You are on page 1of 75

İTÜ Tarihi 47 Devrim

53 Namusu Nesnel
DİSK Devrimci Görev
Üzerine
10 Bağımsız Sendikacılık ve Kurulur

Basını Kim

Devrimci Sendikal
Mücadelenin Geleceği (2) 58 Kültür Üzerine

16 Bölgeler 60 Geçişi "Onurları

18 Sol Olmayan Sol: Yeni


61 Haberler
24 Demokrasi Üzerine (1)
65 ve
28 Sentezi Üzerine Zaman
Yorumlu Felsefe
34 12 Nasıl Gelindi?
36 16 Mart 69 Gün
40 Yeni Askeri Ceza ve 70 İçerden
Yönetmeliğinin Anlamı ve
Amaçları 71 Şafağa Değen Mektup

Metin Yavuz Ofset Hazırlık ve Dizgi: İlan Koşulları:


526 04 24 Arka Kapak: 250.000 TL.
Film Kapak 200.000 TL.
Sorumlu Müdürü:
Delta Grafik Tam Sayfa 150.000 TL.
Çelik Malkoç
Baskı: 1/2 Sayfa 75.000 TL.
Yeni Doğuş WEB OFSET 1/4 Sayfa 40.000
Teknik Y önetim:
Halûk
Dağıtım:
Etkin

Y önetim Abone Şartlan


No: 46/9 6 Aylık 2500 Ankara bürosu:
1 Yıllık 5000
49 Rüzgarlı Sokak No: 14/19T ULUS
Y urtdışı: 40
süreç giderek netle yorlar. Ülkemizde başarısız olduklarını hakkını kullanıyor, sendikalarda yıllar
şiyor. Süreçte silinen silinmeye çalışı söylemek hayli güç. Toplumu yıllardır dır süren düzene boyun eğme politika
lan toplumsal muhalefet odakları yeni istedikleri gibi yönlendirmede araç sının değişmesi için yönetimleri zorlu
den seslerini çabasına olarak kullandıkları basında, kendi yorlar. Öğrenci gençlik, artık bilimsel
girdiler. Baskı ve zor koşullarının en dışlarında bir gelişmeden rahatsız olan ve özerk bir üniversitenin gerekliliğinin
ileri boyutlara insanlarımızın egemen güçler, bunu ve bu talebinin gerçekleşmesinin eği
dönem artık hareket koşullarını oluşturmaya çalışıyorlar. tim sistem ilişkisine
liliğe, konuşkanlığa bırakıyor. Toplumu istedikleri gibi bilincinde olarak
Sürece karşımıza, öz bir ayağı da basını denetle mücadelesini yüksel
gürlüklerin ve mekten geçiyor. Özellikle
hakların kırıntılarının dahi ortadan çıkardıkları dergilere Çözüm; sessizliğin kırılmasında
kaldırıldığı, her türlü baskı aygıtı yardı yoğun bir saldırının varlığı inkâr yapmak için, bir derginin
mıyla ve yozlaşmayı edilemez boyutlara tırmanıyor. işlevi sınırları içerisinde, yapılması
çalışıldığı bir ortam Mart ayı özellikle gereken yapmak için çaba
çıkıyor. güçlerin çıkardıkları dergiler üze göstermiş ve gösterecektir.
Ancak tarihe baktığımızda toplum rindeki baskının yoğunlaştığı bir dö
sal hareketlerin ileriye doğru nem Mayıs dergisinin yöneticile Dergi çıkarmanın teknik yanla
hiç engellenemediğini görü rinin gözaltına alınmaları, evlerine rı var ki derginin çıkmasını bir süre
yoruz. Baskı ve zor koşullarıyla sürdü Kâğıt bulamama vb.
karakol kurulması ve yazılarına el
rülmek istenen engellemeler mutlaka gibi nedenlerden ötürü de gene
konulması, ayrıca İlk Çağdaş Yol
sonuçlandı. geciktik. Amacımız dergiyi periyodik
ve Yeni Gündem dergilerinin toplatıl
Yıllardan beri süren sessizlik yavaş bir zamanlama ile çıkarmak. Bu yüz
ması ve davalar açılması bu
yavaş yerini bir hareketliliğe bırakmaya den daha fazla çaba
baskının açık göstergeleri oldular.
başladı. işçi gerekiyor. Ancak belirtmemiz gereken
lerin, öğrencilerin, tüm toplum kat Mart ayında dergimize yönelik bir noktada bundan sonrada bizim
manlarının artık seslerini duyurmaya saldırılar ise ilginç bir görünüm sergi dışımızda gelişen nedenlerden
çalıştığını görüyoruz. Ne var bu lenmesine yol açtı. Özellikle boyalı gecikmelerin olabileceği
hareketlilikten rahatsız olanlar da var. basının polis tarafından nasıl yönlen dir.
Yıllardır emekçi halkımızın sırtın dirildiği açıkça ortaya çıktı. Geçen sayımızda dizgi hatası sonu
dan geçinen, her istediğini hemen Çözüm; saldırılara rağmen, cu ortaya çıkan bazı yanlışları belirtme
uygulamaya koyan egemen güçler, görevinin tersyüz edilmeye çalışılan nin yararlı düşünüyoruz:
toplumdaki bu hareketliliğin önüne süreci ayaklarının üstüne oturtmak Sayfa şiirin satırında
geçmek için her türlü zor ve çağdışı olduğunun bilincinde olarak yayın olarak çıkan kelime
yöntemi kaçınmıyorlar. hayatını sürdürmeye kararlıdır. sayfa fotoğraf altında muhalifi
Basın toplumları yönlendiren Sessizlik, yerini mücadeleye bırakı halefi; sayfa 3. sütun da
güç artık. Bu yüzden egemen yor. Artık toplumun, her alanda 4. paragrafın başı çıkmamıştır, burası
güçler her alanda olduğu gibi basını da çalıştığını gözlemliyoruz. Kızıl iktidarı"
istedikleri gibi yönlendirmeye çalışı Emekçi halkımız elinden alınan grev şeklinde
Ahmet
GİRİŞ: Eylül ile birlikte toplu politikası salt baskı Seks, uyuşturucu ve dans gençlere
mun her kesimi ve hukuki kalıplara yeterdi. Gençler gençliklerini yaşama
üzerinde bir çemberi oluştu Gençlik üzerinde korkunç bir ki düzen
ruldu, kurumlan Bu yozlaştırma kampanyası başlatıldı. Ba Seksi, uyuşturucuyu,
kurumlar başta Anayasa olmak üzere sın TV her türlü organı bu dansı, beğenmeyenler Onlar
çeşitli kampanyanın yürütücüsü durumuna için başka bir yol vardı. Din. Din
getirildi. Birahaneler, diskotek olgusu, mevcut yozlaştırma
gölgesinde sağlanan bu meşrulaştırma eğlence yerleri bu sına olabilecek karşı çıkışları
çabaları boyunca gerçek etmenin bir aracı olarak sürekli kuvvet
leştirilip, yerine oturtulurken belirli lendi. Okullara konulan mecburi din
aşamalardan sonra bir dersleri atan, tarikatlar,
baskı çemberine itirazlar, karşı kuran vb. bu amaca
lar gündeme gelmeye başladı. yönelik idi. Devlet Başkanından ma
yozlaştırma politikasına halle üniversite rektörün
Düzen, kendine alternatif olabilecek karşı den ilkokul müdürüne kadar herkesin
cek, temellerini sarsabilecek tüm yapı etmenin bir ağzından kelimesi düşmüyordu
ları ortadan kaldırmaya niteliğini sergi X X Dip not: Burjuvazinin
olarak sürekli Atatürkçülük dönem
daha iyi bir yaşam öneren
silmeye kuvvetlendi. Okullara boyunca yine ön planda idi. Ama bir iki
konulan mecburi din ana yolun yanında, somut hizmet edici
Bu gençlik (özellikle dersleri gençliğe atan bir platforma sokulmadı. Çünkü Ata
üniversite gençliği) de nasibini alma kuran kursları türkçülük, demagoji malzemesi olsa
Çünkü düzenin beyinlerine göre da, fazla derine inmeye gelmiyordu.
vb. herşey bu amaca emperyalist özü, ulusal kurtuluş
herşey
öyleyse "masum talebe ruhu bir süre sonra ortaya çıkıyor, ve
hareketlerini bile buna burjuvazi için bir çelişki kaynağı olu
uygun ortamı ortadan kaldıran bir sis yordu. Hele üniversite gibi bir kurumda
tem YÖK bu planın bu daha da tehlikeli idi. Bu yüzden Ata
somut bir ifadesi olarak gündeme geldi alt yapısı haline geldi. Uyuştu genelde bir edebiyat olmak
ve vizenin dersin dışında bir şey düşün rucu, yoz bir müzik ve yaşam kültürü tan öteye Bir yanda
meyen, kurallara uyan, "tek gençliğe her Duran
tip" üniversiteli üretimine başladı. Bil Gençler artık ve benzeri diğer yanda Adnan Hoca
gisayarlar, çağında YÖK düze isimleri değil Heavy Metal, Punk gibi lar Hocalar vb.
ninin rehaveti için etten kemikten batıdan ithal edilme oradaki ideolojik "başarı!" diyecekleri sırada,
robotlar amacıyla tüm ve kültürel bunalımı yansıtan isim ve işlerin hiç de umdukları gibi gitmediği
tepesine yaşam benimsemeye başladı. ortaya çıktı. Gençlik yeniden
maya Yok! bu seferkiler nasıl Bunu yeterince kav toplumsal ve daha
öyle "komüncüler" gibi değildi. Onlara rayabilmek için biraz gerilere gitmek önce kavrama avantajına sahip
pek ses çıkarmazlardı. Ve çıkarmamış, gerek. gençlik, bu çözüm nokta
birbirlerini bulmalarına, örgütlenmele Türkiye'de gençliğin mücadele sını arama çabalarına çözüm
rine bile neredeyse yardım etmişlerdi. geçmeden önce en ifade doğrultusunda örgütlü bir güç olarak
Bir işler ters gidiyordu. Çünkü gençliğin ne olduğunu irdelemek varlığını hissettirmektedir. Bu da genç
devrimci gençliği liğin toplumsal çatışmalarda diğer
için bir fırsat yaratmışlardı. Bu seferki Gençlik deyince ilk akla gelen atıl
coşku, dinamizm, cesaret, ile ülkelere göre daha ağırlıklı bir rol oyna
başka idi. Bu seferkiler, masını getirmekte, siyasal platforma
haklarını Ro riye açık olmak gibi özelliklerdir. Bu
özelliklerdir gençliği çoğu zaman daha çabuk ve güçlü girmesi sonu
bot olmayacaklarını doğurmaktadır. bu ne
haklarını istiyorlardı. Robot öne çıkarmış ve hemen her dönemde
eskiye, yapılara karşı çıkışla gençliğin temel olması, ne de gençlik
olmadıklarını, hareketlerinin siyasal be
özerk üniversite talebini gündeme rın destekçisi, savunucusu haline ge
tirmiştir. lirleyici anlamına
getiriyorlardı. ve tarihsel özellikle
Nerede hata yapmışlardı! Gençliği en önem rinden dolayı gençliğin diğer ülkelere
birer yurtlar birer kışla duru li düzendeki sınıfsal kalıplara göre daha bir role sahip
muna getirilmişti. O halde olup da tam anlamıyla adapte olmasıdır.
ortaya çıkmıştı bu düşünen ve isteyen Örneğin
öğrenciler? onu sınıfsal kategoriye
Oysa unuttukları üstesinden gele tam olarak ondan söz ede her geçen
medikleri hesaba katmadıkları çok şey meyiz. Keza işçi gençlik için yine öyle.
Çünkü henüz tam bu statüyü gün daha çok
vardı.
kabullenmiş durumda değildir. Ve ken siyasallaştırılması ve
Robotlaştırmaya bu in dine daha bir konum özlemi içinde sürdürdüğü mücadele
sanların toplumun bir parçası oldukla dir. Bu özlemler onun tam olarak sahip doğal olarak
rını unutmuşlardı. Atölye haline getir olduğu kökene uyum göstermesini
dikleri okullarda kışla getirdikle kadro ve
engeller. Hayatı kavramaya başlayan
ri yurtlarda bu denetleyebili bir gencin karşısında iki dünya vardır; ileri unsuru ortaya
yorlardı az çok ama, toplumdan tama birincisi içinde bulunduğu geleneksel sosyalist
men Çelişkileri ile, gördüğü) dün bilincin ve örgütlülüğün
sömürüsü baskısı toplumu yaşa yası, diğeri de kendisinin dışında ve yaygınlaşmasına yol
Kendile sahip olduklarından çok daha fazlası
rine dikte toplumdaki ger açmıştır."
nın yer aldığı bir dünya. Bu iki dünya
çek durumun çelişkileri nın yarattığı ki gençliği
düşünmeye zorluyordu ve değişikliğe, arayışa kurtuluş
öğrenci gençliğin okulda öğretilenler Türkiye'de yaşanan süreçte, sözü
yollan aratır.
ile yaşamdaki farklılıkları nü farklı bir gelişim izle
bunların araması uzun sür Uzun yıllar dar bir aydın
meyecekti. Nedenler bulundukça, çö grubunun sosyalist
züm yönünde adımlar atılması kaçınıl
karşı İlgisi düşünceler, gerçek ancak
mazdı. Gördükleri eğitim, yaşamdan fazla olan 1961 sağladığı
kopuk ve yaşamdan kopmayı amaçla ülkeye dünya demokratik ortamda kitle
yan bir eğitimdi. Buna karşı çıkmak, lerle tanışma olanağı bulmuştur. Sos
demokratik ve özerk bir eğitim kurumu düşünce klasiklerinin
politik gelişmelere karşı geniş biçimde başlanma
yaratmak gerekiyordu. Toplumun dı
ve gerisinde bir eğitim kabul edi
her zaman duyarlı sosyalist düşüncelerin ve dünya
lemezdi. olmuştur." devrimci
ger
Hesaba katılmayan bir olgu ise çekleşmiştir. Süreç içinde ufku geniş
öğrenci gençliğin Türkiye'de sahip Öğrenci gençliğin konumu ise çok leyen gençlik, kendi özgül
olduğu devrimci geleneklerdi. Bu gele daha Biçimsel de olsa üre ülkedeki çeşitli sorunlardan ve sınıf
neklerin öyle üç beş yılda yok edilmesi timden kopuk, kökenleriyle mücadelesinden ayrı ele alınamayaca
mümkün değildi. Okulların duvarları, bağları iyice zayıflamış, aydın karak ğının farkına varmış, bu doğrultudaki
koridorları, odaları, salonları terli ve tüm bunlara bağlı olarak düze mücadelesi her geçen gün gelişip güç
hâlâ bu izlerini taşırken bir nin karşısında daha objektif lenmiştir. her geçen gün
anda, her şeyi unutturmak hem de öğrenmeye ve kavramaya daha çok siyasallaşması ve
gelenekleri bir umacı bir korku olarak daha Çevresine ilgisi düğü doğal sempati
gündemde tutarak kadar kolay fazla olan ülkeye, dünya ger zan, kadro ve ileri unsuru ortaya
değildi. Türkiye'de üniversiteler, çeklerine, çeşitli politik gelişmelere sosyalist bilincin ve
dan beri bir gelenek yaratmıştı. Gerek karşı her zaman duyarlı olmuştur. lüğün yaygınlaşmasına yol
12 12 kadar ki
Gençlik (özellikle öğrenci siyasal deneyimlerini DP iktida
süreçte ismi ve mücadelesi bu özellikleriyle çoğu zaman ve rına karşı yükselen protesto hareketle
ile bu mücadelenin simgesi olmuştu. sosyal gelişmelerinde önemli rol oyna rinde edinen (hatta şehit veren) genç
Akademik Demokratik mücadelesi Ülkelerin ve lik, 61 kazandığı bu
faşist ile durumlarına bağlı olarak bu deneyimlerle demokratik gelişmelerin
ve müca etkinlik derecesi ülkeden ülkeye deği duyarlı bir takipçisidir. Bu gelişmeler
unutulması mümkün değildi. şebilmektedir. Örneğin Türkiye gibi içinde örgütlenmenin önemini kavra
DEVGENÇ ne yapmıştı, öğrenci ülkelerde gençlik yaşamda yan yaygın şekilde
gençlik içinde devrimci gelenekler daha karakteri gereği kurmaya, bura
larda toplanmaya başlar. Sol adına tarihini (akademikdemokratik, Anti alırken, İstanbuldaki devrimci gençlik
ortaya çıkan TİP, bu örgütlenme faali emperyalist ve antifaşist) ortaya koy hareketine damgasını vurmaya başla
yetlerinde etkin bir role sahiptir. Ocak mak, 1986'lara gelindiğinde akademik mıştı.
1965'de hemen her okulda varolan ve demokratik platformda seslerini
Fikir Klüplerinin merkezileşme çaba duyurmaya çalışan öğrencileri anlaya Esas olarak ülkedeki ekonomik
ları sonuçlanır ve Fikir Klüpleri Fede bilmek açısından yararlı olacaktır. sosyalsiyasal krizin derinleşmesi ve
rasyonu kurulur. İlk dönemde TİP'in Burada bunu yapmaya çalışacağız. sınıf mücadelesinin keskinleşmesiyle
gençlik kolu fonksiyonunu üstlenen birlikte, 60'lı yıllarda dünya sosyalizmi
FKF, ülkedeki siyasal gelişme ve ideo nin prestijinin ve ulusal kurtuluş savaş
lojik netleşmeye paralel bir süreç yaşar j) 1960'lı YILLARDA larının, emperyalizmin cephesinde ar
ve FKF'deki etkinlikler bu bağlamda darda açtığı gedikten sempatinin ve
değişmeye başlar. II. Kongre sonrası
İTÜ'DEKİ DEVRİMCİ kendine güvenin alabildiğine artması,
(1968 mart) başlayan TİP çizgisinden MÜCADELE VE 12 ülkemiz gençliği arasında da mücadele
sapmalar, III. Kongre sonrası (ocak perspektifini zenginleştirmiş anti em
1969) TİP'in IV. Kongre sonrası (Ekim
MART DONEMİ peryalist coşkuyu yükseltmişti.
1969) MDD içinde yer alan ve daha Genelde bu etkenlerin yanında,
sonra PDA adını alacak grubun tasfi İTÜ'deki somut tarihsel duruma gir ülkemizde 1960'a kadar yaşanan süreç
yesi gerçekleşir ve doğru devrimci çiz meden önce, üniversitelerdeki müca ve özel olarak da DP iktidarının
gideki kadroların (X) (DİPNOT(X) Bu delenin nasıl kavranması gerektiğini durumu gençliğin antiemperyalist
kadrolar 1970 sonlarına kadar eski açmak gerek. Özellikle baskı dönem duygularının güçlü olmasında büyük
tüfeklerin bulunduğu MDD (milli de leri sırasında geliştirilen ideolojik ve etkendir. 1950'lerden itibaren DP ikti
mokratik devrim) yer alsalarda, kendi demogojik saldırılarla rejimin tasarruf darıyla birlikte ülkenin hızla ABD
içinde bir grup yapıları vardır ve MDD larına her karşı çıkış hemen vatan hain emperyalizminin etkinliği altına sokul
ile birliktelikleri bir yayın organının liğine kadar vardırılan, gizli örgütlerle, ması ve bu durumun gençlik tarafından
(ASD) sütunlarını paylaşmaktan öteye dış mihraklarla bağlantısı kurulan bir bilinmesi, DP iktidarını deviren 1960
gitmez. İdeolojik ve pratik birliğin muhtevaya büründürülmeye çalışılır. ihtilalinin sonrasındaki iktidarların
olmadığı, akıma ideolojik ve pratik ayrı Bunun yarattığı ortamda öyle bir hava emperyalizm karşısındaki tavırların
lığın netleşme sürecidir bu birliktelik...) oluşur ki, insanlar düzenin meşru say dikkatle izlenmesini getirmiştir. Duyar
denetimine geçer. Kongre sonrası FKF dığı ekonomikdemokratik, akademik lılığın en yüksek olduğu bu konuda ikti
yerine DEVGENÇ adını alır. Ekim vb. haklara bile sahip çıkamaz duruma darın ABD emperyalizmiyle geliştirdiği
1970'de yapılan 5. kongre ise kendi gelir. Bunda en büyük etki sürdürülen ilişkiler gençliğin antiemperyalist ve
içindeki gelişimlerini tamamlamış bu baskı ve terördür. iktidarın arkasındaki egemen sınıflar
kadroların ideolojik ve pratik güven Burada anlatılacak olanlar da bir ittifakına karşı tavır ve eylemlerini yük
sağladıkları, gençliğin tek temsilcisi seltmiştir. Bu egemen sınıfların ve
çok kişinin kafasında bu psikolojik
olduklarını ortaya koyan bir kongredir. etkilenmeyi yaratabilir. Bu psikoloji emperyalizmin program doğrultusun
Asıl kimliğini III. kongreden sonra den sıyrılmak gerektiğini söylemeye da eğitim görmek istemeyen, egemen
kazansa da DEVGENÇ'in mücadelesi gerek yok. Yoksa tüm gelişmeler ger sınıfların ve emperyalizmin çıkarları
68'den itibaren (FKF dönemi) Türkiye çek anlamıyla kavranamaz ve diğer için çalışmak istemeyen gençliğin
'sınıflar mücadelesinde önemli bir yer boyutlara götürülür. demokratik bir karşı çıkışı ve eylemiydi.
tutmuştur. III. kongreye kadar yöne İTÜ'nün tarihini de bu bağlamda bir Dönem bu bağlamda birçok anti
timdeki TİP pasifizmine karşın gençli siyasi mücadele tarihi olarak kavramak emperyalist protesto hareketlerinin,
ğin ülkedeki sınıflar mücadelesinin her yanlış olacaktır. Akademikdemokratik eylemlerinin yükseldiği bir dönemdir.
alanına omuz vermesi, III. ve özellikle mücadelenin tarihidir sözkonusu olan.
IV. kongre sonrası tutarlı bir önderlikle 1967 Haziranında Dolmabahçe a
Bu yapısıyla ülke genelindeki siyasal çıklarına demirleyen 6. filoya ait gemi
yönlendirilmiş ve DEVGENÇ ismini mücadelenin bir parçasadır ama ken
ölümsüz kılmıştır. lerin komutanı Taksim anıtına çelenk
disi değildir. Ülke genelindeki siyasal koyar. İTÜ öğrencileri topluca yaptık
Birçok sol örgütün ve grubun mücadeleden etkilenir ve onu etkiler ları forum sonrası, yürüyüşe geçer ve
"oyuna gelmeyelim", "küçük burjuva ama onun yerini tutamaz. anıta konan çelenki yakar, antiemper
ziyi küstürmeyelim" diyerek bir kenara İTÜ'deki mücadele devrimcidir. yalist sloganlar haykırırlar. Yine 6.
çekilip sınıflar çatışmasını sessizce Çünkü ileri bir sistemi isteyen gerici ve filoyu protesto amaçlı ve 29 Haziran
seyrettiği bir dönemde DEVGENÇ köhnemiş sistem yerine ülkenin, halkın 1967'de düzenlenen (BeyazıtTaksim
kadroları işçinin her grevinde, köylü çıkarlarına hizmet eden bir eğitim ve arası) yürüyüşün önderliğini İTÜ öğ
nün her toprak işgalinde yerini almış, mezun olduktan sonra da ülkenin
eylemlerin başarıya ulaşması için tüm rencileri almış, Dolmabahçe'de asılı
halkın çıkarlarına hizmet edecek bir duran çok yıldızlı Amerikan bayrağı
güçlerini harcamışlardır. Akademik çalışma ortamı yaratmaya çalışır. Bu
mücadelenin yanında hemen her yürü yakılarak tepkiler dile getirilmiştir. 6.
anlamda devrimci ve ilericidir. Filo gemileri, devrimci gençliğin coş
yüşte her mitingde, her protesto hare
ketinde, her antiemperyalist eylemde 1960 sonrası dönemin nisbi demok kulu ve kararlı tepkisi karşısında bir
DEVGENÇ'in. 12 Mart'a kadar ki ratik ortamı içinde, akademikdemok süre sonunda İstanbul'dan ayrılmak
sürede sınıf mücadelesi içindeki rolü ratik sorunlardan başlayarak, kendi zorunda kalacaktı.
nü ortaya koymaya yeter. platformunda tartışma ve arayış süre ABD emperyalizmine karşı alınan
cine giren İTÜ gençliği, 1965'lere kadar bu tavır ve oluşturulan antiemperyalist
Ezilenden, sömürülenden yana, olan dönemde "fakülte birliklerini" hava, ülkedeki işbirlikçi Amerikancıları
emperyalizme ve faşizme karşı bir içe oluşturmaya başladı. Ayrıca "talebe ve gerici güçleri oldukça rahatsız
riğe sahip olan bu geleneğin en güçlü birlikleri" biraraya getirilerek, "İTÜ etmişti. Bu gidişe kayıtsız kalınmama
ve köklü olduğu yerlerden biri de İTÜ talebe birliği" adıyla merkezi örgütsel lıydı! Ve bilinçli hazırlanan bir senaryo
(İstanbul Teknik Üniversitesi) dir. Ülke yapılanma oluşturuldu; daha sonra da gereği hemen harekete geçildi. 15
gençliğinin mücadele geleneğinden "İTÜ öğrenci birliğine" dönüştürüldü. Temmuz 1968 tarihinde Gümüşsüyü
kopuk olmayan buradaki mücadele İTÜ devrimci gençliği kavgadaki yerini binasında bulunan İTÜ yurdu polis
tarafından basıldı. Seçme polis şefle güçlerinin destekleyip yönlendirdiği Ülke genelinde siyasal mücadele
rince yönetilen saldırıyabancı bir düş gericifaşist gruplar 6. Filo'yu protesto nin boyutlarının hızla yükselmesi, bu
man kampına saldırırcasınavahşice ve için yapılan Taksim mitingine saldırtı mücadeleyi savunan örgütlerin müca
pervazsızca sürdürüldü. Ortalığın talan lır. "Kanlı Pazar" adıyla anılan toplu sal delesinin bu döneme damgasını vurdu
edilmesiyle birlikte atılan dayak sonu dırıda iki ilericiyurtsever ölür. (16 ğunu söyleyebiliriz.
cu 504'den fazla öğrenci yaralanır. Şubat 1969). Egemen sınıfların gele Gittikçe devrimci muhalefet lehine
Hızını alamayan ve saldırıya karşı cekte sınıf mücadelesini bastırmak için gelişen süreç, aynı zamanda oligarşi
örgütsüz de olsadirenilmesini hazme hangi yöntemleri kullanabileceğinin açısından da "çözüm" seçeneklerinin
demeyen faşist polisler Vedat Demir iyice azalması anlamı taşıyordu. Ve bir
cioğlu isimli öğrenciyi 3. kattan aşağı de habercisi olan bu saldırı, devrimci
kararlılığı daha da yükseltmekten baş yığın içdiş gelişmelere, sınıfsalsiyasal
atarak katlederler. dengelere bağlı olarak "son kez" olan
kabir işe yaramayacaktır. 6. Filo'nun
tekrar gelişiyle birlikte İTÜ, devrimci ordu devreye sokuldu. 12 Mart açık
öğrencilerce işgal edilir. İşgaller süre başka dönemi başlatıldı,
"15 temmuz 1968 since Taşkışla ve Gümüşsüyü önleri 12 Mart cuntası, birincil amacı olan
tarihinde gümüşsüyü İTÜ öğrencileri tarafından tutulur. halk muhalefetinin dizginlenmesi ve
binasında bulunan iTÜ Gruplar halinde de olsa, görüldüğü her türlü sol hareketin özellikle doğru
yurdu polis tarafından yerde ABD askerleri dövülür, araçları devrimci mücadeleyi temel alanların
taşlanır. Bu protesto saldırıları, ABD bastırılıp yok edilmesi doğrultusunda
basıldı. Seçme polis hızla adımlar atmaya başladı. 61 Ana
askerleri çaresiz kalıp çekip gidene
şeflerince yönetilen kadar sürer. yasası "lüks" ilan edilerek, nisbı an
saldırı yabancı bir lamda da olsa varolan tüm demokratik
düşman kampına ABD emperyalizminin dünya halk
larına karşı saldırı ve vahşet politikası hak ve özgürlükler rafa kaldırıldı. Ana
saldırırcasına vahşice ve nın, tescillenmiş isimlerinden olan yasanın özgürlükçü maddeleri değişti
pervasızca sürdürüldü,, R.Commer'in bir "genel vali" edaları ile rildi. Çeşitli "kanun hükmünde karar
Türkiye'ye gelişi İTÜ'de de protesto nameler" veya yasalarla amaçlara
ediliyor; 17 Ocak 1969'da Maçka uygun düzenlemeler yapıldı. Aynı
Bilinçli bir saldırıyla arkadaşlarının Maden Fakültesi'nde yapılan forum zamanda cuntanın uygulamalarına
katledilmesi, İTÜ öğrencilerinin dev dan sonra ABD bayrağı ve Commer'in "meşruluk" görünümü kazandırılması
rimci potansiyelini, sınıf bilincini ve resmi yakılıyordu. 19 Şubatta ise Taş amaçlanıyordu. Ülkenin her tarafında
mücadele kararlılığını bir kat daha arttı kışla binasında başlayan antiemper sürdürülen baskı ve terör politikasıyla
rır. Her yerde protesto hareketleri baş yalist gösteriler okul dışına da taşar. pasifikasyon yaygınlaştırıldı. İlerici de
lar Topluca yürüyüşe geçen İTÜ Hilton oteli önünde Mobil flaması yakı mokrat devrimci avı, sürgünler, işken
öğrencileri Taksim'e, oradan da Dol lır, TürkAmerika dış ticaret bankası celer, hapislerle "balyoz hareketi"
mabahçe'ye inerek, ABD askerlerinin taşlanır. 16 Mart 1969 günü DEV sürdürüldü. En küçük hak istemi ve
karaya çıkmasını engellerler. Protesto GENÇ'in ilan ettiği "bağımsızlık hafta demokratik kıpırdanış bile terörle sus
hareketi, İTÜ dışından devrimci gençli sı" kampanyasında İTÜ gençliği yine turulmaya çalışıldı.
ğin de katılımlarıyla geniş bir anti en aktif rolü üstlenir. Afişleme, yazı
emperyalist eyleme dönüşür. Polisin, lama ve sözlü propagandaajitasyon Kitlelerde yaratılan sürekli korku,
jandarmanın barikatları aşılarak Ame fâaliyetlerinden; PanAm, Amerikan yılgınlık ve pasifikasyon ortamı kalıcı
rikan askerleri denize dökülür. Eylem Türk Dış Ticaret Bankası gibi emperya laştırılmaya çalışılarak; çaresizlik ve
ülke genelinde antiemperyalist coşku list kuruluşlara yönelik devrimci şiddet teslimiyet düşünceleri egemen kılın
ve kararlılığı arttırır, devrimci gençliğin eylemlerine kadar geniş bir yelpaze maya, halkın kendi özgücüne ve dev
kendi özgücüne güvenini pekiştirir. içindeki program hayata geçirilir, 15 rimcilere olan güveni yok edilmeye
Emperyalizmin işbirlikçisi egemen sı 16 Haziran 1970'deki işçi sınıfının şanlı çalışıldı.
nıflar ittifakı tavrı ise, kendi gözünde direnişinde İTÜ öğrencileri aktif bi
"anarşi yuvası" ve "masum gençliğin çimde yerini alırlar. Beklenildiği üzere, devrimci gençli
beyinlerinin yıkandığı üslerden biri" ğin mücadelesinde aktif bir rol oyna
olan İTÜ yurdunu kapatmak olur. İTÜ'deki mücadele sadece bunlar
değildi elbette, özellikle okul içinde mış olan İTÜ'de bu saldırılardan
Hemen her eylemde uzlaşmacı ve fazlasıyla payını alacaktı. Tanınan dev
sürdürülen akademikdemokratik mü
icazet sınırlan içinde bir mücadeleyi rimciler ya tutuklandı ya da okullara
cadelede öğrenciler lehine birçok hak
savunan, gençliğin önünde engeller gelemez duruma düştü. Varsa, demok
kazanılmış ve kalıcılaştırılmıştır. İTÜ
oluşturan TİP ise, bu eylem sırasında rat ilerici öğretim üyeleri de 12 Mart'ın
öğrenci birliği önderliğinde yönetime
engelleme "misyonunu yine üstlenirse katılma konusunda birçok ileri adım "balyoz" darbesinden nasibini aldı. Ya
de başarılı olamaz. Bu antiemperyalist atılmış, sınav, teksir, yurt vb. birçok görevden alındı, işkence ve tutsaklığı
eylemin önderleri tarafından "revizyo yaşadı; ya da sürgüne yollandı, çeşitli
konuda öğrenciler lehine düzenleme
nist barikatlar" diye nitelenen bu engel ler yapılmıştır. Bu arada, o zamana baskılara uğradı. Üniversiteler yasası
ler aşılır. değiştirildi, jandarma ve polisle doldu
kadar lüks otellerin salonlarında em
6. Filo erlerinin denize dökülmesi peryalizmin yozkozmopolit "kültürel rulan okullar kışlaya çevrildi. Gerici
nin ardından 3 ay kadar sonra (1968 etkinliklere" sahne olan, öğrencilerin eğitimi kurumlaştırma yönünde adım
Kasım) gemiler tekrar İstanbul'a gelir. toplum sorunlarından uzak tutulması lar atıldı. Bu politika uzun süreli uygu
Böylelikle "kararlılık" gösterisi sergiler amacı doğrultusunda yapılıp, holding landıkça, daha kalıcı sonuçlarıda gö
ken, devrimci gençliğin antiemperya lerle öğrencileri kaynaştırmayı, hol rülmeye başlandı. İlerici devrimci ör
iist tepkilerini engelleyebileceğinin he dingler için beyin pazarı sunmayı gütlere, darbe, vuruldukça devrimci
sabı içindedir. Hızla gelişmesinden amaçlayan "İTÜ Arı Şenliği" tüm mücadelenin ivmesi gittikçe azaldı.
ürktüğü devrimci mücadele karşısında, öğrencilerin katılımına açılması sağla Artık ortada yılgınlık ve yenilgi psikolo
alternatif (arada tampon işlevi de göre narak ilericidevrimci öğrencilerin ön jisi kol geziyordu, öğrenci gençlik
cek) olarak gericifaşist hareket çıkarıl derliğinde antiemperyalist bir yöne içinde ve özel olarak İTÜ'de bu durum
malıydı. Bu amaçla elaltından devlet kanalize edilmiştir. açık bir biçimde kendini gösteriyordu.
SENDİKAL BİRLİK,
TÜRKİŞ, DİSK
ve DEVRİMCİ GÖREV
Servet KURTOGLU
Sıkıyönetim mahkemesinde DİSK lediği türkü budur. Ve bu bir halk tür siz olarak Türkİş'i koyup, sendikal
davasının karar aşamasına yaklaş küsü değildir. Bestecileri söz yazarla birliğin Türkİş'te sağlanmasını savu
ması ve Türkİş Genel Kurulu'nun rı egemen güçlerdir ve uzun yıllar nurken hafızasını kaybetmişe benzi
gündeme gelmesiyle birlikte, işçilerin önce yazılmıştır. Birtakım ilerici yor. Öylesine kendinden geçmişler
sendikal örgütlenmesi konusundaki yurtsever çevrelerin bu türküyü söy ki, neredeyse DİSK'i kuran sendikacı
leyen koroya katılması üzücü ve ları "taammüden işçi sınıfının birliğini
"tartışmaların yoğunlaştığı görüldü.
Öyle ki, bugün DİSK davasının ilk düşündürücüdür. parçalamak" suçundan yargılayacak
aşaması ve Türkİş Genel Kurulu'nun Hani neredeyse "En büyük Türk lar.
geride kalmış olmasına karşın bu İş, başka büyük yok" diye sloganlar Türkiye solunun klasik bir hasta
"tartışmaların, hız kaybetmek bir atılacak!.. lığı vardır. Aslında bu hastalık yal
yana, daha da şiddetlenerek devam Hey gidi günler hey! nızca ülkemize özgü de değildir.
ettiğini görüyoruz. Bir zamanlar "DGM'yi ezdik sıra Evrensel olan bu hastalığın temeli
Aslında işçi sınıfının sendikal MESS'de diye slogan attırarak, işçi revizyonizm ve oportünizmdir. Yaşa
örgütlülüğü konusunda bugüne dek sınıfını pohpohlayarak, işçi dalkavuk nan olumsuzluklar ve yenilen darbe
söylenen ve yazılanlara "tartışma" luğu yapan' revizyonistler, şimdi eski ler sonucunda sağlıklı, gerçekçi ve
adını vermek de pek kolay olmasa MESS başkanının başbakan olduğu dürüst bir özeleştiri yapmayıp, bütün
gerek. Çünkü bir ikisi dışında, bu DGM'nin faaliyette bulunduğu bir suçu kendi dışına atma alışkanlığı
konuda söylenen sözlerin ve yazılan dönemde, Türkİş'i sendikal birliğin Türkiye solu için hâlâ geçerli ve yay
yazıların hepsi, aynı tondan çıkmış sağlanması gereken alternatifsiz bir gın bir hastalıktır. Dün göklere çıkar
gibi aynı mantıktan kaynaklanıyor. örgüt gibi gösteriyorlar. tılan DİSK'in bugün sıkıyönetim
Hemen herkes işçi sınıfının sendi 12 Eylül öncesinde devrimci işçi mahkemelerine paralel düşme paha
kal birliğinin sağlanmasından ve ler DİSK'teki olumsuzlukları eleştirir sına suçlanması ve mahkum edil
bunun ancak Türkİş çatısı altında ken revizyonistlerin saldırısına uğru meye çalışılması buna bir örnektir.
yordu. Revizyonist kamp DİSK'e toz Bugün işçilerin demokratik sınıf ve
gerçekleşmesinden sözediyor. Sanki
bilinçli bir kampanya açılmış... Yılla kondurmuyordu. Onlara göre DİSK kitle örgütünden yoksun olmalarında
işçi sınıfının biricik örgütü gözbebe revizyonizmin hiçbir suçu yoktur!
rın sendika ağaları, Amerikancı sarı
mafya tipi sendikacılığın önderleri ğiydi (!) Devrimci işçiler maceracıydı, Bütün suç birtakım art niyetlerle ken
"sendika! birlik"ten dem vuruyorlar. goşistti, ne hakla DİSK'in olumsuz dilerini Türkİş'ten ihraç ettirerek
Sosyal Demokrat geçinen ne idüğü luklarından, eksikliklerinden sözede veya ayrılarak DİSK'i kuran sendika
belirsiz sendikacılar, "sendikal birlik" biliyprlardı (1). cılarda ve bağımsız sendikal örgüt
Yine aynı dönemde revizyonist lenmelerdedir! Eğer DİSK kurulma
diyorlar. Gerçekten Sosyal Demokrat
blokun Türkİş konusundaki görüşle saydı, bağımsız devrimci sendikalar
denilebilecek sendikacılar, reformist
rini ise hiç hatırlatmaya bile gerek olmasaydı, işçilerin Türkİş'teki sen
ler ve revizyonistler de "sendikal
yoktur. Onlara göre Türkİş Ameri dikal birliği parçalanmış olmayacaktı!
birlik"ten sözediyorlar.
kancı, sarı, mafya tipi sendikacılığın Evet, suç ve suçlular bulunmuş, reviz
Neymiş bu denli bağırılan ve iman kalesiydi. İşçiler, Türkİş'i terkedip yonist kamp bir kez daha masum
tazelercesine tekrarlanan "sendikal akın akın DİSK'e gelmeliydi. olduğunu ispatlamış oluyor!
birlik"? Bütün bu saydıklarımız ne Bağımsız devrimci sendikalar mı? Oysa gerçekler böyle midir?
istiyorlar? Revizyonist kampa göre "Onlar da Revizyonizmin, Türkİş, DİSK ve
"Artık işçilerin Türkİş dışında kim oluyor? Konuşmaya bile değmez. sendikal birlik konularındaki görüş
sendikaları olmasın... İşçilerin hepsi Hemen kendilerini feshedip DİSK'e değişikliklerinin, gerilemelerinin ne
Türkİş'e bağlı sendikalarda örgüt katılmalıdırlar." deni nedir?
lensin... Böylece işçilerin sendikal 12 Eylül öncesinde DİSK, Türkİş Böyle bir görüş değişliği bile en
birliği sağlanmış olsun..." ve bağımsız sendikalar konusunda bu azından özeleştiri yapmalarını gerek
İşte binbir çeşit sesten oluşan bu mantığa sahip olan revizyonist kamp, tirmez mi?
koronun bıkmadanusanmadan söy bugün işçi sınıfının önüne alternatif Bu sorular çoğaltılabilir. Biz şimdi
8
bunları bir yana bırakıp kendi görüş bağımsız sendika kurdular diye dev kolay, hem de daha az rizikolu.../
lerimize geçelim. rimcidemokrat işçilerin suçlanması Revizyonizmin bugünkü politikası bu
Bilindiği gibi DİSK Türkİş'in o doğru olamaz. mu yoksa?
lumsuz niteliğinden kaynaklanmış ve Hiç sendika bulunmayan işyerle
dönemin toplumsalsiyasal gerçek rinde de yeni somut duruma göre
leri içerisinde ortaya çıkmıştır. DİSK sendikal örgütlenme yoluna gidilmiş SONUÇ
bütün eksikliklerine ve olumsuzlukla tir. Ülkemizin ekonomik, toplumsal ve
rına karşın, işçi sınıfının demokratik Kısacası, 12 Eylül öncesinde dev siyasal gerçekleri gelişmiş kapitalist
sınıf ve kitle örgütü olma durumun rimciler sendikal örgütlenmeye dar ülkelerden farklıdır. Bu nedenle Al
daydı. Bunu ne denli başardığı, ve kısa vadeli bakmamışlardır. İşçileri manya'daki sendikal örgütlenme
demokratik sınıf ve kitle örgütü olma DİSK ve bağımsız devrimci sendika (DGB) ve İngiltere'deki sendikal örgüt
nın gereklerini ne derece yerine getir larda örgütlemeye çalışırken, Türkİş lenme (TUC) örnekleri Türkiye için
diği ayrı bir tartışma konusudur. içerisinde çalışmayı da dıştalamamış mutlaklaştırılamaz. DGB ve TUC ör
Fakat şu kadarını söyleyelim ki, DİSK' lardır. Bu çalışmaların hepsi belirli bir neklerine bakılarak kurulan ham hayel
in olumsuzluklarında reformizmle sürecin sonucunda işçi sınıfının dev ler Türkiye ve Türkİş gerçeklerine
birlikte "işçi sınıfı" lafını dilinden rimci sendikal birliğini sağlamayı çarpınca tuz buz olmaya mahkumdur.
düşürmeyen revizyonist kampın payı amaçlıyordu. İşte DİSK, böylesi bir Burası Almanya veya İngiltere değil
hiçte az değildir. sendikal birliğin sağlanması gereken Türkiye'dir. Karşımızdaki sendika da
12 Eylül öncesinin koşullarında örgüt durumundaydı. İşçi sınıfının DGB değil Türkİş'tir.
işçi sınıfının sendikal örgütlenmesi demokratik sınıf ve kitle örgütü duru Revizyonizmin "sendikal birliği
konusundaki doğru devrimci görüş mundaki DİSK derken, bunu kastedi Turkiş'te gerçekleştirmekpolitikasiTürk
çok yönlü ve zengin bir içeriğe yoruz. İş'in niteliğini göremeyip onu mutlak
sahipti. Bu doğrultuda Türkİş içeri Hiç kimse, bugün ülkemiz işçi laştırmak ve fetişleştirmekten başka bir
sinde çalışılarak Türkİş üyesi işçile sınıfının Türkİş gibi sarı sendikalara şey değildir. Bu anlayış, işçi sınıfını
rin sendika ağalarından kurtarılması mahkum edilmesindeki sorumluluğu burjuvazinin ve reformizmin kuyru
kavgası verilmiştir. İşyerinin, işkolu başkalarının üzerine atmaya kalkış ğuna takmak kongre dalaverelerinde,
nun ve o işkolundaki sendikal örgüt masın. Revizyonizm, bugün sendikal bürokrasinin çarklarında bağlamak ve
lenmelerin somut durumuna uygun alanda var olan olumsuzluklardaki icazet sınırları içerisinde hapsetmektir.
bir mücadele çizgisi izlenmiştir. Bazı payını DİSK kurucularını ve bağımsız İşçi sınıfı Türkİş'e mecbur ve mahkum
yerlerde Türkİş örgütlenmesi etki devrimci sendikaları suçlayarak giz edilemez. Devrimcidemokrat işçi ha
sizleştirilip doğrudan DİSK gündeme leyemez. reketi, sosyal demokrat geçinen sendi
getirilmeye çalışılırken, diğer bazı Bugün her kim ki, "sendikal birliği kacıların ve reformistlerin kuyruğuna
yerlerde ise bağımsız devrimci sendi sağlamak" bahanesiyle Türkiye İşçi takılamaz.
kaların örgütlenmesi daha elverişli ve Sınıfını Türkİş'e mecbur ve mahkum Devrimcidemokratlar kitlelerin bu
yararlı olmuştur. Hatta Türkİş'e bağlı etmeye kalkışırsa devrimci demokrat lunduğu her örgütte bunlar en gerici
birtakım sendikaların şubelerinde işçi hareketi karşısında bulacaktır. örgütler, olsa bile çalışmayı dıştala
devrimci işçiler yönetime gelmelerine Bundan hiç kimsenin kuşkusu olma mazlar. Bu anlamda Türkİş içerisinde
karşın Türkİş'ten ayrılıp hemen sın. devrimci demokrat sendikal faaliyet
DİSK'e geçme yolunu seçememişler Klasik Türkiye solunun 12 Mart mutlaka sürdürülmelidir. Fakat bu
ve mücadeleyi Türkİş içerisinde sonrasında olduğu gibi 12 Eylül son harekete geçirilebilecek bütün güçleri
sürdürmüşlerdir. rasında da umutsuzluk, yılgınlık, Türkİş içerisinde toplamak şeklinde
Türkİş dışındaki sarıişveren sen pasifizm ve icazet çemberi içerisinde anlaşılmamalıdır.
dikaların örgütlü olduğu işyerlerinde iyice sıkışıp kaldığı görülüyor. Eski Bugün var olan bağımsız ilerici sen
de yine mevcut koşullara göre bir den savundukları görüşlerin devrimci dikalar kendi faaliyetlerini geliştirerek
tutum takınılmıştır. Yerine göre, DİSK yönlerini 12 Eylül'ün talaş kaldırır gibi sürdürmelidirler. Hatta işçi sınıfının en
veya bağımsız devrimci sendikalar rendelediği gözleniyor. Dün DİSK'e bilinçli ve ileri unsurları gerektiğinde ve
alternatif olarak işçilere sunulmuştur. toz kondurmayan revizyonist kampın koşullar elverdiğinde yeni yeni bağım
Burada yeri gelmişken önemli birger bugün Türkİş'i sendikal birliğin mut sız sendikalar kurma yollarını aramalı
çeğin altını çizmek gerekiyor. 12 lak merkezi olarak görmeye başla dırlar.
Eylül öncesinde ilericidevrimci işçi ması buna yalnızca bir örnektir. Bu Türkİş içerisindeki ilerici, yurtse
lerin yönetiminde bulunan bağımsız olay oportünizm ve revizyonizmin bir ver, devrimci ve gerçekten sosyal
sendikaların hemen hepsi sarı sendi başka evrensel özelliğidir. Onlar demokrat olan sendikacılar ve işçiler
kalılıktan kurtarılarak işçilerin öz yedikleri her darbe sonrasında biraz serbestçe prgütlenmesinin önündeki
örgütü durumuna getirilmiştir. Bizzat daha sağa kaymaktan başka çıkar yol her türlü engelin (toplu sözleşme yet
işverenler tarafından kurulan bağım göremezler. Sağlıklı bir özeleştiriyle kisi için işkolu düzeyinde % 10 barajı,
sız sarı sendikaların varolduğu işyer doğru devrimci görüşlere yaklaşa yöneticilik için 10 yıllık işçi olma şartı
lerinde devrimci çalışma sonucunda caklarına yedikleri her darbe sonu vb.) kaldırılması için mücadele etmeli
etkinlik kazanılmış ve bu sayede işve cunda bir adım daha sağa kayarlar. dirler.
renin sarı sendika silahı geri teptiril Onlar için hayat ya aktır ya kara. İşçi sınıfının gerek ekonomik ge
miştir. Bağımsız devrimci sendikala Onlar gri diye bir renk tanımazlar. 12 rekse sosyal ve siyasal haklarının geliş
rın oluşumu böyle gerçekleştirilmiş Eylül öncesinde DİSK vardı 12 Eylül tirilebilmesi için DİSK'in açılması talebi
tir. Yani devrimci işçiler, DİSK'e bağlı yönetimi DİSK'i fiilen kapattı, Türkİş' sürekli gündemde tutulmalı, uygun
sendikalar dururken, kendi başına e dokunmadı. Öyleyse yeni bir DİSK koşullar gözlenerek hazırlıklar yapıl
dar grupçu anlayışla bağımsız sendi kurulsa bile ne olacak? Yeni bir 12 malı ve Türkİş'e alternatif yeni bir dev
kalar kurmuş değillerdir. Kaldı ki, Eylül onu da kapatacak. O halde yeni rimci demokratik konfederasyon ya
dönemin koşullarında gerekirse, dev bir DİSK'e ne gerek var? Türkİş içeri ratmak hedeflenmelidir. Bu anlayış
rimcidemokrat işçiler kendileri de sinde delege hesapları, burjuva politi Türkİş içerisinde çalışmayı dıştala
bizzat bağımsız sendikalar kurabilir kaları, katakulli ve kafakol atarak maz, aksine o çalışmanın hedeflerin
lerdi. Koşulları dikkate almadan, salt .klasik sendikacılık yapmak hem daha den birisine ışık tutar.
9
BAĞIMSIZ SENDİKACILIK
VE LASPETKİMİŞ
Tolga GÜNER

