You are on page 1of 109

ABSRD: Anlamsal eleri birbiriyle badamayan... Mantk asndan mantk kurallarna aykr olan dile getirir.

Sama bir dnce , eleri birbirini tutmayan , birbiriyle badamayan dncedir. Sama bir yarg kendi iinde tutarszl olan ya da tutarszl ieren bir yargdr. Anlamsz ile sama ayn anlamda deildirler. Samann bir anlam vardr fakat yanltr anlamszn ise hibir anlam yoktur. Sama, felsefede usa aykrl dile getirir. Usa aykr olan her ey samadr. Sama doru ile yanl arasnda yer alan nc bir kavramdr. Yanl ile kartrlmamaldr. Her yanl sama olmayabilir AGNOSTSZM: nsann, kendi deneyimleriyle elde ettii olgularn tesinde hibir eyin varln bilemeyeceini ileri sren reti. Agnostisizm hem bir terim , hem de felsefi kavram olarak Thomas Huxley tarafndan ortaya atld. Huxley agnostik szcn hem geleneksel Yahudi-Hristiyan tanrcln, hem de tanrtanmazlk retisini reddederek Tanrnn varl sorununu ortada brakan dnrler iin kulland. Terim daha sonra geriye gtrlerek btn bilinemezci retileri kapsamtr. Agnostisizm, tarihsel olarak bilimin denetiminden yoksun insan dncesinin dt byk yanlglara bir tepki olarak ortaya kmtr. lk tepkiyi Yunan antika bil gicilerinden duyumcu sofistler vermitir. Onlara gre bilgi duyularn sonucudur ve duyular dnda bilgi edinemez ve herkes iin geerli bilgi olamaz. AHLAK: nsanlarn toplum iindeki davranlarn ve birbirleriyle ilikilerini dzenlemek amacyla bavurulan kurallar dizgesi, baka insanlarn davranlarn olumlu ya da olumsuz biimde yarglamakta kullanlan ltler btn. Tarih boyunca her insan topluluunda ahlak dizgesi var olmutur. Bu dizge toplumdan topluma ve ayn toplum iinde adan aa deiiklik gsterir.Nesnel ya da toplumsal ahlak, insann toplumun teki bireylerine kar devini ierir. Bu kurallar yazl olmad iin biimsel bakmdan hukuktan farkl olmakla birlikte, gene de ahlak ile hukukun rtt, hatta zdeletii durumlar vardr. Toplumsal yaama egemen olan hukuk kurallaryla nesnel ahlak arasnda sk bir ba vardr. Toplumun genel ahlak grlerine ve toplumsal vicdana uygun dmeyen hukuk dzenlemeleri, kendilerinden beklenen toplumsal ilevi yerine getiremeyeceinden uzun mrl olmaz. Ahlak duygusu ise "ahlaki davranlarn kayna olan duygu" olarak tanmlanabilir. AKADEM veya AKADEMIA: Platon'un kurduu felsefe okulunun ad. AKIL YASALARI: Akln zdelik, elimezlik, yeter neden ilkeleri ALGI: (Os. drak, uur, Teferrs, Fr. Perception, Al. Perception, Wahrnehmung, Empfindung, Erfassung, ng. Perception, t. Percepzione) Nesnel dnyay duyular yoluyla znel bilince aktarma. 1. Etimoloji: Alg terimi, dilimizde de, Bat dillerinde de olduu gibi almak kknden tretilmitir. Bat dillerindeki perception terimi, Hint-Avrupa dil grubunun almak anlamndaki kap kknden gelir, ilkin Latinceye ayn anlamda capere szcyle gemitir.

2. Felsefe: Alg, d dnyann duyumlarla gelen imgesinin bilinte gerekleen tasarmdr. Nesneler duyu rgenlerini etkiler. Bu etki bilince aktarlr. Ne var ki alg, ar duyumlardan, ansal bir ilevi gerektirmesiyle ayrlr. rnein grme duyumuz, her iki gzmzde ve eitli planlarda beliren iki aa imgesi getirir. Bu iki aa imgesi ansal bir ilevle tekleir. Tekleen bu imgeye, bellekte biriken esli alglardan gerekli olanlar da arm yoluyla eklenkikten sonra aa algs gereklemi olur. zellikle grme, iitme ve dokunma duyular insann bilincine kavram ve dnce yapm iin algsal gereler tarlar. Alg ilemini tarihsel srete duyumcular ar bir savla sadece duyularn, uscular da ayn arlkta baka bir savla sadece usun rn saymlardr. Oysa alg duyusal-ansal bir ilevdir. Alman dnr Leibniz'e gre de alg, bilind bir ilevdir. Alg, gerek anlamnda, znenin, kendisinin dnda olan almas demektir. Bununla beraber ruhbilimciler ruhsal edimlerle ilgili olarak, d alg'ya kar bir de i alg'nn szn ederler. Felsefede alg terimi anlamda kullanlr : Alglama gc, alg ilevi, alg olgusu. 3. Ruhbilim: Ruhbilimde bir denein belli bir sreden birbirinden ayrdedilebilen tepkiler gsterebildii evrenin tmne alg alan (Fr. Champ de perception), algnn beyinde gerekletii sreye alg sresi (Fr. Temps de perception), algnn paralar arasndaki ilikilerden oluan yapya algsal yap (Fr. Structure perceptionelle), eitli nesnelerin bir btn olarak ya da bir nesnenin zelliklerine ayrlmakszn alglanmasna algsal birlik (Fr. Unite perceptionelle), duyularla gelen algsal gerelerin btnlenmesine ve anlamlandrlmasna alglatrma (ng. Perceptualisation), ses iletiminin bozulmasndan doan sarla alglama sarl (Ing. Perception deafness), alglayarak renmeye algsal renme (Ing. Perceptual learning), belli bir rnee uygun olarak alglama eilimine algsal kurgu (Ing. Perceptual set), denir. Bk. Duyu, Duyum, Bilin, Algclk, Alglanr, Alglanmaz, Algn, Alg Karkl, Alg I. ALENATON veya YABANCILAMA: nsann evresinden, iinden, emeinin rnnden ya da benliinden uzaklama ya da ayrlma duygusunu dile getiren kavram.ada yaamn zmlenmesinde ok kullanlan bu kavram deiik anlamlara gelir. 1) Gszlk: nsann geleceini kendisinin deil, d etkenlerin, yazgnn, ansn ya da kurumlarn belirlediini dnmesi 2) Anlamszlk: Herhangi bir alanda etkinliin kavranabilirlik ya da tutarl bir anlam tamad ya da genel olarak yaamn amasz olduu dncesi. 3) Kuralszlk: Toplumca benimsenmi davran kuralarna ballk duygusunun yokluu ve dolaysyla davran sapmalarnn, gvensizliin, snrsz bireysel rekabetin yaygnlamas. 4) Kltrel Yaygnlama: Toplumdaki yerleik deerlerden kopma duygusu. 5) Toplumdan Yaltlanma: Toplumsal ilikilerden dlanma ya da yalnz kalma duygusu.

6) Kendine Yabanclama: nsann u ya da bu ekilde kendi gerekliini kavrayamamas Terimi en iyi bilinen anlamyla Karl Marx kullanmtr. Marxa gre bu kavram, insansal rnlerin insan boyunduruu altna alan kart gler haline gelmeleri ve bunun sonucu olarak da insan insan olmayana dntrmeleri srecini dile getirir. Tarihsel srete insan , tarihsel ve toplumsal yasalarn bilgisini edinip onlara egemen olamamasndan tr, toplumsal gelimeyi insansal zn gelitirici bir biimde gelitirememitir. Toplumsal yasalarn bilincine varmadan toplumsal gelimeyi bilinle ve insanca ynetmek olanakszd. Bu bilgisizliin sonucu olarak, tarihsel srete hep kendisine yabanc, e deyile insansal olmayan rnler ortaya koymutur. Bundan tr insan, yaratt zdeksel ve tinsel dnyasn durmadan zenginletirdii halde bizzat kendisini zdeksel ve tinsel olarak durmadan yoksullatrmtr. Bunun sonucu olarak insan , bizzat kendi kendisine yabanclam ve i nsan olmayana dnmtr. ALOGSME: (Fr. Mantk) Mantkdclk... Geree sezgi ya da inanla varabileceini ileri sren retiler, geree mantksal uslamlamayla varlabileceini yadsdklar iin bu adla anlmlardr. zellikle usaykrclar, inanclar ve sezgiciler, genellikle de gizemciler bu adla nitelenirler. Bk. Mantkd, Sezgicilik, nanclk, Gizemcilik. ALTBLN: (Os. Tahteuur, Matahteuur, Nimemuur, Gayr me'urun bih, uuralt, Fr. Subconscient, Al. Unterbewusst. ng. Subconscios, t. Subcosciente, Subcoscio) Bilin srelerini etkileyen bilind ruhsal sreler... Dilimizde daha ok bilinalt deyimiyle dilegetirilmektedir. Kimi szcklerde (rnein Bk. Lalande, Vacabulaire de la Philosophie, Paris, 1926, c. II, s. 805) gsz bilin (Os. Zayf uur, Fr. Faiblement conscient) olarak tanmlanm ve bilind (Os. Gayr uur, Fr. nconscient) deyimiyle anlamda saylmtr. Bk. Bilinalt, Bilind, Bilin, Frydclk. ALTIK: (Os. Mtedahil, Arazi, Madun, Tekabl basit; Fr. Subelterne, Al. Subeltern, Subelternirt, Untergeordnet; ng. Subaltern, Subalternate; t. Subalterna, Subalternata) Tmel ve tikel kartln tayan nermelerin birbirlerine gre durumu.... Altk nermeler, nicelike karolumlu nermelerdir AMORAL: Ahlak d. AMPRZM: Bilginin tek kaynann deney olduunu ileri sren reti... Bu reti bilginin sadece duyumlardan geldiini ve deney dnda hibir yoldan bilgi edinilemeyeceini savunur. Bilginin duyumlara dayand sav, ustan ve doutan bilgi olmad anlamn ierir. Ampirizm, duyumdan ayr bilgi prensipleri olarak aksiyomlarn, akli prensiplerin, doutan fikirlerin ve kategorilerin varln inkar eder. Dolaysyla btn bilgimizin dayand esaslarn duyulabilir tecrbenin eseri ve mahsul olduunu ileri srer. nsel (apriori) olan hibir eyi kabul etmez. Ampirizm, insann doutan bir takm bilgi esaslar olduunu iddia eden

idealizm ve rasyonalizmin karsndadr. Ampirizme gre akl, mantki bir role sahiptir, yani olaylardan deil, mahedelerden elde edilen nermeleri, tutarl bir sistem halinde tanzim etmek rolne sahiptir. Ampirizm, u nemli yanlglar tar: diyalektikten yoksun olduu iin tek yanldr, bilgi srecinde deneyin roln metafizik bir tutumla saltklatrr. kinci olarak ve bundan tr bilgi srecinde dncenin roln kmser. nc olarak ve bundan tr bilgi srecinde dncenin greli bamszln yadsr. Drdnc olarak ve bunlardan tr de znel renme srecini etkin bir sre olarak deil, edilgin bir sre olarak grr. Ampirist John Locke doutan, nsel, bir bilgi olmadn tantlamak iin bo levha ( tabula rasa) deyimini kullanmtr. Locke gre insan beyni, doduu anda, bo bir levha gibidir. Bu levha, yaandka, duyular yoluyla elde edilen alglarla dolacaktr. Bu yzdendir ki yeni doan ocuk hibir ey bilmez ve aptallarn levhalar mr boyu bo kalr. nk doutan bilgi yoktur. Bilgi, ancak duyularla elde edilebilir. Kendisine sz edilmeyen bir eyi kendiliinden bilen bir tek kii gsterilemez. Anadan doma krde renk bilgisi yoktur, nk rengi alglayamamaktadr. AMPRK DEY: (Tr. Marksbilim) Kuramsal deyi kart, eylemsel deyi... Herhangi bir olgunun kuramsal deyimi, ampirik deyiminden bakadr. rnein, ekonomide deer kuramsal deyi, fiyat ayn olgunun ampirik deyimi'dir. Artk-deer ve kar deyileri de byedirler. Birincisi ayn olunun kuramsa deyimini, ikincisi ampirik deyimini dilegetirirler. Ampirik deyi'le kuramsal deyi , her zaman, birbirine uygun dmezler. rnein deer ve fiyat ayn deildirler, bir maln deeri on kuru olduu halde fiyat on be kuru olabilir. Ampirik olgu, kuram (Fr. Torie)'dan uzaklaabilir ama kuramsz anlalmaz. Bu iki deyi biimi arasndaki nemli farkn anlalmamas, ekonomi alannda birok yanl sonulara varlamsnn nedeni olmutur. ANALTK FELSEFE: 2. Dnya Savandan sonra ngilterede ve ABD ile baz skandinav lkelerinde yaygnlaan ve felsefenin asl ura alannn dil ve dildeki kavramlar zmlemek olduunu, bu yolla kafa karkl yaratan geleneksel felsefe sorunlarnn zlebileceini savunan felsefe akm. Akmn kurucusu ve en byk temsilcisi Avusturyal filozof Ludwig Wittgensteindir. 1945-60 yllar arasnda gelien analitik felsefe bir lde ngiliz dnrleri Bertrand Russel ve G.E. Mooreun 1900lerden balayarak gelitirdikleri gerekilik ve okuluk dncesinden tremi olan 1930larn mantksal olguculuunun devamdr. Analitik felsefenin temel hareket noktas felsefenin tek konusunun dil olduu anlaydr. 20. yzyl balarnda gelien mantksal olguculuktan felsefenin kendisinin bilgi retmedii grn ve felsefe tarihinde yapt vermi dnrlerin aslnda dilin yaratt sorunlarla uram olduklar grn devralan analitik felsefe, felsefenin dilsel yaplar zmlemekte asli uran bulabileceini savundu. Analitik felsefe, Russel ve mantksal olgucularn anlaylarn temelinde yatan,

mantk araclyla bir mkemmel biimsel dil kurmay amalar. Ancak bu amacndan uzak kalarak gndelik dile ynelmitir. Buna gre saduyunun kayna olan ve sradan insanlarn konutuklar dil, zaten tam ve yetkindir. Felsefeye den, dilin bu gndelik kullanmnn dna kmas sonucu beliren sahte sorunlar gidermektir. ANABOLSME: (Fr. Foster) Besinlerin protoplazmaya dnmesi... Yaambilim bilgini profesr Michael Foster, metabolizma olayn ikiye ayrm ve bunlardan hcrelerin ypranna katabolisme, bu y5;pran onarmak iin hcre iinde besinlerin protoplazmaya dnmesine anabolisme andn vermitir. Bu, ngiliz dnr Spencer'in intgration adn verdii bir zmleme olaydr. Foster'e gre her iki yaambilimsel ilem birbirine kar ters ynde ilerler. Bk. Metabolisme, Katabolisme, zmleme. ANARZM: Bata devlet olmak zere btn baskc kurumlar ortadan kaldrmay neren reti. Anarizme gre devlet egemen snfn karlarn korumakla grevlendirilmi gereksiz bir kurumdur. zgrl gerekletirmek iin en bata devlet yklmaldr. Devlet hibir zaman yeni bir toplum an balatmak iin kullanlamaz. Temsilcilik, gereklere dayanmayan bir dlktr; bu gibi dlkler insanlar insan dla dntrr. Bask yerine zgr ibirlii, korku yerine kardelik ve sevgi gerekletirilmelidir. Devlet yerine ibirliinin douraca dernekler ve bu derneklerin birlemesiyle meydana gelen federasyonlar kurulmaldr. Uyum bu birlemelerin doal dengesiyle gerekleecektir. eitli birlikler her an yn ve biim deitirerek her an etkin yn ve biimi kullanacaklardr. Devlet ile birlikte her trl baskc kurum yok edilmelidir. nsan; bir retici olarak anamaln otoritesinden, bir vatanda olarak devletin otoritesinden, bir birey olarak dinsel trenin otoritesinden kurtulmal ve zgr bir gelime olanana kavumaldr. Btn insansal yetenekler ancak baszc (anarist) bir toplumda, hibir baskyla engellemeksizin, zgrce gerekleebilir. ANDIRIM: (Os. Mnasebet, Tecanp, Mcaneset, Mareket, Mabehet, Mmaselet, Temsil, Mnasele, Mteabihat, Tebih, Delili ebeh, Kyas Fkhi, Makele; Fr. Analogie, Al. Analogie, ng. Analogy, t. Analogia) Oranlar arasnda benzerlik. 1. Etimoloji: Avrupa dillerinde Yunancann nisbet anlamndaki analoyia szcnden tretilmitir. Bilimsel terim olarak nisbet bakmndan benzerlik anlamn verir. Trkede andrm, eanlaml olarak andr, andrma terimleri andrmak kknden tretilmitir. Ayn anlamda rnekseme terimi de kullanlr. 2. Mantk: Andrm terimini, gnmzde de kullanld anlamda, oranlar arasndaki benzerlik olarak antika Yunan dnr Aristoteles tanmlamtr. Andrm, niceliksel olabildii gibi niteliksel de olabilir. Nitekim mantk, daha ok niteliksel andrmlarla uslamlama yapar. Ne var ki niceliksel oranlar arasndaki andrm kesindir, kukulanlamaz. Niteliksel oranlarsa ayn lde kesin deildirler. yleyse uslamlamada tmdengelim ve tmevarm'la birlikte andrm ayn kesinlik ve pekinlikle kullanlabilir mi?.. Ortaan skolastik mantkclar, grgcln karsnda usculuu pekitirmek iin,

temevarm'a kar tmdengelim ve onun yannda da andrm'n stnln tantlamaya almlardr. nk tmevarm deneyciliin iidir, eitli tikel deneylerden elde edilen sonulardan genel bir sonu karlr. Tmdengelim'se o zamanlar usculuun ii saylmaktadr, nk genel ilkeler deneylerden deil dncelerden karlmaktadr. Andrmsal kant (Os. Burhan temsili, Fr. Argument analogique)'n glendirilmesi de usculuun yararna olacaktr. Bu konuya koca bir ortaa boyunca gereinden ok nem verilmesinin nedeni budur. Bk. Andrml Uslamlama. 2. Eletiricilik: Bk. Analogien der Erfahrung, Deney Andrm, Principe de la Permanence de la Substance, Principe de la Succession des Phnomnes, Principe de la Simultant des Substances. 3. Yaambilim: Gnmz yaambiliminde, andrlar kuram'ndan farkl olarak, ayn kaynaktan gelmedikleri halde ayn grevi grdklerinden tr birbirine benzeyen rgenlere andrml rgenler denilmektedir. rnein kularn kanatlaryla bcelerin kanatlar byledir, her ikisi de umaya yarar, oysa aralarnda hi bir zdelik yoktur. Bk. Andran rgenler, Andrlar Kuram, Benzetili. 4. Estetik: Antika Yunanllarndan beri, yakn zamanlara kadar, gzel yaz ya da iirlere benzer (Os. Nazire) yazmak ustalk saylm, bu bakmdan gzel sanat yaptlar rnek tutulmutur. Gnmz sanatnda bu, sadece bir taklit saylr ve sanatd bir olgudur. 5. Tanrbilim: Bk. Analogie Propre, Analogie Mtaphorique, Analogon Rationis. 6. Dilbilim: Andrm, dilbilimin balca yntemlerinden biridir. Yeni szckler rneksemelerle tretilir. 7. Fizik: Bilinen benzeyilerden bilinmeyen benzeyileri karmada kullanlan mantksal andrm yntemi, fizik biliminde de baaryla kullanlmtr. rnein bunlar gc, nceden bilinen beygir gcne benzetilerek llmtr. 8. Astronomi: Fizikte olduu gibi astronomide de, ayn mantksal benzetme yntemiyle, nemli sonular elde edilmitir. rnein dnyamzdaki fizik ve kimyasal koullara benzer koullar bulunduu iin, Ay'a adam gndermeye giriilmitir. 9. Bilgi kuram: Andrm yntemi, benzeyiten sonu karmada, tanmlamada ve snflandrmada yararldr. rnein Claude Bernard, et yiyicilerin krmz ve ot yiyicilerin sar renkli idrar kardklarna bakarak ot yiyici tavann a braklnca kendi kendin yedii, edeyile yedek besinleriyle beslenerek ot yiyicilikten et yiyicilii getii sonucunu karmtr. Huygens, n bir dalga olduunu ses titreimleriyle k titreimleri arasndaki benzemeye dayanarak bulmutur. Andrm yntemi, ortak zellikleri bulunan nesnelerde, birinde bulunan baka bir zelliin tekine de bulunabilecei olaslna dayanr. Ne var ki bu bir olaslktr ve bilimsel kesinlikten yoksundur. Bundan trdr ki yzyllar boyunca deney ve gzlem yerine kullanlm olan andr yntemi, birok baarl sonular elde etmesine ramen bugn kullanlmamaktadr.

Bununla beraber kimi bilginler, baka yntemlerle de denetlemek kouluyla andr ynteminin bugn de kullanlabilecei ve yararl sonulara yol aabilecei kansndadrlar. Ne var ki andrm, tek bana bir tant olamaz ve baka yntemlerle denetlemedii hallerde gvenilir bir tantlama deildir. Tantlama sorunun dnda, andrann yapma yoluyla bir ok yeni bulular gerekletirebilir. ANIKLIK: (Os. stidat, Layk, Kabiliyet, Ehliyet, Muvafakat, Fr. Aptitude, Al. Eigung, ng. Ability) Doal yetenek. 1. Etimoloji: Anklk terimi, Uygurca hazr, tamam, yetkin anlamlarna gelen an kknden tretilmitir. Osmanlcada bu terim eitli karlklarla bir hayli kartrlmtr. rnein Ahmet Naim lmnnefis evirisinde Franszca aptitude terimini kabiliyet terimiyle evirdii gibi passibilit, capacit, facult, receptivit, vacation terimlerini de ayn karlkla karlamtr. Oysa Franszca aptitude terimi, Hind-Avrupa dil grubunun balamak, tutturmak, dokunmak, yetimek, kmak anlamlarn kapsayan ap kknden Latinceye ayn anlamlarla apere szcyle gemesinden tremitir. Trkede tam karl doal elverililik ya da doal yetenek (Os. stidat)'tir. 2. Ruhbilim: Anklk, bir ii daha az abayla ve daha yetkinlikle yapmay salayan doal elverililii dilegetirir. Bk. Alkanlk, Yatknlk, Edinilmi Anklk. 3. Tanrbilim: Ruhbilimsel anlam Tanr vergisi olarak nitelenir. Gnlde duyulan Tanr ars (Os. Hidayet, Fr. Vocation) anlamnda da kullanlr. Bk. Yetenek. ANIMSAMA: Platon felsefesinde, ruhun bedene girmeden nceki varlnda grm olduu idealarn bilince dn. ANLAM BLM: Anlamlar inceleyen bilim... Semantik olarak da bilinir. Anlambilim felsefi ya da mantksal ve dilbilimsel olmak zere iki farkl adan ele alnabilir. Felsefi ya da mantksal yaklam, gstergeler ya da szckler ile bunlarn gndergeleri arasndaki balantya arlk verir ve adlandrma, dz anlam, yan anlam, doruluk gibi zellikleri inceler. Dilbilimsel yaklam ise, zaman iinde anlam deiiklikleri ile dilin yaps, dnce ve anlam arasndaki karlkl balant gibi konular stnde durur. Felsefe ve dilbilim alanlarnda anlambilim, bir dilin gstergeleri ile bunlarn anlamlar arasndaki balantnn incelenmesidir. Anlambilime farkl yntem ve amalarla yaklalsa da, her iki alan da insanlarn dilsel anlatmlardan nasl anlam kardklarn aklamaya almtr. Felsefe sorunlar bir dil iinde ifade edilmek zorunda olduklarndan, sonunda dilin kendisi ile ilgili soruturmalar haline dnrler. 1920lerde ve 1930larda olgucu okulun mantklar, dile matematik ve mantkta bulunan kesinlii ve akl getirmeye almlardr. Onlara gre doal diller aklktan ve kesinlikten uzaktr. Bu nedenlerden belirsizlik ve okanlamllktan arnm ideal bir dil zerine kurulu bir anlambilim kuram

gelitirmeye almlardr. ANTMORAL: Ahlak kart ANTNOM veya ATIIKLI: Salt zmlemek iin usun dmek zorunda bulunduu eliki... Kant terimidir. Alman dnr Kanta gre saltn alanndaki btn nermeler atktr. nk bu nermeler zerinde deney yaplamayaca iin karlklar da ayn gle ileri srlebilir. Szck oyunlarna dayanan kozmolojik tantlarsa her iki kart nerme iin ileri srlebilir. Kant nesneye olduu gibi zneye de kesin bir bilinemezlik yaktrr ki bu gibi kozmolojik nermelere saf usun atklar adn verir ve bunlar drt ana atk da toplar. 1) Nicelik atks: Evren snrldr-evren snrszdr 2) Nitelik atks: zdek blnmez atomlardan yaplmtr-zdek sonsuzca blnebilir. 3) Bant atks: Her ey zorunlu olarak bantldr-hibir ey zorunlu olarak bantl deildir. 4) Kiplik atks: Evrenin nedeni olan zorunlu bir varlk vardr-evrenin nedeni zorunlu bir varlk deildir. Kanta gre anlk duyumsal deneyin snrlarn aamayacandan duyumsal deneyin dnda kalan bu gibi nermelerin sav kadar kar sav da ayn kesinlikle tantlanabilir, bu halde hem sav hem kar sav doru saymak gerekir ki bu bir atkdr. ANTROPOMORFZM: nsan niteliklerini baka bir varla, zellikle Tanrya aktarlmas. lkel insanlarda balayan bu tasarm, nce canszlar canl saymakla balamtr. Daha sonra, tanrlara, eitli mitolojilerde grld gibi, insan biimi ve nitelikleri yaktrlmtr. Bu anlay, antika Yunanllarnda, Homeros-Hesiodos ikilisinin tanrlar insan biiminde ve insan niteliinde olarak dnmeleriyle balamtr. Homeros-Hesiodosun mitolojik tanrlar, insanlar gibi; seviirler, dnrler, kskanrlar, ac ekerler ve birbirlerinin ayaklarn kaydrrlar. Bu anlayn nedeni, Yunanllarn her eyi canl, devimli biimli dnme eilimleridir ve ilkel canlcln izlerini tar. Antropomorfizmin rnekleri ilahi dinlerde de grlr. rnein Hristiyanln Andians tarikat, kutsal kitaptaki szlerin gerek anlamyla anlalmasn nerir ve rnein tanrnn eli deyimini etki anlamnda deil insanlardaki al anlamnda anlar. Mslmanlk ve Yahudilik de bu rtl bir biimde gereklemitir. A POSTEROR: Deneyden sonra ve onun rn olarak elde edilendir. Deneyden nce ve ondan bamsz olarak anlamn dile getiren Latince apriori deyimiyle birlikte kullanlr. Kantn felsefesinde nemli yer tutar.

A PROR: Deneyden nce alan... Deneyden sonra olan anlamndaki Aposteriorinin (sonsal) kartdr. Deneyden karsamad ve bundan tr de deneyden nce olduu varsaylan bilgi sorunu antika yunan dncesinde olumu, skolastiklerce gelitirilmitir, Alman dnr Kantn sisteminde nem kazanmtr. Her iki terimi de ortaya atan XIV. Yzyl skolastiklerinden Albert le Grande de Saxetr. Antikada Aristoteles tmelden tikele yaplan uslamlamay nsel kant (apriori) ve buna kar tikelden tmele yaplan uslamlamay sonsal kant (aposteriori) saymtr. nk birincisinde ussal bir ilkeden, ikincisindeyse duyumlarla alglanan ve bundan tr de deneysel olan bilgilerden yola klyordu. Birincisi nsel bilgiden yola kan bir tmdengelim uslamlama, ikincisi sonsal bilgiden yola kan bir tmevaran uslamlamayd. zellikle Hristiyan metafizii, tanrnn varln kantlamak iin deneyden yaralanmak imkansz bulunduundan, zorunlu olarak ussal ve bundan tr de nsel olan(apriori)dan yararlanmtr. Gerekte hibir nsel bilgi bulunmad halde nselliin yzyllarca savunulmasnn gerek nedeni bu zorunlulukta yatar.idealist felsefe tarihi bir bakma bylesine bir savunmann tarihidir. Fakat bilimsel adan hibir nsel bilgi yoktur ARANEDENCLK yani OKASYONALZM: Btn olaylarn tek gerek nedeninin Tanr olduunu ne sren, insana neden gibi grnen btn br eylerin Tanrnn istencini yanstan birer araneden olduunu savunan felsefe retisi. Descartes'n ruh ve beden ikiliini k noktas olarak alan aranedencilik, bu tzler arasnda ancak Tanrnn araclyla ba kurulabildiini syler. (Savunucular: Bat felsefesinde: Geulincx, Malebranche; slam felsefesinde: Gazali.) ARSTOTELESCLK: Alm. Aristotelismus, Fr. aristotelisme, ng. Aristotelism, es. t. Aristetalisiye (Felsefe ve Tanrbilimde) Yunan filozofu Aristoteles'e dayanan, deneysel gereki eilimli, ayn zamanda ereksel bir dnya gr niteliindeki dnce dorultusu. ARKHE: Bat Anadolu kylarndaki kentlerde yaam Sokrates ncesi filozoflarn ilke temel ana madde anlam kazandrdklar szcktr, unsurdur. Antik ada Anadolu Yunanllar dnsel abaya bir ilk nedeni aratrmakla giritiler. lk kez iki her zaman drt ediyorsa bunun tanrlarn keyiflerinin stnde bir ilk ve deimez nedeni olmaldr. Dnya nasl yaplmtr? Bitkiler, hayvanlar, insanlar nasl olumulardr? Btn bu varlklarn ba, kk, kayna nedir? Gibi sorular sorulmutur. Bilinen tarih iinde szc felsefi anlamda ilk kullanan Batl anlamda ilk filozof saylan Thalestir. Thales her eyin arkhesi su demitir. Thales szc her eyin ana maddesi,dayand ilk,kt kaynak gibi anlamlarda kullanp, doaya ve doadaki gelimeler kendi ilerinde bulunan doa tesi aklamalar gerektirmeyen bir kaynaa geri gtrme abasndan sz eder. Bylece bilimsel dncenin ncs saylr. Daha sonra Anaksimandres bu ilk nedenin belirsiz bir cevher, Aneksimenes ise bunun hava olduunu

sylemitir. Aristoteles ise arkhe her eyin temeli zdr. Btn teki eyler ondan kar, ama o hep var olmakta devam eder. Metafizik idealist felsefede btnyle bu ilk (arkhe) dncesine dayanr. Metafiziin en belli ve ak biimi olan dinsel dnceye gre bu ilk tanrdr. Arkhe dncesi ilkleri balanglar temelleri arayan dn biimiyle daima i iedir. AKIN (transcendant): stn olan, insanlk dzeyinin stne kan (Tanr). ATEZM: Tanrnn varln yadsyan gr... Ateizm, ruh, lmden sonra yaam vb. her trl metafizik inanlarn yadsnmasn kapsar. Ateizm, Tanry ne tinsel varlklar kabul eden teizmin kartdr. Ayrca ateizm, Tanrnn var olup olmad sorusunu karlksz brakan, bu sorunun yantsz ya da yantlanamaz olduunu savunan agnostizimden ayrlr. Ateistlere gre, tanrnn var olmad kesin bir dorudur. Ateizmin felsefesel temeli, zdekilik ve bir lde pheciliktir. AUGUSTNUSULUK: Alm. Augustinismus, Fr. augustinisme, ng. Augustinism Bir yandan.Platonculuk ve Yeni Platonculukla Hristiyan dncesini birletirmeye, te yandan felsefenin arlk noktasn znel-ruhsal alana (ideney fiziktesine) kaydrmaya alan, Augustinus'a bal reti. // Bu reti Aristotelesilikle kartlk iindedir. mayacamz ey. Gereklii aan, doa st.

-BBEEN: Gvenilir, ince ayrmlara varan bir duyguya dayanan estetik yarglama ve deerlendirme gc; gzeli irkinden ayrma yetisi. BELT (Aksiyom): Baka bir nermeye gtrlemeyen ve tantlanamayan, byle bir geri gtrme ve kant da gerektirmeyip, kendiliinden apak olan ve byle olduu iin teki nermelerin temeli ve n dayana olan temel nerme. Ne trl bir belitten yola klrsa o trl bir sonucu varlr. Belitlere dayanan bir felsefe, belitlerin yanll meydana knca ker. 1) Mantk: Mantkta belit terimi, bir eyi tantlamak iin kullanlan tantlanmay gerektirmeyecek kadar ak ilke anlamn veriri tantlanmay gerektirmedii gibi tantlanamazda. nk tantlama, daha da aklamak demektir, buysa daha ok aklanamaz. Her belit bir ilkedir, ama her ilke bir

belit deildir. rnein, her btn kendini meydana getiren paralarndan byktr ilkesi bir belittir, buna kar Einsteinin grelilik ilkesi bir belit deildir. Metafizik dnya grnn rn olan btn mantklar, bir ey kendisinin ayndr nermesiyle dile getirilen zdelik ilkesini belit saymlardr. Hegelin diyalektik mant bunun doru olmadn meydana koymutur. Bir ey kendisiyle bile ayn deildir, nk srekli olarak deimektedir. 2) Matematik: nicelikler arasndaki orantlar dile getiren zorunlu nermeler, matematikte belit adyla tanmlanrlar. rnein, bir nc nicelie ayr ayr eit olan nicelikler birbirine eittir, eit niceliklere eit nicelikler eklenirse toplamlar da eit olur. Matematiksel belit, mantksal belitin niceliklere uygulanmasdr. Aralarnda bakaca bir anlam ayrl yoktur. 3) Dekartlk: Descartes ve bata Spinoza olmak zere izdalar felsefelerini belitlere dayarlar. rnein Descartes, felsefesini dnyorum, yleyse varm belitinden karak kurmutur. Spinozada nl Etikasnda rnein, baka bir eyle tasarlanmayan eyin kendisiyle tasarlanmas gerekir gibi belitlerden yola kar. Ne var ki, ne trl bir belitten yola klrsa o trl bir sonuca varlr. Bundan baka, bu belitler, paralarnn toplam btne eittir gibi belitler gcnde deildirler. Daha ak bir deyile, Dekartlarn belitleri znel, kendilerince belit saylm belitlerdir. Nitekim Cogitonun yzyllarca nceki biimini rtmek iin, bin altn dnyorum, yleyse bin altnm var nermesi ileri srlmtr. BETMLEME (Tasvir): Somut gereklii iinde bir nesnenin, kendine zg belirtilerini elden geldiince tam ve ak seik bir biimde gznne serme. BM (Form): Nesnelerin d grn. Metafizikte bir nesnenin, gizil ilkesi olan, hammaddeden ayrt edilen etkin belirleyici ilkesi. BLG: znenin amal ynelimi sonucunda,zne ile nesne arasnda kurulan ilikinin rn olan eydir.Nesnelere ynelen zne onlar zerine dnerek,zihinsel bir etkinlik gelitirir.Bu etkinlik sonucu kavramlara ve kavramlardan da nerme ve karmlara varlr.Bilgi akt,zneden objeye bilin etkinliidir.Bilgi akt'lar alglama,anlama ve aklama eklinde olabilir. Alglama akt,somut nesneler zerinde yaplan duyu deneyleri sonucunda elde edilir.Anlama akt,doruyu btnyle sezgisel yada zihinsel anlamadr.Aklama akt,bir ey hakkndaki ilk bilgiden yola karak son bilgiye ulama abasdr.Bilgi eitleri 6'ya ayrlr a) Gndelik Bilgi: nsanlarn sradan deneyimleri sonucu elde ettikler bilgilerdir.Neden-sonu ve ynteme dayanmaz.kiinin alg ve sezgilerine dayanr.Bilimsel ve geerli deildir.Sistemsizdir b) Dinsel Bilgi: zne ve nesne arasndaki ba,yce bir varlk tarafndan belirlene bir inan sistemine dayanyorsa buna dinsel bilgi denir.dinsel bilgi deimez,kesin bir bilgidir.Amac insana manevi yaam ve yaratan hakknda inanca dayal bilgi vermektir

c) Teknik Bilgi: znenin nesneyi pratik amalar iin deitirme ve ve ondan alet yapma bilgisidir.Pratik bir bilgi olup insana yarar ve kolaylk salar. d) Sanatsal Bilgi: Sanat,nesneye ynelerek onda grd bir eyi elindeki malzemeyle ifade etmeye almasdr.Yara gibi bir amac yoktur.Doadaki nesneleri kullanmasna ramen,doada olmayan bir gzellii eserine katar e) Bilimsel Bilgi: nsann aklyla belli bir konuya ynelerek elde ettii yntemli, sistemli, dzenli, geerli, kantlana bilinir ve denetlene bilinir nesnel bilgiye denir. 1) Formel Bilimler: Konusunu doadan almayan yani duyu ve deneyime dayanmayan fakat duyular st bir ideal varlk alann ele alan bilim dallardr(matematik.mantk) Formel bilimler,sembolleri kullanarak kendilerini ifade ettikleri iin ayn zamanda bir ideal;yani yapay anlatm biimidir.Bundan dolay dier bilimlerle oranla daha nesneldir.Doa insan bilimleri sembolleri kullanarak daha nesnel olmay amalar 2) Doa Bilimleri: Nedensellik ilkesine gre,yani ayn koullar altnda hep ayn sonularn kaca ilkesine dayanan doa bilimleri deneysel yntemi temele alr.konu alan iinde doa bilimleri(fizik),yaam bilimleri yer alr.Temel zellii olgusal ve deneysel olmalardr.Olgusaldr.nk olgular ile nedensonu ilkesini aratrr.Nedenseldir.nk;Doa bilimleri genel, kesin,tmel,doru yasalara ulamay amalar. 3) nsan Bilimleri: nsan deiik boyutlaryla inceleyen bilgi trdr.nsan bilimleri;antropoloji,sosyoloji,psikoloji,siyaset bilimi,dil bilimi ve tarihtir.Bu bilimler insann yapp ettikleriyle ve ne yapacaklaryla ilgilenir.Fakat kesin bir yasaya varamazlar. f) Felsef Bilgi: Felsefi bilgi,evreni,varl,insan,doay paralara ve konulara blmeden bir btn olarak anlamaya alr.Felsefi bilgi insann aklyla ortaya koyduu tmel dncelerdir.Felsefi Bilgi;aratrma ve eletiriye dayaldr,akla dayanr.Mantk ilkelerine dayal akl yrtmelerdir,Soyut ve kavramsal olduu iin evrenseldir,birletirici ve btnleyicidir,zneldir,bir bitmilik yoktur. BLGCLK (Sofizm): Eski Yunanda . 5. yzyln ikinci yarsndan . 4. yzyln balarna dein para karl felsefe reten gezgin felsefecilerin (sofistler) oluturduklar akma bilgicilik denir. Sofist deyimi, bilgelii yeleyen reti, bilgi retmeni, siyasada yararl olma sanat, sz syleme sanat anlamlarnda kullanlmtr. . 5. yzyl, antik a Yunan felsefesinde bilgicilik akmnn egemen olduu adr. lk dnr saylan Thalesden beri ortaya atlan saysz varsaymlar, sonunda insan zekasn ahlandrm ve btn olup bitenleri yeniden gzden geirerek kyasya eletirmeye yneltmiti. Doa bilimlerinin denetiminden yoksun insan dncesi, varln temeli konusunda dald hayal aleminden kendisine dnyordu. Bilgicilik akmnn inceleme amac, insann kendisiydi. Protagoras

a gre , insan her eyin ls yd. Bilgi, teorik bir merak deil, pratik bir yarar olmalyd. Protagoras tanrlara gelince, ben onlarn ne var olduklarn ne de yok olduklarn bilirim diyordu. Bilgici Hippias, giydii elbiseyi kendisi diktii iin bamszla kavumakla vnyordu. nsan her trl ya pma balardan kurtulmak ve insansal yasann (nomos) yerine doal yasa (physis) konulmalyd. Bilgiciler , zdeki dnceleri srmekle beraber, rn olduklar idealist izgiyi srdrmler ve dnyay tanma olanan yadsmlardr. te bu idealist izgidir ki, bir yandan bilgicilik akmn yozlatrarak felsefeyi gzel sz syleme sanatna dntrrken dier yandan idealist ilkelerin gelimesi srecini dourmutur. BLM NEDR: Szlklerde ve ansiklopedilerde bilimin deiik tanmlar vardr. Sanrm bu tanmlarn hibirisi bilimi eksiksiz olarak aklayamaz. Cumhuriyet'te ve Cumhuriyet Bilim Teknik'te bilimin tanm ya da aklamas ok yaplmtr. Bunlara bir yenisini eklemenin bir yarar olabilir mi? Bu soruyu, biraz minder dna kaarak yantlama olana vardr. Ak binlerce yazar anlatmtr. Gene de, her gn yeniden anlatlmaktadr ve insanolu var olduka anlatlmaya devam edilecektir. Ama hibirisi ak eksiksiz anlatamamtr ve anlatamayacaktr. Belki bilim de byledir; onun eksiksiz bir tanm yaplamaz. Ancak, bir temele dayanabilmek iin, bir yerden balamak iyi olacaktr. TDK szlnde bilim yle tanmlanyor: Bilim: "Evrenin ya da olaylarn bir blmn konu olarak seen, deneysel yntemlere ve gereklie dayanarak yasalar karmaya alan dzenli bilgi." "Genel geerlik ve kesinlik nitelikleri gsteren yntemli ve dizgesel bilgi." "Belli bir konuyu bilme isteinden yola kan, belli bir eree ynelen bir bilgi edinme ve yntemli aratrma sreci." Bilim ile uraan bir kiinin bu tanmlar yeterli bulmayacan sylemeye gerek yoktur. Bu nedenle, bilimin eksiksiz bir tanmn yapmaya kalkmak yerine, onu aklamaya almak daha doru olacaktr. nsan doaya egemen olmak ister! Derler ki insanolu varoluundan beri doay bilmek, doaya egemen olmak istemitir. Bu nedenle, insan varoluundan beri doayla savamaktadr. Son zamanlarda, bu grn tersi ortaya atlmtr: nsan doayla bar iinde yaama abas iindedir.Bence bu iki gr birbirlerine denktir. Baz politikaclarn dedii gibi, srekli bar iin, srekli savaa hazr olmak gerekir. Gk grlemesi, imek akmas, Ay'n ya da Gne'in tutulmas, hastalklar, afetler, vb. doa olaylar bazen onun merakn ekmi, bazen onu korkutmutur. te yandan, bu olgu, insan, doa korkusunu yenmeye ve merakn

gidermeye zorlamtr. Korkuyu yenebilmenin ya da merak gidermenin tek yolunun, onu yaratan doa olayn bilmek ve ona egemen olmak olduunu, insan, nnde sonunda anlamtr. Peki, insanolunun doayla giritii amansz savan tek nedeni bu mudur? Baka bir deyile, bilimi yaratan gd, insanolunun gereksinimleri midir? Elbette korku ve merakn yannda baka nedenler de vardr. nsann (toplumun) egemen olma istei, beenilme istei, daha rahat yaama istei, stn olma istei vb. nedenler bilgi retimini salayan baka etmenler arasnda saylabilir. nsann korkusu, merak ve istekleri hi bitmeden srp gidecektir. yleyse, insann doayla sava (barma abas) ve dolaysyla bilgi retimi de durmakszn srecektir. Bilim Neyle Urar? Bilimin asl ura alan doa olaylardr. Burada doa olaylarn en genel kapsamyla alglyoruz. Yalnzca fiziksel olgular deil, sosyolojik, psikolojik, ekonomik, kltrel vb. bilgi alanlarnn hepsi doa olaylardr. zetle, insanla ve evresiyle ilgili olan her olgu bir doa olaydr. nsanolu, bu olgular bilmek ve kendi yararna ynlendirmek iin varoluundan beri tkenmez bir tutkuyla ve sabrla uramaktadr. Baka canllarn yapamadn varsaydmz bu ii, insanolu aklyla yapmaktadr. Bilimin Gc Bilim, yzyllar sren bilimsel bilgi retme srecinde kendi niteliini, geleneklerini ve standartlarn koymutur. Bu srete, ada bilimin drt nemli nitelii olumutur: eitlilik, sreklilik, yenilik ve ayklanma.imdi bunlar ksaca aklamaya alalm. eitlilik: Bilimsel alma hi kimsenin tekelinde deildir, hi kimsenin iznine bal deildir. Bilim herkese aktr. steyen her kii ya da kurum bilimsel alma yapabilir. Dil, din, rk, lke tanmaz. Byle olduu iin, ilgilendii konular eitlidir; bu konulara snr konulamaz. Hatta, bu konular saylamaz, snflandrlamaz. Sreklilik: Bilimsel bilgi retme sreci hibir zaman durmaz. Krallar, imparatorlar ve hatta dinler yasaklam olsalar bile, bilgi retimi hi durmamtr; bundan sonra da durmayacaktr. Yenilik: Bir evrim sreci iinde her gn yeni bilimsel bilgiler, yeni bilim alanlar ortaya kmaktadr. Dolaysyla, bilime, herhangi bir anda tekniin verdii en iyi imknlarla gzlenebilen, denenebilen ya da var olan bilgilere dayal olarak usavurma kurallaryla geerlii kantlanan yeni bilgiler eklenir. Ayklanma: Bilimsel bilginin geerlii ve kesinlii her an, isteyen herkes tarafndan denetlenebilir. Bu denetim srecinde, yanl olduu anlalan bilgiler kendiliinden ayklanr; yerine yenisi konulur. BLMSEL TOPLUMCULUK = BLMSEL SOSYALZM: (Os. lm sosyalizm, Fr.

