You are on page 1of 36

MARTI Jonathan Livingston RICHARD BACH eviren: Feride EKOGLU

arkada

Sabahn erken saatleri. Gnein ilk klar, yumuack, denizin rpertisini altn pnltsyla oynatryordu. Kydan bir mil akta bir balk teknesi. Denize yem iin dklen balk artklarnn kokusu bir anda yaylyor havaya ve kahvalt srs ary alyor. Bin martlk kalabalk, yiyecek paralar iin kapp kavga etmeye geliyor. Youn bir gn balyor yine. Ama uzaklarn yalnzlnda, tekneden ve kydan telerde, Mart Jonathan Livingston tek bana uu denemeleri yapyor. Otuz metre ykseklikte, parmak aralar perdeli ayaklarn indiriyor, gagasn kaldryor, kanatlarnn ac veren eimli gerginliini koruyabilmek iin kaslyor. Eim, ar uacan gsteriyor ve rzgr yznde bir fslt kalana dek, altndaki okyanus hareketini yitirene dek yavalyor. Tm dikkatini toplayp ksyor gzlerini, soluunu tutuyor, zorluyor ... bir ... tek ... santim ... biraz ... daha ... eim ... sonra, tyleri karmakark, bocalyor ve dyor. Bilirsiniz, martlar asla bocalamaz, sendelemezler asla. Havada bocalamak utantr onlar iin, onursuzluktur. Ama utanmadan kanatlarn yeniden geren, titreyen o zorlu eimle yeniden geren-yavalayan, yavalayan ve bir kez daha bocalayan - Mart Jonathan Livingston sradan bir ku deildi. ou martlar, uuun en basit gereklerinden tesini renmeye zahmet etmezler-kydan yiyecee ve oradan geriye ulamak. Martlarn ou iin umak deildir nemli olan, boazdr. Bu mart ise yemeyi deil, umay

nemsiyordu. Umay hereyden ok seviyordu Mart Jonathan Livingston. Dier kulara ho grnmek iin bu tr dn cenin hi de yararl olmadn kefetti. Jonathan' in btn gnlerini tek bana, yzlerce kez alakta szlme deneyi yaparak geirmesi, anasyla baba sini bile zyordu. Mart Jonathan nedenini bilmiyordu arm suyun zerinde kanat aklnn yarsndan az yk sekliklerde utuu zaman, az bir abayla havad daha uzun bir sre kalabiliyordu. Ayaklar skc bedenine yaptrlm bir biimde su yzne dedi inde, her zamanki gibi inik ayaklarla suya batma yerine, uzun bir iz brakarak szlebiliyordu Kyda benzer szlmeler denemeye, sonra da i: kayma uzunluunu kumda brakt izi admlayc rak lmeye vardrnca, anas-babas gerekte dehete dtler. "Neden Jon, niin?" diye sordu annesi. "Srnn geri kalanna benzemet bu kadar m zor? Alaktan umay neden pelikanlara, albatroslara brakmyorsun? Neden yemiyorsun? Jon, bir ty bir kemik kaldn." "Bir ty bir kemik kalma aldrmyorum anne. Yalnzca havada ne yapp ne yapamayacam bilmek istiyorum, hepsi bu. Yalnzca bilmek istiyorum." "Bak Jonathan" dedi babas, hi de hain olmayan bir sesle. "K pek uzak deil. Tekneler seyrelecek ve yzey balklar derine inecek. Eer alman gerekiyorsa, yiyecekle ura, nasl yiyecek bulacam ren. Bu uma ii iyi de, biliyorsun, bir szlmeyi yiyemezsin. Unutma ki umann nedeni yemektir." Jonathan itaatlice ban sallad. Birka gn br martlar gibi davranmaya alt; gerekten urat, iskelelerde, balk teknelerinin evresinde lklar atp sryle kavgalara giriti, balk ve ekmek ynlarna dalp kt. Ama

yrtemedi. O kadar anlamsz ki, diye dnd, zor kazanlm bir hamsiyi, kendisini kovalayan yal, a bir martnn nne kastl olarak drrken. Btn bu zaman umay renerek geiriyor olabilirdim. renecek onca ey varken! ok gemeden Mart Jonathan yine tek banayd, ak denizlerde ac, mutlu, renmede. Hz konusunda urayordu ve bir haftalk pratikle, yaayan en hzl martdan daha ok ey rendi bu konuda. yz metre ykseklikten, kanatlarn olabildiince hzl arparak, dalgalara doru dimdik bir dala geti ve martlarn neden byle dallar yapmadn renmi oldu. Yalnzca alt saniye iinde hz yetmi mile kmt, bu hzda kanatlarn de-netle yemiyordu bir trl. Her seferinde byle oluyordu. Tm dikkatine karn, gcnn, yeteneinin son zerresini kullanmasna karn, yksek hzda denetimini yitiriyordu. Trman yz metreye. Tm hzla ilen. rp kanatlarn ve dimdik pikeye ge. Ama yine olmuyor, olmuyordu. Sol kanad hz yitirip bocalyor ve iddetle sola savruluyordu. Sa kanadn kapatp denge kazanmaya altnda ise frldak gibi saa dn veriyordu. Bir trl beceremiyordu bu pikeyi. Belki on kez denedi. Onunda da, saatte yetmi millik hza ulayor, sonra karmakark bir ty yuma halinde, iddetle suya akl veriyordu. Her yanndan sular szarken, birden beyninde imek akt: Yksek hzda kanat rpmamal! Elli mile k ve sonra kanatlarn ylece tut!

Altyz metreye trmanp yeniden denemeye giriti. Gagasn aa dikip denize doru pikeye geti. Hz elli mile ular ulamaz kanatlarn kaskat gerdi ve hareketsiz brakt. Dehetli g tketiyordu bu deney ama olmutu, sonunda baarmt. On saniye iinde saatte doksan mili averdi. Martlar aras dnya hz rekorunu krmt Jonathan. Ama ksa mrl bir baar oldu bu. Yeniden ykselmeye, kanatlarnn asn deitirmeye kalkt an ayn felaketle yzyze geldi. Havada patlad ve ta gibi suya akverdi. Saatte doksan mil hz sanki dinamitlemiti onu. Kendine geldiinde karanlk oktan kmt ve aynda okyanus zerinde srkleniyordu. Kanatlar kurun gibiydi ama baarszln yk ok daha ard. Bu arlk onu dibe ekmeye yetseydi keke! eki verseydi dibe ve sona eri verseydi herey! Byle diledi belli belirsiz. Suyun dibine kerken garip bir ses duydu iinden. aresi yok. Ben bir martym. Kendi doamla snrlanmm. Eer uu hakknda bunca ey renmem gerekseydi, beyin yerine uu haritalarm olurdu. Hzl umam gerekseydi, ahin gibi ksa kanatlarm olurdu ve balk yerine fareyle beslenirdim Babam haklym, bu samalklar unutmalym. Eve, srme dnmeliyim ve kendimle yetinmeliyim. Zavall, snrl bir mart olarak kabullenme-liyim kendimi. Ses snp gitti ve Jonathan hak verdi ona. Gece vakti bir martnn yeri kydr ve Jonathan o andan itibaren sradan bir mart olmaya and iti. Hem, bylesi herkesi honut edecekti.

