You are on page 1of 313

11. Yazt Yksek dalardan iki yalnz adam iniyordu.

Souktan korunmak iin, yolda eskittikleri krkler ve enelerinin altndan bal, kulaklkl deri apkalar giymilerdi. Sakallar karmakarkt, hava koullan yzlerinde izler brakmt. be para eyalarn srtlarna vurmulard. Bu noktaya gelene dek etin ve yldrc bir yolculuk olmutu. nden gitmesine ramen, nerede olduklan hakknda Meren'in hibir fikri yoktu, niye bu kadar uzaklara geldiklerinden bile emin deildi. Bunu sadece hemen arkasndan yrmekte olan yal adam biliyordu ve o da henz bir aklama yapmamt. Msr'dan ayrldklanndan beri pek ok denizi, gl ve gl nehri amlar; muazzam ovalardan ve ormanlardan gemilerdi. Garip, tehlikeli hayvanlarla ve onlardan bile garip, tehlikeli adamlarla karlamlard. Sonra dalara vurmular; havasn solumakta glk ektikleri karl zirveler ve dik yamal vadilerden oluan kaosu yaamlard. Souktan atlar lm ve Meren de bir parmann ucunu yitirmiti, kararan parmak ucu donmu, kavrulup kalmt. Neyse ki kl kulland elinin parmaklarndan biri veya koca yayndan oku brakrken kulland parma deildi. Meren son dik yamacn kysnda durdu. Yal adam da yanna geliti. Krk paltosu, tam Meren'in zerine atlrken tek bir okla haklad 31 kaplannn postundan yaplmt. Omuz omuza durup aadaki yaban-1 nehirler ve sk aalarla kapl orman dnyasn seyrettiler. 7 Wilbur Smith "Be yl," dedi Meren. "Be yldr yoldayz. Seyahatin sonuna geldik mi Byc?" Taita, "Sahiden o kadar oldu mu itaatkr Meren?" diye sordu ve buz tutmu kalarnn altndaki gzleri akac bir ifadeyle parlad. Meren cevap olarak srtndaki knndan klcn ekti ve deriye yaplm entikleri gsterdi. "Her gn kaydettim, istersen sayabilirsin," dedi. Hayatnn yarsndan uzun bir sredir Taita'nn peinden gidiyor ve onu koruyordu ama hl, onun ciddi olup olmadn, kendisiyle akalap akalamadn asla anlayamyordu. "Ama soruma cevap vermedin saygdeer Byc. Seyahatin sonuna geldik mi?" "Yok, gelmedik." Taita ban sallad. "Ama rahat ol, en azndan iyi bir balang yaptk." Sonra kendisi ne geti ve yamatan kvrlarak inen dar bir geitte ilerlemeye balad. Meren birka saniye onun ardndan bakt; birden keskin, yakkl hatlarnda pimanlk dolu bir tebessm belirdi. Dalara doru, "Bu ihtiyar eytan hi durmayacak m?" diye sorup klcm knna soktu ve Taita'nn peinden gitti. Yamacn dibinde beyaz kuvars tandan bir kayann etrafn dolanrken, gkyznden bir ses duyuldu. "Ho geldiniz yolcular! Uzun sredir gelmenizi bekliyordum." aknlkla durup yukardaki kntya baktlar. kntda on bir yandan byk grnmeyen, ocuksu biri oturuyordu. Daha nce onu fark etmemi olmalar garipti: parlak gne zerinde oturduu tatan yansyor ve onu, insann gzlerini actan bir n bulutuyla kuatyordu. ocuk, "Size Saraswati Tapna'na, yani bilgelik ve yenilenme tanrasnn tapnana kadar rehberlik etmek iin gnderildim," dedi, ok tatl ve akc bir sesle. Meren aknlk ierisinde, "Msr dilini konuuyorsun!" dedi. 8 11. Yazt ocuk bu safa tepkiye bir tebessmle karlk verdi. Yaramaz bir maymuna benzeyen esmer bir yz vard ama tebessm ylesine sevimliydi ki, Meren de elinde olmadan ayn ekilde karlk verdi. "Benim adm Ganga. Ben bir haberciyim. Gelin! Hl biraz daha yolumuz var." Ayaa kalkt ve kaln, siyah sa rgs plak omuzlarndan birine dt. Soua ramen sadece bir petamala sannmt. Przsz plak gs koyu kestane

rengiydi ve srtnda insan ok eden bir kambur vard. Onlarn tepkilerini fark edince yeniden glmsedi. "Benim gibi siz de alrsnz," dedi. stnde bulunduu kntdan atlayp Taita'nn elini tuttu. "Bu taraftan." Sonraki iki gn boyunca Ganga onlara sk bambu ormannda yol gsterdi. Gittikleri yol ok dolambalyd ve o olmasa yz kere kaybolurlard. Aalara doru indike hava snyordu. En azndan krklerini ve balklarn atabilmilerdi. Taita'nn sa lleleri clz, dz ve gmiydi. Meren'inkiler ise gr, kara ve dalgalyd. kinci gn bambu ormannn sonuna ulatlar ve gne girmeyen, sk aalarla kapl yabani bir ormana daldlar. Hava scakt ve nemli topran, ryen bitkilerin kokusuyla arlamt. Parlak tyl kular balarnn stnde uuuyor, yksek dallarda kk maymunlar gevezelik ediyorlard, rengrenk kelebekler iekli dallara konup kalkyordu. Yabanl orman aniden bitti ve ok byk bir dzle ktlar, bir fersah kadar uzakta orman yeniden balyordu. Dzln ortasnda grkemli bir yap vard. Krem rengi ta bloklardan ina edilmi binann kkl bykl kuleleri, teraslan vard ve tm yap, yine ayn tatan yaplm yksek bir duvarla evriliydi. D cepheyi kaplayan dekoratif heykellerde ve panolarda kzm plak erkekler ve ehvetli kadnlar tasvir edilmekteydi. Meren eletirel bir ses tonuyla, "Bu heykellerin yaptklar atlan rktr," dedi ama bir yandan da gzleri parlamt. 9 Wilbur Smith Taita, "Bence heykellere pekl sen modellik etmi olabilirdin," dedi. Krem rengi talara akla gelebilecek her tr insan birlemesi oyulmu, tu. "Herhalde bu duvarlarda senin iin yeni bir ey yoktur?" "Aksine, pek ok ey renebilirim," diye itiraf etti Meren. "Grdklerimin yarsn hayal dahi etmi deilim." "Bilgi ve Yenilenme Tapna," diye hatrlatt Ganga. "Burada, dllenme ile ilgili hareketler hem kutsal hem de gzel kabul edilir." Taita kuru bir sesle, "Meren de uzun sre ayn bak asna sahipti," diye belirtti. Artk ayaklarnn altnda ta kapl bir yol vard ve tapnan d duvarndaki kapya doru ilerlediler. Masif tik kapnn kanatlan ak duruyordu. Ganga, "Hadi girin!" diye tevik etti. "Apsara'lar sizi bekliyor." Meren, "Apsara'lar m?" diye sordu. "Tapnak bakireleri," diye aklad Ganga. Kapdan getiler ve daha o anda Taita aknlkla gzlerini krptrd, kendilerini muhteem bir bahede bulmulard. Dzgn yeil imenlikler iek am bitki bekleri ve meyve aalaryla kaplyd; aalarn pek ounda meyve vard ve olgun meyveler insann azn sulandryordu. Bitkiler konusunda uzman ve bahvan olan Taita bile bu egzotik trlerin bazlarn tanmyordu. iek tarhlar enfes birer renk cmb oluturuyordu. gen kadn kaprun yaknnda imenlere oturmulard. Yolcular grnce ayaa frladlar.ve sevin ierisinde karlamak iin kotular. Heyecan iinde glp ddns ederek hem Taita'y hem Meren'i sarlp ptler. lk apsara zayf, altn sal ve ok tatlyd. O da ocuksu grnyordu, krem rengi teni lekesizdi ve plak gsleri bir kz ocuununkiler gibiydi. "Selamlar ve ho geldiniz! Ben Astrata'ym," dedi. kinci apsara'nn koyu renk salar ve alayc gzleri vard. Teni, sanki usta bir sanatkr tarafndan fildiinden oyulmu gibi effaf ve parlak 10 11. Yazt grnyordu. Gelimi kadnlk organlaryla byleyici bir havas vard. "Ben de Wu Lu'yum." Meren'in kasl kolunu hayranlkla skp, "Ve sen gzelsin," diye ekledi. nc apsara uzun boylu ve heykel gibiydi. "Ben Tansid," dedi o da. Gzleri insan irkilten bir turkuvaz yeiliydi, salar kzl kestane, dileri bembeyaz ve kusursuzdu. Taita'y perken, soluu bahedeki iekler kadar gzel kokuyordu. "Ho geldiniz," dedi Tansid. "Sizi bekliyorduk. Kashyap ve Samana

geleceinizi sylediler. Sizi karlamak zere gnderdiler bizi. Bize nee getirdiniz." Tek koluyla Wu Lu*ya sarlm olan Meren dnp kapya bakt. "Ganga nereye gitti?" diye sordu. "Ganga hi yoktu ki," dedi Taita. "O bir orman ruhu ve artik grevi tamamland iin tekrar br dnyaya dnd." Meren bunu kabullendi. Byc'yle o kadar uzun sredir birlikteydi ki, artk en garip ve sihirli olaylara bile almyordu. Apsara'lar onlar tapnaa gtrd. Bahedeki parlak ve scak gneten sonra, yksek koridorlar serin ve lotu. Tanra Saraswati'nin altn heykellerinin nnde yakflan ttslerin kokusu havay sarmt. Uuan, portakal rengi giysilere brnm rahip ve rahibeler heykellerin nnde tapmyor, etrafta kelebek gibi baka apsara'larn glgeleri dolanyordu. Bazlar gelip yabanclara sarlp pt. Meren'in kollarn ve gsn ok-adlar, Taita'nn gm rengi sakaln sevdiler. Sonunda Wu Lu, Tansid ve Astrata iki adam ellerinden tutup uzun bir galeriden geirerek tapnan yaam blmne gtrdler. Yemekhanedeki kadnlar, kseler iinde buharda piirilmi sebzeler ve kupalarla tatl kr-"iz arap getirdi. O kadar uzun sredir kt yiyecekle idare ediyorlard ki, Taita bile sunulanlan itahla yedi. Doyduklar zaman Tansid, Taita'y alp ona ayrlan odaya gtrd. Soyunmasna yardm etti ve lk su dolu bakr Wr kvete sokup yorgun bedenini sngerle ovalad. Tpk ocuu ile ilgile11 Wilbur Smith nen bir anne gibiydi, o kadar doal ve yumuak hareket ediyordu ki, sngeri Taita'nn hadm edildii yerdeki irkin yarada gezdirirken bile Taita utanmad. Sonra Taita'yi kurulad, uyku minderine gtrd ve o derin, r-yasz bir uykuya dalana dek yumuak bir sesle ark syledi. Wu Lu ile Astrata da Meren'i baka bir odaya gtrmlerdi. Tan-sid'in Taita'ya yapt gibi onlar da onu ykadlar ve minderinde uyuttular. Meren onlar da yannda alkoymaya alt, ama yorgundu ve abalan yetersiz kald. Onlar da kkrdayarak gittiler. Birka saniye iinde Meren de uyuyakalmt. Gnn klar odaya szlene kadar uyudu, dinlenmi ve yenilenmi olarak uyand. Yrtlm, kirlenmi giysileri gitmi, onlarn yerine yeni, bol bir tunik gelmiti. Giyinmeyi bitirmiti ki, galeriden odasna doru yaklaan kadns gller ve sesler duydu. Kzlar ellerinde porselen tabaklar ve meyve suyu srahileriyle ieri daldlar. Apsara'lar oturup onunla birlikte yiyip ierken Meren'le Msr dilinde konutular ama kendi aralarnda eitli dillerden oluan bir potpuri kullanyorlard ve btn o dilleri gayet doalm gibi konuuyorlard. Ancak belli ki her biri kendi anadilini seviyordu. Astrata'nn dili Truva diliydi ve bu da altn sars salarn aklyordu. Wu Lu ise incenin o ngrakl melodik diliyle konumaktayd. Yemek fasl bitince Meren'i alp darya, gn na kardlar, bulunduklar yerde bir fskiyeden derin bir havuza sular fkrmaktayd. Kzlarn ikisi de stlerindeki hafif giysileri karp plak olarak havuza daldlar. Meren'in orada kaldn gren Astrata, onu almak zere havuzdan kt, salarndan ve bedeninden buhar kyordu. Glerek Meren'i yakalad, tuniini kard ve havuza srkledi. Wu Lu da ona yardm etmek iin geldi ve Meren'i havuza sokmay baarnca suda zplayp oynamaya, etrafa su sratmaya baladlar. Meren de ksa srede utangaln att ve onlar kadar rahat hareket etmeye balad. Astrata, Meren'in salarn ykad ve kaslarnn arasndaki sava yaralarn aknlkla inceledi. 12 m 11. Yazt Meren iki apsara'nn kendininkine srtnen bedenlerinin kusursuzluu karsnda armt. Elleri hep suyun altnda meguld. Sonunda aralarna alp onu uyandrnca zevkten lklar attlar ve Meren'i havuzdan karp aalarn

altndaki kk bir pavyona srklediler. Ta zeminde kat kat hal ile ipek minderler vard ve hl slak olarak Meren'i minderlerin zerine yatrdlar. "imdi tanraya tapnacaz," dedi Wu Lu, Meren'e. "Bunu nasl yapacaz?" Astrata, "Korkma. Biz sana gstereceiz," diye teminat verdi. pek-si bedenini Meren'in arkasna yaptrp arkadan kulaklarn, ensesini pmeye balamt. Ilk gbei Meren'in kalasna deiyordu. Ellerini uzatp ayn anda Meren'i dudaklanndan pmekte olan ve kollaryla bacaklarn ona dolayan Wu Lu'yu okamaya balad. ki kz ak sanatnda kusursuz bir beceriye sahiptiler. Bir sre sonra birbirine kant ve alt kollu, alt bacakl ve azl tek bir yaratk gibi ortak bir orgazma ulatlar. Meren gibi Taita da erken kalkmt. Her ne kadar o uzun yolculukta sarslm olsa da, birka saatlik uyku, bedenini ve ruhunu toparlamasna yetmiti. Uyku minderinde dorulup oturdu ve afan ilk klar odaya dolduunda yalnz olmadn fark etti. Tansid yanma diz kp ona glmsedi. "Gzel sabahlar Byc. Sana yiyecek ve iecek getirdim. Gcn toplaynca Kashyap ve Samana seninle tanmak istiyor." "Onlar kim?" "Kashyap saygdeer barahibimiz, Samana da saygdeer anamz, 'ipk senin gibi onlar da sekin byclerdir." 13 Wilbur Smith Samana tapmak bahelerindeki bir ardakta Taita'y bekliyordu. Ya belli olmayan, ho bir kadnd ve portakal rengi bir cppe giymiti. Gr salarnn kulak arkasna gelen ksmlarnda gmi kanatlar vard ve gzlerinde sonsuz bir bilgelik okunuyordu. Taita'ya sarldktan sonra onu mermer bankta yanna oturmaya davet etti. Yolculuklarnn nasl getiini sordu ve bir sre sohbet ettikten sonra, "Barahip Kashyap'la tanmak iin geldiinize ok sevindik," dedi. "Bizimle fazla kalmayacak artk. Sizi buraya aran oydu." "Buraya davet edildiimi biliyordum ama kimin ettiini bilmiyordum." Taita ban sallad. "Beni niye buraya getirtti?" Samana, "Size kendisi anlatacak," dedi. "Artk onun yanma gidelim." Ayaa kalkp Taita'nn elini tuttu. Tansid'i orada braktlar. Samana, Taita'y birok geitten ve dehlizden geirdikten sonra hi bitmeyecekmi gibi grnen bir dner merdivenden kmaya baladlar. Sonunda en yksek kulenin tepesindeki kk, yuvarlak odaya ulatlar. Odadan epeevre kuzeydeki karl dalarn yamacna kadar uzanan ormanlar grnyordu. Tam ortada yastklarla desteklenmi yumuak bir ilte vard ve zerinde bir adam oturmaktayd. "Onun nne gein," diye fsldad Samana. "Neredeyse tamamen sardr ve konuurken dudaklarnz grmesi gerekir." Taita, onun dediini yapt ve bir sre Kashyap'la sessizce birbirlerine baktlar. Kashyap ok yalyd. Gzleri donmu, ferleri kamt ve aznda di kalmamt. Derisi eski bir parmen gibi kuru ve kr krt. Sa, sakal ve kalar da donuk, cam gibi saydamd. Elleri ve ba kontrol edemedii sarsntlarla sallanyordu. Taita, "Neden beni grmek istediniz Byc?" diye sordu. "nk sen akllsn." Kashyap'n sesi fsltdan farkszd. "Beni nereden tanyordunuz?" "zel gcn ve varlnla havada uzaktan bile alglanan bir hareket yaratyorsun," diye aklad Kashyap. 14 11. Yazt "Benden ne istiyorsunuz?" "Hibir ey ve her ey, hatta belki de hayatn." "Aklayn." "Heyhat! ok ge kaldm. lmn kara kaplan yaklayor bana. Gne batmadan gitmi olacam."

"Benim iin dndnz grev nemli mi?" "Hem de ok nemli." "Ne yapmalym?" diye sordu Taita. "Seni karna kacak mcadele konusunda donatmak niyetindeydim, ama apsara'lardan hadm olduunu rendim. Bunu, buraya gelmeden nce bilmiyordum. Bilgilerimi sana dndm ekilde aktaramam." "Yani hangi ekilde?" diye sordu Taita. "Cinsel yolla." "Yine anlamadm." "Aramzda cinsel bir iletiimi de ieriyordu. Ama hadm olduun iin bu mmkn deil." Taita bir ey demedi. Kashyap peneye benzer kurumu elini uzatt. Konutuunda sesi nazikti. "Aurana bakarak yaralarndan sz etmemi hakaret kabul ettiini gryorum. Bunun iin zr dilerim ama ok az vaktim kald ve ak konumak zorundaym." Taita yine ses karmaynca Kashyap devam etti. "Dei tokuu Samana ile yapmaya karar verdim. O da aklldr. Ben gittikten sonra benden aldklarn sana aktaracak. Seni kzdrdm iin zgnm." "Gerek ac verebilir ama siz vermediniz. Benden istediiniz neyse yapacam." "O zaman sahip olduum her eyi, uzun hayatm boyunca tm rendiklerimi Samana'ya aktarrken bizimle kal. Daha sonra o bunlar seninle paylaacak ve kaderinde olan kutsal abalar iin gerekli donanma kavumu olacaksn." Taita kabullendiini gsterir ekilde ban edi. 15 Wilbur Smith Samana ellerini gl bir ekilde rpt ve merdiven banda iki tane gen, gzel apsara belirdi, biri esmer, dieri bal rengi sarnd. Samana'nm ardndan odann br ucundaki mangaln yanna gittiler ve keskin kokulu bitkilerle dolu bir kseyi korlarn stne yerletirmesine yardm ettiler. ksir hazr olunca alp Kashyap'a getirdiler. Birisi onun titreyen ellerini tutarken br de kseyi dudaklarna gtrd. Kashyap iksiri aprdatarak iti, bir ksm da enesinden gsne akt, sonra bitkin bir halde iltesine uzand. ki apsara, onu mfik hareketlerle ve saygl bir biimde soyduktan sonra, su mermerinden yaplm bir ieden aldklar kokulu merhemi kasna srdler. Bzlm cinsel organna hafife ama hi ara vermeden masaj yapmaya baladlar. Kashyap inledi, kafasn iki yana sallayarak bir eyler mrldand ama apsara'larn hnerli ellerinin ve iksirlerin etkisiyle cinsel organ iip irileiyordu. Kashyap'n organ tam olarak sertleince Samana iltesine yaklat. Portakal rengi cppesinin eteklerini beline kadar kaldrp gzel bacaklarn ve yuvarlak, gl kalalarn ortaya kard. Bacaklarn ayrp Kashyap'n stne oturdu ve erkeklik organn eliyle tutup iine ald. kisi yek vcut olunca cppesinin eteklerini brakp erkein zerinde sallanmaya balad, bir yandan da yumuak bir sesle, "Efendim, bana vereceklerinizi almaya hazrm," diye fsldyordu. "Onlar byk bir istekle sana emanet ediyorum." Kashyap'n sesi ince ve tizdi. "Akllca ve iyi kullan." Yine ban iki yana savurdu, yal hatlar korkun bir kua benzeyecek ekilde knmt. Sonra kasld ve inledi, bedeni bklm olarak kalakald. Bir saat kadar ikisi de kprdamadlar. Sonra Kashyap'n grtlandan hrltl bir ses kt ve adam ilteye yld. Samana bouk bir lk att. "ld." Sesinde byk bir ac ve efkat vard. Yavaa Kashyap'n bedeninden ayrld.' Adamn yanna diz kp gzkapaklann indirerek matlaan baklarn rtt. Sonra dnp Taita'ya bakt. 16 11. Yazt "Bu akam gne batarken bedenini yakacaz. Kashyap btn hayatm boyunca benim yol gstericim ve koruyucum olmutu. Benim iin herhangi bir babadan ileriydi. Artk z benim iimde yayor. Ruhum onunkiyle birleti. Beni affedin Byc, ama onun hrpalayc deneyimlerini tam olarak hazmedip sizin kullanmnza sunmam biraz zaman alabilir. yileince yannza geleceim."

O akam Taita. yannda Tansid ile odasnn nndeki kk karanlk balkonda durup aadaki bahede hazrlanan ynn zerinde Barahip Kashyap'n yakln izledi. Adam daha nce tanmam olduu iin byk bir kayp duygusu hissediyordu. O ksa tanma srecinde bile aralarndaki etkileimi alglamt. Karanln iinden gelen yumuak bir ses, Taita'nn dald dncelerden silkinerek kmasna yol at. Arkasna dnd ve Samana'nn sessizce onlara katlm olduunu grd. "Kashyap da aranzdaki ban farkndayd." Taita'nn dier tarafna geti. "Siz de Doru'nun hizmetkrsnz. O yzden sizi byle alelacele armt. Bedeni onu uzaklara tayabilse o size gelecekti. Tank olduunuz cinsel aktarm srasnda, Doru iin yapt son fedakrlkta, Kashyap, bana size iletmem iin bir mesaj verdi. Bunu yapmadan nce inancnz snamam istedi. Syleyin bana Gallala'h Taita, inancnz nedir?" Taita bir sre dndkten sonra cevap verdi: "Ben evrenin, iki gl ev sahibi arasndaki sava yeri olduuna inanrm. Bunlardan birincisi Doru'nun tanrlardr. kincisi ise Yalan'n eytanlardr." Samana, "Bu afet ortamnda biz gsz lmllerin rol ne olabilir," djye sordu. "Kendimizi Doru'ya adayabilir veya Yalan tarafndan yutulabiliriz." 17 F:2 Wilbur Smith "Eer Doru'nun sandaki yolu seersek, Yalan'n karanlk gcne kar nasl direnebiliriz?" "Doru'nun yzn net bir ekilde grene kadar Ebedi Da'a trmanarak. Bunu baarnca yiliki Olmller'in, yani Doru iin savaanlarn saflarna katlm oluruz." "Btn insanlarn kaderi bu mudur?" "Hayr! Sadece pek az, en deerli olanlar o saflara katlr." "Zamann sonunda Doru, Yalan'a kar zafer kazanacak mdr?" "Hayr! Yalan direnecektir ama ayn ekilde Doru da direnecek. Savan galibi bir o bir br olacak ama sava ebediyen srecek." "Doru Tanr deil midir?" "Ona ister Ra ya da Ahura Maasda deyin, ister Vishnu veya Zeus ya da Woden deyin veya kulanza en kutsal gelen ad verin, Tanr Tanr'dr ve tektir." Taita inan snavn vermiti. Samana alak sesle, "Auranzda sylediklerinizin arasnda Yalan'n izi olmadn gryorum," dedi ve Taita'nn nnde diz kt. "Benimle birlikte olan Kashyap'n ruhu da, gerekten Doru'nun adam olduunuza ikna oldu. Bize katlmanz iin baka bir kontrol veya engel bulunmu-3 yor. Artk balayabiliriz." "Bana 'Biz' derken neyi kastettiinizi aklayn Samana." "Bu meum zamanlarda, Yalan yine stnlk kazanm durumda. Btn insanl, ama zellikle de sizin Msr'nz tehdit eden yeni ve kt bir g douyor. Buraya arlm olmanzn nedeni, bu korkun eyle mca-dele edebilmek iin silahlanmanz salamak. Takip etmeniz gereken yolu net bir ekilde grebilesiniz diye Gz'nz aacam." Samana aylaa kalkp Taita'ya sarld. Sonra szlerine devam etti. "ok az zamanmz var. Sabahleyin balayacaz. Fakat ondan nce bir yardmc semem lazm." Taita, "Kimlerin arasndan seeceksiniz?" diycsordu. "Apsara'nz Tansid daha nce de bana yardmc olmutu. Ne gerektiini biliyor." 18

11. Yazt "yleyse onu sein," deti Taita. Samana ban sallad ve Tansid'e elini uzatt. ki kadn birbirlerine sarldlar ve sonra dnp Taita'ya baktlar. "Siz de kendi yardmcnz semelisiniz," dedi Samana. "Ne yapmas gerektiini syleyin." "Gl ve dayankl bir adam olmal, size kar efkat duymal. Ona gvenmeniz gerekir." ( Taita hi duraksamad. J'Meren!" Samana, "Elbette/' diye ona katld, "i afakta, drd birlikte yabanl ormandan geen yolu takip ederek dalarn yamalarna trmandlar ve bambu ormanna kadar ilerlediler. Samana sallanan bir sr sar renkli dal inceledikten sonra olgun bir tanesini seti ve Meren daldan esnek bir para kesti. Kestii dal tapmaa kadar tad. Samana ve Tansid getirdikleri bambu dalndan zenle uzun kymklar topladlar. Onlar insan sandan ince ama en iyi bronzdan bile keskin ve salam bir hale getirene kadar cilaladlar. Tapman huzurlu havasna bir gerilim ve beklenti hkim olmutu. Kahkahalar ve apsara'lann en ruhlan yatmt. Tansid ne zaman Taita'ya baksa, gzlerinde huu ile kark acmaya benzer bir ifade oluyordu. Samana ise bekleme gnlerinin ounu onunla birlikte, onu nlerindeki etin snava hazrlayarak geirmekteydi. Pek ok konuyu tarttlar ve Samana hep Kashyap'n sesime bilgelii ile konutu. Bir ara Taita, kendisini uzun sre megul eden bir konuyu at: "Senin de bir Uzun Yaayan olduunun farkndaym Samana." "Tpk senin gibi Taita." "Peki nasl oluyor da birkamz insanln geri kalanna gre ok daha uzun yayoruz. Bu tabiata aykr." 19 Wilbur Smith "Beni ve Barahip Kashyap gibileri dnrsen, belki yaam eklimize, yediklerimize, itiklerimize, dncelerimize ve inanlarmza baldr bu. Ya da belki bir amacmz, devam etmek iin bizleri yneten bir hedefimiz, bir nedenimiz olduu iindir." "Ya ben? Seninle ve barahiple kyaslandmda delikanl saylsam bile, ou insandan uzun yaam durumdaym," dedi Taita. Samana glmsedi. "Sen de iyicil bir akla sahipsin. Bu zamana kadar akln bedeninin gszlne galip gelmi, ama sonunda hepimiz lmek zorundayz, tpk Kashyap gibi." "lk soruma cevap verdin, ama bir tane daha var. Beni kim semi?" diye sordu Taita, ama sorusunun cevapsz kalmaya mahkm olduunu biliyordu. Samana tatl, esrarengiz bir tebessmle ona bakt ve uzanp bir parman Taita'nn dudaklarna dedirdi. "Seildin," diye fsldad. "Bu kadaryla yetin." Taita, onun bilgisinin snrlarna geldiini biliyordu: Samana ancak buraya kadar gidebilirdi. Gnn geri kalannda ve gecenin yans boyunca, o zamana kadar aralarnda yaananlar zerine birlikte dnmeye baladlar. Sonra Samana, Taita'yi kendi yatak odasna gtrd ve afak skene dek, bir annenin ocuuna sarlp uyumas gibi birbirlerine sarlarak uyudular. Kalkp birlikte ykandlar ve sonra Samana, Taita'y bahelerin bir kesinde gizlenmi antik bir ta binaya gtrd, Taita bu ksm daha nce grmemiti. Tansid onlardan nce gelmiti. Yapnn merkezindeki byk odada, tam ortada duran mermer masann banda bir eylerle urayordu. Taita ile Samana ieri girince ban kaldrp onlara bakt. "Son ineleri hazrlyordum," diye aklama yapt, "Ama ba baa kalmak isterseniz kabilirim." Samana, "Kal sevgili Tansid," dedi. "Senin varln bizi rahatsz etmez." Sonra Taita'nn elinden tutup odada gezdirdi. "Bu bina balang dnemlerindeki ilk barahipler tarafndan tasarlanmt. lerini yapabil20

11. Yazt mek iin bol a ihtiyalar vard." Duvarlann st ksmlarndaki byk, ak pencereleri gsterdi. "Bu mermer masada en az elli kuak boyunca barahipler Gz' ama eylemini gerekletirdi. Hepsi birer limdi, yani bizim tanmmza gre baka insanlarn ve hayvanlarn auralann grebilme yetisine sahipti." Duvarlara oyulmu yazlan iaret etti. "Yzyllar ve bin yl ncesine kadar uzananlarn kaytlan. Aramzda hibir ey gizli kalmamal. Sana hibir aslsz gvence vermeyeceim... seni aldatmaya kalksam daha ilk kelimemi edemeden bunu anlarsn. O yzden unu da sylemeliyim, Kashyap'n vesayeti altnda, baarl olana kadar drt kez Gz ama giriimim olmutu." En son kaytlar gsterdi. "Burada kayd tutulmu giriimlerimi grebilirsin. Belki balangta beceri ve ustalm yoktu. Belki hastalarm kendi yollarnda yeterince ilerlememilerdi. Bir tanesinde sonu hi iyi olmad. Seni uyaryorum Taita, riskler ok byk." Samana bir sre derin dncelere dalp sessiz kald. Sonra devam etti. "Benden nce de baan-sz olanlar olmutu. Bak burada!" Taita'y duvarn sonunda, anm, yosun kapl yazlann bulunduu yere gtrd. "Bunlar o kadar eski ki, zmek neredeyse imknsz, ama sana ne yazdn syleyebilirim. Yaklak iki bin yl nce bu tapnaa bir kadn gelmiti. Bir zamanlar Ege Denizi kylannda Truva denen byk bir kentte yaayan halktan geride kalanlardan biriydi. Orada, Apollo'nun Yksek Rahibeleri'ndendi. O da senin gibi Uzun Yaayanlardand. Yamalarla, ykmlarla geen yzyllar boyunca yeryzn gezmi, bilgelik kazanm, pek ok ey renmiti. O srada tapnamzn barahibi, Kurma adnda biriydi. Yabanc kadn, onu kendisinin de Doru'nun rneklerinden olduuna ikna etmiti. Bylece Gz'n amas iin kandrmt. Bu, Kurma'y artan ve gururlandran bir baaryd. Ancak kadn tapnaktan ayrldktan ok sonra, Kurma phelere ve korkulara kapld. Onun bir sahtekr, bir hrsz, soldaki yolu semi bir stat, Yalan'n gzdelerinden biri olduunu anlamasn salayan 21 Wilbur Smith korkun eyler olmutu. Kadn bysn gerekten seilmi birini ldrmek iin kullanmt. ldrlen kadnn kimliine brnm ve onu kandrmak iin kendi asl doasn bu ekilde maskelemiti." "Sonra bu yarata ne oldu?" "Tanra Saraswati'nin barahipleri kuaklar boyunca onun izini srmeye altlar. Fakat kadn kendini gizledi ve ortadan kayboldu. Belki artk lmtr. Umabileceimiz en iyi sonu bu." "Ad neydi?" diye sordu Taita. "Burada! Kaytl." Samana parmak ularyla yazlara dokundu. "O kendine Eos diyordu, gne tanrsnn kz kardeine atfen. Artk bunun gerek ad olmadn biliyorum. Ama ruhani iareti kedi penesi eklindeydi. te burada." "Baka ka kii baarsz oldu?" Taita karanlk nsezilerinden "kurtulmaya alyordu. "Epeyce." "Bana kendi deneyimlerinden sz etsene." Samana bir an dndkten sonra, "Halen raklk ettiim dnemden hatrladm biri var," dedi. "Ad Wotad'di. Teni kutsal mavi dvmelerle kaplyd. Buraya, Souk Deniz'in karsndaki kuzey lkelerinden getirilmiti. Fiziki bakmdan gl bir adamd, ama bambu inelerin altnda ld. O byk gc bile, al srasnda oluan baskya dayanamad. Beyni patlayp paralara ayrld ve burnundan, kulaklarndan kan fkrd." Samana iini ekti. "Korkun ama hzl bir lmd. Belki de Wotad ondan ncekilerden anslyd. Gz, kuyruundan yakalanm zehirli bir ylan gibi kendi sahibine de saldrabilir. Yaratt baz korkun eyler fazlasyla gl ve dayanlmaz olur." Gnn geri kalann onlar sessiz geirirken, Tansid ta masann banda son bambu ineleri cilalamakla ve ameliyat aletlerini hazrlamakla megul oldu. 22 11. Yazt

Nihayet Samana, Taita'ya bakp yumuak bir ifadeyle konutu: "Artk karlaacan riskleri biliyorsun. Bunu yapmak zorunda deilsin. Seim sadece sana ait." Taita bam sallad. "Seme ansm yok. Doduum gn bu seimin benim adma yaplm olduunu biliyorum." O gece Tansid ve Meren, Taita'nn odasnda uyudular. Tansid lambay sndrmeden nce Taita'ya lk bitki zleriyle dolu bir kse uzatt. Taita ksedeki svy ier imez minderine ylp derin bir uykuya dald. Meren gece iki kez kalkp onun soluklarn dinledi ve afan serin havas odaya szdnda stn rtt. Taita uyandnda, nn, yani Samana, Tansid ve Meren'in uyku deinin etrafna diz km olduklarn grd. Samana esrarl bir tavrla, "Byc, hazr msn?" diye sordu. Taita ban sallad ama Meren dayanamad. "Bunu yapma Byc. Sana bunu yapmalarna izin verme. Bu uursuzluk." Taita, onun kasl kolunu tutup sert bir ekilde sarst. "Seni bu grev iin setim. Sana ihtiyacm var. Beni yar yolda brakma Meren. Eer bunu tek bama yapmak zorunda kalrsam sonularnn ne olacan kim bilebilir? kimiz birlikte, daha nce de pek ok kez yaptmz gibi bunun stesinden gelebiliriz." Meren fkeyle derin soluklar ald; "Hazr msn Meren? Her zaman olduun gibi yine yanmda msn?" Meren, "Bala beni, zaaf gsterdim, ama artk hazr olduumu biliyorum Byc," diye fsldad. Samana nde, nce gneli baheye ktlar, oradan da antik binaya getiler. Mermer masann bir ucunda cerrah aletleri diziliydi, teki ucun23 Wilbur Smith da ise bir kmr mangal duruyordu, mangaln zerindeki hava snd iin titremekteydi. Masann altna bir koyun postu seriliydi. Taita'ya bir ey sylenmesi gerekmedi: postun stne, yz masaya dnk olarak diz kt. Samana, Meren'e ban sallad; belli ki, grevlerini yerine getirmesini istiyordu. Meren de Taita'nn yanna diz kt ve kprdamasn diye kollarn smsk tuttu. "Gzlerini kapat Meren," dedi Samana. "Seyretme." Balarnda durup diinin arasnda sksn diye Taita'ya bir deri paras uzatt. Taita bir ba hareketiyle reddetti. Samana sa elinde gm bir kakla Taita'nn nne diz kt; teki eliyle Taita'nn sa gzn iyice at. "Her zaman sa gzden," diye fsldad. "Doru'nun tarafndan." Gzkapaklann daha da ayrd. "Sk tut Meren!" Meren tamam dercesine homurdand ve efendisini bronz bir embere alr gibi kollarn kenetledi. Samana kan ucunu Taita'nn sa st gzka-pana yaklatrd ve tek bir kararl hareketle gzyuvannn arkasna uzatt. Sonra gz yavaa kaa alp yuvasndan kard. Optik sinirlerin ucundaki gozyuvan Taita'nn enesinde bir yumurta gibi salland. Bo gz ukuru ise derin pembe bir boluk yaratmt, gzyalanndan dolay ise parlyordu. Samana ka Tansid'e uzatt, o da alp bir kenara koydu ve bambu inelerden birini seti. Ucunu mangaln stne tutup iyice kavrulup sertleene kadar bekledi. Samana'ya uzattnda ineden hl duman kyordu. Samana ineyi sa elinde tutarak ban Taita'nn bo gz ukuruna doru edi. Kafatasna giren optik yolun konumunu ve asn tartt. Samana'nn parmaklarnn arasnda Taita'nn gzkapaklar istem d olarak titriyordu. Samana buna aldrmad. Yavaa ineyi gz ukuruna yaklatrd ve ucunu optik yolun bana dedirdi. Sonra aniden bastrarak inenin zan delip, bir zarar vermeden sinir iinde ilerlemesini salad. Hemen hemen hibir direni olmamt. ne gittike daha derine batyordu. Bambu ine beynin n lobunda neredeyse bir parmak boyu ilerleyince, 24 11. Yazt ucunun, iki gzn optik kiyazmada kesitii noktada bulunan sinir demetine ulatn hissetti. Bambu u tam giri yerindeydi. Bundan sonraki hareketin tam

bir kesinlikle uygulanmas gerekti. Her ne kadar dtan sakin grnse de, Samana'nn lekesiz teninde hafif bir ter tabakas olumu ve gzleri kslmt. Gerildi ve son atlm gerekletirdi. Taita'dan bir tepki gelmedi. Samana hedefi kl pay ile kardn biliyordu. neyi bir para geri ekti, duruunu dzeltti sonra ayn derinlie kadar tekrar itti, ama bu sefer birazck daha yukarya nian almt. Taita rperdi ve hafife iini ekti. Sonra sanki kaytsz kalm gibi gevedi. Meren bunu beklemesi iin uyarlmt ve o sevdii gm ban ileri doru frlamamas iin bir eliyle Taita'mn enesini skca tuttu. Samana ineyi yine ayn itina ile geri ekti. Gzn arkasndaki astarda oluan delii incelemek iin ne eildi. Hi kan grnmyordu. Minik yara, gznn nnde annda kapan vermiti. Samana onaylarcasna mrldand. Sonra ka kullanarak sallanan gzyuvann yerine brakt. Taita'mn gzkapaklar hzla krparak gzyu-vannn iyice yerlemesini salad. Samana, Tansid'in iyiletirici karma batrp masaya serdii keten bandaj alp Taita'mn her iki gzn kapatacak ekilde sard ve skca dmledi. "Meren, duyulan yerine gelmeden, btn hznla onu odasna gtr." Meren, Taita'y uyuyan bir ocukmu gibi kucaklad ve ban gl gsne yaslad. Koarak tapnaa dnd ve onu odasna tad. Samana ve Tansid de arkalarndan geliyorlard. ki kadn tapnaa varnca, Tansid snsn, diye bir aydanlk brakt ocaa gitti. Bitki zlerini bir tasa doldurup Samana'ya getirdi. "Bunu bana dik!" diye emreden Samana, kseyi Taita'mn dudaklarna gtrp svy azndan dkmeye balad, yutmasna yardm etmek in de boynuna masaj yapyordu. Btn kseyi bitirmesini salad. Fazla beklemeleri gerekmedi. Taita kasld ve elini gzndeki baa uzatt. Eli felliymi gibi titriyordu. enesi takrdad ve dilerini kenetle25 Wilbur Smith di. enesindeki kas kabarnca, Meren, onun dilini srm olabileceini dnerek dehete dt. Baparmaklaryla Byc'nn azn ayrmaya alrken, aniden Taita'nn az kendiliinden ardna kadar ald ve bir feryat koptu, bedenindeki tm kaslar tahta gibi sertlemiti. Arka arkaya gelen spazmlarla sarslyordu. Dehetle haykryor, aresizce inliyor, sonra manik kahkahalara bouluyordu. Yine aniden, sanki kalbi krlm gibi alamaya balyordu. Sonra yine baryor ve srt, kafas topuklanna dee-cekmiesine bklyordu. eytani bir gle kvranan bu yal bedeni Meren bile zapt edemez olmutu. "Onu kim ele geirdi?" diye yalvard Samana'ya. "Kendini ldrmeden buna bir son verin." " Gz' sonuna kadar ald. Henz onu kontrol etmeyi bilmiyor. O kadar kt grntlere tank oluyor ki, normal bir insan ldrp akln yitirebilir. u an btn insanln aclarna dayanyor." Taita'ya biraz daha ac iksir iirmeye alan Samana da nefes nefese kalmt. Taita azndaki svy tavana doru pskrtt. "Kuzeyli Wotad'i ldren bu cinnetti," dedi Samana, Tansid'e. "Grntler beynini iirdi ve sonunda beyni dayanamayp paraland." Gzlerindeki bandaj paralamasn diye Taita'nn ellerini tutuyordu. "Byc, her bir dulun ve ilk doan ocuunun lmne tanklk eden her cesur annenin duyduu acy tadyor. Sakatlanan, ikence gren veya hastalktan kvranan her kadn ve erkein aclann paylayor. Her tirann zalimlii ile, Yalan'n her ktl ile ruhu azap ekiyor. Yama alevlerinde yanyor ve maluplarla birlikte binlerce sava alannda lyor. Gelip gemi tm kayp ruhlarn aresizliini hissediyor. Cehennemin derinliklerine bakyor." "Bu onu ldrecek!" Meren de neredeyse Taita kadar youn aclar iindeydi. " Gz'n kontrol etmeyi renemezse evet, bu yzden lebilir. Tut onu, kendine zarar vermesine izin verme." Taita'nn ba iki yana yle iddetli savruluyordu ki, kafasn baucundaki ta duvara arpmaktayd. 26

//. Yazt Samana yksek, tiz bir sesle ilahi sylemeye balad, bu kendi sesi deildi ve syledii dili Meren daha nce hi duymamt. Ama ilahi sylemenin de fazla bir etkisi olmad. Meren, Taita'nn ban kollarna ald. Samana ve Tansid de iki yanna geip bedenleriyle destek yaparak onun vahi rpnlarla kendine zarar vermesini nlemeye altlar. Tansid parfm kokulu soluunu azna doru fledi. "Taita!" diye seslendi. "Geri gel! Bize dn!" Samana ona, "Seni duyamaz," dedi. Sonra Taita'ya iyice sokulup avularyla Taita'nn sa kulan, Doru'nun kulan kapad. Farkl bir dilden mrl mrl bir eyler sylemeye balad. Meren anlamn karama-sa da o sesleri tanmt; Taita baka byclerle grrken kullanrd bu dili. Bu onlarn gizli diliydi ve Tenmass derlerdi. Taita biraz yatm ve Sa-mana'y dinliyormu gibi ban yana emiti. Samana'nn sesi biraz daha ksld ama daha telal da bir hal ald. Taita bir cevap mrldand. Meren, Samana'nn ona talimatlar verdiini, Gz'n kapamasna, ykc ses ve grntleri szp yaadklarn anlamasna ve onu hrpalayan duygulardan uzaklamasna yardm ettiini fark etti. Btn gn ve uzun sren gece boyunca hibiri Taita'nn yanndan ayrlmad. afakta Meren bitap dt ve uyuyakald. ki kadn, onu uyandrmaya almadlar ve uyusun diye braktlar. Bedeni, mcadeleden ve zorlu fiziksel deneyim yznden harap olmutu; onlann ruhsal direncine sahip deildi. Onlann yannda henz ocuk saylrd. Samana ve Tansid, Taita'nn yanndan ayrlmadlar. Taita da ara sra uykuya dalar gibi oluyordu. O anlarn dnda huzursuzdu, cinnetin snrnda gidip geliyordu. Gzbann ardnda gerekle fanteziyi ayrt edemiyor gibiydi. Bir keresinde doruldu ve korkun bir gle Tansid'e sarld. "Lostris!" diye haykrd. "Sz verdiin gibi dndn. Ah, Isis ve Horus, sizi bekliyordum. Bu uzun yllar boyunca hasretinizi ektim. Beni bir daha brakmayn." 27 Wilbur Smith Tansid, onun bu hezeyanndan korkmad. Uzun gm rengi salarn okad. "Taita, kendini zmemelisin. Bana ihtiyacn olduu srece seni brakmayacam." Taita bir kez daha yatana dek onu, gsne bastrd bir ocuk gibi efkatle tuttu. Sonra merakla Samana'ya bakt. "Lostris?" "Bir zamanlar Msr kraliesiydi," diye aklad Samana. Kendi Gz'n ve Kashyap'n bilgilerini kullanarak Taita'nn zihnindeki anlarn derinliklerine ulaabiliyordu. Onun Lostris'e duyduu ebedi ak, Samana'ya kendi akym gibi net bir ekilde grnyordu. "Onu ocukken Taita yetitirmiti. ok gzeldi. Ruhlar bir btnd ama asla bir araya gelemediler. Sakat braklan bedeni yznden erkeklik gc yoktu, bir dost ve koruyucu olmaktan teye geemedi. Yine de onu hayat boyunca sevdi, ldkten sonra da sevmeye devam etti. Lostris de onu seviyordu. Kollarnda lrken son sz, 'Bu dnyada sadece iki erkei sevdim,' oldu. 'Ve sen onlardan biriydin. Belki sonraki hayatta tanrlar akmza daha iyi davranrlar.'" Samana'nn sesi giderek ksld ve iki kadnn gzlerinde yalar belirdi. Bunun ardndan gelen sessizlii Tansid bozdu. "Bana hepsini anlat-sana Samana. Bu dnyada gerek aktan daha gzel bir ey yok." "Lostris ldkten sonra," dedi Samana, Byc'nn ban okayarak, 'Taita, onu mumyalatt. Sonra lahdine yatrd ve sandan bir bukle kesip altn bir madalyona kapatt." Eilip Taita'nn boynundaki altn zincirin ucuna asl muskaya dokundu. "Grdn m? Bunu bugne dek hi karmad. Hl onun kendisine dnmesini bekliyor." Tansid alamaya balad. Samana da onun kederini paylayordu ama bunu gzyalaryla ykayp atmak onun elinde deildi. Ustalk Yolla-n'nda o kadar uzun sredir geziniyordu ki, baz insani zayflklarla rahatlama yeteneini yitirmiti. Keder de neenin dier yzyd. Ac ekmek insan olmak demekti. Tansid hl alayabiliyordu. 28 11. Yazt

Byk muson yamurlar getikten sonra Taita da byk snavn at latm ve Gz'n kontrol etmeyi renmiti. Hepsi onun iindeki i yeni gcn farkndayd: Taita'dan ruhsal bir huzur yaylyordu. Meren ve Tansid, onun yannda hi konumadan durup sadece varln hissederek mutlu oluyorlard. Bununla birlikte, Taita uyank olduu saatlerin ounu Samana ile geiriyordu. Tapnak kaplarnda gnler boyu oturdular. Gz'leriyle gelip geenleri izlediler. Her insan bedenini kendi aurasna gmlm olarak gryorlard, bu, sahibinin karakterine, dncelerine, duygularna gre deien bir k bulutuydu. Samana, Taita'ya bu iaretleri yorumlamay retiyordu. Gece olup da herkes odasna ekilince, Samana ile Taita tapnan karanlklarnda, tanra Saraswati'nin heykelleriyle kuatlm olarak oturmaya devam ediyorlard. Gece boyunca ne Meren'in, ne apsara'larn, hatta ne de bilgili Tansid'in anlayamad, yksek ustalara has Tenmass diliyle konuuyorlard. Yaknda ayrlma zamann geleceini biliyor, onlara kalan tm vakti sonuna kadar kullanmak zorunda olduklarn kavryorlard. Son konumalarn yaparken, Taita, "Senin bir auran yok," dedi. "Senin de," diye cevap verdi Samana. "limlerin olmaz. Birbirimizi tanyabilmenin en kesin yolu da budur." "Sen, benden ok daha bilgesin." "Sende de beni fazlasyla geecek kadar merak ve kapasite var. Artk i grn de ak olduu iin ustaln sondan bir nceki aamasna giriyorsun. u an durduun yerin stnde sadece bir basamak daha var, o da yiliki lmszler basama." 29 Wilbur Smith "Her gn biraz daha glendiimi hissediyorum. Her gn ary biraz daha net duyuyorum. Bu inkr edilemez. Seni brakp yoluma devam etmek zorundaym." "Evet, burada-izimle geirecein vaktin sonuna geldik," diye hak verdi Samana. "Bir daha hi karlamayacaz Taita. Cesaret yoldan olsun. Gz'n sana yolunu gstersin." Meren, havuzun yanndaki pavyonda^Astrata ve Wu Lu ile birlikteydi. Taita yannda Tansid'le kararl bir ekilde onlara doru gelirken giysilerini alp abucak giyindiler. Taita'daki deiiklii ancak imdi fark ediyorlard. Artk yan getirdii ykn altnda iki bklm durmuyordu, daha dik, daha uzun boylu grnmekteydi. Sa ve sakal hl gm rengiydi, ama onlarda daha gr, daha parlakt. Artk gzleri de hastalkl ve miyop deildi, berrak ve parlakt. Alglama gc daha zayf olan Meren bile bu deiiklikleri grebiliyordu. Taita'nm yanma kotu ve hi konumadan dizlerine kapand. Taita, onu kaldrp kucaklad. Sonra bir kol boyu uzanda tutup dikkatle inceledi. Meren'in auras l afa gibi salkl bir turuncu kla parlyordu. Bu drs: bir savann yrekli ve gerek yd. "Silahlarn al da gel iyi Meren, artk gitmemiz gerek." Meren bir an yklm gibi yerinden kprdamad, ama sonra Astrata'ya bir gz att. Taita, Astrata'nn aurasma bakt. Tpk bir gaz lambasnn srekli alevi gibi net ve sadeydi. Ama aniden alevin dalgalandn grd, sanki gl bir rzgr esmiti. O zaman ayrl acsn fark etti. Meren, kzn yanndan ayrlp tapmakta odalarn bulunduu blme gitti. Birka dakika sonra kl' : kemerini beline dolam, yayn ve sadan omzuna asm olarak geri ge<" di. Taita'nm kaplan postundan pelerinini de drp srtna vurmutu. 30 11. Yazt Taita, kadnlarn n de pt. Apsara'lartn dans eden auralan houna gitmiti. Wu Lu gmi bir bulutla kuatlmt, arada bir altn rengi yansmalar da oluyordu ve Astrata'nn aurasmdan ok daha karmak ve derindi. Ustalk yolunda o daha ilerideydi. Tansid'in auras ise sedef gibiydi, bir arap ksesinin yzeyindeki deerli bir ya tabakas gibi yanardner renklere sahipti ve etrafna klar sayordu.

Asil bir ruha ve yi Akl'a sahipti. Taita bir gn onun da Sama-na'nm bambu inelerine maruz kalp kalmayacan merak etti. Kz pt ve Tansid'in auras heyecan yznden biraz daha parlad. Birbirlerini tandklar o ksack sre iinde pek ok ruhani deneyi paylamlard. Tan-sid onu seviyordu. Dudaklar ayrlnca, Taita, "Bahtn ak olsun," diye fsldad. "Yreim seninkinin de ak olacan sylyor Byc," diye yumuak bir sesl cevap verdi Tansid. "Ama baz eyler mmkn deildir." Taita, Meren'e dnd. "Hazr msn?" "Hazrm Byc," dedi Meren. "Yolu gster arkandan geleyim." Yeniden admlarn ap yola koyuldular. Zirvelerinde ebedi rzgrlar oynaan dalara trmandlar, sonra dalk anayola ulatlar ve batya doru o yolu izlediler. Meren her bir kvrm, her yksek geidi, her tehlikeli s geidi hatrlad iin, yol aramakla vakit kaybetmediler ve hzla ilerlediler. Vahi atlarn byk srler halinde doland, esintili Ecbatana Dzlkleri'ne vardlar. galci Hiksos'larla birlikte Msr'a ilk gelilerinden beri Taita bu sylu hayvanlara kar bir yaknlk hissediyordu. Onlar dmann elinden al,P Firavun Mamose'nin ordusu iin tasarlad iki tekerlekli sava aralarna komutu. Bu hizmetinden tr, Firavun, ona, "On Bin Araba31 Wilbur Smith nn Efendisi," unvann bahsetmiti. Taita'nn at ak ok uzun zaman ncesine dayanyordu. Yksek dalarda geirdikleri yolculuun zorluklarndan sonra, yei) dzlkte atlarn arasnda biraz dinlenmek iin mola verdiler. Sry takip ederek ssz bir yere vardlar, gz alabildiine uzanan vadide su kaynaklar ve tatl su gletleri bulunuyordu. Hi durmadan esen sert rzgrlar bu snaa ulamyordu ve Taita gzel bir pnarn banda kamp kurdu. Me-ren bitki saplanndan bir kulbe yapt ve kurumu hayvan gbrelerini yakt olarak kullandlar. Gletlerde balklar ve birok su faresi vard. Taita nemli topraktan yenebilecek mantar ve kkler bulurken, Meren de suya tuzaklar kurdu. Taita, kulbelerinin evresinde, atlann sokulmaya cesaret edemeyecei kadar yakn yerlere Saraswati Tapna'ndan getirmi olduu tohumlan ekti ve gayet iyi mahsul ald. Gzelce yiyip itiler, dinlendiler ve yolculuklannn geri kalan zorlu ksm iin g topladlar. Atlar onlann su kaynaklanndaki varlna alt ve ksa bir sre sonra yelelerini savurup hzla uzaklamadan, Taita'nn birka adm telerine kadar gelmesine izin verdiler. Taita her hayvann aurasn yeni edindii Gz ile inceliyordu. Her ne kadar hayvanlar evreleyen auralar insanlarnki kadar youn olmasa da, gl ve salkl olanlar, cesur ve enerjik olanlan ayrt edebiliyordu. Ayrca, mizalarn ve tavrlann da belirleyebilmekteydi. Dik bal ve ele avuca smaz olanlarla, iyi huylu ve sz dinler olanlar seebiliyordu. Bahesindeki ekinlerin olgunlat haftalarda be hayvanla geici bir iliki kurdu, hepsi de zeki, gl ve sz dinlemeye eilimliydi. tanesi ayaklannn dibinde taylaryla dolaan ksraklard, dier ikisi ise aygrlarla flrt eden, ama tekmeleriyle, dileriyle onlarn daha ileri gitmelerini engelleyen gen diilerdi. Bu kk sr de Taita'ya dknd. Geceleri, Meren'in baheyi onlardan korumak iin yapt itin yaknnda uyuyorlard ve bu durum Meren'i endielendiriyordu: "Kadnlar tanrm ve bu fesat diilere hi g32 11. Yazt yenmiyorum. Cesaret topluyorlar. Bir sabah uyandmzda bir de bakacaz ki bahe filan kalmam." Zamannn ounu iti salamlatrmakla ve nnde nbet tutmakla geiriyordu. Taita ilk mahsul olan bir uval tatl fasulyeyi topladnda dehete dt: fasulyeleri tencereye koyacana alp itin dier tarafna, srnn merakla onu seyrettii bir noktaya gtrmt. Kendisine setii gen dii, duman grisi

benekleri olan krem rengi bir hayvand. At, onun eskisine gre biraz daha fazla yaklamasna izin verdi, kulaklarn dikmi syledii tatl szleri dinliyordu. Sonunda dayanma snrna geldi: hayvan kafasn kaldrp drtnala uzaklat. Taita durup arkasndan seslendi: "Sana hediye getirdim sevgilim. Tatl bir kza tatl yiyecekler." Hayvan bunlar duyunca durdu. Taita, ona bir avu fasulye uzatt. At ban evirip omzunun stnden ona bakt. Gzleri, gzkapaklannm pembe kenarlan meydana kacak kadar yana evrilmiti, sonra fasulyelerin kokusunu ald ve burun delikleri ald. "Evet gzel yaratk, kokla onlan. Beni nasl reddedebilirsin?" Hayvan burun deliklerinden hava verdi ve kararsz bir ekilde ban sallad. "Pekl. Sen istemiyorsan Meren onlar tenceresine atabilir." Taita ite doru dnd ama elini hl uzatyordu. Birbirlerini dikkatle szdler. Gen ksrak, ona doru bir adm att ve tekrar durdu. Taita elini kaldrp azna bir fasulye koydu ve azn kapatmadan inedi. "Ne kadar tatl olduunu sana anlatamam," dedi ve hayvan sonunda inadndan vazgeti. Ta-ita'nn yanna geldi ve avucundaki fasulyeleri zarif bir hareketle ald. Burnu kadife gibiydi ve nefesi taze imen kokuyordu. Taita, "Sana ne ad vereceiz?" diye sordu. "Gzelliine uygun bir isim olmal. Ah! Gayet uygun bir ey geldi aklma. Duman Yeli." Sonraki haftalarda Taita ve Meren ekinleri bitiler. Sonra olgunlam fasulyeleri ayrdlar ve su san derisinden yaptklar torbalara doldurdular. Bitki ksmlann gne ve rzgrla kurutup demetler halinde baladlar. Atlar da balarn itten uzatp Taita'nn verdii fasulye saplarn yiyorlard. O akam Taita, Duman Yeli'ne bir avu dolusu fasulye ver33 F:3 Wilbur Smith di ve bir eliyle boynunu okayp, parmaklaryla yelesini tararken, kulana da yattrc szler fsldad. Sonra, hi acele etmeden tuniinin eteklerini kaldrp sska bacan atn srtna att ve hayvann stne oturdu. At hayretle donup kalmt, ban evirmi kocaman, parlak gzleriyle ona bakyordu. Taita brn topuklaynca ksrak yrmeye balad, Meren de hem eliyle gelgel yapyor, hem de keyifle alk tutuyordu. Tatl su kaynaklarnn arasndaki kamp terk ederken Taita, Duman Yeli'ne binmi, Meren de daha yal ksraklardan birini almt. Eyalarn da yedekledikleri atlara yklemilerdi. Bu ekilde yurtlarna ok daha abuk vardlar. Ama Gallala'ya geldiklerinde, ilk yola klarndan bu yana tam yedi yl gemiti. Geri dndkleri anlalr anlalmaz kentte byk bir sevin yaand. Kentliler onlarn uzun zaman nce ldn sanyordu. Kentteki btn erkekler, ailelerini alp eski ykk tapnaktaki evlerine ziyarete geldi, sayglarn sunmak zere kk armaanlar getirdi. Onlar uzaktayken ocuklarn ou bymt ve kimisinin kendi bebekleri olmutu. Taita btn minikleri sevdi ve hepsini kutsad. 1 Dnleriyle ilgili havadisler, kervanclar sayesinde btn Msr'a yayld. Ksa bir sre sonra Firavun Nefer Seti ve Kralie Mintaka, Teb'de-ki saraydan ulaklar yolladlar. Gnderilen haberde fazla i ac bir ey yoktu; Taita krall kuatan tehlikeleri ilk kez duyuyordu. Firavun, "Bilge kii, mmkn olan en ksa zamanda buraya gel, sana ihtiyacmz var," diye buyurmutu. Taita'nn yant. "sis'in yeni ay knca geleceim," oldu. Keyfi bir itaatsizlik yapmyordu: sadece, firavununa danmanlk yapacak ruhi olgunlua henz ulamadn biliyordu. Kralln bandaki ktlklerin, saygdeer Samana'nn onu uyard daha byk ktlklerin habercisi olduunu hissediyordu. Gz'n gcne sahip olmasna karn, henz Yalan'n gleriyle karlaacak durumda deildi. alp, alametleri dnmesi ve ruhani kaynaklarn elde etmesi gerekiyordu. Ayrca, Galla34

11. Yazt la'da geleceini igdsel olarak bildii rehberliin gelmesini de beklemek zorundayd. Ama pek ok kargaa ve sapma oluyordu. ok ksa bir sre sonra kapsna yabanclar gelmeye balad, iyilik dileyen haclar, ricaclar, salk peinde koan hastalar ve sakatlar yakasn brakmaz oldu. Krallarn temsilcileri zengin armaanlar getirip kehanet ve ilahi klavuzluk istedi. Taita hepsinin aurasn hevesle inceliyor, ilerinden birinin bekledii haberci olmasn umuyordu. Tekrar tekrar hayal krklklar yaad ve adamlar hediyeleri ile birlikte geri evirdi. Meren, "Kk bir ondal ahkoysak ya, Byc," diye yalvard. "Her ne kadar kutsal bir kii haline gelmi olsan da yemek yemen lazm, stelik tuniin de paavraya dnd. Benim de yeni bir yaya ihtiyacm var." Msr' geip Sagafa'nn yaln kayalklarn aarak Kzldeniz'e ulaan kervanlar, onlara Msr Ana'dan dzenli olarak haber ulatryordu. 35 Arada srada, bir ziyaretinin aurasndaki btnl grnce heyecanlanyordu. Bunlar, bycler arasndaki nn duyarak gelen, bilgelik ve bilgi peinde olan kimselerdi. Fakat, ondan almaya geliyorlard; hibiri onun sahip olduu glere sahip deildi ve karlk olarak verecekleri bir eyleri yoktu. Yine de, Taita onlarn sylediklerini dikkatle dinledi, szlerini tartt ve deerlendirdi. Hibirinin bir nemi yoktu, ama bazen tesadfen sylenen bir ey veya hatal bir gr, zihninde yeni bir yol ayordu. Onlarn hatalar sayesinde, doru ve geerli bir sonuca ulayordu. Samana ile Kashyap'n uyanlarm aklndan hi karmyordu: karlaaca bir atmadan kurtulabilmek iin btn gcn, akln ve hnerini kullanmak zorunda kalacakt. Wilbur Smith Yine bir kervan geldiinde, Taita, Meren'i kervan bayla konumaya yollad; onun saygdeer Byc Taita'nm gvenilir adam olduunu bilen btn kervanclar Meren'e hrmet ediyordu. Meren o akam kentten dnd ve, "Tccar Obed Tindali, yce Tanr Horus'a ettiiniz dualarda kendisini de hatrlaman diliyor," dedi. "Etiyopya'nn uzak kelerinden gelen en deerli kahve ekirdeklerini gnderdi armaan olarak, ama, maalesef iyi haberleri yoktu Byc." Yal adam gzlerinde beliren korkuyu gizlemek iin yere bakt. imdiye kadar aldklarndan daha kt haber ne olabilirdi? Ban kaldrd ve kesin bir ifadeyle, "Beni korumaya alma sakn Meren," dedi. "Hibir eyi gzleme. Nil takn m balam?" "Henz deil," diye cevap verdi Meren, yumuak ve zntl bir sesle. "Yedi yldr tufan yaanmam." Taita'nm sert tavr yumuad. Sular ykselmez ve gneyden getirdikleri zengin, verimli alvyon topraklar olmazsa, Msr ktlk, salgn ve lme mahkm olurdu. Meren, "Byc, bu bana derin bir ac veriyor ama yine de daha kts var," diye mrldand. "Nil'de kalan bir avu su da kana dnm." Taita baklarm ona dikti. "Kana m?" dedi. "Anlamyorum." "Byc, nehrin en kk gletleri bile koyu krmz olmu ve kadavralarn phtlam kanlan gibi kokumu," dedi Meren. "Ne insanlar ne de hayvanlar iemiyormu o sulardan. Atlar, koyun ve kei srleri bile susuzluktan knlyormu. Nehir kylan onlarn sska cesetleriyle dolmu." Taita, "Veba ve ac! Dnya var olduundan beri byle bir ey hi grlmedi," diye fsldad. "Sadece veba da deil Byc," diye devam etti Meren kararl bir ekilde. "Nil'in kanl birikintilerinden kocaman, kpek kadar hzl koan, dikenli kurbaalar tremi. ren bedenlerini kaplayan siillerden zehir szyormu. l hayvanlarn lelerini yiyorlarm. Ama bu kadar da deil36 11. Yazt

Yce Horus affetsin, insanlar diyor ki, bu canavarlar ocuklara veya kendini savunamayacak durumda olan herkese saldracakm. Onlar daha kvranp haykrrken, canl canl yutacaklarm." Meren duraksad ve defin bir nefes ald. "Dnyamza ne oluyor? stmze ken bu lmcl lanet nedir Byc?" Birlikte geirdikleri onlarca ylda, gasplara, sahte firavunlara kar yaplan byk savalarda, Nefer Seti'nin hem Yukan hem Aa Msr'n tacn elde etmesi srasnda Meren hep Taita'nn yannda olmutu. O, Taita'nn doamayacak evlat edinilmi oluydu. Hayr, Meren bir ouldan da teydi: yal adama duyduu sevgi kan bandan stnd. imdi Taita, kendi zntsnden ok onun zntsn hissediyordu. "Sevdiimiz lkenin, sevdiimiz insanlarn, sevdiimiz kraln bana neden geliyor bunlar?" diye Meren zntyle sordu. Taita ban sallad ve uzunca bir sre sessiz kald. Sonra uzanp Me-ren'in koluna dokundu. "Tanrlar kzgn," dedi. "Niin?" diye srar etti Meren. Bu gl sava ve sadk dost, adeta ocuka batl korkulara kaplmt. "Suumuz ne?" "Msr'a dndmzden beri bu sorunun cevabn bulmaya alyorum. Kurbanlar kestim ve bir iaret grebilmek iin gkyzn enine boyuna iskandil ettim. Sanki eytani bir varlk her eyi rtyor." "Byc, Firavun ve Msr iin bizim hepimiz iin cevab bulman gerek," dedi Meren. "Ama baka nereye bakabilirsin ki?" "Yaknda bunu bulacam Meren. Khinler byle kehanet etti. Beklenmedik bir ulak... belki bir insan, belki bir cin, bir hayvan veya bir tan-n getirecek bu cevab. Ama cevap mutlaka burada, Gallala'da gelecek." "Ne zaman Byc? Zaten ok ge olmad m?" "Belki de tam da bu gece." 37 Wilbur Smith Taita tek bir kvrak hareketle ayaa kalkt. ok ileri yana ramen gen bir erkek gibi hareket ediyordu. Onun yannda geirdii onca yldan sonra bile, Taita'nn bu eviklii ve esneklii Meren'i hayrete drmekteydi. Taita terasn kesindeki asasn ald ve yksek kuleye kan merdivenin dibinde ona dayanarak yukar bakt. Kuleyi onun iin kyller ina etmiti. Gallala'daki her aile inaatta almt. Kenti besleyen tatl su kaynan aan, onlar bylerinin gzle grnmez sihriyle koruyan yal bycye duyduklan sevgi ve saygnn elle tutulur bir iaretiydi bu. Taita kulenin dndan spiral eklindeki merdiveni trmanmaya balad; basamaklar dard ve trabzan olmad iin her an dlebilirdi. Taita ise ayaklarna bile bakmadan da keisi gibi trmanyordu, asasnn ucu ta basamaklarda hafife fkrdyordu o karken. Tepedeki sahanla ulanca, yzn douya dnp ipekli seccadesine kt. Meren onun yanna gm bir ie brakt ve kendisi de Taita'nn ona ihtiyac olduu takdirde, abucak gerekeni yapabilecei kadar yakn, ama bycnn konsantrasyonunu bozmayacak kadar uzak bir noktaya yerleti. Taita ienin boynuzdan yaplm kapan ap zehir gibi ac svdan koca bir yudum ald. Karnndan bedeninin tm kaslarna ve sinirlerine yaylan scakl ve zihninin kristal gibi berraklatn hissederek svy yuttu. Yavaa i geirdi ve ruhundaki Gz'n almasna izin verdi. ki gece nce eski ay gece canavar tarafndan yutulmutu ve imdi gkyz sadece yldzlara aitti. Taita onlarn kendi sralarna gre ortaya klarn izledi, en parlak ve en gl olan ba ekiyordu. Ksa bir sre sonra, gkyzn cennetlerin bereketiyle doldurup l gmi bir a bodular. Taita btn hayat boyunca yldzlar incelemiti. Onlar hakknda bilinecek ne varsa bildiini sanyordu, ama imdi, Gz' sayesinde, her birinin sonsuz dzen iindeki nitelii ve pozisyonu ile insanlarla tan38 L Yazt

rlarn ilikileri zerindeki rol hakknda yeni bir anlay gelitiriyordu. Hevesle arad parlak, belirli bir yldz vard. Oturduu yere en yakn olann o olduunu biliyordu. Onu grd anda tm duyulan gleniyor, ykseliyordu: O yldz bu gece tam kulenin stne aslm gibiydi. Yldz, ilk olarak Kralie Lostns'in mumyalanmasndan tam doksan gn sonra, Taita'nn onun mezarn mhrledii gece ortaya kmt. Ortaya k bir mucizeydi. Kralie Lostris lmeden nce ona geri dneceine sz vermiti ve Taita bu yldzn onun yeminine bal olarak ortaya ktna inanyordu. Lostris, onu hi terk etmemiti. Bunca yldr yldz Taita'nn mknats ta olmutu. Ban kaldnp o yldza baknca, Lostris'in lmyle ruhunu saran boluun dolduunu hissediyordu. imdi o yldza Gz' ile baknca, Lostris'in aurasyla kuatlm olduunu gryordu. Dev yldzlarla kyaslandnda kk kalsa bile, cennette onun muhteemliine eriebilecek baka bir beden olamazd. Taita, Lostris'e duyduu akn, hi azalmadan, ruhunu starak yanmaya devam ettiini hissetti. Aniden tm bedeni bir tehlike duygusuyla kasld ve kalbine giden damarlara bir soukluk yayld. "Byc!" Meren ondaki deiimi alglamt. "Seni rahatsz eden ne?" Taita'nn omzunu kavrad, teki elini de klcna atmt. Hissettii sknt yznden konuamayan Taita omuz silkip onu uzaklatrd ve yukar bakmaya devam etti. Gzlemledii sre iinde Lostris'in yldz normal byklnn birka katma kmt. Bir zamanlar parlak ve srekli olan auras imdi aralkl olarak grnyordu, yayd klar, malup bir ordunun yrtk sanca gibi kederle titreiyordu. ekli de bozulmutu, ulan uzam, merkezi klmt. Deiimi Meren bile fark etti. "Yldzn! Bir ey oldu ona. Bu ne anlama geliyor?" Bunun Taita iin ne kadar nemli olduunu biliyordu. "Henz bir ey syleyemem," diye fsldad Taita. "Beni burada brak Meren. Sen uyku minderine git. Dikkatimin dalmamas gerek. afakta gel yanma." 39 Wilbur Smith Taita yldz gnein yaklamasyla solana kadar izlemeye devam etti, ama Meren, onu kuleden indirmek iin dndnde Lostris'in yldznn can ekimekte olduunu biliyordu. Uzun gece nbetinin yorgunluuna ramen uyuyamad. len yldzn hayali gznn nnden gitmiyordu ve karanlk, ekilsiz nseziler rahat vermiyordu. Bu, ktln son ve en korkun grntsyd. nce insanlar ve hayvanlar ldren veba ortaya kmt ve imdi de yldzlar mahveden bu korkun melanetle kar karyayd. Ertesi gece Taita kuleye dnmedi ama bir avuntu arayarak tek bana le gitti. Meren'e efendisinin peinden gitmemesi talimat verilmi olsa da, o uzaktan takip etti. Elbette Taita, onun varln hissetmi ve kendisini gzlerden gizleyen bir by yaparak Meren'in kafasn kartrmt. Meren kzgn ve onun iin endielenmi bir halde btn gece Taita'y arad. Gne doup da, bir arama ekibi kurmak zere telala Gallala'ya dndnde, Taita'y eski tapnan terasnda tek bana otururken buldu. "Beni hayal krklna urattn Meren. Sen byle uzaklara gidip grevlerini ihmal etmezdin," diye elendi onunla Taita. "imdi de beni alktan ldrmeye mi niyet ettin? e aldn u yeni hizmetiyi ar bakalm, umalm ki, yemekleri de yz kadar gzel olsun." Taita o gn de uyumayp terasn uzak kesindeki glgeliin altnda tek bana oturdu. Akam yemeklerini yer yemez bir kez daha kuleye trmand. Gne ufkun ancak bir parmak altna inmiti, ama Taita yldzn ortaya kndan sonraki karanlk gecenin bir saniyesini bile boa geirmemeye kararlyd. Gece, bir hrsz gibi hzla ve sinsice geldi. Taita gzlerini douya dikti. Yldzlar gecenin iinde belirmeye ve giderek daha parlak bir hal almaya baladlar. Sonra, aniden, Lostris Yldz, Taita'nm bann stnde belirdi. Onun dier yldzlar arasndaki yerini terk etmi olmas Taita'y artmt. Lostris'in yldz artk Gallala kulesinin stndeki fenerin gibi grnyordu. 40

11. Yazt Artk bir yldz deildi. Taita'nn onu gremedii birka saat iinde ateten bir bulut eklinde dalmt ve yava yava yok oluyordu. Etrafn karanlk, meum dumanlar sarm, Taita'nn bann stndeki cennetlerden gelen alevlere brnmt. Taita uzun gece boyunca bekledi ve izledi. Sakatlanm yldz bann zerindeki pozisyonundan ayrlmad. Gne doarken hl oradayd ve ertesi gece olduunda yine ayn ilahi yerinde durmaktayd. Geceler boyu, yol gsteren tannsal gklerin sonlarna kadar uzanmas gereken gl bir fener gibi orada asl kald. Etrafn kuatan tahrip bulutlan dnyor ve girdap oluturuyordu. Merkezindeki alevler nce artm, sonra da snmt, sadece farkl bir yerde titrek bir alev vard. afakla birlikte kent halk eski tapnaa gelip stunlu salonda By-c'y beklemeye balad. Taita kulesinden inince etrafna toplandlar, kentlerinin zerine asl alevler iin bir aklama yapsn diye yalvardlar. "Oh yce Byc, bu da baka bir felaketin habercisi mi? Msr zaten yeterince ac ekmedi mi? Ltfen bu kt kehanetleri akla bize." Ama Taita'nn onlar rahatlatacak bir aklamas yoktu. Yapt almalarn hibiri Lostris Yldz'nn durumu gibi doa d bir eye hazrlamamt onu. Yeni ay dolunay oldu ve , yanmakta olan yldzn rktc grntsn yumuatt. Ay solunca, Lostris Yldz bir kez daha gklere hkim oldu, o kadar parlak bir ekilde yanyordu ki, onun yannda tm dier yldzlar snk kalmt. Sanki bu k tarafndan amlm gibi, gneyden kara bir ekirge bulutu geldi ve Gallala'nn stne kt. ki gn orada kaldlar, tarlala-n harap ettiler, geride ne bir buday tanesi ne de bir zeytin yapra brakmadlar. Srlerin arlyla bel veren nar dallan sonunda knld. nc gnn sabahnda bcekler muazzam, uultulu bir kme halinde havaland ve bat ynnde Nil'e doru umaya balad, Nil'in tamamas yznden zaten alktan knlan topraklarda biraz daha zarar ziyan yaratacaklard. Msr lkesi sinmi ve halk midini kaybetmiti. 41 Wilbur Smith Sonra Gallala'ya baka bir ziyareti geldi. Aslnda adam gece gelmiti ama Lostris Yldz'nn alevleri o kadar parlakt ki, kervan daha epeyce uzakken Meren onu Taita'ya gsterebilmiti. "Bu yk hayvanlan uzak lkelerden," diye belirtti. Deve Msr kkenli deildi ve hl ilgisini ekmeyecek kadar nadir bulunuyordu. "Kervan yolunu izlemiyorlar ama lden geliyorlar. Btn bunlar ok garip. Onlara kar temkinli olmalyz." Yabanc seyyahlar, sanki yolu gsteren biri varm gibi, saa sola sapmadan doruca tapnaa geldiler. Deve srcleri hayvanlarn ktrdler ve kamp kurmaya hazrlanan bir kervanda yaanan normal tela balad. Taita, "Yanlarna git," diye emretti. "Haklarnda ne renebiliyorsan ren." Meren gne ufuktan iyice kaybolana dek dnmedi. "Yirmi adam," dedi. "Hepsi hizmetli ve uak. Bize ulamak iin aylardr yollarda olduklarn sylyorlar." "Liderleri kim? Onun hakknda ne rendin?" "Onu gzmle grmedim. Dinlenmeye ekilmiti. adr kampn tam ortasnda. En gzel ynden yaplm. Adamlar ondan byk bir korku ve saygyla sz ediyor." "Ad neymi?" "Bilmiyorum. Ondan sz ederken sadece Hitama diyorlar, bu da onlarn dilinde 'renmekte yce bir yere ulam' anlamna geliyor." "Burada ne aryormu?" "Seni, Byc. Senin iin gelmi. Kervanc ba seni adnla sordu." Taita sadece biraz armt. "Ne yiyeceimiz var? Bu Hitama'y arlamamz gerekir." 42

11. Yazt "ekirgeler ve ktlk pek bir ey brakmad. Biraz ttslenmi balm ve birka tane tuzlu rek yapacak kadar msrm var." "Dn topladmz mantarlara ne oldu?" "rm ve kokumular. Belki kyde bir eyJer bulabilirim." "Yok, dostlarmz skntya sokma. Zaten hayatlar yeterince g. Elimizde ne varsa onunla idare ederiz." Sonunda ziyaretilerinin cmertlii kurtard onlar. Hitama akam yemeini paylamak zere gelmeyi kabul etti ama hediye olarak Meren'le gzel, yal bir deve yollad. Belli ki insanlann ktlk yznden neler ektiini biliyordu. Meren hayvan kesti ve bir budunu kzartt. Etin kalan Hitama'nn hizmetkrlanna ve kyn byk bir ksmna yeterdi. Taita, konuunu tapnan atsnda bekledi. Onun kim olduunu merak etmiti. Unvanna baklacak olursa ya bir byc ya da belki bir bara-hipti. Kendisine aklayacaklarnn byk bir nem tayacana inanyordu. Acaba kehanetlerde sz edilen haberci o muydu? Taita bunca zaman beklemi olduum kii o mu, diye merak etti ve Meren'in konuu geni ta merdivenden buyur ettiini duyunca o tarafa dnd. Meren tayclara, "Efendinize dikkat edin," dedi. "Merdiven basamaklar ufalanyor, tehlikeli olabilir." Sonunda atdaki terasa ulamlard. Perdeli tahtrevann Taita'nn minderinin yanna yerletirilmesine yardm etti ve aralarndaki alak masaya gm anaktaki nar kokulu erbetle iki tane marapa brakt. Sonra soran gzlerle kendi efendisine bakt. "Baka ne arzu edersiniz Byc?" "Bizi imdilik ba baa brakabilirsin Meren. Yemek iin hazr olunca ben, seni arrm." Taita marapalardan birine erbet koyup perde kanatlarnn birletii yere yakn bir noktaya brakt, perde hl skca rtlyd. Grnmez konuuna, "Selamlar ve ho geldiniz. Meskenime onur verdiniz," diye mrldand. Cevap gelmedi ve Taita Gz'nn btn gcyle perdenin arkasna konsantre oldu. Canl bir insana ait bir aura alglamaynca ard. Bir kez daha inceledi ve yine bir yaam belirtisi gre43 Wilbur Smith medi. Tamamen bo ve temiz grnyordu. "Orada kimse var m?" abucak ayaa kalkp tahtrevann yanna gitti. "Konu!" diye buyurdu. "Bu ne biim bir eytanlktr?" Perdeyi ekti ve hayretle geri srad. eride yastklara bada kurup oturmu bir adam vard ve ona bakyordu. Adamn zerinde sadece safran rengi bir petamal vard. Bedeni iskelet gibiydi, kel kafas adeta kurukafaya dnmt, derisi, deri deitiren bir ylan gibi kuru ve kn krt. Yz, akta kalm eski bir fosilinki gibiydi, ama ifadesi dingin, hatta gzeldi. Taita kelimelerin dudaklarna ulamasn engelleyemeden, "Auran yok!" diye bard. Hitama ban hafife yana edi. "Senin de yok Taita. Saraswati, Tapna'ndan dnenlerin hibirinde fark edilebilir bir aura olmaz. nsanlmzn bir ksmn Kashyap'la brakrz. Bu farkllk da birbirimizi tanmamz salar." Taita bu szleri bir sre dnd. Hitama daha imdiden, kendisinden nce Gallala'ya gelen ziyaretilerden fazlasn sylemi oluyordu. "Kashyap ld ve tanralarn karsndaki yerini bir kadn ald. Ad Samana. Bana bakalarnn da olduunu sylemiti. Sen, ilk karma kansn." "Pek azmza Gz yetenei balanr. Ve daha da azmz geride kalr. Saymz giderek azald. Bunun uursuz bir nedeni var ve zaman gelince sana aklayacam." Oturduu minderde yer at. "Gel, yanma otur Taita. Artk iyi duyamyorum ve konuacak ok eyimiz, ama ok az zamanmz var." Ziyareti, gnlk Msr dilinden, kusursuz bir ekilde konutuu Tenmass diline dnmt. "Tedbiri elden brakmamalyz." Hitama'nn yanna yerleirken, Taita da ayn dili kullanarak, "Beni nasl buldun?" diye sordu.

"Yldz yol gsterdi." Yal khin yzn dou semalarna evirdi. Onlar konuurken gece olmu ve ilahi yldzlar parlamaya balamt. Lost44 11. Yazt ris Yldz hl tam tepelerinde duruyordu, ama ekli biraz daha bozulmutu. Artk belli bir merkezi yoktu. Parlak bir gaz bulutuna dnmt. "O yldzla aramda zel bir ba olduunu hep bilirdim," diye mrldand Taita. "yi bir nedenle," dedi ihtiyar adam gizemli bir tavrla. "Kaderin onunla bal." "Ama gzlerimizin nnde lyor." htiyar adam, Taita'nn parmak ularnn karncalanmasna yol aacak ekilde ona bakt. "Hibir ey lmyor. Bizim lm dediimiz ey aslnda bir durum deiiklii. O daima seninle kalacak." Taita, onun adn sylemek, yani, "Lostris," demek zere azn at ama ihtiyar adam bir hareketle onu susturdu. "Onun adn yksek sesle syleme. Sylersen, sana ktlk yapmak isteyenlere kar ona ihanet etmi olursun." "Yani bir isim bu kadar gl olabiliyor mu?" "smi olmayan biri var olamaz. Tanrlarn bile isme ihtiyac vardr. Sadece Doru isimsizdir." "Ve bir de Yalan," dedi Taita, ama ihtiyar adam kafasn sallad. "Yalan'n ad Ahriman'dr." "Sen, benim adm biliyorsun," dedi Taita. "Ama ben seninkini duymadm." "Benim adm Demeler." "Demeter yar tanrlardandr." Taita bu ismi hemen hatrlamt. "Sen o musun?" "Grdn gibi, ben lmlym." Demeter ellerini uzatp nasl titrediklerini gsterdi. "Ben de senin gibi bir Uzun Yaayan'm Taita. Ar uzun bir hayat yaadm. Ama yaknda leceim. lmeye baladm bile. Zaman gelince sen de leceksin. kimiz de yar tanr deiliz. Biz yiliki Olmszler'den deiliz." 45 Wilbur Smith "Demeter, beni o kadar abuk brakamazsn. Daha yeni bulutuk," diye itiraz etti Taita. "Seni bulmak iin ok uratm. Senden renmem gereken ok fazla ey var. Mutlaka sen de bu nedenle geldin bana. Buraya kadar lmek iin gelmedin herhalde?" Demeter kabullenircesine ban edi. "Elimden geldiince ok kalacam, ama yllar beni ypratt ve Yalan'n gleri hasta etti." Taita alakgnlllkle konutu: "Zamanmzn bir saatini bile boa harcamamalyz. Emret. Senin yannda ben kk bir ocuk saylrm." "Zaten baladk bile," dedi Demeter. "Zaman, stmzdeki u nehir gibidir." Demeter ban kaldrd ve enesiyle Oceanus'u, yani gkyzn bir utan bir uca kaplayan sonsuz yldz nehrini gsterdi. "Ne ba vardr ne sonu. Benden nce de biri vard, tpk ondan nceki saysz dierleri gibi. Bu grevi bana devretti. Bu, bir koucudan tekine devredilen ilahi bir bayraktr. Bazlar dierlerinden daha uzaa tar. Benim yarm artk bitmek zere, gcmn ounu tkettim. Artk bayra sana devretmeliyim." "Neden bana?" "yle takdir edilmi. Bu karan sorgulamak ya da deitirmek bize dmez. Sana vereceklerimi almak iin zihnini bana amalsn Taita. Bunun zehirli bir yetenek olduu konusunda seni uyarmalym. Bunu aldktan sonra bir daha huzur bulamayabilirsin, nk btn dnyann aclarn ve kederlerini omuzlayacaksn." Taita bu rktc teklifi dnrken sessiz kaldlar. Sonunda Taita iini ekti. "Elimden gelse reddederdim. Devam et Demeter kanlmaz olana kar gelemem ki." 46

11. Yazt Demeter ban sallad. "Benim byk bir zntyle baarsz olduum yerde senin baarl olacana inanyorum. Yalan'n yandalanna kar Doru'nun kalesinin bekisi olmak zeresin." Demeter'in fsltlar bouklat ve yeni bir telala konumaya balad. "Tanrlardan, yar tanrlardan, ustalardan ve yiliki lmszler'den sz ettik. Bu konularda derin bir anlaya sahip olduunu grdm. Fakat sana daha fazlasn anlatabilirim. Byk Kaos'un balang zamanndan beri, tanrlar srayla ykselip alaldlar. Hem birbirleriyle hem de Yalan'n yan-dalanyla mcadele ettiler. Daha nceki tanrlar olan Titan'lar, Olympus tanrlar tarafndan tahtlarndan indirildiler. Zaman gelince onlar da zayf dt. Kimse onlara gvenmez, kimse onlara tapmaz oldu. imdi ya onlarn yerini daha gen ilahi varlklar alacak ya da biz baarsz olursak, yerlerine Yalan'n kt gleri geecek." Demeter bir sre konumad, ama tekrar konumaya baladnda sesi daha sertti. "lahi hanedanlarn bu ykseli ve dleri, Byk Kaos'u dzene sokmak iin ortaya kan yasalarn doal ve deimez yapsnn bir parasdr. Bu yasalar kozmosu ynetir. Gelgitleri dzenler. Gece ve gndze hkmeder. Rzgr ve frtnay dzenler, kontrol eder, volkanlar, gelgit dalgalarn, imparatorluklarn ykseliini ve dn, gece ile gndzn ilerleyiini denetler. Tanrlar sadece Doru'nun hizmetkrlardr. Sonunda geriye sadece Doru ve Yalan kalr." Demeter aniden dnp arkasna bakt, hznl ama boyun een bir duruu vard. "Hissediyor musun Taita? itiyor musun?" Taita btn glerini bir araya toplad ve sonunda etraflarn kuatan havada belli belirsiz bir hrt duyabildi, sanki bir le iin bayram yapan akbabalar kanat rpar gibiydi. Ban sallad. Konuamayacak kadar bitkindi. Byk ktl hissetmek onu neredeyse tketmiti. Bunu bastrmak iin btn gcn toparlamas gerekti. 47 Wilbur Smith "O burada bizimle." Demeter'in sesi alald, sanki cierleri kt bir varln arl ile eziliyormu gibi iyice bouklat. "Onun kokusunu duyabiliyor musun?" diye sordu. Taita burun deliklerini at, hafif bir dalma ve rme kokusu ald, hastalkl bir tenin kokusu, vebann ve imi barsaklardaki maddelerin pis kokularn duydu. "Hissediyorum ve kokusunu alyorum," diye cevap verdi. "Tehlikedeyiz!" dedi Demeter. Taita'ya doru uzand. "Ellerini uzat!" diye emretti. "Ona direnmek iin glerimizi birletirmeliyiz." Parmaklan birbirine deince gl mavi bir kvlcm akt aralarnda. Taita elini ekip balanty koparma arzusuna direndi. Aksine, Demeter'in ellerini skca tuttu. Aralarnda bir g akm gidip geldi. Nihayet, kt varlk geri ekildi ve tekrar rahata nefes alabilmeye baladlar. Demeter kadere boyun eerek, "Bu kanlmazd," dedi. "Onun by ve cazibe andan katmdan beri yzyllardr peimdeydi. Fakat imdi senle ben bir araya gelince yle byk bir fiziksel enerji aa kardk ki, o da ok uzakta da olsa yerini tespit edebildi, tpk byk bir kpekbal-nm onlar grmeden ok nce sardalye srlerini kefedebilmesi gibi." Ellerini brakmadan zntyle Taita'ya bakt. "Artk seni de biliyor Taita, benim yzmden, ama ben olmasam da bir ekilde bulacakt seni zaten. Kozmosun rzgrlarna saldn koku ok gl ve o da en byk avc." "Neden ondan diiymi gibi sz ediyorsun?" "nk kendine Eos diyor." "Bu ad duymutum. Elli kuaktan bile nce, Eos adnda bir kadn Saraswati Tapna'n ziyaret etmi." "Ayn kadn." "Eos eski bir afak tannasyd, Heljus'un, yani gnein kardeiydi," dedi Taita. "Doymak bilmez bir nemfomanyakt, ama Titan'larla Olimpi-allar arasndaki savata yok edilmiti." Ban sallad. "Bu ayn Eos olamaz." 48

11. Yazt "Haklsn Taita. Bu o deil. Bu Eos, Yalan'n gzdelerinden biri. O, tam bir gasp, hilekr, hrsz, ocuk katili. Eski tanrann kimliini de alm. Ayn zamanda, onun ahlak bozukluklarn da alm ama erdemlerini almam." "Szlerinden, Eos'un elli kuaktr yaad anlamn m karmalym? Bu, onun en az iki bin yanda olduunu gsterir," diye bard Taita aknlkla. "Ne o? lml m lmsz m, insan m yoksa tanra m?" "Balangta insand. alar ncesinde Truva'daki Apollo Tapna-'nda rahibeydi. Kent Spartallar tarafndan yamalannca, o kurtulmay baard ve Eos adn ald, hl insand, ama dnt eyi ifade edecek bir kelime bulamyorum." "Samana, Truva'dan gelen kadnn ziyareti ile ilgili olarak duvara kaznm elyazmas kaytlan gsterdi bana," dedi Taita. "Ayn kadnd. Kurma, ona Gz' armaan etti. Kadnn seilmi biri olduuna inanmt. Kadnn hile ve aldatma becerisi o kadar fazlayd ki, Kurma'y, o byk bilgeyi ve limi bile kandrmay baarmt." "Eer o ktln cismani haliyse, mutlaka onu bulmamz ve yok etmemiz gerekir." Demeter pimanlkla glmsedi. "Ben uzun hayatm bu amaca adamtm, fakat o gnah kadar kt. Rzgr kadar ele gemez. O da bir aura yaymyor etrafna. Benim byclk bilgilerimin tesindeki baz bylerle ve oyunlarla kendini saklayabiliyor. Onu arayanlar saptamak iin tuzaklar kuruyor. Rahata bir ktadan dierine geebiliyor. Kurma onun glerini iyice artrm oldu. Yine de, bir keresinde onu bulmay baardm." Szlerini dzeltti. "Bu tam olarak doru deil, ben, onu bulmadm. 0 beni aryordu aslnda." Taita hevesle ne eildi. "Bu yarat tanyor musun? Onunla yz yze geldin mi hi? Anlat bana, Demeter, neye benziyordu?" 49 F:4 Wilbur Smith "Gerekirse bukalemun gibi ekil deitirebilir. Yine de kt zellikleri arasnda kibir de var. Ne kadar gzel grnebileceini hayal dahi edemezsin. nsann duyulan uyuur, yapaca eyi unutur. Bu grnme sahip olduunda hibir erkek, ona kar koyamaz. Onun grnm, en asil ruhu bile hayvani bir seviyeye indirgeyebilir." Bir sre sustu, gzleri keder doluydu. "Bir usta olarak aldm tm eitime ramen, ben de temel igdlerime kar koyamadm. Sonulan tahmin etme becerimi ve isteimi kaybettim. Benim iin o anda, ondan baka hibir ey yoktu. ehvetin esiri olmutum. Benimle, sonbahar rzgrlannm solmu bir yaprakla oynad gibi oynad. Oysa bana, sanki her eyi, bu dnyada var olan her tr zevki veriyormu gibi geliyordu. Bana bedenini vermiti." Yavaa inledi. "imdi bile, o anlar beni delirtiyor. Her kabarp ime, insann akln bandan alan o az ve byleyici o koku... ona direnmeye bile almadm, zaten hibir lml erkek bunu yapamaz." Zayf hatlanndan hafif bir ehvet kzll geer gibi oldu. "Taita, asl Eos'un doyumsuz bir nemfomanyak olduunu sylemitin, gerekten de yleydi, ama bu dier Eos itahta onu geiyor. pt zaman, tpk senin ya da benim soyulmu bir portakaln suyunu emiimiz gibi, nn tm yaam svlarn emiyor. Bir erkei o zarif ama iren uyluklarnn arasna aldnda, o erkei sonuna kadar tketiyor. Ruhunu ekip alyor. Erkein z, onu besleyen yaam iksiri oluyor. nsan kanyla beslenen vampirlere benziyor. Kurban olarak sadece Gzel Akl'a sahip kadn ve erkekleri, stn kiileri, Doru'nun hizmetkrlarn, belirli bir n olan bir bycy veya yetenekli bir khini seiyor. Kurbann belirledikten sonra, onu geyik kovalayan bir kurt gibi amanszca takip ediyor. O bir hepil. Ya, grnm, fiziksel zayflk veya kusurlu olmak ona bir ey ifade etmiyor. nk onun itahn kabartan insanlar eti deil, ruhlar. Genleri de yallar da, kadnlan da erkekleri de mahvediyor. Onlan bir kez ipeksi ana drdkten sonra, birikmi tm bilgilerini, bilgelik-

50 ;;. Yaz,t lerini ve deneyimlerini sayor. O lanetli pckleriyle azlarndan ekip alyor. O iren sanhyla kasklarndan skyor. Geriye sadece kuru bir kabuk brakyor." "Bu cinsel bilgi alveriine tank olmutum," dedi Taita. "Kashyap hayatnn sonuna gelince, tm bilgisini ve bilgeliini, selefi olarak setii Samana'ya bu ekilde aktard." "Senin tank olduun, istee bal bir aktanm. Eos'un gerekletirdii iren uygulamalarda ise, bu bir cinsel saldr ve fethe dnyor. O ruhlar mahveden, ykan bir yaratk." Bir sre Taita sersemlemi gibi kald. Sonra, "Yal ve gszler? Salam ve sakatlar? Kadnlar ve erkekler? Peki btn bunlarla birlemeyi nasl salayabiliyor?" "Onun, birer usta olduumuz halde ne senin ne de benim asla beceremeyeceimiz, hayal dahi edemeyeceimiz gleri var. Kurbanlarnn etini bir gnlne yeniden diriltme sanatnda ustalam, bylece onlarn akllarn ve zlerini yok edebiliyor." "Yine de, soruma cevap, vermedin Demeter. O aslnda ne? lml m, lmsz m, insan m, tanra m? Sahip olduu bu nadir gzellii ifade edecek bir deyim yok mu? Geen yllar yznden senin gibi, benim gibi o da gsz kalmam m?" "Taita soruna cevabm yok. O dnyann en yal kadn olabilir." Demeter aresizlik iinde ellerini at. "Ama, daha nce sadece tanrlar tarafndan bilinen baz gleri kefetmi gibi grnyor. Bu onu bir tanra yapar m? Bilmiyorum. lmsz olmayabilir, ama kesinlikle yalanmayan biri." "Peki ne neriyorsun Demeter? Onun inini nasl bulacaz?" "O seni buldu zaten. Canavarca itahn kabartm durumdasn. Onu aramana gerek yok. O senin peindedir artk. Seni kendine ekecektir." "Demeter, ben btn cazibe noktalarm yitireli ok oldu, bu yaratk bile beni eski halime dndremez." 51 Wilbur Smith "O seni istiyor, sana sahip olmas art. Yine de, ikimiz bir aradayken onun iin tehlikeliyiz." Bir sre kendi cmlesini dnd, sonra devam etti. "Benden neredeyse alabilecei her eyi ald. Kendini benden uzak tutmak ve seni yalnz yakalamak isteyecektir, fakat ayn zamanda sana bir zarar gelmesini de istemez. Tek basnayken, ona direnmenin hemen hemen imknsz olduunu grrsn. Ama glerimizi birletirince onu def edebiliriz, hatta belki lml olup olmadn snana imkn bile buluruz." Taita, "Benden yana olmana seviniyorum," dedi. Demeter buna hemen cevap vermedi. Taita'ya garip yeni bir ifadeyle bakyordu. Sonunda alak sesle, "Hibir korku hissetmiyor musun, kt bir nsezin yok mu?" diye sordu. "Hayr. kimizin bu ii baarabileceine inanyorum," dedi Taita. "Btn ciddi uyarlarm dndn. Karlaacamz gleri kavradn. Yine de ekinmiyorsun. Hi kuku belirtisi gstermedin... sen insanlarn en bilgesisin. Bu durumu nasl aklayabiliyorsun?" "Bunun kanlmaz olduunu biliyorum. Onunla cesaretle ve ak yreklilikle yzlemem gerek." "Taita ruhunun en derin kelerine de bak. inde bir sevin duyuyor musun? En son ne zaman kendini bu kadar gl, bu kadar canl hissetmitin?" Taita dnceli bir tavrla bakt, ama cevap vermedi. "Taita, kendine kar tamamen drst olmalsn. Kendini, kurtulmay baaramayabilecei bir savaa giden bir asker gibi mi gryorsun? Yoksa gsnde baka bir yersiz duygu mu barnyor? Bir randevu yerine koarak giden gen kyl klar gibi, sonu ne olursa olsun diye, gzn karartm durumda msn?" Taita yine sessiz kald ama tavr deimiti, yanaklarndaki kzarklk gemi ve gzlerinde ciddi bir ifade belirmiti. Sonunda, "Korkmuyorum," dedi. 52

L Yazt "Bana doruyu syle. Zihninde cinsel grntler ve zlemler oynayor, yle deil mi?" Taita gzlerini kapatp dilerini skt. Demeter acmaszca devam etti. "Daha imdiden ktln sana da bulatrd. Cazibesiyle, oyunlaryla seni balad. Yargn bozdu. Yaknda onun kt olduundan bile kuku duymaya balayacaksn. Sana gzel, soylu ve yaam btn kadnlar kadar erdemli grnecek. Bir sre sonra kt olann ben olduumu, seni ona kar doldurduumu sanacaksn. Bu olunca, bizi ayracak ve beni mahvedecek. Sen de isteyerek ona teslim olacaksn. Her ikimize kar da zafer kazanm olacak." Taita zehirli bir bcek srsnden kurtulmaya ahrmasma silkelendi. "Beni affet Demeter!" diye bard. "Sen, onun yaptklar hakknda beni uyarnca, iime ken ykc gszln farkna vardm. Neredeyse saduyumu ve mantm yitiriyordum. Sylediklerin doru. Kendimi garip arzularn eline dm olarak buldum. Yce Horus, koru beni." Taita inledi. "Tekrar byle bir istee kaplacam hi dnmemitim. Arzularn ikencesinden kurtulal ok oldu sanyordum." "Sana hcum eden bu duygular aklndan ve mantndan kaynaklanmyor. Bunlar o ruhun bulatrd, o byk cadnn yayndan frlayan zehirli okun yaratt duygular. Bir zamanlar ben de onun tarafndan ayn hiimde tacize uramtm. Geldiim durumu gryorsun. Yine de nasl kurtulabileceimi rendim." "Bana da ret. Onunla baa kabilmem iin bana yardm et Demeter." "stemeden Eos'un seni kefetmesine sebep oldum. Onu atlattma inanyordum, ama sana, yani bir sonraki kurbanna ulamak iin beni kullanm. Fakat imdi tek bir kii gibi el ele buna kar dayanmamz gerek. Onun ktlkleriyle ancak bu ekilde baa kmay umabiliriz. Fakat her eyden nce Gallala'y terk etmemiz gerekir. Ayn yerde uzun sre kalamayz. Tam yerimizi kestiremezse glerini zerimize odaklamas zorla53 Wilbur Smith sir. Hareketlerimizi gizlemek iin aramzda srekli bir gizlilik perdesi oluturmalyz." Taita telala, "Meren!" diye bard. Meren annda efendisinin yanna gelmiti. "Gallala'dan ayrlmak iin ne kadar zamana ihtiyacmz var?" "Atlan hemen getiririm. Ama nereye gidiyoruz Efendi?" Taita, "Teb'e ve Karnak'a," diye cevap verip Demeter'e bakt. O da kabul ettiini gsterircesine ban sallad. "Ruhani olduu kadar dnyevi anlamda da btn kaynaklar kullanmamz gerek." "Firavun tanrlar tarafndan seilmi kiidir ve insanlarn en gl-sdr," diye Taita da ona katld. "Ve sen de onun sevdii kiilerin banda geliyorsun," dedi Demeter. "Ona gitmek zere hemen bu gece yola koyulmalyz." Taita, Duman Yeli'ne bindi ve Meren de Ecbatana Dzlklerinden getirdikleri dier atlardan birinin stnde onu takip etti. Demeter devesinin stnde iki yana sallanan tahtrevanna uzanmt, Taita da onun yannda gidiyordu. Tahtrevann perdeleri akt ve kervandan gelen hafif seslere ramen aralarnda rahata konuabiliyorlard. Rzgrn yaratt trtlar ve an sesleri, atlarla develerin sar kumlarda kard ayak sesleri, hizmetkrlarla muhafzlarn kendi aralarnda alak sesle konumalar duyulmaktayd. Gece boyunca, dinlenmek ve hayvanlar sulamak iin iki kez mola verdiler. Her duruta Taita ile Demeter gizlenme bylerini uyguladlar. Birletirdikleri glerini amak mmkn deildi ve yarattklar perde onlar grnmez klyordu. Her ne kadar hayvanlara binip tekrar yola kmadan nce gecenin sessizliini taradlarsa da, ikisi de Eos'un uursuz varln gsteren baka bir iaret sezemedi. "u an iin izimizi yitirdi, ama her zaman tehlikede olacaz, zellikle de uyurken. Asla ikimiz ayn anda uyumamalyz," diye neride bulundu Demeter. "Bir daha hibir zaman gevemeyeceiz," dedi Taita. "Dikkatsizce hatalar yapmamak iin tetikte bekleyeceim. Dmanmz hafife aldm 54

11. Yazt ve Eos'un beni gafil avlamasna izin verdim. Gsterdiim zaaftan ve yaptm aptallktan utanyorum." "Ben senden yz kere daha suluyum," diye itiraf etti Demeter. "Glerimin hzla tkenmesinden korkuyorum Taita. Sana rehberlik etmem gerekirdi ama acemi bir aylak gibi davrandm. Baka bir hatay daha kaldramayz. Dmanmzn zayflklarn kollamah ve ona oradan sal-drmalyz, tabii ki kendimizi aa karmadan." "Bana anlattklarna ramen, Eos hakkndaki bilgim ve kavraym acnacak kadar yetersiz. Bana gelen felaket srasnda onun hakknda kefettiin her ayrnty hatrlamak zorundasn, ne kadar sama veya nemsiz olursa olsun," dedi Taita. "Aksi halde, onun elinde her trl avantaj varken ben kr durumda kalrm." "imizde gl olan sensin," dedi Demeter. "Fakat, haklsn. kimiz buluunca ne kadar hzl hareket ettiini unutma, o arada birleik gcmz de kefetti. lk bulumamzdan birka saat sonra yerimizi bulmutu. u andan itibaren bana kar giriecei saldrlar daha acmasz ve iddetli olacaktr. Onun hakknda rendiim her eyi sana aktarana dek hi din-lenmemeliyiz. Onun beni ldrmesine veya aramza bir engel koymasna kadar ne kadar zamanmz olduunu bilemiyoruz." Taita ban sallad. "O zaman en nemli konularla balayalm. Onun kim olduunu ve nereden geldiini biliyorum. Bundan sonra, onun nerelerde olduunu renmem lazm. Nerede o Demeter? Nerede bulabilirim onu?" "ok zaman nce, Agamemnon ile kardei Menelaus, Apollo Tap-na'n talan ettiklerinden beri sakland birok ini var." "Peki senin uursuz karlaman nerede olmutu?" "Orta Deniz'deki bir adada, sonradan bu ada deniz insanlarnn, korsan uluslarn barna oldu. O zamanlarda, Eos, Etna adn verdii bir dan eteklerinde yayordu. Bu da, iinden ate ve slfr pskrten ve kutsal semalara zehirli dumanlar gnderen bir volkand." 55 Wilbur Smith "Bu ok mu eskidendi?" "kimiz de domadan yzyllar nceydi." Taita kuru bir sesle kkrdad. "Evet, sahiden de ok eskidenmi." Sonra ifadesi yeniden sertleti. "Bu Eos hl Etna'da olabilir mi?" "Artk orada deil," diye cevap verdi Demeter hi duraksamadan. "Nasl bu kadar emin olabiliyorsun?" "Ondan kurtulduumda bedenim salk ynnden berbatt, zihnim darmadankt ve bana yaattklar yznden fiziksel glerin neredeyse yok olmutu. On yldan biraz uzun bir sre boyunca onun esiri olarak kaldm, ama her bir ylda bir mrlk yalandm. Yine de, kam gizlemek iin o yanardan byk patlamalarndan birini kullanmay baardm ve tapma Etna'nn dou eteklerinde bulunan nemsiz bir tanrnn rahip ve rahibelerinden yardm aldm. Beni kk bir kaykla anakaraya giden dar boazdan kardlar ve dalarda gizlenmi baka bir tapnaklarnda kardelerinin bakmna braktlar. Bu iyi rahipler kalan gcm toparlamama yardm ettiler, bylece Eos'un arkamdan gnderdii lmcl byy durduracak hale gelebildim." Taita, "Ona dnebildin mi?" diye sordu. "Onu kendi bysyle yaralayabildin mi?" "Gevemi olabilirdi, nk benim kalan gcm hafife almt ve kendini doru drst korumuyordu. Gz'mle hl grebildiim zn vurmay hedefledim. Neredeyse ele geiriyordum onu. Aramzda sadece o dar boaz vard. Misillemem yerine ulat ve onu vurdum. Gkyznde yansyan strap ln duydum. Sonra ortadan kayboldu ve bir sre onu yok ettiime inandm. Ev sahiplerim, Etna Da'nn eteklerindeki manastrda yaayan kardelerinden temkinli bir ekilde bilgi almaya alt. Onlardan duyduumuza gre, Eos ortadan kaybolmutu ve eski ini de bombotu. Zaferimden yararlanmak iin hi

vakit kaybetmedim. Yeterince kuvvet toplar toplamaz tapnaktan ayrldm ve Eos'tan olabildiince uzak56 11. Yazt lamak iin yeryznn en u noktalarna, buzlu ktaya gittim. Sonunda sakin bir ekilde, bir tan altndaki rkm kurbaa kadar hareketsiz yatabileceim bir yer buldum. Ve yle de yaptm. Elli yl gibi ok ksa bir sre sonra, dmanm Eos'un yeniden dirildiini hissettim. Btn gleri eskisinden de iyi duruma gelmi gibiydi. Etrafmdaki hava, onun arkamdan rasgele frlatt tehlikeli oklarn vzltsyla doldu. Yerimi tam olarak saptayamamt ve kancalarn pek ou yattm yerin baya yaknlarna isabet ettiyse de, hibiri yerini bulmad. Ondan sonraki her gn, benden sonra gelecek kiiyi bulmak iin verdiim bir kurtulu mcadelesi oldu. Eos'un saldrlarna cevap vermek gibi bir hata yapmadm. Ne zaman yaklatn hissetsem, sessizce baka bir saklanma yerine getim. Sonunda, bu dnyada beni aramak iin tekrar bakmayaca tek bir yer olduunu fark ettim. Gizlice Etna'ya dndm ve bir zamanlar onun ini benim de zindanm olan maaralara saklandm. Onun ktlk dolu varlnn yanklan o kadar glyd ki, benim zayf varlm da maskeliyordu. Dada saklanmaya devam ettim ve zamanla bana duyduu ilginin kaybolduunu hissettim. Aratrmalar geliigzel bir durum ald ve sonunda kesildi. Belki de ldme veya glerimi yok ettii iin artk bir tehlike oluturmayacama inanmt. Senin varln hissettiim o mutlu gne kadar saklanarak bekledim. Saraswati rahibeleri senin Gz'n atklar zaman, onun havada yaratt karmaay algladm. Sonra senin Lostris dediin o yldz grnd bana. Dalm gcm toparladm ve senin peine dtm." Demeter szlerini bitirdikten sonra Taita bir sre konumad. Duman Yeli'nin stnde kamburunu kararak oturdu, at da kendi haline brakmt. Bana sard pelerinden izgi haline gelmi gzleri grnyordu sadece. "Peki, Etna'da deilse," dedi sonunda. "Nerede Demeter?" "Bilmediimi syledim ya." "Bilmediini dnsen bile biliyor olman lazm," diye kar kt Ta-p. "Ona ka yl dayanmtn? On yl m demitin?" 57 Wilbur Smith "On yl," dedi Demeter. "Her biri sonsuzluk kadar uzun gelmiti." "O zaman onu dier btn canllardan daha iyi tanyorsun demektir. Onun bir ksmn iine almsn: senin zerinde ve iinde kendisinden izler brakm." "O benden ald. Bana hibir ey vermedi," diye cevap verdi Demeter. "Sen de ondan almsndr, belki ayn lde olmamtr ama hibir kadn erkek birlemesi tmyle meyvesiz olmaz. Hl onun hakknda bil-gilerin vardr. Belki ok ac eyler olduu iin kendinden bile saklyorsun-dur. Onlar aa karman iin sana yardm etmeme izin ver." Taita soruturmaclk grevini stlendi. nsafszd, kurbannn ileri yana, ruhani ve maddi zaaflarna, zayflklarna hi acmyordu. Deme-ter'in o byk cad hakknda hatrlad ne varsa, ne kadar soluk veya derine gml olursa olsun ekip karmaya alyordu. Gnbegn ihtiyar adamn zihninin altn stne getirdi ve bir yandan da yola devam ettiler. Kavurucu l gneinden kanmak iin geceleri yol alyorlar ve afak skmeden nce kamp kuruyorlard. Demeter'in adr kurulur kurulmaz, gneten kap oraya snyorlard ve Taita'nn sorgulamas devam ediyordu. Eos'un uygulad bin bir eit zulme dayanmak iin gereken cesaret ve metaneti kavradka, ihtiyar adamn aclarn tm ynleriyle anladka ona duyduu sevgi ve hayranlk artyordu. Ama yine de grevini aksatacak bir zaaf gstermiyordu. Sonunda Taita'nn renecei bir ey kalmam gibi grnmeye balad ama o henz tatmin olmamt. Demeter'in aa vurduklar yzeysel ve sradan geliyordu Taita'ya. Nihayet, Demeter'e, "Babil'deki Ahura Maasda rahiplerinin uygulad bir by var," dedi. "nsan lme benzer derin bir transa sokabiliyorlar. Sonra da, zihninde doduu gnden itibaren biriken her eyi renecek kadar geriye

gidebiliyorlar. Hayatnn btn ayrntlarn, syledii ya da duyduu her bir sz, her sesi ve tand her yz bulabiliyorlar." 58 L Yazt "Evet," diyerek ona hak verdi Demeter. "Bunlardan sz edildiini duymutum. Sen bu sanatta usta msn Taita?" "Bana gveniyor musun? Kendini bana teslim edecek misin?" Demeter bezgin bir kabullenile gzlerini kapad. "Benim iimde hibir ey kalmad. Senin de tpk o cad gibi oburca iini boalttn bir kabuktan ibaretim sadece." Peneye benzer ellerinden birini yzne gtrd ve kapal gzlerini ovuturdu. Sonra gzlerini at. "Kendimi sana brakyorum. Eer yapabiliyorsan o byy uygula bana." Taita altn tlsm gzlerinin nne tuttu ve zincirin ucunda yavaa dndrd. "Bu altn yldza odaklan. Aklndan tm dnceleri uzaklatr. Yldzdan baka hibir ey grme, benim sesimden baka hibir ey duyma. Ruhunun derinliklerinde yorgunsun Demeter. Uyuman gerek. Hadi seni uyutalm. Hadi uyku yumuak bir krk gibi kaplasn seni. Uyu Demeter, uyu..." htiyar adam ar ar gevedi. Gzkapaklan titreti ve hareketsiz kald. Sedyede yatan bir ceset gibi hareketsiz yatyor, hafife horluyordu. Gzkapaklanndan biri kayp almt ve gz arkaya doru dnd iin sadece kr ve mat bir ekilde ak grnyordu. Derin bir transa gmlm gibiydi, ama Taita soru sorduu zaman cevap veriyordu. Sesi titrek ve zayft, ses tonu hrtlyd. "Gerilere git Demeter, zaman nehrinde iyice geriye git." "Evet," diye cevap verdi Demeter. "Yllar iinde geri gidiyorum... geri, geri, geri..." Sesi imdi daha gl, daha canl kyordu. "u an neredesin?" "E-temen-an-ki'de, Cennet ile Yeryz Kuruluu'ndaym." Deme-ter'in sesi artk iyice genlemiti. Taita da binay gayet iyi bilirdi: Babil'in merkezinde muazzam bir yapyd. Duvarlar cilal tulalardan yaplmt, yeryznn ve gkyznn tm renklerini yanstan devasa bir piramit eklindeydi. "Ne gryorsun Demeter?" 59 Wilbur Smith "Byk bo bir alan gryorum, dnyann tam ortasnda, yeryz ile gkyznn ekseninde." "Duvarlar ve yksek teraslar gryor musun?" "Duvar yok, ama iileri ve kleleri gryorum. Yerdeki karncalar kadar, gkteki ekirgeler kadar oklar. Seslerini duyuyorum." Sonra De-meter insanln kulland tm dillerde konumaya balad. Taita ilerinden bazlann tand ama dierleri anlamsz geldi. Demeler aniden Antik Smer dilinde haykrd: "Hadi, ykseklii ilahi gklere uzanacak bir kule yapalm." Taita hayretler iinde, onun Babil Kulesi'nin temellerinin atlna tank olduunu anlad. Balang zamanna kadar geriye gitmiti. "imdi yzyllar iinde ilerliyorsun. E-temen-an-ki'nin asl yksekliine eritiini ve krallarn kulenin tepesinde Tanr Bel ve Marduk'a tapndklarn gryorsun. Zamanda ilerlemeye devam et!" Taita, onu ynetti ve Demeter'in gznden byk imparatorluklarn ykseliine ve gl krallarn kne tanklk etti. Demeter tarihin iinde kaybolup unutulmu olaylar anlatyordu. Yzyllar nce toprak olmu kadn ve erkeklerin seslerini duyuyordu. Sonunda Demeter hzn kaybetti ve sesi zayflad. Taita elini onun kalarndan birine koydu, mezar ta kadar souktu. "Rahatla Demeter," diye fsldad. "Uyu artk. Anlarn gemite brak. Bugne dn." Demeter rperdi ve gevedi. Gne batana dek uyudu ve sanki anormal bir ey olmam gibi gayet doal ve sakin bir ekilde uyand. Tazelenmi ve kuvvetlenmi grnyordu. Taita'nn getirdii meyveleri byk bir itahla yedi; eki kei st iti, o arada hizmetkrlar kamp topluyor, adrlar ve eyalar develere yklyordu. Kervan yola ktnda Demeter de Taita'nn yannda ksa bir sre yryecek kadar glenmiti.

"Uyurken neler bulabildin hafzamda?" diye glmseyerek sordu. "Ben hibir ey hatrlamadma gre, sen de bir ey bulamam olmalsn." 60 11. Yazt "E-temen-an-ki'nin temelleri atlrken oradaydn," diye anlatt Taita. Demeter durup hayretle ona bakt. "Sana bunlar m anlattm?" Taita cevap olarak, Demeter'in trans halindeyken kard baz seslerin, konutuu baz dillerin taklidini yapt. Demeter hepsini bir anda tanyordu. Az sonra bacaklar yoruldu, ama hevesi gemedi. Tahtrevan t trmanp iltesine uzand. Taita da atna binip onun yannda gitmeye balad, bylece btn gece sohbet ettiler. Nihayet Demeter asl akln megul eden soruyu sordu. "Eos'la konutum mu? Birtakm gizli anlar ortaya karmay baarabildin mi?" Taita ban sallad. "Sana zarar gelmesin diye dikkatli davrandm. Konuyu dorudan amadm, anlarnn serbeste ortaya dklmesini tercih ettim." "Tpk iz sren bir avc gibi." Sonra Demeter artc bir kahkaha atp, "Dikkat et Taita," dedi. "Bir erkek geyii kovalarken, adam yiyen dii aslan rktme sakn." "Anlarn o kadar uzaklara gidiyor ki, Eos'un izini bulmaya almak, koca bir srnn iinde tek bir kpekbaln aramak iin koca bir okyanusta dolanmaya benziyor. Tesadfen onunla ilgili anlarna rastlayana dek bir mr geirebiliriz." "Beni ona doru ynlendirmelisin," dedi Demeter hi duraksamadan. "Senin gvenliinden, hatta hayatn tehlikeye atmaktan korkuyorum," diye itiraz etti Taita. "Yarn sabah yine salacak myz kpekleri? Bu sefer onlara dii aslann kokusunu vermelisin." Gecenin geri kalannda kendi dncelerine ve anlarna dalm olarak sessiz kaldlar. afan ilk klarnda kk bir vahaya ulatlar ve Ta-'& hurma aalarnn altnda durmalar iin iaret etti. Hayvanlar yemle-nP sularn ierken bir taraftan da adrlar kuruldu. Ana adrda ba baa a"r kalmaz Taita, "Yeniden denemeden nce biraz dinlenmek ister misin erneter?" diye sordu. "Yoksa bir an evvel balamaya hazr msn?" 61 Wilbur Smith "Btn gece dinlendim. Artk hazrm." Taita karsndaki yz inceledi. Sakin grnyordu ve donuk gzleri durgundu. Taita, Lostris'in tlsmn kaldrd. "Gzkapaklarn arlayor. Brak kapansnlar. Kendini sakin ve gvende hissediyorsun. Kollarn bacaklann arlat. ok rahatsn. Sesimi dinle, uykunun geldiini hissedeceksin... kutsal uyku... derin, iyiletirici uyku..." Demeter bu kez ilk seferinden daha hzl uykuya dald. Taita'nn sessiz uygulamasndan giderek daha fazla etkileniyordu. "Duman ve alev pskrten bir da var. Onu gryor musun?" Bir an iin Demeter l gibi sessiz kald. Dudaklar soldu ve bkld. Sonra inkr edercesine ban sallad. "Da filan yok! Ben da grmyorum1." Sesi yksek ve atlak kyordu. "Dada bir kadn var," diye srar etti Taita. "Gzel bir kadn. Dnyann en gzel kadn. Onu gryor musun Demeter?" Demeter kpek gibi solumaya balad, gs demirci kr gibi inip kalkyordu. Taita, onu kaybetmekte olduunu hissetti. Demeter trans-la mcadele ediyor, onu krmaya alyordu. Taita bunun son denemeleri olmas gerektiini anlad, nk ihtiyar adam daha fazlasna dayanabilecek gibi grnmyordu. "Onun sesini duyabiliyor musun Demeter? Kelimelerindeki o tatl melodiyi dinle. Sana ne diyor?" imdi Demeter grnmez biriyle bouuyor, iltesinde yuvarlanyordu. Dizleriyle dirseklerini gsne doru toplad ve top gibi kvrld. Sonra kol ve bacaklar kazk kesildi, srt yay gibi bkld. Deli bir adam gibi sesler karyor, sayklyor ve kkrdayarak glyordu. Arkadan bir tanesi paralanana dek dilerini gcrdatt; sonunda paralar kan ve salyayla birlikte tkrd.

"Sakin ol Demeter!" Taita'nn iinde, kaynamak zere olan bir aydanlk gibi bir panik duygusu ykseliyordu. "Kprdama! Tekrar gvendesin." 11. Yazt Demeter'in soluklar rahatlad ve beklenmedik bir ekilde, byclerin kulland Tenmass diliyle konumaya balad. Kelimeleri garip ses tonu ondan da garipti. Artk yal bir adamn deil, gen bir kadnn tatl, melodik sesiyle konuuyordu. Taita hi bu kadar mzikal bir ses duymam "Ate, hava, su ve toprak, ama bunlarn efendisi atetir." Sesin her nazl ini k Taita'nm beynine kaznyordu. O sesi asla sikmeyeceini biliyordu. Demeter arka st ilteye yld. Bedenindeki kaslma gemiti. Gzleri gzkapaklannn altnda oynuyordu. Nefes alverii dzelmi ve gs kabarmt. Taita, onun yreinin patlam olduundan korktu ama kulan kaburgalanna dayaynca hafif, ama dzenli bir ritimle atmakta olduunu hissetti. Demeter'in bunu da atlattn anlayp rahat bir nefes ald. Taita gnn geri kalannda Demeter'i uyumaya brakt. Demeter uyandnda, yaad krizden etkilenmemi gibi grnyordu. Aslnda, geirdiklerinden hi sz etmemiti ve hatrlamyormu gibiydi. kisi ar atete pimi yavru keiyi paylarken kervandaki gnlk ilerden sz ettiler. Gallala'dan ne kadar uzaklatklarn ve Firavun Nefer Seti'nin muhteem sarayna ne zaman varacaklarn tahmin etmeye altlar. Taita, krala geleceklerini haber versin diye nden bir ulak yollamt ve kendilerini nasl karlayacan merak ediyorlard. Demeter, "Ahura Maasda'ya, tek gerek a dua et ki zavall lkeye daha fazla bela gndermesin," dedikten sonra sessizlie brnd. Taita ise, sohbet edermi gibi, "Ate, hava, su ve toprak..." dedi. Demeter, "...ama hepsinin efendisi atetir," diye cevap verdi, ezberini okuyan bir okul ocuuna benziyordu. Sonra elini azna kapad ve ih-Hyar gzlerinde akn bir ifadeyle Taita'ya bakt. Sonunda titreyerek, Ate, hava, su ve toprak, yaratln drt temel elementi," dedi. "Neden nlar andn imdi Taita?" 63 Wilbur Smith "nce sen syle Demeter, neden atein hepsinin efendisi olduunu syledin?" Demeter, "Dua," diye fsldad. "Byl szler." "Kimin duas? Hangi byl szler?" Hatrlamaya alrken Demeter'in rengi soldu. "Bilmiyorum." Ac veren anlann yzeye karmaya alrken sesi titriyordu. "Daha nce hi duymamtm." "Duymutun." imdi Taita sorgucu sesiyle konuuyordu. "Dn Demeter! Nerede duydun? Kimden duydun?" Sonra aniden ses tonunu tekrar deitirdi. Bakalarnn sesini kolayca taklit edebilirdi. Bu sefer de Demeter'in trans halindeyken kulland o yrek burkan, melodik kadn sesiyle konuuyordu. "Ama hepsinin efendisi atetir." Demeter yutkundu ve elleriyle kulaklarn kapad. "Hayr!" diye haykrd. "Bu sesi kullanmak kfr demektir. Kutsal eylere kar iren bir saygszlktr. Bu, Yalan'n sesi, Eos'un, o cadnn sesi!" Arkasna yaslanp kalbi krlm bir ekilde hkrarak alamaya balad. Taita sessizce onun kendine gelmesini bekledi. Sonunda Demeter ban kaldrp, "Ahura Maasda, beni affetsin, zayflm balasn," dedi. "Bu korkun sesi nasl unutabildim ki?" "Demeter unutmu deilsin. Hafzan sana ihanet ediyor," dedi Taita yavaa. "imdi bunu hatrlamak zorundasn... hem de hemen, Eos bir daha araya girip engel olmadan nce." '"Ama hepsinin efendisi atetir.' En iren trenlerini hep bu byl szle balatrd," diye fsldad Demeter. "Bu Etna'dayken miydi?" "Onu baka bir yerde grmedim."

"Ate diyarnda atei yceltiyormu." Taita dnceliydi. "Glerini volkann kalbinde topluyormu. Ate onun gcnn bir paras, ama g kaynandan uzaklam. Yine de onun hayata dndn biliyoruz. So64 11. Yazt rumuza cevap verdin ite, gryor musun? Onu nerede aramamz gerektiini biliyoruz." Demeter'in ard belliydi. "Onu atein iinde, volkanda aramalyz," diye aklad Taita. Demeter, kendi dncelerine dalm gibiydi, "Evet gryorum," dedi. "Hadi u at biraz daha ileriye srelim," diye bard Taita. "Volkanda element bulunur: ate, toprak ve hava. Sadece su eksiktir. Etna deniz kenarndaym. Eer kendine in olarak baka bir volkan bulduysa, onun da yaknnda ok miktarda su olmas gerekir." "Deniz mi?" diye sordu Demeter. "Ya da byk bir nehir," dedi Taita. "Deniz kysnda bir volkan, belki bir adada ya da byk bir gln yaknnda. Onu aramamz gereken byle bir yer." Bir kolunu Demeter'in omzuna att ve efkatle glmsedi. "Yani Demeter tm inkrlarna ramen onca zamandr onun nerede saklandn biliyormusun." "Kendime fazla pay bimiyorum. Senin zekn sayesinde bunu zayf hafzamdan skp aldk," dedi Demeter. "Ama sylesene Taita aratrma alanmz nasl daraltacaz? Bu tanma uyan ka tane volkan vardr?" Du-raksad, sonra kendi sorusuna kendisi cevap verdi. "Epeyce olmal ve hepsi de kesinlikle de muazzam arazilerle karadan ve denizden ayrlm olmal. Hepsine gitmek yllarca yolculuk yapmak anlamna gelir ve korkarm ki, bende byle bir abay gze alacak g kalmad." "Teb'teki Hathor Tapma'nn rahipleri, yzyllardr yeryz hakknda zel aratrmalar yapyor. Ellerinde karalar, denizleri, dalar ve nehirleri gsteren ayrntl haritalar var. Yolculuklarmda hep onlara urayp bilgi aldm iin birbirimize ainayz. Bize suya yakn yerlerdeki tm volkanlarn listesini verebilirler. Her birine yolculuk yapmamz gerekeceini sanmyorum. Seninle glerimizi birletirir ve btn dalardaki ktlk izlerini uzaktan aratrabiliriz." 65 F:5 Wilbur Smith "O zaman, Hathor'a varana dek sabrl olmal ve kaynaklarmz idareli kullanmalyz. Eos'la yaanan bu atma insann gcn ve dayanklln son zerresine kadar tketiyor. Sen de dinlenmelisin Taita," dedi Demeter. "ki gndr uyumuyorsun ve onu avlama yolculuumuzun daha ancak ilk admlarn attk." Bu noktada Meren elinde bir demet kokulu l bitkisiyle adra girdi ve onlar bir yatak eklinde yerletirdi. zerine de kaplan postunu serdi. Efendisinin sandaletlerini karmak ve tuniinin kemerini gevetmek zere meldi ama Taita, onu itti. "Ben kundaktaki bebek deilim Meren. Kendi bama soyunabilirim." Meren, onu yataa doru gtrrken hogryle glmsedi. "yle olmadn biliyoruz Byc. Tabii ne kadar sk o ekilde davrandn dnecek olursak biraz garip geliyor." Taita itiraz etmek zere azn at ama onun yerine yumuak bir homurtu kard ve annda derin bir uykuya dald. "Ben uyurken o beni izledi. imdi de ona gz kulak olma sras bende iyi Meren," dedi Demeter. "O benim grevim," diyen Meren, gzn Taita'dan ayrmamt. "Onu insan ve hayvanlardan koruyabilirsin... bunu kimse senden daha iyi yapamaz," dedi Demeter. "Ama eer by gcyle saldrrlarsa senin elinden bir ey gelmez. yi Meren yayn al ve bize akam yemei iin tombul bir ceylan getir."

Taita dalgalarn yalad parlak bir kumsalda yryordu. Yasemin ve leylak kokulu meltem yzn okuyor, sakaln dalgalandryordu. Tam 66 Meren, Taita'nn yannda biraz daha oyalandktan sonra iini ekti ve sonunda dar kt. Demeter, Taita'nn yatann yanna yerleti. 11. Yazt Icyda durdu ve minik dalgalar ayaklarn slatt. Taita denize bakt ve tedeki karanlk boluu grd. Yeryznn en sonunda olduunu, ebediyetin kaosuna bakmakta olduunu biliyordu. Gne nda duruyordu, ama szleri karanl ve karanlkta atebcekleri gibi uuan yldzlar gryordu. Lostris Yldz'n arad ama bulamad. Ondan kk bir iz bile yoktu. Boluktan gelmi ve bolua dnmt. zerine mthi bir keder kt ve kendi yalnzlnda boulduu hissine kapld. Tam dnmek zereyken belli belirsiz bir ark sylendiini duydu. Bu, son duyuundan beri ok uzun bir zaman gemi olsa da, hemen tand gen bir sesti. Kalbi gsnden frlayacak gibi oldu, sanki zgr kalmaya alan lgn bir yaratkt ve o srada ses yaklat. "Kalbim yaral bir bldrcn gibi rpnr Sevdiceimin yzn grdm zaman Ve yanaklarm afakta aan gkyz gibi kzarr Onun gneli tebessmne..." Bu ona rettii ilk arkyd ve her zaman da onun en sevdii ark olmutu. Onu bulmak iin sevinle dnd, bu arky syleyenin Lost-ris'ten bakas olamayacan biliyordu. Lostris, onun gzetimine emanet edilmiti ve annesi ksa bir sre sonra nehir atei yznden lnce, bakm ve eitimi de Taita'ya kalmt. Taita da onu, hibir erkein sevemeyecei ekilde sevmiti. Gneten parlayan denize kar eliyle gzne siper yapt ve deniz yzeyindeki bir oluumu fark etti. ekil ona yaklat ve hatlar netleti. Taita bunun devasa bir altn yunus olduunu grd, yunus o kadar hzl ve zarif bir biimde yzyordu ki, sular burnunun ucunda krema gibi ayrlp yol veriyordu. Yunusun srtnda bir kz oturmaktayd. Kz usta bir araba 67 "I Wilbur Smith srcs gibi dengesini bulmu, gzelim hayvan ynettii dizginleri tutarak geriye kayklmt ve bir yandan arksn sylerken bir yandan da Taita'ya glmsyordu. Taita dizst kuma kt. "Hanmm!" diye haykrd. "Tatl Lostris!" Kz yine on iki yandayd, yani Taita'nn onu ilk tand yata. zerinde sadece aartlm ketenden bir etek vard, etei bir akbalkln kanatlar kadar beyaz, gevrek ve parlakt. Lostris'in ince bedeni de Bib-los'un tesindeki dalarda bulunan yal erz aac kadar parlakt. Gsleri, ularnda pembe ll talan olan taze yumurtalar gibiydi. Taita, "Lostris, bana dndn. Ah, sevgili Horus! Ah, merhametli sis! Onu bana geri verdiniz," diye hkrd. "Seni hi terk etmedim ki, sevgili Taita." Lostris arksn kesmiti. ocuka bir haylazlk ve keyifle ldyordu. Gzelim dudaklar bir kahkahayla kvnhrken gzlerinde yumuak, efkatli bir ifade vard. zerine kadnca bir bilgelik ve anlay havas gelmiti. "Sana verdiim sz hi unutmadm " Altn yunus kyya szld ve Lostris tek bir zarif hareketle hayvann stnden kuma indi. ki kolunu Taita'ya uzatarak durdu. Gr sa bukleleri bir omzundan iniyor ve ocuksu gslerinin arasnda duruyordu. Onun o tatl yznn her bir ipeksi izgisi Taita'nn zihnine kazlyd. Lostris, "Bana gel Taita, bana dn, benim gerek akm," derken, dileri sedef bir kolye gibi ldad. Taita, ona doru ilerledi. lk birka admda sendeledi, bacaklar yandan dolay kat ve hantald. Sonra bacaklarna yeni bir g geldi. Taita parmak ularnda ykseldi ve yumuak beyaz kumun zerinde hi aba harcamadan kayar gibi gitmeye balad. Kas kirilerinin yay gibi gerildiini, adalelerinin kvrak ve esnek olduunu hissedebiliyordu. "Ah, Taita, ne kadar gzelsin!" dedi Lostris. "Ne kadar evik ve glsn, ne kadar gensin sevgilim." Taita'nn kalbi ve ruhu gururla doldu, 68

11. Yazt nk onun szlerinin doru olduunu biliyordu. Yeniden gen olmutu ve kt. ki elini kza uzatt ve Lostris ellerini l bir kavrayla tuttu. Kzn parmaklar souk ve kemikliydi, romatizma yznden arplmt, teni de kuru ve sertti. "Bana yardm et Taita," diye haykrd ama artk ses onun sesi deildi. Bu strap iindeki yal bir adamn sesiydi. "Beni ele geirdi!" Lostris lmcl bir dehet iinde ellerini sallyordu. Doast bir gce sahipti.,. Taita'nn parmaklarn eziyordu ve Taita kemiklerinin atr-dadn, kaslarnn koptuunu hissedebiliyordu. Ellerini kurtarmaya alt. "Brak beni!" diye bard. "Sen Lostris deilsin." Artk gen deildi Taita bir an nce iini dolduran g buhar olup umutu. Ryasnda ortaya kan mucizevi resim, ya ve ylgnlkla baa kamam, korkun gerein rpertici frtnasna dayanamamt. Taita kendini, muazzam bir arln altnda adrn zeminine yapm buldu. Arlk gs boluunu kertmiti. Nefes alamyordu. Elleri hl ezilmekteydi. Kulann dibinde tiz lklar duyuyordu, lklar o kadar yakndan geliyordu ki, kulak zarlar patlayabilirdi. Gzlerini amaya alt ve ryasnn son grntleri de kayboldu. Demeter'in yz, kendi yznden sadece birka santim tedeydi. htiyar adamn strapla arplm, imi ve morarm yz, neredeyse tannmayacak haldeydi. Disiz az ardna dek alm ve sar dili dar sarkmt. lklar hrltl soluklarla ve mitsiz iniltilerle kesiliyordu. Taita ok iinde tamamen uyanmt. adrda ar bir srngen kokusu vard ve kocaman, pullu kollar Demeter'e sarlmt. Sadece ba ve bir kolu aktayd. Boulmakta olan biri gibi, aktaki tek eliyle hl Ta-ita'ya tutunmaya alyordu. Pullu kollar, tam simetrik halkalar halinde etrafna dolanmt ve muntazam kas spazrojaryla onu bouyordu. Kollar s,ktka, pullar birbirine srtnyor ve Demeter'in krlgan bedenini iyi69 Wilbur Smith ce kstryordu. Ylans deride altn rengi, ikolata rengi ve kzl kahverengi enfes desenler vard, ama Taita bunu ancak kendilerine saldran yaratn ne olduunu anlad zaman fark etmiti. "Piton," diye bard. Ylann kafas, Taita'nn iki yumruundan daha bykt. enesi iyice alm ve zehirli dileri Demeter'in kemikli omzuna gmlmt. Srtan azn kenarlarndan kaln parlak salyalar akyordu, avn btn olarak yutmadan nce kaplad yad bunlar. Taita'ya dikili kk, yuvarlak gzleri kara ve acmaszd. Demeter'e dolanm halkalar yeniden kasld. Taita, ylann ve adamn arl altnda kendini aresiz hissediyordu. Son l sessizce boulan Demeter'in yzne bakt. Demeter artk nefes alamyordu ve donuk gzleri yuvalarndan frlamt. Taita, o amansz baskyla kaburgalarndan birinin atrdadn duydu. Sonunda Taita, "Meren!" diye baracak soluu buldu. Demeter'in hemen hemen lm olduunun farkndayd. Elini tutan kska gevemiti ve kendini kurtarabilirdi, ama hl kapana kslm gibiydi. Demeter'i kurtarmak iin bir silaha ihtiyac vard. Zihninde hl Lostris'in grntleri duruyordu ve eli boynuna gitti. Zincirin ucundaki altn yldz, Lostris'in tlsmn tutuyordu. "Yardm et bana sevgilim," diye mrldand. Ar metal yldz avucu-na oturmutu. Yldzla pitonun kafasna vurdu. Onun boncuk gibi gzlerinden birine nian almt ve yldzn keskin metal ucu, gz kaplayan saydam perdeye isabet etti. Ylan, feci bir ekilde tslad. Halka halka olan bedeni sarslp bkld, ama dileri hl Demeter'in omzundaki ete gmlyd. Diler, doa tarafndan, avn yutarken kolay kolay brakmamasn salayacak bir ayla yaplmt. Piton enesini kurtarmak iin bir dizi rme hareketi yapt. Taita bir daha vurdu. Metal yldzn keskin ucunu ylann gznn kenarna saplad ve dndrerek itti. Ylann devasa kvrmlar gevedi ve keskin dilerini kurtarana dek kafasn iki yana sallad. Gz paralanm/

11. Yazt n ve geri ekilirken her iki adamn zerine yal kanlar sramt. Gsnden kalkan arlk sayesinde Taita bir para nefes alabildi ve sonra, ileden km olan ylan yzne saldrrken Demeter'in gevek bedenini kenara itti. Taita kolunu kaldrnca piton dilerini bileine geirdi ama yldz tutan eli hl serbestti. Keskin dilerin bilek kemiine batn hissetti ama bu ac ona yepyeni, lgnca bir g verdi. Yldzyla yaral gze bir daha saldrd ve daha da derine batrd. Ylan strapla kvranrken Taita gz kafatasna kadar yard. Ylan yeniden srmak zere enesini at, ar burun darbeleri art arda gelen yumruklar gibiydi. Taita onlardan kanmak iin kendini yerde oradan oraya atyor, bir yandan da haykrarak Meren'i aryordu. Ylann, Taita'nn gsnden daha kaln olan kvrmlar btn adr kaplam gibiydi. Sonra Taita uyluunun derinlerine batan bir ey hissetti ve acyla yeniden bard. Kendisine neyin battn biliyordu. Pitonun jenital deliinin iki tarafnda, gdk kuyruunun altnda kalan, kanca gibi bir ift pene vard. Bu peneleri iftleme srasnda diisini tutup burgu eklindeki penisinden onun jenital deliine spermlerini aktarmak iin kullanrd. Yine bu kancalarla avn da tutard. Onlar oluturduu kvrmlara dayanak olarak kullanr, gcn artrrd. Taita mitsizce bacan kurtarmaya alt. Fakat peneler etine gmlm ve ilk kaygan sarmal bedenine dolanmt. Taita bir kez daha, "Meren!" diye haykrd. Ama sesi zayflamt ve ikinci sarmal da gsn sktrarak etrafna doland. Yeniden seslenmeye alt ama azndan ancak hava kt ve kaburgalar bkld. O srada adrn giriinde Meren grnd. nce ylann alacal gvdesinin canavarca kabarn tam anlamyla kavramak zere bir an durdu. Sonra, bir eliyle srtnda asl knndan klcm ekerken ileri atld. Ta-ita'ya zarar verme korkusuyla, dorudan ylann kafasn bimeye cesaret edemedi ve onun dikkatini datmak zere iki ayaklarnn stnde sekti. Pitonun ok gibi kafas hl kurbanlarnn bedenlerini dvmekteydi, ama 71 Wilbur Smith penelerini Taita'ya iyice gmebilmek iin gdk kuyruunu havaya kaldrmt. Meren bir elik ltsyla, hayvann kuyruunu hemen penelerinin stnden biti, bu neredeyse Taita'nn baca uzunluunda ve uyluu kadar kaln bir parayd. . Pitonun bedeninin st ksm adrn tepesine kadar ykseldi. Az iyice ald ve kurdunkine benzer dileri Meren'in zerinde parlad. Tek gzyle Meren'e bakarken kafasn iki yana oynatyordu. Fakat darbe omurgasn paralamt. Meren klcn yukar kaldrarak hayvann atan bekledi. Ylan ileri atlp yzne saldrdnda buna hazrlklyd. Klc havay yard ve parlak kenar net bir ekilde pitonun boynuna indi. Kopan kafa yere dt ve kafasz kalan ba kvranmaya devam ederken, bataki ene spazmlarla alp kapand. Meren nnde dalgalanan kvrmlar tekmeleyerek ilerledi ve Tatia'nn kolunu tuttu, bileinde dilerin sapland yerlerden kan fkrmaktayd. Meren, Taita'y bann stne kaldrarak adrdan kard. Taita, "Demeter! Demeter'i de kurtarmalsn!" diye baryordu. Meren koarak ieri dnd ve basz hayvan paralayarak Demeter'in yatt yeri bulmaya alt. teki hizmetkrlar da grlty duymu, koarak geliyordu. En cesur olan Meren'in peinden adra dald ve ikisi birlikte ylan kenara srkleyip Demeter'i kurtardlar. Demeter baygnd ve om-zundaki yaralardan ok kan kaybediyordu. Taita kendi yaralarna aldrmadan hemen Demeter'le uramaya balad. htiyar adamn gs rkler iindeydi ve morarmt. Taita elleriyle yoklayarak muayene edince en azndan iki kaburgasnn krlm olduunu anlad, ama ilk dncesi omzundaki kanamay durdurmak oldu. Demeter ac yznden kendine geldi ve Taita adrn kesindeki mangaln alevlerinde kzdrdklar hanerin ucuyla ylan srklarn dalarken onun dikkatini baka yne ekmeye alt.

"Ylann srklar zehirli deilmi. En azndan bu bir ans," dedi Demeter'e. 72 11. Yazt "Belki de tek ansmz." Demeter'in sesi acdan sertlemiti. "Bu doal bir yaratk deildi Taita. Boluklardan gnderilmiti." Taita'nn aksini iddia edebilecek hali yoktu, ama ihtiyar adamn korkusunu azdrmak da istemiyordu. "Hadi ama dostum," dedi. "Arpac kumrusu gibi dnmenin daha da beter hale getirmeyecei hibir ey yoktur. kimiz de hayattayz. Ylan da, Eos'un bir aleti deil, doal bir canl olmal." "Sen daha nce Msr'da bu tr bir yaratktan sz edildiini duydun mu hi?" diye sordu Demeter. Taita, "Gneyde grmtm onlardan," diyerek yan izdi. "Ne kadar gneyde?" Taita, "Evet," diye itiraf etti. "Asya'daki ndus Nehri'nin tesinde ve Nil'in ikiye blnd yerde." "Daima sk ormanlarda tabii?" diye israf etti Demeter. "Asla byle kurak llerde deil. Ve asla bu byklkte de deil." Taita, "yle olsun," diyerek teslim oldu. "Beni ldrmek zere gnderilmiti, seni deil. Senin lmeni istemez... yani imdilik," dedi Demeter konuyu kapatrken. Taita sessizce muayene etmeye devam etti. Demeter'in vcudundaki nemli kemiklerden hibirinin krlmadn anlaynca rahatlamt. Dostunun omzunu bir tr sirkeyle ykad, srklara iyiletirici bir merhem srd ve keten eritlerle sard. Ancak ondan sonra kendi yaralanyla ilgilenmeye balad. Bileini temizleyip sardktan sonra, Demeter'in ayaa kalkp Me-ren'in devasa pitonu gtrd yere kadar aksayarak yrmesine yardm etti. Hayvann boyunu on be ak adm olarak hesapladlar, buna kafa ve kuyruk ksmlar dahil deildi; Meren'in kasl kollar bile en geni olduu ksm tam saramyordu. Ylan uzun sre nce ld halde, nefis desenleri olan derinin altnda hl seirmeler ve titremeler oluyordu. 73 Wilbur Smith Taita asasnn ucuyla kesik kafay drtt, sonra da az at. "ene menteelerini yerinden oynatabiliyor, o sayede iri bir adam rahata olduu gibi yutabilir." Meren'in yakkl hatlar tiksintiyle burutu. "ren ve lanetli bir yaratk. Demeter doru sylyor. Bu, boluklardan gelen bir canavar. Cesedini kl olana kadar yakacam." "Byle bir ey yapmayacaksn," dedi Taita sert bir sesle. "Byle doast bir yaratn yanda sihirli maddeler vardr. Eer, ki yle grnyor, cad tarafndan yaratlp bize gnderildiyse, biz de ona geri gnderebiliriz." "Onu nerede bulacan bilmiyorsan, nasl yollayacaksn," diye sordu Meren. "Bu onun yaratt bir ey, onun bir paras. Evine dnen bir gvercin gibi gidip onu bulmasn salayabiliriz," diye aklad Demeter. Meren huzursuzca kprdand. Bunca yldr bycye yandalk yapyor olmasna ramen, sihirler onu artyor ve rktyordu. Taita, ona acd ve kolunu dosta tuttu. "Bir kez daha sana borlandm. Sen olmasaydn Demeter ve ben u anda bu yaratn midesinde olacaktk." Meren'in endieli duruu yerini honutlua brakt. "Syle o zaman, bunu ne yapmam istiyorsun?" Kendi kendine koca bir top gibi kvrlmakta olan lei tekmeledi. "imdi yaralyz. Sihri yapabilmek iin g kazanmamz birka gn srebilir. Bu sprnty akbabalarn ve akallarn bulamayacaklar bir yere kaldr," dedi Taita. "Daha sonra derisini yzp yan karmak iin kaynatrz." Uramasna ramen Meren pitonu develerin srtna ykleyemedi. Hayvanlar le kokusundan rkyor, srayp bararak kayordu. Sonunda Meren ve be gl adam lei atlarn yanna srdler ve srtlanlarla teki leil hayvanlardan korumak iin stn talarla kapattlar.

74 11. Yazt Meren geri dndnde bycleri adrda karlkl yere oturmu olarak buldu. Glerini birletirmek ve kampn etrafnda koruyucu ve giz-leyici bir perde oluturmak iin el ele tutumulard. Garip trenlerini bitirince Taita, Demeter'e bir yudum krmz iksir iirdi ve ihtiyar adam ksa bir sre sonra uykuya dald. "imdi bizi brak, iyi Meren. Sen de dinlen, ama sesimi duyacan bir mesafede ol," dedi Taita ve Demeter'e bakmak iin yanna oturdu. Fakat kendi bedeni de ona ihanet etti ve o da derin, deliksiz bir uykuya dald. Meren'in yaral kolunu srarla ekitirmesi zerine uyand. Sersemlemi bir ekilde dorulup oturdu ve homurdand. "Ne oldu sana? Akln ve mantn m yitirdin?" "Gel Byc! abuk ol!" Telal sesi ve eli aya tutmaz hali Taita'y alarma geirdi ve endieyle dnp Demeter'e bakt. htiyar adamn hl uyuduunu grnce rahatlad. Hemen ayaa frlad. "Ne oldu?" diye sordu, ama Meren gitmiti bile. Taita, onun peinden serin afak havasna kt ve Meren'in atlarn yanna doru kotuunu grd. Ona yetiince, Meren tek kelime etmeden ylann stne ylan talar gsterdi. Bir an Taita ard, ama sonra talarn kenara atlm olduunu fark etti. "Ylan gitmi," diye bard Meren. "Geceleyin ortadan kaybolmu." Pitonun ar gvdesiyle kumda oluan kmeyi gsterdi. Birka damla kurumu kan vard, ama geride baka bir ey kalmamt. Taita sanki souk bir rzgr esmi gibi ensesindeki tylerin diken diken olduunu hissetti. "yice baktn m?" Meren ban sallad. "Kampn etrafn bir fersah boyunca aratrdk. Hibir ize rastlamadk." "Kpekler veya vahi hayvanlar paralamtr," dedi Taita ama Meren yine kafasn sallad. "Hibir hayvan onun yanna yaklamyordu. Kokusunu alnca bararak kayorlard." 75 Wilbur Smith "Srtlanlar, akbabalar da m?" "Bu talar hibir ku tayamaz ve bu byklkte bir lei bitirmek iin yzlerce srtlan olmas lazm. Onlar da barp uluyarak bir sr ses karrd. Ne bir ses oldu ne de bir iz var, ayak izi yok, srkleme izi yok." Parmaklarn gr kvrck salarndan geirdi ve sesini alakt. "Deme-ter'in hakl olduuna hi kuku yok. Kafasn da alp gitmi, yere dokunmam bile. Kesinlikle boluklardan gelen bir yaratkt o." "Bu gr hizmetkrlarla ve deve srcleriyle paylamamak lazm," diye uyard Taita. "Eer bundan kukulanrlarsa bizi brakp kaarlar. Onlara Demeter'le benim cesedi bir byyle yok ettiimizi syle." Birka gn nce Taita, Demeter'in yola devam edebileceine karar vermiti, ama tahtrevann tayan devenin sallants krlan kaburgalarnn arsn artrd iin srekli olarak krmz iksirden iirip uyutuyordu. Ayn zamanda, kervan da yavalatm ve yolda geen sreyi azaltmt. Taita'nn kendisi ylan saldrsndan sonra hzla iyilemiti. Ksa bir sre sonra Duman Yeli'ne rahata biner duruma geldi. Geceleri yol alrken, bazen Demeter'in banda Meren'i brakp kervann nne geiyordu. Gkleri incelemek iin yalnz olmas gerekiyordu. Balarna gelen nemli psiik olaylarn ilahi varlklar arasnda yeni kehanetlere ve iaretlere yol aacandan emindi. ok gemeden, her yerde bunun kantlar olduunu kefetti. Gkyznde, nceki be yl boyunca grdnden ok fazla yldz ve kuyrukluyldz patlamasn bir gecede grmt. Bu kehanet bolluu kafa kartrc ve tutarszd; ayrt edebilecei net bir mesaj vermiyorlard. Aksine, korkun uyarlar, umut vaatleri, lm tehditleri ve gven iaretleri hep bir arada grlyordu. 76

11. Yazt Ylann kaybolmasndan sonraki onuncu gecede, dolunay vard. ylesine parlakt ki, yeni oluan yldzlarn clz n kreltiyor, hatta byk gezegenleri bile nemsiz k ubuklarna eviriyordu. Gece yansn oetikten epey sonra, Taita atn nceden bildii plak bir araziye srd. Mil Deltas'nn bereketli topraklarna ulaan kayalk yamalardan elli fersah kadar uzaktaydlar. Az sonra geri dnmesi gerekecekti, o yzden Duman Yeli'nin dizginlerini brakt. Hayvann srtndan indi ve yolun kenarndaki dz tan zerine oturdu. Ksrak burnuyla onu yoklaynca kalasndan sarkan keseyi ap bir yandan btn dikkatiyle gkleri incelerken bir yandan da hayvan yemledi. Lostris Yldz'ndan geriye kalan soluk bulutu zar zor seebiliyordu ve yaknda onun tamamen kaybolacan anlaynca bir matem szs hissetti. Kederle tekrar dnp aya bakt. Ekim mevsiminin balangcn, yeniden dirilme ve byme zamann mjdeliyordu, ama nehir tamazsa deltada hibir ekin yetimeyecekti. Taita aniden doruldu. Mthi bir kehanet ncesinde hep hissettii o rpertiyi hissetmiti. Kollarndaki tyler diken diken olmu ve ensesinde-ki tyler havalanmt. Ayn d hatlar gznn nnde deimekteydi. nce bunun bir yanlsama, bir k oyunu olduunu zannetti, ama birka dakika iinde aydan kaln bir dilim adeta karanlk bir canavar tarafndan yutuluverdi. artc bir hzla koca gk cisminin geri kalan da ayn akbete urad ve geride sadece karanlk bir delik kald. Yldzlar yeniden ortaya ktlar, ama kaybolan kla kyaslannca soluk ve clz kalmlard. Btn tabiatn kafas karm gibiydi. Hibir gece kuu tmyordu. Rzgr kesilmiti. Etraf evreleyen tepelerin kenarlar karanla karmt. Gri ksrak bile gergindi, yelesini savurup korkuyla kinedi. Sonra dizginlerini Taita'nn elinden ekip geri geri gitti ve geldikleri yne doru komaya balad. Taita'da onu uzaklamasna aldrmad. 77 Wilbur Smith Her ne kadar Taita, balam kozmik olaylara hibir duann veya yakarnn bir ey yapamayacan bilse de, yksek sesle Ahura Maasda'ya ve Msr'n tm tanrlarna seslenip ay yok olmaktan kurtarmalarn diledi. Sonra Lostris Yldz'nn kalntlarnn daha net grndn fark etti. Aslnda sadece donuk bir izdi, ama zincirinin ucundaki tlsm kaldrd ve yldza doru tuttu. Zihnini younlatrd, duyularna hkim oldu ve Gz'nn gcn toparlad. aresizlik iinde, "Lostris!" diye haykrd. "Sen daima kalbimdeki k oldun! Dengin olan tanrlarla konumak iin glerini kullan. Ay yeniden yakn ve gkyzn aydnlatn." Hemen hemen bir anda ayn kaybolduu yerde ince bir k huzmesi ortaya kt. Giderek byd, kvrml bir hal ald, kl gibi parlad, sonra da bir mzrak baltaya benzedi. Taita, Lostris'e seslenip tlsmn ona doru tutarken, ay btn ihtiam ve parltsyla geri dnd. Taita'nn iini bir sevin ve rahatlk kaplad. Yine de, ay yerine dnm olsa bile kayboluunun tad uyar yerinde duruyordu, bu kehanet btn hayrl kehanetleri yok etmiti. Geri kalan karanlk saatlerin yarsn, solmakta olan ayn yrek paralayc halini izleyerek geirdi, ama sonunda ayaa kalkt ve asasn alp ksra aramak zere yola koyuldu. Bir fersah sonra onu buldu. Yolun kenarndaki bir alnn yapraklarn yiyordu. Taita'y grnce selam anlamnda kinedi ve az nceki dncesiz hareketini balatmak iin ona doru trsa kalkt. Taita ksran srtna bindi ve kervana katlmak zere geri dndler. Adamlarda ayn yutuluuna ahit olmutu. Meren bile onlar kontrol etmekte glk ekiyordu. Onun dndn grnce hemen Taita'ya kotu. "Aya ne olduunu grdn m Byc? Korkun bir kehanet! Senin iin ok korktum," diye bard. "Sana bir ey olmad iin Horus'a krler olsun. Demeter de uyand seni bekliyor, ama nce u kervanc kpeklerle konuur musun? Kulbelerine dnmek istiyorlar." 78 11. Yazt

Taita, adamlar ikna etmek iin urat. Ayn yenilenmesinin bir felaket habercisi olmadn, aksine Nil taknlarnn dnn mjdelediini syledi. Byk n sayesinde adamlar yatt ve en sonunda, olduka neeli bir halde yolculuu srdrmeye ikna oldular. Taita, onlar kendi hallerine brakp Demeter'in adrna gitti. Geen on gnde ihtiyar adam ylann verdii hasarlar sevindirici lde atlatm ve ok daha glenmiti. Ancak, Taita'y ciddi bir tavrla selamlad. Gecenin kalan ksmnda sakin bir ekilde oturup ayn kararmasnn nemini tarttlar. Demeter yumuak bir sesle, "Buna benzer pek ok olaya tank olacak kadar uzun yaadm," dedi. "Ama byle tam bir yok oluu nadiren grdm." Taita ban sallad. "Aslnda, ben bu tr bir kayboluu daha nce sadece iki kez grmtm. Her ikisi de byk bir^felaketin habercisiydi... byk krallarn lm, gzelim gnenli kentlerin d, ktlk ve salgnlar." "Bu da Yalan'n karanlk glerinin baka bir alameti," diye mrldand Demeter. "Ben, Eos'un yenilmezlii ile gsteri yaptna inanyorum. Bizi sindirmeye, mitsizlie drmeye alyor." "Yolda daha fazla oyalanmadan hzla Teb'e gitmeliyiz," dedi Taita. "Hepsinin tesinde, tedbiri asla elden brakmamalyz. Gece gndz her an yeni bir felaket yollayabilir stmze." Demeter ciddi bir ekilde Taita'nn yzn inceledi. "Eer ayn eyleri tekrar ediyorsam beni bala, ama bu cadnn hile ve kurnazlklarn sen de benim gibi renene kadar, onun ne hilekr bir mahluk olduunu anlaman g. lk bebeklik anlarn bile sana kar kullanabilir, baban ve anneni yle canl bir ekilde karna karr ki, hi kuku duymazsn." "Benim durumumda ii biraz zor." Taita kederle glmsedi. "nk ben her ikisini de hi tanmadm." 79 Wilbur Smith Deve srcleri admlarn amt, ama Taita hl sabrszlkla kendini yiyip bitiriyordu. Ertesi gece yine kervandan ayrld ve deltann yamalarna ulap onca yllk yokluunun ardndan sevgili Msr'n grmeyi umarak atn srd. Onun hevesi Duman Yeli'ne de gemi gibiydi, Taita yamalarn kysnda dizginlerini ekene kadar adeta toynaklar yere demeden kotu. Aada, ay ekili topraklan gm rengine boyuyor ve Nil'in snrlarn belirleyen hurma aalarn belirginletiriyordu. Gm sularn parltsn da grmeye alt, ama bu mesafeden nehir karanlk ve kasvetli grnyordu. Taita atndan indi ve hayvann yannda durup boynunu okayarak, mest olmu vaziyette gzlerini aaya, Karnak saraylarnn ve tapnaklarnn gm rengi duvarianna dikti. Kar kyda Memnon'un saraynn kule gibi ykselen duvarlann da seebiliyordu, ama aa inip alvyon dzln geerek Teb'in yz kapsna doru gitmemek iin kendini tuttu. Onun grevi Demeter'in yannda kalmakt, nden frlamak deil. Srtn ksraa dayad ve kendini yuvaya dnmenin ve sevdiklerine kavumann hayallerine kaptrd. Firavun ve kraliesi Mintaka, Taita'ya genelde sadece yakn aile yelerine gsterilen derin bir ballk gsterirlerdi. Buna karlk Taita da her ikisini de ocukluklarndan beri hi eksilmeyen, aziz bir sevgiyle severdi. Nefer'in babas olan Firavun Tamose, Nefer daha ocukken ldrlmt. Nefer Yukar ve Aa Msr tacn tayamayacak kadar kk olduundan, yerine bir kral naibi atanmt. Taita, Tamose'nin retmeniydi, o lnce de olu erkeklie eriene kadar Taita'nn gzetimine braklmt. Taita, ona geleneksel eitimi vermi, savamay, at binmeyi retmi ve sonra da sava ynetmeyi ve ordulara komuta etmeyi gster80 11. Yazt

misti. Ona kraliyet ailesinin grevlerini, devlet idaresini ve diplomasiyi anlatmt. Onu bir erkek yapmt. O yllar boyunca aralarnda bir ba olumu ve hi bozulmadan kalmt. Yamatan esen rzgr Taita'nn rpermesine neden oldu. Bu scak aylarda byle bir rzgr olmazd. Taita annda savunmaya geti. Ani scaklk dmeleri genellikle kehanetlerin habercisi olurdu. Demeter'in uyarlar hl Taita'nn kulaklarnda nlamaktayd. Kprdamadan oturdu ve havay inceledi. Herhangi bir tehlike hissetmiyordu. Sonra dikkatini Duman Yeli'ne evirdi, doast olaylara kar o da neredeyse kendisi kadar hassast, ama ksrak da sakin ve sessiz grnyordu. Tatmin olan Taita ayaa kalkt ve atna binip kervana dnmek zere dizginleri ald. Muhtemelen u sralarda gece yryn durdurup kamp hazrlklarn balatmak zereydi. Taita uykusu gelmeden nce De-meter'le biraz konumak istiyordu. htiyar adamn bilgi ve deneyim hazinesinden yeterince yararlanamamt henz. Tam o anda Duman Yeli hafife kinedi ve kulaklarn dikti ama tam olarak telaa kaplm saylmazd. Taita, onun yamacn eteklerine baktn grd ve o da dnp bakt. nce hibir ey grmedi fakat ksraa gveniyordu ve gecenin sessizliini dinledi. Sonunda, yamacn dibinde hareket eden bir glge yakalad. Glge kayboldu ve Taita yanlm olabileceini dnd, ama ksrak hl tetikteydi. Bekleyip gzledi. Sonra yine bir hareket fark etti, bu sefer daha yakn ve daha belirgindi. Karanln iinde baka bir atla binicisinin glgeleri belirdi, yamataki yoldan Taita'nn bulunduu yere doru geliyorlard. teki at da griydi, ama Duman Yeli'nden daha akt rengi. Taita'nn hafzas harekete geti: iyi bir at asla unutmazd. Yldzlarn nda bile bu at tanr gibi olmutu. Onu en son nerede ve ne zaman grdn hatrlamaya alt, ama o kadar uzak bir anyd ki ok uzun zaman nce olmas gerektiine karar verdi, fakat gri at ancak drt yanda olabilirdi. Taita dikkatini atn zerindeki biniciye younlatrd - ince bir figrd, belki bir adam deil 81 F:6 Wilbur Smith de erkek ocuk olabilirdi. Ama her kimse, krata gayet iyi biniyordu. Onda da tandk gelen bir ey vard, ama tpk hayvan gibi, ocuk da Ta-ita'nn onunla ilgili solmu anlarna gre ok gen grnmekteydi. Acaba iyi tand birinin ocuu olabilir miydi? Mesela Msr prenslerinden biri? Kralie Mintaka, Firavun Nefer Se-ti'ye pek ok gzel olan dourmutu. Hepsi de annelerine ya da babalar-na.i>enziyordu. Bu ocukta sradan bir hal yoktu ve Taita, onun kraliyet kan tadndan emindi. At ve binicisi daha yakna geldiler. Taita baka ayrntlar da grd. Binici bacaklarn plak brakan ksa bir tunik giymiti ve o ince bacaklar mutlaka bir diiye ait olmalyd. Bu bir kzd. Ba kapalyd, ama yaklatka Taita alnn altndan hatlarn grebiliyordu. "Onu tanyorum. Onu gayet iyi tanyorum!" diye fsldad kendi kendine. Kulaklan daha hzl zonklamaya balad. Kz, onu selamlamak iin elini kaldrd ve atn kalalanyla skp hzlandrd. Hayvan tnsa kalkt, ama toynaklar tal yolda hi ses karmyordu. Yamatan garip bir sessizlikle Taita'ya doru komaktayd. Taita tandk bir grntyle kandrldn fark ettiinde ok geti. Gz'n amak iin telala gzlerini krptrd. "Onlarn auras olmaz!" diye soludu ve dengesini kaybetmemek iin atn boynuna tutunmak zorunda kald. Ne krat ne de binicisi doal yaratklard: baka bir boyuttan gelmilerdi. Demeter'in uyarlarna ramen, yine savunmasz yakalanmt. Hzla boynunda asl tlsma uzand ve alp yznn nnde tuttu. Binici atndan indi ve yzn kapatan aln glgeleri arasndan Taita'ya bakt. Artk o kadar yakna gelmiti ki, Taita, onun gzlerindeki prlty, gen yanaklarnn tatl kvrmlarn grebiliyordu. Anlar canland.