Socialisme scientifique) Marksist sosyalizm... Bilimsel toplumculuk deyimi, Alman dnr Karl Marx'n sosyalizmini topyac ya da d sosyalizmden ayrr. Marx'n materyalist ve tarihsel diyalektiine bilimsel adnn verilmesi, bu diyalektiin bilimsel bir ynteme, deney ve gzlemlere dayanmas ve bunlarla dorulanmas nedenine dayanr. Karl Marx, toplumsal deiimlerin, doasal deiimlerde olduu gibi, belli yasalara bal olduunu gstermitir. Yasalara ballk, bilimselliin nedenidir. Bilimsel sosyalizm, stn kiilerin dnsel tasarmlarna deil, nesnel gerekliin belli yasalarna baldr. Bilimsel sosyalizm, Marksizmin ayrlmaz bir parasdr ve sosyo-ekonomik yasalarn kesin bir zorunluudur. Bu zorunluk, eskimi retim ilikileriyle gittike gelien retim gleri arasndaki uyuturulamaz kartln dourduu bilimsel bir zorunluktur. BLN: (Os. uur, sti'ar, Zamir, Hatr, drk, lim, Vukf, Vicdn, Hissi btn, Hissi nefis, Akide, tikat, nsf, Dern; Fr. Conscience, Al. Bewusstsein, Selbstbewusstsein; ng. Consciousness, t. Coscienza) nsann evresini ve kendisini anlamasn salayan anlksal srelerin toplam. 1. Etimoloji: Osmanlca uur anlamn veren Trke bilin terimi bilmek mastarndan, Osmanlca vicdan anlamn veren Trke bulun terimi bulmak mastarndan tretilmitir. Bu tretimde Osmanlca terimlerin Arapa anlamlar gz nnde tutulmutur. Her iki anlam da Hind-Avrupa dil grubuna bal Franszca, ngilizce ve talyancada ayn terimle dilegetirilir. Terim, HindAvrupa dil grubunun kesmek ve yarmak anlamlarn veren skei kknden tremi, Latince ayn bilgilere sahip olduklarndan tr kiiler arasnda kurulan dayanma anlamn veren conscientia szc araclyla bu dillere gemitir. Terimin bu dillerdeki ilk anlam bulun (Fr. Conscience morale)'tu, sonradan bilin (Fr. Conscience psychologique) anlamna kaymtr. 2. Metafizik: Metafizikte bilin insandan bamsz bir gtr ve insana verilmitir, evrensel ya da Tanrsaldr. Metafizik dnme dizgesi iinde yer alan idealizme gre de bilin, maddeden ayr ve bamsz bir gtr. Bu savda temellenen idealizm antika Yunan dnr Anaksagorasla balar. Anaksagoras nus ad altnda bir evrensel us dnm ve onu maddenin karsna koymutur. Aristoteles'in deyiiyle, "Anaksagoras, nusun yaratan ve maddenin yaratlan olduunu sylemitir. nk her ey bir aradayken nus gelip dzenlemitir". Bu anlay, bilin'le maddeyi birbirinden tmyle ayr eyler sayan Descartes'dan geerek, onu, evrenselletiren Hegel'de ular. Hegel'e gre nce evrensel bir bilin vard ve btn doa bu evrensel bilincin rndr, doa diyalektik evriminin sonunda, gene bu bilince ulaarak kendi kendini tanyacak ve evrim bylelikle son bulmu olacaktr. dealist akmn karsnda yer alan ve antika Yunan dnr Demokritosla balayan materyalist akm, kaba ya da Vlger materyalistler adyla adlandrlan bilimncesi materyalistlerinin bilin'i maddeyle aynlatrmalaryla ular. Bunlara gre de, "Karacierin safra salmas gibi beyin de bilin salar". dealist akmn dt yanlg kadar yanl olan bu sonu, bilim-ncesi materyalistlerinin gerekte tekyanl metafizik dnme sistemine bagllklarndan domaktadr. 3. Ruhbilim: Ruhbilimde bilin terimi, znenin kendini sezii ya da kendinin farkna var anlamnda kullanlr, alg ve bilgilerin anlkta izlenmesi sreci

olarak tanmlanr. Geni anlamda bilin, usun kullanlmasdr. Ruhbilimsel adan insan, kendi varln ancak bilinciyle aabilir. Trk Dil Kur umunca bilin'le ilgili eitli ruhbilim terimleri nerilmitir (Bk. Ruhbilim Terimleri Szlg, TDK. yayn, birinci bask, s. 35-36): Anmsamay salayamayacak aamadaki renme bilind renme (ng. Subliminal learning), belli bir anda insann ayn zamanda alglayabilecei nesnelerin toplam bilin genilii (ng. Span of consciousness), bilin srecini denetledii ilerisrlen beyin yeri bilin kat (ng. Seat of consciousness), hekime duyulan gvensizlik ya da utantan tr verilmesi gereken bilgileri saklama bilinli diren (ng. Conscious resistance), bir kme yaantnn tekilerden ayrlarak kendi ilerinde rgtlenmesi bilinliliin blnmesi (ng. Split-off consciousness), nesne ve olaylara kar uyank bulunma durumu bilinlilik (ng. Consciousness), belli bir anda bilinte bulunmayen ama anmsanp bilince arlabilen anlarn bilinteki yeri bilin ncesi (ng. Foreconscious, Preconscious), Frydcle gre baskya alndklarndan tr dorudan anmsanmamakla beraber gizli yollardan bilinci ve davranlar etkileyen etkenlerin tm bilinsiz bellek (ng. Unconscious memory), kiinin bilincinde olmad ve ancak davranlaryla yanstabildii eyleme geme istei bilinsiz gdlenme (ng. Unconscious motivation) terimleriyle dilegetirilmektedir. 4. Diyalektik: Diyalektik materyalist felsefeye gre bilin; insann dncesi, duygusu, iradesi, karakteri, heyecan, anla, kans, sezisi vb. gibi btn anlksal srelerinin toplamdr. Nesnel gerekliin insandaki yanstcsdr. Maddesel olan insan beyninin bir zelliidir. nce maddesel doa vard. Doasal evrim insana ve bilin'e kadar geliti. Bilin elbette doasal, edeyile maddi bir rndr ama maddeyle ayrlatrlamayaca kadar aynlatrlamaz da. Nitekim ocuk da annesinin rndr ama annesinin ayn deildir. Bilin, toplumsal bir rndr ve dil'le smsk bamldr. Dil olmaksizin bilin de olamaz. nk dil, bakalar iin gerekleen pratik bilintir. Hayvann n ayaklarnn ellemesi ve ellerin emekte kullanlmasyla balayan insanlama, zorunlu toplumsallama olgusundan geerek, dil-bilin olgusunu meydana getirmitir. Bilin olgusu, insanlarn yama biimlerinin rndr. yleyse pek aktr ki bilin, insanlarn yaama biimlerini yanstr. Ama bilin sadece yanstmakla yetinen basit bir ayna deil, belirmesiyle birlikte diyalektie girmi etken bir gtr. "Bir sarayda, bir kulbedekinden baka trl dnlr". Ama saray koullarndan doan saray dncesi de saray koullarn etkiler ve deitirir. Marksist diyalektik ipinin iki ucundan biri eylem (pratik), br de bilin (teori)'dir. eitli yanl anlamalar ve yorumlar bu ipin iki ucunu birden elde tutamamaktan domaktadr. nsansal girikenlik (Fr. Initiative), bilin'le gerekleir. nsan, olaylardan oluan bilinciyle o olaylara egemen olabilir. Bilim-ncesi felsefede insanlarn yaarna biimleri dnme biimleriyle aklanrd, oysa dnme biimleri yaama biimle rinin sonucuydu. nsan, bilimsel olarak bunun bilincine vardktan sonradr ki, bilin'li etkenliiyle yaama biimlerini de deitirmeye balamtr. Hi bir eyi deitiremeyen hayvansal abayla her eyi deitirebilen insansal aba arasndaki tek fark, insansal abann bilin'li oluudur. Engels yle der: "Bilinli ama, istenmi bir erek olmakszn hi bir ey meydana gelmez". Bilin, insann, kendisini evreleyen eyleri farketmesini, alglamasn ve algladktan sonra kavramasn gerekletirdii gibi istemesini ve istediini yapmasn da gerekletirir. Marx da Alman deolojisi adl yaptnda yle der:

"te ancak imdi, yani temel tarihsel ilikilerin drt uran gzden geirdikten sonra insann bir de bilin'i olduunu gryoruz (Marx'n saptad temel tarihsel ilikilerin drt ura: 1. ihtiyalar karlayan aralarn retimi, 2. Yeni ihtiyalar retimi, 3. Soyun retimi, 4. birlii, eanlamda belli bir retim tarz retimi uraklardr. O. H.). Ama gene de bu, ar bir bilin deildir. nk ruh, daha balangta hava tabakalar, sesler, ksaca konuma biiminde beliren maddenin yk altna sokulmutur. Bilin ne kadar eskiyse dil de o kadar eskidir. Dil, bakalari iin varolan ve ancak bundan trdr ki benim iin de gerekten varolan pratik bilin'in ta kendisidir. Dil, tpk bilin gibi, bakalaryla iliki kurma zorunluundan domutur. Nerede bir iliki varsa orada insansal bir ey vardr. Hayvann hi bir ilikisi yoktur, hayvann bakalaryla ilikisi onun iin bir iliki deildir. Demek ki bilin, balangcndan beri bir toplumsal rndr, insanlar varolduklar srece de yle kalacaktr". Demek ki insan topluluunun dnda insan bilinci olamaz. Bilincin rn olan dnce de, kendisinin maddi iskeleti olan dilin dnda varolamaz. Bundan tr bilin, ilk anndan beri dil temeli stnde biimlenir. Engels, konumanin ortaya knn, maymun beynini adm adm bilinlendirerek insan beynine dntrdne zellikle dikkatleri ekmitir. BLNALTI: (Tr. Ruhbilim) Altbilin teriminin anlamda... Gerekte bilin sreleri olmadklari halde bilin sreleri stnde etkisi bulunan ruhsal sreler'i dilegetiren altbilin ya da bilinalt deyimi, diyalektik felsefeyle idealist felsefeler asndan baka anlamlar tad gibi eitli yerli ve yabanc szlklerde eitli tanmlarla aklanmaktadr. dealist felsefeler onu, bilin eiini aamayan eksik alglarn biriktii bilind bir blge saymlardr. yle ki, Alman dnr Leibniz'in bulank alg (Os. idrkt mpheme, Fr. Perception obscure) adn verdii bu eksik alglarn brakt bilind izler bu blgede toplanyor ve zaman zaman bilinci etkiliyordu. Bu blge, esrarl bir blgeydi ve bilinmesi olanaksz izlerle doluydu. Bir zaman sonra Avusturyal hekim Freud bu blgenin srlarn zmeye alacakt. Kimi szlkclerin gszce bilin (Os. Zayfa ur, Fr. Faiblement conscient) deyimiyle dilegetirdikleri bu blge, Freud'clere gre unutulmu ya da trebilimsel basklarla bilincin dna atlm an ve isteklerin gizlendii bir b lgedir. Bu blgedekiler bilince kmak iin abalarlar ve insan hasta ederler. Kimi szlkler onu belli belirsiz edindiimiz bilin deyimiyle tanmlamaktadrlar. Kimi szlkler de eikalt (Os. Mdnur, Fr. Subliminal) deyimiyle anlamda sayarlar (rnein Bk. Cuvillier, Nouveau Vocabulaire Philosophique, Paris 1967, s. 178). Buna kar Alman dnr Schopenhauer onu bilinmesi olanaksz bilin temeli olarak tanmlar, daha ak bir deyile, dnre gre bilinci bu bilinmesi olanakszlar ynetmektedir. Oysa bilinaltnn ya da altbilincin bilinemeyecek hi bir yan yoktur. Herhangi bir olguyu algladmzda onunla birlikte ve onunla ilikili olarak bir takm yan olgular da alglarz, ama ne onlarn stnde durur ve ne de dilegetiririz. Bu yan olgula r, temel olguyla ilikili olduklarndan, temel olgu stndeki faaliyetlerimizde kimi zaman etken olurlar. Ya da nceden bildiimiz, ama bu anda dnmediimiz yle eyler vardr ki bu andaki temel dncemizi, onunla ilikili olduklari iin, etkilerler. Altbilin ya da bilinaltnn btn esrar bundan ibarettir. BLNMEZCLK: Gerek ve mutlak varln, kendinde nesnelerin (Tanr gibi) bilinemeyecei kan ve retisi. (Agnostisizm) Bilme: Bir eyin ne olduunun

bilincine varma. BREYCLK: 1- (Genel olarak) a. Btne, genele deil de, bireye, tek olana stnlk tanyan gr. b. Bireyin kendine dayanmas eilimi. 2- (Fiziktesi asndan) a. Yalnzca tek olann, bireyin bamsz gereklii olduunu; b. Gerekte yalnz bireylerin bulunduunu, tmel terimlerin gereklikte hi bir karl olmadn savunan reti. 3- (Yntem- bilim asndan) Tarihsel ve toplumsal olaylarn aklanmasn bireysel ruhbilime dayandran gr. 4- (Gelenekiliin kart olarak) Kurulu dzene eletirmeden uyma yerine, bireylerin toplumda hertrl kurum, inan, kan ve eylem zerinde tartp bunlar yarglamalar gerektiini savunan gr (dnce bamszl). 5- Toplumun kendi bana bir erei olmad gibi, kendini kuran bireylerin stnde bir eree ara da olmadn savunan gr. // Bu gre gre , toplumsal kurumlarn erei: a. bireylerin mutluluu, b. bireylerin yetkinlii olmaldr; bylece, bireyin ereine erimesi iin toplum ve devlet yardmc ara olacaktr. 6- Kiiliin ve kiisel sorumluluun kaldrlamayacan dile getiren gr. 7- Yaamn, zellikle toplumsl yaamn tek kiiler zerinde kurulduunu ileri sren ve bu tek kiileri zce ayn trden ve eit hakl olarak kabul eden reti (aydnlanma felsefesi). 8- Bakalaryla karlatrlamayan niteliksel zellii ve bir kezlii iinde bireyin kendi deeri zerindeki kan (Shaftesbury, Herder) 9- Sekin bireycilik: Btn bireyleri eit grmeyip, kimi bireylere zel koullar ve zel nitelikleri dolaysyla ayr bir yer veren gr.(Nietzsche) 10- (Ekonomik yaamla ilgili bireycilik): Her bireyin zgr olarak kendi llerine gre kendi ekonomik ilerini dzenleyebileceini savunan gr. (Braknz Yapsnlar ilkesi) BLNEMEZCLK: (Os. Ledriye, Lirfniye, Lyrefye; Fr. Agnosticisme, Al. Agnosticismus, ng. Agnosticism, t. Agnosticismo) Nesnelerin kendiliklerinin hi bir zaman bilinemeyeceini ilerisren felsefe akm... Bilinemezcilik terimi, ilkin, ngiliz dnr Huxley tarafndan Yunanca bilinemez anlamn veren agnstos szcnden tretilerek kendi retisini adlandrmak iin kullanlmtr ve pek yenidir. Terim, daha sonra, geriye gtrlerek btn bilinemezci retileri kapsamtr. Bilinemezcilik, tarihsel olarak, bilimin denetinden yoksun insan dncesinin dt byk yanlglara bir tepki olarak belirmitir. Bu tepkiyi ilkin antika Yunan bilgicileri gstermilerdir, duyumcu olan bu sofistlere gre bilgi duyularn sonucudur, duyularmzla elde ettiimizin dnda bakaca hi bir bilgiye eriemeyiz. Her kiinin duyusu kendine gre olduundan her kiinin bilgisi de zorunlu olarak kendine gre olacaktr, herkes iin geerli bir bilgi olamaz. nsan, kendisi iin bilinebilecek tek eyle, kendisiyle yetinmelidir. Antika Yunanllar, tarihsel koullar iinde, bu tepkiyi gstermekte haklydlar. Ne var ki bilinemezcilik akm Kant'dan, Auguste Comte'dan, Spencer'den, William James'den geerek yzylmzn ilgin dnrleri Sartre'lara ve Camus'lere kadar srpgelmi bulunmaktadr. Kant'a gre ancak grnen bilinebilir, z

bilinemez:, "Bizler srlarla dolu bir evrende bir ryann ryasn grmekteyiz. Gerekte bildiimiz hi bir ey yoktur. Bildiimizi sandmz ey sadece olaylardr. O olaylar ki, bilmediimiz bir objeyle asla bilemeyeceimiz bir sjenin birbirlerine olan ilikisinden domutur". Amerikal pragmac William Jamese gre, "nsann evrendeki durumu, bir kedinin kitaplktaki durumu gibidir. Grr ve iitir, ama hi bir zaman anlayamaz". Pozitivist Auguste Comte'a gre, "Nesneler st metafizik kadar nesnelerin kendisi fizik de bilinemez. Bilim, bu iki bilinemez alann ortasnda, sadece duyularmzla algladmz deney ve gzlemlerin konusu olan olgularla uraabilir". Akma adn koymu olan on dokuzuncu yzyl ngiliz dnr Huxley de ayn kandadr. Yirminci yzyln Fransz dnr Camus'ye gre de, "Evren uyumsuzdur ve bilinemez. te aa sertliini duyuyoruz. Bu kadarla yetinmek zorundayz. Bilim, giderek bize elektronlarn bir ekirdek evresinde toplandklar grnmez bir gezegenler takmndan sz edecektir. Bu bir varsaymdr. Bylece dnp dolap iirin alanna geldiimizi ve hi bir eyi bilemeyeceimizi anlarz"... Btn bu yanl dnceler ada diyalektii bilmemenin ya da bilmez grnmenin sonucudur. Metafizik bilinemezcilik hakldr, nk metafizik birtakm gerekd tasarmlarla urar, gerek olmayan ey yok demektir ve yok olan ey de elbette bilinemez. Oysa bilimci olduklarn iddia eden btn bilinemezcilik'ler bilimddrlar, nk bilimin konusu olan nesnelerin kendilikleriyle bilimin amac olan bilinebilirlii yadsmaktadrlar. Bu bilinemezcilik'lere, ada diyalektikten ok nce, Alman dnr idealist Hegel gereken karl vermitir: "Bir nesnenin btn niteliklerini biliyorsanz nesnenin kendilii (Fr. Chose en soi, Al. Ding an Sich, Os. Biztihi ey)'ni de biliyorsunuz demektir. Geriye bu nesnenin sizin dnzda vorolmasndan baka hi bir ey kalmamaktadr. Duyularnz size bu gerei de rettii zaman Kant'n o nl bilinmez'inin geri kalan yann da kavram olursunuz". Bununla beraber Kant, yaamnn son yllarnda, "inana yer brakmak iin bilgiyi snrlandrmak" istediini itiraf etmitir. Gerekten de bilinemezcilik her zaman Tanrbilimden ve dolaysyla egemen snflardan yana olmutur. nk nesnel gerekliin bilinemeyeceini sylemek, insanlar inana armak demektir. nl bir diyalektiki yle der: "Bylesine grlerin niin ilerisrld sorulabilir. nk bilgi k saar, ksa herkesi honut etmez. Karanlk karlar ancak karanlklarda elde edilir. Bilgiyle aydnlanan insan daha nce gremedii ve yapamad birok eyi grebilir ve yapabilir. Buysa karanlk saan smrclerin lesiye korktuklar bir eydir". Bilinemezcilik, biimle z ayrtrmaktan ve grnten geree geememekten domutur. Antika Yunan felsefesinde phecilik biiminde belirmi olan bilinemezcilik giderek bilimi yadsmaya varm ve bilmeye uramaktansa bilinemez saymann kolayl ve rahatl iinde hzla yaylmtr. pheciler ya phe ettikleri iin bilinemez sayyorlar ya da bilinemez saydklar iin phe ediyorlard. Onlar iin bu bir yntemdi, doa bilimlerinden yararlanamayan dnsel felsefenin ar tasarmlarna bir tepki olarak ilerisrlmt. Ama XVIII., XIX. ve XX. yzyl bilinemezcilerinin, byle bir durumda bulunmadklar gibi bylesine tepkileri de gereksemedikleri kesindir. nl bir diyalektikinin dedii gibi, "kauuk yapyoruz, demek ki kauuun ne olduunu biliyoruz". Engels, topik Sosyalizm ve Bilimsel Sosyalizm adl yaptnda yle der: "Kavranamaz nesneler, bilimin dev admlaryla ilerlemesi srasnda kavrandlar, zmlendiler, stelik yeniden retildiler. retebildiimiz eyin bilinemez olduunu elbette dnemeyiz...

Bugn de bilmediklerimiz vardr, ama bugn bilmediklerimizi yarn bileceimizden phe etmeye hi bir neden yoktur". BUDA ve RETS: Budann retisinin balca zellii; Budann aydnlanma sonucu bulmu olduu gerekleri birer dogma olarak sunacak yerde aydnlanma yntemini retmeyi ve bylelikle yntemi renen kimselerin kendi abalaryla bu gerekleri kendilerinin bulup yaantsal deneyimle dorulamalarn ngrmesi, Budalk yolunu herkese ak tutmasdr. Budann yaad dnemde Budizm bir din, Buda da bir peygamber deildi. imdiye dek her geli gidiimde, inde hapis olduum, Duyularla duvaklanm bu evin, Yapcsn aradm durdum. Ey yapc! imdi seni buldum. Bir daha bana ev yapmayacaksn, Btn kirilerin krld, payandalarn kt. imde nirvanann suskunluundan baka bir ey kalmad Tutkularn, isteklerin biimledii yanlgdan kurtardm kendimi. retide 4 temel gerek vardr: Yaamda strap vardr; strabn bir nedeni vardr; bu neden yok edilirse strapta yok edilmi olur; bu nedeni yok etmeyi salayan bir yol, bir yntem vardr. 1. Istrap (DUKKHA) ve Yaamn 3 zellii Drt okyanusun suyu mu daha oktur, yoksa sizlerin inleye szlaya srdrdnz bu yolculukta sevdiiniz istediiniz eyleri elde edememek, sevmediiniz istemediiniz eylerden kanamamak, istediiniz eylerin istediiniz gibi olmamas, istemediiniz eylerin istemediiniz biimde olmas yznden akttnz gzyalar m daha oktur? Ananz, babanz yitirmek, kardelerinizi, kznz yitirmek, malnz, mlknz yitirmek... Bu uzun yolculukta tm bunlara katlandnz ve drt okyanusun suyundan daha ok gzya akttnz. Buda strap iin dukkha szcn kullanyordu. Anlam; strap, znt, tasa, keder, maddesel veya ruhsal salkszlk, uyumsuzluk, tedirginlik, doyumsuzluk, yetersizlik, srtme, eliki yani olumsuz ruh durumlar... Budann gzlerimizi amaya alt gerek daha ok straptan korunmak, kurtulmak iin izlediimiz tutumdaki yanllarmz, yanlglarmz. Herkes yaamda strabn olduunu biliyor, ama yaamda tatl anlar, ho ve zevkli olan eyler olduunu, haz ve zevkin strab dengeleyebileceini dnp bu anlarn beklentisi iinde straba katlanabiliyor. Budaya gre yanlg ite burada. Buda kayna dmzda olan eylerden elde ettiimiz haz ve zevkin strabn asl nedeni olduunu gstermeye alyordu. Yanlgnn dnyann bu geiciliine gzlerimizi kapamak, geici olan, kalc olmayan eylere tutunmaya almaktan geldiini, dnyay gerek bylesilii, yapsyla grememekten kaynaklandn sylyordu. Sevdiimiz hi bir ey yok ki, bir gn gelip ya onlar bizden, ya biz onlardan ayrlmayalm.

Buda yaam gerek boyutlar iinde kavrayabilmemiz iin yaamn birbiriyle ilgili 3 zelliinin zerinde srarla duruyordu: Dukkha - Istrap Bir arada btnlemi, bilemi, olumu hi bir ey deiimden, zlp dalmaktan kurtulamaz. Yanlg deiim iinde olan, geici olan eylere sanki hi deimeyeceklermi, sanki kalc eylermi gibi tutunmaya, sarlmaya abalamaktan geiyor. Oysa elde etmek istediimiz eyi elde edene kadar o ey deiiyor, koullar deiiyor, bu arada biz kendimiz de deiiyoruz. Budann amac dnyay ne olduundan daha kt ne de daha iyi gstermekti. Onu olduu gibi iyi ve kt yanlaryla, kendimizi hi bir yanlgya, yanlsamaya kaptrmadan btnl iinde gerek bylesiliiyle grmemizi salamaya alyordu. Istrabn dnyay olduu gibi iimize sindirememekten, dnyadan verebileceklerini deil de daha ounu beklememizden, istememizden kaynaklandn anlatma abas iindeydi. Kt olan yaam deil, ona arszca yapmaya abalamaktan, ondan verebileceinden ounu istemekten gelen straptr. Akp giden yaamla birlikte kar koymadan, direnmeden akp gitmesini renmek, dn olmayan bir ak iinde olduumuzun, yaamn tek bir annn bile ikinci kez yaanmasnn olanakszln iten ie kavramak, her saniyenin tadn bilecek biimde yaamn sevinle, kvanla, cokuyla kucaklanmasna yol aabilir. Mutluluun ertelenmesinin de, para biriktirir gibi haz ve zevk biriktirmenin de olanakszl iyice anlalabilir. Acaba yaamda kendimize snak yapabileceimiz strabn gsz kald, etkisinin azald bir yer, bir zaman var m? Budizm olduunu savunuyor. Bu an ve buras... Hi bir eyin teki eylerden ayr bir kendilii, ayr kalc bir benlii olamaz. Istrabn asl nedenini aradmz, kkenine indiimiz zaman hi bir kukuya yer brakmayacak biimde karmza kan sorumlunun, bir yandan istek ve tutkularmz besleyip kkrtan den baka birisi olmadn gryoruz. Benim gvenim Benim grevim Benim sorumluluum Benim baarm Benim param Benim isteklerim Benim heveslerim Benim ldkten sonra ne olacam Benim ldkten sonra da var olma doyumsuzluumdan gelen sorunlarm Nedir bu ben? Buda insan varlnda geici olmayan deimeden kalan, dayankl bir z, tzel bir nitelik olmadn gstermeye alyordu. Bir gvde doar, byr, yalanr, lr, zlr, srekli deiim iindedir. Bir kimse kolunu, bacan yitirse de ne azalr, ne de klr. yleyse insann gvdesinde olamaz. duygularmzda da olamaz.nk onlar deise de gene olduu gibi kalr. duyu organlarmzdan gelen alglarmz da olamaz. nceki dncelerimiz, kararlarmz, eylemlerimizle biim alm eilimlerimiz de olamaz. Ayrt edici bilincimizde de olamaz. Bu be kmede toplanan bedensel ve ruhsal varlmz gvdemiz, duygularmz, duyu organlarmzdan gelen alglarmz, nceki dncelerimiz, kararlarmz ve eylemlerimizle biim alm eilimlerimiz, karakter zelliklerimiz, ayrt edici bilincimizin bir araya gelmi olmasndan da olumu olamaz. nk bunlardan hibirisi i iermiyorsa o zaman beinin bir araya gelmesi de beni oluturmaz. O zaman geriye deimeden kalan tek bir ey kalyor. Ad... Bene verilen zel ad.

Milanda Panha adl kitaptan: Kral Bilge Nagasenaya seslenmi: Ustam kimsin, adn syler misin? Bana Nagasena diyorlar. Ama bu yalnzca bir ad, adlandrmaktan, belirtmekten baka eye yaramayan, bir deyim, bir szck, iinde bir kimlik, bir benlik yok. Bir ad, bir lakap, bir iaret, yaln bir szden baka bir ey deil. Kral inanmaz ve sorular sorar. Nagasena bu salar mdr? Hayr byk kral ... Duygu ve cokular mdr Nagasena? Hayr byk kral Nagasena kraldan arabay tanmlamasn ister. Tekerlek, dingil, ok, sandk ve kollar bir arada olunca arabadan sz edilir. Araba yalnzca bir ad, adlandrmaktan, belirtmekten baka bir ie yaramayan bir deyimden baka bir ey deil. Evet kralm. Benim de salarm, derim, ... ad ve bedenim, duygularm, alglarm, gemi eylemlerimle biim alm karakter zelliklerim, ayrt edici bilincim bir araya gelince Nagasena ad veriliyor. Ama kimlik, benlik sz konusu olunca burada yle bir ey yok. Nasl arabann be blm bir araya gelince araba diyorlarsa, be katma bir araya gelince de bir kimden bir den bir zneden sz ediliyor. Buda diyor ki: Ne benin, ne de bene ilikin kalc bir eyin varlndan sz edilebilir. Ben, ben olarak gelecekte de var olacam, benim srekli deimez bir benliim var, savnda bulunmak hataldr. Ben dncesini yok etmeli, benlikle kurumlanmak yanlgsn yenmelidir. Budann grne gre ben, insann hem bedensel hem de ruhsal varln oluturan bu be kmenin bir arada ve birlikte, srekli bir ak, srekli bir deiim iinde oluunun ortaya kard bir grng, bir olgu, insan evresinden ayr bir varlk olarak ayrt etme, zerk bir biimde hareket etme durumundan kklenen bir yanlg, bir yanlsamadan baka bir ey deil. Ayrt edici bilin ie karp dnyay ben ve ben olmayan diye ikiye blnce bu ben yanlgs kendiliinden ortaya kyor. Aslnda bilincin ayrt etmeden, semeden, blmeden btn kavrama olana da var. Benin var olma doyumsuzluundan kaynaklanan ve lmn snrn atna inanlan uzantsna verilen adsa ruhtur. Budizmde zvarlk yoktur. Buda ben ruh yanlgsn sergilemek istiyor. Bir kez ben-ruh yanlgs olutu mu btn varlmz saryor, bilincimizin zgrce alma etkinlii engelleniyor, onun bitmez tkenmez istekleri nasl yaam ekilmez bir hale koyuyor, sorunlarmz yaamla bile snrl kalmyor, lmden sonras ile ilgili sorunlar da gndeme girdiinden onlar da kayg ve znt konusu olmaya balyor. Buda beni kurtarmaya deil, bizi benden kurtarmaya alyordu. lmszle erimek iin tek bir yol olduunu savunuyordu. ncesizden sonsuza uzanp giden varolu zincirinin iindeki yerimizi bulmak, evrensel yaam rmann iimizden aktnn, yaam gcnn bizim burun deliklerimizde, bizim cierlerimizde nefes alp verdiinin bilincine erimek... 2. Nedensellik emberi- Bamllk ve zgrlk- Karma ve Gene doum Budaya gre varolan her ey nedenselliin bir sonucu olarak vardr, boluktan yokluktan oluan bir evrende nedenselliin dngsne taklan yokluk varla dnr, her neden bir sonucu, her etki bir tepkiyi zorlar.

Evrenin deimez yasas nedensellik (Karma) yasasdr. Ne balangc ne de sonu olan evrende egemen olan yalnz doa yasalardr. Buda bylelikle tanrlarn grevini yasalara yklemi, tanrlar gereksizletirmiti. Deil mi ki insann geleceini belirleyen nedenlerin zorlad sonulardr, yleyse insann kendi eylemlerinin sonularndan kap kurtulmas olanakszdr. Bir ocuun anasndan bekledii gibi tanrlarn bize sevecenlik gstermelerini, bizi balamalarn bekleyemeyiz. Eylemlerimizin sonularndan kurtulmann bir yolu varsa, onu ancak kendi abamzla kendimiz bulmalyz. On iki halkal kapal bir zincir olarak temsil edilen nedensellik yasas: 1. Yanlg yanl dncelere yol ayor. 2. Bu dnceler eilimlere, karakter zelliklerinin biimlenmesine ortam hazrlyor. 3. Buradan da bilin oluuyor. 4. Bilincin bentle ben olmayan ayrt etmesinden zne nesne ikilii, ad ve beden ortaya kyor. 5. Bundan alt duyu alan geliiyor. 6. Bu alt duyudan dolay duyularla nesneler karlayor. 7. Bu karlamadan holanma, holanmama gibi duygular oluuyor. 8. Bu duygular isteklere, tutkulara dnyor. 9. stekler, tutkular bamlla, insann isteklerinin, tutkularnn tutsa olmasna, bireysel yaam isteine yol ayor. 10. Bundan da oluuma bamllk ortaya kyor. 11. Oluum doua 12. Dousa ihtiyarlk ve lme, straba, tedirginlik ve umutsuzlua yol ayor. Buradan da gene yanlg kyor ortaya. Budann yanlgy dizinin en bana koymasnn nedeni olaslkla bu dngden tek k yolunun bu halka olmasyla aklanabilir. stekleri, tutkular kkrtan yanlgdr ana yanlgy besleyen de gene istekler ve tutkulardr. Kkn yanlgdan alan dnceler, karar ve eylemlere dnyor. Dncelerimiz kararlarmz, kararlarmz Eylemlerimizi belirlerken, eylemlerimiz de kararlarmz etkileyip zorluyor. Her dnce sonrakileri snrlyor. Biz kez tam bir zgrlk iinde bir ey dnm olabileceimizi varsaysak bile, ondan sonraki dncelerimizde ayn oranda zgr olamayacamz ak. Giderek zgrlk alan kstlanp daralyor... u anda ne olduumuzu belirleyen dnk dncelerimizdir. Bu gn kafamzdan geen dncelerse yarnki yaammz biimliyor. Yaammz kesinlikle zihnimizin yaratsdr. Budist metinler drt tr bamllktan sz ediyorlar. 1. steklerden, tutkulardan gelen bamllk 2. Yanl grler, kanlardan kaynaklanan bamllk 3. Erdemli bir yaamla ve kurallara tpatp uygun davranmakla kurtulua eriilebileceini sanmaktan gelen bamllk 4. Srekli ve deimez bir benin varlna inanmaktan gelen bamllk

steklerimizin tmne yakn bir blm toplumun yapay olarak yaratt gereksiz eyler.rnein toplum bizi zeki bir adam gibi grnmeye isteklendiriyor. evremizde beenilen bir kimse olmak bize nelere mal oluyor ? Bunun karlatrmal bir hesabn yapabilmi olsak, harcadmz bunca aba, znt, skntya demeyeceini anlayacaktk. Baka insanlarn nne geememek, baka insanlara stn olamamaktan gelen ezikliklerin ardnda hep ben yanlgs yatyor ama bu ben yanlgsn besleyen de toplumun zendirici etkisi. Bir kere gzmz ap ta bu koturmacann amaszln, anlamszln grebilsek, bu koullanmalar, biimlenmeler etkisini yitirecek, ve bamllk da ortadan kalkacak. O zaman strap yerini zgrlmz yeni batan kazanm olmaktan gelen akn bir mutluluk duygusuna brakacak, nedensellik dngsnden kendimizi kurtarm, daha dorusu dngy ters yne evirmeyi baarm olacaz. nsan kendini yanlgdan nasl kurtarr? Bu sekiz basamakl yolla mmkndr. Yanlgdan kurtaran bilgiye karmc dnceyle varlamaz. nk bu tr dncede zgrlk yoktur. Budizm grne gre, bizi yanlgdan kurtaracak bilgiye ancak sezgiyle eriilebilir. nsan yanldn, yanlmadn; aldatldn, aldatlmadn; sevildiini, sevilmediini ancak sezgiyle anlayabilir. Uyanan kimse karmann elinde eli kolu bal bir oyuncak olmaktan kendini kurtarm olur. Koullanmaya, biimlenmeye btnyle kar koyabilecek bir insan yok bu dnyada. Yannda yada karsnda tutum almakla her zihnini snrlam oluyor. Bizi dndmz gibi dnmeye, davrandmz gibi davranmaya iten n koullar, dnsel yada duygusal zorunluklar var. Uyannca bu zorunluluu fark etmi oluyoruz ve zorunluluk zorunluluk olmaktan kyor. Bu yzden de karma deitirilemez bir aln yazs saylmaz, uyanan kimse karmann balarn da koparm olur. Eylemlerimiz er ge bize geri dner. Her eylemin iyi yada kt sonular eninde sonunda eylemi yapana ular. Buda, kalc olan bir yaamdan brne aktarabileceimiz, u gvdemiz iinde saklanan bir ey olamayacan anlatmaya almt. yleyse gene doumla sz edilmek istenen neydi? Budaya gre bir yaamdan tekine aktarlan ben yada ruh deil, yalnzca eylemlerimizin zorlad nedensel sonulardr. Bu senin gvden de deil, baka birisinin gvdesi de deil. Ona gemi eylemlerin (karma) rn gzyle bakmak daha doru olur. nceki bir yaamda yaptklarmn dl ya da cezas da deil. Ben nedensellik zincirinin bir zorunluluu olarak varm. Eylemlerin bir sreklilii var ama benin de bilincin de sreklilii yok. Budann dilinde doum lm dngs, yaamlarn nceki yaamlarn etkisiyle biimlendiini anlatmaktan te bir anlam tamyordu. 3. Nirvana

Nirvana, Batda genelde anlald gibi lmden sonra deil, burada ve u anda gerekletirilebilecek bir ruhsal durumdur. stek ve tutkularn yok olmas, strabn etkili olmayaca bir i bara, i suskunlua, akn bir mutlulua erimektir. Nirvanaya erime istei de dahil olmak zere tm istek ve tutkular braklmadan, olanla, gelenle yetinmekten gelen iyimser bir yetingenlik kazanlmadan nirvana gerekletirilemez. Nirvanay gerekletiren kimse bir yandan da gnlk yaamn normal haliyle srdryor. Eylemlerinin bir takm nedensel zorunluluklar (karma) yaratmamas da olanaksz elbette. Nirvanaya erien kimselerin tek fark, bu zorunluluklarn dnda kalmay baarabilmesi. Eylemlerinde beenilmek, beenilmemek gibi bir gd etkin olmuyor, yapt ilerden alk beklemiyor, baar ya da kazan onu fazla sevindirmedii gibi baarszlk ya da yitim de fazla zmyor. Kukusuz ac da ekiyor ama bunlara bilgece katlanmasn, olaylarn doal akmna boyun emesini de biliyor. Beni anca btnle btnleiyor.. Yarnn getireceklerine kaygsz, benin doyumsuzluundan gelen btn sorunlara srtn evirmi, u yaam nasl yaanmalysa yle yaamaya balyor. zgrlk, coku, akn mutluluk iinde, akp gitmekte olan yaam rma iindeki yerinin bilincine eriiyor. Budann retisi, bir yandan beni yokumsarken br yandan da bireycilii en ileri gtrm olan retidir. nsann toplumun kendisine giydirdii kiiliksiz kiilikten soyunup gerek varlyla babaa kalnca gerei olduu gibi zmleyecek bir yetenee sahip olabileceine inanyordu. Buda lmden sonra ne olduuyla ilgili sorulara yant vermek istemiyordu. Byle bir soruyla karlanca ya susuyor, ya da yle diyordu: Gsnze zehirli bir ok saplanm olsa, oku kartmaya alacak yerde, oku atann kim olduunu, hangi kasttan, hangi soydan geldiini, boyunu bosunu, oku atmaktaki amacn falan m aratrmaya kalkardnz? Ben bir eyi aklamyorsam brakn aklanmam olarak kalsn. Peki neden aklamyorum? nk o eyin aklanmas size hi bir yarar salamayacaktr da ondan. nk bu sorulara yant aramak ne aydnlanmanza, ne bamllktan kurtulup zgrlnz kazanmanza, i suskunluuna, geree ermenize, Nirvanaya erimenize katkda bulunabilir. Buda retisinde hi bir dogma, i yaantyla dorulanamayacak hi bir inan getirmemeye zen gstermitir. Varolu, devingen gcn nedensellikten alan srekli bir oluum, deiim srecinden baka bir ey deildir; varolun ardnda duraan bir z, tzel bir nitelik yoktur. Budizmde tzsz, zvarlksz bir nedensellik vardr. 4. Sekiz basamakl yce yol 1. Tam gr 2. Tam anlay Bu basamaklar kendimizi de, dnyay da olduu gibi, gerek bylesiliiyle grmeyi, adlarn biimlerin gizledii temel gerein, her eyin strap, her eyin oluum, deiim iinde olduu, kalc bir benin, deimeyen bir tzn olmad anlayna ulamay amalyor.

3. Doru szllk 4. Tam davran Bu basamak, zgr istencinizin rn olan, iten geldii iin, hi bir ama gtmeden yaplan davrantr. 5. Doru yaam biimi Yaamn salamakta doruluktan ayrlmamak, kendine yetecek olandan ounu elde etmeye almamaktr. 6. Tam aba, tam uygulama Her eyin tam bir zenle, eksiksiz yaplmasdr. Bir Budistin oturmas, kalkmas bile byk bir dikkatle yaplmaldr. Zihnini bencil dncelerden artmak srekli bir ura olmaldr. Zihnin artlmas, bencil dncelerden ayklanmas drt yce duygunun yzeye kmasna olacak salar: Sevecenlik, acma, sevgi, yan tutmama. 7. Tam bilinlilik 8. Tam uyanklk Bu basamaklar meditasyonla ilgilidir. Meditasyon Batda anlald gibi derin derin dnme deil, dncenin almasn, karmc dnceden artlm bir zihinle, salt bilinli olmay amalayan bir yntem. Tam bilinlilik, tm duyumlarn, duygularn, dncelerin ruhsal durumlarn ayrdnda olacak biimde bir alclk, bir uyanklk durumunu srdrmektir. Algnn kaplar ylesine temizlensin ki, her alg hi bir engelle karlamadan bilince ulaabilsin. Szckler de bilinle yaant arasna giren bir engel oluyor ou kez. Szcklerden oluan dnceler durmadan bizi, iyi kt, hoa giden hoa gitmeyen gibi ayrmlar yapmaya, yarglara varmaya kkrtyor. Artk dnyay olduu gibi deil, kurgularla, soyutla, soyutlamalarla yani szcklerle dnyay kavryoruz. Gerein szcklerle kavramlarla deil, ancak yaantyla kavranabileceini savunan Budizm szcklere, kavramlara tutsak olmak yerine onlar tam olarak denetim altna almak istiyor. Budist meditasyonun z nefes alp verdiinin ayrdnda olmakla balayan yaygn dikkattir. nsan nefes alp verdiine duyarl olunca yaadnn da farknda oluyor, gelecee ya da gemie deil, kendini u ana ayarlyor, imdide yaamaya balyor, duyulara daha duyumlu, duygulara daha duyarl oluyor; kendinden kopuk, kendinden habersiz yaamaktan kurtaryor kendini, yaamla da kendiyle de btnleiyor. Bu uygulamada yol alm kimse gvdesinde kendi istencine bal olmadan bir nefes alp verme ileminin srp gittiine duyarl olmaya balyor. Bu yaamsal bir yaant olarak kendini aa vuruyor, ve bu izlenim insanda i bar, esenlik ve mutluluun olumasna yol ayor. Artk zihindeki karmaa yatmtr. Budann meditasyon yntemi yle dalp gitmeyi kendinden gemeyi deil, tersine srekli uyankll, srekli bilinli kalmay gerektiriyor. Tam bilinlilik gerekleince tam uyanklk kendiliinden gelir. Burada tm

ikilikler yok olur; dnenin dnceden, bilenin biliniten, znenin nesneden kopukluu diye bir ey kalmyor; zihinle yaant arasndaki blnt kalkyor. Btn bu ayrmlarn yaantyla ayrt edilecek somut bir gereklii olmadn, bunlarn akl yoluyla varlm karmlar olduunu fark ediyorsunuz.

-C-

ELME: ki kavramn ya da yargnn birbirini dta brakmas. Birbirine ters olma, birbirini tutmama. EVRECLK: ng. environmentalizm; Fr. environementale; Alm. Environmentalismus Gnmz felsefesi balamnda daha ok "Yeil" siyaset felsefesiyle rten evrecilik ilkin evrenin insan zerindeki etkisini ya da evrenin insan davrann belirlemedeki nemini vurgulayan bir reti olarak boy gstermitir. Bu anlamyla evrecilik insan d koullarn rn; doal, toplumsal ve kltrel koullarn toplam olarak gren anlaya karlk gelir. Buna karlk . yzyln son eyreinde iyiden iyiye kendini hissettiren evrecilik ya da evre felsefesi, doay iliklerine kadar smren ya da onu istedii gibi yourabileceini sanan insanoluna yneltilen bir "uyar felsefesi"dir. 1950lerde u veren Leopold'un "Toprak Etii"nden tutun da Naess'in 1970'lerde gelitirdii kktenci evre etii "Derin Ekoloji" ya da "ekosof "ye kadar tm evreci retiler, bilimsel ve teknolojik gelimelerin arkasna snp doay hie sayan, doann da haklar olduunu unutan insanla bu "yoksay"n onarlamaz sonularn durmakszn hatrlatr. Her ne kadar bugn varlan noktada insann kendi karlar uruna kkn kurutamayaca canl tr hemen hemen yok gibi olsa da insann kendisinin de bir canl tr olduu unutulmamaldr. OKULUK: Gerekliin aklanmasnda birden ok ilkenin temelde bulunduunu kabul eden reti. ZMLEME: Bileik olan ayrarak zmek. Bir btn paralara ayrmak. ZMLEYC (Analitik) FELSEFE: Alm: Analytische Philosophic, Fr: Philosophie Analytique, ng. Analytical Philosophy 20. yy. bandan beri zellikle Anglosakson dnyasnda yaygnlaan dil zmlemelerine dayal, felsefe yntemini gelitiren ve felsefenin grevini mantksal dil zmlemesiyle snrlayan felsefe akmnn tmne verilen ad.

