Professional Documents
Culture Documents
• 2004 yılında kaydedilen global büyüme %21.1 ile 2003 yılı seviyesine eşit
olmuş, son on yılda kaydedilen son derece yüksek seviyeyi korumuştur.
Global rüzgar kapasitesi 2004 yılı sonu itibariyle 47.5 GW’a ulaşmıştır.
Denizsel rüzgar global rüzgar kapasitesinin %1.2’sini oluşturmuştur.
• Rüzgar ile üretilen elektriğin maliyeti son yirmi yılda, büyük ölçüde teknolojik
gelişmeler, artan üretim seviyeleri ve daha büyük makinelerin kullanılması
sayesinde, düzenli olarak düşmüştür. Amerika Birleşik Devletlerinin pek çok
bölümünde büyük ölçekli üretim için enerjinin öngörülen maliyeti 0.04 $/kWh –
0.06 $/kWh seviyesine kadar düşebilir. Norveç, Yeni Zelanda, İrlanda,
Yunanistan ve Finlandiya’da enerji maliyetleri Amerika Birleşik Devletleri
değerleri ile karşılaştırılabilir seviyede olmuştur.
• Son beş yılda, sanayide AR-GE çalışmaları daha büyük ve daha etkin Rüzgar
Türbini Sistemleri geliştirilmesine odaklanmış; genellikle ulusal ve
uluslararası seviyede gerçekleştirilen jenerik AR-GE programlarında elde
edilen bilgiler kullanılmıştır.
Orta vadeli zaman diliminde, Rüzgar Enerjisinin gelecekte yaygınlaşması için büyük
öneme sahip AR-GE alanları; tahmin teknikleri, şebeke entegrasyonu, toplumsal tavır
ve gürsel etki olacaktır. Tahmin tekniklerinin geliştirilmesi için yapılacak AR-GE
çalışmaları, elektrik üretiminin 6 ila 48 saat öncesinden öngörülmesini sağlayarak
Rüzgar Enerjisinin değerini artıracaktır. Rüzgar Enerjisi üretiminin elektrik
şebekesine ve bunun yanında talebe dayalı yönetime entegre edilmesini
kolaylaştırıcı AR-GE çalışmaları, rüzgar enerjisi ile üretilen büyük miktarlarda
elektriğin şebekeler ile nakledilmesi gerektiğinde önemli olacaktır. Toplumsal tavır ve
rüzgar ile ilgili gelişmelerin görsel etkisi üzerine bilgi sağlanması amacıyla
gerçekleştirilecek AR-GE çalışmaları, rüzgar enerjisi için yeni yerlerde (özellikle
denizsel) yayılma sürecinde bu kaygıların ele alınması için gerekli olacaktır.
Uzun vadeli zaman diliminde, Rüzgar Türbini ile altında yatan altyapının yakın
işbirliği içinde çalışmasını sağlayacak büyük ve alışılmamış adımların atılması için
gerekli AR-GE çalışmalarının izlenmesi hayati önem taşır. Komple rüzgar sistemine
zeka kazandırmak, onun diğer enerji kaynakları ile etkileşimde bulunmasına izin
vermek, büyük ölçekli yaygınlaşma alanlarında gerekli olacaktır. Farklı zaman
aralıklarında (dakikalardan saatlere kadar) elektriğin depolanması tekniklerinin
geliştirilmesi için yapılacak AR-GE çalışmaları penetrasyon seviyelerinde değeri %15
ila %20’den daha fazla olmak üzere artıracaktır. Kamu sektörü tarafından
desteklenen, devam etmekte olan uzun vadeli araştırmalar ile sanayi içerisinde
gerçekleştirilen ürün geliştirme ve araştırma çalışmalarının dengelenmesine ihtiyaç
vardır.
IEA üyesi ülkeler raporlarında 1974-2003 arasında Rüzgar Enerjisi için yapılan
AR-GE çalışmaları için yaklaşık 3.3 milyar $ (2004 yılı fiyatları ve döviz kurları ile)
ayrıldığını rapor etmektedir (Şekil 1). Devlet tarafından sağlanan AR-GE
finansmanının %34’ü Amerika Birleşik Devletleri tarafından sağlanmıştır. Aralarında
Almanya, Hollanda, İsveç, İngiltere, İtalya, Danimarka, Japonya ve Kanada’nın da yer
aldığı diğer üye ülkeler de, Rüzgar Enerjisine üç basamaklı rakamlarla ifade edilen
milyonlarca Dolar ayırmışlardır; bunlar birlikte bu teknoloji için ayrılan AR-GE
bütçesinin %57’sini oluşturmaktadırlar.