O krat bu kadar iyi hatrlamas kk bir mucizeydi. Bunu ona kendisi armaan etmi, zenle ve sevgiyle semiti. At iin elli gm talent demi ve iyi pazarlk ettiini dnmt. Lostris, ona Mart adn vermi 82 11. Yazt ve en sevdii at o olmutu. Taita'nn onca yl ncesinden hatrlad bir zarafet ve tarzla ata binerdi. Taita'nn yaad ok o kadar bykt ki doru drst dnemiyordu. Tlsm nnde bir kalkan eklinde tutarak oranit bir stun gibi duruyordu. Atl kadn yavaa biimli beyaz elini kaldrd ve alnn pskllerini geri itti. Taita her ayrnts zenle yaplm o gzelim yze bakarken ruhunun paralandn hissetti. Bu o deil: Kendisini sertletirmeye alt. Bu da boluklardan gelen baka bir grnt, tpk o ylan gibi ve muhtemelen onun kadar lmcl. Demeter'e ryasnda altn yunusa binmi olan o kzdan sz ettiinde, o hi tereddt etmemiti. "Ryan da cadnn oyunlarndan biri," diye uyarmt. "Umutlarn ve zlemlerini besleyen hibir grntye gven-memelisin. Aklndan mutlu bir any geirdiinde, mesela eski bir akn dndnde Eos'a kapy am olursun. Bu ekilde sana ulamann yolunu bulur." Taita ban sallamt. "Hayr Demeter, onca zaman ncesinden kalan bu kadar zel bir anya Eos bile ulaamaz. Lostris'in sesi, gzlerindeki ifade, glmsedii zaman bkl. Eos bunlar nasl kopya edebilir? Son yetmi yldr Lostris lahdinde yatyor. Eos'un kullanabilecei bir iz kalmad ki ondan geriye." "Eos sendeki Lostris anlarm alar ve onlar en ikna edici, en ilgin haliyle sana geri satar." "Ama ben bile ayrntlarn ounu unuttum." "Hibir eyi unutmadmz syleyen sendin. Her ayrnt kalr. Sadece Eos'un sahip olduklar gibi zel yetenekler gerekir onlar zihnindeki kovuklarndan karmak iin. Sen de benim zihnimdeki Eos anlarn y-le ortaya kardn, ate bys yaparken kulland sesi yaptn." "Onun, Lostris olmadn kabul edemem," diye inledi Taita hafife. "nk kabul etmek istemiyorsun. Eos bu yzden senin zihnine gir-meye alyor. Onun, yunusun stndeki kz motifini nasl ustalkla sana 83 Wilbur Smith ulatrdn dn bir kez. Seni kayp aknn sahte grntleriyle oyalayp dikkatini datrken, beni yok etmek iin de o ylan gnderdi. Ryan seni gafil avlamak iin kulland." imdi, delta yamacnn stnde Taita ayn grntyle bir daha karlayordu: Lostris'in grnts, bir zamanlar Msr kraliesi olan ve ans hl kalbini yneten kadnn hayali. Bu kez daha da mkemmeldi. Taita zldn ve mantnn zayfladn hissedip mitsizce kendini kontrol altna almaya alt. Ama Lostris'in gzlerine bakmaktan alamyordu kendini. Gen kadnn gzleri binlerce kla doluydu, hayatnn tm gzyalar ve tebessmleri o gzlerde saklyd. Elinden geldii kadar sert bir sesle, "Seni reddediyorum!" dedi. "Sen Lostris deilsin. Benim k olduum kadn deilsin. Sen Byk Yalan'sn. Ait olduun karanlklara dn." O konutuka Lostris'in gzelim gzlerindeki ifade muazzam bir kedere dnt. "Sevgili Taita," dedi yumuak bir sesle. "Ayr kaldmz onca yalnz ve ksr yl boyunca sensiz varoldum. imdi, sen byle hayati ve ruhani bir tehlikedesin diye ok uzaklardan sana geldim. Birlikte zerinde dolaan ktle kar koyabiliriz." Taita, "Sen lanetsin," dedi. "Sen Eos'sun, Yalan'sn ve seni reddediyorum. Ben Doru tarafndan korunuyorum. Bana ulaamazsn. Bana zarar veremezsin." "Ah Taita." Lostris'in sesi fsltya dnmt. "kimizi de mahvedeceksin. Ben de tehlikedeyim." Zamann bandan beri insanla eziyet eden tm aclar yklenmi gibiydi. "Gven bana sevgilim. kimizin de kurtuluu iin

bana gvenmen gerek. Seni seven ve senin sevdiin Lost-ris'ten baka biri deilim. Beni, sen ardn gklerden. arna kulak verdim ve sana geldim." Taita ayaklarnn altndaki topran temelinden sarsldn hissetti fakat kendini brakmad. "Def ol lanetli cad!" diye bard. "Defol Ya84 11. Yazt lan'n yardaks. Seni ve yaptn her eyi reddediyorum. Artk bama bela olma." "Hayr Taita! Bunu yapamazsn," diye yalvard. "Bize bu ans verildi, tek bir ans. Bunu geri evirmemelisin." "Sen ktsn," dedi Taita hrsla. "Boluklardan kopup gelen bir yaratksn. O iren inine geri dn." Lostris inledi ve grnts geri ekildi. Gn aarrken defalarca solan yldz gibi soluklat. Son fslts gecenin iinden ulat Taita'nn kulana: "lm bir kez tattm ve imdi en ac iksirleri imeliyim. Elveda Taita akm. Keke beni daha ok sevebilseydin." Sonra tamamen ortadan kayboldu ve Taita dizlerinin stne kp kendini pimanlk dalgalarna brakt. Tekrar ban kaldracak gc bulduunda gne domu, ufuktan bir kan ykselmiti. Duman Yeli yannda sessizce bekliyordu. Kestiriyor gibiydi, ama Taita ayaa kalkar kalkmaz ban dikti ve gzlerini ona evirdi. Taita o kadar bitkin dmt ki, ata binebilmek iin oturduu taa kmak zorunda kald. Hayvan kampa doru yola koyulunca o da gevek bir ekilde iki yana sallanarak kendini brakt. Kafasna dolan duygu karmaasn bir dzene sokmaya alt. O karklkta belirgin bir gerek ortaya kt: Lostris'in hayaleti ile karlatnda Duman Yeli sakin bir ekilde durmu, en ufak bir endie belirtisi gstermemiti. Oysa baka her tr ktlk habercisi karsnda Taita'dan nce o gerilirdi. Ay kaybolduunda frlayp kam, ama Lostris'le atnn hayaletine pek az ilgi gstermiti.

Wilbur Smith "Lostris!" diye bard gkyzne doru. "Affet beni! Yanlmm! Artk doru sylediini biliyorum. Sen gerekten de Lostns'sin. Bana dn akm! Geri gel!" Ama o gitmiti ve kendi sesinin yanklarn duyuyordu. "Geri gel... gel... gel..." Kutsal Teb kentine o kadar yakndlar ki, Taita, Meren'e kervann gne ykseldikten sonra da yola devam etmesini emretti. Gnein ilk klaryla kk kervan yamatan indi ve kentin duvarlarna doru alvyon ovasn gemeye balad. Ova sszd. Yeeren hibir bitki yoktu. Kara toprak tula gibi pimi ve gnein ssyla yzeyinde byk atlaklar olumutu. Tarmla uraan kyller felakete uram topraklarn terk etmiler ve kulbelerini sahipsiz brakmlard. at kirilerindeki hurma yapraklar aa km, boyasz duvarlar ufalanmaya balamt. Kuraklk yznden len ineklerin kemikleri yer yer beyaz papatyalar gibi duruyordu. Dnerek esen bir rzgr bo tarlalarda garip bir dans yapyor ve havalandrd toz ve kuru ekin saplarn dndryordu. Gne, kavrulmu topraklan pirinten bir kalkana vuran topuz gibi dvyordu. Kervandaki insanlar ve hayvanlar, bu kasvetli arazide bir ocuun oyuncaklar gibi nemsiz grnyordu. Nehre ulatlar ve kyda istemeden durdular, dehetli bir meraka kaplmlard. Demeter bile tahtrevanndan inmi, aksaya aksaya Taita ile Meren'in yanna gelmiti. Bu noktada nehir yata drt yz yarda geniliindeydi. Nil'in normal bir alalma mevsimde gl aknt gri ve kumlu suyuyla yata tamamen doldururdu ve o kadar derin ve gl olurdu ki, yzeyinde parlak anaforlar oluurdu. Sularn ykseldii mevsimde ise Nil yatana smazd. Kylardan taar ve tarlalara eriirdi. Brakt amur ve

kelti o kadar zengin olurdu ki, tek bir hasat mevsiminde defa rn alnrd. 86 11. Yazt Fakat yedi yldr tanyordu ve nehir eski gl halinin yannda gln bir karikatr gibi kalyordu. Sular iyice azald iin sadece nehir yatanda kalan su birikintileri grlyordu. Bunlarn yzeyinde de lmekte olan balklarn rpn ve hayatta kalan birka timsahn isteksiz hareketleri dikkat ekiyordu. Suyun stn, phtlam kan gibi kzl bir kpk kaplamt. "Nehrin kan alamasnn sebebi ne?" diye sordu Meren. "Bu bir lanet mi?" Taita, "Bunun nedeni zehirli yosunlarn olumas gibi geldi bana," dedi, Demeter de ona hak verdi. "Evet bu aslnda yosun, ama hi kukum yok ki, doal bir yosun deil, suyun akmasn nleyen uursuz etki sarm bunu da Msr'n bana." Kan rengi havuzlar birbirlerinden aa km kara amur eritleriy-le ayrlyordu. amurda karaya vurmu pler, lam atklar, kkler, sularn srkledii odunlar, terk edilmi nehir teknelerinin enkazlar, imi ku ve hayvan leleri vard. Canl olarak sadece ortalkta hoplayp zplayarak dolaan, gln perde ayaklaryla amurlara batp kan garip gdk yaratklar vard. Leleri kapmak iin birbirleriyle bouuyor, yakaladklarn kapp bir kenara kayor ve sonra rm etleri oburca tkmyorlard. Meren byk bir tiksintiyle, "Bunlar tam kervanc bann tarif ettii gibi, dev karakurbaalar!" diyene kadar, Taita onlarn ne olduunu karamamt. Oksrd, boazn yakan pis kokuyu ve tad atmak iin tkrd. 'Msr'n bana ken anormalliklerin sonu gelmeyecek mi hi?" Taita, kendisini artann suda ve karada yaayabilen bu hayvanlarn bykl olduunu fark etti. Kocamandlar. Srt genilikleri neredey-se yabandomuzlarnnki kadard ve btn arlklaryla o uzun arka bacaklarnn stnde ayaa kalktklarnda boylar da onlar kadar oluyordu. "amurda insan kadavralar da var," diye bard Meren. nlerinde >atan minik bir cesedi gsteriyordu. "l bir bebek bu." 87 Wilbur Smith "Teb halknn artk llerini gmmeyecek kadar tembelletii anlalyor, cesetleri getirip nehre atyorlar." Demeter kederle ban sallyordu. Onlar bakarken karakurbaalarndan biri ocuun kolunu kapt ve kafasn onlarca kez sallayarak kolu omuz ekleminden kopard. Sonra minik kolu havaya att. Derken azn at, kolu yakalad ve yuttu. Hepsi bu manzaradan tiksinmiti. Hayvanlarna bindiler ve kentin d duvarlarna ulaana dek ky boyunca ilerlediler. Duvarlarn nndeki alan, evlerinden kanlan kyllerin, dul ve yetimlerin, hasta ve lmek zere olanlarn, felaketlerin btn dier kurbanlarnn kurduu geici barnaklarla doluydu. Bir taraf ak, tavan kabaca rtlm derme atma allara yan yana dolumulard. Hepsi bir deri bir kemik kalmt ve bir kaytszla kaplmt. Taita, gen bir annenin bebeini bo memelerine tuttuunu grd, ama ocuk ememeyecek kadar gszd ve gzlerinde, burun deliklerinde sinekler dolayordu. Anne arkalarndan mitsizce bakt. "Ona bebei iin yiyecek bir eyler vereyim." Meren atndan inmeye davrand ama Demeter, onu durdurdu. "Eer bu zavall insanlara yiyecek bir ey gsterirsen ayaklanma kar." Yola devam ederken Meren kederli ve sulu bir ifadeyle arkasna bakt. "Demeter hakl," dedi Taita yumuak bir sesle. "Bu kalabalkta birka kiiyi kurtaramayz. Bizim Msr kralln kurtarmamz gerekiyor, bir avu insan deil." Taita ve Meren kt durumda olan o insanlardan yeterince uzakta bir kamp yeri setiler. Taita, Demeter'in ba adamn bir kenara ekip, "Efendini rahat ettir ve onu iyi koru," dedi. Sonra kurumu allardan kamp koruyacak bir it yap ve hrszlarla leileri uzak tut. Hayvanlar iin su ve yem bul. Ben daha iyi bir yer ayarlayana kadar da buradan bir yere ayrlma."

88 11. Yazt Sonra Meren'e dnd. "Ben kente Firavun'un sarayna gidiyorum. Demeter'in yannda kal." Ksra mahmuzlad ve ana kaplara yneldi. O gelirken muhafzlar yukardan baktlar, ama durdurmaya almadlar. Sokaklar neredeyse bombotu. Grd birka kii de, duvarlarn dndaki dilenciler gibi solgun ve at. O yaklarken kayorlard. Kenti pis, hastalkl bir koku sarmt; lmn ve ekilen aclarn kokusu. Saray muhafzlarnn komutan Taita'y tand ve koarak gelip kapy at, Taita ieri girerken de saygyla selam durdu. "Adamlarmdan biri atn ahra gtrr Byc. Kraliyet seyisleri bakar ona." "Firavun sarayda m?" diye sordu Taita atndan inerken. "Burada." "Beni ona gtr," diye emretti Taita. Komutan telala emre uydu ve ne dp Taita'y labirent gibi geitlerden, koridorlardan geirmeye balad. nce eskiden imenlerle, iek tarhlaryla ve k fskiyelerle ssl olan avluyu, sonra da yine eski zamanlarda neeli kahkahalarla, soylu kadn ve erkeklerin arklanyla nlayan, cambazlann, mzisyenlerin ve dans eden kle kzlann doldurduu salonlan ve kapal geitleri getiler. imdi salonlar bombotu, baheler kahverengi ve l, emeler susuzdu. Derin sessizlik ancak talarda yanklanan kendi ayak sesleriyle blnyordu. Sonunda kraliyet divannn antresine ulatlar. Kar duvarda kapal bir kap vard. Komutan kapya mzrann arkasyla vurdu ve kap neredeyse ayn anda bir kle tarafndan ald. Taita klenin arkasndan ieri bakt. Pembe mermer plakalardan oluan zeminde ksa keten etek giymi iman bir hadm oturuyordu, nndeki alak masada papirs rulolar ve yaz tabletleri vard. Taita, onu hemen tand. Firavun'un baterifatsy-d. Bu nemli pozisyona Taita'nn nerisiyle getirilmiti. "Ramram, eski dostum," diye selamlad onu. Ramram iriliinden beklenmeyecek bir eviklikle ayaa frlad ve Taita'ya sanlmak zere kotu. Firavun'un hizmetindeki tm hadmlar birbirlerine karde gibi ballard. 89 Wilbur Smith "Taita, Teb'den fazla uzak kaldn." Taita'y zel brosuna gtrd. "Firavun generalleriyle konsey toplantsnda, o yzden imdi rahatsz edemem, ama serbest kalr kalmaz seni yanna gtreceim. O da byle yapmam ister. Bu durumda bize de konumak iin frsat domu oldu. Sen gideli ne kadar olmutu? Yllar gemi olmal." "Yedi yl oldu. Son karlatmzda ben yabanc diyarlara gitmek zereydim." "O zaman sen yokken bamza gelenlerle ilgili anlatacak ok eyim var. Ne yazk ki bunlarn pek az iyi haber." Karlkl minderlere yerletiler ve baterifatmn emriyle bir kle toprak srahilerde soutulmu erbet ikram etti. Taita endieyle, "nce bana majestelerinin nasl olduunu syle," dedi. "Maalesef onu grnce zleceksin. stnde ok ar ykler var. Gnlerinin ounu bakanlaryla, ordusunun komutanlaryla ve blge valileriyle toplantlar yaparak geiriyor. Alktan krlan halk besleyecek tahl ve yiyecek alsnlar diye btn yabanc lkelere elilerini yolluyor. Nehirdeki kzl atn yerini alacak tatl su bulunsun diye her tarafta yeni kuyular atryor." Ramram i geirdi ve erbet marapasndan koca bir yudum iti. "Medler ve Smerler, deniz insanlar Libyallar ve btn dier dmanlarmz dtmz bu kt durumun farknda," diye devam etti. "Talihimizin dndne ve artk kendimizi savunacak halimiz kalmadna inanyorlar ve hepsi ordu topluyor. Bildiin gibi, bize bal eyaletler Firavun tarafndan zorla alman vergileri demeye gnll deildir. Pek ou bizim durumumuzu kurtulmak iin bir frsat olarak gryor ve ihanet etmek zere ittifaklar kuruyor. Smrlanmzda ok miktarda dman toplanyor. Kaynaklarmz korkun bir ekilde tkendii halde Firavun yine de adam bulmak, donatmak ve

birliklerini desteklemek zorunda. Kendisini ve imparatorluunu kmekten kurtarmaya alyor." 90 11. Yazt "Daha gsz bir hkmdar bu musibetlere dayanamazd," dedi Taita. "Nefer Seti byk bir hkmdar. Ama o da bizim gibi tanrlarn ar-tjk Msr'a glmsemediine yrekten inanyor. Onlarn ilahi iyiliklerini yeniden elde edemezse hibir abas baarya ulamaz. lkedeki tm tapnaklarda kesintisiz dua edilmesini emretti. Kendisi de gnde kez tanrlara kurban sunuyor. Her ne kadar gcnn sonuna gelmi olsa da, her gece, dinlenmesi gereken zamanda dua ediyor ve ona yakn tanrlara yalvaryor." Baterifatnn gznde yalar birikmiti. Kare eklinde bir bezle yalan sildi. "Son yedi yldr hayat byle, yani nehir ana kuruduundan ve stmze felaketler yamaya baladndan beri. Daha gsz bir hkmdar oisa bunlarn hibirine dayanamazd. Nefer Seti bir tanr ama onda bir insann kalbi ve merhameti var. Bu durum onu deitirdi ve ihtiyarlatt." "Gerekten ok zldm. Peki sylesene, kralie ve ocuklan nasl?" "Bu konudaki haberler de zc. Veba onlara amanszca saldrd. Kralie Mintaka yataa dt ve haftalarca lm deinde yatt. Artk iyileti ama hl olduka zayf. Btn kraliyet ocuklar o kadar ansl olamad. Prens Khaba ve kk kz kardei Unas, kraliyet mezarlnda yan yana yatyorlar. Veba onlan gtrd. teki ocuklar kurtuldu ama..." eri giren bir kle saygyla ban eip ba terifatnn kulana bir eyler fsldamaya balaynca Ramram lafn yarm brakt. Sonunda ban sallayp kleyi gnderdi ve Taita'ya dnd. "Meclis toplants bitmi. Firavun'un yanna gidip geldiini haber vereceim." Ayaa kalkt ve badi badi yryerek odann arka tarafna gitti. Orada bir panele oyulmu figre dokundu ve panel kendi etrafnda dnd. Sonra duvann bir ksm kayarak yana doru ald ve Ramram alan bolukta gzden kayboldu. ok gemeden gizli kapnn arkasndan bir aknlk ve sevin nidas ykseldi. 91 Wilbur Smith Hemen arkasndan da hzl ayak sesleri ve, "Tata neredesin?" diye baran bir ses duyuldu. Bu Firavun'un Taita'ya takt add. "Buradaym majeste." "Beni ok uzun sre ihmal ettin," diye sulad Firavun, o arada koridora gelmi ve Taita'ya bakmak zere durmutu. "Evet, sahiden de sensin. arlarma cevap vermemeye devam edeceini sanmtm." Nefer Seti'nin stnde dizlerini rten bir etekle ak sandaletlerden baka bir ey yoktu. Vcudunun st ksm plakt. Gs geni ve yapl, karn dz ve kaslyd. Ok ve kl almalar sayesinde kollar heykel gibiydi. Mkemmel ekilde eitilmi bir savann vcuduna sahipti. "Firavun. Sizi selamlyorum. Her zamanki gibi aciz klenizim." Nefer Seti ilerledi ve Taita'y skca kucaklad. "retmenle renci arasnda kleliin laf olmaz," dedi. "Seni tekrar grdm iin yreim sevinten uuyor." Onu brakmayp yzn inceledi. "Yce Horus'un sayesinde bir gn bile yalanmamsn." "Siz de yle majeste." Sesi itendi ve Nefer Seti gld. "Yalan olsa da, komplimann eski bir dostun nezaketi olarak kabul ediyorum." Nefer Seti at klndan yaplma resmi peruunu kard ve Taka onun hatlarn inceleme frsat buldu. Nefer'in ksa krplm salar krlam ve tepesi almt. Yznde zamann izleri okunuyordu; aznn kenarlarnda derin izgiler olumu, siyah gzlerinin etraf rmcek a gibi krklarla dolmutu, gzleri yorgun grnyordu. Yanaklar ie kmt ve teninde salksz bir sarlk gze arpmaktayd. Taita bir kez gz krpt ve Gz'n at; Firavun'un gl aurasn grnce rahatlad, bu cesur bir yrei ve bozulmam bir ruhu gsteren bir aurayd.

Firavun ka yana gelmiti? Taita hatrlamaya alt. Babas ldrldnde on iki yandayd, demek ki imdi krk dokuz yanda olmalyd. Bunu fark etmek Taita'y sarst. Normal bir insan krk be yanda yal kabul edilir ve genellikle elli olmadan lrd. Ramram, ona doru sylemiti: Firavun ok deimiti. 92 11. Yazt "Ramram, sana kalacak yer ayarlad m?" diye soran Nefer Seti, Ta-ita'nn omzunun stnden terifatsna bakt. "Ona yabanc elilere tahsis edilen dairelerden birini dndm," diye nerdi Ramram. Nefer Seti, "Katiyen olmaz. Taita yabanc biri deil," diye fke^ le itiraz etti ve Taita, onun eski fkesinin daha abuk patlar olduunu fark etti. "Benim yatak odama alan muhafz odasnda kalmal. Gecenin her saatinde danmak ve tartmak iin ona ulaabilmeliyim." Sonra ask bir suratla Taita'ya dnd. "imdi senden aynlmak zorundaym. Babil elisiyle greceim. Vatandalar bize sattklar tahln fiyatn misline kard. Ramram nemli devlet meselelerini anlatr sana. Gece yars serbest kalmay umuyorum, o zaman sana haber yollarm. Yemeimi de paylamalsn ama pek houna gideceini sanmyorum. Emrim zerine sarayda da halkn yedikleri yeniyor." Nefer gizli kapya gitti. "Majeste." Taita'nn sesi telalyd. Nefer ban evirip geni omzunun stnden bakt ve Taita abucak devam etti. "ok byk ve bilgili bir bycyle birlikteyim." "Senin kadar gl deildir." Nefer Seti sevgiyle glmsyordu. "Aslnda ben, onun yannda ocuk saylrm. Karnak'a size ve krallnza yardm sunmak zere geldi." "Nerede imdi bu mkemmel adam?" "Kent kaplarnn dnda kamp kurdu. Tm bilgisine ramen ok yal ve bedenen zayf. Onun yannda olmam lazm." "Ramram, bu yabanc bycye sarayn bu kanadnda rahat bir b-lm ayarla." "Cambeseli Meren de hl yanmda ve koruyuculuumu yapyor. O a elimin altnda olabilirse minnettar kalrm." 'Tatl Horus, anlalan seni dnyann yarsyla paylamam gereke-kNefer Seti gld. "Fakat Meren'in iyi olduunu duyduuma sevin93 Wilbur Smith dim, onun varlndan da keyif alrm. Ramram ona da bir yer bulur. imdi gitmem lazm." "Firavun yce varlnzn bir saniyesini daha alabilir miyim?" diye araya girdi. "Buraya geleli bir saniye oldu ve imdiden elli iyilik kopardn beriden. kna gcn hi azalmam. Baka neye ihtiyacn var?" "Nehri geip Kralie Mintaka'ya sayglarm sunmak iin izninize." "Eer izin vermezsem haksz duruma dm olurum. Kraliem ateini yitirmedi. Bana hi acmaz bu durumda." Karsna duyduu gerek sevgiyle gld. "stediin gibi gidebilirsin ama gece yans olmadan buraya dn mutlaka." Demeter gvenle saraya yerleir yerlemez, Taita kraliyet doktorlarndan ikisini onunla ilgilenmekle grevlendirdi ve Meren'i yanma ard. "Gece yarsndan nce dnmeyi umuyorum," dedi. "Onu iyi koru." "Seninle gelmem gerekir Byc. Bu alk ve ktlk dneminde en drst adam bile ailesini doyurabilmek iin haydut olmutur." "Ramram, bana bir muhafz birlii tahsis ediyor." Nil gibi bir nehri gemek iin tekne yerine ata binmek insana garip geliyordu. Taita, Duman Yeli'nin srtndan bat kysnda bulunan Mem-non'un sarayna bakt ve bulank birikintilerin etrafnda ok inenmi bir sr yol olduunu grd. Onlar da bu yollardan birinde ilerlemeye baladlar. Taita'nm ksrann nnden canavar gibi bir karakurbaas zplad.

Muhafz birliinin komutan, "ldrn onu!" diye emretti. Bir asker mzran kaldrp kurbaann stne yrd. Kurbaa, vahi bir yabando-muzu gibi iddetle kendini savunmaya hazrland. Asker ne uzand ve miZ' 94 11. Yazt raen kurbaann nabz gibi atan sanbboynuna saplad. Garip yaratk rpnrken enesini mzran sapna geirdii iin asker, onu bir sre atnn yannda srklemek zorunda kald, sonunda hayvann enesi gevedi ve asker mzran kurtarabildi. Asker, Taita'nn yanna yaklat ve mzrann sapn gsterdi: karakurbaasnn sivri dileri baya derin izler amt. "Kurt gibi yrtclar," dedi birliin avuu Habari, yara izleri olan, yaz, eski bir savayd. "lk ortaya ktklarnda Firavun iki alay nehir yatan tarayp onlar temizlemekle grevlendirdi. nce yzlercesini, sonra da binlercesini ldrdk. Lelerini st ste koyup yaktk. Ama ldrdmz her kurbaaya kar amurdan iki tane daha kyordu sanki. Yce Firavun bile bu umutsuz iten vazgeti ve artk onlar nehir yatandan karmamamz buyurdu. Ara sra toplu halde oradan kmaya alyorlar ve tekrar saldrmamz gerekiyor," diye devam etti Habari. "O iren halleriyle bir ie de yaryorlar aslnda. Nehre atlan tm pislikleri ve leleri yiyorlar. nsanlarda salgndan lenleri doru drst mezarlara gmecek ne istek ne de g kald, neyse ki karakurbaalan l kaldrclarn iini stlendi." Atlar s birikintilerden birindeki kzl kpkleri ve amurlar ap bat kysna ktlar. Sarayn gr alanna girer girmez kaplar ardna kadar ald ve kap bekisi karlamaya geldi. "Selam gl Byc!".diye Taita'y selamlad. "Majesteleri Teb'e geldiinizi duydu ve size sevgilerini gnderdi. imdi de sevinle sizi bekliyor." Sarayn kaplarn gsterdi. Taita ban kaldrp bakt ve duvarn tepesinde minik figrler grd. Bunlar kadn ve ocuklard; Taita, o kendisine el sallayana dek hangisinin kralie olduundan emin olamad. Ksran mahmuzlad ve hayvan ileri atlp Taita'y ieri soktu. Taita avluda atndan inerken, Mintaka da bir gen kz zarafetiyle basamaklardan iniyordu. Her zaman bir sporcu gibi evikti, ayrca sava arabalarn da ok iyi kullanr ve byk bir cesaretle avlanrd. Taita, onu bu 95 Wilbur Smith kadar kvrak bulduuna ok sevinmiti, ama yanna gelip de sarlnca ne kadar zayflam olduunu anlad. Kollar sopa gibiydi, yz szgn ve soluktu. Glmsemesine ramen gzlerinde derin bir keder vard. "Ah Taita, sensiz ne yapardk bilmiyorum," dedi ve yzn onun sakalna gmd. Taita da onun ban okad ve bu dokunula kralienin neeli hali aniden yok oldu. Btn bedeni hkrklarla sarslyordu. "Asla dnmeyeceksin sandm ve Khaba ile kk Unas gibi seni de kaybettiimizi dndm." "Kayplarn duydum. Kederini paylayorum," diye mrldand Taita. "Cesur olmaya altm. Benim gibi bir sr anne ac ekti. Ama bebeklerimin benden byle abuk koparlmas ok ac." Geri ekildi ve yeniden glmsemeye alt, ama gzyalar durmad ve dudaklar yine bkld. "Gel, teki ocuklarla tanman istiyorum. Seni bekliyorlar." ki sra halinde dizilmilerdi. Olanlar nde, prensesler arkadayd. Hepsi de saygl bir ekilde dimdik duruyordu. En kk kz, kardelerinin bu byk byc hakknda anlatt hikyelerden o kadar etkilenmiti ki, Taita, ona bakar bakmaz gzyalarna bouldu. Taita, onu kucana ald ve gsne yaslayp kulana bir eyler fsldamaya balad. Kk kz bir anda rahatlayp gzyalarn silmi ve iki kolunu Taita'nn boynuna dolamt. "ocuklar ve hayvanlar kazanmak iin pek ok yntemin olduunu hatrlamasam buna asla inanmazdm." Mintaka, Taita'ya glmsedi ve sonra birer birer tekileri armaya balad. "mrmde byle gzel ocuklar grmedim," dedi Taita. "Ama buna armadm. Ne de olsa anneleri sensin."

Sonunda Mintaka, ocuklan gnderdi ve Taita'nn elini tuttu. Minta-ka'nn zel dairelerinden birinde ak pencerenin nne oturdular, byle' ce hem biraz hava alabiliyor hem de batdaki tepeleri seyrediyorlard Mintaka, ona erbet koyarken, "Eskiden nehre bakmay severdim ama ar96 11. Yazt tk sevmiyorum," dedi. "Manzara yreimi burkuyor. Ama yaknda sular geri gelecekmi. yle kehanette bulunuldu." Taita sakin bir tavrla, "Kim tarafndan?" diye sordu, ama kralie, 0na bilmi ve esrarl bir tebessmle baknca dikkati artt. Kralie konuyu deitirip ok da eskilerde kalmayan mutlu gnlerden, kendisinin gen gzel bir gelin, topran yeil ve bereketli olduu zamanlardan sz etti. Neesi yerine gelmiti ve el kol hareketleri yaparak canl bir ekilde konuuyordu. Taita onun bitirmesini bekledi, fazla dayanamayp bu gizemli kehanet konusuna dneceini biliyordu. Mintaka aniden anlardan sz etmeyi brakt. "Taita, bizim eski tanrlarmzn artk zayf olduklarn biliyor musun? Yakmda onlarn yerini ok gl bir tanra alacak. Nil'i yeniden canlandracak ve bizi o eski, gsz tanrlarn nleyemedii salgn hastalklardan kurtaracak." Taita saygyla dinliyordu. "Hayr majeste, bunu bilmiyordum." "Ah evet, kesin bir bilgi bu." Solgun yz yeni bir renkle ldam ve sanki birden genlemiti. Yeniden neeli ve umutlu bir gen kz olmutu. "Ama dahas da var Taita, ok daha fazlas var. Bu tanra kaybettiimiz ya da zalimce elimizden alnan her eyi bize geri verecek gce de sahip fakat kendimizi tamamen ona adamamz gerekiyor. Eer ona kalplerimizi ve ruhlarmz aarsak, bize genliimizi geri verebilecek. Ac ekip yas tutanlara yeniden mutluluk getirecek. Ama, bunu bir dnsene Taita lleri diriltme gc bile var." Yine gzyalan akmaya balad ve heyecandan uzun zamandr kouyormu gibi soluk solua kald. "Bana, bebeklerimi geri verebilecek! Khaba ile Unas'm o scak, canl bedenlerini kollarma alp minik yzlerini pebileceim." Wilbur Smith "Khin kim?" "Ad Soe." "Nerede bulunur kendisi Mintaka?" diye sordu Taita. Kralie heyecanla ellerini rpt. "Ah Taita, iin en iyi ksm bu," diye bard. "O burada, benim saraymda! Eski tanrlar Osiris, Horus ve sis'in rahiplerinin mabedini verdim ona. Dorulan syledii iin kendisinden nefret ediyorlar. Srekli onu ldrmeye alyorlar. Bu khin ise her gn bana ve bu yeni dine setii dier kiilere eitim veriyor. yle gzel bir din ki Taita, sen bile dayanamazsn, ama gizlice renilmesi lazm. Msr hl eski deersiz tanrlara ok bal. Yeni din yaylmadan nce onlarn kknn kaznmas gerekiyor. Halk henz tanray kabullenmeye hazr deil." Taita dnceli bir halde ban sallad. Kralieye derin bir merhamet duyuyordu. Byk aclar iinde olan insanlann derken tutunacak bir ey aradklarn bilirdi. "Bu harika yeni tanrann ad ne?" "nanmayanlarn nnde sylenmeyecek kadar kutsal bir ad var. Ancak kalbini ve ruhunu ona aanlar adn tekrar edebilir. Ben bile daha Soe'den aldm eitimi tamamlamadm." "Soe, sana ders vermeye ne zaman gelir? Bu olaanst teorileri ondan duymak isterdim." Kralie, "Hayr Taita," diye bard. "Bunlarn teori olmadn anlaman lazm. Bunlar bilindik gerekler. Soe her sabah ve akam gelir. O tandm en bilge ve en kutsal adam." Cokulu haline ramen yine gznden yalar akmaya balamt. Elini kaldrp sildi. "Sz ver, sen de gelip dinleyeceksin onu." "Bana duyduun gvene minnettarm sevgili kraliem. Ne zaman?" "Bu gece, akam yemeinden sonra," dedi Mintaka. Taita bir an dnd. "Sadece kendi setiklerine retiyor dedin. Ya beni reddederse? O zaman perian olurum."

98 11. Yazt "Senin gibi bilge ve nl birini asla geri evirmez byk byc." "Bunu riske etmek istemem sevgili Mintaka. Acaba imdilik kimliimi belli etmeden dinlesem olmaz m?" Mintaka kararsz bir ekilde Taita'ya bakt. "Onu kandrmak istemem," dedi sonunda. "Kandrmay planlamyorum Mintaka. Onunla nerede gryorsun?" "Bu dairede. Senin imdi oturduun yere oturuyor. Tam da o minderin stne." "Sadece ikiniz mi oluyorsunuz?" "Hayr, en sevdiim yardmcm da bizimle oluyor. Onlar da tanraya benim kadar balanm durumdalar." Taita oday dikkatle gzden geiriyordu, ama onun dikkatini datmak iin soru sormaya da devam etti. "Bu tanra sonunda kendini tm Msr halkna duyuracak m, yoksa bu din sadece onun setii kiilerle mi snrl kalacak?" "Nefer ve ben, onu kalbimizin derinliklerine alp sahte tanrlar terk edince ve onlarn tapnaklarn ykp rahipliklerini datnca, tanra gururla ne kacak. Hastalklara bir son verecek ve hastalarn hepsini iyiletirecek. Nil sularna akmalarn emredecek..." Bir an duraksadktan sonra hzla devam etti. "...ve bebeklerimi bana geri verecek." "Benim deerli kraliem. Bunlarn olmasn ne kadar yrekten dilediimi sana anlatamam. Fakat syle bana, Nefer'in bu olup bitenden haberi var m?" Kralie iini ekti. "Nefer bir bilge ve mkemmel bir hkmdar. Gl bir sava, iyi bir koca, iyi bir baba ama ruhani bir adam deil. Ona her eyi uygun bir zamanda anlatmak konusunda Soe de benimle hemfikir ve o zaman henz gelmedi." Taita ciddi bir ekilde ban sallad. Firavun bizzat kendi sevgili einden, bykbabasnn ve bykannesinin, babasyla annesinin ve tabii 99 Wilbur Smith ki Osiris, sis ve Horus lsnn topluca reddedileceini duymak zorunda kalacakt. Hatta kendisi bile btn kutsalln yitirecekti. Taita, onun hayattayken byle bir eyi asla kabul etmeyeceini bilecek kadar iyi tanyordu Firavun'u. Taita'nn aklna daha korkun ihtimaller geldi. Eer Nefer Seti ve en yakn danmanlar onu kontrol etmek zere hayatta olmazsa, kralie, khin Soe'nin her dediini itirazsz yapacakt. Acaba kendi kraln, kocasn, ocuklarnn babasn ldrmelerine rza gster miydi? Bu sorunun yant belliydi: evet, eer yeni tanra tarafndan l bebekleriyle birlikte hemen geri getirileceine inanrsa yapard. aresiz insanlar ancak byle bir yolu seerlerdi. Yksek sesle, "Bu stn tanrann tek khini Soe mi?" diye sordu. "Soe hepsinin ba, fakat dierleri bu dini yaymak ve tanrann geliine hazrlamak iin iki kralln halk arasnda dolayor." "Szlerin kalbimde bir k yakt. Bu kiinin anlattklarn ona fark ettirmeden dinlememe izin verirsen sana daima mteekkir kalacam. Yanmda bir de benden yal ve bilge bir byc daha olacak." Kralienin itirazn durdurmak iin parman kaldrd. "Bu doru Mintaka. Onun ad Demeter. Harem penceresinin arkasnda yanmda oturacak o da." Eski zamanlarda, bir firavunun eleriyle cariyelerinin yzlerini gstermeden oturup ruhani liderleri dinlemesi yaplm gizli pencereyi gsterdi. Mintaka hl kararsz "olduu iin Taita srar etti. "Bylece iki etkili bycye bu yeni dini kabul ettirmi olacaksn. Hem Soe'yi hem de tanray memnun edeceksin. Tanra seni dllendirecek. ocuklarnn dn de dahil, her eyi isteyebileceksin ondan." "Pekl Tata. Dediini yapacam. Ancak, karlnda sen de sana anlattklarm yeni tanray kabul edip eski tanrlar silecek zamana gelene kadar Nefer'e sylemeyeceksin..." "Emrettiin, gibi olacaktr kraliem." 100

11. Yazt "Sen ve dostun Demeter yarn sabah erkenden gelmelisiniz. Ana kapdan deil arka kapdan girin. Hizmetilerimden biri sizi oradan alp nceden gizlenmeniz iin buraya getirecek." "Gne doduktan bir saat sonra burada olacaz," diye garanti verdi Taita. Memnon saraynn kaplarndan karken Taita leden sonra gneinin yksekliini kontrol etti. Birka saatlik gn kalmt. Ani bir drtyle muhafz birliinin bandaki avua, direk Teb'e giden yoldan deil, nce batdaki tepelere oradan da byk kraliyet mezarlna ulaan cenaze yolundan gitmelerini emretti. Bu mezarlk kayalk vadilerden birinde gizliydi. Taita'nn sevgili Lostris'inin dnyevi bedeninin mumyalanmasna tanklk ettii tapnan nnden getiler. Bu olay yetmi yl nce olmutu, ama zaman o yrek paralayc trenin izlerini silmemiti. Taita tlsmna dokundu, iinde onun o gzelim bandan kestii sa buklesi vard. Bir bayr trmanp ta teraslardan oluan piramidin tepesindeki muazzam bir yap olan Hathor Tapma'ndan getiler. Taita yannda iki rahibe adayyla alt terasta gezinen bir rahibeyi tand ve onunla konumak zere o tarafa yneldi. "Kutsal Hathor korusun seni rahibe diyerek atndan indi. Hathor btn kadnlarn efendisi olduu iin barahip de diiydi. "Seyahatlerinden dndn duymutum Byc." Kadn koup Ta-lfa'ya sarld. "Hepimiz bizi ziyaret etmeni ve maceralarn anlatman umuyorduk." "Sahiden de ilginizi ekeceini umduum eyler var. Mezopotamya ?'e Hamadan'm ve Babil'in tesindeki Horasan yolunu kesen dalk blgelerin papirs haritalarn da getirdim." 101 Wilbur Smith "Bunlarn ou bizim iin yeni." Barahibe hevesle glmsyordh "Yannda m haritalar?" "Hayr! u an baka bir ile urayorum ve burada seninle kar|a may beklemiyordum. Rulolar Teb'de braktm. Ancak, ilk frsatta getire. ceim." "Ne zaman istersen," dedi barahibe. "Buras sana daima aktr. u ana kadar saladn bilgilere minnettarz. Eminim ki imdi daha da ilgin eyler biliyorsundur." "O zaman nezaketinizi istismar edeceim. Bir iyilik isteyebilir mi-; yim?" "Elimden gelen her eyi yaparm. Sen sadece adn koy." "Volkanlara kar dayanlmaz bir ilgi duyuyorum." "Hangilerine? Pek ok var ve bir sr deiik yerde bulunuyorlar." "Denize yakn olanlar, belki bir adada veya byk bir nehrin ya da gln kysnda da olabilir. Bir listeye ihtiyacm var rahibe." "Bu zor bir istek deil," dedi kadn. "En kdemli haritacmz Nubank Birader de hep volkanlara ve termal sular ve gayzerler gibi dier yeralt s kaynaklarna ilgi duymutur. Sana istediin listeyi zevkle hazrlar, ama liste fazla ayrntl ve yorucu olabilir. Nubank yanl yapmama konusunda ok titizdir. Bir an evvel ie balatrm." "Ne kadar srer?" "On gn iinde bizi ziyarete gelir misin saygn Byc?" Taita, onunla vedalat ve mezarlk kaplarna kadar bir fersah daha yol gitti. Kraliyet mozolelerine ev sahiplii yapan mezarln girii yaygn bir askeri kale ile korunmaktayd. Tm mozolelerin, kayalarn iine oyulmu 102 11. Yazt veralt odalarndan oluan blmleri vard. Ortadaki oda defin odasyd ve firavunun mumyalanm bedeninin bulunduu muhteem lahit bu odada dururdu. Etrafndaki odalar ise dnyada bilinen en byk hazinenin sakland depolard. Bu hazine, her iki krallkta ve snr komusu olan lkelerdeki tm hrsz ve mezar soyguncularnn itahn kabartrd. O kutsal hazineye ulamann bir yolunu bulmak iin her eyi yaparlard. Bu insanlar buradan uzak tutmak iin srekli tetikte bekleyen kk bir ordu gerekiyordu.

Taita hayvanlar sulasnlar ve biraz kendilerine gelsinler diye muhafzlarn orta avludaki kuyunun banda brakt ve kendisi yryerek defin yerine gitti. Kralie Lostris'in lahdine giden yolu gayet iyi biliyordu, nk plann kendisi yapm ve kaznn banda bulunmutu. Lostris btn Msr kralieleri iinde buraya gmlen yegne kralieydi, buras daha ok hkm sren firavunlara ayrlrd. Taita, Lostris'in en byk olu Ma-mose'yi tahta gemeyi baardnda annesini buraya gmdrmesi iin ikna etmiti. Nefer Seti'nin bu dnyadan ayrlp sonraki dnyaya gecei ana hazr olsun diye kazlmakta olan mozolesini geti. Bir sr ta ustas kayaya ana giri kapsn oymakla urayordu. Sra sra iiler, balarnda dengeledikleri sepetlerle molozlar tamaktayd. zerlerini kaln bir toz tabakas kaplamt. Mimarlardan ve ustabadardan oluan kk bir grup ise tepelerde durmu aadaki koturmacay izliyordu. Vadide keski, keser ve mh sesleri yanklanyordu. Taita merasim yolundan gze arpmadan yolun daralp iki kanala ayrld noktaya kadar ilerledi. Soldaki yola sapt. Elli adm sonra bir keyi dnd ve Lostris'in kaya yamacna oyulmu mezar tam karsna k-b. Giri muazzam granit stunlarla evriliydi ve ta bloklardan oluan bir duvarla mhrlenmiti. Duvarn st svanm ve ok gzel renklendirilmi bir duvar resmiyle sslenmiti. Kabartma resimde kralienin yaamn103 Wilbur Smith dan grntler yer alyordu: Lostris kocas ve ocuklaryla yuvasnda mutlu bir haldeyken, sava arabasn srerken, Nil'de balk avlarken. Ceylan ve su kuu avlarken, Hiksos igalcilerine kar ordularn ynetirken, halkn bir gemi filosuyla Nil elalelerinden geirirken ve Hksoslar son kez yendikten sonra yurda dnerken. Taita'nn bu resimleri yapmasnn ardndan yetmi yl gemiti ama renkler hl canlyd. Mozolenin giriinde yas tutan biri daha vard. Tepeden trnaa tanra sis rahibelerinin giydii siyah giysiler iindeki bir kadnd bu. Duvar resminin nnde huu iinde diz kt. Taita, ona engel olmamak iin kenarda beklemeye karar verdi. Yana dnd ve beklemek zere kayann glgesine yerleti. Resimlerde Lostris'in yzn grebiliyor, mutlu anlan anmsyordu. Bulunduu yerde vadi sessizdi: kaya duvarlar aadaki iilerin kard sesleri emiyordu. Bir sre mozoledeki rahibenin varln unuttu, ama sonra kadn ayaa kalkt ve Taita'nn dikkati tekrar ona yneldi. Kadn kolunun yeninden kk bir metal alet, belki bir keski ya da bak kardnda hl arkas Taita'ya dnkt. Sonra parmaklarnn ucunda ykseldi ve Taita'nn dehetle bakan gzlerinin nnde aletiyle duvar resmine saldrd. Taita, "Ne yapyorsun kak kadn?" diye bard. "Bu bir kral mezar. Hemen dur!" Sanki bir ey dememiti. Kadn, ona hi aldrmadan hzl darbelerle Lostris'in yzn paralyordu. Alttan beyaz badana kmaya balamt. Taita ayaa frlad ve komaya balad. Bir yandan da barmaya devam ediyordu. "Dur! Duyuyor musun beni? Saygdeer barahibine bunu bildireceim. Kutsal eylere yaptklarn yznden hak ettiin cezay grmeni salayacam. Tanrann gazabn stne ekiyorsun..." Rahibe, ona bakmaya tenezzl etmeden giriten ayrld ve zellikle ardan alarak vadide uzaklamaya balad. Taita fkesi burnunda arkasndan kouyordu. Artk barmay kesmi ama sa elinde tuttuu ar asasn havaya kaldrmt. Kadnn yaptklarnn sonularndan kamasna gz 104 11. Yazt ymmamaya kararlyd ve sinirinden zihni bulanmt. O anda kadnn kafasna asay indirip kafatasn paralayabilirdi. Rahibe vadinin keskin bir dneme yapt yere vard. Durup omzunun stnden Taita'ya bakt. Krmz salyla yzn ve san neredeyse tamamen rtmt, sadece gzleri aktayd.

Taita'nn fkesi ve deheti geti, yerini huu ve hayranlk ald. Kadnn baklar sakin ve durgundu, gzleri mezardaki portredeki gzlerdi. Taita bir an ne kprdayabildi ne de konuabildi. Konumay baardnda sesi bouk bir cyaklamayd. "Bu sensin!" Kadnn baklar Taita'nn yreini yakan bir kla parlad ve az rtl olduu halde Taita, onun glmsediini anlad. Kadn bu iddiaya cevap vermeyip ban sallamakla yetindi ve ban evirip salna salna ta duvara doru ilerledi ve keden dnp kayboldu. Taita, "Hayr!" diye lgnca haykrd. "Beni byle brakp gidemezsin. Bekle! Beni bekle!" Kadnn peinden atlp onun gzden kaybolmasndan birka saniye sonra, eli ona doru uzanm olarak keyi dnd. Sonra durdu ve eli yanna dt, karsnda vadinin st ucu duruyordu. Bulunduu yerden elli metre tede, bir da keisinin bile trmanamayaca- diklikteki gri kayalarla vadi bitiyordu. Kadn yok olmutu. "Lostris, seni reddettiim iin beni bala. Bana dn sevgilim." stne dalarn sessizlii kt. Byk bir aba harcayarak kendini toplad ve yararsz yakarlarla zaman harcamay brakp onun saklanabilecei bir yank veya vadiden gizli bir k yolu var m, diye aratrmaya balad. Hibir ey bulamad. Geldii yola bakt ve vadi tabannn kayalardan dklen beyaz bir tozla kapl olduunu fark etti. Kendi ayak izleri net bir ekilde grnyordu, ama baka iz yoktu. O hibir iaret brakmamt. Bezgin bir ekilde onun mezanna doru yneldi. Girite durdu ve onun badanann zerine hiyeroglifle yazd yazy grd. "Alt parmak yolu gsteriyor," diye yksek sesle okudu. Hibir anlam veremedi. "Yol" derken neyi kastetmiti? Bu sahiden bir yol muydu, yoksa bir tutum veya yntem mi? 105 Wilbur Smith Alt parmak? Acaba farkl ynleri mi gsteriyorlard yoksa tek bir yn m? Takip edilecek alt ayn iaret mi vard? arp kalmt. Yazy] bir daha yksek sesle okudu. "Alt parmak yolu gsteriyor." O harfleri tekrarlarken badanaya kaznan harfler gznn nnde yok oldu. Lost-ris'in portresi zarar grmemi olarak duruyordu. Her ayrnts aynen yaplmt yeniden. Taita hayretler iinde uzanp eliyle resmi okad. Resmin yzeyi dzgn ve kusursuzdu. Geri ekilip biraz daha inceledi. Tebessm tam olarak kendi yapt gibi miydi yoksa kurnazca deitirilmi miydi? Yumuak myd yoksa alayc m? Samimi miydi yoksa esrarengiz mi? yicil miydi yoksa artk ktln eli mi demiti? Emin olamyordu. "Sen Lostris misin, yoksa bana ikence etmek zere gnderilen ahlaksz bir hayalet mi?" diye sordu. "Lostris bu kadar zalim olabilir miydi? Bana yardm ve rehberlik mi neriyorsun yoksa yoluma tuzaklar ve kapanlar m dyorsun?" Sonunda arkasn dnp muhafzlarn bekledii kaleye gitti. Hayvanlarna bindiler ve Teb'e dnmek zere yola koyuldular. Firavun, Nefer Seti'nin sarayna vardklarnda karanlk kmt. Taita nce Ramram'a gitti. "Firavun hl mecliste. Bu gece planland gibi seninle bulaama-yacak. aracak diye beklemene gerek yok. Onunla yarn gece buluman emretti. Sana btn itenliimle minderine yatp uyuman neriyorum. Yorgun grnyorsun." Taita, Ramram'n yanndan ayrlp doruca Demeter'in odasnda gitti, Meren'le yal adam bao tahtasnn stnden birbirlerine bakyorlard. Taita ieri girince Meren ar bir rahatlama hareketiyle ayaa frlad. Bao 106 11. Yazt 0yununun etrefilli hamleleri ona gre deildi. "Ho geldin Byc. Tam zamannda gelip beni kk dmekten kurtardn." Taita, Demeter'in yanna oturdu ve hemen salk durumunu ve bann halini sordu. "Seyahatin skntlarn geride brakm grnyorsun. Sana iyi baktlar m?" "lgine teekkr ederim, gerekten de iyiyim," dedi Demeter.

"Bunu duyduuma sevindim, nk yarn sabah erken kalkmamz gerekiyor. Seni Memnon sarayna gtreceim, orada yeni bir dinin retilerini dinleyeceiz. Yeryzndeki tm uluslara hkim olacak yeni bir tanrann geliini kehanet eden bir adam varm." Demeter glmsedi. "Zaten haddinden fazla tanrmz yok mu? Bence bu kadar bizi zamann sonuna kadar idare eder." "Ah dostum, bana da yle geliyor. Ama bu khine gre, eski tanrlar yok edilecekmi, tapnaklar yklacak ve rahipleri yeryznn bittii yerlere gnderilecekmi." "Acaba tek ve biricik Ahura Maasda'dan m sz ediyor? Eer yleyse bu yeni bir din deil." "Ahura Maasda deil, ondan daha korkun ve glym. nsan ekline girip aramzda yaayacakm. Halk, onun merhametine dorudan nail olacakm. lleri geri getirme gc de varm ve hak ettiine inand kiilere lmszlk ve sonsuz mutluluk verebiliyormu." "Byle sama bir duyuru ile biz niye uramak zorundayz Taita?" Sesinde bir huzursuzluk vard. "Bizin halletmemiz gereken ok daha nemli meseleler var." "Bu khin de halkn arasnda gizlice dolaan pek oklarndan biri, belli ki ok sayda insan bu dine dndryor, bunlarn arasnda Msr kraliesi ve Firavun Nefer Seti'nin ei Mintaka da Var." Demeter ne eildi, ciddilemiti. "Kralie Mintaka'da bu samalkla inanmayacak kadar saduyu vardr mutlaka?" 107 Wilbur Smith "Yeni tanra gelince ilk yapaca ey Msr' hastalklardan kurtarmak ve hastalan iyiletirmek olacakm. Mintaka vebadan len ocuklarn da mezardan karp dirilteceine inanyor." "Anlyorum," dedi Demeler dnceli bir tavrla. "Bir anne iin bu kar konulmaz bir yem. Peki baka ne sebep var bizim gitmemiz iin?" "Khinin ad Soe." Demeter arm grnyordu. Taita, "Harflerin srasn deitir. Tenmass alfabesini kullan," dedi ve Demeter'in aknl geiverdi. "Eos," diye fsldad. "Av kpeklerin cadnn kokusunu alm Taita." "Ve onu inine kadar yakndan takip etmeliyiz." Taita ayaa kalkt. "Uyusan iyi olur. Gne domadan Meren'i yollayp aldracam seni." Daha afak douda soluk gri bir hayalken, Habari atlar ve Demeter'in devesini getirmi avluda bekliyordu. Demeter tahtrevanna uzand, Taita ve Meren de iki yannda atlaryla geliyorlard. Muhafzlar onlar nehrin s yerinden geirdiler, karlarna tek bir karakurbaas kt. O da onlar grnce kat ve bir engelle karlamadan dier kyya getiler. Memnon saraynn etrafndan dolap arka kapya ulatlar, Taita ile Demeter hayvanlann Meren'le Habari'ye emanet ettiler. Mintaka'nn sz verdii gibi hizmetilerinden biri kapda onlar karlamak zere bekliyordu. Bycleri birtakm geitlerden ve tnellerden geirip msrife para harcanarak denmi bir odaya soktu, ierisi tts ve parfm kokuyordu. Yerde ipek hallar ve kabank minderler vard. Duvarlara bol ilemeli goblenler aslmt. Hizmeti kar duvara gitti ve harem penceresini gizleyen kapan kolunu ekti. Taita da oraya koup nceki gn Mintaka ile oturduu odaya bakt. Oda botu. Tatmin olan Taita, Demeter'i kolundan tu108 11. Yazt pencerenin nne gtrd. Minderlerin zerine yerletiler. Odaya gi-en garip adam grmek iin fazla beklemeleri gerekmedi. Adam orta yal, uzun ve inceydi. Omuzlarna dklen gr bukleleri de tpk ksa ve sivri sakal gibi yol yol aarmt. zerinde rahiplerin giydii trden uzun siyah bir cppe vard, cppesinin etekleri kehanet sembolleriyim sslyd ve boynunda da bir by kolyesi aslyd. Adam odada tur-larnaya balad, arada durup duvara asl rtleri kaldryor, altlarn kontrol ediyordu. Harem penceresinin nnde de durdu ve yzn pencereyi gizleyen kafese yaklatrd.

Yakkl ve zeki ifadeli bir yz vard, ama en arpc yan gzleriydi: bunlar delice bir atele parlayan fanatik gzlerdi. Demek bu Soe, diye dnd Taita. Hi kukusu yoktu. Demeter'in elini alp skca tuttu ve glerini birletirerek gizlenme ve korunma bys yaptlar, nk dier adamn ne tr yeteneklere sahip olduunu bilmiyorlard. Kafesten tekrar adama baktlar, btn glerini etraflarnda onlar gizleyen bir perde olumas iin ona doru ynlendirdiler. Bir sre sonra Soe homurdand, tatmin oldu ve dier tarafa dnd. Gzlerini uzak tepelere dikip pencerenin nne oturup beklemeye balad, tepeler sabah gneinin portakal rengi nda kmr gibi parlyordu. O bylesine dalmken, Taita da Gz'n at. Soe bir bilgin deildi, nk etrafnda onu saran bir aura vard, ama bu Taita'nm daha nce grdklerine hi benzemiyordu: deikendi, bir an gl bir ekilde parlyor, sonra snkleiveriyordu. Rengi morla parlak krmz arasnda gidip geliyor, ardndan mat bir kuruniye dnyordu. Taita kabalk ve zalimlikle yozlam keskin bir zek alglamt. Soe'nin dnceleri karmak ve elikiliydi, ama hi kukusuz, nemli psiik gler gelitirmiti. Bir grup kadn glerek ieri girince, Soe abucak pencereden uzaklatKadnlarn banda, heyecanla Soe'ye koup sevgiyle sanlan Mintaka vard. Taita irkildi: bir kralie iin bu sra d bir davrant. Taita'ya ancak ikisi yalnzken sarlrd, hizmetilerinin nnde deil. Soe'nin bu kadar et109 Wilbur Smith kii altna girdiini daha nce fark etmemiti. Mintaka, Soe'nin bir kolu omzuna sarl dururken hizmetileri gelip adamn nnde diz ktler. "Kutsa bizi yce peder," diye yalvardlar. "Bizim iin tek ve biricik tanraya dua et." Adam onlara doru bir kutsama iareti yapt ve kadnlar kendilerinden getiler. Mintaka, adam arkal kendisininkinden daha yksek bir yastk ynna oturttu ve kendisi de gen kz gibi bacaklarn altna toplayarak oturdu. Sonra kasten harem penceresine doru dnd ve Taita'nn oradan izlediini bilerek glmsedi. Sanki Soe uzak bir lkeden getirilmi egzotik bir ku ya da yabanc bir hkmdar tarafndan armaan edilen deerli bir mcevher-mi gibi, Taita'nn onayn almak iin son marifetini sergiliyordu. Taita bu tedbirsizlik yznden korktu ama Soe kmseyen bir edayla hizmetilerle konuuyordu ve kralienin bakn grmedi. Sonra Mintaka'ya dnd. "Yce majeste, son karlamamzda syledikleriniz zerinde ok dndm. Tanraya itenlikle dua ettim ve o da bana merhametle yant verdi." Taita yine armt. Bu adam bir yabanc deil, diye dnd. Msrlyd. Dili mkemmel konuuyordu. Yukar Krallk'taki Asuvan'dan gelenler gibi bir aksan vard. Soe, "Bu meselelerin yle bir arl ve nemi var ki, ancak sizin kulaklarnz duymal. Hizmetilerinizi gnderin," diye devam etti. Mintaka ellerini rpt. Kzlar ayaa fsldayarak rktlm fareler gibi dan katlar. "nce, kocanz Firavun Nefer Seti meselesi," dedi ikisi ba baa kalnca. "Bana cevab u ekilde iletmemi emretti." Durdu, sonra Mintaka'ya doru eildi ve kendisine ait olmayan, bal gibi tatl bir kadn sesiyle konumaya balad. "Ben geleceim zaman Nefer Seti'yi sevgi dolu kollarmla kucaklayacam ve o da bana neeyle gelecek." 110 11. Yazt Taita irkildi ama yannda Demeter rpnmaya balamt. Taita, onu yattrmaya alt, aslnda kendisi de neredeyse onun kadar heyecanlanmtDemeter tir tir titriyordu. Taita'nn elini ekitirdi. Taita dnp baknca onun dudaklaryla, "Cad! Bu Eos'un sesi!" dediini grd, dediklerini sanki bararak sylemi gibi gayet net anlamt. Evet bu ses Taita'nn trans halindeyken Demeter'den ekip ald sesti.

"Ama hepsinin efendisi atetir," dedi o da ayn biimde ve ellerini yukar kaldrd. Soe hl konuuyordu ve dnp dinlemeye baladlar. "Onu tm maddi krallklarmn egemeni yapacam. Yeryzndeki tm uluslann btn krallar onun sadk bendeleri olacak. Benim admla ebediyen an ve eref iinde yaayacak. Sen de sevgili Mintaka, onun yannda oturacaksn." Mintaka sevin ve rahatlama duygularyla alamaya balad. Soe babacan bir hogryle onu izledi ve kendini toparlamasn bekledi. Sonunda Mintaka gzlerini silip adama glmsedi. "Ya ocuklarm, len bebeklerim?" Soe, "Onlar zaten konumutuk," diye hatrlatt kibarca. "Evet! Ama yeterince duyamadm. Ltfen kutsal khin, sana yalvaryorum..." "Tanra onlarn sana geri verilmesini buyurdu, doal yaamlarnn tamamn yaayacaklar." "Baka ne buyurdu? Ltfen tekrar syle." "Onun sevgisine layk olduklarn kantlaynca, btn ocuklarna ebedi genlik verecek. Seni asla terk etmeyecekler." Mintaka, "Ben haznm her eye gc yeten Tanra'nn gl khini," diye fsldad. "Bedenimi ve ruhumu tmyle onun arzularna sunuyorum." Dizlerinin stnde srnerek Soe'ye yaklat. Gzyalarnn ayaklarna akmasna izin verdi ve sonra da salaryla kurulad. 111 Wilbur Smith Bu Taita'nn hayatnda grd en tiksindirici manzarayd. Kafesin ardndan O Yalan in ua! Pisliiyle seni kirletmesine izin verme, diye barmamak iin bilinli bir aba harcamak zorunda kalmt. Mintaka, hizmetilerini ard ve sabahn geri kalan ksmnda Soe'nin nnde oturdular. Kzlardan hibiri onun rettiklerini kavrayacak zekya sahip olmad iin konumalar ksa zamanda baya bir hal ald. Soe basitletirilmi bir dille tekrar tekrar ayn eyleri anlatmak zorunda kalyordu. Kzlar ksa srede bundan da skldlar ve sama sorularyla adam bunalttlar. "Tanra bana iyi bir koca bulacak m?" "Bana gzel eyler verecek mi?" Soe onlara byk bir hogr ve sabrla davrand. Taita, Demeter'le ikisinin renecekleri kadarn rendikleri halde sessizce harem penceresinin ardnda oturmaktan baka bir ey yapamayacaklarn fark etti. Gitmeye kalksalar, hareketleri khini uyarabilirdi. leden az nce, Soe, tanraya uzun bir dua ederek toplanty bitirdi. Sonra kadnlar bir daha kutsad ve tekrar Mintaka'ya dnd. "Daha sonra gelmemi ister misiniz majesteleri?" "Tanrann akladklarn dnmem gerek. Ltfen yarn sabah gelin, o zaman biraz daha konuabiliriz bu konularda." Soe ban edi ve ekildi. O gider gitmez Mintaka hizmetilerini yollad. "Taita, hl orada msn?" "Evet buradaym majeste." Mintaka kafesi at ve, "Onun ne kadar akll ve bilgili olduunu sylememi miydim? Ne kadar harika eyler sylyor deil mi?" dedi. "Gerekten olaanst eyler," dedi Taita. "Yakkl da, deil mi? Ona btn-kalbimle gveniyorum. Kehanetlerinin ilahi gerekler olduuna, tanrann kendisini bize gstereceine 112 11. Yazt btn dertlerimize deva olacana inanyorum. Ah Taita, sen de inan-vor musun sylediklerine? Mutlaka inanman lazm!" Mintaka dini bir hezeyan iindeydi ve Taita u an yapaca herhangi bir uyarnn ters tepeceini biliyordu. Demeter'i alp burada duyduklarn rahata tartabilecekleri ve bundan sonra nasl hareket edeceklerine karar verecekleri bir yere gtrmek istiyordu ama nce Mintaka'nn Soe'ye yapt vgleri dinlemek zorundayd. Nihayet kralie methiye dzmeyi bitirince, Taita kibarca, "Demeter de ben de btn bu heyecandan olduka yorgun dtk. stelik, youn ileri biter bitmez Firavun'la bulumaya da sz vermitim, o yzden hemen Teb'e

dnmek zorundayz. Ama en ksa zamanda tekrar geleceim ve oturup bunlar daha derinlemesine konuacaz kraliem." Kralie gnlszce gitmelerine izin verdi.

Tekrar hayvanlarna binip nehir yoluna der dmez Taita ve Meren tahtrevann iki yanndaki yerlerini aldlar. Sonra da Taita ile Demeter, Msr dilinden Tenmass diline dndler, bylece muhafz birliindekiler konutuklarn anlamayacakt. Taita, "Soe'den ok nemli epeyce bilgi edindik," diyerek konuyu at. "En nemlisi, cadnn varln biliyor oluu," dedi Demeter. "Onun konumasn duymu. Sesini mkemmel bir ekilde taklit edebiliyor." "Sen cadnn ses rengini benden iyi biliyorsun ve hakl olduundan hi kukum yok," diye ona hak verdi Taita. "nemli saydm bir husus daha var. Soe Msrl. Yukar Krallk aksanyla konuuyor." "Ben bunu fark etmemitim. Dilinizi nanslar anlayacak kadar iyi bilmiyorum." 113 F: 8 Wilbur Smith Taita, "Cadnn imdiki gizlenme yerini gsteren bir ipucu olabilir bu. Eer Soe'nin Teb'e ulamak iin uzak bir yoldan gelmediini varsayarsak, aratrmamza ki Krallk'tan veya en azndan hemen bunlarn s-nrndaki yerlerden balamamz gerekir." "O blgede hangi volkanlar bulunuyor?" "Msr'da ne volkan ne de byk gller var. Nil Orta Deniz'e dklyor. Bu, kuzeye en yakn su. Etna on gnlk yelken mesafesinde. Eos'un orada olmadndan emin misin hl?" "Eminim." Demeter ban sallad. "Pekl. O ynde baka hangi byk volkan var?" dedi Taita. "Et-na'nn karsndaki anakarada bulunan Vezv m?" Demeter kararsz bir tavrla alt dudan kemirdi. "Bu kpek orada da avlanmayacak," dedi sonunda. "Onun elinden katktan sonra, Vezv'n otuz fersah kuzeyine kadar uzanan bir manastrda kalmtm. Cad o kadar yaknlarda olsayd eminim ki, varln hissederdim ya da o benimkini hissederdi. Hayr Taita, baka yerlere bakmamz lazm." "imdilik senin igdlerine gre hareket edelim," dedi Taita. "Dou snrmzda Kzldeniz var. Arabistan'da veya Kzldeniz kylarna yakn bir yerde bir volkan bilmiyorum. Sen biliyor musun?" "Hayr, oralara gitmitim ama ne bir volkan grdm ne de olduuna dair bir ey duydum." "Zagreb Dalar'nn tesindeki topraklarda iki tane volkan grmtm, ama onlarn etraf muazzam ovalarla ve sradalarla evriliydi. Aradmz tarife uymuyorlar." "Msr'n gneyinde ve batsnda daha byk topraklar var," dedi Demeter. "Ama baka bir olasl dnelim. Afrika'nn ilerinde byk nehirlerle gller ve onlardan birine yakn bir volkan olabilir mi?" "Ben duymadm... ama, dur, kimse Etiyopya'dan gneyi kefetm'5 deil." 114 11. Yazt "Duyduuma gre, Msr'dan g edilirken sen Kralie Lostris'e Kuzey Rzgr lkesi Qebui'ye kadar rehberlik etmisin, yani Nil'in iki (TI akntya ayrld yere kadar."

"Doru. Qebui'den sol kolu takip ederek Etiyopya Dalan'na doru citmitik. Sa kol, ileri gitmeyi imknsz hale getiren sonsuz bir bataklktan douyor. Hi kimse onun gney ucuna kadar gidemedi. Bazlar batakln aerekten sonsuz olduunu, ta dnyann sonuna dek gittiini sylyor.'' 'O zaman, Hathor Tapna'ndaki rahiplerin bulaca dier fikirleri duymay beklememiz lazm. Ne zaman haber verecekler bize?" "Barahibe on gn iinde gitmemi sylemiti," diye hatrlatt Taita. Demeter tahtrevannn perdesini kenara ekti ve dnp tepelere doru bakt. "Tapnaa yaknz u anda. Oraya gidelim, rahibelerin konukseverliine snalm ve gece uyuyacak birer dek isteyelim. Sabaha ha-ritaclaryla ve corafyaclanyla oturup alabiliriz." Taita, "Firavun huzuruna aracak olursa adamlar bulamaz beni," diye mrldand. "Saraydan tekrar aynlmadan nce onu bir grsem daha iyi olur." Demeter, Habari'ye. "Birlii durdur," diye seslendi. "Hemen durun, sana sylyorum." Sonra Taita'ya dnd. "Seni korkutmak istemiyorum Taita, ama artk benim zamanmn yaklatn hissediyorum. Ryalar gryorum ve karanlk sezgilerim var. Senin ve Meren'in saladnz korumaya ramen, cad yaknda beni yok etmeyi baaracak. Sayl gnm kald."

Wilbur Smith Bir cevap gerekmiyordu. Onun yerine Taita dnp Habari'yi ard. "Birlii geri dndr. Hathor Tapma'na gidiyoruz." Arada bir fersah mesafe ya var ya yoktu. Bir sre sessizce yol aldlar, sonunda Demeter yeniden konumaya balad. "Benim yal, takatsiz bedenim olmaynca daha hzl yol alrsn." "Kendine kar ok acmaszsn," diye sylendi Taita. "Senin yardmn ve fikirlerin olmasa asla bu kadarn yapamazdm." "Avn sonuna ve ldrme anna dek yannda olmak isterdim. Ama yle olmayacak." Bir sre daha sustuktan sonra devam etti. "Soe ile nasl baa klacak? nnde ak bir yol var. Eer Firavun, Soe'nin Mintaka'y bylediini ve onun kafasna ektii fikirleri duyarsa, onu yakalatmak iin askerlerini yollar ve sen de onu bask altnda sorgulama ansna sahip olursun. Duyduuma gre Teb'deki zindanclar ilerinde hayli ustaym. kence fikri sana kt m geliyor?" "Eer Soe'nin fiziksel ac ekmekle yetineceini dnsem, umurumda bile olmazd. Ama onu sen de grdn. Adam cady korumak iin kendi isteiyle lr. Onunla o kadar yakn balan var ki, strap ektiini ve bunun sebebini hemen anlar. Firavun ile Mintaka'mn, etraflarna lmlerine yol aacak bir a rdn anladklarn tahmin eder." "yle olur," dedi Demeter. "Dahas, Mintaka, Soe'nin yardmna koar ve Nefer de aslnda onun kendisine kar komplo kurmaktan sulu olduunu anlar. Bu onlarn akn ve birbirlerine duyduklar gveni yok eder. Onlara byle bir ey yapamam." "O zaman cevab tapnakta bulmay mit etmek zorundayz." Rahipler uzaktan geldiklerini grp onlar karlasn ve ana girie ulaan yokuu karken yol gstersin diye iki rahibe aday yolladlar, ba-rahibe de merdivenin banda bekliyordu. 116 11. Yazt "Seni grdme ok sevindim Byc. Ben de Teb'e bir ulak gnderip Nubank Birader'in istediin eyi byk bir gayretle hazrladn bildirecektim. Bulduklarn anlatmaya hazr. Fakat sen benden nce davrandn." Taita'y bir anne gibi kucaklad. "Binlerce kez ho geldin. Tapnak hizmetlileri erkekler blmnde bir yer hazrlyor sana. Bizimle dilediin kadar kalmalsn. Bilgi dolu konumalarn dinlemeyi drtgzle bekliyorum." "ok nazik ve zarifsin barahibe. ok bilgili ve nl baka bir bycyle birlikteyiz."

"O da buyursun. Adamlarnza da seyislerin blmnde yer hazrlanyor." Hayvanlarndan indiler ve tapnaa girdiler, Meren, Demeter'e yardm ediyordu. Ana salonda, nee, annelik ve sevgi tanras Hathor'un heykeli nnde durdular. Tanra, benekli bir inek eklinde tasvir edilmiti ve boynuzlan altn bir ayla sslyd. Rahibeler dua ettiler ve sonra bir papaz aday arp Taita ile Demeter'i rahiplerin blmne gtrmesini sylediler. Papaz aday iki adam ta duvarl bir hcreye gtrd, kar duvarn dibine iki tane dek serilmi, el yz ykamalar iin birer leen su braklmt. "Akam yemei vaktinde gelip sizi yemekhaneye gtreceim. Nubank Birader de orada olacak." Yemekhaneye girdiklerinde, elli kadar rahip oturmu yemeklerini yiyorlard. lerinden biri hemen yerinden frlad ve onlar karlamaya ko-tu- "Ben Nubank. Ho geldiniz." Uzun boylu ince bir adamd, kadidi k-m' gibiydi. Bu zor zamanlarda Msr'da ancak bir, iki tane iman insan Kalmt zaten. Yemek de basitti: bir anak orba ve kk bir marapada 117 Wilbur Smith bira. Nubank dnda herkes sessiz sessiz yemeini yiyordu, o ise hi durmadan konumaktayd. Crtlak bir sesi, kendini beenmi bir tavr vard. "Yarn nasl kurtuluruz bilmiyorum," dedi Taita hcrelerine dnp yatmaya hazrlanrkeSn. "yi kalpli Nubank Birader'i dinlerken uzun bir gn geireceiz." "Ama corafya bilgisi olaanst," diye belirtti Demeter. "Doru sylyorsun Byc," diyen Taita uyumak zere yana dnd. Bir papaz aday gelip kahvaltya ardnda daha gne domamt. Demeter o gn daha da gsz grnd iin Taita ile Meren yataktan kalkmasna yardm ettiler. "Bala beni Taita. Pek uyuyamadm." "Ryalar m?" diye Tenmass dilinde sordu Taita. "Evet. Cad, bana yaklayor. Artk ona direnecek gc bulamyorum." Taita da skntl ryalarla uramt. Bu sefer, piton geri dnmt. Onun vahi kokusunu burun deliklerinde ve genzinde hissediyordu hl. Ama kendi kuruntularn gizledi ve Demeter'e kar gven verici bir tutum taknd. "Daha seninle ok yollar aacaz." Kahvaltda sert, kk birer dilim karabuday ekmei ile yine birer marapa bira vard. Nubank Birader, gece kald yerden monologunu srdrd. Neyse ki, kahvalt abucak bitti ve bir para rahatlayarak Nubank'in arkasndan dolambal koridorlardan, geitlerden geerek tapnan ktphanesine gittiler. Buras byk, souk bir odayd, btn duvarlan yerden tavana kadar tatan kitap raflan ile doluydu ve baka herhangi bir dekorasyon ya da ssleme bulunmuyordu; raflarda binlerce papirs rulosu diziliydi. papaz aday ve iki yeni papaz Nubank Birader'i beklemekteydi-Ellerini nde kavuturup sraya girmiler, itaatkr bir tavrla duruyorlard118 11. Yazt Bunlar Nubank'n asistanlaryd. Korkularnn hakl bir nedeni vard: Nubank onlara kar ezici bir tutum sergiliyor, honutsuzluunu veya aalamalarn en sert biimde dile getirmekten kanmyordu. Taita ile Demeter ortadaki alak masann bana oturunca, Nubank dersine balad. Masann zeri de papirs rulolaryla doluydu. Yaknlarnda byk bir su kayna olmasna bakmakszn, btn volkanlar ve termal olgular teker teker saymakla ie balad. Her blgenin adn syledikten sonra, dehet iindeki asistanlardan birini raflardan gerekli rulolar almaya yolluyordu. ou zaman bunun iin rk ark bir merdivene klmas gerekiyor, o arada da Nubank merdivendeki kiiyi bir hakaret sil-silesiyle ynetiyordu. Taita bu can skc

duruma kibarca mdahale edip adam kendi asl istedii cevaplara ekmeye alsa da, Nubank tatl tatl ban sallayp kendi bildiini okuyordu. Talihsiz bir papaz aday Nubank'n tercih ettii kurband. Zavall ekilsiz bir yaratkt: vcudunun kusurlu olmayan, bozulmam yeri yok gibiydi. Tral kafas uzundu, pul pul olmu kuru bir deriyle kaplyd ve stne stlk bir de dknts vard. Kalar, kk, birbirine yakn, donuk bakl a gzlerinin stnden fkryordu. ri dileri, aynk st dudandan dar tayor, nadiren konutuunda salyas akyordu. enesi o kadar sert bir ekilde geriliyordu ki, yok gibiydi. Sol yananda kocaman mor bir doum lekesi vard, gs ieri kkt ve srtnda koca bir kambur bulunuyordu. rp gibi bacaklar ayn zamanda arpkt ve iki yana sallanarak yrmesine neden oluyordu. le vakti, yine bir papaz aday gelip yemee ard. Hep yan a olan Nubank ve asistanlar bu arya evkle yant verdiler. Yemekte, Taita kambur papaz adaynn onunla gz gze gelmek iin lgnca ataklar yapan fark etti. Gen adam, Taita'nn dikkatini ektiini anlar anlamaz ayaa kalkp telala kapya gitti. Orada dnp arkasna bakt ve Taita'nn da kendisini takip etmesini istediini belirten bir ba hareketi yapt. 119 Wilbur Smith Taita minik dostunu terasta kendisini bekler buldu. Adam yine bir ba iareti yapp dar bir geidin giriinde kayboldu. Taita da peinden gitti ve az sonra kendini tapnan kk avlularndan birinde buldu. Duvarlarda Hathor'un rlyefleri ve ortada Firavun Mamose'nin bir heykeli vard. Adam heykelin arkasna saklanmt. "Yce Byc! Sana anlatmam gereken bir ey var, ilgini ekebilir," diyerek kendini yere att ve Taita, onun yanna gitti. "Ayaa kalk," dedi yumuak bir sesle. "Ben kral deilim. Senin adn nedir?" Nubank Birader, ona sadece, "Hey sen," diye hitap ediyordu. "Bana Tiptip diyorlar yrme eklim yznden. Bykbabam, Msr'dan Etiyopya'ya g edildii srada Kralie Lostris'in saraynda doktordu. Sizinle sk sk konumu. Belki onu hatrlarsnz Byc. Ad Siton'du." "Siton mu?" Taita bir an dnd. "Evet! ocuk denecek yatayd, kancal ok ularn kakla karmakta ok baarlyd. Pek ok askerin hayatn kurtarmt." Tiptip sevinle srtt ve yark duda iyice aynld. "Ne oldu bykbabana?" "htiyarlayp huzur iinde ld, ama gitmeden nce o tuhaf gney diyarlarnda yaadnz maceralarla ilgili pek ok ilgin yk anlatmt. Oralarn insanlarn, hayvanlarn tarif ederdi. Ormanlar, dalar ve dnyann ucuna kadar uzanan byk batakl anlatrd." "Heyecanl dnemlerdi Tiptip." Taita, onu yreklendirmek iin ban sallad. "Devam et." "Halkmzn Nil'in sol kolunu takip ederek Etiyopya dalarna ulatn, Kralie Lostris'in bir birlii de keif yapmak zere sa kol boyunca gnderdiini sylemiti. General Lord Aquer'in komutasnda o byk batakla dalan birlii bir daha gren olmam, sadece bir tek kii kurtulmu. Bu doru mu Byc?" "Evet Tiptip. Kralienin birlii yollayn hatrlyorum." General Aquer'in o birliin bana geirilmesini kendisi nermiti. Bela karan 120 11. Yazt bir adamd, halk ondan honut deildi. Ama bundan sz etmedi. "Sadece bir kiinin oradan dnd de doru. Ama o kadar hastalanm ve yolculuun zorluklan yznden o kadar g kaybetmiti ki, aramza dndkten birka gn sonra ateler iinde yanarak ld." "Evet, evet!" Tiptip heyecandan Taita'nm koluna yapt. "O zavally bykbabam tedavi etmi. Sylediine gre adamcaz nbet geirirken, yksek dalar ve ucu buca grnmeyen glleri olan bir lkeden sz edermi." Taita'nm ilgisi artt. "Gller! Bunu daha nce hi duymamtm. Ben o kurtulan adam hi grmedim. O hayatn kaybettii Qebuf ye geldiinde ben iki

yz fersah uzakta, Etiyopya dalarndaydm. Aldm raporda da hastann akln karm olduu ve makul ve mantkl bir bilgi veremedii syleniyordu." Taita gzn Tiptip'e dikti ve Gz'n at. Onun aurasndan iten davrandn ve hatrlad gerekleri sylediini anlad. "Bana anlatacak baka eylerin de var galiba Tiptip?" "Evet Byc. Orada bir de volkan varm," dedi Tiptip. "O yzden size geldim. len asker daha nce hi grlmemi yanan bir dadan sz etmi. Byk batakln tesine geince sadece uzaktan grebilmiler. Bacasndan kan dumann gkyznde srekli asl kalan bir bulut gibi olduunu anlatm. Askerlerden bazlar, bunu daha fazla ilerlemelerini istemeyen karanlk Afrika tannlarnm uyans olarak alm, fakat Lord Aquer bunun bir karlama feneri olduunu syleyip oraya ulamaya karar vermi. Yola devam etmelerini emretmi. Fakat ite tam o noktada, volkann uzaktan grld yerde, asker o ateli hastala yakalanm. Birlii onu lme terk edip gneye doru ilerlemeye devam etmi. Fakat asker, dev gibi plak siyah adamlann gl kysndaki kyne ulamay baarm. Onu kye kabul etmiler. Samanlarndan biri bir ila vermi ve evine d-necek kadar iyiletirmi." Tiptip heyecandan Taita'nm kolunu iyice skmaya balad. "Size daha nce anlatmak istedim ama Nubank Birader izin 121 Wilbur Smith vermedi. Yetmi yl nceki kulaktan dolma eyleri size anlatmam yasaklad. Nubank Birader'e itaatsizlik ettiimi sylemezsiniz deil mi? yi kalpli ve kutsal bir adamdr ama kat biri de olabilir." Taita, "Sen doru olan yaptn," diye garanti verdi ve kolunu kavrayan parmaklar kibarca gevetti. Sonra, aniden, daha yakndan bakmak iin Tiptip'in elini kaldrd. "Alt parman var!" diye bard. Belli ki, Tiptip utanmt: elini yumruk yapp kusurunu gizlemeye alt. "Tannlar beni btn bedeni yamuk biri olarak yaratm. Kafam, gzlerim, srtm, kollanm, bacaklarm... neyim varsa arpk ve kusurlu." Gzleri yaard. "Ama gzel bir kalbin var," diye teselli etti Taita. Yumruk yapt avucunu yavaa at ve parmaklan ayrd. Gen adamn normal kk parmann yanndan gdk kalm bir parmak daha kyordu. "Alt parmak yolu gsterecek," diye mrldand. "Ben size bir yol gstermek istemedim Byc. Size kar asla byle bir hakarette bulunamam," diye inledi Tiptip. "Hayr Tiptip, bana byk bir hizmette bulundun. Dostluumdan ve minnettarlmdan emin ol." "Nubank Birader'e sylemeyecek misiniz?" "Hayr. Sana yemin ediyorum." "Hathor sizi korusun Byc. imdi gitmem lazm yoksa Nubank Birader, beni aramaya kar." Tiptip yenge gibi yan yan uzaklat. Taita ona birka dakika verdikten sonra ktphaneye dnd. Demeter ile Meren ondan nce gelmilerdi, Nubank ise azarlamakla meguld. "Neredeydin?" "Tuvaletteydim Birader. Balayn beni. Mideme dokunacak bir ey yemiim." "Sen de benim mideme dokunuyorsun, pislik paras. Hazr gitmiken kendini tamamen kubura atsan daha iyi olurdu." Tiptip'in doum le122 11. Yazt kesine vurdu. "imdi git bana dou okyanusundaki adalarn gsterildii rulolar getir." Taita, Demeter'in yanndaki yerini ald ve Tenmass diliyle, "u kk dostumuzun sa eline bak," dedi. Demeter heyecanla, "Alt parma var," diye fsldad. "Alt parmak yolu gsterecek! Ondan bir ey rendin, yle deil mi?" "Nil Ana'nm sa kolunu takip etmemiz gerekiyor. Orada byk bir gl kysnda bir volkan bulacaz. Eos'un orada gizlendiinden eminim." Ertesi sabah gne domadan epey nce HathorTapma'ndan ayrldlar. Nubank onlara gnlszce esenlikler diledi... daha anlataca elli tane volkan vard.

Teb'in aasndaki sla ulatklarnda hava hl yan karanlkt. Nehir yatana nden Habari ve Meren indiler, onlar Taita ile Demeter takip ediyordu, fakat iki grubun aras olduka almt. ndeki-ler iren kzl birikintinin kenarndan geip kar kyya giden yolu yanladklarnda, Demeter'in devesi amuru gemeye balamt. Tam o anda Taita zerlerinde ktcl bir g toplandn hissetti. Sanki hava aniden soumutu, kulaklar zonkluyor, soluu daralyordu. abucak dnp ksrann sansndan arkaya bakt. Az nce ayrldklan yakada tek bana biri duruyordu. Koyu renk giysileri karanlklara kant halde Taita, onu hemen tanmt. Gz'n at ve adamn etrafnda Soe'nin o farkl aurasm grd, kamp ateinin alevleri gibiydi. Mor ve yeil alacalan olan saldrgan bir krmz renktey-di. Taita bundan daha tehditkr bir aura grmemiti. Tahtrevannda uzanan Demeter'i uyarmak iin, hemen, "Soe burada!" diye bard ama artk ok geti: Soe bir kolunu uzatt ve devenin gemekte olduu birikintiyi gsterdi. Sanki onun buyruuna itaat edermi gi123 Wilbur Smith bi, hemen o anda sudan frlayan canavar gibi bir karakurbaas devenin arka bacana dizinin tam stnden dilerini geirdi. Hayvan dehet iinde brd ve dizgininden kurtulup birikintinin dna kat. Kar kyya ynelmek yerine, geri dnd ve nehir yata boyunca drtnala deli gibi komaya balad, Demeter'in tahtrevan da stnde iki yana savruluyordu. Taita, "Meren! Habari!" diye barp atn mahmuzlad ve devenin peine dt. Meren ve Habari de hemen hayvanlarn dndrp nehir yatandan drtnala gelmeye balamlard. Taita, "Sk tutun Demeter!" diye haykrd. "Geliyoruz!" Duman Yeli adeta altnda uuyordu ama o, Demeter'e yetiemeden, deve baka bir amur birikintisine ulat ve etrafa amurlar sratarak iine dald. Sonra tam nnde amurun yzeyi ald ve baka bir kurbaa kt. Panikten ldrm durumdaki devenin bana kadar srad ve dilerini onun burnuna geirdi. Bir sinire isabet etmi olmalyd, nk devenin n bacaklan annda kvermiti. Sonra srtst yuvarland ve hayvann uzun, sivri dilerinden kurtulmak iin kafasn deli gibi iki yana sallamaya balad. Tahtrevan altnda kalm, arl yznden hafif bambu erevesi amurun iinde paralanmt. Taita, "Demeter! Onu kurtarmamz lazm!" diye Meren'e bard ve ksran hzlandrd. Fakat o daha birikintinin kenarna ulaamadan, Demeter'in kafas yzeye kt. Bir ekilde tahtrevandan kurtulmutu ama bana yapan amurdan yar boulmu haldeydi, ksrp kusuyordu, hareketleri gsz ve dengesizdi. "Geliyorum!" diye bard Taita. "Sakn umudunu kaybetme!" Sonra, aniden, amurda kurbaa kaynamaya balad. Srler halinde amurdan kp bir ceylana saldran vahi kpekler gibi Demeter'in bana tler. htiyar adam lk atmaya alt ve az sonuna dek ald ama i*-ne amur doldu. Kurbaalar onu yzeyin altna ektiler ve bir an iin tekrar yzeye ktnda rpnmalar hemen hemen sona ermi gibiydi- Sadece aadan kurbaalar etini didikledike kprdyordu. 124 11. Yazt Taita, "Buradaym Demeter!" diye mitsizce haykrd. Ksra kudurmu karakurbaalarnn arasna sokamyordu, nk onu da paralayacaklarn biliyordu. Hayvan dizginledi ve srtndan aa kayd, asas da elindeydi. amurda zorlukla ilerlemeye balad ve bir kurbaa suyun a'-tndan bacan srnca strapla soludu. Asasyla hayvana vurdu, vur r-jcen btn fiziksel ve ruhani gcn toplamt. Asann ucundaki darbeyi hissetti ve yaratk bacan brakt. Sonra da srtst suyun stne kp can ekimeye balad. "Demeter!" Onu diri diri yemekte olan hayvanlardan ayrt edemiyordu. Adam ve kurbaalar parlak kara amurdan bir top haline gelmilerdi. Aniden, o yndan iki tane zayf kol uzand ve Taita, Demeter'in sesini duydu. "Benim iim bitti. Yalnz devam etmek zorundasn Taita." Sesi zor duyulmutu, amur ve zehirli kzl sular yutmutu sesi. Sonra, dierlerinden

daha da iri bir karakurbaas enesini Demeter'in bann yan tarafna geirdi ve yal adam son kez suyun dibine ekti. Taita yine de ilerlemeye devam ediyordu ama Meren arkadan yetiip gl koluyla belinden sarld ve onu amurdan ekip terkisine alarak kyya gtrd. Taita kendini kurtarmak iin rpnarak, "ndir beni!" diye haykrd. "Onu bu iren canavarlara brakamayz." Ama Meren brakmad. "Byc yaralsn. Bacann haline bak." Meren, onu yattrmaya alt. Taita'nn bacandan amurla kark kanlar akyordu. "Deme-ter'in ii bitti. Seni de kaybedemem." Meren, Taita'y skca tutarken amurlarn altnda son kez yaanan rpntya baktlar. Meren sakin bir sesle, "Demeter gitti," dedi ve Taita'y ayaklarnn stne yere brakt. Sonra gidip gri ksra yakalad ve geri getirdi. Ta-a nm ata binmesine yardm ederken yumuak bir sesle, "Gitmek zorunuz Byc," dedi. "Burada yapacak bir ey kalmad artk. Yarana bak-an lazm. Hi kukusuz bu karakurbaalarnn dileri zehirlidir ve a-Urda da sana bulaacak bir sr pislik vardr." 125 Wilbur Smith Yine de Taita bir sre daha oyaland, dostundan son bir iaret gre. bilmek iin havadan son bir temas kurabilmek iin baknd ama byle bir ey olmad. Meren kendi atnn zerinden uzanp Taita'nn ksrann da dizginlerini tuttu ve yola koyuldular, Taita da bu sefer itiraz etmemiti Baca aryordu ve kendini okta, eksik hissetmekteydi. Yal lim git. misti ve Taita, ona ne kadar gvendiini anlyordu. Artk cadyla tek ba-na yzleecekti ve bu durum onu dehete dryordu. Saraydaki dairelerine ulanca, Ramram, Taita'nn ykanp amurlardan temizlenmesi iin kle kzlarla semaverler dolusu scak su ve kokulu merhemler yollad. Taita tepeden trnaa temizlenince iki kraliyet doktoru geldi, arkalarnda da kucak dolusu ila ve sihirli tlsm tayan bir asistan ordusu vard. Taita'nn talimatyla Meren onlar kapda karlad ve geri gnderdi. "Msr'n en yetenekli ve bilgili cerrah olan byc yarasyla kendi ilgileniyor. Size de ilginizden tr teekkrlerini sunuyor." Taita yarasn damtlm arapla ykad. Sonra da uyuturucu bir merhem srd ve Meren kandilin alevinde kzdrd bronz bir kakla derin kesii dalad. Bu, Taita'nn ona retebildii birka tbbi beceriden biriydi. Meren iini bitirince, Taita kendini ayltt ve Duman Yeli'nin uzun kuyruk kllarndan birini iplik olarak kullanp yaralan dikti. Kendi karm olan merhemlerden srp keten eritlerle sard. i bittiinde acdan bitkin dmt ve Demeter'i kaybetmenin zntsyle periand. iltesine gmlp gzlerini kapad. Kapda bir karmaa olunca gzlerini at ve tandk, otoriter bir sesin "Taita, neredesin?" diye bardn duydu. "Seni hi gzmn nnden ayramayacak mym ben? Her seferinde bana bir bela saryorsun-Ayp sana! ocuk deilsin ki artk." Bu szlerin hemen ardndan da yer126 11. Yazt vzndeki lahi Tanr Firavun Nefer Seti, hastann odasna dald. Arkasndan da soylular ve refakatileri ieriye dolutu. Taita moralinin ykseldiini ve gcnn yerine gelmeye baladn hissetti. Tmyle yalnz deildi. Nefer Seti'ye glmsedi ve dirseinin stnde dorulmaya alt. "Taita, kendinden utanmyor musun? Ben, seni lm deinde bulacam sanmtm. Oysa sen burada srtst devrilmi, suratnda aptalca bir srtmayla keyif atyorsun." "Majeste, o tebessm varlnzdan duyduum iten sevincin yansmasdr." Nefer, onu kibarca yastklarn stne itti ve maiyetine dnd. "Lord-Ianm, beni burada eski dostum ve retmenim olan byc ile ba baa brakabilirsiniz. htiyacm olunca sizleri aracam." Adamlar dar ktlar ve Firavun, Taita'ya sarlmak iin eildi. "sis'in gsnden gelen tatl st adna, seni

sa salim grdme ok sevindim, ama arkadan olan bycnn ldn duydum. Her eyi renmek istiyorum, ama nce izin ver Cambeseli Meren'i selamlayaym." Kapda nbet tutan Meren'e dnd. Meren, Firavun'un nnde diz kt ama Nefer Seti, onu kaldrd. "Kendini benim iin alaltna Kzl Yol Yolda." Sonra onu itenlikle kucaklad. kisi de gen birer erkekken, savaln en st dzeyde snand Kzl Yol'a katlmlard. Bu, sava arabas kullanma, ok atma ve kl kullanma becerilerinin snand bir snavd. kisi, kendini kantlam eski askerlere kar bir takm oluturmutu. Askerlerin ldrmek dahil her eyi yapmas serbestti ve yolun sonuna ulamalarn engellemeye alyorlard. Firavun ve Meren birlikte snav kazanmlard. Kzl Yol Yoldalar sava kan kardeleri olur ve bu yoldalk mrlerinin sonuna kadar devam ederdi. lmne kadar, Meren, Nefer Seti'nin kz kardei Prenses Merykara'yla nianlyd, o yzden Firavun'la ikisi kaynbirader saylrd. u da aralarndaki ba glendirmiti. Meren, Nefer'in altndaki bu yk127 Wilbur Smith sek mevkiyi koruyabilirdi ama o kendini rak olarak Taita'ya adamay semiti. "Taita seni de Gizemler Okulu'nda eitmeyi baarabildi mi? Artk gl bir sava olmann yan sra byc de oldun mu?" diye sordu Firavun. "Hayr majeste. Taita'nn stn gayretlerine ramen, bende yetenek yoktu. En basit byleri bile beceremedim. Hatta birka tanesi geri dnp benim bama bela oldu." Meren yalandan hznl bir ifade taknd. "yi bir sava beceriksiz bir bycden her zaman daha iyidir, eski dostum. Gel, sen de bizimle otur, tpk eski gnlerde Msr' tirandan kurtarmaya alrken yaptmz gibi." kisi Taita'nn yatann iki yanna yerleince, Nefer ciddileti. "imdi, karakurbaalanyla karlamanz anlatn bana." Taita ve Meren, Demeter'i nasl yitirdiklerini anlattlar. Szleri bittiinde Nefer sessizdi. Sonra, "Bu yaratklar her gn biraz daha saldrgan, ve agzl oluyor. Nehirdeki su birikintilerinde kalan suyu kirletip zehirleyenin de onlar olduuna eminim. Onlardan kurtulmak iin aklma gelen her yolu denedim ama ldrdmz her kurbaaya kar iki tane birden kt ortaya." "Majeste." Taita devam etmeden nce bir an duraksad. "Bu yaratklarn sahibi olan cady bulup onu yok etmeniz lazm. Krallnzn ve sizin banza sard karakurbaalar ve btn dier belalar da onunla birlikte yok olur, nk onlarn efendisi o cad. O zaman Nil yeniden akmaya balar ve Msr yine refaha kavuur." Nefer Seti korkuyla ona bakt. "Yani bu afetlerin doal olmad111 m dnmeliyim?" diye sordu. "Btn bunlarn tek bir kadnn bylt ve cadl ile olduunu mu sylemek istiyorsun?" "Benim inancm bu," dedi Taita. 128 11. Yazt Nefer Seti ayaa frlayp dnceli bir ekilde ileri geri dolamaya balad. Sonunda durup gzlerini Taita'ya dikti. "Kim bu cad? Nerede? Yok edilebilir mi yoksa lmsz m?" "Ben onun insan olduuna inanyorum Firavun, ama gleri korkun. Kendini de ok iyi koruyor." "Ad ne?" "Eos." "afak tanras m?" Kendisi de bir tanr olduu iin, rahipler ona tanrlar ok iyi retmiler. "Ama insan dememi miydin?" "Gerek kimliini gizlemek iin tanrann adn alm olan bir insan." "Eer yleyse yeryznde bir ini olmal. Nerede bu Taita?" "Demeter ve ben, onu aryorduk, ama niyetimizden haberdar oldu. nce Demeter'e saldrmak zere dev bir piton yollad ama lmn eiine geldii halde Meren'le ben onu kurtardk. Bu sefer, ylanla yapamadn karakurbaalaryla baard."

Nefer Seti, "Yani bu cady nerede bulabileceimi bilmiyorsun?" diye srar etti. "Emin deiliz, ama byler onun bir volkanda yaadn gsteriyor." "Volkan m? Cad bile olsa, byle bir ey mmkn m?" Sonra gld. "Senden asla kukulanmamay uzun zaman nce renmitim Taita. Ama syle bana, hangi volkan? Bir sr volkan var." "Onu bulmak iin Nil'in sa kolunu takip ederek Qebui'nin tesindeki byk batakl amamz gerektiine inanyorum. ni, byk bir gln kysndaki volkanda. Dnyann ucuna yakn bir yerde." "ocukken bana bykannem Kralie Lostris'in, nehrin kaynan bulmak zere Lord Aquer'i oraya yolladn anlatmtn. Qebui'nin tesindeki o korkun bataklkta kaybolmu ve asla geri dnmemilerdi. O seferin de Eos'la bir ilgisi var myd?" 129 F:9 Wilbur Smith "Aslnda varm majeste," dedi Taita. "Askerlerden birinin Qebui'ye dnmeyi baardn da anlatm mydm?" "Ben yknn o ksmn hatrlamyorum." "O sralar nemsiz grnyordu, ama biri geri dnmt. Akln yitirmiti ve hastayd. Doktorlar onun ektii skntlar yznden delirdiini dnd. Ben onunla konuma frsat bulamadan da ld. Fakat yaknlarda, onun lmeden nce o zaman dinleyen hi kimsenin inanmad ve dolaysyla bana bildirmedii birtakm eyler anlatm olduunu rendim. Dnyann ucundaki baz muazzam byklkteki gllerden ve dalardan sz etmi... ve en byk gln kysnda bulunan bir volkandan. Bu efsaneden, Demeter'le ikimiz cadnn nerelerde olduunu tahmin ettik." Tiptip'le yaptklar konumay da anlatt. Nefer aknlk iinde dinliyordu. Taita szn bitirince, bir sre dndkten sonra, "Neden o volkan bu kadar nemli?" diye sordu. Taita yant olarak Demeter'in cadnn Etna Da'ndaki ininde nasl esir kaldn ve sonra nasl katn anlatt. "Bylerini yapabilmek iin yeraltndan gelen atelere ihtiyacr var. Youn s g veriyor ve slfr gazlar onun tanrsal yeteneklerini artryor," diye aklad Taita. "Peki yzlerce volkan arasndan niye zellikle bunu setiniz?" "nk Msr'a en yakn olan o ve Nil'in kaynanda yer alyor." "Sebeplerinin tutarl olduunu gryorum. Her ey birbirine uyuyor," dedi Nefer. "Yedi yl nce, Nil kuruduunda, aklma bykannemin dzenledii seferle ilgili anlattklarn geldi ve ben de nehrin kaynan bulup kurumasnn sebeplerini aratrsn diye oraya bir birlik yolladm. Komutan olarak da Albay Ah-Acton'u atadm." "Bunu bilmiyordum," dedi Taita. "nk burada yoktun ve seninle bu konuyu tartamadm. Meren'le ikiniz yabanc diyarlarda dolayordunuz." Nefer'in sesi sitemkrd. "Benimle kalman gerekirdi." 130 11. Yazt Taita alttan alan bir tavr benimsedi. "Bana ihtiyacnz olduunu bilmiyordum majeste." Firavun, "Sana hep ihtiyacm oldu," dedi. "O ikinci seferden ne haberler geldi?" Taita hemen avantajn kullanmt. "Geri dndler mi?" "Hayr, dnmediler. Giden sekiz yz adamdan hi biri geri gelmedi. Bykannemin ordusundan da daha kt tamamen yok oldular. Onlar da m cad mahvetti?"

"Bu mmkn majeste." Taita, onun cadnn varln oktan kabullendiini ve peine dmek iin ikna edilmeye veya yreklendirilmeye ihtiyac olmadn grebiliyordu. "Taita sadece tanrlarn bildii bir yerlere yaptn yolculuk dnda beni hi yzst brakmadn." Nefer Seti, Taita'ya srtt. "imdi dmanmn kim olduunu biliyorum ve ona kar harekete geebilirim. Daha nce halkm bu korkun felaketlerden kurtarmak konusunda aresizdim. Kuyu kazmakla, dmanlarmdan yiyecek dilenmekle ve kurbaalan ldrmekle yetinmek zorundaydm. imdi sen sorunlarmn zmn net-letirdin. O cady yok etmek zorundaym!" Ayaa frlad ve kafese kapatlm aslan gibi dolamaya devam etti. O bir hareket adamyd, klcn ekmeye hazrd. Savama fikri moralini ykseltmiti. Taita ile Meren aklndan geen dnceleri anlamaya alarak yzne bakyorlard. kide bir elini belindeki klca atp, "Evet! Horus ve Osiris adna, ite bu!" diye baryordu. Sonunda, Taita'ya dnd. "Bu Eos'a kar bir ordu daha gndereceim," dedi. Taita, "Firavun, zaten iki Msr ordusunu yuttu imdiye kadar," diye hatrlatt. Nefer Seti biraz ayld. Bir sre daha dolatktan sonra durdu. "Pekla. Demeter'in Etna'dayken yapt gibi ona kar bir by yap, kadn dandan yuvarlansn ve yere arpnca olgun bir meyve gibi dalsn. Ne dersin Taita?" 131 Wilbur Smith "Majesteleri, Eos'u hafife almayn. Demeter benden daha gl bir bycyd. Cadya kar btn glerini seferber etmiti, ama sonunda cad onu yok etti, hem de trnaklarnn arasnda kene ezer gibi zahmetsizce." Taita kederle ban sallad. "Benim bylerim mzrak gibidir. ok uzaa atarsanz, gleri azalr ve onun bir kalkan darbesiyle ie yaramaz hale gelir. Ona yeterince yaklasabilirsem ve yerini tam olarak bilirsem o zaman daha gl byler yapabilirim. O gzmn nnde olursa attm ok onun kalkann aabilir. Bu kadar uzaktan hibir ey yapamam." "Eer Demeter'i yok edecek kadar glyse neden ayn eyi sana da yapmad?" Kendi sorusunu kendi yantlad. "nk senin ondan daha gl kmandan korkuyor." "Keke bu kadar basit olsayd. Hayr Firavun, nk henz bana btn gcyle saldrmad." Nefer Seti akn grnyordu. "Ama Demeter'i ldrd ve krallm ktlk deirmeninin talar arasnda tyor. Seni niye ayr tutuyor ki?" "Demeter'le ii bitmiti. Eline geirdii zaman, bir vampir gibi tm bilgi ve yeteneklerini emip aldn anlatmtm. Sonunda Demeter kamay baarnca, btn vahetiyle peine dmekte bir. saknca grmedi. Artk Demeter, onun iin bir tehdit deildi ve verecek bir eyi kalmamt. Yani benimle birleene kadar yleydi. O zaman cadnn yeniden ilgisini ekti. Bir araya gelince nemli bir g oluturduk ve o zaman beni kefetti. Beni de Demeter gibi kupkuru brakana dek lmemi istemiyor, ama beni yalnz brakmadka ele geiremeyeceini de bildii iin mttefikimi ortadan kaldrd." Nefer, "Eer seni iren emellerini gerekletirmek iin saklyorsa, ordumla birlikte seni de alrm. Benim Truva atm olursun. Onu haklayacak kadar yaklanca da sen dikkatini datrken ikimiz birden saldrrz," diye neride bulundu. 132 11. Yazt "mitsiz nlemler Firavun. Sizi de Demeter gibi uzaktan ldrebilecekken yaklamanza niye izin versin?" "Bana anlattklarna gre, Msr zerinde g sahibi olmak istiyor. Pekl. Kendimi ve lkemi ona teslim etmek iin gittiimi sylerim. Tevazu iinde ayaklarn pmeme izin vermesini dilerim." Bu saf neri karsnda iinden glmek geldii halde Taita ciddi tavrn korumay baard. "Majesteleri, cad bir bilgin." "Yani?"

" Gz'yle sizin sava planlan okuduunuz gibi, bir insann ruhundaki srlar okuyabilir. Auranz bylesine fke saarken ona asla yakamazsnz." "O zaman sen nasl yaklamay dnyorsun?" "Onun gibi, ben de bir bilginim. Bende okuyabilecei bir aura yok." Nefer Seti kzmaya balamt. ine karlmasna veya engel olunmasna tahamml etmeyi unutacak kadar uzun zamandr tanryd. Sesi ykseldi. "Ben artk gizemli konumalarnla kandracan bir ocuk deilim. Planlarma kusur bulmakta pek aceleci davrandn," dedi, "Bilgili Byc, sen de bir alternatif plan syleme nezaketinde bulun ki, ben de senin bana davrandn gibi davranma zevkini tadabileyim." "Siz Firavun'sunuz, Msr'snz. Onun kurduu aa girmemeniz gerekir. Sizin greviniz burada Mintaka ve ocuklarnzla birlikte halknzn banda kalmak, ben baaramadm takdirde onlar korumak." Nefer Seti, "Sen kurnaz bir dzenbazsn Tata. Bu iin nereye varacan biliyorum. Beni burada kurbaa ldreyim diye brakp Meren'le ikiniz yeni bir maceraya atlacaksnz. Ben geride kalp kadn gibi kendi haremimde mi saklanacam?" dedi ac bir sesle. "Hayr majeste, tahtnda oturan marur bir firavun olarak, ki Kral-h hayatnz pahasna koruyacaksnz." 133 Wilbur Smith Nefer Seti yumruk yapt ellerini kalalarna dayayp kt kt bakt. "Senin byl arkn dinlememeliyim. Sen de cadlar gibi gl bir a rebiliyorsun." Sonra ellerini kabullenir gibi iki yana at. "ark sv. lemeye devam et Tata, ister istemez dinleyeceim." "Belki Meren'in komutasna kk bir birlik vermeyi dnebilirsiniz, en fazla yz sekin savadan oluacak bir birlik. Hzl ilerlerler, yanlarnda malzeme vagonlar da gtrmek gerekmez. Bu kadarck insan cadya bir tehdit olarak grnmeyecei iin uramaya ihtiya duymaz. Me-ren karmak bir psiik aura yaymad iin ondan phe de etmez, basit bir asker, bir blf olarak grr. Ben de onunla giderim. Beni uzaktan tanyacaktr, ama bylece avucuna dtm zanneder. Benden istediklerini alabilmesi iin zaten yaklamama izin vermesi lazm." Nefer Seti aa yukar dolanrken homurdanp duruyordu. Nihayet tekrar Taita'nn karsna dikildi. "Seferi ynetmemeyi kabullenmem ok zor. Yine de, ileriye srd tezler, asabm bozmakla birlikte, doru." fkeli yz yumuamaya balamt. "Msr'da herkesten ok sana ve Cam-beseli Meren'e gvenirim." Meren'e dnd. "Albay rtbesi alacaksn. Kendi yz adamn se. Sana ahin Mhr'm de vereceim, bylece hkmm altnda bulunan her yerden ihtiyacn olan her eyi temin edebileceksin." ahin Mhr, tayan kiiye Firavun'un kraliyet yetkilerini verirdi. "En ge yeni ayla birlikte harekete hazr olmanz istiyorum. Her konuda Taita'ya dan. Sa salim dnn ve bana o cadnn kellesini getirin." Sekin atllardan oluan hzl bir birlik oluturaca duyulunca Meren'in etraf gnlllerle kuatld. Adlar Hilto-bar-Hilto, Shabako ve Tonka olan eski askeri yzbalar olarak seti. Hibiri i savata onun134 11. Yazt birlikte arpmamt -bunun iin ok gentiler- ama babalan arp-st ve hepsinin bykbabas Kzl Yol Yoldalar'ydi. Meren, Taita'ya, "Sava kan gerekten ayn ekilde sryor," diye akladDrdnc seimi de beendii ve gvendii Habari oldu. Drt , jfiiinden birinin bana da onu geirdi. Drt yzbasn da toplad, seildiklerini bildirdi ve skca sorgula-j, "Bir karnz ya da kadnnz var m? Hzl ve hafif olmalyz. Peimizde kadnlarla gidemeyiz." Geleneksel olarak Msr ordulan kadnlaryla birlikte ilerlerdi.

Habari, "Benim bir karm var," dedi. "Ama onun drdnndan be, on yl, hatta isterseniz daha uzun sre kamaya hazrm albay." Dier de bu hassas durumu kabul etti. "Albay, eer lkeyi terk ediyorsak, kadnlarmz bulduumuz yerden alrz," dedi uzun sre nce lm olan ihtiyar Hilto'nun olu Hilto-bar-Hilto. En yi On Bin'de bulunmutu ve boynunda Altn vg madalyonu vard, smailiye'de sahte firavunla savatktan sonra Firavun tarafndan verilmiti. "Gerek bir asker gibi konutun," diyen Meren gld. Drt adamna birlikleri iin adam seme yetkisi verdi. On gnden ksa bir sre iinde btn Msr ordusunun en sekin askerlerinden yz kiiyi toplamlard. Adamlarn hepsi tehizatl ve silahlyd; ikier at ile birer yk katr semek zere yedekleme merkezine gnderildiler. Firavun'un emrettii gibi yeni ayn kt gece Teb'den yola kmaya hazrdlar. Hareketten iki gn nce, Taita, Kralie Mintaka'nn hayr duasn almak iin nehri geip Memnon sarayna gitti. Onu daha da zayf, bitap ve Perian halde buldu. Mintaka bulumalarndan iki dakika sonra sebebini aklad. "Ah, Tata, sevgili Tata. En korktuum ey oldu. Soe ortadan kaybol-u- Hayr duam bile almadan gitti. Benim odamda grdnzden gn snrayd." 135 ^ Wilbur Smith Taita armad. Bu Demeter'in dehet verici lmnn gerekleti, i gnd. "Onu bulabilecekleri her yere adamlar yolladm. Taita, senin de benim kadar zldn biliyorum. Sen de onu tanyp hayran olmutun. kimiz de Msr'n kurtuluunu onda grmtk. Acaba zel glerini kullanp onu bulamaz msn ve bana geri getiremez misin? O olmazsa len bebeklerimi bir daha hi gremem. Msr ve Nefer srekli strap iinde kalr. Nil bir daha asla akmaz." Taita, onu avutmak iin elinden geleni yapt. Salnn iyice bozulduunu ve marur ruhunun, aresizlik altnda krlma noktasna geldiini grebiliyordu. Mintaka'y yattrmak ve mit verebilmek iin tm gcn kullanrken bir yandan da Eos'a lanetler yadryordu. "Meren'le ben gney snrlarnn tesine sefere kyoruz. Yol boyunca gittiim her yerde ilk iim Soe'yi arayp sormak olacak. Bu arada onun sa ve salkl olduunu seziyorum. Beklenmedik koullar ve olaylar yznden sana veda bile edememi kraliem. Ancak, ilk frsatta Teb'e dnp yeni adsz tanra adna yrtt grevine devam edecek." Taita iinden, bunlarn hepsi de makul varsaymlar, diye dnd. "imdi sana veda etmek zorundaym. Aklm ve sayg dolu sevgim hep seninle olacak." Nil artk ulam iin kullanlamad iin, lmekte olan nehrin kysndaki yoldan ilerlediler. lk kilometrede Firavun da atyla Taita'nn yannda yer ald; komut ve talimatlaryla bunaltt. Teb'e dnmeden nce, askerlere cesaret verici ve tevik edici bir konuma yapp, "Hepinizden grevinizde baan-l olmanz bekliyorum," diyerek szlerine son verdi. Sonra onlarn nnde Taita'ya sarld. Firavun gzden kaybolana dek askerler tezahrat yaptlar. Taita seferin aamalarn her gece Yukar Krallk'ta Nil kysnda bulunan pek ok tapnaktan birinde konaklayacak ekilde planlamt. n tapnaklara kendisinden nce ulayordu. Barahip gelip karlyor, ona ve adamlarna gece orada konaklamalarn neriyordu. Meren'de kraln a' 136 11. Yazt hin Mhr olduu iin gittikleri kenti koruyan askeri birliklerden ilave yiyecek de temin edebiliyordu. Rahipler, bu umulmadk yardmla kendi fa-l^r sofralarna da bereket gelmesini umuyordu. Taita her gece, yemekhanede yenen mtevaz yemein ardndan tapnan i mabedine ekiliyordu. mabetlerde yzlerce, hatta binlerce yl dualar okunup ibadet edilmiti. nananlarn tutkusu, Eos'un bile szmakta byk glk ekecei ruhani duvarlar rmt i mabetlerin etrafna. Bylece bir sre izlenmekten kurtulmu oluyordu. Onu ele geirmek isteyen cadnn yollayaca hayaletler tarafndan rahatsz edilme korkusu olmadan, kendi inand tanrlara yalvarabiliyordu. Her tapnan ait olduu tanrya dua ederek cadyla yaayaca

arpmada g vermesini, rehberlik etmesini diliyordu. Bu sakin ve huzur dolu ortamda meditasyon yapabiliyor, maddi ve manevi glerini toparlayabiliyordu. Tapnaklar her topluluun merkezi ve eitim kaynayd. Her ne kadar rahiplerin pek ou silik, durgun yaratklar olsa da, bazlar ilim irfan sahibi ve bilgiliydi, evrelerinde olup biteni biliyor; srlerinin maneviyatn ykseltebiliyorlard. Bu gibi rahipler gvenilir bilgi kaynaklaryd. Taita onlarla saatlerce mzakereler yapyor, hepsini ince ince sorguluyordu. Hepsine mutlaka sorduu bir soru vard. "Halknzn arasnda, yeni bir dini yaymaya alarak gizlice dolaan birilerini duydunuz mu?" Hepsi de duyduklann sylyordu. "Eski tanrlarn gten dtn, artk Msr' koruyamadklarn dile getiriyorlar. Aramza inecek, nehirdeki ve lkedeki laneti kaldracak yeni bir tanradan sz ediyorlar. O gelince hastalklar sona erecek ve Nil Ana yeniden akmaya balayp Msr' refaha kavuturacakm. nsanlara, Firavun ile ailesinin de bu yeni tanrann gizli mritleri olduunu ve yaknda Nefer Seti'nin eski tanrlar azledip bu yeni tanraya olan balln ilan edeceini sylyorlar." Sonra da merakla soruyorlard. "Syle bize yce Byc, bu doru mu? Firavun bu yabanc tannayla birlik olduunu ilan edecek mi?" 137 Wilbur Smith "Byle bir eyin olmas iin gkteki yldzlarn yamur gibi yama, s lazm. Firavun btn kalbi ve ruhuyla Horus'a bal," diye garanti ve. riyordu Taita. "Ama, insanlar bu arlatanlara kulak veriyor mu?" "Onlar sadece insan. ocuklar alktan lyor ve aresizlik iindeler. Bu sefaletten kurtulacaklarn vaat eden herkesin peine derler." "Peki siz bu vaizlerden birine rastladnz m?" Hibiri rastlamamt. "Gizli kapakl dolayorlar," dedi bir rahip. "Haberciler yollayp inanlarn bana da anlatmalarn istediim halde, hibiri ortaya kmad." "Adn renebildiiniz biri var m?" "Sanki hepsi ayn ad kullanyor." "Soe mi bu isim?" diye sordu Taita. "Evet Byc, kullandklar isim bu. Belki de isim deil bir tr unvandr." "Bunlar Msrl m yoksa yabanc m? Dilimizi anadilleri gibi konuuyorlar m?" "Konutuklarn duydum, zaten ayn kandan olduumuzu ileri sr-yorlarm." Taita'nn bu konumay yapt kii, Yukar Krallk'in nc blgesi olan lunyt'teki Khum Tapna'nn barahibi olan Sanepi'ydi. Taita bu konuda duyabilecei her eyi duyup rendikten sonra, daha sradan konulara geti. "Doa kanunlan hakknda uzman bir kii olarak, nehrin kzl sularn insanlarn kullanabilecei hale getirmek iin bir are bulmay denedin mi?" Bu neri, nazik ve dindar adam artmt. "Nehir lanetlendi. meyi brakn, kimse girmeye bile cesaret edemez. Bunu yapan inekler hastalanp birka gn iinde lyor. Nehir, dev gibi leil karakurbaalannn yuvas oldu, bunlar daha nce ne Msr'da ne de baka bir yerde grlmemiti. Nehre yaklaana lgnca saldnyorlar. O zehri imektense susuzluktan lmeyi 138 11. Yazt tercih ederim," diye ceyap verdi, yz tiksintiyle arplmt. "Rahip adaylar bile nehrin kt bir tanr tarafndan kirletildiini biliyor." Sonuta, bu kzl akntnn doal yapsn ortaya karacak bir dizi deney yapma ve Nil sularn temizleyecek bir yntem bulma ii Taita'ya kalmt- Meren birlii acmasz bir hzla gneye indiriyordu ve bunun farkndayd, ancak su kaynaklarn artrmann bir yolunu bulamazsa atlar yaknda susuzluktan lecekti. Firavun'un yeni atrd kuyular arasnda uzun mesafeler bulunuyordu ve ar zorlanm yz kadar hayvann ihtiyacn gidermeye yetmiyordu. Bu, yolculuklarnn en kolay aamasyd. lk elalenin beyaz sularndan sonra, nehir yolu hibir kuyunun bulunmad binlerce fersahlk zorlu llerden devam etmekteydi. Buralar yamurun yz ylda bir yad ve akreplerin, Afrika

antilobu gibi yzeyde su olmadan da yaayabilen vahi hayvanlarn ve acmasz gnein hkm srd yerlerdi. Meren gvenilir bir su kayna bulamazsa, bu sefer, deil Nil'in kaynana, ikiye ayrld kavaa kadar bile eriemezdi. Gecelemek iin her kamp kurduklarnda, Taita, ona yardm etmek iin gnll olan en gen drt askerle birlikte saatler sren deneyler yapyordu. Bu genler byle yce bir bycyle yan yana almaktan onur duyuyorlard: bu, torunlarna anlatabilecekleri bir hikyeydi. Onlar zerinde deney yapan Taita'nn kendilerini koruyacana kr krne inandklar iin ne kt ruhlardan korkuyorlard ne de lanetlerden. Geceler boyunca hi ikyet etmeden altlar, ama bycnn zeks bile bu kirli sulan tatlandrmaya yetmedi. Karnak'tan ayrlmalarndan on yedi gn sonra Kom Orobo'da nehir kysnda Tanra Hathor'a adanm byk bir tapnaa ulatlar. Tapnan yksek rahibeleri nl bycy her yerde olduu gibi scak bir ekilde karlad. Taita yardmclarnn Nil suyunu bakr kazanlarla atein stne koyduklarn grr grmez onlar iin banda brakp i mabede geti. 139 Wilbur Smith Az sonra iyicil bir etki fark etti. nek tanrann heykelinin nne gj, dip bada kurarak oturdu. Demeter, onu Lostris'in grntlerinin hemen hemen tmyle gvenilmez olduu, bunun aslnda cad tarafndan yap], d konusunda uyardndan beri, ona dua edip varln gstermesini js. temeye cesaret edemiyordu. Ancak, burada Hathor'un, yani panteonun en gl tanrasnn korumasn hissetmekteydi. Btn kadnlarn patronie, si olarak, mutlaka Lostris'i de kendi mabedinde himayesine alacakt. Taita tanrsal varla yaklamak iin kez yksek sesle adn anarak kendini ruhen hazrlad ve Gz'n de ap glgelerin arasnda sknetle beklemeye balad. Sonunda, kulaklarnda nlayan kendi nabzy-la sessizlik bozuldu, bu ruhani bir varln yaklatnn habercisiydi. Mabet sessiz ve lkt. Gven ve huzur duygusu artt; uykusu gelir gibi oldu. Gzlerini kapatp berrak bir su hayal etti ve ardndan tatl, ocuksu bir sesin adn sylediini duydu. "Taita, sana geliyorum!" Suyun derinliklerinde bir ey yanp sner gibi oldu ve Taita gm bir baln yzeye doru ykseldiini sand. Sonra yanlm olduunu anlad: bu, ona doru yzmekte olan bir ocuun ince, beyaz bedeniydi. Suyun stne bir ba kt ve gelenin on iki yalarnda bir kz olduunu grd. Uzun slak salar yznn etrafnda dalgalanyor ve minik gslerini rtyordu. "arn duydum." Kahkahas mutluluk doluydu ve Taita da gld. ocuk, ona doru yzp yzeyin hemen altndaki kumlua ulat ve ayaa kalkt. Kk kzn kalalarnda henz o dii kvrmlar olumam ve bedenini ssleyen tek ayrnt hafife kabaran gsleriydi, ama bacaklarnn ortasnda minik bir hat vard. Taita, "Sen kimsin?" diye sordu. Kz salarn savurup yzn at. Taita'nn kalbi yerinden kacakm gibi oldu. Lostris'ti bu. "ok ayp beni tanmadn iin, ben Fenn'im," dedi kz. Bu ad, Ay Bal anlamna geliyordu. 140 11. Yazt "Seni tandm tabii ki," dedi Taita. "Tam seni ilk grdm andaki ?pisin. O gzleri asla unutamam. O zaman da imdi de btn Msr'n en "eil ve en gzel gzleri onlar." "Seni yalanc Taita. Tanmadn ite beni." Pembe minik dilini karm"Bunu yapmay braktn sanyordum." "Demek ki beni iyi yetitirememisin." "Fenn, senin bebeklik adnd," diye hatrlatt Taita. "lk ay halini grdkten sonra rahip, kadnlk adn koymutu sana." "Sularn Kz." Yzn buruturdu. "Hi holanmadm ondan. Lost-ris, ok aptalca ve skc bir isim. Ben Fenn'i tercih ederim." "O zaman Fenn ol," dedi Taita. "Sana geleceim," diye sz verdi kk kz. "Sana bir armaan olarak geldim ama imdi gitmem lazm. Beni aryorlar." Zarif bir hareketle tekrar suya

dald, kollar iki yannda bacaklarn rparak aaya doru iniyordu. Salar altn bir bayrak gibi geriden dalgalanmaktayd. Taita, "Geri dn!" diye bard arkasndan. "Beni nerede bekleyeceini sylemen lazm." Ama o gitmiti bile, sadece derinlerden kahkahas geldi Taita' ran kulana. Uyandnda aradan epey vakit gemi olduunu anlad, tapnan lambalarnda ya bitmek zereydi. Kendini yenilenmi ve hafiflemi hissetti. Sa elinde bir ey tutmakta olduunu fark etti. Avucunu dikkatle at ve bir avu beyaz toz grd. Acaba Fenn'in armaan m, diye merak etti. Elini burnuna gtrp temkinli bir ekilde koklad. "Kire!" diye bard. Nehir boyundaki her kyde ilkel birer kire oca bulunur, kyller bu tozu elde etmek iin kire topaklarn yakard. Sonra kulbelerinin ve depolarnn duvarlanm bununla boyarlard: beyaz renk gne nlann geri yanstr ve binalann ii serin olurdu. Taita kire tozunu atmak zereydi ama kendini tuttu. "Bir tanrann armaanna say141 Wilbur Smith gh davranmak lazm." Kendi aptallna glmsedi. O bir avu kire tozunu eteinin ucuna dmleyip i mabetten ayrld. Meren, onu tapnan kapsnda bekliyordu. "Adamlarn nehir suyunu hazrlamlar ama dnn uzun srd. Yolculuktan tr yorgunlar ve uyumalan gerek." Meren'in sesinde hafif bir sitem vard. Adamlarnn saln korumak istiyordu. "Umarm o iren sularn banda btn gece oturmay dnmyorsundur. Gece yarsndan nce seni almaya geleceim, nk buna izin veremem." Taita, onun tehdidine kulak asmayp, "Shofar sulara katmak iin istediim iksiri hazrlam m?" diye sordu. Meren gld. "Syledii gibi, iksir kzl sudan daha da pis kokuyor." Taita'y drt kazann fokurdamakta olduu yere gtrd. Yorgunluktan perian haldeki yardmclar, kazanlar kulplarndan uzun srklara geirerek ateten aldlar. Taita suyun yeterince lklamasn bekledikten sonra iksirlerini kartrmak zere sra halinde dizilmi kazanlarn bana gitti. Shofar her birini tahta bir krekle kartrd. Tam son kazann bana geldiinde Taita duraksad. "Fenn'in armaan," diye mrldand ve deindeki dm zd. Son kazana o kire tozlarn ekledi. Uzunca bir sre karma Lostris'in tlsmn tuttu ve monoton bir sesle byl sz tekrarlad: "Ncube!" Drt yardmc huu iinde baktlar. "Brakn kazanlar sabaha kadar iyice souun," dedi Taita. "Ve siz de gidip dinlenin. ok iyi i kardnz. Teekkr ederim." Taita yatana uzand anda derin bir uykuya dald, ne ryalardan ne de Meren'in horultularndan rahatsz olmadan uyudu. afak sktnde, Shofar suratnda geni bir srtmayla kapdayd. "Hemen gel yce Byc. Sana gzel bir haberimiz var." Akamdan kalan souk kllerin arasndan abucak kazanlarn bana gittiler. Habari ve dier yzbalar birliklerinin banda hazrolda bek142 11. Yazt yordu. Sanki Taita savata zafer kazanan bir generalmi gibi o geerken kllarnn knn kalkanlarna vurarak tezahrat yaptlar. Taita, "Sessiz olun!" diye homurdand. "Kafam patlatacaksnz." Ama askerler daha da yksek sesle barmaya baladlar. lk kazan mide bulandrc kara svlarla doluydu ama drdnc kazandaki su tertemizdi. Taita ondan bir avu alp temkinli bir ekilde tatt. Tatl deildi, ama ocukluklarndan beri alk olduklar gzel toprak kokusu vard: Nil amurunun tadna benziyordu. O andan itibaren, her gece kamp kurulduunda nehir sularn kaynatp kirelediler ve sabahlar yola kmadan nce su tulumlarn doldurdular. Susuzluk yznden g kaybetmeyen atlar iyileti ve admlan hzland. Dokuz gn sonra Asuvan'a ulamlard. nlerinde, alt byk elalenin birincisi

uzanyordu. Onlar tekneyle gemek hemen hemen imknszd ama atlar kervan yolunu kullanarak etraflarndan dolaabilirdi. Asuvan kentinde Meren atlar ve adamlarn gn dinlendirdi, kraliyet ambarlarndan taynlarn tedarik etti. Sonraki uzun yolculuk iin ky boyunca dizili elence evlerine gidip moral bulmalarna izin verdi. Kendisi ise, yeni rtbesinin ve sorumluluklarnn bilinciyle, yerli gzellerin tekliflerine ve iltifatlarna yapmack bir kaytszlk gsterdi. lk elalenin altndaki gl kuruyup bir amur yata haline gelmiti. Taita'da kayalk adadaki sis Tapna'na gitmek iin ne kaya ne de krekiye ihtiya duymutu. Tapnan duvarlarna tanrann, kocas Osi-ris'in ve olu Horus'un devasa grntleri kaznmt. Duman Yeli toynaklarn kayalk nehir yatanda tkrdatarak Taita'y tapnaa gtrd. Onu selamlamak iin btn rahipler toplanmt ve Taita da gn onlarla geirdi. Gneyde kalan Nbye hakknda ona verebilecekleri pek fazla bilgileri yoktu. Eski gzel gnlerde, Nil'in sular gvenilir, gl ve dzgn barken Nil'in ikiye ayrld Qebui'ye kadar gidip gelen byk bir tica143 Wilbur Smith ret filosu vard. Fildii, vahi hayvanlarn kurutulmu etleri ve postlar, tonlarca kereste, bakr ubuklar ve Nil'in balca kolu olan Atbara Nehri'nin kysndaki madenlerden kan altnlarla dnerlerdi. Artk filo ortada yoktu ve nehirde kalan su kana dnmt, l yaya veya at srtnda gemeye de pek az kii cesaret edebiliyordu. Rahipler, gneydeki yollarn ve tepelerin haydut yata olduunu syleyerek Taita'y uyardlar. Taita yine sahte tanrann vaizlerini soruturdu. Onlar da, Soe kehanetlerinin boluktan doup kuzeye, Karnak ve deltaya doru yayldn duyduklarn anlattlar, ama hibiri vaizlerden biriyle karlamamt. Gece olunca Taita Ana Tanra sis'in i mabedine ekildi ve onun korumas altnda huzur iinde dnp dua edebileceini hissetti. Ana tanrasna yalvarp yakard halde, ilk iki geceki nbetlerinde bir yant alamad. Yine de, Qebui yolunda ve sonrasndaki el dememi topraklarda ve bataklkta karlaacaklar glklere kar hazr olduunu ve glendiini hissetti. Eos'la yaayaca kanlmaz yzleme artk daha az rktc geliyordu. Bedenindeki dirilii ve rahatlamay, gen asker ve subaylarla birlikte zorlu bir ekilde at koturmaya ve Teb'den ayrldndan beri uygulad manevi disiplinlere borlu olabilirdi, ama artk ona grnmeye karar veren Tanra Lostris ya da Fenn'le yaknda buluma ihtimalinin ona kuvvet verdiini dnmek houna gidiyordu. Son gnn sabahnda afan ilk klaryla ayakland, sis'ten ve yaknlarda olabilecek tm tanrlardan bir kez daha kutsanma ve korunma diledi. Mabetten kmak zereyken sis'in yekpare krmz granitten oyulmu heykeline son kez bir gz att. Heykel atya doru uzanyor ve ba glgede kalyordu, tatan gzleri anlalmaz bir ifadeyle ileri bakmaktayd. Geceden kvrp brakt papirsten yaplma kilimin yanndaki asasn almak zere eildi. Daha dorulamadan, nabz hafife kulaklarnda atmaya balad, ama st plak olan bedeninde bir serinlik hissetmedi. Heykelin baklarm kendisine evirip evirmediini grmek iin kafasn kal144 11. Yazt drd. Gzler canlanm ve parlak yeil bir renk almt. Bunlar Fenn'in izleriydi ve gsnde uyuyan bebeini seyreden bir annenin gzleri gi-bi efkatle bakyordu. "Fenn," diye fsldad. "Lostris, burada msn?" at kirilerinden Fenn'in kahkahas yankland, ama Taita'nn tek grebildii tneklerine konmak iin kanat rpan yarasalar oldu. Gzlerini tekrar heykele evirdi. Tatan kafa artk canlyd ve bu Fenn'in bayd. "Unutma, seni bekliyorum," diye fsldad. "Seni nerede bulacam? Nereye bakmalym, syle bana," diye yalvard.

Fenn, "Ay baln bulmak iin nereye baklr?" diye dalga geti. "Beni teki balklarn arasnda gizlenirken bulacaksn." "Ama o balklar nerede?" dedi Taita. O arada Fenn'in yz tekrar taa dnmeye balamt bile, parlak gzler donuklayordu. "Nerede?" diye haykrd Taita. "Ne zaman?" Fenn, "Karanlklar khininden sakn. Bir ba var. O da seni bekliyor," diye kederle fsldad. "Artk gitmeliyim. Daha fazla kalmama izin vermiyor." "Kim vermiyor? sis mi yoksa baka biri mi?" Cadnn adn yksek sesle bu kutsal mabette anmak kfr olurdu. Fakat heykelin dudaklar donmutu. Kolundan biri tuttu. Taita irkildi ve baka bir hayal grmek zere etrafna baknd ama tek grd barahibin endieyle bakan gzleri oldu. "Byc, ne oldu sana? Neden haykryordun?" "Rya grdm, aptalca bir rya." "Ryalar asla aptalca deildir. Bunu herkesten ok senin bilmen gerekir. Onlar tanrlarn mesajlar ve uyanlardr." Taita kutsal adamn yanndan ayrlp ahrlara gitti. Duman Yeli, onu alamaya kotu, neeyle ifteler atyor, aznn kenarndan bir tutam sa-man sarkyordu. 145 F: 10 Wilbur Smith "Seni martyorlar deil mi iko fahie. u haline bir bak, tay gibi hoplayp zplyorsun o koca gbeinle." Taita'nn sesi sevgi doluydu. Kar-nak'ta kalrlarken dikkatsiz bir seyis, Firavun'un gzdesi olan aygrlardan birinin ona yaklamasna izin vermiti. Duman Yeli imdi Taita binsin diye uslu uslu bekliyordu. Sonra birlikte Meren'in birliinin kamp toplamakta olduu alana gittiler. Birlik hazr olup da, adamlar atlarnn bann yannda, yedek atlar ve yk katrlar ile birlikte beklemeye balaynca, Meren silahlar ve tehizat kontrol ederek aralannda dolat, her askerin bakr su matarasnn ve katrnn srtna vurulmu olarak birer uval kirecinin olup olmadna bakt. Sonra birliin bana geip, "At bin!" diye kkredi. "leri! Trs!" Meren birlii hzlandrnca vazgemek zorunda kalan bir grup kadn alayarak pelerinden geliyordu. "Ayrlmak ac ama anlar tatl," dedi Hilto-bar-Hilto ve birliindeki askerler glt. "Hayr Hilto," diye seslendi Meren birliin bandan. "Et ne kadar tatlysa, anlar da o kadar tatl olur!" Kahkahalara bouldular ve kllarnn knyla kalkanlarna vurdular. Taita kuru bir sesle, "imdi glyorlar," dedi. "Ama bakalm lde kavrulurken de glebilecekler mi?" elalenin olduu boazdan aa baktlar. fkeyle aldayan sular yoktu. Genelde gemiler iin tehlike oluturan sivri kayalklar imdi ortaya kmt ve kuruydu, vahi bir bufalo srs gibi kapkara duruyorlard. En yksek noktada, boaza bakan bir kayann stnde uzun bir dikilita vard. Adamlar atlarm ve katrlarn sularken, Taita ile Meren antn bulunduu kayaya trmanp dibinde durdular. Taita elyazmalarn yksek sesle okudu: "Ben, Kralie Lostris, Msr'n kral naibi ve Firavun Mamose'nin dulu, bu adn sekizincisi, iki krall benden sonra ynetecek olan veliaht Prens Memnon un annesi, bu antn dikilmesini byrdm. 146 11. Yazt Bu benim Msr halkna, barbarlar tarafndan srldm bu vahi yerlerden geri dneceime dair ettiim yeminin iareti ve akdidir. Bu ta buraya ynetimimin ilk ylnda, Firavun Keops'un byk piramidinin yaplnn dokuz yzncsnde dikilmitir. Ben vaadimi tutup geri dnene kadar bu ta da piramit gibi sarslmaz bir ekilde dursun."

O gnleri dnnce Taita'mn gzleri yaard. Bu ta diktikleri gn hatrlyordu: Lostris yirmi yanda, kralieliiyle marur, kadnlyla gururluydu. "Kralie Lostris tam bu noktada kran Altn'n omzuna koymutu," diye Meren'e anlatt. "Ard ama benim iin onun bu davran kadar deerli deildi." Atlarnn yanna dndler ve tekrar yola koyuldular. l, gl bir enlik ateinin alevleri gibi sard onlan. Gndz yol alamyorlard, o yzden nehir suyunu kaynatp kirelediler ve yorgun tazlar gibi soluyarak bulabildikleri glgelerin altna serildiler. Gne bat ufkuna deince kalkp gece boyunca yol aldlar. Baz yerlerde ancak tek sra halinde geebildikleri dar geitlerle karlatlar. Onlardan nceki seyyahlara barnak olan, ama artk terk edilmi derme atma kulbeler grdler. Asuvan'dan ayrldktan on gn sonra, bir zamanlar derin bir gletin yanndaki terk edilmi kulbelere gelene dek de bir daha insan izine rastlamadlar. Kulbelerden biri yaknda terk edilmiti: ocan stndeki kller hl taze ve gevrekti. Taita kulbeye girer girmez cadnn hafif, ama baka bir eyle kartrlmasna imkn olmayan pis kokusunu ald. Gzleri glgelere alnca, bir para kmrle duvara kaznm el yazsn grd. "Eos byktr. Eos kuyrukluyldzdr." Ksa bir sre nce cadnn yandalarndan biri buradan gemiti. Bu yazlan yazarken durduu yerdeki tozda hl ayak izleri vard. Neredeyse gne domak zereydi ve gnn sca hzla yaklayordu. Meren birlie kamp kurulmasn emretti. 147 Wilbur Smith En harap kulbeler bile acmasz gnee kar snak olacakt. Bunlar olurken ve daha scaklk dayanlmaz hale gelmeden, Taita, Eos mritleri-nin baka izlerini bulmak iin etraf kolaan etti. Gneye giden tal yolun topra bol bir yerinde toynak izleri buldu. zlerin derinliine bakarak bunun bir adamla birlikte ar bir yk tayan bir at olduunu syleyebilirdi. Gneye, Qebui'ye doru gidiyorlard. Taita, Meren'i ard ve, "Bu izler ne zamandan kalma?" diye sordu. Meren iz srmekte ustayd. "Kesin olarak sylememe imkn yok Byc. On gnden az, gnden ok olmu." "O zaman Eos'un mridi bizden epeyce ileride demektir." Onlar kulbelere doru giderken bir ift karanlk gz kampn stndeki tepeden her admlarn izliyordu. Bu gzler, Eos'un khini Soe'nin dnceli gzleriydi. Kulbenin duvarna yazy yazan da oydu. imdi varln ilan ettiine pimand. stndeki kayalarn salad glgeye uzand. gn nce at yolda bir ukura girmi ve n bacan krmt. Bir saat gemeden bir grup srtlan ortaya kp sakat hayvana saldrmt. Hayvan acyla kineyip ifteler atarken srtlanlar vcudundan et paralar koparp oburca yutmaya balamlard. Soe son suyunu da nceki gece imiti. Bu korkun yerde skp kalm kendini lmeye hazrlamt, fazla beklemesi de gerekmeyecekti. Sonra hi ummad bir anda byk bir sevinle vadiye doru gelen atlarn toynak seslerini duydu. Hemen gelenlerin yanna koup onlara katlmak iin yalvarmak yerine, sakland yerden ihtiyatla gzetlemeyi tercih etmiti. Gelenler grntye girer girmez, kraliyet svarilerinden bir birlik olduunu anlamt. Gayet iyi donanml ve iyi atlara binmi bir birlikti. Belli ki, zel bir grevle, muhtemelen de bizzat Firavun'un emriyle gn148 11. Yazt gerilmilerdi. Hatta onu bulup Kamak'a geri gtrmek zere bile gelmi olabilirlerdi. Teb kysnda Byc Taita tarafndan grldnn farkndayd ve o byc, Kralie Mintaka'nn srdalanndand. Kralienin ona srlarn atn ve bycnn Soe'nin kralieyle yaknlndan haberdar olduunu tahmin etmek iin fazla hayal gc gerekmezdi. Soe ak bir ekilde isyana tevik ve ihanet sulan ilemiti; Firavun'un nnde mahkemeye karlmas kanlmazd.

Karnak'tan o yzden kamt. imdi de Taita'nn askerlerle birlikte aadaki kampta olduunu gryordu. Soe nehir kysndaki kulbelerin arasna balanm olan atlara bakt. Kurtulmak iin hangisinin daha nemli olduunu bilmek zordu; bir at m, yoksa bir askerin katrndan indirdii ikin su tulumu mu? hayvan semeye gelince, Taita'nn kulbesinin nne balad ksrak hi kukusuz en gl ve gzel olan hayvand. Gebe olmasna ramen eer ona ula-abilirse Soe'nin ilk tercihi olurdu. Kampta byk bir hareketlilik vard. Atlar beslenip sulanyor, nehir gletinden bakr kazanlarla su tanyor ve yemek hazrlamakla megul olan alarn nndeki atelere konuyordu. Yemek hazr olunca askerler drt birlie blnd ve ortak kazanlarnn bana kt. Gne epeyce ykselmiti ve oturacak glge bir yer bulmak zordu. Kampn stne uykulu bir sessizlik kmt. Soe nbetilerin yerlerini dikkatle saptad. Aralkl olarak kamp eviren drt nbeti vard. En iyi yaklama yolunun kuru nehir yatandan gitmek olduunu gryordu, o yzden tm dikkatini o taraftaki nbetiye verdi. Asker yeterince uzun zaman hareket etmeyince Soe, onun kestirdiine karar verdi. Tepeden aa szld, daha uyank grnen dier nbetilerden saklanmaya alt. Kampn yarm fersah altnda kalan nehir yatana geldi ve sessizce yukar doru yrd. Kampn hizasna gelince hafife kafasn uzatp kampa bakt. Yirmi adm tede bada kurup oturan bir nbeti vard. Ba gs-ne dmt ve gzleri kapalyd. Soe tekrar eildi, siyah cppesini ka149 Wilbur Smith rip drd ve kolunun altna sktrd. Hanerini knyla birlikte petamalnn beline soktu ve nehir kysndan yukar trmand. Doruca gri ksran bal olduu kulbeye yneldi. Petamal ve sandaletleriyle onun asker olduunu dnebilirlerdi. Gerekirse akc bir ekilde gnlk konuma diliyle Msr dilinde konuabilir ve nehre iini yapmaya gittiini syleyebilirdi. Ama kimse onu durdurmaya almad. Kulbenin kesine ulat ve etrafndan dolat. Ksrak hemen ak giriin nne balanmt ve duvara dayal dolu bir su tulumu vard. Onu ksran srtna atp gitmek birka saniyelik iti. Soe ata hep eersiz binerdi, ne semere ne de zengiye ihtiyac yoktu. Srnerek ksraa yaklat ve hayvann boynunu okad. At ban evirip elini koklad ve huzursuzca kinedi, ama Soe, ona sakinletirici bir eyler fsldayp omzunu okaynca yeniden sakinleti. Soe bu kez su tulumunun yanna gitti. Ar olmasna ramen kaldrd ve hayvann srtna att. At balayan ipin dmn zd ve tam stne kmak zereyken kulbenin ak giriinden gelen bir ses duydu. "Sahte khine dikkat et. Seni Soe konusunda uyarmtm." rkilip omzunun stnden geriye bakt. Kapda byc duruyordu. plakt. Bedeni yazd ve ok daha gen bir erkek gibi kaslyd, ancak kasndaki korkun yara izi gm gibi parlyordu. Sa sakal karmt ama gzleri parlakt. Sesini ykseltip askerleri alarma geirdi. "Muhafzlar! Hilto, Habari! Meren! Buraya gelin, Shabako!" Sesi bir anda btn kampa yayld. Soe daha fazla beklemedi. Duman Yeli'nin srtna atlad ve hayvan mahmuziad. Taita, kendini atn nne atp yularn tuttu. Ksrak aniden durdu ve Soe boynuna savruldu. "Kenara ekil, seni ihtiyar budala!" diye fkeyle haykrd. Ba var. Fenn'in uyars Taita'nn zihninde yankland ve Soe'nin sa elindeki hanerin parltsn grd, adam haneri savurmak zere Du150 11. Yazt man Yeli'nin srtndan eilmiti. Eer nceden uyarlm olmasayd Taita haneri doruca boazna yiyebilirdi, ama kendini yana atacak zaman buldu. Hanerin ucu omzuna isabet etti. Geriye doru sendeledi, omzundan ve brnden kan fknyordu. Soe kamak iin ksra mahmuzlad. Taita yarasn tutarak keskin bir slk ald. Duman Yeli bir daha durdu ve fkeyle aha kalkp Soe'yi tepe st atee frlatt. O arada su kazan devrildi ve ate tslayarak snd; buharlar kmaya balad. Soe scak kmrlerin zerinde emekleyerek kamaya

alt, ama o daha dorulamadan iri-yar iki asker zerine kp yere yatrdlar. "Bu da ksraa rettiim kk bir numara," dedi Taita, Soe'ye ve haneri dt yerden ald. Hanerin ucunu Soe'nin akana dayad. "Doru dur yoksa kafan olgun bir nar gibi ikiye blerim." Meren de plak olarak elinde klc koup gelmiti. Duruma annda hkim oldu ve klcn Soe'nin ensesine dayayp Taita'ya bakt. "Bu domuz seni yaralam. ldreyim mi Byc?" "Hayr!" dedi Taita. "Bu Soe, sahte tanrann sahte khini." "Seth'in terli hayalar, imdi tandm onu. Bu kyda durup kurbaalar Demeter'e saldrmasn salayan adam." "Ta kendisi," dedi Taita. "Onu iyice balayn. Bu kesiin icabna bakar bakmaz kendisiyle konumay dnyorum." Ksa bir sre sonra Taita kulbenin kapsnda belirdiinde, Soe bir domuz gibi balanp gnein altna yatrlmt. Baka bir silah olup olmadn grmek iin tamamen soymulard ve teni imdiden epeyce kzarmt. Hilto ve Shabako kl elde banda nbet tutuyorlard. Meren kulbenin dibindeki glgeye oturdu ve deri eritlerden oluan bir tabureye de Taita yerleti. Soe'yi Gz'yle incelemeye balad: adamn auras son grdnden bu yana deimemiti, hl fkeli ve karmakt. Sonunda Taita cevabn bildii basit sorular sormaya balad, bylece Soe'nin aurasnn doru veya yalan sylerken ne tr deiimler gsterdiini izleyebilecekti. 151 Wilbur Smith "Adm Soe mi?" Soe sessiz bir meydan okumayla ona bakt. Taita, Shabako'ya, "Kes onu," diye emretti. "Bacandan, fazla derin olmasn." Shabako gayet ll bir darbe indirdi. Soe zplad, acyla haykrd ve kvrand. Uyluu kanyordu. "Tekrar balayacam," dedi Taita. "Adn Soe mi?" "Evet," diye skl dilerinin arasndan homurdand. Auras muntazam bir ekilde yanyordu. Taita iinden doru, diye dnd. "Msrl msn?" Soe azn kapatt ve fkeyle ona bakt. Taita, Shabako'ya ban sallad. "teki bacak." Soe hemen, "Evet," diye atld. Auras deimemiti. Doru. "Kralie Mintaka'ya vaaz verdin mi?" "Evet." Yine doru. "lm ocuklarn hayata dndreceine dair sz verdin mi ona?" "Hayr." Soe'nin auras aniden yeilimsi bir kla parlad. Taita, yalann iareti, diye dnd. Soe'nin sonraki yantlarm deerlendirecek lei bulmutu. "Konuksever olmadm iin bala beni Soe, susadn m?" Soe kurumu, atlak dudaklarn yalad. "Evet!" diye fsldad. Belli ki doruydu. "Nezaketin nerede kald Albay Meren? Deerli konuumuza biraz su versene." Meren srtt ve su tulumuna gitti. Tahta bir anaa su koyduktan sonra gelip Soe'nin yannda meldi. ana Soe'nin kavrulmu dudaklarna uzatt ve adam kana kana imeye balad. ksrp tksrarak soluk solua anaktaki suyu bitirdi. Taita nefesi dzelsin diye birka saniye bekledi. "Peki u anda efendine mi gidiyordun?" 152 11. Yazt Soe, "Hayr," diye mrldand. Aurasndaki yeil parlt yalan sylediini gsteriyordu. "Onun ad Eos mu?" "Evet." Doru. "Onun bir tanra olduuna inanyor musun?" "Tek tanra. Tek stn ilahi varlk." Tabii ki bu da doruydu.

"Onunla yz yze geldin mi hi?" "Hayr." Yalan. "Ona cima yapmana izin verdi mi?" Taita, adam kzdrmak iin askerler arasnda kullanlan bu kaba tabiri zellikle sylemiti. Aslnda, zafer kazanm bir ordunun askerlerinin malup dmann kadnlann yakalayp rzlarna gemek anlamna geliyordu. "Hayr!" Bu yant fkeyle haykrld. Doruydu. "Btn emirlerine itaat edip Msr' onun iin gvenli hale getirdiinde sana cima yapmak iin sz verdi mi?" "Hayr." Bu, sakin bir ekilde sylenmiti. Yaland. Eos, ona sadakati karlnda bir dl vaat etmiti. "ninin nerede olduunu biliyor musun?" "Hayr," Yalan. "Bir volkann yaknnda m yayor?" "Hayr." Yalan. "Bataklklarn gneyindeki byk bir gln kysnda m yayor?" "Hayr," Yalan. "O bir yamyam m?" "Bilmiyorum." Yalan. "nsan yavrularn yiyor mu?" "Bilmiyorum." Yine yalan. "Akll ve gl adamlar ininde esir edip btn bilgilerini ve glerini aldktan sonra yok ediyor mu?" 153 Wilbur Smith "Bu konuda bir ey bilmiyorum." Kocaman, gerek bir yalan. "Ka erkekle iftlemi bu btn dnyann orospusu? Bin mi? On bin mi?" "Sorularn kfr. Bu yzden cezan ekeceksin." "Bir byc ve lim olan Demeter gibi mi? Onun adna o karakur-baalarn sen mi gnderdin?" "Evet! O bir dnekti, haindi. O cezay fazlasyla hak etmiti. Artk senin pisliklerini dinlemeyeceim. stersen ldr beni ama artk bir ey sylemeyeceim." Soe iplerinden kurtulmak iin bir daha rpnd. Soluklan sklam gzleri yerinden frlamt. Bir fanatiin baklar vard gzlerinde. "Meren, konuumuz fazla heyecanland. Brakalm biraz dinlensin. Sonra da sabah gneinin tadn karabilecei bir yere ivileyin. Kampn dna kann, ama fazla uzakta olmasn ki, bir daha konumak istediinde ya da srtlanlar onu bulduunda sesini duyabilelim." Meren, adamn omuzlanndaki ipten tutup sryerek gtrmeye balad. Sonra durup Taita'ya bakt. "Artk iine yaramayacandan emin misin Byc? Daha bir ey sylemedi." "Aslnda her eyi syledi," dedi Taita. "Ruhunu soyundu." Meren, Shabako ile Tonka'ya, "Bacaklarndan tutun," diye emretti ve ikisi Soe'yi aralanna alp gtrdler. Taita onlarn Soe'yi kavrulmu topraa mhlayacak olan ivileri aktklann duydu. leden sonrann ortalannda Meren konumak iin yanna gitti. Gne yznden, karnnda ve kasklarnda koca koca kabarcklar olumu, yz imi ve iltihaplanmt. "Yce Byc sohbetinize devam etmek zere seni davet ediyor," dedi. Soe, ona tkrmeye alt ama yeterince tkrk kmad. Morarm dili azn doldurmu, ucu n dilerinin arasndan kmt. Meren onu olduu yerde brakt. 154 11. Yazt Srtlan srs gne batmadan az nce buldu onu. Onca yllk asker olan Meren bile, uluyarak yaklaan srtlanlardan tedirgin oldu. "Onu getireyim mi Byc?" diye sordu. Taita ban sallad. "Brak kalsn. Cady bulmak iin gerekenleri syledi zaten." "Srtlanlar vahi bir lm yaratacak Byc."

Taita iini ekti ve sakin bir sesle, "Karakurbaalan da Demeter'i vahice ldrd," dedi. "O cadnn mridi. Krallkta isyan yayyordu. lm hak ediyor ama bu ekilde deil. Byle bir zalimlik vicdanlarmzda arlk yapar. Bizi de onun dzeyine indirir. Oraya gitip grtlan kes." Meren ayaa kalkp klcn ekti, sonra duraklad ve ban kaldrd. "Garip br ey var. Srtlanlar sustu." "abuk ol Meren. Git ne olduunu ren hemen," diye emretti Taita. Meren karanla doru kotu. Birka dakika sonra tepeden vahi bir ekilde haykrd duyuldu. Taita da ayaa kalkp arkasndan kotu. "Meren, neredesin?" "Buradaym Byc." Taita, onu Soe'yi iviledii yerin banda buldu ama adam yoktu. "Ne oldu Meren? Ne grdn?" "Byclk!" diye kekeledi Meren. "Ben... "Grd eyi tarif edecek sz bulamayp sustu. "Neydi o?" diye sktrd Taita. "Hemen anlat bana." "At kadar iri korkun bir srtlan, Soe de srtndayd. Dostu olmal. Tepeye doru drtnala gitti. Onlar takip edeyim mi?" "Yakalayamazsn ki," dedi Taita. "Aksine kendini lmcl bir tehlikeye atm olursun. Eos'ta benim tahminimden daha byk gler olmal ^e'yi bu kadar uzaktan kurtarabildiine gre. Brakalm gitsin imdilik. aka bir zamanda ve yerde hesaplarz." 155 Wilbur Smith Boucu geceler geceleri, bezdirici haftalar haftalar ve yorucu aylar aylan kovalad. Taita'nn omzundaki bak yaras scak ve kuru havada tamamen iyileti ama, daha ikinci elaleye varmalanndan epey nce, atlar hastalanp sendelemeye ve adamlar gevemeye balad. Bulunduklar yer, Taita ile Kralie Lostris'in Nil'in kadrgalann rahata ilerleyebilecei kadar ykselmesini beklemek zere bir mevsim bekledikleri yerdi. Taita tepeden, daha nce yapm olduklar yaplara bakt: ta duvarlar hl duruyordu... bunlar, Lostris'in bannmas iin yapt ilkel kraliyet saraynn kalntlaryd. uralar karabuday ektikleri tarlalard, tahta sabanlann izleri hl duruyordu. unlar, sava arabalan yapmak ve kadrgalarn onarmak iin kestikleri uzun aalann kkleriydi. Uzun kkleriyle yeralt sulanna eriebilen aalar hl canlyd. leride de demircinin yapt demir oca duruyordu. "Byc, elalenin altndaki glete bak!" Meren yannda bannca Taita'nn dnceleri blnd. Meren'in gsterdii yne doru bakt. Acaba bir k oyunu mu, diye merak etti. "Suyun rengine bak! Kan krmzs deil. Glet yeil... tatl bir kavun gibi yeil." "Cadnn baka bir oyunu olabilir." Taita grdnden kukuluydu, ama Meren oktan zengilerinin stnde kalkm, bararak atn bayr aa srmeye balamt, adamlar da peinden gidiyordu. Taita ve Duman Yeli daha sakin ve vakur bir edayla aa indiler, kyda adamlar, atlar, katrlar dizilmiti. Hayvanlann ba aadayd ve yeil suyu kyllerin su ark gibi iiyorlard, adamlar da avularna doldurup yzlerine arpyor, grtlaklarndan aa yolluyordu. Duman Yeli suyu pheyle kokladktan sonra imeye balad. Taita rahata eilsin diye dizginlerini gevetti. Ksrak gznn nnde domuz mesanesi gibi imeye balad. Taita, onu kendi haline brakt ve suda y156 11. Yazt riiyerek iine oturdu. Ilk su enesine kadar geliyordu. Taita gzlerini kapad, yznde sevinli bir tebessm vard. Meren kydan, "Byc!" diye bard. "Eminim ki bunu sen yaptn. Nehrin o iren hastaln tedavi ettin. yle deil mi?"

Meren'in ona inanc sonsuzdu ve bu ok dokunaklyd. Onu hi al krklna uratmak istemiyordu. Gzlerini anca yz adamn heyecanla yantn beklediini grd. Adamlarnn da Meren'e inanc sarslmamaly-d. Meren'e glmsedi, sonra gizemli bir ekilde sa gzn krpt. Meren halinden memnun grnyordu, adamlar da tezahrat yapyorlard. Onlar da sandaletleri ve kyafetleriyle glete girdiler, birbirlerine su attlar, gre yapp birbirlerini batrmaya altlar. Taita, onlar oyunlaryla ba baa brakp kyya kt. Artk Duman Yeli'nin zaten yavrusunu tayan kam suyla o kadar imiti ki, badi badi yryordu. Taita, onu beyaz nehir kumunda devrilip yatsn, diye brakt ve kendisi de oturdu. Duman Yeli'ni seyrederken anslarnn dnn ve Meren'in kendisine yorduu temiz su mucizesini dnd. Demek ki, kirlilik buraya kadarm, diye karar verdi. Buradan gneye kadar rmak temiz olacakt. Klm ve ekilmi ama temiz. O sabah aalann glgesinde kamp kurdular. "Byc, atlar iyileene dek burada kalmay planlyorum. Eer hemen yola karsak onlar kaybetmeye balayacaz," dedi Meren. Taita ban sallad. "Akllsn," dedi. "Buray gayet iyi bilirim. Byk g srasnda tam bir mevsim geirdim. Ormanda, atlarn yapraklanl yiyebilecei bitkiler var. ok besleyici olduklar iin hayvanlar birka gnde semirip iyileecektir." Ve Duman Yeli de yaknda tayn douracakt- Burada kurtulma ans ldekinden ok daha yksekti. Taita bunlar da dnd ama dile getirmedi. Meren elini kolunu sallayarak konuuyordu. "Gletin etrafnda Africa antiloplarnn izlerini grdm. Onlar avlamak adamlarn houna gide157 Wilbur Smith cek ve taze et yiyecekler. Kalan da kurutup ttsleyebiliriz yanmza almak iin." Taita ayaa kalkt. "Ben gidip hayvanlar iin yem arayacam." "Ben de seninle geleyim. Bu kk cenneti daha iyi tanmak istiyorum." kisi birlikte aalarn arasnda gezindiler; Taita yenebilir aaklar ve asmalar gsterdi. Bunlar l koullarna uyum salam ve kurak-la dayamkl bitkilerdi. Uzun aalar sayesinde direk gne almyorlard ve geliiyorlard. Kucak dolusu toplayp kampa gtrdler. Taita hasatlarnn rneklerini Duman Yeli'ne uzatt. Hayvan biraz tereddt ettikten sonra avucundakileri yedi ve biraz daha versin diye burnuyla drtt. Taita byk bir grup oluturup ormana gtrd ve yenebilir ! bitkileri onlara da gsterdi. Meren de baka bir grubu gtrd ve keyif oli sun diye ormann sonuna kadar gittiler. Balta seslerinden rkp kaan iki antilop avclarn ok menziline girmiti. Scak cesetler paralanmak zere kampa getirilince Taita onlar dikkatle inceledi. Erkein siyah kvrk boynuzlan ve muhteem desenlerle ssl siyah bir postu vard. Dii boynuzsuzdu ve daha gzel bir derisi vard, kzl kahverengi ve yumuakt. "Bu hayvanlar tanyorum," dedi. "Erkekleri yaralannca saldrgan olur. G srasnda avclarmzdan biri iri bir erkek tarafndan boynuzlanmt. Boynuz darbesi kasndaki ana damarlardan birine gelmi ve arkadalar beni armaya frsat bulamadan lm. Yine de eti nefis olur, zellikle de bbrekleri ve cieri." Gletlerin banda kamp yaparken Meren, adamlarnn gnlk ilerine bakmalarna izin verdi. Atlarn besledikten sonra, ormandan kestikleri ktklerle hem kendilerinin hem de atlarnn barnaca salam, savunmas kolay barnaklar yaptrd. Akam antilop etinin yan sra vahi s- ' panak, Taita'nn setii eitli baharatlar ve karabuday ekmei ile len yaptlar. Taita yatana ekilmeden nce gece semalarn incelemek zere gletin etrafnda gezindi. Lostris Yldz'nm son kalntlar da kaybolmutu, ama baka nemli bir ilahi deiim yoktu. Bir sre meditasyon yapt 158

11. Yazt fakat herhangi bir psiik varlk alglamad. Soe'nin kayla birlikte cad onunla balantsn kaybetmi gibiydi. Kampa dnd ve sadece nbetilerin ayakta kalm olduunu grd. Uyuyanlar uyandrmamak iin nbetilere fsldayarak iyi nbetler diledi ve o da yatana gitti. Duman Yeli burnunu srterek uyandrd. Taita uykulu bir halde hayvann ban itti ama o srarla burnunu srtmeye devam etti. Sonunda dorulup oturdu. "Ne var tatlm? Ne oldu sana?" Ksrak arka bacaklarndan biriyle kamna vurdu ve Taita'y harekete geirecek biimde hafife inledi. Taita ayaa frlayp onun ban ve boynunu okadktan sonra brn yoklad. i kamndan rahmindeki iddetli kaslmalan hissetti. Hayvan bir daha inleyip arka bacaklarn at, kuyruunu kaldrd ve iedi. Sonra ban kamna edi. Taita bir kolunu boynuna dolayp onu barnan ucuna gtrd. Onu sakin bir yerde tutmann ne kadar nemli olduunu biliyordu. Eer rahatsz edilir ya da heyecanlandnlrsa kaslmalar kesilebilir ve doum gecikirdi. Ay nda ksra izlemek zere meldi. Duman Yeli huzursuz bir ekilde debelendikten sonra yere yatp srtst yuvarland. "Ne akll kzsn sen," diye yreklendirdi Taita. Ksrak igdsel olarak tayn dzgn kaca pozisyonu almt. Sonra ayaa kalkt ve ban eip beklemeye balad. Daha sonra kam ykseldi ve sulan boald. Dnp sulannn akt otlar yalad. imdi kuyruu Taita'ya doru kalkmt ve Taita altndan mat doum kesesinin kabardn grd. Hayvan gl ve dzgn bir ekilde knyordu. Taita ince zann arkasndan bir ift minik toynak grd ve sonra, her kaslmayla birlikte bir ayak ortaya kmaya balad. Sonunda, minik bir burun da ortaya kt ve Taita rahatlad. Douma mdahale etmesine gerek kalmamt. "Aferin," diyerek Duman Yeli'ni alklad. "Harikaydn hayatm." Yardmna komamak iin kendini zor tutuyordu. Oysa hayvan kendi ii-m gayet gzel hallediyordu, kaslmalar dzenli ve glyd. 159 Wilbur Smith Yavrunun ba dan kt. "Annesi gibi gri," diye fsldad keyifle. Sonra aniden kese ve tay dan atld. Yere arpnca plasenta paraland ve kese serbest kald. Taita hayretler iindeydi. Grd binlerce at doumu iinde bu en hzl olanyd. Tay imdiden zan yrtmak iin rpnmaya balamt. "Kasrga kadar hzl," diyerek glmsedi. "Ad da bu olacak." Du. man Yeli yavrusunun mcadelesini ilgiyle izliyordu. Nihayet zar yrtld ve tay iinden kp sarho gibi yalpalayarak ayaa kalkt. Yorulduu ijn nefes nefeseydi ve gmi br inip kalkyordu. "Gzel!" dedi Taita yumuak bir sesle. "Kk gzel bir olan." Duman Yeli yavrusunu yreinden gelen bir annelik drtsyle yalarken neredeyse yeniden yere ykyordu. Tay salland, ama dengesini salamay baard. Sonra iinden gelen drtyle doal sreci balatt: uzun dil darbeleriyle amniyotik svy yalyordu. Sonra en yakn memeye uzand. Daha imdiden st szmaya balamt bile. Tay nce memeyi koklad ve sonra deniz salyangozu gibi yapt. Hrsla emiyordu. Taita kalkp oradan uzaklat. Artk varlna ne ihtiya duyuluyordu ne de arzu. afak skerken askerler anneyi ve bebeini sevmeye geldi. Hepsi atlan iyi tand iin fazla kalabalk etmemeleri gerektiini biliyorlard. Uygun bir mesafeden seyredip birbirlerine yeni yavrunun ne dzgn bir ba ve gzel bir gvdesi olduunu gsterdiler. Shabako, "Geni, gzel bir gs," dedi. "Azimli bir hayvan olacak. Btn gn koacak." "n bacaklan da doru veya gvercin parmakl deil, hzl olacak, I diye ekledi Hilto. "Kalalar da gayet dengeli, fazla aralk veya kaladan kma deil' | evet, rzgr gibi hzl koacak," dedi Tonka. Meren ise, "Ona ne ad vereceksin Byc?" diye sordu. "Kasrga."

"Evet," diye hepsi onaylad. "Bu isim ona yakr." 160 11. Yazt On gn iinde Kasrga yaptklar blmede neeyle koup oynuyor, stne bir an nce kavumak iin annesinin memelerine kafa atyordu. "Agzl minik dostumuz," dedi Taita. "Daha imdiden peimize ta-lalacak kadar gl."

Meren bir kez daha gneye doru yola koyulmadan nce ay dolunay olsun diye birka gn daha bekledi. Taita'nn birliin nnden geerken su kazanlarna ve yk katrlarnn srtna vurulmu kire uvallarna baktn grnce de hemen, "Artk onlara ihtiyacmz olmayacana eminim ama..." diye aklamaya balad. Taita, onun syleyeceklerini tamamlad. "Bunlar atlmayacak kadar deerli eyler. Qebui'de satabiliriz." "Ben de aynen yle dnmtm." Meren rahatlam grnyordu. "Senin bynn gcnden bir an bile kuku duymadm. Artk bundan sonra sadece temiz sularla karlaacamzdan eminim." Gerekten de yle oldu. Ulatklar bir sonraki glet de yeildi ve azlarnn etrafndan sakallan sarkan iri yayn balklaryla doluydu. Sularn ekilmesinden dolay yan yana skm byk srler halinde yayorlard ve zpknla avlamak ok kolayd. Etleri parlak turuncu renkli ve yalyd. Tatlan da nefis oluyordu. Askerler arasnda Taita'nn n artk mermere kaznm ve altnla bezenmiti. Drt yzbayla erleri onu dnyann sonuna dek takip etmeye hazrd ve aslnda Firavun'un emri de buydu. Atlar iin yem bulmak her zaman zor oluyordu, ama Taita bu yoldan daha nce de getii iin evreyi ok iyi tanyordu. Onlar nehir kysndan alp alak kuru gibi grnen bitkilerle dolu gizli vadilere gtryordu, bitkilerin dibi kazlnca tka basa su ve besin dolu devasa kk kesele161 F: II Wilbur Smith ri ortaya kmaktayd. Bunlar zor zamanlarda antilop srlerinin besin deposuydu... onlar da toynaklaryla kazp karyorlard. Askerler onlan kesip paralara ayryordu. Balangta atlar bu yemlere dokunmay reddediyor, ama alk ar basnca durum deiiyordu. Adamlar artk kazanlara ve kire uvallarna bu keseleri koyuyorlard. lerleyen aylarda da ayn hzla yola devam ettiler, ama gten den atlar tkezlemeye balamt. Yere ykldklar zaman askerler kulaklarnn arasndan kafatasna dek inen bir kl darbesiyle ldryordu onlar. Kemiklerini gnein altnda aarmaya brakyorlard. Son engele gelmelerinden nce toplam yirmi bir at lmt. Son engel ise, Nil'in akmak iin zorland dar Shabluka Boaz'yd. Boazn yukarsnda Nil'in genilii neredeyse bir buuk kilometreydi. Ancak boazda, nehir yata iki kayalk yama arasnda yz metreye kadar daralyordu. Orada kamp kurduklarnda, ilk kez suyun aktn grdler. Geni bir akarsu kayalk boazdan geip aadaki glete dklyordu. Fakat bir buuk kilometre kadar aktktan sonra kumlara gmlp kayboluyordu. Dar ve dik bir kei yolundan Shabluka Tepesi'ne trmandlar. Zirveden, gneye doru baknca ovalar ve uzaktan alak mavi tepeler grnyordu. Taita, "Kerreri Tepeleri," dedi. "Her iki Nil'e hkimdirler. Qebui de sadece elli fersah kadar ileride." Nehir yata, her iki kydaki hurma korulanyla ayrt ediliyordu, korular bat kysndan tepelere doru devam ediyordu. Qebui'ye yaklatka rmak daha gl akmaya balad ve hepsinin morali ykseldi. Yolculuun son ayan bir gnde kat ettiler ve nihayet Nil'in ikiye ayrld kavaa geldiler.