-D-

DEER: Kiinin, isteyen, ihtiya duyan bir varlk olarak nesne ile balantsnda beliren ey. nsanlarn ihtiya ve istemeleri farkl olduundan saysz deer trleri vardr. DEZM: Vahiy ya da bir kilise retisi araclyla edinilmi her trl dinsel bilgiye kar kan buna karlk belirli bir dinsel bilgi btnn herkesin doutan tadn ya da us yoluyla elde edebileceini savunan gre denir. Deizm, tanrlk gcnn sadece yaratma ilemiyle snrlandn ve bir kez yaratldktan sonra dnyann hibir iine karmadn e deyile dnyay ynetmediini belirtir. Deizmin dayand doal din kavram balca i kaynaktan beslenir. nsan usuna duyulan inan, dogmacla ve hogrszle ynelen vahiy retisinin, reddedilmesi ve tanrnn dzenli bir dnyann ussal mimar biiminde kavranmas. Deizmciler Hristiyanlkta ve dnya dinlerinde grlen ibadet, inan ve reti farkllklarnn temelinde evrensel olarak benimsenmi din ve ahlak ilkelerinin, ussal bir zn bulunduunu ne srerler. Deizimcilere gre kendi bana doal din, her trl kuku ve yozlamadan uzaktr. Bu yzden us yoluyla dorulanm yaln ahlak, dorular dnda Hristiyanln sonradan ekledii tm elere kar karlar. DEKARTILIK (Cartezyanizm): Descartesin felsefesi Descartes, dnsel felsefenin byk apta aamaclarndan biridir. Antika Yunan, pheciliinden yzyllarca sonra phecilii temel bir yntem olarak kullanm ve bunu analitik geometri ad verilen matematiksel bir kesinlikle uygulamaya alarak yepyeni dorulara varmay denemitir. Temel yntem, yle zetlenebilir: nce bir ilke olarak, edinilmi btn bilgilerinden phe etmeliyim ve onlar bir yana brakarak ilk ve salam yeni bir dnceden yola kmalym. nsanlarn btn dnceleri birbirine baldr, birbirinden kar. Bir dnmeyi douran ondan nce gereklemi baka bir dncedir. Dnceler bir neden sonu zinciri ierisinde srp gider(mekanizm) yleyse sray titizlikle kovalarsam doru olmayan bir dnceyi doru sanmaktan saknarak dnce zincirinin arasna yanl bir dnce kartrmazsam doru olana ulaabilirim. Bu durumda benim iin kesin olan tek ey phe etmektir. Btn bilgilerden phe etmek, dnmektir. Dnmekse var olmaktr. yleyse, var olduumda phesizdir. Dnyorum yleyse varm.phe edemeyeceim ilk ve salam bilgim budur. imdi, neden sonu zincirini titizlikle kovalayarak, btn teki bilgileri bu temelden karabilirim. Descartesin balca retileri unlardr. 1)Gereklik, z dnme, olan zihin ile z boyutlu uzam olan madde

biiminde ikiye ayrabilir. 2)Tanr, zihin ve madde kavramlar doutan gelir ve deneyimden kaynaklanmaz. 3)Felsefede doruya erimenin yanlmaz yntemi, phe edilemez, ak ve seik bir nerme ya da kavramlara ulancaya dein her eyden phe etmektir. Descartesi dnrlerin ou Descartesin Dnyorum, yleyse varm deyiinde anlatmn bulan, dnen znenin dndnden, dolaysyla var olduundan phe edemeyecei yntemindeki nermenin, ilk ve ak seik doru olduu grnde birleir. Gene Descartesilerin byk bir blm , bu ilk doru temelinde yalnzca usa dayal bir felsefede ve bilim sisteminin kurulabilecei grndedir. Buna bal olarak Dekartlk btnyle usa bir metafizik gelitirilebileceini savunur. DEMOURGOS: Dzenleyici Tanr... Antik Yunan dnr Platona gre iyi ideas dzenleyici bir Tanrdr. Yaratm deil biim vermitir. Antika Yunanllarnda yaratma dncesi yoktur; bir sanat, bir mimar gibi yapma, dzenleme, biimlendirme abas vardr. Bu anlaya gre dnya yoktan var edilmemi, idealar gibi ilksiz ve sonsuz olan biimsiz zdekten dzenlenip biimlendirilerek meydana getirilmitir. Platona gre bu biimlendirmede rneklik eden idealardr, evrendeki btn varlklar bu ideal ilk rneklerine uygun olarak zdei biimlendirme yoluyla yaplmlardr. Bu terim Platonca evren ruhu, gnostiklerce ikinci Tanr ve Hegelce dnce sreci anlamnda kullanlmtr. DENEYCLK: Alm. Empirismus, Fr. empirisme, ng. empiricism Bilgimizin biricik kaynann deney olduunu savunan bilgi retisi. Bu retiye gre, btn bilgilerimiz deneyden gelir; anlkta deneyden gelmeyen hi bir ey yoktur. Yenia felsefesinde deneyci bilgi retisinin (empirizmin) kurucusu Locke'dur. Balca temsilcileri F. Bacon, D. Hume, J. 5. Mill. Kart bkz usuluk. DETERMNZM: Ahlaki seimler dahil btn olaylar, zgr iradeyi ve insann baka trl davranabilmesi olanan dlayan, nceden varolan nedenlerce belirlendiini savunan kuram. Bu kurama gre evrenin tmyle ussal bir yaps vardr; belirli bir durumun eksiksiz bilgisine sahip olmak, o durumun, geleceine ilikin yanlmaz bilgiyi de olanakl klar. Laplacee gre, evrenin bugnk durumu, nceki durumunun sonucu, sonraki durumunun ise nedenidir. Bir zihin, belirli bir anda doada ileyen btn gleri ve doann btn bileenlerinin karlkl konumunu bilebilse, kk ya da byk her birimin hem geleceini, hem gemiini kesin olarak bilebilir. Determinizm yandalarna gre, kuramlar, ahlaki sorumluluun kabulne aykr deildir. rnein belirli bir davrann kt sonular nceden grlebilir; bu da insana ahlaki sorumluluk ykler ve insan eylemlerini etkileyebilecek engelleyici bir d neden oluturur.

DALEKTK: Kavramlar arasndaki kartlk ilikisinden yola karak bunu doruya varan srelerin aa karlmasnda bir ilke olarak kullanan dnme ve aratrma yolu. Diyalektik dncenin balangc, doay ve evreni oluturduu dnlen ate, hava, su, toprak gibi ilk elerin (arkhe) aralarndaki karlkl atma dnme ilikileri biiminde, Sokrates ncesi fizikilerde grlr. Daha sonra eylerin kartlarndan yola karak var olmalar ve gene kartlar iinde yok olmalarn ele alan Herakleitos, diyalektii evrenin etkin bir ilkesi olarak dnmenin ncs oldu. Aristotelese gre, baz kabullerden yola karak usavurma yoluyla bunlar samaya indirgeyerek kartlarn kantlama teknii anlamnda diyalektiin kurucusu Eleal Zenondu. Diyalektii bir yntem olarak ilk kullanan ise Sokratestir. Sokrates iin diyalektik, karlkl, karlkl soru-yant yoluyla kavramlara aklk getirme yntemidir. Kar tarafn yantndan yola karak bunun gene onun dnceleri asndan tutarsz ve eliik olduunu gstermek, yntemin ilk aamasdr. Bundan sonra karlkl soru- yantlarla, tartma konusu kavram eitli alardan ele alnr, amlanr. Sokratesin aklama yntemini belirli bir varlk grne balayan Platon, diyalektii bilgi grne dayal bir eitim yntemi olarak gelitirdi. Ona gre diyalektik, bir varlk sralamas iinde en alt dzeyden gittike ykselerek sonunda idealara varmak iin izlenen bir retme ve renme srecidir. Yenia felsefesinde diyalektik terimini ilk kullanan Kanttr. Kanta gre diyalektik yanlgn mantdr;; kendi halindeki us, baz usavurma ilemlerini mantksal snrlarna kadar gtrp sonunda kendisiyle atma iine der. Ortaya kan antinomileri (atklar) gidermek iinse Kantn transandantal diyalektik adn verdii yntem uygulanr; iki kart sav arasndaki atma, hem tezin, hem de antitezin kartnn olanakszl kantlanarak giderilir. Bylece Kant iin diyalektik, hem usun iine dt doal bir yanlg biimi, hem de bunu dzeltmek iin kullanlacak bir eletiri ve yanl gsterme yntemi haline gelir. Diyalektik anlaynn temelinde yatan l dncesini Kanttan alan Hegel, buna bambaka bir anlam ykledi. Hegele gre, gerekleri oluturan kavramlarn her biri kartn kendi iinde tar. Dnce, bir kavramdan (tez) onun iindeki kartna(antitez) bundan da yeniden kartna (yani ilk kavrama) dnmekle, diyalektik hareket iinde, iki kavramn birliini oluturan nc kavrama (sentez) ular. Bu sre, dncenin kendisini kavramasn salayan bilin ieriini artrr. Hegele gre diyalektik, varl belirleyen dncenin kendi sreci olduu gibi dnya tarihinin de oluum ilkesidir. Diyalektik usavurmay Hegelden ve Sokrates ncesi filozoflardan alan Karl Marxa gre diyalektik tarihsel bir sretir; ekonomik temelli baz toplumsal oluumlarn zaman iinde kartlarn retmeleri, kartlarn giderek atmaya dnmesiyle de yeni oluumun etkisini ortadan kaldrmas biiminde yrr.

Diyalektik kavram gnmzde, metafizik teriminin tam kart olarak yeni ve bilimsel bir dnya grn dile getirir. DALEKTK DEALZM: Hegelin idealizmine diyalektik idealizm denir. Hegel, tarihin ve dncenin diyalektik bir sre iinde gelitiini savunmu, dinden siyasete, mantktan estetie kadar btn alanlar iin geerli grd bu srecin Mutlak Tine ya da zihne (geist) varlmasyla son bulacan il eri srmtr. Dncenin znde gerein ancak bir btn olarak kavranabilecei yatar. Diyalektik, grnrdeki btn farkllklarn birlie kavutuu metafizik bir sre mutlak ise, var olan her eyi kendinde toplayandr. Varln diyalektik geliim sreci, Hegelin tin ya da zihin, bazen de idea dedii Geistn kendini belli bir amaca doru gelitirmesi, zgrlemesi srecidir.Bu sre iinde idea diyalektiin l aamasndan geer.lk aamada idea kendi iindedir ve henz bir olanaktr. Kendini gerekletirmesi iin ikinci bir alan gerekir, bu da doadr. Ama idea doada kendi zne aykr bir duruma der, kendine yabanclar. Bu aykrlktan nc aama olan kltr dnyasnda kurtulabilir. Doada ideay ynlendiren yasa olan zorunluluun yerini nc aamada zgrlk alr; zgrlk, tinin devlet, sanat, felsefe ve din gibi, bireylerin stndeki baz kurumlarda ve o kurumlarla kendini gerekletirmesidir. Bu son aamada da tin basamak iinde kendini gelitirir. lk basamak znel tin dir ve tek tek insanlarn yaamndaki henz tamamlanmam idedir. kinci basamak nesnel tindir ve burada kendini toplum, tarih devlet olarak gerekletirir. nc basamak ise mutlak tin dir ve burada tam bilincine ulaarak kendini sanat, din ve felsefe ile lmsz klar. Diyalektik idealizm yani Hegelci diyalektik, nesneleri soyutlayarak her birini kendi bana ve deimez zellikleri olan birimler olarak gren metafizik dnce biiminin tersine, nesneleri hareket ve deiimleri, karlkl ilikil eri ve etkileimleri iinde ele alr. Her ey srekli bir olu ve yok olu sreci iindedir. Bu sre iinde hibir ey srekli deildir; her ey deiir ve yerini baka bir eye brakr. Btn eyler elikili yanlar ya da ynler ierir. Bu ynler arasndaki atma deiimin itici gcdr ve sonunda eylerin deiime uramasna ya da ortadan kalkmasna yol aar. Hegel deime ve gelimeyi doada ve toplumda somutlaan mutlak tinin ya da ideann bir davurumu olarak grr. DALEKTK MATERYALZM: Doada ve tarihte belirleyici olan srelerin , kendi ilerindeki kartlk yoluyla olutuunu ve btn olaylarn bu maddi temelli ilikilerle aklanmas gerektiini savunan felsefe gr. Tarihsel materyalizm ile birlikte Marksist dnya ve tarih grn oluturur. Marx ve Engelse gre materyalim, duyularla alglanabilen maddi dnyann zihin ya da ruhtan bamsz nesnel bir gereklik olarak ele alnmasna dayanr. Marx ve Engels zihinsel ya da ruhsal srelerin varln reddetmemiler, ama dncelerin temelde maddi koularn rnleri ve yansmalar olduunu savunmulardr. Maddeyi zihin ya da ruha baml olarak ele alan , zihin ya da ruhun maddeden bamsz olarak var olabileceini savunan btn kuramlar

ise, maddeciliin kart olarak grdkleri idealizm altnda toplamlardr. Onlara gre, maddeci ve idealist grler felsefenin tarihsel geliimi boyunca uzlamaz bir kartlk iinde olmutur. Bu nedenle materyalizm ve idealizmi birletirmeye ya da uzlatrmaya ynelik btn abalarn kanlmaz olarak karklk ve tutarszla yol aacan savunan tam bir maddeci yaklam benimsemilerdir. Marx ve Engels kendi diyalektik anlaylarn byk lde Hegelin grlerinden yola karak gelitirmilerdir. Hegel deime ve gelimeyi doada ve toplumda somutlaan Mutlak Tinin ya da deann bir davurumu olarak grrken, Marx ve Engels deiimi ve geliimi maddi dnyann doasnda var olan bir zellik olarak grrler. Bu nedenle Hegelin yapt gibi olaylarn gerek aknn diyalektiin ilkelerinden karsayamayacan, ilkelerin olaylardan karlmas gerektiini savunurlar. Marx ve Engelsin bilgi kuramnn k noktas, btn bilgilerin duyular yoluyla elde edildii maddeci ncldr. Ama bilgiyi yalnzca verili duyu izlenimlerine dayandran mekanik grn tersine bu kuram, pratik alma srecinde toplumsal olarak elde edilen insan bilgisinin diyalektik geliimini vurgular. nsanlar nesnelere ilikin bilgileri yalnzca bu nesnelerle pratik etkileim iinde ve pratiklerine denk den dnceleri biimlendirerek edinirler. Dncelerin gereklie uygunluunun, yani doruluunun snanmasn salayan tek ara toplumsal pratiktir. Bu bilgi kuram, kendinde eylerin yaratclndan dolay insanlarn yalnzca duyumlanabilir grntleri bilebileceini ne sren znel idealizme ve duyular st gerekliin duyulardan bamsz saf sezgi ya da dnce ile bilinebileceini ne sren nesnel idealizme yan lde kar kar. Diyalektik materyalizm: doa, toplum ve bilin olgularn evrensel bir varlk anlay iinde btnler ve bu btnln ayn elime yasasyla gelitiini meydana koyar.Diyalektik idealizm, gelime olgusunun genel yasalarnn bilimidir, ylesine ki bilimsel gelime olgusunu btn retiler iinde tek bana temsil eder. Her bilim, gerein farkl alanlarndaki gelimesini ancak o alanda geerli yasalara balar, diyalektik materyalizm bizzat gelime olgusunu genel yasalara balar. Bu genel yasalar, kurgusal varsaymlar deil; bizzat doann, toplumun ve ileyiinden karlm ve onlara uygulanarak denetlenmi ve doruluklar saptanm bilimsel yasalardr. Bu yasalar, kartlarn birlii ve sava yasas, nicelikten nitelie ve nitelikten nicelie gei yasas, olumsuzlanmann olumsuzlanmas yasas adlaryla anlrlar. Bu yasalar, evrende var olan her eyin bizzat nasl devinip gelitiinin, sreklilikte kesintinin ve kartlklarn birdenbire dnmlerle, nasl aldnn, eskinin yklp yeninin nasl olutuunun anahtarn verir. Diyalektik idealizm, hem bilme ve hem de yapmann retisi olmakla, kuramla klgnn ( teoriyle pratiin) bamlln da ortaya koymutur. Kuramsz klg ve klgsz kuram olmaz. Klg kuramla baarl olabildii gibi kuram da klgdan yansr. DL ve LEHELER: Dnya zerinde gler arttka, kltrler kartka yeni diller tryor. Ama insanolu dillerin tam olarak ne zaman ve nasl ortaya ktn hala bilmiyor.

ncil'deki gndermeler dnda dillerin nasl ortaya ktna dair pek bir bilgi yok. Adem ile Havva'nn bile ne dil konutuu bilinmiyor. Bugn dnyada 2 bin 7 yz dil ve 7 binden ok lehe var. Sadece Hindistan'da 365 ve Afrika'da bin farkl dil konuuluyor. Yaz ise M.. 4 yzylda Mezopotamya blgesinde Smerler tarafndan kefedildi. Smerler ve Babiller bir saati 60 dakikaya ve bir dakikay 60 saniyeye blp, bugn kullandmz saat sistemini buldular. Bugn dnyada 2 bin 7 yz dil ve 7 binden ok lehe var. Sadece Hindistan'da 365 ve Afrika'da bin farkl dil konuuluyor. En zor renilen Kuzeybat spanya'da ve gneybat Fransa'da kullanlan Basklarn dili, dnyadaki hibir dile benzemiyor. Mandarin, ngilizce'den sonra dnyada en ok insann konutuu dil. Ama lke dili olarak en ok kullanlan ikinci dil spanyolca. En yeni dil gney Afrika'da kullanlan Afrikaan dili. 17. yzylda Roma Katolik Kilisesinin zulmnden kaan Hollandal ve Alman Protestanlar 18. yzylda Afrika'nn gneyine yerletiler ve 20. yzyln balarnda Flamanca ve Almanca'nn arlkl olduu ama dier dillerden de etkiler alan yeni Afrikaan dilini gelitirdiler. Bu dil, neredeyse 90 yl iinde en ok konuulan ikinci dil halini ald. Kltrler buluup kartka yeni diller ortaya kyor. Modern ulam ve ticaretin neden olduu kk yerleim birimlerinden byk ehirlere g, tm dnyada dillerin geliimini etkiliyor. rnein Londra'da 700 farkl dil konuuluyor. New York, Los Angeles, Mayami ve Singapur iin de ayn ey geerli. nternetin salad kltrler ve blgeler arasnda serbest iletiimin de dilleri etkileyecei kesin. Dnyann en kk lkesi Vatikan, Latince'nin resmi dil olarak kabul edildii tek lke. Tm yurttalarnn ayn dili konutuu lke Somali. Kuzey Afrika'da yaayan Berberilerin konutuklar dil ise sadece szl. DOGMA: Her trl inceleme ve eletirmenin stnde tutulan, doruluu denemesiz ve tartmasz kabul edilen ve deimez saylan dnce... Genellikle dinlerin saltk gereklik olarak ileri srdkleri ve ballarndan tartmasz inanlmasn istedikleri genellikle dinsel ilkeleri dile getirir. rnein Tanrnn evreni yaratt bylesine bir dogmadr. DOGMATZM: Din ya da yetkelerce ileri srlen dnce ve ilkeleri kant aramakszn, incelemeksizin ve eletirmeksizin bilgi saylan anlay... Temelde skolastik bir anlaytr, gnmzde deime ve gelimeyi yadsyan retileri ve anlaylar adlandrr. zellikle metafizik retilerin tm inak (dogmatik) retilerdir. Deney alannn dnda kalan btn savlar inak olmak zorundadr. Bu zorunluluk Tanr sznden balayp Aristotelesin szne kadar genellemitir. rnein Ortaa Hristiyan kltrnde herhangi bir kuraln gerek saylmas iin Aristotelesin sylemi olmas yeterli saylyordu. Dogmatizmin zorunlu sonucu zorbalktr. Deneylerle tantlanamayan kurallar, engizisyon ikenceleriyle tantlanmaya allmtr. Dogmatizm, sulu

olmayann atee atlsa bile yanmayaca inancna kadar varmtr. Bundan da atee atlnca yanan kiinin sulu olduu sonucu karlmtr. nak(dogma)n inandan fark, inann asla tantlanamayacak olan kabul etmesine karlk, inakn herhangi bir yetkeye balanan bir veriyi tantlam olarak kabul etmesidir. rnein ortaa skolastiinde herhangi bir sz Aristotelesin sylemi olduunu tantlamak, o szn doruluunu tantlamak demekti. Herhangi bir sistemde deimez formller dlemek, bir dncenin tartmasz kabuln istemek, bilginin bamlln gz nne almakszn her zaman ve her yerde geerli saltk bilgiler olduunu ileri srmek inaklktr. DOMATKLER: Domatikler:Bilginin imkansz olduunu iddia eden kukucu bak karsnda bilginin kayna tartmasna hi girmeden bilginin kesinlikle mmkn olduunu iddia ederler.Dogmatiklere gre,doru herkes iin iin geerli bir bilgi trdr.doru bilginin neden ve nasl olanakl olduunu aklama ihtiyac duymazlar ve bilginin olmadndan asla phe etmezler. Bilginin duyu, deney, akl, sezgi, gzlem, vahiy, olgu...gibi yollardan elde edildiini iddia ederler. DORULAMA: Bir varsaym ya da nermenin doruluunu denetlemek iin, deney ve mantksal kantlama yoluyla yaplan ilemlerin tm. Dorulanabilirlik ilkesi : nermelerin bilimsel anlam tayp tamadn belirlemeye yarayan bir ilke. Buna gre bilimsel anlam olan nerme, olgusal yoldan nasl dorulanabileceini bildiimiz nermedir. DORULANABLRLK: Bilimde nermelerin olgularla dorulanabilme nitelii. DALZM: Herhangi bir alanda birbirlerine indirgenemeyen iki kart ilkenin varln ileri srme... Bircilik ve okuluk terimleri karldr. Felsefe alannda ilk dualist, antika Yunan dnr Anaksagorastr. Anaksagoras, zdekle ruhu kesin olarak birbirinden ayryor ve sonsuza kadar da birbirlerinden ayr kalacaklarn sylyordu. Anaksagorasn nus adn verdii bir ruh zdeksel yapdadr ama yaratan olmak bakmndan yaratann karsnda bulunmakla, beraber birbirine indirgenemeyen temelli bir ikilik meydana getirir. Fransz dnr Descartes de evrendeki btn gereklikleri birbirine indirgenemeyen ruh ve zdek ikiliinde toplar. Dualizm, temelde tanrlk yer (te dnya) ile insanlk yer (dnya) ayrmn ileri sren dinsel ikicilikten yansmtr ve evrenin zdeksel birbirini yadsyan gerici bir grtr. Dualistlerin tm idealisttir, nk zdensel yapnn karsnda bir de ruhsal yap olduunu kabul ederler. DUYUMCULUK (phecilik): Duyumlarn getirdii bilgini znel olduunu ileri sren phecilik. Duyumcu phecilik, duyumun nesnel temelin brakp znel yann ele alr. Bu bakmdan hem duyumcu hem znelci bir yapdadr. Antik a Yunan dncesinin nl phecileri: Pyrhon, Aenesidemos, Timon gibi dnrler nesnelerin algladmz biimde var olduklarndan phelenmek gerektiini ileri srerler; nk her insann duyumu bakadr ve herkes kendi duyumuyla algladndan, bakasnnkine benzemeyen, kendine zg bir bilgi

edinir. Aenesidemos bunu kantlamak iin on kant ileri srer. Bu kantlar yle zetlenebilir: hepimiz ayn biimde alglasaydk hepimiz ayn dnceleri ya da bilgileri edinirdik, oysa hepimizin eitli ve birbirimizinkine benzemeyen dnceleri var. yleyse nesnel gereklik yoktur, bilgilerimizden daima phe etmeliyiz. Duyumcu pheciler, bundan, katksz idealist bir sonu karrlar: ayn nedenin eitli sonular olabilir: gne karartr, kzartr, eritir ve yakar, yleyse nedensellik yoktur, nedensellik olmadna gre olu yoktur. Duyumcu phecilerin dtkleri bu yanlg, duyumun nesnel temelini brakp sadece znel yann almann sonucudur. 1- Btn bilgilerin yalnzca duyumlardan geldiini, duyu alglarna dayandn ileri sren reti. // Formln Locke'un u nl tmcesinde bulur: "Daha nce duyularda bulunmayan hi bir ey anlkta yoktur." 2- (Ruhbilimsel adan) Btn ruhsal olaylar duyumlara geri gtren (indirgeyen) anlay. 3- (Ahlak felsefesi asndan) Yaamn anlam ve ereini duyu hazlarnda bulan retiler. Duyumculuun ilk- ada temsilcileri; Kyrene Okulu ve Epikurosulardr. Yeniada ise zellikle Locke ve Condillac'tr. DRZLER: Drzilik, Fatmi halifesi Hakim Biemrillah tanr olarak kabul eden ezoterik bir inan akmdr. XI. Yzylda Suriyede ortaya kan bu akmn adn kurucularndan Ebu Abdullah Muhammed bin smail Anutegin ed-Derezi den ald ileri srlmektedir. Kimi aratrmaclar Drzilii slamn Batni akmlar arasnda saymalarna karn, Snni eriatyla olduu kadar ii-Batni anlayla da atan taraflar vardr. Drziler bugn Lbnan, Suriye, srail ve rdnde dank topluluklar biiminde yaamaktadrlar. En youn olarak yaadklar blge Lbnann dalk yreleridir. Drziler uzun yllardan beri Lbnan dann gneyi ile Anti Lbnan dalarnn bats arasnda kalan; kuzeyde Beyruttan gneyde Sura ve Akdeniz kylarndan ama kadar uzanan blgede oturmaktadrlar. Ayrca az sayda da olsa Avrupa, ABD ve hatta Avustralyada da Drzi topluluklar bulunmaktadr. Dnya zerinde toplam saylarnn yaklak 350.000 kadar olduu sanlmaktadr. Mslmanlar, Drzileri Mslman olarak grmezler. Oysa Drziler kendilerini Mslman olarak, hatta Mslmanlarn en doru inanls biiminde deerlendirirler. Kendilerini Muvahhidin (Tanrnn birliine inananlar) olarak adlandrrlar. DRZLN KKEN: Drzilerin rk olarak kkenleri konusu tartmaldr ve olduka farkl kken kuramlar ileri srlmtr. Bir gre gre Drzilerin kkeni Hititlere ya da Galatlara kadar geri gtrlr. Baz aratrmaclar, eski ran kavimlerinden Perslerin ve Medlerin inanlar olan Mazdeizm ile Drzilik arasndaki benzerlikleri kant sayarak, Drzilerin bu kavimlerin soyundan geldiklerini ileri srerler. Kimi etnograflar ise Drzilerin Asurlular tarafndan srgn edilmi barbar bir kavmin devam olduklarn savunurlar.

Drzilerin kkeni hakknda bir baka gr, bunlar Fenikeliler ile ve zellikle Eski Ahitte I. Krallar 5:6da sz edilen ve Sleyman Tapnann yapm srasnda Lbnan dalarndan kereste salayan Sayda'l iilere balamaktadr. Uzun yllar boyunca Lbnanda yaam olan Haskett-Smith, The Druses of Syria (Suriye Drzileri) adl yaptnda: Drziler, kendilerinin Sleyman Tapnan yapanlarn torunlar olduklarn ileri sryorlar; oysa Eski Ahit ve Yahudi tarihi hakknda bilgileri pek snrl diye belirtmektedir. Drziler, kendilerini Arap rkndan sayarlar. Drzilerin kkeni konusunda en ok yanda toplam olan gr, Drzilerin Yemendeki Sryani kkenli Araplar olduklar biimindedir. Bu gre gre Drziler, byk bir sel felaketinden sonra Yemenden ayrlarak kuzeye g ettiler. slamn yaylmas srasnda bu yeni dini benimseyerek, Lbnann dalk yrelerini yurt edindiler. Drzilerin kkeni hakknda Batda gelitirilmi olan bir sylenceye gre Drziler, Hal Seferleri srasnda Lbnan dalarna yerlemi olan Dreux Kontu ve adamlarnn soyundan gelmektedirler. Bu topluluun torunlar kendi dil ve dinlerini tmyle yitirmilerdir. Drzi szcnn kkeni de Dreuxden tremitir.Sylenceye gre, XII. yzylda yrede kalp, memleketlerine dnemeyen bu Hallar, Mslmanlarn basks karsnda Comte de Dreuxnn komutas altnda dalara ekilmiler ve yerliler ile evlenerek ayr bir topluluk oluturmay baarmlardr. XVII. Yzylda bu sylence daha da gelitirilmi ve Drzilerin banda bulunan Emir II. Fahreddinin Lorraine hanedan ile kan ba bulunduu ve bu yolla ilk Kuds Hal Kralna baland ortaya atlmtr. Fahreddinin 1613-1618 yllar arasnda Floransa ve Pariste kald, hem Medici hanedan hem de Fransa Kral XIII. Louis ile Osmallara kar ittifak kurduu bilinmektedir. Drziliin inansal kkeni Msrdaki Fatmi devletine dayanmaktadr. Aratrmaclar Drziliin tarih sahnesine kn, Fatmi halifesi Hakim Biemrillahn kendisinin tanr olduunu ileri srd 1017 yl olarak kabul ederler. Bu yl Drzilerce takvim balangc biimde deerlendirilir. Hakimin veziri olan Hamza bin Ali, Hakimin tanrlna dayanan bu yeni inanc yaymak grevini stlenir ve Hakimin imamln ve tanrln savunan iki risale kaleme alr. Bu risalelerde Allahn yedi imama hulul ederek insan biimine brndn, Hakimin znde Allah bulunduran son imam olduunu iddia eder. Hamza, Hakimin tanrlnn yansra, kendisinin de peygamber olduunu ortaya atar. Hamza bu yeni inanlar yaymas amacyla Anutegin ed-Dereziyi Suriyeye gnderir. Anutegin, Suriye ve civarnda yapt propagandalarda olduka baarl olur. Dier taraftan 1020 ylnda Hamza, Kahirede bir camide inanlarn aka duyurur ve bunun zerine Hamza kart byk bir ayaklanma balar. Hamza, bir sre Hakim tarafndan korunur ve sonra ortadan yok olur. Halife Hakim ise, giderek genileyen ayaklanma karsnda zellikle Fustat kentine kar mthi bir intikam hareketine giriir. Ne var ki tam bu srada halife Hakim de 23 ubat 1021 gecesi esrarengiz biimde ortadan kaybolur. Hakim ve Hamzann yandalar Msr terketmek ve Suriyede Anutegin ed-Derezi tarafndan oluturulan topluluklara katlmak zorunda kalrlar.

Zamanla glenen Drziler, Hal Seferleri srasnda smaililer ile birleerek slam ordularna kar Hristiyanlarn yannda yeralrlar. Ancak bu dnemde o yrede yaayan smaililer ile Drziler arasndaki ilikiler hakknda ak bir fikir edinmek olanakl deildir. Bir ok aratrmac bu iki mezhebi birbirine kartrmtr. Kesin olarak bilinen her iki mezhebin de Hal Seferlerinin sonuna kadar Hristiyanlarn mttefiki olarak kaldklardr. Hal Seferlerinden sonra yrede varlklarn srdren Drziler, Kaysiler ve Yemanilerdiye iki kola ayrldlar. Yemaniler Mercidabk savanda (1516) Osmanllarn yannda yerald. Daha sonraki yllarda sk sk kardklar ayaklanmalar ve kargaalklarla Osmanl mparatorluundaki sorunlu topluluklardan biri olma zelliklerini srdrdler. Birinci Dnya Sava srasnda dier Arap kabileleri gibi Osmanllara kar harekete getiler ve Fransz igali sonucu (1918) Osmanl ynetiminden ayrldlar. Franszlar Drzilerin yaadklar yrede zerk Cebel-i Drz Emirliini kurdular (1921). Drzi Emirlii 1936 ylnda kaldrld ve Drzilerin bir ksm Suriyeye bir ksm Lbnana baland. 4. Vasiyetlere Uymak: Baz ahlak kurallarndan oluan ve Hasl da denilen vasiyetlere uyulmas zorunludur. Bu kurallar: Doru szl olmak (Sdk al-Lisan). Kardelik, mezhep yelerini koruma (Hfz al-hvan). nceki tm ibadetlerin ve dinsel inanlarn terk edilmesi. blisten ve tm ktlerden uzak durmak. Hakimin tek tanr olduuna inanmak (Tevhid al-Hakim). Hakimin buyruk ve eylemlerine boyun emek. Hakimin iradesine teslim olmak. retileri u ekilde zetlenebilir: Yalnzca tek bir Tanr vardr. O, bilinmez ve bilinemez, tahayyl edilemez. Yalnzca Onun varln, varolduunu dorulayabilir ya da bilebiliriz. Tanr insan biiminde dokuz kez grnmtr. Bunlar, bedenlenme (incarnation) biiminde deildir, zira Tanr bir bedene gerek duymaz, bu belirmeler daha ok bir insann elbise giymesi gibi Tanrnn beden giymesi tarznda olmutur. Drzilerde bilgelie yalnzca belirli bir dinsel eitimi tamamlam olan sekin kiilerce ulalr; bunlara aklllar anlamna gelen Ukkal denir. Bunlar balarna beyaz sark sararlar ve kendi aralarnda zel toplantlar dzenlerler. Drzilikte Ukkalin uygulamakta olduu dokuz dereceli bir hiyerarik yaplanma bulunmaktadr. nisiyasyonun ilk ylnda deneme sresini tamamlayan aday asl yelie kabul edilebilir. raklk devresini tamamlayan Drzinin ancak ikinci ylda inancnn simgesi olan beyaz sark takmasna izin verilir ve mezhebin tm gizem trenlerine katlmaya hak kazanr.

ounluu oluturan dierleri Drzi inanlarnn yalnzca snrl bir blmn bilirler ve bunlara da cahiller anlamna gelen Cuhhal denilir. Bunlar ancak herkese ak ibadet yerlerinde buluurlar. Bylelikle iki katl bir inansal yapya sahip olan Drzilik, kendine zg bir ezoterik yap ortaya koymaktadr. Bu tr iki katl inansal yaplarn zellikle Manicilik, Bogomiller, Paflikyanlar ve Batda Katharlarda bulunduu bilinmektedir. Drzilerin inansal ilkelerinin yalnzca bir tr inisiyasyondan gemi kendi mezhep yelerine aklanan gizler olmas nedeniyle, inan ve retileri tam olarak bilinmemekle beraber Musevilik, Hristiyanlk ve slamiyet karm bir uzlamc sentez gibi deerlendirilmektedir. Tapnmalar gizli olduundan trenleri hakknda gvenilir bilgilere sahip deiliz. Yksek aalklar arasnda veya dalarn tepelerinde gizlenmi kutsal yaplarnda hemen hi ssleme yoktur. Belirli bir ritelleri ve okuduklar bir dualar da yoktur, ama trenler srasnda ilahiler syler ve kutsal kitaplar okurlar. Son olarak, sanki gizli bir rgte benzerliklerini tamamlamak iin, Drzilerin birbirlerini tanyabilmek amacyla benimsedikleri iaret ve ifreler olduunu ve bunlarn karlkl olarak alnp verilmemesi halinde gizemlerine dair tek szck etmedikleri bilinmektedir. TAMPLYELER VE DRZLER: Hallarn Kutsal Topraklarda egemen olduklar dnemde, Tampliyelerin karlat Douya zg birok gizemci inan akmlarndan biri de Drziliktir. Drzilerin inan sisteminin ve ezoterik uygulamalarnn Tampliyeleri etkiledii ska ileri srlen bir savdr. Bu sava gre Tampliyeler, daha sonra Avrupaya aktarlan ve zamanla Masonluk sistemine yerleen bir takm inan ve geleneklerinin esinini Drzilerden almlardr. Tampliyelerin Drziler ile bantsnn hem tarihsel hem de geleneksel bir takm kantlar olmakla beraber, bunun Masonluk ve Tampliyeler zerinde ne gibi etkileri olduu konusunda yalnzca varsaymlarda bulunulabilir. Leonard W. Kingin Gnostikler ile ilgili yaptnda ileri srdne gre: Msr halifesi Hakimin mezhebin kurucusu olduu ileri srlmesine karn Drzilerin, Procopiusun VI. yzylda Lbnan ve Suriyede hzla oaldklarn syledii Gnostik mezheplerin kalntlar olmalar daha akla yakndr. Komular arasndaki yaygn kanya gre Drziler, dana eklindeki bir puta tapnmakta ve gizli toplantlarnda Roma dneminde Ophitlere (ylan kutsallatran ve ona tapan bir tarikat), Ortaada Tampliyelere ve amzda da Masonlara atfedilen trenler yapmaktadrlar. Bu grn baka yazarlarca da onayland grlyor. Ancak Kinge gre, nemli ve ilgin olan nokta: Drzilerin kendi nderlerinin skoyada gizlendiine inanmalardr. Kukusuz bu, Tampliyelerin o yrede ok gl olduklar dnemlerden kalma bir inantr.

DUYUMCU PHECLK: Duyumlarn getirdii bilgini znel olduunu ileri sren phecilik. Duyumcu phecilik, duyumun nesnel temelin brakp znel yann ele alr. Bu bakmdan hem duyumcu hem znelci bir yapdadr. Antik a Yunan dncesinin nl phecileri: Pyrhon, Aenesidemos, Timon gibi dnrler nesnelerin algladmz biimde var olduklarndan phelenmek gerektiini ileri srerler; nk her insann duyumu bakadr ve herkes kendi duyumuyla algladndan, bakasnnkine benzemeyen, kendine zg bir bilgi edinir. Aenesidemos bunu kantlamak iin on kant ileri srer. Bu kantlar yle zetlenebilir: hepimiz ayn biimde alglasaydk hepimiz ayn dnceleri ya da bilgileri edinirdik, oysa hepimizin eitli ve birbirimizinkine benzemeyen dnceleri var. yleyse nesnel gereklik yoktur, bilgilerimizden daima phe etmeliyiz. Duyumcu pheciler, bundan, katksz idealist bir sonu karrlar: ayn nedenin eitli sonular olabilir: gne karartr, kzartr, eritir ve yakar, yleyse nedensellik yoktur, nedensellik olmadna gre olu yoktur. Duyumcu phecilerin dtkleri bu yanlg, duyumun nesnel temelini brakp sadece znel yann almann sonucudur. DRUDLER: Druidler ksaca Kelt rahipleri olarak tanmlanrlar. Druidlerin Kelt toplumu iindeki yerleri ok nemlidir . Toplumsal bir ok olayda rol oynadklar gibi dank olan Kelt kabileleri arasnda birletirici bir rol de oynuyorlard . Druid szcnn kkeni de tartmaldr. Latincede druidae eklinde geer. Bu szck hi bir Kelt-Roma yaztnda bulunmad iin orjinali bilinmemektedir fakat Galya dilinde druvis ya da druvids eklinde olduu tahmin edilmektedir. Eski rlanda dilinde ise bu szck tekil olarak dru , oul olarak druid eklindedir. Etimolojisi bilinmemekle beraber , Yal Plinus bu szcn Yunanca drj (mee) ve Hint-Avrupa kkenli wid- (bilmek) szcklerinden trediini sylemektedir. Ayn ekilde Keltlerin kutsal yerlerinden ( nemeton) bir olan Anadoluda , Galatyadaki alann ad da Drunemetondur. Druidlerin retileri her eyden nce ezoterik retilerdi ve sadece seilmi mritlere szl olarak aktarlrd . Bu yzden druidlerin retilerini tam olarak bilemiyoruz. Antik yazarlar ve Kelt efsane ve yklerinden derleyebildiimiz kadar ile druid retisini belirleyebiliyoruz. ANTK A YAZARLARINA GRE DRUDLER: Druidler hakknda antik kaynaklarda baz bilgiler bulmaktayz. Druidler zerine en ayrntl bilgileri edindiimiz yazarlardan biri Julius Caesardr. Caesar Gallia Sava adl eserinde druidler hakknda ayrntl bilgi verir: Btn Galliada saylan ve sevilen ahslar iki snfa ayrlr. Halka ise hemen hemen esir gz ile baklr . Kendiliklerinden hi bir ie girimedikleri gibi herhangi bir mesele konusunda grleri alnmaz. [...] Yukarda sz edilen iki snftan biri Druidler, teki ise valyelerdir. Birinciler din ileri ile urarlar, resmi ve zel kurban trenini yapar, ayinlere ilikin meseleleri yorumlarlar. Bir ok gen ders onlarn etrafna toplanr, son derece sayg gsterirler. nk genel ya da zel btn

anlamazlklarda karar bu adamlar verir. Herhangi bir su ilendii ya da ldrme olay olduu ya da miras ve snrlar hakknda bir kavga kt zaman verilecek hkm bu adamlar kararlatrr, mkafat ve cezay belirlerler.Herhangi bir ahs ve ya kabile, kararlarn yerine getirmezse onlarn kurban kesmesini yasaklar. Bu onlarn en ar cezasdr. Bu ii yapmas yasaklananlar dinsiz ve cani saylrlar. Herkes onlardan saknr. liki kurmaktan ve konumaktan ekinir. Onlara dokunsalar zarar geleceinden korkarlar. steseler bile haklar verilmez. Hi bir imtiyaz elde edemezler. Btn bu Druidlerin tek bir reisi vardr, aralarnda en byk otoriteye sahiptir. ld zaman ya mevki bakmndan stn olan biri onun yerine geer ya da eit rtbede olanlar oksa Druidlerin oyuna bavurur, hatta bazen silah kuvveti ile reislik iin mcadele ederler. Bu Druidler senenin belirli bir zamannda btn Galliann merkezi saylan bir blgede, Carnutlarn arazisi iinde kutsal bir yerde toplanrlar. Btn kavgal olanlar her taraftan buraya gelir ve Druidlerin verdii karar ve hkmlere boyun eerler. retilerinin Britanyada kefedilerek oradan Galliaya getiine inanrlar. Bugn bu konuyu daha derin olarak incelemek isteyenler ok kere onu renmek zere Britanyaya giderler. Druidler savalardan uzak kalrlar ve bakalar gibi sava vergisi vermezler. Askerlikle ve baka devlerle ykml deillerdir. bu kadar byk imtiyazlarn cazibesine kaplan bir ok gen kendiliklerinden renim iin onlara gelirler oklar da aileleri ve akrabalar tarafndan gnderilirler . Sylendiine gre Druidlerin okulunda bir yn msra ezberletilir. Bundan tr , baz kimseler yirmi yl renim grrler. Druidler retilerini yazya dkmeyi gnah sayarlar , oysa dier btn ilerde , resmi ve zel hesaplarda Grek harflerini kullanrlar. Bence bunu , u iki nedenden tr kabul etmilerdir : Ya retilerinin halk tarafndan bilinmesini arzu etmezler , ya da retiyi edinenlerin yazya gvenerek hafzalarn gelitirmeyi ihmal etmelerinden korkarlar. Gerekten de , yaznn yardm rencinin ezberleme abasn ve hafzann ilemesini krletebilir. retmek istedikleri en belli bal inan ruhlarn lmedii ve lmden sonra bir kiiden baka kiiye getiidir. Bu inan lm korkusunu ortadan kaldrd iin onlar kahramanla ynelten en byk etki olarak grlr. Bundan baka , yldzlar ve hareketleri , evrenin ve yeryznn bykl , tabiatn z , lmsz tanrlarn kuvvet ve kudretleri konusunda bir ok tartmalar yaparlar ve bilgilerini genlie aktarrlar. Btn Gal milleti dini trenlerine son derece byk bir ballk gsterir . Bu yzden fazla ar hastalklara yakalanm olanlar ve ya savata tehlike karsnda kalanlar , ya kurban olarak insan keserler , ya da keseceklerine dair adakta bulunurlar. Bu gibi kurbanlarda Druidleri rahip olarak kullanrlar . Bir insan hayat yarine bir insan hayat kefaret olarak denmezse , lmsz tanrlarn duyduu kzgnln yattrlamayacana inanrlar. zel hayatta olduu gibi genel hayattada kurban treni yaparlar. Bazlar da ok byk heykeller yaparak sazlardan rlm uzuvlarn diri insanlarla doldururlar. Sonra ateliyerek yakarlar . nsanlar alevler iinde can verirler . Hrszlk , haydutluk ya da herhangi bir cinayet ilerken yakalananlarn idam edilmesinden lmsz tanrlarn ok fazla holandklarna inanrlar. Fakat bu gibi adamlarn says eksilince masumlar bile kurban etmekten ekinmezler. Btn Galler , Dis denilen tanrsal babadan doduklarn ileri srerler ve Druidlerden rendiklerini sylerler. Keltlere kar savaan bir komutan tarafndan

yazlm olsa da , burada Druidler hakknda nemli ipular buluyoruz. Strabon ise Geographia adl kitabnda druidlerin yaantsna yle deinir: Doast retilerine ek olarak ahlak sorunlaryla da urayorlard. Ve bu sebeple heskesten daha doru olarak biliniyorlard. Hem teker teker bireylerlerle ilgileniyorlar hem de toplumun iyilii iin alyorlard. Yasal olaylarda da karar verme gcne sahiptiler. Bu suretle savalarn gidiini kontrol eden ve savaa katlacak ordular denetleyen ve zellikle cinayet sularnda karar veren kiiler olarak da biliniyorlard. Bunlar ok sayda olmaya devam ettike bir o kadar da topran gndereceine inanyorlard. Ve onlarla birlikte dierleri de ruhun ve evrenin, gelecekte bir zamanda su ve ate hereyi yenecek olduu halde, lmsz olduu fikrini savunuyorlard. Diodorus ise druidlerden yle bahseder: Druid ad verilen ve byk sayg gren baz filozoflar ve din adamlar vardAdetlerine gre bu filozoflardan biri olmadka hi bir kurban treni yaplmazd . nk , sunularnn tanrlara ancak tanrsal doadan nasibini alm bu adamlar vastas ile ulaacana ve isteklerinin yine bu adamlar tarafndan yaplmas gerektiine inanyorlard. Sava sz konusu olduunda da gerek dmanlar gerekse de kendi halklar onlarn ve ark syleyen bardlarn szn dinliyorlard. Romal Hippolyte ise MS nc yzylda druidlerle Pythagoraslar arasnda balant kurar: Druidler Pythagoras felsefenin ateli savunuculardr. Bunu onlara Pythagorasn mridi ve klesi Zalmolxis retmitir. Pythagoras hesaplar ve by pratikleri sayesinde yaptklar ngrlerle Keltler zerinde byk etki sahibi olmulardr. skenderiyeli Clemens ise ok daha deiik bir grs ortaya atar: Alexander , Pythagoras semboller zerine olan eserinde Pythagorasn Asurlu Nazaratusun rencisi olduunu ve ayrca Brahmanlardan ve Galatlardan ders aldn syler. Her iki yazarn da yazdklar gerekle ok ilikili olmasa da Druid retisinin dier ezoterik retilerle olan ilikisine deindikleri iin anlamldr. DRUIDLERN TOPLUM NDEK YERLER VE RETLER: Daha nce de belirttiimiz gibi Druid retisi szl olarak yayld iin kesin hatlar ile bilememekle beraber antik yazarlar ve eski Kelt metinlerinden yararlanarak Druid retisinin ana hatlarn kartabiliyoruz. Daha nce de Caesarn verdii bilgide grdmz gibi Druidler btn Kelt kabileleri arasnda sayg grmekte idi ve toplumsal olaylarda , kabileler arasnda yarglama ve karar verme haklar vard. Strabonun da aktard gibi savalarda arabuluculuk yapabiliyorlar ve sona erdirebiliyorlard. Druidlerin toplumsal grevlerinden biri de trenleri ynetmekti. Bir Druid treninin en gzel betimlemesini Plinus vermektedir. Keltlere gre mee kutsald, eer mee aac zerinde kse otu var ise bu onu ok daha kutsallatryordu. Bu tren ise bir mee aacnda yetien kse otunun bulunmas zerine dzenleniyordu. Tren iin uygun zaman gelecek ayn altnc gn olarak seiliyordu ve bu gn iin yemek ve kurban edilecek iki beyaz boa hazrlanyordu. Daha sonra mee aacndaki kse otu altn bir orak ile druidler tarafndan kesiliyor ve toplanyordu. Daha sonra da boalar kurban ediliyordu. Bu tren daha sonralar yeni yl trenleri ile de ilikili olduundan , gnmzde ylba iei diye satlan bitkilerin aslnda k se

otuna benzedikleri ve bu gelenei yaattklarn grrz. Baz antik a yazarlar Druidlerin ayrca insan kurban edildii trenleri de ynettiklerini yazmaktadrlar. Toplumsal statlerinin tesinde Druidlerin en byk ilevi gerek dini gerek toplumsal alanda byk bilgi sahibi olmalar ve bunu yeni nesillere de aktarmalar idi. Kelt lkesinin bir ok blgesinden , tannm Druidlerden eitim almak zere bir ok renci gelirdi. Bu zelliklerinden tr ola gerek , Pomponius Mela Druidleri Bilgeliin sdatlar ( Magistri Sapienti ) diye adlandrr. Daha nce de defalarca belirttiimiz gibi Druidler retilerini kesin olarak szl aktaryorlar ve adayn hafzasnda tutmasn istiyorlard. Ayrca Druid retisine gre szn bir enerjisi vard ve dikkatli kullanlmas gerekiyordu. Antik kaynaklarda Druidlerin retileri farkllklar gstermektedir. Caesarn da aralarnda bulunduu bir ok yazara gre Druidlerin retileri metafizik retilerdi ve ruhun lmszl zerine kurulmutu. Daha nce de grdmz Kelt mitlerinde olduu gibi Druidler de ruhun bedenden bedene getiini , eitli kalplarda varln srdrdn ileri srmektedir. Geleneksel anlatm bu inanc daha nce Tun Mac Cairill yksnde grdmz gibi srekli metamorfozlar eklinde sembolize ediyordu. Kelt efsanelerindeki dev motifi de ayn zamanda yabani , evrimlememi olan kiiyi sembolize etmekteydi. Tun Mac Cairill yksnde olduu gibi balk ise metamorfozda ileri bir aamay sembolize ediyordu. Metamorfozlar ile anlatlmak istenen en nemli olay ise , Druid retisinin temeli olan erginleme idi. Druidlerin yanna retiyi renmek ve yetimek iin gelen adaylar belli snavlardan geerler, dier erginlenmeye dayal retilerde olduu gibi lm ve yeniden doma sembolizmi ile derece atlarlard. Orta a boyunca varln srdrecek valyelik kurumunun da kaynan Druid retilerinden ald dnlmektedir. Strabon Druidlerin ruhun lmszlne olan inanlar ilgin bir aklama yapmakta ve Druid inanlarna gre Evrenin ve insanlarn ruhunun yok edilemez, hatta zaman zaman ate ve su galip gelse de eklinde inanldn belirtmektedir. Ruhun lmszlne olan inanlar , daha nce de belirttiimiz gibi Druidlerin antik yazarlar arasnda , Pythagoras olarak tannmalarna neden olmutur. Hallstatt dneminde, Keltlerin Grekler ile ilikileri olsa da Druid retisi ve Kelt inanlar Pythagoraslktan farkldr. Diodorusa gre ise Druidler filozof ve teologlardr. Ayn zamanda tanrlar ile iletiim kurma yeteneine sahiptirler. Druid retisinin nemli bir blmn de astronomi ve takvim bilgisi tekil etmektedir. Antik a yazarlarnn bir ou buna deinmektedir. Druidlerin bilgilerinin bir blm de ifal otlar zerinedir. Druidlerin bitkiler konusunda ok bilgili olduklarn ve ilalar hazrladklarn biliyoruz. Bu bilgileri o dnem yazarlar tarafndan bilinmekle birlikte bazlar tarafndan da byclk olarak yorumlanmtr. Gnmze Asterix izgi romanna kadar gelen kazan kaynatan druid imaj da buradan domaktadr. Druidlerin tp zerine almalar daha sonra eer doktor Hristiyan ise mucize , eer Hristiyan deilse de by diye yorumlanmtr. Druid retisinde Kutsal Yerler

