You are on page 1of 1181

2

YAYINCININ NSZ

slmda Hkmet, isimli kitabmzn ilk basksnn, ciddi ilim evrelerinde tahminimizin ok stnde bir ilgi grdne ahit olduk. Birinci bask nshalarnn az bir zamanda bitmesi ve mevcutlarnn elden ele dolatn saysz defalar bizzat grmemiz, bu cazip rabetin ak delilini tekil etmi oldu. Geree susam niversite talebeleri, slm (slm ilimler) aratrclar, ilim evreleri, siyaset merakllar bu eseri, srarla aradklarndan ayn eserin ikinci basksn hazrlamaya karar verdik. Fakat bu ara, muhterem mellif eseri bir daha gzden geirmek baz hususlar ilve etmek baz yerlerde daha geni malmat vermek baz mphem kalan meseleleri izah etmek arzusunu izhar ettiler. Bu meru mazeretimize nedeniyle, ikinci basknn yayn ii elimizde olmayan sebeblerden dolay, bir mddet gecikmi oldu. Allah'a sonsuz hamd ve senalar olsun ki, eser mkemmel bir ekilde tamamland. Artk, bu eserde slmn
3

siyas nazariyesini, muhtelif cephelerden ve eitli ynlerden incelemek ve deerlendirmek mmkn olacaktr. lk baskda bu eseri, yalnz bir cilt olarak tanzim etmitik. Esasen hacimli olan esere yeni ilveler de eklenince sahifeler bir hayli oalm oldu. Bu bakmdan, eserin tamamn iki ksma blmeyi daha uygun bulduk. Bu basknn dzenine gelince; birinci blmde, kitabn esas gznne alnmtr. Bu ksm, yalnz ilmi bahisleri ve teorik konular iermektedir. kinci hsm ise, Pakistan'da slmi Hkmet'i kurmak iin, ortaya konulan gayretli almalar ve bu hususta ileri srlen fiili alma sistemlerini etrafl bir ekilde anlatr. Allah izin verirse, yaknda tamamlanm olarak takdim edilecektir. Bu eserin, ilmi kaynaklara dayandn sylemee bile lzum olmad kanaatindeyiz. Muhterem mellifin yalnz ismi dahi, her okuyucu iin yeterli bir teminat demektir. mit ederiz ki, slm limleri ve siyasi ilimleri okutan eden niversitelerin fakltelerinde okuyan talebeler ile ilm titizlie sahip, ilmi aratrma ve inceleme yapanlar iin de istenildii gibi faydal bir eser ortaya km
4

olsun... Bu byk telif eserin, son basks hem yaz bakmndan hem de bask bakmndan, daha iyi olan ofset basksnda yaplmtr. Elimizden gelen her trl gayreti sarfettiimizi ve katlandmz zahmetleri, muhterem okuyucularmz herhalde daha iyi takdir ederler. (Lahor, 13 evval 1386 - 24 Ocak. 1967). Fakir; "Ahlak Hseyin" slami Neriyat Brosu Mdr

MELLFN NSZ

slm'n siyasi nizam hakknda, yirmi yirmi be seneden beri bir ok eyler sylemek ve yazmak frsat elime geti. Konumuzun esasna ait ve bu kke bal veya kkle alkal konularda, teorik adan bir hayli eyler ortaya koydum: Bu i hakknda daha iyi bilgi verip, daha etrafl bir ekilde anlatmak yoluna gittim. Artk yle bir aamaya gelmi oluyoruz ki, u iinde bulunduumuz zamanda, fiili ve pratik olarak slm'da Hkmetin nasl olabileceine dair pln izilmi bulunuyor. Bu mevzular, uzun bir zaman sresince, eitli yerlerde birok taraflariyle her frsatta anlatlarak zahlar yaplm; beyanat ve raporlar halinde, konferans eklinde aklanm mevzulardr. Bunlarn byk bir ksm da zaman zaman yazlp, makaleler eklinde ortaya konmu ve neredilmilerdir. Fakat imdiye kadar, bu mevzular, hep bir araya toplanp, mstakil bir kitap haline gelmemiti. Bir ka sene nce Cenb Hurid Ahmed Sahib, muhtelif mevzulardaki kaleme alp yazdklarm ve konferans eklindeki konumalarmdan

meydana gelen ksmlar bir araya getirerek, dzenleyip yazl hale getirerek, "slmda Hkmet" ismi altnda bir eser hazrlad. Fakat o zaman, elde bulunan btn maddeleri ve mevzular bir araya getirmek mmkn olmamt. Ve bunlarn hepsi de yeterince lenmi saylmazd. Bundan baka, bu eserde, teorik konularla "Pakistan'da slm bir hkmet" oluturmak iin yaplan almalar srasnda, meydana gelen durumlar konun dnda kalmt. imdi, dare-i Maarif-i slmi, "slm Kltr Dairesi" nin gzetimi altnda Cenb Hurd Ahmed Sahib, almalara devam ederek benim bu hususa ait btn yaz ve fikirlerimi bir araya toplad. ki ksma ayrp, dzenli ve yazl br eser haline getirdi. lk ksmda "islm Hkmet'e ait btn teorik konular bir araya getirilmitir. kinci ksmda ise, "Pakistan'da slmi Hkmet" kurma almalar srasnda cereyan eden mevzular ihtiva etmektedir. imdi, slam Hkmet'in siyasi nazariyeleri ile bu hkmet nizamnn btn ameli ve pratik plnlar, bir arada ve toplu olarak okuyucunun gz nne serilmi bulunuyor. Bu kitabn nerinden nce okuyucular, deiik frsatlarda ancak, bu madalyonun bir tarafn grmek imkn iinde idiler. Halbuki son almalar neticesinde, madalyonun her iki tarafn da gzden geirmek mmkn
7

olduu gibi, bu fikrin eitli cephelerini hu albmde seyretmeleri mmkn olacaktr. te, eserin asl faydal taraf da burasdr. Ben de, bu eseri, hu defa tekrar ve yeniden, tam olarak gzden geirdim. Kitabn hazrlaycs da benimle her bakmdan maverede bulunup, yeni dzen ve yazmda, bana danarak alt. mit ederim ki, elde bulunan bu eser imdiki haliyle sadece genel ve normal okuyucularn, faydalanmalariyle kalmayp ayn zamanda zel olarak, slm ilimleri le siyasi ilim talebeleri ve dier aratrclar da byk apta istifde etmi olsunlar. 18. Ocak. 1967 Ebu'l-A'la El-Mevdudi

HAZIRLAYANIN NSZ

nsann itima sosyal ve meden yaaynda vcuda meydana getirilen eitli ynetimlerin idare edilmesi ilerinde, en fazla ehemmiyet verdii ve en ok zerinde durduu i, hkmet oluturmak meselesidir. Hkmet demek, bir memlekette bir lkede oturanlarn uygun koullar altnda bir kanun ve bir nizma balanarak, kendi itimai vaziyetlerini dzenleme iidir. Bunun kudretini, bunun kuvvetini ve hkmn kendi ilerinin zerinde nfuzlu ve yrrlkte sayarlar. nsan, daha medeniyet yolculuuna kt yaamn ilk alarnda byle bir oluumun, byle bir idarenin zaruri olduunu anlamtr. Btn insanlk tarihi, hep "hkmet", "devlet" ve "siyaset" zerine dayanr. te, "Tarih" denilen ey de bunun dzenlenmesi ve bunun ilerleyip gelimesinden, ibarettir. imdiki zamanda, amel ve pratik bakmdan ilerleme ve tima yaayta rahat etmenin muhtelif eitli yollarnda bir takm engeller, karklklar, anlalmas zor usller, insann karsna karak, hazan "kmaza

sapma" eklinde ne kar. Bunlar hkmet'in alma sahas ile bir arada yrtlmek istenirler. Gnmzde, hemen hemen btn dnya lkelerinde, "Hkmet" in vazifesinin sadece, memlekette emniyet ve asayii salamak, memleketi kontrol altna almaktan ibaret deildir. Belki, itima sosyal adaleti yaymak. Halk anlayl bir ekilde refah yolunda yrtmek, olduu da bilinmektedir. Bu "hkmet" in olumlu bir hareket tarz ol mas lzmdr ki, yaayn her tarafna tesir edip gidilebilsin.

10

HKMET VE SLM

slm, kendi tarihi boyunca, Hkmet'in ehemmiyetini hibir zaman gzden karmamtr. Enbiya-yi Kiram Peygamber (A.S.) devrinde itima kuvveti toplumsal gc, slm'a tbi klmak yolunda almalar devam etmitir. Onlarn, peygamberne davetlerinin arlk noktas "iktidar" n yalnz, Hak Tel'da olduu ve Hak Teal'ya has bulunduunu gstermektedir. Bu ekilde, her trl gizli ve ak - "irk" i ortadan kaldrmak yoluna gitmilerdir. Onlarn her birinin de halka syle hitap ettiklerini grmekteyiz: Ey benim kavmim, Allaha ibdet edin; sizin ondan baka ilhnz yoktur.1[1] (A'raf: 65) Bu peygamberlerin her biri de, yine Allah
1[1]

"lh," "Rabb," "bdet," ve "din" gibi stlahlarn, doru mnalarn anlamak iin bkz. Kur'an ki ar bnyd istilaheen. Kur'ann drt temel stlah, Seyyid Ebul-A'l El-Mevdd. slamic Publications, Lahore.

tarafndan gnderilmi, Allah tarafndan tayin edilmi olduklarn ileri srerek, halkn itaat etmelerini istemektedirler. "Allah'tan ekininiz ve bana itaat ediniz." u'ar:163 Hak Teal'nn gndermi olduu bu "Kullar" yeryznde "O"nun dininin kanun ve nizamnn kaim olmas iin, yaayn her sahasn tanzim etmek ve islh etmek yolunda almlardr. Hak Teala'nn kanununun her yer de ve her zaman, icra edilmesi yolunda uramlardr. Onlarn, bu alp uramalar, yaayn her hususunun dzene girmesi iindir. Bu arada, elbette ki, hkmet in de slh ve dzene konup nizm dairesine alnmas, bu iin mhim mevzularndan biridir. Kur'an- Kerim'i dnerek okuduumuz zaman, Hazret-i Ysuf (A.S.), Hazret-i Musa (A.S.), Hazret-i Dvd (A.S.), Hazret-i Sleyman (A.S.) ve Peygamberimiz Hazret-i Muhammed (S.A.V.) in de, uygun ller dahilinde, nizaml ve dzenli bir "Hkmet" teekkl ettirmek (yolunda) yolunda, alp uratklarn btn akliyle grmek mmkndr. Yine incil ve Talmd'u2[2] da dnerek bir deerlendirme yapacak olursa dier "Ben srail" peygamberlerinin de, bu i
2[2]

Kitb- Mukaddes, Ahd-i Cedid ve Ahd-i Atik.


13

hakknda alm olduklarn renmek imkn vardr. Onlar da doru bir "hkmet"'in kurulmas yolunda al p uramlar, yanl ve gayri kanun "hkmet" lere kar ar bir ekilde, her taraftan cephe alm ve tenkitlerde bulunmulardr. slm dnceye gre, "hkmet" e ait ehemmiyet lsn, aadaki "Emr-i lh"den anlamak mmkn olur ki, orada "yerin ve gklerin Hliki" kendi "Neb" sine (S.A.S.) u ekilde dua etmesini retmek istemektedir: "Syle: Y Rabb: beni, doru bir girile girdir ve doru bir ktan kar, bana kendi indnden, yardmc bir kuvvet (iktidar, hkmet) ver." (sra Sresi: 80). bu yet-i kerime, Hicret-i Nebevi (S.A.S.) den pek az nce nzil olmutur. O zamann grnrdeki durumu gznne getirilirse, "hkmet"in ve "iktidar"n ehemmiyet derecesi kendiliinden aydnlanm olacaktr. Bu yeti kerimenin mefhumu hakknda Mevln Mevdd sahib), aadaki cmleleri beyan buyurmaktadr: "Ya sen kendin, bana iktidar ver, yahut ta bana desdek olacak herhangi bir "hkmet" vcuda getir ki, onun kudreti vastasiyle dnyay, saplanm bulunduu u
14

fenalklardan, temizleyip kurtarabileyim. Fenalklardan, ak saklklardan, ard arkas kesilmeyen ktlk selinin, nne geip, onu kurtarp, senin adalet kanununun geerli olmas ve yrmesi yolunda alaym." Hasan Basr (R.A.) Katde (R.A.), bn-i Cerr (R. A.), bn-i Kesr (R.A.), ve dier mfessirler, bu yet-i kerimenin tefsirini, yukarda anlattmz ekilde beyan ederler. Bu hususun teyidi hakknda, u hadis-i erif de nazar dikkate alnmaldr: "Hak Teal, Kr'an ile kar koyup, ortadan kaldrmad ok eyi "hkmet" vastasiyle kar koyup ortadan kaldrr." Buradan anlalyor ki, islm dnyada yapmak istedii slhat iinde vaaz edip, nasihat ve t vermekle kalmam, ayn zamanda bilfiil ii ele alm ve siyas noktay da ihmal etmemitir. Hkmet ve "Siyaset"i de ie kartrmtr. Yine, Hak Tealnn byle bir duay, peygamberine retmek istemesinden sabit oluyor ki, "din"in tutunmas, "eriat"n uygulanmas, Allah'n emirlerinin yerine getirilmesi iinde, "Hkmet"e ihtiya vardr. Bu yolda almak iin, sadece cevaz vermekle yetinilmemi, bu i zorunlu saylmtr. Baz kimseler, yanl dnerek, bu meseleden peygamberin dnyaya ball
15

olduunu ve dnyay istedii eklinde bir anlay benimserler. Bu hatal bir dncedir. nk, dnyaya balanmak ve dnya istei aslmaksat olsayd, o zaman, istekte bulunan ahs, "iktidar" ve "hkmet" i kendisi iin istemi olurdu. Hak Teal'nn dininin ykselmesi, ayakta tutunmas iin, istenen "hkmet" ve "iktidar" ancak, Hakka balln gereinin t kendisidir. ahs bir gaye iin deildir. Tefhim l-Kur'an, Cilt II, Sahife, 638 Bu meselenin daha iyi anlalmas iin. aada kaydedilen ayet-i kerimelere ve Hadis-i eriflere de gz gezdirelim. "Evet... Biz resullerimizi, apak delillerle gnderdik. nsanlarn lyle (adaletle) hareket etmeleri iin. onlarla (peygamberlerle birlikte) kitap ve mizan (l) da indirdik. Bir de "demir" i (Kl, silh, hkmet kuvveti ve iktidar) indirdik ki, onun iinde iddetli bir kuvvet ve insanlar iin ok faydalar vardr." (Hadd: 25) "O, o kimsedir ki, resullerini hidyet ve hak din zere gnderir, t ki, ... mrikler holanmasalar dahi .... onun dini kuvvetli ve aydm klnsn." (Saf: 61) "Acaba kim, Allah'n kuluna gnderdiiyle, hkm vermez? Ancak kfirler hkm vermezler.
16

(Mide: 44) Ve yine Resl-i Ekrem, buyurmulardr ki: "slm ile devlet (hkmet) ikiz karde gibidirler. Bunlardan biri olmakszn, tekisi de kmil olmaz. slm bir binadr. "hkmet" de onun bekisi. Temeli olmayan bina ker, bekisi bulunmayan yer de dalr gider." (Kenz-l-Umml) slm dncesine gre "din ile devleti birbirine zt grmek" asla mmkn deildir. Bunun neticesidir ki, bir mslman daima kendi "hkmet" inin inand esaslar zerine kurulmas iin alr. Bu yolda alma, Mslman dininin ve imnnn gereidir. O, Kur'an- Kerim'de ve Hazret-'i Resl-i Ekrem'in Hadis-i eriflerinde her ne ekilde olursa olsun, ahlk ve muaeret dab derslerini renmitir. Yine byle, siyaset, medeniyet ve itima yaama yolunun ak hkm ve kaidelerini de grm ve anlamtr. Tabiidir ki, yukarda saydklarmzdan, ikinci sradakinin yani, "hkmet" in bulunmas art ve farzdr. Bu "hkmet" fiil bir ekilde ortaya kmadka, "kanun" un bir paras ilemez bir hl alm olur. Bunun neticesinde de Kur'an- Kerim'in ortaya koymak istedii "toplumsal yaam" gereklemez. Ve ite bu sebebledir ki,
17

"mmet" in fakihleri ittifakla, "mamet" (nderlik, devlet reislii) in oluturulmasn, "mam" n tayin edilip seilmesini farz bilmilerdir. Bu hususta kusur etmek ve ihmal gstermeyi de, en byk din emri yapmamak gibi saymlardr. Allme bn-i Hazm "El-Fasl Beyne ElMilel Ve'n -Nihal" isimli eserinde yle beyan eder. "Btn Ehl-i Snnet, Merci'iye, iler ve Havaric hep bu hususta ittifak ederler ki, "mana" nasb etmek, mam tayin etmek, farzdr. Bu man adil olup, Hak Tealnn hkmlerini icra edip Resl- Ekrem'in (S.A. V.) getirdii kanun ahkmna uygun bir ekilde, halkn ilerini yrtmek, memleketi idare etmek ve siyas ileri dzene koymak yolunu tutmu bulunan byle bir mam'a itaat etmek yine farzdr." (El-Fasl- Beyne - El-Milel Ve'n Nihal, Cilt IV, S:87.) ah Veliyullah Shib, bu hususta yle yazmaktadr: "Cmi'i ar'it" aranan zelliklere sahip bir "halife" nasb ve tayin edip baa geirmek mslmanlar zerine vacibn bilkifye'dir. bu hkm de kyamete kadar devam eder. (ah Veliyyullah Shib, zlet - l- hf, Maksad: I, Fasl:) Bu yle mhim bir meseledir ki, btn
18

"mmet" bunun zerinde icm ittifak eder. Amel ve fiili bakmdan da, Re-sul-i Ekrem'in (S.A.V) ve sahabe-i kiram (R.A.) "imam" nasb edip tayin etmek hususunda ok titizlikle durmular ve bu ie byk ehemmiyet vermilerdir. Hazret-i Resl- Ekrem'in (S.A.V.) dnyadan gtklerini mteakip, mbarek vcutlarnn tehiz ve tekfinin den nce mam'n seimi iinin zerinde durmulard. Bu ekilde, Zat- saadetlerinin kurmu bulunduklar nizm ve meydana getirmi olduklar, idare etmek ilerinin dzeni, bozulmaktan ve dalmaktan kurtarlmtr. Onun yapmak istedii iler de tam olarak devam ettirilmitir. slm, madd iktidara ihtiya gsterir. Byle olmakszn kendi camiasn toplumunu tam bir ekilde oluturamaz. Bunsuz, hi bir i yaplamaz ve insanln slh iin byk iler de baarlamaz. Bunun iindir ki, Kur'n- Kerim de bu meseleyi izah ederken, slm'n madd iktidar' nn manev iktidarna bir destek olduunu bildirmitir. O zaman, iyilikler ayakta tutunup, fenalklar da silinip ortadan kalkar. "Kendilerini yer yzne yerletirdiimiz ve iktidar sahibi kldmz kimseler (Mslmanlar), namaz klar, zekt derler. Onlar, doru ie emredip, eriliklerden men'eden kimselerdir. te, ilerin hepsinin
19

sonu, Allha aittir." (Hac: 41) imdi, biz, bu bahislerden u neticeleri elde etmi oluyoruz: 1Hkmet oluturmak, insan topluluunun zaruri, temel binasdr. Bu, olmakszn, yaayta sosyal dzeni dnebilmek bile ok zordur. 2 - slm, insanlar iin her ynyle, bir yaay dzenidir. tima toplumsal yaay iin de, aydn ve ak bir yol gsterici ve rehberdir. 3 - slm'da, din ile iktidar arasnda, her ne ekilde olursa olsun hi bir ztlk ve ayrm yoktur. Caiz deildir. O, btn yaay dzenini Allah kanununa tbi klmak ister. te bu maksat iindir ki, siyaset de slm kanunlar arasnda dzenlenmitir. slm'da "hkmet" in ayakta tutunmas ve salamlamas iin, kanuna bal bulunmak lzmdr. 4 - Hak Telnn hkmlerinin bir ksmna balanmak, bir ksmn brakmak, "O"nun hkmlerine ilveler yapmak, veya bir ksmn ortadan kaldrmak, dnyada ve ahirette lh akbeti gerektirir. Bu gibi ler, ister gnl arzusu ile olsun, ister baka birinden korkmak, yahut hatr iin olsun, ayn neticeyi dourur ve hep ayndr. 5 - Din ile hkmet ve devletin o kadar
20

yaknlklar vardr ki, bunlardan biri dierinin bir paras saylr. slm'da, "slm hkmeti" ve "islm devleti" olmakszn, zulm, adaletsizlik ve keyfi idare, her taraf sarm olur, Neticede Cengiz fesad ba gsterir, hakszlklar alr yrr, slm, "hkmet" siz ve "devlet" siz, olursa bu hal deki "islm", kolu baca krk, sakat vcuda benzer. e yaramaz bir hal alr. O zaman, Allah'n "din"inin hkm srmesi yerine, "klelik" "esaret" ve "sefalet" devresi balar. Bunun iin slmda hkmetin temellerinin salam kurulmas zarureti vardr. "slm hkmeti" ne smsk, balanmak, onun ayakta tutunup kuvvetli olmas iin almak lzmdr. Son a ve slam Hkmeti Meselesinin din cephesi budur. Fakat iyi dnr ve son an vaziyetini inceden inceye gzden geirirsek o zaman slm'da bir hkmetin kurulmasnn tam zaman olduunu ve hereyden fazla bunun zarur bulunduunu renmi oluruz. Avrupa'da, gayri din hkmetler kurulduunu dnerek ve bunun kendisine zg bir ekil alarak, ortaya ktn ve bizi de etkisi altna aldn gz nnde bulundurmalyz. Avrupa'da malm ekilde, bir "Papalk" nizm ta eskiden beri kurulmu
21

bulunuyordu. "Bu papalk" din nm altnda padiahlardan daha da kuvvetli, onlardan daha da kudretli, padiahlardan daha da baskc bir ekilde hkmet srp, saltanat etmekteydi. Olmadk mezlimi, din kisvesine sokarak, icra etmek yolunu tutup gitmiti. Papaln bu davranna, zamann ilerlemesiyle halk da bunun iin areler aramt. Bu "Papalk" messesesi, hakiki Hiristiyanla o kadar muhalif hareketlerde bulunmu, o kadar lsz davranmt ki, onun bu yaptklar kendiliinden onu di nin haricine karm; din nam altnda yaplmadk hakszlklar ve rezaletler brakmamt. Bunun asl sebebi, hakk bir din "hkmet"in mevcut olmad ve gayr din hkmet ve gayr - din siyset gdlmesi ve bunlara da "din" ss verilmesindendir. 1832 de intizaml bir ekilde "seklarizm" cereyanlar (dnce aknlar balad. O zaman "Jakob Holik" tarafndan din ile siysetin birbirinden ayrlmas fikri ortaya atld. O zaman ki fikr ve siyaset adamlar bu hareketin ncln yapyorlard. Bu fikir hareketi ok gemeden siyasi sahada da baarl oldu. Siyas rejim olarak kabul edilmek imknn da buldu. zet olarak olarak bu hareketin gayesi "din"i ferd yaay sahasyla snrl klmakt. in balangcnda, "din" ile kimsenin alkas olmayacak, kimse
22

de "din" iine karmayacakt. Tam manasiyle tarafsz kalnacak ve ferdin "inan ve din" hrriyeti de korunmu olacakt. Fakat bir mddet sonra bu hareket baka bir ekil ald. Bu defa "din"e kar cephe almak, zorla "maddecilik" tarafna yneltmek, bir nevi "komnistlik ve sosyalistlik" yolunu tutmak, ortaya kt. Seklarizm'in ekil deitirip bozulmas nasl oldu? lk bakta, bunu kavramak ve tam olarak anlamak mmkn deildir. Bir ksm inanszlklar insann karsna kmakta ve onun fikir ve dncesini dank bir hale sokmaktadr. eitli fikirler trl trl dnceler, insann kafasna girip, bir sr "... izm" ler dourmaktadr. "Komnizm" "sosyalizm" "kapitalizm" ve bunlarn benzer leri, insann fikrinde kkleip, yaama sahas bulmaktadrlar. Neticede bu durum insan her bakmdan, maddecilie srklyor. l -- "Komnizm ve sosyalizm" hakknda tenkidlerde bulunan mehur eletirmen R.N. Crew - Hunt yle yazyor: "Komnizm, sefalet, perianlk, sknt iinde olmak ve i tim sosyal dzenin bozulmasnn neticesi deildir. Zira, bu rejimi tatbik eden lkelerde, halk snflar iinde, iyi ve bol keseden para kazanan, maa alan
23

iilere, mreffeh bir seviyede yaayanlara da pek ok rastlanmaktadr. Komnizmin meydana kn, halkn eskiden gznn kapal oluuna, imdi gznn aldna, sermye sahiplerinin, yani, kapitalistlerin istismar dzenine kar koymak yolunu tutmu olduklarna, onlarn ktlklerini, istismarlarn ve adaletsizliklerini anladklarndan, mevcut nizm dzeni ortadan kaldrp eitlik nizamn tesis etmek yoluna gidilmek iin olmamtr. Son denemelerden elde edilen neticeye gre, hakikatte, komnizm bir ksm teori ve nizamlarn toplamnn ismidir ki; bizim yaaymzda, varlklarna ihtiy olan nazariye ve nizamlarn yerine geici olarak oturmutur. Bu nizam ve nazariyeleri bundan nce dn temin ediyordu. Bu boluu din dolduruyordu. Din ortadan kalkp, onun yerine gayr-din nizam ve dinsizlik girince, bu boluk kendisini hissettirdi. O zaman bu boluu telfi etmek iin areler arand, neticede de "komnizm" aresi bulun du. "Komnizm" dinsizliin neticesidir. Bu nizm da, i ve dnce karsna kacak olursa, o zaman, yaayta alemmul (evrensel) baka bir hayat nizam ortaya km olur ki, bu yeni km olan nizam, dier yntemlerin ncl vazifesini

24

grmek ister"3[3] Sosyo - komnizm tarafna balanm bulunmayanlar da din ortadan kalknca fikir emniyetsizlii, ruh strab ve inan zaaflarna malup olup giderler. 2 Ferdin (bireyin)karsna yeni yeni arzular ve istekler dikilmitir. Ferd, yalnz kendi ahs arzu ve isteklerini gerekletirmek yolunu tutar. Mill l zerine kurul mu bulunan, kamu yararna, zaman zaman - yerine ve gereine gre - kendisinin ahsi veya itima yaaynda, bir eit zulm olarak kabul eder. Herhangi bir mstakil ahlakn disiplini altna girmek istemez. Durum byle olunca da, mill yaay iin de ahlk kontrol kalmaz. te bunun neticesindedir ki, asrmzda ok byk ve muazzam iki cihan harbi patlak vermitir. Bu iki harp yznden yaralanp lm olanlarn saylar, insanlk tarihi boyunca gereklemi btn muharebelerdeki l ve yaral saysnn toplamndan kat kat fazladr. 3 Bu sosyo - komnizm, umum ahlk tesirleri de yok edip ortadan kaldrr. Kiisel zgrlk, sznde durma cesaret ve buna benzer ahlk zellikler yle dursun; iyilikle ktl birbirinden ayrd etme hususlarna
3[3]

R.N. Crew, Hunt Teory and practice of Communism -London 1951. Sahife 6
25

da maddi olarak imkn vermez. Her trl msbet kabiliyetleri de ortadan kaldrr. Bu ller yerine, alaka yararlanma yolunu bulmak, zamana uymak, gnn gn etmeyi dnmek gibi eyleri, ferd ve itima ahlkn temel kaidesi klar. Bunlarn da neticesinde itima yap her taraftan kntye urar. O zaman da huzur, emniyet ve gven tamamen ortadan silinip gider. 4 Tecrbelerden renildiine gre, eer srf maddi bir yarar gznnde bulundurulup gaye edinilmi olsayd ve herhangi bir ahlki ve manev nizama ballk olmasayd; gerekte, insan, yine bu maddi yarar tam olarak elde edemiyecekti. Arnold Toynbee, seklarizmin neticelerini inceliyerek, ak bir lisanla bu hareketin baarya ulaamadn u ekilde beyan eder: "Eer yaayn amac, srf madd istek, dnyevi zevk ve dny arzular zerine kurulmu bulunsayd, ferdin maddeten iyi geinmesi, madd isteklerini elde etmesi dnyev huzur ve rahata kavumas yine de mmkn olamyaca son tecrbelerden artk anlalm bulunuyor. Yine kesinlikle anlalm oluyor ki, eer, seklarizm'in ileri ve yksek iddialar manev ve ruhani amalarn yan banda bulunursa, ite o zaman ancak bunlarn dolayl neticesi olarak, insan dnyev huzur ve rahat da elde
26

edebilir."4[4] Gerei u ekilde belirtebiliriz ki, seklarizm imdiki hlde fiil olarak baarszla uramam ise de tarih ancak bunu ilerde aklayp gsterecektir. Dikkat ettiimiz zaman greceiz ki imdiki seklarizm ok eski ve miadn doldurmu bir dncedir. Zamann ilerlemesiyle bir daha onun semtine dnmek imkn kalmamtr. "Seklarizm" baz tarihi sebeplerden domutur. Belirli ve snrl bir evre iinde de ancak geliebilecektir. Bu sebepler ve bu evre mevcut olmasayd, elbette ki "seklarizm" meydana kamyacakt Onu tutundurmak da mmkn olmayacakt. Yukarda sz konusu ettiimiz gibi, seklarizm ad verilen bu sisteme gre dinin devlet ve hkmet ileriyle hi bir alkas olmayacakt. Fakat bu noktay dikkatli bir incelemeye tbi tuttuumuz zaman grlecektir ki, bu rejim aslnda dne ve dn nazariyelere kar olumsuz ve muhalif bir tavrn sahibidir. 19 uncu asrn tarihini gzden geirdiimiz zaman, anlalacaktr ki, "seklarizm" ferdi ve mill mevzularda, fert iin, tam bir hrriyet ve serbestlie taraftarlk etmekte ve bu rejimin asl siys tutumunun da esas... hkmet'in bu gibi ilere mdahele etmemesi
4[4]

Arnold, . Toynbee, Chiristianity among the religins of the world, S. 56


27

bir gaye ve ama olarak dnlmtr. Ancak ayrlmas dnlen, bu hususlarn hepsi de birbirine bal, bir dierinden ayrlamyan hususlardr. Seklarizm ancak hkmetin sadece bir "mdafaa sistemi" yani (Police state) mahiyetine girdii zaman muvaffak olabilir. Bu u demektir ki "seklarizm nizamnda," hkmet'in vazife ve yetkisi, srf memlekette kontrol temin etmek, asayii salamak olacaktr. Hkmet, dtan gelecek olan taarruzlar karlayacak, ite kacak kargaalklar yattracak emniyetsizlikleri gidermek yolunda alacak ve baka bir i grmiyecektir. te, ancak byle bir nizam ve byle bir rejimde, ferdin tam manasiyle, hrriyeti sz konusu olabilir. O zaman ferd, istedii gibi yaar. Bu ekildeki hkmet de hi olmazsa dini akidelere ait hususlara kar tarafsz kalr, bu gibi eylerin hi birisine hi bir ekilde mdahele etmeyi caiz grmez. Fakat bu dnce, ancak 19 uncu asrn seklarizm'inde bulunuyordu. Bu gn ise vaziyet tamamen bakadr. Ve hkmet dncesi, hkmet mefhumu, tamamen deimitir. Bugn, hkmet denilen nesne, artk eskiden tasavvur edildii gibi koca bir put deildir. Bu gnk hkmet bir dire iine ekilerek, memlekette eitli ynlerden olup bitenlere ve olup biteceklere kalamaz. Bugnn hkmetinin pek ok vazifeleri
28

vardr. sahas pek genitir. O artk yaayn her ynyle megul olmakta, bu yaay tasvirinin her noktasn izmek yolunu tutmaktadr. Kendi polisi ve zabtas vastasiyle dzen ve intizam temin eder, cehaleti ortadan kaldrmak yoluna gider; ilim ve bilgi mealesini yakar ve ilimle her taraf aydnlatmaa alr. Sefaleti ortadan kaldrmak, servetin adilne ekilde paylamn salamak, sosyal ktlkleri ve kt alkanlklar silip sprmek, ehir ve ky halkn ahlk ve itima sahada yetitirip fertlerin gelimelerini salamak, hastalara il salamak, onlarn tedavisine almak, hakszla uram olanlarn haklarn kendilerine iade etmek: darda kalan, skntda bulunanlarn imdadna komak ve bu kimselere yardm elini uzatmak gibi eitli vazifeler, hkmetin yapmas gereken vazifelerdendir. zet olarak, bu gnn hkmet denilen messesesi her bakmdan, refah ve huzuru temin etmekle sorumlu olmaktadr. Bunun iindir ki, byle bir hkmet, fikr nazariyelere ve akidelere bal bulunan hususlara kar alakasz ve ilgisiz kalamaz. Her ne ekilde olursa olsun, az veya ok bu gibi akmlarla megul olacaktr. Yine, her ne ekilde olursa olsun, iyilikle fenaln, refahla sefaletin llerini tayin etmek iin bir terazi bir lye sahip bulunacaktr. Bu
29

terazi ve bu l'ye gre de kendi polisine, kendi zabta kuvvetlerine ne ekilde ve ne surette hareket edeceklerine dir emirler verecektir. Bu sebeplerdendir ki artk bu gnk hkmet bir nazari hkmet olarak kurulamaz. Tarih hatralar bakmndan, seklarizm zerine kurulmu, onun tarif ettii temeller zerine oturtulmu ve bu fikre bal kalnarak dzenlenmi bir hkmet hakikatte hibir ekilde ve hibir noktadan mevcut olmam, daha kurulmadan ortadan silinip gitmitir, denebilir. Bu temeller zerine kurulmak istenen hkmet kalesi srf bir arzu ve bir istekten baka bir ey olmam, mevcut bulunan boluu doldurmak iin ancak bir hayal mahslnden baka bir ey deildir. Bugn artk, dnyada seklarizm iin yerleecek, snacak bir yer kalmam tr. Tarih te bunu gsterip gzmzn nne sermektedir. Bugn artk zarur olan ve varl zorunlu bulunan "hkmet" tam mnasiyle "seklarizm" nazariyesine muhalif bulunan "hkmet" tir. islm da ancak, byle bir hkmetin kurulup tutunmasn istemi ve bunun iin almtr.

30

III SLAM LEMNDE, SLAM HKMET KURMAK N ALIMALAR Yukarda izilmi bulunan ekilden iktidr'n nizam ve intizamnn eitli cephelerini grm bulunuyoruz. kinci Dnya Savandan sonra, Mslman lkelerinin ou istiklllerine kavuup, hrriyetlerini elde ettiler. Bu lkelerin hemen hemen hepsinde, veya bir ounda slm llerine uygun, bir islm hkmeti kurmak iin almalar balad. O zaman tabiatiyle u nokta kendisini hissettirdi: Sanki mevcut bulunan medeniyetin son bulmas ile bir boluk, bir aklk ortaya kacak ve meydana gelecek olan bu boluu doldurmak icap edecektir. Bu da bir hakikattir ki 19 uncu asrda, Mslman lkeler birer birer Avrupa smrgecileri tarafndan avlanp, yutulmulard. Bunlardan ancak, drt memleket hari hepsi esaretin ve kleliin karanlna gmlmlerdi. Birinci dnya savandan sonra, iler deimee balad. Uyanmalar ba gsterdi, Ancak kinci Dnya Savandan sonra Mslman lkeleri birbiri arkasndan hrriyete kavuup, istiklllerini elde ettiler. imdi bugnk gnmz de 34 mstakil
31

Mslman devleti vardr.5[5] Bu lkeler kendilerinin siyasi ve medeni istikblleri iin alp uramaktadrlar. Bu lkelerde siyasi istikll ve siyasi hrriyetle birlikte, bir takm mhim meseleler ba gsterdi. Mslmanlar, smrgeci "iktidar"n tahakkm altnda yaadklar mddete kendi itima yaaylarna, her naslsa. slm bir ekil verebilmiler, din yaaylarn mkemmel bir surette kontrol altna almlard. O zaman onlar, kendi imanlarnn gerektirdii btn cepheleri tam bir ekilde takib edememekle beraber, yine de ferdi ve itima yaayn bir ok cephesinde Hak Tealnn emirlerine ve Resl- Ekrem (S.A.V.) in retisine uyabiliyorlard. Tabiatiyle, hrriyete kavuup, istikll elde edilir edilmez, u mesele ortaya kt: imdi, umumi yaay nizam, hkmet ekli rejim ve kanunlarn slm usullerle ayarlanmas lzmdr. te bu, asrlarn tesinden beri gelen islm Milletlerinin en vazgeilmez isteidir. Mslmanlar, slm nizamn, "kurulacak olan hkmet"in zerinde hkim bulunmasn taleb ederler. Bu da her bakmdan kendisini hissettirir. Trihin, geni gr karsnda, bu hareket pek mhimdir. Bunun iindir ki,
5[5]

Eser yazld zaman 34 idi. Bugn 43 tr. Mter32

cim

onlar, mitle gvenle istikble balanmaktadrlar, Fakat, derin dndmz zaman u noktay anlam olacaz ki, Mslmanlarn veya bir mslmann istedii "slm hkmet" nasl olacak ve hangi ekilde bizim nmze km bulunacaktr. Tabiatiyle hkmet'in "slm hkmet" olmas isteniyor btn imknlar bunun iin sarf ediliyor, bu hkmet'in slm lleri ne uymas bekleniyordu. Maalesef bu meselenin asl hakikati byle deildir. Bu gayeye engel tekil eden asl sebep udur: Smrge idaresindeki retim ve eitimin tabi neticesi olarak kltr sahibi bulunanlarla aydn kimselerin ou kendilerini slm'dan uzaklatrmalard. Bunlarn byk ounluunun mslman olmalarna ramen slmiyet hakknda bilgileri yoktu. Yine bu snftan baka bir zmrenin ise islm hakkndaki bilgileri, ancak bir ka yanl eyden ileri gitmiyordu. Dier bir zmrenin de maalesef, zihinleri yle zehirlenmiti ki kraldan ziyade kralc kesilmilerdi. Btn bu gurublar, islm gereklerine kar, kt dnmekte ve kr krne kuru bir Avrupa taassubuna saplanm bulunuyorlard. Avrupa'nn her trl fenalklarn, pembe cam arkasndan seyrediyorlard. Bu gruh, artk islm ortadan kalkm, islm'dan eser kalmad nazar ile slm'a bakyorlard. Hatta kr
33

krne, hi dnmeden dahi, Avrupa'nn her eit fenalklarn, rezaletlerini ve sapklklarn medeniyet diye taklit etmek, Avrupa'llara uymak yolunu tutmu gidiyorlard. Bunu da, deta kendilerine bir din ve iman edinmilerdi. Bu gruh, kendi memleketlerinde ve kendi vatanlarnda, dier halk ounluu ile milletin istekleri, arzular ve hissiyatna kar mcadele ve ekime halindeydiler. lerlemek iin de kendilerine gre baka baka areler dnp duruyorlard. Bir tarafdan gaflet ve cehalet, dier taraftan da ktmserlik ve kt maksada dayanan dnce ve birbirlerine kar dmanlk hkm sryordu. Bu gibi ekimeler, slmi Hkmet'in kurulmasna doru giden yolun aydnln gidermekte ve bu yolun zerine ta yp, yolu kapatmaktayd. Bizim fikrimize gelince; bu anlamazlklar yok etmek ve ortadan kaldrmak iin en iyi are; bir taraftan slmi retim ve eitimi geniletip daha kapsaml bir ekle koymak ve halkn fikir ve dncesini terbiye edip onlar gelitirmektir. Dier taraftan da yaayn her dalnda yle bir idare hazrlamal ki, yukarda bahsedildii gibi, Mslmanlarn ounluunun istekleri ve arzular yerine gelip, onlarn hissiyat ile badasn. slmi ekilde hazrlanp, her sahasn ve her hususunu saracak bir mahiyetle ortaya ksn ve slmi
34

hayat tarzna her bakmdan uyduu belirsin. te, ancak byle olursa, "Millet"in ileri nizama girip, "Millet"arasnda mevcut bulunan ters ekimeler yerine, msbet bir halde dzen kurulabilir ve senelerce srecek olan yol, bir ka ay iinde alm olur.

35

BU KTAB HAKKINDA BR KA SZ

Mevln Seyyid Ebu'lA'l Mevdd Sahib'in hareket metodunun raf udur: ki zarur meselenin ayn zamanda, iki ynn bir arada, hakkiyle alarak tamamlamak ister. stadmz, bir taraftan, slm hayat nizamn, din ve akl delillerle ileri srer ve slm'n asl talimini gnmzn diliyle ak bir tarzda beyan eder. Yazlarn okuyan okuyucu, yaay hakkndaki slam'n gr hakknda genel ve geni bir bilgiye sahip olur, onun btn ynlerini bir defada ve bir rpda grm bulunur. stad hi ekinmeden ve hi korkmadan zamanmzn eitli fesadlarna kar koymu slm'n yaay nizamnn stnln ve yksekliini her ynden ispat etmitir. Dier taraftan da slm nizamn sadece nazar bakmdan aklama ve izah etmekle kalmam, urasn da ileri srmtr ki, bu nizam, bugnk artlara gre nasl kurulacak ve nasl tutunabilecek? Bugnk artlar dahilinde slm'n hakiki ekli ne ekilde yerleebilecektir? Bu mhim suallere cevap veren Mevln Mevdd shib'in bu eseri, yaayn her dalna temas

etmitir. Ancak slm hkmet fikri hususunda bu hkmetin alma nizam hakknda da daha etrafl ve geni lde bahisler ortaya koymutur. stad, "slm hkmet" i yle bir gven, inan, geni gr ve fikir akl ile meydana karmtr ki, bu "hkmet"in her cephesi tam olarak kendisini gstermektedir. Zamanmz da bu hususta onun kadar maharet gstermi bulunan kimseye rastlanmaz. phesiz bu cepheden "O" Arap ve Acem'in (Btn slm milletlerinin) iinde biricik ahsiyettir. Bu hususta, zamanmzn gereklerine uygun bir ekilde "slmi Hkmet" in tam ve kmil bir plann izmitir. ctihd basiretiyle de byle bir "hkmet"e ait, btn meseleleri tahlil ederek gz nne sermitir. te bunlar, onun hareket metodunun nemli zellikleridir. "slm hkmet" hakknda 1[6] Mevln'nn yazd bu mevzular bu makaleler, daha nceden neredilmi bulunuyordu. Bunlarn bazlar da ayr brorler halinde baslm ve byk bir alka grmt. Fakat bu mevzular dzenlenip neredilmemiti. Ben bir ara Mevln'nn slm Hkmet hakkndaki yazlarnn bir ksmn bir araya toplayarak ngilizce bir eser hazrlam ve "slamic Law and Constitution:
1[6]

Mevlna Urduca stad demektir. Yani Mevdd Hrmeten kelimeyi aynen muhafaza ettim. Mtercim.
38

slm Hukuku ve Anayasas" ismiyle yaynlamtm. Bu defa da eserin, ayrca Urduca olarak yaynlanmasna gerek olduunu dndm, Fakat Mevln'nn fazla meguliyeti bu i iin ahsen almasna imkn brakmyordu. Onun iin ben de Kitabn ingilizce nshasn yeniden gzden geirdim. ngilizce metninin yeniden baslmas iin alyordum. Bu sra yine kitabn Orduca metninin de yaynlanmasna olduu ihtiyac yeniden belirdi. Baz dostlarn srar ve Mevln'nn bizzat kendisinin de rehberlii altnda eserin Urducasm da hazrlamay zerime aldm. Btn mevzular topladktan sonra, unu dnmek zorunda kaldk ki; slm Hkmet ve slm Kanun mevzularn ayr ayr kitablar eklinde hazrlyalm. Zira bir eser, iki ksmn makalelerinin birarada bulunmasna tahamml edecek durumda deildi. Bunun iin 1380 senesi (M. 1960) ben, Mevln'nn "slm Riyset= slmda Hkmet" ismi altnda yazm bulunduu btn mevzular bir araya getirip, dzenleyerek hazrladm. Hamd olsun ki bu eser de ner sonra ok makbule geti. Her snftan okuyucunun istifde ettii anlald. lim erbabnn onu beendii gibi, niversite mensuplar da onun deerini takdir ettiler. uras da bir hakikattir ki bu eser birka bakmdan tamamlanmam olup baz noksanlklar mevcuttu. Eser bu haliyle nere39

dilmi oldu. Bilhare, muhterem Mevln dre-i Maarif-i slamiye (slm Maarif Diresi)nde bu mevzudaki btn yazlarn toplayp bir araya getirdi. Bunlara yeni bir ekil ve tertip verdi. Bir ka ay uratk tan sonra, biz de, ilk takdim ettiimiz "slm hkmet nazariyesi, alma nizam ve idare sistemi" diye bu eseri sunmak imknn bulduk. Bu eserde, Mevln Mevdd Sahib, imkn haddinin son derecesinde alarak, slm Hkmet hakkndaki btn yazlarn husus bir ekilde toplyarak tertibe koymutur. Bu eserin ilk basksnda, teorik bahislerle Pakistanda kurulmas dnlen "slm Hkmet" iin sarfedilen gayret ve almalara ait yazlara da yer verilmiti. Fakat bu yeni baskda bunlar birbirlerinden ayrlarak, ayr ayr tertiplendi. Bu kitap ise, yalnz nazari ve ilm bahisleri ihtiva eder. Pakistan'da slm Hkmet kurulmas konusundaki almalar ilgili eden bahisler ayr bir ciltte okuyucularmza arz edilecektir. bu kitaba "Tercman l-Kur'an"dan da baz bahisler alnmtr. Bu ekilde eski mevzular bir araya getirilip ayr bir eser sunmay uygun grmeyip, onlara da burada ksmen yer vermi olduk. Fakat, o yazlardan bu eserle alkal olmyan ksmlar kardk. nk maksadmz o eski mevzular canlandrmak ve eski ihtilaflar tazelemek deildi. Esasen
40

bunlar tekrar dile getirmekte de bir fayda yoktur. Tertib iinde, asl mevzu ile ilgili bulunan ksmlar ve her zaman iin kymetini muhafaza eden bahisleri semeye nem verdik. Ayrca Tercman l Kur'an'dan baz bahisler alnd. Bunun sebebi de Kur' an anlay zerinde dndmz iindir. Aklama eklerinde de siyaset ilmine ait btn bahisleri aklam bulunuyoruz. Bunlar iki ayr mstakil makale eklinde tertipledik. Bu iki ksmdaki makaleler, eldeki ekilleriyle ilk defa baslm oluyor. Bylelikle bu eseri eitli cephelerden istifade etmi olacaktr. Bundan baka bir ekilde de byle bir istifadeyi temin etmek mmkn deildi. Hazrlayc u noktann zerinde de nemle durmutur ki, bir tarzda tertip etmi olsun. Eserden baz karmalar yahut da ilve edilen bahisleri Mevln'nn kendisiyle mavere ederek yaptk. Esasen, Mevln'nn yazlarnda ufack bir deitirme pek kolay bir i deildir. Fakat bu yazlar, yirmibe seneden beri eitli vesilelerle yazldklarndan, bugn iin de bir kitap eklinde tanzim edildiinden bu deitirmelere ihtiya hasl oldu. Bu mecburi deiiklikler yaplm olmasayd, byle bir kitap da meydana gelmezdi. Hakikatte ise, Mevln bu ii bizzat onaylayarak kabul ettii iin yaplma ya kalkld. Yoksa Mevln katiyen bunlara izin vermezlerdi. Bu suretle bu kymetli yazlar,
41

dzenli bir ekilde, ilim ehlinin incelemesine sunulmaktadr. Hazrlayc olarak bana gelince, benim ilm yetersizliim ve ilimdeki sermayesizliim tamamen anlalm olduundan, bu hlimle bu ii yapmam olsaydm ve bu i de vakitleri gayet az bulunan Mevln hazretlerinin kendisine kalm olsayl, o zaman eserin hazrlanmas bir hayli gecikmi olacakt. Ben, Mevln hazretlerine minnettar ve teekkr borluyum ki, bana bu kadar itimat gsterip byle bir eseri hazrlamama muvafakat edip, bu grevi bana verdi. Benim iin de bu eseri hazrlamak hakikaten bir saadettir. Bu hususta, Mevln'nn, bana her admda rehberlik etmi bulunmalar da byk bir nimettir. Zat faziletlerinin mavereleri ile, rehberlikleri altnda byle bir eseri hazrlamak iini baarmak benim iin hakikatte bir eref bir iftihar vesilesidir. Benim bu sahada ne derece titizlik gsterdiimi, bu iin mesuliyeti zerinde ne kadar titizlikle durduunu Cenab- Hak, elbette ki ok iyi bilir. Eer bu ite bir para kadar muvaffak oldumsa, bu Hak Tel'nn fazlndan ileri gelmektedir. Bir hatam, bir kusurum olmu ise, benim ihmalciliimden domutur. Hak Tel'dan baka, baar dileyecek kimsem yok. "Ve m tevfiky ll Billh." Baarl olabilmem ancak Allah'n izniyledir.
42

dre-i Marif-i slm, Kara. 27 Safer 1386 HURD AHMED Not: Hind - Pakistanda, Urdu lisannda "Mevln" ve "Mevlevi" Profesr, stad ilim ve fazilet sahiblerine sylenen hitab unvandr. "Sahib" beyefendi kelimesine tekabl eder. Biz bu gibi bir nevi hususi stlah mahiyetine girmi bulunan kelimeleri aynen muhafaza ettik. Mtercim.