Karanlk sulardan bitkince ekip kard kendini ve kyya umaya balad. Neyse ki alaktan Uu hakknda hayli ey renmiti de fazla zorlanmyordu. Ama hayr! rendiim hereyi bir yana brakmalym, unutmalym eski kendimi. Dier martlar gibi sradan bir martym ben ve onlar gibi uacam. G bela otuz metreye trmand ve kyya ulamak iin kanatlarn hzla rpmaya balad. Srden biri olmaya karar verdii iin rahatlamt. Artk renme isteine gem vurmaya gerek kalmayacakt. Ne yeni giriimler olacakt ne de yeni baarszlklar. Ne hotu, dnmemek ve kydaki klara doru karanlkta umak ne hotu! Karanlk! indeki garip ses dehetle haykrd. Martlar asla karanlkta umaz! Jonathan kulak vermek istemedi. Ho, diye dnd. Mehtap ve klar suda oynayor, gecenin iine kprtl izler salyorlard. Herey o kadar huzurlu ve sakindi ki... n aa! Martlar asla karanlkta umaz. Karanlkta uman gerekseydi gzlerin bayku gz olurdu. Beyin yerine uu haritalarn... ahin gibi ksa kanatlarn... Gecenin orta yerinde, otuz metre ykseklikte, Mart Jonathan Livingston - gzlerini krpt. Acs, kararlar, hepsi yok oluverdi. te yant! Ne aptalmm! Tm gereken kk, minicik bir kanat. Kanatlarm bkmeliyim ve srf kanat ularmla umaya almalym. Ksa kanatlar! Kapkara denizin zerinde alt yz metreye trmand. Baarszl ya da lm bir an bile dnmeden kanatlarn bedenine yaptrd. Yalnzca dar ve sivri kanatulann rzgara vererek dimdik bir pikeye geti.

Rzgar banda bir frtnayd. Saatte yetmi mil, doksan, yzyirmi, daha hzl, daha hzl... imdi yz krk mildeki rzgar gerilimi, nceleri yetmi milde olduundan bile daha azd ve kanat ularyla kck bir kavis izdiinde, pikeden kp, ay nda gm bir glle gibi dalgalarn zerinde ykseliveriyordu. Rzgara kar gzlerini ince izikler halinde kst. Mthi bir cokuydu bu. Saatte yz krk mil! Ve denetimli! Alt yz yerine binbeyz metre ykseklikten pikeye gesem, acaba ne kadar hza... Bir an nceki and imeleri, kararlar, hepsi unutulup gitmiti, rzgrn hz onlar silip sprvermiti sanki. Ama kendine verdii szlerden cayd iin hibir sululuk duymuyordu. Byle szler yalnzca sradanl kabul eden martlar iindir. reniminde yetkinliin eiine ulaan biri iin bu tr szler yoktur. Gne doduunda, Jonathan' yine uu denemelerinin banda buldu. Binbeyz metreden, balk tekneleri dmdz maviliin zerinde birer noktayd, Kahvalt Srs ise dnp duran silik bir toz bulutu... Yaam doluydu Jonathan, hazla rperiyor, korkusunun denetim altnda oluundan gurur duyuyordu. Sonra, trensel bir hazrla gerek duymakszn kanatlarn gvdesine yaptrd, kanat-ularnn asn olabildiince geniletti ve dorudan denize pikeye geti. Binikiyz metreye indiinde son hza ulamt. Rzgar kat bir ses duvar gibiydi, denetim altna alnm ama hznn snrn izen bir duvar. imdi, saatte ikiyzondrt mil hzla dimdik aaya iniyordu. Bu hzda kanatlarn averecek olsa, milyonlarca minik mart zerreciine paralanacan bilerek yutkundu.

Ama hz gcn ta kendisiydi ve hz cokuydu ve hz saf gzellikti. yz metreye indiinde, kanat ular dehetli rzgrda uuldayp rpnrken, yolunun tam zerindeki balk sandal ve mart srs meteor hzyla byyp zerine gelirken, pikeden kmaya hazrland. Duramazd, bu hzda nasl yn deitirileceini bile bilmiyordu henz. arpmak, annda lm olacakt. Ve bylece gzlerini kapad. te o sabah, o anda, gndoumundan hemen sonrayd ki, Mart Jonathan Livingston saatte ikiyzon mil hzla ve kapal gzlerle, rzgr ve tylerden olumu mthi bir lk gibi Kahvalt Srsnn ortasnda patlad. ans Marts ona bir kez daha glmsedi ve kimse lmedi. Jonathan gagasn yukar dikmeyi baardnda, saatte yzaltm millik bir hz hl koruyordu. En sonunda, yirmi mile debildiinde ve kanatlarn aabildiinde, tekne, binikiyz metre aada, deniz zerinde bir krntyd. Zafer: Buydu ilk dncesi. Son hz! Iky-zondrt milde bir mart! Bir devrimdi bu. Srnn tarihindeki en byk tek and ve bu anda Jonathan iin yepyeni bir a ald. Kendi yapayalnz deney alanna dnerken, ikibin drtyz metreden dala gemek zere kanatlarn bkt ve nasl dn yaplacan kefetme iine giriti.

Ve rendi ki, kanatucundaki tek bir ty santim kprdatmak bile, mthi hzda yumuak ve gzel bir kavis izmek iin yeterlidir. Ama bunu renene kadar, bu hzda

tek tyden fazlasn oynatmann onu frldaa evireceini de anlam oldu... Jonathan, yeryznde , crobatik uu yapan ilk mart olmutu. O gn dier martlarla konumak iin zaman yitirmedi. Gnbatmndan sonraya kadar umay srdrd. Taklay, yava tonoyu, ters dn, frldak dn rendi. Mart Jonathan kydaki srye katldnda, oktan gece olmutu. Ba dnyordu ve mthi yorgundu. Yine de keyifli bir taklayla balad inie ve uzun bir szlmeyle tamamlad. Duyduklarnda, diye dnyordu. Devrimi duyduklarnda, sevinten lgna dnecekler. imdi yaam ne kadar anlaml! Balk teknelerinin peinden bezgince ileri geri srnmenin tesinde, gerek bir anlam bu! Bilgisizlikten syrlp kabiliriz, kendimizi mkemmel, zeki ve yetenekli yaratklar haline getirebiliriz. zgr olabiliriz! Umay renebiliriz Gelecek, umut prltsyla aryordu. ndiinde, Mart Kurultayn toplant halinde buldu. Aslnda toplantnn bir sredir onu bekledii anlalyordu. "Mart Jonathan Livingston! Ortaya k!" Yal kurultay bakan en trensel sesiyle konumutu. "Ortaya kma" yalnzca byk utan ya da byk onursuzluk anlamna gelirdi. Mart nderlerini saptamak iin ise, "Onur Adna Ortaya kma" ars yaplrd. Elbette, diye dnd. Bu sabahki Kahvalt Srs yaptm Devrimi grd. Ama ben onurlandrlmak istemiyorum ki! nderlikte gzm yok. Yalnzca bulularm paylamak, nmzde alan engin ufuklar gstermek istiyorum. Bu dncelerle ortaya doru ilerledi. Yal Kurultay Bakan: "Mart Jonathan Livingston", dedi. "Mart Soydalarnn baklar altnda, utan adna ortaya k."