Dünyadaki tüm emperyalist güçler; Artı değerin ilk görüldüğü andan iti sınırlılıklarda 61 sonrası ise İşçi hare
gerek kapitalist anayurtlarında, gerek baren ki gelişimiyle, emeği ucuza ketleri için oldukça doğurgan ve kaza
se yeni sömürge ülkelerindeki çıkar getirme ise en önemli dayanağıdır nımlı bir dönem olmuş, 61 Anayasası'
tezgahlarında giderek, kaçınılmaz alın emperyalist sistemin varlığının. Ve nın getirdiği haklarla başlatılan müca
yazılarına yaklaşmaktadırlar. bunun en uygun koşulları da, teknolo dele ivmesi 80 yılına kadar giderek
Sermayelerini katlamakkorumak jisi olmadığından ekonomik yönden yükselmiştir. Ancak sermayenin 70'li
amacıyla, bir yandan birbirleri ile reka teknoloji ihracına gerek duyan ve yılların sonunda soluğunu kuvvetlen
bete giren emperyalist güçler, diğer peşinde bağımlılığın ve sömürünün dirmesi için, işçilerin örgütlenmeleri
yandan da sosyalist sistemle rekabete yerleştiği gelişmemiş ülkelerdir. Ve nin ortadan kaldırılması, devrimcide
girmekteler. Giderek ivme kazanan uygun koşullardan biri de; toplumsal mokrat oluşumların yok edilmesi gere
sınıf mücadeleleri ve ulusal kurtuluş muhalefetin nisbi de olsa kendini ifade kiyordu. Ve 12 Eylül harekâtı gerçek
savaşları ile mevcut pazarların, yeni edebileceği yapı ve kurumların yerleşik leştirildi. Bir yandan değişik zamanlar
sömürgelerin de birbir yok olması bu olmamasıdır, bu tür ülkelerde. da değişik kılıflar giyen emperyalizm
güc'ün sorunlarına eklenince, ortaya Türkiye, bu tanımlanan ülke tipi değişik bir biçimle ortaya çıkıyor, diğer
çıkan tablo, giderek daralan bir çem içinde yer almaktadır. Buraya kadar yandan onyılların mücadele geleneği
beri anımsatıyor insana. emperyalist sistemin soluk alışverişini nin üstüne çekilen sünger ile bugüne
Evet. II. Paylaşım savaşı sonrası sağlayabilmesi için yapması gereken geliniyordu. Ve bu süngerin altında
tüm parlaklığını yaşayan bu sistem, 60' leri anlattık kısaca. Artık bu soluk alış pekçok devrimci oluşumun yanı sıra,
lardan sonra yeni krizlere giriyor, yeni verişinin Türkiye'deki özeline girelim bir döneme radikal dalgalanmalarda
evrelere bürünüyor ama sistemin en Emperyalistlerin Türkiye gibi ülke damgasını vuran DİSK'de bulunuyor
avantajlı biçimi gibi görünen yeni lere bakışı, izleyebilenler açısından son du.
sömürgeciliğin iflasını engelleyemi derece nettir. Sermayelerinin yürü 24 Ocak kararları; ekonomik yapıya
yordu. mesi için üretimdeki işgücüne, dünya değişik bir biçim, ekonomik yapının
Sermayenin var olma nedeni olan; daki en az değer verilmektedir. İşkolu üretim ilişkileri çerçevesinde işçilere
eşzamana ve harcamaya daha fazla kâr na paralel olsun olmasın, sosyal İse sadece daha zor çalışma ve yaşam
düşürme ilkesi, yanisermayenin gide hizmetlerin son derece sınırlı olması, koşulları getirdi. İşçi sınıfının kendisi
rek büyümesi olgusu, ait olduğu sis bu konuda fazlaca harcama getirmedi için tehlikeli bir güç olduğunu bildiğin
temi bu doğrultuda yenilikler aramaya ğinden, emeğin sömürüsünü onlarca den, karşı koyma gücünü, özgürlü
itmektedir. Bu da, kullanılan üretim daha da tatlılaştırmaktadır. Ve tüm ğünü yok etmeyi içeren sendikal
araçlarında, üretim maliyetini azalta bunları sürdürebilmek, bu tatlı diyar yasaları da unutmadı 82' Anayasası.
cak teknik gelişimlerin aranmasını dan çıkmamak için, işin bağımlılık yanı Sonuçta 28212822 sayılı sendikalar
zorunlu kılmakta, ya da üretimin en ihmal edilmemiştir. Patent, hammadde yasası dayatıldı işçilerin önüne, öyle
önemli faktörü olan emeği, ucuza getir üretimi, varsıl teknoloji gibi üretimin yasalardı ki bunlar, kuruluş özgürlüğü,
menin yollarını aratmaktadır. Sistem, önemli unsurlarını ellerinde tutarak üye kapsamı, tüzük oluşumu vb. kor
kullanabildiği ve yaratabildiği oranda böylece ülkenin bu konulardaki gelişi kunç sınırlarla kaplanıyor, toplantı,
da iki yolu birden kullanmaktan kaçın mini baştan etkisiz kılıyorlardı. Bunlara gösteri yapma hakkı, uluslararası kuru
maktadır ayrıca. ek olarak, tüm bunlara karşı koyabile luşlara üye olma hakkı, Çalışma
cek gücün; emekçi kesiminin birlikteli Bakanlığı'nın insiyatifine bırakılıyordu.
Her zaman aranan ve üzerinde ğinin ayaklarının kesilmesi ve devrim Amaç sendikaların devlet organı gibi
büyük harcamaların göze alındığı tek cidemokrat oluşumların yok olması çalışmasını sağlamak, bu şekilde deni
nik gelişmeler, sistem için anayurtla için elden gelen yapılıyordu. timi elden bırakmamaktı.
rında çokça gerekli ve ideal olandır. Cumhuriyetin ilanından sonraki ilk 2822 sayılı yasa ise çok kişinin algı
Çünkü metropol ülkelerde ucuz işgücü çeyrek yüzyılda, emekçilerin sendikal layamadığı veya algıladığı halde işine
sağlamak, yenisömürge ülkelere o faaliyetlerde bir araya gelmelerine gelmediği bir durumu içeriyordu. Ça
ranla daha zordur. Çünkü nisbi demok kesin yasaklar konmuştu. Sonrasın lışma Bakanlığı yetki vermekte ser
rasi ortamının, burjuva demokrasisinin daki dönemlerde ise sınırlı bir sendikal bestti. İstediği sendikaya yetki vermek
yerleşikliği ayakbağı olmaktadır onla faaliyet yürütülmesine "izin" verilen teydi. Ayrıca % 10 barajı işyerinde yetki
ra. Ve metropol ülkeler politik yapı ve emekçiler, bazen başarılı, ses getirebi alabilmenin bir başka şartıydı. Bu şart
kurumlarıyla, darbeler ve olağanüstü len ama hiçbir zaman tam sonuç işçileri, tutarlı bildiği, güvendiği ama%
koşullara, bazı ülkeler gibi uygun yolunda olamamış ve tam örgütlü ola 10 baraj! gibi bir sorunu olan, çokluk
değillerdir. mayan eylemler yapabilmişlerdir, bu bağımsız sendika çalışmalarından di
10
ğer sendikalara itmekteydi. İşçilerin kalmaktadır. Ama amacı açık olan ve şumuzdaki en önemli sorun maddi
itildiği yerde ise her zaman sisteme varolan şekliyle zorlanması gereken bu yanıdır. Ama bu zorluklar, para topla
bağımlı olmuş olan Türkİş'e ve sağ yasalar, eninde sonundabir avuç insa manın yasak olduğu o dönemlerde,
eğilimli olarak bilinen Hakİş'e bağlı nın kösteklemesi olsa dahi değişime bünyedeki mevcut arkadaşların 500
sendikalar duruyordu. 2822 sayılı yasa dönüşüme uğrayacaktır süreç sonun er lira vermesiyle finanse edilmiş ve
ne kadar açık değil mi? Ya bu konfede da. biraz olsun atlatılmıştır. Sendikanın
rasyonlara bağlı olacaksın, ya da kurul Türkiye'nin içinde yaşadığı koşul bütçesi ilk genel kurulu yaptığı gün 400
makla, varolmakla mücadele eden lar, artık yanlış tavırları, yanlış hedefleri bin liraydı. 1983'de çıkarılan yasalar,
bağımsız sendikalara takılacaksın. kaldıramayacak noktada. Emekçi hal okuyan herkesin açıkça göreceği gibi
Ama bu anlatılan çemberi kırama kın birlikteliği temel alınmakla birlikte, Türkİş'in dışında sendika bırakmamak
yan sendika yok demek değil bu. Son hiçbir zaman doğru tavrın konamaya düşüncesinde sendikalardı. Bugün
zamanlarda adını özellikle Derby, Dora cağı ki sistemin uydusu olan Türkiş Türkİş'in de, tüm demokratik kuruluş
grevleriyle duyuran bir Laspetkimİş bu doğru tavrı şimdiye kadar koymadı, ların da üstünde birleştiği ortak nokta
sendikası var, adında umudu taşıyan. bir konfederasyonun gücüne yakışır % 10 barajının antidemokratik oldu
Yaklaşık 12 bin üyesi olan Laspet şekilde ne grevlerde, ne toplu sözleş ğudur. Ama malesef bu baraja bağlan
kimİş Sendikası, 1983'te kurulmuş. melerde gözle görülür bir doğru hedef mış olanlar da vardır. Bu Türklş'tir,
Kuruluşundan bu yana emekçisine seçemedi kendine birlikteliklere de Karşı çıkmasına rağmen varlığını o
gereken değeri verebilmiş ve giderek onay vermemeli boş yere. Ülkemiz yasanın içinde bulmaktadır. Laspet
de bütünleşebilmiş emekçisiyle. 2821 genelinde yaşanan koşulların haklı kimİş sendikası tepki sendikası olarak
2822 sayılı yasalara tepki ile doğdu istemleri, yasalar çokça zorlanarak doğdu. Neden? Çünkü 12 Eylül önce
ğunu söyleyen ve bu tepkiyi şimdiye konabilmeli artık ortaya. Yasalardan sinde tabanda işçileri içeren bir DİSK
dek yaptığı çalışmaları ile kendi adına yakınan bir avuç insanın sözleri, işçi bulunuyordu. Bazı alışkanlıklar vardı.
ifade edebilen bir sendika olmuş sınıfının, radikal diye nitelenen oysa Biz Türkİş içinde bunların yaratılama
Laspetkimİş. Son uç yılda Nur Suni gerçel olan eylemelere ağırlığını koy yacağını çok iyi biliyoruz. Hangi
Deri ve 620 kişilik Goodyear fabrikala masına engel olmamalı. Engel olma
alışkanlıklar? Tabanın kararı ve söz
rında ve en son Dora'da yaptığı grev malı, böyle düşünebilendüşündürü
sahibi olması, temsilcisini kendisinin
lerde, taleplerinin hemen hemen ta lebilen sınıfın daha büyük bir güç
seçmesi, toplu işsözleşmelerinin ha
mamına yakın bir kısmını kabul ettir altında birleştirilmesine.
zırlanmasında, özellikle kararların alın
miş. Gene çok sayıda başarılı toplu iş Çünkü sistem bu oyunu zevkle sey
masında rol oynaması bunların en
sözleşmeleri gerçekleştirmiş. Tüm bu rediyor. Çünkü kârının ve düzeninin bir
önemli, haklı sebepleridir. Bunlar
başarıların yanında, kararlar tamamen süre daha emniyette olduğunu biliyor,
Türkİş'e bağlı en demokrat sendika
işçilerin katılımıyla alınmakta, tabanın bu oyun oynandıkça. Çünkü insanları
larda bile bulunmayan şeylerdir. Bizim
söz ve karar sahibi olması ilkesi hayata mız kendi hatalarımızın oluşturduğu
işkolunda Türkİş'e bağlı Petrolİş
geçirilmektedir. Temsilci seçimlerinde, yük altında eziliyor biraz da. Çünkü
sendikası vardır. Ama gene de bu
grevlerde, sözleşmelerde hep işçilerin çok güzel düşünceleri olan çok güzel
bünyede bulunan insanlar adı ne
kararı rol oynamakta. Bu, sınıftan insanlar var ülkemizde.
olursa olsun, Türkİş'in içine gitmeyi
kopuk sendikacılıkta birkaç insanın Çünkü..
hiçbir zaman düşünmediler. Deneme
sınıf adına kararlar almaya çalışmasın Çünkü kısa çöp uzun çöpten hak ye değer bir hareket içine girdiler. Ve
dan çok daha sağlıklıdır elbette. Böyle kın alacak.
Laspetkimİş sendikası tüm zorluklara
likle Laspetkimİş'te işçiler sorunlarına karşın kuruldu, doğdu, %10 barajını
sahip çıkabiliyor ve çözümünde bizzat Aşağıda Laspetkimİş Sendikası
Genel Başkanı Vahdettin Karabay ile aştı ve amaçladığı temel ilkeler etrafın
düşünüyor, çalışıyor ve karar veriyor da toplu sözleşmelerini yaparak bu
lar. Kısa sürede böylesi işler becerebi yapılan görüşmeyi aynen aktarıyoruz.
güne kadar geldi.
len, gerçek anlamıyla sınıf sendikacılı
ğını hayata geçirmeye çalışan Laspet Çözüm Laspetkimİş'in kuruluş Çözüm Laspetkimİş'in çalışma
kim'lileri kutlamamak elde değil. Bu çalışmalarını, karşılaştığınız sorunları ilkeleri nelerdir? Bunları nasıl hayata
gibi sendikaların giderek yaygınlaşa anlatabilir misiniz? geçiriyorsunuz?
cağını ve doğru anlamda sınıf sendika
cılığının giderek tek güç altında birle V. Karabay Laspetkimİş sendika V. Karabay Taban karar ve söz
şeceğini bilmek de sevincimizin bir sı, 1983 yılında 28212822 sayılı yasala sahibi olacaktır. En temel ilke budur.
başka yanı. ra tepki yasası olarak doğmuştur. Çünkü 35 sendikacının kafaya alın
Laspetkimİş Sendikası kısaca böy Tepki sendikası diyoruz, çünkü 2821 ve ması çok kolaydır. Ama amaçlanan şey
le.Yine de sorunlar az değil ve hata 2822 sayılı yasaların içeriği; faaliyetleri tabanın istemleri doğrultusunda ger
affetmeden çözüm bekliyor. durdurulmuş olan DİSK'in tabanını çekleşeceği için tabanın kafaya alın
Emekçilerin sınıf bilincini pratiğe Türkİş içinde bütünleştirmeyi amaç ması çok zordur. Taban kafaya alındı
uygulayabilecek konuma gelmeleri ve layan yasa maddeleriydi. Bunun böyle ğında zaten tabanın istediği gerçek
sağlam bir örgütlü yapıya kavuşabil olmayacağını kanıtlamak için Laspet leşmiş olacaktır. Sınıf kavgası 35
meleri işçi sınıfı mücadelesi için gerek kimİş Sendikası 1983 yılının Mayıs kişiyle götürülmez. Taban belirli ve
koşuldur. Ama yalnızca böylesi bir ayında kuruluş çalışmalarına başla doğru ilkeler etrafında toplanırsa bir
yapılanmayı kurmak yetmez çoğu mıştır. Tabanda; İzmit'te GoodYear, yerlere götürülür. DİSK tabanında 12
zaman. Bu bilinci ve örgütlülüğü, tüm Pirelli, Lassa, Adapazarı'nda Uniroyal, Eylül harekatı ile bir bölünme olmuş
tabana yaymak gerekli eğitimi hayata İstanbul'da Derby, Dora'ya bağlı fabri tur. İşçiler umutsuzluğa kapılmıştır.
koyabilmek önemli bir bölümüdür kalarda ve 83 senesinin 5 Eylül'ünde, 6 Tabana bu hareket daha yaygın bir
mücadelenin. En önemlisi, tüm bu Kasım seçimleri yapılmadan kuruluş şekilde genişletilememiştir, anlatıla
nitel, nicel oluşumları doğru bir tahlil bildirgesini İstanbul Valiliği'ne vererek mamıştır. 35 insanın içeri alınmasında
sonucu, gerçel eylemlere, doğru tavır tüzel kişiliğini kazanmıştır. Eylül'ü taban hareketi durmuştur. Bunu daha
lara dönüştürebilmelidir. Kullanımda takiben Kasım ayı içinde ilk genel da genişletmek, sınıf ve kitle sendikacı
yasaların verdiği sınırlara bile ulaşama kurulunu yapmış ve bu yasalara göre lığına inanmak, tabanın karar ve söz
yanlar için bu tanımlar oldukça tezat kurulan ilk sendika olmuştur. Kurulu sahibi olması ilkesini ve demokrasiyi
11
bütün kurumlarıyla sendikalarda ya kişilik çalışanın 1950'si Lastikİş üyesi hiçbir hareket yapmıyor. Nedeni de şu.
şatmaktan geçer. Sendikaİşçi arasın idi Kauçukİş ancak 50 kişilik bir üye Bugün taban her anlamda karar ve söz
daki kopukluk her olayda giderilmeli potansiyeline sahipti. İşçiler bu olaya sahibi olmalıdır diyoruz. Yani hatasıy
dir. Son yaptığımız genel kurulda, ana tepki koyarak fabrikayı işgal ediyorlar la, sevabıyla, günahıyla bu olayları bir
tüzüğe de bunu geçirdik. Laspetkimİş ve anında referandum isteniyor. San dönem yaşamak zorundayız. Biz eğer
sendikası yazılı ana tüzüğüne bazı dık konuyor, yetkili olduğunu iddia böyle düşünen insanlar olarak tabanı
ilkeleri geçirerek hareketi kişilerin eden Kauçukİş Sendikası'na 5 tane oy yönlendirmeye kalkışırsak, Türkİş'ten
elinden almış, sendikanın başına bun çıkıyor. O günden sonra Kauçukİş farkımız kalmaz. Ama bu hareket
dan sonra gelecek insanları bağlayıcı oturduktan sonra, biz bunları daha açık
kararlar almıştır. Bu kararla toplu iş siliniyor işyerinde. 80'e dek Lastikİş
80'den sonra Laspetkimİş. seçik tartışabileceğiz, açacağız. Çünkü
sozleşmeleri temsilciler vasıtası ile
o zaman güven ortamı "tam olarak
sürdürülecek, fabrikada en son aşama Çözüm '80 sonrasında, Türkİş sağlanmış olacaktır. Ve Laspetkimİş
tüm işçiye açıklanacak, işçinin oluru içinde yapılan sendikacılık hakkında Sendikası, işçiye şimdiden yanlış yapı
olmadan kimse imza atamayacak, neler söyleyebilirsiniz? yorsun deme, hakkına sahip değildir.
işçinin evet dediği bir sözleşmeye imza
Biz herşeyin, yaşayarak, pratikte görü
atılabilecek. Temsilciler hiçbir suretle V. Karabay Türkİş içinde gerçek
lerek öğrenileceğinden hareketle yola
atama yoluyla atanamayacak, o işye ten kolay sendikacılık yapılıyor. Bugün
çıkıyoruz ve insanların konuşmasını
rinde işçiler temsilcilerini seçecekler partilerüstü politika izlediklerini beyan istiyoruz. Suskun olmayan, konuşan
dir. Seçilen kişileri sendika temsilci ediyorlar. Bu partiler üstü politikada,
olarak atayacaktır. İnsanlar birtakım bir toplum üretmeye çalışıyoruz.
bazen işçi çıkarlarını bazen de devlet
hak ve yetkilerle donatmazlarsa, gö çıkarlarını düşündüklerini ifade ediyor Bugün Derby grevi 63. gününe
revden alınma korkusu içlerinde ya lar. Ama sıkıştıkları zaman sınıf sendi girdi. Bu övünülecek birşey. Böyle
şarsa, özgürce düşüncelerini açıkla kacılığı yaptıklarını iddia ediyorlar. olması gerek 63 gündür tek bir işçiden
yamazlar. Bu arkadaşlar istedikleri Söylediklerine kendileri de inanmıyor yakınma yoktur. Çünkü hareketin bu
biçimde sendikalarını eleştirebilirler. lar. Türkİş'in 1 ay önce yapılan genel aşamasına taban karar vermiştir. Bu
Taban çalışmasını yapabilirler. Tabi bu kurulunda, devamlı "genel grev" gün arada basından da okuyoruz, Türkiye'
gene belli bir disiplin içindedir. deme geldi getirildi. Ve bunu söyleyen de büyük grevlerde çözülme başlıyor.
lere baktığımızda, normal prosedür Bunu yapmak o işçiye yakışmaz.
Çözüm Derby ve Dora grevlerinin içinde kendilerine verilen yasal hakkı
gelişimi hakkında bize biraz bilgi Başarısız grev yapmaya ne bizim
kullanıp grev yapmayan insanları gö hakkımız vardır, ne de DerbyDora
verebilir misiniz? Bu grevler hakkında rüyoruz. Yasal grevi yapmazken genel
ki görüşleriniz nelerdir? işçilerinin BU Netaş işçileri için de
grevden nasıl söz ediyorlar. Gene aynı geçirlidir. Şeker Sigorta işçisi için de
insanlar 7080 bin adına otel odaların geçerlidir. Eğer grevler başarısızlıkla
V. Karabay Dora grevi 42 gün da toplu sözleşme imzalayabiliyorlar.
sonra bitti ama Dora'nın değişik bir sona ererse, gene insanımızın üzerine
Bunlar Türkİş'in mevcut sendikal bir ölü toprağı örtülecektir. "Greve
anlamı vardır. Dora'da işçi istediği
yapısı. Sınıf sendikacılığında bir genel çıkılıyor da ne oluyor" gibi sorular
hakkı aldı. Buna rağmen, işveren
başkanın, bir genel sekreterin, işçinin gündeme gelecektir. Bu geri adımdır.
sözünde durmadığı için, vermiş olduğu
kabul etmediği bir sözleşmeyi imzala
hakların altına imza atmadığı için grev
ma şansı yoktur. Sendikacılık birkaç Çözüm Bazı kesimlerce, günümüz
başlamıştır, işverenin sözünde durma
tane çok mükemmel insanın yapabile yasalarıyla sendikacılığı tam anlamıyla
ması, işçilerin bölünmüşlüğünü orta
ceği iş değil. Kendileri gidince Türki gerçekleştirmenin olanaksızlığı, bu ya
dan kaldırdı ve kendi aralarında bütün
ye'de sendikacılık döneminin bitece salarla sendikacılığın yapılamayacağı
leşmelerini sağladı. Ve 42 gün sonra o
ğini, sendika liderlerinin artık kalma iddia ediliyor. Bu konuda siz ne
gün işçinin kabul etmiş olduğu hakla
yacağını ve işçinin başıboş kalacağını diyorsunuz?
rın da üstünde bir artışla, işbaşı yapıldı.
zannediyorlar. Öyle değil. Tabana
Derby grevi nasıldır? Nasıl gider? indiklerinde onları ve bizi 50 defa V. Karabay Bu sendikalarla birşey
Tahmini zor bir grevdir. Çünkü işçiler cebinden çıkaracak insanlar mevcut. yapılmaz deyip oturmak en büyük
bundan 17 yıl önce de 77 gün grev İşçi başıboş değil. Kendi içlerinde, ihanettir. Her dönemde herşey yapıla
yapmışlardı. 77. günün sonunda greve onların ve bizim yerimizi alabilecek bilir. Bu yasalarla da yapılabilir. Yeterki
çıktıkları gibi içeri girmişlerdir. Bizim insanlar var. Yeter ki insanların önü insanlar yapmak istesinler. Ha! herşey
için bu gün Derby grevindeki ölçü, 77 açılsın, seçimler demokratik birşekilde rahatlıkla yapılamıyabilir. Birtakım sı
gündür. 77 gün aşıldığında iyi sonuçlar yapılsın. kıntıları olur. Ama dediğim gibi, insan
alınacağına inanıyoruz. Hedef 90 gün lar inansalar ve işçiye de inandırabilse
Çözüm İşçi sınıfının eğitimi, sendi ler herşey yapılabilir. Grev ekonomik
dür. Eğer 90 gün sendikaişçi var kal mücadelenin her boyutunda önem
güçleriyle ortaya çıkarsa, Derby grevi bir olaydır. Üretimi durdurmaktır. A
li. Bu konudaki düşünceleriniz neler maç bu olduğuna göre, önemli olan
aşağı yukarı Türkiye'nin en iyi grevle dir?
rinden biri olacak, ve tam manasıyla yasaları zorlamaktır. Almasını bilmek
işçi sınıfının istediği şekilde bitecektir. tir. Bir hak alındığı zaman tatlıdır.
V. Karabay Taban karar ve söz Elinizden alındığı an ona bir tepki
sahibi olacak derken, tabanın eğitimini koyabilirsniz. Çünkü onu siz kazan
Çözüm Derby'nin işçi hareketinde gözden kaçırmıyoruz. Ama bugün için
önemli bir geçmişi de var. Öyle değil mışsınızdır. Mücadele verilerek alınan
bizim istediğimiz olay, tabanın mutlak hak tatlıdır. Yoksa birileri çıkıp insanla
mi?
birleşmesidir. Yanlışta da, doğruda da ra hak verirlerse, bugün aynı birileri
V. Karabay Derby Türkiye'nin ilk birleşip, birlikte hareket edebiliyorsa,* çıkıp ben verdim, ben aldım diyebilir.
işçi hareketini yapan işyerlerinden önce bu sağlanmalıdır. Yanlışta da Bu yasaların da mutlaka değişmesi
biridir. İşgal olayı ilk defa Derby'de diyorum çünkü insanlar yanlış hareket gereken yerleri var. Ama ilkönce
yaşanmıştır. İşgalin amacı, Türkİş'e ettiklerini bir bütün olarak anlayabili demokratik mücadele etmek istiyoruz.
bağlı Kauçukİş Sendikası'nın işyerine yorsa, doğru olanı da bütün olarak Bunu yapmaya mecburuz. Çünkü
sahte üyelerle yetki alması idi. 2000 bulabileceklerdir. laspetkimİş sendi totaliter rejimde neler olduğunu biliyo
kası bu aşamada tabanı yönlendirici
ruz. YHK'lar devreye giriyor, şunlar
bunlar devreye giriyor, işçi gene en V. Karabay Neden bağımsız bir bugün bağımsız. Ama Laspetkimİş
büyük zararı görüyor. Mücadele de sendikayız? Şu anda bağımsız kalma sendikası gibi sınıf ve kitle sendikacılı
ya mecbur olduğu için bağımsız ğını benimsemiş, tabanın her alanda
mokratik platformda yapılmaya mec
sendikadır. Türkiye'de Türkİş var, karar ve söz sahibi olmasını benimse
bur. Bu yasaların amacı açık. İşçiyi
sendikalardan soğutmak. Bu yasalara Hakİş var, Misk var. Bunun dışında bir miş insanlar, değişik işkollarında bu tip
Türkİş'de görüş bildirmişti. Hatta konfederasyon yok. sendikalar kurabildiğinde veya böylesi
mevcut bağımsız sendikalar biraraya
Anayasa'ya dahi evet denmesi için,
Çözüm Yani Türkiye'de bugün için geldiğinde mutlaka bağımsız kalmaya
radyo, TV.'de konuşma yapıldı. Çünkü
olumlu bir devrimci sendikal oluşum caktır. Ve bir konfederasyon çatısı
kendi hayati varlıklarını bu yasalara
yok. altında olmayı yeğleyecektir. Böylesi
bağlıyorlardı. % 10 barajı olacaktır sendikalar henüz yok. Ama kaynaşma
dediler. % 10 barajı olunca, Türkİş'ten V. Karabay Evet. Şu anda yok. lar var. İşçiye inanıyoruz. İşçi üretken
başka sendika olmayacaktı. Genel Bunun için bağımsız. Türkiye'ye baktı dir ve bu tip sendikaları kuracaktır. O
merkezde yönetici olmak için 10 yıllık ğımız da, 12 Eylül olmuş, 6 Kasım zamanda Laspetkimİş mukakkak o
işçilik gerekli, bu yasalarda, 10 yıl olmuş. Değişik siyasi görüşlerde parti hareketin içinde yer alacaktır. Çünkü
çalışan bir işçi fabrikada belli bir yere ler kurulmuş ve bu görüşler de bütün sınıf birleşmek zorundadır. Sınıf
gelmiştir, yaşı 3536 olmuştur. Bir parlamentoya belli oranlarda yansımış. bilincini aşmış, belli ilkelerin etrafında
insanın o yaştan sonra sendikacılığa Ve solda da birtakım partiler var. Ama toplanmış insanlarla birliktelik sağla
başlaması şu koşullarda zordur. Gene işçi hareketine baktığımızda 3 tane nabilirse, Türkiye'de işçi sınıfı bir
bu yasalardan yakınmalarına gerek konfederasyan var. Biri partilerüstü yerlere gelir.
yoktur. Bu yasalar onları korumak için politika izlediğini söylüyor. Diğer ikisi
çıkarılmıştır, yani mevcut insanları de zaten onun sağında olan sendikalar. ÇözümTeşekkür ederiz.
korumak için. Sonuçta söyleyeceğim, Ama bugün bir sendikacının, bir işçinin
bu yasalarla yapılabilecek şeyler var sağcıyım demesine zaten imkân yok
dır. Yeter ki insanlar inansınlar. tur. Bu imkânsız bir olay. Biz bunu
kabul edemiyoruz. İşçi sınıfı bu tarafta,
Çözüm Laspetkimİş sendikasının, solda toplanmak zorundadır. Türkiye'
bugün için neden bağımsız bir sendika de bu ihtiyaçlara cevap verebilecek bir (x) Bu görüşme 20 Şubat tarihinde
olduğunu anlatır mısınız? konfederasyon yok ve Laspetkîmİş yapılmıştır.
TÜRKİŞ KURULTAYI VE
DEVRİMCİ SENDİKAL
MÜCADELENİN GELECEĞİ (2)
Gencay OZANOĞLU
Birinci yazımızı sonlarken Türk kuruluşlarıyla görüşmeler yaptığı bu tarih sahnesine çıkmıştır. Feodalizme
İş'te herşeyin bitmediğini aksine mü sırada 1966 Martında yapılan Türkİş6. karşı .işçi sınıfıyla birlikte mücadele
cadelenin henüz başladığını söylemiş Genel Kurulunda olduğu gibi yeni bir eden kapitalist sınıf politik iktidarı ele
tik. DİSK'in kurulmasına tahammülü yok geçirince işçi sınıfı ile bütün bağlarını
14. Türkİş Kurultayı'nın, milyonlar tu. kopararak onu baskı altına almaya ve
ca işçi ve emekçinin istem ve beklenti Büyük bir oy alarak genel kuruldan onu sömürmeye başlamıştır. Bir yanda
lerine cevap verdiğini söylemek zor güçlü bir ekip çıkarmayı uman Şevket emeğinden başka pazarlayacak hiçbir
dur. Evet, Kurultay Sonuç Bildirge Yılmaz 400 delegenin 152 oyunu alarak şeyi olmayan işçi sınıfı ile diğer yanda
si'nde 1987'nin 'eylem yılı' olarak ilan gelecekte işinin hiçte kolay olmayaca üretim araçlarını elinde bulunduran ve
edildiği, Türkİş'in ilişkide bulunduğu, ğını gördü ve anladı. böylece işçilerin yarattığı tüm ürünlere
Amerikan İstihbarat Örgütü (CIA) ile Bazı ilerici çevrelerin seçim sonun ve zenginliklere el koyan kapitalist sınıf
içice çalışan AsyaAmerika Hür Çalış da 12 gibi az bir oy farkıyla seçiminin (Burjuvazi) arasında uzlaşmaz bir sınıf
ma Enstitüsü (AAFLI) ile ilişkilerin yitirilmesine hayıflanarak "Cevdet Sel mücadelesi vardır. (Geniş bilgi için
kesilmesi, 1982 Anayasası ile bu vi'nin adaylığı erken açıklaması yanlış bakınız Dünyayı Saran Zincir... Çözüm
anayasadan kaynaklanan antidemok oldu", "Demokratik Muhalefet en geniş Sayı 1, s.34)
ratik yasaların değiştirilmesi için mü anlamda ittifaklar programı oluştura Sanayi devrimiyle birlikte küçük
cadele verilmesi açıklandı. madı", "seçimi kazanmak işten bile atölyelerin yerini alan fabrikalarda bir
Ancak tabandaki büyük rahatsızlık, değildi" şeklinde yapmış olduklar; araya gelen binlerce işçi önceleri tek
hoşnutsuzluk ve değişim istemi, işyer değerlendirmelere katılmak mümkün tek bireysel olarak haklarını aramışlar
lerinde, şubelerde ve birçok sendikada değil. sa da başarılı olamamışlar. Her seferin
hakim olan sınıf ve kitle sendikacılığı Bu tür değerlendirmeler "nenemin de yenilmiş olmalarına rağmen, edin
anlayışı Türkİş yönetimine yansımadı. sakalı olsaydı dedem olurdu" şeklin dikleri deney ve tecrübe sayesinde bir
Buna karşılık 14. Türkİş Kurultayı deki özdeyişi hatırlatıyor. sınıf olduklarının farkına varmışlar. Tek
iktidarı, sermaye çevrelerini ve yöneti Türkİş Kurultayı, yönetenlerin es tek, bireysel mücadele yerine birlikte,
me gelen uzlaşmacıdevletçi Şevket kisi gibi yönetemeyeceklerini yöneti biraraya gelmek suretiyle mücadele
Yılmaz ekibinide memnun etmedi. lenlerinde artık eskisi gibi yönetilmek etmeyi öğrenmişlerdir.
Yönetimdeki Şevket Yılmaz ve Orhan istemediklerini gösterdi. İşçi sınıfı tarihine baktığımız zaman
Balaban dışındaki yöneticiler değişti Türkİş'in geleceği, aşağıdan yuka bu mücadelenin hiçte kolay olmadığı
rilmişti. Ama zaten bu yöneticiler rıya doğru gelişen demokratik sınıf ve nı, dümdüz bir yol izlemediğini görü
konusunda iktidarda, sermaye de pek kitle sendikacılığı ilkeleriyle, yukarıdan rüz. İşçi sınıfı bugün sahip olduğu tüm |
ısrarlı değildi. Sermayede, iktidarda aşağıya işçi sınıfını denetim altında hakları uzun, zor ve kanlı mücadeleler f
kendi sendikalarında bile yönetimi tutmaya çalışan iktidarla sermayenin sonucu kazanmıştır.
kaybetmiş, etkinliği ve otoritesi kal ve onun sendika alanındaki uzlaşmacı İşçiler üretimden aldıkları pay,
mamış "posası çıkmış" Sadık Side, devletçi çizgisi olan Türkİş yönetimi üretim araçları karşısındaki konumları
Kaya Özdemir ve Ömer Ergün'le Türk arasındaki mücadeleye sahne olacak ve üretim ilişkileri içindeki durumları
İş üzerindeki denetimini sağlayamaya tır. itibarıyla bir sınıftırlar. Sınıf olma
cağını bilmeyecek kadar aptal değil. bilincini kazanınca örgütlü olarak mü
cadele eden işçilerin oluşturdukları ilk
Bugünden sonra adı geçen sendikacı
ların sermayeye vereceği pek bir şey
Devrimci Sendikacılık örgütler sendikalar olmuştur. Sendika
kalmamıştır. Fare yakalayamayacak başka bir adıyla lar işçi sınıfının ekonomikdemokratik
kadar ihtiyarlamış kedinin eninde so mücadele örgütleridir.
nunda kapı dışarı edileceği gerçeği
Demokratik Sınıf ve Kapitalist toplumda işçi sınıfı mü
inkâr edilemez. Kitle Sendikacılığı cadelesinin üç temel biçimi "vardır: 1
Sermayenin istediği; Şevket Yıl Devrimci sendikal mücadelenin ge EkonomikDemokratik Mücadele, 2
maz'ın başkanlığında sağdan ve sol' leceğini algılayabilmek için işçi sınıfı İdeolojik Mücadele, 3Politik Mücade
dan dengeli ama güçlü bir Türkİş'ti. nın tarihsel gelişimine ve mücadelesi le
Çünkü tam da DİSK kapatılmışken, ne bakmak gerekiyor.
Genel Başkan Abdullah Baştürk'ün Feodal ilişkilerin bağrında doğan 1 EkonomikDemokratikMücadele:
yurtdışında çeşitli uluslararası işçi kapitalist sınıfla birlikte işçi sınıfı da Günlük ekonomik çıkarların savunul

14
ması, çalışma ve yaşam koşullarının içinde baskı varolacaktır. O zaman işçi
iyileştirilmesi, bunları engelleyen anti sınıfı ve tüm emekçiler esas olarak
demokratik mücadeledir. Örneğin; üc mücadelelerini EmperyalistKapitalist Devrimci Sendikal
ret artışı, çalışma sürelerinin kısaltılma sistemin somutlaştığı iktidarın kendi
sı, iş güvencesinin, işçi sağlığı ve iş sine yöneltmelidirler. Buna politik
Mücadelenin Önündeki
güvenliğinin sağlanması, beslenme, mücadele denir ve politik mücadele Görevler
barınma, kreş hakkının elde edilmesi; parti vasıtasıyla verilir.
kıdem tazminatlarının arttırılması ve Sendikalarda, işçi sınıfı partisi de
toplu iş sözleşmesiyle elde edilen diğer birer sınıf örgütü olmalarına rağmen Devrimci Sendikal Mücadelenin
haklar için verilen mücadele. amaçları ve örgütsel yapıları farklı olan bugün karşı karşıya bulunduğu iki ana
örgütlerdir. Bunu ayırmak gerekir.
2 ideolojik Mücadele: Toplumlar O zaman sendikalar bünyesinde "devrimci sendikal
tarihine baktığımızda her sınıfın bir topladıkları işçilere toplu iş sözleşme mücadelenin bugün
ideolojisi olduğunu görürüz. ... İde lerinin kurtuluş olmadığını, ekonomik
oloji; toplumdaki üretim ilişkileri demokratik mücadele ile kurtuluşa karşı karşıya bulunduğu
tarafından, özellikle de mülkiyet ilişki gidilemeyeceğini yani baskı ve sömü iki ana görevi vardır.
leri tarafından koşullanan, belirli sınıf rünün ortadan kalkmayacağını, çünkü
çıkarlarını dile getiren ve insanın toplu iş sözleşmesiyle ne kadar iyi ve görevi vardır. Birincisi, 12 Eylül 1980
düşüncesini, duygularını ve eylemleri yüksek hak alsalar, ekonomik mücade askeri yönetimiyle başlayan 1982 Ana
ni etkileyip kendi doğrultusunda gö le ile günlük yaşamını ne kadar yasası'yla diğer yasaların gasbettiği
rüşler ve değer yargıları yaratmaya ve iyileştirseler, üretim araçlarını elinde işçi ve sendikal hak özgürlükleri
davranış normları koymaya yönelik bulunduran sermaye sınıfının kâr a yeniden elde etme mücadelesi vermek,
felsefi, dinsel, sanatsal... toplumsal maçlı ekonomik politikaları sayesinde ikincisi, sendikal alanda verilen bu
düşünceler sistemidir." uygulanan zamlarla, hayat pahalılığıy mücadeleyi işçi sınıfının ve halkımızın
la bir müddet sonra yeniden eski haline demokrasi mücadelesine bağımlı kıl
"Sömürü ve baskının olduğu top geri döneceğini anlatırlarsa sınıf örgüt
lumlarda, düşüncelerde egemen sınıf mak.
ler olarak ancak o zaman kendilerine Bilindiği gibi 12 Eylül 1980'lere
ve tabakaların egemenliği altındadır. düşen görevleri yerine getirmiş olurlar.
Kapitalist toplumda beşikten mezara gelindiğinde hemen hemen tüm işkol
kadar tüm eğitim, kitle ve haberleşme larında ama özellikle metal işkolunda
araçları ile emekçiler burjuva ideoloji binlerce işçi grevde bulunuyordu, 12
sinin etkisi altında tutulmak istenir.' Eylül yönetiminin ilk yaptığı iş, grevleri
İşte bu yoğun ideolojik saldırılara
"işçi sınıfı ve tüm kaldırmak oldu. DİSK ve bağlı sendika
rağmen işçiler ve emekçiler kendi sınıf emekçiler esas olarak lar yasaklandıktan sonra toplu iş
çıkarları doğrultusunda ideolojik mü mücadelelerini sözleşmesi yapma yetkisi YHK'na
cadele vererek "kendiliğinden sınıf" emperyalist kapitalist verildi. YHK ile işçinin sahip olduğu
olmaktan çıkıp, "kendisi için sınıf" birçok hak toplu sözleşmelerden çıka
sistemin somutlaştığı rıldı, fazla ikramiyeler kaldırıldı. Resmi
olmak zorundadırlar.
iktidarın kendisine enflasyonun çok altında yapılan ücret
İşçi sınıfının ideolojik mücadelesi
nin üç temel amacı vardır: Çeşitli
yöneltmelidirler." artışlarıyla işçinin gerçek ücretinde
yüzde 50'lere varan düşmeler sağlandı.
araçlarla her türlü beyin yıkama yön İşçi sınıfı tüm bu zorlukları yeni
temiyle işçi sınıfı içinde ve tüm
Devrimci Sendikacılık ile uzlaşmacı döneme özgü eylem yöntemleriyle
emekçiler arasında yayılmasına çalışı
Sarı Sendikacılık arasındaki temel fark yenmek zorundadır. Kısa vadeli hesap
lan burjuva ideolojisini etkisiz hale
buradan geliyor. ları bir yana iterek sınıfsal temelde bir
getirmek. İşçi sınıfı içinde sınıfsal
Sendikaların kitle örgütü olması, örgütlenmeyi gerçekleştirmek zorun
bilincin egemenliğini sağlamak. İşçi
demokratik olması, bağımsız birer dadır. İşyerlerinde örgütlenmeye ağır
sınıfının bilinçlenmesini engellemeye
örgüt olması bir sınıf örgütü olarak lık vermek zorundadır.
ve saptırmaya yönelik her türlü sağ ve
sınıfsal mücadelede kendisine düşen Devrimci sendikal mücadele yeni
sol sapmaya karşı mücadele vermek.
görevleri yerine getirmesine engel döneme özgü eylem yöntemleri ya
3 Politik Mücadele: Politik mü teşkil etmez. Aksine örgütsel vb. kendi ratmak zorundadır. Kısa vadeli hesap
cadele ise, sınıf mücadelesinin en içinde bağımsız olarak, hiç bir dış ları bir yana bırakarak sınıfsal temelde
üst biçimidir. Direkt iktidar mücadele faktörden etkilenmeden karar verme örgütlenmeyi fabrika, işyeri bazında
sidir. Sömürü ve baskıyı ortadan sine rağmen sınıf çıkarlarına, sınıf gerçekleştirmelidir.
kaldırmak için iktidar mücadelesi ver mücadelesine sıkı sıkıya bağımlı olma Gelişen işçi grevlerinde dayanış
mek zorunda olan işçi sınıfı ve tüm ları gereken örgütlerdir sendikalar. mayı en geniş anlamda sağlamalı,
emekçiler bu mücadelelerini parti Bugün Avrupa ülkelerindeki sendi sınıfsal bilinci vererek işyerlerinde
vasıtasıyla verirler. kalara baktığımızda iktidar üzerinde işçilerin birliğini sağlamalıdır. Ancak
etkili olduklarını görürüz. Ya kendileri böylece 12 Eylül Askeri Müdahalesinin
nin kurdukları işçi partileri ile ya da getirmiş olduğu korku, yılgınlık pasiflik
Sendikaların Sınıf programları ile sosyaldemokrat parti ortamı aşılabilir. Grevler işçilerin kendi
leri zorlayarak iktidarlar üzerinde baskı özgüçlerine güvenmenin, inanmanın
Mücadelesindeki Yeri unsuru olmakta, sınıfsal çıkarlarını sağlandığı birer okul olmalıdır. Yasal
EkonomikDemokratik Mücadele korumakta ve gelişmektedir. engeller nedeniyle biraraya gelemeyen
ise emperyalistkapitalist sömürüyü Ülkemizin en büyük işçi örgütü grevdeki işçileri kahvelerde, sendika
sınırlandırır ama asla ortadan kaldır Türkİş ilkelerinin başında "...Sınıflar şubelerinde, evlerde ikiliüçlü, dörtlü
maz. Çünkü sömürü emperyalizmin arası denge, barış ve kaynaşma sağla beşli de olsa biraraya getirip işçi
kapitalizmin özünde vardır. Kapita yıcı bir politika" geldiğini hatırlarsak sorunlarını, sınıfsal mücadelenin so
lizmEmperyalizm varolduğu müddet neden iktidar üzerinde etkili olmadığını runlarını ve ülke gerçeklerini anlatma
çe sömürü, sömürüyü devam ettirmek anlarız, nın koşulları yaratılmalıdır.
15
SERBEST BÖLGELER
İHRACATA YÖNELİK BİRİKİM
VE SERMAYENİN
KURTARILMIŞ BÖLGELERİ:

İlknur GÜLER
Uygulanması öncesi ya da sonra mutlaka yanına askersel birşeyler dan kullanılıp kullanılmadığının IMF
sında orduların iktidara geldiği (ya da eklemek zorunda kalınmıştır. Demirel vb. kurumlarca denetleneceğini söy
devamlı durduğu) ekonomik politikala iktidarınında bildiği bu gerçek yüzün lemeye gerek bile yok. Bu alanlar ise i
rın, halkları için belkide en acımasızı dendir ki dönemin Turgut Özal'ı ve elbette montaj, ambalaj, tarım, tekstil
"ihracata yönelik birikim modeli" ile diğer bazı ekonomik kurmaylar gene vb. sektörleri olacaktır.
içice yaşanmış bir yedi yıl geride kaldı. rallere yeni politikayı anlatan bir Askerin katkısıyla yaratılan 'güvenli
24 Ocak '80' de Demirel iktidarı "brifing" verme gereksinimi duymuş, ve istikrarlı' vatan sathında artık ya
döneminde ithal ikameci sanayileşme bir bakıma 'bakın biz bunları uygula bancı sermayeye gönül rahatlığıyla
modeliyle dış borçlarını ödeyemez mak istiyoruz ama, sizsiz olmaz!' çağrı yapılabilir ve beklenilebilir. Bu
ülkelerin, kendisinin de, alacaklıların demişlerdir. amaçla yabancı sermayeyi teşvik yasa
da 70'li yıllardan sonra dört elle öyle ya, kararlar Türk lirasının sı çıkarılır. Oysa ki yabancı sermaye
sarıldıkları model bizde de gündeme değerini olağanüstü düzeylerde deva çok nazlıdır ve kârlarını ülkelerine
geldi. lüe etmekle başlayıp oligarşik ittifakı götürebilme garantisi verilmiş olması
İhracata yönelik birikimin emperya tekelci sermaye lehine zorlayan güm na rağmen açılan yabancı bankaların
list ülkeler açısından önemi, dış pazara rük duvarlarının kaldırılmasından, sağ sayısı ve işlevi de istenen düzeyin çok
yerli hammadde ve ucuz işgücüyle lık, eğitim ve ücret harcamalarının en altında kalır. Ülkeye döviz girişini
uluslararası işbölümünde kendisine alta indirilmesine kadar varacaktır. İşçi hızlandıracak en önemli ve uygulanan
düşen yere yaraşır ihracatını gerçek hakları zorlanacak, grevsiz bir dönem politikanın can damarını oluşturan
leştiren ülkelerin borçlarını zamanında ve toplu iş sözleşmelerinin hakemleri
ödeyebilmeleri, ötesinde kendilerine esermaye lehine sonuçlanacak anlaş ihracatı teşvik yasa ve kararnameleriy
düşen üretim alanında yapacakları malar gerekecektir. İe döviz girişi sağlanmış da olsa, ortaya
üretimin patent ve knowhow'unu satın milyarlarca liranın döndüğü ve bir türlü
alacak birikim ve alt yapıya sahip Çalışanların ücretlerine yapılması denetlenemeyen hayali ihracatlar çık
olunmasını (geri bıraktırılmışın kendi gereken zamlar sermayenin birikmesi mıştır.
sermayesiyle) sağlayabilmek, pazar ne katkıda bulunmak üzere hak sahip Gümrük duvarlarının aşağı çekil
olanağını devletlerin görece bağımsız lerine verilmeyecek, grevlerin engel mesiyle yerli sermayenin hammadde
lığını zorlayarak genişletebilirle olana lenmesiyle üretim her koşulda sürekli sini dışardan alıp, iç piyasaya imal
ğı yaratmasıdır. kılınacak, KİT mamulleri dahil olmak ettiği mamul malların büyük bir kısmını
Gümrük duvarları yıkılmış ülkeye üzere fiyat artışı denetimleri kaldırıla artık yapmak zorunda kalmaktan kur
(bazen Başbakan özal'ın da ifade ettiği rak iç piyasa kısılarak daha çok ihraç tarılmaları sağlanmış, bunlarda, kulla
gibi) "iç rekabeti arttırmak" görüntüsü edecek mal sağlanmış olacak, ihracat nılan sermayenin de ihracata yönelik
altında elindeki başta otomotiv, elek la elde edilen döviz girdisiyle borçlar alanlara aktarılmadı amaçlanmıştır.
tronik mamulleri olmak üzere tüm lüks ödenebilecek ve yeni krediler alınabi Dolayısıyla tekelci sermaye devlet
tüketim malı stoklan satılabilecektir. lecektir. Verilecek kredilerin şartlı kul eliyle daha çok ve çabuk katlanırken
24 Ocak kararları hiçbir ülkede lanım alanlarının uluslararası işbölü varlığını ithal kameciliğe borçlu küçük
"demokratik yasalarla oturtulamamış, münde bağımlı ülkelere düşen alanlar imalat sanayii ve ithali serbest bırakılan ,
16
malları üreten imalat sektörlerinin Ucuz işgücünün bolluğu ürünlere ...serbest bölgelerde gerekli çit,
sermayeleri de iflaslar yoluyla büyük uluslararası pazarlarda harikulade re duvar, kule ve güvenlik önlemleri alınır.
sermayeye aktarılmıştır. İflas edenler kabet olanakları sağlamaktadır. GE ... asayiş hizmetleri polis tarafın
sadece imalat sanayii değil tamamen iç REK ERKEK, GEREKSE KADIN İŞÇİ dan yerine getirilir.
piyasayla çalışan banka ve sanayiciler LERİN EN AZINDAN İLKOKUL EĞİ ... istenirse özel güvenlik önlemleri
de olmuştur, (meşhur şirket kurtarma TİM VARDIR ve KOLAYCA ÖĞRENE uygulanır.
lar hatırlanmalıdır). BİLMEKTEDİRLER, ÇEVRE İLÇE (Bakanlar Kurulu Kararlarından
Sermayeye verilen önemli olanak LERDEN HER AN YENİLERİ İLE Kanun no: 32/8, Kabul Tarihi: 6.6.
lardan biri de KDV ile bütçedeki vergi DEĞİŞTİRME OLANAKLARI VAR 1985).
payının arttırılarak, vergi yükünün DIR." Görülüyor ki serbest bölgeler; grev
tüketiciye doğrudan ve tahsil edilebilir "Mauritiusİhracat Fabrikaları Böl hakkından yoksun, ucuz işgücüne
yansıtılmasıdır. gesi: sahip, çalışma güvenliği sağlanmamış,
İhracata yönelik birikim modelinin Mauritius size ÜRETİCİ GÜÇLE vergisi yokkazancı bol bölgeler olma
önemli gereklerindenbiri olarak ser RİNİ SUNUYOR: GENÇ OKURYA isteğindedir. Antalya, Mersin, (Adana)
best bölgelerde artık (Antalya, Mersin, ZAR ve YIĞIN YIĞIN" Yumurtalık (İzmir) Nemrut saptanmış
Adana, İzmir) gündemdedir. "Kolombiya'da Palmaseca ve isimlerdir.
'60'lı yıllardan bu yana gelişen bir Buenoventura Serbest Ticaret ve Sa Ne var ki Türkiye serbest açık
hızla uygulanan ihracat ekonomisi nayi Bölgeleri: pazarlarını ilan etmede yönetici kesi
biçiminin önemli ve tamamlayıcı bir Amerika'nın ortasında DÜŞÜK Fİ min zorunlu ittifakları ve bu ittifakların
parçası olarak serbest bölgeler, gerek YATLA İŞÇİ BOLLUĞU serbest bölge hassas dengeleri gereği, oldukça geç
yabancı sermayenin, gerekse yerli lerin temel fonksiyonu, fabrika binaları kalmıştır (yabancı sermaye açısından).
işbirlikçi sermayelerin ülke toprakları ve benzeri tesisleri bürokrasi engeli Dolayısıyla buraların birer sanayi böl
içinde devlet denetiminin kırıldığı olmadan ve ihracatçılara karşı asgari geleri olmalarını beklemek boşunadır.
KURTARILMIŞ BÖLGELER olarak fa denetim uygulanarak hazır tutulmak Adı ne olursa olsun, pratikte ortaya
aliyettedir. tadır. BÖYLECE AMAÇ ONLARIN çıkacak olan, GENİŞLETİLMİŞ SER
Emperyalizmin sömürge biçimle UCUZ İŞGÜCÜNDEN EN BÜYÜK BEST LİMAN BÖLGESİ olmaktan
riyle, ilintileri açısından ya da sömüre ÖLÇÜDE YARARLANMALARINI öteye gidemeyecektir.
nin muhatabı ülkeden beklentileriyle, SAĞLAMAKTIR." Bizim serbest bölgelerimiz, bizim
sözkonusu ülkenin kendi yönetimsel (Uluslararası Yeni İşbölümü ve sanayicilerimizin kuştüyü rahatlığın
ittifaklarının siyasal güçlerinin temsili Serbest Bölgeler. Çev. Y.Öner) daki kolaylık bölgeleri olarak kalmaya
oranında değişik biçimler alır serbest Yukarıdaki alıntılar dünyada ikiyüz mahkumdur. Yabancı sermaye açısın
bölgeler. Ticaret bölgesi, serbest li civarında bulunan serbest bölgelerin dan ise Lübnan, İranlrak savaşları
man, depo, antrepo, serbest üretim tümünün ortak noktasını işaret eder. dolayısıyla önemi iyice artan Türkiye'
bölgesi vs. biçimlerinde görülebilir. Bu ortak nokta UCUZ İŞGÜCÜ'dür. nin, ilgili bölgelerinde, ticari depoları
Ancak artık revaçta olan özellikle Türkiye'deki Serbest Bölge İşlet ve atlama taşları olacaktır. Antalya
ucuz emek kullanımının yoğun olduğu meleri de herhalde böyle bir reklam MersinYumurtalık'ın (İzmir) Nemrut'a
üretimlerin serbest bölgelerde yapıl kampanyası açar... göre yaşama şansları bu yüzden
ması, depolanması, tasnifi, transit "Buyrun 40 milyon ucuz işçi.... Ye fazladır.
geçişi, bakım onarım hizmetlerinin ye bitmez!"
olduğu serbest ticaret ve üretim bölge Ucuz işgücü tekbaşına yetmiyor Yabancı sermaye yarı mamül'ünü
leridir. Bizde de uygulanmak istenen elbette, hemen ardından başka kolay burada ucuza monte edecek, ambalaj
budur. lıklar da gerekli... layacak, depolayacak, Ortadoğu'ya
Uluslararası sermayenin artık dün "Fiyat, kalite ve standartlarla ilgili istendiği an gönderebilme olanağına
yanın hiçbir yerindeki fabrikalarını olarak kamu kurum ve kuruluşlarının sahip olacaktır.
söküp başka yerlere taşımadığı düşü ve diğer mevzuata verilen yetkiler Serbest bölgelerin, sanayi bölgeleri
nülürseki bu entegrasyon öncesi serbest bölgede uygulanmaz. (büyük sermayelerin yatırılacağı sana
döneme hastı. Paylaşımın yönüne ve ...ihtiyaç duyulan arazi ve tesisler yi yatırımları olarak) olamamasının
•seviyesine uygun olarak bazı yerlerden kamulaştırma kanunu hükümlerine önemli nedenlerinden biri de kuşkusuz
çekilinip bazıyerlere yerleşme '45'lerle göre sağlanabilir. Türkiye'nin 10 yılda bir darbeler
bitti. Paylaşım ve entegrasyon NATO' ...serbest bölgeler gümrük hattı yaşamak zorunda kalman politik iç
da, IMF'de, Dünya Bankası'nda somut dışında sayılır. kuşkularıdır. Yönetimsel sınıf ittifakla
landı yapılacak olan montaj, ambalaj, ....vergi, resim, harç, gümrük v e . rının zorunlu dengeleridir.
depoantrepo, ve transit taşımacılık ile kambiyo mükelleflerine dair mevzuat Çukurova'nın ve DoğuGüneydo
Beyrut, Lübnan, Irak'dan boşalan ban hükümleri uygulanmaz. ğu'nun hermevsim akın akın çalışma
kacılık hizmetleri olacaktır. ...(yatırımcılar) Bakanlar Kurulu ya indiği Akdeniz kıyıları artık yalnız
Serbest bölgeleri cazip kılan en nun belirleyeceği teşviklerden yarar pamuk tarlalarında sıtmadan kırılan
önemli öğe, hiç kuşkusuz en başta landırılabilir. topraksız tarım işçileri ve mevsimlik
ucuz ve bol 'emek'tir. ...(gelirler) Gelir ve Kurumlar ver işçileriyle değil serbest bölge dramıyla
gisinden muaftır. da anılacak.
Bu öğe bazı serbest bölge işletme ...(serbest bölgelere Türkiye'den
cilerince şöyle dile getirilir: bakım onarım maksadıyla getirilen Serbest bölgelerimiz, yerli tekelci
"Güney Kore/Masan Serbest İhra araç, gereç ve ekipmandan ücret lerimizin üretim (montajambalaj vb.)
cat Bölgesi: alınmaz. fabrikalarının kaydırılacağı kaymağı
...(bölgede) gemi ve liman hizmet bol, emeği ucuz, güvenli alanlar olarak
leri yapılır. emre amadedir.
Sanayiye elverişli bölgeler yatırım ...SERBEST BÖLGENİN FAALİ Mauritius serbest bölgecilerinin de
larınızı kolaylaştıracağı gibi, daha bir YETE GEÇMESİNDEN İTİBAREN ON diği gibi:
özgürlük, başka yerlerde olduğundan YIL SÜREYLE GREV ve LOKAVT ile "GENÇOKURYAZAR, UYUMLU
çok daha kârlılık kazandırır. ARABULUCULUK HÜKÜMLERİ UY ve YIĞIN YIĞIN"
GULANMAZ. Yiyin efendiler, yiyin!

17
SOL OLMAYAN SOL:
YENİ SOL

Şükran DERELİ
Ağaca bakarken ormanı görememe büyük dayanağı olan sosyalist ülkeler Antifaşist mücadele ve faşist ikti
ve ayrıntılara takılma tehlikesini gözö deki ve özellikle Sovyetler Birliği'ndeki dara son verilmesi Avrupa'da sosya
nünde bulundurarak XX. yüzyıl ve Yeni olumsuzluklara genelde fazla prim ver lizm açısından Sol'a prestij kazandırsa
Sol'un O tarihine bir göz atalım. memek gerekmesine rağmen, bu du da özellikle Batı Avrupa'da somut
19. yüzyıl Avrupa'sındaki inişli çı rumların Avrupa Sol'unun sağa kay kazanca dönüşmemişti.
kışlı ancak, bir devrime yol açmayan masında, daha doğrusu bu sağa kayışı Alman işçi sınıfı ve partisi 1920 ve
gelişmelerden sonra devrim dalgası kabul edilebilir göstermesinde payı 1933'deki yenilgisiyle 19. yüzyıldaki
doğuya doğru kaymaya başladı. Em olduğu yadsınamaz. Örneğin bir 56'da konum ve etkisini kaybediyordu. İtalya
peryalizm olgusuyla beraber XX. yüz bir 68'de sorun müdahaleyi onaylamak ve Fransa KP'lerinin sağladıkları prestij
yıl; sınıflar mücadelesinde bir hareket veya yadsımak değil, o ülkelerdeki nes ve desteği, sınıflar mücadelesinin yük
liliğe ve yükselen ivme sonucu bir alt nel durumun (ortamın) böyle bir şeye seltilmesinde kullanamadıklarından
üst oluşa sahne oldu. Bir asırdan fazla gerek duymak zorunda bırakmış olma sonraki yıllarda keselerinden bunları
bir süredir teorik olan bir olgu pratik sıdır. yediler. Bu eksikliğin getirdiği kimlik
oluyor ve gerçekleşme yoluna giri kazanamama; Avrupa Soİ'unda buna
yordu. Lenin'le birlikte bilimsel Sosya Nasıldan çok neden önemli oldu lımlara açıkbir zemin yaratmıştı.
lizmin kuruluşu sürecine giriyordu. ğundan bu noktayı kısaca geçiyoruz. II. Paylaşım savaşı sonrasındaki
Aynı süreçte sol açısından başka Nedenin en önemlisi metropol Marchall yardımı ve soğuk savaşın bu
ülkeler içinde varolan beklenti ve giri ülkelerdeki nesnelliğin ve öznelliğin bu süreçte göndeme gelmesi, Avrupa Sol'
şimler Rusya'daki gibi sonuç vermiyor nesnelliğe önce uyumu, sonra esir unu bir yol ayrımının eşiğine getirmiş
ve pratik yenilgiler gündeme geli olmasıdır, (tersi de olabilir) Öznelliğin tir. Ya radikal bir silkiniş ya da sağa
yordu. Avrupa açısından sonuç gerici nesnelliğe doğru müdahalede eksik kayma.
leşen burjuvazi ve faşizmdi. Sınıflar kalması, giderek de bu eksikliği bir
mücadelesinin ivmesi düşüyor Sovyet teori haline getirme çabalarını getir 20. Kongere böyle bir ortamda
ler Birliği'nde NEP gündeme getirili miştir. Avrupa Sol'undaki son 20 yıllık yapıldı. 20. Kongre'de gelişen şeyler
yordu. süreç devrimci mücadele ve müdaha Avrupa Sol'una sağa kaymada prim ve
30'lu yıllar, Sovyetler Birliği içinde lede başarısızlığın/yetersizliğin dev cesaret verdi.
bir dizi sorunlara, dünya genelinde rimci mücadele ve müdahalenin reddi Sosyalist pratik ve mirastan ilk
antifaşist mücadeleye tanık oluyordu. ni politika haline dönüştürmeyi anlatır. kopma (kopmanın ilk adımları) bu
II. Paylaşım savaşı sonrası, dünya Bunu da kapitalizmin kaydedilir bir dönemde gündeme geldi. Stalin her
nın kırları ve emperyalizmin zayıf hal başarısı saymak mümkün. Zira sosya şeyin suçlusu ilan edildi. Sovyetler
kaları bir dizi devrime tanık olurken lizm ve Sol adına (burjuva idealistleri Birliği'nde bu yapılırsa Avrupa'da daha
Batı Avrupa'da Sol için hem birşey nin kitaplarının dışında hiçbir zaman ileri gidilmesine şaşmamak gerekir.
vardı hem de hiçbir şey yoktu. Gelişmiş hiçbir yerde varolmamış olan) burjuva Sübjektif niyet ne olursa olsun Stalin'in
Avrupa, sosyalizmin kuruluşunda geri demokrasisine, methiyeler düzülmek kişiliğinde bir mirasa saldırıldı. Stalin'in
Asya'dan geri kalmıştı. Avrupa bunu ne tedir. "suçlan" herkesin kendinin sağ anlayı
derecede sindirebilecekti. Bu açıdan Sol'u anlamak ve anlat şının meşrulaştırılmasının aracı olarak
II. Enternasyonalin kendi burjuvazi mak için kesinlikle ve kesinlikle Avrupa kullanıldı. Daha doğrusu suçlar yara
sini koruyan anlayışı, 17 Ekim Devrimi Sol'unun sübjektif durumuna bakmak tıldı ve bunlar bu amaçla kullanıldı.
nin sıcaklığıyla etkin olma olanağını gerekir. Avrupa Sol'unun ideloojik sav Bu süreçten Avrupa'da doğan ço
bulamadı. Avrupa Sol'una hakim olan rulmaya açık öznel yapısına, metropol cuğun, adı AuroKomünizm oldu. Sos
coşku, umut ve inançtı. ülkelerdeki yumuşatıcı objektif an yalizmin değerlerine saldırmanın yolu
70'li yıllara kadar Sol bu özelliklerini lamda uyuma zorlayıcı nesnel yapıya açıldı. Balondaki delik her geçen gün
muhafaza ederken, varolan nesnel pra bakmak gerekir. Esas sorun budur. büyü(tül)dü Lenin'e hatta Marks'a
tik ve sınıflar mücadelesi Sol'un başka Çok seslilik az seslilik, bürokratik dik kadar...
yönlere savrulmasını engelleyici bir tatörlük vs. değil. Bunlar Yeni Sol'un Bugün Yeni Sol'un kendi varlığını
işlev görüyordu. kendi sübjektif durumunu kamufle meşru ve haklı göstermesinde en

18
etmekte kullandığı (çıkışı böyle olmasa
da bugün buna dönüşmüştür ve tektek
kişilerden bağımsızdır.) yanıltıcı ideo
lojilerdir. Yeni Sol'un olmayan ku
rumsal yapısını gizleyen kuramsal
deyişlerdir. Burjuva ideolojisinin savu
nulmasında son duraktır. Son durağın
Sosyal Demokrasi olduğunu zanne
denler yanılmaktadırlar.
Tekrar belirtelim ki Yeni Sol metro
pol (esas olarak Avrupa) ülkelerin nes
nelliği ve buradaki Sol'un öznel yapısı
tahlil edilmeden anlaşılamaz... Türkiye'
dekine bakıp anlamaya çalışmak yanıl
gıya götürür. Zira Türkiye'deki Yeni
Sol'un boy vermesinin nedeninin ta
mamen öznel oluşu, genelde (Avrupa'
da) Yeni Sol'un ortaya çıkışındaki
nesnelliğin gözden kaçırılmasına yol
açabilir. 12 Eylül sonrasındaki yenikçi
sol kendi durumuna uygun bir ideoloji
bulacaktı. Bu Yeni Sol oldu. Türkiye'de
Ampriokritisizm'de olabilirdi. Stolypin
gericiliği yıllarında olduğu gibi. Avru
pa'da ise bir nesnel temeli bir tarihsel
gelişimi vardı Yeni Sol'un. Avrupa'da
Yeni Sol'un gelişiminin nesnel temeli YeniSol'un kuramcılarından J.P. Sarte
ile öznel temelini birbirinden ayırmak
güç. Aslında bu, genelde güç. Zira nes dışındaki Avrupa devrimlerinin yenilgi tartışılabilir. Ama tartışılmaz olan bir
nellik öznelliği içerdiği gibi aynı za leri ve devrim süreçlerindeki restoras gerçek var ki o da şudur: Bu dönemden
manda öznelliğe de içerilmiş durumda. yon dönemleri Avrupa Solu açısından sonra Avrupa partilerinin gerçek an
İlk başta nasıl gelişti ve veya hangisi sosyalizm mücadelesini önemli ölçüde lamda bir ihtilal ve iktidar perspektifi ve
belirleyici, hangisi belirlenen sorusu Sovyetler Birliği'ndeki sosyalizmi ko bunun tüm araç ve ittifaklarını yerine
bu yazının esas konusu değil. Bu ayrı ruma ve savunma mücadelesine indir getirebilecek mücadelesi olmamıştır.
bir kuramsal ve felsefi bir konudur. gemiştir. 1920'lerde dünyadaki nesnel İkinci paylaşım savaşı sonrasında hırs
Ama burada Avrupa'ya ilişkin şunu durum, Avrupa Solu'nun tek ülkede da yavaş yavaş yok olmuştur
söyleyebiliriz ki, mücadele edilmediği sosyalizmin dolaysız değil dolaylı ko
için mücadele etmemeyi savunma ruma çabalarını getirmiştir. Tek ülkede İlk devrimin gelişmiş kapitalist ülke
konumuna düşüldü. Tersi değil. sosyalizmi korumanın esas yolu, başka lerde olması beklenirken Rusya'da
Türkiye'deki Yeni Sol rüzgârının da ülkelerdeki devrimlerden, bu yanıyla (Rusya gibi yarı feodal asken mutlakı
geçici olduğuna inanıyoruz. Bu sadece da iktidarı hedefleyen mücadelelerden yet koşulları altındaki bir ülkede, oluşu
inanç ve istek değil. Bu yolda emareler geçiyordu. Ancak gerek Ekim devrimi nun Avrupa Sol'u üzerindeki diğer bir
çok fazla. Bütün zamanlar ve daha nin uluslararası önemi gerekse de tek etkisi, determinizm ve volantırizmin
geniş bir kesim için nesnel temeli var ülke de sosyalizmin uluslararası kuşat değerlendirilmesinde karışıklık (eksik
gibi görünen existansializm modası masından dolayı Avrupa Sol'u sosya lik) yaratması olmuştur. Felsefi yanına
bile fazla sürmedi. Ama bu yok olacak lizm sorununa daha çok bu çerçeve girmeden şöyle belirtebiliriz; Emperya
anlamında değil. Belli bir kesimde her den bakmak durumunda kalmış, içte list, çağda volantirizmin önemi artmış
zaman varlığını sürdürecektir. Kaldı ki ulusal (kendi ülkesi) platformdaki ikti tır. Üretici güçlerin gelişimi belli bir
Türkiye toprağında herşeyi savunacak dar için mücadele politikası geri düzey seviyeye varmıştır. Serbest rekabetçi
bir kısım insan her zaman bulunmuş lerde kalmıştır. döneme göre nesnelliği beklemenin
tur, bulunacaktır. O dönemdeki nesnellik Lenin'e "Sol önemindeki azlık, iradi müdahaleye
Yeni Sol, için, Avrupa bazında soru Komünizm"! yazdırmıştır. eklenmiştir. Rusya'da ise hem unun
nun mücadelesizlik olduğunu belirttik. Daha sonra bu dönem aşıldığında sonucu hem de esas olarak buna ilave
Neden mücadele edilmedi, ve daha geçmiş nesnelliğin oldukça fazla etki ten geri nesnellik mevcuttur. Bu nesnel
sonra mücadelesizliğin adı yenisol sinde kalmış partilerin ve /veya bu par durumun Avrupa Sol'una yansıması
olan teorisi yapıldı. Orada bir 12 Eylül tiler içinde belli grupların çıkması ise volantirizmin önemini değerlendir
olmadığına göre... kaçınılmazdı. Örneğin Sovyetler'de mek olmuştur. Rusya'daki volantirizm
Avrupa Sol'u ilk devrimin, ilk tek Buharin çıktı. Rusya'nın özgün (geri nesnel) koşulla
ülkede sosyalizmin inşaasının Rusya' Tırmanan faşizm olayında en azın rının ürünü ve sonucu olarak değerlen
da oluşunu hazmedemediğinde ondan dan objektif anlamdafaşizmi önlemek dirilmiş, çağdaki dünya genelinde bu
mı? Böyle açıklamak bilimsel değil. olurken, faşizmin egemen olduğu arada kendileri için de volantirizmin
Olay salt böyle bir öznel nedenle açık durumda hedef yine objektif anlamda artan önemi yakalanamamıştır
lanamaz. İlk devrimin Rusya'da yapıl faşizmden kurtulmak ve burjuva de Avrupa'da nesnel ortamın gerile
mış olması Avrupa Sol'u için bu mokrasisi oluyordu. mesinde kapitalizmin bir anlamda ken
anlamda bir etki yapmış olabilir. Ama 1920'lerdeki Almanya, Macaristan, dini yenilemesinin (sürece ayak uy
matematiksel olarak ifade edecek olur Finlandiya devrimlerinin yenilgisi son durmasının) ve burjuvazinin Marks'lı ve
sak bunun "oranı" çok azdır. Ancak rasında Avrupa ülkelerindeki partilerin sınıf mücadeleli bir dünyada yaşıyor
bundan başka etkileri olmuştur. Birinci iktidar mücadelesi için ne derece nes olmasının farkında olmasını (**) kesin
paylaşım savaşı sonrasında Rusya nel ortam ve öznel yapıları vardı? Bu likle yabana atmamak gerekir. Surece