43

BRNC KISIM BLM: I

HAZIRLAYICI TARAFINDAN BR KA SZ

islm'n siyasi nizmn dikkatlice inceledimiz zaman, her eyden nce, yle bir sual ile karlayoruz. slm dncesine gre, Din nedir? Ne demektir? Siyaset, iktidar ve yaayn itima ilerine ne dereceye kadar mdahale eder? Din, hudutlu ve muayyen bir dnce dairesi iinde, ok kere yanl ekillerde anlalmtr. Halk Ta din ve siyas diye iki ayr KAVRAM zerinde durarak, byle bir fikri her tarafa yaym bulunuyor. Bunun iin, her eyden nce burada islm dncesine gre Din ve siyaset nazariyesi bahsini aklamak istedik. Zamanmzda, islm dncesi hakknda, Mevln Mevddi'nin. husus bir program ve bir hareket tarz vardr. Mevln'ya gre, bu iki eyin birbirinden ayrlmas "zorlamaca" ve "uydurmaca" bir i olur. islm'n evrensel inklb dncesi, bu ii saf bir aynada aksettirilmi olan tasvir gibi, ak bir ekilde gstermitir. Biz de burada Mevln'nn bu mevzuda

kaleme alm bulunduklar muhtelif yazlarn dzenleyip bir araya getirdik. Burada, mslmanlar arasnda mevcut bulunan, siyas ekimeleri baa alarak, Tercman El Kur'an'daki bahislere de yer verip, dzenleyerek bu incilerden bir gerdanlk meydana getirip sunduk. Hazrlayc: Hurd Ahmed

48

DN VE SYASET1[7] MSLMAN OLMAYANLAR NAZARINDA DN

Hazret-i Muhammed Reslullah (S.A.V.) peygamberliini ilan etmeden nce, din hakknda btn dnyadaki umum anlay, kanaat u ekil de idi. Yaayn birok ubesi vardr, din de bu ubelerden bir tanesidir. Yahut baka bir tabirle, din, insann dnyev yaaynn ayrlmaz bir parasdr. nsan hayat mektebinden kurtulup, diplomasn alncaya kadar, din onun iine yarar, bu mektepten kurtulunca da dnle alakas kesilir. Din'in ilgili olduu mevzu da, ancak insan ile "ma'bud" unun tapnd varln arasndaki badr. Bu ekilde her kim iin yksek
1[7]

Bu mevzu Mevln Seyyid Ebu'l A'l El - Mevdd tarafndan yazlarak "Tahrik-i zadi-yi Hind or Mslman Hindistan hrriyet hareketi ve mslman" isimli eserden alnmtr. Cild , bb VI, slamic publicatons Ltd. Lahor. Hazrlayc.

kurtulu imkan var olursa, o ahs iin btn dier dnyev ilerden alkay keserek ve yaayn dier ubeleri ile ilgisine son vererek; sadece yaayn dn denen bu ubesine balanmak lzm gelirdi. te bu ahs da ancak o zaman kurtulua ermi olurdu. Fakat, bununla beraber, Ma'budlarn (Tanrlarn) her hangi bir ahsa iyilik nazar ile bakmas ve dnyev ilerde ona bereket vermesi arzu edilecek olursa o zaman yaayn dier ubeleri yansra da, dn'i dhil etmi olmas gerekir. Dnyada ki btn ilerin keyfine gre dnp gitmesini arzu eden her ahs da, bir takm gya dni merasim icra eylemekle, ma'bud yahut da mabudlar' memnun etmek iin alrd. nsann ilk alkas kendi nefsiyledir. Onun karsnda kendi varl eresinde dnyann ilerisini, san, solunu ve her tarafn birbirinden ayr ayr, birer baka ey gibi dnmekte idi. Bunlarla alkal olan insann, Ma'budu da bunlardan tamamiyle ayr ayr bir eymi gibi telkki ediliyordu. Bunlarn ikisinin arasnda hi bir ilgi hi bir ban mevcut olmadn hesaplyorlard. te, cahiliye devrinde, din anlattmz ekilde tasavvur ediliyordu. Din'in temeli zerinde o zamanlarda medeni bir cemiyet dzeni, yaama biimi ve ahlak bir bina kurulduunu anlyamyorlard. O zamanlar, medeniyet ve
51

toplu yaamak demek, insann her cephesini kuatan bir nizamdr diye dnlmyordu. Bu, insan yaaynn her cephesinin ayrlmaz bir paras olduunu anlayan yoktu. Btn yaay binasnn buna dayandn kavrayan mevcut deildi. Byle bir ey olmadan, yaay nizm diye bir ey olmayaca elbette ki, bilinen ve ak olan bir husus tur. te bu hakikati dnemiyorlard. Dnyann her yerinde, "din" ile "medeniyet" birbirinin yan banda yryp gitmektedir. Dnyann her neresinde olursa olsun, ne zaman bu iki kavramn birbirlerinden ayrlmas istenmise, o zaman, bunlarn ikisinin de tamamen yahut da ... hi olmazsa pek ok bakmdan ... birbirlerine ihtiyalar olduunu anlamak mmkn olmutur. Yine bu iki eyin, yani din ile medeniyetin bir arada bulunmasn, zt eylerin bir araya gelmi olmas gibi d nenler dahi, yine de bunlar bir yerde, birbirlerinin yannda bulmulardr. "Din"in "medeniyet" ve "toplu yaama" zerinde tesiri kuvvetli olmutur. Bunun iin, yine bunlar birbirinden ayrmak da hibir zaman faydal olmamtr. "Din"in "medeniyet" ve "itimai yaay" zerinde tesirli bulunma s neticesinde "medeniyetten uzak kalmak isteyenler" arasnda rahiplii, dny ileriyle alakadar olmaktan nefret etmeyi, dnya lezzetinden kanmay, sebepler
52

aleminden alkay kesmeyi, toplu ve insani yaaytan uzak durmay dourmutur. nzivaya ekilmek, yalnz yaamak gibi taassup unsurlarna girmi ise de, bunun tesiri pek fazla olmam ancak kk apta kalmtr. Bunun aksine, din ile siyaseti ayrma, insann dnyev yaay yolunda ileriye doru adm atmas iin engel tekil etmi; insann ilerlemesi yolunun zerine ta, yarak bu yolu kapatmtr. Bundan baka medeniyet ve meden yaay iin srf maddeye tapnmave adi nefsn isteklere uy maya yol amtr. Bu gibi eyler "din"i kirleterek bozmu ve berbat bir hle getirmitir. Dinde olmayan hurafeler dine eklenince, din mlevves bir hle gelmi, kendisinden beklenen fideler yerine fenadan da beter neticeler dourmutur. te bunun iindir ki, herhangi bir eyin temizlii ve pakl dnld zaman O'na hemen bir dinilik ve mukaddeslik kisvesi giydirilmitir. Bu kisve giydirildikten sonar ne bir kimse kendi vicdan karsnda mesuliyet duyar; ne de bakalar ona tariz edebilirler. te, yine bunun iindir ki tahrif edilmi dinlerde ibdet diye isim taklar eylerin ou lezzet perestlik hayszlk ve bunlara benzer eyler yle karmlardr ki, bu dinlerin saliklerinin kendileri bile bu dini bir tarafa brakm olsalar, ibdet diye vasflandrdklar bu gibi ilerin ismi
53

ahlkszlktan baka bir kelime ile vasflandrmaktan kendilerini alamazlar. Dn ile medeniyetin teaml haline gelmi bu meselelerini bir tarafa brakrsak greceiz ki, hakikatte dnyann ne tarafnda olursa olsun, dinsizlik zerine kurulmu olan medeniyet ve itima yaayn temellerinin snda rahiplii, dny ileriyle alakadar olmaktan nefret etmei dnya lezzetinden kanmay, lem-i esbab ve ilel' den alkay kesmeyi, toplu ve insani yaaytan uzak durrnay dourmutur. nzivaya ekilmek, yalnz yaamak gibi taassup unsurlarna girmi ise de, bunun tesiri pek fazla olmam ancak kk apta kalmtr. Bunun hilafna, din ile siyaseti ayrma, insann dnyev yaay yolunda ileriye doru adm atmas iin mania tekil etmi; insann terakkisi yolunun zerine ta, yarak bu yolu kapatmtr. Bundan baka medeniyet ve meden yaay iin srf madde perestlie ve hasis nefsn isteklere uy maya yol amtr. Bu gibi eyler "din"i kirleterek bozmu ve berbat bir hle getirmitir. Dinde olmayan hurafeler dine eklenince, din kirli bir hle gelmi, kendisinden beklenen faydalar yerine fenadan da beter neticeler dourmutur. te bunun iindir ki, herhangi bir eyin temizlii ve pakl dnld zaman O'na hemen bir dinilik ve mukaddeslik kisvesi giydirilmitir.
54

Bu kisve giydirildikten sonra ne bir kimse kendi vic-dan karsnda mesuliyet duyar; ne de bakalar onu eletirebilir. te, yine bunun iindir ki tahrif edilmi dinler de ibdet diye isim taklan eylerin ou lezzet dknl hayszlk ve bunlara benzer eyler yle karmlardr ki, bu dinlerin saliklerinin kendileri bile bu dini bir tarafa brakm olsalar, ibdet diye vasflandrdklar bu gibi ileri ahlkszlktan baka bir kelime ile vasflandrmaktan takipilerinin alamazlar. Dn ile medeniyetin teaml haline gelmi bu meselelerini bir tarafa brakrsak greceiz ki, hakikatte dnyann ne tarafnda olursa olsun, dinsizlik zerine kurulmu olan medeniyet ve itima yaayn temellerini stne ahlkszlk binas oturtulmu ve onun zerine de ahlkszlk ats kondurulmutur. Hakik dindar grnmek isteyen zmre ise, kendilerinin kurtulu ve felah bulmalar iin, dnya'dan el ekip, dnyev ilerde, dnya halknn nefsan istekleri ve noksan grlerine gre... ki, bunlar kendilerini her zaman lim zanneder, her zaman da chil ve noksan kimseler olduklar aa kar... hareket etmeyip, yle bir yol tutmak isterler ki bu tuttuklar yol ile, bir ka din merasim tren icrasiyle, gya kendi Mabutlarnn gnln ho edeceklerini dnrler. Zira onlara gre dn yaayn bir eki, bir yamas, bir ilvesinden baka bir ey deildir. Bunun
55

iindir ki yine dine balandklar zaman, sadece bu yama'ya bu ilve'ye balanm olurlar. Fakat u da vardr ki her trl siyas zulm ve hakszlk her eit geim adaletsizlii, bir nevi toplu yaama dzensizlii ve her ekil meden sapklklar, bu ek'e, bu ilve'ye bal bulunmaktadr. Hatt; hile, dalavere, ekyalk bile... Her nevi yalan, dolan, dnya'y kartrmak fesat karmak, yamaclk tefecilik, servet toplamak, krun yolu tutmak, ihtiras, fahielik ve her eit ahlkszlk bu araya girer. SLM DNCEYE GRE DN Hazret-i Resul Ekrem (s.a.s) her hangi bir baka maksad iin deil sadece u maksat iin gnderilmitir ki, dini byle cahilce, dncelerden silip temizlesin. Akl ve mantk bir dnce ortaya koysun. Sdece ortaya koymakla da kalmasn, bunu, medeniyet ve toplu yaay nizamnn ess temeli olarak, ayakta tutsun. Bunu, baarya ulatrp, yrtp gitsin: Peygamber efendimiz, Din yaayn bir eki bir ilvesi kabul edildii takdirde, bu din mnsz bir ey olur. Diye buyurmulardr. Cemiyetin btn ihtiyalarn karlayamyan, ona, batan sona kadar bir nizam ve intizam vere56

miyen, yarm yamalak dsturlar (kanunlar) elbette ki dn olmaktan ok uzaktr.Byle beer uydurmalara dn veya mezhep demek, yanl ve hatadr. Hakikatte ise, dn yaanlan hayatn bir cz' bir paras deil, O, aslnda yaayn tamam, btn ve ta kendisi olduu gibi, varlmzn asl hedef ve gayesi, hakiki ruhu, "O"nu hareket ettiren ve yrten kuvvet kaynadr. Hem nazar hem fikri ve hem de amel olarak yaayn ls ve mihenk tadr Yaay sahasnda her admda doru ve eri yolu birbirinden seip ayrmak lzmdr. Eri yolu brakp doru yolu tutmak gerekir. Bu amayan yolu da yine dn gsterir. Yaayn bitmez, tkenmez yolculuunda... ki bu yolculuk, dnynn bandan hirete kadar, ard arkas kesilmeden srp gider... dn insan her merhalede, her menzilde, saadet ve baarya gtren bir rehber ve bir yol klavuzudur. te, byle bir din'in ismi de islm'dr. Bu yaayn eki, yamas, ilvesi olmak iin gelmemitir. Chiliye tasavvurlar gibi, dn'i yaayn eki, yamas ve ilvesi diye dnrsek, O'nun geliinin asl maksad, ortadan kalkar ve hi olup gider insann kendisi ile Rab'b arasndaki badan, alkadan her ne kadar bahsedilirse, bir o kadar da, insann dier insanlara olan alkasndan ve balarndan; ayni zamanda yine bu insann dier varlklar
57

ve kinat ile olan alka ve balarndan da bahsetmek lzmdr. te, slm'n geliinin asl maksad da insana bu hakikati haber vermek iindir. nk, insann bu alkalar ve bu balar birbirinden ayr ve mnferid deillerdir. Bunlar, "btn" halinde birbirlerine bal olarak tertiplenmilerdir. Bu "btn"n paralarnn doru ve sahih bir ekilde tertiplenmesi, bir araya getirilmesi insann felah ve kurtuluuna sebep olur. nsann kendisi ile yaratcsnn arasndaki, alka ve ba doru ve sahih" olarak, bilinmedike, bu innn kinat ve dier varlklar ile olan ba ve alkalar da doru ve sahih olarak bilinemez. Bu ikisinin birbirine olan balar doru ve isabetli olarak balanmas lzmdr. Muvaffak olmak ve kurtulua ermek mmkm olsun. Din insan fikri ve amel bakmdan hayat boyunca bu muvaffakiyet yolunda yrmeye hazrlar. Bu ii hazrlayp yapmayan ve bunu tamamlamak iin almayan ve byle bir karakter arzetmeyen fikir sistemine din denemez. Bu ii de tam mnsiyle hazrlam ve tamamlam bulunan din de ancak ve ancak islm'dr. te bunun iindir ki, Kur'an- Kerim'de buyuruluyor: "Allah indinde din yalnz slm'dr." (Al-i mran: 19)
58

DN VE MEDENYET islm'n kendine zg bir dnce tarz (Attitude of minde) vardr. Btn yaay iinde yine kendine zg bir bak as nazar (Cutlock of life) bulunmaktadr. Bunlardan baka, yine onun bir huss alma ekli de mevcuttur, ite, bu dnce tarz, bu bak as ve bu alma ekli slm yaaynn doru yolunu gstermitir. Bu dnce tarz, bu bak as ve bu alma ekli bir araya gelip toplanrsa, bunlarn hepsinin ad slm ve slm Medeniyeti olur. Burada anlatlan dn ile Medeniyet ve itima yaay birbirinden ayr eyler deillerdir. Bunlar bir arada, birbirlerine bal, birbirleri ne kaynam bir "btn" tekil ederler. Bu btn de yaayn her meselesini intizma koyan bir yaay nazariyesidir. Hak Telann, insan zerindeki hukuku nedir? nsnn kendisinin kendi zerinde bulunan hukuku nedir? Anne - Babann, kar - koca ve ocuklarn, yaknlarn ve akrabalarn, komularn ve misafirlerin, din kardelerinin, dier din mensuplarnn, dostlarn, dmanlarn, btn insan topluluunun, hatt kinatta bulunan hereyin ve her trl kuvvet (enerji)nin hak ve hukuklar nedir; te, O hak - hukuk arasnda kmil bir denge oluturup, bunlar ahenkli halde getirip, adaleti kaim klan ey
59

dn'dir; yani islm dnidir. Bir kimsenin mslman olmas, onun bu hak ve hukuku tamamen gzetmesini ve yerine getirmesini gerektirir. Bir mslman, bu haklarn hepsini tam olarak adaletle demeyi bor bilir. Bu olmazsa, bu haklarn biri dierine tecavz ederek, biri dierini ineyerek, biri dierine feda edilerek, devam ederse, zulm adaletsizlik ve hakszlk yol bulur; ve nihayet bu dnce tarz ve bu yaay nazariyesi ortadan kalkar. slm olduu gibi tatbik edilecek olursa, ller yerli yerini bulunca, insan yaayn imrenilecek neticeleri ortaya kar. Ahlk ykseli, ruh temizlik paklk insan yetenein ve insan ftratn son haddine ve son noktasna klm olur. Yaayn btn alp rpnmalarnda... her ne ekilde bir alma sahas olursa olsun... yle bir yol gsterilmi olur ki bu yolun ne tarafndan gidilirse gidilsin, bir asl merkeze ulap, bu merkezde birlemek mmkn olur. te bu merkez, ileri dzene koyan merkezdir. Bu bakmdandr ki, hereyin kymeti, (valve) bu merkezde tayin edilmitir. Her eyin bir l zerine yryp gitmesi bu merkezde salanmtr. Bu merkeze varm olacak her eyde- muvaffakiyet (baar) yolunu tutar ve bu muvaf fakiyet yolunda yrmeye devam edip gider. Karsna kacak olan her engeli de iner geer. Ferdin, tek bana yaayndan tutun da,
60

cemiyetin bir btn halinde yaaynn byk aptaki ilerine kadar bu l hep ayndr, ayn ekildedir; ayn tarzda hkm srer Bu merkezin tanzim ettii iler bakmndan, bir kimsenin ahs yiyecei, iecei, giyim kuam, meslek ve i sahas, al verii, sz sohbeti, ksacas, yaayn her cephesi, her trl ii gc iin hudutlar, ller tayin edilmitir. T ki, asl maksat olan bu merkez'in yolunu tutup gelenler, hep doru yolu takip edip, sapk yola sapmasnlar ve kmaza girmesinler. Yine, u hususu da tanzim etmitir. Bu toplu fertleri, birlik iinde yaaylarnda birbirleriyle o-lan mnasebet ve ilikilerini dzgn ve muntazam bir usl zere takip etsinler. Toplu yaama, geim, siyset, ve yaayn her sahasnda ilerleyip, doru yolu tutsunlar ve asl maksat olan menzile ulasnlar. Kendilerini artan, gerek gidi yolunun izini kaybettiren sapa ve kr bir yola sapmasnlar. Yine ayn ekilde, slm camiasnn halk ile, gayr slm camialarn halklar arasmda; dostlukta ve dmanlkta, savata ve barta, menfaatlerin birleip ayrld yerlerde zaferde ve malubiyette, ilim. ve fen elde etmek hususlarnda, medeniyet ve kltr alveriinde dahi ve usllere bal bulunup, riayet etsinler. Devletlere mnasebetlerin muhtelif cepheleri, bu ana yolun zerine
61

engeller karmasn ve bu caddenin ortasna ta yn doldurup yolu kapatmasn. Hatt u kadar da mmkn olsun ki, insanlk camias iinde bulunan chil ve sapk kimseler bile, ister - istemez veya, bilerek - bilmeyerek, bu maksada hizmet etsinler. nk, ftratn (yaratln) gereince, onlarn da takip edecekleri yol slm caddesinde yryenlerin yolundan baka bir yol deildir. zet olarak belirtelim ki, bu yle bir noktadr ki, cami'den tutun da, ar pazardan, harp sahasna kadar; ibdet usulnden tutun da, radyo ve uak pilotluu yapmak vazifesini; gusl, abdest, taharet, itinca gibi, czi meseleleri; ve bunlarn yansra ok nemli toplumsal meselelerden olan bir arada yaama, geim, siyset, memleket idaresi, milletleraras ilikileri, ilk ilkokul eitimini, tabiat eserlerini incelemeyi ve ilm konular zecek miktarda, bilgi sahibi oluncaya kadar; yaaya ait btn almalar, fikir ve hareketin btn sahalarn, bir btnlk iinde ele almtr, ve bunun ayrntlarnda amac olan bir dzen ve balantlar oluturmutur. Bunlarn hepsi birlikte bir makinann paralar, aletleri gibi birbirlerine monte edilmi, yerli yerine yerletirip oturtularak bu makinann almas ve harekete gemesi salanmtr. Din dnyada yle bir inklp tasavvurudur ki, Cehaletin yourduu hamur ile bunu
62

mukayese etmek, hatta byle bir mukayese etmeyi tahayyl bile etmek mmkn deildir. Bugnk devrimizde teknolojide ileri giden milletlerin ilm ve teknik bulularn, yedinci Mild asrla karlatrdmz zaman, bugnn ilim ve fenninin ve bu sahada alan akln o kadar ilerlemi olduunu grrz ki, bu iki a birbirleriyle kyas dahi kabul etmez. Fakat buna ramen, bugn, , o kadar karanlk dnce mevcuttur ki, dnyaya n salm olan Avrupa niversitelerinden en yksek ilmi paye ile mezun olmu, en yksek ilm nvan kazanm bulunan kimseler dahi ou zaman bu inkilap tasavvurunu idrk etmekten o kadar cizdirler ki, sanki eski cahiliye devrinden bugne kadar hi bir ey olmam ve hi bir ey renmemi gibidirler. Binlerce sene ncesi putperest nisanlarn dn hakkndaki o sefil, km ve rm fikirlerinden hal vaz gemiyorlar. Bu rk fikir iinde saplanp kalyor ve bu rk fikirleri de asrlar boyunca nesilden nesile aktarp gidiyorlar. Akli eletirinin ve ilm aratrmann en iyi yolu ile yetimi olmalarna ramen ve bunlarn en iyi ekildeki terbiyesiyle dahi bundan kurtulamyorlar. yle ki, tekkelerin ve mescidlerin hcrelerindeki karanlk kelerine snp oturmu bulunanlarn dindarlk ve dne ballklar, inziva kesine ekilip, bir post
63

zerine kurulup, Allah Allah diye barmalar ibadet sayan bunu din'in mnas diye alglayanlar ve -dni sadece bu ekil ibdet iinde hudutlandran kimselerin dncesine amamak lzmdr. Yine bu ekilde, dier bir slm camiann, bir ka ark terennm ederek, taziye meclisleri kurmalar, mersiye ve nefesler okuyarak baz merasimler icra etmeleri de hayret edilecek bir ey deildir. Btn bu zmreler, cidd bir retim dnda kalan, slmn hayat btnln ve geni erevesini idrk edemiyen, aydnlatlmaya muhta zmreleri tekil etmektedirler. Fakat bir de, ilim nuru ile aydnlanm bulunan baz kimselerin beyinleri, daha ok khnelie - perestlie saplanm, eskinin ve eskiciliin karanlndan kurtulamamlardr. Bunlarn ounun, islm dni hakkndaki "dn" mefhumu anlaylarn, maalesef yine eski cahiliye devrinin gayrimslimlerinin iinde grmek mmkndr. BZM SYAS DNCEMZDE CAHLCE DN ANLAYII VE BUNUN NETCELER slmi ilimleri tedris eden mektep ve
64

medreselerden yetimi zmrelerin noksan din anlay ve bu tarz dnce ve tasavvurlar, yalnz kendilerini yoldan saptrmakla kalmaz, ayn zamanda dnyaya kar en ileri Hak Nizmn temsil eden slmn meden ve toplu yaama cephelerini de hatal ve yanl bir ekilde aksettirirler. Kendilerini de bu hatal ilerin mmessilleri diye ortaya atarlar. slm'n lm kalm sava yapt ve hereyden nce istikllini kurtarmak gibi ,en mhim ve hayati meseleleri dururken zmn ve fer'i meseleleri n plna alan bu gruh, acayip ve garip yollarla meselelerini halletmee kalkrlar. Bu da dn tasavvurunun eksik ve hudutlandrlm muhtelif ekillerinden ortaya kmtr. Bir ara, bir zat muhteremin (beyefendi), yle buyurduunu duydum. Ben ilk nce Hindistan'lym sonra da mslmanm.2[8] Bu zt, bu cmleyi syledii zaman, slm'n corafi bir taksim ekli kabul edeceini dnyordu. Mslman Trk, Mslman ran'l, Mslman Msrl,
2[8]

Bu bahis yazlrken, daha Hindistan ile Pakistan birbirden ayrlmamlard. Fakat, bugn yine milliyet esas ortaya kp da devletler kurulunca, byle bir zihniyet, slm dnyasnn her tarafna dahi yaylm bulunuyor.
65

Msman Hindistan'l ve bunlara ilveten mslman Pencbl, mslman Bingle'li, mslman Dekhanl ve mslman Madras'l.3[9] Bu lkelerin mslmam ve islmiyet anlaylar ayr ayr olacakm???.. Her lkenin mslman, kendi lkesinin hl ve vaziyetine gre, ayr ayr bir slm anlaya m sahip olacaktr? Bu yzden bunlar birbirlerinden ayrlacaklar m? Her lkenin mslman kendi lkesinin mevkiine ve vaziyetine gre ayr ayr yol mu tutacak? Yaay hususunda ayr bir bak asna m sahip olacak? Ayr bir grten hareket ederek kendilerine ait bir istikmet mi izeceklerdir? Maalesef byle dnen mslmanlar da az deildir. Bunlar, slm'n iktisad, siyas ve hukuk deerlerini bir tarafa brakp ayr bir yol tutmak dncesine saplanmlar ve kendi kafalarna gre, byle bir grn istikametine kaplp gitmilerdir. Bu gr istikametinin cazibesine de? kendilerini kaptrmlardr. Bu muhtelif kavimler, muhtelif usuller ortaya karp, uydurduklar bu usullere balanmlardr. Sonra da kalkp, mslmanlk yolunu tutmak istemilerdir. Bunun iindir ki, onlara gre islm bir din ek, din yama ve din ilve eklini almtr. Dnyevi yaayn herhangi
3[9]

Hindistan ve Pakistann muhtelif yer muhtar eyletleri Hazrlayc.


66

bir uydurma yoluna, uydurma metoduna uyar hle gelmi; dnyevi yaayn suyuna gre akp gider bir ekle gelmitir. Baka bir zat- muhterem de yle buyuruyordu: Mslmanlar, din ile dnya ilerini aydnlatmaldrlar. Bunlar belirtip ortaya koymaldrlar. Dn'e ait olan meseleler, insan ile Allah arasnda bulunan meselelerdir. Yni bunlar akd ve ibdt'tan ibarettir. Bu l dahilinde Mslmanlar yollarn takip edip yrmelidirler. Bu yolu brakmamal ve bu yoldan sapmamaldrlar. Dnyevi ilere ve dnya meselelerine gelince, burada dn'in mdahelesine her hangi bir zaruret Ve lzum yoktur. Dier milletlerin, dnyev ileri ayarladklar gibi, mslmanlar da bu gibi meselelerini ayarlayp gitmelidirler. nc bir Zat- Muhterem de u ekilde t veriyordu: Mslmanlar iin dni, meden ve lisn bakmdan elbette ki ayr bir nizm iinde olmak zarureti vardr. Fakat siyas ve iktisad hususlarda ayr bir cemaat haline gelmelerine lzum yoktur. hayatnda, muamelelerde mslm ve gayri mslm arasnda fark gzetmek tamamen uydurma ve yapmack olur. Burada mslmanlarm muhtelif zmreleri de kendi aralarnda, muhtelif maksat ve eitli gayeler iin, ayr cemaatler,
67

tekil etmelidirler. sterlerse gayri din usl zere, siyset ve geim meselelerini halletmek iin de alp uraabilirler. Mslman kavimlerinin l vcutlarn canlandrmak iddiasnda bulunan baka bir muhterem zt da, su ekilde dnyordu. - Asl mesele, Hak Tel'ya imn ve ahiret gnne inanmaktr. Kitb ve Snnet'e tab olmak deildir. Belki, tabiat elemanlarna hkim olmak, tabiat kanunlarn anlamak, bunlar insan iradesi altna alarak, pratik hayata tatbik etmek, elde edilen elemanlar malm ve muayyen kanunlarla iletip faydalanmaktr. Bu vastalarda, medeniyet yolunda ilerlemek ve bu uslle dnyaya hakim olmaktr. te o ztn nazarnda, bunlardan baka hi bir eyin ehemmiyeti de yoktu. Bu kanaate gre Japon dncesi olsun, Alman dncesi olsun, isterse daha baka bir dnce olsun, mhim deildi. Bunlar birbirinden farkl deildi. O zt iin bunlarn hepsi de slm dnce idi. Nitekim o zta gre bu ilerin neticesi de hep aynyd. Neticede ne doarsa dosun, onun iin fark etmiyordu. O zta gre ilerlemek sadece yer yzne hkim olmakt. Yer yzn ele geirmekti. Doru i bu idi. sterse brahim'in (A.S.) karsnda Nemrd olsun, neden olmyacakm? O zta gre, m'min denilen kimse; galip gelecek kadar kudretli bulunan
68

kimse idi. sterse bu kudretli ve galip kimse, Hazreti sa (A.S.) karsnda Romann putperesti olsun; neden olmyacakm? Baka bir kalabalk gruh da, gya mslmanlarn hak ve hukukunu korumak iin kendilerini ortaya atmlardr. Onlarn nezdinde slm yahut da slm medeniyetinin hafzas sadece u meselenin ismidir ki, bu ad altnda onlar kendi ahs haklarn (Personel Law) korumay teminat altna almak isterler. Onlar, kendi sz ve yazlarn "mevcut devlet" in sz ve yazsna gre ayarlarlar iinde bulunduklar devletin dil ve yazsna ayak uydurup giderler. Bu gibi ahslarn da ahsiyetleri zerinde, "slm" elastiki bir ekil alr. stenilen her eye uydurulacak kadar, zayf bir hale gelir. Bunlar, bir de kendilerini mslmanlarn mmessili olduklarn ileri srerler. Bunlarn indinde seimleri kazanp meclislere girmek, yahut dairelere mdr tayin edilmek veya her hangi bir i bana getirilmek, slm iin en byk bir kymettir. Bu gibi emellerine nail olduklar zaman, slmn btn ehemmiyetli ana meseleleri de halledilmitir diye dnrler. Aksi takdirde, mslmanlarn ounluu, bu gibilerin mmessilliklerini, meclis yeliklerini, mdrlklerini veya i banda bulunmalarn kabul etmeyip de itiraz ederlerse, o zaman slm hak ve hukuk tamamiyle inenmi olur. slmn hak ve hukukunu korumak ve
69

onun prestijini kurtarmak lzm gelir diye feryad basarlar ve tabi ki, ortalk karr. te, imdi baknz; muhterem okuyucular, dnceler ne kadar kark ve ne kadar eitli ve ne kadar dall budakldr. Fakat bunlarn iinde, yine de deimeyen bir tek hakikat vardr. O da, bu zmre ve gruhlarn hepsinin de islm anlay ve dnceleri tam ve kmil bir ekilde geen bahiste syleyip anlattmz -Cahiliye devrindeki din anlay eklindedir. Cahiliye devrinin din tasavvuru gibi islm' tasavvur etmeleridir. Bu anlay ve bu tasavvur, zamanna gre, yeni yeni klk ve kyafete girip, baka elbiseye brnerek ortaya kmtr. Bu klk, her gn bir gn evvelkinden biraz daha fena ve daha da kt olmutur. Bu zmre hakikatin, hakik mslmanln ne demek olduunu ve hakik mslman'n kime denebileceini, doru drst olarak anlayp bilselerdi; hakik mnada, slm cemaat hangi evsaftaki mslmanlarn meydana getirebileceini renmi bulunsalard; o zaman btn bu hatalar ve bu yanllklardan kurtulmu olurlard. Kanun ekle gelince; her kim Kelime-i Tevhidi Lisa-nen (dil ile) syler ve din zaruriyat (zorunluluu) da aka inkr etmezse, o zat mslmandr. Fakat bu ahs, bu ekilde mslman olunca, onun bu
70

vaziyetteki mslmanl, ancak mslmanlarn zahir saylarn, det itibariyle bir tane artrmaktan baka bir ie yaramaz. Biz de ona kfirsin diyemeyiz. Onun hak ve hukuku, islm hak ve hukuku olur. Srf islm' ikrar etmekle islm camiasna dahil bulunur. Ancak slmn istedii yalnz bunlar deildir. slm dairesinin iine girmek de yalnz bunlar ifade etmekle olmaz. Asl mesele, slamn hakik eklinin kafalarda yer bulup yerlemesidir. Mslmann dnce tarz, tamamen Kur'an- Kerim'deki dnce tarz gibi olmaldr.Yaayta, karlalan btn i-g sahasnda Kur'an- Kerim'i gznne almak gerekir. Siz de yaayn deerlendirilmesini (valau) Kur'an- Kerim'in llerine gre tayin etmelisiniz. Kur'an- Kerim'in sizin iin izmi olduu yolu bilfiil takip etmelisiniz. Ferd ilerinizin her birinde ve itima meselelerinizde yalnz "O" nun tayin ettii yolu takip etmelisiniz. Bunun iin Kur'an- Kerim, sizin nnze konmutur. Siz, kendi yaaynzda, muhtelif yollar brakp, bir tek istikamet tutmalsnz ki bu istikameti de Kur'an- Kerim, size gstermi ve Hidyet-i Muhammedyeyi (S.A.V.) sizin nnze koymutur. Eer sizin dnceniz bunu kabul ediyorsa, o zaman yaayn herhangi bir i sahasnda, sizin yolunuz onun yolundan ayrlmyacaktr. te, Kur'an- Kerim'de gsterilmi bulunan, bu yola da
71

"Sebil-l-M'minn: M'minler yolu" M'minler olarak her eyde ve itima meselelerinizde yalnz "O" nun tayin ettii yolu takip etmelisiniz. Bunun iin Kur'an- Ke-rim, sizin nnze konmutur. Siz, kendi yaaynzda, muhtelif yollar brakp, bir tek istikamet tutmalsnz ki bu istikameti de Kur'an- Kerim, size gstermi ve Hidyeti Muhammedyeyi (S.A.V.) sizin nnze koymutur. Eer sizin dnceniz bunu kabul ediyorsa, o zaman yaayn herhangi bir i sahasnda, sizin yolunuz onun yolundan ayrlmyacaktr. te, Kur'an- Kerim'de gsterilmi bulunan, bu yola da "Sebil-lM'minn: M'minler yolu" diyeceiz. KUR'AN DNCE slmi dnce mi? Kur'an- dnce mi? Bunlar hakikatte birdirler ve ayr eyler deillerdir. Bu yaay nazariyesinin unvan altnda, baz dncelere de man etmek lzmdr. Baz ibadetleri de yerine getirmek gerekiyor. Bir ka "iar" (alamet) ki umum stlahta, bunlara: "e'ir-i Mezhebi: Din iarlar" denmektedir. da gz nnde bulundurmak gerekiyor. Bir para dnrsek, bu nazariyenin ieriinde, yiyecek eyler, giyecekler, elbisenin ekli, muaeret birbiriyle geinme dab, yolculuk, muaeret uslleri,
72

ticaret ve al veri, geim ve i g, siyas rejim, medeniyet ve toplu yaamann eitli durumlar, madd vastalar ve tabi kanunlar, ilim renmek ve onu kullanmann eitli yollar, bunlarn bazlarna balanp bazlarn brakmak. Bak as bir olunca, dnce tarz ve gaye de bir olur. Bal bulunma, yahut da terkedip brakmann ls de yine ayn olur. Bunun iin, yaay devam ettirmenin yollar, alp uramann istikameti, dnya muamelelerinin usulleri de ayn olup biribirlerinden hi bir ayrlklar olmaz. Hkmlerin tefsirinde ve fer' hkmleri, uygun hale getirme ettirmenin hususlarnda ve cz', hatta, ufak tefek ihtilflar ve ayrlklar olabilir. Bu, bir dncenin muhtelif ekillerde kendisini gstermesinin neticesinden ileri gelen eydir. Bunlar, fer' ve arz (asl olmayan) ihtilflardr, asla ve hi bir zaman iin esasn ve zn oluturan ihtilflar deillerdir. Katiyyen asl ve kll ihtilflar deillerdir. te, slm bu temel zerine, yaayn btn cephelerini dzene koymutur. Bu cephelerin her birini dierine balamtr. Bunlarn arasnda da hi bir ihtilf ekli ortada brakmamtr. Bir kii, isterse Pakistanl olsun, isterse Trkiyeli Trk olsun veya Msrl Arap olsun; eer bu kii mslman ise, bu gsterilen yolu takip edecek ve bu yolu
73

tutup gidecektir. Bunun hilfna, bunun aksi istikametine bir yol takip eder ve o yolu tutup giderse, o zaman, kendi inandnn, kendi man ettiinin hilfna ve kendi man ettiinin aksi istikametine, yrm olacaktr. imdi, siz de ister din bakmdan, ister dnyev bakmdan olsun, bu yoldan ayrlmazsanz, ve bu yollar birbirlerinden ayr tutmazsanz islm grne gre, dnya ve ahiret iinin birbirine, bir zincirin halkalar gibi bal olduklarn greceksiniz. Bunlarn ikisi de yaayn merhaleleridirler (aamalardrlar). Birincisi alma ve urama merhalesi, ikincisi ise, bu alma ve uramann neticelerini elde etmek ve meyvelerini toplamak merhalesidir. Siz yaayn ilk merhalesinde, yani bu dnyada neler ekerseniz, neler ederseniz, ikinci merhale olan ahiret merhalesinde onun neticelerini elde edecek ve onun semeresini o zaman toplayacaksnz. islm'n maksad, islm'n gayesi, sizin dncenizde ve sizin alma sisteminizde, yle bir ekilde tertip edilmitir ki, siz, eer yaayn birinci merhalesi denilen dnya merhalesinde sahih ve doru bir yol tutmu olursanz, ikinci merhale olan ahiret merhalesinde de sahih ve doru neticeler elde eder, sahih ve doru neticeye kavumu olursunuz. te bundan dolaydr ki, btn dnya yaay tam olarak,
74

btn ve kl olarak, bir "din yaay" dr diyeceiz. Burada, akad ve ibadetlerden tutun da, medeniyet, toplu halde yaama, siyaset, geim ve sairenin usulleri ve furut (ayrntlar), her ey ve herey, bir manev gaye ve maksada balanmtr. Siz eer, kendi siyas ve geim ilerinizde islm' kabul etmeyerek onu, uygun grmiyerek onun yerine baka bir sistem, baka bir nizam tutmak isterseniz, o zaman bu i zmn bir irtidat (dinden dnme) kll ve ak yoldan saptmaya kadar gider. Bu demektir ki, siz, islm retisini blerek, paralyarak, blmlere ayrarak, bunlarn bazlarn kabul edip, bazlarna balanp, bazlarn reddedip brakm oluyorsunuz. Siz, dinin akaidini, inanlarn, ibadetlerini kabul ediyorsunuz; fakat, onun yaay nizamn, hayat yolunda izmi olduu dzenli pln kabul etmee yanamyorsunuz. Halbuki bu ibdet binasnn esas temelleri de, dnya yaay plnnn zerine oturtulmu ve kurulmu bulunuyor. Her eyden nce, byle bir ayrma, byle bir taksim ve tefrik slama gre yanl ve hataldr. slmn hakikatine iman etmi, onun gzellik ve stnln idrk etmi ve ona can ve gnlden balanm bulunan her mslman ,ayrma yoluna gidemez ve byle bir niyet besliyemez. Nitekim Kur'an- Kerim'de de yle buyurulmutur:
75

"Bu nasl i? Siz (Allah'n) kitabnn baz ksmlarna imn eder, kabul edersiniz de baz ksmlarna inanmaz, inkr m edersiniz?" (Bakara: 85) Bu yet-i kermenin aklad mna, sizin u tuttuunuz yolu tam olarak anlatmyor mu? Sizin ayrmak, blmlemek yolundaki kanaat ve hareketiniz, ad geen bu yet-i kerimenin iaret ettii durumun t kendisi deil midir? Siz bu ekilde ayrp blmlemek yoluna gittikten sonra, slm itikadnz da uzun zaman devam etmeden ortadan kalkm olacaktr. nk slm'n umumi yaay dzenine alkasz ve ilgisiz davrandktan sonra, sizin inan ve ibdetinizin de binas kecek, ortadan kalkp gidecek ve mnsz bir hl alm bulunacaktr. Zira, gayr slm yaay dzenine inanp man ettikten sonra, Kur'an'a man etmek, Kur'an yolunu tutup gitmek imkn yoktur. Yine, o nizam ve usuller, bu nizam ile ve bu usullere her bakmdan ve her admda muhalif ve zttr. Bunun aksi olarak, siz eer kendi siyas ve sosyal yaay tarznz slm'n kabul ettii yol ve izdii ekil zerine kurmu olursanz, o zaman ayr ayr partilere, siyas kanaatlere, hiziplere blnmee ve ayrlmaa ne lzum var? Allah partisi, Allah frkas ve Allah hizbi Bu da her ie ve her hususa kfi deil mi?
76

Nitekim, sermaye sahibi kapitalist ile alan ii, arazi ve malikne sahibi aa ile bu arazide alan ifti ve ekinci, memleketi idare eden idareci ile idare edilen memleket halk arasnda, o zaman ne bir anlamazlk bulunur ne de bir ihtilf kalm olur. Belki bunlarn, bu zt ve birbirlerine muhalif grlen ve aslnda bir olan zmrelerin esasta aralarnda bir anlay, bir birlik, bir muvafakat ve bir nevi i ortakl ve i taksiminden baka bir ey de usulen mevcut bulunmaz ve olamaz. imdi, siz bu usule uygun bir ekilde, neden kendi milletiniz arasnda ve mlletinizin muhtelif snflar gibi bir ahenk vcuda getirmek iin almak istemezsiniz. Ellerinde byle mkemmel bir slm usul ve slm nizam mevcut olmayan zmreler ve milletler arasnda ise mecbur olarak snf ihtilflar (Class War) atei ister istemez alevlenecektir. Ve alevlenmitir bile. O zaman, siz bu ateten nasl kanacaksnz? Nasl kurtulmu olacaksnz? Eer siz, maddeten ilerlemek, ykselmek, kalknmak ve yer yzne hkim olmak istiyorsanz, o zaman islm'n kendisinin, bu yolu size gstermi, bunun kaplarn sizin yznze am olduunu anlamanz lzmdr. Bununla beraber slmda Firavunca, Nemruta ykselmek ve kalknmakla, brahim'e ve Mus'ya, kalknmak ve ykselmek arasnda fark gzetilmitir. Bu
77

kalknmalardan biri, Japonya veya ngilterenin kalknmas eklidir. Dieri ise, Sahabe-i Kiram (R.A.) n slm'n ilk alarndaki kalknmalar ve ilk mslmanlarn ykselmeleridir. Kalknma iki ekildedir, ikisi de unsurlar, elemanlar kendile rine tabi klmlardr. Sebepleri hesaplayarak, ilmin tabi kanunlarndan istifade ederek kalknma neticesini elde etmiler. Fakat bu iki kalknma ve bu iki ykselmenin arasnda yerle gk aras kadar fark vardr. Siz ancak, bu neticelerin d ve kabua ait sebeplerini grebiliyor ve onlarn zerinde dnyorsunuz. Bunlarn ruh ve ahlk cephelerini grmekten ve dnmekten ok uzak bulunuyorsunuz. Doudan batya kadar uzak Dnya-perestlerin kalknmalar, gelimeleri, ilerlemeleri ve ykselmeleri, tabi kaynaklar ve elemanlar kontrol altna almak, sebep ve neticelerini doru kullanabilmek iledir. Bu da yaayn hayvani cephesidir. Byle madde gc ile kalknma ve bu ekilde yer yzne hkim olma, Kur'an- Kerim'in vaad ettii kalknmann yer yzne hkim olmann tamamen aksine, tamamen zddnadr. Bu ekilde her ne kadar tabi kaynaklar ve elemanlar kontrol altna almak sebeplerini ve neticelerini istendii, ekle yneltmek istendii gibi kullanmak mmkn oluyorsa da, yine bunlarn asl gayesi,
78

yaayn esas maksad olan, ahlk ilerleme ve ruh ykselme gereklemez. Bu ahlk ilerleme ve ruh ykselmenin, elde edilmesi iin de ancak ve ancak, Hak Teal'ya man etmek, ahiret gnne inanmak, lzmdr. Yaaytaki bu alp abalamalarn bir demir ereve iinde kontrol altna alnarak, namazla, orula, hac'la ve zektla size farz klnmasnn sebebi bu deilmidir? Bunlar slm'n erkndrlar ki, siz bunlara kendi dncenizle Mevlevlikten bozma bir mezhep, Hoca'nn yanl dn anlay diye bir istlah uydurmu bulunuyorsunuz. NN SLAM HKMET? u meseleyi de izah ettik ki, eer mslmanlar, mslmanca yaamak istiyorlarsa; bu yaaylarn mslmanca devam ettirmek yolunu tutuyorlarsa, yaaylarnn btnn, tmn, Hak Teal'nn itaati yoluna uydurup, ister - ferd, ister itima ilerinde - Hak Teal'nn kanun ve eriatinin hkmlerine uygun bir ekilde, bir hayat nizamn kabul etmeleri gerekir. slm, hi bir zaman, u hli kabul etmez ki, siz kalkp da, Hak Teal'ya iman ettiinizi ileri srp, kendinizi m'min diye iln edip, sonra da yaay yolunda, yaay ilerinde Hak Teal'nn kanunlarnn hilfna ve aksi79

ne, gayr lhi kanunlara tabi olup gidesiniz... Byle bir ekli reva grmek ve bunu caiz saymak, islm'n byk bir elikiye dm olmas demek olur. Halbuki islm, elikiyi caiz saymad gibi, esasen varolu sebebi de tek tek her ferdin ve btn insanl iine dm olduu btn yanlmalardan kurtarmak iindir. slm Hkmet ve slm Anayasa istemenin arkasnda u dnce kendisini hissettirir ki, eer bir mslman Allah Teal'nn kanunlarna itaat etmiyecek olursa, esasen, o kimsenin -mslmanlk - iddias ve ben mslmanm demesi pheli bir duruma girip, onun mslmanl hakknda tereddd gerekli klacaktr. Bu mevzu yle kesin bir hakikattir ki, btn Kur'an bu hakikat iin delil tekil eder. Kur'an- Kerim'e gre, Allah- Teal, Malik el- Mlk' tr. Yaratmak O'na mahsustur; bunun iin de ftraten ve tabi olarak, Emr hakk (memleket idaresi hakk Right to rule - da yine O'nun hakkdr. Yalnz O'na aittir. O lkesinde (dominion) kendi kullarn istedii gibi idare eder ve hkimiyetiyle bu idareyi yrtp gider. Bu ite hi bir kimsenin ve hi bir baka varln hkm srmesine ve bu idare iine karmasna meydan verilmez. Byle bir eyi iddia etmek, hatt tasavvur bile etmek,
80

temelinden hat ve yanltr. Doru yol birdir. Ve tektir. Bundan baka doru yol yoktur. Her kim, "O" nun halifelii ve vekilliini elde ederse, o kimse O'nun er' kanunlar gereince, bu er' kanunlarn icabna gre lkeyi idare edip ileri ynetecektir. "Ey Mlik el-mlk olan Allah, Sen, istediine mlk verirsin, istediinden de ekip alrsn." (l-i mran: 26) "te, bu Allah, sizin Rabbimizdir ki, mlk de onundur." (Fatr: 13.) "Mlk (Devlet ve memleket ve dnya) de onun hi bir orta yoktur." (Ben srail: 111.) "te, hkm, (kumanda ve memleket idaresi) ulu ve byk Allah'a aittir." (El-M'min: 12.) "O'nun hkmne hi bir kimse itirak edemez." (El Kehf: 26) "Acaba yaratma ve emr (idare ve hkmet) O'nun ii deil midir?" (A'raf: 54.) Derler ki: "Acaba, emr'de (Devlet idaresi ve kumanda) bize de bir i der mi? Deki: Emr tamamen Allah'a mahsustur."
81

(l-i mrn: 154.) b Bu esas usle gre, teri hakk, kanun yapma yetkisi, tamamiyle insandan alnmtr; insann elinden kmtr, insan ise, yaratlm bir kul olduuna gre, kle gibi mahkm bir durumdadr. nsann o zaman vazifesi kanun yapmak deil, "O" nun kanununa boyun bkp itaat etmektir. Zira Mlik el - Mlk O'dur. Elbette ki, ilh kanunun hududu iinde, bu Kanun'dan hkm karmak, itihad eylemek, fkh meseleleri yazl hale getirmek, O'nun eriatnn ruhu ve islm mizacnn erevesi iinde, bu hususlar gznnde tutarak, bu Asl Kanun'un altnda, fer kanunlar yapmak hakk da Ehl-i iman'a tannmtr. Nitekim, ak hkm bulunmayan meselelerde, kanun dzenlemek ve bu gibi iler hakknda hkm vermek de yine Ehl-i man'a verilmi olduundan, asl kanunun rehberlii altnda, fer' kanunun nasl yaplaca anlalyor. Fakat, esas ve ana meselelere gelince; eer bir kimse, bu gibi hususlarda, lh Kanun'u brakp da herhangi bir ahsn, yahut da ahslarn veya bir idarenin veyahut da bir idare sisteminin uydurup ortaya att kanunu, kendisine kanun sayp, ona tabi olmak, o kanuna boyun emek, o kanun gereince ilerini yrtmek veya yrtlmesini salamak yolunu tutarsa, o zaman Taut'a
82

tbi olmu olur. Hak Teal'nn itaatndan kar. syan yoluna sapm duruma girer. Onun yapt ilerin ve verdii kararlarn hepsi de btl olup, bu kararlara uyanlar da hakikatte mcrim, gnahkr ve sulu duruma derler. "Siz, kendi dilinizle yalan uydurarak, una hell buna haram demeyiniz." (En Nahl: 116) "Rabbnz tarafndan, size nazil olmu bulunana tbi olunuz, ve ondan gayri kimseyi kendinize Veli diye tanmayn." (A'rf: 3.) "Allah'n gnderdii ile hkm vermeyen, kimseler kfir (gruhundan) drlar." (El - M'ide: 44.) "(Ey Peygamber): Sana ve senden ncekilere nazil bulunana "imn ettiklerini sananlar grmedin mi ki, onlara, inkr edip kabul etmemeleri iin emir verilmi olduu halde, yine de "Taut"un talimine uymak istediler." (En-Nisa: 60.) c Yer yznde, Hak Teal'nn asl maksad "hkmet" in kendi kanunlarnn esas zerine kurulmasdr. Bu husus, peygamberler vastasiyle bildirilmitir. Bu iin ismine de Hilfet denmitir.
83

"Biz peygamberleri, Allah'n izni ile sadece kendisine itaat edilsin diye gnderdik, (baka bir ey iin gndermedik)." (En-Nis: 64.) "te biz, sana Kitb' hakla gnderdik. T ki, Sen de Allah'n sana gstermi olduu ekilde halkn arasnda hkm veresin." (En-Nis: 105) "Sen; onlara, Allah'n gnderdii gibi hkm edersin. Onlarn keyiflerine tbi olmazsn. Allah'n sana gnderdii eylerden dolay, karklk karmamak iin de onlar uyarrsn." (El-Mide: 49) "Acaba: Cahiliyenin verdii hkmler gibi mi hkm verilmesini istiyorlar?" (El-Mide: 50) "Ey Dvd: Biz, seni yer yzne halife diktik; Halk arasnda hak ile (adaletle) hkm ver, keyfe tbi olma. te; keyfe tbi olmak seni Allah yolundan saptrr..." (Es-Sd: 26) d te, bunlarn hilfna, Cenb- Rabb-l lemin tarafndan gnderilmi bulunan Peygamberlerin getirdikleri kanunlar yerine, herhangi baka bir temele dayanan eden
84

kanunlara tbi olmak isteyen kimse ve bu gibi knunlara bal bulunan her hkmet ve her adalet sistemi, hakikatte adalet sistemi olmayp zulmden baka bir ey deildir. Zalimdir ve hakszdr. Her bakmdan ve her hususta, bu iki hkmetin ve bu iki idare sisteminin - adalet bakmndan da, ekil ve gr as bakmndan da -- birbirleriyle ok geni lde ihtilaflar ve ayrlklar vardr. Bunlarn btn almalar, fiil ve hareketleri, aslsz, esassz ve lsz olup, temelinden btldr. Bu gibi kanunlara tbi olanlarn verdikleri hkm ve vardklar kararlarn hepsi ve btn hi bir meru temel dayanmaz. Bu kararlar ve bu hkmler esasndan rktr. Hakk "Mlik el-Mlk" bir kimsenin eline kudret vermeyip buyruk sahibi, Sultan (Charter) klmad bir kimsenin de bana getii ve idaresini ele geirdii hkmet ve idare sistemi, nasl olur da meru bir hkmet, hakik ve kanun bir idare sistemi olur.4[10]
4[10]

(Charter) veya metinde olduu gibi Sultandan veya Bakandan maksadmz, Mlik el - Mlk olan Hak Teal, bir kimsenin eline "mlk" (memleket idaresi) teslim edip ona halifelik verip, gerek Halife, Sultan, Bakan ve bu gibi ahslar kendi balarna i yapan kimseler deillerdir. ilerin ynetimini ve yrtlmesini onun eline brakm olduu kimsedir. O'nun peygamberine, O'nun kitabna inanan, balanan
85

O zaman, ne yaparsanz yapnz ve ne ederseniz ediniz, bunlarn hepsi de Allah kanunu bakmndan bir hi hkmndedir. man ehli bu gibi gayri ilh kanunlarn harici varlklarn fiil (defacto) olarak kabul etmek zorunda kalsalar dahi, meru bir ekilde, ilerinin yrtlmesinde (dejure) onlarn doru ve sahih olduklarn kabul etmezler. mam Ehli'nin, ilerinde asl hkm sahibi olan, emir veren ve hkm icra eden Allah'tr. Allah'n karsna dikilip de, ona kar kafa tutup, isyan yoluna sapm olanlara da, man Ehli itaat etmez. Bu gibilerden de kendi ilerinin yrtlmesini istemezler. Bu ekilde hareket eden, man Ehli'ne aykr yol tutmu olanlar ve onlarn aksine hareket edenler, iman sahiplii ve mslmanhk iddiasnda bulunsalar dahi, hakik iman sahipleri, vefal ve sadakatli m'minler zmresinin dnda kalm olurlar.
ve eriat-i lhiye'nin aydnl altnda, almay kabul eden, bu mes'uliyeti stne alan, hkmet ve memleket idaresini yneten, yahut da bunun banda bulunan kimse, idare usuln bu eriate (kanuna) uygun ekilde devam ettiren ve adalet sistemini bu yola uyduran, hkmet veya idare mekanizmas veya ahs, Allah tarafndan Sultanlk (Charter'lk): Buyruk sahiplii vasfna haiz olur. Bu Charter: Sultan (Buyruk sahibi) nin vasfn Kur'an- Kerim, kendisi beyan etmitir. Onlarn arasnda, Allah'n gndermi olduu hususlar zerine hkm ver, denmitir.
86