Druid retisine gre , evren blmden olumutu. Bunlardan birincisi zerinde yaadmz toprak , ikincisi Fomorianlarn , hayaletlerin ve kaybolmu ruhlarn bulunduu yeralt ve ncs Bat adalarnn ve Avalonun olduu Grnmeyen Dnya ya da teki Dnya. Keltlerin evrenin her blm iin de deiik inanlar vard. zerinde yaadmz yerde daha sonra da greceimiz gibi en ok aalar ve korular kutsald. Kutsal alanlar buralarda seiliyor ve toplantlar buralarda yaplyordu. Korularn dnda dalar da kutsald. Druid retisine gre dalar ilhamn geldii , tanrsal varlklarn insanlarla konutuu yerlerdi. Bir ok da ve tepe gne tapm iin kullanlyordu. Hristiyanln geliinden sonra da bu dalar kutsalln korumutur. rnein Fransadaki Mont-Saint-Michel nce gne tapm iin kullanlan daha sonra da Hristiyanln kutsal yerlerinden biri olan tepelere bir rnektir. Dalarn Druidler iin bir nemi de buralardan ok daha iyi astronomik gzlemlerin yaplabilmesidir. Bunlar dnda su kaynaklarnn da kutsal olduundan daha nce sz etmitik. Yeralt dnyas ise daha gizemlidir. Yeralt dnyasna alan kaplar ise maaralardr. Maaralar bir ok deiik inanca esin kayna olmulardr. Maaralar solunum sistemine benzetilmi , Keltler tarafndan canl olduu kabul edilen yeryznn soluk alp verdii yer olarak dnlmtr. Baz maaralardan doal olaylara bal olarak garip sesler gelmesi ise hem buralarda bilinmeyen canllarn yaadna hem de yeralt ruhlarnn varlna kant saylmtr. Mehur Fingal Maaras da bu maaralardan biridir. skoyada bulunan bu maarann eski ad an Uaimh Binn , Melodili Maara idi. Bu maaradan gelen sesler - belki de ku sesleri- te dnyadan gelen sesler olarak yorumlanyordu. rlandada da bu tr maaralarn olmas , rlanda bardlarnn Maaralar ad verilen bir yk dizisi oluturmasna da kaynaklk etmitir. Ne yazk ki bu yklerden gnmze sadece baz paralar ulaabilmitir. Maaralar yeralt dnyasna , Periler lkesine bir gei olarak kabul edildii gibi baz yeteneklerin de kazanld bir yer olarak grlmtr. Maaralara girip ktktan sonra algsn ustalkla kullanan algc ykleri de bu inancn bir uzantsdr. Aslnda Druid retisine gre -elimizde ok fazla kant olmasa da- maaralarn aslnda bilinaltn ya da insann kendi iine yaplan yolculuu temsil ettiini ve maaraya girip kma motifinin erginlenmenin bir admn oluturduunu dnebiliriz. Maara iinde uyuyan kahraman ya da maara iinde yaayan bilge motifinin de byle bir sembolizm ile ilikili olduunu dnebiliriz. Adalar etraflar sularla evrili olduu iin gerek fiziksel gerekse ruhsal olarak evrelerinden soyutlanm , izole edilmi yerler olarak kabul edilirlerdi. Bu grle adalar hem tanrlarn barnmas iin hem de llerin ruhlarnn yer almas iin ideal yerlerdi . Adalar ayn zamanda inziva yerleri idi. Bu bakmdan insann kendi kendine dnmesi, ada gibi kendini soyutlamas da ada sembolizmi ile belirtilir. Adann etrafnn sularla kapl olup evresinden soyutlanm olmas , buralarn yarg iin de ideal olduklarnn dnlmesine neden olmulardr. Ayrca burada kara veren yneticiler de insan etkisinden uzak sadece tanrlar dinleyerek karar veriyor diye inanlyordu. Pagan Avrupasnda adalar baz tanrlara kutsald. rnein Isle of Man, Manannan MacLire ; Baltk Denizinde bulunan Rgen Adas , Rugevit e kutsallard. Keltler arasnda lenlerin ruhlarnn bat adalarna gittii inanc yaygnd. Bu inan Orta a boyunca da

Kral Arthur efsanesinde olduu gibi varln srdrecekti. Orta ve Yeni a boyunca varln srdren ve Keltlerden kalan bir baka inan da hayalet ada inandr. Keltler de baz adalarn yok olup sonradan ortaya ktklarna inanyorlard. Druid retisinde Aa Kltr Sembolik olarak aa yeralt dnyas , yer ve gk arasnda bir balanty temsil etmektedir. Kelt sembolizminde en nemli olarak mee gc ve elma aac lmszl sembolize eder. Aacn bir nemi de zerinde tanrlarn habercileri olan kular barndrmasdr. Kkleri ise gemie , yeraltna doru gider. Bu yzden efsanelerde llerin ruhlar dallar arasnda ya da aalarn gvdelerinde bulunurlar. Kutsal korular Druidler iin kutsal mesaj aldklar ve erginlenmenin olduu yerlerdir. Druidler buralarda , nemeton denilen kutsal yerlerde ak havada ritelleri gerekletirirlerdi. Bu yzden de Druidlerden gnmze tapnaklar binalar kalmamtr. Druidler , ellerinde bir aacn kk bir sembol olan denekleri tarlard. Bu denekler druidin gcnn belirtisi olduu kadar bunlarda sihir gc de olduuna inanlrd. Ayrca bu deneklerin yapld madde ya da aa tayann toplum iindeki yerini de belirttiinden byk nem tamakta idi. Druidler iin kutsal olan bir bitki de kse otu idi. Bununla ilikili trenlerin nasl yapldn yukarda incelemitik. kse otu ayn zamanda ay sembolizmi ile de ilgili idi. Bu nedenle Druidlerin mee zerindeki kse otunu kesmek iin kullandklar orak da hilal biiminde idi. kse otu ayn zamanda zerinde bulunduu aac ruhu ve eliksiri olarak da kabul ediliyordu. Ayn ekilde kse otunun bir baka ad da Mee suyu idi. Ogam Daha nce de belirttiimiz gibi Druidler retilerinin szl olarak yaylmasn istiyorlar ve kesinlikle yazl hale getirmiyorlard. Bunun nedenleri arasnda retilerinin ezoterik olmas ve yazl olann retinin anlatmndaki deiikliklerle deiememesi vardr. Druidlerin retilerini szl olarak aktarmalar onlarn yazy bilmedikleri ya da kmsedikleri anlamna gelmemelidir. Tam tersi olarak yazya ok byk sayg gstermiler ve dikkatli kullanmlardr. Bir Druid yazs olmamakla birlikte baz deneklerin ve kutsal kayalarn zerinde iaretler kullanmlardr. Ogam ad verilen bu iaretler Keltlere zgdr ve bir tr ifreli yazdr. Talarn zerlerinde ve ahap malzemelerde , zellikle de deneklerde rastlanmtr. Ogamlar mantk olarak Grek ate iaretlerine benzemekte idi. Ate iaretleri yerine atlan entiklerden oluuyordu ve her bir entik says bir sese karlk geliyordu. Aslnda Ogamlarn yazdan da te bir sembolizmi vard. Her bir iaret ayn zamanda bir aaca ya da bir hayvana da karlk gelebiliyordu . Bunu tam tersi olarak da belli ekilde ve dzende dizilen aalar bir anlam verebiliyordu. Druidesler dier ezoterik topluluklardan farkl olarak, druidler aralarna kadnlar da kabul ediyorlard ve bunlar druides adn alyorlard. Druideslerin inisiyasyonlarnn nasl olduu bilinmemekle birlikte zellikle savalarn ve asillerin yetimesinde byk paylar olduu bilinmektedir. Bu durum Orta a efsanelerinde sk sk geen Bilge Kadn motifine de

kaynaklk etmektedir. Orta a efsaneleri ile ilgili blmmzde greceimiz gibi bu kadnlar valyenin yolculuu boyunca karsna karlar ve inisiyasyonda yardmc olurlar. Druidesler eitimde olduu kadar , ila hazrlamada , ifal bitkilerin bulunmasnda da sz sahibi idiler. Druideslerin zellikle skoyada Sein Adasnda toplandklar ve buraya erkekleri almadklar sylenir. Sylenceye gre burada dokuz druidesin (Gallizen) ndeliinde kendini adam gen kzlar vard. Halk arasnda druideslerin burada sihir ve by ile uratklar dnlr, hatta hava olaylarna hkmettikleri, istedikleri hayvann ekline girdikleri de sylenirdi. Hristiyanln yaylmasndan sonra druid inanlarn tamamen silmek isteyen Hristiyanlar, druidesleri halkn gznde cadlara evirmiler ve halk onlara dman etmeyi baarmlardr. Bardlar Kelt toplumlarnda, genellikle konularn kahramanlk destanlar olarak seen ozanlara bard denilirdi. Bal olduklar efin yannda bulunurlar, onun baarlarn da kutlarlard. Bard daha ok Galyada kullanlan bir isimlendirme idi, nk bu ozanlara Galyada bard denildii gibi, Bretagnede Barzh, rlandada da Fil ( oulu filid ) denilmekteydi. Barzhlarn dini karakterleri abuk kaybolmasna karn, bardlar, ilham ve sanat yeteneklerinden olsa gerek, sayg grmeye devam etmileridr. Filid ise yedi dereceli idi. Derece elde tanan denee gre belli oluyordu. Bylece sralama Ollamh (altn denek), Anruth (gm denek) ve geri kalan be derece (bronz denek) eklinde oluyordu. Bardlar ile ilgili nemli bir nokta da mzisyen Druidler ile kartrlmamalar gerektiidir. Bir ok Kelt dini trenine mzik elik etmekle beraber, bu trenlerde mzik aletini alan druidler bardlardan farkl idi. Kelt efsanelerinde mzik aletleri nemli bir yer tutmaktadr. Dagda ve Lugun sihirli arplar vard. Efsaneye gre bu aletler farkl tr mzik almaktaydlar. Bunlardan birincisi gldryor , ikincisi alatyor , ncs de uyutuyordu. Bu inan , Keltlerin, mziin insan zerindeki etkisini incelediklerini gstermektedir. Bardlar ise iir okurken, ayn zamanda cruth denilen bir tr lir de alarlard. Galyada Roma igalinden sonra , yerli dili kullandklar iin , gzden den bardlar burada MS. kinci yzyldan itibaren kaybolmaya balamlardr. Bardlar Galyada dini snftan saylmalarna ramen , rlandada sonralar aa snftan kabul edilirlerdi. Gal lkesinde ise , zellikle Breton prensler tarafndan ok tutulan bardlar varlklarn Orta aa kadar srdrmlerdir. Nitekim ben de Yntem Aratrmalarnda, byle bir btnleyiin Tarih ve tarihsel Doruluk olarak srekli bir ak halinde bulunduunu benimsedim. Bu temel uzlam noktasndan yola karak, felsefe insanbilimin i elikilerini g n na karmaya giritim ve kimi kurumlarda da, semi bulunduum yntembilimsel dzlem zerinde, bu glklere getirilebilecek geici zmlerin bir taslan yaptm. Ancak yine sylemek bile fazla ki, eer Tarih ile Doruluk btnleyici deilseler, eer olgucularn [pozitivistlerin] ileri srdkleri gibi, yalnzca Tarih'ler ve Doruluk'lar varsa, o zaman elikiler ve bireimsel asmalar btn anlamlarn yitirirler. Bu nedenle, eldeki yapt kaleme alrken su temel sorunu ele almak bana gerekli grnd: bir insan Dostluu var mi? Demek ki Sartre , Varlk ve Hilik te varlk tanmlarken, bu kez de

Diyalektik Usun Eletirisi nde bu varln bir varolu ideolojisi ni saptamak istiyor yukardaki soruyu sorarak: Bir insan Doruluu var mi? (Gereklii var mi?) Aslnda bu soru, bir insan gerekliinin olup olmadnn sorusudur. nk, insan, varlk olarak, bir varolu kazanabilmek iin, ilk nce, bir gereklie sahip olmak zorundadr. Zira, bu gereklik erevesinde ve bu gereklik tarafndan insan ancak bir varolu elde eder. Ve onu biimlendirir. te, bu biimlendirme iinde, varln, bu gereklik dolaysyla - yaratm olduu gereklik dolaysyla proje ler yapmas ve onlara gre bir varolma izgisi izmesi sz konusudur. Salt bu nedenle Sartre , varlk tanmlarken,onda,benliin kendisine doru ynelen bir ilikiden ok, ...dorudan doruya bu benliin kendisini bulmutur.nk, varln iinde bulunduu sorun, onun, kendi benliini olumlama olgusudur. Olumlama olgusu ise, kabullenmek ve yadsmak olgularnn arasnda srekli bir gidi geli, srekli bir devimdir. Bu gidi geli, bu devim, varln gidi geli ve deviminden baka bir ey deildir. Onlar, belirli bir sre olutururlar. Bu sre ise, varln oluma srecidir.Oluma ile birlikte bu srete, varlk, gereklik kazanmaktadr. Gereklik kazanma olgusu, bir ok gereklik kazanma biimlerini ve yollarn yapsnda barndrr doal olarak.

-E-

EKLEKTSZM (Semecilik): Farkl dnce sistemlerinden seilen retilerin ayr bir sistem iinde birletirilmesi. Eklektizm, retilerin alnd sistemlerin btnn benimsemedii gibi, aralarndaki zmleme amacn da gtmez. Dolaysyla, dnce sistemlerini birletirme ya da uzlatrma yntemi olan sinkretizmden farkldr. Fransz dnr Victor Cousin, eklektizm ynteminden bir felsefe okulu kurmutur. Cousinin eklektizm retisi Platonu, Kant ve skoyallar kaynatrr. Soyut dnce dzeyinde her sistemin retileriyle ayrlmaz bir btn oluturduu kabul edilirse , eklektizm, farkl sistemlerden keyfi olarak seilen retilerin bir araya getirilmesinden doacak tutarszlklar yznden eletirilebilir. Ama uygulamada eklektik bak as birok bakmdan yararl olabilir. Bir devlet adam kadar bir felsefeci de, ilkesel olarak deil, kart taraflarn ne srd grlerin gerek deerlerini grd iin eklektik olabilir. Bu tr bir eilim, sistemler yeniliklerini yitirdiinde ya da tarihsel koullarn ve bilginin deimesiyle sistemlerin yetersizlikleri ortaya ktnda grlr. ELEACILIK: Alm. Eleatismus, Fr. eleatisme, ng. Eleatism, es. t. felsefe-i

Elyaviye 1. Salt dnme ile var olann niteliklerini tretmeye alan Eleallarn kurduu reti. // Bu retide yalnzca saltk olann, deimez olann, yalnz dnceyle kavranann var olduu ne srlr; olu, okluk, grnebilir olan yadsnr ya da grnt olarak aklanr. 2. Temelini Eleallarda bulan, olua kart olarak varln deimez, blnmez bir duraanlk olduunu ileri sren, gerekliin zn deimeyen varlklarda gren gr. ELEA OKULU: Antika Yunan dncesinde Ksenofanes ve onu izleyenlerce gelitirilen reti... Kloplon'lu Ksenofanes, Hellen kentlerinde yetmi yl sren bir geziden sonra Napolinin gneyindeki Elea'ya yerlemitir. ok tanrcla kar tek tanr polemiini orada yapm, Homeros'la Hesiodos'a kar karak Tanr'nn birliini ve deimezliini savunmutur. Birlik ve deimezlik dnceleri stne kurulan Elea retisi, Ksenofanes'in rencisi Parmenides'le gereklemitir. Melissos, Zenon, Gorgias gibi dnrlerin srdrdkleri bu reti, antika Yunan felsefesinin genel diyalektik yaps iinde olumsuz yan tutar. Deney d usuluu, deimezlii, saltkl savunur. Eleal Zeonun devimi rtmek iin ileri srd kmazlar da nldr, bunlara Zenon kmazlar denir. Bu kmazlar gerekte kolaylkla zlebilecek yanltmacalardr. Felsefe tarihinde metafizik, Elallarla balamtr. Eleallar bilginin kaynan, duyguda ve deneyde deil, dncede bulurlar. Onlar iin varlk birdir ve saltktr, hi deimemitir ve deimeyecektir. Bununla beraber kavramsal diyalektii, daha ak bir deyile mantksal kavramlarn diyalektik hareketini ilk kez ortaya atmakla Eleallar Hegelin ncleridir. Platon idealizminin gerek temeli de Eleallardr. Ksenofanesin, kendisi devimsiz olan tanrnn sadece dnmekle dnyay kmldatt yolundaki metafizik varsaym da Aristoteles metafiziinin gerek kaynadr. Eleal Parmenidese gre sadece varlk vardr, dahas varlkla dnme ayn eydir. Parmenidese gre varolma ve yok olma duyularn hokkabazldr, duyularsa bir dten daha gerek deildirler. Yer deitirme, renk deitirme vb. gibi insanlarn szn ettikleri eyler sadece birer addrlar.Parmenidese gre varlk lkesinde sadece u nitelikler geerlidir: meydana gelmemi, geip gitmez, blnmez, srekli devimsiz, deimez, ayn eyde ayn ey, kendinde, toplu, bir, btn... ELETRCLK: Alm:Kritizismus, Fr:Critisizm, ng: Critisizm, Es: Tenkidiye 1-nsan bilgisinin snr zerine felsefe bilinci ve bu bilincin uyank tutulmas. 2-Kantn us ve bilginin snrn ve olanaklarn saptamak zere, zellikle domacln ve kukuculuun karsna koyduu felsefe yntemi. ENDETERMNZM: Hadiselerin sebepsiz meydana gelemeyeceini, dnyada mutlak bir balangc, hr bir iradenin yeri olamayacan kabul eden determinizmin kart olan gr. Ahlakta endeterminizm, insan iradesinin hibir arta bal olmadn, iinde bulunduu artlarla belirlenmediini, insann hr iradesinin sebeplilik kanununa bal olmadn ileri srer.

ENDVDALZM: Bireyin zgrlne byk arlk veren ve genellikle kedine yeterli, kendi kendini ynlendiren, grece zgr bireyi yada benlii vurgulayan siyaset ve toplum felsefesi. terimi ilk kez kullanan Fransz siyaset yorumcusu Alexis de Tacquille, bireycilii insann yalnzca kendi ailesi ile arkadalarna ngren ll bir bencilik olarak tanmlanmtr. Endividualizm, btn ortaa kapsayan Hristiyan dnya grne bir tepki olarak Rnesansta ortaya kan bir dnya grdr. gerekte tarihi ok daha eskidir. zel mlkiyetle glenmi ve toplum iinde sekinlemi olan birey topluma stn tutan bu ok eski eilim Rnesans ta biimlenmi ve bir dnya gr olarak metafizikten ekonomiye kadar eitli alanlarda etkinlemitir. metafiziksel adan bireycilik, tanrlk ba gerei yerine bireyi koyar. Bireyin usu onu bireysellii iinde evrensellie balamaktadr. Demek ki birey, bireysel olandan evrensel olan tek yapda birletiren varlktr. yleyse ba gerek olarak ele alnmal ve bata din kurumu olmak zere btn kurumlar onun karlarna uygun dzenlenmelidir. Bireycilik, bir deerler sistemi olduu kadar, insan yapsyla ilgili bir kuram, genel bir davran biimi ve belirli siyasal ekonomik, toplumsal ve dinsel dzenlemelere ynelik bir inan anlamna gelir. Bireyciliin deerler sistemi nermeyle aklanabilir: 1)btn deerler insan merkezlidir: insanlarca yaratlm olmasalar bile, onlar tarafndan yaanr. 2) Birey kendi bana bir ama ve yce bir deerdir, toplum bireyin amalar iin sadece bir aratr. 3) Btn bireyler, bir anlamda ahlaka eittir. Hi kimse hi bir zaman yalnzca bir baka bireyin iyilii iin ara olarak grlemez.Bireyciliin insan yapsna ilikin kuramna gre normal ve yetikin bir insann karlarn korumann en iyi yolu kendi amalarn ve bu amalara ulatracak aralar semekte ve o ynde davranmakta en byk zgrl ve sorumluluu bireye tantmaktr. bu gr bireyin kendi karlarn en iyi kendisinin bildii ve eitim olana verildiinde, bu karlar nasl gelitirebileceini de gene onun bulabilecei inancndan kaynaklanr. Ayrca bireyin bu seimleri yapmasnn, hem onun gelimesine, hem de toplumsal refaha katkda bulunaca varsaylr, nk bireycilik retken abay zendiren en etkili yoldur bu adan bakldnda toplum kendine yeterli bireyin toplamdr.. Genel bir davran biimi olarak bireycilik, zgvene, gizlilie ve baka bireylere sayg gstermeye byk nem verir. Otoriteye ve birey zerindeki zellikle devlet tarafndan uygulanan her trl denetime kar kar. Ayrca "ilerleme"ye inanr, ilerlemenin bir arac olarak da bireye farkl olma, bakalaryla yarma ve bakalarnn nne geme (ya da gerisinde kalma) hakkn tanr. Bireyciliin kurumsal sonular da bu ilkelere dayanr.Yalnzca en ar bireyciler anari yanlsdr. Ama hepsi devletin bireylerin yaamna en az karmas gerektiine, bireylerin birbirleriyle atmasn nlemek ve gnll olarak varlm anlamalarn uygulanabilmesi iin yasalar ve dzeni koruma grevini stlenmek zorunda olduuna inanr. Bireycilik, devleti

zorunlu bir olumsuzluk olarak grme eilimindedir ve "en iyi ynetim, en az ynetimdir" slogann benimser. Bireycilik, her bireyin (ya da ailenin) mlk edinmek iin en ok olanaktan yararlanabilecei bir mlkiyet sistemi nerir. Birlik kurma zgrl, her trl rgte girme (ya da girmeyi reddetme) hakkn kapsar. ENSTRMANTALZM: Amerikan dnr pragmac John Deweyin kuramlar alet sayan retisi... Amerikan dnr William Jamesin uygulayclndan yola kan Amerikan dnr Dewey; bilimsel yasa, kuram ve kavramlar birer alet saymaktadr. Baarl olurlarsa iyi ve gerektirler, baarl olmazlarsa ktdrler ve gerek deildirler. Deneysel mantk adyla adlandrlan aletilik, nesnel bilimcilii yadsr. Ona gre bilimin, belli bir durumda en elverili davrann aratrlmasn salamaktan baka hibir nesnel gerekilii yoktur. Aletilik nesnellii znellie indirgediinden tr de znel dnceci bir anlaytr ENTELLEKTALZM: Btn varlklar anlksal temele indirgeyen retilerin genel ad...radecilik kart ve zellikle bilgibilimde usulukla anlamda olarak kullanlmtr. Trebilimsel anlam, ahlaksal davranlarn anlkla belirlendii anlayn dile getirir; e deyile ahlaksal davranlar bir bilgi ve uslamlama iidir. Genellikle anln baatlnda birleen Platon, Descartes, Spinoza, Leibniz, Wolf, Kant, Hegel gibi birbirlerinden az ya da ok farkl bir ok dnrlerin retileri anlklk genel ad altnda toplanrlar. Genellikle kmseyici anlamda kullanlan terimin ayrc nitelii, varlklar anlksal temele indirgemektir. Anlklar iinde Platon gibi nesnel gerekilii anlksal gerekiliin bir kopyas sayan, Kant gibi nesnel gerekliin var olduunu, ama asla bilinemeyeceini ileri sren, Berkeley gibi nesnel gereklii tmyle yadsyan dnrler vardr. ENTSYONZM: Bilginin sezgiyle elde edilebileceini savunan retilerin genel ad, zel olarak Bergsonculuk... Entisyonizm , tm idealist yapda olarak, drt bilgi alannda gerekletirilmitir: felsefe, ruhbilim, trebilim ve matematik. 1) felsefesel entisyonizm: Fransz idealisti Henri Bergsonun retisi olarak Bergsonculuk adyla da anlr. Bergsona gre gerei saltk ya da salt gerek olarak kavramaya sezgi denir. Gerei dorudan doruya kavratacak sezgiden baka hibir yol yoktur. nk gerek, zdeksel doa deil, ruhsal doa, e deyile ruhsal yaam ve tek szle yaamdr. Yaam evrenin kurtuluuyla balamtr ve zdein tm engellerine karn yolunu aarak, onun durgunluunu alt edip kimi yerde onu kmldatarak akp gitmektedir. Bu kesintisiz, blmsz ve srekli aka Bergson sre demektedir. te bu srenin bilgisini kavramak iin bu sreyle birlikte yaamak, onun iinde olmak ve onunla birlikte akmak gerekir ki bunu ne us ne de bilim gerekletirebilir. nk us ve bilim sinematografik olarak alrlar. Bergsona gre ussal ve bilimsel bilgi sinematografiktir. Bir film, ard arda dizilmi durgun ve blmsel resimlerden oluur. Us ve bilim, filmin akn durdurarak bu resimleri tek tek incelerler ve birtakm bilgiler saptarlar. Ne var ki akn bizzat kendisini, e deyile yaam hibir zaman kavrayamazlar. Demek ki us ve bilim, sadece durgun ve blnebilir olan zdek stnde bilgi edinebilirler. Bergsona gre

zaman, uzay gibi zdeksel deildir. Uzay zdekseldir, nk zdeksiz uzay ve uzaysz zdek (e deyile yer kaplamayan zdek) yoktur. Oysa zaman blen, paralayan, onu aylara ve yllara ayran us ve bilimdir. Us ve bilim, zaman uzaya balamakla ( rnein ay ayn, yl dnyann uzayda yer deitirmesidir.) onu zdekletirmektedir. Demek ki us ve bilim, hibir eyi zdekletirmeden inceleyemiyor. Yaamsal akn e deyile srenin kavranmasysa zdekletirilmeden gerekletirilmelidir, nk gerek sre, daima zaman ad verilmi olan eydir. Bunu kavrayabilecek olansa sadece sezgidir. Bergsona gre sezgi , kendi bilincine varm igddr. yle der: igdy syletebilseydik, yaamn btn srlarn zerdik. Bilin igdde ikindir ve ruhsaldr. Bundan tr de ruhsal yaam akn sadece o kavrayabili r. 2) Ruhbilimsel entisyonizm: William Hamilton ve skoyallar tarafndan gelitirilmitir. Hamiltona gre bilin, d dnyay, olduu gibi ve arasz olarak ( e deyile sezgiyle) kavrar ve us deneyst hakikatleri bize sezgi yoluyla tantr. Hamiltonun sezgi deyiminden anlad bir eit dinsel vahiydir. 3) Trebilimsel Entisyonizm: George Moore, David Ross, Charlie Broad, Alfred Ewing vb. dnrler tarafndan gelitirilmitir. Bunlara gre iyilik, dev vb. gibi trebilimsel kavramlar apak, arasz elde edilen ve ancak sezgiyle bilinebilen kavramlardr. Ne toplumsal ne de doasal yaamdan karsanamazlar. Trebilimsel sezgiciliin amac, burjuva ahlknn deimezliini savunmaktr. 4) Matematiksel Entisyonizm: Brower, Weyl, Heyting vb. gibi dnrlerce gelitirilmitir. Bunlara matematik, mantk, tantlama, mantksal kesinlikle deil, dorunun sezgisel olarak kavranmasyla gerekletirilir. Sezgi, bunlarn dilinde, dncelerdeki ayrlklar saptama yeteneidir. Dnmek demek sezmek demektir. Mantk kurallarnn uygulanabilir olup olmadklar da sezgiyle saptanr. EPKUROSULUK: Alm. Epikureismus, Fr. epicurisme, ng. Epicurism, es, t. Epikuriye 1. Yunan filozofu Epikuros'un retisi. 2. Epikuros'un dncelerinin (ounlukla kaba bir biimde) yaama ilkesi yaplmas. Hazlara, sevinlere ynelik bir yaamn erek edinilmesi. // Oysa Epikuros yalnzca hazz deil, mutluluu ve sevin dolu, acdan kurtulmu bir ruh dinginliini aramaktadr. Bu abas duygusal hazz arama sanlp yanl anlalmtr. Gerekte Epikuros'un kendisi( gnlk dilde kullanlan anlamda) Epikurosu deildir. EPSTEMOLOJ: nsan bilgisinin yapsn ve geerliliini inceleyen felsefe dal. Bilgi felsefesi ile mantk arasnda temel bir ayrm vardr. Mantk, geerli usavurmann biimsel yapsn inceler ve geerli karmn ilkelerini ortaya koyar. Epistemoloji ise her trl bilme ediminin yapsyla ilgilenir. Epistemoloji, etik, toplumbilim ve din felsefesi gibi disiplinlerle srekli iletiim halindedir.

Genellikle bilen bir zne ile, bilinen bir zne arasndaki iliki olarak incelenen bilgi srecinin bu iki esine farkl anlam ve arlklarn verilmesi tarih boyunca farkl bilgi felsefesi anlaylarn dourmutur. Daha ok nesneye arlk veren anlaylar gereki (realist) zneye arlk verenler ise idealist olarak nitelenir. Gereki yaklam bilginin, nesnesinin d dnyada gerekten var olduunu, idealist yaklam ise bilginin, arlkl olarak znenin kurduu ve gerekte var olmayan nesnelere yneldiini savunur. Bilgi felsefesinin, bu kartlk iinde, ortaya kan temel sorunu, d dnyann gerekliidir; bu erevede bilgi felsefesi metafizikle yakn iliki iindedir. Bilginin nesnesinin, gerek olup olmad, bilgi ieriinin d gereklikte bir karlnn bulu nup bulunmad, bilmen dnya ile kendi bana, bilgiden bamsz var olan dnyann birbirlerine ne, lde uyduu, ayn temel sorun erevesinde irdelenen teki sorunlardr. Epistemoloji:Felsefenin bilisel srelerin oluumundan ziyade,bilgiyi genel olarak ele alan,bilgiyle ilgili problemleri aratran,bilginin kaynan doasn doruluunu,snrlarn inceleyen bilim daldr. Epistemoloji,bilginin doasn temel zelliklerini,bilginin temel olarak neden meydana geldiini,bilgi iddialarnn nasl haklandrlacan,bilginin kukuculuk karsnda nasl temellendirileceini bilginin kayna ve snrlarn zerinde younlar Epistemolojinin drt temel sorunu vardr. _Bilgi'nin kayna _Bilgi'nin doruluu _Bilgi'nin imkan _Bilgi'nin snrlar EREKBLM: Olaylarn ve ilikilerin bir amaca ya da sona ynelik olduu gr. Olgularn yalnzca hareket ettirici nedenlerle deil, ereksel nedene bal olarak aklanmas biiminde de tanmlanr. nsan dncesi doadaki baka eylerin davrann da benzer biiminde aklama eilimindedir; buna gre nesneler ya kendileri belli bir amaca yneliktir ya da doay aan bir zihin tarafndan ynlendirilir. Aristoteles herhangi bir eyin tam olarak aklanabilmesi iin maddi, biimsel ve hareket ettirici neden ile birlikte ereksel nedenin de dikkate alnmas gerektiini ileri srerek erekbilimin ilk kapsaml tanmn yapmtr. Terimin Aristotelesten gelen metafizik anlam, erek szcnn btn anlamlarnda ereklikin incelenmesini dile getirir. Nesnelerin neden meydana geldiklerini aklayan nedensellik yasasna kar, nesnelerin hangi erek iin meydana geldiklerini aratran ereksellik anlay, evrende bylesine bir erek gdebilecek stn bir gcn varl inancna dayanr. Oysa bu znel metafizik erekselliin karsnda, nesnel ve bilimsel bir ereksellik de vardr. Metafizik ereksellik tanrlk plannn sonucu, bilimsel ereksellikse zdeksel ve nesnel nedenselliin sonucudur.

Erekbilimin trebilimsel anlam, insan yaamndaki trebilimsel erekleri saptamaya alr. Metafizik erekbilim, evreni, ereklerle aralara arasndaki ilikilerin bir toplam sayar. Metafizikiler bilimsel nedenselliin karsna, ruhsal ereksellii karrlar. Bu anlaya gre herhangi bir varln yapsn ve gelimesini belirleyen onun nedeni deil, ereidir. Bu erei de ruhsal bir ilke, stn bir us ya da aka tanr koymutur. rnein buday buday eden, buday tohumu nedeni deil, tanrca saptanm olan budaylama ereidir. 16. ve 17. yzyllarda modern bilimin douuyla doal olgularn yalnzca hareket ettirici nedenlerle gereksinim duyulan mekanik aklamalar ne kt. Erekbilimsel aklamalarda ise Aristotelesi teleolojide olduu gibi eylerin kendi doalarnda bulunan amalara doru gelitikleri deil, biyolojik organizmalar dahil btn nesnelerin ussal bir varlk tarafndan ynlendirilen makineler olduu kabul edildi. Kant Kritik Der Urteilskraftta insan bilgisi asndan ele ald erekbilimin gerekliin doas deil, soruturmann ilerleyi biimi asndan bir yol gsterici olduunu, yani yapc bir ilke deil, dzenleyici bir ilke olduunu ileri srd. ESTETK: Gzeli ve gzel sanatlarn doasn inceleyen felsefe dal. Estetii bamsz bir bilim olarak ilk ileri sren ve adlandran Alman dnr Alexander Baumgartendir. Baumgartenin verdii anlamda estetik, duyusal bilginin bilimidir, konusu duyusal yetkinliktir. Gerekletirmek istedii de gzel stnde dnme sanatdr. Bununla beraber estetik bir felsefe kolu olarak Alman dnr Kant ile nem kazanmtr. Estetik, insann d dnyaya gsterdii, gzel ve irkin szckleriyle dile gelen tepkileriyle ilgilidir. Ama gzel ve irkin terimlerinin kapsamlar belirsiz, anlamlar da znel ve grelidir. stelik, etkileyici bir doa grnmyle ilgili gzlemlerde ya da sanat eletirilerinde kullanlan nitelemeler yalnzca gzel ve irkinle snrl deildir; anlaml, dengeli, uyumlu, rpertici, yce gibi bir dizi baka kavram da deerlendirmeye girer.estetik kuram, bir yandan gzelin yalnzca znel olmayan, nesnel bir ierik de tayan bir tanmn yapmaya, bir yandan da bu deiik terimler arasndaki bantlar belirlemeye alr. Temel sorunlar ise estetiin znesine, estetiin nesnesine ve estetik yaantya ilikindir. Estetik almlayc(zne): estetik almlayc sanat yaptndan ya da bir doa grnmnden haz duyan, estetik tat alan bir varlktr. Estetik tat almak, sanat yapt retmek ve deerlendirmek, gzel ve irkin gibi yarglarda bulunmak ancak belirli varlklara zg bir yetidir. ESTETK NESNE: Estetik nesne terimine iki farkl anlam verilebilir: maddi nesne ve ereksel nesne. Ereksel nesne, nesneye insann ykledii anlamdr; zihin iindedir. Oysa maddi nesne znenin zihninden bamszdr. Estetik nesne, ereksel anlamyla tanmlanrsa, estetik kuramnn asl konusu da estetik yaant olur. Oysa Kant felsefesinin znelliine kar kanlarn amac, estetiin duygular ve znel yaantlar alanndan kararak estetik nesnenin kendi zellikleri zerinde temellendirmektir.