Rüzgar Enerjisinin şu anda gösterdiği son derece güçlü gelişimi yıllar boyunca
sürdürmesi beklenmektedir. Rüzgar Enerjisi global bir piyasadır ve bir taraftan
Danimarka, Almanya, Yunanistan, İsveç ve Amerika Birleşik Devletleri gibi gelişmiş
piyasalar yavaşlamaya başlarken, Avrupa, Asya, Kanada ve Avustralya’da diğer
piyasalar son derece olumlu bir resim çizmeye devam etmektedir (Tablo 1)
2004 yılında kaydedilen global büyüme %21.1 ile 2003 yılı seviyesine eşit olmuş, son
on yılda kaydedilen son derece yüksek seviyeyi korumuştur (Tablo 1). Rüzgar üzerine
AR-GE çalışmalarını rapor eden IEA ülkeleri arasında, büyüme global resme %19.5
olarak yansımıştır; bu beklenen bir sonuç, çünkü IEA üyesi ülkeler dünyadaki kurulu
kapasitenin %90.7’sini oluşturmaktadır. Bu çok iyi bir performans olmuştur ve
önümüzdeki yıllar için beklentiler, 1994’den beri her yıl yaklaşık %30 dolayında
gerçekleşen yüksek oranda büyümenin devam etmesi yönündedir. 2004 yılının
sonunda, global Rüzgar kapasitesi 47.5 GW’a ulaşmıştır. IEA’nın Rüzgar AR-GE
çalışması yapan ülkelerinde toplam kurulu kapasite 42.5 GW’a erişmiş, bunun
577.5 MW’ını denizsel kapasite oluşturmuştur; bu %1.4 payı ifade etmektedir(Tablo1).
2003 yılında, Rüzgar AR-GE çalışmalarını rapor eden IEA üyesi ülkelerde tüm
türbinlerin toplam çıktısı İsviçre’nin tüm elektrik ihtiyacından fazlasına ya da
Danimarka’nın ihtiyacının iki katına eşit elektrik sağlamıştır. Bu miktar yaklaşık
64 TWh olup, bir önceki yıldan %26 daha fazladır. Global olarak, 2003 yılında
yaklaşık 67 TWh elektriğin Rüzgar ile üretildiği tahmin edilmektedir. Mtoe cinsinden
ifade etmek gerekirse, Rüzgar enerjisi temini 5 Mtoe olmuş; IEA ülkelerinde toplam
primer enerji temininin %0.1’ini oluşturmuştur. Bu şekilde, Rüzgar Enerjisinin IEA
yenilenebilir enerji temini içindeki payı %1.8 olmuştur.
Tüm dünyada yeni Rüzgar tesislerinin değerinin 2003 yılı için 7 milyar $ olduğu
tahmin edilmektedir. Bu rakam 1000 $/kW kurulu kapasitenin işletme ve bakım
maliyetleri hariç ortalama toplam proje maliyetine dayandırılmıştır.
Kısa geçmiş
1970lerin ortaların yaşanan petrol krizi, fosil yakıtlardan farklı malzemelerden elde
edilecek enerji kaynaklarının araştırılmasını hızlandırmıştır. Rüzgar Enerjisi fosil
yakıtlara bağımlılığı azaltacak bu tür enerji kaynaklarından biri olarak görülmüştür.
Çeşitli Rüzgar Enerjisi sistemi dizaynı test edilmiştir ve sonunda pervane tipi, yatay
eksenli rüzgar türbininin rüzgarın kinetik enerjisini elektriğe dönüştürmek için en
uygun sistem olduğuna karar verilmiştir.
İki farklı grup etkin Rüzgar Türbinleri geliştirme çalışmalarına başlamıştır. Bunlardan
ilki, devlet programları kapsamında çalışmış, kamu kurumları tarafından işletilecek
büyük, multi megawatt Rüzgar Türbinlerine odaklanmıştır. İkinci grup ise 20 kW’dan
başlayan küçük türbinler kuran eylemciler ve girişimciler olmuştur. Her iki grup da
rüzgar türbinlerinin dizayn edilmesinin başlangıçta düşünüldüğünden çok daha
karmaşık ve maliyetli olduğunu görmüşlerdir.