Bu mesele ak olarak akla aykrdr. Herhangi bir hkmetin bana, isyankr bir topluluk gemi bulunsun da. sonra, imn sahipleri de byle isyankr birisinin idaresi altnda bulunan hkmete ve onun iktidarna boyun eip, teslim olup, hem de bu hkmeti meru ve kanun bir iktidar tansnlar. Hele bu yetmiyormu gibi, Cenab- Hak tarafndan da byle isyankr bir hkmete gelin de itaat edin ve uyun denmi olsun? "Deki: Biz, iledikleri iler yznden en byk zarara kimlerin uram olduklarn size haber verelim mi? Onlarn dnya yaayndaki almalar boa gitmitir, heba olmutur. Fakat onlar kendilerini iyi eyler yaptklarn zannederler. te, Rabb'Ierinin yetlerine ve Rabb'lerine kavuacaklarna inanmazlar. Bunun iindir ki, onlarn amelleri de hi olmutur; Kyamet gn de biz onlara, bir deer vermiyeceiz." (Kehf: 103-105) "te bu Ad (kavmi) dir. (Bu Ad kavmi) Allann yetlerine balanmaktan kand. Allah'n resullerine kar isyan yolunu tuttu. (O kavim), her inat zlimin emrine de tbi oldu." (Hud: 59) "te biz, Musa'y Firavun'a- ve onun gruhuna, yetlerimizle ve delillerle apak
87

olan sultan gnderdik. Onlar (F-ravn gruhu) Firavun'un emrine tbi oldular. Halbuki Firavun'un emri yetkin deildi." (Hud: 96.) Zikrimizden, kalbini gafil klm bulunduumuz kimseye itaat etme. Byle kimse, keyfine tbi olup iini aztmtr. (El - Kehf, 28.) "Ey Peygamber, syle: Benim Rabbim, ister gizli olsun ister ak olsun, her trl fuhu (kt i) gnah, haksz tecavz ve hi bir delil indirmemi olduu halde, Allah'a ortak komanz katiyetle haram klmtr." (A'raf: 33.) "Kendisine hidyet yolu gsterilip bellendikten sonra, Resul ile ekimeye kalkan ve mminlerin yolundan baka bir yola tbi olan sizler, ibadet ettiiniz Allah' brakp da, ancak kendinizin ve babalarnzn uydurup isim taktklar eye mi ibadet edersiniz? Allah bunlar iin hi bir delil gndermemitir. te hkm ancak Allaha mahsustur. Allah yle emreder ki, kendisinden baka kimseye ibadet etmeyiniz." (Yusuf: 40). "Kendisine hidayet yolu gsterilip, bellentilikten sonra, Resul le ekimeye kalkan ve Mminlerin yolundan baka bir
88

yola tbi olan kimseyi, biz de, dnmek istedii tarafa evirir ve Cehenneme ulatrrz. Onun son dn ise, ok fenadr. "Evet... Senin Rabbine and olsun ki; onlarn aralarnda kan ekimede seni hakem klmayp, senin verdiin hkmlere tabi olmadka, imn etmi saylmazlar." (En-Nis: 65) "Ne zaman, onlara dense, geliniz Allah'n nazil kldna ve O'nun Resulne tbi olun, mnafklar greceksin ki, senin yolunun nn yle bir ekilde kapatrlar ki..." (En-Nis: 61) "te Allah, kfirler iin mminlerin zararna bir yol gstermez." (En-Nis: 141) Bu yce yetler Kur'an- Kerim'in muhkem yetlerindendir. Bunlar katiyen mteabih yetler deildir. te bu temel akidedir ki, islm'n fikir nizam, ahlk nizm, medeniyet nizm, hep bu temel zerine kurulmutur. Mslman, slm insan ilikileri ve slm hkmet hayata geirilmedike, kendi imnn gereklerini tam olarak, tamamlam saylmaz. Mslmann, slmca yaay o zaman tamamlanm olur ki, o mslman, ilh Kanunu her yerde ve her hususta yrrlkte olmasn salam olsun. Btn yaaynda, btn i gcnde, bu kanuna balanp bu kanunla hep ilerini
89

yrtp gitsin. Enbiy-i Kiram (A.S.) da yalnz bu amala, gnderilmilerdir ki Allah'n hkimiyet nizamn cemiyete nakedip ayakta tutsunlar. Bu amacn gareklemesi iin, gryoruz ki - hicretten nce - Hazret-i Resl-i Ekrem, (S.A.V.) mbarek lisanlar ile u ekilde dua ediyordu: "De ki: Y Rabb; beni doru bir girile girdir, ve doru bir ktan kar ve bana kendi indinden yardm eden bir kuvvet ver." (sra Sresi: 80) Yani, "Ya sen kendin, bana iktidar ata kl, yahut da bana destek olacak herhangi bir hkmet vcuda getir ki, onun kudreti vastasiyle, dnyay saplanm bulunduu u fenalklardan temizleyip onu kurtarabileyim. Fenalklardan, ak saklklardan ard arkas kesilmeyen ktlkler selinin nne geip, onu kurtarp, senin adalet kanununun cari (geerli) olmas, yrmesi yolunda alaym. Hasan Basr (R.A.) Ktade (R.A.) bn-i Cerr (R. A.) bn-i Kesr (R.A.) ve dier mfessirler, bu yeti kerimenin tefsirini anlattmz gibi beyan ederler. Bu hususun teyidi hakknda, u Hadis-i erif de gznne alnmaldr. "Hak Teal Kr'an ile kar koyup, ortadan kaldrmad ok eyleri, hkmet vastasiyle kar koyup ortadan kaldrr."
90

Bu Hadis-i eriften anlalyor ki, islm, dnyada yapmak istedii slhat ilerinde yalnz vaaz, nasihat ve t vermekle kalmam bu hususu amel (pratik) olarak ele alm, siyas noktay da ihmal etmemitir. Hkmet ve siyaset ilerini ie kartrmtr. Hak Teal, yukarda zikredilen duay kendi peygamberine retmi olmalar ile sabit oluyor ki, dinin, ve eriatn tatbik edilmesi, hududullah'n (Allah'n emirleri) icras iin de hkmete ihtiya vardr. Ve bu vasftaki hkmetin varl hayat bir ihtiyatr. Bu yolda alp uramak iin sadece tavsiye ile yetinilmemi, belki asl ama ve istenen de bu meseledir. Yani hkmetin mevcudiyeti meselesidir. Baz insanlar yanl dnerek, bu meseleyi Peygamberin dnyaya ball, dya istei eklinde ortaya koymak isterler; bu doru deildir. Zira dnyaya ballk ve dnya istei olsayd, bu istein sahibi, iktidar ve hkmeti kendisi iin istemi olurdu. Hak Teal'nn emrettii dinin ykselmesi ve ayakta tutunmas iin istenen hkmet ve iktidar ancak Hak'ka balln t kendisidir. Onun bir gereidir. ahs bir gaye iin deildir. SLM VE KTDAR Yukardaki bahislerden, slm hkmetin
91

niin zarur olduu anlald. Fakat muhtelif cephelerden din ile siyasetin birbirlerinden ayrlmalar, eklindeki eytan nazariye mslmanlarn zihinlerine girmi ve mslmanlarn dncelerini tesir altnda brakmtr. eitli tefsirler, trl trl tevillerle, bunun mmkn olduunu zihinlerine sdrmak yolundaki almalar da grdk. Bunun iin, biz de imdi islm'n ne gibi inklplar vcuda getirmi olduunu, ne gibi deiiklikler ve ne gibi devrimlere yol am bulunduunu ve bu hususlarda ne gibi yanl teviller, hatal tefsirler ortaya atlmak istendiini; bunlarn hakikatlerinin ve bunlarn asl mahiyetlerinin nelerden ibaret olduunu gstermek isteriz. Tefhm-u'l-Kur'anda, aadaki yet-i kerime'nin5[11] tefsirinde: "Fitne ortadan kalkp, Allah'n dini yerleinceye kadar, onlarla dvnz, brakp ekilirlerse, o zaman; zlimlerden baka kimseye kar dmanlk yoktur." (El Bakara: 193) denmitir. Brakp ekilmekten maksat, kfirlerin kendi kfr ve irklerini brakp da ekilmeleri deildir.
5[11]

Bu konu, Tercman'l-Kur'an'da 1361 Hicr senesi, aban ile evval aras, Eyll - Kasm 1942 Mildi'de neredilmitir. Hazrlayc.
92

Bu kfrlerinden ve bu irklerinden vaz gemeleri deildir. Fitne ve fesad terkedip ekilmeleridir. Taarruzu brakp da ekilip gitmeleridir. Kfir, mrik, tabiatperest mlhid kimselerden hangi zmre olursa olsun, bu gibi topluluklarn kendi akidelerine bal olduklar grlr. Bunlarn da inanlar dairesinde ibadet ederler; yahut da keyifleri istemez yapmazlar. Sz konusu olan olan bu i deildir. Onlar bu sapklklarndan kurtarmak iin de biz, ancak anlay dairesinde ve liyakatli bir ekilde, kendilerine nasihat veririz; lf anlatmaya alrz. Fakat onlar, bu nasihatlar ve bu szleri ve bu tleri ya dinlerler veya dinlemezler. Fakat kalkp da bize kar koyup sava yolunu tutarlarsa; o zaman i deiir. Yani onlar, yeryzne hkim olmak, yeryznn iktidarn ellerine geirmek iin alrlar; yeryznde hkim bulunmas icabeden ilh Kanunun hkmranl yerine, kendilerinin uydurduklar btl kanunlar yrrle koymak yolunu tutarlarsa ve bu hareketin neticesi olarak, Allah'n kullarn, Allah'tan bakasna kul etmek iin zorlarlarsa, meselenin nereye dayanacan elbette herkes tahmin edebilir. Byle bir niyet ve harekete tam mnasiyle fitne ve fesd denir. te, bu fitne ve fesd kl zoru ile ortadan kaldrlmaldr. Kfirler bu ilerinden, bu gidilerinden vazgemedike, M'minler de
93

kllarn knlarna koymamaldrlar. Yukarda altn izmi olduumuz bu konu zerine, Tefhimu'l-Kur'an okuyucularmzdan malmat ve ilim sar hibi, ileri gelen bir kii u ekilde itirazda bulunmutu: 1. Bu tefsirden u mn kyor ki, emniyet ve selmet, sulh ve bar yolunu tutmu olan islm, dier dinlere mdahale ediyor; bunun iin de, sava caiz gryor. Halbuki ak emir vardr: "La ikrahe fi'd-dn: Dnde zorlama yoktur." (Bakara: 256) Bu tefsir, yukarda bahsedilen yet-i kerimeye zd olmuyor mu? 2. slm muhalifleri iin, kendi din, mezhep ve akideleri zerinde serbest bulunduklar hakkndaki "Lekm dnkm ve Lyedin: Sizin dinimiz kendinize ve benimkisi kendime." (Kfirn: 6) yet-i kerimesinden akca anlalmaktadr. Onlar akidelerinde serbesttirler. Bir akde, bir fikir serbest olunca, o akideyi yaymak, tebli etmek de serbest olmaz m? Grlyor ki, onlarn akidelerine de serbestlik tanmtr. Kur'an Kerim'in mefhumun dan da bu serbestlik anlalyor. Muhtelif zamanlarda, kar karya yaplm olan mnazaralardan da bu nokta belirtilmitir. Mesel Kur'an- Kerim'de buyurulduu: gibi: "Ehl-i Kitab ile, ancak iyi bir ekilde (tatllkla) m nazaraya giriin."
94

(Ankebt: 46) slm, dier dinlerin ve mezheplerin ibadethanelerine ve ibdet ekillerine mdahale etmez. Hatt Resl- Ekrem (S.A.V.) kendilerinin Mescid-i Nebevi'lerinde Ehl-i Kitab'a kendi ibadet ekillerinde ibadet etmeleri iin msaade bile vermilerdi. Hazret-i Ysuf aleyhisselm, Aziz-i Misr'n (Msr'n efendisi) hizmetinde iltizam ettii vakit, bu Aziz-i Msr, o zaman, akde ve amel bakmndan mrik idi. Evet, o zaman hal byle iken de yle sylemiti: "Ey!.. Benim hapishane arkadalarm, eitli ilhlar m iyi yoksa Bir olan kudret sahibi bulunan Allah m?" (Ysuf: 39) Buradan da u mna anlalyor ki, bakalarna da, kendi fikirlerini, kendi akidelerini yaymak ve anlatmak hususunda bir hak tannmtr. 3. Alt izilmi bulunan cmleleri gznne aldmz zaman Mslmanlarn, karma lkelerde, yani hem mslmanlar hem de gayri mslimlerle meskn bulunan yerlerde nasl yaayabilirler? Gayri - mslim medeniyet ve gayri - mslimlerle bir arada yaarken, ilerinde, ehir ve devlet dairelerindeki vazifelerini nasl devam ettirebilirler? Byle olunca, onlarn siyas akideleri Mslmanlarn ilerine engel olmaz m?
95

Mslmanlar Trkiyede yahut da ran'da olsalar, Beyefendilerinin (Mevdd) sylediine gre, oralarda dahi cihad bayra amalar lzm gelir. Nitekim sylediimiz bu memleketlerde tam olarak islm kanunlar, islm hadd hududu yrrlkte deildir. Bu lemmul siyaset ile ve bu ekilde gidilirse hi bir ekilde olumlu bir i yaplamaz. ekimenin ard arkas kesilmez. Herhangi baka bir cemaat de, Mslmanlarla geinmek, Mslmanlara yardm etmek, onlarla bir arada, bir ehir ve ayn memlekette yaamak istemez. Bu ekilde, yine Mslman cemaatiyle hi bir gayr-Mslim cemaatin, hi bir hususta, anlamasna, bir yerde barnmasna ve geinmesine de imkn kalmaz. Beyefendilerinin buyurduu gibi olsayd, o zaman i birlii de tamamiyle ortadan kalkmak zorunda kalrd. Eer Mslman cemaatin, kendi fikir ve akidelerini yaymalar iin bir hak tannyorsa, o zaman, bu hak gayri -Mslimlere de tannmaldr. Bilhassa onlarn hkimiyette bulunduklar yerlerde bu hak onlara verilecektir. "Heri ber hod ne pesend, ber dieran mepesend: Kendin iin beenmediin eyleri, bakalar iin de beenme." Resl-i Ekrem, Sallallah aleyhi ve
96

Sellem, Medine-i Mnevvere'de iken Ehl-i kitb ile iyi geinmek yolunda, onlarla muahedelere girimilerdir. Bu anlamalara, hangi artlar zerine dayanmaktadr. Mekke'deki gnlerinin ilk devrelerinde de Zat- saadetlerinin tavr ve hareketi de bunu teyid etmez mi? Baka bir tbirle, gayri Mslim hkmet veya cemaatin arasnda byle bir Mslman cemaati bulunursa, o zaman, bu Mslmanlar hemen klca m davransnlar? Kfr cephesinin kanun ve nizamlarn ortadan kaldrmak iin savaa m girisinler? Acaba kim byle bir tutumu mantkl sayabilir? Kim buna tahamml eder? Yukardaki bu uzun itirazn cevabn bir ka cmle ile vermek mmknd. Esasen bu itirazn kendisi de-yanl anlaylardan ileri gelmektedir. Bu itiraz ve bu gibi bir ok itiraz ynlar, islm'a gerekli seviyeden ve ona dosdoru bir noktadan bakmaktan mahrum olanlara musallat olmaktadr. Bu eksik ve hatal anlaylar insanlar yle sarmtr ki, bu yzden mslmanlar kendi dinlerinin esas kaidelerini anlamaktan ciz bir hale gelmilerdir. Bundan dolay bu itrazn cevabn biraz geni ve etraflca vermek icabediyor. SLAM'IN AMACI (MSSlON)
97

Mevzua girerken nce u noktalar dnmek lzm geliyor: Emniyet ve Selmet'i zorunlu klan islm'n mnas nedir? Ve "Dinde zor kullanmak yoktur." (ElBakara: 256) ve yine "Szin dininiz kendinize ve benim dinimde kendime" (Kfirn: 6) bu mbarek yetler nasl bir mna tayor? Hele u suale baknz: Hazreti Ysuf Aleyhisselm, peygamberlik etmek iin mi gelmiti? Yoksa, baka bir i iin mi? Bu szlere ayr ayr cevap vermeden nce, evvel u suale cevap vermek bir zorunlu oluyor: Bu dnyada, slm'n amac (mission) nedir? Nasl olur da bir ksm zorbalar i bana geerek, idarecisi bulunduklar milletlerin srtna binerek yapmadklarn brakmazlar. Bu zorbalarn her biri Tanrlk, ilhlk iddiasnda bulunarak, diledikleri gibi tahakkm ederler. Btn bu zlimlere ve hakikat dmanlarna, slm yolunda yryenler itaat m edecektir? Nasl olur da bu gibi gayri meru hkmetlere ve bu gibi saltanatlar iin ve bu hkmet ve saltanatlarn banda bulunanlar kendi emniyet ve selmetlerini temin etmek maksadiyle, tebaa toplar, cematler kiralar, adam toplarlar. Kendi idare mekanizmalarn altrr ve bu mekanizmann almas iin kalkp da slm fabrikasnn makinelerinden faydalanmak isterler. Hem de islm dininin unsurlar bunlarn istedikleri gibi o btl ileri
98

yrtmek iin hizmet mi edecek? Nasl olur da, bir ka ahlk usul ve kaide reterek, insanlar, kendi keyiflerine ram edip; halka herhangi bir - szm ona - nizam ve bir medeniyet yklerler de, "insan" da nizam ve medeniyet ad taklan bu eylere, boyun mu eecek? Eer i byle ise o zaman islm'n Budistlik (Buddhmet) veya Sen Pol (Saint Paul) n uydurduu Hristiyanlk'tan farkl bir taraf kalr m? O zaman, bu yce din'in kitabnda katiluhum: "onlarla savanz" cmlesinin mnasn anlamak pek kolay olmaz. Acaba, bu yetteki korkun mn niin vahyedilmitir. yleyse bu din kendi tabilerine sava ve cihad emri yerine; muhaliflerinizin karsna geip yle sylemelerini istemez miydi? Biz zavalllar niin ldrmek istiyorsunuz? Biz ne hkmet nizamnda bir deiiklik yapmak istiyoruz, ne de bir inklp ortaya atmak gayesini gdyoruz. Ne mevcut meden nizam dzeltmek, ne de bunu doru bir ekle koymak niyetindeyiz. Bunlar iin de propaganda yapmyoruz, yapacak da deiliz. ktidar, kimin elinde olursa olsun, i banda kim bulunursa bulunsun, biz, onun emrine uyarak, onun hkm altnda yayacaz. Bizim maksadmz, gayemiz, zamann hkmetine uymak ve boyun emektir. Her hkmet ve her iktidara, boyun eip, onlara
99

tabi olmak, dinimiz ve imanmzdr. Byle olunca da sizin bize kar sert davrannzn sebeb ne? Braknz biz de kendi din inanlarmza gre, ibadet edeceimiz eye ibadet edelim. Bal bulunduumuz varla kulluk edip gidelim. Bundan size ne zarar gelir? Sizin dnya grnz ve meden anlaynz ne olursa olsun, idare sisteminiz ne ekilde yrrse yrsn, bunlarn hi birine karacak deiliz. Bu gibi eylere, kar koymamak, bunlara dokunmamak, bizim akde ve imanmzn icabdr. Bizim byle bir hareket tarzmzdan size ne gibi bir zarar gelebilir? Eer, iyi ve mkul bir ekilde bunun cevab ortaya konacak olursa, grrz ki, o zaman, amel olarak, Hazret-i Peygamber (S.A.V.) ve onun sadakatli ve vefakr sahabilerinin Mekke Mriklerinin karsndaki vaziyetleri bizim bu gnk ngiliz6[12] idaresi altnda bulunduumuz durumdan pek de farkl saylmaz. Mekke'nin o mrikleri ve islm'a kar duran Mekkeliler pek o kadar da gayri mkul kimseler deillerdi. Sadece bir ka kiinin toplanp camide, yahut o zamann durumuna gre mescide benzeyen bir yerde, bir avu mslmann ezan okumasna, namaz
6[12]

Bu konu 1942 de yazlmtr. O zaman Hindistan ve Pakistan ingilizlerin idaresi altnda bulunuyordu. Hazrlayc.
100

klmasna, arada srada meclisler ve toplantlar tertipleyerek, kendi aralarnda ve kendilerine ait ileri konumalarna ve bu bir avu mslmann yalnz kendi aralarnda propaganda yapmalarna mni olmalar iin mhim bir sebep yoktu. Fakat iin i yz byle deildir. slm, kendisine has, bir hayat nizam kurmay gznnde bulundurmutur. slm'da, akid, ibadat, ahlk ile birlikte, ferde ait i ve alma yolu toplumca yaay nizam, topyekn yaayn i g sahas ve her eit ilemlerle ilgili hkmler ve kanunlar tanzim edilmitir. Eer bir islm Devleti, slm tebliini tam olarak, btn olarak, bu nizamn tarafna evirmemi ise, o zaman slm davasn gtmemi demektir. slmn davasnda, bu nizam tam olarak gznnde bulunduran bir slm hkmet bu dvay hak zerine kurmak ister. Bu nizam, ayakta tutmak yoluna gider. nsanl bu nizam ile felaha ulatrmak iin alr. Bu nizamn karsna kacak olan her btl nizam da, ortadan kaldrmak yoluna gider. Her eye ramen, kesin olarak kendi nizamn hkim klm olur. Dier nizamlar da onun karsnda yklp ve dalr gider. Byle olmas onun mahiyeti gereidir. Hak ve sadakat zerine kurulmu bir nizam ileri srlmelidir. Amel olarak, byle bir nizam kurmak yolunu takip etmeyen islm'i
101

hkmetin gayesi; tamamen mnsz ve bo szden ibaret olur. Hatt bundan daha da mnsz ve daha da bo bir ey olmaz ki, bir nizam, baka nizamlar hem btl sayacak; hem de kalkp o btl sayd nizamlar ortadan kaldrmak iin almyacak? Tam tersine hareket ederek, o nizamlarn barnmasna imkn verecek. Bu btl nizamlar iin de hizmet etmek yolunu mu tutacak? Bu da bir tarafa dursun, esasen, bu husus da apak bir ekilde imkanszdr ki, bir kimse bir yaay nizamna balanm olacak ve bu nizamn doruluuna inanacak, bir de kalkp, inanmad ve balanmad baka bir yaay nizamnn otoritesinin altna girmek istiyecektir? nanmad o baka yaay nizamnn hkimiyeti altnda da yaamak yoluna gidecektir? te bunun iindir ki, bu nokta tamamiyle akla aykr olur. Bir kimse, hem kendisinin takip ettii nizam isterken, bu nizam'a davet edecek, bu nizm iin alacak, ve ayn zamanda slm sz konusu muhalif nizamn da salanmas yolunda alacak ve onun tahakkm altnda yaamay renmek isteyecektir. Halbuki, slm'n kendine has bir nizm olunca, bu nizam'a davet etmesi, bu nizm iin almas, yine slm nizmnn ftrat (doas) gereidir. Bu slm ftratn gerei, dier nizamlarn yklmas ve onlarn yerine
102

slm nizmn tek bana hkimiyetini devam ettirmesidir. slm, her mensubunu, hep bu mukaddes ama uruna harekete geirir. Btn telkin ve retisiyle bu fikri ayakta tutarak yeni bir dinamizm meydana getirir. Bu itibarla, iman sahibi olmak iddiasnda bulunanlarn, derecesi ve ls, ayn zamanda mihenk ta ve ls bu yolda gsterecei fedakrln seviyesine baldr. man sahibi olmak iddiasnda bulunanlara u sual sorulup cevab alnnca, bu kimselerin, imn ls kendiliinden belirmi olur. slm'a inanm olanlar, slm'n zaferi iin mallar ile canlar ile fedakrla hazr mdrlar? Yoksa, yalnz bu nizamn kurulmasn temenni ederek btl ve uydurma nizamlarn basks altnda yaamaa m razdrlar? Kur'n- Kerim'i ve Hadis-i erif-i, bu her iki kayna da gz nne getirip tetkik edelim. O zaman bu mesele en iyi ekilde aydnla kavumu olur. Ancak u art la ki, kalplerdekileri gizlememek ve her eyi aka orta ya koymak artiyle Grlecektir ki gerek btn akl ile ortaya kacak, slm'n asl mna ve mefhumu meydana kacak ve sizin anladnz, bildiiniz ve beyan buyurduunuz gibi olmad ispat edilmi olacaktr.
103

Hakikat udur ki, biz slm'n hakikatini anlayarak, bilerek iman etmi isek, o zaman bizim varlmz herhangi bir gayr slmi hkmete kar bulunacaktr. Kesinlikle byle bir gayr slm hkmetin tahakkm altnda kalmaya tahamml etmiyeceiz. Gayr Mslimlerle karlkl yardmlama veya ibirlii olsun olmasn, ne olursa.olsun; eer biz kendi iman ettiimiz islm zerinde samimi isek, o zaman vazifemiz, her yerde ilh kanun olan, eriat- Rabban'yi cemiyete hkim klmaktr. Bunun yer etmesi iin alp, gayret sarf etmemiz gerekir. ste bizim mslman olmamz, bundan baka bir arta bal deildir. Allah yolunu tutmak istiyenler de bu alma usuln gz nne almaldrlar. Gayr mslimlerle karlkl yardmlamamz ve ibirlii yapmamz, dnlen bu ekilden baka trl olmayacaktr. Elbette ki slm, emniyet ve selmet konusunda meyyideler ihdas etmitir. Fakat islm'n grne gre, hakiki emniyet ve selmet, Hududullah'n Allah'n emirlerine geerli klnmas ile mmkn olur. Emniyet ve selmetin, islm'n dndaki eytan sis temler vastasiyle gerekletirileceini dnenler, bu nizamlarla normal ve dzgn bir iktisdi dzenin iliyeceini sananlar; slama mahsus stn cemiyet grn kesinlikle anlamam kimselerdir. Buradan da aka belli oluyor
104

ki, islm ne byle bir emniyet ve selmete yardmcdr, ne de onu himaye eder. Baka trl gerekletirilmi bulunan emniyet de emniyet deildir. Ancak islm'n kendisinin gerekletirdii emniyet, emniyettir. Asl maksad da bu slmi emniyettir. te, bu emniyetin iinde de insan selmetin yolunu bulacaktr. La ikrhe f'i'd-din Dinde zorlama yoktur. Bu yet-i kerimenin mnasn u ekilde anlamak lzm gelmektedir: slm kendi akaidini (inancn) zorla hi kimseye kabul ettirmek yolunu tutmaz. Esasen, akde denilen ey de zorla kimseye yklenebilecek bir ey deildir. slm'n ibdetleri de byledir. Onun ibdetleri akidesinin artdr. Zor kullanarak bu ibadetler kimseye yklenilmez. Nitekim, sahih olmayan imanla, kalbe inmeyen bir duygu ve niyeti halislememi bir tavrla yaplmayan ibdet, mnsz bir hl alr. Btn ibdetlerin iten gelen ulvi bir arzu ile, ayn zamanda d bask ve tesirlerden uzak bir serbestlik iinde if edilmesi(yerine getirilmesi) lzmdr. slm cemiyet dzeni olarak, bu hrriyeti ve serbestlii hazrlar. slm, u meseleyi de caiz grmez ki, lkenin hkmeti (State) nin, nizam zere kurulmu bulunan medeni kanunlar ve meden nizamlar, Allah kanunundan ve Allah
105

nizmndan baka, herhangi bir kanun ve nizam olsun. Byle uydurma bir kanun ve nizam da yeryznde geerliklnm bulunsun. Allaha kar gelmi kimselerin hkmleri, slm lkesinde ve Allahn arznn zerinde infaz edile dursun. Mslmanlarda bu uydurma kanunlara tabi olsunlar? (!) Durum byle olunca, elbette ki, bir frka, dier bir frkann dinine mdahale edecektir. Mslmanlar, kfirlerin dinlerine mdahele etmemi olsalar dahi kfirler, mslmanlarn dinine mdhale etmekten geri kalmyacaklardr. Bunun neticesinde gnmzn mrikleri kendi soysuz prensiplerini slm dinine sokmu olacaklardr. slm' n yksek ve hayat inanlarna bir sr kfr prensipleri karm olacaktr. Btn bu bozucu, kartrc etkilere kar slm' asl saflyla muhafaza edebilmek iin mslmanlarn kendi yurtlarnda dinlerinin istedii vasfta tam bir hrriyete sahip bir nizam kurmalar gerekmektedir. Byle bir nizm iinde bulunan gayr mslimlere kar da La ikrahe fi'd-din emriyle hareket edilir. BUNU CZ GRMENN YANLILII VE BUNUN TAHKK
106

Buraya kadar, fikirlerimize itiraz eden muhterem beyefendinin bizi uyarmak konusunda ileri srd delilleri gzden geirdik. Ne acdr ki, halkn ou da bu yanl dncelere saplanm bulunuyor. O beyefendinin ilk delili udur: Sizin, fitneden maksadnz; kfrn galib olmas ve kfirlerin stn kmalar ise, o zaman, cihad ve savan da gayesi u olacaktr: fitne dediiniz ey sizin tefsirinize gre ortadan kalkncaya kadar sava devam edecektir. Bu fitne'nin yerine de Allah'n dni kim klnacaktr. Allah'n dni kim klnmadka da savaa son verilmiyecektir. Bu hususu, byle kabul ettiimiz takdirde slm elikiye der. Bir taraftanla ikrahe fi'd dn: Dinde zorlamak yoktur" deniyor, dier taraftan da gayr mslimlerin kendi fikir ve inanlarna uygun hkmet nizm kurmalarna engel olunuyor. Onlarn, kendi kanunlarn tatbik etmelerinin karsna dikilip, bu baka inanca sahib kimselere zorla, Allah'n dn kabul ettirilmek isteniyor. Bir taraftan "lekm din-km ve liye dn: Sizin dininiz kendinize benim dinim kendime" deniyor. Dier taraftan da islm dininin haricindeki din mesuplarn kendi din akidelerinde (inanlarnda) serbest brakmyor. Onlarn kendi usul ve nizmlar gereince, ilerini tanzim etmelerine engel olunuyor. Byle bir davran nasl makl
107

olabilir? Halbuki slm hi bir mevzuda elikiye dmez. Bu bakm dan sizin tefsiriniz doru olamaz. kinci delil de udur: Eer gayr slm hkmetin varl islma gre fitne ise, bu fitneyi de ortadan kaldrmak btn mslmanlar iin bir vazife oluyorsa, o zaman, Hazreti Ysuf Aleyhlsselm'n Msrdaki gayr Islmi hkmette nazrlk veya vezirlik vazife sini zerine alm bulunmas mmkn olabilir mi? Bu memuriyeti srasnda, Msrdaki hkmetin kanunlarn tatbik etmesi kabil midir? Nitekim, yet-i Kerime'de yle deniyor. "Melik'in kanununa gre, o kardeini alkoyamaz d." (Yusuf: 76) Bu yet-i kerimeden de byle bir mana kmyormu? nc delil de udur: Siz; bu ekildeki bir tefsiri doru sayarsanz, o zaman u durumu da kabul etmeniz icb eder ki: slm, her bulunduu yerde bitmez tkenmez savalarn kmasn hazrlayacak ve bu kanl savalar, btn mslmanlara farz klacaktr. Byle olunca, acaba mslmanlar dnyann neresinde emniyet iinde bulunabilirler? Byle bir tefsir gereince, btn mslmanlar, yalnz gayr Mslim
108

devletlerle savamakla kalmayp mslman kanunlarn tam olarak icra, etmeyen dier mslman hkmetlerle de savamaktan kurtulamyacaktr. Bizim dni dncemiz ve yapmakla mkellef olduumuz farizelerimiz bu ekilde olursa byle artlar iinde hangi gayr Mslim komumuz (bize emniyet edebilir? Bu yakn devletlerle komuluk mnasebetleri kurula bilir mi? Ve hangi devlet byle bir tutum ve gayemize tahamml edebilir? CEVAP a. Bu delillerden birincisi, mevzuyu tamamen yanl anlamann neticesidir. Herhangi bir ahs, kendine gre herhangi bir akideye inanr. Bu akideye gre de bir yaay yolu tutup gider. Kendi nazariyesine gre, itima yaayna uygun bir nizm kurar. Fakat bu nizam bir lkenin btn halkna, zorla kabul ettirmek7[13] tamamen ayr bir itir, tirazda bulunan zt, bu iki eyi ayn ey gibi telkki ediyor. Bu iki meyyide
7[13]

Malmdur ki hkmet demek, kelimenin asl manasna gre zor kullanmak, bask yapmak demektir. Bu manay ifade eden (Coercion) baka bir ismidir. Nazariyede ise, usl ve kanun gereince, hkmetin esastan, temelden halkn zerinde de tahakkm edecei de malumdur. Bu hkmet iinin icbdr.
109

arasndaki fark dikkate almyor. "La ikr he fi'd-dn ve Lekm diynkm ve liye dn" gibi yetlere sarlyor. Halbuki bu yetlerin biribiriyle alkas, iin balangc iindi. Elbetteki biz, herhangi bir gayr Mslimi kendi akidesinden zorla dndrp, slm akidesini kabul etmeye, yahut da kendi din ibdetlerini braktrp da namaza, oruca sarlmalarn mecbur edemeyiz. Buna mukabil slm dnda bulunanlarn da, ahlk, retim, medeniyet, muaeret, geim, kanun, siyaset, vesair hususlarda kendi nazariyelerini mslmanlara her ne ekilde olursa olsun kabul ettirmelerine raz olamayz. slm dndakilerinin kendi fikirleri ve kendi tuttuklar yol zerinde yryp gitmelerine phesiz muvafakat ediyoruz. Fakat, bizim kendi fikirlerimizin ve kendi tuttuumuz yolun ters istikametine ve ona aykr, bir sistem ortaya konup da bu yolda gitmekle zorlanm olmayalm. Memleket idaresi, yaay nazariyesine dayandndan, btn kanunlar, btn gvenlik sistemleri polis ileri dier iktisad mevzular ve alma hayat da bu dnceye gre tanzim edilecektir. Byle bir hkmetin idaresi altnda biz kendi yaay nizmmz, kendi fikrimizi, kendi yolumuzu kendi usulmze gre nasl tanzim edebiliriz? Ve, byle bir ey nasl mmkn olabilir? Biz ister kabul edelim ister kabul etmiyelim, ne ekilde olursa olsun, dinimize muhalif olanlar, kendi siys
110

galibiyetleriyle, kendi fikirlerini, kendi nazariyelerini bize zorla kabul ettirmee kalkmyacaklar m? Ve bizim btn yaaymz zerinde kendilerini sz ve nfuz sahibi klmyacaklar m? Byle bir meseleyi caiz saymak una benzer: Mesel onlar ziny hell sayarlar. Bu fiili meru addederler; halka da zina yapma ve unun bunun kars ile dp kalkmak hususunda msaade verirler. Hatta tevik bile ederler. O zaman bizim, siyas kudreti olmayan hkmetimiz de kendi otoritesini gsteremez. Zina bizim camiamz iinde yaylp gider. Ve biz de yava yava buna alrz. Bir mddet sonra da zina meru bir ekle girmi olur. te bizim msaade edemiyeceimiz nokta da budur. Yine bunun gibi, mesel onlar tefecilii hell ve meru sayarlar. Hkmetleri de tefecilii iktisad dzenin bir icab gerei. Memleket idaresi de onlarn elinde bulununca, o zaman, bizim en ekingen, en ihtiyatl, en sofu dindarmz bile bu tefeciliin penesinden kendini kurtaramaz. Zira, bizim alacamz bir para ekmek parasnn iine bile eitli yollarla, trl vastalarla, tefecilik paras karm olacaktr. Byle olunca, nasl olur da byle bir ekmei alp yiyebileceiz? Hele, bunlar materyalizmin ve ateizmin savvunucular olurlarsa; memleketin genel dzeni ve memleketin retim sistemi de onlarn elinde
111

bulunursa, bu ekildeki inkarc nazariyeler ve gayri ahlk detler, memleketin her tarafnda hkim olacaktr. Byle bir ortamda ise, memleketin refah ve saadet kaplar birer cehennem kapsna dnmiyecek midir? O zaman, aramzda bulunan en ileri, dindarlar ve onlarn nesilleri de kendi elleriyle kfr ve inkarn yozlam ahlknn kucana atlmyacaklar mdr? Onlar, Allahn emrettii kanunlar kaldrp; kendi uydurma kanunlarn memlekette yrrle koymak istedikleri zaman, memleketin umum meden nizam da yine bu iman yoksulu kimseler tarafndan tertiplenmiyecek mi? O zaman inandmz kanunlar ortadan kalkacak onlarn yerine inanmadmz kanunlar yrrle konacaktr. Byle bir icraata kim muvafakat edebilir ve bu ie hangi imanl mslman msaade edebilir? Byle olunca da, "La ikrhe fi'd-din" hkm nasl tatbik edilebilir? Bakalar kendi dinlerinde, bizim aleyhimize olarak, bildiklerini yapsnlar, biz de btn bunlara katlanp, hareketsiz mi kalalm? Veya biz kendi dinimizde serbest olmak istiyelim de, onlar buna muvafakat gsterip tahamml etmesinler ve buna msaade de vermesinler? HKMETN ZARUR OLUU
112

tima yaayn dzene girmesi iin herhalde bir zor kullanabilecek kudret (Coercive Power) e ihtiya vardr. Buna devlet (State) yahut da hkmet: (Gouvernement) denir. Byle bir kuruluun zarur olduunu, bugn artk inkr edecek kimse bulunamaz. Ancak, Sosyo-komnzm inancna gre gre, bir ara yaayta yle bir aama tasavvur ediliyor ki, o aamaya ulalnca, insan iin, bundan byle itima yaayta, herhangi bir hkmete ihtiya kalmyacaktr. nsanlar bu gibi eylerden kurtulmu olacaklardr.8[14] Fakat bu sz veya bu tasavvur, tamamiyle hayal leminin mahsuldr. Byle bir neticeyi douracak, ne bir gzlem ne de bir tecrbe grlmtr.
8[14]

Mellifin, Sosyo - Komnizm dedii ey'in son merhalesi (Stage) dir. Bu gr Sosyo Komnizm dnrlerine gredir. Engels ve Lenin, yle demilerdir. "O merhaleye ulalnca, orada zorlayc hkmet nizm ortadan kalkm olacaktr Bunun yerine de snf fark bulunmayan yle sosyal dzen kurulacaktr ki, toplumsal yardmlama esasna dayanarak, bylece hkmetin varlna lzum ve ihtiya olmayacaktr. Yalnz komnistliktir ki, hkmeti lzumsuz hale getirebilir nk orada herhangi bir snf fark kalmadndan, birini ortadan kaldrmaya uramas gerekli olsun" Lenin, The State Revolution, New York, 1935 P. 75 Bu hayali - gre Komnizm stlahn da hkmetin ortadan kalkmas ve gelimesi denmitir. (The State Withers Away) Hazrlayc.
113

Toplum hayatnn tecrbeleri ve insann ftr kabiliyetleri de ak olarak gstermitir ki, medeniyetin ayakta durabilmesi ve devam edebilmesi iin mutlaka bir zorlayc kuvvet'e ihtiya vardr. Bu itima (toplumsalkuvvet, kendi kudreti ile ve kendi gc ile medeniyeti ayakta tutar. Bu hususta btn nazariyeler ve itima fikir mektepleri (School) ittifak ederler. Bunlarn her biri kendi nazariye ve fikir okullar gre, bir alma sistemi kurmulardr. Bu alma sistemiyle bu zorlayc kuvvetbirleerek itima yaay kendi nizamlarna gre tekiltlandrrlar. Kendi gayelerine uygun olan meden ekli ihya etmek ve bu kuruluu i ve d tesirlere kar muhafaza etmek, bu zorlayc kuvvet'in nev'ine gre ve alma sisteminin ekline gre deiir. Bu deiikliin neticesinde durumuna gre, medeniyet nizam zerinde etkisini gstermi olur. Bu itimai kurulularn, yalnz cemiyet zerinde deil, ferd yaayta da byk apta tesiri olur. Byle bir devletin, kendini zorla ve kuvvet kullanarak hkim duruma getirdiini kabul etmek lzmdr. Herhangi bir hkmet, kendi idaresi altnda bulunan halkn, kendi esas nazariyelerine, alma sistemine inanmasn ve imanla balanmasn ister. Bazlar bunu kabul etmek istemezlerse de, yine ister istemez inanmadklar ve istemedikleri bu nazariyelerin, yine de hi
114

olmazsa % 90 n raz olmak zorunda kalacak ve kendi imannn ve akidesinin bu kadarn da bu nazariyelere feda etmi bulunacaktr. Muhalifi olduu bu sistemde, kendi dncelerinin ancak % 10 nunu muhafaza edebilecektir. Hkmetin bu hususiyeti ve bu ekli gznnde bulundurulunca, uras da kendiliinden anlalr ki, hkmetin mevcudiyeti zarur ve kanlmaz bir eydir. tima hayat iin de lzm ve gereklidir. Dnce sahibi ve ferasetli bulunan hi bir kimse iin de bu hakikati anlamakta zorluk yoktur. imdi, yle byle bir zmre, mahdut mnadaki bir mezhebe deil de, alemmul bir Din'e itikad etse ve bu itikadnda sadk bulunsa, yaaynn her sahasn da bu itikadna gre tanzim etmek istese; o zaman itima nizam tertibe koyacak olan bu "zorlayc kuvvet"i eline geirmeye almyacak mdr? Byle yapmyacak olursa bu defa bakalar, "zorlayc kuvvet'i" ellerine geirirler, o kimse de mecbur bir duruma girmi olup, "zorlayc kuvvet"i elinde bulunduranlarn hkm altna girer. Bunun neticesinde de, itima ve ferd yaay nizamnn en az % 90 n feda eder. Bundan baka, kendi din'i yerine de "zorlayc kuvvet"i elinde bulunduranlarn din'lerine tbi olup, onlarn yollarnda yrmee devam
115

eder. Meden yaaytaki bu ikrah, isteksizlik her ne ekilde olursa olsun birisi tarafndan, dier tarafn zerine yklenecektir. Biz bunu modern kfirlere yklemediimiz yahut da ykleyemediimiz takdirde, modern kfirler bizim zerimize ykleyeceklerdir. Bunun iin, kfirler bizi bu isteksizlie mecbur etmeden ve bizi cehennem yoluna itmeden nce; biz onlara bu ikrah, isteksizlii ykleyelim de onlar cennet yoluna sevk etmi olalm... Byle olursa daha hayrl ve daha iyi olmaz m? Bu husus iin bir cephesidir. kinci cephesine gelince; yeryznn mliki ve sahibi Allah Teal'dr. Yeryznde barnmak, yeryz nimetlerinden faydalanmak, yeryznn mlknde tasarruf sahibi olmak hakk O'ndan elde edilir. Her kim O'nun emrine boyun eer, O'nun fermanna itaat ederse, O'nun doal ve er' kanunlarna da uymaldr. Byle yapmad takdirde, o kimse, zlim olur, gasbeden olur, isyankr olur. Bu itaatsizlik yalnz Hak'ka kar gelmek ve O'na muhalefet etmekle bitmez, neticede yeryznn nizam da bozulur, fesat kar, insanln huzurunun kamasna da sebebiyet verilmi olunur. Buna istinaden denebilir ki, Allah tarafndan gelen emirle yeryznde faydalanacak kimse, O'nun ftr ve er'
116

kanunlarna tbi olmaktan kanmayp, itaata devam etmelidir. Her kim, kanp itaat yolunu tutmazsa, o zaman, o kimsenin yeryznde barnma hakk kalmaz. Fakat, Allah Teal'nn iyilii ok byktr. O'nun hilmine de snr yoktur. O bu tr kimselere yalnz yeryznde barnp geinmeleri iin, sadece mhlet vermekle kalmaz, hatt onlarn, kfr, irk, materyalizm ve sapklklarna da gz yumar. i aztp ileri gtrmelerine ve yeryznde fitne ve fesd karmaya kalkacaklar zamana kadar msamaha gsterir. Fakat bu sapk zmreye, er' kanunlar kaldrp bu mukaddes kanunlarn yerine kendi uydurma kanunlarn yrrle koymalarna ve yeryznde idareyi ellerine alarak bu kanunlarla her taraf fitne ve fesdla doldurmalarna elbetteki cevaz verilmez. bu aamaya varnca, O'da kendi er' kanunlarna imn etmi bulunanlara yle emir verir: Kfirleri hak kanununa tbi etmek iin onlar zorlamayn. Fakat kfirlerin ve kfrn musallat olmasna da asla msaade etmeyin. Fitnenin btn kudretlerini ortadan kaldrmak, yok etmek ve yeryznde benim dinime balanmak istemeyenleri byltmeyin, ounluk klmayn. Kltn, aznlk kln diye buyurur: "Boyun eip de cizyeyi kendi
117

elleriyle getirip verinceye kadar."9[15] (Tevbe:


9[15]

"Onlarla savan, boyun eip de cizyeyi kendi elleriyle getirip verinceye kadar." (Tevbe: 29). Muhterem Mellif, bu yet-i kerimenin erhi hakknda, Tefhim - l - Kur'anda yle yazar: Sava neticesinde onlar, kendilerince iman ettikleri eyi brakp da Hak dinine balanmazlar. Fakat onlar bu malbiyetle, artk kafa tutmaa ve tahakkm fikrine g yetiremezler. Onlar yni kfirleri yeryzne hkim olacak duruma getirmeyin Emir sahibi olmalarna meydan vermeyin. Yeryznde yaay nizamm kurmak, hkm sahibi olmak, emir vermek ve nderlik etmek (imamet) hak dinine bal bulunanlarn elinde olmaldr. Kfirler ise, mslmanlarn emri altnda mukaddes hkmlere tbi bir ekilde, boyun bkp ve itaat ederek yaayp gitmelidirler. Cizye demek, islm hkmeti tarafndan gayri mslimlerin yni zimmlerin emniyetini salamak, onlar korumak ve onlarn haklarn muhafaza etmek iin, zimmiler tarafndan slm hkmetine denen bir paradr. Ayn zamanda cizye, bu cemaatin emre itaat ettiklerine bir delil ve bir semboldr. "Elleriyle getirip cizyeyi versinler..." demek, dorudan doruya itaat ederek, boyum eer vaziyette cizyeyi demeleri demektir. Kk kln, aznlk kln'dan maksat ta, onlarn byk olmamalar, ounluk haklarna sahip bulunmamalardr. Yeryzn de hkim duruma gememeleridir. Yeryznde hakim olacaklar, Onlar deil, Hilfet-i lh (Allah'n halifelii farizasn yerine getirecek olan Ehl-i man olmaldr. Allah'n dinine sarlmayan, kendilerinin yahut da bakalarnn eri, bozuk ve sapk yollarn tutup giden gruh'un hrriyet
118

29). HAZRET- YUSUF ALEYHSSELAM VE DEVLET DARES Bu gerekler anlalp zihne yerletikten sonra, ikinci delilin kuvveti de kendi kendine ortadan kalkm olur. Hazret-i Ysuf Aleyhisselm, eer hakikaten Allah tarafndan gnderilmi bir peygamber idiyse, elbette ki, onun da yaaynn ekli, hak olarak gelmi bulunan dier peygamberlerin yaaylarnn eklinden, baka bir ekilde olmayacakt ve olamazd. Yani, Allah'n dinini dier btn dinlerden stn klmak, bu dinin tutunmas ve ayakta durmas iin almak. Bu bir asl hakikattir ki, btn
ve serbestlik lleri, u kadardr ki, istedikleri gibi, kendi husus ilerinde hatal yol takip edebilirler. Fakat bu imandan mahrum zmrenin, yeryznn herhangi bir yerinde iktidar ele geirip tahakkme kalkmalarna, hkmdanl ve memleket idaresini ele almalarna hi bir zaman hak tannmaz. nsanlarn itima yaay nizamn kendi sapk zihniyetlerine uydurmalarna ve bu sapk rejimlerini yrtp gitmelerine de asla meydan verilmez. Byle bir kuvvet onlarn ellerine getii zaman fesd doar. O zaman da Ehl-i man'a onlarn ellerinden bu kudreti almak farz olur. Onlar doru yola tbi klmak, bu yola boyun edirmek de lzm gelir. Ehl-i man iin bu yolda almak gayelerin en stn olan bir farzdr.
119

peygamberlerin birletii bu umum kaideyi gznnde bulunduruyoruz. Hazret-i Ysuf Aleyhisselm kendi hkmeti devrinde, Msr'da Allah dini yerine Melik'in (Msr Kral) dinini nfuzlu ve geerli klmak istemi olsayd, o zaman Ysuf-u Sddk ile, bildiimiz ve iyi tandmla Sir skender ve Fazl-l-Hakk10[16] arasnda usul bakmndan bir fark kalrmyd? Yazk ki, bu ite de halk, iin aslndan ok uzakta bulunuyor. Onlar geree uygun olarak Hazret-i Ysuf Aleyhisselm kssasnn asln da bilmiyorlar. Bu kimselerin zannna gre, Hazret-i Ysuf Aleyhisselm, o devrin Melikine yle demiti: "Yeryznn btn hazinelerini bana brak." (Ysuf: 85)11[17] Bu szler, Hazret-i Ysuf tarafndan iltizam (gereklilik) babnda bir istekti. Bu istek, Melik'in saraynda kabul olacakt. Hazret-i Ysuf da mevkisini elde etmi bulunacakt Bu mevki, orada, o zaman en
Bu mevzu yazld zaman, bu zevattan biri Puncb digeri de Bingl devletlerinin Sadrzamlar (Babakanlar) idiler. imdi, onlarn yerine, herhangi -bir gayri slm devlette, Mslman vekil'e (bakan) ne gibi bir vazife der diye dnmemiz lzmdr. 11[17] Bu yet-i kerime hakknda daha geni malmat iin bak: Tefhim-l-Kur'an, Cild II, Sahife 13 - 14. Hazrlayc.
10[16]

120

byk mevki ve makam idi. Ancak oradaki hal ve vaziyet tamamen baka trl idi. Hazret-i Ysuf Aleyhisselm da, mukaddes vazifesinin balangcndan beri, dier peygamberlerin takip ettikleri yoldan gitmiti. Her peygamber, umum olarak nce halk, ilh gerei kabule davet etmiti. Aydndan da bu daveti kabul edenleri terbiye etme safhas balamtr. Son kademe ise, lh gereklerle yetimi olan m'minler gurubu ile btn cemiyetin kuatlmas ve fethi baarlmtr. Bu kuds dva, her seferinde olduu gibi, byle balam ve byle bitmitir. Ysuf Aleyhisselm'n da ilk davetlerine ait Sre-i Yusuf'un beinci rku'unda, vaaz ve nasihatlere ait esiz rnekler mevcuttur. Fakat byk neticeye gidebilmek iin daha nemli hareketlere girimek icabediyordu. Zuhur eden hdiseler, O'nu evresine daha yakndan tantmasna sebep olmutu. Nitekim, Msr Aziz'inin kars ve nedimelerinin tavr ve hareketleri sonunda Ysuf Aleyhisselm'n peygamberlere mahsus olan mstesna ismet ve ahlk hemen hemen herkes tarafndan bilinmi oldu. Ve bu yce peygamberin derin bilgisi, ayn zamanda rya yorumuna mahsus olan vukufu O'na Msr Meliki'nin hrmet ve itimadn kazandrm oldu. Ysuf Aleyhisselm, nbvvet vazifesini
121

memleket apnda bir satha yayabilmek niyetiyle, Msr Meliki'nden hkmdarlk selhiyetlerini talep edince, bu istei kranla karland ve iktidara ait btn selhiyetler kendisine verildi. te bu sebeplerden dolay, Melik'den: "c'alniy al haz'in el - arz: Bana yer yznn btn hazinelerini teslim et." Diye iktidar istemiti. Yni yeryznn btn vastalarn benim elime teslim et, demiti. Ysuf Aleyhisselm, halktan ounun zannettii gibi alelade bir maliye nazrl makamn talep etmemiti. O, her trl yetkiyi elinde bulunduran tam bir iktidar istemiti. Bu mevki ile ok etkin bir durum kazanm oluyordu. Byle bir makam gnmzde talya'daki Mussolini'nin eline gemi12[18] bulunuyor. u farkla ki, talyadaki Kral Mussolini'ye itimad ettiinden deil, ancak, Faist partisinin kuvveti karsnda, boyun emek zorunda kalmt. Fakat Msr Meliki, Ysuf Aleyhisselm' cidd bir ekilde severek, hrmet ederek, itimad ediyordu.13[19]
Bu satrlar yazld zaman Mussolini hayatta idi. Hem de her istediini yapan bir diktatrd. 13[19] Mehur mfessir mam Mchid'in yazdna gre, bu Melik'n kendisi de Hazret-i Ysuf vastasiyle islm' kabul etmiti, (bn-i Cerir).
12[18]