ESTETK YAANTI: Estetik yaant birbirini tamamlayan iki nermeyle tanmlanabilir:1) estetik nesne duyusaldr; grlr, iitilir ya da duyusal biimiyle zihinde canlandrlr; insana bu duyusal zellikleri nedeniyle haz verir. 2) estetik nesne ayn zamanda dnlen, seyrine dalnan bir nesnedir; yalnzca duyulara ho geldii iin deil, bir anlam ierdii, bir deer tad iin de ilgilendirir. Bu nermelerden ilki, estetik szcnn kaynana (duyum) iaret eder. kinci nerme ise beeni yarglarnn temelini oluturur. Seyretmeye deer bulunan nesnelerin deersiz bulunanlardan ussal olarak ayrt edildiini gsterir. Kanta gre estetik yaantnn ayrt edici zellii karsz oluudur.ada estetiin k noktas olan bu nerme, estetii ahlaktan da bilimden de ayrr. Ahlaki davranlarda bir kar esi vardr; evrensel saylan bir davran ls btn insanlara benimsetilmek istenir. Bilimde nesnelerin i yaplarn, ileyilerini ve neden-sonu ilikilerini aratrr; nesneleri denetim altna almak, insann hizmetine komak ister. Oysa estetik yaantnn znesi, estetik nesneyle bir merakn gidermek iin ilgilenmez; estetik nesneyi baka bir amaca hizmet eden bir ara olarak da grmez. Estetik yaant da insan, karsndaki nesneyi hep belli bir uzaklktan seyreder: estetik yaant kullanma, sahip olma, tketme ve ahlaki adan yarglama gibi davranlar darda brakr. Kanta gre estetik us, kuramsal usla uygulayc us arasnda bir kprdr ve kuramn uygu alanndaki denetisidir. Estetik us, bir yarg gcdr ve doru dncenin iyi uygulandn gzel yargsyla yarglar. Kanta gre gzel olan, dorunun iyilikte gerekletirilmesidir. Kantn bu dncesinde Yunan felsefesinde olduu gibi gzeli iyi ile birleik klan bir ereklilik belirse de, Kant bunu biimsel bir ereklilik erei olmayan ereklilik olarak tanmlar. Daha ak bir deyi ile gzelin erei kendisidir; gzel, gzel olduu iin istenilir. Gzelin erei bakaca hibir erek gzetilmeksizin, gene kendisinden doan estetik hazdr. Gzel, burada bir eree koulmu olduundan deil, sadece bir erein biimi olduundan gzeldir. Buysa, hibir karl gerektirmeksizin, salt bir hazdr. Kanta gre estetik yarg, bir beeni yargsdr. Gzel bir yargnn nesnesidir. Kant bu yargy genellikle geerli klmak ister ve ortak estetik bir duygunun varln ileri srer. Ona gre bu yarg, herkeste ortak olan ideal bir ly yanstr. Bu yzdendir ki Kant beeniler tartlamaz anlayna kar kmakta ve beenilerin tmel geerli olmasn savunmaktadr. EXSTENTALZM (Varoluuluk): nsann dnyadaki varoluunun somutluuna ve sorunsallna arlk vererek yorumlayan felsefi yaklamlarn ortak ad. nsann kendi kendini yarattn syler. Varoluu dnceye gre: 1) Varolu her zaman tek ve bireyseldir. Bu yaklamyla varoluuluk bilin, tin, us ve dnceye ncelik veren idealizm biimlerinin kartdr. 2) Varolu ncelikle varolu sorununu iinde tar ve dolaysyla varln

anlamnn aratrlmasn da ierir. Bu yaklamyla insan verili, eksiksiz bir gereklik olarak gren ve anlalabilmesi iin paralarna ayrlmas gereken, bir birim olarak alglayan nesnelcilik biimlerinin ve bilimselciliin kartdr. 3) Varolu insann ilerinden herhangi birini seebilecei bir olanaklar btndr. Bu yaklamyla her trl belirlenimciliin kartdr. 4) nsann nndeki olanaklar btn teki insanlarla ve nesnelerle ilikilerinden olutuundan varolu her zaman bir dnyada var olmadr. Bir baka deyile insan her zaman seimini snrlayan ve koullandran somut tarifsel bir durum iindedir. Bu ynyle de varoluuluk yalnzca tek bir ben in varln vurgulayan tek benciliin ve bilgi nesnelerinin zihnin ieriklerinden ibaret olduunu vurgulayan epistemolojik idealizmin kartdr. Varoluuluk 2. Dnya Savann yaratt maddi ve manevi kntnn iinden yeni bir anlay biimi olarak ortaya kmtr. nsan varlnn byk bir tehlike iinde olduunu, insann istikrarsz bir dnyada yaamak zorunda brakldn dnyaya atlm olduunu vurgulamtr. ETK (Ahlak Felsefesi): nsan eylem ve davranlarn, ahlaki olann zn aratran felsefe dal. PRAGMATZM: Ahlakn hedefi, insan gereksinim ve isteklerinin karlanmas, insanlarn ahlaksal duyarlkta srekli olarak gelimesi ve daha iyi bir toplumun olumasdr. Saltk iyi ve saltk kt yoktur. nceden ahlaksal yasalar belirlenim, bunlara ulamak iin allmaldr. Ahlaksal yasalar fiziksel yasalara benzetilebilir, nk formller olarak hizmet ederek verili koullar altnda, belli karlklar vermede bize yol gsterirler. "Tm ahlak toplumsaldr" nsan ahlaksal ykmllkler stlenmeksizin bir toplumda yaayamaz. DEALZM & BRADLEY: Trel hedef "kendi"nin, yksek ya da evrensel "kendi"ye ulalmasdr. nsan kendini sonsuz bir btnn z-bilinli bir yesi olarak, o btn kendi iinde olgusallatrarak olgusallatrr. YEN TOMSTZM & MARTAN: nsan doal olarak arama eiliminde olduu iyi bir eree ynelir ve insan abasnn hedefi iyilik ve ktlkten btnyle ar olan Tanry sevmektir nsan ahlaksal edimlerini aklla kontrol etmeli ve sagr ile ynlendirmelidir. nsan bu yolla Tanrya ulaabilir ve buda son hedeftir nk Tanr yalnzca iyilik tar. EVRMCLK: Alm. Evolutionismus, Fr. evolutionisme, ng. evolutionism, Es. t. tekmliye Evrim retisi. Her eyi evrim asndan deerlendiren dnya gr. 1- st biimlerin alt biimlerden bir evrimle olutuunu dile getiren bilim ve felsefe retisi. Dnm retisi ile eanlaml: Lamarck, Darwin vb. nn, trlerin doal bir dnmle birbirinden trediini ileri sren retileri. 2- Spencer'in ileri srd dirimbilimsel evrim retisinin geniletilmi biimi: Bu retiye gre, evrim yasas canszlar dnyasndan dnceye, insann

kurduu kurumlara dein her gerek olana egemendir. nsan anlann hayvanlarnkine stnl evrimsel bir dnmn sonucudur; ahlak bilinci de bir evrim rndr. EYLEM: nsann yapt istenli hareket. nsann bir d nedenle deil de, dorudan doruya kendisinin gerekletirdii davranlar. EYTMSEL ZDEKK: Alm. Dialektischer Materialismus, Fr. matrialisme dialectique, ng. dialectiacal materialism Marx'n, Engels'le birlikte gelitirdii, Hegel'in eytiimsel gelime dncesini ilke olarak alp, bunu, kendi deyiiyle, "baaa" eden, felsefe retisi: Evreni devinim iindeki zdekten olumu bir btn olarak gz nne alan "evren zerine genel kuram". Bu kuramda u ilkeler yer alr: a. Evrenin yaps zdekseldir; zdek, bilincin dnda ve bilinten bamsz bir gereklik olarak vardr; evrenin varolu biimi de devinimdir; evren olmu bitmi bir ey deil, eytimsel biimde ilerleyen bir sretir; olaylar arasndaki balantlar, z devinim olan zdein zorunlu gelime ya- sasn kurarlar. b. Gelime sreci yalnzca niceliksel bir deime olarak.deil, niceliksel deimelerden niteliksel deimelere geen bir ilerleme olarak belirir. nsann bilinci de gerekliin eytiimsel yaps ile balant iindedir. Dnce, gelimesinde yetkinliin en yksek derece- sine erimi bir zdein rndr; baka deyile dnce kendisi de doann bir rn olan insann beyninin rndr, beyin de dncenin organdr; dnce gereklii yaratmaz, tam tersine dncel olan insan' kafasna aktarlm zdekten baka bir ey deildir. c. Evreni ve yasalarn bilme olanan yadsyan idealizme kart olarak eytiimsel zdekilik. evren ve yasalarnn tm ile bilinebilecei ilkesinden kalkar. Deneyle dorulanm bilgilerimiz nesnel bir doruluu gsterirler. Evreni, olaylarn birbirine bal olduu, birbirlerini karlkl koullandrdklar birlikli bir btn olarak ele alan bu kuramda, evrende bilinemez diye bir ey yoktur, yalnzca henz bilinemeyen eyler vardr, onlar da bilim ve teknik aracl ile bulunacak ve bilineceklerdir. bkz. eytiim, tarihsel zdekilik, Markslk. EZOTERZM: Ezoterizm, asl gereklerin yalnzca anlayabilecek yetenek ve bilgide olanlara bildirilebilecei gr zerine temellenen bir reti sistemidir. Genel olarak, Arapa ve Eski Trke' de "Batiniyye", Franszca' da "Esotrisme" ve ngilizce' de "Esoterism" ya da "Esotericism" karldr. Bu szcgn Trke' de yeni kullanlan karsl "rekilik" tir. Ezoterizm znde, bilgi ve grglerin kapal bir topluluk iinde ve aamal olarak verildii bir alma ve reti sistemi olarak tanmlanabilir. Bu tanmda dikkat edilmesi gereken en nemli unsur, ezoterizmde aktarlan bilgiler ve grglerin ister bilimsel, isterse tresel-dinsel nitelikte olabilmesidir. Ezoterizm bir reti sistemidir ve bu sistemle aktarlan reti bilimsel ve ada olabilecei gibi, tresel ya da dinsel de olabilir. Ne var ki, Ezoterizmin bu zellii ounlukla gz ard edilir ve hemen her zaman Ezoterizmi, Gizemcilik (Mistisizm) ya da Gizlicilik (Okltizm) ile kartrma yanlsna

dlr. Ezoterizm szc, kken olarak Yunanca' daki esoterikos sfatndan tremitir. Ezoterik biiminde yaygn olarak kullanlan bu sfat, "irek yani da kapal ve kend iine dnk ya da apak olmayan" anlamlarna gelir ve bir topluluk ya da bir rgt, bir yntem ya da sistemi, bir yaz ya da konumay nitelendirmek iin kullanlabilir. Ezoterik sfat, "genel ve herkesin olabilen" anlamna gelen "eksoterik" (drak, ngilizcede Exoteric, Franszcada Exotrique) teriminin kartdr. rnein dinler eksoterik, Gizemcilik ezoteriktir. Antikan gizemci dnr Pisagor, rencilerini esoterikos ve exoterikos diye ikiye ayrr, gizli retisini yalnzca birincilere aktarrm. Ezoterik sfatnn tanm gerei, bir reti sistemi olarak Ezoterizmin temel zellii vardr: * retiyi alacak kiilerin zenle seilmelerinden sonra, "inisiyasyon" yntemiyle toplulua kabul edilip yine ayn yntemle ilerletilmeleri; * retilerin, inisiyasyon yntemi uyarnca bir dereceler silsilesi iinde verilmesi; * retilerin kapsamnda ncelikle simgelerin, allegorilerin ve zdeyilerin kullanlmasyla, bireye kendi gereklerini bulma yolunun almas. Grld gibi, Ezoterizm bir sistem olarak aktarlan retinin znden bamszdr ve temelde biimsel bir ileyii nitelendirmektedir. Ezoterik reti sisteminin dousu, nsanolunun doa yasalar zerinde dnmeye koyulmas ve doann ve evrenin gereklerini arayp bulmaya balamas kadar eskidir. Ulalan gerekleri, insanlarn byk ounlugu ya anlayamam, ya tepkiyle karlam, ya da bunlar kendi karlar iin ktye kullanmaya kalkmlardr. Bu durum, gereklerin aratrlp dorularn aktarlmasnda, kapalln insanlar ve nsanlk iin daha yararl sonular salayaca dncesini yaratm ve bylece Ezoterizm ortaya kmtr. Ezoterizmde, herkese duyurulmas sakncal grlen bilgilerin, yalnzca belirli bir kltr dzeyine erien kiilerce anlalabilecei gerekesi kapall, zorunlu klmtr. Bu anlamda Aristoteles retisi de ezoterik saylmald r; Aristoteles sabahlar sekin rencilerine ders verirken, akamlar halka ders verirmi ve rettikleri de ayr ayr bilgilermi. Ezoterizm uygulayan topluluklarn byk ounluu, ulatklar gereklere ilikin bilgi ve bulgulardan yalnzca kendi yelerinin yararlanmalarn ngrmez; kendi dlarndaki toplumu ve tm nsanl da gzetirler. Ne var ki, yeterince uyumlu bir ortam salanmadka, gereklerin geliigzel bir biimde ortaya dklmemesini ve sakl tutulmasn yararl ve hatta gerekli bulurlar. Bu yaklamn doal sonucu olarak, gereklerin topluluk dna yaylmas, insanla maledilmesi geikebilir. Ezoterizmin kapallk gerekesi Hermesiliin su szleri ile daha iyi anlailabilir : "Her us byk gerekleri kavrayamaz. ounluk ya aptal, ya ktdr.

Aptalsalar, gerek karsnda akllarn bsbtn yitirirler. Ktyseler, bu gerei ktye kullanarak, bsbtn ktlk ederler. Gerei gizlemekten baka yol yoktur. Bulmak, bilmek, susmak gerek...". Benzer bir yaklam Seyh Bedreddin' de de bulmak olanakldr : "Her bilgi kendi mertebesinde haktr. Gerekler halka daha iin banda sylenirse, ya yollarn saptrrlar, ya da gerei syleyeni sularlar. Halk ve hak, orta bir yolla ve ayr ayr gzetilerek birbirine altrlabilir. Ama herhalde halk, hak ve hakikate altrlmaldr..." Ezoterizmin ilevi, bazlarnca bilinen bir takm gereklerin, bilemeyenlere aktarlmasndan ibaret deildir. Ezoterizmin ilevleri arasnda, topluluk yeleri arasnda uyumlu bir iletiim salamak olgusu da vardr. Bu iletiim sayesinde, bilgileri gelitirmek, derinletirmek, yenilemek, geniletmek ve olgunlatrmak iin olumlu bir yap salanr. Ezoterizmin temel kural gerei, bilgiler yalnzca yeterli dzeyde anlay yetenei olan ve bu yolda ilerleme zellii gsterebilen kiilere aktarlmaldr. Ezoterik sistemde alan bir toplulua katlan kiiye bilgilerin tm bir anda yklenmez, kii belli dzeylerde snanarak daha ileriye gitme yeteneinin olup olmad anlalmaldr. zellikle dinsel ve tresel nitelikte olan bilgiler ak ve belirgin bir kesinlikle verilmemeli, bylece retiyi alacak kiilerin kendilerine retilenleri putlatrmalar nlenmelidir. Ezoterik sistem iinde bilgileri renmeye balayan kii, yalnzca kendisi iin renmekle yetinmemeli, bilgilerini birletirip olgunlatrarak bakalarna da yararl olmaya almaldr. Ezoterizmi benimseyip uygulayan kurulular ve topluluklar, kendi retileri kapsamnda ounlukla din, tre, bilim ve sanat gibi konular bir btn biiminde ileyip, retilerine gre yorumlamlardr. Bununla birlikte, salt "bilimsel", salt "dinsel-tresel" ya da salt "sanatsal" Ezoterizmden de sz edilebilir. Salt bilimsel Ezoterizm, yalnzca doal ve evrensel gereklerin, bunlarn yaalarnn ardna dmtr. Salt sanatsal Ezoterizm, bireyler arasndaki iletiimin gelimesinde znellii ne alarak, duyumsal alglamay gelitirmeyi ngrr. Salt dinsel-tresel Ezoterizm ise, dinlerin akl ve mantia uymayan elerini aykladktan sonra, Tanr buyruklarndan isel anlamlar karmak yoluyla Gizemcilie yaklar; eer akl ve deney yoluyla ulalan bilgilerin tesinde, "sezgi" yntemi ile salanabilen bilgilere ncelik verilirse Gizlicilik ile badar. Genel olarak dinsel Ezoterizmde, usa aykr dinsel dogmalarn, usa uygun bir yoruma kavuturulma abas da bulunmaktadr. Ne var ki, kimi ezoterik yorumcular, bu yorumlarda bsbtn usaaykrla dmekten kanamamlardr. Ezoterizmi benimseyen topluluklar, kendilerine zg bir alma yntemi ve retisi olan, yesi olmayan kiileri almalarna almad gibi, retilerini kendi yelerinden bakasna amayan rgtlenmelerdir. Bir ezoterik topluluun bu zellii, onun bir "gizli rgt" olmasn gerektirmez. Zira ezoterik bir topluluun ya da kurumun varl, amalar, ilkeleri, yelerinin kimler olduu, almalarnn nerede yapld, nasl alt herkese bilinebilir. Bir ezoterik topluluun gizli olarak nitelendirilebilecek tek yn, yelerinin kendi aralarnda yaptklar toplant ve almalarn ieriidir.

-F-

FATALZM: Her eyin aln yazsna gre nceden belirlenmi olduuna, insann bu nceden belirlenmi olan aln yazsn deitiremeyeceine inanan dnya gr. FENOMENOLOJ (Grngbilim): Bilim verilerinin dorudan incelenmesiyle elde edilmi ve somut deneyim konusu olmu fenomenlere, nedensel aklamalara ilikin kavramlardan ve incelenmemi n kabullerden bamsz yaklama yntemi. Fenomenolojinin kurucusu Alman dnr Edmund Husserldir. Ona gre gerek, Platonun da ileri srd gibi, mutlak olmaldr. E deyile her nesnenin bizim ona verdiimiz anlamn ve yaktrdmz zelliklerin dnda, kendine zg ve kendinde olan, her zamanda geerli ve deimez bir yaps vardr. Nesne, insanlarn deil, insanlarn dnda ncesiz ve sonrasz bir nesneler dnyasnn varldr. Fiziin rn olmad gibi metafiziin de rn deildir, kendi saltk(mutlak) yaps iindedir. Gerek, bylesine ideal bir yap tayann niteliidir. Husserl, bu savyla tmyle Platonun savna yaklar. Husserlin biimlendirdii fenomenolojik yntemin ilk adm fenomenolojik indirgeme ya da epokhedir. Epokhe zihinsel edimlerin, bu edimlerle ya da dnyadaki nesnelerin varoluuyla ilgili kavram ve n kabullerden bamsz betimlenmesini, olanakl klar. Fenomenoloji, Psikolojinin tersine zihinsel edimlerin nedenlerini, sonularn ve bu edimlere elik eden fiziksel unsurlar dikkate almayz. Ama bu srete nesneler btnyle ortadan kalkmaz. nk incelenen nesne her zaman gerek bir varlk olmayabilir, ejderhalarn varln inanabilir ya da pembe fareler dlenebilir, nesne gerek d olabilir. Dolaysyla zihinsel edimlerin betimlenmesi, nesnelerin de betimlenmesini ierir. Ama bu nesnelerin var olduklar varsaylmakszn yalnzca birer fenomen olarak betimlenir. Fenomenolojik yntemin ikinci adm, eidetik indirgemedir. Bu adm, bir nesnenin eidosunu(Yunanca da biim) sezebilmeye, nesneyi olaslklar ve rastlantlar dndaki deimez z yaps iinde kavramaya verir; bylece yalnzca belirli bir zihinsel edinimin deil onunla karlatrlabilir her trl edimin eidosu sezilebilir. rnein grlen her nesnenin bir rengi, uzam ve biimi olmaldr. Eidetik indirgeme yalnzca duyusal akl ve nesnelerin incelenmesinde deil, matematiksel nesnelerin, deerlerin, ruhsal durumlarn ve arzularn incelenmesinde de kullanlabilir. Fenomenolojik yntem nesnelerin bilinii srasnda bu nesnelerin kurulduu ya da ina edildii sreleri de dikkate alr. rnein bir aacn grlmesi srasnda, aacn deiik zamanlarda, deiik alardan ve uzaklklardan

grlmesiyle ok eitli grsel deneyimler edinilir ama grlen ey gene tek bir kalc nesne olarak alglanr.

-G-

GENELLER (Tmeller): Genel kavramlar... Bu deyim, tmeller ve evrenseller deyimleriyle anlamda olarak, mantk dilinde be genelleri dile getirmek iin kullanlr. Metafizikte ve idealist felsefedeyse tm genel kavramlar dile getirir. Tarihsel srete idealizm, bu genel kavramlar stne kurulmutur. Antik a Yunan Eleaclarndan balayp Platon ve Aristoteles felsefelerinde biimlenen ve Hegel felsefesinde dorua ulaan idealizmin temel nermesi geneller(tmeller ya da evrensellerin)in gerek varlklar olduklardr. zledikleri mantk udur: Gerek varolan deil tam tersine varolmayandr. Geneller varolmaz, sadece bireyseller varolur. rnein ak bir genel kavramdr, btn ak bireysellerden soyutlanarak elde edilmitir ve bunun iin de yoktur, buna kar ak iek vardr, nk bireysel bir nesnedir. Varolmak belli bir uzayda ve mekanda varolmaktr. Ama btn uzay ve mekan aransa aka rastlanamaz. Demek ki geneller, ne uzay ne de zamandadr, hibir yerde ve hibir zamana olmayan da yok demektir. Varolan her ey bireyseldir, genelse bireysel olmayandr. Ne var ki nesnel gereklik stndeki tm bilgimiz kavramlardan, e deyile genellerden olumutur. Demek ki gerek, bireysel deil, geneldir. Genel varolmadna ve sadece bireysel varolduuna gre bundan kan zorunlu sonu, geein, varolan deil, varolmayan olduudur. Demek ki asl gerek varlk, varolan deil, varolmayan bir varlktr. Metafiziin ve idealist felsefenin bu szck oyunlar bir yanyla Berkeleycilikte, teki yanyla Hegelcilikte ulamtr. GEREK: Bilinten bamsz olarak var olan. Dnlen, tasarmlanan eylere kart olarak var olan. GNOSTKLER: Antika Yunan felsefesini gizemcilik ve Hristiyanlkla kaynatrmaya alan dinsel-gizemci dnrler... .S. 1. ve 2. yzyllar da yaayan Valentin, Simon, Basilide, Corpocrade, Saturnin, Marcion vb. dnrler gizemsel-dinsel bir felsefe oluturmulardr. Bu felsefe, antika Yunan felsefesini ve zellikle Platonculuu, Pitagorasl, ilkan gizemsel dinlerini, Yahudilii ve Hristiyanl semeci bir tutumla kaynatrarak biimlendirmitir. Temel dnceleri, saltk bilginin anlk sezgilerle kavranabilecei inancdr. Dilimizde bilinirciler adyla anlan gnostikler, gerekte, gizemci tarikat adamlardr ve tm dinleri saltk bilginin salanmasnda yetersiz bulurlar. Onlar iin saltk bilgi, dinsel bilgilerin ok stnde bulunan kurgusal bilgilerdir. Bu yzden Hristiyanlarca sapkn saylmlardr. nk sann Tanrnn olu olduu, doduu ve byd, armha gerildii gibi dogmalarn yadsrlar. Onlar iin sa dpedz bir insandr. Ne Tanr ne de olu domaz, bymez, hele armha hi gerilmez.ngiliz dnr Bertrand Russell, say bir insan saymas bakmndan

slam peygamberi Muhammetin de bir gnostik olduunu syler. GREL: Bir baka eye bal olan; ancak belli koullar iinde geerli olan. GRNBLM (Fenomenoloji): Alm. Phaenomenologie, Fr. phenomenologie, ng. phenomenology, Yun. phainomenon = grn; logos = bilim, reti A. Grngler bilimi, retisi. Bu anlamda: 1. (Kant'ta) Alglanan grngler retisi. (Kant bu szc "Doabilimin Fiziktesi Temelleri" adl yazsnda kullanm, ama "eletiri"lerinde artk kullanmamtr. 2. (Hegel'de) Eytiimsel gelimesi iinde bilincin geirdii evrelerin fiziktesi asndan ortaya konuluu ("Phaenomenologie des Geistes"), 3. Bilin olaylarnn zmlenmesi ve betimlenmesi (betimleyici ruhbilimBrentano). B. E. Husserl'in kurduu felsefe okulu. Husserl'in olgu bilimlerinin karsna koyduu zbilimi. z, grnglerin dolaysz grleme (z grleme, z grs) ile kavranlan idelere ilikin ieriidir; ama grngbilim zn kendisi zerine bir bilim deil, "z grs" z grleyen bilin zerine bir bilimdir; bilincin en nemli nitelii de "ynelmilii" (Intentionalitkt)dir. Bilincin bir ey zerine bilin olmas, bir eye ynelmi olmasdr. Buna gre gerekliin bir "kendiliindenlii" yoktur, gereklik yalnzca ynelinen, bilincine varlan, grlenen bir eydir. Grngbilim, bu felsefe dizgesi olmaktan ok, bir yntemdir, bu yntem de, z grleme, zle geri gitme, salt bilince bir indirgemedir (reduktion); bu da ayra iine almakla baarlr: Duyularla alglanan nesnelerin tesinde bulunan dncel (ideal) zlkler alanna ykselebilmek, nesnenin zn kavrayabilmek iin, bir yn rastlant ve z olmayan niteliklerle ykl olan olgular dnyasn bir yana brakmak, ayra iine almak gerekir. Bu olgular dnyasnn varln ortadan kaldrma ya da ondan kuku duyma anlamna gelmez; yalnzca yntem gerei bir yarg vermeme, bir srt evirmedir. Bu yolla Husserl felsefeyi kesin bir bilim olma basamana karacana inanr. Husserl'den sonra M. Scheler, grngbilim yntemini zellikle deerler alanna uygulamtr. Grngbilim akmnn baka nlleri: A. Pflander, M. Geiger, E. Stein. Husserl'in en nemli rencilerinden Heidegger grngbilimi varlkbilime evirmitir.

-H-

HAKKAT: Nesnel gerein dncedeki yanss... Gerek ile hakikat ayn eyler deildir. Gerek nesnel gereklii, hakikat ise bu nesnel gerekliin zihnimizdeki znel yanssn dile getirir. rnein elimizde tuttuumuz bir

kalem gerek, onun zihnimizdeki yanss hakikattir. Hakikat, gerein kendisi deil, yanssdr ve dnce ile nesnesi arasndaki uygunluu dile getirir. Hakikat ile doruluk ise birbirine baml fakat ayn eyler deildir. Doruluk mantk kurallarna hakikat ise nesnel gereklii dile getirir. Hakikat, nesnel gereklie uygunluu gerektirdii gibi nesnel gerekliin belli ilikilerine de uygunluu, e deile mantksal uygunluu dile getirir. Hakikat kavram, felsefe alannda ok nemlidir ve materyalizm ile idealizm arasndaki kavgann ba konusudur. zellikle idealist retiler ona akla aykr eitli anlamlar vermilerdir. Hakikat kavramn en iyi ekilde aklayan diyalektik materyalist felsefedir. Bahemizde bir aa grrz, bu nesnel gerekliktir; bu aa bilincimizde yansr, bahemizdeki aaca uygun olarak doru yansd lde hakikattir. Ne var ki bu yans tpa tp uygun olmaz. Yaklaktr, bundan tr de grelidir. Ama bu aac zihnimizde keyfimize gre biimlendiremeyiz ve onu, tpa tp aslna uygun olmasa da, az ok doadaki biimiyle yanstrz, demek ki znel olan hakikatimizle nesnel olan bir yanda vardr. Hakikatimiz aslnda nesnel olan bir eyden yansd iin znel deriz. Hakikatler grelidir, her greli hakikat saltk hakikatin bir parasdr. Diyelim 0 uzaktan bir aaca baktmzda onu ilk bata uzun bir ubuk gibi grrz, yaklatka onun dallar, meyveleri ortaya kar, daha derin bilgiye ulamak iin aac keser iine bakar, nasl kk saldna bakarz. te bilgi srecinde saltk hakikate bu greli hakikatlerimizle adm adm yaklarz. Saltk hakikat, greli hakikatlerin toplamdr. Hakikatlerimiz grelidir ama saltk bir hakikat vardr. Saltk hakikat daima gelitirilecek, yeni bilgilerle glendirilecek, ama daima doru kalacak bir bilgi demektir. HAZCILIK (Hedonizm): Alm. Hedonismus, Fr. hedonisme, ng. hedonism, Yun. hedom = haz, es. t. lezzetiye 1. Yaamn anlamn hazda bulan dnya gr. 2. Haz=hedone'yi ahlak ilkesi olarak kabul eden; ahlak eyleminin ereini ve leini hazda bulan ahlak retisi. Burada ya a. Bir anlk duyusal haz, ya da b. Srekli haz (tinsel haz) sz konusudur. Kyrene Okulunun kurucusu olan Aristippos hazcln da kurucusu saylr. Aristippos'a gre haz veren ey iyidir, ac veren de kt Haz ile iyi ayn eydir. nsan her eyden sevin duymaya almal, her yaama durumunda iyiyi, sevincin kaynan bulmak istemelidir. Ancak Aristippos'un gz nnde bulundurduu bir anlk haz duygusudur. Bu reti daha tinsel biimde Epikuros'ta da karmza kyor. Ona gre de, biricik iyi hazdr, "Haz btn eylemlerimizin erei olmaldr". Ancak Epikuros mutluluun temelini ruhun dinginliinde bulur, tinsel hazlar duyusal hazlarn stnde grr ve en yksek erek olarak koyar; nk yalnz tinsel hazlar gelip geici olmayan hazlardr, srekli bir ruh durumu salarlar. HEDONZM (Hazclk): Yaamn anlamn hazda gren anlay. Ahlaki eylemin amacn hazda bulan ahlak retisi. Hedonizm: En stn iyiliin haz olduunu ileri sren Aristipposun retisi... Aristpposa gre en stn iyilik hazdr . Bu retiye gre iyi demek haz demektir; haz veren her ey iyi, ac veren her ey ise ktdr. Aristipposa gre her davrann nedeni, mutlu olmak

isteidir. Yaamn erei hazdr. Haz insan insan eden duygudur. Bilgilerimiz duygularmzla alabildiimiz kadardr, bunda teye gemez. Bu yzden Aristippos duygularmzn getirdii haza ynelmeyi, acdan kamay syler. En stn iyi, hazdr. Ancak gerek haz srekli olandr. Srekli olan hazza da bilgelikle varlabilir. Epikurosda hazcl devam ettiren filozoflardandr. Ne var ki, Epikuros, Aristipposun bedensel hazzna kar tinsel hazz yeler. Onun iin en byk haz, ruh dinginliidir. Buna da bedensel zevkler peinde komakla deil, bilgelikle varlr. HEGELCLK: Alm. Hegelianismus, Fr. Hegelianisme, ng. Hegelionism 1. Hegel ve ona bal olanlarn oluturduu, zellikle "salt idealizm" ve "eytiimsel yntem" anlaylaryla belirlenen felsefe akm. 2. Hegelci Okul: 1830-40 yllar arasnda Almanya'da en yaygn olan felsefe okulu Hegelci okuldu. Bu da Hegel felsefesinin kapal, mantksal bir dizge oluundan, ynteminin ve ilkelerinin trl dallara uygulanabilmesinden ileri geliyordu. Hegel'in lmnden hemen sonra Hegelci okul trl ynlere ayrlm; zellikle Hegel'in din ve siyasa sorunlarnda kesin bir tutumu olmay okulun ikiye ayrlmasna, Sa Hegelcilerle Sol Hegelcilerin ortaya kmasna yol amtr. Tutucu-Hristiyan sa kanadn savunucular: Gabler, Hinrich vb. olmutur. Sol kanadn savunucular: Richter, Ruge, (son dneminde) Bruno Bauer, Strauss, Feuerbach, Marx'tr. Bu kanat Strauss ve Feuerbach'la sonunda zdeki akmla birlemi; Marx ve Engels'le birlikte Hegelcilik~ tarihsel zdekiliin temel elerinden biri olmutur. 3. Hegel dncesini 20. yzylda eytiimsel yntem asndan yeniden ele alan akm. // Bu akm genellikle "Yeni Hegelcilik " olarak adlandrlr; yalnz Almanya'da deil, zellikle Fransa, ngiltere, talya, Hollanda, skandinavya, Amerika ve Rusy da da yaygnlk kazanmtr. Bugn Hegel'in "tinin grngbilimi (Phenomenelogie des Geistes) gen Marx'n felsefe almalaryla birlikte dnce yaamnda nemli bir rol oynuyor. Almanya dnda zellikle Fransa ve talya'da bugn Hegel-Marx sorunu nsrada grnyor. (1979) HERAKLETOSULUK: Alm. Heroklitismus Gerekliin asl zn ncesiz- sonrasz oluta gren, bu oluun kendini kartlarda ve kartlar iinden geerek gerekletirdiini savunan, Yunan filozofu Herakleitos'un temellendirdii gr. Kart bkz. Eleaclk. HERMENEUTK: Yorum bilimidir ve yorumlanmakta olan eyin hem ieriine, hem biimine ilgi duymay kapsar. Yorumbilgisi teriminin douu, kutsal metinleri yorumlama pratiklerine dayanr. Temel ilkesi, bir saptamann anlamn ancak, kendisinin bir parasn oluturduu tm bir sylemle ya da

dnya gryle ilikili olarak kavrayabileceimiz dncesidir: rnein, monetarist iktisadn aklamalarn ancak, ilintili olduu ve onun dndaki tm ada kltrel fenomenler balamnda kavrayabiliriz. Paralar anlamak iin btne, btn anlamak iin paralara bavurmak zorundayz (yorumbilgisel dng denilen ey). Bu da kendimizi metnin yazarnn yerine koymamz ve retilen eyin anlamna onun balam erevesinde bakmay gerektirecektir. ncil'deki yorumlar doru anlama ulamay hedefledii halde, birok flozof hakikate yaklamann mmkn olduuna inanmakla birlikte aslnda byle bir kendiliin olmad artk genel kabul gren bir eydir. Szgelimi Alman yorumbilgisi flozofu Hans-Georg Gadamer, ortak bir gelenein bunu mmkn kld grndedir (Truth md Method, 1960). Yorumla ilgili sistematik aratrmalarn byk lde sosyal bilim felsefesinin alanna girdii, bunlarn sosyolojik aratrmalar zerinde etkisinin bir deikenlik ierdii imdiye kadar aa km olmas gerekir. Yorumlayc sosyolojinin belki de en nemli katks, kltrel greciliin olanaklar dikkate alndnda, baka kltrleri anlama problemi konusundadr. Winch'in konumunu benimsersek, bir kltr kendi zemininde, kendi kurallaryla ve bizim kltrmzn erevesini dayatmadan anlamamz gerekmektedir. Winch "Understanding a Primitive a Society" balkl klasik bir makalesinde, Azandelerin byclk inanlar hakkndaki hakikat ya da dier eyler konusunda bir yargda bulunamayacamz ileri srmtr. Azande toplumunda bycler ve byclk, bizim toplumumuzda ise bilim ve bilimciler vardr. kisi sadece farkl alanlar oluturur ve akn bir standarda gre biri dierinden stn saylamaz: Bize gre bilim daha iyidir, Azandelere gre byclk. Burada tm yapabileceimiz, sadece anlamaktr. Her toplum yeni yelerinin douu, cinsel ilikiler ve lm dzenlemenin ve bunlarla megul olmann bir yolunu bulmak zorunda olduuna gre, anlamak da ancak ortak bir insani durumu paylamamz halinde mmkn olabilir. nsanlarn kendi toplumsal dnya anlaylarndan bamsz bir toplumsal yapnn varln ngren yaklamlara gre, anlamn nitelii sorunu ok daha nemsiz bir sorundur. HLK (Nihilizm): Alm. Nihilismus, Fr. nihilisme, ng. nihilism, Lat. nihil = hi, es. t. ademiyum mezhebi (Genel olarak) a. Var olan grlere, deerlere, dzene kar kan; b. Hibir deer tanmayan grlere verilen ad. / / u biimleri vardr: 1. (Kuramsal alanda) Her trl bilgi olanan yadsyan, sorunsal olmayan ve kendisinden kukulanlmayan hi bir eyin olmadn ne sren gr (= eletirici ve kukucu hiilik). 2. Ahlak alannda Ahlak kurallarn ve deerlerini tanmayan gr. 3. (Siyasa alannda) a. Yeni bir toplum dzeni kurmak isteiyle eski, yerleik dzeni btnyle

yadsyan gr. b. Her trl siyasal dzeni yadsyan, toplumun birey zerinde hi bir basksn kabul etmeyen gr; bu biimi anarizm ve salt bireycilikle birleir.

--

DEA: Platon'a gre alglarla kavradmz nesnelerin orijinal formlar, rnekleri. DEALZM: Var olan her eyi dnceye balayan, dnce dnda nesnel bir gerekliin var olduunu kabul etmeyen felsefe retisi. Felsefede dnyay ve varoluu, bilin ve dnceyi nem vererek aklayan reti... idealistler, varlklar arasndaki soyut ilikilerin, duyularla alglanan nesnelerden daha gerek olduunu ve insanlarn var olan her eye dnsel balamda, idealar araclyla ve idealar olarak bildiini savunurlar. dealizmin birok tr olmakla birlikte hepsinin paylat ortak ilkelerden sz edilebilir. Tmellerin varl, burada ve imdi varolann almas, varlklar arasndaki ilikilerin o varlklarn dntrlecei varsaym, eliik bileenleri btnletiren sistemler kurmaya ynelik diyalektik yaklam; zihnin, zellikle tinin maddeden nce saylmas. Metafizik veya epistemolojik yaklam temel almas bakmndan idealizmin iki temel biimi vardr: metafizik idealizm gerekliin idealara dayandn, epistemolojik idealizm ise bilgi srecinde zihnin yalnzca tinsel olan kavrayabileceini ya da nesnelerin gerekliinin alglanabilirliklerinden kaynaklandn savunur. lk biimi ile idealizm dnyadaki temel tzn madde olduunu, bunun da maddi biimler ve srelerle bileneceini ileri sren maddeciliin, ikinci biimi ile insan biliminin, zihnin dnda ve bundan bamsz olarak var olan nesneleri gerekte olduklar gibi grp kavradn ne sren gerekliin kartdr. Gzlemlenebilir gerekleri ve ilikileri vurgulayarak metafizik grlere kar kan olguculuk ile ateizm ve phecilik gibi akmlarda idealizme kar kar. Felsefi idealizmin tarihsel geliiminde, balca sorunu yantlama abas belirleyici olmutur. 1) nsan deyiminin sonul gereklii nedir? Bu soruya verilen yantlar iki u arasnda dalr. Deneyci filozoflardan David Humea gre insan deneyiminde anlatmn bulan sonul gereklik, olaylarn her bireyin bilincinde ard arda akdr. Bu dnce, tm gerekliin tek bir benliin anlk duyu deneyimine indirgenmesi sonucuna varr. teki uta usu filozoflardan Spinozay izleyenler iin sonul z, kendi bana var olabilen ve yalnzca kendisi tarafndan kavranabilendir.

2) Bilginin ieriinde verilen nedir? Verilerin mantksal yorumu ve aklamasyla ne elde edilebilir? dealistlere gre bilgi srecinin sonu, bireysel deneyimin dnda kalmakla birlikte gene de somut bir tmel ya da bir dizgedir. Verilen mantksal yorumu ve aklamas, gerekte, yeryzn zerinde yaayanlarca tmyle yeni bir biime dntrlmesi demektir. 3) Bir dnr zaman iindeki oluum ve deiim olgusu ya da deiik amalar ve deerler karsnda nasl bir tutum alnmaldr? dealistlere gre us yalnzca doadaki uyumlu dzeni ortaya karmakla kalmaz, ayn zamanda uygar bir toplumun kltrel yaamnn paras olan devleti ve teki kurumlar da yaratr, bu kurumlarn deerlerini korumak ve gelitirmek, her uygar insann ahlaki temel grevidir. Uluslar aras etik kurallarna da katks bulunan idealistler, hibir ulusun etkin glerini bir baka ulus zerinde hkm srmek iin kullanamayacan ileri srerler. Bu g, yalnzca bir baka ulusun yaratc glerini ilerletmek, onlarn kltrel dzeyini kalkndrmak iin kullanabilinir. dealizmin de tarih felsefesi, deer felsefesiyle yakndan ilikilidir. Benedotto Croce bu tarih felsefesini her gerek tarih, ada tarihtir deyimiyle zetler. dealistlerin balca drt savndan biri Berkeleyin esse est percipi (var olmak alglanm olmaktr) ilkesidir. Nesnelere dayandrlan btn nitelikler duyu nitelikleridir. Bunlar ancak duyu organlar bulunan bir zne tarafndan alglandklarnda var olurlar. Maddenin varln ve duyu alglarnn maddeden kaynaklandn grn yadsyan bu yaln sav, geni tartmalara yol amtr. zneyle nesnenin karlkl birbirine baml olduu sav, birinci savla yakndan ilikilidir. Nesnesi olmayan bir zneyi dnmek olanakszdr; nk zne olmak bir nesnenin ayrmnda olmaktr. Buna karlk her nesne de ancak bir znenin karsnda nesnedir. Bu iliki mutlak ve evrensel bir biimde karlkldr. Dolaysyla her tam gereklik, bir nesneyle bir znenin birliidir, yani somut bir tmeldir. dealizmin nc savna gre insann en dolaysz deneyiminde, yani kendi znel bilinliinde sezgisel ben, tinsel zellik tad var saylan sonul gereklii dorudan kavrayabilir. rnein Platona gre, iyi ideasna srama mistik bir nitelik tar. dealizmin drdnc sav zellikle Tanrnn varln kantlamak iin gelitirilmitir. 11. yzylda Canterburyli Aziz Anselmusun gelitirdii bu sava gre yetkin bir varln varolmas zorunludur, nk varolamak yetkinliin temel elerinden biridir. Tanr yetkin olduunu gre varl da zorunludur. Baz idealist filozoflar bu sav idealizmin teki ilkelerine de yaymlardr. KCLK (dualizm): Birbirinden ayr, birbirinden bamsz, birbirine geri gtrlemeyen, birbirinin yannda ya da karsnda bulunan iki ilkenin varln kabul eden gr. rade : stenilmi olan gerekletirmeye karar verme ve yerine getirme gc. Ahlaki eylem iin karar verme yetisi. linek: kendi bana bir varl olmayan, dayanacak bir tze muhta olan ve

dayand tz deitirmeksizin, deiebilen nitelik... Renk, koku, tat vb. gibi nitelikler byledir. rnein elmay kabuu ile bitlikte renklerinden soyalm, elma gene elmadr. Elmann rengi kendi bana var olmaz, varolabilmek iin elmaya muhtatr. Elma hep elma olarak kald halde, rengi yeil, sar, krmz olarak deiir. linek terimi zellikle skolastik felsefede ilenmitir. Cins, tr, ayrm, zellik ile birlikte be tmelden biri saylmtr. Skolastiklere gre herhangi bir eyin kiplerinden her biri ilinektir, rnein bir zdein biimi byledir. linek szc, terim olarak ilkin Aristoteles tarafndan kullanlmtr. Aristoteleste ilinek bir konuya bal olan o konu olmadan kendisi var olamayan ey; kendi bana var olamayan, bir tayc , bit tz gerektiren ey; tzn nitelii anlamna gelir. linekler ayrlr ve ayrlmaz nitelikler olmak zere ikiye ayrlr. rnein komak insan iin ayrlr bir ilinek, zenci bir insan iin siyah olmaksa ayrlmaz ilinektir. NSANCILIK (Hmanizm): Alm. Humanismus, Fr. humanisme, ng. humanism, Lat. humanus=insanca, insana zg, insana ilikin nsanla, insana yarar bir yaam ve dnmeye ulamak iin abalamak. Bu balamda: 1. (Genellikle) Kavramn en geni anlamnda, insann deer ve saygnlna, insan olmaya , insanla olan us inanc. 2. Bat kltrnn ve eitiminin Eski Yunan kltrne dayanmasndan yola karak bu kltr kaltnn bilimsel olarak yeniden canlandrlmas dn. Roma'da Yunan kltr bir eitim kayna olmutur (Cicero). Ortaa'da da Yunan ve Romal yazarlarn almalarn yenileme abalar sona ermedi, bu abalar Dou- anda (Renaissance) byk lde gelitirildi. Bylece bilim ve eitim skolastikten ve kilisenin yetkesinden kurtularak yeni bir kltr lks gereklemeye balad. (Bu lk Erasmus'la doruuna eriti); XVIII. yzyl sonu ve XIX. yzyl banda insanclk yeni bir biim kazand, zellikle Herder, Winckelmann, W.`von Humboldt ve Goethe'nin temsil ettikleri bu evreye "yeni insanclk" ad verilir. Birinci Dnya Savandan sonra Werner Jeager'in ynetiminde, Antikaa olan ilikileri yeniden belirleme abalarna da "nc insanclk" denir. 3. (Yukardaki grlerle hi bir balants olmadan) Yararcln belirli zellikle ngiliz filozofu F. S. Schiller'in canlandrd- biimi iin kullanlan zel felsefe terimi: Protagoras'n "nsan her eyin lsdr." formln k noktas olarak alan; insanda, insann gereksinme ve ereklerinde, bilginin ve doruluun leini bulan anlay. nsanstclk (Uebermensch): stn insan... Alman dnr Nietzsche tarafndan terimletirilen deyim. Nietzsche, bu deyimi yle tanmlar: maymuna oranla insan neyse, insana oranla insan st de odur. Bir baka yaptnda da yle der: insanlk iinde, ortalama insandan baka, daha yksek ve daha gl bir insan trnn gereklemesi gerekir. Bu dncemi ben insan st szcyle dile getiriyorum. Nietzscheye gre tanr lmtr, insan artk yalnzdr ve kendi

deerlerini kendisi yaratmak zorundadr. nsan iin gereken erdem, Hristiyanln acma ve insan sevgisi gibi insan snepeletiren erdemleri deil, gl olma erdemidir. Kkleri Fichtede bulunan bu felsefe, olumsuz ynlerinin gelimesiyle varoluuluk vb. gibi ada dnce akmlarn meydana getirdikten baka, sonunda Alman nazizmini dourmutur. Nietzsche, yeryznn efendisi olacak ynetici bir rk gerektiini ve Almanyaya Yahudi akmnn durdurulmas kansnda olduunu syler. Trebilimi aristokrattr, iyi bir aileden domadka hibir ahlakllk mmkn deildir, insann her ilerleyii aristokratik toplumdan gelir. Der. nsan st erei, Nietzschenin deyimiyle aynen, milyonlarca sala ortadan kaldrarak gelecein insann kalba dkmektir ve btn bir ulusun yoksulluu bir insan stnn ac ekmesinden daha az nemlidir. Nietzsche, Hristiyanla kar olduu kadar, onun deyimiyle, milyonlarca sala insan etmek isteyen toplumculuu da kardr. Ona gre toplumculuk, milyonlarca sala insan stlere kar karmaktadr. Oysa milyonlarca salak retimden yoksun braklmal, birok gerekleri bilmemeli ve insan stlere klelik etmelidir.

-J-

JANSENUSCULUK: Descartes usuluuyla Augustinus tanrcln uzlatrmaya alan Piskopos Janseniusun retisi... Hollandal piskopos Cornelis Janseniusa gre insan gnahlarla ykl bir yaratktr ve ancak tanr bayla kurtulabilir. Tanrnn kendini balamasn dilemek ve beklemekten baka yapacak hibir eyi yoktur. Jansenisme tmyle Agustinius anlayna dayanr ve insan zgrl yadsr. Bu ynyle insan zgrlne byk pay ayran Jesuitisenismin karsndadr. Jansenius ve yandalarna gre Luther ve Calvinin tanmlad Tanr kayras retisine kar kan Kar- reform ilahiyatlar, tanrsal bir ilk neden yerine insann sorumluunu vurgulayarak kar uca savrulmular, Aziz Augustinusun 5. yzylda savat Pelagiusu hareketlilie dmlerdi. Jansenius bu tutuma ilk gnahn ve ehvetin gcnn insan doasnda yol at bozulmay vurgulayarak kar kt. sann kurtarclnn olanakl kld ve insanla gerek zgrle tek bana yeniden kavuturabilecek Tanr kayrasnn gcn yceltti. Ayrca iyilik ileyebilmek iin her zaman Tanr kayrasnn zorunlu olduu, kayrann yanlmazl ve insan yazgsnn mutlak biimde Tanr istencine bal olduu ynndeki Augustinusu savlar destekledi. Janseniusculuk, kendisine zg retilere deil belirli bir yaklama ve ruhanilik anlayna dayal karmak bir hareketti. Reform hareketiyle ayn dorultuda kiliseyi Hristiyanln balangcndaki biimiyle canlandrmay

amalyordu. Gerek Hristiyan ilahiyatndan ve ibadetinden dn verilmesine karyd. Ama resmi retiye aykr abartl bir tutum benimsendii iin kilise tarafndan reddedildi. Janseniusculuk ayn zamanda bir Hristiyan tarikat olarak Port-royal manastrnda toplanan dnrlerce benimsenmi ve izlenmitir. Arnauld , Nicole, Blaise Pascal gibi dnrlerin elinde ilenen bu reti sonunda tm gizemcilie varmtr.