te o an, kaynar sular dkld bandan aaya. Dizlerinin ba zld, tyleri sarkt, kulaklar uuldad. Utan adna ortaya kmak? Hayr olamaz! Ya Devrim! Anlamyorlar! Yanlyorlar... Yanlyorlar! "... balanmaz bir sorumsuzlukla" diye diye yankland o trensel ses, "Mart Ailesinin geleneini ve saygnln sarsarak..." Utan adna ortaya kmak, mart toplumundan dlanmak ve Uzak Kayalar'a tek bana srgn edilmek anlamna geliyordu. "...bir gn, Mart Jonathan Livingston, sorumsuzluun zararn anlayacaksn. Yaamn srrna erilemez. Yegne bilinen, bu dnyaya yemek ve olabildiince ok yaamak iin geldiimizdir." Bir martnn Kurultaya kar yant hakk kesinlikle yoktu ama Jonathan'n sesi ykseldi. "Sorumsuzluk mu? Ama kardelerim!"diye haykrd. "Yaamn anlamn, daha yce bir amacn bulan ve ona ulamaya abalayan bir martdan daha sorumlu biri olabilir mi? Binlerce yldr balk kafalar kovalayp durduk, ama imdi bir yaama nedenimiz varrenmek, kefetmek, zgr olmak! Bana bir ans tanyn, size bulularm gsterme frsat verin..." Sr, ta kesilmiti sanki. "Kardelik ld" diye haykrdlar hep bir azdan ve hep birlikte ona srtlarn dnp kulaklarn tkadlar. Derdi, yalnzlk deildi. br martlarn, nlerindeki uu erincine inanmay reddetmi olmalaryd. Onlar, gzlerini ap bakmaktan kanmlard.

Her gn yeni eyler rendi. Yksek hzla dal yaptnda, okyanus yzeyinin metre altndaki o az bulunur, lezzetli balklar avlayabileceim renmiti; yaamak iin balk teknelerine ve kfl ekmeklere ihtiyac yoktu artk. Kendini karadan gelen esintiye brakarak havada uyumay renmiti, bylece gnbaimndan gndoumuna yz millik bir yol katedebiliyordu. Ayn i denetimi kullanarak, youn sis tabakalarm yaryor ve gz kamatrc, duru gkyzne ulaabiliyordu... hem de btn br martlar, sisten ve yamurdan gz gz grmeyen kylarda pinekleyip dururken. Gl rzgrlarla kara paralarnn taa ilerine ulamay ve oralardaki nefis bceklerle beslenmeyi de rendi. Bir zamanlar srnn tm iin umduklarn, imdi yalnzca kendisi iin elde ediyordu. Umay reniyordu ve karlnda dedii bedel nedeniyle pimanlk duymuyordu. Mart Jonathan, bir martnn yaamn o denli ksaltan nedenlerin, sknt, korku ve fke olduunu kefetti ve bunlarn zihninden silerek uzun, gzel bir yaam srd. Sonra onlar geldiler. Vakit akamd. Ve Jonat-han', sevgili gkyznde, tek bana ve huzur iinde szlrken buldular. Kanat ularnda beliriveren iki mart, yldzlar gibi dupduruydular. Gecenin koynunda sevgiyle ve dostlukla k ktlar. Ama hepsinden gzeli, iki yannda ve kanatlarndan birer parmak akta uyum iinde uabilme yetenekleriydi. Tek sz etmeden, Jonathan onlar kendine has snavdan geirmeye koyuldu, yle bir snav ki, tek mart bile bunu baaramamt. Kanatlarn bkp saatte bir millik hza dt. ki ltl ku da onunla birlikte yavaladlar ve yumuack bir uyumla

l uuu srdrdler. Yava uuu biliyorlard. Kanatlarn katlayarak kayd Jonathan, sonra saatte yzdoksan millik bir pike inie geti. Onlar da kusursuz bir dalla Jonathan'a katldlar. Sonra bu hzdan, uzun, dikey bir yava kaymaya geti. Onlar da glmseyerek Jonathan'la birlikte kayyorlard. Mart Jonathan dz uua dndnde uzun sre sessiz kald. "Pekala", dedi sonunda. "Kimsiniz siz?" "Bizler senin srndeniz Jonathan. Kardeleriniz." Szckler gl ve duruydu. "Seni daha yukarlara karmaya geldik, evine gtrmeye." "Evim yok benim. Benim Srm yok. Dta-lanmm ben. imdi Byk Da Rzgrnn tepesinde uuyoruz . Bu yal gdey, belki ancak yz metre daha ykseltebilirim, ama daha fazla deil." "Hayr Jonathan, baarabilirsin. nk rendin. Bir okul bitmitir, baka bir okula balama zamandr imdi." Tm yaamn aydnlatan bilin, Mart Jonat-han'n o ann da prl prl ediverdi. Haklydlar. Daha yksee uabilirdi ve eve dnme zamanyd. Gkyzne, onca ey rendii bu grkemli gm lkeye son kez uzun uzun bakt. "Hazrm" dedi sonunda. Ve Mart Jonathan Livingston, yldz parlakl-ndaki iki martyla birlikte, gn koyu karanlnda uzaklaarak gzden kayboldu.

kinci Blm

Cennet buymu demek diye dnd ve hemen arkasndan glmsedi kendi kendine. Henz eiindeyken cenneti yorumlamaya kalkmak pek de saygn bir tavr olmasa gerekti. Ik saan iki martyla kenetlenip Yeryznden bulutlarn zerine ykseldiinde, kendi bedeninin de onlarnki gibi parlamaya baladn grmt. inde daima dipdiri kalm olan gen Mart Jonathan oradayd hal, ama d grn deimiti. Bedeni yine bir martnnkini andryordu ama imdiden, eskisiyle kyaslanamayacak kadar iyi uuyordu. Yeryzndeki abamn yarsyla, oradaki baarlarmn iki katn ekle edebilirim, diye dnd. Tyleri prl prld imdi, kanatlar yeni parlatlm gm levhalar andryordu. Byk bir f hazla onlar tanmaya, bu yeni kanatlarn gcn kefetmeye koyuldu. Saatte ikiyz elli mile ulanca, dz uutaki azami hzna yaklatn sezinledi. ki yzyetmi mile knca, bu hz aamayacan dnd ve belli belirsiz dkrklna kapld. Yeni bedenin yapabilecekleri de snrlyd demek, ve eski dz uu rekorunun hayli zerinde olmasna karn, bu yeni snr amak yine de ok aba gerektirecekti. Oysa, cennette snr olmamalyd. Bulutlar yarld, klavuzlar "iyi iniler Jonathan", deyip gzden kayboldular. Bir denizin zerinden sarp kyya doru yol alyordu. Birka mart yamalardan esen rzgrlarla oynayorlar, birka ise kuzeye doru, ufkun zerinde

