Gordios ile ana tanr›ça Kybele’nin o¤lu
olup, büyüyünce anas›n›n bafl rahibi olmufltur. Her ne kadar Mi-
das, hakk›nda her tuttu¤unun alt›n oluflu gibi mitolojik hikaye-
lerle bilinse de, asl›nda Yak›n Do¤u kaynaklar›ndan ve Klasik
(Yunanca ve Latince) kaynaklardan bildi¤imiz kadar› ile tarihsel
bir kifliliktir. Midas, Assur kral› II. Sargon’un M.Ö. 717 ve 709 ara-
s› tarihsel y›ll›klar›nda “Mita” olarak görülür. Bu tarihler, Yunan
bilgini Eusebios’un Midas’›n hükümdarl›¤› dönemi olarak belirtti-
¤i M.Ö. 738-696 ile uyuflmaktad›r. Yunan Co¤rafyac›s› Strabon,
Midas’›n ölümünü, Kafkas ötesi bölgeden gelen Kimmerler’in
Frigya’y› istilas›na ba¤lamaktad›r. Herodotos, Midas’›n Yunanl›
olmay›p, Delfoi’de Apollon’a arma¤an sunan ilk kifli oldu¤unu;

37
tarih içinde ankara

Bo¤a ve Kanatl› Grifon


(A.A.M.M.K.)

Pollux, Midas’›n bir Yunan prensesi ile evlendi¤ini; Pausanias ise


Ankara’n›n kurucusu oldu¤unu bildirmektedir. Frigler, M.Ö. 700
y›llar›nda Kafkaslardan gelen Kimmerler taraf›ndan ortadan kal-
d›r›ld›. Midas ise bu yenilgiye dayanamayarak öküz kan› içerek
M.Ö. 676 y›l›nda intihar etti.75 Midas hakk›ndaki efsanelerin na-
s›l ve nereden ç›kt›¤› bilinmemektedir. Midas’›n bu efsanelere
esin kayna¤› oldu¤u san›lmaktad›r. Romal› edebiyatç› Ovid’in
Metamorphozlar adl› eserinde76; Yunan tanr›s› Dionysos’un aç-
gözlü kral Midas’a, “ne dilerse dilemesini”, onun da “her tuttu-

38
tarih içinde ankara

¤unun alt›n olmas›” istedi¤i, böylece Midas’›n a¤z›na götürdü¤ü


yeme¤inin bile alt›na döndü¤ünü görünce bundan kurtulmak
için dua etti¤i söylenmektedir. Dionysos’un tavsiyesi üzerine
Midas, Sardes yak›n›nda bulunan Paktolos ›rma¤›nda y›kan›r.
Kralda bulunan bu sihirli güç, Paktolos ›rma¤›na geçer ve ›rma-
¤›n kumlar› alt›n kum taneciklerine dönüflür. Böylece Midas,
bundan kurtulmufltur.77 Baflka bir efsanede Midas, Yunan tanr›-
s› Apollon ve k›r tanr›s› Pan aras›ndaki müzik yar›flmas›nda ha-
kemlik yapar. Midas Pan’› galip ilan eder, bundan kendisini ha-
karete u¤rad›¤›n› düflünen Apollon, Midas’›n kulaklar›n› eflek ku-
lakl› yapar. Bafl›na büyük bir külah geçiren Midas, kulaklar›n›
berberi d›fl›nda herkesten saklar. S›rr› saklamay› beceremeyen
berber, bu s›rr› topraktaki bir çukura f›s›ldar ve çukuru kapat›r.
Çukurun üzerinde büyüyen sazlar, üzerinden yel estikçe s›rr› f›-
s›ldarlar. Böylece bu s›r herkes taraf›ndan ö¤renilir. Gordion’da
Helenistik katmanlarda bulunan eflek kulakl› bir erkek figürü,
uzun süre bu efsanedeki Midas oldu¤u düflünülmüfl, bugün ise
bu figür Satyr veya Silen olarak bilinen Yunan k›r yarat›¤› olarak
yorumlanmaktad›r.78
Büyük ‹skender’in tarihçisi Arrianos’a göre Midas, yoksul çift-
çi Gordios ile Telmesoslu bir kad›n›n çocu¤udur. Midas, babas›
ve annesiyle Friglerin bir toplant›s›na gider. Frigler bir kehanete
göre, bir araba ile gelecek ilk kifliyi kendilerine kral seçerler. Mi-
das, kral olunca ülkede anarfli sona erer. Midas da arabas›n›
Gordion kenti akropolündeki Zeus Tap›na¤›na adar. Bu araban›n
boyunduru¤undaki k›z›lc›k a¤ac›ndan, bafl› sonu belli olmayan
bir kördü¤üm vard›r. Bu dü¤ümü çözen Asya’n›n hakimi olacak-
t›r. Asya Seferine ç›kan Büyük ‹skender, dü¤ümü çözemeyince,
k›l›c›yla keser. Böylece efsane dü¤üm çözülmüfl, Büyük ‹sken-
der’e Asya’n›n kap›lar› aç›lm›fl olur.

KYBELE
Friglerin ilk kral› Gordios’un, Kybele’den olan o¤lu Midas’la
beraber Kybele, Ankyra kentinin kurucusu olarak tanr›laflt›r›l-
m›flt›r. Frigler, Midas ve Anas› Kybele’ye sayg›lar›n› belirtmek
için Kybele’nin daha önce oturdu¤u tepeye bir tap›nak yapt›lar.
Bu tepede büyük ihtimalle yine Kybele için yap›lm›fl M.Ö. 8. yüz-
y›l sonu M.Ö. 7. yüzy›l bafl›na tarihlenen bir sunak vard›. Helle-
nistik veya sonras›nda yap›lan tap›nak üzerinde bugünkü Augus-
tus tap›na¤› yer almaktad›r. Burada Tanr›ça, Roma ve ‹mparator
Augustus’a ayn› tap›nakta tap›n›lmas› gelene¤inin, Ana Tanr›ça
Kybele ve o¤lu Midas kültü gelene¤in devam› olarak görülmek-
tedir.79 Frigyada Kybele kutsal alanlar› da¤lara, kayal›klara yap›l-
m›flt›.80

39
tarih içinde ankara

GEM‹ ÇAPASI
‹kinci yüzy›l›n ortalar›nda yaflam›fl olan Lidya’l› gezgin Pa-
usanias, Galat’lar›n Anadolu’ya yerleflmeleri hakk›nda bilgi ve-
rirken, Ankara’dan da söz eder. Ankyra kentini Gordios’un o¤lu
Midas’›n kurdu¤unu ve Frig’lerin bir kenti oldu¤unu anlat›r. Yu-
nanca ve Latince gemi çapas› demek olan kentin ismi için aç›k-
lama yapma gere¤ini duyan Pausanias, Midas’›n buldu¤u gemi
çapas›n›n, kendi dönemine kadar Jüpiter (Zeus) tap›na¤›nda
‹mparator Gall›envs sakland›¤›n› söyleyerek kentin isminin arkas›ndaki anlam› ver-
(A.A.M.M.K.) meye çal›fl›r. Çapa, ne zamandan beri kentin sembolüdür kesin
bilinmez ama 2. yüzy›ldan beri paralar›n üzerini süslemektedir.
Gene Pausanias, ad› geçen metinde, Midas kayna¤› ad› ile
bilinen ve üzerine öyküler yaz›lan su kayna¤›n›n, Ankyra kentin-
de oldu¤unu bildirir ve “‹flte Galat’lar bu Ankyra kentini ald›lar”
der.
Efsanevi bir kral olarak Yunan ve Latin edebiyat›n›n en renk-
li isimlerinden biri olan Midas -8. yüzy›l sonlar› ve -7. yüzy›l bafl-
lar›nda yaflam›fl olan bir tarihi kifliliktir ve Sakarya boylar› ile Or-
Ankara flehrinin sembolü olan ta Anadolu’da -8. yüzy›lda uygarl›¤›n›n doru¤una eriflmifl bir
gemi çapas› (A.A.M.M.K.) devletin kral›d›r.

MEN TAPINA⁄I
Friglerde Ana Tanr›ça kültü yan›s›ra günefl tanr›s› Sabazios ile
daha sonra ad› Men olan Ay Tanr›s› Manes’e tap›n›l›yordu. Ço¤u
Çank›r›kap› hamam› kaz›s›nda ele geçmifl olan Ankara paralar›
üzerindeki tap›nak resimleri içinde Frig tanr›s› Men görülmekte-
dir. Bu paralarda görülen tap›na¤›n Augustus Tap›na¤›’ndan da-
ha önce Frig’lerin Men tap›na¤› olabilece¤ini düflündürmektedir.
Anadolu’da 3. bin y›ldan beri kutsanan Ay Tanr›s› ile ayn› kökene
dayanan Men kültünün, Frigler taraf›ndan benimsenerek kendi
pantheonlar›na katt›klar›n› düflünülmektedir.81
Augustus Tap›na¤›’nda yap›lan kaz›da, tap›na¤›n önünde 8
sütunun bulundu¤u ortaya ç›km›flt›r. Baz› Ankara paralar›nda 8
sütunlu bir tap›nak görülmektedir. Ankara’da, Frig tanr›s› Men
için yap›lan tap›nak ile Roma ‹mparatorlu¤u dönemine ait Au-
gustus tap›na¤› olarak iki ayr› yap›n›n bulundu¤udur. Friglerce
çok sevilen Men veya Attis tanr›s› için birçok tap›nak yap›ld›¤›,
ancak bunlar›n bulunamad›¤›, Ankara’da bir temel kaz›s›nda ç›-
kan toprak at›ld›¤›nda, bir Men (Attis) heykelinin bafl› bulunmufl-
tur. Men heykeli, büyük olas›l›kla Men tap›na¤›na ait olmal›d›r.
Kentte var oldu¤unu ö¤rendi¤imiz tap›naklardan biri de, Pausa-
nias, Ankara’da Ankyra ad›n›n geldi¤i gemi çapas›n›n korundu¤u
Zeus-Jupiter tap›na¤›ndan söz etmektedir. 82

40
tarih içinde ankara

TÜMÜLÜSLER
Friglerde Mezar Mimarisi:
Frigler’den günümüze kalan en önemli buluntular, Frig Tü-
mülüsleridir. Tümülüs, bir kral›n veya hanedan üyelerinden biri-
nin mezar›d›r. Mezar, tafl veya a¤açtan yap›l›p, ölü o uygarl›¤›n
adetlerine göre mezara yerlefltirildikten sonra üzeri toprak y›¤›-
larak kapat›l›r. Ankara ve çevresinde Gordion yak›nlar›nda yap›-
lan kaz›larda oldukça fazla Tümülüs belirlenmifltir. Bunlar›n bir
k›sm› kaz›lm›fl, kaz› sonucu elde edilen buluntular Anadolu Me-
deniyetleri ve Gordion Müzelerinde sergilenmektedir.

Ankara (Ankyra) Tümülüsleri:


Befltepeler semtinde bulunan yirmiye yak›n Frig dönemine
ait Tümülüslerden baz›lar›; Theodor Makridi, Hans von der Os-
ten ve M. Schede taraf›ndan kaz›lan Befltepeler Tümülüsleri83;
1945 y›l›nda An›tkabir’in yap›m›na bafllamadan önce Rasat-
tepe’de bulunan ve kaz›s› Türk Tarih Kurumu ad›na Tahsin Öz-
güç, Nezih F›ratl› ve Mahmut Akok taraf›ndan yap›lan An›tkabir
Tümülüsleri 84;
Frig Kral› Midas’›n mezar›
(2005, A.E.)

41
tarih içinde ankara

Bahçelievler’de Atatürk Orman Çiftli¤i yolu üzerinde, yolun sol


taraf›nda Merhale ve Misket Sokaklar›n köflesinde yer alan, Anka-
ra’da 20 adet oldu¤u bilinen tümülüslerden en büyü¤ü olan, 1925
y›l›nda Atatürk’ün emriyle kaz›s› yap›lm›fl, ancak mezar odas› bulu-
namam›fl, 1968-69 y›llar›nda Prof. Dr. Sevim Buluç taraf›ndan ya-
p›lan kaz›da, tepeden 16 m. afla¤›da zengin ölü arma¤anlar›n›n bu-
lundu¤u ve M.Ö. 7 yüzy›la tarihlenen mezar odas› bulunmufl, yak-
lafl›k 24 m. yüksekli¤inde olan Büyük Tümülüs; Yenimahalle ‹lçe-
si, Befltepeler Semti, Gençler Birli¤i Spor Tesisleri’nin bulundu¤u
arazide yer alan, 1987 y›l›nda Prof. Dr. Sevim Buluç Baflkanl›¤›’nda
Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nce kaz›s› yap›lan Gençlerbirli¤i Tü-
mülüsü85; Yenimahalle ‹lçesi, fienyuva Mahallesi, Atl› Spor Klu-
bü’nün karfl›s›nda bulunan fienyuva Tümülüsüdür.86

Gordion Tümülüsleri:
Polatl› ‹lçesi, Yass›höyük Köyü’nün do¤usundaki vadi ile fia-
banözü Köyü’nde, M.Ö. 8. yüzy›l›n son çeyre¤i ile M.Ö. 6. yüzy›l›n
ortalar›na kadar Gordion’da hüküm süren Frig kraliyet hanedan›-
na ait soylular ve di¤er ileri gelen Frig soylular› için da¤›n›k ola-
rak yap›lan 111 adet tümülüs tespit edilmifltir. Bunlar›n üstleri
y›¤ma toprakla örtülmüfl, a¤açtan yap›lm›fl oda fleklindeki mezar-
lard›r. Gömüler, tarih olarak M.Ö. 8. yüzy›l ortalar›ndan Helenis-
tik döneme (M.Ö. 3.-2. yüzy›l) kadar uzan›r. M.Ö. 7. yüzy›l›n son-
lar›na kadar tümülüslerde genellikle ahflap mezar odas›na bir ki-
fli konulmufltur. Bu tarihten sonra ölüleri mezar odas›na koymak
yerine, yakmak (kremasyon) tercih edilmifltir. Bu tarz gömme bi-
Gordion tümülüsleri çiminin Tunç Ça¤›’nda Orta Anadolu’da bilinmedi¤inden, Tümü-
(A.A.M.M.) lüs tarz›n›n Frigler’le birlikte Avrupa’dan geldi¤i varsay›lmaktad›r.
Tümülüslerden sadece birkaç›n›n içinin zenginli¤inden, bunlar›n
soylular için ayr›ld›¤›n› ortaya koymufltur.

Kral Midas’›n Tümülüsü:


Gordion’da “Midas’›n mezar›” diye an›lan en büyük Tümülüs,
Polatl› ‹lçesi, Yass›höyük Köyü’nde, yolun sa¤›nda, Gordion Mü-
Kral Midas tümülüsü zesi’nin tam karfl›s›ndad›r. Midas Tümülüsü, 53 m. yüksekli¤inde,
koridoru (2005, A.E.) 300 m. çap›nda, içindeki mezar odas› zemin seviyesindedir. Oda-
n›n etraf›n› Poros tafl› bloklar› ile yap›lm›fl bir duvar çevirmekte-
dir. Bu duvar ile ahflap mezar odas› aras›ndaki mesafe, moloz
tafllarla doldurulmufltur. ‹ki odal› mezarda odalar ard›ç ve sedir
a¤açlar›ndan, kütüklerin de¤iflik yönlerinde birbirleri üzerine ko-
nulmas›ndan oluflmaktad›r. Mezar odas›n›n iç k›sm›n›n uzunlu¤u
6,20 m., geniflli¤i 5,15 m.dir. Mezar, a¤aç halkas› analizi (den-
drokronoloji) ve ölüyle gömülen eflyalara dayanarak, Tümülüs
Midas dönemi, M.Ö. 720-725 y›llar› aras›na tarihlenmektedir.87
Mezar odas›n›n imitasyonu ve oda buluntular›, Anadolu Medeni-
yetleri Müzesi’nde sergilenmektedir. Tümülüsteki kaz›lar, Ameri-
kal›lar taraf›ndan yap›lm›flt›r.88

42
tarih içinde ankara

KAYA MEZARLARI

Frigler’de kayalara oyulmufl tap›naklar (sunak) ile kaya me-


zarlar›, birbirine benzemektedir. Kaya sunaklar›n›n mezar olarak
kullan›lanlar› oldu¤u gibi, mezar olarak yap›lanlar› da sunak ola-
rak kullan›lm›flt›r. Mezarlar›n ço¤unlu¤u üçgen al›nl›kl›, sütun
veya çerçeve kap›l›, beflik çat›l›, tonoz tavanl› olup, planlar› dik-
dörtgen, kare ve ovaldir. Cepheleri süslü olan mezarlarda genel-
likle bir, iki, ço¤u da üç yatak (kline) vard›r. Kap›lar› büyük ve
düzgün bir kap› tafl›yla kapat›lm›flt›r. Kaya mezarlar›, ço¤unlukla
Eskiflehir, Afyon ve Kütahya il s›n›rlar› içinde ve Midas flehri çev-
resinde bulunmaktad›r. Bunlardan Büyük Yaz›l›kaya, Aslantafl,
Aslankaya daha çok sunak olarak yap›lm›fl ve kullan›lm›fllard›r.
Bu kaya mezarlar› gelene¤i, özellikle Romal› ve Bizansl›lar tara- Karahisargölcük Köyü
f›ndan çok kullan›lm›flt›r.89 Frig kaya mezar›
(2006, A.E.)
Karahisar Frig Kaya Mezar›:
Nall›han ‹lçesi, Nall›han-Eskiflehir karayolunun güneydo¤u-
sunda 1 km. uzakl›kta, Karahisargölcük Köyü’nde bulunan kaya
mezar›n›n üçgen al›nl›kl› kabartmas› vard›r. Kaya an›t›n›n hemen
alt›nda, dikdörtgen bir kap›yla girilen 2 x 2,5 m. ölçülerinde Frig
dönemine ait mezar odas› bulunmaktad›r. Kayaya oyularak yap›-
lan mezar odas›, dikdörtgen planl›, bas›k beflik kemer çat›l›d›r.

Frig Ça¤› Buluntular› (Orthostatlar):


Do¤u ve güneydo¤u Anadolu’da, M.Ö. I. binde görülen, mi-
mari eleman olarak flehir giriflleri ve çeflitli yap›larda kullan›lan
Orthostatlar, Ankara ve çevresinde çok say›da bulunmufltur. Bu
Orthastlar Frig dönemine tarihlenmektedir. 1861’de Georges
Perrot, Kalaba’da bazalt aslan kabartmas›, 1931 y›l›nda Augus-
tus Tap›na¤›’n›n 200 metre do¤usunda Ahi Yakup Camii yak›n›n-
da, Frig dönemi kanatl› erkek sfenks kabartmas›, Hac› Bayram
semtinde sfenks kabartmas›, Kalealt› Necati Bey ‹lkokulu yak›-
n›nda sfenks kabartmas›, Kybele adak yaz›t›, Ziraat Bankas› infla-
at›nda aslan kabartmas›, Atatürk Orman Çiftli¤i Jandarma Ko-
mutanl›¤› arazisinde grifon kabartmas›, Gazi Orman Fidanl›-
¤›’nda M.Ö. 8 yüzy›la ait Frig dönemi grifon ve bo¤a kabartmala-
r›, Etlik semtinde grifonlu Kybele kabartmas›, Kalaba Semtinde
Frig dönemi aslan kabartmas›, Ankara’n›n 14 kilometre bat›s›n-
da, Gleoford ve Anderson taraf›ndan ç›kar›lan Etimesgut Amak-
s›z’da Frig dönemi aslan kabartmas›, Çeflme Köprüsü’nün bat›-
s›nda aslan heykeli, Bahçelievler 39. Sokak’ta Frig kybele kabart-
mas›, Bahçelievler Semtinde Frig dönemi at kabartmas›, Orta
Do¤u Teknik Üniversitesi arazisinde Yal›ncak’ta Frig dönemi as-
lan kabartmas› bulunmufltur. Bulunan bütün kabartma ve hey-
keller, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir.90

43
tarih içinde ankara

Frig dönemi Aslan ve At kabartmalar› (Orthostatlar) (A.A.M.M.K.)

44
tarih içinde ankara

L‹DYALILAR

Lidyal›lar›n (M.Ö. 590-547), Tunç Ça¤›’n›n sonlar›nda (M.Ö.


1200) Friglerle birlikte Anadolu’ya geldikleri bilinmektedir.91
Anadolu’da Kimmerlerin sald›r›lar›ndan sonra ortadan kalkan
Frig döneminden sonra, M.Ö. 7. yüzy›l›n bafllar›nda Bat› Anado-
lu’da varl›klar›n› sürdüren Lidyal›lar, Ankara’n›n da içinde bu-
lundu¤u K›z›l›rmak bölgesini ele geçirdiler. Lidyal›lar, Mermnad
sülalesinin ilk kral› Gyges (M.Ö.680-645) zaman›nda Anadolu’ya
egemen olmufllar, 140 y›l boyunca Lidya devleti olarak hüküm-
ranl›klar›n› sürdürmüfllerdir.92 Lidya devleti, Gyges’ten sonra
bafla geçen krallar› Ardys, Sadyattes, Alyattes ve Kroisos (M.Ö:
560-547) ile Anadolu’nun büyük bir k›sm›n› ele geçirerek, Önas-
yan›n en güçlü ve sald›rgan krall›¤› haline gelmifltir. Anadolu’da
bu tarihlerde pazar ekonomisi geliflmifl, tah›l üretimi, hayvanc›-
l›k, dokumac›l›k, zeytinya¤› ve flarap üretimi ilerlemifltir. Orta
Anadolu’nun ana ulafl›m yolu üzerinde bulunan Ankara kenti de
bu ticari geliflmelerden etkilenmifltir. Medlerle M.Ö. 585’de ya-
p›lan savafl, güneflin tutulmas›yla son bulmufltur. Medlerden
sonra Perslere komflu olan Lidyayl›lar, Mermnad sülalesinin son
hükümdar› Kroisos ile Akhamenid hükümdar› Kyros ile 547’ de
K›z›l›rmak kavsi içinde yapt›¤› savaflta yenilerek tarih sahnesin-
den çekilmifllerdir.93

45
tarih içinde ankara

PERSLER

Persler (M.Ö. 547-334), bat›ya do¤ru yay›lan ilk do¤ulu ulus-


tur. M.Ö. 585 y›l›nda Kyaksares, Lidya Kral› Alyattes’i yenerek K›-
z›l›rmak’›n do¤usunu Pers egemenli¤ine katm›flt›r. Pers Kral›
Kyros, M.Ö. 547 y›l›nda Lidyal›lar› yenerek Sardes’i al›nca tüm
Anadolu Pers egemenli¤ine girmifltir.94 Böylece Persler, M.Ö.
545’den itibaren Anadolu’ya egemen olarak, Anadolu’daki Do¤u
Helen kültürüne son vermifllerdir.95 M.Ö. 334 y›l›nda Büyük ‹s-
kender’in Anadolu’ya geçmesiyle Perslerin egemenlikleri son
bulmufltur.

46
tarih içinde ankara

KRAL YOLU
Anadolu, binlerce y›l do¤u ile bat› aras›nda köprü görevi gör-
müfl, uygarl›klar›n birbirleriyle temaslar› ile geliflmesine yard›mc›
olmufltur. Anadolu’daki uygarl›klar göçler, ticaret kervanlar›, ordu-
lar›n›n geçiflleri için yollar yapm›fllard›r. M.Ö. 5. yüzy›lda ünlü ta-
rihçi Herodot, Pers ‹mparatorlu¤u’nun, I. Darius (M.Ö. 522-486) za-
man›nda Anadolu’yu egemenli¤e ald›¤› dönemde ordu, ticaret ve
posta yolu olarak kullan›lan Kral Yolu’nun, Ankara’dan geçti¤ini
yazmaktad›r.96 Kral yolu, Efes’te bafll›yor, Sardes flehrinden Lid-
ya’y›, sonra Gordion, Ankyra ve K›z›l›rmak’tan geçerek Kapadokya
üzerinden Kilikya’ya, oradan F›rat ve Dicle’yi geçip Assyria’dan Su-
sa kentine ulafl›yordu.97 Böylece Ankyra’n›n, Kral Yolu’nun kuzey
yolu98 üzerinde yer ald›¤› anlafl›lmaktad›r.99 Bu yol üzerinde birçok
konaklama ve bar›nma yeri bulunmaktad›r. Kral Yolu üzerinde bu-
lunan Ankara’n›n bu ça¤da önemli bir konaklama ve ticaret kenti
oldu¤u bilinmektedir.100 Kral Yolu, Susa kentinden bafllay›p Ana-
dolu’yu boydan boya geçerek Bat› Anadolu’da Lidya’n›n baflkenti
Sardes kentinde son bulmaktad›r.101 Yass›höyük Köyü, Midas Tü-
mülüsü’nün yak›n›ndan geçen Kral Yolu’nun 6 m. geniflli¤inde ka-
lan k›sm›, tümülüslerin bulundu¤u mezarl›k alan›ndan geçerek
ovaya do¤ru uzanmaktad›r.

Kral yolu (S. Suavi)

47
tarih içinde ankara

HELEN‹ST‹K DÖNEM VE
BÜYÜK ‹SKENDER
Friglerden sonra Makedonya Kral› Büyük ‹skender’in zaman›na
kadar Ankara hakk›nda fazla bilgi yoktur. Büyük ‹skender, M.Ö.
333-334 k›fl›n›, efsanevi dü¤ümü kesti¤i Gordion’da geçirmifl, ilk-
baharda Ankara’ya gelerek Persleri Ankara’da beklemifltir. Ank-
yra’n›n Anadolu’daki yollar›n kavfla¤›nda bulunmas› nedeniyle
burada gönderilen Makedon birlikleri, çevredeki kentleri ‹sken-
der’e ba¤lad›lar. Bu arada Helys’i (K›z›l›rmak) geçen birlikler, Ka-
padokya’n›n bir bölümünü Makedonya’ya dahil ettiler.102
M.Ö. 323’te Büyük ‹skender’in ölümünden sonra kent, önce
Antigonos’un eline, Antigonos’un ölümünden sonra da Lysi-
makhos’un eline geçmifltir. M.Ö. 281’de Lysimakhos’un Lidya’da
Kurupedion Savafl›’nda yenilmesinden sonra ise Seleukoslar›n
Helenistik dönem
eline geçmifltir. O tarihlerde Ankara’n›n bir kent olarak önemi
mermer bafl (A.A.M.M.K.) artm›fl ve Gordion seviyesine ç›km›flt›. Eski kaynaklar, bu dö-

Büyük ‹skender’in Kördü¤ümü k›l›c› ile kesmesi temsili resim (A.A.M.M.K.)

48
tarih içinde ankara

nemdeki Ankara hakk›nda daha fazla bilgi vermemektedir.103 He-


len uygarl›¤›, Anadolu’da geliflerek büyümüfltür. Bergama, Bith-
ynia, Pontus ve Kommegene Krall›klar›, Helen uygarl›¤›n›n tem-
silcileri olmufllard›r.104
Helenistik dönem Ankara ve çevresinde bulunan yerleflme-
ler: Yenimahalle ‹lçesi, Yuva Köyü’nün 2 km. kuzeyinde, Karaca-
kaya Köyüne giden yolun do¤usunda, yoldan 3 km. do¤uda, K›-
yam Deresi kenar›nda, Yumrukaya tepesi üzerinde bulunan ve
yaklafl›k 150 m. çap›nda bir alan› kapsayan kalenin duvar izlerin-
den, blok kesme tafllardan ve bulunan seramik parçalar›ndan
buran›n Helenistik ve Roma dönemlerinde iskan gören Asarte-
pe Kalesi105; Polatl› ‹lçesi, Çanakç› Köyü’nün 1,5 km. güneyinde,
Y›ld›z Da¤›’n›n kuzeyinde, 100 m. yüksekli¤inde bir tepe üzerin- Gordion
de, kayalar›n kesilerek biçimlendirilmesiyle elde edilen Helenis- piflmifl toprak heykel
tik dönem surlar›n›n görüldü¤ü Çanakç› Kale106; Beypazar› ‹lçe- (A.A.M.M.K.)
si, Dikmen Köyü, Tabanl›o¤lu Çiftli¤i’nin 2 km. kuzeyinde, Kirmir
Çay› vadisinde bulunan kale, üç yan› çay olan yar›mada biçimli
sarp bir tepe üzerinde kurulan “Kral Deiotarus’un Hazinesi” diye
bilinen ve antik kaynaklarda ad› Peium olarak geçen Tolistobo-
goii yerleflmelerinden olup (M.Ö. 50), Strabon’un ünlü eseri Ge-
ographika’da ad› geçen Dikmen Kale107; Bala ‹lçesi, Suyugüzel
Köyü’nün kuzeyinde yer alan höyük, Helenistik dönemde iskan
edilen Gökhöyük; Elmada¤ ‹lçesi, Edige Köyü’nün 1 km. do¤u-
sunda bulunan Kaletepe (Edige)108; Çubuk Çay› kenar›nda, Kara-
köy’ün 300 m. güneyinde bulunan, Helenistik ve Roma dönem-
lerinde iskan gördü¤ü düflünülen Karaköy Höyü¤ü’dür. Roma dönemine ait
piflmifl toprak heykelcikler
(A.A.M.M.K.)

49
tarih içinde ankara

GALATLAR

Beypazar› Tabanl›o¤lu Kalesi


(2006, A.E.)

M.Ö. 281’de Kurpedion savafl›ndan sonra Lysimakhos, Sele-


ukoslara yenilince, Ankara, Seleukoslar›n egemenli¤ine girdi.
Bythnia Kral› Nikomedes, kardefli Zipoites için haz›rlanan sefere
yard›m için Trakya’da bulunan Galatlar› ça¤›rd›. Üç kabile halinde
gelen Galatlar (M.Ö. 278-189), yerlefltikleri Frigya ve Kapadokya
topraklar›na “Galatya” ad›n› verdiler. Galatya, günümüzdeki Anka-
ra ve K›r›kkale illerinin tamam›n› kaps›yordu. Hint-Avrupal› olan
Galatlar (Keltler), Orta ve Bat› Avrupa’n›n Ren-Tuna havzas›ndaki
yurtlar›n› terk ederek Anadolu’ya göç etmifllerdir. M.Ö. 278 y›l›nda
Anadolu’ya gelen bu halk, Trokme, Tolistobog ve Tektosag adl› üç
boydan oluflmaktayd›.109 Önceleri yerleflik hayat› sevmeyen bu sa-
vaflç› ulus, daha sonra hem önemli kentler kurmufllar, hem de hay-
vanc›l›¤› ö¤renmifllerdir. Galatlar, bat› Avrupa’da oldu¤u gibi,
Kazan, Karalar Köyü Galat kentlerini dik yamaçl›, savunmaya elveriflli kayalar üzerinde kuru-
dönemi Asarkaya Kalesi
(Blucium) girifli yor, kaba yontulmufl iri blok tafllardan yapt›klar› dairesel veya oval
(2005, A.E.) surlarla kuflat›yorlard›. Galatlar, Ankara Kalesi gibi birçok kale ya-
parak bölgede egemenliklerini kurdular. Galatlar döneminde en
büyük tanr›, Men idi. Ankara kentinde Men ad›na birçok tap›nak
vard›. Augustus Tap›na¤›’n›n yerinde Men Tap›na¤› bulundu¤u sa-
n›lmaktad›r. Galatlar, Anadolu’da Aliassos (Afflar), Ankyra, Aspona
(fiedithöyük), Balbadon (Bala), Germa, Germia, Gorbeus (O¤ul-
bey), Gordion, Kinna (Yarafll›), Malos, Myrikion, Papira (Kedikaya-
s›), Pessinous, Rosolodiako (Ahiboz), Tavion (Büyüknefes) gibi
kentler kurmufllard›r.110

50
tarih içinde ankara

Ankara kenti, M.Ö. 3. yüzy›l›n ortalar›na do¤ru Galatlar›n Tek-


tosag boyunun eline geçmifltir. M.Ö. 3. yüzy›l›n sonlar›nda Ana-
dolu’da dehflet saçan Galatlar, M.Ö. 230-220 tarihlerinde Perga-
monlu (Bergamal›) Attalos taraf›ndan bozguna u¤rat›ld›lar. Ro-
mal› General Manilus Vulso, M.Ö. 189’da Galatlar› yenmifl, do¤u-
da K›z›l›rmak’a kadar olan bölgeyi ele geçirmifl ve Galatlar› Ro-
ma’ya ba¤lam›flt›r. Galatlar, adlar›n› yaz›l› kaynaklardan bulabil-
di¤imiz kalelerde yaflamaktayd›lar. Bunlardan Ankyra, Blucium,
Peium ve Tavium önemli kalelerdir.111 Ankara ve çevresinde bu-
lunan Galatlara ait kale ve yerleflmeler flunlard›r:
Ankara Kalesi’nin ilk yap›ld›¤› tarih kesinlikle bilinmemekle
birlikte, M.Ö. 2. yüzy›l›n bafl›nda, Romal›lar bölgeye geldi¤inde,
Galatlar’›n Tektosag kabilesi kaleye s›¤›nm›flt›r. Önemli Galat
merkezi olan Ankara Kalesi, ‹ç Kale ve D›fl Kale olarak iki k›s›m-
dan oluflur. ‹ç Surlar ‹mparator Heraklius’un, kenti Sasanilerden
al›fl›ndan sonra yap›lm›fl olmal›d›r.112
Di¤er Galat Kaleleri:
Ankara-Ayafl yolunun 32,5. km.sinden sola dönülünce, Sin-
can ‹lçesi, Yenikay› Köyü’nün 2 km. bat›s›nda, yüksek bir tepe
üzerinde, Mürted Ovas› ve Ovaçay’a hakim bir tepede, Galat ka-
lesi olan Asarkaya Kalesi113.
Ankara’n›n 60 km. kuzeybat›s›nda, Kazan ‹lçesi, Mürted Ova-
s›’n›n bat›s›ndaki Karalar Köyü’nün kuzeybat›s›nda Asar ya da
Asarkaya denilen yerde kayal›k bir tepe üzerinde çevreye hakim
merkez üs görünümünde olan an›tsal mimariye sahip, düzgün
kesme blok tafllarla örülü, Galat Kral› Deiotaros’a ait oldu¤u sa-
n›lan akropol Asarkaya Kalesi (Blucium)114.
K›z›lcahamam ‹lçesi, ‹nce¤iz Köyü’nün 1,5 km. kuzeyinde, ka-
yal›k bir teras üzerinde bulunan Asarkaya Kalesi115. Beypazar› ‹l-
çesi, Dikmen Köyü’nün 750 m. güneydo¤usunda, Tabanl›o¤lu
Çiftli¤i’nin 2 km. kuzeyinde, Kirmir Çay› vadisinde bulunan antik
kaynaklarda Peium olarak geçen Dikmen Kale116.
Polatl› ‹lçesi yak›n›nda Basri Köyünün 1,5 km. güneybat›s›n-
Kazan, Karalar Köyü Asarkaya Kalesi (2005, A.E.)

da bulunan Basri Kale117. Haymana ‹lçesi, Güzelcekale Köyü’nün


güneybat›s›nda bulunan Güzelcekale118.
Polatl› ‹lçesi, Hisarl›kaya Köyü’nün güneybat›s›nda, 1310 m.
yüksekli¤inde konik, do¤al bir tepe üzerinde bulunan Hisarl›ka-
ya Kalesi119. Bala ‹lçesi, fiedithöyük (Sar›höyük) Köyü’nde, 6. yüz-
y›lda piskoposluk merkezi120 olan Aspona (fiedit Höyük)121; Eski
Ankara-Kayseri karayolunun hemen yan›nda, Gölbafl› ‹lçesi’nin 14
km. güneyi, O¤ulbey Köyü’nün 1,5 km. güneydo¤usunda, Kalete-
pe mevkiinde bulunan antik yerleflim, Galat Kral› Deiotarus’un
damad› Saokondarios’un o¤lu Kastor’un, krall›¤›n›n kenti122 olan
Kaletepe Höyü¤ü (Gorbeus)123; Bala ‹lçesi, Suyugüzel Köyü’nün
kuzeyinde yer alan Gökhöyük; Ankara-Temelli yolu üzerinde, Ma-
l›köy-Ball›kuyumcu yolunun kuzeyinde, Polatl› ‹lçesi, Malveren

51
tarih içinde ankara

Kedikayas› mevkiinde, Temelli Askeri Havaalan›n kuzeybat›s›nda


yer alan Malveren Höyük (Papira)124; Çubuk Ovas›’n›n bat›s›n› çev-
releyen tepelerde, Çubuk ‹lçesi, Sirkeli Beldesi’nin güneybat›s›n-
da bulunan tepelerden birisi üzerinde yer alan bir Galat kalesi
olan Sirkeli Kale; Polatl› yolu üzerinde, Temelli yak›nlar›nda An-
kara Çay›’n›n güneyindeki eski bir köprünün do¤usunda bulunan
Tolgeri Höyük; Keçiören ‹lçesi, Ba¤lum Beldesi’nin 1 km. güney-
bat›s›nda Hisartepe Kalesi125; Sincan ‹lçesi, Akçaören Köyü’nün 2
km. bat›s›nda, Mürted Ovas› ve Ovaçay’a hakim bir tepede Hisar-
Haymana Güzelcekale Köyü tepe Akçaören Kalesi.126
Galat yerleflmesi
(2005, A.E.)

Bala, Sar›höyük Köyü,


fiedithöyük
(2005, A.E.)

Kazan, Karalar Köyü Galat


dönemi Asarkaya Kalesi
(Blucium) iç merdivenleri
(2005, A.E.)

52
tarih içinde ankara

ROMALILAR

ROMA METROPOL‹S‹
“ANCYRA”
Konsül Manilus Vulso, M.Ö. 189’da Ankara yak›nlar›nda Ga-
latlar› yenerek, Galatya’y› Roma topraklar›na katm›fl ve Bergama
Krall›¤›na ba¤lam›flt›r. Galatya, M.Ö. 183 y›l›nda Bergama Krall›-
¤›n›n kesin kontrolü alt›na girmifltir. M.Ö. 168 y›l›nda Galatlar ile
Bergamal›lar›n savafllar› sonucunda kent, Tektosaglar›n kontro-
lüne girmifltir.
Ankara, M.Ö. 25 y›l›nda Augustus taraf›ndan Roma eyaleti
haline getirilen Galatya’n›n baflkenti olmufltur. Ankara, Romal›-
lar eline geçtikten sonra, Romal›lar, kentin co¤rafi ve askeri öne-
mini anlayarak buray› Galatya’n›n baflkenti yapm›fllard›r.
Ankara, Galatya’n›n baflkenti olduktan sonra, Roma ile olan
iyi iliflkiler sonucunda geliflmifl ve kale d›fl›na taflm›flt›r. Augus-
tus zaman›nda yap›lan tap›naktaki “Momentum Ancyranum”
(Yaz›tlar Kraliçesi) olarak adland›r›lan Augustus vasiyetnamesi,
Ankara’n›n Roma döneminde ne kadar önemli bir kent oldu¤u-
nu ortaya koymaktad›r. Kent, M.S. 2. yüzy›lda en geliflmifl döne-
mini yaflam›flt›r. Romal› tarihçi Livy, Ankara’n›n 100.000 kiflilik
nüfusu, askeri, dini ve sivil mimarl›k yap›lar›yla görkemli bir im-
paratorluk kenti oldu¤unu yazmaktad›r.
Ankara, Roma ‹mparatgoru Hadrianus döneminin sonunda,
M.S. 138’de, Phylai (füle) ad› verilen ve flehir halk›n› s›n›flara
ay›ran 12 k›s›mdan oluflmufltu. Bu füleler, Ankara Kalesi ve etek-
lerinde yerleflmifl olup, Ankara’n›n en eski mahallelerini olufltur-

53
tarih içinde ankara

Ankara çevresinde bulunan mermer büstler (A.A.M.M.K.)

54
tarih içinde ankara

Roma dönemi bronz büst


(A.A.M.M.K.)

Roma dönemi alt›n kolye


(A.A.M.M.K.)

Balgat Köyü’nde bulunan


bronz kap (A.A.M.M.K.)

Kutludü¤ün Beldesi’nde bulunan Athena heykeli (A.A.M.M.K.)

55
tarih içinde ankara

Roma dönemi mermer satir


(A.A.M.M.K.) maktayd›. Ankara, Traian döneminde stratejik ve lojistik öneme
sahip bir merkez olarak görülmektedir.127 Hadrianus döneminde
ise kent, metropolis olmufltur.128 Ankara’da o dönemde Askle-
peios, Kybele, Men ve Zeus gibi tanr›lara ait kültler geliflti¤i gi-
bi, Augustus gibi Tanr› Kral mertebesine eriflmifl krallar›n kültü
de bulunmaktayd›. M.S. 3. yüzy›lda ‹mparator Caracalla, kalenin
surlar› ile bugünkü Roma Hamam› denilen hamam› yapt›rm›flt›r.
M.S. 4. yüzy›lda Hristiyanl›¤›n yay›lmas›yla Ankara, önemli dini
merkez olmufl, M.S. 314 ve 358 y›llar›nda piskoposlar meclisi iki

56
tarih içinde ankara

kez toplanm›fl ve önemli kararlar alm›flt›r. Roma dönemindeki


önemli bir olay, ‹mparator Julianus’un Ankara’ya gelmesiydi. ‹m-
paratorun ad›na bugün Valilik Meydan›’nda bulunan Julien An›-
t› (M.S. 362) yap›lm›flt›r.129
Ankara’n›n Roma dönemine ait belli bafll› eserleri; Agora,
Amfitiyatro, Augustus Tap›na¤›, Buleiterion (flehir meclisi), Di-
rekli Yol, Gymnasion (plaistra), Hamam, Hipodrom, Julianus Sü-
tunu, Roma Tiyatrosu, Zeus Tap›na¤›, Zeus Taenos Mabedi gibi
yap› ve an›tlard›r.130
Roma ‹mparatorlu¤u Döneminde Ankara’ya Metropolis, Sebaste
Tektosagon, Neokoros, Lamprotate gibi isim ve ünvanlar verilmifltir.
Ankara kalesinin eteklerinde geliflerek büyüyen kentte Roma
Döneminde birçok yap› yap›lm›flt›r. Bunlar›n ço¤u daha sonraki
ça¤larda tahrip olmufl, birço¤u da Bizansl›lar döneminde Anka-
ra kalesinin yap›m›nda kullan›lm›flt›r.
Ankara’da bulunan baz› kitabelerden; bir flehir meclisi binas›
(buleiterion), spor, kültür ve sosyal yaflam›n önemli bir merkezi
olan (gymnasion-palaestra) bir tiyatro, bir amfitiyatro, Augustus Ta-
p›na¤›n›n yan›nda flenlik yeri ve hipodrom, Pazar yeri (agora), Augus-
tus tap›na¤›ndan Çank›r›kap› Caddesinde bulunan Roma Hama-
m›na giden ve ‹mparator Hadriyanos zaman›nda yapt›r›ld›¤› bi-
linen direkli yol, yolun sonunda hamam, Pausanios’un eserinde Roma dönemi piflmifl toprak
vazolar (A.A.M.M.K.)
ad› geçen Zeus Tap›na¤›, Zeus Taenos Tap›na¤› gibi yap›lar›n var ol-
du¤unu ö¤renmekteyiz.131
M.S. 1. - 3. yüzy›llarda Ankara’da darbedilen ba¤›ms›z flehir sik-
keleri içinde önemli yer tutan Ankyra flehir sikkelerinin ön yüzün-
de bafl veya büst olarak imparator tasviri, ad› ve unvan› yaz›l›d›r.

Balgat Köyü’nde bulunan Roma mezar›ndan ç›kar›lan alt›n taç (A.A.M.M.K.)

57
tarih içinde ankara

Roma mezar›ndan ç›kar›lan


Rhyton ve parfüm flifleleri Arka yüzlerinde ise oturan ve ayakta duran yarg›ç, üç atlet, tanr›
(A.A.M.M.K.) Men, gemi çapas› tutan Amazon, Aphrodite, Asklepeios, Arte-
mis, Eros, Heracles, Nike, Satyr gibi mitolojik tasvirlerin yan› s›-
ra, Augustus Tap›na¤› da görülmektedir. Sikkeler, di¤er flehir
darplar› gibi bronz ve pirinçten bas›lm›fllard›r. Üzerlerindeki ya-
z›lar genellikle Yunancad›r. Sikkelerde “Galatyal›lar›n baflkenti
Ankara”, “Ankaral›lar›n baflkenti” yaz›lar› bulunmaktad›r.132

Roma hamam›
(2005, A.E.)

58
tarih içinde ankara

Augustus Tap›n›¤› gravürü (C.Texier)

59
tarih içinde ankara

AUGUSTUS TAPINA⁄I
(YAZITLAR KRAL‹ÇES‹)

Latince yaz›t›n bafl›


(M.A. Dö¤enci)

‹mparator Augustus ad›na yapt›r›lan tap›nak, 16. yüzy›ldan be-


ri, bilim adamlar› ve tarihçilerin dikkatini çekmektedir. Avusturya
‹mparatorunun elçisi Busbecq, tap›na¤› incelemifl ve an›t›n kopya-
s›n› ç›karm›flt›r. Daha sonra Charles Texier ve Georges Perrot,
Schede-Krencker tap›nak üzerine bilimsel incelemelerde bulun-
mufl ve yay›nlam›fllard›r. Bugün Hac› Bayram Camii bitifli¤inde bu-
lunan tap›nak, Frig tanr›lar› Men ve Kybele’ye ait tap›na¤›n üzerine
yap›ld›¤› söylenmektedir. Bugün ayakta kalan büyük kap›, sella, ve
pronaos k›s›mlar›d›r. K›sa yanlar›nda 8, uzun yanlar›nda 15 sütunu
Latince yaz›t kapsayan dikdörtgen planl›, Korinth düzeninde bir peristasis ile
(M.A. Dö¤enci) çevrilmifl, pseudodipteros planl› bir yap›d›r.
‹mparator Augustus, ölümünden önce Vesta rahibelerine ver-
di¤i dört adet belge, Monumentum Ancyranum “Ankara An›t›”, Res
gestae “Ankara Yaz›t›”133 olarak bilinir. Ankara An›t› veya Yaz›tlar
Kraliçesi diye bilinen Tap›naktaki kitabe, ‹mparator Augustus’un
yapt›¤› iflleri anlatan dünyadaki en uzun ve sa¤lam Latince kitabe-
dir. Senatoda okunan metin, Roma’da dikili iki tunç sütuna yaz›l-
d›ktan sonra kopyalar› eyaletlerdeki tap›naklara yaz›lm›flt›. Latince
ve Grekçe iki dilde yaz›lm›fl kitabeleri dolay›s›yla Arkeoloji bilimin-
de “Yaz›tlar Kraliçesi” diye meflhur olmufltur.134 Bunlar; cenaze tö-
reniyle ilgili emir, devletin asker ve para durumu belgesi, servetini
varisleriyle Roma halk›na b›rakt›¤›n› bildiren belge, yapt›¤› iflleri
kazand›¤› onur ve harcad›¤› paralar› gösteren çizelgeden oluflmak-
tad›r. Bunlar Augustus’un M.S. 14 y›l›nda ölümünden sonra impa-
ratorlu¤un baz› kentlerindeki Augustus Tap›naklar›n›n duvarlar›na
yaz›lm›flt›r. Augustus’un Vasiyetnamesi, Ankara Augustus Tap›na-
¤›’n›n duvarlar›nda iki dilde, Latince ve eski Yunanca yaz›lm›fl ola-
rak günümüze de¤in gelmifltir.135
60
tarih içinde ankara

Augustus Tap›na¤› içi ve


Hac› Bayram Camii minaresi
(2002, A.E.)

61
tarih içinde ankara

Tap›nak, Hr›stiyanl›k kabul edilince kiliseye çevrilmifl, Os-


manl› döneminde bir ara medrese olarak kullan›lm›flt›r. Önemli
k›s›mlar› günümüze kadar gelmifl olan tap›nak, Anadolu kültür
bütünlü¤ünü en güzel yans›tan bir eserdir.

Augustus Tap›na¤›
(1998, A.E.)