Ticari Türbinler 1980 lerde, Danimarka ve Kaliforniya’da küçük türbinlere (50 kW ila
200 kW) olan piyasa talebinde patlama yaşandığı dönemde, piyasaya girmiştir. Piyasa
koşullarının iyi olmasına rağmen, pek çok şirket teknik sorunlardan ve Rüzgar
Türbini ile etkileşen yükleri yeterince anlayamamaktan dolayı iflas etmiştir. Amerika
Birleşik Devletleri, Almanya, Danimarka ve İsveç’te gerçekleştirilen MW sınıfı
makinelerle yürütülen demo programlarında da, genellikle yorulmadan kaynaklanan
sorunlar yaşanmıştır. Bu prototip türbinler sistem davranışı hakkında, ileriki yıllarda
kullanılacak önemli bilgiler sağlamıştır.
1980 lerin sonlarında, Rüzgar Türbinleri büyümüştür (250 kW ila 300 kW). Temelde
sağlanan sübvansiyon ve vergi indirimleri nedeniyle piyasada talep artmıştır. Ancak,
güvenilirlik ve sistem entegrasyonu sorunlarından dolayı, beklenen 20 yıl kullanım
ömrünün elde edilmesi zor olmuştur. Teknoloji destek olmadan ekonomik olarak
rekabet edememiştir.
1990 ların başlarında, Rüzgar Türbinleri daha da büyümüş ve rüzgar çiftlikleri adı
verilen küçük gruplar halinde kurulmuştur. Artan ulusal AR-GE programları standart
büyüklüğü 500 kW olan büyük türbinlere olan eğilimi desteklemiştir. Bu dönemde
mühendislik açısından yaşanan zorluklar daha büyük türbin büyüklüğü ve türbinlerin
rüzgar çiftliklerinde karşı karşıya kaldıkları koşullarla ilgili olmuştur.
Yorulma ile bağlantılı sorunlar yükler ve yapılar arasındaki etkileşimin daha iyi
anlaşılmasıyla azaltılmıştır. Ancak bu dönemde piyasa çok hareketlidir: yeni şirketler
ortaya çıkmış, daha küçük şirketler diğerleri tarafından satın alınmış ve yeni
ortaklıklar oluşturulmuştur.
1990 ların geri kalan bölümünde Türbin ebatları daha da büyümüştür. İyi Rüzgar
alan sahalarda, Rüzgar Türbinleri geleneksel fosil yakıtlar ve nükleer enerji ile
üretim ile rekabet eder hale gelmiştir. Rüzgar Çiftlikleri ‘ndeki türbin sayıları da
artmıştır. Bazı bölgelerde, bunun sonucunda şebekeye rüzgar kaynaklı elektriğin
penetrasyonu yüksek olmuş, zaman zaman %100’e ulaşmış; enerji kalitesi ve zayıf
şebekelerle etkileşim üzerine bilgi oluşturulması gereğini ortaya çıkarmıştır. Özel
tasarım elektrik jeneratörleri geliştirilmiştir; bu şekilde şebeke bağlantıları önemli
ölçüde iyileştirilmiş ve aynı zamanda Rüzgar Türbinlerinin mekanik yapıları
üzerindeki yük azaltılmıştır. Buna ek olarak, denizlerde ve rüzgar kaynaklarının güçlü
olduğu kompleks arazilerde yeni yerler bulunması ihtiyacı doğmuştur. Tüm dünyada
standardizasyon ve dizayn kuralları piyasa gelişimini ve uluslararası ticareti
desteklemiştir.
Enerji Maliyeti
Rüzgarla elde edilen elektriğin maliyeti son yirmi yılda, büyük ölçüde teknolojik
gelişme, artan üretim seviyeleri ve daha büyük makinelerin kullanması sayesinde
düzenli olarak azalmıştır. Amerika Birleşik Devletleri’nde pek çok bölgede,
mükemmel kaynak ve MW-artı ölçeğinde türbinler sayesinde büyük ölçekli üretim için
öngörülen enerji maliyeti 0.04 $/kWh – 0.06 $/kWh seviyesine kadar düşebilir (IEA,
2005). Norveç, Yeni Zelanda, İrlanda, Yunanistan ve Finlandiya’da enerji maliyetleri
Amerika Birleşik Devletleri değerleri ile karşılaştırılabilir seviyede olmuştur. İngiltere,
Japonya ve İtalya’da maliyetler biraz daha yüksektir. İsviçre’de en yüksek maliyetlerin
0.1 $/kWh – 0.16 $/kWh olduğu bildirilmiştir (Şekil 3). Ancak, İsviçre’de Rüzgar
açısından iyi yerler deniz seviyesinden 800 m yükseklikten itibaren, iklim koşullarının
zor olduğu (buz, soğuk), Türbülanslı Rüzgarın söz konusu olduğu, ulaşımı zor ve
doğal hayatı korumayla ilgili sorunların söz konusu olduğu tepelik ya da dağlık
alanlarda yer almaktadır (IEA, 2004.b).