Qebui, Msr lkesinin en son ileri karakoluydu. Kk kale, blge valisine ve snr muhafzlar birliine ev sahiplii yapmaktayd. Kent nehrin gney kys boyunca yaylmt. Buras bir ticaret merkeziydi, bulun162 11. Yazt kuklan mesafeden bile pek ok binann ykldn ve terk edildiini grebiliyorlard. Nil'in kurumas yznden kuzeydeki Ana Msr'la yaplan tm ticaret lmt. Taita, Meren ve adamlarnn konutuu insanlardan pek az bir kervan o tehlikeli yola gtrmeye hazrd. "Bu su aknts Etiyopya dalarndan geliyor." Taita doudaki geni nehir yatan gsterdi. Sular akyordu ve sulama kanallarna dkmek iin kar kyda dnen su dolaplann grebiliyorlard. Kentin etrafn geni yeil karabuday tarlalar evrelemekteydi. "Burada atlar semirtecek gzel tahl bulmay umuyorum," diyen Meren keyifle glmsedi. Taita, "Evet," dedi. "Onlar tamamen iyileene kadar dinlenmemiz lazm." Duman Yeli'nin boynunu okad. Ne yazk ki o da iyi deildi: kaburgalar saylyordu ve derisi matlamt. Taita karabuday taynn onunla paylat halde hem tayn beslemek, hem de yolun glklerine katlanmak hayvan gsz brakmt. Taita dikkatini nehrin dou atalna evirdi. "Kralie Lostris'in keif birliini gnderdii yol bu," dedi. "Biz kadrgalarla gidebildiimiz kadar gittik, sarp bir boaza gelince onlar oraya demirledik; sava arabalar ve at arabalaryla yola devam ettik. Dalarda kralie ve ben Firavun Mamo-se'nin mezar iin bir yer setik. Tasarmn yaptm ve dikkatle gizledim. Kimsenin bulamadndan ve talan edemediinden eminim. Bulamayacaklar da." Ksa bir sre bu becerisini anmsad ve devam etti. "Etiyopyallarn gzel atlar var, ama iyi savayorlar ve dalarn ok iyi savunuyorlar. Onlar yenip boyunduruk altna alarak imparatorlua getirmek zere gnderilen iki ordumuzu pskrttler. Korkarm nc bir deneme hi yaplmayacak." Dnp doruca nehrin gney kolunu gsterdi. Dou atalndan daha geniti, ama kuruydu, yatanda en kk bir kprt bile yok-tu- "Takip etmemiz gereken yn bu. Birka fersah sonra nehir, iki ordumuzu iz brakmadan yutan batakla giriyor. Yine de, eer ansmz yaver 163 Wilbur Smith giderse batakl biraz kurumu buluruz. Belki dierlerinden daha iyi bir yoldan gidebiliriz. Firavun'un ahin Mhr sayesinde vali bize yerli rehberler verebilir. Gel, Qebui'ye gidelim." Vali bu ileri karakolun yedi yldr kurakla dayanmasn salamt. Ad Nara'yd ve srekli tekrarlayan bataklk atei nbetleri yznden beli bklm, rengi sararmt, ama garnizonu ondan ok daha iyi durumdayd. Karabuday sayesinde askerler iyi beslenmiti atlar da semizdi. Meren krallk mhrn gsterip Taita'nn kimliini aklaynca, Nara'nm konukseverlii gklere kt. Taita'yla Meren'i kaledeki konukevine buyur etti ve en iyi odalar onlara verdi. Hizmet etmeleri iin klelerini, yemeklerini hazrlasn diye kendi alarn yollad. Sonra da adamlarn yeniden donatmalar iin silah depolarn at. "Yedeklerin arasndan dilediiniz atlar da sein. Depo grevlisine ne kadar karabuday ve yem ihtiyacnz olduunu bildirin. Hasislik etmeye gerek yok. Bizim erzamz bol." Meren, adamlarn yeni blklerinde tefti ettiinde herkesi keyfi yerinde buldu, Hilto, "Taynlar mkemmel. Kentte fazla kadn yok, ama olanlar cana yakn. Atlar ve katrlar karnlarn karabuday ve yeil otla dolduruyor. Kimsenin en ufak bir ikayeti yok," diye rapor verdi. Uzun srgnden sonra Vali Nara medeni dnyadan haber almaya ve yeni insanlarla arkadalk etmeye ok hevesliydi. zellikle de Taita'nn bilimsel konumalarndan ok etkilenmiti. ou akamlar onu ve Meren'i yemee davet ediyordu. Taita sonunda niyetlerinin gneydeki bataklklara gitmek olduunu aklaynca Nara ciddileti.

"Kimse bataklklarn tesindeki topraklardan geri dnmedi. Ben, orann dnyann sonu olduuna ve gidenlerin kenardan bolua srklendiine inanyorum." Sonra alelacele daha iyimser bir sesle konumaya balad: bu adamlarda ahin Mhr vard ve grevleri iin onlar yreklendirmesi gerekirdi. "Tabii, pekl da siz dnyann ucuna kadar gidip sa 164 11. Yazt alim dnen ilk insanlar olabilirsiniz. Adamlarnz gl ve yannzda, b-vc var." Taita'ya ban edi. "Sizin iin baka ne yapabilirim? Sadece istemeniz yeter, biliyorsunuz." "Bize yol gsterecek yerli rehberler var m elinizde?" diye sordu Taita. "Ah evet," dedi Nara. "Oralardan bir yerden gelmi adamlarm var." "Hangi kabileden olduklarn biliyor musunuz?" "Hayr, ama hepsi uzun, ok kara ve garip dvmeleri olan adamlar." "O zaman Shilluk olabilirler," dedi Taita, memnun olmutu. "G srasnda General Lord Tanus Shilluklardan asker almt. Akll ve sz dinleyen adamlardr. Ne kadar neeli grnseler de korkusuz savalardr hepsi." "Onlar ok iyi tarif ettiniz," dedi Vali Nara. "Kabileleri her ne ise, buralar gayet iyi bilirmi gibi grnyorlar. Aklmdaki iki adam orduya yllarca hizmet vermi ve az da olsa dilimizi renmi. Sabah olunca size yollarm onlar." afakta Taita ile Meren odalarndan knca iki siyah adamn avlu duvarnn dibine melmi olduunu grdler. Ayaa kalktklarnda Me-ren'den uzun olduklarn grdler. Srm gibi gl bedenlerinde rengrenk dvmeler vard ve zerlerine srdkleri ya nedeniyle parlyorlar-d. Hayvan postundan ksa etekler giymilerdi. Ellerindeki uzun mzraklarn ucunda kemikten oyulmu baklar vard. Taita akc bir Shilluk diliyle, "Sizi gryorum! Adamlar!" diye selamlad onlar. Adamlar, sadece savalar arasnda kullanlan bir onurlandrma szcyd ve bunu duyunca ikisinin de yakkl yzlerinde parlak birer tebessm belirmiti. "Seni gryorum yal ve bilge adam," diye daha uzun olan cevap Verdi. Bunlar da sayg belirten szcklerdi. Taita'nn gm sakal adamada derin bir etki uyandrmt. "Ama nasl oluyor da dilimizi bu kadar ?yi konuuyorsun?" 165 Wilbur Smith Taita bu kez, "Aslan Cierli'yi duydunuz mu hi?" dedi. Shilluklar cierin bir erkein cesaretinin bulunduu yer olduuna inanyordu. "Haul Haul" Heyecanlanmlard. Bu, Lord Tanus'a hizmet ederken ona takm olduklar isimdi. "Bykbabamz Aslan Cierli'yle konumu biz de kuzeniz. Doudaki souk dalarda onun iin arpm. Aslan Q. erli'nin tm savalarn babas olduunu sylemiti bize." "Aslan Cierli, benim kardeim ve dostumdu," dedi Taita. "O zaman sen sahiden yalsn, bykbabamzdan bile yalsn." Daha da etkilenmilerdi. "Gelin, glgede oturup konualm." Taita, adamlar avlunun ortasndaki byk incir aacnn altna gtrd. Birbirlerine yzleri dnk olarak epeevre oturdular ve Taita onlar soru yamuruna tuttu. Konuan byk kuzendi. Ad Nakonto'ydu ve Shilluk dilinde hzl mzrak demekti. "nk savata ok adam ldrdm." vnmyor sadece bir gerei dile getiriyordu. "Kuzenimin ad boyu ksa olduu iin Nontu'dur." "Her ey greceli," diye kendi kendine glmsedi Taita. Nontu, Me-ren'den bir ba daha uzundu. "Nereden geliyorsunuz Nakonto?" "Bataklklarn tesinden." enesiyle gneyi iaret etti. "O zaman gneydeki topraklar iyi bilirsiniz." "Oralar bizim yurdumuz." Bir an hznlenir gibi olmutu. "Beni yurdunuza gtrr msnz?"

"Her gece ryamda babamn ve bykbabamn mezarna gidiyorum," dedi Nakonto yumuak bir sesle. "Ruhlar seni aryor," dedi Taita. "Sen anlyorsun yal adam." Nakonto byk bir saygyla Taita'y3 bakyordu. "Qebui'den ayrlacanz zaman, Nontu ile ben yolu gstermek iin sizinle geleceiz." 166 11. Yazt Atlarn ve binicilerinin yeniden yola kacak hale gelmesi iin iki dolunay geti. Yola klarndan nceki gece, Taita ryasnda her renk, biim ve boyda muazzam balk srleri grd. Beni dier balklarn arasnda saklanrken bulacaksn. Fenn'in tatl, ocuksu sesi ryasnda yanklanyordu. Seni bekliyor olacam. afakla birlikte mutlu duygular ve yksek beklentilerle uyand. Vedalamak zere uradklarnda, Vali Nara, Taita'ya, "Gittiinizi grmekten dolay zgnm Byc," dedi. "Arkadalnz Qebui'deki grev gnlerimin monotonluunu aydnlatt. Umarm ok uzun srmeden sizi yeniden karlama zevkini tadarm. ok yararl bulacanz umduum bir ayrlk armaan sunmak istiyorum." Taita'y kolundan tutup avludaki parlak gnee kard. Sonra da be yk katr sundu. Her birinde ikier uval dolusu cam boncuk vard. "Bunlar i ksmlardaki ilkel kabileler tarafndan ok kymetli kabul ediliyor. Bir avu boncua en gzde karlarn satabilirler." Glmsedi. "Ho, bu gzel boncuklar o kadnlar gibi ekici olmayan mallara harcamanz iin bir sebep gremiyorum." Birlik Qebui'den ayrlnca iki Shilluk ne atld, hzlarn rahata atlarn trsna uydurabiliyorlard. Yorulmak bilmeden saatlerce ayn hzda kouyorlard. lk iki gece boyunca, geni, kuru nehir yatann dou kysndaki kavrulmu arazilerde at koturdular. nc gnn sabah kamp kurmak zere durduklarnda, Meren zengilerinin stnde ykseldi ve ile-nye bakt. Gr alannn sonunda, ufka doru uzanan alak, yeil bir du-var vard. 167 Wilbur Smith Taita, Nakonto'yu arnca yerli koarak gelip Duman Yeli'nin bann yannda durdu. "Grdn ey ilk papirs yataklar ihtiyar adam." "Renkleri yeil," dedi Taita. "Byk Gney Bataklklar asla kurumaz. Gller ok derindir ve kamlar gneten korur." "Yolumuzu kesecekler mi?" Nakonto omuz silkti. "Bir gece daha gittikten sonra sazlara ulaacaz. Sonra sular yeterince ekilmise atlar geer veya dou tepelerine doru geni bir yay izeriz." Ban sallad. "Bu, gneye giden yolu epeyce uzatr." Nakonto'nun tahmin ettii gibi, ertesi gece papirslere ulatlar. Adamlar kurumu sazlar kesip gneten korunmak zere alak atl barnaklar yaptlar. Nakonto ve Nontu papirslerin arasnda gzden kayboldu ve iki gn ortaya kmad. Meren, "Onlar bir daha grecek miyiz, yoksa vahi hayvanlar gibi koup kylerine mi saklandlar?" diye huysuzland. Taita, "Dnecekler," diye yattrd onu. "Bu insanlar iyi tanrm. Sadk ve gvenilirdirler." kinci gecenin ortasnda Taita nbetilerin sesleriyle uyand ve Nakonto'nun papirslerin arasndan cevap verdiini duydu. Sonra iki Shilluk karanln iinden gittikleri gibi ortaya kverdiler. Nakonto, "Bataklk yolu ak," diye rapor verdi. afakta iki rehber, birlii papirslerin arasna soktu. Buradan tesini Nakonto bile karanlkta bulamayaca iin artk gndz yol almak zorundaydlar. Bataklk tamamen yabanc, yasak bir dnyayd. Papirslerin tepelerini at stndeyken bile gremiyorlard. nlerinde sonsuza doru uzanan bu yeil

okyanusu grebilmek iin zengilerinin stnde ayaa kalkmalar gerekiyordu. zerlerinde su kular srler halinde uuyor ve havay kanat sesleriyle ackl tleri dolduruyordu. Ara sra gremedikleri iri 168 11. Yazt hayvanlar, papirsleri hrdatarak nlerinden geiyordu. Trlerini tahmin (jahi edemiyorlard. Shilluk yerlileri amurda braktklar izlerine bakyorlar ve Taita da onlarn tariflerini tercme ediyordu. "Bir bufalo srs, byk siyah hayvanlar," veya, "ri bir su keisi. Kvrml boynuzlar olan garip kahverengi bir yaratk, suda yayor. Su san gibi, yzmesine yardm eden uzun toynaklar var." Papirslerin altndaki toprak genelde slakt, bazen sadece hafif nemli oluyordu, ama ou zaman atlarn ayaklar suya batyordu. Yine de, minik tay Kasrga, annesinin yannda gayet iyi gidiyordu. Sazlarn arasnda gletler gizliydi: bazlar kkt ama kimileri ok byk lagn glleriydi. Sazlardan ileriyi gremeseler de, Shilluklar, onlar nceden seziyor ve ya etrafndan dolanyor ya da aradan geiyorlard. Birlik asla geri dnp baka bir yol aramak zorunda kalmyordu. Her gece kamp kurma vakti geldiinde Nakonto papirslerin arasnda zemini kuru bir dzlk bulmay baaryordu. Kurumu sazlarla atelerini yakp alevlerin etrafa yaylmamas iin zen gsteriyorlard. Atlar ve katrlar durgun gllerin etrafnda dolanp bulduklar otlar ve bitkileri yiyordu. Nakonto ise her gece mzran alp gllerden birinin iine dalyor ve avlanan bir balkl gibi kprdamadan duruyordu. Byk yayn balklarndan biri yaklanca mzran saplayp rpnp kuyruk sallayan hayvan sudan karyordu. O arada Nontu da sazlardan gevek bir sepet rp bana geiriyordu; bylece aradan nn grebiliyordu. Sonra kydan ay-nlp btn vcudunu suya batryor, sadece sepet geirdii ba darda kalyordu. Sonsuz bir sabr ve dikkatle hareket ederek sudaki yabanrde-i srsne yaklayordu. Sonra da ani bir hareketle hayvanlardan birini ocaklarndan yakalayp suyun altna ekiveriyordu. Hayvann tmesine frsat vermeden de boynunu koparyordu. Bu yntemle, srdeki dier rdekleri rktmeden be, alt tanesini yakalayabiliyordu. Birok yere taze "alkla ve kzarm rdekle ziyafet yapmaktaydlar. 169 Wilbur Smith nsanlar ve hayvanlar sokan bcekler hastalk yayyordu. Gne batar batmaz gllerin yzeyinden vzldayan bir bulut halinde ykseliyor. lard ve askerler onlarn hcumundan kanmak iin kamp atelerinin bana snmak zorunda kalyordu. Sabahlar suratlar i ve srk iinde kalkyorlard. lk bataklk hastal grldnde on iki gndr yoldaydlar. ok gemeden birka kii daha ayn akbete urad. Kr edici arlarla, kontrolsz titreme nbetleriyle kvranyorlard, nemli havada bile ateten vcutlarna el deiniyordu. Fakat Meren onlarn iyilemesini bekleyerek yry durdurmad. Her sabah gl olanlar hastalarn hayvanlarna binmesine yardm ediyor, sonra da dizginlerini tutarak yanlarndan gidiyordu. Geceleri lgnca sayklamaktaydlar. Sabaha da atein etrafnda cansz bedenler yatyordu. Yirminci gnde Yzba Tonka ld. amurun iinde s bir mezar kazp yola devam ettiler. Hastalananlarn bazdan iyileti, ama yzlerinin sarl gememiti, hl gsz ve zayftlar. Taita ve Meren dahil birka kii ise hastala hi yakalanmad. Meren ateli adamlan zorlamaya devam ediyordu. "Bu korkun bataklktan ve zehirli pustan ne kadar erken kurtulursak o kadar abuk salnza kavuursunuz." Sonra da Taita'ya dert yanyordu. "Acaba bu Shil-luklan da hastalktan kaybeder miyiz diye srekli azap ekiyorum. O zaman aresiz kalrz. Bu yabani ortamda asla yolumuzu bulamayz ve hepimiz burada lp gideriz." Taita, "Bataklk onlarn yurdu. Buradaki hastalklara kar baklklar var," diyerek sakinlerdi onu. "Sonuna kadar yanmzdan ayrlmayacaklar."

Gneye doru yola devam ettike, eskisi arkalarndan kapanrken nlerine yeni bir papirs denizi alyordu. Bala yapan sinekler gibi kapan3 kslmlard sanki, deli gibi mcadele etseler bile buradan asla kurtulana' yacaklard. Papirsler onlar esir alm, yutmu ve bomutu. Renksiz mo170 11. Yazt ntonluu zihinlerini bulandrmt. Derken, yolculuklarnn otuz altnc gnnde, gr noktalarnn sonunda bir tutam karanlk nokta belirdi. Taita, Shilluklara, "Onlar aa m?" diye sordu. Nakonto, Nontu'nun ornzuna kp ayaa kalkt, rahata dengesini bulmutu. Sazlklarn tesini armek istediklerinde hep yaptklar bir eydi bu. "Hayr, yal adam," diye cevap verdi. "Onlar Luo kulbeleri." "Luo kimdir?" "nsan saylrlar. Bataklkta yaayan, balk, ylan ve timsah yiyen hayvanlardr. Yuvalann o grdklerin gibi srklarn stne yaparlar. Bcekleri uzak tutmak iin de amur, kl ve baka pisliklerle svarlar. Vahi ve yrtcdrlar. Bykba hayvanlarmz alarken yakaladklarmz ldrrz. Bizden aldklar hayvanlar buraya getirip yerler. Aslnda tam insan deil akal ve srtlandrlar." Tiksintiyle tkrd. Taita, Shilluklarn gebe obanlar olduunu biliyordu. Hayvanlarna byk bir sevgi duyar ve asla ldrmezlerdi. Onun yerine hayvann boynunda dikkatle bir daman delip akan kan sukabandan oyulmu bir kapta toplar ve yeteri kadar olunca da minik yaray bir avu kille kapatrlard. Bu kan inek style kantrp iiyorlard. "O yzden byle uzun boylu ve glyz, byle iyi savaabiliyoruz. Bataklk hastal da bizi asla etkilemiyor," diyorlard. Luo yerleim yerine geldiklerinde snklann stndeki kulbeleri bombo buldular. Ama yaknda birilerinin olduunu gsteren iaretler vard. Balklarn ttsledikleri zgaralarn yannda henz rmemi ve tatl Su yengeleri ya da atlarda bekleyen atmacalar tarafndan yenmemi ba-l'k kafalar ve klklan duruyordu, hl tten odunlar vard. Kampn ileninde Luolann tuvalet olarak kulland blgede taze dklar vard. Na-Onto onlan inceledi. "Bu sabah buradaymlar. Hl da yaknlardalar. Muhtemelen sazlarn arasndan gzetliyorlar." Kyden ayrldlar ve yine sonsuz gibi grnen baka bir yola dald-rAkamzerine doru Nakonto evredeki amurlu dzlklere gre da171 Wilbur Smith ha yksek bir yere kard onlar, sszlklarn ortasnda kuru bir ada gibiydi buras. Atlar, topraa sapladklar sopalara baladlar ve deri yem torbalarndaki ezilmi karabudayla beslediler. O arada Taita hasta askerlerle ilgileniyor, alar da adamlarn yemeini hazrlyordu. Gece olunca yaktklar atelerin banda uyudular. Sadece nbetiler ayakta kald. ok iinde uyandklarnda, ateler oktan snm ve askerler derin uykuya dalmt. Kampta bir pantomim hkm srmekteydi. Barlar, lklar, drtnala koan toynaklarn gmbrts ve adann etrafndaki birikintilerden srayan sus sesleri duyulmaktayd. Taita deinden frlad ve Duman Yeli'ne kotu. Hayvan geri geri gidip aha kalkarak dier atlarn ou gibi, kendisini topraa balayan ipten kurtulmaya alyordu, Taita ipini yakalayp ksra yattrd. Tayn da dehet iinde titreyerek annesinin yannda durduunu grp rahatlamt. Etraflarnda karanlk garip glgeler dolanyor, hoplayp zplyor, atlar mzraklarla drterek uzaklatrmaya alyorlard. lgna dnen hayvanlar aha kalkyor, iplerinden kurtulmaya alyordu. Garip ekillerden biri Taita'ya satat ve mzrayla drtt. Taita mzra asasyla ittikten sonra, asann ucunu saldrgann boazna dayad. Adam dt yerde hareketsiz kald. Meren ve yzbalar askerlerini kaldrp yaln kl giritiler. Saldrganlardan bazlar gecenin karanlna karp kasa da, bir ksmn devirmeyi baarmlard.

Meren, "Pelerine dn! Atlarla uzaklamalarna izin vermeyin!" diye haykrd. Nakonto, telala Taita'ya koup, "Karanlkta yollamayn adamlarnz," dedi. "Luolar haindir. Onlar gllere ekip pusuya drrler. Pelerine dmek iin havann aarmasn beklemek zorundayz." Taita, Meren'i durdurmak zere kotu, sava kan kzt iin Meren uyary gnlszce kabul etmiti. Adamlarn da geri ard. 172 11. Yazt Kayplarn tespit etmeye baladlar. Drt nbetinin de grtla kesilmi ve baka bir askerin bacana mzrak saplanmt. Luo ldrlm, biri de ok kt yaralanmt. Barsaklar dar frlam kendi kannn iinde inleyerek yatyordu. Meren, "ini bitirin!" diye emretti ve adamlarndan biri bir balta darbesiyle onu ldrd. On sekiz atlar kaypt. "Bu kadarn kaybetmeyi kaldramayz," dedi Taita. Meren hrsla, "Kaybetmeyeceiz," diye sz verdi. "Atlan geri alacaz, sis zerine yemin ederim." Taita atein nda Luo cesetlerinden birini inceledi. lkel, maymun suratl bir erkekti, ksa ve tknaz bir vcudu vard. Aln kkt, dudaklar kaln, gzleri kk ve birbirine ok yaknd. plakt, sadece beline dolad bir kemer vard ve kemerden bir kese sarkyordu. Kesede eitli by gereleri, kemik paralar, diler vard, bazlar insana aitti. Boynundaki rg ipin ucunda akmaktandan yaplm bir bak aslyd ve bakta nbetilerden birinin kan vard. Bak kabaca oyulmutu ama Taita kenarn denemek iin lnn omzuna srtnce eti kolayca kesti. Luo'nun vcudu kaln bir kl ve nehir kili tabakasyla kaplyd. Gsnde ve yznde beyaz kil ve krmz aboyasyla yaplm ilkel motifler vard. Adamdan is, rm balk ve kendine has yabani bir koku geliyordu. "Tiksindirici bir yaratk," diyen Meren yere tkrd. Taita ise dikkatini yaral askere yneltti. Mzrak yaras derin ve lmcld. Adam birka gn iinde lecekti ama Taita, ona bunu belli etmedi. O arada Meren de, hrszlarn peine dmek iin en salam ve en acmasz askerlerinden bir birlik oluturmakla meguld. Geri kalan askerler, eyalan, geriye kalan atlar ve hastalar korumak zere kampta bekleyecekti. Hava tam aarmadan, iki Shilluk basknclarn izlerini bulmak zere sazlklara daldlar. Gne domadan kapma dnmlerdi. 173 Wilbur Smith Nakonto, "Luo kpekleri kardklar atlar birbirlerine balayp sr halinde gneye doru gtrmler," diye rapor verdi Taita'ya. "ki l daha bulduk, bir de yaralanm ama lmemi biri vard. O da ld artk." Nakonto kemerinden sarkan ar bronz ban kabzasn okad. "Adamlarn hazrsa, yal ve saygdeer adam, hemen pelerine delim." Taita gri ksrayla gitmeyecekti: Kasrga henz bu i iin ok kkt ve Duman Yeli de bir Luo mzrayla arka ayaklarndan yaralanmt, neyse ki yaras lmcl deildi. Taita yedek atna bindi. Onlar giderken Duman Yeli arkalarndan inledi, braklmaya isyan ediyormu gibiydi. On sekiz atn toynaklar, sazlk yatanda geni bir yol oluturmutu. At izlerinin stnde de arkalarndan giden Luolann plak ayak izleri vard. Shilluklar rahata izlerin peinden kouyor, dierleri de atlann trsa kaldrm onlar izliyordu. zlerin ardndan btn gn gneye doru yol aldlar. Gne batnca atlan dinlendirmek iin biraz mola verdiler, ama ay ykseldiinde yola devam edecek kadar ortal aydnlatt. Btn gece sadece ksa molalar vererek yola devam ettiler. afakta epeyce uzakta baka bir karalt fark ettiler. Onca zaman monoton papirs denizinde yolculuk yaptktan sonra, gzleri en kk bir farkll bile seer olmutu.

Nakonto yine kuzeninin srtna kp ileriye bakt. Sonra Taita'ya dnp sntt, dileri sabahn ilk klannda inci gibi parlyordu. "htiyar adam, grdn yer batakln sonu. Onlar aa ve kuru toprakta duruyorlar." Taita bu haberi Meren'e ve askerlere de iletti, hepsi sevinle barmaya, glmeye, birbirlerinin srtna yumruklar indinneye balamt. ok hzl yol aldklarn iin Meren biraz daha dinlenmelerine izin verdi. zleri deerlendiren Nakonto, Luolann ok nde olmadklarna hkmetmiti. Giderek byyen ve koyulaan aalara doru gidiyorlard ama henz insan yerleimine iaret eden bir ey grmemilerdi. Sonunda atlarndan indiler onlar yedee alarak yrmeye baladlar, bylece balan papirslerin stnden grnmeyecekti. Tekrar durduklarnda vakit oktan le174 11. Yazt yi gemiti. Artk onlar sadece ince bir papirs dizisi gizliyordu, sonra aniden o da bitti ve karlarna alak bir toprak set kt. Setin ykseklii iki yarm kol boyu ya var ya yoktu, tesinde ksa yeil otlar ve yksek aalarn meydana getirdii korular uzanyordu. Taita, koca fasulyelere benzer tohumlan sarkan Kigelia sosisi aalarn ve doruca gvdesinden kan san meyveleriyle firavunincirlerini tanmt. Dier trlerin ounu bilmiyordu. Otlarn arasnda, alnan atlarn yumuak toprak seti trmanrken braktklan toynak izleri gayet rahat grlebiliyordu. Ancak nlerindeki ak alanda hayvanlardan eser yoktu. Aalk blgeleri dikkatle incelediler. "unlar nedir?" Meren, uzakta, aalarn arasnda hareket eden ve bir toz bulutu karan eyleri gsteriyordu. Nakonto kafasn sallad. "Bufalolar, kk bir sr. Atlar deil. Non-tu ve ben gidip izleri aratracaz. Siz burada saklanmalsnz." ki Shil-luk papirslerin arasndan kp gzden kayboldu. Taita ve Meren dikkatle baktklar halde onlar bir daha gremediler, ak alan getiklerine dair en kk bir belirti bile yoktu. Onlar da papirslerin kenarndan geri dndler, zemini nispeten kuru olan kk bir aklk buldular, atlarn yem torbalarn balayp kendileri de biraz dinlenmek zere uzandlar. Taita aln bana dolayp asasn brakm ve srtst yatmt. ok yorgundu ve amurun iinde boumaktan bacaklar aryordu. Az sonra uykuya dalar gibi oldu. "in rahat olsun Taita, ben yaknndaym." Hafif bir fslt halindeki ses o kadar netti ve o kadar Fenn'in sesine benziyordu ki, Taita srayarak uyand ve dorulup oturdu. abucak umutla etrafna baknd ama sadece atlan, katrlar, dinlenmekte olan adamlar ve sonsuz papirs ormann grd. Tekrar yerine bzld. Uykuya dalmas biraz zaman ald ama bitkindi ve sonunda balklarn sudan zplad ve gnein altnda parlad ryalara dald. ok fazla balk olmasna ramen, hibiri orada olduunu bildii o balk deildi. Son175 Wilbur Smith ra balk srs ald ve onu grd. Pullar deerli mcevherler gibiydi, kelebee benzeyen kuyruu uzun ve kvrakt, etrafn kuatan aura ise ruhani ve yceydi. Taita izlerken, balk insan ekline girip gen bir kzn bedenine dnt. Uzun bacaklar bitiik, bir yunus zarafetiyle kalalarn oynatarak suda kayar gibi ilerledi. Yukardan vuran gne nda vcudu ldyor, uzun parlak salar arkasndan dalgalanyordu. Kz srtst dnp suyun iinden glmsedi. Burun deliklerinden minik gm rengi baloncuklar kyordu. "Buralardaym sevgili Taita. Yaknda birlikte olacaz. ok yaknda." Taita sesli olarak cevap vermeye frsat bulamadan kaba bir dokunu ryasn bozdu. Ryasn tekrar grmeye alt ama olmad. Gzlerini ap doruldu. Nakonto yanna melmiti. "Atlar ve Luo akallarn bulduk," dedi. "imdi ldrme zaman geldi." Papirslerin arasndan kmak iin havann kararmasn beklediler ve alak bayr trmanp dzle ktlar. Yumuak kumda atlarn toynaklar hemen hemen

hi ses karmyordu. Karanlkta Nakonto ne dp, grubu yldzlarn nda gmi pmltlar veren aalara doru gtrd. Aalk blgeye ulanca, dnp batakln kenarna paralel olarak gitmeye balad. Ksa bir sre sessizce yol aldktan sonra, ormana daldlar, dallara arpmamak iin atlarnn stnde eilmeleri gerekiyordu. Fazla ilerlemeden aalarn stndeki gkyzne pembemsi bir k yayld. Nakonto onlar a doru gtryordu. Artk, hrsl bir ritimle alan davullar duyabiliyorlard. O yne doru gittike davul sesleri ykselip topran kalbinden gelen bir nabz sesine dnt. Biraz daha yaklanca, davullarn gmbrtsne ahenksiz bir koro da katlmt. 176 11. Yazt Nakonto ormann kysnda grubu durdurdu. Taita atn Meren'in yanna srd ve bo bir alana kurulmu olan ilkel kye bakt, kyde saz dam-j, amur sval kulbeler vard, drt tane muazzam kamp atei yaklmt ve bunlardan gkyzne kvlcmlar yamaktayd. Sondaki kulbelerin yannda dizi dizi zgaralar bulunuyordu, bunlarn zerlerine yerletirilmi olan koca koca balklarn derisi alevlerin nda gm gibi parlyordu. Atelerin etrafnda dzinelerce insan kvranp bklerek dans etmekteydi. Tepeden trnaa beyaza boyal bedenlerinde siyah, sar ve kzl renklerde garip desenler vard. Taita beyaz kil ve klle kapl plak bedenlerinin altnda her iki cinsten de insan olduunu fark etmiti. Dans ederken vahi bir ritimle ark sylyorlard, arklar yabani hayvanlarn ulumasn andrmaktayd. Aniden, dans edip tepinen baka bir Luo grubu alnan atlardan birini srkleyerek ortaya getirdi. At btn biniciler tanmt, bu Srck adndaki ksrakt. Luolar hayvann boynuna siyah bir kement doladlar ve be kii kemende aslrken bir dzine kadar da atn brne, bacaklarna saldrd, bir yandan da sivri ubuklarla hayvan drtyorlard ve atklar yaralardan kanlar akyordu. Luolardan biri iki eliyle kavrad kaln tok-makl sopay havaya kaldrp hayvana hcum etti. Ve tokma olanca gcyle hayvann bana indirdi. Ksrak yere devrilmi, spazmlarla sarslyordu; barsaklar yeil bir svnn iinden dar akyordu. Boyal Luolar cesedin bana p akmaktandan baklaryla giritiler. Hl titreyen etinden paralar koparp azlarna atyorlard. enelerinden szan kanlar boyal gslerinden aa iniyordu. Bir cesedin banda bouup uluyan vahi kpekler gibiydiler. Bu grntleri askerler dehet iinde izliyorlard. Meren, Taita'ya bir bak frlatt ve o da ban sallad. Bunun zerice Meren alak ama net bir sesle, "Sol ve sa kanatlar yaylarak ilerlesin," "'ye komut verdi. Kanatlar ald. Pozisyonlarn alr almaz Meren tekrar islendi. "ldrmek iin saldracaksnz! Hazr ol!" Kllarn ektiler, "ileri mar! Trs! Drtnal! Hcum!" 177 F: 12 Wilbur Smith Yakn dzende ileri atldlar, atlar omuz omuza kouyordu. Luolar o kadar kendilerinden gemilerdi ki askerler kye dalana kadar hibir eyi fark etmediler. O zaman kamaya altlar ama ok ge kalmlard. Atlar aralanna dalm, nne geleni ezip geiyordu. Kllar inip kalkyor, keskin kenarlar etlere, kemiklere isabet ediyordu. ki Shilluk da ne atlmlar, bararak saldryor, baklyor, zplyor ve yeniden baklyorlard. Taita, Nakonto'nun mzran savurduunu grd, mzrak bir Luo'nun omuz kemiine saplanp kalmt. Nakonto mzran geri ekince Luo'nun neredeyse btn kan yere akt, alevlerin nda kan siyah bir elale gibiydi. Gsleri gbeine kadar sarkm boyal bir kadn ban korumak iin kollarn kaldrmt. Meren zengilerinin stnde ykseldi ve klcyla kadnn kollarndan birini dirseinden budad, sonra klcn bir daha savurup kadnn savunmasz kalan ban olgun bir kavun gibi kopard. Kadnn azndaki i et paras, lm feryadyla birlikte yere dt. Askerler bitiik nizam alp Luolan

devirmeye devam ettiler, kl tutan elleri lmcl bir ritimle inip kalkyordu. Shilluklar da kamaya kalkanlar yakalad. Kigelia aacnn uzun, ii oyulmu gvdesinin banda oturan davulcular o kadar kendilerini kaptrmlard ki, balarn kaldrp olanlara bakmyorlard bile. Atllar gidip oturduklar yerde onlar da kltan geirene kadar, tahta sopalaryla o delice ritmi almaya devam ettiler. Sonra debelenerek kanlar iinde davullarnn stne yldlar. Meren kyn dier ucuna gidip durumu kontrol etti. Geride kimse kalmamt. Srck'n leinin bulunduu yer boyal plak cesetlerle kaplyd-Yaral birka Luo srnerek kamaya alyordu. Tozlarn iinde debelenen ve inleyen baka Luolar da vard. ki Shilluk onlarn arasnda kouuyor, ka- t na susam bir halde uluyarak nlerine geleni baklyorlard. Meren, "lerini bitirmek iin Shilluklara yardm edin!" diye emretti. Adamlar atlarndan indiler ve koarak cesetlerin yanna gidip sa ka' i lanlan aramaya baladlar. 178 11. Yazt Taita atn Meren'in yanna srd. Hcumda ilk srada yer almam a!la yakndan izlemiti. "Kulbelere kaanlar olduunu grdm," dedi. "Onlar dar karn ama hepsini ldrmeyin. Nakonto onlardan ilerideki blgeler hakknda bilgi alabilir." Meren, yzbalarna emir verdi ve adamlar kulbe kulbe dolap kimse var m diye bakmaya balad. Kulbelerden dar iki, Luo kad-nl frlad, yanlarnda alayan kk ocuklar vard. Onlar kyn ortasna doru srdler ve orada iki Shilluk, kadnlara kendi dillerinde emirler verdi. Ellerini balarnn arkasnda iki birletirip yere melttiler. ocuklar annelerine yapmt, dehet iindeki yzlerinden yalar szlyordu. Meren, "imdi de kurtulan atlar bulmamz lazm," diye bard. "Hepsini kesip yemi olamazlar. nce uray arayn!" Kasaplarn Srck' srkleyerek getirdikleri karanlk koruyu gsteriyordu. Hilto birliini alp karanla dald. Aniden bir at kinemesi duyuldu. Hilto sevinle, "Buradalar!" diye haykrd. "Mealeleri getirin!" Adamlar kulbelerin atsndaki sazlar skp kaba mealeler oluturdular ve yakp Hilto'nun peinden koruya daldlar. Yakalanan kadnlarla ocuklarn bana be nbeti brakan Meren ve Taita da meale tayanlarn peinden gitti. Hilto ve adamlan ileriden bararak yol gsteriyorlard. Taita ve Meren de atlarndan inip oraya kotular. Meren telala, "Ka tane kalm?" diye sordu. "Sadece on bir tane. Yedi tanesini bu akallara kaptrdk," diye cevap verdi Hilto. Luolar btn atlar ksa iplerle ayn aaca balamlard. Hayvanlar boyunlarn yere bile uzatamyorlard. Hilto hiddetle, "Ne otlanmalarna ne de su imelerine izin vermemi-?er," diye bard. "Bunlar ne biim insan?" Meren, "Atlar zn," diye emretti. Askerler atlarndan inip emre 'taat etmek zere kotular. Fakat atlar o kadar skk durumdayd ki ara-arr)a girmekte byk glk ektiler. 179 Wilbur Smith Aniden askerlerden biri fke ve acyla bard. "Dikkat edin! Buraya bir Luo saklanm. Mzra var, beni yaralad." Bir itime sesi ve ardndan tiz, ocuksu bir lk duyuldu. "Yakalayn unu! Karmayn." "Burada kk bir barbar var. Beni yaralayan bu." Tam o anda bir ocuk atlarn arasndan elinde hafif bir mzrakla ok gibi frlad. Askerlerden biri onu tutmaya alt, ama ocuk onu baklad ve kye doru karanln iinde gzden kayboldu. Taita, onu ancak yle bir grebilmiti ama onda farkl bir ey olduunu hissetti. Luolann ocuklar bile tknaz ve arpk bacaklyd ama bu bir papirs dal gibi inceydi ve bacaklar ok dzgnd. rkm bir ceylann zarafetiyle kouyordu. Aniden o boyal ocuun aslnda bir kz olduunu fark etti ve youn bir deja vu duygusuyla sarsld:

"Btn tanrlara yemin ederim ki onu daha nce grmtm," diye kendi kendine sylendi. Yaralanan asker atlarn arasndan karken, "O kk domuzu grdm yerde geberteceim, hem de ar ar," diye baryordu. n kolunda bir mzrak yaras vard ve parmak ularndan yere kan damlyordu. "Hayr!" diye bard Taita telala. "O bir kz. Onu canl istiyorum. Kye doru kat. Etrafn evirin ve kulbeleri bir daha arayn. Mutlaka ilerinden birine saklanmtr." Birka adam atlarla ilgilenmek zere brakp hzla kye dndler. Meren kulbelerin etrafn evirtirken, Taita da kadnlarla ocuklarn banda bekleyen Nakonto ile Nontu'yu sorguya ekti. "Bu tarafa doru koan bir ocuk grdnz m? u boylarda ve dierleri gibi beyaz kille kapl?" Balarn salladlar. Nakonto, "Bunlardan bakasn grmedik," dedi. Meren, "Fazla uzaa gitmi olamaz," diye gvence verdi Taita'ya-"Ky evirdik. Elimizden kaamaz. Onu bulacaz." Habari'nin birli'1" evleri tek tek aramaya yollad. Tekrar Taita'nm yanna dnnce, "Bu cam velet neden nemli, Byc?" diye sordu. 180 11. Yaz.t "Emin deilim ama bence o Luolardan deil. Farkl. Hatta Msrl bile olabilir." "Bundan pheliyim Byc. O bir vahi. plak ve boyayla kapl." Taita, "Yakalayn onu," diyerek kestirip att. Meren bu ses tonunu iyi bilirdi ve hemen aratrmay daha ciddiletirmek zere oradan ayrld. Adamlar kulbeleri dikkatle aratryorlard, kimse karnna bir mzrak yemeyi istemiyordu. Onlar kyn yansn aradklar srada ormann stnden afan ilk klan grnmeye balad. Taita huzursuz ve skntlyd. Hatrlamas gereken bir ey vard. Gneyden esen afak rzgr burnuna zgaralardaki yar pimi balklarn kokusunu getirdi. Kokudan kanmak iin uzaklat ve dnd eyi hatrlad. Bir ay balm nerede ararsn? teki balklarn arasnda saklanm olarak bulacaksn beni. Bu Fenn'in sesiydi, Tanra'nm ta heykelinin azndan konumutu. Acaba peinde olduklar o ocuk bir yaradl arknn eseri miydi? Uzun zaman nce yaam birinin yeniden dirilmi hali miydi? "Dnmeye sz vermiti," dedi yksek sesle. "Pekl da mmkn... yoksa duyduum hasret mi aldatyor beni?" Sonra kendi sorusuna yant verdi. "Bir insann asla hayal edemeyecei eyler vardr. Hibir ey imknsz deildir." Taita kimsenin ona bakmadndan emin olduktan sonra hzla etrafna baknd ve rahat bir tavrla kyn sonuna, zgaralann durduu yere doru yrmeye balad. Dierlerinin gr alanndan kar kmaz tavn deiti. Avnn kokusunu almak iin havay koklayan bir kpek gibi durdu. Sinirleri yerinden oynad. Fenn ok yaknlardayd, varl adeta elle dokunulabilir gibiydi. Kk kzn mzrana kar koymak zere asasn hazr tutarak 'lerledi. Birka admda bir tek dizinin stne kp skk bir ekilde dizil-m' olan balklann arasna bakyordu. Aralkl olarak dizilmi odunlar ve 181 Wilbur Smith dumanlar grn kapatyordu. Fenn'in orada saklanmadndan emin olmak iin her odun ynnn etrafn ayn dolanmak zorundayd ve bu da ilerlemesini yavalatyordu. Artk gnn ilk klar ky aydnlatmaya balamt. Tam, bir sonraki odun ynnn etrafndan dolanrken ileride sinsi bir hareket fark etti. Dikkatle bakt. Kimsecikler yoktu. Ama yere baknca kllerin zerinde kk ayak izleri grd. Peine dldnn farkndayd ve bir odun beinden dierine frlayarak saklanyordu. Taita, hayali birine, "Burada veletten bir iz yok, burada deil," diye bard ve kye doru ilerlemeye balad. zellikle grlt yaparak yryordu, sonra arii bir hareketle yrdkten sonra, sessizce geri dnp geni bir daire izdi. Kzn son ayak izlerini grd noktaya gelip meldi ve onu beklemeye

balad. En kk bir harekete, en ufak bir sese kar tetikteydi. Kz artk onu gzden kaybettii iin endielenecek ve yeniden pozisyon deitirecekti. Taita kendini gzlerden saklayacak bir by de yapt. Sonra da etrafna baknmaya balad. Onu kefedince, "Ah!" diye mrldand. Kz ok yaknndayd ama kmldamadan duruyordu. Taita ondaki korku ve kukuyu hissedebiliyordu. Odun ynlarndan birinin altna gizlenmiti. Taita btn gcn kzn stne toplayp onu kendisine doru gelmeye ikna edecek sinyaller yollamaya balad. Meren kyn bulunduu taraftan, "Byc, nerdesin?" diye seslendi. Cevap alamaynca telaland. "Byc, beni duyuyor musun?" Sonra Ta-ita'nn bekledii yere doru gelmeye balad. Bu iine geldii iin Taita iinden onu yreklendiriyordu. Gelmeye devam et. Kz harekete gemek zorunda brakacaksn. Ah! te gidiyor. Kz yeniden harekete gemiti. Meren'den kamak iin emekleyerek Taita'nn bulunduu tarafa doru geliyordu. Hadi biraz daha yakla. Kz evreleyen bynn gcn artrd. Bana gel. 182 L Yazt Meren ok daha yakndan, "Byc!" diye bard. Kz odun ynnn kesinde, tam Taita'nn nnde ortaya kmt. Meren'in sesinin geldii tarafa bakmak iin durunca, Taita, onun dehet iinde titrediini grd. Kz imdi kendi bulunduu yana bakyordu. Yz beyaz kille kaplyd, sa koca bir yn halinde tepede toplanmt, sanki kile ve akasya sakzna bulanm gibiydi. Dumanlar ve boya yznden gzleri yle bir kan anana dnmt ki, Taita renklerini anlayamyordu. Dileri de zellikle karartlmt. Yakaladklar btn Luo kadnlarnn dileri ve salar da byleydi. Belli ki, bu da onlarn ilkel gzellik anlayyd. Kk kz orada dehete dm bir ekilde ban dikip beklerken Taita, Gz'n at. Kzn auras onu asil ve muhteem bir k halesi eklinde sarmt, tpk Taita'nn ryalarnda grd gibiydi. korkun kil ve pislik tabakasnn altndaki bu zgn, pejmrde yaratk Fenn'di. Sz verdii gibi ona dnmt. Taita'nn o andaki duygular, uzun hayat boyunca yaad tm duygularndan daha glyd. nceki yaam bittiinde i organlarn karp cesedini keten eritlerle sardktan sonra lahdi-ne yatrd andan itibaren Taita'nn stne ken acy bile bastryordu. imdi, yine o souk ve yalnz yllardan nce Taita'nn bakmna verildii yata karsna kmt. Btn o aclar ve zntler, bedenindeki her bir siniri, kas, lifi sarsan bu tek sevinle silinip gitmiti. O sarsnt yznden, Taita'nn kendi etrafnda oluturduu gizlenme perdesi de bozuldu. ocuk bunu hemen hissetti. Dnp Taita'nn bulunduu tarafa bakt, kananana dnm olan gzleri o komik maskenin ortasnda kocaman olmutu. Taita'nn varln hissediyor, ama onu henz gremiyordu. Taita, onun g sahibi olduunu fark etti. Henz psiik yetenei kapal ve denetimsizdi, ama Taita biliyordu ki, kendisinin sevgi do-'u eitimiyle ksa srede onunkine e bir duruma gelecekti. Ykselen g-nein nlar kzn gzlerine vurdu ve gzlerinin koyu yeilini ortaya -kard. Bu, Fenn yeiliydi. 183 Wilbur Smith Meren onlara doru kouyordu, ayak sesleri topran kalbinden gelir gibiydi. Fenn iin tek bir ka yolu akt: odun ynlar ile zgaralarn arasndaki dar boluk. Doruca Taita'nn kollarna kotu. Taita'nn kollan onu sarnca da ok iinde bir lk kopard ve mzran drd. rpnp Taita'nn gzlerine pene atmaya alt, ama Taita, onu skca gsne bastrd. Kzn trnaklan uzun ve sivriydi, ilerinde siyah kirler birikmiti ve Taita'nn alnnda ve yanaklarnda iz brakmlard. Bir kolunu onun beline sarl tutan Taita, teki eliyle iki kolunu birden yakalayp ikisinin arasna sktrd. Kz hareketsiz kalnca eilip yzne yakndan bakt, onun kontroln ele geirmek iin gzlerini gzlerine dikti. Kz, onun ne yaptn igdsel olarak anlayp stne saldrmaya alt, fakat Taita tam zamannda onun dikkatini datp

ban geri ekmiti. Kzn keskin kara dileri burnunun bir santim ucundan geti. "Gzmn nuru, o eski burnum daha lazm bana. Eer asan sana daha leziz bir eyler bulalm." Glmsedi. Tam o anda Meren ortaya kt, merak ve endie iinde grnyordu. "Byc!" diye bard. "O kirli cady yanna yaklatrma. Birini ldrmeye alt, ayn eyi sende de deneyecek." Komaya balad. "Brak ben tutaym. Onu batakla gtrr ilk karma kan glde boarm." "Geri dur Meren!" Taita sesini ykseltmemiti. "Ona dokunma." Meren ard. "Ama Byc, o..." "yle bir ey yapmayacak. Git Meren. Bizi yalnz brak. Biz birbirimizi seviyoruz. Sadece onu buna ikna etmem gerekiyor." Meren hl kararszd. "Git dedim. Hemen." Meren gitti. Taita, Fenn'in gzlerine bakarak gven verici bir ekilde glmsedi. "Fenn, seni yle ok bekledim ki." Gcn ortaya koyan bir ses tonuyla konumutu ama kz iddetle direniyordu. Tkrd ve salyalar Taita'nn yznden enesine doru akt. 184 11. Yazt "lk karlatmzda byle gl deildin. Somurtkan ve isyankrdn, evet, gerekten yleydin ama imdiki gibi gl deildin." Taita kkrdad ve kz gz krpt. Hibir Luo byle bir ses karmamt. Bir an iin kzn koyu yeil gzlerinde bir ilgi ifadesi akt ve gzlerini Taita'ya dikti. "O zamanlar ok gzeldin, bir de imdiki haline bak." Taita'nn sesinde hl hipnotize edici bir etki vard. "Boluktan gelen bir grnt gibisin." Bunu sanki okar gibi sylemiti. "Salarn kirli." Kzn ban okad ama o bundan kanmaya alt. Kaln kil ve akasya sakz karm yznden sann rengini tam olarak kestirmek mmkn deildi, ama bir kzl bit ordusu o karmak ktlenin iinden kp koluna trmanrken bile Taita sesinin sakinliini ve yzndeki gven verici tebessm korudu. "Ahura Maasda ve Doru ahittir ki, kokarcadan daha beter kokuyorsun," dedi kza. "Derini temizlemek iin bir ay uramam gerekecek." Kz kurtulmak iin debelenip lklar att. "imdi de stndeki pislii bana bulatryorsun. Seni sakinletirene kadar ben de sana benzeyeceim. Merenie askerlerinden uzakta kamp kurmamz gerek. En kat askerler bile ikimizin ortak kokusuna dayanamaz." Konumaya devam etti. Kelimelerin anlam nemli deildi, ama ses tonu kz giderek yattrd. Taita, onun gevediini hissediyordu, gzlerindeki o dmanca k da snmt. Uykusu gelmi gibi gzlerini krptrnca Taita kollarn gevetti. Kz o anda ald ve gzlerinde yine o ktcl k parlad. Tekrar rpnmaya balad iin Taita da onu yeniden smsk tutmak zorunda kald. "natsn." Sesindeki hayranlk ve onay ifadesini gizlemeye almad. "Sende bir savann yrei ve bir zamanlar olduun tanrann kararll var." Kz bu kez yatmaya daha yatknd. Taita'ya gen bitler tuniinin altna girmilerdi, ama hi aldrmad ve konumaya devam etti. "Sana seni anlataym Fenn. Bir zamanlar yine benim vesayetim altndaydn. Sana pek aldrmayan kt bir adamn kzydn. Nasl olup da senin S'bi harika bir eyin babas olduunu bugne dek anlayabilmi deilim. 185 Wilbur Smith Anlatlamayacak kadar gzeldin Fenn. Bu sineklerin, bitlerin ve pisliin altnda yine yle olduunu biliyorum." Kza ocukluunu sevgiyle anlatp yapm olduu veya syledii komik eyleri tekarlarken onun direnii de yava yava knlyordu. Artk Taita gldnde kzgnlkla deil ilgiyle bakmaktayd. Yine gz krpmaya balamt. Taita kollarn bir daha gevettiinde kamaya almayp kucanda oturdu. Sonunda Taita ayaa kalktnda gne zirveye

ulamt. Kz ban kaldrp ciddi bir tavrla ona bakt ve Taita da uzanp onun elini tuttu. Kz elini ekmeye almad. "Gel hadi. Sen deilsen bile ben kesinlikle am." kisi yan yana kye doru yrmeye baladlar. Meren kampn yeterince uzana geici bir kamp kurdurmutu: Lou cesetleri yaknda gnein altnda rmeye balayacak ve o blge oturulmaz hale gelecekti. Onlar kampa yaklarken Meren de karlamak iin kotu. "Seni grdme sevindim Byc. O cad sana bir ey yapt sandm," diye bard. Fenn, Taita'nn arkasna sakland ve Taita'nn bacana yapt. "Horus'un yaral gz akna, bu ok kt kokuyor. Ta buradan duyabiliyorum." Taita, "Sesini alalt," diye emretti. "Onu grmezden gel. Gzn dikip bakma, yoksa btn abam bir anda boa karrsn. Kampa sen nden git ve adamlanna ona bakmamalarn ve korkutmamalarn syle. Yemek de hazrlasnlar onun iin." Meren kederle ban sallad. "Yani imdi bir de dii taymz m oldu bakacak?" Taita ve Fenn kampn ortasndaki koca sosis aacnn altna oturdular ve alardan biri yemeklerini getirdi. Fenn karabuday kekini nce 186 "Ah, hayr! Bizi bekleyen ileri azmsyorsun," dedi Taita. 11. Yazt dikkatle tatt, ama sonra oburca attrmaya balad. Sonra dikkatini souk yabanrdei dilimlerine evirdi. O kadar hzl yiyordu ki az kalsn boulacakt. "Firavun'la yemee oturmadan nce yemek adabnla epey uramam gerekecek," dedi Taita, o srada Fenn rdek kemiklerini kara dileriyle inemekle meguld. Sska karnn patlayacak hale getirene kadar yedikten sonra, Taita, Nakonto'yu artt. Erkeklerin ou gibi o da uzak bir yerden onlar izliyordu ama gelip nlerine meldi. Fenn, Taita'ya sokuldu ve yenilenen kukularla bu koca siyah adama bakmaya balad. "ocua adn sor. Luo dilini anlayp konutuundan eminim." Na-konto kza birka kelime syledi. Kzn onu anlad belliydi, ama yz kasld ve az inat bir izgi halinde kapand. Shilluk, onu cevap vermeye ikna etmek iin biraz daha dil dkt ama Fenn gevemedi. "Gidip Luo kadnlarndan birini getir," dedi Taita, Nakonto'ya. Na-konto ksa bir sre iin kayboldu ve dndnde alayan yal bir kadn da yannda srklyordu. "Sor bakalm bu kz tanyor muymu?" dedi Taita. Kadnn alayp szlamay kesmesi iin Nakonto'nun baya sert konumas gerekti ama nihayet azndan uzun bir cmle dkld. Nakonto, "Onu tanyormu," diye evirdi. "Onun bir eytan olduunu sylyor. Kyn dna atmlar ama yakndaki ormanda yayormu ve kabilenin bana felaketler getirmi. Erkeklerini ldrmek zere seni yollayann o olduuna inanyorlarm." "Yani kz onlarn kabilesinden deilmi?" dedi Taita. Kadnn cevab iddetli bir itiraz eklinde oldu. "Hayr, yabancym. Kadnlardan biri onu bataklkta sazdan yaplma bir kaykta yzerken bulmu." Nakonto'nun anlatt ey Msrl kyl kadnlarn bebekleri iin yaptklar saz beie benziyordu. "Kadn eytan kye getirmi ve Khona Manzi adn vermi, bu, 'Sulardan gelen' anlamna geliyor. Kadnn ocu187 Wilbur Smith u yokmu ve bu yzden kocas tarafndan reddedilmi. O da bu yabanc yarat kendi yavrusu gibi benimsemi. irkin salarn dzgn bir hale sokmu ve balk beyaz tenini det olduu ekilde gneten ve bceklerden korumak iin kil ve klle kaplam. Onu beslemi ve bakm." Yal kadn, Fenn'e ak bir tiksintiyle bakyordu. "Peki o kadn neredeymi?" diye sordu Taita. "Bu kt ocuun by ile yapt bir hastalk yznden lm." "O yzden mi kyden kovmular kz?"

"Srf o yzden deil. Kz balarna baka felaketler de getirmi. Onun kye geldii mevsimde sular akmaz olmu ve yurtlan olan bataklk kuruyup lmeye balam. Bunlar hep eytan ocuun iiymi." Yal kadn fkeyle hindi gibi tyordu. "ocuklarn kr eden, birok gen kadn ksr brakp erkekleri erkekliklerinden eden hastalklar getirmi." "Bunlarn hepsini tek bir ocuk m yapm?" diye sordu Taita. Nakonto, kadnn yantn tercme etti. "O sradan bir ocuk deilmi. Kt bir cadym. Dmanlarna gizli yerlerini gstermi ve zafer kazanmalarn salam, sonra bugn de bizi getirmi." O zaman Fenn ilk kez konutu. Sesinde ac bir kzgnlk vard. Taita, "Ne dedi?" diye sordu. "Kadnn yalanc olduunu sylyor. Bunlarn hibirini yapmam. Nasl by yaplacan bilmiyormu. Annesi olan kadn sevmi ve onu o ldrmemi." htiyar kadn da ayn kzgnlkla cevap verdi ve sonra ikisi birbirlerine barmaya baladlar. Taita bir sre onlar hafif bir aknlkla izledikten sonra Nakonto'ya, "Kadn kye geri gtr," dedi. "ocua uygun deil." Nakonto gld. "Evcil hayvan olarak vahi bir aslan yavrusu buldun ihtiyar adam. Hepimiz ondan korkmay reneceiz." Onlar gider gitmez Fenn sessizleti. 188 11. Yazt Taita, "Gel," diye ard onu. Kz kelimeyi bilmesede ne anlama aeldieirri anlad ve hemen ayaa kalkt. Taita yryp gidince kz pein-Hen kotu ve yeniden elini tuttu. Bu hareket o kadar itendi ki, Taita'nm vrei burkuldu. Kz doal bir ekilde gevezelik etmeye balad iir szlerinin tek kelimesini anlamad halde Taita da ona cevap verdi. So -ra eyer torbasndan cerrahi aletlerini kaldrd deri antay buldu. Me-ren']e konumak iin durdu. "Nontu'yu yolla da bataklkta braktmz adamlarla atlar da alp getirsin. Nakonto burada kalsn, nk hem gzmz hem dilimiz." Sonra, peinde Fenn olduu halde batakln kenarna gitti ve sazlarn arasnda temiz bir aklk buldu. Suya girip dizine ykselene kadar ilerledi ve lk suyun iine oturdu. Fenn kydan ilgiyle onu izliyordu. Taita kendi bandan aa avu avu su atmaya balaynca kk kz ilk kez kahkahalara bouldu. Taita, "Gel," diye seslenince o da hi duraksamadan suya girdi. Taita kk kz srt kendisine dnk olarak bacaklarnn arasna oturttu ve bandan aa su dkmeye balad. Kzn stn kaplayan kir tabakas zlp boynundan, omuzlarndan akt. Yer yer bit srklarnn izi olan mat teni para para ortaya kyordu. Taita, kzn san da temizlemeye alt ama ne yaptysa sandaki reineyi skemedi. Kafasn ovalarken Fenn kvranp itiraz etmeye balad. "Pekl. Onu daha sonra hallederiz." Taita ayaa kalkt ve kk kzn bedenini suyun dibinden ald kumla ovalamaya balad. Karnn gdklaynca Fenn kkr kkr glp kaacak-m gibi yapt ama Taita, onu geri ektiinde hl glyordu. Onun ilgisinen honuttu. Nihayet bedenindeki kir tabakalar temizlenince, Taita cerrah antasndan bronz bir ustura kard ve byk bir dikkatle kzn mattan salarn kazmaya balad. "ir ara ustura kayp hafife ban kanatt halde Fenn buna kahraCa dayand. Taita akasya sakzyla kark salar kazyabilmek iin 189 Wilbur Smith be darbede bir usturasn bilemek zorunda kalyordu. Salar bek bek dkld ve sonunda Fenn dazlak bir bala kald. Taita usturay kaldrp ^ z inceledi. "Ne byk kulaklarn varm senin!" diye bard. Fenn'in kel ba ince boynunun zerinde ok iri grnyordu. Gzleri de daha iriW mi gibiydi ve kulaklar bebek fillerinki gibi bann iki yanndan dar -kyordu. "Hangi kta, hangi adan bakarsam bakaym yine de minik jj, kin bir eysin." Kz, onun sesindeki sevgiyi alglad ve karartlm dile, riyle glmsedi. Taita

gzlerinin dolduunu hissetti ve kendi haline at "En son ne zaman gzn yaarmt, seni ihtiyar budala?" Kzdan uzaklat ve antasndan zel merhemini kard, eitli yalarn ve bitki zlerinin karmndan oluan merhem, her tr ufak kesik, yara, bere iin birebirdi. Merhemi masaj yaparak kzn bana yedirirken o da ban gsne yaslam ve sevilen bir kedi yavrusu gibi gzlerini yummutu. Taita onunla yumuak bir ekilde konumay da srdryordu ve kz arada bir gzlerini ap yzne bakyor, sonra yeniden kapyordu. Taita iini bitirince sudan kp yan yana oturdular. Gne ve scak rzgr bedenlerini kuruturken Taita bronz pensini karp kzn bedeninin her santimini elden geirdi. Bitki zl merhemi bitlerin ve dier haerenin ounu ldrmt, | ama yine de derisine yapm bir sr daha vard. Taita hepsini temizleyip 1 imha etti. Bitlerin tatmin edici bir sesle patlamas ve bir damla kan kma[ s Fenn'i elendiriyordu. Taita sonuncu biti de hallettikten sonra Fenn pensi ondan ald ve kendisinden ona g eden bitleri temizledi. Taita'nn g-1 mi sakaln ve koltukaltlanm tarayan gzleri daha keskin ve parmaklan daha evikti. Vahi olduu iin parmaklarn Taita'nn karnnn altnda, hadm edildii yerdeki gm rengi yara izine dedirmekten de ekinmedi I Taita bu utan verici alameti Lostris dndaki herkesten gizlemeye al1" di. imdi o yine hayattayd ve Taita bir utan hissetmiyordu. Yine de K* zn hareketleri doal ve masum olduu halde elini oradan uzaklatrd"Galiba bir kez daha birbirimizi gayet iyi bildiimizi syleyebiliriz- j Bunu, kz onu temizlerken sylemiti. 190 11. Yazt Sonra kendi gsne dokunup, "Taita!" dedi. Kz ciddi bir tavrla ona vajclyordu. "Taita." Ayn hareketi tekrar yapt. Kz anlamt. "Taita!" Parmayla onu drtt, sonra bir kahkaha at-. "Taita!" Fenn bu oyundan holanmt. Ban hzla sallayp kendi sska gsne vurdu. "Khona Manzi!" dedi. Taita itiraz etti. "Hayr! Fenn!" "Fenn?" Kararsz bir ekilde tekrarlad. "Fenn?" Doutan Msr dilini konuuyormu gibi mkemmel bir aksan vard. Bir an bunu dnd, sonra glmseyerek kabul etti. "Fenn!" "Akll kz, Fenn!" Fenn yeniden gsne vurdu. "Akll kz Fenn." Ondaki bu hzl geliim Taita'y bir kez daha mest etti. Kampa dndklerinde, bunu yapmamalar iin uyarlm olduklar halde Meren ve btn dier adamlar aknlk iinde Fenn'e baktlar. Meren, "Tatl sis, o bizden biri olmu," diye bard. "yle davran-sa bile artk bir vahi deil. Msrl." Koup eyer antasna bakt ve bulduu tunii Taita'ya getirdi. "Temiz saylr," dedi. "Bununla daha iyi grnr." Fenn giysiye zehirli bir ylanm gibi bakyordu. plakla alkt ve Taita tunii bandan aa geirirken kamaya alt. Baya sabr gerekti ama sonunda Taita, onu giydirmeyi baard. Tunik ok bykt ve neredeyse ayak bileklerine kadar iniyordu ama adamlar etrafna toplanp hayranlklarn ve onaylarn dile getirince kk kz biraz keyiflendi. "Ne de olsa znde kadn," diyen Taita glmsyordu. 191 Wilbur Smith Meren, "Sahiden de yle," deyip tekrar eyer antasna gitti. Gze] renkli bir kurdele bulup getirdi ve Fenn'e verdi. Kadnlar seven Meren her zaman yannda byle eyler tard. Bunlar, yollarda tant kar cins yeleriyle abuk yaknlamasn salard. Tuniin yerlere srnmemesi iin kurdeleyi kemer niyetine Fenn'in beline balad. Fenn bam eip kurdelenin yaratt etkiyi grmeye alt.

"u haline de bakn." Herkes glmsyordu. "Bu kadar irkin olmas ne yazk." Taita, "O deiecek," diye sz verdi ve onun dier yaamnda ne kadar gzel olduunu dnd. Ertesi sabah lene kadar l Luolarn cesetleri rm ve imiti. Koku uzaktan bile o kadar rahatsz ediciydi ki, kamplarnn yerini deitirmek zorunda kaldlar. Kamp skmeden nce Taita, Nontu'yu orada braktklar atlar ve adamlar getirmek zere papirslere yollad. Sonra Meren ile ikisi yakaladklar Luo kadnlarn grmeye gittiler. Kadnlar hl kyn ortasnda plak ve perian bir ekilde iplerle birbirlerine bal tutuluyordu. "Onlar yanmza alamayz," diye belirtti Meren. "Artk iimize yaramazlar. Erkeklere hizmet bile edemez bu hayvanlar. Onlardan kurtulmamz gerek. Yardm iin gidip adamlarmdan bazlarn alaym m? Fazla uzun srmez." Klcn ekti. Taita, "Brakn gitsinler," diye emretti. Meren hayretle ona bakt. "Bu akllca olmaz Byc. Bataklklarn arasnda baka adamlann bulup yine atlarmz alabilirler." Taita, "Brakn gitsinler," diye tekrarlad. 192 11. Yazt El ve ayak bileklerindeki balar kesilince kadnlar kama giriiminde bulunmad. Nakonto korkun tehditlerle dolu bir konuma yapmak zorunda kald, sonra da alayp zrlayan kadnlar mzrayla drtp artlarndan sava lklar atarak ocuklanyla birlikte ormana doru srd. Atlan yedeklerine alp batakln iki fersah tesine gittiler ve aalann glgesinde yeniden kamp kurdular. Karanlk ker kmez uumaya balayan sinekler de, hi merhamet gstermeden onlara eziyet etmeye balad. Bir gn sonra, Nontu kurtulan dier adamlar ve geri kalan atlarla bataklktan kageldi. Nbette olan Shabako, Taita ile Meren'e rapor vermeye geldi. Haber pek iyi deildi: ayrldklarndan bu yana be asker daha lmt ve btn dierleri, Shabako da dahil, o kadar hasta ve gszd ki yardm almadan atlarna bile zor biniyorlard. Atlarn da daha iyi durumda olduu sylenemezdi. Bataklk otlan ve su bitkileri besin deeri olarak yararszd ve baz adamlar sulardan barsak paraziti kapmlard. Dklarnda kvranan beyaz kurtuklar ve asalak larvalar oluyordu. "Bu berbat yerde kalrsak ok daha fazla adam ve at kaybedeceimizden korkuyorum," diye dertlendi Taita. "Otlar eki ve keskin, atlar bunlar yemee devam ederse dzelemezler. Karabuday stoumuz da neredeyse tkenmek zere, hayvanlar brak insanlara bile zor yeter. Hastalarn iyilemesi iin daha verimli bir evre bulmalyz." Nakonto'yu yanna arp, "Yaknlarda daha yksek bir yer var m?" diye sordu. Nakonto cevap vermeden nce kuzenine de dant. "Douya doru birok gn gidilirse orada bir dizi tepeler var. Otlar tatldr, akamlar da dalardan gzel bir meltem eser. Scak mevsimde biz srlarmz burada otlatmayz," dedi. "Bize yolu gsterin," dedi Taita. Ertesi sabah erkenden yola ktlar. Taita, Duman Yeli'nin srtna bindikten sonra uzanp Fenn'in kolunu tuttu ve kz da terkisine ald. Duruundan, bu deneyimin onu dehete drd belliydi, ama iki koluyla Ta193 F: 13 Wilbur Smith ita'nn beline sarlp yzn de srtna gmd ve kk bir kene gibi yapt. Taita yattrc bir sesle onunla konumaya balad ve daha bir fersah gitmeden kk kz kollarn gevetip bulunduu yksek yerden etraf seyreder hale geldi. Bir fersah daha gittikten sonra nee ve ilgiyle cvldamaya balamt. Eer

Taita hemen cevap vermezse minik yumruuyla srtna vuruyor ve "Taita! Taita!" diye barmaya balyordu. Sonra da ilgisini eken her neyse onu gsterip, "Ne?" diye soruyordu. Taita, "Aa," diye yant veriyordu veya, "At," veya, "Ku. Koca ku." Kz da, "Koca ku," diye tekrarlyordu. abuk reniyordu ve kula iyiydi. Ayn sesi ve vurguyu yapmas iin bir, iki tekrar yetiyordu. Bir kez rendiini de bir daha unutmuyordu. nc gn kelimeleri basit cmleler haline sokmaya balamt. "Koca ku uar. Koca ku hzl uar." "Evet, evet. ok zekisin Fenn," dedi Taita. "Sanki eskiden bildiin ama unuttuun eyleri hatrlyor gibisin." Sonra dnp ksran peinden gelen taya, yani Kasrga'ya bakt. "Kk at hzl gidiyor!" Tay, Fenn'i bylyordu. Kasrga ad ona zor geldii iin ona Minik At diyordu. Kamp kurmak zere hayvanlardan indikleri anda, "Gel Kk At," diye baryordu. Tay da onun arkadalndan honut gibiydi. Koarak geliyor ve Fenn'in bir kolunu boynuna dolayp dlyatanda yatan ikizler gibi ona yapmasna ses karmyordu. Fenn, adamlarn teki atlara karabuday verdiini grnce biraz arp o da taya uzatm ve yemeyince de sinirlenmiti. "Kt at," diye paylad tay. "Kt Kk At." Ona kurdeleyi veren ve gznde deeri ykselen Meren'den balayarak btn adamlarn adlarn renmiti. tekiler de onun dikkatini ekmek iin yaryordu. Mtevaz taynlarnn en iyi yerlerini ona ayryor, yrrken syledikleri marlarn szlerini retiyorlard. in iine ak sak szler de girmeye balaynca Taita buna son verdi. Ona kk hediyeler, mesela parlak tyler, kirpi dikenleri, getikleri nehir yataklarndan topladklar gzel talar veriyorlard. 194 11. Yazt Fakat birlik ar ilerliyordu. Ne adamlar ne de atlar btn bir gn yryerek geiremiyordu. Ge kyor, erken duruyorlar, sk sk mola veriyorlard. Bataklk hastalndan asker daha lmt ve dierleri arkadalarnn mezarlarn bile zor kazmlard. Atlar arasnda en iyi durumda olan Duman Yeli ile tayyd. Ksran arka bacandaki mzrak yaralan tamamen iyilemiti ve st de kesilmedii iin hl Kasrga'y emzirebiliyordu. Bir leden sonra, scaktan ve tozdan oluan pustan ufuk grnmez olunca kamp kurdular, afakta gecenin souu havay temizlemiti ve uzaktaki tepelerin alak mavi izgisi grlebiliyordu. O tarafa doru gittike tepeler byd ve ayrntlar ok daha ekici grnmeye balad. Bataklktan ayrllarnn sekizinci gnnde byk bir da kitlesinin eteklerine ulamlard. Yamalar seyrek ormanlarla kaplyd ve aralarndaki yarklardan alayanlar dklyordu. Bir suyun kenanndan glkle trmandlar ve sonunda muazzam bir platoya eritiler. Burada hava daha taze ve serindi. Cierlerine zevkle bu havay doldurup etraflarna bakndlar. Yemyeil savanalarda yer alan gzel korular grdler. Otlaklarda antilop ve zebra srleri otlanyordu. Ortada insana varlna dair bir iz yoktu. Byleyici ve davetkr bir doa kesitiydi. Taita her konuyu titizlikle hesaba katarak bir kamp yeri seti: rzgrn ve gnein ynn, akarsuyun yaknln, atlarn otlanaca yeri ince ince tartt. Direkler ve at olarak kullanacaklar otlar kesip rahat kulbeler ina ettiler. Ucu sivriltilmi iri kazklarla yaam alanlarnn evresine bir it diktiler, alann ucunda da atlar ve katrlar iin ayr bir blme oluturdular. Gndz otlattklar hayvanlar, geceleri avlanan aslanlardan ve vahi insanlardan korumak iin buraya alyorlard. Akarsuyun kysndaki verimli ve zengin topra bitkilerden temizleyip kabarttlar. Otlanan hayvanlardan korumak iin etrafn yine allarla ve direklerle evirdiler. Taita btn uvallar tek tek elden geirip aurala-r"ia bakarak salkl karabuday tohumlarn ayrd, lm veya bozulmu 195 Wilbur Smith

olanlar att. Sonra kabarttklar topraa bunlar ektiler ve Taita tohum yataklarn nehir suyuyla sulamak iin bir su dolab imal etti. Birka gn iinde topraktan ilk yeil fideler kmaya balad, birka aya kadar da ilk rn alabileceklerdi. Meren ekili alanlarn banda srekli bir nbet dzeni oluturdu, trampetlerle silahlanan askerler atlar ve vahi maymunlar kovmak zere nbet tutacaklard. D itin etrafnda gece gndz yanar vaziyette tuttuklar ateler vard. Her sabah atlarla katrlar bereketli otlaklarda otlatlyordu. Hayvanlar ksa srede eski glerini kazanmlard. Platoda elence de boldu. Meren birka gnde bir yanna avclarn alarak ava kyor ve bol bol antilop ve yabani kula dnyordu. Sazdan rdkleri balk tuzaklarn da nehir gletlerinin bana yerletirmilerdi. Balk boldu ve adamlar her gece taze et ve balk ziyafeti yapyorlard. Fenn'in ete kar itah hepsini artmaktayd. Taita platoda yetien aalarn, fundalarn ve bitkilerin ouna ainayd. Bunlarla Etiyopya yaylalarnda geirdii yllarda karlamt. Besleyici olanlar yiyecek aramaya giden gruplara gsteriyordu ve onun rehberliinde nehir ky'-nndan spanak topluyorlard. Ayrca bol bol yetien stleen bitkilerinin kklerini de karyor ve karabuday yerine kaynatyorlard. Her sabah serin ve gzel bir havada Taita ile Fenn ormana gidip sepetler dolusu yaprak, brtlen, kk ve ila olarak ie yarayan ya aa kabuklar topluyorlard. Hava fazla scak olunca kampa dnp topladklarnn bazlarn kaynatyor, bazlarn gnete kurumaya brakyor, bazlarn da dvp macun ya da toz haline getiriyorlard. Hazrladklar ilalarla Taita adamlarn ve atlarn hastalklarn tedavi ediyordu. zellikle dikenli allardan birini kaynatnca yle ac bir z ortaya kyordu ki, insann gz yanyor, nefesi kesiliyordu. Taita hl bataklk hastalndan kvranmakta olanlara bu ilatan bol bol veriyordu. Fenn de hastalarn banda durup acdan kvranrken cesaret vermeye alyordu. "yi Shabako. Akll Shabako." Kimse, onun tatl szlerine direnemiyordu. 196 11. Yazt *c ilac itiraz etmeten yutuyorlard. Tedavi hem abuk hem de kesin sonu veriyordu. Taita dvlp toz haline getirilmi aa kabuklaryla ne olduu bilinmeyen kk bir fundaln tohumlarn kartrp yle gl bir ms-nil yapt ki, barsaklar ta gibi grnen Nakonto ilac kullandktan sonra byk bir mutluluk yaad. Her gn gelip ila istemeye balaynca, Taita gnde birle snrlamak zorunda kald. tahl olmasna ramen Fenn kilo alamyordu karn i ve gergin duruyordu. Taita, ona da kaynatlm kklerden bir ila hazrlad, Fenn de hazrlklara yardm etti. Sonra imesi iin uzatnca kk kz bir yudum alp kamaya alt. Hzlyd ama Taita da hazrlklyd. Aralarndaki mcadele neredeyse iki gn srd. Adamlar kimin kazanacana dair iddiaya girmilerdi. Sonunda Taita kazand ve Fenn, Taita'nn psiik mdahalesine gerek kalmadan ilacn iti, Taita, ona bunu yapmak istemiyordu zaten. Kk kz ertesi gne kadar somurtmaya devam etti ama dksnda neredeyse kafas kadar bir barsak kurdu topa grnce hayretler iinde kald. Bu yaptndan ok gururland ve bata Taita olmak zere herkese gsterdi. Hepsi uygun bir ekilde etkilenmi gibi davranp yksek sesle Fenn'in aslnda ne kadar akll ve cesur bir kz olduunu sylediler. Birka gn iinde karn normal haline dnd ve kollaryla, bacaklar tombul-lat. Fiziksel geliimi artcyd; birka ay iinde yat olan kzlarn birka ylda gsterecei gelimeyi gstermiti. Taita, onun gznn nnde byyp iek atn dnyordu. "O normal bir ocuk deil," diye kendine aklad. "Bir tanrann ve kralienin yeniden domu hali." Eer bu konuda en kk bir kukuya kaplm olsa, Gz'n ap onun aurasna bakmas yeterdi. lahi bir grkemi vard. Taita, "O gzelim tebessmn atlar irkiltecek artk," dedi ve Fenn letu bir glmsemeyle bir zamanlar kara olan dilerini gsterdi. Sonun197

Wilbur Smith da boya solmu ve dileri bembeyaz olmutu. Taita, ona yeil bir dal seip lifli ucunu ineyerek yeni dilerini fralamay ve nefesini tatllatrmay retti. Kk kz bu tad sevdi ve gnlk fralama iini asla ihmal etmez oldu. Dile hkimiyeti berbattan idare edere, sonra iyiye ve sonunda mkemmel oldu. Kelime bilgisi artt: duygularn ifade etmek veya bir nesneyi tam olarak tarif etmek iin en uygun kelimeleri seebiliyordu. Ksa sre sonra Taita'yla kelime oyunlar oynayabilir duruma geldi, yaratt kafiyeler, bilmeceler ve cinaslar Taita'yi bylyordu. Fenn renmeye at. Zihnini megul edecek bir ey olmaynca sklp huysuzlayordu. Taita ona bir grev verdii zaman tatl ve uysal oluyordu. Neredeyse her gn Taita'nn ona yeni uralar bulmas gerekmekteydi. Nehir kysndan salad kille yaz tabletleri yapt ve ona hiyeroglif retmeye balad. Kulbelerinin nndeki sert kile de bir bao tahtas izmi ve piyon olarak renkli talar bulmutu. Birka gn iinde Fenn oyunun temel kurallarn rendi ve daha ileri oyunlar olan Yedi Kural ile Kale Yapma oyunlarna geti. Unutulmaz bir gnde, drt parti dz oyundan nde Meren'i yenerek onu seyredenler arasnda olay konusu yapt. Taita dikenli ven otunun klleriyle avclarn getirdii hayvanlarn yandan bir tr sabun elde etmiti. Dzenli olarak kullandklar bu sabun, Fenn'in bedenindeki son boya kalntlarn ve onu evlat edinen Luo annesinin gzellesin diye uygulad dier inat lekeleri de kard. Taita'nn etkili merhemi ve srarl mcadelesi ile son haaratlarn da kk kaznmt. Isrklar da zamanla tamamdn iyileti ve yerleri kayboldu. Fenn'in cildi ipeksi ve lekesiz bir hal ald, gne vurduu zaman amber gibi parlyordu. Sa uzayp kulaklarm rtt ve parlak bir taca dnt. Hl koyu yeil ve kocaman olan gzleri artk dier hatlarnn nne kmyor, onlar tamamlayp zenginletiriyordu. Fenn, Taita'nn gznn nnde teki hayatndaki kadar gzellemekteydi. 198 11. Yazt Ona bakarken veya geceleri yanndaki ilteden yumuak nefeslerini Cinlerken duyduu mutluluu gelecein neler getirecei korkusu glgeliyordu. nlerindeki birka yl iinde onun bir kadn olacan ve igdlerinin kendisinin veremeyecei baz eyler isteyeceini biliyordu. Kadns ihtiyalarn karlayacak bir erkek bulmak iin baka yerlere gidecekti. Taita da hayatnda ikinci kez onun baka birinin kollarna gidiini izlemek zorunda kalacak ve kayp aknn acsn yaayacakt. Kendi kendine, "Gelecek kendi bann aresine bakar. Bugn iin o yanmda. Bununla yetinmeliyim," diyor ve korkularn bir kenara atyordu. Etrafndaki herkes onun yeni yeni filizlenen gzelliine hayran olduu halde Fenn bunun farknda deildi. Onlarn vglerine ince bir zarafet ve dostlukla karlk veriyor ama bamsz bir ruh olmay srdryordu. Sevgisini Taita'ya saklyordu. Duman Yeli de Fenn'in bysne kaplanlardan biriydi. Taita kimyevi ilemlerle veya meditasyonla urarken Fenn de otlaa onu bulmaya gidiyordu. Ksrak, Fenn'in yelesine tutunup srtna kmasna ses karmyor, sonra da ona binicilik dersleri veriyordu. Balangta ancak sakin bir yrye raz oluyordu. Fenn, onu trsa kaldrmak iin ne kadar zorlarsa zorlasn, binicisinin doru ve dengeli biimde oturduundan emin olmadka Duman Yeli buna raz olmuyordu. Birka hafta iinde Fenn'i rahat bir ekinle tantrd. Onun minik ayaklaryla brne vurmasna, "Haydi! Haydi!" diye barmasna hi aldrmad. Derken bir le sonrasnda, Taita kulbelerinin kapsnn nndeki glgede ekerleme yaparken Fenn atlarn durduu blmeye gitti ve gri ksran srtna atlad. Duman Yeli yrmeye balad. itin kapsna gelince Fenn hayvan omzundan ayak par199 Wilbur Smith

mann ucuyla drtkledi ve Duman Yeli dzgn, yksek adml bir trsa kalkt. Savanalarn altn rengi dzlne ulanca, Fenn ksra ekine geirdi. Arln gayet iyi dengelemi bir ekilde oturuyordu, dizlerini o kadar iyi skmt ki, hayvann her hareketine uyum salayabiliyordu. Sonra, hayvann ibirlii yapacan beklemekten ziyade mit ederek yelesinden bir tutam kavrayp, "Hadi gel sevgilim, koalm," diye bard. Duman Yeli btn gc ve hzyla komaya balad, Kasrga da pelerinden geliyordu. Ak alanda byk bir zevkle kotular. Taita, adamlarn banlaryla uyand. "Ko Duman Yeli, ko!" ve "Sr Fenn, sr!" Kapya kotu ve ly tam ufukta gzden kaybolurken grebildi. fkesini nce kime boaltacandan emin olamad. Meren de, "Seth'in osuruklarnn grlemesi akna, tam bir asker gibi at biniyor!" diye barmak iin tam o an semi ve kendini hedef haline getirmiti. Duman Yeli srtnda heyecanla haykran Fenn ve arkasnda Kasrga ile ortaya ktnda, Taita hl nutuk atyordu. Ksrak gelip Taita'nn nnde durdu ve Fenn hayvann srtndan kayp ona doru kotu. "Ah, Taita, bizi grdn m? Harikayd deil mi? Benimle gurur duymadn m?" Taita, kza bakt. "Bir daha asla byle tehlikeli ve aptalca bir ey yapmayacaksn, asla." Fenn zlmt. Omuzlar dt ve gzne yalar doldu. Taita hemen geri adm att. "Ama gayet gzel biniyorsun. Seninle gurur duyuyorum." Meren, "Byc, senin bir asker gibi at bindiini sylyor, ama hepimiz senin iin korktuk," diye aklad. "Ama endielenmemize gerek yokmu." Fenn annda yine parldamaya balad ve elinin tersiyle gzndeki yalan sildi. "Sahiden yle mi demek istedin Taita?" diye sordu. Taita aksi aksi, "Sanrm yle," diyerek kabullendi. 200 11. Yazt O gece Fenn iltesine bada kurup oturdu ve ya kandilinin nda, srtst uzanp sakaln yana doru yatrm ve ellerini gsnde kavuturup uyumaya hazrlanm olan Taita'ya ciddi bir tavrla bakt. "Asla uzaklara gidip beni terk etmeyeceksin, hep yanmda kalacaksn deil mi Taita?" dedi. Taita, ona glmsedi. "Evet, hep seninle olacam." "ok sevindim." ne eildi ve yzn Taita'nn gm rengi sakalna gmd. "Ne kadar yumuak," diye fsldad. "Bulut gibi." Sonra gnn heyecan ar bast ve Taita'nn gsnde uy uy akaidi. Taita bir sre onun soluklarn dinleyerek yatt. Byle bir mutluluk daimi olamaz diye dnd. Fazla youndu. Ertesi sabah erkenden uyandlar. Karabuday lapasyla ksrak stnden oluan kahvaltlarn yaptktan sonra ormana bitki toplamaya gittiler. Yiyecek sepetleri azna kadar dolunca, Taita nehirdeki en sevdikleri g-lete yneldi. Yksek kyya yan yana oturdular, aadaki suya akisleri yansyordu. Taita, "Kendine baksana Fenn," dedi. "Ne kadar gzelletiini gr." Kz ilgisiz bir tavrla bakt ve sudan kendisine bakan yz grnce ylece kalakald. Diz kp suya doru uzand ve baktka bakt. Nihayet, "Benim kulaklarm kocaman deil mi?" diye fsldad. "Kulaklarn bir iein yapraklar gibi," dedi Taita. "Dilerimden biri arpk." "ok hafif ve bu da glmsemeni daha gizemli yapyor." "Ya burnum?" "Hayatmda grdm en mkemmel minik burun." "Sahi mi?" 201 Wilbur Smith "Sahi!"

Fenn dnp Taita'ya glmsedi ve o da, "Tebessmn orman aydnlatyor," dedi. Kk kz, ona sarld ve bedeni lkt, ama Taita aniden yananda bir soukluk hissetti, oysa dallan zerlerine sarkan aata yaprak bile kprdamamt. Taita rperdi ve nabz yine hafiften kulaklarnda atmaya balad. Artk yalnz deildiler. Fenn'e koruyucu bir tavrla iyice sarld ve onun omzunun stnden suya bakt. Sanki dev bir yaymbah suyun dibini kartrm gibi bir dalgalanma olumutu. Fakat Taita'nn kulaklarnda atan nabz gleniyordu ve bunun bir balk olmadn anlamt. Baklarn younlatrd ve nehrin derinliklerindeki girdapta nilfer yapra gibi dalgalanan ince bir glge fark etti. Glge ar ar insan biimine dnt, pelerinli bir hayaldi ve banda kat kat dolanm bir rahip bal vard. Taita katmanlarn arasn grmeye alt, ama glgeden baka bir ey gremedi. Fenn onun kasldn hissetti ve ban kaldrp yzne bakt, sonra da onun baklarn takip ederek suya dnd. Glete bakp korkuyla, "Orada bir ey var," diye fsldad. O konuurken glge kayboldu ve suyun yzeyi yeniden hareketsiz kald. "Neydi o Taita?" diye sordu. "Sen ne grdn?" "Suyun altnda biri vard." Taita armamt: Onda da bu yetenein olduunu bandan beri biliyordu. Bunu ilk kez kantlamyordu. "yice grdn m?" Onun aklna belli bir ey sokmak istemiyordu. "Suyun altnda tepeden trnaa siyahlar giymi birini grdm... ama yz yoktu." Sadece paralar deil, hayalin tmn grmt. Ona bahedilen psiik zek belki de kendisininki kadar glyd. Onunla, Me-ren'le asla alamad ekilde alabilirdi. Bu yeteneini gelitirmesine ve kendi diledii biimde kullanmasna yardm edecekti. 202 11. Yazt "Peki sana ne hissettirdi?" Fenn, "Souk," diye fsldad. "Herhangi bir koku aldn m?" "Kedi... hayr, ylan kokusu. Emin deilim. Ama kt olduunu biliyorum." Ona sarld. "Neydi o?" "Aldn koku cadnn kokuuydu." Ondan hibir eyi saklamaya-cakt. Bedeni ocuk bedeniydi ama iinde akl ve ruhu gl, salam bir kadn barndryordu. Taita'mn ona siper olmasna gerek yoktu. Yeteneinin yan sra, teki hayatnda biriktirdii g ve deneyirne de sahipti. Sadece zihninde hazinelerini saklad deponun anahtarn bulmasna yardm etmesi lazmd. "Grdn ey cadnn glgesiydi. Kokladn da onun kokusu." "Cad kimdir?" "Yaknda bir gn anlatacam sana, ama imdi kampa dnmek zorundayz. lgilenmemiz gereken konular var." Cad onlan bulmutu ve Taita bu gzelim yerde fazla oyalandn anlyordu. Yaam gc bir dalga gibi ykselmi ve cad da bunu hissetmi, sonra da kokusunu almt. Harekete gemeliydiler, hem de hemen. Neyse ki, adamlar dinlenmi ve tamamen iyilemiti. Moralleri yksekti. Atlar glyd. Karabuday uvallar dolmutu. Kllar bilenmi ve tm ekipmanlar onarlmt. Cad onlar bulmusa, Taita da onu bulmutu, ininin hangi ynde olduunu biliyordu. Meren, adamlarnn bana geti. Bataklkta verdikleri kayp ar olmutu. Yaklak bir buuk yl nce Qebui'deki kaleden doksan subay Ve asker ayrlmt. imdi ise yoklamaya cevap veren altm kii vard. 203 Wilbur Smith

At ve katrlarn durumu biraz daha iyiydi. lk bataki yz art be hediye katrdan yz seksen alts kurtulmutu. Birlik kamp yerinden ayrlp yamatan aa inerek tekrar nehre ynelirken kimse dnp arkasna bakmad. Fenn artk Duman Yeli'nin srtnda Taita'nn terkisinde deildi. At idare etmekteki becerilerini ortaya koyduktan sonra o da kendi hayvan olmasn istemi ve Taita da ona grbz, idi edilmi, iyi huylu bir doru at semiti. Fenn bu seime ok sevinmiti. "Ona Kaz diyeceim," dedi. Taita merakla kza bakt. "Niye Kaz?" "Kazlar severim. O da bana kaz hatrlatyor," diye gururla aklad. Taita bu ad hi tartmadan kabul etmenin daha iyi olacana karar verdi. Yol yamacn dibine eriip yeterince geniler genilemez Fenn atn Taita'nn yanna srd, neredeyse dizleri birbirine deiyordu ve bylece konuabileceklerdi. "Sudaki cady anlatacana sz vermitin. te imdi uygun bir zaman." "Evet yle. Cad ok yal bir kadn. Zamann balangcndan beri yayor. ok gl ve kt eyler yapyor." "Nasl kt eyler?" "Yeni doan bebekleri yiyor." Fenn rperdi. "Ve akll adamlar ele geirip ruhlarn alyor. Sonra onlar bo birer kabuk haline getirince brakyor." "Byle eylerin olabileceini hi dnmemitim." "ok daha ktleri de var Fenn. Glerini kullanp topran anas olan byk nehrin, sular btn insanlara hayat, yiyecek ve iecek salayan nehrin akn durdurdu." Fenn bunu dnd. "Luolar nehri benim ldrdm sanyordu. Ormanda alktan leyim ya da vahi hayvanlara yem olaym diye beni kylerinden atmlard." "Onlar zalim ve ilkel insanlard," dedi Taita. Gereki bir ekilde, "Meren'le sen onlar kltan geirdiiniz 1" 204 11. Yazt seviniyorum," dedi ve bir sre yine konumad. "Peki cad neden nehri ldrmek istedi?" "Firavun'umuzun gcn krmak ve krallndaki insanlar kendine kle yapmak iin." "Firavun ne, kle yapmak ne demek?" Taita aklad ve Fenn ciddileti. "O zaman o sahiden ktym. Nerede yayor?" "Gneyde, byk bir gln yanndaki dada." Taita ileriyi gsterdi. "Biz oraya m gidiyoruz?" "Evet. Onu durdurmaya ve nehrin sularnn yeniden akmas iin alacaz." "Eer o kadar uzakta yayorsa bizim onu grdmz suya nasl girmi?" "Bizim grdmz o deildi. Onun glgesiydi." Fenn bu kavram anlamaya alrken kalarn att ve kk kstah burnunu krtrd. "Anlamyorum." Taita kuandaki kk keseye uzand ve gstermek iin yannda tad yabani glayl soann kard. Soan Fenn'e uzatt. "Bu soan tanyorsun." Fenn yle bir bakt. "Elbette. Bundan bir sr toplamtk." "Bu soanda birbirinin stne binmi bir sr tabaka ve tam ortada minik ekirdek var." Fenn ban sallaynca Taita devam etti. "te btn evren de byle ekillenmi. Bizler ortadaki ekirdeiz. Etrafmzda varln gremediimiz ya da hissedemediimiz bir sr tabaka var... ancak zel bir gcmz olursa grr ya da hissederiz onlar. Anlyor musun?" Fenn yeniden ban sallad, sonra kendiliinden itiraf etti. "Hayr, anlamyorum Taita." "Uyuduunda rya gryor musun Fenn?" "Ah evet!" diye atld. "ok gzel ryalar! Beni gldrp mutlu ediyorlar. Bazen ryamda ku gibi uabiliyorum. Garip ve gzel yerlere gi205 Wilbur Smith

diyorum." Sonra tebessmnn yerini tekin olmayan bir ifade ald. "Ama bazen de beni korkutan veya zen ryalar gryorum." Taita yannda yatarken grd kbuslara tank olmutu. Kza asla dokunmam, sadece kendi gcn kullanarak onu yattrp yavaa o karanlklardan kurtarmt. "Evet Fenn, biliyorum. Uykunda, varoluun bu katmanndan ayrlp bir sonrakine geersin." Kz anladn gsterecek biimde glmsedi ve Taita szne devam etti. "ou insanlar kontrol edemedikleri ryalar grr, ama bazlarnda iine kapatldklar o minik ekirdein tesini grme yetenei vardr. Hatta limler, bycler, uzaktaki eyleri grebilmek iin ruhlar dnyasnda istediklere yere gidebilirler." "Sen bunu yapabiliyor musun Taita?" Taita gizemli bir ekilde g-lmseyince Fenn, "ok garip ve gzel olmal," diye bard. "Ben de yapabilmeyi ok isterdim." "Belki bir gn yaparsn. Ne de olsa cadnn glgesini grdn, demek ki, sende de o g var. Sadece gcn kullanman ve kontrol etmen iin seni eitmemiz gerekiyor." "Yani cad bizi gzetlemeye mi gelmiti? Sahiden orada myd?" "Ruhu oradayd. Bize bakyordu." "Ben ondan korktum." "Korkman aklllk olur. Ama ona teslim olmamalyz. Biz, yni sen ve ben, ona kendi glerimizle kar kmalyz. Kt bylerini bozmalyz. Bunu yapabilirsek, onu yenebiliriz ve bu dnya daha gzel bir yer olur." Fenn kahramanca, "Sana yardm edeceim," diye sz verdi. "Ama nce bana nasl yapacam retmelisin." "imdiye kadar mucizevi bir ilerleme gsterdin." Ak bir hayranlkla ona bakt. Kk kz daha imdiden eski yaamnda olduu kralienin zihnine ve ruhuna ulayordu. "Danasn da renmeye hazrsn. Hemen balayacaz bu ie." 206 11. Yazt Her gn atlarna binip yan yana ilerlerken almaya baladlar. Bylece uzun gnler boyunca devam ettiler. Taita'nn ilk dncesi ona, bir bycnn sorumluluunu alamak, yani kendisine bahedilmi olan oleri dikkatli ve bilinli olarak kullanmay retmekti. Glerini hafife alp sama sapan bir ekilde kullanmamal, nemsiz ve bencilce amalar iin harcamamalyd. Bu kutsal sorumluluu anlayp, Taita'nn tekrarlatt yemini de edince, by sanatnn en basit ekilleri stnde almaya baladlar. Taita balangta onun konsantrasyon glerini fazla zorlamamaya ve ii hafif dzeyde tutmaya zen gsterdi. Ama merak etmesine gerek yoktu; kz yorulmak bilmiyor ve kararll snr tanmyordu. nce ona kendini nasl koruyacam ve onu, bakalarnn gzlerinden saklayacak byler yapmay retti. Her gnn sonunda, geici barnaklarna ekilip ba baa kaldklarnda Fenn altrma yapyordu. Taita'nn yannda sessizce oturuyor ve onun yardmyla, bir gizlenme bys yapmaya alyordu. Bunun iin birok gece uramas gerekti ama sonunda baard. Kendini gizledii bir srada Taita, Meren'e seslendi. "Fenn'i grdn m? Onunla konumam gerek." Meren etrafa baknd ve baklar ocuun stnde bir an bile durmad. "Az nce buradayd. allklara gitmi olmal. Gidip bakaym m?" "nemli deil. Gelir birazdan." Meren uzaklat ve Fenn zafer kazanm bir edayla kkrdad. Meren hzla dnnce hayretler iinde kald. "te orada! Yannda oturuyor!" Sonra srtt. "Akll kz Fenn! Ne kadar urarsam uraaym "en bunu asla becerememitim." Taita ise, "Bak grdn ite," diye azarlad Fenn'i, "Konsantrasyonu-n* kaybedersen by, cam gibi krlr." 207 Wilbur Smith Fiziksel varln gizlemeyi renince, Taita bu kez zihnini ve auras-n maskelemeyi retmeye balad. Bu daha zordu. nce, cadnn onlar

incelemediinden emin olmas gerekiyordu: sihir tekniklerinde tamamen ustalaana dek, herhangi bir kt gce kar Fenn, en ok sihir yapmaya alrken savunmasz kalacakt. Taita'nn bu eitime balamadan nce evrelerini saran ortam iyice kontrol etmesi ve savunmasn en st dzeyde tutmas gerekiyordu. Fenn'in ilk ii her canly evreleyen yaam aurasn anlamakt. Onu gremezdi ve Gz' almadka da gremeyecekti. Taita ilk frsatta onu Saraswati Tapna'na giden etin yolculua karmakta kararlyd. Ama bu arada auray ona tarif etmek zorundayd. Aura kavramn rettikten sonra Gz' ve ona sahip olan bilginlerin gcn aklayabilirdi. "Sende Gz var m Taita?" "Evet, ama cadda da var," diye cevap verdi. "Benim auram neye benziyor?" Bunu diilere has saf bir kurumla sormutu. "Parlayan altn bir k, baka kimsede grmediim ve grmeyi beklemediim bir aura bu. lahi bir ey." Fenn heyecanla kzard ve Taita anlatmaya devam etti. "Bizim iin zor olan da bu. Eer bu ekilde parlamasna izin vermeyi srdrrsen, cad, seni hemen bulur ve onun asndan ne kadar ciddi bir tehlike oluturduunu anlar." Fenn bunu dnd. "Cadnn bizi gzetlediini sylemitin. O zaman, auram zaten kefetmi olmuyor mu? Bunu ondan saklamak iin ok ge kalmadk m?" "Bir bilgin bile auray o kadar uzaktan kefedemez. Bunu ancak doruca o canlya bakarken grebilirsin. Suda nasl bir cady glge halinde grdysek, o da bizi yle grd. Fiziksel varlmz alglayp konumamz duyabilir -hatta bizim onun kokusunu aldmz gibi, o da kokumuzu alabilir- ama senin auran gremez." "Ya seninkini? Sen ondan gizliyor musun auran?" 208 11. Yazt "Bilginler, bycler ve cadlar aura yaymazlar." "Ltfen benimkini gizlemeyi ret bana Taita." Taita bayla onaylad. "reteceim ama tetikte olmalyz. Onun bizi izlemediinden veya dinlemediinden emin olmak zorundaym." Bu kolay bir i deildi. Fenn abalarnn ne kadar baarl olduunu anlatmas konusunda Taita'ya bel balamak zorundayd. Balangta, tm giriimleri aurasnn sner gibi olmasna yol ayor ama ksa bir sre sonra eskisi gibi parlamaya devam ediyordu. Azimle devam ettiler ve nihayet, Fenn'in yrekli abalar ve Taita'nn yardmyla, Fenn'in aurasnda ciddi bir kararma yaratmay baardlar. Fakat, kzn aurasn Meren'in ya da teki askerlerinkinden daha arpc olmayan bir dzeye getirip uzun sre yle tutabilmesini salamas iin haftalar gemesi gerekti. Platodaki kamplarndan ayrldktan dokuz gn sonra nehre ulamlard. ki ky arasnda neredeyse bir fersah mesafe olmasna ramen Nil sular, karabuday ektikleri akarsudan daha gl akmyordu. Clz aknt geni kumlarn ve amur setlerin arasnda hemen hemen kaybolmu gibiydi. Yine de ihtiyalarn karlamaya yetiyordu. Gneye doru dndler ve dou kysn takip ederek her gn fersah fersah ilerlediler. Filler yeralt sularna eriebilmek iin nehir yatanda koca ukurlar kazmt. Adamlar ve atlar da o sulardan iiyordu. Her gn, bu tarihi gri renkli hayvanlara byk srler halinde o ukurlardan su ierken rastlyorlard, koca hortumlarna doldurduklar suyu pembe grtlaklarndan aa boaltyorlar, ama askerlerin yaklatn duyunca btn sr kyya kp kulaklarn savura savura koarak ormana dru uzaklayordu. Yetikinlerin ounda devasa diler vard. Meren avclarn zorlukla kontrol altnda tutabiliyor ve hayvanlarn sa salim kamasn salyorlar'? Artk Shilluk kabilesinin srlerini kylarda otlatan baka fertlerine de astlar olmulard. Nontu bir duygu patlamas iindeydi. Taita'ya, "Yal " saygdeer kii, bu insanlar benim kymden. Ailemle ilgili haberleri 209 F: 14

Wilbur Smith var," diye anlatt. "ki mevsim nce karlarmdan biri nehirden su alrken bir timsaha yem olmu, ama teki iyiymi ve bir sr ocuum olmu." Taita, Nontu'nun son sekiz yldr Qebui'de olduunu biliyordu ve ocuklar merak etti. Nontu kaygsz bir ekilde, "Karlarm erkek kardelerime emanet etmitim," diye aklad. "Belli ki baya iyi gz kulak olmular," dedi Taita kuru bir sesle. Nontu ise neeyle anlatmaya devam ediyordu. "En byk kz kardeim ilk ay halini grm ve ocuk douracak yaa gelmi. Gelikin bir kz olduunu anlatyorlar ve gen erkekler onun iin balk paras olarak pek ok inek teklif ediyormu. Akrabam olan bu adamlarla kye dnp kardeimin evlenme iini halletmeliyim, tabii bir de ineklerle ilgilenmem lazm." "Ayrlmz beni zer," dedi Tatia. "Ya sen Nakonto? Sen de mi bizi brakyorsun?" "Hayr ihtiyar adam. Senin ilalarn barsaklarma iyi geliyor. Dahas, senin yannda iyi yemek ve iyi dv oluyor. Bunlar bir sr karma ve onlarn grltc veletlerine tercih ederim. Ben bu tr ykmllklere alk deilim. Seninle yola devam edeceim." Nontu'nun kynn yannda gn kamp yaptlar, kyde koni eklinde birka yz tane kulbe vard, stleri ok gzel rtlm olan evler, daire biiminde her gece srlerin kapatld itlerin etrafna dizilmiti. Orada obanlar ineklerin stn sayor, sonra her hayvann boynundaki byk damarlarn birinden kan alyordu. Ekin ekmedikleri iin bu onlarn balca gdasym gibi grnyordu. Erkekler ve,hatta kadnlar bile an derecede uzun boyluydular ama ayn zamanda ince ve zariftiler. Kabile dvmelerine ramen gen kadnlar ekici ve hotu. Kampn etrafna toplanp kkr kkr glyor, askerleri utanmazca szyorlard. nc gn Nontu ile vedalap yola kmaya hazrlanrken be askerden oluan bir heyet Meren'i grmeye geldi. Her birinin elinden tuttuu p" lak bir Shilluk bakiresi vard, kzlar erkeklerin tepesinden bakyordu. 210 11. Yazt "Bu pilileri de yanmza almak istiyoruz," dedi grubun szcs Shofar. Meren teklifi dnmek iin zaman kazanmak amacyla, "Niyetinizi anlyorlar m?" diye sordu. "Nakonto onlara aklad, kendileri de istiyor." "Ya babalan, aabeyleri? Bir sava balatmaya niyetimiz yok." "Hepsine birer bronz haner verdik, pazarlktan honutlar." "Kadnlar ata binebiliyor mu?" "Hayr ama mecburen yaknda renecekler." Meren deri miferini kard ve parmaklarn salannn arasndan geirdi, sonra da Taita'nn ne dndn anlamak iin ona bakt. Taita omuz silkti ama gzleri parlad. "Belki alk renebilir veya en azndan amarlarmz ykayabilirler," diye bir neride bulundu. "Eer en kk bir sorun kanrlarsa veya onlar yznden en ufak bir mnakaa ya da kavga karsa, ne kadar uzaklatmza bakmam doruca babalarna geri yollarm," dedi Meren kararl bir tavrla. "Kontrol altnda tutun onlar." Birlik yola koyuldu. O gece kamp yerine ekildiklerinde Nakonto, Taita'ya rapor vermeye geldi ve deti olduu zere bir sreliine yanma oturdu. "Bugn iyi yol aldk," dedi. "u kadar gn daha yol gittikten sonra..." Btn parmaklarn iki kez gsterip yirmi gn olduunu belirtti, -halkmn topraklarndan kp Chimalarmkine gireceiz." "Onlar kim? Shilluklarm kardeleri mi?" "Onlar bizim dmanmz. Ksa boyludurlar ve bizim gibi gzel olmazlar." "Gememize izin verirler mi?" "Pek isteyerek deil ihtiyar adam." Nakonto kurt gibi glmsedi. 0v olacak. Ben de ne zamandr bir Chima ldrme frsat bulamam-m- Sonra sanki ylece aklna gelivermi gibi, "Chimalar insan yerler," d'ye ekledi. 211

Wilbur Smith Taita ile Meren'in platodaki yerleim yerinden ayrldktan sonra benimsedikleri dzen drt gn arka arkaya yryp beinci gn mola vermekti. O gn, bozulan aletleri onaryor, adamlar ve atlar dinlendiriyor ve stoklarn tamamlamak iin avclar ve bitki toplayanlar saa sola gnde-riyorlard. Nontu'yu kanlarnn yannda brakp ayrldktan sonraki on yedinci gnde son Shilluk srsn de geride braktlar ve byk antilop srleri dnda kimse yaamyormu gibi grnen blgeye girdiler. Ayrca Taita ile Fenn'i mutlu eden yepyeni aa ve bitki trleriyle karlamlard. Fenn de Taita kadar hararetli bir botaniki olup kmt. Bykba hayvanlarn veya insanlarn varln gsteren iaretleri aradlar ama byle bir ey bulamadlar. Nakonto, Taita'ya, "Buras Onmalarn lkesi," dedi. "Emin misin?" "Hayr, ama Chimalar gayet iyi tanrm. Sr vermezler ve haindirler. Hayvan beslemezler ki, bu da onlarn gerekten vahi olduklann gsterir. Av eti yerler ve insan yemeyi her eye tercih ederler. Tetikte olmazsak kendimizi onlarn ateinde pierken buluruz." Nakonto'nun uyarsn aklndan karmayan Meren, her gece etraflarn korunaklarn iyice salam tutmaya ve otlamaya gnderdikleri atlarla katrlarn bana fazladan nbetiler koymaya dikkat ediyordu. China blgesinde daha ierilere girdike onlarn varln gsteren kantlarla karlar oldular. leri oyulmu ve orada bulunan an yuvalan dumanla datlm aa gvdeleri buldular. Sonra bir sredir terk edilmi bir grup barnaa rastladlar. Otuz kadar adamn, nehir yatandaki amurlu sette" tek sra halinde doudan batya doru getiini gsteren ayak izleri ise da-ha yeniydi. Ancak birka gn gemiti bu olayn stnden. Shilluk elerinin aralanna katlmalarndan beri, Fenn, hibiri ken 212 11. Yazt sinden pek de byk olmayan bu kadnlar bylyordu. Kendi aralannda onun sa ve gz rengi hakknda konuuyor ve her hareketini takip ediyorlar ama uzak duruyorlard. Sonunda Fenn dosta yaklamlarda bulundu ve ok gemeden iaret diliyle keyifli sohbetler yapmaya, Fenn'in salarn okamaya, kadnca akalar yapp kkr kkr glmeye ve her akam nehrin s gletlerinde hep birlikte plak ykanmaya baladlar. Fenn, Nakon-to'dan yardm istedi ve Shilluk dilini de Msr dilini rendii gibi abucak rendi. Baz bakmlardan hl ocuktu ve Taita, onun yatlaryla neeli zamanlar geirmesine seviniyordu. Ancak, dier kzlarla birlikte fazla uzaklamamasn da kesin olarak salamt. Havada doal olmayan bir serinlik veya yabanc bir varlk hissettii anda yardmna koacak kadar yaknnda olmasn istiyordu. Konumalarn dmanlarnn duyacandan kukulan varsa kendi aralarnda da Shilluk dilinde konuuyorlard. "Belki cad bir tek bu dili bilmiyordur ama yine de emin deilim," demiti Taita. "En azndan sana pratik yapma imkn olur." Zor bir ilerleme gnnn sonunda, uzun maun aalarnn glgesinde barnaklarn kurduklarnda Chima blgesinde baya ilerlemilerdi. Etrafta tyl yumuak tepeleri olan yeil otlar vard. Atiar bunlar yemeyi seviyordu ve antilop srleri de ortalkta otluyordu. Belli ki bu hayvanlar daha nce hi avlarla karlamamt, o yzden de okularn yaklamasndan hi telaa kaplmyorlard. Meren ertesi gnn dinlenme gn olacan ilan etti ve sabah erkenden avclar ava yollad. Taita ile Fenn her zamanki gibi bitki toplamaya karken de Meren, Shofar'la iki askerin daha onlarla gitmesi iin srar etti- "Rzgrda beni huzursuz eden bir eyler var," diye aklamt durumu. Taita, Fenn'i kendine saklamay tercih ederdi ama Meren rzgrda b'r eylerin kokusunu alnca onunla tartmamak gerektiini biliyordu. Psi-'k biri olmayabilirdi ama o bir savayd ve belann kokusunu alrd. -eden sonra ge vakit kampa dndklerinde, Meren'in yollad avc grup213

Wilbur Smith larndan sadece nn dnm olduunu grdler. nce, sonuncu grubun da her an dnebileceini dnerek telalanmadlar, ama gne battktan bir saat sonra, kayp avclardan birinin at drtnala kampa dnd. Hayvan terden srlsklamd ve omzundan yaralanmt. Meren btn askerlere silah banda beklemelerini emretti, fazladan atl nbetiler koydu ve kayp avclara yardm olur diye ek ateler yakld. afan ilk klaryla birlikte yaral atn izi srlecek hale gelince, Shabako ve Hilto iyice silahlanm bir grupla aramaya ktlar. Taita da Fenn'i Meren'e emanet etti ve Nakonto ile birlikte arama grubuna katld. Birka fersah boyunca gm yaprakl aalarla kapl bir yoldan gittiler ve korkun bir manzarayla karlatlar. z srme becerisi ve Chimalar hakkndaki bilgisi herkesten fazla olan Nakonto olup biteni gayet iyi anlamt. Byk bir grup aalarn arkasna saklanm ve avclar pusuya drmt. Nakonto ilerinden birinin drd fildii bilezii yerden ald. Taita'ya, "Bu Chima ii. Bak ne kadar kaba, bir Shilluk ok daha iyisini yapard," dedi. Baz Chimalarn aaca trmandklarn belli eden izleri gsterdi. "Bu hain akallarn dvme ekli budur, cesaretle deil byle sinsice hilelerle dvrler." Drt Msr atls sarkan dallarn altndan atla geerken Chimalar yukardan stlerine atlamt. Ayn anda arkadalar da saklandklar yerlerden frlam ve atlar baklam. "Chima akallar, muhtemelen daha kllarn ekemeden atlarndan srkleyerek indirmitir onlar." Nakonto bouma izlerini gsterdi. "Burada onlar ldrene kadar mzraklamlar... otlarn stndeki kan gryor musun?" Sonra rg iplerle cesetleri ayaklarndan alak dallara asm ve antilop gibi paralamlard. "Daima nce karacieri ve teki i organlan yerler," diye aklad Nakonto. "Bak atete piirmeden nce ilerindeki dklar uraya silkelemile1"Sonra cesetleri drt paraya ayrmlar ve kollarla bacaklar rg ip' lerle tama srklarna balamlard. Bileklerden kesilmi olan ayaklar 214 11. Yazt hl dallarda aslyd. Kafalar ve elleri atee atmlar; piince avular yiyip parmak kemiklerinde bulunan etleri kemirmilerdi. Pimi beyinleri karmak iin kafataslann amlar, sonra yanaklardaki etleri kazmlar ve en sevdikleri yer olan dilleri koparmlard. Etrafa krk kafatas paralar ve kk kemikler salmt. l atlarla uramaya tenezzl etmemilerdi, belki de bu kadar iri et paralaryla baa kmaya alk deillerdi. Sonra, ldrdkleri askerlerden kalan giysileri, silahlan ve dier eyalar alp hzla batya doru gitmilerdi. Shabako fkeyle, "Onlar haklayacak myz?" diye sordu. "Bu katliamn cn almadan brakamayz." Nakonto da pelerine dmek iin hevesliydi, gzlerinde kana susam bir ifade vard. Ama Taita bir an dndkten sonra ban sallad. "Onlar otuz, krk kii, bir ise alt kiiyiz. Btn gn yol aldlar ve pelerine dmemizi bekliyorlardr. Bizi bilmediimiz yerlere ekip pusuya drecekler." Ormana bakt. "Mutlaka bizi gzetleyecek adamlar brakm-lardr. Hatta u anda da bizi izliyorlardr." Askerlerden bazlar kllarn ekti ama onlar aalarn arasna dalmadan nce Taita mdahale etti. "Eer onlar takip etmezsek onlar bizi takip eder. O zaman kendi setiimiz bir yerde onlar ldrrz." zerinde et kalmam kemikleri gmdler ve kamp alanna dndler. Ertesi sabah erkenden toparlandlar ve bitmek tkenmek bilmez yolculuklarna devam ettiler. le vakti dinlenmek ve atlar sulamak zere durdular. Taita'mn emriyle Nakonto ormana szld ve aalarn arasnda geni bir ember izdi. Bir glge gibi sessizce birliin arkasna doland. At izlerinin ardnda ift plak ayak izi grnyordu. Nakonto yeni-den bir ember izerek birliin yanna dnd ve Taita'ya rapor verdi. Gzlerin uza gryor ihtiyar adam. akallardan peimizde. Tah-m'n ettiin gibi, geri kalan da fazla uzak deildir."

O gece ge vakte kadar atein banda oturup ertesi sabah iin plan yaptlar. 215 Wilbur Smith Sabah olunca sk bir trsla yola ktlar. Yarm fersah kadar gittikten sonra Meren ekine geip hzlanmalarn emretti. Bylece muhtemelen pelerinden gelen Chima keif koluyla aralarn abucak am oldular. Yolda giderken Taita ve Meren bir yandan da kendi istedikleri gibi bir yer bakyorlard. leride, ormann stnde uzanan tecrit edilmi gibi bir tepe vard ve o tarafa yneldiler. Tepenin sa yamacnda filler tarafndan iyice inenmi dzgn bir yol buldular. O yoldan gidince yukardaki yamacn dik ve youn bir ekilde dikenli kittar allaryla kapl olduunu grdler. Tehlikeli dikenler ve i ie gemi dallar almaz bir duvar oluturuyordu. Yolun kar tarafnda zemin dzgnd ve ilk bakta, ak orman bir pusu iin fazla imkn salamazm gibi grnyordu. Fakat Taita ile Meren aalann arasnda biraz at srnce, bir vadi buldular, kurumu bu su yata btn birlii adamlar ve atlarla birlikte saklayacak kadar derin ve geniti. Su yatann az fil yolundan sadece krk metre tedeydi, yani ok menzilinde kalyordu. Hemen birlie katldlar. Ksa bir sre fil yolunda durdular ve Meren en iyi okularndan n yolun kenarna gizledi. "Bizi takip eden Chima gzcs var. Her birinize birer tane," dedi. "Brakn iyice yaklasnlar. Oklarnz hazr tutun. Hata yapmak yok. Hzl, temiz lmler istiyorum. Peimizdeki Chimalan uyarmak iin kamalarna izin vermeyin." okuyu orada brakp fil yolunda ilerlediler. Yarm fersah sonra yoldan ayrlp geni bir daire izerek tepenin yamacnn altndaki su yoluna geldiler. Atlar ieri sokup hayvanlardan indiler. Fenn ve Shilluk kzlar, askerler isteyince gtrmek zere atlar tutuyordu. Taita da Fenn'le birlikte bekledi, ama zaman gelince bir anda Meren'in yanna kotu. Adamlar yaylarn gerdiler ve vadinin fil yoluna bakan cephesine dizildiler. Meren'in kumandasnda grlmeyecek ekilde tek dizlerinin stne kp bacaklarn ve ok atan kollarn dinlendirerek arpmay beklemeye baladlar. Sadece Meren'le yzbalar yola bakyordu ama onlar da balan grlmesin diye allarn ya da otlarn arkasna sinmilerdi. 216 11. Yazt Chima gzcsn fazla beklemeleri gerekmedi. Atlara yetiebilmek iin olduka hzl kouyorlard. Vcutlar terden parlyor, gsleri inip kalkyordu ve bacaklar dizlerine kadar amur iindeydi. Meren uyarda bulunmak zere elini kaldrd ve adamlar kprdamadan beklediler. Gzcler pusuyu hzl bir trs haline geip ormana giden yolda gzden kayboldular. Meren hafife gevedi. ok gemeden, gzcleri ortadan kaldrmak zere brakt oku ormandan szlp vadiye kaydlar. Meren sorar gibi yzlerine bakt. Liderleri srtt ve tuniindeki taze kan lekelerini gsterdi: gzcler ldrlmt. Hep birlikte asl Chima grubunun geliini beklemeye baladlar. Ksa bir sre sonra, sa cenahtan yeil papaann, "Kee-vii! Kee-vii!" diye szlanr gibi tt duyuldu. Sonra iri bir maymun tepeden haykrd. Meren, adamlarna iaret vermek zere yumruunu kaldrd. Herkes yayn gerdi. Ana Chima grubunun ilk sras koarak fil yoluna doru dnyordu. Adamlar yaklanca Meren dikkatle inceledi. Ksa boylu, tknaz ve arpk bacaklydlar ve sadece hayvan postundan petamallara sannmlard. Bitiik nizamda ve ok hzl kotuklar iin hepsi nlerinden getii halde kelle saym yapmak zordu. "En azndan yz kiiler. ok eleneceimizi garanti ediyorum size," dedi Meren. Chimalar sopalar ve akmakta ulu mzraklarla silahlanmt. Omuzlarnda asl oklar kk ve ilkeldi. Meren onlarla otuz admdan uzaktan kimseyi ldremeyeceklerini tahmin etti. Sonra gzleri ksld: liderlerden birinin omzunda bir Msr klc aslyd. Onun arkasndaki adam da deri bir mifer giymiti, ama zerinde eski bir desen vard. artc bir durumdu fakat imdi bunu zecek vakit yoktu. Chima grubunun ncleri, Meren'in yolun kenarna

iaret olarak koyduu beyaz tala ayn hizaya gelmiti. imdi btn sol cenah Msr okularnn nndeydi. Meren sola ve saa bir gz att. Adamlarnn gz de ondayd. Sa el'ni hzla indirdi ve okular ayaa frladlar. Tek bir adam gibi hepsi ayn 217 Wilbur Smith anda yaylann gerip nian ald ve sessiz bir ok bulutu havaland. lk oklar hedeflerine varmadan ikinci bulut umaya balad. Oklar o kadar sessizce geliyordu ki, Chimalar balarn kaldrp bakmamlard bile. Sonra, bir havuzun stne den yamur damlalar gibi bir sesle oklar stlerine yamaya balad. Chimalar balarna gelenin ne olduunu anlamam gibiydi. Bir tanesi durmu hayretle yere bakarken okun biri kaburgalarnn arasna sapland. Adamn dizleri bkld ve yere yuvarland. Baka biri grtlana giren oku tutmu kk daireler izmekteydi. Dierlerinin ou, hatta lmcl yaralar alanlar bile neyle vurulduunu anlamam gibiydi. nc ok dalgas da stlerine yamaya balaynca hl ayakta olanlar panikledi ve hayknp uluyarak alalmakta olan bir kartaldan kaan Afrika tavuklar gibi drtbir yana kamaya balad. Kimileri doruca vadiye doru kotu ve okular onlara nian ald. Yakndan hibiri hedefini armyordu: oklar tok bir sesle etin derinlerine saplanyordu. Baz oklar hedefi delip geiyor ve arkasndakini de yaralyordu. Tepeye trmanarak kamaya alanlar ise dikenli allarla karlayordu. Mecburen, durup oklarn yad alana dnyorlard. Meren, "Atlar getirin!" diye bard. Fenn ve dier kzlar iplerinden ekerek atlar getirdiler. Taita, Duman Yeli'nin stne atlad, Meren ve adamlar da kendi hayvanlarna bindiler. Meren, "leri! Mar!" diye haykrd. "Hepsini kltan geirin." Atllar vadinin dibinde omuz omuza dizildiler ve onlarn geldiini grp dzensiz bir ekilde kamaya alan Chimalarn stne hcum ettiler. allklarn oluturduu duvarla kllarn parlts abrasna skmlard. Bazlar kamaya bile almad. Dizlerinin stne kp kollaryla balarn korumaya alt. Atl adamlar onlar baklamak iin zengilerinin stnde ayaa kalkyordu. Bir ksm aa yakalanan balklar gibi dikenli allara takld. Askerler hepsini odun gibi biti. Korkun ileri bittiinde, yama ve aas st ste ylm cesetlerle doluydu. Baz Chimalar inleyip kvranyordu ama ou hareketsiz yatmaktayd. 218 11. Yazt "At in," diye emretti Meren. "i bitirin." Askerler hzla ynn arasna dalp kprdadn grdkleri Chi-ma'y ldrmeye balad. Meren bronz klc hl srtnda sallanan adam tespit etti. Gsnde ok vard. Meren klc almak zere onun yanna diz kt srada Taita, "Meren! Arkanda!" diye bard. Sesinin gcn kullanm ve Meren'i galvanizle kaplamt. Meren ayaa frlayp yana dnd. Arkasnda yatan Chima l taklidi yapyordu: Meren savunmasz kalana kadar beklemi, sonra ayaa frlayp ucu akmaktandan olan ar sopasyla saldrmt. Sopann ucu Meren'in ban syrp geti ve sol omzuna indi. Meren dnerek yaknlat ve silahn bir sonraki darbesini engelleyip klcn Chima'ya saplad, adamn gsnden giren silah srtndan kmt. Meren bileini bkerek yaray geniletti ve klcn tek hamlede geri ekince adamn gsnden kan boald. Meren yaralanan sol omzunu tutarak, "Hepsini yeniden ldrn! Bu defa emin olun!" diye brd. Arkadalarnn ayaklarndan koyun gibi asldn hatrlayan askerler byk bir hrsla kesip bimeye baladlar. Kittar allarnn arasnda saklanan bir Chima daha buldular ve domuz gibi cyaklayan adam srkleyerek ortaya karp kestiler. Meren iyice emin olduktan sonra adamlarnn cesetleri tarayp oklarn geri almalarna izin verdi. Tek yaralanan kendisiydi. Taita omzunu muayene ederken beline kadar plak olarak bir aa gvdesine dayanarak oturdu. Kanamas yoktu,

ama koyu bir morluk yaylmaktayd. Taita tatmin olmu bir ekilde homurdand. "Krlan kemik yok. Senin gibi ihtiyar bir kpek alt, yedi gnde atlatr bunu." Meren'in omzuna merhemiyle masaj yapt ve kolu rahat etsin, diye keten eritlerle sard. Sonra Meren'in yanna oturdu, yzbalar llerden topladklar eyalar getirip nlerine seriyordu. Oymal aa bit taraklar, kaba fildii ssler, sukabaklar, hl ke-mkleri duran ve yeil yapraklara sarlp aa kabuundan iplerle balan219 Wilbur Smith m ttslenmi et paketleri vard. Tajta etleri inceledi. "nsan eti. Arkadalarmzn etleri olduundan emin gibiyim. Saygyla gmn." Sonra dikkatlerini Chima silahlarna evirdiler, bunlarn ou sopalar ve ular akmaktandan veya obsidiyenden yaplm mzraklard. Baklar yontulmu akmaktandand, saplarna deri paralar sanlyd. "plk! Bunlar tamaya demez," dedi Meren. Taita da onaylarcasna ban sallad. "Hepsini atee atn." Sonunda, Chima ii olmayan silahlar ve ssleri incelemeye baladlar. Bazlar kesinlikle pusuya drlen drt avc askerden alnmt... bronz silahlar ve da eimli yaylar, deri miferler ve katl yelekler, keten tuniklerle turkuvaz ve lacivert renkli muskalar. Ancak, daha ilgin baka eyalar da vard: onlarca yldr Msrl askerlerin kullanmad trden, iyice eskimi miferler ve deri gslkler. Ve neredeyse Meren'in hayatna mal olacak olan kl. Keskin taraf eskimi, kenarlar trtklanm, granite veya baka bir kayaya srtlerek bilenmekten neredeyse kullanlmaz hale gelmiti. Ancak, kabzasnn iilii ok gzeldi ve gm kakmayd. Bir zamanlar deerli talarn durduu anlalan yuvalar vard. Kabzaya kazl hiyeroglifler neredeyse silinmiti. Taita kabzay a tutup saa sola evirdi ama karakterleri seemedi. Fenn'i artt. "Sen u gen, keskin gzlerini kullan bakalm," dedi. Fenn yanna diz kt ve bir sre sonra dura dura okumaya balad: "Ben Lotti'yim, Lotti'nin olu, En yi On Bin'den, Kzl Yol Yolda, Kutsal Firavun Mamose'nin birliklerinin generali ve komutanym. Yaasn Firavun!" Taita, "Lotti!" diye bard. "Onu gayet iyi tanyorum. Kralie Lost-ris'in Nil'in kaynan bulmak zere Etiyopya'dan gnderdii keif kolunda Lord Aquer'den sonra ikinci komutand. yi bir askerdi. yle grnyor ki o ve adamlar en azndan buraya kadar gelebilmiler." Meren, "Acaba Lord Aquer ve adamlar burada ldler ve Chimala-ra yem mi oldular?" diye merak etti. 220 11. Yazt "Hayr, Tiptip'e, yani HathorTapna'ndaki alt parmakl kk ra-h be gre* Aquer volkan ve byk gl grm. stelik, Kralie Lostris nun komutasna bin adam tahsis etmiti. Chimalarn hepsini haklamas-pek imkn yok," dedi Taita. "Bence Lotti komutasndaki kk bir bir-'Si bizim adamlara yaptklar gibi gafil avlamlar. Ama Chimalar ko< , jr Msr ordusunu yenebilir mi? Sanmyorum." Tartma srerken Tana oizlice Fenn'in ifadesini izliyordu. Ne zaman Kralie Lostris'in ad gese, zihninin derinliklerine gml bir any hatrlamaya alr gibi kalarn atyordu. Taita, gnn birinde her eyi, dier hayatnn tm ayrntlarn hatrlayacak diye dnd. Sonra Meren'e, "Muhtemelen Lotti'nin kaderini asla bilemeyeceiz, ama onun klc, onca zaman nce Lord Aquer'in izledii yoldan gittiimizi kantlyor bana. Burada fazla oyalandk," dedi. Ayaa kalkt. "Ne zaman yola kabiliriz?" "Adamlar hazr," dedi Meren. Dersten km ocuklar gibi neeliydiler, glgede oturmu, onlara yemek\ve karabuday biras servisi yapmakta olan Shilluk kzlaryla akalayorlard. "Baksana ne kadar hevesliler. Gzel bir dv onlarn morali iin Yukar Krallk'ta lkenin en gzel fahieleriyle olmaktan daha iyidir^VGlmeye balad, ama sonra yaral omzunu ovuturmak iin durdu. "Adamlar hazr ama gn neredeyse bitti. Atlara da ksa bir istirahat iyi gelir." "Senin omzuna da," diyen Taita, ona hak verdi. O kk etkili arpma Chima aknlar tehlikesini ortadan kaldrm

Ibiydi. Sonraki gnlerde de onlarn varlna gsteren izler grdlerse de ori yeni deildi. Bu izler bile giderek azald ve sonunda tamamen kaydu' Chima topraklarn da getiler ve ssz bir blgeye doru at srd221 Wilbur Smith ler. Nil hl clz bir rmak eklinde akyordu ama youn ya olduunu gsteren izler vard. Orman ve savanalar av kulanyia doluydu, otlaklar bereketliydi. Taita bu sefer de askerlerin yurtlarn zleyip bunalma gire. ceinden korkuyordu ama byle bir ey olmad, moralleri yksekti. Fenn'le Shilluk kzlar ocuka oyunlar ve akalaryla onlar elendiriyordu. Kzlardan ikisi hamileydi ve Fenn bu mutlu duruma nasl ge], diklerini renmek istiyordu; soruturunca kzlar kahkahadan krldlar. Fenn hl merak ediyordu ve bu sefer Taita'ya sordu. Taita ksa ve mphem bir aklama yapt. Fenn bir sre daha srar etti. "Elenceli bir spora benziyor." Bu laf da Meren'den kapmt. Taita ciddi bir surat ifadesi taknmaya alt ama glmsemekten alamad kendini. "Ben de yle duymutum," dedi. "Byynce ben de oynayabileceim bir bebeim olmasn istiyorum," dedi Fenn. "Mutlaka olacaktr." "kimiz bir tane yapabiliriz. Elenceli bir spor olmaz myd bu Taita?" "Kesinlikle olurdu," diye ona hak verdi. Asla byle bir ey olmayacan bildii iin yreine bir ac saplanmt. "Ama o arada yapacak baka bir sr nemli iimiz daha var." Taita ok ok uzun zaman nce kendisi genken ve Lostris hayattayken yaad gnlerden beri kendini bu kadar iyi hissettiini hatrlamyordu. Eskisinden evik ve canlyd. Neredeyse eskisi gibi kolay kolay yorulmuyordu. Bunu daha ok Fenn'in arkadalna balyordu. Kzn almalar o kadar hzl ilerliyordu ki, onun zihnini tam anlamyla veya ona yakn lde dolduracak baka eyler bulmakta zorlanyordu. Onu ksa bir sre iin bile babo braksa zihni dalyordu. Artk ; Msr ve Shilluk dillerini gayet akc bir ekilde konuuyordu. Eer o da bir usta olacaksa, byclerin gizli dili olan Tenmass\ "a ' renmesi gerekiyordu. Baka hibir dil bu gizli bilgileri tmyle ren' 222 11. Yazt sesini salayamazd. Fakat Tenmass o kadar aprak, o kadar ok ynlyd ve bilinen dier insan dillerine o kadar az benziyordu ki, ancak en viiksek zekya sahip olan ve kendini tamamen adayanlar bu dilde ustala-may umabilirdi. Bu Fenn'in en ok ilgisini eken bir tr meydan okuma oldu. Bata, cj]al camdan bir duvara ayak ya da el dayayacak bir yer olmadan trmanmaya almak gibi geldi ona. Byk bir emekle birazck trmanyor, sonra tutunamaz hale gelip fkeyle aa kayyordu. Kendini toparlyor ve her seferinde biraz daha hrsl olarak yeniden atlyordu. Hibir ilerleme gstermiyor gibi olsa dahi asla umutsuzlua kaplmyordu. Taita bunu baka bir ekilde balatmaya karar verdi: ancak bu i bittikten sonra daha ileri oitmeye hazr olacakt. O an geldi, ama Taita gece olup ikisi yataklarnda ba baa kalana kadar bekledi. Sonra elini kzn alnna koydu ve hipnotize edene dek yava yava konutu. Tamamen alr duruma gelince Tenmass'm tohumlarn zihnine ekebilecekti. Eitim dili olarak da Msrca kullanmad ve dorudan Tenmass diliyle konutu. Ektii tohumlar yerine iyice yerleene kadar byle bir sr gece eitimi gerekecekti. lk kez/ayakta duran bir bebek gibi Fenn de birka kararsz adm atyor ve dyordu. Bir dahaki sefere daha salam ve gvenli basyordu. Taita, ona fazla yklenmemek iin ok dikkat ediyor ama bir yandan da ilerlemesine izin veriyordu. Bu byk abann onu hrpalayabileceim ve moralini bozabileceini bildii iin bao tahtasnn banda zevkli saatler geirmeyi veya hafif ama canh sohbetler yapmay ya da ormanda dolap nadir bitkiler veya baka kk hazineler damay da ihmal etmiyordu.

Ne zaman nehir yatanda akll bir yere gelseler, hemen katrnn "tndaki maden arama tavasn indiriyor ve ikisi birlikte talan inceleme-e iliyorlard. Taita tavaya ald bulank suyu alkalarken Fenn de gz-' ln ve evik parmaklarn kullanarak o gzelim yar deerli talan ya223 Wilbur Smith kalyordu. Bunlarn bir srs, suyun andmasyla ok ilgin biimler alm oluyordu. Fenn talardan bir torba dolusu olunca Meren'e verdi ve o da bir bilezikle ona uygun bir halhal yapt. Bir gn de, kurumu bir elalenin altnda, tavada baparmann ilk boumu kadar altn bir kle buldu. Altn gnete parlam ve gzlerini kamatrmt. "Bana bir mcevher yapsana Taita," dedi. Taita her ne kadar saklamay basarsa da, Fenn, Meren'in ona yapt taklan taktnda iinde kskanlk belirtileri hissetmiti. Kendi kendine, hem de bu yamda? deyip budalalna gld. Ak acs eken bir kyl gibi, dedi. Yine de, Fenn'in ona verdii grevi yerine getirmek iin btn sanatn ve yaratcln kulland. nce bir zincir ve altn sse bir yuva yapmak iin Lotti'nin klcnn kmndaki gmleri kulland. Kolye tamamlannca, onu takan koruyacak baz byler de yapt ve Fenn'in boynuna ast. Fenn bir nehir gletinde kendine baknca gzleri yalarla doldu. "O kadar gzel ki," diye fsldad. "stelik sanki canlym gibi tenimi styor." Kefettii bu scaklk, Taita'nn kolye zerinde yapt bylerden ileri geliyordu. Sonuta kolye Fenn'in en deerli eyas oldu ve ona, Taita'nn Tlsm adn verdi. Daha gneye indike, askerler daha keyifli ve neeli bir hal alyordu. Taita bunda anormal bir yan olduunu dnd. Gittikleri yol, o byk bataklklar gibi veya Chima lkesi gibi zor deildi, ama sonuta evlerinden uzaktaydlar, yol hi bitmiyordu ve koullar etindi. Bu kadar iyimser ve tasasz olmak iin bir neden yoktu. Gnn klan solarken, FennTe birlikte bir nehir gletinin kysnda oturuyorlard. Fenn, Taita'nn kil tablete izmi olduu temel Tenmati | lsne almaktayd. Her biri, bir g kelimesinin iaretiydi. Birle* olarak kullanldklarnda ise o kadar olaanst ve ykl oluyorlard $? I ancak onlar almaya zenle hazrlanm bir zihin tarafndan gvenle sil dirilebilirlerdi. Taita, Fenn'in yannda oturmu eer birlemenin oku te 224 11. Yazt bir tepki yaratrsa onu kurtarmak zere hazr bekliyordu. Suyun kar tarafnda, koyu krmz gsl devasa bir balkl dolayordu. Sonunda suya dald, ama Fenn sembollere o kadar konsantre olmutu ki kuun sratt sulan ve sonra uzun siyah gagasnda gm rengi bir balkla kanat rpp ykseldiini fark etmedi. Taita da kendi duygulann daha yakndan analiz etmeye alyordu. Kendi sevinli halinin tek bir nedeni vard: yanndaki ocua duyduu sevgi ve bunun yaratt mutluluk. Dier yandan, her ikisi adna korkmas iin de zorlayc nedenler vard. Kendisinin. Firavun'unu ve lkesini korumak iin yapmas gereken kutsal bir grevi vard. Herhangi bir plan olmadan, gl bir ktlk kaynayla karlamaya gidiyordu, yamac bir leoparn karsnda yalnz bir tavand. Btn koullar ona karyd. O karlamann sonulannn kt olaca hemen hemen kesindi. Peki o zaman neden hi o sonulan dnmez gibiydi? O zaman fark etti ki, bu basit muhakeme zincirini bile takip etmekte zorlanyordu. Sanki yoluna kasten engeller konurmu gibiydi. inden gelen gl bir drt, dnmekten vazgemesini, duyduu mutluluun tadn karmasn ve karlaaca sorunlarla, nceden yaplm tutarl bir plana bal kalmadan, hemen o anda baa kma yeteneine gvenmesini sylyordu. Bu tehlikeli ve pervasz bir dnme ekli, diye dnd ve sanki bu bir akaym gibi yksek sesle gld. O arada Fenn'in konsantrasyonunu bozmutu: kz ban kaldrp bakt ve kalarn att. "Ne oldu Taita?" dedi. "Sembol kat saylarnn rasyonel birleimine younlamken dikkatimin dalmasnn tehlikeli olacan sylemitin."

Kzn szleri Taita'y bir anda kendine getirdi ve ne kadar kt bir nata yapm olduunu fark etti. "Haklsn. Affet beni." Fenn yeniden kucandaki kil tablete dnd. Taita da soruna odaklanmaya alt, ama sorun yine sisli ve nemsiz kald. Taita hzla dudan srd ve kan ktn fark 225 F: 15 Wilbur Smith etti. Duyduu keskin ac kendine gelmesini salamt. Byk bir aba harcayarak konsantre oldu. Hatrlamak zorunda olduu bir ey vard. Yakalamaya alt ama o bir glge olarak kalmaya devam etti. Bir daha denedi ama yine yakalayamad. Yannda Fenn kprdanp iini ekti. Sonra kafasn kaldrp Taita'ya bakt ve kil tableti kenara koydu. "Konsantre olamyorum. Senin huzursuzluunu hissedebiliyorum. Bir ey seni engelliyor." O iten yeil gzlerini ona dikti ve sonra, "Onu imdi grebiliyorum," diye fsldad. "Bu o, sudaki cad." abucak boynundaki altn kard ve avucuna ald. ki eliyle birden tutuyordu. Taita da Lostris Tlsm'n karp kendi eline ald. Sonra ellerini birbirlerinin eline dedirip korunma halkasn oluturdular. Taita hemen hemen ayn anda o yabanc etkinin geri ekildiini hissetti. Hatrlamakta zorland szler de bir anda aklma gelmiti. Demeter'in uyarsn hatrlamaya alyordu: Seni imdiden ktl ile etkilemitir. Byleriyle ve ayartmalaryla seni balamtr. Sonra saduyunu da arptacak. ok gemeden onun sahiden kt olduundan kukulanmaya balayacaksn. Sana gzel, soylu ve herkes kadar erdemli grnr olacak. Seni ona kar doldurdum diye asl benim kt olduumu dneceksin. Bunlar olduu zaman bizi blm olacak ve ben yok olacam. Sen de kendi rzanla, isteyerek teslim olacaksn. Bylece her ikimize kar zafer kazanacak. Taita, Eos'un zayflatc etkisinden kurtulana dek koruyucu halkann iinde kaldlar. Fenn'in gsterdii destee hayran kalmt. Onun o yumuak, minik ellerinden kendi arpk ve boum boum ellerine akan gc hissedebiliyordu. Bir mre smayacak kadar ok ey paylamlar ve birlikte duvarlar mermer ve granitten ruhani bir kale yaratmlard. Karanlk hzla kt ve havuzun st, yzeydeki bceklere pike yapan yarasalarla doldu. Kar kyda bir srtlan acl bir lk att. Taita, Fenn'in elini brakmadan ayaa kalkp onu da kaldrd ve kamp yerine dndler. Onlar Meren karlad. Neeli bir tavrla, "Sizi bulmak iin bir ekip yolluyordum neredeyse," diye seslendi. 226 //. Yazt Daha sonra Taita, Meren ve subaylaryla birlikte atein bana otur- duOnlar da neeliydiler ve Taita uzaktan teki adamlarn akalarn ve kahkahalarn duyabiliyordu. Bir an iin onlar ayltacak bir uyar yapmay dnd, ama sonra vazgeti: Onlar da Eos'un byleyici arksnn etkisinde, ama brakaym, gitmeye mecbur olduumuz yolu byle mutlu bir ekilde gitsinler. Ben sk durabildiim srece, onlarn da akln bana getirmek iin zamanm olacaktr. Her gn, gneyin biraz daha derinlerine indiler ve Meren'le adamlarnn kararllnda hibir deiiklik olmad. Bir gece kampn etrafna it denirken Taita, Meren'i kenara ekip, "Adamlarnn moralini yksek tutmak iin ne yapyorsun?" diye sordu. "Bence dayanma glerinin sonuna geldiler, Asuvan'a, evlerine dnmek istiyorlar. Yaknda bir isyanla karlaabiliriz." Bunlan onu snamak iin sylyordu, ama Meren fkelenmiti. "Onlar benim adamlarm ve hepsini gayet iyi tanyorum. Belli ki, sen tanyamamsn Byc. Ne balarnda isyankr bir sa teli var ne de cierlerindeki havada. Szlerine benim kadar ballar." Taita, "Bala beni, Meren. Senden nasl kuku duyabildim?" diye mrldand, ama Meren'in boazndan cadnn sesinin yanklarnn ykseldiini duymutu. Kendini, bu kadar sorunun stne bir de ask suratlarla ve

huysuzluklarla uramama gerek yok neyse ki, diyerek avuttu, bu Eos iimi kolaylatryor. O srada Fenn kamptan koarak frlad, bir yandan da, "Byc! Tarta! abuk gel!" diye baryordu, "L-To-Liti'nin bebei dar frlad ve ben tekrar ieri itemiyorum!" "Bir an nce gelip o zavall yavruyu senin elinden kurtarmalym," dyenTaia ayaa frlad ve Fenn'le birlikte kampa kotu. Taita, Shilluk k227 Wilbur Smith znn yanna kp onu yattrrken doum abucak oluverdi. Fenn bu sreci dehet iinde izlemiti. Li-To-Liti'nin her haykrnda o da yerinden zplyordu. Kaslmalar arasnda kz soluk solua, ter iinde yatarken, "Artk hi de elenceli bir spor gibi grnmyor," dedi. "Seninle ikimizin bu ile uramasna hi gerek yok bence." Gece yans olmadan, Li-To-Liti tepesinde bir tutam kara, kvrck sa olan, amber rengi bir olan dourmutu. Tarta'ya gre, ocuun gelii, bu ac yolda yitirdikleri dier gen hayatlarn telafisiydi. Hepsi babayla birlikte sevindiler. Adamlar birbirlerine, "Bu iyi bir kehanet," diyordu. "Tanrlar bize glmsedi. Artk seferimiz mutlaka baarl olacak." Taita danmak iin Nakonto'yu buldu. "Halknn deti nasldr? Kadn yola devam etmeden nce ne kadar dinlenmeli?" "lk karm davarlarmz yeni bir otlaa gtrrken dourmutu. Sular geldiinde leni geiyordu. Yolun kenarnda ilerini grsnler diye anasyla ikisini orada braktm. Hava kararmadan bana yetitiler, bu da iyi oldu nk etrafta aslanlar vard." "Sizin kadnlarnz glym," dedi Taita. Nakonto hafife arm gibiydi. "E onlar Shilluk," dedi. Taita, "Bu da durumu aklyor," diyerek ona hak verdi. Ertesi sabah Li-To-Liti, bebeini, kendisinin eilmesine gerek kalmadan meme emebilecek ekilde kucana balad ve afakla birlikte erkeinin peinden yola koyuldu. Sulak, otlak bir arazide yola devem ettiler. Kumlu toprak hayvanlarn ayaklarnn altnda esnekti. Taita hafif yaralan ve rahatszlklan merhemiy-le tedavi ettii iin durumlan iyiydi. Etrafta sonsuz antilop ve bufalo srleri olduu iin et.sknts hi ekmiyorlard. Gnler birbiri ardna sorunsuz geip gidiyordu. nlerinde fersah fersah ak arazi uzanmaktayd. Sonunda, karki puslu mavi ufukta dik yamal tepeler grnd. Sonraki gnlerde grnt giderek byd ve gkyznn yansm kaplar 228 11. Yazt hale geldi, Nil'in akt sarp geidi grebiliyorlard. Dalan amak iin en rahat geidin oras olduunu bildiklerinden, doruca o geide yneldiler. Yaklatka sk ormanlarla kapl yamalar ve zerlerindeki fil yollarn grebiliyorlard. Nihayet Meren daha fazla dayanamad. Ar ilerleyen ana birlikten ayrlp kk bir keif kolu kurdu. Doal olarak, Taita'nn yannda at sren Fenn de onlarla geldi. Nehrin akt boaza girip fil yolundan yamacn zirvesine doru trmanmaya baladlar. Nakonto ileri frlayp yeri incelemek iin diz ktnde yar yola ancak gelmilerdi. Taita, "Ne oldu?" diye seslendi. Bir cevap gelmeyince atn srd ve Shilluk'un kafasn kartran eyi anlamak iin yana doru eildi. "At izleri." Nakonto yeri gsteriyordu. "ok yeni. Sadece bir gnlk." "Da zebras m?" diyerek ansn denedi Taita. Nakonto anlaml bir ekilde ban sallad. Fenn, Meren iin, "stnde binici olan atlar," diye tercme etti. Meren endielendi. "Yabanc atllar. Medeniyetten bu uzakta kim olabilir? Dman olabilirler. Kim olduklarn renmeden pelerinden gitmemeliyiz." Dnp geldikleri yola bakt. Aadaki dzlkte birliin kaldrd san tozu grebiliyordu, hl iki, fersah uzaktaydlar. "tekileri beklememiz lazm, o

zaman daha gl oluruz." Taita cevap veremeden, tepedeki dzlkten biri seslendi ve sesi tepelerde yankland. Hepsi irkildi. Meren, "Bizi kefettiler!" diye bard. "Ama, Seth'in ferahlatc nefesi adna, bunlar her kimse Msr diliyle konuuyorlar." Avularn boru gibi yapp aznn yanlanna koydu ve o da yukarya seslendi. "Kimsiniz siz?" "Kutsal Firavun Nefer Seti'nin askerleri!" "Ortaya kn da sizi grelim," diye seslendi Meren. yabanc atl onlara doru gelmeye balaynca rahatlayarak gld-er- Meren o mesafeden bile birinin mavi Mamose Evi sancan tad-m grebiliyordu, yaklatka her halleriyle Msrl olduklar iyice belli olmutu. Meren onlar karlamak zere ileri kt. ki grup bir araya gelin--e hayvanlardan indiler ve byk bir sevinle kucaklatlar. 229 Wilbur Smith Grubun lideri, "Ben Yzba Rabat'm," diye kendini tantt. "Firavun Nefer Seti'nin hizmetindeki Albay Ah-Acton birliinde subaym." "Ben de Albay Meren Cambese, ayn ilahi, Firavun iin zel bir gg. reve gidiyorum." Meren daha yksek rtbeli olduu iin, Rabat bir yum. ruunu gsne gtrerek selam durdu. Meren devam etti. "Ve bu da b-yc, Gallalah Taita." Rabat'n gznde gerek bir sayg ifadesi belirdi ve tekrar selam durdu. Taita, onun aurasndan snrl bir zekya sahip olduunu ama ayn zamanda saf ve drst olduunu anlamt. "nn senden nde gidiyor Byc. Ltfen izin ver seni kampmza gtreyim ve onur konuumuz ol." Rabat, kk olduu iin Fenn'e aldrmamt ama o bu hor grmenin farkndayd. Taita'ya Shilluk dilinde, "Ben bu Rabat'tan holanmadm," dedi. "Kibirli biri o." Taita glmsedi. Fenn batac edilmeye almt. Bu hali, Lostris'in Msr hkmdar olduu zamanki halini hatrlatyordu. "O sadece kaba bir asker," diye avuttu kz, "Ve uramana demez." Fenn'in ifadesi yumuad. "Emrin nedir Byc?" diye sordu Rabat. "Birliimizin geri kalan epeyce yk tayor." Taita dzlkteki toz bulutunu gsterdi. "Ltfen adamlarndan birini onlara rehberlik etmesi iin yolla." Rabat hemen bir adamn grevlendirdi ve sonra sarp, kayalk yolda onlarn nne dt. Taita, onunla yan yana giderken, "Albay Ah-Acton nerede komutan?" diye sordu. "Nehir boyunca ilerlerken bataklk hastalndan ld." "Yedi yl nce miydi bu?" "Hayr, Byc. Tam dokuz yl ve iki ay nceydi," diye dzeltti Rabat. "Bunca zamandr sevgili yurdumuz Msr'dan uzaz." 230 11. Yazt Taita, Karnak'tan buraya gelmek iin geen sreyi hesaba katmay unuttuunu fark etti. "Albay Ah-Acton'un yerine kim kumanda ediyor orduya?" diye sordu. "Albay Tinat Ankut." "O nerede?" "Firavun'un emrine uyarak orduyu nehir boyunca gneye gtrd, geni yirmi adam ve baz kadnlarla birlikte burada brakt, bunlar ya yolda doum yaptlar ya da artk gidemeyecek kadar hasta ve gsz dtler." "Albay Tinat niye burada brakt seni?" "Bana ekin ekmemi, bir at srsn de dnnde hazr tutmam emretti, ayrca geri ekilmek zorunda kalrsak burada bir s olmasn istiyordu." "Gittiklerinden beri bir haber aldn m onlardan?" "Birka ay sonra kurtulan atlarla birlikte adam gnderdi. Anlalan, gneyde gittikleri lkede atlar sokunca ldren bir tr sinek varm ve srsnn neredeyse tamamn kaybetmi. O kii geldikten sonra kendisinden bir daha haber almadk. Bu yabanc yerle onu ve adamlarn yuttu. Bu ok uzun

yllar nceydi. Bunca zamandr karlatmz ilk medeni insanlar sizsiniz." Sesi mahzunlat. Onun cesaretini lmek iin, "Buray terk edip yanndakilerle birlikte Msr'a dnmeyi hi dnmedin mi?" diye sordu Taita. Rabat, "Bunu dndm," diye itiraf etti. "Ama bana verilen emir ve grevim bu mevzii tutmakt." Biraz duraksadktan sonra devam etti. "stelik Msr ile aramzda insan yiyen Chimalar ve byk bataklklar vard." Taita muhtemelen asl bu nedenle kprdamadn yerinden, diye dnd. Konuurken geidin bana kadar gelmilerdi ve nlerinde geni bir plato uzanyordu. Hemen o anda, buradaki havann aadaki ovalardan ok daha ho olduunu fark ettiler. Ortalkta otlayan bykba hayvanlar vard ve Taita onlarn gerisin-de amurdan duvarlar olan salam bir askeri kale grp ard. Bu uzak 231 Wilbur Smith ve vahi yerde kale bir hayal gibiydi; iki yl nce Qebui'den ayrldklarndan beri grdkleri ilk medeniyet belirtisiydi. Msr'da hi kimsenin haberdar olmad kayp bir ileri karakoldu buras. "Burann ad nedir?" diye sordu Taita. "Albay Tinat, Adaki Kalesi demiti." Otlayan hayvanlarn arasndan ilerlediler, bunlar yksek, uzun bacakl, geni ve kntl omuzlu hayvanlard ve ar, yayvan boynuzlar vard. Hepsinin postu farkl bir renk ve desendeydi, iki tane birbirinin ayn olan yoktu. Ya krmz beyaz ya siyah, sarydlar, zt renklerde de lekeleri, benekleri bulunuyordu. "Bu hayvanlar nereden buldunuz?" diye sordu Taita. "Hi bylesini grmemitim." "Yerli kabilelerden satn aldk. Onlar bu hayvanlara zebu diyor. Sr bize st ve et salyor. Onlar olmasa imdikinden bile daha fazla sknt ekeriz." Meren kalarn att ve ruhsuzluundan dolay Rabat' paylamak zere azn at, ama Taita, onun niyetini anlayarak ban abucak sallayp susturdu. Bu adam hakknda Taita da dierleriyle ayn dncedeydi ama daha sonra bu adamn ibirliine ihtiya duyacaklar iin ona saldrmann bir yarar olmayacakt. Kalenin etrafndaki tarlalarda karabuday, kavun ve Taita'nn bilmedii baz sebzeler ekiliydi. Rabat onlara yerlilerin verdii isimleri sayd ve iri, parlak siyah bir sebzeyi koparmak zere atndan indi. Sonra onu, Taita'ya uzatt. "Etle birlikte piirilince lezzetli ve besleyici oluyor." Kaleye vardklarnda, garnizondaki kadn ve ocuklar kaplara koup | karladlar, yanlarnda eki st ve karabuday ekmekleri vard. Hepsi elli kii kadard ve yeterince yaknlk gsterseler de hallerinde bir pejmrdelik, bir mahzunluk vard. Kaledeki barnma imknlar snrlyd. Kadnlar Taita ile Fenn'e kk, penceresiz bir hcre verdiler. Zemin sktrl' 232 11. Yazt m toprakt, karncalar askeri bir nizamla kabaca yontulmu duvarlarda yryor ve parlak siyah kakalaklar ktk duvarlardaki atlaklardan girip kyordu. Odann nceki sakinlerinin ykanmam bedenleri ve eyalar kt bir koku yaymaktayd. Rabat zr dileyerek Meren ile dier subay ve askerlerin, kendi askerleriyle birlikte ortak barakalarda yatacaklarn aklad. Taita kran ve zntyle bu konukseverlik teklifini geri evirdi. Meren'le ikisi, kaleden yarm fersah uzakta, bir akarsuyun kysnda, glgeli aalarla dolu uygun bir arazi buldular. Kalede kalmamalarndan tr rahatlam grnen Rabat, Meren'in ahin Mhr'ne byk sayg gsterdi ve taze st, karabuday ve dzenli aralklarla kesilmi kz eti verdi. Hilto, Taita'ya, "Umarm burada fazla kalmayz," dedi ikinci gn. "Bu insanlarn morali o kadar bozuk ki, bizim adamlarmz da etkileyebilir. Bizimkilerin morali dzgn ve yle de kalsnlar istiyorum. stelik, btn kadnlar evli ve bizim adamlarn ou ok uzun sredir bekr. Yaknda onlarla oynamak isteyecekler ve sorun kacak."

"Gerekli dzenlemeleri yapar yapmaz yola kacamza sz veriyorum iyi Hilto." Taita ve Meren sonraki gnleri melankolik Rabat'la grerek geirdiler. Taita, "Albay Tinat'la gneye ka kii gitti?" diye sordu. Pek ok cahil insan gibi Rabat'n da hatr saylr bir hafzas vard ve hi duraksamadan cevap verdi. "Alt yz yirmi kii ve yz krk be tane de kadn." "Merhametli sis, Karnak'tan hareket etmi olan o bin kiiye ne oldu?" "Bataklklar karmak ve derindi," diye cevap verdi Rabat. "ouluz bataklk hummasna yakalandk. Rehberlerimiz gvenilmez kiilerdi Ve yerli kabilelerin saldrsna uradk. ok fazla insan ve at zayiat ver-'k- Eminim siz de benzer eyleri yaamsnzdr Adari'ye gelene kadar." "Evet yle oldu. Ama bataklklardaki su ekilmiti ve rehberlerimiz iyiydi." 233 Wilbur Smith "Demek ki siz daha anslymsnz." "Albay Tinat'm adamlarla atlar buraya yolladn syledin. Ka at yollamt?" Taita daha lml bir konuya dnmt. "Elli alt at geri geldi, hepsini de sinekler sokmutu. ou buraya geldikten sonra ld. Sadece on sekiz tanesi kurtuldu. Atlar teslim ettikten sonra, Albay Tinat'm adamlar tekrar ona katlmak zere gneye dnd. Onlar iin bulduum hamallar da gtrdler." "Yani Tinat'm adamlarndan burada kalan olmad?" "Biri ok hasta olduu iin onu gndermedim. Bugne kadar yaamay baard." "Onu sorguya ekmek isterdim," dedi Taita. "Hemen gnderirim." Kurtulan yegane kii uzun boylu ama iskelet gibi sskayd. Taita sskalnn ve clz beyaz salarnn, yalln deil hastaln kalntlar olduunu bir bakta anlad. Yine de adam salna kavumutu. Rabat'n kumandasndaki dier adamlarn ounun aksine neeli ve istekliydi. "Bana gelen felaketi duydum," dedi Taita. "Cesaretini ve gayretlerini kutluyorum." "Bunu yapan tek kii sen oldun Byc, teekkr ederim." "Adn ne?" "Tolas." "Rtben?" "At doktoruyum ve ayn zamanda avuum." "Albay Tinat kurtulan atlar geri getirmeni emretmeden nce nereye kadar gitmitiniz?" "Yaklak yirmi gnlk yoldu Byc, belki iki yz fersah kadar. Albay Tinat hzl ilerlemeye kararlyd... fazla hzl. Bunun, at kaybmz artrdna inanyorum." "Neden o kadar telalyd?" 234 11. Yazt Tolas hafife glmsedi. "Bana aklamad Byc ya da fikrimi sormad." Taita bir sre dnd. Tinat cadnn etkisine girmi olabilirdi, o da onu gneye doru ekmi olmalyd. "Peki iyi Tolas, atlara musallat olan hastal anlat bana. Yzba Rabat bahsetti ama ayrntlara girmedi. Niin hastaln o sineklerden kaynaklandn dndn?" "Sineklerle ilk karlamamzdan on gn sonra ortaya kt. Atlar ar derecede terlemeye balad, gzleri o kadar kan doldu ki, yan yarya kr oldular. ou ilk belirtilerin grlmesinden sonraki on, on be gn iinde ld." "Sen bir at doktorusun. Hibir tedavi bilmiyor musun?" Tolas duraksad ve soruya cevap vermedi. Onun yerine, "Bindiin gri ksra grdm," dedi. "Hayatm boyunca on binlerce at grdm ama bu ksrak en gzellerinden biri. Asla onun gibisini bulamayabilirsin bir daha." "Attan iyi anladn belli Tolas, ama bana niye byle bir ey syledin?"