62
tarih içinde ankara

ROMA HAMAMI
Roma Hamam›, Ulus Meydan›’ndan kuzeye giden yol üzerin-
de, Çank›r› Caddesi’nin solundad›r. Yap›lan kaz›lar sonunda, ha-
mam›n ‹mparator Caracalla (M.S. 211-217) zaman›nda yap›ld›¤›
ve Bizans döneminde onar›ld›¤› anlafl›lm›flt›r. Kaz›larla palestra
ve kapal› k›s›mlar› ortaya ç›km›flt›r. Kapal› k›s›mlarda frigidarium
(so¤ukluk), tepidarium (›l›kl›k), caldarium (s›cakl›k) gibi bölüm-
ler vard›r. Frigidarium’da pscina (yüzme havuzu), apoditorium
(soyunma yeri) bulunmaktad›r. Caldariumda y›kanma yeri ve su-
datorium (terleme yeri) ve ayr›ca avlular, külhan (ocaklar), servis
k›s›mlar› ve su depolar› ortaya ç›km›flt›r.136 Kente 60 km. uzak-
l›ktaki Elmada¤’dan tafl borularla getirilen su, bu hamamla bir-
likte bütün mahallelere da¤›t›l›yordu.137 Bugün k›smen restore
edilen hamam alan›n, Ankara çevresinden toplanan yaz›t ve me-
zar tafllar›n›n sergilendi¤i aç›k hava müzesi halindedir. Roma
Hamam›, 1937-1943 y›llar›nda Türk Tarih Kurumu ad›na yap›lan
kaz›lar sonunda ortaya ç›kar›lm›flt›r.138 Çank›r› caddesinde yer
alan Roma Hamam›n›n, Dünyadaki en büyük Roma hamamla-
r›ndan birisi oldu¤u kabul edilir. Eskiden antik bir harabe olarak
bilinirken, yap›lan kaz›larla hamam›n kal›nt›lar› ortaya ç›kar›l-
m›flt›r. Kal›nt›lar›, asl›nda caddenin ortas›na kadar uzanmakta-
d›r. Oldukça büyük bir Roma hamam› olup, 250x132 m. ölçüle-
rinde bir alan› kaplamaktad›r. Spor ve oyun yeri (paleastra) ile Roma Hamam› kal›nt›lar›
(2005, A.E)

63
tarih içinde ankara

Roma Hamam›
(2005, A.E.) esas hamam k›s›mlar›ndan meydana gelen Roma Hamam›n›n
hamam k›sm›; so¤uk bölümü (frigidarium), yüzme havuzu, so-
yunma yeri ve depo diye üçe; s›cak bölümü ise ›l›k ve çok s›cak
diye ikiye ayr›l›yordu. Bu hamam›n kaz›s› s›ras›nda biraz güney-
de küçük bir Roma hamam› daha bulunmufltur. Ankara’daki bi-
linen en eski su tesisleri, Roma devrine aittir. Ankara Kalesi, ka-
lenin etekleri ile Hac› Bayram civar› ve Ulusta Roma devrine ait
Roma Hamam› kal›nt›lar mevcuttur. Çank›r›kap›’daki hamam›n suyu dahil ol-
(2005, A.E.)

64
tarih içinde ankara

Roma Hamam›
mak üzere flehre o devirde Elmada¤’dan tafl künklerle getirilen (2005, A.E)
sular, kaleye kadar ç›kar›lm›flt›r.139 Kaz› s›ras›nda ele geçen ‹m-
parator Caracalla’ya ait paradan, M.S. 212–217 y›llar›nda yap›l-
d›¤› tahmin edilen hamamda ele geçen bir ele göre de, buras›-
n›n Asklepios’a ithaf edildi¤i kabul edilmektedir.140 Bizans Dev-
rine kadar kullan›lan hamam harap olunca, kale yap›l›rken pek
çok parças› malzeme olarak kullan›lm›flt›r. Roma Hamam›
(2005, A.E.)

65
tarih içinde ankara

ROMA ANF‹-T‹YATRO

Roma dönemi
Anfi-tiyatro Ankara’da varl›¤› bilinen iki Roma tiyatrosundan birisi Anka-
(2005, A.E.) ra Kalesi’ne ç›kan Hisarpark› Caddesi alt›nda bulunmufltur. Ka-
lenin Bentderesine bakan kuzeybat› yamac›nda 1983 y›l›nda bir
temel kaz›s› s›ras›nda141 bulunan Ankara Tiyatrosu, Anadolu
Medeniyetleri Müzesi ile Ankara Üniveristesi D.T.C.F. Klasik Ar-
keoloji Anabilim Dal› ö¤retim görevlileri Prof. Dr. Coflkun Özgü-
nel ve Prof. Dr. Orhan Bingöl ile ortak olarak yap›lan kaz›lar so-
nucunda ortaya ç›km›flt›r 142. M.S. 1. yüzy›l›n sonu ve 2. yüzy›l›n

Roma dönemi
Anfi-tiyatro
(2005, A.E.)

66
tarih içinde ankara

Roma dönemi
bafl› aras›nda yap›ld›¤› san›lan ve tipik bir Roma tiyatrosu pla- Anfi-tiyatro
n›ndaki eserin yap›m›nda ana malzeme Ankara tafl› olmakla bir- (2005, A.E.)
likte, yer yer mermer de kullan›lm›flt›r. Ankara Tiyatrosu’nun ya-
r›m daire fleklindeki orkestras›, bir yamaca yaslanan oturma s›-
ralar›, skene (sahne) ve proskene k›s›mlar› ortaya ç›km›flt›r. Ti-
yatronun sahne k›sm› bat›da bulunmaktad›r. Kaz› çal›flmalar› s›-
ras›nda mermer boyal› kad›n bafl›, mermer tanr›ça bafl›, renkli
mermerden erkek heykeli parças›, ayakta kad›n heykeli gibi hey-
keltrafll›k eserleri bulunmufltur143. Kaz›da toprak alt›ndan olduk-
ça harap durumda ç›kar›lan tiyatro, bilemedi¤imiz bir tarihte ha-
rap olunca, muhtemelen tafllar› kale veya baflka yap›lar›n yap›-
m›nda kullan›lm›flt›r. Kaz›dan sonra etraf› demir parmakl›kla
çevrilen tiyatronun restorasyonu ve çevre düzenlemesi yap›la- Roma dönemi
Anfi-tiyatro
mad›¤›ndan ziyaret edilememektedir.144 (2005, A.E.)

67
tarih içinde ankara

Roma döneminde Hatip Çay› üzerine


yap›lan Su Bendi (BELKO)

68
tarih içinde ankara

ROMA SU (HAT‹P ÇAYI) BEND‹


Hatip Çay›n›n, Ankara Kalesi ile H›d›rl›k Tepesi aras›ndan dar
bir vadiden geçti¤ yerde Romal›lar döneminden kalan, Osmanl›
devri sonuna kadar gelen bir su bendi bulunmaktayd›. Esasen
Bend deresi, ismini de buradan alm›flt›r.
Su bendi, eski resimlere göre Hatip çay›n›n iki yakas›n› bir-
lefltiren kal›n ve yüksek bir duvar gibiydi. Bentderesi’nin kena-
r›ndaki burca dayand›r›lm›fl olarak yap›lan su bendinin d›fl›, kes-
me tafl kaplamal› olup, iri moloz tafllar kullan›lm›flt›r.
Buradan al›nan sular, tabakhaneler gibi birçok tesisin su ih-
tiyac›n› karfl›l›yor olmal›yd›.
Muhtelif zamanlarda Roma
Su Bendi (BELKO)

69
tarih içinde ankara

Hükümet Meydan›’nda bulunan Julien


(Belk›z, Balk›z) sütunu gravürü
(A.YükselArflivi)

70
tarih içinde ankara

JUL‹EN SÜTUNU
(BELKIS SÜTUNU)

Julien Sütunu’nun M.S. 362 y›l›nda Ankyra’y› ziyaret eden ‹m-


parator Julien Apostata an›s›na dikilmifl olabilece¤i düflünül-
mektedir. Daha önce ‹fl Bankas› ile Maliye Bakanl›¤› binalar› ara-
s›nda iken, daha sonra Ankara Valili¤i karfl›s›ndaki meydana ta-
fl›nm›flt›r. 15 m. yüksekli¤inde olan sütun, Bizans dönemi Ko-
rinth bafll›¤› ile sona ermektedir. Sütunun üzerinde ne zaman ve
niçin dikildi¤ini bildiren yaz› veya iflaret yoktur. Sade bir altl›k
üzerinde birçok parçadan oluflan gövde, tek parça halinde görül-
mektedir. Bafll›k, Bizans sütun bafll›klar› gibi yapraklarla süslü-
dür.145 16. yüzy›l gezginlerinden Hans Dernschwam, “‹stanbul ve
Anadolu’ya Seyahat Günlü¤ü” adl› seyahatnamesinde, Belk›s
sütunu ad›yla bir sütunun varl›¤›ndan söz etmektedir.146

1900’lü y›llarda Julien


sütunu ve civar›
(BELKO)

Hükümet Meydan› ve Julien sütunu (2006, A.E.)

71
tarih içinde ankara

ROMA DÖNEM‹ ANKARA KALES‹

Ankara Kalesinin ilk yap›ld›¤› tarih, kesinlikle bilinmemekte-


dir. M.Ö. 2. yüzy›l›n bafl›nda, Romal›lar bölgeye geldi¤inde, Ga-
latlar’›n Tektosaglar kabilesi kaleye s›¤›nm›fllard›r. Galatya, Ro-
mal›lar›n eline geçip kentin büyümesiyle kaleye ihtiyaç kalma-
m›flt›r.147 Ancak M.S. 222-260 y›llar› ars›nda Perslerin hücumlar›
karfl›s›nda ‹mparator Severus Aleksandr ve Valerianos zamanla-
r›nda kenti korumak amac›yla kalenin büyük ölçüde yenilendi¤i
bilinmektedir. Kale, ‹ç Kale ve D›fl Kale olarak iki k›s›mdan olu-
flur.148 ‹ç Surlar, ‹mparator Heraklius’un kenti Sasanilerden al›-
fl›ndan sonra yap›lm›fl olmal›d›r.149

Ankara Kalesi ‹ç Hisar


girifl kap›s›
(Jerphanion)

72
tarih içinde ankara

Ankara Kalesi'nin
Abidinpafla Köflkü'nden
görünüflü (2005, A.E)

Ankara Kalesi, ‹çkale bat›


surlar› (2005, A.E)

73
tarih içinde ankara

ROMA YOLU
Alt›nda¤ ‹lçesi, Ulus’ta Sümerbank binas›n›n arkas›nda bulu-
nan fiehir Çarfl›s›’n›n yerine yap›lacak binan›n temel kaz›s› s›ra-
s›nda, Zincirli Camii’ne yak›n yerde, Ankara Valili¤i’ni dik kesen
Geç Roma dönemine ait yolun bir k›sm› bulunmufltur. Bu yolun
çevresinde Prof. Dr. Cevdet Bayburtluo¤lu denetiminde Anado-
lu Medeniyetleri Müzesi’nce yap›lan kaz›larda, bir tak›m kal›nt›-
lar aras›nda ayakta kad›n heykeli, çeflitli dönemlere ait çok mik-
tarda seramik, Galatlara ait piflmifl toprak ve at figürleri bulun-
mufltur.150

Zincirli Camii
yan›nda bulunan
Antik Roma yolu
(2005, A.E.)

74
tarih içinde ankara

ROMA MEZARLARI

Balgat’ta bulunan Roma


dönemine ait mezar
(G.G.)

Balgat Roma Mezar›: Çankaya ‹lçesi, Balgat Semtinde, 1998 y›-


l›nda bir temel hafriyat› s›ras›nda Roma Mezar› a盤a ç›km›fl, yap›-
lan kurtarma kaz›s› sonucunda tahrip edilmifl mezar odas› duvarla-
r› bulunmufltur. Mezar odas›, kaz› bitiminde Roma Hamam› alan›-
na tafl›nm›fl ve orada monte edilmifltir. Mezar odas›nda iki adet kli-
ne, bir adet ostotek bulunmas›, mezar›n iki defa kullan›ld›¤›n› orta-
ya ç›karmaktad›r. Mezar buluntusu olarak piflmifl toprak ve bronz
kaplar, alt›n taç, küpe, yüzük, yüzük kafl›, cam gözyafl› flifleleri, tabak,
piflmifl toprak kandil ve kase bulunmufltur. Mezardan ç›kar›lan eser-
ler Anadolu Medeniyetleri Müzesi Salonunda yeniden yap›lan me-
zar odas› içinde sergilenmektedir.151
Alt›nda¤ Roma Mezar›: Alt›nda¤ ‹lçesi, ‹smet Pafla Mahalle-
si, Çank›r› Kap› Sokak No. 46’da bir inflaat›n temel kaz›s›nda or-
taya ç›kan ve bina cephesi kotundan 0,50 m. altta, yüksekli¤i
1,70 m., eni 2,20 m., boyu 2,60 m. olan dromoslu Geç Roma me-
zar odas›, restore edilerek korumaya al›nm›flt›r.

Roma mezar›n›n
tafl›nmadan önceki
durumu
(G.G.)

75
tarih içinde ankara

ROMA DÖNEM‹ YERLEfiMELER‹

Bala, Karahamzal› Köyü’nde


Roma dönemine ait antik
malzeme (2005, A.E.)
Ankara ve çevresinde tesbit edilen yerleflim yerleri ise flun-
lard›r:
Haymana yolunun 34. km.’sinde “Androna” Topakl› Höyük;
Bala ‹lçesi, fiedithöyük Köyü’ndeki Galat yerleflimidir. 6. yüzy›l-
da piskoposluk merkezi olan Aspona152 (fiedit Höyük), Sar›höyük
Köyü içinde Aspona (fiedithöyük-Sar›höyük)153; Adana-Konya
yolunun 91. km.sinde, yolun güneyinde, Bala ‹lçesinin Karaham-
zal› Köyü’nün 300 m. do¤usunda Karahamzal› (Kinna)154; Anka-
ra’n›n 92,5 km. bat›s›nda, Beypazar› ilçesi Dikmen Köyü’nün 4,5
km. güneyinde, Akkaya Dikmen karayolunun kenar›nda ova orta-
s›nda bulunan155 Dikmen Höyük (Lagania156- Anastasapolis)157;

Polatl›,
Il›ca Köyü
Roma dönemi
antik kapl›ca
(2005, A.E.)

76
tarih içinde ankara

Roma dönemi yerleflmelerinin


bulundu¤u Polatl›, fieyhahmetli
Köyü (2005, A.E.)

Ankara-Konya yolunda, fiereflikoçhisar’›n 13 km. kuzeyinde,


A¤açören Köyü yak›nlar›nda, De¤irmenyolu Köyü’nün158 içinde
bulunan De¤irmenyolu (Kale) Höyük (Parlasan-Parnassus)159;
Etimesgut ‹lçesi, Kara Kuvvetleri Komutanl›¤› Z›rhl› Birlikler
Okulu’nun içinde, 500 m. do¤usunda bulunan Etimesgut Höyü-
¤ü160; Sincan ‹lçesi, Akderesi Mevkiinde bulunan Roma dönemi-
ne ait ‹lyakut Köyü Nekropolü; Akyurt ‹lçesi, Taflp›nar Köyü Ka-
rap›nar ve Üçkurna Mevkilerinde bulunan Karap›nar Üçkurna
Düz Yerleflme; Çubuk Çay› kenar›nda, Alt›nda¤ ‹lçesi, Karaköy
köyünün 300 m. güneyinde bulunan Karaköy Höyü¤ü’dür.

fiereflikoçhisar,
De¤irmenyolu Köyü
Roma dönemi lahit parças›
(2005, A.E.)

77
tarih içinde ankara

ROMA DÖNEM‹NDE ANKARA’DAN


GEÇEN YOLLAR VE M‹L TAfiLARI

Roma Hamam›’nda
sergilenen mil tafllar› Romal›lar; askeri, idari ve ticari nedenlerle çok say›da yol ya-
(2005, A.E.) parak genifl bir ulafl›m a¤› kurmufllard›r. Bergama Kral› ‹mparator
3. Attalos’un ölümünden sonra Anadolu’nun Roma ‹mparatorlu-
¤u’na geçmesiyle eyalet valisi Manius Aquillius’un Galatya, Bith-
niya, Kilikya ve Kapadokya’ya giden yollar yapt›rd›¤›n›, var olan
yollar› genifllettirdi¤ini çeflitli kaynaklardan ö¤renmekteyiz.
Roma yollar›n›n tarihi, mil tafllar›ndan ö¤renilebilmektedir.
‹mparatorluktaki bütün yollarda kullan›lan mil tafllar›, 1485
m.de bir tane olmak üzere yap›lm›flt›r. Üzerinde mesafeleri bil-
diren yaz›lar bulunan mil tafllar›, volkanik tafllardan, ço¤unlukla
kireç tafl›ndan yap›l›rd›. Alacaatl›, Eryaman ve Yuva’n›n yan› s›ra
Ankara içinde Akköprü ve Bat›kent’te mil tafllar› bulunmufltur.161
Ankara, Anadolu’nun sekiz taraf›ndan gelen yollar›n kesiflti¤i
yerde bulunmaktad›r. Bu kesiflme, kentin ticari yönden geliflmesi-
ni sa¤larken, askeri yönden önemini art›rmakta, stratejik konuma
sahip duruma getirmekteydi. Roma döneminde ünlü Pers yolu
olan Kral Yolu’nun Ankyra’dan geçti¤ini antik kaynaklar bildirmek-

78
tarih içinde ankara

Roma Hamam›’nda sergilenen mil tafllar› (2005, A.E.)

tedir. Bu dönemde Romal›lar›n komflular›na yapt›¤› seferler, Ank-


yra’dan bafllamaktayd›. O nedenle Romal›lar, bu yollara çok önem
vermifller ve sürekli olarak tamir ve bak›mdan geçirmifllerdir.
Roma ‹mparatorlu¤u döneminde yollar› gösteren haritalar,
daha sonraki ça¤larda kopya edilerek zaman›m›za ulaflm›fllar-
d›r.162 Hac yolu olarak da bilinen Via Tauri, Konstatntinopo-
lis’ten bafllayarak Nikomedia (‹zmit)-Nikaea (‹znik)-luliopolis
(Sar›lar) güzergah›n› izleyerek Ankyra’dan (Ankara) - Kolonia
Arkhelais (Aksaray)-Tyana (Kemerhisar)- Faustinopolis (Bafl-
makç›)- Tarsus, Adana ve Antakya üzerinden Kudüs’e varmakta-
d›r.163
Roma döneminde Ankara’y› di¤er yönlere ba¤layan önemli
yollar flunlard›r: Kalecik Hasayaz Kasabas›
1) Güneye giden yol (Kilikia, Kapadokia): ‹konion (Konya), Attaleia, Roma dönemi mil tafllar›
(2005, A.E.)
Seleuceia.
2) Bat›ya giden yol: Juliopolis (Emir Yunus), Nicea.
3) Kuzeybat›ya giden yol: Pessinus (Balahisar), Dorylaion,
4) Kuzeye giden yol: Cretea Flaviopolis, Amaseia (Amasya).
5) Kuzeydo¤uya giden yol: Gangra (Çank›r›).
6) Do¤uya giden yol: Bolegasgus, Sarmalius, Ecobrigis ve Ada-
pera Ortaköy, Tavion (Büyüknefesköy), Zela, Comana.
7) Güneydo¤uya giden yol: Çatalhöyük, Avflar, fiedithöyük, Par-
nassos (Parlasan).164

79
tarih içinde ankara

B‹ZANSLILAR
Roma ‹mparatorlu¤u M.S. 395’te ikiye ayr›l›nca Ankara, Do¤u
Roma (Bizans) s›n›rlar› içinde kald›. Kent 4. yüzy›l›n sonlar›na
kadar imparatorlu¤un “Galatia Prima” denilen eyaletinin merke-
ziydi. Kentte, kalenin güneybat›s›nda oldu¤u san›lan “meclis bi-
nas›” (bouleterian), Çank›r›kap› civar›nda “agora”, “amfitiyatro”,
“Asklepion”, “gymnasium”, “hipodrom”, ve “Zeus tap›naklar›” gi-
bi Romal›lardan kalan ve Pers sald›r›lar›nda y›k›lan binalar›n
onar›larak kullan›ld›¤› bilinen bu yap›lar›n, bugün hiçbiri ayakta
de¤ildir.

80
tarih içinde ankara

M.S. 303’den itibaren Diocletianus, Maximianus ve Galerius


dönemlerinde Roma ‹mparatorlu¤u’nun her yerinde oldu¤u gibi
Ankara’da da Hristiyanlar takip ediliyorlard›. M.S. 313’de ‹mpa-
rator Liciniu, yay›nlad›¤› bir fermanla hristiyanl›¤› serbest b›ra-
k›r ve böylece hr›stiyanl›k, meflru bir din haline gelir. Bu dönem-
de Ankara’n›n en büyük azizi Martir (flehit) Platon ad›nda bir ki-
flidir. Ankara’n›n di¤er büyük azizi de Saint (aziz) Clementios
(Klemens)’dur.
Ankara’l› olan Aziz Clemens, ‹mparator Diocletuanus zama-
n›nda iflkenceler görerek Cryptus denilen bir yerde idam edil-
mifltir. Cryptus, mahzen veya ma¤ara anlam›na gelmektedir. Aziz
Klemens’le beraber yandafl› Agathangelos idam edilerek derin
bir mezara gömülmüfl, sonra yan›na bir kilise yap›lm›flt›r. ‹flte Hac› Bayram tepesinden
Bendderesi ve Ankara
kalesi (2005, A.E.)

81
tarih içinde ankara

Augustus Mabedi gravürü,


(W. Taylor, Kültür bugün çok az kal›nt›s› kalan St. Clemens Kilisesi, bu aziz ad›na
Bakanl›¤›) yap›lm›flt›r. Cryptus denilen yerde St. Clemens ad›na yap›lan ki-
lise daha sonra camiye çevrilerek Ye¤enbey Camii olarak 20.
yüzy›l bafllar›na kadar gelebilmifltir.
4. yüzy›lda Ankara flehri idari taksimat olarak Galatia Prima de-
nilen eyaletin baflkentiydi. Consularis unvanl› vali, kenti yerli bir
senatoyla birlikte yönetiyordu. Bu dönemde hristiyanl›k serbest
oldu¤undan Kudüs’e giden hac›lar, Ankara’dan geçiyorlard›. Ro-
ma ‹mparatorlu¤unun sonlar›na do¤ru hristiyanl›k güçlenince,
Ankara’da da ortaya ç›km›flt›r. Kaynaklardan Ankara’n›n tarihte za-
man zaman açl›k ve k›tl›k çekti¤i, bunun en büyü¤ünün Aurelia-
nus (270-275) zaman›nda oldu¤u bilinmektedir.

82
tarih içinde ankara

Hristiyanl›¤›n serbest b›rak›ld›¤› ilk y›llarda Ankara, önemli


bir merkez oldu¤undan 314 y›l›nda Ankara Piskopos’u Marcellus
baflkanl›¤›nda bir dini toplant› (synod) yap›lm›flt›r. 4.yy.’›n orta-
lar›nda Antakya’l› Libanios adl› bir yazar, Ankara üzerine yazd›¤›
mektuplar›nda halk›n›n asil, ö¤renmeye merakl› insanlar oldu-
¤unu söylemektedir.165
5. yüzy›lda oldukça harap bir halde bulunan Ankara’da kamu
binalar› ve surlar y›k›lm›flt›r. ‹oannes ad›nda hristiyan bir kiflinin
kentte gymnasium, saray ve su yollar›n› yapt›rd›¤› 4.yy,’a ait ki-
tabeden anlafl›lmaktad›r.166 Buradan kentte önemli yap›lar ara-
s›nda gymnasium ile saray ve kente getirilen su tesislerinin ol-
du¤u anlafl›lmaktad›r. Ankara Kalesi’nin bir çok yerinde kullan›l-
m›fl, ortas› yuvarlak delikli tafllar, su tesisat›n›n tafltan yontul-
mufl künkleridir. Antik ça¤da kentte büyük bir su tesisinin bu-
lundu¤u ancak Bizansl›lar zaman›nda tamamen tahrip edildi¤i
ve malzemesi de kalede ve di¤er yap›larda kullan›ld›¤› ortaya
ç›kmaktad›r.
Kent, Bizans ‹mparatorlu¤unun ileri y›llar›nda büyük bir dini
merkez durumuna girerek Galatia Baflpiskoposlu¤u’nun merkezi
durumuna gelmifltir. Mezhep kavgalar› yüzünden kentin evleri-
nin k›smen yak›ld›¤› bilinmektedir. M.S. 452’de Ankara’da k›tl›k
olmufl, 5.yy.’da ‹ustinianos’un Ankara dolaylar›nda bir yol yap-
t›rd›¤›, bat› yönünde Sykeon köyü yak›n›nda bir de köprü infla et-
tirdi¤i bilinmektedir. M.S. 542’de ise Ankara ve çevresinde büyük
bir veba salg›n› görülmüfltür.
M.S. 615’te Anadolu’yu geçerek Kad›köy’e kadar gelen Sasa-
nilerin Ankara’y› talan etti¤i, 622’de Ankara’n›n resmen iflgal
edilmifl oldu¤u, büyük bir tahribata u¤rad›¤› ve yak›ld›¤› bilin-
mektedir.
Bundan sonra Ankara tamamen Kale içine çekilmifl, iki kat
surlarla çevrili tepenin içinde yaflad›¤›ndan, kaleyi güçlendir-
mek için daha önceki dönemlere ait bütün binalar› y›karak,
bunlar›n malzemelerini kullanm›fllard›r. 7. yüzy›ldan sonra Sa-
sani tehlikesi kalkm›flt›r. Ankara, Comitetenses unvanl› askeri
komutan›n bulundu¤u büyük bir kumandanl›k merkezi olmufl-
tur.167
Ankara, M.S. 654 y›l›nda bir süre Müslüman Araplar›n eli-
ne geçmifl, M.S.776 ve 797 y›llar›nda Müslüman Araplar hücu-
ma geçmifl fakat kenti alamam›fllard›r. 8. yüzy›lda Ankara, yar›
sivil, yar› askeri eyalet olan Boukkalarion’un merkezi duru-
mundad›r.168 833 ve 842 y›llar›nda Abbasi halifesi Mutas›m ve
Türk as›ll› komutan Afflin, Ankara’y› alm›flt›r. Ankara Kalesi,
859’da ‹mparator 3. Michael taraf›ndan onar›lm›fl ve ihya ol-
mufltur. 871’de Pavlikian denilen bir hr›stiyan mezhebi taraf-
tarlar› Ankara’y› ele geçirmifl, daha sonra ‹mparator Basileios
(867-886) bunlar› M.S. 872’de püskürterek kenti geri alm›flt›r.
1071 Malazgirt zaferinden sonra kent, Selçuklular›n eline geç-

83
tarih içinde ankara

mifltir. 1073’te o s›ralarda henüz kumandan, sonralar› ‹mpara-


tor olan Aleksios Komnenos (1081-1118) Ankara, Kalesi’ne ka-
panm›fl olan kardefli Isaak ile burada buluflmufltur. 1081-1090
y›llar› aras›nda Ankara Müslüman Türklerin idaresindedir.
1101 tarihinde Raymond de Toulouse idaresinde Haçl› ordu-
su, Ankara’da bulunan ikiyüz kiflilik askeri Türk garnizonunu
k›l›çtan geçirerek Ankara’y› alm›fl ve Bizans ‹mparatoru’na he-
diye etmifllerdir. Ankara çevresindeki topraklar Türkler taraf›n-
dan al›nd›¤›ndan, 1127’den önce Türkler Ankara’y› yeniden ele
geçirmifllerdir. Bunun arkas›ndan da Türk imar› bafllam›fl ve
çeflitli binalar yap›lm›flt›r. Bizans dönemi Ankara’s› böylece
Ankara Kalesi Hisar Kap›. burada sona ermifltir. 169
(2005, A.E.)
M.S. 362-364 y›llar›nda Ankaraya Vali olan ve flehrin kurucu-
su da denilen Maximus ad›ndaki bir kifli, kentte birçok imar fa-
aliyetinde bulunmufl, büyük bir an›tsal çeflme (nymphaeum)
yapt›rm›flt›r. 4.yüzy›l ortalar›nda Augustus Tap›na¤› kiliseye çev-
rilmifltir. Tap›na¤›n duvar›nda bulunan bir kitabeden, bir ku-
mandan olan Eusthatios’un tap›na¤› kiliseye dönüfltürdü¤ü sa-
n›lmaktad›r.
Bizans ‹mparatorlu¤u döneminde Ankara’da çeflitli binala-
r›n bulundu¤u bilinmektedir. M.S. 358’de Basilieos, aziz Pla-
ton, Cryptus denilen yerde aziz Clemens (Clementios) adlar›-
na kiliseler vard›r. Ayr›ca Nilus Manast›r› ile Ankara Kale-
si’nin karfl›s›ndaki tepede (H›d›rl›k tepesinde olabilir) bir ma-
nast›r vard›. Ayr›ca bir tane misafirhane (Xenodokheion) ve
bir de hastane (Nosokomeion), Ankara Valisi olan Maxi-
mos’un bir villas›, Ankara’n›n 10 km. güneyinde Yal›ncak’ta
bir Roma villas›, belki Maximius’un villas› bulundu¤u bilin-
mektedir.170
Bizans dönemi Ankara’s›ndan fazla birfley kalmam›flt›r. Bi-
zans dönemine ait di¤er bir yap›, kilise haline getirilmifl olan
Augustus Tap›na¤›d›r. Bugün tap›nakta kiliseden kalan fazla bir-
fley kalmam›flt›r. Yanl›z tourmarkhis (komutan) Eusthatios’u
anan uzun manzum bir kitabe mevcuttur. Mabedin cella duvar›
aç›larak bunun d›fl›na dikdörtgen biçimde apsis ve bemay› olufl-
turan d›flar› taflk›n bir bölüm eklenmifltir.171
Selçuklu ve Osmanl› dönemlerinde yap›lan camilerde ve di-
¤er yap›larda pek çok devflirme Bizans mimari parçalar›na rast-
lanmaktad›r. Bundan Bizans döneminde yap›lan pek çok bina-
n›n bu yap›larda kullan›ld›¤›n› ortaya koymaktad›r. Bugün bun-
lardan hiçbir iz kalmam›flt›r. Arslanhane Camiinin duvarlar›nda,
minaresinin dibinde ifllenmifl Bizans dönemine ait pek çok mer-
mer mimari parça, Türkoca¤› binas› yap›l›rken temelinde kal›nt›-
lar bulunmufltur. ‹stasyon civar›ndaki temel kaz›lar› s›ras›nda
Erken Bizans Ça¤›na ait Bizans mezarlar› bulunmufltur. Pek çok
da mezar odas› ortaya ç›km›flt›r.172

84
tarih içinde ankara

B‹ZANS DÖNEM‹NDE
OGÜST MABED‹ (K‹L‹SE)
Bizansl›lar, kendilerinden önce Ankara’da yap›lan binalar›
kullanm›fllard›r. Augustus Tap›na¤› da bunlardan biridir. Bizans
döneminde Augustus Tap›na¤› kilise olarak kullan›lm›flt›r. Tap›-
na¤› kiliseye dönüfltürürken cellan›n do¤u duvar›nda üç pence-
re açm›fllar, cella ile opusthodomos aras›ndaki duvar› y›karak
naosun gerisinde bir kripta yapm›fllard›r. Daha sonra Hac› Bay-
ram Veli taraf›ndan bugünkü Hac› Bayram-› Veli Camii yap›l-
m›flt›r.173

Bizans döneminde kilise


olarak kullan›lan Augustus
(O¤üst) Tap›na¤›
(2006, A.E.)

Mabede sonradan yap›lan


Kripta (2005, A.K.)

85
tarih içinde ankara

Augustus Tap›na¤› güneydo¤u cephe


(2003, A.E.)

86
tarih içinde ankara

Augustus Tap›na¤› do¤u cephe (2005, A.K.)

Bizansl›lar taraf›ndan yap›lan Kripta (2005, A.K.)

87
tarih içinde ankara

AZ‹Z KLEMENS (SA‹NT CLEMENS) K‹L‹SES‹


Bugün Anafartalar Caddesi ile Ç›kr›kç›lar Yokuflu aras›nda, Eski
Adliye Binas›’n›n arkas›nda, bugün küçük bir bölümü kalm›fl olan
Aziz Clemens ad›na yapt›r›lm›fl Clemens Kilisesi, Ankara’daki tek
Bizans yap›s› olarak görünmektedir. Kapal› haç plan tipinde olan ki-
lisenin dört kolu, birbirine eflit haç biçiminde ana mekan› vard›r. Ki-
lisenin yerine daha sonra Turasan Bey’in ye¤eni Ye¤en Bey taraf›n-
dan Camii ve Medresesi’nin yap›ld›¤›, 1917 y›l›ndaki ç›kan büyük
yang›nda bu iki eserin tamamen y›k›ld›¤› bilinmektedir.174

Aziz Clemens Kilisesi


(Ye¤enbey Camii) yang›n
sonras› kal›nt›lar›
(A. Müderriso¤lu)

B‹ZANS MEZARI
Devlet Demiryollar› ‹flletme Genel Müdürlü¤ü inflaat› s›ras›n-
da, Mahmut Akok ve Necdet Peçe taraf›ndan 1939 y›l›nda yap›lan
‹stasyon Kaz›s›’nda ortaya ç›kan iki Erken Bizans (M.S. 3. veya 4.
yüzy›l) Ça¤› mezar›ndan biri Roma Hamam›na tafl›narak, restoras-
1939 y›l›nda yap›lan yonu yap›l›p yeni yerine yerlefltirilmifltir. ‹stasyonun birkaç yüz m.
‹stasyon Kaz›s›’nda ortaya
ç›kan iki Erken Bizans
do¤usunda bulunan çak›ltafllar› kaz›ld›¤›nda, yine birkaç Hristiyan
(M.S. 3. veya 4. yüzy›l) mezar›na rastlanm›fl, burada bulunan küçük eserler müzeye tafl›n-
Ça¤› mezar› (G.G.) m›flt›r. Yine burada 4. yüzy›la ait bodrum kat› sa¤lam olarak ortaya
ç›kar›lan küçük bir kilise bulunmufltur.175

88
tarih içinde ankara

B‹ZANS DÖNEM‹
ANKARA KALES‹

Ankara Kalesi kuzeybat› d›fl surlar› (2005, A.E.)

Kale, Bizans döneminde önemli bir varl›k göstermifl, özellik-


le bugün ayakta kalan k›s›mlar› Bizansl›lardan kalm›flt›r.176 Fran- Ankara Kalesi’nin
s›z rahip P. Guillaume de Jerphanion kaleyi etrafl›ca inceleyerek, Hatip Çay›’na inen surlar›
kalenin Bizans ‹mparatorlu¤u zaman›na ait oldu¤unu belgele- (2005, A.E.)
mifltir.177
‹lk önceleri Kale’nin Bizans ‹mparatoru l. Mikhael ya da
II.Mikhael taraf›ndan yap›ld›¤› iddia edilmifl, sonra bunun III.
Mikhael taraf›ndan oldu¤u kesinleflmifltir. Ankara Kalesi’nde,
ilkça¤ yap›lar›n›n ve mezarlar›n›n ifllenmifl mermerleri, yontul-
mufl bloklar, silmeler, sütun ve heykel kaideleri, kitabeli sunak
ve steller, kabartmal› firizler, kasetli tavan kaplamalar›, figürlü
lahit parçalar›, paye bafll›klar› ve su künkleri kullan›lm›flt›r. Bu
devflirme malzemeler sur duvara yerlefltirilirken bazen estetik
unsur ön plana geçmifltir. Ankara Kalesi’nin askeri mimarl›k ba-
k›m›ndan en önemli taraf›, ilkça¤da askeri prensiplere dair bir
eser yazan, MÖ.2. yüzy›lda Byzantion’lu Philon ve MS. 6. yüzy›l-
da bir anonim yazar›n burçlar›n veya kulelerin nas›l olmas› ge-
rekti¤i hususundaki önerilerine uyulmufltur. Ankara Kalesi’nde
kuleler, 8-11 m. aral›kl› olarak, uçlar› sivri ileri taflk›n bir mah-
muz gibi gayet s›k olarak infla edilmifltir. Bu biçim, askeri mima-
ri teoricilerinin tavsiyelerine aynen uymaktad›r. 178

89
tarih içinde ankara

Ankara Kalesi do¤u surlar› (2005, A.E.)


Roma Su Bendi ve Ankara Kalesi (Jerphanion)

Ankara Kalesi bat› surlar›


(2005, A.E.)

Ankara Kalesi Zindan kap›


(2005, A.E.)

90
tarih içinde ankara

Bizans döneminde Ankara


Kalesi surlar›, flehirde
Ankara Kalesi (2005, A.E.) bulunan mimari parçalar
kullan›larak onar›lm›flt›r.
(2005, A.E.)

91
tarih içinde ankara

HIDIRLIK (T‹MURLENK) TEPE

Bendderesi ve H›d›rl›ktepe
(2005, A.E.) Günümüzde Alt›nda¤ ‹lçesindeki “H›d›rl›k Tepesi” diye an›-
lan yere “Timurlenk Tepesi” de denmektedir. Tepenin üstünde
bulunan kubbeli türbe yap›s› kal›nt›s›yla ilgili de¤iflik söylence-
ler bulunmaktad›r. Cumhuriyet Ankaras›’na rengini veren pem-
bemsi granit tafl›, bu tepedeki tafl ocaklar›ndan ç›kar›lm›flt›r.
1950’li y›llarda Timurlenk Tepesi’nin ad› “Alt›nda¤” olarak de¤ifl-
tirilmifltir. Bu y›llardan sonra bu tepenin eteklerinde gecekondu-
laflma bafllam›flt›r.

1900’lü y›llarda
H›d›rl›ktepe ve burada
bulunan Türbe
(BELKO)

92
tarih içinde ankara

Yenikent Zirderesi’nde bulunan kaya yerleflmeler


(2005, A.E.)

93
tarih içinde ankara

ANKARA VE ÇEVRES‹NDE BULUNAN


ÖNEML‹ B‹ZANS YERLEfi‹MLER‹
Hristiyanl›¤›n Anadolu’da yay›ld›¤› ilk y›llarda, dinin Roma
‹mparatorlu¤u taraf›ndan yasaklanmas› üzerine Anadolu’da ilk
Hristiyanlar, daha çok Nevflehir, Ni¤de, Aksaray ve Kayseri civa-
r›ndaki ma¤aralarda, kayal›k yerlerde yaflamlar›n› sürdürüyorlar-
d›. M.S. 313 y›l›na kadar özellikle Ankara çevresinde kaya yerle-
flimlerine rastlanmaktad›r. Ankara kentinde Bizans döneminden
günümüze kalan fazla eser bulunmamaktad›r. Bu yerleflmeler
flunlard›r:
Polatl› ‹lçesi, Temelli Beldesi, Girmeç Köyü’nün kuzeyindeki
bir tepe üzerinde yer alan Girmeç Kale.
Kalecik ‹lçe Merkezi’nde, K›z›l›rmak’a do¤ru uzanan ovada
yükselen kale, simetrik koni biçimli tepenin üzerine kurulan Ka-
lecik kalesi. Polatl› ‹lçesi, ‹nler Kazanc› Köyüne yak›n, Sakarya Ir-
ma¤›n›n dönemecinin bat›s›ndaki kayal›k yerde bulunan Tabu-
ro¤lu (K›z›lhisar) Kalesi. Tabano¤lu Çiftli¤i’nin 2 km. kuzeyinde,
Kirmir Çay› Vadisi’nde üç yan› çay olan yar›mada biçimli sarp te-
Polatl› Bac› Köyü’nde pelikte Tabanl›o¤lu Kalesi (Peium).179
bulunan çeflme olu¤u
(2005, A.E.)

94
tarih içinde ankara

Yenikent Zirderesi’nde
Ankara Çay›’n›n kenar›ndaki Osmaniye Köyü’nde, Üç odalar bulunan kaya yerleflmeler
Mevkiinde bulunan Osmaniye Kaya Mezarlar› (Üç Odalar). (2005, A.E.)

Sincan, Yenikent (Eski ad› ‹stanos veya Zir) Beldesi, Ankara


Çay› ile Zir Vadisinde ‹stanos (Zir Kay›) Kaya Mezarlar›180 görül-
mektedir.

Kalecik Kalesi (2005, A.E.)

Kalecik Kalesi girifl kap›s›


(2005, A.E.)

95
tarih içinde ankara

SASAN‹ AKINLARI
Bizans’›n do¤uda bulunan tek rakibi ‹ranl› “Kisralar devleti”
olan Sasanilerdi. ‹ki güç aras›nda en önemli ihtilaf bölgesi Irak ve
Suriye idi. F›rat ve Dicle’nin sulad›¤› verimli topraklar, Bizans ve
Sasaniler aras›nda devaml› el de¤ifltiriyordu. Bizans imparatoru
I. Lustinianos, bat›daki fetihleri yapabilmek için Sasanilere haraç
ödeyerek bar›fl› temin etti. Sasanilere verilen bu haraç, kendisinden
sonra tahta ç›kan ye¤eni II. Lustinos (565-578) son vermeye çal›fl›n-
ca ‹ran’la savafl yeniden bafllad›. Bu cephede durumu düzeltmek
‹mparator Maurikios (582-602) taraf›ndan baflar›ld›. 602 y›l›nda or-
duda ç›kan bir isyanla Maurikios öldürüldü, isyan›n elebafl›s› Pho-
kas (Fokas) askerler taraf›ndan imparatorlu¤a yükseltildi. Fokas
devri tedhifl ve anarfli içinde geçerken devletin bu durumundan fay-
dalanan Sasani ordular› Suriye, Filistin ve Anadolu’yu iflgal ettiler.
Birçok esir ald›lar ve “kutsal haç”lar›n› al›p götürdüler. Balkan yar›-
madas› Avarlar’›n istilâs›na u¤rad›. Afrika eyaletleri valisi olan He-
rakleios, Kral Fakos’a karfl› askeri güç kullanarak yönetimi 610 da
ele geçirdi. Sivil ve askerî idare bozulmufl, ekonomi çökmüfltü. Sa-
saniler do¤u eyaletlerini iflgal etmifl; 611’de Antakya, 613’te D›-
maflk, 614’te Kudüs, 619’da M›s›r’› zaptetmifllerdi. Ankara flehri Sa-
sanilerin a¤›r tahribat›na u¤ram›fl, kale surlar› y›k›lm›fl, Roma ha-
mam› yak›lm›fl ve flehir talan edilmiflti. Düzlükte olan flehir, Sasani
tehlikesi karfl›s›nda Kale içine çekilmiflti. Bu arada ‹stanbul Bo¤azi-
çi k›y›lar›na kadar ilerleyen ‹ran ordular›, ‹stanbul’u zaptetmek üze-
re Avarlar’la iflbirli¤i yapm›flt›.
Sasani ve Bizans aras›ndaki bu savafllar devam ederken ‹s-
lam ordular›da hakimiyet sahas›n› geniflletiyordu. ‹slam dinini
tebli¤ eden Hz. Muhammed (s.a.v), bu iki devletin krallar›na bi-
rer mektup yazarak elçi ile ‹slam’a davet etmifl, her ikisi de kabul
etmemiflti. Kur’an-› Kerim’de Bizans ile Sasaniler aras›ndaki bu
savafllar›n sonunda Bizans’›n galibiyeti ile sonuçlanaca¤› flu
ayetle bildiriliyordu: “Rumlar, size en yak›n bir yerde ma¤lup ol-
dular. Onlar, bu ma¤lubiyetten sonra birkaç sene içinde galip
geleceklerdir. Eninde sonunda emir Allah’›nd›r. O gün mü’min-
ler, Allah’›n yard›m›yla sevineceklerdir. Allah diledi¤ine yard›m
eder. O, azizdir, Rahim’dir.” (Rum Suresi,ayet; 2-5)
Bizans tarihinin en güç devresinde görev bafl›na gelen Heraklei-
os, Anadolu’da “thema”lar (askerî eyalet) sistemini kurarak askerî
birliklerini Anadolu’ya yerlefltirdi. Buralarda askerî mükellefiyet kar-
fl›l›¤›nda babadan o¤ula geçen ve mülk fleklinde taksim edilen as-
kerî dirlikler oluflturuldu. Böylece askerlere tahsis edilen arazi, kuv-
vetli bir yerli ordunun kurulmas›na temel oldu ve devlet pek de gü-
ven duyulmayan ücretli asker kullanma mecburiyetinden kurtuldu.
Ordu ve idare düzeninde yap›lan reformlarla içten yenilenen devlet,
Sasani hücumlar›na karfl› koyabildi. 622’de bafllayan ve y›llarca de-
vam eden savafllar sonunda Herakleios, ‹ranl›lar’› Anadolu’dan sü-
rüp ç›kard› ve Ankara yeniden tamir ve ihya edildi.181

96
tarih içinde ankara

‹SLAM ORDULARININ
ANKARA’YA AKINLARI
Bizans ‹mparatoru Herakleios, ‹ran’l› Sasaniler karfl›s›nda
büyük baflar›lar kazanmas›na ra¤men ‹slâm ordular›n›n Bizans
topraklar›nda ilerleyiflini önleyemedi. ‹slam ordular› 624’de Be-
dir savafl›n› kazanm›fllar ve Bizans›n savaflç› ordular›n› Ecnâ-
deyn (634) ve Yermük (636) savafllar›nda a¤›r yenilgiye u¤rat-
m›fllard›. Suriye ve Filistin Bizans’›n elinden ç›km›fl, birkaç y›l
sonra da bütün el-Cezîre bölgesi ve M›s›r’›n önemli bir k›sm›
müslümanlar taraf›ndan zaptedilmifltir (640).
Herakleios’un ölümünü k›sa bir aile çat›flmas› takip etti. So-
nunda duruma torunu II. Konstans hâkim oldu. Bu devrede Bi-
zans, h›zla ilerleyen ‹slâm fetihleri karfl›s›nda Tunus içlerine ka-
dar Kuzey Afrika’y› kaybetti, Anadolu’da ise Kayseri, Nevflehir ve
Ni¤de bölgesi Müslümanlar›n hücumuna u¤rad›. K›br›s ve Ro-
dos adalar›n›n Müslümanlarca zapt›ndan sonra 655’te yap›lan
ilk büyük deniz savafl›n› da (Zâtü’s-savar›) kaybeden Bizans’›n
Do¤u Akdeniz’deki üstünlü¤ü tamamen sars›ld›. Halife Hz. Os-
man’›n 656’da flehit edilmesinden sonra 661’de de Hz. Ali’nin
flehit edilmesi Müslümanlar›n hamle gücünü azaltm›fl, bu du-
rum da Bizans›n ifline yaram›flt›r.
fiam Emeviye Camii
(2004, A.E.)