19
prim verirken içte ise değer yasasına kategoridir. Bu açıdan birinci kategori istiyor, bu yapılmazsa prodüktivite
daha fazla işlerlik kazandırmak iste ler üzerinde durmak gerekir. si(ni) düşü(rü)yor. İkincisi vasıfsız
yenlere yeşil ışık yaktı. 196267 reform Sovyet revizyonizminde Marksizm emek bileşik emeğe daha yüksek ücret
ları ise maddi özendiricilik ve kârlılık'ı Leninizm üzerine ekonomist bir örtü verilmediğinden beceri kazanmak için
teşvik ediyordu. Bu ise değer yasasının örtülmüştür. Ekonomik alt yapının çaba harcamıyor. Birleşik emek bir
etkinliğinin artması demekti. Sosya dönüştürülmesiyle sosyalist dönüşü teşvik olmadığı için verimliliği yük
lizm sürecinde değer yasasının etkinli mün sağlanacağı beklenmektedir. Bu seltmek açısından da, başka deyişle
ğinin giderek azalması ve yok olması açıdan ekonomik gelişim herşeyden ekonomik gelişmenin sürmesi için de
gerektiğini ise söylemeye bile gerek önce gelmektedir. Ekonomik gelişme bu gerçeğe boyun eğiliyor. Doğru
yok. 68'de Çekoslovakya'da 6267 gerçekten önemlidir ve öne alınması deyişiyle esir düşülüyor. Ücretlendir
reformlarının bir benzeri (belki biraz gerekir. Ama herşey olunca ve "nasıl mede dolayısıyla tüketimde değer
daha ilerisi) uygulanmaya konduğun olursa olsun" denilince Marksizmi yasası etkinliğini koruyor. Sosyalist
da aynı Sovyetler Birliği müdahale Marksizm yapan bazı şeylerden sap insanın eksikliği, en çok bu (tür)
etmek ihtiyacını hissetti. Burada üze malar gündeme gelmektedir ve SB'de olay(lar)da kendini gösteriyor. Bu
rinde durmak istediğimiz tek tek olanda budur. Ve bu olay sarmalbir yaratılmış olsa, ücret farklılığı da olsa,
uygulamalar değil, bir çizgi haline şekilde gerçeklere teslimiyetle birlikte eşitliği de olsa ki eşitlik hedef olmalıdır
getirilen anlayış. Bu anlayışın enter gitmektedir. Ekonomik gelişme sosya ilkesel açıdan sorun olmayacaktır.
nasyonalizm ve dış politikaya yansıyışı. list insanın gelişimine rağmen, ilkelere Zira topluma daha fazla katkıda bulun
Teorik temeli dünyadaki baş çeliş rağmen gerçekleştirilmektedir. ma onun için yeterli teşvik olacaktır.
kinin yanlış ve revizyonist değerlendi Bütün bunlar da büyük oranda Neden ilkesel açıdan eşitlik hedef
rilmesine dayanan bu anlayış sosya Marksizmin, ekonomistçe yorumun alınmalıdır? Soruyu başka şekilde
lizm ve emek cephesini bölerek sosya dan kaynaklanmaktadır. Şurası açık ki sorarsak, birleşik emeğin vasıfsız eme
lizmin genel çıkarlarına zarar veriyor. Mark ve Engels içinde bulundukları ğe göre (sosyalist toplumda) fazla
Çelişkinin bir yanına emperyalizmi ve koşullarda bilimsel yasalara, determi ücret talep etme hakkı var mıdır?
kapitalizmi koyarken ki bu doğrudur nizme ağırlık verdiler. Burjuvazinin Yoktur. Olmamalıdır. Çünkü bu iki
diğer yanına salt Sovyetler Birliği'ni iktidar biliminin anti tezini (bir ilim emek arasındaki fark (bireysel) yete
koyuyor. Yenisömürge ülke halklarını olarak sosyalizmi) geleştirmek için nek vb.'nin dışında ki bu değerlendir
ve metropol ülke emekçi sınıflarını yine bu bilimi ve kapitalizmi incelediler. me dışıdır) esas olarak birleşik emek
sosyalizm ve emek cephesinin dışında Belli yasaları ondan çıkardılar kapita teki, vasıfsız emeğe göre içerilmiş olan
sayıyor. Böylece de emek cephesi lizmi incelerken ağırlıkla onun ekono fazla eğitimde ve bunun giderlerinde
zayıflatılıvor. Ulusal Kurtuluş Savaşla mik yasalarını ve ekonomik yönlerini dir. Peki bu giderleri kim sağlıyor?
rına ve diğer ülkelere de bu bakış incelediler Sınıf çelişkilerinde de (te Sosyalist toplumda toplum karşılıyor.
açısıyla bakıldığından enternasyona mel bu olduğu için) bu yöne ağırlık Bu açıdan birleşik emeğin vasıfsız
lizmin üzerine "dış politika"nın "gerek verdiler altüst yapı ilişkilerinde bu emeğe göre birim zamandaki ürettiği
leri" ve diplomasi sınıyor yine bunun yöne verilen ağırlık, nasıl bu yüzden fazla ürün de, toplumun malı oluyor.
bir yansıması olarak Afganistan vb. altyapı tek başına belirleyici üstyapı Birleşik emek sahibinin de ek ücret
örnekler yaşanmak zorunda kalınıyor. önemsiz değerlendirmesine yol açtıy istemeye hakkı olmuyor.
Sovyetler Birliği ilk sosyalist ülkedir sa, kapitalizmde sınıfsal çelişkinin Ancak gerçeklere esir düşülünce
ama bugün tek değildir. İçlerinde en ağırlıkla ekonomik olarak belirtilmesi böyle olmuyor. Sorunun sosyalist
büyüktür, uluslararası önemli bir güç (artık değer sömürüsü) üst yapısal insanı yaratmak kadar ekonomik yanı
tür. Bunun gerekleri vardır. Ama çelişkilere önem verilmemesi biçimin da var elbette. Herkesin, her türlü
herşeye bu gözle bakarsa bakıştaki de değerlendirildi. Böyle olunca eko ihtiyacını karşılayacak kadar ödeye
ideolojik temel sıfıra iner, ideoloji ve nomik çelişkinin giderilmesi veya çö bilmeye sahip olabilmek. Ancak bu
ilkeler realiteye esir düşer. zümü diğerlerinin çözümünü de kendi yapılabilse bile, yine de sorun sosyalist
Olması gerekenler ile varolanlar liğinden getireceği anlayışını doğurdu. insanın sorunudur. "Gerçeklerden do
arasındaki, çelişki Sovyetler Birliği'nin Bu da sosyalist insan yaratma ve layı sosyalist insanın yaratılmasını
70 yıllık tarihinin özeti budur; idealle proleter kültür devrimine önem ver ertelemek bir kısır döngüdür. Çünkü
gerçeklik arasındaki çelişki. Tek ülke memeyi getirdi. varolan gerçekler hiç bitmeyecektir. Ta
de sosyalizmde sorun bunlar arasın Ekonomik gelişmenin sosyalist in ki varolan gerçekler yerine kendi
daki dengeyi tutturmadan geçti/geçi sanı yaratması beklenince ekonomik gerçeğini koyana ve gerçekliği kendi
yor. Bir taraf ağır basarsa (veya gözardı gelişme her şeydir dendi. Fakat bu da ne esir edene kadar. Gerçeklerin, kendi
edilirse) fiziki yokoluş, diğer taraf ağır (ekonomik gelişme de) sosyalizme politikanı uygulamada engel olamadığı
basarsa (veya gözardı edilirse) ideolo özgü ilişkilerin çözümüne hizmet etme ana kadar.
jik ve ilkesel yokoluş. kaygısı, arka plana itilmesine yol açtı. Ancak burada açılması ve net
SB'deki revizyonizmi belirleyen ol Kafa emeği ile kol emeği karşısındaki oturtulması gereken bir nokta var. r
gu ikiye ayrılır. Birincisi ekonomist çelişkinin yine vasıfsız emekle, birleşik Marksizm, varolan gerçeklere doğru
bakış. İkincisi gerçeklerin fazla abartı emek arasındaki çelişkinin giderilmesi müdahale edebilmek midir, yoksa
larak sosyalist ideoloji ve ilkelerden yönünde 1917'nin üzerinden 70 yıl Marksizmin kendi gerçekleri var mıdır?
ödün pahasına gerçeklere teslimiyet. geçmesine rağmen gerekli mesafenin Yani varolan gerçekler mi, kendi
katledildiği söylenemez. "Herşey eko gerçekliğinin var edilmesi mi?
Ekonomist bakış:
nomik gelişme" diyen anlayış örneğin, Aslında bunun çözümü, gerçekle
Ki bu ikisi arasındaki karşılıklı ücret farklılıklarının ortadan kaldırıl rini (gerçeklere rağmen) hayata geçi
diyalektik bağ vardır, öncelikle mülki ması (değer yasasının etkinliğinin rebilmektedir. Bu aşamaya ulaşabil
yetin bugünkü biçimini sorunların azalması) yönünde de planlı bir strateji mektir. Ancak bu konuda iki yanlış
kendiliğinden çözümünü getirici bir izlenmesi gerekliliğine rağmen "ger anlayışa düşülmemelidir. Bunlardan
yapı olarak görmek yanlıştır. Mülkiye çeklerden dolayı aksini hayata geçir birincisi ütopyacı idealize etme olayı
tin çözümü herşey değildir. Marx'ın miş ve bunu bir politika haline getir dır. Sosyalist devrim sonrasında he
Proudhon'a eleştirisi tam da bu anlam miştir. Nedir o "gerçekler?" Birleşik men, sınıfsız toplum ilişkileri ve uygu
dadır. Mülkiyet birinci değil ikinci emek (sahibi) daha yüksek ücret lamalarını istemek ve beklemektir.
"Eski toplumun yıkılmasından sonra ni anlamak güç. Aşırı volantirizminden volantirizmlerindeki aşırılıklarını törpü
yeni bir siyasal iktidara yol açmak yeni dolayı mı? Aşırı determinizm, bir lemektir. Bir anlayışın herhangi bir
bir sınıf egemenliğini" reddetmektir. sapma olasılığını içinde potansiyel örneğinde görülen aşırılık ve olumsuz
olarak taşıyan bir tehlike olarak görül luklar, o anlayışın toptan reddedilme
Yeni Sol çok teorik olarak da mediğinde, volantirizmden aşırı ol sine gerekçe olarak kullanılmazlar.
eleştirilebilir. Nitekim bunu yapanlar mayanından bile ürkülmesi doğal. Yeni Sol'un Sovyetler Birliği'ne, Eski
da yok değil. Ama bunu "nalına Ama tarih aksini önemsiyor olmalı ki II. Sol'un Çin'e ve yeni sömürge ülke
vururken mıhına da vurmayı" unutma paylaşım savaşı sonrası Doğu Avrupa devrimlerine yaptığı budur.
dan yapıyorlar. Aslında bu anlayış çok dışındaki devrimler Geleneksel Sol Aslında Geleneksel Sol'un ve Y.Kü
da yabancı değil. En çok da sol basın anlayışa rağmen yapıldı. Çin, Nikara çük'ün Çin devrimi ve deneyimine
ve yazarlarda rastlanıyor. ABD'ye bir gua vb. devrim deneyimlerini yok neden bu kadar karşı çıktıklarını
eleştiride bulunabilmek için illa Sov sayan/önemseyemen bir anlayışın anlayabilmek güç. O çok önem verdik
yetlerede bir eleştiride bulunacaklar. Sovyet Devrimine olumsuz bakan, leri eşitsiz gelişim yasası'nın politik ve
Bu dengeyi hiç bozmuyorlar. Aynı Yeni Sol'u eleştirmeye ne derece hakkı sınıfsal plandaki yansımasına eniyi
şekilde Gelenek yazarları da sivil olabilir? Kaldı ki Yeni Sol salt Sovyetler örnek Rusya'ya nazaranÇin. Rusya'
toplumculuğu ve Yenil Sol'u eleştirir Birliği'ne değil bir bütün olarak devrim ya göre edaha geri kalmış olan Çin bu
ken "teorisiz mücadeleci tip, sade lere ve iktidar mücadelelerine olumsuz geri kalmanın yarttığı sıkışıklık ve
kadrolara da vurmayı ihmal etmiyor bakıyor. Sorun nedir? Köylülük mü? barındırdığı çelişkilerden dolayı, politik
lar. yoksa Yeni Sol'un bir dönem Çin planda Kültür Devrimiyle çok ileriye
Geleneksel revizyonist Sol dünya deneyimindeki bazı uygulamalara sa sıçramaya çalıştı.
nın her yerinde, devrimini yapmamış hip çıkıyor görüntüsü vermiş olması Yukarıdaki istihzada da görüldüğü
ülkelerde mücadele edenleri, kendi mı? Yoksa Çin'in bugün gelmiş olduğu gibi aşırı basitleştirme komediye yol
özgüçleriyle devrimini yapmış ülkeler konum mu? Yoksa esas sorun Çin açıyor. Ancak aşırı basitleştirmeden
de iktidarı alanları teorik sığlıkla deneyimi ve uygulamaların bir şeylere kaçınmak gerektiğini söyleyenler, ka
eleştirmişlerdir. Onları "bilgilenmeye ve bir yerlere rağmen yapılmış olması pitalizmin ve sosyalizmin tüm ekono
zaman ayıramayan sade militan kadro" mı? Çin'in tek hatası bu olsaydı bugün mik, politik ve sosyal tarihini Eşitsiz
veya "toerisiz mücadeleci tip" diye Çin savunulabilirdi. Zira bir partinin en Gelişim Yasası ile açıklamaya çalışı
değerlendirmeye çalışmışlardır. "Teo önemli şartı bağımsızlığı. Hem devrim yorlar. Bu yanıyla Y. Küçük'ün yarın
rili ama mücadeleci olmayan tipler öncesi, hem sonrası, Dostluk ve şunları söylemesi şaşırtıcı olmayacak
den de başka bir şey beklenemez zaten dayanışma bunun üzerine bina edilir. tır; "Eşitsiz Gelişim Yasası o kadar
mücadeleyi ve dönüşümü gerçekleşti Burada bir parantez açarak şu gözardı ediliyordu ki biz de çubuğu
renler, bunları "gündelik mesaiden söylenmeli: Sol içi sorunlar değerlen çok fazla tersine bükmek ve Eşitsiz
uzak olarak kurdukları hayalleriyle" dirilirken Yeni Sol'a malzeme vermek Gelişim Yasası'na çok fazla önem
başbaşa bırakarak yollarına devam kaygısından eğer varsa kurtulmak atfetmek durumunda kaldık".
etmişlerdir. Geleneksel (düzeltimci) gerekir. Zira Sol, Yeni Sol'u Sol olarak (*) Yeni Sol deyimiyle sol liberalizm
Sol'un Yeni Sol'a benzeyen bu özelli alıp tartışma lüksüne sahip değildir. den Troçkizme, sivil toplumculuktan
ğini aşması zor görünüyor. Öyle ki Yeni Sol'la tartışılmaz değil, tartışılır Avrupa Komünizmine kadar geniş bir
"Teorisiz mücadeleci tip", kendisini elbette. Ama bunun ilk şartı Yeni Sol'u yelpazeyi kastediyoruz. Bu anlayışın
teorik sığlıkla (******) eleştiren Gele sol olarak görmekten geçiyor. "Yeni özünü yansıtan NLR dergisinden dola
nek'e yine Gelenek'ten iki yazardan Sol yeni olmak isterken Sol olmaktan yı onları genel olarak Yeni Sol diye
alıntıyla cevap vermesi mümkün olabi çıktı. "Bu açıdan Yeni Sol'la tartışmala adlandırıyoruz. Aslında Yeni Sol, bu
liyor. rı Sol içi tartışma olarak görmemek kesimin kendi kendine verdiği addır.
"Komünistler bir şey "yapmak" gerekir. Ancak bu Yeni Sol'a bazı Bu yazıda adlandırma anlamında biz
istedikleri için hep "dar" kalırlar. şeyler borçlu olmadığımız anlamına de bu deyimi kullanacağız. Ama
Komünistlerde yalnızca eylemin er gelmez. En azından Yeni Sol'un zorla yazıdan da anlaşılacağı gibi bunları
demleri vardır. Bir şey "olmak" isteyen yıcılığı ile Geleneksel düzeltimci Sol'un esas olarak sol olmayan sol olarak
ler ise, gerçekleştirdikleri köklü iç bir kesimine şunları söyletmiş olması değerlendiriyoruz/adlandırıyoruz.
hesaplaşmalarla hayatın bizzat kendi sevindiricidir. (**) Burjuva ideolojisinin bu anlamdaki
sinin sırlarına ulaşırlar." s. 76 "Sosyalist partinin misyonu elden gelişimi, kapitalizmin nesnel gelişimi
Gelenek kendisini bu kesimlerden geldiğince çok hastayı iyileştirmek yanında burjuvazinin volantirizmi ku
farklı görmekte haklıdır. Zira onlar değil. Sosyalist parti sınıfı ve toplumu ramsal olarak araştırılmaya değer bir
"yarın seyirci kalmamak için" bugün bir bütün olarak dönüştürmeyi hedef konudur.
seyirci kalmayı, teori biriktirmeyi savu ler" (***) Bu karar batı dünyasında daha
namazlar. Bu açıdan Gelenek "Eski "Sosyalizm, jakobenizmden ham sonra 60'lı yıllarda Liberalizmin aldığı
Sol"da Yenibirikim olmaya aday gö kitleyi olduğu gibi kabul etmemeyi kadar övgüyle karşılanıyor.
rünüyorlar. miras aldı. Partinin işçi kulübüne (****) Tıpkı Yalçın Küçük'ün "sığ ve
Geleneksel düzeltimci Sol'un bir çevrilmesinin tek anlamı kendi kendini teorik birikimden yoksun" olarak nite
diğer özelliği, mirasın değerlendirilme likide etme ve hantallığa teslimiyettir" lediği 7080 kuşağının cezaevlerinde
sinde ortaya çıkan yanlış anlayıştır. Bu uzun parantezden sonra devam nasıl böylesine direnebildiklerini ve
Tarihe reddiye düzenleri eleştirirken edilebilir. Yeni Sol'a malzeme verilir ve aralarında itirafçı çıkmaması'nı anla
kendileri de aynı konuma düşmekten Yeni Sol'un olarak değerlendirilir endi yamaması gibi.
kaçınamıyorlar. Çin deneyimini gör şesiyle Çin vb. devrimlerinin ve dene (*****) Elbette burada proleterya dikta
mezlikten geliyorlar. Kökeni Batı Av yimlerinin olumlu yanlarıyla Sovyetler toryasmı reddedenler değerlendirme
rupa'ya dayanan Yeni Sol'daki "Rusya Birliği'nin olumsuz, düzeltimci yanları dışıdır. Burada yanlışlığından bahsedi
obisi" Doğu Avrupa'ya dayanak Eski nı vurgulamaktan çekinmemek gere len anlayış proleterya diktatoryasında
Sol'da "çekik gözlüler ve esmer tenliler kir. Tabii tersi yönlerini de... Bu açıdan mevcut nesnel gerçeklikten bağımsız,
fobisi"ne dönüşüyor. Eğer olaya miras asıl sorun Sovyetler Birliği ve/veya soyut uygulamalar bekleyen anlayıştır,
olarak bakılıyorsa Çin vb, deneyimlerin Çin'i reddetmek değil, nesnelliği göz (******) Teorik derinlikten ne anlaşıldı
Sörmemezlikten gelinmesinin nedeni ardı etmeden onların determinizm ve ğı ayrı bir konu,
21
uygun taktikler geliştirmek anlamında lerde yaşanan olumsuzlukları ön plana uç noktalara gitmeye açıktır. Yeni
aynı mahareti Avrupa Sol'unun göste çıkardı. Bu ülkelerdeki uygulamaların Sol'un durumu da budur. Pratikten
rebildiği söylenemez. Burjuvazi ken iticiliğini (!) kendi varlığının belirleyici uzak kalış parti bazında da insan
dini sağlamlaştırdıkça Avrupa Sol'u nedeni olarak göstermeye çalıştı. Yeni bazında da ayrıntılara takılıp kalınma
bırakalım yerinde saymayı, gerilemiş Sol'un teorik tezlerinin oluşması ve sını getiriyor. Umutsuzluğun ve gele
tir. İktidar alternatifi bir güç olmaktan geliştirilmesine önemli katkıları olan ceğe güvensizliğin hem nedeni hem
iktidar için tehdit olmayan bir konuma mülteciler Avrupa kapitalizminin çeki sonucu oluyor. Bütünsel ve tarihsel
gelmiştir. .Avrupa Sol'u en sonunda ciliğinden hiç söz etmediler. Ve Avru bakamayış, andaki veya konjonktürel
buna kendide inanmıştır. pa'da, Amerika'da yaşama fedakârlığı bir durum saptamasının ve/veya de
Artan ölçüde küçük burjuvazi (hem na (!) büyük bir "özveriyle" katlandılar. ğerlendirmenin, kendi mantıksal sınır
sınıf hem de ideoloji anlamında) üreten Türkiye Yeni Sol'cuları ve sivil toplum larının da ötesinde, uç noktalara
düzen karşısında Avrupa Sol'u bu cuları da Türkiye'yi sivilleştirmede götürülmesine yol açıyor. Mücadele
kesimlere giderek, küçük burjuvaziyi mokratikleştirme mücadelesinin zor nin ve pratikte sınanmanın olmayışı bu
kazanayım derken kendisi küçük bur luklarına (!) katlanıyorlar. tehlikeye düşmemenin dinamiklerini
juvalaşmıştır. Sosyalist mücadele ve XX. yy.'ın ikinci yansından sonra ortadan kaldırıyor. Sorumsuzluğa ve
pratikten uzaklaşma teoride uç nokta geçmişe saldırmak, kısa zamanda bir sınır tanımamazığına prim veriyor. Bir
lara (teorik şok) varmaya yol açmış, anlayış proleterya diktatörlüğüne ve kez bunlardan uzak kalınca, yapısalcı
sosyalizmin reddi sosyalizm diye sa bunun aracı olan partiye saldırmayı lıktan, bilinemezciliğe kadar her türlü
vunulur hale gelmiştir. Teori, pratikten getirdi... İşte bu vargı (ki bu vargının idealizm batağına düşülüyor.
çıkmak, onda sınanmak ve ona hizmet özünde Avrupa Solunun sübjektif Yeni Sol teoriyi belirleyen ikinci
etmek yerine kendi başına amaç haline yargısı yatar.), yeni solun daha sonra önemli özellik, tarihin değerlendirilme
gelmiş, teorisizme dönüşmüştür. geliştireceği teorik tezlerin temelini sinde sınıflar mücadelesine verilen
Bir dönemin yenisömürge ülkele oluşturdu tüm tahlillerini ve tarihi, önemin giderek azalması ve yok
rindeki devrimlere ve devrimcilerine bu yargıyı ve bakışı destekleyecek sayılmasıdır ki bu da Avrupa Sol'unun
düzülen kahramanlık methiyeleri, Av şekilde değerlendirdi ve göstermeye yeni konumuna uygun olarak eski
rupa entelijensiyasının kendi yapama çalıştı. Tezlerine dört elle sarıldı. küçük burjuva hastalığının nüksetme
dıklarını yapanları görmenin verdiği Kuramcıların, bunlara ters görüşlerini" sinden başka bir şey değildir.
geçici coşkunun ötesine geçmemiştir. bir zaman idealizme düşmüştü" diye Yeni Sol'un ilk özelliliği sosyalist
Kapitalizmin gelişiminin getirdiği rek reddedip, ahlaksal açıdan da mücadele tarihinin ve mirasının yok
sorunlar (çevre kirliliği, nükleer silah (halbuki ne çok önem veriyorlardı sayılmasıdır. Aralarındaki fark esas
lar, kadının ek sömürüsü, yoz yaşam) ethik'e) ne denli tutarlı olduklarını olarak cesaretsizlikten dolayı bu mira
esas sorun olan iktidar perspektifli gösterdiler. sın geçmişe doğru yok sayılmasında
politik mücadelenin yerine, ekolizmci, Sosyalist ülkelerdeki tüm uygula tarihin neresinde kesileceğidir. Stalin'
barışçılık, feminizm, alternatifçilik vb.ni maları, gerçeklerden iç ve dış nesnel de mi, Stalin ve Lenin'de mi yoksa
koymalarını getirmiştir. Aslında bunla koşullardan bağımsızlayarak politika Stalin, Lenin ve Marks'ta mı?
rın politik mücadeleye kanalize edil nın (iktidarın) ve partinin reddedilmesi Sermayenin toplum üzerindeki e
mesi gerekirken bunlara esir düşül yönünde değerlendirdiler. gemenliğinin sürdürülmesine yardım
müş, bunlar politika haline getirilmiştir. Aslında yeni sol kavramı kategorik ederken ki burjuvazi henüz buna dahi
Buraya kadar Yeni Sol'un pratikte olarak ne kadar doğru o da tartışılır. izin vermemiştir iktidarı paylaşma
nasıl ve neden geliştiğini değerlendir Zira savundukları her şey eski(ler)in yanılsamasına kapılan AuroKomünist
meye çalıştık. Şimdi ne olduğuna eklektikbir karışımı. Owen ütopyacılığı, partilerin biraz da parti olma ciddiyet
gelebiliriz, Bernstein eleştiri özgürlükçülüğü, bur ve ağırlıklarından kaynaklanan sorum
Bu konuda söylenecekler baştan juva demokratçılığı, Kant ahlakçılığı ve lulukları ve sınırlayıcılığı onların daha
şöyle özetlenebilir. Avrupa Sol'u ikti apolitizmi, evrimci kendiliğindenlik fazla uç noktalara ve uç değerlendir
dardan o kadar uzak düştü ki politik (kendiliğindencilik bile değil) birde melere savrulmalarını birazda olsa
iktidarı bir hedef olmaktan çıkaran ve mücadeleciliği volantirizmi kökünden engeller, kim kendini kitlelere hesap
politik iktidarın ele geçirilmesi ve kazınmış anarşizm. Açıktır ki böylesi verme kaygısından uzak sayan, kendi
toplumun dönüştürülmesinin aracı o sağlıksız görüşlerin eklektisizmi de, ni tatminden başka hiçbir sorumluluğu
lan örgütü ve partiyi reddeden "teorik kendine uygun kafa yapıları ve bunlara ve sınırlayıcılığı olmayan bir kısım
tezler"e ulaştı .Yeni Sol'un ve türevleri uygun aydınlar ister. Her zaman daha entelijensiya, istediğini istediği biçim
nin özü ve özeti budur; örgütsüzlük ve yeninin peşindeki yılgın yenilmiş ve de söylemekte kendisini özgür hisset
iktidarsızlık. iktidardan uzak düşmüş Avrupa küçük miştir. Burjuvaziden bile korkmadan,
Aslında Sol için bugün bunları burjuva entelijansiyası bunun için hem de herbiri bir Avrupa ya da ABD
tartışmak eksiklik ve lükstür. Ama biçilmiş kaftandır. Ki bu, aynı zamanda üniversitesinde öğretim görevlisi vb.
kendi dışındaki pek çok kesimi ve sol 12 Eylül sonrasında k. burjuva aydın iken... Şaka bir yana gerçekten ciddi
tabanı etkileyip erozyona uğratmakta larda (Türkiye'de) Yeni Sol'un neden bir partinin veya yapının veya kişinin"
olduğundan da bir görevdir, gereklilik genel bir kabul gördüğünü anlatır. söylediklerini sınırlayan bir şeyler
tir. Terside söylenebilir. Ancak şunu u vardır. Bunlar kendi vicdani sorumlu
Yeni Sol'un tarihine değinilirken, nutmamak şartıyla, yenilenler dahi luğu, İşçi sınıfı ve emekçi sınıfların yani
XX. Kongre'nin kendilerini meşrulaş inanç ve hırs onların yenikçi ideolojiye tabanın, hesap sorması veya bunlara
tırmada pek çok malzeme verdiğine düşmelerini engelleyebilir. Kaldı ki hesap vermesi gerekliliğinin sorumlu
değinilmişti. Geçerken değinelim, Yeni böyle savrulmalara düşmemenin şartı luğu vs. kendini bunlardan özgür
Sol'un yeniden ve geç ortaya çıkışının da inançlar ve kendine güvendir. hissedince istediğini söyleyebiliyor,
nedeni 17 Ekim devriminin başansızlı Daha önce de değinildiği gibi Elbette bir de burjuvazinin sınırlayıcılı
ğındandır. XX. Kongre öncesinin red Avrupa Sol'unun bu tür savrulmalara ğı var. Ama burjuvazi sosyalizme
dedilmesi, altlarda kalmış proleterya kapılması, pratikten ve pratik mücade saldırma konuşanda kendisinden daha
diktatörlüğünün reddedilmesi anlayı leden uzak Kalışlarında yatar. Pratikin cüretkâr davranan Yeni Sol ve "Yeni
şıyla kısa zamanda birleşti. Kendini denetleyiciliğinden uzak ve ona hizmet Sol Bakışı", sınırlaması eşyanın tabia
meşrulaştırmak için hep sosyalist ülke etmeyen her düşünce savrulmalara ve tına aykırıdır.

22
Buradan devrim sonrası toplumla daydı ekonomik, siyasi ve askeri sürdürmesi. Ve etkinlik düzeyleri farklı
rına özelde Sovyetler Birliği'nin değer olarak) ve tek ülkeydi. Bu hızlı sanayi da olsa her dönem için geçerli olması.
lenmesine geçebiliriz. leşmeyi ve bundan doğacak sorunları Sosyalist insanın yaratılmasında
Bu soruna başlangıç tek ülkede gündeme getirecekti. karşılaşılan güçlüklere büyük ölçüde
sosyalizm konusuyla olabilir. Sonuçta "İhtilâl, siyasal sistemi sözkonusu teslim olunmuş, sorunların çözümün
da yine buna dayanacaktır. Tek ülkede edildiğinde, birkaç aylık bir zamanda de ekonomist önlemler ön plana
devrim mümkün mü değil mi?... Dahası Rusya'nın ileri ülkelere yetişmesini çıkarılmıştır. Değer yasası, ücret ma
olumlu mu olumsuz mu? (Sosyalizmin sağladı... Ancak bu yeterli değildir. kasını açma. Bu değerlendirme 'Başka
çıkarı anlamında) Gerekli mi değil mi? Savaş merhametsizdir. Alternatifleri ne yapılabilirdi ki?" sorusundan ayrı
Yeni Sol anlayışlar açıkça söylese açımasız bir katılıkta ortaya koyuyor: değerlendir(i!)me(!i)dir. Kaldı ki bunlar
de söylemese de hatta aksini iddia Ya mahvolma ya da ileri ülkelere gerçektir ve böyle yapılmıştır. Burada
etsede tek ülkede sosyalizme karşı ekonomik olarak da yetişmek ve sadece bugün ortaya çıkan sorunların
çıkmaktadır. Sübjektif niyetler ne olur geçmek... Mahvolmak veya tam yol ve sonuçların geçmişteki durumuna
sa olsun Sovyetler Birliği'nde devrim ileriye atılmak. Tarihin yazdığı alterna değiniliyor. Şöyle yapılmasıydı veya
olmamalıydı denmektedir. tif budur." (Lenin) şöyle yapılsaydı böyle olurdu diyecek
Yeni Sol'un tüm teorisinin dayanak "Eğer biz tek ülke olmasaydık, durumda da değiliz.
ve çıkış noktası tek ülkede sosyalizme proleterya diktatörlüğü ülkelerinden Tarımla ve kulaklarla kavga, mujik
karşı çıkmaktır. Bürokratizm, jakobe biri olsaydık, sadece bizde değil diğer ten devşirme işçilerin yarattığı sorun
nizm, tek seslilik, bürokratik kollekti ülkelerde de örnek olsun Almanya ve lar, köylülerin sosyalizme direnişleri
vizm, demokrasicilik, partidevlet vb. Fransa'da da Proleterya devrimi olsay daha doğrusu aktif bir destekle katıl
suçlamalarının sonunda vardığı yer dı sanayide yüksek kalkınma hızı mamaları Stalin'de köylülüğe karşı bir
burasıdır. sorunu ile bu kadar ağır bir şekilde güvensizliğe yol açmıştır. Çin devrimi
Tek ülkede sosyalizm; mümkün, karşılaşmazdık." (Stalin) sürecine de böyle bir ortamda ve bu
gerekli (hatta zorunlu) bu yanayla da Başka türlüsünü beklemek ve iste duygularla bakmış ve köylülerin dev
dünya sosyalizmi açısından olumlu mek eğer art niyet yoksa safdillik veya rim için savaşını anlayamamış (****) ve
görmek, ciddiyetin, samimiyetin, ger ütopyacılıktır. Bu ya böyle kabul kabul edememiştir.
çekçiliğin, sosyalizme bağlılığın kriteri edilmelidir ya da tek ülkede sosyalizm Stalin döneminin eksiklikleri (sos
olarak kabul edilmelidir. anlayışı reddedilmelidir. yalizmin kendi doğal mecrasında geli
Tek ülkede sosyalizm anlayışı neyi İkinci şıkkın tercih edilmesi duru şememe anlamındaki eksikliklerdir. Ve
gerektirir. Öncelikle bir iktidar ve ihtilal munda da mevcut dünya gerçekliğinde bu yanıyla eksik olarak değerlendiri
hedef ve hırsını, ikincisi bunun gerçek politikadan vazgeçilmelidir. Başka lemez.) ki bunların çoğu nesnellikten
leştirilmesi için gerekli mücadeleyi, gerçeklerin ortaya çıkması beklenme ve mevcut gerçeklikten kaynaklanan
üçüncüsü partiyi ve onun örgütlerini... lidir (ki Yeni Sol'un yaptığı da budur) eksikliklerdir kendi çözüm dinamikle
Devrim sonrasında ise tek ülkede Zira politika ve sosyalizm ciddi bir iştir rini (sosyalizmin kendi doğal mecra
sosyalizmi kurmanın güçlüklerini gö zor bir olaydır. Sosyalistler de en az sında gelişimine dönebilme anlamın
ğüslemeyi aynı zamanda da onun burjuvazi kadar cesaretli ve kendi da) de içinde taşıyordu. Değer yasası,
coşkusunu... Bu anlayışın reddinin ise çizgilerinde kararlı olsalardı bugün paralı teşvik ücret makasını açma bir
kişiyi (yapıyı) bunlardan "kurtaracağı" dünya ileride olurdu kuşkusuz. Ancak teori olduğu için değil, hızlı sanayileş
açıktır. bu konuda umutsuzluğa düşülmesede me zorunluluğunun ürünleri olarak
fazla da iyimser olmamak gerekir. uygulandı. Doğru deyişiyle PRATİK
Nedir tek ülkede sosyalizmi kurma Açıktır ki Sovyetler Birliği'nde en oldu. Ancak XX. Kongre sonrasında
nın zorlukları veya Sovyetler Birliği'nde önemli olgu X X . parti kongresi 1956 bu, "her şey ekonomi ve insan politika
sosyalizmi kurmanın zorlukları neydi. tarihli bir sapmayı belirtiyor. Aksini önemsiz" anlayışına dönüştürüldü, te
Öncelikle tek ülkede devrim kitap düşünenler yani 1956'yı öncesiyle, ori yapıldı. Aşırı determinizme varıldı
larda yazıldığı gibi gerçekleşme olana sonrasıyla aynı çizginin devamı olarak (Aynı dönemde Çin ise tam aksini yaptı
ğına sahip değildir. Kitaplarda sosya değerlendirenler, 19431949 arası dö ve "her şey politika ve insan, ekonomi
lizm, sosyalizm olarak yazılmıştır bü nemi ve Stalin'in son yıllarını ve Son önemsiz" anlayışına ulaşarak aşırı
yük oranda. Tek ülkede sosyalizm Yazıları'nı iyi incelemelidirler. 1943 yılı, volantirizme vardı. Aşırı volantirizmin
olarak değil. Ve de böyle olmak 1930'da tasfiye edilen siyasal iktisatın uç (karşı devrimci) örneği ise Kampuç
zorundaydı. Bir dünya devrimi beklen yeniden ders kitaplarına girişini (***), ya'da Polpot rejiminde yaşandı.) Eksik
tisi olmasa da, sosyalizm böyle yazıla 1947 yılı da Gosplan başkanı Vozne liklere güçlüklere tamamen teslim
bilirdi. Olması gerektiği şekilde, kendi şenkiy'in görevinden alınıp kurşuna olundu ve varolan çözüm dinamikleri
doğal mecrasındaki gelişimi olarak. dizilmesini anlatıyor. 195053 arası ise de bu yanlış ve revizyonist müdahale
Sovyetler Birliği'nde sosyalizm, Stalin'in olası bir 20. Kongre tehlikesini sonucu büyük oranda ortadan kaldırıl
kendi doğal mecrasında gelişmedi. önleme çabalarını... dı. XX. Kongre öncesiyle sonrası
Ancak burada hemen şu belirtilmeli ki Stalin determinist olarak mı değer arasındaki en önemli fark buradadır.
devrimden sonra devletin olmayacağı, lendirilmeli yoksa volantirist olarak mı? Barış içinde birarada yaşamak ile
proleterya diktatörlüğünün olmayaca Böyle bir ikilem yanlış. Daha doğrusu emperyalizme sınıf mücadelesinden
ğı veya proleteryanın burjuvaziyle yalnızca birini kullanmak yanlış. Sta taviz verildi. Kapitalist olmayan yol ile
beraber kendisini de ortadan kaldır lin'in ve (o süreçteki parti yönetimin yenisömürge ülkelerdeki devrimler
ması vb. gerektiği türünden aceleci ve den bağımsız şekilde) nesnel sürecin mücadelesinden, burjuvaziye tavizler
ütopyacı eleştiri ve suçlamalar ciddiye gerekliliğinin sonucu olarak determi verildi.
alınamaz. Ve bunlar Kutsal Aile ya da nizmle volantirizm arasında dengenin XX. Kongre sonrası ise dış koşulla
Felsefenin Sefaleti'nden alıntılar da kurulamamış olduğu ve determinizmin rın, nesnel gerçekliğin dayatması so
yapılsa sosyalizmin kendi doğal mec ağır bastığı kuşkusuz. Ancak Stalin'in nucudur diye (doğrudur diye) savunu
rası olarak gösterilemez. Son Yazıları'nda aşırıya kaçmadan üst lursa, gerçeklere esaret'in sonu olma
Zira Rusya üretici güçlerin sonuna yapıya ve volantirizme ağırlık verdiği yacağıda savunulmak durumundadır.
kadar geliştiği bir Batı Avrupa ülkesi (önceye göre) de bir gerçek. En X X . Kongre'de Kruşçef'in dışta
değildi. Artı emperyalist kuşatma altın önemlisi değer yasasının etkinliğini sosyalizmin mirasını reddedenlere

23
DEMOKRASİ ÜZERİNE (1)

Sinan DOGANAY .

Siyasi partilerin kurulmalarına izin öz örgütlenmelerini yaratarak meşrui tanık oluyoruz. Bağımsız demokrasi
verilmesi ve bunlardan "icazet" verilen yetini yalnızca yığınların çıkarlarından platformu yerine çeşitli egemen sınıf
üç partinin katılımıyla gerçekleştirilen alan ve bilimsel bakış açısının vereceği fraksiyonlanyla (egemen sınıflar arası
6 Kasım 1983 genel "seçim"lerinden mücadele ile gerçekleştireceği açıktır. çelişkinin ve dolayısıyla hedefin yanlış
sonra başlayan "esneme" belirtileri, Ne ki demokrasi saflarında yer alan değerlendirilmesinin sonucu olarak)
özellikle son biriki yıl içindeki gelişme bazı "sol" güçlerin, böylesi bir rota ortak platform seçmeyi, dayatılan gün
lerin de etkisiyle siyasal yaşamımızda izleme yerine, kılık kıyafetlerini mevcut demin dışında yığınların çıkarlarının
nispi bir canlanmaya yol açtı. Çeşitli yönetimle çelişkisi olan egemen sınıf belirlediği gündemi oluşturma ve poli
sınıf ve tabakalar kendi sınıfsal çıkarları fraksiyonlarının politikalarına uydukla tik işlerlik kazandırmaya çalışma yeri
doğrultusunda siyasal süreçteki yerle rına, varlıklarını onların ekseni etra ne, egemenlerin seçeneklerinden biri
rini alıyorlar ya da bunun mücadelesini fında (siz kuyruğunda diye okuyun) ne taraf olmayı (Özal'ın alternatifsizlik
veriyorlar. Halk güçleri de uğradıkları belirlemeye çalıştıklarını üzülerek demagojisine "ağabeyin" ondan farklı
ağır yenilginin etkisinden kurtulmaya olmayan sözde "alternatif" ve türevleri
çalışarak, mezara konulmaya çalışılan ile sağ uzlaşmacı teslimiyetçi anlayışın
bedenindeki uyuşukluğu dinamizmin
"antidemokratik ürünü değilde, günün doğru politikası
fırınında eritmiye çalışarak, üstüne ser uygulamaların dolaysız olarak sunulduğu bir ortamda yaşıyo
pilmeye çalışılan ölü toprağını sahiple muhatabı olan türkiye ruz. İçinde bulunduğumuz süreci,
rinin yüzüne fırlatmak için harekete so/'u, eskiden de sürecin ortaya koyduğu gelişmeleri,
geçerek siyasi arenadaki yerini alma barındırdığı çeşitli onlara anlam kazandıran maddi olgu
kavgasını vermektedir. Ancak Halk ların tarihsel oluşumu içinde bilimsel
güçlerinin hareketlerinin seviyesinin
burjuva akımların iyice perspektiflerle ele almadan, burjuva
çok düşük olmasından dolayı, ülkenin su yüzüne çıkmasıyla, kamuoyu oluşturma araçlarıyla yapı
politik gündemini belirlemek şöyle teslimiyetçi çizginin lan demogojik yayınları temel olarak
dursun, henüz etkilemekten bile çok hegemonyası altında belirlenen politikalar, yanlış tespitlerin
uzak bir noktada. Hal böyle olunca, giderek 'sağ' bir çizgiye Yukarıda da dolaylı olarak işaret
egemen sınıf fraksiyonlarının belirleyi ettiğimiz gibi toplumsal pratiğin çok
ciliğinde sürdürülen politik süreç, kaçı
çekilmeye zayıf olduğu ve siyasi kaosun sürdüğü
nılmaz olarak emekçi halkın aleyhine çalışılmaktadır." ortam, saflarımızdaki bu eğilimin haya,
işlemektedir. Halk güçlerinin saf dışı tiyet kazanmasına, dahası yaygınlaş
bırakılarak tamamen hakim sınıf fraksi günün özelliklerinden dolayı Türkiye masına uygun ortam yaratmaktadır.
yonları (üst başlıkların tekelci burjuva solunda, demokrasi saflarında ciddi Anti demokratik yasa ve uygulama
zice atıldığı) tarafından yazılan, eksik tahribatlara yol açmaktadır. Sosyalist ların (kimi değişikliklere bağlı olarak
olduğu kadar yapay da olan ülkenin hareketin yaşadığı yenilgiden kurtula gösterdiği ''esneme" belirtilerine rağ
gündeminin halkın sorunlarına çözüm rak bir güç haline gelememesi nede men) açık hükmünü sürdürdüğü ülke
getiremeyeceğinden dolayı geniş yı niyle, kitlelerin yenilgi psikozunu üstle mizdeki, durumun ana hatlarını kabaca
ğınların, nezdinde meşru olmayacağı rinden henüz atamaması gibi olumsuz ortaya koyarken oldukça önemli gör
ortada. luklarında etkisiyle, antidemokratik düğümüz bir noktayı da belirtmek
Antidemokratik güçlerce oluşturu uygulamaların dolaysız muhatabı olan zorundayız. "Demokratikleşme", "De
lan (dayatılan) "gündemi" geniş halk Türkiye solu, eskiden de barındırdığı mokrasi mücadelesi', " Demokrasi
kesimlerine (işçilere, köylülere, tüm çeşitli burjuva akımlarını iyice su güçleri" gibisinden son derece önemli
emekçilere) hizmet eden bir niteliğe yüzüne çıkmasıyla teslimiyetçi çizginin ve ülkemizin gündeminde bulunan
büründürmekle, değiştirmekle yüküm altında giderek "Sağ" bir çizgiye çekil konularla ilgili olarak, burjuva idelojile
lü olan halk güçlerinin, bunu, bağımsız meye çalışılmaktadır. rine özgü değerlendirmelere rastlıyo
24
ruz. Demokrasi sorunu ve demokrasi içeriği hakkında şunları söylemekte nasız bütün demokrasiler özünde bir
mücadelesi ülkemizin sosyo ekonomik yarar görüyoruz: Bu yazı demokrasi sınıf diktatörlüğüdür. Bu, kişilerin niyet
ve tarihi yapısından kopartılarak idea mücadelesinin teorik dayanaklarının ve istemlerinden tamamen bağımsız
list bir mantıkla ele alınmaktadır. netleştirilmesine katkıda bulunmaya objektif bir gerçekliktir. "Çünkü biz
Genelde demokrasiyi özelde de Türki yönelik, ve genel bir perspektif sun istesekte istemesekte insanlığın yaşa
ye'nin demokrasi sorunu ve mücadele mayı amaçlıyor. Bir polemik yazısı dığı sınıf ilişki ve çelişkilerinin yarattığı
sini ülkemizin toplumsal pratiğinden olmamakla birlikte amacımıza ulaşmak sınıfsal egemenlikte o zaten vardır".
sınıflar mücadelesi dışında, bilimsel için çeşitli görüşlerin eleştirisi de yazı Egemen sınıf çıkarlarına hizmet eden
maddeciliğin reddi olan anlayışın kay mızın kapsamı içinde yer almaktadır. üretim ilişkileri sisteminin belirlediği
naklılık ettiği değerlendirmenin yanlış Bu eleştirilerin yazı genel anlayışımızı bir toplumsal yapılanmada, toplumun
çözümlemelere götüreceği {götürdü yansıtmayı amaçladığından kapsamı diğer kesimlerinin "oy verme hakkı" (ki
ğü) açık. İşte bu durum, daha başta kimi yerde daralacak kimi yerde de bu hak halkın cellatları arasında bir
yazımızın ilk amacını ortaya koymakta: genişleyecektir. Yeri gelmişken söyle seçim yapma hakkıdır.) gibi bir takım
Demokrasiyi yerli yerine, sınıflar mü yelim. Seviyeli tartışmaların yapılma demokratik haklara sahip olması de
cadelesi mantığının üstüne oturtmak. sına hizmet eden yazıların yararlı mokrasinin"... bir sınıfın başka bir
Böylece "herkes için demokrasinin olduğuna kimi anlayışların tersine, sınıfa karşı nüfusun bir bölümünün
olamayacağının, her demokrasinin bir güçlerin bölünmesine değil netleşme başka bir bölümüne karşı sistemli bir
diktatörlük olduğu yolundaki bilimsel sine hizmet edeceğine inanıyoruz. biçimde zor kullanmasını sağlayan bir
görüşün altını bir kez daha çizeceğiz. Bundan hareketle bu yazıdaki görüşle örgütlenme olması gerçeğini ortadan
Saplasamanın karıştırıldığı bir ortam rimizi yanlış bulduğumuz anlayışların kaldırmaz. Yığınlara verilen (bunu
da kavramları netleştirmek, yararlı eleştirisi ile birlikte diğer yazılarımızla yığınların uzun süreli mücadeleleri ile
olmaktan öte bizim için bir zorunluluk derinlemesine ele almayı düşünüyo kazandıkları diye okuyun.) birtakım
haline geldi. Demokrasinin genel bir ruz. "demokratik haklardan, demokrasinin 
tanımlamasını yaptıktan sonra, ülkemi HER DEMOKRASİ BİR "herkes için" "saf" olduğu sonucuna
zin gündemini işgal eden demokrasi varmak burjuva aldatmacalarına "saf
kavramının içeriğini (dolayısıyla da DİKTATÖRLÜKTÜR ça" inanmaktır. Çünkü "saf" demokrasi
demokrasi güçlerini) ortaya koyacak teorisi emperyalist haydutlar tarafın
olan Türkiye'nin sosyoekonomik ya Demokrasi, bir yönetim biçimi ola dan ehlileştirilip aldatılmış olan işçi
pısını ve bunun üzerinde şekillenen rak üretim ilişkisiyle kopmaz bağları aristokrasisinin teorisidir. Bu teori
"demokrasisine" yer vereceğiz. Türki olan ve sınıfsal bir öz taşıyan üst yapı kapitalizmin yaralarını gizlemek, em
ye'de ki demokrasi güçleri "nasıl bir sal bir kavramdır. Belli bir sınıfın (ya da peryalizmi, daha az iğrenç göstermek
demokrasiyi hedeflemeli" ve "bu uğur sınıfların) damgasını taşıyan üretim ve sömürülen kitlelere karşı mücadele
da mücadele veren güçler kimlerden ilişkilerinin içeriğini belirlediği demok sinde, emperyalizme manevi kuvvet
oluşmalı" sorularının yanıtını (demok rasi üzerinde yükseldiği ilişkiler siste sağlamak için ortaya çıkarılmıştır."
rasi mücadelesine bakışımızı ise) ülke minin yüklediği "demokratik" bir yapı İlk sınıflı toplum olan Köleci top
miz için önerilen demokrasi önermele ya sahiptir. Bu nedenle "herkes için lumla birlikte ortaya çıkan demokrasi
rinin eleştirisini yaparken sunacağız. demokrasi", "saf demokrasi" teraneleri günümüze kadar hep egemen sınıfla
Görüşlerimizin toplam özeti ise "biti onun sınıfsal karakterini gizlemeye rın tekelinde olmuştur. Köleci top
ş bölümünde yer alacak. Demokrasi yönelik burjuva ideolojisinin ikiyüzlü lumda köle sahiplerine feodal toplum
tanımlamasına geçmeden yazımızın lüğünden başka bir şey değildir. İstis da ise, en güçlü feodal beyin impara
torluğunu onaylattırarak egemenlik
kurmasına hizmet etmiştir. "Seçme
seçilme" gibi şekilsel bir takım hakların
varolması demokrasinin bu niteliğini
değiştirmemektedir. Demokrasinin e
gemen sınıfların diktatörlük aracı ol
duğu gerçeği kapitalist toplumda da
değişmemiştir; burjuva demokrasisi
kapitalist toplumun hizmetine girmiş
tir. Burada da "seçme seçilme" gibisin
den yığınların sahip olduğu bazı haklar
varsa da"... bu demokrasi her zaman
kapitalist sömürünün getirdiği dar
sınırlar içinde hapsolmuştur. Bu yüz
den mülk sahibi sınıflar ancak zengin
ler için bir demokrasi olarak" kalmıştır.
Buna rağmen burjuvazi yönetilenlere
verdiği/vermek zorunda kaldığı "hakla
rı" göstererek diktatörlüğünü pişkin
likle "işte demokrasi" diye lanse etmek
tedir.
Burjuvazi, kapitalizmin nispeten
refah içinde olduğu geniş halk yığınla
rına ekonomik ve politik primler verebi
lecek (bunlar egemenliğine tehdit eder
duruma gelmediği sürece) "sağlamlı
lık" ve "güçlülük" teyse, egemenliğini
mümkün olduğu kadar tavizci, "de
mokratik" barışçı yönetim metodla

25
rıyla, yani burjuva demokrasisi ile yanı bulunmadığından oldukça cılız ve karşın, bunların klasik burjuva demok
sürdürür. Ancak burjuvazinin çemberi çarpık bir yapıdadır. Burjuva demokra rasisi ile tanışıklığı yoktur. Bu ülkeler
nin daraldığı, kapitalizmin krizinin tik devrimini gerçekleştirmediğinden deki yönetim biçiminin asli öğesi baskı
kitlelere taviz veremeyecek kadar ya da tamamlayamadığından (kapita ve terör, tali öğesi ise nispi demokrasi
derinleştiği dönemlerde burjuvazi, lizmin iç dinamiğiyle gelişerek, feoda unsurudur.
'demokrasicilik oyununa" paydos! dü lizmi de çözerek alt yapıda ve üst Demokrasi kavramını bilimsel görü
düğüyle son vererek, diktatörlüğünü yapıda kurumlaşması gibi...) dolayı şün ışığında üretim ilişkisi üzerine böy
burjuva demokrasisi yerine faşizm ile burjuvazikapitalist üretim ilişkileri lece oturttuktan sonra şimdi de ülkenin
sürdürür."... eski parlamenter demok yaygın ve egemen olmasına karşın, sosyoekonomik yapılanmasına ve
rasi biçimi ve yöntemleri ile halk kitlele prekapitalist üretim ilişkilerini ve sınıf bunun üzerinde şekillenen demokrasi
rini sınıf egemenliği altında tutamaya larını (toprak ağalan, tefeci bezirganlar sine değinelim.
cak ve kapitalist istikrarın rasyonali vb.) yok etmez: iktidarını, sömürüden
zasyon görevlerini" yerine getireme aldığı payı onlarla paylaşmak zorunda
dır. Emperyalist iş bölümünün gereği TÜRKİYE'DE DEMOKRASİ ON YILDA
yeceği durumlarda "Burjuvazinin tek BİR Mİ KALKAR?
çıkar yolunun 'kitleler' Faşizm yolu ile olarak metropollerin yaşadığı krizin
zaptetmektir diyor Dimitrov ve ekliyor: hatırı sayılır derecedeki yükünü de Ülkemizdeki gelişmeleri, onu oluş
"Faşizm burjuvazinin sınıf egemenliği omuzlarında taşımak zorundadır bu turanbiçimleyen sürecin dışında, so
nin son aşamasıdır." ülkeler. Emperyalizmin sömürüden yutlayarak ele almak, sonuçta, ıslah
"Finanskapitalin en "gerici", "en olmaz teorik hatalara ve politik öner
şovenist", "en militarist" kanadının "yarısömürge, yeni melere yol açmaktadır. Çeşitli olay ve
yönetim biçimi olan faşizmin biçimle olguları sınıflararası ilişki ve çelişkilerin
sömürge ülkeler ürünü olarak ele almak yerine, idealist
nişi, gelişimi, kapitalist metropol ülke
lerde, emperyalizme bağımlı yarısö burjuvazisi, bakış açısından kaynaklanan sınıflar
mürge, yeni sömürge ülkelerde ayrılık diktatörlüğünü burjuva üstü teorik tespitler yapmak "gelenek"
lar gösterir. Emperyalist ülkelerde demokratik yöntemler haline geldi. Aralarında ton farkı olma
burjuvazinin eski müttefikleri (Feoda yerine çeşitli faktörlere sına rağmen aynı kaynağın suyu olan
lizme karşı) işçi sınıfı ve köylüye verdiği bu zatlar, 12 Eylül değerlendirmesin
göre biçim değiştiren den içinde bulunduğumuz evrenin
bir taviz olan burjuva demokrasisi (bu
aslında kendisinin gelişip gürbüzleş faşizm aracılığıyla tanımlanmasına ve sunulan politik
mesi için gereklidir.) ancak iktidarının sürdürür." önerilere kadar hemen her konuda
tehlikeye düştüğü durumlarda ortadan vurgu farkları saklı kalmak kaydıyla 
kaldırabileceği bir diktatörlük (yöne bıraktığı payla yetinmek zorunda kalan çakışmaktadırlar. 12 Eylül yönetimini
tim) biçimidir. Serbest rekabet koşulla yenisömürge tekelci burjuvazisi, pa "Bonapartizm" olarak tanımlayan
rında tekelci kimlik kazanan burjuva yını ittifaka girdiği diğer egemenle de (Mahkeme salonlarında devletin beka
nin tekelci burjuva sınırları içinde paylaşma zorunluluğundan dolayı kro sı için nelere katlandığını anlatan)
yığınlara verdiği tavizler onun iktidarı nik bir kriz içindedir. Krizin bütün giden, 12 Eylül'den sonra "şaşkın
açısından bir tehdit arz etmezler. Başta yükünü de emekçiler çeker. Emperya ördek" misali ne diyeceğini "bilemeyip
işçi sınıfı olmak üzere emekçi kitlelerin hatta "Maoistleri" ve "sol teröristleri"
lizmin can simidine tutunarak oksijen
verdiği mücadelelerle kendilerini kalıcı temizleyeceğine olan inancından do
çadırında yaşamını sürdürmek zorun
haklar sağladığı, yaşanan uzun süreli layı için için sevinerek bekleme
da kalan bu ülkeler ekonomik ve siyasi
burjuva demokratik koşullarında, top telkinlerinde bulunurken, kendisini de
planda zaman zaman derinleşen, za
lumda güçlü bir "demokrasi geleneği" kasırganın içinde bulunca yutkunmak
man zaman "düze" çıkan, ama sürekli
yerleşmiştir. Bu ülkelerde Faşizm an tan vazgeçen anlayışa, sivil toplumcu
lik arz eden bir kriz ortamında mezarla
cak, etinde kemiğinde varolan krizinin rını kazar. Bu tür ülkelerde egemen lara, sol liberallere kadar uzanan
derinleşmesinin yarattığı sorunların sınıflar, tekelci burjuvazi (şu ya da bu teslimiyet cephesi ayrı makamlardan
burjuva demokratik yöntemlerle gide ölçüde varolan krizden dolayı) emekçi aynı türküyü söylemektedirler. Mevcut
rilmediği durumlarda devreye girer. kitlelerin ekonomik, demokratik talep yönetimin kendini burjuva yasallığmın
Emperyalizme bağımlı ülkeler ise lerine karşılık verecek, metropollerdeki kimi vasıtalarıyla takviye ederek ipi
burjuva egemenliği içerik ve biçim açı gibi tavizkâr bir tutum takınabilecek bir kazığa sağlam bağlamak için kendi
sından farklılıklar göstermektedir. Bu durumda olmamasından ve oturmuş içinde yaptığı bazı değişikliklere bakıp
ayırt edici özellikler tamamen kapitalist bir demokrasi geleneğinin olmayışın ta" 12 Eylül'ün ruhuna fatiha okuyan
üretim ilişkisinin doğuşu, örgütlenişi, dan dolayı burjuvazi, (ortaklarıyla bir köşe yazarlarından, "Bonapartizm ge
kısaca kapitalizimin niteliğinden kay likte) yönetimini burjuva demokratik riliyor" tespitinde bulunanlarla, içinde k
naklanmaktadır. Emperyalizme bağım bulunduğumuz süreci, demokratik
yönetimleriyle sürdüremez. Çünkü 
lılıklarının nitelikleri bakımından ö tekrar edersek  öyle bir "güçlülük" ve leşme süreci olarak gösteren liberal
nemli ayrılıklar gösteren ve bugün "az sol akımlar, yönetiminin nitelik değiş b
sağlamlıkta değildir. Bu nedenle burju
gelişmişlik", "geri kalmış"lık ya da "geri vazi yönetimini (genellikle yukarıdan tirmeye başladığı konusunda da hem o
bıraktırılmıştık nitelemeleriyle tanım fikirler (Bunun değişik söylemine de
aşağıya örgütlenmiş) süreklilik taşıyan
lanmaya çalışılan yarısömürge, yeni faşizmle sürdürür. Ancak hemen belir rastlamak mümkün).
sömürge ülkeler burjuvazisi, diktatör telim ki, bu ülkelerde yaşanan faşizm, Teslimiyet cephesinin oportünist
lüğünü burjuva demokratik yöntemler Almanya ve İtalya gibi ülkelerde belli taktik ve tespitlerinin yanlış Türkiye
yerine çeşitli faktörlere göre biçim bir dönem içinde hükmünü sürdüren tanımlamasından kaynaklandığı açık
değiştiren Faşizm aracılığıyla sürdü faşizmle özdeşleştirilemez. (Faşizmin tır. 12 Eylül öncesinesonuçtaburjuva
rür. Bu ülkelerde egemen üretim biçimi örgütlenmesinin, biçiminin vs. ülkele demokrasisi yakıştırmasında bulunan
olan kapitalizm, daha başta emperya rin koşullarınca belirleneceği açıktır). lara, bugün de, açık hükmünü sürdü
lizme "göbekten bağlı" olarak yukar Yine bu ülkelerde (koşullarına göre) bir ren antidemokratik yönetime karşı
dan aşağı tekelci biçimde doğduğu, takım hakların olması faşizmin varlı burjuva demokrasisini (ya da bunun
emperyalizmin çıkar ve çelişkilerine ğıyla çelişmez. Bu ülkelerde nispi diğer bir nitelemesi olan en geniş
göre biçimlenmesinden dolayı millici "demokratik" birtakım haklar olmasına demokrasiyi) savunmak kalıyor. Günü
26
muzun birincil sorunu, burjuva demok Kısaca özetlemeye çalıştığımız çok larıyla, eski toplumun artıkları olan
rasisini yaratmak olarak belirlenince, farklı görülenlerin aslında nasıl aynı sınıfları iktidarına ortak etmek zorunda
toplumsal muhalefetin mihengini bu olduklarına şaşarak (aslında şaşıracak kalmıştır. Kapitalizmin çarpık yapısı
sorun oluşturunca akan sular duruyor bir şey yok) tanık oluyoruz. (Yazımızın ülkemizi sürekli bir bunalımda tutar
ve bazı egemen sınıf kanatları hemen iler ki bölümünde "ayrıların" nasıl aynı ken, bunun yansıması olan ve yukarıda
cecik demokrasi güçleri arasında görü olduklarını dilimiz döndüğünce sergi niteliğine değindiğimiz siyasi yapıda
lüveriyor. Yani en geniş demokrasi için lemeye çalışacağız) Ayrıların aynı, da aynı türden bir kriz yaşanmaktadır.
iktidar dışında kalan egemen sınıf aynıların ayrı yerde oldukları günü Tekelci burjuvazi, gerek işçi sınıf ve
kanatlarımda kapsayan bir demokrasi müzde, sol saflarda yer alan bu güçle diğer emekçi halkın ekonomik ve siyasi
cephesi yaratmak düşüncesi, teslimi rin, yine gerçek demokrasi güçlerinin hak ve taleplerini karşılama ve gerekse,
yet cephesinin tespitlerinin ana eksi dışında yeni güçler arama ve çeşitli kendi ortaklarının istemlerine karşı
nini oluşturuyor. Hedef burjuva de burjuva fraksiyonlarının kuyruğuna tavizkâr tutum takınmasının, iktidarını
mokrasisi olunca, halk demokrasisi, takılmada da aynı yerdeler, SHP'den sarsacağından yönetimini baskı ve
sosyalist demokrasi lafı güzaf oluyor. sonra Demirel'li DYP ve dinsel hareket zora dayalı olarak sürdürür. Ülkemiz
gibi çeşitli egemen sınıf kanatlarının yönetiminde antidemokratik özün e
ayrıların aynı, aynıların demokrasi için ortak paydalar sundu gemen olması, çeşitli konjoktürel de
ğuna inananlar ve buna sevinerek ğişmelere bağlı olarak daralan ya da
ayrı yerde oldukları destek verenler, demokratikleşmenin genişleyen bazı nispi "demokratik"
günümüzde, 'sol' dinamiğinin egemen sınıfların safla hakların varlığını ortadan kaldırmaz.
sağlarda yer alan bu rında görseler gerek. Bunlar içice geçmiştir.
güçler, yine, gerçek Bugün "sol saflarda, gerçek de Ülkemizdeki yönetimin her dö
demokrasi güçlerinin mokrasi güçleri arasında ortamın özel nemde böylesi bir niteliğe sahip
olması, 12 Eylülün hiç bir değişiklik
dışında yeni güçler liklerinin de yardımıyla) bulanıklık
yapmadığı anlamına gelmez.
arama ve çeşitli burjuva yaratan, teslimiyetçi kuyrukçu sağ
çizgiyi yaygınlaştıran bu görüş kökten Yönetimin antidemokratik özü
fraksiyonlarının yanlıştır. Türkiye topraklarının tarihi değişmemekle birlikte, 12 Eylül, bunu
kuyruğuna takılmada da boyunca tanışma fırsatı bulamadığı daha da kurumlaştırarak sistematize
aynı yer deler." burjuva demokrasinin, yalnızca "on etmiş ve zaten güdük olan "demokra
yılda bir kalktığı" yolundaki görüş bir tik" hakların daha da budanması gibi
"Sosyalistlere" sosyalistliklerini unut yanılsamadan başka bir şey değildir. çok önemli değişikliklere neden ol
turan bu teslimiyet politikasının hede Böyle bir yanılsamının kaynaklık ettiği, muştur. Yönetim bir anlamda rektefiye
fini oluşturan "Milli koalisyon" ya da şekillendirdiği görüşün, önermelerin girmiştir. Ama açıktır ki bu önemli deği
"Milli uzlaşma" kimleri kapsıyor? Son temelden yanlış olacağı gün gibi şiklikler burjuva demokrasisini ortadan
yıllarda" milli' lik sıfatını kazanan bu ortadadır. kaldırıp yerine antidemokratik metod
egemen sınıf kanatları kimler? Hiçbiri koymaktan uzaktır. Çünkü zaten olma
Bunun nedenlerini biraz daha aça yan bir şey kaldırılamaz.
mizin yabancısı değil bunlar kuşkusuz. lım. Türkiye kapitalizmi kendi iç dina
Emekçiler, MC iktidarlarından, daha Bugün yoğun bir antidemokratik
mikleriyle gelişmemiş, bunun potansi havanın teneffüs edildiği ülkemizdeki
öncesinden, Maraş katliamından tanı yelini taşımasına rağmen, Osmanlı
yorlar bu "demokrasi havarilerini. Si demokrasi mücadelesinin hedefi, 80
Devleti'nin yarısömürgeleşmesiyle öncesinin ya da onun biraz daha
vas'tan, Çorum'dan, Tariş'ten biliyor emperyalizm tarafından daha başta
lar. 6 Mayıs'tan, 18 Mayıs'tan, 30 "geliştirildiği", "ilerletildiği", burjuva
boğulmuştur. Kapitalizmin bu köksüz demokrasisi olamaz. Gündemimizde
Mart'tan, 16 Mart'tan, Yükseliş katlia
mından, Faik Türün'den, Baki Tuğ'dan olması gereken demokrasi, sözün,
ı | bilir onların nasıl demokrasi aşığı "türkiye topraklarının kararın, yönetimin, yetkinin halkta
t | olduklarını. Sivil faşist terörün kanlı tarihi boyunca tanışma olduğu gerçek demokrasi olmalıdır.
Ülkemizin demokrasi sorunu, biralt üst
eylemleri karşısında, "Bana milliyetçi fırsatı bulamadığı oluş sorunundan başka bir şey değil
ler adam öldürür dedirtemezsiniz" burjuva demokrasinin,
diyen muhteşem sesin sahibini çok iyi dir. Köklü toplumsal değişiklikleri, hal
tanırlar. Bugün işkenceye karşı oldu
yalnızca "on yılda bir kın demokratik yönetimini içeren,
ğunu söyleyenlerin ses tonunun, "İş kalktığı" yolundaki görüş doğrudan demokrasiyi hedeflemesi
kenceler, münferit olaylardır" diyerek bir yanılsamadan başka gereken ülkemizin demokrasi mücade
lesinin örgütlenmesi ve ittifakları, bur
kıvırtanlarının ses tonuna ne kadar bir şey değildir." juva demokrasisini hedefleyen anlayış
benzediğine bir kez daha tanık oluyor
lar. Yarın dergisi'nin sayfalarını açtığı larınkinden kuşkusuz farklı olacaktır.
bu egemen sınıf temsilcilerinin kim lüğü ve cılızlığı, ülkemizde güçlü bir Gerçek demokrasi uğruna verilen
olduklarını, Emekçiler, ilerici öğrenci işçi sınıfının oluşumunu da engellemiş mücadele hedefinin niteliğinden dola
gençlik acısını iliklerinde hissettiği tir. Kemalizmin "devlet eliyle kapita yı "resmi" yönetimle çelişkisi çıkan
günlerden yakın tanıdıkları bu zatların lizm ve kapitalist yaratma" politikasının egemen sınıf fraksiyonlarını demokrasi
demokrasi saflarında yeralamayacağı sonucu olarak, burjuvazi daha genç saflarında görmez. Egemen sınıfların
nın'da bilincindedirler. Ama her geçen yaşında tekelci nitelik kazanarak em aralarındaki iç çelişkilerinden yarar
gün biraz daha sağcılığın batağına peryalizme bağımlı hale gelmiştir. Bur lanma ile bunların abartılarak demok
gömülen teslimiyet cephesi, ülkemizde juvazi emperyalizmin işbirlikçisi haline rasi mücadelesinin ittifakları arasında
demokrasinin on yılda bir gadre uğra gelmiş, kapitalizm, emperyalizmin çı saymanın ayrımına varır.
dığına inananlar, mevcut iktidarla iç kar ve çelişkilerince biçimlenmiştir.
çelişkileri olan egemen sınıf kanatları Burjuvazinin bu sakat doğumu, kendi Kaynakça:
nın demogojik safsatalarını delil göste kurum ve kuruluşlarını (kültürünü vb.) V.İ. Lenin, Devlet Ve İhtilal
rerek, "milli uzlaşma sağlayarak raftaki oluşturamamasına neden olmuştur. J.Stalin, Leninizmin İlkeleri
demokrasiye işlerlik kazandırmayı Tekelci burjuvazinin bu güçsüzlüğü, G. Dimitrov, Faşizme Karşı Birleşik
hayallerler. tekel dışında kalan burjuva fraksiyon Cephe Saçak Dergisi
27
örgütlenmeler 1920'lerden sonraki dö
nemde antisömürgeci ulusal hareket
ler içinde de pek çok kez motif görevi
görmüştür. Ancak burada özellikle bir
noktayı belirtmek gerekir ki, o da Asya
ve Afrika ülkelerinde, ulusal kurtuluş j
"Faşist ideoloji bir dizi heterojen öğeleri içerir. Bunu hareketleri içinde doğru ve sürükleyici
unutmamalıyız, çünkü bu özellik bize faşist ideolojinin hangi amaca olan Marksist önderlikli muhalefetler
hizmet ettiğini gösterir. Emekçi yığınlar üzerinde diktatörlük kurma olmuştur. Bu ülke devrimlerinin zaferle
savaşındaki çeşitli hizipleri biraraya getirmeye ve bu amaca yönelik sonuçlanması, bir ileri üretim tarzının
geniş bir hareket yaratmaya hizmet eder. Faşist ideoloji bu öğeleri hayata geçirilebilmesi sadece bu bi
çimdeki önderliğe sahip toplumsal
birleştirmek için yalıtılmış bir araçtır." muhalefet için mümkün olabilmiştir,
olabilir. Bu nokta önemlidir, belirleyici
dir, ancak şimdilik konumuz dışıdır.
Din motifinin kurtuluş hareketler

TÜRKİSLAM içindeki yeri 19601975 yıllarında silik


tir. Bu zaman dilimi arasında Vietnam,
Laos, Kamboçya, Angola, Mozambik
vb. ülkelerin kurtuluş savaşlarında
bilimsel sosyalist öğretinin damgasını

SENTEZİ ÜZERİNE görüyoruz. Ancak yine bu dönem


içinde başlayan ve bugünde kendini
belirgin kılan OrtaDoğu'daki İslami
hareket, bu bölge özelinde kendini
Adnan SAATÇİ güncele çıkarmış, emperyalist politika
nın yeniden biçimlenişine olumlu (a
Bu yazımızda, son günlerde bazı Türkİslam Sentezi gibi faşist teorileri ğırlıkla)ve olumsuz katkılarda bulun
haber dergilerinde ve gazetelerde incelemede kesinkes gözardı edeme muştur.
sıkça adı geçen "Türkİslam Sentezi" yeceğimiz gerçeklik, bu tip teorilerin Diğer dinlerden farklı olarak öbür
adlı faşist "ideolojinin" temel emperyalizmin belli bölgelere yönelik dünyanın düzeni kadar bu dünyanın
hedeflerini ortaya koymaya çalışacağız. ürettiği gerici politikalardan ayrı ele alı düzeni içinde "yorumlanabilir" kabul
Yazımıza giriş yapmadan önce Tür namayacağıdır. Çünkü emperyalizm edilen İslam öğretisi ve "öğreticileri",
kiyeli Sol'un kronikleşen bir eksikliğini jeopolitik öneme sahip bölgelerde İslami, dinden öte sosyoekonomik
de ortaya koymak isteriz. Türkiyeli Sol çıkarlarını yansıtan politikaları daha yapının, toplumsal düzenin düzenleyi
kaynağını halktan aldığından ve politi detaylı, bölgelerdeki ülkelerin tarihi cisi olarak görmektedirler.
kasınıda onun için ürettiğinden dolayı siyasi ve kültürel yapısı ile ilgili, uyumlu OrtaDoğu'da, İslamcı hareketin bu
dır ki halka karşı açıktır. Ve bu açıklık bir biçimde üretmektedir. Hatta CIA çıkış noktası ve taraftar bulması bellidir
ağırlıkla politikalarında ve mücadele patentli uzmanları, danışmanları, gaze ki çözümleme açısından uzun araştır
yöntemindedir. Sol'un bu doğal açık tecileri ve profesörleri aracılığıyla di malar istemektedir. Ama öncelikle söy
lığı egemen güçlerce faydacı ve düş rekt o ülkelerin iç işleyişine karışmakta, lenmesi gereken şu olmalıdır; Kapita
manca değerlendirilmeye kalkışılmış  üretilen politikalara yön vermektedir. list/emperyalist üretim ilişkilerinin, o
ki bu doğaldır , Sol içi ayrılıklar, Türkiye'nin "kuması" Paul Hanze gibi ülkedeki filiz ve cılız burjuvaziyi çok
örgütsel yapıların birbirleriyle tezadlığı leri güzel bir örnektir. Biz bu yazımızda önceleri ezip, sonra işbirlikçileriyle
her fırsatta kullanılmaya çalışılmış, "Türkİslam Sentezi" olgusunu ABD' bütünleşerek ülke ekonomisine yerleş
hatta ve hatta Sol'a indirilecek darbe nin Ortadoğu'ya yönelik politikasından mesi, feodal üretim ilişkilerinin büyük
lerde bu yapıların mücadele anlayış ayrı olarak ele almıyoruz. Tam tersine oranda tasfiyesi ya da hızla işletilen
ları, kitle içindeki bağları gözününe bir parçası olduğunu düşünüyoruz. Bu tasfiye süreci, yine kalan prekapitalist
alınarak "öncelikler" sıralaması dahi nokta bizim için kısacası çıkış olacaktır. artıklarla kapitalist üretimin birarada
yapılmıştır. lığı, işte tüm bunlar bu tip ülkelerde
Bu noktada Sol'un eksikliği nedir? "ŞERİATÇI" ABD VE (yarısömürge, yenisömürge) yaşa
Eksiklik bahsedilen açıklıkta değildir, yan insanın gözleri önünde ve oldukça
bu bir zorunluluktur. Eksiklik, Sol'un,
ORTADOĞU kısahızlı bir sürede cereyan etmekte
Sağ'ı tahlildeki vurdum duymazlığında Geri bırakılmış ülke ve bölgelere dir. Halkın bu alt yapıdaki değişikliğe
dır. Örneğin yıllardır ülkemiz halkının yönelik politikalarda din olgusunun ekonomik anlamda hazır olduğunu
üzerinde terör estiren sivil faşist hare vazgeçilmez bir yeri her dönem için söylenebilirse de kültürelsosyal ve
ketin iç işleyişleri, ayrım noktaları, varolmuştur. Özellikle OrtaDoğu ve siyasal anlamda hazır olamıyacağı,
mücadele anlayışları hep bizlerce Doğu'da 1917 Ekim devrimininde hız yerleşmiş değer yargılarının o denli
muğlak kalmıştır. Sol'un, geçmişte sivil landırıcı etkisiyle 1920'lerden bu yana hızla dönüşüm gösteremeyeceği belli
faşist harekete farklı yöntemlerlede gelişen ulusal bağımsızlık hareketle dir açıktır. İşte bu uyumsuzluk ve olay
olsa sonuçta topyekün karşı koyusu, rinde Budizm, Hinduizm gibi İslam ların akışını yorumlama, kendine yer
aktif savunusu belki bu "ayrıntı" nın dininin de etkilerine rastlayışımız bir bulma ve değişikliklerin açıklanması
önemini asgaride tutabilmiştir. Ama gerçekliktir. Böyle ülkelerde halkın istemi, insanları, "açıklayıcı" olan ve
bugün faşizan kurumlaşmanın son temel direniş noktası olan antisömür dine tekrar bakmaya zorlar.
aşamasında bu "ayrıntı'nın tahlili, gecilik, bu savaşımda pek çok toplum OrtaDoğu'daki ülkelerde de bu
gelecek mücadele için ayrı bir önem sal, siyasal ve kültürel değeri, sömür süreç yaşanmıştır. Ve bugünde yaşan
taşımaktadır. Süreçte bu noktanın Sol geciliğe karşı koyuş motifi olarak maktadır. "Açıklayıcı" olana yöneliş,
içinde incelenmeye değer bulunacağı almasını gündeme getiriyordu. sosyoekonomik yapıyıda düzenleme
bir kesinliktir. Komünalfeodal üretim ilişkilerine ye aday bir öğreti için toplumsal destek
Konumuz bu açıdan önemlidir. denk düşen dinifelsefi kurumları, yaratmaktadır.