122

Hazret-i Ysuf Aleyhisselm'n iktidarnn esiz ahidi bizzat Hak Teal'dr: "te, biz bu ekilde Ysuf'u yeryzne yerletirdik, orada istedii gibi barnr." (Ysuf: 56) Yni, o lkenin btn iktidarn onun eline verdik. Bu yet-i kerimelerden baka, Sre-i Ma'ide'de, bunu teyid eder mahiyettedir. Hazreti Musa Aleyhisselmn kendi kavmine verdii beyanatta: "Ey! Benim kavmim; Allah'n size bahsetmi olduu nimetleri hatrlayn, hatrlayn ki, sizin iinizden nebiler ortaya kard; sizi hkmdar kld. Alemlerin halkndan kimseye vermediklerini de size verdi." (El-Mide: 20) Her pheden uzak bir ekilde anlalkyor ki, Hazret-i Ysuf Aleyhisselm'n elde ettii iktidar, Msr'da byk deiiklikler meydana getirmiti. Firavunlarn yerine Ben israil, hkmeti ele alm ve btn idar kademelere yerlemeye muvaffak olmulard. Hi bir kavim iin onlarla rekabet edecek bir imkn kalmamt. Din bakmdan da Hazret-i Ysuf'un hkmeti hakknda, yine Sre-i Mide'nin ehadet ettiini gryoruz. Ad geen srede
123

Hazret-i Musa Aleyhisselm, kendi ada bulunan Firavun'a hitap ederken, Eski Kbt (Msrl) kavmin imanndan bahsetmitir. "Bundan nce, Ysuf, delillerle size geldi, fakat size gelmi bulunan bu eyler hakknda tereddt ettiniz. Ancak, lp gidince dediniz ki, Allah ondan sonra, bir daha Peygamber gndermez." (M'min: 34). Yani, siz dediniz ki, bundan byle bu peygamber gibi bir peygamber gelmeyecektir. Hazreti Yusuf aleyhisselm hakkndaki bu en yksek merci ve makamn ahadetinden sonra, gayr slm hkmete hizmet etmenin doru olabileceini kim iddia ve istidlal edebilir? Ve hak zerine gelmi bulunan bir peygamber de byle yapmtr diye halk bu mesnetsiz iftiralarla artmaya ve aldatmaa kim cr'et edebilir? yet-i kerime u ekilde devam ediyor: "Kardeini, melik'in dinine gre alkoyamazd." (Yusuf Sresi) Bu yet-i kerimeden Hazret-i Ysuf'un, Firavunun kanunlarna tabi olduuna dair bir mana karlmak istenmitir. Evet yet-i kerimenin mna ve mefhumundan buna benzer bir ey anlalmaktadr. Ancak, yine bahsedilen mefhumun tam olarak
124

anlaldn da kabul edemeyiz. Asl dikkati eken husus, Ysuf Aleyhisselm'n, byle bir meseleyle, kendi hkmetinin balangcnda ve ilk senelerinde karlat anlalyor. Nitekim, Msr'da iktidara getiklerinden bir ka sene sonra mehur ktlk balamt. te bu srada kardeleri de hububat temin edebilmek iin urayorlard. Bu vak'ann cereyan ettii senelerde, Msr'daki idare ve inzibat kanunlar da daha deimemiti. Devlet ilerini kknden deitirmek, elbette ki bir zamana muhtat. Yava yava ve tedric bir surette yaplabilirdi. Dnyada gelmi ve gelecek olan en byk ve gerek inklb yapm olan, Hazreti Resl- Ekrem (S.A.V.) Arabistandaki ananevi kanunlar da ancak on seneden ziyade bir zamanda deitirebilmilerdi. Miras kanunu veya drt senede deiti. Nikh ve talk (boanma) kanunu, hicretten be alt sene sonra keml seviyesini buldu. Asker ve harp kanunlar da ancak sekiz senede tamamland. slm hayat tarz ve ticar muameleye ait kanunlar da dokuz senede son eklini ald. arabn iilmesinin kat' olarak menedilmesi, hicr sekizinci senede tamamlanm oldu. Tefeciliin ticar hayattan tamamiyle kaldrlmas dokuz sene srd. Ayn ekilde, Hazret-i Ysuf (A.S.) n da Msrda bir hayli kanunu deitirmesi icabediyordu. Bu kanunlarn da deimesi
125

pek tabi olarak bir zamana muhtat. Cemiyetin yeni bir istikamete evrilmesi phesiz k, an ve ksa br srede olmasna imkn yoktu. Bu deiim devrinde elbetteki eski kanunlar mecbur olarak kullanlacakt. Hal byle iken, bir Allah Peygamberi bakalarnn cahilce kanunlarn tecviz edip, bu kabil kanunlara uymu olmasnn, nasl bir delil olarak kabul edildii dorusu olduka znt vericidir? 3 nc delil, gerek olarak bir delil deil bir zrdr. Bunun cevabn da daha nce vermi bulunuyoruz. Bu bakmdan, burada yalnz bir hadis-i erif- hatrlatmak kfidir. Hazret-i Resl- Ekrem'in bu hadisini Ebu Dvd, yle nakleder: Zat- Saadetleri buyurdular ki: "Cihad, benim Peygamber olarak gnderilmemden itibaren, bu mmetin son zmreleri, Deccal ile dvecekleri zamana kadar geerli olacaktr... Herhangi bir zalimin zulm, bunu iptl edemedii gibi, herhangi bir adilin aleti de bunu iptal edemiyecektir. (Ebu Davud) Yni, cihad, hibir zr ve hibir bahane ortadan kaldramyacaktr. Bizim zerimize, en iddetli zlimler de saldrsalar, yine cihad ortadan kalkm olmyacaktr. Bu gibi iddet hareketleri, cihad etmemek iin bahane olamyaca gibi hkmetin
126

modern kfirlerin elinde olmas, grnrde ve ireti bir cemiyetin kuruluu, toplum hayatna ilikin ileri asri (ada) mriklik icaplarna gre yrrle konmas da mslmanlar aldatacak bir sebep olamaz. Eer bir mslman lkesi esas islm hviyette bir hkmet ve iktidara kavumu olsa dahi, dier mslman lkelerde, zulm, zorbalk, fesad ve fitne hkm srse, istikll sahibi mslmanlar kendi lkesinde rahat rahat oturup, darda olup bitenlere seyirci kalamaz. O tarafla da ilgilenmeleri ve olup bitenlere kar gzlerini amalar gerekir. DN LE SYASET BRBRNDEN AYIRMANIN BATIL NAZARYES ve YSUF ALEYHSSELAM KISSASINDAN YANLI BR STDLAL14[20] Tercman - l - Kur'an okuyucularndan bir Zt- Muhterem (Shib) dncelerini yle ifade ediyor: Sre-i Ysuf hakkknda Zat- lilerinin (Mevdd Shib), Kur'an anlaylarndan istifade etmek isterdik.
14[20]

Bu mevzu, Tercman-l-Kur'an, Rebilahir, 1363 (Nisan 1944) de neredilmitir. (Hazrlayc)


127

Kur'an- Kerim'de Hazret-i Ysuf Aleyhisselma yeryznde barnmasnn balad belirtilmitir. Kendileri de devlet mekanizmasnda nemli bir ahsiyet vasfn elde etti. Fakat, malmdur ki, o bir peygamberdi. Bundan dolay kendisi iin rislet (peygamberlik) vazifesini ifa eylemek zarureti vard. Firavun sarayndaki iman sahibi ahsn beyanndan da anlaldna gre, Ysuf Aleyhisselmn nbvvetine, Firavun kavmi iman etmediler. Bu nkrn tepkisi, O'nun vefatna kadar srp gitti. Son gne kadar da bu iin gecikmesi devam etmiti. Yine de Firavun ve onun kavmi iman yoluna gelmemilerdi. Bununla beraber, yine de Hazret-i Ysuf Aleyhisselm onlarn devlet ilerine itirak etmekten de kanmamt. Bu durum yle bir suale yol ayor: Allahn sekin bir peygamberi, nasl olur da Allah'a ait olmayan (Gayri lh) devlet nizamnda almaya itirak eder? Halbuki, O, bu kavmin karsnda kendi nbvvetini beyan etmi, bu kavme davette bulunmu, fakat bu kavim, O'nun nbvvetini kabul etmemi ve davetine de icabet eylememilerdir. Bu ekilde, islm davetini kabul etmemi bulunanlara kar Hazret-i Ysuf iin, bu kavimle savaa girimek icabetmez miydi? Yoksa, mecburiyet karsnda o lkeden ekilip gitmesi mi lzm gelirdi. Fakat, O, ne hicretten, ne de cihad hakknda bir ey
128

buyurmadklar gibi hatt bu kavimden nefret edip, nefretini de izhar eden, bir hareketine iaret etmiyorlar. imdi Ztlileri, bu noktalar nasl tevil edebiliyorlar? Diye cevap talep edilmektedir. Hazret-i Musa Aleyhisselm'dan nce, gemi bulunan Ben srail tarihi hemen hemen tamamiyle karanlktr.15[21] Bu duruma karlk, Kur'an- Kerim'in iaretlerini aklamak bir hayli zor itir. Ancak, Kur'an- Kerim'in mcmel iaretlerinden, kan mnalar, Hazret-i Ysuf Aleyhisselmn, Msr'daki gayri ilh bir hkmet nizamna itirak etmediini pheden uzak bir ekilde, ortaya karr. Kendisi tam mnasiyle muhtar bir halde idi. Hkmetin de her trl icraatn kendileri sevk ve idare ediyordu. Aadaki yet-i kerimenin zerinde durulduu zaman, bu mesele kfi miktarda akla kavumu olur. "De ki, beni yer yznn hazineleri zerine getirin, ben (onlar) muhafaza eder, (ve bu ii) bilenimdir. Ve biz de bylece, Ysuf'u yer yzne yerletirdik. Orada istedii gibi barnr." (Ysuf: 55 - 56)
15[21]

ncil ve Talmud'da da bu hususta sarih bir ey yoktur. Eski Msr tarihinde de bu hususu aydnlatacak bahislere raslamak mmkn deildir.
129

Yni: Ysuf Aleyhisselm diyor ki, beni hazinelerin zerine hkim kln. Elbette ki, onlar muhafaza ederim, korurum, bu ii bilirim, bilgi sahibiyim. Biz de bu hikmet dairesinde Ysuf'a yeryznde imkan verdik. O da istedii gibi yerleip, istedii gibi barnd. Yukarda zikredilen yeti kerime'den, Ysuf Aleyhisselmn istedii tam bir muhtar idarecilik, her istediini yapabilecek bir mevki ve tam bir selhiyet sahibi olmakt. Haz'in - el - arz "yeryznn hazineleri" kelimelerini gren bazlar, haz'in kelimesinden, hazineyi hatrlyarak, bir nevi maliye nazrl ve iktisat vekillii ve bu vazifelere benzer nvanlar dnmlerdir. Halbuki asl maksat, devlet kuvvetini ele geirerek, bu otoriteyi Hak yolunda bir vasta klmaktr. (Resurces). Hazret-i Ysuf Aleyhisselm Msr saltanatnn btn vastalarn istemitir. Ve kendisine verilen bu selhiyet, O'nu Msr'n en byk siyas kudreti haline getirmiti. Yetebevve' min-h hays ye': "istedii gibi hakaret etti." Bu hususu da halkn ou, gerek tarafiyle anlamamtr. Bu zmreye gre, Hazret-i Ysuf Aleyhisselm stedii yerde, bir bina kurup, bir ev ina edip bu malikneye yerlemi olmasdr. O'na arzu ettii yerde bir
130

nevi oturma hakknn verilii eklinde yorumlanmtr. Halkn anlay seviyesinde asl mnann kaybolmu olduunu gryoruz. in dorusu, bu kadar dar bir cihete evrilebilir mi? Halbuki, bu barnma O yce peygamberin, iktidar ve siyas seviyesiyle oranl olmasn gerektirmez mi? Byle bir bakla, hadise ele alnnca, barnma ve yerleme kelimelerinin mul derecesi geniler ve umumleir. Ve Hazret-i Ysuf Aleyhisselm'n Msr lkesinin biricik idarecisi ve hkimi olduu apak anlalm olur. Bundan sonra, hatra yle bir sual gelebilir. Acaba Hazret-i Ysuf Aleyhisselm iktidarn btn dizginlerini ele geirince, memleketin itima nizamn, meden ahlkn, siyasi mevzuatn slm usullerine gre deitirmek, yeniletirmek ve slh etmekte ne derece bir muvaffakiyet elde etmitir? Maalesef, bu noktay aydnlatacak tarihi belgelere sahip deiliz. Yalnz Sre-i M'ide'deki bir iaretten anlalyor ki, Hazret-i Ysufun sz konusu edilen iktidar, geliigzel bir ahsn iktidar gibi deildir. Belki bu peygamber uzun bir mddet iktidarn devam ettirdi. Haleflerinin de uzun bir zaman Msr hkmetinin banda olmalar kuvvetle muhtemeldir. Netice olarak, lh bir ltuf ve hikmet eseri olan ve o devirde kimseye nasip olmayan bu iktidarn, azamet
131

ve evketle uzun mddet devam ettii sylenebilir. Nitekim u yet-i kerime bu hususu iaret etmektedir: "Ne zaman Musa kendi kavmine dedi: Ey benim kavmim Allahn size vermi olduu nimetleri hatrlayn. Hatrlayn ki, sizin iinizden nebiler ortaya kard, sizi hkmdar kld, lemlerin halkndan kimseye vermediklerini de size verdi." (El-M'ide: 20) Bu yet-i kerimenin delaletiyle anlyoruz ki, slm yaayta hkim olmann, iktidar sahibi bulunmann yegne artnn, btn yaay safhalarna slm nizamnn prensiplerini naketmek olduu anlalm olur. Sre-i M'ide'deki yetten, zatlileri (Mevdd'ye yazan ahs) u neticeyi karyorlar: Kbt (Msrl) kavmi, Hazret-i Ysuf'u kabul etmekten kanmtr. Fakat haddi zatnda bu netice de kmyor. Ben zannediyorum ki, orada da Hindistann vaziyeti gibi bir ahval vard. Memleketin mhim bir ksmnn sakinleri, slm' kabul etmilerdi; fakat memleket halknn hepsi de

132

slm' kabul etmemi henz irk yolunda kalm bulunuyorlard.16[22] slm' kabul etmi olanlar da uzun bir mddet i banda kalmlard. Yava yava, onlarn da ahlk ve itikad vaziyetleri bozuldu. (degenerate). Doru yoldan saptlar, klelik derekesine dtler. Hatt, o kadar ar gittiler ki, kiiye tapnma yolunu bile saptlar. Fitne ve fesd ba gsterdi. Mriklerle bunlarn arasnda da bir fark kalmad. Bu hususta Srei M'min'de l-i Firavun'un hakknda da iaretler vardr: "lk nce, Ysuf, sarih delillerle sizin aranza geldi, fakat buna ramen, siz, yine size gnderilmi bulunanlar hakknda tereddt ettiniz, o da vefat ettikten sonra, siz sylemediniz mi, bundan byle bir daha, Hak Teal baka bir Resul gndermiyecektir?" Alt izilmi cmlelerden ilk cmle bize unu gsteriyor ki, Hazret-i Ysuf'un yaad devirde, lkenin geni bir ksmnda, Ysuf Aleyhisselm'n nbvvetine ok kimseler inanmyorlard. Nitekim, Enbiya'nn ounun hayat hikayelerinde byle olduu
16[22]

Bible'da (Kitab- Ahd-i Atik: Tevrat) Hazret-i Msa (A.S.) zamannda Msr'da birka yz bin kadar halk vardr. Tahminen bunlarn says (20 Lakh) yni 2.000.000 hesaplyabiliriz. O Msr'n mmur mntkas da en az lkenin % 10 uydu.)
133

grlmtr. kinci cmleden de anlalyor ki, O Peygamberden sonra, O'na inanm, bal bulunmu kimseler de, sonradan ar gitme (gallik) yoluna sapmlardr. Bundan byle bir daha Peygamber gelmez diye de sz sylemilerdir. Bunun iin de, Hazret-i Ysuf dan sonra gelmi bulunan Peygamberleri de kabul etmemi, inkr etmeye kalkmlardr. Nitekim, baz Yahudilerle Hristiyanlar da ayn ekilde dnmektedirler. Ancak, Hazret-i Ysuf devrinde Peygamberlik bitmemiti, son bulmamt. Bir daha Peygamber gelmiyecektir diye de bir ey bildirilmemiti. Her ne olursa olsun, yine de yet-i kerime'nin mnasndan, Hazret-i Ysuf (A.S.) un iktidar devrinde, o lkede hi kimsenin iman etmedii neticesi karlamaz. Belki, dier iaretleri de gznne alp mtala ettiimiz takdirde, orada bir ehl-i imn zmresinin teekkl etmi olduunu anlam oluruz. Bunlar da Ben israil le kararak, bir mddet iin islm nizamn kaim klmlard. Sonradan yava yava bozuldular, k (degenerate) ba gsterdi, bozulup gittiler. DN LE SYASET BRBRNDEN AYIRMANIN MDAFAASI VE BUNUN ARATIMASI
134

Geen mevzuda, Ysuf Sresi hakknda baz suallerin nerinden sonra, vefat etmi bulunan tannm bir muhterem zt kendisine Han Bahdr, diye hitabedilen byk bir ahsiyet o zaman U.P. (United Provinces: Birleik eyaletler) (maliye nazr) Collektor'u makamnda bulunuyordu. Bu yaz zerine detayl bir tenkit yazmt. Mevln Mevdd Shib'in cevabn bildirmeden, bu tenkidin okuyuculara arz edilmesine imkn yoktu. Bunun iin biz de ilknce onun yazsn ve onun yazsna ait bahisleri, burada naklettik. Daha sonra da mellifin cevabn ortaya koyduk.17[23] Tefsir yazan zat- muhteremden u nokta sorulmaldr: Ysuf Aleyhisselm, bir Gayr slm hkmet nizamnn unsuru, eleman ve byle bir hkmetle ibirlii yapan bir vazife sahibi olmu mudur? Yoksa olmam mdr? Acaba asl maksat olan mesele de bu mudur? Eer, olmu ise. o zaman Hazret-i Ysuf Aleyhisselmn byle bir vazife almas, slm bakmdan caiz midir, yoksa deil midir? Mevln Mevdd Shib, buyuruyorlar ki, Hazret-i Ysuf Aleyhisselm hususiyet itibariyle, Msr'da Gayr-slm kanunlar uygulayan bir hkmetle i birlii
17[23]

Bu bahis, Tercman-l-Kur'an Muharrem ve Sefer 1364 (Ocak ve ubat 1945) tarihli neriyattan alnmtr. (Hazrlayc).
135

yapmamtr. Ve yine zat- faziletleri buyuruyorlar ki, Hazret-i Ysuf Aleyhisselm hususiyet bakmndan Msrda'ki Gayri-lh hkmet nizamna itirak etmemitir. Hayret! Yine de Mevln kendisi u yet-i kerimeyi ileri srerek, Bu yetle Hazret-i Ysuf Aleyhisselm yle sylemiti: Dedi: Beni yeryznn btn haznelerine koruyucu dikiniz; Ben iyi bilenimdir, (onlar iyi idare ederim, korurum) Biz de ona iktidar verdik, Biz Yusuf'u yeryzne yerletirdik, istedii gibi yerleecek ve istedii gibi barnacaktr. imdi gryoruz ki, Hazret-i Ysuf Aleyhisselm Msr Firavunundan u talepde bulunmutu. Sen beni, devlet hazinelerinin bana geir. Firavun'da onun bu isteini, gznne alarak talebini yerine getirmiti. Zat- Peygamberileri Firavun'un hkmet nizamnn bir unsuru, bir eleman ve ileri gelen bir ahsiyeti sfatn elde etmi bulunuyordu. Bu ilerde Firavun'la ibirlii yapyordu. Mevln Mevdd Shib, bu ak neticeden kurtulmak iin, bouna urap didiniyor. Hazret-i Ysuf'un istediinin tam yetki ve tam seme hakk olduunu buyuruyor. Her eyden nce, tam yetki ve seme hakk hakknda Kelm- Kadm'in (Kuran- Kerim) lfzlarnda, ak bir ey
136

bulunmamaktadr. Bu lfzlarn tbirini Mevln Shib kendisi Kelm- Kadm'in szlerine, cmlelerine eklemek istiyor. Bundan maksat, Kelm- Kadm'in mefhumunu, Mevln kendi noktay bak asna bir ekle koymaktr. Nitekim, bu zihniyet hakknda, ihtimal, merhum k-bl'in u iiri yersiz olmayacaktr. Hod bedeltec nehen, Kur'n - ko bedel dtec heen? Kendini deitirecein yerde, Kur'an- m deitiriyorsun? Fakat, bu umum cmleleri de ilve etmek, Mevlna'nn itihat ve nazariyesini yine de teyit etmez. Hazret- Ysuf Aleyhisselm mal idare hususunda tam yetki ve tam seme hakk istemi olmas ve bunu da elde etmi bulunmasna ramen memleket idaresinde tam mnasiyle sz ve hkm- sahibi Firavunun t kendisiydi. Hazret-i Ysuf'a bu seme hakkn, bu yetkiyi veren de yine Msr Firavunu idi. Bununla beraber, Hazret-i Ysuf bu tam seme hakkn ve bu tam yetkiyi de elde ettii halde, o zamanki hkmet nizamnda hkmetin bir unsuru bir eleman, bir memuru ve nihayet byle bir hkmetle ibirlii yapan bir ahstan fazla bir ey olamazd. Hazret-i Ysuf Aleyhisselm'n, "Msr
137

saltanatnn btn kaynaklarn benim elime veriniz diyerek bunun neticesinde de elde etmi olduu yetki yle bir yetkiydi ki, btn Msr lkesi sanki onundu." diyen Mevln Mevdd Sahib'in bu iddialar hakikatin tamamen hilfnadr. unu da bilmeliyiz ki, Hazret-i Ysuf Aleyhisselm'-n istedii ey mal yetkiydi. Kendisine verilen yetki ve seme de yine mal hususlardadr. "Btn yetkiler" dendii zaman, bunun iine mal yetkinin dnda, dier iler de girmi olur. Mesel: Polis, inzibat, asker iler, adliye ve saire... Bunlar hakknda, Hazret-i Ysuf Aleyhisselm'n ne istediine ve ne verildiine dair bir bahis yok. O zaman, Mevln Mevdd Sahib'in buyurduklar, "O'nun elde ettii yetki, yle bir yetki idi ki, btn Msr lkesi sanki onundu cmleleri de tamamen aslsz ve esasszdr. Buna gre, Hazret-i Ysuf Aleyhisselm vaziyet bakmndan Msr'n hazinelerini tasarruf ettikten sonra. Msr saltanatnn bir unsuru, bir eleman, devletin bir memuru veya ibirlii yapan bir kimse haline gelmi oluyordu. Ne malm ve hangi delil ile isbat edilebilir ki, o zaman, Msr Firavunu kendi saltanatndan el ekmi ve ekilip gitmiti; Hazret-i Ysuf Aleyhisselm da, onun yerine geerek, saltanata kurulmutu. Bana gre, bu vak'a, tarihen de sabittir. Kur'an- Kerim ile
138

ispatna uramaya lzum yoktur. Halbuki, Kur'an- Kerim'in meali de esasen, bunun byle olmadn, yni Msr Firavununun ekilip gitmediini anlatyor. Aadaki yet-i kerime, bu hususu aklamaktadr: "Melik ded: Onu benim yanma getirin. Onu kendime dost edineyim. O'nu konuturunca da dedi: Sen bunda" byle bizim yanmzda emniyetle barnrsn..." (Ysuf: 54) Bu yet-i kerimelerin ikisinden de anlaldna gre, Msr'n Firavunu Hazret-i Ysuf'u kendi saltanatnn en yakn adam, mutemedi, emniyetle ilerini tedvir edecek birisi ve kendisine bir nevi mavir tyin etmiti. Bu yetlerin hi birisinden u da asla sezilmiyor ki, Msr hkmdar, o zaman kendi hkmetinden ve kendi saltanatndan vazgemi ve bunlar brakmtr. Bundan baka, arkadaki yetlerin birisinden de aka anlalyor ki, Hazret-i Ysuf Aleyhisselm Msr hazinelerini ele geirdikten sonra dahi, Msr Firavunu yine kendi saltanatn elinde tutuyordu. Msr dinini de o memleketin her tarafnda yaym bulunuyordu. Bu dinin kanunlar da yine o memlekette yrrlkte idi. Nitekim Hazret-i Ysuf'un kardeleri ikinci defa hububat aramak iin geldikleri zaman, yine Hazret-i Ysuf Aleyhisselm'n istediine gre, kendi z kardei Bnyamin'i de getirmilerdi, Hazret-i Ysuf da z kardei
139

Bnyamin'i kendi yannda alkoyacakt. Fakat Bnyamin'e de hemen kendi z kardei olduunu bildirmek istememiti. Dier kardelerine de meseleyi aklamak niyetinde idi. Bnyamin'in de kendi z kardei olduunu dier kardelerine bildirmek istemiyordu. Bunun iin bir tedbir dnmt. Kardelerine Ysuf Aleyhisselm emir verip, yola kmak iin hazrlanmalarn bildirdi. Bnyaminin de teberisinin iine bir su marapas yerletirdi. Kafile yola kt zaman, telll barp yle dedi: Hey kervanclar!.. Sizin aranzda bir hrsz var; hrsz brakn da yle gidin. Ysuf (A.S.) n kardeleri, byle bir ey yapmadklarn sylediler. Telll bu defa: Ya varsa, o zaman ne dersiniz? Size nasl ceza verilsin? dedi. Ysuf (A.S.) n kardeleri de cevap verdiler: "Bu ceza bize deil, hrszlk yapm olana verilmeli. Bizce de haddini bilmeyen ceza grmelidir." Bu konumalardan sonra arama tarama balad. Su marapas Bnyaminin eyalar arasnda bulundu. Suun ceza grmesi iin Bnyamin alkondu. O zamanki irad- ilh yledir: Yoksa, Allah istemeseydi... Melik'in kanununa gre o kardeini alkoyamazd. Alt izilmi bulunan cmlelerden ak bir ekilde anlalyor ki, o zamanki Msr lkesinin kanunu, Melik'in kanunuydu. te bu kanuna gre de Hazret-i Ysuf kardeini
140

alkoymak iin, onu teberi almakla itham etmiti. Bu ekilde de dier kardelerinden onu almak istemiti. Allah'n izniyle, bu kardeler de kendi azlar ile, anlattlar ki, her kimin teberisi arasnda alnm ey bulunursa, o kimse alm olduu bu eye karlk alkonsun. Nitekim, bu yet-i kerimenin tefsirinde, Mevln ubbeyr Ahmed Cisman Shib, yle buyuruyor: "Kardeler kendi dilleriyle itiraf edeceklerdi ki, her kimin yannda mal bulunursa, o da bu sua karlk kle olsun. Bunun zerine Bnyamin yakaland. Yoksa Msr hkmetinin kanununda byle bir ey olamazd. Eer byle bir tedbir dnlmemi olsayd, onlar kendi dilleriyle ikrar edip, alkonmasn istememi bulunsalard, yrrlkte olan kanunlara gre, Bnyamin de alkonamazd." Buradan yine de u lzm gelmez ki, Hazret-i Ysuf Aleyhisselm Msr lkesinin vezirliine (nazrlna) getikten sonra, teblii rislette de bulunmam yahut da kendi risletini aklamaktan ekinmitir. Bunun aksine Zat- Peygamberleri, hatt hapishanede iken bile, arkadalarna vahdniyeti lhyeyi tebli etmek yolunu tutmutur. Hazret-i Ysuf hapishanedeki arkadalarna yle sylemiti:
141

"Ey! benim hapishane arkadalarm. eitli Rabler mi iyi, yoksa kudret sahibi bulunan biricik Allah m? Ondan baka, sizin ibadet ettikleriniz; kendinizin ve babalarnzn, uydurup isim taktklarndan baka bir ey deillerdir. Halbuki bunlar hakknda Allah ne bir delil, ne de bir hkm gndermitir. Hkm ancak, Allah'n emrettii hkmdr ki, kendisinden baka kimseye ibadet edilmesin." (Ysuf: 39 - 40) Ve bylece Hazret-i Ysuf vezirlii zerine aldktan sonra da zarur olarak tebli iini devam ettirmitir. Elbette bu yetlerden anlalan kesin ve phesiz olan mesele de udur ki, Hazret-i Ysuf (A.S.) kendi arzu ve istei ile gayri - slm bir hkmetin unsuru ve bir eleman haline gelmiti. Bundan sonra da yine o lkede gayri - slm kanun ve gayri - slmi nizm yrrlkte idi. Ysuf (A.S.) a da bu yaptndan dolay, Hak Teal tarafndan bir eletiri olmamtr. Bunun aksine, kendisi de mkfatlandrlmtr. Nitekim, Ysuf (A.S.) n yeryzne yerleip, istedii yerde barnmas da bir mkfat diye vasflandrlyor. Buyuruluyor ki: Biz Ysuf'u bu ekilde yeryzne yerletirdik. Orada istedii gibi barnsn. Bundan da u netice elde edilir ki, alelade mslmandan Peygambere kadar, gayri 142

islm bir hkmetin unsuru ve eleman olmak caizdir. Yalnz caizlikle de kalmaz, belki bir eit farz- kifye haline de girer. Vcib bile olur. Nitekim, Hazret-i Ysuf (A.S.) kendi istei ile Msr hazinelerine tasarruf etmitir. Bu szn delili; Hazret-i Ysuf'un bu ii istekle zerine almas, yalnz bunun cizliini deil, ayn zamanda vcibliini gsterir. Yoksa. Firavun, bunu istememiti. Hatt Hazret-i Ysuf bu ii talep ettii zaman kendisi iin koruyucu ve i bilenim demiti ve bunlarla da vnmt. Ben yapabilirim iddiasnda bulunmutu. Kendi kabiliyetini ileri srmt. Bu mevzu hakknda baz akl deliller de ileri srlyor. Bu deliller erevesinde Habee muhaceret iide ortaya atlyor. Bu hadiseden de baz istidlaller yapyor. Ayn mevzu daha nce de gemi olduundan yaznn uzamamas iin bu kadarla yetiniyoruz. CEVAP Han Bahadr Shib'e ziyadesiyle teekkr borluyuz ki, bu meselelere temas ederek, bir kere daha, kendi ak dncesini nmze sermi oluyorlar. Vaktimizi, bu meselenin tahliline sarfetmemizin sebebi yalnz u mitledir ki, bu hususta hakikati renmek istiyenlerin ou gerek d delillerle,..
143

Gayrullah'a itaat veya baka ve daha ak bir tabirle: "islm ligayrillh: Allah dan bakas iin islm" anlayn... caiz saymakta ve kfr rejimlerine hizmet etmeyi mubah, hatta farz- kifye saymaktadrlar. Bu dorudan ayrlm insanlarn iddalarn rtmek iin bu cevab yazmak zarureti hsl oldu. Burada Ysuf (A.S..) kssasn yeniden ele aldk ve bir daha gzden geirmek yolunu tuttuk. lk bahis bir hayli delillere stinad ediyor ve mevzuyu etraflca ortaya koyuyordu. Fakat Han Bahadr Hazretleri, nedense, birinci bahsi brakp ikinci bahis zerinde nemle durmulardr. Halbuki zat- muhteremin yazdklarnn ou, birinci bahse aitti. htimal olarak, hepsinin cevabn bizim birinci bahsimizde bulabilirlerdi.18[24] Her ne ise, dikkat etmemelerinin sebebi ne olursa olsun, sonu- bizim iin hayrl oldu. Onlarn tekrar tekrar ileri srdkleri hususlar, aydnlatmak bizim iin kolay olmad. Bu mevzularla ilgili dier bahislerin aklanmasiyle ancak bu hususlarn anlalmas da mmkn olaaktr. Bunun da zaman gelmitir. SLM'DA ELK VAR MIDIR?
18[24]

Bu bahisler, yukarda bahsi geen islm rnek iktidar: (islam ve iktidar) ismi altnda kaleme alnmtr.
144

Dnyada herhangi makul bir kimsenin istedii vasflarn banda, her eyden nce, u art vardr: Bir meselenin ileri srlnde veya bir tezi mdafaa edi tarznda eliki ve tezata dmeye meydan vermemek. Akl sahibi alelade bir insan bile, karsndakinin szlerinde bir mantk silsilesinin bulunmasn ister. Szlerde bir eliki bulursa hemen itiraza kalkar. Daha ileri bir akl sahibi, hibir zaman byle elikiyi gerektiren szlere tahamml etmez. Fakat ne tuhaf ve acayip bir vakadr k, itiraz edilecek olan, akllnn da stnde bir dhi deil, akln yaratcs ve btn hikmetlerin sahibi bulunan Hak Tealdr. Yni bu itiraza mruz kalacak olan alelade chil, bilgisiz bir kimse deildir. Bu insanlk apndaki vak'alara itiraz edecekler arasnda, ilimde nde gelen ahslar, hadiseleri incelemeye tbi tutan akl ve zek temsilcileri, hikmet ve irfanla tannm sahabler ve dnya muameltn iyi bilen itimaiyatlar da (sosyal bilimciler) vard. Dnce ve bilgi sahibi bu sekin kiiler, elbette ki, Allah'n muazzez kelmnda, eliki olmasn istemezler. Byle bir yanlla da tahamml etmelerine imkn olabilir miydi? Yni onlara yle mi hitap edilmesi lzmd: Ben arzn ve semavatn yegne hkmdarym, sizlere de yeryznn ayr ayr kelerinde birer kck hkm145

darlk ihsan buyurdum. Ve sonra da halka yle mi lh ferman eriti: Ey halk! Benim buyruklarma itaat edin. Benden baka, o dier ufack hkmdarlara da itaat etmekten uzak durmayn. sterlerse bu iktidar sahipleri, benim hkmlerim ve emirlerim hilafna icraatta bulunsalar dahi, yine onlara uymakta kusur etmeyin. Bu idareciler kendi menfaatleri iin bir kanun uydururlar, bundan baka herhangi bir kanunu da kabul etmezler. lh kanunlar yrrle koyacaklar yerde, arz ve cemiyeti gittike dejenere eden kanunlar tatbik ederler. Gzleri ve idrkleri lh kanunlar grmemezlikten gelir. Kendi nefislerine tapan bu zmre, keyf kanunlarna hak kanunu ismi de vererek, halk bu bozuk prensiplerle idareye kalkrlar. Hak Teal, kendi mmtaz peygamberlerini, ancak unun iin vazifeli klmlardr ki, yeryz sakinlerini ilh dine davet etsinler, sonra da bu hayat davetin tam zdd bir ekilde hidyete ardklarnn kanunlarna destek versinler (!) (Hatta Han Bahadr Sahib'e gre bu yolda hizmet etmelerini bile tavsiye ediyormu.) Hem de irde buyurmu ki, bu dinden baka bir din'e de bir nizama da alp hizmet edebilirsiniz (!). O din'in de. - Gayri ilh din - muvaffak olmas iin urap liyakatinizi gsterin diye mi buyurmu (!). Bir taraftan, btn yeryz
146

sakinleri arasndan bir zmreyi seerek, bir has mmet kurmak isteyecek, onlara doru yolu gsterecek, onlar vastasiyle de doru yolun (mrufun) yaylmasn salamak yoluna gidecek, eri yolu (mnkeri) de bu mmet vastasiyle ortadan kaldrtacak; bu mmete de hell haram ve saireyi retecek; dier taraftan da kalkp onlarn baz sekinlerine szkonusu mnkerleri korumay farz kifye mi klacaktr? Bu kimselere siz de gelin, bu eri yol (mnker) lerin ayakta tutunmas ve reva bulmas iin, sarfedilen gayretlere itirak edin mi denmitir? Veya doru yolun karsna kp durun; bu yoldan kimseyi geirmeyin dye mi talimat verilmitir? Doruluklar kaldrp, bunlarn yerine erilikleri ayakta tutmay m telkin edilmitir? taat etmeyenler indinde bizim doru yol dediimiz eri yoldur, eri yol diye bildirdiimiz de doru yoldur; onlar byle dedikleri iin, siz de gelin onlarn vasflandrdklar gibi harekete gein, bunlarn kalknmas iin aln diye mi buyurulmutur. te eliki meselesi ak olarak buradadr. Bizim iin olduu kadar muarzlarmz iin de tezat bundan baka bir ey deildir. Bu, o kadar ak ve bellidir ki, dnp tanmaya da ihtiya yoktur. Fakat dnlecek ve hayret edilecek asl nokta urasdr ki, tefsir yazm bulunan,
147

fkh ve makulat ilimlerinde tedris etmek kabiliyetini ihraz etmi br zmre,.. kendi akllarnn yettii kadar .. Collectorlk: (maliye nazrl), devlet ileri idarecilii ve bunun gibi koca koca mevkilerin ve makamlarn mesuliyetini ellerinde tutarlar da, bu ilerde bu gibi mevzularda da elikiye dtklerinin farkna bile varmazlar. Sonra da Hak TeaI hakknda, onlarn akllar yle bir hle gelir ki, alelade, aklsz, bilgisiz, cahil bir avam halktan bile buna benzer fahi bir hata ortaya atlmaz. Han Bahadr Sahib, yazsnda yle diyor: "ki yetten de aka sabit oluyor ki, Hazret- Ysuf Msr hazinelerinin bana getikten sonra da M-sr'da Firavunun saltanat devam ediyordu. Msr Firavununun dini de kanunu da o lkede, yrrlkte bulunuyordu. Yoksa, Allah istemeseydi, Melik'in kanununa gre O, kardeini alkoyamazd. Bu cmlelerden ak bir ekilde anlalyor k, Msr'da Melik'in "dini" o zaman yrrlkteydi." DN MEFHUMU Zat- muhterem bu cmleleri yazarken, meseleyi ispat etmekte sabrszlk gstermitir. lm zihniyete uygun olarak, biraz daha bu mevzu zerinde durmu olsayd, dm olduu bu ak eliki hususunda
148

dnrd. Bu meselenin zm eklini yine Kur'an- Kerim'de bulmu olacakt. imdi ltfedip biraz da bizim mruztmza tevecch buyursunlar: te kendisinin naklettii yet-i kerimede, Msr'n mlk kanununun, Firavun hkimiyetine temel tekil eden kanunun "din - el - Melik: Melik'in dini", kelimeleriyle beyan buyurulmakta olduunu gryoruz. Buradan da akca anlalm oluyor ki, din demek sadece, "ibadet edilir ekiller" bizim bugnk anlaymzdaki din demek deildir. Kiliselerde, mabetlerde icra edilegelen din merasimler gerek dinle alkal deildir. Ayet-i Kerime'deki din bir cemiyet sisteminin ismidir ki, bu sistemin kanunlar gereince, polis sulular yakalar adalete teslim eder. Adliye ileri, mal mevzuat ve askeri hususlarn tedvir edilmesine usul tekil eden kaynan ismi din'dir. Bu gerek temel gznne alnarak memleket nizam kurulur. Btn meden iler bu nizam zerine yrtlr. Kur'an- Kerim'de yaayn btn cephelerine hkim olan nizamlara toplu olarak din denmitir. Msr lkesinde de bu nizam ve bu usul, Firavun'un tasvibi gereince, Firavun'un emri ve onun idaresiyle kurulmu bulunduundan buna da "dn - el melik" dye Kur'an- Kerim'de isim verilmi ve bu kelimelerle ifade edilmektedir. Buradan da u mesele kendiliinden
149

aka anlalyor ki, "dnullah: Allah'n dini", bizim u bildiimiz gibi, camilerde, mescidlerde klnan namaz, edilen dua, tutulan oru ile hudutlandrlm olan eylerin ismi de deildir. Belki bu dnullah'dan maksat, cemiyete mahsus olan her mevzuda tam ve btn olarak eriate balanmann ismidir. Bu eriat, rzay lhye'ye dayanr ve onun hkimiyetine istinat eder. Btn itima yaayn da her tarafn, her cephesini sarar ve kavrar. imdi u noktay sormann zaman gelmitir. Acaba Hazret-i Ysuf (A.S.) ne iin Peygamberlikle vazifelendirilmiti? Peygamberlik vazifesinin maksat ve hedefi ne olabilirdi? Hazret-i Ysuf (A.S.) acaba dnullah'a davet iin mi, yoksa din - l - melik'in nfuzunu bir kat daha arttrmak' iin mi gelmiti? Eer, Han Bahadr Hazretlerinin tevili ve tefsir yazan faziletli zevatn tefsirleri, ... ki Han Bahadr Hazretleri, bunlarn isimlerinin bana bizi korkutmak iin de koca koca unvanlar eklemitir. ... kabul edilecek olursa, o zaman yle bir durum meydana gelmi olur ki, Allah Teal bir taraftan kendi Nebisine "Sen git de u benim kullarma, bilhassa u Msr'a yerlemi, oturmu bulunan kullarma, bildir, onlar davet et de "Dnullah: Allah'n dini"ne inanp sarlsnlar." diye emir buyursun; dier taraftan da yine Allah
150

Teal, yine ayn Peygamberine, aman dikkat, benim hidyet ve benim himayemde, giderek u "din - l - melik: Melik'in dini"nin salamlamas ve ayakta tutunmas iin de hizmet et. Sakn hizmette kusur etmeyesin!. Vazifeni bu hususta da yapman icabeder, diye buyursun... Kerem buyurulsun, Hak Teal'nn bu ekildeki emrinin ve bu ekildeki hareket tarznn, neresinde eliki ortaya kmaz ki? Bu iin kendisinde mi? Han Sahibin buyurduu gibi Peygamberin stlendii vezirlik vazifesinde mi? Yoksa ikisinin birlikteki mahiyetlerinde mi? Allaha snlarak denebilir ki, gya Hak Taal ile, u zamanmzdaki ileri gelen ve kendilerini szde dindar diye ortaya atanlar arasnda bir fark yokmu (!). Bu gibi ze-vatn secdeden ba kalkmaz ve alnlar secdeden nasr tutmu olur. Fakat bu zevatn, (Eraf ocuklar) m.s. (Master of sience) derecesi almak iin efendileri olan sahip zadelerine ngiliz yetitirmelerine - gayret sarfe-der, urarlar. Sonra da enspektrlk (mfettilik) derecesine varnca din mcessem bu bykler, u ileri gelen dindarlar bu insandan putlara arz- minnet eder dururlar ki, bu iki ayakl devletl putlar, kendi mensubu olduklar ailelerine nimet ve bereket ihsan etmi ve onlara da bu enspektrl bir ltuf olarak inayet buyur151

mulardr. Devamla, yine Han Sahib Hazretleri buyuruyorlar: Bundan u da lzm gelmez ki, Hazret-i Ysuf (A, S.) Msr lkesinin vezirliine getikten sonra, teblii rislette de bulunmam, yahut da kendi risletini aklamaktan ekinmitir. Bunun hilfna, Zat- Peygamberleri, zat muhteremin bildikleri gibi hatt hapishanede bile, arkadalarna vahdaniyeti lhiyeyi tebli etmek yolunu tutmutur... Elbette bu yetlerden kat' ve phesiz sabit olan mesele de udur ki, Hazret-i Ysuf (A. S.) kendi arzu ve istei ile, bir gayri - slami hkmetin bir unsuru, bir eleman haline gelmiti. Bundan sonra da yine orada gayri - slm kanun ve gayri slm nizam yrrlkteydi... Byle bir aklama yine tenakuza (elikiye) bir delil tekil eder. Nitekim zat- devletlerinin ileri srdkleri hususa biraz olsun dikkat edilmi olunsayd byle fec bir hat islenmi olmazd. ddia edildii ekilde olunca, Hazret-i Ysuf (A. S.) nasl bir vahdaniyet tebliinde bulunmu olabilirdi? Eer bu vahdaniyetin mnas, mbedlerde ibdetleri ve memleketin temel nizamn tekil edecek kanun ve nizamlar bir ve tek Allah iin olacaksa, btn yaay tarz dnullaha tbi klnacaksa, o zaman, Han Bahdr Hazretlerinin teviline gre Hazret-i
152

Ysuf (A. S.)'un memuriyeti kabul etmesi, Hakk tebli etmek vazifesine muhalif ve zd olmaz m? Yok eer onun risalet teblii byle deil de, mabedlerde dinullah yrrlkte bulunsun; memleketin itima nizamnn her tarafnda ise din - l - melik yryp gitsin. O zaman, byle bir ayrntnn vahdaniyet olmayp bir seneviyet: kilik (dualism) teblii olduu da fiil olarak ortaya kar. Byle bir durumdan sonra, yle bir sual de ortaya km olur: Hazret-i Ysuf (A.S.)'un risletini iln etmesinin maksad hangi sebebe matuftu? O bir peygamber olarak, halka hkmdar da dahil olmak zere yle hitap etmesi lzm gelmez mi? Ben yerin ve gklerin sahibinin yeryznde bir mmessiliyim, bunun iin sizin Allah'tan korkmanz ve bana uymanz gerekir. Nitekim btn peygamberler de byle hitap etmilerdir: "Allah'tan ekininiz ve bana itaat ediniz." (E uara: 108.) Bu mnadaki bir ilna ramen, yine de Hazret-i Ysuf (A.S.) un gayri mslim hkmdarn efendiliini kabul etmesi, ona boyun bkp itaat etmesi slm nizam yerine onun nizamna hizmette bulunmas nasl izah edilebilir? Ne ile kyas kabul eder? Yok eer onlara yle sylemi olsayd: Ey cemaat, ben
153

arzn ve gklerin mutlak sahibinin temsilcisiyim; yeryznde onun nebsiyim, fakat benim vazifem sizi Msr Meliki'nin itaatna armaktr. Devlet bakan olmas dolaysiyle onun emirlerini dinlemeniz gerekir. Demi olsayd, bu tebliin nbvvet vazifesi ile kyaslanmas mmkn olabilir miydi? Akl sahipleri iin bu beyanat, bir kurtulu vesilesi tekil edebilir miydi? Halbuki o sekin peygamber, isabetli hareketleri, hikmet dolu ibretli szleriyle evresinin takdir ve hayranln kazanarak vezirlik payesine kadar ykselmiti. Onun hal ve tavrnda, herhangi bir kusur ve tezat bulunmu olsayd, kendisine vezirlik gibi yksek bir mevkinin deil, daha baka akbetlerin muhatab olurdu Hele gnmzn fikir adamlarnn, bu ekildeki eliki tayan bir tutumu kabul etmeleri mmkn mdr? Madem ki, Peygamberlik messesesi cemiyeti her bakmdan slah edici ve btnlk arzeden kaidelerin doduu bir mercdir. Hak Teal elilerini byle bir memuriyetle vazifeli kldna gre, bu mukaddes peygamberlere de istisnasz herkesin uymas ve onlar hayat rehberi olarak tanmalar lzm gelir. Bu yet-i kerime bu hususu teyid etmektedir: "Hibir Peygamber gndermedik ki, ancak Allah'n izni ile ona itaat edile."
154

(E uara: 108) Btn peygamberlerin insanla sunduklar en byk gerek, tevhd olduuna gre, bu nur kayna taifeden nasl olur da bir peygamber kar ve kendisine tbi olanlara Allah'a itaat etmelerini deil de Allah'n gayrna itaat etmelerini syliyebilir? Allah kullarn Allah'n izni ile deil de Allah'dan gayrisinin izni ile, Allah'tan gayrsna itaate yneltebilir? Kurlan- Kerim, kendisinin Allah tarafndan vahyedildiini u ekilde isbat etmek ister: "Allah'tan bakasnn indinden (gelmi) olsayd, her halde orada bir hayli ihtilflar bulurdunuz." (En Nisa:64) Yni, eer bu kitap, Allah'tan baka birisi tarafndan gnderilmi olsayd, ey halk siz o zaman bu kitapta bir hayli ihtilafl eyler ve tenakuzlar bulacaktnz; mnas gznnde tutulmutur. Fakat Han Bahadr Shib ve onun gibi dnen kimselerin tevilleri kabul edilirse, Kur'an- Kerim'in beyanatnda birok tenakuzlarn var olduu zannyla hareket edilmi olur. te o zaman, Kur'an- Kerim'in kendisi hakkndaki, Allah'n kelm olduuna dair ileri srd l de bozulur. Kur'an- Kerim pek saygszca ve cahilane bir ekilde
155

itham ve thmet altnda kalm olur. Alelade bir kelm seviyesine indirilir. Hatt o zaman Kur'an- Kerim'e akl ve irfan sahibi bir insann telif eseri olduu nazar ile de baklmaz, Gerek udur ki, Han Bahadr Sahib'in bu ekildeki dnceleri, kendilerinden nce balam olan ve srp gitmekte bulunan ve uzun bir zamandan beri devam edegelen bir zihniyetin ibret verici mmessilliini temsil etmektedir. Ve slm' kaba nefislerine ve s akllarna gre tefsir eden sahte mslmanlara ait ykl tarihimizin ackl sahifelerini bu bozuk anlaylar doldurmaktadr. Onlar, bu mecburiyeti alelade bir mecburiyet gibi dnrken, Allah'n snnetini de bir tarafa brakarak, ard arkas kesilmeyen yeni yeni mecburiyetlerin trer. Her yeni mecburiyet arkasndan daha bakas ve daha ar kendisini gsterir. Bu artlar altnda kfr iinde islm ve kfr tahakkm altnda islm' caiz sayp gidersiniz. Fakat, Hak Teal tarafndan gnderilmi olan bu cezalar, bu tip mslmanlarn yine gzlerini amaz. Hatta onlar bu durumu umum br kaide gibi kabul ederler. Biz kfr iktidar altnda islm' devam ettirmee mecburuz. Kfrn her trl tahakkm ve tasallutuna mruz kalmak zorundayz diye bu zelil duruma
156

(aalanmaya) katlanlr. Nitekim bu "mecburiyet" in arkasnda da kfre kar hrmet gstermek temayl bile balar. Mesel, l hayvan eti yemek. Buna ne zaman mecbur olunursa, o zaman byle birey tiksinti ile karlanr. Bunu herhangi bir basit akl sahibi bile anlamamazlktan gelemez. Aslnda l hayvan eti yemek haramdr. Mecbur kalarak bu et yenilir. Yendii zaman da hi olmazsa kalbde bir nefret, bir kerhat hissi uyanr. Byle bir etin istekle ve lezzetle yenmesine imkn yoktur. Bu etten ancak al giderecek kadar yenilir. Mecburiyet karsnda yenen bu et itahla yenmez, bu etten, kavurma, kyma yapp pilavnzn stne oturtamazsnz. steksizlikle ancak alktan lmemek iin istemiyerek bir para karnnz doyurursunuz. te bu nefret, bu isteksizlik (istikrah) btn i gte, btn muamelelerde vardr. Bunlarn hakikatte haram olduklarn bildiiniz halde, mecburiyet (ztrr) altnda hell ekle girdiklerini dnmyor musunuz? Bu ekilde btn bir kavim, btn bir millet, kendi yaaynn meden, itima ve siyas ilerinde daima u noktay gznnde bulundurmaldr: Mecburiyet altnda bu hallere tahamml etmektedir. er' ve ruh bakmdan mecburiyete uyuyor. te bu gnk bu yaay nizamnda nefret etmekle, kerahat hissi duymakla, ekinmekle,
157

yni ancak yayacak kadar l hayvan eti yemek gibi bir durumda kalmak mmkndr. Byle bir hle de az bir zaman tahamml edilebilir. Ksa bir zaman iin dayanmak imkn olabilir. Tabiatler, mizalar ok gemeden bu ekildeki kerahatli yaaytan bkarlar. Kar gelmee balarlar. Yoksa Hak Tealnn, kfr nizamn benimsiyenlere yle mi emir vermesi lzmd: "O halde ilerinden her snftan bir zmre kmal, bir zmre de kfr zerine aba sarfetmeli, giden zmreler dndkten sonra, onlar dallete sevketmek yolunda almal ki, onlar da iyice dallete yuvarlanp gitsinler." Yahut da: Sizin iinizden bir zmre olsun ki, bunlar ktle davet ederler, fenal emredip, iyilikten, doru yoldan menederler...19[25] imdi din hususunda yle muazzam bir ilerleme hayal edilmitir ki, bu sayede nice nice sofular, bd ve zhid geinen kimseler, tesbihlerini ekerek, vekillik, hkimlik , avukatlk ilerine de giritiler. nanmadklar, iman etmedikleri kanunlarla halkn ilerini dzene koymaa, halk arasndaki dvalar halletmee, onlarn arasnda hkm vermee
19[25]