uuyorlard. Yeni grntler, yeni d nceler, yeni sorular... Neden bunca az mart? Oysa Cennet martlarla dolup tamalyd! Ve ben, neden birden bire bu kadar yorgunum? Cennetteki martlarn hi yorulmamalar gerekirdi, ve hi uyumamalar. Nereden duymutu bunu? Yeryzndeki yaants giderek siliniyordu belleinden. Yeryznde pek ok ey renmiti elbette ama ayrntlar bula-nyordu, yiyecek iin kapmalar, dtalanmak gibi bir eyler... Kydaki bir dzine mart onu karlamaya geldiler, hibiri bir ey sylemeksizin. Yalnzca benimsendiini seziyordu ve burasnn yuvas olduunu. Mthi bir gn olmutu onun iin, gndou-munu bile artk anmsayamad bir gn. Kyya inmek zere alald ve kanat rparak yumuack kondu kumlarn zerine. br martlar da indiler ama tek bir tylerini bile rpmadan. Kendilerini rzgra verip parlak kanatlarn germiler ve ayaklar yere dedii anda durabilecek biimde tylerinin asn deitirivermilerdi. Ne gzel bir ini, ne mkemmel bir denetimdi bu! Ama Jonathan imdi bunu deneyemeyecek kadar yorgun hissediyordu kendini. Hl tek bir szck bile sylenmemiken, kumlarn zerinde dururken ylece uyuyakald. Sonraki gnlerde Jonathan anlad ki, bu yeni yerde ok ey vard uu hakknda renilecek, geride brakt yaamdaki kadar ok ey. Yalnzca bir farkla. Burada, kendisi gibi dnen martlar vard. Herbiri iin, yaamdaki en nemli ey, en sevdikleri konuda, yani uuta kendini amak ve yetkinlie ulamakt. Hepsi de olaanst kulard, hergn saatlerce uu denemeleri yapyorlar ve ileri havaclk tekniklerini snyorlard.

Uzun bir sre, Jonathan kopup geldii dnyay unuttu. Gzlerini uu evkine kapatm, kanatlarn yalnzca yiyecek kavgas iin kullanan sr dnyas geride kalmt. Ama ara sra tek bir an iin bile olsa anmsayveriyordu. Bir sabah, katlanm kanatla takla almasndan sonra eitmeniyle kyda dinlenirken yeryz dt aklna. "Herkes nerede Sullivan?" diye sordu sessizce. lklarla, anlamsz tlerle deil, bu martlarn kulland telepati yntemiyle iletiim kurmaya almt artk. "Neden bu kadar azz? Garip! Benim geldiim yerlerde..." "Binlerce ve binlerce mart yaard, biliyorum" diyerek ban sallad Sullivan. "Sana verebileceim tek yant, senin ancak milyonda bir raslanan bir mart olduun. oumuz ylesine yava gelitik ki. Dnya deitirdiimizde, vardmz yer hemen hemen aynsyd terkettiimizin, nereden geldiimizi hemen unutarak ve gelecee aldrmayarak gn birlik yaadk. Karn doyurmann, didimenin sr iinde iktidar hrsnn tesinde deerler olduunun bilincine varmak iin ka yaamdan getik dersin? Binlerce Jon, onbinlerce! Sonra da yetkinlik denen eyin varln renmek iin yz yaam ve ona ulamak iin bir yz yaam daha. imdi ayn kural bizim iin yine geerli elbette: Gelecek ek i dnyamz burada rendiklerimizle kuran/. Bir ey renmedik mi, geleceimiz imdiki nin ei olur. Hep ayn snrlamalar, stesinden gelmemiz gereken kurun gibi ar bir tekdzelik... hep ayns." Sullivan kanatlarn gerip rzgra dnd "Ama sen, Jon, sen bir yaamda ylesine ok ey rendin ki, buraya

ulaabilmek iin binlerce yaamdan gemek zorunda kalmadn." Az sonra ikisi de yeniden uu denemelerine balamlard. kili ters taklay uygulamak hayli gt. Taklann yarsnda, Jonathan baaa dnmek zorunda kalyordu. stelik bu srada kanatlarnn eimini deitirmesi ve eitmenine annda uyum salamas gerekiyordu. "Yeniden deneyelim", dedi Sullivan, defalarca. "Yeniden deneyelim." "Yeniden... oldu, gzel!" Sonra d takla almasna baladlar. Bir akam, gece uuuna kmayan martlar kumsalda toplanm, dnyorlard. Jonathan, tm cesaretini toplayarak, yaknda onlarn dnyasndan ayrlaca sylenen Yal Martya yaklat. Kayl bir sesle, "Chiang..." dedi. Yal mart sevgiyle bakt ona. "Evet yavrum..." Yllar onu gten dreceine, bsbtn glendirmiti. Tm martlardan daha hzl uabiliyordu, dierlerinin ancak yeni yeni kavramaya balad hnerleri vard. Chiang, buras cennet filan deil, yle deil mi?" Ay nda glmsedi Yal: "reniyorsun yine Mart Jonathan", dedi. "yi ama bundan sonra ne olacak? Nereye gidiyoruz? Cennet diye bir yer yok mu?" "Hayr Jonathan, yle bir yer yok. Cennet ne bir zamandr, ne de bir mekan. Cennet yetkinliin ta kendisidir." Sustu bir an. "Sen ok hzl bir uucusun, deil mi?"

"Ben ... ben hz severim", dedi Jonathan. Vasimin farketmi olmasna hem arm, hem de onur duymutu bundan. "Yetkin hza ulatnda, cennete ulam saylrsn Jonathan. Ve bu, ne saatte bin mildir, ne milyon mil, ne de k hz. nk herhangi bir say snrdr daima, oysa yetkinlik snr tanmaz. Yetkin hz cennettir yavrum." Chiang apansz gzden kayboluverdi ve ayn anda onbe metre kadar tede, su kysnda belirdi. Yeniden kayboldu ve saniyenin bindebirinden nce Jonathan'n omuz bandayd. "Ho bir oyun", dedi. armt Jonathan. Cennet hakknda sormak islediklerini unuttu. "Nasl yapyorsun bunu? Nasl bir duygu veriyor? Ne kadar uzaa gidebilirsin byle?'' "stediin herhangi bir yere ya da zamana gidebilirsin. Ben, dnebildiim her yere ve her zamana gittim. "Denizin telerine bakt. "Ne garip! Yolculuk uruna yetkinlii yadsyan martlar, o yavalkla hibir yere ulaamyorlar. Yetkinlik uruna yolculuktan cayanlarsa, annda her yere gidebiliyorlar. Unutma Jonathan, cennet bir mekan ya da zaman deildir, anlamszdr mekan ve zaman. Cennet..." "Bana byle umasn retebilir misin?" Mart Jonathan, yeni bir bilinmeyeni fethetme cokusuyla titredi. "Elbette, eer renmek istersen." "sterim. Ne zaman balayabiliriz?" "stersen hemen imdi." Gzlerinde garip bir k parlamt Jonar-han'm. "Byle umay renmek istiyorum. Ne yapmam gerektiini syle bana."