-K-

KABALA: Yahudilerin yazl olarak konulmu olan tanrsal yasalar yannda azdan aza geen dinsel buyruklar brani felsefesinin ve sylence yazlarnn toplam. Tarihleri kesin bilinmez; en eskisi evrenin yaratl ile ilgilidir. Bu yapt Yahudilerin ta meneinden itibaren halkn dini dolaysyla Zeburun gizli (batn) bir yorumunu yapmaktadr. Tevrat ve Kabala, belli bir zamanda yazlm deildir. Ve olumas yzyllar srerek ortaan sonuna doru tamamlanmtr. Sefer jezirah (yaratmann kitab) ve Sefer Hazzahor (n kitab) adlarn tayan iki kitaptan olumaktadr. Bu kitaplarda azdan aza gemi ve uzun yzyllar yazya geirilmemi felsefesel ykler vardr. KAOS: Evrenin, dzene girmeden nceki kark durumu. Kategori : Kant'da deneyden nce gelen, zihinde bulunan on iki yarg formu. KAVRAM: (1. Os. Mefhum, Tasavvur, Fehim, drak, Fikir, Mefhumu m, Manay m, Tasavvuru m, Mn, Mahiyet, Klliyat, Vukuf; Fr. Concept, Al. Begriff, ng. Conception, t. Concetto... 2. Os. Malume, lim, lmi iptidi, lmi mktesep, Tasavvur, Fikir, Mrifeti mktesebe, Mefhumu mcerred, Manay mcerred, Mefhum, Mlumat, Mrifet, Vukuf, rfan, Ittl; Mn, Mkul Mhiyet, Mhiyeti mkule; Fr. ng. Notion, Al. Gedanke, Vorstellung; t. Nozione) Dnceyle kavranlan. 1. Etimoloji: Trkemizin yakalamak ve iermek anlamlarn dilegetiren kavramak kknden tretilmitir, kavranlm olan' dilegetirir. Bat dillerindeki concept deyimi Hint-Avrupa dil grubunun almak anlamndaki kap kknden, notion deyimi de Hint-Avrupa dil grubunun tanmak anlamndaki gen kknden tremitir. Bu deyimler ilkin Latince'de conceptus ve notio szckleriyle olumu ve Latince araclyla Bat dillerine gemitir. Eski Yunancada kavram deyimi logos, horos, noema ve ennoia szckleriyle dilegetiriliyordu. Bat dillerindeki concept ve notion szckleri dilimizde tek szckle, kavram szcyle dilegetirilmekte ve anlamda olarak kullanlmaktadr. Notion deyimi ayrca ilk bilgi anlamn da tar. Bununla beraber Os. mefhum ve Fr. concept anlamndaki kavram, duyularla gelen nesnel izlenimleri dncenin soyutlama ileminden geirerek kavrad bir genel nesne; Os. mlme ve Fr. notion anlamndaki kavramsa bilgi konusu

anlamlarn dilegetirir. Nitekim Alman dnr Kant, Avrupa dillerindeki ayr karlklar anlamda olarak kullanan Skolastiklerin tersine, bu iki anlam birbirinden ayrm ve concept terimini genel kavram (Os. Klliler, Fr. Les universeaux)'lara zg klmtr. Osmanl felsefesinde de concept kavram, akln ibda ve ihtir ettii ey (Tr. Usun yaratt); notion kavramysa akln iktisbettii ey (Tr. Usun edindii) olarak tanmlanmtr. 2. Mantk: Kavram, nesnel gerekliin insan beyninde yansma biimidir. Bundan tr de her kavram, dorudan ya da dolayl olarak nesnel gereklii ierir. Bu, rnein aa gibi nesne kavramlar iin byle olduu gibi rnein zgrlk gibi dnce kavramlar iin de byledir. Ne var ki duyusal bir yansmadan bir kavram oluturabilmek iin insan beyninde ok karmak bir sre izlenir. Bu srete soyutlamalar, karlatrmalar, zmlemeler, biretirmeler, genelletirmeler vb. gibi birok ansal ilemler gerekleir. Soyut kavramlardan daha soyut kavramlara ve bu daha soyut kavramlarn yardmyla da ok daha soyut kavramlara varlr. Bylelikle kimi kavramlar artk nesnel gereklikle ilikisizmi gibi grnrler. Oysa ne kadar soyut olursa olsun ve ne kadar dnsel bulunursa bulunsun hi bir kavram nesnel gereklikle ilikisiz olamaz. Nesnel gereklikten yansmtr ve nesnel gereklie dnecektir. Edeyile nesnel gereklikte denenecek, dorulanacak ve bir ie yarayacaktr. rnein dnyada hi bir sosyalist (toplumcu) lke yokken oluan sosyalizm (toplumculuk) kavram byledir; denenmi, dorulanm ve gerekletirilmitir. Bir baka rnek olarak hi bir fiziksel bilginin bulunmad bir ada oluturulan atom kavram da byledir. Kavramlar, sonu olarak, kendisi de nesnel gerekliin bir rn olan insan beyninin rnleridir. Tmyle hayal rn olan kavramlar bile nesnel gereklikten yansmtr, rnein zmrd anka kuu kavram byledir. Ne var ki bu gibi kavramlar nesnel gereklie dndrlemezler; edeyile denenemez ve dorulanamazlar, bundan tr de hi bir ie yaramazlar. Bunlar bilimd kavramlardr. Demek ki kavramlar bilimsel kavramlar ve bilimd kavramlar olmak zere de ayrmak gerekir. Kavramlar, insan dncesinin etkin ye yaratc yapsnn rndrler. Ama Hegel'in Felsefe Tarihi Dersleri'ni incelerken Lenin'in altn izdii gibi "Kavramlar, insann dnce ve hayalgc zgrlyle varolmazlar. Doada et ve kana sahiptirler. Materyalizm (zdekilik) de bu demektir ite. Mistik bir dille sylenirse insansal kavramlar, doann ruhudur. Bu demektir ki insann kavramlarnda doa orijinal ve diyalektik biimde yansr." nsan, ansal faaliyetiyle, doann bu "orijinal ve diyalektik yansmas"ndan kavramlar, bu kavramlardan yarglar, bu yarglardan uslamlamalar, bu uslamlamalardan varsaymlar, bu varsaymlardan kuramlar meydana getirir. Onlar doada dener, dorular ve iine koar. Mantksal olarak nesne kavramlar ikiye ayrlr: Tek bir nesnenin zelliini belirten kavramlara bireysel kavramlar, bir nesneler snfnn zelliklerini belirten kavramlara genel kavramlar denir. Bireysel kavramlar ad'lardr. rnein Ahmet, Sleymaniye, stanbul bireysel kavramlar; insan, cami, kent genel kavramlardr. Genel kavramlar da mantksal olarak ikiye ayrlr: Bir trn zelliini belirten kavramlara tr kavramlar, bir cinsin zelliini belirten kavramlara cins kavramlar denir. Her cins kavram, bir stndeki cins (yakn cins) kavramna gre tr kavram; her tr kavram da bir altndaki tr (yakn tr) kavramna

gre cins kavramdr. rnein omurgallar kavram, kular kavramna gre bir cins kavram ve hayvanlar kavramna gre bir tr kavramdr. Mantk diliyle yle de sylenir: Her kavramn ilemi onun cinsleri, kaplamysa onun trleridir. Kavramlar szcklerle dilegelirlerse de szck deildirler, kavram szcn anlam'dr. Eanlaml birka szck tek kavram tad gibi okanlaml bir szck de birka kavram tayabilir. Bilimlerin kendilerine zg kavramlar bulunduu gibi (rnein yaambilimin gen kavram) birok bilimlerin birlikte kullandklar kavramlar (rnein nedensellik kavram) da vardr. Kendi kavramlarn ak seik tanmlamak ve aydnla kavuturmak her bilimin grevidir. Kavramlar, nesnel gereklikten yansdklar iin tpk nesnel gereklik gibi kesin, durgun, sonsuz ve saltk deildirler. Kavramlar da, nesnel gereklik gibi, daima geliirler ve yenilenirler. Kavramlar dondurmak, sonsuz ve saltk saymak metafiziin yaps gerei zorunlu olarak dt byk yanlglardan biridir. Kavramlar her ne kadar soyutsalar da unutulmamaldr ki daima somutla balantl soyutlardr, somuttan kopmu soyutlar deildirler, Lenin'in de dedii gibi "esnek, devimsel, greli, karlkl ballk iinde"dirler, nk onlarn dilegetirdii nesne ve sreler de ylesine devimsel ve esnektirler. Bk. Kaplam, lem, Bilgi, Ad, Yans kuram, Anlam. Tasarm. 3. Felsefe: Alman dnr Immanuel Kant, Salt Usun Eletirisi adl yaptnda, Platon'dan szederken yle der: "Bir dnrn dncelerini konusuyla karlatrarak, onu, kendi kendisini anladndan daha iyi anlamak olanakldr. nk o kavramn yeteri kadar belirlemediinden sylemek istediklerinin tam tersini sylemi, hatta tam tersini dnm olabilir". Ernst Cassirer de nsan stne Deneme adl yaptnda yle der: "Felsefe tarihi, bir kavramn tam tanmnn, o kavram ilk kez ileri sren tarafndan yaplamadn gsteriyor. Felsefesel bir kavram, bir sorunun zmnden ok daha nemli. Bir kavramn gerei gibi tanmlanmas, onu ilk kez kullanandan ok sonra yaplabiliyor". Fransz dnr Louis Althuser de 1968 ylnda talya'da yaymlanan L'Unita gazetesine verdii bir demete yle demektedir: "Felsefesel pratiin ana grevi tek szle zetlenebilir. Doru kavramlarla dzmece kavramlar bir izgiyle ayrmak... Felsefe, kavgasn neden kavramlarla yapar? Bilimsel ve felsefesel uslamlamalarda kavramlar, bilgi ileten aralardr. Ama siyasal, ideolojik ve felsefesel savata kavramlar hem silah, hem de uyuturucu bir maddedir. Kimi zaman tm snf atmalar bir kavramn bir baka kavramla sava olarak dilegetirilebilir. Belli kavramlar birbirleriyle gerek dmanlar gibi savarlar. Daha baka kavramlar da yarnn bilinmeyen savalarn hazrlamaktadrlar. Felsefe, ok soyut konularda bile savan kavramlarla srdrr. Bu sava, belki de kk anlay ayrlklar stndedir. Ama her zaman, yalan syleyen kavramlara kar doruyu bildiren kavramlar iin yaplr. Lenin, Ne Yapmal? adl yaptnda kk gr ayrlklar stndeki tartmalar knayanlar uzak grllkten yoksun bulunmakla sular, sosyal demokrasinin alnyazsnn imdi kk grnen bu dnce ayrlklarnn yllarca sonra glenmelerine bal olabileceine dikkati eker. Kavramlarla yaplan felsefesel sava, siyasal savan bir parasdr. Marksist-Leninist reti, sistematik ve kuramsal yaptn, ancak, hem bilimsel kavramlar hem de yaln szckler kullanarak

tamamlayabilir". Kavram deyimini belli ve dar bir anlamda kullanmak kouluyla, her yeni felsefenin, her yeni dnya grnn yeni bir kavramlar dizgesi olduu sylenebilir. Gerekte bilimler kavramlarla, felsefeyse eitli bilimlerde kullanlan kavramlar daha da genelleyen ulamlarla (kategorilerle, edeyile en genel kavramlarla) alr. rnein madde (zdek) fizik dilinde, kimya dilinde, yerbilim dilinde, yaambilim dilinde vb. bir kavram, felsefe dilindeyse btn bu kavramlarn tmn genelleyen en st dzeyde bir ulamdr. Byle olmasayd felsefe, eitli bilimlerin snrlar iinde bulunan yasalardan tm bilimlerde geerli olan en genel yasalara ulaamazd. Her yeni bilimsel bulu iin kesinlikle yeni kavramlar gelitirmek ya da eski kavramlara yeni anlamlar katmak zorunluu, o kavramlarn kendisinden yansd nesnel gerekliin devimselliinden ve gelikenliinden trdr. Yaam durmadan devinmekte ve gelimektedir, o yaam dilegetirecek kavramlarn da onunla birlikte ve onunla koutlu olarak gelimeleri gerekir. rnein Galile fizii Aristoteles fiziini amak iin Aristocu neden kavramnn yerine yeni bir neden kavram, Einstein fizii Newton fiziini amak iin Newtoncu ekim kavramnn yerine yeni bir ekim kavram gelitirmek zorunda kalmtr. Bunun gibi, felsefe de, yeni ulamlarn oluturulduu kuramsal bir laboratuardr. Bundan baka bir kavramn ya da ulamn ilerisrlmesi, okyanuslarda bilinmeyen bir adann bulunmasna benzemez. O kavram ya da ulam Engels'in deyimiyle "bir zm olarak deil, bir sorun olarak" ele almak gerekir. rnein artk - deer kavram Marx' tan nce klasik ekonomicilerce bulunmutu. O ysa bir sorun olarak deil, bir zm olarak ele alnd iin ksr kald ve hi bir ie yaramad. Marx'sa bir sorun olarak ele ald bu kavramdan yola karak varbulunan tm ekonomik ulamlar yeniden inceledi ve kapitalist ekonominin yasalarn kefedip meydana kard. Bunun gibi oksijen de Lavoisier'den nce Priestley ve Scheele tarafndan bulunmutu, ama eski kimya anlayn altst edecek olan bu bulu onlarn elinde hi bir ie yaramad, nk ne olduunu ve ne ie yarayacan bilmiyorlard. Lavoisier'yse oksijeni kullanarak yepyeni bir kimya bilimi kurdu. Klasik idealizme gre bir eyi bilmek demek, ona bir kavram ykleyebilmek demektir. rnein aac biliyoruz; nk ona "dalldr, yaprakldr, gvdelidir, kkldr, uzundur, yeildir vb." gibi birok kavramlar ykleyebiliyoruz. Aac bu kavramlardan soyutlayn, ortada sadece bir "dr" (odur), edeyile "varlk" kavram kalr; ama hangi nesneyi kendisine ykletilen kavramlarndan soyutlasanz hep bu "varlk" kavramn elde edersiniz. Demek ki varlk, edeyile gerek kavramsal (tmel, evrensel)'dr. Varl varlndan da soyutlayn, yokluu elde edersiniz; demek ki gerek, varolan deil, varolmayandr, bireysel olan deil, genel ve kavramsal olandr. dealizmin bu temel savnn dayand szde mantksal gereke budur. Hegel, Mantk adl yaptnn bana yle yazmtr: "Varlk, kendinde olarak, kavram'dr". 4. Toplumbilim: Dr. zer Ozankaya'nn hazrlad Trk Dil Kurumunca yaymlanan toplumbilim terimleri szlnde kavram (Os. Mefhum, Fr. Conception, ng. Concept) deyimi yle tanmlanmtr: "Szcklere gerek anlamlarn vermek ve bunlar araclyla dnmek, olaylarn ve srelerin zn kavrayp temel yanlarna ve zelliklerine ilikin genellemeler elde etmek olanan salayan, nesnel evrenin insan dncesindeki yansma

biimi". Kimi toplumbilimciler de (rnein Bk. Hilmi Ziya lken, Sosyoloji Szl, stanbul 1969, s. 168) kavram kargaasnn toplumsal dzensizlikle koutlu olduunu ileri srerler ve toplumun dzeni bozulduu zaman kavra m aydnlnn da bozularak yerini kavram bulankl (Fr. Confusion des concepts)'na braktn, bu halde "ayr eylerin ayn szckle ya da ayn eyin ayr szcklerle" dilegetirildiini ve bu bulankln kamu sansn artmak ve avlamak isteyen demagoglarca kullanldn savlarlar. Her toplumun ya da ekinsel topluluun kendi grenek ve geleneklerine zg kavramlarna kavram modeli (Fr. Modle de concept) ya da kavram emas (Fr. Schme de concept) denir. Bu rnek kavramlardan meydana gelen yarglar, peinyarglar, tutumlar, davranlar vb.lerinin snflandrlmas da kavram snflamas (Fr. Classification des concepts) adn alr. 5. Ruhbilim: Dr. Mithat En'in hazrlad Trk Dil Kurumunun ruhbilim terimleri szlnde kavram (Os. Mefhum, ng. Concept) deyimi yle tanmlanmtr: "Herhangi bir nesne ya da olayn temel e ve zelliklerini kapsayan soyut bir dn". Ayn szlkte, nesne ve olaylarn alglanan temel elerini rgtleyerek kavram haline getirmeye ng. conceptualization (Os. Mefhumlatrma) deyimi karlnda kavramlatrma, kiinin bir konuyu iliikli kavramlara dayanarak renmesine ve rendii kavramlarn anlam ve kapsamlarn deitirerek gelitirmesine ng. conceptual learning deyimi karlnda kavramsal renme deyimleri nerilmitir. KNSZM: Antisthenes ile Diogenesin oluturduklar Sokratesi reti... Sokratesin rencisi Atinal Antisthenes, bir hayli yaland srada, btn dnya zevklerine ve zentili felsefelere srt evirmiti. Soylular arasnda ve zevkli bir mr srerek yaland halde birdenbire doaya dnm, doaya uygun yaamay yelemiti. Kleler gibi giyiniyor ve zevk almaktansa lmeyi yelerim diyordu. retmeninden rendii erdem anlayn herkesin anlayabilecei bir dille anlatmaya balamt. Her trl mal ve mlk edinmeye, klelik ve aile kurumlarna, din inanlarna kar kyor ve evresindekilere iyilik tleri veriyordu. Gerekletirmek istedii, bir eit ilecilikle insann tam bamszln kazanabilecei ve bylelikle mutlulua kavuabilecei dncesini okullatrmakt. Antisthenese gre insann erei mutluluktur, mutluluk da her trl badan kurtulmu isel bir zgrlkle gerekleir. stenilecek tek ey erdem, kanlacak tek ey erdemsizliktir. Gerek erdem, insann hibir deere bal ve tutsak olmamasyla elde edilir. Bunu salamak iin de insann btn tutkularndan syrlmas gerekir. retiye kpeksi adnn verilmesi Antisthenesin rencisi Diogenes yzndendir. Diogenes Antisthenesin mesihvari szlerine uyarak her eyden el etek ekip bir kpek gibi yaamaya balad. lleri gmmek iin kullanlan toprak bir kap iinde yayor ve felsefesini eylemiyle gerekletiriyordu. Diogenes Antisthenesin aklndan bile geirmedii bir biimde btn gelenei yadsyarak her trl ruhsal ve bedensel isteklere srt evirmi, kendisini doann iinde doal bir varlk gibi zgr klmt. Gerek erdeme bylesine bir zgrlkle varlabilecei kansndayd. Kinikler her trl gelenek ve grenee kar ktklarndan kinizm deyimi,

trebilim kurallarn hor grme ras anlamnda da kullanlmtr. Bu anlamda utanmazlk demektir. Kinizm, Sokratesi bir okuldur. Antisthenes da Sokrates gibi tresel bir amaca ynelmeyen bilimleri kmser, erdemin bilgiyle elde edilebileceini savunur, yaamn amac olan mutluluu erdemlilikte bulur. Konseptualizm: Adclk ve gerekilie kar olarak, kavramlarn genel dncelerden ibaret bulunduunu ve bunlarn gerek olduklarn savunmak kadar gerek olmadklarn savunmann da yersiz olduunu ileri sren Fransz dnr Abaelardusun uzlatrc retisi... Realistler, metafizik tutumlarna uygun olarak genel kavramlarn gerek olduunu ileri srmlerdi. Adclarsa genel kavramlarn sadece birer szden ibaret olduunu ileri srerek gerek olmadklarn savunuyorlard. Ortaan aydn bilgini Petrus Abaelardus, kavramclk retisiyle, bu atmay uyuturmaya alt. Tartma beyhudedir, diyordu, kavramlar elbette gerek deildirler, ama gerekliklerden karldklar iin gene elbette bir gereklik tamaktadrlar. Bunlar, ad stnde, kavramdrlar ve bunlarn bu anlamda gerekliklerini tartmak yersizdir. Kavramlarn elbette nesne ve eylemlerden bamsz olarak birer varlklar yoktur, ama nesnel gereklik bilgisinin zel bir biimidirler, bizler onlarsz (nesne ve eylemlerden soyutlanm genel kavramlar olmakszn) nesnel gereklii bilip tanyamayz. Tmeller ne nesneden nce, ne de sonradrlar, nesnenin kendisidirler. Abaelardus bu savyla aka adclara katlmakta , ne var ki onlardan biraz farkl olarak tmellerin ya da nsel genel kavramlarn nesnel gerekliin kavranmasnda temel eler olduklarn ileri srmektedir. Adcln gelitiricisi Oscaml William da Abaelardusun bu savna katldndan kavramclk retisine son dnem adcl ad da verilir. KOSMOS: Dzenli ve uyumlu bir yap oluturan btn; evren. KRTSZM: Alman dnr Immanuel Kantn retisi... Kanta gre felsefe aratrmas, bir deerlendirme (eletiri) olmaldr. Felsefe usla yaplyor. yleyse usu deerlendirmek onun ne olduunu ve ne olmadn iyice bilmek gerek. Felsefe nasl bir usla yaplyor?.. deneyden yararlanmayan bir salt usla. yleyse salt us nedir. Salt us, duyarln verilerinden alnmam olan (apriori) bir bilgiyi gerekletirdii iddiasndadr. Buysa nesneler dzenini aarak dnce dzenine ykselmek demektir. yleyse salt usun bilme yntemi bir aknlk yntemidir. Salt us bu yntemle gerek bir bilgi edinebilir mi?.. yleyse bilgi ne demektir , nce onu tanmlamak gerekir. Kanta gre her bilgi, bir yargdr. Ne var ki her yarg, bir bilgi deildir. rnein her cisim yer kaplar yargs bize yeni bir bilgi vermez, nk cisim kavram esasen yer kaplamay ierir; bu yargda sadece bir zmleme yaplyor ve cisim kavram zmlenerek kendisinde esasen bulunan bir bilgi hibir gerei yokken yeniden ortaya konuyor. Oysa bu yk ardr yargs bize yeni bir bilgi verir, nk yk kavram kendiliinden hafif ya da ar olduunu bildirmez; burada, tekinin tersine, bir zmleme deil bir biretirme yapyoruz ve yk kavramyla ar kavramn birletirerek yeni bir bilgi elde ediyoruz. Demek ki bize bilgi veren yarglar zmsel yarglar deil, bireimsel yarglardr. Salt us bu bireimsel yargy

aknlk yntemiyle, deneyi aarak gerekletirebilir mi? Kant bu soruya kesin olarak u karl veriyor: gerekletiremez. Bylece metafizii kesin olarak ykm oluyor: salt us deneyden yararlanmadan hibir bilgi gerekletiremez. yleyse metafizik tasarmlar, insanlarn romantik dlerinden baka bir ey deildirler. Kant ncesi felsefenin tanrlatrd us, bylelikle tahtndan indirilmi oluyor; artk, aknlk yntemiyle alan salt usa gvenilmeyecektir. Kant eletirmeye devam ediyor: salt us, bireimsel yarg olan bilgiyi niin gerekletiremez? nk us, sadece bir birletirme iini gerekletirmektedir ve bu i iin gerekli gereleri nesneler dzeninden almaktadr. Elimizle tuttuumuz ta yere braknca onun dtn gryoruz ve ancak ondan sonradr ki (apesteriori) braklan ta der bilgisini edinebiliyoruz. Bu deneyi yapmadan nce (apriori) bu konuda hibir bilgimiz olamaz. Bize bu gereleri veren duyarlktr. Duyarlk , bize bu gereleri nasl veriyor? Zaman ve mekan iinde veriyor. Oysa nesneler dzeninde zaman ve mekan diye bir ey yoktur. Demek ki bunlar duyarln dardan almad, kendinden kard bir eylerdir ve duyarlk bunlar katmadan, dardan ald hibir eyi bize gnderemez. Bunlar deneyden elde edilemeyeceklerine gre, usun verilerimidir? Kant, bu soruya da kesinlikle u karl veriyor: hayr, bunlar usun verileri olamaz. nk kk ocuklar zaman ve uzay dnmeksizin bilirler, hibir ussal ileri gerekletiremedikleri halde sevdikleri eylere yaklar, sevmedikleri eylerden uzaklarlar. yleyse, duyarlk, ne nesneler ne de dnce dzeninden ald bu eyleri nasl elde etmitir? Kant, bu soruya , kendine zg bir karlk veriyor: sezi ile. Kanta gre bunlar birer biimdir ve ancak duyarln sezisiyle elde edilebilir. Zaman i duyarln biimidir, iimizden gelen her duygu zamanla birliktedir; mekan d duyarln biimidir, dmzdan gelen her duygu mekanla birliktedir. Katlmadklar hibir duyumun gerekleemeyecei bu biimler, usun verileri olmadklar halde deneyst (transzendentale)drler. Deneyden karlmlardr ama bunlarsz da deney yaplamaz. Kanta gre, akn bilgi olamaz ama deneyst bilgi olabilir. Bir soru daha gerekiyor: deneyden gelen verilere duyarln seziyle elde ettii biimlerin katlmas, bilimsel bir bilgiyi gerekletirmeye yeter mi? Yetmeyeceini syleyen Kant, sonunda usa deneyst bir grev bulmutur: biretirme ii. Kant a gre us bu grevi gerekletirmeseydi, ne duyularn verileri ve ne duyarln katklar bilimsel veriyi gerekletirebilirdi. yleyse us , bu biretirme iini nasl yapyor? Duyarln katksyla birlikte gelen bilgi srelerini dzenleyici kalp (kategori)lara sokarak. Us, bu kalplar ne deneyden ve ne de duyarln seziinden almtr; bu kalplar onda temel olarak vardrlar ve kendisiyle birliktedirler. Demek ki, Kanta gre bilgi, gene de, nesneler dzeninde deil, usun dnme dzeninde gereklemektedir. Kant, bylelikle kendi dnme yntemini de bulmu oluyor: deneyst yntem ( transzendental methode). Kendi kurduu bu terimle, eleti rici bakn dile getirerek, bilginin duyularn rn olduunu savunan duyumculukla anln rn olduunu savunan anlklk(entellektalizm)n stne ayor ve gerein, her ikisinin birleik bir stndeliinde olduunu savunuyor. Kanta gre; kesin, tmel, her zaman ve her yerde geerli bilgi elbette deneyst nsel bir bilgidir. zmsel yarglarn tm sonsaldr, deneden sonra gereklemilerdir ve bu yzden bilimsel ve kesin bir bilgi vermezler.

Bireimsel yarglarn da nsel olanlar vardr ama sonsal olanlar da vardr. te asl kesin ve bilimsel bilgi bu nsel bireimsel yarglardr. KURAM: Sistemli bir biimde dzenlenmi birok olay aklayan ve bir bilime temel olan kurallar btn. KUKUCULUK: Alm. Skeptizismus, Fr. scepticisme, ng. scepticism, Yun. Skeptesthai = gzlemek, incelemek, es. t.. hisbaniye, reybiye 1. Dnsel tutum olarak: a. Kesin bir tutumda olmama, karar verememe. b. Kukuyu ilke yapma; her deerden, anlatmdan, retiden, inantan ilkece kuku duyma. 2. Yntem olarak; apak olan doruya, kesin bilgiye varmak iin, salam bir dayanak bulana dek, btn bilgilerin gz- den geirilerek eletirilmesi, snanmas. (r. Descartes'ta). 3. Felsefe r olarak: Gerekliin zn bilmenin olanakl olmadn ileri sren retiler: a. Salt, kktenci kukuculuk; her trl bilgi olanan yadsr. b. ll, greli kukuculuk; yalnzca belli alanlarda bilgi olanan kaldrr. / Kukuculuun kurucusu Elisli Pyrrhon'dur. Yeniadaki temsilcileri: Montaigne, Bayle, daha lml olarak Hume. KYNKLER OKULU: Alm. Kyniker, Kynismus, Fr. cynique, cynisme, ng. Cynics, Cynism, Yun. kyon = kpek, kynikos = kpeksi, es. t. Kelbiye Yaamn biricik ereini hibir eye gereksinme duymama ve kendi kendiyle yetinme, ksaca salt zgrlk olarak erdemde bulan Sokratesi Yunan felsefe okulu. Kurucusu Antisthenes'tir. Okul Kinosarges'te kurulduu iin Kynikler okulu diye adlandrlmtr. Baka bir kanya gre de Kynik ad, kyon = kpek'ten tremitir. Kpek gibi olmay dile getirir. Kynikler uygarlk deerlerini hor grdkleri ve yaama biimleri her trl kuraln dnda olduu iin bu ad almlardr. KYRENE OKULU: Alm. Kyrenaiker, Fr. cyrenaisme, ng. Cyrenaics, es. t. Kayrevaniye Haz veren her eyin iyi, ac veren her eyin kt olduunu ne sren, istencin biricik ereini, insan iin en doal bir duygu olan haz olarak gren Sokratesi Yunan felsefe okulu. Kurucusu Kyreneli Aristippos'tur: Aristippos hazclk retisini sofistlerin duyumculuu zerine kurmakla birlikte gerek hazza gtren biricik aracn bilgi (Sokratesi e) olduunu syler.

-L-

LBERALZM: Siyasal, dinsel ve ekonomik alanlarda mdahaleleri istemeyen devlet, toplum ve birey arasndaki ilikilerde nceliin bireyin hak ve zgrlklerinde olmas gerektiini savunan retilerin genel ad... Liberalizm terimi, siyasal alanda yasalar karsndaki eitlii ve insanlarn kendi ynetimlerini kendilerinin semesi zgrln, dinsel alanda kilise egemenliine kar vicdan zgrln, ekonomik alanda da devlet mdahalesine kar alveri zgrln savunur. Liberalizm, 18. ve 19. yzylda Avrupa orta snfnn mutlakyeti devlet dzenlerine kar ve teolojik dnya grnn bir paras olarak kmtr. Bu dnya gr, en ok doal hukuk retisi ile faydaclk retisinden etkilenmitir. Doal hukuk retisine gre insann doutan gelen birtakm dokunulmaz haklar vard. Bunlarn banda da mlkiyet hakk geliyordu. ada toplu ve devlet dzeninin dayand toplumsal szlemenin amac ncelikle bu hakkn istikrarl bir hukuk sisteminin gvencesi altna alnmasyd. zellikle ngiliz filozof John Lockeun yaptlarnda liberal ideolojiye en uygun biimine kavuan bu doal haklar yaklam, klasik siyasal iktisadn babas saylan Adam Smith iktisadi adan deerlendirdi. Smith, toplumun iktisadi yaamn doal bir organizma olarak tanmlad. Onla gre kapitalist ekonomiye, nesnel, insanlarn iradesindeki bamsz yasalar yn verirdi. Bu yasalarn herhangi bir bozulmaya uramadan ilemesi iin en elverili ortam serbest rekabetti. blm ve serbest rekabete dzeninde her iktisadi birim, ister retici ister tketici olsun, kendi kiisel karnn peinde koarken ayn zamanda ve kendiliinden btn toplumun refahna da hizmet etmi olacakt. Ekonomik liberalizmin temelinde, kendi z karn kollamakla topluluun karn da salayan rasyonel, homo oeconomicus (iktisadi insan) kurgusu vardr. Rasyonel bireyin karn kimse ondan iyi bilemeyeceinden birey iradesinin dndaki iradelerin, szgelimi devletin piyasaya mdahalesi, kendi kiisel karnn peinden koarken ayn zamanda ve kendiliinden btn toplumun refahna da hizmet edecek bylece faydac filozoflar Bentham ve J.S. Millin en ok sayda kiiye en yksek dzeyde mutluluk ilkesinin gereklemesini salayacak bir bireye engel olurdu. O halde devlet piyasann ve ekonominin dnda tutulmaldr. ada siyaset literatrnde liberal devlet bireyler aras ekonomik ve toplumsal farkllklarndan doan eitsizlikleri dzeltmeye almayan , toplumsal ve ekonomik alanda etkin ve dzenleyici bir rol oynamayan devlettir. Logos: Ussal yasa... Logos szc Yunancada usla kavrama anlamndadr. Ve duygular kavrama anlamndaki pathos szc karlnda kullanr. Kah anlamyla ilgili olarak us ve bu usa dayanan sz, yasa, dzen, bilgi anlamlarn dile getirir.

10. yzylda Herakleitos logosu evreni dzenli bir btn olarak kuran ve hareket ettiren ussal ilke biiminde tanmlamtr. Buna gre logos, hem oluumlarn altnda yatan ve onlar biimlendiren dzen ilkesi hem de evrenin byle bir dzen olarak kavranmasnda belirleyici olan bilgi ilkesiydi; evrenin kavranmas belirli orantlara yani karlkl iliki iindeki yas niteliinde balantlara gre gerekleiyordu. Bu anlamyla logos zellikle rastlant ve geliigzelliin kartdr. Herakleitosun verdii anlam Anaksagorasn ba kavram olan nous dan farkldr. Nous bir dzenleyici olarak evrenden nce de vardr ve evrene dardan gelir, logos ise evrenle birliktedir ve evrensel oluun iindedir. Herakleitos her ey kar geer der; evrende kalc olan hibir ey yoktur. Bu srekli evrensel deiiklilik logos iin dzenlenmitir. Logos yasasna gre olup rtmektedir. Platona gre bilgi, logosta temelleri idealar hem dnceler hem de bu dncelerin ilkesiz sonsuz nesneleridir. Dnce ile nesne arasndaki zdelik bu yzdendir, yani dnce nesnesinde her ikisi de idealarda temellendii iin uygundur.

-M-

MANEZM: ran`l Mani`nin kurduu Hristiyan-Zerdt karmas dualist din... Manieizm'in temeli, Zerdtln iyilik ve ktlk ilkesine dayanr. Evrende iki ilke egemendir; iyilik k ve ruhtur, ktlk de karanlk ve bedendir. Evren bir iyilik-ktlk karmdr, insanda bundan tr ruhtan ve bedenden yaplmtr. Bedenin iine hapsedilip ac eken ruhlar kurtarmak gerekir. Ama, iyilik-ktlk savann stndeki birlikte ulamaktr. nsanlar bu birlie bilim gtrebilir, bilimse sevgiyle kazanlr. Sevgi, ktl iyilik iinde eriterek insanlar birlie ulatracaktr. Bu amaca varabilmek i in her trl tutkudan ve yalanclktan saknarak yaamak yeter. Mani kendisini Adem`den Buda, Zerdt ve sa`ya kadar uzanan bir peygamberler zincirinin son halkas olarak gryordu. Ona gre doru dinin gemiteki vahiyleri, tek bir dilde tek bir halka seslendii iin etkili olamamt. Ayrca manieizme sonradan katlanlar, onun zgn hakikatini grememilerdi. Oysa kendisi, bu teki dinlerin yerini alacak evrensel bir dini yaymakla grevlendirilmiti. Mani vahiyle gelen nceki btn dinlerin, zellikle de Zerdt dininin, Budacn ve Hristiyanln ierdii ksmi dorular btnle kavuturarak

gerek bir evrensel dnya kurmay amalyordu. Ama bu din, sradan bir eklemeciliin tesinde, deiik kltrlere gre farkl biimler alabilecek bir hakikati de dile getirmeliydi. Manieizm, znde bir tr gnostisizmdi. teki btn gnostisizm trleri gibi manieizmde bu dnyadaki yaamn katlanlmaz lde ac ve ktlkle dolu olduunu retiyordu. aydnlanma ya da gnosis (irek bilgi), Tanr ile ayn doay paylaan ruhun , ktlklerle dolu madde dnyasna dtn ve tin aracyla bundan kurtarlmas gerektiini gsteriyordu. Bu bilgi, kurtulua ulamann tek yoluydu. Kiinin kendini bilmesi, gemite beden ve maddeyle kart iin bilgisizliin ve z bilin yokluunun karartt gerek benliini yeniden elde etmesi demekti. Kendini bilmek, ruhunun Tanr ile ayn doay paylatn ve akn bir dnyadan geldiini anlamakt. Bilgi, insana, maddi evrende iinde bulunduu dkn koullara karn akn dnyadan kopmadn, bu dnyaya lmsz ve ikin balarla bal olduunu kavrama olanan veriyordu. Manieizm insanln gerek doas, yazgs, tanr ve veren zerine tad bilgileri karmak bir mitolojiyle sunar. Gnahkar ruh ktlklerle dolu maddeyle karr ve sonunda tin araclyla zgrle kavuur. Bu nedenle mitoloji aamada gerekleir: tin ve madde, iyi ve kt, k ve karanlk gibi temelden kart zlerin birbirinden ayr olduu ilk dnem; iki tzn birbirine kart ve yaadmz aa karlk gelen ara dnem; balangtaki ikiliin yeniden kurulaca gelecek dnem. yi insanlarn ruhlar, lmle birlikte Cennete dner. Zina, ocuk yapma, mlk edinme, rn yetitirme, et yeme, arap ime gibi bedensel eylere kendini kaptran kiinin ruhu ise yeni bedenlerde srekli yeniden domaya mahkumdur. MARBURG OKULU: Alm. Marburger Schule, Fr. ecole de Marbourg Varl mantksal bantlarn bir rgt olduunu ne sren, gereklii kavramsal, matematiksel yolla kavrayan bir lojistik gelitiren Yeni Kant okul. // Bu okulun kurucusu H. Cohen, gelitiricileri P. Natorp ve E. Cassirer'dir. Bu akm zdekilik ve doalcln karsnda, bilgi eletirisi ve bilim kuram dorultusundadr. Bu okulun ayrca ahlak felsefesi, sanat felsefesi, dil, din, sylencebilim aratrmalar da vardr. MARKSILIK: Alm. Marxismus, Fr. marxisme, ng. Marxism Karl Marx ve Friedrich Engels'in gelitirdii; "bilimsel toplumculuk" dorultusundaki felsefe, toplum ve ekonomi retisi. Markslar felsefelerini eytiimsel zdekilik olarak adlandrrlar. Marksln dayand temel, insanln tarihsel ve toplumsal gelimesinin ekonomik gler ve ilikilerle belirlenmi olduu ve dnce ile ilgili tinsel glerin de bunlarn bir yansmas olduu grdr. Ekonomik ilikiler ve bununla ilgili tinsel biimler ile kltr, altyap ve styap olarak balant iindedirler, bir birleriyle nedensel bir ballk iinde bulunurlar. Marksln felsefe bakmndan temel ilkesi udur: nsann bilinci varln deil, tam tersine toplumsal varl bilincini belirler. Dnce ve bilin insan beyninin rnleridir,

insann kendisi de bir doa rndr, evresi iinde ve evresi ile birlikte geliir; insan toplumu da kltr ile birlikte bir doa parasdr; insan tarihi de neden-etki balants iinde ve eytiimsel bir biimde geliir. Evren olmu bitmi bir ey deil, ilerleyen bir sretir; eytiim de Marx'a gre, gerek ddnyadaki, gerek insan dncesindeki genel devinim yasas -bu devinim zdein varolu biimidir- zerindeki bilimdir. Hegel'in kartlklar iinde ilerleyen eytiimsel deimesi Marx'da snflarn savana evrilmitir. Snflarn sava retisi de Darwin'in retisinde kendisine dayanak bulur. Doadaki yaama savan Marx insan toplumlarna da aktarmtr. Bilimsel toplumculuk da sonunda bir doa bilimi biimine girer. MATERYALZM (zdekilik): Evrendeki tek cevherin madde olduunu ve btn varlklarn maddeden trediini ne sren gr Alm. Materialismus, Fr. materialisme, ng. mterialism, es. t. Maddiye Btn evrenin, her varln ve olgunun, en temelde maddi zellik gsteren elerden olutuu, bunlarla ilgili aklamalarn da bu elere ve aralarndaki ilikilere indirgenebilecei yolundaki gr. 1. Her trl gerekliin -yalnzca nesnel deil, ruhsal ve tinsel olan gerekliin de- zn ve temelini zdekte gren, zdekten baka hibir tzn bulunmadn ne sren dnya gr. zdei evrenin ilkesi yapan eski Yunan atomcularndan Leukippos ve Demokritos'tan beri zdekilik trl biimlerde ortaya kar. ngiltere'de 17. yzylda Hobbes, Fransa'da 18. yzylda Lamettrie ve Holbach, Almanya' da 19. yzylda Ludwig Bchner'le en yksek dzeye ulamtr. 2. (Ahlak felsefesinde) Yalnzca yararl ve haz veren eyleri eriilmeye deer sayan, ieriksel-zdeksel deerler dnda kendi bana var olan bamsz bir deerler alann kabul etmeyen dnya gr. Maddecilik zellikle, dualist ve tinselci grler karsnda gelimitir. Bunlarn ilkinden daha ok teki zelliiyle, ikincisinden ise idealizme kar gereki zelliiyle ayrlr. Dualizmdeki apayr ve birbirine indirgenemeyecek iki varlk grne kar maddecilik, varln en temelde tek bir biimi olduunu ileri srer. Buna gre, dnsel ya da zihinsel denen olgular ya maddi olgularn karmak biimleridir ya da varlklarn temellerindeki yapya indirgenerek aklanabilir. Tinselci ve idealist grler karsnda da maddecilik dnsel ya da zihinsel olgularn kendi balarna var olmadklarn, grnrdeki var olularnn ise onlar olanakl klan maddi bir temel zerinde aklanabileceini ne srer. Ruh-beden ya da dnce-madde ayrmnn aldatc olduunu bu iki varlk trnn gerekte tek bir maddi temelin iki farkl grn olduunu savunur. Maddecilik tarih ve toplum gibi insana ilikin varlk alanlarnn aklanmasnda bunlara bir ama, erek, ya da istek atfetmek yerine, maddi bir temele dayanan anlaml nedenlere bavurmay ngrr. Bu yaklama gre insanlarn

toplum ve tarih iinde rettikleri dnsel ierikli olgular vardr, ama bunlar tek balarna ne ortaya kabilirler, ne de bu alanlarda etkili olabilirler. Bunlar hem ortaya karan, hem de etkiliymi gibi grnmelerini salayan maddi ve somut nedenler vardr. Bu nedenler, tarihsel ve toplumsal deiimlere yol aan asl etkendir. Dnsel ierikli olgular ancak bu asl etkene bavurularak aklanabilir. Maddecilik psikoloji gibi bireylerin zihinsel srelerini inceleyen bilgi dallarnda da rnein duygu, dnce, ama koyma ve ynelmelerin nedenlerini, bunlarn temelinde yatan organik, fizyolojik maddi srelerde arar. Buna gre, insann belirli bir dnceye sahip olmas , bedenindeki en yaln fizyolojik srelerden beynindeki elektromagnetik etkinlie kadar bir dizi maddi etmenin sonucudur. Zihinsel srelerin temelinde yatan maddi sreler yeterince anlalrsa, zihin de anlalm olacaktr. Bat felsefesinde maddecilik geleneinin balangc Sokrates ncesi filozoflardan Demokritos ve retmeni Leukipposa dayandrlr. Atomculuun da ilk biimini ortaya atan bu filozoflara gre, btn everen daha fazla blnemeyecek, kat, tek bana var olan kk paralardan (atomlardan) oluuyordu. Dnyadaki her olay, bu atomlarn birbirleriyle etkileiminin yaratt srelerden kaynaklanyor, alg ve bilgi de bu paracklarn insanlarn organlar zerindeki etkilerinden douyordu. Eski Yunan ve Latin sonras dnemde, Hristiyanln etkisiyle maddecilik hemen tmyle bir yana atld. Yeni ada eitli bilimlerde ulalan somut sonular, felsefede de maddeciliin yeniden domasna yol at. 17. yzylda, ngilterede Thomas Hobbes ve Fransada Pierre Gassendi, eski atomculardan da esinlenerek, maddi temeller zerine kurulu bir dnya grn ilediler. Gassendi deneyimle elde edilen olgular aklarken modern bilimlerin yntemleri ni kulland. Hobbes ise duyumlarn beyinde oluan maddi hareketler olduunu ileri srd. Materyalizm 19. yzylda doa bilimlerindeki nemli gelimeler sonucu yeniden glendi. zellikle Darwinin biyolojide yaratt devrim, doal dzene ilikin grnrdeki kantlarn tmyle nedensel nedenlere dayanarak aklanabileceini gsterdi. 20. yzylda modern fizikte grlen devrim niteliindeki gelimeler nedensel temellere dayal yaklamlar sarsarken, kat ve blnmez maddi temel saylan atom dncesinin de sorgulanmasna yol at. Bunun sonucunda maddecilik tartmas daha ok bilimsel yntem ve uygulamalar asndan srd. Fizikteki gelimeler nedeniyle madde kavram gittike daha az aklayc ve anlalr olmaya balad. MEKANZM: Btn olaylar mekanik nedenlerle aklama anlay... Antika Yunan dncesinde Abdera dnrleri adyla anlan, Leukippos ve Demokritos doay nicelik farkllamalaryla oluan bir nedensellik anlay iinde grdler. Hava, su vb. gibi atom biimlerini byklk ve kklkleriyle, e deyile nicelikleriyle birbirinden ayryor,

farkllatryorlard. Onlara gre evren, sonsuz gemiten sonsuz gelecee kadar birbirlerine arpp birbirlerini itmeyle devinen bir atomlar ynyd. Her ey, bu arpma ve itmeyle gerekleen yer deitirme devimi (mekanik devim)nin zorunlu dzeni iindeydi. Yoktan varolma ve vardan yok olma diye bir ey yoktu, her ey bu arpma ve itme devimiyle birleen (doum) ve ayrlan (lm) zdeksel atomlardan oluuyordu, bu oluma ilksiz ve sonsuzdu. Evren, aralksz ve srekli bir nedensellik zinciri iinde akp gidiyordu. Ruh, btn duyu alglar, btn dnme de zdeksel atomdan ibaretti. Atomlar przl, dz, keli, tekerlek, yuvarlak, eri br, kanca, engel biimindeydiler ve sayszdlar. Blnmez (atom) ve paralanamazdlar. atomlar sonsuz boluk iinde birbirinden ayrlm; biim, byklk, duru, sralan bakmndan birbirinden farkl olarak bolukta srkleniyorlar, birbirleri zerine gelerek arpyorlar. Bir blm birbirinden uzaa atlrken bir baka blm biimlerin , byklklerin, duru ve dizililerin simetrisine gre birbirleriyle rlp kalyorlard. Abdera dnrlerinin bu zdeki atom retilerinde evren mekanik devimle aklanmaktadr. Bu mekanik devimli zorunlu olarak bir nedensellik zinciri meydana getirir, arpan neden ve kendisine arplan sonutur. (iten ve itilen). Bu nedensellik zinciri de zorunlu olarak bir aralkszl , e deyile srekliliki gerektirir; kendisine arplan da bir bakasna da arparak onun nedeni olacak ve bir sonu meydana getirecektir, bu vurumal devim araya hibir kesinti girmeksizin bylece srp gitmek zorundadr. Ksaca mekanizm , evreni btn olgularn bir nedensellik zinciriyle birbirlerine bal bulunduklar, srekli bir yer deitirme devimiyle aklama anlaydr. Buysa vereni bir makine dzeni iinde grmektir, doa arpma yasalarna gre ileyen bir makinedir. Devim zdeim ierdii bir g deildir, ona dardan verilir; bu yzden de oluma aamalar birbirinin iinden kmaz, yan yana dizilir. Demek ki doadaki btn deimeler diyalektik deil mekaniktir. Bu mekaniki aklama, doada zdekten baka hibir e tanmamasna ramen, idealist bir aklamadr. Mekanik hareketin sralad neden-sonu dizisi zorunlu olarak ilk ve son erei gerektirir, buysa metafizii gerektirmek demektir. nitekim mekaniki zdekilik, zdei ilk devindiren dsal gcn tanr olduunu ileri srmtr. Mekaniki Gerekircilik: her trl nedeni mekanik nedene indirgeyen ve rastlanty nedensellik sayarak yadsyan gerekircilik anlay... Bilimin temeli olan gerekircilik (determinizm) XVIII ve XIX yzyllarda fiziki Newtonun mekaniinden etkilenerek mekaniki bir anlaya ynelmitir. Gerekircilie gre her olgunun bir nedeni vardr. Mekaniki gerekircilie greyse bu neden mekaniktir ve birbirinden bamsz bir neden sonu zinciri halinde srekli olarak tekrarlanr. Ayn nedenler ayn sonular doururlar, kendi nedeniyle belirlenen, sonu da kendi nedeniyle aynlar ve kendisiyle ayn olan yeni bir sonu meydana getirir. Bu demektir ki gelime (evrim) ve srama (devrim) olanakszdr. Mekaniin temel yasalar olan dinamik yasalara gre belli bir durum belli ve zorunlu durumlar zincirini meydana getirir ve belli bir durum bilinince bu durumun meydana getirecei daha sonra ki durumlar bilinebilir. Bu temelden yola kan Laplace ki mekaniki gerekircilie Laplace gerekircilik de denir. Doay harekete getiren btn gleri ve doay tekil eden btn varlklarn

birbirlerine kar olan durumlarn belli bir anda bilebilecek ve bunlar matematik formllere balayabilecek bir ke tasarlar ve byle bir ke olsayd evrenin en byk cisimlerinden en kk cisimlerine kadar hepsinin hareketlerini matematik formllerde kolaylkla toplayabilir ve gelecei de gemii de gzlerimizin nne serebilirdi der. Laplacein bu kesinin Laplacein cini ad verilir. MEKANK ZDEKLK: Doal ve toplumsal olgularn mekaniin yasalaryla aklanabileceini sana zdekilik anlay. Mekaniki zdekilik, evreni zdeksel bir temele oturtmak ve bunun da, mekanik yer deitirme devimiyle ve makinelerde olduu gibi zorunlu bir nedensellik iinde ilediini ileri srer; ve bylece dnceyi snrlandrr, btn sreleri, ve btn devim biimlerini mekanik devime indirgemekle organik zelliklerin ve toplumsal yasalarn anlalmasna engel olur. Mekanik ve matematiin evreni tmyle bilmek iin yeterli ilkeleri sunduunu savunur. Descartes evreni, kocaman bir makine olarak grr ve Hobbes canl doayla cansz doay bir ve ayn sayarak mekanik nedenlerle aklar, ve tanry bile doal nedenlerin en stn sayarak doalatrr. Hobbesa gre evrende her ey zdeksel, ruhsal, insansal, toplumsal her ey doal ve bundan tr de zdeksel nedenlerle belirlenmitir. Ruh,irade vb. gibi zdeksel olmayan tasarmlar bo ve temelsiz nyarglardr; evrene btn olup bitenleri bu gibi tasarmlardan ve dlerden kurtararak matematikte olduu gibi zorunlu emalara balamaldr. Mekanik yasalara gre kurduumuz ilettiimiz bir makinenin artk nasl ileyeceini ve neler reteceini nceden bilebilirsek, ylece evrensel belirleniin tek kayna olan zdeksel nedenleri de bilmekle bir makinede olduu gibi nceden dilediimiz yn verebiliriz. te bu anlay katksz bir mekaniki zdekilik anlaydr. METAFZK: Felsefenin en temel konularn, bu konularn felsefe iinde ilenmesi asndan ele alan bilgi dal. Tek tek ve farkl biimlerde varolan nesnelerden ayr, genel ve bir btn olarak varln ya da varolmann ne olduunu aratrr. Metafizik terimi felsefe tarihi boyunca bir yandan en st felsefe disiplini olarak olumlu, bir yandan da bo ve anlamsz nermeler ieren bir alan olarak olumsuz anlamda kullanlmtr. Metafizik deyimini ilkin i.. 1. yzylda Andronikos kullanm ve Aristotelesin ders kitaplarn sralarken doa bilgisi derslerinden sonra gelen on drt kitabna Meta ta Phusika ( doa bilimlerini kapsayan kitaplardan sonra gelen kitaplar) adn vermiti. Nitekim bu kitaplarna Aristoteles de duyularla kavranan bilgi (fizik)in stnde sayd usla kavranan bilgiyi kapsadklarndan tr ilk felsefe adn vermi bulunuyordu. Aristoteles iin bu felsefenin ilklii, btn bilimler iin gerekli ilkeleri incelemesinden ve saptamaya almasndand. Bylece metafizik, ilk kullanmnda fiziin stnde, tesinde ya da dnda saylan dnce ile ilgili, dnsel bir anlam tamaktadr. te bu anlam, giderek onu idealizm ve ruhuluk ile kaynatrm ve gerici bir dnya gr oluturmutur. Metafizikle bilinli biimde ilk uraan ilk filozoflar Eski Yunan dnrleridir.