28
Dinin ve özelde İsiamın, OrtaDoğu' "İslamcı'lığın sosyo ekonomik yapı yet mozaiği olan Türkiye'de yaygın
daki radikal yorumu (özellikle İran'da) yada düzenleme iddiası, sağladığı destek bulamayışının yarattığı kısırlık
emperyalizmin politikasını yeniden prestijlede birleşince, ABD tarafından tan çıkmanın demagojisidir.
gözden geçirmesini ve belkide daha daha işlevsel ve çok yönlü bir stratejiye Irkçılığın, ümmetçilikle bu ittifak
sağlıklı oluşturmasını gündeme getirdi odak olarak yerleştirilmesi iyice müm teorisi hitap edilecek tabanın genişle
demiştik. kün olmuştur. Bu stratejinin bir yönü tilmesi ve faşizan yönetiminde sürekli
OrtaDoğu'ya dönük iken diğer yönü liğinin daha sağlamlaştırılması için
Özellikle 79 İran politik devrimi de sosyalist sistem içine yöneliktir. Bu egemen güçlercede destek görmüştür.
önceleri geniş anlamıyla antiemper noktada Türkiye'ye ve Türkİslam Sen Demagojinin özünde yatan, Milliyetçi
yalist ve giderek salt antiAmerikancı tezine de önemli bir rol yüklendiğini lik ümmetçilikle birarada işlenirse yani
tavrına ve de "öze" dönüşüne rağmen, söylemek gerekir.(*) ümmetçiliğin ırk, dil ve milliyet ayrımı
diğer İslam dini ağırlıklı ülkelerde top ABD emperyalizminin bu gerici gözetmeyen, dini birliği yeterli bulan
lumsal muhalefet için bir çıkış noktası politikasının OrtaDoğu'daki baş aktö özellikle ırkçıfaşist politikanın üzerine
olmuştur. Tunus, Pakistan ve Mısır' rü Suudi Arabistan'dır. Suudi'lerin elin giydirilirse toplumun tüm kesimlerine
daki gelişmeler bunun tipik örnekleri deki sermaye hem bölgede siyasi hitap etme şansının doğmuş olmasıdır.
dir. anlamda kilit rol oynamasını sağlar Türkİslam Sentezinin yorumu ve işlevi
"Şeriat düzeni" biçiminde radikal ken, hem de diğer ülkelerin gerici, bu temel üzerinde şekillenmiştir. Bu
yoruma uğrayan İslamcılık, önceleri, ümmetçi, faşist kesimleriyle ortak yatı anlamda sentez gerici ve faşist güçle
emperyalizmi ve bilhassa son 20 yıldır rımları, finans kuruluşları oluşturması rarası ittifakın da bir simgesi oluyordu.
i islam ülkeleri pazarında İngiltere'yi de kısacası ekonomik "işbirliği" ABD "Türk'ün ve İslam'ın düşmanları
geride bırakan ABD'yi ürküttü (sadece emperyalizminin işine gelmektedir. Bu "din" ve "milliyetimizi" birer "karşıt tez"
ürküttü) ise de "dinin afyon" misyo durum ABD için çıkarlarını ekonomik biçiminde ortaya koyarak çalışma 
nünü unutmamasından dolayıdır ki ve siyasi anlamda en iyi koruyacak ülke yacaklardır. "Çağdaş Türkİslam Ülkü
yeni (aslında 1960'lara dayanmasıyla olarak Suudi Arabistan'ı öne çıkarıyor sü nün" bayrağı, bütün haşmeti Türk
eski) politikasını "sulandırılmış gerçek du. milliyetçilerinin ellerinde, yine yüksel
şeriat" şeklinde yeniden biçimlendirdi. Bu noktada S.Arabistan'ın Türkiye' meye başlamıştır." (1)
İran devriminden hemen sonra deki gericifaşist kesimle ilişkilerinin "Problemi Allah, millet ve ekmek
Tunus'ta ekmeğe yapılan zamma karşı Eylül sonrası alabildiğine gelişmesinin halinde bir bütün olarak ele almayan
halkın ayaklanmasının hemen ardın tesadüfi olmadığı ortaya çıkmaktadır. her reçete iflasa mahkumdur." (2)
dan Burgiba'nın, Enver Sedat'ın öldü Kısacası emperyalizmin ocağında Görüldüğü gibi gerek 1969 gerekse
rülmesi davasının dinci kesime sağla OrtaDoğu'ya yönelik bir aş pişmiştir. 1982'li yıllarda her iki faşist ideologda
dığı ülke içi prestijden sonra Muba Türkiye'ye de (Suudi Arabistan'ın kat aynı dertten muzdariptirler.
rek'in, halkın ve kendisini destekleyen kısıyla) yeni işleviyle Türkİslam Sen Türkİslam Sentezi adlı faşist teori
İslam Partisinin hoşnutsuzluğunu gi tezi düşmüştür. nin islamcı ve ırkçı düşüncelerin,
dermek için Ziya Ül Hak'ın, ülke kanun örgütlenmelerin ittifakını bütünüyle
larını Şeriata göre yeniden düzenleye bugün için gerçekleştiremediği açıktır.
ceklerini söylemeleri ve pek çoğunda TÜRKİSLAM SENTEZİ İslamın farklı yorumu, bir dizi de farklı
düzenlemeler tesadüfi değildir. örgütlenmeleri doğurmuştur. Bu farklı
ABD emperyalizminin politika uz NEDİR? örgütlenmelerin, faşist yapılarla aynı
manlarının elinde biçimlenen yeni stra Türkîslam Sentezi faşist bir "idelo potada tümüyle erimesi ancak "son
teji bu ülkelerde böyle hayata geçiril jidir". Bu sentezin üzerindeki perde tahlilde" mümkün olabilse de bugün
miş oluyordu. Ve ABD, "Şeriata" bu indirildiğinde ırkçıümmetçi ittifak or kısa vadede pek mümkün değildir. Bu
biçimiyle yönelinmesinden rahatsızlık tayaçıkar. Eylül öncesi ırkçışöven ve durumun daha iyi farkında olanlarda
duymamıştır. saldırgan politikanın bir din, dil ve milli tabiki sentezin sahipleridir. Q açıdan

29
ittifak, ırkçı kanadı bütünüyle, islamcı Bu ıslah sürecinde faşist hareket
kanadı da ırkçılığa en yakın kesimini içindeki çelişkileri bir alt başlıkta aça "SENTEZ" MI
içine alacak şekilde ilk adımını atmayı cağız. Burada yeni işleviyle ortaya atı "ÜLKÜ" MÜ?
hedeflemiştir. Kapatılan MSP'nin geri lan Türkİslam Sentezine rağmen fa Bugün faşist hareket kendi iç örgüt
ciırkçı kanadının lideri Korkut özal ve şist hareket gerçek yüzünü bugün lülüğünü istediği anlamda düzenleye
şurakâsının bu teori çerçevesinde gizleyebiliyor mu? sorusuna yanıt memiştir. Aydınlar Ocağı içindekiler
faşist vapılarla birlikteliği buna iyi bir arayalım. tarafından yeniden ısıtılıp, devlet des
örnektir. Hayır bugün faşist hareket gerçek teğiyle de piyasaya sürülen "Türk
yüzünü gizleme çabasında iddia edil İslam Sentezi" toparlanma sürecinde l
KISIR DÖNGÜDEN diği kadar başarılı değildir. Halkımızın yeni iç hesaplaşmaları da gündeme
bu konudaki duyarlılığı yıllara varan getirmiştir.
TÜRKİSLAM SENTEZİNE depolitize sürece rağmen yeterli İki ayrı kanat halinde ayrışan faşist
1980 öncesi toplumsal muhalefetin ölçüde sürmektedir. Faşist hareket tüm hareketin bir yanında ne kapitalizm, ne
yollara başvurmasına rağmen "ırkçı sosyalizm bizim istediğimiz "milli sis
bastırılmasında etkin bir yedek güç
olarak görev yapan sivil faşist hareket, kafatasçı" yüzünü gizleyemiyor. tem", "halk kapitalizmi" diyerek sonuç
solun aktif savunusu ve yoğun teşhi "Can çıkar huy çıkmaz" misali faşist ta kapitalizme değişik ad verenler,
riyle birlikte kitleler içerisinde açık bir hareketin tüm kamufle çabalarına rağ diğer yanda da yanma profesörleri,
tecridi yaşamış idi. Ki bu tecridin işçi men ırkçı politikası yüz yerinden, pat bakanları almış "daha çağdaş" oldu
sınıfının yoğun olduğu şehirlerden lak lastik gibi her tarafından hava ğunu iddia eden ve kapitalizmin er
kaçırmaktadır. demlerini açıkça savunanlar vardır.
başlaması meselenin sınıfsal yönü
Geçmişte olduğu gibi bugünde İkinci kesim, kendilerini "çağdaş
nüde belirgin kılıyordu. Bu soyutlanma
faşist hareket en üstün ırkın Türk ırkı Sağ" olarak adlandırmaktadır. Ve bun
faşist hareketi doğası gereği kitle katli
olduğunu, diğer tüm milletlerin, ırkla lar devletin ideolojik olarak beslenmesi
amlarına, toplumdan "hesap" sormaya
rın Türk'ün egemenliği altına girmesi görevine soyunmuşlardır.
itmiştir.
ve son Türk devletinin bir dünya devleti Ayrımın bir diğer adı da"ocakçılar
Geniş emekçi katmanlardaki faşist ülkücüler" ve "kubbe altında yetişenler'
harekete yönelik "ırkçı, mezhepçi, olması gerektiğini savunur. Nihai he
kafatasçı" oldukları kanısı, tüm büyük def olarak seçilen PanTuranizme var 'dir. Faşist hareketin her türlü cefasını
Turancılık emellerine karşın faşist mak içinde ilk basamak olarak Panİs çekenler, "işi" omuzlayıp götürenler
hareketin yeterli kitle desteğine sahip lamizm belirlenmiştir. olarak kendilerini adlandıran "ülkücü"
olamayışına yol açıyordu. "Cihan devletine yönelme mesele ler, miraslarına sahip çıkan ve onun
Bir taraftan sol muhalefetin yoğun sinde, Türklerin tek başına bu yükün üzerine konan bu bürokratprofesör ve
teşhiri, diğer taraftan üstte bahsettiği altına kendilerini atmaları eğilimi yeri politikacı takımını şiddetle eleştirmek
miz bir mozaik yapıya sahip ülkemizde ne, bütün İslam milletlerine açık ve tedirler.
onları ayrı ayrı bir mükellefiyette pay "Bu davada makam ve menfaat için
"saf Türk" arayan faşist mantık ister yer alanlar Eylül'den sonra kendilerini
istemez kendini toplumun diğer kesim sorumluluk sahibi kılan bir yola girme
nin daha gerçekçi olduğu düşünülebi fikir lideri olarak görmeye başladılar"
lerinden de soyutluyordu. Açıkçası
lir." (3) (4)
kendi deyimleri ile "Türkiye'de saf Türk Kendilerinin bu süreçte devlete
sayısı üç milyon" olunca büyük Turan olan geçici küskünlüklerine rağmen
cılık için gerekli yüz milyona ulaşmak "aydınlarının" devletle olan barışıklığı
biraz (!) hayal anlamını taşımaktaydı. Kısaca amaca ulaşmak için ise tepkinin bir başka yönüdür.
Bir yandan yaşanan bu kısır döngü, her yolu mubah sayan Aynı şekilde faşist hareket içindeki
diğer yandan yoğun sol muhalefetin makyavelizmin ülkemiz çelişkide "ülkücüler" Türkİslam Sen
varlığıyla iç işleyişlerinde dizginlerin tezinin yeni olmadığını, geçmişte biz
boşalması acil bir "ıslah'ı zorunlu faşist hareketince makro
zat kendilerinin savunduklarını ve
kılıyordu. düzeyde karikatürize 1965'lerden beri bilindiğini söyleyerek
Kısır döngüden çıkılırken dizginle edilişidir yaşananlar dersek "Aydın takımının" bu teoriyi şimdi ken
rinde daha sıkı ele alınması egemen yanlış söylemiş olmayız." dilerinin üretimiymiş gibi savunmala
güçler açısından gerekli idi. Çünkü rını eleştirmektedirler.
egemen güçler yönetimde kullandık Bu tesbit doğrudur. 1969 basımlı
ları araçlarının ve iç disiplinini ellerinde Alıntıdan da görülebileceği gibi Dinamik ANA STRATEJİLER adlı
tutmak isterler. Bu onlar için bir zorun günümüz faşist hareketinin ideologları kitapta faşist Mürşit Altaylı bugün
luluktur. Aksi durum, toplum ve toplu bir anda ya da kısa vadede dünyanın Aydınlar Ocağı'nın yaptığı tüm tespit
mun baskısı karşısında "taraf olma" egemenlik altına alınamayacağı gerçe leri o gün kaleme almıştır.
olayını daha açık eder, baskıcı aygıtına ğinden hareketle önce tüm İslam ülke O dönemki faşist hareket "Doktri
yüklediği "tarafsızlık", "baba"lık rolü lerini Türk'ün önderliğinde ve tek ner ve ideolojik" bir çalışmanın yapıl
tehlikeye girer. devlet içinde toparlayıp sonra cihan masının Türk milliyetçilerinin eylemci
Eylül sonrası böyle bir "ıslah" prog devletine yönelmeyi hedeflemektedir. vasıfa ulaşmalarını engellediğini söyle
ramını uygulayacak ne iç otoriteleri ne Böylece en üstün ırk olan Türk'ün yerek "Türkİslam Doktrini" biçimin
de kitle katliamlarından ayıracak za islamı uzun yıllardır tek başlarına koru deki "Sentezi" ortaya atmışlar ve ancak
manları vardı. malarının getirdiği "yorgunluğu" diğer bu sentezin (bütün Türk ve İslam ale
Eylül sonrası dizginler tam anla islam ülkeleriyle paylaşacak, ama minin lideri olan Türkiye'yi) kurtaraca
mıyla egemen güçlerin elindedir ve liderliği elden bırakmayıp, cihan dev ğını ve giderek dünyayı egemenlik
profesörbürokrat  politikacı üçlüsü leti olmak içinde mücadelesini sürdü altına alabileceğini söylemişlerdir.
nün oluşturduğu faşist ideologlar ıslah recek, işi kolaylaşmış olacaktır. 1970'li yılların bu faşist hareketi de
için her türlü olanağı bulmuşlardır. Kısaca amaca ulaşmak için her yolu PanTuranizrn ve Panİslamizmi Ay
Türkİslam Sentezide bu dönemde mubah sayan Makyavelizmin ülkemiz dınlar Ocağı gibi önüne hedef olarak
tüm gösterişi ile devletin propaganda faşist hareketince makro düzeyde kari koymuştur. Hatta bunu daha sistema
araçları aracılığı sayesinde lanse edil katürize edilişidir yaşananlar dersek, tize ederek, ilk aşamada Milliyetçi,
miştir. yanlış söylemiş olmayız herhalde. Toplumcu Türkiye'nin kurulacağını
30
ikinci ve üçüncü aşamada PanTura ülke ekonomisini geliştirebileceğini ne has hizmet çizgisi" vardır ve bu
nizmle Panİslamizmi gerçekleştirece buna uygun olarakta Sağ'ın daha geniş çizgide 16. faaliyet senesi de dolmuş
ği belirtilmiştir. PanTuranizm ya da kesimleriyle ittifak kurulmasının şart tur.
Panİslamizmin hangisinin önce ger olduğunu salt kahramanlık Türküle 1970'te kurulan Aydınlar Ocağı en
çekleşeceğimde şartlara bırakmışlar riyle bir yere gidilmeyeceğini söyle etkin gücüne Eylül sonrası erişmiştir.
dır. mektedirler. Temel hedef olarak "çeşitli temayül
Aydınlar Ocağı bu konuda daha net Bu kanat bugün Aydınlar Ocağıy'la lerde ve vatandaşlarda olan bütün anti
ve gerçekçidir (!) Panİslamizmi öne tamamen aynı şeyi savunmaktadır. komünist güçleri bir çatı altında topla
almiş, bu güçle PanTuranizmi gerçek Tekelci burjuvazinin disiplinize edil mak ve bütün hareketlen daha güçlü
leyeceğini saptamıştır. miş, akılcı, sistemi kendisinin koru hale getirmek, aralarında fikir diyalogu
Geçmiş faşist hareket "kendisini duğu gibi koruyacak faşist harekete kurmak" olarak belirlenen bu faşist
Türk hisseden, Türkçe konuşan ve gereksinimi bu tip insanlarca doğru kurumun bir diğer ana hedefide devlet
Müslüman olarak herkesi Türk kabul tesbit edilmiştir. Ve doğal olarak tekelci için gerekli ideolojik beslemeyi yap
ederiz." (5) der. Aynı şekilde bugün burjuvaziden çok açık biçimde destek maktır.
Aydınlar Ocağı'da "Türkçe yaşamak, almaktadırlar. A.O. Güner'in Ankara Aydınlar Ocağına göre tüm bu anti
Türk gibi davranmak, Türk'lük şuuru Sanayi Odası başkanlığına geçtiğimiz komünist güçleri biraraya toplayacak
taşımak Türk olmak için yeterlidir" (6) donem aday ol ması seçeneği, keza "ideoloji" Türkİslam Sentezidir. Ve
demektedir. Bugün Sağ'ın sıkıntısını tahliyesinden hemen sonra Avrupa Türkİslam Sentezi sadece bu gerici
çektiği İslamcı akımlarla milliyetçi Parlamentosuna gözlemci (uzman) ırkçı güçleri biraraya toplamakla kal
akımların ittifakını sağlamak, geçmiş olarak gönderilme çabası tekelci burju mayacak, İslam ve Türk olan herkeside
teki faşist hareket içinde sorun olmuş vazi tarafından bu kesime bir çeşit iadei Panİslarnizm, PanTuranizm için "mil
ve onlarda çözümü Türkİslam Sentezi itibar olarak ele alınabilir. li şuur"la harekete geçirecektir.
gibi Türkİslam Doktrininde görmüş Sonuçlarsak faşist hareketin ülkü "Türkİslam Sentezi" adıyla ortaya
lerdir. Türkİslam Doktrini giderek cü kanadı devletin her zaman yanında sürülen faşist "ideoloji"nin resmi savu
Eylül öncesi Türkİslam Ülküsü adını olmalarına ve Eylül devleti korumak nucusu ve yayıcısı olan Aydınlar Ocağı
almıştır. Bu teori o dönem sivil faşist için (!) silaha sarılmalarına rağmen üyeleri ve destekleyenleri aracılığıyla
hareketin hemen hemen tüm kadrola devletin "Denge Politikası" (8) gerek devletin tüm kurumlarında kilit nokta
rınca benimsenmiştir. Sadece Şama çesiyle kendilerini disipline etmesine lardadır. Bu durum çok önemlidir.
nistler bunu benimsememişlerdir. Ki (aydın) takımının sessiz kalışını ve Çünkü bunun bir diğer anlamı Eylül
bunları geneldeki faşist hareketin de bugünde kendilerini yönlendirmeye sonrası devletin tüm organ ve kademe
ğermiktarları az olmakla beraber çok kalkışmalarını kabullenememektedir lerinde kurumlaştırılmaya çalışılan "fa
tehlikeli yıkıcı fikirlere sahip olan ve ler. şizandık sürecinin çok büyük ölçüde
Türk'lerin dini Şamanizmdir, Türklüğü Ancak diğer yandan da devlete küs tamamlanması demektir.
dejenere eden İslamiyettir diyecek künlüğün süremeyeceğini ve egemen örneğin Aydınlar Ocağı'nın yayın
kadar kendini kaybetmiş İslam düş güçlerce tamamen onaylanan ve ken organlarında çıkan ülke politikasına
manı piskopat bir azınlık" şeklindedir. dilerine teorik politika üretecek tek ilişkin önerilerin bugün pekçoğunun
Türkİslam ülküsünün Sentez yada kaynak olan ideologlarına fazla yüz devlet tarafından hayata geçirildiği
Doktrin ekini değiştirmesinin dışında çeviremeyeceklerini bildiklerinden tam somut gerçekliktir.
farklı bir özelliği yoktur. Ancak bugün bir çıkmaz içindedirler. Ancak bu çık
(ülkücülerin) hâlâ ülkü ekini kullanma maz şimdilerde aşılmakta ve herkes
ları bir ayrımı ifade etmektedir. Gerek Türkeş'inde belirttiği gibi "TÜRK İS
LAM SENTEZİ yolunda elbirliği ile"
"aydınlar ocağına göre tüm
çe ise Türk ve islamın ayrı ayrı Tez ve bu antikomünist güçleri
Antitez olarak alınıp sonuçta senteze yürümeyi kabullenmektedir.
ulaşılmasının mümkün olamayacağı biraraya toplayacak ideoloji
DOLAYLI RESMİ SES Türkislam sentezidir ve
daha da ötesi saçma olduğudur.
Çünkü Türkle İslam zaten birbiriyle AYDINLAR OCAĞI Türkislam sentezi sadece bu
kaynaşmıştır, birbirinden ayrılmaz bir gericiırkçı güçleri biraraya
bütündür. Bunu da en iyi ülkü kelimesi VE "SENTEZ" toplamakla kalmayacak,
ifade edebilir böylece "davanın" asıl Kapitalist ülkelerde devlet politika
sahipleri Türkİslam Ülküsünü, diğer islam ve türk olan herkesi de
ları kamuoyuna iki biçimde duyurulur
tavandakiler ise Türkİslam Sentezini panislamizm, panturanizm
ve açıklanırlar. Birincisi, eğer devlet bu
kullanmış oluyorlar, yani bir ayrımı politikasını açıkça savunabilecek bir için milli şuurla harekete
ifade etmiş oluyor. politika olarak görüyorsa, en yetkili geçirecektir."
Ülkücülerin ideologu S.A.Arvasi ağızdan açıklanır. Diğer yol ise, devlet,
"Din ve milliyet zıt değerler değildir. Bu politikasını o aşamada kamuoyuna Eylül sonrası süreçte toplumsal
sebepten Sentez Tez ile Antitez ara karşı savunamayacak durumda olursa, muhalefetin başlatılması yolunda poli
sında söz konusu olacağına göre, yıl politikasının benimsenmesinin ön ha tika ve "ideoloji" üretmede, devletin
lardan beri kullandığımız Türkİslam zırlığını, yapmış olmak, kamuoyundan ağır aksak yönlerinin belirlenmesi ve
Sentezi yerine Türkİslam Ülküsü sözü gelebilecek olumsuz sonuçlardan di giderilmesinde, iç ve dış politikada,
daha uygun olur düşüncesi ile kitabı rekt yara almamak açısından açıklama ekonomide üyelerine danışılan bir
mızın adını Türkİslam Ülküsü olarak biçimi dolaylı olur. Bu bir çeşit aktar kurum olma rolünü iyice ön plana çıka
seçtik. Bunu ısrarla kullanacağız" (7) madır ve genellikle o dalın uzmanları, ran Aydınlar Ocağı, kendini 12 Eylül
diyerek bu ayrımı özellikle belirtir. yarıresmi kurumlar, profesörler, eği rejimiyle Özdeşleştirdiğini, hedef ve
Ülkücü kanadın bu tepkisine rağ tim ve kültür kurumlan, basın vb. aracı istikametlerinin aynı olduğunu söyle
men "Çağdaş SAĞ" adını kullanan lığıyla gerçekleştirilir. mektedir.
diğer kesimin ideologlarından (A. İşte bugün ülkemizde bu ikinci "12 Eylül, Türk'ün düşmanlarının
OKTAY GÜNER ve TAHA AKYOL) işlevi yerine getirenlerin başında Ay ezeli niyetlerinin son meyvasını elde
gibileri eski örgütlerinden koparak, dınlar Ocağı gelmektedir. Genel baş edeceklerini zannettikleri bir anda
rasyonalize edilmiş bir kapitalizmin kanının ifade ettiği gibi, ocağın "kendi Türk'ün öz varlığı olan Ordusunun bu
31
kâbusa dur dediği, "Türk oğlu, titre ve ğunu ve bu değerlere, inanışa sonuna Ancak bu dinisiyasi örgütlerin ara
kendine dön" dediği günün adıdır. adek sahip çıkacağı görüntüsünün larındaki çekişme hat safhadadır. Varo
Bundan dolayıdır ki Aydınlar Ocağı yaratılmasından geçer. lan tabanı örgütlülüğü altında topar
mensuplarının niyet ve gayretleri ile 12 layabilmek için yaşanan rekabette
Eylül mübarek hareketinin istikamet ve SENTEZİN BİR devlet kurumlan dahi taraf olabilmek
hedefi aynıdır." tedir. Diyanet İşleri Başkanlığının
Türk'ün titreyip kendine döndüğü
ÇENGELİ DE Süleymancıları, Süleymancıların da
12 Eylül'le aynı hedef ve istikametteki TARİKATLARDA Diyanet İşleri Başkanlığını suçlamaları
Aydınlar Ocağı'na kimsenin bu konuda buna bir örnektedir.
itirazı olmamıştır. Türkiye'de faşist hareketin tarikat Sağ'daki siyasi örgüt ve partilerin
Hatta başta Cumhurbaşkanlığı lar ile ilişkisi kendisi için hayati öneme ayrı ayrı tarikatlarla ilişkisi, tarikat üye
Sekreterliği olmak üzere Başbakan, sahip olmasına rağmen sağlıklı bir rota lerininde buna göre kemikleşmesi, iç
Bakan, Milletvekili, Vali ve Emniyet izleyememiştir. Eylül öncesi milliyetçi çatışmaların yaşanması sorununun
Müdürlerinden bile çalışmalarında ba lik kisvesi altında ırkçışoven politikası çözümüde Türkİslam Sentezinde gö
şarı dileği almışlardır. sonucu kendileri ile ittifak olabilecek rülmüştür.
Örneğin Başbakan Turgut Özal 14 İslamcı akımların en sağlarını dahi tam Bu senteze göre Selçuklu'lar döne
15 Eylül 1984'deki Aydınlar Ocağı'nın, yanına çekemeyen sivil faşist hareket, minde Türk'ler en parlak dönemini
Ülkemizi 12 Eylül'e Getiren Sebepler aynı şekilde ülkemizde önemli bir yaşamıştır. Bu dönemdeki devlet ida
ve Türkiye Üzerindeki Oyunlar semi siyasidinsel güç olan tarikatlar ile de resi Türkİslam Sentezi doğrultusun
nerinde yaptığı konuşmada "bütün yakın olmamıştır. Tabiki bu sıkıntı tek daki yönetimin en idealidir. "Büyük
toplantıların (yukarıdaki konuşmanın taraflı değildir. Bugün artık siyasi are Çağ"dır.
yapıldığı toplantı,) büyük önemi vardır. nada kendini kabul ettiren ve devletin
Fikirlerin ortaya konulması, hadisenin her kademesinde müridleri bulunan Selçuklu yönetimi bu Sentez aracı
takip edilmesi ve geniş kitleye bu tarikatlarında islami düzen için tüm sağ lığıyla İslam dünyasında siyasi birliği
meselenin anlatılması, hatta beşon güçlerle ittifaka ihtiyacı vardır. kurmuş ve mezhep ayrılıklarını ortadan
kere tekrar dahi olsa anlatılmasında Bugün ülkemizdeki egemen güçler kaldırmaya çalışmıştır. "Bunun yolu da
büyük fayda mütalaa ediyoruz." diye bloku içindeki tefecibezirgan takımı diğer mezhepleri Türk düşüncesine en
rek konuşmaları, tebliğleri ve toplantı ye toprak ağalarının en kodamanları ve uygun düşen bu mezhepte (sünni)"
sonucunu onaylamıştır. bunların dışında kırsal alanda tekelci birleştirmekten geçiyordu. Bu nedenle
burjuvazinin uzantıları olan, bayilikle Hanefilik mezhebi resmi mezhep duru
Tüm bu siyasetçi, bürokrat takımı muna yükselmiştir.
Aydınlar Ocağının hangi çalışmalarına rini yapan ticaret burjuvazisi, din
adamları takımı tarikat örgütlenmesi Ancak bu seferde "sünni akide"ler
başarı dilemektedirler? etrafında ortaya çıkan tarikatlararası
Birincisi bağnaz bir antikomünist nin ekonomik ve siyasi kaynağı duru
mundadırlar. Ayrıca kırsal alan kasa birliğin sağlanması gerekiyordu. Çün
kesimi bağrında toplamasını, ikincisi kü tarikatlar toplumdaki sükunun de
ise devlete yeni bir "ideoloji" üretmiş balarındaki esnafzanaatkâr takımının
da lonca geleneğinden dolayı tarikat vamını sağlıyorlardı.
olmasını kutluyorlar. Kısacası Türkİslam Sentezinin bir
Gerçekten de Türkiye'deki faşist larla geniş bağı vardır.
Ekonomiksiyasi alanda böylesine önemli rolüde sünni mezhep içerisin
hareket ilk kez elindeki bir araca böyle deki tarikatların savaşımını sona erdi
sine geniş bir işlevi yüklemiş ve hayati geniş zemin bulan tarikatlar, devletin
kurumlarının onaylayıcı politikalarının rip, aynı hedefe yönelmelerini sağla
yet kazandırmıştır. Bu kutlanmasında mak oluyordu. Buna örnek olarak da
ne kutlansın. yanı sıra kitlelerin baskı koşullarında
dine yönelmeleri sayesinde de geniş Selçuklu ve Osmanlı devletleri alın
Türkİslam Sentezi ideologları, ü maktadır.
rettikleri bu "ideoloji" sayesinde devle taban bulabilmiştir.
Başlı başına birer ekonomiksiyasi Tabi sonuçta mezhepçilik savaşı
tin bu alanda hissetiği boşluğu doldur mına son verilmesi adı altında mezhep
muş olacaklarını iyi bilmektedirler. güç olan tarikatlar bugün Sağ'ın örgüt
lülüğünde belkemiği görevi görmekte çilik yapılmakta, ırkçı değiliz denilirken
Kutlanan ideologlardan ve sentez Türk'ün dünyayı egemenliği altına al
lerinden beklenen öncelikle ırkçıfaşist dirler. Öyle ki ellerindeki geniş oy
potansiyelini istedikleri partiye kana masının "Kutsal Görevi" olduğu söy
hareket içi muğlaklığı gidermeleri ve lenmektedir.
de giderek tüm antikomünist güçleri lize edebilen şeyhlerşıhlar takımı mü
ridleri aracılığı ile parti yönetimlerin Tarikatlar ile bu bağıntının temeli
bir çatı altına toplamalarıdır. yine gericiırkçı ittifakın gerçeklen me
edahi oynamaktadırlar.
İkincisi, birer "dinisiyasi" örgüt şine dayanmaktadır. Irkçı politika tari
olan ve Türkiye'de başlı başına bir "ekonomiksiyasi alanda katların en azından büyük çoğunluğu
gücü temsil eden tarikatlar arası çatış ile yakınlaşmayı sağlarsa ittifak sorunu
böylesine geniş zemin bulan büyük ölçüde halledilmiş olacaktır.
maları sona erdirmesi. Daha da ötesi
mezhep ayrılıklarını bertaraf edip tü tarikatlar, devletin Çünkü İslamcı kanat gücünü bu dini
münü sünni mezhebi altında toplaması kurumlarının onaylayıcı siyasi örgütlenmelerden almaktadır.
ve bu mezhebede günün koşullarıyla politikalarının yanı sıra
yorumlanmış en gerici fonksiyonun
verilmesidir.
kitlelerin baskı koşullarında ORTADOĞU'YA
Üçüncüsü, Türkiye'nin OrtaDoğu'
dine yönelmeleri sayesinde
daki rolünde üst yapısının tamamlan de geniş taban YÖNELİK:
masıdır, öyle ki Türkiye İslam ülkele bulabilmiştir" İdeoloji bir üst yapı kurumudur. O
riyle ilişkisinde ve bölgede belirleyici ekonomik alt yapı tarafından belirlenir
olabilmesinde öncelikle Osmanlı im Cumhuriyet öncesine dayanan tari ve o da ekonomik alt yapıyı dönemine
paratorluğu fetih politikasının Orta katlar devlet kademelerinde bugün göre şiddetli ya da şiddetsiz etkiler,
Doğu halklarındaki olumsuz tahriba daha örgütlü ve kalıcı hale gelmiştir. Siyaset de ideoloji temelinde şekillenir,
tının silinmesi ya da "geçtibitti" imajı Başbakanlar, aileleri, bakanlar, millet onun temelinde alt yapıya hizmet eder
nın yaratılması gereklidir. Bunun yolu vekilleri içinde tarikat üyesi olanların Yani çıkış ekonomidir, maddi üretim
da, Türkiye'nin de bir İslam ülkesi oldu sayısı bir hayli kabarıktır. dir.
32
Buradan hareketle diyebiliriz ki deki tekelci burjuvazi içinde tıkanan iç bunun, da yeni anayasa ile gerçeklendi
Türkiye'nin, OrtaDoğu ülkeleri ile pazar yerine emperyalist tekellerin ğini seminerlerinde gururla söylemek
özellikle Eylül sonrası gerçekleştirilen referansı ile açılan OrtaDoğu pazarı tedirler (Bkz. Ülkemizi 12 Eylül'e,
ekonomik işbirliği bağları, siyasi an cazip geliyordu. Bu durumda hem getiren sebepler...)
lamda da yeni şekillenmeleri zorunlu emperyalist sömürü sistemi işlerken, Emperyalizm, yenisömürgelerinde
kılmıştır. Bu noktada konuyu geniş hem de Türkiye'nin ihracat gelirlerinde anarşinin kaynağı olarak işçi sınıfını ve
şişirilmiş rakamlar gözlenebiliyor. onun her alandaki savaşımını gör
yorumlayabilmenin yolu dünya emper
yalist sisteminin siyasiekonomik an Türkiye'nin Truva atı rolüne soyun mekte, sömürü sisteminin tıkanması
lamda stratejik öneme sahip bölgeler durulması salt ekonomik anlamda nın ekonomik alandaki yolununda
de hayata geçirdiği politikaları irdele sınırlı değildir. Askeri anlamda da Şah ancak Freidman'cı ekonomik politika
mekten geçer. İran'ının yerini alacak gözüpek bir jan nın hayata geçmesiyle mümkün olabi
darma olarak görülmektedir. leceğini bilmektedir. Aydınlar Oca
Ulusal kurtuluş savaşlarının çağımı
zın yoğunlaşan çelişkisinde (sömüren Türkiye'nin ekonomik ve askeri ğı' da 24 Ocak kararlarına methiye
alandaki Orta Doğu'ya yönelik bu iki düzmekte ve ancak bu tür ekonomik
sömürülen) baş rolü oynadığı bu
rolünü pekiştirecek, ona kalıcılık ka politikalarla PanTuranizmin önünün
dönemde, geri bıraktırılmış tüm ülke ve
zandırabilecek siyasi bir misyonun açılacağını ifade etmektedir.
bölgelerde antiemperyalist antiko
gerekliliğinden yola çıkılarak geçmiş Emperyalizm, Yenisömürgelerinin
lonyalist duygu ve düşünceler, geniş
tarihi ilişkilerden, kültürel yakınlıkların bulunduğu her politik öneme haiz böl
kitlelerin bilincinde yer etmektedir.
dan, ortak din Müslümanlıktan vs. bah gelerde, jandarma rolüne soyundur
Halkların, bu tepkisi, ülke yönetimleri
sedilmiş ve de nihayet "Türkİslam duğu ülkenin ve/veya ülkelerin, bu
ninde emperyalizm ile ilişkilerinde
Sentezine" varabilmiştir. konumlarını pekiştirecek teorileri uz
daha dikkatli ve daha ince yollu bir
Sentezin OrtaDoğu'ya yönelik bu manları aracağıyla dikte ettirmektedir.
bağlılık, daha esnek görünümlü olma
tarafında Türklerle, Arapların "aynı mil Türkislâm Sentezi ideologları da Pan
zorunluluğunu doğurmaktadır. Bu ne
letten oldukları", İslamın herkesi ortak İslâmizmin yolunun İslâm ülkelerinin
denle emperyalizm jeopolitik öneme
bir İslam devleti altına toplayabilecek bir araya toparlanıp, liderliğinin yapıl
sahip bölgelerdeki hayati çıkarları için
varlığını kendisine daha bağımlı ülkeler gücü olduğu işlemektedir. Bu durum ması gerektiğini söylerken emperyalist
sadece Türkiye'deki faşist ideologlar politikayı temel almaktadırlar.
aracılığıyla farklı şekilde sürdürmeyi
tarafından değil, bizzat sentezin Türki Kısacası bu tür "sentezlerin, Pan
yeğlemektedir. Ancak çıkarları buna
ye'deki kaynağını besleyen Suudi Ara Turanizm, Panİslamizm gibi gerici
rağmen tehlikeye girerse askeri varlığı
bistan yetkilileri tarafından da dile faşist teorilerin, millet için düşünülmüş
ile oraya sökün etmektedir.
getirilmektedir. "ideallerle" uzaktan yakından ilişkisi
yoktur. Bunlar emperyalizmin sömürü
truva atı ülkeler, bölgede SONUÇLARSAK: sünü gizlemenin bir yolu olarak bir
ekonomiksiyasi ve askeri avuç satılmış burjuva bürokratprofe
alanların tümünda ya da bir Bizim gibi ülkelerde, gericifaşist sörsiyasetçinin eski faşist teorileri ısı
ikisinde emperyalizm adına hareketin ideologları da en az bizim tıp yeniden piyasaya sürmeleridir.
kadar emperyalizme göbekten bağım Bu tür politikaların teşhiri, onu
fonksiyon üstlenirler... çözümlemekten ve sosyal yaşamda,
lılığımızı bilmektedirler. O nedenle
Türkiye'ye de ortadoğu'da PanTuranizm, Panİslamizm gibi "fa "çözmek"ten geçecektir.
bu tür bir fonksiyon şist", ütopyaları gerçekleyebilmenin (*): Sosyalist sistemin ekonomik
yükletilmeye "niyet"' dahi olmadığı, temelinde top olarak çöküşünü beklemek hiçbir bur
çalışılmaktadır." lumsal muhalefeti bastırmanın, başka juva iktisatçısı için rağbet görür bir iş
yöne çekmenin yattığı onlar için de değildir. Bu nedenle, sosyalist sis
aşikardır. temde yaratılacak sosyal çalkantıların
Özellikle ABD emperyalizmi bu tür Sorun emperyalizmin ve uzantıları başka etkenleri bulunmalıdır ve/veya
bölgelerde en az bir "Truva atı" ülke nın lehine uygun çözümlemeler yap bulunmuştur. Bu da din olgusudur, en
yönetimini güdümünde tutmaktadır. maktır. yeni dini öğretidir ve de milliyetçiliktir.
Bu Truva atlarının en büyük avantajları Türkİslam Sentezine ve ideologla
bulundukları bölgedeki ülkelerle sos rının yapmaya çalıştıklarına şöyle bir KAYNAKÇA
yalkültürel ve/veya tarihi yakınlıkları, baktığımızda aşağıdaki tabloyu gör
bağları olmasıdır. Bu bağlar emperya mekteyiz; Faşizm üzerine Dersler, Toliatti, Bilim
list sömürünün daha güvenli ve antipa Emperyalizm, Yenisömürgelerin ve Sosyalizm Yayınları
tik gelmeden yapılmasında kamufle de toplumsal muhalefetin bastırılması
görevi görmüş olurlar. Truva atı ülke nın yollarından biri olarak, kendi (1) Türkİslam Ülküsü, S.A. Arvasi,
ler, bölgede ekonomik, siyasi ve askeri azgınlaşan siyasi gericiliğinin yansı Ocak Yayınları
alanların tümünde ya da birikisinde ması olarak tüm antikomünist güçle (2) Dinamik Ana Stratejiler (DAS),
emperyalizm adına fonksiyon üstlenir rin bir cephede toplanmasını görmek Mürşit Altaylı
ler. Örneğin Kuzeydoğu Asya'da, Gü tedir. Türkİslam Sentezi'nin mantığı (3) Ülkemizi 12 Eylül'e Getiren Koşul
ney Kore, Güney Amerika'da Arjantin, da budur. lar, Aydınlar Ocağı Yayınları
Brezilya gibi... Türkiye'ye de Orta Emperyalizm, Yenisömürgelerin (4) Yeni Düşünce, 13.2.1987
Doğu'da bu tür bir fonksiyon yükletil de açık faşizmin kurumsallaşmasını (5) DAS
meye çalışılmaktadır. Bu özellikle Eylül "yeni demokrasi" demogojisi altında (6) Milli Mutabakatlar, A. Bolak
sonrası belirgindir. yürütmekte ve güçlü sivil faşist dikta (7) Türkİslam Ülküsü, cilt II
24 Ocak kararları ile bilinen ve törlüklere yönelmektedir. "Türkİslam (8) Yeni Düşünce, 20.2.1987, Kazım
emperyalist kuruluşlardan IMF ve Sentezi" ideologlarının kurumlarından Ayaydın
Dünya Bankası'nın denetiminde uygu Aydınlar Ocağı'da Pan Turanizme var (9) Güçlü Hükümet, Güçlü Devlet,
lamaya konulan ekonomik politika, manın ancak güçlü bir liderle, bir "kurt" Turhan Feyzioğlu
dışa açılmada pazar olarak başta sava bir "başbuğ" ile olacağından (10) Türkİslam Sentezi, Prof. İbrahim
şan Iran ve Irak olmak üzere Orta hareketle ülkemize ilişkin "güçlü bir Kafesoğlu
Doğu ülkelerine yönelmişti. Ülkemiz devlet başkanlığı" istemektedirler ve (11) Tercüman, 27.12.1985

33
12 MARTA
NASIL GELİNDİ?

Sibel DEMİRCİ
Kemalist kadroların öncülüğünde 12 Eylül, 12 Martın (tam) yapamadığını Çok partili hayata geçilmesinin
gerçekleştirilen antiemperyalist kur yapmış, deyim yerindeyse kendi öz ardından, tekelci burjuvazi, toprak ağa
tuluş savaşıyla temelleri atılan Türkiye günlüğü içinde onu tamamlamıştır. ları ve tefeci bezirganların siyasal
Cumhuriyeti, 60 küsur yıllık genç Yani hedef bu kez 12'den vurulmuştur. örgütlenmesi olan DP, Milli Şef döne
yaşında ikisi başarısızlıkla sonuçlanan 12 Eylül'ün oldukça önemli ayırt edici mini sona erdirerek iktidara geldi.
beş askeri darbeye sahne oldu. Bir özellikler taşıyan bu yanları, 82 Anaya Emperyalizmin 2, paylaşım savaşından
insanın yaşam süresiyle sınırlı olan bu sası'yla yasal platformda ifadesini sonra yürürlüğe koyduğu yeni politi
kısa zaman sürecinin oluşturduğu bularak meşrulaştırılmıştır. kası çerçevesinde, tekelleşme sürecine
biçimlediği toplumsal yapılanışa, bu giren ülkemiz kapitalizmi, giderek
arada egemen sınıfların yapılanışına Bundan 16 yıl önce 12 Mart 71'de tekelci bir kimlik kazanan burjuvazinin
bağlı olarak, silahlı kuvvetler aracılı gerçekleştirilen muhtırasal darbe, nite ağırlık noktasını oluşturduğu DP ikti
ğıyla ülkemizin gündemine giren/ve liği bakımından ilk olma ve ülkemizin darı döneminde, emperyalizmle bütün
belirleyen darbeler, bilindiği gibi, sıra yeni bir dönüm noktasının somut bir leşmesini (büyük ölçüde) tamamlamış
sıyla, 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971 ve 12 ifadesi olması, vb. bakımlardan olduk tır. Emperyalizmin çıkarlarına göre
Eylül 1980 tarihlerinde gerçekleştiril ça özgün ve önemli özelliklere sahiptir. biçimlenen kapitalizm, ülkenin en ücra
miştir. Bunlardan, emir komuta zinciri Çok da öğretici olmuştur. Genel olarak köşelerine doğru yaygınlaştırılmaya
nin dışında gerçekleşen 27 Mayıs Türkiye Solunun bundan ne gibi ders başlanmıştır. Devletçilik politikasını
Darbesi, önderliği, örgütlenişi, hedef ler ve sonuçlar çıkardığı tartışılabilir terkeden DP iktidarı, dış ticarette libe
leri ve sonuçları bakımından '12' ile belki ama (aslında sol saflarda sağ ve rasyona gitmiş, yabancı sermayeye
başlayan diğer iki darbeden ayrılmak "sol" savurganlığın devrimci çizgiden sağladığı geniş olanaklarla işbirlikçi
tadır. Ülkemizin gelmiş geçmiş en ile büyük ölçüde koparak yaşadığı taktik burjuvazinin emperyalizmle bağlarını
rici ve tek anayasası olma özelliği sel yenilgiye rağmen TDH'ni netleştir sıklaştırmıştır. Emperyalist iş bölümü
taşıyan ve sağladığı nispi demokratik diği, uzlaşmacıteslimiyetçi kliklerinin gereği güdümlü olarak yaratılan çarpık
ortamla halk muhalefetinin gelişip, iyice battıkları batakta kimliklerini sanayileşme, bir süre sonra tıkanarak
daha güç haline gelmesini olumlu açıca çıkarttıkları pratik bu tartışmayı krize girmiştir. Faizcilik, para ticareti,
yönde etkileyen 61 Anayasası, 27 anlamsızlaştırıyor. Egemen sınıfların üretken olmayan ekonomi dallan kârlı
Mayıs'ın ayırt edici özelliklerinin ba çok şey öğrendikleri ortada. Egemen bir iş alanı haline gelmiştir. "Her mahal
şında gelir. Temellendikleri egemen sınıflar bugün içinde bulunduğumuz leye bir milyoner" yaratma politikası
"kan revan" ortamının "tesis" edilme türedi zenginler ortaya çıkarmış, enf
sınıf kanadı ve yöneldikleri hedef bakı sinde 12 Mart'ın deneyimlerinden ya lasyon oranı yükselmiştir. Bugün et
mından öz itibariyle aynı olan 12 Mart rarlanması, başarılarında önemli roller kinliğini sürdürmeye devam eden Tah
ve Eylül darbeleri, kendi aralarında oynadığı kesin. Bu nedenlebenzetme takale piyasası, ikinci bir merkez
çeşitli farklılıklar göstermektedir. Bu uygunsa 12 Mart, 12 Eylül'ün ilk halka bankası işleviyle ortaya çıkmıştır. TL,
farklılık, 12 Eylül'ün daha kapsamlı sını oluşturur. Bugün son halkasını IMF'nin emriyle 1958 yılında yüzde 320
olmasından ve yarattığı sonuçların (ikincisi demek daha doğru) yaşadığı oranında devalüe edilmiştir. Başta KİT
daha derinden ve "köklü" olmasından mız darbeler zincirinin hangi süreçler ürünleri olmak üzere bir çok mala yük
kaynaklanmaktadır. Bugün, toplumun den geçerek nasıl oluşturulduğunu iyi sek oranlarda zam yapılmıştır. Halkın
geniş kesimlerinin, emekçilerin aley kavrayabilmek için 12 Mart'ı unutma günbegün artan yoksulluğuyla orantılı
hine olduğu gün gibi ortada olan kesin mak gerekir. Bu nedenle 12 Mart'a ve olarak işbirlikçi burjuvazi ile bir avuç
dönüşümleri hedefleyen ve bunu bü öncesine kabaca bir göz atmakta yarar parababası tekelleşerek palazlanmış
yük (ya da belli) ölçüde gerçekleştiren var. lardır. Huzursuzluklar, iktidara karşı
34
Yeni Sol yazımızda pikaj hatası nedeniyle sayfalarda karışıklık
olmuştur.Özür dileyerek, doğru sayfa sıralamasını belirtiyoruz.
Birinci sayfadaki (l). sütun aynen kalıyor.(2). ve (3). sütunlar
yer değiştiriyor,(19). sayfa aynen kalıyor,(22), sayfa (20),sayfa ola
cak, (23). sayfa (21).sayfa olacak,(20). sayfa (22).sayfa olacak,(21).
sayfa (23) olacak.
yükselen muhalefet toplumun tüm kat Sermaye sınıflarının kendi iç çeliş Tekelci burjuvazi 61 Anayasasını "lüks'
larında yaygınlaşmaya başlamıştır. Ar kilerini çözümlemesine, tekelci burju sayarak (Süleyman bey, istediği ana
tan bu tepkileri devrimci bir potada vazinin güçlenmesine bir tür fırsat yasaya yıllar sonra, ancak 82 yılında
birleştirecek sosyalist bir örgütlenme yaratan 27 Mayıs, sonuçta tekelci bur kavuştu. 'Şükürler olsun' diyecek ama
olmadığından halk muhalefeti CHP'nin juvazinin dümen suyuna sokulmuştur. bir de şu geçici 4. madde olmasa.) nispi
çekim alanı da, düzen sınırları içinde (27 Mayıs'ın süreç içinde amacından demokratik haklara karşı bir cephe
kalmıştır. Üniversitelerden başlayan saparak nitelik değiştirmesine ordu açtılar, Bu arada oluşturulan yedek
gençlik eylemleri şehirleri sarmıştır. içindeki ilerici unsurlar karşı çıkmış, güç, sivil faşist örgütlenmelerle, işken
DP karşıtı bu gençlik eylemleri sıra hatta, Talat Aydemir ve Fethi Gürcan celerle, hapishanelerle, zorla yükselen
sında Turan Emeksiz gibi öğrenciler gibi subaylar bunu darbe girişimine muhalefet sindirilmeye çalışılsa da
şehit düşmüştür. DP iktidarı CHP'nin kadar götürdüyse de atı alan Üsküdar'ı başarılı olamadı. Çıkarılan yeni yasa ve
de dahil olduğu tüm muhalefete karşı geçmişti.) yönetmeliklerle 61 Anayasası erez
kan küsmüştür. Baskı ve terör yöneti Bunlara karşın, 27 Mayıs hareketi yona uğratılmaya çalışılsada, bunlar
min asli unsuru haline gelmiştir. Ünlü halk muhalefetinin gelişip güçlenme muhalefet nezdinde sert tepkilerle,
951 tevkifatlarıyla sosyalistler, ilerici sine de olumlu yönde katkı da bulun eylemlerle karşılanıyordu. Bunlardan
aydınlar cezaevlerine dolduruldu, iş ması, bu askeri hareketin diğer bir 1516 Haziran olayları ve diğer geliş
kenceciler tam mesai yapmaya başla sonucudur. 61 Anayasası'nın sağladığı meler, burjuvaziye amaçlarına mevcut
dılar. Giderek derinleşen ekonomik nispi demokratik ortam, halk güçleri yollardan ulaşamayacağını gösterdi.
kriz, aynı ağırlıkta sosyal ve politik bir nin bir güç haline gelmesinde olumlu Ve iktidarı sürdürmenin (krizini geçici
kriz doğurmuştur. rol oynamıştır. Kaynağını yeni anaya de olsa hafifletme) yolunun bir değil iki
Ordu içindeki ilerici subayların sadan alan bu atmosfer içinde, dilimize olduğunu bilen tekelci burjuvazi, 12
önderliğinde gerçekleştirilen 27 Mayıs çevrilen Marksist eserler elden ele Mart muhtırasal darbe ile açık baskı
hareketiyle işbirlikçi burjuvazi, toprak dolaşmaya başlamıştır. Böylece Mark politikasını yürürlüğe koydu. Demirel
ağalan ve tefeci bezirganlardan oluşan sist düşünce salon aydınlarının beyin kliği iktidardan askeri yönetim aracılığı
sınıflar ittifakının siyasal iktidarı. Men jimnastiği olmaktan çıkarak, yerini bul ile uzaklaştırıldı. Egemenler rahatsız
deres hükümeti, alaşağı edilmiştir. muştur. Sosyalist söylemli TİP ülkemiz lıklarına çözüm bulamayan Demirel kli
Reformist burjuvazinin asker kanadı sosyalistlerinin büyük çoğunluğunu ğini yönetimden uzaklaştırarak, askeri
tarafından gerçekleştirilen ve DP'nin bağrında toplayarak 15 milletvekiliyle yönetim aracılığıyla sorunlarını gider
ekonomik ve siyasi baskılarının muha TBMM'ye girmiştir. İşçi ve gençlik meyi hedefliyordu. Yönetim değişikli
tapları tarafından desteklenen 27 Ma hareketi hızla ülkenin dört bir yanını ğiyle birlikte halk güçleri hapishanele
yıs 1960 hareketi, gerici iktidarı yöne saran kıvılcımlara dönüştü. Toprak re dolduruldu, Ziverbey gibi nice
timden uzaklaştırarak, ilerici düzenle işgalleri, üretici mitingleri şeklinde ifa köşkler, mekânlar işkencehaneye dö
meler yaparak egemen sınıflara karşı desini bulan köylü hareketleri toplum nüştürüldü Devrimciler, aydınlar, bin
tavır takınmışlarsa da, sınıfsal konum sal muhalefet kanallarında akmaya lerce ilerici unsur 12 Mart zindanla
larından dolayı gerici ittifaka karşı başladı. İşçi sınıfı sendikal mücadele rından, tezgâhlardan geçirildi. 1. Erim
kararlı ve kesin tavır alamamışlardır. sini DİSK'i oluşturarak daha doğru bir hükümeti kurularak tekelci burjuvazi
Zaten bu mümkün de değildir. Nitekim çizgide sürdürmeye başladı. Giderek lehine dönüşümler sağlanmak istendi.
gücü kınlamayan gerici ittifak, darbe çeşitlenen ve zenginlenen düşünsel İlerici güçleri sindirme politikası de
den kısa bir süre sonra, 961 yılında AP' ortam içinde, sürdürülen ideolojik vam ederken, egemenler diğer yandan
nin çatısı altında siyasi arenadaki mücadelenin sonucunda sol saflarda da kendi çatışmalarını çözmeye çalışı
yerlerini almışlardır. ayrışmalara ve birleşmelere yol açtı. Bu yorlardı. İttifak içi çekişmeler giderile
27 Mayıs hareketinden sonra yöne arada halk muhalefetide yeni nitelik meyince 1. Erim hükümeti istifa etti ve
timi ellerine alan Milli Birlik Komitesi ler kazanarak hızla yükselmeye baş yerine Nihat Erim başkanlığında 2.
(MBK), hemen ilk elden, işbirlikçi bur ladı. Etkinliğini giderek artıran sıcak Erim hükümeti kuruldu.
juvazinin etkinliğindeki ticaret ve sa mücadele ortamında ve verilen ideolo 12 Mart döneminde süreç ittifak
nayi odalarını kapattı, bunlarla ilgili jik mücadele sürecinde doğru devrimci içinde tekelci burjuvazinin güçlenmesi
yeni yasa ve yönetmelikler çıkarttı, mil çizgi giderek hayatiyet kazandı. Bu ve diğer egemenlerinin güçlenmesi
letvekillerini tutukladı, toprak ağalarını devrimci çizgi üzerinde oluşturulan şeklinde işledi. Emekçilerinde bir çok
sürgüne yolladı. MBK'nin bu karar ve partinin yaptığı eylemler ve verdiği ekonomik, demokratik ve politik hak
uygulamaları, gerici ittifak içinde tedir mücadeleler yükselen muhalefeti dev ları gaspedildi. Yer aldıkları örgütler
ginliğe yol açtı. Bu tedirginlik kısa bir rimci yola kanalize etmeye başladı. kapatıldı. "Balyoz harekâtları"nın ardı
süre sonra da bölünmelere yol açtı. Ülkemiz solundaki bu devrimci çıkış, arkası kesilmedi. Ama tüm bunlara rağ
Başını faşist Türkeş'in çektiği 14'ler bir yandan sürecedevrimci birkarakter men, halk güçlerini sindirmesine, Tür
grubu MBK'nden ayrı bir oluşum ola kazandırarak 65'de tek başına iktidara kiye Devrimci Hareketini taktik planda
rak ortaya çıktı. Bu faşist hareket bastı gelen AP hükümetini (ve dayandığı yenilgiye uğratmasına rağmen amaç
rılmakla birlikte, emperyalizme ve egemen sınıfları) tehdit ederken, yü larını gerçekleştiremedi. Tekelci burju
işbirlikçilere bazı tavizler verildi. Böy reklerine korku salarken, diğer yandan vaziyi daha da güçlendirmesine rağ
lece ABD emperyalizmi tekrar devreye da, sosyalist hareketin önündeki yılla men ittifak içi çatışmaları durdura
(bağışlarla, ikili anlaşmalarla, vb yol rın tortularını, sağ barikatı parçala madı.
Türkiye'nin önemli bir dönüm nok
larla) girmiştir. IMF gibi emperyalist maya başlamıştır. tasını oluşturan 12 Mart, TDH'ni yenil
kuruluşlarla anlaşmalar yapılmış, em Sakat doğumdan dolayı baştan beri giye uğratmasına rağmen, bunu uzun
peryalizm ülkemizi tekrar kontrolü hücrelerinde taşıdığı iltihapların, kapi süre devam eden bir niteliğe büründü
altına almıştır. İşbirlikçi burjuvazi, DP talizmin yapısal krizinin müzmin birhal rememişti. Bugünün tersine TDH,
j dönemindeki konumundan daha güç alması ve bunun giderek derinleşmesi onurlu direnişi ve kararlı mücadele
lü bir konuma yükselmiş, bunun gerici ile, bunun ittifak içindeki çatışmalar ve siyle kazandığı haklı prestij sayesinde,
ittifak içindeki yansıması ise, tekelci yükselen halk muhalefetinin, devrimci dağınıklığını kısa sürede sağladığı
burjuvazinin toprak ağaları ve tefeci mücadelenin etkisiyle yaşanan siyasi örgütlülüğüyle bertaraf etmeyi başar
bezirganlar karşısındaki ağırlığının da ve sosyal kriz tekelci burjuvazinin mış ve süreçteki yerini alarak bir güç
ha da artması şeklinde olmuştur. çıkarlarını iyice sarsmaya başlamıştı. haline gelebilmiştir.
35
16 MART
UNUTULMADI
Sibel DEMİRCİ
Bundan 9 yıl öncel 6 Mart 1978'de rist mücadelede gençliğin rolünü de Egemen yapının diğer önlemi de
faşist güçlerin öğrencilere karşı giriş ortaya koymak bir zorunluluktur. reformizm olmuştur. Ağır baskı koşul
tikleri bombalı ve silahlı saldırıda 7 larında kabaran demokratik hak ve
devrimcidemokrat öğrenci Katledildi, 70'li yıllarda Türkiye'nin içinde bulun taleplerin, demokrat potansiyelin akta
onlarcası yaralandı. O gün sabah öğre duğu durum: rıldığı kanal reformizm olacaktı. "Umut'
nimini tamamlayıp, topluca İ.Ü. Mer 'lar ve "beyaz güvercinler" 73 seçimi ile
kez binasından çıkmakta olan Hukuk bu rolü üstleniyordu. Seçim sonrası,
ve İktisat Fakültesi öğrencileri, Beyazıt 12 Mart darbesiyle, 61 Anayasası' vaadler ve umutlar unutulacak, siste
Meydanı'na açılan dış kapıyı geçip, nın getirdiği nisbi demokratik hakların min yaralarını saracak sargı bezleri
Eczacılık Fakültesi önündeki küçük bir çoğu budandı ve demokratik her bunların yerini alacaktı. CHP ağırlıklı
meydana geldiklerinde bomba ye kur türlü muhalefet yoğun baskıya maruz koalisyon 14 aylık "yürütme" görevinin
şun yağmuruna tutuldular. İnsana kaldı. O döneme kadar üst yapıda  sonunda Kıbrıs Fatihliğine rağmen
özellikle ordu ve bürokrasi çevresinde halk kitlelerinin gözünde prestijini
"insan" olduğu için saldıran faşist katil belli bir güç ve etkinliği bulunan ve kaybedecekti.
ler, çevredeki tüm güvenlik önlemle geleneğini de Kemalizmin antiemper Sonuçta eski demirbaş Demirel 4.
rine rağmer ellerini kollarını sallayarak yalist mücadeledeki politik tavrının kez devreye giriyor, ünlü l. MC hükü
uzaklaşıyorlardı. devamı olarak ele alan küçük burjuva meti APMHPMSP ortaklığı ile 77
radikal kesimleri de tasfiye edilerek, Haziran genel seçimlerine kadar dev
16 Mart bir başlangıçtı. Kitle katli tekelci burjuvazinin en kanlı diktator reye sokuluyordu.
amlarına başlangıç. Bu süreçten sonra yası gerçekleştirildi. Ancak egemen l. Milliyetçi Cephe hükümeti faşist
halka saldırı bir "yöntem" olacaktı. 70' güçler, bunlara rağmen kendi iç çeliş hareket için "körün istediği bir göz
kilerini çözememiş, ekonomik ve siyasi Allah verdi iki göz" hükümetiydi. 77
ler sonrası resmi destekli sivil faşist sorunlarına son verememiş, daha da Genel seçimlerini takiben kısa bir
hareket varolan toplumsal muhalefetin ötesi "tamamlayamadığı" süreciyle bir dönemlik azınlık hükümeti ardından
önüne çıkarılmış ve süreçte de muhale likte yeni sorunlarını da ileriki döneme yinelenen II. MC hükümeti de "sürecin
feti bastırmanın yolu olarak "kendin taşımıştır. Toplumsal muhalefetin to pekiştirilmesi" hükümeti oluyordu.
den olmayan herkese, halka yönelik parlanışının 34 yıllık kısa bir süreyi Bu süreçte devletin tüm olanakları l.
saldırıyı yöntem olarak seçmişti. buluşu da giderilemeyen bunalımın ve II. MC tarafından bu ırkçı kafatasçı
üzerine tuzbiber ekmişti. harekete sunulmuştur.
Bu nedenle 16 Mart'ın Türkiye 70 sonrası toplumsal muhalefetin
siyasi tarihi içinde ayırt edici bir önemi Artık reformizmin umut çeşmeside
mücadelesindeki "aktif" tutumu, sol akmaz, sivil faşist hareket de onların
vardır. Faşist hareketin insana ve halka içinde bir "nitelik" sıçraması olmuş ve
düşman karakteri katliamların nesnel gözyaşlarına bakmaz olmuştur. Faşist
mücadelenin bu "nitelik" değişimi saldırı herkese yönelmiş oluyordu.
temelinin bir yanıdır. 70'!i yıllarda da
süreçte geniş kesimlerde de tabanını Üniversiteler mahalleler, fabrikalar fa
girişilen katliam denemeleri sistemati
bulmuştur. şist saldırı ve işgal altındadır ve refor
ğini 75'ler sonrası bulmuştur. Katliam,
İşte bu "aktif" tutum, egemen yapıyı mizmin çözümü yoktur.
faşist hareket için çözümsüzlüğün
yeni önlemlere itmiş oluyordu. Çünkü Sivil faşist örgütlenme ve fonksi
çözümü oluyordu. Ülkemizdeki muha
muhalefetin mücadelesi içinde, "aktif" yonları Genelde yeni sömürge
lefetin önüne çıkartılan bu "şefin ve
tutum, hızlandırıcı ve daha geniş yığın ülkelerde sivil faşist örgütler, devletin
buna mukabil gelişen antifaşist müca
lara ulaşıcı bir fonksiyon görüyordu. resmi faşist güçlerine yardımcı olma ve
delenin doğru değerlendirilebilmesi ve
Önlemlerin başında sivil faşist hare toplumsal muhalefetin "gayrıresmi"
gerekli deneyimlerin çıkartılabilmesi
ketin örgütlendirilmesi geliyordu. yollardan, kan ve zorbalıkla sindirilme
nin yolu bu zaman dilimini özelde de
"Tampon" ve "set" görevi görecek olan sini sağlama yolunda oluşturulmuş
faşist katliamların temellerini detaylı
faşist hareket, muhalefetin korku ile yapılardır. Siyasi misyonları ise, her
irdelemekten geçecektir. sindirilmesi ve sistemin sarsılmasının zaman egemen sınıfların ve emperya
Bu arada toplumsal muhalefet önlenmesi için "yukarıdan aşağıya" lizmin çıkarlarının korunmasında, aktif
önüne çıkartılan resmi destekli "set"e kitle tabanı yaratılması görevini üstle olarak, el altında tutulması gereken bir
karşı yürütülen antifaşist, antimilita niyordu. güç görünümünde şekillenmektedir.
36
Bunların perde arkasındaki mimarı,
yönlendiricisi emperyalizmin jandar
ması ABD ve ClA'dır. Her ülkenin kendi
koşullarına uygun olarak biçimlenen
bu örgütlenmeler, kimi yerde yarı
resmi paralı milis güçleri şeklinde gütlenmeye koşut olarak aşağıda da
(Latin Amerika'daki Ulusal Muhafızlar taban yaratılmaya çalışılmaktadır.
vb.) iken kimi yerde de bir parti ve/veya ülkemize dair.
parti kolları halinde örgütlenirler. gericilik akımlarının ardında dahi ko
1945'ler öncesi emperyalist ülkeler münizmin olduğu DP tarafında n bası
Sivil faşist hareketin ülkemizdeki
deki faşist hareketin aşağıdan yukarıya na anıklanır. Milliyetçilik kisvesi altında
örgütlenme çabalan 193540'!ı yıllara
kitle tabanı yaratarak yönetime getiril "Komünizmle Mücadele Dernekleri"
akabinde Demokrat Parti'iktidarı döne
mesine karşılık yarısömürge, yeni vb. kurulur. Bu tür sözde millîyetçi der
mine kadar uzanır. II. Paylaşım savaşı
sömürge ülkelerde bu kitle tabanı sonrası ABD emperyalizmi tarafından neklerin hepsinin yönetiminde şu ya da
yaratma işi yukardan aşağı gerçekleşti körüklenen soğuk savaş politikası bu ölçüde Demokratik Parti yönetici
riliyordu. Bu gelişim, bugünde pek Türkiye'de ifadesini yoğun bir anti leri vardır. 50'lerdeki bu görünüm, 60'
farklı değil. Ancak, yeni sömürge ülke komünizm, koyu bir milliyetçilik biçi lara gelindiğinde giderek daha da
lerde "milliyetçilik" temelinde ırkçı ve minde bulur. Sol hareketin bu dönem netleşmiş ve Türkeş ile bir kısım sivil
antikomünist duygular, düşünceler deki güçsüzlüğüne ve cılızlığına karşı asker kadroların (Asker kökenliler 60
özellikle küçük burjuva kitleler üzerinde hayali olarak yaratılan "komünist" darbesine karışıp, sonrası darbeyi ger
empoze edilerek yukardan aşağıya ör hedeflere saldırılar tezgahlanır." Öyle ki çekleştirenler tarafından çoğunlukla
37
ordudan tasfiye edilenlerdir) deneti Bu dönemde solun üzerine yeni rıldı. Okullara karakol sokuldu, öğren
minde ve yönlendiriciliğinde iradi kı görevler düşüyordu. Bir küçük burju cilerin her türlü akademik demokratik
lınmıştır. valar ülkesi olan Türkiye'de sivil faşist hakları büyük ölçüde düzenlenen ya
61 Anayasası'nın getirdiği nisbi hareketin halk yığınlarının canına ve salarla gasp edildi, (bu noktada YÖK
demokratik ortamda ağırlıkla gençlik malına yönelik saldırıları geniş tepki olayı bir sürecin başlangıcı değil son
ve küçük burjuva aydın çevrelerde can uyandırıyor ve solun halka yönelik halkası olarak ele alınabilir ve alınmalı
lılık bulan devrimcidemokrat hareket ürettiği politikada can ve mal güvenli dır). Yüksek öğrenim gençliğinin kendi
lenme giderek boyutlanıp üniversite ğinin korunması olgusu önemli bir rol sorunlarının ülke sorunlarından ayrıla
lerden, fabrikalara, kasaba ve köyler oynuyordu. Halkın can ve mal güvenli mayacağı gerçeği ile hareket edip top
den emekçi sınıf örgütlerine dek birçok ğine ilişkin yığınlardan gelen bu talep lumsal muhalefet içinde yer alması,
somut yansıma bulunca emperyalizm sol tarafından da gözardı edilmemiş ve üzerine yönelen baskı ve önlemleri de
ve işbirlikçileri belli önlemlere yöneldi. antifaşist mücadelenin istemlerinden arttırıyordu. Bir taraftan yasal değişik
CKMP'nin T ü r k e ş ve yandaşlarınca bin olarak ele alınmıştır. Ülkemizdeki liklerle nisbi demokratik hakları, istem
ele geçirilip faş ist kadro partisine bu antifaşist mücadele örgütlü aktif leri gasp edilirken diğer yandan var
dönüştürülmesi, ülkenin çeşitli yerle savunu temelinde ve kitleden gelen olan aktivitesini köreltmenin yolu ola
rinde komanda kamplarının açılarak taleplerin gözardı edilmemesi saye rak yüksek öğrenim kurumlarına dol
gençliğin buralara çekilmeye çalışıl sinde gerçek ivmesini kazanmıştır. durulan faşist kadroların saldırıları
ması bu önlemlerin başında geliyordu. gündeme getiriliyordu. Öyle ki birçok
71'lere gelindiğinde DP dönemin okul, faşist işgal altına sokularak öğre
deki "resmi" destek artık "bir içiçeliği" tim yapılamayan ve sadece sınavdan
ifade ediyordu. Sivil faşist hareketin sınava gidilebilen yerler haline geldi. I.
varlığı sistemin varlığından ayrı ele alı ve II. MC yılları faşist işgallerin en yay
namaz bir duruma dönüşüyordu. Aşa gın uygulama alanı bulduğu yıllardır.
ğıda sivil faşist hareket aracılığıyla Bu süreç üniversiteleri de kategorilen
yaratılan taban örgütlenmesi yukarı dirmişti. Bu kategoriler güç biçiminde
daki "resmi" militarizmle bir bütünlük ele alınabilir. Birincisi öğrenimin de
arzediyordu.' vam etmesi sağlanabilen ve aktif bir
Toplumsal muhalefetin antifaşist savunuyla devrimci demokrat güçlerin
mücadelesinde bu "içeçeliği" gözardı etkinliğinin bulunduğu okullar, ikin
etmek o dönem için başlı başına bir cisi, karşılıklı güçlerin dengede bulun
siyasi körlük olarak e l e alınabilir. duğu ve yoğun bir mücadelenin
Bunun eleştirisi konumuz dışı, bu sürdüğü okullar ki bu okullarda sol
nedenle geçiyoruz. güçler kitle desteğine sahipken faşist
Sivil faşist hareketin  toplumsal kadro hareketin resmi destekle barına
mücadelenin hedeflerini saptırma ve bildiği okullardır, üçüncüsü bir avuç
başka yöne kanalize edebilmesinin en faşistin yoğun sol potansiyele rağmen
büyük aracı bağnaz, bir t e m e l d e işlenen (ama örgütsüz ve programsız) işgali
milliyetçilik, Türkçülük demogojisiydi. altında tuttuğu okullardır.
Diğer yandan sağın sistem in bunalı Yüksek öğrenim gençliğinin 80'li
mına çözüm bulma çabasındaki başa yıllara kadar kendi alanında yürüttüğü
rısızlıklar bu kesimin hitap ettiği taba mücadelenin ana halkasını antifaşist
nın daha da kemikleşmesini ve sağda mücadele oluşturuyordu. Burada özel
radikal öneriler getiren akımlara ya da likle durup bir parantez açmak gerekir.
partilere yönelmesine yol açıyordu. Hüznün kollarına düştüğünü görmedik Biliriz ki iktidar mücadelesi politik
Sağın bu kesimindeki çözümsüzlükten Öfkeyse hiç terketmedi seni bir mücadeledir ve bir kurmayı vardır o
yararlanan faşist hareket tabanını ge Nereye yağacağını bilirdin da partidir. Ekonomik/akademik/de
liştirme olanağını yaratıyordu. örneğin Ve sen bizimleyken mokratik mücadele politik mücadeleye
MHP' nin 77 seçimlerinde yüzde 6.4 Tebessüm hiç eksilmedi gözlerinden
göre tali ve ona tabidir, o alana ilişkin
oranıyla 17 milletvekilliği sağlam ası bir demokratik kurum larörgütlenmeler
göstergedir. Tabiki soldaki örgütsüz aracılığıyla yürütülür. Bu örgütlenme
lük ve faşist hareketi teşhirdeki yeter lerkurumlar, kitleleri, etraflarında ala
sizlik genişlemenin bir diğer etkenidir. na özgü sorunlar ve taleplerden yola
Sivil faşist hareketin genişlemesine çıkarak toparlarlar. Şimdi bu noktada
Niçin üniversiteli gençliğe saldırı?
engel yegane güç olan toplumsal yüksek öğrenim gençliğine ve mücade
muhalefetin örgütlü, iradi mücadelesi lesine dönecek olursak 80 öncesi
hayata geçtiği ölçüde gündeme faşist 60'lardan bu yana toplumsal muha dönem pekçok kimse için eleştiri
hareketin tabanının daralması ve kitle lefette aydınların ve üniversiteli gençli konusu olmaktadır. Eleştiri için yola
katliamları geliyordu. ğin ülkemizde oynadığı rol h i ç t e çıkış o dönemde öğrenci gençliğin
78'ler ve sonrası süreç böylesi bir azımsanmayacak bir öneme sahiptir. kendi akademik sorunlarından öte
donem sol potansiyelin giderek örgüt İlerici devrimci hareketler için aktivite siyasi sorunlarla ilgilenmesi ve giderek
lu mücadelede canlılık kazanması, yanlısı, sosyal ve siyasal gelişmelere tabandan kopmasıydı. Tabiki kazın
yoğun siyasi teşhir faşist hareketin duyarlı gençlik 20 yıllık süreç boyunca ayağı öyle değil. Öğrenci gençlik için
hızla kitlelerden soyutlanmasına, ırkçı, yoğun bir potansiyel oluşturdu. Top dönemin temel sorunu, devam eden
kafatasçı yüzünün açığa çıkmasına yol lumsal mücadelede belirleyici olmasa öğrenim içerisinde bir takım talepleri
açmıştır. Artık sivil faşist hareketin, sis da ki olması mümkün değil etkileyici gündeme getirmek değil, öğrenime
temin korunması açısından yaratılması olan gençliğin durumu egemen güçler devam edebilmektir. Faşist işgal altın
gereken kitle bağlarının yolu demogo içinde bir sorundu. (*) 61 Anayasası'yla daki okullarda bunun hiç koşulu olma
jiden ö t e zordan ve katliamdan geçi nisbide olsa sağlanan üniversite özerk dığı gibi işgal altında bulunmayan
yordu. liği ilk fırsatta, 12 Mart'ta ortadan kaldı okullarda da sivil ve resmi saldırılar
38
dolayısıyla ne öğreniminin devamının başka bir set gerekiyordu, egemenler bir "bütün" olduğu yadsınıyor ve iki
teminatı ne de can güvenliği vardı. için. parçalı bütünün bir parçasından diğe
Temel talep olan öğrenimi yapmanın Bu dönemde faşist partinin ve rini atması yani varolma koşulunu bir
yolu faşist saldırıların püskürtülmesin gençlik kollarının, yan kuruluşlarının anlamda ortadan kaldırması isteni
den geçiyordu. Yani yüksek öğrenim tüm gücüyle ortaya çıkartıldıklarını yordu. Mümkün değildi, olmadı, iki
gençliğinin mücadelesinin anti faşist görüyoruz. "Korunan" ve "beslenen" parça daha da kenetlendi. Bu anlayışla
karaktere bürünmesi gençliğin sınıfın faşist hareket, azgelişmiş bir ülke halkı "amaçlanan" yasal mücadele yerine
önünde rol oynaması isteğinden kay nın ekonomik ve kültürel ezginliğinin oturmuyor, kitlelere yanlış hedef gös
naklanmadığı ve öyle de olmadığı gibi yarattığı öfkeyi de milliyetçilik kisvesi teriyordu.
kendi temel akademik demokratik tale altında toparlamaya çalışmış ve solun Diğer yandan sorunun sınıfsal
binin nesnel gerçeğinden kaynaklan cılız muhalefetine rağmen belli ölçüde yanını gözardı etmeyen ve "bütünü"
maktaydı. de bunu başarmıştır. gözden kaçırmayan sol güçler anti
Bu gerçek gözardı edilerek ve tarih Süreç ve dönemin konjonktürel faşist savaşımın aktif savunu temelinde
atlanarak yapılacak eleştirilenin kıy yapısı sivil faşist hareketi baş rolde ve kitlelerin talepleri gözardı edilmeksi
meti harbiyesi olamaz. Doğal olarak da tutuyordu. Bu durum egemen yapının zin yürütülmesi gerektiğini kavrıyorlar
çıkarılan deneyimin, dersin sınırları yönetimi içindeki bir çelişkinin ürün ya ve bunu sosyal pratiğe aksettiriyor
icazeti aşamaz. da göstergesi değil tam tersine bir lardı. Bu anlayış temelinde hareket
Yüksek öğrenim gençliğinin anti "bütünlüğün" ifadesi idi. Burada sivil eden tüm sol güçler sayesinde pekçok
faşist mücadelede duyarlılığı ve örgüt faşist hareketi bütününden" ayırarak katliam denemesi boşa çıkarılıyordu.
lülüğü ölçütünde yerini alması, kitle yapılacak her değerlendirme ve sonuç 80'li yıllara girildiğinde üniversite
katliamlarında da öncelikle boy hedefi ta çözümlemeye yönelik her çözüm lerde, fabrikalarda faşist işgaller kırıl
haline gelmesine yol açıyordu. Halka yanlış olacaktır, yenisömürge yöne mış, faşist hareketin tüm yüzü açığa
yönelik katliamların ilk provası yüksek tim biçimini anlamamak demektir. çıkartılmıştı.
öğrenim gençliği üzerinde denenmiş 78'lere gelindiğinde antifaşist mü Süreç artık egemenler aleyhine işli
tir. cadelenin tüm ülkeye yayılması, kendi yordu, buna "dur" denilecek güçlere
16 Mart katliamının ardından Yıldız lindenciliğin ağır basmasına rağmen başvurmalı, "bütün"ün diğer parçası
Üniversitesi önünde, Beşiktaş'ta aynı faşist hareketin her alanda teşhiri, sol tam anlamıyla devreye sokulmalıydı,
şekilde katliam teşebbüsleri birbirini potansiyeli genişletirken ırkçıkafatas sokuldu.
takip etmişti. çı görüşleri de kitlelerden yalıtıyordu. 77 1 Mayıs katliamı ile başlayan
Bu yalıtmanın sonucu ortaya çıkan katliamlar dizisi 80'lere dek sürdü. Bu
Kitle katliamlarına yöneliş: taban daralması ve resmi gücün süreç boyunca antifaşist mücadele
75 sonrası yıllarda faşist hareketin "destek" niteliğinde kalması faşist sol güçleri omuzunda yükseldi. Faşist
kitle katliamlarına yönelmesi ve her hareketi tam bir çıkmaza sokar. hareketin katliamlara yönelişi sol güç
katliamın sorumlusunun bulunama Diğer yandan egemen güçlerin, ler arasında da savunma temelindeki
ması bir tesadüf değildir. demokratyurtseverdevrimci güçlere mücadelenin yöntembiçim farklılık
12 Mart sonrası dönemde susturu ve onların kitle desteğine yönelik saldı ları tartışmasını ve bunun sonucu sava
lan toplumsal muhalefetin "umulan rıların "failsiz" kalacağı mesajı bizzat şımın değişik biçimler altında sürdü
dan" erken toparlanışına karşılık, sis pratikte veriliyor ve gerçekleştiriliyor rülmesini getirdi.
tem yaralarını onarmış, zaaflarını gide du. '77 1 Mayısı ile artık egemen güçler Sol için temel sorun antifaşist
rebilmiş değildi. 7073 yılları arası için de bir çıkmaz söz konusuydu. mücadelenin toplumsal mücadele için
toplumsal muhalefetin sindirilmesi gö TİSK, MESS gibi burjuva kuruluşlar deki önem derecesi ve bu mücadele ile
re üstlenen militarize güçler, yeni işçi sınıfının hak arama savaşımını ilintisi idi.
sömürge ülke yönetim biçimi gereği karalamak, yoğunlaşan grevleri kırmak
"iş" bitince "görünürden" çekilmiş ve için faşist hareketten yararlanıyorlar Sonuçlarsak:
yıpranışı asgariye indirgenmeye çalı ama bu da yetmiyordu. Tüm işveren Bugün 16 Mart katliamının üzerin
şılmıştır. Ancak. 12 Mart darbesi gün kuruluşları, faşist parti ve örgütler den yıllar geçti. İnsanlık düşmanı sivil
deme geldiğinde yeterli deneyim ve ülkede yaratılacak bir "kaos" ortamı ve faşist terör o döneme ilişkin rolünü
bilgi aktarımının "dışarıdan" sağlana de ardından "müdahale"yi bekliyorlar, büyük ölçüde yerine getirmeye çalıştı.
maması, egemen yapı içindeki çelişki onun çığırtkanlığını yapıyorlardı. Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda 1
ler, yürütmede meclisin açık kalma İşte kitle katliamları, faşist hareke Mayıs 77, 16 Mart 78, 24 Aralık 79 tarih
sının yarattığı bunalım hızlı bir yıpran tin ve besleyenleri olan tekelci burjuva leri, Taksim alanı, İ. Üniversitesi önü,
ma sürecini beraberinde getirmiştir. zinin bu çıkmazı döneminde gündeme Maraş, Sivas, Çorum adları antifaşist
Kitlelerdeki resmi militarist güçlere geliyordu. mücadelenin acı simgeleri olarak göz
karşı duyulan antipati 73 sonrası lerimizin önüne geliyor.
süreçte de kendini hissettiriyordu. "Geçti bunlar" denilemez. Siyasi
Sol güçlerin antifaşist mücadelesi:
Çünkü 12 Mart darbesi sonrasında olu tarihimize maloldular. Sürecin, uzun
şan hükümetler ve süreç boyunca tüm Antifaşist mücadelenin sistemin luğu ve "geçti" denilenlere "gebe" ola
devlet kurumları doğal olarak "taraf" dönüşümü sorunundan ve/veya süre bileceği, ırkçıkafatasçı düşünceler,
olmuşlar, bu da demokratik özlemlerle cinden ayrı ele alınamayacağı, bunun yapılar olduğu müddetçe geçerlidir.
dolu yığınların gözünden kaçmamıştır. sınıfsal mücadelenin bir parçası oldu Yakın geçmiş tarih bu anlamda dene
Baskı aygıtının toplumsal muhale ğu gerçeği belli bir kesim tarafından yimdir, birikimdir.
fetle karşı karşıya gelmesinin önlen gözardı ediliyordu. Doğal olarak sınıf Sorun, katledilenlerin anılarını bel
mesi ve kendi dışındaki tarafların sal mücadelenin dışında tutulan anti leğe kaydetmek değil, canlı tutmaktır.
çatışmasına tek taraflı da olsa "yukarı faşist mücadelede bu kesim tarafından "İnsan"ın yapması gereken budur.
da" müdahale etmesi en uygun, en az "geçici" bir kavga olarak algılanıyor,
yıpratıcı bir yoldu. sorun "gençlerlebozkurtlar" arası bir (*) Muhalefetin bastırılması için
Darbelerimiz 10'ar yılda bir oldu çatışmaya indirgeniyordu. yoğun saldırı dönemlerinde "önlemler"
ğuna ve 71'den sonra 76'lara gelindi "Siyasi gericiliğin" yenisömürge yüksek öğrenim gençliğine de uzanı
ğinde 45 yıllık bir süre geçtiğine göre, lerdeki biçimi olan 'faşizm olgusunun yordu.
39
YENİ ASKERÎ CEZA VE
TUTUKEVİ
YÖNETMELİĞİNİN
ANLAMI AMAÇLARI