Chiang onu byk bir dikkatle izleyerek ar ar konutu. "Herhangi bir vere dnce kadar hzl uabilmek iin, oraya imdiden vardna inandmalsn kendini." Chiang "a gre bu iin srr, Jonathan'n kendini bir metrelik kanat akl olan bir bedenle ve harita zerinde izlenebilecek bir uu rotasyla snrl gr memesi ydi. Sr, gerek znn, henz szlen-memi bir say mkemmeliyetiyle, /aman ve mekann her yerinde ayn anda yaadn bilmekti. Jonathan gnlerce, gndoumundan nce balayp geceyarlarndan sonralara kadar inatla urat. Ama, tm abasna karn, bir ty boyu bile yol alamad. "nanca bover" diyordu Chiang tekrar tekrar. "Umak iin inanca ihtiyacn yoktu, uuu anlaman gerekiyordu. Bu da ayn ey. imdi yeniden dene..." Sonra bir gn Jonathan, kumsalda gzlerini kapam ve dikkatini tek bir noktaya toplam durup dururken, birden bire Chiang'n sylediini anlay-verdi. 'Elbette! Ben snrlandrlmam, yetkin bir martym." Mthi bir cokuyla sarsld. "Gzel" dedi Chiang zafer dolu bir sesle. Jonathan gzlerini at. Yal martyla birlikte bambaka bir kyda yapayalnzd. Aalar suya eilmiti ve tepelerinde ifte sar gneler dnyordu. "Sonunda rendin ite", dedi Chiang. "Ama kendini denetlemek iin biraz daha uraman gerek." aknlktan dili tutulmutu Jonathan'n. "Neredeyiz?" Garip evreden hi etkilenmeyen Yal, soruyu nemsemedi.

"Besbelli ki herhangi bir gezegendeyiz, yeil gkyz ve gne yerine ifte yldz olan bir gezegen." Jonathan bir sevin l att. Yeryznden ayrlah, kard ilk sesti bu: "BAARDIM!" 'Elbette basardn. Ne yaptn bilirsen daima baarrsn. imdi u denetim sorununa dnersek..." Dndklerinde hava kararmt. Dier martlar, altn gzlerinde prldayan saygyla baktlar Jo-nathan'a. Onun, uzun sre dikilip durduu yerden birden bire yok oluunu grmlerdi. Jonathan onlarn kutlamalarn ksa kesti. 'Ben burada yeniyim. Ve sizden renmesi gereken benim." "Bundan kuku duyarm Jon" dedi yaknnda duran Sullivan. "Onbin yldr grdm tm mar-lar iinde renmekten en az korkansn sen." Srye sessizlik kt, Jonathan vglerden duy-uu utanla kprdand. "Dilersen, gemie ve gelecee uman salaya-ak olan zaman denemelerine geebiliriz", dedi Chiang. "Ve o zaman, en zoruna, en glsne ve hepsinden daha elencelisine balamak iin hazr olacaksn. yiliin ve sevginin anlamn renmek iin uua hazr hale geleceksin." Bir ay ya da bir ay gibi gelen bir sre geti aradan, Jonathan mthi bir hzla reniyordu. Sradan gnlk deneyimlerden de abuk renmiti daima ve imdi, Yal Martnn zel rencisi olarak, yeni dnceleri tyl bir bilgisayar gibi yutuveriyordu. Ama sonra Chiang yok oluverdi. Ayrlmadan nce sessiz konuuyordu onlarla. renmekten, rendiklerini

uygulamaktan, tm yaamn / olan o grnmez yetkinlie ulamak iin abalamaktan asla caymamalarn tlyordu. Sonra, konuurken, tyleri giderek parlaklat: ve sonunda o denli parlad ki, hibir mart ona bakamaz hale geldi. "Jonathan, sevgi zerinde almay srdr." Son szleri oldu bunlar. Yeniden grebildiklerinde, Chiang gitmiti. Gnler getike, Jonathan geride brakt yeryzn ska dnmeye baladn farketti. Oradayken, imdi bildiklerinin onda birini, hatta yzde birini bilmi olsayd, yaam ne denli anlaml olurdu kimbilir! Oralarda, snrlarn amaya alan, teknelerden atlan ekmek paralarn kapmann tesinde uuun anlamn kavramaya abalayan bir mart var myd acaba? Belki de, Srnn yzne kar gerei syledii iin Dlanm olan bile vard. te bunlar geiyordu aklndan kumsalda dinlenirken. Ve, Jonathan iyilik derslerinde derinleip sevginin doasn anlamaya altka, Yeryzne dnme istei glendi, nk, yalnz gemiine karn, Mart Jonathan eitmen olmak zere domutu ve onun sevgisini gsterme biimi, grd gerei, geree ulamak iin yalnzca frsat kollayan bir martyla paylamakt. Dnce hzyla umay renmi ve imdi bunu bakalarna retmekte olan Sullivan, kukuluydu. "Jon, sen bir zamanlar dlanmtn. Nasl oluyor da eski srnden herhangi birinin seni dinleyeceini dnebiliyorsun? Bilirsin u ataszn ve dorudur: En yksek uan mart, en uza grendir. Senin geldiin yerdeki martlar, barp ararak ve dverek sahillerde pinekliyorlar. Cennetten bin mil uzaktalar - Ve sen onlara

Cenneti gstermek istediini sylyorsun! Jon, onlar kendi kanat ularn grmekten acizler! Burada kal. Buradaki martlara, reteceklerini kavrayabilecek olanlara yardm et. Sustu bir an, sonra szlerini srdrd. Chiang kendi eski dnyalarna dnm olsayd...? nerelerde olurdun sen bugn? Son nokta nemliydi ve Sullivan haklyd. En yksek uan mart en uza grendir. Jonathan geriye dnmedi. Yeni gelen kularn eitimiyle urat. Bunlarn tm, derslerini abucak kavrayan zeki martlard. Ama eski duygusu yine de canlanyordu. Yeryznde de, renmeye hevesli bir iki mart olabileceini dnmeden edemiyordu. Kendisi dland gn Chiang ona ulaabilmi olsayd, imdi ok daha bilgili olmayacak myd? "Sully, geri dnmeliyim", dedi sonunda. "renciler baarl. Yeni gelenleri yetitirmede sana yardmc olurlar." ini ekti Sullivan. Ama tartmad. "Seni ok zleyeceim Jonathan." Tm syleyebildii buydu. "Utan Sully!"diye serzenite bulundu Jonat-han. "Aptallk etme! Biz ne yapmaya alyoruz? Eer dostluumuz zaman ve mekan gibi eylere balysa, sonunda zaman ve mekan yendiimizde, kendi dostluumuzu da ykm oluruz! Ama mekan yendiimizde, geriye yalnzca Buras kalr. Zaman yendiimizde, bize kalan yalnzca imdi'dir. Buray ve imdiyi paylaacamza gre, nasl dnemezsin sk sk birlikte olacamz?" Mart Sullivan glmekten kendini alamad. "Deli ku", dedi sevgiyle. "Yerdeki birine bin mil tesini gstermek mmknse, bunu Mart Jona-than Livingston'dan baka kim yapabilir?" Sonra gzlerini kuma dikti.