Sermaye Maliyetleri
Komple Rüzgar Çiftlikleri için ortalama maliyet tahminleri ülkelere göre, 1200 $/KW
ile 1550 $/KW kurulu kapasite arasında değişmektedir. En yüksek maliyetler
Japonya’da rapor edilmiş olup, küçük kurulumlar için maliyet 1850 $/KW’ı bulmaktadır
(Şekil 3). Bu rakam Avrupa ve Amerika Birleşik Devletlerinden ithal edilen türbinlerin
nakliyesinden kaynaklanan ilave maliyeti yansıtmaktadır. Dağlık alandan dolayı
ortalama kuruluş maliyeti de daha yüksek olabilir (IEA, 2004b). Gerçekte, sistem
maliyetleri, yere, proje büyüklüğüne ve diğer faktörlere bağlı bir aralıktadır. Sadece
türbin ve kulenin maliyeti 800 $/kW ile 1159 $/kW arasında değişebilmektedir; tipik
maliyet ise 950 $/kW’dır. Bu maliyetler kabaca %75 türbine (kule dahil) ve %25 tesisin
geri kalanına (temeller, elektrik altyapısı ve yollar) dağılmaktadır. (IEA, 2005)
Yeni geliştirilen MW-artı makineler için birim kapasite başına kurulu maliyet daha
düşük olmayabilir ancak genel ekonomi iyileşmeye devam etmektedir. Bunun nedeni
türbinlerin daha yüksek kuleler üzerine yerleştirilmesi, bu şekilde Rüzgar Hızlarının
daha yüksek olduğu yerlerde bulunmaları; dolayısıyla da enerji üretimini
artırmalarıdır.
İşletme Maliyetleri
Türbin İşletme Maliyetleri servis, tamirat, arazi kirası, sigorta ve yönetim giderlerini
içermektedir. Danimarka’da gerçekleştirilen kapsamlı bir çalışmada 150 kW ile 600 kW
aralığında türbinler için işletme maliyetleri incelenmiştir. Son döneme ait olduğu
söylenebilecek türbinlerin (500 ila 600 kW) yıllık işletme maliyetlerinin ilk yıl içinde
yatırım maliyetinin düzenli olarak %1’inden 15 yıldan sonra %4.5’ine çıktığını
göstermiştir. Bu rakamlar küçük projeler için Portekiz’de tahmin edilen %2 ila %4 ve
Hollanda’da tahmin edilen %3.4 oranları ile tutarlıdır. Bakım ve onarım maliyetleri
toplam işletme maliyetlerinin kabaca üçte birini oluşturmaktadır. (IEA, 2005)
Performans
Enerji maliyeti Rüzgar Türbinleri için doğru ekonomik performans ölçümüdür. Genel
olarak, kurulan türbinler az sayıda işletme zorluğu ile, iyi performans göstermektedir.
Ortalama olarak, ticari tesisler %98’in üzerinde kullanılırlık oranıyla çalışmaktadır.
Finlandiya’da türbinlerin aşırı soğuk iklimde çalışmasından dolayı kullanılırlık daha
düşük rapor edilmektedir. Kapasite faktörleri, Rüzgar Hızına ve kullanılan türbine
bağlı olarak, tipik olarak 0.20 ile 0.35 arasındadır. İspanya’da 2003 yılı için ortalama
kapasite faktörü 0.21 olarak rapor edilmiştir ve Amerika Birleşik Devletlerinde
kapasite faktörünün ortalama 0.29 olduğu tahmin edilmektedir. İrlanda’da bugüne
kadar kurulmuş olan Rüzgar Türbinleri için kapasite faktörleri genellikle 0.35’i
aşmaktadır ve 0.40’ı aşan kapasite faktörleri yaygındır. (IEA, 2005)
Türbin Ömrü
Rüzgar türbinleri 20 yıl ya da üzerinde kullanım ömrü olacak şekilde dizayn
edilmektedir. Dişli kutusu yağı ve fren balataları gibi sarf malzemeleri genellikle bir ila
üç yıllık aralıklarla değiştirilmektedir. Rota sistemi parçaları her beş yılda bir
değiştirilebilir ve yorulma yüküne maruz kalan hayati parçalar (ör. Ana dişliler, dişli
kutusu yatağı vs) dizayn ömründe bir kez değiştirilebilir. Danimarka’da (1991, 1994
ve 1997 yılları istatistiklerine dayalı olarak) geliştirilen bir maliyet modeli 10. yılda
türbin maliyetinin %10’u oranında, takip eden on yıl içinde finanse edilecek bir
yeniden yatırım içermektedir. Alman Bilimsel Ölçüm ve Değerlendirme programında
bulunan makinelerin ortalama yaşı on olup, bugüne kadar operasyonel zamana bağlı
önemli bir arıza artışı tespit edilmemiştir. (IEA 2005)
Güvenilirlik
Elde edilen kullanılırlık oranlarında da görüldüğü gibi, genel güvenilirliğin yüksek
olduğu düşünülmektedir. Zaman zaman bileşenlerde yaşanan arızalar çalışmakta
olan çok sayıda makineyi etkilemektedir ve yıllar içerisinde, dişli kutuları ve pervane
kanatları ile ilgili olarak bu gibi pek çok vaka yaşanmıştır. Bunlar genellikle bileşenin
ya da türbinin üreticisi tarafından üstlenilen büyük uyarlama programları gerektirir.