EMEV‹LER
Emeviler zaman›nda Bizans üzerine yap›lan ak›nlar h›z ka-
zand›. Muâviye’nin valili¤i zaman›nda bafllat›lan gazalar, hilâfe-
te geçmesi ile daha da h›zland›. Muaviye, Bizans’a karfl› düzenli,
y›ld›rma ve fetih amaçl› askeri seferler planlad›. 663’ten itibaren
her y›l Anadolu içlerine ak›nlar yap›ld›. 664 y›l›nda Abdurrah-
man b. Halid b. Velid komutas›nda bir ordu, k›sa bir süre Anka-
ra’y› iflgal etti. Ayr›ca Büsr b. Ebi Ertat, Malik b. Ubeydullah ve
Malik Hubeyre gibi komutanlar Ankara flehrini muhasara edip,
flehri ele geçirdiler.
668 de II. Konstans’›n o¤lu IV. Konstantinos Bizans taht›na
geçer geçmez, halife Muaviye’de bir ordu haz›rlayarak, Sufyan b.
Avf el-Ezdi baflkomutanl›¤›nda, Anadolu üzerinden ‹stanbul üze-
rine gönderdi. ‹slam ordusu Kad›köy’e kadar ilerlemifl ve ertesi
y›l Muaviye’nin o¤lu Yezid komutas›nda gelen takviye kuvvetler-
le ‹stanbul Bo¤az› geçilerek ‹stanbul’u kuflatm›flt›r. Bütün yaz de-

97
tarih içinde ankara

Emeviler döneminde
Ankara flehit olan vam eden kuflatma sonbaharda kald›r›lm›flt›r. Hz. Muhammed’in
Seyyid Hüseyin Gazi’nin
Türbesi (2006, A.E.) hicret s›ras›nda evinde misafir olarak kald›¤› Hz. Ebû Eyyûb el-En-
sârî, ilerlemifl yafl›na ra¤men bu sefere kat›lm›fl ve kuflatma s›ra-
s›nda vefat ederek surlar önüne defnedilmifltir. 680 de halife Mu-
aviye vefat etti ve yerine o¤luYezid b. Muaviye geçti.
685 y›l›nda IV. Konstantinos’un erken ölümü üzerine genç
yaflta tahta o¤lu II. Justinianos ç›kt›. Ayn› y›l Emevi hilafetinede
Abdülmelik b. Mervan geçti. Emevilerin iç kar›fl›kl›klar›ndan isti-
fade eden II. Justinianos, Emevilere karfl› savafl açt›. Halife Ab-
dülmelik b. Mervan ise para vererek Bizans sald›r›lar›n› dur-
durdu ve II. Justinianos ile sulh yapt›. II. Justinianos, ‹slam ordu-
lar›na karfl› kullanmak üzere Selanik civar›nda bulunan büyük bir
Slav nüfusu Anadolu’ya (Bithinia eyaletine) yerlefltirdi. 693 de
halifenin kardefli Muhammed b. Mervan, Sivas yak›nlar›nda bü-
yük bir Bizans ordusunu ma¤lup etti. II. Justinianos’un ‹slam or-
dular›na karfl› savaflmak üzere yerlefltirdi¤i Slavlar, Müslümanlar
taraf›na geçti. II. Justinianos ise tafl›d›¤› ad›n büyüklü¤ü kendi-
sinde kompleksler do¤urmufl, dengesizli¤i, zorbal›¤a varan sert
idaresi onu taht›ndan etmifl ve 695’te burnu kesilerek K›r›m’a
sürülmüfltür.
II. Justînianos, 705 y›l›nda geri dönerek Bulgarlar’›n yard›m›y-
la taht›n› yeniden ele geçirmiflse de düflmanlar›ndan intikam al-

98
tarih içinde ankara

‹stanbul Eyüpsultan Camii


mak hususunda çok ileri gitmesi, hem kendisinin hem de Herak- (2005, A.E.)
leios hanedan›n›n sonu olmufltur.
Halife I. Velid b. Abdülmelik zaman›nda Mesleme b. Abdül-
melik taraf›ndan 707-712 y›llar› aras›nda Anadolu içlerine yo¤un
ak›nlar yap›lm›flt›r. Bu ak›nlarda, Ankara Hüseyingazi da¤›nda
türbesi bulunan Seyyid Hüseyin Gazi’nin flehit oldu¤u tahmin
edilmektedir.
Bizans saray›, 711-717 y›llan aras›nda ihtilâller ve anarfli için-
de ç›rp›n›p dururken bundan faydalanan ‹slâm dünyas› oldu.
Halife Süleyman b. Abdülmelik zaman›nda ve Mesleme b. Ab-
dülmelik komutas›ndaki ‹slam ordular›, 715 y›l›nda bütün güçle-
riyle bir daha ‹stanbul’u kuflatt›lar. ‹ki y›l devam eden kuflatma,
Ömer b. Abdülazîz’in halife olmas›yla kald›r›ld›. Kuflatma s›ra-
s›nda ordu kumandan› Mesleme b. Abdülmelik’in iste¤iyle bu-
günkü Perflembepazar›’nda bir mescid yapt›r›lm›flt›r.
III. Leon’un (717-741) kurdu¤u ve IX. yüzy›l bafl›na kadar hüküm
süren Isauria hanedan›, Bizans tarihinde ilginç bir rol oynam›flt›r.
III. Leon’un 726 y›l›nda bafllatt›¤› “tasvir k›r›c›l›k” (ikonoklasm), ya-
ni aziz ve Meryem tasvirlerini tahrip etme hareketi, yüzy›ldan fazla
sürmüfl ve ancak kanl› mücadelelerden sonra sona ermifltir. Tasvir
k›r›c›l›k hareketinin do¤uflunu Bizansl›larla daimî temas halinde
bulunan ‹slâm’›n etkisine ba¤lamak, genellikle kabul edilen bir gö-

99
tarih içinde ankara

rüfltür. Tasvir k›r›c›l›k hareketiyle, aziz resimlerine ibadetin kaleleri


haline gelmifl olan manast›rlar›n ve bunlara ba¤l› keflifllik müesse-
sesinin kudret ve nüfuzu k›r›lmak istenmifltir. Ancak Roma kilisesi
Bizans imparatorunun tasvir k›r›c› hareketini kabullenmedi. Bu se-
beple inanç bak›m›ndan do¤u ile bat› aras›ndaki z›tl›k daha belir-
gin hale geldi. Bununla beraber papal›k, Langobardlar’›n ‹talya’da
artan bask›s›na karfl› Bizans’›n yard›m›na muhtaç oldu¤undan, ön-
celeri bu tasvir k›r›c› faaliyeti sadece sert bir flekilde protesto et-
mekle yetindi. Ancak Bat› Hristiyan âleminin Bizans’a k›zg›nl›¤› k›-
sa bir süre sonra Germenler’in Bat› Roma ‹mparatorlu¤u’nu ilân
ederek papal›¤› da himayelerine almalar› ile aç›kça su yüzüne ç›ka-
cak, bunun sonucunda bat› ve do¤u Hristiyan dünyas› birbirine
düflman hale gelecektir.
Gaziantep Ömeriyye Camii
(2005, A.E.) ‹stanbul kuflatmas›n›n baflar›s›zl›¤›, Müslümanlar›n her y›l
Anadolu’ya yapt›klar› ak›nlara son vermifl de¤ildi. Do¤u cephe-
sinde y›llarca süren savafllar ancak III. Leon’un Akroinon’da (Af-
yonkarahisar yak›nlar›) bir Müslüman ordusunu bozguna u¤ra-
tarak (740] kazand›¤› baflar› ile durdurulabilmifltir.
Destanlara konu olan büyük ‹slâm kahraman› Seyyid Hüse-
yin Gazi’nin o¤lu Seyyid Battal Gazi’nin bu savaflta flehit düfltü-
¤ü rivayet edilir. Bu savafl› takip eden y›llarda ‹slâm dünyas›nda
ç›kan iç kar›fl›kl›klar, hiç flüphesiz Bizans’›n yarar›na oldu. Eme-
vî Devleti’nin y›k›l›fl› ve Abbasî hâkimiyetinin kuruluflu ile (750)
Suriye, Ömer b. Abdülaziz
son bulan iç mücadele devresi, Anadolu’da ‹slâm fetihlerinin h›-
Türbesi (2004, A.E.) z›n› kesti.182

ABBAS‹LER
Emevî Devleti’nin y›k›l›fl› ile ‹slam ordular›n›n Bizans üzerine
yap›lan ak›nlar durmufl, babas›n›n yerine tahta V. Konstantinos
(741-775) ç›km›fl, Bizans’›n do¤u s›n›r›nda sükunet bafllam›flt›r.
749 y›l›nda Ebu’l-Abbas Abdullah, y›k›lan Emevi saltanat›n›n
yerine “Abbasi” devletini kurarak, halifeli¤ini ilan eder ve 750 de
Endülüs hariç bütün ‹slam ülkelerinin tan›mas› ile “hilafet”i ke-
sinleflir. Bizans’›n yan›s›ra ‹slam ordular›, Bat› Türkistan’da yeni
bir askeri güçle karfl›lafl›rlar. Bu askeri güç, Çinlilerdir. Çinliler de
Türklerle mücadele halinde idi. ‹slam ordular›n›n bu bölgede üs-
tünlük sa¤layan ak›nlar› karfl›s›nda Türkler ve Çinliler, ‹slam or-
dular›na karfl› bazen ittifak yapm›fllarsa da baflar›l› olamam›fllar-
d›r. 751’de ‹slam ordular› ile Çinliler aras›nda Talas flehri yak›n-
lar›nda befl gün süren çetin bir savafl›n son gününde Karluk Türk-
leri ‹slam ordular›n›n yard›m›na gelmifl ve Çinlilere arkadan sal-
d›rm›fllar, iki atefl aras›nda kalan Çin ordusunun büyük bir k›sm›
savafl meydan›nda kalm›fl, yirmibin esir b›rakarak Kao Sien-

100
tarih içinde ankara

‹slam ordular›n›n ak›nlar›


sonucu harap olan
Ankara Kalesi,
tch’de kaçm›flt›r. Talas savafl›, Türk, ‹slam ve dünya tarihi bak›- Bizansl›lar taraf›ndan
m›ndan yeni bir dönemin bafllang›c› olmufltur. Böylelikle ‹slam yeniden onar›l›r
ordular› ile Türkler aras›nda dostane iliflkiler bafllam›fl ve Türkler (2005, A.E.)
kalabal›k gruplar halinde ‹slam dinini kabul etmifllerdir.
Bizans kral› V. Konstantinos ise Balkanlar’da tehdit edici bir
güç haline gelen Bulgarlar’a karfl› arka arkaya seferler yaparak
baflar›lar kazanm›fl, “tasvir k›r›c›l›k” hareketi de en fliddetli bir
flekilde yürütülmüfltür. V. Konstantinos’un Hazar hakan›n›n k›z›
ile evlili¤inden do¤mufl olan o¤lu IV. Leon (775-780) ise k›sa sü-
ren saltanat›nda her ne kadar babas›n›n ve dedesinin din siya-
setini benimseyerek devam ettirdiyse de daha ›l›ml› davran›r. Bu
s›rada Abbasi hilafetine Mehdi geçer ve 776 da bir ordu haz›rla-
yarak Anadolu içlerine gönderir. Bu ordu Bizans›n önemli bir
flehri olan Ankara’ya kadar gelir.
IV. Leon’un ölümünden sonra o¤lu VI. Konstantinos (780-797)
imparator olur. Yafl› küçük oldu¤u için idareyi annesi ‹rene eline al›r.
‹rene ‹znik’te bir “konsil” toplayarak 787’de “tasvir k›r›c›l›k” hareketi-
ne son verir. Bir süre sonra da ordunun sevgisini kaybetmifl bulunan
o¤lu VI. Konstantinos’u öldürterek iktidara tek bafl›na sahip olur

101
tarih içinde ankara

(797-802). Halife Mehdi ise o¤lu Harun Reflid komutas›nda bir ordu-
yu 782 y›l›nda ‹stanbul üzerine gönderir. Üsküdar’a varan ‹slam or-
dusu, ‹rene’den büyük miktarda “cizye” almak flart›yla bar›fl yapar.
Harun bu seferdeki baflar›s› dolay›s›yla “Reflid” ünvan›n› alm›flt›r.
‹mparatoriçe ‹rene için müslümanlarla yap›lan bu bar›fl ant-
laflmas› oldukça onur k›r›c›yd› ama mecbur kalm›flt›. ‹rene, bu
anlaflma geregi üç y›l süreyle iki taraf aras›nda savafl duracak ve
her y›l 90.000 dinar Müslümanlara haraç ödeyecekti.
786’da Harun Reflid, Abbasi hilafetine geçer ve Müslümanlar
için “Alt›n ça¤” bafllam›fl olur. Abbasî ordular› yeniden Anadolu
ak›nlar›na bafllar ve Harun Reflid 797’de Abdülmelik b. Salih ko-
mutas›nda bir orduyu Ankara üzerine gönderir. ‹mparatorluk
tekrar büyük haraç ödemek suretiyle Abbâsîler’le bar›fl imzalar.
Abbasi hilafetine Mu’tas›m geçmifl, ordunun önemli komu-
tanl›klar›na da Türk as›ll› komutanlar getirilmiflti. Bu komutan-
lar›n önemlileri Afflin, Aflnas ve Boga el-Kebir idi. 838 de halife
Mu’tas›m’›nda kat›ld›¤› büyük bir ordu, Ankara üzerine yürüdü.
Afflin ayr› bir koldan, halife Mu’tas›m ayr› bir koldan ve Aflnas’da
öncü birlik olarak Ankara’da buluflmak üzere hareket ettiler.
Bizans kral› II. Mikhail’in ölümünden sonra yerine o¤lu The-
ophilos (829-842) geçti. Mu’tas›m’›n geliflini ö¤renen Theophi-
los, bir ordu ile Eskiflehir’e geldi ve burada karargah kurdu. Ab-
basî ordusunun bir k›sm›na komutanl›k eden Türk komutan Af-
flin ile ‹mparator Theophos, bugünkü Kazova’da karfl›laflt›lar. Af-
flin, Bizans ‹mparatorunu burada ma¤lup etti ve Ankara kalesini
teslim ald›. Di¤er ‹slam ordular› da gelerek Ankara’da birlefltiler
ve ordu yeniden tanzim edildi. Ordu bir hafta kadar Ankara’da
kald› (22 Temmuz 1938). Halife Mu’tas›m’›n bulundu¤u ‹slam or-
dusu, Bizans ‹mparatorluk ailesinin do¤um yeri olan Amorion
(Ammûriye) üzerine yürüyerek on iki günlük bir kuflatmadan
sonra flehri 12 A¤ustos’ta zaptetti. Bu olay Bizans’ta büyük kor-
ku yaratt›. ‹mparator Theophilos, kap›ld›¤› endifle duygular› için-
de müslümanlara karfl› yard›m rica etmek üzere Fransa ve Vene-
dik’e elçilerini gönderdi ise de fayda etmedi. ‹slam ordular› bol
miktarda ganimet ve esir alarak geri döndü.
‹mparator Theophilos’un ölümünden sonra “tasvir k›r›c›l›k”
hareketi kesin olarak biter, bu ak›m›n do¤urmufl oldu¤u dinî kar-
gafla sona erer, Bizans Devleti’nde kültür bak›m›ndan büyük bir
ilerleme devri bafllar, ‹stanbul saray›nda yeniden aç›lan yüksek
okul, fikir ve sanat merkezi olur, bunu siyasî ve askerî yükselme
ve kudretlenme devri takip eder. Theophüos’un o¤lu III. Mikhail
(842-867) tahta ç›kt›¤›nda henüz küçük bir çocuk oldu¤undan
idareyi önce annesi Theodora, daha sonra day›s› Bardas yürütür.
Abbasi halifesi Mütevekkil, Bizans üzerine yap›lacak ak›nlar
için Türk as›ll› Vas›f et-Türki’yi görevlendirir ve 862’de ‹slam or-
dular› yine Ankara yak›nlar›na kadar gelir.183

102
tarih içinde ankara

MALAZG‹RT SAVAfiI
Bizans imparatoru X. Konstantinos Dukas’›n zaman›nda Sel-
çuklu Sultan› Alparslan, 1065’de Ani’yi ve 1067 de Kayseri’yi zap-
tetti. Bizans, Selçuklu Türkleri’nin ilerleyiflini durdurmaya çal›fl-
t› ama baflaramad›. X. Konstantinos Dukas’›n ölümünden sonra
imparatorlu¤un idaresini üzerine alan ‹mparatoriçe Eudokia,
d›fltan gelen tehlikeleri ancak askerî bir hâkimiyetin durdurabi-
lece¤ine inanarak, tan›nm›fl kumandan Romanos Diogenes ile
evlenip, onu 1068’de tahta ç›kard›. Yeni kumandan-imparator IV.
Romanos, derhal Selçuklu taarruzlar›n› önlemek ve zaptedilen
topraklar› geri almak üzere ço¤unlu¤unu Norman, Frank, O¤uz
ve Peçenek ücretli askerlerinin teflkil etti¤i bir ordu toplayarak
harekete geçti. 1068 ve 1069’da yapt›¤› ilk seferlerde baflar›l› ol-
du. Bu arada Selçuk komutan› Afflin’de Bizans üzerine sald›r›la-
ra devam ediyordu.
Sultan Alparslan, 1070’de bir ordu haz›rlayarak Fat›mîlerin
üzerine gitmek için sefer haz›rlad›. Amcas› Tu¤rul Bey’in vasiye-
ti gere¤i Malazgird’i zabtetti. Ordusu ile F›rat nehrini geçerek
Halep’e vard›. ‹mparator IV. Romanos bunu f›rsat bilip Alpars-
lan’a, ald›¤› yerlerin geri verilmesi için bir elçi gönderdi. Sultan
Alparslan bu teklifi kabul etmedi. Bunun üzerine fiamani O¤uz-
lar›n da bulundu¤u ikiyüzbin kifliden oluflan bir ordu ile 13 Mart
1071’de ‹stanbul’dan hareket etti. Bu orduda Tahran isminde
Türk as›ll› bir komutan da bulunuyordu. Durumu ö¤renen Sultan
Alparslan, Suriye’den geri döndü.
27 A¤ustos Cuma günü iki ordu Malazgirt ovas›nda savafl dü-
zeni ald›. Sultan Alparslan’›n asker say›s› altm›flbin kadard›. Bi-
zans ordusunun savafl silahlar› oldukça üstün ve çeflitli idi. Al-
parslan’›n yan›nda Sav-tekin, Gevher-ayin, Afflin, Saltuk (San-
duk), Taran¤ o¤lu, Ahmed-flah, Dilmaç o¤lu, Artuk ve Tuti gibi
meflhur Türk komutanlar bulunuyordu. Ayr›ca Bizans gazalar›n-
da tecrübe kazanm›fl Türkmen beyleri de haz›rd›. Çetin bir savafl-
tan sonra Bizans ordusu ma¤lup oldu.
‹mparator IV. Romanos, Sultan Alparslan’a esir düfltü. Sultan
Alparslan ‹mparatora flan›na yak›flan bir flekilde muamelede bu-
lundu ve onunla bir muahedename imzalad› ve onu serbest b›-
rakt›. ‹mparatorun esaret haberi üzerine ‹stanbul’da tahta VII.
Mikhail (1071-1078) ç›kar›ld›. IV. Romanos, taht›n› yeniden ka-
zanmak için mücadeleye at›ld› fakat baflar›l› olamad›. Yakalana-
rak gözlerine mil çekildi ve k›sa bir süre sonra da öldü. Malazgirt
Zaferi’nden sonra Anadolu’nun ve Avrupa’n›n kap›lar› Müslü-
man Türklere kapanmamak üzere aç›lm›fl oldu.

103
tarih içinde ankara

“Dünya Sultan›”, “Cihan Sultan›”, “Adil Sultan”, “Fetihler Ba-


bas›” gibi ünvanlarla an›lan Sultan Alp Arslan, 1072 Eylül’ünde
ç›kt›¤› Türkistan seferinde bir “Bat›ni” suikast›nda flehid oldu.
Osman Turan “Sultan Alp Arslan Anadolu’da Türk vatan›n›n
kurucusu ve Bat› Türklü¤ünün de atas›d›r” der.184

KUTALMIfiO⁄LU SÜLEYMAN BEY


1058 y›l›n›n Ocak ay›nda, Selçuk hanedan›ndan Tu¤rul Bey’e
Ba¤dat halifesi taraf›ndan hilat giydirilmifl, iki k›l›ç kufland›r›l-
m›fl, “do¤unun ve bat›n›n sultan›” ünvan›n› alm›fl, “Ebu Talib”
künyesi ile “Rükned-din” lakab› verilmifltir.
Tu¤rul Bey’in bu hakimiyetinden rahats›z olan Arslan Yabgu
ailesinden Kutalm›fl ve kardefli Resul Tekin, ‹ran’›n kuzeybat›
bölgelerinde göçer O¤uz Türkmenleri ile birlikte isyan ç›kard›lar.
Tu¤rul Bey ile taht mücadelesine giriflen Kutalm›fl Bey, 1064’de
Alp Arslan’›n birlikleri ile karfl› karfl›ya geldi. Çetin bir savafltan
sonra Kutalm›fl Bey’in birlikleri da¤›ld› ve kendisi de kaçarken
at›ndan düflerek kan kayb›ndan vefat etti. Kutalm›fl Bey’in kay-
naklarda befl o¤lu oldu¤u zikredilir. Süleyman, Mansur, Alp ‹lek,
Dolat ve di¤eri. Alp Arslan’›n Kutalm›fl Bey’in vefat›ndan sonra
hayatta kalan o¤ullar›na nas›l davrand›¤› konusunda de¤iflik gö-
rüfller vard›r. Bu görüfller; Sultan Alp Arslan’›n Kutalm›fl o¤ulla-
r›n› rehin tutmufl olabilece¤i; bir k›s›m Türkmen afliretleri ile bir-
likte Anadolu fetihlerinde görevlendirdi¤i; Suriye taraflar›na gö-
çe zorlad›¤› fleklindedir. Malazgirt savafl›nda Kutalm›flo¤ullar›-
n›n hiç ismi geçmez.
Sultan Alp Arslan’›n vefat›ndan sonra tahta geçen Melikflah za-
man›nda Kutalm›flo¤ullar›, Orta F›rat havzas› ve Urfa havalisinde
isimleri an›l›r oldu. Selçuk sultan› Melikflah’a karfl› mücadeleye
bafllam›fllar, flii M›s›r Fat›mi halifesine itaat etmifller, Ats›z ve fiök-
‹znik, Lefke kap› lü aras›ndaki mücadelelerde fiöklü taraf›n› tutmufllar ve yenilmifl-
(D. Ossamen) ler, Halep ve Antakya civar›nda varl›k mücadelelerine devam
etmifllerdir. 1095 de Kutalm›fl o¤lu Alp ‹lek, Ermeni as›ll› Toros’un
daveti üzerine Urfa’ya gelir ve hakimiyet kurar. Fakat Toros taraf›n-
dan zehirlenerek öldürülür. Mansur ve Dolat esir düfler. Süleyman
fiah Bizans’lada iliflki kurar ve onlar›nda taht mücadelelerine kar›-
fl›r ve taraf tutar. Anadolu’da bulunan O¤uz Türkmenlerinin, Selçuk
sultan› Melikflah’a karfl› tav›r almalar›n› f›rsat bilen Süleyman fiah
Konya kalesini alarak ‹znik’e kadar gelir. Bizans’›n mahallî ve mer-
kezî tekfurluklar› aras›ndaki çekiflmelerden faydalanarak, bölgede
hakimiyetini güçlendirir. 1075’de ‹znik’te yeni bir Türk devletinin
kurulmas›, Anadolu’ya gelen Türkmenlerin birleflmesini temin
edip, do¤udaki Müslüman Türklerin büyük topluluklar halinde böl-

104
tarih içinde ankara

geye gelmelerini temin eder. Bölgede Türk nüfusunun artarak dev-


letin güçlenmesiyle; Bizans’›n kötü idaresi, bitmek bilmeyen iç sa-
vafllar ve isyanlar sebebiyle periflan olan yerli halk da, Süleyman
fiah’›n idaresinde huzur ve sükûna kavuflur. Bu sayede Anadolu
Selçuklu Devleti, sa¤lam bir temele oturur. Hürriyet ve adalete ka-
vuflan yerli halk, k›sa zamanda seve seve Müslüman olur. Çeflitli
gayelerle bölgeye gelen Türkmenleri emrinde birlefltiren Kutalm›-
flo¤lu Süleyman fiah, Anadolu’da birlik ve hakimiyetini güçlendir-
mek, F›rat boylar›nda ve Kilikya taraflar›nda toplanmaya çal›flan
Ermeni gruplar›na mani olmak için harekete geçer. 1082 y›l›nda
Çukurova’ya giden Süleyman fiah, Adana, Tarsus ve Misis dahil
tüm bölgeyi zapdeder. 1084’te Hristiyanlardan Antakya’y› al›r. Sel-
çuk sultan› Melikflah, kendisine “Sultan” ünvan›n› verir.
1086’da Suriye Selçuklu meliki Tutufl’la yapt›¤› savaflta yenil-
di ve savafl meydan›nda vefat etti. O¤ullar›, K›l›ç Arslan ve Kulan
Arslan, Selçuklu Sultan› Melikflah’›n yan›na gönderildi. Devlet
bir süre Süleyman fiah’›n ‹znik’te vekil b›rakt›¤› Ebü’l-Kas›m ta-
raf›ndan yönetildi.185 Ankara Kalesi Akkale
do¤u cephe (2006, A.E.)

105
tarih içinde ankara

Balâ Afflar Beldesi Dut Dede Türbesi 2005, A.E.)

Güdül Avflar Köyü (2005, A.E.)

106
tarih içinde ankara

O⁄UZ BOYLARI VE TÜRKMEN


Afi‹RETLER‹

Çubuk
Malazgirt Savafl›ndan sonra bafllayan çeflitli Türk boylar›n›n Yukar›çavundur Beldesi
Anadolu’ya göçleri, birkaç as›r devam etmifltir. Mo¤ollar›n (2006, A.E.)
Önasyay› istila edip, burada yerleflik düzene geçen Türk ve di¤er
›rklara mensup topluluklar›n bu bölgeden göç etmelerine sebe-
biyet, dünyay› hallaç pamu¤u gibi darmada¤›n eden Mo¤ol ka-
s›rgas›, bu göçleri daha da h›zland›rm›fl, bilhassa O¤uzlar›n Ana-
dolu’da toplanmas›na yol açm›flt›r. Anadolu, XI. Yüzy›ldan bafl-
layarak XIV. Yüzy›la kadar süren yo¤un göçlerle bir O¤uz ülkesi
Çaml›dere Bay›nd›r Köyü
haline gelmifltir.186 (2005, A.E.)

107
tarih içinde ankara

Ayafl Bayat Köyü (2005, A.E.)

Yenimahalle Dodurga Köyü (2006, A.E.)

108
tarih içinde ankara

Akyurt Bü¤düz Köyü’nde


bir ev (2005, A.E.)

109
tarih içinde ankara

Balâ, Küçükbayat Köyü (2005, A.E.)

K›z›lcahamam, K›n›k (Pazar) Köyü (2005, A.E.)

110
tarih içinde ankara

Kalecik, K›n›k Köyü camii tavan süslemesi (2005, A.E.)

Sincan, Kay› Köyü (2006, A.E.)

111
tarih içinde ankara

Mamak, Bay›nd›r Köyü


(2005, A.E.)

Alt›nda¤, Peçenek Köyü


(2005, A.E.)

O¤uz boylar› Anadolu’da yerlefltikleri yörelerde bafllar›ndaki


beylerin idaresinde büyüklü küçüklü beylikler halinde teflkilat-
lanmaya çal›flm›fllard›r. Anadolu’ya gelen O¤uz boylar›, bazen
“Türkmen”, bazen de “Yörük” diye an›lm›fllard›r.
Anadolu’da daha çok Sivas’›n bat›s›nda yo¤unlaflan O¤uz yer-
leflmelerinin biri, Ankara bölgesidir. O¤uz boylar›n›n buraya yer-
leflmelerini tarihi kaynaklar›n incelenmesi ile ö¤renmek müm-
kündür. Ancak O¤uz boylar›n›n Ankara ve yöresinde bulundukla-
r› yerlerin tesbitinin en kolay yolu, yer isimlerinin incelenmesidir.
XV. Yüzy›lda O¤uz boylar›n›n Anadolu’da bulundu¤u köyleri
inceleyen Faruk Sümer, Ankara’n›n yo¤un bir O¤uz yerleflmesi
oldu¤unu söylemektedir. Boylar›n isimlerine göre haz›rlad›¤› lis-
tedeki Ankara köyleri flunlard›r:187

112
tarih içinde ankara

Akyurt, K›z›k Köyü


Kay› (Ayafl, Murtazabad), Bayat (Yabanabad, Kasaba); Yaz›r (2006, A.E.)
(Çubuk), Dodurga (Kasaba); Afflar (Ayafl, Bac›, Balâ, Güdül); K›z›k
(Ayafl, Çubuk), Kark›n (Çubuk, Ayafl), Bay›nd›r (Yabanabad, Ka-
saba); Peçenek (Murtazabad, Çubuk, Kasaba, Yabanabad); Çavun-
dur (Kasaba, Çubuk), Çepni (Yabanabad); Eymür/Eymir (Kasaba,
Murtazabad ve Çubuk); Ala-yundlu (Kasaba, Çubuk ve fiereflikoç-
hisar); Yüre¤ir (Ayafl, Yabanabad); ‹¤dir (Çubuk); Y›va (Çubuk,
fi.Koçhisar); K›n›k (Murtazabad, Çubuk, Ayafl, Yabanabad).

Balâ, Karahasanl› Köyü


(2005, A.E.)

113
tarih içinde ankara

DAN‹fiMENDL‹LER
Dâniflmendli hanedan›n›n kurucusu ve ilk Melik-i Muazzam
Daniflmend Ahmed Gâzî (Taylû) b. Ali et-Türkmânî, Azerbay-
can’da Arrân ve civar›nda yaflayan bir Türkmen ailesine mensup
olup, hem Türkmenler’e muallimlik yap›yor hem de Türkmen
emîrleriyle beraber kâfirlere karfl› savafl ediyordu.
Sultan Alparslan’›n 1064 y›l›nda ç›kt›¤› Kafkasya seferi s›ras›n-
da, di¤er Türkmen beyleriyle ordugâha giderek Selçuklu ordusu-
na yol gösterdi ve Sultan Alparslan’›n hizmetine girdi. Bilgeli¤i,
cesareti, yi¤itli¤iyle onun dikkatini çekti ve en güvenilir emîrleri
aras›nda yer ald›. Malazgirt Savafl›’na da kat›larak zaferin kazan›l-
mas›nda tavsiyeleriyle manevî bak›mdan önemli rol oynad›.
Sultan Alparslan’›n savafla kat›lan emîrlerinden Anadolu’da
fetihlerde bulunmalar›n› istemesi ve fethedecekleri yerlerin ken-
dilerine iktâ edilece¤ini bildirmesi üzerine zaferden sonra fetih-
lere giriflen beyler aras›nda Dâniflmend Gazi de vard›.
XII. yüzy›l müelliflerinden Zahîrüd-din Nîsâbûrî, Malazgirt
Zaferi’nin ard›ndan Sultan Alparslan’›n Erzurum ve civar›n› Sal-
tuk Bey’e; Mardin ve Harput yörelerini Artuk Bey’e; Erzincan, Ke-
mah ve fiebinkarahisar’› Mengücük Gazi’ye; Marafl ve civar›n›
Emîr Çavuldur’a; Sivas, Tokat, Amasya ve Kayseri’yi de Dânifl-
mend Gazi’ye iktâ etti¤ini söyler.
Daniflmend Gazi, Malazgirt zaferinden sonra kendisine iktâ
edilen ve Bizans ‹mparatoru Romanos Diogenes taraf›ndan tah-
rip edilen Sivas’› fazla bir mukavemetle karfl›laflmadan ele geçi-
rerek 1071’de Dâniflmendli hanedan›n› kurdu. Daha sonra Si-
vas’› bir üs olarak kullan›p Çaka, Turasan, Kara Do¤an, Osman-
c›k, ‹l-tegin ve Kara Tegin adl› emirleriyle Amasya, Tokat, Niksar,
Kayseri, Zamant›, Elbistan, Develi ve Çorum’u zaptetti. Danifl-
mend Gazi 1085’de vefat etti.
Daniflmend Gazi’nin ölümünden sonra yerine geçen o¤lu Gü-
müfltegin döneminde hanedan giderek daha da güçlendi. Ana-
dolu ve Suriye Selçuklular› aras›ndaki mücadelelerden faydala-
narak hâkimiyet sahas›n› geniflletti.
Gümüfltegin, Bizans ve özellikle Haçl›lar ile yap›lan savafllar-
da Anadolu Selçuklu sultan›n›n müttefiki olarak önemli rol oy-
nad›.
I. Haçl› Seferi’nin baflar›ya ulaflmas›, Urfa Haçl› Kontlu¤u,
Antakya Prinkepsli¤i ve nihayet Kudüs Krall›¤›’n›n kurulmas› Av-
rupa’da heyecan uyand›rm›fl ve Lombardlar, Frans›zlar ve Al-
manlar’›n kat›ld›¤› yeni bir Haçl› seferi düzenlenmiflti. Lombard-
lar ‹stanbul’a geldiklerinde ‹talya Normanlar›’n›n reisi ve Antak-
ya Prinkepsli¤i’nin kurucusu Bohemund’un Gümüfltegin taraf›n-
dan esir al›nd›¤›n› ö¤renince onu esaretten kurtarmak üzere ha-

114
tarih içinde ankara

Tokat Niksar,
rekete geçtiler. 3 Haziran 1101’de ‹zmit yak›nlar›ndaki Kive- Melik Gazi Türbesi
tot’tan hareket ederek Anadolu Selçuklular›n›n hakimiyetindeki (VGM)
Ankara’y› ele geçirdiler. Ankara Kalesi’ndeki 200 kiflilik askeri
garnizondaki askerleri flehit ettiler. Buradan Amasya ve Niksar’a
gitmek üzere Çank›r› istikametine yöneldilerse de Gümüfltegin,
I. K›l›çarslan, Halep Selçuklu Meliki R›dvan ve Harran Emîri Ka-
raca’n›n kumandas›ndaki 20.000 kiflilik Türk kuvveti karfl›s›nda
A¤ustos 1101’de Merzifon yak›nlar›nda bozguna u¤rad›lar.
Gümüfltegin Gazi, I. K›l›çarslan ve Harran Emîri Karaca, ikin-
ci ve üçüncü haçl› seferlerinde Haçl› ordusunu bozguna u¤rat-
m›fllar ve birlikte savafl etmifllerdir.
Antakya Prinkepsi Bohemund ile kuzeni Richard de Saler-
no’nun esir al›nmas›ndan sonra meydana gelen geliflmeler,
Haçl›lar’a karfl› birlikte savaflan Gümüfltegin ile I. K›l›çarslan’›
birbirine düflürdü. Gümüfltegin’in fidye karfl›l›¤›nda Bohe-
mund’u serbest b›rakmas›, müttefik s›fat›yla fidyeden pay iste-
yen, ayr›ca bölgede yeni güçlü bir Haçl› ittifak›n›n oluflmas›ndan
endifle eden I. K›l›çarslan taraf›ndan hofl karfl›lanmad› ve birlik-
telik bozuldu. I. K›l›çarslan Antakya seferinden vazgeçerek Gü-
müfltegin’in üzerine yürüdü ve Marafl yak›nlar›nda onu hezime-
te u¤ratt›. Bu bozgundan bir süre sonra da Gümüfltegin Sivas’ta
vefat etti. Gümüfltegin’in büyük o¤lu Emîr Gazi, hanedan›n bafl›-
na geçti. Emîr Gazi bafllang›çta Selçuklular’a tabi oldu. K›z›n› K›-
l›çarslan’›n o¤lu Mesud’la evlendirdi. I. K›l›çarslan’›n 1107 y›l›n-
da ölümü üzerine meydana gelen iktidar bofllu¤undan ve o¤ul-

115
tarih içinde ankara

lar› aras›nda bafllayan taht kavgalar›ndan faydalanarak hâkimi-


yet sahas›n› geniflletmeye ve Dâniflmendliler’i eski gücüne ka-
vuflturmaya çal›flt›. I. K›l›çarslan’›n o¤ullar› aras›ndaki taht mü-
cadeleleri s›ras›nda ayn› zamanda damad› olan Mesud’u destek-
ledi. Mesud onun sayesinde Anadolu Selçuklu taht›na ç›kt›.
Dâniflmendli Emîr Gazi, damad›n›n da Selçuklu taht›nda ol-
mas› dolay›s›yla giderek Anadolu’daki olaylara daha fazla kar›fl-
maya bafllad›. Ayr›ca Mesud’un kardefli Melik Arab ile olan mü-
cadelesinde damad›n› destekledi; Kayseri ve Ankara’y› ele geçir-
di. Böylece Sultan I. Mesud, kay›npederi sayesinde taht›n› koru-
may› baflar›rken, Malatya’dan Sakarya’ya kadar uzanan Selçuklu
topraklar› Dâniflmendliler’in eline geçmifl oldu. Anadolu’nun en
güçlü devleti haline gelen Dâniflmendliler, 1129 y›l›nda Ankara,
Çank›r›, Kastamonu ve Karadeniz sahillerini kontrol alt›na ald›-
lar. Dâniflmendli hâkimiyetini geniflletip ülkenin her taraf›nda
huzur ve asayifli sa¤layan ve Selçuklu topraklar›n›n bir bölümü-
nü de kendi hâkimiyeti alt›na alarak Anadolu’nun en nüfuzlu hü-
kümdar› olan Emîr Gazi’nin (Melik Gazi) ölümünden sonra
(1134) Dâniflmendli taht›na, büyük o¤lu Melik Muhammed geç-
ti. Abbasî Halifesi Müsterflid - Billâh ve Büyük Selçuklu Sultan›
Sencer’in Emîr Gazi’ye gönderdi¤i menflur, alt›n asa ve di¤er he-
diyeler Melik Muhammed’e verilerek Malatya’da hükümdar ilân
edildi. Emîr Gazi’nin Muhammed’den baflka Ya¤›basan, Ya¤an
ve Aynüddevle ad›nda üç o¤lu daha vard›. Muhammed tahta ge-
çince kardeflleri Aynüddevle ve Ya¤an isyan ettiler. Melik Mu-
hammed, hükümdarl›¤›n›n ilk y›llar›nda bir yandan kardeflleriy-
le, bir yandan da Bizans sald›r›lar›yla u¤raflmak zorunda kald›.

Tokat Niksar,
Melik Gazi Türbesi
(VGM)

116
tarih içinde ankara

Nall›han, Daniflment Köyü


‹mparator II. loannes Komnenos, Dâniflmendliler aras›ndaki (Nall›han Bel. Arflivi)
taht kavgalar›ndan faydalanarak 1135 y›l›nda Kastamonu ve
Çank›r›’y› iflgal etti. Ancak Sultan I. Mesud ile ittifak yapan Mu-
hammed, Bizans kuvvetlerinin çekilmesi üzerine bu yöreyi tekrar
topraklar›na katt›¤› gibi 1135’te isyan eden kardefli Ya¤an’› da öl-
dürdü. Aynüddevle ise Malatya’ya kaçt›.
Melik Muhammed, 6 Aral›k 1143 tarihinde Kayseri’de vefat
etti. Dindar ve hay›r sever bir hükümdar olan Melik Muhammed
Rumlar, Haçl›lar ve Ermenilerle savaflm›fl, baflta Abdülmecîd b.
‹smail el-Herevî olmak üzere çok say›da din âlimini çeflitli ülke-
lerden davet ederek Anadolu’da ‹slâmiyet’in yay›lmas› için çal›fl-
m›flt›r. Melik Muhammed’in Zünnûn, Yûnus ve ‹brahim ad›nda
üç o¤lu vard›. Bunlardan Zünnûn’u veliaht tayin etmiflti. Ancak
Sivas meliki olan kardefli Nizâmeddin Ya¤›basan, kardefli Melik
Muhammed’in kar›s›yla evlenerek Kayseri’de yönetime hâkim
oldu (1154). Zünnûn Zamant›’ya kaçmak zorunda kald›, fakat bir
müddet sonra yeniden Kayseri’ye hâkim olmay› baflard›. Daha
önce Artuklular’a ve Haçl›lar’a s›¤›nm›fl olan Emîr Gazi’nin o¤lu
Aynüddevle, Melik Muhammed’in ölümünden sonra Elbistan ve
Malatya’ya hâkim oldu. Zünnûn Kayseri’de, Ya¤›basan da Si-
vas’ta hâkimiyet kurmufltu. Böylece Dâniflmendliler Sivas, Ma-
latya ve Kayseri olmak üzere üç k›sma ayr›lm›fl oldular. Bu ise
sadece Selçuklular’a ve di¤er rakiplerine karfl› de¤il, ayn› zaman-
da kendi aralar›nda hanedan›n çöküflüyle sonuçlanacak büyük
bir mücadelenin bafllang›c›n› oluflturdu. Nitekim bu durum,
Anadolu Selçuklu Sultan› l. Mesud’un hanedan mensuplar› ara-
s›nda bafllayan taht kavgalar›na müdahale ederek hâkimiyet sa-
has›n› geniflletmesine yol açt›.

117
tarih içinde ankara

Sultan Mesud’un Zünnûn’u desteklemesi üzerine Melik Mu-


hammed’in kardeflleri Malatya Meliki Aynüddevle ile Sivas Meli-
ki Ya¤›basan, ona karfl› ittifak yapt›lar. Aynüddevle Ya¤›basan’›n
deste¤iyle Elbistan ve Ceyhan yöresini istilâ edince Sultan Me-
sud derhal Sivas’a yürüyüp flehri ele geçirdi ve küçük o¤lu fiahin
fiah’› Ankara, Çank›r› ve Kastamonu valili¤ine getirdi (1142). Bir
y›l sonra Malatya üzerine yürüdüyse de üç ayl›k kuflatmaya ra¤-
men bir sonuç elde edemedi. Bizans ‹mparatoru loannes’in
1143’te ölümünden sonra Dâniflmendli topraklar›na yeniden hü-
cuma bafllad›. 1144’te Aynüddevle’nin hâkimiyeti alt›ndaki El-
bistan ve Ceyhan’› zaptederek o¤lu K›l›çarslan’› bu yöreye melik
tayin etti. Daha sonra tekrar Malatya’y› muhasara etti, fakat Bi-
zans’›n yeni imparatoru Manuel Komnenos’un Anadolu’da iler-
lemekte oldu¤unu duyunca kuflatmay› kald›rd›. Sultan Me-
sud’un geniflleme siyaseti, Ya¤›basan ile Aynüddevle’yi endifle-
lendirdi ve Bizans imparatorundan yard›m istemeye mecbur et-
ti. Bunun üzerine Manuel Konya’y› kuflatt›ysa da sonuç alama-
dan ayr›ld›.
Sultan I. Mesud’un ölümü üzerine yerine o¤lu II. K›l›çarslan
geçti. Mesud’un Dâniflmendli hanedan›na mensup iki damad›n-
dan Ya¤›basan’a Amasya, Ankara ve Kapadokya, Zünnûn’a ise
büyük ve zengin Kayseri ile Sivas flehirleri verildi. Fakat kardefl-
leri tahtta hak iddia ederek ayakland›lar. Bunu f›rsat bilen Sivas
Dâniflmendli Hükümdar› Ya¤›basan, fiahin fiah, ye¤enleri Zün-
nûn ve ‹brahim ile Malatya Emîri Zülkarneyn’in deste¤ini sa¤la-
yarak büyük bir orduyla Kayseri’ye hareket etti. K›l›çarslan da
onun üzerine yürüdü. ‹ki taraf tam savafla girmek üzereyken
âlimler araya girip müslüman kan› dökülmesine engel oldular ve
her iki taraf da ülkesine döndü. Fakat Ya¤›basan bir müddet
sonra Zengîler’den Nûreddin Mahmud’un teflvikiyle Elbistan’a
girince II. K›l›carslan süratle harekete geçti. Ya¤›basan 70.000 ki-
fliyi Ceyhan d›fl›ndaki bölgelere sürerek K›l›çarslan’›n karfl›s›na
ç›kt›. Yine din adamlar› araya girip savafla engel oldular ve iki ta-
raf aras›nda bir antlaflma imzaland› (Ekim 1155).
Ancak Ya¤›basan. II. K›l›çarslan’a karfl› yeni bir ittifak kuran
Bizans imparatoru Manuel’e 1157’de ele geçirdi¤i Bafra ve Ün-
ye’yi iade edip Sultan I. Mesud’un damad› Dâniflmendli Zünnûn
ve Zülkarneyn’in de yer ald›¤› ittifaka girdi. Bu arada ittifaka da-
hil Malatya Meliki Zülkarneyn (1160) veya baflka bir rivayete gö-
re (1162) y›l›nda ölmüfl ve yerine o¤lu Nâs›rüddin Muhammed
geçmiflti. Ya¤›basan ise K›l›çarslan ile nikâhlar› k›y›lan ve zengin
çeyizleriyle birlikte Erzurum’dan Konya’ya gönderilen Erzurum
Selçuklu Hükümdar› ‹zzeddin Saltuk Bey’în k›z›n› ele geçirip Kay-
seri meliki olan ye¤eni Zünnûn ile evlendirmiflti. Bu a¤›r hakaret
karfl›s›nda II. K›l›çarslan, Ya¤›basan üzerine yürüdüyse de Bizans
kuvvetleri taraf›ndan desteklenen Dâniflmendli ordusu önünde
ma¤lûp oldu (1162). Daha sonra Artuklular’dan Kara Arslan,

118
tarih içinde ankara

Necmeddin Alp›, Erzen ve Bitlis Emiri Fahreddin Devletflah ile


birlikte yeniden harekete geçip Sivas üzerine yürüdü ve flehri
zaptetti (1163). Ya¤›basan, yard›m sa¤lamak için damad› Çank›-
r› Selçuklu Meliki fiahin fiah’›n yan›na gitti ve 4 A¤ustos 1164 ta-
rihinde orada öldü.188

Akkale kuzey suru (1998, A.E.)

Akkale bat› suru (2005, A.E.)

119
tarih içinde ankara

ANADOLU
SELÇUKLULARI
Kutalm›flo¤lu Süleyman fiah’›n ‹znik baflkentli kurmufl oldu-
¤u Anadolu Selçuklu Devleti’nin ilk y›llar›nda, Ankara ve civar›n-
da hangi Türkmen beyinin hakimiyet sa¤lad›¤› kesin olarak bilin-
memektedir. Anadolu Selçuklu hakimiyetinde olan Ankara, 1101
y›l›n›n Haziran ay›nda yap›lan I. Haçl› seferinde, Raimond de To-
ulouse taraf›ndan iflgal edilir. Kalede bulunan ikiyüz kiflilik aske-
ri birli¤in savunmas›n›n karfl›s›nda flehri teslim al›r. Bu durum,
flehirde yerleflik Müslüman Türk nüfusun olmad›¤›n› gösterir. Bi-
zans, çok k›sa bir süre Ankara’da hakimiyet kurar. fiehrin çevre-
sine yerleflmeye bafllayan O¤uz Türkmen beyleri sayesinde I. K›-
l›ç Arslan’›n o¤lu Melik Arap, Kastamonu ve Ankara civar›na ye-
niden hakim olur. I. K›l›ç Arslan’›n Selçuk hanedan› ile mücade-
Konya Alaaddin Camii
mihrab› (2005, A.E.)
leye giriflmesi ve 14 Haziran 1107’de Hapur suyunu geçerken ne-
hirde bo¤ulmas› üzerine, o¤ullar› Mesud (II. ‹zzeddin Mesud),
fiahin fiah, Melik Arap ve Tu¤rul Arslan ayr› ayr› taht mücadele-
sine bafllarlar. Bu durum Daniflmendli Emir Gazi’nin ve Bi-
zans’›n ifline yarar. 1110 y›l›nda Konya taht›na fiahin fiah geçer.
Alt› y›l kadar bir hakimiyetten sonra kardefli Mesud’un adamlar›
taraf›ndan pusuya düflürülerek genç yaflta flamani usulüne göre
bo¤ularak öldürülür.
Sultan Mesud, 1116 da tahta ç›kar. Melik Arap ise Kastamonu
ve Ankara civar›n›n hakimiyetini elinde tutmaktad›r. Kardefli Me-
sud’un Malatya hakimi Tu¤rul Arslan’›n elinde bulunan baba ili
Malatya’y›, Daniflmendli olan kay›npederi Emir Gazi’ye vermesi
üzerine Melik Arap, otuzbin kiflilik bir ordu ile Mesud’un üzerine
yürür ve onu yener. Bunun üzerine Mesud yard›m almak için Bi-
Konya Sultanlar Türbesi
zans ‹mparatoru Yuannis Komneos’a gider. ‹mparator, bir ordu ile
(2005, A.E.) Kastamonu üzerine yürür, flehri ya¤malayarak ‹stanbul’a geri dö-
ner. Sultan Mesud, ‹mparatorun yan›ndan dönünce Ankara haki-
mi kardefli Melik Arap’›n üzerine, kay›npederi Emir Gazi ile birle-
flerek yürür. Durumu ö¤renen Melik Arap, flehirde savunma yap-
may›p, Ermeni prensi Thoros’a s›¤›n›r. Daha sonra Melik Arap,
Türk ve Ermenilerden oluflturdu¤u bir ordu ile Emir Gazi’nin o¤lu
Muhammed’i pusuya düflürür ve esir al›r. Bu dönemde Ankara
kardefller aras›ndaki mücadelelerde devaml› el de¤ifltirir.
Anadolu Selçuk Sultan› Mesud, kay›npederi Daniflmendli Emir
Gazi ile birlikte Ankara flehrini kardefli Melik Arap’tan 1127’de geri
al›r ve Ankara’da Emir Gazi, hakimiyet kurar. Emir Gazi Anadolu’da
Türkmen beyleri aras›nda lider konumuna geçer, Bizans ve Haçl›-

120
tarih içinde ankara

Akköprü, (1998, A.E.)


lara karfl› kazand›¤› zaferler sonucu Ba¤dat halifesi ve Selçuk Sul-
tan› Sancar’dan “Melik” ünvan›n› al›r. Emir Gazi’nin 1134’te ölü-
münden sonra o¤ullar› Melik Muhammed, Yag›basan, Ya¤an, Ay-
nuddevle ve damad› Anadolu Selçuk Sultan› Mesud aras›nda mi-
ras kavgas› bafllar. Melik Muhammed devrinde de Ankara, Danifl-
mendli hakimiyetinde kal›r. Sultan Mesud, kay›nbiraderlerine kar-
fl› Bizans’la anlafl›r ve Bizans ‹mparatoru Yuannis, bir ordu ile
Çank›r› üzerine yürür. Bu arada Melik Muhammed enifltesi Me-
sud ile Bizans’a karfl› iflbirli¤i yapar. Bizans, bir y›l sonra Çank›r›
civar›n› teslim al›r. Daniflmendlilerin ve Mesud’un hakimiyet mü-
cadeleleri Ankara flehrine Müslüman nüfusun yerleflmesini en-
geller. Melik Muhammedin vefat› ile kardefller aras›nda mücade-
leler bafllar. Daniflmendli Melik Muhammed’in o¤ullar› olan Zün-
nun ve Ya¤›basan’› Sultan Mesud, k›zlar›yla evlendirerek akraba-
l›k kurdu ve onlar› hakimiyeti alt›na ald›. Daniflmendli hanedan
mensuplar› aras›nda bafllayan taht kavgalar›ndan istifade eden
Sultan Mesud, 1142’de Ankara, Çank›r›, Kastamonu, Kayseri ve
Malatya yörelerini Daniflmendliler’den ald› ve ilk üç flehrin idare-
sini küçük o¤lu fiahinflah’a b›rakt›. Sultan Mesud’un ölümünden
sonra Ankara, bu sefer de Mesud’un o¤ullar› aras›ndaki mücade-
lelere sahne oldu. fiahinflah, II. K›l›ç Arslan ve Dolat, hakimiyet
mücadelesine bafllad›. II. K›l›çarslan kardeflini 1164’de ma¤lüp
ederek Ankara ve Çank›r›’y› topraklar›na katt›. K›l›çarslan’›n Bi-
zans, Daniflmedli ve kardefllerine karfl› mücadelesi oldukça bafla-
r›l› geçti ve O¤uz Türkmen boylar›, Anadolu’ya yo¤un gruplar ha-
linde geldi. Özellikle bu dönemde göçer Türkmen Beyleri, Anka-
ra ve civar›nda yurt tutmaya bafllad›. fiehir merkezine Müslüman

121
tarih içinde ankara

122
tarih içinde ankara

1900’lü y›llarda Ankara Kalesi’nden Samanpazar›, Hamamönü,


Hacettepe, Seyranba¤lar› ve Esetba¤lar›’n›n görünüflü (A.Y.)

123
tarih içinde ankara

Kad›lar (K›rklar) Kabristan› (2000, A.E.)