"nk byle bir at sineklere kurban etmek yazk olur. Eer yola devam etmeye kararhysan, ki yle olduunu sanyorum, ksra ve tayn dnene kadar benimle brak. Ona kendi ocuummu gibi bakarm." "Bunu dneceim," dedi Taita. "Ama soruma dnelim: bu sinek hastalna kar bir ila biliyor musun?" "Buralardaki yerliler brtlenden damttklar bir iksir kullanyor. Bykba hayvanlarna ondan veriyorlar." "Peki Adari Kalesi'nden ayrlmadan nce niye Albay Tinat' bu konuda uyarmadlar?" "O zamanlar yerlilerle temasmz yoktu. Ben hasta atlarla birlikte dnnce ila satmak istediler." "la etkili mi?" "Her zaman deil," dedi Tolas. "Bana yle geliyor ki hastalanan on attan altsn iyi etti. Ama belki de brleri mikrop kapal ok oluyordu." 235 Wilbur Smith "lac kullanmasan ka tane kaybn olurdu?" "Kesin olarak syleyemem." "Tahminde bulun." "Bence baz hayvanlarda o sineklere kar doutan baklk var. ok az bir ksm, mesela yz attan bei hastalanmyor. tekiler, belki yz attan otuzu veya krk hastalanyor, ama iyileiyor. Geri kalan ise lyor. Hastalanp iyileen hayvanlar sonraki mikroplara kar baklk kazanm oluyor." "Bunu nereden biliyorsun?" "Yerlilerden." "Senin baktn atlardan ka hastalandktan sonra iyileti?" "ouna ila vermek iin ok ge kalmtk. Ancak, on sekiz tanesi ayaa kalkt," dedi Tolas hemen, sonra da ekledi. "Onlar baklk kazand." "Pekl Tolas bu yerli ilacndan ok miktarda almam lazm. Benim iin temin edebilir misin?" "Daha iyisini yapabilirim. Neredeyse dokuz yldr bu konu zerinde alyorum. Yerliler ketum davranp formln vermiyorlar ama kullandklar bitkileri buldum. Kadnlar toplarken onlar gzetledim." "Bana da gsterir misin?" "Tabii ki Byc," dedi Tolas. "Ama yine hatrlatyorum, tedavi edilen bir sr at lebilir. Senin gri ksrak byle bir riske atlmayacak kadar deerli bir hayvan." Taita glmsedi. Belli ki Tolas, Duman Yeli'ne k olmutu ve yannda kalsn istiyordu. "Bana anlattn her eyi dikkate alacam. Ama imdi asl dnmem gereken o ilacn srrn renmek." "Yzba Rabat'n izniyle yarn ormana gtrrm seni, o brtlenlerden toplarz. Bulunduklar blgeye gitmek iin birka saat at srmek lazm." 236 11. Yazt "Harika." Taita memnundu. "imdi de Albay Tinat'la gneye gittiiniz yolu tarif et." Tolas, ona hatrlayabildii her eyi anlatrken, Fenn de kjl tablete notlar ald. Tolas'n anlatacaklar bitince, Taita, "Bana anlattklarn paha biilmez deerde Tolas," dedi. "Ama imdi de sinek blgesine geldiimizi nasl anlayacamz sylemelisin." Tolas iaret parman Fenn'in kil tablete izdii haritaya uzatt. "Gneye doru giderken, yaklak yirminci gnde bir bakirenin memelerine benzeyen bir ift tepe greceksiniz. Birka fersah teden grnyorlar. te o tepeler snr. Ne olur gri ksra gtrme. Yoksa o berbat yerde yitirirsin onu." Ertesi sabah, brtlen aramaya ormana giderken Yzba Rabat da onlara elik etti. Atlar rahvan gidiyordu ve konumak iin epey frsatlar oldu. Birka saat sonra Tolas onlar nehrin kysnda, boazn iyice derinlerinde bulunan devasa yabani incir aalarna gtrd. ou dalda bekler halinde minik, mor-siyah meyveler vard. Fenn, Tolas ve kaleden getirdii teki adam

aalara trmandlar. Hepsinin boynunda deri torbalar aslyd. Aatan indiklerinde elleri mora boyanmt ve meyvelerden le gibi bir rk kokusu geliyordu. Fenn bir avu meyveyi Kasrga'ya vermek istedi ama hayvan yemeyi reddetti. Duman Yeli de ayn ekilde davrand. Tolas, "Alk olmadklar bir tat," dedi. "Ama bunlar karabuday Wilbur Smith ntrrsanz hayvan ya yemez ya da hemen karr," diye aklad. Talar iyice kznca kanmdan avu avu alp zerine dizdi ve kavrulsun diye brakt. Sonra soumalar iin onlar kenara ahp yenilerini dizdi. "Bu rekler en kt koullarda bile bozulmadan aylarca dayanr. zerleri yeil kfle kaplansa bile atlar yer." Fenn birini ald ve parmaklan yand. Souyana kadar bir elinden tekine geirip fledi ve Duman Yeli'ne uzatt. Ksrak burun deliklerini iyice aarak rei koklad. Sonra dudaklarnn arasna ald ve gzlerini devirip Taita'ya bakt. "Yemene bak seni aptal ey," dedi Taita. "Ye. Sana yararl o." Duman Yeli rei inemeye balad. Azndan birka para krnt dklse de kalann tamamen bitirdi. Sonra ban eip otlarn arasndaki knntlan arad. Kasrga da ilgiyle onu izliyordu. Fenn, ona da bir tane uzatnca annesini taklit ederek afiyetle yedi. Sonra burnuyla Fenn'i drtp biraz daha istedi. Taka, Tolas'a, "Ne dozda veriyorsun?" diye sordu. "Bu deneyim meselesi," dedi Tolas. "Hayvan sinek sr belirtisi gsterir gstermez, belirtiler kaybolana kadar her gn drt veya be rek veriyorum, sonra da tamamen iyilemi grnene kadar bir doz vermeye devam ediyorum." "Bu meyveye ne diyorsunuz?" diye sordu Fenn. Tolas omuz silkti. "Ootasalar kendi dillerinde bir ey diyor ama ben Msr dilinde bir ad vermeyi hi dnmedim." Fenn, "O zaman ben buna Tolas meyvesi adn veriyorum," deyince Tolas kranla glmsedi. Ertesi gn Taita ve Fenn, yanlarna Shofar ile drt asker ve ok miktarda Tolas rei yapmaya yetecek kadar malzeme alp yine ayn yere gittiler. aynn tam ortasna, Nil'in kurumu yatana bakan akla kamp kurdular. On gn orada kaldlar ve yirmi deri uval rekle doldur238 11. Yazt dular. Elleri mosmor boyanm olarak on katr dolusu ykle dndklerinde, Meren'le adamlarnn yola kmak iin sabrszlandklarn grdler. Rabat'a veda ederlerken yzba hznle, "Muhtemelen bu hayatta bir daha hi karlamayacaz Byc," dedi. "Ama sana kk bir hizmette bulunmama izin vermen benim iin byk bir onurdu." "Ben de gnll yardmlarna ve keyifli arkadalna minnettarm. Bunu Firavun'un da duymasn salayacam," diye sz verdi Taita. Yine gneye doru yola koyuldular, bu sefer Tolas rehberlik ediyordu ve bakire memeleri eklindeki tepelere, yani sinekler lkesine gidiyorlard. Adari Kalesi'nde geirdikleri vakit, adamlarn ve hayvanlarn dinlenmesine yaramt ve moralleri yine dzgnd. Taita avclara, yakaladktan kularn kuyruklarn muhafaza etmelerini emretti. Derilerini nasl yzeceklerini, tuzlayacaklarn ve kurumaya brakacaklarn gsterdi. Bu arada, aatan saplar oydular ve kurumu derilere kemik yerine onlan geirdiler. Nihayet Taita sinekliklerden birini kaldnp gsterdi. "Yaknda bunlann deeri artacak. Muhtemelen sinekleri kovmak iin tek silahmz olacaklar." Adari Kalesi'nden aynldktan sonraki yirminci gnn sabahnda her zamanki gibi erkenden yola ktlar. leni biraz geerken Tolas'm tahmin ettii gibi, ikiz tepeler karki ufukta belirdi. Taita, Meren'e, "Daha ileri gitmeyelim. Dur emri ver," diye seslendi. Kaleden aynlmadan nce, Tolas'm nerisine kr krne uymamaya karar vermiti. Duman Yeli ile Kasrga'ya reklerden vermeye balam-ll ve ilacn ilk sinek

srndan nce kanlanna karmasn umut ediyordu. Sinek blgesine gelmeden nceki son gece de Fenn'i de yanma alp at-'ann olduu blme gitmiti. Onlarn geldiini gren Duman Yeli kine239 Wilbur Smith di. Taita onun alnn okayp kulaklarnn arkasn kad ve Tolas rei, ni verdi. Fenn de aynsn Kasrga'ya yapt. Artk ikisi de rekleri sever olmutu ve byk bir itahla yediler. Tolas glgelerin arasndan onlar izliyordu. Sonunda Taita'ya yaklat ve ekingen bir tavrla selamlad. "Demek gri ksrakla tayn yannza alyorsunuz?" "Onlar geride brakmaya dayanamam," dedi Taita. Tolas iini ekti. "Anlyorum Byc. Belki ben de olsam ayn eyi yapardm. Kurtulmalar iin Horus'a ve sis'e dua edeceim." "Teekkrler Tolas. Eminim ki, yeniden buluacaz." Ertesi sabah vedalatlar. Tolas artk onlara rehberlik edemezdi ve Adari Kalesi'ne dnyordu. Nakonto ne gemi, yolu inceliyordu, Me-ren ve birlik de onun arkasndayd. Taita ile Fenn, Duman Yeli ile Ka-srga'nn stnde onlarn arkasndan gidiyorlard. On sekiz attan oluan sr dank bir ekilde onlar izliyor, Shabako ve drdnc birlik de en geriden geliyordu. Akam tepelerin eteinde kamp kurdular. Onlar atelerin bana oturup yemeklerini yerken, ilerideki karanlk ovadan tehditkr aslan kkre-meleri duyuldu. Taita ile Meren baladklar atlarn iplerini kontrol etmeye gittiler, ama aslanlar yaklamad ve kkremeleri giderek uzaklat. Sonunda zerlerine gecenin sessizlii kt. Ertesi sabah, birlik toparlanrken Taita ile Fenn atlara Tolas rei dattlar. Sonra at binip ikiz tepelerin arasndan yola devam ettiler. Taita tam ritme uyarak gevemiti ki, aniden dorulup Duman Yeli'nin boynuna bakt. Hayvann ipeksi postunda, yelesine yakn bir yerde, kocaman, kara bir sinek belirmiti. Taita sa avucunu ukurlatrp sinein konmasn ve sivri siyah hortumunu uzatp ksran derisinin altndaki kan damarna batrmasn bekledi. Sinek hayvana bal olaca iin bkt avu-cuyla yakalayabilirdi. Hayvan vzldayp kamaya alt, ama Taita avucunu iyice skp kafasn ve kabuunu ezdi. Sonra iki parmayla tutup 240 11. Yazt penn'e gsterdi. "Bu, kabilelerin ee dedii sinek. Bunun arkasndan sryle gelecekler." O henz szn bitirmeden baka bir tanesi gelip atn boynuna kondu ve hortumunu kulann arkasndaki yumuak deriye batrd. Taita uzanp sinee vurdu ama sert bir darbe indirdii halde sinek uarak uzaklat. Meren, "Sinekliklerinizi karn," diye emretti. Ksa bir sre sonra hepsi dindar fanatikler gibi kendilerini ve hayvanlarn dvmeye balamt. Sonraki gnlerde de sineklerin ikencesi devam etti. Gndz scanda daha kt oluyorlard, ama gece de ayn ve yldzlarn saldrmalarna yetiyor, adamlan ve atlar uykusuz brakp ldrtyorlard. Atlarn kuyruklan srekli sarlarn ve arka bacaklarn dvyordu. Kulaklarna, gzlerine konan sinekleri kovalamak iin durmadan kafalarn sallyorlard. Adamlarn surat krmz, grotesk meyvelere dnm, gzleri i etlerin arasnda birer izgi haline gelmiti. Enseleri yumru yumruydu ve kant dayanlmazd. Trnaklaryla kulaklarnn arkasn adeta kazyorlard. Gece olunca kurumu fil tersinden dumanl ateler yakp bana meli-yor, ksrp soluyarak sineklerden bir sre uzak kalmaya alyorlard. Ama nefes almak iin atein bandan biraz ayrlnca sinekler hcum ediyor ve konduklar anda hortumlarn batryorlard. Kabuklar o kadar sertti ki, vurmakla kolay kolay bir ey olmuyordu. Bulunduklar yerde biraz sersemliyor, sonra baka bir yere konup kan emmeye devam ediyorlard. Tek etkili silah sinekliklerdi. Onlar ldrmese de uzun kuyruk tylerine bacaklar ve kanatlar takld iin, yakalayp parmak arasnda ezmek mmkn oluyordu.

Taita, adamlara, "Bu canavarlarn blgesinin de bir snr var," diye-rek cesaret veriyordu. "Nakonto onlar ok iyi biliyor. Karlatmz gibi aniden onlardan kurtulacamz sylyor." 241 F: 16 Wilbur Smith Meren hzlanmalar iin adamlar zorluyor ve kendisi rnek olsun diye nden gidiyordu. Uykusuzluktan ve sineklerin kanlarna kartrd zehirden perian haldeki adamlar eyerlerinde sallanyorlard. Bir asker derse arkadalar yakalayp yeniden atna bindiriyor ve yola devam ediyorlard. Bir tek Nakonto sineklere dayanklyd. Teni dzgn ve parlak kalmt, sinek sr yoktu. Sineklerin kann iyice emmelerine izin veriyor bylece hayvanlar uamaz hale geliyordu. Sonra da kanatlarn koparp alay ediyordu. "Beni adamlar baklad, leoparlar srd, aslanlar pene att. Siz kim oluyorsunuz da beni rahatsz ediyorsunuz? imdi cehenneme kadar yryerek gidebilirsiniz." Tepeleri getikten sonraki onuncu gnde sinek blgesini geride braktlar. Gei o kadar ani olmutu ki gafil avlandlar. Bir an nce sineklere kfredip kvranrken elli adm sonra ormanda o uursuz vzlt kalma-trm*t. Zulm blgesinden bir fersah kadar uzaklanca ssz bir nehir guideline ulatlar. Meren, adamlara acd. "Mola!" diye bard. "Suya son giren aptal aptal srtan bir bakiredir." plak vcutlar arasnda bir kouturma yaand; orman sevin ve kktitkma lklanyla nlad. Gletten ktklarnda Taita ile Fenn herkesin i yerlerine bycnn merheminden srdler. O gece kamp atelerinin etrafnda kahkahalar ve akalar hi bitmedi. Fenn, Taita'nn yanna diz kp sarsarak uyandrdnda hava karanlkt. "abuk gel Taita! Korkun bir ey oluyor." Taita'y elinden tutup atlarn yanna doru srkledi. "Duman Yeli ve Kasrga, ikisi de." Yanlarna geldiklerinde tay yerdeydi, soluk almak iin rpnan bedeni inip kalkyordu. Duman Yeli ise banda durmu, uzun dil darbeleriyle kafasn yalarken o da zor ayakta duruyordu. rts zerinden kaymt ve hayvan ter iindeydi, terler karnndan, bacaklarndan yere damlyordu. 242 11. Yazt "Shofar'la askerlerini ar. Syle, acele etsinler. Sonra koarak git ve alardan en byk kazana scak su koyup bana getirmelerini iste." Ta-ita'nm ilk dncesi Kasrga'y yeniden ayaa kaldrmak ve Duman Ye-li'ni de ayakta tutmakt. Bir at bir kez yere dnce mcadele isteini yitirir ve hastala teslim olurdu. Shofar ve adamlar Kasrga'y ayaa kaldrp yle tuttular ve Taia da lk sngerle her tarafn sildi. Fenn bann yannda durmu hafife burun deliklerine flyor, bir yandan art arda Tolas reklerini yedirirken bir yandan da cesaret verici gzel szler fsldyordu. Taita tayn banyosunu bitirir bitirmez Duman Yeli'ne dnd. "Cesur ol, sevgilim," diye mnldand ve slak keten bezle vcudunu ovalamaya balad. Meren de temiz bezlerle kuruluyordu. Sonra srtna Taita'nn kaplan postunu rttler. "Sen ve ben bunu bu gece yeneceiz." Taita ksrakla konumaya devam etti ve adn her syleyiinde gcn sesini kulland. Hayvan kulaklarn dikmi onu dinliyor, bacaklarn yayarak dengesini ko-rumaya alyordu. "Aferin sana Duman Yeli. Sakn vazgeme." Taita bala batrd Tolas reklerini kendi eliyle yediriyordu. Hayvan o halinde bile bu lezzete dayanamyordu. Sonra, kendisinin atlarn ateini drmek, boaz iltihaplarn gidermek ve glendirmek iin yapm olduu ilatan bir anak iirdi. Fenn'le ikisi atlan koruyan tanr Horus'un onu korumas iin ellerini birletirdiler. Meren ve adamlar da duaya katld ve gece boyunca ilahi sylediler. Sabah olduunda Duman Yeli ve tay hl ayaktayd

ama balar sarkmt ve artk rek yemiyorlard. Bununla birlikte, Fenn'le Taita'nn verdii kazanlar dolusu tatl suyu lkr l-KlT itiler. leden hemen nce, Duman Yeli kafasn kaldrd ve tayna 'nedi, sonra da kafasn uzatp omzundan drtt. O da ban kaldrp anjine bakt. Adamlardan biri, "Ban kaldrd," dedi heyecanla. 243 Wilbur Smith Baka biri, "Daha gl duruyor," diye gzlem yapt. "Mcadele ediyor, hem kendisi hem de tay iin." "Terlemesi durdu. Atei dyor." O akam Duman Yeli be tane daha ball Tolas rei yedi. Ertesi sabah Taita'nn peinden nehir yatana gitti ve beyaz kumlarda yuvarland. Nil kysnda yetien tyl, pembe bal belli bir otu her zaman ok sevdii iin Taita ile Fenn o ottan demetler dolusu biip en gzellerini nne serdiler. Drdnc gn, hem Duman Yeli hem de Kasrga bo karnlarn o otlarla doldurdular. Taita, "Tehlikeyi atlattlar," deyince Fenn, Kasr-ga'ya sarld ve sonra kalbi krlm ve bir daha hi dzelmeyecekmi gibi alamaya balad. Tolas reklerine ramen bir sr atta daha hastalk belirtileri vard. On iki tanesi ld, ama Meren onlarn yerine baklk kazanm olanlar geirdi. Baz adamlar da sinek zehrinden tr hastayd: feci ba ans ekiyorlard ve btn eklemleri o kadar sertlemiti ki zor yrmekteydiler. Hayvanlarn ve adamlarn yola devam edecek kadar iyilemesi iin pek ok gn geti. O zaman bile, Taita ile Fenn, Duman Yeli ile Kasrga'ya kendi arlklarn yklemediler ve yedek atlara binip onlar da yanlarnda gtrdler. Meren herkesin tam olarak iyilemesi iin gnlk ilerleme mesafesini ve hzn drmt. Gnler sonra, bir kez daha hzlarn artrd ve yine canl bir ekilde yola devam ettiler. Sineklerin blgesinden sonraki iki yz fersah boyunca insan yerleimine rastlamadlar. Sonra gezgin balklarn yaad bir kye geldiler. Atllar ortaya kar kmaz ky sakinleri kamt. Bu ak renkli, garip bronz silahlar olan, boynuzsuz acayip hayvanlara binen insanlarla karlamann oku onlara fazla gelmiti. Taita balk ttsledikleri zgaralara bakt ve hemen hemen bombo buldu. Nil artk kye rzkn vermiyordu. Belli ki, balklar alktan kvranmaktayd. 244 11. Yazt Nil kys boyunca uzanan takn ovalarnda pala boynuzlu ve gzlerinin etrafnda beyaz lekeler olan salkl, grbz antilop srleri otlanyordu. Erkekleri siyah, diileri koyu krmzyd. Meren atl okularndan be tanesini yollad. Antiloplar atlar merak etmi gibiydi ve yanlarna geldiler. lk ok dalgas drt tanesini, ikinci dalga da bir o kadarn daha devirdi. ldrdkleri antiloplar bir ban teklifi olarak kyn dna braktlar ve beklemeye baladlar. Alktan len kyller fazla dayanamad ve yabanclardan gelecek ilk saldr iaretinde yeniden kamaya hazr bir ekilde, ihtiyatla yaklamaya balad. Onlar etleri paralayp on tane ate yakarak piirmeye balaynca Nakonto ortaya kt. Onlarn szcs de gri sakall saygdeer bir adamd, gcrtl, tiz bir sesle konuuyordu. Nakonto geri gelip Taita'ya rapor verdi. "Bu insanlar Ootasalarn akrabalar. Dilleri o kadar benziyor ki rahata anlaabildik." Artk kyller yaklap adamlan, silahlarn ve atlarn inceleyecek kadar cesaretlenmiti. Bekr kzlarn stnde sadece bellerindeki ipe dizili boncuklar vard ve Shilluk kadn olmayan askerlerle hemen kaynamlard. Evli kadnlar, Taita'ya," Meren'e ve yzbalara sukabaklar iinde eki bira getirdiler, Poto adndaki yal adam ise kurumla Taita'nn yanna oturdu ve Nakonto'nun evirdii sorulan yantlad. "Gney diyarlarn ok iyi bilirim," diye bbrlendi. "Babam ve daha nce de onun babas byk gllerde yaamt, o gller balk doluydu, hem de bazlar yle bykt ki, drt adam ancak kaldrabilirdi. Kalnlklar da bu kadard..." Sska kollaryla bir daire yapt, "...ve uzunluklar da hu kadar..." ayak

baparmayla yere bir izgi izdi, sonra drt adm att ve ikinci bir izgi ekti, "...oradan buraya kadar." Taita, "Balklar her yerde ayn," diye belirtti ama gereken hayran-hk nidalarn karmay da ihmal etmedi. Poto kendi kabilesi tarafndan '"mal edilmie benziyordu ve ilk kez btn dikkatleri stne toplamt. u yeni dostlarnn arkadal houna gidiyordu. 245 ' Wilbur Smith "Peki kabilen o bereketli gllerden niye ayrld?" diye sordu Taita. "Doudan, bizden daha gl ve sayca daha stn insanlar geldi ve onlara kar koyamadk. Bizi nehir boyunca kuzeye, buraya srdler." Bir an iin mahzunlat sonra yeniden ldad. "Snnet olduum zaman babam, beni bunun, yani nehrimizin doduu byk elaleye gtrmt." Kysnda oturduklar Nil'i gsteriyordu. "O elaleye Tungula Madzi, yani Gk Grlts Sular deniyordu." "Niye byle deiik bir isim koymular?" "Yksekten dklen sulann aldamas ve arptklar ulu kayalarn sesi iki gnlk mesafeden duyuluyordu. Sulann dkld yerden adeta gm rengi bir bulut ykseliyordu." "Sen byle bir manzaray grdn m?" diye soran Taita Gz'n adama evirdi. "Hem de bu iki gzmle!" diye bard Poto. Auras, yakt bitmeden nce parlayan bir alev gibi parlamt. Adam doruyu sylyordu. "Orann bu nehrin doduu yer olduuna m inanyorsun?" Heyecandan Taita'nn nabz hzlanmt. "Babamn hayaleti stne yemin ederim, elaleler nehrin doduu yerdi." "stlerinde ve ileride ne vard?" "Su," dedi Poto dz bir sesle. "Sudan baka bir ey yok. Dnyann sonuna kadar su var." "elalenin arkasnda hi toprak grmedin mi?" "Sadece su." "Gkyzne dumanlar saan yanarda grmedin mi?" "Hibir ey," dedi Poto. "Sudan baka hibir ey." "Bizi elaleye gtrr msn?" diye sordu Taita. Nakonto bu soruyu tercme edince Poto korkmu grnd. "Asla geri dnemem. Oradaki insanlar benim dmanm ve beni ldrp yerler. Nehri de takip edemem nk grdnz gibi, o lanetlendi ve lyor." 246 11. Yazt "Bizimle gelirsen bir uval boncuk veririm sana," dedi Taita. "Kabilenin en zengin adam olursun." Poto duraksamad. Rengi kl gibi oldu ve dehetle titremeye balad. "Hayr! Asla! Yz uval da versen olmaz. Beni yerlerse ruhum asla alevleri aamaz. Srtlan olur ve geceleri dolanp durur, rm leleri ve sakatatlar yer." Zplayp komaya davrand, ama Taita hafif bir dokunula onu durdurdu ve yattrmak iin kendi etkisini kulland. Tekrar konumadan nce iki koca yudum bira imesine izin verdi. "Bize rehberlik yapabilecek baka biri var m?" Poto korku iinde ban sallad. "Hepsi korkar, benden bile ok korkarlar." Bir sre sessizce oturdular, sonra Poto huzursuzlanp ayaklarn oynatmaya balad. Taita sabrla onun zor bir karara varmasn bekledi. Sonunda adam ksrp topraa koyu sar bir balgam tkrd. "Belki biri vardr," dedi. "Ama hayr, o da lm olmal. Son grdmde yal bir adamd ve bu da uzun zaman nceydi. O zaman bile senden yalyd saygdeer ihtiyar." Taita'nn nnde saygyla ban edi. "Bizim fetihler yaptmz dnemden kalan son kiiydi o." Taita, "Kimdi? Nerede bulabilirim kendisini?" diye sordu. "Ad Kalulu. Nerede bulacan gsteririm." Poto yine ayak parmayla yere bir eyler izmeye balad. "lmekte olan byk nehri takip edersen sonunda bir sr glle bulutuu yere gelirsin. Orada gl sular vardr. Biz oraya Semliki Nianzu deriz." Elips eklinde yass bir ember izdi.

"Nehrin doduu elaleyi bulacamz yer mi oras?" "Hayr. Nehir, baln vcuduna saplanan mzrak gibi gl kesiyor." Parmayla bir izgi yapt. "Nehrimiz k, giri ise gln gney kys." "Nasl bulacaz oray?" "Kalulu gibi biri gtrmezse bulamazsnz. O bataklkta, sazlardan oluan yzer bir adann stnde yayor. Nehrin kt yere yakn." 247 Wilbur Smith "Onu nasl bulacaz?" "Dikkatle arayarak ve ansnz yardmyla." Poto omuz silkti. "Ya da belki o sizi bulur." Sonradan aklna gelmi gibi, "Kalulu byk mistik gleri olan bir samandr," dedi. "Ama bacaklar yok." Kyden ayrlrken Taita, Poto'ya iki avu dolusu boncuk verdi ve ihtiyar adam alamaya balad. "Beni zengin ettin ve ihtiyar yamda mutlu kldn. imdi bana bakacak iki e alabilirim." Kysndan gneye doru gittike Nil birazck daha gl akar oldu ama yine de eski halinin yannda ok clz kalyordu. Meren, "Yirmi kat kld," diye hesaplad ve bunu dile getirmese de Taita da ona hak verdi. Bazen Meren'e bir usta olmadn ve byle konulan onlarla daha iyi baa kacak yetkin kiilere brakmasn hatrlatmak gerekiyordu. Bat kysndan yol alrken atlar ve adamlar her geen gn biraz daha glendi. Poto'nun tarif ettii gle vardklarnda hibirinde sinek hastalndan eser kalmamt. Muazzam bir gld. Meren, "Bu bir gl deil deniz olmal," dedi ama Taita, onu bir srahi su rnei almaya yollad. "imdi i bakalm benim sevgili Meren'im," diye emretti. Meren dikkatle bir yudum ald ve yutkundu. Sonra srahinin geri kalann bana dikti. "Tuzlu deniz suyu mu?" diye glmsedi Taita. "Hayr Byc, bal gibi tatl. Yanlmm, sen haklydn." Gl o kadar bykt ki, kendi rzgr sistemini yaratm gibiydi. ' fakta hava hl durgun ve serindi. Sanki gln yzeyinden dumanlar yk' seliyormu gibi grnyordu. Adamlar heyecanla bu konuyu tarttlar248 11. Yazt Biri, "Volkan gl styor," dedi. Baka biri, "Hayr," dedi. "Su buhar olup ykseliyor. Baka bir yerde yamur halinde inecek." Meren ise otoriter bir tavrla, "Hayr, bu sularda yaayan deniz canavarnn kzgn nefesi," diye belirtti. Sonunda gerei sylesin diye Taita'ya baktlar. Taita, "rmcekler," deyince yeniden hararetle tartmaya baladlar. "rmcekler umaz. Sinekleri kastediyor... ya da yusufuklar." "Bizimle eleniyor," dedi Meren. "Onu iyi tanrm. Bu kk akalara baylr." ki gn sonra rzgr yn deitirdi ve o bulutlardan biri kampn stne srklendi. Sonra da aa inmeye balad. Fenn zplayp buluttan bir ey ald. "rmcekler!" diye haykrd. "Taita asla yanlmaz." Bulut, yeni dnyaya gelmi saysz rmcekten oluuyordu, henz saydam haldeydiler. Hepsi ince birer a rmt ve o rzgra taklan alarla gln baka bir tarafna uuyorlard. Gne kar kmaz rzgr artt ve lene kadar sulan lgnca kprtt. leden sonra ise azald ve gne batnca ortalk tamamen duruldu. Flamingolar pembe bir izgi halinde ufku kaplad. Hipopotamlar ho-murdanp brerek s amurlarda granit talar gibi yuvarlandlar, uzun dili rakiplerini korkutmak iin pembe enelerini sonuna kadar ap kapadlar. Gl timsahlar kumlara serildi, azlarn atlar ve su kular sivri san dilerinin arasndaki etleri temizlemeye balad. Geceler sakin geiyor, yldzlar siyah kadifeyi andran su yzeyine yansyordu.

Batya doru gl o kadar byyordu ki kara grnmyordu, sadece aarn dalgalandrd suda kayk gibi bata ka yzen adalar vard. G-neyde ise gln kysn ancak uzaktan grebiliyorlard. Sivri da balan eya volkanlar yoktu, sadece alak tepelerin mavimsi izi vard. 249 Wilbur Smith Poto onlar yerlilerin vaheti konusunda uyard iin, gl kysnda yetien dikenli akasya aalarnn dallarn da kullanarak gvenli bir kamp kurdular. Gndzleri atlar ve katrlar ya kydaki gzel otlaklarda otluyor, ya da slk yerlerde bulunan su bitkileriyle kendilerine ziyafet ekiyordu. Fenn, "Kalulu'yu, hani u aman ne zaman arayacaz?" diye sordu. "Bu akam, sen yemeini bitirince." Taita sz verdii gibi Fenn'i alp sahile indi ve kuru odunlar toplayp kk bir ate yaktlar. Atein bana meldiler ve Taita, Fenn'in ellerini kendi ellerinin arasna alp bir korunma halkas oluturdu. "Eer Kalulu, Poto'nun iddia ettii gibi bir ustaysa, ona havadan mesaj yollayabiliriz," dedi. Fenn huu iinde, "Sahiden bunu yapabilir misin Taita?" diye sordu. "Poto'ya gre, buraya ok yakn bir yerde yayormu, belki iki, fersah temizde yani. Ona erimek kolay." "Uzaklk nemli mi?" diye sordu Fenn. Taita ban sallad. "Adn biliyoruz. Fiziksel grnmn biliyoruz, bacaklar yok. Tabii ruhani adn da bilsek veya elimizde onunla ilgili bir ey, mesela bir sa kl, trnak, ter, idrar veya dk olsa daha kolay lrd. Yine de, elimizde olanla birine ulamay sana reteceim." Taita kesesinden bir tutam bitki kard ve atee att. Yanan bitkilerden keskin kokulu bir duman kt, "Bu, etrafta dolanmas muhtemel herhangi bir kt etkiyi uzaklatrr," diye aklad. "imdi alevlere bak. Eer Kalulu gelirse onu orada greceksin." Ellerini brakmadan Taita'nn gsnden gelen mrltlar eliinde hafife sallanmaya baladlar. Fenn, onun rettii ekilde zihnini boaltnca sihirli g semboln tekrarlayp ilerinden birletirdiler. "Mensaar!" "Kydash!" , "Ncube!" Etraflarndaki hava nlad. Taita o havaya doru konutu. 250 11. Yazt "Kalulu dinle! Bacaklar olmayan kii, kulaklarn a!" Ay ykselip, zirvesinin yar yoluna ularken arsn zaman zaman tekrarlad. Aniden arpmay hissettiler. Fenn heyecanla soludu, sanki parmak ularndan statik bir yk boalmt. Atee gzlerini dikti ve bir yz grd. ok yal ama sonsuz bilgelie sahip bir maymuna benziyordu. "Kim aryor?" Kzgn dudaklar bu soruyu Tenmass dilinde sormutu. "Kalulu'yu arayan kim?" "Ben Gallalah Taita'ym." "Eer Doru'dan yanaysan bana ruhani adn syle." Taita bunun bann zerinde bir sembol olarak ekillenmesini salad: tek kanad krk bir ahin. Ayn havay paylaan kt bir g de olabilecei iin, bunu telaffuz etmek lmcl bir tehlike yaratyordu. "Seni onaylyorum, Doru'luk kardeim," dedi Kalulu. "Sen de kendi ruhani adn gster," dedi Taita. Ateteki yzn zerinde ar ar melmi bir Afrika yaban tavan belirdi. Bu mitolojik bir bilgeydi, tavan Kalulu'nun ba ve uzun kulaklar dolunayn zerine izilmiti. "Seni onaylyorum sa elin kardei. Yardm istemek iin ardm seni," dedi Taita. "Nerede olduunu biliyorum, ben de yaknndaym. gn iinde sana geleceim," dedi Kalulu. Fenn bu arma sanatna hayran olmutu. "Ah Taita," dedi. "Bunun mmkn olduunu hayal bile edemezdim. Ltfen bana da ret nasl yaptn." "nce kendi ruhani adn renmelisin."

251 Wilbur Smith "Galiba biliyorum," dedi Fenn. "Bir kez bana yle seslenmitin, deil mi? Yoksa rya myd o Taita?" "Ryalar ve gereklik sk sk birbirine karr ve tek bir ey olur Fenn. Hatrladn isim ne?" Fenn, "Sularn ocuu," diye yantlad ekingen bir tavrla. "Lostris." Taita, ona hayretle bakakald. Daha nce psiik glerini bilinsiz olarak nadiren ortaya koyard. teki hayatna ulamay baarmt demek ki. Duyduu heyecan ve gurur yznden soluklar sklat. "Ruhani adnn semboln de biliyor musun Fenn?" "Hayr, onu hi grmedim," diye fsldad. "Var mdr ki Taita?" Taita, "Dn," dedi. "Zihninde n plana kar onu!" Kz gzlerini kapad ve igdsel olarak boynunda asl olan tlsm tuttu. Taita yumuak bir sesle, "Zihninde mi?" diye sordu. Fenn, "Evet," diye fsldad ve Taita, Gz'n at. Fenn'in aura-s gz kamatnc bir parlaklkla kz tepeden trnaa sarmt ve ruhani adnn sembol, ayn kutsal atete, bann zerinde duruyordu. Taita, peri kz iei, yani nilfer, diye dnd. Bir btn halindeydi. Ruhani sembol gibi, Fenn'in kendisi de tmyle amt. Daha ocukken bile bir usta haline gelmiti. Taita, ona, "Fenn," dedi. "Zihnin ve ruhun tamamen hazr. Sana retebileceim her eyi ve belki daha da fazlasn renmeye hazrsn artk." "O zaman bana havadan grebilmeyi ve aramza byk mesafeler girse bile sana ulaabilmeyi ret." "Hemen balayacaz," dedi Taita. "Bende zaten sana ait bir ey var." Fenn, "Nedir o? Nerede?" diye atld. Taita cevap olarak boynundaki tlsma dokundu. Fenn, "Gster bana," dedi ve Taita iinde sa llesi bulunan tlsmn at. Fenn, "Sa," dedi. "Ama benim deil ki." aret parman uzatp bukleye dokundu. "Bu yal bir hanmn sa. Bak, gryor musun? Sarlarn arasna gri teller karm." 252 L Yazt "Ben o bukleyi kestiimde yalanmtn," diye kabullendi Taita. "Hatta lmtn. Mumyalama masasnda souk ve kat olarak yatyordun." Kz dehetle rperdi. "Bu teki hayatta m oldu?" diye sordu. "Anlat bana. Kimdim ben?" "Hepsini anlatmak bir mr srer," dedi Taita. "Ama benim sevdii' bir kadn olduunu syleyerek balayaym, tpk imdi sevdiim gibi." Fenn yalarla dolu gzleri grmeden uzanp Taita'nn elini arad. "Sende benden bir ey var," diye fsldad. "imdi de ben senden bir ey istiyorum." Taita'nn sakaln tutup kaln bir tutam parmana dolad. "lk karlatmz gn sakaln beni ok etkilemiti. Saf gm gibi parlyor." Kesesinden kk bronz hanerini kard ve parmana dolad tutam deriye yakn bir yerden kesti. Sonra burnuna gtrp gzel kokulu bir iekmi gibi koklad. "Bu senin kokun Taita," dedi. "Onu muhafaza etmen iin sana da bir madalyon yaparm." Kz sevinle gld. "Evet, ok iyi olur. Ama sende de lm bir kadnn deil yaayan ocuun sa olmal." Sandan bir bukle kesip Ta-ita'ya uzatt. Taita bukleyi zenle bkt ve yetmi yldan uzun bir sredir madalyonunda duran dier buklenin zerine yerletirdi. "Seni her zaman arabilecek miyim?" dedi Fenn. "Evet ve ben de seni," dedi Taita. "Ama nce sana retmem lazm." Sonraki gnlerde bu sanat zerine altlar. nce birbirlerini grecek ama duyamayacak mesafelerde karlkl oturarak baladlar. Saatler sonra, Fenn, Taita'nn zihninde canlandrd grntleri grebilmeye ve kendi zihnindeki grntlerle cevap verebilmeye balamt. O gelitike, bu sefer arkalarn dnerek ve birbirlerini grmeden denediler. Sonunda Taita, onu kampta brakt ve

Meren'le birlikte gl kysnda birka fersah Uzaa gitti. Orada yapt ilk giriimde Fenn'e ulat. Her denemesinde Fenn daha abuk karlk veriyor ve yollad gktler daha net ve daha gl oluyordu. Taita iin kendi semboln al253 Wilbur Smith nna yerletirdi ve birka denemeden sonra nilferin rengini keyfine gre pembeden eflatuna, ondan da krmzya evirmeyi becerdi. Gece korunma iin kendi minderinde ama Taita'ya yakn yatt ve uyumadan nce, "Artk bir daha hi ayrlmayacaz," diye fsldad. "nk nereye gitsen seni bulabilirim." @'\ afakta, henz rzgr balamadan gle ykanmaya gittiler. Suya girmeden nce Taita timsahlara ve suyun dibinde olabilecek her trl canavara kar koruma bys yapt. Sonra suya girdiler. Fenn bir susamurunun zarafetiyle yzyordu. Derinlere dalarken plak bedeni cilalanm fildii gibi parlamaktayd. Taita, onun suyun altnda ok uzun sre kalmasna hi alamamt ve gzn aadaki yeil dnyaya dikmi, yzeyde uzanrken endie iindeydi. Sonsuzluk gibi gelen bir sre sonra, Fenn tpk rya-lanndaki gibi zarif bedeninin dipten kendisine doru geldiini grd. Sonra tam yannda sudan frlad, kahkahalar atyor, sandaki sular savuruyordu. Dier seferlerde onun geliini grmedi. Sadece dipten gelip ayak bileini yakalayarak onu da aa ekmeye alnca anlyordu geldiini. "Byle yzmeyi nasl rendin?" diye sordu. "Ben sularn ocuuyum." Taita'ya gld. "Unuttun mu? Yzmek iin dodum." Sudan knca kurulanabilecekleri gneli bir yer buldular. Taita, onun arkasna oturup san rd ve aralarna nilfer iekleri yerletirdi. Bir yandan da Msr kraliesi olarak yaad hayat, onu seven baka insanlar ve dourduu ocuklan anlatyordu. Fenn sk sk araya girip "A, evet! Onu imdi hatrladm," diyordu. "Bir olum vard ama yzU* ( n hatrlamyorum." "Zihnini a, ben de sana kendi hafzamdan onu gstereyim." 254 11. Yazt Fenn gzlerini kapad ve Taita avularn onun bann iki yanna gtrp kulaklarn rtt. Bir sre sessiz kaldlar. Sonunda Fenn, "Ah, ne g-j bir ocuk," diye fsldad. "Sa altn sars. Bann stndeki kabartmay grebiliyorum. Ad Memnon." "O ocukluk adyd," diye mrldand Taita. "Tahta kp Aa ve Yukar Krallk talarn alnca ad Firavun Tamose oldu, o ismin ilk kullanlydte! Bak nasl da gl ve hkim." Taita grnty Fenn'in zihnine aktard. Fenn uzun sre sessiz kald. Sonra, "Ne kadar yakkl ve soylu," dedi. "Ah, Taita, olumu grebilmek isterdim." "Grdn Fenn. Onu gsnde emzirdin ve tacn bana kendi ellerinle bana koydun." Fenn yine sustu. Bir sre sonra, "Bana teki hayatta ilk karlatmz zamanki halini gster," dedi. "Bunu yapabilir misin Taita? Benim iin kendi grntn aktarabilir misin?" "Denemeye cesaret edemem," dedi Taita hemen. "Neden?" "Tehlikeli olur," diye cevap verdi. "Bana inanmalsn. ok tehlikeli olur hem de." Ona istedii grnty gsterse, zamanla elde edilmez dlere kaplmasna yol aacakt. Onun mutsuzluunun tohumlarn atm olacakt. nk teki hayattaki ilk karlamalarnda Taita bir kleydi ve Msr'n en gzel gen erkeiydi. Bu onun k olmutu. Efendisi Lord ntef Karnak blgesi bayargc ve Yukar Msr'n yirmi iki blgesinin vahiydi-Ayrca bir kulamparayd ve klesini deli gibi kskanyordu. Taita, efendisinin evindeki Alyda adl kle kza k olmutu. Bu durum Lord ntef'e bildirilince, cellad Rasfer'e Alyda'y kafasn ar ar ezerek ldrmesi-m emretmiti. Taita da onun lmn izlemeye

zorlanmt. Lord ntef k-Zl" lmnden sonra bile tatmin olmam ve Rasfer'e Taita'y da hadm etmesini emretmiti. 255 Wilbur Smith Bu korkun durumun bir uzants daha vard. Lord ntef yllar sonra Kralie Lostris olan kk kzn babasyd. Kzyla ilgilenmemi ve Ta-ita'y, yani hadm onun retmeni ve danman yapmt. imdi o ocuk Fenn olarak yeniden domutu. O kadar karmak bir durumdu ki, Taita btn bunlar Fenn'e aklayacak kelimeleri bulmakta glk ekiyordu ve kamp ynnden gelen barmalar duyunca kurtulduu iin sevindi. "Doudan tekneler geliyor! Silah bana!" Bu Meren'in sesiydi, bu kadar uzaktan bile kolayca tannyordu. Onlar da hemen ayaa frladlar, hl nemli olan vcutlarna tuniklerini geirdiler ve kampa doru komaya baladlar. "te!" Fenn yeil sularn ilerisini gsterdi. Taita'nn imdiden o tarafa doru koan beyaz atlarn arasndan ekilleri semesi biraz vakit ald. "Yerli sava kanolar! Ka kreki var sayabilir misin Fenn?" Kz gzlerini ksp iyice bakt ve, "Bataki kanoda iki yanda on ikier kii var," dedi. "tekiler de en az o kadar var gibi. Dur! kinci tekne en bykleri, bize yakn tarafta yirmi krekisi var." Meren kamp evreleyen itin kaps nnde adamlarn ikierli olarak dizmiti. Hepsi tepeden trnaa silahlyd ve ani bir duruma kar tetikteydi. Aada kanolarn kyya yanamasn izliyorlard. Adamlar teknelerden indiler ve en byk teknenin etrafnda toplandlar. Mzisyenlerden oluan bir grup da suya atlad ve plajda dans etmeye balad. Davulcular vahi bir tempoyla davul alarken borucular da yaban antilobu boynuzlarndan yaplm borularn ttryordu. Taita, Fenn'e, "Auran gizle," diye fsldad. "Bu insanlar hakknda hibir ey bilmiyoruz." Aurann soluunu izledi. "Gzel. Yeterli." Eer Kal ulu bir bilginse Fenn'in aurasn tamamen maskelemek daha da fazla kuku ekecekti. Sekiz tayc tekneden bir tahtrevan karp karaya tad. Bunlar gl kuvvetli gen kadnlard, kollar ve bacaklar kaslyd; cam boncuk256 11. Yazt larla bezenmi petamallara sannmlard. Gsleri parlak yalarla vlmt ve gnete parl panl parlyordu. Doruca Taita'nn bulunduu yere geldiler ve tahtrevan nnde yere indirdiler. Sonra byk bir saygyla yannda diz ktler. Tahtrevann ortasnda bir cce oturmaktayd. Fenn, onu alevlerde grd simasndan tand, bu o kepe kulakl, parlak kel kafal yal maymun simasyd. Cce Tenmass dilinde, "Ben Kalulu'yum," dedi. "Ve seni grdm Gallalal Taita." Taita da, "Seni selamlyorum," diye cevap verdi. Kalulu'nun bir bilgin olmadn ama gl ve youn bir aura yaydn hemen fark etmiti. Buna bakarak onun bir usta olduunu ve Doru'nun takipisi olduunu syleyebilirdi. "Ba baa rahata konuabileceimiz bir yere gidelim," dedi. Kalulu kopuk bacaklarn havaya dikerek ellerinin stne kalkt ve tahtrevandan atlad. Ayaklarym gibi ellerinin stnde rahata yryor, Taita'nn yzne bakarak konuabilmek iin ban yana eviriyordu. "Seni bekliyordum Byc. Yaklatka havada keskin bir dalgalanma yarattn. Nehrin bana geldiinde varln daha kuvvetli hissetmeye baladm." Kadnlar da bo tahtrevan tayarak peinden geliyorlard. Taita, "Bu taraftan Kalulu," diyerek konuunu buyur etti. Onun blmne gelince kadnlar tahtrevan yere braktlar ve geri geri yryerek konumalar duyamayacaklan bir noktaya kadar ekildiler. Kalulu tekrar tahtrevana zplad ve nceki gibi ba yukar gelecek ekilde oturdu. Etrafna baknmaya balamken, Fenn nnde diz kp bir anak bal likr sununca, dikkatini ona yneltti. "Sen kimsin ocuk? Seni de atein nda grdm," dedi Tenmass diliyle. Fenn anlamam gibi yapt ve dnp Taita'ya bakt.

Taita, "Cevap verebilirsin," dedi. "O da Doru'dan yana." "Ben Fenn'im, Byc'nn raklarndan biriyim." Kalulu, Taita'ya bakt. "Ona kefil oluyor musun?" 257 F: 17 Wilbur Smith Taita, "Oluyorum," diye cevap verdi ve kk adam ban sallad. "Yanma otur Fenn, nk ok gzelsin." Fenn bir kabullenile yanna oturdu. Kalulu delici kara gzleriyle Taita'ya bakt. "Beni niye ardn Byc? Benden nasl bir hizmet istiyorsun?" "Beni Nil'in doduu yere gtrmene ihtiyacm var." Kalulu armad. "Sen ryalarmda grdm kiisin. Beklediim kiisin. Seni Kzl Talar'a gtreceim. Bu gece rzgr dinecek ve sular durulunca gideceiz. Ka kii var yannda?" "Otuz sekiz, ben ve Fenn'le birlikte, ama ok eyamz var." "Be byk kano daha beni takip edecek. Hava kararmadan burada olurlar." "Benim pek ok atm da var," diye ekledi Taita. "Evet." Kk cce bam sallad. "Onlar kanolarn arkasndan yzecek. Destek olsun diye hayvan postundan imi keseler getirdim." Afrika'nn ksa alacakaranlnda, rzgrn son kalntlar da dinince, askerlerden bazlar atlan kyya gtrd ve s ksmda imi keselerden iki yanlarna birer tane balad. Bu i srerken dier askerler eyalar kanolara yklediler. Kalulu'nun dii korumalar onu tahtrevanyla en byk kanoya gtrp gverteye kard. Gln sular dmdz olunca, kanolar iterek kydan uzaklatrdlar ve karanlkta, yldzlarn gney semalarnda oluturduu byk haa doru yola ktlar. Her kanoya on at balanmt. Fenn kta oturmu, arkalarndan yzen Duman Yeli'yle Kasrga'y yreklendirecek szler sylyordu. Krekiler kreklerini suya indirdiler ve uzun, ince tekneler karanlk sularda sessizce kaymaya devam etti. Taita, Kalulu'nun uzand tahtrevann yanna oturdu ve bir sre alak sesle konutular. "Bu gln ad nedir?" "Semliki Nianzu. Pek ok glden biri." "Sular nereden geliyor?" 258 11. Yazt "nceleri iki byk nehir akard bu gle, biri bat ucundaki Semliki, teki de bizim Nil. kisi de gneyden gelirdi, Semliki dalardan, Nil de byk sulardan. te seni oraya gtryorum." "O da baka bir gol m?" "Onun gerekte bir gl m, yoksa byk boluklarn balangc m olduunu hi kimse bilmiyor." "Bizim Nil Ana'mz oradan m douyor?" "yle olmal," dedi Kalulu. "Peki o byk suya ne ad veriyorsunuz?" "Nalubaale diyoruz." "Bana rotamz anlatr msn Kalulu?" "Semliki Nianzu'nun kar kysna ulanca Nil'in gney kolunu bulmu olacaz." "Benim kafamdaki resme gre Nil'in gneye giden kolu Semliki Ni-anzu'ya akt yerde. Kuzeye giden kolu ise bu glden kyor ve byk bataklklara doru kuzeye akyor. Bu, Nil'in bizi buraya kadar getiren kolu." "Evet Taita. Byk resim byle. Tabii ki, baka kk nehirler, akarsular ve daha kk gller de var, nk buras ok su diyan, ama hepsi Nil'e dklyor ve kuzeye doru akyor." "Ama Nil lyor," dedi Taita yumuak bir sesle.

Kalulu bir sre sessiz kald ve ban sallaynca tek bir damla gzya ay nda parlayarak porsumu yanandan aa szld. "Evet," de- di. "Onu besleyen nehirlerin hepsi tkand. Anamz lyor." "Kalulu syle bana, bu nasl oidu?" "Bunu aklayacak kelimeler yok. Kzl Talar'a varnca kendi gznle greceksin. O olaylar sana tarif edemem. Byle bir ite yalnzca kelimeler yetmez." "Sabrszlm bastracam." 259 Wilbur Smith "Sabrszlk gen bir adamn kt alkanldr." Cce glmsedi, dileri prl prl parlyordu. "Ve uyku da ihtiyar bir adamn tesellisi." Kanonun altndaki sulardan gelen koku onlar uyuturuyordu ve bir sre sonra uyudular. Taita ndeki kanodan gelen hafif bir lkla uyand. Hemen yan dnp suya sarkt ve yzne bir avu su serpti. Sonra gzlerindeki damlacklar krptrp ileriye bakt. Karlarndaki karanlk kara parasn grd. Sonunda, kumsaln gvdenin dibine temas ettiini hissettiler ve karaya oturdular. Krekiler kreklerini suya brakp atladlar ve kanolar biraz daha ieri ektiler. Atlar da ayaklarn yere basmt. Kadnlar Kalu-lu'yu tahtrevanyla kaldrdlar ve kyya kardlar. Kalulu, Taita'ya, "Adamlarn imdi kahvalt etmeli," dedi. "Yani ilk kla yola kabiliriz. Talar'a varmak iin epeyce yol gitmemiz gerekiyor." Krekilerin tekrar kanolara binip glde almasn izlediler. Siluetler karanlkta gzden kaybolurken bir sre kreklerin suda yaratt beyaz kpkleri grdler. ok gemeden o grnt de kayboldu. Alevlerin nda ttslenmi gl bal ve karabuday rei yediler ve afan ilk klaryla birlikte gl kys boyunca ilerlemeye baladlar. Yarm fersah gittikten sonra, kurumu beyaz nehir yatana geldiler. Taita, Kalulu'ya, "Bu hangi nehir?" diye sordu, ama cevabn ne olacan biliyordu. "Bu Nil'di, hl da yle," dedi Kalulu. Taita nehir yatana bakarak, "Tamamen kurumu!" diye bard. Kydan kyya genilii drt yz metreydi, ama hi su akmyordu. Suyun yerine uzun bir adamn iki kat boyunda, minyatr bambu aalarna ben260 11. Yazt eyen fil otlaryla dolmutu. "Msr'dan buraya kadar iki bin fersah bo-nca nehri takip ettik. Yol boyunca en azndan ince akntlar, birikintiler, dereler grdk ama burada l gibi kupkuru." "Daha kuzeyde karlatnz sular Semliki Nianzu Gl'nden szan, onun kollanndan gelen sular," diye aklad Kalulu. "Bu Nil'di, dnyann en gl nehriydi. imdi ise hibir ey deil." "Ona ne oldu?" diye sordu Taita. "Bylesine muazzam bir aknty hangi eytani g durdurabildi?" "Bu senin bile hayal gcn aan bir ey Byc. Kzl Talar'a va-nnca ne olduunu gznle greceksin." Fenn sylenenleri Meren'e tercme ediyordu ve Meren, kendini daha fazla tutamad. "Eer kupkuru bir nehri takip edeceksek," dedi. "Adamlarma ve atlanma nereden su bulacam?" Taita, "Fillerin yapt gibi kazarak karacaksn suyu," dedi. Meren, "Bu yolculuk ne kadar srecek?" diye sordu. Bu soru kendisine evrilince Kalulu, Meren'e muzipe glmsedi ve, "Bu daha ok atlarnn dayanma gcne ve kendi bacaklarnn kuvvetine bal," diye cevap verdi. Hzla ilerlediler, bir zamanlar azna kadar su dolu lagnler olan ve kuru, kayalk geitlerden trmanp elalelerin grlemesine yol aan durgun su

birikintilerini getiler. On alt gn sonra Nil'in yatana paralel uzanan alak bir tepeye geldiler. Fersahlar boyu devam eden ormann monotonluunu bozan ilk grntyd bu. Kalulu, "O yksek yerde Tamafupa kenti, yani halkmn yurdu var," dedi"Oralardan Nalubaale'nin byk sularn grebilirsiniz." Taita, "Hadi oraya gidelim," dedi. Parlak sar gvdeli aalarn arasndan yamac trmandlar. Su olmad iin aalar da kurumutu ve yap-z dallan romatizmal eklemler gibi bklmt. Bayrn tepesine ula-ca Duman Yeli burun deliklerini ap ban savurdu. Kasrga da onun a ar heyecanlanmt: hoplayp zplyordu. 261 Wilbur Smith Fenn, "Seni kt at!" diyerek elindeki papirslerle hafife boynun vurdu. "Uslu dur!" Sonra Taita'ya seslendi. "Onlar heyecanlandran ne Byc?" "Kendin de koklayabilirsin," diye cevap verdi Taita. "Kigelia iei gibi serin ve tatl kokuyor." "imdi aldm, ama bu neyin kokusu?" Taita, "Su," diye cevap verdi ve ileriyi gsterdi. Gney ynnde gmi bir bulut vard ve altnda ufuk boyunca uzanan uuk mavi bir kvnm grnyordu. "Sonunda, Nalubaale!" Karlarna salam aalardan yaplm bir it kt. Kaplar akt; ve doruca terk edilmi Tamafupa kyne girdiler. Belli ki, buras daha nce gnenli, baarl bir yaam merkeziydi -terk edilmi kulbeler grkemliydi ve atlan muhteemdi- ama imdi ortala sinen sessizlik rktcyd. Grubun geri kalann armak iin kaplarn bulunduu yere dndler. Cevap olarak, kan ter iinde ve soluk solua kalm tayclarla birlikte Kalulu'nun tahtrevan ortaya kt. Tamafupa'nn kaplarnn nnde toplandklarnda hepsi vakur ve dncelere dalm durumda gzlerini uzaktaki mavi suya dikmilerdi. Sessizlii Taita bozdu. "Nil Ana'mzn kayna," dedi. Kalulu ise, "Dnyann sonu," diye yant verdi. "O sularn ardnda boluklardan ve Yalan'dan baka bir ey yok." Taita arkasna dnp Tamafupa'y evreleyen koruyucu itlere bakt. "Tehlikeli bir diyarda, dman kabilelerle kuatlm durumdayz. Yola devam edene dek buray kullanacaz," dedi Meren'e. "Hilto ile Shabako'yu adamlaryla burada brakacaz ki, duvarlan glendirsinler. Onlar bu ile urarken biz de Kalulu ile gizemli Kzl Talar' grmeye gideceiz." Sabah olunca yola devam ettiler: iki yl akn bir sredir devam eden yolculuklarnn en son aamasyd bu. Nehir yatan takip ettiler, 0' 262 11. Yazt 'U zaman kurumu geni yatan ortasndan gidiyorlard. Tekrar hafif bir k,vrma ulatlar ve karlarna sularn andrd bir bayr kt. zerinde byk bir kentin duvarlarna benzer krmz granitten yekpare bir du-var uzanyordu. Meren, "Oul, kutsal Horus ve baba, ilahi Osiris adna!" diye barda "Bu ne kalesi? Bir Afrika imparatorunun kalesi mi?" Kalulu sakin bir tavrla, "Grdnz Kzl Talar'dr," dedi. Taita dier arkadalar kadar arm bir halde, "Kim yerletirmi onlar oraya?" diye sordu. "nsanlar deil," dedi Kalulu. "Bunlar insan elinden kma deil." "Ne o zaman?" "Gelin, nce gstereyim size. Sonra konuabiliriz." htiyatla Kzl Talar'a yaklatlar. Sonunda Nil'in yatan bir kydan dierine dek kapatan byk kaya duvarn nnde durdular. Taita burada atndan inerek duvar boyunca ar ar yrmeye balad. Fenn ve Meren de peindeydi. ncelemek zere aralkl olarak durdular. Kaya blou, mumdan akan balmumu gibiydi. Taita, "Bu kaya bir zamanlar erimi," diye gzlem yapt. "Sonra bu ilgin ekilleri alarak soumu."

Kalulu, "Haklsn," dedi. "Kesinlikle o ekilde biimlenmi." "mknsz gibi grnyor ama bu ktle tek para. Birbirine eklenmi paralardan olumuyor, birleme izi yok." "En azndan bir atlak var Byc." Fenn ileriyi iaret etti. Keskin gzleri duvarn ortasnda tepeden dibe kadar inen, ince atla fark etmiti- Oraya gittiklerinde Taita hanerini karp atlaa sokmaya alt ama ok dard. Hanerin ucu ancak kk parmann ilk boumu kadar girebilmiti iine. "Halkm o yzden buna Kzl Ta deil de Kzl Talar diyor," dedi Kalulu. "ki blm halinde olduu iin." 263 Wilbur Smith Taita duvarn dibini incelemek zere diz kt. "Getirilip buraya dikilmemi," dedi. "Canavar bir mantar gibi topran ortasndan frlam Bu duvarn ta etraftaki dier talardan da farkl grnyor." "Yine haklsn," dedi Kalulu. "evredeki dier kayalar gibi yontulmuyor ve ufalanmyor. Yakndan bakarsan, adn da iindeki kzl kristallerden aldn anlayacaksn." Taita iyice yaklap duvar oluturan minicik kristallerin gne . nda yakut gibi parlayn izledi. "Bunda garip ya da doast bir ey yok," dedi yumuak bir sesle. Sonra Kalulu'nun tahtrevanna yaklat. "Bu ey nasl gelmi buraya?" "Kesin olarak hibir ey syleyemem Byc, stelik de olay olduunda buradaydm." "Tank olduysan, nasl geldiini niye bilmiyorsun?" "Bunu sana sonra aklarm," dedi Kalulu. "imdilik u kadarn syleyeyim, benimle birlikte olaya tank olan bir sr insan vard ama herkes bununla ilgili farkl bir efsane anlatyor." "Btn bu ta duvar hayali," diye belirtti Taita. "Belki de gerein tohumlar efsanelerde ve fantezilerde gizlidir." "yle de olabilir." Kalulu hak verircesine ban edi. "Ama nce duvarn tepesine kalm. Grmen gereken ok ey var daha." Tepeye trmanacak bir yol bulmak iin geldikleri yoldan epeyce geri gittiler. Sonra tekrar kzl ta duvarn dibine dndler. Kalulu, "Ben burada bekleyeceim sizi," dedi. "Yukan trmanmak ok zor." Cam gibi ve neredeyse dikey ykselen kayay gsterdi. Onu orada braktlar ve dikkatlice yukan trmanmaya baladlar. Baz yerlerde emekleyerek kmalan gerekti, ama sonunda Kzl Talar'n yuvarlak zirvesinde ayaa kalktlar. Bulunduklar yerden gle baktlar. Taita suyun stnde oynaan gne klarndan kamaan gzlerini kst. Yaknnda birka tane adack vard, ama onlarn tesinde kara olduuna dair en kk 264 11. Yazt hir belirti gremedi. Dnp geldikleri yola bakt. Ccenin daha da ksalt figr ok aalarda kalmt. Kalulu da gzn yukar dikmi ona bakyordu. Taita aaya, "Hi gln kar kysna gemeyi deneyen oldu mu?" diye seslendi. "Kar ky diye bir ey yok," diye bard Kalulu. "Orada sadece boluk var." Suyun yzeyi duvar ayaklarnn sadece drt, be yarm kol boyu altndan kucaklyordu. Taita tekrar nehir yatana bakt ve duvarn iki yanndaki ykseklik farkn hesaplad. "Suyun krk, elli yarm kol dibine iniyor." Gln snrszm gibi uzanan yzeyini ifade eden bir hareket yapt. "Bu duvar olmasa, btn bu sular elaleden NiFe dklecek ve Msr'a kadar akacakt. Yurdumuzun byle bir kmaza srklenmesi inanlr gibi deil." Meren, "Etraftaki lkeleri tarayp klelere el koyalm ve alsnlar diye buraya getirelim," diye nerdi. "Ne i yapacaklar?" diye sordu Taita.

"Bu seti ykarz ve Nil sularnn bir kez daha Msr'a kadar akmasn salarz." Taita glmsedi ve sandaletli ayayla ta duvara dokundu. "Kalulu bu duvarn ne kadar sert ve etin olduunu anlatt. una bir baksana Meren. Giza'nn st ste konmu piramidinden bile ne kadar byk. Afrika'daki btn adamlar esir edip nmzdeki yz yl boyunca altrsan bile, kck bir parasn dahi yerinden oynatabileceklerinden kukuluyum." "O tuhaf adamn bu konudaki szlerine inanmamalyz. Ben adamlarm getirip ate ve bronzla deneyeceim. Hem unutma Byc, o piramitleri yle dikmeyi baaran bilgi aynen ykmay da salar. Dnyann en elimi kltrne sahip olan Msrllarn bunu yapamamas iin bir sebep gremiyorum." 265 Wilbur Smith "leri srdn grlerde biraz haklsn Meren," dedi Taita. Sonra duvarn kar ucunda bir ey dikkatini ekti. Kalar atld. "O uurum, dan bize bakan ey bir bina m? Bu soruyu Kalulu'ya soracam." Kaygan yzeyden aa indiler, cce tahtrevannda oturmu koruma-lanyla birlikte bekliyordu. Taita harabeyi gsterince canl bir ekilde ban sallad. "Haklsn Byc. O insanlar tarafndan yaplm bir tapnak." "Kabilen onu tatan yapmad deil mi?" "Hayr, oray yabanclar yapt." "Kimdi o yabanclar, ne zaman yaptlar bunu?" "lk talan diktiklerinden bu yana hemen hemen tam on be yl geti." Taita, "Ne tr adamlard bunlar?" dedi. Kalulu cevap vermeden nce biraz duraksad. "Siyah adamlar deildi. Sana ve yanndaki adamlara benziyorlard. Senin dilinden konuuyor, senin gibi giyiniyorlard, silahlan ayn sizinkiler gibiydi." Taita sersemlemi bir ekilde ona bakt ve bir sre konuamad. Sonunda, "Yani onlar Msrlyd. Bu mmkn grnmyor," dedi. "Msr'dan geldiklerine emin misin?" "Hangi lkeden geldiinizi hi bilmiyorum. Ben byk bataklklara kadar bile gitmedim. Kesin olarak bir ey diyemem ama bana onlar da senin rkndanm gibi geliyor." "Hi konutun mu onlarla?" "Hayr," dedi Kalulu alngan bir tavrla. "Ketum adamlard ve kimseyle konumuyorlard." "Ka kiiydiler ve imdi neredeler?" diye sordu Taita. Dikkatle kk adamn gznn iine bakyormu gibiydi ama Fenn, onun aurasn okuduunu biliyordu. "Otuzdan ok elliden azd saylar. Geldikleri gibi esrarengiz bir ekilde kayboldular." "Yani nehre Kzl Talar setini yerletirdikten sonra m kayboldular?' 266 11. Yazt "Ayn zamandayd Byc." "ok garip," dedi Taita. "Tapnakta imdi kim kalyor?" "Bombo Byc," dedi Kaluiu. "Zaten yz fersahlk mesafede her yer bombo. Kabilem ve btn dierleri bu garip olaylar zerine dehet iinde kat. Ben bile bataklkta bir snaa gittim. Buraya ilk kez dnyorum ve itiraf edeyim ki senin koruman olmasa bunu asla yapmazdm." "Tapnaa gitmeliyiz," dedi Taita. "Bize gsterir misin?" "Ben iine hi girmedim," dedi Kaluiu yumuak bir sesle. "Asla da girmem. Sizinle gelmemi istememelisin benden." "Niye olmasn Kaluiu?" "Oras en byk ktlk yuvas. Hepimize felaket getiren gcn kayna." "ekinmeni anlyorum. Bunlar derin meseleler ve hafife alnmamas gerekir. Sen, Meren'le geri dn. Ben yalnz gideceim." Sonra Meren'e dnerek, "Kampn gvenlii iin hibir eyden kanma. Korumay artr ve muhafzlar koy. Bu ileri bitirince Kzl Talar'n salamln denemek zere buraya dneriz," dedi.

"Karanlk kmeden kampa dnmen iin sana yalvaryorum Byc." Meren endieden sararm grnyordu. "Gne batnca dnmezsen seni aramaya gelirim." Korumalar tahtrevan kaldrp Meren'in peine derken Taita, Fenn'e dnd. "Meren'le git. Acele et de yeti ona." Fenn kollarn arkasna kavuturup btn heybetiyle dikildi, dudaklar inat bir tavrla mhrlenmiti. Taita, onun bu halini iyi biliyordu. "Hibir by seni burada brakp gitmemi salayamaz." "Byle somurtunca hi gzel olmuyorsun," diye uyard Taita. "Ne kadar irkinleebileceimi hayal dahi edemezsin," dedi Fenn. Senden kamaya al da gstereyim." 267 Wilbur Smith "Tehditlerin ok korkuttu beni." Taita glmsemesini glkle bastrd. "O zaman yanmdan ayrlma ve karlaacamz ilk ktlk iaretinde korunma halkasn oluturmaya hazr ol." Yara kan bir patika buldular. Tapnaa vannca ta iiliinin ok g. zel olduu dikkatlerini ekti. Btn binaya, dzgn kesilmi kerestelerden at yaplm, onun zerine de yer yer km nehir sazlar denmiti. Ar ar duvarlarn etrafn dolandlar. Tapnak, yaklak elli adm apnda, daire eklinde bir temele oturuyordu. Eit aralklarla seilen be ayn noktada duvarlarn arasna dikitler yerletirilmiti. Taita, Fenn'e yavaa, "Kara byclerin be keli pentagram," dedi. Tekrar tapnan giri kapsna geldiler. ift kanatl kapnn pervazlarna zel iaretler kaznmt. Fenn, "Onlar okuyabiliyor musun?" diye sordu. Taita, "Hayr," diye itiraf etti. "Tmyle yabanc." Sonra bir korku belirtisi var m diye kzn gzlerine bakt. "Benimle ieri gelecek misin?" Fenn cevap olarak elinden tuttu. "Hadi korunma halkasn oluturalm," dedi. kisi birlikte daire eklindeki d revaa adm attlar. Yere dz gri talar denmiti ve atdaki deliklerden gne huzmeleri szlyordu. duvarda bir giri yoktu. Yan yana kvrlan reva izlediler. Her dikitin hizasna geldiklerinde, pentagramn ularnn ayaklarnn altndaki beyaz mermerde olduunu gryorlard. Her ucun iinde baka bir esrarengiz sembol, bir ylan, bir Msr ha, uan bir akbaba, tnemi bir akbaba ve son olarak da bir akal vard. Tavandan dm sazlar grnce stnden atladlar ve bir tslama sesi duydular, sonra ayaklannn altnda iddetli bir hrt oldu. Taita bir kolunu Fenn'in beline dolayp onu yukar kaldrd. Arkalarndaki sazlarn arasndan ba kukuletal siyah bir Msr kobras kt. Kk mermer gibi siyah gzlerini onlara dikmiti, uzun dili kvranyor ve havada onlarn kokusunu aryordu. Taita, Fenn'i yere brakp asasn kaldrd ve ylann kafasna uzatt. "Korkma," dedi. "Bu hayalet deil268 11. Yazt Gerek bir hayvan." Sonra asay iki yana sallamaya balad ve kobra da o harekete uydu. Sonunda uykusu geldi, kukuletasnn iindeki hava boald ve tekrar sazlann arasna ekildi. Taita, Fenn'i uzaklatrd. Sonunda ssl bir geidin nnde durdular. Taita, "Kart giri," diye aklad. "D giriin tamamen aksi ynnde. Yabanc etkilerin i mabede giri kn engelliyor." Karlarndaki giri tayaprakl bir iek biimindeydi. Pervazlar cilal fildii paralan, malakit ve kaplan gzyle kaplyd. Kapal olan kanatlar verniklenmi timsah derisiyle kaplanmt. Taita btn gcyle kapya yklenmek iin asasndan destek ald. Bronz menteeler gcrdad ve kap ardna dek ald. erisi sadece atdan szlen bir gne huzmesiyle aydnlanyordu. Huzme, mabedin zemininde bir renk cmb yaratmt. Yer zenle tasarlanm bir pentagramla sslyd, mermer paralar ve yar deerli talar kullanlarak yaplmt. Taita pembe kuvars, kaya kristalini, berilyumu ve turmalini tand. ilik ok iyiydi. Desenin ortasndaki paralar yle iyi yerletirilmi ve ciialanmt ki, yekpare gibi grnyordu. Iklar saan tek paralk fildii bir kaplama gibiydi.

"Hadi ieri girelim Byc." Fenn'in ocuksu sesi yuvarlak duvarda gidip geldi. Taita, "Bekle!" dedi. "Burada bir varlk var, bu yerin ruhu var. Sanrm tehlikeli. Kalulu'yu dehete dren de oydu." Yerdeki gne n gsterdi. "Neredeyse le oldu. Ik huzmesi tam pentagramm kalbine vurmak zere. ok nemli bir an olacak." Gne nn yerdeki szln izlediler. Fildii halkaya deip oradan duvarlara yansd, nm on kat artmt. imdi daha hzl ilerler griydi, sonunda birdenbire btn fildii diski doldurdu. O anda kutsal bir Msr algs olan ve dini trenlerde alman sistrum'\&nn mrlts duyuldu. Etraflarnda yarasalarn ve akbabalarn kanat seslerini iittiler. Beyaz 'k mabedi yle bir parltyla kaplad ki ellerini gzlerine kalkan yapmak 269 Wilbur Smith zorunda kaldlar. Kamaan gzleriyle Eos'un ruhani iaretinin diskin ortasnda belirdiini grdler, alevin iinde bir kedi penesiydi bu. Cadnn kokusu burun deliklerini yabani hayvan kokular halinde doldurdu. Girie doru geri ekildiler ama o srada gne fildii diski geti ve alevden harfler silindi. Cadnn kt kokusundan geriye sadece kfl tahta ve yarasa pislii kokusu kald. Gne soldu ve mabet yine lolat. Sessizce galeriye, oradan da dar ktlar. Fenn, "Oradayd," diye fsldad. Cierlerini temizlemek istercesine serin gl havasn iine ekti. "Etkisi sryor." Taita asasyla Kzl Talar' gsterdi. "Hl eytani ilerini ynetiyor." "Tapnan ykabilir miyiz?" Fenn dnp binaya bir gz att. "Bylece onu da mahvetmi olur muyuz?" Taita sert bir sesle, "Hayr," dedi. "Smann i mabedinde etkisi ok gl. Ona orada meydan okumak lmcl bir tehlike yaratr. Ona saldrmak iin baka bir zaman ve yer bulacaz." Elinden tutup Fenn'i uzaklatrd. "Yarn tan gcn denemek iin dneceiz ve Kzl Talar'n bu boaza nasl geldii hakknda Kalulu'dan daha fazla bilgi alacaz." Meren, Kzl Talar' ikiye blen atla gsterdi. "Mutlaka buras duvarn en zayf yeridir. Kopma noktas olabilir." "Deneye balamak iin kesinlikle en uygun yer," dedi Taita da. "Odun sknts ekmiyoruz." Boazn yamalarn kaplayan byk aalarn ou susuzluktan kurumutu. "Adamlara syle balasnlar." Adamlarn ormana yayln izlediler. ok gemeden balta sesleri yamalarda yanklanrken boaz nlatyordu. Aalar devrilince atlan kullanarak kzl duvarn dibine srklediler. Orada onlan uzunlamasna 270 11. Yazt kesip st ste yarak alevlerin iyice yaylabilecei bir baca oluturacak ekilde istiflediler. O devasa yna yanc maddeleri yerletirmeleri gn srd. O arada Taita da drt ayr su dolab yapmn denetliyordu, bunlarla suyu glden alp duvann stne ykseltecek ve duvarn kzm olan dier yzne aktacaklard. Btn hazrlklar tamamlannca Meren odun ynn ateledi. Alevler tepeye kadar ykseldi. Ksa bir sre iinde ktk ynnda kkreyen bir yangna dnt. Kimse derisi kavrulmadan yz metre bile yanna yakla-amazd. Yangnn hafiflemesini beklerken, Taita ile Fenn, Kalulu ile birlikte boazn stndeki tepede oturmu, uzaktan Eos'un tapnana bakyorlard. Gneten korunmak iin kk, harap bir pavyona snmlard. Korumalarn pavyonun damn onarmas gerekmiti. "Nehir henz akarken ve kabilem burada yaarken, yln scak mevsiminde, toprak gnein altnda kavrulurken buraya gelme alkanlm vard," dedi Kalulu. "Glden nasl serinlik geldiini fark etmisinizdir. Ayrca,

yabanclarn tapnakta yaptklarn da merak ediyordum. Buradan onlar gzetlerdim." Kar tepeye yaplm tapna gsterdi. "O zamanki manzaray gznzn nnde canlandrmalsnz. imdi krmz duvann durduu yerde grl grl akan bir sr elale vard. yle iddetli ve gl akarlard ki, dtkleri yerden ge bir serpinti bulutu ykselirdi." Kollarn havaya kaldrp ykselen bulutu anlaml, zarif bir hareketle gsterdi- "Rzgr deiince serpinti, tpk yamur gibi serin ve tatl bir ekilde curadan bizi de slatrd." O anlar hatrlayp keyifle glmsedi. "Bylece, "Uradan bir ahin gibi btn nemli olaylan grebiliyordum." 271 Wilbur Smith Fenn, "Tapnan ina ediliini izledin mi?" diye sordu. "inde bir sr fildii ve kymetli talar olduunu biliyor muydun?" "Evet gzel ocuum. Yabanclann onlar getiriini izledim. Yzlerce kleyi yk hayvan gibi kullandlar." Taita, "Hangi ynden geliyorlard?" diye sordu. "Batdan geldiler." Kalulu uzaktaki puslu mavilikleri gsterdi. "Orada hangi lke var?" dedi Taita. Cce hemen cevap vermedi. Bir sre sessiz kald ve sonra ekinerek konutu: "Gen bir adamken ve bacaklarm hl tamam ve glyken oraya gitmitim. Bilgi ve bilgelik peindeydim, nk batdaki o uzak lkede muhteem bir bilgenin yaadn duymutum." "Peki ne kefettin?" "Yln ou zamannda bulutlarn arasnda gizlenen yce dalar grdm. Bulutlar dalnca gkyzne trmanan, plak balan bembeyaz parlayan zirveleri ortaya kyordu." "Zirvelere trmandn m?" "Hayr. Sadece uzaktan grdm." "O dalann bir ad var m?" "Onlan gren yerlerde yaayan insanlar, tepeleri dolunay gibi parlak olduu iin Ay Dalan diyordu." "Sylesene bilgili ve saygdeer arkadam, bu seyahatlerinde baka mucizeler de grdn m?" "Mucizeler ok boldu," diye cevap verdi Kalulu. "Topraktan fkran ve kazanda kaynayan su gibi fokurdayan nehirler grdm. Tepelerin ho-murdandn ve ayaklanrm altnda, canavarlar derinlerdeki maaralarndan sarsyormu gibi sallanan topraklan grdm." Anlar kara gzlerinin parlamasna yol amt. "O sradalar o kadar glyd ki zirvelerden biri yanyor ve devasa bir ocak gibi ttyordu." 272 11. Yazt Taita heyecanla, "Yanan bir da!" diye bard. "Alev ve duman pskrten bir zirve grmsn! Yani bir volkan m kefettin?" "Byle bir mucizeye o ad veriyorsan yledir," dedi kk adam. "Oralarda yaayanlar Ik Kulesi diyordu. O manzaraya hayran kalmtm." "Peki, aradn bilge kiiyi bulabildin mi?" "Hayr." "Bu tapna ina eden adamlar Ay Dalar'ndan m gelmiti? Buna m inanyorsun?" Taita, onu tekrar asl konuya dndrmt. "Kim bilir? Ben deil. Ama o ynden geldiler. Yirmi ay altlar. nce kkleriyle inaat malzemelerini tadlar. Sonra duvarlar diktiler ve ktklerle, sazlarla kapattlar. Kabilem onlara yiyecek temin etti, karlnda da boncuk, kuma ve metal aletler aldlar. Binann amacn anlamamtk, ama zararsz grnyordu ve bizim iin bir tehlike oluturmuyordu." Kalulu saflklann hatrlaynca ban sallad. "Bense almalara ilgi duyuyordum. Adamlara kendimi sevdirmeye ve yaptklar eyle ilgili biraz daha bilgi edinmeye altm, ama beni en dmanca tutumla uzaklatrdlar. Kamplannm etrafna nbetiler diktiler ve yaklaamadm. Ben de bu gizli yerimden izlemek zorunda kaldm." Kalulu yine sessizleti.

Taita yeni bir soruyla onu yreklendirdi. "Tapnak tamamlandktan sonra ne oldu?" "naatlar ve kleler aynld. Geldikleri gibi batya dndler. TapWilbur Smith "Her gn le vakti rahiplerden trenle elalenin bana iniyordu. Srahilere su doldurup garip szler ve danslar eliinde tapmaa gtryorlard." "Tenmass dilinde mi?" "Hayr, Byc. O dili tanyamadm." "Hepsi bu muydu? Yoksa hatrladn baka bir ey var m? Kurbanlar demitin demin." "Bizden kara keiler ve kara tavuklar satn alrlard. Renk konusunda ok titizdiler. Hayvann kapkara olmas gerekiyordu. Onlar tapmaklarna gtrrlerdi. nce ilahi sylediklerini duyardm, ardndan da duman grr ve yank et kokusunu alrdm." "Baka?" diye srar etti Taita. Kalulu bir an dnd. "Rahiplerden biri lmt. Sebebini bilmiyorum. ki rahip cesedi gl kysna tad. plak olarak kumun stne braktlar. Sonra tekrar yamac trmandlar. Oradan, timsahlann glden kp cesedi suyun altna ekiini izlediler." Cce elleriyle bir biti hareketi yapt. "Birka hafta sonra da tapnaa yeni bir rahip geldi." Taita, "Yine batdan m geldi?" diye tahminde bulundu. "Bilmiyorum nk geliini grmedim. Bir akam sekiz taneydiler, ertesi sabah yeniden dokuz olmulard." "Demek ki rahip says nemliymi. Dokuz. Yalan'n ifresi." Taita bir sre bunu dndkten sonra, "Ondan sonra ne oldu?" diye sordu. "Rahipler iki yldan uzun bir sre boyunca ayn eyleri tekrarladlar Sonra bir sonuca ulamak zere olduklarm tahmin ettim. Tapnan etrafnda be tane iaret atei yaktlar ve aylar boyunca gece gndz hi sn- I drmediler." "Be ate," dedi Taita. "Nasl yerletirmilerdi onlar?" "D duvarda be tane dikit var. Onlar fark etmi miydin?," dedi K-a lulu. 274 11. Yazt "Evet. Byk bir pentagramn ularn oluturuyorlar, yani tapnan izerinde bulunduu mistik desenin." "Ben tapnan iine hi girmedim. Pentagram filan bilmiyorum. Sadece ateleri d duvarn etrafndaki be noktada yaktklarn biliyorum." "Baka garip bir ey olmad m?" "Sonra rahiplere biri daha katld." "Yeni bir rahip miydi?" "Sanmyorum. Bu kii krmz deil, tepeden trnaa siyahlar giyiyordu. Yine simsiyah bir rtyle de rtnd iin kadn m erkek mi ne olduunu bilemiyorum. Ama, giysilerin altndaki hatlar ve hareketlerindeki zarafet yznden kadn olabilir, diye dnmtm. Her sabah gne doarken tapnaktan kyordu. Be atein nnde ayr ayr dua edip tekrar ieri girerdi." "Yzn hi grdn m?" "Hep rtlyd. Ruhani, tehlikeli bir zarafeti vard. Dier rahipler ona byk sayg gsteriyor, nnde yerlere kapanyorlard. Herhalde yksek rahibeleriydi." "Kadn tapnaktayken gklerde veya tabiatta nemli bir iaret gzlemlemi miydin?" "Aslnda, bir sr garip semavi iaret vard Byc. Onu ilk kez atelerin banda dua ederken grdm gn, akam yldz kendi yolunda geri geri gitmiti. Ksa bir sre sonra da nemsiz ve ad olmayan bir yldz dev gibi iti ve alevlerin iinde yok oldu. Kadnn tapnakta kald ner gece kuzey semalarnda garip renkler olutu. Btn bu kehanetler doay da etkiledi." "Sence bunlar o kadnn ii miydi?"

Sadece o geldikten sonra olutuklarn biliyorum. Tamamen tesadf de olabilir, bilmiyorum." "Hepsi bu muydu?" dedi Taita. 275 Wilbur Smith . Kaluiu ban sallad. "Dahas da vard. Doa ldrm gibiydi. Tarlalardaki rnlerimiz sarard ve kurudu. Srlar buzalarn drd. Kabilemizin yce efini ylan soktu ve neredeyse annda ld. Birinci kars iki bal bir olan dourdu." "Uursuzluk alametleri," diyen Taita ciddilemi grnyordu. "Daha sonra ok kt eyler de oldu. Hava bozuldu. Kentimizin stne, ykseklerden gelen gl bir rzgr indi ve atlar uurdu. Bir yangn kabile totemini yakt ve atalarmzdan kalan her eyi yok etti. Srtlanlar yce efin cesedini topraktan karp yediler." Taita, "Halkna, atalarna ve dinine dorudan saldrlm," diye mrldand. "Sonra da yer sallanmaya balad, sanki canl bir hayvan gibiydi. Gln sulan gklere ykseldi, kudurmu beyaz kpkler oldu. Balk srleri kayboldu. Gl kular batya doru uup gitti. Dalgalar sahilde yatan kanolarmz paralad. Balk alanmz mahvetti. nsanlar kabilemize kzan tannlan yattrmam iin yalvardlar." "Bunlara kar ne yapabilirdin ki?" dedi Taita. "Sana ok zor bir g-rev vermiler." "imdi oturduumuz yere geldim. Gcmn yettii en kapsaml ko- i ruma bysn yaptm. Gl tanrlannn fkesini yattrsnlar diye atala-nmn ruhlarn ardm. Ama yakanlanma kar sar, halkmn ektii aclara kar kr kaldlar. zerinde oturduumuz bu tepeleri dev bir filin J ngong aacn sallad gibi salladlar. Toprak yle oynuyordu ki, insanlar ayakta duramaz olmutu. Toprak, a aslanlarn enesi gibi ald ve erkekleri, srtlarnda bebekleriyle birlikte kadnlan yuttu." Artk Kalulu ahyr' du. Gzyalan enesinden plak gsne akmaktayd. Korumalanndan biri keten bir kumala gsn kurulad. "Ben izlerken, gln sular korkun seslerle gmbrdeyerek, fkey' le kylara saldrd. Su, altmzdaki yamacn ortasna kadar ykseldi. Ser276 11. Yazt pintileri buraya kadar geliyordu. Kr ve sar olmutum. Tapnan oldu-5u tarafa baktm. Bulutlarn ve serpintilerin arasnda, siyah giysili kiinin tek bana kapnn nnde durduunu grdm. Savatan dnen sevgili kocasn karlayan bir kadn gibi, kollarn o karmakark gle doru uzatmt." Kalulu nefes almak iin durdu ve bedenini kontrol etmeye alt. Kaslar seyirip bklyor, ba felli bir adamnki gibi titriyordu. ok sallanyordu. Taita elini onun bana uzatp, "Huzurlu ol!" dedi, kk adam ar ar geveyip rahatlad ama yznden hl yalar akyordu. "ok ac geliyorsa devam etme," dedi Tai ta. "Sana anlatmam lazm. Sadece sen anlayabilirsin." Derin bir nefes alp anlatmaya devam etti: "Sular yanld ve dalgalarn arasndan karanlk ktleler kmaya balad. nce, bunlar derinlerde yaayan canavarlar zannettim." En yakn aday gsterdi. "Burada ada yoktu. Gln st bombotu. Derken yzeye bir kaya ktlesi fkrd. O grdn ada, gln rahminden kan bir bebek gibi ortaya kt." Gsterirken eli iddetle titriyordu. "Ama orada da bitmedi. Sular bir kez daha yanld. Gln dibinden baka bir kaya ktlesi kt. te onlar! Kzl Talar! Kor gibi parlyorlard. Sular tslad ve dnerek kayay kenara itti. Talar yan erimi durumdayd, havayla karlatka sertleiyorlard. Yarattklan buhar bulutlan o kadar youndu ki, neredeyse her eyi rtmlerdi. Ama bulutlar alnca, tapman el dememi olduunu grdm. Duvarlanndaki her ta yerli yerindeydi, ats da salamd. Ama kara giysili kii kaybolmutu. Rahipler de gitmiti. Hibirini bir daha grmedim. Kzl Talar, dev bir gebenin karn gibi imeye balad ve giderek imdiki halini alp Nil'in azn tkad.

Nehir ekilip kurudu ve sularn altndan, yatandaki kumluklar ve talar ortaya kt." Kalulu, korumalanna dnp el iaretleriyle bir eyler syledi. Biri he-men koup ban tuttu, biri de dudaklanna bir sukaba uzatt. Kalulu grltl bir ekilde sukabandaki svy iti. Kt kokulu sv onu hemen 277 Wilbur Smith rahatlatm gibiydi. Sukaban kenara itip Taita'ya anlatmaya devam etti. "Bu afetlerden o kadar bunalmtm ki bayr aa komaya baladm." Eliyle kotuu yolu gsterdi. "Yer yanlp da, nmde alan derin ukura yuvarlandmda u aalarn oraya gelmitim. Trmanp kurtulmaya altm ama bacaklarm krlmt. Yer, insan yiyen bir canavarn enesi gibi, ald hzla stme kapandnda, neredeyse tepeye ulamak zereydim. ki bacam skmt, kemiklerim krlp parampara oldu. Tamafupa'dan kurtulanlar beni bulduklarnda iki gndr oradaydm. Beni ekip karmaya altlar ama bacaklarm iki kayann arasndayd. Bir bakla balta getirmelerini istedim. Onlar beni tutarken bacaklarm kestim ve kesik yerlere aa kabuklar sardm. Kabilem bu lanetli yerden Kioga bataklklarna kaarken beni de gtrd." Taita, "Bana anlatrken btn o korkun olaylar yeniden yaadn," dedi. "Gcnn sonuna geldin artk. Anlattklarn beni derinden etkiledi. Kadnlarn ar. Seni tekrar Tamafupa'ya gtrsnler, dinlenmen lazm." "Sen ne yapacaksn Byc?" "Albay Meren paralanp paralanmayacan grmek iin, kzm kaya yzeyini sndrmeye hazr. Ben de ona yardm edeceim." Ta duvarn nne yl odun dandan geriye bir sra parlak kor kalmt. Kzl ta o kadar snmt ki, etrafndaki hava, ldeki seraplar gibi titreip dalgalanyordu. Drt grup adam, Kzl Talar'in tepesindeki su dolaplarnn bana toplanmt. Hibirinin ta krma tecrbesi yoktu. Ama Taita, onlara aklamalarda bulunmutu. "Hazr msnz Byc?" Meren'in sesi boazn derinliklerinden yankland. 278 11. Yazt Taita da, "Hazrz!" diye bard. "Pompalamaya balayn!" Adamlar su dolaplarnn kollarna btn gleriyle asld. Habari'nin bir yerli davuluyla verdii ritme uyarak balan inip kalkyordu. Bo kovalar gl yzeyine indi, doldu ve duvann tepesine kt. Orada hazrlanan tahta kanallar sayesinde duvann kzm yzeyine aktarld. Sulann kzgn taa demesiyle birlikte havada youn buhar bulutlan olutu ve tslayarak ykselen bulutlar, tan tepesindeki adamlan kuatt. Dolap kollann itenler hi aksatmadan aslmay srdrd ve sular da akmaya devam etti. Buharlar kyor, ta inleyip homurdanyordu. Taita, "Krlyor mu?" diye bard. Duvann dibindeki Meren buhardan grnmez olmutu. Cevab da, akan suyun ve fkran buharn sesi yznden zar zor duyuldu. "Hibir ey gremiyorum. Pompalamaya devam edin Byc!" Dolaplarn bandaki adamlar yorulmutu ve Taita onlar yenileriyle deitirdi. Suyu duvardan aktmaya devam ettiler ve sonunda tslayan buhar bulutlar azalmaya ve kaybolmaya balad. , Meren yine, "Pompalayn!" diye kkredi. Taita ekipleri bir daha deitirdi ve ihtiyatla kenara yaklap aa bakt, ama yamacn eimi yznden dip grnmyordu. Pompalarn bandaki adamlara, "Ben aa iniyorum," diye seslendi. "Dur diyene kadar devam edin." Boaza inen patikadan hzla inmeye balad. Aadaki Meren'i ve Fenn'i seebiliyordu artk. Duvarn dibine iyice sokulmu, deneyin sonulann tartyorlard. Taita, "Kayaya o kadar yaklamayn," diye seslendi ama onu duymua benzemiyorlard. Yukandan su akmaya devam ediyor ve kuru nehir yalgndaki klleri ykyordu.

iniin sonuna yaklaan Taita, "Hey, Meren! Sonu ne?" diye bard. Meren ban kaldrp bakt, grn yle komikti ki Taita gld. 'Niye yle suratszsn?" 279 Wilbur Smith Meren, "Hibir ey olmad!" diye szland. "Onca aba boa gitti." Buhar girdaplarnn arasndan kp elini kayaya uzatt. Taita, "Dikkat et!" diye bard. "Hl scaktr." Meren elini geri ekti ve klcn kard. Klcnn ucuyla duvar yoklad. Fenn de yanna gelmiti. "Kaya hl salam," diye haykrd. "Hi atlak yok." Taita arkalanna geldiinde, Meren'le Fenn duvardan bir kol boyu uzaktaydlar. Fenn'in hakl olduunu grd: kzl kaya alevlerden kararmt ama hibir zarar grmemiti. Meren klcnn ucuyla birka kez vurdu. Kat bir ses duyuldu. Meren hncn almak zere daha sert vurmak iin klcn kaldrd. inde durduklar buhar bulutlan nemli ve scakt, ama Taita aniden, yznde ve kol-lannda buz gibi bir rperti hissetmiti. Hemen Gz'n at. Meren'in vurduu yerde minik bir noktann belirdiini grd. Nokta nce kzard, sonra Eos'un sembol olan kedi penesine dnt. Taita, "Geri ekilin!" diye emretti ve komutunu glendirmek iin g sesini kulland. Ayn anda atlp Fenn'in kolunu tutmu ve kz geri ekmiti. Ama uyars Meren'e ok ge ulat. Meren istemedii halde klcnn ucu tekrar o parlak noktaya dokundu. Cam knlmas gibi bir sesle, Eos sembolnn hemen altndaki kaya da doru patlad ve paralar olduu gibi Meren'in yzne geldi. ou ok kk olmakla beraber ine gibi keskindi. Meren'in ba arkaya doru savruldu, klc elinden dt ve elleriyle yzn rtt. Parmaklannn arasndan akan kan gsne iniyordu. Taita koup kolundan yakalad. Fenn yere savrulmutu, ama imdi o da kalkm yardma kouyordu. Meren'i aralanna alp kzgn kayadan uzaklatrdlar, glge bir yer bulup oturttular. Taita pelerinden gelen ve oraya biriken adamlara, "Geri durun!" diye emretti. "Bze alacak yer brakn." Sonra Fenn'e dnp, "Su getir, dedi. 280 //. Yazt Fenn koup bir sukaba kapt ve Taita'ya getirdi. Taita, Meren'in ellerini perian durumdaki yznden ekti. Fenn dehet iinde bir lk att ama Taita kalarn atp susmasn iaret etti. "Hl gzel miyim?" diyen Meren glmeye alt ama gzleri smsk kapalyd ve dudaklar imi, kan iinde kalmt. Taita, "Byk gelime var," diyerek onu yattrd ve yzndeki kanlar ykamaya balad. Baz kesikler yzeyseldi ama derin olanlar da vard. Biri, burun kprsndeydi, biri de st dudamdayd ama en kt olan sa gzkapan paralamt. Taita gzne batm bir ta parasn kartabildi. Fenn'e, "la antam getir," deyince kz koarak eyalarnn bulunduu yere gitti ve deri torbay getirdi. Taita cerrahi aletlerini sard deriyi at ve fildiinden yaplm bir pens buldu. Yumuak bir sesle Meren'e, "Gzlerini aabiliyor musun?" diye sordu. Meren sol gzkapan azck aralayabildi ama yaral olan sa taraf titredi fakat almad. "Hayr byc." Sesi bouk kmt. Fenn rkek bir tavrla, "Acyor mu?" diye sordu. "Ah zavall Meren." Uzanp elini tuttu. "Acmak m? Hi acmyor. Sen dokununca daha da iyi oldum." Taita, Meren'in dilerinin arasna bir deri paras koydu. "Bunu sr." Pensle bir ta parasn kavrad ve tek bir hareketle ekip kard. Meren inledi ve surat arpld. Taita pensi kenara brakp parmaklarn gzkapaklanna yerletirerek yavaa gzlerini at. Arkasndan Fenn'in nefesini 'uttuunu duymutu. Meren, "Kt m?" diye sordu.

Taita ses karmad. Gzyuvan patlamt ve kanl bir jle halinde enesine akyordu. Taita, Meren'in o gzyle bir daha asla gremeyecei281 Wilbur Smith ni anlamt. Yavaa dier gzkapam sonuna dek ap ona bakt. Gz mercei bym ve normal bir ekilde odaklanmt. teki elini kaldrp, "Ka parmak gryorsun?" diye sordu. Meren, "," dedi. "Demek ki tamamen kr olmamsn," dedi Taita. Meren gl bir savayd. Gerei ondan gizlemeye gerek yoktu ve hi doru olmazd. "Sadece yars m kald?" diyen Meren glkle glmsedi. Taita, "O yzden tanrlar bize iki gz vermi," deyip, zarar gren gz keten eritle sarmaya balad. "Caddan nefret ediyorum. Bunu o yapt." Fenn alamaya balamt. "Ondan nefret ediyorum. Nefret ediyorum." "Albay iin bir tahtrevan yapn." Taita bunu etraflarndaki adamlara emretmiti. Meren, "Gerek yok," diye itiraz etti. "Yryebilirim." Taita, "Svariliin birinci kural," diye hatrlatt. "Bir eye binme imkn varken asla yrmemektir." Tahtrevan hazr olur olmaz Meren'in binmesine yardm ettiler ve Tamafupa'ya doru yola koyuldular. Fenn, Taita'ya, "Yukardan bizi seyreden yabanc adamlar," diye bardnda yola kal fazla olmamt. Fenn kurumu nehir yatan gsteriyordu. Bir grup siyah adam onlara bakmaktayd. Fenn abucak sayd. "Be kii." Petamallara sarnmlard ama vcutlarnn st ksm plakt. Hepsinde mzrak ve sopalar vard. kisinde aynca ok ve yay da bulunuyordu. En uzun boylular nde duruyordu. Krmz flamingo tylerinden yaplm bir balk takmt. Durular kstah ve dmancayd. efin arkasndaki iki adam yaralanm gibi grnyordu, arkadalarnn desteiyle ayakta durmaktaydlar. Tahtrevan tayanlardan biri olan Shofar, "Byc, bunlar dvm," diye belirtti. 282 11. Yazt Taita, "Seslenin onlara!" dedi. Shofar barp el sallad. Savalardan hibiri tepki gstermemiti. Shofar bir daha bard. Flamingo tyl balk takan ef, emir verir gibi mzran kaldrd ve adamlar hemen tepeden ayrldlar. Onlar gidince uzaklardan banmalar duyuldu. "Sesler kentten geliyor." Fenn abucak o tarafa dnd. "Bir sorun var orada." Taita'y Kzl Talar'da brakan korumalar, Kalulu'yu nehir vadisinden Tamafupa'ya doru gtrmeye balamlard. Kk adam perian bir halde olduu iin ar ve dikkatli gidiyorlard. Birka yz metrede bir durup sukabandaki ilacn iiriyor, yzn slatyor ve nemli bir bezle sili-yorlard. Gnein izdii yaya baklacak olursa, Tamafupa'nn kapsna doru vadiden trmanmaya balayal iki saatten fazla olmutu. Youn bir dikenli al kmesine girdiklerinde, nlerine uzun bir figr atlamt. Kalulu ve kadnlar onu da, bandaki flamingo tylerinden yaplm bal da tanyorlard. Kadnlar tahtrevan yere indirdiler ve yere kapaklandlar. "Seni gryoruz byk ef," diye bartlar. Kalulu bir dirseinin zerinde dorulmu, dehetle adama bakyordu. Basma, Tamafupa ile Ki-Qga arasndaki topraklarda yaayan btn Basmara kabilelerinin yce efiydi. Tapna ina eden ve Kzl Talar' gln derinliklerinden karan yabanclarn gelmesinden nce, gl bir hkmdard. Artk kabileleri dalm ve hkmranl kalmamt. Kalulu saygyla, "Selam yce Basma," dedi. "Senin kpeinim." Basma, onun rakibi ve dmanyd. Bu zamana dek Kalulu n ve s ats sayesinde hayatta kalmt. Basmaralarn efi bile, onun gcne ve

283 Wilbur Smith etkisine sahip bir amana zarar vermeye cret edemezdi. Ancak, Kalulu, Nil'in kurumasndan bu yana Basma'nn frsat kolladn da biliyordu. "Seni izliyordum byc," dedi Basma souk bir tavrla. Kalulu, "Byle byk bir efin naiz varlm fark etmesi bile onurdur benim iin," diye mnldand. O arada on Basmara savas gelip eflerinin arkasna dizilmilerdi. "Kabilenin dmanlarn Tamafupa'ya soktun. Benim kentimi ele geirdiler." "Onlar dman deil," diye cevap verdi Kalulu. "Dostumuz ve mttefikimiz. Liderleri byk bir aman, benden ok daha bilgili ve gl. Buraya Kzl Talar' yok edip Nil'i tekrar aktsn diye gnderilmi." "Ne sama yalanlar bunlar, seni zavall bacaksz ey? Bu adamlar nehrin azna tapna yapanlarla, karanlk ruhlarn gazabn ekenlerle, gl sularnn kaynayp topran yarlmasna neden olanlarla ayn soydan. Derinlerden kayalar itip hem anamz hem babamz olan byk nehri tkayan da onlar." "yle deil." Kalulu tahtrevanndan zplad ve Basma'yla konumak zere olmayan bacaklarnn stnde dikildi. "Bu insanlar dostlarmz." Basma ar ar mzran kaldrd ve cceye yneltti. Bu bir sulama ve mahkm etme hareketiydi. Kalulu korumalanna bakt. Basma'ya boyun emi bir kabileden geliniyorlard, onlan semesinin pek ok sebebinden birisi de buydu. Kuzeydeki sava bir kabilenin yeleriydiler. Yine de, kendisiyle Basma arasnda bir seim yapmalan gerektiinde, sadakatlerinin hangi yne kayacandan emin olamyordu. Dile getirmedii bu soruya cevap verir gibi, sekiz kadn etrafnda saflarn sklatrdlar. Bir i' ein adn tayan mbali liderleriydi. Bedeni antrasitten oyulmu gibiy' di. Yalarla ovulmu kapkara teni gnein altnda prl pnl parlyordu-Gsleri kalkk ve sertti, karmak bir kurban treni dvmesiyle sslefl" 284 11. Yazt niti. Uzun boynu gururla dikiliyordu. Gzleri ateliydi. Belindeki uzun sapl baltay kavrad. Dierleri de onu taklit ettiler. Basma kibirli bir tavrla, "Fahielerin artk seni koruyamayacak," diye dudak bkt. Sonra savalarna, "Bycy ldrn," diye emretti ve mzran Kalulu'ya frlatt. Mzra mbali karlad. ne frlayp sa elindeki uzun sapl baltay savurdu ve mzra havada karlayp doruca yukar frlatt. Den mzra sol eliyle dzgn bir ekilde yakalad ve savalarn saldrsn karlamak zere ucunu onlara doru evirdi. lk adam doruca mzran stne komu ve mzran ucu gs kafesinin altna saplanmt. Adam, arkasndan koan dier adamlara doru geriledi ve dengesini kaybetti. Sonra srtst devrilip yerde debelenmeye balad, mzrak hl sapland yerdeydi. mbali zarif bir hareketle cesedin zerinden atlayp hemen arkasndaki adam savunmasz bir halde yakalad. Uzun sapl baltasn savurup adamn mzrak tutan kolunu dirsekten budad. Hemen tek ayann zerinde dnp o hzla nc adamn kellesini uurdu. Basz kalan ceset oturur pozisyonda yere dt, kesilen damarlarndan fskiye gibi kan fkn-yordu, sonra yana doru devrildi ve kanlar topraa akmaya balad. Kalulu'nun nne siper olan mbali ve dier kadnlar hzla geri ekildiler ve tahtrevan ham deriyle kapl kolaklarndan kavrayp kaldrdlar. Onu bir koba gibi kullanarak Basmaralara hcum ettiler. Sava naralar tiz bir ulumayd. O arada baltalar havada vnlayarak iniyor, et ve kemikleri paralyordu. Basma'nn adamlar hzla saldrdlar. Kadnlar, yan yana durup kalkanlarn kenetleyerek karladlar ve uzun mzraklarn kafalarna frlatt-arKadnlardan birinin boazna saplanan mzrak onu yere serdi ve kadn 3ld. tekiler tahtrevan kaldrp kalkanlara indirdiler. ki taraf birbirine "ilendi. Basmaralardan biri dizlerinin stne kp tahtrevann altndan 'llei"ek srann ortasndaki kz karnndan baklad. Kz tahtrevan bra285

Wilbur Smith kp geriye kaykld. Dnmeye alt, ama ona saldran adam mzran re_ kip bir daha, bu sefer bbreklerini nian alarak saplad. Kz haykrarak kanlar iinde yere ylmt. Kalulu'nun muhafzlar birka adm geri ekilip yaralanan kzn brakt boluu doldurdular ve tahtrevann duruunu dzelttiler. Basma-ralar mzraklarm kaldrd ve bir kez daha omuz omuza geldiler. Tahtrevana arparken kalkanlarnn altndan kaklan ve gbekleri hedefleyip mzraklarn saplamaya altlar. Kalkan dizisi ne arkaya sallanyordu. ki kz daha yere ykld, biri bacann st ksmndan yaraland iin ana daman paralanmt. Geriye doru dt ve parmaklaryla yaray kapatp kanamasn durdurmaya alt. O arada savunmasz kalmt ve Basmaralardan biri mzran omurgasna saplad. Mzran ucu omurlarnn arasndaki ek- I leme denk geldi ve kzn bacaklarna inme indi. Adam, kza bir daha saldrd ama o srada mbaii de tahtrevann altndan dalp kafasn uurdu. Dengesiz kalan tahtrevan kendi etrafnda dnd. Kk cce korumasz olarak yan tarafta kalmt. ef Basma bu an deerlendirdi: kalkanlarn arasndan ok gibi frlayp tahtrevann etrafndan doland ve Kalu- ! lu'ya kotu. Kalulu onun geldiini grnce kendini ellerinin stnde yana doru frlatt, inanlmaz bir eviklikle, en yakndaki dikenli allarn arasna atld. Basma, ona yetiip iki kez mzran sapladnda neredeyse ! allara dalmak zereydi. ef, "Hain," diye haykrd ve mzrak Kalulu'nun srtnn ortasna sapland. Byk bir abayla ellerinin stnde dengede kalmay baard. leri doru srad ama Basma bir kere daha yetiti- "C* i dinin yardaks!" diye barp mzran btn gcyle kk adamn havada duran kasna ve karnna saplad. Kalulu uluyarak allarn arasna | devrildi. Basma bir kez daha saldrmaya niyetlenirken gzucuyla Imba' li'nin baltasyla stne geldiini grd. Ban edi ve kadnn baltas ku j lam syrp geerken yana doru zplayp kamaya balad. Adam3 onun gittiini grnce peine takldlar ve bayr aa deli gibi kotu 286 11. Yazt Basma, "Byc ld!" diye haykrd. Savalar da koro halinde, "Kalulu ld! Ktlklerin ve iblislerin dostu geberdi!" diye bartlar. "Brakn eniklerini douran fahielerine dnsnler." mbali, adamlarn arkasndan koan kzlarn durdurdu. "Efendimizi kurtarmamz lazm." Kalulu'yu allarn arasnda bulduklarnda top gibi kvrlm acyla inlemekteydi. Onu dikkatle dikenli allarn arasndan kardlar ve tahtrevanna yerletirdiler. Tam o srada bayrn dibinden bir ses duydular. "Bu ihtiyar adamn sesi." mbali, Taita'y tanmt ve bararak ona yol gsterdi. ok gemeden Taita ve Fenn, arkalarnda Meren'i tayan kafileyle grnmt. Taita yumuak bir sesle, "Kalulu, ciddi biimde yaralanmsn," dedi. "Hayr Byc yaralanmadm." Kalulu acyla ban sallad. "Galiba iim bitti." Taita, mbali ve hayatta kalan arkadana, "abuk olun. Kampa gtrn onu!" dedi. Sonra Meren'in tahtrevann izleyen adamlardan drdn seti. "Burada yardmnza ihtiya var!" "Bekle!" Kalulu, Taita'nn elini yakalayp gitmesini engelledi. "Bunu yapan adam Basma, Basmara'nn yce efi." "Neden sana saldrd? Sen, onun halkndan deil misin?" "Basma sizin tapna yapanlarla ayn kabileden olduunuza ve bu-faya daha fazla bela ve felaket getirdiinize inanyor. lkeyi, nehirleri, glleri yok etmek ve btn Basmaralar ldrmek iin benim de size kaldm sanyor." Taita, "Artk gitti. Kadnlarn onu uzaklatrd," diyerek Kalulu'yu -atrmaya ve rahatlatmaya alt.

Kalulu bu szlere kanmamt. "Dnecek," dedi. Uzanp Taita'nn bi-S'ni skt. Kente dnp kendinizi savunmak iin hazrlanmalsnz. Bas-a ktn adamlaryla dnecektir." 287 Wilbur Smith "Tamafupa'dan ayrlrken seni de yanma alacam Kalulu. Cad avmz senin yardmn olmadan baarya ulaamaz." "Karnmda byk bir kanama olduunu hissediyorum. Sizinle gelemeyeceim." Gne batmadan Kalulu lmt. Drt muhafz, Tamafupa'nn di-ndaki bir hyn yanna bir giri kazdlar. Taita cesedi aartlmam keten bir arafa sard ve nemli kil tnele yatrdlar. Sonra, srtlanlarn kazmasn nlemek iin girii iri kayalarla rttler. Taita, "Doru'nun yannda olduun iin atalann olan tanrlar seni karlayacak aman Kalulu," diyerek onunla vedalat. Mezardan dnerken drt muhafz nnde durdu ve mbali hepsinin adna Shilluk diliyle konumaya balad. "Efendimiz gitti. Kendi yurdumuzdan uzaktayz, yalnzz. Sen gl bir samansn, Kalulu'dan bile byksn. Seni takip edeceiz artk." Taita, Nakonto'ya bakt. "Bu kadnlarla ne yapabilirsin? Onlar asker kaydedersem komutan altna alr msn?" Nakonto soruyu ciddi bir ekilde dnd. "Onlar dvrken grmtm. Peimden gelmelerine sevinirim." mbala kralielere yarar bir ba hareketiyle onun varln ve szlerini kabullendiini gsterdi. "Bizi de memnun ettii srece bu kurumlu Shilluk horozuyla omuz omuza gideriz, ama arkasndan gitmeyiz," dedi , Taita'ya. Gzleri neredeyse Nakonto'nunkilerle ayn seviyedeydi. Muhteem I ikili birbirlerini kmseyerek karlkl duruyordu. Taita Gz'n at I ve birbirlerine duyduklar ilginin auralarna nasl yansdn grnce g*1" I lmsedi. "Nakonto, tamam m?" diye sordu. "Tamam." Nakonto da soylu bir kabullenme jesti yapt. "imdilik- I 288 11. Yazt

Fenn'le Shilluk kadnlar en byk kulbelerden birini Meren iin temizlediler. Sonra Fenn, Taita'nn zel bitki karmndan bir avu alp ak ocakta yakt. Ho kokulu duman, kulbeye yerlemi olan bcekleri ve rmcekleri kartmt. Taze otlardan bir ilte hazrlayp Meren'in uyku minderini stne yaydlar. Meren'in yle ok acs vard ki, Fenn'in dudaklarna uzatt anaktan iebilmek iin ban zor kaldrd. Taita, Meren tamamen iyileip kumanday yeniden alana kadar Hilto-bar-Hil-to'yu onun yerine vekil tayin etti. Taita ve Hilto kentte gezip savunma durumunu gzden geirdiler. lk dnceleri su kaynaklarn gvenceye almak oldu. Kyn ortasnda, yuvarlak, dar bir kil merdivenle iine inilen ve suyu iyi olan derin bir kuyu vard. Taita, Shofar komutasnda bir grubun btn su tulumlarn ve suka-baklann doldurup Basmaralann saldrsna kar hazr tutulmasn emretti. Dvrken, susayan adamlarn kuyuya inip su karmaya vakti olmazd. Taita'nn sonraki dncesi d duvarlarn durumu oldu. Genelde iyi durumdayd, sadece beyaz karncalarn at baz delikler vard. Ancak, bu kadar uzun bir hatt savunamayacaklan hemen grlyordu. Tamafupa bir zamanlar pek ok kabileye yuva olmu byk bir kentti. Kazklarla evrili alann evresi yarm fersah buluyordu. Hilto'ya, "Bunu yirmide bire indirmeliyiz," dedi. "Kentin geri kalann atee verin ki yaklaanlar grebilelim ve okularmz ona gre yerletirebilelim." Hilto, "Bize g bir grev verdin," dedi. "Bir an nce balasak iyi olur."

Taita, kadn ve erkeklerin birlikte olaca yeni ereveyi gsterdi. En yi durumdaki kazklar skp Taita'nn belirledii yeni hatta yerletirdiler. Doru drst bir salamlatrmaya vakit olmadndan, boluklar di289 F: 19 Wilbur Smith kenli allarla rttler. Yeni itlerin drtbir kesine, vadiye ve tm yaklam yerlerine hkim, yksek gzc kuleleri diktiler. Taita kazklarn etrafna ate yaklacak dzenekler hazrlanmasn istedi. Bylece bir gece saldrsnda bile onlar tututurup ortal grebileceklerdi. Bu i de bitince, kuyunun etrafna bir i set yaptrd, Basmaralar kente girmeyi baard takdirde buras son snma hatlarn oluturacakt. alana, son kalan karabuday uvallarn, yedek silahlar ve btn deerli mallan yerletirtti. Kalan atlar iin ahr blmeleri hazrladlar. Duman Yeli ve tay hl iyi durumdayd ama dierlerinin ou onca yoldan sonra ya hastayd ya da lmek zereydi. Fenn her akam Meren'i doyurup bo gzyuvarnn sarglarn deitirmesi iin Taita'ya yardm ettikten sonra, Kasrga'y grmeye gidiyor ve ona sevdii karabuday reklerinden gtryordu. Taita yeni belirledii savunma hattnn dnda kalan ksmlar yakmak iin uygun bir rzgr bekledi. atdaki sazlar ve ahap duvarlar kuruydu ve abucak tututu, rzgr alevleri yeni duvarlarn aksi tarafna doru fryordu. O gece hava karardnda eski kent, yerdeki bir tutam kle dnmt. Hilto, "Hadi Basmaralar o aklktan hcum etsinler de gnlerini grsnler," dedi tatmin olmu bir edayla. Taita, "Artk d duvarn nne iaretleri koyabilirsin," dedi. Beyaz nehir talann yirmi, elli ve yz adm mesafeye yerletirdiler, bylece okular dman saldrrken uygun mevzilerde yer alabilecekti. Taita, mbali ve yandalaryla baka kadnlar kurumu nehir yatana ok yaplacak sazlardan toplamaya yollad. Qebui kalesinden bir sr ok ucu getirmi ve bir de kazklarn iinde kalan bir tepede akmakta bulunduunu kefetmiti. Kadnlara akmakta paralarn nasl yontup ok ucu yapacaklarn gsterdi. Kadnlar ii abuk kaptlar ve yaptklar ular saz gvdelere aa kabuklarndan rlen iplerle balayp iyice sertle290 11. Yazt sin ve sklasn diye suya batrdlar. Hazrladklar yedek oklar da kazklar boyunca belirli yerlere ydlar. On gn iinde btn hazrlklar tamamlanmt. Adamlar ve mbali'nin kadnlar silahlarn bileyip belki de son kez her eyi gzden geirdiler. Bir gece, akam yemei iin herkesin atelerin bana topland srada, ani bir kargaa oldu ve alevlerin aydnlatt uyumsuz bir ift ortaya kt. Meren ayakta zor duruyordu ama bir elini Fenn'in omzuna koymu olarak Taita'nn yzbalarla oturduu yere gelmiti. Herkes ayaa frlad ve etrafna topland, glyorlar, abucak iyiletii iin tebrik ediyorlard. Bo gzyuvasn keten bir bant rtyordu ve hem rengi solmu hem de zayflamt, fakat eski cakal yryyle yrmeye gayret ediyor, bir yandan da subaylarnn mstehcen akalarna cevap vermeye alyordu. Sonunda Taita'nn nnde durup onu selamlad. "Ey Meren, srtst yatp kamptaki btn kadnlardan efkat grmekten skldn m?" Taita glmseyerek konuuyordu, ama bu gl savann elini Fenn'in narin omzunda grnce duyduu strab zor bastrmaktayd. Fenn'in bedeni ve gzellii olgunlatka bu kskanlnn daha da artacan biliyordu. Bu ykc duyguyu onun dier yaamnda da tatmt. Ertesi sabah Meren de okularla birlikte talim alanndayd. Bata tek gzyle dengesini salamakta glk ekti, ama byk bir hrsla younlap

sonunda duyularn denetlemeyi ve yeni koullara uyum salamay baard. Sonraki zorluk, menzili tahmin etmekte ve hedefi tutturmaktayd. Oklar ya hedefe varmadan yere dyor ya da stnden geiyordu. Korkun ""azim gsterdi. Kralie Lostris'in btn ordularnda ok atma ampiyonu lan Taita, ona ilk okunu iaret ubuu gibi atmay ve hemen arkasndan 291 Wilbur Smith gnderecei ikinci okun yerini saptamak iin kullanmay retti. ok ge. meden, Meren daha birinci ok havadayken ikinciyi gndermeye balamt Fenn ve Shilluk kadnlar ona deriden bir gzba yapmlard. Eski salk l rengine kavumu ve tek gz yine eskisi gibi parlamaya balamt. Her sabah Taita atl bir devriye karyordu ama her akam Basma-ralarn izini bulmadan geri dnyorlard. Taita, mbali'ye ve kadnlarna dant. "ef Basma'y iyi tanrz. Kindar ve zalim bir adamdr," dedi mba-li. "Bizi asla unutmaz. Adamlar Byk Uurum Vadisi'ne, nehir boazlarna ve gl bataklklanna dalm durumda. Toparlamas zaman alacaktr ama sonunda gelecek. Bundan eminiz." Artk en nemli hazrlklar tamamland iin Taita daha az hayati konularla da ilgilenebiliyordu. Kadnlara kil topaklar ve uzun srklann tepesine yerletirilen otlarla insana benzer kuklalar yapmay retti. Uzaktan tatminkr bir grnm elde edene kadar kk boyalarla boyuyor-lard. Kadnlar bu ii ok yapmaktan daha elenceli buldular. Yine de, beklemek siniicini bozmaya balamt. Atein etrafnda epeevre oturup akam yemeklerini yerken, "Kio-ga'dan buraya olan mesafeyi hesaba katsak bile imdiye kadar gelmi olmalar gerekirdi," dedi Taita, Meren'e. "Yann senle ikimiz kp bir kolaan edelim ortal." Fenn, "Ben de sizinle geleceim," diye atld. Taita aksi bir tavrla, "Zaman gelince dnrz," diye cevap verdi. "Teekkr ederim sevgili Taita," diyen Fenn'in tebessm tatl ve parlakt. Taita, "Gelebilirsin demedim," dedi ama yle olacan ikisi de biliyordu. ocuk insan bylyordu ve Taita onun varlndan zevk alyr(lu' Onu kendisinin bir uzantsym gibi gryordu. 292 11. Yazt Devriye yola koyulduunda, Fenn, Taita ile Meren'in ortasndayd. Makonto ve mbali iz srmek zere nden gidiyorlard. mbali uzun bacaklaryla Nakonto'yla baa ba koabiliyordu. Habari ve iki asker de geriden gelmekteydi. Taita beline knnn iinde duran bir kl takmt ama asasn elinde tayordu. Btn vadiyi grebilecekleri bir yere geldiler. Sol tarafta arazi kvrlyordu ve sk ormanlarla kaplyd. Yamacn altna yaylm saysz fil srs grdler. Devasa gri bedenleri her aklkta kolayca seiliyordu ve sk sk koca bir meyve aacn deviriyorlard. Aa, tek bir filin gcne direnecek kadar bykse, teki byk filler yardma geliyordu. Birlemi glerine hibir aa kar koyamazd. Kabileler bu topraklardan kat iin filler saldrya uramyordu ve insanlarn yaklamasndan rkmyorlard. Atllar yaknlarndan geerken kamayp olduklar yerde kalyorlard. Ara sra hrn bir dii tehditkr bir tavr alsa da, kimseye saldrmyordu. Fenn yavrulara baylyor ve Taita'ya bu gl hayvanlar ve detleri hakknda bitmek bilmeyen sorular soruyordu. Karlarna kan yabani hayvanlar fillerden ibaret deildi. Antilop srleri, aklkta bir eyler attran veya topluca en yksek aalann tepesine trmanveren sar Habe maymunlar da vard. Bir kme panik iinde lk la ayakland. Anneler yavrulann kapp karnlarnn altna asarak daldan dala katlar. ri erkekler kavgac bir tutum taknp yelelerini kabarttlar ve fke dolu seslerle ortal inlettiler. Fenn, "Ne oldu onlara?" diye sordu.

"Herhalde bir leopar veya baka bir etil hayvandr." Taita konuurken, hemen nlerindeki otlann arasndan san, siyah benekli gzelim bir kedi szld. Leoparn benekleri ortama mkemmel uyum salyordu. Fenn hayranlkla, "Yine hakl ktn Taita. Bu dnyada bilinecek her eyi biliyor olmalsn," dedi. 293 Wilbur Smith Bir sonraki tepeleri amak zere bayr aa kvrldlar, ama onlgr zirveye ulamadan, ufukta tozu dumana katan bir zebra srs belidi Herhalde atlan kendi familyalarndan kabul etmilerdi ki, pek aldrmadan yanlarndan geip gittiler. Meren, "Bir eyden korkmu olmallar," dedi. Taita da, "Ya yangn ya da insanlar," diye ona hak verdi. "Baka hi. bir ey bu lde panie yol aamaz." "Etrafta duman gremiyorum," dedi Meren. "nsanlar olmal." Artk ihtiyatla ilerlemeye balamlard. Aniden Fenn yine heyecanla bard ve sol taraf gsterdi. "Bir ocuk! Kk bir siyah ocuk!" En fazla , drt yanda, plak bir bebekti bu. arpk admlarla bayr trmanmaya alyordu, her admda minik poposu iki yana sallanmaktayd. Fenn, "Onu almaya gidiyorum," dedi. Kasrga'y trsa kaldrd ama Taita dizginleri tuttu. "Fenn, bu eski bir hileye benziyor." Fenn, "Ama onu yle brakamayz," diye itiraz etti, o arada ocuk yukar trmanp gzden kaybolmutu. "Kaybolmu, yapayalnz." "Onu takip edelim," dedi Taita. "Ama dikkatli olalm." Yola ktlar ama Taita, Kasrga'nn dizginlerini brakmad. Tepeye gelmeden yz adm nce grubu durdurdu. "Gel Meren!" diye emretti. kisi hayvanlarndan indiler ve dizginleri Fenn'e emanet ettiler. Taita, "Burada kal ve atlarmz tut," dedi. "Ama drtnala gitmeye de hazr ol." Meren'le ikisi yryerek ilerlediler. Bir alln arkasna sinip aaya baktlar. ocuk tam karlarnda durmu yuvarlak yznde keyifli bir tebessmle onlara bakyordu. ki eliyle minik pipisini tutmu, kavrulan topraa iini yapmaktayd. O kadar sevimli bir manzarayd ki, bir an 294 11. Yazt cin her eyi unuttular. Meren sempatiyle srtmaya balayacakken Taita kolunu skt. "Karya bak!" Bir an gzlerini oraya diktiler ve Meren, "Basmara ordusu!" diye haykrd. "Bu minik iblis tuzakm." ocuun durduu yerden elli adm tede omuz omuza melmiler-di. Tahta sopalar, uzun mzraklar, saplamak iin daha ksa mzraklarla silahlanmlard. Ham deriden kalkanlar srtlarna aslyd ve yzlerine sava boyalarn srmlerdi. Balarnda krk ve tyler taklyd, burun de-likleriyle kulak memelerine fildii ubuklar geirmilerdi, el ve ayak bileklerinde istiridye kabuklanyla fildii boncuklardan yaplm ssler aslyd. Taita ile Meren seyrederken ar kovanna omak sokulmu gibi kzgn bir uultu ykseldi. Tek bir uyumlu hareketle kalkanlarn srtlarndan aldlar ve mzraklaryla dvmeye baladlar. Sonra da sava ilahisi duyuldu. Bouk, melodik sesler kalkan seslerine kart. Derken, antilop boynuzundan yaplma bir borunun tiz sesi teki sesleri bastrd. Bu, ayaa kalkmalar ve ktle halinde bayr trmanmaya balamalar iin iaretti. Taita, "Atlara," dedi. Fenn, onlarn geldiini grm ve Duman Yeli ile Meren'in atn da peine takarak drtnala yaklamaya balamt. Hemen atlanna atladlar ve n saflardaki Basmaralar tepeyi karken hayvanlarn ban geri dndrdler. Sonra drtnala Habari ile dier devriyelerin bekledii yere gittiler.

Fenn zengilerinin stnde ykselip orman gstererek, "Yolumuzu kesmek iin adamlarn yolladlar," diye bard. Etraflarn sarmak zere koan adamlar grmlerdi. Taita, Nakonto'ya, "zengi iplerimi al," diye haykrarak sol ayan bengiden kard. Nakonto yakalad. "Meren kr tarafn korumak iin mbali'yi al!" Meren de ayan ekti ve mbali, onun sa zengisini yakalad. Nakonto ile ikisi atlarn yalnda gidiyorlard, ayaklar yerden kesilmiti. 295 Wilbur Smith Taita, "Hzl srn!" diye bard. "Onlar etrafmz kuatmadan ya-rp gememiz lazm." Basmaralarn en hzl koanlar dierlerinin nne gemiti. "Fenn, Meren'le benim aramda kal. Bizden ayrlma sakn." ok hzl koan drt Basmara, Taita'nn gemeyi hedefledii bolua ulamt. Gelen atllara yzlerini dndler, uzun kalkanlar srtlarnda olduu iin elleriyle silah kullanabilecek durumdaydlar. Onlara yaklarken, Taita ile Meren srtlarnda asl olan ve at srtnda kullanmak zere tasarlanm ksa, geriye eik yaylarn aldlar. Dizginleri hayvanlarnn boynunda brakp onlar ayaklarnn ve dizlerinin basksyla yneterek doruca mzrakllarn stne srdler. Bir Basmara mzran frlatt. Meren'i hedeflemiti, ama menzili uygun deildi. Meren'in tepki verecek zaman oldu. Ayak parmayla dokunarak atn yana kaydrd ve mzrak sol omzunun yanndan geip gitti. Meren de yayn gerip arka arkaya iki ok frlatt. lki yksekten, adamn bann bir kol boyu stnden utu ve elli adm uzaa dt -byle ksa menzilde yay ok etkiliydiama ikinci ok Basma-ra'nn gsnn ortasna sapland. Adamn kprck kemiklerinin arasndan kan fkrd. Daha yere arpmadan lmt. Onun sandaki Basmara da mzrak tutan kolunu kaldrmt ve o da Meren'e odaklanm durumdayd, stelik Meren'in kr noktasnda duruyordu. Meren, onu gremedii iin kendini koruyacak bir hareket yapmad. mbali zenginin stnde dnp baltasn frlatt, balta havada slk alarak utu. Basmara arln arkadaki ayana vermi durumdayd... tam mzran frlatmak zere olduu iin kamaya frsat bulamad. Balta alnnn ortasna indi ve kafatasna gmld. Adamn yanndan geerken mbali baltasn geri almak zere uzand. Taita da nc adama bir ok frlatmt, adam savurmak zere olduu silah drp oku karnndan karmaya alt ama kancal u derine gmlmt. Drdnc ve sonuncu sava ayaktayd. Atn yapmak zere pozisyon alm, mzrann sapn sa omzuna yaslamt. Savan verdii 296 11. Yazt rUh haliyle gzleri kanana gibiydi ve Taita onlarn Fenn'e kilitlenmi olduunu grd. Kasrga'nn srtnda dimdik oturarak mkemmel bir hedef oluturuyordu. Basmara ar mzra frlatrken yzn buruturdu. Taita sadandan baka bir ok ekerken gcn sesiyle. "k Fenn," diye bard. "Atn srtna yap!" Kz ne yatt ve yzn Kasrga'nn yelesine gmd. Taita yayn kaldrd, teli burnuna ve dudaklarna dedirene kadar gerdi ve oku brakt. Mzrakl adam, mzran frlatmak zere dnne balamt, ama Taita'nn akmakta ulu oku adem elmasna sapland ve annda ldrd. Ama mzrak elinden frlamt ve Taita aresizlik iinde Fenn'e doru geliini izliyordu. Fenn yzn edii iin onun geliini grmedi ama Kasrga grd. Mzrak burnuna doru yaklarken hzla yana kald ve ban savurdu, o arada Taita bir an iin mzra gremedi. Kz skaladn dnp rahatlar gibi oldu. Ama sonra onun ac ve hayretle bardn duydu ve tayn srtnda kvrandn grd. "Vuruldun mu?" diye bard ama Fenn cevap vermedi. Sonra mzran Kasrga'nn brnden aa sallandn ve ucunun yere arptn fark etti. Duman Yeli'ni tayn arkasna doru dndrnce, mzran bann Fenn'in plak bacana saplanm olduunu grd. Dizginleri brakm ve iki eliyle tayn boynuna sarlmt. Ona doru dnd ve Taita, renginin kl gibi olduunu, yeil gzlerinin, yznn yarsn kaplayacak kadar alp kendisine dikildiini

grd. Mzran sap yere arptka Fenn'in bacana yeniden batyordu ve Taita, onun yaray iyice bytp paraladn biliyordu. Anadamann yaknnda bir yere saplanmt. Eer tam o damara isabet etmi olsayd Fenn imdiye kadar lm olurdu. "Sk tutun sevgilim," diye seslendi ve omzunun stnden arkasna gz att. Bir grup Basmara son hzla arkalanndan gelmekteydi. "u anda duramayz. Durursak annda tepemize binerler. Seni almaya geliyorum." Taita klcn ekip tayn yanna geldi. Yapaca hareketi dikkatle hesaplad. Kzn grn, yllar nce yitirdiini dnd eviklii ka297 Wilbur Smith zanm gibiydi. Zihnini sallanan mzraa odaklad. Ar bronz klc savururken, g kelimesini haykrd: "Kydash!" Sanki elindeki kl canl bir nesneydi. Keskin kenarnda, btn ar. ln ve enerjinin topland bir nokta vard. Sert aatan yaplm mzrak sapn, tam ucuyla balant yerinin bir parmak zerinden ince bir filiz gity budamt. Sap yere dt ve Taita, Fenn'in o anda rahatladn alglad. "imdi de seni almaya geliyorum," dedi klc knna sokarken. "Hazr ol." Duman Yeli'ni tayna iyice yanatrd ve Fenn kollarn gvenle ona uzatt. Kolunu kzn beline dolayp bir tututa kaldrd. Terkisine ald Fenn hemen kollarn boynuna dolad. "Sen gelene kadar ok korkmutum Taita," diye fsldad. "Artk her eyin yoluna gireceini biliyorum." "Sk tutun, yoksa hibir ey yolunda gitmez." Dileriyle tuniinden bir para koparp, mzran ucunu iyice ieri bastrd ve kopard bezle sktrd. "Pek dzgn veya gzel olmad ama," dedi. "Sen tandm en cesur kzsn ve Tamafupa'ya gidene kadar bu ekilde fazla sarslmayacaksn." Pelerindeki Basmaralar geride kaldlar ve az sonra aalarn arasnda gzden kayboldular. Artk trsa kalkp le olmadan Tamafupa'ya varabilirlerdi. Tamafupa'ya vannca, Taita, Meren'e, "Herkesi silah bana ar," diye emretti. "Bu iblisler bir saat gemeden burada olur." Fenn'i Duman Yeli'nin srtndan alp kulbelerine gtrd ve yavaa yatrd. Mzran ucunun etrafndaki phtlam kan temizlerken Fenn'i yattracak biimde konuuyordu. Sonra baca muayene etti. Ameliyi hazr olmadan, yaraya tampon yapm olduu bezi karmamt. 298 11. Yazt Sonunda, "Zaten her zaman tanrlarn sevgilisi olmusundur," dedi. "Mzrak, ana damarn kk parmann trna kadar syrm. Eer ucu-nlln yaray oymaya devam etmesine izin verseydik, ana damara kadar alabilirdi- imdi sen gzelce yat, ben de sana bir iecek hazrlayaym." Seramik bir anakta ezdii krmz toza, ocaktaki kmrlerin stnde bekleyen kaptan scak su katt. "Bunu i. Acy hissetmeyeceksin." la etkisini gsterirken Taita da deri tp antasn kartrd. Gm kaklarn muhafaza ettii ayr bir blm vard. Bildii kadaryla, bu setten sadece bir cerrahta daha vard ve o da lmt. Hazr olunca, kulbenin nnde dolanan Meren'i ard. "Ne yapacan biliyorsun," dedi. "Elbette. Bunu daha nce de ka kez yapmtm." "Ellerini ykamsndr tabii ki?" Meren'in ifadesi deiti. "Evet," dedi kukulu bir sesle. "Ne zaman?" "Bu sabah, devriyeye kmadan nce." "Tekrar yka." Meren her zaman yapt gibi, "Bunun iin bir sebep gremiyorum," diye mrldand ama ocaktaki scak sudan bir anaa doldurdu. Taita gm kaklar atee tutarken, "Bir ift ele daha ihtiyacmz olacak," dedi. "mbali'yi ar." "mbali'yi mi? O bir vahi. Adamlarmdan birini arsam olmaz m?"

"O gl ve akll," diye kar kt Taita. Daha da nemlisi kadnd. Taita baka bir erkein Fenn'in plak bedenini tutmasn istemiyordu. Meren'in grmesi de yeterince ktyd ama kaba saba bir askerin grmesi kadar deildi. Shilluk kadnlar da o kadar akll deildi. "mbali'yi a-P\" diye tekrarlad. "Ve ona da ellerini ykat." Krmz toz Fenn'i uyuturduu halde, Taita mzran ucunu elleyin-ce kz inledi ve kprdand. Taita, Meren'e bir ba iareti yapt. kisi Fenn'i oturur pozisyona getirdiler, sonra Meren arkasna melip kzn kollarn Ssnde apraz yapt ve skca tuttu. 299 Wilbur Smith "Hazr," dedi. Taita, Fenn'in ayann dibinde diz km olan mbali'ye bakt. "Bacaklarn sk tut. Sakn kprdatmasn." mbali de ne eilip Fenn'in ayak bileklerini kavrad. Taita derin bir nefes alp zihnini younlatrd. Uzun, kemikli parmaklarn esnetirken, yapmas gereken her hareketi aklndan geirdi. Hasta ne kadar uzun sre ac ekerse, bedeni ve ruhu o kadar hasar grr ve iyileme ans o kadar azalrd. abucak mzrak ucunu tutan keten bezi kesti ve dey olarak kaldrd. Fenn yine inledi. Meren deri parasn hazr tutuyordu ve dilini srmasn diye Fenn'in dilerinin arasna kstrd. "Dikkat et, tkrp atmasn," dedi Taita. yice yaklap yaray inceledi. akmaktann ieride oynamas yaray olduka bytmt ama yine de gm kaklar sokaca kadar yer yoktu. imi eti eliyle yoklaya-rak ana damarn yerini saptad. Sonra iki parman sokup yaray geniletti ve parmaklarn scak etin iine biraz daha daldrp ucun keskin kenarlarna dokundu. Fenn haykrarak rpnd. Meren ve mbali biraz daha sk tuttular. Taita da yaray biraz daha geniletti. ok hzl olmakla beraber, son derece kontroll ve kesin hareketler yapyordu: birka saniyede ucun keskin kenarlarnn yerini tayin etmiti. Fenn'in eti ve kas lifleri onlara taklm durumdayd. Taita botaki eliyle kaklan alp bacan stne koydu ve mzrak ucunun iki tarafndan yaraya soktu. Uca taklmasnlar diye eliyle idare ediyordu. Fenn, "Beni ldryorsun!" diye haykrd. Meren'Ie mbali btn glerini kullanyorlard ama rpnan kz zor zap etmekteydiler. Taita iki defa kaklar mzrak ucunun kenarlarna oturtmay baard ama Fenn'in rpnmas yznden kaydrd. Sonunda kaklarn tam yerine oturduunu hissetti. Cilal metalleri ucu kavrayacak ekilde kstrp tek hareketle yukar ekti. Yarann kanl dudaklar bu harekete direndii iin bir emme se300 11. Yazt j duyuldu. Fenn'in etine gml parmak ularnda, damarnn dzgn bir se|cilde attn hissedebiliyordu. Sanki o damar kendi ruhunu yanstyordu. Kaklar damarn yanndan geirirken iyice dikkat kesildi. akmaktanm metal kaklarn arasndan azck kaydrsa damar kesebilirdi. Yavaa biraz daha bask uygulad. Yarann kenarlarnn bel verdiini hissetti ve sonra, aniden, kana bulanm gm kaklar ve akmaktandan mzrak ucu dar kverdi. abucak kendi parmaklarn da ekti ve yarann kenarlarn birletirdi. Serbest eliyle Meren'in uzatt kaln keten tamponu alp kanamay kesmek iin yaraya bastrd. Fenn'in ba geriye dm, feryatlar hafif inlemelere dnmt, bacaklarndaki gerilim de azald ve omurgasndaki kat yay gevedi. Meren, "Bu ustaln beni hep artyor," diye fsldad. "Hep huu iinde seyrediyorum alman. Sen gelmi gemi en byk cerrahsn." "Bunu sonra konuuruz," diye cevap verdi Taita. "imdi diki iin yardm et bana." Kuzeydeki gzetleme kulesinden gelen barlar duyduklarnda, Taita at klndan son dikiini atmaktayd. Yaray kapacak dm atarken, ban kaldrp Meren'e bakmad. "Basmaralar geldi sanrm. Artk grevinin bana gemelisin. mbali'yi de gtr. Yardmlarn iin teekkr ederim iyi kalpli Meren. Yara kangren olmazsa ocuun sana da ok teekkr borcu olacak."

Fenn'in bacan sardktan sonra, kulbenin kapsna gidip Shilluk kadnlarnn en gvenilir ve en hassas olan Lala'y ard. Kadn kalasnda tad plak bebeiyle birlikte geldi. Fenn'le ikisi yakn arkadatlar. Sohbet edip bebekle oynayarak ok vakit geiliyorlard. Lala, Fenn'i yle solgun ve kanlar iinde grnce feryad bast. Taita, onu yattrmak ve yapaklarn gstermek iin bir sre yanlarnda kald. Sonra, krmz tozun et-KisyJe uyuyakalan Fenn'e baksn diye onu brakp kendisi dar kt. 301 Wilbur Smith Taita, Meren'in yanna ulamak iin kalelerinin kuzey duvarna dayanm merdiveni trmand. Meren, onu ciddi bir yzle karlayp vadiyi gsterdi. Basmaralar ayr birlik halinde ilerliyordu. Dzgn bir trsla geliyorlard. Balklar arkalarnda dalgalanyor ve birlikleri uzun kara ylanlar gibi ormana yaylyordu. nsann kann donduran, tylerini rperten biteviye arklar duyuluyordu. Taita iyice grebilmek iin eildi. Bas-maralarn btn aktif gc karlanndayd ve kendileri ne yazk ki bir avu insandan ibarettiler. Yumuak bir sesle, "Biz otuz iki kiiyiz," dedi. "Oniarsa en az alt yz kiiler." Meren, "Demek ki eitiz Byc," dedi ve, "Gzelce eleneceimize bahse girerim," diye ekledi. Taita da, stlerine kmek zere olan frtnaya dudak bkermi gibi yapt. Nakonto, mbali ve kadnlaryla birlikte korkuluun dier uundayd. Taita onlara doru yrd. Her zamanki gibi, mbali'nin soylu Nil hatlar sakin ve kontrollyd. "Bu insanlar tanyorsun mbali. Nasl saldracaklar?" mbali hi duraksamadan, "nce saymz anlayp cesaretimizi snayacaklar," diye cevap verdi. "Bunu nasl yapacaklar?" "Kendimizi gsterelim diye dorudan duvara hcum edecekler." "Buray atee vermeye alrlar m?" "Hayr aman. Buras onlarn kenti. Atalar burada gml. Mezarlarn asla yakmazlar." Taita, Meren'in yanna dnd. "Kuklalar korkuluun kenarna dizmenin zaman geldi," dedi ve Meren emri Shilluk kadnlarna aktard. Ka302 11. Yazt dnlar kuklalar korkuluun dibinde hazr tutuyordu. Hemen korkuluk boyunca komaya baladlar, bylece Basmaralar duvann stnde bir sr kafa gryordu. Taita, "Tek bir hamlede garnizonumuzdaki asker saysn iki katna karm olduk," dedi. "imdi Basmaralar bizi biraz daha ciddiye alr." Mzraklarn daha nce yakm olduklar kulbelerin klleri zerinde mevki aln izlediler. birlik, her birinin banda kendi lideriyle ayr ayr duruyordu. "Dank ve dzensizler." Meren kmser bir ses tonuyla konumutu. "Bu bir ordu deil apulcu yn." "Ama byk bir apulcu yn," diye belirtti Taita, "Oysa biz kk bir orduyuz. Kutlamalan zaferden sonraya brakalm." Basmaralar ark sylemeyi kestiler ve ortala byk bir sessizlik kt. Basmara sralanndan tek bir kii ayrld ve duvarla aralarndaki yolun yarsna kadar ilerledi. Uzun pembe flamingo tylerinden yaplm bir bal vard. Sava klna hayran olsunlar diye adamlarnn nnde poz verdikten sonra, crtlak bir sesle, her cmlesinden sonra havaya srayp mzran kalkanna vurarak bir konuma yapt. "Ne diyor?" Meren merak etmiti. "Hakkmzda pek iyi eyler sylemediini tahmin edebiliyorum." Taita glmsyordu. "Bir okla hevesini artraym bari."

"En uzun menzilinden yetmi adm tede duruyor. Boa harcayacak okumuz yok." Basmaralann yce efi Basma'nn alml bir yryle adamlannn arasna dnn izlediler. Bu sefer de geri saflarn arkasnda bir komuta pozisyonu almt. Alana yeni bir sessizlik kt. Yaprak kprdamyordu. Rzgr bile kesilmiti. Gerilim, tropik bir frtna ncesindeki gibi ard. Sonra ef Basma, "Hau! Hau!" diye uludu ve birlikleri ilerlemeye balad. 303 Wilbur Smith Meren, "Bekleyin!" diye uyard adamlarn. "Brakn yaklasnlar. Oklarn hazrlayn!" Basmara saflar en dtaki iaret talarn gemi ve yine sava arklarn sylemeye balamlard. Mzraklanyla kalkanlarna vurarak tempo tutmaktaydlar. Her elli admda bir, hep birlikte plak ayaklarn yere vuruyorlard. Havalandrdklar kller yznden, suyun iinde yryormu gibi grnyorlard. Yz-adm iareti olan talara vardlar. Sarklan ve tempolan lgnlk dzeyine ulamt. Meren bir kez daha, "Bekleyin!" diye haykrd, sesini ancak byle duyurabilecekti. "Yaylan kaldnn!" n saflar, elli-adm iaretine yaklayordu. Artk yzlerindeki sava boyalann ayrntl biimde grebiliyorlard. Liderleri iaretleri gemi ve o kadar yaklamlard ki, duvardaki okularla bakyorlard. Meren, "Ok yerletir ve nian al!" diye kkredi. Yaylar iyice gerildi. Okular gzlerini ksarak nian aldlar. Meren, kollar titremeye balamadan nce at emri vermesi gerektiini biliyordu. Bir soluk alma sresinin ardndan ikinci emir geldi. O anda, omuz omuza ilerleyen saflar da otuz-adm iaretine ulamt. "Ok brak!" diye bard ve hepsi ayn anda oklann attlar. O mesafeden tek bir ok bile hedefi amazd. Sessiz bir bulut halinde hep birlikte utular. ki okunun ayn Basmara savasna nian almam oluu, us-talklannn bir gstergesiydi. lk saflardaki savalar, yer yarlm da iine girmiler gibi hep birlikte ykldlar. Meren, "Serbest at!" diye brd. Okulan tecrbenin verdii ustalkla ikinci oklarn hazrlad. Tek bir harekette hem de hibir tela belirtisi gstermeden, oku yerine yerletirip yay germi ve atmlard. Ikna Basmara saf da ykld ve saniyeler sonra ncler de onlar izledi- Cesetler st ste ylyor, arkadan gelenler stlerinden atlyordu. 304 11. Yazt "Buraya ok getirin!" Ses korkuluk boyunca yankland ve Shilluk kadnlar frladlar, oklar iki bklm srtlarnda tayorlard. Basmaralar gelmeye devam etti, okular da, duvarn dibine gelip yukar trmanmak iin hamle etmeye balayana kadar stlerine ok yadrmay srdrd. Bazlar tepeye ulat ama Nakonto, mbali ve kadnlar onlar bekliyordu. Uzun sapl baltalar odun kesermi gibi srekli inip kalkmaya balad. Na-konto'nun att sava lklar dehet vericiydi. Nihayet, fildii ddklerden kan tiz sesler, katliama aniden son verdi. Savalar, klle kapl alandan Basma'mn yeniden toparlamak zere kendilerini bekledii yere ekildiler. Meren, adamlarn denetledi. "Yaralanan var m? Yok mu? Gzel. Oklarnz toplamaya gidince, l taklidi yapanlara dikkat edin. Bu iblislerin en sevdii numaradr." Kaplan ap, oklarn geri almak zere kotular. ounun ucu l ete gmlmt ve kl ya da baltayla kesmek gerekiyordu. Bu tyler rpertici bir iti ve ok gemeden hepsi kanl kasaplara dnmt. Oklarn topladktan sonra, l Basmaralarn mzraklarn da aldlar. Sonra kalelerine dnp kaplar kapattlar. Kadnlar kurutulmu balk sepetlerini, karabuday reklerini ve su tulumlarn koturdu. Adamlarn ou daha lokmalarn bitirmeden, sava arks yeniden balad ve yzbalar onlar korkulua ard. "Silah bana!"

Basmaralar yine omuz omuza geldiler, ama bu sefer ndekilerde ormandan kestikleri uzun srklar vard. Duvardaki okular birini devirirse, arkadan gelen sr alp komaya devam ediyordu. Srklar kalenin d duvarna ulaamadan, elli, elli be adam daha ld. Basmaralar sr kaldrmak zere bana toplandlar ve duvara dayadlar. Sonra ksa sapl mzrakln dilerinin arasna sktrp karnca srs gibi sra trmanmaya Sladlar. 305 F: 20 Wilbur Smith Srn stndeki arlk arttka, duvardakilerin onu itip devirmesi imknsz hale geliyordu. Tepeye ulaan savalarla teke tek uramak zorundaydlar. mbali ve kadnlar da erkeklerin yanna dizilmi, uzun sapl baltalanyla nlerine kan temizliyorlard. Fakat Basmaralar kayplanna aldrmaz gibiydi. Cesetlerin stnden trmanp byk bir heves ve ataklkla dve dalyorlard. Sonunda, kk bir grup korkuluun stne ulamay baard. Sonuncusunu da geri atana kadar etin ve ac bir mcadele yaand. Ancak, yeni dalgalar onlann yerini alyordu. Tam, kaleyi savunanlar yorgunluktan bunalm haldeyken ddkler bir daha tt ve saldrganlar geri ekildi. Su itiler, yaralann sardlar ve krelen kllarn keskinleriyle deitirdiler ama paydos ksa srd ve, "Silah bana! Tekrar geliyorlar," komutu duyuldu. Meren'in adamlar, gne batana kadar iki ata daha gsledi, ama sonuncusu pahalya patlad. Basmaralar geri ekilirken sekiz adam ve m-bali'nin kadnlarndan ikisi ar mzrak ve sopa yaralan almt. Askerlerin pek az gn sapasalam bitirmiti. Bazlarnda sadece hafif yara, bereler vard. ki tanesinde ar Basmara sopalaryla olumu krklar bulunuyordu. kisi daha o geceyi gremeyecekti: birinin mzrakla barsaklar deilmi, br de cierinden yaralanmt. ou yemek yiyemeyecek ve kulbesine kadar gidemeyecek lde yorgundu. Susuzluk-lanm giderir gidermez kendilerini korkuluktan aa atp terli zrhlar ve kanl sarglanyla uyuyakalmlard. Meren, Taita'ya, "Buray bir gn daha tutamayz," dedi. "Bu kale bizim iin lm tuza haline geldi. Basmaralarn bu kadar azimli olacam1 dnmemitim. Kurtulmak iin hepsini ldrmek zorundayz." Yorgi"1 ve karamsar grnyordu. Gzyuvas an yapyordu, srekli band kaldrp ovuturmaktayd. 306 11. Yazt Onu bu halde grmek, Taita'nn ok ender yaad bir durumdu. "Buray savunacak kadar adammz yok," dedi o da. " hatta ekilmeliyiz." Kuyunun etrafndaki son savunma hattna baktlar. "Geceye kadar burada dayanabiliriz. Sonra da sabahki ilk dman saldrsnda ky atee veririz. Bu onlar birka saat, alevler snene kadar uzak tutar." "Peki sonra?" "Atlar hazr tutarz ve kuatmay yarp kamay deneriz." "Nereye?" "Bulunca sana da sylerim," diye sz veren Taita eklemleri tutulmu bir halde ayaa kalkt. "Kaleyi savunan adamlarda mutlaka ate anaklar olsun. Ben, Fenn'e bakmaya gidiyorum." Kulbeye girdiinde Fenn uyuyordu. Bacan muayene ederek onu uyandrmak istemedi ama enesine dokunup atei olmadn anlad. Yara kangren olmamt. Lala'y yollad ve Fenn'in yanna uzand. nefes alamadan, derin, karanlk bir uykuya dalmt. afan belli belirsiz klaryla uyand. Fenn yannda endieyle oturmaktayd. Gzlerini aar amaz, "ldn sandm," diye bard. "Ben de yle." Taita dorulup oturdu. "Bacana bakaym." Sargla-r at ve yarann sadece hafif bir iltihap kapm olduunu grd, kendi binden daha scak deildi. rin kokusu da yoktu. "Giyinmen lazm. Hzla gitmek zorunda kalabiliriz." Tuniini ve petamaln giymesine yardm derken, "Sana bir koltuk denei yapacam," dedi. "Ama onu kullanmay renmek iin fazla zamann yok.

Gne dounca Basmaralar mutlaka a,dracak." de apraz ba ekledi ve 307

Hemen hafif bir denek yapp bir

Wilbur Smith apraz ksmn iini caput doldurup yumuatt. Fenn arln denee verip Taita'nn da yardmyla atlarn bulunduu yere gitti. Aralarnda, Kasr-ga'nn eyerini ve koum takmn da tayorlard. Kalenin d duvarlarndan bir ikaz duyuldu. Taita, Fenn'e, "Kasrga'nn yanndan ayrlma," dedi. "Seni almaya geleceim." Sonra, koarak duvarlara gitti, Meren orada onu beklemekteydi. Meren'in ilk szckleri, "Fenn... o nasl?" oldu. "Ata binebilecek, hayvanlarn yannda bekliyor," dedi Taita. "Burada ne oluyor?" Meren kary gsterdi. ki yz fersah tede, Basmaralar ormann kysnda toplanmaktayd. Taita, "Pek azlar," diye gzlemde bulundu. "Dn akamkinin yans kadar." Meren, "Gney duvarna bak," dedi. Taita hzla dnp byk gln bulunduu yne bakt. "Demek yle! Dn yapm olmalar gereken eyi yapyorlar," dedi kuru bir sesle. "ki yandan saldracaklar." Bir an dndkten sonra, "Bu sabah silah tutabilecek ka salam adam var?" diye sordu. " gece ld ve askerlerimizden drt tanesi de Shilluk fahielerini alp karanlkta srra kadem bastlar. Basmaralar onlar bulmadan fazla uzaklaabileceklerini sanmyorum. Yani, Nakonto, mbali ve arkadalar da dahil on alt kii kaldk." Taita, "Bir kiiyle birlikte eyasn tayabilecek on be salam atmz var," dedi. "Bir Basmara atan daha bekleyecek miyiz, yoksa d duvar atee verip dumanlarn arasndan kamay m deneyeceiz?" 308 11. Yazt Taita'nn karar vermesi uzun srmedi. "Burada kalmak, ancak kanlmaz sonu geciktirmeye yarar. Atlarla ansmz deneyelim ve yarp gemeye alalm. Niyetimizi adamlara ilet." Meren koarak gidip adamlarla konutu ve hemen geri dnd. "Hepsi yapmas gerekeni biliyor Byc. Ate anaklan da hazr. Zar anaa koyduk, atmay bekliyoruz." Taita sessizce dman birliklerini izliyordu. 0 bildik sava arks yine balad, mzraklar kalkanlara vuruldu ve bu sesler, yzlerce plak ayan toprakta koarken kard sese kart. Meren yumuak bir sesle, "Geliyorlar," dedi. Taita, "Duvar yakn," diye emretti. Adamlar kuru ralar, ate anaklarna yaklatrp ilteleriyle yellediler. Alevler bir anda ykseldi. Meren, "Geriye!" diye barnca yanan korkuluktan atladlar. Koarak gelirken, salam olanlar aksayanlara, yarallara yardm ediyordu. Onlar seyreden Taita, bir anda kendini yorgun, zayf ve yal hissetti. Dnyann bu uzak, yabani kesinde mi bitecekti her ey? Bu kadar ile, ac ve lm hibir ie yaramayacak myd? Meren de ona bakyordu. Omuzlarn dikletirip kendini toparlad. imdi zaaf gsteremezdi: Meren'e, geri kalan dier adamlarna ve her eyden nce Fenn'e kar grevleri vard. Meren, sakin bir sesle, "Gitme zaman Byc," dedi ve merdivenden inmesine yardmc olmak iin kolunu tuttu. Atlarn yanna vardklarnda, btn d duvar kkreyen alevlerle kuatlm durumdayd. Korkun, yakc scaktan korunmaya altlar. Askerler at binmeye hazrd. Meren dzeni kurdu. Tabii ki Fenn, KaSlrga'nn stnde ve yannda zengiye binen mbali ile gidecekti. Taita da uman Yeli'ni alacak ve ayn ekilde Nakonto'yu zengide tayacakt. ren kendi atyla, kr tarafnda mbali'nin kadnlarndan biriyle olacakVe btn dier askerler de kendi atlarna bineceklerdi. Artk katrlar 309

Wilbur Smith kalmad iin, botaki iki ata da yiyeceklerini ve eyalarn yklediler. Hilto ile Shabako yedekleyecekti onlar. Alevlerin arkasnda, grnmeden atlarna binip, hayvanlarn ban kapya doru evirdiler. Taita, Lostris Tlsm'n yukar kaldrd ve zerlerine bir gizlenme bys yapt, bylece dmanlarnn gzne grnme-yeceklerdi. Byle byk bir atl grup olarak dman hatlarn yanp gemenin zorluunu biliyordu, ama ilkel Basmaralar yaratt illzyonlara kolayca kanacakt. Basmaralar yanan duvar amak iin zahmete girmemilerdi. Belli ki, kurbanlarnn ieride kapana ksldna ve gidip ilerini bitirmelerini beklediklerine inanmaktaydlar. Alevlerin dier tarafnda ark syleyip naralara atyorlard. Taita ise, alevlerin d kaplar yakp kertmesini bekliyordu. "imdi!" diye emir verdi. Habari ile Shabako ileri frlayp den kaplara kement attlar. plerin yanmasna frsat vermeden kap kanatlarn iki yana srklediler. Artk nleri almt ve iki adam drtnala dierlerinin yanma dnd. Taita, "Birbirinize sokulun, ne kadar yakn olursanz o kadar iyi," dedi ve, "Arkamdan gelin," diye ekledi. Kaplar geip tedeki ak alana ktklarnda bynn etkisi de gemi olacakt. Kap kanatlarnn ereveleri hl alev alev yanmakta olduu iin kavrulmadan, abucak gemek zorundaydlar. Taita hemen, "Drtnala," diye bard, ama bu kez gcn sesini kullanmt. Alevli geide doru ilerlediler. Scaklk, bir duvar gibi arpt, baz atlar rkmt, ama binicileri mahmuzlanyla, kamlaryla hayvanlar hizaya soktu. Atlarn derileri, yeleleri kavruldu. Baz adamlarn yz de ayn ekildeydi ve ok canlar yanyordu. Ama yine de omuz omuza at srerek ak alana ulatlar. 310 11. Yazt Basmaralar etraflarnda zplayp uluyorlard. Bazlar onlara bakt halde, baklar delip geiyor ve yanan duvarlarn stne ykseliyordu. Taita'nn bys iyi dayanmt. Taita, "Sessiz ve yava olun," diye uyard. "Birbirinizden ayrlmayn. Ani hareket yapmayn." Tlsm hl havada tutuyordu. Yannda, Fenn de onu taklit ediyordu. O da kendi altn tlsmn kaldrmt ve Taita'nn rettii szckleri tekrarlarken dudaklar kprdyordu. Byy glendirerek Taita'ya yardm etmekteydi. Neredeyse akln tamamn gemilerdi. Ormann kysna iki yz admdan az kalmt ve savalar hl onlarn varln fark etmemiti. Sonra Taita ensesinde souk bir rperti hissetti. Fenn yannda nefesini tuttu ve tlsmn brakt. "Elimi yakt!" diye barp kzaran parmak ularna bakt. Sonra kafas karm bir halde Taita'ya dnd. "Bir ey bymz bozuyor." Haklyd. Taita da bynn, rzgrda yrtlan bir yelken gibi paralandn hissediyordu. stlerindeki koruyucu pelerin almaktayd. Baka bir gcn etkisi altna girmilerdi ve Taita, onu yok edemiyordu. "Drtnala ileri!" diye bard ve atlar ormana doru atld. O arada Basmaralardan byk bir grlt ykseldi. Btn boyal suratlar onlara doru dnd, tm gzleri kan brmt. Drtbir yandan kk grubun stne doru gelmeye baladlar. Taita, Duman Yeli'ne, "Ko!" diye bard, ama hayvan iki yetikin erkei tayordu. Her ey ryada gibi ar ar geliti. Arkalarndan kovalayan Basmaralardan epey ndeydiler, ama sa cepheden de baka bir mzrakl grup geliyordu. Taita bir daha bard. "Hadi! Daha abuk!" Basma'nn onlar doramak zere yaranlarn banda olduunu grmt. Mzran frlatmaya hazr bir ekilde sa omzuna kaldrm, yollarn kesmeye alyordu, adamlar da aya yanm itler gibi uluyorlard. 311 Wilbur Smith

Taita, "Haydi!" diye haykrd. Bir yandan alar ve hzlar hesaplyordu. "Varmak zereyiz." Atllar aray otuz adm kadar aarken, Basma da ayn hesaplar yapmt. Mzran frlatmak iin koma yeteneine ve fkesinin gcne gveniyordu. yice yksee kaldrp savurdu ve mzrak Meren'in ar ykl atna yneldi. Taita, onu uyarmak iin, "Meren!" diye bard ama, mzrak onun kr tarafndan geliyordu. Tam eyerin altndan atn bedenine girdi ve omurgasna arpt. Hayvann arka bacaklan fel olmutu. Meren ve tad kadn, kavrulmu topraa dtler. Av brakmak zere olan Basmaralar, efleri bata olmak zere tekrar komaya baladlar. Meren ayaa frlad ve teki atllarn yanndan geerken kendisine baktklarn grd. "Devam edin!" diye bard. "Bizim iin bir ey yapamazsnz, kendinizi kurtarn." Basmaralar hzla yaklayordu. Fenn, Kasrga'nn boynuna dokundu ve, "Ho! Kasrga, ho!" diye bard. Gri tay, krlang gibi uarcasna dnd ve daha kimse ne olduunu anlayamadan, Fenn, Meren'in kadnla birlikte durduu yere doru gitmeye balad. Meren, Fenn'in dndn grnce bir an aknlktan konuamad. mbali de zenginin zerinde, uzun baltasn savurarak gelmekteydi. Meren elini sallayarak, "Geri dn!" diye bard ama Fenn dner dnmez, Taita da ayn intihar hareketini yapmt. Grubun geri kalan kararszd. Srcler ne yana gideceklerine karar verene kadar, atlar geri geri gidip birbirlerine arparak aha kalktlar. Sonra hep birden Meren'in bulunduu yere doru komaya baladlar. Artk en yakndaki Basmaralar onlara ulamak zereydi. Bir yandan da mzraklarn savuruyorlard. nce Hilto'nun, sonra da Shabako'nun atlan yaralanp binicilerini srtlarndan atarak yere ykldlar. 312 11. Yazt Taita bir bakta artk onlar uzaklatracak sayda at kalmadn anlad. "Savunma halkas oluturun!" diye bard. "Durup onlar burada karlamamz gerek." Attan denler kalkp ona doru kotular. Salam atlarn stndeki-ler de inip atlar halkann ortasna ektiler. Okular yaylarn hazrlad, mbali ve arkadalar uzun baltalarn kaldrd. Yzleri da dnkt. stlerine doru gelmekte olan onca savay grnce, bunun artk son arpma olduunu anlamlard. Meren keyifle, "Bu son dv," diye bard. "Unutamayacaklar bir ders verelim!" lk Basmara grubuyla arpmaya baladlar. Vahi ve umutsuzca dvyorlard. Saldrganlar pskrttler. Ama ef Basma, hoplayp zplayarak balarna geti ve bata o olmak zere bir daha ataa kalktlar. Basma, kendine Nakonto'yu hedef seti ve gardm ap uyluundan yaralad. Nakonto'nun yannda bulunan mbali, onun bacandan kan fkrdn grnce eini koruyan yrtc bir aslan gibi Basma'nn stne saldrd. Adam, kendini korumak zere dnp balta darbesini karlamak iin mzran kaldrd. mbali'nin darbesi, mzrak sapn papirs yapra gibi ikiye biti ve Basma'nn sa omzuna indi. Basma, yandan sarkan yar kopmu koluyla geri ekildi. mbali baltasn ekip bu kez Basma'nn bana saldrd. Balta flamingo tylerini muntazam bir ekilde keserek Basma'nn kafatasn dilerine kadar yarmt. Bir an, ikiye ayrlan suratnda-ki gzleri alap baltaya bakar gibi oldu ve mbali baltay ekti. Baha kemikten karken, etrafa sarms beyin paralar sald. Basmaralar eflerinin ykldn grdler ve mitsizce bararak ge-n ekildiler. Dv sert gemiti. Ar kayplar vermilerdi. Cesetler, k-k halkann etrafnda kat kat ylm durumdayd. Taita bu tereddt an-n' kendi lehlerine kulland. Atlar, btn svarilerin bildii bir hileyle, ye313 Wilbur Smith re yatrd. Bylece, Basmaralarn mzraklarna kar bir kalkan oluturmulard. Okular onlann arkasna yerletirdi ve mbali'yi, arkadan, Fenn'i ve kendini

ortaya getirdi, sonra da Fenn'in yannda kendi pozisyonunu ald. Dier hayatnda yapt gibi, son ana kadar onun yanndan ayrlmayacakt. Ama bu sefer, bu ii onun iin daha kolay ve abuk halletmeye kararlyd. Halkadaki dier adamlara bakt. Habari, Shofar ve son iki asker lmt. Shabako ile Hilto hl ayaktayd, ama yaralanmlard. Yaralaryla fazla ilgilenmeyip, kanamay durdurmak iin toprak srmekle yetinmilerdi. Onlann tesinde, mbali melmi, Nakonto'nun uyluunu saryordu. ini bitirince, Nakonto'ya bir savadan daha ok bir kadnn yz ifadesiyle bakt. Meren at onu srtndan att zaman yzst dmt. Yana syrlmt ve yaral gz yine kanyordu. Gzn rten deri ban altndan ince bir kan sznts burnuna ve oradan da st dudana akmt. Klcn bilerken dudamdaki kan yalad. Yn yn dmanla kuatlm, yaralar iinde otururken hibirinde kahramana benzer bir hal yoktu. Taita iinden, eer bir mucize olur da kurtulursam, bu insanlar adna dinleyen herkesin gzn yaartacak bir sava iiri yazacam, diye yemin etti. Tek bir ses, meydan okuyarak sessizlii bld: "Kocakar myz yoksa Basmara ordusu mu?" Kalabalkta yine uultu balad, sallanarak ayaklarn yere vuruyorlard. Baka bir ses soruya cevap verdi: "Biz erkeiz ve ldrmeye geldik!" "ldrn! Mzrak atn! ldrn!" ark ykseldi ve adamlar saflar halinde, dans edip tepinerek ilerlemeye baladlar. mbali, Nakonto'nun yannda kald, dudaklarnda clz, zalim bir tebessm vard. Hilto ve Sha314 11. Yazt bako salarn arkaya toplayp miferlerini yeniden giydiler. Meren duda-ndaki kan sildi ve iyice grebilmek iin salam gzn krptrd. Sonra, klcn knna yerletirip yayn ald ve dman yaklarken yay yzne dayad. Fenn de, yaral bacan koruyarak hemen ayaa kalkt. Ta-ita'nn elini tuttu. Taita, "Sakn korkma km," dedi. "Korkmuyorum, ama keke bana da ok atmay retseydin. imdi daha yararl olurdum o zaman." Fildii ddkler tt ve Basmaralar saldrya getiler. Kk grup ilk oklarn frlatp hemen yenilerini ektiler, ama sayca o kadar az kalmlard ki, hoplayp zplayan kara beden ynnda ancak kk bir gedik aabildiler. Basmaralar emberi yard ve yeniden yz yze arpmaya baladlar. Shabako boynundan yara ald ve lrken zpknlanm bir balina gibi kan fkrtt. Zayf halka, baskya fazla dayanamad. mbali ile Nakonto srt srta vermi arpyordu. Meren'le Taita ise, Fenn'i aralarna almlard. Biraz daha dayanabilirlerdi, ama Taita, yaknda Fenn'e merhamet gstermek zorunda kalacan biliyordu. Kendisi de hemen peinden gidecek ve bylece ayrlmam olacaklard. Meren doruca kalbine saplad klcyla bir adam devirirken Taita da yanndakini haklad. Meren, ona bakt. "Zaman geldi Byc, ama eer istersen senin iin ben yaparm." Boaz toz toprak dolduu iin sesi atallanmt. Taita, Meren'in Fenn'i ne kadar ok sevdiini ve onu ldrmenin ne kadar zor olacan biliyordu. "Hayr iyi kalpli Meren, ama yine de teekkr ederim. O grev benim." Taita eilip efkatle Fenn'e bakt. "Meren'i Pp vedala tatlm, o senin gerek dostundur." Kz sylediini yapt ve lr boyun eile Taita'ya dnd. Ban eip gzlerini yumdu. Taita buna 315 Wilbur Smith sevindi: o yeil gzler stne dikilmiken bu ii asla yapamazd. Klca kaldrd, ama indirmeden nce vuruunu hesaplad. Basmaralarn sava ar k, dehet ve mitsizlik dolu bir iniltiye dnt. Saflar, sanki bir sardun, ya srsnn arasna kurt-dili barakda dalmasna, bozulup dald. Kk grup, hayretle bakakalmt. Hem kendilerinin hem dman-lannn kanna, terine batm durumdaydlar. Neden hl hayatta olduklarn anlayamadan birbirlerinin suratna baktlar. Sava alannda ayak ve toynaklarn kaldrd

tozlar ve hl duman tten yangn yznden gz gz grmez olmutu. Aalar zar zor seiliyordu. Meren gcrtl bir sesle, "Atlar!" dedi. "Toynak sesleri duyuyorum." Taita da ayn bouk sesle, "Hayal gryorsun," dedi. "Mmkn deil." "Hayr, Meren hakl." Bunu diyen Fenn'di ve aalann bulunduu taraf gsteriyordu. "Atlar!" Taita tozdan arlam kirpiklerini krptrd ama net gremiyordu. Koluyla gzlerini silip bir daha bakt. Hayretler iinde, "Svariler mi?" diye mrldand. Meren, "Msr svarileri," diye bayku gibi tt. "Askerler!" Mavi bir sancak dalgalanyordu. Svariler, mzraklanyla Basmara saflarna dalmlard. Sonra geri dnp klla ilerini bitirdiler. Basmaralar silahlann atarak, darmaduman bir durumda kamaya balamlard. Taita, "Olamaz," diye mrldand. "Msr'dan binlerce fersah uzakta-1 yz. Bu adamlar buraya nasl geldi? Mmkn deil." Meren sevin iinde, "Eh, ben gzlerime inannm... ya da salam J gzme mi demeliydim?" diye bard. "Bunlar bizim insanlarmz!" Bir-1 ka dakika iinde, sava alannda sadece lm ya da lmek zere ola" Basmaralar kalmt. Muhafzlar, atlarndan uzanp yattklar yerde onla" mzraklamaya devam ederek trs halinde geri geliyorlard. st rtbeli s"'I baylardan oluan bir l, svari birliinden ayrlp ekin gidile k gruba doru ilerledi. 316 11. Yazt Taita, "Komutan bir mavi albay," dedi. "Liyakat Madalyas ve Kzl Yol Yoldal Ha takyor," dedi Me-ren de. "Gerek bir sava!" Albay gelip Taita'nn nnde durdu ve selamlamak iin sa elini kaldrd. "ok ge kaldmzdan korkuyordum yce Byc, ama hl yi olduunuzu gryorum ve bunun iin btn tanrlara kranlarm sunuyorum." "Beni tanyor musun?" Taita'nn aknl iyice artmt. "Gallalah Taita'y btn dnya tanr. Ama biz daha nce Kralie Min-taka'nn saraynda karlamtk, sahte firavunu ldrdkten sonra, tabii bu yllar nceydi ve ben daha temendim. Unutmu olmanz normal." "Tinat? Albay Tinat Ankut?" Taita, adamn yzn hatrlamt. Albay minnetle glmsedi. "Beni tanyarak onur verdiniz." Tinat Ankut, gl, zeki hatlar ve namuslu yzyle yakkl bir adamd. Taita, onu Gz'yle incelemi ve aurasnda bir kusur veya leke grmemiti, sadece derin bir duygusal karmaann iareti olan koyu mavi bir titreim vard. Bir bakta Tinat'n mutlu bir adam olmadn anlamt. "Adari Kalesi'nde kalrken haberlerini almtk," dedi. "Ama orada braktn adam yllar nce yaban ellerde lp gittiini sanyordu." "Grdn gibi yanlyor Byc." Tinat glmsemiyordu. "Ama buradan gitmeliyiz. nclerim, daha binlerce vahinin buraya doru geldiini syledi. Ben grevimi yerine getirdim ki, o da sizi kurtarmakt. Artk vakit kaybetmeden gidelim." "Bizi nereye gtreceksin Albay Tinat? Burada olduumuzu, yardm gerektiini nasl bilebildin? Kim yollad seni?" "Sorularnz srasyla cevaplandrlacak Byc, ama korkarm belim tarafmdan deil. Yzba Onka'y yardmc olmas iin burada bra-k'yorum." Tekrar selam verip atnn ban evirdi. 317 Wilbur Smith Atlar kaldrdlar. ou yaralanmt, ikisinin yaralan ok ar olduu iin ldrmek zorunda kaldlar, ama Duman Yeli ile Kasrga'da izik bile yoktu. Artk pek fazla eyalar kalmamt ama Taita'nn tbbi malzemeleri ar ve byk grnyordu. Yk tamak iin yeterli hayvanlar olmadndan, Yzba Onka yk beygirleri getirtti ve Taita da ekibiyle hayvanlarnn yaralanyla ilgilendi. Onka sabrszlanyordu ama bu i aceleye gelmezdi ve tekrar atlarna binmeleri biraz zaman almt.