"Hoakal Jon, dostum benim..." "Hoakal Sully! Yine karlaacaz." Ve o anda, bambaka bir zamann bir deniz kysndaki koca mart srlerinin grntsn dledi. Yaad pratik ona, yalnzca kemik ve tylerden olumadn, zgrln ve uuun snr tanmayan yetkinliini tadn retmiti. Mart Fletcher Lynd ok genti henz ama imdiden, hibir kua hibir Srnn bu denli acmasz ve bunca adaletsiz davranmadn biliyordu. "Ne derlerse desinler" diye dnd fkeyle. Uzak Kayalar'a doru uarken gzleri dolmutu. "Umak, bir yerlerden bir yerlere ulamak iin kanat rpmaktan ibaret olamaz. Bunu bir ... bir sivrisinek bile yapabilir! Srf elence olsun diye Sr Bann nnde bi takla atverdim mi hemen Dlanm oluyorum! Kr m bunlar? Gremiyorlar m? Umay, gerek anlamda renmenin yceliini kavrayamyorlar m?" "Ne dnlrse dnsnler. Onlara umann ne olduunu gstereceim. stedikleri buysa, tmyle Yasa D olacam. Ve piman edeceim onlar..." Sonra bir ses duyuverdi kafasnn iinde. Yumuakt bu ses, ama onu ylesine artt ki, havada sendeleyip tkezledi. "Onlara kar sert olma Mart Fletcher. Seni dtalamakla onlar yalnzca kendilerini yprattlar ve bunu bir gn anlayacaklar. Bir gn gelecek, onlar da senin gznle grecekler. Bala onlar ve anlamalarna yardmc ol." Kanadnn iki santim tesinde dnyann en beyaz, en parlak marts, tek bir tyn kprdatmadan, Fletcher'in neredeyse son hznda uuyordu, hem de zahmetsizce szlerek. Gen ku allak bullak oluverdi o an. "Ne oluyor? ldryor muyum? ldm m yoksa? Nedir

bu?" Ses, yumuaka ve sakince, dncesinin arasna karp sordu ona: "Mart Fletcher Lynd, umak istiyor musun?" "EVET, UMAK STYORUM!" Mart Fletcher ne denli gururlu ya da incinmi olursa olsun, bu olaanst yetkin varla yalan syleyemezdi.

"stiyorum" dedi usulca.

"yleyse Fletch", dedi parlak yaratk sevgi dolu bir sesle, "Dz uula balayalm ie..."

nc Blm

Jonathan Uzak Kayalar zerinde evresini gzleyerek ar ar dnyordu. Bu gen ve acemi Mart Fleteher mkemmel bir uu rencisine benziyordu. Havada gl, hafif ve evikti ama ok daha nemlisi, renme isteiyle yanp tutuuyordu. Geliyordu ite! Pikeden bulank, gri ekilli bir imek gibi kyor ve saatte yzelli mil hzla eit} menini bir anda geride brakyordu. Onalt sayl dik-yava tonoyu bir kez daha denemeye giriti hemen, yksek sesle sayyordu. "... sekiz ... dokuz ... on ... gryormusun Jonathan, hz yitiriyorum ... onbir ... seninki-gibi-gzel-keskin-durularistiyorum-oniki... lanet-olsun-yine-olmad ... on ... uson--say-yok mu ... onlarsz ... ond ... aaakh!" Baarszlk karsnda duyduu korku ve fke Fletcher'in tepedeki dn bsbtn beter etti. iddetle ters dnd. Yalpalayarak baaa kurun gibi dmeye balad. Eitmenin otuz metre alnda, soluk solua durabildi ancak. "Benimle zaman yitiriyorsun Jonathan! Geri zekalnn biriyim ben! Aptalm! Urayorum, didiniyorum, ama asla baaramayacam!" Mart Jonathan ona bakp ban sallad. "Byle sert klarla balarsan baaramazsn asla. Daha balangta saatte krk mil hz yitirdin! Yumuak olmak zorundasn. Kararl fakat yumuak, unutma!"

Gen martnn yanna indi. "Birlikte deneyelim imdi, yanyana. ka dikkat et. Yumuak, kolay bir giri, tamam m?" nc ayn sonunda Jonathan'n alt rencisi daha vard. Dlanm martlard tm de. Bu yeni uu fikrini, uu zevki iin umay merak eden martlar. Yine de, yetkinlik denemelerine girimeleri, bunun ardnda yatan felsefeyi anlamalarndan daha kolay oluyordu. "Gerekte her birimiz, Yce Mart dncesinin, snrsz zgrln ta kendisiyiz. Uu yetkinlii, zmz dile getirmeye doru bir admdr. Bizi snrlayan her eye kar kmalyz. Yksek hz denemeleri, yava uular, hava akrobasisi, bunlarn tmnn amac snrlar ykmaktadr." Jonat-han akamlar kumsalda byle eitiyordu rencilerini. ... ve, gn boyu umaktan yorulan rencilerin uykusu gelirdi. Pratii seviyorlard, nk hzlyd, heyecan vericiydi ve her dersle artan bir renme aln doyuruyordu. Ama hibiri, Mart Fletcher Lynd bile uu teorisinin, tylerin ve rzgrn uuu kadar gerek olabileceini kavrayamyorlard. Bazen de yle derdi Jonathan onlara: "Kanat-ucunuzdan kanatucunuza bedeninizin tm, aslnda dncenizin somutlam biimidir. Dncelerinize vurulan zinciri krn, greceksiniz ki bedeniniz de zincirlerini koparp atacaktr..." Ama nasl sylerse sylesin, ho bir hayal gibi geliyordu bu szler gen martlara ve iyice uyku kyordu zerlerine. Srye dnme zamanlarnn geldiini sylemek iin bir ay daha bekledi Jonathan. "Hazr deiliz!" diye kar kt Mart Henry Calvin. "Bize hogeldin diyecek halleri yok! Dlanmz biz! stenmediimiz yere zorla girmeye alanlayz ya!"

"stediimiz yere gitmekte ve istediimiz eyi olmakta zgrz" diye yantlad Jonathan. Kumlar zerinden havalanarak douya, Srnn yaad yere doru umaya balad. Bir tedirginlik sard rencileri. Sr Yasas der ki, dlanm olan asla geri dnmez ve onbin yldr bir kez olsun bozulmamt bu yasa. Yasa, gitmeyin, kaln diye buyuruyor, Jonathan gidin diyordu; ve imdiden bir mil uzaklamt bile. Daha uzun sre bekleyecek olurlarsa, dman bir sryle tek bana karlaacakt. "Eh, srnn bir paras olmadmza gre, yasaya uymak zorunda deiliz, ne dersiniz?" Flet-cher'in sesi kayglyd. "Ayrca bir kavga verilecekse, orada, burada olduumuzdan daha fazla ie yararz." Ve bylece, o sabah batdan sekiz mart geldi. Kanatular adeta birbirine deerek ifte halka yapmlard. Srnn Kurultay Toplants yapt kyya saatte yzotuzbe mil hzla vardklarnda, Jonathan en ndeydi, sa kanatucunda rahata uan Fletcher, solda onlara uymak iin aba harcayan Henry Calvin. Sonra hepsi birlikte saa kaydlar, tek bir ku gibi ... ayn hizadalar ... ters dndler ... ayn hizadalar ... ve rzgr yalayp geiyor onlar. Srnn gnlk yaam, bar arlar bir anda kesildi. Gkten inen dev bir bakt sanki bu sekizli ve sekizbin mart gz, kprtsz, onlar gzlyordu. Sekiz kuun herbiri havada keskin birer takla attktan sonra geni bir dn yaparak kumlarn zerine bir anda iniverdiler. Ve sonra, sanki bu hergnlk bir olaymasna, Jonathan uuun eletirisine giriti. "Hereyden nce" dedi keyifsiz bir glle, "havada birleirken biraz geciktiniz."