124
tarih içinde ankara

Kad›lar (K›rklar) Kabristan› (2000, A.E.)

nüfus yerleflti. Öyleki, bu dönemin Ankara metropoliti 1173’de


flehirde çok az hristiyan kald›¤›n› ve bu yüzden geçim s›k›nt›s›
çekti¤ini söyleyerek ‹stanbul Sinodu’na müracaat ederek, Amas-
ra piskoposlu¤una tayinini ister.
Selçuklu Sultan› II. K›l›çarslan, Anadolu’da birli¤i tesis etmifl
ve yafl› ilerlemifltir. Türk ananesine göre hayatta iken onbir o¤lu
aras›nda Anadolu Selçuklu topraklar›n›n yönetimini paylaflt›r›r.
Ankara merkez olmak üzere Çank›r›, Kastamonu ve Eskiflehir’i
o¤lu Muhiddin Mesud’a verir ve o¤ullar› “melik” ünvan›n› al›r.
Melikler, babas› Seçuklu Sultan› II. K›l›çarslan’a tabi olup, böl-
gelerinin idaresinde ba¤›ms›zd›rlar.189 Selçuklular döneminde
yap›lan Akkale, kuzey cephe
(2006, A.E.)

125
tarih içinde ankara

HORASAN ERLER‹

Çubuk, Afla¤›emirler Köyü


Emir Dede Türbesi
(2005, A.E.)

Âfl›kpaflazâde’nin Târihinde Osmanl› Devleti’nin kuruluflu s›-


ras›nda faaliyet gösterdi¤i belirtilen dört zümreden; “abdâlân-›
Rûm”u, M. Fuad Köprülü’nün tesbitlerine göre “Horasan Erenle-
ri” oluflturmufltur.
Hamdûn el-Kassâr, Ebû Saîd-i Ebü’l-Hayr gibi büyük sûfîler
Keçiören, Ovac›k Köyü Hatit
taraf›ndan temsil edilen “Horasan Melâmetiyyesi”nin tasavvuf
(Demirli) Baba Türbesi anlay›fl›, daha sonra pek çok sûfî taraf›ndan benimsenerek de-
(2004, A.E.)

126
tarih içinde ankara

vam ettirilmifltir. Bunlar aras›nda Muhyiddin ‹bnü’l-Arabî, Evha-


düddîn-i Kirmânî, Fahreddîn-i Irâkî. Necmeddîn-i Dâye, Sadred-
din Konevî, Müeyyidüddin Cendî, Saîdüddin el-Fergânî, Afîfüd-
din et-Tilimsânî ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî gibi isimler bu-
lunmaktad›r. Kaynaklarda s›k s›k geçen “Horasan Erenleri” tabi-
ri bu melâmet anlay›fl›n› benimseyen sûfîler için kullan›lm›flt›r.
Mo¤ol istilas› ile Anadolu’ya yerleflen bu dervifller toplulu¤u
kurdu¤u zaviyelerle fetih hareketlerine manen ve maddeten des-
tek vermifllerdir.
Ankara ve civar›nda Horasan Melami meflrepli birçok zaviye-
nin varl›¤› vak›f belgelerinde zikredilmektedir.190

Alt›nda¤, Karapürçek Köyü


Baba Erenler Türbesi
(2006, A.E.)

Çubuk, Mefleli Köyü Hac›


Murad› Veli Türbesi
(2005, A.E.)

127
tarih içinde ankara

Akyurt, Do¤anoluk (Teberik) Köyü Baba Sultan Türbesi (2005, A.E.)

Polatl›, Kargal› Köyü Karg›n Baba Türbesi (2005, A.E.)

128
tarih içinde ankara

Çaml›dere, Osmansin Köyü Osman Sini Türbesi (2005, A.E.)

129
tarih içinde ankara

K›z›lcahamam, Otac› Köyü fieyh Abdurrahman Türbesi (2005, A.E.)

Elmada¤, Yeflildere Beldesi Seyyid Cemali Türbesi (2006, A.E.)

130
tarih içinde ankara

SELÇUKLU fiEHZADELER‹ (MEL‹KLER)

‹çkale’de bulunan
Selçuklu Sultan› II. K›l›çarslan, Anadolu’da tesis etti¤i “me- Selçuklu eseri
Alaaddin Camii
liklik” (yar› ba¤›ms›z eyalet sistemi) sistemi ile onbir bölgeye ay- (2005, A.E.)
r›lm›fl, idari yönden “sultan”a ba¤l›, yönetim olarak ba¤›ms›z bir
yap›ya sahip olan hükümdarlar taraf›ndan idare edilmeye bafl-
land›. Ankara merkezli eyaletin meliki olan Muhiddin Mesud,
Ankara’da hükümdarl›¤›n› kurmufl, ad›na hutbe okutmufl, para
bast›rm›fl ve flehri imar etmeye bafllam›flt›r. Bu flehzadeler e¤i-
tim görmüfl ve kültürlü flahsiyetlerdir.
Muhyiddin Mesud, Bizans’a karfl› gaza ve fetihlerini yapar-
ken, bir taraftanda sanat ve edebiyat ehlini Ankara’ya davet ede-
rek, flehrin kültür ve sosyal hayat›n› canland›r›yordu. Ankara’da
yetiflen sanatç›lar “Enguriyei” lakab›yla tan›n›yorlard›. Bedi-i En-
guriyei, Muhyevi-i Enguriye-i ve Mahmud-i Enguriye-i gibi flair-
ler yetiflmifltir. Yap›lan gazalarda da elde edilen esirler, flehre
getirilmifl ve Müslüman olmufllar, böylelikle nüfus artmaya bafl-
lam›flt›r.

131
tarih içinde ankara

Alaaddin Camii’nin Kale


duvar›na yap›lan ilk mihrab›
(2005, A.E.)

1192’de II. K›l›çarslan vefat eder. Kardefller aras›nda taht kav-


gas› bafllar. Ankara Kalesinin savunmaya elveriflli olmas›, Muh-
yiddin Mesud’un iyi bir asker ve sanat adam› olmas›, kardefller
aras›ndaki mücadeleden ziyade Bizans üzerine gazalara a¤›rl›k
vermesi sonucu flehir, bir ilim ve sanat merkezi olur. Mesud, ha-
kimiyet sahas›n› geniflletmifl, Ankara, Bolu, Kastamonu, Eskiflehir
ve Çank›r› civar›na hakim olmufltu. Muhyiddin Mesud, Ankara’da
Kale içinde yapt›rd›¤› caminin minber kitabesinde “Kahredici sul-
tan, din ve dünyan›n ihya edicisi, Rum ve Yunan beldelerinin sul-
tan› zaferin babas› K›l›ç Arslan o¤lu Mesud” ibaresini yazd›r›rken
dahi babas›n›n “Rum ve Yunan beldelerinin sultan›” ünvan›n› is-
minin bafl›na koyarak, ona olan itaatini ve sayg›s›n› belirtir.
Kardefli II. Rükneddin Süleyman fiah’›n sultanl›¤›n› ilan et-
mesi ile Ankara’da Mesud’un huzuru bozulur. Bir ordu ile Anka-
ra’ya gelen Süleyman fiah, Ankara Kalesini üç sene muhasara al-

132
tarih içinde ankara

Alaaddin Camii
ahflap minberi kitabesi
(2005, A.E.)

t›nda tutar. Bu süre zarf›nda flehirde erzak ve muhimmat s›k›nt›-


s› bafl gösterir. Mesud, flehir halk›n›n bu s›k›nt›y› çekmemesi için
kardefli Süleyman’la müzakereye oturur. Müzakere neticesinde
Muhyiddin Mesud, hakimiyeti alt›nda bulunan vilayetleri karde-
fline devredecek ve kardeflide onu, Bizansa yak›n bir bölgeye, iki
o¤lu ile birlikte gönderecekti. Anlaflma hükümleri uyguland› ve
Kale teslim edildi. Mesud’un ak›beti hakk›nda ise görüfller ol-
dukça farkl›d›r. Ankara, Muhyiddin Mesud’un yönetimi sayesin-
de ticari yöndende geliflmiflti. Çevre köylere Türkmen afliretleri
yerleflmeye bafllam›fl ve yeni yerleflim yerleri kurarak flenlendir-
meye, tar›ma, ziraate ve hayvanc›l›¤a bafllam›fllard›r.
Rükneddin Süleyman fiah, yapt›¤› mücadelerle “melik”lik ün-
van›n› kald›rarak Anadolu Selçuklu birli¤ini sa¤layarak, flehzade-
lik müessesesini tamamen kald›rd›.191
I. ‹zzeddin Keykavus, 1211’de Selçuklu taht›na geçince, kar-
defli Alaeddin Keykubad onu tan›may›p isyan etti ve daha sonra
Ankara Kalesi’ne kapanarak müdafaaya çekildi. Sultan, devlet ifl- Konya, ‹nce Minareli
lerini yoluna koyduktan sonra Ankara’y› muhasaraya bafllad›. Medrese (2005, A.E.)
Sultan ‹zzeddin Keykavus kaleyi ele geçirmeye kararl› oldu¤u
için surlar›n d›fl›nda evler, barakalar, kendisi için bir saray ve
medrese yapt›rd›. Uzun süren kuflatma sonunda Alaeddin Key-
kubad, 1212’de kendisine ve flehir halk›na bir zarar verilmeyece-
¤ine dair teminat ald›ktan sonra teslim oldu.
1243’de Köseda¤ yenilgisinden sonra Mo¤ol takibinden ka-
çan II. G›yaseddin Keyhusrev, Tokat’taki hazinelerini alarak An-
kara Kalesi’ne s›¤›nd›. II. ‹zzeddin Keykavus, flehrin surlar›n› ta-
mir ettirdi, III. G›yaseddin Keyhusrev döneminde Ankara, k›sa
bir süre Selçuklu taht›nda hak iddia eden Alaeddin Siyavufl
(Cimri) ile Karamanl›lar’›n eline geçti.192

133
tarih içinde ankara

SELÇUKLU ESERLER‹
Günümüze ulaflan veya çeflitli nedenlerle ulaflamayan, ancak
Selçuklu dönemine ait oldu¤u bilinen eserler, günümüze ulafl›p
ulaflmad›¤›na bak›lmaks›z›n afla¤›da verilmifltir:

BAKLACI BABA (KAVAKLI) CAM‹‹

Hay›rl› Sokakta yer alan Cami,


y›k›ld›¤›ndan günümüze ulaflma-
m›flt›r. ‹çi ahflap tavanl› olup, ge-
nifl saçakl› bir son cemaat yeri
vard›. Bu caminin alç› mihrab› ti-
pik Ankara mihraplar›n›n bir tem-
silcisi idi.193
Caminin önemi, halen Etnog-
rafya Müzesinde bulunan, bina-
n›n yap›m y›l› da yaz›l› olan ah-
flap d›fl kap›s›ndan gelmektedir.
Oyma tekni¤i ile yap›lm›fl bir fla-
heser olan kap› kanatlar›nda d›fl-
ta, üste kemer teflkil eden rûmili
bir silme dolaflmaktad›r. Keme-
rin içinde caminin infla kitabesi
ve ortadaki dikdörtgen alan orta-
lar› rûmili geometrik geçmelerle
süslüdür.194

Ankara Etnografya
Müzesi’nde bulunan Baklac›
Baba Camii
ahflap kap› kanatlar›
(2005, A.E.)

134
tarih içinde ankara

Kap› kitabesinin Türkçe’si:


Bu mescidin imar›n› Çoban o¤lu Yakub, 697 / 1298 y›l›nda emretti.195
Caminin son cemaat yerindeki “Ya Hazret-i Pir Sultan fiaban-›
Veli el-Halveti kaddese s›rruhû-Ya Hazreti Pir-i Sânî Mehmet Nasuh” ya-
z›s›, Halveti Tekkesi olarak kullan›ld›¤›n› gösterir.
Baklac› Baba (Kavakl›) Camii, Çoban o¤lu Yakub taraf›ndan
1298 y›l›nda yapt›r›lm›flt›r. Yap›, bilinen en eski Ankara camisi-
dir. Yakub Bey ise Candaro¤ullar›’ndand›r.196
Kadro d›fl› b›rak›lan cami, bir müddet Vak›flar Genel Müdür-
lü¤ünün deposu olarak kullan›ld›ktan sonra y›k›lm›flt›r.197

ALÂADD‹N
(SULTAN, KALE) CAM‹‹
‹çkalenin Zindan kap› yan›nda, kale duva-
r›na bitiflik olarak, kale duvar› mihrap duvar›
olarak kullan›larak yap›lan caminin asl›, Sel-
çuklu devrine aittir. Mevcut cami oldukça de-
¤iflikli¤e u¤ram›flt›r.
Caminin di¤er duvarlar› subasman sevi-
yesine kadar moloz tafl, üstü kerpiç olarak Alaaddin Camii kuzey cephe
yap›lm›flt›r. Camide ve çevresinde bolca dev- (1998, A.E.)
flirme malzeme görülmektedir. Duvarlar be-
yaz s›val›d›r. Genifl saçakl› çat›s› alaturka ki-
remit kapl›d›r.
Genifl bir alan› kaplayan, boyuna dikdört-
gen planl› caminin kuzeyindeki son cemaat
yeri, do¤u tarafta ana binadan iki sütunla ya-
na do¤ru geniflletilmesine karfl›l›k bat› taraf›
da bir duvarla kapat›larak oda haline getiril-
mifltir. Sekiz sütunla d›fla aç›lan son cemaat
yerinin üstüne kad›nlar mahfeli uzanmakta-
d›r.
Üç taraftan pencerelerle ayd›nlanan ca-
minin güney taraf›n›n alt› sur duvar› oldu-
¤undan, sadece üste küçük pencereler aç›l-
m›flt›r. Caminin minaresi kuzeybat› köflede
camiden ayr›, kare planl›, kesme tafl bir kai-
de üzerinde yükselmektedir. Tu¤la gövdenin
alt›nda ve üstünde birer tafl bilezik dolafl-
maktad›r. Tafl korkuluklu flerefeye kirpi sa-
çaklarla geçilir. Pete¤in üstü kurflun külâhl›-
d›r.
135
tarih içinde ankara

Alaaddin Camii’nin 1198 y›l›nda yap›lan ahflap minberi (2005, A.E.)

136
tarih içinde ankara

Caminin harimi sadedir. Kuzeydeki ahflap mahfel son cema-


at yerine do¤ru geniflletilmifltir. Sade olan ahflap tavandaki alt›-
gen göbek ve ahflap pencere çerçeveleri, onar›mlar s›ras›nda bo-
yanm›flt›r.
Pencerelerin ahflap kanatlar›ndan biri Etnografya Müzesi’nde
korunmaktad›r. Osmanl› Devrinden olan kanat oyma tekni¤i ile
yap›lm›fl motiflerle süslüdür.198 Alaaddin Camii do¤u cephesi
Barok karakterli mihrap, yar›m daire planl› nifle sahiptir. ‹ki (2005, A.E.)
yan›nda ikifler sütunce, üstünde bir yaz› panosu vard›r.
Camideki ceviz minber, çakma kündekâri tekni¤i ile yap›lm›fl
olup baz› elemanlar› oyma tekni¤indedir. Kaide ve külâh k›sm›
yenilenen minberi orta büyüklüktedir. Minberin yan aynal›¤›na
çeflitli çokgen ve y›ld›z biçimli, üstleri kabartma olarak rûmî mo-
tifleriyle süslenmifl parçalar, ç›talarla çak›lm›flt›r. Ayn› flekilde
köflk k›sm›n›n alt›nda aralar› dört kollu y›ld›zlarla dolu çokgen
parçalar görülür. Korkuluk flebekeleri, y›ld›z ve çokgenlerle dol-
durulmufltur. fiebekelerin çerçeveleri geçmelerle süslüdür. Min-
berin dilimli kemerli kap›s›n›n aynal›¤›nda yap›m kitabesi, sol
korkulukta usta kitabesi ifllenmifltir. Kap› kemerinin iki yan›nda-
ki bofllu¤a ince rûmîli helezonlar oluflturan hatlar ifllenmifl, or-
talar›na da birer madalyon yerlefltirilmifltir. Kap› kanatlar› çak-
ma kündekâri tekni¤indedir. Kap› binisinde bal›k pulu motifi gö-
rülür. Alaaddin Camii kuzeybat›
cephesi (1998, A.E.)

Kale surlar›ndan Alaaddin Camii (1998, A.E.)

137
tarih içinde ankara

Arapça minber kitabesinin Türkçe’si:


Kahredici sultan, din ve dünyan›n ihya edicisi, Rum ve Yunan beldeleri-
nin sultan›, zaferin babas› K›l›ç Arslan o¤lu Mesud 594 senesi Safer ay›nda
Usta kitabesinin Türkçe’si:
Marangoz Ebubekir o¤lu ‹brahim Rûmî yapt›.
Girifl kap›s› üstünde sivri kemerli iki niflin içinde caminin
onar›m kitabeleri yer al›r.
Bunlardan sa¤daki kitabenin Türkçe’si:
fierife Sünbül Hatun, Mehmed Han’›n o¤lu Murad Han zaman›nda
837 tarihinde, Allah’›n ma¤firetini dileyerek bu mübarek mescidi tamir et-
tirdi.
Soldaki ikinci kitabenin Türkçesi:
Bu mübarek camiyi Yüce Mevlâ, büyük sultan Orhan’›n -Allah mül-
künü ebedi k›ls›n- valilerinden (toplulu¤undan) Lülü Pafla-Allah mülkünü
ebedi k›ls›n- 763 y›l›nda tamir ettirdi.199
Cami, minber kitabesine göre Selçuklu Sultan› Mesud tara-
f›ndan 594/1198 y›l›nda yapt›r›lm›flt›r. Minberinin ustas›, Maran-
goz Ebubekir o¤lu ‹brahim Rûmî’dir.200
Daha sonra harap olan cami, 763 /1361 y›l›nda Osmanl›
Sultan› Orhan’›n valisi Lülü Pafla taraf›ndan onar›lm›flt›r. II.
Murad zaman›nda 837/1433 y›l›nda fierife Sünbül Hatun tara-
Alaaddin Camii onar›m f›ndan onar›ld›¤›n› di¤er kitabeden ö¤reniyoruz.201 Muhteme-
kitabeleri (2005, A.E.)

138
tarih içinde ankara

Alaaddin Camii ve
len bu onar›mlar›n birinde veya daha sonra cami flimdiki yeri- kale surlar› (2005,A.E.)
ne yap›lm›flt›r. Tarihi yönü ve ahflap minberi ile önem kazanan
bir yap›d›r.
Vak›flar Genel Müdürlü¤ü’nce 1956-1960 aras›nda ve 1984 y›-
l›nda yap›lan onar›mda, cami, çevresini saran eklentilerden te-
mizlenerek, mezbelelikten kurtar›lm›fl, ilk yap›l›fl›na ait ortaya ç›- Alaaddin Camii infla kitabesi
(2005, A.E.)

139
tarih içinde ankara

Alaaddin Camii içi (2005, A.E.) Alaaddin Camii minber ve mihrab› (2005, A.E.)

Alaaddin Camii pencere kalem iflleri (2005, A.E.) Alaaddin Camii minberden detay (2005, A.E.)

140
tarih içinde ankara

kar›lan mihrab›, caminin do¤usunda görülmektedir.202 Dikdört-


gen planl› mihrap niflinin üstünün mukarnas kavsaral›, içinde
daha küçük bir mihrabiye ve zar bafll›kl› köfle sütunceleri oldu¤u
görülmektedir. Selçuklu devrine ait bu mihrap, Ankara’daki en
eski mihrapt›r.

SARAÇ S‹NAN MESC‹D‹ VE


MEDRESES‹
Bozk›r Mahallesi, Berber Sokakta bir kayan›n üzerine oturtul-
mufl, birbirine yaslanm›fl, medrese ile mescid ve türbe yap›s›n-
dan oluflan küçük bir külliyedir. Medrese k›sm›, asl› tamamen
de¤iflerek bir harabe olarak gelmifl, mescid-türbe k›sm› ise nis-
peten ilk fleklini korumufltur.
Dikdörtgen birer alan› kaplayan mescid-türbe ve medrese,
d›fltan bir çat› ile örtülüdür. Yap›m›nda baz›lar› devflirme iri blok
ve moloz tafllar kullan›lan, dikdörtgen planl› mescid-türbe yap›-
s›n›n aç›ktaki güney ve do¤u duvarlar›nda devflirme blok tafllar
üstünde ahflap hat›llar görülmektedir.
Ortadaki küçük bir eyvan fleklinde beflik tonoz örtülü bir ara
mekan›n kuzeyinde, beflik tonozla örtülü türbe k›sm›, güneyinde
ise kubbe ile örtülü mescid k›sm› vard›r.
Mescid ve türbe aras›nda yer alan beflik tonozlu eyvan, son
Saraç Sinan Mescidi
cemaat yeri gibidir. Sonradan ahflap do¤ramal› camekan ile önü güneybat› cephesi
kapat›lan eyvanda, derin olmayan niflli, üstü mukarnasl› bir mih- (1998, A.E.)

141
tarih içinde ankara

rabiye yer al›r. Mihrabiyenin sa¤›ndaki köfleden dikdörtgen aç›k-


l›kl› bir kap› ile mescide girilir. Do¤udan dikdörtgen bir pencere
ile ayd›nlanan harimin, Türk üçgeni geçiflli kubbesinde herhan-
gi bir süsleme yoktur. Düz yuvarlak nifl fleklindeki alç› mihrab›n
alt k›sm› sadedir.
Son cemaat yerinin kuzey do¤u köflesinden küçük bir kap›yla
türbeye girilmektedir. Dikdörtgen planl› türbenin, do¤uya bakan
bir penceresi vard›r. ‹çeride bulunan sekiz adet mezar›n üzerin-
deki sandukalar, beton s›val›d›r. Bunlar›n bafllar›nda dikili tafl-
larda 764 / 1362-3de ölen Süleyman bin Aslan, 711 / 1311-2 de
ölen Sinanüddin Yusuf ibn el Hasan isimleri okunmaktad›r.
Vakfiye Arflivinde “Hac› Sinanüddin Yusuf’un 20 Safer 687/ 24
fiubat 1288 tarihli medrese vakf›” fleklinde kay›tl› vakfiyede203,
“Ankara’da yeniden infla eyledi¤im mescid ve bitifli¤indeki med-
rese” fleklindeki kayda göre Saraç Sinan Medresesinin de kagir
olan mescid ve türbe k›sm› ile bütünleflmifl olmal›d›r.

Saraç Sinan Mescidi mihrab›


(2005, A.K.)

Saraç Sinan Mescidi


bat› cephesi (1998. A.E.)

142
tarih içinde ankara

Saraç Sinan Türbesi’nde


bulunan mezarlar
(2005, A.K.)

Mescidin do¤u cephesinde bulunan 687 / 1288 tarihli kitabe-


ye göre, 1288 y›l›nda, Hasan o¤lu Yusuf taraf›ndan medrese ilk
defa, mescid ise ikinci defa yapt›r›lm›flt›r
Kendisi 711 / 1311 y›l›nda vefat edince, yapt›rd›¤› türbeye
defnedilmifltir.
‹badete aç›k durumdaki mescid, onar›ma muhtaçt›r.
Mescidinin bat›s›na bitiflik medresenin isminden baflka bir
yönü kalmam›flt›r. Zamanla harap olarak de¤iflikli¤e u¤rayan
medrese, halen boyuna dikdörtgen planl› salafl bir yap›d›r. Bir
hol kenar›na dizilmifl, bir birine bitiflik befl odal›, kerpiç dolgulu
ahflap karkas, çat›l› bir yap› fleklindeki medrese, daha çok bir
mahalle mektebi ölçülerine uymaktad›r.

KIZILBEY CAM‹‹,
MEDRESE VE TÜRBES‹
Ulus’ta Ziraat Bankas› Genel Müdürlük Binas›’n›n yerinde
iken y›k›lm›fl, Selçuklu devrine ait küçük bir külliye idi. Caminin
bir bölümü medrese olup, yan›nda türbesi vard›. Buras›n›n va-
k›flardan sat›fl ifllemi 1931 y›l›nda yap›lm›fl, yap›lar ise daha ön-
ceden y›k›lm›flt›r.
Y›k›lmadan önce çekilen resimlerine göre cami –medrese mi-
naresiz, sade görünüfllü, boyuna dikdörtgen planl›, moloz tafl ör-
gülü duvarl›, sivri bir çat› ile örtülü bir yap› idi. Yap›n›n kuzeyin-
de yap›ya göre biraz dar, yanlar› kapal›, iri sütunlar›n tafl›d›¤› üç
adet kemerle kuzeye aç›lan bir son cemaat yeri vard›. Cami-med-

143
tarih içinde ankara

1920’li y›llarda K›z›lbey


Camii ve Türbesi (A.Y.) resenin, üzeri sivri çat›l›, fazla penceresi olmayan, kagir bir yap›
oldu¤u eski foto¤raflardan anlafl›lmaktad›r. 204
Caminin 1594 y›l›nda depremden harap oldu¤una dair kay›t-
lar vard›r.205 Yine 8 May›s 1600 tarihinde depremden harap olan
K›z›lbey Cami ve medresesinin do¤u taraftaki kubbesinin onar›-
m› gerekti¤i kay›tl›d›r.206 Bu kay›tlardan cami ve medresenin ay-
n› yap› oldu¤u, medresenin bir k›sm›n›n cami olarak kullan›ld›-
¤›n› anlamak mümkündür.
Y›k›lmadan önce harap olan caminin, ahflap kap›s› ve cevizden
yap›lm›fl minber parçalar›, önce ‹stanbul Müzesi’ne götürülmüfl.
1900’lü y›llarda Ankara’da Etnografya Müzesi kurulunca Ankara’ya getirilmifltir.207
K›z›lbey Camii ve civar› Minberdeki kitabeden, K›z›lbey’in yapt›rd›¤› caminin harap oldu-
(VEKAM)

144
tarih içinde ankara

K›z›lbey Camii’nde bulunan


¤unu, Germiyano¤lu beyli¤i kurucusu Aliflir o¤lu Yakub’un 699 ve Ankara Etnografya
/1300 y›l›nda tamir ettirdi¤ini ve yeni bir minber yapt›rd›¤›n› ö¤re- Müzesi’nde sergilenen
niyoruz. Bu minberin ustas›, Ahi fierafeddin Camiinin minberini Selçuk taht›
(2005, A.E.)
de yapan Ebubekir o¤lu Mehmed’dir.208
Caminin ahflap kap› kanatlar› yek pare olmay›p, uzun tahta
parçalar›ndan oluflmaktad›r. Ahflaba oyma olarak ifllenmifl on iki
pano ile süslenmifltir. Çerçevelerinde birbirine geçmifl spiraller,
panolarda de¤iflik rûmî motifleri görülmektedir.209
Sadece baz› parçalar› kalm›fl olan K›z›lbey Caminin ahflap
minberi, Ahi fierafeddin Camii minberi ile benzerlik gösterir.
Köflk k›sm›n›n yan panolar› farkl›d›r.210
Arapça yaz›lm›fl minber kitabesinin Türkçesi:
Bu mübarek minberin onar›lmas›, yenilenmesi, büyük sultan din ve
dünyan›n yükse¤i, fetih babas›, memleketler zapteden, Feramürz o¤lu Key-
kubat -Allah Sultanl›¤›n› sürekli k›ls›n- zaman›nda büyük ve ulu bey Ali-
flir o¤lu Yakup -Allah onun parlakl›¤›n› ve kudretini tecdit eylesin- taraf›n-
dan 699 y›l› aylar›nda yapt›r›ld›.
Usta kitabesi:
Bu minberi Ebubekir o¤lu Neccar Mehmet yapt›. (Bu esere) bakanlara
hak rahmet eylesin. Dua onu yapan içindir.211
K›z›lbey Külliyesinden Topkap› Saray›’na, oradan da Etnog-
rafya Müzesine getirilen ahflap parçalar aras›nda bir de cevizden
yap›lm›fl bir taht vard›r.
Bu eser, 125 x 221 x 156 cm ölçülerinde olup, külliyenin med-
rese k›sm›na ait olabilir. Korkuluklar›na yuvarlak sat›hl› derin
oyma tekni¤inden rûmîler ifllenmifltir.212 Yan k›s›mlar›n içinde

145
tarih içinde ankara

bir kitabe kufla¤› dolaflmaktad›r. Selçuklu ahflap sanat›nda en-


der görülen ve günümüze gelen böyle bir taht’›n cami veya med-
resede bulunuflu da ilginç bir durumdur.
Ahflap tahttaki kitabenin mevcut k›sm›:
el muazzam flehin flah ül azam mülkü ....... ebu’I-feth Keyhüsrev bin K›-
l›çaslan nas›r› emir ül mü’minin fleklinde okunmufltur.213
Caminin do¤usunda ayr› bir yap› olarak yer alan türbenin ka-
re planl›, kubbeli, oldukça büyük kagir bir yap› oldu¤u görülmek-
tedir. Resimlere göre kuzey cephenin ortas›nda, üstü sa¤›r ke-
merli bir penceresi, bat› cephede camiye bakan, kemerli yüksek
bir nifl içinde bas›k kemerli kap›s› vard›. Köflelerde bulunan
tromplarla sekizgen bir kasnak oluflturularak geçilen kubbe kur-
flun kapl› idi. Yap›n›n üst k›s›mlar›nda görülen malzeme farkl›l›-
¤›, yap›lan onar›mlar› göstermektedir.214
Selçuklu Sultan› ‹zzettin Keykavus’un beylerbeyi K›z›lbey’e ait
türbe; kare planl›, kubbeli, kagir bir yap› idi. Türbeyi elimizdeki
baz› eski resimlere göre tarif etmek mümkündür. Caminin do¤u-
sunda yer alan türbe, kare planl›, kubbeli, büyük kagir bir yap›d›r.
Türbenin yap›m›nda moloz ve kesme tafl kullan›lm›flt›r. Kap›s›
bat› cephede yer ald›¤›, kap›n›n yüksek sivri kemerli bir nifl için-
de bas›k kemerli bir aç›kl›k oldu¤u, kuzeyinde bir, bat›s›nda iki
adet pencere oldu¤u görünmektedir. Pencereler dikdörtgen aç›k-
l›klar olup, üstünde sa¤›r, sivri kemerler bulunmaktad›r. Türbenin
kubbesine tromplarla geçildi¤i, d›fltaki sekizgen kasnaktan anla-
fl›lmaktad›r. Kubbe kurflunla kapl› idi. Elimizde kitabe ve vakfiye
gibi bu yap›lar›n yap›m tarihini ayd›nlatacak bir belge olmamak-
la birlikte, tarihi bilgiler ›fl›¤›nda XIII. Yüzy›l ortalar›nda yap›ld›k-
lar›n› söylemek yanl›fl olmayacakt›r.

AH‹ fiERAFEDD‹N
(ASLANHANE) CAM‹‹

Ankara Kalesi’nin güneyinde, Atpazar› semtinde yer alan, boyu-


na dikdörtgen planl›, kagir yap› “Aslanhane Camisi” olarak da bilin-
mektedir. Yap›n›n üstü, bak›r kapl› bir çat› ile örtülüdür. Caminin du-
varlar› s›ral› moloz tafl ve horasan harc› kullan›larak örülmüfl, baz›
yerlerinde devflirme malzeme, az miktarda da tu¤la kullan›lm›flt›r.
Kuzey ve güney cephelerde k›ymetli devflirme tafllar görülmektedir.
D›fltan sade görünümlü caminin üç cephesi, taç kap›larla hareket-
lendirilmifltir. Taç kap›lar› hariç cami, d›fltan sade görünümlü bir ya-
p›d›r. Caminin güneyi çok yüksek, kuzeyi oldukça bas›kt›r.
Taç kap›n›n solundaki kare kaideli, tu¤ladan kal›n bir gövde-
si olan minare, caminin önemli bir elemand›r. Devflirme tafllar›n
kullan›ld›¤› minare kaidesinde, önce üçgenlerle sekizgene, ora-

146
tarih içinde ankara

Aslanhane Camii güneybat›


cephe (1998, A.E.)
dan da silindirik gövdeye geçilmifltir. Tu¤la pabucun her cephe-
si, dikdörtgen bir nifl içinde, sivri kemerli sa¤›r birer niflle hare-
ketlendirilmifltir. Her cephedeki panolarda ve gövdedeki s›rl›
tu¤la süslemeler, ço¤unlukla dökülmüfltür. Sekizgen flerefeli mi-
nare, silindirik petekli ve sivri külahl›d›r.
Kuzey cephede, minarenin dibindeki mermer taç kap›, cami-
nin mahfeline aç›l›r. Merkezden biraz sola kayd›r›lan taç kap›, d›-
fla taflk›nd›r. Merdivenle ç›k›lan, önde yekpare devflirme tafl kaide- Aslanhane Camii kuzeybat›
ler üzerine oturan taç kap›, caminin çat›s›n› aflmaktad›r. Genifl ve cephe (1998, A.E.)
yüksek kap› niflinin üstü, zengin mukarnasl› bir kavsara ile bitmek-
tedir. Niflin iki yan›nda birer mihrabiye vard›r. Köfleleri zar bafll›k-
l› sütuncelerle s›n›rlanan niflin çevresini,, sade silmeler dolafl›r.
Bas›k kemerli kap›n›n ahflap kanatlar›, sadedir. Arazideki meyil se-
bebi ile caminin üç kap›s› da ayr› seviyelerde bulunmaktad›r.
Bat›daki taç kap›n›n üstü tu¤la, alt› moloz taflt›r. Sivri kemer-
li niflin kemer aynas›ndaki üçgen alç› panodaki çokgenlerin içini
dolduran çini parçalar› dökülmüfltür. Bas›k tu¤la kemer, tek par-
ça söveye oturur. Kap› kemerinin sa¤›nda mezar tafl› olmas› ge-
reken bir taflta “Allahümma¤fir’il-emir’il-merhum Seyfeddin” yaz›l›-
d›r.215 Taç kap›n›n üstünde dikdörtgen bir çerçeve, onun da üs-
tünde sivri kemerli sa¤›r bir pencere görülmektedir. Kap›n›n sa-
¤›nda iki adet büyük, yukar›da dört adet küçük dikdörtgen pen-
cere görülmektedir.

147
148
Aslanhane Camii ahflap sütünlar (2005, A.E.)
tarih içinde ankara
tarih içinde ankara

149
150
tarih içinde ankara

Aslanhane Camii mihrab› (2005, A.E.)


tarih içinde ankara

Aslanhane Camii
mihrabdan detay
Do¤u cephedeki taç kap›, tamamen tu¤la ile flekillendirilmifl- (2005, A.E.)
tir. Bas›k kemerli kap›n›n d›fl›n› sade bir tu¤la silme dolafl›r. Ke-
mer köfleliklerinde iri tabak fleklinde birer boflluk ve üstte flekli
bozulmufl, tu¤la ile yap›lan kap› elemanlar›nda çini parçalar› gö-
rülmektedir. Kap›dan cami içine basmaklarla inilir. Güney cephe Aslanhane Camii
iki alt, dört üst pencere ile d›fla aç›lmaktad›r. minberden detaylar
(2005, A.E.)
Caminin içinde ortadan yanlara do¤ru alçalan, mihraba dikey,
befl sah›n uzan›r. Ahflap tavan› tafl›yan dört s›ra halinde dizilmifl
24 adet ahflap direk üstüne Roma devri devflirme sütun bafll›kla-
r› konulmufltur. Bafll›klar›n üstündeki profilli yast›klara, mihraba
dikey iri hat›llar oturmaktad›r. Hat›llara, mihraba paralel olarak
at›lm›fl yuvarlak kirifller üzerine tavan tahtalar› çak›lm›flt›r. Orta
k›s›mda üç s›ra, yanlarda iki s›ra, duvar yan›ndakilerde birer s›ra
halinde dizilmifl konsollara oturan kirifllerle tavanda hareketlilik
meydana gelmifl, orta sah›n yüksek, yandakiler alçakt›r.
Kuzey duvar› boyunca uzanan ahflap mahfelin merdiveni, ku-
zeydo¤u köflededir. Mahfele aç›lan kuzey kap›s›n›n içinde, sivri
kemerli minare kap›s› vard›r.
Güney duvar›n ortas›nda, biraz sa¤a kaym›fl, tavana kadar
yükselen çini mozaik mihrap yer al›r. Üstü mukarnas kavsaral›
dikdörtgen mihrap niflinin çevresini dolaflan alç› ve çini mozaik

151
tarih içinde ankara

silmelerin oluflturdu¤u mihrab›n üstü, alç›dan bir tepelikle biter.


Çinilerde firûze, patl›can moru ve siyah renkler görülür. Mihrab›n
çevresini kuflatan, en d›fltaki kavisli alç› silmede, ajur tekni¤i ile
uçlar› palmetli k›vr›k dal motifi ifllenmifltir. Çini mozayikle yap›l-
m›fl ikinci silmede, firûze renkli hatlar›n oluflturdu¤u beflgenler,
patl›can moru parçalarla doldurulmufltur. Üçüncü silmede çiçek-
lerle süslenmifl nesih hatla “Ayet-el-Kürsü” yaz›s›, ajur tekni¤in-
de alç›yla yaz›lm›flt›r. Dördüncü silme, geometrik geçmeli ikinci
mozaik silmenin tekrar›d›r. Mihrab›n üstündeki genifl alç› tepelik-
te ajur tekni¤iyle, oyularak yap›lm›fl ejderi temsil eden figürlerin
çevresi, palmet ve k›vr›m dallar›yla doldurulmufltur. D›fltaki sil-
melerin çevreledi¤i, dikdörtgen al›nl›k panosunun alt›n› üç yan›
Kuzey girifl portali kuflatan geometrik geçme s›n›rlar. Panonun ortas›ndaki iri yuvar-
(2005, A.E.) lak göbek, bir çiçek bahçesini and›r›r. D›fltan çini bir daire içinde,
ajur tekni¤inde alç›yla yap›lm›fl bitkisel süsleme görülür. Pano-
nun geri kalan k›sm›nda alt›genlerin hakim oldu¤u geometrik
geçme kompozisyonda, patl›can moru ve firûze çinilerden baflka
alç› kabartmalar da yer al›r. Panonun alt›ndaki nifl köfleliklerinde,
firûze çinilerle, rûmi motifleri yerlefltirilmifl olup, iki köfleden ni-
fle, patl›can moru renkli birer rûmi dal indirilmifltir.
Mihrap niflinin iki köflesindeki yuvarlak alç› sütüncelerin bafl-
l›klar›, çan fleklindedir. Ajur tekni¤iyle ifllenen sütünceler, kuflak-
larla bölünmüfltür. Tamam›nda bitkisel örgü ve bir s›ra kûfi yaz›
görülmektedir. Niflin içi, alç› ve çini mozaikle ifllenmifl bir süsle-
meye sahiptir. Patl›can moru ve firûze çiniler, alç› ile geometrik
Do¤u girifl kap›s› flekiller meydana getirilmifl, içteki flekiller, alç›yla yap›lm›fl rûmi
(2005, A.E.)
motifleriyle doldurulmufltur. Niflin üstünü, patl›can moru sülüs
bir yaz› kufla¤› s›n›rlar. Yukar›daki mukarnasl› kavsarada firûze ve
patl›can moru çini parçalar, alç› ile zengin bir süsleme program›
meydana getirmifltir.216
Caminin ahflap minberi, ceviz a¤ac›ndan taklit kündekâri tek-
ni¤i ile yap›lm›flt›r. Minber oldukça iyi korunmufltur. Sadece köflk
Bat› girifl kap›s› ve kuzey ve külâh k›sm› yenilenmifltir. Minberin yan aynal›klar› ve köflk k›s-
cephe (2005, A.E.) m›n›n alt›nda çokgen ve y›ld›zdan oluflan geometrik flekillerin içi-
ne rûmi motifler oyulmufltur. Geometrik flekiller, aralar›na çak›lan
ç›talarla birbirinden ayr›lm›flt›r. Köflk k›sm›n›n alt›ndaki kemerler,
rûmilerle süslenmifltir. Kaide k›sm›nda küçük dilimli kemerler di-
zilmifltir. Yan aynal›klar› ve köflk k›sm›n› çeviren pervazlarla, kor-
kuluk k›sm›n›n iskeletine kabartma rûmiler ifllenmifltir. Korkuluk
flebekeleri, geometrik kafesler fleklindedir. Korkulu¤un ortas›nda-
ki gergilerden mihrap taraf›nda minberi “Ebu Bekir o¤lu Marangoz
Mehmed’in yapt›¤›” di¤erinde “Ümmetin günahkâr, Allah’›n affedici” ol-
du¤unu bildiren Arapça bir ibare, nesih hatla yaz›lm›flt›r. Minbe-
rin dilimli kap› kemerinin aynal›¤› zarif rûmilerle süslenmifltir. Ke-
meri tafl›yan sütünceler, bal›k pulu fleklinde ifllenmifltir. Kap› kanat-
lar› yoktur. Minber kap›s› üstünde yer alan, iki s›ra halindeki sülüs
hatla yaz›lm›fl camiye ait infla kitabesi, son senelerde çal›nm›flt›r.

152
tarih içinde ankara

Aslanhane Camii’nin 2000’li


y›llarda çal›nan ahflap
Kap›n›n iskeletini teflkil eden pervazlar, rûmilerle süslüdür. Kap›- minber kitabesi ve yeri (A.E.)
n›n üstünde ajur tekni¤iyle ifllenmifl rûmili bir taç yükselir.217
Aslanhane camisinin tarihlemesinde minberindeki Arapça
kitabe kullan›l›r.
Kitabenin Türkçe’si:
Din ve dünyan›n imdatç›s› Keykavus o¤lu sultan ebu’I-feth Mesud
cümle mahlukat› do¤ru yola sevk eden Allah, sultanl›¤›n› ebedi k›ls›n, sal-
tanat› zaman›nda fütüvvet ve mürüvvet sahiplerinden iki kardefl Allah’›n r›-
zas›n› dilemek için bu camii 689 y›l›nda yapt›lar. Allah her ikisinin ömür-
lerini uzun etsin ve hasenatlar›n› kabul buyursun ve suçlar›n› ba¤›fllas›n.218
Camiyi 689 /1289-90 y›l›nda yapt›ran iki kardeflin, Ahi fiera-
feddin’in babas› Ahi Hüsameddin ve amcas› Ahi Hasaneddin ol- Aslanhane Camii
duklar› kabul edilir.219 kuzeydo¤u cephe (A.E.)

Vakfiyesi ele geçmeyen camiye ait çeflitli belgeler vard›r.220


Osmanl› devrinde yaz›lan tahrir defterlerinde, buras›n›n gelirle-
ri kay›t edilmifltir. Caminin Çubuk Kazas›nda Baflsemer, Bay›n-
d›r, Kargasemer ve Dodurga köylerinden Fatih devrinde 1463 y›-
l›nda yaz›lan defterde toplam 12705 akçe y›ll›k geliri vard›.221 Bu
gelir, 1530 tarihli tahrir defterinde 23619 akçe olmufltur.222
Yap›l›fl›ndan günümüze kadar çeflitli tamir ve tadilatlar yap›la-
rak de¤iflikliklere u¤rayan cami en son 1992 y›l›nda onar›lm›flt›r.
Aslanhane Camisi alç› ve çini süslemenin ustal›kla kaynaflt›-
r›ld›¤› tek örnek olarak duran mihrab› ve ahflap elamanlar› ile
Selçuklu sanat›n›n nadide bir eseridir. Uzun zaman Ankara’n›n
Ulu Camisi olarak kullan›lm›flt›r.

153
tarih içinde ankara

AH‹ fiERAFEDD‹N (ASLANHANE) TÜRBES‹

Ahi fierafeddin Türbesi


güneybat› cephesi
(1998, A.E.)

154
tarih içinde ankara

Aslanhane Türbesi; kare planl›, sekizgen kasnakl›, piramidal


külâhl› bir türbedir. Düzgün kesme tafl, devflirme malzeme ve
tu¤la ile yap›lan türbenin cenazeli¤i yoktur.
Devflirme malzemenin döfleme olarak kullan›ld›¤› zaviye avlu-
sunun kenar›nda, düzgün bir alan üzerinde yap›lm›fl türbede, dev-
flirme malzemenin bollu¤u dikkat çekicidir. Türbenin kuzey cep-
hedeki kap›s›nda yekpare mermerle yap›lm›fl, asl›nda söve ve len-
to vazifesi gören; sade silmeli bir çerçevenin içi, iki yanda birer
lentoya oturan, iki parçal›, sivri bir kemerli kap› fleklinde doldurul-
mufltur. Di¤er üç cephede, kap› seviyesinde, sade silmeli dikdört-
gen birer pencere aç›lm›flt›r. Pencereler demir parmakl›kl›d›r. Gü-
ney penceresinin üstünde kitabe bulunmaktad›r. Türbenin beden Kuzeybat› cephe ve içi
(2005, A.E.)
duvarlar›, profilli bir saçakla bitmektedir. Üzerindeki sekizgen kas-
nak ikili tu¤la hat›l ve yass› tafllarla örülmüfltür. Her cephesinde
tu¤la kemerli penceresi olan kasnak, kirpi saçakla bitmektedir.
Tu¤la ile örülmüfl, sekizgen piramidal külâh bak›r kapl›d›r. Türbe-
nin içinde kareden sekizgene, köflelerdeki tromplarla geçilmekte-
dir. Tromplar›n aralar›na dört cephede, sivri kemerli birer sa¤›r
pencere yap›lm›flt›r. Sekizgen kasnaktaki pencerelerin üstünde,
köflelerdeki üçgenlerle onalt›gene geçilip, bunlar›n üstünde onal-
t› tane sa¤›r pencere s›ralanmaktad›r. Daha sonra uzun damla
motifi ifllenmifl, beyaz s›val› külahla üst örtü bitmektedir. Türbe-
nin zemini, alt›gen tu¤la döflemelidir. ‹çinde giriflin solundaki ilk
mezar ahflap sandukas›, Etnografya Müzesinde bulunan Ahi fiera-
feddin’e aittir.223 Bu mezar›n bafl›nda serbest olarak duran bir me-
zar tafl› olup, 1890 y›l›nda vefat eden Nakflibendi fieyhi, Buharal›
Pir zade Hac› Seyyid Ahmed Efendiye aittir. Ahi fierafeddin Camii ve
Türbesi (2006, A.E.)

155
tarih içinde ankara

Ahi fierafeddin’in mezar› üzerindeki ahflap sanduka. 1933 y›l›nda Ankara


Etno¤rafya Müzesi’ne götürülmüfl ve burada sergilenmektedir. (2005, A.E.)