lk kez bu dnrlerin ele ald temel metafizik sorun, zihin tarafndan bilgi nesnesi edinilebilen, ama gerek dnyada bulunmayan eylerin (soyut dncelerin, rnein saylarn), genel olarak biimlerin varl ve niteliidir. Eski Yunan felsefesi alglanabilir gerek dnya ile dnlen zihinsel bir idea dnyasn ayrt etmi, daha sonra metafizik ile ilgilenen felsefeciler de soyutlamalar ile tzler arasndaki ilikiler zerinde durmular, bunlarn ikisinin de mi gerek olduu, yoksa birinin tekinden daha m ok gereklik tad sorununu tartmlardr. Dolaysyla doa, zaman ve uzam, Tanrnn varl ve nitelikleri gibi sorunlar biim ile idea arasndaki ilikiyi kavrama abasyla irdelemilerdir. Felsefe tarihinin ilk metafizikileri Parmenides ve Platondu. Sonraki yzyllarda metafiziin en nemli konularndan biri olarak grnen dnya ile gerek dnya ayrm ilk kez bu dnrlerce dile getirildi. Platon, srekli deien duyulur dnyann geici nesnelerinin karsna, deimeyen, duyulara verilmeyen, dnce yoluyla ulalabilir bir dnya yerletirdi. Aristoteles bunu farkl bir biimde yorumlad. Ona gre madde her zaman kendi en st biimine doru srekli bir devinim iindeydi. Dolaysyla Aristoteles iin maddi dnya organik deiim iindeki bir sreklilikti. Hristiyanln gelimesiyle, ortaada dinsel etki alanna giren metafiziin ana sorunu Tanryd. Tanrnn varln kantlamak iin eitli usavurmalar gelitirilirken, Tanr ile dnya arasndaki ilikiler (yaratl, zamann balangc, Tanrnn dnya iinde varl vb.) metafiziin balca konular oldu. Bylece ortaada metafizik tanrbilim ile e sayld. Ortaa egemenlii tmyle Hristiyan kilisesinin elindedir. Hristiyan kilisesine gre dinsel dogmalarn dnda hibir bilim yoktur, tek gerek dinsel dogmalardr. Birok aydn dnceleri kapsad halde tanrbilim ile e saylan metafiziin ortaada Hristiyan kilisesi tarafndan kullanlmasyla ortaaa karanlk a ad verilmitir. 16. yzyldan sonra metafizik deyimi, ontoloji anlamnda kullanld. Ne var ki bu varlk, duylarla kavranlan dndaki varlk ve grnlerin ardndaki kendilik olarak ele alnyordu. Hegele gelinceye kadar bu an metafizii de, ortaan metafizii gibi, bilimsel temelden yoksun kurgul grler ve varln duyularla alglanamayan kendilii stne varsaylan yapntlar olarak srp gitmitir. Hegel metafizik terimine diyalektik kart anlamn vermitir. Metafizik deyimi, ruhuluk temelinde birleen u anlamlar kapsar: duyularla kavranlanlarn dndaki varlklarn bilgisi, kendiliinde eyin bilgisi, doann ardnda gizlenen ve ona imkan veren varlk bilgisi, mutlak bilgisi, ussal bilgi, madde olmayann bilgisi, son erek bilgisi, doasal ve biimsel olmayann bilgisi, dogmac bilgi, varlk yasalarn bulmak iin dnen benliin bilgisi. Rene Descartes, btn varl temelde, yer kaplayan madde ile dnen zihin olarak iki bamsz alana ayrd. Bu kavray iinde Tanrnn konumu yalnzca, yalnzca maddeyi yaratm bir ilk neden olmakla snrlyd; ilk yaratltan sonra her iki dnya da kendi yasalaryla iliyor, aralarndaki iliki de insann ruhu ile bedeni arasndaki iliki araclyla kuruluyordu.

MMEMS: Taklit; benzetme, rnek alnan eyi yeniden yapma. Kimi dnrler sanat, nesnelerin bir taklidi (mimemis), bir benzetmesi olarak grrler. MONAD: Leibniz'in felsefesinde, sonul gereklii oluturan , sonsuz kklkte ruhsal-maddi varlklara verilen ad. Leibniz bu terimi felsefenin temel kavram olarak kullanmtr. Her monad bilinlilik derecesine gre, teki monadlardan farkllaan tek, yok edilemez, dinamik bir tzdr. Monadlar aras gerek bir nedensellik ilikisi yoktur, ama her biri kendi iinde bir deime ilkesini barndrr. Yaratl srasnda Tanrnn kurduu dzende btn monadlar birbirleriyle e zamanl olarak ayarlanmtr. Bu yzden de her monad teki monadlardan etkilenmedii halde deien gerekliin tmn olduu gibi yanstr. Bylece farkllklar dnyasna birlik egemen olur. Bu terim ilkin antika Pitagoraslarnca kullanlmtr. Pitagoraslara gre monad, ruhla zdei ayn zamanda ieren, evrensel matematik bir birimdir ve 1 saysdr. Sonra Platonun idealar iin kulland bu deyim Yeniplatoncularn dilinde tanry dile getirmitir. Monotheizm : Tanrnn dnyadan ayr ve tek olduuna inanma. En byk tektanrc sistemler Yahudilik, Hristiyanlk ve slam olmakla birlikte pek ok dinde tektanrc elere rastlanr. Tek tanrcla dayal bu dinde tanr, birlik ve yalnlk(ezeli varlk olarak tanr) zelliklerini tar. Ayrca sadakatin ve gvenirliin ifadesidir. Panteizmdeki tanr anlayndan farkl olarak tektanrlktaki tanrnn kendi kiisellii vardr. Kendi iradesiyle hem doal hem de tinsel dnyalar yaratmtr. Tanr ayn zamanda en yksek iyiliin kaynadr. branice kutsal metinler, srailoullarnn br tanrlarn varln yadsmakszn bir tanrya tapm olduunu gsterir. Hristiyanlkta ise l baba, oul, kutsal ruh lemesi vardr. Bunlar bu iki dini tektanrclktan uzaklatrmaktadr. Tektanrclk Hristiyanlkta ve Yahudilikte slamda olduu kadar vurgulanmaz. slam inancna gre Allah birdir, varlnn balangc ve sonu yoktur, yaratlm eylerin hi birine benzemez. MORALTE (ahlakllk): Bir insann iyi ve kt asndan davran biimleri ve ahlaki dn. Ahlaki kurallar ile uyum iinde Mutuluk Alm. Eudmonismus, Fr. eudrimonisme, Ing. eudaemonism, Yun. eudaimonismos, es. t. istisadiye Yaamn anlamn mutlulukta bulan, insan eylemlerinin son erei olarak mutluluu gren ahlak retisi. Mutluluk kavramna verilen anlama gre mutuluk retileri trlere ayrlr: a. Hazclk: Duyusal hazlara balanan mutuluk. b. Bireysel mutuluk: Tek kiinin mutluluuna balanan mutuluk.

c. Toplumsal mutuluk: Toplumun mutluluunu, iyiliini erek olarak alan mutuluk. Bu sonuncusu "Olabildiince ok insann olabildiince ok mutlu olmas." dncesiyle kesin formln bulur ve yarar asndan ele alnarak yararcla varr.

-N-

NEDEN: Bir olay meydana getiren etken. Neden kavramn ilk olarak znel nedenler ve nesnel nedenler olmak zere ikiye ayrmak mmkndr. Nesnel nedenler, insann bilin ve iradesinden bamsz olarak etken olan nedenlerdir. rnein yoksul bir kylnn bilgisiz kalmasnn nedeni bylesine nesneldir, onun bilin ve iradesinin dndaki yaam koullarndan domaktadr. znel nedenlerse nesnel nedenlerin insan bilincindeki yansmasna dayanan insansal faaliyetlerdir. rnein bireyin u y a da bu siyasay izlemesinin nedeni bylesine zneldir,onun bilin ve iradesine baldr. kinci olarak temel nedenler ile temel olmayan nedenler diye ikiye ayrlabilir.bir etkinin zorunlu ve znel niteliklerini temel nedenler rastlantsal niteliklerini temel olmayan nitelikler gerekletirebilirler. rnein bir uan uuundan da temel neden uan motorudur, temel olmayan neden pervanelerdeki bir bozukluktur. nc olarak ise d nedenler ve i nedenlerdir. Bir nesne ya da olaya baka neden ve olaylarca yaplan etkiler d nedenler bir nesne ya da olayn gelitirici i elikileri i nedenlerdir. rnein s bir yumurtann civcivlemesi iin d neden, tohumsa, i nedendir. D ve i nedenler birbirleriyle bamldr. Birinin etkileyebilmesi brnn varlna baldr ve biri brne dnebilir. Nesnel dealizm: nsandan bamsz saltk bir dncenin ya da ruhsal ilkenin varln ve nceliini ileri sren idealizm anlay. Nesnel idealizm nesnel gereklii bireysel bilinten stn olarak tasarmladklar genel bir bilince, indirger. Bu anlamyla varln kaynan insansal ruha indirgeyen ve maddeyi dncenin rn sayan nesnel idealizmin karlnda kullanlr. Nesnel idealizmin savunucular sonlu dnyay tek gerek olan zihnin bir yansmas sayarlar, gelip geici olan snrl varlk, baml olduu sonsuz ve snrsz bir varl gerekli klar. Hakikat, d dnceler ve d gereklikler arasnda bir balant deil yalnzca dnceler arasnda bir uyum ilikisidir. Nesnel idealizm; dinsel nitelikli retilerden daha soyut bir grne brnr, gerek d ve bilim d olmakla beraber, aka tanrlk varsaymn dile getirmeden evrenin temelinde ruhsal bir zn evrenden nceliini ileri sren metafizik bir anlaytr. Nicelik: Nesnenin lme konusu olan yan...Nicelikle nitelik bamldrlar, birbirlerine dnrler, ayrtrlamazlar. Sadece nicel ya da sadece nitel olan hibir ey yoktur. Soyut kavramlar bile bu balantdan koparlamazlar.

Her nesne ve olay, belli bir nitelik ile belli bir niceliin birleimidir.Bu birleimin bozulmas o nesne ya da olay baka bir olaya ya da nesneye dntrr. Bir eyin neyse yle kalmas iin niteliksel yannn niceliksel yanyla belli bir oranda birlemi, dengeye girmi olmas gerekir. Denge bozulursa o nesne baka bir nesne olur. Fakat bir nesnenin nitelik deitirmesi iin az da olsa bir nicelik deiimi gereklidir. Nicelik deiimi olmakszn nitelik deimesi mmkn deildir.Nicelikle niteliin baml birliinde temel olan niteliktir, nk bir nesne ya da olayn az ya da ok srekli bir biimi vardr ve niceliksel olarak deiirken bu niteliksel varlk biimini belli bir snra kadar srdrr. Niteliin deimesi iin niceliin deimesi zorunludur. , ama her nicelik deiimi nitelik deiimini gerektirmez. rnein 1-99 s dereceleri arasnda su niteliinde olan iki hidrojenle, bir oksijen, 0 derecede buz niteliinde ve 100 derecede de gaz niteliindedir. Her nitelik deiimi yeni nicelik deiimlerine yol aar. NHLZM: Nihilizm siyasal adan her trl siyasal dzeni yadsyan grleri dile getirdii gibi trebilimsel adan her trl trebilim kurallarn ve deerlerini yadsyan grleri ve bilgi bilimsel adan her trl bilgiyi ve bilgilenme olanan yadsyan grleri dile getirir. Nihilizm temelde estatizmin btn biimlerini yadsr, yararcl ve bilimsel usuluu savunur. Toplumsal bilimleri ve klasik felsefe sistemlerini btnyle reddeder. Yaln olgucu ve maddeci bir tutumla yerleik toplumsal dzene ba kaldrmay temsil eder, devlet, kilise, ya da aile otoritesine kar kar. Yalnzca bilimsel dorular temel alr, ancak bilimin toplumsal sorunlarnn stesinden gelebileceini ve btn ktlklerin cehaletten kaynaklandn kabul eder. Nihilist dnce Ludwig Feverbach, Charles Darwin, Henry Buckle ve Herbert Spencer gibi dnrlerin etkisinde kalmtr. nsann beden ve ruhtan oluan dualist bir yaps olduunu reddettii iin kilisenin iddetli tepkisine yol amtr. NTELK: Nesnenin alglama konusu olan yan Nitelikler nesne ve alglar neyseler o yapar, baka nesnelerden ve olaylardan ayrr, onlar snrszca ve sonsuzca eitlendirir. Her nesnenin niteliksel yan yannda niceliksel taraf da vardr. Bu iki unsur birbirine baldr. Bir nesnenin sadece nicel ya da nitel yani olamaz. kisi birbirine baldr. Nicelik zde olan nesne ve olaylar arasnda, nitelik ise zde olmayan nesne ve olaylar arasnda sz konusudur. Felsefe nitelik kavram konuma dilindeki gibi bir anlam tamaz. Felsefede nitelik kavram; yokluu o nesne ya da olay neyse o olmaktan karacak olan, nesne yada olayn btnsel z yapsn dile getirir. Nicelik deiiklii bir nesne ya da olay belli bir snra kadar kendisi olmaktan karmaz. Bir elma dilimlere blnse de yine elmadr. Ama niteliksel deime bir nesne ya da olay kendisi olmaktan karr. Bir elmay yksek derecede kaynatp eritilirse elma olmaktan kar. Niceliksel deime belli bir snrda niteliksel deimeyi

gerektirir. NOMNALZM: Genel kavramlar gerek saymayp birer addan ibaret bulan reti... Nominalizme gre genel kavramlar(tmeller), bir takm seslerden baka bir ey deildirler, bunlar insanlarn dnce biimlerine yaktrdklar birer addr ve hibir gereklikleri yoktur. XI. yy da Compregne papaz Rascelin tarafndan ortaya atlan bu dnce kiliseyi byk bir lde etkiledi. nk btn dinler temel kavramlar zerine kuruluydu ve bu dnce bylece dini gerek saymyordu. Bu yzden orta a boyunca nominalizmi savunan kiiler ve buna karn genel kavramlarnn gerek olduunu savunan gerekilerarasnda kavgalar, tartmalar olmutur. Platoncu ve Aristotelesi gerekiliin banaz dinsel inanlarla bir arada dnld orta ada nominalizm dinsel sapknlk olarak nitelendirildi. Ama dinsel sonular bir yana, nominalizm, Platoncu gerekilii dnmenin ve genel terimler kullanarak konumann n gerei olduu savn reddeder. te yandan Aristotelesi gereklik kabul edilmiyor gibi grnse de Thomas Hobbes gibi lml dnrler tikeller arasnda baz benzerlikler olabileceini ve bunlar tantlamak iin genel bir szcn kullanlacan yoksa konuma ve dnmenin olanaksz olduunu ileri srerler Adclk her ne kadar dnmeyi ve konumay zihinsel imgeler ya da dinsel terimler gibi simgelerle aklyorsa da dncenin simgelerin doru kullanmnn tesinde kalan yan adcl bir tr kavramcla yneltir. Bu nedenle kavramclk arasndaki fark ak seik belli olmaz.

-O,-

OLAYBLM = FENOMENOLOJ: (Os. Mebhasi n, lmi tetkik ve tavsifi hdist; Fr. Phnomnologie, Al. Phenomenologie, ng. Phenomenology, t. Fenomenologia) Olaylarn ideal varln inceleme ve betimleme yntemi... Olay (Fr. Phnomne) ve bilim (Fr. Logie) szcklerinden yaplm olan olaybilim (Fenomenoloji) deyimi Lambert, Kant, Hegel, Hamilton, Hartmann taraflarndan eitli anlamlarda kullanlm ve Alman diinr Edmund Husserl (1859-1938) tarafndan znel idealist felsefe ynteminin ad olarak ileri srlmtr. Deyimin gnmzdeki yaygn anlam, ona Husserl'in verdii anlamdr. Husserl, bu yntemiyle, nesnelerin ideal yaplarn betimleyerek felsefeyi bir bilimler bilimi'ne dntreceini savunmutur. Kant'n ve onun temelleri stnde ykselen Auguste Comte olguculuunun bir anlamda yasakladklan felsefe, Husserl'e gre bylelikle yeniden ve en yetkin biimde kurulmu

olacaktr. Husserl, bu anlayda, Platon idealizmiyle Leibniz ve Brentano retilerine dayanmaktadr. Ona gre gerek, Platon'un da ileri srd gibi, saltk olmaldr. Edeyile her nesnenin, bizim ona verdiimiz anlamn ve yaktrdmz zeiliklerin dnda, kendine zg ve kendinde olan, her zamanda geerli ve deimez bir yaps vardr. Nesne, insanlarn deil, insanlarn dnda ncesiz ve sonrasz bir nesneler dnyasnn varldr. Fiziin rn olmad gibi metafiziin rn de deildir. Kendi saltk ideal yaps iindedir. Gerek, bylesine ideal bir yap tayann niteliidir. Grld gibi bu sav, tmyle Platoncu bir savdr. Byle bir savdan yola kt halde Husserl, fenomenoloji ynteminde, gene de nesneleri, kendilerine ynelttii bireysel insan bilincinin aynasnda seyredecek ve kendi savyla elikiye derek betimlemeye alacaktr. Husserl'e gre felsefe, nesnelere yneltilmi bilin yoluyla nesnelerin zn kavramak ve betimlemek bilimidir. Demek ki znesiz nesne ne kavranabilecek ne de betimlenebilecektir. Dnp dolap Berkeley znelciliine gelmek metafizik dncenin zorunlu sonucudur, Husserl de bu zorunlu sonutan kanamamaktadr. Husserl, saltk gerek sayd Platon'un saf z'lerine ulaabilmek iin zetle yle demektedir: Kendime bakyorum. eitli bilgilerle doluyum. Bu bilgilerden te eitli sanlarm da var. Bilgilerimle sanlarmn gerektirdii davranlarla yayorum. Bilgiler, sanlar, davranlar ortasnda kendimi yitirmiim. Bilgilerimin, sanlarmn, davranlarmn dnda acaba ben neyim? zmn saf bilgisine yani saltk geree, Platon'un deyiiyie saf ze varabilmek iin btn bilgilerimi, sanlarm, davranlarm unutmam gerekir. Kendimi aratrrken bende ve evremde dnyal olarak ne varsa bir antaya koyup ortadan kaldracam. Btn verilmilerden soyunacam. Bylece, hi bir kukuya kaplmakszn saltk olarak var diyebileceim biricik varl, ben'imi inceleyip betimleyebileceim. Bu, bir ruhbilimsel aratrma deildir. nk ruhbilim beni bilgilerim, sanlarm, davranlarmla birlikte ele alr. Bense btn bunlardan soyunuyor, sadece bir grnen (fenomen) olarak kalyorum. O halde yapacam bu inceleme, fenomenolojik bir incelemedir. Kendimi, sadece bir fenomen olarak inceleyeceim ve betimleyeceim. Kendimdeki ve evremdeki btn dnyallar edeyile bilgileri, sanlar, davranlar bir antaya koyup ortadan kaldrnca (Husserl buna parantez iine almak diyor) ortada saltk bir ben (Absolut Ego) kalyorum. Kendimden baka hi bir eyin bilincine varamam. Evreni kavramak iin nce kendimi kavramalym. Kald ki kendimden baka hi bir eyi kavrayacak durumda da deilim (Buradaki ncelik Husserl'e gre bir zaman ncelii deil, bir dnce dzeni nceliidir, nk zaman da paranteze alnmtr). Kendimi kavramam iin bir bilin eylemi gerekletirmeliyim. Ben'im iin kendini belli eden tek ey vcudum'dur. Vcudum, btn nesneler iinde biricik nesnedir. Vcudum ne trl bir nesnedir? Dtan bakyorum, grdm bir cisimdir. ten bakyorum, grdm bir organdr, cisimden bambaka bir ey olan canl bir organizmadr. Demek ki vcudum, hem cansz bir cisim hem de canl bir organizmadr. Baka trl bir deyile canl organizmam cansz cisimli bir eydir.

Bu bir ikilik deil, bir tekliktir. Organizmalkla cisimlilik vcudunda birlikte vardr. Ben, vcutlu-ruhlu bir btnm. Ne vcudumu ruhumdan, ne de ruhumu vcudumdan atamam. kisini de bir birliktelik iinde tamak zorundaym, nk ben ancak bylelikle ben' im. Ben, somut psiko-fizik bir btnm. Bir cisim, edeyile bir madde olan vcudumun ayn zamanda bir alg organ olmas, vcudumun kendi kendime veriliini aklamaktadr. Bakalarn algladm gibi kendikendimi de alglamaktaym. Sol elim zne olur, sa el nesnemi alglar; sonra sa elim zne olur, sol el nesnemi alglar. Vcudum bana ift olarak verilmitir. Vcudum, sadece bir alg organ deil, ayn zamanda bir irade organdr. Onu keyfimce edeyile irademe gre ve zgrce kullanrm. Ben'imi, vcudumun iinde bir buyuran varlk olarak yaarm. Her eyi vcudumla denerim, evrene vcudumla alrm Maddi ruhlu vcudum lmdr. Btn dnyallar edeyile bilgiler, sanlar, davranlar onunla anlam kazanrlar. Uzak ona gre, yakn ona gre, sa ona gre, sol ona gre, tesi ona gre, berisi ona gredir. Bana verilen her ey vcudumla verilir, daha dorusu her eyle birlikte bana vcudum da verilir. Baka'y bilebilmek iin, ben'i bilmek zorundaym (Husserl bylelikle btn nesneleri ve tmelleri insan bilincine balamakta, bireysel insan bilinciyle zdeletirmektedir). Kendi ben (Ego, fenomenoloji zorunlu olarak bir egolojidir)'imden bakasnn beni (Alter Ego)'ne nasl geebilirim? Baka ben, bana diranebilen bir bendir. Bakasnn vcudunun, ancak kendi vcudumla anlam kazanabileceini renmi bulunuyorum. Bakasn, ancak kendi vcuduma dayanarak alglayabilirim (Husserl buna anlam aktarmas diyor. Ona gre bilgi, nesneye ynelen znenin bilincidir). Ama bakasnn vcudunu kendi vcudum olarak deil, bakasnn vcudu olarak alglamalym. kisi arasndaki benzerlik'ten tr kendi vcudumdan aldm vcut anlamn bakasnn vcuduna aktarrm. Baka vcudun, benim iin bakasnn vcudu olarak varolabilmesi, kendi vcudumun rneklik etmesiyle mmkndr. Kendi vcuduma bakarak baka vcudun ne olduunu bilebilirim. lk kurduum vcut kendi vcudum olduuna gre bakasnn vcudunu kendi vcudumdan yapacam bir aktarma ve armla kurarm. Bu arm, nesnelerden birinin kayarak brnn anlamyla birlemesidir. Bilgilerimin, sanlarmn, davranlarmn tmn paranteze alp ortadan kaldrmm. Grnen (fenomen)'den baka hi bir bilgim, bilgim olmaynca hatrlamam da yoktur. Dnyal olarak hi bir aracdan yararlanmyorum. Fenomenolojik tasarmlarm dnsel bir soyutlamayla elde ediyorum (Husserl'e gre dnme, ruhbilimsel bir akt deil, dncenin zamandan ve mekandan soyutlanm ieriidir). Yaadm dnyal daha iyi kavramak ve yeniden kurmak iin, fenomenolojik yntemle altm srece, yaadm dnyadan isteimle vazgemiim. almam, demek ki. dnya-d bir almadr. Elde ettiim tasarmlar da bu adan deerlendirmek zorundaym; yani onlara hi bir bilgi, san, davran katamam. Elde ettiim fenomenler dnyal fenomenler deildir, rnein vcut derken szn ettiim fizyolojik bir vcut deil, sadece cisimli ruhlu saltk bir btndr. Kendi vcudumdan aldm bir anlam aktarmasyla bakasnn vcudunu kuruyorum. imdi i, bakasnn vcudundan bakasnn beni'ne gemektir. Baka ben'i, ilkin, vcudumun algsna dayanarak bir cisim olarak buluyorum. Onu denemeye balayabilirim. Denemelerim srasnda bu

cisme ait olan bir ben gryorum. Sadece bir kanadn grdm kapnn grmediim kanadn nasl alglayabilirsem, vcudunu grdm bakasnn benini de ylece alglayabiliyorum. Bu, bir varsaym, bir tahmin, bir sezgi deildir; dorudan doruya bir algdr. Vcut, ruhlu bir cisimdir; ruh vcutta kendini verir. Bu verilii, kendi vcudumda nasl yaamsam, bakasnn vcudunda da ylece yaarim. Bakasnn benini alaglaym, elbette orjinal bir alglama deildir; bakasnn benini dolayl olarak, onun vcudu dolaysyla alglamaktaym. Bu alglay, bakasnn vcudunu denemekle gerekletirilmitir (Husserl bu denemeye fenomenolojik einfhlung diyor). Bakasnn benini, bylece, kendi benim gibi yaamaya balyorum. Kendi benimi hi bir kukuya kaplmadan nasl biliyorsam, bakasnn benini de ylece bilmekteyim. Bu bilgi, bana tek bama yaamadm retmektedir. Ben, ego'sunun iinde kapanm biricik ben deilmiim, fenomenolojik egonun usuz bucaksz alannda baka benlerle birlikteymiim. Fenomenolojik anlamda bakas benim iin ylesine temel bir varlk olmutur ki artk onu kendi ben'imden ayramam. Artk biliyorum ki kendi ben'imin iinde bir yabanc yaamaktadr, iimde bakalar var, bende bakalar var. Demek ki ben onlarla birlikte ben'im. imdi, kendimi de daha bir aydnlk gryorum. Kendimden bakasna gittim, bakasndan da kendime geldim. Artk biliyorum ki ben-insan, ancak baka-insan'larla birlikte vardr. Varlm bakasna borluyum. Kendimi aydnlk olarak kavrayabilmem iin bakalaryla birlikte olmam gerekiyormu. yleyse dnya, benim iin deil, bizim iindir (Husserl'in fenomenolojisi, bylece, egolojiden yola karak sosyolojiye varmaktadr). Bu sonu, beni, evrensel bir birliktelik iinde bulunan insan-kltr-toplumtarih dnyasn alglamaya gtryor (Husserl buna geist dnyas demektedir). Ben, ite bylesine bir dnyada yaamaktaym. nsan n evresi, tek bana yaayabilecei bir evre deil. Bu evreyi evre eden bakalardr. Bu evre, insann bakalaryla birlikte paylat, ancak hakk olan kendi payn alabilecei bir evredir. Bu evrede benim tek bana yapabileceim hi bir ey yoktur. Ne yapabilirsem, bakalaryla birlikte yapabilirim. Kendi rnmde bile kendimi bakalaryla birletirmek zorundam. nk kendi rnmde bile zorunlu olarak bakalar var. Ben, insan olarak, zel bir varlk ortamnda yer almm. Bu ortamda yer almak zorundaydm. Bu zorunluk, tarihsellik'tir. Bakalarnn beni zorunlu olarak getirip braktklar noktada zorunlu olarak bulunurum. Konutuum dil, onlarndr; yediim yemek, onlarndr; bal olduu gelenek, onlarndr. Varlm, bu saysz bakalklarn iinde kmldamaktadr. Kendimi denemem bana bakasn, bakasn deneme bana dnyay, dnyay denemem bana evreni, evreni denemem bana ok daha aydnlk olarak kendimi vermitir. Evren, dnya, bakalar ve ben birbirimizi denemekle aydnlanabiliriz. Husserl, bylece, fenomenolojik yntemle inceleyip betimleyerek fenomenolojik bir felsefeye varmaktadr. Bu felsefe, nsel idealist bir felsefedir. Bu yntemin ve felsefenin metafizik alanda yanklar ve etkileri pek geni olmutur. Varoluuluk felsefesi btnyle bu temel stne kurulmu bulunmaktadr. Varlkbilim ve yeni-gerekilik akmlar geni apta onun etkisi altndadr. Metafizik alan, nesneyi znel bilince indirgeyip yeniden yaratt

savn ileri sren bu yntem ve felsefeden yararlanmaktadr. Husserl fenomenolojisinin btn idealist ve usaaykr sonular, ada burjuva felsefesinin balca dayanaklardr. Husserl fenomenolojisi, gerein nesnelliini yadsyp znelliine de kar karak nc bir yol aramak isteyen ve sonunda zorunlu olarak nk nc yol yoktur znellie den felsefelerin ortak yanlgsn tar. OLGU: Gereklemi olan her ey... Olam ve olay birer olgudur. Olgu deyimi bu iki yakn anlaml deyimden daha geni kapsamldr ve ikisini de ierir. Olam zaman ve yer zellikleriyle ele alnan olgu, olay zaman ve yer zelliklerinden syrlm olgudur. Olmu olan her ey olgudur; bundan tr de olgu deyimi olas, olanakl ve dnsel, tasarmsal deyimleriyle kart anlamldr. nk bu deyimler henz gereklememi olan dile getirirler; gereklemeleri muhtemeldir, mmkndr ya da gerekletirilmeleri dnlmektedir, tasarmlanmaktadr ama henz olmamlardr ve bundan tr de olgu deillerdir. Cladue Bernard deneyimsel dnceye yol gsterecek ve ayn zamanda onu denetleyecek tek gerek olgulardr der. Olay deneyim konusu olan olgu dur, ama onun deneyimini olgu denetler; nk olgu betimleyici ve somut, olaysa zmsel ve soyuttur. Olay deney konusu, olgu ise deney sonucudur. rnein sava, gereklemi olarak olgu , soyut olarak olay , belli bir yer ve zamanda gemi olarak olamdr. Auguste Comte ve olgucu izleyicileri (pozitivistler) bizim alg dediimize olgu derler. Onlara gre sadece duyumlarmz ve alglarmz dolaysz verilerdir, bunlar incelemekle yetinmemiz gerekir. Kierkegaard ve varoluu izleyicilerine (egzistansiyalistler) gre insan anlalamayan ve hibir aklanmas bulunmayan bir salt olgudur. Ve kendisine yabanc bir dnya iine atlmtr. Mantk asndan da bilim, olgulardan nermeler karr ve bu nermeleri olgularla tantlar. Bir olguyu aklamak demek, onu baka olgulara indirgemek demektir. Ne var ki aklanamayan, e deyile baka olgulara indirgenemeyen olgular da vardr. rnein herhangi bir eyin varl, bylesine bir olgudur. Kzgn bir sobaya elinizi dokundurduunuzda elinizin yandndan phe edemezsiniz, bunlar kesin olarak verilmi olgulardr. Doa bilimleri ve genellikle bilim sadece olgular aklamakla yetinmez, onlar en yaln bir biimde aklamaya alr. Bilim olgular sadece yasalara balamaya deil en yakn yasalara balamaya alr. Olgular, deneyin salad gerek verilerdir. Deneyimsel yntemde olgulara dayanlr ve deneyimler ancak olgulara bavurularak denetlenebilir. OLGUCULUK (Pozitivizm): Alm. Positivismus, Fr. positivisme, ng, positivism, es. t. ispatiye Aratrmalarn olgulara, gereklere dayayan, fiziktesi aklamalar kuramsal olarak olanaksz, klgl olarak yararsz gren; deneyle denetlenmeyen sorular szde soru olarak niteleyen felsefe dorultusu. Terim olarak, A. Comte'un felsefeye getirdii bir kavramdr. Olguculuun temel kavram olan olgu olgucular arasnda trl anlamlarda kullanlagelmitir; ancak hepsinin birletii , doa bilimlerinin evren

tasarmna ve yntemlerine uyma zorunluluudur. Olguculuu dizge olarak kuran A. Comte'dur, ama Comte'dan nce D. Hume, d'Alembert ve Turgot da ayn dorultudadrlar; baka temsilcileri: Mill, Spencer, Mach, Avenarius vb. OLUMSUZLANMANIN OLUMSUZLANMASI: Eylemsel ve tarihsel zdeki retinin aklad byk evrensel yasadan biri... Kartlarn birlii ve savam yasas ile nicelikten nitelie gei yasas adlarn tayan teki evrensel yasalarla birlikte olumsuzlanmann olumsuzlanmas yasas doann, bilincin ve toplumun evriminde geerli olan evrensel bir yasadr. Sonsuz ve snrsz evrim, tm evrende bu yasann izlemesiyle gerekleir. Sonsuz ve snrsz evrende sonlu ve snrl nesne ve olaylar, bu yasalarla doar, byr ve lrler. Ne var ki lmleri de yeni bir doumu salamak, e deyile genel gelimeyi gerekletirmek iindir. Her yeni eskir ve yerini yenisine brakr. Eskinin yerini yeniye brakmas olumsuzlanmann olumsuzlanmasdr. nk eski bir zamanlar yeniydi ve kendisinden eski olan olumsuzlayarak varlam ve yeni olarak kendini meydana koymutu. imdi ise bu olumsuzlayan yeni, kendisinden daha yeni tarafndan olumsuzlanmaktadr. Bundan trdr ki Marx. eski varolu biimleri olumsuzlanmadka hibir alanda gelime olmaz. der. Evrende her nesne, olay ya da sre birbirlerini karlkl olarak yok etmeye alan eitli kart ynler ve eilimler tar. Bu onlarn savamdr. Ama btn bu kart ynler ve eilimler, ayn zamanda birbirleriyle skca bamldrlar, biri olmadan br de olmaz. Bu da onlarn birliidir. Gelime srecinde yeninin eskiyi olumsuzlamas, kartlar arasndaki elikilerin zlmesinden ve almasndan baka bir ey deildir. ONTOLOJ: Varl btnyle inceleyen felsefe dal; varlkbilim. Bir btn olarak varl ele alan ve var olanlarn en temel niteliklerini inceleyen felsefe dal. Ontoloji terimi ilk kez 17. yzylda kullanlmakla birlikte, felsefi bir yaklam olarak ele alnmas eski Yunana, zellikle Aristotelese dein iner. Aristoteles, sonradan Ta meta physike ( metafizik) adyla derlenen metninde iledii ve ilk felsefe adn verdii disiplin iin, varl varlk olarak ele almak deyimini kullanmt. Ama Platonun idea retisi ya da Sokrates ncesi filozoflarn arkhe araylar ontoloji alannda ilk bilgisel abalar saylabilir. Hristiyanln egemen olduu orta ada Aquinolu Thomas Aristotelesin almasndan yararlanarak Tanrnn varln savn temellendirmek iin ontolojik yaralanmtr ve Aristotelesin bu almasn Tanrnn yaratt varlklarn bilgisi olarak tanmlamtr. Thomas, Katolik dogmalarna bir temel bulabilmek iin bu Aristotelesi felsefeden yararlanmtr. Bylece arta ada ve yani ada metafizik terimi, ontolojinin ele ald alana ilikin kullanlmaya balanmtr. Bu arada, yenia biliminin gelimesine kout olarak gittike olumsuz bir ierik kazanan metafizik terimine, bilimd, anlalmaz konularda dnmek gibi bir anlam yklenmitir.

17. yzylda Alman dnr Wolf, ontolojiyi temel ilkeler bilimi olarak tanmlar ve duyu d zdeksiz bir varlk tasarmnn temel yapsn, trlerini ve biimlerini inceler. ada ontolojici Hartmanna gre ontolojinin teki bilimlerden bakal, teki bilim dalarnn bir i blm anlay iinde var olan eitli alanlara blerek sadece o belli alanlarda aratrmalarna kar ontolojinin var olan btnl iinde ele almasdr. rnein astronomi gk varlklarn, jeoloji madensel varlklar inceledii halde ontoloji btnyle varln varolu ilkelerini inceler. Tarihsel srete Kant, Schelling ve Hegel gibi byk Alman idealistleri ontolojiye kar kmlardr. Ontolojinin orta adan gelen kofluu ne id belirsizlii, inaksall gzlerinden kamamtr. Ontolojinin yerine Kant deneyst felsefeyi, Schelling akn dncecilii, Hegel mantk nermilerdir. Bu dnrlerden sonra saf felsefe olarak ontolojik ya da metafizik yaklam bir yandan gzden derken, bir yandan da daha temelli bir biimde ele alnmaya ve ilenmeye balanmtr. Fenomonolojinin kurucusu Edmund Husserl ontolojiyi anlaml davranlarn ieriini inceleyen felsefe dal olarak tanmlad. Buna gre ontoloji, felsefede var olan nesnelere ulamay salayan davranlar inceleyen disiplin idi. Husserlin rencisi, Heidegger, varln temel bir varlksal anlam tad bir varlk trn arayarak buna, insan ya da kii yerine orada olmak adn vermitir. DEV AHLAKI: Kant' ahlak gr. Ahlaki eylemde bulunmay ahlak yasasna uyma olarak kabul eden reti. NCESZLK-SONRASIZLIK: Ba ve sonu olmayan sreklilik. Zamandan bamsz olma. Ezeliyet-ebediyet. NSEZ: Temellendirilemeyen duygu. Bilinmeyenin, gelecekle ilgili olann nceden duyulmas, doru gibi saylmas. Z: Bir nesneyi neyse o yapan gerelerin tm. Tarih boyunca z iin deiik tanmlar yaplmtr. 1) Platon gre idea anlamnda kullanlmtr. Ona gre btn varlklarn zleri ideadr. 2) Aristoteles bu deyimi metafiziinde ve mantnda deiik anlamlarda kullanmtr. Aristoteles metafiziinde z deyimi tz ile anlamdatr, zdekle bitiik olmayan tz z diyorum der. Bu anlamda z deyimi, tz deyiminden soyut ve varlk deyiminden dnsel olmasyla ayrlr. Buna kar Aristoteles mantnda z somut varlktr, szgelimi insan, at zdr.der. bu somut zleri de birinci ve ikinci zler olmak zere ikiye ayr r. Birinci zler bireysel olarak, ikinci zlerse trdel olarak ele alnan zlerdir. yle der ikinci z diye birinci anlamda alnan zlerin iinde bulunduklar trlere denir. Ne var ki bu trlere cinslerini de eklemek gerekir. Szgelimi birey olarak insan, insan trnn iine ve trn cinsi de hayvandr. yleyse ikinci z diye bu sonuncu zler, yani tr olarak insan ve hayvan gsterilir.

3) Fransz varoluusu Sartrea gre z, varlamayla meydana gelir ve varolutan nce yoktur. nsan, kendini ne yapar ve nasl yaparsa odur. nsandan baka btn varlklar nceden belli bir ze gre varlarlar. rnein bir masa yapmak iin nce masann zn tasarlarz, sonra testereyi ve keresteyi alp o z varlatrrz. Bir bezelye tanecii bezelye znden, bir papatya yapra papatya znden meydana gelir. nsansa bir insan znden meydana gelmez, insann z varoluundan sonradr. Sartrea gre z, varl belirleyen anlamndadr ve varln herhangi bir zle belirlenmedii dile getirilmitir. 4) Alman dnr Kanta gre z, kendinde ey ve phenomenon kart olarak noumenondur. Asla bilinemez. Bizler sadece nesnelerin grnlerini bilebiliriz, kendinde ne olduklarn bilemeyiz. ZDEKSZCLK: Alm. Immaterialismus, Fr. immaterialisme, ng. immaterialism, es. t. gayr-i maddiye 1. zdein kendine zg bir gereklii olmadn kabul eden reti. 2. Evrenin temelinin ve genellikle gerekliin znn cisimsel olmadn ne sren reti. 3. Ruhun cisimsei olmadn ne sren reti. (zdeksizcilik teriminin yaratcs olan Berkeley, bu szc kendi felsefesi iin kullanmtr.) zde: Bir ve ayn olan, bir ve ayn anlama gelen. rnein Panteizmde Tanr ile Doa zdetir. znel dealizm: Nesnel varl insansal bilincinin rn sayan idealizm anlay, znel idealizm, varln kaynan insansal ruha indirger ve maddeyi dncenin rn sayar. Nesnel idealizmcilerle znel idealizmcilerin savlar hemen hemen yok gibidir. Her ikisi de tanr bilime felsefesel bir temel salamada birleirler, her ikisi de metafiziktir, her ikisi de felsefenin temel sorununun da ruha ncelik tanyp nesnel gereklii yadsrlar, gereklikten yola kmay dnsel varsaymlar olutururlar, her ikisi de gizli ya da ak, bilime kardr ve bilinemezcidir. znel dncellik tarihsel srete eitli biimlerde ileri srlmtr: phecilii yntem olarak kullanan btn Yunan dnrleri, bata Protogoras olmak zere hemen btn sofistler , bata Pyrrrhon ve Ainesidemos olmak zere btn pheciler, bata Arkesilaos ve Karneades olmak zere btn Sokratesi pheciler znel dncelcilie dmekten kanmamlardr. Bunun nedeni de btn phecilerin; duyumlarn, nesnelerin niteliklerini yanstt olgusunu yadsmalardr.Usuluun kurucusu Fransz dnr Rene Descartesin metafizii, nesneyi, insan zihninin bir tasarm saymakla tmyle znel dnceci bir retidir. Nesnel gereklii yadsyan ve tek geerliin insan duyumlarndan ibaret olduunu savunan ngiliz dnr David Humein, Alman dnr Imanuel Kant hazrlayan pheci retisi de ak bir znel dnceciliktir. znel dnceci retilerden biri de Fransz dnr Auguste Comteun olguculuudur. eitli znelci retilerde eitli adlar altnda ileri srlen

alglarn olguculuktaki yeni ad da olgudur. Olgucular olgular sznden alglar anlarlar. Onlara gre bize arasz olarak verilen tek bilgi olgular,e deyile alglarmz ve duyularmzdr. Bilim bunlarla yetinmeli, bakaca bilgiler edinme isteine bouna kaplmamaldr. Bu ise nesnel dnyadan kopmay ve kendi bilinci iine kapanmay, e deyile znel dncecilie dmeyi dile getirir. Heideggere gre evren, ancak, iinde insan bulunduu oranda vardr. Demek ki nesnel gereklii yaratan insandr ve insansz nesnel gereklik yoktur.