Mellif, muarzlara cevap vermek iin yet-i kerimenin kelimelerinin zd lafzlarn koymutur. (Mtercim).
158

kalktlar. Ayn zamanda inandklar ve iman ettikleri kanunu da, yalnz arada srada szlerini okumak iin evlerinin raflarnda ss olarak tutarlar. Ve bu ilerlemenin sayesinde de gurup gurup salihlerin (?), muttakilerin (?) ileri gelen bid (?) ve zhidlerin (?) ocuklar da, yeni yeni dershanelerde, mekteplerde, kolejlerde ders renmeye gittiler. Oralarda, dinsizlik, maddeperestlik ve ahlk d dersler renmek yolunu tutarlar. Sonra da kalkar bu kfr nizamnda fiilen almaa balar ve bu nizamn kklemesi iin gayret sarfederler. Bir rejim ki, o ocuklar babalarnn gafletleri sayesinde ve bunlar da kendilerinden evvel gelen kuaklarn bu tr tutumlar yznden, mslmanlarn bana esareti musallat etmilerdir. Erkekler bu ekildeki hizmetleriyle kfre hizmet ederken, kadnlar da erkeklerden geri kalmamak iin bu yara hz vermektedirler. Cehalet, dallet ve ahlkszlk kasrgasn estirmekte maharetlerini ispat ettirmilerdir. Farz- Kifaye'yi ifa etmek (yerine getirmek)iin, erkekleri ok gerilerde brakm oluyorlar. Bu farizeye (!) ilk nce erkekler balad, fakat kadnlar bu zavall kadnlar, bu din farizelerini (!) yerine getirmek iin onlardan baskn ktlar. Bu htn kiiler, ortaya atlmasalard, herhangi bir gayr - mslim muhitte gayri - mslimler onlarla selm sabah kesecek, onlarla dp
159

kalkmyacak, kendilerine medeniyetsiz yaftasnn yaptrlmas gibi korkun bir tehlike karsnda idiler.20[26] Bugn din'in bu yeni ekilde dzeltilip, tanzim edilmesini acaba kim istemez, kim dnmez, kim beenmez Hakikatte ise, bu yeni tanzim ekli, bu yeni dzeltmeler, bugnn ii deildir. Bu zamanmzdan yzlerce sene nce balamtr. Ne zaman ki, Tatar kfirleri mslman lkelerini istil ettiler; bu bozgun havas da balad ve devam edip gitti. O zaman yalnz "kfr nizam altnda slm yaay" meselesi ortaya kmakla kalmad. Koca koca ulem ve suleh (limler, slih ve temiz kimseler) kendileri de bu kfr nizamna hizmet etmek yolunu tuttular. Bugn bizim mekteplerimizde okunan Arab ders kitaplarnn ou bu ileri gelen din ulemas ve kuvvetli eriatn mftlerinin yazm olduklar kitaplardr ki, o zamandan
20[26]

Pakistan'n stikllini kazanmasndan sonra da yine bu mesele devam edegelmektedir. imdi Mslman toplumun yaay u ekli almtr: Eraf kzlar ak sahalarda gya asker talim diye oyunlar oynamakta, Mslman Sahibzadeler. Kerimeyi mikerremler: Eraf kzlar borazan ttrme talimi yapmak iin Avrupa lkelerinin yolunu tutmulardr. Dier memleketlerde de mslmanlarn mmessilliklerini (millet vekillii) erkek mmessiller (mebuslar) deil de kadn mmessiller if ediyorlar. (Mellif).
160

beri islm dnyasnda hl okunmaktadr. Bu yanlln ve bu hatnn eskilii, imdi bu hat ve bu yanlla bir de eski olduu iin mukaddeslik kisvesini giydirmi oluyor. Bu byle bir seyir takip edince, zamanmzn fakihleri, muhaddisleri ve mfessirlerinin bu hatya kaplmalarnda hayret edilecek birey olmaz. u husus da ak gerektir ki, bir yanl ve bir hata "eski olunca, sahihlik ve doruluk vasfn elde edemez. Hata ve yanl olarak kalr. Hatta zamann gemi olmas da haty doru klmaz. Yine ayn ekilde hatnn ok kimseler tarafndan da benimsenmi bulunmas ve ok kimselerin de bu hatya saplanm bulunmas da haty hatlktan kurtarmaz. Eriyi doru yapmaz. Hak'kn kaim olmas ve sebat bulmas isteniyorsa, Allah'n Kitabndan ve Resulnn snnetinden bakasna balanmakla bir netice almak mmkn olmaz. Btn bu ykl devrinde, ilknce mecburiyet tahtnda ve "kfr devletinin basks altnda islm nazariyesi ortaya km, yava yava i ilerleyerek, nizam- kfr'e hizmet caiz saylm, sonra da mstehaplk derecesine varm ve daha sonra da farz- kifaye makamn elde etmitir. Bu yksek nazariyeye (!) baknz, nereden balam ve nerelere kadar ulamtr.
161

bununla da kalmam rezalet son dereceye varm, "Din serbestlik tanyan hkmdarlara sadakat gstermek dinin iktizasdr." denmitir. Bu nefsan tefsirciler alarak u hususu da elde etmilerdir: Kendi gerilemelerinin her aamasnda aadan aaya en aaya yuvarlanmalarna mazeret bulmak iin de Allah dininden medet ummak isterler. Onlarn bu istekleri, kendi zanlarna gre u formle dayanyor: Allah'n dini bizim btn ihtiyalarmzn giderilmesini stlendiinden, imdi karlam bulunduumuz mecburiyetler hususunda da onun rehberlii ile yrmemiz gerekir. Fakat aslnda, bu zahir formln iinde baka ve dier bir forml de sakldr. O da, bu ekilde alan kimselerin ilerini istedikleri gibi yrtmekte hereyden istifade edebilmeleridir. Madem ki, biz imdi byle bir dine sahip olmak bahtiyarln elde etmi bulunuyoruz. Ve biz byle bir dine iman etmek saadetine kavumuuzdur, bunun karsnda hi olmazsa, bu dinde farz olan eyleri yerine getirelim. Biz bu dini ilerletmek yerine gerisin geriye gtrelim. Yni bizim buna ballmz, dinimizin her trl mkellefiyetini zerimize alarak, Allah'n mlk olan u arz zerinde bu nizam salamlatrmak ve bu hususta karlatmz her zorluu ortadan kaldrmak eklinde olmayacaktr. Zira bu zorluklarn
162

kalkmasn dinmiz stlenmitir. Biz byle bir aba ve gayreti tamamen hayalimizden silerek kendi zevk ve sefamza bakalm. Mslmanlarn bulunduu lkelerde ne olursa olsun, iimizin ve menfaatimizin yolunu tutalm. Bir uak gibi, bizlere ne emir verilirse onu yapalm. Hatt din dndaki her trl doktrinlere ayak uyduralm. Bamza hangi rejim gelirse gelsin, onlara itirazsz boyun eelim. Dinimiz her eye ramen btn ihtiyalarmz karlama stlenmitir. Ve biz de byle bir dine mensup olmak saadetini elde etmi bulunuyoruz, derler ve demek isterler. te bunun iindir ki, byle hatal dnenler ve bu ekilde hatal yola sapanlar, bu hususu meru klmak ve doru olduuna kendilerini inandrmak iin de Kur'an- Kerim'den ve Hadis-i erif ten boyuna delil arayp durmaktadrlar. Btn Kur'an- Kerim'i taradktan sonra, ilerine yarayacak olan Ankebut sresi, Bakara, AI-i m-ran, Enfl, Tvbe deil de yalnz Ysuf suresidir. Bu sre de yalnz Han Bahadr Hazretlerinin istidlal buyurduklar yt- kerime'lerdir. Bu ekilde btn Sret-i Nebevi de gzden geirilir, batan baa baklr. Ne Mekke'deki olaylar, ne Tif'deki taa tutmalar onlar alkadar eder. Bedir ve Uhud hesaba katlmaz. Onlarn gz ilerine yaryacak olan tevil kabul etmesi ihtimali bulunan hemen u
163

vak'aya smsk sarlrlar: Mslmanlardan bir zmre, asr saadette Habeis, tan'a hicret etmi, bir mddet orada Hristiyan bir hkmdarn memleketinde kalp gya o devletin tebaas olmularm (!). Fakat mevzuu gerek cephesiyle dnmeyen bir kimse deil de, hakk ve hakikati arayan birisi kalkp da bu hususlar inceleyip anlamak isterse, bu hakikatin mahiyeti de Ysuf (A.S.) kssasndaki gibi bir neticeye balanr. Zira, bir Neb Allah Tealnn hidayet ve emriyle bir kfr nizamnda, gayr- lh kanunun yrtld bir- devlette, bata bir melik olduu halde vezirlik gibi en mhim bir mevkiyi igal etmesinin sebebi, asl maksada bu sebeple ulamas ve meseleyi bu yoldan halletmesi iindir. Mslmanlarn da Habeistana hicretlerinin sebebi, bir mslman cemaat iin, bir gayr - muslim medeniyet ve siyaset nizam altnda hi olmazsa barnacak bir yer bulunmas ve kendi mescidlerinde kendi usullerine gre, ibadet edebilmeleri ve kendi kalblernde bulunan akidelerini hi olmazsa dilleriyle sylemek imknna kavuabilmeleri iindir. Bu netice baka suallerin de domasna yol amaktadr. Biz bunlar ehemmiyetlerine gre tasnif etmi bulunuyoruz. Bunlara
164

srasiyle cevap vereceiz. Cevaplarmzn olduu gibi anlalmas iin u meselelerin aratrlmas icabeder: ESASA AT BRKA SORU VE CEVAPLARI: 1. Allah Teal'nn Peygamberleri vastasyle insanlara gndermi olduu din yalnz ibadethanelere mi snrldr, yoksa btn insan yaay sahasn m kapsar? 2. Bu dini getirmi olan peygamberlerin hepsi de bir tek maksat iin mi gelmilerdir; yoksa, her birinin ayr ayr muhtelif maksatlar m vardr? Bunlarn bazlarnn maksat ve gayeleri dierlerinin zddna mdr? 3. Hak Teal'nn hakikatte insandan istedii nedir? Btn yaay boyunca O'na kulluk etmek, O'nun kanunlarna tbi olarak almak, O'nun emrine boyun eip gitmek mi? Yoksa, yalnz ibdet edip de dier ilerde istedii gibi hareket eylemek ve keyfinin istedii hareketi yapmak mdr? Bu sorularn cevab yledir: Allah'n gndermi olduu din, hayatn her safhasn kuatan bir sistemdir. Her devre k tutan ve rehber olan Kur'an- Kerim yalnz ibadete deil, ayn zamanda, meden,
165

siyas, iktisad, hukuk, asker ve sosyal ilikilere ait btn meyyideleri ihtiva eder. Daha nceki semav kitaplarda bulunan hkmleri fesh ve iptal etmi ve bunlarn yerine kyamete kadar devam edecek olan lmsz prensipler koymutur. Dier semav ktaplardaki hkmler hakikatte hkm deil de bir tavsiyeden ibaret olabilirler. Bunlara balanmann iyi olduu bildirilmi, fakat balanmann zarur ve farz olduu ortaya konmamt. Ta ki Allah'a kar bir diyecek kalmam olsun. Bu ekilde ikinci sorunun cevab da yledir: Nbvvet, gnmzde umumiyetle u ekilde dnlyor: Muhtelif peygamberler, muhtelif ekillerde geldiler. Hatt bir peygamberin vazifesi, cemiyetteki kfr nizamn ortadan kaldrmak iin savaa girimek olur, bir dieri de birincisinin aksine olarak, kfr nizam iinde yalnz mahdut bir ksm din ve ahlk slhat ile yetinir eder; belki kendisi de kfr nizamna itaat edip, sadakatle bu nizama hizmet etmek yolunu tutmu olabilir. Byle bir anlay Kur'an- Kerim'in beyanna uygun olmaz. nk, btn kuvvetiyle birlikte u tasavvur gznne geliyor: Peygamberlerin hepsinin de nbvvetlerinden maksat, bir ve ayn olmaldr. Allahu Teal'nn byle ikisi
166

birbirine zd, biribirinin hilfna biribirinin aksine yol tutmasn, akl da kabul etmeye hi bir zaman hazr deildir. Hatt herhangi bir mkul kimse de, byle bir Allah'a (neuz billah) hkim Allah diye inanamaz Bir taraftan insanlarn hidyeti iin bir peygamber gndersin, dier taraftan da kalksn bu peygamberin yapaca ilerin tam zddna, tam tersine hareket edecek baka bir peygamber gndermi olsun? Bu da ayr bir meseledir ki; bir peygamber slm nizam kurmak iin, alacak, uraacak, didinecek, son merhaleye getirecek, baka bir peygamber de kacak, bu merhalelerin banda m, arasnda m, sonunda m, her neresinde olursa olsun, ie giriecek, birincisinin yaptklarn bozacak ve onun iini baltalayacak? Bir ncs de kacak, davet, tebli, yahut da sava yerine bir nevi araclk mahiyetine girip, husus ekillerle ii yrtmee balyacakm? Ve byle yaparak ayn maksat urunda yryecekler? Hayr byle birey olamaz. Bu peygamberlerin hepsi ayn yolu tutacak ve ayn maksat urunda alacak ve muhtelif ekillerle, muhtelif yollar takip etseler de ayn gayeye doru gideceklerdir. Yni Allah nizamn yeryznde hakim klmak iin, ekil ihtilflarn peygamberlerin asl maksatlarnn ihtilf diye dnmemek lzmdr. Byle dnrsek Hak Teal'ya
167

bundan daha byk ne gibi bir ftira atm olacamzn da farkna varmamz icabeder. nc sorunun cevab yledir: Gnmzn mslmanlar umumiyetle yle dnmektedirler: Allah Teal'nn insanlardan istedii yalnz udur: Ona ibadet edilecek, baz meselelerde, mesel gusl, taharet ve baz hell haram llerine bal bulunmak. Onlara gre, Allah'n insanlardan baka bir istedii yoktur. nsan yaayn geni sahasnda insan keyfinin istedii kanunlara balanr; yahut da aklnca, eytanlar, cinleri, insi yeryzne musallat kabul eder. Bu cevap gnmzn dnya perestlerinin aklna ne kadar da uygun bir cevaptr. "Ed-dn ysrn: Dinde kolaylk vardr." Yahut da "M ce'ale aleykm fi'd-din min harecin: Sizin iin dnde zorluk konmamtr", taraftar olan gruh isterlerse kendileri iin bir hayli kolaylklar icat ededursunlar; byle olduu takdirde her ne ekilde olursa olsun, bu da kulluk ve ubudiyet tasavvurunun tamamen ortadan kalkmas demektir. Kulluk denen ey belki de bundan daha gln bir hal almaz. Zira, bir kul yirmi drt saat zarfnda ancak bir iki saat, o da zahir bir ekilde kulluk edecek, dier vakitlerde ise bu kulluktan kurtulup gidecek... Yahut da efendisine bir selm akmakla kulluk vazifesini bitirip tamamlayacak...
168

Ondan sonra da btn iini gcn baka kaynaklara, baka taraflara balamakta serbest olacak... Bu arada bildiini de okuyacak.. Acaba bu kimseler Allah' nasl biliyorlar? Yoksa, onlara gre Cenab- Hak, kendini insanlarn yaratcs, Rabbi diye vasflandrdktan sonra, dier taraftan da btn insanlar kendi balarna m brakmtr? Ne yaparsanz yapnz, ne ederseniz ediniz, diye gayet ufak ve kck bir kulluk ve ubudiyetle mi yetiniliyor? Herhangi bir baba, kendi ocuuna babalk vasf ile, herhangi bir erkek karsna kocalk sfat ile, herhangi bir hkmdar kendi lkesi halkna hkmdarlk hakk ile bu kadar kck eylerle iktifa etmez. Bu kadar ufak bir alkaya raz olmaz. Bir ka merasim icra ederek, gya sadakat gsterisi ile vazifeler yerine gelmi olmaz. Babalk, kocalk ve hkmdarlk haklar da tamamen yerine gelmelidir. Evldn babasna kar, hakkyla evltlk etmesi lzmdr. Kadnn kocasna kar sadakatli ve itaatli olmas gerekir. Memleket halknn da adil ve drst hkmdarna kar vatandalk vazifesinin gereklerini yerine getirmeleri lzmdr. nsanolu nefsine ait en kk hakkn yerine gelmesini isterken nez billah bu nasl Allah olacak ki, btn insanlar, btn insanlk lemi ve btn kinat onun mahlku bulunacak da O da bunlarn bakcs ve
169

koruyucusu (perverdigr) olmasna ramen, bunlarn O'nunla bir alkas olmyacak imi Din ve nbvvet yaps gereince, kulluk hakkndaki bu tasavvur doru deilse ve hakikaten Allah Teal'nn gnderdii dinin insanlarn btn itima ve ferd hayatlarn'n her tarafna mil ise; eer Allah'n kullardan istedii her hususta ve her mevzuda, O'nun kanunlarna uymak, O'nun hidyet yolunu tutmak ise; eer Allah-u Teal peygamberlerini hak yaay nizamn kurmak yolunda davet etsinler ve bu nizam ayakta tutsunlar, bir Allah'a itaat edip, ona balansnlar diye gndermi ise, o zaman mkul bir kimse iin, unu kabul etmek pek kolay olmaz ki, btn peygamberler arasnda yalnz ve sadece Hazret-i Ysuf (A,S.), gelmi bulunan dier peygamberlerin hilfna, dinullah kaim klmak yerine, kalkp da din l - Melik'in hkm altnda maliye nazrl hizmetine boyun emi olsun. Bu meselede olduu gibi, herhangi mkul bir kimse, u iki zt meseleyi de birbiriyle badatramaz: Bir taraftan Resl- Ekrem (S.A.V.) Arab'n gayri - slm nizamn kaldrp, onun yerine slm nizamn yrrle koymak iin alp uraacak, dier taraftan Zat- Risletpenahilerinin lkesine yakn, Habeistann gayr-islm nizamn, o kadar hakl ve doru kabuledecek ki, Mslmanlardan bir cemaata bu nizam
170

altnda yaamalarn salamak yolunu seenek... Ayn zamanda bu cemaat, din mefhumunu iyi anlam kimselerden meydana gelmi olacak. Dini gerek deerleriyle tam bir cemiyet sistemi olduunu kavram ve bilmi bulunacaklar... Buna ramen bu cemaat, dini dank, birbirinden ayr, birbiriyle alakas ve ilgisi olmayan, birbirine bal bulunmayan bir ey mi sayacak?. Yine bu cemaat iin u hususlar o kadar kolay kabul edilebilir mi? Enbiyann hayatlar, Kur'an- Kerim'in retisi, dinin ahkm ve emirleri hep birbirinden ayr, birbirine zt, her biri ayr ayr ekillerde paralara blnm, ayr ayr tevil ve tefsir Kabul eden bir ey olsun!.. Bunlardan her cz' de dier cz'n yan banda, bunlarn her bir taraf dier tarafn bitiiinde, ak bir eliki iinde bulunsun... Fakat bir olan Hkim'in kurmu bulunduu bu dini dzenli, muntazam bir nizam olma vasf iinde grenler, onun her cz'n ve her tarafn tefsir ve aklarken, onun tabiatn tam bir nizam olarak gznnde bulundurmaktan baka bir are olmadn bilmelidir. Her kim de bunun dnda bir tefsir, bir tbir veya bir tevil yoluna giderse hret sahibi bir ulema olsa dahi bu kimselerin ileri srd hibir fikri kabul etmesin. Yine bu cins mfessirler, bu dinde tenakuz vardr veya Enbiyay - i Kiram'n ileri arasnda bir atma vardr
171

diye bir iddiada bulunurlarsa, bu kabil fikirlerin hibir kabul edilme haysiyetine lyk olmad kat'iyetle bilinmelidir. Bu mevzuu burada neticelendirirken imdi, Sre-i Ysuf'un sz konusu olan yerlerini ve Habeistan hicreti bahsini, dorudan doruya aklayp aydnlatacaz. KISSAYI YUSUF'DAN YANLI VE HATALI STDLAL Sre-i Ysuf'da beyan edilmi bulunduu ekilde, Hz. Ysuf (A.S.) ksas zerinde dnrsek, malm olur ki, zat- peygamberileri, daha peygamberlik erefini elde etmeden, kendi kardelerinin ihanetine urayarak bir tccar kafilesinin hiyaneti neticesinde Msr zz'inn klesi olmutu. Bu klelik devrinde yahut da bu devirden sonra, zat- peygamberleri hapsedilinceye kadar, geen zamanda Hak Taal tarafndan kendilerine peygamberlik vazifesi bahedilmi oldu. ok defalar byle olduu gibi, Peygamberlik ekseriya skntl geen zamanlarda veya hapis hayatnda iken verilir. Nitekim hapishaneden nceki hayatnda O'nun kelmndan Peygamberine bir sz nakledilmemitir. Ancak kendisi temiz ye pak bir insan olarak tannmt. Peygamberlik erefini elde ettikten sonra, zat
172

peygamberileri ilk evvel yanndaki hapishane arkadalarna duyurmaya koyuldu. Nbvvet vazifesini yerine getirme yolunu tuttu. Bu davetin zeti Sre-i Ysuf'un beinci rkunda beyan buyurulmutur. Bu bahisleri okuyan herkes renecektir ki, orada iken, O evresine yle hitap ediyordu: "Erbabn mteferriketin: eitli ilhlara kulluk, ibdet etmeyin. Bir olan Rabb'a ibdet ve kulluk edin." Bu mmtaz; pey-gamber yalnz kendi muhitini deil, iradn daha geni halktabakalarna da temil etmek istiyordu. Byk bir evkle tebliine devam ediyordu: u Melik: Kral denilen ve sizce Rabb dye bilinen kimse benim Rabbim deildir. Benim Rabbim ancak Allah'tr. Bana uyan ve uyacak olan milletin ibdet ye kulluu da ancak bu Allah'a kulluk ve ibdet etmekten ibaret olacaktr. Elbetteki bu etkileyici szler zindann kaln duvarlarn delip gemekte gecikmiyecekti. Nitekim, Allah'n tehiz ve tezyin ettii bu peygamberin; diyanet, hikmet, takva ve basiret hususundaki harikulade hal ve tavr, Msr hkmdarn bile etkili etmekte gecikmedi. Ve bu hkmdar, Hazret-i Ysuf (A.S.)'u talep ederek O'na Msr saltanatnn btn yetkilerini verdi. imdi Hazret-i Yusuf (A.S.) un nne ki yol alm oluyordu. Bu yollardan biri, slm inklp iin umum davet, alp abalamak,
173

harp darp, etmek ve bu mcadelenin uzun mddetini gze almakt. ki ok vakit umum davetlerde byle olur ve byle olmutur kinci yol ise yle idi: Allah Taalnn byle bir zamanda onun eline vermi olduu kuvvet ve kudretten faydalanmak. Bu kuvveti, bu kudreti kullanmak ve tam mnasiyle iin yrmesi iin istifade etmek. Kendisine tam salhiyet vermi olan iktidar sahibi Melik'in verdii bu salhiyetlerle memleket dzenini fikir, ahlk, medeniyet ve siyaset nizamn deitirmeye almak. Allah-u Teal'nn kendisine vermi olduu basiretle, birinci yolu deil de ikinci yolu maksada ulamak hususunda daha yakn ve daha kestirme buldu. Bu yolu da tutup yrd. Onun bu gayr - slmi nizama hizmet etmi olmas, alelade, karn doyurup gbek iirip ense kalnlatrmak iin deildi. Hele ahs makam ve mevki sahibi olmak iin hi deildi. Fsid nizamn ufak tefek ilerinin bir intizama girmesi iin de byle bir mevkiye gememiti. Ancak maksada ulamak iin bir vasta idi. O da bu vastay kulland. Aslnda Hazret-i Ysuf (A.S.) da dier peygamberler gibi, yaanlmaya deer olan gerek yolu amak ve insanla lmsz gerei retmek iin vazifeli klnmt. Bu ii alelade bir hkmet memuriyeti telkki eden zmre, Hazret-i Ysuf (A.S.) un
174

bu makama slm nizamn cemiyete hkim klmak iin geldiini kabul etmek istemiyorlar. Bu inkr ehline gre, bu yce peygamber, kfirne nizamn sultas altnda Maliye bakanl (Finans minister) veya iktisat vekillii hizmetini yerine getirmitir. Ve bu mevki imdiki mevcut devletler ve hkmetlerin mliyesini idare eden, defterdar, mal mdr, hazine emini ve nihayet maliye bakanndan daha yksek bir makam deildi. Hatt bizim u lkemizdeki (imdiki Hindistan ve Pakistan) kongre vekillerinin ve bakanlarnn birisinin rtbesine veya makamna bile karmak istemiyorlar. T ki, bu nfuzlu mevki vastasyle asl yapmak istedii icraat umum halka temil etmek imknndan mahrum olsun diye. Bu karanlk zihniyet kendi sfli durumlarna sahte bir mazeret uydurmak iin Ysuf (A.S.) n vezirlii zerine almasn gelii gzel bir ahsn bu makama geliinden farkl grmyorlar. Pek tabi olarak, vezirlii ele geirince, hakikatte btn iktidar cevheri de (Substance of power) eline gemi olacakt. O, selhiyeti ve iktidar Melikten istemiti. Yahut da bu mevkiyi elde etmi veya bu mevkiyi zorla koparp almt. nkarc zmre bu hususlara ehemmiyet vermek istemiyor, Hazret-i Ysuf (A.S.) iktidara geince acaba Meliki azledip taht ele geiremez miydi? Asl zerinde durulmas lzm gelen mesele
175

udur: Hz. Ysuf (A..S.), Taleb ettii makamla, acaba kfirne - nizam m devam ettirecekti? Yoksa, bu vazifeyi kabul ederken, kendi maksadn m gerekletirmeye mi azmetmiti? Yni slm rejimini mi ihya etmek istiyordu? kinci ehemmiyetli mesele de u noktadadr ? Acaba hakikaten O'nun elde ettii bu salahiyetler ve bu iktidar, o zaman o memleketin nizamn deitirmee yeterli miydi yoksa yetersiz miydi? Bizim kanaatimize gre, din ve nbvvet mesleinin gerei udur: Bize gre, Hazret-i Ysuf (A.S.) n, "c'alniy 'l haz'in il - arz: Beni yeryznn hazinelerinin bana geir."21[27] demesinden maksat slm nizam kurmak olmaldr. unu da bilmek lazmdr ki, Hazret-i Ysuf (A.S.)'un haz'in el - arz - , talep etmesinden maksat btn vastalarn ve btn vesilelerin ve btn kaynaklarn (Resources) kendi eline gemesini salamakt. Han Bahadr Sahib haz'in kelimesinden alelade vergi mnas kyor. Halbuki, Kur'an Kerim'in hibir yerinde bu kelime, vergi ve maliye mnasna gelmemitir. Kur'an-
21[27]

Ysuf: 55.
176

Kerim'in retisi zerine aratrmada bulunduumuz zaman bu kelimenin ak bir ekilde, vesyil, vastalar, kaynaklar, yni (Resources) mnasna geldii anlalacaktr.22[28] Szn geliinden de anlaldna gre, bir mlkn btn vastalar, btn kaynaklar bir kimsenin eline ge-ince, o zaman, o kimse, o mlkn ve o lkenin btn ilerini ele geirmi olup lkenin hkimi durumuna gelmi olur. Btn vastalar ele geirmek ile lkenin zerinde hkm ele geirmek ayn eylerdir. Bu meselenin teyidinde Bible: (Kitab- Ahd-i Atik) de dahi beyan vardr. Orada ak olarak bahsedilmitir ki, o zaman Msr Firavunu, sadece ismen hkmdar ve melik: Krald. Yoksa amelen ve bilfiil iktidar ve hkmdarlk Hazret-i Ysuf (A.S.) n elinde bulunuyordu.23[29]
Mesel: "Halbuki, gklerin ve yerin btn hazineleri (Haz'in)' Allah'ndr." "Hibir ey yoktur ki, onun hazineleri (Haz'in) bizim elimizde olmasn." (Hicr: 21) "Yoksa Rabbinin hazineleri onlarn indinde mi?" (Tur:37) 23[29] Bible (Kitab- Ahd-i Atik) de Seyyidin Ysuf (A.S.) kssas anlatlarak. Firavunla aralarnda geen bahisler, u cmlelerle nakledilmitir: "Pes Firavun kullarna dedi, hi bunun gibi ruhullah iinde olan adam bulabilir miyiz? Ve Firavun Ysuf'a syledi: nk bu cmleyi Allah sana malm eyledi,
22[28]

177

Yni, dndrmesi geri brakmas yakk almaz, byle yapmyacaktr. Bu yetlerden Hak Taal'nn kudretin yetersizliisz konusu deildir. Bu yetlerde zlm, iman zayi etmek, m'minleri mnafklarla birbirine karsenin gibi kil ve bilgili yoktur. mdi sen evim zerine ol, (sen benim evimin sz sahibi olacaksn) ve cmle halkm azna baksn. Ancak taht hesabiyle senden byk olaym ve dahi Firavun Ysuf'a dedi ki: ste seni btn Msr diyar zerine nasb eyledim. Bunun ardndan Firavun, mhrn elinden karp, annda Ysufun eline koydu. Hem ana tlbentmesi, libas giydirip bir altn tu boynuna takt." Tevrat, Kitab - Ahd-i Atik, Sifr-i Tekvin - il mahlkat, Bab: 41, yet: 38 44, Paris Krallk Matbaas 1827,sahife. 41 42. Trke tercmesinden aynen nakledildi. Mtercim. Siyah yazlm cmlelerden sarih bir ekilde anlaldna gre. Firavunun kendisi de Hazret-i Ysuf (A.S.) a nanmt; O'nun peygamberliini kabul etmemi idiyse de ilk grmede ona imn edecek kadar kuvvetli bir inan yolu tutmutu. Bundan alt yedi seie sonra, Hazret-i Ysuf (A.S.) in kardeleri, Msr'a ulatlar. O zaman Hazret-i Ysuf (A.S.) onlara yle syledi: (Tevrat yet: 8.) Ve hl beni buraya gnderen siz deil, belki Allah'dr. Ki ben hem Firavun'a baba hem cmle hanmanna (aile efradna ve evine) aa ve btn Msr diyarna vali eyleye." 9. Tez babama gidip ona deyin ki, olun Ysuf byle der ki, Allah beni, cmle Msr'n Sultan eyledi. Yanma gel ve tehir etme. Tevrat, Sifr-i tekvin - el mahlkat, Bab. 45: yet 8-9. Paris Krallk Matbaas 1827, Sahife 54. Trke tercmesinden aynen nakledildi. (Mtercim).
178

trmak m'minleri unutup brakmak ve bu gibi eyler Hak Teal'nn usulne uymaz, O'nun anna yakmaz. O'nun iin yakk olmaz, mnasip dmez, mefhumlar ak olarak anlalr. imdi' Hazret-i Ysuf (A. S.) iktidar elde ettikten sonra, o lkede yine din - l - Melik: Hkmdarn kanununun yrrlkte olduunu Kur'an- Kerim'de buyurulduu "M kne le-ye'hze ehh f dn-i'I melik: Melikin kanununa gre, kardeini al koyamazd." (Ysuf: 76). Bu meseleyi tahkik etmek yoluna gidelim. Bu bahse ait akla gelen ilk ey udur ki, umumiyetle yet-i kerimeyi tercme edenler, doru tercme etmemilerdir. Mtercimler, bu cmleden, Hazreti Ysuf (A.S.) dinl -Melik: Melikin kanunu gereince kardeini alkoyamazd, eklinde bir mna karmlardr. Halbuki bu alkoyamazd kelimesi kudretsizlik ifadesi deil de isteksizlik manasnadr. Yni, cmlenin doru tercmesi ak ekilde yle olmaldr. Bu alkoymak ii Ysuf (A.S.)'a yakr bir i deildi. Yahut da Melik'in kanununa gre, Ysuf (A.S.) iin kendi kardeini bu tarzda alkoymak mnasebet almazd, mnasip dmezdi. Kur'an- Kerim'in dier yerlerinde de bahsedilen konumalardan anlald gibi, maksat ademi kudret: Kudretin olmamas deil de ademi uygun yakmamak, m179

nasebet olmamaktr. Mesel baka yerlerdeki "makane" nin tercmelerine de bakalm: "M kane'llah li yutli'a - km al'el gaybi: Hak Tealnn size gaybi bildirmesi gerekmez, (yakk almaz, mnasip deildir.)" (Al-i mran: 179) Buradan anlalan ey, Hak Teal size gaybi bildirmez, demek deildir. Bildiremez, bildirmek imkn yoktur, bildirmee kadir deildir demek deildir. Ancak buradan u mna anlalr: Hak Taal'nn size gaybi bildirmesi usule uygun deildir, yakk almaz, mnasip dmez, uymaz, gerekmez, demektir. Yine buna benzer birka misl: "M kne'llah li - yuzy'a imane km: Allah sizin imannz zayi edecek deildir." Bakara: 143) Yni, Hak Teal'nn sizin imannz hi etmesi yakk almaz. "Fe - m kne'llah li - yezlimehm: Allah onlara zlmedecek deil: (Tevbe: 70: Yni Hak Teal'nn zlmetmesi mnasebet almaz, uygun deildir. Ve bir dier yerde: "M kne'llah li - yezere'l mminine l m entm aleyh: Hak Teal M'minleri, sizin bal bulunduunuz. eyden dndrecek deildir." (Al-i: mran, 179) Ayn ekilde, Sre-i Ysuf'da bahsi geen
180

ayet-i keme'den bir evvelki yette yle bir cmle geer: "M kne len en nrike billahi min ey'in: Herhangi bir eyle Allah'a ortak koacak deiliz." (Ysuf: 38) Yni, ortak komak, irk yoluna gitmek bize yakmaz, bizim akidemize uymaz. Buradan yle bir mna anlalmamas gerekir: Biz Hak Teal'ya ortak komaa, irk yoluna gitmeye kudret sahibi deiliz, istesek de ortak koamayz. Bu cmle doru olarak u mnada anlalmaldr: Bizim gibilere, bizim gibi halka, Hak Taal'ya ortak komak, irk yolunu tutmak ii yakk alr bir i deildir. Bu bizim iin yaplacak i deildir, bize uymaz, bizim iin uygun dmez. Bahsettiimiz yetlerden, Hazret-i Ysuf (A.S.) Melik'in kanunlarna gre hareket etmek istiyordu da, bu kanuna gre de kendi kardeini alakoyamyordu diye bir netice karmak doru olmaz. Halbuki, Kur'an stlahlar ve cmlelerin mnalarn gznnde bulundurursak, bu mevzunun sahih ve doru mnas u ekilde anlalr: Melik'in kanununa gre, Hazret-i Ysuf (A.S.) in kendi kardeini dorudanalkoymas yakk almazd. Hazreti Ysuf'un an ve makamna uygun dmezdi. Elbette bu yet-i kerime'den sabit oluyor ki, Hazret-i Ysuf (A.S.)'u iktidara geldikten sonra dahi, yine o
181

lkede gayr - islm kanun yrrlkte kalmt. Yani Hazret-i Ysuf (A.S.)'n kardelerinin o lkeye vardklar zamana kadar, bu gayr - slm kanunlar, yine o lkede icra ediliyordu. Fakat biz bu hususta, yukarda anlattmz gibi dnmek zorundayz. Bir memleketin meden nizamn hepsini birden bir gecede deitirmek mmkn deildir. Cemiyet lsndeki bu deime bir zaman iidir. slm inklb da byle olmutur. ktidar, islam'n eline geer gemez, bir rpda, bir dakikada, cahiliye nizamna ait hereyin ortadan kalkarak, bir anda slm nizamn yerlemesi hayal bile edilemez. Htt Hazret-i Resul- Ekrem (S.A.) devrinde bile, devlet nizamnn deimesi tedrici olmu ve on seneden fazla sren bir zaman iinde bu deiiklik baarlmtr. Buna gre, Hazret-i Ysuf (A.S.) n hkmeti devrinde, btn eski nizamlarn deimesi de yine zamana bal idi. Mecbur olarak birka sene gayr - islm kanunlar yrrlkte bulunmaya devam etmitir. Hazret-i Ysuf (A.S.) n dncesinde, ilah kanunlar icra etmek, nazar itibara alnmam ve hep kfirne kanunlarla memleket idare edilip gitmitir, eklinde bir netice karmak da hibir zaman doru olamaz. HABESTAN HCRETNDEN DE
182

YANLI STDLAL Konuyu kapamadan nce bir kere de Habeistan muhacereti hadisesine bir gz atalm: Bu hadise, bize unlar anlatmaktadr: Habeistanda gayr - mslim bir hkmdar vard. Hazret-i Resl- Ekrem de, Mslmanlardan bir cemaati oraya gnderdi. Bazlarnn dncesine gre gya bunlar, o lkenin vatanda olacak, artk oraya yerleip, orada barnp yaayacaklard. Sonra, yine bu sahabe-i kiram, o lkenin hkmdarna sadakat gsterecek, orada barnp gideceklerdi. Yine onlar, bu hkmdarn idaresi altnda kendi akidelerinde serbest olacaklar, istedikleri gibi ve istediklerine ibadet edecekler, hem de bu hkmdara, komulardan biri saldrrsa, bu mslmanlar da bu hkmdarn hasmna kar zafer kazanmas ve muvaffak olmas iin dua (!) edeceklerdi. Fakat bu vak'ay bu ekilde anlamak ve bu tarzda deerlendirerek anlatmak tamamen hataldr. Pln tersinden izmek ve hesab yanl yapmak, hatal yola dmekten baka bir ey deildir. imdi, meselenin izahna geelim: 1.Hazret-i Resul- Ekrem, mslmanlardan bir cemaat Habeistan'a hicret etmek iin, yola kard zaman,
183

Habeistan hkmdarnn: Hristiyanlar arasnda, en salih, en temiz kimse olduu dikkate alnmaldr. Nitekim, hadis-i erif'te gidecek olan muhacirlere, Habeistan divan'n vaziyetini anlatrken, Zat- Saadetlerinin u ekilde beyanda bulunduklarn gryoruz: "Ve hiye arz sdkun: Oras doruluk lkesidir." 2.Mslman muhacirlerin o lkeye gidilerinden maksat, lkenin tebaas, vatanda olmak, o lkeye yerleip daim barnp kalmak deildi. Zat- Saadetleri, Habeistan'a hicret, edecek olanlara, hicretlerinden nce yle bir mjde vermilerdi: "Lev haractm, il arz'il - Habee, hatt yac'ala'llah-lekm ferecan ve mahreca: nallah siz Habeistan lkesine varncaya kadar, Hak Taal sze bir kurtulu ve bir k yolu ihsan eder. Buradan u mesele ak bir ekilde anlalyor ki, o zaman u hususlar dnlmt: Mslmanlar uradklar ar eza ve cefya dayanamyacak bir hle gelmilerdi. Bunun iin Zat- Saadetleri geici olarak, sahabelerinin bir para nefes alabilecekleri bir yer aramlard. Nihayet Habeistan' bu maksada uygun bulmulard. Bu lkede, Mslmanlar, bir mddet iin
184

baskdan kurtulup, kfre kar tekrar derlenip toplanabilirlerdi. Nitekim netice de bu ekilde olmutur. Hdisenin gerek yz bu olduuna gre, o zaman, mslmanlarn srf bir akide serbestlii yznden, gayr - mslim bir hkmdar lkesine gitmelerine ve o hkmete sadakat gsterip tebaa olmaya ve iin en feci taraf olan, istikble ait bir gayeleri olmadan yaamalarna imkn ve ihtimal verilebilir mi? Bu mslman muhacirler, Habeistana vardktan pek az sonra; Mekke kfirleri de onlarn arkasndan, bir sefaret heyeti yola kard. Bu heyet Nec (Habeistan hkmdar) ndan, bu cemaat Mekke'ye geri gndermek talebinde bulundu. Elimizdeki Siyer: Resul- Ekrem'in hayatna ait kitaplarda ve muhaddislerin hepsinin mttefik olarak beyanlarna gre, o ara Nec ile Hazret-i Cafer Radiyallah Teal anh (Cafer ibni Eb - Tlib, peygamber efendimizin amcazadesi ve Hazret-i Ali'nin byk kardei) arasnda cereyan eden konumalar u ekilde anlatlmtr: Nec yalnz Kur'an- Kerim'deki beyanlarn Hazret-i s (A.S.) tarafndan tasdik edilmi olduunu bildirmekle etmeyip, Hazret-i Resul- Ekremin (S. A.V.) in dahi nbvvetini kabul etti. Hl byle olunca, Nec'nin mslman olup olmad
185

hakknda artk ne gibi bir phe ve tereddte mahal kalm olabilir? mam Ahmed (Ahmed ibni Hanbel rahmetullahu aleyh) Abdullah ibni Mes'd (R.A.) den rivayetle, Abdullah ibni Mes'd, Nec ile mzakere meclisinin ahsen ahidiydi. Nec'nin szlerini aynen u ekilde nakletmektedir: Dedi: "Merhaba bi - km, ve li - men ci'tm min in-dihi, ehed enneh resul'Allah'i ve inneh el-leziy ne-cid fi'l ncile ve inneh'l - leziy beere bihi 'ibn Meryeme: Size merhaba sizi gnderene de merhaba; O'nun Allah resul olduuna ben ehadet ederim. te ncil'de bulmakta olduumuz kimse de odur. te yine Hazret-i sa' ibni Meryem'in de mjdeledii ahs odur." imdi nasl olur da bu szleri syleyen ve byle konuan birisine siz kalkp da gayr Mslim dersiniz? Beyhak, Amr ibn-i As'n kendisinden rivayet eder ki: (Amr ibni As, Mslmanlar Mekkeye geri, evirmek iin, Mekkeliler tarafndan gnderilmi bulunan heyete dahildi. Bu heyet Nec ile konuarak ve Nec'den Mslmanlara Habeistan'da, barnmak msaadesi verilmemesini salyacak ve onlar Mekke'ye geri getirmek iin alacakt.)
186

Amr ibni As bu meseleyi aynen u lafzlarla nakletmitir: "Gelip "Mekke halkna u ekilde bilgi verdim: Eshame (Habeistan hkmdarnn ismi) yle zannediyor ki, bu arkadanz (hakikaten) Peygamberdir." Hakikat bu merkezde iken, Resul- Ekrem'in Peygamberliini kabul eden, ikrar veren bir kimseye nasld kalkp gayr Mslimdir diyebiliriz. bn-i Hiam, Siret-i Nebev'de Amr ibni As'n slm' kabul etmesi bahsinde u hdiseyi ileri sryor ve Amr ibn-i As'n o zamanki vak'aya ait u cmlelerini anlatyor: "Benim szm dinle ve O'na tbi ol. Elbetteki O (Hazret-i Resl- Ekrem) hak , zerinedir. Elbette ki, kendi muhaliflerine galip gelecektir. Nitekim Musa da Firavun'a ve onun ordusuna galip gelmiti." Bu hdiseden de anlaldna gre, Amr ibni As, ilk evvel Nec'nin teblii ile, kendi kalbinde iman hareketini uyandrmtr. Allme Abd el-Birr, sti'ab'da u hutbeyi nakleder: Nec, Hazret-i Resl- Ekrem (S.A.V.) le Hazret-i Umm- Habibe'nin (Radiyallah Taal Anha) nn gyaben nikhn kyd zaman ak bir ekilde u szleri syledi: "Muhammed'in (S.A.V.) Allah'n Resul
187

olduuna ehadet ederim. te, sa ibni Meryem (aleyhi selm) in geleceini haber verdii bu zattr." Bunlarn hepsinden daha mhim ve daha istinadl rivayet Buhar ile Mslim'in mttefikan rivayet ettikleri u hadis-i eriftir: "Nec'nin vefat haberi gelince, Hazret-i Resl- Ek-rem, onun iin gyab cenaze namaz kld ve buyurdular: Bugn salih bir kimse vefat etmitir. Kalknz da kardeiniz Eshame iin namaz klnz." Btn bu kesin ve gayet kuvvetli delillerden sonra, Habeistan hicretinin asl sebepleri ak olarak meydana km oluyor. Bu husustaki baz kimselerin yapm olduu istidlalin de hatal olduu anlalm olmas, lzm gelir.

188

BLM: II

HAZIRLAYICININ NOTU Hindistan'da Mslmanlarn yeni siyasi uyanlar bizim iin yeni yeni bir takm meseleler dourmaktadr. Bunlarn en mhimi istikbalde Mslmanlarn siyas nizam ne olacak, dncesidir. Her Mslmann gnl, kendi itima nizamlarnn slm temelleri zerine kurulmu olmasn istemektedir. Fakat gnmzde, dnya mslmanlarnn ou, Mslmanl sevmelerine ramen hakik mslmanl iyi anlamyorlar. u ekilde ki, onlar slama inanyorlar, slama baldrlar; fakat slmn emrettii ekilde yaamasn bilmiyorlar. Bu meseleyi, Mslmanlarn dncelerine yerletirmek iin, Mevln Mevdd Sahib slmn hayat nizamnn ne olacann esas plnn, tertiplemi ve ortaya koymutur. Tafsilatiyle anlatmtr. Onun bu husustaki beyanatndan biri Lahor'da 1939 da toplanm bulunan "Mslman Kardeler Birlii" nin toplantsnda konferans eklinde sunulmutu. Daha o zaman, Mslmanlar, kendi mill vaziyetlerinin ne ekil alabileceini dahi tayin etmi deillerdi. Mevln bu bahsinde, kendisi bizzat, slm

Milletine (mmetine) slm hkmetin temelinin ne ekilde olabileceini anlatmt. Bu hkmetin ne maksatla kurulabileceini ve bunun esasa ait ilkelerinin ne olacan bildirmiti. nmzdeki sahifelerde greceiniz bu makale, ikinci bir defa Mevlnnn gzden geirmesinden sonra, zamann deimesiyle hkmn kaybeden baz ksmlar kardktan baz ilveleri de ekledikten sonra, muhterem okuyucularn huzurlarna arz edildi. Muhterem Mellif baz yerleri, daha geni bir ekilde anlatmtr.