Albay Tinat dnnce svarilerinden bir blk onlara elik etti. Taita'nn grubunu merkeze almlar ve gayet iyi koruyorlard. Arkadan gelen baka bir byk birlik de, ou Basmara kadnlanndan oluan esirleri getiriyordu. Meren, "Kleler," diye tahminde bulundu. "Tinat, kle yakalamakla masum yolculan kurtarmay birletirmi." Taita yorum yapmad ama kendi durumlarn dnd. Acaba biz de esir miyiz, yoksa onurlu konuklar m, diye merak ediyordu. Durumlar biraz belirsizdi. Yzba Onka'ya bunu sormay dnd ama bouna aba harcam olacan biliyordu: Onka da tpk komutan gibi ketumdu. Tamafupa'dan ayrldktan sonra, gle doru giden kuru Nil yatan izleyerek gneye gittiler. ok gemeden Kzl Talar ve yukardaki yamaca kurulmu olan bo tapna grdler ama o noktada nehirden ayrlp gln yanndaki bir yoldan douya yneldiler. Taita tapmak ve talar hakknda Onka ile konumaya alt ama adamn gayet kat bir yant vard: konuda hibir ey bilmiyorum Byc. Ben basit bir askerim sadece.' Birka fersah daha gittikten sonra gln yukarsnda, korunakl W koya bakan baka bir yamaca trmandlar. Taita ve Meren beyaz kumsal 318 11. Yazt sadece birka yarm kol boyu andaki durgun suda demirlemi olan al-t, sava kadrgasyla, birka tane byk mavnadan oluan filoya hayretle baktlar. Gemiler, Msr sularnda grdklerine hi benzemiyordu: ak giiverteli, iki ucu sivri gemilerdi. Belli ki, tek uzun direk yerinden kabiliyor ve gverteye yatnlabiliyordu. Gemilerin sivri ba ve k, iddetli akntlar olan nehirlerde ve elalelerde gidebilecek ekilde tasarlanmt. Taita bunun akllca bir zm olduunu dnd. Daha sonra, gvdelerin drt paraya blndn ve elalelerden ve dier engellerden o ekilde tandn da rendi. Gemiler bakml ve dzenli grnyordu. Su o kadar berrak ve temizdi ki, gvdeleri havada ashym gibi duruyor ve glgeleri net bir ekilde gln dibine vuruyordu. Taita gemilerin etrafnda dolanp tayfalarn att krntlara saldran iri balk srlerini bile grebiliyordu. Meren, "Gemilerin stili deiik," diye belirtti. "Bunlar Msr gemisi deil." Taita, "ark seyahatlerimizde, ndus Nehri'nin tesindeki lkelerde grmtk benzerlerini," diye cevap verdi. "Peki byle gemileri, haritada bile olmayan bu uzak i denize nasl getirmiler?" "Bildiim tek ey, bunu yzba Onka'ya sormann bir yaran olmayaca." "Tabii ya, o basit bir asker ne de olsa." Meren, Tamafupa'dan ayrlklarndan beri ilk kez gld. Rehberlerinin peinden sahile indiler, ykme neredeyse hemen balamt. Esir den Basmaralar iki mavnaya, at-r,aTinat'n askerleri de dierlerine bindi. Albay Tinat, Duman Yeli ile Kasrga'yi incelerken baya canlan-'1- "'Ne muhteem bir ikili. Belli ki tayla annesi bunlar," dedi Taita'ya. patmda bunlar gibisini ya ya da drt kez grmmdr. ok zarif 319 Wilbur Smith bacaklar ve gl sarlar var, buna ancak safkan Hitit atlarnda rastlanr. Bu atlar Ecbatana ovalarnda bulduunuzu tahmin ediyorum." "Tam stne bastn." Taita alklad. "Tebrik ederim. Attan iyi anlyorsun." Tinat iyice yumuam ve Taita, Meren ve Fenn iin kendi kadrgasnda yer ayrtmt. Herkes gemilere binince, filo sahilden ayrld ve glde yol almaya balad. Aa ulanca da ky boyundan batya doru yneldiler. Tinat, n ak gvertede yemee davet etti. Qebui'den aynlah beri yedikleri basit yiyeceklerin yannda ann yemekleri unutulmaz bir ziya-fet olmutu. Taze balk zgarasnn arkasndan, egzotik sebzeler ve amfora-lardaki araplar pekl Firavun'un sofrasndakiler gibiydi.

Gne ufukta sulara gmlrken, filo Nil'in azndaki Kzl Talarla ayn hizaya gelmiti ve tepedeki Eos tapnann nnden gemekteydiler. Tinat iki anak arap imi ve ho, nazik bir ev sahibi olmutu. Taita bu ruh halini deerlendirmeyi denedi. "O bina nedir yle?" Kary gsterdi. "Bir tapnaa veya saraya benziyor ama byle bir mimariyi Msr'da hi grmedim. Acaba ne tr insanlar yapt onu oraya?" Tinat kalarn att. "Pek dnmedim, zira mimariyle alakam yoktur, ama hakl olabilirsin Byc. Muhtemelen bir trbe veya tapmak ya da tahl deposu." Omuz silkti. "Biraz daha arap verebilir miyim?" Belli ki soru onu rahatsz etmiti ve yine mesafeli ve souk nezaketine brnmt. Dahas, kadrga personeli de onlarla konumamak ve sorularn yantlamamak iin emir alm gibiydi. Gnlerce batya doru yol aldlar. Taita'nn ricas zerine, kaptan onlara glge ve mahremiyet salayacak bir yelken gerdirdi. Tinat'la personelin gzlerinden uzakta, Taita, Fenn'in eitimine devam ediyordu. Gne-ye doru giderken, uzun zaman ba baa kalma frsatlar olmamt. r" di gvertedeki keleri onlar iin bir mabet ve bir snf olmutu; Tan j onun alg, younlama ve sezgi yeteneklerini iyice bileyebiliyordu. 320 11. Yazt Ona, gizemli sanatlarn baka ynlerini retti. Edindii yetenekler zerine gnlerce pratik yaptrd. zellikle de, telepati yoluyla dnce ve imgelemlerin aktarlmasnn stnde duruyordu. inde, yakn bir gelecekte ayr deceklerine dair bir nsezi vard. Byle bir ey olursa, telepatik iletiim can kurtaran simidi haline gelecekti. Aralarndaki balant hzl ve kesin hale gelince de, Fenn'e aurasn bastrmay retti. Btn bunlarda mkemmel hale gelene kadar da tatmin olmad. Saatlerce, gnlerce sren almalar o kadar yorucuydu ki Fenn'in zihnen ve ruhen tkenmi olmas gerekirdi: gizli sanatlarda henz rakt, bir kz ocuunun bedenine ve gcne sahipti. Bununla birlikte, onun baka bir hayat daha yaam olgun bir ruh olduunu bilmesine ramen, kzn dayankll Taita'y hayretler iinde brakyordu. Enerjisi onu, tpk yaam sembol olan nilferin nehir amurlarndan beslendii gibi, besli-yormu gibiydi. G birletirme bysnn ar sorunlaryla urarken, bann stnden geen krmz kanatl flamingolara hayran olup artc bir ekilde annda deiebiliyordu. Geceleri, kendilerine ayrlan blmede, tentenin altnda yan yana yatarken, Taita'nn iinden onu alp lmde bile ayrlmayacaklar ekilde gsne bastrmak geliyordu.

Kadrgann kaptan, aniden kp gln yzeyini silip spren iddetli frtnalar anlatmt. Bu yzden pek ok geminin gln dibinde yattn sylyordu. Her gece, engin sularn stne karanlk knce, filo demirleyecei bir koy veya kk krfez buluyordu. Ancak gnn ilk klar tavus kuunun kuyruu gibi yaylnca, yelkenler alyor, krekler suya indiriliyor ve pruvalar yeniden batya evriliyordu. Gln bykl Taita'y hayretler iinde brakmaktayd. Kylar sonsuz uzanp gidiyordu sanki. 321 F: 21 Wilbur Smith Orta Deniz ya da Hintlilerin koca Okyanus'u kadar byk myd, yoksa hibir snr yok muydu? kisi yalnz kalnca, Fenn papirs ktlarna haritalar iziyor veya nnden getikleri adalar ya da kyda grdkleri ekillen not alyordu.

Taita, "Bunlar Hathor Tapna'ndaki corafya uzman rahiplere gtrrz," diyordu. "Bu srlardan, mucizelerden hi haberleri yok." Kzn yeil gzlerinde hlyal bir bak oluyordu. "Ah Byc, ben de seninle dier hayatm yaadm lkeye dnmek istiyorum. Benim iin ok nemli eyler hatrlamam saladn. Bir gn beni de oraya gtreceksin, deil mi?" Taita, "Mutlaka Fenn," diye sz veriyordu. Taita gnei, ay ve dier semavi cisimleri gzlemleyerek gl kysnn gneye doru meylettiini hesaplad. "Bu da, gln bat snrna ulatmza inanmama yol ayor," dedi. "Yani yaknda gneye yelken aacaz." "O zaman, dnyann sonuna gelip bolua deceiz." Fenn byle bir felaket ihtimaline kar gayet cesur bir tutum iindeydi. "Sonsuza kadar m deriz, yoksa baka bir yerde ve baka bir zamanda yine dnyaya dner miyiz? Ne diyorsun Byc?" "Umarm, kaptanmz bolua gittiimizi grr grmez geri dnmeyi akl eder de zaman ve boluun iinde yuvarlanmak zorunda kalmayz. Bu zamanda ve burada olmaktan gayet memnunum." Taita, kzn hayal gcne kkrdad. O gece, Fenn'in bacandaki yaray muayene etti ve tamamen iyiletiini grp kretti. At klndan iplerin etrafndaki et imi ye kzarm olduuna gre, onlar karmann zaman gelmiti. Dmleri kesti ve fildii bir pensle ipleri ald. plerin brakt deliklerden hafif bir iltihap sznts oldu. Taita, onu koklayp glmsedi. "Tertemiz. Bundan daha iyi bir sonu mit edemezdim. Bak ne gzel bir yara izi kald sana, o da nilfer yaprana benziyor." 322 11. Yazt Kz ban yana eerek, kk parmann trna kadar olan yara izini inceledi. "ok akllsn Byc. Eminim bu deseni de sen yapmsn-dr. Bana, mbali'deki dvmelerden daha ok yakt bu. imdi kskanlktan atlayacak!" Garip adalarn nnden getiler, zerlerinde yetien an kaln gvdeli aalar, mavi gkyz anan tutan dev stunlara benziyordu. Yksek dallarnda kartallar yuvalarna tnemilerdi. Parlak beyaz kafalar ve kz-hms gvdeleriyle muhteem hayvanlard. Havalanrken vahi, melodik bir lk atyor, sonra gle dalp penelerinde iri bir balkla kyorlard. Her sahilde, yatp gnelenen canavar gibi timsahlar, slklarda toplanm hipopotamlar grdler. Yuvarlak gri sarlar granit kayalar gibiydi. Tekrar ak sulara yelken anca, Taita'nn tahmin ettii gibi ky gneye doru dnd ve dnyann sonuna doru ilerlediler. Byk siyah bufa-lo, fil ve burunlarnn stnde keskin boynuzlar olan devasa domuzlara benzeyen hayvan srleriyle dolu, bitmek bilmez ormanlar geride braktlar. Bu hayvan ilk kez gryorlard ve Taita resimlerini izmi, Fenn de aynen benzettiini sylemiti. "Dostum olan rahipler, byle garip bir hayvann varlna inanamayacak," dedi Taita. "Meren, acaba u burnu boynuzlu yaratklardan birini ldrebilir miydin, dnte armaan olarak Firavun'a sunardk?" O kadar kaygsz bir ruh hali iindeydiler ki, gnn birinde kuzeydeki lkelerine dnebileceklerine inanmaya balamlard. Meren her zamanki gibi ava hevesliydi ve teklifin stne atlad. "EerTinat'la kaptan bir, iki gn demirlemeye ikna edebilirsen, sahile gidip avlarm bir tane." Taita, Tinat'a uzun sredir mavnalarda hareketsiz kalan atlarn drtnala koturulmasnn ok yararl olaca bahanesiyle yaklat ve onu ar-"c bir uysallk iinde buldu. 323 Wilbur Smith "Haklsn Byc. Hem taze et temin etmek de fena olmaz. Askerler, kleler, besleyecek bir sr insan var." O gece gl kysnda geni bir sel havzasna geldiler. Orman iindeki aklkta, gri memelilerden, kk, zarif antiloplara kadar envai eit av hayvan vard. Aklk, doudan doan ve gle dklen kk bir halile ikiye blnyordu. Gemi giriine elveriliydi ve filo iin gvenli bir liman tekil

ediyordu. Atlar karaya kardlar ve adamlar nehir kysnda bir kamp kurdu. Hepsi de ayaklarnn altnda salam topra hissetmekten mutluydu ve ertesi sabah ata binerken bayram havasmdaydlar. Tinat kendi avclarna bufalo srlerine 'saldrp dii ve buzalar semelerini emretti, onlarn eti daha leziz oluyordu, yal erkeklerin eti o kadar sert ve kt kokuluydu ki yemek neredeyse imknszd. Artk Meren ile Hilto'nun Tamafupa'da aldklar yaralar iyilemiti. O boynuz burunlu canavarlarn peine debilirlerdi. Nakonto ile mbali de yaya olarak onlara katldlar, Taita ile Fenn ise izleyici olarak geride kalacaklard. Son anda Albay Tinat atn Taita'ya doru srp, "Av sizinle birlikte at stnde izlemek isterim," dedi. "Umarm benim de bulunmama itiraz etmezsiniz." Taita armt. Bu suratsz adamdan byle dosta bir yaklam beklemiyordu. "Varlndan zevk duyarm albay. Biliyorsun, u burnunda boynuzu olan garip yaratklarn peindeyiz." O arada svari birlikleri dzle ulam, heyecanl lklarla bufa-lolar rahatsz edip mzraklarn kullanmak iin yanlarna sokulmaya balamt. Gl hayvanlar krfeze doru ynelince bu sefer de ok salvola-ryla vuruyorlard. ok gemeden ortala kara cesetler yayld ve panik iindeki srler aresiz bir ekilde oradan oraya koturur oldular. Sersemlemi srlerle atllardan uzak durmak ve rahata gergedan avlayabilecekleri bir yer bulmak iin Meren kk halici geip ky bo324 11. Yazt ca at srd. Peindekiler de, gemileri gremedikleri ve kendilerinden ? slca kimsenin bulunmad yerlere kadar onu izlediler. leride, dii ve vrUlardan oluan kk aile gruplar halinde ayra yaylm gergedan\. vard. Ama Meren, Firavun'a yarar bir ganimet olmas iin boynuzlu , ? jbile reisi bulmaya kararlyd. Demir atm gemilerden uzaklatka, Taita, Albay Tinat'n stne nh halinin deitiini fark etti. Durgunluundan ve kontroll halinden syrlm hatta Fenn'in baz gevezeliklerine tebessm etmiti. "Vesayetiniz altndaki ocuk ok zeki bir kz," diye belirtti. "Peki ayn zamanda saduyulu mu?" "Dediiniz gibi o kk bir kz ve ktlkten, melanetten tamamen uzak." Tinat biraz daha gevedi ve Taita da Gz'n ap adamn durumunu inceledi. Bask altnda, diye dnd. Subaylarnn onu benimle rahata sohbet ederken grmesini istemiyor. Adamlar arasndaki birinden korkuyor. Mutlaka Yzba Onka'dr, onu muhtemelen amirlerine muhbirlik etsin diye yollamlar. Tinat'n bana anlataca bir ey var ama korkuyor. Taita, zihin yoluyla Fenn'e ulat ve onun da almaya hazr olduunu grd. Kza Tenmass diliyle bir mesaj yollad: "Meren'in yanna git. Beni Tinat'la yalnz brak." Fenn hemen ona dnp glmsedi. "Ltfen beni affet Byc," dedi tatl bir tavrla. "Biraz Meren'in yanna gideceim. Bana da bir yay yapmaya sz vermi," diyerek dizleriyle Kasrga'y ekine kaldrd ve Ta-Ita'y Tinat'la ba baa brakt. iki adam bir sre sessizce yol aldlar, sonunda Taita, "Firavun Nefer etl ile yaptm grmeden anladm kadaryla, aldnz emir Nil na run kaynan bulmak ve sonra da Karnak'a dnp bulduklarnz ra-POr etmekti," dedi. 325 Wilbur Smith Tinat, ona keskin bir bak frlatt ama cevap vermedi. Taita zellikle biraz bekledikten sonra devam etti: "Dnp basanla rn ona bildirmemen ve fazlasyla hak ettiin dl almaman tuhaf. M, sr'n tam aksi ynnde yol aldmz kefetmek de beni artyor." Taita ksa bir sre daha sessiz kaldktan sonra, yumuak bir sesle, "Fj. ravun Nefer Seti artk benim hkmdarm deil," dedi. "Msr da artk vatanm deil. Adamlarm ve ben daha gzel, daha cmert bir lkeyi yUrt edindik. Msr lanetlendi."

"Senin dzeyindeki bir subayn vatani grevine srt evirebileceini asla tahmin edemezdim." "Bunu yapan ilk Msr subay ben deilim. Doksan yl nce bu yeni lkeyi kefeden ve Msr'a asla dnmeyen biri daha vard. Benzer bir grevle Kralie Lostris tarafndan gnderilmiti. Ad da General Lord Aqu-er'di." Taita, "Onu iyi tanrdm," diye araya girdi. "yi bir askerdi ama ne yapaca belli olmayan biriydi." Tinat gzucuyla bakt ama Taita'nn yargs zerine bir yorum yapmad. Szne devam etti: "Lord Aquer, Jarri'nin, yani Ay Dalan lke-si'nin kurulmasna nclk etti. Onun neslinden gelenler de oray gl ve ileri bir devlet haline getirdiler. Onlara hizmet etmekten onur duyuyorum." Taita, Gz'ye Tinat' inceledi ve bu cmlenin doru olmadm grd: bu yabanc hkmete hizmet etmekten onur duymak bir yana, Tinat byk bir tela iindeydi. "imdi bizi de oraya gtryorsun deil mi-u Jarri lkesine?" "Aldm emir byle Byc," dedi Tinat. "lkenin kral kim?" "Kralmz yok. Soylu ve bilge adamlardan oluan bir oligari y"e' ! tiyor bizi." 326 11. Yazt "Onlar kim seiyor?" "Belirli erdemlerinden tr seiliyorlar." Taita, onun bu szleri de inanarak sylemediini grd. "Sen de o oligarinin yesi misin?" "Hayr Byc. Doutan soylu olmadm iin asla bu onura erie-mem. Ben Jarri'ye sonradan gelmi biriyim, gmenim." Taita, "Yani Jarri toplumu snflardan m oluuyor?" diye sordu. "Soylular, avam tabakas ve kleler?" "D hatlaryla yle. Ama bize avam deil, gmen deniyor." "Siz Jarrililer de Msr tanrlarna m tapyorsunuz?" "Hayr Byc, bizim tek bir tanrmz var." "Kim o?" "Bilmiyorum. Sadece dine kabul edilenler biliyor adn. Bir gn ben de o mertebeye ulaaym diye dua ediyorum." Taita bu szlerde pek ok eliki olduunu grd: Tinat'n, Onka'nm duymayacan bildii halde dile getiremedii bir ey vard. "Bana o lkeyi biraz daha anlat, senin deerinde bir adam eken mkemmel zellikleri olmal." Taita, onu konumaya tevik ediyordu. "Kelimeler yetmez," diye cevap verdi Taita. "Ama yaknda orada olacaz ve kendi kararnz vereceksiniz." Ak konuma frsatn kullanmamaya karar vermi gibiydi. "Albay Tinat, bizi Basmaralardan kurtarnca, oraya srf bu amala gnderildiine inanmama yol aan eyler sylemitin. Hakl mym?" "Haddinden fazla konutum... nk size kar byk bir sayg ve takdir besliyorum. Ama bana bask yapmamanz istemek zorundaym. stn ve merakl bir zihne sahip olduunuzu biliyorum ama artk farkl detten ve kanunlar olan bir lkeye giriyorsunuz. Bu aamada konuksunuz, o yzden konukluun snrlar iinde kalrsanz hepimiz asndan daha uy-un olur." Artk Tinat tmyle iine kapanmt. 327 Wilbur Smith "Yani beni ilgilendirmeyen ilere burnumu sokmayaym m?" "Kesinlikle," dedi Tinat. Bu ciddi bir uyaryd ve ancak bu kadarn syleyebilmiti. "Ben daima bu tavrn, tiranlarn yararna ve kleleri uyutmak ijn geerli olduunu dnmmdr." "Tehlikeli bir gr bu Byc, Jarri'deyken kendinize saklamanz gerekir." Tinat azn bronz miferinin vizrym gibi sk skya kapad ve Taita artk

daha fazla bir ey renemeyeceini anlad, ama hayal krklna uramamt. Aslnda bu kadar ok ey rendiine armt bile. Avclarn bouk haykrlarn duydular. Epey ileride, Meren oklarna deecek bir avn peine dmt. Nuh tufan ncesinden kalma canavar, ate pskrten bir ejderha gibiydi. Kendisini sktran avclara kar ksa ama fkeli ataklar yapyor, koca toynaklaryla ortal tozutuyor, boynuzlu burnunu iki yana sallyordu. Domuza benzer gzleri parlak, kulaklar dikti. Burnundaki boynuz insan boyundayd ve aa gvdelerine, beyaz karnca yuvalarna srtle sf-tle kl gibi bilenmi ve parlamt. Sonra Taita, Fenn'i grd ve boazndan bir asidin ykseldiini hissetti. Hayvanla flrt ediyordu. Kendi ustalna ve Kasrga'nn hzna duyduu gvenle, hayvann burnunun dibinde saa sola dnyor, onu saldrmas iin kkrtyordu. Taita, Duman Yeli'nin brn mahmuzlad ve onu geri ekmek zere frlad. Ayn anda, ona acil zihinsel bir mesaj yollamt. Fenn'in bir kl ustas gibi mesajn bertaraf ettiini ve zihnim ona kapattn hissetti. fke ve endieden deliye dnmt. "Kk eytan," diye mrldand. O anda gergedann gz Kasrga'nn parlak tenine takld ve Fenn m meydan okumasn kabullendi. Homurdanarak ve iri gvdesiyle yeri sarsarak stlerine doru atld. Fenn tayn boynunu okad ve drtnala gitmeye baladlar. Boynuzun ucuyla Kasrga'nn uuan kuyruu arasndaKi 328 11. Yazt esafeyi tartmak iin dnp bakt. Ara fazla alnca, hayvan onlara yetiilsin diye Kasrga'y dizginledi. Taita, onun iin endie duyduu halde, hayvan Meren'e yaklatrmaktaki becerisine ve soukkanllna hayran olmadan edemedi. Meren arka j,aya ok att ve hepsi de hayvann omzundaki kalp gri posta iyice gmld. Gergedan sersemledi ve Taita azndan kanl kpkler geldiini gr-(j. En azndan bir ok akcierine saplanm olmalyd. Fenn, hayvan kkrtmaya devam etti. Byk bir ustalkla, Meren'in rahat rahat nian alabilecei bir emberde dndrp duruyordu. Meren de ok stne ok yolluyordu, derine gmlen ular hayvann kalbine ve her iki cierine isabet etmiti. Akcierleri kan dolan gergedan yavalad. lm uyuukluu, gl bacaklarn taa evirmiti. Sonunda ba ne sarkm, azndan burnundan kanlar aktarak durdu. Nakonto yandan frlad ve mzran kulann arkasna saplayp beynine kadar soktu. Gergedan muazzam cssesiyle devrilince yer sarsld ve bir toz bulutu kalkt. Taita yanlarna geldiinde, hepsi atlarndan inmi ve cesedin bana toplanmt. Fenn heyecanla dans ederken dierleri de glerek alklyordu. Taita itaatsizlii yznden onu kadrgaya gndererek cezalandrmaya kararlyd ama ask suratla atndan inerken, kz, ona koup kollarn boynuna dolad. "Taita, hepsini grdn m? Muhteem deil miydi? Kasrga ve benimle gurur duymadn m?" Sonra daha Taita, onu paylamak zere azn aamadan, dudaklarn kulana yaptrp, "Bana kar ok kibar ve iyi-Sl<, seni ok seviyorum sevgili Taita," diye fsldad. Taita fkesinin yattn hissetti ve kendi kendine acaba kim kimi 'tyor diye sordu. Bunlar, onun dier yaamnda mkemmelletirdii ierilerdi. Taita da kendini hl onlara kar savunmasz hissediyordu. 329 Wilbur Smith Avclar krktan fazla byk hayvan ldrmlerdi ve btn cesetlerin paralanp etlerin ttslenmesi ve mavnalarda istiflenmesi birka gn srd. Ancak o zaman kadrgalara binip tekrar gneye doru yelken aabildiler. Tinat subaylarnn yannda yine o souk ve uzak tavrn taknmt. Onu Gz'yle izleyen Taita sohbetlerine ve aklad eylere piman olduunu gryordu. Boboazlnn sonularndan korkmaktayd.

Rzgr kuzeyden ve serin esmeye balad. Krekler gemilere ekildi ve gen yelkenler ald. Pruvalarn altnda beyaz kpkler oluuyor ve ky sancak tarafnda akyordu. Gergedan avndan sonra on beinci gnde baka bir akarsu azna geldiler. Batdaki yksek dalardan inen rmak gle muazzam miktarda su tayordu. Taita personelin kendi aralarnda konutuklarn ve "Kitangule" adnn getiini duydu. Belli bu karlarndaki nehrin adyd. Kaptan yelkenlerin indirilmesini ve kreklerin karlmasn emredince armad. Kadrgalar filoya nclk ederek Kitan-gule'ye girdi ve gl akntda ilerlemeye balad. Birka fersah sonra, nehir kysnda kurulmu byk bir yerleim yerine ulatlar. Kydaki tersanede kzakta duran bitmemi, koca iki gemi vard. Gemilerin bana iiler mt ve Taita, Meren'e kalfalar gsterdi. "Demek ki bu deiik gemiler burada ina ediliyor. Onlar ina edenler de kesinlikle nduslarn tesindeki diyarlardan gelmi." Meren, "Peki buraya, lkelerinden o kadar uzaa nasl gelmiler? diye merak etti. "Burada, arlar iek bahesine eken ey gibi, uzaklardaki kymetli adamlar eken bir ey var." "Peki biz de o arlardan myz Byc? Bizi de mi ayn cazibe eK buraya?" 330 11. Yazt Taita, ona akn akn bakt. Meren'den byle zekice dnceler e]c kmazd. "Biz buraya Firavun'a ettiimiz kutsal yemini yerine getireye geldik," diye hatrlatt. "Ama artk geldiimize gre kendimizi koornalyz- Asla bu Jarrililer gibi kendimizi hayali bir uyuuklulua kaptrfljamahyz." Filo nehir boyunca ilerlemeyi srdrd. Birka gn sonra nehri boydan boya kaplayan ilk elaleyle karlatlar. Bu, Tinat'la kaptanlarn korkutmad nk elaleye gelmeden hemen nce baka bir kk ky vard ve kyden sonra da etraf itle evrili geni otlaklar uzanyordu. itlerin iinde hrgl kz srleri gezinmekteydi. Yolcular, atlar ve kleler kyya kt. stlerinde sadece personeli kalan gemiler, bklm sarmaktan yaplm ok kaln halatlarla grup halindeki kzlere baland ve alayann stne ekildi. Kydaki adamlar ve atlar da karadan yukar trmandlar. elalenin stnde nehir yine derin ve sakindi, kadrgalar demirde bekliyordu. Herkes yeniden gemilere bindi ve bir sonraki elaleye kadar yola devam ettiler, orada yine ayn ilemler tekrarland. kere, gemileri srkleyecek ok derin ve hzl akntlarla karlatlar. Msrllarn mhendislik dehas bu engelleri amak iin nemli bulular gerekletirmiti: elalenin dkld yerin yanna bir dizi zikzak kanal kazlmt, her birinin sonunda da gemiyi bir sonraki seviyeye ykselten ahap kapl bir havuz bulunuyordu. Filoyu bu su merdivenlerinden geirmek bir sr emee ve gnlere mal oldu, ama sonunda, bir kez daha "erin ve sakin akan sulara kavutular. Glden ayrldklarndan beri, muhteem bir doann iinden geip gidiyorlard. Kitangule'ye girdikten yz fersah kadar sonra, nehir sk bir abanl ormann iinde akmaya balamt. ki kydaki aalarn dallar rtada birleiyordu ve sanki her biri baka bir cinsti. Aalar, iek aan, ^ayan eitli sarmaklarla bezeliydiler. Aalarn oluturduu emsi331 Wilbur Smith yenin tepesinde, maymunlar lk la orkideleri ve meyveleri yama lyordu. Timsahlar, nehre uzanan dallara yatm gnelenmekteydi. Gemj. lerin yaklatn grnce, byk bir aprtyla suya dalyor ve krekj]e. ri slatyorlard. Geceleri, gemileri iri aa gvdelerine baladklar zaman, ormandan, grmedikleri hayvanlarn homurtular, lklar ve onlar avlamakta olan etillerin kkremeleri duyuluyordu. Baz tayfalar kara sulara bronz kancalarna

yem olarak sakatat taktklar oltalar salyordu. Yeme gelen ya-ynbalklarn ancak kii ekebiliyordu. elaleleri trmandka kydaki bitki rts de deimeye balad. Bunaltc scak azald ve hava limonata gibi oldu. Son su merdivenini aarken evrelerini inili kl zmrt gibi ayrlar ve ounlukla akasya trlerinin meydana getirdii korular sard. Bunlar, muazzam siyah gvdeleri ve siyah dallan olan, yumuak, tyl yapraklarla bezeli, dikenli akasya trleriydi. En uzunlarnda, yksek dallardan sarkan, zm salkmna benzer lavanta rengi meyveler vard. Sulak, verimli, yemyeil aklklardan geiyorlard ve Kitangule'ye karan bir sr gl akarsu bulunuyordu. Etraflarn evreleyen araziler, antilop srleriyle doluydu ve her gn mutlaka avlanan veya uzanm dinlenen gururlu aslanlara rastlyorlard. Geceleri aslanlarn kkremesi dehet sayordu. Bu sesi ne kadar ok duymu olurlarsa olsunlar, insann sinirleri geriliyor ve nabz ykseliyordu. Sonunda, ufukta dik bir kayalk grnd ve yaklatka artan bir uultu duymaya baladlar. Nehrin kvrmn dnnce, karlarna bir yamatan aa kkreyerek dklen ve alttaki yeil glette fokurdayan bir elale kt. Kyda, kzler gemileri sahile ekmeye hazr bekliyordu. Bir kere daha kyya ktlar, ama bu sondu. Hibir insan yapm alet, o gemileri bu yamacn tepesine kartamazd. Nehir kysndaki yerleim yerinde subay332 11. Yazt larla Taita'nn grubunun kalaca konuk evleri bulunuyordu, dierleri, atlar ve eyalar da kyya indirildi. Basmara kleler barakalara kilitlendi. Albay Tinat gn sonra yola devam etmeye hazrd. Artk btn eyalar kzlere yklenmiti. Kleler de barakalardan karld ve uzun sralar halinde birbirlerine baland. Askerler ve Taita'nn grubu atlara bindiler ve uzun bir kervan halinde yamacn dibinden yola koyuldular. Bir fersah sonra yol dikleti ve kvrlp bklerek giden bir patika haline geldi. O kadar dik bir bayr trmanyorlard ki, hayvanlarndan inip atlar, ar ykl kzleri ve kleleri de arkalarndan srklediler. Trmann yansnda, derin bir boazn iki yakasn birletiren, halatlardan yaplm dar bir asma kprye geldiler. Geii dzenleme iini Yzba Onka stlendi ve her seferinde kk bir grubun gemesine izin verdi. Snrl bir arlk dahi olsa, kpr tehlikeli bir ekilde salnmaya balyordu ve kervann tamam karya getiinde akamzeri olmutu. Meren, Onka'ya, "Yamacn tepesine trmanmann tek yolu bu mu?" diye sordu. "Gneyden etrafn dolanarak giden daha kolay bir yol var, ama seyahati birka gn uzatr." Yamacn dier tarafna varnca aa baktlar, btn dnya ayaklarnn altna serilmi gibiydi. Nehirlerin kara ylanlar gibi kvrlarak bld altn sars savanalar, uzaktaki mavimsi tepeler ve yemyeil yabanl ormanlar sere serpe uzanmaktayd. Son olarak da, puslu ufukta, yelken ap geldikleri byk Nalubaale Gl'nn sulan erimi metal gibi parlamaktayd. Nihayet, girileri kontrol etmek iin kurulmu snr kalesine, Kitan-gule Geidi'ne ve Jarri.'nin giriine ulatlar. Kentin dnda geici kamplarn kurduklarnda karanlk bastrmt. Btn gece yamur yad ama sabahleyin gne iyi niyetle parlyordu. Taita ile Fenn sndklar yerden baknca, o zamana kadar grdkleri her eyi sradanlatran bir manzaray333 Wilbur Smith la karlatlar. Aada, uzak bir ufka kadar uzanan geni bir plato yer alyordu. Etrafnda, tanrlara yarar zirveleri olan da silsileleri vard. Ortadaki zirve, dolunayn ebedi yla parlyordu. Taita ile Meren, Horasan yolundaki zirvelerde yolculuk etmilerdi ama Fenn daha nce hi kar grmemiti. Bu muhteem manzara karsnda arplp sersemlemiti. Sonunda konumay baard: "Bak! Dalar yanyor," diye haykrd. Tm parlak zirvelerden gm rengi dumanlar ykselmekteydi.

Meren yumuak bir tavrla, "Byc, sen bir tane volkan aryordun ama bak tane buldun," dedi. Sonra dnp Nalubaale Gl'n gsterdi. "Ate, hava, su ve toprak..." Taita, "...ama hepsinin efendisi atetir," diyerek, Eos'un byl szlerini tamamlad. "Oras mutlaka cadnn yeri olmal." Bacaklar titriyordu ve duygularna yenilmiti. Onca yolu gelip onca eziyete katlanmlard buraya ulamak iin. Bacaklar onu zor tad iin oturacak bir yer bulmas lazmd. Manzaray da karmayaca bir yer bulup oturdu. Fenn de onun duygularn paylamak zere yanndaki taa kt. Sonunda Yzba Onka kervann bandan ayrlp yanlarna geldi. "Burada daha fazla oyalanmamalsnz. Yola devam etmeliyiz." Yol hafif bir eimle iniyordu. Atlarna binip platoda ilerlemeye baladlar. Gnn geri kalannda byleyici manzaralar arasndan dalara doru ilerlediler. Glden, yabanl ormanlardan ve llerden geerek, bu tatl gzel iklime ulamlard. Aldklar her nefeste bedenleri zindelei-yor, zihinleri berraklayordu adeta. Dalardan berrak sular akyordu. atlar altn rengi, etraf meyve baheleriyle, zeytin aalaryla evrili kulbelerden, iftliklerden getiler. ok iyi baklm ve zm dolu balar grdler. Tarlalara karabuday ekiliydi, sebze bahelerinde kavunlar, fasulyeler, mercimekler, krmz ve yeil biberler, kabaklar ve Taita'nn bilmedii eitli sebzeler vard. Yemyeil otlaklarda sr, koyun ve kei srleri 334 11. Yazt otluyordu. Tombul domuzlar korularda geziniyor, rdek ve kazlar gletlerde yzyor ve her iftlikte bol bol tavuk bulunuyordu. Meren, "Bu kadar zengin bir lke grmemitik daha nce," dedi. Onlar geerken iftiler ve aileleri erbetler, krmz araplar sunuyordu. ki Krallk aksanyla Msr dili konuuluyordu. Hepsi de salklyd ve gzel deri ve keten giysiler iindeydi. ocuklar grbzd ama garip bir ekilde durgundu. Kadnlarsa pembe yanakl ve gzel kokuluydu. Meren, "Ne gzel kzlar," diye belirtti. "Aralarnda tek bir irkin yok." ok gemeden her tarafn neden o kadar yeil olduunu anladlar. Aniden karl volkan zirvesi youn bir bulut tabakasyla rtld. Onka yanlarna geldi ve Taita'ya, "Pelerinlerinizi aln. Bir saat sonra yamur yaacak," dedi. Taita, "Nereden biliyorsun?" diye sordu. "nk her gn bu saatte yaar." leride toplanan bulutlar gsterdi. "Jarri'ye hkim olan o zirvenin pek ok ad var, bunlardan biri de Yamur Yapan. lkenin bu kadar verimli olmasnn nedeni bu." O lafn bitirdiinde yamur indirdi ve pelerinlerine ramen iliklerine kadar slandlar. Ama birka saat sonra bulutlar dald ve gne yeniden parlamaya balad. Her yer prl prl olmutu. Aalardaki yapraklar ldyor, topraktan nefis bir karabuday rei kokusu ykseliyordu. Bir yol ayrmna geldiler. Esirler sola dndrld ve onlar uzaklarken Taita elik eden avulardan birinin "Indebbi'deki yeni madenlerde bunlara ok ihtiya var," dediini duydu. Konvoyun geri kalan saa sapt. Zaman zaman, askerler Albay Ti-nat'a selam veriyor ve birlikten ayrlp evlerinin olduu ynlere doru gidiyorlard. Sonunda, Tinat, Onka ve on kiilik bir muhafz birlii kalmt geriye. Hafif bir bayn trmanp aada aalarn ve ayrlarn arasnda yuvalanm ky grdklerinde akamzeri olmutu. 335 Wilbur Smith Tinat, Taita'ya, "Buras Mutangi," dedi. "Yerel pazar kasabas ve sulh hkiminin nfuz blgesi. imdilik burada yaayacaksnz. Kalacanz blmler hazrland, eminim ki, rahat edeceksiniz. Bunun sylendiini daha nce de duymutunuz, sizler Jarri'nin onur konuklarsnz." Sulh hkimi onlar karlamaya bizzat geldi. Bilto adnda orta yal bir adamd. Sakalnda gm teller vard, ama gl ve itendi, baklar sakin, tebessm scakt. Taita, ona Gz'yle bakt ve adamn drst ve iyi niyetli

olduunu anlad, ama tpk Albay Tinkat Ankut gibi, o da mutlu ya da keyifli deildi. Taita'y byk bir saygyla selamlam fakat sanki ondan bir ey bekliyormuasna bir garip bakmt. Kendi karlarndan biri, Hilto ile Nakonto ve mbali de dahil, dierlerini alp kyn sonundaki geni ta eve gtrd, orada kle kzlar onlar beklemekteydi. Taita, Fenn ve Meren ise Bilto tarafndan, yolun karsndaki daha byk bir yapya gtrldler. "Sanrm rahat etmek iin gereken her eyi burada bulacaksnz. Dinlenip tazelenin. nmzdeki birka gn iinde oligari konseyi size haber gnderecek. Bu arada ben ev sahibinizim ve emrinizdeyim." Gitmeden nce Taita'ya bir kez daha skntl, soran gzlerle bakt ama baka bir ey sylemedi. Eve girince bir vekilharla be klenin onlar karlamak zere dizilmi olduunu grdler. Odalar ferah ve havadard ama pencereler deri perdelerle rtlebiliyordu; odalarda yanmakta olan mineler vard. Gne hl ufukta olduu halde havada bir serinlik olduu iin gne battktan sonra bu atelerin iyi gelecei belliydi. Onlar iin temiz giysiler ve yeni sandaletler hazrlanmt, kleler ykanmalar iin mlek mlek scak su tayordu. Akam yemei ya kandillerinin nda servis edildi. Mnde gl bir krmz arapta bekletilmi domuz pirzolas vard. O zamana kadar seyahatten tr ne kadar yorgun olduklarn fark etmemilerdi. Meren'in gz ac verdii iin Taita gz ukuruna zeytin 336 11. Yazt gi! !k bir merhemle, yattrc bitkiler koydu ve bir doz krmz toz hazirlad. Ertesi sabah hepsi ge vakte kadar uyudular. Meren'in gz biraz daha iyiydi ama hl ars vard. Kahvaltdan sonra, Bilto onlara ky gezdirdi, belli ki burasyla gurur duyuyordu. Onlara halkn nasl yaadn anlatt. Liderlerle tantrd ve Taita genel olarak namuslu ve saf olduklarn grd. Onlarn aurasnda da, Albay Tinat ve Bilto'da olduu gibi, Eos'un yaknda oluuna ve etkisine atfedilebilecek bir belirsizlik grmeyi bekliyordu, ama ufak tefek insanlk zaaflar ve kusurlar dnda nemli bir ey grmedi. Birisi karsyla mutlu deildi, teki komusundan bir balta armt ve sululuk duygusuyla ii iini yiyordu, baka biri de vey kzna kar arzu beslemekteydi. Beinci gn sabah erkenden Yzba Onka, Mutangi'ye dnd ve Yksek Konsey'in beklediini bildirdi. Hemen gitmeleri gerekiyordu.

Onka, Taita'ya, "Yksek Konsey salonunun bulunduu kale, Ay Dalar ynnde, krk fersah mesafede," dedi. "Birka saatlik bir yolumuz var." Gneli, gzel bir gnd, hava berrak ve dirilticiydi. Fenn'in yanaklar parlyor, gzleri ldyordu. Taita'nn isteiyle, grubun arkasnda onunla birlikte at sryor ve Taita Tenmass diliyle alak sesle bir eyler anlatyordu. "Bu ok nemli bir snav olacak. Cadnn barnana gittiimize inanyorum. Auran hemen bastr ve Mutangi'ye dnene kadar da yle tut." "Anladm Byc, aynen sylediin gibi yapacam," dedi Fenn. Neredeyse bir anda renksiz bir ifadeye brnd ve gzleri matlat. Taita, nun aurasnn solduunu ve yayd renklerin mbali'ninkilerden farksz blrhale geldiini grd. 337 F : 22 Wilbur Smith "Nasl bir kkrtmayla veya tevikle karlarsan karla, auran asla parlatma. Hangi taraftan, kimin gzlediini bilemezsin. Bir an bile gev. emeye cret etme sakn."

Da srasn ortadan kesen vadiye geldiklerinde vakit leyi bulmutu. Bir fersah daha gittikten sonra kalenin d duvarlarna ulatlar. Duvarlar byk, dikdrtgen eklinde volkanik bloklardan yaplm ve bloklar baka bir an duvar ustalar tarafndan monte edilmiti. Zaman getike talar anmt. Kaplar ak duruyordu: yllardr bir dmana kar kapatlmam gibiydiler. Kaleye girince, binalarn Msr'dan ayrldktan sonra grdkleri her eyden daha muhteem ve salam olduunu grdler. Aslnda, en byk yap Karnak'taki Hathor Tapna'n olduka andryordu. Atlar almak zere seyisler bekliyordu, sonra krmz giysili terifatlar onlar stunlu salonlardan geirip bir avludaki kk kapnn nne gtrdler ve kk bir bekleme odasna aldlar. endeki uzun masann stnde meyve anaklar, kekler, krmz arap srahileri bekliyordu, ama nce, bitiikteki odalara geip yolun kirini pasn attlar. Her ey rahatlarn gz nne alarak dzenlenmiti. Hafif bir eyler attrdktan sonra, konsey terifats gelip onlar dinleyici salonuna gtrd. Salon, pirin mangallarla stlm ve ta zemine rahat minderler konmutu. Adam, onlar belirli bir dzenle yerletirdi. Taita'y grubun bana, Meren ile Hilto'yu da onun arkasna geirdi. Fenn' arkaya, tekilerin yanna yollad ve Taita, onun kza zel bir ilgi gstermemi olmasna ok sevindi. Gzucuyla mtevaz bir ekilde mbali'nin yanma oturan Fenn'e bakt ve onun aurasn yanndaki uzun boylu kadnn-kiyle bir tuttuunu fark etti. Sonra salonun planna ve yerletiriliine bakt. Uygun oranlarda yaplm byk bir salondu. Kendi oturduu yerin nnde, zerinde tabur ler bulunan yksek bir ta platform bulunuyordu. Babil saraylarnda g 338 11. Yaxit H tasarmlara benziyordu, ama onlar fildii ve yar deerli talarla be-eli deildi. Arkalarndaki duvara boyal deriden bir perde aslyd, tavandan Vere kadar iniyordu ve toprak renklerinde enfes desenleri vard. Desenleri inceleyince herhangi bir zel ya da gizli anlamlar olmadn anlad, sadece ss iin yaplmlard. Ta zeminde kabaral sandalet sesleri duyuldu. Yandaki bir kapdan silahl muhafzlar girdi ve mzraklarnn diplerini yere dayayarak platfor-mun etrafna dizildi. zel giyimli terifat tekrar gelip yksek sesle, "Yksek Konsey'in soylu yelerine sayglarnz sunmak zere niyaz edin," dedi. Taita'y rnek alarak herkes eilip alnn taa dedirdi. Deri perdenin arkasndan adam kt. Bunlarn oligarinin yeleri olduuna hi phe yoktu. Sar, krmz ve soluk mavi tunikler giymilerdi ve balarnda sade gm talar bulunuyordu. Tavrlar arbal ve saygnd. Taita auralarn inceledi; farkl ve karmak buldu. Bunlar gl ve karakter sahibi kiilerdi, fakat en etkileyici olanlan, ortadaki tabureye yerleen soluk mavi tuniklisiydi. Karakterinde, bazlar Taita'y artp huzursuz eden derinlikler ve nanslar bulunuyordu. Adam rahatlayn anlamna gelen bir iaret yapt ve Taita doruldu. "Selamlar Gallalal Byc Taita. Ay Dalar lkesi Jarri'ye ho geldin diyoruz." Bunlar mavi giysili lider sylemiti. Taita da, "Selamlar Yksek Konsey yesi Oligar Lord Aquer," diye yant verdi. Aquer gz krpt ve ban edi. "Beni tanyor musun?" "Bykbaban ok iyi tanrdm," dedi Taita. "Onu son grdmde senden genti, ama ok benziyorsun kendisine." Demek ki hakknda duyduklarm doruymu. Sen Uzun Yaayan-r dan birisin ve bir bilgesin," dedi Aquer. "Toplumumuza parlak bir kat-a bulunacaksn. Bize, grubunun.senin kadar iyi tanmadmz yeleri-tanUma nezaketini gsterir miydin?" 339 Wilbur Smith Taita isimleriyle teker teker armaya balad. lk nce Meren oP di ve platformun nnde durdu. "Bu Albay Meren Cambyses, Altn Yi5;t lik Madalyas ve

Kzl Yol Yoldal Madalyas sahibi." Konsey sess70 onu inceledi. Taita aniden allmadk bir eyler dndn hissetti. Djj, katini, oligartan arkalarndaki deri perdeye evirdi. Gizlenmi birjn' aratrd ama kimse yoktu. Sanki perdenin arkas boluktan ibaretmi pj. biydi. Srf bu bile onu uyarmaya yetti. Baz psiik gler salonun o ksm. n kapatyordu. Eos burada, diye dnd. Auras yok ve kendini deriden de daha almaz bir perdenin ardna gizliyor. Bizi seyrediyor. Geirdii ok o kadar youndu ki, kendini kontrol altnda tutabilmek iin ok fazla uramak zorunda kald: o cad en stn etildi; kan ya da zayfln kokusunu hemen alrd. Nihayet Aquer yeniden konutu: "Gzn nasl kaybettin Albay Cambyses?" "Bir askerin bana byle eyler gelir. Hayatmzda pek ok risk vardr." "Bunu zaman gelince konuuruz," dedi Aquer. Taita bu esrarengiz cmleden bir ey anlamad. "Ltfen yerine dn albay." Grme alelacele bitmiti, ama Taita onlarn Meren'den almak istedikleri tm bilgiyi ekip aldklarn biliyordu. Arkadan Hilto'yu ard. Oligarlar onunla fazla vakit harcamadlar. Taita, Hilto'nun aurasnn drstlk ve sadelikle parladn gryordu, sadece kenarlarnda, heyecann ele veren mavi k izgileri vard-Konsey yeleri onu da yerine yollad. mbali ve Nakonto'yu da ayn ekilde irdelemilerdi. Taita son olarak Fenn'i ard. "Lordlarm, bu da benim acdm ksz. Onu himayeme aldm ve Fenn adn verdim. Hakknda fazla br bilmiyorum. Kendi ocuum olmad iin ona dknm." 340 11. Yazt Yksek Konsey'in nnde duran Fenn terk edilmi, kimsesiz bir ocuka benziyordu. Ban nne emi, utanga bir ekilde ayak deitirerek beklemekteydi. Taita endieyle Gz'n ona evirdi. Kzn auras parlamyordu ve ona verdii rol baaryla yerine getiriyordu. Biraz du-raksadktan sonra Aquer, "Senin baban kimdi ocuk?" diye sordu. "Efendim, ben onu hi tanmadm." Aurasnda hibir kprt olmamt. "Ya annen?" "Onu da hatrlamyorum efendim." "Nerede dodun?" "Efendim, beni balayn ama bilmiyorum." Taita, onun kendini ne kadar iyi kontrol ettiini grp seviniyordu. Aquer, "Gel buraya," diye emretti. Fenn rkek bir tavrla platforma kp adamn yanna gitti. Adam, onu kolundan tutup taburesinin yanna ekti. "Ka yandasn Fenn?" "Beni aptal bulacaksnz ama onu da bilmiyorum." Aquer elini Fenn'in tuniinin gs ksmna koyup mncklad. "Burada bir eyler km bile." Gld. "Yaknda ok daha fazlas olacak." Fenn'in auras hafife pembeleti ve Taita, onun kontroln kaybedeceinden korktu. Sonra, anlamad bir biimde ellenen gen bir kzn tepkilerini verdiini fark etti. Kendisi, fkesini daha zor bastrabilmi-ti. Yine de, bu kk oyunun bir snav olduunu hissediyordu: Aquer, Fenn'den veya Taita'dan bir tepki gelmesini bekliyordu. Taita'nn yz hi deimedi ama iinden, hesaplama zaman gelince bunu fazlasyla deyeceksin Lord Aquer dedi. Adam, Fenn'i okamaya devam etti. "Ender gzellikte bir gen kadn olacandan eminim. Eer anslysan Jarri'de byk bir onur ve ayr-Cahk kazanabilirsin." Kzn kk yuvarlak kalalarndan birini imdikle-y>P tekrar gld. "Git imdi km. Bir, iki yl sonra tekrar grrz." 341 Wilbur Smith Sonra dierlerini gnderdi, ama Taita'dan kalmasn istedi. Dierleri salondan ayrlnca, kibar bir tavrla, "Konsey olarak gizli bir mzakere yapmamz lazm Byc," dedi. "Ltfen bizi bala. Uzun sre yalnz brakmayacaz seni." Geri dndklerinde de daha rahat ve samimi davranarak saygda kusur etmediler.

"Bykbabam hakknda bildiklerini anlatsana," dedi Lord Aquer. "Ben domadan nce lm." "Kendisi, g ve Hiksos istilas srasnda, Kral Naibi Kralie Lost-ris'in saraynn sadk ve saygdeer bir yesiydi. Majesteleri ona birok nemli grev emanet etmiti. Byk Nil krfezini kesen yol onun kefidir. Hl kullanlyor ve Asuvan ile Qebui arasndaki yolu yzlerce fersah ksaltyor. Kralie bu ve buna benzer baarlar yznden onu onurlandrmt." "Ondan miras kalan Altn Onur Nian hl bende." "Kralie kendisine o kadar gvenirdi ki, iki bin kiilik bir ordu kurup Nil'in kaynana kadar gitmek ve haritasn karmakla grevlendirmiti. Sonuta, bana gelenler yznden hummaya tutulan tek bir kii geri dnebildi. Ordunun geri kalanndan, pelerinden giden kadnlardan, elerden bir daha hi haber alnamad. Afrika'nn onlar yutup yok ettii varsayld." "Babamn birliinden hayatta kalp da sonunda Jarri'ye ulaanlar bizim atalarmzd." "Bu kk ulusun ncleri onlar myd?" diye sordu Taita. "Deerli katklar olmutu," dedi Aquer. "Ancak, burada onlardan ok daha eskiler vard. Jarri'de zamann bandan beri yaayanlar olmutu. Biz onlar Kurucular diyerek onurlandryoruz." Sonra sanda oturan adama dnd. "Bu Lord Caithor. Kendi soyunu yirmi be kuak geriye kadar takip edebiliyor." 342 11. Yazt "yleyse kendisini onurlandrmakta ok haklsnz." Taita da gm sakall konsey yesini ban eerek selam verdi. "Fakat bykbabandan sonra da katlanlar olduunu biliyorum." "Albay Tinat Ankut'la birliini kastediyorsun. Elbette, onunla tanmtn." "Aslnda o iyi kalpli albay, beni ve grubumu Tamafupa'da Basmara vahilerinden kurtard," dedi Taita. "Tinat Ankut'un adamlar ve onlarn kadnlar, toplumumuza katkda bulundular. Topraklarmz geni ve nfusumuz az. Onlara burada ihtiyacmz var. Bizim kanmzdan geldikleri iin gayet iyi kaynatlar. Genleri bizimkilerle evlendi." "Elbette ayn tanrlara tapyorlar," dedi Taita keyifle, "Bata da kutsal Osiris, sis ve Horus ls geliyor." Aquer'in aurasnm fkeyle parlamasn izledi, sonra tepkisini kontrol altna aldn grd. Ses tonundan biraz yumaad hissediliyordu: "Dinimiz, daha sonra derinlemesine konuacamz bir konu. Bu aamada, yeni lkelerin yeni tanrlar tarafndan korunduunu, hatta tek bir tanr tarafndan korunduunu belirtmek yeterli." "Tek bir tann m?" Taita arm gibi yapt. Aquer oltaya gelmedi. Tekrar nceki konuya dnd. "Albay Tinat Ankut'un birliinden baka, yzyllar boyunca doudan gelen binlerce gmen daha oldu. Hi istisnasz, hepsi de deerli erkek ve kadnlard. Bilginler, cerrahlar, simyaclar, mhendisler, jeologlar, madenciler, botanikiler ve iftiler, mimarlar ve ta ustalar, gemi yapmclar ve zel becerileri olan insanlar aramza aldk." "Ulusunuz sk temeller zerine kurulmu gibi grnyor," dedi Taita. Aquer bir an durdu, sonra konuyu deitirdi. "Arkadan Meren Cambyses," dedi. "Ona byk bir sevgi duyduunu dnyoruz." 343 Wilbur Smith "ocukluundan beri benimle birlikte," diye cevap verdi Taita. "Benim iin ouldan ileridir." "Hasar gren gz ona ciddi sknt oluyor, deil mi?" diye devam etti Aquer. "Arzu ettiim kadar temiz bir ekilde iyilemedi," diyerek hak verdi Taita. "Becerilerin sayesinde, himayendeki adamn lmekte olduunu biliyorsundur," dedi Aquer. "Gz ryor. Zaman iinde bu onu ldrecek... tabi, tedavi edilmezse."

Taita gafil avlanmt. Meren'in aurasmdan bu yakn felaketi sezme-miti, ama her nedense Aquer'in szlerinden de kuku duymuyordu. Belki kendisi de bunun farkndayd, ama bu tatsz gerekle yzlemekten kanmt. yi ama, Aquer, onun bilmedii bir eyi nasl bilebilirdi? Adamn aurasmdan zel yeteneklere veya sezgilere sahip biri olmadn anlamt. Ne bir bilgin ne khin ne de samand. Tabii ya salondan kt zaman konsey yeleriyle grmeye gitmemiti. Kendini toparlad ve, "Hayr lordum," diye cevap verdi. "Cerrah olarak biraz kabiliyetim var ama yarann o kadar ciddi olduundan kukulanmamtm." "Biz Yksek Konsey olarak, sana ve himayendeki adama zel bir ayrcalk tanmaya karar verdik. Bu ltuf kendi soylulanmz arasndaki pek ok deerli ve mmtaz kiiye dahi nasip olmamtr. Bunu, sana duyduumuz derin sayg ve iyi niyetin nianesi olarak yapacaz. Ayrca, toplumumuzun ilim ve irfan bakmndan gelimiliini gsteren bir rnek olacak. Belki bylece seni Jarri'de bizimle kalmaya ikna edebiliriz. Meren Cambyses Bulut Baheleri'ndeki sanatoryuma gtrlecek. Bunu ayarlamak biraz vakit alabilir, nk iyilemesi iin gereken ilalarn hazrlanmas lazm. Hazrlklar bitince, sen de Byc, tedaviyi izlemek zere ona katlabilirsin. Sanatoryumdan dndnde tekrar bir araya gelip grlerini dinlemekten zevk duyarz." 344 11. Yazt Mutangi'ye dner dnmez, Taita, Meren'in gzn ve genel durumunu kontrol etti. Sonular pek iyi deildi. Yarada derine inmi bir iltihap vard ve srekli arlara, kanamaya ve yangl irinlenmeye o neden oluyordu. Taita yarann etrafndaki blgeye bastrnca Meren acya kahramanca dayanyordu, ama aurasnda rzgrdaki bir mum alevi gibi titreimler meydana geliyordu. Taita, ona oligarlarn kendisini tedavi ettirmeyi planladklarn anlatt. "Bana ve yaralarma sen bak. Bu dnek Msrllara, lkemize ve Fi-ravun'a ihanet edenlere gvenmiyorum. Eer beni tedavi edecek biri varsa o da sensin." Taita ne kadar sylediysede, Meren kararndan dnmedi. Bilto ve dier kyller konuksever ve dosta davranyordu ve Ta-ita'nn grubu kendilerini toplumun gnlk yaamna kaptrmlard. ocuklarn hepsi Fenn'e hayranlard ve ksa srede onu mutlu edermi gibi grnen yeni arkada bulmutu. lk nce, ormanda mantar arayarak veya onlarn arklarn, danslarn, oyunlarn renerek vaktinin ounu onlarla geirdi. Bao oyunu hakknda ona retebilecekleri hibir ey yoktu ve k gemeden ky ampiyonu olmutu. ocuklarla olmad zaman, genellikle ahrda Kasrga'y tmarlayp eiterek zaman geiriyordu. Hilto da 0r>a ok atmay retiyordu, onun iin zel bir yay yapmt. Bir le sonrasnda, mbali ile sohbet edip gltkten sonra Taita'nm yanna geldi ve, tobali, btn erkeklerin bacaklarnn arasnda bir ey sallandn syl345 Wilbur Smith yor," dedi. "Kpek yavrusu gibi kendi ayr can olan bir eymi. Senden holanrsa ekli ve boyu deiiyormu. Sende neden yok ondan Taita?" Taita'nn verecek cevab yoktu. Bunu ondan saklamaya almamt ama henz hadm edildiini anlatabilecei bir yata da deildi. Bu konuya beklediinden abuk gelmiti. nce mbali'ye sitem etmeyi dnd ama sonra bunu yapmamaya karar verdi. Gruplarndaki tek dii olarak, o da herhangi bir kadn retmen kadar iyiydi. O an suya sabuna dokunmayan bir cevapla geitirdi ama sonradan kendi yetersizliini daha derinlemesine alglad. Bedenini Fenn'in gznden saklamak iin trl aclar ekmeye balad. Kyn ilerisindeki nehirde birlikte yzerken bile tuniini karmaz oldu. Kendini kusurlu fiziksel durumunu kabullendiine inandrmt ama bu durum her gn deiiyordu. Onka'nm Meren'i Bulut Baheleri'ndeki gizemli sanatoryuma gtrmek zere gelmesi uzun srmedi ve Taita, onu tedaviye ikna edebilmek iin btn glerini ortaya serdi, ama Meren'de de inadnda ayak direme ve tm tatl szlere kaytsz kalma gc vard.

Derken bir gece, Taita, Meren'in odasndan gelen iniltilerle uyand. Kandili yakp odasna gitti ve Meren'i, yatakta iki bklm olmu, yzn ellerinin arama gmm olarak buldu. Ellerini yavaa yznden ekti. Yzn bir taraf korkun bir ekilde imiti, bo gz ukuru ince bir izgi halindeydi ve teni ateler iinde yanyordu. Taita scak lapalar ve serinletici merhemler uygulad, ama sabah olduunda pek az iyileme vard. Onka'nn ayn gn leden nce gelmesi tesadfe benzemiyordu. Taita, Meren'le mantkl bir konuma yapt. "Eski dostum, seni iyi' letirmek iin yapabileceim bir ey kalmam gibi grnyor. Ya bu acya katlanmay seeceksin, ki seni ldrene kadar epeyce sreceinden eminim ya da Jarrili cerrahlarn benim baaramadm baarmay denemesine izin vereceksin." 346 11. Yazt Meren o kadar gsz ve ateliydi ki daha fazla direnemedi. mbali jje Fenn, giyinmesine yardm ettiler, sonra da kk bir kna baz eyalarn koydular. Adamlar Meren'i dar karp eyere oturmasna yardm ettiler. Taita, Duman Yeli'ne binmeden nce, Fenn'le abucak vedalap onu Hilto, Nakonto ve mbali'ye emanet etti. Mutangi'den batya giden yola ktlar. Fenn yarm fersah kadar Duman Yeli'nin yannda kotuktan sonra yolun kenarnda durup grup gzden kaybolana kadar el sallad. Yine zirveli volkanlara doru gidiyorlard, ama bu kaleye varmadan, daha kuzeye doru ynelen bir yola saptlar. Nihayet dalarn arasndaki dar bir geide girdiler ve kaleyi gney ynnde yukardan grebildikleri bir ykseklie trmandlar. Bu mesafeden, konsey salonunun olduu yap kck grnyordu. Da yolundan ilerlemeye devam ettiler. Hava soumaya balamt, yamalarn arasnda rzgrn uultular duyuluyordu. Yksee ktka rzgr azald. Sakallarnda ve kalannda kra birikiyordu. Pelerinlerine iyice sarnp trmanmaya devam ettiler. Artk Meren eyerin stnde sarho gibi yalpalyordu. Destek olmak ve dmesini engellemek iin Taita ve Onka iki yanndan gidiyorlard. Aniden karlarna ar ahap kaplarn ardnda, kayaya oyulmu bir tnel kt. Onlar yaklarken kapnn kanatlan ar ar ald. Girite muhafzlar grnyordu. Taita'nn akl Meren'de olduu iin ilk bata muhafzlara pek dikkat etmedi. Yaklatka adamlarn norma] bir insann yar boyunda olduklarn fark etti, buna karlk gsleri geniti ve kollan neredeyse yere kadar uzanyordu. Kambur duruyorlard ve balar ne eikti- Taita bir anda bunlarn insan deil iri maymunlar olduunu anlad. Kahverengi niforma ceketi sand eyler de hayvanlarn postuydu. Alnlar Patlak gzlerinin hemen stnden dmdz kyordu ve eneleri o kadar lr'ydi ki dudaklar sivri dilerini tamamen rtemiyordu. Kendilerini inceleyen Taita'ya, onlar da birbirine yakn gzlerinden amansz baklar fr347 Wilbur Smith laftlar. Taita hemen Gz'n at ve auralarnm ilkel ve hayvani olduunu, ldrme igdlerinin bak srtnda durduunu grd. Onka. "Gzlerinin iine bakma," diye uyard. "Onlar kkrtma. ok gl, tehlikeli yaratklardr ve sadece muhafzlk yaparlar. nsan bir anda parampara edebilirler." Onlar tnelden ieri girince kaplar hemen kapanmt. Duvarlarda yanmakta olan mealeler aslyd ve atlarn toynaklar tal zeminde tkrdyordu. Tnel, ancak iki atlnn yan yana geebilecei genilikteydi ve biniciler balarn tavana vurmamak iin eilmek zorundayd. Duvarlardan yeralt nehirlerinin mrltlar, fokur fokur kaynayan lav bacalarnn sesleri geliyordu. Gittikleri yolu ve geen zaman lmelerine imkn yoktu, ama sonunda ileriden doal bir n parltsn grdler. Ik giderek byd ve tnel giriindekine benzer baka bir kap ortaya kt. Bu kap da onlar varmadan ald ve karlarna yine ayn maymunlardan kt. Parlak gn ndan kamaan gzlerini krptrarak onlar da geride braktlar. Gzlerinin a almas biraz zaman ald, ama sonra etraflarna aknlk ve huu ile baktlar. Muazzam bir volkanik kraterin iindeydiler, krater o kadar geniti ki, hzl bir at, dey duvarlarn birinden dierine ancak yarm gnde

ulaabilirdi. evik bir da keisi bile o lav duvarlara tr-manamazd. Kraterin dibi ibkey yeil bir kalkand. Ortasnda stms, lacivert izgileri olan kk bir gl vard. Yzeyinden buharlar ykselmekteydi. Taita'nm kandaki kralarn bir ksm eridi ve yanandan aa szld. Taita gzlerini krptrd ve kraterdeki havann tropik bir denizdeki gibi yumuak olduunu fark etti. Deri pelerinlerini kardlar, Meren bile daha iyi grnyordu. "Buray yeralt sular styor. Hibir zaman k yaanmaz burada." Onka kollarn ap etraflarn kuatan gzelim ormanlar gsterdi. "Her yerde yetien u aalar ve bitkileri gryor musunuz? Bunlar dnyann baka hibir yerinde bulamazsnz." 348 11. Yazt Onka kraterdeki ilgin eyleri gsterirken muntazam yaplm yol-ilerlediler. "u yamalarn renklerine bak," dedi ban kaldrm muh-nn duvarlara bakmakta olan Taita'ya. Yamalar gri ya da siyah deildi, ck mavi, kzl, sar, gk mavisi renklerinde alacalyd. "Gzel bir kadiri sa gibi gr ve uzun, rengrenk yosunlar ve talar yaratyor bu etkiyi.' Taita gzn yamalardan ayrp aadaki ormanlara evirdi. "Bunlar am aac," diye bard, bambu allarnn arasndan amlarn sivri ular grnyordu. "Bir de lobelia'hr var." Ate krmzs iekler amt saplarn stnde. "Bunlarn garip bir tr stleen, u pembe ve gmi ieklerle kapl allar da protea herhalde. lerdeki uzun aalar sedir amlar ve kkler de demirhindi ile Khaya maunu." Keke Fenn de burada olsayd, diye dnd. Gln scak sularndan ykselen pus, yosun dallarnn arasndan duman gibi salnyordu. Bir dzle gelince, aadaki havuzun mavi sularnda yzp elenen kadn grdler. Kadnlar susup atllarn geiini izledi. Gen ve esmer tenliydiler, uzun slak salar kmr karasyd. Taita onlarn dou okyanusunun karsndaki lkelerden geldiklerini tahmin etti. plaklklarna aldrmaz gibiydiler. de hamileydi ve i karnlarn dengelemek iin geriye doru kayklm duruyorlard. Yola devam ederlerken Taita, "Bu kraterde ka aile yayor?" diye sordu. "Bu kadnlarn kocalar nerede?" "Belki sanatoryumda alyorlardr, cerrah bile olabilirler." Onka ko-1,uyla pek ilgilenmemiti. "uradaki gl kysna ulanca grme ansmz olur." Puslu safir rengi buharlarn arasndan grlen sanatoryum, fazla ne <Kmayan alak binalardan oluuyordu. Belli ki duvarlarndaki talar, yaatan tralanmt. stlerine sva yaplmam, doal kuruni renginde almt. Etraflarnda, yabani kazlarn gezindii ksa kesilmi imler rd|- En az yirmi cins su kuu gle dalp kyor, slklarda leylekler, ba349 Wilbur Smith lkllar dolayordu. akll kydan ilerlerken Taita suyun stnde yz^ ktkler gibi grnen birka tane timsah olduunu fark etti. Kydan ayrlp imleri atlar ve iekli bir ardan altndan ana bi nann bahesine girdiler. Atlar almak zere seyisler bekliyordu ve drt tane iriyar grevli de Meren'i eyerden alp bir sedyeye yatrd. Yanlarnda yryen Taita ile birlikte binaya girdiler. Taita, "Artk emin ellerdesin" diyerek Meren'i rahatlatmaya alt, ama rzgrda daa trmanmaktan ve souktan bitkin dm olan Meren bilincini yitirmek zereydi. Grevliler, Meren'i gle bakan geni bir kaps bulanan bir odaya aldlar. Odada fazla eya yoktu. Duvarlar ve tavan mat sar mermer kaphy. di. Meren'i beyaz mermer zeminin ortasnda duran ilteye yatrdlar, giy. silerini kardlar ve kirlenenleri aldlar. Sonra, bakr bir borudan odann bir kesindeki eviyeye akan soak su ve sngerle vcudunu sildiler. Suda bir kkrt kokusu vard ve Taita suyun yeralt kaynaklarndan geldiini tahmin etti. Ayaklarnn altndaki mermer zeminin de ho bir scakl vard ve ayn suyun kanallarla yeraltndan geirilmi olduunu dnd. Grevliler keten havlularla Meren'i kuruladlar ve biri bir anaktan am ko- | kulu bir sv iirdi. Sonra gittiler ve Taita, Meren'in yatann yanna oturdu. Ksa bir sre sonra da

Meren derin bir uykuya dald, Taita bu uykunun , itii iksirden kaynaklandn biliyordu. Yeni ortam incelemek iin bu ilk frsatyd. Odann yanndaki ykanma odasnn kapsna baknca, arkasnda bir insan auras bulunduunu I kefetti. Belli etmeden oraya younlat ve duvara gizlenmi bir gzetleme delii olduunu ve oradan kendilerini gzetlediklerini anlad. Uyanr uyanmaz Meren'i de uyarmas gerekecekti. Sanki gzetleyenlerden haberi yokmu gibi, gzlerini baka tarafa evirdi. Az sonra, dizlerine kadar inen bembeyaz tunikler giymi bir erkekv bir kadn geldi. Sihirli boncuklardan, tahta heykelciklerden veya ben# by malzemelerinden yaplm kolye ve bilezikleri olmad halde, Ta> ! 350 11. Yaz,t onlarn cerrah olduunu anlamt. Onu adn syleyerek kibarca selamladlar ve kendilerini tanttlar. Kadn, "Ben Hannah," dedi. Adam ise, "Ben de Gibba'yn," dedi. Hemen hastay muayene etmeye baladlar. Bata, sargl bana hi bakmayp avu ilerine ve ayak tabanlarna baktlar. Karnn ve gsn muayene ettiler. Hannah kard izi incelemek zere, ucu sivri bir sopayla srtn izdi. Ancak tatmin olduktan sonra bayla ilgilenmeye baladlar. Gibba, Meren'in ban plak dizlerinin arasna kstrd. Boazna, kulaklarna ve burun deliklerine baktlar. Sonra Taita'nm gzne balad sargy zdler. Sarg artk kurumu kan ve iltihapla kirlendii halde, Hannah sarln-daki ustal takdir etti. Sanatna duyduu hayranl gstermek iin Taita'ya ban sallad. Gm bir dilatr kullanarak gzkapaklann ak tuttular ve bo gz ukurunu incelemeye baladlar. Hannah parmann ucunu ukura sokup dikkatlice muayene etti. Meren inledi ve ban ekmeye alt, ama Gibba dizlerinin arasnda skca tutuyordu. Sonunda ayaa kalktlar. Hannah, Taita'ya ban edi, parmak ularn birletirip dudaklarna gtrd ve, "Ltfen ksa bir sre bizi affedin," dedi. "Hastann durumunu tartmamz lazm." kisi birlikte baheye kp imlerin stnde yryerek youn bir konumaya daldlar. Taita da kapdan onlarn auralarm inceledi. Gibba'nn, gnee tutulmu bir kl gibi parlayan auras vard ve Taita onun yksek entelektelliinin souk ve tarafsz olduunu grd. Hannah' inceleyince, hemen onun da bir Uzun Yaayan olduunu anlad. ok tecrbeliydi ve ok fazla becerisi vard. Belki de tbbi yeterli''i Taita'nnkinden fazlayd ama efkat duygusundan yoksundu. Auras enl ve acyd. Tek tarafl dnecek kadar uzmanlna adanmt ve edamet, efkat gibi duygular tamyordu. 351 Wilbur Smith kili hastann odasna dnnce, her ikisi adna Hannah'm konuma s normaldi. "Biran evvel ameliyat etmeliyiz," dedi. "Yattrcnn etkisi gemeden." Drt iriyar grevli tekrar gelip Meren'in kol ve bacaklarnn bana meldi. Hannah bir tepsiye yaylm gm cerrahi aletlerini kard. Gibba, Meren'in gz ukurunu ve etrafn kokulu bir bitkisel solsyonla temizledi ve sonra iki parmayla gzkapaklarn iyice ap gm dilatr aralarna yerletirdi. Hannah tepsiden ince, sivri ulu bir neter seti ve gz ukurunun stnde tuttu. Sol elinin iaretparma ile iltihapl gz astarnda kesin bir nokta bulmak istermi gibi arkasn yoklad, sonra da parman bulduu noktada tutarak neterin ucunu ynlendirdi. Dikkatle eti yoklad. Metalin etrafna kan birikince, Gibba fildii bir ubuun ucundaki maayla tuttuu temiz bezle sildi. Hannah neteri yarsna kadar batrd. At yaradan aniden yeil bir iltihap fkrd. Odann tavanna kadar sramt. Meren haykrd ve btn vcudu yay gibi bkld, adamlar btn glerini kullanarak zapt edebildiler.

Hannah neteri tepsiye brakt ve gz ukurunun etrafna pamuklu J bir tka bastrd. Tavandan akan iltihabn kokusu ard. Meren stne abanan adamlarn arlyla tekrar yataa kmt. Hannah abucak ti-ka gznden ekti ve kestii yere bronz bir forseps soktu. Taita yaraya g- j ml olan ey kaznrken kan sesleri duydu. Hannah yakalad eyi iyi-1 ce kavramak zere forsepsi skt ve sonra yavaa, eli titremeden geri ek" ti. Sulu bir iltihap akntsyla birlikte yabanc madde de kmt. Hannah I forsepsle tutup yakndan bakt. "Ben bunun ne olduunu bilmiyorum, sen ? biliyor musun?" Avucunu uzatm olan Taita'ya bakyordu. Sonra kard-1 nesneyi Taita'nn avucuna brakt. Taita ayaa kalkp kta bakmak zere ak kapya gitti. Ebatlar11, gre ard, am fst kadar bir eydi. Taita ba ve iaretparma e uze 352 11. Yazt rini kaplayan kanla iltihab temizledi. "Kzl Talar'dan frlayan bir ky-mk," diye bard. Hannah, "Tandn m onu?" dedi. "Bir ta paras. Nasl gzmden kam anlayamadm. Btn paralar bulduumu sanyordum." "Kendini sulama Byc. ok derine gmlmt. Bize yol gsteren enfeksiyon olmasa biz de bulamayabilirdik." Hannah ve Gibba gz ukurunu temizleyip tampon yaptlar. Meren tekrar baylmt. riyar adamlar onu kendi haline braktlar. "Artk daha rahat dinlenir," dedi Hannah. "Ama yarann kurumas ve gz yerine takmamz birka gn bulacaktr. O zamana kadar sakin bir ekilde istirahat etmeli." Bizzat tank olmamt ama Taita, baz Hintli cerrahlarn, mermer veya camdan, asl gibi boyanm takma gz yapabildiklerini duymutu. Mkemmel bir zm olmasa bile bo bir gz ukuru grmekten iyiydi. Cerrahlara ve asistanlarna teekkr etti. Baka grevliler gelip tavandaki ve yerdeki pislikleri temizleyerek yata deitirdiler. Son olarak, Meren uyanana kadar banda beklemek zere orta yal bir kadn geldi ve Taita bir sre hasta odasndan kaabilmek iin onu kadna emanet edip dar kt. imleri geip sahile yrd ve ta bir bank bulup oturdu. Uzun, zorlu yolculuktan ve ameliyat izlemenin geriliminden dolay yorgun ve skntlyd. Kemerindeki keseden kzl ta parasn kard ve tekrar inceledi. Sradan bir ta gibi grnyordu ama Taita bunun aldatc olduunu biliyordu. Minik kristaller parldyor ve Taita'y geri pskrten scak bir k yayyordu. Ayaa kalkp suyun kysna gitti ve ta frlatmak zere kolunu kaldrd. Ama o bunu yapamadan, suda, sanki dibinden bir canavar kacakm gibi byk bir hareketlenme oldu. Taita korkuyla geri srad. Ayn anda ensesini souk bir rzgr yalamt. rpererek etraf353 F:23 Wilbur Smith na baknd ama korkulacak bir ey grmedi. iddetli rzgr, kt gibi aniden durmu, hava yine sakin ve scak bir hale gelmiti. Tekrar suyun yzeyinde oluan halkalara bakt. Sonra daha nce grd timsahlar hatrlad. Elindeki ta parasna bakt, masum grnyordu ama o souk rzgr hissetmi ve huzursuz olmutu. Ta yine kesesine koyup imlere dnd. Yan yolda bir daha durdu. Dikkatini datan onca ey arasnda, sanatoryumun cephesini incelemeye frsat bulamamt. Meren'in odasn da ieren blok, ana yapnn uundayd. Be tane byk blok daha gryordu. Her biri, komularndan, zerindeki pergolaya asma dallan sanlm olan birer terasla aynlmaktayd. Dallardan zm salkmla-n sarkyordu. Bu kraterde her ey dourgan ve bereketli grnyordu. Bu binalarda, yzyllardr burada kefedilen ve gelitirilen bir sr olaanst bilimsel harika olduundan emindi. lk frsatta hepsini doru drst inceleyecekti.

Aniden kadn sesleri duyuldu. Dnp arkasna baknca, daha nce karlatklar esmer tenli kzn kydan geldiklerini grd. Tamamen giyinmiler ve balanna yabani ieklerden talar takmlard. Hl olduka keyifli gibiydiler. Taita acaba kydaki pikniklerinde o gzel Jarri arabn fazla m kardlar, diye merak etti. Ona aldrmayp son bina blouna kadar gittiler. Sonra imenlerin stnden geip binaya girdiler. Rahat davranlar Taita'nn ilgisini uyandrmt. Onlarla konumak istedi, bu garip kk dnyada olup bitenleri kavramasna yardm edebilirlerdi. Ancak, gne batmaya balamt ve bulutlar toplanyordu. Hafiften bir yamur iselemeye balad. Yzne den damlalar serindi. Kadnlarla konuacaksa acele etmesi gerekiyordu. Arkalanndan gitti. imenlerin ortasnda admlan yavalad ve kadnlara duyduu ilgi bulutland. Bir ie yaramaz, diye dnd. Meren'in yannda kalsam daha iyi olur. Durup gkyzne bakt. Gne, krater duvarnn ardna gitmiti. Neredeyse karanlk basm gibiydi. Az nce zorunluymu gibi grnen kadnlarla konuma fikri, 354 11. Yazt zihninden tamamen silinmi gibiydi. Tekrar dnp telala Meren'in odasna kotu. Taita ieri girince, Meren dorulup oturdu ve halsiz bir ekilce glmsedi. Taita, "Kendini nasl hissediyorsun?" diye sordu. "Belki de sen haklydn Byc. Bu insanlarn yarar dokunmu gibi grnyor. ok az arm var ve kendimi daha gl hissediyorum. Ne yaptlar bana, anlatsana." Taita kesesini ap ta parasn gsterdi. "Bann iinden bunu kardlar. Orada rme yapm, skntlarnn sebebi buymu." Meren ta almak iin uzand ama sonra elini geri ekti. "Kck ama ok belal. Bu iren ey gzm kard. Elimi bile srmek istemiyorum. Horus adna at onu, ok uzaklara frlat." Ama Taita ta yeniden kesesine att. Bir hizmeti akam yemeklerini getirdi. Her ey ok lezizdi; itah ve afiyetle yediler. stne de, horul horul uyumalarna yardm eden scak bir sv itiler. Ertesi sabah erkenden Hannah ve Gibba geldi. Meren'in gzndeki sarglar anca, iltihabn ve ikinliin iyi durumda olduunu grp sevindiler. " gn iinde halledebiliriz," dedi Hannah. "Ancak o zaman yara bileir, ama yine de tohumlamay kabul edecek kadar da ak olur." Taita, "Tohumlama m?" dedi. "Bilgili kardeim, ben sylediklerini anlamadm. Gznn yerine ta veya camdan bir gz takacanz sanyordum. Bu bahsettiin tohumlar da nereden kt?" "Ayrntlar sana anlatamam Byc kardeim. Sadece Bulut Bahe-leri Loncas ustalar bu zel bilgileri paylaabilir." 355 Wilbur Smith "Sergilediiniz ustalklardan ylesine etkilendim ki, daha fazlasn renemeyince doal olarak hayal krklna urattm. Bu yeni keif jSe daha da heyecan verici. En azndan, bu yeni ilemi izlemeyi drt gzle bekleyeceim." Hannah cevap verirken hafife kalar atld. "Bu yeni bir yntem deil Byc kardeim. Buluu bu noktaya getirebilmek iin, Bulut Bahele-ri'nde be kuak cerrah kendini bu ie adad. Yine de mkemmellie erimedi ama her geen gn bizi hedefimize biraz daha yaklatryor. Bununla birlikte, eminim ki sen de ksa srede Lonca'mza girebilir ve bu almada yanmzda yer alabilirsin. Aynca, katklarnn esiz ve paha biilmez olacandan da eminim. Bu arada, Halka'nn dnda kalanlara aklamamzda mahzur bulunmayan eyleri seninle tartmaktan zevk duyarm." "Gerekten de sormak istediim bir ey vard." Dn, nce ormandaki glde, sonra da kydan dnerken grd kadnlar sorma fikri zihninin gerilerinde gizleniyordu. Onlar hakknda biraz daha bilgi almak iin uygun bir ftratt bu. Ama daha soru dudaklarna ulaamadan, yine solmaya balad. Taita, soruyu orada tutabilmek iin abalad. "Sana eyi soracaktm..." Soruyu hatrlamak iin

akaklarn ovuturdu. Kadnlar hakknda bir eydi ama... Hatrlamaya urat ama gne dounca dalan sabah sisi gibi aklndaki dalm gitmiti. Aptallna sinirlenip iini ekti. "Bala beni, ne olduunu unuttum." Hannah ayaa kalkarken, "Demek ki ok nemli bir ey deilmi-Muhtemelen tekrar hatrlarsn," dedi. "Bu arada, senin ok byk bir botaniki ve ifal bitki uzman olduunu rendim Byc. Biz de bahelerimizle gurur duyarz. Onlar grmek istersen, sana rehberlik etmek benim iin zevk olur." Taita, sonraki gnlerin ounu Hannah'la Bulut Baheleri'nde gef' di. Baheleri ok ilgin bulacan tahmin etmiti ama grdkleri beklen356 11. Yazt tilerinin yz katyd. Kraterin yarsn igal eden baheler, dnyann her trl ikliminden gelen, inanlmaz eitlilikte bitkilerle doluydu. "Bahvanlarmzn bunlar toparlamas yzyllar ald," diye aklad Hannah. "Btn zamanlarn becerilerini gelitirmek ve her trn gereksinimlerini anlamakla geirdiler. Pnarlarda kaynayan sularda eitli ilaveler var ve iklimi ynetebileceimiz kapal alanlar yaptk." "Daha da fazlas olmal." Taita tam anlamyla tatmin olmamt. "Bunlar, yksek dalarda yetien dev lobelia'larla, tropik yabanl ormanlarda yetien tik ve maun aalarnn nasl yan yana olabildiini aklamyor." "Zeki bir insansn Kardeim ve de haklsn. Ilman iklim, gne ve besinlerden fazlas da var. Lonca'ya girince, Jarri'deki mucizelerin bykln anlamaya balayacaksn. Ama imdilik tam bir aydnlanma beklememelisin. Burada bin yllk bir bilgi ve bilgelik birikiminden sz ediyoruz. Bu kadar deerli olan hibir ey bir gnde elde edilemez." Dnp Ta-ita'ya bakt. "Bu hayatta ne kadar kaldm biliyor musun Byc?" "Uzun Yaayanlar'dan olduunu grebiliyorum," dedi Taita. "Tpk senin gibi Kardeim," dedi Hannah. "Ama, sen doduunda bile ben yalydm ve hl Gizemler'e raklk ediyorum. u son birka gnde seninle arkadalk etmek ok houma gitti. Biz sk sk kendimizi Bulut Baheleri'nin grkemli entelektel deerlerine kaptrp gittiimiz iin, seninle sohbet etmek bitkisel bir iksir imiim gibi ho bir etki yapt- Ama artk dnmek zorundayz. Yarnki ameliyat iin son hazrlklar yapmam gerekiyor." Bahe kapsnda ayrldlar. Daha akama vard ve Taita ar admlarla gln etrafndan dolanarak gitmeye karar verdi. Kraterin tm muhteem gzelliklerine hkim belli bir nokta vard. Oraya gelince, devrilmi bir aa gvdesine oturup zihnini berraklatrd. Havada leopar kokusu arayan bir antilop gibi, etrafn kuatan kt bir g olup olmadn aratr357 Wilbur Smith 1 di. Tespit edebildii bir ey yoktu. Ortalk sakindi ama bunun bir yanlsa ma olabileceini de biliyordu: cadnn inin6 yakn olmalyd, nk her t(j psiik iaret onun varln gstermekteydi. Bu gizli krater onun iin hari ka bir barnakt. Taita'nn kefettii eitli mucizeler de onun sihriyle ya. plm olmalyd. Daha yarm saat nce Hannah, "Ilman iklim, gne i,, I ve besinlerden fazlas var," derken bunu kastetmiti. Gznn nnde Eos canland, canavar bir rmcek gibi ann ortasnda oturmu sabrla avn beklemekteydi. O grnmez alarn kendisi I iin rldnn farkndayd, zaten oktan aa taklm durumdayd. u ana kadar, evresindeki havay pasif ve sessiz yntemlerle kont- i rol etmiti. Birka kere Fenn'e ulamak iin giriimde bulunmak istemiti, ama bunu yapmak demek, cady onun meknna gtrmek demekti. Fenn'i byle bir tehlikeye atamazd ve zihnini tekrar kapamak zereydi ki, haykrarak ellerini akaklarna gtrmesine yol aan psiik bir dalga arpt. Sendeledi, neredeyse ktkten dyordu.

Yaknda bir yerde bir trajedi oynanmaktayd. Zihninin byle bir keder ve acy, adeta havadan stne ken byle bir ktl kabullenmesi gt. Okyanusta boulmak zere olan bir yzc gibi, dalgaya kars mcadele etti. Artk dibe batmak zere olduunu dnrken, bask azald. Ona dokunan feci olayn ve mdahale etmek iin elinden bir ey gelmemesinin karanlk hznyle ba baa kald. Tekrar ayaa kalkp klinie gidecek hale gelmesi iin aradan epeyce zaman gemesi gerekti. Kyya varnca gln ortasna yakn bir yerde baka bir kargaann olduunu grd. Bu kez, tanklk ettii olayn fiziksel bir gereklik olduundan emin olabilirdi. Bir grup timsah kuyruklar havay dverek yzeye kyordu. Bir lei paralamak iin hrsla dvyor-mu gibiydiler. Taita onlar seyretmek zere durdu ve erkek bir timsahn sudan tamamen ktn grd. Hayvan kafasn sallayp bir kle i etl 358 11. Yazt havaya savurdu. Sonra eti tekrar yakalayp dnerek suyun altnda gzden kayboldu. Taita neredeyse hava kararana kadar gle bakt, ok skntlyd ve sonra imlerden Meren'in odasna yrd. O odaya girer girmez Meren uyand. Dinlenmi ve Taita'nn kasvetli halinden etkilenmemi gibiydi. Akam yemeklerini yerken, Hannah'in ertesi gn yapmay dnd ameliyat hakknda maraz akalar yapt. Kendisinden, cam gz taklacak bir kiklops olarak sz ediyordu. Ertesi sabah erkenden Hannah ve Gibba pelerinde asistanlaryla geldiler. Meren'in gz yuvasn muayene ettikten sonra, bir sonraki aamaya hazr olmasn sylediler. Gibba bir doz bitkisel uyuturucu hazrlarken, Hannah da alet tepsisini yerletirdi ve gelip Meren'in yanna oturdu. Zaman zaman Meren'in salam gzkapan ayor ve gzbebeinin bymesini inceliyordu. Sonunda, uyuturucunun etkisini gsterdiine ve Meren'in huzur iinde uyuduuna emin oldu. Gibba'ya ban sallad. Gibba kalkp odadan kt ve az sonra su mermerinden yaplm minik bir anakla geri geldi. ana kutsal bir emanetmi gibi tayordu. Drt grevli yine Meren'i skca tutsun diye bekledi ve ana ancak ondan sonra Hannah'a uzatt. O da yine Meren'in ban dizlerinin arasna kstrd, yaral gzkapan at ve gm dilatr yerletirdi. Hannah, "Teekkrler Dr. Gibba," dedi ve kalalarnn stnde hafife ve ritmik olarak sallanmaya balad. O arada Gibba ile bir tr ilahi sylemeye baladlar. Taita, Tenmass dilindeki baz fiil kklerine benzer bir-to kelimeyi tand. Bunun daha ileri, daha gelimi bir dil yaps olduu-nu tahmin etti. 359 Wilbur Smith lahi bitince Hannah tepsiden neteri alp, ucunu ya kandilinin ale vine tuttu ve hemen gz ukurunun i astarna birbirine paralel, yzeySe, iki kesik yapt. Taita'ya, duvarn slak kili emmesi iin hazrlk yapan bi boyacy hatrlatmt bu hareketi. Kesiklerden kan szmaya balad ama Hannah kk bir ieden birka damla ila dknce kanama derhal durdu. Gibba phtlaan kanlar temizledi. Hannah, "Bu ila sadece kanamay durdurmuyor," diye aklama yapt. "Tohumlama iin yapkan vazifesi de gryor." O da Gibba gibi byk bir dikkatle su mermeri anan kapan at. Daha iyi grebilmek iin boynunu uzatan Taita, anakta az miktarda, yar geirgen, donuk sar renkli jle olduunu anlad, kk trnan ancak kaplard. Hannah, kk bir gm kakla jleyi syrp ald ve son derece zenli davranarak Meren'in gz ukurunda yapt kesiklere yerletirdi. Sonra yumuak bir sesle, "Gz kapatmaya hazrz Dr. Gibba," dedi. Gibba dilatr geri ekti, sonra da gzkapaklarm iki parmayla iyice birletirdi. Hannah, koyun barsandan yaplm bir ipin takl olduu gm ineyi ald. Hnerli parmaklaryla alt ve st gzkapaklarm birletiren diki att. Gibba,

Meren'in ban tutarken, o da, Msr'daki mum-yaclarn yapt gibi keten eritlerle sard. Burun delikleri ile aznn hizasnda boluklar brakmt. Sonra, tatmin olmu bir edayla arkasna yasland. "Teekkrler Dr. Gibba. Her zamanki gibi paha biilmez yardmlarn oldu." Taita, "Hepsi bu mu?" diye sordu. "Ameliyat bitti mi?" Hannah, "Eer rme ya da baka bir komplikasyon olumazsa, on iki gn sonra dikileri alacam," diye cevap verdi. "O zamana kadar, balca iimiz gz ktan ve hastann ellemesinden korumak olacak. Bu donemde byk bir sknt ekecek. yle iddetli yanma ve kant hissedecek ki, yattrc ilalarla bile tam olarak rahatlayamayacak. Uyank^ 360 11. Yazt kendisin' tutsa bile, uyurken gzn ovalamaya alacak. Gece gndz jtjmli hastabakclar bandan ayrlmayacak ve elleri bal kalacak. Pen-reresiz, karanlk bir hcreye tanmas lazm, k acsn artrr ve tohumlamann imlenmesini engeller. Himayendeki adam asndan gerekten zor bir dnem olacak ve baa kmak iin yardmna ihtiya duyacak." "Biri salam olduu halde neden iki gz birden kapatmak gerekiyor?" "Salam gzn alglad nesnelere doru oynatrsa, yeni gz de aynsn yapmaya alr. Oysa mmkn olduunca hareketsiz durmas lazm." Hannah'n uyarlarna karn, Meren tohumlama ileminden sonraki ilk gn hafif skntlarla atlatt. En byk derdi bir ey grememek ve buna bal olarak da sklmakt. Taita, onu oyalamak iin, birlikte yaadklar maceralar, gittikleri yerleri, tandklar kadnlar, erkekleri anlatt. Nil'in kurumasnn lkelerine neler yaptn, halkn nasl ac ektiini, Nefer Seti ile Kralie'nin felaketlerle nasl baa ktn konutular. Gal-lala'y ve bu uzun servenden dndklerinde nelerle karlaabileceklerini tarttlar. Bunlar, ok daha nceden konuup bitirdikleri konulard ama Taita'nn sesi Meren'i yattryordu. nc gn, Meren gz ukurunda zonklayan arlarla uyand. Zonklamalar kalp at gibi muntazamd ve o kadar strap veriyordu ki, her sanc saplannda igdsel olarak iki eliyle gzn tutmaya alyordu, faita grevliyi Hannah' bulmaya yollad. Kadn hemen geldi ve sarglan a'P. "Kangren yok," dedi ve yeni bir bandaj yapmaya balad. "Bu bekle-?g'niz sonu. Tohumlar tuttu ve kk salmaya balad." "Bahvan gibi konuuyorsun," dedi Taita. 361 Wilbur Smith "yleyiz zaten, insan bahvanyz," diye cevap verdi Hannah. Meren sonraki gn boyunca uyumad. Ar iddetlendiinde inlj. yor, kafasn yasta vuruyordu. Hibir ey yiyemiyor, sadece her gn birka anak su iebiliyordu. Nihayet uykuya dalabildiinde, srtst yatm, ti, kollar deri eritlerle balyd ve sargnn az boluundan horultular geliyordu. Tam bir gn ve gece boyunca uyudu. Uyannca kant balad. "Sanki gzmde ate karncalar dolayor." nleyerek, yzn hcrenin ta duvarlarna srtmeye alyordu. Gl bir adam olduundan, onu zapt edebilmek iin grevli iki arkadan daha armak zorunda kald. Ama uykusuzluk ve alk yznden eriyip gitmi gibiydi. Kaburgalar tek tek saylr hale gelmi, karn iyice ieri kmt. Yllar iinde birbirlerine ylesine yaknlamlard ki, Taita da onunla birlikte ac ekiyordu. Ancak Meren ksa ve huzursuz uykulara dald zaman hcreden kaabiliyordu. yle zamanlarda onu hastabakcya emanet edip botanik bahelerinde geziniyordu. Taita, bu bahelerde kendisini eski gnlere gtren garip bir huzur buluyordu. Bitkiler belli bir dzende yerletirilmemiti: bazlar ar gelimi cadde ve sokaklardan oluan bir labirent gibiydi. Her keyi dnte baka bir gzellikle karlalyordu. Ilk ve gzel havada ieklerin birbirine karan kokular insan mest ediyordu. Bitkiler o kadar skt ki, bu cenneti

oluturan bahvanlardan ancak birka tanesiyle karlaabilmi*! Taita ortaya kar kmaz, onlar da insan deil hayaletmiler gibi gzden kayboluyorlard. Taita her ziyaretinde enfes yeni ardaklar ve glgeli yollar buluyordu, ama bir dahaki gidiinde onlar gitmi, yerlerine en az o kadar gzel ve cezp edici yenileri gelmi oluyordu. Buras zarif ve arpc srprizlerle dolu bir baheydi. Tohumlamann on ikinci gnnde Meren biraz daha sakinlemi &' biydi. Hannah gzn yeniden sard ve durumdan memnun olduunu be362 11. Yazt lirtti- "An tamamen geer gemez gzkapandaki dikileri alacam ve kaydettii ilerlemeyi grebileceim," dedi. Meren huzurlu bir gece daha geirdi; sabah itahl ve neeli bir hal-je uyand. Hastadan ok Taita kendini bitkin ve tkenmi hissediyordu. Gzleri hl kapal olduu halde Meren, Taita'nn durumunu, dinlenme ve yalnz kalma ihtiyacn kavram gibiydi. Taita, genelde pek ince dnceli olmayan dostunun arada bir gsterdii hassasiyete hep aard. Meren, "Bana yeterince hastabakclk ettin Byc. Brak, gerekirse yatama yapaym. Git dinlen. Eminim ki perian grnyorsundur," dediinde yine ard. Sonuta asasn ald, tuniinin eteklerini kuana sktrd ve ban elerin sanatoryuma en uzakta bulunan st ksmna yolland. Buras ona gre en cazip yerdi. Kraterin en vahi, en el dememi kesimi olmas dnda, neden en ok buray beendiini bilemiyordu. Duvarlardan iri kayalar kopmu ve yuvarlandklar yerlerde, eski kralla kahramanlarn harap olmu antlar gibi kalmt. zerlerini bitkiler kaplayp ieklerle bezemilerdi. yi bildiini sand bir yol seti, ama yolun iki kayann arasndan keskin bir dn yapt noktaya gelince, krater duvarna doru ykselen yeni bir yol fark etti. Son geliinde o yolun orada olmadndan emindi, fakat artk bahenin yaratt bu yanlsamalara almt ve hi tereddt etmeden o yola sapt. Biraz gittikten sonra, sa tarafnda bir yerden akan suyun sesini duydu. Sese doru gitti ve sonunda yeillikler arasnda gizlenmi baka bir cra ke buldu. O kk akla girip, merakla etrafna baknd. Kk bir maarann azndan akan ince bir rmak, liken kaph birka seti ap, bir havuza dklmekteydi. Her ey o kadar gzel ve huzur vericiydi ki, Taita yumuak otlarn ustne kendini brakp, srtn devrilmi bir aacn gvdesine dayad. Bir SUfe aadaki karanlk suyu seyretti. Havuzun dibinde iri bir baln gv363 Wilbur Smith desini grd, hayvann yars bir kayann ve suya sarkan ereltiotlannn altna gizlenmiti. Kuyruu, rzgrda dalgalanan bir bayrak gibi, hipnotize edici bir ekilde sallanmaktayd. Onu seyrederken, ne kadar yorgun olduunu anlad ve gzlerini yumdu. Hafif bir mzik sesiyle uyandnda, aradan ne kadar zaman getiini bilmiyordu. Mzisyen, gln br bandaki ta kntsna oturmu, , drt yalarnda grnen afacan bir oland, kam fltnden kan namelere uygun olarak ban oynattka, sapsar bukleleri yanaklarna dklyordu. Gneten altn gibi yanmt; melek gibi bir yz, tombul tombul kol ve bacaklar vard. ok gzeldi, ama Taita, onu Gz'yle inceleyince evresini saran bir aura olmadn grd. Taita, ocua, "Adn ne?" diye sordu. ocuk flt azndan ekti, aleti boynundaki kordona balyd. "Birok adm var benim," diye cevap verdi. Billur gibi sesi ocuksuydu ve peltek peltek konuuyordu, konumas adeta ald mzikten daha hotu. "Peki adn syleyemiyorsan kim olduunu syle bari," diye srar etti Taita. "Ben birok kiiyim," dedi afacan. "Kalabalm." "O zaman kim olduunu anladm. Kedi deilsin ama kedinin pene-sisin." Onun adn yksek sesle anamazd, ama bu nur yzl ocuun Eos'un bir tezahr olduunu tahmin ediyordu. "Ben de senin kim olduunu biliyorum, sen Hadm Taita'sn."

Taita'nn yz ifadesinde bir deiiklik olmad, ama bu alay, ruhunu koruyan kabuu buzdan bir ok gibi delip geti. ocuk, bir kuu zarafetiyle yerinden kalkt. Gelip Taita'nn karsnda durdu ve fltn tekrar dudaklarna gtrd. Pes perdeden neeli bir melodi ald ve flt yine azndan ekti. "Bazlar sana Byc Taita diyor, ama yarm bir adam ancak yarm bir byc olabilir." Bir para daha ald. Mziinin gzellig1 364 11. Yazt izlerinin yol at strab dindirmiyordu. Flt yeniden elinden brakp, karanlk gl gsterdi. "Orada ne gryorsun Sakat Braklm Taita? O crnty tandn m, ne erkek ne de kadn olmayan Taita?" Taita, ocuun nerisi zerine karanlk sulara bakt. Suyun dibinde beliren gen adam grd, adamn salar gr ve parlakt, kalar geni, zekyla parlayan gzleri anlay, efkat doluydu. Uzun boylu ve sapasalamd. Bedeni hafife kaslyd. Duruu dengeli ve zarifti. Kasklarn aartlm ketenden ksa bir etek rtyordu. Bu bir atletin ve savann vcuduydu. ocuk, "Bu adam tanyor musun?" diye srar etti. Taita bouk bir sesle "Evet," dedi. Sesi zar zor duyulmutu. "O sensin," dedi ocuk. "Yani ok uzun zaman nce bir sre iin by-leydin." Taita yine, "Evet," diye mrldand. Asap bozucu ocuk, "Bir de imdiki halini gr," dedi. Gen Taita'nn beli bkld, kollar bacaklar kalnlap sopa gibi oldu. Zarif kaslar in-celdi, gbei sarkt. Salar aanp, uzun, dz ve seyrek bir hale geldi, bembeyaz dileri sararp arpld. Yanaklannda derin izgiler oluup, enesinin altnda kat kat bir gerdan ortaya kt. Gzleri parltsn yitirdi. Aslnda grnt bir karikatrd ama az ok gerei de yanstmaktayd. Sonra, aniden, rzgrla uuvermi gibi belindeki petamal kayboldu ve kas ortaya kt. Hadm etme bayla, kzgn dalama ubuunun brakt bzlm, pembe pembe parlayan yara iziyle, etrafndaki bir tutam aarm kask kl grnd. Taita hafife inledi. ocuk, "imdiki halini de tandn m?" diye sordu. in tuhaf bu kez sesinde sonsuz bir merhamet vard. Acma, Taita'y alaydan da ok incitti. "Bunlar niye gsteriyorsun bala?" diye sordu. 365 Wilbur Smith "Seni uyarmaya geldim. Hayatn bundan nce yalnz ve anlamsz olduysa, yaknda bin kat beter olacak. Bir kez daha ak ve arzuyu tadacaksn, ama bu duygularn asla tatmin olmayacak. mknsz bir akn yaratt cehennemde kavrulacaksn." Taita'nn onu yalanlayacak gc yoktu, nk daha imdiden o aclar ekmeye balamt. Bundan sonra olacaklar dnerek inledi. ocuk, "Bu straptan kurtulmak iin lmeyi dileyecein zamanlar da gelecek," diye acmaszca devam etti. "Ama bir dn Uzun Yaayan Taita. Kim bilir lm aclarn dindirene kadar, ka zaman geecek?" Gldeki yal adam grnts solup gitti ve yakkl, din gen adam geri geldi. Karanlk sularn iinden Taita'ya glmsedi, dileri prl prl, gzleri akmak akmakt. ocuk, "Senden alnm olan geri verebilirim sana," dedi yavru kedi gibi mrldanarak. Gen adamn belindeki ipeksi petamal kayd ve salkl, gl, grkemli cinsel organlar meydana kt. "Sana erkekliini iade edebilirim. Tpk bu grntdeki gibi bir btn olman salayabilirim." Taita baklarn oradan ayramyordu. O bakarken, gen adamn cinsel organ iip uzamaya balad. Taita, uzun hayat boyunca hi tatmad eyin hasretiyle doldurmutu onu. ylesine erotik hayallere kaplmt ki, bunlann kendi zihninde oluamayacan, o iblis ocuk tarafndan oraya yerletirildiini biliyordu. Hayallerden kurtulmaya alt ama lam ukurundan szan pislikler gibi her yan sarmlard. Gzel ocuk minik ellerinden birini kaldrp Taita'nn kasm gsterdi. "Eer bana inanrsan, her ey mmkn olur Taita."

Taita aniden kasnda gl bir duygu alglad. Bana gelenin ne olduunu bilmiyordu; sonunda, genlik hayalinin yaad duygularn kendisine yansdn kavrayabildi. O muhteem penisin arln hissetti. Sertleip, yay gibi geriliini izlerken, kendi sinirlerinin kopacakm gibi 366 11. Yazt oluunu duyumsad. Gen Taita'nn penis bann kanla dolup, koyulatn grdnde, kendi bedenindeki btn sinir ular titreti. Genlik hayali bereketli bir boalma yaarken, Taita da her fkrmada keskin bir s-1\ ve zevk hissetti. Elinde olmadan srt bkld ve dileri kenetlendi. Grtlandan bouk bir feryat ykseldi. Btn bedenini fel geiriyormu-asna bir titreme sard ve bir fersah yolu koarak gelmi gibi soluyarak imenlere dt, btn gc tkenmiti. "Unutmu muydun yoksa? Fiziksel zevkin zirvesini hafzandan silip atm miydin? Bu yaadklann, sana verebileceim dan yannda bir kum tanesi gibi kalr." Bunlar syleyen ocuk koarak az nce oturduu taa tumand. Orada durup Taita'ya son kez bakt. "Dn bunu Taita. Eer bana elini uzatmaya cesaret edebilirsen, senin olacak." Sonra gle dald. Taita, onu bir an suyun derinliklerinde grd ve sonra gzden kaybetti. Gne, gkyzndeki yolunu yarlayana kadar kendinde yerden kalkacak gc bulamad. Sanatoryuma geldiinde akamzeri oluyordu. Meren'i karanlk hcresinde hastabakcsyla oturur buldu. Taita'nn sesini duyduu andaki sevincine tank olmak hazindi ve Taita, onu bu karanlk hcrede, kukular iinde bunca zaman tek bana brakt iin kendini sulu hissetti. Meren, "Sen yokken kadn yine geldi," diye bard. "Yarn sarglar tamamen karacakm. Kendimi zor tutuyorum." Wilbur Smith Az sonra enstrmanla birlikte dnd. Bir zamanlar Taita'nn dinleyen herkesi mutlu eden bir sesi vard, imdi de fena deildi. Meren'in enesi gsne dp horlamaya balamasna kadar, alp syledi. O andan sonra bile alak sesle mrldanmaya devam etti, ama sonunda parmaklarnn, o gn ocuun ald melodiyi tngrdattn fark etti. almay kesip lavtay kenara brakt. Meren'in karsndaki yataa uzand ama uykusu yoktu. Karanlkta zihni harl hani alyordu, giderek de kontrol edemedii vahi bir ata dnt. ocuun zihnine kazd hayaller ve duygular o kadar canlyd ki, skp atamyordu. Sonunda kalkp pelerinini ald, hcreden kt ve parlak ay nda ykanan imlere ulat, gl kenarnda yrmek niyetindeydi. Yanaklarnda bir soukluk hissetti, ama bu seferkinin sebebi yabanc bir yaratk deil, kendi gzyalaryd. "Ne kadn ne erkek olan Taita." ocuun yapt gibi kendisiyle alay ederek, yn pelerinin ucuyla gzlerini kurulad. "Acaba sonsuza kadar bu yal ve sakat bedene mi mahkmum?" diye merak etti. "Eos'un ayartmalar da fiziksel ikence kadar ac verici. Horus, sis ve Osiris, onlara kar koyabilmem iin g verin bana." Meren'in yanna diz kp, hcrenin yegne olan kandilin fitilini dzelten Hannah, "Bugn bakclara ihtiyacmz olmayacak," dedi. "Sana daha fazla strap vermeyeceiz. Aksine, imdiye kadar ektiklerini telafi edeceimizi umuyoruz." Kandili kaldrd. Meren'in sanl bana hafif bir k vurdu. "Hazr msn Dr. Gibba?" Gibba, Meren'in ban destek olurken, kadn sargnn dmn zd ve tamamn at. Sonra kandili Taita'ya uzatt. "Ltfen gzne doru tut." 368 11. Yazt Taita, fitilin arkasndaki gm diski, Meren'in yzne yanstacak ekilde ayarlad. Hannah gzkapaklanndaki dikileri kontrol etti. "Gzel," dedi

rahatlam bir ekilde. "z brakmadan iyilemi. Artk dikileri alabilirim. Ltfen titretme." Koyun barsandan yaplm ipleri forsepsle tutarak temizledi. Gz kapaklar, kurumu kan ve akntyla yapmt. Onlar da aromal bir suya batrd bezle sildi. "imdi ltfen gzn amaya al Albay Cambyses," dedi. Gzkapa titreti ve ald. Taita, artk bo bir ukurdan ibaret olmayan gze bakarken kalp atlarnn kuvvetlendiini ve hzlandn hissetti. "Kutsal l Osiris, sis ve Horus adna," diye fsldad Taita. "Mkemmel bir gzn olmu yine." Hannah, "Mkemmel deil," diye itiraz etti. "Daha bymesinin yarsn tamamlad ve hl teki gzden kk. Bebei de bulank." Gib-ba'dan gm diski alp doruca henz olgunlamam olan gze tuttu. "te yandan, bak gzbebei nasl tepki veriyor. Fonksiyonlarn yerine getirmeye balam." Meren'in salam gzn pamuklu bir bezle kapad. "Bize ne grebildiinizi syleyin albay." "Parlak bir k." Hannah parmaklarn aarak elini Meren'in gznn nne getirdi. "imdi ne gryorsunuz?" Meren kukulu bir halde, "Glgeler," dedi. Ardndan daha emin bir ekilde, "Hayr, durun! Be parma seebiliyorum," diye devam etti. Taita, Hannah'in glmsediini ilk kez gryordu, sar kta kadn daha gen ve yumuak grnmt gzne. "Hayr iyi kalpli Meren," dedi. "Bugn parmaklardan fazlasn grdn. Bir mucizeyi grdn." "Gz tekrar sarmam lazm." Hannah yine souk ve profesyonel tav-rma brnmt. "Gn na dayanacak hale gelmesi iin daha ok vakit var." 369 F:24 Wilbur Smith Gl banda grd ocuun hayali Taita'nn peini brakmyordu Yine oraya gidip ocuu grebilmek iin her gn giderek artan bir istekle mcadele etmesi gerekiyordu. Zihninin gerilerinde, bu drtnn kendisinden kaynaklanmadn, doruca Eos'tan geldiini de biliyordu. O blgeye girdiim anda gcm yitirdim demektir. Btn avantajlar onun eline geer. O kocaman kara bir kedi, ben de onun faresi olurum, diye dnyordu. O zaman da i sesi, "Ne olmu yani Taita?" diye araya giriyordu. "Jarri'ye onunla mcadele etmek iin gelmedin mi? Ne oldu o byk planlarna? imdi onu bulmuken bir dlek gibi svacak msn?" O zaman da korkaklna baka bir mazeret buluyordu: Onun habis oklarna kar bir kalkan bulabilseydim keke. Bu korkularndan ve ayartmalardan Meren'e gznn tamamen iyilemesi iin yardm ederek kurtulmaya alt. Hannah ilk seferinde sarglar sadece birka saatliine karmt ve o zaman bile gn na kmasna izin vermeyip, ieride tutmutu. Gz mercei hl pusluydu ve irisin rengi de soluk ve stmsyd. Salam gzyle uyum iinde hareket edemiyordu. Taita, Lostris Tlsm 'm Meren'in gzlerinin nnde iki yana, aa yukar sallayarak, yaklatrp uzaklatrarak odaklanmasna yardm etti. lk bata, yeni gz abuk yoruluyordu. Sulanyor ve istemsiz olarak srekli krpmaya balyordu. Kanlanyor ve kant yapyordu. Meren de grntler bulank ve bozuk olduundan ikyet ediyordu. Taita bu konuyu Hannah ile grt. "Gzn rengi orijinalinden farkl. Devinim olarak da, boy olarak da uyumsuz. Bir keresinde insan 370 L Yazt

bahvanlar olduunuzu sylemitin. Belki de aladn gz baka bir ,rktandr." "Hayr Byc. Yeni gz, orijinalinin kknden kt. Biz savata kopan kol ve bacaklar da yeniden karttrmtk. lk bata tyleri tama-men kmam gibi grnrler. Himayendeki adamn gz gibi, nce fide olarak kar ve giderek olgun hale gelirler. nsan bedeninde, zamanla aslna uygun ekilde kendini biimlendirme ve gelitirme yetenei vardr. El ayan yerine gemez. Hepimizin iinde kendini kopyalama becerisi bulunur. Bir ocuun anne babasna nasl benzediini hi merak etmedin mi?" Durup Taita'nn gzne bakt. "Ayn ekilde, kesilmi bir kol da kendini kopya edebilir. Hadm edilen bir penis, ayn ekilde yeniden byyp eski haline gelebilir." Taita aknlkla donakald. Kadn konuyu acmaszca ve kinci bir ekilde ona evirmiti. Benim kusurumdan sz ediyor, diye dnd. Yaadm olay biliyor. Ayaa frlayp odadan kt. Gz hibir ey grmeden gln kysna kadar gidip diz kt. Kendini aresiz ve yklm hissediyordu. Gzyalar kesilip, gr netleince bahelerin zerinde ykselen yamalara bakt. Eos'un yaknlarda olduunu hissetti. Mcadele edemeyecek kadar zayf ve krgnd. Sen kazandn, diye dnd. Sava, daha balamadan bitti. Boyun eeceim sana. Sonra onun etkisinin deitiini hissetti. Artk tamamen kt ve habis deildi, aksine nazik ve efkatliydi. Sanki onu aclarndan ve duygusal ekimelerden kurtarmak istermi gibiydi. Bahelere trmanp na teslim olmak, kendini onun merhametine brakmak istiyordu. Glk-'e ayaa kalkt ve dnceleriyle hareketlerinin uygunsuzluu bir anda kafasna dank etti. Srtn dikletirip enesini kaldrd. "Hayr!" diye fsldad. "Bu teslim olmak deil. Daha sava kazanmadn. Sadece ilk arpmay kazandn." Lostris Tlsm'n tuttu ve ondan g aldn hissetti. "Me371 Wilbur Smith ren'in gzn ald. Benim erkeklik organlarm ald. Btn avantajlarn stmzde kulland. Keke benim de ona kar kullanacak bir silahm olsayd. Ama bulur bulmaz karsna dikileceim." Eos'un boyal yamalarnn altndaki bol iekli aalarna bakt ve kendini durduramadan o yne doru bir adm att. Fakat byk bir abayla geri dnd. "Henz deil. Henz hazr deilim." Sanatoryuma dnerken yere daha salam basyordu. Hannah'n Me-ren'i o karanlk hcreden karp, eski geni ve konforlu odalarna gtrdn grd. O ieri girer girmez Meren ayaa frlad ve tuniinin koluna yapt. "Kadnn gsterdii btn hiyeroglifleri okudum," diye bard, belli ki son baarsndan gurur duyuyordu. Ama yine de Hannah'n adn veya unvann syleyemiyordu. "Yarn sarglar tamamen karp ata-cakm. O zaman, iki gzmn nasl ayn renk olduunu ve yeni gzmn de nasl hzl hareket ettiini gsterip artacam seni. sis'in tatl nefesi adna, yaknda her zamanki gibi iyi nian alacama da eminim." Gevezelii heyecannn gstergesiydi. "Sonra da bu uursuz yerden kaacaz. Nefret ediyorum buradan. Hem burada hem de buradakilerde iren bir yan var." "Ama bak senin iin neler yaptlar," diye belirtti Taita. Meren hafife utanr gibi oldu. "Bence bu daha ok senin eserin Byc. Beni buraya getiren ve bu ie ikna eden sendin." O gece Meren yatana uzanp, tpk bir ocuk gibi uyuyakald. Homurtular grltl ve tasaszd. Taita onlarca yldr bu horultulara ylesine almt ki, ona ninni gibi geliyordu. O da gzlerini kapatt ve o eytani ocuun zihnine yerletirdii dler geri geldi. Onlar unutup uyumaya alt ama mmkn olmad. Kendini alkoyamyordu. Burnuna scak dii bir tenin kokulan doluyor, ipek-si kabarklklar, ukurlar derisinde hissediyor, kulana mstehcen da372 11. Yazt vetlerde bulunan istekli fsltlar geliyordu. Yaramaz parmaklar bedeninde her yere dokunuyor, diller hzla yalyor, yumuak azlar emiyor ve scak, gizli delikler yutuyordu. Eksik ksmlarnda frtna gibi duygular kabaryor, bir

noktaya kadar ykselip yok oluyordu. Onlarn geri gelmesini istiyordu, tm vcudu rahatlamak iin kvranyordu ama elinden bir ey gelmedii iin ikence ekiyordu. "Beni rahat brak!" Mthi bir abayla kendini kurtard ve ter iinde, kulaklar zonklayarak uyand. Kar duvardaki yksek pencereden ay giriyordu. Titreyerek kalkp srahinin yanna gitti ve kana kana su iti. Suyunu ierken, gz, yatarken yatan yanna brakt kuana ve kesesine takld. Ay doruca keseye vurmutu. Sanki bir d g dikkatini oraya ekmek istiyordu. Keseyi alp ipini zd ve canlym gibi gelen scak bir eye eli dedi/Parmaklarnn uunda oynuyordu. Elini hzla ekti. Artk tamamen uyanmt. Kesenin azn at ve iini grebilmek iin a tuttu. Dipte bir ey parlyordu. Taita bakarken, parlt belli belirsiz bir biim ald. Bu, bir kedi penesiydi. Taita dikkatle bir daha elini sokup, Hannah'n, Meren'in gznden kard minik kzl ta ald. Hl scak ve parlakt ama kedi penesi kaybolmutu. Avucunda skca tuttu. Ryalarn verdii huzursuzluk bir anda gemiti. Odann kesindeki ya kandiline gidip fitilini yakt. Kandilin nda minik ta parasn inceledi. Kristalin krmz kvlcmlar canl gibiydi. Sonunda, o tata Eos'un znden bir para bulunduunu kavrad. Meren'in gzne o talan pskrtrken, sihir gcyle bunu da yapm olmalyd. Neredeyse gle atyordum. Artk eminim ki orada bunu almak iin bekleyen bir ey vard. O srada suyun altnda grd muazzam girdab hatrlad. ster bir balk ya da timsah olsun, ister olmasn, gerekte o da ca373 Wilbur Smith dinin tezahrlerinden biriydi. Belli ki bu deersiz ta parasna ok nem veriyordu. Taita da ayn nemi verecekti. Tlsml madalyonunu ap kk kzl ta sa buklelerinin iine yerletirdi. Kendini daha gl ve daha gvenli hissetti. imdi o cadyla karlamak iin daha iyi donanmlym, diye dnd. ? Sabah da cesareti ve kararll eksilmemiti. Kahvaltlarn bitirdikten az sonra Hannah, Meren'in yeni gzn kontrole geldi. risin rengi koyulam ve neredeyse asl gibi olmutu. Meren, kadnn saa sola, aa yukar hareket eden parmana bakarken her iki gz de ayn ekilde hareket ediyordu. O gittikten sonra Meren yayyla kabartmal deri sadan alp, Taita ile birlikte gl kenarna gitti. Taita, ksa bir direin stne koyduu boyal diskle bir niangh oluturdu ve kenara ekildi. Meren yayna yeni bir ip gerdikten sonra, bir oku avularnn arasnda yuvarlayarak simetrisini ve dengesini kontrol etti. "Hazrm!" diye barp nian ald ve okunu frlatt. Kardan esen rzgra ramen, ok merkeze bir parmaktan yakn bir noktaya sapland. Taita, "Rzgr da hesap et," diye seslendi. Nefer Seti ile birlikte Kzl Yol'da kotuklarndan beri, Taita, Meren'e okuluk retirdi. Meren ban sallayarak anladn belirtti ve yayn gerip bir ok daha att. Bu seferki hedefin tam ortasna saplanmt. Taita, "Arkan dn," deyince Meren dnd. Taita hedefi yirmi adm yaklatrd. "imdi dn ve dner dnmez ak" riyar bir adam olarak son derece evik olan Meren, syleneni yapt. Tek gznn kr olmasyla yitirdii denge ve duruu yeniden kazan374 11. Yazt mt. Ok rzgrdan hafife dnd ama Meren bunu da hesaba katarak nian almt. At mkemmeldi. Ok yine hedefin ortasna sapland. Btn sabah antrenman yapmaya devam ettiler. Sonunda Taita hedefi iki yz adm mesafeye tad. Meren, o mesafeden bile drt oktan n hedefe isabet ettirebiliyordu. Grevlinin getirdii basit yemekleri yemek iin ara verdiklerinde Taita, "Bir

gnlk bu kadar yeter," dedi. "Kolunu ve gzn biraz dinlendir. Benim yapmam gereken bir ey var." Asasn ald, Lostris Tlsm'nn boynundaki altn zincirin ucunda asl olup olmadn kontrol etti ve canl bir ekilde st bahelere doru yrd. Yine ocuun bulunduu yere gidiyordu. Oraya yaklatka, beklentileri de artyordu. Ama aslnda hl d glerin etkisi altnda olduunun da farkndayd. Akla gelince biraz ard. Bu srprizler bahesinde orann kendisinden saklanacan dnmt ama her ey son grd zamanki gibiydi. Kydaki imenlerin stne oturup ne beklediini bilmeden beklemeye balad. Her ey gayet huzurlu ve doal grnyordu. Altn rengi bir gne kuunun cvltsn duyunca ban kaldrp bakt ve kuun, krmz bir iein stne doru inip, nektarn emmek iin kvrk gagasn uzatt-\ n grd. Birden, ok gibi uup gzden kayboldu. Taita, kendini toparlayp, karsna kacak eylere hazrlanarak bekledi. Sonra, ne olduunu tam kestiremese de tandk gelen hafif bir vurma sesi duydu. Arkasndaki patikadan geliyordu. O yne dnd. Vurma sesi durdu ama ok gemeden tekrar balad. Patikadan uzun boylu, iki bklm biri iniyordu, elinde de uzun bir asa vard. Taita'nn duyduu ses, tal yolda asann kard sesti. Adamn uzun, gmi bir sakal vard ama beli bklm yal grntsne ramen, daha gen birinin kvraklyla yrmekteydi. Taita'nn orada oturduunu fark etmemi gibi kydan kar tarafa doru yrmeye balad. 375 Wilbur Smith Taita'nn karsnda bir yere oturdu. Ancak o zaman ban kaldrp, sessizce onu izleyen Taita'ya bakt. Taita sersemlemi bir halde yzndeki kann ekildiini hissetti ve tlsm sk sk tuttu. Birbirlerinin gznn iine bakan her iki adam da, karsnda kendi yansmasn grmekteydi. Sonunda Taita, "Kimsin sen?" diye fsldad. Yabanc, Taita'nn sesiyle, "Ben senim," dedi. "Hayr," diye bard Taita. "Ben birim ve sen kalabalksn. Sende kedi penesinin karanlk izi var. Bana ise Doru'nun beyaz iareti dokunuyor. Sen, Eos'un yaratt bir fantezisin. Ben gereim." "natlnla ikimizi de perian ediyorsun, nk biz ikimiz tekiz ve aynyz," dedi gln karsndaki ihtiyar adam. "Beni inkr edince kendini inkr etmi oluyorsun. Sana bizim olabilecek hazineleri gstermeye geldim." Taita, "Bakmayacam," dedi. "nk yarattn zehirli grntlerden yeterince grdm zaten." Yansmas, "Sakn byle konuaym deme," dedi. "Kendi zn inkr etmi olursun. Gle bak, teki yzm." Taita karanlk sulara bakt. "Bir ey yok burada," dedi. teki Taita, "Her ey orada," dedi. "kimizin, yani seninle benim gerekten istediimiz her ey orada. Gz'n a ve birlikte bakalm." Taita Gz'n at ve karsna glgeler arasnda bir manzara kt. Ve-... rimsiz kumullarla dolu bir le bakarm gibiydi. teki Taita, "O l, Doru'nun bilgisi olmadan bizim yaammz," dedi. "Doru olmazsa her ey ksr ve monoton. Ama bir de ln tesine bak, ey benim a ruhum." Taita itaat etti. Ufukta gl bir iaret, ilahi bir k, tamamen saf elmastan yontulmu bir da grd. "Bu, btn grenlerin ve byclerin varmaya alt yer. Bunu bouna yaparlar. Hibir lml kutsal a eriemez. Bu, btn bilgilerin ve bilgeliin dadr." 376 11. Yazt Taita, "ok gzel," diye fsldad. "Ona ok uzaktan bakyoruz. lml bir akl, zirvesindeyken yaanacak gzellii hayal bile edemez." Taita, ihtiyar adamn sevin ve huu iinde

aladn grd. "O zirvede ikimiz birlikte durabiliriz br yarm. Daha nce hibir insana nasip olmayan yaayabiliriz. Bundan daha byk bir dl olamaz." Taita ayaa kalkp ar ar gln kenarna gitti. Grntye bir daha bakt ve daha nce hi tatmad youn bir hasret duygusuna kapld. Bu utan verici bir kvranma, fiziksel bir arzu deildi. O elmas da kadar berrak, soylu ve saf bir eydi. "Benimkilerin ayns olduu iin duygularn biliyorum," dedi ikizi. O da ayaa kalkmt. "Bizi kaplayan ve hapseden u krlgan, eski bedene bak. Bir zamanlar sahip olduumuz ve yine olabileceimiz o kusursuz bedenle kyasla. Suya bak ve bizden nce kimsenin grmedii, gremeyecei eyi gr. Btn bunlar nmze seriliyor. Byle armaanlar reddetmek dine saygszlk deil mi?" Elmas dan grntsn iaret etti. "Bak nasl soluyor. Ona bir daha bakabilecek miyiz hi? Seim senin, senin ve benim." Parlak dan grnts, Taita'y boynu bkk ve bo bir uval gibi brakarak kayboldu. Taita'nn ayna imaj ayaa kalkp gln etrafndan ona doru yrd. Tiksintiyle titreyen Taita'ya sarlmak zere kollarn at. Taita da mecburen bu kardee jeste karlk verdi. Daha birbirlerine dokunmadan aralarnda mavi bir kvlcm akt ve Taita dehetle bakarken teki benlii iine girerek kayboldu ve tek bir kiiye dntler. Sihirli glden ayrlp bahelere dndnde bile, grm olduu elmas dan ihtiam aklndan kmamt. Meren aadaki kapnn banda onu bekliyordu. "Son birka saatte seni aryorum," diyerek Taita'ya kotu. "Ama buras ok garip bir yer. Binlerce patika var fakat hepsi bu noktaya kyor." 377 Wilbur Smith "Niye beni aramaya ktn?" Bycnn bahesinin karmak yapsn Meren'e anlatmaya almak beyhude olacakt. "Az nce Albay Tinat Ankut geldi sanatoryuma. Neyse ki Yzba Onka ortada yok. O iyi albayla konuma frsatn hi bulamadm. Pek konukan deildi." "Yalnz m geldi?" "Yok, bakalar da var, alt askerle yaklak on kadar kadn grdm." "Ne tr kadnlar?" "Sadece uzaktan grdm... ben gln bu tarafndaydm. Bir anormallikleri yoktu. Gen gibiydiler ama hayvanlarndan pek rahat tlmyorlard. Albayn geliini sana haber vermem gerektiini dndm." 'Tabii ki iyi yapmsn. Ama zaten bu konuda sana hep gvenmiimdir." "Ne oldu sana? stnde tuhaf bir hal var... gzlerin kamam gibi, baklarn hlyal. Nasl bir haylazlk peindeydin Byc?" "Bu baheler ok gzel," dedi Taita. "Bence iren bir gzellikleri var." Utanla glmsedi. "Aklayamyorum ama buradan hi holanmadm." "Hadi gidelim o zaman," dedi Taita. Sanatoryumdaki odalarna dnnce bir grevlinin onlar beklediini grdler. "Dr. Hannah'tan bir davet getirdim. Yaknda Bulut Baheleri'nden ayrlacanz iin, bu akam yemekte birlikte olmanz arzu ediyor." "Ltfen davetini memnuniyetle kabul ettiimizi syle." "Gne battktan az sonra, gelip sizi ona gtrrm." Grevli geri geldiinde gne, yamalarn stnde yeni gzden kaybolmutu. Adam onlar bir dizi avludan ve st kapal galeriden geirdi. Galerilerde telala yryen bakalaryla karlatlar ama adamlar selam vermeden geip gitti. Taita, Meren'in tedavisi srasnda grd baz grevlileri tanmt. 378 11. Yazt Bu binalarn ne kadar yaygn olduunu niye hi fark etmedim imdiye kadar? Niye onlar daha nce kefetmeye kmadm? diye merak etti. Hannah, bahelerin ve kliniin yzyllar nce kurulduunu sylemiti, yleyse neden hi merakn ekmemiti? Sonra o kz nasl takip etmeye altn hatrlad, ama devam etme isteini yitirmiti.

Burada kaplara veya muhafzlara ihtiyalar yok, diye dnd. Yabanclarn istenmedikleri yerlere girmelerini zihinsel engeller koyarak da salayabiliyorlard. Tpk bana yaptklar gibi, tpk beni bulmaya alan Meren'e yaptklar gibi, dedi. Avlulardan birinde, bir fskiyenin yannda sessizce oturan kk bir grup gen kadnn yanndan getiler. Kadnlardan biri lavta alyor, dier ikisi de tefe benzer aletler sallyordu. Geri kalanlar ise tatl bir hznle ark sylemekteydi. Meren, "Bunlar leden sonra grdm kadnlardan bazlar," diye fsldad. Gne oktan batt halde hava hl lk ve durgundu; kadnlar ince giysiler giymilerdi. Taita, "Hepsi de ocuk bekliyor," diye mrldand. "Kratere ilk geldiimiz gn grdklerimiz gibi." Taita bir an iin, bunun nemli olduunu dnd ama daha fikri tam olarak yakalayama-dan avluyu getiler ve uzak bir kedeki stunlu avluya ulatlar. Rehberleri, "Sizi burada brakacam," dedi. "Yemekten sonra da gelip alrm. Doktor teki konuklaryla birlikte sizi bekliyor. Ltfen girin." Geni ve sanatsal bir ekilde denmi salona girdiler, tam ortadaki ssl havuzda yzen oyuncak gemilere taklm minik cam lambalar vard. Duvarlara asl sepetlerde ya da yerdeki mozaiklerin stne ho bir ekilde dizilmi seramik ve toprak vazolarda muhteem bitkiler duruyordu. Hannah salonun br ucundan onlar karlamaya geldi. kisini de birer elinden tutup, alak sedirlere uzanm veya minderlere bada kur379 Wilbur Smith mu teki konuklarn yanna gtrd. Gibba ile, ikisi erkek biri kadn c tane daha doktor vard. Byle sekin grevlere getirilip Bulut Bahele-ri'nin olaanst tbbi mucizelerine tank olma ayrcalna sahip olmak iin olduka gen grnyorlard. Dier konuk da Albay Tinat't. Taita onun sedirine doru yaklarken ayaa kalkt ve byk bir saygyla selam verdi. Glmsememiti ama Taita da bunu beklemiyordu zaten. "Birka gne kadar Albay Cambyses'le dadan gidiyorsunuz," diye aklad Hannah, Taita'ya. "Albay Tinat size elik etmek zere geldi." "Benim iin bir zevk ve onurdur," dedi Tinat. Dier cerrahlar Meren'in etrafna toplanm hayranlkla yeni gz inceliyorlard. "Dier baarlarn biliyorum Dr. Hannah," dedi kadn. "Ama bu, baaryla yenilediin ilk gz." "Bakalar da olmutu ama onlar senden nceydi," dedi Hannah. "Artk insan bedeninin her alannda baarl olacamza gveniyorum. Buradaki yrekli albaylar buna ahitlik edecek." cerrah Tinat'a dnd. "Sen de mi albay?" dedi daha gen olan kadn. Cevap olarak Tinat sa elini kaldrp parmaklarn esnetti. "lk elim vahi bir savann baltasyla koparlmt. Bunu Dr. Han-nah'n becerilerine borluyum." Eliyle kadn selamlad. teki cerrahlar Meren'in gzne gsterdikleri ilgiyle Albay Tinat'n elini incelemeye baladlar. Erkek cerrahlardan biri, "nsan bedeninde yenilenebilecek yerler konusunda bir snrlama yok mu?" diye sordu. "Evet. nce ameliyatn Yksek Konsey tarafndan onaylanmas gerekiyor. Sonra, kalan ksmlarn ilevini srdryor olmas lazm. Bir kafay ya da kalbi yenileyemeyiz, nk biz daha tohumlama yapamadan beden lm olur." Taita o akam ok elenceli buldu. Cerrahlarn sohbeti, daha n hi duymad bir sr tbbi mucizeye deiniyordu. Onlann konulan bir 380 11. Yazt harika Bulut Baheleri arabndan sonra bitmeye yz tutunca, bu sefer de Meren'le Taita yolculuklarnda karlatklar garip eyleri anlatp onlar elendirdi. Yemekten sonra Gibba lavta ald ve Taita da ark syledi. Grevli Taita ile Meren'i almaya geldiinde, Tinat da yolun bir ksamda onlara elik etti.

"Bizi ne zaman dadan indirmeyi dnyorsun albay?" Taita sormutu bunu. "Birka gnden nce olmaz. Gitmeden nce halletmem gereken baka meseleler var. Hareket gnn nceden iletirim." "Benim evlatlm olan Fenn'i hi grdn m sonradan? ok zledim onu." "O da ayn ekilde size bal sanrm. Buraya gelirken kyden getim. Beni grnce, sizden haber almak iin atmn peinden kotu. Sizi getirmeye geldiimi syleyince de ok heyecanland. Sayg ve selamlarn gnderdi. Sal ve morali ok yerindeydi. Tatl bir kz, onunla gurur du-yuyorsunuzdur." Taita da, "yledir," dedi. "Ve gerekten duyuyorum." O gece Taita'nm ryalar karmakarkt, ounda tand kadn ve erkekler yer alyordu. Dierleri ise yabanclard ama o kadar titizlikle yaratlmlard ki, sanki fantezi veya hayal gibi deil, etten kemikten canl-ar gibi duruyorlard. Ryalarn hepsi de ayn ipe diziliydi: hepsinde Taita Muhteem bir eyin gereklemesi beklentisi iindeydi... neredeyse avu-*Unun iinde hissettii harika bir hazinenin peindeydi. Gnn ilk klaryla birlikte, sebebini anlayamad bir sevin duy- ile uyand. Meren'i horul horul uyurken brakp, inci gibi iy tanele381 Wilbur Smith rinin parlad imlere kt. Gne yamalarn stnden yeni yeni gn; nyordu. Taita boynundaki tlsm yokladktan sonra, fazla dnmeden bir kez daha yukardaki bahelerin yolunu tuttu. Bahelere girince, kendini daha da iyi hissetmeye balad. Asasna dayanarak yrmyordu, asay omzuna vurmu, uzun, kararl admlarla ilerliyordu. ocuun bulunduu akla giden patika duruyordu. Oraya varnca kuytu kenin bombo olduunu grd. Yalnz olduuna karar verince bir canlnn izini bulmak iin abucak etraf kolaan etti. Baka kimse gelmemiti. Hatta teki benliinin yrd toprak slak ve yumuak olduu halde, zerinde hi insan aya izi yoktu. ok anlamszd. Kendi aklna gvenmek ve aklnn, duygularnn gsterdiini kabul etmek bile giderek gleiyordu. Cad onu deliliin snrna getirmiti. Sonunda bir mzik duydu, gm ngraklar ve kesik kesik alnan davullardan geliyordu. Tlsmn skca kavrayp yavaa sesin geldii maaraya doru dnd; hem korkuyor hem de merak ediyordu. Maaradan ciddi bir tren alay kt ve yosun kapl kayalara yneldi. Drt garip yaratk omuzlarnda altn ve fildiinden yaplm bir tahtrevan tayordu. Birinci tayc balkl bal Thoth, yani ilim tannsyd. kincisi sava tannas Anuke'ydi, altn zrhnn iinde muhteem grnyordu ve yayyla oklan da stndeydi. ncs ise sonsuzluk ve uzun yaam tanns Heh'ti, zmrt yeili yznde sar gzleri pnl prld; elinde bir milyon yllk Palmiye Yapraklan vard. Sonuncu da erkeklik ve bereket tanrs Min'di, o da akbaba tylerinden yaplm bir ta takmt; penisi tmyle kalkm, kasklarnn arasndan mermer bir stun gibi uzanmt. Tahtrevann zerinde, lml bir insann iki kat boyunda grkemli bir figr duruyordu. Etei altn kumatand. Biezikleriyle halhallan som altndan, gsl ise lapis lazuli, turkuvaz ve akik kakmal, yine altndand. Banda kral kobra ile akbaba kafalar olan ifte Msr tac vard-Gsne takl silahlar gc temsil ediyordu. 382 11. Yazt Taita, "Selam Firavun Tamose!" diyerek selamlad onu. "Ben Taita, dnyevi bedeninizi organlardan arndrp doksan gnlk mateminizde si-ze elik etmitim. Sonra da bedeninize mumya sarglarn sarp altn lah-dinize yatrmum." "Seni gryorum ve kabul ediyorum Gallalal Taita, bir zamanlar Firavun'dan aada olan, ama gelmi gemi tm firavunlardan daha gl olacak olan kii." "Siz btn Msr'n, yeryznn en gl krallnn firavunuydunuz. Sizden gl kimse olamaz." "Gle yakla Taita. Bak da seni bekleyen kaderi gr."

Taita kenara gitti ve suya bakt. Bir an ykseklik korkusuyla ba dnd. Dnyann en byk dann zirvesinde duruyormu gibiydi. Okyanuslar, ller ve daha alak sradalar ok aalarda kalmt. "Yeryznn tm krallklarn gr," dedi firavunun grnts. "Btn kentlerine ve tapnaklarna, yemyeil diyarlarna, ormanlarna, otlak-lanna bak. Klelerin kazd madenlere, kardklar deerli metallere, parlak talara bak. alar boyu birikmi hazinelere, cephane depolarna bak. Btn bunlar senin olacak ve her eyi sen yneteceksin." Firavun klcn sallad ve manzara deiiverdi. Gl ordular ovalan ayordu. Savalarn bronz miferlerindeki at kuyruundan pskller, denizdeki kpkler gibi inip kalkyordu. Zrhlan, kllan, mzraklan semadaki yldzlar gibi parlakt. Sava atlan iki teker-'ekli arabalara koulmutu. Dzgn adm ilerleyen ayaklardan kan sesler l0Praj titretiyordu. Tm ova asker doluydu, sanki bitmek bilmez bir or-duvdu bu. Firavun, "Bu ordulara sen komuta edeceksin," diye haykrd. M-Vner kakmal klcn bir daha savurdu ve manzara yine deiti. Taita, btn okyanustan ve denizleri grd. Bu gl denizlerde bnlk sava gemileri vard. ift sra krekli kadrgalar geiyordu, yel383 Wilbur Smith kenlerine ejderhalar, yaban domuzlar, aslanlar, canavarlar ve mitoloji), yaratklar ilenmiti. Davullar krekilere tempo tutuyor, gemilerin bur nundaki ahmerdanlar sular kpk kpk yaryordu. O kadar ok sava? gemisi vard ki, denizi bir ufuktan tekine kaplamlard. "Bak Taita! Bunlar da senin donanmalarn olacak. Karnda ne bir in. san ne de bir lke durabilecek. Btn yeryzne, tm insanlara hkmedeceksin." Firavun klcn Taita'ya doru uzatt. Sesi gk grlts gibiydi "Bunlar avucunun iinde Gallalah Taita." Firavun eilip klcn ucuyla Min'in omzuna dokundu. Tanr'nn koca penisi sertleti. "Bitmek bilmez bir erkekliin ve bereketin olacak." Sonra ebedi yaam tanrs Heh'in omzuna dokundu; o da bir milyon yllk Palmiye Yapraklar'n sallad. "Mkemmel bir beden iinde ebedi genlii tadacaksn." Arkasndan bilgelik ve ilim tanrs Thoth'a dedirdi klcn, o da uzun, kvrk gagasn ap ac, gl bir feryat kopard. "Bilgeliin, ilmin anahtan elinde olacak." Firavun son ilahi figr olan Anuke'ye uzand, klcn kadnn bronz kalkanna vurdu. "Savalarda galip geleceksin, yeryznn, denizin ve gklerin hkimi olacaksn. Btn uluslarn zenginlikleri senin ynetimin-, de olacak, halklar sana boyun eecek. Btn bunlar sana neriliyor Gallalah Taita. Elini uzatp alman yeter." Altnlar iindeki Firavun dorulup dikleti ve yakc baklarn doruca Taita'nn gzlerine dikti. Sonra, tayclar yine ayn ciddiyet iinde I tahtrevan maaraya soktular. Grnt soluklat ve kayboldu. Taita imenlere ylrken, "Yeter artk," diye fsldad. "Buna dah-1 fazla dayanamayacam. Bunlarn hepsi byk Yalan'n paralar ani I hibir lml insan buna direnemez. Ne olursa olsun, aklm hepsini DS' ru olarak kabul etmek istiyor. imde, duygularm yok edip, ebedi run mu mahvedecek istekler yaratyorlar." 384 11. Yazt Sonunda maaradan ayrlp aa indiinde Meren'i yine ayn yerde bekler buldu. "Seni bulmaya altm Byc. Tehlikede olduuna dair bir hisse kapldm ve belki yardmm dokunur dedim ama bu yabanl yerde yine yolumu yitirdim." "Her ey yolunda Meren. Senin yardmn benim iin her eyden de-Serli olsa da, merak etmene gerek yok." "Kadn doktor seni istiyor. Niye olduunu bilmiyorum ama igdlerim ona pek gvenmemek gerektiini sylyor."

"Tavsiyeni aklmda tutacam. Yine de iyi kalpli Meren, imdiye kadar sana bir zarar dokunmad yle deil mi?" "ansmza, hep kibar tarafn grdk."

Selamlamalardan sonra Hannah hemen konuya girdi. "Albay Tinat Ankut, Yksek Konsey'den, Lord Aquer tarafndan imzalanm bir emir getirdi. Yaratabilecei rahatszlk veya utan yznden zr dilerim ama seni muayene etmek ve Konsey'e derhal ayrntl bir rapor sunmak zorundaym. Biraz zaman alabilir. O yzden hemen benimle birlikte gelmeni istemek zorundaym." Taita, nce Hannah'n buyurgan haline armt ama sonra Jarri'de Yksek Konsey'den gelen bir emrin, Karnak'taki ahin Mhr ile ayn gce sahip olduunu kavrad. "Elbette doktor, buyruu yerine getirmekten zevk duyarm." Hannah'n geni odalar, sanatoryumun en sonundaki mat kiretayla deli bloklardan birindeydi. Ortalk alacak kadar yaln ve dzenliydi. Kar duvardaki ta raflara byk cam kaplar diziliydi. Kaplarda, koruyucu 385 F:25 Wilbur Smith sv iinde muhafaza edilen birer insan cenini bulunuyordu. Alt rafta, rahimden ahndklan tarihe gre sralanm dokuz mek cenin durmaktayd. gn k bir iriba kadar, en by ise ondan biraz daha bykt. st raftaki btn ceninler fena halde deforme olmutu, kiminde ikiden fazla gz vard, kiminin kolu baca eksikti ve bir tanesinin de iki tane kafas bulunuyordu. Taita daha nce hi byle bir koleksiyon grmemiti. Bir cerrah olarak paralanm insan eti grmeye alk olduu halde, bu zavall kaltlarn byle tehir edilmesinden irenmiti. Bulut Baheleri'ne geleli beri grd onca hamile kadn da hatrlayp, douma kar zel bir ilgisi var herhalde, diye dnd. Odann byk ksmn masif kiretandan yontulmu bir muayene masas kaplyordu. Taita, Hannah'n o masay ameliyat ve doumlar iin kullandn tahmin etti, nk tan stne kanallar yaplm, beden svlarnn akmas iin bir delik alp, altna da bir kap konmutu. Hannah, muayenesine Taita'dan idrar ve dk rnei isteyerek balad. Taita buna pek armad. Ectabana'da dk ve idrar ilemlerine kar marazi bir ilgi duyan bir cerrah tanmt ama Hannah'n bu tr bir merak olduunu sanmyordu. Bir blmeye geti ve orada kadnn asistanlarndan biri geni bir anakla, istenenleri yaptktan sonra ykanmas iin bir testi su verdi. Hannah'n yanna dnnce, kadn yaptklarn inceleyip koklad ve masaya srtst uzanmasn istedi. Taita uzannca, bu kez ilgisini barsaklarndan burnuna, gzlerine, kulaklarna ve azna yneltti. Asistan, gm bir disk yardmyla onlara yneltiyordu. Sonra Hannah kulan Taita'nn gsne dayad ve soluk alp veriini, kalbinin atn dinledi"Gen bir adamn kalbine ve cierlerine sahipsin. Uzun Yaayanlardan olmana amamal. Keke hepimiz Font'a katlabilsek." Daha ok kendi kendine konuur gibiydi. 386 11. Yazt Taita, "Font mu?" diye sordu. "nemli deil." Kadn hatasn anlamt ve konuyu kapamaya alnyordu. "htiyar bir kadnn sama sapan szlerine aldrma sen." Kafas-, Saldrmadan muayenesini srdrd. Taita, Gz'n at ve kadnn aurasnn kenarlarnn bozulmu olduunu grd. Bu da Font'tan sz ettiine piman olduunu gsteriyordu. Sonra bozulma

dzeldi ve Hannah onun sorabilecei dier sorulara kar zihnini kapatrken auras katlat. Belli ki bu Lonca'nn en derin srlarndan biriydi. Taita uygun zaman bekleyecekti. Hannah gsn muayene etmeyi bitirip doruldu ve dorudan Ta-ita'nn gznn iine bakt. "imdi de erkekliindeki yaralara bakmam lazm." Taita igdsel olarak iki eliyle kasklarn kapad. "Byc, akln ve ruhunla tam bir erkeksin. Sadece etin zarar grm. Onu onarabileceime inanyorum. Reddetmeye cret edemeyeceim bir otorite de bunu yapmam emretti. Bana kar koyabilirsin, ama o zaman asistanlarm, o da yetmezse Albay Tinat Ankut'la adamlarn armak zorunda kalrm. Ya da bu ii ikimiz asndan da kolaylatrrsn." Taita hl ekiniyordu. Kadn yumuak bir sesle devam etti. "Sana kar derin bir sayg duyuyorum. Seni aalamak gibi bir isteim yok. Aksine, seni utantan kurtarmak arzusundaym. Hibir ey yaralarn tedavi edip, akln gibi bedeninle de btn dnyann saygsn kazanmana yardm etmek kadar tatmin edemez beni." Taita karsna baka bir ayartma daha karldnn farkndayd arna buna kar elinden bir ey gelmeyecek gibiydi. Her ekilde, ibirlii yaparsa Eos'a bir adm daha yaklam olabilirdi. Kollarn gsnde ka-Vuturdu ve sakin bir ekilde yatt. Kadnn tuniinin ucunu kaldrdn Ve ona hafife dokunduunu hissetti. nlememek iin dilerini skt. 387 Wilbur Smith "Bitirdim," dedi Hannah. "Metanetin iin teekkr ederim. Yarm < buradan ayrlrken ben de raporumu AlbayTinat'a vermi olacam." Taita, demek yarn, diye dnd. Cennetmi gibi gsterilen bu hennemden kurtulacana sevinmesi gerektiini biliyordu. Ama tam alo ni hissediyordu. Gitmek istemiyor ve ne zaman geri gelebileceini d$ nyordu. Eos hl zihninde karanlk oyunlar oynamaktayd. Gnein kraterin tepesinde grlmesine daha bir saat vard ama, Meren ile Taita, eyalar Meren'in elinde ahra geldiklerinde Albay Tinat ve adamlar hazr bekliyordu. Meren kendi atn hazrladktan sonra Taita'nn atn eyerledi. Taita yanna gelince Duman Yeli sevinle kineyip ban sallamaya balamt. Taita hayvann boynunu svazlayp, "Ben de seni zledim," dedi. "Ama sana fazla karabuday vermiler, yoksa yine hamile misin?" Onlar es atlarna bindiler ve Tinat'n birliinin peinden stunlarn arasndan geip gl kysna doru ilerlediler. Yolun ormana girdii noktada, Taita eyerde dnp arkasna bakt. Sanatoryum binalar ssz grnyordu, bacalardan tten yeralt sularnn dumanlan dnda hibir hayat belirtisi yoktu. Taita, Hannah'm onlarn gidiini izleyeceini ummutu ve hafife hayal krklna urad. Ka haftadr onca deneyimi paylamlard. Onun bilgisine, kendini iine adamlna sayg duyuyordu ve kadndan holanmaya balamt. nne dnd ve ormana dalan gruba yetiti. Tinat nden gidiyordu. Klinikten ktklanndan beri sadece bir kez. o da resmi bir selamlama iin konumutu Taita'yla. Taita, onlan d dnyaya karacak tnel giriine yaklatka, Bulu Baheleri'nde kalma arzusunun azaldn hissediyordu. Fenn'i tekrar g0' receini dndke sevinten havalara uuyordu. Meren ise, slkla e 388 11. Yazt sevdii yry marn almaktayd; monoton, zevksiz bir parayd ama moralinin iyi olduunu gsteriyordu. Taita binlerce fersahlk yolda bunu dinlemeye alt iin artk rahatsz olmuyordu. Tnelin kaps ortaya knca Tinat geride kald ve Taita'yla yan yana gitmeye baladlar. "Artk pelerinlerinizi almalsnz. Tnel souk olacak, darda ise dondurucu bir ayaz vardr. Girie ulatmzda birbirimize yakn duralm. Ve sakn yoldan sapmaya kalkmayn. Maymunlarn ne yapaca belli olmaz, tehlikeli olabilirler." Taita, "Onlar kim kontrol ediyor?" diye sordu.

"Bilmiyorum. Bu yolda hi insan grmedim." Taita onun aurasn inceledi ve doru sylediini grd. nlerinden geerken maymunlarn vahi baklarndan kand. Bir tanesi ne zplayp ayan koklad ama Duman Yeli huysuzlanp hzland. ki tane maymun da saldrgan bir tavrla kafalarn uzattlar ama gemelerine izin verdiler. Yine de, Taita onlarn iddete ne kadar yatkn olduklarn ve saldrmak iin nasl kolayca kkrtlabileceklerini anlad. Saldrdktan sonra da kimse onlar tutamazd. Tnelin azna girince Taita ne eildi ve pelerininin kukuletas tavana srtt. Tnel yine usuz bucaksz grnyordu ama sonunda rzgrn ulumasn duydular ve ilerideki karmak gri grdler. Bulut Baheleri'nin durgun gzelliinden ok farkl, muhteem dalar karlanndayd. Maymunlar etraflarna topland ama gnlsz olarak kenara ekilip yol verdiler. Patikadan geip rzgrn kamlad alana ktlar. Onlar deri pelerinlerine skca sarnrken, atlar da rzgra kar yryebilmek iin balarn ne edi. Arkada kuyruklarndan buhar kyor, buz gibi ayazdan nefesleri kesiliyor ve toynaklar buzlarda kayyordu. Tinat hl Taita'nn yanndayd ve Taita'nn kulana doru eilmiti. "Bundan nce sizinle konuma frsat bulamadm, ama artk rzgr sesle389 Wilbur Smith rimizi rter," dedi. "Adamlarmdan hangisinin beni gzetlediini bilemiyorum. Sanatoryumda da Hannah'tan balayarak kimseye gvenilmeyeceim sylememe gerek yok. Hepsi de oligarlarn casusudur." Taita deri kukuletasnn altndan onu inceledi. "Seni skan bir ey olduunu biliyorum albay ve sanrm artk bana gvenebileceini anladn." "Bana bir dnek, lkesine ve firavununa ihanet etmi bir hain gzyle bakmanzdan korkuyordum." "Peki bu doru deil mi?" "Deil. Btn kalbimle buradan, kklerini lkenin ve lkede yaayanlarn ruhlarnn derinlerine gmen byk ktlkten kamak istiyorum." "Bana daha nce sylediin bu deildi." "Hayr. O zaman Onka burnumuzun dibindeydi. Size kalbimdekileri amama imkn yoktu. Bu sefer onun gznden kamay baardm. Kadnlarndan biri bizden yana. arabna bir ey kartrd ve bylece sizi Mu-tangi'ye gtrmek iin o gelemedi. Ben de onun yerine gnll oldum." "Onka'nn rol ne?" "Yksek Konsey'in st dzey casuslarndan biridir. Hepimizi ama zellikle de sizi gzetlemek iin gnderilmiti. neminizin farkndalar. Belki siz bilmiyorsunuz ama Jarri'ye zellikle getirtildiniz." "Ne iin?" "Bunu syleyemem, nk bilmiyorum. Buraya geleli on yldan biraz az oldu ama zel bir deeri ve yetenei olan birok adamn ans ese-riymi gibi buraya geldiini gzlemledim. Fakat oligarlar onlarn geldiini biliyordu. Tpk sizin geliinizi bildikleri gibi. Karlamaya gnderildiim ilk kii siz deilsiniz. Yzyllar boyunca, bu stn yetenekli erkek ve kadnlardan ka tanesinin bu ekilde Jarri'ye getirildiini dnebiliyor musunuz?" "Bu toplumda pek ok katman varm gibi grnyor," dedi Taita. "Sanki onlarla biz ayr topluluklarmz gibi konuuyorsun. Onlar kim, biz 390 11. Yazt imiz? Hepimiz Msrl deil miyiz? Beni de kendi tarafndan m sayyorsun yoksa onlardan mym?" Tinat basit ekilde yantlad. "Sizi bizden sayyorum, nk artk sizin iyi ve dzgn bir adam olduunuzdan eminim. Yetenekli olduunuzu da anladm. G sahibisiniz. Sizin, oligarlar yneten ve Jarri'deki her eyi kontrol altnda tutan bu yaygn ktle bir son vermek zere gnderilen kurtarc olabileceinize inanyorum. Eer mmknse, tm alarn en byk uursuzluunu yok edeceinizi umuyorum."

"O nedir?" diye sordu Taita. "Benim buraya asl gnderili sebebim de buydu. Siz de o yzden gnderildiniz," dedi Tinat. "Sanrm neyi kastettiimi biliyorsunuz." "Sen anlat," diye srar etti Taita. Tinat ban sallad. "Bana henz gvenmemekte haklsnz. Firavun Nefer Seti'nin sizi gneye yollama sebebi, Nil Ana'mz besleyen rmaklarn nndeki engelleri bulup ortadan kaldrmakt. Bylece Msr'da yeniden akmaya balayacak ve ulusumuzu yeniden diriltip ayaa kaldracakt. Sonra da o engelleri dikeni yok edecektiniz." "Daha nce hakknda sylediklerimi geri alyorum. Sen sadk bir asker ve vatanseversin. Amacmz bir ve hakl. Nasl ilerlemeliyiz? Teklifin nedir?" "lk dncemiz dman tanmlamak olmal." Taita onun ne kadarn kavradn anlamak iin, "Oligarlar m yani?" diye sordu. "Oligarlar yalnz dayanamaz. Onlar ipin ucundaki kuklalar, Yksek Konsey'i payanda olarak kullanyorlar. Onlarn arkasnda bir ey olmal. Grlmeyen bir ey veya bir ahs. Oligarlar onun buyruklarn yerine getiriyor ve Jarri'nin o isimsiz tanrsna tapnyorlar." "Peki sence bu ey ne olabilir? Bir tanr m. yoksa lml biri mi?" 391 Wilbur Smith "Ben bir askerim. nsanlarla, ordularla nasl dvleceini bilirim. Karanlk varlklardan anlamam. Byc olan sizsiniz. teki dnyay siz anlyorsunuz. Btn umudum bize komuta etmeniz, rehberimiz ve danmanmz olmanz. Sizin gibi biri olmazsa bizler sava deil kayp ocuklar oluruz." "Neden oligarlara kar ayaklanp gc onlarn elinden almadn?" "nk bu daha nce yaplmt, bundan iki yz on iki yl nce. Jar-ri'de bir isyan km. lk gnlerde baarl olmu. Oligarlar ele geirilmi ve idam edilmi. Sonra lkeye korkun bir veba yaylm. Kurbanlar strap ekerek, alarndan, burunlarndan, kulaklarndan ve bedenlerinin gizli deliklerinden kan gelerek can vermi. Bu hastalk sadece zgrlk yanllarna bulam ve Yksek Konsey'e inanp, gizli tanrya tapanlara dokunmam." "Bunu nereden rendin?" "syann tarihesi, Jarri sakinlerine uyar olarak konsey salonunun duvarlarna kazl," diye cevap verdi Tinat. "Hayr Byc, ykmak istediimiz gcn ve alacamz riskin tmyle farkndaym. Tamafupa'da sizi bulduumdan beri bunu dnyorum. Baarmak iin tek ansmz, biz oligarlar ve onlarn insan yandalarn yok ederken, sizin de o karanlk gc kontrol edebilmeniz. Onu tamamen yok edip edemeyeceinizi bilemem, ama Msr'n btn tannlanna dua ediyorum ki, bilgeliiniz ve byl glerinizle Jarri'den kamamza yetecek kadar bir sre onu oyalayn. Ayn zamanda, gcnz Nil'in akmasn durduran engelleri de ortadan kaldrsn diye dua ediyorum." "Kzl Talan yok etmeyi denedik Meren'le birlikte. Meren o srada gzn kaybetti." "nk engelleri kaldrmay fiziksel bir sorun olarak kabul etmisiniz. O aamada, daha derin, daha gizli etkilerin sz konusu olduunu fark 392 11. Yazt etmemisiniz. Baar ansmzn ok kk olduunu biliyoruz ama ben ve takipilerim bu yolda canmz feda etmeye hazrz. Bamza geecek misiniz? Yapacak msnz bunu?" "Ben de Jarri'ye bunun iin geldim," dedi Taita. "En kk bir ansmz varsa, bizi bekleyen ok i var demektir. Belirttiin gibi, izlenmekten kurtulmak kolay olmayacak. imdi gzlerden rak olmann avantajn sonuna kadar kullanmalyz. nce, imdiye kadarki hazrlklarn hakknda bilmem gereken her eyi anlatmalsn. Ka kadn ve erkek var arkanda? Ne gibi dzenlemeler yaptnz? Sonra ben de kendi gzlemlerimi ve vardm sonular anlatacam." "Makul bir yol bu."

Yolculuu mmkn olduunca uzatp, yalnz kalabildikleri her an deerlendirmek iin Taita bitkinlikten ve yorgunluktan ikyetiymi gibi yapt. Sk sk mola verilmesini istedi ve Duman Yeli'nin srtndayken de hayvan ar ar srd. Bu konumaya hazr olduu anlalan Tinat, ona tam bir rapor sunup, planlarn ve sava dzenini anlatt. Szleri bitince Taita, "Anladm kadaryla, brak arkalarndaki gce saldrmay, sadece oligarlarla bile baa kacak kadar gl deilsin," dedi. "Kendi verdiin rapordan, sana sadk kiilerin ya hapiste ya da madenlerde ve taocaklarnda esir olarak alt ortaya kyor. Onlar serbest braktnda dvmek deil, yolculuk yapabilecekleri bile kukulu." "Oligarlara kar ak bir sava kazanp btn lkeyi ele geirecek gcmz olmad kesin. Ben asla byle bir ey dnmedim zaten. Bir oyun, bir hileyle oligarlar yakalayp, dostlarmz serbest braktrmay ve Jarri'den kamay planladm. Bunun ok kaba bir plan olduunu ve yardmnz olmazsa sonunun baarszlkla lm olacan biliyorum." Taita, Meren'i de yanlarna ard. "Meren, bildiin gibi, benim sa-d'k dostumdur ve ayn zamanda cesur ve akll bir savadr. Onu da ikinci komutan olarak dnmeni neriyorum." 393 Wilbur Smith Tinat hi duraksamad. "Tavsiyenize uyacam." Dik patikadan inerken, temel plan zerine konutular, ayrntlara in. diler, plan kuvvetlendirecek yollar bulmaya altlar. Zaman hzla akn gitti ve uzaktan kalenin yaplaryla atlar grnd. Atlar durdurup a[r deri pelerinlerini ve dier da giysilerini kardlar. "Konumak iin ok az vaktimiz kald," dedi Taita, Tinat'a. "Meren'le ikiniz ne yapmanz gerektiini biliyorsunuz. imdi de ben kendi planm aklayaym. Albay Tinat, imdiye kadar bana anlattn her ey gerein bir halkasn oluturuyor ve benim gzlemlediim, kefettiim eylerle de tamamen uyuyor. Szn ettiin karanlk g hakknda, benden ok daha byk bir bilici ve byc bana bilgi vermiti. Bu kadn ne ilahi bir varlk ne de lmsz, ama ok uzun zamandr yayor ve bir lmlnn asla biriktiremeyecei kadar ok gce sahip olmu durumda. afan Kz Eos'un adn alm ve g iin doymak bilmez, vahi bir hrs var. Benim de Demeter'den rendiim bu, Meren de onu benim kadar tanmt." Taita, dorulamas iin dostuna bir gz att. Meren ban sallad. "Gerekten de byk bir adamd ama burada sana kar kmak zorundaym Byc, senden byk deildi." Taita bu iltifata keyifle glmsedi. "Sadk Meren, umarm kusurlan-m asla fark etmezsin. Neyse, bu Demeter, Eos'la yz yze gelmiti. Btn gcne ve bilgisine ramen, cad neredeyse ilk karlamalarnda yok edecekti onu, zaten sonraki giriiminde baard. Meren ve ben onun lmne tanklk ettik, ama bana Eos hakknda hayati bilgiler verecek kadar yaayabildi. Nil'i kurutmaktaki amacnn Msr' dize getirmek ve halkn nu kurtarc olarak grmesini salamak olduunu anlatt. Msr'n tm "n ve zenginliini arkasna alnca da, yeryzndeki dier uluslara % srsnn karsndaki bir ahin gibi grnecekti. Nihai amac da yeryzn hkimiyeti altna almak." 394

11. Yazt Tinat o noktaya kadar sesini karmadan dinlemiti ama burada araya girdi. "Demeter bu Eos yaratyla nerede karlam? Jarri'de mi?" "Hayr, cadnn bir zamanlar yaad uzak bir lkedeki volkanda, gelli ki oradan buraya kam. Yaam gcn yeralt atelerinden ve kaynayan nehirlerden alyor. Demeter'in verdii ipular beni Jarri'ye getirdi." birden dnp volkanik zirvelere baktlar. Sonunda Tinat konutu. "Burada byk volkan var. Hangisi onun ini?" "Bulut Baheleri onun sna," diye cevap verdi Taita.

"Nasl emin olabiliyorsunuz?" "Oradayken bana grnd." Meren heyecanla, "Eos'u mu grdn?" diye atld. "Eos olarak deil, ama eitli grntler olarak karma kt." "Peki size o Demeter'e saldrd gibi saldrmad m?" diye sordu Tinat. "Hayr, nk benden istedii bir ey var. Onu alnca hi duraksamadan beni yok edecek. Ama o zamana kadar emniyetteyim... yani onun yaknlarnda ne denli emniyette olunabilirse o kadar." "Sizden istedii nedir?" diye sordu Tinat. "Zaten her eyi var gibi grnyor." "Bende olup da kendisinde olmayan bilgileri ve bilgelii istiyor." "Anlamyorum. Ona retmenizi mi istiyor?" "O vampir yarasa gibi, ama kan yerine kurbanlarnn ruhunu ve zn emiyor. Yzyllardr binlerce biliciye ve bycye yapm bunu. Hani Jarri'ye getirdiklerini anlatmtn ya Tinat. Onlara ne oldu sonra?" "Yzba Onka hepsini bu yoldan daa kard. Sonra balarna ne geldiini bilmiyorum. Belki Bulut Baheleri'nde bir yerlerdedirler, sanatoryumda yayorlardr. Belki de Dr. Hannah'la birlikte alyorlardr." "Hakl olabilirsin ama ben sanmyorum. Bence onlarn btn bilgi ve bilgelii cad tarafndan ele geirilmitir." 395 Wilbur Smith Tinat dehet iinde Taita'ya bakt. Bir sonraki sorusunu farkl bir ses tonuyla, korkuyla sordu. "Yani onlara ne olmutur sizce Byc?" "Gldeki timsahlar grdn m? Nasl devasa olduklarn fark ettin mi?" "Evet," dedi Tinat, ayn ses tonuyla. "Bence sorunun yant bu." Tinat bir sre konumad. Sonra, "Ayn kaderi gze alacak msnz Byc?" diye sordu. "Ona yaklamamn tek yolu bu. Grntleriyle deil bizzat kendisiyle karlamalym. O zaman istemeden de olsa bana bir ans tanyabilir. Beni hafife alabilir ve savunmasn yok edebilir." "Baaramazsanz benim insanlarma ne olur?" "Hepiniz Jarri'den kamak zorundasnz. Kalrsanz, kesinlikle lrsnz." "lm, mr boyu klelikten iyidir," dedi Tinat her zamanki ciddiyetiyle. "Demek, Bulut Baheleri'ne dnmeye kararlsnz?" "Evet. Cadnn inine dnmek zorundaym." "Bunu nasl baaracaksnz?" "Yksek Konsey'in emriyle. Eminim ki Eos, beni ona yollamalarn emredecek. Ruhumu ele geirmek iin kvranyor." Dan son yamacndan inerken, daha byk bir atl grubunun onlara doru geldiini grdler. Gruplarn arasnda birka yz adm kala, kar taraftan bir atl ne kp hzla gelmeye balad. Adam iyice yaklanca Meren, "Bu Onka!" diye bard. Taita, "Yeni gzn de eskisi kadar i gryor," diye belirttikten sonra yaklaan kiiyi Gz'yle szd. Onka'nn auras aktif bir volkan gibi fokurduyordu. 396 11. Yazt "Yzba kzgn," dedi. "Kzmas iin ona iyi bir sebep vermi oldum," dedi Tinat. "Artk j-mzda konuamayacaz. Fakat bana mesaj yollamak isterseniz, bunu ojito, yani Mutangi hakimi yoluyla yapabilirsiniz. O da bizden. Ama ar-tllc Onka geldi bile." Onka tam nlerinde dizginlerine aslp onlan da durmaya zorlad. Albay Tinat, grevimi stlendiiniz iin mteekkirim." Amirini selam-lamamt ve alayc tavn laubalilik dzeyine yaknd. Tinat, "Tamamen iyilemisin bakyorum," diye cevap verdi.