Yan›ndaki iki adet mezar, alt›gen mavi çinilerle kapl›d›r. Ki-


tabeleri olmad›¤›ndan kimlere ait oldu¤u bilinmiyor. Türbenin
güneydo¤u köflesindeki yekpare tafl sanduka Ahi fierafeddin’in
833 / 1429 y›l›nda ölen k›z› Ayfle Hatun’a aittir. Giriflin sa¤›nda

156
tarih içinde ankara

Ahi fierafeddin’in Türbesi, güney cephede bulunan kitabe (2005, A.E.)

alç› süslemeli, bafl› serpufllu büyük sandukada, halen bir kitabe


görülmemektedir. Bu mezar›n Ahi fierafeddin’in babas› Ahi Hü-
sameddin’e ait oldu¤u kabul edilir.224 Ahi Hüsameddin, türbe-
nin yap›ld›¤› 731/ 1330 y›l›ndan önce ölmüfl olabilir. Buradaki
kitabesiz ikinci lâhit, zencirek ve mukarnas süslemelidir. Alç›-
dan yap›lm›fl üçüncü lâhitin sahibi de bilinmiyor. Dördüncü lâ-
hit mermer olup, üzerinde Farsça bir yaz› vard›r. K›ble duvar›na
yak›n büyük lâhit, Ahi fierafeddin’in k›z› Devlet Hatun’a aittir.
Mermerden mamul lâhitte, Devlet Hatun’un 763/1361 y›l›nda
vefat etti¤i yaz›l›d›r.225 Ahi fierafeddin’in 751/1350 y›l›nda vefa-
t›n› bildiren ceviz a¤ac›ndan yap›lm›fl sandukas›, Ankaral› Mah-
mud o¤lu Nakkafl Abdullah taraf›ndan yap›lm›flt›r.226
Arapça kitabenin Türkçe anlam›: Ahi fierafeddin’in sandukas›
Hazreti Hüseyin soyundan Ahi Hüsameddin o¤lu lâtif olan Allah’›n (2005, A.E.)
rahmetine muhtaç, zay›f kul Mehmed bu imaretin yap›lmas›na çal›flt›.
(Hazreti) Hüseyin ve kardefli ve babas› ve analar› ve o¤lu hürmetine Allah
onun kalbini nurland›rs›n 731 y›l›nda yap›ld›.227
Türbe, kitabesine göre 731/1331 y›l›nda yap›lm›flt›r. Ahi fiera-
feddin’in mezar› üzerindeki ahflap sanduka, 1933 y›l›nda Ankara
Etno¤rafya Müzesi’ne götürülmüfltür. Türbenin eski bir resmin-
de, üstünün çat› ile örtülü oldu¤u görülmektedir. 1947 y›l›nda
Türkiye An›tlar›n›n Korunmas›na Yard›m Derne¤i’nce onar›lan
türbe, 1974 y›l›nda da Vak›flar Genel Müdürlü¤ü’nce yeniden
onar›lm›flt›r.228

157
tarih içinde ankara

BEYPAZARI
SULTAN ALÂADD‹N CAM‹‹ (CAM‹‹ KEB‹R)

‹stiklal Mahallesi, Alaattin Sokak No. 26’da bulunan cami, dik-


dörtgen planl›, çat›l› bir yap›d›r. Düzgün kesme tafllarla yap›lan
caminin üstü, çat› ile örtülmüfltür. Son cemaat yeri yoktur.
Dikdörtgen plânl›, çat›s› saçla örtülmüfl olan Alâaddin Cami-
i’nin beden duvarlar›, ara ara tamir görmüfl olmas›na ra¤men,
k›smen orijinal fleklini korumufltur. Bilhassa do¤u duvar› ilk ha-
liyle günümüze gelmifltir. Beden duvarlar›n›n alt k›s›mlar› kesme
taflla yap›lm›fl olmas›na karfl›, üstleri tu¤la hat›ll› bir örgüye sa-
hiptir. Alttaki sivri kemerli pencerelerin üstünde sivri kemerli ve
alç› flebekeli ikinci s›ra pencereleri hizas›na kadar devam eden
tu¤la hat›ll› duvarlarda, kesme tafllar›n aras›, dikey düzende tu¤-
lalar konulmak suretiyle kasetlenmifltir. ‹kinci s›ra pencereler
üzerinde duvarlar, kenarlar› pahl› bir silme ile sona ermektedir.
Güneyde küçük bir ç›k›nt› teflkil eden mihrab›n üzerinde kapat›l-
m›fl yuvarlak bir pencere bulunmaktad›r. Kuzeybat› köflede yer
alan minarenin kaidesi, kesme taflt›r. Minarenin gövdesi tu¤la,
flerefesi tafltand›r.
Bat› cephesinde, altta parmakl›kl› ve yuvarlak kemerli dört pen-
cere, üstte yuvarlak kemerli befl pencere yer al›r. Kuzeybat› köflesin-
den, minarenin yan›ndaki kap›dan yap›ya girilir. Kuzey cephede alt-
l› üstlü befl pencere görülür. Kare planl› yap›, içten k›bleye dikey dört
sahne ayr›lm›flt›r. ‹kinci s›rada üç sütun, di¤er s›ralarda dörder sütun
bulunur. Üstü, ortas›nda boyal› ve geometrik motiflerle süslü bir gö-
bek bulunan ahflap tavanla örtülüdür. Güneyinde üstü boyanm›fl
mukarnasl› alç›dan mihrap ve basit ahflap minber yer al›r. Kap›n›n
kuzeyindeki merdivenlerden yap›n›n üç taraf›n› (bat›-do¤u-kuzey)
boydan boya kateden üst galeriye ç›k›l›r. D›fltan çat›n›n üstü kiremit-
li çat›yla örtülüdür. Yap›n›n kuzeybat› köflesindeki minarenin kaide-
si tafltan, gövdesi tu¤ladand›r.
Alâaddin Camiinin beden duvarlar›, çeflitli zamanlarda ol-
dukça büyük tamirler görmüfl olmal›d›r. Kesme tafltan yap›l-
m›fl duvar örgüsünde tu¤la hat›llar, sivri kemerli nifller içinde-
ki pencerelerin tafl ve tu¤la örgüleri dikkat çekmektedir.
Camiinin beden duvarlar› üzerindeki birinci s›ra pencere nifl-
lerinin kemerlerinde, 3 tu¤la bir tafl kullan›lm›fl olup, nifl için-
deki pencerelerin al›nl›klar›, tu¤la desenli olarak doldurul-
mufltur. K›ble yönde küçük bir ç›k›nt› teflkil eden mihrab›n
üzerinde de yuvarlak bir pencere vard›r. Evvelce üç nefli ve
ahflap destekli oldu¤u söylenen camiinin 1300 H. yang›n›n-
da yand›¤›, bundan sonra tahta tavanl› olarak yap›ld›¤› bilin-
mektedir. Sultan Alâaddin Camiinin mimari flekli, XV. veya XVI.

158
tarih içinde ankara

yüzy›la ait oldu¤unu göstermektedir. Muhtemelen daha önce


burada bulunan eski caminin harap olmas›ndan sonra yerine bu
cami yap›lm›fl olmal›d›r.
Caminin kitabesi:
Hamdulillâh çün imaret oldu bu beyti flerif Eferin mimar›na k›ld›
müzeyyen hem zarif Kubbesin ta asuman› evce hempa eyledi Cümle ah-
çar›n musanna tiynil etti nazif. Hem bu hayre mutemet Râ-cim-u bâ
oldu sebeb
Ruzi mahflerde hüdaya cürmünü ede afif Hakteâlâ ol beyin Ömrün
hezar etsûn hezar
Devletin ikballe k›ls›n sehayîle atif
Çeflitlimiz rûflen tamam aldu dedim tarihini
Ola andiçre bu cami beye cem kasr-› latif 1069 H.

Sultan Alaaddin Camii


(M. Kezer)

159
tarih içinde ankara

Beypazar› Sultan Alaaddin Camii girifl


kap›s› ve onar›m kitabesi
(2005, A.E.)

160
tarih içinde ankara

fiEREFL‹KOÇH‹SAR
ALÂADD‹N CAM‹‹
Sar›kaya Mahallesi’nde bir teras üzerinde yer alan cami, kare
planl› ve tek kubbeli bir yap›d›r. Caminin beden duvarlar› tama-
men kesme yonu tafltan yap›lm›flt›r. Kuzey taraf›ndaki son cema-
at yeri, üç kubbelidir. Kuzeybat› köflede beden duvarlar›ndan ç›-
k›nt› yapan minare kaidesi yonu tafltand›r. Caminin mihrap me-
kân›, k›ble yönünde, kare planl› ana mekandan ileri do¤ru ç›k›n-
t› yapmaktad›r.
Son cemaat yerinin pandantif geçiflli üç kubbesi, iki köflede tafl
ayak, ortada iki sütun ile tafl›nmakta, sivri kemerlerle ba¤lanmak-
tad›r. Sütunlar›n bafll›klar› gayet sade ve basit olup, gergi demir-
leri ile birbirine ba¤lanmaktad›r. Yan cephelerde üçer, güneydeki
mihrap ç›k›nt›s›n›n iki yan›nda ve güney duvar›nda bunlara karfl›
birer dikdörtgen pencere vard›r. Son cemaat yeri ile ayn› hizada
bulunan ana mekan›n beden duvarlar›, tafl bir silme ile bitmekte
ve daha üstte biraz daha içerden, her cephesi sivri kemerli sekiz-
gen bir kubbe kasna¤› yükselmekte, onun da üstüne, içe do¤ru
daralan payandal› kubbe kasna¤› oturmaktad›r. Bu konik, kasnak
kubbe ile birlikte tamamen kurflunla kaplanm›flt›r. D›fltan kemerli
payandalarla takviye edilmifl olan kasnak, sekiz pencerelidir.
Minare, kuzeybat› köflede son cemaat yeri ile birlikte beden
duvarlar›ndan hafif ç›k›nt› teflkil eden bir kaideye sahiptir. Silin-
dirik gövdeli minarenin flerefe alt›, silmelerle genifllemektedir.
fierefe ve petek k›sm› da tafl olup, üstü kurflun kapl› konik bir kü-
lahla örtülüdür. Minare kap›s›, son cemaat yerine aç›lmaktad›r.
Tamamen beyaz s›val› son cemaat yerinde sa¤ üstteki kemerli
bir pencere fleklindeki mükebbire, cami içinden imam›n sesi-
ni d›flar›daki cemaate duyurmak için yap›lm›flt›r, Son cemaat

Alaaddin Camii
kuzey cephesi
(2005, A.E.)

161
tarih içinde ankara

Alaaddin Camii
güneybat› cephesi yerinin iki yan›nda birer dikdörtgen pencere, ortas›nda taç ka-
(2005, A.E.) p› vard›r. Bas›k kemerli girifl kap›s›n›n çevresinde sivri kemer-
li genifl bir silme dolaflmaktad›r. Taç kap›n›n üst k›sm›nda ki-
tabe, kenarlar›nda geç dönem özelli¤i tafl›yan baz› motifler
vard›r.

162
tarih içinde ankara

fiereflikoçhisar, Sultan Alaaddin


Camii, mihrab ve minberi
(2005, A.E.)

fiereflikoçhisar, Sultan Alaaddin


Camii onar›m kitabesi
(2005, A.E.)

163
tarih içinde ankara

Harim mekân›nda kubbeye tromplarla geçilmektedir. Tromp


kemerleri, beden duvarlar›ndan ç›k›nt› yapan payandalara
oturmaktad›r. Kemerleri, tromplar da kubbeyi tafl›maktad›r.
Caminin tafltan yap›lm›fl minberi basit süslemelere sahip-
tir. Güney tarafa eyvan fleklinde girinti yapan mihrap mekan›n›n
üzeri beflik tonozla örtülmüfltür. Sade görünümlü tafl mihrap,
taç kap› ile ayn› üslupta yap›lm›flt›r.
Caminin yenileme kitabesi:
Sezâd›r dediler müftî min ismi’llâh ola târih
Hezâr rahmet eyleyüb buldum dedim târih old› ¤afûr
1286
Su basman seviyesine kadar olan temel duvarlar›n›n beden
duvarlar›ndan daha eski olmas›, caminin tarihini XIII. yüzy›la ka-
dar indirmektedir. Buradaki devflirme malzemeler aras›nda oriji-
nal bir mermer kitabe parças› da bunu göstermektedir.
Yap›m tarihi kesin olarak bilinmeyen cami, ilk olarak Selçuk-
lu devrinde yap›lm›fl olmal›d›r. Kap›s›ndaki 1869 tarihli kitabe
de, muhtemelen caminin yeniden yap›m tarihini bildirmektedir.

fiereflikoçhisar, Sultan
Alaaddin Camii girifl kap›s›
(2005, A.E.)

164
tarih içinde ankara

KUYULU (HOCA PAfiA) CAM‹‹


Ulus’ta, Tülüce Mahallesinde, Hac› Bayram Camii’ne giden yo-
lun bafl›nda iken, Hükümet Caddesi aç›lmas› nedeniyle y›k›lan ca-
minin bulundu¤u yerde, flimdi Hükümet Caddesi bafllamaktad›r.
O zaman Çiftlik ma¤azas› ile müzayede salonu aras›nda bulunan
cami, 1938 y›l›nda 5.900 TL.’s›na istimlak edilerek y›k›ld›ktan son-
ra, ahflap kap›s› Ankara Etnografya Müzesi’ne kald›r›lm›flt›r.
Boyuna dikdörtgen planl›, çat›l›, kerpiç duvarl› bir yap› olan
caminin kesme taflla yap›lm›fl minaresi, kuzey do¤u köflesinde
yükseliyordu. Zarif minarenin cami ile birbirine uyumlu oldu¤u
eski resimlerde görülmektedir. Caminin yan›ndaki Kuyulu Kah-
ve, Milli Mücadele y›llar›nda revaçta olan bir yer idi.229

Kuyulu Camii ve Hac›


Bayram Caddesi y›k›lmadan
önce (1940 A.Y.)

165
166
tarih içinde ankara

Kuyulu Camii’nin Ankara Etnografya Müzesi’nde sergilenen ahflap kap› kanatlar› (2005, A.E.)
tarih içinde ankara

Kuyulu Camii
(1940, BELKO)

Kuyulu Camii
güneybat› cephe
(1940, VGM)

Caminin çift kanatl›, sivri kemerli taklit kündekari tekni¤i ve


oyma tekni¤i ile yap›lm›fl olan ahflap kap› kanatlar›, zengin süs-
lemelere sahiptir. ‹ki kanatl› kap›da, d›flta geçmeli bir silme, ke-
merli bir pencere gibi dolaflmaktad›r. Üstteki sivri kemerin için-
de, rûmili zemin üstüne kûfi bir yaz› yaz›lm›flt›r. Ortadaki dik-
dörtgen alan, geometrik geçmelerin meydana getirdi¤i rûmiler-
le süslenmifltir. Kap› kanatlar› XIII. yüzy›la tarihlenir.230
Camiyi Hoca Pafla isimli bir kiflinin yapt›rd›¤› isminden anla-
fl›lmaktad›r. Bu isme bakarak Hoca Pafla’n›n askeri bir kifli olma-
s› gerekti¤i akla gelmekte ise de asl›nda onun bir han›m oldu¤u-
nu, Ahiler zaman›nda, Ahi Hüsam Zaviyesi’nin Hoca Pafla isimli
bir han›m mütevelliyesinin varl›¤›ndan ö¤reniyoruz.231

167
tarih içinde ankara

AKKÖPRÜ

Ankara’n›n Selçuklu devrinden kalan en önemli yap›lar›ndan


birisi, Çubuk Çay› üzerinde bulunan Akköprü’dür. Köprünün ya-
p›m›nda kullan›lan Ankara tafl›ndan baflka, köprüdeki devflirme
tafllar›n baz›lar›nda antik devir kitabeler vard›r.
Yedi gözlü köprünün, Ankara taraf›nda iki küçük, ortada iki
büyük ve Varl›k Mahallesi taraf›nda üç küçük gözü vard›r. Bu se-

Akköprü infla kitabesi


(2005, A.E)

Akköprü gravürü (A.Y.)

168
tarih içinde ankara

beple köprünün iki ucundan bafllayarak ortaya do¤ru köprü


yükselmektedir. Kemerlerin hepsi de sivri formludur. Köprünün
üstünde kenarlarda tafl korkuluklar bulunmaktad›r.
Köprüde bat› yüzünde, orta gözün iki yan›nda birer kitabe
vard›r.
Sa¤daki kitabenin Türkçe’si:232
“Din ve dünyan›n büyü¤ü yüce sultan Eb’ül-feth Keykubad bin Key-
hüsrev- müminlerin emirinin bürhan›- 619 y›l› rebiulahir ay›nda yapt›rd›.“
Orta gözün solundaki kitabe, baz› yerleri silik oldu¤undan
tam okunamamakta, köprüyü yapan Bedreddin’in ismi seçilmek-
tedir.233
Sa¤lam durumdaki köprü, Anadolu Selçuklu Sultan› Alâed-
din Keykubad (1219-1236) taraf›ndan, May›s 1222 y›l›nda, mimar
Bedreddin’e yapt›r›lm›flt›r. Köprüyü, Alâeddin Keykubad’›n An-
kara valisi K›z›lbey taraf›ndan yapt›r›ld›¤›n› kabul edenler de var-
d›r.234 1530 tarihli Tapu Tahrir Defterinde K›z›lbey Köprüsü “An-
kara Kantaras›” ad›yla geçmektedir.235

Akköprü, 1900 lü y›llar


(BELKO)

169
tarih içinde ankara

Akköprü (2005, A.E.)

170
tarih içinde ankara

AYAfi BELED‹YE
(PAfiA) HAMAMI

Belediye Meydan›, Karakaya Caddesi üzerinde, ‹¤deli Sokak


No: 1’de, Ulu Camii’nin do¤usunda yer alan hamam, kaba yonu
tafl›yla kagir olarak yap›lm›flt›r. Hamama Cumhuriyet Meydan›
arkas›ndaki sokaktan girilir. Sa¤da L biçiminde dizilmifl soyun-
ma odalar›n›n bulundu¤u dikdörtgen planl› bir mekana geçilir.
Soldaki bir kap›yla kubbeli bir ›l›kl›k mekan›na, oradan da yine
kubbeli ve sekizgen planl› s›cakl›¤a geçilir. Sekizgenin dikey ek-
seninde beflik tonozlu, dikdörtgen planl› birer kurnal› nifllerle di-
yagonal eksenlerin uçlar›nda ikifler kurnal› kubbeli mekanlar yer Pafla Hamam› iç (2005, G.G.)
al›r. Orta mekan, sekizgen göbek tafl›yla zenginlefltirilmifltir.236
Selçuklu döneminde yap›lm›fl olan hamam, günümüzde
Ayafl Belediyesi’nce sergi salonu olarak kullan›lmaktad›r.

Pafla Hamam› (2005, G.G.)

171
tarih içinde ankara

Ayafl Pafla Hamam› iç mekan (2005, G.G.)

Ayafl Pafla Hamam› ve Ulu Camii (2005, A.E.)

172
tarih içinde ankara

AYAfi KARAKAYA KAPLICASI

Karakaya Kapl›cas›, Ayafl’›n K›rkevler denilen mevkiinde bu-


lunmaktad›r. Çifte hamam olarak yap›lan bu kapl›can›n suyu, fli-
fal›d›r. Kaba yonu tafl› ile kagir olarak infla edilmifl bir yap›d›r.
Önde erkekler k›sm›, arkada kad›nlar k›sm› yer almaktad›r.
Hamam›n erkekler k›sm›n›n dikdörtgen planl› soyunmal›¤›,
beflik tonozla örtülüdür. Buradan yine beflik tonozlu bir koridor-
la içi sekizgen bir havuzla kapl›, kubbeli s›cakl›k k›sm›na geçilir.
Kad›nlar k›sm› da ayn› plan tipindedir. ‹ki sekizgen havuz, iki
soyunmal›k ve dinlenme yeri ve üzeri üç kubbe ile örtülüdür. Er-
kekler k›sm›n›n sol köflesinde bir çeflme bulunmaktad›r.
Selçuklu döneminde yap›lm›fl olan kapl›ca, Romatizma gibi
a¤r›l› hastal›klar için banyo ve içme olarak kullan›lmaktad›r.237

Ayafl Karakaya kapl›cas› ve


çeflmesi (2005, A.E..)

173
tarih içinde ankara

SELÇUKLULARDA ANKARA KALES‹


Bizans devrinde yap›lan ‹ç Kalenin kuzey do¤u köflesindeki
yüksek k›sm›, “fiark Kalesi” diye isimlendirilmifltir. Kuzey bat› kö-
fledeki ayr› bir bölüm gibi duran, halk taraf›ndan “Alitafl›” denen
Selçuklu dönemi yap›s› yüksek k›s›m, “Akkale” ad›n› al›r. Akkale’nin, Selçuklu Sultan› II.
Akkale girifl kap›s›
(1998, A.E.) Keyhüsrev taraf›ndan 1249 y›l›nda yapt›r›ld›¤›, kalenin harap

174
tarih içinde ankara

yerlerinin de onar›ld›¤› Bentderesine bakan, ‹ç Kale ile D›fl Kale-


nin kuzey bat› tarafta birleflim yerindeki, gerisi kapal› bir dehli-
zin girifl kemeri üstüne konulan Arapça kitabeden ö¤renilmifl-
tir.238
Keyhüsrev’in o¤lu emir’el-mü’min’in, varidat-› cibayesinden
(gelir vergisi) orta¤› izzü’d-dünya ve’d-din ebu’l-feth Keykâvus,
c›l›z kul kubbet’ül-Cambaz ve o¤lu Mehmed alt› yüz k›rk yedi y›-
Akkale, bat› cephe
l›nda ( yaz›ld› ).239 (2005, A.E.)

175
176
tarih içinde ankara

Selçuklular döneminde Ankara Kalesi surlar›na yap›lan gizli delhiz kap›s› ve kitabesi (2006, A.E.)
tarih içinde ankara

Akkale kule içi


(2006, A.E.)

Bu kitabenin yan›ndan bafllay›p Hatip Çay›na kadar inen, ka-


lenin gizli bir geçit ve su yolu olarak kullan›lan bir yeralt› dehli-
zinin oldu¤u, halk aras›nda rivayet edilir.
‹ç Kalenin halen kullan›lan iki kap›s› olup, ilki, güneydeki D›fl
Kalenin Hisar Kap›s›na giden “Zindan Kap›”, di¤eri bat›ya aç›lan
“Genç Kap›”d›r.240 Ayr›ca kalenin kuzey do¤usundaki fiark Kalesi-
nin do¤usunda yeralan, kalenin içine aç›lan “Parmak Kap›”n›n
aç›ld›¤› geçit y›k›ld›¤›ndan kapal› durumdad›r.
‹ç Kale; sarn›çlar›, depolar›, çeflitli bar›nma yerleri ve zindan›
olan flehrin en güvenli yeridir. Devlete ait k›ymetli eflyalar, silah
ve cephaneler buradaki depolarda saklan›yordu. Bir savafl s›ra-
s›nda flehir halk›n›n mal ve can›n güveni ‹ç Kalede sa¤lanma-
s›n›n yan›nda, burada sürekli yaflayan bir de halk grubu vard›.241
Çeflitli mahallelerle bölünen ‹ç Kale’de, Misafir Fakih Mescidi ve
Alâaddin Camii günümüze gelmifl baz› Selçuklu eserleridir.

177
tarih içinde ankara

AH‹LER

Arapça “kardeflim” mânas›ndaki “ahî” kelimesinden gelen bu


ad›n, Türkçe’deki “ak›”dan (cömert) türetildi¤ini ileri sürenler de
vard›r. Temelde Kur’an’a ve Hz. Peygamber’in sünnetine dayan-
d›r›lan prensipleriyle ‹slâmî anlay›fla do¤rudan ba¤l› olan Ahîli-
¤in, tasavvufta önemli bir yeri bulunan “uhuvvet” hat›rlatmas›n-
dan dolay› da kolayca yay›lmas› ve kabul görmesi mümkün ol-
mufltur.
Bu teflkilât›n Anadolu’da kurulmas›nda “fütüvvet” teflkilât›-
n›n büyük tesiri vard›r. ‹slâm’›n ilk asr›ndan itibaren görülmeye
bafllayan fütüvvet teflekkülleri içinde IX. yüzy›ldan itibaren de
esnaf birlikleri ortaya ç›km›flt›r. Baflka bölgelerde mensuplar›na
K›rflehir Ahi Evran Zaviyesi
civanmerd, ayyâr (ayyârân), fetâ (fityan) gibi isimler verilen fü-
(2005, A.E.) tüvvet ülküsünün, ‹slâm’›n yay›lmas›na paralel olarak Suriye,
Irak, ‹ran. Türkistan, Semerkant, Endülüs, Kuzey Afrika ve M›-
s›r’da esnaf ve sanatkârlar aras›nda yayg›n oldu¤u bilinmektedir.
Türkler, ‹slâmiyet’i kabul etmeleri ve Anadolu’ya yerleflmele-
rinden itibaren fütüvvet ülküsünü benimseyip kendilerine has
yi¤itlik, cömertlik ve kahramanl›k vas›flar›yla süslemifllerdir. Bu-
nunla birlikte Ahîli¤in temel belirleyicisi olan ‹slâmî-tasavvufî
düflünüfl ve yaflay›fl, her devirde ve bölgede geçerlili¤ini koru-
mufltur.
Abbasî Halifesi Nâs›r-Lidînillâh, siyasî ve sosyal durumu git-
tikçe bozulan devletin otoritesinin yeniden kurulmas›nda ve iç-
tima-î huzurun sa¤lanmas›nda fütüvvet birliklerinin büyük bir
güç olaca¤›n› düflünmüfl ve bu teflekkülleri siyasî otoriteye ba¤-
lamada baflar› sa¤lam›flt›r.
Halife Nas›r, fütüvvet birliklerini yeniden teflkilâtland›r›rken,
“fütüvvetnâme”lerde bu birliklerin ilke ve kaidelerini tanzim et-
mifl, di¤er müslüman hükümdarlara da elçi ve fermanlar gönde-
rip kendilerini fütüvvet teflkilât›na girmeye davet etmifltir. Bu fa-
aliyetin bir parças› olarak ilk defa 1204’de Anadolu Selçuklu Dev-
leti’yle I. G›yâseddin Keyhusrev zaman›nda temas kurmufltur.
I. G›yâseddin Keyhusrev, hocas› Mecdüddin ‹shak’› (Sadred-
din Konevî’nin babas›) Ba¤dat’a, Halife Nâs›r’a elçi olarak gön-

178
tarih içinde ankara

dermifltir. Mecdüddin ‹shak dönüflünde, Sultan I. G›yâseddin’in 1920’li y›llarda Hatip çay›
üzerinde bulunan köprü
iste¤i üzerine Halife Nas›r taraf›ndan gönderilen Muhyiddin ‹b- (BELKO)
nü’l-Arabî, Evhadüddîn-i Kirmânî ve fieyh Nasîrüddin Mahmnûd
el-Hûyî gibi büyük mürflid ve mutasavv›flar› Anadolu’ya getir-
Vak›flar Genel Müdürlü¤ü
mifltir. Anadolu’nun her taraf›nda irflad faaliyetlerine bafllayan Vak›f Kay›tlar Arflivi’nde
Evhadüddîn-i Kirmânî ve halifeleri için Selçuk sultan› taraf›ndan bulunan Ahi fierafeddin’in
çok say›da tekke ve zaviye yap›lm›flt›r. Seçuk sultanlar› I. ‹zzed- fleceresinden bir bölüm
din Keykâvus ve I. Alâeddin Keykubad’›n da fütüvvet teflkilât›na
girmeleriyle Anadolu’da Ahîli¤in kuruluflu tamamlanm›flt›r.
I. Âlâeddin Keykubad zaman›nda Halife Nâs›r’›n, meflhur mu-
tasavv›f fiehâbeddin Sühreverdî’yi Anadolu’ya göndermesinin,
Anadolu’da Ahî teflkilât›n›n kurulmas›nda önemli bir yeri vard›r.
Anadolu’da Ahîli¤in kurucusu olarak bilinen ve ‹ran’›n Hoy
flehrinde do¤an fieyh Nasîrüddin Mahmûd, sonralar› “Ahî Evran”
ismiyle an›lm›flt›r. Özellikle I. Alâeddin Keykubad’›n büyük destek
ve yard›m›yla, bir taraftan ‹slâmî-tasavvufî düflünceye ve fütüvvet
ilkelerine ba¤l› kalarak, tekke ve zaviyelerde fleyh-mürid iliflkileri-
ni, di¤er taraftan ifl yerlerinde usta, kalfa ve ç›rak münasebetleri-
ni ve buna ba¤l› olarak iktisadî hayat› düzenleyen Ahîli¤in, Ana-
dolu’da kurulup geliflmesinde Ahî Evran’›n büyük rolü olmufltur.
Anadolu’da h›zla yay›lan bu teflkilât›n mensuplar›, flehirlerde ol-
du¤u gibi köylerde ve uç bölgelerde de büyük nüfuza sahip olmufl-
lar, Anadolu’da bilhassa XIII. yüzy›lda devlet otoritesinin iyice zay›f-
lad›¤› bir dönemde, flehir hayat›nda yaln›zca iktisadî de¤il, siyasî
yönden de önemli faaliyetlerde bulunmufllard›r. Ahîler, ba¤›ms›z
siyasî bir güç olmamakla birlikte, zaman zaman merkezî otoritenin
zay›flad›¤›, anarfli ve kargaflan›n ortaya ç›kt›¤› dönemlerde siyasî ve
askerî güçlerini göstermifller ve önemli fonksiyonlar üstlenmifller-
dir. Özellikle Mo¤ol istilâs› s›ras›nda Ahi birlikleri, flehirlerin yöne-
timine mahallî otorite olarak hâkim olmufllard›r.

179
tarih içinde ankara

Ahili¤e çok hizmet eden I. Alâeddin Keykubad, o¤lu II. G›yâ-


seddin Keyhusrev taraf›ndan öldürülünce, Ahîlerin II. G›yâsed-
din’e karfl› direndikleri ve onun Köseda¤’da Mo¤ollar’a yenik
düflmesinden sonra Tokat ve Sivas’› ele geçiren Mo¤ollar’a karfl›
Kayseri’yi baflar›yla savunduklar› bilinmektedir. 242
Ahilik ve Ankara aras›ndaki ba¤lant›y› ortaya koyan en
önemli belgelerden birisi, Ahi fierefüddin’in 1293 y›l›nda ha-
z›rlatt›¤›, onun baba taraf›ndan soyunu gösteren fleceredir.
M.Zeki Oral taraf›ndan flecere hakk›nda k›sa bir bilgi verilmifl-
tir.243 Onun verdi¤i bilgiye göre Ahi fierefüddin, Hz. Ali o¤lu
Hz. Hüseyin soyundand›r.
Selçuklu sultan› II. K›l›çarslan (1156-1192) hükümdar
olunca, Anadolu’da genifllemeye niyet edince, adamlar›n›
göndererek Seyyid Hasan ve yak›nlar›n› ihtiramla yan›na getirt-
ti. Sonra gazaya bafllad›. Anadolu’yu yeniden feth ettiler. Üme-
ras›ndan her biri Rum diyar›ndan (Anadolu’dan) bir yer seçip
be¤endiler. Bunlardan Konofl’da büyük beylerdendi. Onbin as-
kere hükmederdi. Ankara’da bulunurdu. Hayrat ve hasenata
da meyli vard›. Seyit Hasan’› yan›na davet etti ve k›z› Mahmu-
de’yi vermeyi teklif eyledi. Bu suretle Ahi fierefüd-din’in ecdad›,
II. K›l›çarslan zaman›nda Anadolu’ya, Konofl’un davetiyle de
Ankara’ya gelmifl oldu. Ahi fierefüd-din’in alt› bat›n yukar› de-
desi olan Abdullah o¤lu Süleyman ve bunu takiben ecdad›n-
Vak›flar Genel Müdürlü¤ü
Vak›f Kay›tlar Arflivi’nde dan ‹brahim o¤lu ‹shak, Seyit Ali, ‹shak o¤lu Seyit Hüsam,
bulunan Ahi fierafeddin’in Alâüddin ‹shak o¤lu Ali ve Ahi fieref’ üd-din’in babas› Ahi Hü-
fleceresinden bölümler samüddin Hüseyin, dedesi Seyit fiemsüd-din Ahi Yusuf, am-
cas› Ahi Kemal üd-din Hasan’›n Ankara’da medfun olduklar›na
dair flecerede serahat vard›r.
Görülüyor ki bu Ahiler, Ankara’n›n eski bir ailesi haline gel-
mifller, nüfuz sahibi olmufllar, bir çok mimarî, nefis eserler mey-
dana getirmifllerdir.
fiimdi Ankara’n›n geçirdi¤i tarihî safahat içinde bu y›llar› göz-
den geçirelim: Türkiye Selçuklular› devleti göçmüfl, Anadolu ‹lhan›
vali ve kumandanlar ile idare edilmektedir. Anadolu’da ‹lhan› as-
kerlerinden 7 bölük bulunuyor, bunlardan bir bölü¤ü de Devlet-
fiah Kumandas›nda Ankara civar›nda oturuyordu. Ebu Sait Baha-
d›r Han›n (716-736) Tebriz’de vefat› üzerine Anadolu’da vukua ge-
len kar›fl›kl›k esnas›nda Devlet-fiah, Ankara’da müstakil bir idare
kurmaya muvaffak olmufl vefat›nda o¤lu, Bahtiyar Melik Nas›r ye-
rine geçmiflti. Bu Mo¤ol askerleri, efrad› ailesiyle beraber Ankara
muhitindeki yaylak ve k›fllaklarda bulunurlar, flehir hayat›na pek il-
tifat etmezlerdi. ‹flte Ankara’n›n sahipsiz kald›¤› bu senelerde, ahi-
lerin flehir idaresini ellerine ald›klar› kanaati has›l olmaktad›r. ‹bni
Batuta’n›n tasrih etti¤i gibi ahiler, siyasî fitret zamanlar›nda mem-
leketin keflmekefl içinde kalmas›na meydan vermezler, yeni bir hü-
kümet kuruluncaya kadar vatandafllar› idare ve siyanet ederlerdi.
Ankara’daki kitabe, vakfiye ve mezar tafllar›n›n hiç birinde hüküm-

180
tarih içinde ankara

darl›k unvan›na dair bir kelime yazd›rmam›fllard›r. Osmanl› Tarih-


leri, I. Murat taraf›ndan Ankara’n›n ahilerden zaptedildi¤ini yazar-
lar. Bu mehazlardan anlafl›ld›¤›na göre Ankara, ahilerden harben
al›nmam›flt›r. Memleket, ahiler taraf›ndan I. Murad’a teslim edil-
mifltir. Buna, I. Murad’›n Ahibaba olmas›n›n da büyük tesiri oldu-
¤u kabul edilebilir. Çünki Karaman o¤ullar›n›n Ankara’y› elde et-
mek için mütemadi tazyikleri karfl›s›nda memleketi müdafaa eden
ahilerin, Osmanl›lara karfl› mukavemet göstermeyiflleri, bunun bir
delilidir.244
Ankara ve çevresine yerleflen Ahiler, Ahî Hac› Murad Mahal-
lesi, Ahî Tura Mahallesi, Ahî Yakub Mahallesi gibi, ismini Ahiler-
den alan mahalleler kurmufllard›r. Beypazar› ve Kalecik’te de is-
mini Ahilerden alan yerleflim birimleri vard›r.
Ankara’da çeflitli gruplar halinde teflkilâtlanan Ahîlerin her
birinin müstakil bir zaviyesi vard›. Küçük flehirlerde ise muhtelif
meslek gruplar› tek bir birlik teflkil edebiliyorlard›. Anadolu Sel-
çuklu Devleti zaman›nda bu birlikler, mesleklere ait problemleri
halletmekte ve devlet ile olan münasebetleri düzenlemekte idi-
ler. Mal ve kalite kontrolü, fiyat tesbiti, bu birliklerin aslî görevi
idi. Bu dönemde, teflkilâta ilk defa girenlere yi¤it veya ç›rak ad›
verilir, ahilik daha sonra kazan›l›rd›. Esnaf birliklerinin bafl›nda
fleyh, halife veya nakibler, bütün esnaf›n en üst makam›nda ise
fleyhü’1-meflâyih bulunuyordu. Ayr›ca mesle¤in gelece¤i aç›fl›n-
dan ç›raklar›n yetifltirilmesine de çok büyük önem veriliyordu. Vak›flar Genel Müdürlü¤ü
Anadolu’da köylere kadar yay›lan Ahîlik, pek çok devlet adam›n›, Vak›f Kay›tlar Arflivi’nde
askerî zümre mensuplar›n›, kad› ve müderrisleri, tarikat fleyhle- bulunan Ahi fierafeddin’in
fleceresinden bir bölüm
rini bünyesinde toplam›flt›r. Bu durum XIV. yüzy›la kadar sürdü;
bundan sonra ise organize esnaf birlikleri fleklini ald› ve iktisadî
faaliyet ön plana ç›kmaya bafllad›.
Ahîlik, Osmanl› Devleti’nin kuruluflunda da büyük rol oynad›.
Âfl›kpaflazâde. Osmanl› Devleti’nin kuruluflu s›ras›nda faal rol
oynayan dört zümre aras›nda Ahîleri de zikreder. ‹lk Osmanl› pa-
diflahlar›n›n ve vezirlerinin ço¤unun Ahî teflkilât›na mensup
fleyhler oldu¤u, I. Murad’›n “fled” kufland›¤› ve teflkilâttan fetih-
lerde askeri bir güç olarak faydalan›ld›¤› bilinmektedir.
XIV. yüzy›l ortalar›nda Orhan Gazi döneminde Anadolu’yu
gezen ünlü seyyah ‹bn Battûta, Ahî birliklerinin flehir ve köyler-
de teflkilâtlanan zenaat ve ziraat ehli zümreler oldu¤unu belirtir
ve tasavvufî hayatla olan yak›nl›klar›na temas edip, misafir oldu-
¤u Ahî zaviyelerinin isimlerini verir.
Ahîli¤e girifl, flerbet içmek (flürb), fled veya pefltemal kuflan-
mak, flalvar giymekle gerçekleflmekteydi. Ahîlik bünyesi içindeki
esnaf birlikleri; ustalar, kalfalar ve ç›raklardan olufluyordu. Ç›rak-
l›ktan itibaren birlik içinde yükselmek için meslekî ehliyet ve liya-
kat flartt›. Ç›raklar mesle¤i çok iyi ö¤renmedikçe dükkân açamaz-
lard›. Esnaf ve dükkân say›lan, ifl aletleri ve tezgâhlar, s›n›rland›-
r›ld›¤› gibi, ihtiyaca göre mal üretimi de esast›. Osmanl› dönemin-

181
tarih içinde ankara

de esnaf birliklerinin idare tarz›na çok önem verilmiflti. Sanat er-


bab› içinde en dürüst ve en çok sayg›ya de¤er olan, muhtemelen
yaflça da önde bulunan bir üstat teflkilât›n reisi olup, kendisine
Ahî deniyordu. Bunlar›n zenaat mensuplar› üzerinde bir fleyh gibi
nüfuzu vard›. Ayr›ca esnaf aras›ndaki inzibat› temin eden ve yi¤it-
bafl› yahut server denilen bir ikinci reis bulunuyordu. Bir flehirde
mevcut zenaat flubesi say›s› kadar olan Ahilerden birisi, di¤erleri-
ne reis oluyor ve buna “ahî baba” ad› veriliyordu. Ahî babalar, ge-
nellikle K›rflehir’deki Ahî Evran Tekkesi’ne ba¤l› olan fleyhler ile
bunlar›n çeflitli illerdeki vekilleri idi. Büyük âlim ve mutasavv›f
fieyh Edebâli de ahî fleyhlerinden olup, Osman Gazi ile s›k› iliflki-
ler kurmufl ve k›z›n› onunla evlendirmiflti. Orhan Gazi ise Ahîli¤e
ait “‹htiyârü’d-dîn” unvan›n› alm›flt›.
Bütün prensiplerini dinin as›l kayna¤›ndan alan Ahili¤in ni-
zâmnâmelerine, fütüvvetnâme ad› verilirdi. Ahîli¤in esaslar›, ah-
lâkî ve ticari kaideleri bu kitaplarda yaz›l› idi. Teflkilâta girecek
kimse ilk önce bu kitaplarda belirtilen dinî ve ahlâkî emirlere uy-
mak zorunda idi. Fütüvvetnâmelere göre, teflkilât mensuplar›nda
bulunmas› gereken vas›flar; vefa, do¤ruluk, emniyet, cömertlik,
tevazu, ihvan’a nasihat, onlar› do¤ru yola sevketme, affedici olma
ve tövbe ‹di. fiarap içme, zina, yalan, g›ybet, hile gibi davran›fllar
ise meslekten at›lmay› gerektiren sebeplerdi.
Özellikle Fâtih devrinden itibaren Ahîlik, siyasî bir güç ol-
maktan ç›karak esnaf birliklerinin idarî ifllerini düzenleyen bir
teflkilât halini ald›. XVIII. yüzy›ldan XX. yüzy›l bafllar›na kadar
Vak›flar Genel Müdürlü¤ü teflkilât›n “gedik” (lonca) ad›n› ald›¤› söyleniyorsa da, 1824 tarih-
Vak›f Kay›tlar Arflivi’nde li Selanik ile ilgili bir arfliv belgesinde ve Ahî Evran Zâviye-
bulunan Ahi fierafeddin’in si’nden bahseden bir takrir’de, ahî baba, ahilik, yi¤itbafl›, üstat-
fleceresinden bölümler
l›k, kethüdâl›k gibi Ahili¤e ait terimlerin kullan›lmas›, bu ismin
uzun süre devam etti¤ini göstermektedir.245
XIII. yy bafllar›nda, Mo¤ol hükümdar› Cengiz Han’›n Asya’da-
ki en uygar Türk kentleri olan Buhara, Semerkand, Taflkent, Belh
ve Merv’e sald›rarak onlar› yak›p y›kmas›ndan sonra, ölüm kor-
kusu nedeniyle bu kentlerden göç eden çok say›daki esnaf ve za-
naatç›, Anadolu Selçuklu ülkesine s›¤›nd›.
Bu ikinci büyük göçte Anadolu’ya gelen Türk topluluklar›n›, ço-
¤unlukla esnaf ve zanaatç›lar oluflturdu¤undan, bunlar›n ço¤u
kendilerine yaflam alan› sa¤layan kentlere yerlefltiler, Anadolu
kentlerinin ekonomik ve sosyal yaflam›nda büyük de¤iflmeye ne-
den oldular. O zamana dek, ço¤u göçebe olan Türk halk› aras›nda
h›zl› bir kentleflme hareketi görüldü. Kente yeni gelenlerin, hem
kentlerde yaflayan Bizans halk›na, hem de kendilerini izleyerek
Anadolu’ya kadar gelen Mo¤ollar’a karfl› örgütlenme zorunlulu¤u
ortaya ç›kt›. Bu amaçla önce, bütün esnaf ve zanaatç›lar tek bir ör-
güt içinde topland›lar. Bu örgüt, “Ahi” örgütüdür. Bu birlefltirilmifl
örgütün üyeleri meslek, toplum, ahlak ve askerlik konular›nda be-
lirli bir e¤itimden geçirildiler. Ahi örgütünde esnaf ve zanaatç›la-

182
tarih içinde ankara

ra bir yandan mesle¤in incelikleri ö¤retiliyor; öte yandan akflam-


lar› topland›klar› Ahi konuk evlerinde, sosyal konularda e¤itim ya-
p›l›yordu. Böylece, Ahi örgütleri içinde yetiflen Türk esnaf ve zana-
atç›lar› aras›nda hem güçlü bir dayan›flma ve yard›mlaflma gelifl-
mifl, hem de yerli Bizans zanaatç›lar ile yar›flabilecek mesleki ye-
tenekler kazan›lm›flt›r.
Orta Anadolu’da Ahi örgütlerinin en güçlü olanlar›ndan birini
kuran, Nas›rüddin Ahi Mahmud Evran’d›r. Ahi Evran’›n XIII. yy orta-
lar›nda K›rflehir’de kurdu¤u ve önce deri iflçilerini örgütledi¤i Ahi-
lik, Ankara kentinde de h›zla yay›ld›. Ankara çevresi hayvanc›l›¤a çok
elveriflli oldu¤undan, dericilik ile ilgili ekonomik faaliyetler, kentin
sosyo-ekonomik yaflant›s›nda önemli bir yer tutuyordu.
Derici esnaf›, kentte topluca (günümüzdeki Bent Deresi semtin-
de) “Debba¤lar” Mahallesi’nde oturuyorlard›. Dere boyunca da on-
lar›n iflyerleri ve atölyeleri vard›. Yap›lan yol kaz›lar›nda, bu eski ifl-
yerlerinin oldukça geliflmifl tesisleri bulundu¤u, yer alt›nda deri ifl-
lerken kullan›lan sarn›çlar, havuzlar ve mahzenler yap›ld›¤› görül-
müfltür. Bu mahalle, daha da geliflerek, Osmanl› döneminin sonla-
r›na dek varl›¤›n› sürdürmüfltür.
Dericili¤in yan› s›ra daha sonraki yüzy›llarda Ankara kentinin
tar›m d›fl› temel üretim kolu olan “sof”culu¤un hammaddesinin
elde edildi¤i tiftik keçilerinin, Asya içlerinden ve Tibet yaylala-
r›ndan Anadolu’ya Selçuklu Türkleri’nce getirildi¤inden ve üre-
tildi¤inden sözeden yazarlar vard›r. Hititler döneminde yap›lan
tafl duvar kabartmalar›nda rastlanan tiftik keçisinin verimlili¤ini
ve üretimini art›racak önlemlerin, Ahi örgütlerince gelifltirildi¤i
bilinmektedir. Ankara’da sofcular, Kalenin do¤usundaki “Avan-
c›klar” mahallesine yerleflmifllerdir.
Ahi örgütleri, zanaatlarda oldu¤u gibi, tar›mda da yerel ön-
lemler gelifltirmifl, bu geliflmelerin kentin ve bölgenin d›fl›na ç›k-
mamas›na özen göstermifltir. Topra¤›n yer yer çorak ve verimsiz
oldu¤u, Ankara çevresinde ba¤c›l›¤›n ve tah›l üretiminin yo¤un-
lu¤unu sa¤layan da bu yerel önlemler olsa gerektir.
Ahiler, üretimin yan› s›ra kentlerin düzeni ve yönetimi ile de
yak›ndan ilgilenmifller; merkezi yönetimin zay›f oldu¤u dönem-
lerde, kent yönetiminde güçlü; güçlü oldu¤u dönemlerde ise,
gene var olmakla birlikte, geri planda kalm›fllard›r.
Ahi örgütlenmesinde kad›nlar›n ayr› bir yeri vard›r. Örne¤in Po-
latl› ilçesi Bac› köyünde Ahi Fat›ma Bac›, Ahi ‹klime Hatun buna
bir örnektir. Ahi örgütünün kendi mal varl›¤› aras›nda zaviyeler, va-
k›f hanlar, tarlalar, hamamlar, imaretler, medreseler (Ahi Yakup
Medresesi, Yeflil Ahi Medresesi, Saraç Sinan Medresesi), muallim-
haneler, mescidler ve camiler bulundu¤u biliniyor. Arslanhane ya
da Ahi fierafeddin Camii, konumu, büyüklü¤ü ve mimari özellikle-
ri nedeniyle, uzun süre kentin “Cuma Camii” olarak kullan›l›r. Ka-
lenin güneyindeki Hisar Kap›s›’n›n hemen d›fl›ndaki düzlü¤ün de

183
tarih içinde ankara

pazar yeri ifllevini gördü¤ünü düflünürsek, daha sonraki yüzy›llarda


bu pazar yeri çevresinde yap›lan hanlarla birlikte, bir ticaret mer-
kezi oluflmufltur.
Harputlu Nakkafl ‹lyas o¤lu Ahmed’in Fütüvvetname’sine gö-
re “futuvva”n›n yedi flart› bulunmaktad›r: Namaz› b›rakmamak;
Hayâ sahibi olmak; Dünyay›, insan› alan ve ilgilendiren, ba¤la-
yan her fleyi ile birlikte terk etmek; Allah’›n yasaklad›¤› fleylerin
nefis dile¤ine ayk›r› harekette bulunmak ve Allah’›n buyruklar›-
na ra¤bet etmek; Helal kazanmak; ‹hvandan (dostlardan) muh-
taç olanlara mal›n› ba¤›fllamak, onlara yumuflakl›kla muamele-
de bulunmak; ‹yili¤i buyurmak, kötülü¤ü nehyetmek.
Fütüvvetnamelere göre on kifliye “fütüvvet ehli” olmak yasak-
lanm›flt›r. Bunlar: Kâfir, Münaf›k, Kalim (dedikodu), ‹çkiye düfl-
kün olan kifli, Dellak, Dellal, Çulha, Kasap, Cerrah ve Avc›’d›r. Fü-
tüvvetnamelerden ç›kan sonuca göre “fütüvvet ehli”nin Müslü-
man olmas› flartt›r. Durum böyle olunca ahili¤in sadece bir es-
naf teflkilat› olmad›¤› anlafl›l›yor. Çünkü bu dönemlerde özellik-
le, Ermeni esnaf› son derece fazlad›r.246

Ahi fierafeddin
Türbesi kitabesi

184
tarih içinde ankara

AH‹ ZAV‹YELER‹

Tasavvuf düflüncesinin anlay›fl ve terbiyesinin ifllendi¤i, derin-


lefltirildi¤i ve halka takdim edildi¤i yerler olan, tarihi oldukça es-
kilere inen tekke ve zaviyelerin, di¤er görevleri aras›nda, oraya ge-
lip giden, belgelerde “ayende ve revende” fleklinde ifade edilen,
beldeye gelen yolcular›n misafir edilmesi, garip ve kimsesizlerin
ihtiyaçlar›n›n giderilmesi gibi sosyal yard›m görevleri vard›.247
fiehir, kasaba ve köylerde veya yollar üzerinde kurulmufl Ahi Evran Türbesi içi
olan, içinde belli bir tarikata mensup fleyh ve dervifllerin yaflad›- (2005, A.E.)
¤›, gelip geçen yolcular›n bedava misafir edildikleri müessesele-
re, 15. as›rdan önce genellikle “zaviye” denilirdi. Bunun yan›nda
ribat, hânigâh, buk’a gibi isimler de kullan›l›rd›. 15. as›rdan iti-
baren ise zaviye kelimesi ile birlikte hânigâh, imaret, tekke, der-
gâh ve âsitane terimlerine rastlan›r.
Zaviyelerin büyük bir k›sm›n›n etraf›ndaki arazilerde bizzat
dervifller taraf›ndan tah›l, sebze ve meyve yetifltiriliyor, civardaki
meralarda s›¤›r ve davar besleniyordu. Elde edilen gelirin bir k›s-
m› zaviyelerin bak›m ve tamirine, bir k›sm› dervifller ve misafirle-
rin yiyip içmelerine, bir k›sm› ile de hizmetlilerin ücretleri ödeni-
yor, geriye kalan› ise vakf›n evlatlar› aras›nda paylaflt›r›l›yordu.248
Görülüyor ki tekke, zaviye ve imaret bazen ayn› manada kul-
lan›l›yor, bazen de imaret, büyük zaviyeler veya sadece aflevleri
için, zaviye de küçük tekkeler için kullan›l›yordu.
Eski Ankara’dan günümüze gelen tekke ve zaviye kal›nt›lar›
azd›r. fiehrin tarihini ve eserlerini anlatan pek çok eserde de bu
konuya de¤inilmekten kaç›n›lm›flt›r. Konu ciddi olarak araflt›r›l-
d›¤›nda, Ankara’n›n tasavvufi hareketler bak›m›ndan önemli bir
flehir oldu¤unun ortaya ç›kaca¤›na inan›yoruz. Ankara yap›lan
sosyal, kültürel ve dini tesislerle mamur edilmifltir. Önceleri tek-
ke ve zaviyelerle halka yap›lan yard›m mekanlar›na, daha sonra
bir de imaret eklenmifltir. fiimdi tarih s›ras›na göre Osmanl›lara
kadar yap›lan bu tesisler konusunda en genifl bilgiyi Muallim
Cevdet’in Ankara’da Ahiler Devri hay›r müesseseleri üzerine bir
çal›flmas›nda buluyoruz.249
Ankara ve çevresinde günümüze intikal etmeyen, vak›f ve
tahrir kay›tlarndan tesbit edebildi¤imiz ahi zaviyeleri flunlar:
Ahi Yakub, Ahi Ören, Ahi Evren, Ahi Elvan, Ahi Âdilflâh, Ahi
Bâyezîd, Ahi Çelebi, Ahi Çomak, Ahi Evrân, Ahi Hâc› Murâd, Ahi
Halife, Ahi Hüsâm, Ahi ‹smâil, Ahi Mahmud, Ahi Mesud, Ahi
Minnet, Ahi Selmân, Ahi fierefüddîn, Ahi Tura, Ahi Yakub, Ahî-
cik, Ahi Balluca.