192

SLAMIN SYASI NAZARYES

Elbette u hususlar bir hayli duymu, ok yerde de grmsnzdr: "slm bir Cumhuriyet rejimidir", "slm, otoriteyi tasvip eder, o halde mutlakyet yni diktatrl benimser". "slm sosyalizmin ncsdr". Bu ve bunlar gibi dier iddialar. slmn douundan sonra, birinci asrdan itibaren balayan ve gnmze kadar sylenegelen bu szlerin ard arkas kesilmi deildir. lm bir temele dayanmayan bu szler, daha ziyade bu mevzuda konuan ahsn kanaatine gre bir vasf alm ve bu yolla halka sirayet etmitir. Ancak, benim dnceme gre, hakik dini anlam, incelemi ve kavram bulunan kimselerin says binde, belki onbinde bir kmaz. Hele slmn tam bir hayat nizam olduunu kavrayanlarn saylar bunlardan daha da azdr. Evvel u, "slm bir Cumhuriyet rejimidir; iddiasn tetkik etmek yerinde olur. slm'n Cumhuriyet rejimi nasl bir Cumhuriyettir? Bu Cumhuriyetin gayesi ve asl mahiyeti nedir? itima veya siyas adalet

hususunda ne gibi hkmler ve ne gibi kaideler koymutur. Bunlar hangi esaslara dayanmtr? Baz ksa grller, slm'n bir ksm d ekil ve hkmlerine bakarak, ona Cumhuriyet veya en st kademedeki idareciyi krkrne desteklemek maksadiyle de bazan miriyet, merutiyet, diktatrlk veya sosyalizm gibi isimler takmakta ve bu sistemleri Islama ilitirmek yoluna gitmilerdir. ok zamanlar bu gibilerin, kendi zihinlerinde uydurduklar bir eyler belirir ve derhal slm da bu kla sokup bu ekilde gstermek yolunu tutarlar. Onlara gre dnyadaki, bilhassa, dnya lkelerinde iktidar sahibi bulunan kudretli devletlerin, kendi lkeleri stnde tahakkm eden hkmetlerin eitli sistemlerini gznne koyup, bunlarn kabul edilmesini isterler... Hele en fazla moda olan ve herkes tarafndan beenilen ka ekil varsa, uysun veya uymasn, o ekle sokup, o kla girdirip, ortaya kmak iin urarlar. Bunu ispat etmeye kalkmay da kendilerince en byk din hizmet sayarlar. Onlar, ihtimal ki, slm' u ekilde anlamaktadrlar: Felketten kurtulmu bulunan bir yetim ocuk gibi, birisi tarafndan himaye altna alnmal. Yahut da yle dnrler: Bizim erefimiz, sdece mslman olmaya bal deildir. Muasr medeniyet yolunda terakki etmemize ve
195

ilerlememize baldr. Bu terakki ve ilerleme ne yolda olursa olsun. te bu gibi dncelerin neticesinde, bu gnk dnyada sosyo - komnizmin grlts ve patrts bym mslmanlar arasnda kabul grm, bu ykc akm, mslmanlar da kendi hedefine srklemitir. Bu lgn gurup bir de slmiyeti, bir nevi sosyo-komnizmdir diye tantan kitaplarnn yeni basksn piyasaya srmekten ekinmemilerdir. bu kadarla bitmemektedir. Ne zaman diktatrlk (Dictatorship) modas ortaya ksa, bu zmre hemen ortaya atlp, Emir'e itaatin farz olduunu - ileri srmlerdir. Arkasndan bir de fetva kararak, islm nizamnn heyeti umumiyesi ve her prensibinin "Emire itaat- mahz-dr" yni slm diktatrlktr diye iln etmeye kalkmlardr. Hlsa, gnmzde islm'n siyas gerei ve hviyeti, bir nevi muamma ve bilmece halini almtr. Bu bilmece dier bir ifade ile, bir kafeste bulunan eitli kularn tlerine benzer. Herkes kendi temayl ve merebine gre islm'a bir elbise bimek yolunu tutmutur. te btn bu sebeplerden dolay, derin bir aratrma ve ilm metodlara uygun bir tahkike girerek slm nazariyesinin esas
196

prensiplerinin ne olduunu gn na karmay kendimize farz saydk. Bunu yapmaktan maksadmz, sadece u ba bo ve dank, asl ve esas olmayan dnceleri ve bo fikirleri bertaraf etmek deil dir. Bu ekilde dnenlerin ve bu hatal yola gidenlerin azlarn kapatmak da deildir. Esasen bu gibiler, kendi szleri ve kendi fikirlerini iln etmekle, cehaletlerini, bilgisizliklerini kendileri ispat etmilerdir. Onlarn iddialarna gre, slmda herhangi bir siyas ve meden nizam yoktur. Bu anlaylaryla, cehaletlerini ispat etmek iin bize lzum brakmamlardr. Belki, gerei insanla arz etmek ve insanlk camiasnn ufkundaki sun sis ve bulutlarn dalmasna vesile olarak, onlar aydnla kavuturmak en aziz emelimizdir. Zira, onlarn bu aydnla herhalde ihtiyalar vardr. sterse, bu ihtiyalarnn olduunu anlayacak kadar anlaylar ve uurlar olmasn... ESAS MUKADDEMELER Her eyden nce unu bilmek gerekir ki, islm baz dank fikirler, dank dnceler ve dank hareket tarzndan meydana gelmi bir toplam deildir. Bu kolleksiyonda uradan bir ey, buradan baka bir ey derleyip bir araya getirilerek, sralanp tertibe konmu
197

olamaz. slm, batan sona kadar intizaml bir binaya verilen isimdir. Temelinden sonuna kadar salam bir temele dayandrlarak ina edilmitir. slm'n en byk erknndan tutun da, en ufak cz'iyatna kadar, hereyin mantk esaslarna dayanan bir usul zerine konulmu olduu grlr. slm, insan yaaynn her ubesine ait, yle salam kaideler ve kanunlar koymutur ki, bunlarn hepsinin ruhu ve esas zu hep, bu ilk usulden alnmtr. te bu ilk usulden muhtelif dallar ayrlr. Bunlar, ok dal bulunan bir aacn esas kkne ve bu kke bal dallara benzetilebilir. lk usul bu kktr. Sra takip ederek bu kkten gvde kar. Daha sonra da dallar ve daha sonra da ince dallar meydana gelir. Fakat nasl bu ince dallar, dallara ve dallar da gvdeye ve kke bal olarak bir btn tekil ederlerse, slm da bu hikmete e olarak, her cz' birbirine bal bir btn tekil eder. Bunun iindir ki, slm yaayn herhangi bir dal veya ubesi ele alnnca, doru bir neticeye varmak iin, asl kk ve esas ele almak lzm gelir. Byle yaplmad takdirde, islm'n ruhu asla anlalm olmaz. ENBiYA ALEYHSSELAM'IN HEYETLER (MSSON)
198

slmda iki mesele btn mslmanlarca malmdur: Bunlardan birincisi udur: islm, btn peygamberlerin kurduu heyettir: (Mission). slm, yalnz Hazret-i Muhammed ibni Abdullah (S.A.V.)'n kurduu bir heyet deildir. Tarihin en eski devrinden beri, rnek yaay ilkesini gsteren bu kaynak, insana ait hayatn t bandanberi Hak Teal tarafndan gnderilmi bulunan ilk peygamberin kurduu ve o zamandan bugne kadar sregelen heyet (mission) dir. kincisi ise u hususdur: Hak Taal tarafndan, imdiye kadar yeryzne birok peygamber gelmitir, Onlarn hepsinin de gelilerinden maksat, Bir olan ve Tek bulunan, Esiz olan Hak Taal'nn vahdaniyetini bildirmek; ve ancak. O'na ibdet edileceini gstermektir. Yalnz O'na (O'ndan bakasna deil) ibadet ettirmektir Mslmanlar tarafndan ehemmiyetle zerinde durulan ve hemen hemen her Mslman tarafndan artk aka belli olan husus phesiz bu iki meseledir. Bu mevzu, btn mslmanlarn zerinde anlatklar en kuvvetli noktadr. En byk, liminden tutunuz da, en cahil bir mslmana kadar, btn mslmanlar byle dnr ve byle bilir. Fakat buna ramen, ben bu hususta perdeyi bir para daha aralamak ve bu noktay daha geni bir ekilde aklamak istiyorum. nk bu iki esas meseleyi
199

anlamak, ilerde karlaacamz, mevzular anlamak bakmndan nemlidir. Ve bu perdenin arkasnda bir hayli mehul kalan gerekler vardr. Bunlar da gn na karmak icabeder. imdi biraz olsun, aratrc bir gz ile bakmaa balayalm. Bu artla baknca u hususu dnmemiz gerekir Bir Allah'a Allah diye inanmaktan maksat nedir? Ve u soruya da bu arada bir cevap bulmamz arttr. Niin yalnz Allah'a ibadet edilecek, ondan bakasna ibadet edilmiyecektir? Yine u soruya karlk vermek zorundayz: Neden hi bir kimse, Allah'tan baka birine kul olmayacak ve ancak O'na Kul olacak? "Ma lekm min ilhin gayruh: Sizin, O'ndan baka bir lhnz yoktur El-Araf: 65) Bu dnya apndaki muhteem ilnla, btn Taut eytanikudretleri ve kuvvetleri niin datmak ve ortadan kaldrmak istemi ve bunlar niin silip sprmlerdir?. Gerek bundan baka bir ey deilse, imdi biz niin camilerde ve mescidlerde Bir ve Tek olan Hak Taal'nn karsnda yerlere kapanp secde edelim de, camiden ve mescidden dar knca da zamann hkmetine hangi zamann hkmeti olursa olsun kaytsz artsz, itaat yolunu tutup sadakat gsterelim. Hele u hkmet
200

denilen nesnenin karsnda boyun bkp ba eelim. Ki, bu hkmet her ne ekilde dursa olsun, kendi tebaasnn ve kendi lkesi halknn az veya ok, din akidelerine ve inanlarna da mdahale eder... imdi beraberce tahkik edelim. Allah hakknda, Peygamber ile dnyann dier kuvvetlerinin arasndaki mcadelenin sebebi nedir? Kur'an- Kerim bir yerde deil, yzlerce yerde u meseleyi tekrar tekrar aklamak istemitir: Her zaman kfirler ve Mrikler hep Peygamber (A.S.) ile mcadele edip savamlardr. Bu kfirler veya Mrikler ok defalar, Hak Taal'nn varln inkr etmiyorlard. Onlar da ne de olsa yerin ve gklerin yaratcs diye bir Allah mefhumunu kabul ediyorlard. Hatt bu Kfirler ve bu. Mrikler kendilerinin Allah tarafndan yaratldklarna inanyorlard. Btn kinat nizamnn Allah'n elinde olduuna dair bir kanaatleri vard. Yamuru O yadryor, suyu O gnderiyor, mevsimleri O meydana getiriyordu. Gne, ay, yldzlar ve yer kresinin O'nun emrinde olduuna iman ediyorlard: "Onlara syle: Yer ve yeryznde bulunanlar kime aittir, biliyor musunuz? Diyeceklerdir ki, Allah'n. Syle siz (hi) dnmez misiniz? Syle yedi gklerin ve
201

ar- azim'in Rabbi kimdir? Diyeceklerdir Allah'dr. Syle (hi siz) korkmaz msnz? (ekinmez misiniz)? Syle her evin idaresinin kudreti (melekt) kimin elindedir, kim (hereyi) himaye eder ve kendisi himaye edilmez (himayeye ihtiyac yoktur). Biliyor musunuz? Diyeceklerdir. Allah. Syle; ya niin siz byle aldandnz (kandnz)?" (M'minn: 84-89). "Onlara, sorsan, gkleri ve yeri kim yaratm, gnei ve ay kim hkm altna alm, elbette Allah diyecekler; Ya neden yz evirirler." (Ankebt: 61). "Eer onlara sorsan acaba kim gkten su indirip de, yer ldkten sonra bu su ile o yeri diriltti (canlandrd): Elbette ki, Allah diyecekler." (Ankebt: 63). "Eer onlara, sorsan; kendilerini de kim yaratt. El-bette ki Allah diyecekler. Ya niin yz evirirler." (Ez-zuhruh: 87) Yukarda sz edilen bu yetlerden aka anlalyor ki, Allah Taal'nn Haliklik (yaratclk vasf o yerin ve gklerin mutlak Mliki olmas hususunda bir ihtilf yoktu. Onlar da bu zikredilen hususlara inanyorlard. Bundan da anlamak mmkn
202

oluyor ki, Enbiy (A.S.) in geli maksad, onlara bu hususlar retmek deildi. O halde bu peygamberler ne iin gelmiler, bu etin mcadele ve savalar ne zerine yaplmt? Bu mthi kavgalarn sebebi ne olabilirdi? Kur'an- Kerim'in bildirdii cihetle, btn bu iddetli mcadelelerin ok mhim bir sebebi vard. Bu byk atma, peygamberlerin hepsinin de u gerei iln etmelerinden douyordu: Sizin bir Allah'nz vardr. Bu Allah sizin de, yerin de, gklerin de halikidir. lhnz ve ve Rabbnzdr. Ondan baka bir lha bir Rabb'a inanmamanz lzmdr. Fakat ne gezer, dnya bu sz kabul etmeye hazr deildir. Onun iindir ki, ekimeler de balad. imdi geliniz de dikkatle ve inceden inceye bu mevzu zerinde duralm. Bu byk beer kavgann sebebini aratralm. Bu atmann i yznde neler vardr? lh'tan maksat nedir? Rab kelimesinin mahiyeti ve mnas nedir? Enbiy neden srarla yalnz Allah'a, Rabb ve lh diye inanlacan sylemitir? LAH VE RAB MEFHUMLARI? Biliyorsunuz ki, lh mefhumu, mabd, ibdet edilecek kudret mnasna gelir. Fakat unu da hesaba katmak lzmdr ki, maalesef siz Mabudun mnasn da unutmu oluyorsu203

nuz. Mbud, denilen kelimenin asl abede kknden gelir. Abede de Abd'den yni kul ve kle kelimesinden gelir. badetin mnas bildiimiz ibadet yni tapnmak deildir. Tam mnasiyle kulluk etmek, klelik etmek, btn yaay boyunca, emre boyun emek, boyun bkmek, hizmete hazr olmak, fermana itaat etmek iin buyruu yerine getirmek, yolunda hazr bulunmak demektir. te bunlar tam bir halde, kl halinde ve hepsi bir arada, ibadettir. Hizmet yolunda hazr bulunmak, karsnda el bal divan durmak, kulluu itiraf ederek boyun bkmek, ba emek; (manen ve maddeten) vefakrlk; sadakat cazibesine tam mnasiyle kaplm olmak; ferman dinlemek iin, canla bala ve her eyi ile fedakrla hazr bulunmak; bu yolda mal ve canla almak, bir ie emir verilmekle deil de bir iaretle bile derhal iten gelerek komak; efendi ne isterse, derhal tereddt etmeden ve gecikmeden yapmak; efendinin kuvvet ve kudreti karsnda, kendi acz ve zilletini belirtmek; efendinin koymu olduu herhangi bir kanuna, neden ve niin demeden sorgu sualsiz, canla bala itaat etmek, onun hkmnn haricindeki hibir eye eilmemek ve byle eyleri tamamen hie saymak; her nerede efendinin ferman olursa orada kelleyi koltua almak; ite bu gibi vasflar ibadetin asl mefhumudur. Ve insann asl Mabudu da, kendisine kar bu ekilde ibadet edilen
204

Mbud'dur. Rab mefhumu ne demektir? Arap lisanna gre, Rab kelimesinin mefhumunun asl mnas, besleyen, besleyici ve koruyucu demektir. Dnyada da bu besleyici ve koruyucuya ibadet edildiinden; bu besleyici ve koruyucu Rabb de mbudluk sfatna haizdir. Yni, bu besleyici ve koruyucu, insanlar beslediinden, ve koruduundan kullarnn mliki ve onlarn efendisi eklinde bir varlk olur. Nitekim, alelade Arapa konumalarda, mal sahibi, mlk sahibi kimseye de yine Rabb - l -ml denir. Yahut da bunun gibi evin sahibi ve evin mlikine de yine Rabb-d- dar diye sylenir. nsan, kendisini besleyen, kendisine rzk: (Geim) veren bir varl elbette ki dnr. Bu varlk, insan besler, onu korur onun ihtiyalarn temin eder, onun skntlarn bertaraf eder. nsan bundan bir ok eyler bekler. Mesel, kendisinin her hususta geimini, ilerlemesini, skntlardan kurtarlmasn, onun ltf ve destei karsnda hayat boyunca karlaaca her trl problemden kurtulmak ve bu gibi eyler bekler. Mesel, ondan kendisinin her hususta geimini, ilerlemesini, skntlardan kurtarlmasn, onun ltf ve destei karsnda hayat boyunca karlaaca her trl problemden kurtulmak ve bu gibi eyler bekler. Byle bir varl veya byle mit ettii bir kudreti insan
205

kendisinin sahibi, mliki ve efendisi olduunu dnerek; onun fermanna ve emrine boyun bker; ite bu varln bu gibi kudretin de ismi Rab'dr.1[30] Bu iki kelimenin mnalarna gz atp dnrsek greceiz ki, insan'n karsna bir varlk dikilerek, u iddiada bulunuyor: Senin ilhn benim, senin Rabb'n benim, bana kulluk edecek misin? Bana ibadet edecek misin? Yoksa, aa m? Ta m? Deniz mi? Hayvanlar m? Gne mi? Ay m? Yldzlar m? Acaba O'ndan baka kim insann karsna kp bu koca davay ortaya atmak cesaretinde bulunabilir? Asla! Hibir kimse! nsann karsna hibir varlk dikilip de, bana ibadet edeceksin, bana kul olacaksn diyemez. Yalnz bir ey vardr; o da insann kendisi, u grdmz, u bildiimiz, hibir eye yaramyan bir insan bu cr'eti gsterebilir... Evet bu adamlardan biri, bir ara kalkar da insann karsna dikilir ve ben senin Rabbinim, bana ibadet edeceksin diye tutturur. Elindeki byk imknlarla maran ve ne olduunu unutan bu adam lgn bir ihtiras nbetine tutularak kalkar da Allah'lk
1[30]

Bu iki kavramn detayl aklamas iin bkz: Kur'an ki ar bnydi istilahen, Kur'ann drt esas stlah. Seyyid Eb'l a'-l Mevdd. slamic publicatins Ltd, Lahor.
206

iddiasnda bile bulunur. nk insan zihniyetinde tahakkm hrs ve heves vardr. Bu azgn ihtiras, insan iin, iktidar ele geirmek, yahut menfaat temin etmek, her ne ekilde olursa olsun, dier insanlar kendine mahkum etmek, kendine itaatkar eylemek suretiyle balar; yava yava bu menf duygu cinnet derecesine vararak Allahlk: ulhiyet iddiasna kadar varr. nsan yni u bildiimiz adamlardan biri, kendisini dier hemcinsinin Tanrs yapar da iin iinden kar. evresini kle haline getirmek, kullar ve esirler gibi onlara boyun edirmek, onlara kar hkm vermek, bu hkmn yrtmek, kendi isteklerini onlara kabul ettirmenin neticesinde bir ilh olarak cemiyete musallat olur. nsan, insanlnn bandan bu gne kadar, byle Tanr olmak gibi cazip bir eyi, btn insanlk mr boyunca grmemitir, tatmamtr. nsan iin, ufack bir kudret, bir servet; bir parack zek veya bilgi; yahut da herhangi bir ekilde azck bir kol gc, elde edildi mi, insan kalkar bunu bir byklk zannederek kendi haddini amaya balar ve dier insanlarn zerinde, yni bu saydmz hususlarda geri kalm bulunanlara kar parasz pulsuz fakir kimselere, zayf, nahif, gsz kuvvetsiz kimselere; bilgisi kt, cahil kimselere; yahut da elinden i gelmeyen beceriksizlere tahakkm etmeye balar.
207

te byle bir hal, bir nevi Tanrlk iddiasdr. Bu ekilde Tanrlk etmek hevesine kaplmaya yeltenen insanlar, iki eit Tanrla yeltenirler ve iki yoldan giderler. DORUDAN DORUYA DDA EDENLER nsanlarn bazlar ok cesaretli ve ataktrlar; hemen ortaya atlrlar ve uzun boylu dnmee lzum hissetmeden ve kimseden ekinmeden, pein hkml olarak iddiada bulunurlar. Yahut da onlarn elinde Tanrlk iddiasnda bulunmak iin yeterli vasta bulunduundan, dorudan doruya kendilerine insanst nvanlar verirler. Ve bu ekilde dorudan doruya kendilerini Tanr iln etmeye yeltenirler. Mesel, byle bir hdiseye rnek olarak Firavunu ele alabiliriz. Gryoruz ki, bu adam, milletine bakan olunca ve emrine amade duran bir ordu bulununca, kendi idaresindeki halka, "Ene Rabbkm - l - a'l: Sizin yce Rabbiniz benim" (En - Nazat: 24) demedi mi? Yahut da: "Malimt lekm min ilhin gayriye: Kendimden baka sizin bir ilhnz (Tanrnz) olduunu bilmiyorum." (El-Kasas: 38). Diye beyanda bulunmad m? Hazret-i Musa (A.S.) Firavundan kavminin serbest braklmasn istedii
208

zaman, ona sen Rabbllemnin kulluunu kabul et demiti. Firavun da, cevap olarak, "Benden baka birisinin Tanrln (ilahln) kabul edersen seni hapse attrrm." (E-uara: 29) Tehdidinde bulunmam myd? te ayn tarzda, baka bir hkmdar da Hazret-i brahim (A.S.) karsnda buna benzer bir iddiada bulunmutu. Onun da bahsi Kur'an- Kerim'deki u lafzlarla beyan buyrulmutur: "Sen, brahim ile Rabb hakknda ekimeye girieni grmedin mi? Allah ona mlk vermiti... Ne zaman, brahim, ona dedi: Dirilten de ldren de benim Rabbmdr; O da (karlk olarak) syledi: Ben diriltir ve ben ldrrm brahim de dedi: te Allah, gnei arktan douruyorr sen de garptan dodur (bakalm)? Kfr yolunu tutmu bulunan kimse, o zaman afallad..." (El Bakara: 258) imdi o kfirin niin afalladn dnebiliriz. Afallam olmas hangi sebebe dayanyordu? Bu aknln asl sebebi u idi: O, Hak Taal'nn kinatn hkmn elinde bulundurduuna, gnei dodurup batrdna bile inanmyordu. Fakat mnakaa mevzuu, kinatn mlikinin kim olduu meselesi deildi. Bu atma asl
209

unun zerinde cereyan ediyordu. nsanlar zerinde ve bilhassa o zamanki Irak lkesinde yaayan insanlar zerinde mlikiyet hakk kimindi? Bu kar koymann sebebi de, o lkenin hkmdarlnn kendi elinde olmas idi. Halkn can, mal elinde olduu gibi, istedii gibi de hkmedebiliyordu. Bu snrsz selhiyetle yaatabilme ve ldrme imknna da sahip olduunu sanyordu. Ben can balarm ve ben istediimi ldrrm gibi iddialara kaplmt. Kendi sznn kanun ve btn tebaasnn da kendi arzusuna gre hareket etmesini istiyordu. te bunun iin de, Hazret-i brahim (A.S.) dan, kendisini Rab olarak tanmasn taleb etti. Bana kulluk ve ibadet edeceksin dedi. Hazret-i brahim (A.S.) da bu talebe u mukabelede bulundu: Ben ancak yerin ve gklerin Hliki ve Rabb' olan Allah'a ibadet ve kulluk ederim, dedi. O zaman bu szler karsnda, yalanc ilh afallad. Hazret-i brahim de, aran birine ibadet edilip, onun karsnda boyun eilir mi dedi?2[31] Bu ekilde lhlk, Tanrlk iddiasnda bulunmak u iki kiiye, yni Firavunla Nemruda mnhasr deildir. Daha dnyann
2[31]

Bu konunun geni aklamas in bkz: Mellifin, Kur'an ki ar bnydi stlaheen. Islamic. Pbl. Ltd. Lahore.
210

muhtelif yerlerinde nice nice Tanrlk iddiasnda bulunan ve her ey bizdendir diyenler ve buna benzer vasflar nefsine mal edenlerin saylar bir hayli kabarktr. ran'da, hkmdara ve padiaha Hdvend ve Hda kelimeleri kullanmak det halindedir. Gya bu kelimeleri sylemekle ran ahna kar tam mnasiyle kulluk ve ubudiyet vecibeleri ifa edilmi oluyor. Halbuki, hi bir acem (ran) onlar Tanrlarn Tanrs: (Allah) diye dnmez. Bu zavall ran ahnn kendisi de bu iddiaya kalkmaz, fakat bu kelimeler eski zamandan kalma bo laflardan ibarettir. te bunun gibi yine Hindistann muhtelif yerlerinde baz hkmdarlar da kendi neseblerini, soylarn devt: Tanrck'lara ulatrmak isterler. Nitekim bunun gibi, gne ailesine mensup olanlar, Ay ailesine mensup olanlar: Sure bens ve and bens gibileri gnmzde bile hretlerini kaybetmi deillerdir. Onlar Raca'ya da ann dt: Rzk veren demektedirler. Onun karsnda ok kereler secde bile etmektedirler. Halbuki artk bugn zavall Racalarn ou kendilleri dahi bu iddiada deillerdir. Fakat byle eyler bu dnyada olagelmitir. Ve bugn dahi bunun gibilerine rastlamak mmkndr. Bunlara her yerde rastlanamaz.
211

Ancak, baz yerlerde yine buna benzer iddialar yok deildir. Hatt baz yerlerde, hkmdarlara, o lkenin diline gre lah veya Rabb lafzlarnn karl olan kelimeler aka sylenegelmitir. Fakat bu kelimeler dorudan doruya uluhiyet iddias iin deilse de yine bu kelimelerin altnda bu mefhuma benzer bir ey gizlenmi bulunuyor. Bu gibi uluhiyet iddiasnda bulunmak iin aktan aa ben Rabb'im. Ben ilhm. Demeye hacet yok. te insanlar zerinde iktidarn salam bulunan baka bir sivrilmi insan da hkmranl ve buyruu eline geirince, efendilik ve biraz daha ileri giderek Tanrlk dvasna kalkp uluhiyet iddiasnda bulunur. Nitekim Firavun da Nemrud da byle yapmlard. Sz ve kelime olarak bunlar sylemeye de lzum yok. Hakikatte ise, onlar lhlk ve mbudluun mefhumunu iddia ederler, lafzn deil. Esasen lafzn da ehemmiyeti yok, asl maksad mna ve mefhumdur. te bylece onlara itaat eden ve kulluklarnda bulunan halk da hep onlar bir eit ilh telkki ederek, bu adamlara Rabb'lk ve Hanlk sfatn bilfiil teslim ederler. sterlerse, dilleriyle bu gibi ilh ve rabb kelimelerini de sylememi olsunlar. Bu cemiyeti yneten kimseler de dilleriyle sylemeseler bile, hal ve hareketleriyle amelen kendilerini ilh ve rabb addederek iin iinden karlar.
212

2. VASITALI ULUHYET DDASINDA BULUNANLAR Ksacas, insanlar arasnda dorudan doruya uluhiyet iddiasnda bulunanlarn bazlarndan bahsettik. kinci bir ksm insanlar da vardr ki, bunlarn ellerinde kfi derecede kudret ve imkn yoktur. Byle bir iddiaya dorudan doruya kalkmak iin ellerinde vesileleri de yoktur. Fakat bunlar politikann btn entrikalarna vkftrlar. Halkn zihnine ve kalbine nfuz ederek dolaysiyle byle bir iddiaya kalkrlar. Bu gibi insanlar ise, baz acayip eyleri, mesel, ilerine yaryacak olan herhangi bir eyi ele alarak; o ekilde, herhangi bir ruh, herhangi bir devt: Tanrck, herhangi bir mezar, trbe veya kabir, herhangi bir yldz, yahut da aa ve bunun gibi eylere ilhlk vasf uydurup, halka da bunlar her ne ekilde olursa olsun size bir zarar verebilirler, yahut da sizin hacetlerinizi grrler diyerek, saydmz eyler bu hibir ie yaramyan tabular ilhlatrr ve ilhlk kudretini bunlara atfederler. Bunlarn gnllerini ho ettiiniz takdirde size yardmlar dokunur. Size hayr bereket gsterirler, size iyilikleri dokunur; aksi takdirde size fenalklar dokunur, hayr bereket ortadan kalkar, hastalk ktlk sknt
213

ba gsterir, derler. Onlardan meded umanlara da kendileri vasta olurlar. Halktan istediklerini, bu tabularn ne srerek elde ederler. Bunun neticesinde de kendilerini onlarn vastasiyle, bir nevi ilh yaparlar ve kendilerinin ellerinde bir kudret olduunu halka bu vasta ile telkin edip giderler. Onlarn memnun olmasn size iyilik etmelerini istiyorsanz, bize inann, bizim byklmz kabul edin. Bizi memnun ederseniz, onlar da memnun etmi olursunuz. Kendi, malnz cannz rz ve namusunuzu bize brakn, biz sizi koruruz, derler. Dncesiz, cahil kimseler de bu gibilerin szlerine kanarak, yava yava bu uydurma yalanc ilhlar taraftar bulur, halkn kalblerine yerleir; bu ilhlarn mmessili kesilen teki ak gzler de, bunlarn sayesinde ilhlap giderler. Buna benzer baka bir zmre de vardr. Bunlar, kehanet, mneccimlik, talih tutmak, yldza bakmak, falclk, byclk, frklk, er p yakmak, ttsclk, nazar boncukuluu ve saireyi ellerinde alet olarak kullanrlar. Dolaysiyle kendilerine bir nevi ilahlk ss verirler. Bunlar, Allah'n kulluunu kabul etmi bulunan kullara yle sylerler: Siz dorudan doruya Hak Taal'ya yaknlk elde edemezsiniz. Huzuru uluhiyete yaknlk elde etmek iin, biz vastayzdr. Biz bu derghn
214

kaps saylrz. bdet merasimi bizim vastamzla icra edilir. Sizin doumunuzdan lmnze kadar btn din merasim bizim elimizle yaplmaldr. Yine buna benzer bir zmre de ortaya atlp, bu defa Allah'n kitabn alet ederek, uluhiyet iddiasnda bulunurlar. Bunlar da, Kur'an- Kerim'i bilmekten mahrum bulunan ve Kur'an- Kerim dilini anlamyanlara kar, kendilerini Kur'an- Kerim'in arkasna saklyarak, kendi anlaylarna gre, Allah Taal'nn dilinden iftiralar uydurup, helli haram, haram hell klp, hkmler ortaya atmaya kalkrlar. Bu ekilde, onlarn da szleri ve uydurduklar kanunluk vasfn kazanr. Neticede insanlar Hak Taal'nn hkm yerine, kendi uydurup ortaya attklar hkmlere Hak Taal'nn hkm diye halka yanstrlar. te yine bu snfa ait Brahmenlik: Hindu din by veya Papalk ve daha eitli isimler altnda, t dnyann eski devirlerinden beri dnyann muhtelif yerlerinde sregelmitir. Bunum sayesinde de baz aileler, silsileler, soylar dier insan topluluklar zerinde ykseklik, stnlk ve efendilik taslayp gitmilerdir. FESADIN KK
215

te bu konular gzden geirdiimiz zaman gryoruz ki, dnyada fesadn kk ve fitnenin asl ve esas, insann insanlar zerinde kendisini lh yapmak istemesinden geliyor. ster bu Tanr klmak ve lh'lk iddias, dorudan doruya olsun, isterse, dorudan doruya olmayp vastal bir ekilde olsun, bozgunun asl kk budur. Bu emenin suyunu zehirleyen asl zehirli maddenin madeni de burasdr. Hak Taal insan ftratnn btn srlarn yi kullarna retmitir. Binlerce sene tecrbeden sonra yine grlmtr ki, insan yine de ne olursa olsun, herhangi bir ekilde bir ilh kabul etmekten vazgemek istemiyor. Onun yaaynda bir ilh, bir Rab kabul etmemek imkn yoktur. Allah'a balanmad takdirde, o zaman baka baka eyler uydurup Rab ve lh diye bunlara balanacaktr. Byle bir mecburiyetin dna kmasna imkn yoktur. te bunun neticesinde de bir sr yapmack lhlar ve Rabler tremee balamlardr. Bu sahte lhlar ve Rabler her tarafta reyip, dnya halknn bana bel kesilmilerdir. imdi, siz biraz olsun etrafnza baktnz takdirde greceksiniz ki, milletlerden de bazlar, dier bir milleti kendilerine Rab kabul edip iin iinden syrlmlardr. Bunun gibi yine bir halk snf dier snflardan birini kendilerine Rab edinmilerdir. Btn bunlar bir tarafa
216

dursun, memleketi idare eden partiler de kendilerini halka Rabb yahut ilh mevkiine koyduklar gibi, halk da bu gruha byle bir paye vermi durumdadr. karlarna byle bir tutum elverili geldiinden, bu makama kene gibi yapmlardr. Bylece milletterin bana geenler, eytann Hak Taal'ya kar benlik ve varlk taslamas gibi, nefsan uluhiyet makamnn parlak koltuuna kurulmular ve bu snftan bazlar da mill ef ismi altnda makamlarndan kopmak istememilerdir. Ayn zihniyeti tayan baka bir gruh da, milletlerinin basna diktatr kesilerek, M alimt lekm min ilahin gayrye: Sizin iin, kendimden baka bir lh olduunu bilmiyorum."3[32] teranesini tutturmulardr. nsanlk camias veya tek bana insan, her ne ekilde olursa olsun, hibir vakit ve hibir zaman ilahsz kalmamtr. nsann, insan stndeki bu tr, eytanvar lhlk iddiasnn neticesinde neler olduunu, u basit misal gzlerimizin nne serebilir: lah irfan ve temyizden mahrum bir kimsenin polis mdr veya herhangi bir idareci olduunu farzedelim; bu ahs kendisini bir ey oldum zannederek, selhiyetini nefsine let eder ve bir nevi uluhiyet iddiasna kalkarak, gcnn yettii
3[32]

El-Kasas: 38
217

kimselere kar iddet ve tahakkme yeltenir. Hakly haksz, haksz hakl karr. Ve bu ekilde adalet mlkn tarumar eder. Ne oldum arabn itiinden, benlik sarholuunun ona daha neler yaptracan siz tasavvur buyurunuz... Allah'a deil de nefsine tapanlarn bu kabil rububiyet ve uluhiyet iddialar ile itima hayat iinde kuvvet ve nfuz mevkilerini ele geirmeleri neticesinde, ok kere zulm, isyan, gayri meru menfaat temini, lszlk. erilik ve saylmayacak derecede rezaletler bir korkun fet gibi cemiyeti krar geirir. Ftr olarak temiz ve hr yaratlm olan insan, bin bir trl esaret kanunlar, zindanvar ve strap dolu bir hayata mahkum eder. Byle bir icraatn neticesinde ise, o cemiyet geriliin karanlk ve korkun penesinde ykla mahkum olur, gider. Dorunun ve doruluun cevheri, Peygamber efendimiz (Hak Taal, O'na O'nun line ve ashabna salavat ve selm gndersin.) Ne kadar doru buyurmulardr: "Allahu Taal (azze ve celle) buyuruyor ki: Ben kullarm temiz yarattm. Sonra eytan gelip, onlar yollarndan saptrd. Onlara hell olan eylerden kendilerini mahrum brakt." (Hadis-i Kuds). te insanlarn balarna gelen bellarn, musibetlerin, rezaletlerin ve fenalklarn
218

dalbudak sald kk budur. Gerek mnada bir ilerlemeye engel tekil eden sebepler de bu noktadan oalp yaylmaktadr. Ahlk bozan, ilmi, fikri kuvvetleri felce uratan, medeni yasaya zehir katan, cemiyet hayatn dejenere eden, siyasi ve iktisadi hayat faziletten uzaklatran ve zrt olarak insanl insanlktan uzaklatran hep bu korkun meseledir. nsanlk zincirinin ilk halkasndan bu gne kadar, er ve ktln bu korkun fidelii devam edegelmektedir. Madd salgn hastalklarndan daha mthi olan bu tahribat durduracak tek bir are vardr. nsan, bu eitli ve trl trl uydurma Tanrcklar, ilhlar ve Rab'cikleri bir tarafa brakarak, yalnz ve yalnz Cenab- Rab - l lemi'ni Rabb olarak tanmas arttr. O zaman, bu dertlerden bu bellardan tamamiyle kurtulmu olunur. Bundan baka ne are ve ne de kar bir yol vardr. Hangi fikre, hangi felsefeye veya hangi doktrine snlrsa snlsn bu eitli ilhlar. Onlarn ensesine binecek ve bunlardan kurtulamyacaklardr. PEYGAMBERLERN SLAH EDC ALIMALARI nsan hayatn temelinden dzeltmek, onu yaratlna uygun yola sevkedebilmek iin,
219

Enbiy (A.S.)'nn nurlu kafilesi, en etin gayret ve almalarn bayraktarln yapmlardr. Bu insanln gerek rehber ve mritlerinin mcadelelerindeki esas nokta, insanlarn insanlar stndeki uluhiyet ve rububiyet iddialarn kknden skp temizlemekti. Onlarn asl meslek ve heyetleri, insanlar u yalanc, uydurma Tancklardan ve Rabciklerden ve bu erli sultann zulmnden, haksz menfaat smrclnden kurtarmakt. Onlarn prl prl ldyan ulv maksatlarnn hedefi u idi: nsana insanln retmek, insan insan karsnda ba edirmemekti. Btn insanlarn eit olduu fikrini tatbiki olarak gerekletirmekti. timai hayat adalet zere tesis etmekti. Ve yine insanlara, Allahu Taal'ya ibadet etmenin yolunu amakt. Onlarn hepsinin de byk mjdeleri yle idi: Ey kavim, Allah'a ibadet ediniz, sizin O'ndan gayr bir lhnz yoktur.4[33] Fakat Hazret-i Muhammed- Arab (S.A.S.) bu tevhid akidesini en gzel ekilde beyan etmilerdir: "te ben sizi uyarcymdr. te, Vahid ul - Kahhar olan Allah'tan baka bir ilh olmad hakknda sizi uyaryorum.
4[33]

Hud: 4,5,6,8
220

Gklerin ve yerin ve bu ikisinin arasnda bulunanlarn da Rabb'i ancak O'dur." (Sad: 65 - 66). "Elbette ki sizin Rabbnz gkleri ve yeri yaratm bulunan Allah'tr" (A'raf: 54). "Gne, ay ve yldzlar, hep O'nun emrine boyun bkerler. Dikkat, yaratmak da "emr" de O'nun deil midir?" (A'raf: 54). te, O, bir ve tek olan Allah sizin Rabbinizdr. O'n dan baka herhangi br lh yoktur. Her eyin yaratcs O'dur. Bunun iin sizin O'na kulluk etmeniz' lzmdr. O sizin her eyinize ve her iinize yeter. (En'm, 102). "nsanlara ancak Allah'tan baka birisine ibadet etmemek iin emir verildi. Temiz bir yol ile ihls ile ibadet edercesine ibadet..." (El-Beyyine: 5.) "Geliniz bizimle sizin aranzda mterek bulunan (husus) ta birleelim ki, Allah'tan bakasna ibadet etmiyelim. O'na hibir ekilde ortak komyalm, Allah'tan gayr, aramzda bazmz da kendimize Rabb diye uydurmyalm." (l-i mran: 64). te bu mn leminden doup da
221

karanlk dnyamz aydnlatan sesler, insan ruhunu, insan akln, insan fikrini ve dncesini hep bu madd kuvvetlerin bask ve kleliinden kurtarmak gayesini hedeflemektedir. te bu emsalsiz dstur, gerek hrriyetin yegne anahtardr. Bu bakmdan Hazret-i Muhammed (S.A.V.) in rnek davran Kur'an- Kerim'de yle tavsif edilmektedir: "(Bu Peygamberdir ki), onlarn srtndan yklerini kaldrp, onlarn (boyunlarndaki) zincirleri zer." SYAS NAZARYENN LK USUL Peygamberler (A.S.) rnek ve ideal insan yaay iin yle bir dzen tanzim etmilerdir ki, bu nizamn mihveri ve merkezi, bu nizamn cevheri ve ruhu, slmn siyas grnn temeline dayanr. Bu siyas nazariyenin de esas ve temeli udur: islm'a gre, hkm vermek ve kanun vazetmek hakk ve selhiyeti tamamen insanlardan alnm ve insanlarn elinden kmtr. Btn insanlar, ister toplu halde olsunlar, isterse tek balarna olsunlar, kanun yapmak ve hkm vermek slm'da yalnz Allah-u Taal'ya aittir. Bu selhiyet (yetki) ancak ve kesin olarak Hak Taal'nn elindedir. te, "Hkm Allah'tan bakasnn
222

deildir. (Onun emri gereince, sadece kendisine itaat edilecek), kendisinden bakasna (her ne ekilde olursa olsun) ibadet edilmiyecektir. te salam din de budur." (Ysuf: 40). "Derler: Emrin hakknda bize de bir i der mi? Syle: Emr tamamen Allah'a mahsustur." (l-i mran: 154) "Dilinizin vasf edip, yalan uydurduu gibi, buna hell, una haram demeyiniz." (En Nahl: 116). "Her kim Allah'n nazil klm bulunduuna gre hkm vermezse, ite o kfirlerden olur." (Maide: 44). Bu nazariyeye gre, hkimiyet: (Sovereignty) tek bana ve yalnz Allah'a aittir. Kanun koyucu: (Law - giver) yalnz Hak Taal'dr.5[34] Herhangi bir insan, bu insan peygamber bile olsa yine kendi indinden (yanndan) hkm vermekten yahut da bir hkm kaldrmaktan menedilmitir. Btn peygamberler dahi Allah'n hkmne itaat etmek mecburiyetindedir.
5[34]

Hakimiyet-i ilahiye fikri hakknda daha fazla bilgi edinmek iin bkz. Bu eserin Yedinc. Blm (Hazrlayan)
223

"Ben, ancak bana vahyolunmu eylere tabi olurum." (En'm: 50) Tm insanlarn da btn peygamberlere (A.S.) taat etmelerinin sebebi O'nlar kendiliklerinden hkm vermezler, kendileri kanun yapmadklar gibi yalnz Hat Taal'nn hkmlerini ve kanunlarn beyan ettiklerindendir. "Hi bir peygamber gndermedik ki, ancak Allah'n izni ile kendisine itaat edile." (En Nisa: 64) "zin": (Sanction). "te bunlar o kimselerdir ki, onlara kitap, lkm ve nbvvet verdik." (En'am: 89) Hkm: (Authoritv) Hi bir beerin haddi deildir ki, Allah'n byle bir kitab, hkm ve nbvveti gnderilmi olduu halde, halka unu sylesin; "Siz, Allah'a deil de bana kul olacaksnz." Aksine byle bir ihsan ve mjdeden sonra, insanla yle hitap edilir: "Siz gelin de Allah'a kul olun." (Al-i mran: 79) Buna gre slam Devletinin asl zellik ve prensipleri hakknda Kur'an- Kerim'deki (yukarda anlatld gibi) temel kaideleri aklayalm:
224

1. Herhangi bir zmre, herhangi bir aiIe, silsile, slle, hanedan, herhangi bir snf veya devlet, hkmet ve saltanat dahi, meru ve gerek hkimiyet sahibi deildir. En yksek hkim: Hkim-i A'l (sovereign) yalnz ve ancak Allah Taal'dr. Dierleri hep tebaa ve reayadrlar. Kanun yapmak "Kanun vazetmek" de Allah'dan baka kimsenin hakk deildir. Btn mslmanlar toplanp bir araya gelseler dahi, kendileri iin bir kanun vaz' edemezler. Ayn zamanda, Hak Taal'nn koymu olduu kanunlar da en ufak bir ekilde tevil ve tahrif edemezler ve deitiremezler.6[35] 2. slm devlet de yalnz Allah tarafndan peygamberi vastasiyle gnderilmi bulunan kanuna, - herne ekilde olursa olsun, her ne halde bulunursa bulunsun - istinat etmelidir. Bu devletin idar elerini yrtecek olan hkmet de, ancak ve ancak bu kanunlara itaat etmek ve bu kanunlar nazar itibara almak artyla idarenin banda bulunabilir. Bu hkmet, ancak Allah'n kanunlarn icra etmekle mkelleftir; baka bir ey yapamaz.

6[35]

Bu hususun ehri, bu eserin altnc ve yedinci basnda bahsedilmitir. (Hazrlayc)


225

SLAM HKMETN VAZYET VE EKLLER Bu konu incelendii zaman, ilk nazarda u hususlar gze arpacaktr: slm hkmet, Avrupa-vri gayr - din Cumhuriyet (Seculer Democracy) deildir. Ancak bu isim felsef noktay nazardan Cumhuriyet olmutur. Gayr - slm cumhuri hkmette, en "yksek hkimiyet" lkenin skinlerinin ounluunun elindedir. Onlarn grlerine gre, kanunlar yaplr; onlarn grlerine gre bu kanunlarda deitirmeler olur. Bu kanunlar istendii zamanda icra ve infaz edilir yahut da icra edilemez, kt zerinde kalp gider, islm'da ise byle bir ey yoktur ve olamaz. slm'da insanlarn yapt kanunlarla mukayese kabul etmiyecek ykseklik ve derecede bir kanun yapma makam vardr. O da Allah Taal'dr. Resulleri vastasyle bu gerek ve ulv kanunlar gnderilmi olup bu hkmler milletlere ve hkmetlere tebli edilmitir- Bu bakmdan Islm Hkmete, Avrupavrmnada"Cumhuriyet demek"imknszdr. Byle bir Islm Hkmete; "lh Hkmet" ismi vermek daha doru olur. te bu stlaha ingilizcede de (theocracy): din hkimiyet denebilir. Fakat burada da yine mhim bir bakalk
226

vardr. Avrupavr (theocracy) ile islm teokrasi, yine biribirinden ayr ve bambaka bir eydir. Avrupa teokrasisinde malm bir zmre, bir ruhan snf,husus bir mezhebi topluluk (Priest Class) Hak Taal'nn isminikullanarak, kendilerine alet ederek, bu ismin arkasna snarak, kendileri hkimiyet", ele geirirler, kendileri kanun vaz ederler ve bu kanunlar da yrrle koymak yolunu tu tartar.7[36] Bunlar, amel ve fiil bir ekilde, kendilerini Tanr yerine koyarak, halkn zerine musallat olup, halkn ensesine binerler. te byle bir hkmete, byle bir durumda lh hkmet yerine, eytan hkmet ismi vermek daha doru olur. Bunun aksine, slm teokrasi, bambaka bir mahiyet arzeder. slm teokraside hkimiyet herhangi bir ruhan zmrenin
7[36]

Hristiyan papalar ve patrikler ndinde, Mesih Haz-ret-i sa (A.S.) in baz ahlak tlerinden baka (eriat" diye bir ey bulunmamaktadr. Bunun iin, onlar istedikleri gibi hareket eder, kendi nefsan isteklerine de tbi olurlar. Kendi keyiflerine gre, kanunlar yapar, nizam uydururlar. Bunlarn da Allah tarafndan olduunu ileri srp, bu gln iddiada da bulunurlar. Nitekim Bakara sresinde yle buyurulmutur: Yazklar olsun o kimselere ki, kendi elleriyle kitap yazp da sonra bu kitap Allah taraffndandr diye sylerler. (Bakara, 79.)
227

yahut da mezhebin ve din bir snfn elinde deildir. Bu hkimiyet btn mslmanlarn, hatt tek tek her mslmann elindedir. Btn mslmanlar, hatt mslmanlarn her ferdi bile, Allah Taal'nn kitab ve O'nun Resulnn snnetine uyarak bu hkimiyeti yrtp giderler. Eer bana bu husus iin ayr ve yeni bir stlah ortaya koymak ve bir terim ismi vermek msaadesi verilirse, ben buna (Theo - democracy) yani "lh cumhur hkmet" demek itsiyeceim. Zira, byle bir hkmette byle bir idare sisteminde "hkimiyet" yalnz Hak Taal'nn elindedir. Allah'n iktidar- l'snn (Paramaouncy) sayesinde, mslmanlara mahdut ve snrl bir ekilde, genel hkimiyet: (Limited Popler soveicignity) verilmitir. Byle bir hkmette, inzibat, intizam ve uygulayc kuvvetler: (Executive) ve tanzim etme ii (Legistature) mslmanlarn grne braklmtr. Hkmet idaresinin banda bulunanlar, mslmanlar istedikleri zaman azletmek yetkisine sahiptirler. Btn nizamlar, muamelt ve eriat ilh'de hakknda aklk bulunmayan hkmlerde, mslmanlarn icm eklinde alacaklar mterek kararla ve ilh kanuna mutabk olmas artiyle hkm ortaya karrlar. lh kanunun tefsiri ve erhi de hibir zmreye, hibir hanedan veya nesle yahut da bir husus toplulua verilmi deildir. Btn
228

mslmanlar arasnda herkes bu hakka sahiptir. Ancak, ictihad kabiliyeti olmak ve bu mevzuda derin bilgi sahibi olmak art ile tefsir ve erh edilebilir. te bu itibarla bu hkmet bir demokrasi hkmetidir. Ancak, byle bir demokrasi hkmetinde de lh kanun mevcut olunca, Allah Taal'nn Resul vastasiyle gndermi bulunduu hkmler elde olunca da, herhangi bir mslman, ister bu mslman bir tek kii olsun, isterse herhangi bir emr olsun; yahut kanun koyan zmre olsun, mctehid veya lim olsun, dinde en ileri gelen bir ahsiyet olsun, hatt btn dnyadaki Mslmanlar bir araya toplanp gelseler dahi bu lah kanun hkmlerinde en ufak bir deiiklik yapmak hakkna sahip olamazlar. te bunun iin bu hkmet nizam "teokrasi" dir. Yukarda bahsedilen hususlar biraz daha etraflca erh etmee alalm: slm'da demokrasinin hudud landrlmas ve bu ekilde kayda balanmas niin ve ne sebepledir? Bu hududlandrmann ve kayda balanmann ekil ve nevileri nedir? Bazlar bu hususta itirazda bulunurlar. Hak Taal byle yapmakla, insandan, akl ve ruh serbestisini kaldrmtr. Halbuki, hakikat tamamen bunun tersinedir. Hak Taal insandan akl ve ruh serbestisini kaldrmad gibi; akla, dnceye, hatt vcuda ve cisme de serbestlik vermitir. te bunun en kesin
229

delili de kanun koymak iini Hak Taal'nn kendi elinde tutmasdr. Kanun yapmann Allah'n elinde bulunmas, insann ftr serbestliini elinden almak iin deil, belki bu ftr serbestlii korumak iindir. Byle olmasayd, insan esas yolu arr ve kendisini, kendi aya ile amura yuvarlayp giderdi. Avrupann isim uydurup takt u gayr din Cumhuriyet, iddia edildii gibi, halk hkimiyetine (Popular sovereignity) ye dayanr. Bu huausta biraz dnmek ve bu meseleyi tahlil etmek lzmdr. O zaman greceiz ki, toplanp da hkmet kurmu olan halk kendisi bizzat kanun yapc deildir. Hatt kendileri de bu kanunlar icra ve infaz etmezler. Onlar, hkimiyeti muayyen bir zmrenin eline vermilerdir. Bu zmre halkn yerine halka kanun koyarlar. Bu kanunlar da yine bu zmre infaz yolunu tutar. Bu maksat iin de bir seim ekli tertiplenmitir. Bu kanun yapan ve seilmi olan zmrenin dncesine gre, halk, ahlk, emanet, diyanet ve adalet nimetlerinden mahrum bulunmaktadr. Seilen zmreye gre, halkn dncesinin hibir ehemmiyeti yoktur. Yni halk hitir. Bunun iin de seimleri kazananlar ve seimlerde muvaffak olanlarn ou, halk zerindeki servetleri, bilgileri, ataklklar, hitabet kabiliyeti ile yalan vaatler ve aldatc propaganda sayesinde seilirler.
230

Halk onlar iin kandrlan ve menfaatlerine gre gdlen bir zmredir. Bu usullerle ahmaklaan ve daima gerek d hdiselerle babaa braklan kamuoyu bu gruha kendilerini idare edecek yetkileri vererek, iin iinden karlar. Politika bezirganlar (tacirleri) da i bana geince de servetlerini daha ok arttrr, ahs menfaatlerini n plana alarak, devletin ve milletin srtndan daha mreffeh geinmek iin, husus snflarn faydalanmalar urunda kanun karr, nizamlar dzenlerler. Bu karc kanunlarn madd yn zavall halkn srtna yklenir. bu bel Amerikada da vardr, ngilterede de mevcuttur. Btn Cumhuriyet cennetinde yaadklarn iddia eden memleketlerin hepsinde de ayn durum cereyan etmektedir. Meselenin bu tarafn gzden geirdikten sonra, imdi farz edelim ki, bu seilmi zmre, halkn istekleri ve halkn rzas zerine kanunlar yapp yrtme yolunu tutmutur. O zaman unu da gryoruz ki, halkn kendisi bu kanun ve nizam mefhumundan hibir ey anlamamaktadr. nsann ftr zaafnn neticesinde, bazan kendisine ait ilerin ounu, her tarafn veya her cephesini gremez. Bu yaplan ileri hakikat derecesinde tyin edemez. Hatt bir ok hususu asla gremez haldedir. O zaman bu gibi ilerin zm, (Judgement) da tek tarafl olur. Bunun zerine, tesir altnda
231

kalmak, tarafgirlik, unun bunun tavsiyesine uymak olmak, hatt kendi nefsinin arzusuna uymak ve bu gibi eylerin basks altnda, saf ve temiz olarak akl ve ilm hususlarda insann tarafsz olarak fikir belirtmesine imkn yoktur. Ve hatt ok kere, akl ve ilm hususlarda, gayet ak ve gayet belirli meseleler dahi, yukarda bahsettiimiz, tesir altnda kalmalar, tarafgirlikler, nefsn istekler ve sairenin karsnda malup olup giderler! Bu noktann isbat iin bir hayli misl vermek mmkndr. Burada bir tanesinden bahsedebiliriz: Bir zamanlar Amerikada iki ime yasa kanunu (Prohibition Law) ortaya kmt. lm olarak, ikinin shhate zararl olduu ispat edilip ileri srlyordu. kinin akl ve zihn kuvvetler zerinde kt tesirleri olduu beyan ediliyordu. Meden hayat berbat ettii ortaya atlyordu. Bu gerekler kabul edildikten sonra, Amerikan kamuoyu, iki imenin yasak edilmesine raz oldu. Neticede iki imenin yasak edilmesi iin bir kanun teklif edildi. Nitekim bu kanun halkn onay ile kabul edildi.8[37] Fakat kanun yrrle konunca, yine bu kanuna onay vermi bulunan halk, kanuna kar geldi. Bu kanunu dinlemiyenler gizlice
8[37]

Bu kanun 1918 de Amerikan kongresinde kabul edildi.


232

daha ok iki itikleri gibi, gizlice yaplan ikiler daha kt ve shhat iin ok daha zararlyd. Yaplan istatistiklerdeki rakkamlar, ikinin serbest olduu zamandan daha fazla iildiini ispat ediyordu. Bunun neticesinde de sular oald; yaplmadk rezalet kalmad. Nihayet yine ayn halk, bu defa rey vererek, eskiden haram (yasak) klm olduklar ikiyi bundan byle hell (serbest) kldlar.9[38] te ikinin haram olduktan sonra tekrar hell klnmas, ilm ve akl bakmdan, iki hakknda nce dnlen hususlarn yanl olduu ve ikinin zararl deil de faydal bir ey olduu ispat edildii iin deildi. Yalnz, halkn kendi cahilane isteklerine bal bulunduklar ve nefsn arzularna kar gelemedikleri iin, iki hell klnd. Byle bir halk, kendi hkimiyetini ve kendi nefsini eytana uydurmu ve bu eytann tahakkm altna girmitir. Nefsn emeller kendilerine lh olmutu. te bu ilhlarna kulluk etmek iin de bu kanunu deitirip, zararl olduunu bildikleri halde, ikiyi yine serbest braktlar. Akl, ilim ve mantk gereince bu nesnenin zararl olduu bilindii halde, yine bu ktle boyun ediler. Buna benzer daha bir ok tecrbe vardr. Bu tecrbelerden u kesin neticeye
9[38]

1933aralk aynda bu kanun kaldrld.