"Yksek Konsey benim kadar kran duymuyor size. Bycye elik ederek emirleri inediniz." "Lord Aquer'e memnuniyetle hesap verebilirim." "Zaten yle yapmanz istendi. Bu arada, Byc Gallalal Taita'y da benim gzetimime brakacaksnz. Dr. Hannah'n raporunu da bana vereceksiniz. Ben gtreceim kendisine. Sizin teki yolcular hi gecikmeden Bulut Baheleri'ne gtrmeniz emredildi." Peinden gelen grubu gsterdi. "Onlan Dr. Hannah'a teslim eder etmez de geri dneceksiniz." Tinat, rapor rulosunu karp Onka'ya uzatt. Sert bir ekilde selamlatlar. Tinat, Taita ve Meren'i de souk bir tavrla selamlayp geldii yere dnmek zere dier grubun bana geti. Sonunda Onka, Taita'ya dnd. "Selamlar saygdeer Byc. Selam Albay Cambyses. Gz ameliyatnzn baarl olduunu gryorum. Sizleri Mutangi'deki evinize gtrme emri aldm. Yksek Konsey arana kadar rada bekleyeceksiniz. Birka gnden uzun srmez." Onka'nn auras hl fkeyle parlyordu. Atn trsa kaldrd ve dadan inmeye devam ettiler. ki grup birbirinin yanndan geerken ne Onka ne de Tinat selamlama-^a yeltenmedi. Taita da Albay Tinat'a bakmad, ama Bulut Baheleri'ne gi-den grubu inceledi. niformal alt asker vard, nden de en arkadan 397 Wilbur Smith gidiyordu. Aralarnda be tane gen kadn gitmekteydi, hepsi de ekici ve oe be kadnlard. Geerken Taita ile Meren'e glmsediler ama konumad^ Ormandan gri tayn zerinde kk bir figr frlayp yeil tarlalan aarak onlara doru gelmeye baladnda, daha Mutangi'ye yarm fersah vard, Fenn'in sar salar arkada bir bayrak gibi dalgalanyordu. Meren, "te bela geliyor," diye gld. "Her zamanki gibi sesi de baya gr." O mesafeden bile Fenn'in heyecanl lklar duyulabiliyordu. "nsann yreini stan bir grnt," diyen Taita'nn baklar sevecen ve yumuakt. Fenn yanlarna gelince atn dizginledi ve hemen Taita'nn stne atld. "Tut beni!" diye soluk solua haykrd. Taita neredeyse gafil avlanacakt ama dengesini korumay baard ve Fenn iki kolunu boynuna dolayp yanan onunkine dayad. Taita, "Byle oyunlar iin fazla bydn artk, ikimizi de yaralayabilirdin," diye itiraza yeltendi ama o da kza skca sarlmt. "Hi dnmeyeceksin sandm. ok skldm." "Bir ky dolusu ocuk vard arkadalk edecek." "ocuk onlar, o yzden de fazla ocuksu hepsi." Taita'y brakmadan Meren'e bakt. "Seni de zledim iyi kalpli Meren. Hilto'nun bana nasl ok atmay rettiini grsen aarsn. Yar yapacaz, senle ben, hem de ok byk bir dl iin..." Lafn kesip hayretle Meren'e bakt. "Gzn!" diye haykrd. "Gzn iyiletirmiler! Yine ok yakkl grnyorsun." "Sen de son grdmden bu yana byyp gzellemisin," dedi Meren. "Ah, budala Meren!" Katla katla gld ve Taita yine kskand. Kye varnca Hilto, Nakonto ve mbali de dndklerine ok sevindi-Eve dn armaan olarak Bilto da be srahi enfes arap ve yal bir koyun yollamt. Hilto ile Nakonto koyunu yzerken mbali ve Fenn de ka398 11. Yazt budayla sebze hazrladlar. Daha sonra atein bana toplanp tekrar bir araya gelilerini kutladlar. Bulut Baheleri'ndeki o garip dnyadan sonra cadar scak ve aina bir ortamd ki, Eos'un ktl bile uzak, nemsiz grnyordu. Nihayet atein bandan kalkp odalarna ekildiler. Ayrldklarndan beri Taita ile Fenn ilk kez ba baa kalyordu. "Ah Taita, ok merak ettim. Bana ularsn diye umdum ve karrm diye korkudan uyuyamadm geceleri." "Seni skntya soktuum iin zr dilerim km. Garip eylerin olduu garip bir yerdeydim. Sessiz kalmn iyi nedenleri olduunu biliyorsun."

Fenn, bym de klm bir kadn gibi, "yi nedenlere dayanmak da ktlerine dayanmak kadar zor," dedi. Taita kkr kkr glp, onun tuniini karp ykann, sonra toprak srahideki suyla azn alkalayn seyretti. Taita'nn yreini szlatan bir hzla byyp geliiyordu. Fenn tuniiyle kurulanp onu kapnn pervazna ast. Sonra gelip Taita'nn yanma yatt, bir kolunu onun gsne att ve iyice sokuldu. "Sen yokken ok souk ve botu buras," diye mrldand. Bu sefer onu baka birine brakmak zorunda kalmayabilirim, diye dnd Taita. Belki Hannah, beni tam bir erkek yapabilir. Belki bir gn Fenn ve ben birbirini anlayan, hem ruhen hem de bedenen k olan birer kadnla erkek olabiliriz." Onu muhteem bir kadn olarak kendini de, glde beliren hayaldeki gibi gen ve gl bir erkek olarak hayal etti. Eer arlar isterse ve o mutlulua ulaabilirsek ne harika bir ift olurduk. Fenn'in san okayp, "Sana kefettiim her eyi anlatmam lazm," de-dl- "Dinliyor musun yoksa imdiden yan uyur durumda msn?" Kz dorulup sert bir ekilde bakt. "Tabii ki dinliyorum. Ne kadar tsn! Sen konuurken hep dinlerim." 399 1 Wilbur Smith "Tamam, yine yat ve dinle bakalm," dedi. Bir an duraksad. K0n maya devam ettiinde ses tonu artk keyifli deildi. "Cadnn inini buldum "Anlatsana... hepsini anlat. Hibir eyi saklama benden." Bylece Taita Bulut Baheleri'ni ve o sihirli maaray anlatt. Sana toryumu tarif etti ve Hannah'n yapt ilerden sz etti. Meren'in 05, ameliyatn anlatt. Sonra biraz tereddt etti ama sonunda Hannah'n kendisi iin dnd ameliyat da anlatacak cesareti toparlad. Fenn uzun sredir bir ey demedii iin Taita onun uyuduunu sand ama kz aniden tekrar dorulup oturdu ve ciddi bir ekilde Taita'ya bak- I ti. "Yani sana da o sallanan eyden mi verecek, hani u mbali'nin anlatt gibi ekli ve boyu deiebilen eyden?" "Evet." Taita elinde olmadan bu tarife gld, Fenn ise bir sre akn akn kalakald. Sonra tpk bir melek gibi glmsedi ama yeil gzlerinin d kenarlar eytani bir ekilde yukar kalkmt. "Keke benim de olsa onlardan bir tane. Kpek yavrusundan daha elenceli bir oyuna benziyor." Taita bu szlere gld ama sululuk duygusu bak gibi keskindi. Zihnine bu iblise dnceleri maaradaki o ocuk sokmutu ama Taita da kendini bir yere kapatlp hi konuulmamas gereken konulan konuurken buluyordu. Fenn yannda, normal bir ocuktan ok daha hzla by- I mekteydi. Ama zaten o normal bir ocuk deildi, bu dnyann norma! d-zenine uymayan byk bir kralienin yeniden domu haliydi. Bedeni I hzla deiirken, ilikileri de deiiyordu. Taita'nn ona duyduu sevgi de I her gn biraz daha gleniyordu ama bu sadece bir babann kzna duyduu sevgi deildi. Fenn, ona bu yeni tarzyla, yani gzlerini ran kedisi gibi szerek baktnda ocuk olmaktan kyordu; o masum yzeyin altnda bir kadn, kozasndaki bir kelebek vard. Kabukta ilk atlaklar olun13' ya balamt ve yaknda koza paralanacak, kelebek zgr kalacakt- rJ' likte olduklarndan beri ilk kez Bulut Baheleri'ndeki cad ikisinin de a lndan kmt ve ikisi de sadece birbirlerini dnyorlard. 400 11. Yazt

Sonraki gnlerde, bir yandan Yksek Konsey'in arsn beklerken, bir yandan da eski alkanlklarna dndler. Taita ve Fenn sabahn erken saatlerinden le yemeine kadar alyorlard. leden sonra ya okuluk alyor ya da Meren ve dierleriyle birlikte, civarlardaki ormanlarda domuz avna kyorlard. Nakonto ve mbali av tazlar gibi plak ayakla koturuyor,

hayvanlarn hakkndan gelmek iin sadece mzrakla balta kullanyorlard. Hilto da kargsyla onlara katlyor, Meren ise yeni gzn keskinletirmek iin yayn kullanp, yaral hayvann iini klcyla bitiriyordu. Yrtc, gz pek, dileriyle insan parampara edebilecek iri, yal erkek domuzlarn peine dyorlard. Aslnda daha kk olsalar da diilerin dileri daha keskindi ve erkekler kadar saldrgan oluyorlard; etleri de daha lezizdi. Fenn de Kasrga'nn stnde byk erkek domuzlardan birinin avna katlp, kk yeni yayn denemek istediinde, Taita, ona izin vermedi. Bunlar ksa boyunlu ve ok kaln derili hayvanlard, ancak en ar oklarla vurulabilirlerdi. Hrgl srtlar, kabark siyah klla-ryla Kasrga'nn zengisiyle ayn hizaya geliyorlard. Bir kafa darbesiyle insann bacan kemiine kadar paralayabilirlerdi. Yine de, allarn arasndan homurdanarak yal bir dii knca, Hilto ve Meren geri ekilip, "Bu sana gre Fenn!" diye haykrdlar. Av yle bir tartan Taita, Fenn'i brakmaya karar verdi. Kza hayvann arkasndan hangi ayla yanaacan, eyerden sarkp, ksa, iki ucu kvrk svari yayn nasl ipi dudaklarna deene dek gereceini gstermiti. "lk ok ii bitirmeli," demiti. "yice yakla ve oku kalbine gnder." Dii domuz bir tehlikeye maruz kalacan hissedince hemen dnd ve ban ne eip saldrya hazrland, keskin beyaz dileri aznn iki ya401 F:26 Wilbur Smith nndan dar kyordu. Fenn, Kasrga'y iyice yaklatrp domuzun geri ekilmesini salad ve o arada okunu gsne frlatt. Okun sivri kenarlar damarlar, akcierleri ve yrei paralad. Taita ile tekiler Fenn'e tezahrat yaptlar. Taita, "imdi de Pers at!" diye haykrd. Bunu byk Ecbatana ovalanndaki atllardan renmi ve kza da retmiti. Kz elindeki yay brakmadan ustaca evirdi ve br eline geirdi. Sonra dizleriyle Kasrga'y yavalatt ve domuzun belli bir mesafeye kadar yaklamasna izin verdi. Eyerde hi dnmeden, arka arkaya hayvann gsne ve boynuna oklarn frlatt. Domuz da asla vazgememi ve yere ylp lene kadar mcadeleyi srdrmt. O yere ylnca, Fenn heyecandan kzarm bir halde gld ve dl olarak hayvann kuyruunu, kulaklarn almak zere atn srd. Taita, "Bugnlk bu kadar yeter!" diye seslendiinde gne ufka yaklamt. "Atlar yorulduuna gre sizler de yorulmu olmalsnz. Mutan-gi'ye dnyoruz." Kyden iki fersah uzaktaydlar ve yollan sk ormann iinden geiyordu. Aalarn glgesi yola vurmutu ve hava karanlkt. Tek sra halinde ilerliyorlard, Taita ve Fenn nden gidiyor, Nakonto ile mbali de avlan ykledikleri atlan yedee alm olarak en arkadan geliyordu. Aniden yolun sa tarafndan gelen dehet lklanyla hepsi irkildi. Atlarn dizginlediler ve silahlarna davrandlar. Ormandan koarak bir kz frlad. Tunii amurlanp yrtlm, dizleri syrlm ve plak ayaklan dikenlerden, talardan tr kan iinde kalmt. Gr siyah salarna dallar, yapraklar taklm, korkudan gzleri fal ta gibi almt. Bu haliyle bile ok gzeldi. Teni ay gibi, bedeni esnek ve biimliydi. Atlar grnce dnp k grm bir krlang gibi onlara doru komaya balad. "Yardm edin!" diye banyordu. "Beni yakalamalanna izin vermeyin!" Me" ren, onu karlamak iin ileri atld. 402 11. Yazt Kz, "Dikkat edin!" diye haykrd. "Hemen arkamdalar!" Tam o anda ormandan iki tane iri kll glge frlad, drt ayak stnde kouyorlard. Meren bir an yaban domuzu olduklarn sand ama sonra her admda uzun kollaryla yerden destek aldklarn fark etti. Kza yetimek zereydiler.

Meren, "Maymunlar!" diye bard ve hemen yayn gerip ndeki maymuna nian ald. Yay sonuna kadar gerip okunu frlatt. Ok, hayvann gsnn st ksmna isabet etmiti. Maymun kkredi ve okun sapn saman pym gibi yakalad gibi frlatverdi. Meren bir tane daha frlatt ve ilk okun dibine yakn bir yere isabet ettirdi. imdi Hilto da drtnala yardma kouyordu. O da yayn gerip ndeki maymunu vurdu. Hayvan kza o kadar yaknd ki brnce kzn dizleri bklverdi. Maymun kz yakalamak iin atld ama Meren hayvann aralarna soktu ve eilip kz belinden kavrad gibi atn stne ald. Sonra hzla uzaklat. Maymun, arkasndan acl feryatlar atarak, avn elinden karmann fkesiyle tepiniyordu. teki maymun da hzla arkadana yaklamaktayd. Hilto uzun klcn ekip hayvann kafasn uurmak zere drtnala saldrd. Maymun onun geldiini grm ve o tarafa dnmt. Hilto yaklarken klcn indirdi, maymun da ona saldrmak zere epey yksee zplam. Hilto bu ata klcyla karlayp bronz ucunu tam gsnn ortasna saplad. Klcn ha biimindeki sap, ancak yarm kol boyu girmesine izin veriyordu. Hilto klca abannca hayvan acyla brd. lk maymun ar yaral olduu halde, son gcyle Meren ve kz yakalamaya alyordu. Meren nne oturttuu kz tuttuu iin ok atamyordu ve hayvan gittike yaklamaktayd. Taita onun ne yaptn fark (edemeden Fenn Kasrga'y dndrd ve yardma kotu. Taita arkasndan, "Buraya gel! Dikkatli ol!" diye bo yere bard. Gsne sapl oklarn dibinden oluk oluk kan kaybeden hayvan bir daha 403 Wilbur Smith srad ve Meren'in atnn sarsna yerleti. Azn sonuna kadar am, sivri sar dilerini Meren'in ensesine saplamak zereydi. Meren ata karlamak zere dnd. Kz sol eliyle tutarak, sa eliyle yaynn gvdesini hayvann ak azna sokup ban geri itti. Maymun dilerini yaya geirip paralamaya balad. Fenn kk yayn germi olarak Meren'e yaklarken Taita yine, "Dikkat et!" diye haykrd. "Meren'i vurma!" Kz, onu duyduunu belli edecek bir hareket yapmad ve uygun ay yakalar yakalamaz okunu frlatt. Aradaki mesafe iki kol boyundan azd. Ok, maymunun boynundaki ana damarlardan birini deldi ve ucu teki taraftan kt. Mkemmel bir att. Hayvan Meren'in yayn brakt ve arka st yere yuvarland. ki eliyle oka yapp acyla brerek debelenmeye balad. mbali de ok gibi yetimiti. Baltasn kaldrp savurdu ve hayvann kafatasn yumurta kabuu gibi paralad. Nakonto' da yk atlarn brakm, koarak, teki maymunu hl klcnn ucunda tutan Hilto'nun yanna gidiyordu. Ksa hanerini iki kez hayvann boazna saplad ve maymun son kez kkredik-ten sonra can verdi. Fenn hl Meren'in atyla yan yana gidiyordu ama artk yavalamlard. Meren kz efkatle gsne bastrmt. Kz da yzn onun boynuna gmm, hkra hkra alyordu. Meren, onu yattrmak iin srtn okad. "Geti artk gzelim. Alamana gerek yok tatlm. Artk emniyettesin. Seni brakmam." Bir yandan da keyifle srtyordu. Fenn onun yannda giderken Taita da br yanna gelmiti. "Gen bayan, hangisi daha tehlikeli bilemiyorum," dedi. "Vahi maymun mu yoksa seni kurtaran adam m?" Kz son bir hkrkla ban kaldrp bakt ama kolunu Meren'in boynundan ekmedi, o da eksin diye bir aba harcamyordu zaten. Kzn gzleri hl slakt, burnu da akyordu. Hepsi ilgiyle ona bakyordu. 404 11. Yazt Taita gzyalarna ramen kzn gzel olduuna karar verdi. Sonra aZik bir sesle, "Bu hayvanlar saldrmadan nce ormanda tek bana ne apyordun?" diye sordu. Kz, "Katm ve canavar maymunlar peimden geldi," diye hkrd. "Canavar maymun mu?" dedi Meren.

Kzn kara gzleri Meren'e dikilmiti. "Biz onlara yle deriz. Korkun yaratklardr. Hepimiz ok korkarz onlardan." Taita, "Cevabn bir sr yeni soruya yol at. Ama biz bataki soruya dnelim. Nereye gidiyordun?" diye sordu. Kz gzlerini Meren'den ayrp ona bakt. "Seni bulmaya geliyordum Byc. Yardmna ihtiyacm var. Beni sadece sen kurtarabilirsin." "Bu cevap da yeni sorular douruyor. Basit bir tanesiyle balayalm m? Adn nedir ocuum?" "Bana Sidudu derler Byc," diyen kz dehetle rperdi. "msn Sidudu," dedi Taita. "Eve gidene kadar baka soru yok." Taita, Meren'e dnp ciddileti ve, "Bayan sana rahatszlk veriyor mu?" diye sordu. "Onu kye kadar tayabilecek misin, yoksa indirip yrtelim mi?" Meren de ayn ciddiyetle, "Onun yaratabilecei her tr skntya katlanabilirim," dedi. "O zaman burada iimiz bitti bence. Yola devam edelim." Kye girdiklerinde hava iyice kararmt. Dier evlerde k grnmyordu ve yollarda kimsecikler yoktu. Ahrlarn nnde atlarndan inerken Sidudu baya dzelmi grnyordu. Yine de Meren risk almad ve nu ana salona kadar kucanda tad. Fenn ve mbali lambalar yakp, cakta leziz bir av eti yahnisi hazrlarken, Taita da Sidudu'nun yaralarna lalc. Hepsi de yzeysel izikler, berelenmelerdi ve sana soluna diken-r batmt. Taita dikenlerin tmn karp, yaralarna merhem srdk405 Wilbur Smith ten sonra arkasna dayanp kz inceledi. Korku ve nefret dolu bir karma-a grmt. Bu, kafas kank, mutsuz bir ocuktu ama ac dolu yzeyjn altnda temiz ve saf bir auras vard. Aslnda, erkenden dnyann ktlk-leriyle tanmak zorunda kalm, tatl, masum bir yaratkt. "Gel ocuum," dedi. "Konumaya balamadan nce bir eyler yiyip imeli ve uyumahsn." Kz, Fenn'in getirdii soteyi ve karabuday ekmeini yedi. anan son lokmasyla syrp azna atarken, Taita, "Beni bulmaya geldiini sylemitin," diye hatrlatt. Kz, "Evet Byc," diye fsldad. Taita, "Niin?" diye sordu. "Baka kimsenin duymayaca bir yerde yalnz konuabilir miyiz?" Bunu ekinerek ve istemeden Meren'e bir gz atarak sormutu. "Tabii ki. Benim odama gidelim." Taita ya kandillerinden birini ald. "Gel." Kz, Fenn'le paylatklar odaya gtrp kendi yatana oturdu ve kza da Fenn'inkini gsterdi. Sidudu bacaklarn toplayp oturdu ve yrtk eteiyle bacaklarn rtt. Taita, "imdi anlat bakalm," dedi. "Jarri'de herkes senin nl bir cerrah ve bitkisel tedavi uzman olduunu sylyor." "O herkes kimdir bilmiyorum ama gerekten de cerrahm." Kz, "Rahmimdeki bebei atacak bir ila vermeni istiyorum," diye fsldad. Taita armt. Byle bir ey beklemiyordu. Nasl cevap vereceine karar vermesi biraz zaman ald. Sonunda yumuak bir sesle "Ka yandasn Sidudu?" diye sordu. "On alt, Byc." Taita, "Daha kk olduunu sanmtm," dedi. "Ama nemli deil-Tadn ocuun babas kim? Onu seviyor musun?" Kzn cevab ac ve sertti. "Sevmiyorum. Ondan nefret ediyorum, keke geberse," diye patlad. 406 11. Yazt Taita, sonraki sorusunu dnrken kza bakt. "Madem nefret ediyorsun niye yattn onunla?" "Ben istemedim ki Byc. Baka ansm yoktu. O zalim ve souk bir adamdr. Beni dver ve iime yle feci bir ekilde girer ki, her yerim kan revan iinde kalr."

"Niye onu terk etmiyorsun?" "Denedim ama beni geri getirtmek iin canavar maymunlar yollad. Sonra yine dvd. ime koyduu ocuktan kurtulana kadar dver diye umdum ama karnma vurmamaya dikkat ediyordu." "Kim o? Ad ne?" "Kimseye sylemeyeceine sz verir misin?" Kz biraz duraksayp, telala devam etti. "Hayatm kurtaran ve buraya kadar tayan o iyi adama bile? Beni hakir grmesini istemiyorum." "Meren mi? Tabii ki anlatmam. Ama merak etmene gerek yok. Kimse seni hor grecek deil. Sen iyi, cesur bir kzsn." "Adamn ad Onka... Yzba Onka. Onu tanyorsun galiba. Bana senden sz etmiti." Taita'nn eline yapt. "Ltfen yardm et baha!" aresizlikten Taita'nn elini sarsyordu. "Ne olur Byc! Sana yalvaryorum! Ltfen yardm et bana! O bebekten kurtulamazsam beni ldrecekler. Onka'nn pii iin lmek istemiyorum." Taita duruma bir anlam vermeye balamt. Eer Sidudu, Onka'nn kadnysa, Albay Tinat'n sz ettii kii, yani Onka'nn arabna ila katp, onlar almaya Albay Tinat'n gelmesini salayan kii demekti. Yani onlardan biriydi ve korunmas gerekiyordu. "nce seni muayene etmem lazm, ama elimden gelen her eyi yapacam. Fenn'i, yani evlatlm arsam rahatsz olur musun?" "Meren'in arkasndaki maymunu ldren o gzel, sansn kz m? ndan holandm. Ltfen ar." 407 Wilbur Smith Fenn hemen geldi. Taita, ona yaplmas gerekenleri anlatnca, Sid du'nun yanna oturup elini tuttu. "Byc dnyann en iyi cerrahdr," de di. "Sakn korkma." "Srtst uzan ve tuniini kaldr," dedi Taita. Kz dediini yapnca da abucak ama adamakll muayene etti. "Bu rkler Onka, seni dvnce mi oldu?" diye sordu. "Evet Byc." "Onu senin iin ldreceim," dedi Fenn. "Onka'dan hi holanma-mtm zaten ama artk nefret ediyorum." "Zaman gelince onu ben ldreceim," dedi Sidudu, bir yandan da Fenn'in elini skyordu. "Ama sa ol Fenn. Umarm dostum olursun." "Zaten dost olduk bile," dedi Fenn. Taita muayenesini tamamlamt. Sidudu'ya, "Artk rtnebilirsin," dedi. Kz dorulup stn ban dzeltti. "Bebek var deil mi Byc?" Tebessm solmu, yine mahzunlamt. "Ne yazk ki, evet demek zorundaym. ki ya da aylk hamilesin." "Son iki aym geirdim." "in tek iyi taraf, gebeliinin fazla ilerlememi oluu. Bu durumda cenini almak ok zor olmaz." Kalkp hekim antasnn yanna gitti. "Sana bir iksir vereceim. ok gldr; kusman ve barsaklarn boaltman salar, ama ayn zamanda teki eyi de skp atar." Kk iedeki yeil tozdan, toprak bir anaa belli bir lde koydu ve stne kaynar su ekledi. "Sour soumaz bunu i ve hemen karmamaya al." Kz, ac iksiri re re, yudum yudum iip bitirmeye alrken yannda oturdular. Bitirdikten sonra bir sre spazmlar geirerek otur*1, " di-Sonunda sakinleir gibi oldu. Bouk bir sesle, "Birazdan iyi olurum, ye fsldad. 408 11. Yazt Fenn kesin bir tavrla, "Bu gece bizimle kalmalsn," dedi. "Yardrmaz gerekebilir." Gecenin en karanlk vaktinde, Sidudu'nun inlemeleriyle uyandlar. fenn hemen yatandan frlayp ya kandilini yakt. Sonra Sidudu'nun yaa kalkmasna yardm etti ve kramplarla iki bklm olan kz, bitiikteki kk odaya gtrd, orada

gece iin toprak bir lazmlk vard. Sidudu'nun ii sulu bir ishal eklinde boalmadan hemen nce oturaa yetitiler. Kzn kramplanyla sanclar saatler getike biraz daha artt ve lazmcn stnde kvranmaya devam etti. Fenn yanndan ayrlmamt, kramplar ok iddetli olduunda karnn ovuyor, her nbetten sonra ter iinde kalan alnn, gsn siliyordu. Ay battktan hemen sonra, Sidudu ncekilerden de iddetli bir sancyla kvranmaya balad. Acdan, "Ah, bana yardm et sis Ana'mz. Yaptklarm iin beni bala," diye baryordu. Arkaya kaykhp knd ve cenin zavall, kanl bir jle yn halinde oturaa dt. Fenn, temiz su ve keten bir bezle Sidudu'yu ykayp kurulad. Sonra ayaa kalkmasna yardm edip yataa gtrd. Taita cenini oturaktan alp zenle ykad ve temiz keten bir rtye sard. Cinsiyeti belli olacak kadar bymemiti. Cenini alp ahrlarn yanna gitti, Meren'i de yardma ard; yerdeki talardan birini kaldrp altndaki topra kazdlar ve Ta-'ta kk kn iine brakt. Meren ta tekrar yerine yerletirirken, Taita alak sesle, "sis Ana, bu ^hu sen koru," dedi. "Nefret ve acyla olumutu. Utan ve ac iinde ld. Bu hayat yaayamad. Kutsal Ana, sana yalvaryoruz, bu ke son-ra^i hayatnda merhamet et." Odaya dnnce Fenn, ona sorarcasna bakt. "Gitti," dedi Taita. "Ka-ama yaknda durur ve Sidudu birka gne kalmaz iyileir. Artk korkma-S,na gerek yok." 'Onu dven hayvan dnda," diye hatrlatt Fenn. 409 Wilbur Smith "Doru. Ama yalnz o deil, hepimiz Yzba Onka'dan korkmal-yz." Yatan bana melip Sidudu'nun perian yzn inceledi. Ki? derin bir uykuya dalmt. "Yanndan ayrlma Fenn, ama brak uyuyabildii kadar uyusun. Benim halletmem gereken meseleler var." Taita odadan kar kmaz Nakonto ile mbali'yi ard. "Maymunlar ldrdmz yere gidin. Cesetleri ormana saklayn. Sonra da yk atlarn ve domuz lelerini bulun. Atlan oklar da toplayn ve bizden kalan tm izleri rtn. Bitirince de hemen buraya dnn." Onlar gider gitmez Taita, Meren ile Hilto'ya, "Albay Tinat, Mutangi'deki ajannn kyn lideri Bilto olduunu sylemiti," dedi. "Bizden Tinat'a mesaj ulatracak. Gizlice Bilto'ya gidin. Sidudu'nun bizim yanmzda olduunu Tinat'a haber versin..." O srada bir sr atlnn drtnala gelip evin nnde durduklar duyuldu. Sonra bararak verilen emirler ky sard, kaplar arplyor, kadnlar alyor, ocuklar szlanyordu. "Korkarm ok ge," dedi Taita. "Askerler geldi bile. Eminim ki Si-dudu'yu aryorlar." "Onu saklamamz lazm." Meren ayaa frlamt. Tam o srada kabaral sandaletlerin ahrlarn nndeki talktan eve doru yaklat duyuldu ve kap gm gm vuruldu. Meren knndaki klca davrand. "Yksek Konsey adna, kapy an!" Bu Onka'nn kzgn sesiydi. Taita alak sesle, "Klc yerine brak," dedi Meren'e. "Kapy a ve ieri al onlar." "Ama Sidudu ne olacak?" Meren, Taita'nn odasna doru bakt, ok sinirliydi. "Fenn'in saduyusuna gvenmek zorundayz," diye cevap verdi Taita. "Onka daha fazla phelenmeden kapy a." Meren kapya gidip sf' gy kaldrd. Onka ieri dald. Taita, "Ah, Yzba Onka," diye karlad onu. "Bu beklenmedik ' ' yaretinizi neye borluyuz?" 410 11. Yazt Onka biraz aba harcayarak kendini toparlad. "Anlay gstermenizi diliyorum Byc, ama kaak bir kz aryoruz. Akl banda deil ve tehlikeli olabilir." "Ka yanda, nasl biri?" "Gen ve gzeldir. Onu grdnz m?"

"Ne yazk ki hayr." Taita merakla Meren'e bakt. "Bu tarife uyan birini sen grdn m albay?" "Grmedim." Meren ok iyi bir yalanc saylmazd ve Onka kukuyla yzn inceliyordu. Meren, "Byc'y ve onun ev halkn rahatsz etmeden nce sabah beklemeliydiniz," diye pskrd. Onka itenmi gibi grnmeye zahmet etmeden, "Bir kez daha zr dilerim," dedi. "Ama mesele acil ve sabah bekleyemem. Evi arayabilir iniyim?" "Ben ne dersem diyeyim bunu yapacaksnz zaten," diye glmsedi Taita. "Ama abuk olun ve ltfen bir an nce huzura kavuturun." Onka i odaya giden kapya atlp hzla at ve ieri dald. Taita da peinden gelmi ve kapnn aznda durmutu. Onka odann ortasndaki yatak ve krk battaniye ynna gitti. Klcnn ucuyla rtleri kaldrd. Altlarnda kimse yoktu. Oday gzleriyle tarayp hemen bitiikteki tuvalet odasna dald ve lazml grnce yzn buruturdu. Tekrar odaya dnd ve bu kez daha dikkatle aratrd. Meren de Taita'nn yanna geldi. "Bo!" dedi heyecanla. Onka hemen ona dnd. "arm gibisin." "Hi de deil," diye savunmaya geti Meren. "Sadece Byc'nn Elemi olduu eyi bir daha belirttim." Onka bir an ona bakp Taita'ya dnd. "Sadece grevimi yaptm bi-Vorsunuz Byc. Evin kalann da aradktan sonra sizi kaleye gtrme f aldm. Oligarlar bekliyor. Ltfen hemen gitmek zere hazrlann." 411 Wilbur Smith "Pekl. Gecenin bu saati hi uygun deil ama Yksek Konsey" buyruklarna boyun eeceim." Onka, Meren'i kenara itip odadan kt. Onlar kar kmaz Taita Gz'n at. Odann kar kesinde it ayr aurann titretiini hemen grd. zerlerine konsantre olunca Fenn ile Sidudu ortaya ktlar. Fenn, sol koluyla kz korumas altna almt teki eliyle de Taita'nn altn tlsmn tutuyordu. Aurasn soluk bir m, indirgemiti. Sidudu'nun auras dehet iinde dans edip kvranyordu ama buna ramen Fenn ikisini de koruyucu bysnn arkasnda gizlemeyi baarmt. Taita, Fenn'in gznn iine bakt ve ona szsz bir mesai gnderdi. "Bravo sana. ylece kaln. Ortalk yatnca Meren'i size yolla-yacam. Sizi buradan daha iyi bir yere gtrr." Mesaj alrken Fenn'in gzleri byd, sonra yine ksld ve, "Dediini yapacam," diye cevap verdi. "Onka, Konsey'in seni ardn syledi. Ayr kaldmz sre boyunca senin iin dua edeceim." Taita bir sre daha gzlerini ondan ayrmad. Btn gcyle, onun I iin duyduu korkuyu bastrp, ona sevgi ve korumasn yollad. Kz, ona glmsedi ve auras her zamanki ateli ve gzel halini ald. Sa elinde tlsm tutarak, Taita'ya doru daire biimindeki kutsama iaretini yapt. Taita, "Gizlenmeye devam edin," diye bir daha tembih etti ve odadan kt. Meren salonda tek bana bekliyordu ama Taita, Onka ile adamlarnn evin arkasn alt st ettiklerini duyabiliyordu. "Beni iyi dinle Meren," de* ve iyice yanna sokulup alak sesle konumaya balad. "Fenn ile Sidud hl odamdalar." Meren konumak iin azn at ama Taita elini kald P susturdu. "Fenn bir gizlenme bys yapm. Onka ile ben kaleye gitrn zere ayrlnca, onlann yanna gidebilirsin. Bilto'ya Tinat'a iletmesi y bir mesaj ulatrman gerekecek. Kzlarn durumunun ne kadar nazik bir 412 11. Yazt ruma geldiini anlat. Ben yokken, ki bu uzun bir sre olabilir, onlar gizleyecek bir yer bulmas lazm. Oligarlarn beni yine Bulut Baheleri'ne gndermek niyetinde olduunu tahmin ediyorum." Meren endieli grnyordu. "ok acil bir durum olursa ya da amacmza ularsak Fenn'le yldzlar zerinden haberleirim. Bu arada siz de Tinat'la hepimizin Jarri'den k; > mas iin gereken hazrlklara devam etmelisiniz. Anladn m?"

"Evet Byc." "Bir mesele daha var iyi kalpli Meren. Her eye ramen Eos'a direnemeyebilirim. Beni de btn dierleri gibi tketip yok edebilir. Byle bir ey olursa, her ey bitmeden Fenn'i uyarmaya alrm. Sakn beni kurtarmaya kalkmayn. Fenn'i de al ve Jarri'den hep birlikte kan. Karnak'a ulamaya aln ve olanlar Firavun'a anlatn." "Peki Byc." "Fenn'i hayatn pahasna koru. Canl canl Eos'un eline dmesine izin verme. Ne demek istediimi anlyor musun?" "Anlyorum Byc. Horus'a ve kutsal lye byle bir ey olmasn diye dua edeceim, ama Fenn'i ve Sidudu'yu sonuna kadar koruyacam." Taita glmsedi. "Evet benim eski ve gvenilir dostum. Sidudu bunca zamandr beklediin kii olabilir." "Prenses Merykara'nn ona ilk k olduum zamanlardaki halini hatrlatyor bana," dedi Meren. Taita, "Sidudu'nun verebilecei mutluluu ve ok daha fazlasn hak ediyorsun Meren," diye fsldad. "Ama artk sus. Onka geliyor." Onka frtna gibi odaya dald. Hislerini gizlemek zahmetine katlanmamt. Taita, "Onu buldunuz mu?" diye sordu. "Bulamadm biliyorsunuz." Onka tekrar Taita'nn odasna gidip oir sre orada dikildi, bo oday kukuyla szyordu. Sonra ban fkey413 Wilbur Smith le sallayarak tekrar Taita'nn yanna dnd. "Bir an nce kaleye doru hareket etmemiz lazm." "Eer oligarlar beni Bulut Baheleri'ne gnderecekse kaln giysilere ihtiyacm olacak." "Her ey temin edilecektir," dedi Onka. "Gelin." Taita veda anlamnda Meren'in omzunu skt. "Kararlarn titiz, yrein pek olsun," dedi ve Onka'nn ardndan ahrlara doru gitti. Onka'nm adamlarndan biri eyerlenmi bir ksran ban tutuyordu. Taita hemen durdu. "Benim ksram, Duman Yeli nerede?" "Seyisler onun aksadn ve binemeyeceinizi syledi," diye cevap verdi Onka. "Gitmeden nce onu grmem lazm." "Mmkn deil. Aldm emre gre sizi hi oyalanmadan kaleye gtrmem lazm." Taita biraz daha tartt ama ie yaramad. aresiz bir ekilde Me-ren'e bakt. "Ben Duman Yeli ile ilgilenirim Byc. Merak etme." Taita tanmad ata bindi ve yola koyuldular. Oligarlann sarayna vardklarnda ertesi sabahn yansn gemilerdi. Taita bir kez daha bekleme odasna alnd. Scak su dolu leende elim yzn ykayp, saray grevlilerinden birinin tuttuu temiz keten havluyla kuruland. Ayn hizmetli baharatl tavuk ve bir anak krmz arap getirdiSonra terifat gelip Taita'y Yksek Konsey salonuna ald. Byk bir saygyla, hemen krsnn nndeki yn mindere oturttu. Taita, ona m 414 11. Yazt sekkr anlamnda bakp, dikkatini deri perdeye yneltti. Eos'un izine rastlamamt. Gevedi ve nndeki uzun bekleyi iin kendini hazrlad. Ancak, ksa bir sre sonra muhafzlar ieri girip krsnn altndaki yerlerini aldlar. Terifat oligarlann geldiini ilan etti. "Yksek Konsey'in onurlu lordlarna biat edin." Taita, ban yere dedirdi ama bir yandan da perdeden ieri girmekte olan lordlar inceliyordu. Yine en nde Lord Aquer vard. Onlarn sadece iki kii olduklarn anlayan Taita armt. Lord Caithor yoktu. Aquer ve dieri kendi taburelerine yerleip, ncsn bo braktlar.

Aquer glmsedi. "Ho geldin. Ltfen rahatna bak Byc. Dostlar arasndasn." Taita ard ama belli etmemeye alt. Dorulup, srtn minderlere yaslad. "ok naziksiz Lord Aquer," dedi. Aquer yeniden glmsedi ve terifatyla, muhafzlarn komutanna, "Yalnz kalmak istiyoruz," dedi. "Ltfen kn ve arlana kadar gelmeyin. Kimsenin kaplan dinlememesini salayn." Muhafzlar mzraklarnn diplerini yere vurup, dzenli bir ekilde ktlar. Terifat da iki bklm vaziyette, arka arka giderek onlar takip etti. Herkes kp kaplar kapannca Aquer yeniden konutu."Son grmemizde sana soylu Lord Ek-Tang' tantrmamtm." Taita ve konsey yesi balarn eerek selamlatlar. Ek-Tang, ksa, tombul bir adamd, ya pek belli olmuyordu ve Asyallarn fiziine sahipti. Gzleri kmr karas ve ulalmazd. Lord Aquer devam etti. "Bulut Baheleri'nin cerrahlarndan mkem-mel raporlar aldk. Albay Cambyses'in ameliyat ok baarl olmu." "nanlmaz bir baaryd," dedi Taita. "Gzn yeniden kazand. ste-* tamamen normal grnyor. teki gznden ayrt etmeye imkn yok." 415 Wilbur Smith "Cerrahlarmz yeryznn en iyileridir ama asl byk baarlar bundan sonra gelecek." Taita, sorar gibi ban yana edi ama sessiz kald. "Bu konuya tekrar dneceiz," dedi Aquer gizemli bir tavrla, belli ki Taita'y meraklandrmak istiyordu. Sonra, aniden, konuyu deitirdi. "Lord Caithor'un burada olmadn fark etmisindir," dedi. "Ettim lordum. Yokluuna ardm." "Kendisi yal bir adamd ve yllarn yorgunluunu tayordu. On gn nce uykusunda ld ne yazk ki. Huzur iinde ve ac ekmeden." "Umarm hepimiz byle ansl oluruz," dedi Taita. "Ama gidiinden tr yasnz paylayorum." "Hassas bir insansn," dedi Aquer. "Ama, Yksek Konsey'de bir bo yer kald da bir gerek. Yaknda ad sana da aklanacak olan tek gerek tanramza dantk ve uzun uzun dua ettik." Taita teekkr anlamnda ban edi. Aquer devam etti. "Konsey'de Lord Caithor'un yerini almaya son derece uygun bir adam olduuna karar verdik. Bu kii sensin Gallalal Taita." Taita yine ban edi ama bu sefer gerekten nutku tutulmutu. Aquer yumuak bir sesle konumay srdrd. "Yksek Konsey, Lord Taita olarak asil mertebesine ykseltilmeni kararlatrd." Taita yine ban edi. "Fakat, seilmen iin tek bir engel var. Konsey yelerinin tamamen salkl olmas gerekir. Sen ise Lord Taita, kendi kabahatin olmasa bile, bu pozisyonu almana engel olacak ciddi bir soruna sahipsin. Ama byle bitmesi gerekmiyor. Himayendeki Albay Cambyses tedavi iin Bulut Baheleri'ne gnderildi ama bunu hak etmi olduu iin deil. Byle olaanst ameliyatlar ancak toplumumuzun en deerli yelerine yaplabilir. O tr bir tedaviye paha bimek zordur. Sonra bu konuda daha ok ey reneceksin. Dk ve orta rtbeli subaylar genelde bu hakka sahip olmaz. Cambyses'in seilmesinin nedeni seni olaslklar hakknda ikna et416 11. Yazt mekti. Bu rnei gznle grmesen mutlaka kuku duyacak ve bu tr bir ameliyata yanamaktan kanacaktn." "Syledikleriniz kukusuz doru. Ancak, Meren Cambyses'in seilmi olmasna seviniyorum." "Hepimiz yle," dedi Aquer yarm az. "Artk bunun konumuzla ilgisi yok. nemli olan, cerrahlarn seni muayene etmi olmas ve bir soylu ve Yksek Konsey yesi olarak ayrcalkl bir tedavi iin hak kazanm olman. Cerrahlara senin yaknda orada olacan bildirildi. Hazrlklar nemli lde ilerledi, sana bu

yzden ge haber verdik. Bu tr hazrlklar zaman alyor, ama artk tohumlarn hasad yaplm durumda. Cerrahlar seni bekliyor. Sana nerilen bu frsat kullanmaya hazr msn?" Taita gzlerini kapatp, parmaklarn gzlerine bastrarak dnmeye balad. Btn giriimlerimiz buna bal, diye geirdi iinden. Eos'a yeterince yaklaabilmem iin baka yol yok. Ancak, bu heyet cadnn talimatyla hareket ediyor. Baar ansm pamuk ipliine bal. Sonucu n-grmeye imkn yok ama riski gze almak zorundaym. Kesin olan tek ey, btn bunlarn cadnn zehrine bulanm olduu ve bu nedenle sadece uursuz deil tehlikeli yannn ar bast. mcadelesi srerken kapal gzlerini ovuturdu. Acaba temelde hangi drtyle hareket edeceim? Bu ii yaparsam, Firavun ve Msr iin mi, yoksa Taita ve onun bencilce arzular iin mi yapacam? Kendisini acmaszca sorguluyordu. Sonra ayn katlkla, drst bir yant verdi. Her ikisi iin. Yalan'a kar Doru'nun kazanmas iin ama ayn zamanda kendim ve Fenn iin. Tam bir erkek olmann ne demek olduunu bilmeye hasretim. Onu tm ruhumu tketecek bir gle sevebilmeye hasretim. Sonra elini indirip gzlerini at. "Hazrm," dedi. "Cevabn bu kadar ciddiyetle dnerek akllca davrandn, ama kararna sevindim. Bu gece sarayda onur konuumuz olacaksn. Sabahleyin de daa ve yeni bir hayata doru yola karsn." 417 F:27 Wilbur Smith Ertesi sabah yola ktklarnda mthi bir frtna ortal kasp kavuruyordu. Yukar trmandka amansz souk artyordu. Taita, tipiyle savrulan karlarn ve parlayan buzlarn arasnda neredeyse grnmez hale gelen Onka'nn atn takip ediyordu. Yolculuk bu sefer daha uzun srm gibiydi ama nihayet karlarn arasndan tnelin girii grnd. Tneli koruyan canavar maymunlar bile rzgrdan sinmiti ve Taita geerken buz tutmu kirpiklerini krptryorlard. Taita rahatlayarak Onka'y takip etti, frtnadan kurtulmulard. Da atlar; nemli karanlktan ve mealelerin titrek ndan kp kraterin lk gne yla karlatlar. Tnel kndaki canavar maymunlar getiler ve Bulut Baheleri'nin muhteemlii nlerine serildi. Kraterin gzellikleri karsnda Taita'nm yine morali ykselmiti. Artk tandk gelen orman yolunu getiler ve buhar tten gk mavisi gle geldiler. Kum setlerinin stne timsahlar yatm gneleniyordu. Taita ilk kez onlar suyun dnda gryordu ve byklkleri karsnda hayrete dmt. Atlar yaklarken timsahlar arpk bacaklarnn stnde ykselip suyun kysna yrdler ve zarafetle suya dalp gzden kayboldular. Ahrlara ulanca hizmetliler ve seyisler tarafndan karlandlar. Seyisler atlan ald ve vekilhar Taita'y Meren'le kalm olduklar odalara gtrd. Yataa yine temiz rtler serilmiti, ocakta ate yanyordu ve scak su kaplan hazr beklemekteydi. "Umarm her ey arzu ettiiniz gibidir Saygdeer Byc. Eer herhangi bir eksik varsa an almanz yeter." Kapnn yanna aslm olan an kolunu gsterdi. "Bu akam Dr. Hannah sizi zel blmnde yemee bekliyor." Vekilhar geri geri kapya doru ekildi, iki admda bir yerlere kadar eiliyordu. "Gne batarken sizi almaya geleceim." 418 11. Yazt Taita ykandktan sonra dinlenmek iin uzand ama uyumay baaramad. Yine ar heyecan doluydu ve dolayl bir beklenti iindeydi. Daha nce olduu gibi, bu duygunun yine kendi iinden deil bir d kaynaktan geldiinin farkndayd. Kendini toparlamaya alt ama pek baaramad. Vekilhar geldiinde temiz bir tunik giymi olarak hazr bekliyordu.

Dr. Hannah, onu kapda eski bir dost gibi karlayp ieri ald. Asalet payesi ile ilgili haberi duymutu ve Taita'ya Lord Taita diye hitap ediyordu. lk ii Meren'i sormak oldu ve Taita'dan iyi haberleri alnca sevindi. Yemekte konuk daha vard. lerinden biri Gibba'yd ve o da Hannah gibi Ta-ita'y1 cana yakn bir nezaketle karlamt. teki iki konuk yabancyd. Hannah, "Bu Dr. Assem," dedi. "Lonca'mzn sekin bir yesidir. Ameliyatlarda ve eczaclkta bitki, sebze kullanm konusunda uzman kendisi." Assem canl, zeki bir yz olan, ufak tefek, neeli bir adamd. Taita aurasndan onun muazzam bir bilgi birikimine sahip bir Uzun Yaayan olduunu anlad ama bilgin deildi. "Dr. Rei'yi de takdim edebilir miyim? O da hasarl veya kopmu ten-donlar ve sinirleri yeniden balama konusunda uzmandr. nsann kemik yapsn, zellikle de kafatasyla dileri, omurlar, el ve ayak kemiklerini yaayan tm cerrahlardan iyi bilir. Dr. Assem ve Dr. Rei de ameliyatna katlacaklar." Rei'nin kaba, neredeyse erkeksi yz hatlar ve iri, gl elleri vard. Taita, kadnn zeki biri olduunu ve akln sadece iine verdiini grd. Sohbetleri heyecan verici ve elenceliydi. Taita onlarn stn zeksndan holanmt. Hizmetli anaklarn hep dolu tuttuu halde, hepsi de ll davranyor ve araptan sadece ara sra birer yudum alyorlard. Bir aamada konu meslek etiine geldi. Rei uzakdou krallklarnn birinden gelmiti. in imparatorunun savata ald esirleri cerrahlara teslim ettiini anlatt. Esirler zerinde canl canl terih ilemleri ve deneyler 419 Wilbur Smith yaplmasn tevik ediyordu. Hepsi imparatorun vizyon ve anlay sahih bir adam olduuna karar verdiler. Hannah, "nsanln byk ounluu, evcil hayvanlarn sadece bir kat stndedir," diye ekledi. "yi bir hkmdar elbette hayatn btn gerekliliklerini ve her trl rahat salamak iin elinden geleni yapmaldr Ama, ne pahasna olursa olsun her hayatn -kutsal olduu gibi fikirlere de kaplmamaldr. Nasl ki bir general sava kazanmak iin askerlerini mutlak bir lme gnderebiliyorsa, bir imparator da, uyduruk, szde insanlk kriterlerine gre deil, devletin ihtiyalarna gre lm ve yaam kararlarn vermeye hazr olmak zorundadr." Rei, "Tmyle katlyorum ama bence dahas da var," dedi. "Karar verilirken insann deeri de gz nne alnmal. Bir kle veya kaba saba bir asker, yzlerce yllk bilgi birikimine sahip bir bilim adamyla ya da bilginle bir tutulamaz. Kleler, askerler ve aptallar lmek iin doar. Bunu iyi bir ama uruna yaparlarsa ok daha iyi olur. Toplum iin deeri paha biilmez olan limler ve bilim adamlar mutlaka korunmaldr." "Ayn fikirdeyim Dr. Rei. Bilgi ve deneyim en byk hazinelerdir, yeryznn btn altn ve gmlerinden daha deerlidir," dedi Assem. "Zekmz, mantmz ve hafzamz bizi teki hayvanlardan ve bunlara sahip olmayan alt insanlk kitlesinden stn klar. Siz ne dnyorsunuz Lord Taita?" Taita ihtiyatl bir ekilde, "Net veya ak bir zm yok," diye cevap verdi. "Bu konuyu sonsuza kadar tartabiliriz. Ama ben de, soukkanllkla kurban vermeyi gerektirse dahi, halkn iyiliini n planda tutmaktan yanaym. Savalarda askerleri yhettim. Onlar lme yollamann ne kadar ac bir karar olduunu bilirim. Ama zgrlk veya huzur tehlikedeyse gzm krpmadan gerekli emirleri veririm." Kendi inanlarndan ok. onlarn duymak istediklerini dile getirmiti. Onu tetikte dinlediler ama 11. Yazt sonra rahatladlar ve biraz daha aldlar. Sanki onlara gei belgelerini gstermi ve onlar da bariyerleri kaldrp onu aralarna kabul etmilerdi. Gzel yemeklere ve araba ramen fazla oturmadlar. Gibba ilk aya-&a kalkan kii oldu. "Sabah erken kalkmamz lazm," diye hatrlatt; hep-si kalkp Hannah'a teekkr ettiler ve ayrldlar. Taita gitmeden nce Hannah, "Onlarla tanman istedim, nk yarn bana asistanlk yapacaklar," dedi. "Yaralarn, himayendeki adamnkilerden ok daha

derin ve stelik aradan yllar gemi. Yapacak daha ok iimiz olduundan fazladan ellere ve deneyime ihtiyacmz var. Dahas, Albay Cambyses'te olduu gibi ameliyat odanzda yapamayz. Seni ilk muayene ettiim salonda yapacaz." Taita'y kolundan tutarak kapya kadar geirdi. "Yarn sabah teki cerrahlarla birlikte son muayeneyi yapp ameliyat stratejimizi planlayacaz. Umarm huzurlu bir gece geirirsin Lord Taita." Vekilhar, Taita'y odasna gtrmek zere bekliyordu ve Taita getikleri karmak yollar hi dnmeden adamn peine takld. Dnceleri bir alama sesiyle blndnde, o gece katld sohbeti geiriyordu aklndan. Dinlemek zere durdu. Ses pek uzaktan gelmiyordu ve hi kukusuz bir kadnn sesiydi. Byk bir aresizlik iindeymi gibi alyordu kadn. Vekilhar, Taita'nn durduunu fark edince dnp arkasna bakt. Taita, "Kim bu kadn?" diye sordu. "Bunlar ev klelerinin hcreleri. Belki bir kabahatinden tr cezalandrlmtr." Adam umursamazlkla omuz silkti. "Ltfen siz merak buyurmayn Lord Taita. Gitmemiz lazm." Taita meseleyi kurcalamann bir yolu olmadn anlamt. Adamn auras yola gelmez biri olduunu, sadece stlerinin emirlerini yerine getirdiini gsteriyordu. "Gidelim bakalm," dedi, ama o andan itibaren yolu dikkatle izledi. Bu adamdan kurtulunca geri dnerim, diye karar vermiti. Ancak, alayan 421 Wilbur Smith kadna duyduu ilgi hzla azald ve odasna ulatnda tamamen siljncj-gitti. Yatana uzand ve neredeyse annda derin, rahat bir uykuya dald Kahvaltsn bitirir bitirmez vekilhar tekrar geldi. Taita'y, Han-nah'n blmne gtrd, drt cerrah orada kendisini bekliyordu. Hemen ie koyuldular. Taita asndan, kendisine danlmamas ve hissiz bir et paras muamelesi grmek tuhaft. nce sk bir muayeneden geirdiler, sindirim sisteminin atklar, nefesinin kokusu, cildinin durumu ve ayak tabanlar bile atlanmad. Dr. Rei, Taita'nn azm ap diline, dilerine, alt ve st damaklarna bakt. "Lord Taita'nn dileri olduka ypranm ve anm Dr. Hannah, kklerde de ciddi rkler var. Ar yapyordur mutlaka bunlar. yle deil mi lordum?" Taita'nn homurtusu yorumsuzdu ve Dr. Rei devam etti. "ok yaknda sal asndan nemli sorunlar yaratr ve giderek lm tehlikesine yol aar. Bunlarda mmkn olan en ksa zamanda ekilmeli ve damaklara yeniden tohumlama yaplmal." Hannah hemen bu fikri benimsedi. "Ben zaten kasktaki blge dnda da baz yenilemeler yaplmas gerekeceini dnm ve fazladan hasat yaptrmtm. Damaa yetecek kadar da tohum var elimizde." Sonunda asl yaralarn olduu blgeye geldiler. Taita'nn alt ksmna eilip, yaral blgeyi yokladlar, mnckladlar. Rei bir kumpasla lm yapt, kk, inci gibi hiyerogliflerle papirsn stne birtakm notlar yazd. Bir yandan da sakatlanm blge hakknda serinkanl tespitlerde bulunuyorlard. "Yara izinin olduu dokuyu tamamen kesip atmak lazm. Tohumlarn tutmas iin doruca ete ve ak kan damarlarna ulamak gerekiyor," 422 11. Yazt Hiyen Hannah, Rei'ye dnd. "Ana sinirlerin yerini saptayp, hangilerinin anl olduunu syleyebilir misin?" Rei, sinir ulann izlemek iin bronz bir ine kulland. Bu sondaya dayanmak ikenceydi. Taita hemen acy szmek zere zihnini kontrol al-tna ald. Rei onun ne yaptn fark edince kat bir tavrla, "Acy bastrma yeteneinize hayranm Lord Taita sonradan ok iinize yarayacak bir zellik bu. Ancak, muayenem boyunca bunu yapmamalsnz. Yoksa etinizin hangi ksmlarnn l olduunu ve kesilmesi gerektiini, hangilerinin stne tohum ekebileceimiz yerler olduunu anlayamam.'.'

Hannah'n neterine yol gstermek zere Taita'nn kask blgesine siyah boyayla izgiler ve semboller yapyordu. ini bitirip kenara ekildiinde, Taita'nn kasnda yzlerce minik nokta kanyordu ve Taita ektii straptan kan ter iinde kalmt. O toparlanrken, drt cerrah Rei'nin vard sonulan tartmaya baladlar. Hannah, dierlerine, "Neyse ki elimizde her zamankinden fazla tohum var," dedi. "Ekim yapmamz gereken alan daha nce saptadmdan byk. Yeni diler iin gereken tohumlan da hesaba katarsak, btn harman kullanmamz gerekecek." "Gerekten yle. Ak alan ok geni ve iyileme sreci daha nceki hastalanmzmkinden uzun srecek," dedi Gibba da. "Bu arada, yaraya bulama olmadan idrar ve dk kanallarn ayrabilecek miyiz?" "Ans iin iine girmeyecek ve her zamanki ilevini yerine getirecek. Ancak, idrar yoluna bakr bir boru yerletirmek niyetindeyim. Balangta idrar buradan atlacak, ama tohumlar tutup da ak yarann stn kaplar kaplamaz, organn normal bymesini salamak iin kartacaz." Konu kendisi olduu halde, Taita da bu tartmay tarafsz bir ekilde izlemeyi, hatta tekilerin beendii katklarda bulunmay baaryordu. Ameliyatn tm ynleri, btn ayrntlanyla konuulduktan sonra, Assem 423 Wilbur Smith son kez ona dnd. "Acy bastrmak iin kullanabileceim bitkiler var ama belki gerek kalmaz. Dr. Rei sizi muayene ederken acy kontrol etme tekniinize hayran kaldm. Bunu ameliyat srasnda da kullanabilir misi. niz, yoksa iksirlerimden hazrlayaym m sizin iin?" "Eminim ki onlar daha etkilidir ama acy kendim kontrol etmeyi tercih ederim." "Tekniinizi byk bir dikkatle izleyeceim." Hannah, sonuca varmak zere muayeneyi bitirip Taita'ya odasna gidebileceini sylediinde leden sonrann ortasna gelmilerdi. Taita karken, Hannah, "Dr. Assem bitkisel bir iksir hazrlayp, kk yeil bir ieyle yatann yanna brakt. Bir anak lk suyla i onu. Barsaklarn altrp ameliyata hazrlayacak. Ve ltfen bu gece ve yarn sabah baka hibir ey yiyip ime. Sabah, gn yeterli olur olmaz balamak niyetindeyim. Kendimize bol zaman tanmak zorundayz. Ne gibi beklenmedik glklerle karlaacamz kestirmeye imkn yok. Ameliyat gn nda bitirmemiz art. Ya kandillerinin yeterli olmaz." Taita, "Hazr olacam," diye garanti verdi. Ertesi sabah Taita, Hannah'n odasna geldiinde, kadnn cerrah ekibi toplanm bekliyordu. Taita'nn, Meren iin geldikleri zamandan hatrlad iki grevli soyunmasna yardm etti. Tamamen plak kalnca onu ta masaya gtrp srtst yatrdlar. Ta, altnda sert ve souktu ama, yeralt kanallaryla stlan oda scakt. Drt doktor da bellerine kadar plakt ve sadece beyaz keten petamallara sarnmlard. Hannah ile Rei'nin gs-leriyle st bedenleri gen kadnlarnki gibi diri ve yuvarlak hatlyd, tenle424 11. Yazt ?i de krksz, dzgnd. Taita onlarn bu halde kalabilmek iin kendi gizli becerilerini kullandklarn dnd ve kadnlarn ebedi gzellik dknlne hafife glmsedi. Sonra kendisini dnd. Burada bak altna yatmay beklerken benim onlardan ne farkm var? Glmsemeyi kesti ve s0n kez odaya gz gezdirdi. Yakndaki baka bir masann eitli gm, bakr ve bronz cerrahi aletleriyle dolu olduunu fark etti. En azndan elli tane parlak neterin dzgn bir ekilde beyaz mermere dizili olduunu grnce ard. Hannah onun ilgisini fark etmiti. "Keskin baklarla almay severim," diye aklad. "Hem senin hem de benim rahatm asndan." Baka bir masann banda oturmakta olan iki teknisyeni gsterdi. "Bu adamlar yetenekli baklardr. Krelen her neteri hemen yeniden keskinleti-rirler. Gn

bittiinde onlara mteekkir olacaksn." Sonra asistanlarna dnd. "Eer her ey hazrsa balayabiliriz." ki erkek hastabakc Taita'nn alt ksmn keskin kokulu bir svyla sildi. O arada cerrahlar da iinde ayn svdan bulunan bir anakta ellerini ve kollannn dirsee kadar olan ksmn ykyordu. Dr. Rei, Taita'nn yanna geldi. Bir gn nce yapt izikler ancak grnecek kadar solmutu. Kadn hepsinin stnden bir daha getikten sonra kenara ekilip Hannah'a yer at. "lk kesiyi yapmak zereyim. Lord Taita, ltfen acya kar kendini hazrlar msn?" Taita plak gsnde yatan Lostris Tlsm'm skca kavrad. Zihnini hafif bir sisle kaplad ve etrafn evreleyen yzleri belli belirsiz ekiller haline gelene kadar uzaklatrd. Hannah'n sesi uzaklardan gelirmi gibiydi artk. Kadn, "Hazr m-sn?" diye soruyordu. "Hazrm. Balayabilirsiniz." Hannah ilk kesiyi yaparken hafif bir ekilme duygusu hissetti, bak daha derine inince ilk acy hissetti ama 425 Wilbur Smith dayanlmaz deildi. Kendini sadece onun temasn ve neterinin ucunu aL glayacak bir dzeye drd. Seslerini iitebiliyordu. Zaman geti. Har-nah hassas" blgelerde alrken bir veya iki kez acy keskin bir ekilde duyumsad ama o da biraz daha derine indi. Ac azalnca yine hemen yy. zeyin altna gelip cerrahlann konumalann dinlemeye balad, bylece sreci izleyebiliyordu. Hannah, belirgin bir tatmin duygusuyla, "Pekl," dedi. "Btn yaral dokuyu aldk, kateteri sokmaya haznz. Beni duyabiliyor musun Lord Taita?" Taita, "Evet," diye fsldad, sesi kendi kulaklarnda yanklanmt. "Her ey umduumdan bile iyi gidiyor. imdi tp yerletiriyorum." Taita onun kendi bedeninde altn hissediyor ve sadece bastrmasna gerek olmayan orta derecede bir sknt alglyordu. Hannah, "drar artk yeni boruya baland," dedi. "Artk her ey hazr. Biz laboratuvardan tohumlarn gelmesini beklerken sen de biraz dinlenebilirsin." Bunu uzun bir sessizlik izledi. Taita, ancak etrafnda olup bitenin farkna varaca bir derinlie indi. Sessizlik sryordu ama bir tehlike veya tela belirtisi hissetmiyordu. Sonunda odada yabanc birinin varln alglad. Hannah'a ait olduunu bildii bir ses duydu, ama bu seferki ok farklyd: korku veya baka bir gl duygu nedeniyle titriyordu. "te z," demiti kadn. Taita kendini acya dayanabilecei bir dzeye ykseltti. Gzlerini ok az aralad, kirpiklerinin arasndan bakyordu. Hannah'n ellerinin stnde olduunu grd. ki avucuyla, Meren'in gz tohumlann koydukla-nna benzeyen ama biraz daha byk, sumermerinden ana tutmaktayd. Hannah ana Taita'nn gr izgisinin altna indirdi ve Taita, onun a" naktakileri alrken kard kazma seslerini duydu. Birka saniye sonra 426 11. Yazt da kasndaki ak yarada bir serinlik ve tohumlan yayan elin temasn hissetti. Arkasndan, ayn blgede keskin bir batma hissi geldi. Taita bunu maskeledi ve o arada yar ak gzne baka bir ey takld. Kar duvarda yabanc bir figr duruyordu. Hi ses karmadan gelmiti, uzun ve heybetli bir ekildi, tepeden trnaa siyah ipek bir kumala rtlyd. Tek hareket, her solukta belli belirsiz inip kalkan gsyd. rtnn arkasndaki gs, kesinlikle mkemmel bir kadn gsyd. Taita, dayanlmaz bir huu ve korku iindeydi. Gz'n at ve rtl figrn auras olmadn grd. Bunun Eos olduundan emindi, o glgeli grntlerinden biri deil, bizzat kendisiyle savamaya geldii cadyd. Dorulup oturmak ve kadna meydan okumak istedi ama trans halinden kmaya karar verdii anda mthi bir ac hissetti, geriye srklendi. Konumak istedi ama azndan tek kelime kmad. Sadece ona bakabiliyordu. Sonra akaklarnda ok yumuak bir dokunu hissetti, sanki bir perinin parmaklar dokunuyordu.

Bunun Hannah olmadnn farkndayd. Eos zihnine girmeye ve dncelerini almaya alyordu. Onu engellemek iin hemen zihinsel engellerini ykseltti. peksi dokunu geri ekildi. Eos, Taita'nn direncini hissetmi ve ustaca bir manevrayla yer deitirmiti. Taita onun tekrar hamle yapmak zere ekildiini tahmin etti. imdilik Taita'nn savunmasn zarif bir ekilde yoklamakla yetinmiti. Taita, onun varlndan korkup ylmas gerektiini, ktlnden irenmesi gerektiini biliyordu, ama aksine, ona doru gl ve doal olmayan bir ekim hissediyordu. Demeter kadnn gzellii ve onu gren tm erkeklerde yaratt etki konusunda uyarmt, Taita da gardm sk tutmaya alyor, ama yine de onun meum gzelliine bakma arzusuyla yanyordu. O anda Hannah araya girdi ve Taita'nn manzarasn kapad. Taita kenara ekilsin diye barmak istedi ama Eos artk gznn nnde olma427 Wilbur Smith d iin tekrar kendini kontrol eder hale gelmiti. Bu deerli bir keifti Ona bakt takdirde kadna kar koymann imknsz olduunu renmiti. Zor da olsa gzn baka yere evirirse, ona kar kabilirdi. Tavana bakarak sessizce yatt ve acnn ykselmesine izin verdi, o ac, Eos'un yaratt hayvani istekle mcadele edecekti. Hannah artk yaray sarmaya balamt; Taita da onun ellerine ve bedenine deen keten eritlere konsantre oldu. ini bitirince Hannah yeniden kenara ekildi. Taita hemen kar duvara bakt ama Eos gitmiti. Sadece belli belirsiz'psiik bir iz brakmt. Havada asl kalan kymetli bir parfm kokusu gibi insan mest eden bir izdi bu. Dr. Rei, Hannah'n yerine geip Taita'nn azn at ve arasna tahta takozlar yerletirdi. Taita kadnn forsepsle ilk dii tuttuunu hissetti ve o ekmeye balamadan acy maskeledi. Rei iinde uzmand: btn dilerini hzla ve sorunsuz bir ekilde ekmiti. Sonra Taita azndaki ak yaralara tohumlarn yayldn hissetti ve yaralarn dikilmekte olduunu alglad. ki erkek hastabakc Taita'y mermer masadan yavaa kaldrp, hafif bir sedyeye yerletirdi. Onu odasna tarlarken Hannah da yanlarnda geldi. Odada hastabakclarn onu yatana yerletirmelerine nezaret etti ve rahat etmesi, iyi baklmas iin gereken dzenlemeleri yapt. Sonunda yere, yatan yanna diz kt. "Hastabakclardan biri gece gndz yannda kalacak. Durumunda ciddi bir deiiklik olursa hemen beni haberdar edecekler. Bir eye ihtiyacn olursa sadece syle yeter. Sabah akam urayp sarglar yenileyeceim ve iyilemeni takip edeceim," dedi. "Bundan sonra olacaklar hakknda seni uyarmama gerek yok. Hima428 11. Yazt ettiin adamn gzn tohumladktan sonra yaadklarn yaayacaksn. Onun katland ac ve rahatszl hatrlyorsundur. Olaylarn srasn da... ii gn boyunca nispeten ac yok, alt gn strap ve onuncu gn rahatla-v,. Ancak, senin yaran Albay Cambyses'inkinden ok byk olduu iin orabn da ona gre olacaktr. Acy kontrol altnda tutmak iin tm becerini kullanman gerekecek." Hannah'm ngrleri yine doru kmt. lk gn sadece hafif skntlarla geti; karnnda tekdze bir ar ve idrar yaparken bir yanma hissi oluyordu. Az daha ok acyordu. Diliyle, Rei'nin dietlerine yapt dikileri yoklamaya engel olmak zordu. Kat bir ey yiyemiyor, sadece et suyuyla yaplm sebze presiyle doyuyordu. Ayaa bin bir glkle kalkabiliyordu. Bir ift koltuk denei vermilerdi ama yine de hastabakcnn yardm olmadan byk aptestini yapmaya gidemiyordu. Hannah, sarglar deitirmeye gelince onun almasn izledi ve yarann yumuak, yapkan bir kabuk baladn grd. Akasya aacnn gvdesinden szan sakza benziyordu. Hannah kabua zarar vermemeye dikkat etti ve keten bandajlara yapmamas iin Dr. Assem'in verdii yal bir merhem srd. Taita drdnc gnn sabahnda yle iddetli bir strapla uyand ki, acy bastrmak iin zihinsel gcn kullanmaya frsat bulamadan haykrmaya balad. Hastabakclar hemen yanna kotular ve Dr. Hannah'a haber ulatmld. Hannah

kapda grndnde, Taita, glerini kullanmaya balamt ve onunla akl banda bir durumda konuabilmek iin belli bir seviyeye ekti. Hannah, "Kt," dedi. "Ama byle olacan biliyordun." Taita, "Bildiim her eyin tesinde," diye fsldad. "Sanki karnmda bir maden eritme potasn kartryorlar." "Sana bir iksir vermesi iin Dr. Assem'i arabilirim." 429 Wilbur Smith "Hayr. Bununla tek bama baa kacam." Hannah, "Alt gn daha var," diye uyard. "Belki de daha fazla." "Dayanrm." Istrab korkun ve aralkszd. Btn varln kaph. yordu. Aklna ne Eos hatta ne de Fenn geliyordu. Her ey acdan ibaretti Gn iinde byk bir abayla dayanmay baaryordu, ama uykusu gelir gelmez savunmas dyor ve ac btn iddetiyle geri geliyordu. Uykusu annda alyor ve inlemeye balyordu. Assem'den uyuturucu istemek iin kvranyor ama btn akli ve fiziksel gcyle bu arzuya direniyordu. Uyuturulmaya izin vermesinin yarataca tehlike, acy bastrmaktayd. Eos'a ve Yalan'a kar tek kalkan direnciydi. Altnc gn, arlar yerini kantya brakt, yle feci bir kantyd ki, ona dayanmak da neredeyse arya dayanmaktan daha zordu. Sarglan koparp atmak ve etini trnaklaryla paralamak istiyordu. Sadece Hannah sarglar deitirmeye gelince rahatlyordu. Kirli sarglan anca, Taita'y yattran ve rahatlatan lk bir bitki zyle yaralann ykyordu. O arada, btn kasn kaplayan yara kabuu, mavi gldeki timsah-lann derisi kadar kara ve sert bir hale gelmiti. Bu rahatlama dnemleri ksa sryordu. Hannah yeni bandaj yapar yapmaz kant btn gcyle geri geliyordu. Taita ldrmann eiine gelmiti. Bu strap hi bitmeyecek gibiydi. Artk gnlerin hesabn armt. Bir aamada Rei, onu grmeye geldi. Hastabakclar enesini ak tutarken, dietlerindeki dikileri ald. Asl yarann strabyia urarken Taita onlan unutmutu bile. Yine de, dikilerin alnmasyla biraz rahatlad ve direnci artt. Bir sabah uyandnda yle ani bir rahatlama hissetti ki, elinde olmadan inledi. Ac ve kant gemiti. O kadar gevedi ki, tam bir gn ve gece boyunca saaltc bir uyku uyudu. Tekrar uyandnda Hannah' yatann yannda melmi buldu. O uyurken sarglann amt. Taita o ka430 11. Yazt jar bitkin dmt ki, onun ne yaptn fark etmemiti bile. Ban kalknca kadn ona aikr bir gururla glmsedi. "Kangren her zaman en byk tehlikedir, ama izi bile yok. Vcudun ateler iinde yanmyor. Ektiimiz tohumlar btn blgeyi kaplam. Ac denizini ap uzak kyya ulatn artk," dedi. "Yarann derinliini ve ebadn dnecek olursak, cesaretin ve dayanma gcn olaanstyd, ama senden de bunu beklerdim. Artk kateteri de karabilirim." Bakr tp kolayca kt ve Taita iyice rahatlad. Geirdii etin snavn onu bylesine zayf ve bitap brakmasna ayordu. Dorulup oturmas iin Hannah ile hastabakclarn yardm gerekmiti. Taita eilip bedenine bakt. Daha nce de inceydi ama imdi iskelet gibiydi. Btn kaburgalar ortaya kmt. "Kabuk kalkmaya balad," dedi Hannah. "Bak nasl ykseldi, etrafndaki deri nasl deiti. yilemeyi gryor musun?" aret parmayla eski ve yeni deri arasndaki izgiyi gsterdi. ki deri kusursuz bir ekilde birbirine kaynamt. Eski deri yatan tr krep bir kuma gibi burumu, zerindeki kllar incelmi ve aarmt. Grnen yeni deri ise sk ve cilal fildii gibiydi. Gbeinin altnda giderek sklaan yeni kllar vard. Gr kask kllarnn ilk habercileriydi bunlar. Yara kabuunun ortasnda, Han-nah'n bakr tp kard bir delik vard. Hannah oray Dr. Assem'in bitki zl merhemlerinden kaim bir tabakayla rtt.

"Merhem sayesinde alttaki yeni dokuya zarar vermeden kabuk yu-muayacak ve kalkacak," diye aklad yeni sarglar yaparken. O iini bitirmeden, Dr. Rei geldi ve o da Taita'nm bana meldi. Parman azna soktu. "Burada bir ey oluyor mu?" diye sordu. Daha nceki ciddi ve profesyonel tutumu deimi, rahat ve dosta bir tavr taknmt. Azndaki parmak yznden Taita'nn sesi bouk kt. "Bir eylerin bydn hissedebiliyorum. Dietlerimin altnda sert yumrular var, dokununca acyor." 431 Wilbur Smith "Di karma arlar," diyen Rei kkrdad. "kinci bebekliinizi geiriyorsunuz lordum." Parman aznn arkasna gtrp bir daha gld. "Evet, tam dizi, akl dileriniz de dahil. Birka gne kadar kendilerini gsterirler. O zaman daha adamakll eyler yiyebilirsiniz." Bir hafta sonra Rei yine geldi. Cilal gm bir ayna da getirmiti. Her eyi ok net gsteriyordu. Taita yeni azna ilk kez bakarken, Rei, "Arap Denizi 'nden gelmi bir dizi inci gibi," dedi. "Muhtemelen uzun yllar nce ilk kan dilerden daha da dzgn ve holar." Gitmeden nce, "Ltfen aynay hediyem olarak kabul edin," diye ekledi. "nann bana, yaknda ok daha byk gzellikler greceksiniz onda." Taita'nn karnnn altndaki kabuun tamamen dmesi iin ayn bir tur daha yapmas gerekti. O arada normal bir ekilde yemeklerini yiyor ve yitirdii kilolar geri alyordu. Her gn saatlerce, asasna dayanarak, eski gcn kazanmak iin gerekli grd hareketleri yapmaktayd. Dr. As-sem, bol miktarda bitki ve sebzeye dayal bir diyet hazrlatmt. Ona en yararl olacak yemekler geliyordu. Yanaklarndaki ukurlar doldu, rengi dzeldi, kaslar da gzne eskisi kadar sk ve gl grnmeye balad. Yaknda koltuk deneklerini atp, ikide bir durup dinlenme ihtiyac hissetmeden gl kysnda gezebilecekti. Ancak, gn geldiinde Hannah yannda kimse olmadan sanatoryumdan kmasna izin vermedi ve erkek hastabakclardan birini yanna katt. Taita eski gcne kavutuka, bu srekli takip ve kstlamalara dayanmas daha zor oluyordu. Sonunda Han-nah'a, "Beni ne zaman hcremden salp dnyaya dnmeme izin vereceksin?" diye sordu. "Lordlar, tmyle iyileene kadar seni burada tutmam emretti. Ama gnlerini boa geirmen gerekmiyor. Vakit geirmene yardm edecek bir ey gstereceim sana." Taita'y sanatoryumun ktphanesine gtrd, ana binadan az tede, ormann iindeydi. Birbiriyle balantl muazzam 432 11. Yazt byklkte bir dizi odadan oluan kocaman bir yapyd. Btn duvarlarda, yerden tavana kadar sralanm ta raflar vard ve hepsi papirs rulolar ve kil tabletlerle doluydu. "Raflarmzda, on binden fazla kitap ve bir o kadar da bilimsel alma var," dedi Hannah gururla. "ou esizdir. Baka kopyas bulunmaz. Bunlarn yarsn okumak bile normal bir mre smaz." Taita ar ar odalarda gezindi, arada rasgele bir rulo veya tableti alp bakyordu. Son odann girii ar bronzdan, ift kanatl bir kapyla rtlmt. Sorar gibi Hannah'a bakt. "Ne yazk ki lordum, bu odaya girmek ve iindekilere bakmak sadece Lonca yelerine serbesttir." "Anlyorum," dedi Taita. Sonra dnp, iinden getikleri salonlara bakt. "Bu, medeniyet kurulal beri insanln biriktirdii en byk hazine olmal," dedi. "Tahminine katlyorum lordum. Burada ilgini ekecek ve zihninde belki de yeni ufuklar aacak pek ok ey bulacaksn." "Kesinlikle bu frsat deerlendireceim." Sonraki haftalarda, Taita her gn pek ok saati ktphanede geirir oldu. Ancak, gn okumasna izin vermeyecek hale gelince dnyordu ana binaya. Bir sabah, kahvaltsn bitirdikten sonra kapda yabanc birinin beklediini grp ard ve bir para huzursuz oldu. Hemen, "Kimsin sen?" diye sordu. Bir

an nce ktphaneye gidip, gnlerdir heyecanla okuduu yldzlararas dolama ve iletiimle ilgili ruloyu bitirmek istiyordu. "Konusana be adam." "Ben buraya Dr. Hannah'n emriyle geldim." Ufak tefek adam ban eip srtt. "Berberinizim." "Hi kukusuz fevkalade olan hizmetine ihtiyacm yok," diyen Taita, adam itip gemeye alt. 433 F:28 Wilbur Smith Berber nne dikildi. "Ltfen lordum. Dr. Hannah ok srar etti Eer izin vermezseniz bam belaya girer." Taita duraksad. ok uzun bir sredir grnne zel bir ilgi g0s_ terraiyordu. Elini uzun salarndan ve neredeyse beline kadar inen gmi sakalndan geirdi. Temiz ve taral tutuyordu ama onun dnda kendi haline brakyordu. in asl, Dr. Rei'nin armaanndan nce aynas bile yoktu. Berbere kukuyla bakt. "Simyac deilsen bu sprntleri altna evirebileceinden kukuluyum," dedi. "Ltfen lordum, en azndan denememe izin verin. Yoksa Dr. Hannah zlr." Kk berberin hali glnt. Herhalde Dr. Hannah, onu dehete dryordu. Taita iini ekip elinden geldii kadar nazik bir tavrla, "Eh, pekl," dedi. "Ama elini abuk tut." Berber, onu terasa kard, gne alan bir yere taburesini hazrlamt bile. Aletleri de elindeydi. lk birka dakikadan sonra, Taita onun hizmetlerini olduka yattrc buldu ve gevedi. Berber makasyla alrken, Taita da ktphanede kendisini bekleyen ruloyu ve nceki gn okuduu ksmlar dnmeye balad. Yazarn konuda boluklar braktna ve ilk frsatta eksikleri kendi tamamlamaya karar verdi. Sonra zihni Eenn'e kayd. Onu ok zlemiti. Fenn'in ne halde olduunu, Sidudu'nun bana neler geldiini merak etti. Gri sa buklelerinin, sonbahar yapraklar gibi yerlere dkldnn farknda bile olmad. Sonunda kk berber, suratna bronz bir ayna tutarak dncelerini bld. "Umarm iimi beenirsiniz." Taita gzlerini krptrd. Grnts metalin dengesiz yzeyinde dalgaland ve birden dzeldi. Taita gzlerine inanamad. Karsnda marur bir ekilde kendisine bakan yz tanyamyordu. Bildiinden ok daha gen grnmekteydi. Berber san omuz hizasna kadar kesmi ve de434 11. Yazt fiden bir srmla arkadan balamt. Sakaln da ksaltp, kare eklinde kesmiti"Kafatasnzn ekli ok gzel," dedi berber. "Geni, derin bir aln-nlz var. Banz, tam bir filozof ba. Sanz byle geriye toplaynca tm asaleti ortaya kt. Daha nce sakalnz enenizin gcn rtyordu. Byle ksa kesince, hem o gc artrd hem de iyice vurgulad." Genken, Taita grnmnden honuttu... belki fazla bile honuttu. Zamanla, erkekliini kaybetmi ve bunun bedelini demiti. imdi ise, onca zaman sonra bile tamamen bozulmadn gryordu. Fenn aracak, diye dnd ve keyifle glmsedi. Aynada yeni dileri parlad ve gzlerindeki ifade canland. "ini iyi yapmsn," dedi. "Bu malzemeden byle bir sonu kaca hi aklma gelmezdi." O akam Hannah, Taita'nn hatlarn dnceli bir tavrla inceledi. "Uzun yllar nce, flrtle geirilecek zamann ok daha tatminkr ve retken ilere harcanmas gerektiine karar vermitim," dedi. "Ama baz kadnlarn seni niye yakkl bulduunu anlyorum lordum. znin olursa ve tamamen bilimsel bir yaklamla, Lonca'mzn zenle seilecek baz yelerini davet edip seninle tantrmak ve neler baardn gstermek isterim."

Taita, "Senin ve meslektalarnn neler baardn," diye dzeltti. "En azndan bu kadarck bir nezaket gstermek boynumun borcudur." Birka gn sonra, tekrar Hannah'n odasna gitti ve oray geici bir snf haline sokulmu olarak buldu. Ta masann nne yarm daire halinde tabureler dizilmiti. Aralarnda Gibba, Rei ve Assem'in de bulunduu toplam sekiz erkek ve kadn, taburelere oturmu bekliyordu. Hannah, Taita'y masaya kard ve yz kendilerine dnk olarak oturmasn rica etti. Taita, bandan beri onunla birlikte olan cerrahlar d-mdakileri tanmyordu. Bulut Baheleri'nde ne kadar uzun sre kaldn dnnce bunu garip buldu. Sanatoryum, onun tahmin ettiinden daha ge435 Wilbur Smith ni bir alana yaylyor olmalyd ya da teki birimler, tpk ktphane g[\y\ ana binadan ayr, ormann iindeydi. Yine de, en akla yakn olaslk, Bult Baheleri'nin henz kendisinden Eos'un eitli karanlk sanatlarn gizi;, yor olmasyd. Tpk bir ocuk oyunu gibi, kutu iinde kutu saklanmt. Yeni yzlerden biri, bir kadna aitti. Dierleri erkekti ama hepsinde sekin ve saygn bilim adam havas vard. Tavrlar zenli ve ciddiydi. Hannah, Taita'y en vc szlerle takdim ettikten sonra, geirdii ameliyatlarn ana hatlarn anlatt. Rei, Taita'nn anm veya rm dilerini nasl ektiini ve dietine nasl tohumlama yaptn aktard. Sonra da konuklan birer birer arp yeni dileri gsterdi. Taita bu sre iinde heykel gibi oturdu ve sorduklar sorulan yantlad. Herkes taburesine dnnce, Hannah yine gelip yannda durdu. Taita'nn hadm ediliini ve yaralann etkilerini anlatt. Dinleyenler dehet iinde kalmt. zellikle de kadn cerrah, duyduu sempatiyi arbal bir tavrla dile getirdi. Taita, "lginize teekkr ederim," dedi. "Ama bunlar ok uzun zaman nce olmutu. Geen zaman iinde anlarm solup gitti. nsan zihni en ac anlann gmmeyi baaryor." Hepsi balann sallayp, dncesine katldklarn mnldandlar. Hannah szne devam ederek, yapt ilk testleri ve ameliyata nasl hazrlandn anlatt. Taita, bu evrede, onun hasad ve tohumlarn ekmeye hazrlann da dile getireceini umdu. renmek iin can att ksm buydu. Ama Hannah byle bir ey yapmaynca hayal krklna urad. Dinleyicilerin iin bu ksmn gayet iyi bildiklerini ve muhtemelen kendi ameliyatlannda da ayn teknikleri uyguladklarn varsayd. Hannah, alamann yaplabilmesi iin yaral dokuyu nasl kardndan sz etti. Dinleyiciler pek ok ayrntl soru ynelttiler ve o da hepsini uzun uzun yantlad. Sonunda, "He436 11. Yazt jnizin de gayet iyi bildii gibi, Lord Taita en st dzeyde bir byc, ay-n, zamanda sekin bir cerrah ve bilimsel gzlemcidir," dedi. "reme oranlarnn yeniden yaplandrlmas, kendisi iin son derece mahrem ve hassas bir deneyim oldu. Bu srete ok byk aclarla baa kmak zorunda kaldn da sylememe gerek yok. Btn bunlar, byle olaanst bir kii iin, mahremiyetine ve saygnlna byk ykler getiren ilemler oldu. Buna ramen, kendisini muayene etmemize ve sonulan deerlendirmemize rza gsterdi. Eminim ki, hepiniz bunun onun asndan kolay bir karar olmadnn farkndasnzdr. Bu frsat verdii iin kendisine minnettar olmalyz." Sonunda Taita'ya dnd. "zninle, Lord Taita." Taita ban sallad ve masaya uzand. Gibba masann yanna gelip Hannah'n karsnda durdu. kisi iki taraftan Taita'nn tuniini syrdlar. Hannah izleyicilere, "Daha iyi grmek iin yakna gelebilirsiniz," dedi. Hepsi taburelerinden kalkp, masann etrafnda halka oldular. Taita incelenmeye o kadar almt ki, onlarn baklar karsnda zel bir utan duymad. Kendisi de dirseklerinin zerinde dorulup, bedeninin alt ksmna bakmaya balad.

"Yeni derinin yaray nasl kapladn grebilirsiniz. Ergenlik andaki bir erkekte grlecek yumuaklk ve esneklikte. te yandan, ltfen kask kllarna dikkat edin, onlar olaanst bir hzla geliti." Elini sz ettii blgeye koydu. "Btn bu etsi kabarklk kask kemiinin stnde geliiyor. Dokunacak olursanz, pelvis kemiinin stnde oluan dokuyu fark edebilirsiniz. u anda, yaklak on yanda bir erkek ocuunun geliimine ulat. Bu noktaya, ameliyattan haftalar sonra gelindi. imdi peni-se bakn. Snnet derisi gayet iyi durumda, pek ok ocukta olduu gibi fazla gergin deil." Deriyi tutup dikkatle geri ekti. Taita'nn penis ba ortaya kmt. Olgun bir mee palamudundan biraz iri, yumuak ve pem437 Wilbur Smith beydi. Hannah devam etti. "Ltfen idrar yolu giriine dikkat edin. Bunu ameliyatta bir kateter takarak oluturduk. Tp kardmzda delik yuvarlakt, ama imdi grdnz gibi karakteristik yark halini alm bulunuyor." Hannah snnet derisini eski haline getirdi. Sonra, olgunlamam gvdenin altndaki husye kesesine dnd. "Kese normal geliimini srdryor, ama dier tohumlama ilemlerimizde grdmz gibi olaanst bir hzla." Hafife skt. "Bakn! Olgunlamam testisler yerini alm bile." Masann stnden teki kadn doktora bakt. "Dr. Lusulu, ltfen kendiniz de muayene eder misiniz?" Kadn, "Teekkrler Dr. Hannah," dedi. Otuz be yalarnda grnyordu ama Taita onun aurasma baknca bunun aldatc olduunu, kadnn ok daha yal olduunu grmt. Arbal hali de iyzn gstermiyordu, kadnn aurasnda ehvet dkn olduunu anlatan bir izgi vard. Kadn, Taita'nn testis kesesini tuttu ve hemen iki kk kreyi buldu. Dnceli bir tavrla parmaklarnn arasnda yuvarlad. "Evet," dedi sonunda. "Mkemmel bir ekilde yaplanm grnyorlar. Orada herhangi bir ey hissediyor musunuz Lord Taita?" "Evet," diyen Taita'nn sesi bouk kmt. Kadn sanki yzn inceliyormu gibi oynamaya devam etti. "Utan-mamahsnz lordum. Dr. Hannah'in size geri verdii erkeklik organlarnn tadn karmalsnz." Parmaklarn penisin gvdesine kaydrd. "Burada da bir ey hissetmeye baladnz m?" Parmaklaryla penisi svazlad. "Ne yaptm hissedebiliyor musunuz?" Taita, "Gayet net," diye cevap verdi, sesi daha da bouklamt. Bu yeni duygu, daha nceki duygularndan ok farklyd. Bu yeni uzant ortaya kal beri ona dikkatli ve temkinli yaklayordu. Sadece mecbur kalnca, yani temizlik ve doann gerekleri iin elini sryordu. O zaman bile dokunuu hantal ve beceriksizce oluyordu; Dr.^Lusulu'nun gsterdii zgven ve maharetten yoksundu. 438 11. Yazt Dr. Lusulu, Hannah'a, "Organlar tam gelitiinde ne ebatta olmasn bekliyorsunuz?" diye sordu. "Tpk bir ocukta olduu gibi, yzde yz emin olmamza imkn yok. Yine de, kesilen organlarla hemen hemen ayn olaca fikrindeyim." Dr. Lusulu, "Ne kadar enteresan," diye mrldand. "Sizce bir gn, yeniden yaplanan organlarn asllarndan byk olmas da mmkn olacak m? Mesela, kk bir ayak ya da yark damak iyi birer rnek olabilir ya da fazla kk bir penis yerine by yaplabilir mi? Bu imknsz mdr?" "mknsz m? Hayr doktor, kantlanmadka hibir ey imknsz deildir. Hedefime ulaamasam dahi, benden sonrakiler bunu baarabilir." Tartmalar biraz daha srd, sonra Lusulu dikkatini tekrar Taita'ya evirdi. Hl organlaryla oynuyordu ve artk keyifli grnyordu. "Ah ok gzel," dedi. "Organ ilevsel. Hasta neredeyse tam ereksiyona yaklat. Bu gerekten ustalnz kantlyor Dr. Hannah. Sizce imdiden orgazm da olabilir mi? Yoksa bunun iin ok mu erken?" Artk elindeki penis iki katna km ve snnet derisi tamamen geri ekilmiti. ki kadn pr dikkat durumu incelediler. Hannah soruyu iyice tarttktan sonra, "Orgazm gerekleebilir." diye cevap verdi. "Ama bence boalma iin daha zaman var."

"Belki bunu denemeliydik. Ne dersiniz doktor?" Tartmay gayet duygusuz bir tavrla srdrdler. Bununla birlikte, Dr. Lusulu'nun basit el hareketleriyle yaratt yabanc hisler, btn bedenine o kadar yaylm durumdayd ki, Taita'nn kafas karmakark olmutu. Bu iin nerede veya nasl bitecei hakknda bir fikri yoktu. Kendini tmyle kontrol altnda tutmaya bu kadar alm biri olarak, bu gelimeyi tehlikeli buluyordu. Uzanp kadnn elini itti. "Teekkrler doktor," dedi. 'Hepimiz Dr. Hannah'n cerrahi dehasndan ok etkilendik. zellikle de tan. Yine de, nerdiiniz testin daha zel bir ortamda gereklemesini tercih ederim." Tuniinin eteini indirdi ve doruldu. 439 Wilbur Smith Dr. Lusulu, ona glmseyip, "Tadn karmanz dilerim," dedi. G2. lerindeki ifadeden, Dr. Hannah'in flrtle ilgili fikirlerini benimsemedii belliydi. Taita artk byk ktphaneyi kefettii iin gnler abuk geiyordu. Hannah'in da belirttii gibi, buradaki btn bilgileri renmeye bir mr yetmezdi. in garip taraf, o kilitli odaya kar hibir ilgi duymuyordu. Tpk o gece alayan kadnda ve aklanamayan dier olaylarda olduu gibi, konu zihninin sislerinde dalp gitmiti. Okumad zamanlarda, vaktinin ounu Hannah, Rei ve Assem'le tartarak geiriyordu. eitli olaanst projeler yrttkleri baka labo-ratuvarlara da girmeye balamt. Bir seferinde Hannah, "Dr. Lusulu'nun organlarn yerine daha gelimilerini koymakla ilgili sorusunu hatrlyor musun?" dedi. "Eh, mesela at hzyla koan bacaklara sahip bir asker dn. Ya bir iftten fazla kol ya-pabilseydik ona? Yay iin iki kol, balta iin iki kol, kl kullanmak iin iki kol ve son olarak da kalkan tamak iin iki tane. Byle bir savann karsnda kimse duramazd." "Drt tane gl kolu ve ar ksa bacaklar olan bir kle, madenlerin en cra kelerine gidip altn karabilirdi," dedi Rei de. "Zeks da bir kzn seviyesine indirilse, zorluklara alr ve en kt koullarda bile ikyet etmeden alrd. Dr. Assem, bu zihinsel etkiyi yapabilecek bitkiler yetitirdi. Zamanla Dr. Hannah ve ben de fiziksel gelimeleri gerekletirebiliriz' Hannah, "Mutlaka tnelin giriindeki eitimli maymunlar grm-sndr," dedi. 440 11. Yazt "Evet, grdm ve onlara canavar maymunlar dendiini duydum," diye cevap verdi Taita. Hannah biraz sinirlenmi gibiydi. "Sradan insanlarn takt bir isim," dedi. "Biz ise Pan Twglodyt diyoruz onlara. Gneydeki byk ormanlarda, aata yaayan bir maymun trnden elde ettik. O tr yzyllar boyunca, ameliyatlarla ve belli bitkilerle elimizden geldii kadar slah ettik; zeklarn gelitirdik ve saldrganlklarn bizim iin en yararl olacaklar dzeye ykselttik. Ayn tekniklerle, onlar kontrol eden kiinin isteklerine tamamen uyacak ekilde ynetebiliriz. Elbette zeklar ilkel ve hayvani, bylece insanlar tarafndan idare edilmeleri daha kolay oluyor. Benzer teknikleri klelerimizde de deniyoruz. ok heyecan verici sonular elde ettik. Lonca'ya ye olunca bunlar sana da gstermekten mutluluk duyacam." Taita bu aklamalardan irenmiti. nsanlktan kp, sapkn canavarlara dnecek yaratklar yapmaktan sz ediyorlar, diye dnd, ama duyduu deheti belli etmemeye zen gsterdi. Bu insanlar Eos'un ktl ile lekelenmiti. Zeklar sapkla dnm ve zehirlenmiti. Me-ren gibi, Nakonto gibi dzgn, onurlu insanlar zlemiti Tatia. Fenn'in parlak masumiyetinin hasretini ekiyordu. Bir sre sonra, yine Hannah ile ktphaneden dnerken, Bulut Bah-eleri'nden ayrlp Mutangi'ye dnme konusunu at. "Dostlarm artk yokluumdan endie

ediyordur. Sa ve esen olduumu onlara gstermem lazm. O zaman tekrar buraya dnp Lonca'ya katlma ilemlerine devam edebilirim." "Ne yazk ki lordum, bu karan ben vermiyorum," dedi Hannah. "yle grnyor ki Yksek Konsey, yelie balayana kadar burada kalman istiyor." Sonra Taita'ya glmsedi. "Ama zlme lordum. Bu i en fazla bir yl daha srer. nan bana, bu sreyi verimli ve retken geirmen iin elimizden gelen her eyi yapacaz." 441 Wilbur Smith Fenn'i veya Meren'i grmeden bir yl daha geirme dncesi Ta-ita'y dehete drd. Ama cadnn kendisiyle oynad oyunda hamle yapmak iin o kadar beklemeyeceini tahmin ederek kendini yattrd. Tohumlanan blgeleri anormal bir hzla bymeye devam ediyordu Taita, Dr. Lusulu'nun tavsiyesini hatrlad. "Dr. Hannah'n size geri verdii erkeklik organlarnn tadn karmay renmelisiniz." Gece tek bana yatanda yatarken kendini kefe kt. Kendi dokunuuyla ayaklanan duygular ylesine youndu ki, ryalarna girdi. Maaradaki ocuun ehvetli hayalleri aklndan kmaz oldu. Ryalar hem oke edici hem de zevkliydi. ok gzel bir huri tarafndan ziyaret ediliyordu. Huri, kadnh-yla ilgili yerlerini utanmadan ona gsteriyor ve Taita onun mkemmel bir orkideye benzediini kefediyordu. Kadnn kokusu ve tad en nefis meyveden bile gzeldi. Neredeyse bir asrdr ilk kez kasndaki patlamay hissetti. ylesine gl bir duyguydu ki, ne kendinden geme ne strap olarak tanmlanabilirdi. Atei varm gibi, soluk solua, titreyerek uyand. Tere ve kendi beden svlarna batmt. Ryasna giren kadnn onu alp gtrd uzak snrlardan dnebilmesi bir asr srm gibiydi. Kalkp ya kandilini yakt. Rei'nin verdii gm aynay buldu ve tekrar yatana gidip meldi. Kandilin nda, huu iinde, cinsel organnn aynadaki grntsn seyretti. Hl inmemiti ve tpk o ocuun glde gsterdii gibi, mkemmel, grkemli ve etkileyiciydi. Taita, normal erkekleri etkisi altna alan drtleri imdi anlyordu. lk kez onlardan biri olmutu. Kendi kendine, bana verilen bu ey aziz bir dman, iki bal bir hayvan, dedi. Eer ben onu kontrol edebilirsem, Lusulu'nun sz ettii hazlan verecek. Ama eer o beni kontrol ederse, o zaman tam Eos'un planlad gibi beni yok edecek. 442 11. Yazt Daha sonra kalkp ktphaneye gittiinde, nndeki masaya yayd ruloya odaklanmakta zorluk ekti. Kasndaki scakln ve tuniinin altndaki varln fazlasyla farkndayd. Sanki hayatma biri daha girmi gibi, diye dnd, srekli ilgi isteyen mark bir velet. Ona kar hogrl bir sevgi hissediyordu. Bu, ikisi arasnda bir yan olacak, sonunda kimin kimi ynetecei ortaya kacakt. Ama onunki gibi en byk aclan bastrabilen, byle muazzam bir bilgi birikimini tayabilen bir akl, ok daha dikkat datan bu sorunla da baa kabilirdi. Btn dikkatini nndeki ruloya yneltti. ok gemeden kendini yle bir kaptrd ki, etrafnda olup bitenleri,bile belli belirsiz alglar oldu. Ktphanedeki atmosfer sakin ve sessizdi. Her ne kadar, bitiik odada korumalar oturuyor olsa da, buras ona aitti. Adamlar, belli bir mesafede kalmalar konusunda uyanlm gibiydi. Ara sra, sepetlerindeki rulo-lan yerine koymak iin ktphane grevlileri gelip geiyordu. Taita onlara pek dikkat etmiyordu. Bir ara kendisine yasak olan odann kapsndaki kafesin aldn duydu ve kafasn kaldnp baknca, sradan grnml, orta yal ktphaneci kadnn ak kapdan girdiini grd. Aklna bir ey gelmedi ve kendi rulosunu okumaya devam etti. Biraz sonra kafesin yeniden aldn duydu. Ayn kadn dan kp, kapy arkasndan kilitlemi-'i. Derken kadn yavaa Taita'nn bulunduu salona girdi ve beklenmedik bir ekilde Taita'nn masasnn yannda

durdu. Taita merakla ban kaldrp bakt. Kadn masaya bir rulo brakt. Taita, "Korkarm yamldn," ^di. "Bunu ben istememitim." Kadn, "stemi olmanz lazm," dedi, sesi o kadar hafif kmt ki, 'aita kelimeleri zar zor seebildi. Kadn sa elinin kk parman uza-l|P alt dudana dokundu. 443 Wilbur Smith Taita bakakald. Bu, Albay Tinat'n gsterdii tanma iaretiydi. K dn da onlardan biriydi demek ki. Kadn baka bir ey demeden, rulov Taita'nn masasnda brakp gitti. Taita arkasndan seslenmek istedi am kendini tutup onun gidiini izledi. Yalnz olduundan ve gzetlenmediin den emin olana kadar, kendi metnini okumaya devam etti, sonra onu kivi np kenara koydu. Onun yerine ktphanecinin getirmi olduu ruloyu serdi. Metnin bal yoktu ve yazann ad belli deildi. Sonra fazla kk ve muntazam hiyeroglifleri yazan eli tand. "Dr. Rei," diye fsldad ve abucak okumaya balad. Yaznn konusu, tohumlama ve alama yntemiyle insan bedenindeki ksmlarn yeni-lenmesiydi. Taita papirse yle bir gz gezdirdi. Rei'nin yazdklarn yakndan biliyordu; kadnn konuyu ileyii son derece ayrntl ve akt ama parmenin yarsna kadar yeni bir ey yoktu. Sonra Rei, tohumlarn nasl hasat edildiini ve yaral blgeye uygulamak zere nasl hazrlandn anlatyordu. Konunun banda, "Tohumlarn seilmesi ve ilenmesi" yazyordu. Taita okuduka, kadnn byk bir soukkanllkla yazdklan bir gibi stne yld. Geirdii ok yznden sersemlemi bir ekilde konunun bana dnd ve bu kez ar ar, inanlmas ok zor ksmlar tekrar tekrar okudu. Donr gen ve salkl olmaldr. En az be det dnemi geirmi olmas gerekli: Ne kendisinde ne de ailesinde ciddi bir hastalk grlmemi olmaldr. Grnm gzel olmaldr. Kolay ynetilebilmes iin, itaatkr ve yumuak bal olmaldr. Bu alanda herhangi bir glkle karlalacak olursa, yattrc ilalara bavurulmas nerilir. lalar dikkatli kullanlmal, nihai rne bulamamasna dikkd' edilmelidir. Bu tezin sonundaki ekte, nerilen ilalarn listesi ye''a maktadr. Beslenme de nemlidir. Kan kztran krmz et ve sli rnleri az tutulmaldr. 444 11. Yazt Bu ksm bylece devam ediyordu. Taita bir sonraki konuya geti, onun da banda ksaca "Islah" yazyordu. Donr gibi, alanacak kiiler de gen ve salkl olmal, herhangi bir kusur ya da eksiklii olmamaldr. imdiki sistemde, bunlar e-nellikle devlete yaptklar bir hizmet karlnda dl olarak seilir Bu ou zaman askerlik greviyle ilgilidir. Alanacak kiinin donr-le herhangi bir duygusal ba gelitirmemesine dikkat edilmelidir Aralkl olarak iftletirilmelidirler. Donrn hamilelii saptanr saptanmaz, alanacak kiiyle temas kesilmelidir. laka grmeden hemen nndeki rafa dizili tabletlere bakt. Kk Si-dudu'nun youn dehetini hatrlamt. Onun yalvar aklna geldi. "Ltfen Byc! Sana yalvanyorum! Ne olur bana yardm et! Eer bu bebekten kur-tulamazsam beni ldrecekler. Onka'nn pii iin lmek istemiyorum." Kaak Sidudu da donrlerden biriydi. E ya da anne deil, sadece donr. Onka da onu alayand. Kocas, , sevgilisi deil, sadece alayan. Taita'nn duyduu dehet giderek artyordu ama kendini okumaya zorlad. Sonraki blmn bal "Hasat" idi. Baz blmler metinden stne atlyormu gibiydi. Hasat, gebeliin yirminci ile yirmi drdnc haftalar arasnda yaplmaldr. Cenin, rahimden el bozulmadan ve btn olarak alnmaldr. Tohumlarn kalitesini bozabilecei iin normal douma izin verilmemelidir. Ceninin alnmasndan sonra donrn kurtulma ihtimali dktr, hayatna hemen son verilmelidir. Cerrah, genelde lzumsuz aclar nleyecek tedbirleri alr. Tercih edilen yntem, donr tecrit etmekWilbur Smith

tin Kol ve bacaklar balanr, lklaryla dier donrleri koh mamas iin az tkanr. Cenin hzla karnn n tarafndan kar,) Cenin karldktan sonra donr telle boulur. Kalbi durup eti SOQU yana kadar tel yerinde braklr. Taita, hemen banda "Cenin" yazan blme atlad. Kalbi o kadar kuvvetli arpyordu ki, uultusunu duyabiliyordu. Ceninin cinsiyeti nemsiz olsa da, alcnnkiyle ayn olmas mantkl ve istenir bir durumdur. Ceninde de bir bozulma ya da kusur bulunmamaldr. Bu kriterlere uygun deilse skartaya karlmaldr. Bu sebeple, birden ok donr kullanlmas nerilir. Eer tohumlanacak alan bykse, en azndan donr kullanlmaldr. Be donr kullanmak ise ideal olandr. Taita delirecek gibi oldu. donr. lk geldikleri gn elalenin banda piknik yapan kzlar hatrlad. Meren'e yeni bir gz salamak iin kurbanlk koyunlar gibi buraya getirtilmilerdi. Be donr. Onka'yla yolda karlatklarnda arkasndan gelen be kz hatrlad bu sefer. Hepsi de yle boularak ldrlm myd? Gece alarken duyduu da onlardan biri miydi? Kendisinin ve rahmindeki bebein bana geleceklere mi alyordu? Taita masadan frlayp binadan kt ve ormana kotu. Aalarn arasna gelir gelmez, iki bklm olup kusmaya balad. Kendi utancn ve sululuunu kusuyordu. Aa gvdelerinden birine dayand ve tuniinin altndaki kabarkla bakt. "Bunun iin mi o masumlar katledildi?" Kuandaki kk ba1 kard. "Bunu kknden budayp Hannah'n grtlana tkayacam. 0 kadn bununla boacam!" diye kkredi. "Bana sadece sululuk duygu' su verip ikence eden zehirli bir armaan bu." 446 //. Yazt Eli ylesine titriyordu ki, ba tutamayp drd. Ellerini yzne kapad"Ondan nefret ediyorum... kendimden nefret ediyorum!" diye f-cldadi- Zihni vahi ve karmak grntlerle dolmutu. Timsahlarn l-rca ziyafet ekiini hatrlad. Kadnlarn ve bebeklerin umutsuz, kederli alamalar gelir gibi oldu kulana. Sonra zihni berraklat ve yine lim Demeter'in szlerini duydu. Bu Eos falan'm kalesidir. Mkemmel bir hilekr, gasp, hrsz ve bebek yamyamdr. Taita, "Bebek yamyam," diye tekrarlad. "Bu canavarlklar o emrediyor ve ynetiyor. Kendime duyduum nefreti ona yneltmeliyim. Gerekten nefret ettiim kii o. Buraya yok etmek zere geldiim kii de o. Belki de bu eyi bana vererek, istemeden kendisini yok edeceim aleti vermi oldu bana." Yznden ektii ellerine bakt. Artk titremiyorlard. "Cesaretini topla ve kendine gel Gallalal Taita," diye fsldad. "time bitti. Asl byk sava balamak zere." Ormandan kt ve Dr. Rei'nin rulosunu almak zere ktphaneye dnd. Onu okuyup tm detaylar renmesi gerektiini biliyordu. O rezil tohumlar salamak zere minik bedenlerin kutsalln nasl bozduklarn da renmeliydi. Bebek katliamnn asla unutulmamasn salamalyd. Ruloyu brakm olduu masaya gitti ama rulo orada yoktu. Wilbur Smith Sonunda ya kandilini sndrd ve oda karanla gmld. r0. gemeden, delikten gzetleyen nbetinin auras da fark edilmez oldu. Ta ita biraz daha bekledikten sonra kandili yeniden yakt, ama fitili iyice ki sp ok hafif bir k yaylmasn salad. Lostris Tlsm'n skca kavrayn Fenn'e dnm olan Lostris'e younlat. Madalyonu ap, eski ve yeni sa buklelerini kard. Ona duyduu sevgi, o oynak Eos'a kar en byk savunma gcyd. Bukleleri dudaklarna gtrerek o sevgiyi beyan etti. "Koru beni akm," diye dua etti. "Bana g ver." Yumuak sa demetinden ruhuna akan gc hissetmiti. Salar tekrar madalyona koydu ve Meren'in gznden kan kzl ta parasn ald. Avucuna yerletirip, onun zerine younlat.

"Tpk nefret ettiim Eos gibi souk ve sert," diye fsldad. Ak kalkansa, nefret klt. Sonra ta da sa buklelerinin yanna koyup tlsm yeniden boynuna ast. Kandili fleyip yatt ama uykusu gelmedi. Fenn'e ilikin blk prk anlar sarmt zihnini. Onun gln ve alayn hatrlyordu. Glmsemesini ve akalamasn, nne koyduu bir sorun stnde alrken yznde beliren o ciddi ifadeyi dnyordu. Geceleri yannda yatan scack ve yumuack bedenini, hafif soluklarn, kalbinin yannda atan minik kalbini hatrlyordu. Onu bir daha grmeliyim. Bu son olabilir. Dorulup oturdu. Onu armaya cesaret edemem ama ona bakabilirim. Bu iki astral eylem benzer olsa da znde ok farklyd. Onu armak iin semaya seslenmesi gerekirdi ve bu ar istenmeyen bir dinleyicinin kulana gidebilirdi. Bakmak ise, gzetleme deliinden bakan kiinin yapt gibi, gizlice gzetlemekti. Ancak Eos gibi bir bilgin ve khin bunu kefedebilirdi ve Taita ok uzun zamandr astral bir harekette bulunmad iin, cad artk onu izlemekten caym olabilirdi. 448 11. Yazt Fenn'i grmek zorundaym. Bu riski gze almak zorundaym. Tlsm sa elinde tuttu. O sa bukleleri Fenn'in parasyd ve Ta-jta'y ona gtrecekti. Tlsm alnna bastrp gzlerini yumdu. ki yana allanmaya balamt. Sanki sa elindeki tlsm canlym gibiydi. Taita 0nun da kalbiyle ayn ritimde attn hissediyordu. Zihnini at ve varlk akntlarnn ieri dolup, byk bir nehir gibi girdap yaratmasna izin verdi. Ruhu bedeninden kurtuldu ve sanki devasa bir kuun kanatlarnda umaya balad. ok aada ormanlar ve ovalar gryordu. lerleyen bir orduya benzettii bir hareket fark etti ama yaklanca, bunun ar ar ilerleyen gmenler olduunu grd. Yzlerce kadn, erkek, ocuk toprak bir yolda yryor veya kanlara binmi gidiyordu. Yanlarnda askerler ve at srtnda bir adam da vard. Ama Fenn bu kalabaln iinde deildi. Tlsm mknats ta gibi kullanarak umaya devam etti, uzaktan Mutangi'nin bir avu binas grnmt. Yaklatka, giderek artan bir korkuyla, kyn yaklp yklm olduunu fark etti. Katliamn astral ans kyn stne bir sis gibi aslp kalmt. abucak aratrd ama neyse ki ne Fenn ne de kendi grubundan baka biri llerin arasnda yoktu. Mutangi yaklp yklmadan nce kam olmalydlar. Ruhunun gr alann geniletti ve kyn batsnda, epeyce uzakta, Ay Dalar'nn eteklerinde Fenn'in izine rastlad. O takip ederek, dalarn eteklerini kaplayan ormanlarda gizlenmi, dar bir vadinin stne geldi. Oradayd. Taita kazklarla evrilmi alandaki atlan aratrd. Duman Yeli ve Kasrga da oradayd. Atlann hemen ilerisindeki bir maaradan szyordu k. Nakonto ile mbali maarann giriinde oturmaktaydlar. Taita ruhunun ieri szlmesine izin verdi. te oradayd Fenn. Atein yanndaki kk bir minderin stnde uyuyordu. Yannda Sidudu, onun yannda Meren ve sonra da Hilto vard. 449 F: 29 Wilbur Smith Taita, Fenn'e o kadar yaknd ki, nefes alp veriini duyabiliyordu. Onu silahlarn elinin altnda bulundurduunu grd. Grubun dier yeleri d tepeden trnaa silahlyd. Fenn srtst yatmaktayd. zerinde sadece bir petamal vard ve st beline kadar plakt. Taita grmeyeli daha da kadns olmutu. Gsleri daha byk ve daha yuvarlakt, ular hl ufakt ama dik ve daha koyu renkliydi. Karnndaki son bebeksi yalar da erimiti. Atein nda, bedenindeki girinti kntlar glgeler yaratyordu Uyku halindeki yz Taita'nn hatrladndan da gzeldi. Taita, hayretler iinde kalarak Fenn'in artk on alt yana geldiini fark etti. Onunla birlikteyken yllar ku gibi uup gitmiti.

Kzn nefes al deiti ve ar ar gzleri ald. Yemyeil gzler, Taita'nn varln hissedince koyulat. Fenn bir dirseinin stnde doruldu ve Taita onun kendisini armaya hazrlandn hissetti. Dan tepesindeki dmana varln belli etmeden onu durdurmas lazmd. Ruhunun ona grnmesine izin verdi. Fenn, onu seyrettiini anlaynca irkilmi-ti. Gzn karsndaki grntye dikti ve Taita, ona sessiz kalmas gerektiini hatrlatt. Kz glmseyerek ban sallad. Fenn kendi ruhunu da onunkine cevap verecek forma soktu ve nilfer ieiyle ahin sevgiyle sarma dola oldular. Taita, onu ylece bir sre daha tuttu. Temaslar kopuyordu ama o ekilde oyalanmak lmcl bir tehlike yaratacakt. Kzn zihnine son bir mesaj yollad: "Yaknda, ok yaknda sana dneceim." Sonra geri ekilmeye balad. Kz onun gittiini hissetti ve dudaklarndaki tebessm dondu. Onu tekrar yakalamak ister gibi elini uzatt ama Taita kalmaya cesaret edemedi. rkilerek kendi bedenine dnd ve kendini Bulut Baheleri'ndeki odasnda yataa bada kurmu otururken buldu. Fenn'den yle abucak ayrlmann acs kt iine. 450 11. Yazt Sonraki aylar boyunca bedenindeki yeni parayla mcadele etti. Her zaman bir binici olduu iin, ona da terbiye edilmemi bir tay muamelesi ediyor, kendi isteklerine boyun emeye zorluyordu. Genliinden beri bedeninden ok daha etin talepleri olmutu. Kendini acmaszca eitip disiplin altna almt. nce, ona olaanst dayankllk ve konsantrasyon gc salayan nefes alma teknikleriyle balad. Artk yeni gelien cinsel ksmlarna efendilik etmeye hazrd. Ksa bir sre iinde, elle uyarda bulunmadan, akam karanlndan afaa kadar dik tutmay baarr hale geldi. Kendini, menisini sonsuza dek tutacak veya tam kendi istedii anda boaltacak hale gelene kadar eitti. Demeter, eytani birlemeleri srasnda Eos'un kendisi zerinde nasl hkimiyet kurduunu anlatmt. Taita da yaknda onun ehevi saldrsna kurban olacan biliyordu ve kurtulmak iin direnmeyi renmek zorundayd. Btn bu abalan beyhude grnyordu. Kendini alar boyu dnyann en obur canavar olmu biriyle bir tutuyordu, oysa o henz bakirdi. Kendimi kuvvetlendirmek iin bir kadnn yardmna ihtiyacm var, diye dnd. Tercihen bu ok deneyimli bir kadn olmalyd. lk tanmalarndan bu yana Dr. Lusulu ile ktphanede birka kere karlamlard. Taita gibi, o da bo vaktinin ounu orada alarak geiriyordu. Karlatklarnda ksaca selamlamlar ama kadn dostluklarn ilerletmeye hazr gibi grnd halde, Taita yz vermemiti. imdi onu bulmak istiyordu ve bir sabah ktphanede kadn bir masada oturmu alrken karsna kt. Taita alak sesle, "Tanra sana huzur versin," diyerek sze girdi. Hannah ve Rei'nin bu ekilde selamlatklann duymutu. Lusulu ban 451 Wilbur Smith kaldrp ona bakt ve scak bir tebessmle gld. Aurasnda alevli zikzak lar olumu, yanaklar kzarm ve gzleri parlamt. Ayaa kalkta gzel bir kadnd. "Sana da huzur versin lordum," diye cevap verdi. "Sakalnn yeni kesimi ok houma gitti. ok yakm." Birka dakika kadar konutular sonra Taita ayrlp kendi masasna gitti. ok sonra kadnn rulosunu katlayp kalktn duyana kadar da bir daha o yne bakmad. Kadn salonda yrrken sandaletlerinden hafif bir ses kyordu. Taita gzn ona dikti ve baklar karlat. Kadn ban kapya doru eip yeniden glmsedi. Taita da kalkp onun peinden ormana gitti. Dr. Lusulu ar ar sanatoryuma giden yolda yryordu. Taita yz metre sonra ona yetimiti. Biraz sohbet ettiler ve sonunda kadn, "Dr. Hannah'in tedavisinin ne sonu verdiini merak ediyorum," dedi. "Her ey yolunda gitti mi?"

Taita, "Aslnda evet gitti," dedi. "Dr. Hannah ile boalmam hakknda konumutun, hatrlyor musun?" O kkrtc kelimeyi kullannca kadnn aurasnm parladn grd, cevap verirken de sesi hafife bouklamt. "Evet." "Eh, artk dzenli olarak gerekletiini syleyebilirim. Bir cerrah ve bilim insan olarak bunu grmek isteyebilirsin." Taita'nn odasna girene dek meslektalk oyununu srdrdler. Taita, gzetleme deliinin bulunduu yeri peleriniyle kapadktan sonra kadnn yanna geldi. Tuniini karrken de, "Yine yardmna ihtiyacm olacak," dedi. Kadn da, "Tabii ki," diyerek hevesle yaklat. Taita'ya uzanp birka ustaca svazlamadan sonra, "lk karlamamzdan bu yana epey yol almsn," dedi. Bir sre sonra da, "Lordum, acaba daha nce bir kadnla birlikte oldun mu?" diye sordu. "Heyhat!" Taita kederle ban sallad. "Nasl balayacam bilemiyorum ki." 452 //. Yazt "O zaman sana gstereyim." plakken daha da gzel grnyordu. Geni kalalar, esnek, iri gsleri ve kocaman, kara gs ular vard. Yataa srtst uzanp bacaklarn at ve Taita'y, kaygan, scak etinin iine ald. Taita, neredeyse o anda kendini tketecekti. Byk bir abayla kendini ve bedenini tekrar kontrol altna ald. Artk bu pratikten ve eitimden ders almaya balayabilirdi. Kendi duygularn bloke etti ve bir denizcinin okyanus haritalarn okumas gibi, kadnn aurasn okumaya balad. Bylece, kadn daha farkna varmadan, onun ne istediini ve neye ihtiyac olduunu seziyordu. Kadn inletip alatt. kenceye mahkm olmu gibi lklar attrd. Kadn rpnyor, btn vcudu kvranp bklyordu. Durmas iin yalvaryor, sonra durmasn diye yalvaryordu. Sonunda, "Beni ldryorsun," diye hkrd. "Tanrann kutsal ad akna, artk dayanamayacam." Ama Taita devam etti. Kadnn artk ona karlk verecek hali kalmamt. Yz ter ve gzyalanndan srlsklamd. Gzlerinde korku belirmiti. "Sen bir eytansn," diye fsldad. "eytann ta kendisisin." "Hannah ve senin gibilerin yaratmak istedii eytanm." Kadn sonunda hazrd. Hibir direnci kalmamt. Taita, ona iyice yklendi. Kadnn bedeni ve zihni Taita'ya tmyle akt. Taita azn onunkine dayayp dudaklarn amaya zorlad, sonra srtn bkt ve yzeyin altna dalmaya hazrlanan bir inci avcsnn son derin nefesi ekii gibi, kadnn gcn, bilgeliini, bilgilerini, zafer ve yenilgilerini, korkularn, derinlere gmd sululuk duygusunu, ksaca neyi var neyi yoksa hepsini ekip ald. Sonra kadn bo bir uval gibi yataa brakt. Kadn kesik kesik nefes alyordu, cildi balmumu gibi solmutu. Gzn bile krpmadan belli bir noktaya bakyordu ama bir ey grd yoktu. Taita gecenin kalann kadnn yannda oturup anlarn okuyarak, srlarn renerek, onu gerekten tanyarak geirdi. 453 Wilbur Smith Kadn sonunda canlanp ban iki yana sallayarak silkindiinde Sa bahn ilk klan odaya szlmeye balamt. Bitkin bir halde, "Kimim ben?" diye fsldad. "Neredeyim? Ne oldu bana? Hibir ey hatrlayann. yorum." "Lusulu adnda birisin, ama hayatn boyunca byk ktlkler yap. msn. Sululuk duygulanyla kvranyordun. Hepsini senden aldm. Ama sana ait hibir eyi saklamak istemiyorum. Hepsini sana iade ediyorum zellikle de sululuk duygulann. Sonunda bu duygu seni ldrecek ve sen de o lm fazlasyla hak ediyorsun." Kadn tekrar yatmp stne kt, Lusulu onunla mcadele etmeye alt ama takati kalmamt. Taita onunla ikinci kez birlikte olurken kadn haykrd ama feryad boazna tkand ve dudaklarna kadar ulamad. Kadnn derinlerine inince Taita yeniden derin bir nefes alp gerildi. Btn aldklarn tek, uzun

bir boalmayla kadna geri verdi. ini bitirince de kadn brakp ykanmaya gitti. Yatak odasna dndnde kadn tuniini giyerken buldu. Lusulu, ona dehet dolu bir bak frlatt ve Taita aurasnn parampara olduunu grd. Kadn sendeleyerek kapya doru kotu ve dan frlad. Koan ayak sesleri uzaklat. Taita gnleri gnlere, haftalan haftalara ekleyerek byk bir sabrla, Eos'tan mutlaka geleceini bildii daveti bekliyordu. Sonra bir sabah, ai454 Taita ilk kez onun iin bir znt duydu ama sonra yapm olduu iren ktlkleri hatrlad ve o duygusu geti. Ama, diye dnd, bana patronu olan byk cadyla nasl baa kacam reterek gnahlarnn bir ksmn demi oldu. 11. Yazt nas olduu bir iyilik ve beklenti hissiyle uyand. Cad beni inine aryor, dedi kendi kendine. Gle bakan terasta, gnein sabah sisleri arasndan douunu ve kraterin duvarlarn altn klaryla bezemesini izlerken, hurma ve incirden oluan mtevaz bir kahvalt etti. Hizmetlilerden baka kimseyi grmyordu, ortada ne Hannah ne Rei ne de Assem vard. O gizli rulo-dakileri grdkten hemen sonra onlarla karlamak iin kendine gvene-mediinden, bu durum onu rahatlatyordu. Binadan kp st bahelerin kapsna giderken, kimse satamad veya onu durdurmaya almad. Ar ar yryerek ilerledi, glerini toparlayp gzden geirmek iin oyalanyordu. Eos hakkndaki tek gvenilir bilgi kayna Demeter'di. Yrrken onun anlattklarn kelimesi kelimesine hatrlad. Hafzas o kadar gl ve canlyd ki, sanki yeniden ihtiyar adamla konuuyormu gibiydi. Demeter'in sesi kulaklarnda, eer tehdit edildiini hissederse bukalemun gibi ekil deitirebilir, diyordu. Taita, onun maaradaki grntlerini hatrlad: ocuk, firavun, tannlar, tanralar ve kendisine benzeyen yal adam. ekicilik de sonsuz becerilerinden biridir. Ne kadar gzel grnebileceini tahmin dahi edemezsin, insann akln bandan alr. Cilvelerine hibir erkek direnemez. Grn karsnda en asil ruh bile bir hayvan dzeyine inebilir. Taita, ameliyat masasnda yatarken grd Eos'u hatrlad. Siyah rtnn ardndan yzn grmemiti ama o haliyle bile gzellii btn salonu kaplamt. Demeter, bir bilgin olarak tm eitimime ramen, hayvani igdlerine kar koyamadm, diyerek yeniden konutu ve Taita, ona kulak verdi. Sonular tartma yeteneimi ve isteimi yitirdim. O anda benim iin ondan baka hibir ey yoktu. ehvetin esiri olmutum. Benimle, sonbahar rzgrnn kuru bir yaprakla oynad gibi oynad. Oysa bana, sanki bu 455 Wilbur Smith dnyadaki tm zevkleri balam gibi geliyordu. Bana bedenini vermiti. imdi bite o anlar beni deliliin snrna getiriyor. Her girinti, knts, o muhteem delii ve mis kokulu yar... kar koymaya almadm bile, hibir lml erkek bunu yapamazd zaten. Taita, acaba ben yapabilecek miyim, diye merak etti. Sonra Demeter'in en meum uyars nlad kulanda: Taita, unutma ki asl Eos da doymak bilmez bir ehvet dknyd ve bu da yle, ama bunun itah tekinden farkl. Bu pt zaman, senin olgun bir portakaln suyunu emiin gibi, nn yaamsal svlarn ekip alyor. Bir erkei bacaklarnn arasna kstrnca, onun zn alp tketiyor. Ruhunu alyor. Erkein varl onu besleyen lmszlk yemei. nsan kanyla beslenen canavar bir vampir gibi. Kurban olarak sadece stn kiileri, Gzel Akl sahibi kadn ve erkekleri, Doru'nun hizmetkrlarn, nl bir bycy veya yetenekli bir khini seiyor. Kurbann saptadktan sonra, bir kurdun geyie saldrmas gibi aman vermeden saldryor. Tpk bana yapt gibi, diye dnd Taita. O bir hepil. Bunlar, Eos'u bu dnyadaki btn erkeklerden daha iyi tanm olan Demeter'in szleriydi yine. Ya, d grn, fiziksel kusurlar onun iin

fark etmiyor, itahn kabartan ey insann eti deil, ruhu. Gen, yal, kadn, erkek ne bulursa yiyor. Bir kez onlar ele geirip, ipek-si ana drnce, btn bilgi, tecrbe, bilgelik birikimlerini alyor. O lanetli pcyle yapyor bunu. Kasklarndan ekip alyor. Geriye sadece ii boalm bir kabuk brakyor. Cadnn yandalar olan Hannah, Rei ve Assem, Taita'nn eksik organlarn tek bir amala yenilemilerdi; Eos'un onun ruhunu, bedenini ve akln mahvedebilmesi iin. inden ykselmekte olan dehet dalgasn bastrd. Elimden geldii kadar hazrlandm. Ama bu yeterli olacak m? 456 11. Yazt Bahenin kaplan ardna kadar akt, ama Taita kaplarn nne geldiinde kratere derin bir sessizlik kmt. Hafif meltem durmutu. Bir ift blbl son kez karlkl akyp susmutu. Aalarn yksek dallan, bir manzara resmindeymicesine donup kalmt. Taita durup sessizlii dinledi ve sonra ieri adm att. Ayaklarnn altndaki toprak oynad. Yer rperdi, dallar titreti. Sonra rperti iddetli bir sarsntya dnt. Kayalarn gcrdayp inlediini duydu. Krater duvannn bir blm koptu ve gmbrtyle aadaki ormana dt. Altndaki zemin, frtnaya tutulmu bir geminin gvertesi gibi sallanyordu. Taita dengesini kaybeder gibi oldu ve dmemek iin kapnn parmaklklarndan birine tutundu. Rzgr yeniden esmeye balad ama bu sefer maaradan geliyordu. Aalarn tepelerini yalad ve Ta-ita'nn etrafndaki kuru yapraklar anafora kaplm gibi dndrmeye balad. Bir cesedin eli kadar souk esiyordu. Eos gzm korkutmaya alyor. O volkanlarn efendisi. Depremlere ve cehennemden akan lav nehirlerine hkmediyor. Onun gc karsnda ne kadar ehemmiyetsiz kaldm gstermeye alyor, diye dnd. Sonra haykrd. "Beni duy Eos! Meydan okuman kabul ediyorum." Yerin sarsnts durdu ve kratere yine o gizemli sessizlik kt. imdi nndeki yol net ve davetkr bir ekilde uzanyordu. Sonunda, iri kayalarn arasndaki geitten geerken, maarada akan suyun gmbrtsn duydu. Yeilliklerin arasndan ilerleyip, gl bandaki akla ulat. Her zamanki gibiydi. Srtn devrilmi aa gvdesine dayayarak otlarn stndeki alk olduu yere oturdu ve beklemeye balad. Eos'un geliiyle ilgili ilk uyar, Taita'nn ensesini yalayan dondurucu rzgr ve kollanndaki tylerin diken diken hale gelii oldu. Maarann giriine bakt ve gm rengi bir sisin ykselmekte olduunu grd. Sonra, sislerin arasndan karanlk bir figrn, yosun kapl talarn arasndan 457 Wilbur Smith zarafetle yaklatn fark etti. Bu, Hannah'in odasnda grd rtl kadnd, yine ayn yan saydam siyah ipekli rtlere brnmt. Eos gmi sisin iinden kt ve Taita ayaklarnn plak olduunu grd. rtlerin arasndan kan ayak parmaklar, kadnn tek grnen yeriydi. Kaynak suyundan getii iin slak ve parlak parmaklar byk bir sanatkr tarafndan fldiinden oyulmu gibiydi. Trnaklar inci gibi parlyordu. Kadn bedeninin sadece bu ksmn gzler nne sermiti ve ayak parmaklar son derece egzotik, batan karcyd. Taita gzlerini onlardan ayramyordu. Erkekliinin kabardn hissetti ve glkle bastrd. Eer srf ayak parmaklaryla beni bu hale sokuyorsa, gerisini ortaya serdiinde direnme ansm olabilir mi, diye dnd. Sonunda gzlerini yukanya kaydrmay baard. rtnn ardndan kadn grmeye alt ama mmkn deildi. Sonra, sanki tenine kelebek konmu gibi bir temas hissetti. Kadn konuunca da soluu kesildi. Hayatnda bu kadar melodik bir ses duymamt. Sanki minik kristal anlar alnyordu. liklerine kadar titrediini hissetti. Eos, "Yzyllardr bana gelmeni bekliyorum," dedi ve Taita, onun byk Yalan'n cisimlemi hali olduunu bildii halde, elinde olmakszn bu szlere inand.

Taita'nn, Yzba Onka tarafndan Bulut Baheleri'ne gtrlmesinden sonra, Fenn ile Meren, Sidudu'yu aylarca sakladlar. Kz ilk balarda, geirdii felaketler yznden bitap durumdayd. Meren ile Fenn, ona kar ok yumuak davrandlar ve kzcaz da onlara iyice baland. Her zaman birinin yannda kalmas gerekiyordu. Yava yava iyileti ve zgvenini yeniden kazand. Nihayet bandan geenleri ve Ak Tapna'ru anlatacak hale geldi. 458 11. Yazt "Tek gerek tanraya adanm bir tapnaktr," diye aklad. "Btn tapnak bakireleri gmenler arasndan seilir, asla soylu ailelerin kzlar seilmez. Her gmen ailesi bir kzn oraya sunmak zorundadr ve seilmek byk bir onur, ayrcalk saylr. Kymzdeki herkes, tanraya dua etmek iin bayram yapt; beni en gzel giysilerle donatp bama ieklerden bir ta koydular ve tapmaa gtrdler. Babamla annem de, sevinten glp alayarak yanmda gelmiti. Beni barahibeye teslim edip gittiler. Onlar bir daha hi grmedim." Fenn, "Peki kim seti seni tanraya hizmet etmen iin?" diye sordu. "Oligarlarn setiini sylediler." "Ak Tapna'm anlat bize," dedi Meren. Kz bir sre dncelere dald. Sonra ekinerek, alak sesle anlatmaya balad. "ok gzeldi. lk gittiim bir sr kz vard. Rahibeler bize nazik davranyordu. Gzel elbiseler ve leziz yemekler veriyorlard. Kendi deerimizi kantlaynca tanrann dana gidecek ve onun tarafndan kutsanacaktk." Fenn, "Mutlu muydun?" diye sordu. "Bata yleydim. Tabii ki annemi babam zlemitim ama her sabah bizi neelendiren ve moralimizi ykselten bir erbet iiliyorlard. Glyor, arklar syleyip dans ediyorduk." Meren, "Sonra ne oldu?" dedi. Kz yzn br tarafa evirip, zor duyulacak bir sesle anlatmaya devam etti. "Bizi grmeye erkekler geliyordu. Onlar arkadamz sanyorduk. Birlikte dans ediyorduk." Sidudu sessizce alamaya balad. "Size gerisini anlatmaya utanyorum." Kimse bir ey demedi, Fenn, onun elini tuttu. "Biz senin gerek dostlarnz Sidudu," dedi. "Bizimle konuabilirsin. Her eyi anlatabilirsin." Kz yrek paralayan hkrklara bouldu ve Fenn'in boynuna sarld. "Rahibeler, ziyarete gelen o erkeklerle birlikte olmamz emretti." 459 Wilbur Smith Meren fkeyle, "Kimdi o erkekler?" diye sordu. "nce Lord Aquer geldi. Korkuntu. Ondan sonra bakalar, daha bir sr adam geldi. Ve sonra da Onka." "Geri kalann da anlatman lazm." Fenn, kzn salarn okuyordu. "Evet! Anlatmalym! Bu anlar iimde bir yangn gibi. Sizden sak-layamam." Sidudu derin bir nefes alp titredi. "Ayda bir kez, Hannah adnda bir kadn doktor gelip muayene ediyordu bizi. Her seferinde de kzlardan bir, ikisini seiyordu. Seilen kzlar tanrann dana gtrlyordu. Bir daha da asla tapnaa dnmyorlard." Yeniden sustu ve Fenn burnunu silmesi iin kare eklinde bir keten bez uzatt. ini bitirince bezi zenle katlayan Sidudu anlatmaya devam etti. "Kzlardan biriyle yakn arkada olmutuk. Ad Litane'ydi. ok nazik, tatl bir kzd, ama annesini zlemiti ve erkeklerle yapmak zorunda kaldmz eyden nefret ediyordu. Bir gece tapmaktan kat. Bana gideceini sylemi, ben de onu vazgeirmeye almtm ama kararlyd. Ertesi sabah rahibeler onun cansz bedenini sunaa yatrd. Bir uyan olarak, hepimizin yanndan geip onu grmesi istendi. Canavar maymunlar onu ormanda yakalamt. Sunakta yatan Li-tane artk tatl bir kz deildi." Sidudu'nun bir sre alamasna izin verdiler ve sonra Meren, "On-ka'y anlat bize," dedi. "Onka soylu bir adam. Lord Aquer, onun amcas. Ayrca Aquer'in ba casusu. Btn bu sebeplerden, kendine has ayrcalklara sahip. Tapnakta benimle

birlikte oldu. zel durumu nedeniyle bir kereden fazla gelmesine izin veriliyordu. Sonunda beni oradan alp ev klesi yapt. Devlete yapt hizmetlerin dlydm. Sarhoken beni dvyordu. Canm yakmaktan zevk alyordu. Bunu yaparken gzleri parlyor, srekli glmsyordu. Bir gn o askeri bir greve gittiinde, beni grmeye bir kadn geldi gizlice. Bulut Baheleri'ndeki byk ktphanede altn anlatt. Daa gtr460 11. Yazt en kzlarn bana neler geldiini syledi. Tanra tarafndan kutsanmyorlard. Rahimleri kesilip bebekleri alnyor ve yesin diye tanraya veriliyordu. O yzden tanraya gizlice Bebek Yamyam denmekteydi." "Peki o kzlara ne oluyormu?" "Ortadan kayboluyorlarm," dedi Sidudu. Yine hkrmaya balamt- "Giden kzlardan bazlarn sevmitim. Tapnakta kalanlardan da sevdiklerim vard. Onlar da bebekleri olunca daa gtrlecekler." Fenn, "Sakinle artk Sidudu," diye fsldad. "Bunlar anlatmak bile ok korkun." Meren, "Hayr Fenn, brak zavallck konusun," diye araya girdi. "Anlattklar fkemi kamlyor. Jarriler canavar. fkem beni onlara kar biliyor." "Yani arkadalarm kurtarmama yardm edecek misin Meren?" Si-dudu'nun ona dikilen iri kara gzlerinde gvenden fazlas vard. Meren hemen, "Benden ne istersen yapacam," dedi. "Ama bana Onka hakknda biraz daha bilgi ver. lk alacam kii o olacak." "Onun beni koruyacan sandm. Sandm ki, onunla kalrsam asla daa gnderilmem. Ama ok gemeden, gnn birinde Dr. Hannah, beni muayene etmeye geldi. Onu beklemiyordum ama ziyaretinin ne anlama geldiini biliyordum. ini bitirince bir ey demedi ama Onka'ya bakp ban salladn grdm. Bu kadar yetmiti. imdeki bebek yeterince byynce daa gtrleceimi anlamtm artk. Birka gn sonra baka bir ziyareti geldi. Kadn, Onka, Albay Tinat'la Tamafupa'dayken gizlice gelmiti. Bilto'nun karsyd. Benden, Jarri'den kamay planlayan kadn ve erkek gmenler iin almam istedi. Hemen kabul ettim elbette. Kadn, Onka'nn arabna onu hasta edecek ilac koymam syleyince de koydum. Ondan sonra Onka benden kukuland. Eskisinden beter zulmetmeye balad, yaknda tapnaa yollayacan da anlamtm. Sonra, byc461 Wilbur Smith nn Mutangi'ye geldiini duydum. Belki Onka'nn bebeini benden alabilir, diye dndm ve onu bulmak iin her eyi gze aldm. Katm, ama canavar maymunlar peime dt. te o zaman da sizler beni kurtardnz " "Bu feci bir yk," dedi Fenn. "ok ac ekmisin." "Evet, ama hl tapmakta olan kzlar kadar deil," diye hatrlatt Si-dudu. Meren hi dnmeden, "Onlar da kurtaracaz," diye bard. "Jar-ri'den kaarken o kzlar da bizimle olacak, yemin ederim!" "Ah Meren, senin gibi cesur ve asil biriyle karlaacam hi aklma gelmezdi." Ondan sonra Sidudu hzla iyileti. Fenn'le ikisi her gn biraz daha yaknlatlar. Hilto, Nakonto, mbali de onu seviyordu ama Meren'in sevgisi hepsininkinden fazlayd. O gn Bilto ile dier kyllerin yardmyla kap ormana gizlenmilerdi. Meren ile Hilto, Fenn'i okuluk konusunda eitmeye devam ediyordu, ok gemeden Sidudu'yu da aralarna kattlar. Meren, ona, tam gcne ve kol boyuna uygun bir yay yapt. Ufak tefek olmasna ramen, Sidudu baya gl km ve yaya doal bir uyum gstermiti. Meren, onlara ormandaki aklkta hedefler diziyor ve kzlar dosta bir rekabet iinde durmadan ok atyordu. Fenn, "Hedef Onka'nn kafas farz et," deyince, Sidudu attn vurur olmutu. Kollar o kadar ksa srede geliip kuvvetlendi ki, Meren'in ona daha

ar oklar atan yeni bir yay yapmas gerekti. Gayretli almalar sonunda, o da iki yz admdan hedefi vurmaya balad. Meren, Hilto ve Nakonto bahis oynamaya baylyordu ve kzlarn zerine bahse giriyorlard. Balangta, Sidudu'ya avans veriyorlard, nk 462 r 11. Yaz,t penn okulua ondan ok daha erken balamt. nceleri bu avans elli admda ama giderek azald, nk Sidudu da iyi bir oku olmaya balamt. Bir sabah yine aklkta turnuva yaparken, Meren ve Sidudu, Hilto ile Fenn'e kar takm oldular. Rekabet skyd ve aalarn arasndan yabanc bir atl kageldiinde amatalar gklere kyordu. Adam tarla iisi gibi giyinmiti ama bir sava gibi at biniyordu. Meren'in sessiz bir uyarsyla yeni oklar ekip, kendilerini korumaya hazr bir halde beklediler. Yabanc onlarn niyetini anlaynca dizginleri ekti ve yzn rten kukuletay at. Meren heyecanla, "Seth'in gbre kokulu butlar adna," diye bard. "Tinat'm gelen." Onu karlamak zere kotu. "Albay bir sorun olmal. Nedir? Hemen syle." Tinat, "Sizi bulduuma sevindim," dedi. "Byk bir tehlike iinde olduumuzu haber vermeye geldim. Oligarlar hepimizi karlarna dizmek istiyor. Onka ile adamlar her yerde bizi aryor. u anda Mutangi'de-ki btn evlerin altn stne getiriyorlar." I "Bu ne anlama geliyor?" "Sadece bir anlam var," dedi Tinat ask bir suratla. "Bizden kukulanyorlar. Onka'nn beni hain ilan ettiini sanyorum. Ki, Jarri standartlanna gre yleyim. Sidudu'yu kurtanrken ldrdnz maymunlan bulmu, bu da onu delirtti, nk artk onu sizin sakladnzdan iyice emin oldu." "Ne kant var elinde?" "Kanta ihtiyac yok ki. Lord Aquer'in yakn akrabas. Hepimizi mahkm etmek iin bir sz yeter. Oligarlann karar belli. kenceyle sorgulayacaklar. lmezsek madenlere veya taocaklarna gnderecekler... ; ya da daha beterine." "Demek ki artk hepimiz kaaz." Meren bu duruma endielenmi gibi grnmyordu. "En azndan oyun bitti." 463 Wilbur Smith Tinat, "Evet," dedi. "Kanun kaayz. Artk Mutangi'ye dnemez siniz." "Tabii ki," dedi Meren. "Orada ihtiyacmz olan bir ey yok zaten Atlarmz ve silahlarmz yanmzda. Ormanlara gitmeliyiz. Taita'nn Bulut Baheleri'nden dnmesini beklerken biz de bu lanetli yerden kap Msr'a dnmek iin hazrlklarmz tamamlarz." Tinat da, "Hemen gitsek iyi olur," dedi. "Mutangi'ye ok yaknz. u uzaktaki tepelerde saklanabileceimiz bir sr yer var. Srekli yer deitirirsek Onka bizi kolay kolay bulamaz." Atlarna binip douya doru yola koyuldular. Akamzeri olduunda yirmi fersah yol gitmilerdi. Kitan-gule Geidi'nden sradalarn eteklerine trmanrken, uzun kvrk boynuzlar ve koca kulaklar olan iri, gri renkli antilop srsne rastladlar. Hemen yaylarn gerip avlanmaya baladlar. Kasrga'nn stndeki Fenn, srye ilk yetien kii oldu ve oku, yal, boynuzsuz bir diiyi devirdi. Meren, "Yeter!" diye bard. "Bunda bize gnlerce yetecek kadar et var." Srnn geri kalannn kamasna izin verdiler ve hayvann derisini yzmek zere atlarndan indiler. Gne batarken, Sidudu onlar bir tatl su kaynana gtrd. Kaynan yannda geici bir kamp kurup kzde piirdikleri antilop pirzolalarn yediler. Kemikleri syrrken, Tinat, Meren'e, gmen davasna sadk kuvvetlerle ilgili son bilgileri aktard. "Benim kendi alaym Krmz Sancak alay ve btn subaylarla askerler, haber verdiim anda silahlanp gelecek. Ayrca Sar Sancak altndaki iki tmene de gveniyorum, onlarn komutas da meslektam Albay Sangat'ta. O da bizden. Bir de, madenlerde alan mahkm ve esirlerden sorumlu tmen asker var. Esirlere yaplan zulm ve insanlk d davranlar gayet

iyi biliyorlar. Onlar da emrimi bekliyor. Biz mcadeleyi balatr balatmaz esirleri serbest brakp, silahlandracaklar ve bize katlmak zere getirecekler." Toplanma noktas ze464 11. Yazt rjnde tartmay srdrdler ve sonunda her birimin kendi bana Kitangu-le Geidi'ne gelmesine ve orada toplanmaya karar verdiler. Meren, "Bize kar Jarrililer nasl bir kuvvet toplayabilir?" diye sordu. "Aslnda say olarak bire on orannda onlar stn, ama oligarlarn adamlarn toplayp stmze salmas epey srer. lk artmay yapabilir ve takipte aray aabilirsek, Kitangule Nehri'nin bandaki tersaneleri tutana kadar onlarla baa kmaya gcmz yeter. Oraya vannca da gereken aralara el koyarz. Nehirde yola ktktan sonra, akntyla Nalubaale G-l'ne ulamamz kolay olur." Durup zeki gzleriyle Meren'e bakt. "On gn iinde ayrlmaya hazr olabiliriz." Meren hemen, "Byc Taita olmadan gidemeyiz," dedi. Tinat ise, "Taita tek bir kii," diye belirtti. "Halkmzdan yzlerce kii byk bir tehlike iinde." "O olmadan baaramazsn," dedi Meren. "Onun gleri olmazsa sen de halkn da yar yolda kalrsnz." Tinat kalarn atp sakaln yolarak bu szleri dnd. Sonra bir karara varm gibi grnd. "Sonsuza kadar bekleyemeyiz onu. Ya oktan lmse? Bu riski gze alamam." Fenn, "Albay Tinat!" diye lafa atld. "Taita'y yeni aya kadar bekleyebilir misiniz?" Tinat bir sre ona baktktan sonra kibarca ban sallad. "Ama daha fazla deil. Byc o zamana kadar dadan dnmezse hi dnemeyeceinden emin oluruz." "Teekkr ederim albay. Cesaretinize ve saduyunuza hayran oldum." Fenn tatl tatl glmsedi. Albay utanarak bir eyler mrldand ve gzlerini atee dikti. Fenn hi acmadan devam etti. "Ak Tapma'ndaki kzlar duymu muydunuz albay?" "Elbette tapnak bakireleri olduunu biliyorum, ne olmu ki?" 465 F:30 Wilbur Smith Fenn, Sidudu'ya dnd. "Bize anlattklarm ona da anlat." Tinat, Sidudu'nun yksn dehet iinde dinledi. Kz szn bitirdiinde altst olmu bir hali vard. "Gen kadnlara byle zulmedildiin. den hi haberim yoktu. Baz kzlarn Bulut Baheleri'ne gtrldn biliyorum tabii ki. Hatta bazlarna ben elik ettim, ama gle oynaya gidiyorlard. Onlarn tanraya kurban edileceklerini veya dada yamyamlk yapldn hi bilmiyordum." Meren, "Albay, onlar da yanmza almalyz. Jarrililere brakamayz o kzlar," diye sze kart. "Onlar zgr brakmaya ve Jarri'den kaarken yanmza almaya ant itim ben." Tinat, "u anda ben de ayn and iiyorum," diye kkredi. "Btn tanrlar adna yemin ederim ki, o gen kadnlar kurtarmadan bu lkeden ayrlmayacam." Fenn, "Acaba biz yeni ay kana kadar beklerken daha ka kadn daa gnderirler?" diye sordu. Erkekler suskunlat. "Eer ok hzl hareket edersek srpriz avantajmz yitiririz. Jarrili-ler hemen btn gleriyle stmze gelir. Teklifin nedir Fenn?" Konuan Tinat't. Fenn, "Sadece hamile kalanlar yolluyorlarm," diye belirtti. Tinat, "Gzlemlerim de bunu doruluyor," dedi. "Ama bunun bize ne yarar var? Erkeklere oyuncak ediliyorlarsa gebe kalmalarn nleyemeyiz ki." "Belki nleyemeyiz, ama bebein bymesini durdurabiliriz." Meren, "Nasl?" diye sordu.

"Taita'nn Sidudu'ya yapt gibi, dk yaptran bir iksirle." Meren yeniden konuana kadar, erkekler bu neriyi dndler. "Taita'nn tp antas Mutangi'deki evde kald. Onu almaya gidemeyiz.' 466 11. Yazt "Ben onun iksiri hangi bitkilerden yaptn biliyorum. Toplamasna yardm etmitim." Tinat, "Peki ilac kadnlara nasl ulatracaz?" diye sordu. "Balarda canavar maymunlar var." "Sidudu ile ikimiz tapnaa gtrr, kzlara da nasl kullanacaklarn aklarz." "Ama maymunlar, rahibeler... onlardan nasl kurtulacaksnz?" "Sidudu'yu Onka'dan sakladm yntemle," dedi Fenn. Meren, "Gizlenme bys!" diye bard. Tinat, "Anlamadm," dedi. "Neden sz ediyorsunuz?" Meren, "Fenn de bycdr," diye aklad. "Taita, ona baz gizli sanatlar retti ve o da becerilerini iyice ilerletti. Kendini ve bakalarn grnmez bir perdenin ardna gizleyebilir." Tinat, "Byle bir eyin mmkn olacana inanmyorum," dedi. Fenn, "O zaman size gstereyim," diye cevap verdi. "Ltfen atein bandan ayrln ve Meren seslenene kadar uradaki aalarn arkasnda bekleyin." Tinat kalarn atp homurdanarak kalkt ve karanln iinde kayboldu. Birka dakika sonra Meren seslenince geri geldiinde Me-, ren'den baka kimseyi gremedi. "Pekl Albay Cambyses. Neredeler?" "On adm tende." Tinat sylenerek atein etrafnda doland, sa solu iyice kolaan etti ve balad noktaya dnd. "Yoklar," dedi. "Artk nereye saklandklarn syle." "Tam nndeler," dedi Meren. Tinat iyice bakp kafasn sallad. "Ben bir ey..." diye lafa balamn geri ekildi ve hayretle bard. "Osiris ve Horus, bu byclk!" ki kz tem brakt yerde duruyordu. El ele tutumu ona glmsemekteydiler. 467 Wilbur Smith "Evet albay, ama nemsiz bir i sadece. Maymunlar kandrmak siz kandrmaktan ok daha kolay olacak, ne de olsa onlarn zeks snrl oysa sb stn zekl ve eitimli bir savasnz." Tinat bu iltifat karsnda erimiti Kz gerekten de bir cadyd. Tinat onun dengi deildi. Meren ijn. den glmsedi. Eer kafasna koyarsa bizim albay bann stnde dur durur ve poposundan ddk aldrr. Ak Tapma'na at stnde fazla yaklaamazlard. Fenn, Taita gibi atlar ve adamlar ieren byk bir grubu gizleme becerisine sahip deildi. Atlar sk bir korulua gizleyip Meren ile Nakonto'ya braktlar ve iki kz yryerek gittiler. Sidudu'nun eteinin iinde beline sard keten bitki keseleri vard. Aadaki vadiyi iyice grebilecekleri bir yamaca trmandlar. Tapnak vadinin sonundayd. Sar kumtamdan yaplm, byk ve zarif bir binayd, etraf imlerle ve iinde devasa nilfer yapraklar yzen havuzlarla evriliydi. Hafif bir enlik sesi duyuluyordu ve en byk havuzun banda kadnlar toplanmt. Bazlar halka olup oturmu, ark syleyip el rparken, dierleri de mzie uyarak dans ediyordu. Sidudu, "Her gn bu saatte byle yapardk," diye fsldad. "Ziyarete gelecek erkekleri bekliyorlar." Fenn, "Tandn var m ilerinde?" diye sordu. "Emin deilim. Bu kadar uzaktan iyi gremiyorum." Sidudu elini gzne siper etti. "Bekle! Havuzun bu tarafnda tek bana duran bir kz var, grdn m? O benim arkadam Jinga."

Fenn, havuz kysnda tek bana yryen narin kza bakt. Ksa bir gmlek giymiti. Kollar ve uzun bacaklar plakt ve sanda sar iekler vard. "Ona gvenebilir miyiz?" 468 11. Yazt "Dierlerinin oundan biraz byktr, hepsinin iinde en makul 0]an da odur. Dierleri onun szn dinler." Fenn, "Gidip onunla konualm," dedi ama Sidudu kolunu tuttu. "Bak!" derken sesi titriyordu. Hemen altlarnda, aalarn arasndan bir grup kara glge frlamt. Drt ayak, kollaryla yerden destek alarak kouyorlard. "Canavar maymunlar!" Dev gibi maymunlar tapman etrafnda dolanyorlard, ama imler-deki kadnlar gr alanlarnn dndayd. Birka admda bir durup alm burun delikleriyle yeri koklayp yabanclar veya tapnaktan kaan olup olmadn kontrol ediyorlard. Sidudu, "Kokumuzu da maskeleyebilir misin?" diye sordu. "Canavar maymunlarn koku alma duyusu ok keskindir." Fenn, "Hayr," diye itiraf etti. "Kzlarn yanna gitmeden onlarn gemesini beklemeliyiz." Maymunlar hzla ilerleyip, aalarn arasnda gzden kayboldular. Fenn, "imdi!" dedi. "abuk!" Uzanp Sidudu'nun elini tuttu. "Unutma, konumak yok, sakn koma, benimle temas koparma. Yava ve dikkatli hareket et." Fenn zerlerine gizleyici byy yapt ve Sidudu'yu alp yamatan inmeye balad. Sidudu'nun arkada Jinga hl yalnzd, bir st aacnn altna oturmu, aadaki balklara karabuday ekmei krntlar atyordu. kisi kzn yanma diz ktler ve Fenn, Sidudu'yu saran byy kaldrd. Kendini ortaya karmamt, nk Jinga rkebilirdi. Kz krntlar kapmak iin suda drt dnen balklara o kadar dalmt ki, bir sre Sidudu'nun farkna varmad. Sonra irkildi ve kalkmaya davrand. Sidudu elini koluna koyup kz yattrd. "Jinga, korkma sakn." Kz, ona bakp glmsedi. "Geldiini grmemitim Sidudu. Nerelerdeydin? Seni yle zledim ki. Daha da gzellemisin." 469 Wilbur Smith "Sen de yle Jinga," diyen Sidudu arkadan pt. "Ama konuacak fazla zamanmz yok. Sana anlatmam gereken ok ey var." Kzn yzne bakp verilen iksirler yznden gzbebeklerinin irilemi olduunu farfc etti. "Syleyeceklerimi ok dikkatli dinlemen lazm." Sidudu kk bir ocukla konuurmu gibi tane tane konumaya balad. Onun anlattklarn, irenliini kavradka Jinga'mn baklar netleiyordu. Sonunda, "Kardelerimizi ldryorlar mym?" diye fsldad. "Bu doru olamaz." "Doru Jinga, bana inanmak zorundasn. Ama bunu nlemek iin yapabileceimiz bir ey var." abucak bitkileri, nasl hazrlanlp, nasl kullanlacaklarn anlatt. "Daa sadece hamile olanlar gtryorlar. ksir sayesinde ben bebekten kurtuldum. Tehlikede olan herkese vermen lazm bundan." Sidudu eteini ap beline sard keseleri kard. "Bunlar iyi sakla. Rahibeler bulmasn. Dr. Hannah bir kz daa gtrmek zere seince, ona bir lek vermen gerekiyor. Sadece byle kurtarabiliriz onlar." Jinga, "Ben seildim bile," diye fsldad. "Doktor drt gn nce geldi ve yaknda tanrayla karlaacam syledi." "Ah benim zavall Jinga'm! O zaman bu geceden tezi yok, yalnz kalr kalmaz alman lazm bu iksirden." Sonra arkadana bir daha sarld. "Daha fazla kalamam, ama yaknda iyi insanlarla birlikte seni kurtarmaya geleceim. Seni ve dierlerini gvende olacanz bir yere gtreceiz. Onlara da syle gitmeye hazr olsunlar." Jinga'y brakt. "Bitkileri iyi sakla. Onlar hayatnz kurtaracak. imdi git ve sakn arkana bakma." Jinga arkasn dner dnmez, Fenn, Sidudu'yu rtc pelerinin altna ald. Jinga yirmi adm gitmeden, omzunun stnden arkaya bakt. Si-dudu'nun

kaybolduunu grnce rengi solmutu. Gzle grlr bir abayla kendini toplad ve imlerden tapnaa doru gitmeye devam etti. Fenn ve Sidudu yamac trmanmaya baladlar. Yarsna gelmilerdi ki, Fenn yoldan kp hi kmldamadan durdu. Konumaya cesaret ede470 11. Yazt medi ama by bozulmasn diye Sidudu'nun elini skca kavrad. ki kz nefeslerini tutarak bir ift koca siyah maymunun stlerine doru geliini izlediler. Hayvanlar allarn arasna baknarak yryor, frlak alnlarnn altndaki fkeli gzleri fldr fldr dnyordu. Erkek daha iriydi ama arkasndan gelen dii daha tehlikeli ve saldrgan grnyordu. Kzlarn hizasna geldiklerinde geip gidecek gibi oldular ama dii aniden durup burnunu dikti ve koca burun deliklerini titreterek havay koklamaya balad. Erkek de ayn hareketi taklit etti ve ikisi birden hafiften hrlamaya baladlar. Dii, azn ap koca dilerini gsterdi ve tekrar kapad. O kadar yakndlar ki, Fenn hayvann az kokusunu duyabilmiti. Sidudu'nun elinin titrediini fark edince, onu yreklendirmek iin parmaklarn skt. ki canavar maymun, durduklar yerden biraz ileriye zpladlar, havay koklamay brakmamlard. Dii ban eip kzlarn gemi olduu yolu koklad. Sonra kokuyu takip ederek, ar ar onlara doru dnd. Si-dudu dehet iinde titriyor ve Fenn ondaki panik duygusunun byy bozacak dzeye ykseldiini hissediyordu. Sidudu'yu sakinletirmek iin psiik dalgalar yollamaya alt ama o arada maymunun burnu da Sidudu'nun sandaletindeki parmann dibine kadar uzanmt. Sidudu korkudan altna kard. drar bacaklarndan szyor, kokuyu alan maymunun hrlts artyordu. Maymun tam ileri atlmaya hazrlanrken, kaan bir antilobun allara srtnmesiyle bir hrt oldu ve erkek maymun mthi bir kkremeyle hayvann peine dt. Dii de hemen arkasndan kotu, Sidudu'nun o kadar dibinden gemiti ki, neredeyse kza srtnecekti. Canavar maymunlar yeilliklerin arasnda kaybolurken, Sidudu, Fenn'e yasland, Fenn yakalamasa yere ylabilirdi. Fenn, ona skca sarlarak tepeye kmasna yardm etti, tapnaktakiler grmesin diye, bir yandan da bynn bozulmamas iin abalyordu. Sonra Meren'le Nakonto'nun atlarla onlar bekledii yere kotular. 471 Wilbur Smith Ayn kampta iki gece st ste kalmyorlard. Tinat ve Sidudu btn arka yollan, ormann iindeki gizli patikalan bildii iin, hzla ve gizlice hareket ediyor, sk kullanlan yollardan kanyor, iki kamp arasndaki mesafeyi ayorlard. Kyden kye gezip, onlara yanda liderlerle konutular. Bu kiilerin hepsi gmendi ve kyllerin ou onlara sadkt. Kaaklara yiyecek ve gvenli barnak salyorlard. Jarri devriyelerini takip edip, geldiklerini haber veriyorlard. Her kyde Meren ve Tinat bir sava konseyi topluyorlard. Sulh hakimlerine, ky liderlerine, "Msr'a dneceiz!" diyorlard. "Dolunay gecesi halknz gitmeye hazr olsun." Tinat, atein banda heyecanla parlayan yzlere bakyordu. Sonra nne at haritay gsteriyordu. "Takip etmeniz gereken yol bu. Elinizden geldii kadar silahlann. Adamlannz yiyecek, kaln giysiler, battaniye de alsn, ama tayamayacanz hibir eyi getirmeyin. Uzun ve zorlu bir yry olacak. lk toplanma noktanz da buras." Haritada toplanacaklar yeri gsteriyordu. "Hzla yol aln. Sizi bekleyen ncler olacak. Adamlarnza daha ok silah verecekler ve Kitangule Geidi'ne kadar rehberlik edecekler. Oras btn gruplann buluaca ana toplanma noktas. Dikkatli ve temkinli olun. Sadece gvendiiniz kiilerle konuun. Ac deneylerinizden, oligarlarn drt bir yanda casuslar olduunu bilirsiniz. Albay Cambyses veya benden emir almadka, kararlatnlan tarihten nce yola kmayn." Gne domadan da kylerden aynlyorlard. Merkezden uzaktaki garnizon ve askeri kalelerin komutanlan neredeyse tmyle

Tinat'n adamlany-d. Emirlerini dinliyor, birka neride bulunuyor ve daha az soru soruyorlard. "Bize hareket emrini ulatnn. Hazr bekliyor olacaz," diyorlard. 472 11. Yazt Balca maden oca dalann gneydou yamalarnda bulunu-v0rdu. En bynde binlerce kle ve esir, ar koullar altnda alarak, zengin gm yataklann kazyordu. Muhafzlarn komutan Tinat'n adamlanndand. Tinat ile Meren'i, ii gibi giydirip, esir barakalarna ve mahkmlarn kald binalara soktu. Kle ve esirler aralannda gizli hcT relere blnp liderlerini semilerdi. Tinat liderlerden ounu gayet iyi tanyordu, tutuklanp hapse atlmadan nce ouyla arkada ve yoldat, Onun emirlerini keyifle dinliyorlard. Tinat onlara da, "Dolunay bekleyin," dedi. "Muhafzlar bizden ya* na. Belirlenen zamanda kaplan ap sizi serbest brakacaklar." teki maden ocaklar daha kkt. Birinden bakr ve inko karr hyor, tekinde ise bakr bronza dntrlyordu. En kk olan ayn zamanda en zengin oland. Altn ynnden zengin kuvars damar stnde alld iin, madencilerin lambalannn nda koca altn topaklan parlamaktayd. Bamhendis, Tinat'a, "Kalhanede on be araba dolusu saf altn var," dedi. i Meren hemen, "Brakn onu!" diye mdahale etti. Tinat da ban sallad. "Evet! Altn brakn!" Mhendis, "Ama bu muazzam bir hazine!" diyerek itiraza yeltendi. Dolunaya yirmi gn kala, oligarlarn darbesi indi. Planlanan g artk binlerce gmen arasnda yayld iin Jarri'de parlak bir alev yanma^ 473 "zgrlk daha byk bir hazine," dedi Meren. "Altn brakn. Bizj yavalatr, hem de arabalan daha iyi bir amala kullanabiliriz. Onlara kadnlan, ocuklan, yryemeyecek kadar hasta ve yal olanlan bindiririz." Wilbur Smith ya balamt. Casuslarn bu dumann kokusunu almamasna imkn yoi, tu. Oligarlar, Yzba Onka'y iki yz adamla birlikte, sylentilerin kayna olan Mutangi'ye yolladlar. Onka ve adamlan gece vakti ky sarp tm ky sakinlerini ele geirdiler. Onka ky konseyinin kulbesinde hepsini teker teker sorguya ekti. Krba ve dalama demiri kullanyordu. Sorgulama srasnda sekiz adam ld ve ok daha fazlas kr olup sakatland halde fazla bir ey renememiti. Bu sefer kadnlara gz dikti. Bilto'nun en gen kars bir kz, biri erkek drt yanda ikiz ocuk annesiydi. Onka'nn sorularna direnince, kadna zorla olunun boynunun vuruluunu izlettiler. Sonra Onka ocuun kafasn kadnn ayaklarnn dibine frlatp kznn sana yapt. lk la haykran kk kz, annesinin gznn nnde havaya kaldrm sallyordu. "Tek veletle durmayacam biliyorsun," diyerek hanerini kk kzn yanana srtt. ocuk acyla barrken anne zld. Onka'ya bildii her eyi anlatt. Onka, adamlarna Bilto, kars ve kurtulan kz da dahil btn kylleri kulbeye toplamalarn emretti. Kapy ve pencereleri skca kapatp kulbenin damn atee verdiler. Yanan binadan yrek paralayan feryatlar ykselirken Onka atna binip oligarlara rapor vermeye gitti. Kyllerden iki tanesi o gece tepelerde avlanyordu. Katliama uzaktan tank oldular ve ihanete uradklarn bildirmek zere Meren ile Tinat' bulmaya gittiler. Neredeyse yirmi fersah yolu koarak aldlar. Tinat, onlann anlattklarn dinledi ve hi duraksamad. "Dolunay bekleyemeyiz artk. Hemen harekete gemeliyiz." Fenn, "Taita!" diye ac bir lk att. "Onu beklemeye sz vermitiniz." "Bekleyemeyeceimi sen de biliyorsun," dedi Tinat. "Buna cesaret edemem, eminim Albay Cambyses bile bana hak verecektir bu konuda."