185
tarih içinde ankara

AH‹ fiERAFEDD‹N (ASLANHANE) ZAV‹YES‹

Ankara flehrindeki zaviyelerin en eskilerinden birisi, günü-


müze baz› kal›nt›lar› gelen Ahi fierafeddin Manzumesindeki za-
viyedir. Aslanhane Camisinin kuzey do¤usunda, Ahi fierafeddin
Türbesini kuflatan zaviye kal›nt›lar›nda, devflirme tafllar kullan›l-
d›¤› görülmektedir.
Güneybat› köflesi teras fleklinde yüksek temele oturan zaviye-
nin ana yap›s›ndan günümüze baz› d›fl duvarlar ve önü sundur-
mal› kap›s› kalm›flt›r. Zaviye, muhtemelen kuzeyinde türbe bulu-
nan bir avlunun çevresinde s›ralanm›fl mekânlardan ibaret idi.
Yap›da bol miktarda Roma devrine ait k›ymetli mimari parçalar
kullan›ld›¤›, çevredeki kal›nt›lardan anlafl›lmaktad›r.
Zaviyenin kap›s› bat›da, camiye bakmaktad›r. Yoldan yüksek-
çe olan kap›n›n üstü devflirme iki sütuna oturan ahflap sundur-
ma ile örtülüdür. Sahanl›¤a merdivenlerle ç›k›l›r. Merdivenin d›fl
yüzüne, geçen yüzy›llarda bir çeflme yap›flt›r›lm›flt›r. Kesme tafl-
tan yap›lm›fl bas›k kemerli kap›n›n iki yan›nda zar bafll›kl› birer
sütünce vard›r.

Ahi fierafeddin (Aslanhane)


Zaviyesi bat› cephesi
(1998, A.E.)

186
tarih içinde ankara

Külliye, zaviyenin bat› duvar›na konulmufl Roma devri aslan


heykelciklerinden ismini almaktad›r.
Kap›dan içeri girildi¤inde güney ve bat›da ev olarak kullan›-
lan, asl› de¤iflmifl zaviyeye ait yap›lar yer al›r. Burada yap›lacak
bir araflt›rmayla zaviyenin plan› ortaya ç›kabilir.250
Osmanl› devrinde yaz›lan 1530 tarihli tahrir defterinde cami,
zaviye ve türbe vak›flar›n›n ayr› ayr› kay›t edildi¤ini görüyoruz.251
Bu durum cami, zaviye ve türbenin farkl› zamanlarda, belki de
farkl› kifliler taraf›ndan yapt›r›l›p vakfedildi¤ine iflaret edebilir.
Ancak Ahi fierafeddin Zaviyesinin 1331 y›l›nda yap›lan Türbe ile
birlikte yap›lm›fl olmas› muhtemeldir.
Vakfiyesi ele geçmeyen zaviyeye ait çeflitli arfliv belgeleri var-
d›r.252 Ahî fierafeddin Zâviyesi vakf›n›n, Ankara ve çevre kazalar-
daki gelirleri hakk›nda çeflitli bilgileri özetleyebiliriz:
Ankara’da Olu¤u Uzun De¤irmeni ve di¤er bir de¤irmen, Celep
kapan›nda dükkanlar, Delü Ömer Bahçesi, Dermiyan Bahçesi,
Baflhâne ve Ankara’da Dermiye zemîninden 8203 akçe, Ahi fierâ-
feddin Türbesine bostan arsas›ndan 200 akçe253, Murtazaâbad Ka-
zas›nda Ço¤al köyünden tar›m geliri ve vergilerden toplam 6389
akçe254, Yabanâbad Kazas›ndan zaviyenin y›ll›k geliri 8203 akçe-
dir.255 Daha sonraki tahrirde ise Ankara’daki geliri 6950 akçedir. 256

Ahi fierafeddin (Aslanhane) Zaviyesi aslanl› cephe (1998, A.E.)

187
tarih içinde ankara

AH‹ VAKIFLARI
‹nsanlara hizmet ve Allah r›zas›n› kazanmak için, zengin kim-
seler taraf›ndan kurulan vak›flar, en güzel fleklini Müslüman Türk-
lerde bulmufltur. Türk-‹slam Medeniyetinin köklü kurumlar›ndan
olan vak›flar›n esas›, zengin insanlar›n kendi arzular›yla mallar›n-
dan bir k›sm›n› ay›rarak, belli kurallara göre hükmi flahsiyet ka-
zand›r›p, amaçlanan kamu menfaatine tahsis edilerek, halka hiz-
mete dönüfltürülmesidir. Burada varl›kl› insanlar›n ihtiyaç sahip-
lerine, onlarla yüz yüze gelmeden bir ibadet anlay›fl› içinde yar-
d›m vard›r. Vakf› kuran kifli mesut, ondan faydalanan insanlar
memnun oldu¤undan toplum huzuru da sa¤lanm›flt›r. Vak›f sis-
temini uygulayan toplumlarda herkes memnun edildi¤inden,
mutluluk oraya kendili¤inden gelmektedir.
Bir devlet gelene¤i olarak O¤uz Kaan’dan beri Türk hakan ve
sultanlar›, milletin babas› kabul edilir. Vazifeleri aras›nda halk›n›
doyurmak, beslemek olan devlet adamlar›n›n âlicenapl›¤› sonucu
dilimize, “Devlet Baba” tabiri yerleflmifltir. Buna paralel olarak
Türklerde yayg›n olan misafirlik ve hay›r duygular›, ‹slâmiyet’e giri-
fli ile canlan›p vak›f fleklinde sistemleflmifltir. Bunun sonucunda
Türkistan ve Türkiye, devlet adamlar› ve zenginler taraf›ndan yap-
t›r›larak vakfedilmifl imaret, zaviye, ribat, kervansaray ve hastane-
lerle donat›lm›flt›r.257 Bu dönemlerde vak›f yolu ile sosyal, dini ve
kültürel hizmetlerin sürekli yürütüldü¤ü flehir ve kasabalardaki
imaretlerde veya bir k›sm› yerleflim yerleri d›fl›nda kalan mevkiler-
deki tekke ve zaviyelerde; misafirlere, vakf›n elemanlar›na, talebe-
lere, fakirler ve düflkünlere bedava yemek verilmekteydi.
Günümüzde devletin görevleri aras›nda say›lan pek çok ka-
mu hizmeti, Selçuklu ve Osmanl› devirlerinde vak›f yoluyla yürü-
Aslanhane Camii mihrab›nda
bulunan rozet (2005, G.G.) tülmekteydi.

188
tarih içinde ankara

AH‹ VAKIFLARINDAN ÖRNEKLER:


SARAÇ S‹NAN VAKF‹YES‹

Vak›flar Genel Müdürlü¤ü, Vak›f Kay›tlar Arflivi, 592 numara-


l› defterin 49 sahife 45 s›ras›nda kay›dl› Hasan Çelebi o¤lu Hac›
Sinanüddin Yusuf’un,, 20 fiaban 687 tarihli vakfiyesinin aynen
örne¤idir:
Takrir: Ankara’da “Saraç Sinan Medresesi Vakf›” 25 Safer 316
tarihinde sad›r olan irade-i aliyye mucebince kay›t olunmufltur.
Esas› : 2 / 3341
Hamdi bisyar ve semai biad ve flumar olvak›f› serariri âlem veraz-
dani kulubi beni adem kâr fermayi kalemi tekvin ve mübdii semavat ve
semin bahfleyendei hay›r âyin Cenab› vacibilvucud hazretlerinin melcei
kâinat ve melaz› kâffei mevcudat olan dergah› azamet penah›na ref’
olunurki bina serayi bülendi, eyvân› asuman ve bedii hiretferibi
kevnümekân ber muktazayi hikmeti aseliyye resmi acip üzre bina ve
kalidi hikmet nusuni ademi lekad “haleknel insane fi ahsen-i takvim”

Saraç Sinan
Türbesinde bulunan
mezarlar (2005, A.E)

189
tarih içinde ankara

nazm› kerimi amimittakrin üzre ketmü ademden ibda ve infla eyledi ve


cevahiri tabendei balavatüselân ve feraidi tahiyyat› ebet peyvendi saadet
irtisam Sulatn› seriri levlak illeti kaiyyeyi icad ve eflâk flerefbahfleyi
evrengi saadet ferman fermayi iklimi flefaat efdali enbiya ve rüsül hadii
eflrefterini sübül Muhammed Mustafa aleyhi ve ala alihi ve ashabihi
ekmelittahaya Hazretlerinin mataf› kudsiyan ve naliflkah› kurubiyan
olan Ravza-i Mutahhara’lar›na icar ve nisar olunurki saadet mendan›
erbab-› hay›r ve salat “femen yamel miskale zerretin hayren yereh” mec-
muni icaz numunu üzre ziyri livai merhamet iltivalar›nda asude neflihi
zilâli inayet ve aflüfte hülan› cerayini asli yevmi tübles serairdeki temy-
iz› zamayiri erbab› envair ve kebair olana desti pürdiâr› fermayan›
duzahdan pena arendei keffül aman› flafaat olurlar Emma badü bu
sarayi penci bi nefa ve ribat› köhne eyvan› müstahilül baka ala’ küllü
fley’in na halallahü batilün mefhumu üzre maberi fena neflimin rencü
ana olup muk›mi manendi dayfü rahin karimi irtihâl küllü naimin li
Saraç Sinan Vakfiyesi sureti
….zailün müeddas›nca nimeti çent revzei dünya misâl deytü zail rahini
(V.G.M.) iznihlâl olma¤la mutahammiram› savap endifle cayi dernek ve arsa
olmayup filhakika bu arsayi bahini dünya kafldisar› dari baka
oldu¤una binaen hala medinei Ankara’da sâkin sahibülhayrat velhase-
nat› velmeberrat madetül ulema vel efad›l ve seyyidülmeflayih elhac
Sinanüddin Yusuf bini Hasan sulbi kebir o¤lu olup meclisi fler’i flerifi
Ahmedi ve mehfeli dini mübini Muhammedide vakf›na lieclittescil
mütevelli nasb olunan Sinanüddin bini Yusuf mahzar›nda ikrar› sahihi
fler’i ve itiraf› sarihi mer’i edüp vakf› hâli zikrin suduruna de¤in her biri
ba temliki vema müstakillen silki milki sahihimden münselik ve taht›
tasarrufumda olup Ankara Sanca¤›’nda ve nahyesinde malumülhudu-
di velmaruf mezrai …dört çiftlik yeri ve der nezdi ve zuhuri fiehir
taht›nda icarei cemin Hüseyin Çelebi veledi ‹brahim demekle arif k›rk
mudluk icarei zemin Mehmet demekle malum iki çiftlik yeri ve yine
icarei zemin ‹brahim yeri demekle maruf yirmi iki dönüm yeri ve derunu
flehre Hisarkapusu ittisalinde Esppazar› (Atpazar›) demekle maruf tulen
otuzbefl ve arzan ikiyüz zira ki bihisab› terbii yedibin zira mimari icarei
vahidelü zemin ve mezrealar› cemii tevabi vellevahik ve muzafatile
Hasbeten lillahilahed ve taleben limerzati vakf› sahihi müebbed ve habsi
sarihi muhalled ile vakf ve habs edüp flöyle flart eyledimki Ankara’da
müceddeden bina eyledi¤im mescid ve ittisalinde ki medrese dahi
nam›nla müsemma ve bina k›l›narak mezrai mezkurdan ve zeminler ve
gallisti mütehassilas›ndan tamir ve termim badel ihraç yevmi üç akçe
itibarile bir akçesi medresei mezkurenin ülema ve sulehadan tedrisu
muktedir mansup olun müdürrisine ve bir akçesi mescidi mezkurenin
iktidaya ehil ve elyak olan imam›na ve bir akçesi mütevelli vakfa
meflruta olup imam ve müderrisin intihap ve tayin ve azl ve ihracile ehil
ve erbab›n›n irtihali daribaka eyledi¤imde ala ehnaihi ve ebnai ebnaihi
neslen bade neslin ve batnen bade batnin ve akiben bade akibin fe

190
tarih içinde ankara

inkarazü felem yebka ahadün minhüm fe salahi ütekaihi ve ebnai ütesi-


hi fe in inkaresü felem yepka ahadün minhüm fesla intihab›
hakimüflfler’i minel imam› velmüderris ve ala evlâdihi ve evlâd› evlâd›hi
mütevelli ola deyu flart ve tayin ve sebti kuyud birle mezraa ve zemini
mezkurlar›n far›gan aniflfleva¤il mütevellii mezkure teslim eyledi¤imde
oldahi tesellüm ve tescil ettirdi deyu takrir ve luzumi vakfa dahi kaza
iltimas edicek Hakimi müflarünileyh akvali eimmei fukahaya müvafakat
buyurup vakf› mezkurun bermucebi flurutu mebsute sihhat ve luzumu-
na dahi hökmü sahihi fler’i ve kazai sarihi mer’i etme¤in min baad
hökmü hakimi müflarün ileyh ile vakf› mezbur sahih ve laz›m olup nak›z
ve tahvili muhâl ve tebdil ve ta¤yiri mümteniul ihtimâl oldu. Femen bed-
delahu badema semiahu fe innema ismihu alellezine yubeddilunehu
innallahe semiun âlim ve ecrilvâk›f› alelhayyilcevadilkerim cera zalike ve
hurrire filyevmil iflrina min flehri fiabanilmuazzam lisene seb’a ve seme-
nine ve sitte mietin.

AH‹ HACI MURAD O⁄LU


AH‹ fiEMSEDD‹N AHMED VAKF‹YES‹
Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Vak›f Kay›tlar Arflivi’nde bulunan
581 Numaral› defterin 426. sayfa, 411. s›ras›nda kay›tl› Ankara’da
“Ahi fiemseddin Ahmed Vakf›”na ait evas›t› zilkade 842 tarihli
Arapça vakfiyenin dibace ve dua cümleleri ve ayeti kerime ve
ehadisi flerife hariç olarak tercümesidir:
“Cenab-› Hakk’a hamd ve sena, Resulüne ve âli ve ashab›na salat ve se-
lâmdan sonra erbab-› mürüvvetin piflivas›, ashab-› fütüvvetin mutemedi,
Beytullah ve Mescid-i Haram› ziyaret eden Hac› fiemseddin Ahî Ahmed ib-
ni Ahi el-hac Murad ibni Ahi el-hac Hüsam, Cenab-› Hakk’›n tevfiki ile in-
san›n, yedi¤ini tüketüp, giydi¤ini eskitti¤ini ve tasadduk etti¤i fleyi ibka ey-
ledi¤ini idrâk eylemesi üzerine, Ankara flehrinde; babas›n›n ad› ile bilinen
mahalle (Ahi Hac› Murad) de bulunan güneyi mezarl›k, do¤usu dedesi (Ahi
Hac› Hüsam) nin zaviyesi, bat›s› ‹zzet ad›nda kiflinin mülkü, kuzeyi cadde
ile s›n›rlar› belirtilen yerde bir medrese bina ve infla etmifltir.
‹lim ö¤renmek isteyen talebeler için, sadece Allah r›zas›n› kazanmak
maksad›yla bu medreseyi vakfetti. Bu medresenin masraflar› içinde bir va-
k›f kurdu. Bu vak›f içinde bizzat kendi tasarrufunda ve mülkü olan emlaki-
ni Allah r›zas› için vakf etti. Vakfedilen emlakler flunlard›r:
Husunlar (Kusunlar) ad›ndaki köyden hissesine düflen pay›, Bay›nd›r
ad›ndaki köyden hissesine düflen pay›, Dumlup›nar ad›ndaki harab köyden
hissesine düflen pay›, Bektafl ad›ndaki köyden hissesine düflen pay›, Hamur-
cuk ad›ndaki köyden hissesine düflen pay›, Yaflp›nar nam›ndaki harab köy-
den hissesine düflen pay›n tamam› olub, bunlar›n cümlesi dar’ül-h›sn (An-
kara Kalesi) Ankara etraf›nda bulunan ve cümlesi mahallinde ahali ve çift-
çileri aras›nda meflhur oldu¤undan s›n›rlar›n›n belirtilmesine gerek yoktur.
‹smail köyünden hissesine düflen pay› ve Alpa¤ut köyünde hissesine düflen

191
tarih içinde ankara

Vak›flar Genel Müdürlü¤ü


Vak›f Kay›tlar Arflivi’nde
581 Numaral› defterde
kay›tl› bulunan
“Ahi fiemseddin Ahmed Vakf›”
Vakfiyesi’nin kay›t sureti

pay›n tamam›d›r. Bu iki köy Ankara’ya ba¤l› Mürtedovas› nahiyesinde bu-


lunmaktad›r.
Ankara Mürtedova nahiyesinde bulunan, “Habibviran›” diye meflhur ve
mahallinde flöhretine binaen tahdidden müsta¤ni mezrean›n tamam›.
Ankara Mürtedova nahiyesinde “Piyamlu” mevziinde bulunan, güneyi
ve do¤usu Ahi Ali mülkü, kuzeyi Sarmiye medresesi vakf›, bat›s› cadde ile
çevrili mezrean›n tamam›.
Ankara flehrinde Koyunpazar›’nda bulunan, kuzeyi Kas›m ibni Seyidi,
do¤usu mescid güneyi ve bat›s› cadde ile s›n›rl› “mengene” (masara)nin ta-
mam›d›r.
Zikrolunan köyleri ve ad› geçen iki mezreay› bütün hudud ve hukukla-
r›yla: yol ve yolaklar›yla, tevabi ve levahiki, rüsum ve muzafat›, mezrealar›
ve meralar›, sap dökülen yerleri ve harman mahalleri, ev yerleri ve a¤açlar›,
ba¤lar›, sulak ve kurak yerleri, kuyular› ve nehirleri, da¤lar› ve tepeleri, yu-
muflak ve sert yerleri, eski vak›flar ve eski hay›rlardan baflka vücuh ve esba-

192
tarih içinde ankara

Vak›flar Genel Müdürlü¤ü


Vak›f Kay›tlar Arflivi’nde
581 Numaral› defterde
kay›tl› bulunan
“Ahi fiemseddin Ahmed Vakf›”
Vakfiyesi’nin kay›t sureti

b›n tenahisine kadar kendilerine mahsus, hariç ve dahil, iliflkili ve müstakil


bütün haklar› ile birlikte, ad› gçen Mengene’ye dahi cümle hudud ve huku-
ki taraik ve meraf›k› ve vucuh ve esbab›n tenahisine kadar hariç ve dahil
kendine mahsus haklar› ile birlikte zevab›t›n› cami ve fleraitini havi ve me-
vaniden hali ve kavat›dan ari olarak ve sat›lamaz, hibe olunamaz, rehin olu-
namaz, tebdil ve istibdal olunmaz, bir seneden fazla icar ve kiraya verilemez,
hayrülvarisin olan Cenab-› Hak arza ve üzerinde bulunanlara varis olun-
caya kadar kimseye irs olmaz bir mahiyette vakf› sahihi fleri ve habs› sarihi
mer’I ve tesbili muteberi merzi ile vakf ve habs ve tesbil eyledi.
Mezkûr vak›f; evkaf› mezkurede tevliyeti sa¤ oldukça kendine, vefat›n-
dan sonra evlad›n›n salih olan›na, sonra erkek ve k›z evlad›ndan devam eden
neslinin salih olar›na, flayet bunlar›n soyu kesilirse vak›f›n (Ahi fiemseddin
Ahmed) kardefli Hüseyin o¤lu ‹brahim Bey’e ve o¤luna sonra evlad›n›n sa-
lih olan›na, sonra erkek ve k›z evlad›ndan devam eden neslinin salih olan›-
na, flayet bunlar›n soyu kesilirse vak›f›n (Ahi fiemseddin Ahmed) di¤er kar-

193
tarih içinde ankara

defli Ahi Adil o¤lu Batura Bey’e ve o¤luna sonra evlad›n›n salih olan›na,
sonra erkek ve k›z evlad›ndan devam eden neslinin salih olan›na, flayet bun-
lar›n soyu kesilirse evkaf› mezkurede tevliyeti Ahi Mamak o¤lu Ahi Mah-
mud’un o¤luna sonra evlad›n›n salih olan›na, sonra erkek ve k›z evlad›ndan
devam eden neslinin salih olan›na, flayet bunlar›n soyu kesilirse Ankara
flehrinin Hakim’ine flart k›ld›.
Kezalik mumaileyh vak›f, zikrolunan vak›flar›n sunufu isti¤lal ile ist¤lal
olunmas›n› ve bunlardan has›l olan gallenin mecmuunun sülüsü hakk› tev-
liyet olarak mütevelliye sarf olunmas›n› ve (di¤er ) sülüsünün mütevelli ye-
dinde sarf olunmak flart ile mezkur medresenin rekabesine sarf olunmas›n›
ve bu sülüsden rekabeden artan› vak›f›n dedesi Ahi Hac› Husam’›n zaviye-
sinin masraflar›na ve bu zaviyeye gelenlere sarf olunmas›n› ve (di¤er) sülü-
sününde mütevelli elile müderise sarf olunmas›n› flart eyledi.
Ve kezalik mumaileyh vak›f da mezkûr mengene mahsulunun n›sf›n›n
mezkûr medresede yat›l› kalan ve okuyan talebeye, kandil ya¤› için sarf
olunmas›n› ve di¤er n›s›fdan her sene medrese kandil ya¤› için dört batman
sarf olunmas›n› ve kalan›n›n mütevelliye sarf olunmas›n› flart k›ld›.
Evkaf› mezkûreyi tefasili meskûresi ile beraber meflayihin halefi Seyyidi
Ahmed ‹bni Seyyidi Mehmed’e evkaf›n bütün umurunu zabt›n› ve bütün
kuyud ve mesalihin tanzimini tefviz ederek teslim eyledi. Sonra vakf›n ade-
mi luzumu ile ihticac ederek vakf›ndan rücu ve evkaf› mezkurenin milkine
iade olunmas›n› murad eyledi. binaen aleyh mezkur Seyyidi Ahmed, müc-
tehidinden lüzumunu rey edenlerin kavline binaen vakf› mezkurun luzumu-
nu iddia eyledi. Bu hususda atabe-i aliyyede kad› ve bu vakfiyye-
i fler’iyyenin balas›n› tevki ve tescil eden zata ç›kt›lar ve bu hakim ise bu vak-
f›n sihhat ve lüzumuna hüküm edüp fleraitini cami ve vakf ve hüküm ve tes-
cile bir tak›m uduli mesuli iflhad ederek tescil eyledi. Binaenaleyh ad› geçen
vak›f gökler ve yerler durdukça nehci meflruh üzre daim ve müttefekunaleyh
bir vakf› laz›m oldu üzerine gelen ezman ve avan ve ahyan bu vakf› ancak
muhkem ve mübrem ve laz›m k›la bu vakf›n kavaidi ta¤yir ve mevaridi teb-
dil olunamaz kim ki tebdil eder ve bu vakf› veflurut ve kuyudundan birini
ibtale say ederse vizrü vebal ve cenab› hakk›n ve meleklerinin ve cümle na-
s›n lanetleri an›n üzerine olsun vak›f ve hüküm ve tecsil ve iflhad ve tahrir
842 senesi Zilkidesinin evas›t›nda vaki oldu.”

Yeflil Ahi Camii


(2005, A.E.)

194
tarih içinde ankara

‹LHANLILAR
Türkiye Selçuklular› devleti y›k›l›nca 1304-1341 tarihleri ara-
s›nda Anadolu, ‹lhanl› vali ve kumandanlar ile idare edilmek-
te idi. Anadolu’da bulunan ‹lhanl› askerlerinden bir k›sm› da
Devlet-fiah Kumandas›nda Ankara civar›nda oturuyordu. ‹lhanl›
hükümdar› Ebu Sait Bahad›r Han (716-736) Tebriz’de vefat edin-
ce ortaya ç›kan kargafladan faydalanan Devlet-fiah, Ankara’da
hükümranl›¤›n› ilan etmifltir. Vefat edince yerine o¤lu Bahti-
yar Melik Nas›r yerine geçmiflti.
‹lhanl› hükümdar› Ebu Said Bahad›r Han, Emir Eretna’y› ken-
dine naip olarak Anadolu’ya tayin etmifl, halk›n üzerindeki hay-
van say›m vergisini kald›rmak üzere 1330 y›l›nda Ankara’ya gön-
dermifltir.258 Ankara’da ‹lhanl› hâkimiyetini belgeleyen bir kitabe
vard›r. D›fl Kale’nin At Pazar›na aç›lan kap›s›n›n üstünde yer alan
Farsça kitabe, 1330 tarihlidir.
Vergi toplama talimatnamesi olan kitabenin Türkçe’si:
“Allah iflleri kolaylaflt›rand›r. Ahali, toplanan kupçurun ve bu¤day›n çok-
lu¤undan flikayet etmifllerdir. Cihan› fethedenin ferman›n›n hükmü Engüri-
ye’ye vard›¤› zaman Müslümanlar padiflah›n›n (mülkü daim olsun) devleti-
nin devam› için yediyüz otuz senesi mart ay›n›n bafl›ndan itibaren vilâyete ya-
sa budur ki; para ve cinsleri belli olsun ve deftere kaydedilerek flehir damgas›
bulunsun. Yasan›n hükmü bu ola. Her kim fazla kupçur ve kanunsuz öflür
isterse Alklah›n ve meleklerin ve peygamberlerin lâneti ona olsun. Bu emri iflit-
tikten sonra kim de¤ifltirirse günah› de¤ifltirenedir. Halil yapt›.”259
Ebu Said Bahad›r’›n vefat›ndan sonra da Emir Eretna, Anka-
ra dahil olmak üzere Anadolu’nun bir k›sm›na hakim olmufltur.
Ankara, onun ve o¤lu G›yaseddin Mehmed zaman›nda tayin et-
tikleri valiler taraf›ndan yönetilmifltir. G›yaseddin Mehmed ad›-
na Ankara’da para bas›lm›flt›r.260

‹lhanl› devri vergi


kitabesinin bulundu¤u
Hisarkap›
(2005, A.E.)

195
tarih içinde ankara

Ankara Kalesi girifl kap›s› üzerinde bulunan ‹lhanl› vergi kitabesi (2005, A.E.)

Ankara Kalesi do¤u surlar› ve Akkale (2006, A.E.)

196
tarih içinde ankara

ANADOLU BEYL‹KLER‹
Selçuklular›n Mo¤ollar taraf›ndan yenilip bir müddet devlet-
lerinin onlara ba¤l› olarak yaflamas› s›ras›nda Anadolu’nun çe-
flitli yerlerinde, Selçuklu veya Türkmen Beylerinin ileri gelenleri
taraf›ndan bir tak›m beylikler kurulmufltur. Bu beylikler aras›n-
dan zamanla Osmanl›lar s›yr›l›p ç›kacak, “Devleti Âliyye-i Osma-
niye” fleklinde isimlendirdikleri devlet 600 y›l yaflayacakt›r.261
Ankara yöresinde ara ara hakim durumda olan beylikler; Can-
daro¤ullar›, Germiyano¤ullar› ve Karamano¤ullar›’d›r.

GERM‹YANO⁄ULLARI
Kütahya ve civar›nda kurulan ve bir Türkmen beyli¤i olan
Germiyano¤ullar›, bir müddet Ankara civar›na hakim olmufllar-
d›r. Bu hakimiyeti, Ulus semtinde iken 1940’l› y›llarda y›k›lan K›-
z›l Bey Camii’nin, 1299 tarihli minberinin tamir kitabesinden ö¤-
reniyoruz.
Ankara Etno¤rafya Müzesi’de bulunan ahflap kitabede flu ifa-
de yaz›l›d›r: “Bu mübarek minberin onar›lmas›, yenilenmesi, büyük sul-
tan din ve dünyan›n yükse¤i, fetih babas›, memleketler zapteden, Feramürz
o¤lu Keykubat -Allah Sultanl›¤›n› sürekli k›ls›n- zaman›nda büyük ve ulu
1920’li y›llarda Zincirli
bey Aliflir o¤lu Yakup -Allah onun parlakl›¤›n› ve kudretini tecdit eylesin- Camii ve civar› (BELKO)

197
tarih içinde ankara

1900’lü y›llarda K›z›lbey


Camii ve Türbesi
(VEKAM)

taraf›ndan 699 (1299) y›l› aylar›nda yapt›r›ld›.” Bu ifadeden Germi-


yanl›lar’›n hâkimiyetlerini Ankara’ya kadar uzatt›klar›n› ve Sel-
K›z›lbey Camii ahflap yap› çuklu hâkimiyetini tan›d›klar›n› anl›yoruz.
elemanlar› (2005, A.K.)

198
tarih içinde ankara

Bu kitabede ad› geçen Yâkub, Kerîmüddin Aliflîr’in o¤ludur.


Beyli¤in ilk müstakil idarecisi olan Yâkub Bey devri, Germiyano-
¤ullar›’n›n en güçlü dönemidir. 1300 y›llar›nda ba¤›ms›zl›¤›n› ka-
zand›¤› anlafl›lan Yâkub Bey’in hâkim oldu¤u topraklar, “Yâkub-
ili” ad›yla adland›r›lmaktad›r. Daha sonraki y›llarda Yâkub Bey,
di¤er Anadolu beyleriyle birlikte y›ll›k bir vergi karfl›l›¤› ‹lhanl›-
lar’› metbû olarak tan›m›fl, 1314 y›l›nda Anadolu’ya gelen Emîr
Çoban’a itaatini bildirmifltir.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin torunu Ulu Arif Çelebi’nin
1312’den önce Denizli ve Kütahya’y› ziyaret etti¤i zaman görüfl-
tü¤ü ve üzerinde manevî nüfuz kurdu¤u Yâkub Bey’in Osmanl›-
larla ilk dönemlerdeki münasebetleri, beylikler üzerindeki hima-
ye politikas› sebebiyle pek dostça olmad›.
Nitekim ilk Osmanl› kroniklerinde, Osman Bey’in 1313 y›l›n-
da Leblebici (Leblüce) Hisar›n› fethe giderken Germiyanl›-
lar’dan çekindi¤i için o¤lu Orhan Bey’i, Köse Mihal ve Saltuk Alp
ile birlikte Karacahisar’a (‹nönü) gönderdi¤i, Germiyanl›lar’›n
teflvikiyle Çavdar Tatarlar›n›n bu durumdan faydalanarak Os-
manl› topraklar›na hücum ettikleri, Karacahisar flehrini ve paza-
r›n› bast›klar› belirtilmektedir.
Germiyano¤ullar›’n›n Ankara ve civar›nda ne kadar süre haki-
miyet sa¤lad›klar› bilinmemektedir.262

CANDARO⁄ULLARI
Selçuklu Sultan› Alaaddin Keykubad’›n uç beylerinden ve bü-
yük emirlerinden olan Hüsameddin Çoban, Kastamonu civar› ha- Bir dönem Candaro¤ullar›
kimlerinden olup, deniz afl›r› gazalar yaparak flöhret kazanm›flt›. hakimiyetinde bulunan
Kalecik ve Kalecik Kalesi
Sultan taraf›ndan kendisine Kastamonu beyli¤i verildi ve “Çoban- (2004, A.E.)

199
tarih içinde ankara

o¤ullar›” ad› alt›nda faaliyette bulundular. Ankara ve civar›na ya-


k›nl›¤› dolay›s›yla Kuzey bölgelerin hakimiyetini de ellerinde tuttu-
lar. Selçuklulara tabi olan bu beylik, üç as›r Kastamonu çevresine
hakim oldu, flehri ilim ve sanat merkezi yapt›lar. Ankara flehir mer-
kezinde bulunan ve günümüzde mevcut olmayan Baklac› Baba
mescidi kitabesinde “Bu mescidin imar›n› Çoban o¤lu Yakub, 697
hicri - 1298 miladi y›l›nda emretti” ifadesinden, baz› dönemlerde
Ankara flehir merkezine de hakim olduklar›n› göstermektedir. Bak-
lac› Baba mescidinin Candaro¤ullar›’ndan Süleyman Pafla’n›n en
küçük o¤lu Çoban Bey’in o¤lu Yakub Bey taraf›ndan yapt›r›lm›fl ol-
mas› kuvvetli ihtimaldir.
Candaro¤ullar›
döneminde yap›lan
Baklac› Baba Mescidi
kap›s› (2006, A.E.)

K›z›lcahamam- Saray
Köyü Kervansaray›
kal›nt›lar› (2005, A.E)

200
tarih içinde ankara

Daha sonraki y›llarda “Candaro¤ullar›” ve “‹sfendiyaro¤ullar›”


olarak an›lacak olan bu beylik mensuplar›, Ankara ve civar›nda
vak›flar kurmufllar, vak›f eserler infla ettirmifllerdir. Çobano¤ulla-
r›, Karamano¤ullar› gibi Ankara’y› tahrip etmemifller, tam aksine
imar etmifllerdir. Günümüzde Kalecik ve K›z›lcahamam ilçelerin-
de Candaro¤ullar›’na ait yap›lar mevcuttur.263
Candaro¤ullar›’n›n bir kolu olan ‹sfendiyaro¤ullar›’ndan Me-
lik ‹sfendiyar’›n Kalecik’te “fieyh H›z›r Zaviyesi”ne vak›f arazileri
vard›r.

KARAMANO⁄ULLARI
‹lhanl›lar’›n Anadolu’yu boflaltmalar›ndan sonra, birkaç y›l
Eretna Beyli¤i’ne ba¤l› kald›¤› anlafl›lan Ankara’da, 1344’te ba-
¤›ms›z bir Ahi yönetimi kuruldu. 1354’te Orhan Gazi’nin o¤lu Sü-
leyman Pafla’ca Osmanl› topraklar›na kat›lana dek, kentin on y›l
bu yönetimin alt›nda kald›¤› san›l›yor.
Asl›nda Ankara, Osmanl›lar’ca iki kez al›nm›flt›r. Kenti önce
Süleyman Pafla 1354’te, sonra da I. Murad 1362’de ele geçirmifl-
tir. Netayic ül-Vukuat’da bu konuda flunlar yaz›l›d›r: “Hüdaven-
di-gâr Gazi lakab› ile ün salan I. Sultan Murad, 1362’de babas›
Orhan Gazi’nin yerine tahta geçti. ‹lk ifli, ordusu ile yürüyüp An-
kara Kalesi’ni, Selçuklu beyleri kal›nt›lar›ndan olan Ahiler ad›n-
daki zorbalar elinden almak oldu”. Ayn› konuda, Hammer’de flu
sat›rlar yaz›l›d›r:
“Bilindi¤i gibi Selçuklu ailesinin sönüflünden sonra Selçuklu
Devleti’nin mirasç›lar› durumunda bulunan onbefl bey aras›nda
kendisini en kuvvetli hisseden, Karaman hükümdar› olmufltur.
Osmanl›lar›n her an artmakta olan güçlerinin kendisi için haz›r-
lamakta oldu¤u tehlikeyi sezince ve Osmanl›lar›n son teflebbüs-
lerinden endiflelenince, onlarla savafla karar verdi. Padiflah›n, as-
Karaman, Karamano¤ullar›
keri tam Avrupa’ya hareket edece¤i bir s›rada, f›rsattan istifade Türbesi (2005, A.E.)
ederek, Asya’da savunmas›z kalan Osmanl› ülkesine hücum etti.
Sald›r›fl›n›n sonucunu sa¤layabilmek için Karaman Beyi, Ga-
lata’daki büyük emlak sahiplerini, Ahileri, isyana flevklendirdi;
bunlar Ankara hükümetini elde etmifllerdi. Murad, Elespon k›y›-
lar›ndan Anadolu s›n›r›na y›ld›r›m süratiyle yetiflerek Ahileri
bozdu. Ve Ankara’n›n anahtarlar›n› elinden ald›. ‹skender’in Kü-
çük Asya’daki fetihlerinin kuzey noktas› olan, Hilafetin ve Bizans
‹mparatorlu¤unun yükselifl ça¤lar›nda, Konstantiniya (‹stanbul)
ve ‹slam hükümdarlar› aras›nda sürekli bir çekiflme konusu tefl-
kil eden Ankara, hemen her ça¤da tifti¤i, meyveleri, örtüleri,
kapl›ca sular›, pehlivan yetifltirmesi ve ibadethaneleri ile flöhret
kazanm›flt›r...”264

201
tarih içinde ankara

ANADOLU BEYL‹KLER
DEVR‹ ESERLER‹
YEfi‹L AH‹ (YEfi‹L A⁄A)
CAM‹‹ VE MEDRESES‹

Hamamönü, Sar›ca Sokak’ta bulunan cami, boyuna dikdört-


gen planl› çat›l› bir yap›d›r. Tafl temele oturan caminin duvarla-
r›, kuzeyde tu¤la, di¤er üç cephede kerpiç örgülüdür. Genifl sa-
çakl› çat›s› alaturka kiremitle örtülüdür.

Yeflil Ahi Camii


(2005, A.E.)

202
tarih içinde ankara

Kuzeydeki son cemaat yerinin iki yan› kapal›d›r. ‹ki aya¤›n ta-
fl›d›¤› üç sivri kemerle avluya aç›lan son cemaat yerinin üstüne
mahfelin devam› uzanmaktad›r. Altl› üstlü iki s›ra halindeki pen-
cereler, do¤u ve bat›da sekizer adet, güneyde dört adettir. Pen-
cereler dikdörtgen flekilli olup, alttakiler, üsttekilere göre büyük-
tür. Son cemaat yerinin bat›s›na bitiflik kesme tafl kaideli, tu¤la
gövdeli bodur minarenin kaidesi, cami boyunca yükselmektedir.
Gövdesi s›val› minarenin flerefe korkuluklar›, tafltan yap›lm›flt›r.
Petek konik bir külahla örtülüdür. Boyuna dikdörtgen planl› ha-
rimin tavan›, beden duvarlar›na oturmaktad›r. Kuzeydeki mah-
fel, dört ahflap direkle tafl›nmaktad›r. Ahflap tavan›n ortas›ndaki
alt›gen göbek, geometrik motiflerle süslüdür. Caminin alç› mih-
rab› tavana kadar yükselmektedir. Befl kenarl› mihrap niflinin üs-
tü mukarnas kavsaral›d›r. Nifli, yaz› ve bitkisel süsleme silmele-
ri çevrelemektedir. Köfleleri sütunceli niflin içi ve üstündeki bofl-
luk, geometrik süslemelidir. Mihrab›n üstünde, palmet s›ras› di-
zilmifltir. Minberi yenidir. Caminin yan›nda Osmanl› devrinde
yap›lan bir medrese ve zaviye vard›. Osmanl› devri sonuna kadar
e¤itim yap›lan; Caminin bat›s›ndaki Yeflil Ahi Medresesinden bir
iz kalmam›flt›r.265 Yeflil Ahi Cami, ilk olarak Ahi Murat taraf›ndan
XIV. yüzy›lda yapt›r›lm›fl olmal›d›r.
Caminin mevcut hali, XVII veya XVIII. yüzy›lda yenilenen ya-
p›d›r. ‹lk yap›l›fl›n›n özelliklerini tafl›mamaktad›r.266 Cami, 1953-
1959, 1975 ve 2003 y›llar›nda onar›lm›flt›r.267
Yeflil Ahi Camii
kuzey cephesi (2005, A.E)

203
tarih içinde ankara

AH‹ ELVAN CAM‹‹

Samanpazar›’ndan Atpazar›’na ç›k›lan yolun solunda yer al-


an, dikdörtgen planl›, çat›l› bir yap›d›r. D›fltan sade bir görünü-
me sahip cami, ahflap minberi ve çok direkli kuruluflu ile önem
kazanm›flt›r.
Kuzeye do¤ru yükselen meyilli bir arazide yer alan oldukça
büyük bir yap› olmas›na ra¤men caminin, son cemaat yeri ve av-
Ahi Elvan Camii lusu yoktur.268 Kesme tafl kaideli minare, kuzeybat› köflededir.
ahflap minberi (2005, A.E.) Minarenin gövdesi ve petek k›sm› tu¤lad›r.

204
tarih içinde ankara

Ahi Elvan Camii


do¤u cephe (2005, A.E.)
Cami duvarlar›n›n alt k›s›mlar› iri moloz tafl, üst k›s›mlar› ker-
piç örgüdür. Yak›n zamanlarda yap›lan onar›mlarda duvarlar› tu¤-
la örgü ile kuvvetlendirilmifltir. Çat›s› alaturka kiremitlidir. Kuzey
cephesinde, mahfel kap›s›ndan baflka bir aç›kl›k yoktur. Caminin
ana kap›s› do¤u cephenin ortas›ndad›r. Bu cephede, altta kap›n›n
sa¤›nda bir, solunda iki pencere ve üstte üç pencere vard›r. Güney
cephede üç alt, üç üst pencere bulunmaktad›r. Bat› cephelerde iki
alt, dört üst pencere ile üçüncü bir kap› daha yer almaktad›r.
Boyuna dikdörtgen planl› caminin ahflap tavan›, üç s›ra ha-
Ahi Elvan Camii
linde dizilen dörder adet ahflap direkle tafl›nmaktad›r. Do¤uda kuzeybat› cephe (2005, A.E.)
kap›n›n aç›ld›¤› dar bir sah›ndan sonra mihrab›n oldu¤u genifl
bir sah›n ve bat› tarafta daha dar iki sah›n uzan›r. Toplam oniki
adet ahflap sütun üzerine mihraba dikey olarak, üç s›ra halinde
uzat›lm›fl iri hat›llar, sütunlara devflirme bafll›klar ve ucu profilli
yast›klarla oturmaktad›r. Hat›llar ve duvarlara enine uzat›lan ucu
profilli konsollar üzerine enine konan kirifllere, tavan tahtalar›
çak›lm›flt›r. Ortadaki genifl sah›n›n tavan›, iki s›ra konsolla di¤er-
lerine göre daha yüksekçedir.
Caminin kuzeyindeki genifl ahflap mahfel, üstten ikinci s›ra-
daki direklere kadar uzanmaktad›r. Mahfelin alt›, üst k›sm›n ya-
r›s› kadar genifllikte, ahflap kafeslerle harimden bölünmüfltür.
Mahfel direklerinde altta ve üstte profilli yast›klar vard›r.

205
tarih içinde ankara

Ahi Elvan Camii minberi ve


usta kitabesi (2005, A.E.)

Caminin ahflap minberinin yan aynal›klar›nda motifler, taklit


kündekâri tekni¤i ile birlefltirilmifltir. Oniki kollu bir y›ld›z merkez
olmak üzere, ç›talarla meydana getirilen çokgen ve y›ld›zlardan
oluflan geometrik alanlar, oyma tekni¤i ile yap›lm›fl, çeflitli rûmî
motifleri ifllenmifl parçalarla doldurulmufltur. Minberin köflk k›s-
m›n›n alt›nda da ayn› teknikte çokgenlerden oluflan bir süsleme
mevcuttur. Korkuluk ve di¤er k›s›mlar›n kenarlar›nda rûmî motif-
leri ifllenmifl çerçeveler dolaflmaktad›r. Parmakl›klar geometrik
flekillerle doldurulmufltur. En altta dilimli kemerli kaide vard›r.
Minberin yan taraflar›nda baz› parçalar noksand›r.
Bugün ‹stanbul Türk ‹nflaat ve Sanat Eserleri Müzesinde bu-
lunan caminin ahflap pencere kanatlar›, Selçuklu a¤aç iflçili¤i
gelene¤inde oyma tekni¤iyle yap›lm›flt›r. Mevcut dört çift pence-
re kanatlar›ndan bir k›sm›, kündekâri tekni¤indedir. Baz›lar›nda
yaz› panolar› vard›r. Geometrik geçmeler, palmet ve k›vr›k dal
motifleri ifllenmifltir.269
Alç› mihrap, befl kenarl› bir nifle sahiptir. Niflin içi, minberde
görülen y›ld›z ve çokgenlerden müteflekkil bir süsleme ile doldu-
rulmufltur. Üstü, bir s›ra yaz› kufla¤›ndan sonra mukarnasl› kav-
sara ile sona ermektedir. Köflelerdeki sütuncelerin zar bafll›klar›,
rozet süslemelidir. Mihrab› kuflatan üç s›ra silmeden, d›fltaki in-

206
tarih içinde ankara

Ahi Elvan Camii


ahflap minberi üzerinde
ce rûmîlerle süslü bir yaz› kufla¤›d›r. Ortada mukarnasl› bir sil- bulunan onar›m kitabesi
me ve içte geometrik geçmeli bir silme vard›r. Kavsaran›n iki ya- (2005, A.E.)
n›ndaki boflluk, y›ld›zlardan oluflan bir süsleme ile doldurul-
mufltur. Üstte mukarnasl› bir çerçeve içindeki pano, yaz› ile de-
¤erlendirilmifltir. En üstte palmet s›ras› vard›r. Caminin Arapça
yenilenme kitabesi, minber kap›s›n›n üstüne ifllenmifltir. Minber-
de ayr›ca usta kitabesi vard›r. ‹ki bölüm halindeki Arapça kitabe-
den sol korkuluktaki usta kitabesinin Türkçe’si:
Allah’a hamd olsun. Bu mübarek cami Murad Han o¤lu Bayezid Han o¤-
lu yüce sultan, Arap ve Acem padiflahlar›n›n efendisi, din u¤runa savaflanlar›n
ve gazilerin yard›mc›s›, kâfir ve müflrikleri kahreden sultan Mehmed Han -Al-
lah devletini ve mülkünü ebedi k›ls›n- zaman›nda 816 y›l› aylar›nda yenilendi.
Nizamüddin Zehran o¤lu ‹sa o¤lu Hac› Mecdü’ddin o¤lu Mehmed Bey
o¤lu Hac› Elvan, hayrat›n sahibidir. Allah hasenat›n› kabul etsin
Harputlu marangoz Bayezid o¤lu Mehmed (bu minberi) yapt›.270
Kitabeye göre cami, 816 / 1413 y›l›nda Hac› Elvan taraf›ndan
yenilenmifl ve içine Harputlu Mehmed bin Beyazid’in yapt›¤› ce-
viz minber konmufltur. Camiyi ilk yapt›ran Ahi Elvan 784 / 1386
de vefat etmifltir.271 Buna göre caminin XIV. yüzy›l›n 2. yar›s›na
tarihlenmesi gerekir.272 Cami, 1952-1956, 1962, 1985 y›llar›nda
onar›lm›flt›r.273

207
tarih içinde ankara

AH‹ YAKUP CAM‹‹


Hac›bayram Camii kuzeydo¤usunda bir yamaç üzerinde yer
alan Ahi Yakup Camii, dikdörtgen planl›, çat›l›, kerpiç duvarl› sa-
de bir yap›d›r. Tafl temele oturan caminin duvarlar› kerpiçle
örülmüfltür. Genifl saçakl› çat›s›, alafranga kiremitle kapl›d›r.
Mescidin iç ve d›fl duvarlar› tamamen s›va kapl›d›r.
Kuzey-güney yönünde uzanan son cemaat yeri ve ana me-
kanda birer alç› mihrap yer al›r. Son cemaat yeri ara bir döfleme
ile iki katl› hale getirildi¤inden, buradaki mihrap ikiye bölün-
müfltür. Alç› mihrab›n niflini kuflatan genifl silme, geometrik süs-
lemeye sahiptir. Mescidin kitabesi iki mekan aras›ndaki duvar›n
kuzeyinde bulunan kap›n›n üstündedir. Burada kap›dan baflka
iki de pencere vard›r.
Ana mekan, kuzey ve güneye bakan ikifler dikdörtgen üst pen-
cere ile ayd›nlan›r. Mescidin ana mekan›nda ahflap mahfeli ve
minberi yenidir. Mihrap nifli, befl s›ra mukarnasla biter. Niflin
çevresini kuflatan d›flta bir yaz› bordürü, içte genifl geometrik bir
bordür olup, üstte yine bir yaz› bordürü uzan›r. Nifl kavsaras›n›n
çevresindeki geometrik süslemeden baflka ortas›ndaki “Milet ifli”
denen XIV-XV. yüzy›la tarihlenen, mavi beyaz bir kâse yer almak-
tad›r.274
Arapça Kitabenin Türkçe’si:
Mescidi yedi yüz doksan dört y›l›nda Ahi Sinan o¤lu Ahi Çelebi o¤lu
Ahi Yâkub tamir etti. Bundan evvel de Ahi fiüca’, Ahi Melik ve Ahi Ali ve
Ahi fierafuddin ve Ahi Yakup tamir etmiflti. Sonra her y›l mahsulün onda
birinden imama elli, müezzine yirmi ve kandil ya¤› için de otuz dirhem ve-
rilmesini kararlaflt›rd›.275
Bugüne kadar yap›lan tamir ve tadilatlarla as›l fleklini kay-
betmifl olan mescit, daha çok kitabesi ile önem kazanmaktad›r.