Srde sanki imek akt. Bunlar dlanm kular! Ve geri gelmiler! Ve bu ... bu olamaz! Fletcher'in kavga beklentisi, Srnn aknl arasnda eriyip gitti. "Pekala, dlanm olabilirler", dedi gen martlardan bazlar. "Ama byle umay nerede renmiler, sylesenize?" Bakann buyruu ancak bir saate yakn bir sre sonra yaylabildi sreye: "Aldrmayn onlara! Dlanm biriyle konuan da kendim dlanm bilsin. Ban evirip bir dlanma bakan bile Sr Yasasn inemi saylr." O andan itibaren, tm sr gri tyl srtlarn donuverdi Jonathan'a, fakat o farketmemi grnd. Uu derslerini Kurultay Kumsalnda srdrd ve ilk kez, rencilerinin yeteneklerini son snrna kadar zorlad. "Mart Martin!" diye bard gkyzn nlatarak. "Alak hz uuunu bildiini sylyorsun. Kantlayana kadar hibir ey biliyor saylmazsn. Gster bakalm. U!" Ve bylece minik mart Martin William, eitmeninin hsmna uram olmann dehetiyle, kendini bile artarak alakhz uuunda harikalar yaratt. Kendini kaldrabilecei en hafif esintiyle ve bir kez olsun kanadn rpmakszm, kumlardan bulutlara kadar havaland ve yere indi. Mart Charles-Roland ise Byk Da Rzgrn yakalayp sekizbin metreye trmand. Souktan morarm olarak ama akn ve mutlu, ertesi gn daha bile yksee kma kararyla geri geldi.

Hava akrobasisini herkesten ok seven Mart Fletcher onalt sayl dik-yava tonosunu zaferle" tamamlad ve ertesi gn l taklayla kendini at. Tylerinden yansyan gne, kumsalda gizlice onu izleyen ve saylar hi de az olmayan martlarn gzn ald. Jonathan her an rencilerinin yanndayd. Gsteriyor, neriyor, ynlendiriyor ve zorluyordu. Gece demeden, bulutlara, frtnalara aldrmadan keyifle uuyordu rencileriyle, stelik kumsaldaki martlar umarszlk iinde birbirlerine sokulup dururlarken.

Uu sonras, renciler kumsalda toplanr-rd. Giderek Jonathan' daha dikkatle dinlemeye sladlar. Anlayamadklar baz lgn fikirler ileri iryordu, gelgeldim, anlayabildikleri gzel fikir-re ne demeli? Derken, renci halkasn baka bir halka ev-lemeye balad geceleri - koyu karanlkta sonuna :k dinleyen ama birbirlerine grnmek istemeyen i gndoumundan nce kaybolup giden merakl artlarn oluturduu bir halka.

Bir ay gemiti Dn'n zerinden. lk kez rden bir mart snr at ve umay renmek is-diini syledi. Sorar sormaz da, Mart Terrence ewell lanetlendi; dlanm damgas yedi, ve mathan'n sekizinci rencisi oldu. Sonraki gece, Mart Kirk Maynard koptu sr-;n. Kumsalda sendeleye sendeleye, sol kanadn s-kleyerek geldi ve Jonathan'n ayaklar dibine ylp ildi. "Yardm et bana." Son nefesini veren biri gibi iulca konuuyordu. "Dnyada hereyden ok ucay istiyorum." "Gel yleyse", dedi Jonathan. "Yksel benle rlikte, hadi balayalm." "Anlamyorsun. Kanadm. Kanadm kprdamyorum." "Mart Maynard, kendin olma, gerek kimlini bulma zgrlne sahipsin, burada ve u anda, ve hibir ey engelleyemez seni. Yce Mart Yasas, var olan tek yasa budur." "Yani uabileceimi mi sylyorsun?" "zgrsn diyorum." te ylesine kolayca ve abucak, Mart Kirk Maynard kanatlarn at ve hi zorlanmadan gece karanlnda havaland. Tm sr, onun yzelli-ikiyz metre yksekten, sesinin son perdesinde kopard lklarla uyand: "Uabiliyorum! Bakn! UABLYORUM!" Gndoumunda, renciler halkasnn evresinde bine yakn ku toplanm, merakla May-nard' szyorlard. Grlp grlmediklerine aldrmyorlard bile. Dinliyorlard, Mart Jonathan' anlamaya alyorlard.

ok yaln eylerden sz ediyordu Jonathan: Umak bir martnn doal hakkdr, zgrlk varlnn zndedir. ster bo inanlar ve gelenekler, isterse snrlamann herhangi bir biimi, zgrl kstlayan ne varsa kaldrp atlmaldr." "Kaldrp atlmal mdr?" diye bir ses ykseldi kalabalktan. "Bu sr yasas olsa bile mi?" "Tek gerek yasa, zgrle gidendir. Baka yasa yoktur." "Senin gibi umamz nasl bekleyebilirsin?" dedi bir baka ses. "Sen zelsin, ayrcalkl ve kut-alsn, teki kulardan farklsn." "Fletcher'e bakn! Ya Lovvell? Charles Ro-and? Onlar da zel, ayrcalkl ve kutsal m? Ne izden stn onlar, ne de benden. Tek fark, inann tek fark, gerek zlerinin bilincine varmaya ve mu hayata geirmeye balam olmalardr." Flatcher dndaki renciler tedirgince kpr-ndlar. imdiye dek anlayamamlard yaptkla-n bu olduunu. Kalabalk her gn biraz daha artt. Kimi sorgu-aya, kimi putlatrp yceltmeye geliyor, kimi atyordu onlara. Bir sabah, ileri Hz Eitimi sonras, Fletcher Jo-than'a yle dedi: "Srde, senin ya Yce Mar-un kendi olu olduun ya da zamanmzn bin yl risinde yaadn syleniyor." ini ekti Jonathan. Yanl anlalmann belli, diye dnd. Sana ya Tanr derler, ya da ylanc. "Sen ne dnyorsun Fletcher, zamanzn ilerisinde miyiz?" Uzun bir sessizlik. "Dorusunu istersen, bu tr ku, onu kefetmek isteyenler iin hep vard, eliizin altndayd; bunun zamanla ilgisi yok. Allmn tesindeyiz, belki. ou martlarn uu biiinin ilerisinde."