233

gitmek mecburiyeti vardr. nsan kanun koyma: (Legislator) ehliyetine ve kabiliyetine sahip deildir. Eer bir insan dier ilhlara boyun eip kulluk etmezse bile, yine her ne ekilde olursa olsun, kendi nefsn isteklerine boyun eip kulluk edecektir. Kendi eytan nefsini kendisine ilh yapp onun hkmne uyacaktr. Bunun iin, insan hrriyeti bir l iinde mnasip bir ekilde ayarlanm olmaldr. Bu sebepten dolay Hak Taal'da slm'da baz ller ve hadler tyin etmitir. Bilindii gibi islm'da bunlara "Hududullah: (Divine Limites) denir. Bu hudud, bu ller, insan yaaynn her sahasna, her ubesine birka usul, nizam ve baz kesin ahkm hkmler koymutur. Bunun neticesinde yaayn her sahasnda denge ve ahenk elde edilmitir. Asl sebep de udur ki, siz tam olarak istediinizi yaparcasna serbest olursanz, bakalarnn hukukuna tecavz etmeniz de ayn nisbette artacandan baz nizamlar: (Regulations) da yapmak lzm gelir. Bu nizamlarla serbest davrana baz ller ve baz hududlar tayin edilir. Bu llerin hie saylmasna ve hududun almasna msaade verilmez. nk bu llerin bozulmas ve hududun almas, hakikatte bakalarnn hakkna tecavz edildii, yaay nizamnn bozulmasna ve bu ekilde ilerin fsid bir hle gelmesine sebep olacaktr.
234

Misl olarak, insana ait geim sistemini gznne alalm. Hak Taal, ahs mlkiyet hakk zerine zekt farz klmtr. Faizi ve tefecilii menetmitir. Gayr- meru ortaklklarn ve ticar anlamalarn nne set ekmitir. Veraset iin kanun koymutur. Para ka-zanmann ve harcamann usulleri bildirilmitir. Btn bunlarn ne ekilde olacan gstermitir. nsan, eer gsterilen bu usuller zerinde hareket ederse ve kendi iini gcn bu gsterilen ekillere uydurmu olursa; o zaman, bir taraftan kendi ahs serbestliini ve ahs hrriyetini: (Personal Liberty) muhafaza etmi olmakla beraber, dier taraftan da snf mcadelesi: (Class War) ne son verilmi olup, bir zmrenin dier zmre zerinde tahakkm etmesinin ve bir snfn dier halk snflarnn zerine musallat olmasnn ortadan kalkmas salanm olur. Bu esas kaideler olmakszn ferd servet azmanl olan zlim kapitalizm, ii snf zerinde diktatrln kurarak, cemiyetteki dengeyitahrip etmi olur. Yine bunun gibi, ailev hayata: (Family Life) gelelim. Hak Taal, er' giyinme ve kuanma, eref ve namus, erkein idareyi elinde bulundurmas; kar - koca, ocuklar, ana - baba hak ve vecibeleri, nikh, boanma, hul' (boanma mddetinin sona ermesi) hkmleri, taaddd zevcat (Polygamiy):
235

(ok kadnla evlenmenin) art ve msaadesi; zina ve kazf (zina ve bu hususta bakalarna iftira atmak) meyyide ve cezalarn tyin etmitir. Bunlar huduttur, bunlarn her birine gereken dikkat ve saygnn gsterilmesi lzmdr. Fertler bu hususlara ne kadar uyarsa olursa, cemiyetin bnyesi de o oranda salam ve shhatli olur. Aksi takdirde, insann evi kendisi iin bir zindandan farksz bir hale gelir. Eer slm'n aile hususundaki mhim prensipleri lyk vehiyle tatbik edilmezse, kadnn eytan serbestlii, gnmzdeki gibi insan medeniyetini kknden ve temelinden datp berbat eder. Yine ayn ekilde, insanlarn meden ve itima haklarn korumalar iin Hak Taal "Ksas Kanunu"nu buyurmutur. Hrszlk edenin cezas elinin kesilmesidir. kinin haram klnmas, kadnlara ait rtnme emri ve bunlar gibi mstakil kaideler de vaz, edilmitir. Bu meyyidelerle fesadn ve anarinin n alnd gibi bu gibi hastalklarn cemiyete girdii kap da en kuvvetli ekilde kapanm olur. imdi burada ben, Hududullahn geni ve mkemmel fihristini size izecek ve bunlar sralayacak deilim. Bunlarn insan yaay iin ne kadar ehemmiyetli ve ne kadar zaruri olduklarn birer birer sayp dkecek de deilim. Burada size ancak u kadarn sylemek ve hatrlatmak istiyorum ki, Hak
236

Taal yle bir mstakil, deimez ve tadil kabul etmez bir dstur (Constitution) koymutur ki, bu dstur insann ne ruh serbestliini ortadan kaldrr, ne de onun akl ve fikr hrriyetinin elini kolunu balar ve iptal eder. Belki, bunlar iin saf, temiz ve doru bir yol gsterilmitir ki, insan kendi cehaleti ve zaafndan dolay, her zaman debildii hat ve unutkanlktan kurtulup, kendi fikr ve akl kuvvetlerini yanl yolda harcamasn. Ve insan hakik felah ve ilerleme yolunda doru caddeyi tutup, yryp gidebilsin. Faraza, sizin bir ara dalk mntkaya yolunuz dm olsa, yoldan geerken greceksiniz ki, bir tarafta derin dereler, dier tarafta sarp kayalar vardr. Caddenin kenarna da iaret talar konmutur. Yoldan geen yolcularn, yanllk yaparak, bir tarafa arpmamalar ve uuruma yuvarlanmamalar iin. te burada yolu gsteren iaretler, yolun kenarna dikilmi bulunan bu korkuluklar ve iaret talar yolcularn hrriyetlerini kstlamak gayesi ile mi konmulardr? Elbette ki, akl selim byle bir iddiay geerli grmez. Asl maksat, yolcularn selmetini korumak ve onlar tehlikeli durumdan kurtarmak, onlar muhtemel bir tehlikeye kar ikaz etmektir. Her dnemete, her viraj banda, herhangi bir tehlikeli yerde bu gibi iaretler ne iin konmutur? Pek tabiidir ki,
237

sizin doru yoldan sapp tehlikeye dmemeniz iin Yok, aksi takdirde bu iaretler dikkate alnmaz da hrriyet sarholuu ile gelii gzel yol yrnrse lm tehlikesi de kendiliinden davet edilmi olur. te Hak Taal da bunun iin; yni selmet yolunu tutup da maksada ulamamz iin, bu ekilde "hudut" tayin etmitir. Bir dstur kararlatrmtr. Bu hudut, insan yaayndaki yolculuun doru ve amaz istikametini tayin eder. Ayn zamanda, yol istikameti boyunca her hangi bir dnemete, virajda, yolun herhangi bir tehlikeli yerinde, size doru istikameti, bu yol iaretleri gsterir. Siz bu iaretleri takip ederek caddede tehlikeye dmeden yryp gidersiniz. Size de o tarafa deil, bu istikamette yrrseniz doru yolu bulursunuz deniyor ve bu yol iaretlerle gsteriliyor. Hak Taalnn mukadder kld bu dstur, deimez ve deime kabul etmez bir dsturdur. Eer siz isterseniz, baz Avrupavrilik felketine uram Mslman lkeler gibi, bu dsturu aykr harekete kalkp bu dsturun aksine bir yol tutsanz bile, yine siz bu dsturu deitirmi olamazsnz. nk bu dstur kyamete kadar kalacaktr ve deimeyecektir. slm hkmet de kurulunca yine bu dstur zerine kurulacaktr. Kur'an- Kerim ve Snnet-i Seniye durduka bu dstur dnyada baki
238

kalacaktr. Belki bu dstur bir zaman iin dahi sizin lkenizden de kalkm olmyacaktr. Mslman bulunduunuz mddetce bu dstura bal bulunmanz arttr. Buna mecbursunuz.. SLAM HKMETN AMACI Bu "dstur" un ls dahilinde sln Hkmetin kurulmasnn maksadn da Hak Taal kendisi tyin etmitir. Bunun aklanmas hususunda da Kur'an- Kerim' in eitli yerlerinde, yetler vardr. Cenab- Hak buyurmutur ki: "te biz peygamberlerimizi, parlak delillerle gnderdik , onlarla birlikte Kitap ve Mizan (l) de nazil kl dk k, halk arasnda adaleti kaim klsnlar. Bir de "De mir" i nazil kldk ki, bunda iddetli kuvvet, halk iin de faydalar vardr." (El Hadd: 25). te bu yet-i kerimede "Demir" den maksat, siyas kuvvet yahut da "kuvvet-i kahire" (Coercive power)dir. Resullere de u vazife verilmitir ki, Hak Taal'nn nurlu hidyeti ve Hak Taal'nn Kitab ile onlarn eline verilmi bulunan Mizan (l) ile doru ve sahih bir ekilde, mtevazin (Well Balanced) bir vaziyetde, halkn yaay nizamna
239

rehberlik etsinler ve itima adaleti: Social Justice) kaim klsnlar. Kur'an- Kerim yine buyuruyor ki: Onlara eer yeryznde bir iktidar mevkii verirsek dosdoru namazh klarlar, zekat verirler, iyilii emr ederler, ktlkten vaz geirmeye alrlar. Btn umurun kibeti Allah'a rci'dir. (El - Hacc, 41). Siz halkn arasndan karlm bulunan en iyi mmetsiniz ki, mrufa (doru yola) emr eder, "mnker" den (eri yoldan) men eder ve Allah'a iman eylersiniz. (l-i mrn, 110.) SLM HKMETN HUSUSYETLER A. Msbet ve alem mul hkmet: Yukardaki yetlerin zerinde dnld zaman ak bir ekilde anlalacaktr ki, Kur'an- Kerim'in planlad hkmet'ten maksat, menfi (Negative) bir hkfnet deildir. Bunun bir msbet (positive) maksad vardr. Bu hkmetin hedefi halkn birbirlerine kar, bir nevi stnlk tesis etmeleri deildir. Hrriyeti bir zm-le lehinde istimal edip yine bu zmreyi tafdil ederek onu memleket mdafaas iin
240

kullanmak da deildir. Bu nizamn deimez iktizas, itima adaleti ahenkli bir ekilde gerekletirerek, Allah'n Kitab'nn emri gereince, bu adaleti cri klmaktr, slm Devletinin maksad, cemiyetin bnyesini kemiren fenalklar, ne ekilde olursa olsun, ne vaziyette bulunursa bulunsun ortadan kaldrmak ve tahribat yapt yerden kesip atmaktr. Bu fenalklarn yerine ne ekilde olursa olsun, ne vaziyetde bulunursa bulunsun, iyilikleri yerletirmektir. Bu iyilikleri Hak Taal'nn Kitabnda anlatp beyan ettii gibi yrrle koymaktr. Bu ileri baarmak iin mahalline ve yerine gre de siyas kuvvetten faydalanmak ve siyas kuvvet ve kudreti de kullanmak vardr. Bundan baka tebli, (propaganda) telkin ve tlim de hesaba katlmtr. Talim ve terbiyenin her ekli gznnde tutulmutur. Topluma olumlu ekilde tesir etmek, onlarn stnde fazilete dayanan bir nfuz kullanmak dahi hesaplanmtr. Malmdur ki, bu ekildeki bir hkmetin, ilerini muayyen bir daire iinde hududlandrmasna imkn yoktur. Bu tr hkmet alemmul bir hkmettir. Byle bir hkmetin alma sahas, btn insanl kapsar. Btn insanlk yaaynn her sahasn sarar. Byle bir hkmet ve byle bir tekilt insan yaayn her ubesinde husus bir ahlk nazariyesi ortaya koyar. Bu ahlk
241

nizamn kendine has bir ekilde tanzim eder. Buna mukabil hibir ahs, hibir kimse iin husus (private) muamele yoktur. ahslar arasnda ayrlk gayrlk gzetilmez. ste bunun iindir ki, bu hkmet bir tr faist veya komnist hkmet ekillerine benzetilmek istenmitir. Fakat dikkat edilirse, bu hkmetin alemmll olmakla beraber, iinde bulunduumuz bu zamanda yaadmz bu asrda, ne tam mutlakiyet (Totalitation) ne de bir istibdat (Authoritataion) hkmetlerinin eklindedir. Byle bir hkmet eklinde, ahs hrriyet ortadan kalkm deildir. Ne de byle bir hkmette bir ahs tarafndan istendii gibi emir vermek yni "miriyet": (dictatorship) gznne alnmtr. Byle bir hkmetin erevesi baka bir eydir. O da slm hkmet nizamnn esas demektir ki, bilinen hkmet ekillerinin hibirine uzaktan veya yakndan bir benzer1ik arzetmez. Tamamiyle kendisine ait bir yapya sabittir. Hak ile btl arasnda ne kadar ince bir nokta vardr. Bunu idrk eden bir basiret sahibinin kalbi ehadet eder ki, byle ahenkli ve dzenli bir nizam, hakikatte insan eseri olamaz. Bu nizam dzene koymak ancak Hak Taalya mahsus olabilir. O da Hkim ve Hereyi bilen Hak Taaldr.
242

B. Cemaat ve usul zerinde kurulan bir hkmet slm hkmet dsturunun ikinci meselesi de udur: Bu kuruluun maksad ve dnya apndaki alemmul slhat dikkate alnacak olursa bu mesele kendiliinden aklanm olacaktr. Byle bir hkmet ancak yle bir halk arasnda kurulabilir ki, bu cemaat bahsedilen dsturlara iman etmi, inanm olsunlar. Bu dsturlara gre amel etmeyi kendilerine asl hedef saysnlar. Onlar bu dsturlarn yalnz kurtarc vasflarna inanmakla yetinmeyip, bu lhi sistemin btn hususiyetlerini ve her noktasn iyi anlam olmalar gerekir. islm, bu hususta herhangi bir coraf snra, renk (siyah, beyaz rk vesaire) ve lisan artna balanmaz. O, lh nizamn btn insanln karsna karmtr. O, kendi yce gayesini ve kendi slah programn btn insanln gzleri nne sermitir. Bu gayeyi bu program kabul etmek isteyen herhangi bir kimse hangi rktan ve hangi soydan gelirse gelsin; hangi memleketten, hangi milletten olursa olsun, bu slam camiasna ortak olur. Bu cemaata karr ve hkmet kurmak hakkna da sahip bulunur. Yok, bunlar kabul etmedii takdirde, o zaman bu hkmeti kurmakta bir hakk kalmaz. Ancak bu hkmetin belirli hudutlar maddi ve manevi
243

hudutlar dahilinde, "Zimmi" tebaa (Protected Citizen) vaziyetinde kalr. Bu zimmileri korumak iin de slmda yine bunlarn haklar ve hukuklar sakldr.. Bunlarn canlar, mallar, haysiyet, eref ve namuslarnn tamamnn korunmas da lzm gelir. Ancak hkmet kurmak hususunda kendilerine bir hak tannmaz. Zira, bu hkmeti kuracak olanlarn, byle bir kurulua samim olarak inanmalar ve balanmalar icap eder.10[39] te bu sebeplerden dolay, slmn bu hkmne istinat edilerek, onu Komnist Devlet sistemine benzetmek istemilerdir. Fakat komnist devlette baka sistemlere bal bulunanlar da kurulacak olan hkmete itirak ederler: Onlar vazife d brakmak, komnistlik yolunu takip eden hkmet sisteminde yoktur. Fakat bu husus, slm hkmetinde vardr. slmla komnistliin arasndaki byk farklardan biri de komnistlik iktidar elde edince, kendi prensip ve gayelerini bakalarnn zerinde zorla tatbik etmeye kalkmasdr. Komnistlik halkn maln, mlkn, emlk ve arazisini zorla alr. Terrn, adam ldrmelerin, kan dkmelerinin derecesi ykselir. Binlerce, on binlerce insan Sibiryann cehennemine gnderirler. Fakat islm kendi prensiplerine
10[39]

Bu hususda daha geni bilgi, bu kitabn on nc blmnde verilmitir.


244

inanmyanlar, kendi nizamna bal kalmak istemiyenleri, yani gayr-Mslimlere o kadar ltuf ve efkatle sinesinde (iinde) barndrmtr ki, onlarn hakknda adaletle zulm, dorulukla erilik hususunda bir imtiyaz hatt bile izmitir. Bu di! hkmleri gzden geiren herhangi bir insafl kimse, bir bakta unu anlar ki, Hak Taal tarafndan gelmi olan bu kurtulu nizamnn, beeri hastalklar ne ekilde ve nasl alarak shhate kavuturduunu anlar ve idrk eder. Bu aydnlk sistemin, uydurma, dzmece ve yapmack slahatlarn izdikleri kanl yoldan gemediin teslim eder. Her eye ait hakkn hakkiyle teslim edildiini grr. HLFET NAZARYES VE BUNUN ALTINDAK SYAS MESELELER Ben imdi size, slm hkmetin tekilatn ve bunun alma tarzn biraz olsun aklyacam. u meseleyi de mteaddit defalar sylemitim. slm'da yegne ve tek Hkim Allahu Taal'dr. Bu temel usul gznnde bulundurarak, imdi siz u sual zerinde dnebilirsiniz. Yeryznde Hak Taal'nn kanununu hkmran klmak iin, alma yolunu tutanlarn mevkileri nedir? Ne olmaldr ve
245

bu mevkileri nasl elde etmelidirler? O zaman siz yine kendi zihninizde u ekilde dnmeniz lzm gelir: Bu lh kanunu tatbik etmek istiyenlere elbetteki Cenab- Hak tarafndan bir vekalet, bir tyin suretiyle selhiyet verilmi olmas lzmdr. Sahih ve doru olarak bu mevkileri ancak islm onlara vermitir. Nitekim, Kur'an- Kerim'de buyrulmutur ki: "Szin iinizden, iman edip de slih amel tutan kimseleri, Allah yeryznde halife tayin etmeyi vaad eder. Nitekim sizden evvelkiler de halife tayin etmiti." (En Nur: 55) te bu yet-i kerime islm hkmet nazariyesini: (Theory of state) gayet ak ve belirli bir ekilde ortaya koymaktadr. Burada iki esasl nokta vardr: Birincisi: slm'da hkimiyet ve hkmet yerine hilfet kelimesi kullanlmtr. slm nazariyesine gre, Hkimiyet Allah Taal'ya mahsustur. Madem ki, Rabb-l-alemn her meknda ve her yerde hkmran olduuna gre, islm hkmetinin bandaki idareci olsa olsa Hkim Alh'n bir halifesi: (Viegerent) olabilir. Bu kimse de ancak kendisine emanet edilmi olan yetkiler dahilinde (delegated powers) icrai hkmet etmeye msadelidir. kincisi de u husustur ki, yet-i kerime'de
246

Halife tayin edilmek vaadi, btn mminlere verilmitir, Herhangi bir husus ahsn halife olabilecei sylenmemitir. Bundan u anlalr ki, her mmin halife olabilir. Hak Taal tarafndan mminlere vaad edilmi bulunan halifelik de umum hilfettir. (Popler vicegererency) Herhangi bir muayyen ahsa, yahut da aileye, hanedana, soya, silsileye, zmreye ve snfa mahsus deildir. Her mmin kendi yerine gre, Allah Taal'nn halifesidir. Halife olmak hasebiyle, bu mminlerin herbiri de fert fert ve tek tek Allah Taal'ya kar sorumludur. "Sizlerden her biriniz birer obansnz ve her biriniz de kendi srnzden sorumlusunuz." (Hadis-i erif) Bu halifelerden herbiri dier halife karsnda halifelik bakmndan hibir aalk ve seviyesizlik durumunda, deillerdir. SLAM CUMHURYETN VAZYET slm Cumhuriyetin temeline ait esaslar grm olduk. Umumi hilafet nazariyesini de incelersek u neticelere varm oluruz: 1. Byle bir camiada herkes halife olabilir ve herkes bir oranda dahilinde halifelik vazifesinde ortaktr. Bu artlar altnda, snf, zmre, doum yeri, yahut da itima mevki
247

farklar ve imtiyazlar artk geerli olamaz. Bu camiann fertlerinin herbiri, her bakmdan eit ve ayn seviyededir. Yine bu camiada fazilet denilen vasf, ahs kabiliyet ve insanlarla iliki kurma ve ahs davranla elde edilebilir. Nitekim Zat- Risaletpenahleri (S.A.V.) mteaddit defalar aka beyan buyurmulardr ve zellikle Veda Haccnda mmetine u ekilde hitap etmilerdir: "Ey insanlar! Dinleyin, sizin Rabbiniz Bir'dir. Ne Arabn Aceme, ne de Acemin Araba bir stnl vardr. Ne de beyazn Siyaha, ne de siyahn beyaza bir stnl vardr. te, sizin iinizde Allah indinde en makbul bulunan da en fazla takva sahibi olandr."11[40] Mekke'nin fethinden sonra, btn Araplar, slm'n hayat saan dairesi iine toplandlar. O zaman Hazret-i Resl- Ekrem (S.A.V.) kendi ailesine de ki bunlar da Araplar arasnda Brahmenler vaziyetine giriyorlard. hitap ederek buyurdu ki: "Allaha hamd olsun ki, sizden chiliyenn kibir ve ayplarn uzaklastrmtr. Ey halk! nsanlar iki eittirler, kerim olanlar Allah'a yaklar, (ykselir) fena i tutanlar (kt kimseler) ise, Allah'n indinde alalrlar.
11[40]

Tefsir-i Ruhul-Me'an-i Beyhaki ve bn Merduye'ye istinaden, cilt: 26, sayfa:48


248

Halk hep Adem evlddr. Allah da Ademi topraktan yaratmtr. Allah Taal buyurmutur ki, ey halk, biz sizi bir erkek ve bir kadndan yarattk.". 2. Byle bir inancn meydana getirdii toplumda, herhangi bir ferd yahut da bu camiann iinde ayr bir zmre iin doum yeri, seviye belirten bir mevki (social status) veya byk i adam olmak gibi vasflar bu ekildeki bir cemiyet mimarisi iinde ihtilf (dissbilities) konusu olamaz. Yine ayn cemiyet rgs iinde, ahs kabiliyette ykselmenin ve her meru gayretin karsna bu ihtilf konusu kp da fertleri bir noktada tutmaa mahkm edemez. nk, bu dzende her fert ayn hakka sahip olmann imtiyazn tar. lerlemenin yolu fertlerin btn iin almtr. Fert kendi kabiliyet ve yeteneinikullanarak gidebildii kadar yolda yrr gider. Bundan baka bir yol da herkes iin kapaldr. yle ki, klelerin ve bu klelere ait ocuklarn da byk makamlar igal ettiine dair islm Tarihi en kuvvetli bir ahittir. Sz konusu edilen bu kle ve ocuklarn, islm ordularna yenilmez bakumandan ve nemli eyaletlerde vali (governor) olduklar ve o beldelerdeki ileri gelen erafn da bunun gibi idarecilerin hkm altna girdikleri yine bilinen vakalardandr. Ayakkab tamircilerinin bile slm mamet makamnn mmtaz
249

ahsiyetleri olarak, memleketi idare ettikleri de mehur hdiselerdendir. Dokumaclarn, basma satan esnafn iinden muktedir mftler, kadlar, fakhler ktn saymakla bitirmenin imkn yoktur. Bu saysz ilim adamlar, slm byklerini anlatan kitaplarda hrmet ve rahmetle ydedilirler. Bir hadis-i erif'de yle buyurulur: "Size bir Habe kle dahi bakan olsa, onu dinleyip itaat etmeniz gerekir." 12[41] 3. Bu inanlarla bezenmi bir camiada herhangi bir kimsenin veya bir zmrenin: (group) diktatr olmas iin bir sebep dnlemedii gibi bu tarz bir idarenin barnabilmesi de imkn haricidir. nk bu durumda her mslman bir halifedir. Hibir kimse veya bir zmre de, umum Mslmanlardan hilfeti alp, kendisini mutlak hkim iln etmeye hakk yoktur. Memleketin idaresini ele alacak olan kimsenin asl hususiyeti udur: Ya btn mslmanlar toplanp rey verdikleri bir kimseyi halife seerek, ilerini ona teslim edip kendilerine vekil tayin edecekler veya stlah mnasiyle btn halifeler yni btn mslmanlar, onun halifelik etmesine, ileri ynetmesine muvafakat edip rza gstereceklerdir. Seilen bu zat, islm
12[41]

Buhari, Kitabu'l-Ahkam.
250

Milletinin btn ilerini dzene koymak ve memlekete ait her ii, Hak llerine gre yrtmek iin seilmi olup, yetki onun elinde toplanm (concentrate) etmi olacaktr. Byle bir mevkiye gelen zat, her eyden nce Hak Taal'ya kar mesul olup, ayn zamanda kendisini semi bulunan, hilfet hususunda kendisine veklet vermi olan dier halifelerin her ferdine kar mesuldr. Bu zat, mesuliyet hissi duymaz, kendisine gayr meru olarak, mutlak surette itaat ettirmek isterse ve kendini mutlak mir (Dictator) haline getirirse, o zaman bu kimse bir halife deil, hakk gasbeden bir sulu durumuna der. Nitekim bilinen bir gerektir ki, her ne pahasna olursa olsun, miriyet: (diktatrlk) hilfetin zdddr. phe gtrmez bir gerektir ki, slm Hkmet, bir alemmul hkmettir. Yaayn btn ubeleri, bu ubelere ait teferruatl ksmlar bu geni dairenin iine sntr. te bu Milllik ve alemmul mahiyetin sebebi ve asl temeli de Allah'n lemmul kanununu, slm hkmetin her ynyle tatbik etmesi iindir. Hak Teal yaayn her dalnda yle yol gsterici hidayetler armaan etmitir ki, aslnda bu kurtarc ve faziletli dsturlarn dahi hayat batan sona kadar, kuatmas ve sarmas gerekir. slm Hkmetinin kendi
251

prensiplerine zt hareket ederek bu hidayetleri ortadan kaldrp, kanunsuz bir otorite hviyeti (Regimentation) iinde polis vazifesi grme yetkisi de yoktur. Bu hkmet ayn zamanda, u meslei yapacak u meslei yapmyacaksmz diye kimseyi zorlayamaz. Veya falan ilmi reneceksiniz, filn ilmi renmiyeceksiniz eklinde bask yapma hakk da yoktur. Yine ayn ekilde, ocuklarnz u ekilde terbiye edecek, u ekilde etmiyeceksiniz; hatt banza unu giyecek, unu giymiyeceksiniz; u alfabeyi kullanacak veya bu alfabeyi kullanmyacaksnz; kadnlarnz yle giydirecek byle giydirmiyeceksiniz tarznda kanunlar karp millete de dikte ettirmee haklar olamaz. Bu ilh yetkileri, bir zamanlar, Avrupadaki Alman ve talyan diktatrleri ellerine geirmilerdi. Trkiyede ve dier islm lkelerinde meydana kan dikta yneticileri yukarda sz konusu edilen icraatlara girimilerdi; slm, hi bir zaman ve hibir suretle kendi nizamnda hibir devlet bakanna bu gibi yetki vermemitir. Bundan baka, mhim bir nokta da udur ki, slm'da her ferd, bir tek ahs olarak, Allah'a kar sorumludur. Bu ahs erevesi iindeki mesuliyet (Personel Accountability) de baka kimsenin hissesi yoktur. Buna gre, her kim kanun snrlar
252

iinde, tamamen serbest ve hr olmak isterse, kendisi iin istedii yolu tutabilir. Her ne tarafa ynelmek dilerse, kendi kuvvetini diledii tarafa younlatrabilir ve o yolda kullanabilir. Eer bir emir hakk ve yetkisi olmyacak ekilde hareket ve icraata ba vurduu takdirde, bu zlmiyle Allahu Taal'y let olarak kullanm olacaktr. Bunun iindir ki, insanlk iin rnek bir devir olan, Zat- Risaletpenhlerinin ve O'nun drt byk halifesine ait en mkemmel hkmetlerde bu gibi haksz bir kontrol altna alma (Regimentation) grlmemitir. 4. Bu camiada, her reid ve kil mslmana, ister erkek olsun, ister kadn olsun yol tutma ve oy verme hakk verilmitir. nk bunlarn her biri kendi durumlarna gre bir halifedirler. Hilfetin ykn tamaktadrlar. Hak Taal bu hilfeti herhangi bir husus l, liyakat ve servetle artl klmamtr. Ancak iman ve ameli salih gibi bir art konmutur. Buna gre, rey vermek hususunda her mslman ayn haklara sahiptir. slm, bu prensipleriyle mkemmel bir Cumhuriyet sistemi ortaya koymutur. Dier taraftan da ayrlk, ferdiyetcilik (individualism) kaplarn tamamen kapatmtr. nk ferdiyetcilik birlii datp ortadan kaldrr. Birliin aksi ve onun tam zdddr. Byle bir kuruluta, fertler ile
253

cemaat birbirleriyle yekvcut hale gelmitir. Ne ferdin ahsiyeti toplumun iinde eriyip gitmitir, komnizm ve faizm dzeninde olduu gibi ne de ferd, kendi had ve hududunu aarak topluma zarar verecek hle gelebilir. Bat dnyasndaki Cumhuriyet rejimlerinde olduu gibi. slmda, ferde ait yaayn maksad, toplum yaaynn maksaddr. Yni ilh meyyidelerin cemiyete beninsetilmesi ve bu vesile ile Hakkn rzasna nail olmaktr. Yine bu dzen iinde ferde mahsus btn haklar ferde teslim edildii gibi, topluma ynelik ykmllkleri yerine getirmesi lzmdr. Bu ekilde ferd ile toplum arasnda bir badama vcuda getirilmitir. Ferd, kendi imknlarn her hususta kullanmak yetkisine sahiptir. lerlemi ve gelimi bulunan bu imknlar da toplumun kurtuluu ve ayn cemiyet ats altnda yayan kitlelerin yaama seviyesini dzeltmelerine yardmc olur. Bu husus mstakil bir konudur. Fakat burada bu mevzuyu etraflca izah etmek frsat malesef yok. nk, yanl anlaylarn kapsn aralamamak ve slm Cumhuriyete ait karakteri olduu gibi gsterebilmek lzm gelmektedir.

254

BLM: III

BR KA SZ

Kur'an- Kerim Allahu Taal'nn son kitabdr. Bu kitapta yerin ve gklerin yaratcs, yaayn btn esas meselelerine ait hidyet yolunu, en mkemmel bir ekilde insanlara vermi bu usl de her zamana mahsus olmak zere, tatbikini emir buyurmutur. Her kim, bu usl gznnde tutar ve bu usle sk skya balanrsa, muvaffak olup, kurt bulmu olacaktr: "Benim hidayetime tbi olanlar iin ne korku vardr, ne demahzun olurlar. Bizim ayetlerimizi yalanlayp (gizleyen) kfryolunu tutan kimseler ise ate ashabdrlar. Kaldka hep orada kalrlar." (El Bakara: 38- 39). te Kur'an- Kerim'de bu yaayn her ubesine ait temel hidyet yolu aklanmtr. Bu konunun esas, insana beikten mezara kadar hidayeti gstermektir. Hatt mezardan sonraki yaay iin dahi aydn bir rehberdir. Buna gre her ne ekilde olursa olsun, Hak Taalnn bu kitab siyas

meseleleri sessiz kalarak geemez. Kur'an- Kerim, din ile dnyann birbirinden ayrlmalarn, , fitne olarak gstermitir. Kendisine inananlardan da unu talep etmitir: Toplucahepiniz slm'a giriniz. Aadaki makalede Kur'an- Kerim'in siyas tasavvurlar dzenlenmi ve tertip edilmitir. Tefhim El - Kur'an, Mevln Seyyid Eb'l A'la El Mevddnin tarih tefsiridir. Bu eserde, iinde bulunduumuz asrn meseleleri ve Mslmanlarn yeni dnceleri karsnda, Kur'an- Ke-rim'in hakik mevzular aklanm ve izah edilmi, ayn zamanda gzel bir ekilde anlatlmtr. Bu tarih eser, be ciltir. Bunlardan cildi baslp bitmi, drdnc cilt baskdadr. Bu satrlarn yazar; bu tefsirin btn bahislerini seerek ayr makalede sralad. Bu makalelerdeki mevzular siyas nizama aittir. Kitabn birinci ksm Kur'ann Siyaset Nizam ismi altnda bu bahisleri ortaya koymaktadr. Siyaset Nizamna ait esas meselelerden bahsedilir. Dier ksmlarda ise bu bahislerin tli ve yan bahislerinden makaleler hazrlanmtr. Bu ekilde takdim edilmektedir. (Hazrlayc)
258

259

SiYASET LMNN ESAS SORULARI

Siyaset ilminin esas konusu fert ile hkmetin ara sndaki mnasebetlerdir. Bu ilim u bir ka temel soruya cevap verir: 1. Hkmet niin lzmdr? 2. Hkmette hakimiyeti a'l: en yksek hakimiyet kime aittir? 3. taat ve sadakata ait usul nedir? 4. Hkmetin maksad ve onun esas vazifeleri nelerdir? Bu ok nemli suallere Kur'an- Kerim'den cevap verilecektir. Kur'an- Kerim'in siyaset hakkndaki yksek prensiplerini gerektii gibi anlyabilmek iin, ilk nce kinatta insann yerini ve mevkisini bilmek; onun hayat gayesinin nelerden ibaret bulunduunu renmek lzmdr. Elbette ki, bu iki mhim suale de yine mukaddes kitabmzda en isabetli cevab bulacamzdan eminiz. Bu itibarla, islm'n yaay prensiplerine ait baz temel meseleleri ele alp, sonra da Kur'an- Kerim'in siyas meyyideleri aklanmak

suretiyle takdim edilecektir.

261

I BAZI TEMEL HAKKATLER

Hereyden nce, okuyucu, Kur'an- Kerim'in asl maksadna nfuz etmelidir. ster iman etsin, isterse iman etmesin. Ancak bu yce kitab anlamak iin bu mhim artn yerine getirilmesi arttr. Zira Kur'an- Kerim'e vahiy yolu ile nail olan Hazret-i Muhammed (S.A.V.)'bu husustaki beyanlar u ekildedir: 1. Btn kinatn Yaratcs, Sahibi ve hkm buyuran olan Hak Taal, kendisine ait sonsuz byklkteki mlknn bu ufack kesinde; yni u yeryz denilen yerde insan yaratmtr. nsana, anlay, dnce ve bilme melekeleri ihsan edilmitir. yilii fenalktan ayrdetme kabiliyeti vermitir. Seme gibi irade serbestlii de vermitir.. Eyay kullanabilme gibi yksek meziyetlerle de donanmtr. Hlsa olarak denebilir ki, bir nevi muhtariyet: (Autonomy) verilerek, bu yeryznde kendisine halife klmtr. 2. Hak Taal. insan bu ekilde yeryznde var kld zaman, ak ve

anlalr bir tarzda ona peygamberleri vastasiyle u meseleyi bildirmitir: Sizin btn dnyanzn mliki, sizin mabudunuz ve sizin hkiminiz Ben'im. Benim bu saltanatmda ne sizin "muhtariyetiniz" (zerkliimiz) ne de kullardan herhangi birisinin en ufak bir mdahalesi olabilir. Benden baka da sizin kulluk ve ibadet yapmanza lyk ve mstahak kimse yoktur. Bu dnya yaaynda sizin elinize verilmi bulunan bu zgrlk ise, hakikatte bir nevi deneme ve imtihan iindir. Bu imtihan bir mddet srecek, sonra siz geri dnp yine benim huzuruma geleceksiniz. Ben de ilerinizin mahiyetini iyilik veya ktlk derecesini size bildireceim. mtihanda mvaffak olup olmadnz hakknda karar vereceim. Sizin iin en doru yol udur: Beni kendinize yegne mbud ve hkim kabul ediniz. Gndermi olduum hidayetler manzumesine gre hayat yolunuzu tanzim ediniz. Dnya hayatnza bir byk imtihan nazariyle baknz. Ta ki, sizin iin asl maksat, bizim indimizdeki son denemeyi vermek olsun. Bunun aksi olarak, sizin takip edeceiniz herhangi bir yanl yol, gsterdiimiz dsturlarn zddna bir istikamet de takip edebilir. Birinci yolu tutarsanz ki, yolu tayin edip gitmek hususunda serbest braklmsnzdr, o zaman siz dnyada emniyetiniz altnda huzur ve gven iinde
264

mr srecek ve bana dnp geldikten sonra da ebed hayatn rahat ve sevincine kavumu olursunuz. Bu sonu gelmeyen saadet yurdunun ismi "Cennet" tir. Yok eer yine siz ikinci yolu tutup giderseniz ki yine siz bu yolu seip sememekte serbest braklmtnz o zaman siz dnyada huzursuzluk, fesat ve emniyetin bozulmasna sebep olacaksnz. Bu kt sfatlarla dnyadan gp de ahirete intikal ettikten sonra da sonsuz strap ve azabn iinde musibetlerin tadn tadacaksnz. Byle bir sulanma yerinin ismi de "Cehennem" dir. 3. u byk gerek de anlalmtr ki, Kinatn Sahibi insan oluna yeryznde barnmak iin yer verdi. Bu ekilde de ilk insanlar (Adem ile Havvay) hidyet yoluna yneltti. Cenab- Hakkn bu iki kuluna ait evltlar yni btn insanlk ailesi bu hidyet yoluna uyarak yeryznde alp gitmelidirler. Bu ilk insann cehaleti ve bilgisizlii yznden deil, gerek bu merkezde olduu iindi. Bu ilk rehber aileye Hak Taal'nm bir lutfudur. Ve aydnlk yolun onlarn aziz ahsnda btn insanla bahsedilmesi sebebine istinat ediyordu. Bu yzden ilk insan hakikatle beraber yeryzne gerek mna sn kazandrmt. Onlarn yaay yollar Hak Taal'ya itaat yni "islm" idi. Onlar kendi evltlarna da Allah'a itaat etmeyi yni "Mslim" olmay retmilerdi.
265

Fakat zaman geince, asrlar ilerleyince, gitgide bu iki rnek insann evltlar, bu doru yaay yolunu (dini) unuttular. Bu gzel yoldan ayrldlar. eitli ekilde yanl yollara ve hatal istikametlere saptlar. Gafletleri, onlar bu kmaz yola srkledi. Fenalklara let olarak bu emsalsiz yolu terkettiler. Bu defa kendi zan ve hayallerine gre yerin ve gklerin sahibi bulunan Allah'a kar, eit eit insan ve gayr insan, madd ve gayr madd hayal varlklar uydurarak, Allah'a bu malikiyet ve Halikiyet (yaratclk)hususunda ortaklk kotular. Hak Taal'nn kendilerine vermi olduu hakikat ilmi: El-ilm'i de deitirip trl trl hurafeler, nazariyeler ve felsefeler kartrarak, saysz mezhepler ve dinler icat edip durdular. Onlar Hak Taal'nn kendilerine zorunlu klm bulunduu adilne ahlk ve medeniyet usuln: (eriat') bir tarafa brakarak, kendi heveslerine kaplp nefslerinin emrettii taassupla yle uydurma kanunlar ortaya koydular ki, Allah'n mlk olan arz, bir zulm ve fesat ocana dnd. 4. Hak Taal, insana muayyen bir lde bir irade vermitir. Bu iradenin yan banda ona gidecei yolu da tlim buyurmutur. Bu emredilen ilh sistem insann yaratlna ve ftr istidadna uygun den en mkemmel dsturdur. Bu stn nizamda, insann insanlar zerinde tahakkm hakk yoktur.
266

nsan haksz bir ekilde bask unsuru olamaz. nsan iin ister fert olsun ister toplu bir ekilde olsun, muayyen bir zaman tannmtr. Bu mhlet zarfnda, onlara yle denmitir: Gereklere kar kafa tutmak yoktur. Dier insanlarn da hukukuna sayg gstereceksiniz! Nitekim onlara da bir rnek oluturmak zere, baz imana sarlm bulunan insanlar seerek bunlarn rzasna uymak, gsterdikleri yolda gitmek hususu bildirilmitir. Bu iman sahiplerini kendisinin mmessili ve vekili tyin etmitir. nsanlara gndermek istedii mjdeleri bunlar vastasiyle gnderir. Bu ahsiyetler; insanl doru yolda yrmeye davet etsinler ve insanlara unuttuklar doru yolu hatrlatsnlar diye vazifeli klnmlardr . 5. Bu peygamberler, muhtelif zamanlarda ve devirlerde muhtelif memleketlerde ve lkelerde, nbvvet vazifesiyle ereflenmilerdir. Bu byk zatlarn hepsinin de dinleri bir ve ayn idi. Yni, insann ilk yaradl gnnden itibaren kendisine gidecei doru yol gsterilmitir. Bu yce peygamberlerin hepsinin de ayn doru yola hidayet ettiklerini gryoruz. Yni "Ahlk ve medeniyetin" ezel ve ebed usul. Yaayn bandanberi insanlar iin kararlatrlm olan usul. Onlarn heyetleri de birdir ve ayndr. Gaye, kendi cinsinin ocukarn insa267

nolunu bu din ve bu hidayet yoluna davet etmektir. Sonra, bu daveti kabul eden halk bir araya toplayp, muntazam bir ekle koyarak, bunlardan bir mmet vcuda getirmektir. Bu mmet Allahu Taal'nn kanunlarna bal bulunacak ve bu kanunun yrrlkte olmas iin alacaktr. Bu kanuna kar gelenleri ve bu kanuna muhalefet etmek yolunu tutanlarla mcadele edilecektir. nsanln byk nderleri olan bu yce peygamberler kendi devirlerinde bu hayati vazifeleri gayet mkemmel bir ekilde yerine getirdiler. Fakat maalesef her zaman, insanlarn ou peygamberlerin bu davetlerini kabul etmeye hazr olmamlardr. Bu daveti kabul ederek "mmet-i Mslime" olmak haysiyetini elde etmeye yanamamlardr. Kendi balarna yol tutmak istemilerdir. Hatt bu insanlar arasnda bazlar Hak Taal'nn gstermi olduu hidayetten tamamen ayrlarak Allah'n emirlerine bir ok tahrifat uydurup eklemiler ve Hak Taal'nn hidayet yolunu bozup, tahrip etmilerdir. 6. Nihayet Arabistan lkesinde, Hazret-i Muhammed (S.A.V.) bu mukaddes vazifeyi en stn bir ekilde yerine getirdi. lk insan ve ilk peygamberle balyan bu muazzez memuriyet son ve en yce peygamberle ikml edilmi oldu. Bu en byk peygamberin davet sahas btn bir insanlk lemidir. Daha
268

evvelki Nebilerin dinine tabi olanlar da bu davetin hudutlar iindedir. En doru ve en sahih yolu gstermeye gelmilerdir. Kabul edenlerden bir mmet hazrlanp bu mmeti u ekilde vazifelendirmitir: Bir taraftan Allah'n hidyet yolu zerinde evvel kendi yaay nizamlarn dzene koyacaklar, dier taraftan da dnyay islh etmek iin etin gayretler sarfedeceklerdir. Bu ulv davetin ve hidyetin yolunu gsteren kitap da Kur'an- Kerim'dir. Ce-nab- Hak bu hidyet kitabn Hazret-i Muhammed (S.A. V.) vastasiyle nzil klmtr.1[42] SLAM YAAYI TASAVVURU Kur'an- Kerim'in dnyamzla ilgili insan yaaynn doru nazariyesine ait etrafl ve konuyu tam bir ele alma u yet-i kerimede bulunmaktadr: "Allah, mminlerin canlarn ve matlarn, kendilerine verilecek olan cennet mukabilinde satn almtr. (Bu mminler) Allah yolunda savarlar, lrler de ldrrler de... Bu Tevratta da, ncilde de, Kur'anda da hak olarak vdedilmitir. Allah'dan ziyade ahdine vefa eden kimdir?
1[42]

Tefhim - l - Kur'an mukaddimesi, cild l, sahife 16


269

- 19

(Ey mminler) yapm olduunuz bu al veriten dolay sevinin. Bu, en byk saadettir." (Tevbe: 111) Burada iman hakknda, Allah'la kul arasnda byle bir anlama yaplmtr. Bu anlama Kur'an- Kerim'de "bey": (al veri) tbiri ile ifade edilmitir. Bu tbirden anlalyor ki, iman denilen mefhum sadece bir mabaddettabia: Tabiat st (Ulturanature) bir akide deildir. Hakikatte ve aslnda iman bir anlama ve bir al veri meselesidir. Bu anlama ve bu al veri ile, kul kendi nefsini, kendi maln, kendi cann Allahu Taal'ya kendi eliyle satm olur. Bu al verii kabul eden Hak Taal da kabul ettii satn bedeli ve mukabili olarak bu kulu ldkten sonra, yni bu kulun ikinci yaaynda cennete gtrp, bu kuluna cenneti verir. imdi bu mhim konuyu aslna uygun ekilde anlatabilmek iin, ilk nce bu al, veri meselesinin mahiyetini izah etmek ve bu al veriin iinde anlalmayan noktalar aklamak lzmdr. Tam manasyla izah edilmedike bununfikirlere ve dncelere asl mnasiyle ilenmesi son derece zor olacaktr. Bu gerek, esas olarak nereye taallk eder ve hangi hususlarla alkaldr? Zira insana verilen cann da maln da hakik mliki yine Allahu Taal'dr. Elbetteki cann, maln, insann ve her eyin yaratcs yine Allahu Taal'dr. ster, kendi indinde bulunsun,
270

isterse balayp vermi olsun, bunlarn zerinde tam bir tasarruf hakkna sahip bulunan yine de Allahu Taal'dr. Durum byle olunca bu al veriin mnas ne demek olur? Byle bir al veri olur mu diye artk soru sorulamaz. Allahu Taal'nn karsnda ne insan bir eydir, ne de herhangi bir ey Hak Taal'nn mlkiyetinden kamaz ki, Hak Taal dnp de bunu yeniden satn alm olsun. Fakat insan iin bir ey daha vardr. O da Hak Taal'nn insana vermi bulunduu bir irade ve muhtariyet konusudur. Yni insan iin tannm bulunan intihap (seme hakk) ve iradesinde serbest olma keyfiyetidir. (Free Will and freedom of Cholce). Bu eme hakk olunca, hakikatte iin asl deimez. Ancak insan seme hakkna sahip olunca, istedii bir eyi kabul eder, yahut da reddedebilir. Baka bir tbirle bu muhtariyetin seme hakknn mnas, insan hakikatte kendi nefsine, kendi zihnine ve cism kuvvetlerine ve bu dnyada bunlar iin elde ettii iktidarlara tamamen mliktir ve istediini yapabilir tarznda anlalmas lzm gelir. Bu gibi eyleri istedii gibi kullanma hakk da tam olarak insana verilmitir. Bu hususlardaki serbestiyetin belli bir hududu vardr. Hak Taal tarafndan mecbur edilmeksizin, zorlanmakszn, insan kendisi kendi ahsn bu kuvvetlerin sahibi klmaa
271

kalkr ve zanneder ki, artk kendisinin Hak Taal'ya ihtiyac yoktur. nsann kendisi u ufak muhtariyet ile Cenab- Hak'ka ait kuvvetlere sahip olmay bile aklndan geirir. te al-veri meselesinin cereyan ettii nokta da burasdr. nsanda bulunan bu eyleri Hak Taal satn almak istiyor gibi bir dnce de doru bir mna tamaz. Belki bu al veriin sahih ve doru ekli udur ki, Hak Taal'nn insan kendisinebrakt bu eyleri, insan tam bir emnetle muhafaza etsin; hiynet ve emniyeti suistimal etmeye yeltenmesin. nk insana her iki yoldan birini tutmak hususunda serbestlik tannmtr. Bu hususta istenen eyleri, insan kendi rzas ve gnl ile mecburiyetle deil vermeye hazr olsun. Benim elimde bulunan ey benimdir demesin. Kendisinin elinde bulunanlar hususunda hak sahibi olduunu farzetmesin. Belki emaneti olduunu bu tasarrufun da emanet ilikten eri gemediini kabul etsin diye ikazlara mruz kalmtr. Kendisine ksa bir mddet iin verilmi bulunan czi katlara kaplp da, hdynet edebilmek serbestisini de kullanmaktan sarf nazar etsin diye doru yola davet edilmektedir. Bu ekilde, dnya hayatnda insann elinde bulunan bu arz muhtariyeti de ki bu muhtariyet insann kendisinin kendisine vermi olduu muhtariyet deil de Hak Taal
272

tarafndan verilmi olan bir muhtpiyettir. Hak Taal'nn ihsan ettii bu muhtariyeti, insann kendi eliyle tekrar Hak Taal'ya satmasn yni O'na brakmasn talep etmektedir. Bunun karl ve bedeli olarak da insana ebed yaayta cennet vaadedilmitir. Bu al - veriin bedeli ebed lemde cennet olarak denecei buyurulmutur. Hak Taal ile bu al - verii yapm olan insan da al - verii yapp muameleyi bitirince m'min olur. imann ikinci bir ismi de bu al - verii yapp bitirmektir. Bu al verii yajpmayan, bu muameleye yanamayan, yahut da al - verii yaptktan sonra muamelenin artlarn bozan, sz verdikten sonra, al - veriin bozulaca bir hareket takbeden kimse de kafir olur. Kfr de bu al - verie yanamamann yahut da bozmann baka bir ismidir. Bu al - veriin mnasn anladktan sonra, imdi de bu al - verie taalluk eden teferruata geelim. Bunlar tahlil etmee alalm: 1. Bu al - verite, Hak Taal insan ok byk iki imtihana ekmektedir. Birinci imtihan udur: insan serbest braklm olunca, bu serbestlik iinde kendi kymetini takdir edip etmedii, Dnya hayatna kaplp ebed Mliki'ni tanyp tanmadn, Kendisini yaratan Hl'kine sadakat
273

gstermeyip nankrlk m ediyor? kinci imtihan da udur: nsan kendi Allah'na ne kadar gveniyor, O'na ne dereceye kadar itimat ediyor? nk bu al verite verilecek olan bedel, nakit ve pein deil veresiyedir. Ancak ldkten ve dnyay deitirdikten sonra insan bu bedeli elde edebilecektir. Bu bedeli demeyi de Allahu Taal vaad ediyor. Buna mukabil, insan bu gnk serbestliinin tadn tadmtr; ve bu muhtariyet dolaysiyle elde ettii kolayl terketmek istemez. 2. Dnyadaki btn slm topluluklar hep Fkhi kanunlarla hareket ederler. Bunun iin, bu kanunlara gre, baz akidelere imn etmek icabeder. Hem iman etmek, hem de sz vermek lzmdr. Byle bir imana sahip olan kimseye hi bir eriat Kads (eriat zerine hkm veren hkim) herhangi bir ak ve kesin delil ile sabit olmadka, "Sen gayr - Mslimsin, slm camiasnn haricine ktn" diyerek hkm veremez. Bu hak hibir hkime ve hibir kimseye verilmemitir. Hatt, "senin verdiin u ikrar da yalandr" diye de syliyemez. Ancak bu imann muteber olup olmad yalnz Allah indindedir. Bu meselenin hakikati udur: Kul dnce ve amel'in her kisinde de kendi serbestliini ve muhtariyetini Allahu Taal'nn eline teslim eder. O'nun hakk olan hakik mlkiyetin de, bu kul gerekte kendisine ait olmadn bilir
274

ve bu mliklik iddiasn bir tarafa brakr ve gerek bir kul olur. 3. Herhangi bir kimse, slm kelimesine sz verip, oru, namaz ve dier slm hkmler ve emirlere de bal olursa, fakat onun vcudu ve ruhu, onun fikr ve cismi kuvvetleri kendi maln, vesilelerini, kaynaklarn ve imknlarn kendi elinde tutmak ister ve kendisini bunlarn gerek mliki ve tasarruf sahibi kabul ederse, esas bakmndan tasarruf etmekte serbest olmakla beraber bunlarn kendisine ait olduunu dnrse, o zaman bu dnyada mmin ve iman sahibi grnse ve tannsa dahi, hakikatte Allahu Taal'nn indinde bu kimse gayr - mmindir. nk byle bir kimse Kur'an- Kerim'de imann esas olarak bildirilmi bulunan Allahu Taal ile byle bir muameleye yanamamtr. Allah rzasna ramen, kendi maln ve cann esirgemitir. Allah'n rzas olmayan hususlarda cann ve maln heba etmitir. te bu iki ekildeki iin neticesinde kesin olarak iman sahibi olmakla iman sahibi olmamak anlalr. Maln, cann Allah'a teslim etmeyen veya teslim etmek iin sz verdikten sonra muameleyi (al verii) tamamlamayan ve bu eylerin kendisine ait olduunu iddia eden bir insan imanl saylamaz. te, imann bu hakikati, yaayn bandan sonuna kadar, slm yaay ile
275

kfirne yaay birbirinden ayrr. Sahih mnada iman etmi bulunan bir mslman, kendi yaaynn her ubesini ve her sahasn Hak Taal'nn rzasna tbi klarak alr. Bu yolda da herhangi bir yerde her ne ekilde olursa olsun, kesin bir ekilde, muhtariyet (serbestlik) iddiasnda bulunmaz. Ancak belki baz zamanlar unutkanlk nedeniyle Allah'la yapm olduu bu al - veriin baz taraflarn unutarak, bazan serbest bir ekilde hareket eder. Fakat bu byle olsa dahi, bu gibi kimseler yine ehli iman zmresinin tekil ettii bir camia iinde bulunurlar. tima vaziyetlerinde, herhangi bir zabta, siyaset, medeniyet, muaeret ve geim ilerinde Allah'n rzasn gzeterek slm hkmleri tatbik ederler. Allahu Taal'nn er' kanunlarna balanrlar. Bu kanunlardan kurtulmak yoluna gitmezler. Eer arz bir ekilde gaflet bile etseler, kendileri uyarlr ve byle serbeste hareket etmeyi brakp kulluk yolunu tutsun diye dier ehli iman tarafndan da ikaz edilirler. Allah'tan kurtulmu gibi almak, kendi nefsinin isteklerine tbi olup kendini serbest zannederek gitmek yolunu seenler, "biz neyi yapalm, neyi yapmayalm" derler. Bunlar ise yapacaklar bir ite, Allah yolunu brakp kendi nefsan isteklerine tbi olmu ve yaaylarnda kfirne yol tutmulardr. ster halk bunlar mslman olarak tansn, isterse
276

yine halk bunlara kfir ismi versin veyahut da gayr-muslim diye vasflandrsnlar. Hepsi de ayn kapya kar. 4. Bu al veri yapldktan sonra ve bu al verie gre, insan her hususta Hak Taal'nn rzasna tbi olmaldr. Bu rzayi ilh, insann kendisinin caiz kld eyler deildir. Hak Taal'nn bildirdii hususlardr. nsann kendi kendine uydurup ortaya att hususlar, Hak Taal'nn rzasna sebep olamaz. Bu gibi eylere de tbi olmak yine rzay ilhiye yol amaz. Bunlar, insann kendi rzasna sebep olur. Bu da bahsettiimiz al verie aykrdr. Bu gibi ahs ve nefsan hareketler al verii bozar. Allah ile yaplm olan al verii, ancak o kimse veya kimseler veya zmreler devam ettirirler ki, btn yaaylarnn her tarafnda ve her yolunda Hak Taal'nn kitabna, O'nun peygamberinin snnetine ki bu snnetin asl ve esas da kitaptan gelmitir tbi olup giderler. Bunlar, bahsedilen al - veriin muntazam olduu hususlardr. Bunlar anlaldktan sonra, u mesele de kendiliinden anlalacaktr: Bu al verideki, fiyat ve bedel, yni cennet iinde bulunduumuz bu gnk dnyadan sonra, bu dnyann nihayetinde verilecektir. Elbette uras da aktr ki. verilecek olan bu cennet srf ikrarn szle kabul etmenin karlnda
277

verilmiyecektir. Yni satc kendisinin dnyev yaaynda ortaya koyacaktr. Bu yaay tarz bir ticaret mal gibi sata arzedilecektir. Ve bunun karlnda da bedel alnacaktr demek deildir. Belki bu i bir dei - toku iidir. Satc kendi dnyev yaaynda elinde bulundurduu seenekleri bir tarafa brakacak, tasarruf sahibi olduunu dnmiyecek; Allah karsnda elinde bulunanlara bir yed-i eminden bir emanetiden baka bir ey olmadn hesaba katacak ve Allah'n rzasna uygun bir ekilde elinde bulunan eylere tasarruf edecektir. te bunun iin satc bu ide krldr. Satcnn dnyev yaay bitinciye kadar, bu sat mal da yine kendi elinde bulunacaktr. Hakikatte u da aktr ki bu sat artlar, alcnn dnyev yaaynn son anna kadar btn artlar ile devam eder. Ancak, bu sat vadesinin deme zaman geldii vakte kadar satn bedelini almyacaktr. Yni hayatnn sonundan sonra, bu bedeli almaya ancak hak kazanacaktr. Bu hususlarn vazedilmesiyle birlikte unu da bilmek lzmdr ki, bu mevzuda bu hususu niin beyan ediyoruz. Yukarda iman edip, ikrar verdii halde, imtihan zamannda imtihandan muvaffakiyetle geemeyen baz kimselerden bahsedildi. Bunlar, bazen tenbellik, bazen, iyi niyetin zayfl, bazan da mnafklk, bazan da herhangi bir sebeple,
278

Allah yolundan ayrlrlar. nandklar din yolunda kendi canlarn ve mallarn feda etmekten esirgerler. Bunun iin, bu gibi kimselerin yahut da zmrelerin tuttuklar yolu tenkit ettikten sonra, imdi urasn da aka syliyelim ki, sizin kabul edip ikrar verdiiniz iman nedir? man demek, srf bir isimle yetinmek deildir. Belki esasnda u hususlar, kabul ettikten sonra, sz vermektir. Allah Taal sizin nefsinizin, varlnzn ve malnzn hakiki sahibi ve mlikidir. Bu ekilde ikrar verdikten sonra, eer siz kendi nefsinizi, varlnz, malnz ve cannz, Allah yolunda kurban etmeye, feda etmee hazr olmalsnz. Dier taraftan da kendi nefsan kuvvetlerinizi ve elinizde bulunan kaynaklarnz Allah'n tyin ettii artlarn dnda kullanmamalsnz. Verilen szn gereini yapmayp da szn hilfna hareket etmi olursanz, o zaman siz yalan sz vermi bulunacak ve bir yalanc olacaksnz. Hakiki ve doru iman sahipleri ancak, kendi nefsini ve varln, maln ve cann, Allah'n eline brakp, ondan baka mlik ve sahip tanmayan kimselerdir. Her nerede Allah'n hkm olursa hemen gecikmeden ve bir ey esirgemeden bunlar feda etmeye hazr bulunan ahslardr. Her nerede Allah'n hkm yoksa, O'nun bir emri bulunmuyorsa, bu kimse elinde bulunan bu
279

malndan ve canndan zerrenin zerresini bile harcamaya hazr olmamaldr. Bu hususta da bir oklar bir hayli itirazlarda bulunurlar. Ku'an- Kerim'deki bu vaadden bahsederek bu gibi vaadlerin Tevratta ve Incilde de olduunu sylerler. Fakat ncilde bu vaad'in bulunmas bu itirazlar desteklemez. Hatt ncilde bu vaadin bulunmas bu itiraz esassz hle getirir. imdiki dnyada mevcut bulunan "En-cil": nciller'de Hazreti sa (A.S.) n bu hususla ilgili olan bz tleri vardr. Mesel onlardan bir rnek udur: "Ne mutlu adalet iin matrud olanlara, zira gklerin melektu anlarndr."2[43] "Kendi hayatn bulan, onu zayi ede. Ve benim iin kendi hayatn zayi eden an bula." (ncil-i Mett, bab: 10. Fkra: 39, Sahife: 13). "Ve her kim benim ismim iin evleri, ya karndalar, ya kz karndalar ya babay ya anay ya avreti ya oullar ya tarlalar terk ederse, yz kat ala ve ebed ekliyle hayata vris ola." (Mett, bab: 19, fkra: 29, sahife: 25). Zamanmzdaki ekliyle elimizde bulunan Tevrat da phesiz ki bu mevzu yoktur. nk Tevratta lmden sonraki
2[43]

(Metta incili, bab: 5, fkra: 10, Ki-tab- ahdi Cedid, Paris Krallk matbaas, 1827, sahife; 5. Trke tercmesinden aynen nakledildi. . (Mtercim)
280

yaay "Hayat ba'd el - mevt" ve kyamet gn hesab "yevm l hesb" ve uhrev ceza ve mkfat hakknda bilgiler geni bir ekilde mevcut deildir. Halbuki, bu akde esasnda dinin ayrlmaz bir parasdr. Bununla beraber elde mevcut bulunan Tevratta bu mefhuma rastlamyoruz. Hakikaten Tevratta bu mevzu yoktur. Neticesini de karmak doru deildir. in, asl udur ki, Yahudiler, gerileme devirlerinde bir hayli maddeperest ve dnyaperest olmulardr; rahatl ve ho vakit geirmeyi zlemilerdi. Onlara gre nimet ve ihsan, ahiret hayatna ait olmayp, halihazr dnyada nakit ve pein olarak elde edilendir. Bundan dolay Kitab- lh'de bahsedilen ihsan vaatlerini onlar hep bu dnya iin dnrler. Onlarca "cennet" mefhumunun her trl vasf kene gibi yaptklar Filistin lkesinde mit edilir. Misl olarak, Tevratn mteaddit yerlerinde rastladmz bu mefhumdan bir ka cmle alalm: "Y sr'l dinle: Allahmz Rabb, Rabbi vahiddir. Ve Allah'n olan Rabb, btn gnlnden ve btn canndan ve btn takatndan fazla sevesin"3[44] "Seni kendine edinen seni yaradan ve
3[44]

(Tevrat Kitab el istisna: Tevrat el msenn. Bab: 6, fkra: 45; Kitab Ahdi Atik, Paris Krallk Matbaas 1827, Sahife: 211. (Trke tercmesinden aynen alnd).
281

dzen (ortaya karan) baban bu deil midir?." (Tevrat El Msenn, Bab: 32, Fkra: 6, Sahife: 242). Onlarca balln mnas, Allah'a gtren bir ballk deil dnya mlkne celbeden bir ihtiras eklndedir. Burada dnyann geici nimetlerine kavumaktr. Btn bu hrsn altnda Filistin lkesinin ryas yatmaktadr. Bu gnk ekliyle Tevrat, ilknce aslna uygun deildir. Tamam olmad gibi saf olarak, halis Kelm lh Kelm ismi altnda yer almtr. yle bir tahrifata baka kelm da karm ve eklenmitir. Tevratn iinde Yahudi kavminin rivayetleri, hikyeleri ve kssalar, nesil ve rk taassuplar, vehim ve haylleri, istek ve arzular, yanl anlaylar, fkhi itihadlarnn tdil edilmi ekilleri bir yn eklinde ve iin en feci taraf olarak, ilh Kelm ismi altnda yer almtr. yle bir tahrifata uramtr ki, kelmn asln karm olanlardan ayrt etmek mmkn deildir.4[45] DN VE HAK KANUNU "Zina eden kadnla zin eden erkein her birini yzer krbala krbalayn. Siz eer,
4[45]

Tefhim - l - Kur'an, cild: II, sahife: 235 239.