1945’li y›llarda Ahi Yakup


Camii (VGM)

208
tarih içinde ankara

Ahi Yakup Camii


onar›m kitabesi (2005, A.E.)

Ahi Yakup Camii


bat› cephesi ve hazire
(2005, A.E.)
794 / 1392 tarihli Arapça kitabenin onar›ma ait oldu¤unu ileri
sürenlere kat›lmak gerekir. Kitabenin sonunda vakfiye özeti de
vard›r. Ahi Yakup taraf›ndan yenilenen mescidi, daha önce Ahi
fiüca, Ahi Halil, Ahi Ali, Ahi fierafeddin ve Ahi Yakub’un imar et-
tirdi¤i yaz›l›d›r. Ahi Yakup Mescidi’nin vakfiyesi ele geçmemifltir.
Mescid son olarak dernek taraf›ndan 1984 y›l›nda onar›lm›fl-
t›r. ‹badete aç›kt›r.
Ahi Yakup Mescidi’nin kuzeyindeki haziredeki mezar tafllar›,
yeflil ya¤l› boya ile boyanm›flt›r.

KARANLIK (SABUN‹) MESC‹D


Turan Mahallesi, Uzunkavak Sokakta bulunan mescid, kerpiç
duvarl›, ahflap tavanl›, çat›l› bir yap›d›r. Mescid, düz bir alana ya-
p›lm›flt›r. Tafl temel üstüne ahflap hat›ll› kerpiç duvarl› bir yap›
olan mescidin kuzeyinde, iki yan› kapal› son cemaat yeri vard›r.
Önü ahflap kafesle soka¤a kapat›lan son cemaat yerinden ha-
rime iki pencere aç›l›r. Mescidin bat› cephesinde iki alt, bir üst;
güney ve do¤uda iki alt, iki üst pencere yer al›r. Alaturka kiremit-
Sabuni Mescidi (2005, A.E.)
li çat›n›n kuzeydo¤u köflesinden kare ezanl›k yükselir.
Son cemaat yerinden sade bir kap› ile girilen harim, boyuna
dikdörtgen planl›d›r. Ortadaki iki ahflap sütun vas›tas› ile mihra-
ba dikey olarak uzat›lm›fl iki iri hat›l, harimi üç sahna bölmüfltür.
Sütunlar›n devflirme bafll›klar› ve profilli yast›klar› vard›r. Hat›l-
lar ve duvar aras›na, mihraba paralel olarak at›lan kirifllerle ta-
van tafl›n›r. Tavana üçgenler meydana getirecek flekilde ç›talar

209
tarih içinde ankara

Sabuni (Karanl›k) Mescidi’nin Ankara


Etno¤rafya Müzesi’nde
bulunan ahflap kap›s› (2005, A.E.)

çak›lm›flt›r. Tavanda konsol aralar› ve hat›l yanlar› afl› boyal›, ka-


lem ifli süslemelere sahiptir.
Mescidin ahflap minberi yenidir. Alç› mihrap, dikdörtgen
planl› bir nifle sahiptir. Nifl kenarlar› ve mukarnasl› kavsaran›n
yan›ndaki bofllu¤un üst k›sm›, zengin geometrik geçmeli bir süs-
lemeye sahiptir.
Halen Ankara Etnografya müzesinde bulunan ahflap kap› ka-
natlar›, ç›talarla panolara bölünmüfltür. Panolara yaz› ve rûmîler
oyulmufl, tablolar konulmufltur. Genifl ç›talarda metal süsleme-
ler kullan›lm›flt›r.276
Mescidin ahflap kap› kanatlar›ndaki Arapça kitabenin Türk-
çe’si:
Bu mübarek mescidi Hac› Hasan yapt›rm›flt›r.
Allah ona anne ve babas› ile bütün Müslümanlara ma¤firet etsin.277
Kitabeye göre mescidi Hac› Hasan yapt›rm›flt›r. Mescid süs-
lemesi ve mimari üslubuna göre XIV-XV. yüzy›llara tarihlendiri-
lir.278 ‹bâdete aç›k olan mescid, onar›ma muhtaçt›r.

210
tarih içinde ankara

HACI ARAP (AH‹ ARAP) CAM‹‹


Koyunpazar›, Asker Sokakta, bir köfle bafl›nda yer alan cami;
tafl temel üstüne kerpiç duvarl›, çat›l›, sade bir yap›d›r. Cami
olarak an›lan yap›, asl›nda küçük bir mescid ölçüsündedir. Eni-
ne dikdörtgen planl› yap›, güneye do¤ru e¤imli bir araziye yap›l-
m›flt›r. Baz› cepheleri dükkanlarla çevrili mescidin aç›ktaki k›-
s›mlar› kireç s›val›d›r.
Mescid, bat›daki küçük eski bir bölüm ile do¤uda daha son-
radan eklenmifl genifl birer bölümden oluflur. Kuzey cepheden
kemerli bir kap› ile mescide girilir. Ahflap tavanl› mescid, do¤u
ve bat›daki üst pencerelerle ayd›nlan›r. Alç›dan yap›lm›fl birbiri-
ne benzer iki mihrab›n niflleri, befl kenarl›d›r. Sa¤daki mihrap,
di¤erinden biraz daha sadedir. Minberin özelli¤i yoktur.
Ahi (Hac›) Arap isimli bir kifli taraf›ndan yapt›r›lan yap›y›, is-
mi ve 1530 tarihli tahrir defterinde kay›tl› olmas›yla XIV-XV. as›r-
lara tarihleyebiliriz.279
Kap›n›n sa¤›nda sivri kemerli bir niflin alt›ndaki tafl teknenin
üstü, ortas› delinmifl yass› bir taflla kapat›larak yap›lm›fl musluk
denen su tesisat›, caminin ilginç eleman›d›r.280
1968 y›l›nda mahalli dernekçe onar›lan cami, ibadete aç›kt›r.

Hac› Arap Camii,


girifl cephesi (2005, G.G)

211
tarih içinde ankara

MOLLA BÜYÜK CAM‹‹

Molla Büyük Camii


alç› mihrab› (Kültür Bak.)

Kayabafl› Mahallesi, Yasa Sokakta yer alan caminin d›fltan


çat›l› sade bir yap›d›r. Kerpiç duvarl› yap›n›n temelinde iri blok
tafllar kullan›lm›flt›r. Güneyde avlusu vard›r. Kuzey do¤u köfle-
sinde ahflap minaresi yükselir.
Enine dikdörtgen planl› yap›n›n do¤usunda bir ön mekan ve
önü imam odas› olarak kullan›lan son cemaat yeri yer al›r. Ön
mekan›n kuzeyindeki bir merdivenle minareye ve yap›n›n üst ka-
t›na ç›k›l›r.
Caminin kuzey cephesinde harimin ve eklentinin iki alt, bir
üst; güneyde ikifler alt, ikifler üst penceresi olup, hepsi de dik-
dörtgen flekillidir.
Harime kuzeydo¤u köfleden sade bir kap› ile girilir. Ortadaki
iri bir ahflap direk, tavan› ve mahfeli tafl›maktad›r. Yan duvarla-

212
tarih içinde ankara

ra mihraba paralel at›lan iri ahflap hat›l; duvarlarda ve ortada,


ucu profilli yast›klara oturur. Hat›l ve duvar kenarlar›nda ucu
profilli küçük ahflap konsollar görülmektedir. Tavan› sadedir.
Caminin minberi 1941 y›l›nda, minaresi hemen sonras›nda
yap›lm›flt›r.281
Tavana kadar yükselen alç› mihrap, caminin dikkat çekici ele-
man›d›r. Dört kenarl› mihrap niflinin üstü mukarnas kavsaral›d›r.
Niflin köflelerindeki çokgen sütunceler, zar biçimli bafll›k ve ka-
idelere sahiptir. Bafll›k ve kaideler içte ve d›flta rozetle süslenmifl-
tir. Nifl kavsaran›n iki yan›, geometrik geçmelerin oluflturdu¤u se-
kiz kollu y›ld›zlar, niflin için de ayn› flekilde oluflturulan alt› kollu
y›ld›zlarla süslüdür. Kavsaran›n iki yan›na birer adet “Milet ifli”
kâse konulmufltur. Kenardaki genifl silmede tek s›ra halinde dizil-
mifl, geometrik geçmelerle meydana getirilen y›ld›zlar›n merkezi-
ne “Milet ifli” kâseler yerlefltirilmifltir. Büyük kâselerin çevrelerin-
de dörder adet küçük kâse parçalar› görülmektedir.282
Mihrab› ile Ankara camileri aras›nda ayr› bir yeri olan Molla
Büyük Camii kitabesi ve baflka tarihi belge olmad›¤›ndan, üslu-
buna ve mihrap süslemesine göre XIV-XV. as›rlara tarihlenmek-
tedir.283
Camii 1941, 1952 ve 1988 y›llar›nda Vak›flar Genel Müdürlü-
Molla Büyük Camii
¤ü’nce onar›lm›flt›r.284 güneydo¤u cephe (2005, A.E.)

213
tarih içinde ankara

EYÜP MESC‹D‹
Hamamönü Semtinde, Sar›ca Sokakta bulunan Eyüp Mesci-
di, kerpiç duvarl›, çat›l› sade bir yap›d›r. Minaresi olmayan mes-
cidin kuzeyinde genifl bir son cemaat yeri ve bahçesi vard›r.
Duvarlar›, tafl temel üstüne kerpiç dolgulu ahflap karkas ola-
rak yap›lm›flt›r. Kuzeydeki genifl son cemaat yerinin iki yan› ka-
pal› olup, önü bahçeye aç›l›r. Tavan›, profilli yast›klara sahip ba-
sit ahflap direklerle tafl›nmaktad›r. Sade dikdörtgen kap›n›n iki
yan›ndaki birer pencere, sivri kemerli al›nl›¤a sahiptir. Do¤u
cephenin kuzeyine bir ev bitifliktir. Harime aç›lan sivri iki üst ve
dikdörtgen iki alt pencere vard›r. Güneyde ve bat›da iki üst pen-
cere yer al›r. Duvarlar çamur s›val›d›r. Çat›s› alaturka kiremitli-
dir.
Mescidin harimi enine dikdörtgen planl›d›r. Ortadaki ahflap
bir dire¤in iki yan duvarla beraber tafl›d›¤› mihraba paralel bir
hat›lla, tavan ikiye bölünmüfltür. Ahflap direk profilli bir yast›¤a
sahiptir. K›ble duvar›na dikey olarak uzat›lan kirifllerle hat›l ve
duvarlar aras›nda ucu profilli yar›m yast›klar yer al›r. Yar›m yas-
t›klar›n üstünde kiriflleri tafl›yan tahtalar ve orta hat›l›n yan yüz-
leri afl› boyal›, klasik kalem ifli nak›fllarla süslenmifltir. Kuzeyde-
ki ahflap mahfele, kuzeybat› köfleden merdivenle ç›k›l›r.
Alç› mihrap, di¤er Ankara mihraplar›ndan biraz farkl›d›r. Dört
kenarl› niflin içi geometrik geçmelerle süslüdür. Üstündeki bir
yaz› kufla¤›ndan sonra mukarnasl› kavsara ile nifl biter. Niflin iki
kenar›ndaki zar bafll›kl› sütuncelerin üstünde dar bir silme gibi
yükselen geometrik geçmeli çerçeve, kavsaran›n üstünde üçgen
bir al›nl›k gibi bitmektedir. Daha üstte bir yaz› panosu müstakil
olarak durmaktad›r. Ahflap minberi yenidir.

Eyüp Mescidi
kuzey cephe (2006, A.E)

214
tarih içinde ankara

Kitabesi ve vakfiyesi olmayan mescid, 1530 tarihli tapu tah-


rir defterinde yer almakta olup, ahflap kuruluflu ve mihrab› ile
XIV-XV. yüzy›la tarihlenebilir.285 Vak›flar Genel Müdürlü¤ü’nce
2002 y›l›nda onar›lan mescidin çevresindeki evler kamulaflt›r›la-
rak etraf›n›n aç›lmas› gerekmektedir.286

GENEG‹ MESC‹D‹
Ulucanlar Caddesi’nde yol üstünde bir yamaca yap›lm›fl olan
mescid; dikdörtgen planl›, çat›l› bir yap›d›r. D›fltan sade olmas›-
na karfl›l›k iç özellikleri bak›m›ndan mühim bir yap›d›r. Duvarla-
r›, tafl temel üstüne kerpiç örgülüdür. Minaresi yoktur.
Bat› cephe boyunca uzanan iki yan› aç›k son cemaat yerinin
kuzeyinde beden duvar›n›n devam› vard›r. Duvarlar› koyu gri bo-
yanm›flt›r. Kuzeye do¤ru yükselen bir yamaçta yap›ld›¤›ndan,
güney cephenin alt›nda bodrum kat› vard›r. Bodrum kap›s› bat›-
dad›r. Çat›s› alaturka kiremitlidir.
Harime, son cemaat yerinin kuzeydo¤usundan dikdörtgen
bir kap› ile girilir. Boyuna dikdörtgen planl› harimin gerisinde
bulunan ahflap bir direk, enine uzanan ahflap hat›l› tafl›makta-
d›r. Bunun üzerinde mihraba dik uzat›lm›fl ahflap kirifller, güney
ve kuzeyde beden duvarlar›na oturmaktad›r. Mescidi altl› üstlü
iki s›ra halinde; güneyde ikifler, do¤uda ve son cemaatte birer
dikdörtgen pencere ayd›nlat›r. Do¤u, bat› ve kuzey duvarlar›nda
birer nifl mevcuttur.
Güneydeki genifl alç› mihrap, tavana kadar yükselir. Befl ke-
narl› niflin üstü mukarnasl›d›r. Kenarlardaki sütunceler, zar bafl-
l›kl›d›r. Niflin köfleliklerinde geometrik süslemeler vard›r. Nifli
kuflatan silmelerden içtekinde genifl bir geometrik süsleme; or-

Genegi Mescidi (2005, A.K.)

215
tarih içinde ankara

tada içleri rûmilerle dolu zencirek ve d›flta kelime-i tevhid silme-


si dolafl›r. Niflin üstündeki silmelerin içine sülüs hatla iki defa
bir ayet tekrarlanm›flt›r.
Mescidin tavan›nda en önemli elaman, mukarnaslarla süslü
ahflap sütun bafll›¤›d›r. Ankara’da benzeri olmayan sütun bafll›-
¤›n›n üstünde iki ucu profilli bir yast›k olup, üstündeki hat›l ve
duvarlardaki takozlar üstüne kirifller oturtulmufltur. Tavanda afl›
boyas› ile yap›lm›fl k›rm›z› rengin hakim oldu¤u kalem iflleri rû-
mi, hatai ve çeflitli çiçek motifleri seçilmektedir. Ahflap dire¤in
tafl›d›¤› mahfel yenidir.
Kitabesi olmayan Genegi Mescidi, mimarisi ve süsleme yö-
nünden XIV. yüzy›la tarihlendirilir.287 Mescidin Genegi ismini ta-
fl›mas› sebebiyle Ahi fierafeddin’in amcas› “Genegi” lakapl› Ha-
san taraf›ndan yapt›r›lm›fl olmas› muhtemeldir.288
Ayr›ca Turasan Beyin k›zkardefli ve Ye¤en Beyin annesi Fât›-
ma Hatun’un Hocendî Mahallesindeki Genegî Mescidi müezzini
için gelir vakfetmesi, mescidin XIV. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda ya-
p›ld›¤›n› gösterir.289
Uzun süre ibadethane olarak kullan›lamayan yap›, 1996 y›l›n-
da Vak›flar Genel Müdürlü¤ü’nce yap›lan onar›mdan sonra iba-
dete aç›lm›flt›r. Son cemaat yerinin kapal› yerleri aç›larak yap›ya
as›l flekli kazand›r›lm›flt›r.

ÖRTMEL‹ (HOCA HUND‹) MESC‹D‹


Samanpazar›’nda Sakalar Mahallesi, Kalyon sokakta bulunan
mescid, d›fltan sade küçük bir yap›d›r. Enine dikdörtgen planl›
yap›n›n üstü, alaturka kiremit kapl› bir çat› ile örtülüdür. Duvar-
lar› subasman seviyesine kadar moloz taflla, üstü ahflap hat›ll›
kerpiçle örülmüfltür. Mescidin kuzeyi kapal› olup, üstte, kad›nlar
mahfelinden aç›lan iki pencere vard›r. Do¤u ve güney cepheler
soka¤a bakar. Girifl kap›s› do¤u cephenin kuzey taraf›ndad›r. Do-
¤uda bir pencere, güneyde bir alt, iki üst pencere, bat›da iki alt,
iki üst pencere s›ralan›r. Dikdörtgen flekilli pencerelerden üstte-
kiler biraz küçüktür. Yap›n›n duvarlar› kireç s›val›d›r.
Son cemaat yeri olmayan mescidin kuzeydo¤u köflesindeki
mahfelden ç›k›lan ahflap küçük bir minare yükselir.
‹ç mekanda, ortada s›ralanm›fl iki ahflap sütun, ahflap tavan›
tafl›r. Devflirme sütun bafll›klar› üzerine ahflap yast›klarla mihra-
ba dikey iki hat›l uzat›l›p, bunlar›n üzerine üç bölüm halinde
mihraba paralel yuvarlak kirifller at›lm›flt›r. Yan sahn›n kiriflleri-
nin, orta sah›na gelen uçlar› kesilerek konsollar oluflturulmufl-
tur.

216
tarih içinde ankara

Orta sahn›n kiriflleri bunlar›n üzerine oturur. Orta sah›n, yan


sah›nlara göre daha yüksektir. Kirifllerin üzerine tavan tahtalar›
çak›lm›flt›r. Tavan› tafl›yan iki hat›l›n yan ve alt yüzleri bitkisel ve
geometrik desenli kalem iflleri ile süslüdür. Yap›n›n ilk yap›l›fl›-
na ait kalem iflleri, isten kararm›flt›r. Kirifllerin diplerine uçlar›
palmet flekilli ince tahtalar çak›lm›flt›r.
Mescid duvarlar› ahflap lambri ile kaplanm›flt›r. Alt k›sm› tah-
rip olmufl alç› mihrap, yuvarlak nifllidir. Niflin üstü mukarnas
kavsaral›d›r. Mihrap, tavana kadar yükselir. Üstü palmet s›ras›
ile taçland›r›lm›flt›r. Mihrap niflin çevresini en d›flta bir yaz› sil-
mesi, arada mukarnasl› bir silme ve içte geometrik geçmeli ge-
Örtmeli Mescidi
nifl bir silme dolaflmaktad›r. Nifl kavsaras›n›n iki yan› da geo- alç› mihrab› (B.E)
metrik geçmeli desenlerle doldurulmufltur. Burada, yukar›da bü-
yük, afla¤›da küçük ikifler kâse vard›r. “Milet ifli” denilen kaseler-
den küçükleri desensiz, büyükleri bitkisel süslemelidir.290 Mih-
rap niflinin üstünde çevresi mukarnas silmeli yaz› fleridi yer al›r.
Mescidin ahflap minberi yenidir. Kuzeydeki ahflap kad›nlar
mahfeli, genifl bir yer kaplar. Kitabesi olmayan cami, ahflap iflçi-
li¤i ve mihrab› ve plan› ile XIV-XV. yüzy›la tarihlenir.291 Ara ara
onar›lan mescid, tekrar onar›ma muhtaç haldedir.

Örtmeli Mescidi ve eski Hoca Hindu Mahallesi (2005, A.E.)

217
tarih içinde ankara

KALEC‹K BÜYÜK (HASBEY) CAM‹‹


Yukar›çarfl›da bulunan cami tu¤la gövdeli, minarenin kaidesi
kesme tafl, külah› ahflapt›r. Yukar›çarfl›’da bulunan cami yand›-
¤›ndan, minaresi d›fl›nda tamam› 1962 y›l›nda yeniden yap›lm›fl
çat›l› bir yap›d›r. Mevcut cami, boyuna dikdörtgen planl› sade
bir yap› olup, ilk flekli hakk›nda bilgimiz yoktur. Minarenin ka-
idesi ve flerefe alt› kesme tafl, gövdesi ve petek k›sm› tamamen
tu¤lad›r. Ahflap külah› kurflun kapl›d›r.
Cami, ‹sfendiyar o¤ullar›ndan Has Bey taraf›ndan XIV. yüzy›l-
da yapt›r›lm›flt›r.292

Hasbey Camii kuzey cephe


(2005, A.E.)

Hasbey Camii
alç› mihrab› (2005, A.E.)

218
tarih içinde ankara

S‹NCAN ESK‹ BUCUK KÖYÜ CAM‹‹


Eski Bucuk Köyü’nün günümüze sadece camisi gelmifltir. Bir
yamaca yap›lan cami, dikdörtgen planl›, k›rma çat›l›, kâgir bir ya-
p›d›r. Caminin d›fl duvarlar›, yamaçta kalan kuzey ve do¤u kuzey
cephelerinde tafl kullan›lm›flt›r. Son cemaat yeri ve minaresi
yoktur.
Caminin kesme tafl kapl› do¤u ve güney cephe duvarlar›nda
altta ve üstte ikifler dikdörtgen pencere olup, alttakiler büyük,
üsttekiler küçüktür. Pencerelerin lentolar›na kemerler motif ola-
rak ifllenmifltir. Çat›s› alturka kiremit kapl›d›r.
Bat›dan kemerli bir kap› ile girilen cami harimi, boyuna dizil-
mifl ikiflerden dört adet ahflap direkle, boyuna üç sah›na ayr›l-
m›flt›r. Kapal› olan kuzey duvar›nda ahflap mahfel vard›r. Ahflap
tavan›nda herhangi bir süsleme yoktur. Caminin içindeki direk-
ler, zarif konsollarla tavan› tafl›maktad›r. ‹ç duvarlarda, sonraki
y›llarda yap›ld›¤› tahmin edilen hat ve bitkisel bezemeler vard›r.
Caminin kuzeyine, yak›n zamanlarda eklenmifl, eski eser ol-
mayan türbesi bulunmaktad›r. Türbenin içinde kimlere ait oldu-
¤u bilinemeyen 4 adet mezar olup, çok eski olmayan bir zaman-
da bu mezarlar›n üstü örtülmüfltür.
Camide onar›m kayd› d›fl›nda bir yap›m kitabesi bulunma-
maktad›r. Mimari elemanlar›, yap› malzemesi ve çevredeki ben-
zer yap›larla karfl›laflt›r›larak yap›y›, XV- XVI. yüzy›llara tarihleme
mümkündür.
Bucuk Köyü Camii
(2005, A.K.)

219
tarih içinde ankara

S‹NCAN ‹LYAKUT KÖYÜ CAM‹‹


Sincan ‹lçesine ba¤l› ‹lyakut Köyünde bulunan cami, boyuna
dikdörtgen planl›, çat›l›, kagir bir yap›d›r. Binan›n yap›m›nda
moloz tafl, kesme tafl ve devflirme tafl kullan›lmas›n›n yan›nda
ahflap malzeme kullan›m› da önemlidir. Duvarlar, içte ve d›flta
s›va kapl›d›r. Camide iki s›ra haline dizilen üstü kemerli pence-
relerden do¤uda alt›, güneyde, kuzeyde, bat›da dörder adet
olup, bat› ve kuzeydeki alt pencereler kapat›lm›flt›r. Kuzeyinde
‹lyakut Köyü Camii alç› sonradan eklenmifl bir son cemaat yeri ve kuzeybat›s›nda
mihrab› ve tavan süslemeleri 1965’de yap›lm›fl bir minare vard›r.
(2005, A.E.)

220
tarih içinde ankara

Kuzeyden mihrap eksenindeki kemerli bir kap› ile girilen ca-


minin harimi üç sah›nl›, düz tavanl›, k›rma çat›l›d›r. Sah›nlar iki
s›ra halinde dizilmifl ikifler a¤aç direkle birbirinden ayr›l›r. Direk-
ler iki kal›n kiriflle ahflap tavan› tafl›maktad›r. Kirifllerle direkler
aras›nda, ucu profilli yast›klar bulunmaktad›r. K›ble duvar›na di-
key olarak uzat›lan kirifllerle, hat›l ve duvarlar aras›nda ucu pro-
filli yar›m yast›klar yer al›r. Yar›m yast›klar›n üstünde kiriflleri ta-
fl›yan tahtalar ve orta hat›l›n yan yüzleri, afl› boyal› klasik kalem
ifli nak›fllarla süslenmifltir. Tavan tahtalar› ayr›ca çapraz ve dikey
çak›lm›fl ç›talarla süslenmifltir. Güneydeki tavana kadar yükselen
alt›gen alç› mihrap, kal›plama tekni¤i ile yap›lm›flt›r. Mihrap,
çokgen niflli olup, üstü mukarnasl›d›r. Niflin çevresini dolaflan
genifl silmeler, geometrik süslemelere sahiptir. Mihrab›n sa¤›n-
da geometrik süslemeli ahflap minber yer al›r.
Yap›; alç›, ahflap ve kalem ifli süslemeleriyle dikkat çekmektedir.
Caminin XIV. yüzy›l sonu, XV. yüzy›l bafllar›nda yap›ld›¤› dü-
flünülmektedir. Cami, 11’nci Uluslararas› Türk Sanatlar› Kongre-
si’nde Prof. Dr. Hakk› Acun taraf›ndan bir bildiri ile tan›t›lm›flt›r. ‹lyakut Köyü Camii
(2005, A.E.)

S‹NCAN KÖTÜRÜM BEYAZID CAM‹‹


Sincan’›n beldesi Yenikent’in ilk yeri olan Zir Köyü, eski-
den ‹stanos kazas› idi. Heyelan ve sel yata¤› olmas› sebebiy-
le terk edilen Uluköy’e ba¤l› olan bu yerleflimdeki Kötürüm
Beyaz›d Camii, yak›n zamanlara kadar metruk ve harap durum-
dayken, günümüzde y›k›lm›flt›r.
Dikdörtgen planl›, çat›l› bir yap› olan cami, 7.20 x 9.50 m. öl-
çülerindedir. Camiye kuzeyden iki yan› kapal›, önü aç›k son ce-
maat yerinden girilmektedir. Cami harimi, kare planl›d›r. Alç›
mihrab›n kavsaras› y›k›lm›fl ve mihrap bir nifl halinde kalm›fl, ah-
flap minberin ise köflk, külah, seren ve korkuluklar› yok olmufltur.
‹badet mekân›n› altta dikdörtgen yedi pencere ile üstte dokuz
kare pencere ayd›nlatmaktad›r. Tavan ahflap ç›tal›, ortas› göbek-
Zir Deresi, Kötürüm
li, birbirine geçmeli geometrik ve y›ld›z motifleri ihtiva etmekte- Beyaz›d Camii (VGM)
dir. Mahfelin tavan› ile mahfelin alt k›sm›n›n tavan› ahflaptan,
nak›fll› ve boyal›d›r. Mahfeli ahflaptan iki kare sütun ile iki yanda
duvara yap›fl›k ahflap sütunlar tafl›maktad›r.
Son cemaat yerinin do¤u duvar›na bitiflik minarenin kare
planl› kaidesi kesme tafltan, gövdesi tu¤ladan silindirik olarak
infla edilmifl ve üzeri s›val›d›r. Minarenin flerefe korkuluklar›
ve külah› ahflap idi.
Caminin kitabesi bulunmad›¤›ndan, Kötürüm Beyaz›d diye
meflhur olan Candaro¤ullar›Indan Celaleddin Bayezid bin Adil
Bey (tahta ç›k›fl›: 1362 - ölümü: 1385) taraf›ndan yapt›r›ld›¤› ka-
bul edilmektedir.

221
tarih içinde ankara

FELEKEDD‹N (KES‹KBAfi) TÜRBES‹


Atpazar›’nda Ahi fierafettin Camii kuzeyinde bulunan Türbe;
kare planl›, kubbeli baldaken formlu bir yap›d›r. D›fl ölçüleri
4,8x5 m.dir. Yak›n çevresi duvarla örülmüfl olmakla birlikte ka-
idesi yoktur. Alt›nda bir cenazeli¤inin oldu¤u söylenmekte ise
de bunu destekleyecek bir kal›nt› görülmemektedir.
Türbenin dört köflesindeki yekpare tafllardan yap›lm›fl kaide-
lere oturan devflirme mermer sütunlar›n üstlerinde, birbirinden
farkl› formlarda basit birer bafll›k bulunmaktad›r. Üst yap› tama-
men tu¤la kullan›larak yap›lm›flt›r. Dört cephedeki sütun bafll›k-
lar› üzerinde yükselen sivri kemerlerle birlefltirilen üst k›s›m, iki
s›ral› kirpi saçakla bitmektedir. D›fltan kurflun kaplamal› kubbe-
nin üstünde tafltan bir alem mevcuttur. Kemerler ahflap gergiler-
le desteklenmifltir. Kubbeye pandantiflerle geçilmifltir. Türbe ze-
mininde kare tu¤lalar döflelidir.
Ortada yeni yap›lm›fl yap›n›n mimarisi ile uyum sa¤lamayan,
kozmopolit, mermer bir sanduka vard›r. Mezar›n yap›m› s›ras›n-
da türbenin sütunlar› beyaza, üst yap› k›rm›z›ya boyanm›flt›r.293

Kesikbafl Türbesi güneybat›


cephe (1998, A.E)

222
tarih içinde ankara

Halk aras›nda “Kesikbafl Türbesi” diye bilinen yap›n›n ser-


best elle çizilmifl bir resmini vermifl olan Mübarek Galip, buras›-
n›n “Felekeddin” isminde birine ait oldu¤unu yazm›flt›r. Halen
yerini bilemedi¤imiz bu mezar tafl› kitabesi flöyledir.294
Ön yüzü:
1- ‹ntekalet el-merhumel ma¤fur
2- Es-sa’id efl-flehid min dar’ül-fena
3- ‹lâ dar’ül-beka felek’üd-din Bey
Arka yüzü:
1-El-mevt-ü sebîl külli hayy-i musîlik(?)
2- Ve külli’n-nâs f’il-bâsi hayy
3-Felev innâ ilâ meharekena
4-Elkâ el-mevti birâhati külli hayy
Yap›n›n baz› araflt›rmac›lar taraf›ndan Hac› Arap Türbesi di-
ye isimlendirilmesi, Ahi fierafettin Külliyesi ile birlikte olmas›
sebebiyle ve mimari formuna göre XIV. yüzy›l sonlar›na (Ahi
Beyli¤i Devri) tarihlendirilebilir.295
Bu konuda ulaflt›¤›m›z bir belge olmad›¤›ndan burada yatan
kiflinin kimli¤i hakk›nda ileri sürülen rivayetlerden Felekeddin
ismine s›cak bak›yor, Hac› Arap fleklindeki isimlendirmenin de
ihtimal dahilinde olabilece¤ini veya Hac› Arap lakapl› Feleked-
din Bey isminde bir kifliye ait olabilece¤ini düflünüyoruz.

YÖRÜK DEDE (DO⁄AN BEY,


YÜRÜYEN DEDE) TÜRBES‹

Cebeci-Dörtyol, Öksüzler Sokakta bir evin bahçesinde bulu-


nan türbe, beflgen planl›, ender görülen bir yap›d›r. Beden du-
varlar› bir s›ra ikili veya üçlü tu¤la hat›l, bir s›ra kesme tafl kulla-
n›larak örülmüfltür. Tafllar›n aralar›na dikey tu¤lalar konulmufl-
tur. Ongen bir kasna¤a oturan piramidal külah, tamamen tu¤la-
dand›r. Türbenin cenazeli¤i yoktur. Evlerin aras›nda düz bir
alanda yap›lm›fl olan türbenin sadece kap›n›n yer ald›¤› güney
cephesi aç›ktad›r. Di¤er cepheler evlerle sar›lm›flt›r. Gövde ve
kasnakta herhangi bir silme görülmemektedir. Ahflap lentolu ka-
p›n›n üstünde sivri tu¤la, kemerin aynal›¤› da tu¤la dolgudur.
Yörük Dede Türbesi
Türbenin içi de beflgendir. Kuzey hariç her cephede üstü üç (2005, A.E.)
dilimli girintiler vard›r. Giriflte kap›n›n solunda alt›nc› bir kenar
gibi mihrabiye yer almaktad›r. Köflelerde, afla¤›dan yukar› do¤-

223
tarih içinde ankara

Yörük Dede Türbesi


(1998, A.E.)

ru geniflleyen mukarnaslarla kubbeye geçilmifltir. Do¤u ve bat›-


ya bakan pencere olmas›; muhtemel, ufak birer nifl vard›r. Türbe-
nin içi s›val›d›r. Toprak döflemeli türbede sade bir mezar yer al›r.
Kitabesi olmayan türbe, infla flekline göre XIV. yüzy›la tarih-
lenir. Türbedeki kifli halk aras›nda Yörük Dede, Yürüyen Dede gi-
bi isimlerle an›lmakla birlikte, Do¤an Bey isimli bir kifli olup,
türbenin de çeflitli vak›f kay›tlar›nda geçen Do¤anbey Zaviyesi-
nin bir parças› olmas› muhtemeldir.
Özel ‹dare taraf›ndan bir flahsa sat›ld›¤›ndan, yak›n zamanla-
ra kadar etraf› kapal› olan harap haldeki türbenin etraf›ndaki
evler y›k›lm›flt›r. Onar›larak yaflat›lmas› gerekli ünik bir yap›d›r.

224
tarih içinde ankara

POLATLI HACI TU⁄RUL TÜRBES‹

Türbe, Ankara-Polatl› yolunun 60. km.sinde, yola 10 km. uzak-


l›kta Hac› Tu¤rul Köyü’nün yak›n›nda yer al›r. Kesme taflla yap›lan
türbenin kap›s›nda mermer kullan›lm›flt›r. Kare planl›, külahl› bir
yap› olan türbenin kenarlar› 6,65 m. duvar kal›nl›klar› 1 m.dir. Tür-
benin kübik gövdesinin iki cephesi sa¤›r, bir cephesinde kap›, di-
¤er cephesinde iki pencere verd›r. Dikdörtgen pencerelerin üstün-
deki sivri kemerler, geometrik motiflerle süslüdür. Pencere aç›kl›-
Hac› Tu¤rul Türbesi,
¤›n›n tavan›na y›ld›z, baklava, beflgen gibi geometrik motiflerden güneydo¤u cephe (2005, A.E.)

225
tarih içinde ankara

Hac› Tu¤rul Türbesi ve imareti infla kitabesi (2005, A.E.)

oluflan süslemeler ifllenmifltir. Kübik gövde, genifl bir silme ile s›-
n›rland›ktan sonra köflelerden pahlanarak yüksek, sekizgen kasna-
¤a geçilmifltir. Kasna¤›n ana cephelerine dikdörtgen birer pence-
re aç›lm›flt›r. Bu pencerelerin üstü kemer sisteminde, sahte kemer
fleklinde ifllenmifl, parçal› lentoya sahiptir. Kasnak üzerine, ucu
sivri olmayan piramidal bir külah oturtulmufltur.
Taç kap›s› tamamen mermerden olup, Bursa kemerli kap›
aç›kl›¤›n›n üstünde kitabesi yer al›r. Eskiden kap›n›n önünde bir
revak oldu¤u, iki kenardaki konsol ve üstlerindeki kal›nt›lardan
anlafl›lmaktad›r.
Kareye yak›n iç mekan›n üst k›sm›, Türk üçgenleriyle sekizge-
ne dönüflerek kasnak olarak yükselip kubbeyle sona ermektedir.
Türbede birinci s›n›f bir tafl iflçili¤i görülmektedir. Eser yak›n-
dan incelenince hayran kalmamak mümkün de¤ildir.296
‹ki sat›rl›k sülüs kitabe:
1-Tesaddî bi i’mâretiha flemrâh-› flecerat’il-fakir fieyh Pafla bin Ahmed
Pafla bin Mahmûd Seydi bin Hacî
2-Tu¤rul Bâbâ nûrullah kabreh .Fî evâs›t-› receb’il-mücerreb lisene se-
lase ve tis’în ve seb’a mietin ve’l-hamdü lillâhi vahdeh (20 Recep 783 / 9
Ekim 1381 )’
Türbe, asl›nda günümüze ulaflmayan Hac› Tu¤rul Zaviyesi’nin
bir parças›d›r.297 Yap›, girifl kap›s› üzerindeki kitabeye göre 9
Ekim 1381 y›l›nda Hac› Tu¤rul Baba için torunlar›ndan fieyh Pa-
fla taraf›ndan yapt›r›lm›flt›r.
Çok önemli bir sanat eseri olan türbe, definecilerin hücumu-
na u¤ram›flt›r. Türbenin içi defineciler taraf›ndan kaz›larak boflal-
t›lm›fl, topraklar› d›flar› atmak için mermer pencereler tahrip edil-
mifltir. Yap›lan tahribatlara ra¤men Hac› Tu¤rul Türbesi, ecdad›-
n› bilmeyen soysuzlara karfl› inatla direnmektedir.

226
tarih içinde ankara

POLATLI KARACA AHMET TÜRBES‹

Karacaahmet Köyü’nün 1 km. kuzeyindeki türbe, eski bir me-


zarl›¤›n yan›ndad›r. Eskiden çevresinin yüksek duvarl› bir avlu ile
çevrili oldu¤u görülür. Dikdörtgen planl›, üzeri tonozla örtülü
uzun bir yap›d›r. Türbenin yap›m›nda mermer ve moloz tafl kul-
lan›lm›flt›r. D›fl yüzünün bir k›sm› kesme taflla kapl› türbenin gi-
rifl kap›s› üzerindeki lento, mermerdendir. ‹çinde üç sanduka
vard›r. Halen üzeri beton bir tonozla örtülüdür. Kap› üzerinde bir
onar›m kitabesi bulunmaktad›r.
Sahib’ül-hayrat ve’l-hasenat fieyh Mehmed ve fieyh Ali Karaca Ahmet Türbesi ve
onar›m kitabesi
Bu türbeye hofl bakanlar lay›k cennete (2005, A.E.)
Bu türbeye hor bakanlar lay›k cehenneme
Sene bin iki yüz k›rk dokuz 1249
Yap›m tarihi bilinmeyen Karaca Ahmed türbesindeki kitabe-
den, 1833 y›l›nda onar›m gördü¤ü anlafl›lmaktad›r.
Türbenin bat›s›nda taflla y›¤ma olarak yap›lm›fl, üzeri çat›l›
bir mescit bulunmaktad›r. Mescidin üst örtüsü y›k›lm›flt›r.
Güneyinde 4,5 x 4,5 m. ölçülerinde kare planl› Çile Dede Tür-
besi vard›r.

227
tarih içinde ankara

POLATLI AH‹ FATMA BACI TÜRBES‹


Bac› Köyü’nde, Fatma Bac› Camii’nin bat›s›na bitiflik
türbe, kare planl›, külahl› sade bir yap›d›r. Kübik gövde-
nin üstü so¤an biçimli 8 dilimli yüksek külah›ms› kubbe
fleklindedir. Gövde duvarlar› beton s›va kapl›d›r. Üst örtü,
saç kapl›d›r. Güneyde dikdörtgen bir kap›s› vard›r.
Türbe içinde kare plandan kubbeye geçifl, tromplu
yüksek kasnakla sa¤lanm›flt›r.
Kitabesi :
Li vakt’in-neseb’ir-refîat’il-halîle
Fât›ma Bac› tâbe Allahü serâhâ
Fî’l-yevm i’flrîn min Muharrem sene aflarete ve seb’amie
(20 Muharrem. 710 / 19.Haziran 1310 )
“Bac› Sultan” diye meflhur olan Fatma Bac›, kitabeye
göre 19 Haziran 1310 tarihinde vefat etmifl, türbesi daha
sonra yap›lm›flt›r.
Ahi Fatma Bac› Türbesi
kitabesi (2005, A.E.)

Ahi Fatma Bac› Camii ve Türbesi güney cephe (2005, A.E.)

228
tarih içinde ankara

BEYPAZARI BO⁄AZKESEN TÜRBES‹


Kumsüren Mahallesi, Kumsüren Sokak’ta bir kaya dibinde,
yüksekçe bir yerde bulunmaktad›r. Kare planl› türbe, halen kub-
beli bir yap› olmakla birlikte, asl›nda üstünün d›fltan piramidal
bir külahla örtülü oldu¤u kabul edilir298. Türbenin yap›m›nda, iç-
te ve d›flta kubbe kasna¤›na kadar kesme tafl ve moloz tafl, içte
kubbe kasna¤›ndan itibaren tu¤la kullan›lm›flt›r. Kuzey ve güne-
yi kapal› olan türbenin kap›s› do¤u cephede, tek penceresi bat›
cephededir. Türbenin içi s›va kapl›d›r. Yap›n›n güneyindeki mih-
rab›n iki yan›nda birer sütunce olup, üstü mukarnaslarla süslen-
mifltir. Mihrap niflinin içinde üstü istiridye fleklinde küçücük bir
nifl daha vard›r. Tu¤ladan yap›lm›fl sekiz büyük trompla, sekiz
dilimli tu¤la kubbeye geçilmektedir. ‹ç duvarlarda, s›va üzerine
renkli üçgen motifler görülür. Kap› ve iki penceresinin sonradan
dolduruldu¤u anlafl›lmaktad›r.
Türbede bulunan iki mezar›n kimlere ait oldu¤u bilinmemek-
le birlikte, birisinin Emir fiahmer Pafla isimli birine ait oldu¤u
ileri sürülür.299 Yap›m kitabesi olmayan türbeyi, kullan›lan mal-
zeme, yap›m tekni¤i ve mimari üslubuna bakarak XIII-XIV. yüzy›l-
lara tarihlemek uygun olacakt›r.
Yak›n zamanlara kadar harap durumda kalan türbe, 1995 y›-
l›nda yerel idare taraf›ndan projesine uyulmadan kötü bir flekil- Bo¤azkesen Türbesi
de onar›lm›flt›r. do¤u cephe (2005, A.E)

229
tarih içinde ankara

NALLIHAN TAPDUK EMRE TÜRBES‹


Türbe, Emremsultan Köyü’nün yaklafl›k 200 m. bat›s›nda, kü-
çük bir tepe üzerinde, köy mezarl›¤›n›n üstündedir. Kare planl›,
kubbeli kagir büyük bir yap›d›r. Yap›m›nda moloz tafl, tu¤la ve
devflirme tafllar kulllan›lm›flt›r. Güney cepheden küçük dikdört-
gen bas›k kemerli bir kap› ile girilen türbenin içi, beyaz s›va kap-
l›d›r. Kubbeye tromplarla geçilmifltir. Türbedeki 6 adet sanduka,
Tabduk Emre ve yak›nlar›na aittir.
Türbenin yan›nda dikdörtgen planl›, çat›l› kagir bir türbe da-
ha vard›r. K›rma çat›s› alaturka kiremit kapl›, genifl saçakl› yap›
moloz tafllarla yap›lm›flt›r. Ahflap tavanl› yap›da üç adet mezar
vard›r.
Tabduk Emre Türbesi girifl Okunamayan bir kitabesi olan türbe, XIII. yüzy›lda yaflayan
kap›s› (2005, A.E.) Tapduk Emre için yap›lm›flt›r. Bak›ml› durumdaki türbe, en son
1999 y›l›nda onar›lm›flt›r.

Tabduk Emre Türbesi, güney cephe


(2005, A.E.)

230
tarih içinde ankara

D‹PNOTLAR
1 Vedat ‹dil, Ankara: Tarihi Yerler ve Müzeler, Net Turistik Yay›nlar›, Ankara, 1993, s.11.
2 Bilge Umar, Türkiye’deki Tarihsel Adlar, ‹stanbul, 1993, s.74-76.
3 Afif Erzen, ‹lkça¤da Ankara, Türk Tarih Kurumu Yay., Ankara, 1946, s. 15.
4 Afif Erzen, a.g.e., (1946), s. 16.
5 “Ankara”, Yurt Ansiklopedisi, C. 1, s. 523.
6 Afif Erzen, a.g.e., (1946), s. 25.
7 N. Can Gülekli, Ankara: Tarih-Arkeoloji, Do¤ufl Matbaas›, Ankara, 1948, s. 29-30.
8 Evliya Çelebi, Seyahatname, C. II, ‹stanbul, 1999, s. 518.
9 Bilge Umar, ‹lkça¤da Türkiye Halk›, ‹stanbul, 1999, s. 1-3.
10 Savafl Harmankaya-O¤uz Tan›nd›, TAY-Türkiye Arkeolojik Yerleflmeleri-1: Paleolitik / Epipale-
olitik, Ege Yay., ‹stanbul, 1996.
11 ‹lhan Temizsoy ve di¤er haz., Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Dönmez Ofset, Ankara, tarih-
siz, s. 13-15.
12 Mehmet Özdo¤an. “Ad›m Ad›m Yerleflik Yaflam Mezolitik Ça¤”, Arkeo Atlas, S. 1, ‹stan-
bul, 2002, s. 60.
13 Afif Erzen, a.g.e., (1946), s. 26-27.
14 fievket Aziz Kansu, Türk Tarih Kurumu Taraf›ndan Yap›lan Etiyokuflu Hafriyat› Raporu (1937),
Türk Tarih Kurumu Yay., Ankara, 1940.
15 Afif Erzen, a.g.e., (1946), s. 27.
16 Bilge Umar, a.g.e., (1999), s. 3-5.
17 Sachihiro Omura, “1993 Y›l› Orta Anadolu’da Yürütülen Yüzey Araflt›rmalar›”, 12. Arafl-
t›rma Sonuçlar› Toplant›s›, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara,
1995, s. 256.
18 Hamit Zübeyr Koflay, Ankara Budun Bilgisi, Ankara Halkevi Dil-Tarih-Edebiyat fiubesi
Neflriyat›, Ankara, 1935, s. 7.
19 David French ve di¤er, Ankara: Ankara Turizmi, Eski Eserleri ve Müzeleri Sevenler Derne-
¤i Yay., Ankara, tarihsiz, s.24.
20 Sachihiro Omura, “1991 Y›l› ‹ç Anadolu’da Yürütülen Yüzey Araflt›rmalar›”, 10. Araflt›r-
ma Sonuçlar› Toplant›s›, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara,
1993, s. 371.
21 David French ve di¤erleri, a.g.e., s.24.
22 ‹lhan Temizsoy ve di¤er haz., a.g.e., s. 35-37.
23 Sachihiro Omura, a.g.m., (1995), s. 229.
24 Sachihiro Omura, a.g.m., (1995), s. 218.
25 Sachihiro Omura, a.g.m., (1995), s. 229.
26 David French ve di¤er, a.g.e., s. 24; Sachihiro Omura, “1992 Y›l› ‹ç Anadolu’da Yürütü-
len Yüzey Araflt›rmalar›”, 11. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s›, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve
Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1994, s. 319.
27 Sachihiro Omura, “1994 Y›l› Orta Anadolu’da Yürütülen Yüzey Araflt›rmalar›”, 13. Arafl-
t›rma Sonuçlar› Toplant›s›, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara,
1996, s. 249.
28 Remzi O¤uz Ar›k, “Anadolu’nun En Garp Eti ‹stasyonu Karao¤lan Höyü¤ü”, Belleten, C.
3, S. 9. Ankara, 1939, s. 27-42.
29 Sachihiro Omura, “1995 Y›l› ‹ç Anadolu’da Yürütülen Yüzey Araflt›rmalar›”, 14. Araflt›r-
ma Sonuçlar› Toplant›s› II, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara,
1997, s. 249.
30 Ekrem Akurgal, Anadolu Kültür Tarihi, Ankara, 1998. s. 11.
31 Sevgi Aktüre, Anadolu’da Bronz Ça¤› Kentleri, ‹stanbul, 1994, s. 98.
32 Sevgi Aktüre, a.g.e., (1994), s. 98.
33 Sevgi Aktüre, a.g.e., (1994), s. 100.
34 Suavi Ayd›n ve di¤er, Küçük Asyan›n Bin Yüzü, Dost Kitabevi, Ankara, 2005. s. 40.
35 ‹lhan Temizsoy ve di¤er haz., a.g.e., s. 43.
36 Hamit Zübeyr Koflay, “Türkiye Cumhuriyeti Vekaletince Yapt›r›lan Ahlatl›bel Hafriyat›”,
Türk Tarih Arkeologya ve Etnografya Dergisi, S. 2, Ankara, 1934, s. 3-11.
37 Sachihiro Omura, a.g.m., (1996), s. 251.
38 Sachihiro Omura, a.g.m., (1995), s. 229.
39 David French ve di¤er, a.g.e., s.24.
40 Sachihiro Omura, a.g.m., (1997), s. 249.
41 Remzi O¤uz Ar›k, “1942’de Türk Tarih Kurumu Ad›na Yap›lan Bitik Kaz›s› ve Hatay Tet-
kikleri Hakk›nda K›sa Rapor”, Belleten, C. 8, S. 30, Ankara, 1944, s. 350-54.
42 Sachihiro Omura, a.g.m., (1993), s. 373.