Haydar DEMİR
Ülkemizde toplum dinamiği üst rahatlıkla "yasallaştırılmıştır" ki artık bu yasaları ortadan kaldırma iddiasıyla
yapı tarafından hızla geriye doğru çev yasallık burjuva kesim ve partilerince malum koşullarda sorgulanacak taki
rilip bir zor cenderesinden geçirilirken de tartışma konusu yapılmaya başlan bata alınacak, yargılanacaktır. Daha da
kuşkusuz kuralları önceden belirlen mıştır. Sorunun asıl can alıcı halkası önemlisi bu yargılamaların aldığı ola
miş bir iç hesaplaşmada üst yapı mevcut yürürlükteki anayasanın fiili ğanüstü boyutlardır. Ancak daha ö
kurumları içinde gerçekleştirildi!.. Zo olarak yok edilmesidir. Artık yasa yet nemlisi cezaevlerine doldurulan insan
run sürekli kılınması ve kurumlaştırıl kesi yeni Anayasa hazırlanıp kabul edi ların durumudur ki biz konumuzu bu
ması için gereken zemin, değişen güç linceye kadar bir elitin yetkesindedir. konu etrafında yoğunlaştıracağız.
dengeleriyle beraber rahatlıkla oluştu Bizim gibi toplumlarda yazılı yasa
ruldu.. Sınır tanımaz yetki ve buyruk "bizim gibi toplumlarda lara ve resmi ağızlara göre yasalar her
larla neredeyse her sözün yasaya yazılı yasalara ve resmi şeyin üzerindedir. Bu tartışılmaz gibi
dönüştüğü ve geçmişte hantal gözü gözüken olgu ve ne yazık ki tersinden
ken mekanizmanın bu süre içinde bir
ağızlara göre yasalar
işleyen mekanizmayı gizleyemiyor.
çok yönüyle bu yetkenin koşulsuz herşeyin üzerindedir. Bu Çünkü yasalar her zaman belli bir
kayıtsız buyruğuna girmesiyle yasa tartışılmaz gibi gözüken gücün belli bir elitin çıkarına ve onların
koyucunun tüm istekleri de belli bir olgu ne yazık ki tarafındadır. Ülkemizde yaşanan sü
toplumsal katmanın çıkarlarından ya tersinden işleyen reçte bu yöndedir. Gerektiğinde bu elit
na hızla bir değişim ve uygulamaya kendi çıkarlarına uzandığı zaman ken
konuk . Sorun bir yerde belki de
mekanizmayı
di koyduğu bu yasalarıda tanımazlık
bütün bir toplum dinamiğinin kendi gizleyemiyor. Çünkü tan gelmekte, çiğnemekte ve gerekti
içsel gelişimi içindeki bir sürecin don yasalar her zaman belli ğinde ortadan kaldırabilmektedir. Bu
durulması ve durdurulması amacına bir gücün belli bir elitin onların tartışılmaz hakkıdır! Hukuk ve
yönelik bir çabanın kavranılması anla çıkarına ve onların eşitlik kavramlarıda bu anlamda içi boş
mında konulabilir. Bu amacın tüm top konulardır denilebilir. İşte ülkemizde
lum katmanlarına indirgenen bir depo Hukuk acılı bir gülmecenin yıkımını kendi deyişleriyle otoritenin ve kanu
litizasyon ateşten çemberi içinde hayli u
yaşamıştır. Ortada bir ilga" suçu var nun zaafa uğradığı mekanizmanın işle
büyük mesafeler alarak başarıldığı da dır. Ancak sonsuz yetkeyi ve gücü elle mez hale geldiği demokratik hak ve
rahatlıkla söylenebilir. Doğal ki toplum rinde tutanlar için böyle bir iddia bile özgürlüklerin rahatsız edici düzeye
muhalefetinin susturulup demokratik söz konusu edilemez. Diğer yandan geldiği zamanlarda sistem kendi içinde
her girişimin suç sayılması olgusu binlerce insan ve kurum Anayasayı ve seçeneklerini uygulamaya koyarken
40
bunu gerektiren boşluklar tepeden kılıfından yoksun olan ama bütün iç her türden fiziki baskılar, maddi uygu
aşağı hiç bir tartışma söz konusu olma bulandırıcılığı ve şiddetiyle yasal bir lamalar, yaratılan insanlık dışı koşullar
dan doldurulur. Hangi nedenle olursa dayanağı kaydı olmayan ve süren mutlak ciltlerce kitaba sığmayacak
olsun bunlar bir yerde "kitabına uydu uygulamalar... Daha doğrusu önce kadar uzun bir tarihi ve anlatımı gerek
rulmuş" konulardır ve bu anlamda pratikte yeterince uygulanıp denenen tiriyor, Peyder pey ortaya çıkarılan ger
kendi hukuk düzeni ve anlayışı içinde keyfi uygulama ve çağ dışı yöntemler çeklerin kısmi olduğu düşünülürse
bir resmilikte kazanmıştır. Bu noktada ve sonra zamanla bu uygulamaların karşı karşıya olduğumuz dehşet boyu
aykırı sözler bu yasallık perdesiyle yasal bir çerçeve içinde mütalaa edile tunun acımasız bir çarkın dişlileri ara
yanıtlanır ve "kanun ve nizamların" var bilmesi için yapılan, kişi ve toplum sında eritilmeye yok edilmeye çalışılan
lığı anımsatılır! Açık, ki bu "kanun ve hukukunu haklarını yok sayan yasalar binlerin, yaşadıkları insana yaşatılan
nizamlar" bir ihtiyaçtan doğmuştur. şeklinde beliren uygulamalardır vurgu acı boyutunun sınır tanımazlığını,
Kimsenin bir itirazı olamaz! Yürütme lamak istediğimiz. Herhalde geniş onurlu baş eğmemenin, benliğini, kişi
baskı ve işkence yelpazesinin sistema liğini teslim etmemenin, gerekirse
tik yürütücüleri nasıl olsa ileride yasa ölmenin tarihini de anlatıyor.. İnsanım
tarafınadır." çıkacak ve bu uygulamalar yasallaşa diyenin sessiz kalamayacağı gecelere
"bir yanda yasallık cak diye sürecin bütün sorumluluğunu gündüzlere zamana sığmayan çığlıklar
kazandırılan uygulamalar üstlenenlerle beraber inanılmaz bir ne yazık ki sistemli olarak yaşatıldı.
bir yandan da henüz bu hukuk ve insanlık suçunu bir arada Hem de deneklerini gözden çıkarmış
yasallık kılıfından yoksun işlemekten işletmekten hiç çekinmedi bir laborant tavrıyla...
ler. Toplum ve iletişim aygıtları üze Bugün daha sağlıklı düşünülürse
olan ama bütün iç rinde uygulanan denetim ve kısıtlama ortalıkta susturulmak istenensusturu
bulandırıcılığı ve lar nedeniyle bu gelişim gözlerden lamayan bir şeyin olduğu rahatlıkla
şiddetiyle yasal bir uzak rahatlıkla uygulandı, istenilen görülecektir. Doğrudan, güzelden in
dayanağı kaydı olmayan biçimler bir tereddüt olmadan kazandı sanca onurlu bir yaşamdan yana hay
ve süren uygulamalar." rıldı. Ancak her defasında bu uygula kırışların işkenceyle uzunerimli, sis
malarla karşı karşıya olanlar bu keyfili temli, psikolojik baskılarla boğulmaya
ğin ve yasa tanımazlığın bütün acılarını çalışılması artık gizlenemeyecek bir
görevini yürüten şahıs ve kurumlarda dehşetini yaşadılar, yaşıyorlar.. Bir duruma gelmişse hiç olmazsa bundan
bunlara dayanarak resmileşen yasallık yerde bu kesimler ortaya çıkacak yasa sonra bu uygulamalar karşısında gös
kılıfı kazanan uygulamaları savunabilir lar için birer dernek görevini gördüler, terilecek olan insanca tavrın gerekliliği
harfiyen... bazı işgüzarlık yaparak faz önce uygulama deneme çok sonra yadsınabilir mi?
lasınıda yerine getirebilir!.. Çünkü son ihtiyaçtan yasa sarmalı hep yaşandı,
tahlilde savunulan devletin ve milletin
varlığıdır!.. ve yasaların yetiştirileme
yaşanıyor.. Açık ki geniş bir laboratu "ülkemiz cezaevlerinde
vara çevrilen ülke toprakları ve insanlar yaşananlar, keyfi
diği yetmediği konularda kişi ve ku kendi iç dinamiklarinin bulunduğu
rumların tasarrufları mazur görülebilir! seviyeden dolayı yeterince seslerini
uygulamalar, işkenceler,
Hukuka uydurulabilir! Zaten toplum çıkaramadılar, ancak susmadılar.. insan onuruna, yönelen
katmanlarının kişi ve kurumların bu Güçleri oranında artık bir insanlık ve en aşağılık saldırılar her
yasalar karşısındaki durumu göreceli
bir nitelik taşımaktadır. Söz konusu olan
onur meselesi olan bu keyfiliğe ve türden fiziki baskılar,
insan hak ve hukuk haklarına yöne maddi uygulamalar,
yasaların kimler karşısında uygulan len bu açık saldırıya karşı direndiler
masının söz konusu olduğudur. Tera mücadele ettiler.
yaratılan insanlık dışı
zinin ibresi hangi güç odağından ağır Bugün hassas güç dengelerinin el koşullar mutlak ciltlerce
basıyorsa haklı olan, hukuka uyan verdiği oranda başlayan tartışmalar ve kitaba sığmayacak kadar
odur denilebilir rahatlıkla! İşkence geçmişin irdelenmesi konusunda bile uzun bir tarihi ve
paradoksu bu anlattıklarımızın aynası hâlâ çok gerilerde bulunulduğu düşü
dır adeta. Ama bundan önce ortaya anlatımı gerektiriyor."
nülürse bu tartışmalar üzerinde oluştu
çıkan altı çizilmesi gereken bir olgu rulan baskı, tehdit ve gözdağı bir yana
vardır ki az sonra irdeleyeceğimiz geçmişte yaşatılan kaosun ve korkunç Her ne kadar resmi ağızlar kendile
konunun ana unsurlarından olacaktır. hak ve özgürlük gasplarının vardırıldığı rince yaratılan insanı acımasızca öğü
Pratikte yürürlükteki Anayasa fesih düzey aralanabilen perdenin bu top ten, insan değerlerini yok etmeye
edilip yasama ve yürütme görevi bir lumsal altüst oluşun sonuçları tüm çalışan sinsi çarkın dişlileri arasında
elitin eline verilince bildirilerle ve daha kısıtlamalara rağmen aaçık ki çok uzun bile insanlıklarından vazgeçmeyen di
sonrada Danışma Meclisi'ne yıldırım yıllar tartışılacak ve mutlak bütün yön renen insanların her karşı duruşunu
hızıyla onaylatılan tasarılarla ortaya leriyle yaşanan yaşatılan bu karanlık çarpıtmayıda maharetlerinin yasa tanı
çıkarılan yazılar yasa yerine geçti. Ama tarihin ve toplumun yanılmaz projek mazlıklarının bir biçimi olarak göster
pratikte çok yönlü bir sarmalı içeren törleriyle aydınlatılacaktır. Kaçınılmaz mek istiyorlarsa da çırpınışlarının bey
yasa ihtiyaçları tümüyle karşılanamadı. olanı bugünden saptamak bu sürecin hude olduğu ve sorgu odalarında,
Ya da önceden hesaplanamadı... Pra oluşumunun bütün görevlerini de cezaevlerinde yükselen çığlıkların artık
tikteki uygulamalarına yasallık perdesi yerine getirmekte orantılı bir gelişimi seslerini iyice bastırdığını görecekler
çekmek için ortaya çıkan ihtiyaçlarına izleyeceğinden bugünün görevi insan dir. Belki yine hitap edecekleri dema
göre yaşadıkça sorunlar çıktıkça yeni duyarlılığının ve sorumluluğunun, kar gojisiyle propagandalarının etkisinde
yasalar çıkarıldı, ek maddeler ilave şı koyusunun önemini daha da acil ola bırakacakları kesimler yine olacaktır.
edildi. Buna rağmen yasalar elastik rak önlerimize koymuyor mu? Ama teslim alınamayan çığlıkların rüz
olmasına ve kişi tasarrufunda olmasına garında da sesleri bütün gerçek dışı
rağmen boşluklar tümüyle giderilmedi.  Cezaevlerinde neler oldu? Neler beyanlarıyla savrulup gidecektir..
İhtiyaçlar tümüyle çözülemedi. Ortaya Yapılmak isteniyor? Çünkü gerçek olanın, yaşanılanın hiç
dehşet verici bir manzara çıktı sonuçta. Ülkemiz cezaevlerinde yaşananlar, bir şekilde silinmesi mümkün değildir.
Bir yanda yasallık kazandırılan uygula keyfi uygulamalar, işkenceler, insan İnsanlık tarihi bu hükmün sayısız
malar bir yandan da henüz bu yasallık onuruna yönelen en aşağılık saldırılar örnekleriyle doludur. O kadar uzaklara
41
gitmeye de gerek yok. Günümüz dün yordu. Öyle ya asılması gerekenler, bir çerçevede hayata geçirilmiş baskı
yasında kapalı kapılar ardında yapılan yaşamaya hakkı olmayanlar cezaevle nın 'anayasasıda', kendi özelliği içinde
lar kapalı gizli sorgu odalarında ceza rinde, gözaltı merkezlerinde her türlü sürekli bir işlerlik kazanmıştır. Doğal
evlerinde yapılanlar bütün çıplaklığıyla aşağılık uygulamaya müstehaktılar. olarak bu anlayış yukarıdan aşağı
bir bir ortaya çıkarılıyorçıkıyorHiç bir Herşey yapılabilirdi. Bu buyruktan bu yönetimden başlayarak en sıradan
güç bu konuda mutlak olamadı olama söylevden başka nasıl bir sonuç çıkarı görevliye değin empoze edilmiş, gö
yacak. Çünkü tarihin her döneminde labilirdi ki?.. revliler, özel olarak seçilmiş, tutuklular
insana saygının esas olması ilkesinin Yaşayanlar ve yaşadıklarını anlata bir kırımla karşı karşıya bırakılmıştır.
çiğnenmesi kadar bu ilkenin yücelme bilenler için bu süreç sorgu merkezle öyle sanıyoruz ki hesaplanmayan
sinin düzeyi daha muazzam olmuştur. rinde tutukevlerinde yetkililerce de her tek şey kalmıştı. O da giderek kitlesel
Kendi insanına saygı duymayan onlara fırsatta dile getirilmiş ve "sizleri tümden boyutlara varan bir direnişin, karşı
en aşağılık uygulamaları reva görenler yok edebiliriz, yok ederiz kimse bizden koyusun serpilmesi yayılmasıydı. Bu
bir bir aydınlatılanaydınlatılacak olan hesap soramaz.." şeklinde de ifade noktada ilk anda teslim alma hayalleri
gerçekler karşısında hangi manevra edilmiştir. Sadece bir örnek olması açı tepince uzun vadeli politikalar fiziki
lara başvuracaklar meçhul değil ama sından insanca yaşama haklarını elde işkence ve baskılararla beraber yoğun
zulmün kalesinin daim olduğu görül etmek için açlık grevlerine başlayan bir psikolojik baskı sarmalımda içere
müş müdür?.. tutuklular tüm giysileri saatleri ellerin rek genişletildi. Pratikte karşı koyuşlar
den alınarak kaldırılmasını istedikleri ve direnişlere uygun yeni politikalar
işkencelerden daha ağırına uğratılarak üretildi.. Dünya ve ülkemiz deneyle
"... daha önemlisi suyun bile olmadığı tecrit odalarına riyle birleştirilen bu politikalar göz
sistematik bir şekilde kilitlenerek 'fare gibi" ölüme terkedil altındaki tutukevlerindeki insanlar için
yürütülen bu politikaların mişlerdi. Bununla da kalınmamış aç büyük eziyerlerin kaynağı oldu. Sade
bitkin insanlar gündüz gece demeden ce tutuklularla sınırlı kalmadı.. Onların
ülke çapında merkezilik öldüresiye dövülmüşlerdir. Bu sadece yakınlarına değin uzandı... Yok edile
kazanması ve bu konuda bir resimdir. İnanıyoruz ki belgelene meyen, kesintiye uğratılamayan bir
uzmanlaşmaya cek binlerce böyle resim vardır. Zaten sürecin varlığının korkusu kesin bir
gidilmesiydi." amacımız olayları tek tek anlatmak etkisizleştirme politikasını bütün şid
değil, konumuzun kapsamı buna yet detiyle gündeme getirdi. Artık hem bu
meyecek. Bu bir örnekte yetkililerin politikaları uygulayanlar hem de yaşa
12 Eylül'le beraber başlayan yoğun savunma zırhı olan binlerce "münferit yanlar açısından billurlaşan bir nokta
tutuklama ve gözaltına alma sürecinin vaka..."dan sadece biridir. vardı gelecek herşeyiyle bu sürecin
bu alanda kitleselliğine ulaşılan bir üzerinde yükselecekti. Bir yanda ikti
düzeyde on binleri kapsaması gerçeği darda olmanın tüm olanaklarıyla saldı
bu konunun ülkemiz siyasi tarihinde "ortaya şu sonuç çıkıyor ran elit, bir yandan direnmekten başka
önemli ve belirgin bir köşe taşıolduğu resmi ağızlar işkence ve bir silahı olmayan tutuklanmış insan
gerçeği rahatlıkla ortaya çıkar. Bir baskıyı hiçbir zaman lar...
anlamda yoğun tutuklama gözaltına Bu koşullarda tabi ki ilk etki, ilk
alma, işkenceli sorgu ve cezaevlerin doğrulamamışlardır. Her vuruş çok önemliydi. Kesin ve şoktan
deki korkunç terör kampanyası yaşa yalanlama, insanlık dışı öte olarak bir katliam havasının tüm
nan sürecin aynasıdır. Demokrasi baskılara yeşil ışık sinyali maddi ve psikolojik koşullarıyla yaratıl
manevraları bu aynada kırılmış inandı olma özelliğini de ması için ne gerekiyorsa yapıldı. İstan
rıcılığını yitirmiştir. böylece kazanmış ve bul Davutpaşa'da olduğu gibi tutuklu
İşkenceli sorgu ve cezaevlerine dol lara mezarları kazdırıldı. Toplu ve tek
durulan onbinlerin yaşadıkları hem uygulayıcılar her tek infaz provaları yapıldı. Amaç tek ve
süreci başlatanların hem de yaşayanla yaptıkları için cesaret ve açıktı çökertme ve insanları korku
rın ülkemiz siyasi tarihinde ilk defa güç bulmuşlardır." panik, yenilgi duygularıyla teslim al
böyle kapsamlı bir deneyi yaşadıkları ma!. 2
süreçtir. Çünkü hiçbir zaman bu kadar Bu hedefler için cezaevi duvarlarını,
yoğun ve kanlı süreç yaşanmamıştı. İlk Ortaya şu sonuç çıkıyor resmi ağız pencerelerini kurşunlamadan tutalım
defa böylesine kapsamlı yaşanıyordu. lar işkence ve baskıyı hiç bir zaman sayımlara saldırgan kurt köpekleriyle
Süreci başlatanlar giderek sistematik doğrulamamışlardır. Her yalanlama girmeye değin çok yönlü saldırılar gün
leşen baskı ve teslim alma politikalarını işkence ve insanlık dışı baskılara yeşil deme getirildi. Ani ve sürekli tatbikat
oturturken, her türlü yasal tanımazlıkta ışık sinyali olma özelliğinide böylece larla cezaevi koridorlarına, koğuşlara
rahatlıkla uygulanıyordu. Tabii giriş kazanmış ve uygulayıcılar her yaptık askeri marşlar ve sloganlar eşliğinde
tede değindiğimiz gibi zamanla başlatı ları için cesaret ve güç bulmuşlardır. coplarla, kalaslarla dalınıyor tam bir
lan uygulamalara bir yasada yetiştirili Zaten hiçbir "münferit vaka" uygulayı terör ve panik havası yaratmaya çalışı
yordu. cısı kendi başına bu tür uygulamalara lıyordu. Bunlar çökertme hareketinin
Ama daha önemlisi sistematik bir girmeye cesaret edemez. Evet mutlaka ön unsurlarını teşkil ediyordu. Ki bu
şekilde yürütülen bu politikaların ülke kendisini destekleyen, kollayan bir güç operasyonun kapsamının çok daha
çapında merkezilik kazanması ve bu odağının arkasında bulunması gerekir. etraflı olduğu zamanla görülecekti.
konuda uzmanlaşmaya gidilmesiydi. Cezaevine doldurulan insanların Diyarbakır'da mahkemelere gide
Bunun anlamı topyekün bir saldırıydı, her şeyden önce insan olarak kabul cekler bir gün önceden koğuşlarından
önce ülkeyi kargaşaya sürükledikleri edilmesi gerektiği gerçeği bir yana alınıp "çok özel koşullarda muhafaza
varsayılan kitleye yaptıkları burnundan bırakılarak sürekli olarak imha edil ediliyor.." ve zorla itirafa! zorlanıyorlar,
getirilecekti ki bu anlayış o günlerde mesi, etkisiz hale getirilmesi gereken mahkemede, cezaevi koşullan konu
en yetkili ağızlardan "bunları asmayıp zararlı unsur olarak görülmesi ideolo sunda tek söz edemeyecekleri gibi sor
içeride besleyecek miyiz" şeklinde jisi bütün uygulamalarında temelini gulama sırasında zorla alınan ifadeleri
ifade ediliyordu. Açık ki asılabilenler teşkil etmektedir. Sürecin ideolojiside aynen vermeleri isteniyordu. Cezaevi
asılırken bir uygulamaya çağdışı bir pratiği de bu anlayış çerçevesinde mer konusunda tek söz söyleyen ifade
anlayışa da özlü bir nitelik kazandırılı kezilik ve sistematiklik kazanarak geniş değiştiren akşam cezaevinde yine "çok
42
özel" karşılanıyor her kelimesi burnun gulamalar. Demokrasi manevraları, deli kırık ve kan revan içinde, nice
dan getiriliyordu.... göz boyamaları altındaki çıplak görün yasaklara karşın bu keyfi ve yasadışı
İstanbul'da sorgudan sonra savcı tü böylesine utanç verici. Cezaevlerin uygulama karşısında direndiler. Di
lığa getirilenler şubeden beter onu deki binlerin gözden çıkarıldıkları renme gücü olmayanı ise bunalımlara
tamamlayan bir humaya tutturuluyor mevcut uygulama ve yönetmenliklerin düşürüldü. Bir kısmı ihanetçi yapılarak
savcılık ifadesinde de, ilk sorgunun içerik ve sonucuyla çok açık. Toplumu insanlığın insan düşüncesinin yeni hil
kabul edilmesi isteniyordu. Savcı sor kandırmanın yolu da bu olsa gerek. kat garibeleri yaratıldı öyle bir uygu,
gusu sırasında bir görevli erde bulunu Sadece kısa izdüşümleriyle ortaya lama ki; insanlar bir ranza bir çürük
yor ve er dönüşte savcıya söylenenle çıkan tablo böyle. Ama bu kadar değil. yatak zevksizce ve özellikle tanımı
rin hesabını yine "çok özel" soruyordu. Bütün yaşamımızın ortaya çıkardığı olmayan iç bulandırıcı renklerle bo
Kısacası insanlar bir istasyondan baş tablonun boyutu çok geniş ve o denli yanmış, sürekli ışıkları dışıradan yakı
kasına geçirilirken her istasyonun ken derin. Tutuklular gözaltına alınanların lıp, söndürülemiyen bir mekânda,
dine özgü koşullarıyla "ağırlanıyorlar çığlıkları, ölümleri sakat kalmaları hücrede canlı canlı mezarlara kapatıl
dı!" Bütün bunların olmasının nedeni sadece kendikileriyle sınırlı değildi... mışlardır. Yaşamayanlar için önceden
çok açık. Kişinin direncini tamamen Tüm toplumu susturmaya yönelik, hazırlatılan boş lahitler örnek gösteri
kırmak, kendine olan güvenini sıfırla uzun vadeli bir programın korku dağ lirse bu abartmasız bir gerçektir.
mak, düşünemeyen, her istenileni ları ve paniğiyle bütün toplum katlarına Tutuklular sürekli başka tahrip ve
yapan, kimliksiz, içi boş bir insan yayılmaya çalışılan dehşet verici depo insanlık dışı yaşam koşullarıyla karşı
haline getirmek. Bunun yolunda gözü litizasyon uygulamalarının toplamı gi karşıya bırakılarak çürütülmeye yavaş
nü kesinlikle hiç açtırmamak, sürekli bi... yavaş ölüme terkedilmişlerdir. Hiç bir
psikolojik ve fiziki baskı altında tutmak. şeyin bulundurulması istenilmeyen
koğuşlarda yapılan aramalarla tam bir
Özde tutukluya hiç bir can güvenli "bütün yaşamamızın talan ve vahşetle aynı uygulayıcılarla
ğinin olmadığını hissettirmek konusu yapılmıştır. Yapılıyor.
çok önemli. Nitekim sorgudan getirilen.
ortaya çıkardığı tablonun
boyutu çok geniş ve o Yukarıda değindiğimiz talimatın
tutuklu Askeri Cezaevine getirildikten 1980'den beri uygulanma tablosuna
sonra da polisin isteği savcının ve Sıkı denlide derin. Tutuklular, bakarsak yeni çıkarılan ceza ve tutu
yönetim Komutanının onayıyla yeni gözaltına alınanların kevi yönetmeliğinin giriş konusu gibi
den sorguya alınabiliyordu. Bir anlam çığlıkları, ölümleri, sakat beşaltıyıl sonra  o da normal resmi
da gözaltı ve sorgu süresi sonsuzdu. prosedür çiğnenerek, alelacele resmi
Tutuklu her an yeniden sorguya alına
kalmaları sadece
kendilerininkiyle sınırlı gazetede yayınlanmadan uygulamaya
bilir. İşkence görebilir3 Çok olağa konuldu. Ancak, "yasal'! bir kılıf içine
nüstü, koşullar da olağanüstü. Yetkili değildi..." kavuşturulduğunu görüyoruz. Bir ülke
lerle gerçekleştirilen bu uygulama düşünün ki hiç bir yasada yeri olmayan
girişte. Önemle üzerinde durduğumuz Haftalık "İkibin'e doğru" dergisi 11 böylesi bir talimat hizmete özel, yasal
çelişki konusunda oluduğu gibi uzun yıl Ocak 1987 sayısında Mamak Askeri bir niteliği olmadan en acımasız şekil
lar insan hakları çiğnenerek hiç bir Cezaevi Talimatını yayınladı. Duyarlı de keyfi olarak uygulanıyor. Bu nasıl
yasa ve hukuk kuralıyla açıklanmaya kamuoyu dışında yeterli ilgi ve tepkiyi bir talimat ve yetkidir ki böylesine insan
cak şekilde keyfi olarak sürdürüldü. görmedi/Oysa bütün bilinenlerin yaşa değerlerinin insan onurunun duygusu
Tam bir hukuk komedyası yaşatılı nılanların bir belgesiydi bu. İnsanım nun düşüncesinin insan varlığının üze
yordu, insanlarımıza. Bu hukuk dişilik, diyenin uykularının kaçacağı kadar rinde uygulanmıyor. Bu ne karanlık ne
yasa dişilik insan haklarını ihlal ta ki, çığlık dolu bir haykırıştı, bu talimatın utandırıcıdır! Ama bakıyoruz beş yıl
ANAP iktidarı 1986 yılı ortalarında polis içerdikleri yaşanılanların ışığında ana sonra ancak "Demokrasiye kavuşunca!
vazife ve selahiyetleri kanunu'nun özel başlıklarla kısaca irdeleyelim: Böyle bir talimat yasa gücü kazanıyor.
maddeleriyle Meclis'ten hızla geçirilipi, 12 Eylül sonrası pratikte siyasi suç Bu yönetmelikle tutuklular bütün daki
en üst merciden tartışmasız onaylan iddialarıyla gözaltına alınan insanlar kaları, saniyeleri programlanan birer
dıktan sonra resmileştirildi. Beş yıl teoride asker olarak kabul edilmişler yarlıktır. Çünkü başka tanımı yoktur.
boyunca hiçbir yasal anlaşılır dayanağı dir. Yaşanılanlar askerlikten öte onunla İnsanın insana reva göreceği en büyük
olmadan uygulandı. SHP'nin başvu bağdaşmayacak bir çağdışılığın vahşe zulüm budur. Tutuklu insan olarak
rusu üzerinde Anayasa Mahkemesi tin yaşatıldığını gösteriyor. Bu bir yana değil başka gezegenden gelen, bu
cezaevlerinde yeniden sorguya alma hedeflenen amaç insanları siyasi özle dünya ile ilişkisi olmayan bir makina
maddesini iptal etti. Tam bir para rinden yurt ve dünya olaylarına duyar bir canlı türü gibi algılanarak her türlü
doksla karşı karşıyayız. Bu beş yıllık lılıklarından, ilgilerinden koparıp sade insanlık duygusu dışında hazırlanan
sürede sessizce gözaltına yeniden ce istenileni yapan, emirle hareket bir yönetmelik dahilinde değerlendir
yeniden alman, hiçbir can güvenliği eden, emirsiz kımıldayamayan, tuva miştir.
kalmayan, yüzlerce tutuklunun, katle lete bile gidemeyen (Talimat tuvalete
dilen hukukun yasaların hesabını kim gitmeyi düzenliyor!) Boş çuval gibi Yönetmeliğin birinci maddesinde
verecek? Yasa dişiliği en yüksek kişiliksiz bir varlık haline getirmeye tutukevine girişte tutukluların sağlık
yasama organınca, teslim edilen bu topluma, ailesine, kendisine yabancı kontrolünden geçirilerek, içeri alına
uygulamanın kurbanlarının, acılarını laştırılarak kelimenin tam anlamıyla cağı yazar. Yaşayanlar bu sağlık kont
kim karşılayacak? Şimdi biraz daha yoketmektir. Oysa kabul edilen ulusla rolünün anlaşıldığından çok daha
gecikmeyle benzer yıllarca uygulan rarası hukuk hukuk ilkeleri ve içyasalar başka çağrışımlarla dolu olduğunu
maya çalışılan yası dışı uygulama ve bu uygulamayı reddeder. Tutuklu her bilirler.. Çünkü tutuklular her yeni tutu
kurallar Askeri Ceza ve Tutukevleri şeyden önce insandır ve siyasi düşün kevi değiştirmede özel uğurlama ve
yeni yönetmenliğiyle "yasallaştırılıyor" ce ve hakları olan bir bireydir "Asker karşılamaya tabi tutulur, zorla saçları
ve yine bunun karşısında bir duyarsız kişi "İlkesi uğruna binlerce insan bir sıfır numara kesilip, yine zorla insanlık
lık vurdumduymazlık! Bugün bu yö kırım makinasından geçirildi, geçirili dışı aramalar yapılır ve bunları tamam
netmenlik, yarın; bunların İçişleri Ba yor... Tutuklular her şeyden önce insan layacak şekilde öldüresiye dövülürler.
kanlığı'na fiilen polise teslim edilmesi olmanın insanca sorumluluğuyla siya Doktorlarda emirle çalıştıkları için göz
girişimleri, peşinden yeni çağdışı uy si kimliklerini, düşüncelerini, can be leri önündeki bu vahşete ses çıkarmaz,
43
karşı koymaz, izin ve imkân verdiği saksavma türünde muayene edilir. koğuşlar su akıtılmadığı için temizlik
oranda tedaviyle uğraşabilir ancak... Doktor mazgaldan bakarak tutukluyla koşullarından yoksun bırakılan tutuk
Bu girişlerde tutuklular esas duruşta konuşarak, hastalığına teşhis koyup, luların sağlık kelimesinden bile ne
5
tutulmaya Askeri komutla aşağılan ilaç yazar. kadar uzak olduğu rahatlıkla görülebi
7
maya çalışılır... Karşı koymanın bedeli Verilen ilaçlar kutulara ve koruma lir. Sağmalcılar 2 ve Sultanahmet'te 
ise çok ağırdır. Yine de direnme durdu kaplarıyla verilmez. Sıhhiye erleri maz Yönetmeliğin tüm iyi niyetlerine rağ
rulamaz... Bugün dışarı ulaşabilen bil galdan hergün tek tek rastgele bir men!.. Sıcak suyun dörtbeş senede
giler ışığında bu uğurlanma ve "hoş kâğıda sarılmış olarak ya da elleriyle ancak iki elin parmağı kadar sayıda
geldin dayaklarının..." sürdüğü bilin açıkta ilaç vermektedirler. Her türlü günlerce görebilmiştir. Her defasında
meyen bir şey değildir, Bir diğer dezenfekte ve sağlık koşullarından beş dakikalık sürelerle soğuk suyla
maddeye göre tutuklular üçüncü dere uzak bir uygulama mikrobik hastalık yazkış yıkanmak zorunda bırakılmış
ceye kadar yakınlarıyla belli sürelerde ları ve bir çok olumsuz etkilenmeyi lardır. Bu yönetmeliği yazanların ger
görüşebilirler. Bu sözdedir,.. Çünkü beraberinde getirir. Tutukevlerinde çek koşullardan ne kadar uzak oldu
yaşayanlar ve ilgililer bilirler ki tutuklu çoğu zaman tek doktor durumunda ğunu gösterir. Bu koşulları iyileştirmek
nun bu hakkı büyük kısmı hiçbir mah kalmış ezbere teşhislerle tedavi uygu insanca yaşam olanakları sağlamak ve
keme kararı ve yasal dayanağı olma lanmış, tutuklular ayrı bir tehlikenin ugyulanmasını düzeltmek yerine bu
dan sırf bu iç hizmet talimata ve içine atılmışlardır. yolun seçilmesi ülkemiz adına cidden
yönetmelik yetkileriyle her ah keyfi ola düşündürücüdür. Bu yetki ve serbest
rak yasaklanabilir... Kâğıt üzerindeki liklerle donatılmış görevliler artık neler
bu hak her an ortadan kaldırılabilir. "tutuklu mektuplarının yapmaz ki? Gözden çıkarılan peşinen
Nitekim İstanbul ve birçok yerde insan denetlenmesiyle ilgili mahkum edilen insanlarımıza.
lık dışı işkence baskı ve tek tipleştirilme madde pratikte keyfiliğin Tutuklu mektuplarının denetlenme
politikalarına karşı çıkan ve insanlık siyle ilgili madde pratikte keyfiliğin
onurunu siyasi kimliğini teslim almaya meşrulaştırılmasına ve bu meşrulaştırılmasına ve bu aracın tutuk
çalışan tek tip elbise giymediklerinden aracın tutuklu ve lu ve yakınlarına karşı her zaman bir
dolayı tutuklular iki seneye yakın aile yakınlarına karşı her ceza aracı haline dönüştürülmesi im
leriyle hiç görüştürülmemiş havalandı zaman bir ceza aracı kânını sağlamaktadır. Disiplin gerek
rılmaya çıkarılmamış hep kapalı hücre haline dönüştürülmesi çesiyle görevli istediği zaman mektup
lerde çürütülmeye terkedilmiştir. Bu da ları imha etmekte, uzun süre verme
bir insanlık suçu ve işkence değil imkânını sağlamaktadır." mektedir, tutuklu ve yakınları bu
midir? Yoz, katı insanlık dışı kurallara durumun acısını yaşayarak çok iyi bilir
karşı insanca talepleri için yaşayan ve ler. İstisnasız bütün Askeri Cezaevle
bu zoru emrivakileri kabul etmeyen Bunun dışında tutukevi disiplini adı rinde, günümüzde bile mektup hakkı
insanları hiç bir mahkeme kararı olma altında gündeme getirilen insanlık her an uzun yasaklara gebe ve tutuklu
dan hangi yetki, hangi hukuk kuralıyla onurunu zedeleyen arkadan kelepçe lara karşı bir yaptırım imkânı vermekte
böylesi insan mantığını zorlayan yö leme, doktora çıkışta çırılçıplak soya dir. Çoğu cezaevlerinde mektuplar
netmeliklerle, yaşamaya mahkum edi rak arama tek tip elbise giymezorunlu 'itirafçılara! denetlendirilerek ayrı bir
ğu ve benzeri nedenlerden dolayı bu affedilmez insanlık ve hukuk suçu
zorlamaları kabul etmeyen tutuklular işlenmektedir. Cezaevlerinde kurulan
"yönetmeliğin birinci için pratikte fiili bir doktora çıkmama, İ.K.K. (İstihbarata Karşı Koyma) Ku
maddesinde tutukevine tedavi edilmeme yasağı kesintisiz yıl rumla polisle işbirliği içinde tutuklunun
girişte tutukluların sağlık lardır uygulanmıştır. Tıbbi tedavinin en doğal iletişim hakkı olan haberleş
bile bu yönetmelik ve iç talimatın man mesi üzerinde tehdit oluşturmakta,
kontrolünden geçirilerek tığıyla bir ceza bir yaptırım aracı haline mektupları soruşturma konusu yapıl
içeri alınacağı yazar. getirilmesi çarpıcı bir durumdur. Tu makta, yakınları baskı altında tutulmak
Yaşayanlar bu sağlık tuklu ya onurunu ayaklar altına alarak, istenmektedir. Tutuklunun haberleş
kontrolünün yaptırımlara uyacak ya da tedavi edil me haklarını gasbeden bu uygulama ve
anlaşıldığından çok daha meyerek onurunu koruyacak tedavi yönetmelik maddesinin sakıncalarını
olmayacak. Tutukevinde bir tutuklu burada saymakla bitiremeyiz.
başka çağrışımlarla dolu aniden rahatsızlanınca hayati tehli Tutuklu ve hükümlülere her defa
olduğunu bilirler." kede olmasına rağmen saatlerce dok sında verilen hücre cezasının on beş
tor gelmez, zaten hiçbir acil müdahale günden fazla olmayacağı hükmüyle
lir? Buna karşıduran tutukluların hay koşulu ve altyapısı yoktur. Tutuklular beraber iki sene içinde üçten fazla
kırışım duymamazlıktan gelebilir mi saatlerce bazen gün boyu "doktor hücre cezası alanların iyi hal gösterin
yiz? Bu mantık yarın toplum yaşamın isteriz" "tutuklular ölüme terkedilemez' ceye değin ölçüsü neyse? Milli
da benzer uygulamalara girişmeye ' sloganlarını haykırırken bu çağrılar bir Savunma Bakanlığının onayı ile inzi
dönüşmeyecek mi? Çünkü ufuklar, ceza bahanesi olarak yasaklar, bazen bati hücre şartlarına tabi tutulacağı
cezaevleriyle sınırlı değil bu çok açık. toplu dövülmeyle yanıt bulur. Zaten bu hükmü hukuk ve insan hakları açısın
Genelde yönetmelikte tutuklulardan yönetmetlik ve talimatların .mantığıyla dan büyük birtehlike ve ihlali gündeme
yanaymış gibi gözüken yaklaşımlar içeriğiyle disiplin anlayışıyla tutuklular getirmektedir. Birincisi yürürlükteki
bile pratikte farklı uygulanmaktadır. baştan, tüm insani hak ve değerlerden yasalarda atlanarak konu tamamen
Hasta olduğu saptanan tutukluların mahrum edilmiş oluyorlar. Çünkü her idari denetim ve yürütülmeye bırakılı
doktor kontrolünden geçirilerek, teda biri başlıbaşına bir yaptırım aracı olan yor ve yargı tamamen aradan çıkarılıp
vinin yapıldığı söylenmektedir. Oysa maddelere uymayanlar otomatikmah yok sayılıyor. Bir anlamda hiçbir yargı
askeri cezaevlerinde bu kural işleme sağlıklarından vazgeçmiş sayılıyorlar, kararı olmadan yöneticilerin isteğiyle
mektedir. Tutukevi içi talimatlarında istanbul Metris'te Adil Can örneğinde bir şey bahane edilip tutuklu sonsuz
tutuklunun hiçbir şekilde koğuşta, olduğu gibi tedavisi yapılmadığı için hücre cezasına tabi tutulabilir. Yargı
6
hücrede ilaç bulunduramayacağı kesin ölen insanlar az değildir. Yadigar Adı lama dışında haksız bir cezadır bu...
hükmü çoğu zaman tıp biliminin deh güzel gibi bu tehlikeyle karşı karşıya İkincisi yıllardır uygulanan ve yaptırım
şete düşeceği şekildedir. Tutuklu ya kalanlar da az değildir. Hücre ve aracı olarak yaşallık kılıfı geçirilen bir
44
unsurdur bu. Son günlerde iyice "itirafçılar! hariç yönetmeliği "eşyayı çürütülmeye terkedilmektedir. Çoğu
ayyuka çıkan Adana, Diyarbakır ve izinsiz almaları, kullanmaları bunu ver zaman bir el genişliğindeki pencere
benzeri cezaevlerindeki ölüm hücreleri meye mecbur etmeleri, birbirlerine cikleri yasaklarla örülen günlük yaşamı
örneğindeki gibi yıllardır hiçbir yargı eşya satmaları, almaları" yasaktır, deni iyice karanlığa çevirmek ister gibi dav
kararı olmadan insanlar hücrelerde lerek bu kimlik zaafa uğratılmaya çalı ranmaktadır. Anlaşılan o ki yeni askerî
çürütülüyor. Bir diğer nokta. Yaptırılan şılmakta böylece durumlar varmış gibi cezaevi yönetmeliği bu çok özel koşul
özel cezaevleri hücre esasına göredir. genişlettirilmek istenmektedir. Bu ör ların baskı yasak ve işkence üzerine
Fiiliyatta tutuklular yaşam boyu bura nek tutuklulara yaklaşma mantığının kurulu "İç Talimat Yasassı" meşru
larda muhafaza edilmektedir. Bu yö çarpıcı bir sonucudur. Siyasi tutuklular laştırmaya yönelik bir içerik te taşıyor.
netmelik sözkonusu özel tip cezaevi alalade, sıradan, adi insanlar gibi gös özel tip cezaevleri sorun bir anlamda
hücrelerinin sonsuz unsurlarını meşru terilmek istenmektedir. Yaşam deney insanlığın yüz karası durumunda Orta.
laştırmaya yöneliktir. Ayrıca pratikte lerinin bilimin sonuçlan ışığında bu çağ zindanlarını aratan nitelikle dona
cezaevi yöneticileri kendi iradeleriyle yaklaşım abesleiştigal etmektedir. tılmışken bu konudaki aydın yurtsever
bu yönetmelikten güç alarak tutuklu Bir anlamda haklanan yönetmelik duyarlılığın önemi hiçbir şekilde yad
ları aylarca hücrelere atmaktadırlar. fiiliyatta uygulana gelen iç talimatlar sınmayacak kadar açık ve bağışlan
Tehlikeli bir uygulamanın boyutları infaz yasasını tanımlamaya yönelik mazdır.
ürperticidir. Tutuklular büyük bir teh ayrıntılardır: Ya da infaz yasasının Amaçlanan çok net olarak; açık
ditle karşı karşıya bırakılarak en doğal gerekçelerini oluşturmaya çalışan bir seçik gözlerimizin önünde. Herşeyden
yaşama haklan ellerinden zorla alın emir vakinin komploların sonucudur. önce tutuklu ve hükümlülerin nezdinde
maktadır. Kâğıt üzerinde yargı güven Çünkü bu gibi baskı, tehdit ve yasakla bütün toplum katlarına verilmek iste
cesinde olan tutuklu ve hükümlülerin rın uyulmamanın sonucu insanlardan nen mesajın varlığı her uygulamada
bunu ne kadar uzağında tutulduğu çok onurlarından siyasi kimliklerinden vaz rahatlıkla seziliyor. Bu korku ve göz
açıktır. Mahkemelerde idam talepleri geçmemesi sonucu hükümlülerin infa dağı biçiminde şekillenip karşılığını
ve yılları kapsayan ağır hapis cezaları zı yakılmakta bu yönetmelik ve talimat buluyor ve kurulu düzenin diğer yüzü
isteğiyle yargılanan tutuklular cezaevi ların Demokles'inkılıcı gibi mahkumla şeklinde görüntüleniyor. "İçerdekilere"
koşullarıyla ilgili bir talepte bulunmak rın başları üzerinde sallandırılarak yönelen yüzü ise siyasi suç iddialarıyla
tan suç duyurusu yapmaktan bile mah mevcut yasalardan daha ağır cezalarla kelleri, canları, yılları, ömürleri, ayları
rum edilmektedirler. Tutukluların iş karşı karşıya bırakılmaktadırlar. İnfaz istenerek yargılanan, her solukta sîya
kence, baskı ve yasaklarla ilgili suç yasasının çağdışılığı, dürüst aydın, siliklerini ispatlayan, siyasiliklerini sa
duyuruları isteği "konumuz yetkimiz hukuk ve bilim adamlarının açıklama vunan kişileri toplum gözünde siyasî
dışında" diyerek reddedilmiş, işkence, ları ve dayanaklarıyla ortadadır. Onu özünden yalıtılmış, öğütülüp parçalan
baskı ve yasak uygulayıcılarına cesaret runu çiğnetmeye siyasi kimliğini in mış herşeyi yokolmuş, bitirilmiş, boş
verilmiştir. Tutuklu savunması için her sanlığını çiğnetmeyen hükümlüler su kişiliksiz bir yığın olarak gösterme ve
türlü savunma araç, gereç ve doküma dan gerçeklerle infaz yakmalarla, ağır uygulanan politikalarla süreç İçinde bu
nından çoğu zaman kâğıt ve kalem cezalarla başbaşa bırakılmaktadır. Ba sonucu elde etmek için her yolu meşru
yasaklarından dolayı uzaktır. Mahke zen infaz yakma gerekçeleri komiklik görme ve gösterme temel anlayışı
melere verilmek üzere hazırlanan her leri kadar bu yasanın ve yönetmeliğin içinde netleşen politikaların yaşanılan
türlü yazılı metin dilekçe, sorgu savun insan hakları ve hukuk karşısındaki deneylerle kavranılması şeklinde önü
maları cezaevi idarelerince keyfice el ciddi tehlikesini kavramak açısından müze çıkıyor.
8
konularak imha edilmiş ya da mahke da ilginç boyutlar kazanmaktadır. Bu nedenlerle siyasi özün, muhalif
melere ulaştırılması engellenmiştir. İnsanları tek tipleştirmeye yönelik tek düşüncenin mücadelesi ve varlığı kar
Yargılama tutanaklar? bu durumun ifa tip elbise uygulamasının yanında yaka şısına asker kişi görüntüsü koymaya
deleriyle doludur. lara kimlik takılması isteği de hep birer çalışılıyor. Zorun uygulanması ve mut
Yönetmelik hükümlerinde tutuklu yaptırım aracı olagelmiştir. Bu kimlik lak kılınması anlamında yaptırımlar
ların dayanışmaları ve ortak yaşamları lerde henüz yargılamaları süren insan zinciri bu temel hedef etrafında mer
da sabote edilmek istenmektedir. Böy lar isim soyad, hanesinin ardında özel kezi sistematik özü içinde her yerde
lece tüm günlük yaşantıları saatleri sıkı bir hanede "suçu" diyerek, yazılarak yoğunlaştırılıp, pratikte çok çeşitli şekil
kurallara bağlanmak istenen konuş suçlu ilan edilmiş ve bu kimliklerle bu ve kimliklerde tutuklu ve hükümlülerin
malarının şarkı söylemelerin bile ya suçu kabullenmeleri istenmiştir. Bu onurlu ve insanca yaşama haklarının
saklandığı (yönetmelik ve talimatların uygulamaya direnen uymayan tutuklu önüne dayatılıyor. Uygulanan politika
da ne yazık ki bu hükümler de vardır) lar her türlü gadre uğramışlardır. lar "uslanmayanın hakkı kötektir" anla
9
için robotlaştırılmak istenen tutuklular Bir önemli nokta da, Ecevit hükü yışıyla fiziki bir karşı şiddetide içere
tamamen insanın düşünen, üreten sos metleri döneminde gazetelerde gün rek baskı ve terörün yıldırma putlaştır
yal bir varlık olması gerçeğinin ve ger deme getirilen ancak o günün koşulla ma, düşünceyi boğma, reddetme sar
çeklerinin yok edilerek muhafaza edil rında uygulama şansı bulunmayan malı içinde uygulanmasının hareket
meye çalışması yöntemi çağdışıdır. özel tip cezaevlerinin yapımı ile ilgili alanında ayrı ve boyutlu bir ivme kaza
Tutukluluk yasalarında da yargılama kanunun ülkemizde son yedi yılında nıyor. Yaşanılanlar bu durumun açık
bitinceye değin bir tedbir hali olarak hızla uygulanmaya konulması ve tama görüntüleriyle doludur, Çok uzaklarda
düşünülür. Bu anlamda mahkumiyeti men uluslararası hukuk kuralları ve değil abartmasız ve istisnasız her mah
kesinleşmediği için zanlıdan öte bir standartları dışında bu kurallara aykırı keme tutanağı, her duruşma içeriği bu
durumu yoktur. Aklanmasıda her an olarak inşa edilmesi ve uygulamaya konunun nice belge ve ifadeleriyle
muhtemeldir. Ama hiç bir yargı kuralı konulmasıdır. Adı da üzerinde bu özel dopdoludur. Bu resmi kurumların dos
olmadan insanların tutukevlerinde bu tip cezaevleri çok özel anlamlar işlevler yalarındaki belge, ifade ve taleplerin
yönetmelik ve iç talimatlarla mahkum içeriyor. Tamamen hücre esası üzerine incelenmesi bugün "yasallık" kazandı
edilmesi, ağır eziyetler çektirilmesi kurulan bu yapılanmalar her türlü sağ rılmak istenen uygulamaların gerçek
ülkemizin değişmeyen bir gerçeği lık ve yaşam koşullarından uzak birer amacını kuşkusuz çok iyi anlatıyor.
durumundadır. Hâlâ tutukluların siyasi hazır lahit konumundadır. Açıkçası Bütün ifade etmek istediklerimizin bel
tutuklu olma kimliği yok edilmek isten insanlar burada mahkeme cezalarının geside bu tutanaklar ve yaşananlardır.
mekte ülkede altı yıllık bir deneyimde da üzerinde çok ağır uygulama ve yap Bu nedenle yalanlanması reddedil
tek örnek gösterilmemesine rağmen  tırımlarla karşı karşıya bırakılmaya mesi, üzerinin karartılması mümkün
45
değildir. Çünkü bütün uygulamalar ve çoğu zaman hipokrat yeminlerinin tuz ve zorla tek tip elbise giydirilmesi ope
karşı duruşlar artık geleceğe mal buz edilmişliği içinde işkenceye seyirci rasyonunda işkenceyi protesto için
olmuştur Bu anlamda yedi yıldır siyasi duruma getirildi. Ya da işkence izleri operasyon süresince on gün boyunca
varlık mücadelesi veren, bu nedeniede nin o da çok ağırsa  tedavicisi duru yemek almama gibi sayısız 1 günlük 3
yakın tarihin sayfalarında hâlâ canlı munda kaldılar. Psikolojik ve fiziki günlük 5günlük bir haftalık bazen daha
duran, akla hayale gelmeyen nice çağ işkenceleri sessizce izlediler. Bazı uzun sürelerle açlık grevleri yapılmış
dışı uygulama ve yaptırımlara dayanan uygulayıcısı durumuna getirildiler. tır. Sadece bu durum mevcut tüzük
başeğmeyen tutuklu ve hükümlülerin Metris'te tutukluları bilerek uyuşturucu yönetmelik ve talimatların tutukluları
her şeyden önce birçok şeyi bir yana ilaçlar vererek uyuşturucu tutkunu kendi sağlıklarından ve canlarından
bırakalım insan onurunu ayakta tutan yapmak istediler. İdarelerin çağdışı vazgeçme noktasına getirici uygulama
insan kalan insanlığı yücelten, insan uygulamalarına direnen tutuklulara sonuçlarını göstermiyor mu? Tutuklu
değerini yaşatan insanca insan müca "direnmekten vazgeçin" tedavi yapa lar sürekli periyodik bir fiziki işkence
delesini anlamakta güçlük çekiyorum, lım, dîyebildiler. Yeminlerini unuttular. uygulamasıyla sürekli karşı karşıya
Ama bu tavrın uzamında olanlara ne Tutuklulara insanlık onuru ve insanca gelmişlerdir. Mahkemelere aksedebi
demeli? yaşama hakları için yaptıkları direniş len nice olay mevcut. Tutuklular ceza
Baştada söylediğimiz gibi yaşanı leri saygıyla karşılayan iç acısı çeken evlerindeki işkence izlerini göstermiş
lanların tutanaklarını tek tek buraya istisna sayıdaki doktorlar bu gerçeğin tutanağa geçirtebilmişlerdir. Ya geçir
sığdırmak imkânsız. Böyle bir çaba dışındadır. tilemiyenler?
mızda yok. Yazdıklarımız sadece yaşa 7 1984 11 Nisanında başlayıp 24 İstanbul Metris ve Sağmalcılar 2'de
nılanların küçük bir ayırdı. Ama bu ve Haziran 1984'te bitirilen ölüm orucun 11 Nisan 1984'te başlayıp 24 Haziran
benzen haykırışlar, sesler daha süre dan sonra bedenlerinde eylemin yıkıcı 1984'te bitirilen ölüm orucu başlama
cek ve an an bütün yaşanılanlar? insan ve yokedici etkilerini taşıyanlar sadece dan önce Sultanahmet'ten Sağmalcı
lık tarihin bağışlamaz sayfalarına, tuta kendi yaşama iradeleriyle yaşayabil lar'a şevkte, Sağmalcılar 2'de ve Met
naklarına aktaracak. Bütün yalanlama mişlerdir. Hastalar bloğu aldatmacası ris'te dövme şeklindeki işkence doruk
lar ve inkârlara ise sadece gülünecek. altında ağır tüberkiioz, kalp ve benzeri noktasındadır. Mahkemeye gidiş geliş
Ama istiyoruz ki yalanlada inkâr olma teşhislerle ayrılan tutuklular hiçbir sağ te işkence vahşeti en üst boyuttayken
sın. İçerilere tıkılan onbinlerin haklı lık koşulu olmayan havasız, ışıksız hüc Sağmalcılar idaresi dünya cezaevleri
haykırışlarına gerçekten yanıt verilsin, relerde soğuğun dondurucu etkileriyle tarihinde bir rekor kırarak iki gün aralık
haklarına insanca düşünceleriyle ya bir anlamda tedavi adı altında cezalan sız dışarıdan getirilen erlerle beraber
şama haklarına onlar gibi sahip çıkıl dırılmışlardır. Sağmalcılar 2 (B) blokta başlarındaki sorumlu subayların yöne
sın, tutulan bu insanların sadece cezaevi timinde bütün cezaevini dayaktan
karavanasıyla beslenmeye çalışmaları geçirtmiştir. Tutuklular hücrelerinden
DİPNOTLAR ek bir besin verilmemesinin yanında zorla çıkarılıp koridorlarda yerlerde
tek tip elbise giymedikleri için havalan sürüklenip, cop, kalas ve bot darbele
1 "Fare gibi öleceksiniz hepiniz" dırmaya da çıkarılmamışlardır. Sadece riyle yine zorla pijamalar iç çamaşırları
sözü kabakoz askeri tutukevinin işken bu bir örnek bile bu tüzük ve yönet yırtılarak çıkarılmış, çırılçıplak öldüre
ceci müdürü üsteğmen Mehmet Ay menliklerin mantığı açısından çok siye dövülmüşlerdir. İstisnasız her
güner'e aittir. önemlidir. tutuklu bu işkence kıyımına uğramıştır.
2 Sultanahmet Davutpaşa, Ma 8Sağmalcılar 2'de cezaevi hücre Hemen bunun akabinde siyasi ve
mak örnekleri ve diğerleri! şeklinde olduğundan yatak, iç çama insani hak talepleriyle başlayan açlık
3Tutuklular bu uygulamayı hiçbir şırı, pijama dışında giysi alınmadığı için grevi boyuncada aç bitkin insanlar
zaman kabul etmediler. Hep direndiler. başka şey yoktur zaten. Ranza, mus mahkemelere götürülüp getirilirken
İnsanın ve onurun sesi oldular. Zorla luk, demir pencere ve kapı dışında hiç otuzuncu güne kadar öldüresiye dö
kenetlenmelerinden koparılarak götü bir şey bulunmadığı için raf gibi vülmüşler ölmemek ise artık mucize
rülebildiler sorguya. Alemdağ'da iki tutuklunun kullanım eşyalarını koya kabilinden doğal bir şey olarak görül
tutuklunun şubeye alınmak istenmesi cağı hiçbir dolap ve yer de yoktur. meye başlanmıştır. Tutuklularken dile
üzerine tutuklular direndi. Kalabalık Tutuklular diş macunlarını gözetleme rine siyasi tutukluluk hakkının tanın
koğuşlara gaz bombaları atıldı. Ölenler deliğinin koğuşa dönük çıkıntısına ması cezaevlerindeki işkence ve baskı
oldu. Başka zamanlarda sakatlananlar koydukları için disiplin cezasına çarptı nın son bulması idamların durması,
oldu. 1984 Nisan'ında İstanbul'da baş rılmış ziyaret yasakları konmuştur. Bu tutukluların şubeye alınmalarının dur
layan açlık grevi, ölüm orucunu talep durum infaz yapmanın da gerekçesi de durulması avukat, havalandırma ya
lerinden biri buydu. Şubeye keyfi olabilmektedir. Keza ölümcül kriz geçi saklarının kalkması insanca yaşama
olarak alınmaların durdurulması, 4 ren arkadaşlarına doktor gelmediği olanaklarının sağlanması savunma
direnişçi öldü, onlarcası sakat kaldı. için bağırarak doktor istemeleri de suç haklarının verilmesi v.b. isteklerle açlık
Onlarcası eylemin öldürücü etkilerini sayılmış, yasaklarla yanıtlanmıştır. grevine başlamış 45'inci günden itiba
hâlâ taşıyor. Anayasa Mahkemesinin 9 Fiziki işkenceler ve baskıların tek rende dört direnişçinin öldüğü ölüm
haklı bulduğu bu talep gibi bütün talep tek örneklerini sığdıramıyoruz. Bir orucuna döndürmüşlerdir eylemleri
lerin haklı ve meşru zeminde olduğu Diyarbakır, bir Gölcük, bir Elazığ, bir ni... Bütün bu gerçekleri yadsıyan red
tüm çarpıtmalara rağmen gün gibi adana, bir Bartın, bir Mamak ve deden inkâr eden ilgililere sormak
açıktır. Kimselerin karalamayacağı diğerleri... gerekir. Tutukluları böylesine ölümüne
kadar açık. Sadece bir örnek olması açısından tercihlerin eşiğine getiren koşullar
4 Süreci çok uzakta ilgisiz yaşamış İstanbul cezaevlerinde kitlesel olarak nelerdir? Dedikleri kadar basit midir?
birisi bir insan olarak ilk tepkisini şöyle gidilen ve temel işkencenin İnsanlar an an eriyerek nice acılar
ifade etti. "Dehşete düştüm gece durması yasakların kalkması, insanca içinde bir deri bir kemik kalarak,
uykuma girdi. Uyuyamadım." yaşama haklarının tanınması okuma Diyarbakır'daki gibi kendilerini yaka
5 Sağmalcılar 2 Askeri Tutukevi ve yazma imkânlarının sağlanması, sor rak acaba, dedikleri gibi "Maksatlı kötü
Sultanahmet'te bu uygulama tasta guya tutuklu alınmasının durdurulması niyetli"midirler... Yoksa ifadeye çalıştı
mam yapılmıştır. Varın benzerlerini baskıların keyfi uygulamaların son bul ğımız dehşet boyutunun vardığı insan
düşünün birde!.. ması v.b. amaçlarla 1981'de 17 günlük lık dışı koşulların doğal bir sonucunu
6 Askeri Tutukevlerinde doktorlar 1982'de 28 günlük 1983'de 28 günlük mu ispat ediyorlar?
46
GİNE BISSAU'DA DEVRİM

PORTEKİZ SÖMÜRGECİ Mİ? SÖMÜRGE Mİ?