"Bu da birey" dedi Jonathan, baaa szlrken. "Zamanmzn tesinde olma dncesinden daha iyi en azndan." Olay bir hafta sonra oldu. Fletcher, yeni rencilerden oluan bir kmeye yksek-hz uuunu gsteriyordu. kibinbeyz metreden yapt dal henz tamamlam, kumsaln on santim zerinde uzun, gri bir iz gibi kayp gidiyordu ki, ilk uuunu yapan gencecik bir ku anasn ararak tam yolunun zerine kverdi. Mart Fletcher, yavruya arpmamak iin, saniyenin onda biri gibi ksa bir sre iinde sola doru sert bir dn yapt. Ve, saatte ikiyz milden fazla bir hzla kayalara, granit kayalara... Kaya, bambaka bir dnyaya alan kocaman, sert bir kapyd sanki. arpt anda bir patlama; korku, ok, karanlk ... sonra, tuhaf, ok tuhaf bir gkyznde szlmek ... Unutmak, anmsamak, unutmak; korku, znt, pimanlk, mthi bir pimanlk. Mart Jonathan Livingston ile ilk karlat gn duyduu ses yine geldi. "in srr, Fletcher, snrlarmz srasyla ve sabrla amaya almaktr. Programmzn daha ileri aamalarna ulamadan kayalarn iinden ua-mayz." "Jonathan!" "ayn zamanda Yce Mart'nn olu olarak da bilinir!" diye yantlad eitmeni, inceden inceye alay ederek. "Senin ne iin var burada? Kayalar ... Ben ... lmemi miydim? ... lmedim mi?" "Hadi canm, byle yapma Fletch! Dn. Benle u anda konuabildiine gre, lmediin apak ortada, deil mi? Senin yapmay becerebil-diin, biraz ani olmakla birlikte, bilin dzeyini ykseltivermekti.

imdi seim senin. Burada kalabilir ve bu dzeyde renmeyi srdrebilirsin-ki, geride braktndan hayli ileri bir dzey bu-ya da geri dnp sryle birlikte alabilirsin. Yallar bu tr bir felaketi bekleyip duruyorlard zaten ama onlar bu denli sevindirmene kendileri bile atlar." 'Elbette srye geri dnmek istiyorum. Yeni yeni balamtm rencilerimle almaya." "ok iyi Fletcher. Unutma ki, bedenin dncenin somut biiminden baka bir ey deildir." Fletcher ban sallad, kanatlarn gerdi ve gzlerini atnda kayann dibindeydi. Tm sr toplanmt ve tam ortalarnda buluverdi kendini. Kprdad anda byk bir lk koptu martlardan. "Yayor! lm olan yayor!" "Kanatucuyla dokundu, can verdi ona! Yce Martnn Olu." "Hayr! O bunu yadsyor! eytann ta kendisi o! EYTAN! Srye datmaya geldi!" Olup bitenlerden dehete dm drtbin mart ... ve bir lk: EYTAN! lk okyanus kasrgas gibi sarst martlar, frtna gibi doland sry. Ve atldlar, parlak gzlerle, sipsivri gagalarla paralamak iin atldlar.

Jonathan sordu: "Ne dersin Fletcher, u/.akla-sak daha m iyi olacak acaba?"

"te buna fazlaca kar kacam sanmyorum..."

Annda bin metre tedeydiler ve lin grubunun bilenmi gagalan bolukta buldu kendilerini. "Nedendir", diye sordu Jonathan aknlkla. "Dnyada en zor ey neden bir kuu zgr olduuna ikna etmektir? Oysa kendisi ksa bir pratikle bunu kendi kendine kantlayabilir! Neden bu kadar zor?" Fletcher bu ani deiiklik nedeniyle hl gzlerini krptryordu. "Ne yaptn az nce? Nasf geldik buraya?" "Linten kurtulmak istediini syledin, sylemedin mi?" "Evet! Ama sen nasl..." "Hereygibi, Fletcher. Pratik." Sabah olduunda sr lgnln unutmutu ama Fletcher unutmad. "Jonathan, bir zamanlar sylediini anmsyor musun? Sry, geri dnecek kadar, renmesine yardm edecek kadar sevme konusunda..." "Evet." "Az nce seni lin etmeye kalkan bu ayaktakm kular sevmeyi nasl becerebildiini anlamyorum." "Yok Fletch, o deil sevdiim! Kin ve ktl sevmezsin elbet. Ama gerek marty, herbirinin iindeki iyi yan grebilmelerine yardmc olmalsn. Sevgiden benim anladm budur. stelik bir kez tadna vardn m, vazgeemessin bu iten", dnmyor musun?"

fke dolu gen bir mart hatrlyorum rnein. Ad Mart Fletcher Lynd. Henz dlanmt ve Srye kar bir lm kalm savana girmeye hazrlanyordu, Uzak Kayalar kendi cehennemi edecekti az daha. Ve ite bugn burada kendi cennetini ina ediyor. stelik tm sry de buna ynlendiriyor." Fletcher eitmenine dndnde gzlerinde bir anlk korku belirdi. "Ben mi? Ben mi ynlendiriyorum? Ne demek istiyorsun sen? Burada eitmen sensin. Gidemezsin!" "Gidemez miyim? Baka srler, baka Flet-cher'ler olduunu, aydnlanmak iin onlarn bir eitmene daha fazla ihtiya duyduklarn dnmyor musun?" "Ben mi? Jon ben sradan bir martym, oysa sen..." "... Yce Martnn biricik olu, deil mi?" Jon iini ekti ve ak denize bakt. "Artk bana ihtiyacn yok. Kendi bana kefetmelisin, gerek snrsz Mart Fletcher'e her gn bir para daha yaklamalsn. Senin eitmenin odur. Onu anlamal ve pratie geirmelisin." Bir an sonra Jonathan'n bedeni havada dalgaland ve saydamlamaya balad. "Benim hakkmda sama sapan sylentiler yaymalarna ya da benden bir Tanr yaratmalarna izin verme, tamam m Fletcher? Ben bir martym. Umay seviyorum, hepsi bu..." "JONATHAN!" "Sevgili Fletch! Gzlerinle grdklerine inanma. D grntr onlar yalnzca, snrldr. Kavraynla bak, rendiklerinin bilincine var, ve bylece umann yolunu bulacaksn." Dalgalanma duruldu. Mart Jonathan gzden kaybolmutu. Bir sre sonra Mart Fletcher Gkyzne srkledi kendini

ve orada ilk uu dersi iin sabrszlanan bir grup yeni renciyle karlat. "Hereyden nce unu unutmayn ki" dedi hznle, "bir mart snrsz bir zgrlk kavramdr. Yce Martnn bir grntsdr. Ve bir kanadndan brne, tm bedeniniz dncenizin ta kendisinden baka bir ey deildir." Gen martlar aknlkla baktlar ona. Hadi canm, diye dndler, takla atma kuralna hi de benzemiyor bu szler. Fletcher iini ekip yeniden balad. "Hmm... Ah... Pekala", dedi onlar szerek. "Dz uula ba layalm. Byle der demez, Fletcher dostu Jonat-han'n kendisinden hi de daha kutsal olmadn anlayverdi. Hi mi snr yok Jonathan? yleyse senin kumsalnda belirivereceim zaman uzak deil. stelik sana uu hakknda bir iki ey bile gstereceim. rencilerine alabildiine ciddi grnmeye almasna karn, Mart Fletcher birdenbire onlar gerek kimlikleriyle grverdi. O bir an, sevmekten teydi duygular, ak oldu grdne. Snr yok mu. Jonathan? Byle dnd ve glmsedi. renme yar balamt. ..

You might also like