(IEA 2005)
2003 yılında, Japonya ve Portekiz’de türbin arızasına neden olan çok nadir
karşılaşacak iki olay gerçekleşmiştir. Miyako Adasında (Japonya) istisnai güçte bir
tufan yaşanmış, yedi türbinden oluşan bir Rüzgar Çiftliğinde ciddi hasara neden
olmuştur. Üçünde kule arızası olmuş, üçünün pervane kanatları, birinin de motor
kapağı kaybedilmiştir. Portekiz’de alışılmadık bir dizi sorun arka arkaya yaşanmış, tek
bir Mitsubishi 500 kW Rüzgar Türbininin aşırı hızlanıp arızalanmasına neden
olmuştur. Şebeke kaybı nedeniyle sorunlar ortaya çıkmış, bunun ardından iki rotor
hızlanma koruma sisteminin arızalanmıştır. Bu arızanın başlıca nedeninin rutin bakım
sırasında doğru monte edilmemiş, hatve açısı yanlış ayarlanmış bir pervane kanadı
olduğu tespit edilmiştir. (IEA 2005)
Şebekelere bağlı olan pek çok Rüzgar Enerjisi piyasası, destekleyici bir politika
çerçevesi ile birlikte işlemektedir. Sonuç olarak, piyasalar ve bunların
oluşturulmasında kullanılan mekanizmalar tüm üye ülkeler açısından hem son derece
ilgi çekici hem de yararlıdır ve alınacak daha ileri düzeyde destek de değerli olacaktır.
Son yirmi yılda destek mekanizmaları gelişmiş, son derece değerli deneyim
yaratmıştır. Ancak, mevcut durumda elektrik piyasalarının liberalleşmesi, genel enerji
ve çevre politikalarında çok geniş çeşitlilik olması ve geleneksel üretim sanayilerine
eskiden beri yapılan yatırımlar ve sağlanan destek, karmaşık bir ortam yaratmaktadır.
Avrupa’da enerjinin uluslararası ticareti ve çevre gerekliliklerinin sağlanmasına imkan
tanıyan uyum seviyesine ulaşmak gerekmektedir. Bu gibi ticaret mekanizmaları
kirlilik ve emisyon azaltma konularındaki hedeflere ulaşılmasına da yardımcı
olacaktır.
IEA üyesi ülkeler kendi ulusal durumlarına uygun destek mekanizmaları belirlerken,
Anlaşmanın bunların ele alınmasında ancak kısmen uygun bir araç olduğu
düşünülmektedir. Bu Anlaşmanın AR-GE rolünün güçlü olmasından ve grubun taraflı
yapısından kaynaklanmaktadır. Buna rağmen, katılımcıların büyük bölümü destek
mekanizmaları alanında bazı çalışmaların yapılması taraftarıdır.
2003 yılının sonlarına doğru, şebekeye bağlı Rüzgar Enerjisi üretiminin büyük
bölümü hükümet ya da eyalet düzeyinde temin edilen teşvikler almıştır. IEA
ülkelerinde kullanılan başlıca piyasa yönlendirme mekanizmaları arasında sermaye
sübvansiyonları ve üretilen enerjiye uygulanan özel fiyatların bir kombinasyonu yer
almaktadır. Giderek artan bir biçimde, özel fiyatlar, sermaye yatırımı sübvansiyonuna
tercih edilir hale gelmektedir. Özel fiyatlar çeşitli şekillerde uygulanabilmektedir;
önceden belirlenen sabit fiyat rejimi (ör. Almanya, İspanya ve son dönemlerde Kore) ya da
sadece elektriğin satış fiyatı üzerinden değeri artırmak üzere yeşil sertifika için ayrı
bir serbest piyasa oluşturulması (ör. İngiltere, Hollanda ve İtalya) gibi. Kuzey Amerika’da
Rüzgar Enerjisinin gelişimi açısından en temel itici unsur Amerika Birleşik
Devletlerinde vergi sübvansiyonu ve Kanada’da üretim sübvansiyonudur.