Özlem ÖZKAN
Bazı çocuklar doğuştan şanslıdır Kıtalararası "ticaret" yoluyla ger kendisi de bir sömürge olan Portekiz o
lar. Doğum öncesinde tüm hazırlıklar çekleştirilen yağmalar, genel hatlarıyla güne değin yağmacılığı devam ettirdiği
tamamlanmıştır. Patikler örülmüş, bez sömürgecilik olarak adlandırılır. Bu Hindistan'daki Goa (1961'de bağımsız
ler dikilmiş, elbiseler, danteller, kun sömürgecilik olgusu, günümüzde an lığını kazandı) Çin'deki Macao, Doğu
daklar, salıncaklar, oyuncaklar, mavi ladığımız, biçimiyle "emperyalist sö Hint adalarında Timor'un yarısı, Gine
boncuklar... hepsi hazırdır. Bu hazırlık mürgecilik"ten temelli çizgilerle ayrılır. Gulfu, Sao Tome ve Principe adaları ve
ların kullanımı için günü geldiğinde, Marks'ın deyimiyle Kapitalizmin doğu Guinea adalarının bir kısmı, Coba
yeri göğü yırtan bir viyaklama sesi şunu bildiren bu tip sömürgecilik Verde ve Azoros adaları, Tanganjika ile
yeterlidir. Gün günü kovalar ama yine biçimi, mamul maddeyi sömürgelere Güney Afrika arasında bulunan Mo
de çocuğun sağlıklı mı doğacağı, kız mı götürüp satmayı, orada bulunan de zambik, Atlantik'e bakan Angola gibi
yoksa erkek mi olacağı sorulur. Üç ğerli madenlere (ve dahası insanlara) ülkelerdeki ilişkilerini emperyalist ül
bilinmeyenli denklem gibidir aile için. el koymayı ve ana yurdun zenginleş kelerin genel çıkarlarını devam ettirme
İşte yeri göğü yırtan ağlamayla karışık mesini sağlamayı hedefliyordu. Fakat adına sürdürdüğü su götürmez bir ger
bir çığlık dünyaya yeni bir yaşamın gel (artı değer üreten değer olan) serma çektir. Nitekim Gine Bissau Cabo
diğini muştularken denklem de çözül yenin, ihracını ve artı değer sömürü Verde adalarının bağımsızlığı için sava
müş olur. sünü asla öngörmüyordu. (ki zaten şan PAlGC'in önderi Amilcar Cabral,
Merkantilist dönemin yağmacıları tarihsel gelişim böylesi bir sömürünün kendi ülkesindeki Portekiz egemenliği
da "herşeyin başı para ve altındır" diye gerçekleşmesini olanaksız kılıyordu.) nin özünde emperyalizmin egemenliği
rek dünya çapında bir yağmaya giriş Emperyalist dönemde sömürgecilik de olduğunu şu şekilde ortaya koyuyor.
tiklerinde doğacak bir çocuğa hazırlık ise meta ihracının yerini ağırlıklı olarak
yaptıklarının farkındamıydılar? Doğa sermaye ihracı almış, dünya ekonomik
cak çocuğun nasıl bir niteliğe sahip ve toprak bakımından büyük finans "aslında Portekiz, dünya
olacağını biliyorlar mıydı acaba? kuruluşları ve devletlerarasında payla emperyalizmi hizmetinde,
İngiltere, Fransa, Almanya, İspan şılmıştır. Bu dönemde emperyalist ülkemizdeki insansal ve
ya, Portekiz, İtalya gibi ülkelerde deniz ülkeler dışında sömürgecilik aramak maddesel kaynakları bazen
filolarını hazırlayan ticaret adamları, safdillikten öte bir anlam taşımayacak de gönüllü jandarmalığını
seyir defterlerine bilinmeyene doğru tır. Sermayenin ilk birikim döneminde
günlerce yol almayı, bakir toprakların Cizvit papazlarıyla ünlü Portekiz sö yapmaktan öte bir anlam
üzerinden defalarca geçmeyi yazmış mürgecileri vardıkları denizaşırı ülke taşımaz."
lar, altını da kırmızı kalemle çizmişlerdi. lerde salt yağmacılıkla kalmayıp, dini
Her sefer büyük zenginliklerin daha da inançlarını, geleneklerini de taşımaya "Portekiz sömürgeciliği, 19. yy'ın
büyümesine yolaçıyor, alttan alta yeni çalışarak sömürge halklarının iç dina sonunda emperyalist ülkelerin Afrika'
bir üretim tarzının ilk birikimini geliştiri miğe ilişkin ana öğelerinin tahrip edil yı bölüşmelerine karşın ayakta kaldı,
yor, manüfaktür dönemini yaşayan ve mesinde önemli roller üstlendiler. çünkü ingiltere, 1703 Metwen anlaş
henüz sanayi kapitalizmi dönemine Ancak diğer sömürgeci (İngiltere, ması ile bir yarı sömürgesi durumuna
girememiş olan ilişkileri hızlandırıyor Almanya Fransa vs.) ülkeler gibi elde getirdiği Portekiz'in arzularını destekli
du. ettikleri değerleri hızla gelişmeye baş yordu, İngiltere, Portekiz sömürgecile
"Amerika'nın gümüş ve altınlarının layan kapitalist çağın rotasına uygun rine yalnızca ekonomik kaynaklarını
keşfi, yerlilerin köle durumuna sokul bir tarzda yönlendirmediklerinden sömürmek için değil fakat doğuya açı
ması, bunların madenlere tıkılması ya çağın akışının gerisinde kaldılar. Bir lan yolları da birer temel üs olmaları ve
da büsbütün yokedilmesi, Hindistan' süre sonra da İngiltere, Portekiz'i yarı böylece Hint Okyanusu'ndaki İngilte
da fetihlerin ve yağmacılığın başla sömürgesi haline getirdi ve bu olgu re'nin tam egemenliğini garantileme
ması, Afrika'nın zenci avı için bir çeşit 1703 Metwen anlaşması ile teyid edildi. leri açısından da ilgi duyuyordu. Öteki
kapalı ticaret alanı haline getirilmesi; Gelinen bu aşamadan sonra, özel sömürgeci güçlerin iştahlarını bastır
işte, anamalcı çağın şafak vaktini bildi likle liberalizm sayfasının kapandığı, mak ve Portekiz sömürgelerindeki
ren şairane ilk birikim yöntemleri burjuva devrimleri çağının ömrünü çıkarlarını sağlama almak için İngiltere
bunlardır" (KapitaSC.1 K.Marks) (dip tükettiği 20.yy. başlarında, adı sömür en iyi çözümü buldu; yarı sömürgesi
not 1) geci ülkeler arasında geçen fakat özde nin "haklarını savundu...
47
Aslında Portekiz, dünya emperya
lizmi hizmetinde, ülkelerimizdeki in
sansal, ve maddesel kaynakların, ba
zen de gönüllü jandarmalığını yapmak
tan öte bir anlam taşımaz. Bu Afrika'
daki Portekiz sömürgeciliğinin yaşa
nırlığını korumasının gerçek nedenidir,
aynı zamanda savaşımızın uzama ola
sılığınında. öyleyse geniş ölçüde, öteki
sömürgeci güçlerin Afrika'daki varlı
ğından çok Portekiz'in varlığı başka
sömûrgeci gizlerinözellikle İngiltere'
ninvarlığına bağımlı olmuştur ve hâlâ
da öyledir," (Gine Halk Devrimi sayfa
1718).
Portekiz bugün emperyalizmin yeni
sömürgesi bir ülke durumundadır,
Azgelişmiş bir ülke olmasına rağmen
emperyalizmin denetimindeki devletin
müdahalesi ile işbirlikçi tekelci burju
vazi o!uşma olanağı bulmuştur. 1960'lı
yıllarda sömürgelerde ulusal bilincin
yükselerek kurtuluş hareketlerinin baş
göstermesi, Portekiz'i ekonomik ba
kımdan kısa sürede çökertebilirdi.
Ancak Portekiz bu gelişmeler karşı
sında emperyalizm ile bağlarını daha
da sıkılaştırdı. "Askeri bakımdan ko
ruma sağlayabilmek amacıyla Porte
kiz, yabancılara bundan böyle akla
gelebilen her tür ayrıcalık ve vergi
gümrük indirimleri, transfer güvencesi GineBissau devriminin önderi Amilcar Cabral
vb, haklar dağıttı. Hesap gittikçe arttı.
Son yıllarda Portekiz NATO ortakları binlerce Portekizlinin savaşa sürüklen 70'li yıllarda artık ne için savaştığını,
nın bunların arasında Fedaral Alman mesi on iki yıl içinde binlerce ölünün kimin çıkarlarını savunduğunu bile bil
ya'da vardır) büyük ölçüde, askeri verildiği bir bilançoyla ortaya çıkardı. meden denizaşırı ülkelere savaşmaya
bakımdan işe yaramayan silah ve teç MDP/CDE (Portekiz Demokratik giden Portekiz gençlerinin, anne ve
hizat aldı. 1945 yılından beri yabancı Hareketi/Demokratik Seçim Komisyo babalarının düşüncelerini MDP/CDE
sermaye Portekiz'de her yıl ortalama nu)'nin Portekiz halkına yönelik hazır bildirisinde bu şekilde ortaya koyu
400 milyon, 197071 yıllarında aşağı ladıkları bildiride tepkiler olanca şidde yordu. "Sömürgesiz yaşanmaz" balo
yukarı 1.2 milyar esküdo veya 45 mil tiyle dile getirilerek sömürgelerdeki nu sönmüş ölümle, acıyla iğrenç
yon dolar civarında kâr topladı. Porte haksız savaşa son verilmesi isteniyor işbirlikçi hükümetin maskesi düşmüş
kiz'e sermaye ihracında başta gelen du. tü.
ülkeler" Büyük Britanya, Federal Al "Bütün dünyanın Gine, Angola ve Madalyonun bir yüzü işte bunları
manya, ABD ve Fransa'dır") (Bugünkü Mozambik'teki savaşlara son verilmesi gösteriyordu. Ya diğer yüzü, Kara derili
Portekiz'de sınıflar ve sınıf mücadelesi çağrısı karşısında hükümetin inatçılığı insanların ak umutları, ak umutlara var
syf. 15) (dipnot: 2) ve yanına yaklaşılmaz tavrı, uluslara mak için döktükleri kızıl kanları, kanla
rası tekellerin ve kendi içindeki tröstle rıyla beslenen kavgalar. Madalyonun
Görüldüğü gibi Emperyalizmin rin çıkarlarını korumaya çalıştığını ve diğer yüzü kara Afrika'nın uyanışı
Portekiz ile ilişkileri, Portekiz'in dünya daima artan bir ölçüde sömürgelerin aydınlanışıdır.
konjonktüründeki konumu ve sömür yerli halklarının doğal zenginliklerinin
gecilik olgusunun emperyalizm çağın sınırsızca sömürülmesini planladığını Gine'de Devrim:
da içine girdiği farklılaşma Portekiz'e ortaya koymaktadır. Uzun yıllar Portekiz sömürgesi ola
sömürgelerinde gerçek bir sömürgeci Gerçekten de bu zenginlikler üze rak kalmış, Angola, Mozambik ve Gine
lik misyonu yükleyememektedir. Keza rinde kahveden petrole, şeker, elmas, Bissau'da birbirinin ardı sıra gerçekle
Portekiz'in denizaşırı ülkelerde gerçek meyva, çay, manganez, boksit ve uran şen devrimler; Kara Afrika'nın, Ulusal
leştirdiği ana faaliyet emperyalist ser yum kadar büyük Alman, Amerikan, Kurtuluş savaşçılarının dökülen kanla
mayenin yayılması da basamak göre Belçikalı, Fransız, İngiliz, Güney Afrika rıyla kızıla boyanmaya, yaşlı kıtanın
vini üstlenmek olmuştur. ve diğer ekonomik gruplar CVF ile özgürlük haykırışlarıyla tempolanan
Portekiz sömürgelerinde ulusal Champotimabel grubu, Sauor ve Molli koca bir yüreğe gebe olduğunu göste
kurtuluş hareketlerinin güç kazanması deniz aşırı bankası, Portekiz Atlantik riyor.
sonucu Portekiz hükümetinin gerçek Bankası ve Fonsecase Burnay ve Elpo GineBissau devrimi geçen sayı
leştirdiği müdahaleler 1960 yılından rito Santo gibi borsa bankalarıyla çok mızda tanıtmaya çalıştığımız Mozam
sonra demokrat kamuoyunda önemli sıkı bir ilişki içinde gelişmiş bir çıkarlar bik devrimiyle gerek zaman kesiti ve
tepkilere yolaçtı. Portekiz'in azgelişmiş ağı kurulmuştur... Bu gruplar burada gerekse gelişim seyri anlamında ol
bîr ülke oluşu nedeniyle halk kitleleri Portekiz'deki işçileri soyan, sömüren dukça benzerlikler gösteriyor.
refah düzeyinin oldukça geri bir lerle aynı gruptandır. Bunun için hükü
düzeyde seyrettiği yetmezmiş gibi met burada ve Afrika'da onların hizme Gine'nin keşfi (uygar Avrupalı tara
sömürgelerdeki uyanış» bastırmak için tindedir." (Bugünkü Portekiz sf, 4445) fından) 1400 yıllarına rastlar. Her yeni
keşif gibi bu da Avrupa'lıya yeni bir
zenginlik kaynağı yarattı. Portekizli
denizci Nano Tristone'nin 1446 yılında
yaptığı araştırmalar Portekiz'de Afrika'
nın bir bölümünündaha kapılarını ara
lamaya yetti. Kısa sürede "Loncodos"
olarak anılan Portekizli tüccarlar alım
satım merkezleri kurdular. Daha son
raki yıllarda Portekizli tüccarların yer
leşik ilişkileri daha da gelişti. 1630'da
Cocheu genel komutanlığının yöne
timsel işgalin temelini alması ve 1692'
de yönetim aygıtının oluşturulması için
Bissau'da genel komutanlığın kurul
ması köle ticaretinin de başlamasına
kolaylık sağladı. Köle ticareti Portekizli
yabancılarla işbirliği yapan bazı kabile
ler eliyle de yürütülmeye başlayınca
daha yaygın bir uygulama haline geldi.
Bu dönemlerde Portekiz'in, Gine'nin
tümünü denetimi altında tuttuğu söyle
nemez, özellikle liman bölgelerindeki
ilişkiler başlangıçta Portekiz için yeterli
görülüyordu. Ancak 19. yüzyılın sonla
rına doğru İngiliz ve Fransızların Gine'
ye göz dikmesinden ve buradaki Amilcar Cabrai, elinde tüfekle bağımsızlık savaşçılarına ders veriyor.
çıkarlarının zedeleneceğinden çekinen
Portekiz hükümeti Gine'nin tümünü başka deyişle devrim arefesinin belir Cabral'ın halkımız olarak adlandır
işgal etmek için yoğun bir çabaya lenmesinde Gine devrimcileri için (tüm dığı sınıflar ve düşman sınıflar kimlerdi.
girişti. İslamiyeti kabul etmiş kabilele dünya devrimcileri için olduğu gibi) Qine devriminin karakterini, sırf eko
rin desteğini alarak Animist kabileleri vazgeçilmez bir öneme sahiptir, öte nomik yanının vardığı seviye ve sınıfla
baskı yoluyla sindirdi ve bütün ülkeye yandan kabile düzeninin önemli bir rın karakteri belirleyecekti. Amilcar
yayıldı. Bu yayılma politikası Bissagos ölçüde etkinliğini sürdürdüğü diğer Cabrai Gine'de sınıfların tahlilinde
takımadalarının ele geçirildiği 1936 Afrika ülkeleri gibi Gine'de de etnik öncelikle aralarında kesin ayrılıklar
yılına kadar sürdürüldü. Gerçekleştiri farklılaşmalar toplumsal tavır alışta rol bulunmasına karşın kırsal alanlarla
len işgal Gine'nin salt ekonomik sömü oynayan etmenler olarak kendisini kentsel merkezler arasındaki ayrımları
rüsüyle sınırlandırılamazdı. Bu ait gösteriyordu. ortaya koyarak başlıyor.
yapıya uygun düşecek sömürgeci Gine'de etnik guruplar arasında en "Kırsal alanlarda iki ayrı grubu ayrı
yönetimsel bir ilişki ağıda örgütlendi yaygın olarak bilineni Balante'lerdir. ayrı belirlemeyi gerekli bulduk: yarı
rildi. Gine'de örgütlendirilen bu yöne Daha sonra Madjak'lar, Fula 'lar, feodal dediğimiz Fula 'larla, belli bir
tim ilişkisi içerisinde yerli halka hiçbir MandPepol'lar ve benzeri etnik gruplar yönetim biçiminden yoksun olarak
siyasal hak tanınmıyordu. sayılabilir. Öte yandan dinsel etkinlik saptadığımız Balate'ler (...) Fula 'ların
olarak da Animistler ve Müslümanlar toplumsal yapılarına ilişkin kısa birkaç
Yerli halk tüm haklardan yoksun Gine'de iki büyük din olarak varlıklarını bilgi vermek istiyorum. Bizce reisler,
olmasına karşın vergi veriyor ve angar sürdürüyorlardı. soylular, dinsel kişiler bir grup oluştur
ya işlerde zorla çalıştırılıyordu. maktadır. Bunlardan sonra esnaf ve
Gine Avrupalı ile tanıştı tanışalı zengin satıcılar olan Dyula'lar gelir ve
kendi tarihini yaşayamadı. İç dinamik sonra, genel anlamda köylüler (...)
sel gelişimi Portekiz sömürgecileri "Amilcar Cabrai Gine'de
sınıfların tahlilinde öncelikle Fola'lar arasında köylülerin hiçbir hak
tarafından tahrip edildi. Tahribatın lan yoktur ve Fula toplumundaki
tamiri, iyileştirilmesi de mümkün de aralarında kesin ayrılıklar sömürülen grupturlar (...) Tam karşıt
ğildi. Gine'nin kendi tarihini yaşaması bulunmasına karsın kırsal sayılabilecek Balente'lerdeyse hiçbir
Gine'yi boyunduruk altında tutan zor alanlarla kentsel merkezler sınıflaşma göstermeyen bir toplum
banın, Portekiz sömürgecilerinin ko buluruz. Yalnızca köyün ya da bir
vulmasından geçecekti. arasındaki ayrımları ortaya
köyün yaşlılarından oluşmuş, günlük
koyarak başlıyor."
İşte; Gine bağımsızlık savaşıyla sorunların çözümüyle uğraşan bir yaş
alevlendiği gün Gine takviminin ilk lılar meclisi vardır. Balente grubunda
günüdür. Gine işte o günden beridir ki Birçok Afrika ülkesinden farklı ola mülkiyet ve toprak köyündür. Ve her
kendi tarihini yaşıyor. rak etnik ve dinsel gruplaşmalar Gine aile kendisine gerekli olduğu kadar
devriminde önemli bir rol oynamışlar toprağa sahiptir. (...) İki uç arasında
çok ara durum sözkonusudur. Küçük
sınıf dır. Bunu herşeyden önce Gineli dev
Afrika'da çiftlik sahiplerine değinmem
rimcilerin sorunu doğru çözümlemele
Gine'de Portekiz'in müdahalesiyle rinde ve hedefi şaşırtacak çelişkileri on gerekir. Bu sayıca çok az bir gruptur
birlikte sınıfların doğal vadilerindeki plana çıkartmamaktaki ustalıklarına fakat yine de belli bir önem taşır ve
ilişki ve çelişkileri tersyüz olmuştu. bağlamak gerekir. Gine devriminin kurtuluş mücadelesinde olağanüstü ak
Devrim öncesinde işbirlikçi yapılardan önderi Am uçar Cabraf kabilecilik siste tif olduğunu göstermiştir. (GHD, si 66
devrim ittifakı sayılacak sınıflara değin minin devrimin geilişiminde olumsuz rol 67)
yapılan tahliller dostu düşmandan ayır oynamamasın nedenlerini şu şekilde Kentlerdeki ayrımın başında ise
makta, sınıf mevzîlenmesinin veya bir ortaya koyuyor. (GHD) Afrikalı ve Avrupalı ayrımı geliyordu.
49
Avrupalıları, kendi aralarında sınıflan Köylülüğün Gine ekonomik koşul Devrimde önderlik Sorunu
dırmak da mümkündür. Buna göre larının yarattığı üst yapı sonucu reisleri
yüksek mimarlar ve işletme yönetici izleme eğilimlerine rağmen mücadele Gine'de Mücadelenin
leri, orta memurlar, küçük Avrupalı tüc köylülüğün devrimci saflara çekilme Gelişimi:
carlar, ticaret ve serbest mesleklerle sinde etkili olmuştur. (36)
Kentlerde ise varolan gruplar içinde Kara Afrika'nın yazgısı beyazların
uğraşanlar ve en sonu işçiler bir ses eline geçtikten sonra kendi tarihini
olmanın başlıca katlarıydı. İşçilerin Avrupalılar çıkarları gereği Ulusal Kur
tuluş Hareketinin baş düşmanıydılar. yaşayamadı. Onlar için yaşam uzun bir
çoğunluğu da usta işçilerdi. süre sömürgecinin zulmünden, sömü
Kentlerdeki Afrikalılar ise kendi ara Kentlerdeki Afrikalıların eğilimlerini ise
Cabral üç gruba ayırıyor. "İlkin sömür rüsünden oluşan anaforun arasında
larında çeşitli tabakalara sahipti. Cab acılar içinde devam etti. Acılar içten içe
ral bu tabakaları da şu şekilde çözüm geciliğe tümüyle bağlı onunla uzlaşma
içindeki grup vardır: bu gurup çoğun gelişen tekpilerle kucaklaştı. Sömürge
lüyor; cinin el koyduğu Kara Afrika'da yazgı
"Afrikalılar arasında yüksek me lukla yüksek memurlar ve serbest mes
lek sahipleridir. İkinci olarak bizim omuzların mavzerlerle temas etmeye
murlar, orta memurlar ve serbest mes başladığı anda değişmeye başladı.
lek sahiplerinden oluşan bir grup yanlış olarak devrimci küçük burjuvazi
diye nitelendirdiklerimiz var ki, bunlar Kara Afrika kendi tarihini yaratmaya,
buluyoruz. Bunlardan sonra küçük yaşamaya başladı.
memurlar ve ticarette kontrolsuz ola küçük burjuvazinin milliyetçi kesimi
dirler ve Gine'de ulusal kurtuluş müca Kara Afrika'nın Gine'sinin yepyeni
rak çalıştırılan ve her an kurulabilecek apaydınlık tarihi, kurtuluş mücadelesi
durumdakilerden ayrılması gereken delesi düşüncesinin kaynağıdırlar. İkisi
arasında ise hâlâ ulusal kurtuluş müca nin tarihi önce bir avuç, Avrupa'da eği
ticarette kontrollü çalışan kesim gelir. tim görmüş aydının kendi aralarında
Küçük çiftlik sahiplen de bu gruba delesi mi Portekizliler mi kestirememiş
olan küçük burjuvalar vardır. Sonra bir çıkış yolu aramasıyla başlar. Bu bir
düşerler. Biz bütünlemeyle bütün bu avuç aydın sömürgeciliğin dünya ça
üyeleri Afrika küçük burjuvazisi diye gündelikçiler gelir ki bunların Avrupa
toplumundaki proleterya ile kesinlikle pında ulaştığı konumu, İkinci Dünya
niteliyoruz. Sonra gündelikçi işçiler Savaşı sonrasında değişen güçler den
gelir. Bunlar arasında rıhtım işçileri, aynı olmamalarına karşın aralarında
kaba bir benzetme yapılabilir. Çoğun gesinin, emperyalizmin Afrika üzerin
gemilerde tarımsal ürünler taşıyanlar deki politikalarını araştırmış ve çözüm
gibi önemli yan gruplar vardır. Bir de ev luğu kavgaya adanmıştır." (GHD, sf.
lemiştir. Bu çözümlemelerin ışığında
hizmetçileri, tamirhanelerde ve küçük 72)
atılan ilk adımlar "yeniden Afrikalılaş
fabrikalarda çalışanlarla dükkânlarda ma" ana düşüncesi çerçevesinde ulu
hamal olarak iş görenler vardır. (...) "köylülüğün gine ekonomik sal bilincin oluşturulması doğrultu
Sınıfsızlar dediğimiz bir gurupta vardır koşullarının yarattığı üst sunda gelişti. 1953'de başlayan "bütün
ki bunlar ikiye ayrılmaktadırlar. Birinci bu çalışmalar, denemeler, Afrika'lılara
sini tanımlamak kolaydır. Lümpen pro yapı sonucu reisleri izleme
bir spor eğlence derneğini bile yasak
leterya denilebilecek (eğer gerçek bir eğilimine rağmen, mücadele layan yönetim çevrelerinin direnişi kar
proleterya varsa) kesim ki bunlar dilen köylülüğün devrimci saflara şısında başarısızlığa uğradı. (...) Yine
çiler, fahişeler vb. gibi gerçekten sınıf çekilmesinde etkili de bu ulusal hareketin Gine'li ve Yeşil
sız olanlar. İkincisi ise tam da sınıfsız olmuştur." Burun'lu sivil görevlilerden ve memur
denilemeyecek ve kurtuluş mücadele lardan oluşan öncüleri Bissao'daki
mizde son derece etkin olan bir grup işçileri gizlice Gine'nin Ulusal Kurtu
tur. Genellikle küçük burjuva ve işçi Cabral sınıfsızlar olarak betimlediği luşu İçin Hareket (MİNG) adlı örgütte
aileleriyle bağıntılı olan, kırsal alanlar kesimin mücadele karşısındaki tutu toplamak için harekete geçtiler. "(GHD
dan yeni gelip henüz hiçbir iş yapma munu çözümlerken de lümpen prole
yan ve çoğunlukla genç olan bu teryanın bilinçli ya da bilinçsiz müca
kişilerin kentlerde olduğu kadar kır "kara afrikanın Ginesi"
dele karşıtı bir tutum içinde olduğunu
larla da yakın bağlantıları vardır. Bazen ortaya koyuyor. Buna karşılık alandan yepyeni apaydınlık tarihi,
şu ya da bu işi tutarlar fakat genellikle yeni gelin ve hem kır hem de kentlerde kurtuluş mücadelesinin
ailelerinin paralarıyla yaşarlar. "GHD, bağlantıları olan kesimin mücadele tarihi, önce bir avuç,
sf. 6869) karşısındaki tutumu tümüyle olumlu Avrupa'da eğitim görmüş
Çözümlenmesi yapılan bu grup ve yönde gelişiyordu. Bunlar mücadeleye aydının kendi aralarında bir
sınıfların Portekiz işgali ve gelişen dev hemen katılıyorlar ve hareketin ivme
kazanmasında etkin roller üstleniyor çıkış yolu aramasıyla
rimci mücadele karşısında ve alacak
lan tavırlar çözümlemeyi tamamlaya lardı. baslar."
çaktır. Sınıfları ve tutumlarını bu şekilde
Fula'lar grubunda reis ve çevresi çözümledikten sonra mücadelenin kı sf 4243) Gizliliği yeterince sağlanama
sömürgecilerle yakın bağlantılar içine sa ve uzun erimli süreç içindeki hedef mış örgütsel ideolojik ve politik anlam
girmiştir. Portekizliler Gine'nin ilk fatihi lerini tespit etmek gerekiyordu. Amil da bilimsel özelliklere sahip olmayan
olan Fula'lar ile yakın bağlantıya gir car Cabral mücadelenin başladığı MİNG ve bu örgütlülük çatısı altında
mek zorunda kalmışlar ve sonunda andaki temel çelişkinin ne olduğunu, kotarılmaya çalışılan yasal eylemler
Fula'ları kendi işbirlikçisi grup haline saptamanın ilk iş olduğunu belirterek örgütlenmenin yaygınlaştırılması ve
getirmişlerdir. Esnaflarında reislere hedefi şu biçimde sergiliyordu: güçlendirilmesi anlamında gereken
olan aşırı bağlılıkları Portekiz sömürge "Bizce temel çelişki, Portekizliler ve başarıyı sağlamadı. 1956'da MİNG'in
ciliğinin varlığına güç katan bir ilişki uluslararası burjuvaziyle sömürdükleri güçsüzlüğü ve yetersizliği aynı Afrikalı
olarak görülüyordu. Fakat esnaflar ara halkımız arasındakiydi. Ülkenin içinde gurubu dahafarklı bir örgütlenmeye
sında bulunan bazı kesimler de tam ter de temel çelişkiler vardır. Sömürgeci gidildi. İşte devrim mücadelesini so
sine reislere karşı tutum almak onlarla likten kurtulduktan sonra Gine'de arta nuna kadar sürdürecek olan PAIGC
olan bağlılıklarını azaltmak için çaba kalacak asıl çelişki yönetici sınıflarfeo (Partido Africano da İndepedencia da
sarfediliyordu. İşte esnafların bu kesi dal gruplarla, belli bir toplumsal düzen Guine Caba Verde) (Gine ve Caba
mini Portekiz sömürgeciliğine muhalif lenişi, yönetim biçimi olmayan kesim Verde'nin Bağımsızlığı İçin Afrika Par
kanat olarak betimlemek olanaklıdır. arasında baş verecektir." (GHD sf. 74) tisi), 1956'nın Eylül ayında kuruldu.
50
PAIGC'nin kuruluşu ve örgütlülü devrimcilerin Afrika halkının sosyo Emperyalizm ve proleter devrimleri
ğünün gelişimi büyük bir gizlilik içinde kültürel ve ekonomik özelliklerini doğ çağında demokratik devrimleri başa
yürütüldü. İçin için yanan bir kor gibi ru çözümleyişi hedeflerin netleşme rıya ulaştıracak ve kesintisiz bir şekilde
gelişen hareketin alevlenmemesi, ate sinde belirleyici karaktere sahiptir. sosyalist devrime dönüştürecek olan
şin tüm Gine halkını sarmaması için Birincisi devrimciler kitlelerin so tek devrimci sınıf işçi sınıfıdır. İşçi sını
Portekiz gizli polisi (PİDE) yoğun bir mut taleplerinden yola çıkarak devrime fının fiili anlamda önderliği üstlenmesi
çabaya girişti. Fakat örgüt içi güvenlik kanalize etme için somut programlar nin objektif olarak olanaksız olduğu
35 kişilik hücreler ile sağlandığı için geliştirdiler. İkinci olarak da devrim sömürge ülkelerde işçi sınıfının öncü
PİDE'nin çabaları çoğu kez boşa gidi mücadelesinde antisömürgeci güçle lüğü ideolojik biçimde kendisini göste
yordu. PAIGC'nin önceleri küçük bur rin tümünü seferber edecek somut rir. İşçi sınıfı idelojisiyle silahlanmış
juvazinin radikal kesimi tarafından ortak hedefler gösterdiler. Amilcar devrimci parti devrimde kitlelere ön
yönetilen önderliği Bissao'lu dok ve Cabral'a göre gelişmiş bir ulusal bilinç derlik eder. (4)
nehir ulaşım işçilerinin katılımıyla geli olduğunda tarihin elçisi olarak salt bir İşte PAlGC'de ilk aşamada Cabral'
şerek güç kazanda. "Hareket başkent toplumsal katı nitelendirmek olanağı ında deyimiyle MarksistLeninist bir
çevresinden Bolama ve Bofata kentle yoktur. Gine gibi işçi sınıfının çekirdek parti olmamasına karşın mücadele
rine doğru hızla yayıldı. Kentli kitleler halinde olduğu, köylülüğün okur yazar içinde çelikleşmiş bolşevik kadroları
arasında da Gine ve Cabo Verde ile bile olmadığı küçük burjuvaların bulun kendi bünyesinden, çıkarmayı başar
paylaşılan bir mücadele ve bağımsızlık duğu bir ülkede tüm toplumsal katlar mıştır. Doğru politika tesbitleri, doğru
fikri yavaşta olsa giderek yaygınlaştı. tarihin elçisi fonksiyonunu birlikte hedefler Gine devrimindeki gelişimin
3 Ağustos 1959 tarihinde sömürge yerine getirirler. Ulusal Kurtuluş Savaşı bu yönde olduğunun ipuçlarını bize
birlikleri Pijiguiti'de dok işçileri grevini kazanılıncaya kadar bu durum böylece vermektedir.
50 kişi öldürerek kanlı bir biçimde sürer. Fakat daha sonra ulus kendi tari 1960 yılı başlarında PAIGC militan
bastırdılar." (GUKS, sf. 37). hine girer ve iç çelişkiler ön plana çık ları yapılan tesbitlerin ışığı altında kır
maya başlar. sal alanda yeni sempatizanların kaza
Dok işçilerinin kanlı bilançosu
nılması ve lojistik desteklerin yaratıl
PAIGC'nin mücadelesinde adeta dö Ulusal Kurtuluş Savaşının kazanıl ması için sıkı bir çalışmaya girdiler. Bu
nüm noktası oldu. Mücadelede "Ne masının ardından devrimin ileriye dönemde, daha sonra PAIGC'nin baş
Yapmalı" sorusu Gineli devrimcilerin doğru götürülmesinin yolu nereden kanı olan Rafael Barbosa'nın çalışma
önüne olanca ağırlığıyla bir kez dana geçecektir. İktidar, okur yazar bile ları ilk çarpışmaları yapacak çekirdeğin
çıkmıştı. Ya yasal kitle mücadeleleri, olmayan ve devletle ilişkileri o güne örgütlendirilmesi anlamında büyük ö
esas alınacak ve defalarca dok işçileri değin vergilerin ödenmesinin dışına nem taşır. Öte yandan parti genel sek
grevine benzer acı deneyimler yaşana taşımayan köylülüğe teslim edilemez. reteri Amilcar Cabral'da Conacry'de
cak ya da faaliyet yaşamın ve dolayı İşçi sınıfının nicel olarak gelişmesini parti kadrolarının eğitimi için bir okul
sıyla mücadele yöntemlerinin sonsuz oturup beklemek de iktidarın karşı dev kurdu. Yetişen kadrolar yeni sempati
karmaşıklığı içerisinde yeni çözümle rimci güçlere yeniden kaptırılmasıyla zanlar bularak okula göndermeye baş
meler ışığında kendisine yeni bir rota özdeştir. Gine'de ekonomik yaşanırlı ladılar. Geçen hazırlık döneminden
çizecekti. "Bay burjuva ilk kurşunu lığı olan bir burjuvazide bulunmadı sonra Temmuz 1962'de bir seri sabotaj
sıkmıştı" sömürgecinin açık saldırısı ğına göre geriye sömürgeci dönemde yapıldı. Bu sabotaj sonrasında PİDE'
silahlı mücadelenin gerekliliğini devletin ne olduğunu öğrenip meka nin yoğun operasyonları Rafael Bar
PAIGC'nin önüne somut bir biçimde nizmasının devindirmesinde (bürok bosa dahil yüz militanın tutuklanması
koyuyordu. ratik anlamda) deneyim sahibi olan na yol açtı. Ağustos ve Eylül aylarında
"Pijiguiti rıhtımındaki katliamla bas küçük burjuvazi kalmaktadır. Devlet da silahlı mücadelenin yaygınlaştırıl
tırılan TemmuzAğustos grevleri o yönetimini ele geçirmeye en yatkın kat ması kararı alındı. Kısa sürede gelişen
güne kadar izlediğimiz yolun yanlış manda küçük burjuvazi olmaktadır. gerilla mücadelesi 1/3'ünün denetimi
olduğunu gösterdi. Kentsel merkezle (Cabral'in bu konuda yanılmayı çok sömürgecilerin elinden çıkmaya yetti.
rin sömürgeciliğin kaleleri olduğu ve istemesine rağmen) Küçük burjuvazi Bu yörelerdeki denetim artık PAIGC'
kitle gösterilerinin yalnız etkisiz olmak nin toplumsal bir kat olarak çok kaypak nin eline geçti.
la kalmayıp sömürgeciliğin baskıcı ve bir niteliğe sahip olması bir ayağının PAIGC'nin mücadelesinin gelişimi
yıkıcı hareketlerine kolay hedef olduk devrimde diğerinin karşı devrimde farklı alanlarda daha kurumlaşmış
ları da anlaşıldı" (GHDsf.44). bulunması sonucunu doğurmaktadır. örgütlenmeler yaratma ihtiyacını do
PAIGC'nin önderi Amilcar Cabral Küçük burjuvazinin sol kesimi devrim ğuruyordu. Kurtarılmış bölgelerde e
tarafından yapılan bu tesbitle birlikte mücadelesi yükseldikçe, mücadeleye konomik ilişkilerin düzenlenmesi par
örgütlenme ve mücadele yöntemle daha fazla sarıldıkça, kalıcılığı ve tinin görevleri arasına dahil oldu.
rinde de değişikliğe gidildi. sürekliliği netleştikçe kökeninden kay Portekiz sömürgecilerinin kırsal alan
Katliamın ardından yapılan bir top naklanan zaaflarıda temizler. larda köylülere karşın yoğun baskı
lantıda silahlı mücadele için hazırlıkla "Devrimci küçük burjuvazi içtendir, uygulaması askeri üslerin köylerin
rın başlatılması, kentlerdeki çalışmala yani tüm engel koşullara karşın halk dışına taşınmasını zorunlu hale getirdi.
rın daha gizli sürdürülüp kitle gösteri kitlelerinin temel çıkarlarıyla bütünleş Askeri üsler orman bölgelerine taşındı.
lerinden kaçınmak ve en önemlisi miş olarak kalır. Bunu yapması için inti Fakat köylerdeki siyasal çalışmalar
kırsal alanlarda örgütlenmek için acil har etmesi gerekir; fakat kaybetmeye devam etti. Askeri anlamda ise düşma
olarak çalışmaların başlatılması karar cektir. Kendisini feda ederek kendisini nın moralinin bozulması ve direncinin
lan alındı. Artık kentsel alanlar ikinci tekrar yaratabilir. Bu kez işçilerin, köy kırılması için sürekli olarak rahatsız
planda değerlendirilmeye başlanmış lülerin koşullarında" (GHD, sf. 84). etme politikası izlendi. Daha sonra da
köylülük ulusal kurtuluş savaşının baş Cabral'ın küçük burjuvazi için yap askeri dağınık birlikler FARP (Devrimci
gücü olarak tesbit edilmiş mücadelede tığı bu tespit özünde işçi sınıfının nicel Halk Silahlı Kuvvetleri) adı altında düz
bunların temel alınması netleştirilmiş ve nitel anlamda gelişkin olmadığı gün ve devamlı bir ordu çatısı altında
tir. sömürge yeni sömürge ülkelerde dev bütünleştirildi.
Gine halkının ulusal bilinci yakala rimci önderlik sorununa da cevap Artık savaşım daha örgütlü ve
yarak emperyalizme karşı tavır alışında vermektedir. düzenli birliklerin elinde doğruluğu
51
pratikte sınanmış bir strateji çerçeve meyvesini verdi. Bu gelişmenin hemen mal tarihinin başlangıcını teşkil eder"
sinde yürüyordu. Mücadelenin yarat ardından ülkede genel seçimler yapıldı (Kapital Ciltl)
tığı kitlevi örgütlenme düzeyi ve moral ve ilk ulusal halk meclisi toplandı. Böy
1964 Nisanında Portekizlilerin geniş lelikle son gelişmeler daha meşru bir (2): Portekiz'in yeni sömürge yapısını
çaplı karşı saldırılarının püskürtülme platformda mücadele etmeye olanak emperyalizm açısından incelersek de
sinde etkili oldu. 1965 yılma gelindi tanıdı. AET emperyalizmi ile gitgide daha sıkı
ğinde ise kurtarılmış bölgeler ülkenin Gine ve Cabo Verde'nin halkının bağlar kurulduğunu görürüz. AET
yarısını kaplamıştı. önderi Amilcar Cabral uzun yıllar emperyalizmiyle ilişkiler son yıllarda
Kurtarılmış bölgeler sadece Porte süren çabalarının sonuçlarını tam gör Portekiz'in ekonomisinde belirleyici bir
kizlilerin sürülüp atıldığı alanlardan meye başladığı an; 20 Ocak 1973'te rol üstlenmiştir. Bu ilişkileri sermaye
ibaret olamazdı. Bu nedenle bir ileri öldürüldü. Cabral'ın ölümünden sonra ihracı bazında sayısal olarak ortaya
toplumun ilişkilerinin nüve halinde de PAIGC genel sekreterliğine Aristido koymak gerekirse ortaya şöyle bir
olsa örgütlendirilmesine kurtarılmış Pereira seçildi. 1973 Eylül'ünde meclis tablo çıkmaktadır;
bölgeler birikim yarattı. Bu birikim bağımsız devlet ve cumhuriyeti ilan "Portekiz'de Avrupa Ekonomik Bir
Gine devrimi hedefi ile de çakışıyordu. etti. liği ülkelerinden gelen sermaye, özel
Cabral bu hedefi açık bir ifadeyle Portekiz'de Salazar rejiminin yıkıl likle Batı Alman ve İngiliz sermayesi
ortaya koyuyordu: masından sonra 26 Ağustos 1974'te yoğun şekilde hakimdir. 1971 yılında
Portekiz hükümeti Gine'nin bağımsızlı yabancı yatırımcıların ülke olarak pa
"Amacımız yalnız Portekizlileri yur ğını onayladı. yına düşen miktarlar milyon Eskodo ile
dumuzdan söküp çıkarmak olursa Afrika'nın Gine Bissau'sunda uzun şöyleydi; ABD: 391.6, Batı Almanya:
bunun bir anlamı kalmaz. Onları yur süreli bir ulusal kurtuluş savaşı da 237.1,İngiltere: 156.2, Fransa: 72.6,
dumuzdan kovmak istiyoruz. Ama aynı emperyalizmin "kâğıttan kaplanlarını 1972'de ise ABD: 300. 3, Batı Almanya:
zamanda halkımızın beyazlar ya da parçalamış özgür, mutlu ve sömürüşüz 589.0, İngiltere: 298.6, Fransa: 74.7,
siyahlar tarafından sömürüsüne de dur bir gelecek için büyük adımlarla ilerle 1973 yılında da, ABD: 238.9, Batı
demek için mücadele ediyoruz." meye başlamıştı. Gine'li devrimciler Almanya: 815.4, İngiltere: 552.3, Fran
(GND, sf. 53) bıkmadan usanmadan savaşmışlardı. sa: 109.6" (Geçiş Süreci sf. 19)
Kurtarılmış bölgelerde yönetimsel Mücadelenin uzun süreli bir halk sava (3): "Bugüne kadar köylülük, siya
yapı şu şekildeydi; şından geçiyor olması, kırlarda bitmek sal bir etken olarak, kendini sadece
Köylülerce seçilen ve kurulan köy tükenmek bilmeyen çarpışmalar, şehir tarla yaşamının yalnızlığına dayanan iç
kurulları. Bunların üstünde mıntıka lerdeki PİDE ajanlarının yoğun dene sönüklüğüyle göstermiştir. Nüfusun
kurulu (köy kurulları temsilcilerinden timi altındaki limanlarda işçiler arasın büyük yığınının bu iç sönüklüğü
oluşur). Mıntıka kurulları üstünde ise da sürdürülen faaliyetler, kırlardaki sadece Roma ve Paris parlamenter
bölge kurulları vardır ve bu kurullarda kurtarılmış bölgelerin yaygınlaşması bozulmuşluğunun değil, ama Rus des
doğrudan doğruya partiye bağımlıdır oranında şehirlerde boy gösteren dev potluğunun da en güçlü dayanağını
lar. Partinin denetim ve yönlendiriciliği rimci şiddet hareketleri ve nihayet oluşturur. Ama hiç de üstesinden geli
altındadırlar. şehirlerde de vurulan son darbelerle nemez bir şey değidir." (Almanya'da
1968 yılma gelindiğinde Amilcar düşmanın cepheyi terkedîşi. Burjuva Demokratik Devrim, Engels,
Cabral ülkenin siyasi durumunu şu İşte Gine halkının ellerinde hiç yok sf. 408)
şekilde ortaya koyuyor; tan varedilen zafer böylesi çetrefilli bir (4): Ekonomist P. Kievski'nin "işçisi
"Kurtarılmış bölgelerimizden ömür sürece oturuyordu. olmayan ülkeler için bir işçi partisinin
boyu kovulmuş oları (ki bu bölgeler O büyük öğretmen Amilcar Cabral' Sloganlarını ortaya atmak genel olarak
yüzölçümün yüzde 60'ıdır ve toplam m dün cephede söylediği sözler bugün saçmadır" biçimindeki sözlerine Lenin
nüfusun yüzde 50'sini barındırır. Porte Gine'de okul sıralarında dilden dile şu karşılığı verir;
kiz sömürgeciliği kentlere sürülmüş dolaşır. "Bir işçi partisine ait sloganların yal
durumdadır. Genellikle zorla vergi top "Halkımızdan hiçbir şey saklama nızca işçiler öne sürüldüğüne, yalnızca
lamak biçiminde belirmiş olan Portekiz yın, Yalan söylemeyin Yalanları nerede ardından kimsenin gözyaşı dökmediği
egemenliği, direnen ya da yarı kurtarıl söylenirse orada açıklayın. Hiçbir güç müteveffa ekonomistler inanmıştır.
mış bölgelerde bile varlığını sürdüre lüğü, yanlışlığı, yenilgiyi maskeleme Hayır, bu sloganlar tüm emekçiler için
mez olmuştur. Bu bölgelerde halk yin KOLAY ZAFERLERİN SAHİBİ tüm halk için ortaya atılmıştır." (Lenin,
genellikle vergi ödemeyi reddetmekte OLMAYIN" Marksizmin Bir Karikatürü, 77)
dir. Kentsel merkezlerde polis ve asker
baskısına karşın militanlarımız yeraltı Dipnotlar
(1): Merkantilizmin, manifaktürlerin
Kaynakça:
çalışmasını geliştirmeye çalışıyor. Ör
gütümüz merkez kentler olan Bissao, gelişiminde oynadığı etki sermaye biri Kapital cilt1, K. Marks, Sol yayınlan
Bofato ve Bolamo'da sağlamlaştırıl kiminin tümüyle dış ticaret yoluyla, Marksizmin Bir Karikatürü ve Emper
mıştır."(GHD, sf. 138141) sağlandığı anlamına gelmiyordu. Zira yalist Ekonomizm, Lenin, Sol yayınları
ilk birikime böylesi bir anlam yüklemek İspanya, Portekiz ve Yunanistan'da
1971 yılına gelindiğinde ülkeyöne "Ulusal burjuvaların" kendi ülkelerinde Geçiş Süreci, Nicos Poulantzos, Belge
timsel açıdan nitel bir değişime uğru şirin gözükme yöntemlerinden biriydi. Yay.
yordu. Bölgesel yönetim komitelerinin Bir yerde işlediği "günahı" başka bir Gine Ulusal Kurtulup Savaşı, Gerard
yerine kurtarılmış bölgeler ulusal ko yerde övünme aracı olarak kullanı Chaliand, (Aşama yay.)
mitesi alıyor ve devlet mekanizmasının yordu oysa "Anamal'ın ilk birikimi... Gine Halk Devrimi, A. Cabral
oluşturulmasında çok önemli bir ge sadece üreticilerin mülksüzleştirilme Çağdaş Liderler Ansiklopedisi cilt1
lişme sağlanıyordu. Mücadele sadece si, yani sahibinin emeği üzerine dayalı (A. Cabral), cilt3 (Salazar), (İletişim
ülke içinde sürdürülmüyordu. Birleş olan özel mülkiyetin ortadan kaldırıl yay.)
miş Milletler nezdinde yoğun bir diplo ması anlamını taşır.. Bireysel ve dağı Bugünkü Portekiz'de Sınıflar ve Sınıf
matik mücadele de veriliyordu. Nite nık üretim araçlarının toplumsal olarak Mücadelesi, Barbara Schilling (Sorun
kim bu çabalar Nisan 1972'de oybirli temerküz etmiş üretim araçlarına dö yay.)
ğiyle PAlGC'nin Gine'de yayına yetkili nüşmesi, büyük halk yığınlarının bu Almanya'da Burjuva Demokratik
temsilci organ olarak tanınmasıyla ilk korkunç ve acı mülksüzleştirilişi ana Devrim, Engels'
52
AYDIN NAMUSU
NESNEL GERÇEKLİK
TEMELİ ÜZERENE KURULUR
(Y. Küçük'e küçük bir hatırlatma)