Meren gnlszce ban sallad. "Albay Tinat hakl. Bekleyemez. nsanlar toparlayp kamak zorunda. Taita da bunu isterdi." 474 11. Yazt Fenn, "Ben gelmiyorum sizinle," diye bard. "Taita gelene kadar bekleyeceim." Meren, "Ben de kalacam," dedi. "Ama dierlerinin bir an evvel gitmesi gerek." Sidudu da Fenn'in eline yapt. "Sen ve Meren, benim dostlanms-nz, ben de gitmiyorum." Tinat, "Cesur kzlarsnz," dedi. "Ama Ak Tapna'na bir daha gidip o gen kadnlar getireceksiniz deil mi?" Fenn heyecanla, "Elbette," diye bard. Tinat, "Yannza ka adam lazm?" diye sordu. Meren, "On kii yeter," dedi. "Tapnaktaki kzlar iin yedek atlar da gerekiyor. Onlar, Kitangule yolunu kesen ilk rman bana getiririz. Sonra dnp Taita'y bekleriz." Gecenin byk bir ksmn at stnde geirdiler. Fenn ile Sidudu nden gidiyor, Meren de Duman Yeli'yle arkadan takip ediyordu. afan ilk klaryla, daha gne domadan, tepeye vardlar ve aadaki vadide bulunan Ak Tapna'na baktlar. Fenn, "Tapnakta sabahlan ne yaplr?" diye sordu. "Gne domadan rahibeler kzlar tapnaa gtrr ve tanraya dua edilir. Sonra da kahvalt iin yemekhaneye geerler." "O zaman imdi tapnakta olmalar gerekiyor?" Sidudu, "yle olmal," dedi. "Ya canavar maymunlar?" "Emin deilim, ama onlar tapnak civarnda ve ormanda devriye geziyordun" 475 Wilbur Smith "Kzlara kar daha iyi olan rahibeler var m? yi kalpli olanlar?" Sidudu acyla, "Hayr!" dedi. "Hepsi de zalim ve merhametsizdir. Bize kafesteki hayvanlarmz gibi davranrlar. Gelen adamlara itaat etmeye zorlarlar ve rahibelerden bazlar da bizi kendi kirli zevkleri iin kullanr." Fenn, Meren'e bakt. "Onlar ne yapacaz?" "Yolumuza kan ldreceiz." Kllarn ekip birbirlerine sokularak ve gizlenmeye almadan vadiye doru inmeye baladlar. Maymunlar ortalkta yoktu, Sidudu onlar ana binadan ayn olan tapmaa gtrd. Atlarndan indiler. Meren kapya yklendi ama ieriden kilitliydi. Meren, adamlarna, "Arkamdan gelin!" diye bard ve kalkanlary-la hep birlikte kapya yklenip atlar. Kzlar, orta ahnda toplanmlard, balarnda da siyah giysili drt tane rahibe vard. lerinden biri, uzun boylu, orta yal ve yz iek bozuu olan bir kadnd. Sa elinde tuttuu altn tlsm Meren'e doru kaldrd. Sidudu, "Dikkat et!" diye haykrd. "Bu gl bir byc olan Non-gai. Bysyle sana zarar verebilir." Fenn yayn oktan germiti ve hi tereddt etmedi. Hemen okunu frlatt. Ok, orta ahma kadar vnlayarak gitti ve Nongai'yi gsnn ortasndan vurdu. Tlsm elinden umu ve kadn ta zemine serilmiti. Dier rahibe kargalar gibi katlar. Fenn dier ikisini de vurdu ama drdnc rahibe sunan arkasndaki bir kapya ulamt. Kapy amaya alrken, Sidudu'nun yollad ok krek kemiklerinin ortasna sapland. Kadm kanl bir iz brakarak yere kayd. Dierleri gmleklerini balarna ekmi, dehet iinde bekliyordu. Meren, "Konu onlarla Sidudu," diye emretti. "Sakinletir." Sidudu, kzlara kotu ve bazlarn yerden kaldrd. 476

11. Yazt "Benim, Sidudu. Korkacak bir ey yok. Bunlar iyi adamlar ve sizi kurtarmaya geldiler." Sonra Jinga'y grd. "Yardm et Jinga! Doru dnmelerini salayalm!" Meren, Fenn'e, "Hepsini dar karp atlara bindirin," dedi. "Her a canavar maymunlarn saldrsna urayabiliriz." Kzlar dar srklediler. Bazlar hl inleyip szlyor ve ata zorla bindirilmeleri gerekiyordu. Meren acmasz davranyordu ve sonunda Fenn'in de sabn tam, birinin suratna tokad indirip barmak zorunda kalmt. "Kalk hadi sersem ey, yoksa seni maymunlara brakrz." Sonunda herkes atlara bindi ve Meren, "Drtnala, ileri!" diye hayk-rarak Duman Yeli'ni mahmuzlad. Terkisinde, ona ve birbirlerine sarlm iki kz vard. Nakonto ve mbali, Fenn'in deri zengilerine trmanmlard. Sidudu da Jinga'y terkisine, baka bir kz da nne oturtmutu. Dier atlarda da en azndan er tane kzla birbirlerine sokulmu vaziyette tapnan imlerini getiler, tepeye, oradan da Kitangule yoluna kacaklard. Orman yoluna girmek zereyken karlarna iki tane maymun kt. Be tanesi de dallara trmanmt ve altlarndan geerken atlarn stne atladlar. Ayn anda, yeilliklerin arasndan bren ve kkreyen baka maymunlar ortaya kt. Kimileri binicilere saldryor, kimileri gl e-neleriyle atlarn bacaklarn sryordu. Nakonto'nun sa elinde ksa sapl bir mzrak vard ve canavarlarn n arka arkaya haklad. mbali'nin baltas da havay yararak inip kalkt ve iki maymun daha ld. Meren ve Hilto ile dier askerler de kllarn ekerek maymunlar ldrmeye baladlar. Ama canavar maymunlar korkusuz ve sabit fikirli olduklar iin lgnca bouuyorlard. Ar yaral olsalar bile atllar yere drmekten vazgemiyorlard. ki tanesi Duman Yeli'ne saldrd ve arka bacaklarn srmaya alt. Duman Yeli st ste iki kez gl ifteler att. Birinde maymunlardan birinin kafatas ezildi, dierinde ise br maymunun enesini boynuna gmd. 477 Wilbur Smith Tapmak kzlarndan biri Hilto'nun terkisinden indirildi ve Hilto tek darbede maymunun kafasn uurana dek, hayvan sivri dileriyle kzm grtlan paralad. O arada Nakonto da bir sr at sran son canavar da haklad. Atlardan biri yle kt yaralanmt ki mbali bir balta darbesiyle kafasn ikiye ayrmak zorunda kald. Sonunda yeniden toparlanp vadide ilerlemeye baladlar. Yolun sonundaki atala gelince douya, dalara ve Kitangule Geidi'ne yneldiler Btn gece yol aldlar ve ertesi sabah erkenden ilerideki ovadan ykselen toz bulutunu grdler. len olmadan, uzun ve youn gmen grubunun ucuna yetimilerdi. Tinat kafilenin gerisini koruyordu ve onlarn geldiini grnce drtnala o tarafa gelmeye balad. "Ho geldin Albay Cambyses!" diye bard. "Kzlar kurtardn gryorum." "Evet bunlar kurtulanlar, ama ok zorlu anlar yaadlar ve neredeyse yolun sonuna geliyorlard." Tinat, "Onlara arabalarda yer buluruz," dedi. "Ya sen ve arkadalarn? Bizimle Jarri'ye geliyor musunuz, yoksa geri dnp ihtiyar bycy bulmakta kararl msnz?" Fenn, Meren konuamadan atld, "Cevab zaten biliyorsunuz Albay Tinat." "O zaman sizinle vedalamak zorundaym. Cesaretinize ve bizim iin yaptklarnza teekkrler. Belki bir daha hi karlaamayacaz ama dostluunuz bana byk onur veriyor." "Albay Tinat, efendim, siz byk bir iyimsersinizdir." Fenn, albaya glmsedi. "Bizden o kadar kolay kurtulamayacanz garanti ederim." Kasrga'y albayn atna yaklatrd ve adamn sakall yanana bir pck kondurdu. "Msr'da yeniden karlanca teki yananz da peceim-' Sonra Kasrga'y dndrp Tinat' keyifli bir aknlk iinde brakarak uzaklat. 478

11. Yazt Artk kk bir kafile olmulard, sadece kadn ve erkek vard. Bu seferlik Nakonto ve mbali de komaktansa ata binmeyi tercih et-jniti ve her biri birer tane de yedek at gtryordu. Yan yana giderken Fenn, Meren'e, "Nereye gidiyoruz?" diye sordu. "Dalarn mmkn olduunca yaknna," dedi Meren. "Taita gelince onu hemen bulmalyz." br yanndan gelen Sidudu'ya dnd. "Dan yaknlarnda saklanabileceimiz bir yer biliyor musun?" Kz sadece bir an dnd. "Evet," dedi. "Mevsimi gelince babamla mantar toplamaya gittiimiz bir vadi var. Orada.sadece birka kiinin bildii bir maarada kamp kurardk." ok gemeden, bat ufkunda volkann karl zirveleri grnr olmutu. Mutangi kynn etrafndan dolatlar ve yabandomuzu avladklar tepede durup yaklp yklm kye baktlar. Kllerin ve yanm cesetlerin kokusu oraya kadar geliyordu. Kimse bir ey sylemedi ve dnp batya doru ilerlemeye devam ettiler. Sidudu'nun onlar gtrd maara dan eteine gml durumdayd. Aalar ve yer katmanlar tarafndan yle iyi gizlenmiti ki, nne gelene kadar farkna varmadlar. Maarann yannda atlar ii gzel bir otlak ve su ihtiyalarn karlayacak bir pnar vard. Maarann ii kuru ve scakt. Sidudu'nun ailesi, dip taraftaki oyukta eski iki tencere ile birka alet brakmt. Ayrca byk bir odun yn vard. Kadnlar akam yemeini hazrlad ve hepsi atein bana toplanp yemee oturdular. Fenn, "Burada yeterince rahat ederiz," dedi. "Ama kaleye ve Bulut Baheleri'ne giden yoldan ne kadar uzaktayz?" Sidudu, "Alt, yedi fersah," diye cevap verdi. 479 Wilbur Smith Meren geyik eti yahnisinden ald lokmay inerken, "Gzel!" de_ di. "Gze arpmayacak kadar uzak, ama aa indiinde Taita'y hemen bulacak kadar da yakn." Fenn, "Eer ve ne zaman kelimesini kullanmadna sevindim," diye gzlemde bulundu. Bir sre konumadan yemeklerini yediler, sadece bakr tencerelere deen kaklarn sesi duyuldu. Sidudu, "Onun geldiini nasl anlayacaz?" diye sordu. "Yolu mu gzetleyeceiz?" Hepsi Fenn'e baktlar. Fenn, "Buna gerek yok," dedi. "Geldii zaman haberim olur. Beni uyarr." Aylardr hareket halindeydiler, srekli at binmi, dvm, bitap dmlerdi. Bunca zamandr, nbet devri dnda deliksiz uyumak iin ilk frsatlaryd. Fenn ile Sidudu gece yars nbetini aldlar ve gneyde yldzlann oluturduu byk ha ufka doru inerken uykulu bir durumda maaraya girip nbeti devretmek zere Nakonto ile mbali'yi uyandrdlar. Sonra da uyku minderlerine ylp deliksiz bir uykuya daldlar. Ertesi sabah afak skmeden nce Fenn, Meren'i sarsarak uyandrd. Meren yle bir yerinden frlad ki dierleri de uyand. Fenn'in gznde yalar grnce de hemen klcna sarld. "Ne oldu Fenn? Ne var?" Fenn, "Yok bir ey," diye bard. Meren, onun yzne dikkatle baknca sevinten aladn anlamt. "Her ey harika. Taita hayatta. Gece bana geldi." "Onu grdn m?" Meren, kzn kolunu yakalam heyecanla sallyordu. "Nerede imdi? Nereye gitti?" "Uyurken bana bakmaya gelmiti. Ben uyannca ruh iaretini gsterdi ve yaknda dneceim, ok yaknda, diye mesaj yollad." Sidudu minderinden frlayp Fenn'e sarld. "Ah senin adna ok sevindim Fenn ve hepimiz adna." 480 11. Yazt

Fenn, "Artk her ey yoluna girecek," dedi. "Taita dnecek ve kurtulacaz."

Eos, "Seni yzyllardr bekliyordum," demi ve Taita, onun byk Yalan'n cisimlemi hali olduunu bilmesine ramen szlerine inanmaktan kendini alamamt. Kadn dnp maarann azna doru yrd. Taita direnmeye almad. Onu takip etmekten baka bir ey yapamayacan biliyordu. Ona kar kabilmek iin gelitirdii tm glere karn, o anda kadnn gtrecei yere gitmekten baka bir ey istemiyordu. Giriten sonra, tnelin yosun kapl duvarlar Taita'nn omzuna srt-necek kadar daralyordu. Ayaklarnn stnde kprp tuniine srayan kaynak suyu buz gibiydi. Eos nde kayarm gibi gidiyordu. Siyah ipein altnda kalalar iki yana salnan bir kobra gibi dalgalanmaktayd. Kadn sudan kt ve dar bir ta yoldan yukar trmanmaya balad. Tepede tnel genilemi ve oda gibi bir geit halini almt. Duvarlar, zerlerine eitli insan formlar, gerek ve hayali hayvan figrleri oyulmu lacivert talarla kaplyd. Yerler ise kaplan gz denen kahverengi tonlanndayd. at, pembe kuvarstan yaplmt. Duvarlardaki dirseklere, insan ba byklnde kristal kayalar yerletirilmiti. Eos yaklarken bu kristallerden yaylan gizemli turuncu k nn aydnlatyordu. Onlar geip gidince kristaller snyordu. Taita bir iki kere iri maymun glgeleri grr gibi oldu. Eos'un kk plak ayaklar altn sars talarn stnde sessizce yol alyordu. Taita o ayaklardan bylenmi gibiydi ve gzlerini alamyordu. Kadn yrdke havaya enfes bir koku yaylmaktayd. Taita kokuyu da byk bir zevkle iine ekiyor, zambaklar hatrlyordu. Sonunda ho ve ferah bir salona ulatlar. Burada duvarlar yeil malakittendi. Yksek tavandaki bacalar yeryzne kadar ulayor olmalyd, 481 F:31 Wilbur Smith nk onlardan ieri dolan gne klar duvarlarda zmrt rengi yans-malar yapyordu. Odadaki mobilyalar fildiinden oyulmutu ve balca paralar alak iki kanepeydi. Eos gidip birine oturdu, bacaklarn altna alm ve pelerinini stne serip ayaklarn bile rtmt. Karsndaki dier kanepeyi gsterdi. "Ltfen rahatna bak. Benim sevgili onur konuum Ta-ita." Bunlar Tenmass diliyle sylemiti. Taita kanepeye gitti ve kadnn karsna oturdu. Kanepe ilemeli ipek bir minderle kaplanmt. Kadn, "Ben Eos'um," dedi. "Niye bana sevgili dedin? Bu daha ilk karlamamz. Beni hi tanmyorsun." "Ah Taita, seni senin kendini tandn kadar iyi tanyorum. Hatta belki daha bile iyi." Sesi, Taita'nn o gne kadar dinledii btn mziklerden daha tatlyd. Zihnini buna kapatmaya alt. "Her ne kadar szlerin manta aykm olsa da nedense kuku duyamyorum. Beni tandn kabul ediyorum ama ben, senin adndan baka bir ey bilmiyorum." "Taita, birbirimize kar drst olmalyz. Sana sadece gerei syleyeceim. Sen de bana yle yapmalsn. Son cmlen bir yaland. Benim hakkmda ok ey biliyorsun ve ne yazk ki ou yanl bir sr de nyargn var. stersen seni aydnlatr, yanllarn dzeltirim." "Sylesene nerede yanlyorum?" "Dmann olduuma inanyorsun." Taita ses karmad. Eos, "Ben senin dostunum," diye devam etti. "Hayatta sahip olacan en iten ve tatl dost hem de."

Taita ciddi bir tavrla ban edi ama yine bir ey demedi. mitsiz ona inanmak istediini fark etmiti. Bu da, kalkann yksek tutma kararlln alp gtrmt. 482 11. Yazt Bir sre sonra Eos yine konutu. "Sana yalan syleyeceimi sanyorsun, imdiye kadar dediklerimin de senin bana sylediklerin gibi yalan olduunu dnyorsun." Taita, onun okuyabilecei bir auras olmamasna seviniyordu; duygular fokur fokur kaynamaktayd. "Sana sadece doruyu syledim. Maarada karna kardm grntler gerekti. Hibir hile karmamt." "Gl imajlard," diyen Taita'nn ses tonu tarafsz ve yorumsuzdu. "Hepsi de gerekti. Sana sz verdiim her eyi gcmn snrlar iinde." "Neden onca insan arasndan beni setin?" Eos kmseyerek, "Onca insan m?" diye sordu. "nsanlarn tm benim iin beyaz kanncalar kadar nemsiz. gdsel yaratklar hepsi, makul ve akll deiller, nk o erdemlere eriecek kadar uzun yaamyorlar." Taita, "Ben akll, bilgili, merhametli insanlar tandm," diye kar kt. "Sen bu deerlendirmeyi kendi ksa hayatna gre yapyorsun." "Ben epey uzun yaadm." "Ama fazla zamann kalmad," dedi Eos. "Neredeyse bitiyor mrn." "Ak szlsn Eos." "Dediim gibi, sana sadece gerekleri syleyeceim. nsan bedeni kusurlu bir ara ve hayat geici. Bir insan gerek bilgelie ve anlaya ere-meden lyor. nsan standartlarna gre sen bir Uzun Yaayan'sn ve benim tahminime gre yz elli alt yandasn. Bana gre, bu bir kelebein mrnden uzun deil ya da akam karanlnda ap gn domadan solan bir gece kaktsnnkinden. Ruhunun iinde barnd fiziksel ara, yaknda seni yan yolda brakacak." Aniden sa elini siyah ipek rtnn altndan karp bir kutsama iareti yapt. 483 Wilbur Smith Eer ayaklar gzelse, eli olaanstyd. Taita, onun zarif hareketine bakarken nefesinin kesildiini ve kollarndaki tylerin diken diken olduunu hissetti. "Ama yle olmas gerekmiyor," dedi Eos yumuak bir sesle. "Daha soruma cevap vermedin Eos. Niye ben?" Eos, "Yaadn ksa sre iinde ok ey baarmsn," dedi. Taita ac bir ekilde gld. "Demek ki imdi ben, gen ve gzel bir organ olan yal ve irkin bir adamm." Kadn da o ngrakl sesiyle glmt. "ok ho ifade ettin." Elini tekrar pelerininin iine alp Taita'y onu grme zevkinden mahrum brakt. Sonra konumaya devam etti. "Maarada sana genliini gsterdim. ok gzeldin ve yine yle olabilirsin." "stediin gen ve gzel adam seecek durumdasn. Zaten bunu yaptndan hi kukum yok." Kadn hemen drste yant verdi. "En az on bin kere, ama gzelliklerine ramen karncaydlar." "Ben fa-rJ m olacam?" "Evet Taita... evet." "Ne ynden?" "Zihnin," dedi Eos. "ehevi tutkular abuk geer. stn bir zihin ise sonsuza kadar mutluluk verir. Byk bir zek, ebediyen gen kalan bir bedende zamanla giderek keskinleir; bunlar tannsal zelliklerdir. Taita, sen alar boyunca hasretini ektiim mkemmel yolda ve esin." Saatlerce konutular. Onun dehasnn souk ve kt niyetli olduunu bildii halde, yine de byleyici ve ayartc buluyordu. Fiziksel ve entelektel adan enerji yklendiini hissetmekteydi. Sonunda sinir bozucu bir ekilde boaltma

ihtiyac duydu ama daha azn aamadan Eos, "Senin iin hazrlanan bir blm var," dedi. "Kapdan knca saa dn ve koridorun sonuna kadar git." 484 11. Yazt Eos'un tarif ettii oda byk ve grkemliydi ama Taita'nn zihni p-I prl olduu iin etrafndakileri fark edemedi. Hibir yorgunluk hisset-mjyordu. Kk bir blmede altna tuvalet kovas konmu ssl bir tabu-x bulup kendini rahatlatt. Kede, kristale oyulmu bir bideye scak, ko-ku|u sular akyordu. Ykanp temizlenince hemen yeil salona dnd, gos'un hl orada olduunu umuyordu. Artk atdan inen bacalardan gne yansmyordu. Hava kararm ama duvarlardaki kristal kayalar scak bir k yaymaya balamt. Eos hl brakt yerde oturuyordu. Taita da karsna yerleti ve Eos, "Burada senin iin yiyecek, iecek bir eyler var," dedi. O gzelim eliyle Taita'nn yanndaki fildii sehpay gsteriyordu. O yokken gm tabaklar ve bir gm kadeh getirilip braklmt. Taita alk hissetmiyordu ama meyveler ve erbet itah ac grnyordu. abucak bir eyler attrd ve hevesle sohbetlerine dnd. "Ebedi yaamdan ok rahata sz ediyorsun." I "Bu, firavunundan klesine btn insanlann d," dedi Eos. "Hayali bir cennette ebediyen yaamann hasretini ekiyorlar. Ben domadan nce yaam eski insanlar bile maaralarnn duvarlarna bu hasreti gsteren resimler izmi." "Peki bunu gerekletirmek mmkn m?" diye sordu Taita. "Karnda bunun canl bir kant olarak oturuyorum." "Ka yandasn Eos?" "Firavun Keops Giza'daki byk piramidi dikerken ben oktan yalanmtm." "Bu nasl mmkn olabiliyor?" "Font'u duymu muydun?" Taita, "Eski alardan gnmze kadar gelen bir efsane," diye cevap verdi. "Font bir efsane deil Taita. Font var." 485 Wilbur Smith "Peki nedir? Nerede bulunur?" "Btn hayatn Mavi Nehri, evrenimizi yneten asl g." "Gerekten bir nehir veya kaynak m? Ve niye Mavi? Bana tanmla yabilir misin onu?" "Tenmass dilinde bile onun gcn ve gzelliini anlatacak kelimeler yok. kimiz bir olunca seni ona gtreceim. Mavi'de yan yana ykanacaz ve genliin btn ihtiamyla kacaksn ondan." "Nerede peki? Gkte mi yerde mi?" "Yer deitiriyor. Denizler deiip, dalar ykselip inince Font da onlarla birlikte hareket ediyor." "imdi nerede?" "Oturduumuz yere fazla uzak deil," dedi Eos. "Ama sabrl ol. Zaman gelince seni ona gtreceim." Yalan sylyordu. Tabii ki yaland szleri. O Yalan'n kendisiydi. Font var olsa bile, Taita, onun baka hi kimseyi ona gtrmeyeceini biliyordu, ama yine de bu sahte vaat onu cezp ediyordu. Eos yumuak bir sesle, "Benden hl kukulandn gryorum," dedi. "Sana iyi niyetimi gstermek iin, yanna birini daha almana izin vereceim Font'a giderken. ok sevdiin birini. Byle biri var m?" Fenn! Taita, dncelerini o kadar hzla maskeledi ki Eos bile okuyamazd. Eos, ona bir tuzak kurmutu ve Taita neredeyse tuzaa dyordu. "Byle biri yok," diye cevap verdi. "Bir kez sana baktmda vahi doada bir gletin kysnda oturu-yordun. Yannda bir ocuk grmtm, sar sal gzel bir ocuk." Taita, "Ah, evet," dedi. "Adn bile hatrlamyorum, u senin karncalardan biriydi. Sadece o gn iin yanmda getirdiim biri." "Onu da Font'a gtrmek istemez misin?" "Niye gtreyim ki?" Eos bir ey demedi ama Taita akaklarnda yine o peri parma gibi dokunular hissediyordu. Eos'un szlerine inanma-

486 ? 11. Yazt Sn ve zihnine girmeye ve dncelerini almaya altn biliyordu, psiik bir abayla kadnn giriini engelledi ve o da annda geri ekildi. "Yoruldun Taita. Bir sre uyumalsn." Taita, "Hi yorulmadm," diye cevap verdi ve bu doruydu. Kendini canl ve zinde hissediyordu. "Konuacamz o kadar ok ey var ki, uzun bir yara yeni balayan atletler gibiyiz. Admlarmz yavalatmalyz. Ne de olsa, kaderimizde sonsuza kadar yolda olmak var. Acele etmeye gerek yok. Zaman bizim oyuncamz, dmanmz deil." Eos yerinden kalkt ve tek kelime daha etmeden Taita'nn daha nce fark etmedii siyah duvardaki kapdan szlp gitti. Kendini yorgun hissetmemesine ramen, odasndaki ipek yataa uzanr uzanmaz derin bir uykuya dald. Uyandnda tavandan gelen gn ieride oynamaktayd. Kendini harika bir ekilde diri hissetti. Kirli giysileri yok olmu, onlarn yerine deri pelerininin yanna temiz bir tunikle bir ift yeni sandalet braklmt. Bann yannda bulunan fildii sehpada da yiyecek bir eyler vard. Taita ykand, kahvaltsn edip giyindi. Eos'un yollad tunik, tenini okayan yumuack bir kumatan yaplmt. Sandaletler ise domam kei derisindendi ve altn varaklarla sslyd. Tam ayana greydiler. Eos'un byk salonuna gidince ieride kimsecikler olmadn grd. Sadece havada onun kokusu vard. Bir nceki gece kadnn girdii kapya gitti. nnde uzanan uzun geit onu gn na kard. Gzleri a alnca, Bulut Baheleri kadar byk olmayan ama ondan ok daha gzel baka bir kraterle karlat. Hayatnda bu kadar ssl ve gr orman487 Wilbur Smith lar ve orkideler grmemiti. Tam nnde uzanan imlerde, ortasnda, ic| ne grl grl parlak bir su akan adrvanyla kk, mermer bir pavy0n vard. Su berrak olduu halde, adrvann havuzunda biriken suyun yzeyi kehribar gibi kara ve parlakt. Eos pavyondaki mermer bankta oturuyordu. Ba akt ama yz br tarafa dnk olduu iin, Taita sadece san grebiliyordu. Sessizce kadna doru ilerledi, onu habersiz yakalayp yzne bir gz atmay dnyordu. Sa beline kadar dalga dalga iniyordu. Havuzdaki su kadar karayd ama parlts kelimelerle anlatlacak gibi deildi. Taita yaklatka, buklelerinin arasnda deerli yakutlara benzer kzl ltlarn oynatn grd. Dokunmak zere elini uzatt ama o arada Eos rty bana rtp Taita'nn yzn bir nebze bile grmesine izin vermedi. Sonra ona dnd. "Gel, ait olduun yere, yani yanma otur." Taita bir sre sessizce oturdu. Kzm ve hsrana uramt. Eos'un yzn grmeye hasretti. Kadn, onun ruh halini anlam gibiydi ve elini omzuna koydu. Dokunuu Taita'y heyecanlandrmt ama kendini tuttu ve, "Fiziksel grnm zerine epeyce konutuk Eos," dedi. "Acaba bir kusurun mu var? Grntnden utanyor musun?" Tpk onun kendisine yapt gibi, kadn kkrtmaya alyordu. Ama cevap verirken Eos'un sesi tatl ve sakindi. "Ben, kadn veya erkek, yeryzne gelmi en gzel insanm." "O zaman gzelliini niye saklyorsun?" "nk gzleri kr edebilir ve ona bakan erkekleri batan kartabilir." "Bu vnmeye inanmal mym?" "Bu vnmek deil Taita. Gerein ta kendisi." "Gzelliini bana hi gstermeyecek misin?" "Hazr olunca gzelliime bakabileceksin, sonularn anladn ve onlar kabul etmeye hazr olduun zaman." Eli hl Taita'nn kolundayd. 488

11. Yazt "Grmyor musun, en hafif dokunuum bile seni huzursuz ediyor? Kalbinin atn parmaklarmn ucunda hissedebiliyorum." Elini ekip Taita'yi bir duygu karmaas iinde brakt. Duygulann tekrar kontrol altna alabilmesi iin aradan zaman gemesi gerekti. "Baka eylerden sz edelim. Bana soracak pek ok sorun var ve ben de sana doru cevaplar vermeye sz verdim." Bu daveti kabul eden Taita'nn sesi biraz bouk karm gibiydi. "Nil'in kaynana engeller koydun. Bunu yaparken amacn neydi?" "ki amacm vard. Biri, seni buraya getirtmek iin bir arda bulunmakt. Buna direnemedin ve ite yanmda oturuyorsun." Taita bunu derin derin dnp, "teki neydi peki?" diye sordu. "Sana bir hediye hazrlyordum." "Hediye mi?" "Bir nian hediyesi. Ruh ve ten olarak birleince, sana Msr'n ki Krallk'n vereceim." "Savatktan sonra m? Bu ne kadar sapkn ve zalimce bir hediye byle?" "ifte tac sen takp da. Msr tahtna ikimiz yan yana oturunca, Nil'i serbest brakacam ve sular yine krallmza akacak... yani, pek ok krallmzdan ilkine." "O arada sadece insan denen kanncalar m ac ekecek?" "Daha imdiden btn yaratklarn lordu gibi dnmeye ve davranmaya baladn, ki yaknda yle olacaksn zaten. Bulut Baheleri'ndeki maarada sana gstermitim. Btn uluslarn hkimiyeti, ebedi yaam, genlik, gzellik, bilgelik ve tm alarn bilgisi, yani elmas da." "dllerin en by," dedi Taita. "Gerekten." "Tamamen senin olacak." "Buna orantl bir ey istemeden nermeni hl kukuyla karlyorum ama." 489 Wilbur Smith "Ah, bunu sylemitim. Teklifime karlk, ebedi akn ve sadakatini istiyorum senden." "Bunca zamandr yalnz yaamsn, niye imdi birini istiyorsun?" "lmszlk skntsna yakalandm, bu mucizeleri paylaacak biri olmaynca yaam ok skc geliyor." "Benden istediin sadece bu mu? O muhteem zekndan bir para tattm. Eer gzelliin de bununla edeerse, deyeceim bu bedel ok nemsiz grnyor." Kadn yalanlan gerek gibi sunuyordu. Taita da inanm gibi yapyordu. Karlkl dizilmi iki ordunun komutanlar gibiydiler. Bu, savatan nceki ekime ve manevra dnemiydi. Taita kendisinden ok Msr ve Fenn iin korkuyordu, bu ikisi onun sevgilileriydi ve her ikisi de lmcl bir tehlike iindeydi. Sonraki gnleri o havuzun banda, gecelerin ounu da Eos'un yeil salonunda geirdiler. Eos ruhunu kapal tutsa da, grnmn Taita'ya yava yava ayordu. Konumalar da gnden gne daha ilginlemekteydi. Ara sra gm tepsiden bir lokma meyve almak iin uzanyor ve n kolunun ortaya kmasna izin veriyordu. Veya fildii kanepesinde pozisyon deitirirken eteinin dizine kadar almasn salyordu. Baldrnn biimi muhteemdi. Taita, onun bu gzelliklerine alm olmalyd ama alamamt. Btn bedeninin ortaya kaca an korkuyla bekliyordu. Onun cazibesine direnebileceinden emin deildi. Gnler ve geceler korkutucu bir hzla akp gemekteydi. Aralarnda ehevi ve astral yolculuklar oluuyor, neredeyse dayanamayacaklar bir hale geliyordu. Bir noktann altm izmek istediinde, kadn, ona dokunuyor sonra elini geri ekiyordu. Bir keresinde elini kendi gsne koymu ve Taita gslerinin scak esnekliini hissedince, kasklarnda oluan sanc yznden inlememek iin btn gcn kullanmak zorunda kalmt. 490 f

11. Yazt Kokusu asla deimiyordu, daima zambak kokuyordu. Ama giysilerini sabah akam deitirmekteydi. Uzun ve bol eyler giyiyor, yumuack Icumalarm altndaki girintiler ok az belli oluyordu. Bazen sakin, bazen huzursuzdu. yle zamanlarda, insan eti yiyen dii bir kaplan zarafetiyle Taita'nm kanepesinin etrafnda tur atyordu. Bir keresinde Taita'nn nnde diz km ve konumaya devam ederken elini tuniinin stnden utanmazca Taita'nn kasna gtrmt, parmaklan erkekliinin dibine gelince durup onun kabardm hissederek geri ekilmiti. Bazen de yine siyahlara brnyor ve kendini tamamen gizleyip ayak parmann ucunu bile gstermiyordu. Bir sabah, onun yeil salonundaydlar ve Eos'un stnde yar saydam beyaz bir ipekli vard. Daha nce hi beyaz giymemiti. Sohbetin ortasnda aniden kk plak ayaklarna basp kalkt ve gelip Taita'nn nnde durdu. Brnd beyaz rt etrafnda bir bulut gibiydi. Teninin pembe ve fildii tonlar, giysisine k vurduka kuman altndan parlyordu. Grnts ty gibi narindi. Karn, bir taznnki gibi dz ve przszd, altnda gizemli bir genin glgesi grnyordu. Gsleri, ilek rengi haleleri olan fildii kreler gibiydi. "Kendimi sana gstermemi sahiden istiyor musun lordum?" diye sordu. Taita o kadar armt ki hemen cevap veremedi. "Btn mrm i boyunca bu an beklemiim gibi geliyor," dedi. "Bana tmyle sahip olman istiyorum. Senden hibir eyi saknmayacam. Sana hi koul ileri srmeyeceim. Karlnda sevginden baka bir ey istemiyorum." pekli kuma svayp kollarn uzatt. Kollan ince, yuvarlak hatl ve skyd. O zarif parmaklaryla rtsnn ucunu tutup yavaa yzn amaya balad. enesine kadar gelince durdu. Boynu uzun ve zarifti. 491 Wilbur Smith "Yzme bakmak istediinden iyice emin ol. Sonulan konusunda seni uyardm. Gzelliim ona bakan herkesi kendine esir etti. Sen dayanabilecek misin?" Taita, "Beni mahvetse bile dayanmak zorundaym," diye fsldad Bunun savan kader an olacan biliyordu. Eos, "Bak o zaman," dedi ve insan ldrtan bir yavalkla rty kaldrmaya balad. enesi yuvarlak ve gamzeliydi. Dolgun ve kavisli dudaklar olgun kirazlarn rengindeydi. Dudaklarn yalad. Dili sivrileti ve ucu, esneyen bir kedi yavrusununki gibi bkld. Dudaklarnda parlak bir iz brakp tekrar kk, ltl dilerinin arasna ekildi. Elmack kemikleri kk, aln geni ve derindi. Yay gibi kalar, gzlerine mkemmel birer ereve oluyor ve koyu mcevher gibi gzleri, parltlaryla oday aydnlatyordu. Taita'nn ruhuna bakyor gibiydiler. Kadnn yznn her bir paras mkemmeldi. Btn olarak alndnda ise, kyas kabul etmez bir gzellikteydi. rty yeil malakit talara atarken, "Seni memnun ettim mi lordum?" diye sordu. Kzl prltlar olan salar samur bir krk gibi omuzlarndan dklyordu. Dalga dalga beline kadar iniyor ve sanki kendi can varm gibi titreiyordu. "Bana cevap vermedin," dedi. "Houna gitmedim mi?" Taita titrek bir sesle, "Zihnim gzelliini kavramakta aciz kalyor," dedi. "Bu gzelliin onda biri bile kelimelerle ifade edilemez. Bu yze baknca, bir erkein byk bir orman yangnnda yanar gibi nasl yanp kl olduunu anlayabiliyorum. Beni dehete dryor ama ona kar koyamyorum." Kadn, ona biraz daha sokuldu ve Taita'y zambak kokulan kuatt. Sonra banda dikilip Taita yzn onun yzne doru kaldrana kadar bekledi. Yava yava eildi; lk ve yumuak dudaklarn Taita'nnkilere 492 11. Yazt bastrd. Kvrk kedi dili aznn derinliklerine kayd. Ksack bir an iin Taita'nn diline dolanp ylece kald, ama sonra geri ekildi. Ama kadnn tad, muhteem bir meyve gibi Taita'nn azna dolmutu. Eos malakit talarda dnerek uzaklat. Salar talar sprr gibiydi, neredeyse ensesi poposuna deecek kadar arkaya doru bkld, o arada etekleri dalga dalga uuuyordu. Ayaklan

hzdan grnmeyecek ekilde dans ediyordu. Taita'nn gzleri takip edemez olmutu. Sonra durdular ve kadn parmak ucunda bir heykel gibi ykseldi, sadece salar dalgalanyordu. "Dahas var lordum," dedi sesinde, Taita'nn daha nce duymad derin, bouk bir tn vard. "ok daha fazlas var. Yoksa yeterince grdn m?" "Sana bin yl bile baksam, doymam." Eos bann tek bir hareketiyle salarn omuzlanndan att ve iin iin yanan gzlerini Taita'ya dikti. Sonra, "Volkann tam azndasn," diye uyanda bulundu. "Bu son aamada bile geri ekilebilirsin. Ama bir kere girdin mi geri dn olmaz. Senin iin evren sonsuza kadar deimi olur. Bedeli ardr... hayal edemeyecein kadar. O bedeli demeye hazr msn?" "Haznm." Eos giysisinin bir omzunu indirdi. Omzunun kvnm uzun, zarif boy-nuyla mkemmel bir uyum salyordu. Giysiyi biraz daha indirdi ve bir gs ortaya kt. Sonra dierini de kard ve yuvarlak, dolgun, dii gsleri salland. Sonra giysiyi kalalannm kntsna doru indirdi. Gbei yeni kar yam bir tarla kadar dzd. Gbek ukurunda ate gibi bir yakut parldyordu. Eos kalalann kvrd ve giysi narin bacaklarndan kayp ayak bileklerine dt. Elbisenin iinden kp plak olarak o uzun kvrak admlaryla Taita'nn nne geldi. stne eilip bir kolunu ensesine sard. Dier eliyle 493 Wilbur Smith gslerinden birini avulayp Taita'nn ban ona doru edi ve meme ucunu azna uzatt. Kulana, "Em, lordum," diye fsldad. Taita bebek gibi emerken meme ucu dudaklarnn arasnda irileti ve youn, kremsi bir sv salglamaya balad. Eos ban arkaya itip onu dudaklarnn arasndan ekene kadar, emmeye devam etti. "Bu kadar a gzl olma," diye azarlad. "Bedenimde senin iin daha baka zevkler de var. Kendini hemen doyurmamalsn." Sonra geri ekilip iki elini beline doru kaydrd. Taita gzn ellerinden ayramyordu. Eos ayaklarn ap dizlerini bkt ve uyluklarn ortaya kard. Taita, onun elinin kendi bacaklarnn arasndaki siyah tylerin arasna gmln izledi. Sonra kadn elini oradan kard ve iaret parman uzatt. Parmak yan saydam bir slaklkla parlyordu. Bouk bir sesle, "Bak, ne kadar derinim senin iin," dedi ve slak parmann ucunu baparmana srtt. ki parman ayrdnda aralarnda jelatinimsi bir madde uzad. "Bu, btn erkeklerin delirdii gerek lmszlk iksiri," diyerek Taita'ya yaklat. "Azn a lordum." Parman Taita'nn dudaklarnn arasna soktu ve cinselliinin arpc kokusu Taita'nn duygularn altst etti. O arada Eos, botaki elini tuniinin altna kaydrm ve erkekliini kavramt. Zaten kazk gibi sertlemi olan organ, kadnn becerikli parmaklarnn arasnda daha da sertleip irileiyordu. Taita, Eos'un gzlerinin iine bakt ve bir sre nce orada olmayan, vahi, yrtc bir alk grd. Bu aln, elinde tuttuu ey iin deil, ehvetle istedii ruhu iin olduunun farkndayd. Kadn iki eliyle onu tutup ayaa kaldrd ve nnde diz kerek sandaletlerinin balarn zp ayaklarndan kard. Sonra ban uzatp burnunu erkekliine srtt ve onu dudaklarnn arasna alp doymak bilmez bir ekilde emmeye balad. Tekrar dorulduunda Taita'nn tuniini bandan kartt ve onu kanepeye itti. Ata biner gibi tek bacan stne atp zerine melerek onu gizli derinliklerine yneltti. 494 11. Yazt Taita duyduu zevkin younluu yznden straba dnmesi zerine zevkle inledi. Kadn stnde kprdamadan duruyordu. Derinlerdeki kaslar nabz gibi atyor, Taita'y bir pitonun avn yutarken yapt gibi amansz bir ekilde kstryordu. O kadar gl bir birleme salamt ki ikisi de kprdayamyordu. Eos'un gzleri, ldrc darbeyi indirmeye hazrlanan bir savann muzaffer panltsyla Taita'nnkilere dikilmiti. "Bana aitsin." Sesi

bir ylann tslamasna benziyordu. "Sendeki her ey benim." Artk gizlenmeye gerek duymadan gerek rengini gsteriyordu. Taita cinsel saldrnn baladn hissediyordu. Sanki, bir barbar srs ruhunun kalesini kuatm, duvarlan dvmekteydi. Kadna direnmek, kaplann ona kar kapatmak, onu geri pskrtmek iin btn glerini toplad. Taita'nn onu tatllkla pusuya drdn anlayan kadnn gzlerindeki bak korku ile kark bir aknla dnt. Ondan sonra lmcl bir ifade ald ve yeniden yklendi. Bata eit glerle birbirlerine kar mcadele ettiler. Taita vcudunu bir yana ekiyor, kadn, ona kar koymak iin btn arlyla yklenince onunla birlikte kanepenin br tarafna yuvarlanyordu. Birbirlerine kenetlenmi ekilde yere dtler, ama bu sefer kadn alttayd ve Taita'nn arln tayordu. Bir anlk aknlkla, bedeninin derinlerindeki kaslan gevet-miti. Taita bu hatadan yararlanp daha derinlere inmek, merkeze ulamak iin aband. Kadn annda kaslann skp ona izin vermedi. Birbirlerini hassas bir dengede tutup btn gleriyle zorlanarak sessizce mcadele ettiler. Taita, onun yedek glerini ardn hissetti ve kendisi de kendi yedeklerine bavurdu. Sonra Eos, Taita'nn stne psiik bir gibi aband. Taita'nn savunmasnda bir gedik amaya, ruhunun gizli kelerine ulamaya alyordu. Taita bedeninin esnediini hissedebiliyordu. Eos'un gzlerinde yine muzaffer bir bak belirmiti. Taita elini uzatp boynundaki Lost-ris Tlsm'n kavrad. Zihninden de g kelimelerini geiriyordu. Mensaar! 495 Wilbur Smith Erkeklii bu drtyle ileri atld ve kadn da bunu hisseder hissetmez anlamsz szckler haykrd. Taita, "Kydash! Incube!" diye bard. Tlsmdan, imek akar gibi psiik bir kvlcm kt ve Taita'nn ruhundan Eos'a doru akt. Yine kuvvetleri eitlenmi olarak birbirlerini kilitlemilerdi. Ya kandillerinin fitilleri ksald, alevleri titreti ve snp gitti. Odadaki tek k tepedeki bacadan geliyordu. Gne dalarn ardnda batnca o da gitti ve karanln iinde savamaya baladlar. Btn geceyi o ekilde, Taita'nn erkeklii kadnn iine gml, onun kaslar Taita'nn erkekliini amanszca kstrm olarak, cehennemden frlam bir ikili olarak geirdiler. Cinsel organlar birer reme ve zevk organ olmaktan kp, lmcl silahlara dnmt. afan ilk klar ieri szldnde, ikisi hl birbirlerine kenetlenmi durumdayd. Ik glenince Taita, kadnn gzlerini grebilmeye balad. Derinliklerinde, kafese kapatldn yeni anlam bir kuun panii belirmeye balamt. Kadn gzn ondan karmaya alt ama Taita izin vermedi. kisi de yorgunluk snrn oktan amt. Dayanma isteinden baka tutunacak dallan kalmamt. Kadn uzun bacaklarn Taita'nn kalasna, kollarn da srtna dolamt. Taita da onu poposundan kavram kendine doru bastryordu. Sa elinden brakmad Lostris Tlsm ' da araya skm durumdayd. Taita, kadna fark ettirmemek iin byk bir aba harcayarak baparmann trnayla madalyonu at ve kk krmz ta avucunun iine ald. Ta kadnn omurgasna bastrnca, kadndan g alan tan snd n hissetti. Kadn feryat ederek gsz bir ekilde rpnd ve mitsizce onu dar itmeye alarak cinsel organn pompalamaya balad. Taita, kendi yklenilerini onun zamanlamasna uydurdu. Kadm her gevediinde, o da biraz daha derine giriyordu. Nihayet son engele de ulat ve gl bir ekilde abanarak delip geti. \ 496 11. Yazt Eos inleyip kfrler ederek Taita'nm altnda ylp kald. Taita azn onunkine kapatp dilini grtlana kadar soktu ve lklar bastrd. Onun varlnn gizli mabedine dalp bilgisinin ve gcnn sakland sandklar paralayarak iindekileri almaya balad. Bunu yaptka kendi gc geri geliyor, kadndan aldklar yz misline kyordu.

Sonra Eos'un o gzelim yzne, o byleyici gzlerine bakt ve deitiklerini grd. Kadnn az akt, gm rengi salyalar akyordu. Gzleri mat ve cansz akl talarna dnmt. Burnu, aleve tutulmu bir balmumu topa gibi irileip irkinlemiti. Parlak teni solup irkin bir sar renk alm, krp srngen derisi gibi pul pul kurumutu. Aznn ve gzlerinin kenarlarnda derin atlaklar ortaya kmt. O dalga daiga. can I salar, kurumu ba derisinden sopa gibi uzanan tylere dnmt. Taita hl onun iine gmlm durumdayd ve kadnn astral ve psiik glerini kendi iine alyordu. O kadar muazzam bir birikimdi ki, bu aktarma ilemi saatler boyu srd. Taita'nn akntnn azalp kesildiini hissetmesine kadar, gne nlar malakit zemine dikey olarak vurur hale gelmiti. Sonunda kaynak tamamen kurudu. Taita ne var ne yoksa almt. Eos'un ii boalm, bombo kalmt. Taita erkekliini geri ekti. Kadnn stnden yuvarlanp ayaa kalkt. Cinsel organ imi, morarm ve yer yer synlmt. Acsn bastrd ve kanepesinin yanndaki gm srahiye gitti. Kana kana su itikten sonra kadnn kanepesinin ucuna oturup onun yerde yatn seyretti. Ak azndan kesik kesik soluk alyordu. Gzleri bo bir bakla salonun tavanna dikilmi ve bedeni imeye balamt. Gnete kalm bir ceset gibi, iine dolan rme gazlaryla karn davul gibiydi. ncecik kollan, bacaklan patlayacak gibi grnyordu. Eti gevek ve ekilsiz bir hal almt. Taita, onun giderek ien bedenini, kol ve bacaklannn hamur gibi batmanlarn arasnda kayboluunu izledi. Geride sadece, vcuduna oranla kck grnen ba kalmt. 497 F:32 Wilbur Smith Kadnn irileen bedeni giderek salonun yarsn doldurdu. Taita kanepeden atlayp srtn duvara dayayarak ona yer at. Yuvann ortasndaki kraliyet hcresinde yatan kralie beyaz karncaya benzemiti. Kendi eti tarafndan kapana kstnlmt, sadece ban oynatabiliyor, geri kalan her ey kendi arlnn altnda eziliyordu. Bu maaradan asla kaamayacakt. Canavar maymunlar ona yardma gelse bile onu bu haliyle dar geitlerden srkleyip ak havaya karmalar imknszd. eriyi iren bir koku kaplad. Eos'un derisindeki gzeneklerden youn, yal bir sv szyor ve altna akyordu, her damla rmeye balayan bedenin etkisiyle yeile dnmekteydi. Mide bulandrc koku Ta-ita'nn boazn ve cierlerini yakyordu. Bu rmln kokuuydu, itahna kurban giden masumlarn, domam bebelerin ve onlan tayan annelerin ryen bedenlerinin kokuuydu. Birok lkeyi mahveden felaketler yznden lenlerin, karp ynettii savalarda yok olan askerlerin, korku iinde bodurduu insanlarn, madenlerinde, taocaklannda can veren klelerin cesetlerinin kokuuydu. Her pasl soluuyla onaya sald derin ktlklerin iren kokusuyla birlemiti. Bu kokumuluk karsnda Taita'nm duyularn kontrol mekanizmas bile yetersiz kalyordu. Srtn duvara dayayp kalan boluklardan geerek tnelin azna ulat. Arkasndan uursuz bir ses geldi. Sanki dev bir kirpi dikenlerini sallamaktayd. Eos'un grotesk kafas ona doru yuvarland ve gzleri suratna dikildi. Hatlan ylesine arplmt ki, o gzelliinden eser kalmamt. Gzleri derin, kara ukurlara dnmt. Dudaklar, kurukafalarda olduu gibi, dilerini ortaya serecek biimde geriye doru gerilmiti. Katlanlmaz irkinlii sapkn ruhunun aynasyd. atlak, bouk bir sesle karga gibi gaklayarak, "Vazgemeyeceim," dedi. Taita soluundaki iren kokudan kurtulmak iin geri ekildi ve dorudan gzlerinin iine bakp, "Yalan hipir zaman vazgemez," dedi. "Ama Doru da yle. Bu mcadelenin asla sonu gelmez." 498

11. Yazt Kadn gzlerini kapad ve bir daha konumad. Sadece hrltl soluklar duyuluyordu. Taita gidip pelerinini buldu, sonra yeil salondan ak havaya kan geide szld. Kadnn gizli bahesine geldiinde, gne yamacn stnde parlyordu ama kraterin derinliklerini glgede brakmt. Eos'un canavar maymunlar var m, diye dikkatle etrafna baknd, auralann grmeye alt ama bir ey gremedi. Eos'un yok olmasyla birlikte onlarn da kendilerini ynetecek zekdan mahrum kaldn biliyordu. Hi dnmeden dan tnellerinden, geitlerinden ekilip bir yerde lmeye gitmilerdi. Hava souk ve temizdi. Rahatlam bir halde derin nefesler alarak Eos'un kokusunu cierlerinden att ve kara havuzun yanndaki pavyona gitti. Kadn hl gen ve gzelken oturduklar ta banka oturdu. Deri pelerinine sarnd. Kendini yorgun ve tkenmi bulmay bekliyordu, ama btn benliini bir sevin kaplamt. Kendini gayet gl ve yorulmaz hissediyordu. nce bu duruma ard, ama sonra caddan alm olduu g ve enerjiyle yklendiini kavrad. ine dolan da gibi bilgi ve deneyim birikimini aratrmaya balaynca, zihni ykselip geniledi. Eos'un var olduu gemi bin yla, balang zamanlarna kadar geriye bakabiliyordu. Btn ayrntlar yeniydi. Onun heves ve arzularn kendisininmiesine alglayabilmekteydi. Cadnn zalimliinin ve ahlakszlnn sonsuzluu artcyd. u anda net bir ekilde nne serilene kadar, gerek ve an ktln doasn anlayamamt. Kadndan renecei o kadar ok ey vard ki, tek tek denemeye kalksa normal bir mr yetmezdi. Bilgiler iren ve rezilce batan karcyd; Taita stne kmeden nce bunlarn ekiciliine kar direncini gelitirmek zorunda olduunun 499 Wilbur Smith farkndayd. Yoksa bunlar, onu da Eos gibi bir canavar haline getirebiljr_ di. Kadndan skp aldklarn kendi birikimlerine ekleyince yeryznn en gl adam haline geldiini bilse de, mtevazlktan vazgemiyordu Glerini harekete geirdi ve muazzam younluktaki pis dnceleri, hafzasnn en kuytu kelerine kaldrd, bylece onlar kendisini ele ge, iremeyecek ama isterse o diledii ksmn kullanabilecekti. Ktlklere ek olarak, artk en az kendisininki kadar bir bilgi birikimi de eline gemiti ve sonsuza kadar hem ona hem insanla yarar dokunabilirdi. Eos'tan okyanuslarn, yeryznn ve cennetin doasyla ilgili gizlerin, lmn ve yaamn, yok etmenin ve yeniden yaratmann anahtarlarn almt. Bunlar zihninin n plannda tutacak ve bylece yayabilecek ve kullanabilecekti. Zihnini toparlayp yeniden dzenleyene kadar gne batt ve akam olmutu. Ancak o zaman insani ihtiyalarnn farkna vard: gnlerdir bir ey yememiti ve su itii halde susuzluktan lyordu. Artk cadnn inini, iinde onun kadar yaamasna biliyordu. Kraterden ayrld ve kayalk labirente dnp canavar maymunlarn Eos'a hizmet ettikleri depolar, kilerleri, mutfaklar buldu. En gzel meyvelerden ve peynirlerden biraz yiyip bir kadeh arap iti. Sonra, zindelemi olarak pavyona dnd. imdi ilk dncesi Fenn'le balant kurmakt. Kendini toparlayp onu ak ve net bir ekilde ard. Hemen anla d ki cadnn gcn hafife almt. Fenn'e ulama abalan bloke oluyor ve kadndan yaylan gle geri dndrlyordu. O zayf durumunda bile, kendisini ve inini koruyucu bir kalkann ardna gizlemeyi baarmt. Ta ka abalamaktan vazgeti ve dalardan kamann yolunu aramaya youn lat. Eos'un zihnini kartrp onu dehete dren, inanamayaca keif lerde bulundu. \ Pavyondan tekrar kp kayalk tnelden Eos'un yeil salonuna gitti-ren rme kokusu annda burnuna dolmutu. Artk daha da iddetli ve 500 11. Yazt

mide bulandrcyd. Tuniinin ucuyla azn, burnunu kapatp rmeye balad. Kendi kokumu gazlaryla iyice ien beden, artk ieriyi tamamen kaplamt. Taita, onun insandan bcee doru bir metamorfoz geirmekte olduunu grd. Gzeneklerinden szp vcudunu kaplayan yeil sv parlak bir kabua dnmekteydi. Kadn kendine bir koza rmt. Darda sadece ba vard. Parlak sa bukleleri dklm ve yerlere salmt. Gzleri kapalyd. Hrtl soluklar havay titretiyordu. Kendini derin bir k uykusuna yatrmt ve Taita askya alnm bu yaam formunun sonsuza dek dayanabileceinin farkndayd. Byle aresiz bir ekilde yatarken onu tamamen yok edecek bir yol bulamaz mym, diye dnd ve yeni bilgi birikiminden bunun iin bir forml bulmaya alt. Ama byle bir formln bulunmad sonucuna vard. Kadn lmsz deildi, ama volkann alevleri iinde yaratlmt ve ancak o alevlerde yok olabilirdi. Yksek sesle, "Merhaba ve elveda Eos!" dedi. "Umarm on bin yl daha uyursun ve o arada yeryz bir para huzur bulur." Eilip sa buklelerinden birini ald. Kaln bir bklm haline getirip kemerindeki keseye yerletirdi. Kadnla duvar arasnda zor zar sabildii boluktan geip salonun dier tarafna ulat. Orada, tahmin ettii gibi, gizli bir kap vard. Ayna gibi duvara yle ustalkla oyulmutu ki, insann gz aldanyordu. Ancak elini uzatp salam yeil bir kayaya benzeyen eye dokununca kap ortaya kyordu. Kap da Taita'nn ancak geebilecei genilikteydi. Kendini dar bir geitte bulmutu. lerledike ortalk karard. Bir elini ne uzatarak ilerledi ve geidin saa doru kvrldn fark etti. Burada karanlkta eliyle yoklayarak ta raf buldu. Elinin tersiyle kilden yaplm ate potasna dokundu ve oradan da potann sapndaki ipe ulat. pi ekti. Dipte hafif bir parlama olunca da fleyerek alev almasn salad. Ortalk aydnlannca bir meale yn buldu. Bir tanesini yakp ta rafta duran sepete de yedek iki mealeyle ate potasn koydu ve dar tnelde ilerlemeye devam etti. 501 Wilbur Smith Geit dik bir yokula aa uzanyordu, Taita sa tarafta sallanan ipe tutunarak dengesini korumay baard. Nihayet geidin sonundaki kk, plak odaya ulamt. Odann tavan o kadar alakt ki, neredeyse iki bklm durmak zorunda kalyordu. Ortada, kuyu azna benzeyen karanlk bir delik vard. Mealeyi delie tutarak aa bakt. Zayf k, karanlk tarafndan yutuluyordu. Taita yerden krk bir mlek paras bulup delikten aa att. Tan dibe arpmasn beklerken iinden sayyordu. ukur sonsuz gibiydi. Tam karsnda odann tavanna ekilmi salam, bronz bir kanca duruyordu. Bu kancadan, deri eritlerle rlm bir ip ukura sarkmaktayd. Taita'nn tepesindeki tavan, Eos'un yapt saysz ziyaret srasnda yukar kaldrd mealeler yznden kararmt. Kadn, mealesini dilerinin arasnda tutarak ipi indirecek gce ve eviklie sahipti. Taita sandaletlerini kartp sepee koydu. Sonra mealesini duvardaki bir atlaa kstrd, bylece aa inerken hafif de olsa bir k bulunacakt. Sepetin sapn omzuna asp ipe uzand ve kendini ukurun boluuna brakt. pte ara ara dmler vard; bu elleriyle ve plak ayaklaryla daha rahat tutunmasn salyordu. nce ayaklarn sonra ellerini kullanarak aa doru inmeye balad. niin ne kadar uzun ve etin olacan bildii iin hzn dikkatle ayarlyor, arada bir de durup dinleniyor ve derin nefesler alyordu. ok gemeden kaslar titremeye, kollar bacaklar gten dmeye balamt. Pevam etmek iin kendini zorlad. Yukardaki odada kalan mealenin artk ok azalmt. Zifiri karanlkta srekli iniyordu, ama Eos'un hafzas sayesinde yolu biliyordu. Sa baldrna kramp girdi, acs dayanlr gibi deildi, ama zihnini o acya kapatt. Elleri uyuuk penelere dnmt. Bir tanesinin kanadn, yukar kalkk bana den damlalardan anlyordu. pe tutunan parmaklarn ap kapamaya alt. 502 11. Yazt

ndi, indi ve biraz daha indi, sonunda artk devam edemeyecei bir noktaya geldi. Karanlkta, terden srlsklam olmu br halde ipe aslm olarak durdu, ipte biraz daha kaymaya gc kalmamt artk. Karanlktan bunalyordu. Kandan slanan parmaklar kaymaya balamt. G kelimelerini tekrarlad. "Mensaar! Kydash! Ncube!" Bir anda bacaklarnn titremesi durmu, elleri ipi daha sk kavrar olmutu. Yine de perian bedenini bir alttaki dme kadar kaydracak gc yoktu. "Taita! Sevgili Taita! Bana cevap ver!" Fenn'in sesi sanki hemen yan bandaym gibi net ve tatl gelmiti kulana. Ruh iareti olan nilfer ieinin zarif hatlar da gzlerinin nnde parlyordu. Fenn yine onun yanndayd. Taita artk, bitap haldeki cadnn astral iletiimlerini engelleyemeyecei bir noktaya ulamt. "Fenn!" diye mitsiz bir lk gnderdi. "Ah, cmert sis Ana'mza krler olsun," dedi Fenn. "ok ge kaldm sanmtm. Zorda kaldn hissettim. Bana rettiin gibi, btn glerimi seninkilerle birletiriyorum." Taita titreyen bacaklarnn glendiini ve toparlandn hissetti. Ayaklarn dmden ekip srf kollaryla ipe tutunarak, parmak ulanyla aay yoklad. Aaya doru kayyordu. Fenn, "Gl ol Taita, yanndaym," diye g verdi. Taita'nm ayaklar bir sonraki dm buldu ve ellerini kaydrp biraz aada yeniden tuttu. Bir yandan sayd iin daha yirmi dm inmesi gerektiini biliyordu. "Devam et Taita! kimiz iin devam etmek zorundasn. Sen olmadan ben bir hiim. Dayanmalsn." \ Gcn, scak, astral dalgalar halihde geldiini hissetti. "On dokuz... on sekiz..." Kanl elleriyle kayarken dmleri saymaya devam ediyordu. Fenn zihninin iinden, "Sende gereken g ve kararllk var Taita," diye fsldad. "Ben de yanndaym. Senin bir paranm. Bunu bizim iin 503 Wilbur Smith yap. Sana duyduum sevgi iin. Benim babam ve dostumsun. Sadece ve sadece senin iin geri dndm. Beni brakma." "Dokuz... sekiz... yedi..." "Gcn artyor," dedi Fenn yumuak bir sesle. "Bunu hissedebiliyorum. Yine birlikte olacaz." "... iki... bir..." Taita tekrar ayan uzatp aay yoklad. Ayann altnda boluktan baka bir ey yoktu. Artk ipin sonuna gelmiti. Derin bir nefes alp iki elini de brakt ve nefesini kesen bir hzla dmeye balad. Sonra, aniden, iki aya yere arpt. Bacaklar bkld ve yuvadan den bir yavru ku gibi yere yld. Yzst dt yerde yorgunluktan ve sevinten hkrarak ylece kalakald, dorulup oturmaya bile mecali yoktu. "Taita iyi misin? Orada msn? Beni duyuyor musun?" Taita oturmaya alrken, "Duyuyorum," diye cevap verdi. "u an iin iyiyim. Sen olmasan baka trl olacakt. Gcn bana g katt. imdi gitmek zorundaym. arm bekle. Mutlaka tekrar ihtiyacm olacak sana." Fenn, "Sakn unutma, seni seviyorum," dedi ve grnts kayboldu, Taita yine karanlkta yalnz kalmt. Sepeti kartrp ate potasn buldu. fleyerek tekrar yanar vaziyete getirip mealelerden birini tututurdu. Mealeyi yukar kaldrarak bulunduu yeri incelemeye balad. Dar bir tahta iskelenin stndeydi. skele solundaki sarp duvara yaslanm ve kayalara oyulan deliklere gmlm bronz cvatalarla salama alnmt. Dier tarafnda ise karanlk bir boluk vard. Mealenin zayf nda aay fazla gremiyordu. Srnerek iskelenin kenarna yaklap daha yakndan bakt. Altnda sonsuz bir karanlk uzanp gidiyordu ve Taita yeryznn ta dibine ulaan bir kanyonun stnde asl olduunu anlad, oralara Eos bile inmemiti. 504 w 11. Yazt

Biraz daha dinlendi. Susuzluktan lyordu, ama iecek bir ey yoktu. Zihin glerini kullanarak susuzluunu bastrarak kol ve bacaklannda-ci halsizlii giderdi. Sonra sepetten sandaletlerini alp ip yznden yara bere iinde kalm ayaklarna geirdi ve skca balad. Sonunda ayaa kalkp dar iskelede aksayarak yrmeye balad. Sol tarafndaki uuruma kar iskelenin trabzan yoktu ve aadaki karanlk, direnmesi g bir ekim yaratmaktayd. Yava yava, her admn dikkatle atarak ilerledi. Zihninde Eos'un bu iskeleden, ayrda oynayan ocuklar gibi nasl hoplaya zplaya getiini ve dnte, yanan mealeyi dilerinin arasnda tutarak o ipe nasl rahata trmandn grd. Oysa kendisi u anda bast yeri zor buluyordu. Yrrken tahta iskelenin yerini kabaca oyulmu bir kaya knts ald. kntya ancak bir aya sabiliyordu ve o kadar dik bir ayla aa iniyordu ki, Taita dz durabilmek iin duvara skca yapmak zorunda kalyordu. Kayadaki kntnn sonu gelmeyecekmi gibiydi. Taita panie kaplmak zereydi. Derin bir yara ulaana dek, yzlerce yanm kol boyunu o ekilde inmek zorunda kald. Oradan da baka bir tnele geiliyordu. Burada tekrar durup dinlenmesi gerekti. Mealeyi kayaya oyulmu bir delie takt, daha nce ayn yere taklan mealeler yznden kayann o ksm simsiyah olmutu. Yzn ellerine gmp nabz yavalayana kadar derin derin nefes ald. Meale artk snmek zereydi. O snmeden yenisini tututurdu ve tnelde ilerlemeye devam etti. Az nce indii kntdan bile daha dik bir initi. Nihayet aa doru dnerek inen kayalk bir merdive-| ne geldi. Yzyllar boyu Eos'un plak ayaklaryla inip kt basamaklar kaymak gibi olmu ve ortalar ukurlamt. Taita dan i ksmnn antik volkanik borular ve atlaklarla rl bir bal petei eklinde olduunu biliyordu. inde fokurdayan lavlar yznden kayalar scakt. Havada boucu bir slfr duman vard. 505 Wilbur Smith Sonunda bekledii yol ayrmna ulat. Ana oluk, keskin bir ayia dnerek aa doru devam ediyordu. Taita hi tereddt etmeden daha dar olan taraf seti. Zemin kaba, ama hemen hemen dzd. Birka kez kvrlp bklen tnelde ilerledi ve sonunda baka bir maaraya kt, ierisi ocaktan yaylan a benzer kzl bir kla aydnlanmt. Bu gl k bile, aadaki karanl delip geemiyordu. Taita aa baknca baka bir derin kraterin kenarnda durmakta olduunu grd. ok aalarda bir lav gl fokurdamaktayd. Yzeyi kabanp kpryor, erimi kayalar ve kvlcmlar sayordu. Yzne arpan scaklk o kadar fazlayd ki, korunmak iin ellerini kaldrmak zorunda kald. ok yksekteki yzeyden gelen bir rzgrla lavlar yukar doru emildi. Taita son anda geri ekilerek kkreyip uluyarak fkran alevlerden kurtulabildi. nnde, fokurdayan kazann stnde asma kpr gibi uzayan bir kaya knts vard ve o kadar dard ki, iki kii yan yana yryemezdi. Taita tuniinin eteklerini belindeki kuaa sktrp yrmeye balad. Neyse ki, rzgr srekli deildi. Birden alevlenip birden duruyordu. lgnca dnyor, bir anda yn deitiriyordu. Bir an Taita'y geriye doru ekiyor, sonra tekrar ileri atyordu. Birka kere dengesini kaybetti ve kayann kenarna kadar geldi. Kollarn deirmen gibi savurarak glkle dengesini salad. Sonunda emekleyerek gitmeye balad. Rzgr iddetlenince yere yatp kayaya yapyordu. Aada lavlar fokurdamaya devam etmekteydi. Sonunda ileride baka bir sarp kaya duvar grnd. Taita o tarafa doru srnerek gitti ve zerinde bulunduu kntnn son parasnn ufalanp aadaki kaynar kazana dm olduunu fark etti. Yrd kpryle kar duvar arasnda, uzun boylu bir adamn adm kadar bir boluk vard. Kenara kadar gidip karya bakt. Duvarn yzeyinde kk bir aklk vard. 506 11. Yazt Eos'tan ald bilgiler sayesinde, onun bu kprden yzlerce yldr gememi olduunu biliyordu. Son geliinde knt karya kadar uzanyordu. Demek ki

sonradan krlp aa umutu. Eos bunu bilmiyordu ve o yzden kendisi de byle kt bir engelle karlamay beklemiyordu. Bir miktar geri ekildi, sandaletlerini ayandan frlatt ve sonra sepetin sapn omzundan indirip iindekileri boaltt. Sandaletler ve sepet kenardan yuvarlanp aadaki lav glne dt. Geri dnmeye gc kalmad iin mecburen ileri gidecekti. Gzlerini kapatp soluklarn dzene soktu; kalan fiziksel gcn toplayp olanca zihinsel ve psiik gcyle destek salad. Sonra yarn balama noktasna ilerleyen bir atlet gibi -meldi. Rzgrn arkadan esmesini bekledi. Sonra da btn gcyle karya doru atld. Bolukta uarken atlaynn ksa kaldn fark etti. Kazan aada onu bekliyordu. Derken rzgr yeniden iddetlendi. Yn deitirdi ve hz iki katma kt. Bu sefer tam arkasndan esiyordu. Tuniinin eteklerini havalandrp Taita'y ileri doru savurdu. Ama yeterli olmamt. Taita'nn alt ksm yamaca arpt ve son anda akln kenarna tutunabildi. Bacaklar bolukta sallanr durumda, btn arl kollarna binmi olarak ylece kald. Kendini, dirseiyle kenardan g alacak kadar yukar ekmeye altysa da, ok az ykselip yeniden eski durumuna dnd. lgnca debelenerek yamata ayak dayayacak bir yer bulmaya alt, fakat kaya dmdzd. O anda aadan yine lavlar ykseldi ve erimi magma zerrecikleri plak bacaklarn, ayaklarn kavurdu. Dayanlmaz bir strapla inledi. "Taita!" Fenn acsn hissedip boluktan ona sesleniyordu. "Yardm et bana," diye hkrd. Fenn, "Yanndaym," diye cevap verdi. "imdi ikimizin btn gcyle... haydi!"

Wilbur Smith Ac bir vendire gibiydi. Taita kollarndaki kirilerin patladn hissedecek hale gelene dek kendini yukar ekti ve ar ar gzleri kenar hizasna gelene kadar ykseldi. Ama daha fazlasn yapamad ve yeniden aa kayd. "Fenn, bana yardm et!" diye tekrar haykrd. "Birlikte! imdi!" Taita, onun gcn hissetti ve bu kez, bir kolunu kenara dayayacak kadar ykselmeyi baard. Bir sre yle kald, sonra kzn haykrn duydu. "Yine birlikte Taita. Haydi!" Taita, kendini biraz daha ekip dier kolunu da kenara att. ki koluyla tutunur hale gelince cesareti geri gelmiti. Yanan bacaklarnn acsn unutup kendini iyice yukar ekti ve bedeninin yars kayann stne km oldu. Soluk solua rpnarak sonunda kendini tamamen yukar ekmeyi baard. Oturacak gc bulana kadar olduu yerde yatt. Sonra bacaklarna bakp yanklar grd. Tabanlarna yapp kalm olan lav topaklarn temizlerken eti de onlarla birlikte ayrlyordu. Baldrlar yer yer su toplam ve imiti. Acdan kvranyordu, ama btn gcn kullanarak ayaa kalkmay becerdi. Sonra yalpalayarak nndeki tnele dald. Tabanlarnn etleri almt ve kayada kanl ayak izleri brakyordu. Aadaki kzgn kazandan ykselen k, yolunu aydnlatmaktayd. Tnel bir sre sonra aa doru inmeye balad ve lavlardan gelen k azald. O srada, kayadaki bir atlaa kstrlm ve yars kullanlm bir meale buldu. Eos'un uzun zaman nceki son geliinden beri orada olmalyd. Onu tututuracak bir eyim yok ki, diye dnrken caddan alm olduu gc hatrlad ve iaret parman mealenin ucuna uzatp psiik glerini orada younlatrd. Mealenin ucunda bir kvlcm belirdi. Sonra ince bir duman ykseldi ve birdenbire tutuup yanmaya balad. Taita mealeyi atlaktan karp 508 11. Yazt

yukar kaldrarak yank ayaklarnn el verdii hzla yrmeye balad. Aa doru inen baka bir hava bacasna ulat. Bu da basamaklar halindeydi, ama kaya ypranmamt, ta ustalarnn keski izleri hl yeniydi. nceye balad ama basamaklarn sonu gelmeyecekmi gibiydi ve dinlenmek iin srekli durmak zorunda kalyordu. Bu molalardan birinde, haf bir hrt duydu, havada ve oturduu kayada da bir titreim alglamt. Ses srekli deildi ama ar atan dev bir nabz gibi ykselip azalyordu. Taita bunun ne olduunu biliyordu. Bu kez byk bir hevesle ayaa kalkt ve tekrar inmeye balad. ndike ses kuvvetlenip netleiyordu. Taita yoluna devam etti ve heyecanyla birlikte ses de artarak sonunda bacaklarnn acsn bastracak hale geldi. Ses artk zirveye kmt. Kayann duvarlar sallanyordu. Taita ileri doru atld ve sonra aknlk iinde durdu. Buray Eos'un anlarndan bulmutu, ama karsna tatan bir duvar kmt. Ar ar, strapla yrd ve duvarn dibinde durdu. Doal bir kayaya benziyordu. zerinde atlak, delik filan yoktu, ama gz hizasna tane iaret kaznmt. Birinci ok ok eski olmalyd, anm ve slfr gazlarnn tahribatyla okunamaz hale gelmiti. kinci ondan birazck daha yeniydi ve yakndan baknca minik bir piramidin d hatlarnn izilmi olduunu grd. Bu, bir rahibin ya da kutsal birinin ruh iareti olmalyd. ncs en yeni oland ama o bile yzlerce yllkt. Bu da Eos'un ruh iareti olan kedi patisiydi. Demek ki bunlar, Taita'dan nce buray ziyaret etmi olanlarn imalaryd. Zamann bandan beri sadece kii daha gelebilmiti burala-t kadar. Taa dokununca souk olduunu fark etti, onca krater ve lav alevinden sonra garip bir durumdu. Derin bir huu iinde, "Bu, insanlarn alar boyu arad Font'un rii," diye fsldad. Elini kedi penesi izimine dayad ve elinin altnda 509 Wilbur Smith kalan ksmn sndn hissetti. Yeryznn byk nabznda bir ara olmasn bekledi ve caddan rendii g szcn tekrarlad, baka kimsenin bilmedii bir fiil ekimiydi bu. "Tashkalon! Ascartow! Silondela!" Kayadan gcrtlar geldi ve elinin altnda hareket eder gibi oldu. Ta-ita daha kuvvetli bastrnca, bouk gcrtlarla kaya olduu gibi yana doru yuvarland. Ardnda yine birka basamak merdiven ve tnelin iinde bir kvnm vard, o taraftan, yaral bir aslann kkremesine benzer bir ses geliyordu. Artk arada kaya da olmad iin yeryznn nabz Taita'nn kulaklarnda patlad. Kendini toparlamasna frsat kalmadan, sesin iddetiyle bir adm geriye frlad. nnde uzanan tnel garip bir mavi kla aydnlanyor ve byk nabz vurunca k da gleniyordu. Taita ana kaplara doru ilerledi. Duvardaki karlkl deliklere iki meale daha taklmt. Mealeleri yakp aksayarak kaynaa doru inmeye devam etti. Msr'n yce tapnaklarnn kutsal odalarnda bile duymad kadar derin bir huu ierisindeydi. Geidin sonundaki kvnm dnd ve baka bir ksa merdivenin bana ulat. Aada bembeyaz ve dzgn kumsal grebiliyordu. Heyecandan tir tir titreyerek basamaklar indi ve kendini, byk bir yeralt nehrinin kurumu yatana benzer bir yerde buldu. Az sonra, karanlk tnelde o nabz atnn duyulacan ve mavi rengin grneceini biliyordu. Acaba, yaam nehrinin gizemli sularna kendini brakrsa sonu ne olurdu? Sonsuza kadar yaamak, bir ltuftan ok bir lanet haline gelebilirdi. lk alar getikten sonra, insan ka olmayan bir can sknts ve karamsarlkla donup kalabilirdi. Acaba vicdan ve ahlak zamanla anr myd? Yksek ilkeler ve namus zamanla yerini Eos'ta olduu gibi sapkn bir ktle ve ahlakszla m brakrd? 510 11. Yazt Sinirleri bozuldu ve kamak zere dnd. Ama fazla oyalanmt. Youn mavi k tneli kaplamt. Artk istese de kaamazd. Yzn tnele doru dnd ve

kendini yaklamakta olan gk grltsn gslemeye hazrlad. Yeralt nehrinin azndan, kayna belirsiz bir parlt yayld. Taita ancak aknt plak ayaklarnn etrafn sannca anlad ki, bu ne gaz ne de svyd. Hava kadar hafifti ama ayn zamanda youn ve ard da. Tenine deerken buz gibiydi, ama altndaki eti styordu. Bu ebedi yaam iksiriydi. Hzla beline kadar ykseldi. Su olsa, arlyla ayaklarn yerden keser ve Taita'yi nehir yata boyunca yeryznn derinliklerine kadar srklerdi. Oysa sadece yumuak bir ekilde etrafna dolanmt. Gk grlts ban kaplad ve mavi aknt omuzlarna dek kt. Taita, kendini arlksz ve zgr hissediyordu, devedikeni pamuu kadar hafifti. Aknt bana doru karken son bir derin nefes alp gzlerini yumdu. Kapal gzkapaklannn altndan mavi aknty grebiliyor ve gk grltsn duyuyordu. Mavi'nin beden deliklerinden iine dolduunu hissetti. Gzlerini aarak onlar da ykad. Tuttuu nefesi brakp yeniden nefes ald. Mavi iksirin burun deliklerinden grtlana, oradan da akcierlerine aktn du-yumsad. Azn ap mavilii yudumlad. Mavilik akcierlerinden szlp kanna karr ve vcudunun her yerine tanrken kalp atlar glendi. Titreimlerini parmak ularnda hissedebiliyordu. Yorgunluu geti ve kendini hi bilmedii kadar gl hissetti. Zihni de kristal gibi berrak olmutu. Mavilik, yorgun yal etini stt, dzeltti ve yeniledi. Bacaklanndaki, ayaklanndaki aclar da gemiti. Yeni yanm derisi iyileiyordu. Sinirlerinin salamlatn, kemiklerinin sertletiini duyumsuyordu. Omurgas dikleiyor, kaslar kuvvetleniyordu. Zihni, genliin verdii merak ve iyim511 Wilbur Smith serlikle dolmu, ama masumiyeti, artk sahip olduu sonsuz bilgelik ve tecrbeyle yorulmutu. Sonra Mavilik yavaa ekilmeye balad. Gk grlts, tnelde yanklar yaparak azald. Taita sessiz nehir yatanda ylece tek bana durup kendine bakt. Srayla ayaklarn kaldrd. Baldrlanndaki ve ayak taban-lanndaki yanklar tamamen gemiti. Derisi dzelmi, iler inmiti. Bacak kaslar gururla kabanyordu. Bacaklar komak istiyordu. Geri dnp merdivenden, alan kayaya doru kmaya balad. Basamaklan er, beer, hem de hibir aba harcamadan atlyordu. Ayaklar hi tkezlememiti. Kayaya gelince durdu. Mealeleri kapp dnd ve sihirli kelimeleri tekrarlad. Kaya tekrar yerine oturmutu. imdi tan zerinde bir imza daha kazlyd, yaral ahin, yani kendisinin ruh iareti. Dnp dik yamac trmanmaya balad. Font'un sonsuz gmbrtsn bir daha duydu ve yeryznn gl nabz kendi gsnde de yankland. Artk dinlenmek iin mola verme ihtiyac duymuyordu; rahat rahat soluk alyor, plak ayaklar talarn stnde uar gibi gidiyordu. Yukar ktka Font'un sesi duyulmaz olmutu. k sanki initen daha ksayd. Bir anda lav kazannn karsna kverdi. Aada kaynayan lavlara bir daha bakt. Gzyle, atlamas gereken mesafeyi tartacak kadar durak-sad. Az nce korkun ve imknsz gibi grnen ey imdi ok basitti. Be alt adm geri ekildi ve koup atlad. Bu arada yanan mealeyi de brakmamt. Mkemmel bir dengeyle kenardan adm ileri indi. O anda baka bir iddetli rzgr estii halde sarslmamt bile. Daha nce emekleyerek gemek zorunda kald yoldan rahat rahat koarak geti. Rzgr tuniini bacaklarna dolayacak kadar esse bile hi yavalamad. Yol ayrmna gelip ana kola sapana kadar hi durmadan kotu. Oraya varnca bile, oyalanmak iin bir neden grememiti. Nefesleri derin ama dzgn, bacaklar sedir aacnn dallar kadar glyd. Yine de. 512 11. Yazt mealeleri duvardaki doal atlaklara kstrp tuniini kaldrarak taa oturdu. Eteini beline kadar kaldrp hayranlkla bacaklarn seyretti. Ellerini dzgn, gergin teninde gezdirdi. Derisinin altnda her bir kas ayr ayn seiliyordu.

Sonra ellerinin farkna vard. Ellerinin st gen bir adammkiler gibiydi. Yallk lekeleri kaybolmutu. Kollar da bacaklar kadar sk ve biimliydi. Ellerini yzne gtrp parmaklarnn ucuyla yoklad. Sakal daha grd, boaznda ve gzlerinin altndaki deri gergindi; krklk kalmamt. Yine grleen dalgal salarn elledi. Hatlarnn nasl deitiini dnerek keyifle gld. Keke aynam da getirseydim diye dnd. En azndan yz yldr kendini beenme zevkini tatmamt. "Tekrar gen oldum!" diye bararak ayaa frlad ve mealeleri ald. ok gitmeden, duvardan szan ve doal ta bir yalaa biriken bir tatl . su kaynana rastlad. Durup iti ve yoluna devam etti. Koarken bile aklnda Ferin vard. Onu aylardr grmemiti ve o gnden bugne kadar d grnmnde ne gibi deiiklikler olduunu merak ediyordu. nceki gn kurduklar balantlar srasnda, onda kkl deiiklikler olduunu hissetmiti. Tabii ki deimitir, diye dnd. "Ama benim kadar deil. Birbirimizi grnce aracaz. O artk gen bir kadn oldu. Beni grnce ne yapacak acaba?" Onu tekrar grme fikri ban dndryordu. Aradan geen zamann farknda deildi, hatta gece mi, gndz m, onu bile bilmiyordu ama yola devam etti. Sonunda, yine dimdik basamaklarla aa inen bir yolun bana geldi. Aa inince karsna ar deri bir perdeyle rtlm bir yol kt, perde mistik semboller ve karakterlerle ss513 F:33 Wilbur Smith lyd. Mealeleri sndrp perdeye yaklat. zerindeki bir yarktan hafif bir k szyordu. Eskisinden ok daha iyi iiten kulaklarn iyice aarak perdenin arkasn dinledi. Hi ses gelmiyordu. Dikkatle perdedeki yar biraz geniletip arkada ne var, diye bakt. Kk ama muhteem bir ekilde denmi bir odaya bakmaktayd. Kimse var m, diye abucak aratrd ama hibir aura alglamad. Perdeyi ap ieri girdi. Buras Eos'un zel odasyd. Tavan ve duvarlar fildii kaplanm, kaplamalarn zerine mcevher gibi parlak renklere boyanm enfes desenler izilmiti. Odann insanda yaratt etki kadns ve byleyiciydi. Tavandan, bronz zincirlerin ucuna asl drt tane ya kandili sarkyordu. Kandiller odaya kavun sars bir renk vermekteydi. Kar duvarda ipek kaplamal, minderlerle bezeli bir divan, odann ortasnda ise abanozdan oyulmu alak bir sehpa vard. Sehpada anak anak meyve, ball rekler, baka tatllar, kapa altn bir yunus eklinde olan kk bir kristal srahi iinde krmz arap duruyordu. Baka bir sehpada ise bir dizi papirs rulosu ve gnein, ayn, gezegenlerin hareketlerini gsteren, altn varakl bir astroloji haritas vard. Yerlere kat kat ipek hal serilmiti. Taita doruca ortadaki abanoz sehpaya gidip birka tane zm ald. Cadnn ininden ayrldndan beri bir ey yememiti ve artk gen bir adamn itahna sahipti. anaktaki meyvelerin yansn silip sprdkten sonra, divann yanndaki dier kapya gitti. Bu da, giriteki gibi ssl bir perdeyle rtlyd. Taita kulak kesildi ama dier taraftan bir ses gelmiyordu. Perdeyi anca kk bir bekleme odasyla karlat. Kar duvardaki gzetleme deliinin altnda bir tabure duruyordu. Taita oraya gidip delikten bakmak zere eildi. Bakt yer Yksek Konsey salonuydu. Buras Eos'un, yksek dandan inip Konsey oturumlarn gzetledii ve ynettii yerdi. Yani Taita'nn, Aquer, EkTang ve Caithor'la ilk karlat yer. u anda salon botu ve yar karanlkt. Arkadaki yksek pencereden karanlk gkyz ve Kenta514 11. Yazt urus takmyldznn bir ksm grnmekteydi. Taita takmyldznn ufukta yapt aya bakarak zaman tahmin etti. Gece yarsn gemiti ve sa-ray uykudayd. Tekrar Eos'un odasna dnp kalan meyveleri de yedi. Sonra divana

uzanp uyurken kendisini gzlerden saklayacak bir by yapt ve gzlerini kapar kapamaz uykuya dald. Yksek Konsey salonundan gelen konumalarla uyand. Aradaki duvarlar sesleri bouyordu ama Taita ok iyi iittii iin Lord Aquer'in sesini tanmt. Hemen divandan kalkp Eos'un gzetleme deliine kotu. Tepeden trnaa sava giysileri iindeki sekiz sava byk bir saygyla krsnn nnde diz kmt. ki oligarin yz de onlara dnkt. Lord Aquer ayaktayd ve karsndaki askerleri azarlyordu. "Kamlar, ne demek? Size onlar yakalayp karma getirmenizi emretmitim. imdi kalkm bana, sizi atlattklarn sylyorsunuz. Bu ne demek, aklayn?" "Pelerine iki bin adam taktk. zgrlkleri fazla uzun srmeyecek." Konuan Yzba Onka'yd. Lord Aquer'in gazab karsnda kpek gibi sinmiti. "ki bin yle mi?" diye bard Aquer. "Askerlerimizin geri kalan nerede? Bu ihtilali bastrmak iin btn orduyu grev basma arman emretmitim. Orduya bizzat ben, komuta edeceim. O hain Tinat Ankut'u ve ibirlikilerini bulacam. Hepsini, duyuyor musun? zellikle de yeni gelen Meren Cambyses'i ve peine takt dierlerini. kenceyle ldrlmelerini seyredeceim. Asla unutulmayacak birer rnek olacaklar!" Subaylar szd ama hibiri konumaya ve hatta ona bakmaya cesaret edemiyordu. 515 Wilbur Smith "Elebalann yok ettikten sonra, Jarri'deki btn gmenlerin icabna bakacam. Hepsi de hain. Konsey'in emriyle, btn mallarna tanra ve devlet tarafndan el konacak. Erkekler madenlere gnderilecek... kle amz var zaten. Yal kadnlarn ve on iki yandan byk ocuklarn kle allarna kapatlmasn istiyorum. Daha kk olanlar hi istisnasz kltan geirilecek. Gzel kzlar reme program uygulayan iftliklere yollanacak. Ordunun geri kalann toplaman ne kadar srecek Albay Onka?" Taita, Onka'mn albayla terfi edip daha nce Albay Tinat'n yerine getiini tahmin etti. Onka, "Bugn leden nce hazr olacaz yce lordum," diye cevap verdi. Taita aknlk iindeydi. Kendisi dalardayken Jarri'deki her ey deimiti. imdi ilk dncesi Fenn ve Meren'di. Belki de Onka'mn eline gemilerdi bile. Bir an evvel Fenn'le balantya geip, durumu renmek istiyordu, ama Aquer'in planlarna kulak misafiri olmak da ok nemliydi. Aquer emir vermeye devam ederken o da gzetleme deliinin bandan ayrlmad. Tecrbeli bir komutand ve belli ki taktikleri etkili olacakt. Ama Taita da ona kar kendi planlarn yapabilirdi. Sonunda Aquer albaylarn gnderdi ve iki oligar salonda yalnz kaldlar. Aquer fke iinde kendini tabureye att. "Etrafm aptallarla ve dleklerle sanl," diye ikyet etti. "Bu isyan nasl olur da burnumuzun dibinde ortaya kabilir?" "Bu iin iinde o szde byc Gallalal Taita'nn kokusunu alyorum," dedi Ek-Tang. "Bu isyan onun balattndan hi kukum yok. O doruca Msr'dan ve Nefer Seti'den geldi. Biz, onu Jarri'ye kabul eder etmez de, iki yz yldr ilk defa isyan kt." Aquer, "ki yz on iki yldr," diye dzeltti. 516 11. Yazt "Evet, iki yz on iki yldr, o ukalann niyeti hi iyi deildi. Asl ona ne yapacaz?" "Biliyorsun ki Taita tanrann zel konuu ve kendisiyle tanmak zere daa gitti. Eos tarafndan arlanlar asla geri dnmez. Artk onu dnmemize gerek yok. Bir daha asla grecek deiliz. Jarri'ye getirdii dierleri de yaknda mahkeme huzuruna kacak..." Aquer lafn yarda brakt ve fkeli ifadesi deiti. Keyifle glmsyordu imdi. "Evlatl olan o Fenn denen kzla da bizzat ben ilgileneceim." Taita, adamn aurasnda ehevi parltlar grd. Ek-Tang, "Ya yeterince byk m?" diye sordu.

"Bana gre hepsi yeterince byktr." Aquer anlaml bir hareket yapt. "Herkesin zevki kendine," dedi Ek-Tang. "Elence anlaylarmz farkl olabilir." Sonra iki oligar kalkp salondan ktlar. Taita da cadnn zel odasna dnd ve Fenn'le balatya gemeden nce kapnn sngsn ekti. Hemen hemen ayn anda zihninde kzn yz canland ve o tatl sesinin kulaklarnda nladn duydu. "Buradaym." "Seni daha nce aramtm. Tehlikede misin?" "Hepimiz tehlikedeyiz ama u an iin bir sorun yok. lke karmakark. Sen neredesin Taita?" "Dadan katm ve Yksek Konsey salonunun yaknnda bir yerde gizleniyorum." Fenn'in aknl o durumdayken bile aka grlyordu. "Ah Taita her ekilde beni artmay ve sevindirmeyi baaryorsun." Taita, "Karlatmzda daha da sevindireceim," diye sz verdi. "Sen veya Meren, bana gelebilir misiniz, yoksa ben mi sizi bulmalym?" "Biz de saklanyoruz ama aramzda en fazla alt, yedi fersah mesafe ar," dedi Fenn. "Nerede bulumamz gerektiini syle." 517 Wilbur Smith "Kalenin kuzeyinde tepenin yamalarna gml bir vadi var. Dao yoluna yakn, saraydan fersah kadar tede. Vadi giriinin stndeki yamata, fark edilmesi kolay akasya aalan var, uzaktan bile grnyor, at kafas eklinde. Orada bulualm." Taita zihninden aalarn grntsn aktard. Fenn, "Gayet belirgin," diye cevap verdi. "Sidudu grnce tanr. Eer tanyamazsa seninle yine balant kuranm. Hemen git oraya Taita. Bu uursuz yerden ve Jarrililerin gazabndan bir an evvel kamamz lazm." Taita oday abucak tarayarak bir silah veya klk deitirmesine yarayacak bir eyler arad ama ikisini de bulamad. Ayaklar hl plakt ve zerinde toz toprak iinde kalm, yanan magma paralaryla delinmi tunii vard. Dar kp bo salona dald. Tinat'n onu kaleye ilk getirdii zaman girdikleri yeri gayet iyi hatrlyordu. Koridora knca oray da bombo buldu. Oligarlar giderken muhafzlar da yollam olmalyd. Binann arka tarafna geti ve tam arka avluya alan ift kanatl yksek kapya yaklamt ki biri bararak onu durdurdu. "Hey, oradaki! Dur ve kendini tant." O tela arasnda kendisini gizleyecek byy yapmay unutmutu. Dosta bir tebessmle dnd. "Bu sarayn bykl bam dndrd," dedi. "Belki yolumu bulmama yardm edersin." Onu durduran adam kale muhafzlarndand ve niforma giymi, iri-yar, orta yal bir avutu. Klcm ekmi, kavgaya hazr bir suratla Ta-ita'ya doru geliyordu. "Kimsin sen?" diye bard tekrar. "Bana pis bir hrszmsn gibi geliyor." Taita iki elini havaya kaldrp, "Sakin ol dostum," dedi. Hl glmsyordu. "Albay Onka'ya acil bir mesaj getirmitim." "Albay oktan kt." avu sol elini uzatt. "Mesaj bana ver, tabii sahiden bir mesaj getirdiysen. Ben, ona ulatrrm." 518 11. Yazt Taita kesesine davranyormu gibi yapt ama adam yaklanca bileine yapp ekerek dengesini bozdu. avu igdsel olarak tm arlyla geri ekildi. Taita da adamn stne gitti ve iki dirseini btn gcyle gsne indirdi. avu akn bir lk atarak dengesini kaybedip srtst yuvarlanmt. Taita bir leopar hzyla zerine atlp enesinin altna iddetli bir darbe indirdi. Adamn boynundaki omurlar atrdayarak krlm ve annda lmesine yol amt. Taita, onun yanma melip miferini zmeye balad, amac klk deitirmek iin niformasn kullanmakt, ama daha miferi avuun bandan karamadan baka bir ban duyuldu ve iki muhafz kllar e-kili olarak Taita'ya doru komaya baladlar. Taita avuun klcn kapp gelenleri karlamak zere ayaa frlad.

Klc sa eline almt. Ar bir piyade klcyd, ama tutuu rahatt. Uzun yllar nce Firavun'un alaylar iin silah kullanma talimatlar yazmt ve kl zel ilgi alanna giriyordu. Sonradan sa kolunda kl kullanacak g kalmamt ama artk hem gl, hem de evikti. lk saldrgann hamlesini savuturdu, ikincisini de ban eerek atlatt. O durumdayken, klcn savurdu ve adamn ayak bileinin arkasnda, aii tendonunu kesti. Sonra zplayp doruldu ve daha iki adam ne olduunu anlayamadan aralarna dald. Yaral olmayan muhafz dnp ona karlk vermeye alt ama o srada gardm fazla indirmiti ve Taita klcn onun koltukal-tna sokup gsne kadar yard. Sonra bir bilek hareketiyle klc dndrp yaray bytt ve klc rahata geri ekti. Kurban dizlerinin stne kp azndan kanlar fkrtarak yere yld. Taita daha nce yaralad askerle karlamak zere dnd. Adamn gzleri dehet iindeydi ve kamaya alyordu ama yaral ayana hkim olamyordu ve dmek zereydi. Taita, onun yzne hamle edermi gibi yapt ve adam gzlerini korumak zere gardm ykseltin519 Wilbur Smith ce klc karnna saplad ve geri ekildi. Adam klcn drp dizlerinin stne kmt. Taita bir daha atlp ensesinden, miferinin altndan saplad klcn. Asker yzst devrildi ve ylece kald. Taita iki cesedin stnden atlayp ilk ldrd adamn yanna kotu. Bunun niformasnda kan lekeleri yoktu. abucak sandaletlerini karp giydi. Ayana uymulard. Kl kemerini ve knn ald, son olarak da miferiyle pelerinini kapp bir yandan giyinerek kapya doru komaya balad. Kapya vardnda yavalad ve koyu krmz pelerine kirli, yrtk prtk tuniini rtecek ekilde sarnd. Bir yandan da kapdaki nbetilerin zihnini uyuturacak bir by yapmt. Nbetiler ona ilgisiz bir tavrla baktlar ve aralarndan geip mermer basamaklardan avluya indi. Tren alan, Onka'nn sefere kmaya hazrlanan adamlar ve atlaryla kaynyordu. Taita kurumla yryp yzbalarna bararak emirler yadran Onka'y da grmt. Kargaadan yararlanp Onka'nn burnunun dibinden geerek ahrlara yneldi. Onka, ona doru bakm, ama tandn gsteren bir harekette bulunmamt. Taita yakalanmadan ahrlara ulat. Burada da ayn lgn koturmaca vard. Nalbantlar atlar nallyor, zrh tamircileri ok ularn ve kllar biliyor, seyisler subaylarn atlarn eyerliyordu. Taita'nn aklnda srann arasndan bir at alma fikri vard ama bunu baarmann neredeyse imknsz olduunu anlamt. At almaktan vazgeip avlu kaplarna doru ilerledi. Kokuyu takip ederek binalarn arkasndaki helalar buldu. Kimsenin grmediinden emin olmak iin etrafna baknd. Yukardaki duvarda bir nbeti dolayordu ve birazdan kopacan bildii amatay bekleyerek olduu yere sindi. ok gemeden kale tarafndan fkeli haykrlar duyuldu. Ddkler alnyor, silah bana borular tyordu. Nbeti de koarak ne olduunu anlamaya gitmiti. Taita'ya arkas dnkt. 520 11. Yazt Taita tuvaletlerin dz damna trmand. Oradan duvarn tepesine ulamak mmknd. Koarak gitti ve atlayp duvardaki korkulua tutundu. Sonra kendini yukar ekip bir bacan parmakln stne att. Duvarn tepesinde yuvarlanarak br uca gitti ve kendini aa brakt. Uzun bir dt ama bacaklarn bkp yerde yuvarlanarak etkisini azaltmt. Nbeti hl ona bakmyordu. Ormann kys yakn olduu iin ok gibi frlayp ak alan geti ve aalarn arasna dald. Kendini toparlamak iin bir dakika kadar durduktan sonra, gizlenmek iin kurumu dere yataklarn, uzun otlar ve allar kullanarak yukar trmanmaya balad. Tepeye varnca dikkatle etraf inceledi. Bulut Baheleri'ne giden yol tam altndan geiyordu. Bombotu. Koarak yola inip karya geti ve bir alln arasna gizlendi. Bulunduu yerden, bir sonraki burunda bulunan at ba eklindeki aal grebiliyordu. Kendini aa brakt, koarken gevemi talar ayaklarnn altndan saa sola sryordu.

Dengesini yitirmeden dibe ulat. Komaya devam etti ve bir akla geldi. Vadinin iki yan dik bir ekilde ykseliyordu. Ksa bir sre ilerledikten sonra dnd ve vadi giriini grebilecei bir noktaya trmanp beklemek zere yerleti. Gne nce tepeye ulat, sonra ufka doru alalmaya balad. Taita, vadiyi kesen yoldan bir toz bulutunun kalktn grd. Douya doru hzla yol alan byk bir svari birliine benziyordu. Aradan bir saat daha geti ve bu sefer yaklaan hafif toynak sesleri duydu. Hemen doruldu. Aada bir grup atl ortaya km ve durmutu. nde, doru bir ata binmi olan Sidudu vard. Taita'nn saklanmakta olduu vadiyi gstermekteydi. Meren atn kzmkinin yanndan srp baa geti. Grup atlarn trsa kaldrd, Meren'in hemen arkasnda gri bir taya binmi ok gzel, gen bir kadn vard. Uzun bacaklar plakt ve omuzlarna dklen sapsar salar rzgrda dalgalanyordu. ncecikti, omuzlan gururla dimdik durmaktayd. Taita o mesafeden bile gslerinin aartl521 Wilbur Smith m beyaz keten tuniini gerdiini fark edebiliyordu. Rzgr altn buklelerini savurup yzn ortaya karnca Taita keskin bir soluk ald. Bu Fenn'di, ama onun tand ve sevdii kk Fenn'den ok farklyd. Bu, kendine gvenen, gzelliinin ilk baharn yaayan gen bir kadnd. Fenn gri taya biniyordu ve Duman Yeli'ni de yedeine almt. Hil-to onun sa tarafndayd. Nakonto ile mbali de pelerinden atla gelmekteydiler... demek ki o yokken yeni beceriler gelitirmilerdi. Taita mel-dii kenardan aa inmeye balad. Son derin seti de atlayarak at. Krmz pelerini kanat gibi almt ama deri miferin gz band da yznn yansn rtyordu. Doruca Meren'in nndeki yola indi. Eitimli bir savann reflekslerine sahip olan Meren, onun Jarri niformasn hemen fark etmi ve klcn ekip drtnala stne gelmeye balamt. Taita, kendi klcna sanlacak frsat ancak bulabildi. Meren eyerden sarkp bana hamle yapt. Taita hamleyi kendi klcyla karlad ve kenara srad. Meren atn aha kaldrarak ban evirdi. Sonra yeniden hcuma kalkt. Taita bandaki miferi karp kenara frlatt. "Meren! Benim, Taita," diye bard. "Seni yalanc! Byc'ye hi benzemiyorsun!" Meren saldrmaktan vazgememiti. Eyerden sarkp klcn dengeledi, hedefi Taita'nn gsnn ortasyd. Taita kenara kald ve Meren hzla geerken klcnn ucu omzunu syrd. Taita bu kez Fenn'e seslendi. "Fenn! Fenn, benim, Taita!" Fenn de, "Hayr! Hayr! Sen Taita deilsin! Ne yaptn ona?" diye haykrd. Meren ise tekrar saldrmak zere atn dndryordu. Nakonto da mzran omzuna kaldrm, frlatmak iin Meren'in aradan ekilmesini beklemekteydi. mbali attan inmi baltasn kaldrm kouyordu. Ardndan da klcn ekmi olarak Hilto geliyordu. Hem Fenn, hem Sidudu yaylarn geriyorlard. 522 ? 11. Yazt Fenn'in gzleri fkeden zmrt gibi parlamaktayd. "Ona bir ey yaptn sen alak. Okumu o kara kalbine gmeceim," diye haykrd. "Fenn! Ruh iaretime bak!" Taita bunu Tenmass diliyle sylemiti, ?fenn'in enesi havaya kalkt. Sonra yaral ahin iaretinin Taita'nn bann zerinde olduunu grd ve geirdii oktan yz bembeyaz kesildi. ?FHayr! Hayr! Sahiden o! Bu Taita! Klcn kaldr, sana diyorum! Meren, I klcn kaldr!" Meren aniden dnp atn dizginledi. Fenn ise Kasrga'dan atlayp Taita'ya doru komaya balamt. ki koluyla boynuna atlp yrek burkan bir ekilde hkrmaya balad. "Ah! I TpAh! Ah! ldn sandm. Seni ldrdklerini sandm." Taita, onu skca gsne bastrd, bedeninin kvrak ve diri olduunu hissedebiliyordu. Fenn'in

tatl kokusu burun deliklerine dolmu ve duygularn ayaklandrmt. Kalbi gsne smyormu gibiydi ve konuamyor-du. Dieri hayretler iinde bakarken sessiz bir younlukla birbirlerine sarlm olarak kalmlard. Hilto her zamanki soukkanl havasna brnmeye alyor ama baaramyordu. Nakonto ve mbali ortak by korkulanyla saa sola tkrp, kt ruhlara kar korunma salamaya alyordu. Meren, "Bu o deil," dedi. "Ben Byc'y herkesten iyi tanrm. , Bu gen hayvan o olamaz." Uzun bir sre sonra Fenn geri ekilip Taita'ya bir kol boyu uzaktan bakt. Yzn dalgn bir ekilde inceledikten sonra gzlerini onunkilere dikti. "Gzlerim, o deil diyor ama kalbim doruyu biliyor. Evet, bu sensin. Ta kendisinin. Ama lordum, nasl bu kadar genleip esiz bir gzellie kavutun?" Parmaklarnn ucunda ykselip Taita'y dudaklarndan pt. Herkes kahkahalarla glmeye balad. Meren de atndan atlayp yanlarna kotu. Taita'y Fenn'in elinden ald ve smsk sarld. "Hl inanamyorum! Byle bir ey mmkn deil!" Gld. "Ama kl kullanmandan anlamalydm Byc, bakas olsa oktan haklamtm." Hepsi heyecanla etraflarn sard. 523 Wilbur Smith Sidudu nnde diz kt. "Sana ok ey borluyum Byc. yi olduuna ok sevindim. Eskiden ruhun gzeldi, ama imdi etin de gze! olmu," Nakonto ile mbali bile sonunda by korkularn yenip huu iinde ona dokunmak iin gelmilerdi. Hilto, "Bize dneceinden bir an bile kuku duymadm," diye bard. "Grr grmez de sen olduunu anlamtm." Kimse bu sylediklerine inanmad. Meren arka arkaya soru yamuruna tutarken Fenn de sa koluna girmi, parlayan gzleriyle yzn seyrediyordu. Nihayet Taita hepsine gerekleri hatrlatt. "Bunlar sonraya brakalm. u anda tek bilmeniz gereken Eos'un artk ne bize ne de Msr'a zarar veremeyecei." Duman Yeli'ne bir slk ald. Hayvan cilveli bir tavrla gz szp burnunu boynuna gmd. "Demek en azndan sen tandn beni sevgilim." Taita da kolunu hayvann boynuna dolad ve Meren'e bakt. "Tinat nerede?" "Kitangule Nehri'ne doru yola kt Byc. Jarrililer planlarmz anladlar. Hemen harekete gemeliyiz." Vadiden ayrlp ovaya doru yola koyulduklarnda gne batyordu. Ormana geldiklerinde ise hava kararm ve Sidudu yine baa gemiti. Taita yldzlara bakarak kontrol etmi ve kzn doru yne gittiini anlamt. O da btn dikkatini Fenn ile Meren'e verebilirdi. Taita ortada olmak zere, yan yana, zengileri birbirine deerek gidiyorlar, Fenn ile Meren, ona yokluunda olup bitenleri anlatyorlard. Sonra Taita, "Saraydayken Aquer'in Konseyi'nin konumalarn duydum," dedi. "Kendisi ordunun bana geiyor. ncleri, bizimkilerin douya doru gittiini bildirmi. O da, Tinat'n Kitangule Nehri'nin bandaki tersanelere gittiini ve gemilere el koymak niyetinde olduunu anlam, zaten Jarri'den kamann tek yolu nehir. Bana imdi Tinat'n tam nerede olduunu ve yannda ka kii bulunduunu syleyin." 524 11. Yazt "Yaklak dokuz yz kii, ama adamlarn ou maden ocaklarnda grdkleri muamele yznden hasta ve gsz. Savaabilecek durumda en fazla yz kii vardr. Geri kalan da kadn ve ocuk." Taita, " yz m?" diye bard. "Aquer'in be bin tane eitilmi savas var. Eer Tinat'a yetiirse canna okur." "Daha da kts, Tinat'm at da az. ocuklarn bazlar ok kk. Onlar ve hastalar yznden ar ilerliyor." Taita sert bir tavrla, "Gemileri ele geirmek iin hemen bir birlik yollamas lazm. O arada biz de Aquer'i oyalamahyz," dedi.

"Tinat, onu Kitangule Geidi'nde durdurmay umuyor. Elli adam orada bir orduyu tutabilir, en azndan kadnlar ve hastalar gemilere yetiene kadar," dedi Meren. "Unutma ki, Aquer'in ncleri lkeyi Sidudu kadar iyi tanyor," diye hatrlatt Taita. "Geitten gemeden tersanelere ulamann bir yolunu biliyorlardr mutlaka. Onun bize gelmesini beklemek yerine, ummad bir anda biz onu vurmalyz." Taita, ondan sz edince Meren, Sidudu'ya gz atmt. Taita iinden, Zavall Meren, dedi, demek nl zampara da abay yakm. Kendi kendine gld ama, "Eer Aquer'i durduracaksak daha fazla adama ihtiyacmz olacak," dedi. "Ben burada kalp onu bekleyeceim. Meren, sen Fenn'i de yanna al ve hemen Tinat' bulun..." Fenn, "Ben senden ayrlmam," diye bard. "Seni kaybetmeye bu kadar yaklamken bir daha asla brakmam seni." "Ben haberci deilim Byc. Bana haberciymiim gibi davranma. Fenn gibi ben de seninle kalacam. Hilto'yu gnder," dedi Meren de. Taita geri ekildiini gsterir bir hareket yapt. "Kimseye tartmadan emir veremeyecek miyim ben?" Fenn, "Muhtemelen hayr," dedi ciddi bir tavrla. "Ama Hilto'yla kibarca konumay deneyebilirsin." 525 Wilbur Smith Taita teslim oldu ve Hilto'yu ard. "Atnn gidebildii kadar hzla gidip Albay Tinat Ankut'u bul ve seni benim gnderdiimi syle. Aqu-er'in, onun niyetini bildiini ve peine dtn anlat. Jarrililer onlan yakalamadan nce Tinat'n bir nc birlik yollayp gemileri ele geirmesi lazm. Kitangule Geidi'ni herkes gemilere binene kadar tutma fikrini beendiimi de syle, ama bana en iyi adamlarndan yirmi kii gndermesi gerek. Bu ok, ok acil. Hilto, onun verecei adamlar dou yolundan Mutangi'ye doru getir, yolda bulualm. imdi git! Hemen!" Hilto selam verip tek kelime etmeden yola koyuldu. Taita, Meren'e dnd. "Bize lazm olan, Aquer'i bekleyecek bir pusu yeri bulmak. Ne tr bir yer aradmz sen gayet iyi bilirsin. Sidudu'ya sor bakalm, byle bir yer var mym?" Meren atn mahmuzlayp Sidu-du'nun yanna gitti ve dikkatle dinleyen kza, Taita'nn sorusunu yneltti. O lafn bitirir bitirmez Sidudu, "Byle bir yer biliyorum," diye atld. Gururla, "Sen ok akll bir kzsn," diyen Meren'le bir an baktlar. Taita, "Gel o zaman Sidudu," diye seslendi. "Gster bakalm sahiden Meren'in dedii kadar akll mymsn?" Sidudu onlar gittikleri yoldan kararak gneye doru yneltti. Bir saat gittikten sonra, alak, aal bir tepede atn dizginleyip ay nda aadaki vadiyi gsterdi. "Orada Ishasa Nehri'nin geit yeri var. Suyun parltsn grebilirsiniz. Lord Aquer'in Kitungule Geidi'ne ulamak iin geecei yer buras olmal. Su, atlarn yzebilecei kadar derindir. Onlar suya girince, yamacn tepesinden ok ve kaya atabiliriz. Nehirde baka bir geit bulmak iin krk fersah daha gitmeleri gerekir." Taita geidi dikkatle inceleyip ban sallad. "Daha iyi bir yer bulabileceimizden kukuluyum." Meren, "Size demitim," dedi. "Onda iyi bir sava gz var." 526 r 1 11. Yazt "Yay tadn gryorum Sidudu." Taita, kzn omzunda asl olan silah gsteriyordu. "Kullanabiliyor musun?" "Fenn retti bana," dedi Sidudu. Meren de, "Sen yokken Sidudu usta bir oku oldu," diye dorulad. Taita, "Bu gen hanmn marifetlerinin sonu yok galiba," dedi. "yi ki o da bizimle birlikte." Atlarn gl bir aknt olan geitten yzdrp karya getiler. Dou kysna ulanca yolun yamalarn arasndan iyice daralarak uzandn

grdler. Atllar ancak tek sra halinde geebilirdi. Taita ve Meren yukar trmanp durumu incelediler. Taita, "Evet," dedi. "Buras iimizi grr." Dinlenmelerine izin vermeden nce, pusuyla ilgili planlarn aklad ve hepsine tek tek grevlerini tekrarlatt. Ancak ondan sonra atlarndan indiler, hayvanlara karabudayla dolu yem torbalann taktlar ve koum takmlarn zdler. Kamp souktu, Taita ate yaklmasna izin vermemiti nk. Karabuday rei ile biberli sosa batrlm kei eti dilimlerini attrdlar. Yemekleri biter bitmez Nakonto mzran alp geitte nbet tutmaya gitti. mbali de onu takip etti. Fenn, Taita'ya, "Artk onun kadn," diye fsldad. Taita, "armadm, ama eminim ki Nakonto en azndan tek gzn geitten ayrmaz," dedi kuru bir sesle. Fenn, "Birbirlerine klar," dedi. "Byc senin ruhunda hi romantizm yok." Sonra gidip uyku minderini ald ve dierlerinden uzak bir nokta seip kare eklindeki derilerle yaplm rtnn stne yayd. Sonra tekrar Taita'nn yanna dnd. "Gel." Onu elinden tutup yataa gtrd, tuniini karmasna yardm etti ve katlayp burnuna gtrd. "ok gl kokuyor," diye belirtti. "lk frsatta ykarm." Taita'nn yanma 527 Wilbur Smith diz kp stne karelerden yaplm rty rttkten sonra kendi tuniini de kard. Ay nda bedeni solgun ve ince grnyordu. O da rtnn altna kayd ve vcudunu Taita'ya yaslad. "Bana dndn iin ok mutluyum," diye fsldad ve iini ekti. Bir sre sonra dnp tekrar fsldad. "Taita." "Efendim?" "Aramzda biraz yabanclk var gibi." "Artk uyuman gerek. Yaknda sabah olacak." "Hemen uyuyacam." Tekrar sessizleti ve onun deimi bedenini yoklad. Sonra .yumuak bir sesle, "Taita, bu nereden geldi? Nasl oldu byle bir ey?" diye sordu. "Mucizevi bir ekilde. Grnm de yle deiti. Sonra anlatacam. imdi uyumak zorundayz. Seninle kk yabancnn tanmas iin daha pek ok frsat olacak." "Onu tutabilir miyim Taita?" "Zaten tutuyorsun ya." Fenn bir sre yine konumad. Sonra, "O kadar da kk deil," diye fsldad. "Ve gittike daha ok byyor." Bir sre sonra mutlulukla ekledi. "Bana artk onunla da arkada olduk gibi geliyor, yabanclmz geti. Artk kiiyiz. Sen, ben ve o." Onu tutarak uykuya dald. Taita'nn ayn eyi yapabilmesi ise baya uzun srmt. Nakonto uyandrdnda sadece birka dakika uyumu gibiydi. Taita "Ne oldu?" diyerek dorulup oturdu. "Batdan gelen svariler var." "Nehri getiler mi?" "Hayr. Akta ordugh kurdular. Galiba karanlkta gemek istemiyorlar." "Dierlerini de kaldr ve atlar eyerleyin ama ses karmadan." 528 11. Yazt afan ilk klan hafife ortal aydnlatrken Taita yamacn kenarna karnstii yatm geide bakyordu. ki kz da iki yanndayd. Nehrin kar kysnda Jarri kampnda hareket vard, askerler nbet atelerine odun atmaktayd. Piirdikleri etin kokusu lnn uzand yere kadar geliyor-[du. Artk hava Taita'nn kelle sayabilecei kadar aydnlanmt. Birlikte otuz kii kadar vard. Bazlar etleri piiriyor, dierleri hayvanlarn stne rtlerini seriyordu. Birka tanesi de allarn arasna melmi zel ilerini halletmekteydi. Yaknda yzlerini bile grmek mmkn olacakt.

Sidudu korkuyla, "Onka," diye fsldad. "O surattan nasl nefret ediyorum." Fenn de, "Ne hissettiini gayet iyi anlyorum," diye fsldayarak cevap verdi. "lk frsatta onun icabma bakacaz." "Bunun iin dua ediyorum." Taita, "te Aquer ve Ek-Tang da orada," diye gsterdi. ki oligar dierlerinden biraz uzakta duruyordu. Sabah ayaznda dumanlar tten anaklardan bir ey iiyorlard. "Daha toparlanamamlar. Bunlar alaylarn nnden yola km. Yaknda suyu gemeye balayacaklar ve bize de bir frsat doacak. Eer gemezlerse, o zaman da Hilto takviye birliini getirene kadar glge gibi takip ederiz." Fenn gzlerini ksarak, "Buradan Aquer'i okla vurabilirim," dedi! "Mesafe uzun ve rzgr etkili sevgilim." Taita, onu yattrmak iin kolunu okad. "Onlar uyarm oluruz ve avantaj onlara geer." Onka'nn drt adam semesini ve emirler yadrmasn izlediler, konuurken geidi gsteriyordu. Adamlar atlarna koup bindiler ve tnsia kyya gelip suya girdiler. Taita, onlarn geliini Meren'e de iaret etti. Drt at akntyla bouup ayaklarn yere dedirmek iin abalayarak karya geti. Askerler stlerinden sular akarak kyya kmlard. Dar patikaya girmeden nce dikkatle etrafa bakndlar. Meren ve adamlar giz529 F:34 Wilbur Smith lenmiti. Kar kyda Onka'nm askerleri sra olmu atlarnn banda bekliyorlard. Nihayet toynak sesleri duyuldu ve nclerden biri dar patikadan kyya dnd. Orada durup kollarn bann stnde sallayarak, "Bu tarafta her ey yolunda!" diye bard. Onka, adamlarna bir emir verdi ve hepsi atlanma binip tek sra halinde suya doru ilerlemeye balad. Onka geii daha iyi kontrol edebilmek iin geride kalmt, ama Taita, Aquer ile Ek-Tang'n en bata olduunu grnce ard. Bunu beklemiyordu. Etrafla-nndakilerin onlar koruyabilecei ekilde ortada olacaklarn dnmt. "Galiba onlar ele geirdik." Heyecandan sesi gergin kmt. Me-ren'e hazr olmasn iaret etti. Birliin bandaki iki oligar atlarn suya soktular. Yan yolda hayvanlar yzmeye balad ve aknt yznden birlik nizamn bozdular. Taita, "Hazr olun," diyerek iki kz uyard. "Brakn oligarlarla arkalarndaki adam kyya ksn, sonra pelerinden gelmeye kalkan herkesi vurun. En azndan ksa bir sre, Onka, adamlarn tekrar toparlayana kadar oligarlan ana birlikten koparm oluruz." Aknt glyd ve sudan geenlerin arasnda byk boluklar olumutu. Taita sessizce, "Oklarnz aln!" diye emretti. Kzlar srtlarndaki sadaklara uzandlar. Aquer'in at dibe dedi ve kendini kyya att. Ek-Tang da arkasna taklm askerle onu takip etti. Sonra arada bir boluk var-drve birliin geri kalan hl nehri gemeye alyordu. Taita, "imdi!" diye bard. "Liderlerin arkasndaki askerleri vurun." Fenn ile Sidudu ayaa frladlar ve uzun yaylarn gerdiler. Mesafe ksayd, kolay bir att. Oklarn frlattlar ve iki ok sessizce aa doru szld. kisi de hedefi buldu. Askerlerden biri eyerinde yalpalad ve Si-dudu'nun okunun akmaktandan ucu kamna saplanrken acyla haykr530 I 11. Yazt Buji. Arkasndaki adamn boynuna da Fenn'in oku girmiti. Adam iki eliyle oku tuttu ve srtst suya dt. Atlar dnp arkadan gelenlerle arpn-L ca birliin geri kalannda bir karmaa yaand. Aquer ve Ek-Tang dar patikaya doru atldlar.

Taita, "Ah evet, iyi almsnz," diyerek kzlar vd. "Ben brakp komanz emredene kadar devam edin." Sonra onlardan ayrlp aadaki dar patikaya kotu. Meren, oligarlarn yola girmesine izin vermi ve iki Shilluk, adamlarn arkasndan frlamt. mbali, Ek-Tang'a yetiti ve baltasn savurdu. Tek hareketle oligarin sol bacan dizinden koparmt. Ek-Tang bard ve atn hzlandrmaya alt, ama tek bacakla dengesini kaybetti ve kurtulmak iin hayvann yelesine yaparak yana doru devrildi. Bacandan kanlar fkryordu. mbali bir daha yetiti ve baltasn yeniden savurdu. Ek-Tang'n kafas omzunun stnden dp tal yola yuvarland. Sinirleri geveyen elleri bir sre daha atnn yelesinde kald ve sonra alp dt. Basz bedeni yandan yere devrildi. Ek-Tang'n ardndan gelen asker haykrarak mbali'ye doru atld. Nakonto da mzran frlatt. Mzrak adamn srtna saplanarak onu olduu yere mhlad. Mzran ucu gsn delip bir kol boyu dar kmt. Adam klcn drd ve eyerden yuvarland. Meren de sradaki son askerin yannda kouyordu. Adam, onun geldiini grnce klcn knndan karmaya davranmt, ama o daha klcn kavrayamadan Meren atlp klcn karnna saplad. Adam srtst yere dt. Dorulmasna frsat vermeden, Meren grtlana bir darbe daha indirdi ve dnp Aquer'in peine dt. Oligar, onun geldiini grp atn mahmuzlayp hzla ileri atld. Meren ile mbali arkasndan kotular ama yetiemediler. Taita yukardan Aquer'in kurtulduunu grmt. Tepeden onun gittii yne doru kotu ve iyice kenara yaklap atlamak iin hazr bekledi. 531 Wilbur Smith At tam altndan geerken Aquer'in arkasna atlad, Aquer sarsntyla dizginleri elinden kard ve dmemek iin abalad. Taita bir kolunu adamn boynuna sarp skmaya balad. Aquer de hanerini ekmi, kolunu geriye doru uzatarak Taita'nm yzne saplamaya alyordu. Taita botaki eliyle onun bileini yakalad ve boumaya baladlar. Srtndaki arlk yznden dengesini yitiren at patikann yannda ykselen duvara arpt ve gerileyip aha kalkt. Taita ile Aquer, birbirlerine kenetlenmi durumda hayvann sarsndan yere yuvarlandlar. Yere arptklarnda Aquer stte kald ve btn arl Taita'nm stne kt. ok yznden Taita'nm elleri gevemiti. O toparlanamadan Aquer dnd ve hanerini Taita'nm grtlana dayad. Taita, adamn bileini yeniden skca tutup bkt. Aquer btn gcyle hanere abanyor, ama bir ey yapamyordu. Taita'da artk gen bir adamn gc vard ve Aquer'in fiziksel gc azalal ok olmutu. Kolu titremeye balad ve yenilmi bir ifadeye brnd. Taita, ona glmsedi. "Artk Eos yok," dedi. Aquer irkildi. Kolu gevedi ve bu kez Taita dnp onun stne kt. Aquer, "Yalan sylyorsun," diye haykrd. "O tanradr, tek gerek tanradr." "O zaman tek gerek tannan arsana Lord Aquer. Gallalal Taita'nm seni ldrmek zere olduunu syle." Aquer'in gzleri dehetle ald. "Yine yalan sylyorsun," diye soludu. "Sen, Taita deilsin. Taita ihtiyar bir adamd ve artk ld." "Yanlyorsun. len Eos oldu ve yaknda sen de yanna gideceksin." Taita glmsemeye devam ederek Aquer'in bileini kracakm gibi skt. Aquer feryat etti ve haner parmaklarnn arasndan dt. Taita kalkp adam evirdi ve aresiz bir ekilde yzst tuttu. O anda Meren koarak yetimiti. "ini bitireyim mi?" 532 11. Yazt Taita, "Hayr," diyerek Meren'i durdurdu. "Sidudu nerede? Bu adam ok ona kar gnah iledi." Kzlarn koarak tepeden indiklerini gr-. Az sonra yanlarna gelmilerdi. Fenn, "Taita, kamamz lazm! Onka, adamlarn toplad ve karya geiyorlar!" diye bard. "Bu domuzu hakla da gidelim."

Taita, Sidudu'ya bakt. "Seni, Onka'ya veren adam buydu," dedi. "Arkadalarn daa gnderen de buydu. ntikam senindir." Sidudu duraksad. "Bu haneri al." Meren yerden Aquer'in hanerini alp kza uzatmt. Fenn koup Aquer'in miferini bandan kard. Sandan bir tutam kavrayp ban geriye ekti. "Kendin ve daa yollad btn kzlar adna kes grtlan Sidudu." Sidudu'nun ifadesi kararl ve sert bir hal almt. Aquer, onun gzlerinde lm grnce szlanp rpnmaya balad. "Hayr! Ltfen, beni dinle. Sen daha bir ocuksun. Byle hunharca bir i sonsuza kadar ruhunu yaralar." Sesi bouklat ve neredeyse duyulmaz hale geldi. "Anlamyorsunuz, ben tanraya itaat ettim. O ne buyurduysa onu yaptm. Bana bunu yapamazsnz." Sidudu, "Anlyorum ve yapabilirim," dedi. Adamn yanna geldi ve Aquer alamaya balad. Sidudu haneri kulann dibine dayayarak uzun, derin bir yara at. Et alm ve derinlerdeki ana damar kesilmiti. Aquer'in nefes borusundan tiz bir ses ykseldi. Bacaklar spazmla debelendi. Gzleri yuvalannda dnd. Dili dar frlad ve azndan kanl kpkler fkrd. Taita onu itip yzst evirerek boazlanm bir domuz gibi kendi kannda boulmaya brakt. Sidudu ise haneri elinden atp dorulmu, lmekte olan oligari seyrediyordu. Meren arkasndan gelip kza sarld. Yumuak bir sesle, "Oldu ve gayet iyi oldu," dedi. "Ona acmaya demez. Artk gitmemiz gerek." 533 Wilbur Smith Atlarna doru koarken nehri gemekte olan Onka ve adamlarnn barlarm duydular. Hemen hayvanlara atlayp Taita ve Duman Yeli bata olmak zere dar yoldan ileri frladlar. Tepeye trmannca durup nlerinde uzanan yemyeil ovaya baktlar. Mavi ufukta, sivri zirveleri olan baka tepeler grnyordu. Sidudu elini kaldrd. "te oras Albay Tinat'la buluacamz Kitan-gule Geidi." Meren, "Ne kadar var aramzda?" diye sordu. "Elli fersah, belki biraz daha fazladr," deyip dnerek nehir geidine baktlar. O arada askerlerinin bandaki Onka kyya km ve cesetleri grnce barmaya balamt. "Elli fersah! Demek ki nmzde epeyce yol var," dedi Meren. Atlan bayr aa koyuverdiler ve ovaya doru ilerlediler. Az nce bulunduklar tepede Onka ve adamlar grndnde, onlar da ovaya ulamt. Askerler vahi lklarla bayrdan inmeye baladlar, Onka'nn miferin-deki beyaz devekuu tynden sorgu, onu dierlerinden ayrt ediyordu. Taita, "Burada oyalanmaya gerek yok," dedi. "Hadi gidelim." Yarm fersah gittikten sonra, Sidudu'nun bindii ksran dier atlara yetiemedii ortaya kt. Admlarn ona gre ayarlamak zorunda kaldlar. Meren ve Fenn, onu bekliyorlard. Fenn, "Dayan!" diye seslendi. "Seni brakmayacaz." Sidudu, "Atmn gc kalmad," diye bard. Meren, "Korkma," dedi. "Ona bir ey olursa ben, seni terkime ahnm." Fenn, "Hayr," diye itiraz etti. "Sen ok arsn Meren. Fazladan yk hayvann ldrr. Kasrga ikimizi de rahata tar. Ben alacam Sidudu'yu." Taita zengilerinin stnde kalkp geriye bakt. Arkalarndakiler dalyordu, hzl atlar dierleriyle aray amt. Onka'nn tyl miferi 534 11. Yazt bataki Jarrilinin ortasnda dalgalanyordu. Atn iyice zorlayarak aray kapatmaktayd. Taita kardaki dalara bakt. Onka onlara yetimeden orada olmalar imknszd. Sonra gzne baka bir ey takld. leriden ince bir toz bulutu kalkyordu. Kalp atlar hzland, ama kontrol altna almaya alt. imdi yanl mitlere kaplmann sras deildi. Herhalde bir ceylan veya zebra

sryd. Ama gzne bir metal parlts iliti. "Silahl adamlar!" diye mrldand. "Ama acaba Jarrililer mi, yoksa Hilto ile takviye birlii mi?" O daha karar veremeden, arkasndan uzak bir ses duydu. Bu Onka'nn sesiydi. "Seni gryorum hain fahie! Seni elime geirince karnndaki pii ellerimle skp alacam. Canl canl piirip etini de grtlana tkacam." Fenn, Sidudu'ya, "Bu pisliklere kulan tka," dedi ama kzm gznden yalar akyor, tuniini slatyordu. "Ondan nefret ediyorum!" dedi. "Btn ruhumla nefret ediyorum." Arkalarndan Onka'nn sesi giderek yaklayordu. "Piini yedirdikten sonra sana en nefret ettiin eyi yapacam. Benden kalan son an barsaklarnda olacak. Cehennemde bile unutamayacaksn beni." Sidudu hkrklara boulmutu. "Ona aldrmamalsn," dedi Meren. "Kulaklarn ve zihnini kapa." "Bunlar duyacana keke lseydim Meren." "Bir anlam yok ki. Ben seni seviyorum. O domuzun bir daha sana zarar vermesine izin vermem." O anda Sidudu'nun ksra n ayayla otlarn arasnda gizlenmi bir fravunfaresi ukuruna girdi. Kemii kuru bir dal gibi krlan hayvan takla att. Sidudu da ba aa frlamt. Fenn ve Meren hemen ona doru hzlandlar. Fenn, "Hazr ol Sidudu, seni alacam," diye haykrd ama Sidudu ayaa kalknca dnp arkasna bakt. Artk Onka dier adamlarn baya 535 Wilbur Smith nne gemi yaklayordu. Hrsla ne eilmi, atn son srat komaya zorluyordu. "nla bulumaya hazr ol!" diye bard. Sidudu omzundan yayn alp sadana uzand. Onka keyifli bir kahkaha att. "Bakyorum kendine bir oyuncak bulmusun. lmeden nce sana daha gzel bir oyuncak vereceim!" Onka, onu ok atarken hi grmemiti. Sidudu duruunu ald ve yayn gerdi. Artk Onka'nm yzn grebiliyordu. Onka da onun gzlerindeki lmcl fkeyi grm ve kahkahas yarda kalmt. Sidudu yayn telini dudaklarna dedirdi. Onka atnn ban evirip kamaya alyordu. Sidudu okunu frlatt. Ok, adamn kaburgalarna sapland ve iki eliyle karmaya alrken klcn drd, fakat okun keskin ucu ok derine girmiti. Altndaki hayvan, bir daire izdi. Sidudu bir ok daha frlatt. Onka'nm o anda arkas dnkt ve ok srtnn ortasna, iyice derine saplanm, bbreklerinde ar lmcl bir yara amt. Onka bu kez o oku yakalamak iin debelendi. Sidudu bir ok daha att, bu sefer de akcierlerini paralamt. Onka yar inler, yar i eker gibi bir ses karp arka st yere dt. Ayaklanndan biri zengiye takl kalm ve drtnala komaya balayan atn arkasnda, ban yere vura vura bir sre srklenmiti. Sonra da, artk iyice lgna dnen at, bana bir ifte savurdu. Sidudu yayn tekrar srtna asp drtnala gelen Fenn'i karlamak zere dnd. Fenn uzand, Sidudu zplad ve birbirlerinin kolunu smsk yakaladlar. Fenn, Kasrga'nn hzndan yararlanarak arkadan terkisine ekti. Sidudu iki kolunu Fenn'in beline sard ve yine drtnala yola devam ettiler. Onka'nn lm zerine vahi lklar atan teki Jarrili giderek yaklayordu. Onlar Meren karlad. Birini klcyla aa indirdi ve dierleri arpmamak iin iki yana aldlar. Sonra, uygun bir frsat kolla536 11. Yazt yarak etrafnda dnmeye baladlar, ama Meren'in klc havada prltlar yaratarak durmakszn hareket ediyordu. Bu arada, Taita ile iki Shiliuk da onun zorda olduunu fark etmiler ve hzla geri dnmlerdi. Yan yana geerlerken Taita, Fenn'e, "Asil bir zm oldu," diye bard. "Artk geide gidin. Biz size yetiiriz." "Seni brakamam Taita." Omzunun stnden, "Hemen arkanzdan geleceim!" diye baran Taita dvn ortasna dald. Jarrililerden birini eyerinden drd ve dieri de kendini tek bana buldu, dier arkadalar daha gerideydi. Kendini savunmaya alt, ama

Nakonto uzun mzran karnna saplarken, m-bali de baltasn klc tutan koluna savurup bileinden kesti. Adam geri ekilip eyerinde yalpalayarak arkadan gelenlerle bulumak zere drtnala uzaklat. Taita, "Brakn gitsin!" diye emretti. "Fenn'i takip edin." Geri kalan askerler pelerinden gelirken hzla yola koyuldular. Taita ileriye bakt: yabanc atl grubu ok yaklamt. Doruca birbirlerinin stne gidiyorlard. "Eer bunlar da Jarriliyse, atlan siper olarak kullanacaz," diye bard. Yani atlar halka oluturacak, kendileri de inip onlarn arkasndan savunma yapacaklard. Taita gelenlere daha dikkatle bakt. Artk gzleri ok keskin olduu iin, grubun bandaki kiiyi Meren'den ve Fenn'den nce tanmt. "Hil-to!" diye haykrd. "Bu Hilto!" Meren de, "sis'in tatl soluu adna, haklsn," dedi. "Baksanza, Tinat'n alaynn yarsn kapp gelmi." Hilto'nun gelmesini beklerken atlarn hzn trsa drdler. Bu durum, pelerindeki Jarrililerin kafasn kartrmt, nk onlar gelenlerin kendilerinden olduunu dnyorlard. Kukuyla durdular. 537 Wilbur Smith Meren, Hilto'yu, "Horus'un yaral gz adna, ho geldin eski dostum Hilto," diye karlad. "Grdn gibi, kllarnz smayabilesiniz diye size de birka serseri braktk." "Nezaketin beni ldrecek albaym," diyen Hilto glyordu. "Biz bunlar hallederiz. Yardmnza ihtiyacmz yok. Siz bir an nce Albay Ti-nat Ankut'un bekledii Kitangule Geidi'ne gidin. ok gecikmeden biz de arkanzdan geliriz." Hilto peinde Tinat'n adamlaryla drtnala ilerledi. Adamlara emirler verdi ve sava formasyonu oluturdular. Sonra doruca, birbirlerine sokulmu olan Jarrililerin stne gittiler. Aralarna dalp saflarn bozdular. Arkalarndan ovann giriine kadar kovalayp yetitiler. Taita kendi grubunu mavi dalara doru gtrd. Kasrga'nn stnde giden iki kza yetitiklerinde, Meren atn dizginleyip Sidudu'ya, "Bir iblis gibi ok attn," dedi. "Onka iimdeki iblisi ortaya kard." "Bence btn borlarn altn parayla demi oldun. Artk sen ve iblisin, geceleri huzur iinde uyuyabilirsiniz." Sidudu arbal bir tavrla, "Evet Meren," dedi. "Ama ben, sava olmay hi istemezdim, koullar mecbur etti. Artk bir e ve anne olmay tercih ederim." "ok vgye layk bir istek. Eminim ki, bu istei seninle paylaacak iyi bir erkek bulursun." "Ben de yle umuyorum Albay Cambyses." Ban ne eip kirpiklerinin arasndan Meren'e bakt. "Ksa bir sre nce bana sevgiden sz..." "Kasrga artk yorulmaya balad," dedi Meren ciddi bir tavrla. "Terkimde sana yer var. Gelir misin?" "Byk bir zevkle albay." Kollarn Meren'e uzatt. Meren de onu rahata tutup terkisine oturttu. Kz iki kolunu Meren'in beline sard ve ba538 11. Yazt n srtna dayad. Meren, onun titremelerini ve ara sra, tutamad bir hkrkla sarsln hissediyordu. Kalbi szlad. Onu mr boyu koruyup kollamak istiyordu. Taita ile Fenn'in arkasndan yola devam ettiler, onlar-\ dan sonra da Nakonto ve mbali geliyordu. @-T Onlar daha dan eteine ulamadan, Hilto ile birlii yetiti. Hilto rapor vermek zere Meren'in yanma geldi. "Yedi tanesini ldrp atlarn aldk. "Geri kalann da dvecek hali kalmad zaten. Gitmelerine izin ; verdim. nk arkalarndan nasl bir kuvvet geldiini bilmiyordum." "Doru olan yapmsn Hilto." "Ele geirdiimiz atlardan birini Sidudu'ya getireyim mi?"

"Hayr, teekkrler. imdiye kadar yaptklarn yeter. O bulunduu yerde gvende. Eminim Tinat'a yetiince atlara ihtiyacmz olacak. Oraya gtrelim." Geide doru trmanrken uzun gmen kafilesinin kuyruunu yakaladlar. ok hasta ve gsz olanlar iki tekerlekli el arabalaryla ya da tahtrevanlarla dostlar ve aileleri tarafndan tamyor, byk bir ounluk ise yaya olarak gidiyordu. Babalar kk ocuklarn omuzlarna almlar, anneler de bebeklerini srtlarna balamlard. ou Meren'i tanyor ve yanlarndan geerken, "Btn tanrlarn merhameti stne olsun Meren Camby-ses. Bizi o ac hayattan kurtardn. ocuklarmz zgr olacak," diye sesleniyordu. reme iftliklerinden kurtulan kk kzlar, Fenn ile Sidudu'nun peinden koup onlara dokunmaya alyordu. Bazlar ise hngr hngr alyordu. "Bizi dn olmayan dadan kurtardnz. ok cesur ve iyisiniz. Teekkrler Sidudu. Tanrlar seni korusun Fenn." 539 Wilbur Smith Delici baklar ve marur duruuyla kadnlarn ilgisini ekmi olsa da, kimse Taita'y tanmamt. Fenn bu ilginin farkndayd ve sahiplenici bir tavrla Taita'nn yannda gidiyordu. Bu ekilde trmanlar biraz ar oldu ve bir kez daha Kitangule Geidi'ne ulatklannda gne batmaya balamt. Tinat gelilerini snr kalesindeki gzc kulesinden grd ve merdivenden inip uzun admlarla kapnn nne onlar karlamaya geldi. Me-ren'i selamlayp Fenn ve Sidudu'ya sarldktan sonra Taita'ya bakt. "Bu kim?" diye sordu. "Bu kadar gzel bir erkee gvenemem." "Ona hayatn pahasna gvenebilirsin," dedi Meren. "Zaten kendisini gayet iyi tanyorsun. Sonra aklarm, geri sen de benim gibi inanamayacaksn." "Ona kefil oluyor musun Albay Meren?" "Btn kalbimle." Fenn, "Ben de yle," diye atld. "Ve ben de." Bunu da Sidudu sylemiti. Hilto da, "Ben de," dedi. Tinat omuz silkip kalarn att. "Aznlkta kaldm, yine de son kararm vermi deilim." Taita sakin bir sesle, "Bir kez daha kranlarm sunarm Albay Tinat," dedi. "Tpk Tamafupa'da beni Basmaralarn elinden kurtardn zamanki gibi." "Tamafupa'da bulduklarmn arasnda sen yoktun ki," dedi Tinat. "Ah, unutmusun." Taita ban sallad. "Ama Meren'le beni, onun gz ameliyatndan sonra Bulut Baheleri'nden indirdiini hatrlarsn mutlaka. Sadakatini ve Msr'a dnme zlemini ilk kez o zaman belli etmitin. Eos'u ve onun glerini nasl tarttmz hatrlyor musun?" 540 11. Yazt Tinat, Taita'ya daha dikkatle bakt ve gergin duruu deiti. "Lord Taita! Byc! Bulut Baheleri'nde lmemisin. Bu sen olamazsn!" Taita, "Emin ol ki benim," diye glmsedi. "Ama d grnmde nemli deiiklikler olduunu kabul ediyorum." "Gen bir adam olmusun! Bu inanlmaz bir mucize, ama sesin /e gzlerin beni ikna ediyor." Koup Taita'nn eline yapt. "Eos'la oligar-lara ne oldu?" "Oligarlar ld, Eos da artk bize bir ey yapamaz. imdilik bu kadar yeter. Sende durum nasl?" "Buradaki Jarri birliklerini artan bir oyun oynadk. Zaten yirmi adam vard ve hibiri kaamad. Cesetlerini uurumdan attk. Gryor musun? Akbabalar balarna t bile." Tinat gkyznde dnen leil kular gsterdi. "Tersaneyi ele geirmek ve gemileri emniyete almak zere yz adam gnderdim." "yi i karmsn," dedi Taita. "Artk tersaneye gidip kumanday sen ele almalsn. Btn gemileri topla, insanlar gelince herkesi bindir ve balarna iyi bir rehber koyup gnder. Tm filo, Nalubaale Gl kysnda, hani gergedan avlamak iin kyya indiimiz yerde toplanmal." "Oray gayet iyi hatrlyorum."

"Dadan inerken geidin bandaki kprye yirmi tane iyi balta kullanan adam brak. Bizden son kii de geince, kpry uursunlar." "Siz ne yapacaksnz?" "Meren'le ben, Hilto'ya kattn adamlarn bir ksmyla kaleyi bekleyeceiz. Kpr uurulana dek Jarrilileri oyalamak iin." "Bastne Lord Taita." Tinat, yzbalarn ararak telala uzaklat. Taita, Meren'e dnd. "Hilto ile iki Shilluk'u ve ayrabildiin kadar adam, gmenlere yardma yolla. Hzlanmalar gerek. Bak! Asl Jarri or541 Wilbur Smith duu ile aramzda fazla mesafe kalmad." Ordunun geldii yn gsterdi. Gnein son klannda, ovann ok gerisinde, Jarri ordusu svarilerinin ve iki tekerlekli sava arabalannn kaldrd byk toz bulutu grnyordu. Taita, Fenn'i de yanma alp abucak kk kaleyi ve geidin azndaki savunma hatlann teftie kt ve durumu olduka vahim buldu, duvarlar alak ve bakmszd. Ancak yeteri kadar cephaneyle mutfak ve kiler gayet iyi durumdayd. "Dman burada fazla tutamayz," dedi Fenn'e. "En iyi savunmamz hz." Zorlukla ilerleyen gmenlere baktlar. "Yola devam etmek iin yiyecee ihtiyalan var. Sidudu ile size yardm edecek gen kadnlar bulun ve geerlerken onlara yiyecek verin, zellikle de kk ocuu olanlara. Sonra da tersaneye gnderin. Sakn burada dinlenmelerine izin vermeyin, yoksa hemen lrler." Meren de dnp onlara katlmt. Taita ile ikisi merdivenden gzc kulesine trmandlar. Taita yamataki yksek knty gsterip, "Ayrabildiin btn adamlar orada topla," dedi. "Byk kayalar toplayp kenara dizsinler. Patikadan knca Jarrililerin stne yuvarlayacaz." Meren koarak aa inip adamlann toparlamaya gitti, Taita da hzla Fenn'in yanna dnd. Fenn yiyecekleri hazrlamak iin uygun kadnlar seerken o da salam bulduu adamlar Meren'e yardma yolluyordu. Sonunda karmaay dzene evirebildiler. Kafile hzland. Bir eyler yiyip iince herkes kendini daha iyi hissetmeye balamt. Onlar geerken Taita erkeklerle akalayor, yorgun ve isteksiz kadnlar glmsetip, srtlarndaki bebeleri daha yksee kaldrmalarna yardm ediyordu. Herkese yeni bir kararllk hkim olmutu. Akam kerken Fenn'in yardm-clannn kahkahalan geceyi tatlandryor, Hilto'nun artlarnn mealeleri kafilenin sonunu gsteriyordu. 542 11. Yazrt Mealelerin nda Hilto'nun uzun boylu glgesini grp kafileyi hzlanmaya tevik eden sesini duyunca, Fenn, "sis'in yardmyla, galiba herkesi geirebileceiz," dedi. Taita koarak onlar karlamaya indi. "ok iyi i kardn iyi kalpli iHilto," diye selamlad. "Jarri nclerine rastladnz m?" "Gne batarken kaldrdklar toz bulutundan beri bir ey grmedik. Ama ok uzakta olamazlar." Hilto ve adamlar iki omuzlarnda birer ocuk tayorlard. Taita, "Btn hznzla devam edin," diye emretti ve bo yoldan aa komaya devam etti. Btn kafile geip gidince durup dinledi ve aadan bouk bir uultu geldiini duydu. Diz kp kulan taa dayad. imdi daha iyi duyuyordu. "Sava arabalar ve yryen adamlar." Ayaa frlad. "ok hzl geliyorlar." Tekrar Hilto'nun bulunduu noktaya dnd. Sradaki son kii, srtna balad ocuuyla yrmeye alan bir kadnd. Alayp szlayan iki ocuu da peinden srklyordu. "Yoruldum. Ayaklarm acyor." "Dinlenemez miyiz? Eve dnemez miyiz?" Taita iki ocuu alp omzuna yerletirirken, "Zaten eve dnyorsunuz," dedi. Sonra, "Sk tutunun," diye tembihleyip dier elini de anneye uzatt. "Hadi gel. abucak karz imdi." Kadn da ekerek tepeye trmand.

"te geldik." ocuklan yere indirdi. "imdi bu iki gzel kz size gzel yiyecekler verecek." Onlar Fenn ile Sidudu'ya doru itti, sonra perian ve endieli anneye dnd. "Artk kurtuldunuz." "Kim olduunu bilmiyorum, ama iyi bir insansn sen." Taita onlar brakp Hilto'nun yanna dnd. Son gmenlerin de tepeye ulap dier yandan inmeye baladn grdler. afak skmek ze543 Wilbur Smith reydi. Taita, ban kaldrp Meren'in durduu yere bakt. Meren el sallad, adamlar bulabildikleri ne kadar kaya, ta varsa kenara ymt. Taita, Fenn ile Sidudu'ya, "Gzc kulesine trmann," diye emretti. "Ben de size katlacam." Fenn bir an itiraz edecekmi gibi durdu ama sonra tek kelime etmeden dnd. ok gemeden Taita sava arabalarnn kaleye doru trmandklarn duydu. Dikkatlerini datp tepede bekleyen Meren'le adamlarn fark etmemelerini salamak zere o tarafa yrd. Aniden ilk araba viraj alp karsna kt. O Taita'ya doru trmanrken, arkasndan dierleri de gelmeye balamt. Her arabann yannda bir dzine asker kouyordu, dik yokuu trmanrken arabalarn kenarlarna tutunmulard. Toplam sekiz araba vard ve arkalarndan piyade ktlesi gelmekteydi. Taita gizlenmeye almad ve ndeki arabadan bir bar koptu. Src krbacn aklatt ve araba bozuk yolda ileri atld. Taita kprdamad. Bir asker kargsn frlatt, ama Taita irkilmedi bile. Silahn be alt adm tesinde yere dp krlmasn izledi. Bir sonraki karg ona deebilirdi ama yana ekilerek omzunun dibinden geip gitmesini salad. Fenn'in kuleden, "Buraya gel Taita," diye haykrdn duydu. "Kendini tehlikeye atyorsun." Ona aldrmayp arabalar izlemeyi srdrd. Sonunda hepsi bir araya gelmiti: dnp kaacak yerleri kalmamt. Meren'e elini sallad. "imdi!" diye haykrd ve sesi yamata yankland. "imdi! imdi! imdi!" Meren'in adamlar ie koyuldular. lk kayalar yamatan yuvarlanmaya balad. nerken nlerine kan gevek kayalar da srklyorlard. Arabaclar sesi duyup haykrarak kamaya balamlard. Ama o darack yolda snabilecekleri bir yer bulunmuyordu. Kayalar arabalan ezip zplayarak bir alt yoldan trmanan askerlerin stne dyordu. Sonunda yol tamamen kapanmt. 544 11. Yazt Taita kendi kendine, "Artk buradan bir sre araba geemez," dedi. "Hatta yayalar bile zor geer." Tatmin olmutu. "Btn sabah bununla uraacaklar." Meren'e adamlarn kaleye indirmesini iaret etti. O arada kendisi de kuleye trmanp son gmen kafilesinin de arkadaki bayrda gzden kaybolmu olduunu grd. Fenn, onu grnce o kadar sevinmiti ki kendini tutamayp boynuna atld. "Benim iin ok deerlisin lordum," diye fsldad. "Bann etrafnda uuan karglar grnce kalbim duruyordu." "Madem bana bu kadar deer veriyorsun, o zaman Jarri ordusu yetimeden nce karnm doyurmalsn." "Dadan dndnden beri pek buyurgan oldun. Bu da houma gidiyor lordum." Fenn glerek mutfaa gitti. Dnnce korkulua dayanarak yumurtalarn ve karabuday reklerini yediler. Jarrili komutann, Meren'le adamlarnn kayalar att yerdeki durumu incelemek zere elli kiilik bir keif kolu gnderiini izlediler. Komutan yolun ortasnda, bir ok atm mesafede duruyordu. Uzun boylu yaz bir adamd ve miferinde albay olduunu gsteren tavus kuu tyleri vard. Taita, "En azndan adamn grnn beenmedim," diye belirtti. Esmer yznde keli, sert bir enesi, iri, kanca gibi bir burnu vard. "Onu tanyor musun Sidudu?" "Tanyorum Byc. Sert ve merhametsiz bir adamdr, hepimiz nefret ederiz." "Ad ne?" "Albay Soklosh." Taita, "Albay Ylan yani," diye tercme etti. "Adana ok benziyor zaten."

Albay yukarnn durumunu tespit eder etmez kalenin nndeki molozu temizlemeleri ve kaledekilerin gcn snamalar iin adamlarn yollad. 545 F:35 Wilbur Smith Taita, Fenn'e, "Birka ok atn unlara," dedi. ki kz hemen yaylarn aldlar. Sidudu'nun oku bir Jarrilinin burnunun dibinden gemi ve adam dnp kamaya balamt. Fenn de baka birini baldrndan vurdu. Adam kurt gibi uluyarak tek ayann zerinde sekerek uzaklat. Arkadalar yetiip destek oldular ve okun sapn krdlar. Sonra iki yaraly aralarna alp geri ekildiler. Uzun bir aradan sonra, zrhl adamlardan oluan bir birlik viraj dnp kaleye gelen yola kt. "Bu sefer aa inme sras bende galiba," diyen Meren, merdivenden korkulua kayd. kinci piyade dalgas da ok mesafesine ulanca, Hil-to'ya, "Hazr ol!" diye bard. Hilto da, "Hep birlikte!" diye adamlarna emir verdi. Adamlar kllarn knlarna sokup yaylarn aldlar. "Hizaya bak! Nian al! Gnder!" Oklar, sabah nda ekirge srs gibi kara bir bulut halinde frlad. Jarrililerin stne yaarken adamlarn zrhlarndan takrtlar ykseliyordu. Birka kii devrildi ama dierleri saflar sklatnp kalkanlarn balarnn stne kaldrdlar ve komaya baladlar. Hilto'nun adamlar aralksz ok yadryordu ama kalkanlardan oluan at yznden Jarrili-lere bir ey olmuyordu. Kale duvarnn dibine kadar gelmilerdi. n saf-takiler duvardan destek alarak durdular ve ikinci sradaki adamlar onlarn omzuna trmanarak bir piramit oluturdular. nc sra da onlar merdiven gibi kullanp duvarn tepesine kadar ulat. Hilto'nun adamlar kllarla, mzraklarla gelenleri pskrtt. Onlarn yerine yenileri trmanyor, kllar birbirine arpyordu. Adamlar baryor, kfrediyor ve acyla haykryordu. Kk bir grup Jarrili korkulua tutunmay baard, ama bu avantaj kullanmalarna frsat kalmadan Meren, Nakonto ve mbali balarna ktler. ounu kltan geirip kalanlar da geri pskrttler. Kulede, Fenn ile Sidudu, Taita'nn iki yannda durmu, dikkatle nian alp adamlarn toparlamaya alan yzbalara ok atyorlard. Saldn ta546 11. Yazt mamen baarszla uram ve dman, llerini duvarn dibinde brakp, yarallarn srkleyerek geri ekilmiti. Soklosh lene kadar iki atak daha yapt. Meren'in adamlar ilk ata, sava arabalarna yaptklar gibi geri pskrttler. Ancak, ikinci atakta, koldan birden saldrd ve bu kez abucak yaptklar saldr merdivenlerini de getirmilerdi. Ayn anda kalenin iki ucundan ve ortasndan hcum ettiler. Savun-madakiler gayet muntazam dizilmiti, ama bu sefer Meren, onlar daha kk guruplara blmek zorundayd. Bu defaki mitsiz bir savat ve Taita da onlara katlmak zere kuleden inmiti. Kzlar, cephanelikte bulduu oklarla birlikte kulede brakmt. Sabahn geri kalan ksmnda, sava duvarn stnde yaand. Nihayet Jarrilileri pskrtebildiklerinde, Meren'in adamlar perian durumdayd. On iki adamlar lm ve on tanesi de sa-vaamayacak kadar ar yaralanmt. Dierlerinin hepsinde de ufak tefek yaralar vard ve lesiye yorulmulard. Aadan, Soklosh'la yzbalarnn yeni bir atak iin emirler yadrdn duydular. "Onlar daha fazla tutabileceimizi sanmyorum." Meren aada kk gruplar halinde oturmu, Fenn ile Sidudu'nun koturduu tulumlardan su ien, krelen, rselenen kllarn bileyen, yaralarn saran veya bo gzlerle ylece duran adamlarna bakt. Taita, "Binalar atee vermeye hazr msnz?" diye sordu.

"Mealeler yanar durumda." Sadece duvarn temelleri tatand, geri kalan her ey, ana bina da dahil keresteden ina edilmiti. Aa yal ve kuru olduu iin kolay yanacakt. Alevler tamamen snene dek de, Jarri-liler geemeyecekti. Taita, Meren'i orada brakp korkuluun dier bana gitti. Bir keye melip pelerinini bana rtt. 547 Wilbur Smith Adamlar merakla ona bakyordu. Biri, "Ne yapyor?" diye sordu. Baka biri, "Uyuyor herhalde," dedi. "Dindar olduu iin dua ediyor." "Dualarna ihtiyacmz var." Fenn, onun ne yapmaya altn biliyordu ve nnde durup hem gzlerden uzak kalmasna yardm etti, hem de psiik glerini onunkiler birletirdi. Byle iddetli bir mcadeleden sonra Taita kendine gelebilmek iin ok aba harcad, ama sonunda bedeninden kurtuldu ve astral z zirvelerin stne ykseldi. Sava alanna bakt ve muazzam Jarri ordusunu grd, en az bin adam daha gelmekteydi. Sonraki saldrnn da hemen kalenin dibinde, ama duvardan grnmeyecek bir yerde hazrlanmakta olduunu fark etti. Sonra dalarn stnden geip Kitangule Nehri'ne ve uzaktan grnen gle bakt. Tinat'.n adamlarnn tersanede olduklarn grd. Garnizonu ele geirmilerdi ve gemileri bir araya toplamakla meguldler. lk gmenler gemilere binmeye balamt bile. Ama daha yzlercesi dadan aa inmekteydi. Taita yeryzne yaklaan derin geidin stne geldi. Masif gri kaya ktlesinde, asma kpr minik ve nemsiz grnyordu. En son kprden zayf ve yal gmenler geiyordu. Tinat'm adamlan onlara yardm ediyor, baltal ekip de kprnn direklerini devirip keresteleri aadaki uuruma atmak zere hazr bekliyordu. Taita geri dnd ve abucak bedenine girip ban at ve ayaa frlad. Fenn alak sesle, "Neler grdn Taita?" diye sordu. "Bizimkilerin ou kprden gemi," diye cevap verdi. "Kaleyi imdi terk edersek onlara yetitiimizde kalanlar da kprnn stnde olacak. Fenn, Sidudu ile ikiniz atlan hazrlayn." 548 11. Yazt Sonra koarak Meren'in yanma dnd. "Adamlarn kaldr. Duvarla-atee verin ve bir sonraki ataktan nce yola koyulun." Artk dvmeyeceklerini anlayan adamlarn morali ykselmiti, sa bir sre iinde, silahlarn ve yarallar tayarak bitiik nizamda ka-enin arka kaplarna ulatlar. Taita kalenin atee veriliini denetlemek !zere arkada kalmt. Jarri garnizonunda yerleri demek ve yataklarn tina sermek iin saz kullanlyordu. imdi o sazlar duvarlarn dibine denmiti. Meren'in adamlar depodan bulduklan kandil yalaryla sazlar slattlar. Yanar mealeleri stlerine frlatnca sazlar hemen parlad. Ahap duvarlar ylesine iddetle yanmaya balamt ki, Taita ile mealeciler kaacak zaman ancak bulabildi. Fenn, Kasrga'ya binmi, Duman Yeli'ni de Taita iin hazr tutuyordu. Banda Meren ile Hilto'nun bulunduu son mfrezenin ardndan onlar da yan yana inmeye baladlar. Asma kprye gelip de, hl en azndan yz gmenin gemekte olduunu grnce dehete dtler. Meren gecikmenin sebebini anlamak zere atn kalabala doru srd. Be tane yal ama amatac kadn, derin uuruma gerili dar tahtalarn stnden gemeyi reddediyordu. Yolun ortasna yatm dehet iinde haykrarak, yanlarna yaklaana tekmeler savurmaktaydlar. "lmemizi istiyorsunuz!" diye uluyorlard. "Bizi burada brakn Jarrililer ldrsn, o uuruma dmekten iyidir." Korkular bulacyd. Arkadan gelenlerde onlara taklyor ve yolu tkyorlard. Meren, kadnlarn eleban yakalad gibi omzuna att ve yrmeye balad. Kadn yzn trmalayp kulan srmaya altysa da, rk dileri bronz

mifer zerinde bir etki yaratmyordu. Meren omzunda kadnla, koarak kprye dald. Altndaki tahtalar titriyor, kpr tehli549 Wilbur Smith keli bir biimde iki yana sallanyordu. htiyar kadnn feryatlar artt ve Meren aniden srtnda bir slaklk hissetti. Kahkahalarla gld. "Baya terlemitim. Serinlettiin iyi oldu." Kar yakaya ulap kadn yere indirdi. Kadn son bir gayretle Meren'in gzn oymaya alt ve yere dt. Meren, onu orada brakp koarak geri dnd. O arada Hilto ile adamlarndan de ihtiyar kadnian srtlam kpry geiyorlard, kadnlar rpnp haykryordu. Arkalanndan insanlar dzenli bir ekilde gelmeye balamt. Ama yine de bu gecikme onlar iin iyi olmayacakt. Meren kalabal itekleyerek kuyruun sonundaki Taita'ya ulat. "Kalenin yanmas Soklosh'u fazla tutamaz. Herkes gemeden bize yetiecek. Son insanmz gemeden de kprnn desteklerini kesemeyiz." Taita, "Bu dar patikada, adam bir orduyu durdurabilir," dedi. Meren, ona bakt. "Hilto ile biz ikimiz mi?" diye sordu. "Seth'in kalasndaki azm banlar adna, Byc her eyin nasl deitiini unutuyorum. Sen artk yeryznn en gl ve usta klcsn." "Bugn bu iddiay snama imkn bulacaz," dedi Tatia. "Ama olur da birimiz dersek diye, yerimize geecek cesur adamlar bulmalsn." Soklosh'un adamlarnn barlarn, atlarnn nal seslerini ve silahlarnn akrtsn duyduklannda, kpry gemek iin sra bekleyen en az elli gmen daha vard. Taita, Meren ve Hilto, omuz omuza patikaya mevzilendiler. Taita ortada, Hilto, onun solunda Meren ise uurum tarafmdayd. Gerektiinde ie girimek zere Nakonto ile on sekin adam da geride bekliyordu. Biraz aada, Fenn ve Sidudu atlarnda, Taita ile Meren'in atlarnn dizginlerini de tutarak oturuyorlard. Yaylarn hazrlam durumdaydlar. At stnde olduklar iin Taita ile dierleri balarnn stnden kary grebiliyorlard. 550 11. Yazt Jarri tugaynn n saflar keyi dnd ve karlarnda duran adam grnce aniden durdu. Arkadan gelenler stlerine bindirince bir karma-a yaand ama sonunda toparlandlar. Sonra sessizce o kiiye baktlar. Carlarndaki kuvvetin zayfln alglamalar fazla uzun srmedi. n aftaki iriyar avu klcyla onlar gsterip ban geriye att ve kahkaha-arla glmeye balad. " bine kar ! Ha! Ha! Ha!" Adam glmekten katlmt. "Ah, limi kirletmeme demez." Klcn kalkanna vurmaya balad. Etrafnda-dler de onu taklit ederek tehditkr bir ritim tutturdular. Bu durumda iler-emeye baladlar. Fenn de gerili yaynn stnden onlar izliyordu. Tam adamlar hcuma geerken gzn ve yayn sakall avutan ayrmadan, 'Ortadaki benim," diye fsldad. "Sen de dier taraftakini al." Sidudu, "Zaten onu kestirmitim gzme," diye mrldand. Fenn, "imdi," diye bard ve oklar ayn anda havaland. Taita'nn bann stnden geti. Biri Jarrili avuun gzne sapland: adam arkaya doru derken, ar zrhyla iki kiiyi daha devirmiti. Sidudu'nun oku ise onun yanndaki adamn azna isabet etmiti. Adamn azndan iki di frlad ve ok grtlana sapland. Arkadaki askerler fkeyle haykrarak cesetlerin stnden atlayp Taita ile iki arkadana saldrdlar. ki taraf i ie getii iin kzlar artk ok atmaya cesaret edemiyordu. Ama, yol ok dar olduu iin ancak Jarrili ne geebilmiti. Taita eilip ona saldran adamn hamlesini savuturdu ve klcn savurarak bacaklarn kesti. Adam derken de, gslnn eritlerinin arasndan klcn kalbine saplad. Hilto da hasmnn hamlesini klcyla karlam, kar atayla da miferinin altndaki boluktan dalp adam ldrmt. Cesetlerin stnden atlayan Jarrili daha saldrd. Meren kendisine saldran bileinden yakalad gibi uurumdan aa frlatt. Taita da hasmn k551

Wilbur Smith lcyla durdurup sol elinde tuttuu haneri kamna saplad ve adam geri itti. Meren baka birinin stne atlm ve adam derken kafasna bir tekme atarak onu da uurumdan aa yuvarlamt. Hilto baka bir Jarrilinin bana hamle yaparak bronz sorgula birlikte adamn kafasn uurdu. ok gl bir darbe olduu iin kl saplanm, kabzas Hilto'nun elinde kalmt. Hilto, "Kl! Bana baka bir kl verin!" diye haykrd. Ama geride-kiler klc yetitiremeden baka birinin saldrsna urad. Hilto adamn suratna elindeki kabzayla saldrd, ama adam ban eerek hamleyi savuturdu ve klcn Hilto'ya saplad. Darbe yerini bulmutu ama Hilto, adam belinden kucaklayp kendi arkadalarna doru itti. Arkadan gelen Jarrili, Hilto'nun elinden kurtulmaya alan adam ldrd. Fakat Hilto da ar yaralanmt ve o gn artk savaamayacakt. Arkadalar onu kprye doru ekerken yerini Nakonto ald. ki elinde de ksa sapl birer mzrak vard; ikisini birden yle bir hz ve ustalkla kullanyordu ki, bronz kafallar ancak dans eden bir k kmesi grebiliyordu. l, yolda lm ve lmek zere olan Jarrililerden bir yn brakarak kprye doru geriliyordu. Admlarn gmen kafilesinin kpry gei hzna gre ayarlamaktaydlar. Sonunda Fenn, "Herkes geti!" diye haykrd. Melodik sesi arpma seslerinin arasnda rahata fark ediliyordu. Taita geri dnp bakmadan nce, son bir hamleyle karsndaki adamn grtlan kesti. Kpr botu. "Baltal adamlara ie balamalarn syle. Kpry uursunlar!" diye barp emrinin tekrarlandn duyarken karsndaki dmana dnd. Balarn zerinden Soklosh'un beyaz tavuskuu tynden sorgucunu gryor ve adamlarna verdii sert emirleri duyabiliyordu. Ama Jarrililer arkadalarnn katledildiini grmlerdi, ayaklarnn altndaki zemin kandan vck vck olmutu. Yola cesetler ylmt ve hevesleri azalyordu. Taita dnp bir daha arkasna bakma frsat buldu. Baltalarn sesini duya552 11. Yazt jiliyordu. Ancak, at stndeki iki kz henz kpry gememilerdi. Bir Je boluu doldurmak zere bekleyen kk grup vard. Taita onlara, "Geri ekilin!" diye bard. "Hepiniz geri gidin!" Adam-r onlar yalnz brakmak istemedikleri iin duraksadlar. "Size sylyo-jm. Gidin! Burada artk bir ey yapamazsnz." Meren de, "Geri!" diye kkredi. "Bize yer an. Oraya geldiimizde acele etmemiz gerekecek." Kzlar atlan evirdiler ve kprnn tahtalarn tkrdatarak karya gemeye baladlar. Dier adamlar da pelerinden koarak gemilerdi. Yzleri Jarrililere dnk olan Nakonto, Meren ve Taita ar ar kprye doru ekilerek tam ortasnda mevzi aldlar, iki yanlarnda derin uurum vard. Ana direkler kesilirken balta sesleri yamalarda yanklanmaktayd. Dmanlardan kprye saldrd. Ayaklarnn altndaki tahtalar titreti. Kalkanlarn kaldrarak ortada duran lye arptlar. ki taraf da arprken bir yandan da dengesini kaybetmemeye alyordu. lk Jarri ata geitirilince yerdeki kanlar yznden ayaklar kayan, arkadalarnn cesetlerine trmanmaya alan ikinci grup onlann yerini ald. Dierleri de arkalanndan darack kprye yordu. Kllar arpt. Adamlar yere dp kprden uuruma kayd. Bu arada balta darbeleri tahtalar sarsyor, haykrlar balta sesleriyle birlikte yanklanyordu. Kpr aniden, pirelerini dkmeye alan bir kpek gibi salland. Bir taraf kopmu ve arplmt. Yirmi tane Janili lklar atarak bolua utu. Taita ile Meren dengelerini salamak iin diz kmlerdi. Sadece Nakonto ayakta duruyordu. Fenn, "Buraya gel Taita!" diye haykrd, yanndakiler de, "Gelin! Kpr gidiyor. abuk olun!" diye banyordu. Taita, Meren'e, "Geriye!" diye kkredi ve Meren akrobat gibi komaya balad. Nakonto'ya da, "Ko!" diye emretti, ama Shilluk'un gzn kan 553

Wilbur Smith brmt. Gzleri dmana dikilip kalmt ve Taita'y duymam gibiydi. Taita klcnn tersiyle vurdu. "Geriye! Dv bitti!" Sonra kolundan yakalayp srklemeye balad. Nakonto uykudan uyanrm gibi ban sallayp Meren'in peinden komaya balad. Taita da birka metre arkalarndan kouyordu. Meren kprnn bana ulat ve talarn stne atlad, ama tam o anda ana halatta krba aklamas gibi bir atrt oldu. Kpr yle bir havalanp sonra eskisinden daha dik bir ayla aa sarkmt. br uta hl tutunmaya alan Jarrililer tek tek aa dkldler. Kprnn bir sonraki sarsntsndan hemen nce Nakonto da taa atlamt. Taita hl iddetle sarslan kprnn stndeydi. Kenara doru kayd ve kendini korumak iin klc bir tarafa frlatp yzst yere yapt. Kpr tahtalarnn arasndaki boluklara parmaklarn geirerek skca tutundu. Kpr bir daha salland ve yamacn yzeyinden dimdik aa sarkmaya balad. Taita'nm ayaklan bolukta sallanyordu. Ayan kprye dayamaya alt, ama sandaletleri tahtalann arasndaki boluklara smyordu. Kol gcyle kendini yukan ekti. O srada bann yaknna bir ok sapland. Kar yakadaki Jarrililer ok atmaya balamt ve Taita'nn kendini savunacak hali yoktu. Ellerini kullanarak yukan trmanyordu. Bir eliyle bir st bolua tutunuyor, sonra dier elini onun yanna getiriyordu. Kpr bkld iin her seferinde tutunaca boluk daralmaktayd. Sonunda parmaklarn geirecei bir yer kalmad ve aresiz bir ekilde havada asl kald. O srada gelen ok tuniinin ucunu tahtaya mhlad. "Taita!" Bu Fenn'in sesiydi ve Taita yukarya bakabilmek iin boynunu uzatt. Kzn yz on adm tedeydi. Kannst yere uzanm aa bakyordu. "Ah tatl sis, dtn sandm." Sesi titriyordu. "Biraz daha dayan." Geri ekildi. O srada Taita'nn sol kulana bir ok daha saplanmt. 554 11. Yazt "te, una tutun." Taita'nn yanna ucu ilmekli bir halat sarkmt. Bir eliyle ilmei yakalayp bandan geirdi ve koltukaltna kaydrd. "Hazr msn?" Fenn'in gzleri korkudan kocaman olmutu. "Halatn dier ucu Kasrga'nn eyerine bal. Seni yukan ekeceiz." Ba yine gzden kayboldu. Halat yukardan ekilip gerginlemiti. Taita yukar doru karken ellerini, ayaklarm kullanarak asl duran kprden korunmaya alyordu. zerine ok yamaya devam ediyordu, ama Jarrililerin aaca km leopara havlayan kpek srs gibi ulumalarn duysa da, oklardan hibiri ona dokunmad. Nihayet zeminle ayn hizaya geldi ve Meren ile Nakonto'nun gl elleri tarafndan kenara ekildi. Ayaa kalkt ve Fenn, Kasrga'nn dizginlerini brakp ona kotu. Gzyalar iinde Taita'ya sarld. Gmenlerin kyya inii btn gece devam etti ve afan ilk klaryla son kii de Kitangule Nehri'nin kysna admn att. Tinat, onlar tersane kapsnda bekliyordu ve hemen Taita'nn yanna kotu. "Seni iyi grdme sevindim Byc, ama dv kardm iin zgnm. Baya iddetli gemi diye duydum. Jarrililerden ne haber?" Wilbur Smith Taita, "Yola gzcler braktm, yaklatn grnce bizi uyaracaklar," dedi. "Bu insanlar hemen gemilere bindirmeliyiz." nce atlar yklediler, sonra da kalan gmenleri. Sonuncusu gemiye binmeden, gzcler drtnala tersaneye daldlar. "Jarrililerin nc birlikleri bir saate kadar burada olur." Meren'le adamlar iskeledeki son gmenleri hzla gemilere bindirdiler. Btn aralar dolunca, kayklar krekle asld ve gemilerin pruvalar akntya doru evrildi. Fenn ile Sidudu, Hilto'nun tahtrevann tayarak filonun son gemisine binmilerdi. Kzaklarda yirmi tane gemi kald iin Taita birka

adamla birlikte onlar tahrip etmek zere kyda kald. Adamlar yanan mealeleri gemilere frlattlar ve tahtalar tutuunca hemen nehre ittiler. Tersanenin duvannda bekleyen gzclerden de, dman grnd, iareti gelmiti. Gemilere yetimek iin son bir tela yaand. Taita ile Meren iki kzn endieyle bekledii gverteye atladlar. Meren dmene geti ve krek-iler iskeleden ayrld. nc Jarri birlikleri drtnala tersaneye daldklarnda, hl ok menzilindeydiler. Adamlar atlarndan inip kyda dizilerek ok yadrmaya balad, ama kimse yaralanmad. Meren gemiyi akntya kaptracak ekilde dmeni evirdi, bylece ilk dnemece hzla ulaacaklard. O uzun dmen yekesine abanrken dnp arkalarndaki Jarri dana baktlar. Belki Eos'un krallndan kurtulduklar iin sevinmeleri gerekirdi, ama hepsi sessiz ve ciddiydi. Taita ile Fenn dierlerinden uzakta ayakta duruyorlard. Fenn sonunda sessizlii bozdu. Sadece Taita'nn duyabilecei kadar alak sesle konuuyordu. "Avmz baarsz oldu," dedi. "Katk ama cad kurtuldu ve Nil artk akmayacak." "Henz oyun bitmedi. Talar hl masada," dedi Taita. 556 I 11. Yazt "Ne demek istediini anlamadm lordum. Biz sava brakp Jar-[ ri'den kayoruz ve cady hayatta braktk. Msr'a ve Firavun'a bu zaval-I h kaaklarla, kendi sefil varlklarmzdan baka gtrecek bir eyin yok. p Msr hl kt yazgsna mahkm." "Hayr, sadece bu dediklerini gtrmyorum. Eos'un btn bilgelii ve astral gc de yanmda." "Msr kuraklktan, ktlktan lrse bunun Firavun'a ne yaran olacak?" "Belki cadnn anlarn kullanarak onun bylerini bozabilirim." Fenn mitle onun yzne bakarak, "Yoksa bylerinin anahtarn buldun mu?" diye sordu. "Bunu bilmiyorum. Ondan bir da ve bir okyanus dolusu bilgi ve tecrbe aldm. Zihnim, bilincim onlarla dolup tat. ok fazla kemii olan bir kpek gibi, onlarn ounu gmmek zorundaydm. Belki bir ksmn bir daha bulamayacam kadar derine gmmmdr. En iyi ihtimalle bile, hepsini ayklamak sindirmek zaman alacak. Senin yardmna ihtiyacm var. Zihinlerimiz birbirine yle uyumlu ki, ancak sen yardm edebilirsin bana bu grevde." Fenn, "Bu benim iin onurdur Byc," demekle yetindi. Jarrili atllar birka fersah boyunca kydan onlar izledi, ama bataklklar ve sk ormanla karlanca takibi brakmak zorunda kald. Ay Da-lan'ndan inen yamurlarla iddetlenen aknt sayesinde, filo, dman geride brakmt. Gece olmadan nce, bataki gemiler, aylar nce nehir yukar gelirken getikleri ivintilere ulamt. imdi beyaz sular onlar kk alayanlara frlatyor, iki ky kpklerin arasnda gzden kayboluyordu. Kk Jarri birliinin bulunduu kyya savrulunca, garnizonun bombo olduunu grdler ve askerlerin gelenin dman filosu olduunu anlar anlamaz ortadan 557 Wilbur Smith 11. Yazt aa uzatyor ve efkatle ama acemi bir ekilde onu tutuyordu. Uykuya dalmadan nceki son uyuuk szleri genellikle Taita'nn [endisine deil, elinde tuttuu parasna sylenmi oluyordu. "Merhaba enim tatl adamcm, seninle oynamay seviyorum ama artk yatp uyu-an lazm, yoksa btn gece bizi uyutmazsn." Taita, onu deli gibi istiyordu. Yeni bulduu erkeklii ile hasretini ekekteydi, fakat birok bakmdan o da Fenn kadar masum ve bilgisizdi. Tek nCP] Hor,-;: 71-1 kaybolduunu anladlar. Barakalar bombotu ama depolar silah ve malzem J doluydu. Bulabild.kleri her eyi iki mavnaya ykleyip douya doru yo ''03" dn devam ettiler. Gemilere bindikten sadece on gn sonra, Kitangule Nehri'ni

azndan muhteem Nalubaale Gl'nn maviliklerine alm ve kuzey, dnerek ky ky Tamafupa tepelerine doru ilerlemeye balamlard. Bu sefer yolculuklar sakin geiyordu. Taita, kendisi ve Fenn iin g vertenin bir kesinde, krekilerin hemen tesinde sakin bir yer ayarl mt. Bir de yelken gererek mahremiyetlerini salad. Gnlerinin ounT _... ullgISIza lej orada el ele durarak geirdiler. Gz gze otururken Taita srekli Fenn T deney'm' Bult ^Meri'ndeyken yaadklaryd ve onlarda da be Tenmass dilinde bir eyler fsldyordu. Zihninde toplanan yeni bilgile i ^ ak mc 3rak dejl siia olandc kullanmak zorunda kalmm, ancak bu dilde aktarabilirdi. Taita konuurken Fenn'in zihninin ve astral ruhunun ne kadar deri lere uzandn net bir ekilde anlyordu. Kz, ona neredeyse ald kad rn geri veriyor ve bu deneyim ikisini de glendirip zenginletiriyord Ayrca, bu youn ve srekli zihinsel aktivite onlar yormuyor, aksine can tutuyordu. Her akam filo gne batmadan nce demir atyor ve byk our luk sadece demir nbetisini gemide brakp kyya iniyordu. Genellikl Taita ile Fenn de gn nn bu son saatlerini kyda ve ormann kenarr da gezinerek kkler, bitkiler ve yabani meyveler toplayarak deerlendii mekteydi. Akam yemekleri ve gereken ilalar iin yeterince malzerrJ -da yaadklarnn, imdi hissettii ac, tatl duyguyla uzaktan ^ >s, yoktu ve bu duygu her geen gn biraz daha keskinlemekteydi Fenn, ona sokulup yat,nca, o da akn gstermek iin yamp tutusu:2am; he:ne kadar kadn,,n ^ ****-cm- osa da :; udulen Fenn ,n son eii amaya henz hazr olmadn, sylyordu. Kend, kendini, nmzde bir ya da belki birok mr var, diyerek atryor ve kararl bir ekilde uykuya dalyordu. Krekteki adamlar, kayp lkelerinin akyla kreklere asldklar toplaynca da, kampn geri kalanndan uzak bir yere kurduklar barnal dnyorlard. Baz akamlar, hazrladklar yemei paylamak zere ren ile Sidudu'yu da davet ediyorlar, ama ou zaman ba baa kalp g cenin ilerleyen vakitlerine kadar almaya devam ediyorlard. Sonunda yataklarna uzanp kareli postu zerlerine ekince, Tait Fenn'i kollarnn arasna alyordu. Kz da ona iyice sokulup hi farkn ajuu gcnuc K.ayor-U ve sonunda Tamafupa kardan grnmeye balamt. Herkes kpete-re toplanm korku iinde bakyordu. Buras ktlklerle dolu bir yerdi t en cesur olanlar dahi rkyordu. Burnu dnp de Nil'in azn tkayan zl Talar' grnce Fenn, Taita'ya sokuldu ve onu rahatlatmak iin eli-*uttu. "Hl burada. Efendisiyle birlikte devrilmitir diye umuyordum." 559 Mf y0CU,Uk hlZh ***<"*? A? olduklar g, kyUan gende kalyor 558 U Ve Sonunda Tamaft.r,-, 1 JJ. .... vauju. Wilbur Smith Taita cevap vermedi. Onun yerine dmendeki Meren'e seslendi, "Krfezin bana doru gidelim. Beyaz kumsalda kamp kurdular. O gece herhangi bir kutlama olmad. Herkes gergin ve kukuluydu. Yola devam etmek iin ne Nil vard, ne de herkesi Msr'a gtrecek kadar at. Sabah olunca Taita gemilerin kumsala ekilmesini ve sklmesini emretti. Kimse byle bir ey beklemiyordu ve Meren bile ona kukuyla bakyordu, fakat yine de emirlerini sorgulamaya kalkan olmad. Eyalar ve tehizat indirilince, tespit pimleri yivlerinden kartld ve gvdeler paralarna ayrld. "Herkesi, her eyi, tekneleri, ykleri, insanlar baca olmayan aman Kalulu'nun yaad burundaki yamaca tayn." Meren akn bir ekilde, "Ama oras nehirden yksekte," diye hatrlatt. Taita esrarengiz bir ifadeyle ona baknca, ayan yere srtp ne yapacan bilemez bir halde durdu. Taita sonunda, "Byk glden de yksekte," dedi. "Bu nemli mi Byc?"