5
Uluslararası Enerji Kurumu Rüzgar Türbini Sistemlerinde Araştırma ve Geliştirme Çalışmalarında İşbirliği
Uygulama Anlaşması İdari Heyetine sunulan Geçici Çalışma Grubu Raporu
AR-GE günümüze kadar Rüzgar Enerjisi üretiminde elde edilen maliyet ve
performans iyileştirmelerini sağlayan temel faaliyet olmuştur. Öngörülen yaygınlaşma
seviyesinin gerçekleştirilmesi için gerekli olan maliyet ve belirsizlik oranlarında düşüş
sağlamak için AR-GE çalışmalarının sürdürülmesi önemlidir; bu şekilde hem aşamalı
gelişmeler hem de yenilikçi yeni fikirler de desteklenmektedir. Yapılacak araştırmalar
aşırı Rüzgar koşullarının, aerodinamik ve elektrik üretiminin Rüzgar Türbini
işletmesini nasıl etkileyeceğine ilişkin anlayışı geliştirecek ve belki de gelecekte
gerçekleştirilecek tasarımları etkileyecektir. Burada karşı karşıya olunan zorluk,
Rüzgar Türbini teknolojisini daha çok iyileştirecek geliştirme adımlarının
bulunmasıdır. Rüzgar Türbinlerinin elektrik üretim şebekesine büyük ölçekli
entegrasyonun sağlanması çabalarını düşünelim: Rüzgar Tahminleri sonuçlarının
ve bilgilerin, diğer enerji kaynakları ile etkileşim içinde olacağı şebekeye aktarılması,
aksi durumda kısıtlayıcı şartları ortadan kaldırılmış elektrik piyasalarında teknolojinin
gelişimini önleyebilecek olan belirsizliklerin ortadan kalkmasını sağlayabilir.
Zamanlama/Öncelik
Alan Odak noktası
Orta vade Uzun vade
Değerin artırılması ve
belirsizliklerin azaltılması
Enerji performansının tahmin Elektriğin değerinin ++
edilmesi artırılması
Mühendislik çalışmalarının Referans malzemelerin ++
bütünlüğü ile ilgili sağlanması
belirsizliklerin azaltılması,
standartların iyileştirilmesi ve
doğrulanması
Depolama teknikleri Farklı zaman ölçeklerinde ++
depolama
Maliyet Düşürme
Çalışmalarının Devam
Etmesi
Saha değerlendirmenin Aşırı rüzgar ve dalga ++
geliştirilmesi ve özellikle koşulları, tahmin teknikleri
denizsel; yeni yerlerin
belirlenmesi
Daha iyi aerodinamik ve 3 boyutlu etkiler, ++ ++
aeroelastisite modelleri aeroelastik stabilite
Yeni zeki yapılar/malzemeler Aşırı koşullar, uyarlanabilir ++
ve geri dönüşüm zeki yapılar, geri dönüşüm
Daha etkili jeneratörler ve Üretim ve nakil için ++ +
konverterler kombine çözümler
Yeni kavramlar ve spesifik Yük düşürme için zeki +
zorluklar çözümler
Bağımsız ve karma sistemler Geliştirilmiş sistem ++
performansı
Büyük ölçekli kullanımın
sağlanması
Elektrik yükü akım kontrolü Modellerin iyileştirilmesi, ++
ve uyarlanabilir yükler yük akış kontrolü, enerji
elektroniği
Daha yüksek enerji kalitesi Enerji elektroniği ++
Çevresel etkilerin en aza
indirilmesi
Arazinin uygun kullanımı ve Bilgi ve etkileşim ++
estetik
Gürültü çalışmaları Denizsel uygulama ++
konuları
Bitkiler ve hayvanlar Referans veri +
++ yüksek öncelik
+ öncelik
Kaynak: IEA 2001
İlave AR-GE çalışmalarının maliyeti ve faydaları
Geçmişte Rüzgar Enerjisi sektöründe gerçekleştirilen AR-GE çalışmalarının etkisi
artan türbin ebatlarında ve kurulu elektrik üretim kapasitesi başına fiyatların
düşmesinde görülebilmektedir. 1981 ile 1998 yılları arasında Rüzgar Türbinleri üretim
maliyeti dört kat azalmıştır. Rüzgar Enerjisi maliyetinin 2020 yılında 0.025 $/kWh
olacağının öngörüldüğü düşünülürse (tahmin 2010 yılında 80 GW ve 2020 yılında 1200 GW
kurulu kapasiteye dayandırılmıştır) geleceğin daha çok şey vaat ettiği söylenebilir. (BTM,
1999,2000)
Yapılan AR-GE çalışmaları sayesinde, Rüzgar Enerjisi piyasası şu anda hızlı bir
gelişme dönemindedir. Rüzgar Türbini jeneratörleri piyasası kişisel bilgisayar
sanayinden daha hızlı ve neredeyse cep telefonu sanayi kadar hızlı gelişmektedir.