Selim SELVİ
Nesnel gerçeklik, yaşantının kendi Tezler'se. Bir dönem ve bir dönemin Küçük'e Türkiye Üzerine Tezleriyle
si, bizim dışımızda varolan, somut olan devrimcileri eleştirilecekse, onları sa ilgili topluca cevap vermek bir derginin
yaşanmış veya yaşanmakta olandır. dece olağanüstü hal mahkemelerin konusu olmayabilir. Ancak bizi yakın
Dürüst devrimci düşünce, eleştirirken iddianameleriyle değil, bizzat kendile dan ilgilendiren şeyler var ki bu
de, özeleştiri yaparken de dostunu ya rinin, eğer bulunabilirse bütün yazıla "devrimci dürüstlüğün" ta kendisidir.
da düşmanını ayırt ederken de nesnel rıyla yapılmalıdır. Ancak o zaman Bunlardan uzaklaşılan yerleri belirt
likten uzaklaşmamak zorundadır. Bir subjektivizm (nedenleri konsunda bu meden geçemeyeceğiz. Yalçın Küçük,
kez çifte standartlar uygulanmaya eylülist çizgiyi reddettiğini söylüyor,
başladımı, aynı düşünüş ve davranış eylülist sanat çevresini eleştirmeyi
biçimi kaçınılmaz olarak muhatabın dürüstlük durağı görüyorsa, aynı dü
karşısına dikiliverir. Günümüz Türki rüstlüğü 30 Mart'ta Kızıldere'de, 6
ye'sinde bırakın sosyalist devrimci y. küçük'ün lll. Mayıs'ta darağaçlarında, 18 Mayıs'ta
aydın olmayı, demokratça davranabil kitabının ikinci işkencehanelerde, 31 Mayıs'ta Nur
mek bile zorken, çekilen acıları bizim hak'ta, 1 Haziran'da Maltepe'de öldü
yakından bildiğimiz koşullarda da bölümünden itibaren rülenlerin yargılanışında da bu yargı
yaşamış olsa bir aydın'ın Yalçın türkiye'deki sol akımları lama sıkıyönetim mahkemelerinin id
Küçük'ün Türkiye Üzerine Tezler III.' değerlendirmesinde bu dianamelerinin dışına çıkabilmeliydi.
ündeki bazı eleştiri ve saptamalarının akımların tümünün Dünya görüşleri paylaşılmıyor da olsa
nesnel gerçekçilikten (kitabın sonları kemalizm'den başka bir siyasal düşünce farklılıkları, nesnel
na doğru) iyiden iyiye uzaklaşmış gerçekliği itmemeliydi.
olduğunu görmek oldukça üzücü. ideoloji sahibi olmadığı Y. Küçük'ün III. kitabının ikinci
Umarız IV. kitap aşağıda değineceği vebunun sonucunda da bölümünden itibaren Türkiye'deki sol
miz ve tartışmaktan kaçınmadığımız kemalist iktidarın akımları değerlendirilmesinde bu a
nesnel doğruların yadsınmadığı bir hedeflendiği yolundaki kımlarn tümünün Kemalizm'den baş
biçimde çıksın ve yiğidin hakkı verilsin. ka bir ideoloji sahibi olmadığı ve bunun
Militarizm belki birçok şeyi aldı
görüşü tümden asılsız sonucunda da Kemalist iktidarın he
götürdü. Tarihsel bilgilerin, belgelerin iddiadır." deflendiği yolundaki görüşü tümden
olduğu kitaplar, dergiler toplandı, asılsız bir iddiadır. Bu konuda baştan
yakıldı, unutturulmaya çalışıldı. Bu TKP ve daha az olmak kaydıyla TİP ve
çabaya çoğu yerde "aydınlarımız da" silahlı mücadeleyi temel alan örgütlen
(!) değişik biçimlerde katıldı. Ama, öyle yazımızda yorum yapmak istemiyoruz) üçaşağı, beşyukarı aynı kefeye koyu
şeyler var ki üzerinde konuşulurken, aşılabilir ve "aydın" olmanın en gerekli yor. Aradaki farkı ise "Birinci cephe
yazarken ya da eleştirirken onlar elinin koşullarından biri olan nesnel gerçek projesi, silahlı yolla, silahlı kuvvetler
altında olmaksızın yazılmamalı, söy lik eleştirirken de çiğnenmemiş olur. müdahalesi ile Kemalizmin radikal
lenmemeli. Hele söylenen bu sözler, Şimdiye kadar genel aydın güzelleme yönetimini amaçlıyor. İkinci cephe
yazılan bu yazılar Türkiye Üzerine leri dışına çıkabilmiş şeyler yazan Y. projesi, ulusal demokratik cephe çok
53
daha açık biçimde ve yalnızca CHP anlayışının teorisinin olmadığını savu Yalçın Küçük iddia ediyor ki M.
yönetimini amaçlıyor" (Türkiye Üzeri nuyor. Bunu savunmak pek olanaklı Çayan'ın "suni denge" tesbiti "şok"
ne Tezler 111, Y. Küçük, say 350) diyerek değil. Fakat kastedilen bu anlayışın ilk sözcüğüyle de ifade edilebilir. Halkla
belirtiyor. Bunlar '6070'li yıllara ilişkin etapta pratikten doğuşuysa, bu her hakim sınıflar arasındaki dengenin
yazılanlar ve silahlı devrim cephesinde zaman böyle olmuştur ve bu şekilde yapay olduğu, ekonomik bir temele
THKPC ve THKO'nun varolduğu olmak zorundadır. Ama yinede "Cep dayandığını ileri süren Çayan, aynı
yıllar. Ayrıca 72'de kurulan TKP he"nin ürküntü yaratmaması amacı ile zamanda halkın düzene karşı yoğun
ML'nin de silahlı devrim cephesine ülke tahlilinin faydacı bir bakış açısı ile laşmış tepkisinin varlığını savunur.
girdiği yıllardır. yapıldığını söylemek, bu anlayış sahip Marksist bir partinin 'Mahir Çayan'a
THKPC'nin Kemalizm konusunda lerini kısa vadede cepheye adam göre THKPC'nin) vereceği öncü sava
netleşmiş bir bakış açısı vardır ve Y. toplamak için açıktan açığa yanlış şıyla halkla oligarşi arasındaki suni
Küçük'ün yararlandığı kaynaklar ara yaptıklarını söylemekle eşdeğerdedir, dengenin halk lehine bozalacağını ve
sında bu yazılar da mevcuttur. Orada faydacılıkla suçlamaktır. halkın devrim saflarına katılacağını
şöyle deniliyor. Kemalizm için; Y. Küçük kitabında, Deniz Gezmiş savunan M. Çayan, hatırladığımız ka
"Kemalizm, emperyalist boyundu ve Mahir Cayan için köylülüğe, devle darıyla "suni denge"nin tetiği çeker
ruk altında olan yarısömürge ülkelerin tin güçsüzlüğünü ve savaşılarak değiş gibi bir şokla bozulacağını söylemi
devrimci milliyetçilerinin bir kurtuluş tirilebileceğini göstererek köylülüğün yordu.
bayrağıdır.... savaş içinde olacağını umuyorlar di
(Aktaran Y. Küçük age. 333/ yor. Ve ardından ekliyor "köylülük,
THKPC Dava savunması sayfa. 125 tarihin hiçbir kesitinde, coğrafyanın dünya devrimler tarihi,
129) hiçbir bölmesinde hiçbir hareketin köylülüğün işçi sınıfı
Mahir Çayan, devrimde önder güç
olarak proleteryayı, temel güç olarak
öncüsü olmamıştır; bütün burjuva ideolojisiyle ve onun
devrimlerinin dayanağıdır. Bütün bur önderliğinde
köylüleri ve işçileri (köylülüğü, sırasıy juva devrimlerinde en çok kaybeden
la köy proleteryası, köy yarı proletar köylülük oluyor." (age.say.432). Bu
savaşımlarıyla
yası, yoksul köylüler ve orta köylüler bağıntı kurulmasını doğuruyor ve san doludur, bu 1905'de
olarak belirtip, toprak ağalarını ve tarım ki D. Gezmiş ve M. Çayan'ın bunu çarlık rusya'sında böyle
burjuvazisini dışlar) sayarken, Kema
list aydın çevreyi vasıtasız ihtiyatlar
savunduğu söylenir gibi (gibi diyoruz olmuştur. çin
çünkü herhangi bir netlik yok). Fakat devriminde de, Vietnam
içinde ele alır. daha önce de belirttiğimiz gibi M.
Ardmdan yine Y. Küçük'ün kitabı Cayan köylülüğü temel güç olarak
da da, küba'da da
nın bir başka yerinde verdiği dipnotta sayar ve önder güç O'na göre proleter nikaragua'da da."
da belirtildiği gibi THKPC Kemalist' yadır. Bunun nedenini ülke tahliline
lerden farkını açıkça ortaya koyuyor. dayandırır. Türkiye Demokratik devri
"Evet, Mustafa Kemal sosyalist değildi, Küçük, "suni denge" kavramıyla
mini tamamlayamamış yenisömürge neyin kastedildiğini açmadığı gibi
bizler ise sosyalistiz. Ve biz, sosyalist bir ülke olduğu için der M. Cayan,
ler şartlar ne olursa olsun, o'nun (yanlış yorumlarıyla kısmî bir açılım
ülkemizde devrim aşamalı olacaktır. yapmış), toplumlarda denge sözcüğü
başlattığı Anadolu İhtilali'ni sonuna Proleterya, ilerici özelliğini yitiren
kadar götürmeye kararlıyız." (bakınız ne karşı çıkar gibi (Net bir ifade
burjuvazinin rolünü de üstlenerek kullanmadığından gibi diyoruz). "Bu
Türkiye Üzerine Tezler III. 332333
dipnot/THKPC Dava Savunması say tür denge çözümlemelerini pek yararlı
ülkede devrimi gerçekleştirecektir. Bu bulmuyorum; eninde sonunda statik
fa 111). devrimin demokratik halk devrimi
Silahlı mücadeleyi savunanlardan bir bakış açısını getiriyor. Halbuki
olduğunu belirten M. Cayan, Demok gerçeklik hep dinamiktir ve hareket
TKPML Hareketinin önderlerinden
ratik halk devriminin aynı zamanda halini içeriyor" (age.say.432) Küçük'e
ibrahim Kaypakkaya ise Kemalizme
köylü devriminide içerdiğini belirtir toplumda ve doğa da mutlak olan tek
daha farklı bir açıdan yaklaşıyordu.
yazılarında. Ve biz biliyoruz ki, Yalçın şeyin hareket değişim olduğu konu
O na göre Kemalist devrim, başını
Küçük dünya devrimler tarihinde işçi sunda yürekten katılıyoruz. Hareket,
ticaret burjuvazisinin çektiği, bir kısım
köylü ittifaklarını, demokratik devrim diyalektiğin temel yasasıdır. Ama bu,
ağalar ve büyük toprak sahipleriyle
lerde köylülüğün önemini ve proleter doğada olduğu gibi toplumlarda da
tefecilerin ittifakına dayanan bir "milli
yanm öncülüğündeki devrimlerde köy dengelerin ve her hareketin yeni bir
burjuva" devrimidir. Kaypakkaya'ya
lülüğün kaybetmediğini çok iyi biliyor. denge yaratma doğrultusunda bir çaba
göre bu devrim de burjuvazi başlangıç
Yanılıyor muyuz? olduğunu yadsımaya varamaz. Hare
ta halkın desteğini de almayı başarmış
Dünya devrimler tarihi, köylülüğün ket, d.enge yaratma doğrultusunda
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün, işçi sınıfı ideolojisiyle ve onun önderli (yeni bir denge) çaba olduğu gibi, başlı
fakat gereksiz. Önemli olan, Türkiye ğinde savaşımlarıyla doludur. Bu başına hareket tüm dengeleri yok eder.
Sol'unun tümünün Kemalist bir iktidarı 1905'de Çarlık Rusya'sında da böyle Doğa ve toplum hareketle dengenin
hedeflemediğinin anlaşıl maşıdır. olmuştur, Çin devriminde de, Viet sürekli değişimidir. Hareket dengeyi
Türkiye Üzerine Tezler III'ün bir nam'da da, Küba'da da, Mozambik'de doğurur ve her denge hareketle yıkılır
başka yanlışı da TİP içindeki ayrışma de, Nikaragua'da da. Özellikle emper ve yeni dengeler kurulur.
ve MDD anlayışının doğuşu konusun yalistlerarası l. paylaşım savaşının Toplumlar tarihinde hareketin sü
dadır. "Teorik olmaktan uzak, pratik bir bitimiyle başlayan II. bunalım döne rekliliği temel yasa olarak karşımıza
noktası var; 'Milli Cephe' kurulması miyle birlikte köylülüğün sömürge ülke çıkar. Toplumlarda üretimin çeşitli
isteniyor. 'Sosyalist Devrim' istekleri devrimlerindeki rolü artmış, II. payla gelişim aşamalarında belirli dengeler
nin, cepheye girmesi mümkün kat şım savaşının bitimiyle açılan süreçte kurulmuş, üretimin gelişimiyle bunlar
manlarda ürküntü yaratacağına inanı de bu devam etmiştir. Elbetteki bunun yıkılıp yeni dengeler oluşup ve süreğen
lıyor. Bu inançla 'yüzde bilmem şu nedeni dünya konjonktüründe yeni bir hareketlilik oluşmuştur. Engels'in
kadar feodalizm vardır, ana üretim sömürge konumundaki ülkelerde çe belirttiği gibi "Her denge ancak süreli
biçimi Capitalize ilişkilerdir' (age. say. lişkilerin, baskıların, sömürünün çok ve geçicidir." (Doğanın Diyalektiği
342) açıklamalarıyla Y. Küçük MDD daha yoğun olmasında aranmalıdır. Engels say. 313)
54
istiyor diyerek tepkilerin bastırılmış
olduğunu söyleyen THKPC, halkın
düzene karşı memnuniyetsizliği ve
tepkileri ile oligarşi (*) arasında kuru
lan suni dengenin kırılması amacına
yönelik olarak öneriyordu "Öncü sava
şı"nı.
Parantez açıyor Y. Küçük "Deniz
Gezmiş ve Mahir Cayan ile arkadaşla
rını Türkiye'nin genç ütopyacıları sayı
yorum. Elde silah, devlet gücünü
ellerinde tutanlara karşı mücadelenin
başladığının gösterilmesiyle birlikte
köylülüğün hemen harekete geçece
ğini sanıyorlar. Varsayıyorlar" (AGE.
Say, 596) Açılan parantez yanlış,
çünkü böylesi bir sanıyla hareket
etmediklerini, öncü savaşından ne
anladıklarını açıklıyordu M. Cayan.
Türkiye'de devrimin objektif koşul
larının varolduğunu, olgunlaşmamış
milli krizin yaşandığını bu kirizi olgun
laştırmanın devrimcilerin görevi oldu
ğunu anlatır, Yalçın Küçük'ün de
elinde bulunan kaynaklardan birinde
Mahir Cayan. Bu kaynaktan yeterince
faydalanabilmiş olsaydı Küçük, Ça
yan'ın elde silah bir ileri eylemle
köylülüğün peşinden geleceğini bek
lemediğini görürdü. THKPC'nin bu
konudaki görüşleri şöyle belirtiliyordu.
Küçük'ün yararlanmadığı kaynağında;
"Suni denge olgusunun varlığından
dolayı düzenden hoşnut olmayan
kitleler baskı ve gözdağıyla, iktidar
alternatifi bir güç göremediklerinden,
iktidara alternatifiz diyen yapılara gü
venmediklerinden ve hep lafla beslen
diklerinden, devrimcilerin alternatif bir
güç olduğunu pratikte görmek iste
mektedirler. Yıllardır devletin güçlülü
ğü, yıkılmazlığı imajını alan halk
kitlelerinin devrimcilerin haklı olduğu
nu da bilmesi yetmez, devletin güçsüz
lüğünü ve yıkılabilir olduğunu görmek
ister, O'na bunu gösterecek iktidar
alternatifi bir partinin (THKPC'nin)
izleyeceği, çizgi Politikleşmiş Askeri
Savaş Stratejisidir. Bu strateji silahlı
Toplumlar tarihinde denge, üretim nağıysa "nispi refah" olarak gösterili propagandayı temel diğer mücadele
süreciyle bire bir ilintilidir. Üretici yor. Bu ise, çarpık da olsa bir geri biçimlerini (ekonomikdemokratik,
güçlerle üretim ilişkilerinin uyum ha üretim tarzından bir ileri üretim tarzına ideolojik) bu temel mücadeleye bağım
linde olduğu, üretim ilişkilerinin yeni ve geçişle şehir ve ve kırda ayrıcalıklar lı olarak sürdürmeyi hedefler silahlı
üretici güçleri geliştirdiği dönemde yaratılması, kısmi bir refahın verilmesi propaganda ferdi değil kitlevi mücade
toplumsal sistem dengelidir. Elbetteki olarak almıyor. Böylesi bir refah gerçek ledir askeri değil, politik mücadeledir.
bu denge kendi içinde süreğen hare anlamda bir refah olmayıp hem şehirde Silahlı propaganda önce kitleleri sarsar
ketliliği taşır ve bu hareketlilik dengeyi hem kırda kitlelerin gerçek refahın sonra sempati ve güven aşamalarından
bozma çabasındadır. Ama sistemin nerede olduğunu görmesini engelle geçerek desteğe dönüşür. Silahlı pro
geneli açısından denge mevcuttur yecek, sosyalizme kaymasının önüne paganda kitlelerle 'oligarşi arasında
demek yanlış olmasa gerek. Örneğin geçecek aristokrasinin yaratılması ve oluşan suni dengeyi kırmaya yönelik
bir aldatmacadır. tir. Devrim, öncü savaşı aşamasından
kapitalist toplumun serbest rekabetçi THKPC bu dayanaklarla aslında geçerek düzenli orduların oluşturul
aşamasında durum böyledir. Ama dengesiz bir devrime gebe olarak masıyla gerçekleştirilecektir." (Özlü
sistem toplumunun özellikle yükseliş nitelediği ülkede sınıfların yapay den ifadeyle böyle ifade ediliyor. M. Ça
döneminde oluşan "baba devlet" ima gelerle ayakta tutulduğunu ifade edi yan'ın kitabında, kitap elimizde olma
jının yaşatılmaya çalışmasıyla, devletin yor. Halkın boş sözlere, boş vaadlere dığının alıntı yapamıyoruz.)
halka şirin gözükme çabası sınıflarüstü karnının tok olduğunu ve halkın Dolayısıyla öncü savaşı politikleş
devlet imajı yaratma politikasıyla açık yanında olduğunu söyleyenlerin bunu miş Askeri Savaş Stratejisinin üç
lıyor. "Suni denge"nin bir diğer daya göstermesini istiyor, güven duymak büyük aşamasını kapsar.
55
Y. Küçük kitabının bir başka yerin la bütünleşmiş, özgün bir ifade halini Türkiye Sol'unda, başka da kimse
de TKPML Hareketinin gerilla anlayı almıştır. Bütün halk savaşlarının köylü yoktu. Y. Küçük bu tespite mi dayandı
şından söz ederken "Kırlar, emperya lerin savaşımı olması, temel mücadele rıyor iç savaşın varlığını. Kaldı ki bu
lizmin yumuşak karnı türünden boş alanının kırlar ve temel gücün köylüler dergi yazarları da '80' sonrasında pek
inançlar yerine daha güvenli olabile olmasından kaynaklanıyor. Emperya bir şey söylememişlerdir yaşanan iç
ceği güvencesiyle seçiliyor" (A.G.E. lizmin II. bunalım döneminde "Halk savaşa dair. Savaşan binlerce, milyon
Say. 638) diyerek büyük bir gaf Savaşı" özgün anlamını edinmiştir. larca emekçi ne oldu? Hangi savaşta
yapıyor. Çünkü emperyalizmin yumu Bunun gibi özgünlüğü olan başka yenildiler, iktidarı hedefleyen bir güç
şak karnı esprisiyle dünyada emperya kavramlarda var; Artıdeğer kavramı ve vardı da yenildi mi, nasıl? Bunların
lizmin en zayıf halkaları kastediliyor. artıdeğer sömürüsü kapitalizme özgü cevabını Türkiye insanı biliyor, tekrara
Bu zayıf halkalarıyla sömürge ve yarı bir kavram niteliğindedir. Oysa sözlük gerek yok, Y. Küçük'de biliyor. Kısaca
sömürge ülkeler (kırlar) olduğu görü anlamıyla incelersek bu sömürünün sı Türkiye'de iç savaş yaşanıyordu
şünü Türkiye'de savunanlardan birisi köleci ve feodal toplumlarda da oldu demek halkın veya bir sınıfın egemen
de TKP/ML harekettir. ğunu savunmak gerek. güçlerle en sert yöntemlerle politik bir
Ülke içinde savaşın kırlardan mı Y. Küçük, kitabının üçüncü bölü güç olarak savaştığını söylemektir. Biz
şehirlerden mi başlayacağı sorusuna münde; Türkiye'de 1968'lerde başla böyle bir durumun olmadığını söylüyo
TKPML'nin daha güvenli olduğu ge yan bir iç savaştan bahsediyor ve bu ruz. Olsa olsa durum sınıf mücadelesi
rekçesiyle kırlardan başlamayı dü savaşı 70'li yıllardan '80'e kadar uzatı nin varlığı ve bazı Sol örgütlerin
şünmesi "emperyalizmin yumuşak yor. Daha sonrası için ne diyor? Bu yok örgütlenme çabasına hizmet eden
karnı kırlar" esprisiyle çelişmez. Ayrıca kitabında. Tezler l V'de sanırız sorumu silahlı eylemler ve karşı tarafta egemen
TKPML hareketinin kırları temel al za bir cevap alırız. Öncelikle iç savaş güçlerin saldırıları ve yine egemen
masındaki ana faktör bildiğimiz kada nedir bunu saptayıp, sonra Türkiye'de güçlerin saldırıları ve yine egemen
rıyla köylülüğün yığınlar halinde yok '80' öncesi yaşanan bir iç savaş mıydı güçlerce desteklenen MHP'li faşistlerin
sulluk içinde oluşu ve çıkarlarının sorusunu yanıtlayalım. halka saldırmasıdır, iç savaş değil.
devrimde olmasından dolayı temel İç savaşın ne olduğunu bilmek için
gücü oluşturduğu düşüncesiyledir. Kı savaşı bilmek gerek. Savaş; uluslar ve İlk çırpıda söylenmesi gerekenler
sınıflar arasındaki siyasi çatışmanın en ve rahatsız edecek ölçüde göze batan
sacası temel güç köylülük tespitini
sert ve silahlı biçimidir. İç savaş ise, bir lar kabaca bunlar. Evet, militarizm pek
yaptıkları için kırları temel alırlar,
ülke içindeki savaştır. İç savaşta politik çok belgeyi yok etti, imha etti. Ancak
ayrıca kırlar arazinin daha güvenli
iktidarı hedefleyen, egemen güçlerle devrimcilerin hafızası sanıldığından
olması gibi faktörler belirleyici olma
en sert çatışmaya giren ve iktidara çok daha güçlüdür. Hele halkların
makla birlikte tespitte rol oynamaktay
alternatif olan bir gücün varolması hafızası hiçbir şeyi unutmayacak kadar
dı. güçlüdür. Bunu siz de biliyor olmasınız
THKPC ise bilimsel bir bakış gerek. Bunun dışında ülkede egemen
güçlerle çatışanların olması iç savaş ki oluşturmaya çalıştığınız çizginin bir
açısıyla değerlendirildiğinde farklı bir
değildir ve bu her zaman dozu değişik ucunda, halkın hafızasında silinmeyen
nedenle kırı seçer. Emperyalizmin
yumuşak karnı kırlardır tespitiyle, dün çizginin, sizin ifadenizle "biraz sağa
çekilmesi gerekenin"de varolduğunu
yada feodalizmi tasfiye edememiş "nesnel gerçeklik her görüyoruz. İktidar lafla alınmaz, hele
işbirlikçilerinin denetiminin kırlık arazi zaman iktidar sahipleri iktidarlarını topla,
lerde daha zayıf olmasından dolayı da kabullenilmiyor, ama tüfekle, bazukayla, napalmle koruyor
kırlardan şehirlere doğru bir rota
izlemeyi tercih eder. Bu, iktidarın kimileri gözünü kapasa larsa... İktidar salt "iktidar hırsı ile de
da nesnel gerçeklik var." alınmaz. Hırslı olmak iyi şeydir ve
hedeflendiği, iktidara yüründüğü aşa
önemli olan iktidarın kiminle, hangi
ma için yapılmış bir tespittir. Y.
örgütle, nasıl alınacağının somutlan
Küçük'se Çayan'ın gerilla eylemlerine de olsa mevcuttur. Bu bilgiler ışığında masıdır. İktidar hırsı olan birkaç siyaset
THKPC'nin şehirlerden başlamasını baktığımızda ülkemizde bir iç savaş eskisinin, olmayan örgütleri ve bir
hiçbir gerekçe ileri sürmeden pratiğe yaşanıyor muydu? silkinişte açığa çıkan birikimleriyle;
ve hazırlıksızlığa bağladığını söylüyor. Emperyalizme bağımlı çarpık kapi değil iktidara varmak Ankara'dan İs
Bu da asılsız bir iddia, bilimsel bir gözle talizmin egemen olduğu bir ülkede tanbul'a bile gelinemez. Baskılı dö
inceleme yapılmadığının göstergesi. yaşıyoruz. ABD ekonomisi yaşadığı nemler doğal ayrışma süreçleridir de.
Oysa objektif nedenler başlığıyla Ca krizi katlayarak bizim gibi ülkelere Bu süreçten geçildiğinde ve bu sürecin
yan Toplu Yazılarında bunları sıralı yansıtıyor. Ekonomisini askerileştirir
yordu "Savaşan bir örgütün varlığının içinde doğrular sadece yeniden doğru
ken, sömürgelerinde de iç savaşa göre lanan teorik saptamalarıyla değil; ce
halka duyurmanın olanaklarının şehir düzenlenmiş militarize güçler oluştu zaevlerinde, fabrikalarda, üniversite
de daha fazla oluşu, kitle iletişim ruyor. Türkiye'de de ordu, polis ve tüm lerde, köylerde de ayakta kalabilmiş
araçlarının ve haber alma ve yaymanın güvenlik güçleri ülke içinde çıkacak bir lerse iktidarın teorik yolunu yeniden
şehirde kıra göre avantaj yaratması, iç savaşa göre düzenleniyor ve eğitili yeniden keşfetmekte ayak diretmenin
DevGenç'in şehirlerde sürdürdüğü yor. Buna iç savaş durumu demek başka anlamları olduğu düşünülüyor.
devrimci şiddet eylemlerinin kitlelerde mümkün. Fakat iç savaş olabilmesi için Biçimlere gelince onlar adı üstünde
silahlı eylemlerin yadırganmaması karşılıklı savaşan iki gücün olması biçimdir. Temel, olan, sürekli olan
doğrultusunda bir ortam hazırlaması" gerekir. Oysa Türkiye'de politik iktidarı herşeye rağmen olan, gözler kapalı
yaklaşık olarak bu şekilde belirtiliyor hedefleyen alternatif bir güç yoktu, olsa da görülebilecek kadar yakın.
du. böylesi bir savaşa girişilmemişti. An Nesnel gerçeklik her zaman kolay
"Halk savaşı her zaman değil, ancak cak mevcut devlet mekanizmasıyla
çok zaman bir köylü savaşı oluyor" kabullenilmiyor, ama kimileri gözünü
çatışan güçler vardı, sınıflar mücadele kapasada nesnel gerçek var,
(age.s.631) Bunun her zaman böyle si vardı. Bu ikisi birbirinden farklı
olduğunu iddia ediyoruz. Çünkü bura şeylerdir. O süreçte ülkemizde iç savaş (X): Oligarşiden kastedilen; Tekelci;
da kastedilen "Halk Savaşı" deyimi, tesbiti yapan kendi gücüne tapan ve burjuvazinin güdümünde büyük top
sözlük anlamıyla sınırlı kalmayıp köy "milyonlarca emekçi"(!)nin öncüsü ol rak ağalan, tefeci bezirganlarla, orta
lülüğün emperyalizme karşı savaşımıy duğunu iddia eden bir dergi vardı burjuvazinin ittifakıdır.
56
BASINI
KİM YÖNLENDİRİYOR?
Basının toplumları yönlendirmede
ve kamuoyu yaratmada önemli bir güç
olduğunu biliyoruz. Bu özelliğinden
ötürü de iktidarlar basını denetleyebil
mek için her türlü yöntemi kullanmışlar
ve her zaman sansürü ellerinin altında
bir silah olarak bulundurmuşlardır.
Demokrasinin köktenci bu geleneğinin
olduğu ülkelerde basın, üzerinde uy
gulanmaya çalışılan baskı ve zor
koşullarına her zaman belli bir tepkiyi
göstermiştir ve göstermektedir. Ne var
ki bu tepkiyi basının sadece demokrat
ve sol kesimi göstermiş, boyalı basın
dediğimiz iktidarların dümen suyunda
hareket eden kesimi ise kendilerini
koşullara uydurup yönetenlerin bora
zancıları görevini üstlenmiştir.
Burjuva demokrasisi ile yönetilen
ülkelerde basın, kendi üzerindeki her
türlü baskı ve zor uygulamalarına
baştan beri sürekli tepki göstererek
basının gerçekte olması gereken işle
vini en zor koşullarda bile yürütmeye
çalışır. Bu olması gereken, istenilendir.
Ancak günümüzde basın, belli birkesimi söyleyecekler" mantığıyla "kraldan dileriyle alay eder tavrına ilişkin hiçbir
dışında işlevini olması gereken koşul daha kralcı" kesilmeyi kendilerine şey yapamadılar. Güneş gazetesi mu
larda yürütememektedir. Bunun nede görev sayıyorlar. Bunun çeşitli örnek habirinin olayın kendi yazdıkları 
ni; iktidarların basının toplumsal gücü leri mevcuttur. Biz yalnızca birinden olmasını istedikleri gibi sonuçlanma
nün farkına varıp bu gücü kendi sözedeceğiz. ması ve yazdıkları onca şeye rağmen
istemlerine göre yönlendirmek isteme 26 Şubat 1987 günü dergimizin eski DGM'nin, sanık diye lanse ettiklerini
sinden kaynaklanmaktadır. Yazı İşleri Müdürü Ertuğrul Mavioğlu' serbest bırakması üzerine polis müdü
nun gözaltına alınmasıyla başlatılan bir rü Mehmet Ağar'a "neden böyle oldu?"
Bizim gibi ülkelerde ise dizi operasyon sonunda boyalı bası diye soruyor, aldığı yanıtsa sorduğu
basın, çok sınırlı bir bölümü hariç nımız "kraldan daha kralcı" mantığıyla soru kadar ilginç oluyor. Şöyle diyor
genellikle iktidarların dümen suyunda hareket ederek kendilerine uygun Mehmet Ağar, "biz size birşey söyle
hareket etmiş ve etmektedir de. Bizim değişik senaryolar uydurdular. Deyme medik, siz kendiniz yazdınız". Burada
ülkemizin ilginç, ilginç olduğu kadar senaristlere taş çıkartan bu senaryo belirtmek istediğimiz, polis ve bir
da zavallı bir basını var. Burada kastet larda, olaylar değişik boyutlarda ele bölüm basının danışıklı dövüşüdür. Bu
tiğimiz yıllardan beri belli bir çizgi alınıyor ve dürüst, namuslu insanların danışıklı dövüş, özellikle demokrat ve
izleyen ve demokrasi mücadelesinde nasıl kaplanabileceğinin yolları göste sol basımınız üzerinde kara bulutlar
üzerine düşenleri her türlü zor koşullar riliyordu. Bu düzmece senaryolara dolaştırmaya yönelik olmasıyla ilgi
altında yerine getirmeye çalışanlar göre Ertuğrul Mavioğlu, bir örgütün çekiyor.
değil. Anlatmak istediğimiz, boyalı üyesi yapılıyor, dergimiz Yeni Çözüm
basın diye nitelendirilen ve işlevlerinin ise bir örgütün yayın organı olarak Sonuç olarak şunlar» söyleyebiliyo
gerçeklerden hareketle topluma yal lanse ediliyor ve daha başka insanlara ruz; Ülkemiz de basın üzerinde sürekli
nızca doğruları iletmek olduğunu unu bu örgütün değişik işlevleri yükleni olarak bir baskı söz konusudur. Bası
tan ve yönetenlerin söyledikleri/iste yordu. Hatta sahibinin sesi Tercüman nımızın bütün duyarlılığıyla bu baskıya
dikleri biçimde hareket eden bölümü gazetesi daha da iteri giderek dergimiz karşı ortak tavır alması gereken bir
dür. bürosunun basıldığını ve Ertuğrul dönemde böylesi olumsuz birbirini
Ülkemizde basın ve iktidardaki Mavioğlu'nun buradan alındığı gibi karalamaya ve yoketmeye yönelik
yönetimler arasında işbirliği o kadar hayal mahsûlü haberler üretetebiliyor tavırlar içinde olması utanç verici bir
açıktır ki basınımız bazı durumlarda du. durumdur. Özel'de dergimize, genelde
kendilerine söyletilmek istenenleri Söylemek istediklerimiz, bu habere tüm demokrat basına yönelik bir
söyledikleri gibi, bazen de "söylenme ya da haberlere yeni bir yorum komplo niteliği taşıyanbu olayı çıkarıl
yenleri de söylemesi gerekiyordur, getirmek değil. Ancak burada mutlaka ması gereken dersler açısından önem
fakat yöneticilerimiz unutmuşlardır, belirtilmesi gereken basının polis tara taşımaktadır. Bu komployu kınıyor ve
aman biz asli görevimizi, bize belirtil fından nasıl yönlendirildiğidir, öylesi basınımızın bundan böyle daha duyarlı
mese de yerine getirelim de sorun ne aciz bir duruma düştüler ki, ve dikkatli olması gerektiğini düşünü
çıkmasın; nasıl olsa sonuçta bunları sözcülüğünü üstlendikleri polisin ken yoruz.
57
KÜLTÜR ÜZERİNE (Ill)

Kaya DOĞRUER
KÜLTÜR EMPERYALİZMİNİN ÖZÜ teslimiyeti beraberinde getirir. Fakat nılmaz gereklilik kapitalist dünya görü
bu istilanın gerçekleşme koşulları şünün tüm toplum yaşayışına en
VE POLİTİKALARI sağlanmadan sonuca ulaşması müm sıradan bireyden başlayarak empoze
kün değil... Bunun için kültür istilacısı edilmesini zorunlu kılar. Açık ki bu
nın altyapıyı hazır duruma getirilmesi noktada kişi ve toplum aktivitesini,
konusu çok önemli. Emperyalizmin tavrını yerleştirilmiş dayatılmış bu yeni
Bir ülkenin dünya dengeleri içinde gizli işgali meşru zemine getirilmesi
ki yeri, konumu, askeriekonomik kültür büyük ölçüde sağlamaya hizmet
için de bu altyapının oluşturulması edecek, toplum ve birey yapısını,
siyasi yapılanışı, temeldeki tercihleri zorunlu ve gerekli bir faktördür. Bu
büyük ölçüde halkın yaşayışını, kültü dünya görüşünü isteğe uygun evrim
uzun vadeli bir programın ancak leştirip geliştirecektir. Bu gelişme bir
rünü de karakterize eder. Çünkü, bu devletin kontrolünde ve tam teşvikiyle
oluşumlar arasında özde bütünleşen yandan taşınan emperyalist kültürün
gerçekleşebilecek bir içerikte olması kendi etkileriyle, bir yandan da girdiği
bir birliktelik vardır. Üst ve altyapı gerçeği, resmi ideolojinin hakimiyeti ve
kurumları arasında mevcut diyalektik ülkenin iç koşullarına, tarihsel ve
sorumluluğu açısından önemli bir sosyal yapısına uygun bir özellik
sel ilişki ve çelişkiler reddedilemeye halkadır. Ülke kapılarının bir istilaya
ceği gibi, bunların hepsinin bir bütün kazandırılarak sürdürülecektir. Bir an
içinde birbirlerinin varlık koşulu oldu lamda istilacı kültürün üzerine "şal"
açılması, değerlerinin çiğnenmesi, bu çekilecek, kamufle edilecektir. Bir
ğu gerçeği de yadsınamaz. Doğrudan konuda tedbir almak bir yana her türlü
üstyapının etkisinde ve onun bir ayrıdı anlamda da meşruluk kazandırıldığı
kolaylığın sağlanması doğal ki devletin oranda ülke içinde kendi özellikleriyle
olarak yönlendirmesi altında bulunan belirleyici rolünü de ortaya çıkartıyor.
kültür, kendi çok yönlü fonksiyon ve biçim ve öz değiştirmeden varlığını
Bu durumda, karşılıklı ilişki içinde sürdürecek, giderek yerli kültürün
işleyişi içinde, özellikle toplumun dü emperyalizm açısından gerekli ve ge kalıntılarını da silip süpürerek atacak.
şünce yapısını gerek estetik düzeyde çerli olan bulunduğu ülkede her zaman
gerek sosyal ve siyasal olarak tayin tır. Bu perspektifiyle iki yönlü bir şema
kendi kabul edilebilirliğini muhafaza ortaya çıkıyor. Bağımlılık ilişkilerinin
edici özellikte etkilemesi açısından, etmek, uzun vadede sürekli kılmaktır. yarattığı çarpıklık ve istisnasız teslimi
mevcut sistemin oturtulması için ö Bunun için her türlü imkân ve aracı
nemli bir işlev görür. Günümüzdeki yet içinde ülke toprakları dahilinde
kullanmaktan çekinmez. Bütün güçle halk kültürünün yok edilmesine yöne
kültür kuşatmasının bu biçimlenişi rini seferber eder. İstediği sonucu lik bir politika ve üretimin yanında bu
ülkelerin tarihsel düzeyini de, gelece alması için bütün bunlar zorunlu bir biçimlenişe uygun dış merkezden
ğini de bağımlılık esprisi dahilinde koşuldur. Çünkü emperyalizmin ülke üretilip empoze edilen, ülke toprakları
etkiler ve büyük toplumsal erozyonla içindeki askeri, siyasi, ekonomik varlık na yayılması sağlanan kültür istilası
rın, çöküşlerin koşullarını oluşturur. ve tahakkümü, uygun bir toplumsal sonuçta halkın karşısına aşılmaz gibi
Bünyesi, dolaşım sistemi, beyni kont biçimleniş ve yaşayıp yaratılmadığı görünen duvarlar örer ve giderek bir
rol altına alınıp, damarlarına istilacı sürece boşlukta kalmaya, sarsıntılar kurumlaşmaya ulaşır. Artık bu sorunu
kültürün kanı pompalanan sosyal ya geçirmeye, geri püskürtülmeye mah aşmanın bir tek yolu kalmıştır. Zor
şam içten içe bir çöküşü, istilacıya tam kumdur. Toplum yapısındaki bu kaçı aygıtının tüm ürünleriyle parçalanıp

58
TAYAD GECESİ
ONURLARI ONURUMUZDUR"
Türkülerimiz güzeldir. Oyunlarımız
da öyle. Her zaman birkaç dizesini
mırıldandığımız ozanlarımız, hep en
güzel şiirlerini vermiştir halkına. Ve
bunların hepsi seslenebildiği insanla
rıyla, bir şenlikte, bir gecede birleşti
ğinde gerçek anlamını kazanmıştır.
Böylesi bir gece, 14 Şubat tarihinde
de yaşandı. Tutuklu ve Hükümlü
Aileleri Yardımlaşma Derneği
(TAYAD)'nin İstanbul'da Emek sine
masında düzenlediği gece, dolu, an
lamlı ve çokça da umutlu noktalandı.
Sinemada 1000'in üzerindeki kol
tuğun tamamen dolduğu ve ayakta da
çok sayıda izleyicinin bulunduğu gece,
19:30'da başlıyor ve 24:30'a dek sürü
yordu. Beş saat boyunca izleyicileri
coşturan, zaman zaman, geçmişte
yaşanılan ve hâlâ sürmekte olan (OSM)'nde düzenledikleri ve tamamen ları sergilemeye çalışmış, cezaevindeki
acıların burukluğunu tattıran, ama cezaevindeki insanların yapıtlarından insanların türlü olanaksızlıklarla ortaya
sonunda yerini sıcak bir umuda, oluşan bir sergi. Sergiyi gezdik. Gezdik koyduğu eserleri sergilemiş ve en
umutsuzluğun olmadığı diri biryaşama ve gördük ki, içerdeki insanlara uygu önemlisi cezaevindekilerin de insan
sevincine bırakan türküler, oyunlar ve lanan yaptırımlar ve cezaevinin özdeki olduğunu, hem de değerli insanlar
şiirlerle kaplanmıştı gece. amacı kolay kolay yıkamayacak bu olduğunu hissettiren ve izleyicilere bu
Sunuculuğunu tiyatro ve oyun insanları. Malum cezaevi koşullarında, bağı sağlayan geceler düzenlemişler.
yazan Bilgesu Erenus'un yaptığı gece hemen hemen hiçbir malzemenin Artık bir dernek olarak adını kazanma
ye, Deniz Türkali, Ömer özgeç, Meh bulunmadığı bir ortamda yağlıboya savaşımından çıkmış bu ailelerin ça
met Başaran ve Grup Yorum değişik sından karakaleme kadar her türlü lışmaları. Onları bekleyen bu çalışma
parçaları ile katılırken; Celile Toyon tabloyu, heykel veya biblo yapabilmek ların çeşitlenmesi ve daha geniş
gözaltına alınan ve işkence gören bir için alçı, kil vb. gibi malzemeler yerine kitlelere ulaşabilmesi artık. Daha geniş
kadının gözaltı sonrası yaşadığı duy kendi ürettiklerini koyarak her türlü kitle diyoruz, çünkü ülkemizde bazı
guları, evrensel bir temada, güçlü ve heykel ve bibloyu, kibrit çöpü, tahta yapı ve kurumlar varolduğu sürece,
kaliteli bir oyunla sergiliyordu. Ayrıca parçaları, mukavvalar, tutkal parçaları cezaevi insanları da varolacaktır. Ve
Taner Barlas'ın ortaya koyduğu mim ve akla gelebilecek ve gedmeyecek haliyle bu insanların aileleri de boş
tiyatro ve iyi bir cezaevi kompozisyonu her tür malzemeyle birbirinden güzel durmayacaktır. Yakınlarını dışarıda ko
çizen üç amatör tiyatrocunun başarılı eserleri gördük sergide. Birkez daha rumaya, sahip çıkmaya ve toplumsal
oyunları geceye renk katıyordu. İsa anladık ki cezaevi insanı asla yitip muhalefetin bir parçası olacak yapı
Çelik diaları ile, bu dialar eşliğinde Arif gitmeyecek, insan güzelliğindeki ço lanmaları kurmaya çalışacaklardır. Ve
Damar şiirleriyle ve semahfolklor ekibi ğalışı gözlemekten geri durmayacak ve her zaman olduğu gibi en önemli
gösterileriyle geceye katkıda bulunan her koşulda kendini üretmenin ustası amaç, daha geniş kitleleri etkileyebil
lar arasındaydı. olacak yürekleri. Artık atmayan yürek mek ve onları dernek çalışmalarının
Ayrıca gecede çeşitli dergilerin ler bile isimleri ile üretecek yaşamı. içine çekmek olacaktır.
mesajlarının yanısıra değişik cezaevle TAYAD'ın en önemli çalışmaların
rinden pek çok insanın kutlama telgraf dan biri de çeşitli illerdeki cezaevlerine Birer oğlu, birer kızı veya kardeşi
ları da okunuyordu. ilişkin hazırladıkları ve halen sürdür veya eşi cezaevinde bulunan bu
Buraya kadar anlattıklarımız TA dükleri cezaevi sorunlarına ilişkin ince anneler, bu babalar, bu kardeşler gerek
YAD'ın ortaya koyduğu ilk çaba değil. leme ve raporlar. Bu raporlarda, il il gecede, gerekse sergide güzellerin en
Yıllardır kurulma çabası gösteren Tu cezaevlerini ve ayrıntılı olarak hüküm güzelini sergilediler. Coşkuya, sevince,
tuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma lülerin sorunlarını açıyorlar. "umutsuzluğun olmadığı diri bir yaşa
Derneği, yasalarca çıkarılan türlü en Gerek kurulmadan önce, gerekse ma sevincine" dönüştürebildiler hü
gellere ek olarak çeşitli keyfi uygula kurulduktan sonra değişik keyfi engel zünlerini, hüzünlerimizi. Gecede, binin
malarla karşı karşıya kalmış ve uzun bir lere maruz kalan dernek kurucuları ve üzerinde omuzun birbirine verdiği
mücadele sonucu tüzelliğini kazan üyeleri, tüm bu zorluklara karşın sıcaklık mıydı? Yoksa sahnede güzel
mıştı. Bu derneğin katkıları ile daha azımsanmayacak denli başarılı çalış liklerin taşırdığı duygular mıydı bu
önce yine emek sinemasında bir gece malar vermişler. Cezaevlerindeki ya dönüşümü sağlayan? İkisi de diyebili
daha düzenlenmişti. kınlarına gerçekten sahip çıkmak için riz.
Ayrıca ortaya koydukları güzel bir yola koyulduklarını belirten bu insan Ama birşey daha vardı. Sanırım
çaba da, Ortaköy Sanat Merkezi lar, her fırsatta insanlık dışı uygulama biraz da türkülerimiz güzeldi.
60
HABERLER

mek isteyen öğrenciler mahkemeye


alınmıyordu, öğrenci temsilcisinin
mahkemeyi izleme talebiyle, D.G.M.
Cumhuriyet Savcısı Aytekin Gani A
taman ile görüşmesinde ise "bugün
böyle bir mahkeme yok" denilerek, bir
yandan mahkemeler üzerindeki ilgi (!)
diğer yandan "açık muhakeme" ilkesi
üzerindeki hassasiyet açıkça gösterili
yordu, öğrencilerin arkadaşlarının
mahkemesini izlemelerinin Devletin
Güvenliği üzerindeki tehlikesinin farkı
na varılmış olacak ki, öğrenciler çevik
kuvvetçe dağıtılarak mahkemeye alın
mıyor, İstanbul Emniyet Müdür Yar
dımcısı Mehmet Ağar, duruşmanın
izlenemeyeceğini belirtiyordu. Buna
rağmen birçok öğrenci mahkeme kara
rı olmadıkça yargılamanın dinleyicilere
açık yapılacağının henüz yasalardan
yok edilemediğini inatla hatırlatarak
mahkeme salonuna girmeyi başarabil
diler. Gazetecilerin ve öğrencilerin
doldurduğu mahkeme salonunda, tü
mü de hazır bulunanöğrencilerinsorgu
16 MART ŞEHİTLER! ANILDI lamasına geçildi.
Serhat Şimşek katıldığı eylemlerin
16 Mart 1987'de istanbul Üniversitesi'nin önünde toplanan yüzlerce dernekle ilgili olmayıp, kişisel tavrı
öğrenci bundan 9 yıl önce gerçekleştirilen faşist katliamda ölen 7 devrimciyi olduğunu, emniyet sorgusunun işken
andılar. Öğrenciler yanlarında getirdikleri kırmızı karanfilleri üniversitenin ce altında alındığını, Atilla Bahçıvan'da
kapısına bırakıp saygı duruşunda bulunarak dağıldılar. İ.Ü. Hukuk Fakültesi Derneği'nin tüzel
16 Mart 1978'de istanbul Üniversitesi'ndeki faşist işgalin kırılmasından ve kişilik kazanmadığını, olmayan bir
devrimcilerin giderek artan etkinliğinden rahatsız olan faşistler devrimcileri derneğin faaliyetlerinden 'dolayı der
yıldırabilmek için istanbul Üniversitesi'ne bombalı ve silahlı bir saldırı nekler yasasına muhalefetten yargıla
düzenleyerek bir katliam yapmışlardı. Bu katliamda 1'i kız 7 devrimci şehit namayacağını, kaldı ki, davranışlarının
olmuş onlarcası da yaralanmıştı. Herkesin lanetlediği bu katliamdan bir gün kişisel olduğunu belirttiler. Hasan
sonra yüz binlerce insanın katıldığı bir yürüyüş düzenlenmiş ve işçiler 2 saatlik Aydemir ise iddianamedeki suçlamala
iş bırakma eylemi gerçekleştirmişlerdi... rı, kabul etmeyerek, yurttan polisler
tarafından hiç bir gerekçe gösterilme
den hakkında ihbar var denilerek
götürüldüğünü 22 gün haksız yere
ÖĞRENCİ GENÇLİK DGM ÖNÜNDE şubede tutulduğunu söyledi.
öğrenci gençlik üzerindeki baskıla
İstanbul'da baskı ve işkenceleri gözaltına alınan Turan Dolu'nun gözal rı ve işkenceleri kınadıkları iddiasıyla
kınamak amacıyla İstanbul Üniversite tında kaldığı dört gün boyunca "haksız yargılandıklarını belirten "Turan Dolu
si önüne siyah çelenk bıraktıkları ve gözaltıları protesto etmek" amacıyla ise şöyle konuştu:
dernekler yasasını ihlal ettikleri gerek açlık grevine gittiği öğreniliyordu. 30 "Savcının polis fezlekelerin daya
çesiyle 6 öğrenci, İstanbul Devlet Ocak'ta çıkarıldıkları istanbul Devlet narak hakkımda düzenlediği iddiana
Güvenlik Mahkemesi'nde yargılanıyor. Güvenlik Mahkemesi tarafından Turan meye ve yaşantımdan alınmak istenen
öğrenci gençliğin yükselen müca Dolu ve Kamuran Beyhan tutuklandı, senelere geçmeden önce aydın bir
delesi, yaşanan yoğun gözaltılarla savcılıkça, Serhat Şimşek ve Atilla üniversiteli olarak hâlâ bazı insanların
engellenmeye çalışılıyor. Geçtiğimiz Bahçıvan hakkında dernekler yasası Türkiye'mizde işkence ve baskıları
aylarda diğer illerde olduğu gibi nın 77/son, Hasan Aydemir, Turan kınamak için tutumlar almak zorunda
istanbul'da öğrenciler gözaltına alını Dolu, Kamuran Beyhan ve İsmail Oran kalmasından üzüntü duyduğumu açık
yordu. İTÜ Makina Fakültesi'nden hakkında ise istanbul Üniversitesi lamak istiyorum. Gönül isterdi ki, şimdi
Serhat Şimşek'le başlayan gözaltı merkez binası önüne "baskılara ve bu mahkemede, baskıları ve işkenceye
zinciri, M.Ü. Teknik Eğitim Fakülte işkenceye son" şeklinde siyah çelenk hayır dediği iddiasıyla insanlar değil,
si'nden Hasan Aydemir ve İsmail Oral, koydukları gerekçesiyle 2911 sayılı onlarca insanı işkence tezgahlarında
İ.Ü. Hukuk Fakültesi'nden Koksal Flor Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri yasa öldüren, yüzlerce insanı sakat bırakan
yalı ve ismail öner, İ.Ü. Mühendislik sının 28/1 maddesini ihlalden dava binlerce insanı uykularının yarı yerinde
Fakültesi'nden Kamuran Beyhan ve açıldı. ter içinde yataklarından fırlatacak
İTÜ ElektrikElektronik Fakültesi'nden Davanın görüleceği 17 Mart günü kadar derin izlerle baş başa bırakan
Turan Dolu ile sürdü. Polisin işkence İstanbul DGM'sinin önü yüzlerce Üni işkenceciler yargılansın. Ne yazık ki,
izlerini silebllmek için gözaltı süresini versite öğrencisi tarafından doldurulu DGM'de bizler sanık sandalyesinde
uzattığı iddiaları sürerken, son olarak yor, arkadaşlarının mahkemesini izle baskı ve işkenceleri protesto ettiğimiz
61
HABERLER

iddiasıyla yargılanıyoruz. ruiyet geçersiz kılınmaya çalışıldı" işkenceyi protesto ettiğini belirtti. Adli
öğrencilik yaşamım boyunca tanık şeklinde konuşmasını sürdüren Turan tabibliğe on polisle birlikte girdiğini
olduğum, eğitim sistemimiz ve YÖK ile Dolu son suçlamaları, ve yargı önüne polisin adli tabip adasında bulunması
üniversitelerin içine girdiği durumun, çıkarılmalarını bu tavrın devamı olarak ve işkence gördüğünü söylemesi du
biz öğrenciler için, ülkemizin ve toplu değerlendirdi. Geçirdiği trafik kazası rumunda tekrar işkenceye alınacağını
mun geleceği için oluşturduğu olum nedeniyle hasta yatağından sargılar söylemesi üzerine, adli tabibe işkence
suzlukları dile getirmek, kendi istem ve içinde alınarak hareket etmenin işken izi bulunmadığını belirtmek zorunda
taleplerimizi ortaya koymak amacıyla, ce olduğu bir durumda günlerce kaldığını söyleyen ismail Oral adli
anayasal ve yasal haklarımızı kullana sorguya çekildiğini belirtip "iddia edil tabiblikte muayene edilmeden işkence
rak ve tümüyle yasal çerçevede fakül diği gibi siyah çelenk bırakarak baskı görmediğine ilişkin rapor verildiğini
temizde öğrenci derneği kurmaya ları protesto etmediğini, ancak, burada bildirdi.
yöneldik. yargı önünde yaralı durumuyla bana Avukat Osman Ergin'de mahkeme
Yığınsal atılmaların yarattığı insan işkenceyi yaşatan emniyet güçlerini de "Aslında emniyetin amacının ger
ve kaynak kaybını gördüğümüzden, protesto ediyorum" diyerek sorgusunu çek suç delillerini yakalamak olmadığı
paralı eğitimin yarattığı fırsat eşitsizli bitirdi. Anayasal haklarını kullanan ve dernek
ğine yakından tanık olduğumuzdan, Kamuran Beyhan'da sorgusunda: kuran öğrencileri sindirmek olduğu
atılmaların ve diğer uygulamaların "Karşı karşıya bulunduğu bu talihsiz açıktır. Polisin niyeti 10.1.1987 tarihli
psikolojik bunalımı içinde sağlıklarını yargılama asıl kaynağını savcının iddia Emniyet Fezlekesinde yoruma meydan
kaybeden sayısı hiçte azımsanmaya ettiği gibi ne siyah çelenkten ne de vermeyecek bir şekilde ortaya çıkmak
cak arkadaşlarımızın yanıbaşımızda başka bir eylemden bulmaktadır. tadır.
boy vermesini seyretmek zorunda Şuna inanıyorum ki, YÖK ile üni 22 sahifelik emniyet fezlekesi tü
kaldığımızdan, bunalımlarını aşamıya versitelere dayatılan, duyarsızlaştırma müyle ön yargılı, peşin hükümlü olup,
rak intiharı seçen arkadaşlarımızın ve yabancılaştırma politikalarına ses fezleke niteliğinden yoksundur. Sanık
acısını yaşadığımızdan bir insan ve sizce boyun eğseydim, duyarlı öğrenci lar "marksistleninist olmakla", "illegal
sorunları yakından yaşayan bir kişi arkadaşlarımla birlikte taleplerimizi di yapı oluşturmakta", "Anayasal düzeni
olarak duyarsız kalamayacağımızdan le getireceğimiz bir dernek çalışmasına değiştirmekle", "İşçi sınıfı iktidarını
öğrenci derneği kurmaya yöneldik girmeseydim, anayasada bizlere tanı gerçekleştirmekle" suçlanmaktadırlar.
yasal sınırlar içinde tepkilerimizi dile nan dernek kurmak hakkını kullanıp Mahkeme Turan Dolu'nun ve Ka
getirdik (...) bilimsel çalışmanın üni "dernek kurma" suçunu işlemeseydim muran Beyhan'ın tutukluluğuna son
versite yaşamında anlamının unutul bugün karşınızda bulunmayacaktım." vererek, yargılamanın tutuksuz deva
duğu ortamda, bilimselözerkdemok YÖK düzenin öğrencisi ve öğretim mına karar vererek duruşmayı
ratik üniversite talebimizi savunmak üyesiyle üniversiteler üzerinde yarattı 24 Nisan 1987 gününe erteledi.
için öğrenci derneği kurmaya çalıştık." ğı tahribatı dile getiren Kamuran
Üniversitelerin içinde bulunduğu Beyhan bu ortamda fakültede duyarlı
durumu ve YÖK'ün yarattığı yıkımı öğrencilerle bir çıkış yolu aradıklarını
sürecini anlatan Turan Dolu "ülkemize, ve öğrenci derneği kurmak için girişim GENÇ ŞAİRLERE
ülkemizde yaşayan insanlara, daha ve lerde bulunduklarını belirtti ve şöyle
dahası geleceğe, insanlığı karşı duy devam etti. "Bu süreç YÖK'e göre ÇAĞRI!
duğum sorumluluğun, aydın ve de "dikensiz gül bahçesinin" dikenli kap
mokrat kişiliğimin gereğini: anayasa lama süreciydi. Çünkü 12 eylül öncesi Üniversiteli gençliğin güzele olan
nın ve yasaların verdiği dernek kurma nin tüm olaylarının faturası gençliğin tutkusu hiç bitmeyecek.
hakkından yararlanarak ve yasaların sırtına çıkarılmıştır. Çünkü onlara göre İTÜ İşletme Fakültesi öğrenci Der
tanıdığı kişisel hak ve özgürlükler gençlik suçluydu ve hep suçlu kalacak neği (İŞFÖD) yeni ve çok güzel bir
temelinde demokrat bir öğrenci olarak tı. Nitekim örgütleniş sürecinden itiba çalışma başlatıyor. "Şiirin sesinde
yerine getirmeye çalıştım ve çalışaca ren öğrenci dernekleri polis tarafından buluşalım" adlı bu çalışma Türkiye
ğım" diyerek şunları belirtti. potansiyel suç örgütlen muamelesi çapında yapılacak bir sür şöleni. Şölen
"Ancak bu yasal çalışmalarımızın gördü. diyoruz, çünkü İŞFÖD'lüler şiirlerin,
polisin gözünde yasadışı olarak değer Sonuçta dernek kuruculuğu dışın şairlerin yarıştırılmasına karşılar. Ve
lendirilirken, bizlerde bozguncu, yıkıcı, da hiç bir eyleme katılmamış olmama biraz da haklılar galiba.
anarşist olarak değerlendirildik. Biz rağmen günlerce polis sorgulamaları Dernek olmanın verdiği savaşım
lere, gençliğe potansiyel suçlu, her an na, maddi ve manevi işkenceye maruz lardan başka, tüzel olma savaşımını da
suç işlemeye hazır insanlar gözüyle kalarak yargı önüne çıkarıldım. Polis veren ve çok kısa bir zaman sonra tüm
bakıldı. Sorunları görmek ve sorunların açısından dernek kurucusu olmam tüzelliğine kavuşacak olan İŞFÖD'lüle
üzerine yasal çerçevede gitmek, dü suçlu ilan edilmem için, işkence rin ilk çalışması değil bu çalışma.
şünmek ve düşündüklerini yasal çer tezgahlarından geçirilmem için yeterli 86 yılında gerçekleştirdikleri 2 "fo
çevede dile getirmek, birer demokrat sayıldı." toğraf sergisi" ve biri 86 yılı içinde
olarak yaşadığımız çağa karşı sorumlu Son olarak ismail Oral'ın sorgusu kaybettikleri kurucu arkadaşları "Gü
davranmak suç ya da suç işlemeye na geçildi, iddiaların doğru olmadığını ley Tuğrul" adına olmak üzere düzen
çalışmak olarak değerlendirildi. Yö söyleyen İsmail Oral 22 gün poliste ledikleri 2 de "simültane satranç
neltilen baskıları dile getirerek. "Yasal işkence gördüğünü, polisteki ifadesin gösterisi" var İŞFÖD'lülerin başarı
zeminde çalışmalarımız, yasadışı ze de çelenk koyma eylemine katılmadı çizelgesinde.
mine zorlamak ve yasadışı göstermeye ğını, şubede işkence olaylarına tanık Bu çalışma konusunda İŞFÖD
çalışmakla, bu çalışmalarımızın ka olduğu gibi Türkiye genelinde de kurucularından Hüseyin ile kısa bir
muoyunda yarattığı sempati yok edil işkencenin var olduğunu, insan onu söyleşi yaptık. Çalışmalarını onlardan
meye, kazandığımız toplumsal meş runu ayaklar altına alan ve yaygın olan dinleyelim.

62
HABERLER

d|]PdDOÕúPDQÕ]DEDúODPDQÕ]ÕQ VD÷OÕNOÕ \DUDUOÕ LOHWLúLP RUWDPODUÕQÕ ø(77úRI|UOHULQLQEXNRúXOODUDUD÷
QHGHQOHULQH\GL"1DVÕOEDúODGÕQÕ]" VD÷ODPDN]RUXQGD\Õ] PHQFUHWWDEORVXLVHNRPLNGHQLOHEL
+VH\LQ %X oDOÕúPD\D EDúODPD 6RQXo RODUDN GDKD |]HOGH úLLULQ OHFHN UDNDPODU LoHUL\RUGX %LU RWREV
PÕ]ÕQ LNL QHGHQL YDU %LULQFLVL NLWOH |]HOLQGH úDLUOHULQ GH÷LúLN LOLúNLOHULQ úRI|UQQ RUWDODPD RODUDNDOGÕ÷ՁFUHW
LOHWLúLPLQL VD÷ODPDN YH EX LOHWLúLPL oHUoHYHOHULQGH NHQGLOHULQL WDQÕPDODUÕQÕ  ELQ 7/
GLU %X UDNDP VRV\DO
GH÷LúLNER\XWODUGDVUGUHELOPHN VD÷OD\DELOLUL] EX \ROOD 9H\D]GÕNODUÕ\ \DUGÕPODUOD ELUOLNWH  ELQ 7/
QD GHN
øNLQFLVLQL ú|\OH DoÕNOD\DOÕP 'HU OD NLWOH\H VHVOHQHELOPH XODúDELOPH oÕNÕ\RU *QP] HNRQRPLN NRúXOOD
QHNOHU$NDGHPLNROGX÷XNDGDUGHPRN RODQD÷ÕEXODELOLUOHU UÕQGD EXQD ELUGH \DVDODUÕQ EHOHGL\H
UDWLN ELU VDYDúÕPÕQLoLQGHGHROPDOÕODU =DWHQ VDGHFH úDLULQ GH÷LO úDLUOH LúoLOHULQLQ HOLQGHQ DOGÕ÷Õ JUHY KDNNÕQÕ
9HGHUQHNOHULQRUWD\DNR\GX÷XPFD úDLUOHULQGH÷LOúDLUOHKDONÕQÕQDUDVÕQGD GDHNOHUVHNYHWDELEXDUDGD%HOHGL\H
GHOH VDGHFH |÷UHQFL JHQoOLN LoLQGH NL |QHPOL ELUGL\DOHNWLN WDQÕPÕGÕU úLLU øú 6HQGLNDVÕ
QÕQ 7UNøú
LQ JHQHO ND
DNDGHPLN VRUXQODUD ED÷OÕ NDODPD] 9H JHUoHN úLLULQ LQVDQR÷OXQGDQ UDNWHUL JHUH÷L NDGHUFL WDYUÕQÕ GD
$NDGHPLNVDYDúLOHGHPRNUDWLNVDYDúÕQ ND\QDNODQDQELU\|QYDUGÕU%LUD]GD
EWQOHúPHVL JHUHNLU %X oDOÕúPD ELU XQXWPD]VDN LúoLOHULQ \]GH  LVWHNOH
EX QHGHQOHUGHQ úHNOLQGH ELU
|OoGHEXQXVD÷OD\DFDNWÕU%X\]GHQ ULQH NDUúÕ LúYHUHQLQ WRSOX V|]OHúPHOHU
GH÷HUOHQGLUPH GH÷LO NXUXOXQ HQ oRN
|QFH IDNOWH VRQUD ø7h oDSÕQGD EH÷HQGL÷L  úDLU úHNOMQGH ELU GH÷HU GH \]GH  YHUHUHN  ELQ 7/ EUW
GúQGN %LU DUD øVWDQEXO LoLQGH OHQGLUPHGLUoDOÕúPD FUHWLGD\DWDELOPHVLQLDQOD\DELOLUL]
RODFDNWÕ 6RQUD GúQGN QL\H E|\OH d|]P7HúHNNUHGHUL]
ELUD\UÕFDOÕNROVXQ"9H7UNL\HoDSÕQGD 7P E\N úHKLU EHOHGL\H LúoLOH
JHUoHNOHúWLUPH\HNDUDUYHUGLN ULQH RUDQOD HQ GúN FUHWOH oDOÕúDQ
2OD\ |QFHOLNOH GHUQHN \|QHWLP ø(77 ø(77 LúoLOHULQLQ YDURODQ GúN FUHWOH
NXUXOXQGD WDUWÕúÕOGÕ %DúODQJÕoWD GH÷L ULQLQELUNÕVPÕQÕQGDND]DODUGDQGR÷DQ
úLNGHUJLOHUHJLGLOGLúDLUOHUOHNRQXúXO ù2)g5/(5ø'ø5(1'ø KDVDU QHGHQL\OH NHVLOPHVL \DVDODUD
GX ELUoR÷X GH÷LúLN QHGHQOHUOH NDEXO X\PD H\OHPLQL LúoLOHU LoLQ ELU ]RUXQOX
HWPHGL dRN DUDGÕN NRúWXUGXN oDED OXN KDOLQH JHWLUL\RUGX
=LUD  $QD\D
ODGÕNYHDUWÕN|QP]GHNL\RONDSDQ VDVÕ
QP JUHY YH WRSOX V|]OHúPHOHUH
PDN ]HUH LGL 6RQUD 0úWDN (UHQXV
D  ùXEDW  WDULKLQGHQ LWLEDUHQ LOLúNLQ \DVDVÕ JHUH÷LQFH JUHY KDNODQ
DoWÕN %L]H \DUGÕP HGHELOHFH÷LQL V|\OH ø(77 RWREUOHULQGH EWQ úHKLU WUDIL HOOHULQGHQ DOÕQDQ EHOHGL\H LúoLOHULQLQ
GL %L] GH 0úWDN DEL\OH oDOÕúPD\D ÷LQL DNVDWDFDN GHQOL ELU \DYDúODPD KDNODUÕQÕ DUDPDN LoLQ JUHY \ROXQD
EDúODGÕN dRN \DUGÕPÕ ROGX -UL GLNNDWOHUL oHNL\RUGX 6DEDK LúOHULQH EDúYXUPDODUÕ RODQDNVÕ]GÕ $QFDN NHQ
VRUXQXQX EHUDEHUFH o|]POHGLN %LU JLGHFHN \ROFXODU YH ø(77 úRI|UOHUL GLOHUL LoLQ PDGGL ELU NOIHW ROXúWXUDQ
GH KHU \DUÕúPDGD EHOOL LVLPOHU YDUGÕU DUDVÕQGD ELUWDNÕP WDWVÕ] WDUWÕúPDODU ND]D KDVDQ NDUúÕVÕQGD WHN \RO ø(77
MULOHUGH %XQODUGDQ IDUNOÕ ROVXQ MULPL] ROX\RU EX WDUWÕúPDODU ]DPDQ ]DPDQ 2WREV ùRI|UOHUL LGDUL YH 7HNQLN
GHGLN YH E|\OHOLNOH &DQ <FHO 0HOLK ER\XWODQDUDN ø(77 úRI|UOHULQLQ G|YO 7DOLPDWQDPHVLQLQ  PDGGHVLQLQ K 
&HYGHW $QGD\ ùNUDQ .XUGDNXO LOH PHVLQHNDGDU\DUÕ\RUGX'DKDVRQUD EHQGLQH X\PDN ROX\RUGX %X NH]GH
NRQXúXOGX .DEXO HWWLOHU 7P GX\DUOÕ úRI|U WUDIL÷L DNVDWWÕNODUÕ JHUHNoHVL\OH
NXUDOODUDX\GXNODUÕLoLQúRI|UOHUHEDVNÕ
D\GÕQODUÕPÕ]D VDQDWoÕODUÕPÕ]D EXUDGDQ J|]DOWÕQD DOÕQÕ\RUODUGÕ 2OD\ÕQ Lo\]
\DSÕODUDN WUDILN DNÕúÕQD X\PDODUÕ \DS
WHúHNNUHWPHNLVWL\RUX] Q YHø(77úRI|UOHULQLQoDOÕúPDNRúXO
WÕNODUÕQÕQ LúYHUHQH J|]GD÷Õ YHUPH
d|]PdDOÕúPDQÕQVRQXQGDQDVÕO ODUÕQÕ ELOHQ \ROFXODU LVH úRI|UOHUL GHV
WHNOHGLNOHULQL YH GLUHQLúLQ VRQXQD QLWHOL÷L WDúÕGÕ÷Õ YH WUDIL÷L DNVDWWÕNODUÕ
ELU VRQXo GR÷DFDN" %LU GH GR÷DO
NDGDU \DQODUÕQGD ROGXNODUÕQÕ JHUHNoHVL\OH HQJHOOHQPH \ROXQD JLGLO
RODUDN úLLULQ VL]GHNL WDQÕPÕQD ED÷OÕ
ROPDVÕLVWHQLUVRQXFXQ%XWDQÕPQHGLU EHOLUWL\RUODUGÕ =DWHQ WUDIL÷L ELU GL YH HQJHOOHQGL <DQL \DVDODU NRQX
NÕVDFD" NDUPDúD RODQ øVWDQEXO
X GDKD GD \RUGX YH NRQDQ \DVDODU EL]]DW \DVD
+VH\LQ|QFHOLNOHúXQXEHOLUWPH NDUÕúWÕUDQ EX \DYDúODWPDQÕQ QHGHQL NR\XFX WDUDIÕQGDQ oL÷QHQL\RUGX <D
OL\LP %X oDOÕúPDGD KHU úDLUGHQ  úLLU QH\GL"%X VRUX\X ø(77 úRI|UOHUL ú|\OH VDODUD X\DQODU VXo LúOHPLú VD\ÕODUDN
LVWHQGL 9H EX \DUÕúPD DPDoOÕ ELU \DQÕWOÕ\RUGX J|]DOWÕQDDOÕQÕ\RUODUGÕ
oDOÕúPD GH÷LOGLU %L] úLLU YH úDLU $OGÕ÷ÕPÕ]FUHW\DúDPNRúXOODUÕQÕQ
\DUÕúWÕUPD GúQFHVLQGH GH÷LOL] %XQD ROGXNoD JHULVLQGH hVWHOLN EX GD 3HNL EX GXUXP NDUúÕVÕQGD VHQGLND
NDUúÕ\Õ]%X\DOQÕ]FDELUGH÷HUOHQGLUPH \HWPL\RUPXú JLEL oDOÕúPD VDDWOHUL QH \DSÕ\RUGX" 6HQGLND WP\OH LúYH
RODFDN ùLLUOHU \DUÕúPDGÕ÷ÕQD J|UH GH LoHULVLQGHRWREVOHUúRI|UOHULQ]HULQH UHQLQ GPHQ VX\XQGD KDUHNHW HGHUHN
úLLU VD\ÕVÕ 
GH
Q ID]OD ROPDOÕ\GÕ 
WH ]LPPHWOHQL\RU YH RWREVWH PH\GDQD LúoLOHULGHVWHNOHPHN\HULQHN|VWHNOHPH
NDUDU NÕOGÕN %X \DOQÕ]FD ELU GH÷HUOHQ JHOHQ HQ NoN ELU KDVDUGDQ HQ \ROXQDJLWWL=LUDLúoLOHULQNDUDUOÕWXWXP
GLUPH RODFDN <DQL úDLUOHU NHQGLOHULQL E\÷QHNDGDUKDVDUEHGHOLúRI|UOHU ODUÕNDUúÕVÕQGDGHYUH\HJLUHQ%HGUHWWLQ
ELU NXUXO |QQGH WDQÕ\DFDNODU |QHPOL GHQ WDOHS HGLOL\RU EX NDGDUOD GD 'DODQ
ÕQ V|]OHUL NDUúÕVÕQGD KHPHQ
DPDoODUGDQ ELUL GH EXGXU ùLLU \D]DQ NDOPD\ÕS VXGDQ EDKDQHOHUOH LúWHQ JHYúH\LS 7RSOX 6|]OHúPHOHUGH VD\ÕQ
DUNDGDúODUÕQ NHQGLOHULQL ELU NXUXO | oÕNDUÕOPDODUV|]NRQXVXROX\RU 'DODQ
ÕQGDGHVWH÷L\OHROXPOXVRQXoODU
QQGH GHQHPHOHUL VÕQÕUODPDODUÕ úLLUOH  WDULKLQGH  QROX DOÕQDFD÷Õ PXKDNNDNWÕU V|]OHUL\OH WDY
LOJLOL WP \|QWHPOHUL NDYUDPDGD |QHPOL LGDUH HQFPHQLQLQ NDUDUÕ JHUH÷LQFH UÕQÕ RUWD\D NR\PDVÕ YH GLUHQLúL HQJHO
ELU QRNWDGÕU GL\H GúQ\RUX] %X  VLFLO QROX øVPDLO *QH\  OHPHVL 7UNøú LoHULVLQGH ELU VHQGLND
DUDGDXVWDúDLUOHUOHYHNHQGLDUDODUÕQGD WDULKLQGH .X]JXQFXN
WD |QQH oÕNDQ ROPDVÕQGDQ ND\QDNODQÕ\RU ROVD JHUHN
NXUDFDNODUÕ \HQL LOLúNLOHUL GH XQXWPD WDNVL\L VROOX\RU YH IUHQOHULQ WXWPDPDVÕ 7UNøú
LQ  $QD\DVDVÕ
QÕQ R\ODQPD
PDOÕ\Õ] *QP]GHNL LOHWLúLPVL]OLN \]QGHQ \DQ \ROD VDSÕ\RU $UDoWD VÕQGDQ |QFH YHUGL÷L GHVWHN V|]OHUL\OH
D÷ÕQGDúLLUL\LELULOHWLúLPDUDFÕRODELOLU KDVDUPH\GDQDJHOL\RUYHNDVÕWRODUDN VRQUDVÕQGD EX GHVWH÷L UHGGHGLúL KkOk
LQVDQODUÕ R\DOD\DFDN NDQGÕUDFDN JHOL QLWHOHQHQ ND]DGD \]GH  NXVXUOX KDWÕUODUGDGÕU 
úLPOHULQL HQJHOOH\HFHN ELUVUJHUHN J|UOHQ øVPDLO *QH\ LúWHQ DWÕOPD %|\OHFH VHQGLND NHQGL |]JFQH
VL]RUWDP]DWHQPHYFXW%L]GDKD  ODUD YHULOHFHNRQODUFD|UQHNWHQ\DOQÕ] JYHQPH\LS LúoLOHULQ NDGHULQL 'DODQ
D
FDELUL\GL WHUNHGL\RUGX

HABERLER

"uç" eylemlere dört elle sarılacak (bu


durum örnekleriyle sabittir) ve yeni
"DERNEKÇİLİK" ve YILDIZ eylemlere karşı çıkacak, bu kez onları
"keskin" ve, "uç" eylemler olarak
ÜNİVERSİTESİNDE DİLEKÇE niteleyecektir. Bunlar hakkında çok
şey söylenebilir ancak fazla uzatmaya
EYLEMİ gerek görmüyoruz.