"Olabilir." "Hemen ie koyulaym." Her eyi yukar tamak tam alt gn srd. Nihayet gemilerin son paralan da Kalulu'nun kynn kararm harabeleriyle evrili meydana yldnda Taita dinlenmelerine izin verdi. Fenn'le ikisi kendi barnaklarn ileride yamata, Nil'in kurumu yatana ve azn tkayan devasa kayaya bakan bir yerde yapmlard. afakta, sazlardan rl tentenin altnda oturup gkyzndeki bulutlar yanstan muazzam mavi gl seyrettiler. Baraj ve stndeki yamata kurulmu olan kk Eos tapna olduu gibi karlarndayd. 560 I 11. Yazt nc gnn sabah Taita, "Fenn artk hazrz," dedi. "Glerimizi topladk. Sadece dolunay beklememiz gerekiyor." "Bugnden itibaren dolunaya drt gn var." "O zamandan nce cadya kar yapabileceimiz son bir giriim daha var." "Kararn her ne ise ben hazrm Byc." "Eos etrafna astral bir barikat kurmutu." "Onun inindeyken seninle bu yzden konuamamtk." "Savunmasn son kez snamak istiyorum. Tabii ki tehlikeli olacak, ama ikimiz glerimizi birletirip kalkann delebilir ve gizli yerine gz atabiliriz." Yeniden gl kysna indiler. Giysilerini ykayp berrak suda banyo yaptlar. Bu trensel bir temizlikti, ktlk pislikte yuvalanrd. plak bedenleri gnein altnda kururken Taita, Fenn'in san tarad ve slak buklelerini rd. Fenn de aynsn onun yeni sakalna yapt. Dilerini yeil srgnlerle ovup kampa gtrmek zere kokulu yapraklar topladlar. Barnaklarna ulanca, Fenn atein iindeki kzleri st ste yd ve Taita topladklar yapraklan serpitirdi. Sonra el ele bada kurup oturdular ve ferahlatc, uyarc duman kokladlar. lk kez birlikte astral bir yolculuk yapmay deneyeceklerdi, ama her ey yolunda gitti. Ruhlar birleerek gln stnde ykseldi ve ormanlarn stnden batya doru kayd. Jarri lkesini youn bir bulutla kapl buldular; sadece Ay Dalar'nn zirveleri grnyordu ve karl zirveler yaln bir kla parlamaktayd. Bulut Baheleri'nin gizli vadisi onlarn buzlu kucanda yuvalanyordu. Taita ve Fenn, cadnn kalesine doru szldler ama alaldka, sanki fosseptik ukurunda yzyorlarm gibi hava bulank ve ezici bir hal alyordu. Younluu ve arl girilerini engelliyordu. kisi tek ruh halinde birlemi olarak bu yorucu ortam amaya al561 F: 36 Wilbur Smith Ular. Youn bir tinsel abadan sonra, cadnn inindeki yeil salona doru inmeyi baardlar. Eos'un devasa kozas Taita'nn son grd yerde duruyordu, ama koruyucu kabuun oluumu tamamlanmt, yeildi ve elmas gibi parlamaktayd. Taita amacna erimiti. Fenn'i, Eos'u sadece glgeli tezahrler olarak deil gerek haliyle de grsn diye getirmiti. Artk zaman gelince btn glerini birletirip onun zerinde younlatrabileceklerdi. Bulut Baheleri 'nden geri ekilip dalan, ormanlar ve gl aarak bedenlerine dndler. Taita, Fenn'in ellerini brakmamt. Kz yeniden canlannca Gz'yle ona bakt. Auras ocakta kzdrlm metal gibi korku ve fkeyle yanmaktayd. "O ey!" diyerek Taita'ya yapt. "Ah Taita dnebileceimden de korkuntu. Sanki o kabuun iinde evrenin tm ktlkleri, tm melanetleri toplanmt." Yz bembeyaz kesilmi, teni soumutu.

Taita, "Dmann grdn. Artk kendini glendirmelisin akm," dedi. "Btn cesaretini ve gcn toplaman gerekiyor." Kza smsk sarld. "Yanmda olmana ihtiyacm var. Sen olmadan onu yenemem." Fenn'in surat kararllkla sertleti. "Seni hayal krklna uratmayacam Taita." "Bunu bir an bile dnmedim zaten." Sonraki birka gn boyunca, Taita btn gizli sanatlarn Fenn'in Eos'un grntsyle sarslan ruhani glerini desteklemekle harcad. "Yarn gece dolunay olacak, yani ay dngsnn en uurlu hali. Biz hazrz, vakit de geldi." Fakat Taita o sabah afak vakti Fenn'in hkrklaryla uyand. Kzn yzn okarken, kulana, "Uyan sevgilim. Sadece ryayd," dedi. "Ben burada, yanndaym." "Sarl bana Taita. Kt bir rya grdm. Eos bysyle beni bulmutu. Hanerini karnma saplad. Haner ayn zamanda kzdrlmt." nle562 11. Yazt di. "Acsn hl hissedebiliyorum. Rya deildi. Gerekti. Yaralandm ve ok ac ekiyorum." Taita'nn yrei azna gelmiti. "Kamna bir bakaym." Kz yava-[ a yatrp rty dizine kadar ekti ve elini dz, beyaz kamna koydu. Kz, "Ar bir ey deil Taita," diye fsldad. "Kadnn at yara kanyor." "Kanyor mu? Yara nerede?" "Burada!" Fenn bacaklarn ap elini aa kaydrd. "Kan bacaklarmn arasndaki yarktan akyor." "Daha nce olmad bu... yani bu yana kadar?" "Hi olmad," dedi Fenn. "lk kez bama geliyor." "Ah canm benim." Kz kollarna ald. "Bu zannettiin ey deil. Eos'tan gelmiyor. Bu, Doru'luk tanrlarndan gelen bir armaan ve kutsama. mbali niye anlatmam bilmiyorum ama artk tam bir kadn oldun." "Anlamyorum Taita." Hl korku iindeydi. "Bu senin ay dnemin, kadnlnn gururlu sembol." Taita yaadklar glklerin, ektii skntlarn onun doal geliimini geciktirdiini tahmin ediyordu. "Ama sanc niye var?" "Sanc kadnn bir paras. Kendisi ac iinde doar ve gn gelince o da ac iinde dourur. Bu hep byle olmutur." "Peki niye imdi oldu bu? Tam senin bana ihtiyacn varken?" "Fenn, kadnl sevinle karlamaksn. Tanrlar seni donatt. Bir bakirenin ilk ay dnemi doann en gl tlsmdr. Ne cad ne de Yalan'n yandalar bugn sana kar duramaz." Yataktan kalktlar ve Taita, ona keten bir bezi nasl katlayp arasna kurutulmu bitkiler koyarak akntnn olduu yere yerletireceini gsterdi. Tekrar ykandlar ve gl suyundan biraz itiler ama bir ey yemediler. 563 Wilbur Smith "Erkek aslanla diisi a karnna daha iyi avlanr," dedi Taita. Barnaklarndan kp ana kampa doru yrdler. Gergin bir sessizlik iindeki insanlar, onlarn geiini seyretti. Tavrlarnda ve grnlerinde, kaderlerini deitirecek bir i yapmak zere olduklarn belli eden bir hal vard. Sadece Meren yanlarna geldi. "Yardmm gerekiyor mu Byc?" "yi kalpli Meren, her zaman sadksn ama bu kez senin gelemeyecein bir yere gidiyoruz." Meren, Taita'mn nnde diz kt. "O zaman yalvarrm beni dualarnla kutsa." Taita elini onun bana koydu. "Tanrlar her zaman seninle olsun." Sonra Fenn ile ikisi kamptan ayrlp yamatan gle doru inmeye baladlar. Hava boucu ve durgundu, yeryz sessizlie brnmt. Hibir hayvann sesi kmyor, kular umuyordu. Gkyz parlak, can actc bir mavilikteydi, sadece

gln zerinde minik bir bulut asl kalmt. Taita bakarken bulut ekil deitirip kedi penesine dnt. "Cad kozasnn iindeyken bile onun iin yarattmz tehlikenin farknda ve stmze geliyor," dedi Fenn'e yavaa. Fenn, ona iyice sokuldu ve sonunda yamacn bana ulatlar. Durup bebek Nil'i doduu yerde boan Kzl Talar'a baktlar. Fenn yksek sesle, "Acaba bu byklkte bir eyi yerinden oynatacak insan veya doa gc var mdr?" diye sordu. "Buraya Yalan'n gcyle yapld. Belki Doru'nun gcyle yklr." kisi birden dnp Eos tapnana baktlar. Taita, "Hazr msn?" diye sorunca Fenn ban sallad. "O zaman gidip tapmanda yzleelim Eos'la." "Oraya girersek ne olur Byc?" 564 11. Yazt "Bunu ben de bilmiyorum. En ktsn bekleyip ona gre hazrlanmalyz." Taita durup gle bir daha bakt. Yzeyi dzgn ve cam gibiydi. Kedi penesi eklindeki bulut hl ykseklerde duruyordu. El ele tutuarak, dam kubbe eklindeki tapnaa giden ta deli yolda ilerlediler. O anda hafif bir rzgr kt. Yanaklarnda rzgrn l eli gibi souk parmaklarn hissettiler. Rzgr, gln cilal yzeyini de krtrdktan sonra balad gibi kesildi. Yukar doru yrmeye devam ettiler. Yan yola gelmeden rzgr bir daha esti. Hafife slk alarak kk bulutu ufukta datt ve gln yzeyinde karanlk lekeler oluturdu. Rzgrn sesi giderek keskinleti. Sonra btn gcyle onlara saldrd. Uluyarak giysilerini paralad ve Taita'nn sakaln dvd. Birbirlerine sarlarak rzgra kar dayanmaya altlar. Gln yzeyinde dalgalar oynayordu. Ky boyunca dizili aalar yerlere yatyor, dallan atrdyor-du. Bin bir glkle tapnan ift kanatl kapsna kadar trmandlar. Kanatlardan biri menteelerinden sarkm, dieri ise kt kt arpyordu. Rzgr aniden uluyarak ikisini de kapt gibi yle bir kapatt ki, duvarlardaki badanalar atlayp dkld. Taita elini boynuna gtrp altn zincirin ucundaki Lostris Tlsm'n kavrad. Fenn de Taita Tlsm'na sarlmt. Sonra Taita botaki eliyle kesesine uzanp Eos'un kaln sa buklesini kard. Elinde skca tuttu ve yer yle bir sarslmaya balad ki, kapal kanatlardan biri yerinden frlayp nlerine dt. Kapnn stnden atlayp tapnan yuvarlak, stunlu giriine ulatlar. erideki hava ar ve ktlk doluydu. inde yrmeye almak derin bir batakla gmlmek gibiydi. Taita, Fenn'i kolundan tuttu ve geitten geirip tapnan dier tarafna gtrd. Nihayet iek biimindeki kapya gelmilerdi. Kapnn pervazlanna cilal fildii, malakit ve kaplan gz rengi talar denmiti. Timsah derisinden yaplm kap kapaly565 Wilbur Smith di. Taita tam ortasna Eos'un sayla vurdu. Kap ar ar, gcrtyla ald. erisinin grkeminde bir eksilme yoktu, byk be ulu yldzda bulunan amblemler mermer ve yar deerli talarla alev alev yanmaktayd. Fakat gzleri ister istemez ortadaki fildii kakmaya taklmt. atdaki delikten vuran gne ar ar ama kararl bir ekilde yldzn kalbine doru ilerliyordu. Yaknda le olacakt. Darda rzgr uluyarak duvarlar dvyor, atdaki kiremitleri, sazlar sarsyordu. Taita ile Fenn olduklar yere mhlanm gne n izlemekteydiler. Huzme fildii yuvarlaa girince Yalan'n gc zirveye ulam olacakt. atdaki delikten buz gibi bir esinti girdi. Bir kobra gibi tslayarak etraflarndaki havay yarasa ve akbaba kanatlan gibi rptrd. Gne huzmesi fildii halkaya demiti. eriye kr edici beyaz bir k doldu ama ikisi de ne irkildi ne de gzn kapad. Fildii diskin ortasnda beliren Eos'un ruhani

iaretine odaklanmlard. Cadnn iren kokusu odaya dolarken Taita bir adm geri ekildi ve sa buklesini havaya kaldrd. "Tashkalon!" diye bararak sa fildii halkaya frlatt. "Ascartow! Silondela!" Eos'un g szlerini ona kar kullanyordu. Rzgr aniden kesildi ve tapnaa buz gibi bir sessizlik hkim oldu. Fenn de Taita'nn yanna ekilip tuniinin uunu kaldrd. Sonra bacaklarnn arasndaki bezi yrtp Eos'un sann stne att. Tatl, berrak bir sesle o da "Tashkalon! Ascartow! Silondela!" diye tekrarlad. Tapnak temellerinden sarsld ve yeryznden derin bir gmbrt koptu. Kar duvarlardan biri da doru bklp bir yn moloz halinde kt. Arkalarnda da at kirilerinden biri krlm ve rm sazlar da beraberinde indirerek revan ortasna dmt. Gk grltsn andran bir grltyle tapnan zemini yarld. Be ulu yldzn tam ortasndan geen derin atlak fildii diski paralayp Ta566 11. Yazt ita ile Fenn'i ayrarak ortalarndan geti. Alan yarn dibi grnmyordu. Yeryznn dibine kadar iniyormu gibiydi. Fenn, "Taita!" diye feryat etti. Ayrlmlard ve kz, ondan ald gcn mum gibi eriyip gittiini hissedebiliyordu. Alan yangn kenarnda yalpalad ve bir anda aaya doru oburca ekildi. "Taita dyorum. Kurtar beni!" Kollarn havada dndrp yay gibi geriye bklen srtn dikletirmeye alarak mcadele etmeye alt. Taita aralarnda oluturduklar astral gleri tam olarak fark etmemiti ve koarak yarn stnden atlayp son anda Fenn'i dmekten kurtard. Kz kucana ald gibi iek biimindeki kapya kotu. Fenn'i gsne skca bastrarak Eos'un ondan alm olduu gc yeniliyordu. mabetten kp tapnan d kapsna doru komaya balad. O arada, at kirilerinden biri yerinden frlayarak tam nlerine dt. Taita, onun da zerinden atlayp komaya devam etti. Bir kasrga srasnda kk bir geminin gvertesindeymi gibiydi. Drtbir yannda derin atlaklar alyordu. Taita zerlerinden atlayarak yoluna devam etmekteydi. Yer yerinden oynamt. D duvarlardan biri daha fazla grltyle ykld ama Taita molozlar da aarak ak havaya kmay baard. Elementlerin ezeli kaosu daha dinmemiti. nip kalkan yeryz zerinde dengesini salamaya alan Taita derin bir aknlkla gln gitmi olduunu fark etti. O berrak mavi sularn yerinde imdi muazzam bir kuru havza vard, balk srleri rpnyor, timsahlar debeleniyor ve hantal hipopotamlar amurda basacak yer bulmaya alyordu. Kzl tatan engel rlplak kalmt ve bykl inanlmazd. alkant aniden kesildi ve yerini garip bir durgunluk ald. Btn yaratklar donup kalm gibiydi. Ne bir ses ne bir hareket vard. Taita, Fenn'i yavaa yere brakt ama bo gle bakmakta olan Fenn ondan ayrlmad. Kurumu dudaklarnn arasndan, "Dnyaya neler oluyor?" diye soludu. 567 Wilbur Smith "Ezeli glerin dnyay paylama giriimiyle oluan bir deprem." "Hathor ve sis'e krler olsun ki geti." "Daha bitmedi. Onlar sadece nc oklard. Btn g ortaya kana kadar yaanan bir sknet devresi bu." "Gln sularna ne oldu?" Taita, "Yerkabuunun hareketiyle emilip gitti," dedikten sonra elini kaldrd. "Dinle!" Gl bir rzgra benzeyen bir hrt duyuluyordu. "Sular geri geliyor!" Bo havzay gsterdi. Ufukta, krem rengi kpklerle bezeli mavi bir su da, ezici bir heybetle karaya doru ilerlemekteydi. Dtaki adalar silip sprerek gelen dev dalga, kyya arptka kkreyerek gklere kyordu. Daha birka fersah tede olmasna ramen zirvesi u anda bulunduklar yamacn tepesini ayormu gibiydi. Fenn, "Bizi de alp gtrecek! Srkleneceiz! Kamamz gerek!" diye haykrd.

Taita, "Kaacak yerimiz yok," dedi. "Yanmda sk dur." Fenn, onun etraflarna koruyucu bir by yapmakta olduunu hissetti ve hemen kendi psiik glerini de onunkilere katt. Yeryz yeni bir sarsntyla yerinden oynad, o kadar iddetliydi ki ikisi de dizst dmlerdi, ama birbirlerine tutundular ve yaklaan dalgaya baktlar. Sanki gkler yarlm gibi kulaklan sar eden bir grlt vard. Kzl Talar'da temelinden tepesine kadar sarslyordu. Btn yzeyi derin atlaklarla rlmt. Devasa dalga kayann tepesinde ykseldi ve btn gcyle, kpk kpe zerine bindirdi. Kaya grnmez olmutu. Sonra bir gmbrtyle parampara oldu ve kzl ta paralan bo Nil yatana doru ekilen dalgayla birlikte srklendi. Koca koca talar, kum 568 11. Yazt zerrecikleri gibi nehir yatana yaylmt. Gl sulan, grleyerek alan gedie doluyordu. Nehir yata bu hacimdeki suyu kaldracak kadar derin ve geni olmad iin sular kylardan tap iki yakadaki aalann st dal-lanna kadar kmt. Suyun kkyle birlikte yerinden skt aalar, akntya kaplm odun paralan gibi srklenmekteydi. Ykselen su zerrecikleri, nehrin stnde olaanst gzellikte gkkuaklan oluturuyordu. Geri ekilen dalga, bulunduklan yamaca doru gelmekteydi. Onlar da nne katp gtrecekmi gibi grnyordu, ama oraya varmadan gc azald. Gcnn kalanyla tapnan paralanm duvarlar etrafnda dn-; d ve ekilmeden nce Fenn ile Taita'nn dizlerine kadar ulat. Kolkola girip birbirlerine tutundular. Sulan onlar da srkledi, ama ikisi bir olup gle kadar srklenmek iin direndiler. Yava yava btn elementler eski sknetine kavutu, yer sarsnt-lan kesildi ve gln sular duruldu. imdi sadece Nil Nehri kuzeydeki Msr'a doru gl bir ekilde akp gitmekteydi. Fenn, "Nehir yeniden dodu," diye fsldad. "Tpk senin gibi Byc. Nil yenilendi ve tekrar genleti." Muhteem gzelliklerden hi bkmayacakm gibiydiler. Saatlerce orada durup huu iinde etraf seyrettiler. Sonra Fenn bir drtyle kollarn ap batya doru bakt. O kadar iddetli dnmt ki, Taita korktu. "Ne oldu Fenn?" Kz, "Bak!" diye heyecanla haykrd. "Jarri lkesi yanyor!" Ufuktan koca koca, gri, rktc duman bulutlan ykseliyor, gnein hizasna kadar kp btn yeryzn kasvetli bir glgeye bouyordu. "Nedir bu Taita? Cadnn krallnda neler oluyor?" Taita, "Tahmin yrtebilecek durumda deilim," diye itiraf etti. "nanlmayacak kadar byk bir ey, tahminde bulunmak imknsz." 569 Wilbur Smith "Bir kez daha Jarri lkesinin stne gidemez miyiz, belki bu faciann sebebini ve sonularn renebiliriz?" "Hemen gitmeliyiz, hadi hazrlanalm." Kkreyen nehre doru oturup el ele tututular ve ruhlar ayn anda ykseldi. Duman bulutuna ve altnda yaylan topraklara doru szldler. Aa baknca lkenin harap olduunu grdler; kyler alev alev yanyor, tarlalar zehirli duman ve kllerin altnda yok oluyordu. Salar, giysileri tutumu insanlarn koutuunu grdler. Kadnlarn, ocuklarn feryatlar iinde bardn duydular. Ay Dalan'na yaklanca, zirvelerin havaya umu olduunu anladlar. Kraterlerinden aa kzgn lav nehirleri akyordu. Nehirlerden biri oligarlarn kalesini de kaplam ve yakp kl etmiti. Btn bu ykmn ortasnda, sadece Bulut Baheleri el dememi olarak duruyordu. Ama sonra, krateri evreleyen zirvelerin de ykselip sarsldn grdler. Onlar izlerken, baka bir volkanik patlama dan yarsn havaya uurdu. Dev gibi kayalar gkyzne pskrd. Bulut Baheleri de yerle bir olmutu. Daha nce gelip baktklan kraterden de lavlar fkrmaya balad. "Cad? O ne oldu?"

Taita, Fenn'i de alp kyametin ortasna dald. Astral zleri, fiziksel bedenlerini annda kavurup kle evirecek mthi slara dayanklyd. Eos'un inine doru szldler ve kozann bulunduu salona geldiler. Yeil malakit duvarlar oktan kora dnmt, scak yznden seramikler yerinden frlayp paralanyordu. Kozann kabuundan da dumanlar ykselmekteydi. Parlak yzeyi kararp atlamaya balamt. Yavaa dnp debelendi ve aniden ald. inden fokur fokur kaynayan sar, yapkanms bir sv akt. Koku daya570 11. Yazrt ; nlrgibi deildi. Sonra koza alevler iinde kald ve kl oldu. ren svnn son kalntlar da parlak malakitlerin zerinde kara bir leke brakarak buhar olmutu. Maarann tavan patlayarak ald ve kaynar lavlar atlaklardan szlerek cadnn salonunu igal etmeye balad. Taita ile Fenn geri ekilip dalara doru ykseldiler. Aada, ykm I bitmiti. Jarri kl ve lavlarn altnda kaybolmutu. Sonunda fiziksel be-I denlerine dndklerinde, grdklerinden ve yaadklarndan o kadar etki-f lenmi durumdaydlar ki, bir sre ne konuabildiler ne de yerlerinden k-I mldadlar. El ele, gz gze oturdular. Sonra Fenn'in gzlerine yalar dol-I' du ve sessizce alamaya balad. Taita, onu yattrmaya alarak, "Bitti artk," dedi. Fenn, "Eos lm mdr?" diye sordu. "Ne olur bunun bir gz ya- nlgs olmadn syle. Ltfen Taita grdklerimizin gerek olduunu syle." "Gerekti. Onu ldrebilecek bir tek ey vard o da oldu: doduu gibi, volkann alevleriyle yok oldu." Fenn, kendini Taita'nn kucana att, Taita da ona sarld. Tehlike getii iin kzn gc de kalmamt. Tekrar rkm bir ocuk haline gelmiti. Gnn geri kalann yemyeil Nil'i seyrederek geirdiler. Sonra, ykselen toz ve duman bulutlarnn ardnda gne batt ve Taita ayaa kalkp Fenn'i de kucana alarak kye doru yrmeye balad. nsanlar geldiklerini grm ve onlara doru komaya balamlard, ocuklar heyecanla lklar atyor, kadnlar sevinle baryoriard. Yanlarna ilk gelen Meren oldu. Taita, Fenn'i yere brakp dostuna kollarn at. Meren elli adm uzaktan, "Byc!" diye bard. "Size bir ey oldu diye ok korktuk. Ama sana daha ok gvenmeliydim. Bylerinin her eyi nleyeceini bilmeliydim. Nil yeniden akyor!" Taita'yi sevinle ku571 Wilbur Smith caklad. "Nil'e ve anayurdumuza yeniden hayat verdin!" Dier koluyla da Fenn'e sarld. "kinizin yaratt mucizenin boyutlarn hibir zaman kavrayamayacaz, ama Msrllar kuaklar boyu size minnettar kalacak." Sonra bayram sevinci iindeki kalabalk evrelerini sard. arklar, kahkahalar, danslar ve sevin gsterileri btn gece srd. Nil'in yeniden kendi snrlan iinde akar hale gelmesi haftalar srd. O zaman bile, dibindeki koca koca kzl kayalan un ufak edebilecek bir iddette, kpre kpre akmaya devam etti. Yine de Taita gemilerin kyya indirilip yeniden monte edilmesini emretti. Meren, "Bunlan tepeye tamasaydk her eyimizi yitirecektik," diye itiraf etti. "O vakit seninle tarttm iin beni balaman ve anlay gstermeni diliyorum Byc." Taita, "Elbette," diye glmsedi. "Ne de olsa yllardr bu hallerine aldrm." Tekneler kyda yeniden monte edilince, Kalulu'nun harap kynden ayrlp sahildeki aalkl blgede kamp kurdular. Burada, Nil'in gvenle seyir yaplacak kadar yatmasn beklediler. Kamptaki bayram havas devam ediyordu. Jarri ordusundan ve Eos'un uursuz glerinden kurtulmu olma duygusu herkes iin bir sevin ve nee kaynayd. Yaknda, onca sevdikleri ve zledikleri lkelerine doru uzun yolculuklarnn son ayana balayacak olmak da bu duygular artryordu.

Nalubaale Gl'nde yaayan devasa bir dii hipopotam, Nil'in yeniden alan azna ok yaklam ve akntya kaplmt. Muazzam gc bi572 11. Yazt le, hayvan anaforlara kaplp srklenmekten kurtaramamt. Kayalara arpa arpa her taraf paralanmt. lmcl yaralaryla kendini kampn hemen aasnda kyya att. Mzrakl ve baltal elli adam hipopotamn stne atld ve zaten lmek zere olan hayvan fazla direnemedi. Hemen olduu yerde derisini yzp paraladlar. O gece nefis karn yalarna sarlm taze etler elli ayr atete kzartld ve insanlar yine btn gece bayram edip elendi. Tka basa doyduklar halde, tuzlayp ttsleyecek bir sr et artmt ve bu onlara birka hafta yeterdi. Btn bunlara ek olarak, nehir kkreyen sularda yolunu arm yaynbahklaryla doluydu, bazlar yetikin bir insan kilosunda olan balklar kydan kolayca yakalanabiliyordu. Jarri kararghndan aldklar karabuday epeyce fazla olduundan, Taita bir ksmnn bira yapmak zere mayalanmasna izin vermiti. Nehir, kreklere aslmalarna izin verecek duruma geldiinde hepsi gl, dinlenmi ve yolculua yeniden balamaya hevesliydi. Nil, artk Jarri'ye gelirken grdkleri o i bunaltc clz su aknts deildi. Her bklm, her slk, her kayalk srprizlerle doluydu ve Taita geceleri seyir yapma riskini gze alamyordu. Akam olunca kyya yanap sahildeki allarla evirdikleri bir kamp kuruyorlard. Darack gvertelerde gn boyu skan atlar, gece yarsna dek otlaklara salnyordu. Me-ren bir grup adamla ava kp ne bulabilirse getiriyordu. Hava kararr ka-rarmaz adamlar ve insanlar allarn arkasndaki gvenli snaklarna ekiliyorlard; atlarn ve taze av etlerinin kokusunu alan aslanlar, leoparlar allarn etrafnda dolanp kkryordu. ok insan ve hayvan olduu iin barnak skk oluyordu. Ama onlara duyulan sayg ve sevgi yznden, her zaman Taita ile Fenn iin kk ama zel bir ke ayrlmaktayd. Cennetlerinde ba baa kalnca ko573 Wilbur Smith nu her zaman vatanlan oluyordu. Daha nceki yaamnda Aa ve Yukar Krallk'n ifte tacn tam olmasna ramen, bugnk Fenn'in Msr hakknda yegne bilgisi Taita'dan duyduklarndan ibaretti. lke, halk, din, sanat ve detler konusunda tm ayrntlar bilmek istiyordu. zellikle de, ok uzun zaman nce dourduu ocuklar ve imdi lkeyi yneten torunlarn merak ediyordu. "Bana Firavun Nefer Seti'yi anlatsana." "Bilinecek her eyi biliyorsun ya zaten." "Olsun, bir daha anlat. Onunla yz yze geleceim gn sabrszlkla bekliyorum. Sence bykannesi olduumu hemen anlar m?" Taka, "Anlasa aarm. Yar yandan bile kksn, stelik o kadar gen ve gzelsin ki sana k bile olabilir," diye dalga geti. Fenn ise byk bir ciddiyetle, "Byle bir ey asla olamaz," diye cevap verdi. "Birincisi ensest olur, ikincisi, ben sana aitim." "yle misin Fenn? Sahiden benim misin?" Fenn'in gzleri aknlkla ald. "Bir byc ve lim olarak, bazen ok kaln kafal oluyorsun Taita. Tabii ki sana aitim. Sana dier hayatmda sz verdim. Kendin syledin ya." Taita konuyu deitirdi. "Ensesti nereden biliyorsun? Kim retti sana?" "mbali. O bana, senin anlatmadn eyleri anlatr." "Peki bu konuda ne dedi?" Fenn tarafsz bir tavrla, "Kan bayla bal insanlar cima yaparsa ensest olurmu," dedi. Bu laf onun azndan duyan Taita'nn nefesi kesilmiti. ekinerek "mam?" dedi. "O ne demek?" Fenn sklm bir havada, "Sen ne olduunu biliyorsun ya Taita," dedi. "Biz seninle hep cima yapmyor muyuz?"

574 11. Yazt Taita yine soluu kesilmiti. "Nasl yapyoruz bunu?" "Pekl da biliyorsun. El ele tutuup birbirimizi pyoruz. nsanlar byle cima eder." Taita tuttuu soluu brakt ama Fenn, onun bir eyler sakladn anlamt. "Ne yani, yle deil mi?" "Sanrm yle, yani en azndan bir ksm." Bu kez Fenn'in kukular iyice artt ve gecenin geri kalannda allmadk bir biimde suskunlat. Taita, onun kolayca vazgemeyeceini biliyordu. Ertesi gece, geli yolundan anmsadklar bir elalenin yukarsnda kamp kurdular. O zamanlar nehir neredeyse kupkuruydu, ama imdi ormandaki yksek aalarda sularn geldii yeri gsteren iaretler vard. Kyda kalanlar kampn etrafn evirmek iin al keserken Taita ile Fenn, Kasrga ile Duman Yeli'ne atlayp hayvanlarn kyya inmek iin kullandklar bir patikay trmanmaya baladlar, yerde bufalo ve fillerin ayak izleri ile bek bek pislikleri grnyordu. Yaylarn hazr tutarak dikkatle ilerlediler, her keyi dnte bir sryle karlamay bekliyorlard. Ancak, fillerin brmelerini, yaknlardaki dallarn krlmasn duyduklar halde, hayvanlara rastlamadan tepeye varmlard. Atlarn otlanmak zere salp yryerek devam ettiler. Taita nehrin bu kesiminin, sadece dar kayalk boazdaki clz bir aknt olduu zamanlardaki halini dnd. imdi sular kpryor, yksek kylardan kayalara dklyordu. leriden, grmedikleri elalelerin kkremesi duyuluyor ve serpintileri onlara kadar ulayordu. Sonunda, ana alayanlarn stndeki burna ulanca, Nil'in genilii iki yz admdan sadece yirmi adma inmiti. Aada, parlak gkkua emberlerinin altndan geen aknt, yzlerce metre kplk bir sel halinde boazn kpkl sularna karmaktayd. 575 Wilbur Smith "Msr elalelerinden nceki son alayan bu," dedi Taka. "Yani yolu-muzdaki son engel." Manzarann gzellii karsnda kendinden gemiti. Fenn de ayn derecede ilgili grnyordu, ama aslnda aklnda baka dnceler vard. Dudaklarnda yarm bir tebessm, gzlerinde hlyah bir bakla Taita'nn omzuna yasland. Sonunda konutuunda sesi bouk bir fslt halinde kt ama yine de Nil sularnn grltsn bastrabiliyordu. "Dn mbali ile tekrar konutum bu cima etme konusunu." O yemyeil gzlerini Taita'ya dikmiti. "Bana hepsini anlatt. Tabii atlarn ve kpeklerin bunu yaptn grmtm ama bizim de ayn eyi yapacamz hi aklma gelmemiti." Taita verecek doru drst bir cevap bulamad. "Artk dnmemiz gerek," dedi. "Gne batyor ve aslanlar avlanmaya kmadan o yoldan inmek zorundayz. Bunu sonra konuuruz." Atlarn eyerleyip kyya yneldiler. Genelde sohbetleri hi kesilmez, bir fikir baka bir fikri doururdu. Ama bu sefer ikisinin de syleyecek bir eyi yoktu ve geldikleri yoldan sessizce iniyorlard. Taita ne zaman Fenn'e kaamak bir bak frlatsa onun hl glmsediini gryordu. Kampa ulatklarnda kadnlar yemek piiriyor, erkekler ise kk gruplar halinde toplanm konuup bira iiyor, gn boyu krek ekmekten yorulan kaslarn esnetiyordu. Atlarndan inerken Meren koarak yanlarna geldi. "Neredeyse bir arama ekibi yollayacaktm." Taita, "z sryorduk," dedi ve dizginleri seyise uzatt. "Yarn gemileri skp elalelerin etrafndan tamamz gerekecek. Yol ok dik, yan yaplacak zor iler var bizi bekleyen!" 576 11. Yazt "Bu konuyu konumak iin btn yzbalar ve ekip balarn topladm. Senin kampa dnmeni bekliyorduk."

Fenn, Taita'ya, "Sana yemek getireyim," dedi ve atein bandaki kadnlara doru yrd. Taita toplananlarn banda yerini ald. Bu toplantlar, hem belli hareketleri planlamak hem de hepsine ilgin ya da nemli bulduu konular gruba duyurma frsat yaratmak iin oluturmutu. Ayrca, ktlk yapanlarn huzurunda hesap verecei bir adalet ve disiplin mahkemesiydi. Toplant balamadan nce Fenn bir anak yahniyle bir tas bira getirdi. Giderken de kulana, "Lambay sndrmeyip seni bekleyeceim," diye fsldad. "Seninle ikimizin de konuaca nemli konular var." Bu szlerden dolay meraka kaplan Taita toplanty ksa kesti. Tekneleri nasl tayacaklarn kararlatrr kararlatrmaz, ayrntlar halletmeyi Meren ile Tinat'a brakp ayrld. Ate banda oturan kadnlarn yanndan geerken hepsi iyi geceler dileyip kendi aralarnda kkrdatlar, sanki ho bir srlar varm gibiydiler. Meren, onlarn kulbesini kampn en uzak kesine, yeni kesilmi sazlarn arkasna kirdurmutu. Taita ak kapdan ieri girerken Fenn'in sahiden de ya kandilini yank brakm olduunu grd, kendisi de rtnn altna girmiti. Tamamen uyankt. Dorulup oturdu ve postun beline kadar inmesine izin verdi. Lamba, gslerini yumuak bir kla parlatyordu. lk ay dneminden bu yana iri-lemi ve daha da biimli bir hai almlard. Gs ular kiraz taneleri gibi dikilmi, hareleri de artk daha koyu pembeydi. "Beklediimden abuk geldin," dedi yumuak bir sesle. "Tuniini keye at. Yarn ykarm. imdi yataa gel." Taita kandili flemek zere eildi ama Fenn engelledi. "Hayr, brak yansn. Seni seyretmek istiyorum." Taita, onun yanna uzand. Fenn dnp yzne bakt. 577 F.-37 Wilbur Smith Taita, "Bana bir ey syleyeceksin galiba," diyerek onu tevik etti. Kz, "ok gzelsin," diye fsldad ve alnndaki sa parmaklaryla geri itti. "Bazen yzne baktmda yle mutlu oluyorum ki, iimden alamak geliyor." Eli Taita'nm kalarnda, sonra da dudaklarnda gezindi. "Mkemmelsin." "Srrn bu muydu?" "Bir ksm," diyen Fenn elini boynundan gsndeki kaslara indirdi. Sonra aniden Taita'nm gs ularndan birini yakalayp baparmayla iaret parmann arasnda skt. Taita soluyunca tatl bir kahkaha att. "Burada fazla bir eyin yokmu lordum." Sonra kendi gslerinden birini avuladi. "Oysa bende ikimize de yetecek kadar var." Aradaki uyumsuzluun ciddi bir deerlendirmesini yaptlar ve Fenn devam etti. "Bu akam Revi atein banda bebeini emzirirken seyrettim. Revi, bebek emince bundan holandn syledi." Taita'ya eilip gsn uzatt, meme ucunu dudaklarna dedirdi. "Sen de benim bebeimmisin gibi yapalm m? O duyguyu merak ediyorum." Bu sefer soluma sras ondayd. "Ah! Ah! Bunun byle olabileceini hi tahmin etmezdim. Karnmda bir eyler hissediyorum." Bir sre sessiz kaldktan sonra bouk bir sesle gld. "Ah! Bizim adamck da uyanm." Ona uzand. Parmaklan giderek daha marifetli olmutu. "Bu gece siz toplant yaparken mbali ile konutuumdan beri onu dnyordum. Bana ne dedi biliyor musun?" Taita'nm az hl dolu olduu iin cevab anlalmad. Fenn, onun ban geri itti. "Bana dediklerine asla inanamazsn." Taita glmsedi. "Bana syleyecein sr o mu?" "Evet o." "Syle o zaman. Hevesle bekliyorum." "ok ayp, onun iin kulana sylemem lazm." ki avucunu Taita'nm kulana dayad, ama kkrdamaktan konuamyordu. Sonra, 578 11. Yaz, t "Mmkn olamaz, deil mi?" diye sordu. "Bizim adamck ne kadar byk baksana. Asla smaz. Eminim ki mbali benimle alay ediyordu."

Taita soruyu enine boyuna dnp dikkatle yant verdi. "Emin olmann tek bir yolu var o da denemek." Fenn kahkahalara boulup Taita nn yzn inceledi. "imdi sen de beni snyorsun." "Yok, ben ciddiyim. Deneyip aksini kantlamadan, mbali'yi uyduruyor diye sulamak hakszlk olur." Uzanp parmaklarn kzn karnna, oradan da aadaki yumuak kvrck tylere indirdi. Fenn srtst yatp boynunu uzatarak onun elini seyretti. "Ben yle dnmemitim. Haklsn elbette. mbali benim sevgili arkadam. Ona hakszlk etmek istemem." Uysal bir tavrla bacaklarn iki yana at. Gzleri kocaman oldu ve, "Sen ne yapyorsun orada?" diye sordu. "iein yeterince byk m diye bakyordum." "ieim mi? Sen ona yle mi diyorsun? mbali baka bir ey demiti." "Eminim demitir," dedi Taita. "Ama dnecek olursak tam bir iee benziyor. Parman ver de gstereyim. Bak bunlar ta yapraklar, buradaki tepe de stameni." Bir botaniki olarak, Fenn bu tanm itiraz etmeden kabullendi. "Ben, onun sadece sulan atmak iin olduunu sanyordum," dedi ve bir sre konumad. Sonra srtst yatp gzlerini yumdu ve hafife i geirdi. "Oray srlsklam hissediyorum. Yine kanamam m var Taita?" "Hayr, bu kan deil." Sonunda Fenn utanga bir ekilde, "Acaba sadece parmaklarnla deil senin adamckla da denemeli miyiz?" diye sorana kadar konumadlar. "ster miydin?" 579 Wilbur Smith "Evet, sanrm ok isterdim." abucak dorulup oturdu ve aknlkla Taita'nn erkekliine bakt. "Bu imknsz ama iki kat olmu gibi grnyor. Bir para korkuyorum ondan. ime girebilmesi iin bylerinden yapman gerekebilir." Aralarnda gelitirdikleri ba o kadar kuvvetliydi ki, Taita, onun yaad duygulan kendi yayormuasna anlayabiliyordu. Aurasn okuya okuya, ihtiyalarn ondan nce bilir hale gelmiti. Bu kez de adm adm, ne fazla hzl ne fazla ar davranmadan ilerledi. Fenn cann yakmayacan anlaynca gevemi ve kendini tamamen ona brakmt. Taita Bulut Baheleri'nde rendii btn hnerleri ortaya dkerek Fenn'in bedenini hassas bir mzik aleti gibi alyordu. Arada onu tam snra getiriyor, sonra geri ekip hazr olduu uygun an buluyordu. Birlikte giderek yksee, inanlmaz yksekliklere eritiler. Sonunda, yeryzne dnerken Fenn lk atmaya balad. "Ah, koru beni tatl sis. lyorum. Yardm et Hathor. Yardm et bana!" Taita'nn sesi de onunkine karmt, onun l da Fenn'inki kadar vahi ve snrszd. Meren, onlarn lklann duyup elindeki bira tasn drerek ayaa frlad. Tasn iindekiler atee dklm ve buharlar ykselmiti. Klcn knndan kard ve arpmaya hazr bir ekilde Taita'nn kulbesine kotu. Nakonto da neredeyse onun kadar hzlyd, iki elinde ksa sapl birer mzrakla Meren'in peinden kouyordu. Yar yola gelmeden Sidudu ile mbali nlerini kesti. Meren, "Kenara ekilin!" diye bard. "Balar dertte. Yanlarna gitmeliyiz." "Geri dn Meren Cambyses!" Sidudu kk yumruklarn Meren'in gsne indiriyordu. "Senin yardmna ihtiyalar yok. kisinden de teekkr alamazsn." 580 11. Yazt mbali de erkeine, "Nakonto, seni aptal Shilluk!" diye bard. "Kaldr o mzraklar. Hi mi bir ey renmedin o budala hayatn boyunca? Rahat brak onlar!" ki sava kafalar karm bir ekilde, nlerine dikilen kadnlara bakyordu. Sonra utanla birbirlerine baktlar. Meren, "Yani sahiden mi?..." diye sze balad. "Byc ile Fenn yardm istemiyor mu?..." Aptal aptal bakyordu.

Sidudu, "Evet sahiden," dedi. "Sahiden o ii yapyorlar." Kararl bir ekilde kolundan tutup atein bandaki taburesine gtrd. "Sana yeniden bira koyaym." "Taita ile Fenn ha?" Sersemlemi bir ekilde ban sallad. "Kimin aklna gelirdi ki?" Sidudu, "Sen hari herkesin," dedi. "Galiba kadnlar ve ihtiyalar hakknda hibir ey bilmiyorsun." Sonra onun kzdn fark edip yattrmak iin elini omzuna koydu. "Ah, erkeklerin ihtiyalar konusunda her eyi biliyorsun ama. Eminim ki Msr'da bu alanda stne yoktur." Meren ar ar yatt ve Sidudu'nun sylediklerini dnd. "Galiba haklsn Sidudu," diye itiraf etti sonunda. "Kesinlikle neye ihtiya duyduunu bilmiyorum. Bilseydim onu btn kalbimle verirdim sana." "Vereceini biliyorum sevgili Meren. Bana kar her zaman iyi ve kibar davrandn. Kendini tutmann sana ne kadar g geldiini de anlyorum." "Seni seviyorum Sidudu. Maymunlardan kaarken grdm andan beri seviyorum." "Biliyorum." Meren'e iyice yaklat. "Sana anlatmtm. Jarri'de bama gelenlerin ounu biliyorsun, ama anlatamadm eyler de var. O canavar Onka..." sesi kesildi, sonra hafif bir sesle, "Yaralar brakt bende," dedi. 581 Wilbur Smith Meren, "O yaralar iyileecek mi?" diye sordu. "Hayatm boyunca bekleyebilirim." "Buna gerek yok. Senin yardmnla tamamen iyileti, izi bile kalmad." Sonra utanarak ban ne edi. "Belki bu gece yatam kulbene getirmeme izin verirsin..." "ki yataa ihtiyacmz yok." Meren'in yznde kocaman bir tebessm vard. "Benimki yeterince geni. Senin gibi minik bir eye fazlasyla yer var." Kendisi kalkt ve Sidudu'yu da kaldrd. Onlar alevin nda uzaklarken mbali ile Nakonto da ikisini seyrediyordu. mbali keyifli ve ana bir ses tonuyla, "Ah bu ocuklar!" dedi. "Gzlerinin nndekini grmelerini salamak hi kolay olmuyor, ama artk iim bitti. Hem de bir gecede ikisi birden! Kendimden ok honudum." Nakonto sert bir tavrla, "Daha yaknmdakileri grmyor olmayasm kadn?" dedi. "Ah, demek ki iim daha bitmemi, yanlmm." Gld. "Gel hadi Shilluklarn byk efi. Mzran keskinletireyim. O zaman daha iyi uyursun." Ayaa kalkarken bir daha gld. "Tabii ki ben de." Yzlerce yldr fillerin ineyip yol haline getirdii bir patika vard, ama ok dar olduu iin nce yolu geniletmek zere zaman ve emek harcamalar gerekiyordu. Sonunda filoyu tayp tekrar suya indirmeyi baardlar ve akntnn ortasnda kreklere asldlar. Aknt hzlyd ve onlar kuzeye doru srklyordu, ama ayn zamanda tehlikeliydi. Be gemiyi su altndaki sivri ulu kayalara kurban verdiler. adam ve alt at sulara s582 11. Yazt rklendi. Semliki Nianzu Gl'nn ak sularna ulatklarnda neredeyse btn gemiler hasar grmt. Nil'in tekrar akmaya balamasndan sonraki ksack srede, sular nemli derecede ykselmiti. S ve amurlu hale gelmi olan dere yata, imdi gnein altnda mavi mavi parlyordu. Kuzeye doru baknca uzaktan kyy grmek mmknd, ama bat ynnde kara hi grnmyordu. Ky boyunca, onlar giderken orada olmayan pek ok yeni ky vard. Belli ki buralara yeni yerlemilerdi, zgaralarda yeni tutulmu balklar piiyor, scak kzler parldyordu ama filonun geldiini gren ky halk kap gitmi oluyordu. mbali, Taita'ya, "Ben bu kabileyi tanrm," dedi. "ekingen balklardr, bize bir ey yapmaya kalkmazlar. Zaman tehlikeli ve etraflar sava kabilelerle evrili olduu iin kayorlar."

Taita onanm iin gemilerin kyya ekilmesini emretti. Tinat ile Me-ren'i kamp kurma iinin bana brakt. Kendisi ve Fenn de, evirmen olarak mbali ve Nakonto'yu yanlarna alp salam kalm bir tekneyle gln bat kysna, Semliki Nehri'nin azna doru yola ktlar. Taita, Nil'in dier byk kolunun da yeniden akmaya balayp balamadn anlamaya kararlyd, belki de o kol hl Eos'un uursuz bylerinin etkisi altndayd. Kamak'a vardklar zaman Firavun'a Msr'n refah ile ilgili her konuda bilgi verebilmeliydi. Doudan esen uygun rzgr sayesinde yelken aarak krekilerin ykn biraz hafifletebiliyorlard. Pruvann nnden kpkler saarak, beyaz kumsallar ve kayalk burunlarla kapl bir ky eridi boyunca yol aldlar, ufukta hametli dalar grnyordu. Beinci gn gneyden gelip gle karan geni bir nehir azna ulatlar. Taita, mbali'ye, "Bu Semliki mi?" diye sordu. 583 Wilbur Smith mbaii, "Daha nce hi buralara kadar gelmemitim. Bilemiyoru " diye cevap verdi. "Emin olmak zorundaym. Burada yaayan birilerini bulmamz gerek " Bu kylarda yaayanlar da gemiyi grr grmez kap gitmiti, ama sonunda uzakta eski psk bir kano grdler. Teknedeki iki ihtiyar adam o kadar meguld ki, geminin geldiini grememilerdi. Sonra alann brakp plaja kamaya altlar, ama kadrgann nnden gemelerine imkn yoktu. Sonunda aresiz vazgeip kendilerini kazanda piirilmeye hazrladlar. Kimsenin onlar yemeyeceini anlayan iki ak sakallnn enesi almt. mbaii sorunca o nehrin Semliki olduunu ve yakn zamana kadar suyu olmadn anlattlar. Hayata dn mucizesini tarif ettiler. Yeryznn ve dalarn salland gn, gln sular dev gibi dalgalarla gklere ykselmi ve nehir de suyla dolmutu. O gn bugndr de, ta ok eskiden olduu gibi grl grl akmaktayd. Taita, onlara boncuklar, bakr olta ular armaan etti ve anslarna inanmakta glk eken iki ihtiyar kendi hallerine brakt. Fenn'e, "Burada iimiz bitti," dedi. "Artk Msr'a dnebiliriz." Nil'in azndaki kamp yerine dnnce, Meren ile Tinat'n onarm ilerini bitirdiklerini ve gemilerin yine suya inmeye hazr olduunu grdler. Taita demir alma emrini vermek iin le rzgrnn kmasn bekledi. gen yelkenlerin ve kreklerin yardmyla gln ak sularnda yol almaya baladlar. Rzgr lehlerine olduu iin gne batmadan nce kuzey kyya vardlar ve Nil'in, Naiubaale ve Semliki Nianzu gibi iki byk gln sularyla beslendii koluna girdiler. Artk, gelirken getikleri blgeden kuzeye doru gidiyorlard. Yolculuklarnn bir sonraki engeli lmcl ee sinekleriydi. Atlar iyiletirecek Tolas reklerini bitireli ok olduu iin kydan gelen ilk si584 11. Yazt nelc ndeki geminin gvertesine konar konmaz, Taita filonun nehrin orta-s)nda seyretmesini emretti. Gemiler tek sra halinde dizildi ve ok gemeden Taita'nn kararnn isabetli olduu anlald. Sinekler oraya kadar ge-lerniyordu, bylece zarar grmeden ilerlemeye devam edebiliyorlard. Taita, hava kararnca da gemilerin kyya yanamasna izin vermedi ve ay nda seyir yaptlar. ki gn ve gece daha nehrin tam ortasndan gitmeye devam ettiler. Nihayet, uzaktan bakire gslerini andran tepeleri grdler, buras sinek blgesinin kuzey snryd. Taita yine de atlar tehlikeye sokmak istemedi ve kyya yanama izni verene kadar fersahlarca yol aldlar. Karaya ktklarnda sinek olmadn ve Adari Kalesi'ne az bir yol kaldn grnce rahatlamt. Albay Tinat neredeyse on bir yl nce terk ettii garnizonun ne halde olduunu grmek iin herkesten fazla sabrszlanyordu. Srgndekile-ri bulup lkelerine gtrmenin kendi sorumluluu olduuna inanmaktayd. Filo kalenin bulunduu tepelerle ayn hizaya gelince gemileri kyya balayp atlarla yola ktlar.

Sakin nehir yolculuundan sonra yeniden gzel atlara binmek ok keyifliydi ve bir grup atl eliinde geitten geip kaleyi evreleyen yemyeil platoya bakma imkn bulan Taita, Tinat ve Fenn'in morali yksekti. Fenn, "At cerrah Tolas' hatrlyor musun?" diye sordu. "Onu yeniden grmeyi ok istiyorum. Bana ok ey retmiti." Taita, "Atlar konusunda harikayd," diye ona hak verdi. "Duman Ye-li'ne gz dikmiti ve grdnd iyi bir at ayrt edebilecek biriydi." Ksran boynunu okad ve o da kulaklarn dikip Taita'y dinlemeye balad. "Seni benden almak istiyordu, yle deil mi?" Duman Yeli burnundan hava verip ban sallad. "Sen de muhtemelen gle oynaya gidecektin onunla, seni vefasz hoppa." 585 Wilbur Smith Kaleye doru ilerlediler ama ok gemeden ciddi bir sorun olduunu fark ettiler. Otlaklarda ne bir at ne de bir sr vard, duvarlarn arkasndan dumanlar ykselmiyordu ve korkuluklara ekilmi hibir bayrak yoktu. Tinat, "Nerede benim insanlarm?" dedi. "Rabat gvenilir bir adamdr. imdiye kadar bizi fark etmi olmas gerekirdi... tabii hl buradaysa." Taita, "Duvarlarn hali perian," diye barana kadar trsta yola devam ettiler. "Her yer ssz grnyor." "Gzc kulesi yanm," dedi Tinat da ve atlar ekinle koturmaya baladlar. Kale kaplarna varnca ardna kadar ak olduklarn grdler. Girite durup ieriye baktlar. Duvarlar yangndan kararmt. Tinat zengilerinin stnde kalkp gr bir sesle korkuluklara doru seslendi. Ne bir cevap geldi ne de stlerine dorultulan silahlar grnd, ama garnizonun yardmna komakta aylarca gecikmilerdi. Kapdan ieri girince ana avludaki ocaklarn etrafna salm zavall kalntlar grdler. Yamyamlk izlerini tanyan Taita, "Chimalar!" diye bard. Chima-lar, omuriliine ulamak iin uzun kol ve bacak kemiklerini atete piir-mi, sonra iri talann arasnda ezmilerdi. Krk kemik paralan drtbir yana dalmt. Ayn ekilde kurbanlarn kafataslarn da kavrulup kararana dek atee atmlar, sonra da halanm yumurta gibi krp yemilerdi. Taita onlarn halka halinde oturup pimi kafataslarn elden ele geirilerini, yar pimi beyin paralarn parmaklanyla alp azlarna atlarn hayal etti. Kafatas artklarna bakarak kurbanlarn saysn tahmin etmeye alt. "Galiba garnizondan kurtulan olmam," dedi. "Chimalar kadn, erkek oluk ocuk kim varsa hepsini ldrm." 586 11. Yazt Duyduklar dehet ve isyan anlatmak iin kelimeler yetmiyordu. Fenn, "Bakn!" diye fsldad. "Bu minik bir bebekmi. Kafatas ancak olgun bir nar kadar." Gzleri yalarla dolmutu. Taita, "Kalntlar toparlayn," diye emretti. "Gemilere dnmeden nce onlar gmmeliyiz." Duvarn dnda kk bir ortak mezar kazdlar ne de olsa gmlecek fazla bir ey kalmamt. "Yine de Chima lkesinden gemek zorundayz," diyen Tinat'n yz souk ve sertti. "Eer tanrlar merhamet ederse o katil kpeklerle hesaplamama izin verirler." Gitmeden nce, belki kurtulan olmutur diye kaleyi ve etrafndaki orman aratrdlar, ama kimsecikler yoktu. "Gafil avlanm olmallar," dedi Tinat. "Hi arpma izi yok." Kederli bir suskunluk iinde kyya yneldiler ve ertesi gn yola ktlar. Chima blgesine ulanca, Taita her iki kyya birer atl nc ekip gnderdi. "erilere girin ve gznz ak tutun. Sakn Chimalar kukulandracak bir ey yapmayn. zlerine rastlayacak olursanz, derhal dnp bize haber verin." Drdnc gn Tinat'n dilei kabul oldu. Nehirde geni bir bklm dner dnmez, kydan gzclerin bandaki Hilto'nun el salladn grdler. ndeki gemi kyya yanarken Hilto gverteye atlayp Taita'y selamlad. "Byc,

kydan az ieride byk bir Chima ky var. ki, yz vahi var kyde toplanm." "Seni gren oldu mu?" diye sordu Taita. "Hayr. Hibir eyden kukulanmyorlar." "Gzel." Taita dier gemide bulunan Tinat'la Meren"i de ard ve abucak saldr plann aklad. "Katledilenler Albay Tinat'n adamlany587 Wilbur Smith di, o yzden intikam almak onun hakk. Albay bu gece byk bir kuvvetle kyya k... Chimalar tarafndan grlmemek iin gece gitmelisin. Karanlk iyice bastrnca kyle ormann kys arasnda mevzi aln. afan ilk klaryla biz de gemileri kye getiririz ve Chimalar trompetlerle veya birka ok atarak baskna uratrz. Kesinlikle aalara doru kaacaklardr. Sorusu olan var m?" Meren, "Gzel ve sade bir plan," dedi, Tinat da ban sallayarak onaylad. Taita devam etti. "Chimalar kamaya balaynca, Meren'le ikimiz de adamlarmz alp pelerine deceiz. Bir kska harektyla hepsini kstrm oluruz. Adari Kalesi'nde grdklerinizi unutmayn. Esir ya da kle almak yok. Hepsini tek tek ldreceiz." Alacakaranlk knce, kyn plann bilen Hilto, Tinat'n birliinin nne dt ve yola koyuldular. Gemiler kar kyda bal olarak geirecekti geceyi. Taita ile Fenn deklerini n gverteye serip gkyzn seyretmeye baladlar. Fenn, onun semavi cisimleri, takmyldzlaryla ilgili efsaneleri anlatmasn seviyordu. Ama sonunda hep ayn konuya geliyordu. "Yine benim yldzm anlatsana Byc, hani ben ldkten sonra oluan Lostris Yldz'n. Ama bandan bala. Nasl ldm, beni nasl mumyalayp mezarm sslediini de anlat." Tek bir ayrnty atlamasna bile izin vermiyordu. Taita, onun sandan bir bukle kesip Lostris Tls-m'n yapn anlatrken her zamanki gibi sessizce alamaya balad. Uzanp tlsm avucuna ald. "Sana dneceime hep inandn m?" diye sordu. "Daima. Her gece yldznn douunu izler ve gk kubbeden kaybolma zamannn gelmesini beklerdim. O zaman bana dneceini biliyordum." "ok mahzun ve yalnzdn herhalde?" 588 r 11. Yazt Taita, "Sensiz olunca hayatm ssz bir l gibiydi," dedi ve Fenn yine alamaya balad. "Ah, canm Taita'm, bu yeryznn en hznl ve en gzel hikyesi. Ltfen imdi sevi benimle. Seni btn ruhumla ve bedenimle istiyorum. imde olman, zme dokunman istiyorum. Bir daha asla ayrlmamalyz." @'\ afak skerken, filo ykselmekte olan pusun arasndan gneye doru szlmeye balad. Kreklerin sesi pusun iinde bouluyordu, garip bir sessizlik hkm srmekteydi. Okular, hazr vaziyette kpetelere dizilmilerdi. Sisin arasndan kulbe damlan grnnce Taita, Meren'e dmen kolunu kyya evirmesini iaret etti. Kyda bir kpek havlad, ama onun dnda t kmyordu. Pus, sabah rzgryla dalrken Chima ky stndeki rt kaldrlm gibi ortaya kt. Taita klcn havaya kaldrp seri bir hareketle aa indirdi. Bu iaretti ve ceylan boynuzundan borularn almaya baladlar. Boru sesleriyle yataklarndan urayan yzlerce plak Chima, kyya yanaan teknelere aval aval bakyordu. Sonra mitsiz feryatlar ykseldi ve vahi bir panik havas iinde kamaya baladlar. ounda silah yoktu ve uyku sersemlii iinde sarho gibi de kalka aalara doru gidiyorlard. Taita kl tutan kolunu bir daha kaldrd ve kolu iner inmez okular Chimalar ok yamuruna tuttu. Taita oklardan birinin anasnn srtnda bal bebee isabet ettiini ve onu delip geerek kadn ldrdn grd. "Kyya kyoruz!" Pruva sahile deer demez atlayp komaya balad. 589

Wilbur Smith Mzrakl ve baltal adamlar da Chimalarn peinden kouyordu. leride Hilto'nun pususuyla karlaanlarda yeni bir dehet ve panik havas yaanmaktayd. Tinat'n adamlarnn kllan inip kalkyor ve geri ekilen kllardan slak bir emilme sesi kyordu. plak bir Chima, dirseinden kesilmi kolu sallanarak Taita'ya doru kotu. Bedenine kan fkrdka vahi lklar atyordu. Taita bir kl darbesiyle kafatasnn yansn uurdu. Sonra, onun arkasndan gelen kadn da sarkk gslerinin ortasna indirdii tek kl darbesiyle ldrd. O anda ne acma ne de pimanlk duyuyordu. Bir sonraki Chima plak ellerini kaldrarak kendini korumaya altysa da Taita, onu da stne konan bir ee sinei gibi ezip geti. ki taraftan kuatlm olan Chimalar aa taklm balk srs gibi rpnyordu. Misilleme souk ve acmasz, kym kanl oluyordu. Birka Chima bronz kuatmay krp nehre ulamay baard. Ama bunu yapanlar da okular ve timsahlar bekliyordu. Taita, llerle ve lmek zere olanlarla dolu alann ortasnda buluunca, Tinat'a, "Kaan oldu mu?" diye sordu. "Kulbelere saklanan birka kii oldu. Gidip onlan karalm m?" "Hayr. Artk silahlanmlardr ve keye kstrlan leoparlar kadar tehlikeli olurlar, kimseyi tehlikeye atmak istemiyorum. Kulbelerin dam-lann atee verin." Gne aalann stnde ykseldiinde her ey bitmiti. Tinat'n adamlarndan ikisinde hafif yaralar vard, ama Chimalar tamamen yok edilmiti. Cesetleri srtlanlara brakp gemilerine dndler ve le olmadan kuzeye doru tekrar yola koyuldular. n gvertede yan yana otururken, Taita, Fenn'e, "Artk nmzde sadece Byk Gney bataklklar kald," dedi. "Yani seni bulmu olduum bataklklar. Sen de o kabilelerden biriyle yaayan kk bir vahiydin." 590 11. Yazt Fenn, "Her ey ne kadar uzakta kald artk," diye mrldand. "Anlarm soldu bile. teki hayatm bile ondan daha iyi hatrlyorum. Umarm o hayvan Luolarla karlamayz. Onlan tamamen unutmak istiyorum." Altn llelerini savurarak ban Taita'nn gsne dayad. "Daha ho eylerden sz edelim," dedi. "mbali'nin karnnda bir bebek byyor, biliyor musun?" "Ah! Demek ondanm. Nakonto'nun ona bir garip baktn grdm. Ama sen nereden biliyorsun bunu?" "mbali syledi. ok gururlanyor. Bu bebein Nakonto gibi byk bir sava olacan sylyor." "Ya kz olursa?" "O zaman da mbali gibi byk bir sava olur..." Fenn gld. "Bu onlar iin gzel bir ey ama bizim amzdan zc." "Niye?" "Yaknda onlardan ayrlacaz korkarm. Artk baba da olacana gre, Nakonto'nun avare savalk gnleri sayl demektir. mbali ile ocuunu alp kyne dnmek isteyecektir. Shilluk lkesine yaklatmza gre, bu da yaknda olur herhalde." Ormanlar ve fil blgesi geride kalnca, kylardaki manzara da, yer yer dz tepeli akasya aalaryla bezeli geni savanalara dnmt. Kahverengi bedenleri beyaz beneklerle kapl kule gibi zrafalar, yksek dallardaki aalan yiyor, altlarnda, tatl savana otlaklarnda antilop ceylan, Afrika geyii, izgili zebra srleri geziniyordu. Yeniden akmaya balayan Nil, bereketiyle onlar tekrar kendine ekmiti. > ki gn daha gittikten sonra, uzun, geriye yatk boynuzlaryla yzlerce hrgl snn dik kylarda otlandn grdler. Balarnda gen siyah obanlar vard. Taita, Fenn'e, "Bunlar kesinlikle Shilluk," dedi. "Nakonto evine kavutu." 591 Wilbur Smith

"Nasl emin olabiliyorsun?" "Bak ne kadar uzun ve srm gibiler; tnemi leylekler gibi tek ayak stnde gayet dengeli duruyorlar. Ancak Shilluk olabilirler." Nakonto da onlar grm ve her zamanki uzak, ilgisiz tavr uup gitmiti. Gverteyi sarsan bir sava dansna balayp kydan rahata duyulacak tiz bir sesle tempo tutmaya balamt. mbali, onun bu garip hallerine glp alklad ve tevik etmek iin barmaya balad. obanlar, gemiden birinin kendi dilleriyle ark sylediini duyunca koarak kyya geldiler ve akn akn ziyaretilerine bakmaya baladlar. Nakonto ilerinden ikisini tand ve, "Sikunela! Timbai!" diye seslendi. Arkadalar aknlkla, "Sen kimsin yabanc?" diye bard. "Ben yabanc deilim. Amcanz Nakonto'yum, nl sava!" Olanlar heyecanla yerlerinden frlayp kye, byklerine haber vermek iin kotular. ok gemeden yzlerce Shilluk kyda toplanm hayretle Nakonto'ya bakyordu. Sonra Ksa Boylu Nontu, kars ve ocuklar kyya geldi. Nakonto ile Nontu hasretle kucaklatlar. Sonra Nontu, kadnlara komutlar yadrd ve onlar da koarak kye gitti. Biraz sonra balarnda rahata tadklar kpkl bira anaklanyla dndler. Kydaki kutlama gnlerce srd ama sonunda Nakonto, Taita'ya geldi. "Artk yal olmayan byk adam, seninle uzaklara gittim," dedi. "ok gzeldi, zellikle de savalar, ama beraberliimiz burada bitiyor. Sen kendi halkna dnyorsun, ben de kendi halkmla kalmalym." "Bunu anlyorum. Yolunu birletirebilecein iyi bir kadn buldun ve ocuklarnn da senin boyuna geldiini grmek istiyorsun. Belki onlara da babalar kadar ustaca mzrak kullanmay retebilirsin." "Bu doru, benden gen olan yal baba. Ama ben olmazsam bataklkta yolunu nasl bulacaksn?" 592 11. Yazt "Bana, seni tandm zamanki yanda iki tane maceraya ve savaa susam adam bul. Onlar bizimle gelip yolu gstersin." Nakonto Byk Gney Batakl'nda yol gsterecek iki yeenini seti. Taita, "Bunlar ok gen," dedi. "Kanallar bulabilecekler mi?" "Bir bebek anasnn memesini bulmay nasl bilir?" diyen Nakonto gld. "Gidin artk. Seni her zaman bir bym olarak ve gzellikle hatrlayacam." "Geminin deposundan, kendine be yz gzel sr alacak kadar boncuk se." Bir Shilluk'un zenginlii sahip olduu srlarn ve oullarn saysyla llrd. "Ayrca yz tane de bronz mzrak ucu al ki, oul-! larn her zaman iyi silahlarla donanm olsun." "Sana ve salar Nil'in sularnda dans eden gnee benzeyen kadnn Fenn'e dua edeceim." mbali ve Fenn gzyalar iinde birbirlerine sarldlar. Nakonto ile mbali, admlarn ndeki gemiye uydurarak, el sallayp dans edip veda szleri haykrarak btn sabah ky boyunca onlara elik etti. Sonunda durdular ve Fenn ile Taita da onlarn uzun boylu figrleri klene kadar geminin kndan onlar seyrettiler. @-7 lk kasvetli papirs manzaras belirip, usuz bucaksz ufku kaplaynca, Nakonto'nun yeenleri pruvada yerlerini aldlar ve dmendeki Me-ren'e, dar kanalda, sazlarn arasndan grnmeyen dnleri iaret etmeye baladlar. Nil ykseldike bataklkta da su artm ve kuru yer kalmamt, o yzden gnlerce kyya kamadlar. Ama onlar kuzeye doru gtren 593 F:38 Wilbur Smith rzgr deimedi ve gen yelkenleri iyice iirip, sazlarn arasndan gelip sokan bceklerin bulunduu bataklktan hzla ilerlemelerine yardm etti. Fenn,

sk sk rzgrn doal olmayan bu yardmseverliini dnyordu. Sonunda, Taita'nn Eos'tan ald gleri kullanarak elementleri kendi diledii gibi ynettiine karar verdi. Bu durumda, batakln iindeki yolculuk dayanlmaz deildi. Ta-ita'ya fazla ihtiya duyulmuyordu ve o da seyir iini Meren ile Nakon-to'nun yeenlerine, dier btn konulan da Tinat'a brakabiliyordu. Fenn'le ikisi, gnlerinin ve gecelerinin byk bir ksmn n gvertedeki zel kelerinde geirmekteydiler. Konutuklar konular arasnda ba eken, birinci olarak Taita'nn Eos'la karlamas ve ikinci olarak da Font'u, onun mucizevi olanaklarn kefetmesiydi. Fenn, onun Eos'u tanmlamasn duymaktan asla bkmyordu. "Grdn en gzel kadn o muydu?" "Hayr Fenn. En gzeli sensin." "enemden kurtulmak iin mi sylyorsun yoksa bu doru mu?" "Sen benim minik balmsn ve btn okyanuslarn en tatl yarat olan altn bir dorado'sun." "Ya Eos? O da bu kadar gzel deil miydi?" "ok gzeldi ama katil kpekbal da gzeldir. Onunki uursuz ve rktc bir gzellikti." "Bedenleriniz birletiinde benimle olduu gibi miydi?" "Tpk lmle yaam kadar farklyd. Onunla souk ve zalim bir birlemeydi. Oysa seninle scak, sevgi ve tutku dolu oluyor. kimiz birleince, ruhlarmz da gizemli bir btnle ulayor ve ayn ayryken olduundan daha gl bir hal alyor." "Ah Taita, sana inanmay o kadar ok istiyorum ki. Niye Eos'a gidip onunla birlikte olduunu biliyorum ve anlyorum ama yine de kskanlk594 II Yazt tan iim iimi yiyor. mbali erkeklerin birok kadndan zevk alabileceini sylerdi. O sana zevk vermedi mi?" "Onun eytani temasndan nasl tiksindiimi anlatacak kelime yok. Azndan kan her kelimeden, ellerinin ve bedeninin her temasndan hem korkuyor hem de ireniyordum. Beni yle kirletiyordu ki bir daha hi temiz olamayacakmm gibi geliyordu." "Sen byle konuunca artk kskanmyorum. Sadece ektiin aclar iin sana kar byk bir efkat duyuyorum. Acaba hi huzur bulabilecek misin?" "Font'un mavi sularnda ykannca, hem yallk yklerinden hem de gnah ve sululuk duygularndan arndm." "Bana yine Font'u anlatsana. O Mavi'yle kuatldnda neler hissettin?" Taita, yaad mucizeyi bir daha anlatt. Szleri bittiinde Fenn bir sre konumad ve sonra, "Volkanlar patlaynca Font da Eos gibi yok oldu," dedi. "O yeryznn can damar. Doann tm yaamn kontrol eden ve dirilten ilahi gc. O asla yok edilemez, yoksa btn canllar da lr." "Peki hl varsa ne oldu imdi ona? Nereye gitti?" "Gelgit ve ay tarafndan emilen denizler gibi yeryznn zne ekildi." "Bir daha insanlar ulaamayacak m ona?" "Bence hayr. Zamanla tekrar yzeye kacana inanyorum. Belki de yeryznn uzak bir kesinde kmtr bile." "Nerede Taita? Nereden kacak?" "Sadece Eos'un bildii kadarn biliyorum. Yine byk bir volkanla muazzam bir su birikintisine yakn bir yerde olacak. Ate, toprak, hava ve su, drt element." 595 Wilbur Smith "Font'u bulan biri kacak m?" "Kuzeyde uzaklarda bulunan Etna volkan pskrdnde yeryznn derinliklerine ekilmiti. O zamanlar Eos'un ini de oradayd. O da alevlerden g almt. Yz yl boyunca Mavi Nehir'in yeniden yzeye kt yeri arad. Bu kez Ay Dalan'nda buldu. imdi de yine yeraltna indi."

"Sen ne kadar gen kalacaksn Taita?" "Kesin olarak syleyemem. Eos bin yldan uzun bir sre gen kald. Bunu bbrlenmelerinden ve anlarndan biliyorum." "imdi sen de Font'ta ykandna gre, sana da yle olacak demek ki," dedi Fenn. "Bin yl yaayacaksn." O gece kbuslar iinde alayp sayklayarak Taita'y uyandrd. Sonra uykusunda onun adn syledi: "Taita beni bekle! Geri gel! Beni brakma." Taita onun yanaklarn okayp, gzkapaklarn perek yumuak bir ekilde uyandrd. Yaadklarnn rya olduunu anlayan Fenn boynuna sarld. "Sen misin Taita? Gerekten sen misin? Beni brakp gitmedin mi?" "Seni asla brakmayacam," dedi Taita. "Brakacaksn." Sesi hl hkrklarla kesiliyordu. Taita, "Asla," diye tekrarlad. "Seni tekrar bulmam ok uzun srd. f Bana o aptal ryan anlat Fenn. Peinden canavar maymunlar m koval'? yordu yoksa Chimalar m?" Fenn hemen cevap vermedi, hl kendine gelememiti. Sonunda fsldayarak, "Aptalca bir rya deildi," dedi. "Anlat bana." "Ryamda yalanmtm. Salarm seyrelmi, aarmt... gzlerime dklyordu. Derim krm, ellerim kemikli penelere dnmt. Belim bklmt, ayaklarm imi aryordu. Arkandan atldm ama sen o kadar hzl yryordun ki, yetiemedim. Ben yere dtm ve sen de bileme596 11. Yazt diim bir yerlere gittin." Yine ryasn yaamaya balamt. "Sana seslendim ama beni duymadn." Hkra hkra alamaya balad. "Bu sadece bir rya." Taita, ona skca sarld ama Fenn iddetle ban sallad. "Bu gelecekle ilgili bir grnt. Arkana bile bakmadan dnp gittin. Uzun boylu ve dimdiktin, bacaklarn glyd. San da gr ve parlakt." Uzanp Taita'nn san kavrad ve bkt. "Tpk imdiki gibi." "Tatlm benim, kendini byle zmemelisin. Sen ok gen ve gzelsin." "imdi belki yle. Ama sen hep byle kalacaksn oysa ben yalanp leceim. Seni yine yitireceim. Souk bir yldza dnmek istemiyorum. Seninle kalmak istiyorum." Taita, elinde alarn bilgelii olduu halde onu rahatlatacak szleri bulamad. Sonunda onunla tekrar seviti. Fenn kendini yle bir cokuyla ona veriyordu ki, sanki ruhlar gibi fiziksel bedenlerini de bir btn haline getirmeye, lmde bile ayrlmamay salamaya alyordu. Nihayet, afak skmeden az nce, sevimekten ve zntden perian bir halde uykuya dalabildi. Zaman zaman, uzun vakit nce terk edilmi Luo kylerinden geiyorlard. Srklar stne kurulmu kulbeler, nehrin ykselmesiyle sular altnda kalmt. Fenn, "Sular ykselince kuru yerler aramaya gitmi olmallar," dedi. "Ancak sular ekilince geri dnerler." Taita, "yi olmu," dedi. "Karlasaydk savamak zorunda kalacaktk ve bu yolculuk zaten yeterince uzad. nsanlarmz yurtlarna kavumay drt gzle bekliyor." 597 Wilbur Smith Fenn, "Tpk benim gibi," dedi. "Geri bu hayatta ilk kez gidiyorum ama olsun." O gece Fenn yine kbuslar grd. Taita, onu zihninin karanlk dehetinden kurtarp, okayarak, perek uyandrd ve kollarna ald. Ama Fenn hl atei varm gibi titriyor ve kalbi koan bir atn nal sesleriyle gm gm atyordu. Taita yumuak bir sesle, "Yine ayn ryay m grdn?" dedi. Fenn, "Evet ama bu daha da ktyd," diye fsldad. "Bu sefer yallk yznden gzlerim de bozulmutu ve seni ancak sisin iinde yryp giden bir

glge halinde grebiliyordum." Tekrar Fenn konuana kadar ikisi de sessiz kald. "Seni kaybetmek istemiyorum ama tanrlarn balad bu gzel yllan da nafile zlemler ve aclarla israf etmek de istemiyorum. Gl ve mutlu olmalym. Birlikte geirdiimiz her dakikann tadn karmalym. Mutluluumu seninle paylamalym. Bu korkun ayrlk konusunu, o an gelip atmcaya kadar hi amayalm bir daha." Bir sre daha sustu. Sonra zor duyulur bir sesle, "O an eninde sonunda gelecek nasl olsa," dedi. "Hayr sevgili Fenn," dedi Taita. "yle olmas gerekmiyor. Bir daha hi ayrlmayacaz, asla." Fenn, Taita'nn kollarnda sakin bir ekilde yatm onu dinliyordu, nefes alp verii bile zor duyulmaktayd. "Bunu nlemek iin ne yapmamz gerektiini biliyorum." "Bana da anlat!" Taita anlatt. Fenn, onu sessizce dinledi ama laf biter bitmez yzlerce soruya bodu. Taita onlara da cevap verince, "Bu mr boyu srebilir," dedi. Taita'nn nne serdii vizyonun bykl karsnda gz ylmt. Taita, "Belki sadece birka ksa yl srer," diye cevap verdi. "Ah Taita, kendimi zor tutuyorum. Ne zaman balayabiliriz?" 598 11. Yazt "Eos'un Msr'a yapt zararn etkilerini gidermek iin daha yaplacak ok ey var. Onlar biter bitmez balayabiliriz." "O vakit gelene kadar gn sayacam." Gnler getike, uygun rzgrlar devam etti, krekiler keyifle arklar sylediler, moralleri yksek, kollan ve srtlar dayanklyd, Nakon-to'nun yeenleri kanallardan sorunsuz bir ekilde geiriyordu gemilerini. Taita her gn le vakti direin tepesine trmanp karay grebilmek iin uzaklara bakyordu. Beklediinden epey nce, bitmek tkenmek bilmez gibi grnen papirslerin ardnda beliren ilk aalan grebildi. Kadrgalarn omurgalannn altnda Nil'in sulan giderek derinleti ve iki taraf kaplayan sazlklar azald. Sonunda Byk Gney Batakl bitti ve karlarna, Nil'in uzun yeil bir ylan gibi kvnlarak gittii, uzak, sisli ufukta kaybolduu muazzam ovalar kt. Gemileri dik yamal kyya baladlar. Tinat ile adamlan gnlerdir ilk kez kuru toprakta kamp kurmakla urarken, atlan da indirdiler. Bir fersah tede, sekiz zrafadan oluan bir sr dz tepeli akasya aalannn yapraklarn yemekle meguld. Taita, Tinat'a, "Shilluk lkesinden aynldmzdan beri taze et yemedik," dedi. "Yayn balndan baka bir ey yemek herkesin houna gidecek. Bir av ekibi oluturmay neriyorum. Kamp kurma ii bitince, insanlar brakalm dinlenip elensinler." Taita, Meren ve iki kz, yaylarn alp atlarna bindiler ve uzun boyunlu benekli hayvanlann peine dtler. Kyya kmaktan atlar da bini599 Wilbur Smith ileri kadar honuttu; ak alanda, boyunlarn esnetip kuyruklarn sallayarak kouyorlard. Zrafalar onlarn geldiini uzaktan grm ve akasya aalarnn arkasndan kp ovada drtnala kamaya balamt. Ucu pskll uzun kuyruklarn srtlarna doru kvrp iki taraftaki bacaklarn ayn anda ileri attklar iin, sanki ar ar uzaklayormu gibiydiler. Ama onlara yetiebilmek iin avclarn atlarn sonunu kadar zorlamas gerekiyordu. Onlara yetiince, zrafalarn kard tozdan korumak iin gzlerini iyice ksmak zorunda kalmlard. Taita, eti herkesi doyurmaya yetecek irilikte yar yetikin bir erkein srnn gerisinde kaldn fark etti, stelik daha yumuak ve leziz olacakt. Onu dierlerine gsterip, "te bunu yakalayacaz!" diye bard. Hayvana yaklarken, yayn gerip ilk okunu att ve arka bacann gerisindeki kiriten vurdu. Hayvan yalpalayp decek gibi olduysa da dengesini bulup komaya devam etti ama yaral bacan sryerek gidiyordu ve yavalamt. Taita tekilere iaret verdi. ki gruba ayrlp zrafay iki yandan sktrdlar. Birka yz metreden ok stne ok yadrarak gsnden vurdular. Kalbine ve cierlerine

ulamaya alyorlard ama hayvann derisi zrh gibi ve hayati organlan derinlerdeydi. Zrafa kanlar iinde, kuyruunu oynatp, her ok isabet ettiinde acyla inleyerek komaya devam ediyordu. Biniciler, atlarn iyice yaklatrp, oklann daha etkili olaca bir menzile girdiler. Sidudu, Meren'in az gerisindeydi ve Meren dnp omzunun stnden gz atana kadar onun avn peinden ne kadar pervaszca at koturduunu fark etmemiti. Kza, "ok yaknsn!" diye bard. "Aray a Sidudu!" Ama uyarmakta ok ge kalmt: zrafa durup, at rktecek bir ifte savurdu. Sidudu dengesini kaybetmi ve kafa st umutu. Kle gibi yere dt ve 600 11. Yaza tozlarn arasnda neredeyse zrafann ayaklarnn altna doru yuvarland. Hayvan, Sidudu'nun kafatasn paralayacak ikinci bir ifte att ama neyse ki bann stnden geti. Sonunda yuvarlanmas durdu ve l gibi yere serildi. Meren hemen atn dndrm ve yere atlamt. O, kza doru koarken, Sidudu sersemlemi bir ekilde oturdu ve akn akn gld. "Yer grndnden sertmi." htiyatla akaklarn yoklad. "Kafam da dndmden yumuakm." Taita da Fenn de onun dtn grmemiti ve zrafann peinden gidiyorlard. Taita, Fenn'e doru, "Oklanmz onu ldrecek kadar derine ilemiyor," diye bard. "Klla bitirmem lazm iini." Fenn endieyle, "Kendini tehlikeye atma," diye bard ama Taita uyary duymazdan gelip ayaklarn zengilerden kard. "Duman Yeli'nin ban tut," diye bararak dizginleri Fenn'e att. Sonra klcn krek kemiklerinin arasnda asl olan knndan karp yere atlad. Atn ivmesinden yararlanarak ileri frlayacan ve ksa bir sreliine zrafayla ayn hzda koabileceini hesaplamt. Hayvann her admnda devasa arka toyna Taita'nn bandan daha yksee kyordu ve Taita da frsattan yararlanp araya dalmt. Ama zrafa en yakndaki toynan yere koyup arln onun stne verdiinde, benekli derisinin altndaki tendonun neredeyse kendi bilei kadar olduunu grd. Koarken klc iki eliyle kabzasndan kavrad ve tendonu hemen i dizin stnden kesmeyi planlayarak btn gcyle savurdu. Hedefi tutturmu ve tendon kauuk gibi bir ses kararak kopmutu. Bacak kt ve zrafa sarsnn zerine devrildi. Tekrar dorulmaya alt ama baca sakatlanmt. Kalkamayp yana doru ykld. Bir an iin boynunu Taita'nn eriebilecei bir yere uzatt. Taita hemen frlayp klcn hayvann ensesine, tam omurgaya denk gelecek ekilde saplad. Zrafa debelenir601 Wilbur Smith ken geri kat. Sonunda hayvann drt baca da katlat ve hareketsiz kald. Gzkapaklar titreti ve kirpikleri iri gzlerini rtt. Taita cesedin yannda dururken Fenn, Duman Yeli'ni de yedeine alm olarak yetiti. "ok hzlydn." Sesi hayranlk doluydu. "Tpk gvercine dalan bir doan gibiydin." Atndan atlayp Taita'ya kotu, salan zgrce uuuyordu, gzelim yz av heyecanyla kpkrmz olmutu. "Ve sen de o kadar gzelsin ki, ne zaman sana baksam gzlerim kamayor." Taita, onu kollarnn arasna alp yzne bakt. "Seni brakabileceimi nasl dnebilirsin?" "Bunu sonra konuuruz, bak Meren ile Sidudu geliyor." Meren, Sidudu'nun atn yakalamt ve kz atna biniyordu. Yakna gelince giysisinin yrtlm olduunu, gslerinin akta kaldn fark ettiler. st ba toz toprak iindeydi. Yana da syrlmt ama glms-yordu. "Hey Fenn," diye seslendi. "Elenceli bir oyundu deil mi?" Drd en yakn akasya aalannn yanna gittiler ve glgede dinlensinler diye atlarndan indiler. Su tulumunu elden ele geirip susuzluklarj n giderdikten sonra, Sidudu tuniini karp Taita'nn kendisini muayene | etmesine izin verdi. Muayene fazla uzun srmedi.

"Giyinebilirsin Sidudu. Bir yerinde krk yok," diye kz rahatlatt. ) "Tek yapman gereken nehirde ykanmak. rklerin de birka gne kadar f geer. imdi Fenn ile benim sizinle konumak istediimiz ok nemli bir I konu var." Taita'nn ava kmalann istemesinin asl nedeni buydu. Plan- j lann anlatabilmek iin ba baa kalmalarn arzu etmiti. Meren ile Sidudu'nun filonun bekledii yere dnmelerine izin verdi- I inde gne leni gemiti. Giderken ikisinin de ruh hali farklyd: endi- i seli ve mutsuz grnyorlard. Sidudu, Fenn'e hararetle sanlp, "Srekli olarak gitmeyeceine sz ver," dedi. "Benim iin kardeten ilerisin. Seni kaybetmeye dayanamam.' I 602 11. Yazt Fenn, "Bizi grmeseniz de Taita ile ben yannzda olacaz. Bu sadece kk bir sihir. Daha nce de pek ok kez grmtn," diye ona sz verdi. Sonra Meren konutu. "Epeyce eksilmi gibi grnse de, saduyuna hl gveniyorum Byc. Bir zamanlar bana ihtiyatl olmam hatrlattn gnleri hasrlyorum. imdi sana bakclk etmesi gereken benim. Bacaklarnn arasnda sallanan bir ey olunca bir erkein ne kadar pervasz-latn grmek tuhaf." Taita gld. "Akllca bir gzlem iyi Meren. Ama bouna kendini zme. Fenn ile ben ne yaptmz biliyoruz. Gemilere dn ve gerekeni yap." Meren ile Sidudu nehre doru gittiler, ama eyerlerinde dnp dnp, endieyle arkalarna bakyorlard. Gzden kaybolana kadar en az on kere el salladlar. Taita, Fenn'e, "imdi de kaybolma sahnemizi kurmalyz," dedi ve drl olarak eyerlerinin arkasnda duran iltelerini almaya gittiler. Aralarna temiz giysiler de gizlemilerdi. Tozlu, ter lekeli tuniklerini karp bir an keyifle birbirlerinin plak bedenini seyrettiler. Taita temiz tuniini almak zere eildi ama, Fenn, onu durdurdu. "ok acele etmemize gerek yok lordum. Dierlerinin bizi aramaya gelmesi iin daha var. Hazr plakken bu an deerlendirmeliyiz." "Meren, Tinat'a ldmz bildirince btn insanlar cesetlerimizi bulmak iin buraya koacak. Gelip de baya canl olarak bulabilirler sonra." Fenn onun bacaklarnn arasna uzand. "Meren'in bununla ilgili szlerini hatrlyor musun? Hani bir erkei nasl pervaszlatrd hakkndaki? Eh, ben de birlikte pervaszlaabiliriz diyorum." "Beni byle tutunca istediin yere gtrebilirsin, hi itirazm olmaz." Fenn eytanca glmseyerek Taita'nn nnde diz kt. 603 Wilbur Smith Taita, "imdi ne yapyorsun?" diye sordu. "Bu benden rendiin bir ey deil." "mbali, bana kymetli bilgiler vermiti. Ama artk sus lordum, nk sana cevap veremem. Azm baka bir ile megul olacak." Olay tam zamannda bitirdiler ve nehir ynnden drtnala gelen atllarn kaldrd tozu grmeden, yapacaklar hilenin hazrlklarn bitirdiler. Sonra akasyalarn arasna ekilip bir aacn dibine sessizce oturdular. El ele tutuarak etraflarn bir gizlenme bysyle kapladlar. Tinat ile Meren bir toz bulutunun arasndan grndklerinde, drtnala gelen silahl kalabaln kard sesler de iyice artmt. Gelenler, Duman Yeli ile Kasrga'y otlanrken grnce hemen oraya tler ve Taita ile Fenn'in yirmi adm tesinde durdular. Meren, "Ah, Seth'in karacieri ve barsaklar adna!" diye haykrd. "Eyerlerdeki kan gryor musun? Tam sana anlattm gibi. Cin onlar alp gtrm." Koyu renk lekeler zrafa kanyd ama Tinat bunu bilmiyordu. "sis ve Osiris akna, bu ne trajik bir i." Eyerinden atlad. "Etraf iyice arayn, bycyle eine dair bir iz bulmaya aln."

Ksa bir sre sonra Taita'nn yrtk, kanl tunii bulundu. Meren tunii iki eliyle tutup yzne gtrd. "Taita bizden alnd. Ben artk baba- I sz bir oulum," diye hkrd. Taita, Fenn'e, "Korkarm iyi kalpli Meren roln biraz abartyor," i diye fsldad. Fenn de, "Onda byle bir yetenek olduunu hi bilmiyordum," dedi. "Tapnaktaki temsili trende Horus'u mkemmel canlandrabilirmi." Tinat, "Firavun'a gidip Taita'nn gtrlmesine izin verdiimizi na- i sil syleriz?" diye szland. "En azndan cesedini bulmalyz." "Sana syledim Albay Tinat. kisinin de cin tarafndan ge ekili1" I ni grdm." Meren, onu ikna etmeye alyordu. 604 11. Yazt Ama Tinat inat ve kararlyd. "Yine de aratrmaya devam etmemiz lazm. Her yeri kar kar aramalyz." Adamlar bir kez daha geni bir hat halinde yaylarak aalarn arasnda ilerlemeye balad. Meren ile Tinat batayd ve Meren, Taita ile Fenn'in az tesinden geti. Geerken kendi kendine syleniyordu: "Gel artk Tinat, bu kad r domuz kafal olma. Gemilere dnelim ve bycy oyunlaryla ba baa brakalm." Tam o anda arayanlardan biri Fenn'in kanl tuniini bularak heyecanla bard. Meren, adama doru kotu ve onun aratrmay bitirmesi iin Tinat'la tarttn duydular. Kanl giysiler yznden ikna olan Tinat sonunda inad brakt. Duman Yeli ile Kasrga'y da alarak zrafann cesedinin yatt yere gittiler, hayvann derisini yzp paralayacak ve etleri gemilere gtreceklerdi. Taita ile Fenn de ayaa kalktp silahlarn aldlar ve kuzeye doru yola koyuldular. Fenn hlyal bir ekilde, "Seninle ba baa kalmay ok seviyorum," dedi. "Durup yine o aacn altnda dinlenecek miyiz?" "Galiba iindeki canavar uyandrdm." "Benim kk canavarm hi uyumuyor ki. Daima uyank ve oyun oynamaya hazr. Umarm seni yormuyordur lordum?" Taita'nn korkun bir ekilde kaybolduunu duyan herkes yasa boulmutu. Ertesi gn atlar gemilere ykleyip tekrar yola ktklarnda ce605 Taita, onu aalarn altna ekti. "Grelim bakalm kim nce kimi yoruyormu." Wilbur Smith naze mavnalarnn oluturduu bir alay gibi gidiyorlard. stelik sadece byclerini deil, Fenn'i de yitirmilerdi. Onun gzellii ve sevimlilii uur getiren bir tlsm olmutu. Sidudu gibi gen kadnlar, zellikle de reme iftliklerinden kurtardklar Fenn'e tapyordu. Sidudu, Meren'e, "Doru olmadn bildiim halde, onun eksiklii beni ok zyor," diye fsldad. "Taita bu zalim oyunu niye oynuyor?" "Kendisi ve Fenn iin yeni bir hayat kurmak istiyor. Onun yal ve gm sakall halini bilen ok az kii, bu sihirli dnm anlayacak. Onun yeniden douunu kara bynn eseri bir uursuzluk sayacaklar. Fenn ile ikisi korku ve nefret duyulan kiiler haline gelecek." "Yani onlar bulamayacamz bir yere mi gidecekler?" "Ben de ayn eyden korktuum iin seni rahatlatamayacam." Ko lunu kzn omzuna att. "Bundan itibaren, biz de kendi yolumuzu bulmalyz. Birbirimize g katmal, birbirimizle ilgilenmeliyiz." Sidudu, "Ama onlara ne olacak? Nereye gidecekler?" diye srar etti. "Taita seninle benim anlayamayacamz bir bilgelii aryor. Btn hayat bir aratrmadan oluuyordu. imdi yaam ebedi olduuna gre, aray da ebedi olacak." Sylediklerini bir an dnp, devam etti, ender grlen parlak sezgilerinden birine tank oluyordu. "Bu byk bir nimet de olabilir, byk bir yk de."

"Onlar bir daha gzmzle hi gremeyecek miyiz, ne olur yle olmayacan syle." "Gitmelerinden nce bir daha greceiz. Bu kadarndan eminim. Bize kar asla o kadar zalim olmazlar. Ama yaknda bir gn tamamen gitmi olacaklar." Meren konuurken bir yandan da akp giden kyya bakyor, Ta-ita'nn brakacana sz verdii iareti aryordu. Sonunda parlak bir k 606 11. Yazt huzmesi grd, cilal bir metalden yansyan gne yd bu. Eliyle gzlerine glge yapp ileriye bakt. "te orada!" Dmeni kyya evirdi. K-rekiler kreklere asld. Meren daha gemi yanamadan atlam ve ucu topraa sapl olarak duran klca doru komaya balamt. Klc ekip ald ve bann stnde sallamaya balad. Arkadaki kadrgada olan Ti-nat'a, "Taita'nn klc!" diye haykrd. "Bu bir kehanet!" Tinat bir arama ekibi yollad ve kyy yarm fersah boyunca drt bir yana doru taradlar, ama bir insann varln gsterecek baka bir iz bulamadlar. Meren, seni kurnaz ihtiyar tilki, diye dnd. Bu zrvay o kadar ustaca oynad ki ben bile inandm. inden glmsedi ama adamlara, "Aratrmay srdrmek bouna," derken arbal havasna brnmt. "Bu iler bizim anlaymz ayor. Eer Taita, yani byc bile yenildiyse biz ne yapabiliriz? Kendi bamz da derde sokmadan filoya dnmeliyiz." Adamlar batl inanlarnn verdii korkuyla bu teklifi hemen kabul ettiler ve kadrgalara dnld. Herkes tekrar gemilere biner binmez Meren yolculua devam emrini verdi. Krekiler yerlerim ald ve bir fersah boyunca kimse konumad. Hilto krekilerin bandayd. Aniden ban kaldrp ark sylemeye balad. Sesi olduka glyd, savan ortasnda insanlara komuta eden bir sesti. arks sessiz nehir boyunda yaylyordu: "Selam sana yllar sonsuza uzanan ve dehet saan tanra Hag-en-Sa. Selam, ilk direi diken ustalara. Selam yeryznn en uzak kelerinde yaayanlara. Her gn, gnbatmyla lenlere. 607 Wilbur Smith afakta yeniden doanlara. Nilfer gibi genlii yeniden iek aanlara. Taita'da kelimelerin gc var. Brakn ilk direi gesin!" Bu lm Kitab'nn ilk blmnde bir krala yaplan att. Bir anda t>tn insanlar arkya katld ve nakarat sylemeye balad. "Brakn bizim takip edemeyeceimiz yere gitsin. Brakn karanlk yerlerin srlarn rensin. Yce Tanr Horus'un bilge ylan olsun." Hilto bir sonraki blm syledi: "Selam, Seth, dnyalar ykan. Selam, Ruhlarn Yce Hkimi, byk korkuyu yaratan kutsal ruh. Brak Taita'nn ruhu ikinci stunu da gesin. Onda szlerin gc var. Brak Taita, Osiris'in Nilfer Taht'na giden yolu bulsun, Arkasnda sis ile Hathor'un durduu." Dier erkekler ve kadnlardan bazlar nakarat tekrarlad: "Brakn bizim takip edemeyeceimiz yere gitsin. Brakn karanlk yerlerin srlarn rensin. Brakn gesin! Brakn gesin!" 608 11. Yazt Bataki geminin k tarafnda dmen yekesini skca kavram olan Meren de onlarla birlikte sylyordu. Yannda duran Sidudu'nun sesi titriyor ve yksek notalara karken, duygularnn arlyla tamamen kesiliyordu.

Meren, dmen yekesinde duran kasl sa kolunda hafif bir temas hissetti. aknlkla irkilip koluna bakt. Kimse yoktu ama temas ok belirgindi. Taita'ya hizmetinde bir rakken, kaynaa dorudan bakmamas gerektiini renmi olduu iin, baklarn yana kaydrd ve gznn nnde mulak bir eklin belirdiini grd. zerine odaklannca kayboluyordu. Dudaklarn oynatmadan, "Byc, burada msn?" diye fsldad. Cevap veren ses de ayn ekilde hava gibi hafifti. "Yanndaym ve Fenn de Sidudu'nun yannda." Planladklar gibi, kadrga Taita'nn klc saplad yere balyken gverteye kmlard. Meren, dierleri grebilir diye sevincini belli etmemeye alt. Gzlerini evirdi ve o zaman Sidudu'nun yannda duran belli belirsiz hayali fark etti. akn akn etrafna bakman Sidudu'yu, "Fenn sol elinin yannda duruyor," diye uyard. "Hayr, onu gremezsin. Sana dokunmasn iste." Sidudu, Fenn'in grnmez parmaklarnn yanana dediini hissedince tebessm parlak bir hal ald. Akamzeri kyda kamp kurmak zere gemileri baladklarnda, Meren toplanan kalabala, "ndeki geminin n gvertesinde, aramzday-ken en sevdikleri yere bir mabet yapacaz," dedi. "Yeralt dnyasndaki ilk stuna ulamadan nce, bu varlk dnyasnda esir kalan ruhlar orada dinlenebilir." O kk keye hasr bir perde gerdiler ve kayp iftin dekleriyle eyalann oraya koydular. Her akam Sidudu perdenin dna yemek, bira 609 F:39 Wilbur Smith ve su brakyor, sabaha kaplar bo buluyordu. Bycnn ruhunun hl onlar kolladna inanan insanlarn cesareti artm ve filonun havas aydnlanmt. Erkekler yine glyorlar ama n gvertedeki mabetten uzak durmaya bakyorlard. Tekrar Qebui'ye, Kuzey Rzgrfnn Yeri'ne ulamlard. Burada ok uzun sredir stnde yolculuk ettikleri Nil, doudaki dalardan akan baka bir gl nehirle birleerek asl Nil'i oluturuyordu. Son grdklerinden bu yana Qebui fazla deimemiti, sadece civardaki tarlalar iyi sulanm ve ekin dolmutu, bir de kentin amur duvarlarnn dndaki yeil otlaklarda at ve sr srleri yaylmt. Aniden ortaya kan yabanc gemilerin oluturduu bu byk filo garnizonu, kent halkn artm ve dehete drmt. Ancak Meren ilk geminin pruvasnda belirip, iyi niyetlerini bildirdikten sonra tanyabildi Vali Nara, onu. "Bu Albay Meren Cambyses!" diye bard valilik okularnn bandaki yzbaya. "Sakn ok atmayn." Nara, kyya ayak basar basmaz Meren'i scak bir ekilde kucaklad. "Dnmenizden umudu keseli ok olmutu, Firavun Nefer Seti adna size btn kalbimizle ho geldiniz diyoruz." Nara, Tinat'la tanmyordu. General Lotti komutasndaki sefer onun vali olmasndan nce dzenlenmiti. Ama tabii ki seferden haberi vard ve Meren'in, Tinat' hayatta kalan komutan olarak tantrmasn kabullendi. Ama kyda konuurken, Nara sanki baka birinin ortaya kmasn beklermi gibi gzn gemilerden alamyordu. Sonunda kendini daha fazla tutamad ve patlad. "Beni balayn iyi albaylar, ama yce Byc, Gallalal Taita'ya, o olaanst adama ne olduunu bilmek zorundaym." "Size anlatmak zorunda olduum hikye hem ok garip hem de inanlmayacak kadar muhteem. Ama nce insanlarm karaya karp ihti610 11. Yazt yalarn grmek zorundaym. Yllardr srgndeler ve ok uzun, zorlu, tehlikeli bir yolculukla gelebildiler imparatorluumuzun bu ileri karakoluna kadar. Grevimi bitirir bitirmez, gelip size raporumu eksiksiz olarak sunacam, sanrm siz de Kamak'taki firavunluk sarayna iletirsiniz."

"Balamanz dilerim." Nara'nn Tanr vergisi nezaketi geri gelmiti. "Ev sahiplii yapmay unuttum. Hemen karaya karn onlar, sonra da iyice dinlenin." O akam, kalenin toplant salonunda Nara, Meren, Tinat ve kdemli yzbalarna bir ziyafet verdi. Kendi personeli ve kentin ileri gelenleri de davetliydi. Yiyip itikten sonra Nara kadehini onlarn erefine kaldrd ve duygulu bir ho geldin konumas yapt. Sonra Meren'den, konuklara, gneydeki yabanc diyarlarda balarndan geen maceralar anlatmasn rica etti. "O gizemli, kefedilmemi diyarlardan ilk kez sizler dndnz. Orada neler kefettiinizi anlatn bize. Nil Ana'mzn doduu yere ulaabildiniz mi, onu anlatn. Nasl olup da kuruduunu, sonra nasl olup da tekrar bylesine gl akmaya baladn arlatn. Ama hepsinden nce, byc Gallalal Taita'ya ne olduunu syleyin." lk Meren konutu. Yllar nce oradan getikten sonra balarna gelen her eyi anlatt. Tamafupa'da Nil'in kaynana nasl ulatklarn, nehrin akmasn nleyen Kzl Talar' nasl bulduklarm anlatt. Tinat tarafndan kurtarlp Jarri'ye gidilerini, Yksek Konsey'in huzuruna klarn anlatt. "imdi de Albay Tinat Ankut'u davet ediyorum," dedi. "Kendisi General Lotti komutasndaki seferin kaderini ve kurtulanlarn Jarri'ye gidip orada nelerle karlatklarn anlatacak." Yerini Tinat'a brakt. Her zamanki gibi Tinat'n anlatm zl ve sslemelerden uzakt. Net askeri terimlerle, Kralie Lostris zamannda Lord Aquer tarafndan kuru611 Wilbur Smith lan Jarri hkmetini anlatt. Sonra da byc Eos tarafndan lkenin nasl bir acmasz tiranla dntnden sz etti. Anlatmn sade bir cmleyle bitirdi. "NiPin akn durdurmak iin o kayay oraya diken bu cadyd. Amac Msr'a boyun edirmek ve klesi haline getirmekti." Dinleyicilerin fkelerini dile getirip, bararak sorular yneltmesiyle ortalk kart. Nara ayaa frlad ama ortal yattrmas biraz zaman ald. "Tekrar Albay Meren'i davet ediyorum. Ltfen sorularnz hikyesinin sonuna saklayn, nk o arada eminim birok sorunuzu yantlam olacaktr." Meren, Tinat'tan daha iyi bir konumacyd ve konuklar onun Byc Gallalal Taita'nn Eos'la yzlemek zere inine gidiini heyecanla dinlediler. "Tek bana ve psiik glerinden baka silah olmadan gitti. Bu iki usta arasnda yaanan doast arpmann boyutlarn kimse bilemeyecek. Tek bildiimiz, sonunda Taita'nn onu yenmi olduu. Eos ve ktlkle dolu krall yok edildi. Nil Ana'mzn nne diktii engeller kaldrld ve nehir tekrar akmaya balad. Taita'nn gleriyle nasl dirilip kendine geldiini anlamak iin Qebui'den geen nehre bir bakmanz yeter. Albay Tinat'n yardmyla, bunca yldr Jarri'de esir tutulan insanlarmz kurtuldu. Bu gece sizlerle oturuyorlar." Vali Nara, "Ayaa kalksnlar," diye bard. "Kalksnlar ki bu kardelerimize lkemize ho geldiniz diyebilelim." Tinat'n alayndaki yzbalarla dier subaylar teker teker ayaa kalkp isimlerini, rtbelerini sylediler ve szlerini hep ayn beyanda bulunarak bitirdiler. "Bu gece, deerli liderlerimiz Albay Meren Cambyses ve Albay Tinat Ankut'tan dinlediiniz her eyin doruluuna tanklk ederim." Onlar bitirince Nara yine sz ald. "Bu gece pek ok mucize duyduk, hepimiz huu iinde kaldk. Ancak, zihnimi yakan bir soruyu sorduumda, buradaki tm dinleyiciler adna konuacam da biliyorum." Et612 11. Yazt kileyici bir tavrla durdu. "Syleyin Albay Cambyses, byc Taita'ya ne oldu? Neden artk kendisi banzda deil?" Meren'in ifadesi vakurdu. Bir sre, aklamakta zorlanyormu gibi durdu. Sonra derin bir i geirdi. "Aslnda en zc, ac verici grevim, bycnn artk aramzda olmadn bildirmek. Gizemli bir ekilde ortadan kayboldu, Albay Tinat ve ben kaybolduu yerde zenle kendisini aradk, ama bir baar elde edemedik." Tekrar durup ban sallad. "Her ne kadar cesedini bulmay

baaramam olsak da, giysilerini ve atn bulduk. Tunii ve eyeri kan iindeydi. Onun kaybn ancak birtakm uursuz doast varlklarla aklayabildik ve bycnn lm olduu kararna vardk." Meren'in szleri ac iniltilerle karland. Vali Nara kprdamadan oturuyordu, yz solmutu ve ok zgn grnmekteydi. Nihayet salondaki sesler kesilip, herkes ona bakmaya balaynca ayaa kalkt. Konumaya balad ama sesi kmyordu. Kendini zorlayarak yeniden balad. "Bu trajik bir lm. Gallalal Taita hem gl hem de iyi bir adamd. Kayp haberini Firavun Nefer Seti'ye zgn bir kalple gndereceim. Qebui blge valisi olarak, nehir kysna, hayat veren Nil Ana'mz kurtard iin Gallalal Taita adna bir ant dikilmesini salayacam." Baka bir ey daha diyecek gibiydi ama ban sallayp arkasn dnd. O ziyafet salonundan knca, btn konuklar da kk gruplar halinde peinden gidip karanln iinde dald. Be gn sonra, kent halk ile gneyden gelen yolcular, iki Nil'in birletii kavakta yeniden topland. Vali Nara'nn diktii ant, yekpare mavi granit blokundan oyulmutu. zerinde ok gzel hiyerogliflerle yazlm bir metin bulunuyordu. Ta ustalar gece gndz alarak ant o gne yetitirmiti. 613 Wilbur Smith "Bu ant, Firavun Nefer Seti'nin adna, ki Krallk'm Hkmdar olarak yirmi altnc ylnda dikilmitir, tanrlar ona ebedi yaam balasn! Saygdeer Byc, Gallalal Taita, NilAna'nn kaynana ulamak, kutsal sularnn Msr mparatorluu ve halk adna yeniden akmasn salamak iin tarihi yolculuuna bu noktadan kmtr. Ruhani glerinin etkisiyle bu tehlikeli giriimi baaryla sonulandumtr. Dualarmz her zaman onunla olsun! Vahi lkelerde trajik bir ekilde hayatn yitirmitir. Kendisi Msr'a asla dnemese de, ans ve ona duyduumuz kran, tpk bu ant gibi on bin yl yaayacaktr. Bu vg szleri, tanrlarn sevgilisi Byk Firavun Nefer Seti adna Qebui blge valisi olan ben Nara Tok tarafndan yazlmtr." Sabahn ilk klaryla granit antn etrafna toplanp Horus ve Hat-hor'a dualar ettiler, Taita'nn ruhunu korumas iin yalvardlar. Sonra Ti-nat ile Meren, insanlar yine gemilere yerletirdi. Bir kez daha yola koyuldular. Bu, dn yolculuklarnn son uzun bacayd, iki bin fersah daha yol gidip, alt byk elale aacak ve Msr'n bereketli topraklarna gireceklerdi. Nil'in sular ok ykseldii iin, elaleler de ok gl akyordu. Ama Jarri gemileri tam bu koullara gre tasarlanmt ve Meren de usta bir nehir klavuzuydu. Bir sorun yaadnda, dirseinin dibinde duran Taita rehberlik ediyordu. kisi birlikte, filoyu hasara uratmadan, hi kayp vermeden gtrmekteydiler. Beinci ve altnc alayan arasnda, nehir yolculua neredeyse bin fersah daha ekleyen byk bir kvrm yapyordu. Vali Nara'nn gnderdii yardmclar, onlardan be gn ilerideydi ve krfezi dolanmadan kervan 614 11. Yazt yolunu izleyerek gidebiliyorlard. Tadklar raporlar, filonun ilk alayandan Msr vadisine indirilmesinden be gn nce Asuvan blge valisinin eline gemiti. O noktadan sonra, yolculuk bir zafer geidine dnt. Her iki ky da hayat getiren sularn altndayd. Kyller tarlalarda almak zere kylerine dnmlerdi ve rnleri yeermeye balamt. Gemiler geerken halk kylara hcum ediyor ve palmiye yapraklan sallyorlard. Nehre yasemin iekleri atyorlar, sevin gzyalar dkp karanlktan, esrarengiz gney diyarlarndan gelen kahramanlara dualar ederek, vgler yadryorlard. Her kentte, yolcular vali, asiller ve rahipler tarafndan karlanyor, cokulu trenlerle tapnaklara gtrlyorlard. Onlar elendiriyor, ziyafetler veriyor, iek yamuruna tutuyorlard. Taita ile Fenn de onlarla birlikte karaya kyordu. Fenn, bir zamanlar ynettii lkeyi bu hayatnda ilk kez grmekteydi. Msr'da kimse onlar imdiki

halleriyle tanyamazd, o yzden Taita uzun sredir ardna gizlendikleri byy kaldrmt. Yine de yzlerini rtyorlard, yalnzca gzleri grnrken kalabala zgrce karmaktaydlar. Fenn, Taita'nm dile getirdii her eyi kendi gzyle grmekten ok mutluydu. O zamana kadar teki hayatyla ilgili anlar sisli, para parayd ve onlar birletiren Taita oluyordu. Ama artk lkesinin topraklarnday-d ve her eyi hatrlamaya balamt. Sanki aradan sadece birka yl gemi gibi, yz yl nceden kalan yzleri, szleri ve eylemleri gayet net anmsyordu. Kom Ombo'da gemileri tapnak binalarnn muazzam duvarlarnn altna yanatrdlar. Kumtandan bloklara devasa tanr ve tanra heykelleri oyulmutu. Yksek rahibe ile maiyeti, yolcular karlamak zere kyya indiklerinde, Taita, Fenn'i alp, Hathor Tapna'nn bombo koridorlarndan geirerek, serin i mabede gtrd. 615 Wilbur Smith "te imdiki halinin ruh imajn ilk kez burada grmtm," dedi. Fenn, "Evet! Gayet iyi hatrlyorum," diye fsldad. "Buray ok iyi hatrladm. Kutsal havuzdan sana doru yzmtm. Konutuklarmz da aklmda." Zihninden prova edermi gibi bir sre dndkten sonra, "Beni tanmadn iin ayp sana, nk ben Fenn im," dedi. Bunlar, Taita'nn yreini burkan tatl, ocuksu bir sesle sylemiti. "Tam bu ses tonuyla konumutun." "Bana verdiin cevab hatrlyor musun?" Taita ban sallad. Aslnda ok iyi hatrlyor ama onun sylemesini istiyordu, "Dedin ki..." Taita'nn sesini taklit ediyordu bu kez. "Seni gayet iyi tanyorum. Tpk ilk grdm zamanlardaki gibisin. Gzlerini asla unutamam. O zaman da imdi de, Msr'n en yeil ve en gzel gzleri onlar." Taita hafife gld. "Nasl da kadns bir tavr! ltifatlar asla unutmazsnz." "zellikle de byle gzel olanlar," dedi Fenn. "Sana bir hediye getirmitim. Ne olduunu hatrlyor musun?" "Bir avu kire," diye atld Taita. "Paha biilmez bir armaan." "imdi deyebilirsin. Borcun bir pck. Ya da ne kadar pce deerse." "Aklmdaki say on bindi." "Teklifini kabul ediyorum lordum. lk yzn pein alacam. Sonrakileri de azar azar dersin." Karnak'a yaklatka, sevinli kalabalklar yznden, ilerleyileri gittike yavalyordu. Nihayet Firavun'un sarayndan drtnala gelen kra616 11. Yazt liyet ulaklar belirdi. Firavun, filo komutanna bir an nce Karnak'a gelip uzura kmasn emrediyordu. Taita, heyecanla glen Fenn'e, "Torunun Nefer Seti hep sabrsz bir )cuk oldu zaten," dedi. "Onu grmeyi nasl da hasretle bekliyorum! Meren'e abuk olmas- emretmesine sevindim. Nefer Seti imdi ka yandadr?" "Herhalde elli drt, kraliesi ve bakadn Mintaka da fazla gen delildir. Tpk senin gibi vahi ve dikbal olduunu grnce ne yapacan seyretmek ilgin olacak. Bir kez ayakland m o da neredeyse senin kadar yrtc olur." "Bunlar sylerken bize hakaret mi ediyorsun, iltifat m, anlayamadm. Ama bir eyden eminim. Ondan holanacam, yani torunumun ocuunun annesinden." "Ba dertte ve bize ihtiyac var. Hl Eos'un ve sahte peygamberi Soe'nin etkisi altnda. Eos lm ve gleri yok olmu olsa bile, Soe hl onu avucunda tutuyor. Onu kurtarmak son kutsal grevimiz. Sonra ikimiz kendi dlerimizin peine deceiz." Bylece Karnak'a, yzlerce kaps, saysz gzellikleri olan ve hepsi sularn akmasyla yeniden toparlanan ehre ulatlar. Kalabalk, Yukar Krallk'ta rastladklarndan daha youn ve daha grltcyd. Kent kaplarndan

ynlar halinde geliyorlar ve havada davul gmbrtler, borazan sesleri, barlar nlyordu. Kraliyet rhtmnda, rahiplerden, asillerden ve ordu generallerinden oluan bir ho geldin komitesi beklemekteydi. Hepsi de resmi kyafetlerini giymilerdi ve yanlarnda neredeyse onlar kadar gsterili maiyetleri bulunuyordu. Meren ve Tinat kyya adm atar atmaz, borular var gcyle tt ve kalabalktan alklar ykseldi. Bavezir, onlar bir ift grkemli sava ara617 Wilbur Smith basna gtrd. Her iki ara da altn yapraklar ve kymetli talarla ssl olduu iin gnein altnda prl prl parlyordu. Arabalara, Firavun'un ahrlarndan seilmi, biri st beyaz, biri abanoz karas iki muhteem at koulmutu. Meren ve Tinat, arabalarn basamaklarna atlayp hayvanlar kamladlar. Kraliyet yolunda, ta sfenkslerin, sava zrhlarna brnm kahraman heykellerinin arasndan tekerlek tekerlee ilerliyorlard. nlerinde bir svari birlii gidiyor, arkalanndan da Kraliyet Muhafz Birlii askerleri kouyordu. Kalabalktan ykselen sesler bir kasrga gibi esmekteydi. ok uzaktan, Taita ile Fenn de klk deitirmi olarak saray kapsna kadar yrdler. Orada durup el ele tututular ve gizlenme bys yaparak saray muhafzlarnn arasndan geip, byk kraliyet salonuna girdiler. Sarayllar ve sekinlerden oluan kalabaln uzanda durdular. Kardaki ykseltilmi platformda, Firavun Nefer Seti ile kraliesi fldiinden yaplm tahtlarnda yan yana oturmaktaydlar. Firavun, mavi sava tacn, yani Khepresh'i takmt. Bu, yanlar saf altn disklerle ssl yksek bir tat; aln ksmnda Aa ve Yukar kralln simgesi olan birbirine sarlm kobra ile akbaba balan bulunuyordu. Firavun makyaj yapmamt ve st ksm plakt, katld elli savatan kalan yara izleri grnyordu, fakat gs ile kol kaslan hl dzgn ve skyd. Taita onun aurasn inceledi ve abalannda gl, grevine sadk olduunu grd. Yanndaki Kralie Min-taka da ayn tatan takmt ama onunki gm sslyd ve yznde o-cuklan iin ektii aclann izleri vard. Auras da karmak ve mahzundu, kuku ve sululuk duygulanyla olumu atlaklar vard. Istrab derindi ve tek bana ekiyordu. Albay Meren Cambyses ve Albay Tinat Ankut, kollan iki yana ak olarak talann nnde eilmilerdi. Firavun ayaa kalkt ve elini kaldrd. 618 11. Yazt Salona derin bir sessizlik hkim oldu. Firavun konumaya balaynca, sesi, kaidelerinden yksek, boyal tavana doru uzanan kumta stunlarn arasnda yankland. "Her iki krallmda ve btn yabanc dominyonlarmda bilinsin ki, Meren Cambyses ile Tinat Ankut gzmde byk deer kazanmtr." Durdu ve Baveziri Tentek nnde diz kp gm bir tepsi uzatt, tepside rulo halinde duran bir papirs vard. Firavun papirs alp at. Parmenden nlayan bir sesle okumaya balad. "Bu hediyelerle, herkes bilsin ki Lord Tinat Ankut'u asillie ykselttim ve ona Esna'nn altndaki Nil kylarnda bir nehir birimi bereketli toprak baladm." Bir nehir birimi on fersah kareye denkti, yani muazzam bir tanm alanyd. Tek hareketle Tinat zengin bir adam olmutu ama dahas da vard. Nefer Seti okumaya devam etti. "u andan itibaren, Lord Tinat Ankut Yukar Krallk'mdaki ordumda generallie ykselmitir. Phat Lejyonu'nun komutan olacaktr. Btn bunlar benim ltufum ve ihsanmdr." Kalabalk hep bir azdan, "Firavun balaycdr," diye bard. "Kalk Lord Tinat Ankut ve gelip beni kucakla." Tinat kalkp Fira-vun'un plak sa omzunu pt ve Nefer Seti de yeni mlknn senetlerini onun sa eline koydu. Sonra, hl nnde yere kapanm olarak bekleyen Meren'e dnd. Tentek ikinci bir gm tepsi uzatt. Firavun tepsiden baka bir papirs alp okumaya balad. "Burada hazr bulunanlar, btn halkma syleyin ki, Lord Meren Cambyses'i asillie ykselttim ve kendisine, Assuit'in stnde, Nil kysnda

nehir birimi bereketli toprak baladm. u andan itibaren, Lord Meren, Aa Krallk ordumda mareallie ykselmitir. Dahas, ona zel bir ltuf olarak Altn kran ve Altn Kahramanlk nianlarn balyorum. Kalk Lord Meren." 619 Wilbur Smith Meren gelip nnde durunca, Firavun omzuna ar altndan kran ve Kahramanlk nianlarn ast. "Kucakla beni Lord Mareal Meren Camby-ses," dedi ve Meren'i yanandan pt. Meren, hazr az Firavun'un kulana yaknken, "Size Taita'dan haberlerim var, ama yalnz sizin kulaklarnz iin," diye fsldad. Firavun'un Meren'in omzunu tutan eli bir anda kasld ve hafif bir sesle, "Tentek, seni dorudan huzuruma karr," dedi. Btn salon nlerine kapanmken, Firavun kraliesini elinden tutarak salondan kard. Taita ile Fenn'in grnmeden durduklar yerin birka adm tesinden getiler. Meren, Tentek yeniden grnp, alak sesle konuana kadar bekledi. "Firavun sizi huzuruna kabul edecek. Beni takip edin lordum." Meren geerken, Taita, Fenn'in elini tuttu ve peinden onlar da gittiler. Tentek, Meren'i huzura ald ama Meren yeniden reverans yaparken Nefer Seti yanna gelip scak bir ekilde ona sarld. "Sevgili dostum ve Kzl Yol yoldam, dndn grmek ne gzel. Keke bana bycy de getrebilseydin. Onun lm beni yreimden vurdu." Sonra Meren'i bir kol boyu uzakta tutup yzne bakt. "Duygularn gizlemekte hi baarl deilsindir. Seni rahatsz eden ne, syle bana." Meren, "Gzleriniz her zamanki gibi keskin. Hibir ey kamyor. Size verilecek haberlerim var," dedi. "Ama nce kendinizi byk bir oka hazrlamalsnz. Syleyeceim ey yle garip ve harika ki, ilk duyduumda aklm almamt." "Hadi artk lordum." Nefer Seti, Meren'in krek kemiklerinin arasna onu sersemleten bir darbe indirdi. "Konu!" Meren derin bir nefes ald ve baklay azndan kard: "Taita yayor." 620 11. Yazt Nefer Seti glmeyi kesip hayretle Meren'e bakt. Sonra yz karard, kalar atld. "Benimle akalamak tehlikeli olur, lordum," dedi souk bir tavrla. "Doruyu sylyorum, yce Krallar Kral." u haliyle Nefer Seti en cesur yrei bile titretirdi. "Eer bu doruysa ve senin ruhunun iyilii iin umarm dorudur Meren Cambyses, o zaman syle bana, imdi nerede Taita?" "Tek bir ey daha sylemek zorundaym yce, balayc efendim. Taita'nn grnm ok deiti. lk grte tanyamayabilfsiniz." "Yeter!" Nefer Seti'nin sesi ykselmiti. "Nerede o?" Meren atlak bir sesle, "Bu odada," dedi. "Yaknmzda duruyor." Sonra daha da zayf bir sesle, "En azndan yle olduunu umuyorum," diye ekledi. Nefer Seti sa elini hanerinin kabzasna gtrmt. "Beni ktle tevik ediyorsun Meren Cambyses." Meren deli gibi bo odaya baknd ve zavall bir sesle, "Byc, yce Byc! Kendini gster, yalvaryorum sana. Firavun'un gazabna uramak zereyim!" Sonra rahatlayarak bir lk att. "Bakn Majeste!" Siyah granitten oyulmu uzun bir heykeli gsteriyordu. Nefer Seti fkeyle, "O Taita'nn heykeli, Baheykeltra Osh tarafndan yapld," dedi. "Bana Bvc'y anmsatsn diye oraya koydum ama o sadece bir ta, sevgili Taita'm gibi etten kemikten deil." "Hayr Firavun. Heykele deil, onun sa tarafna bakn." Meren'in gsterdii yerde, ldeki seraplar gibi titrek ve saydam bir bulut ortaya kmt. Firavun gzlerini krptrd. "Orada hibir ey yok. Sadece hava var. Ne bu, cin mi? Hayalet mi?" Serap giderek younlat ve kat bir ekil ald. Nefer Seti heyecanla, "Bu bir adam!" diye haykrd. 'Gerek bir insan!" Hayretle bakyordu. "Ama 621

Wilbur Smith Taita deil. Bu gzel gen adam benim Taita'm deil. Belli ki onun da kendini gizleme bys var." Meren, "Evet by," dedi. "Ama en ak ve asil trnden. Taita tarafndan yaplm bir by. Bu Taita." "Hayr!" Nefer Seti ban sallyordu. "Bu adam tanmyorum, canl m deil mi onu bile bilmiyorum." "Ltfunuzla bu byc genleti ve yenilendi." Nefer Seti'nin bile nutku tutulmutu. Tek yapabildii kafasn sallamakt. Taita yznde scak, sevgi dolu bir tebessmle ona bakarak hareketsiz durmaktayd. Meren, Firavun'a, "Heykele bakn," diye yalvard. "Osh o heykeli yaptnda Byc yal bir adam olmutu ama imdi gen haliyle bile ona ne kadar benziyor. Alnnn derinliine ve geniliine, burnunun, kulaklarnn ekline, ama hepsinden ok da gzlerine bakn." Nefer Seti kuku iinde, "Evet... belki de onun hayalidir grdm," diye sylendi. "Hey, hayalet! Gerekten Taita isen, sadece ikimizin bildii bir eyler syleyebilirsin bana." Taita, "Evet yleyim Firavun," dedi. "Size byle bir sr ey syleyebilirim ama aklma hemen gelen bir tane var. Hatrlar msnz, daha ki Krallk'n Firavun'u deilken, hl Prens Nefer Memnon'ken, benim -rencimdiniz ve size taktm isim Mem'di?" Firavun ban sallad. "Gayet iyi hatrlyorum." Sesi bouk bir fsltya dnm ve baklar yumuamt. "Ama byle bir eyi bir sr kii bilebilir." "Danasn da syleyebilirim Mem. Hani siz ocukken, Gebel Nagara Gl'nn kysna gvercin tuzaklar kurmutuk, sonra da kutsal kuunuz ahin gelsin diye yirmi gn beklemitik?" 622 11. Yazt Nefer Seti, "Benim kutsal kuum asla tuzaklara gelmez," dedi ve Ta-ita aurasndaki titreimden onun bir tuzak kurmak zere olduunu grd. "ahininiz gelmiti," diye itiraz etti. "Msr'n ifte tacnda hakknz olduunu kantlayan gzel bir ahindi hem de." "Onu yakalamtk," diye atld Nefer Seti. "Hayr Mem. ahin tuzaa gelmeyi reddetmi ve uup gitmiti." "Biz de avdan vazgemitik." "Yine hayr Mem. Hafzanz sizi yanltyor. Kuun peinden vahi doaya dalmtk." "Ah evet! Ac sular olan Natron Gl'ndeydik." "Bir kez daha hayr. kimiz Bir Umm Masara Da'na gitmitik. Ben sizi halatla tutarken, siz dan dou yamacndaki ahin yuvasna trmanmtnz yavrulan almak iin." Artk Nefer Seti, Taita'ya parlak gzlerle bakyordu. "Yuvaya vardnzda kobrann sizden nce gelmi olduunu grdnz. Kular lmt, ylann zehirli sr ldrmt onlar." "Ay Byc, bunlar senden baka kimse bilemez. Seni kabul etmediim iin bala beni. Sen hayatm boyunca benim rehberim ve akl hocam oldun, oysa ben seni inkr ettim." Nefer Seti pimanlkla kvranyordu. "Sendeki deiim yarg gcm azaltt. Nasl oldu bunlar, anlatsana." "Anlatacak ok ey var," dedi Taita. "Ama nce grmemiz gereken baka konular bulunuyor. lk olarak, size birini takdim etmek istiyorum." Taita elini uzatt ve hava bir kez daha titreip gen bir kadna dnt. O da Nefer Seti'ye glmsyordu. "Daha nce de yaptn gibi yine bylerinle kafam kartrdn," dedi Nefer Seti. "Bu yaratk kim? Onu niye bana getirdin?" "Ad Fenn ve sa el yolunda ustadr." "Bunun iin ok gen." 623

Wilbur Smith "Daha nce baka hayatlar da olmutu." "Esiz bir gzellii var." Ona ehvetli bir erkein gzyle bakyordu. "Ama onda tandk gelen bir yan da var. Gzleri... ben bu gzleri tanyorum." Hafzasn yoklad. "Bana ok iyi tandm birini hatrlatyorlar." "Firavun, Fenn benim eim." "Ein mi? Nasl olabilir? Sen bir..." Dilini tuttu. "Bala beni Byc. Sana hakaret etmek veya seni krmak istememitim." "Doru Firavun, bir zamanlar hadmdm, ama artk bir erkeim, tam ve btn olarak. Fenn de benim kadnm." Nefer Seti, "ok ey deimi," diye protesto etti. "Daha ben bir bilmeceyi zemeden sen nme bir tane daha koyuyorsun..." Fenn'e bakmay srdrerek sustu. "Bu gzler. Bu yeil gzler. Babam! Bunlar babamn gzleri- Fenn benim kral soyumdan geliyor olabilir mi?" Taita, onu hafife paylad. "Hadi ama Mem! nce karna kardm srlardan ikyet ediyorsun, sonra da daha fazlasn istiyorsun. u kadarn syleyeyim ki, Fenn senin kanndan. Senin kann onun da kan, ama ok eski zamanlardan." "Baka hayatlar da oldu demitin. O hayatlardan birinden mi?" "Aynen yle." Nefer Seti, "Akla bana!" diye emretti. "Daha sonra bunun iin vaktimiz olacak. Bu arada, siz ve Msr hl tehdit altndasnz. Nil Ana'mzn sularn kesen cad Eos'u zaten biliyorsunuz." "Onu kendi ininde yok ettiin doru mu?" "Artk cad yok, ama yandalarndan biri hl i banda. Ad Soe! Tehlikeli bir adam." "Soe! Bu isimde bir adam tanyorum. Mintaka sz etmiti. Bir vaiz-mi, yeni tanrann mritlerinden." 624 11. Yazt "Adn tersten okuyunca Eos oluyor. Tanras da cadyd. Soe'nin amac sizi ve soyunuzu yok etmek, ifte krallk tacn Eos adna ele geirmek." Nefer Seti'nin yz dehetle arpld. "Bu Soe bakadnm Minta-ka'nn srda. Mintaka, ona inanyor. Soe. onu yeni dine dndrd." "Neden engel olmadnz?" "Huyuna gitmek istedim. Mintaka len bebeklerimizin acsyla periand. Soe, onu rahatlatt. Ben de bunda bir zarar grmedim." "Bunda byk bir zarar var," dedi Taita. "Size ve Msr'a. Soe korkun bir tehdit. Cadnn son taraftar, yeryznde kalan son izi o. Byk Yalan'in bir paras." "Ne yapmalym Taita? Nil tekrar akmaya balar balamaz Soe ortadan kayboldu. Bana ne geldiini bilmiyoruz." "Her eyden nce, onu yakalayp size getirmeliyim. Mintaka onun yle bir esiri olmu ki, her dediine inanyor. Ktlklerinin itirafn kendi azndan duymadka, kimseyi dinlemeyecektir." Nefer Seti, "Benden ne yapmam istiyorsun Taita?" diye sordu. "Kralie Mintaka'y uzaklatrmalsnz. Bat kysndaki Memnon Saray 'nda zgr olmalym. Onu Assuit'e gtrp Hathor Tapna 'nda kurban kesin. Tannann size grndn ve imdi yeralt dnyasnda olan sevgili bebekleriniz Prens Khaba ile kk kz kardei Unas iin bunu Mintaka ile ikinizden istediini syleyin." "Hathor'a kurban sunmak istediim doru. Kralie ile ikimiz kraliyet teknesiyle be gn iinde yola kacaz, yeni ayn doduu gece yani. Baka ne istiyorsun benden?" "Lord Meren ile en iyi savalarnzdan yz kiiye ihtiyacm var. Meren'de sizin otoritenizi temsil eden ahin Mhr olmal." "Hepsi olacak." 625 F:40

Wilbur Smith ok gemeden firavunla kraliesi gemilerine bindiler ve uzaklatlar, o arada Meren ile Taita da askerlerle birlikte bat kysna gemilerdi. Mintaka'nn sarayna doru yola koyuldular ve afakla birlikte orada oldular. Saray halk armt. Saray veziri, arkasnda muhafzlardan oluan bir ekiple girilerini engellemeye alt. Ancak saray muhafzlar yiyip iip elenmekten gevemi durumdayd. Gergin bir ekilde, yz sk savay szyorlard. Meren ahin Mhr'n gsterdi. "Firavan Nefer Seti'nin emriyle geldik. Kenara ekilin de geelim!" "Elinde ahin Mhr var." Vezir teslim oldu ve saray muhafzlarnn yzbasna dnd. "Adamlannt geri ek ve benden haber gelene kadar koularnzda kaln." Meren ve Taita sarayn stunlu giriine daldlar, ivili sandaletleri mermer zeminde n n tyordu. Taita artk gizlenme bysn kaldrmt. Onun yerine timsah derisinden bir gslk ve ona uygun bir mifer takyordu, miferin vizrii yzn gizlemekteydi. Heybetli ve tehditkr bir grnm vard. Saray grevlileri ve Mintaka'nn hizmetkrlar kaacak delik aryordu. Meren, "Aratrmaya nereden balayacaz Byc?" diye sordu. "O yaratk hl burada m saklanyor acaba?" "Soe burada." "ok eminsin." Taita, "Havada Eos'un pis kokusu var," dedi. 626 11. Yazt Meren grltl bir ekilde havay koklad. "Ben almyorum." "On adam bizimle kalsn. Geri kalanlar btn kaplan tutacak ekilde yerletir. Soe, fiziksel grnmn deitirebilir, o yzden kimse saraydan ayrlmamal, ne erkek, ne kadn, ne de hayvan." Meren onun emirlerini iletti ve adamlar grevlerinin bana daldlar. Taita zellikle byk, bol eyayla denmi salonlara, odalara bakyor, Meren ve ekibi de kllan ekili olarak peinden geliyordu. Taita zaman zaman durup, avnn peindeki bir taz gibi havay kontrol ediyordu. Sonunda kralienin i bahesine geldiler, buras yksek kumta duvarlarla evrili, st ak, geni ve ferah bir avluydu. iekli aalarla ssl yollar, ortada bir fskiye, ipekli minderlerle bezeli mermer banklar vard. Askerlerin gelmesi zerine, Mintaka'nn oda hizmetileri sazlarn brakp kamt ve gen kadnlarn parfm kokulanyla portakal ieklerinin kokusu birbirine karmt. Avlunun br ucunda asma yapraklaryla sarmalanm kk bir ardak bulunuyordu. Taita hi duraksamadan ona doru ilerledi, admlar seri ve kesindi. Ortada, pembe mermerden yksek bir kaide, zerinde de ayn mermerden oyulmu bir heykel vard. Birisi heykelin ayaklarnn dibine yasemin demetleri brakmt ve ieklerin baygn kokusu havay sarmt. Gl bir afyon gibi insann duyularn uyuturuyordu. Taita, "Cadnn iekleri," diye fsldad. "Bu kokuyu gayet iyi hatrlyorum." Sonra kaidenin stndeki heykeli inceledi. Gerek boyutlardaki heykel, yz rtl bir kadn heykeliydi; pelerininin kvrmlan bandan ayak bileklerine kadar inmekteydi. Zarif ayaklan yle bir ustalkla oyulmutu ki, sanki souk tatan deil, et ve kemikten yaplm gibi duruyordu. 627 Wilbur Smith Taita, "Cadnn ayaklar," dedi. "Buras da Kralie Mintaka'nn ona tapnd yer." imdi cadnn ktlk kokusu yasemin kokusundan daha keskin geliyordu Taita'nn burnuna. Alak sesle, "Lord Meren, adamlarn bu heykeli devirsin," dedi.

Ele avuca smaz Meren bile, cadnn mabedini dolduran iren havadan etkilenmi gibiydi. O da emirlerini ksk bir sesle verdi. Askerler kllarn knlarna sokup, omuzlaryla heykele yaslandlar. Hepsi gl kuvvetli adamlard ama heykel devrilmemek iin direniyordu. Taita, Eos'un g kelimesini bir kez daha una kar kullanarak, "Tashkalon!" diye bard. Heykel kprdad, mermerin stnde kayan mermerden, cadnn son l gibi crtlak bir ses kt. Bu ses askerlerin rkmesine ve geri kalmasna yol amt. Taita klcn ar ar devrilmeye balayan Eos heykeline uzatarak, "Ascartow!" diye bard bu kez. Sonra da, "Silondela!" dedi ve heykel btn arlyla talarn stne dp paraland. Sadece zarif ayaklara bir ey olmamt. Taita gidip ikisini de klcnn ucuyla yoklad. Ayaklarda yava yava atlaklar olutu ve ikisi birden pembe bir toza dntler. Kaidenin stndeki iekler de kuruyup kararmt. Taita ar ar kaidenin etrafnda dnd. Birka admda bir mermere vuruyordu. Arka duvara gelene kadar tok sesler kmt. Burada mermerden bo bir yank geldi. Taita geri ekilip duvar inceledi. Sonra gelip elinin ayasn sa st keye dayad ve hafife bastrd. Bir i mekanizmann harekete getii duyuldu ve btn panel olduu gibi dnerek ald. Bir sre herkes sessizce kaidenin arka duvarnda alan karanlk bolua bakt. Ancak bir kiinin geebilecei genilikteydi. Taita, "Eos'un sahte peygamberinin saklanma yeri," dedi. "Byk salondan mealeleri getirin." Askerler emri yerine getirmeye kotular. Dn628 11. Yazt dklerinde, Taita mealelerden birini ald ve delie tuttu. Karanlk bir bolua doru inen ta basamaklar grd. Hi tereddt etmeden ieri girdi ve basamaklardan inmeye balad. On basamak vard; sonra uzun bir adamn rahata geebilecei ykseklik ve genilikte bir tnel uzanyordu. Yere sade kumta tulalar denmiti. Duvarlarda resim veya kabartma yoktu. Taita, Meren'e, "Arkamdan ayrlmayn," dedi ve tnele dald. erideki hava bayat ve ard, nemli toprak ve gmleli ok olmu ceset kokusu vard. Taita iki kez yol ayrmna geldi ama her seferinde hi durup dnmeden igdsel olarak birini seti. Sonunda, ileride bir k grd. Kararl bir ekilde yrmeye devam etti. Byk amforalarda ya, su ve arap muhafaza edilen bir mutfaktan geti. Karabuday ekmei ile dolu ahap flar ve sepetler dolusu meyve, sebze de vard. Tavandaki kancalara ttslenmi butlar aslmt. Odann ortasndaki ocan kllerinden kvrlarak ykselen duman, tavandaki havalandrma deliinde kayboluyordu. Alak tahta masada yans yenmi bir yemek ve bir srahi krmz arap durmaktayd. Kk bir ya kandili kelerde glgeler yaratyordu. Taita kar duvardaki kapya doru ilerledi. Kap, tek bir lambayla aydnlatlm lo bir hcreye alyordu. Bir keye atlm bir tunik, bir pelerin ve bir ift sandalet vard. Yere bir dek serilmiti, stnde de akal postundan yaplm bir rt vard. Taita rty bir ucundan tutup kenara ekti. rtnn altndan en ok iki yanda, koca merakl gzlerini Taita'ya dikmi bir erkek ocuk kmt. Taita eilip elini ocuun kabak kafasna koydu. Bir czrt duyuldu ve kavrulmu et kokusu geldi. ocuk haykrd ve Taita'nn elinden kurtuldu. Banda Taita'nn el izi deil, Eos'un kedi penesi olumutu. 629 Wilbur Smith Meren, "ocuu yaraladn," diye sylendi, sesi merhamet doluydu. Taita, "O ocuk deil," diye cevap verdi. "Cadnn son uursuz mridi ve filizi. Banda beliren ekil onun ruhani iareti." Yarata dokunmak iin yeniden uzand ama o haykrarak uzaklat. Taita sonunda ayak bileklerinden kavrayp ba aa sallad, yaratk kvranyordu. "Maskeni kaldr Soe. Efendin

olan cad yeralt alevlerinin arasnda yok oldu. Artk glerinden hibiri iine yaramaz." Sonra ocuu dee frlatt, yatt yerde szlanyordu. Taita sa eliyle bir hamle yaparak Soe'nin oyununu bozdu. ocuk ekil deitirmi ve yava yava cadnn elisine dnmeye balamt. Sonunda, gzleri kor gibi parlayan, hatlan kin ve nefretle arplm olan Soe ortaya kt. Taita, Meren'e, "imdi tandn m onu?" diye sordu. "Seth'in pis nefesi adna, bu Demeter'in peine kurbaalar salan Soe. Onu son grdmde, bu iblisin dl, akrabas olan bir srtlann srtnda gecenin karanlna dalyordu." Taita, "Bala onu!" diye emretti. "Karnak'a gidip Firavun'un huzuruna kacak." Assuit'ten Karnak'a dndklerinin ertesi gnnn sabahnda, Kralie Mintaka, sarayn zel salonunda Firavun'un yannda oturmaktayd. Yksek pencerelerden ieriye parlak gne doluyordu. Ama bu kralieyi etkilemiyordu, dalgn ve perian grnyordu. Meren, onu sanki birka gndr deil, yllardr grmemi gibiydi. 630 11. Yazt Firavun, kraliesininkinden daha yksek bir tahttayd. Gsne apraz olarak geirilmi altn silahlar adalet ve ceza sembolleriydi. Banda, ki Krallk'in Pschent, yani Yce Kral anlamna gelen, yksek, krmz beyaz tac vard. Kararlarn kayt altna almak zere iki yanna iki ktip oturmutu. Firavun Nefer Seti, Meren'i huzuruna kabul etti. "Sana verdiim grevi basardn m Lord Mareal?" "Baardm yce Firavun. Dmannz elimde." "Senden de bunu beklerdim. Yine de ok memnun oldum. Sorularma cevap vermesi iin buraya getirebilirsin." Meren mzran kez yere vurdu. Annda, n tane muhafzn ivili sandaletlerinden kan sesler salonu doldurdu. Kralie Mintaka, aralarndaki tutukluyu grene kadar, askerlere donuk gzlerle bakyordu. Soe'nin ayaklan plakt ve zerinde sadece beyaz ketenden bir petamal vard. Ayak ve el bileklerine ar bronz zincirler taklmt. Yz bitkindi ama enesini meydan okurcasna havaya kaldrmt. Mintaka nefesini tuttu ve ayaa frlad, Soe'ye dehet ve hayretle bakyordu. "Firavun, bu yce ve gl bir khin, isimsiz tanrann bir hizmetkr. Dman deil! Ona byle davranamayz." Firavun ar ar ban evirip ona bakt. "Eer dmanm deilse neden benden saklamak istedin?" Mintaka bocalad ve bir eliyle azn rtt. Sonra tahtna yld, yz kl gibi olmu, gzlerinde ac bir ifade belirmiti. Firavun tekrar Soe'ye dnd. "Adn belirt!" Soe, ona bakt. "Ben isimsiz tanradan daha stn bir otorite bilmiyorum," diye beyan etti. "O sz ettiin kii artk isimsiz deil. Ad Eos'tu ve kesinlikle tanra deildi." 631 Wilbur Smith Soe, "Sakn ha!" diye bard. "Seni saygsz! Tanrann gazab hzl ve kesindir." Firavun onun bu feveranna aldrmad. "Cadyla birlikte Nil Ana'nn nne engel koyma komplosuna kartn m?" Soe, "Ben sadece tanraya cevap veririm," diye hrlad. "Yine cadyla birlikte, doast gler kullanarak Msr'a veba bulatrdn m? Amacn beni tahttan devirmek miydi?" Soe, "Sen gerek kral deilsin!" diye bard. "Sen bir gasp ve dneksin! Eos, yeryznn ve btn uluslarn hkimidir!" "ocuklarm, kraliyet soyundan gelen prens ve prenseslerimi ldrdn m?"

Soe, "Onlar kraliyet soyundan gelmiyordu," diye iddia etti. "Sradan insanlard. Sadece tanra kraliyet soyundan gelir." "Kraliemi onurlu yolundan ayrmak iin uursuz giriimlerde bulundun mu? Benim tahtma cady geirmekte sana yardm etmesi iin ikna ettin mi?" "O senin tahtn deil. O Eos'un hak ettii taht." "Kralieme ocuklarn diriltmeyi vaat ettin mi?" Firavun kl kadar souk ve keskin bir sesle sormutu. Soe'nin cevab, "Mezar asla meyve vermez," oldu. "O zaman yalan syledin. On bin tane yalan! Yalan syledin, cinayet iledin ve imparatorluuma fitne ve fesat soktun." "Eos'un hizmetinde yalanlar gzellik, cinayet soylu bir harekettir. Ben fesat sokmadm. Gerekleri yaydm." "Soe kendi kendini mahkm ettin." "Bana zarar veremezsin. Tanram beni korur." "Eos yok edildi. Artk tannan yok." Firavun'un sesi ciddiydi. Sonra Mintaka'ya dnd. "Kraliem, yeterince duydun mu?" 632 11. Yazt Mintaka sessizce hkrmaktayd. O kadar yklmt ki, konuam-yordu, ama ban sallad ve utan iinde elleriyle yzn rtt. Firavun sonunda salonun arkasnda sessizce duran iki kiiye bakt. Taita'nn miferinin vizr inikti ve Fenn'in yz bir rtnn ardnda gizliydi. Sadece yeil gzleri grnyordu. Firavun, "Eos'un nasl yok edildiini syle," diye buyurdu. "Yce kii, o alevler tarafndan yutuldu." "Demek ki onun yarat da ayn kaderi paylaacak." "Bu onun hak ettiinden daha merhametli bir lm yolu, kendisi masumlara kar daha zalimdi." Firavun dnceli bir tavrla ban sallad, sonra tekrar Mintaka'ya bakt. "Benim ve Msr tanrlarnn gznde kendini temize karman iin sana bir ans vermek istiyorum." Mintaka kendini onun ayaklarna att. "Ne yaptm anlamamtm. Bana, sen tanray kabul edersen Nil'in yeniden akacan ve ocuklarmzn dirileceini sylemiti. Ona inandm." "Btn bunlar anlyorum." Firavun, Mintaka'y ayaa kaldrd. "Sana bitiim kefaret, Soe'yi ve cadnn son izini topraklarmdan srp atacak olan atei kendi soylu elinle tututurmandr." Mintaka durduu yerde sendeledi ve aresizlii son haddine kt. Sonra kendini zorlayarak, "Ben Firavun'un sadk ei ve bendesiyim," dedi. "Ona itaat etmek grevimdir. Bir zamanlar inanm olduum Soe'nin altndaki odunlar ben tututuracam." "Lord Meren, bu zavall yarat avluya gtrp kaza balat. Kralie Mintaka da seninle gelecek." Askerler Soe'yi mermer basamaklardan avluya indirdiler. Meren de, koluna aslarak glkle yrmekte olan Mintaka ile birlikte arkalanndan gitti. 633 Wilbur Smith Firavun, Taita'ya, "Benimle kal Byc," dedi. "Dmanmzn sonuna tanklk edeceksin." Birlikte avluya bakan balkona ktlar. Avlunun ortasnda, ktklerden ve kurumu papirs demetlerinden oluan byk bir yn vard. Her tarafna kandil ya dklmt. Ynn stndeki platforma tahta bir merdiven dayanmt. riyan iki cellat merdivenin dibinde bekliyordu. Soe'yi askerlerden aldlar ve bacaklar onu tamad iin merdivenden yukar srkleyip kaza baladlar. Merdiveni ekip, onu tepede tek bana braktlar. Meren avlu kapsnn nnde duran mangaln bana gitti. Zifte bulanm bir mealeyi alevlerin arasna daldrdktan sonra, yanar durumda getirip Mintaka'ya verdi. Kraliemi, odun ynnn dibine kadar gtrp geri ekildi.

Mintaka ban kaldrp balkonda duran Firavun'a bakt. Acnacak bir haldeydi. Firavun ban sallad. Kralie bir an daha durdu ve sonra yanar durumdaki mealeyi papirslerin stne frlatt. Bir alev dili ynn yanndan uzaynca sendeleyerek geri ekildi. Alevler ve siyah duman saray atsnn stne ykselmeye balamt. Alevlerin ortasndan Soe ban bulutsuz gkyzne kaldrarak, "Duy beni Eos," diye haykrd. "Tek gerek tanra! Sadk hizmetkrn aryor seni. Beni bu ateten kar. Bu zavall Firavun'a ve btn dnyaya gcn, kutsal varln gster!" Sonra, yangnn atrtlan arasnda sesi duyulmaz oldu. Scak dumanlar onu kuatrken ne doru sarkt ve alevlerin ardnda kayboldu. Bir anda kararp bklm ve insan olmaktan kmt ama hl diree balyd. Derken odun yn kendi iine doru kt ve Soe yangnn ortasnda gzden kayboldu. Meren, Mintaka'yi alp kraliyet salonuna gtrd. Mintaka gzelliini ve vakarn kaybetmi, narin, bir ihtiyara dnmt. Gidip Fira-vun'un nnde diz kt. "Lord kocam, beni balaman diliyorum," diye fsldad. "Aptal bir kadndm ve yaptklarm iin bir mazeretim yok." 634 11. Yazt Nefer Seti, "Balandn," dedi ve ne yapacan bilemiyormu gibi durdu. Mintaka'y ayaa kaldrmaya niyetlendi ama sonra geri ekildi. Byle tereddt etmenin kutsal bir firavuna yakmayacan biliyordu ve yardm ister gibi Taita'ya bakt. Taita da Fenn'in koluna dokundu. Fenn ban sallayp, rtsn kaldrarak altn gzelliini ortaya serdi ve gidip Mintaka'nn stne eildi. "Gelin madam," diyerek Mintaka'nn koluna girdi. Kralie ban kaldrp ona bakt. "Kimsiniz siz?" Fenn, "Sizi gerekten dnen biriyim," diye cevap verdi ve kralieyi kaldrd. Mintaka onun yeil gzlerine bakp hkrmaya balad. "Yanzn tesinde iyi ve akll olduunuzu hissediyorum." Ve kendini Fenn'e teslim etti. kisi birlikte salondan ktlar. Nefer Seti, Taita'ya, "Kim o gen kadn?" diye sordu. "Artk daha fazla bekleyemeyeceim. Hemen syle Byc. Bu bir emirdir." Taita, "Firavun, o, bykanneniz Kralie Lostris'in yeniden dirilmi halidir," diye cevap verdi. "Bir zamanlar k olduum ve imdi yeniden k olduum kadn. Meren'in yeni mlk Nil kysnda otuz fersah boyunca uzanyordu. Merkezinde kraliyet saraylarndan biri ve ahin tanr Horus'a adanm bir tapnak bulunmaktayd. yz tane mstecir ifti, Nil sularyla sulanan bereketli tarlalar iliyordu. rnlerinin yzde ellisini yeni toprak sahibi, Lord Mareal Meren Cambyses'e veriyorlard. Yz elli toprak klesiyle 635 Wilbur Smith iki yz tane kle ve sava esiri, sarayda, mlkn ev olarak kullanlan zel blmnde alyordu. Meren, mlkne Karim Ek-Horus, yani Horus Balan adn vermiti. O yln baharnda ekinler ekilirken ve toprak cmertken, Firavun Kar-nak'tan nehir yoluyla btn kraliyet ailesiyle birlikte, Lord Meren ile gelininin dn trenine gelmiti. Meren ile Sidudu birlikte nehir kysna geldiler. Meren btn mareal nianlarn takmt, miferinde tavuskuu tyleri, plak gsnde altn Kahramanlk ve kran zincirleri vard. Sidudu sana yasemin iekleri yerletirmiti ve giysisi Cathay'dan gelen beyaz ipekli bir bulut gibiydi. Nil suyuyla dolu srahileri krdlar ve herkes neeyle barp, tanrlardan iyi dileklerde bulunurken ptler. Elenceler on gn, on gece srd. Meren saray arap emeleriyle donatmak istemi ama kars Sidudu annda byle savurganlklar yasaklamt. Meren, onun ev ynetimini ele geirmeye ne kadar hazr olduunu grnce irkilmiti ama

Taita, onu rahatlatt. "Senin iin yeryznn en iyi ei olacak. Tutumluluu bunu kantlyor. Savurgan bir kadn, kocann yatana girmi akrep gibidir." Nefer Seti, her gn Taita ve Meren'le drt saat boyunca oturup hevesle Ay Dalan'na yaptklar maceral yolculuu dinliyordu. yk btn ayrntlaryla anlatlmazsa, bir daha anlatmalarn istiyordu. Sidudu, Fenn ve Mintaka da yanlarnda oluyordu. Fenn'in etkisiyle kralienin hali deimiti. Kederinden ve sululuk duygularnn arlndan kurtulmu, eskisi gibi sakin, mutlu bir kadn olmutu. Herkes, kocasnn gznde de tamamen eski yerini aldndan emindi. Hikyenin bir yeri, zellikle de Nefer Seti'yi bylemiti. Tekrar tekrar o ksma dnd. "Bana Font'u bir daha anlat," dedi Taita'ya. "Tek 636 11. Yazt bir aynntsn bile atlama sakn. Lavlarn stndeki ta kprden getiin blmden bala." Taita yky bitirdiinde yine tatmin olmamt. "Mavi'nin azndaki tadn tarif et: "Neden yuttuun zaman su gibi bomad seni?"; '"So1; muydu yoksa scak m?"; "Font'tan ktktan ne kadar sonra fark ettin u mucizevi deiiklikleri?"; "Lavlardan yanan bacaklarnn hemen iyiletiini ve gcnn tmyle geri geldiini syledin, gerekten yle mi oldu?"; "imdi Font da volkann iinde yok olduuna gre, bir daha geri gelmeyecek mi? Ne kadar byk bir kayp. Sonsuza kadar bir daha elimize gemez mi?" Taita, "Tpk balad yaamsal gler gibi Font da ebedidir. Bu yeryznde yaam var olduka, Font da olmak zorunda," diye cevap verdi. "Yzyllar boyunca filozoflar bu sihirli Font'u hayal etti, tm atalarm onu arad. Ebedi yaam ve ebedi genlik, bunlar ne esiz hazineler?" Firavun'un gzleri parlam ve adeta dini bir cokuya kaplmt. Birdenbire heyecanla bard. "Onu benim iin bul Taita. Emretmiyor, yalvaryorum sana. Payma denden olsa olsa yirmi, otuz ylm kald. Git Taita, git Font'u yeniden bul." Taita'nm Fenn'e bakmas gerekmiyordu. Sesi zaten zihninde berrak bir ekilde nlamaktayd. "Sevgili Taita, ben de kralnla birlikte yalvaryorum. Beni de yanna al. Font'un saklandryeri bulana kadar yeryzn dolaalm. Ben de o Mavi'de ykanaym ki, yannda kalabileyim, akn ebediyen tadaym." "Firavun." Taita onun hevesli gzlerine bakt. "Madem ki emrediyorsunuz, ben de itaat etmek zorundaym." "Eer baanrsan dllerin snrsz olacak. Bu dnyada var olan tm hazineleri ve onurlar ayaklarna sereceim." 637 Wilbur Smith "Sahip olduklarm bana yeter. Kralmn sevgisine ve kadnma sahibim. Gencim ama alar boyu birikmi bilgelie sahibim. Bunu kralma ve kadnma duyduum sevgi iin yapacam." Taita, Duman Yeli'ne, Fenn de Kasrga'ya binmiti. kisinin de yedeinde ykl birer at vard. Bedevi gibi giyinmilerdi, kl ve yay tayorlard. Meren ile Sidudu, Karim Ek-Horus mlknn dousundaki tepelerin bana kadar onlara elik ettiler. O noktadan ayrlyorlard. Sidudu ile Fenn iki kz karde gibi gzyalar iinde sarldlar, Meren de Taita'ya sarlp yanandan pt. "Zavall Byc! Ben yannda olmadan ne yapacaksn?" Sesi bo-uklamt. "Gzmn nnde olmaynca, ban belaya sokmadan bir gn bile geiremeyeceini garanti ederim." Sonra Fenn'e dnd. "Ona iyi bak ve bir gn bize geri getir." Taita ile Fenn tekrar atlanna binip tepeden inmeye baladlar. Yar yolda durup arkalarna baktlar, yukardan iki kk figr de onlara bakyordu. Meren ile Sidudu son kez el salladlar ve atlarn dndrp gzden kayboldular. Fenn, "Nereye gidiyoruz?" diye sordu. "nce bir denizi, byk ovalar ve sonra da yksek sradalar gememiz lazm." "Ya ondan sonra?" "Sonra, yabanl bir ormann derinliklerinde yer alan, bilgelik ve yenilenme tannas Saraswati'nin tapnana gideceiz."

638 11. Yazt "Ne bulacaz orada?" " Gz'n aacak akll bir kadn. Bylece kutsal Font'a giden yolu bulmak iin bana yardm edebileceksin." "Yolculuumuz ne kadar srecek peki?" "Yolculuumuz hi bitmeyecek, her zaman birlikte olacaz," dedi Taita. Fenn sevinle gld. "O zaman lordum, hemen balayalm." Yan yana atlarn mahmuzladlar ve bilinmeyene doru yola koyuldular. SON

Wilbur Smith'in en ok satan, Nehir Tanns, Yedinci Papirs ve Bycler Kral ile okurlarnn gnln fetheden Msr dizisinin merakla beklenen son kitab... "Wilbur Smith'in zorlu savalar ve tutkulu aklan dile getirdii Afrika romanlar muhteem... Paralanan vcutlara, akan kanlara ve gzel kadnlara kendinizi kaptrp gidiyorsunuz. Size keyifli anlar yaatacak bir eser." STEPHEN KING

You might also like