Son üç yılda, Rüzgar Enerjisi ile ilgili bir dizi büyüme çalışması gerçekleştirilmiştir.
Wind Force 10 adı verilen bir çalışmada, 2020 yılında Rüzgar Kaynaklı 3000 TWh
Elektrik Üretimi senaryosu sunulmaktadır (EWEA,2004); bu miktar söz konusu yılda
dünyada beklenen toplam elektrik tüketiminin %12’sine karşılık gelmektedir. Bu
senaryoda, bu hedefe ulaşmak için gerekli yıllık yatırım 2003 yılında 7 milyar $ ve 2020
yılına kadar 81.2 milyar $ olmalıdır. Bu seviyede bir gelişme, rüzgar enerjisi sanayinde
ve bu sektörün tedarikçisi olan sektörlerde istihdamın 2004 yılında 237.000 kişiden 2020
yılında 2.4 milyon kişiye çıkması anlamına gelecektir. Bu senaryoda elde edilecek
çevresel fayda 2020 yılı itibariyle 1.832 milyon ton yıllık CO2 emisyonu düşüşü
olacaktır.
IEA Rüzgar Enerjisi Sistemleri Uygulama Anlaşması
Devam Eden Faaliyetleri
IEA Rüzgar Enerjisi Sitemleri Uygulama Anlaşmasının (Wind IA) misyonu rüzgar
enerjisi araştırma ve geliştirme çalışmalarında işbirliğini teşvik etmek ve hem üye
ülkelere hem de ticari sektör liderlerine kaliteli bilgi ve analiz sunmaktır. Bu nedenle,
Wind IA girişimleri teknoloji gelişimi ve yayılma konularını ele almalı ve aynı zamanda
Rüzgar Enerjisinin faydalarına ilişkin objektif bilgiler sağlamalıdır. Ayrıca Rüzgar
Enerjisinin kullanımını destekleyen piyasalar ve politika araçlarının geliştirilmesine
çalışmalıdır.
Wind IA’in yayılmayı sağlamak için yapabileceği en önemli şeylerden biri maliyetleri
düşürme ve çeşitlilik gösteren, güvenli ve sürdürülebilir enerji kaynaklarının
desteklenmesinin önündeki engelleri kaldırma yollarını bulmaktır. Ayrıca, Ayrıca
Anlaşma’da doğrudan bir politika önerisinde bulunmak yerine hükümetlere politika
geliştirmek için ihtiyaç duyulan objektif bilgi ve analiz etme zorunluluğu
bulunmaktadır. Wind IA hem iç hem de dış bilgi alışverişini genişletmektedir. Çalışma
gruplarından elde edilen sonuçlar, ortak çalışmalar, önerilen uygulamalar ve
uygulama süreci analizlerinin yer aldığı bültenler yayınlamaktadır. Buna ek olarak,
politikalar yayınlanmaktadır ve çok çeşitli, halka açık konferans ve forumlarda
açıklanmaktadır. Wind IA ulusal, devlet destekli programlar ve bulgular ile ilgili güncel
bilgi alışverişi sağlamaktadır ve ideal bir biçimde, temel araştırma alanında etkin
ortak çalışmaların temin edilmesi görevini üstlenmiştir.
Devlet destekli AR-GE çalışmalarının yanı sıra, ticari sektörde üretim sanayi,
geliştirme hizmetleri sağlayanlar ve danışmanlık hizmetleri tarafından kayda değer
çaba gösterilmiş ve kaynak yatırımında bulunulmuş ve fiziksel altyapı sağlanmıştır.
2005 yılında IEA kapsamında sözleşmeli 23 taraf bulunmaktadır. Wind IA katılımcıları
şu anda altı programı sürdürmektedir (Tablo 3). Bu yolla, Wind IA faaliyetleri maliyet
düşürme çalışmalarını hızlandıracak ve daha hızlı yayılmayı sağlayacak uluslararası
işbirliği için hayati nitelikte bir forum oluşturmaktadır.