231
tarih içinde ankara

43 Sachihiro Omura, a.g.m., (1995), s. 218.


44 Sachihiro Omura, a.g.m., (1995), s. 229.
45 David French ve di¤er, a.g.e., s. 30.
46 Sachihiro Omura, a.g.m., (1993), s. 372; Bilge Umar, a.g.e., (1993), s. 640.
47 David French ve di¤er, a.g.e., s. 30.
48 Sachihiro, Omura, a.g.m., (1997), s. 251.
49 Afif Erzen, a.g.e., (1946), s. 26.
50 Sachihiro Omura, a.g.m., (1996), s. 246.
51 Burhan Tezcan, 1964 Koçumbeli Kaz›s› (Koçumbeli Excavation in 1964), Orta Do¤u Teknik
Üniversitesi Arkeoloji Yay., Ankara, 1966.
52 Do¤u Mermerci, “Oyaca Kasabas› Külhöyük 1992 Kurtarma Kaz›s›”, Anadolu Medeniyetle-
ri Müzesi 1992 Y›ll›¤›, Ankara, 1993, s. 5.
53 Hayri Ertem, 1990 Y›l› Yaz Aylar›nda Ankara Gölbafl› ve Haymana ‹lçe S›n›rlar› ‹çinde
Gerçeklefltirilen Sat›h Araflt›rmalar› , 9. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s›, Kültür Bakanl›¤›
An›tlar Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1992, s. 587.
54 Sachihiro Omura, a.g.m., (1996), s. 246-47.
55 David French ve di¤er, a.g.e., s. 24.
56 Mehmetçik Kutkam, “Yenimahalle-Demetevler Yumurtatepe Tümülüsü 1986 Kaz›s›”,
Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1986 Y›ll›¤›, Ankara, 1987, s. 24-29; “Yenimahalle-Demetevler
Yumurtatepe Tümülüsü 1987 Kaz›s›”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1987 Y›ll›¤›, Ankara,
1988, s. 12-18.
57 Ekrem Akurgal, a.g.e., (1998), s. 55, 69.
58 ‹lhan Temizsoy ve di¤er haz., a.g.e., s. 81-83.
59 David French ve di¤er, a.g.e., s. 35.
60 David French ve di¤er, a.g.e., s.35.
61 Sachihiro Omura, a.g.m., (1997), s. 249.
62 Remzi O¤uz Ar›k, a.g.m., (1939), s. 27-42.
63 Hans Henning von der Osten, Discoveries in Anatolia 1930-31, The Oriental Institute of
The University of Chicago Oriental Institute Comunications No.14.
64 N.Can Gülekli, a.g.e., (1948), s.78-79; ‹lhan Temizsoy-Stephen Lumbsden, “Gâvurkalesi:
The 1998 Season”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1998 Y›ll›¤›, Ankara, 1999, s. 53-86.
65 Sachihiro Omura, a.g.m., (1996), s. 246-47.
66 Hayri Ertem, a.g.m., (1992), s. 586-7.
67 Do¤u Mermerci, a.g.m., (1993), s. 5.
68 Hayri Ertem, a.g.m., (1992), s. 587.
69 N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s. 34-40.
70 Veli Sevin, “Frygler”, Anadolu Uygarl›klar Ansiklopedisi, C. 2, Görsel Yay., ‹stanbul, 1982, s.
230-44.
71 Hasan Tahsin Uçankufl, “Ana Tanr›ça Kybele’nin ve Kral Midas’›n Ülkesi Phrygia”, Kül-
tür Rehberi, Kültür Bakanl›¤› Yay., Ankara, 2002, s. 15.
72 Strabon, Antik Anadolu Co¤rafyas› (Geographika: XII-XIII-XIV), Çev. Adnan Pekman, Arke-
oloji ve Sanat Yay., ‹stanbul, 1993, s. 48.
73 Hasan Tahsin Uçankufl, a.g.e., (2002), s.260; Vedat ‹dil, a.g.e., (1993), s. 90-97.
74 Hasan Tahsin Uçankufl, a.g.e., (2002), s. 25; ‹lhan Temizsoy ve di¤er haz., a.g.e., s. 80.
75 Veli Sevin, a.g.m., (1982), s. 235.
76 Ekrem Akurgal, a.g.e., (1998), s. 283.
77 Hasan Tahsin Uçankufl, a.g.e., (2002), s. 25-26.
78 Hasan Tahsin Uçankufl, a.g.e., (2002), s. 25-27; ‹lhan Temizsoy ve di¤er haz., a.g.e., s. 81.
79 Sevim Buluç, “‹lkça¤da Ankara”. Ankara, Cilt:1. Say›:2, Ankara, 1991, s.13-28.
80 Hasan Tahsin Uçankufl, a.g.e., (2002), s. 29.
81 Sevim Buluç, a.g.m., (1991), s. 20.
82 Sevim Buluç, a.g.m., (1991), s. 21.
83 Sevim Buluç, a.g.m., (1991), s. 14
84 Tahsin Özgüç-Mahmut Akok, “Türk Tarih Kurumu Ad›na An›t-Kabir Alan›nda Yap›lan
Tümülüs Kaz›lar›”, Belleten, C. 11, S. 41, Ankara, 1947, s. 27-56.
85 Sevim Buluç, a.g.m., (1991), s.22.
86 Sevim Buluç, a.g.m., (1991), s. 22.
87 Hasan Tahsin Uçankufl, a.g.e., (2002), s. 33, 40.
88 Vedat ‹dil, a.g.e., (1993), s. 99.
89 Hasan Tahsin Uçankufl, a.g.e., (2002), s. 33, 137.
90 Hasan Tahsin Uçankufl, a.g.e., (2002), s. 266-267.
91 Veli Sevin, “Lydyal›lar”, Anadolu Uygarl›klar Ansiklopedisi, C. 2, Görsel Yay›nlar, ‹stanbul,
1982, s. 252.
92 Veli Sevin, Anadolu’nun Tarihi Co¤rafyas› I, Ankara, 2001, s. 176.

232
tarih içinde ankara

93 N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s. 41.


94 Veli Sevin, “Anadolu’da Pers Egemenli¤i”, Anadolu Uygarl›klar Ansiklopedisi 2, Görsel Yay.,
‹stanbul, 1982, s. 268.
95 Ekrem Akurgal, a.g.e., (1998), s. 338.
96 Hasan Tahsin Uçankufl, a.g.e., (2002), s. 276.
97 Ekrem Akurgal, a.g.e., (1998), s. 339; Hasan Tahsin Uçankufl, a.g.e., (2002). s. 262.
98 W. M. Ramsay, Anadolu’nun Tarihi Co¤rafyas›, Çev. Mihri Pektafl. Milli E¤itim Bas›mevi, ‹s-
tanbul, 1960, s. 29.
99 Afif Erzen, a.g.e., (1946), s. 32.
100 Vedat ‹dil, a.g.e., (1993), s. 11.
101 N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s. 41.
102 Mehmet Özsait, “Anadolu’da Hellenistik Dönem”, Anadolu Uygarl›klar Ansiklopedisi 2,
Görsel Yay., ‹stanbul, 1982, s. 286.
103 N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s. 41.
104 Ekrem Akurgal, a.g.e., (1998), s. 342.
105 Levent Egemen Vardar, “Galatia Bölgesi Kaleleri/Yerleflmeleri Yüzey Araflt›rmas›: An-
kara ‹li 1997”, 16. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s› 1, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Ge-
nel Müdürlü¤ü, Ankara, 1999, s. 288.
106 Levent Egemen Vardar, “Galatia Bölgesi Kaleleri/Yerleflmeleri Yüzey Araflt›rmas›: An-
kara ‹li 1996”, 15. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s› 1, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Ge-
nel Müdürlü¤ü, Ankara, 1998, s. 249-250.
107 Strabon, a.g.e. (1993), s. 48.
108 Levent Egemen Vardar, “Galatia Bölgesi Kaleleri/Yerleflmeleri Yüzey Araflt›rmas›: An-
kara ‹li 1999”, 18. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s› 1, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Ge-
nel Müdürlü¤ü, Ankara, 2001, s. 238.
109 N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s.40-41.
110 Veli Sevin, a.g.e. (2001), s. 219.
111 Mehmet Ali Kaya, “Ankyra (Ankara) ve Galatlar”, Kebikeç, S. 9, Ankara, 2000, s. 77-95.
112 N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s. 100.
113 Levent Egemen Vardar, a.g.m., (1998), s. 257.
114 Tahsin Saatçi, “Karalar Kaz›s› 1986”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1986 Y›ll›¤›, Ankara,
1987, s. 30-33.
115 Levent Egemen Vardar, a.g.m., (1998), s. 263.
116 Mitchell, Stephen, “Bluc›um and Peium : The Galatian Forts of King Deiotarus”, Anato-
lian Studies, S. 24, Ankara, 1974, s. 61-64; Levent Egemen Vardar, a.g.m., (1998), s. 254.
117 Levent Egemen Vardar, a.g.m., (1998), s. 248.
118 Levent Egemen Vardar, a.g.m., (1998), s. 250.
119 Levent Egemen Vardar, a.g.m., (1998), s. 247.
120 W. M. Ramsay, a.g.e., (1960), s. 268.
121 Bilge Umar, a.g.e., (1993), s.122.
122 Strabon, a.g.e. (1993), s. 49.
123 Sachihiro Omura, a.g.m., (1995), s. 223.
124 Hüseyin Karaduman, “1986 Y›l›nda Ankara Çevresinde Yap›lan Yüzey Araflt›rmalar›”,
Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1986 Y›ll›¤›, Ankara, 1987, s. 38.
125 Levent Egemen Vardar, a.g.m., (1998), s. 258-59.
126 Levent Egemen Vardar, a.g.m., (1999), s. 256.
127 Suavi Ayd›n v.d., a.g.e.,(2005), s. 88.
128 Ernest Mamboury, Ankara: Guide Touristique, ‹stanbul, 1933, s. 61.
129 N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s. 43.
130 Vedat ‹dil, a.g.e., (1993), s. 13.
131 Afif Erzen, a.g.e., (1946), s. 95-100.
132 Melih Arslan, “Anadolu Medeniyetleri Müzesi Sikke Seksiyonundaki Roma Devri Ank-
yra fiehir Sikkeleri”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1988 Y›ll›¤›, Ankara, 1989, s. 42; “Anado-
lu Medeniyetleri Müzesi’nde Bulunan Phrygia ve Galatia fiehir Sikkeleri”, Anadolu Mede-
niyetleri Müzesi 1989 Y›ll›¤›, Ankara, 1990, s. 144-75.
133 Ekrem Akurgal, “Augustus Tap›na¤› ve Yaz›tlar Kraliçesi”, Ankara Dergisi, C. 1, S. 1, An-
kara, 1990, s. 16-35.
134 Hamit Dereli, Ankara An›t›, (Remzi O¤uz Ar›k’›n incelemesiyle) MEB Yay.; Mükerrem
Anabolu, ”Küçük Asya’da Bulunan ‹mparator Tap›naklar›”, Anadolu Sanat› Araflt›rmalar› 2,
‹stanbul, 1970, s. 33.
135 N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s. 91-97; Afif Erzen, a.g.e., (1946), s.93-94.
136 Mahmut Akok, “Ankara fiehrinde Roma Hamam›”, Türk Arkeoloji Dergisi, S. 17/1, Ankara,
1969, s. 5-13.
137 N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s. 82-83.

233
tarih içinde ankara

138 Vedat ‹dil, a.g.e., (1993), s. 20-22.


139 Nezih F›ratl›, “Ankara’n›n ‹lk Ça¤daki Su Tesisat›”, Belleten, S. 15, Ankara, 1951, s. 340-359.
140 N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s. 82.
141 S. Buluç, a.g.m., s. 26.
142 ‹nci Bayburtluo¤lu, “Tiyatro Kaz›s›”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1986 Y›ll›¤›, Ankara,
1987, s. 10.
143 ‹nci Bayburtluo¤lu, a.g.m., (1987), s. 15.
144 ‹nci Bayburtluo¤lu, a.g.m., (1987), s. 16.
145 Vedat ‹dil, a.g.e., (1993), s. 24; N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s. 107.
146 Hans Dernschwam, ‹stanbul ve Anadolu’ya Seyahat Günlü¤ü, Çev. Yaflar Önen, Kültür Ba-
kanl›¤› Yay., Ankara, 1987, s. 255.
147 N. Can Gülekli, a.g.e., (1948), s. 98-106.
148 Vedat ‹dil, a.g.e., (1993), s. 25-26.
149 Afif Erzen, a.g.e., (1946), s. 94-95.
150 ‹lhan Temizsoy ve di¤er, “Ulus Kaz›s› 1995”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1995 Y›ll›¤›, An-
kara, 1996, s. 7-36.
151 ‹lhan Temizsoy-Halil Demirdelen, “Balgat Roma Mezar›”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi
1998 Y›ll›¤›, Ankara, 1999, s. 24-52.
152 Bilge Umar, a.g.e., (1993), s. 122.
153 Sachihiro Omura, a.g.m., (1994), s. 322.
154 Sachihiro Omura, a.g.m., (1995), s. 221-222.
155 Sachihiro Omura. a.g.m., (1997), s. 251.
156 Bilge Umar, a.g.e., (1993), s. 66.
157 W. M. Ramsay, a.g.e., (1960), s. 266.
158 Bilge Umar, a.g.e., (1993), s. 640.
159 Sachihiro Omura, a.g.m., (1993), s. 372.
160 Sachihiro Omura, a.g.m., (1995), s. 255.
161 I. W. Macpherson, “Roman Roads and Milestones of Galatia”, Anatolian Studies, 4, 1954.
s. 11-20; David French, Roman, Late Roman and Byzantine ‹nscriptions of Ankara, Turkish
Rebublic Ministry of Culture and Tourism, Ankara, 2003.
162 Suavi Ayd›n ve di¤er, a.g.e., (2005), s. 97.
163 Suavi Ayd›n ve di¤er, a.g.e., (2005), s. 97.
164 Suavi Ayd›n ve di¤er, a.g.e., (2005), s. 97; Suna Güven, “Bir Roma Eyaletinin Evrim Sü-
recinde Galatia ve Ancyra”. Tarih ‹çinde Ankara II (Aral›k 1998 Seminer Bildirileri), ODTÜ
Mimarl›k Fakültesi, Ankara: 2001, s.109-22. Afif Erzen, a.g.e., (1946), s. 31.
165 Semavi Eyice, “Bizans Dönemi Ankara’s›”, Ankara Konuflmalar›, Mimarlar Odas› Ankara
fiubesi Yay., Ankara, 1992, s. 22.
166 Semavi Eyice, a.g.m., (1992), s. 23.
167 Semavi Eyice, a.g.m., (1992), s. 24.
168 Semavi Eyice, a.g.m., (1992), s. 24.
169 Semavi Eyice, “Ankara’n›n Kaybolan Bir Eski Eseri”, Ankara Dergisi, C. 1, S. 2, Ankara;
1991, s. 5-12; “Bizans Dönemi Ankara’s›”, Ankara Konuflmalar›, Mimarlar Odas› Ankara
fiubesi Yay., Ankara, 1992, s. 19-32.
170 Semavi Eyice, a.g.m., (1992), s. 24.
171 Semavi Eyice, a.g.m., (1992), s. 26.
172 Semavi Eyice, a.g.m., (1992), s. 27.
173 Hamit Zübeyr Koflay, Ogüst (Augustus) Mabedi Hac› Bayram Camii ve Türbesi K›lavuzu, Maa-
rif Bas›mevi, Ankara, 1956; “Ankara Augustus Mabedi Kaz›s›”, Anatolia Anadolu, S. 2, An-
kara, 1957, s. 133-35.
174 Semavi Eyice, a.g.m., (1991), s. 5-12.
175 Mahmut Akok-Necdet Pençe, “Ankara ‹stasyonunda Bulunan Bizans Devri Mezar›n›n
Nakli”. Belleten, Cilt: 5. Say›: 20, s. 617-22.
176 Semavi Eyice , “P. Gaillaume de Jerphanion ve Ankara Kalesi”, Ankara Dergisi, cilt: 2. sa-
y›: 5, Ankara, 1993, s. 9-32.
177 Semavi Eyice, a.g.m., (1993), s. 13.
178 Semavi Eyice, a.g.m., (1992), s. 24.
179 fienay ve Andreas Schachner, “Ankara ve Yak›n Çevresinin Anadolu Arkeolojisindeki
Yeri”, Ankara Dergisi, C. 2, S. 5, Ankara, 1993, s. 73-82.
180 Sachihiro Omura, “1990 Y›l› Orta Anadolu’da Yürütülen Yüzey Araflt›rmalar›”, 9. Araflt›r-
ma Sonuçlar› Toplant›s›, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara,
1992, s. 541- 553.
181 Ifl›n Demirkent, “Bizans”, TDV ‹slam Ansiklopedisi, C. 6, ‹stanbul, 1992, s. 230-243.
182 Do¤ufltan Günümüze Büyük ‹slam Tarihi, Ça¤ Yay., C. 2, s. 283-432;

234
tarih içinde ankara

183 Do¤ufltan Günümüze Büyük ‹slam Tarihi, Ça¤ Yay., C. 3, s. 283-432; fierare Yetkin, “Abba-
siler”, TDV ‹slam Ansiklopedisi, C. 1, ‹stanbul, 1988, s. 31-56.
184 Osman Turan, Selçuklular Zaman›nda Türkiye, Bo¤aziçi Yay., ‹stanbul, 2002, s. 21-44; Sar-
gon Erdem-Abdülkerim Özayd›n, “Ankara”, TDV ‹slam Ansiklopedisi, C. 3, ‹stanbul, 1991,
s. 201-204
185 Osman Turan, a.g.e., s. 53-82.
186 Faruk Sümer, O¤uzlar (Türkmenler ), Ankara, 1972, s. XIII.
187 Faruk Sümer, a.g.e., (1972), s. 423-460.
188 Osman Turan, a.g.e., s. 112-196; Sargon Erdem-Abdülkerim Özayd›n, a.g.e., s. 201-204
189 Osman Turan, a.g.e.; Sargon Erdem-Abdülkerim Özayd›n, a.g.e., s. 201-204
190 Osman Turan, a.g.e.; Sargon Erdem-Abdülkerim Özayd›n, a.g.e., s. 201-204;
191 Osman Turan, a.g.e., s. 21-44; Sargon Erdem-Abdülkerim Özayd›n, a.g.e., s. 201-204.
192 Osman Turan, a.g.e., s. 21-44; Sargon Erdem-Abdülkerim Özayd›n, a.g.e., s. 201-204.
193 Mübarek Galip, Ankara II, ‹stanbul, 1341, s. 7.
194 Bahattin Ögel ,”Selçuklu Devri Anadolu A¤aç ‹flçili¤i Notlar›”, Y›ll›k Araflt›rmalar Dergisi,
I, Ankara 1957,s. s. 204.
195 ‹.Hakk› Konyal›, Ankara Camileri, Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Yay., Ankara 1978, s. 25.
196 Abdülkerim Erdo¤an, Unutulan fiehir Ankara, Akça¤ Yay., Ankara, 2004, s. 136.
197 ‹.H. Konyal›, a.g.e., s. 25.
198 B. Ögel, a.g.e., s. 206.
199 Abdülhamit Tüfekçio¤lu, Erken Dönem Osmanl› Mimarisinde Yaz›, Ankara, 2001, s. 32.
200 Zeki Oral, “Anadolu’da Sanat De¤eri Olan Ahflap Minberler, Kitabeleri ve Tarihçeleri”,
Vak›flar Dergisi, S. V, Ankara 1962, s. 34
201 E. Hakk› Ayverdi, Osmanl› Mimarisinde Çelebi ve II. Murad Devri, C. II, ‹stanbul, l972, s. 231.
202 VGMA, 06.01.01/7 nolu dosya.
203 VGMA, 592 numaral› defter, s. 49, s›ra 45.
204 Ozan Sa¤d›ç, Bir Zamanlar Ankara, Ankara 1991, s. 49; ‹.Hakk› Konyal›, a.g.e., s. 65.
205 Özer Ergenç,”XVII.yüzy›l›n Bafllar›nda Ankara’n›n Yerleflim Durumu Üzerine Baz› Bilgi-
ler”, Osmanl› Araflt›rmalar› I, ‹stanbul, 1980, s. 101.
206 Ö. Ergenç, a.g.m., s. 100.
207 B. Ögel, a.g.m., s. 208, 211.
208 Zeki Oral, a.g.m., (1962), s. 63: Germiyan beyi Yakub bin Aliflir 1300 y›l›nda Ankara’ya
da hakim olmufltur. Bkz. M. Çetin Varl›k, Germiyano¤ullar› Tarihi, (1300-1429), Ankara,
1974, s. 31.
209 B. Ögel, a.g.m., s. 208.
210 Z. Oral, a.g.m., s. 53; M. Galip, Ankara II, s. 9.
211 Engül U¤urlu, Ankara K›z›lbey Camii Minberi, Türk Etno¤afya Dergisi, X-1967, Ankara,
1968, s. 77.
212 G. Öney, Anadolu Selçuklu Mimari Süslemesi ve El Sanatlar›, Ankara, 1988, s. 117.
213 Ankara Etno¤rafya Müzesi 11972 say›l› envanter kayd›.
214 O. Sa¤d›ç, a.g.e., s 49; Konyal›, a.g.e., s. 65.
215 ‹.Hakk› Konyal›, Ankara Camileri, Ankara, 1978, s. 18 .
216 Ömür Bak›rer, Onüç ve Ondördüncü Yüzy›llarda Anadolu Mihraplar›, Ankara, 1976, s. 198.
217 Gönül Öney, Ankara Aslanhane Camii, Ankara, 1980, s. 6.
218 Gönül Öney, Ankara’da Türk Devri Yap›lar›, Ankara, 1971, s. 23.
219 G. Öney, a.g.e., (1971), s. 24.
220 VGMA, 224 nolu defter, 1680 s›ra; Muallim Cevdet, Zeyl-i alâ Fasl’›l “el –ahiyyet’il Feteyân’it
Türkiye” Fî R›hlet-i ‹bni Batuta, ‹stanbul, 1932, s. 232.
221 Hüseyin Ç›nar-Osman Gümüflcü, Osmanl›dan Cumhuriyete Çubuk Kazas›, Ankara, 2002, s. 233.
222 Ahmet Özk›l›nç ve di¤erleri, 438 say›l› Muhasebe-i Vilâyet-i Anadolu Defteri, (T›pk› bas›m)
Ankara 1994. s. 388.
223 Zeki Oral, “Ahi fierafeddin Türbesi”, Milletleraras› Birinci Türk Sanatlar› Kongresi, Ankara
1962, s. 308. Yaz›da Türbeye ait lâhid ve ahflap sandukan›n yaz›lar› yer al›r.
224 Z. Oral, a.g.m., s. 309.
225 Z. Oral, a.g.m., s. 310.
226 Z. Oral, a.g.m., s. 307.
227 Z. Oral, a.g.m., s. 308.
228 O.Cezmi Tuncer, Anadolu Kümbetleri 2. Beylikler ve Osmanl› Dönemi, Ankara, 1991; VGMA,
06.01./l nolu dosya.
229 ‹. H. Konyal›, a.g.e., s. 54.
230 B. Ögel, a.g.m., s. 203, flekil: II.
231 M. Cevdet, a.g.e., s. 236.
232 Y. Akyurt, a.g.e., s. 57.
233 Zeki Sönmez, Anadolu Türk-‹slam Mimarisinde Sanatç›lar, Ankara, 1989, s. 235.

235
tarih içinde ankara

234 G. Öney, a.g.m., (1971), s. 159.


235 A.Özk›l›nç v.d, a.g.e., s. 363.
236 R›za Reman, fiifal› Sular› Kullanma ‹lmi Balneologi, ‹stanbul, 1949, s. 177.
237 R. Reman, a.g.e, s.177.
238 Nazmi Sevgen, Anadolu Kaleleri, Ankara, 1965, s.54.
239 Y. Akyurt, a.g.e., s. 1.
240 N. Sevgen, a.g.e., s. 55.
241 Ernest Mambury, The Guide Touristique Ankara, Ankara, 1933, s.157; Ö. Ergenç, a.g.m., s. 99.
242 Ziya Kaz›c›, “Ahilik”, TDV ‹slam Ansiklopedisi, C. 1, ‹stanbul, 1988, s. 540-541.
243 Halen V.G.M. Arflivi 1907-239 numarada kay›tl› flecere konusunda Bak: Zeki Oral, “Ahi
fierafeddin Türbesi”, Milletleraras› Birinci Türk Sanatlar› Kongresi, Ankara, 1962, s. 308. Da-
ha önce Ahi fierefeddin Camiinde iken bir ara ‹stanbu’a gönderilen bu flecere, halen
Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Arflivinde bulunmaktad›r. 12,21 m. uzunlu¤unda 0.21 m. ge-
niflli¤indedir. Saman› aharl› k⤛t üzerine bölüm bafllan ve as›l isimler sülüs, di¤er isim
ve bîlgiler nesih ile yaz›lm›fl d›fl›na mumlu bez yap›flt›r›lm›flt›r.
244 Z.Oral, a.g.m., s. 317-321.
245 Ziya Kaz›c›, a.g.m., s. 541.
246 Yurt Ansiklopedisi, s. 533-34.
247 Mustafa Kara, Tekke ve Zaviyeler, ‹stanbul, 1977, s. 41.
248 A.Yaflar Ocak, Zaviyeler, Vak›flar Dergisi, S. XII, Ankara, 1979, s. 248, 264.
249 Muallim Cevdet, a.g.e., s. 228.
250 VGMA, 06.0101/1
251 A. Özk›l›nç vd, a.g.e, s. 364,366.
252 VGMA, 224 nolu defter, 1680 s›ra; M. Cevdet, a.g.e., s. 232.
253 A. Özk›l›nç vd, a.g.e, s. 366.
254 M. Cevdet, a.g.e., s. 239.
255 A. Özk›l›nç vd, a.g.e., s. 388.
256 M. Cevdet, a.g.e., s. 234.
257 Osman Turan, Türk Cihan Hakimiyeti Mefkûresi Tarihi, ‹stanbul, 1978, s. 182.
258 Kemal Göde, Eretnal›lar, Ankara, 1994, s. 37.
259 Y. Akyurt, a.g.e., s. 2.
260 K.Göde, a.g.e., s. 44.
261 Baz› tarihçiler taraf›ndan Osmanl› Devletinin “imparatorluk” olarak isimlendirmeleri
yanl›flt›r. Çünkü Osmanl› belgelerinde imparatorluk ifadesi kullan›lmaz.
262 M. Çetin Varl›k, a.g.e., s. 31. Zeki Oral, “Anadolu’da San’at De¤eri Olan Ahflap Minber-
ler, Kitabeleri ve Tarihçeleri”, Vak›flar Dergisi, S. V, Ankara, 1962, s. 63.
263 Abdulkerim Erdo¤an, a.g.e., s. 136.
264 Osman Turan, Türkiye Selçuklular Tarihi, s….
265 R›fat Özdemir, XIX. Yüzy›l›n ‹lk Yar›s›nda Ankara, Kültür Bakanl›¤› Yay., Ankara, 1998, s. 52.
266 M. Galip, a.g.e., C.I. s. 50; G. Öney, a.g.e., (1971), s. 82.
267 VGMA, 060101/12 nolu dosya.
268 Caminin mevcut fleklini orijinal mi yoksa bir onar›m s›ras›nda m› ald›¤›n› tahmin et-
mek zordur.
269 Erdem Yücel, ”Ahi Elvan Camii Pencere Kapaklar›”, Sanat Tarihi Y›ll›¤› VII, ‹stanbul, 1977,
s. 165-176.
270 A. Tüfekçio¤lu, a.g.e., s. 106.
271 E.H. Ayverdi, Osmanl› Mimarisinin ‹lk Devri, C.I, ‹stanbul, 1966, s.223.
272 G. Öney, a.g.e., (1971), s. 28; Y›ld›z Demiriz, Erken Devir Osmanl› Mimarisinde Süsleme, C.I,
‹stanbul, 1979, s. 173.
273 VGMA, 06.01.01/4 nolu dosya.
274 G. Öney, a.g.e., (1971), s. 41.
275 A. Tüfekçio¤lu, a.g.e., s. 76.
276 Y. Demiriz, a.g.e., s. 213.
277 ‹.H. Konyal›, a.g.e., s. 63.
278 G. Öney, a.g.e., (1971), s. 39.
279 A. Özk›l›nç v.d, a.g.e., s. 360.
280 Y›lmaz Önge, “Emzikli Sebiller”, Lale, Y›l. 1, S. l, Temmuz, 1982, s. 15.
281 ‹.H. Konyal›, a.g.e., s. 76.
282 Y. Demiriz, a.g.e., s. 218.
283 G. Öney, a.g.e., (1971), s. 35; Türkiye’de Vak›f Abideler ve Eski Eserler, C. I, Vak›flar Genel Mü-
dürlü¤ü Yay., Ankara, 1983, s. 426.
284 VGMA, 060101/25 nolu dosya.
285 A. Özk›l›nç v.d, a.g.e., s. 360.
286 VGMA., 06.01.01/46 nolu dosya.

236
tarih içinde ankara

287 G. Öney, a.g.e., (1971), s. 31.


288 M. Z.Oral, a.g.e., 319
289 A. Nezihi Turan, Yabanabad Tarihini Ararken, Ankara, 1998, s. 61’den (TD 558, s. 95b); Ö.
Ergenç, a.g.e., s. 23, mescidi XIV-XV. yüzy›la tarihlendirir. H. Ç›nar, “Yabanâbad Vak›fla-
r›”, s. 467-468 mescidi “XIV-XV. yüzy›la tarihlendirir.
290 G. Öney, a.g.e., (1971), s. 36.
291 G. Öney, a.g.e., (1971), s. 37.
292 H.Cevri Aslangil, Kalecik’in Tarihi, Bas›m yeri ve y›l› yok, s. 15.
293 VGMA., 06.07.02/1 nolu dosya.
294 Mübarek Galip, Anadolu Türk Asar ve Mahkukât› Tetebbuât›na Esas ANKARA, Birinci K›s›m,
‹stanbul, 1341, s.14, Lev: 5
295 Al› K›lc›, Türkiye’deki XIV-XV. yüzy›llara Ait Baldeken Tarz› Denen Türbeler, (A.Ü. Sos. Bil.
Enst. Bas›lmam›fl Yüksek Lisans Tezi) Ankara, 1992, s. 80.
296 Türbedeki zarif ve ince tafl iflçili¤i erken Osmanl› mimari eserlerindeki süslemelere
benzemektedir.
297 M. Cevdet , a.g.e., s. 251; VGMA, 2/2 nolu defter, 686. s›ra.
298 O.Cezmi Tuncer, Anadolu Kümbetleri 2, Ankara, 1991, s. 39.
299 Yaflar fiener, Beypazar›,Tarihte ve Bugün, Ankara, 1997, s. 19.

237
tarih içinde ankara

KAYNAKLAR
Acun, Hakk›, 11 nci Uluslararas› Türk Sanatlar› Kongresine sunulan bildiri, Utrecht, 1999.
Akok, Mahmut – Pençe, Necdet, “Ankara ‹stasyonunda Bulunan Bizans Devri Mezar›n›n
Nakli”. Belleten, Cilt: 5. Say›: 20.
Akok, Mahmut, “Ankara fiehrinde Roma Hamam›”, Türk Arkeoloji Dergisi, S. 17/1, Ankara,
1969.
Aktüre, Sevgi, Anadolu’da Bronz Ça¤› Kentleri, ‹stanbul, 1994.
Akurgal, Ekrem, “Augustus Tap›na¤› ve Yaz›tlar Kraliçesi”, Ankara Dergisi, C. 1, S. 1, An-
kara, 1990; Anadolu Kültür Tarihi, Ankara, 1998.
Ankara Etno¤rafya Müzesi 11972 say›l› envanter kayd›.
Ar›k, Remzi O¤uz, “1942’de Türk Tarih Kurumu Ad›na Yap›lan Bitik Kaz›s› ve Hatay Tet-
kikleri Hakk›nda K›sa Rapor”, Belleten, C. 8, S. 30, Ankara, 1944; “Anadolu’nun En Garp Eti
‹stasyonu Karao¤lan Höyü¤ü”, Belleten, C. 3, S. 9. Ankara, 1939.
Arslan, Melih, “Anadolu Medeniyetleri Müzesi Sikke Seksiyonundaki Roma Devri Ank-
yra fiehir Sikkeleri”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1988 Y›ll›¤›, Ankara, 1989; “Anadolu Medeni-
yetleri Müzesi’nde Bulunan Phrygia ve Galatia fiehir Sikkeleri”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi
1989 Y›ll›¤›, Ankara, 1990.
Aslangil, H.Cevri Kalecik’in Tarihi, Bas›m yeri ve y›l› yok.
Ayd›n, Suavi-Emiro¤lu, Kudret-Türko¤lu, Ömer-Özsoy, D. Ergi, Küçük Asya’n›n Bin Yüzü:
Ankara, Dost Kitapevi Yay., Ankara, 2005.
Ayverdi, Ekrem Hakk›, Osmanl› Mimarisinin ‹lk Devri, C.I, ‹stanbul, 1966; Osmanl› Mimarisin-
de Çelebi ve II. Murad Devri, C. II, ‹stanbul, l972.
Bak›rer, Ömür, Onüç ve Ondördüncü Yüzy›llarda Anadolu Mihraplar›, Ankara, 1976.
Bayburtluo¤lu, ‹nci, “Tiyatro Kaz›s›”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1986 Y›ll›¤›, Ankara, 1987.
Buluç, Sevim, “‹lkça¤da Ankara”. Ankara, Cilt:1. Say›:2, Ankara, 1991.
Ç›nar, Hüseyin - Gümüflcü, Osman, Osmanl›dan Cumhuriyete Çubuk Kazas›, Ankara, 2002.
Ç›nar, Hüseyin, “Osmanl›lar Zaman›nda Yabanabad Kazas›nda Kurulmufl Vak›flar”, Ta-
rihte ve Günümüzde K›z›lcahamam ve Çaml›dere Yöresi, Ankara, 1997.
David French ve di¤er, Ankara: Ankara Turizmi, Eski Eserleri ve Müzeleri Sevenler Derne-
¤i Yay., Ankara, tarihsiz, s.24.
David French, Roman, Late Roman and Byzantine ‹nscriptions of Ankara, Turkish Rebublic Mi-
nistry of Culture and Tourism, Ankara, 2003.
Demiriz, Y›ld›z, Erken Devir Osmanl› Mimarisinde Süsleme, C.I, ‹stanbul, 1979.
Demirkent, Ifl›n, “Bizans”, TDV ‹slam Ansiklopedisi, C. 6, ‹stanbul, 1992.
Dereli, Hamit, Ankara An›t›, (Remzi O¤uz Ar›k’›n incelemesiyle) MEB Yay.; Mükerrem
Anabolu, ”Küçük Asya’da Bulunan ‹mparator Tap›naklar›”, Anadolu Sanat› Araflt›rmalar› 2, ‹s-
tanbul, 1970.
Do¤ufltan Günümüze Büyük ‹slam Tarihi, Ça¤ Yay›n›.
Erdem, Sargon – Özayd›n, Abdülkerim, “Ankara”, TDV ‹slam Ansiklopedisi, C. 3, ‹stanbul, 1991.
Erdo¤an, Abdülkerim, Unutulan fiehir Ankara, Akça¤ Yay., Ankara, 2004, s. 136.
Ernest Mamboury, Ankara: Guide Touristique, ‹stanbul, 1933; The Guide Touristique Ankara,
Ankara, 1933.
Ertem, Hayri, 1990 Y›l› Yaz Aylar›nda Ankara Gölbafl› ve Haymana ‹lçe S›n›rlar› ‹çinde Ger-
çeklefltirilen Sat›h Araflt›rmalar› , 9. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s›, Kültür Bakanl›¤› An›tlar Mü-
zeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1992.
Erzen, Afif, ‹lkça¤da Ankara, Türk Tarih Kurumu Yay., Ankara, 1946.
Evliya Çelebi, Seyahatname, C. II, ‹stanbul, 1999.
Eyice, Semavi, “Bizans Dönemi Ankara’s›”, Ankara Konuflmalar›, Mimarlar Odas› Ankara fiube-
si Yay., Ankara, 1992. “Ankara’n›n Kaybolan Bir Eski Eseri”, Ankara Dergisi, C. 1, S. 2, Ankara; 1991;
“Bizans Dönemi Ankara’s›”, Ankara Konuflmalar›, Mimarlar Odas› Ankara fiubesi Yay., Ankara, 1992;
“P. Gaillaume de Jerphanion ve Ankara Kalesi”, Ankara Dergisi, cilt: 2. say›: 5, Ankara, 1993.
F›ratl›, Nezih, “Ankara’n›n ‹lk Ça¤daki Su Tesisat›”, Belleten, S. 15, Ankara, 1951..
Göde, Kemal, Eretnal›lar, Ankara, 1994.
Gülekli, N. Can, Ankara: Tarih-Arkeoloji, Do¤ufl Matbaas›, Ankara, 1948.
Güven, Suna, “Bir Roma Eyaletinin Evrim Sürecinde Galatia ve Ancyra”. Tarih ‹çinde An-
kara II (Aral›k 1998 Seminer Bildirileri), ODTÜ Mimarl›k Fakültesi, Ankara: 2001.
Hans Dernschwam, ‹stanbul ve Anadolu’ya Seyahat Günlü¤ü, Çev. Yaflar Önen, Kültür Ba-
kanl›¤› Yay., Ankara, 1987.
Hans Henning von der Osten, Discoveries in Anatolia 1930-31, The Oriental Institute of The
University of Chicago Oriental Institute Comunications No.14.
Harmankaya, Savafl – Tan›nd›, O¤uz, TAY-Türkiye Arkeolojik Yerleflmeleri-1: Paleolitik / Epipa-
leolitik, Ege Yay., ‹stanbul, 1996.

238
tarih içinde ankara

I. W. Macpherson, “Roman Roads and Milestones of Galatia”, Anatolian Studies, 4, 1954.


‹dil, Vedat, Ankara: Tarihi Yerler ve Müzeler, Net Turistik Yay›nlar›, Ankara, 1993.
Kansu, fievket Aziz, Türk Tarih Kurumu Taraf›ndan Yap›lan Etiyokuflu Hafriyat› Raporu (1937),
Türk Tarih Kurumu Yay., Ankara, 1940.
Kara, Mustafa, Tekke ve Zaviyeler, ‹stanbul, 1977.
Karaduman, Hüseyin, “1986 Y›l›nda Ankara Çevresinde Yap›lan Yüzey Araflt›rmalar›”,
Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1986 Y›ll›¤›, Ankara, 1987.
Kaya, Mehmet Ali, “Ankyra (Ankara) ve Galatlar”, Kebikeç, S. 9, Ankara, 2000.
Kaz›c›, Ziya, “Ahilik”, TDV ‹slam Ansiklopedisi, C. 1, ‹stanbul, 1988.
K›lc›, Ali, Türkiye’deki XIV-XV. yüzy›llara Ait Baldeken Tarz› Denen Türbeler, (A.Ü. Sos. Bil.
Enst. Bas›lmam›fl Yüksek Lisans Tezi) Ankara, 1992.
Konyal›, ‹brahim Hakk›, Ankara Camileri, Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Yay., Ankara 1978.
Koflay, Hamit Zübeyr, “Türkiye Cumhuriyeti Vekaletince Yapt›r›lan Ahlatl›bel Hafriyat›”,
Türk Tarih Arkeologya ve Etnografya Dergisi, S. 2, Ankara, 1934.
Koflay, Hamit Zübeyr, Ankara Budun Bilgisi, Ankara Halkevi Dil-Tarih-Edebiyat fiubesi
Neflriyat›, Ankara, 1935; Ogüst (Augustus) Mabedi Hac› Bayram Camii ve Türbesi K›lavuzu, Maarif
Bas›mevi, Ankara, 1956; “Ankara Augustus Mabedi Kaz›s›”, Anatolia Anadolu, S. 2, Ankara, 1957.
Kutkam, Mehmetçik, “Yenimahalle-Demetevler Yumurtatepe Tümülüsü 1986 Kaz›s›”,
Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1986 Y›ll›¤›, Ankara, 1987; “Yenimahalle-Demetevler Yumurtatepe
Tümülüsü 1987 Kaz›s›”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1987 Y›ll›¤›, Ankara, 1988.
Mermerci, Do¤u, “Oyaca Kasabas› Külhöyük 1992 Kurtarma Kaz›s›”, Anadolu Medeniyetle-
ri Müzesi 1992 Y›ll›¤›, Ankara, 1993.
Mitchell, Stephen, “Bluc›um and Peium : The Galatian Forts of King Deiotarus”, Anato-
lian Studies, S. 24, Ankara, 1974.
Muallim Cevdet, Zeyl-i alâ Fasl’›l “el –ahiyyet’il Feteyân’it Türkiye” Fî R›hlet-i ‹bni Batuta, ‹stan-
bul, 1932.
Mübarek Galip, Anadolu Türk Asar ve Mahkukât› Tetebbuât›na Esas ANKARA, Birinci K›s›m,
‹stanbul, 1341; Ankara II, ‹stanbul, 1341.
Ocak, Ahmet Yaflar, Zaviyeler, Vak›flar Dergisi, S. XII, Ankara, 1979.
Oral, Zeki, “Ahi fierafeddin Türbesi”, Milletleraras› Birinci Türk Sanatlar› Kongresi, Ankara
1962; “Anadolu’da San’at De¤eri Olan Ahflap Minberler, Kitabeleri ve Tarihçeleri”, Vak›flar
Dergisi, S. V, Ankara, 1962.
Ozan, Sa¤d›ç, Bir Zamanlar Ankara, Ankara 1991.
Ögel, Bahattin, ”Selçuklu Devri Anadolu A¤aç ‹flçili¤i Notlar›”, Y›ll›k Araflt›rmalar Dergisi, I,
Ankara 1957.
Öney, Gönül, Anadolu Selçuklu Mimari Süslemesi ve El Sanatlar›, Ankara, 1988; Ankara Aslan-
hane Camii, Ankara, 1980; Ankara’da Türk Devri Yap›lar›, Ankara, 1971.
Önge, Y›lmaz, “Emzikli Sebiller”, Lale, Y›l. 1, S. l, Temmuz, 1982.
Özdemir, R›fat, XIX. Yüzy›l›n ‹lk Yar›s›nda Ankara, Kültür Bakanl›¤› Yay., Ankara, 1998.
Özdo¤an, Mehmet, “Ad›m Ad›m Yerleflik Yaflam Mezolitik Ça¤”, Arkeo Atlas, S. 1, ‹stan-
bul, 2002.
Özer, Ergenç, ”XVII.yüzy›l›n Bafllar›nda Ankara’n›n Yerleflim Durumu Üzerine Baz› Bilgi-
ler”, Osmanl› Araflt›rmalar› I, ‹stanbul, 1980.
Özgüç, Tahsin - Akok, Mahmut, “Türk Tarih Kurumu Ad›na An›t-Kabir Alan›nda Yap›lan
Tümülüs Kaz›lar›”, Belleten, C. 11, S. 41, Ankara, 1947.
Özk›l›nç, Ahmet ve di¤erleri, 438 say›l› Muhasebe-i Vilâyet-i Anadolu Defteri, (T›pk› bas›m)
Ankara 1994.
Özsait, Mehmet, “Anadolu’da Hellenistik Dönem”, Anadolu Uygarl›klar Ansiklopedisi 2, Gör-
sel Yay., ‹stanbul, 1982.
Reman, R›za, fiifal› Sular› Kullanma ‹lmi Balneologi, ‹stanbul, 1949.
Saatçi, Tahsin, “Karalar Kaz›s› 1986”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1986 Y›ll›¤›, Ankara, 1987.
Sachihiro Omura, “1990 Y›l› Orta Anadolu’da Yürütülen Yüzey Araflt›rmalar›”, 9. Araflt›r-
ma Sonuçlar› Toplant›s›, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1992;
“1991 Y›l› ‹ç Anadolu’da Yürütülen Yüzey Araflt›rmalar›”, 10. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s›, Kül-
tür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1993; “1992 Y›l› ‹ç Anadolu’da
Yürütülen Yüzey Araflt›rmalar›”, 11. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s›, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve
Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1994; “1993 Y›l› Orta Anadolu’da Yürütülen Yüzey Arafl-
t›rmalar›”, 12. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s›, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdür-
lü¤ü, Ankara, 1995; “1994 Y›l› Orta Anadolu’da Yürütülen Yüzey Araflt›rmalar›”, 13. Araflt›rma
Sonuçlar› Toplant›s›, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1996;
“1995 Y›l› ‹ç Anadolu’da Yürütülen Yüzey Araflt›rmalar›”, 14. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s› II,
Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, Ankara, 1997.
Sevgen, Nazmi, Anadolu Kaleleri, Ankara, 1965.
Sevin, Veli, “Frygler”, Anadolu Uygarl›klar Ansiklopedisi, C. 2, Görsel Yay., ‹stanbul, 1982;

239
tarih içinde ankara

“Lydyal›lar”, Anadolu Uygarl›klar Ansiklopedisi, C. 2, Görsel Yay›nlar, ‹stanbul, 1982; Anadolu’nun


Tarihi Co¤rafyas› I, Ankara, 2001; “Anadolu’da Pers Egemenli¤i”, Anadolu Uygarl›klar Ansiklope-
disi 2, Görsel Yay., ‹stanbul, 1982.
Sönmez, Zeki, Anadolu Türk-‹slam Mimarisinde Sanatç›lar, Ankara, 1989.
Strabon, Antik Anadolu Co¤rafyas› (Geographika: XII-XIII-XIV), Çev. Adnan Pekman, Arkeolo-
ji ve Sanat Yay., ‹stanbul, 1993.
Sümer, Faruk, O¤uzlar (Türkmenler ), Ankara, 1972.
fienay ve Andreas Schachner, “Ankara ve Yak›n Çevresinin Anadolu Arkeolojisindeki Ye-
ri”, Ankara Dergisi, C. 2, S. 5, Ankara, 1993.
fiener, Yaflar, Beypazar›,Tarihte ve Bugün, Ankara, 1997.
Temizsoy, ‹lhan – Demirdelen, Halil, “Balgat Roma Mezar›”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi
1998 Y›ll›¤›, Ankara, 1999.
Temizsoy, ‹lhan -Stephen Lumbsden, “Gâvurkalesi: The 1998 Season”, Anadolu Medeni-
yetleri Müzesi 1998 Y›ll›¤›, Ankara, 1999.
Temizsoy, ‹lhan ve di¤er haz., Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Dönmez Ofset, Ankara, tarihsiz.
Temizsoy, ‹lhan ve di¤er, “Ulus Kaz›s› 1995”, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1995 Y›ll›¤›, An-
kara, 1996.
Tezcan, Burhan, 1964 Koçumbeli Kaz›s› (Koçumbeli Excavation in 1964), Orta Do¤u Teknik
Üniversitesi Arkeoloji Yay., Ankara, 1966.
Tuncer, Orhan Cezmi, Anadolu Kümbetleri 2. Beylikler ve Osmanl› Dönemi, Ankara, 1991.
Turan, A. Nezihi, Yabanabad Tarihini Ararken, Ankara, 1998.
Turan, Osman, Selçuklular Zaman›nda Türkiye, Bo¤aziçi Yay., ‹stanbul, 2002; Türk Cihan Ha-
kimiyeti Mefkûresi Tarihi, ‹stanbul, 1978; Türkiye Selçuklular Tarihi.
Tüfekçio¤lu, Abdülhamit, Erken Dönem Osmanl› Mimarisinde Yaz›, Ankara, 2001.
Türkiye’de Vak›f Abideler ve Eski Eserler, C. I, Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Yay., Ankara, 1983.
Uçankufl, Hasan Tahsin, “Ana Tanr›ça Kybele’nin ve Kral Midas’›n Ülkesi Phrygia”, Kül-
tür Rehberi, Kültür Bakanl›¤› Yay., Ankara, 2002.
U¤urlu, Engül, Ankara K›z›lbey Camii Minberi, Türk Etno¤afya Dergisi, X-1967, Ankara, 1968.
Umar, Bilge, Türkiye’deki Tarihsel Adlar, ‹stanbul, 1993; ‹lkça¤da Türkiye Halk›, ‹stanbul, 1999.
Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Arflivi.
Vardar, Levent Egemen, “Galatia Bölgesi Kaleleri/Yerleflmeleri Yüzey Araflt›rmas›: Anka-
ra ‹li 1996”, 15. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s› 1, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Mü-
dürlü¤ü, Ankara, 1998; “Galatia Bölgesi Kaleleri/Yerleflmeleri Yüzey Araflt›rmas›: Ankara ‹li
1997”, 16. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s› 1, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü-
¤ü, Ankara, 1999; “Galatia Bölgesi Kaleleri/Yerleflmeleri Yüzey Araflt›rmas›: Ankara ‹li 1999”,
18. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s› 1, Kültür Bakanl›¤› An›tlar ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü, An-
kara, 2001.
Varl›k, M. Çetin Germiyano¤ullar› Tarihi, (1300-1429), Ankara 1974.
W. M. Ramsay, Anadolu’nun Tarihi Co¤rafyas›, Çev. Mihri Pektafl. Milli E¤itim Bas›mevi, ‹s-
tanbul, 1960.
Yetkin, fierare, “Abbasiler”, TDV ‹slam Ansiklopedisi, C. 1, ‹stanbul, 1988.
Yurt Ansiklopedisi, C. 1, Anadolu Yay., ‹stanbul, 1981.
Yücel, Erdem, ”Ahi Elvan Camii Pencere Kapaklar›”, Sanat Tarihi Y›ll›¤› VII, ‹stanbul, 1977.

240

You might also like