-P-

PARADOKS: Kklemi kanlara aykr olarak ileri srlen dnce. Kendi iinde elikiliymi gibi grnen, mantksal olarak hem doruluu, hem de yanll kantlanabilen nerme. Antika Yunanllarnda paradoks deyimi yaygn dnceye aykr dnceyi dile getiriyordu ve zellikle Parmenides ile Zenonun aporia (kmazlk)laryla antinomia (atk)larnda rneklenmiti. Metafizik dnce sisteminin temeli olan biimsel mantk ve onun ada biimi dizi kuramlar bu aykr dnceyi mantksal bir elime olarak tanmlar. Bundan baka metafizik yapl ada fizikiler de birtakm kozmolojik paradokslar ortaya atmaktadrlar. Matematik mantk Bertrand Russele gre kendi kendine tra olmayanlar tra eden bir berberin kendi kendini tra etmesi ok nemli bir mantksal paradokstur. Oysa tra etmesini bilen bir berber kendi kendine tra olamayanlar tra ettii gibi kendi kendine tra olabilen insanlar da tra eder. rnein bir eyin hem kendisi olmas ve hem de ayn zamanda bakas olmas biimsel mantk asndan byk bir elime, diyalektik mantk asndan pek basit bir gerektir. Bunun gibi kozmolojik paradokslarda belli bir ortamda geerli fizik yasalarn baka ortamlara uygulamaktan domaktadr. Mantksal olsun ya da fiziksel olsun , bir yanl koyum ya da bir bilgi yoksunluu, genellikle de diyalektik bilgiden yoksunluk yatar. nl Ail Kantnda olduu gibi basit artma hileleriyse tmyle bilim ddr. PANTEZM: Bir btn olarak kavranan evrenin Tanr ile zde olduu ve evrende aa kan bileik tz, gler ve yasalar dnda Tanr olmad retidir. Panteizmin ok eitli biimleri vardr. Bunlar biri btn olarak doaya bilin atfeden pansiizmden dnyann yalnzca bir gr ve temelde gerek d olduunu ileri sren akozmik panteizmine ussal Yeni Platoncu ya da trmc grlerden sezgici ve gizemci grlere kadar deiir. Bat felsefesinin yakn dnemlerinde panteizm dncesini en yetkin biimde dile getiren Spinozadr. Sonsuz niteliklere sahip bir tek snrsz varln

olabileceini ne sren Spinozaya gre Tanr ve doa ayn gereklie verilen iki ayr addan baka eyler deiti. Tersi durumunda Tanr ve dnya birliinin Tanrdan daha byk bir btnl olurdu. Spinoza Tanrnn gerekliliinden dnyann gerekliliini ierdiini zgrlk olanann bulunmadn belirtti. Panteizm dogmalara bal Hristiyan ilahiyatlar tarafndan yaratc ile yaratlan arasndaki ayrm yok ettii, Tanry belirsizletirdii, akn yerine btnyle ikin bir tanr kavaram ne srd, insann ve tanrnn zgrl dncesini dlad gerekeleriyle reddedildi. PERPATETKLER: Alm. Peripatetiker, Fr. peripateticien, ng. Peripatetics, Yun. peripatetikos = gezinenler, es. t. Meaiyun Aristoteles'in yanda ve rencileri. Aristoteles felsefe tartmalarn ve konumalarn bir aa bir yukar gezinerek yapt iin, okulu Peripatos adn almtr. PRONCULUK: Alm. Pyrrhonismus, Fr. pyrrhonisme, ng. Pyrrhonism, es.t. Pironiye Yunan filozofu Pyrrhon'un kurduu kukucu okul ve dnce dorultusu. Temel kavram- yargszlk (epokhe) ve ondan kan--> sarslmazlk (ataraksia)dr.. PTAGORASCILIK: Alm. Pythagoreismus, Fr. pythogorisme, ng. Pythagoreanism, es. t. Fisagoriye Pythagoras ve ona bal olanlarn felsefe, matematik, ahlak ve din retisi. Bu retinin en belirgin grleri: a. Say varln ilkesidir; nesnelerin z "varln ana zdei" saydr. b. Evren yasas uyumdur. lkin Pitagoraslar evrene, onda egemen olan uyum ve dzenden dolay "kosmos" demilerdir. c. Ruhlar biim deitirerek yeniden dnyaya gelirler: Dnya grleri ikici (dualist) dir: Dnme ile duyumlar, bedenle ruhu, nesnelerin matematiksel biimleri ile alglanan grnlerini kesin olarak ayrrlar. POST-YAPISALCILIK: Yapzmc yntemin, kendilerini geerli klma iddiasnda olan ya da geerli olduu iddia edilen metinlere (rnein kutsal yazlara) uygulandnda byk bir gce sahip olduu aktr. . Bununla birlikte, kendilerini geerli . klma iddiasnda olmayan ya da geerli olduu iddia edilmeyen metinlere uygulandnda, ayn derecede anlam deitirici gce sahip olmayacaktr. Bu tr metinler (rnein sosyal bilimler ve doa bilimleriyle ilgili metinler), kendi snrlarnn tesine geen fenomenlere gndermede bulunan geerli klma biimlerine bavurur. Bu geerli klma biimlerinin de sonularnn yorumlanmasnn da sz konusu metinler ya da kar-metinlerin karmakl konusunda kesinlikle masum olmad gereine karn, dsal geerli klma olasl her zaman mevcuttur ve yapzmcler

bunlar, hakikati bilmeye dair, kendisiyle elien bir iddiann iine yerletirmeden inkr edemezler. Post-yapsalc fkirlerin sosyoloji asndan nemi iki ynldr: Bir yandan, eski problemlere, zellikle ideolojik alann incelenmesiyle ilgili problemlere yeni yaklam yntemleri gelitirilmesini; dier yandan, sosyolojinin olanakszlna dair apokaliptik dnceleri tevik etmektedir. ll bir deerlendirme iin, (her ne kadar "Yapsalclk ve ayn zamanda postyapsalclk l dnce gelenekleridir," eklinde bir ifadeyle balasa da) POZVTZM: Olgularla desteklenen ya da olgularla ilgili verilere dayanan bilginin tek salam bilgi tr olduu grdr. Genel izgileriyle pozitivizm, deney konusu edilebilecek olgularla ilgili, yani en geni anlamyla bilimsel bilginin salam bilgi olduunu vurgular. Bunun dnda, olgularn ou mantk ve matematik gibi bilgi trlerinin varln kabul eder, ama bunlarn ieriksiz olduunu ileri srerler. Pozitivistlerin, en temel zellii ise geleneksel felsefe grlerini, olumsuz bir anlam ykyle metafizik olarak niteleyerek kar kmasdr. Comte, alan bu yana metafizik nitelemesi insanln geride brakt bir aamayla ilgili, gerekliini yitirmi, yerini pozitif bilimlere brakm bir bilgi trn artrr. Comtea gre insanlk tarihinin aamal zihinsel geliiminde her aama bir ncekine gre daha ileri ve gelimitir. nsanlk balangta aklamalarn doatesi glere gre yapld dinsel bir aamadr. zleyen metafizik aamada aklamalar gene olgulardan uzak baz kavramlara dayandrlr. nc aamada ise, insanlar doru bilginin gerektirdii gibi, aklamak istedikleri olgular gene bu olgulardan elde ettikleri verilere dayandrmay renirler; ite bu sonuncusu pozitif aamadr. Comte bu sreci bir insann ocukluktan yetikinlii gei aamalarna benzetir. Comtea gre bilim olgulara dayanmaldr. nsan kafasnn soyutlanmalarndan domu olan metafizik, deney ve bundan tr de bilgi alanmzn dndadr, nesnelerin kendilikleri de bilinemez. PRAGMATZM: Hakikat ve gereklii yalnzca eylemlerin sonular ve baarlar ile deerlendiren felsefe retisi. Dncelerin, politikalarn ve nerilerin deerlerinin yararllklar, ilerlikleri ve uygulanabilirlikleri ile belirlenmesi ilkesine dayanan gr.20. yzyln ilk eyreinde zellikle ABDde etkili olmutur. Eylemin retiden, deneyimin sabit ilkelerden nce geldiini, dncelerin anlamlarnn sonularndan, doruluklarnn da dorulanabilirliklerinden elde edildiini savunur. Pragmatistlere gre bir dnce, yaammz iin elverili olduu srece dorudur.yidir yerine dorudur diyebiliriz; nk bu iki kavram birbirinin ayndr. Doru szc inan alannda iyi olduunu ispat eden her eyin addr. Doru olan, belirli sebepler lsnde ayn zaman da iyidir. Bizim iin neye inanmak doru olurdu? desek bu sz u anlama gelir: Neye inanmak zorundayz? Bu sorunun karl udur: nanlmas bizim iin daha iyi olan eye inanmak zorundayz. u halde, bizim iin daha iyi olan ile bizim iin

daha doru olan arasnda hibir bakalk yoktur.Pragmatizm doruyla iyiyi birletirmektedir. Yani Erdem yaaymz iin elverili olduu srece, pratik fayda salad hallerde dorudur. Her ey pratik fayda lsne vurulmaldr. Her ey pratik faydaya gre deerlendirilmelidir. Onlara gre doru dnce pratikte dorulanabilen dncedir. Bir dncenin gerei, ona yapk hareketsiz bir zellik deildir. Gerek dncenin bana gelen bir eydir. Bir dnce kafamzda dururken doru olamaz. Ancak doru hale gelebilir, olaylar yznden dorular. Onun gereklii geer hale girmesiyle olur. Benim iin bir eyin herhangi bir zaman iin faydas olabilir, ama baka bir zaman o ey faydama deildir. Pragmatistler dnyann nesnel gerekliine gzlerini kapamlardr. Gerek, kendi yararmza belirlenmekle zneldir. PRAGMACILIK: Alm. Pragmatismus, Fr. pragmatisme, Ing. Pragmatism, Yun. pragma 1-eylem; 2- yararl. 1. Doruluu ve gereklii tek yanl olarak yalnzca eylemlerin sonular ve baarlar ile deerlendiren felsefe retisi; eylemin bilgi ve dnceye ilkece stnl gr. Usun temel grevi bize eyleri tantmak, eyler zerine bilgi vermek deil, onlar zerinde eylemde bulunmamz salamaktr. 2. (Dar anlamda) 19. yzylda ve 20. yzyln banda Amerika ve ngiltere'de ortaya kan dnce dorultusu: Doruluun ltn bilginin uygulanmasnda grr; bu anlaya gre, yaama yararl olan, onu iler gtren iyidir. (Balca temsilcileri: C.S. Peirce, Dewey, James, F. S. Schiller.)Ahlakfelsefesi bakmndan, yararclkla; Bilgi kuram bakmndan aralkla zdetir: Bilgi ve doruluk yaam iin yalnzca birer aratrlar.

-R-

RASYONALIZM: Hakikatn ltn duyularda deil, dnmede ve tmdengelimli karmlarda bulan retilerin genel ad. Aklclk, usuluk. Akl bilgini temel kayna ve snanabilirlik ls olarak kabul eden akm. Bilginin duyu verilerine dayal deneylerden kaynaklandn ileri sren (ampirizm) deneycilik kartdr. Dnyann aklsal bir dzen ierisinde bir btn olduu, paralarn mantksal zorunlulukla birbirine bal olduunu, dolaysyla da yapsnn dorudan kavranabilir olduu grne dayanr. Balca esir kayna matematiktir. Rasyonalizm, akla dayanr ve akl d olan her eye kar koyar. Rasyonalizm btn insanlarda doutan deimez bir akl bulunduunu bu akln da zsel,

tmel, deney d gereklik tadn ileri srer. Rasyonalizm en ak biimiyle bilgi felsefesinde dile getirilir. Buna gre baz bilgilerin kayna apriori ya da deney ncesi ussal sezgileridir. Bilgi bu sezgilerin anlk tarafndan kavranmasyla ortaya kar. nsan dnme yetisiyle kavradklar duyu verilerini aan nesneler ya da tmeller ve bunlarn balantlardr. Her tmel bir soyutlamadr ve duyulara deilse de dnceye aktr. Mantk ve matematiin tm ile baka pek ok alann baz blmleri bu tr bilginin kapsamna girer. Rasyonalizme gre zihnin ulaabilecei en nemli ve kesin bilgi tr olan apriori bilgi hem zorunlu (baka bir yoldan elde edilmesi imkansz) hem de evrenseldir. Rasyonalizm etik ve din alanlarnda da insann dnme yetisine ncelik verir. Buna gre iyiyle ktnn ayrt edilmesinde sonul yarg duygu, gelenek ya da insan bilgisinin kayna vahiy deil, insann doal yetileridir. REALIZM (gerekilik): Bilinten bamsz bir gerekliin var olduunu kabul eden reti. Varln, insan bilincinden bamsz ve nesnel olarak varolduunu ileri sren gr. Realizm bilgi kuram asndan nesneyi zneye, bilineni bilene bal klan idealizmin, kavram asndan da eylerin yapsnn gerekliini adlarla snrlayan adcn ve ortaan sonlarna doru adcln yerini alan kavramcln kartdr. Felsefi anlamda iki tr gereklikten sz edilebilir. Bunlardan biri eylerin yapsna, br ise eylere ilikindir. Birincisinde zihinden bamsz bir zn varl, ikincisinde ise zihinden bamsz somut, tikel ve grlmediinde bile temel zelliklerini koruyan deney nesnelerinin varl kabul edilir. lkada kendiliinden realizm vard. Kendiliinden realizmciler tmarhaneden ya da idealist dnrlerin okulundan kmam her insan, evresinde, bilinten bamsz bir dnya bulunduunu bilir cmlesini savunuyorlard. Buna gre talar, topraklar, aalar vb. var eden insan bilinci deildir. nk bunlar dnya stnde insan varolmadan nce de vard. Dnya, milyarlarca yln bu doal varlklaryla yaamtr. Bu realizm anlay maddeci felsefenin, bilginin ve bilimin temellerini atmtr. Nesnel gerei gerek saymama anlamndaki ortaa realizminin tohumlar antika Yunanllarnca atlmtr. Elea retisi, Platon ve Aristoteles bu anlamda realizmin kuruculardr. Bu anlaylara gre gerek, bireysel olan deil, tmel olandr. Tmellerse ancak bireysellerde varolabilirler, kendi balarna bir varlklar yoktur. Eeklik bir tmeldir ve ancak bireysel bir eekle varolabilir. Gerek olan, eekler ( bireysellikler) deil, eeklik (tmel)tir. nk eeklii ortadan kaldrn, dnyada eek kalmaz. Eek, varoluunu eeklie borludur. Bireysel eeklerin varolular bulunduu halde varlklar bulunmamasna kar, tmel eekliin varoluu yoktur ama varl vardr. Gerek baml varoluu deil, bamsz varl olandr. Dnyada bulunan btn bireysellikler varlklarn baka bir varla borludurlar, bu yzden gerek deildirler. Tmellerse bamsz varlklardr, bu yzden gerektirler. Bu yzdendir ki varolular bulunan bireysellikler gerek deildirler, grntdrler; varolular bulunmayan tmellerse gerektirler.

Eleaclk, Platon ve Aristoteles temeline dayanan ortaa realizmi bilimsel realizm anlayna tmyle ters bir anlam tar ve nesnel gerekliin gerek olmadn asl gerekliin, dnce rnleri (geneller, tmeller, evrenseller) olduunu ileri srer. Tmeller gerektirler ve tmel nesneden nce gelir. Bu, u demektir: eekler gerek deildir, eeklik gerektir ve eeklik eeklerden nce gelir. Bu realizm metafizik kapsam iindedir. Tmelin nesneden nce geldiini savunan dnrlerin savlar altnda, Roma, Katolik kilisesinin evrensellik anlay yatar. Bundan baka Hristiyanlk bata tanr olmak zere tmellere d Ortaa dnrlerinin bir ksm da tmeller sorununa mantk asndan yaklatlar. Nesnelerin yaplar ya da ortak zleri duyulur nesnelerde var olmalar asndan, zihninde var olmalar as ndan ve kendi ilerinde varolmalar asndan l bir bakla ele alnmaya balamtr. Bu farkl yaklamlar iinde, eylerin yaps ya da z, yalnzca zihinde varolan tmeller anlaynn gelimesi iin gerekli zemini hazrlamtr. Bu yaklam benimseyen grler lml realizm adyla nitelendirilir. Descartes dnyorum yleyse varm ile, yntemli dnmenin dncenin kendisinden kaynaklandn gstererek , dncenin dndaki maddi bir dnyaya felsefi olarak nasl ulalabilecei sorununu gndeme getirdi. Bylece Descartes ve yarm yzyl sonra John Locke, duyumlarn dsal bir kayna olduunu kabul ettiler. Cambridge Platoncular ise duyulur nesnelerin dsal varln kabul etmekle birlikte, yeni-Platoncu bir anlayla bilgi nesnelerine daha fazla arlk verdiler. 18. yzylda Berkeley bilginin dnda duyulur bir dnyann var olamayacan ileri srerken, David Hume ile bilen zne de ortadan kalkt. 20. yzyln balarnda filozoflar, realizmin kendi dnce sistemleri erevesinde Kant znelciliin ve genel olarak idealizmin kart olarak kullandlar. Yeni-realizm ile bilinebilir nesnelerin bamszl savunulurken, bilme edimi iinde, monist bir yaklamla bilginin ieriinin bilinen nesne ile saysal adan eit olduu ileri srld. Eletirisel realizm yeni-realizmin bu monist tutumuna epistemolojik bir yaklamla kar kt ve bilme ediminin nesnesi ile gerek nesnenin, alglanma annda saysal adan iki ayr ey olduunu ileri srd. ROLATIVIZM: Fizikte lmlerin ve fizik yasalarnn, birbirlerine gre farkl hareket durumlarnda bulunan gzlemciler bakmndan deiebilirliine ilikin kavram. Klasik fizikte evrenin her yerindeki btn gzlemcilerin, hareketli olsunlar olmasnlar zde uzay ve zaman lmleri yapacaklar kabul edilir, hz ve uzaklk gibi nicelikler, birbirlerine gre dzgn hareket eden referans sistemlerinin birinden brne Galilei dnmleri ad verilen ilemlerle tanabilir. Buna karlk, grelilik kavramna gre gzlemcilerin lmlerinde bulduklar sonular, greli hareketlerine baldr.

-S-

SANAT FELSEFES: Sanatn, sanat yaratmalarnn ve sanat beenilerinin z ve anlamn konu olarak alan felsefe dal. SANSUALZM: Bilginin duyumdan geldiini savunan reti... Bu reti, zihnin bir tabularasa (bo bir kat) olarak grlmesinin sonucudur. Duyumculuk bilgilerimizin usun uran olduunu savunan usuluk ve douumuzdan beri bizimle beraber bulunduunu savunan doutanclk retilerine kart bir retidir. Bilginin deneyden geldiini, savunan ampirizm, duyumcu bir temel zerinden ykselmitir. Duyumculuk, antika Yunan dncesinin bilgicilik akmyla balar. Protagarasa gre bilgimizin tek kayna duyumdur. Duyumlarmzn dnda baka hibir bilgi edinilemez. Bunun iindir ki ilk nedeni aratrmak bounadr. insan her eyin lsdr. Atomav Demokritos, Epikuros gibi dnrler de bu kandadrlar. Duyumculuk temelde zdeki bir retidir ve nesnel bir gereklie dayanr. nk, duyumlar, d dnyann nesnel gerekliin imgeleridir. Bilgi kuramnn ilk ve salam kant, bilgilerimizin biricik kaynann duyumlar olduudur. kincisi; duyum insana nesnel gerei bildirir. ncs; salam ve kukulanamaz kant da, pek ak olarak yle dile gelir; Nesnel gerek zdeksel yapdadr. SENTEZ (bireim): eitli geleri bir araya getirme, bir btn iinde birletirme. Bu birlemenin sonucu. Kart zmleme'dir. SEPTSZM: Her tr bilgi savn pheyle karlayan ve bunlarn temellerini etkilerini ve kesinliklerini irdeleyen tutum. phecilik felsefe tarihi boyunca yerleik kanlar ve inanlar sarsm felsefe, bilim ve zellikle dinde birok anlayn deimesine ortam hazrlamtr. Antikada Thalesten beri ortaya atlan felsefesel aklamalarnn okluu doal olarak eletiriyi ve pheyi gerektirmitir. Antika Yunan, bilgiciliinin kurucusu Protagoras tarihsel srete ilk phelenen dnrdr. Protagoras her eyin ls insandr. Her ey bana nasl grnrse benim iin yledir. yen iin rzgar souk, meyen iin souk deildir. Her ey iin birbirine tmyle kart iki sz sylenebilir der. demek ki herkes iin gerekli kesin ve mutlak bir bilgi edinmek sonsuzdur. Protagorasn phecilii greli pheciliktir. phecilik Elisli Pyrrhonla birlikte okullar. Bilgi sorununu sistematik olarak ilk inceleyen pheci Pyrrhondur. Descartesde bir phecidir. Onun pheciliine yntemli phe denir. Descartes, phecilii kesin bilgiyi buluncaya kadar tm bilgileri gzden geirme anlamnda bir yntem olarak kullanmtr. Pyrrhon, Platon ve Aristoteles okullar arasnda bir kartl sezmitir ve bu kartl daha sonra Stoa ve Epikuras okullarnda derinlemesini izlemitir. Bu gzlemleri Pyrrhona felsefe retilerine kar gvensizlii ve bundan tr de pheyi alamtr. Pyrrhonun phecilii bu temel maddede aklanabilir. 1) Nesnelerin gerek yasas kavranlmaz.

2) yleyse nesneler kar tutumuz yargdan kanma olmaldr 3) Ancak bu tutumlardr ki ruhsal dinginlike ulaabilir. Pyrrhoncular iin gerek mutluluk budur. SEZGCLK: Alm. Intuitionismus, Fr. intuitionisme, ng. iniuitionism, intuitionalism, es. t. tehaddsiye 1. Sezgiye us, anlk, kavramsal dnme karsnda stnlk veren; sezgiyi bilginin, zellikle felsefe bilgisinin, temeli olarak gren reti (Bergson). bkz. sezgi. 2. (Ahlak retisi olarak) Eylemlerin iyi ya da kt olularnn, onlarn deerleri ve sonular zerine herhangi bir dnp tanma ile deil, dorudan doruya sezgiyle bilinebileceini savunan gr. 3. (Matematikte) Matematiin temellerinin sezgi yoluyla dorudan doruya kesinlikle kavrandn ileri sren gr (mathematical intuitionism; kurucusu: L.E.J. Brouwer); bu gre gre, insan anlnn yapclndan doan "matematiksel varolular" ancak sezgi yoluyla snanabilirler; bu grte matematiin mantk ve felsefe karsnda stnl de kabul edilir, nk ne bilim ne felsefe ne de mantk matematik iin bir ndayanak olabilirler. SOYUTLAMA: Bir nesnenin herhangi bir yann brlerinden ayrarak tek bana ele alan ansal ilem. Soyutlama, bir bilgi yntemi olarak, insan zihninde yaplr. Ne var ki idealist soyutlama anlay ile diyalektik soyutlama anlay birbirinden tmyle karttr. dealist soyutlama, soyutlama sonucu olan kavram ve dnceleri saltklatrr ve bunlar nesnel gerekliin yerine koyar. Soyutlama, gerekte, yeniden somuta varmak ve somut btn paralarnda da birbiri ile olan ilikileri iinde tmyle kavramak iin kullanlan bir yntem, bir aratr. Soyutuluk, bu amac aralatrr ve somuta varmak amacn unutarak soyutta kalr. Felsefenin btn yanl sonular, bu arac amalatrmaktan domutur. nsann karnn douran, ekmek dncesi, deil, ekmein kendisidir. Ekmek dncesini nasl ekmek yerine koyamazsak, zdekten soyutlanan z dncesini de zdein yerine koyamayz. Gerekte soyutlama, bilme srecinde zorunlu bir yntemdir. dealizme dmeksizin gerekletirilen soyutlama, bilimsel soyutlamadr. Kavramlar, soyutlamalarla elde edilirler. Ama nesnel gereklerle denenir ve dorulanrlar. Soyut kavram ve dncelerin hakikiliklerinin lt insansal pratiktir. Soyutlamada arla varmaya ya da soyutlamalar ktye kullanmaya soyutuluk denir. SYLENCE (efsane): Tanrlar, kahramanlar, nceki alarn olaylar zerine anlatlanlar, masallar, ykler. SRE: Belli bir dzen iinde yinelenen, ilerleyen, gelien olay ya da eylemler dizisi. Belli bir sonuca ulaan dnce ak.

-T-

TARHSEL OKUL: Alm. Historische Schule, Fr. ecole historique, ng. historical school, es. t. tarihi mektep. 1. (Dar anlamda) 19. yzyln balarnda kurulan (Savignhy, Eichhorn vb.) tarihsel hukuk okulu. Aydnlanmann usu hukuk anlayna kar, hukuku tarihsel gelimenin bir sonucu ve ulus tininin organik bir biimde gelimi rn olarak grr. 2. (Geni anlamda) Hamann, Herder, Mser, Lessing'le balayan ve Grimm Kardeler ile Ranke'nin almalarnda doruk noktasn bulan bilimsel gelime; bu gelimeyle Alman tarih bilimleri, yalnzca tek tek bilimler olarak klasik biimlerine ulamakla kalmayp, ayn zamanda yeni bir tarih bilinci ve dnya gr yaratmlardr. Bu okulun yntem ve anlay zellikle Hegel'in tarih felsefesi ile atr. Bu okula gre, tarihte olumu olann bal bana bir deeri vardr. Tarihin oluturduu devlet, hukuk, sanat gibi biimler, bir ulusun ya da bir an zel ruhunun (tininin) yaratmalar olarak anlalmaldr. TARHSELCLK: Alm. Historismus, Fr. historisme. 19. yzyln ortalarnda, zellikle Almanya da tarih bilimlerinin bamsz gelime srecinde ortaya kan dnce akm. Olaylarn aklanmasnda tarihe ncelik veren eilim; tarihsel dnme eilimi. Bu balamda: 1. Btn olaylar, baarlar ve deerleri, iinde doduklar tarihsel durumlardan ve tarihsel koullardan kalkarak anlamaya alan, giderek bu olaylarn nesnel ieriklerinin ve bugnk anlamlarnn aklanmasn da ancak bu gemie bak iinde elde edeceine inanan dnce biimi. 2. nsan varoluunun zn onun tarihselliinde gren, tarihsellii insan yaamnn canl temeli diye anlayan, bylece de dnyay tarih olarak kavrayan felsefi dnme dorultusu. zellikle Dilthey, York v. Wartenburg ve varoluu felsefede karmza kar; .tarihsel okul'da doruuna eriir. 3. Tarihi yalnzca kendisi iin inceleme; tarih eitimine ar nem vererek geliigzel gemi deerleri yeniden canlandrma uruna bugn feda etme. Tarih kltr ve bilginliinin, yaama ve eylemeyi felce uratacak biimde arl. 4. Tarihin ilkece olduundan deerli grlmesi; tarih gereklerinin deimez yetkeler olarak saltklatrlmas. TASAVVUF: nsann duygu ve sezgi yoluyla Tanr'ya erimesini ve onunla btnlemesini mmkn gren reti. TEZM: Evreni yaratan ve yneten, vahiy yoluyla insanlara buyruklar veren bir tanrnn varlna inanr. Teizm deyimi usu ve iradesi olan kiisel bir

tanrnn varln ileri srmekle vahyi inkar ederek herkesin kendi aklna tabi olmasn ileri sren teizmin Allah ile alemi bir sayan panteizmin, Allah ve dini inkar eden ateizmin, oktanrcl kabul eden politeizmin karsndadr. Banaz dinsel bir felsefe retisidir, bilimi yadsr. Tanrya insansal duygular ykleyen biimine kiisel teizmin , tanry tm nesneleri nedeni sayan biimine ussal teizm denir. TEKLK (monizm): Gerekliin temeli olarak yalnzca tek bir ilkeyi kabul eden reti. TEKBENCLK: Alm. Solipsismus, Fr. solipsisme, ng. solipsism, Lat. solus = yalnz, tek; ipse = ben, es. t. eneiye 1. "Yalnz ben varm, benden baka her ey yalnzca benim tasarmmdr." diyen; znel ben'i..bilin ierikleriyle birlikte tek gerek, tek var olan olarak kabul eden felsefe gr (kuramsal bencillik). 2. Felsefede yntem asndan k noktas olarak ben'i alan gr (yntemse) tekbencilik. Descartes, Driesch). 3. Ahlak asndan yalnzca kendinin yaama savn tanyan, kendi ben'ini yaamn ve gerekliin zei yapan gr (ahlaksal bencillik. Stirner). TEMELLENDRME: leri srlen bir iddia iin temel, dayanak, gereke verme. Tomaslk. Alm. Thomismus, Fr. thomisme, ng. Thomism Aquinolu Thomas ve ona bal olanlarn: a. Aristoteles felsefesi ile Hristiyan dnya grn uyum iinde birletirmeye alan; b. nsan istenci ile Tanrnn nceden belirlenmesini doal-doalst bir varlk dzeni iinde birletiren; c. Usun stnln, isten ve isten zgrl zerindeki egemenliini ne sren retileri. Tomaslk Katolik kilisesinin temel felsefesi olmutur. TOPLUM FELSEFES: Toplumun ve sosyal olaylarn z ve anlam zerinde felsefe aratrmalar. Toplumun z ve nasl olmas gerektii zerindeki felsefe retileri. TZ (cevher): Deien durumlara kar kalc olan; kendi kendisiyle, kendi kendisinde var olan. Var oluu iin baka bir eye ihtiyac olmayan. John Locke, niteliklerin yalnz balarna var olmakta devam etmelerini kavrayamyoruz. Zorunlu olarak bunlara destek olan baka bir eyin var olmas gerektiini dnyoruz. Destek olan bu eyin de birok nesnelerde bulunduunu varsayyoruz, ite bu ortak destee Tz adn veriyoruz... demitir. Descartes de yle demektedir: tz dndm zaman, var olmak iin kendinden baka hibir eyin varlna muhta olmayan bir eyi dnyorum. Ak sylemek gerekirse byle olan yalnz Tanrdr. Hollandal Yahudi dnr Spinoza da yle diyor: tz szcnden, kendiliinden ve kendisi iin var olan anlyorum. Bu kavramn meydana gelmesi iin baka bir kavrama ihtiya yoktur...

slam dnrlerine gre tz, ya kendi znden dolay ya da kendi bana vardr. Kendi znden dolay varolan, varolmas iin hibir ey gerekmeyen cevher Tanrdr. Kendi bana var olan ise varolmak iin baka bir eyde bir bana var olan ise varolmak iin baka bir eyde bulunmayan, baka bir eye dayanmayan bamsz olan tzdr. Bu anlamda Tanr dndaki nesnelerde tzdr. Bu dnrlere gre soyut tzler balangsz, maddi tzler ise yaratlmtr. TMEVARIM: Tekil ve tikelden tmeli, zelden geneli karan uslamlama yntemi... Francis Bacon, bilimsel aratrma ynteminin felsefesel ieriini saptayarak tmevarm yle tanmlamtr: bilmek iin snamak, gzlemlemek, olaylar zmlemek ve sonra ayr olaylardan genellemeler yapmak ve sonular karma yntemi . tmevarm yntemi , bilimsel nemini 17. ve 18. yzyllarda kazanm ve Francis Bacon, Galile , Newton ve John Stuart Millin katklaryla bir hayli gelimitir. Bugn iki trl tmevarm ayrt edilmektedir: Bir snfa giren btn elerin incelenmesi sonucu olan tam tmevarm, btn elerin incelenemeyecei durumlarda zorunlu olarak bavurulan ve ok sayda enin incelenmesiyle yetinen eksik tmevarm. Eksik tmevarmlarda varlan sonu belkili bir sonutur. rnein birok kedinin kuyruklu olduuna bakarak btn kedilerin kuyruklu olduu yolunda tmevarmsal bir sonu karrz, ne var ki Man adalarnda yaayan kediler kuyruksuzdur. Bu yzden btn kediler kuyrukludur dememiz daha doru olurdu. Deneysel bilimler, olaylardan yasalara gtren bir yntem olan tmevarm yntemini kullanrlar, tmdengelimi kullanrlar . rnein bir buz parasnn ate stnde eridiini birok kez grsek ate buzu eritir tmevarmn uslamlarz. Bilim, yle bir tasmlama yaparak bunu yasalatrr: birinci ncle nedensellik ilkesini koyar ve ayn nedenler ayn koullarda ayn sonular verir der. kinci ncle deneylerimizin sonularn yerletirir ve ate buzu eritir der. Sonra bu sonucu tmelleyip bilimsel bir yasa haline getirir ve s her zaman buzu suya dntrr der. Bu yasay bilimsel olarak ortaya koyan , grld gibi, nedensellik ilkesidir, sadece gzlemlerimiz ve deneylerimiz deildir Diyalektik materyalizm, tmevarmla tmdengelimi, bilgi srecinin, birbirlerini belirleyen ve kopmaz bir bamllk iinde bulunan yanlar olarak grr; ayr ayr yeterli bulmaz ve bunlardan birinin saltklatrlmasna kardr. Tmevarmla tmdengelimin bamll, kuramla klgnn bamll gibidir. Deneysel verilerden kuramsal sonular karlrken (tmevarm) o kuramsal sonular deneyleyerek (tmdengelim) dorulamak gerekir. TMDENGELM: Tmelden tikeli ve genelden zeli karan uslamlama yntemi... Tmdengelim, doru olan ya da doru olduu sanlan nermelerden zorunlu olarak kan yeni nermeler tretir. ncller doruysa sonu da mantksal bir zorunlulukla dorudur. rnein: insan lmldr , Ahmet insandr yleyse Ahmet de lmldr tasm, tmden gelen bir tasmdr. Btn insanlarn lml olduklar doruysa Ahmet de bir insan olduuna gre Ahmetin de lml olmas zorunludur, baka trl olamaz.

Deneysel bilimin , tmevarmc bilgi ynteminin kurucusu Francis Bacon deneye bavurmad, salt dnsel bir uslamlama olduu iin tmdengelimi yadsmtr. Buna kart Hegel , tersine, ancak tmdengelenin gerek olduunu, bireyselden yola klarak tme varlamayacan savunmutur. Ona gre idealizm iin tek geerli yntem, tmdengelim yntemidir. Tmdengelim ve tmevarm yntemleri, tmelle tikel (genelle zel) arasnda sk bir iliki gren ve bu ilikiyi en doru ekilde ortaya koymann yollarn aratran Aristotelesin buluudur. Genelden zele inen tmdengelim yntemiyle zelden genele kan tmevarm yntemi 17. yzyldan itibaren bir hayli gelimitir. zellikle bu iki yntem arasndaki ballk, ikisinin birlikte kullanlmas diyalektik mantkta gereklemitir.

-U-

UTULTARZM: Etikte bir eylemin doruluunu etkiledii kiilere getirdii mutlulukla len gr. ngiliz dnrleri Jeremie Benthamn temellerini atp John Start Millin gelitirdii utilitarizm retisine gre ahlakn lt yarardr. Mill felsefenin douundan beri dnrlerin en stn iyinin ne olduunu aradklar ve bunu Benthamla birlikte bulduunu savunur. Ve en stn iyi yarardr ve iyiyi ktden ayrmak iin yararl olup olmadna baklmaldr der. Utilitarizm herhangi bir eylemin yalnzca o eylemde bulunan kiiye deil herkese yarar salanmasna doruluk lt olarak alr. Bentham ve Mille gre mutlak iyi haz duygusunun acya yalnzca yararllk ilkesi nda yorumlandklarnda anlamldr. nsan davrannn tek amac haz duygusunu arttrmak olduunda herhangi bir davrann doruluunun ya da gerekliliinin belirlenmesinde alnacak lt de bu mutluluk hedefi asndan yararldr. En ok sayda kiiye en yksek dzeyde mutluluk salayacak eylem zellikle yaama alannda nemli rol oynar. Yasa koyucu toplumdaki bireyler en st dzeye karmaya alr. Benzer biimde bireyin br topluluk yelerine zarar vermesini engellemek iin de caydrc cezalar belirler. Bu ceza ktdr fakat daha byk bir ktl nlediinden yaral grlebilir. USULUK: Alm. Rationalismus, Fr. rationclisme, ng. rationalism, Lat. ratio = us, es. t. akliye

Us bilgisine dayanan, doruluun ltn duyularda deil, dmede ve tmdengelimli karmlarda bulan retilerin genel ad. 1. Bilgi retisinde usculuk, bilginin usa, anla, dnceye dayandn ileri srer. Usta gerekliin bilgisini veren nsel kavramlar ve nsel nermeler vardr. Eski Yunan filozoflarndan bir ou, zellikle Parmenides ve Platon usudurlar. Yeniada Descartes usuluu temellendirmitir. Ona gre, doruluk duyusal alglarda deil, ,us kavramlarnda, doutan kavramlarda (ideae innatae'de) verilmitir. Bu gibi kavramlar matematiin kavramlar ile tz, nedensellik gibi dnce kavramlardr. Bunlar doutandrlar, baka deyile usa dayanrlar, doruluklar duyusal algda deil, dncede temellendirilmektedir. nk "Ak ve seik olarak kavranan her ey dorudur.", burada doru, gerek oluu da dile getirir. Baka usu filozoflar: Spinoza, Leibniz, Kant, Hegel. Hegel usuluun doruuna ulamtr. Ona gre asl geree , hi deneye bavurmadan, yalnzca dnmenin snrlar iinde kalnarak varlabilir; "Usa uygun olan gerektir, gerek olan da usa uygundur." 2. Tm gerekliin yapsn usa dayanarak kurmaya alan retiler . yzylda modern ilimlerle ballk iinde olan fiziktesi eilimlerin us lks olarak ) 3. Yntem bakmndan usuluk: a. Matematie ve onun yntemlerine ynelen almalar: Bilgiyi. zellikle felsefe bilgisini, az sayda temel nermelere, ilkelere dayanarak, az sayda ilkelerden kararak usa uygun bir dizge olarak oluturma abas. (CSr. Spinoza'nn "Ethica" adli yaptnn alt bal "geometrik ynteme gre tantlanm" szlerini tar.) b. Salt dnmenin iinde kalarak, yalnzca kavramn kendi kendine ilemesiyle bilginin olumasn sala- yan yntem. (r. Hegel'in eytiimsel yntemi, kaplam en geni olan kavramdan kalkarak btn dnlenleri birbiri ardndan ayn yntemle gelitirir; eytiim, hem dnmenin hem de tm varln (gerein) gelime biimidir; bylece eytiim Hegel'de evrensel bir yntem olur.) c. Bilgi kazanmada ve yaam biimlendirmede tek ara olarak usun tutarl bir biimde uygulanmas (eilim olarak rnein modern pragmaclkta). USDIILIK: Alm. Irrationalismus, Fr. irrationalisme, ng. irrationalism Yaamada ve bilgilerde usd elere tek yanl olarak arlk veren gr. u trleri vardr: 1. (Bilgi retisinde) Gr, sezgi, sevgi, duygu ve igdleri bilginin kayna

sayan gr. 2. (Fiziktesinde) Usd bir evren temelinin bulunduunu kabul eden grlere verilen ad. USSAL: (Os. Akl, Mkul, Mstenidi akl, Nazari, Zihni, Mantki, Mstedel,. Nutki; Fr. Rationnel, Al. ng. Rational, ayrca Al. Verminftig, t. Razionale) Usa degin... Usauygun ve usul da denir. Usa uygun deni, usun sama bulmadn da dile getirir. Usla elde edilmi olan anlamnda da kullanlr. Btn anlamlarnda usd deyiminin kartdr. Saduyuya aykr dmeyen, ussaldr. Dilimizde Trke yazmyla rasyonel deyimi de kullanlyor. Trk Dil Kurumunca yaymlanan Ruhbilim Terimleri Szlnde yle tanmlanmtr: "Cokuyla deil, us ve dnme sreleriyle ilgili olan". Ruhbilim dilinde cokusal deyiminin kart olduu gibi, metafizik dilde de sezgisel ve klgsal deyimlerinin kartdr. Ad geen Ruhbilim Terimleri Szlnde btn ruhsal grnmlerin lmsz ve nesnel olmayan bir ruhun grnmleri olduunu savunan felsefe ya da dinsel ruhbilim akmn dile getiren ing. rational psychology deyimi karl olarak ussal ruhbilim, elde bulunan tutamaklar arasndan en iyilerini seerek gvenilir yarglarla salam bir yoldan sorunlar zmeyi dile getiren ing. rational problem-solving deyimi karl olarak ussal sorun zm, davranlar ncelikle duyumlara ve sezgilere dayanan cokusal tipin kart olarak daha ok usla davranan tipi dile getiren Dr. Jungun terimi ing. rational type deyimi karl olarak ussal tip deyimleri nerilmi ve tanmlanmtr. Bk. Usalr, Us, Ussallk, Ussallatrma. USLAMLAMA: (Os. stidll, Muhkeme, Fikr nazar, Kys akl, Huccet, Kys, Nazar, stidlli thlil, Delil, Fikir; Fr. Raisnnement, Al. Vernunftschluss, ng. Reasoning, t. Ragionamento) Ussal yarglarn mantksal dizimi... Usavurma da denir. karsama ve bunun anlamda olan karm deyimleriyle de yakn anlamldr. Bilinen nermelerden bilinmeyen nermeleri karmay dilegetirir, edeyile belli bir takm nermelerden mantksal ilerlemelerle sonu karmaktr. rnein budayn besleyici olduunu ve ekmein budaydan yapldn biliriz, doru olduklarn bildiimiz bu nermelerden "ekmek besleyicidir" sonucunu karrz; bu, bir uslamlamadr. Bu yzden uslamlamaya us yrtme (Akl yrtme) de denir. Mantk, bu uslamlama bilimidir. Bir nermenin doru olup olmad, mantn ii deil, o nermenin ilgili olduu bilimin iidir. Mantk, bir nermenin doru olup olmadn bilemez, sadece "A nermesi doruysa B nermesi de doru olmaldr" der, uslamlama da budur. Aristoteles'in tasm retisi bylesine bir uslamlamadr. Uslamlama, tmdengelim ve tmevarm yntemiyle yaplr. Uslamlamak (muhakeme etmek), ussal bir ilemdir. Bu yzden us, uslamlama yetisi olarak de tanmlanmtr. rnein Fransz dnr Descartes (1596-1650), felsefesini, uslamlamayla kurmutur. Descartes'a gre bir dnceyi meydana getiren daha nceki bir dncedir. yleyse dnce zincirinin arasna yanl

bir dnce kartrmakszn sray titizlikle kovalayarak geree varlabilir. Uslamlamann byk deeri yeni bilgiler vermesi, bilgilenme srecinin kuram ve varsaym gibi yksek bilimlerini oluturmasdr. Tmdengelen uslamlamalarda karlan sonu kesindir, tmevaran uslamlamalarda olasl ya da yanl olabilir. Alman idealisti Hegel, uslamlama'y Al. Schluss deyimiyle dile getirmitir, bu, ayn zamanda tasm anlamna da gelir. Nitekim Hegel'in Mantk'n Franszcaya eviren Georges Noel (Paris 1897), Hegel'in bu deyiminin karl olarak, uslamlama ya da tasm (Fr. Raisonnement ou syllogisme) deyimini kullanmtr. Hegel, uslamlamay kmser ve "keyfe gre konulan nermelerden keyfe gre sonular karma" olarak tanmlar, bunun yerine diyalektik yntem'i koyar. Hegel'e gre sonu karma, keyfe gre ve rastlantsal deil, kesin ve zorunlu olmaldr ki bunu da ancak diyalektik yntem salar. Hegel nasl uslamlamay diyalektik ynteme oturtmusa, Descartes ve onun izleyicisi Spinoza da geometrik ynteme oturtmulard. Descartes ve Spinoza'ya gre de felsefe, rastgele uslamlamalarla deil, geometrik yntem'le kesin ve zorunlu sonular karmaldr. Ne var ki uslamlama, bilimsel kullanmnda, hi de keyfe gre ve rastlantsal sonular vermez. nsanlar lmlyse ve Sokrates de bir insansa, Sokrates'in de lml olaca kesin ve zorunludur. Bk. Tasm, karsama, Tmdengelim, Tmevarm, Mantk, Kuram, Varsaym. UYUM (armoni): okluun ve kartln dzenli bir birlik oluturmas. Uyum, sanat felsefesinin de temel bir kavramdr. UZAY: Btn varlklarn iinde bulunduu sonsuz boluk; btn var olanlar iinde bulunduran ey.

You might also like