Yıldız Üniversitesi öğrencilerinin


1981'de üniversitelerde yerleştiril öğrenci aleyhine olan ve kendi içinde verdiği dilekçeyi aşağıda aynen yayın
meye başlayan YÖK yasaları 1982 çelişen yasalar gündeme getirilmekte lıyoruz.
anayasasıyla yasalaşıp üniversitelerde dir.
apolitikleştirilmiş, sorunlarına sahip Bu durum karşısında öğrenci genç Bizler, 198687 güz yarıyılından
çıkmayan, bir kalıba sokulup tektipleş lik de sessiz kalmıyordu. Bunun yakın itibaren uygulamaya konulan "tek ders
tirilmiş öğrenci yetiştirilmesini hedefli bir örneği 25.2.1987 tarihindi Yıldız çakışması halinde dersin tümünün
yordu. Bunda büyük oranda başarılı Üniversitesi'nde bin dolayında öğren alınmaması" maddesi başta olmak
olduğu da söylenebilir. Getirdiği sınav üzere, haftalık 35/26 saatlik ders limiti
sistemi ve derslere devam zorunluluğu cinin tek ders çakışması durumunda ve gündüzgece arası ders alınamazlığı
gibi yasalarla öğrenci gençlik atılma üst sınıf dersini alamama durumu uygulamalarından dolayı eğitimleri ge
korkusuna maruz bırakılarak apolik karşısında kendiliğinden gelişen ve reksiz yere uzayan öğrenciler olarak,
leştirilmesi sağlandı ve yaşanan baskı tüzel kişiliğini kazanmış derneklerinin aşağıdaki istemlerimizin yerine getiril
ve sindirme politikasının sonucu ola dışında rektörlüğe toplu imzalı bir mesini istiyoruz.
rak da sorunlarına sahip çıkmayan dilekçe verdiler. Bu sırada çıkıp konu
duyarsız insanlar konumuna getirildi şan rektör öğrencilere, olumlu yönde 1 Gerek YÖK yönetmeliklerinde,
ler. bir değişikliğe gidileceği sözünü veri gerekse Yıldız Üniversitesi lisans ve
yordu(*) . lisans üstü yönetmeliğinin 25. madde
1985'ten itibaren öğrenci gençlik sinde belirtildiği gibi, 198586 öğrenim
yasal hakkı olan öğrenci derneklerine öğrenciler bu eylemle "toplu di döneminde de uygulanan % 70 devam
de (birçok suni engeli aşmaya çalışa lekçenin suç olmadığını ispatlama yeterli görülmeli, çakışma uygulaması
rak ve bütün baskılara karşı koyarak) ya" çalıştıklarını ve "öğrenci derneğini terkedilmelidir.
örgütlenme çalışmalarına girişti. Bu çalışmaya davet" ettiklerini söylüyor
örgütlenme süreci içerisinde öğrenci lardı: Zira dernek yöneticileri başlan 2 Bahsedilen tek ders çakışma
gençliğin hedefini bulandırmaya, he gıçta dilekçe verilmesini destekler bir uygulamasından dolayı, 35/26 saatlik
defini şaşırtmaya ye ufak kazanımları hava içerisinde dilekçe metnini hazır ders limitini dahi dolduramayan öğ
göklere çıkarıp yeni hareketleri engel layacaklarını söylemelerine rağmen bu rencilerin varlığı düşünülerek ders
işi sürekli savsaklamışlar ve sonuçta limiti arttırılmalıdır. Kaldı ki günlük
lemeye çalışan, mücadeleyi akademik dilekçe metni hazırlanıyor ve ders programının 9 saat olduğu göz
mücadeleyle sınırlayıp "kitle ürker" rektörlüğe veriliyordu. Dernek kurucu önüne alınırsa 35/26 saatlik limit
gibi kendi ürkekliklerini gizlemeye haftalık 45 saatlik ders programıyla da
çalışan sözlerle antifaşist, antiem su ve geçici yöneticileri ise dilekçe çelişmektedir.
peryalist mücadele gibi demokratik bir metnine imza atma lütfunda dahi
yapılanmanın özünü oluşturan bir bulunmayıp dilekçeverildiği sırada da 3 Yukarıdaki iki isteme bağlı olarak
ilkeyi reddedip gericiliğe prim veren orada bulunmayıp öğrencilerin sorun bir üçüncü seçenek te çakışan dersle
"dernekçi"lerde yok değildi. larına sahip çıkmıyorlardı. Ve bir rin gecedengündüzden almabilmesi
Ancak, bunlar, sürekli ve kalıcı öğrenci "rektörlüğün önüne gidileceği nin olanaklı kılınmasıdır.
değillerdir, öğrenci gençlik sorunları saatte harekete geçen öğrenci kitlesini
nın bilincine varıp, onlara sahip çıkarak gördüğü halde o anda büyük bir gönül Bir yandan normal okul süresinin
ve bunların çözümü doğrultusunda rahatlığıyla yemekhanede yemeğini uzamaması için çeşitli yaptırımlar uy
somut kazanımlara yönelen pratik bir yiyen bir kurucunun varlığını belirtmek gulanırken (normal sürenin uzaması
mücadele sürecine girerek önünü halinde harçların % 50 zamlı alınması
tıkayan bu "dernekçi"leri kulağından çok ilginç olacaktır" diyordu. Bu gibi) bir yandan da bitirme süresinin
tutup geriye çekerek önünü açacaktır. durum ve öğrencilerin istemi öğrenci uzamasına hizmet edecek olumsuz
derneğini yürüten "dernekçi"lerinin kararlar alınmaktadır. Biz öğrencilerin
öğrencilerden ne kadar uzak ve onların eğitim sürelerini gereksiz yere uzatan,
Üniversitelerde bir türlü dikiş tuttu sorunlarına duyarsız olduğunun bir hem maddi hem de manevi kayıplara
ramayan YÖK yasaları tüm üniversite göstergesi olsa gerek. Zira öğrencile uğramamıza neden olan bu uygula
lerde hatta fakültelerde ayrılıklar gös rin kendiliğinden gelişen hareketini manın kaldırılmasını, 16/2/1987 tari
termekte ve sürekli üniversite yönetim yönlendiremeyen ve onlarla bağ ku hinden itibaren geçerli olmak üzere
lerince değişikliklere uğratılmakta ve ramayan bir derneğin/dernek yöneti tüm öğrenci kitlesinin yararına bir
değişikliğin faturası da öğrencilere minin kalıcılığının söz konusu olmaya çözümün getirilmesini talep ediyoruz.
çıkarılmaktadır. Bir yanda derslere cağı açık değil midir?
devamda yüzde 70 limiti getirilirken (*): Rektörlük bu açıklamadan sonra
diğer yanda tek dersin çakışması "Dernekçi" bu tür eylemleri bugün bir duyuru yayınlayarak öğrencilerin
durumunda yüzde 70 limiti sağlansa "keskin", "uç" eylemler olarak görüyor istemleri doğrultusunda bir takım de
dahi üst sınıf dersinin alınamaması gibi olsa gerek. Ancak yarın bu "keskin" ve gisikliWere gidildiğini açıklamıştır.

64
$d/,ö,19(g/h0h1
<(1ø/'øöø=$0$1 

+VH\LQø/+$1
6DGHFH J|]OHULQGH ELU NDUDQOÕ÷ÕQ \R÷XQODúWÕUÕ\RU+D\ÕUNHQGLVLQLEX HWWLOHU EWQ RUJDQODUÕ %LOLQFLQL ND
ROGX÷XQX GX\XPVX\RU %DúNDFD QH WDQÕPVÕ]DQODPVÕ]ERúOX÷DKLoEÕUDN ]DQGÕ÷ÕQD VHYLQL\RU %LUGH J|]OHUL
ELUVHVQHELUWDQÕ<DúDPGDQX]DN PD\DFDN'LUHQHFHNGLUHQHFHN+HS *|U\RU%LUGHú\RU0WKLúú
ELU \HUGHELOPHGL÷LELUGQ\D\ÕVROX EXV|]F÷V|\OHPHNLVWL\RU8ODú \RU NDQÕ GRQPXú JLEL $\DNODUÕ
\RU *|]OHULQLQ |QQGH VDUÕQÕQ NÕUPÕ PDNLVWHGL÷LQRNWD\DEXV|]FNOH EDFDNODUÕ GD GRQPXú JLEL .DVNDWÕ
]ÕQÕQ WRQODUÕQGD ÕúÕNODU ELUELULQLQ DUGÕ YDUDFDNPÕúJLELELUGX\XúXDOJÕOÕ\RU .ÕSÕUGD\DPÕ\RU .HQGLVLQH JHOGLNoH
VÕUD oÕNÕS GXUX\RU %LOLQFLQLQ ND\GH ELOLQFL'LUHQPHNGLUHQPHN<HQLGHQ PWKLú D÷UÕ GX\X\RU 7DQÕPÕ \RN EX
GHELOGL÷L DOJÕODGÕ÷Õ WHN úH\ EX VDQNL \HQLGHQV|\OHPHNELUUDKDWOÕNGX\ D÷UÕQÕQ øQFHOPLú EDFDNODUÕQÕQ HWOHUL
'úQPHN EXOXQGX÷X \HUL J|UPHN JXVXYHUL\RU'LUHQPHNGLUHQPHN oU\RU <RN ROX\RU $Q DQ HULPHVL
DQODPDN LVWL\RU $PD EX oDEDVÕQÕQ *|]QGHNLÕúÕNODUÕQNÕYÕOFÕPODUÕQÕ\D QLQ DFÕVÕQÕ WDQÕPOD\DPD\DFD÷ÕQÕ ELOL
DGÕQÕ NR\DPÕ\RU %HOOH÷LQLQ ELU\HUOH NDOÕ\RU$QLELUVDUVÕQWÕ'HSUHPOHU \RU $÷UÕ EWQ EHGHQLQH \D\ÕOÕ\RU
ULQGHQ ELU úH\OHU \LWPLú VLOLQPLú GX\ EDúOÕ\RU'HSUHPOHULQVDUVÕQWÕVÕQÕ\D .ROODUÕHOOHULGHNDVNDWÕ.ÕSÕUGDWPDN
JXVXQGD G|QHQL\RU EWQ EHGHQL úÕ\RU.DONPDNNRúPDNLVWL\RU2OPX LoLQ oDEDOÕ\RU 'RQPXú |OPú JLEL
*|]OHULQLQ NDSDQPÕú SHUGHVLQGH \RU6DYUXOX\RU%LU\HUOHUHoDUSÕ\RU 0LO\RQODUFD PLO\DUODUFD HW \L\LFL ND
XoVX] EXFDNVÕ] ELU NDUDQOÕN VDGHFH LONGHIDELUúH\LGHULQOHPHVLQHKLVVH UÕQFD EWQ EHGHQLQHGRODQPÕúNRFD
%LU DQ EWQ EHGHQLQL FDQOÕOÕ÷ÕQÕ GL\RU\HKHPHQDGÕQÕNR\X\RUhú PDQ NRFDPDQ ORNPDODU NRSDUWÕ\RU
HYUHQLQ NRFDPDQ VRQVX] ERúOX÷X\OD \RUhú\RU.DKUHGLFLELUVR÷XN ODU %HGHQL NHQGLVLQGH GH÷LO VDQNL
D\QÕ\PÕú JLEL NDYUÕ\RU $PD KHPHQ *|]OHULQGHNLNDUDQOÕNDUDODQÕ\RU%D %HGHQL EDúND \HUGH ELOLQFL EDúND
SHúLQGHQ \LWLUL\RU EX GúQúQGH VÕNWDYDQSHUL\RGLNRODUDNVD÷DVRMD \HUGH+NPHGL\RURUJDQODUÕQD$PD
EHGHQLQGH GXUXOPD\DQ ELU oDEDQÕQ VD-ODQÕ\RU*LGHUHNúPHGX\JXVX \ÕNPDN DúPDN LVWL\RU EX GRQPXú
L]OHULQLNDYUDPDNKD\DWDG|QGUPHN QXQLoLQHX÷XOWXODUNDUÕúÕ\RU$QOM\RU OX÷X NDVNDWÕ NHVLOPLúOL÷L +D\DWÕQÕQ
LVWL\RU *|]OHULQLQ NDUDQOÕ÷ÕQGD \HQL %WQEHOLUVL]OLNOHULERúOXNODUÕDúPD DQDQWNHQGL÷LQLELWPHN]HUHROGX
GHQ ÕúÕNODU oDNWÕ÷ÕQGD EX NH] NDoÕU \|QQGH|QHPOLELUDGÕPDWWÕ÷ÕQÕQ ÷XQXoRNL\LELOL\RU%XQDKD]ÕU$PD
PDN LVWHPL\RU ÕúÕNODUÕ +D\DWOD WHN ELOLQFLQGH7XWXNHYLQDNLODUDEDVÕQÕQ \D÷PD\RN|\OHKHPHQJLWPH\H 
ED÷ÕEXÕúÕNODU6HYLQL\RU6HYLQGL÷LQL LoLQGH(YHWHYHWWDNHQGLVL+LoVHY
KLVVHGL\RU %HOOH÷LQGH EX LNL NÕVDFÕN PHGL÷LELUPHNkQÕQLoLQGHROXúXQDLON $\DN GLUHWHFHN6RQDQÕQDNDGDUGLUH
GúQFH DQÕP DQODPGÕUPDVÕ PXWOX GHIDVHYLQL\RUdQNNHQGLQLELOL\RU QHFHN |OPH KD]ÕU $PD |OPHGH
HGL\RUNHQGLVLQL(÷HUÕúÕNODUÕ\DNDODU $UGÕQGDQNHQGLNHQGLQHNRQXúPDOD GLUHQHFHN+D\ÕU|\OHNROD\JLWPH\H
UÕQDJO\RU*OPVHPHQLQGX\JX FHN %|\OH NDVNDWÕ X]DWÕOPÕúOÕ÷Õ GRQ
\DNDOD\ÕSEÕUDNPDVDoRNJ]HOúH\OHU VXQX\DúÕ\RU<]QQJ|UQúQ PXVOX÷X NHQGLVLQH \DNÕúWÕUDPÕ\RU
RODFD÷ÕQÕ GX\X\RU %HGHQLQGHNL D PHUDNHGL\RU<DWÕUÕOGÕ÷ÕEX]JLEL $\D÷D NDONDFDN RWXUDFDN %HQL
\DNODQPDQÕQED]ÕVH]LúOHULQGX\Xú VR÷X÷XQDUWÕNQHUHGHQJHOGL÷LQLGH DUNDGDúODUÕPÕQ\DQÕQDJ|WUQGL\H
ODUÕQoRNL\LRODFD÷ÕQÕELOL\RU(YHWoRN ELOL\RU.DSNDUDQOÕNELUPHNkQGD\DO FHN øoLQGHQ JHoLUGLNOHULQL NHQGL
L\LRODFDN<DNDODPDOÕÕúÕNODQ\DNDOD SDOD\DUDNVD÷DVRODoDUSDUDNGHPLU NHQGL\OH NRQXúWXNODUÕQÕ VHVH G|QG
\ÕSEÕUDNPDPDOÕ*LGHUHNDQODPODúDQ OHULQHWNLVLQLGX\DUDNJLGL\RU1HR UHPL\RU 6HVL GH KD\NÕUÕúÕ GD WXWXO
FDQODQDQ EX úH\ ELOLQFLQLQ ELU VLONL *|UHYOLOHU%DúÕQGDVLODKODUODEHNOL PXú 'XGDNODUÕQÕ NÕPÕOGDWDPÕ\RU
QLúL GLULOLúL JLEL .DUDQOÕNODUGD \XYDU \RU%XKDOLQGHQGHNRUNX\RUODU$\D dHQHVLQGH úLGGHWOL ELU NDUÕQFDODQPD
ODQGÕ÷ÕDQODUÕQELOLQFLQGHNLERúOXNOD ÷ÕQGDNHOHSoHOHUROGX÷XQXVH]LQOL EWQ EHGHQLQH\D\ÕOÕ\RU.ROODUÕQGD
UÕQD úLPGL \DYDú \DYDú DQODPODQDQ \RU%X]JLELGHPLULQ]HULQGH SDUPDN XoODUÕQGD NDUÕQFDODQPD E
úH\OHUNR\X\RU0XWOXROX\RU0XWOX NHQGLVLQGHGH÷LOYHNHOHSoHOL%LUGHQ WQúLGGHWL\OH\D\ÕOÕ\RU.DVNDWÕNHVLO
OX÷X DQODPODQGÕUÕ\RU $UGÕQGD ELU GXUXPXQXEWQDoÕNOÕ÷Õ\ODNDYUÕ\RU PLú SDUPDNYHNROODUÕQGDGHULQOHúHQ
NÕSÕUGDQÕú (YHW KLVVHGL\RU EXQX 1HGHQEXUDGDROGX÷XQXQHUH\H VÕ]Õ J|÷V NDIHVLQGH \R÷XQODúÕ\RU
<DúDPD G|QN NÕSÕUGDQÕúODUÕQ D\UÕ J|WUOGNOHULQLELOL\RU'HOLFHVLQH 6DQNL]HULQGHWRQODUFD\NYDU 
PÕQDYDUÕ\RU%LOLQFLQGHNRSDQ\LWHQ ELUVHYLQo%D÷ÕUPDNLVWL\RU.RQXúD %DúXFXQGDELULOHULYDU6LJDUDPÕLoL
\HUOHUH \DYDú \DYDú ELU úH\OHU GROX PÕ\RUNRQXúDPÕ\RU$÷]ÕGLúOHULNLOLW \RODU".RQXúX\RUODUPÕ"$UDEDQÕQLo
\RU øoLQGH \]G÷ UHQNVL] VHVVL] OHQPLúJLEL.DONPDNLVWL\RU.ÕSÕUGD EXODQGÕUÕFÕ X÷XOWXVXQGDQ ELU úH\
ERúOXNWDQNXODoDWÕ\RUúLPGL%XERú \DPÕ\RU1HROX\RU%WQRUJDQODUÕ
OX÷XWNHWPHVLJHUHNWL÷LQLoRNL\LELOL GX\XOPX\RU6DGHFHNDUúÕVÕQGDNÕSÕU
WDQÕúÕ]GX\XPVX]%WQRUJDQODUÕ GDQDQNDUDOWÕODUYDU*LGHUHNGHULQOH
\RU DUWÕN %WQ JFQ EX Lú LKDQHWHWPLúNHQGLVLQH(YHWLKDQHW 
LoLQGH úHQELUNDYUD\ÕúODDOJÕOÕ\RUKHSVLQL 


Göğsünün üzerindeki basıncın solu kıpırdayamıyor yine. Görevliler silah katı kesilmiş kolunu savuruyor, izin
ğunu kestiğini nefes alamadığını his ları kendisine çevirerek kuşatmışlar vermeyecek takmalarına. Zorluyor
sediyor. Hayır. Olmamalı. Bunu aş etrafını. Gülüyor. Bu kadarlık törenle lar. Hayır istemiyor. Bağırmak istiyor.
malı. Bir kuş çırpıntısındaki bedeni tutulmak güzel birşey. Niçin bekletili Bağıramıyor. Bir anda deviriyor se
gerilip derin titremelerle sarsılıyor. yor? Belkide şimdi getirildi buraya. rumsetini, Nasıl yapabildiğini bilmi
Kahrolası bu çırpıntıyı durdurmalı, Arabadan indirilir indirilmez kendi yor ama kırılan şişenin sesini duyu
önüne geçmeli. Başucunda duran sine geldi. Evet böyle olmalı. Bedeni yor. Görevliler şaşkın ve kızgın.
lardan sesler çıkıyor. Ne diyorlar. nin donmuşluğu sürüyor. Bu kadar Alınlarından ter damlacıkları süzülü
Giderek anlıyor. "Hastahaneye yetiş ihaneti nasıl yaptı bedeni. yor. Haki elbisesi üzerinde beyaz
meyecek. Can çekişiyor bu..."Anlıyor Tam bu sıra görevlilerin ara gömleğiyle az önceki görevli geliyor.
bütün söylediklerini. Kaba bir el göğ sında beyaz giysili birkaç kişi görünü Küfürler ediyor. Bu kadar alçalır mı
sünün üzerine iniyor. Bu dokunuşu yor. "Kim bu... tedavi kabul etmiyor insan. Oluyor işte. insan onurunun
hissedişi zayıf. Sanki dokunuşu hızlı mu?" diyerek çıkışıyor görevlilere. direnişi insanları saygılı kıldığı gibi
kuş çırpıntısını durdurmaya çalışıyor. Adını öğrenince kızgınlığı daha da bazen böyle kudurtuyorda. "Sende
"Hastahaneye yetişse ne olacak ki artıyor. "Bu önceden de getirilmemiş mi ölmek istiyorsun öl o zaman..."
tedavi kabul etmiyorlar bunlar..." miydi... Madem tedavi kabul etmiyor diye bağırıyor. Ölmeyecek ölmeye
diyor bir diğeri. Seslerini duyduğu bırakın ölsün. Niye getirdiniz... "Bir cek. Ona inat işte. Tedavide kabul
nun, onları anladığının farkında de yandan da eliyle işaret ediyor. Sedye etmeyecek. Bir tepside yemek getiri
ğiller, ölüm o kadar uzak, o kadar hızla içeri taşınıyor. Bütün bunlar yorlar, iki ayı geçen açlık günlerinde
yakın ki şimdi, ölümü bu kadar somut olurken kendini toparlamaya çalışı bu yemeği ilk görüşü değil. Ama yine
bu kadar yakından yaşarken, ölüm yor. Kontrolü dışında zorla müdahale yemiyecek. Bu davranış onların al
den hiç korkmadığını biliyor. Acıyla etmesinler diye bilinci yerinde olmalı. çaklığını gösterir. Bu davranışın elleri
devrilen uzun günlerin içinde ölüm Bütün kalkanlarını kuşanıyor. İzin, bağlanmış günlerce su verilmemiş bir
duygusuna çok yakınlaştığını biliyor, vermeyecek yine. insanca yaşama insana suyu dökerek gösterme işken
ölüm sadece garip bir hüzün duy •haklarını vermeyenlere canıyla karşı cesinden, alçaklığından ne farkı var
gusu yaşatıyor. Dostlarını sevdikle koyarken onları, zorba yüzlerini hiç ki? Yemek tepsisine tiksintiyle bakı
rini bir daha göremeyecek, şenlik ama hiç sevindirmeyecek. Buna ka yor kabul etmiyor. Bu kez babacan
günlerinde uzak kalacak. Çılgınca rarlı. görünümlü biri geliyor. "Yazık gençli
özlüyor bütün bunları. Bütün bu Serum takacaklar. Bunun için ğine evladım. Vazgeç bu inadından,
duyuşların hüznünü yaşıyor. Ama koşuşturuyorlar. Hiç bir şey olmamış doktorlar her an ölebilir diyor. Aileni
içinde en küçük bir tereddüt yok. gibi görünmek istiyorlar ama telaşlı düşün değer mi?.." Konuşmak anlat
Haklılar. Sonuna kadar direnecekler. lar. Amaçları bir hayatı kurtarmak mak istiyor bu adama. Biliyorlar. Ama
Hakları için ölecekler. Yalnız değil. değil, öyle olsa haklarını verirler. bir daha niçin böylesine bir bir, an an
Kendisi gibi şimdi onlarca dostu, sev Hepsi meşru temelde isteklerinin. ölüme gittiklerini. Bazı görevliler ken
diği bu sevdalı koşumda. Yeniden Haklı ve insanca. Tabii ki bir hayatı dilerini hüzünlü gözlerle seyrediyor.
savruluyor. Tutulmuş göğüs kafe kurtarmak değil amaçlan. Direnişle Aynı görevli bağırıyor. "Bunun bile
sinde fırtınalar kopuyor. Sular koca rini kırmak istiyorlar. Serum seti ğinden kan akıyor niye?" Kan mı? Ne
man dalgalarla göğsünün duvarlarına yanına getirildiğinde çırpmıyor. Kas kanı. Şaşırıyor. Yine koşuşturuyorlar.
çarpıyor. Çoğalan uğultularla yakala
dığı canlılığı yeniden yitiriyor. Hiç
bırakmak istemiyor bu canlılığı. Bü
tün gücüyle karşı duruyor, iradesini
zorluyor.
Ne zamandır derin sızışız bir
uykuda. Nerede? Serin bir rüzgârın
saçlarını yüzünü okşadığım hissedi
yor. Titremeleri sürüyor. Üşüyoryine.
Gözlerini araladığında kamaşıyor
gözleri. Nerden geldiğini bilmediği
ışıklar boğuyor gözlerinin açıklığını.
Toprak. Toprağın kokusu bu gelen.
Neredeyim? Açık bir yerde bulundu
ğunu anlıyor. Evet o mezar gibi ken
dini taşıyan demir yığını arabada
değil. Kendini toplamalı, önce ağaç
ları görüyor. Ne kadar güzel. Yaşa
mak gerçekten güzel. Ağaçları gör
mesi büyük sarsılmaz bir yaşama
sevincini, direncini dolduruyor yüre
ğine. Ağaçların üzerinde gökyüzü
yükseliyor. Çok güzel çok güzel.
Bütün güzellikleri böylesine duyarak
ölüme gitmek. Bütün güzellikler için,
güzelliklerin yaşaması çoğalması için
gidiyorlar ölüme. Daha öncede gel
diği hastane avlusu burası. Uzatıldığı
sedyede bir ceset gibi dur,duğu duy
gusu utandırıyor kendisini. Kalkıp
oturmak, yürümek istiyor, imkânsız
66
UHNLUVH KHSLPL] RQXQ JLEL úHUHIOH JLULSJ|WUOG÷QGH6XED\
GDQDG
NXFDNOD\DFD÷Õ] EX DQÕ 6HVL oÕNPÕ ODUÕ VRUPXúWX 6|\OHGLP \D GH
\RU'X\GX÷XDFÕQÕQEH\QLQLELOLQ PLúWL J|UHYOL dRFXNVX ELU JOP
FLQL X\XúWXUGX÷XQX KLVVHGL\RU $÷ VHPH\OH DFÕ\OD EXUNXODUDN DNOÕPGD
ODPDN LVWL\RU +D\ÕU ROPX\RU $VOD WXWDPÕ\RUXP HOLPGH GH÷LO GHPLúWL
%LOH÷LQL VDUÕ\RUODU dRN NDQ DNPÕú ]D\ÕIOÕN EHOLUWLVL GH÷LO D÷ODPDN 2 6RQUD HOOHULQL X]DWÕS LON GúHQOHULQ
GL\RUELUL%XVÕUDWXWXNHYLJ|UHYOLOH LQVDQGX\JXVXQXQ|OPQHED÷OÕOÕN DGODUÕQÕ \D]PDVÕQÕ LVWHPLúWL *|UHYOL
ULQGHQ ELUL JHOL\RU NRúDUDN hVW ODUÕQVHYJLOHULQGR÷DOELUUQD÷OD GH \D]PÕúWÕ $YXFXQX VÕPVÕNÕ NDSDW
NÕ]Õ\RU NHQGLVLQH $oÕNODPD JHUH÷L PDN %LOLQFL ER÷XOX\RU .HQGLVLQ PÕúWÕ 6DQNL GúHQ GRVWODUÕ RUDGD
GX\X\RU +FUHVLQGHQ oÕNDUWÕUNHQ GHQ JHoL\RU %WQ LVLPOHUL oD÷UÕODUÕ DYXFXQXQ LoLQGH FDSFDQOÕ GXUX\RU
|O JLEL\GL <DúDPD WHSNLVLQL |OoPHN XQXWX\RU +DWÕUODPDN LVWL\RU %LU \DúÕ\RUODUGÕ øON KDEHUL E|\OH JHWLU
LoLQ ELOH÷LQH KDILIoH GRNXQGXUGXN úH\OHUVLOLQLSJLGL\RUEHOOH÷LQGH'D÷ PLúWL]LQGDQDYH úLPGLJHFHGúHQOH
+Lo WHSNL J|VWHUPHGL |OG VDQGÕN OÕ\Õ J|U\RU J|]OHUL\OH KHUúH\L\OH ULQWUNOHúHQDGODUÕ\ODVDOODQÕ\RUGX
'DKD ID]OD GLQOHPHN LVWHPL\RU VW NXFDNOÕ\RU $PD \LWLúLQH LQDQPÕ\RU $YOXODU DWHúOHQPLúWL *|UHYOLOHU úDú
L\LFH ELU D]DUOÕ\RU *DOLED LQVDQFÕOOÕ $GÕ\OD oD÷ÕUPDN |OPH] GL\H KD\ NÕQ YH SDQLN LoLQGH\GL 'DKD LNL D\
÷ÕQÕJ|VWHUPHLKWL\DFÕGX\X\RUNHQGL NÕUPDN LVWL\RU $GÕQÕ V|\OH\HPL\RU |QFHVLQGH GLUHQLúOHUL EDúODPDGDQ
VLQH *O\RU LoLQGHQ EWQ EXQFD $GÕ ELOLQFLQGH NHQHWOHQL\RU 'ÕúDUÕ WDPELUHU]RUED\GÕODUùLPGLLUDGHQLQ
KHQJDPH NHQGL ELOH÷LQGHQ DNÕWÕODQ oÕNDUWÕOGÕ÷ÕQÕ KLVVHGL\RU %R\XQ H÷ GD\DQPDQÕQ JF NDUúÕVÕQGD \ÕNÕO
NDQ LoLQ GHPHN +Lo GX\PDGÕ R\VD PH\HFH÷LQL DQODGÕODU =DWHQ ELOL\RU PÕú\HQLOPLúOHUGL
VÕ]ÕVÕQÕ ODUGÕ$PDEX\ROXGHQHPHNWHQGH %X JHFH o NH] |OPOH\DúDP
%HQL KDVWDKDQHGHNL DUNDGDúODUÕ JHUL NDOPDGÕODU <DQÕQD ELU J|UHYOL DUDVÕQGDNL KDVVDV oL]JLGH JLGLS
PÕQ \DQÕQD J|WUQ %D÷ÕUÕ\RU ELUL \DNODúÕ\RU <DOQÕ] R GH÷LO ho NLúL JHOPHQLQ \RUJXQOX÷X EWQ
.RQXúWX NRQXúWXGL\RU\DQÕQGDNL OHU ho P" LON GHID E|\OHVLQH J|YGHVLQH \HUOHúPLú EWQ
OHUH %LU DQGD HWUDIÕ GROX\RU *|W D\UÕQWÕOÕ KDEHU DOÕ\RU RQODUGDQ *| RUJDQODUÕQÕ HWNLVLQH DOPÕúWÕ
UQ] GL\RUODU $PD ELU úDUWOD UHYOL'DKDNDoNLúLJLGHFHNE|\OH" 'HOLFHVLQH DUNDGDúODUÕQÕQ FRúNXOX
WHGDYLNDEXOHGHFHN\HPHN\L\HFHN GHUNHQ ELU \DQÕW EHNOL\RU NHQGLVLQ DQPDODUÕQD NDWÕOPDN LVWL\RU \HULQGHQ
VLQ $OoDNODU %\\HQ D÷UÕODUÕ GHQ %LU LSXFX \DNDODPDN LVWL\RU NDONDPDPDQÕQ NHGHULQL ELU EDúND
NRQXúPDVÕQÕ ER÷X\RU 1HUHGH\VH $GODUÕQÕ VRUX\RU LON GúHQOHULQ +H \DúÕ\RU úLPGL 6HYLQoWHQ PL
LVNHOHWL IÕUOD\DFDN EHGHQLQGHQ LVWH Q] DoÕNODQPDGÕ %XJQ\DUÕQ UHV FRúNXQGDQ PÕ DFÕGDQ PÕ" <RNVD
÷LQL]RUOXNODNRQXúDUDNROVDGD\LQHOL PHQ DoÕNODQDFDN $FÕ\OD G|QHQL \DúDGÕ÷ÕVRQVX]K]QGHQPLELOHPL
\RU $\QÕ \DQÕWÕ DOÕ\RU %X WHGDYL \RU %HOOH÷LQH oDNÕOPÕú NHVLQOHúPLú \RU $PD J|]SÕQDUODUÕQGDELUVÕFDN
NDEXO HWPL\RU PX GL\H E|÷UHQ ELU J|UQWOHU KÕ]OD JHoL\RU J|]OHULQLQ OÕN \]QH \D\ÕOÕ\RU øNL GDPOD
VHV GDKD JHOL\RU DUGÕQGDQ 1HUHGHQ |QQGH +DQJLOHUL" *|UHYOL DGODUÕQÕ EHONLGH GDKD ID]OD J|]\DúÕ LoLQH
oÕNWÕ EX IHODNHW VHVOL DGDP" 6HVL ELU V|\O\RU%LUUHVLPELUVHVELUoD÷UÕ DNÕWWÕNODUÕ SÕQDUODUGDQ QDVÕOVD NXUWX
oDUHVL]OL÷L ELU \HQLOPLúOL÷LGH GX\XUX .DYUÕ\DPÕ\RU%LOLQFLFDQOÕOÕ÷ÕQÕ\HQL OXS JHOPLú EX GDPODFÕNODUÕ VLOPL\RU
\RU %LU SDQLN ELU NRUNX KDYDVÕ EX GHQ \LWLUPHN ]HUH 2QODUÕQ \DQÕQGD %XQD HQHUMLVL GH \RN ]DWHQ *|]OHUL
VHVLQ DUNDVÕQD JL]OHQPH\H oDOÕúÕ\RU ROPDN LVWL\RU %HGHQLQGH GLQJLQOHú QLQ |QQGH KDVWDKDQHGH J|VWHUGLN
6H]LQOL\HELOL\RU EXQX X]DWÕOGÕ÷Õ \HU PLú JLEL J|UQHQ NDUÕQFDODQPDODU OHUL DUNDGDúÕQÕQ J|UQWV KLo HNVLO
GH LQWLNDP DOPDN LVWHUFHVLQH GHYDP D÷UÕODU\HQLGHQEDúOÕ\RU PL\RU 2 LON ROPDQÕQ RQXUXQX
HGL\RU DGDP *|WUQGH J|UVQ *|]OHULQL DUDOÕ\RU %DúXFXQGD \DúDPÕú YH EXQX ELOLUFHVLQH JOP
NHQGLVLQLQGHQHRODFD÷ÕQÕ6HG\HVL WDQÕGÕN JOPVH\HQ GRVW \]OHU V\RUGX2JOPVHPH\DúDGÕ÷ÕDQ
EXNRPXWODKÕ]ODELU\HUOHUGHQJHoLUL +HUELULQH |OPGHQ G|QPHQLQ J]HO DQ HULGL÷L ]DPDQODUÕQ DQODWÕOPD] DFÕ
OL\RU %X VDUVÕQWÕ\D GD\DQDPÕ\RU GX\JXVX\OD EDNÕ\RU 6DoODUÕQÕ \ ODUÕQÕVDNODPÕúJLEL\GL2QGDQE\N
YFXGX.HQGLVLQGHQ JHoHUJLELROX ]Q úHINDWOH RNúX\RUODU 6HQHOHUFH ELU Jo ND]DQGÕ÷ÕQÕELOL\RU.HQGLOH
\RU $PD EÕUDNPD\DFDN NHQGLVLQL EXUDODUGDELUELUOHULQLQHQ\DNÕQÕKHU ULQH LúNHQFH HGHQ H]L\HW oHNWLUHQ
/Rú NDUDQOÕN ELU \HUH VRNX\RUODU 1H úH\L ROGXODU +HSVLQH VHYJL\OH EDNÕ \DVDNGXYDUODUÕ|UHQOHUWDPELUSDQL÷L
ROGX÷XQX DQOD\DPÕ\RU 8ODQ EXQXQ \RU 2QODUGD NHQGLVL\OH D\QÕ GHYL \DúDUNHQ FHVDUHWOHUL\OH GLUHQLúOHUL\OH
JLEL PL ROPDN LVWL\RUVXQ %|\OH PL QLPGH DPD GDKD JoOHUL \HULQGH EDúODUÕGLPGLN9H|OPUDQ]DODUÕQGD
|OPHN LVWL\RUVXQ %X \] EX ùLPGL NHQGLOHULQL XQXWPXú ]D\ÕI JXUXUODUÕ\OD D\DNWD\GÕODU &RúNXOX
JOú WDQÕ\RU +Lo \DEDQFÕVÕ GH÷LO JoV]EHGHQOHULQLQD÷UÕODUÕQÕEDVWÕU VHVOL DQPDODUD KD\NÕUÕúODUD
(QVRQNXFDNOD\ÕSYHGDODúWÕ÷ÕRGD÷OÕ PÕúNHQGLVLQLNXFDNOÕ\RUODU%XJHFH NDWÕODPÕ\RU .RQXúPDGDQ VHVH G|Q
6DUÕ SHUoHPL DOQÕQGD 1H ROGX 1H UHNRUVHQGH\GLhoNH]JLWWLQJHOG GUPHGHQ LoLQGHQ úLLUOHU RNX\RU
\DSÕ\RU EXUDGD 1L\H \DOQÕ]" 1L\H LQ GL\RUODU JOHUHN ho NH] KD 7UNOHUV|\O\RU
E|\OHVLQHNÕSÕUWÕVÕ]X]DWÕOPÕúJL\VLOHUL %HGHQL PWKLú \RUJXQ WNHQPLú <UH÷L \DúDGÕNODUÕ FRúNX DQÕQD
]HULQGHQ oÕNDUÕOPÕú 1L\H EXUDGD JLEL %LWNLVHO KD\DW GHQHFHN G]H\GH GD\DQDPÕ\DFDN NDGDU JHULOL\RU úLPGL
.HQGL DFÕODUÕQÕ |OP NXúDWÕOPÕúOÕ÷ÕQÕ DúÕQPÕú $PD |QHPOL RODQ NHQGLVL *HFH ER\X GRQDUFDVÕQD úPHOHUL
XQXWX\RU'HULQELUDFÕ\ODNDYUXOX\RU GH÷LO NL 'úHQOHU 'úPHN ]HUH QLQ \HULQH EWQ YFXGXQX DWHúOHU
'D÷OÕ GúPú 'D÷OÕ GúPú VDNLQ RODQODU øON JHWLULOLúLQGH GúHQOHULQ VDUÕ\RU 7HUOL\RU 6XODU ERúDOÕ\RU KHU
ROPDOÕ %HNOHGLNOHUL KD]ÕU ROGXNODUÕ ROGX÷XQX V|\OH\HELOPLúWL =LQGDQ \DQÕQGDQ *o ND\EHWWL÷LQL ELOL\RU
KHS EHUDEHU V|]OHúLS NRúWXNODUÕ VR JHFHVL WUNOHUOH DWHúOHUOH GROPXúWX $UNDGDúODUÕ ÕVODN KDYOX\OD DWHúLQLQ
QXo GH÷LOPL\GL EX" 1H J]HO \] KHPHQ %WQ GXYDUODU \ÕNÕOPÕúWÕ HWNLVLQL VLOPH\H oDOÕúÕ\RU 1H X]XQ
YDU dHQHVLQLQ ED÷ÕRNDGDUL÷UHWLNL VDQNL %\N E\N DWHúOHU \DNPÕú JHFH%LUELWVH\DGDKLoELWPHVH
VDQNLD]VRQUDRE\NNDKNDKDODUÕQ ODUGÕ 7XWVDN GH÷LOOHUGL 7DP GD÷OD +HPDFÕ\NO+HPoRNJ]HOdRN
GDQELULQLDWDFDN$\QÕJ|UHYOLVÕUWÕQÕ UÕQ KDYDVÕQÕ \DúDPÕúODUGÕ GúHQOHULQ VHYGL÷L øVWDQEXO
XQ LoLQGHQ o GHID
oHYLUL\RU 6L\DKOÕNODUOD NÕ]DUÕNOÕNODUOD DUGÕQGD$PDDGODUÕQÕELUWUODQÕP ED\JÕQ NHQGLVLQGH ROPDGDQ JLGLS
GROX .HPLNOHUL VDQNL KHPHQ GÕúDUÕ VD\DPÕ\RUGX +HSVLQL WHN WHN FDQÕ JHOPHQLQ GX\JXVXQGD \DúDPÕúWÕ
IÕUOD\DFDNPÕú JLEL ]RUOX\RU VÕUWÕQÕ NDGDU WDQÕ\RU)DNDWELOLQFLQLQVDUVÕ 'XYDUODUÕQ ]HULQGHQ DNÕS JLGHUNHQ
%XQXQ JLEL PL |OPHN LVWL\RUVXQ ODQ N|úHOHULQGH \DNDOD\ÕS oÕNDUDPÕ ELU DUNDGDúÕQ RNXGX÷X GROX\RU NX
%D÷ÕUÕ\RUED÷ÕUÕ\RU(YHW(YHW*H \RUGX$\QÕJHFHELUGDKDNRPD\D ODNODUÕQD '|QS JHOHFH÷L] \HQL
GHQ

<2580/8)(/6()(6g=/höh<2

$oÕNODPD
ø'(2/2-ø 
 

dHoHQ VD\ÕPÕ]GD |OP KFUHOHUL


YH øQVDQ +DNODUÕQGD dLIWH 6WDQGDUW
(JHPHQ GúQFHOHU HJHPHQ EHOLUOH\HQ\DúDPÕQWDNHQGLVLGLU 
DGOÕ \D]ÕPÕ]GD 'L\DUEDNÕU &H]DYHYL
Q
PDGGL LOLúNLOHULQ ILNLUVHO LIDGHVLQGHQ øGHRORMLV|]GHGúQUQKHUKDO
GH*DUDEHW'HPLUFL
QLQDGÕQÕQJHoWL÷L EDúND ELUúH\ GH÷LOGLUOHU HJHPHQ G GH ELOLQoOL RODUDN DPD \DQOÕú ELU
ELU ROD\ WDKOL\H RODQ ELU DUNDGDúÕQ úQFHOHU ILNLUOHU ELoLPLQGH NDYUDQDQ ELOLQoOH JHUoHNOHúWLUGL÷L ELU VUHoWLU
DQODWÕPODUÕQD GD\DQÕ\RUGX $QFDN *D PDGGL HJHPHQ LOLúNLOHUGLU 0DUNV 2QX KDUHNHWH JHWLUHQ JHUoHN JoOHU
UDEHW
OH D\QÕ NR÷XúWD WXWXNOX EXOXQDQ (QJHOV$OPDQLGHRORMLVL   NHQGLVLLoLQPHoKXOGU|\OHROPDVD\GÕ
ELU EDúND DUNDGDú \D]ÕGD \HU DODQ (QJHOV
HJ|UHLGHRORMLPDGGLNRúXO ]DWHQ LGHRORMLN ELU VUHo ROPD]GÕ %X
ROD\ÕQ ED]Õ HNVLNOLNOHU YH \DQOÕúOÕNODU ODUÕQ PH\GDQD JHWLUGL÷L ELU VW\DSÕ \]GHQ V|]GH GúQU \DQOÕú \D GD
WDúÕGÕ÷ÕQÕ EHOLUWHUHN \DQOÕúOÕ÷ÕQ G]HO UQGU|]HOOLNOHUHWLPLOLúNLOHULQLQ J|UQúWH NDODQLWLFLJoOHUWDVDUÕPODU
WLOPHVLQL LVWHGL %X $UNDGDúÕQ DQODWÕ JHOLúLP VH\UL LoHULVLQGH EHOLUOHQHQ 'úQVHO ELU VUHo ROPDVÕQD EDNDUDN
PÕQDD\QHQ\HUYHUL\RUX]6QQHWLoLQ LGHRORMLEHOOLELUQRNWDGDQVRQUDQHVQHO LVWHU NHQGLVLQLQ LVWHU NHQGLVLQGHQ |Q
KD]ÕUODQDQ  NLúL YDUGÕ $QFDN VRQ JHUoHNOLNWHQ NRSDU YH NHQGL Lo\DVDOD FHNLOHULQ GúQFHVL ROVXQ RQGDQ VDI
DQGD EX NLúLOHULQ VQQHW HGLOPHVLQGHQ UÕ\ODJHOLúLU GúQFHQLQ LoHUL÷LQL YH ELoLPLQL oÕNDUÕU
YD]JHoLOGL +DOEXNL VQQHW LoLQ VDORQ øGHRORML DOW\DSÕ WDUDIÕQGDQ UHWLOLU YH VDGHFH GúQFH JHUHoOHUL\OH X÷UD
GDKL KD]ÕUODPÕúODUGÕ *DUDEHW GH VQ 1H YDU NL PDGGL NRúXOODUOD EHOLUOHQHQ úÕU øúLQWHPHOLQHEDNPDGDQ EXJHUHo
QHW HGLOPHGL $\UÕFD .HOLPHL úHKDGHW
 GúQFHQLQ J|UHOL ELU ED÷ÕPVÕ]OÕ÷Õ OHULGúQFHGHQoÕNPÕúVD\DUYHGDKD
WHJHWLUPHGL%XNRQXGDGLUHQGL÷LLoLQ YDUGÕU hUHWLP LOLúNLOHULQLQ EHOLUOH\LFLOL X]DNODUGD GúQFHGHQ ED÷ÕPVÕ] N|
GHKFUH\HDWÕOGÕYHX]XQVUHLúNHQFH ÷LQGHJHOLúHQGúQFHELUVUHVRQUD NHQOHUL ROXS ROPDGÕ÷ÕQÕ DUDúWÕUPDN
J|UG DOW\DSÕ GÕúÕ ELUoRN HWPHQLQ oÕNDUODU ]DKPHWLQHNDWODQPD]2QXQJ|]QGH
ELUH\VHO GúQFHOHU YV  GH HWNLOHPH EXGR÷DOGÕUoQNGúQFHQLQDUDFÕ
.UúDWø67$1%8//8 VL\OHYDURODQQHVQHOJHUoHNOLNWHQNRSDU OÕ÷Õ\ODJHUoHNOHúWLULOHQKHULQVDQH\OHPL
YHNHQGLLo\DVDODUÕ\ODJHOLúLQ%XUDGD RQD VRQ o|]POHPHGH WHPHOLQL G
úX V|\OHQHELOLU LGHRORMLOHU EX DOW\DSÕ úQFH\H GD\DPÕú RODUDN J|UQU
GÕúÕQGDNL HWPHQOHULQ ELOLPVHO ROXS 6DQNLWDULKVHOLGHRORMLKHU|]HODODQGD
ROPDGÕNODUÕQD J|UH ELoLPOHQLUOHU <DQL GDKD |QFHNL NXúDNODUÕQ EH\QLQGHNHQ
LGHRORMLOHU ELOLPVHO RODELOHFHNOHUL JLEL GLQH |]J ELU GL]L ED÷ÕPVÕ] JHOLúPH
ELOLPVHOROPD\DELOLUOHUGH  JHoLUPLúWLU LúWH KHU |]HO DODQGDNL
7RSOXPODUÕQ JHOLúLP VH\UL LoLQGH LGHRORMLN J|UúOHULQ EX J|UQúWH
6h5(d GLNNDWLoHNHQHQoDUSÕFÕ\DQLQVDQODUÕQ ED÷ÕPVÕ] WDULKOHULGLU NL LQVDQODUÕQ oR
NHQGL JHoLP DUDoODUÕQÕ UHWPHOHULGLU ÷XQXDOGDWPDNWDGÕU (QJHOV 
%XNH]DPDQVÕ]EDVWÕUGÕNÕú 9H EX VÕUDGD GD \DQL NHQGL JHoLP 6ÕQÕIOÕ WRSOXPODUGD HJHPHQ VÕQÕIÕQ
+D]ÕUOÕNVÕ]\DNDODQGÕN2\VDQDVÕO DUDoODUÕQÕ UHWLUNHQ  PDGGL \DúDP GúQFHOHUL D\QÕ ]DPDQGD HJHPHQ
GD\DQÕ\RUGXDYXoODUÕPÕ] NRúXOODUÕQÕ GD UHWL\RU ROPDODUÕGÕU GúQFHOHUGLU GH 1H YDU NL EX
0DGGL \DúDPNRúXOODUÕ\ODELUOLNWHWRS GúQFHOHU KHU ]DPDQ GR÷UX GúQ
%LOGL÷LPL]DPDELOPHGL÷LPL] OXPELOLQFLGHJHOLúLUhUHWLPVUHFLQLQ FHOHU RODUDN NDUúÕPÕ]D oÕNPD] %X
HIHNWOHUOHJHULoHYULOGLN2\VDNDo JHOLúPHVL\OH LúE|OP RUWD\D oÕNDU \]GHQGLU NL VÕQÕIOÕ WRSOXPODUGD LGHROR
NLúLOLNWLNRURODUÕPÕ] øúE|OPQQ JHOLúLP VH\UL LoLQGH GH MLOHUGHWÕSNÕVÕQÕIODUJLELNDUúÕWODúÕUODUYH
VÕQÕIODU RUWD\D oÕNDU |QFHOHUL VDOW ELUVDYDúÕPNRQXVXROXUODU%LOLPVHOYH
6RQUD
<|QJ|VWHUPH\HQSXVXODODU GR÷DVW JoOHUH NDUúÕ WRSOXPODUÕQ QHVQHO JHUoHNOLNWHQ NRSPXú VR\XW YH
YHUGLOHUEL]H NHQGLOHULQL VDGHFH NRUXPD LoJG NXUDPVDO GúQFHOHUH GH NoPVH\L
VQGHQ KDUHNHWOHUHWWLNOHULGúQFH FL ELU DQODPGD GD ROVD  LGHRORML
.X]H\LELOPL\RUPX\GXNVDQNL" OHU GLQLQ JHOLúLPL YE  VÕQÕIODUÕQ RUWD\D GHQPHNWHGLU 'R÷UX LGHRORMLOHU ELOLP
<ROXQEDúÕQGDoDWODGÕ oÕNPDVÕ YH JHOLúPHVL VRQUDVÕQGD UH VHOWHPHOOHUVWQGHNXUXOXU'R÷UXYH
WDEDQODUÕPÕ] WLP DUDoODUÕQD VDKLS RODQ HJHPHQ ELOLPVHO LGHRORML GHYULPFL SUDWL÷LQ
VÕQÕIODUÕQ GúQFHOHUL RODUDN WRSOXPX YD]JHoLOPH] NRúXOXGXU<ROXGHYULPFL
8]XQFDELUúDUNÕQÕQHV
\|QOHQGLUPH\HEDúODPÕúWÕU WHRUL\OH D\GÕQODWÕOPD\DQ SUDWLN NDUDQ
YHULOPLúQRWDVÕQGD\Õ]
gQFHOHUL PDGGL \DúDP NRúXOODUÕQÕQ OÕNWD HO \RUGDPÕ\OD \UU GHYULPFL
%DúOÕNOÕúLLUOHUROPDOÕúLPGL EHOLUOH\LFLOL÷LQGH
 JHOLúHQ GúQFHOHU SUDWLNOH LOJLVL] WHRULGH ERú V|]OHUGHQ
\D]GÕNODUÕPÕ]
VRQUD VDQNL NHQGL oÕNÕú ND\QDNODQ LEDUHWWLU /HQLQ  'HYULPFL LGHRORML\H
PDGGL \DúDP NRúXOODUÕ GH÷LOPLú JLEL NDUúÕ EXUMXYD LGHRORMLVL ELOLPVHO ELU
VUHFH KDNLP ROXUODU YH VUHo EX WHPHOH GH÷LO WP\OH ELOLP GÕúÕ YH
QRNWDGDQ LWLEDUHQ WHUVLQH LVOHPH\H LQVDQOÕN GÕúÕ ELU WHPHOHLQVDQÕQ LQVDQ
øEUDKLP.$5$&$ EDúODU $UWÕN \DúDPÕQ LoLQGH RUWD\D WDUDIÕQGDQ V|PUOPHVL WHPHOLQH GD
øVWDQEXOùXEDW
 oÕNDQ GúQFHOHULQ ROXúWXUGX÷X ELOLQ \DQÕU 2QXQ LoLQ VDGHFH ELU LOLúNL
FLQ \DúDPÕ EHOLUOL\RU ROPDVÕ V|]NRQX V|]NRQXVXGXU V|PU LOLúNLVL gEU
VXGXU 2\VD EL] ELOL\RUX] NL \DúDPÕ EWQLOLúNLOHUDQFDNEXLOLúNLQLQLoLQH
EHOLUOH\HQELOLQoGH÷LODNVLQHELOLQFL  DOÕQDELOGLNOHUL|OoGHELUDQODPWDúÕU 


)(/6()( .ø7$3.ø7$3.ø7$3.ø7$3

%X*OWHQ$NÕQ
ÕQ\D]DUR]DQ\DQÕ
42 GÜN $PD EX NLWDEÕQ NRQXVXQX ROXúWXUDQ
EDúND ELU \DQÕGD YDU *OWHQ $NÕQ
=DOLPLQJHFHVLPD]OXPXQ  $QQH
JHFHVL\OHELUGLU9H JQVRQUDVÕFH]DHYOHULQ
GDKDX]XQGXU]XOPHNDUDU GH YH GDKD oRN FH]DHYOHUL |QQGH
YHUHQLQJHFHVL \DúDQDQODUÕNRQXDODQELUNLWDS
dQNDFÕODUÕQoÕ÷OÕNODUÕQ &H]DHYOHULQLQ \DOÕQ JHUoH÷LQL EXOX
6|PU LOLúNLVLQLQ LoLQHDOÕQDPD\DFDN \RUX] NLWDEÕQ VDWÕUODUÕQGD &H]DHYL
LOLúNLOHUH UDVWODGÕNODUÕ]DPDQGDRQODUÕ NDUJÕúODUÕQVHVLø÷QH
VÕQÕUOÕ RODQDNODU \D GD GDKD oRN
KLo GH÷LOVH GúOHULQGH V|PU LOLúNLVL GHOL÷LQGHQJHoH÷HQROXU'RNXQD
RODQDNVÕ]OÕNODU LQVDQFD \DúDP LoLQ
QH ED÷OÕ NÕODUODU %X WHN LOLúNLQLQ GRNXQDNÕ\ÕFÕ\DFHOODGD9DUÕU YHULOHQ PFDGHOH 'ÕúDUGD LVH JQOHU
|]GHNVHO RODUDN GLOH JHWLULOLúL WP VHEHELQNDSÕVÕQGDGXUXU D\ODU\ÕOODUVUHQ NRúXúPDODUoDEDOD
QHVQHOHULQ LQVDQODUÕQ YH WRSOXPVDO PDODU KHU NRúXOX ]RUODPDODU JLGLS
LOLúNLOHULQGH÷HULQLWHPVLOHGHQSDUDGÕU JHOPHOHUYHDFÕODUDFÕODUDFÕODU
0DUN(QJHOV$OPDQLGHRORMLVL  JQ$oOÕNGLUHQLúL\DGD2QXU
(JHPHQ VÕQÕIÕQ GúQFHOHUL EWQ GLUHQLúLER\XQFDELUDQQHQLQoRFX÷X
oD÷ODUGD HJHPHQ GúQFHOHUGLIGH D\ QD\D GD oRFXNODUÕQDGX\GX÷X DFÕQÕQ
QÕ ]DPDQGD <DQL UHWLP DUDoODUÕQÕ ND\JÕQÕQVD\JÕQÕQ NÕYDQFÕQYHLQDQFÕQ
HOLQGH EXOXQGXUDQ VÕQÕI GR÷DO RODUDN UQ
HQWHOOHNWHO UHWLP DUDoODUÕQÕ GD VRQUDVÕoHNLOHQYHoHNLOPHNWH
HOLQGH EXOXQGXUPDNWDGÕU %X LNLVL R RODQDFÕODQDQODWDQGX\JXVDOYHúLLUVHO
GHQOL ELUELUOHULQLQLoLQH JHoPLú GXUXP GLOL D÷ÕU DPD \DOÕQ JHUoH÷L \DQL VDOW
GDGÕUODU NL V|PUOHQ VÕQÕIODUÕQGúQ \DúDQDQÕ GLOH JHWLUHQ G]H\OL ELU \DSÕW
FHOHULGHEXHJHPHQVÕQÕIDED÷ÕPOÕGÕU JQ%XDQODWÕ|QFHOLNOHEHOJHVHO
HQ D]ÕQGDQ E|\OH J|]NPHNWHGLU  ROPDVÕ DUGÕQGDQ \DúDQDQODUÕ GX\JX
(JHPHQ PDGGL LOLúNLOHULQ ILNLUVHO LIDGH ODUÕ DFÕODUÕ LOHWPHVL DoÕVÕQGDQ |QHPOL
VLQGHQ EDúND ELUúH\ ROPD\DQ HJHPHQ <DúDPÕQGX\JXQXQLQVDQFÕOOÕ÷ÕQDFÕ
GúQFHOHU ELU WRSOXPXQ D\QÕ ]DPDQ QÕQ YH K]QQ ]DPDQ ER\XWX LoLQGH
GD HJHPHQ GúQFHOHU YH ILNLUOHU GDPÕWÕODUDNJHOHFHNJQOHUHVXQXOXúX
RODUDN NDYUDQDQ PDGGL HJHPHQ LOLúNL 7XWXNOXYH+NPOLQVDQÕQYHWP
OHULGLU6|\OHPH\HoDOÕúWÕ÷ÕPÕ]HJHPHQ 2 DODQÕQRUWDVÕQGDNLNoNSDUNWD \DNÕQODUÕQÕQ \DúDPODUÕQÕQ DNÕúÕQÕ GH
VÕQÕIÕPH\GDQDJHWLUHQELUH\OHULQEDúND X]XQER\OXHIODWXQoLoHNOHUDoPÕú%LU ÷LúWLUHQ ROD\ODU EXOXQGX÷X ]DPDQ
úH\OHULQ \DQÕQGD ELU ELOLQFHGH VDKLS |EHNGROXVXHIODWXQoLoHN5DVWODQWÕPÕ GLOLPL LoLQGH J|UOPH] GXYDUODUOD |UO
ROGXNODUÕGÕU 9H VRQXo RODUDN GúQ EX" 2ODPD] 2 oLoHNOHUL WRKXPNHQ PH\H oDOÕúÕOPÕúWÕ <DúDGÕNODUÕ WRSOXP
GNOHULGLU 2QODUÕQ ILNLUOHUL GH JHQH VDNOD\DQEDKoÕYDQDVRUVDQÕ]VL]HV|\ GDQ VR\XWODQPD\D oDOÕúÕODQ EX LQVDQ
GR÷DORODUDNHJHPHQILNLUOHUGLU OHU .ÕUPÕ]ÕQÕQ VDUÕQÕQ EH\D]ÕQGÕ ODU ELWPH] WNHQPH] oDEDODUÕ LOH EX
6|]ON DQODPÕ\OD HOH DOÕUVDN WRS WRKXPODU 1DVÕO ROGX ELOHPL\RUXP GXYDUODUÕ SDUoDODGÕODU %X YH EXQXQ
OXPXQ PDGGL DOW \DSÕúÕQFD EHOLUOHQHQ WP HIODWXQ DoWÕ (IODWXQGXU $FÕ EHQ]HUL NLWDSODU EXQXQ VDGHFH EDVLW
VL\DVDO IHOVHIL GLQVHO VDQDWVDO YE ODUGDQ VÕ]DU JHOLU øQVDQ DFÕODUÕQGDQ ELUHU NDQÕWÕ %LQ VHV5HKD øVYDQ 
GúQFH ELoLPOHULQLQ WP RODUDN %HGHQLPL]LQ HOHNWUL÷L\OH WRSUD÷D V] &H]DHYL &H]DHYL1 g]NDQ8oXUWPD\Õ
ULLWHOL\HELOHFH÷LPL] LGHRORML VRQXoWD ELU OU6RQUDRUGDQEHNOHQVLQHIODWXQGDQ 9XUPDVÕQODU) dLoHNR÷OX 1L]DPL\H
VW \DSÕ NXUXPXGXUYHELUNXOXEGH JD\UÕoLoHN .DSÕVÕQGD6dHNPHFL 
VDUD\GDNLQGHQ EDúND WUO GúQOU $QDODUGÕN2÷XOODUÕPÕ]ÕQNÕ]ODUÕPÕ .LWDS ELU VROXNWD RNXQXU JHUL\H
(QJHOV  ]ÕQ \DWWÕ÷Õ FH]DHYLQGHQ J|UúOHUGHQ NDODQ\R÷XQGX\JXNDUPDúDVÕKDNVÕ]
6ÕQÕIOÕ WRSOXPODUGD HJHPHQ GúQ oÕNDUGÕN'D÷ÕOÕUGÕNHVNLGHQROVD\GÕ2 OÕ÷D NDUúÕ |INH EH\QLQ LoLQGH G|QS
FHOHULQ\DQÕVÕUDV|PUOHQVÕQÕIODUÕQGD DoOÕN JQOHULQGH GD÷ÕOÕS JLWPH\L G GRODúDQ PÕUÕOGDQPD\D KD]ÕU GL]HOHU
GúQFHOHULRUWD\DoÕNDU$QFDNHQWHO úQPHGLN %LUOLNWH NDOGÕN <UGN \UHNWHK]QYHHQ|QHPOLVLJQFH
OHNWHO UHWLP DUDoODUÕQD VDKLS RODQ \ROODUER\XRWREVOHUHGROXúXSJLWWLN \DSÕODQGLUHQLúLQ VRQXQGD 2QXUD GX
VÕQÕI NHQGL HJHPHQ GúQFHOHULQL *|UNHPOL \DSÕODUGDNL \HWNLOLOHUH XODú \XODQVD\JÕ
WRSOXPD HPSR]H HWPHNWHQ JHUL GXU PD\D'LOHNoHOHUGHGLOHNoHOHUGHVD\Õ $QQH D÷ÕUOÕ÷ÕQÕ |WHNL NDOoDVÕQD
PD]%XQRNWDGDRUWD\DoÕNDQVÕQÕIODU VÕ]SXOODUGDXPDUÕDUDGÕN  EDFD÷ÕQD DNWDUGÕ \HQLGHQ dRFXN X
VDYDúÕQD NRúXW RODUDNJHOLúHQLGHRORML %|\OHEDúOÕ\RUNLWDS*QQVRU \DQGÕ'R÷UXOXSRWXUGXNXFDNWD$QQH
OHUDUDVÕELUVDYDúÕPGDV|]NRQXVXGXU JXOD\DQ LQVDQ ROJXVXQX EHOLUOH\LFL RQXRNúDGÕ |SW1HJ]HOE\\RU
*QP]GHNDSLWDOLVWUHWLPLOLúNLOHUL WXWDQ oD÷ÕQD WDQÕN RODUDN \DúD\DQ VXQGDKDGDE\\HFHNVLQR]DPDQ
QLQKDNLPROGX÷XV|PUQQGHYDP JQFHOL \RUXPOD\DQ o|]POH\HQ KHU dRFXN ELU RWREV GROXVX oÕQ oÕQ
HWWL÷L WRSOXPODUGD HJHPHQ LGHRORML LQVDQRNXPDOÕEXNLWDEÕ ED÷ÕUGÕ %HQ E\PHN LVWHPL\RUXP
V|PUQQVUPHVLQLYHKDNLPVÕQÕIOD .LWDEÕQDGÕJQ\D]DUÕ*OWHQ WDPDP PÕ" $EM ROPDN LVWHPL\RUXP
UÕQ NDOÕFÕOÕ÷ÕQÕ GHYDP HWWLUPHN LoLQ $NÕQ *OWHQ $NÕQ ELU R]DQ <ÕOODUGÕU WDPDP PÕ" %DED ROPDN LVWHPL\RUXP
UHWLOLU $QFDN KLoELU ELOLPVHO GD\DQD÷Õ VU\RU GL]HOHUL DUGDUGD VÕUDODPD X÷ WDPDP PÕ" 7XWXNOX ROPDN LVWHPL\R
ROPDGÕ÷Õ LoLQ VUHoWH PLDGÕQÕ WDPDP UDúÕ9DUOÕNúLLU|GOQDOGÕ÷Õ
GHQ UXPWDPDPPÕ"
ODPDN]HUHGLU EX \DQD \D]Õ\RU YH |GOOHU DOÕ\RU .LWDS E|\OH ELWL\RU dRFXNODUÕQ

GH 7UN 'LO .XUXPX úLLU |GO VRUXODUÕ LVH KDYDGD |\OHFHQH DVÕOÕ

GH 757 úLLU |GO %X \DSÕWÕ LOH NDOPÕú GXUX\RU <DúDP VU\RU \D
RQELULEXOX\RU\D\ÕQODQPÕúHVHUOHUL úDQPÕúOÕNODU\DúDPODUGHYDPHGL\RU

(Şubat'85)

"ŞAFAĞA DEĞEN MEKTUP"

Hep dışarıda geceleri düşledim nedense


tutulmuş gecelerimde toprakla ilk gecemi
günün ilk ışıklarını merak ettim
kayalıklarda ilk aydınlanışı O bakir
gecelerin içinden görmek istedim O hep yollarımızı gözliyen
geceleri özledim her adımımızda
gecelerde tutsak burda üzerimize her kurşun
tutsak gecelerimiz... sağnağında
toinlerce voltluk
dev lambalar Yatağını açıp
tutar gecelerimizi bizi bekliyen sevgili
Hain toprağı düşündüm
kelepçeyi geçirir gecenin kollarına Ya mezarcı Ali amca
ışıkların ötesi ne duygularla
dipsiz bir karanlık açacak son yatağımı
dipsiz bir deniz
Çılgınca Canlarım
o denizde yüzmek istiyorum Kardeşlerim
Bir bir hepinizi
Binmişim gecenin trenine gözlerimde canlandırmak istiyorum
Kompartman ıslak mı ıslak Hain karanlık
uykusuz bir gecenin içinde Boğucu bir hava
sonsuz uykuma gidiyorum düşüyor üzerime
bir ben değilim solungaçlarım ıslak duvarlara
geceyi demir bir külçe gibi değiyor.
yüreğinde taşıyan
Ağzını açmış karanlığa Çocukluğum
saplanan bir ok gibi kâğıt helva satıyorum parklarda
son hızla gidiyor tren "Sevgilinin başı için
zaman artık ölçüsüz helva al abi..."
 "öpüşürken bizimi gözlüyordu?!.."
 "Helva abi!"
Hangi istasyonda duracağımı Sinema afişlerinin önünde
biliyorum artık renkli dünyalar içinde yüzüyorum
Kimliğimi bilmiyorum Çocukluğumun düş çizgisinde
adımı bilmiyorum gökkuşağının bütün renkleri
bir sıra neferiyim bütün yıldızlar
Bağışlayın canlarım Ve kayısı ağaçları
vadalaşamadık Loş bir plastik atölyesi
kucaklıyamadım sıcaklığınızı oyuncaklar
sıcak kıpırdanışlarmızı duyamadım göğsümde seri olarak dökülüyor kalıplardan
ölüm diyorlar binlerce oyuncak ürettim
yağlı ilmik diyorlar çocuk kollarımın gücüyle
az sonra orada olacağım. Ama bir kez olsun
biriyle oynayamadım
Seslerinizi duyuyorum  Biraz yoksulmuydu ne? oyuncaklarım
Sesleriniz üzerleri dökülüyordu
dalga dalga yayılacak Çocukluğumun düş perdesi ışıl ışıl
tutsak akşamlarımızın üzerinde ama çocuklar
'ölmez' bir gece
"gelecek" diyeceksiniz bir gece
Geleceğim canlarım Sabaha karşı uykularımıza
Hep yanınızda olacağım Uzanmasın diye çirkin eller
saflarımızda olacağım sevda denizini kucakladım
Son soluğumda da
mutluyum
Acaba taze toprağı Ancak herbirinizi bir bir
hemen kucaklıyacakmıyım kucaklamak isterdim

71
ÇÖZÜM, ilk sayısından başlayarak abone kampanyası açmıştır. Derginin nite
liğinin yükselmesinde göndereceğiniz yazıların etkisi olacağı kadar, abonelerin
sayısının artması da derginin yaşaması ve güçlenmesine katkıda bulunacaktır. Yazı
ve abone kampanyasında göstereceğiniz çalışmalarda şimdiden başarılar diliyor
ve teşekkür ediyoruz.

ABONE KARTI
ADI SOYADI
MESLEĞİ
YAŞI
ADRES

TEL
SÜRE 6 AYLIK ( ) l YILLIK ( )
HESAP NO METİN YAVUZ, Ziraat Bankası Çem
berlitaş şubesi 6059 no'lu hesaba 2500
( )TL. 5000 ( )TL. yatırdım.
Banka alındı belgesi ilişiktedir.

Önemli not Abone kartı için lütfen dergiyi kesmeyi


niz. Sayfanın fotokopisini çektirip ke
siniz.  Aboneliğinizin hangi sayıdan
itibaren başlamasını istediğinizi bildi
riniz.
alnını
dağ ateşiyle ısıtan
yüzünü
kanla yıkayan dostum
senin
uyurken dudağında gülümseyen bordo gi
benim kalbimi harmalayan isyan olsun
şimdi dingin gövende
uğultuyla büyüyen sessizlik
birgün benim elimde
patlamaya sabırsız mavzer olsun
başını omzuma yasla
göğsümdü taşıyayım seni
gövdem gövdene can olsun

ey benim
yedi başlı kartalım
her başını
bir dağ başlangıcında koyanım
senin
böyle diri bir akarsu gibi kıvrılan
gövdendir
bizim aşkımızı solduranların korkusu
çünkü elbette bir su
kendi akacağı toprağın sertliğini bilir
ve suyun gövdesiyle yırtılınca toprak
artık ırmak mı ne denir
işte devrim
ona benzer bir akışın hızına denir
yarın ne olur bilirim ben
bahar gelir, otlar büyür
ölüm de yapraklanır
bir dağ bulur uzun uzun bakarım
bir çam ağacı gölgesi
güzel kokular veren
bir damla güneş görünce
sana da gülüm seveceğim yarın

şimdi senin uzanıp yattığın otlarda


yarın yeni bir yeşillik büyüyecek.

You might also like