Tablo 3: IEA Rüzgar Enerjisi Sistemleri Uygulama Anlaşması devam eden projeleri
Proje Özet
Temel Teknoloji Bilgi Paylaşımı İşbirliği ve bilgi paylaşımı ile rüzgar
enerjisi dönüşüm sistemlerinin
geliştirilmesi
Soğuk İklimlerde Rüzgar Enerjisi Soğuk iklim koşullarında çalışan rüzgar
türbinleri ile ilgili bilgi toplama ve
paylaşma
Rüzgar Tünelleri Testleri ve Rüzgar türbini pervane kanatları ve
Ölçümlerinden HAWT Aerodinamik ve yapısal performans ve yükün teorik
Modeller aerodinamik model tahminleri ve gerçek
ölçümlerin karşılaştırılması
Rüzgar Çiftliği Enerji Sistemi Dinamik Çok sayıda rüzgar türbininin birbiri ile
Modelleri Çalışmaları bağlanması ve işletilmesine dayalı enerji
sistemlerine etkilerin incelenmesi
Denizsel Rüzgar Enerjisi Teknolojisi Derin sularda yayılma dahil olmak üzere
Yayılması denizsel rüzgar enerjisi ile ilgili konuların
ele alınması
Rüzgar ve Hidroelektrik Sistemlerinin Rüzgar ve hidroelektrik sistemlerinde
Entegrasyonu üretim, nakil ve bu sistemlerin
entegrasyonu ile ilgili ortak araştırma
çalışmaları gerçekleştirmek; bilgi
paylaşımı için forum sağlamak
Tablo 4: Rüzgar Enerjisi
Başlık İçerik
Devam eden AR-GE Son beş yılda, sanayide AR-GE çalışmaları daha büyük ve
daha etkin rüzgar türbini sistemleri geliştirilmesine odaklanmış;
genellikle ulusal ve uluslararası seviyede gerçekleştirilen
jenerik AR-GE programlarında elde edilen bilgiler
kullanılmıştır.
AR-GE çalışmalarının sürdürülmesi; gerekli maliyet ve
belirsizlik oranlarında düşüş sağlamak, öngörülen ve arzu
edilen yayılma seviyesini sağlamak; aşırı rüzgar koşullarının,
aerodinamik ve elektrik üretiminin rüzgar türbini tasarımını
nasıl etkileyeceğine ilişkin anlayışı geliştirmek için gereklidir.
Zorluk, rüzgar türbini teknolojisinin daha çok geliştirilmesi için,
aşağıdakiler dahil olmak üzere, geliştirici adımlar atılmasıdır:
• Rüzgar türbinlerinin elektrik şebekelerine büyük ölçekli
entegrasyonu
• Rüzgar tahmin sonuçlarının ve bilgilerin diğer enerji
kaynakları ile şebeke etkileşimine aktarılması ile
belirsizliklerin ortadan kaldırılması
Diğer AR-GE Rüzgar enerjisi alanında orta ve uzun vadeli öncelikler:
Öncelikleri Aşağıdaki alanlarda değerin artırılması ve belirsizliklerin
azaltılması:
• Enerji performansının tahmin edilmesi (enerji
üretiminde belirsizlik hedefi %5 ila %10)
• Mühendislik çalışmalarının bütünlüğü ile ilgili
belirsizliklerin azaltılması; aşırı çevre koşulları, güvenlik,
enerji performansı ve gürültü ile ilgili daha iyi anlayış
geliştirme açısından standartların iyileştirilmesi ve
doğrulanması.
• Depolama teknikleri
Aşağıdaki yollarla maliyet düşürme çalışmalarının
sürdürülmesi:
• Daha iyi aerodinamik ve aeroelastisite modelleri
• Daha iyi saha değerlendirme; denizsel dahil
• Yeni zeki yapılar/malzemeler ve geri dönüşüm
• Daha etkili jeneratörler ve konverterler
• Son derece esnek, rüzgar yönünde makineler ve
artırılmış difüzörlü türbinler gibi cihazlar dahil olmak
üzere yeni kavramlar
Aşağıdaki yollarla büyük ölçekli kullanımın sağlanması:
• Elektrik yükü akış kontrolü ve uyarlanabilir yükler
• Enerji kalitesinin artırılması (özellikle zayıf şebekelerde)
Aşağıdakilerle ilgili konuların ele alınması ile çevresel etkilerin
en aza indirilmesi
• Arazinin uygun kullanımı ve estetik
• Gürültü çalışmaları
• Bitkiler ve hayvanlar