282

Allah'a ve ahiret gnne inanyorsanz, Allah'n dininde onlara acmaynz." (Nur:2). Yukardaki yet-i kerimede dikkati eken ilk ey, zina yaparak gnah iliyenlere, ceza meyyidenin tatbik edilmesiyle meydana gelmi olan inzibat meselesidir. yet-i kerime bu hususu, Allah'n dini olarak aklam ve en belirli bir tarzda ifde etmitir. Bu, Kur'an delille, kesin olarak malm olmutur. Din, yalnz namaz, oru, zekt, hac gibi bdetlerden ibaret deildir. stisnasz olarak, cemiyetin btn ihtiyalarna cevap veren, btn kanunlar, din erevesi iinde yer almakta dr. Bu itibarla, dini kaim klmak sadece namaz eda etmekle bitmi olmuyor. Namazn klnd yerde, ancak dinin bir hkm yerine getirilmi olur ki, bu cz pek tabi olarak dinin btnln ifde edemez. Hangi memlekette olursa olsun, dinn inzibat hususlar yrrlkte olmaz ve o cemiyette baka ceza meyyideler ve baka kanunlar tatbik edilmekte ise, demek ki orada Allah'n dini de reddedilmitir. Byle bir cemiyet dzeninde "dinullah" dan bir eser kalm saylmaz.5[46] HKMETN LZUMU VE EHEMMYET
5[46]

Tefhim - l - Kur'an, cild: III. Sahife: 343


283

"Deki y Rabb beni doru girile girdir ve doru ktan kar ve bana kendi indinden yardmc bir ikti dar ver." (sra Sresi: 80) Bu ulv yet, bir peygamber duasndaki mhim ihtiyac aksettirmektedir. Cemiyetin uram olduu felketi ve bu yarann iyi ekilde nasl sarlacana bilen Hakkn elisi Rabbine yle niyaz ediyor: Bana hkmlerini icra mevkiine uyacak bir iktidar ver. Veya bana yardmc olacak herhangi bir hkmeti ortaya kar. Onun kuvvet ve kudreti vastasiyle, bu dnyay kurtaraym. Fenalklarn ve ard arkas kesilmeyen ktlkler selinin nne geip yolunu arm insanlk camiasna Hak Nizamnn adalet ve gzelliini gstereyim. yet-i Kerime'nin tefsirinde, Hasan Basri, Ktde, bni Cerir ve bni Kesir ve bunlar gibi kymetli mfessirler kaydettiimiz gibi mna vermilerdir. Bu tefsiri u erefli Hads-kesin bir akla kavuturmaktadr: "Hak Taal, Kur'an ile ortadan kaldrmadn, h kmet vastasiyle ortadan kaldrr." (Hads). Kesin olarak anlalyor ki; slmn dnyada yapmak istedii slhatta yalnz vaaz
284

ve nasihat yolu seilmemi, bu cihan apndaki fikir manzumesi, ayn apta amel olarak ta ele alnm ve bu drt ba mmur aba ve gayretin tabi neticesi olarak islm'n rnek siyas hkmeti vcuda gelmitir. Hak Taal'nn bizzat kendisinin, kendi Nebisine rettii bu dua ile sabit oluyor. Dinin kaim klnmas ve eriatn infaz, hududullahn icras iin hkmet istenmitir. Bu hkmetin elde edilmesi yalnz caiz saylmam, ayn zamanda lzm grlm ve zarur olarak dnlmtr. Baz idrk yoksunlar, anlay hatasna derek, bu ekilde hkmet talep etmei dnyaperestlik ve dnya istei olarak vasflandrmak isterler. Byle olsayd bir byk peygamber hkmeti kendi adna talep ederdi. Halbuki o hkmeti Allah iin stiyordu. Ve byle kuds bir istek, Kur'an- Kerim'de szkonusu ediliyordu. Allah'n emrettii dinin kaim klnmas iin talep edilen hkmet dnyaperestlik ve ahs istek iin deil, Allah sevgisinin gereindendir.6[47] te Ysuf (A.S.) sresinde de ayn talebi gryoruz. O da ahlk ve itima slahat yolunu tutmak istedii, zaman, risletin tab bir zarureti olarak iktidar ele geirmek istemiti. Btn byk peygamberlerde olduu gibi, Peygamberimiz de (S.A.V.)
6[47]

Tefhim - l - Kur'an. Cilt: II. Sahife: 638


285

gelmi ve gelecek devletlerin en gzidesini kurarak, slm dininin kaim olmasnda, kendi hkmetlerini vasta kldlar. Kur'an- Kerim'de bu meselenin erhi hakknda yle buyurulmutur: "Melik dedi: Onu benim yanma getirin, onu kendime dost edineyim. Onunla bulutuu zaman dedi ki: Bu gnden itibaren bizim yanmzda emniyetle, gvenle kalacaksn. (O da) dedi: Beni yeryznn btn hazinelerinin bana geir, ben onlar korurum ve bilenimdir." (Ysuf:54 - 55) Bundan evvelki bahislerde bu surenin konusu, detayl olarak aklanarak anlatld. Ve artk anlalyor ki; istenen bu vazife alelade bir memuriyet ve bir iilik deildir. Ve istenen memuriyeti ise, makam peinde koan, koltuk dkn kimselerin istedii tarzda bir makam ve bir mevki da deildir. Bu mukaddes arzunun hedefi, gerek inklbn kaplarn amak iin bavurulan gayet mkul ve etkili bir aredir. Hazreti Ysuf (A.S.) ahlk hasletleri gznne alnarak; on, onbir senelik dirayet, hikmet ve emniyetin eriilmez rneklerini vermi; erefli mazisine dayanarak, kendisine istedii bu makam bir minnet duygusu altnda verilmee hazrlanmt. Bu, kapnn almas iin bir iaretti. Hazret-i Ysuf (A.S.)'n denenmesi pek uzun srmt. Denemeler srasnda
286

herhangi bir ekilde bir kede unutulup braklmamt. Msr padiahndan sokakta oyun oynyan ocua kadar, faziletleri duyulmu ve yaygnlamt. O, btn imtihanlarn muvaffakiyetle vermi ve kendisinin emanet hususundaki mthi titizlii, diyaneti, drstl, hilmi, zeks, dirayeti, feraseti, byk iler yapma kabiliyetleri, engin gnlll ve btn bu ahlk deerlerin zerinde bir nur gibi ldayan, nefsi kontrol edebilmek gibi ancak seilmi kullara vergi olan bu sfatla, o zamanki asr iinde eine ve emsaline rastlanlmyacak bir ahsiyet olarak tannmt. Halk ve saray erkn, zamanla onun yce hviyetini tanynca artk ona muhalefet edecek kimse de kalmamt. Msr padiah bile, silhn atarak ona teslim olmutu. Hazret-i Ysuf'un (A.S.); "Ben korurum: Hafz" ve "ben bilenimdir: Alim" demesi srf bir iddiadan ibaret deildi. Bu, ispat edilmi bir meseleydi. te bunun iin kendisine inanld. Artk Hazret-i Ysuf (A.S.) n hkmeti eline geirdikten sonra yapaca iler kalyordu, Hazret-i Ysuf (A.S.) kendi istei ile padiahdan iktidar talep etmiti. Padiah ve saray erkn da onun bu ileri yapabilecek kabiliyette olduuna kanaat getirmi bulunduklarndan ve bu makam iin onun kadar ehliyetli baka birisini bulmann mmkn olmadn anladklarndan bu ii
287

onun eline teslim etmekte tereddt etmediler. te onlar, bu ekilde kendi memleket ilerinin noksann dzeltmi ve tamamlam oldular. O, kendi lisaniyle bu ii padiahtan talep edince; padiah ve iktidar evreleri bu istei yle bir gnlden kabul ettiler ki, sanki bu ie uzun zamandan beri hazrlanm ve eskidenberi bunu bekliyor gibiydiler. Bir iaret bu meselenin derhal olup bitmesine kfi gelmiti. Talmud'un beyanna gre, Hazret-i Ysuf (A.S.) n iktidar istemesi yalnz padiahn kendisinden deil, padiahn btn aile efrad ve halefleri nezdinde vki olmutur. Bu talep, padiahla beraber btn aile efrad ve halefleri de ittifakla kabul etmilerdir, Hazret-i Ysuf (A.S.) un istedii, elde ettii ve kavutuu bu iktidarn mahiyeti ve kapsam nedir? Dncesiz ve bilgisiz kimseler, Haz'in el - arz cmlesindeki "haz'in: hazineler" kelimesine bakarak, bunu hububat taksimi gibi basitbir i gibi ve buna benzer ilerle mukayese ederler. Hazret-i Ysuf (A.S.)'u bir tr hazine emini, maliye mdr, defterdar, yahut da ktlk zamanndaki iae nazr, yiyecek karnesi datan bro bakan, maliye bakan, yiyecekler bakan gibi bireye benzetmeye kalkarlar. Fakat Kur'an- Kerim ve Talmud'un mttefik olarak ehadetlerine gre; hakikatte Hazret-i Ysuf (A.S.) Msr
288

saltanatnn her eyini elinde bulunduran, Roma stlahna gre diktatr olmutu. Memleketin her ii ve her hususu beyazndan siyahna kadar, onun elinde ve onun tercihinde idi. Kur'an- Kerim bu hususu u ekilde beyan buyuru-yor: Hazret-i Ykub (A.S.) Msra ulat zaman, Hazret-i Ysuf taht zerinde oturmutu. "Anne-Babasn tahtn zerine kard. (Ysuf: 100). Hazret-i Ysuf (A.S.) n yine bu mevzuda, kendi lisan ile syledii bir cmleyi Kur'an- Kerim u ekilde nakleder: "Y Rabbi, Sen bana mlk vermisindir." (Ysuf: 101). Su marapas hrszl meselesine gelince; ora hkmetin memuru, Hazret-i Ysuf (A.S.) n su marapasn, padiahn su marapas olarak vasfediyor. "Dediler, padiahn su marapasn kaybettik." (Ysuf: 72). Hak Taal Ysuf (A.S.) m Msrdaki iktidarndan bahsederken; "Btn Msr lkesi onundu." eklinde vahiy buyurmutur. "Orada istedii gibi barnrd." (Ysuf: 56) Bu gerek, Bible (Kitab Ahd-i Atk ve
289

Kitab Ahd-i Cedd) de u ekilde anlatlmaktadr. Bu ksmda Firavunun Ysuf (A.S.) a syledikleri szlerimize ehadet eder: "Ve Firavun Ysuf (A.S.) a dedi ki, nk bu cmleyi Allah sana malm eyledi. Senin gibi kil ve bilgili yoktur. mdi sen evim zerine ol ve cmle halkm azna baksn, ancak taht hesabiyle senden byk olaym. Ve dahi Firavun Ysuf (A.S.) a dedi ki, ite seni btn Msr diyar zerine nasbeyledim. B'deh Firavun mhrn elinden karp, an Ysuf (A.S.) n eline kodu, hem ana tlbent libas giydirip, bir altn tuu boazna takd. Ve an kendi ikinci kucusune bindirip, (tahtna) nnde herkes diz ksn dey nida ettiler, ve an btn Msr diyar zerine nasbeyledi. Hem dahi Firavun Ysuf (A.S.) a dedi ki, ben Firavunum, btn Msr diyarnda senin iznin olmakszn, bir adam elini ya ayan kaldrmaya... Ve Firavun Ysuf (A.S.)'n adn "Safnth Fa'nkh": Dnyay Kurtaran kodu, ve ona on ehrin imam Futfer'in kz Esnath'i zevce olarak verdi. Badehu Ysuf (A.S.) cmle Msr diyarn seyretmee kt." Talmud'un nakline gre, Ysuf (A.S.) un kardeleri Msr'dan dnp babalarnn yanna gelince, babalarna Msr hkmdar olan kardeleri Ysuf (A.S.) u u ekilde anlattlar: Kendi lkesinin sakinleri arasnda, en
290

byk selhiyet onun elindedir. Herkes onun emirlerine uymaya mecburdur. Onun sz btn lkede gemektedir. Her hangi bir ii yapaca zaman Firavundan msaade almasna lzum yoktur. ikinci sual de udur ki: Hazret-i Ysuf (A.S.) bu devletin icra yetkilerini ne maksatla istemi ve niin bu ehemmiyetli selhiyeti elde etmiti? Hazret-i Ysuf (A. S.) bu hizmetleri yaparken mevcut kfr nizamnn kanun ve usullerini mi takibediyordu? Yoksa, hkmet ve iktidar eline geince, slm, siyaset, ahlk ve medeniyet usullerini mi kuracakt? Bu suallerin en iyi cevabn Allme Zemaher, "Keaf" isimli tefsirinde vermi bulunuyor: "Hazret-i Ysuf (A.S.); Beni yeryznn hazinelerinin bana geir." Demiti. Onun bu talepten maksad, yalnz u idi: Bu vesile ile Hak Taalnn emrettii gerek kanunlar tatbik etsin. lkesindeki mazlumlara haklarn verebilsin. Allah'n adaletini yaymak iin, iktidarn bir vasta klabilsin. Vazife alm olduu ileri yapabilsin. Nihayet Enbiynn yolunu tutup gitmek imknna kolaylkla mlik olsun. Peygamberlerin politikaclar gibi dnya sevgisi ve dnyann kirli ilerine ballklar olmaz. Hazret-i Ysuf (A.S.) da saylan maksatlarn husul iin iktidar talep etmiti. Hakikat udur: Bu sualin kendisi de baka
291

bir sualden domaktadr. Bu yeni sual de pek mhim ve esasl bir sualdir. Eer Hazret-i Ysuf bir peygamber ise, o zaman Kur'an- Kerim'de bildirilen dier peygamberlerin yolunu takip etmesi lzmdr. Nasl olur da bir taraftan islm'a davet eder, dier taraftan kendisi kalkar da Allah yolundan gitmeyen, kfirne rejimin yrmesi iin hizmet etmek yolunu tutar? Belki bu sual bununla da bitmez. Bu sualden daha da ince ve daha da nemli yeni bir sual ortaya kar. Hazret-i Ysuf (A.S.) temiz ve doru yol tutan bir insan myd? Yoksa deil miydi? Eer Hazreti Ysuf (A.S.) doru ve temiz bir insan ise, o zaman temiz ve doru bir insan nasl olur da hapishanede iken, peygamberlik iddiasnda bulunarak: "u bir yn uydurduunuz ilhlar m iyidir? Yoksa, bir tek ve kudret sahibi bulunan Allah m?" Szn syler? Yine bundan baka nasl olur da mteaddit defalar tekrar tekrar, Msr halknn karsnda u ibretli uyarmalar yapar ki: "Sizin iin u uydurup kendi indnizden oaltp durduunuz ilhlardan biri de bildiiniz u Msr padiahdr?" der. Hazret-i Ysuf (A.S.) bilhassa u tebligat ile her devre k tutan ve yegne hakikati aklyarak peygamberlik akidesini ak bir ekilde beyan eder:
292

"Ferman vermek, buyruk sahibi olmak yalnz bir ve tek bulunan Allahu Taal'nndr. Ondan baka kimsenin bir iktidar hakk yoktur." Sonra, bu nasl bir i olur: Ayn Hazret-i Ysuf (A. S.) dier taraftan amel ve fiil ie gelince; kalkp da tenkit ettii ve nizamn deitirmek istedii, bildiimiz, kfirne nizam takibeden u Msr padiahnn hkmet rejimine hizmet etmek yolunu tutup da gider? Yalnz hizmet etmek yolunu tutmakla da kalmaz, belki, kendisi bu rejimin yrtcs, tertibe koyan, muhafz olup; hatt Msr padiahnn rububiyetine de boyun eip onun temel nazariyesi olan: "Kanun yapmak, buyruk sahibi bulunmak Allah'n deildir de benim kendimin yni padiah olan benimdir." Fikrine sahip olur? Hakikat udur ki, bu yetlerin tefsirini mslmanlar gerileme devrinde herhangi bir zihniyetin neticesinde bu ekilde ileri srmek istemilerdir. Burada biraz da Yahudi hususiyetinin kokusu sezilmektedir. Yahudilerin asrlardanberi tuttuklar yol malmdur. Onlar dnce ve ahlk bakmndan en alak seviyeye dmlerdir. Eski tarihlerinde, onlarn da mmtaz bir ok ahsiyetler yetitirdiklerini okuyor ve bunlardan. ibret dersi alyoruz. Onlar byle aa bir duruma dtkten sonra, kendilerini mazur gsteren birok
293

bahaneler icat eder, bu yalanlarn ispat iin deliller uydururlar. Ne yazk ki, imdiki mslmanlar da byle olmulardr. Ve slama, ihanet eden, kfir hkmetlerin uaklarna boyun emektedirler. Onlar da bu alak derekeye dtkten sonra, gemi tarihin parlak sahifelerine bakarak, slm ve slmn ileri gelenlerinin hayat sahifelerini okuyarak utandklarndan, haya ve hicap hissi duyduklarndan, bu utan hissi altnda kendilerini teselli etmek, halkn hakl husumetinden kendilerini kurtarmak maksadiyle, bu sefil nazariyeleri uydurarak, ellerinde koz olarak kullanmak iin, Ysuf (A.S.) gibi yce makaml bir peygamberin "kfr" yolunda hizmet ettii eklinde iren yalan ve iftiralara snmak ihtiyacn hissediyorlar. Halbuki herhangi bir lkede, yalnz ve tek olarak slama bal bir m'min bulunsa, bu kimse iman feraset ve hikmet ile mcehhez olsa, o kimse yine yapayalnz, kendi bana, bu ahlk ve hikmetinin kuvvet ve gc ile slm inklb tahakkuk ettirebilir. Bu mminin ahlk kudreti Bu ahlk kudreti nasl kullanacan ve nasl bu kudretten istifade edilebileceini bilmesi artiyle orduya, silha, asker malzemeye ve herhangi bir eye ihtiya brakmadan, o mminin bulunduu memleketi fethetmee

294

etkilemeye ve o lkenin saltanatn datmaya bile kfi gelecektir.7[48] HAKMYET VE HLAFET TASAVVURLARI slm'da hakimiyet tasavvuru, btn meselelerin stnde en mhim bir mahiyet arzeder. nk gerek olarak Hkim olan bu sonsuz kinatn Halik (yaradan Allahu Taal'dr. O, Hkim-i ldr. ktidar- l: (En yksek iktidar) O' nun hakkdr, insan ise, durumu ve vaziyeti bakmndan bu Hakim-i l'nn halifesi, mmessili ve bir nevi vazifeli memurudur. Her eyde olduu gibi, siyas nizamda da bu Hkim-i l'nn kanunlarna tbi olmas lzmdr. Halifenin vazifesi ise, Hkim-i l'nn kanunlarn asl kaynaa uygun bir ekilde yrtmek ve infaz etmektir. Hkimiyet mevzuunu en gzel ekilde ifade eden u ayet-i kerimedir: "Ey benim hapishane arkadalarm, eitli ilahlar m iyidir yoksa bir ve tek bulunan Kahhar Allah m? Ondan gayr sizin ibadet ettiiniz u eyler, kendinizin ve babalarnzn uydurup isim taktklarnzdan baka bir ey deillerdir. Halbuki Allah bunlar iin bir delil gndermemitir. Elbette ki Hkm ancak ve ancak Allah'a aittir. O,
7[48]

Tefhimu'l-Kur'an, cilt: 2, s.411-413


295

ancak kendisine kendisinden bakasna deil ibadet edilmesi iin emir vermitir. te salam din budur. Fakat halkn ou dnemezler." (Ysuf: 39-40) Bu cmleler Hazret-i Ysuf (A.S.) un beyanatndan bir paradr. Bu cmleler tevhd ve lah hkimiyet hakknda en gzel anlat eklidir. Burada Hazret-i Ysuf (A.S.) din mefhumunu yle bir tarzda ileri srmtr ki, ehl-i hak ile ehl-i btl tamamen biribirinden ayrlmtr. Yni Tevhid ile irk arasndaki fark tamamiyle belirtilmitir. Sonra bu fark yle isabetli ve makul bir ekilde ifade edilmitir ki, alelade bir zekya sahip bir kimsenin bile benimsiyecei bir ekildedir. Bu mesele bir baka hususiyet de arzetmektedir. Bu szlerin muhatab olan insanlar, o zamanlar, fikirleri ve dnceleri itibariyle karanlklar iinde idiler. Nitekim o zaman bu szleri syleyen yce insan da, kaderin bir hikmeti olarak, bir kle idi. Arkadalar da O'nun vaziyetine benzer bir vaziyette idiler. Gayet ak ve kesin bir ekilde ayn zamanda herkesin anlyaca bir slpla hitap etmiti: "Acaba bir efendiye kle olmak m iyidir, yoksa eit eit efendilere kle olmak m iyidir?" Bu szler, orada bulunanlarn kalblerinin t iine kadar ilemiti. Ve yine ayn ekilde konumutu: Btn dnyanm
296

mliki bulunan bir efendiye mi klelik etmek iyidir, yoksa klenin klesi bulunan bir efendiye mi klelik etmek iyidir? Hazret-i Ysuf (A.S.) arkadalarna dorudan doruya yle bir teklif yapm deildi: "Siz kendi dininizden vaz gein ve benim dinime girin." O, hikmet kayna peygamberlik vasf ile, mukaddes daveti en bilge bir tarzda ve her biri bir kelime incisi olan u szlerle zm-n olarak yapmt: Allah'n fazl- keremine baknz! Acaba bizden baka kimseyi kendisine kul etmi midir? Fakat halk O'na kretmiyor, bu hususu anlyamyor, kendileri kalkp kendileri iin Rabb'ler uyduruyorlar; bu Rabb'lere de kul oluyorlar. Sonra Hazret-i Ysuf (A. S.) bu defa onlarn dinlerini tenkid etmi, makul bir ekilde, gnllerini incitmeden dinlerinin her trl fenalklarn aklayp ortaya koymutur: u mabudumuz dediiniz nesne, kimseye bir ey vermemitir, kimsenin velinimeti deildir, hibir yerin ve hi bir lkenin de mliki deildir. Siz ona servet sahibi yahut da salk ve hastalk veren kimse diyorsunuz ama, bu dediklerinizin hepsi bo szlerden ibarettir. Bunlar hep uydurma szlerdir. Uydurduunuz bu isimlerin iinde hi bir velinimetlik ve Rabb'lk yoktur. Halikiyet (yaradanlk) ve Rububiyet mevcut deildir. Asl hakik mlik Allahu Taal'dr. Bu Allahu Tal hem bizim hem de btn kainatn
297

Hliki ve Rabb'dr. Bu hakikati kabul etmek lzmdr. Siz de bunu kabul edin, buna teslim olun. O'ndan baka kimsenin ne Rububiyete ne de Mbudlua hakk yoktur. Hkm vermek, emir buyurmak tamamiyle O'na aittir. Btn yetki ve salhiyetlerin hakk da O'na aittir. O'nun da hkm udur ki, kendisinden baka hi bir kimseye ve hibir nesneye ibadet etmemektir.8[49] B. Firavun dedi ki: "Ey saray halk! Ben sizin iin kendimden baka bir lh olduunu bilmiyorum." (El Kasas: 38) Bu szlerden Firavunun ne demek istedii anlalr. Firavun demiyordu ki: "Ey saray halk! Ben sizin, yerin ve gklerin yeretcsym". Nitekim byle bir sz deil Firavun, azna zincir vurulmas lzm gelen bir deli bile zor syliyebilir. Firavunun bu beyanatndan, "Ey saray halk! Benden baka sizin herhangi bir mabudunuz yoktur." eklinde bir mna karlmaz. nk, Msr halknn inanlarna ve akidelerine gre, daha bir sr mbud vard. Bu bir sr mabuda ibadet edilirdi; hatt Firavunun kendisi bile bu mbudlara ibadet ederdi. Firavunun mbud olmas ve mbudluk makamna ykselmesinin sebebi ise u idi: Onu gne ilh olarak kabul ediyorlard. Bu hususta en
8[49]

Tefhim - l - Kur'an, Cilt: II, Sahife: 401 - 404


298

byk delil de yine Kur'an- Ke-rim'in yetlerinde mevcut bulunmaktadr. Firavun kendisi de ilhlara ve hatt ilhcklara da ibadet ederdi. Bu ilhlarn ve ilhcklarn dahi bir nevi bakcs ve koruyucusu di. Bu noktadan dnrsek, Firavunun o zamanki davran alelade bir hkmet bakann tutumundan pek de farkl deildir. Nitekim, hkmet ve devlet bakanlarnn ou da Allah'a ve O'nun Peygamberine inanmakla beraber, O'nun kanununu unutmu grnp bir tarafa brakmlardr. Kendi kendilerini de birok eyi yapabilecek bir seviyede grrler. Allahu Taal'nn mmtaz eriatndan ayr kanun uydurur ve kendilerini sz sahibi sayar addeder, siyas ve kanuni hkimiyeti ellerinde bulundururlar. Byle bir zihniyetin iddiacs ilan idareci ister padiah olsun, ister halkn rzas ile gya seilmi birisi olsun. Bu snfa mensup kimseler, yeryznde Allah ve Resulnn kanunlarn deil de, kendi kanunlarn yrrle koymulardr. bu neticeye vardktan sonra, Firavunla bu adamcazlarn arasnda ne gibi bir fark olabilir? imdi baka bir meseleye gelelim; bu da bahsimiz iinde ayr bir blm tekil eder: Halkmzn bilgiden yoksun bir zmresi, durmadan Firavuna lanet yadrrlar. Fakat bu lanet "okuyanlarn kendileri Firavun hkmetine benzer hkmetlerin
299

taraftarln yaparlar. Hakikati kendilerine meslek edinenler ve byle kymetli bir yk yklenmi bulunan ahslar ise, szn ve stlahlarn mnasna ve ruhuna bakarlar, yalnz lfzlara ve kullanlan kelimelere deil... Bu bakmdan Firavunun kendisine ilh demesi ve byle bir iddiann mnas ancak hkimiyet anlamna gelir. Bu hkimiyetten gaye ise, istediini yapabilen bir hkim demektir. Ve sahip kt bu hkimlik sfatn ilan etmektedir. Burada ilh kelimesi istilh olarak kullanlmtr. 9[50] C. "O kimse ki, yerin ve gklerin mlk O'nundur. Hibir oul edinmemitir, mlk'de O'nun hi bir ortada olmamtr. Her eyi O yaratm ve her eyin takdirini mukadder klmtr." (El Furkn: 2). Burada kullanlan "mlk" kelimesi Arapada padiahlk, hkmdarlk, krallk, iktidar- l: en yksek iktidar ve hkimiyet: (Sovereignty) demektir. stenen udur ki, Allahu Taal btn kinata Mutlak Muhtar, ihtiyar seme hakk sahibi, ferman veren, buyruk buyuran'dr. Bu semede bu fermanda hibir eyin zerre kadar bir hakk yoktur. Bu gerek de kendiliinden u meseleyi gerektirir. O'ndan baka, herhangi bir mbud kabul edilemez. nsan, Mbud diye
9[50]

Tefhim - l - Kur'an, Cild. III. Sahife, 433 - 434 .


300

kabul ettii eyden, her trl menfaat veya zarar geldiine inanr. Hibir eye yaramyan, hibir ie gc yetmeyen aksine kendileri korunmaya muhta olan nesnelerin mbudluuna, en ahmak veya en budala bir insan yle inanmaz. imdi siz, Hak Taal Celle anhu'dan baka kinatta hi bir varln elinde kudret olmadn kesin bir ekilde anlam olsanz, phesiz ki O'nun karsnda boyun bker, acz ile niyaz ile ba eerseniz. Bu kesin idrk ve imandan sonra, ne herhangi bir el O'ndan bakas iin adak getirir, ne de herhangi bir dil O'ndan bakasna hamdeder. Ne de kimse O'ndan gayrsna dua edip, kranlarn bildirir. Ne de dnya yznde ahmaktan daha ahmak birisi kp da gerek Rabb'i Zlcelli brakp, O'ndan bakas iin kul olmak yolunu tutar. Ve yahut da herhangi bir kimsenin hkm vermek hakkna mlik olduunu kabul eder. Bu meselenin teyidi iin yukardaki yetlerle birlikte u yet-i kerimenin iaret ettii hkmde gznne alalm: Bu yet-i kerime de yerin ve gklerin mutlak hkmdarlnn Allahu Zlcelle ait olduunu bildirmektedir: D. "Gklerde ve yerde ne varsa ne yoksa, hep Allah'a aittir. Siz, kendi kalbinizde neyi aklarsanz, neyi de gizlerseniz elbetteki Allah ondan dolay sizi hesaba ekeektir. Ve sonra, istediini gufrana ulatrr (afeder) istediini de azaba arptrr. te o Allah
301

hereye kadir Allah'tr." (El Bakara: 284). Bu yet-i kerimenin zerinde dnrsek, unu anlam olacaz. Din'in ilk temeli ve esas akidesi Hakimiyet'in Allahu Taal' ya mahsus olduunu belirtmektir. Allah' Taal'nn gklerin ve yerin mutlak mliki olmas ve gklerle yerin arasnda bulunan kinatn da mutlak sahibi bulunmas, her eyin O'nun mlk olmas, yle bir temel hakikattir ki, insan iin bundan baka trl hareket etmek ve baka trl dnmek imkn yoktur. Bunun dnda hareket etmek veya dnmek sahih ve doru olamaz ve olmyacaktr. nsan, ancak Allahu Taal'nn karsnda boyun eip, ancak ona itaat eder. Yine bu yet-i kerimenin medllunda daha bir ok mnalar mevcuttur. Bir kere mesuliyet mefhumu aka grnmektedir. Yni herhangi bir i ister ak olsun, ister gizli, Hak Taal'dan gizli deildir. Hak Taal her ilenen fiile vkftr. Ve ilenen her fiilin hesab sorulacaktr. Neden ve niin byle yaptnz, yahut da byle dndnz diye sorguya ekecektir. te bu ekilde her insan tek tek yaptklarndan Allah'a kar mesuldr. Yaptklarndan dolay Muhakeme-i Kbrada hesap verecektir. Allahu Taal ister gizli (gayb) isterse ak (ehade) nin ilmini elinde tutmaktadr. Hatt kalblerin bir kesinde saklanm bulunan en ufak bir eyi dahi
302

bilmektedir. Kafalarda, zihinlerde, dncelerde neyin geip gemediinden elbette ki haberdardr. Hibir ey O'na gizli ve kapal deildir. yet-i Kerime'nin son ksmnda yine Hak Taal'nn her eye mutlak olarak kadir olduunu bildirmektedir. O, kimsenin kanununa tbi olmad gibi kimsenin nizamna da bal deildir. O kimseyi dinlemee de mecbur deildir. O mliki mutlaktr. stediine ceza verir ve istediini de balar; kll ve tam seme hakk O'nun elindedir. Her ey O'nun yaratt bir nesne olup ve her ey O'na kar bir yok hkmndedir.10[51] E. "Benden nce gnderilmi bulunan Tevrat tasdik ederek geldiim halde, size haram edilmi bulunan baz eyleri hell klmak iin Rabb'nzdan yetler getirdim. te O'ndan ekininiz ve bana itaat ediniz. Elbette ki, Allah benim de sizin de Rabb'nzdr. te O'na ibadet edin. Bu. en doru yoldur." (Al-i mrn: 50 - 51) Buradan anlaldna gre, Hazret-i sa (A.S.) davetinin de esas dier peygamberlerin davetlerinin esas gibi nokta zerinde toplanmtr: Birincisi: ktidar l'nn Hak Taal elinde bulunduudur. O'nun rzas iin kulluk yolu
10[51]

Tefhim - l - Kur'an, Cild: l, Sahife: 222 -223


303

tutulacak, O'na tam olarak itaat edilecek; ahlk ve medeniyetin btn nizamlar O'nun isteine gre tanzim klnacaktr. Yalnz, Allah'a boyun eilecek ve yalnz O'na kulluk edilecektir. kincisi: Kudreti l sahibinin mmessili olan peygambere de mmessillik vasf ile itaat edilecektir. ncs: insan kendi yaaynda hell ve haram; caiz, gayr - caiz eylere bal bulunmas hakknda yalnz Hak Taal'nn kanununu takip edecektir. Kanun ve gvenlik nizam yalnz Allah'a mahsustur. Beere ait dzme kanunlar hkmszdr. Buna gre, hakikatte Hazret-i Musa (A.S.), Hazret-i Muhammed (S.A.V.) in ve dier btn peygamberler de hep ayn heyetlerle gelmilerdir. Bu mukaddes vazife le mkellef peygamberler hep ayn gayenin rehberliini yapmlardr. Risalet bakmndan aralarnda en ufak bir fark yoktur. Muhtelif peygamberlerin muhtelif ekillerde geldiklerini iddia edenler, onlarn maksat ve gayeleri arasnda ayrlk dnenler, byk bir hatya saplanm ve yanl yol tutmulardr. Malik -l - mlk indnde, O'nun memuru olarak gelmi bulunan kimselerin gelilerinden ve memuriyetlerinden maksat nasl ayr ayr olabilir ki. Onlar geldikleri toplumlar, kafa tutmaktan ve kendi bana buyruk kesilmekten alkoyup, kendilerini
304

serbest sayp irk yoluna gitmelerine mni olsunlar diye vazifeli klnmlardr. Btn insanla, iktidar- l'ya kar hi kimseyi veya bir otoriteyi, her ne hususta olursa olsun hi bir ekilde ortak tanmamalarn retmek amacyla mcadele sahasna atlmlardr. Hakiki mlike kulluk vazifesini yerine getirmenin yksek faziletiyle mcehhez olmalar, itaatin ehemmiyetini kavramalar, vefakrln haysiyetine ulamalar esas tutularak, ilh davete muhatap edilmilerdir, Ne yazk ki elimizde mevcut bulunan ncillerde Hazret-i. Mesih (A.S.) in heyeti tam ve ak bir tarzda beyan edilmemitir. Kur'an Kerim'deki gibi sarih, vazh ve toplu halde anlatlmamtr. Yukarda sz edilen mesele, dank iaretler seklinde birbirine kartrlarak anlatlmtr. Mesel, ncildeki u yetten, Hazret-i Mesih (A.S.)'n yalnz Allah'a kulluk yoluna davet ettii anlalmaktadr: "Zira yazlmtr ki, Rabb Allah'na, secde ve yalnz O'na ibadet eyleyesin."11[52] Bu cmleden yalnz, Hazret-i Mesihin Allah'n vahdaniyetine ve yalnz O'na ibadet edileceine kal olduu anlalmaz; O'nun btn almasn ve gayretini hep bu yolda
11[52]

(ncil-i Mett, Bab: 4, Fkra 10, Kitab- Ahd-i Cedd, Sahife: 4).
305

sarfettii anlalr. s (A.S.), Allah'n emr-i er'sine tam mnasiyle itaat edilmesini salamak iin byk gayretler sarfetmitir. Mesel: "Melektun gelsin, muradn gkte nice klnrsa yerde dahi byle klnsn." (Mett Bab, 6. fkra: 10, Sahife: 7.) Hazret-i Mesih (A.S.), kendi kendini semav hkmetin mmessili sfat ile ileri srm ve halk bu yolda kendi itaatna davet ettii bir vakadr. Bu husus, O'nun muhtelif szlerinden ak bir ekilde anlalmaktadr. Hazret-i sa (A.S.), kendi memleketi bulunan Nasra'da mukaddes davete balaynca, orada ilk nce kendi yaknlar ve hemehrileri tarafndan muhalefetle karland. Bu hususta, Mett, Markos ve Luka (ncili tertip edenler) her de mttefiktirler. Bu kimselerin nn de rivayetleri hemen hemen birbirlerinin ayndr. "Nebi kendi lkesinde kabul edilmedi." Ne zaman ki, bu byk peygamberin ldrlme hazrlklar balad; bu sefer halk: "Buradan ekil, gizlice git." Dediler. O, teler habercisi peygamber de bu tavsiyelere u cevab verdi: "Bir Nebi bu artlar altnda ekilip gitmez. Buna imkn yok." (Luka, Bab: 19, Fkra: 38). Son defa Urelim'e geldii zaman, O'nun
306

ballar yksek sesle u szleri haykrdlar: "Dediler ki, Rabbn isminde gelen Melik mbarek olsun." (Luka, Bab: 19, Fkra: 38) Bu szler: duyan Yahudi limleri gcendiler. Hazret-i Mesih (A.S.) a: "Bu kimseleri sustur." dediler. Peygamberleri de: "Ol dahi cevap verip onlara dedi ki, ben size derim ki: Eer bunlar skt ederler ise talar aralar." (Luka, Bab: 19, Fkra: 40) Yine ayn masum peygamber yle buyurmulardr: "Ey cmle yorgun ve ykl olanlar! Bana gelin ve ben size rahat vereyim. Boyunduruumu zerinize aln ve benden ki halim ve alak gnlll renin ve canlarnza rahat bulasnz." (Metta, Bab: II, Fkra: 28 - 29, Sahife: 14) Hazret-i Mesih (A.S.) da dier peygamberler gibi, insanlarn yapp uydurduklar kanunlar yerine lahi kanunlarn yrrlkte olmas yolunda alyordu. Metta ve Markos'un rivayetlerinden apak bir ekilde bu nokta anlalmaktadr. Her iki ncil'in de rivayetlerinin hlsas yledir: "Yahudi ulemas, senin talebelerin, byklerin ve ileri gelenlerin rivayetleri zddna ellerini ykamadan nasl yemek yerler
307

diye itirazda bulundular. Bunun zerine Hazret-i Mesih buyurdu ki: Riyakrlarn hli byledir; onlar vaktiyle sair peygamberlerin szlerine de itiraz etmilerdi. Bu mmetin dili bana hrmet ediyor, fakat gnlleri benden uzaktr." Ve bu itiraz edenlere u ekilde insan ahlk retmilerdi: Siz de Allah'n hkmlerini iptal edip, kendi tarafnzdan uydurduunuz kanunlar yrrle koymaktasnz. Allah, Tevrat'ta ana, babaya hrmet edilmesini emir buyurmutur Her kim ana ve babasna fena bir ey sylerse o kimse ldrlsn diye hkm vermitir. imdi siz kalkm diyorsunuz ki, birisi kendi anasna ve babasna diyebilir ki, benim size kar yapmakta olduum hizmetler sizin iinize yaramyorsa, ben onlar Allah'a adarm. Bu verdiiniz hkmden, baba ve anaya hizmet etmemek caiz olmuyor mu? (Metta, Bab: 15, Fkra: 3-9 ve Markos, Bab: Fkra: 5 - 13)12[53] F. "te Rabbiniz O Allahtr ki, gkleri ve yeri alt gnde yaratt. Sonra da kendi makamnda salam olarak karar buldu. Ard arkas kesilmeden geceyi takip eden gndze, gecenin perdesi rtld. Gne de, ay da, yldzlar da hep O'nun fermanna boyun bkerler. Dikkat! halk etme
12[53]

Tefhim - l - Kur'an, Cild: I, Sahife: 253 - 256


308

(yaratma) ve emr (hkmetime) ona aittir. Btn lemlerin Rabb bulunan Allah ne mbarektir." (El - A'raf: 54). Hak Taal, isteva ale'1-ar: "makamnda salam olarak karar buldu.", cmlesinin etraflca erhi ve aklamasn anlamak bizim iin pek zordur. u kadar var ki. Allahu Taal, kinat yarattktan sonra, kendisinin u hudutsuz saltanatna, herhangi bir makamda bir merkeze karar verdi. te bu merkezde tecelliytn younlatrd kld. Ve bu tecelliyatn younlatrld makamn ismi de Ar'dr. Oradan btn lemlerin zerine feyz ihsan eyler. Oradan btn kinatn idaresini dzenleyip, emir buyurur. u cihet de mmkndr ki, bu yet-i kerime'deki Ar kelimesinden maksad, iktidar ve hkm sahbi bulunmaktr. "Ar zerinde karar bulmak" tan maksad da, Hak Taal kinat yarattktan sonra, onun idaresini de eline ald demektir. Her ne ise, istev al'el ar'n mnas ne olursa olsun, Kur'an- Kerim bu mevzuyu ele alarak, Hak Taal'nn yalnz kinatn Halik olmayp, ayn zamanda kinatn mutlak idarecisi ve yneteni olduu hakikatini en gzel ekilde insan zihnine yerletirmektedir. O, dnyay yoktan var ettikten sonra dnya ve yaratt btn mahlkattan alkasn kesmedii gibi, yaratt eyleri de kendi
309

banbrakmamtr. Amelen ve bilfiil, btn lemin her cz'nn ve kll lemin idaresi ve saltanat bizatihi o sonsuz kudrettedir. Fiili olarak. Her eyin, her varln ve her zerrenin takdiri O'nun hkmne baldr. Kur'an- Kerim, bu ekilde, esasa ait yanl anlayn nne set ekmek yolunu tutmutur. Byle olunca, hibir ekilde insan irk'in sapk yoluna saplanmaz ve kendisini de muhtar ve babo saymak dalaletinin sevdasna kaptrmaz. Kinatn nizam ve dzeni ile Hak Taal'nn alkasz olduunu zannetmenin gerektirdii netice udur ki, insan, kendisini yahut da dierlerinin mukadderatn Allah'dan baka birisinin elinde olduu kanaatine sahip olur. Byle dnen mahlk karsnda da boyun emek yolunu tutan, yahutta kendi mukadderatn kendi tayin ettii zehab ile ahsn serbest zanneder. Burada zerinde durulacak bir nokta daha vardr. Kur'an- Kerm'de. Hak Taal'nn yaratma ve idare ilerine ait kullanlan kelimeler ve stlahlar, ister hakik mnada olsun, ister mecaz ve istiare mnasna alnm bulunsun, ekseriya saltanat, hkmet ve padiahla ait kelime ve stlahlar kullanlmtr. Kur'an- Kerim'in bu beyan tarz o kadar ak bir ekildedir ki, herhangi alelade anlayl birisi Kur'an- Kerim'i okuduu zaman, bundan baka bir ey
310

anlamaz ve hissetmez. Akl noksan baz tenktiler, kendi akllarnn noksanln hesaba katmyarak hep tersinden dnp u neticeyi karmak istemilerdir: Gya bu Kitap telif edildii zaman, insann zihninde hkmet ve saltanat nizamnn hkim olduu fikrini ileri srerek bu kitabn mellifi (Bu sersem kafallara gre, Hazret-i Resl- Ekrem (S.A.V.) nezbillh Hak Taal'ya szm ona padiahlk izafe ederek ortaya karmak istemitir. Halbuki iin esasnda Kur'an- Kerim'in ileri srd daim ve ebed hakikat, bu dncesiz kafalarn iddialarndan veya anladklarnn tamamen aksinedir. En byk ve tek gerek udur ki, u yeryznde ve sonsuz gklerin saltanat ve padiahl ancak bir "zat" a aittir. Hkimiyet (sovereignty) diye isimlendirilmi olan husus da yine O'nun Zat'na mahsustur. Bu kinat nizam da bir merkez nizam kmildir ki, bu nizamda btn seme hakk yine o Zatn elindedir. te bundan dolaydr ki, bu nizam'da herhangi bir kimse, ahs veya zmre cz' veya kll olsun, her ne ekilde olursa olsun hkimiyet iddiasnda bulunursa, kendisini korkun bir ekilde aldatm ve feci bir yalana saplam olur. Ve yine bu nizam dzene koymuk iin de O'nun gsterdii yoldan baka herhangi bir yol doru deildir- uras da yine doru ve deimez bir gerektir ki, din ve mezhebi
311

bakmdan ibadet edilen Mbud'a, siyas ve meden hkmdarl (Sovereignty) da teslim etmek lzmdr. "Leh'l - halk ve'l - emr: Halk etme (yaratma) ve emr (hkm verme) O'na mahsustur." Cmlesinin erhine gelince, (stev al'el - ar) cmlesinin erhinde etrafl olarak aklanm oldu Bu mesele hakknda demitik ki, Allah Taal yalnz Halik deil, ayn zamanda emir veren ve hkm buyurandr. O kendi mahlkatn yarattktan sonra, onlarn ilerini bakalarna brakmam ve cmle mahlkatnn zerinde hkmn icra klmaa devam etmitir. Halk ettiklerinden hi birisini de kendi bana brakp, onlar kendi bana buyruk sahibi klmamtr. Yaratlm olanlar istedikleri gibi hareket edemezler. Amel ve fiil olarak btn kinatn ideresi Hak Taala'nn elindedir. Geceyle gndzn biribirini takip etmeleri de kendi balarna olmayp Allah'n hkm iledir. Allah isterse, bunlar istedii gibi deitirir ve istedii ekle sokar. Onlar istedii bir nizamla yeniden tertipler. Gne, ay ve yldzlarn da kendilerine mahsus bir iradeleri yoktur; Bu byk nesnelerin de her trl ileri Hak Taala'nn elindedir. Yalnz Cenab- Hak'kn fermanna boyun bkerler. Bunlar da mahkm ve mecbur birer kledirler. G. "Elbette ki, Allah istedii gibi
312

hkmeder." (El Mide: 1) Allahu Taal mutlak hkimdir ve btn kll irade yalnz kendisine mahsus bulunmaktadr. Diledii gibi hkmeder; kullarndan hi bir kimsenin O'nun hkmlerine kar sz sylemek, niin ve nasl demek hakk yoktur. Elbetteki bu ilh hkmlerin hepsi derin birer hikmete, sonunda mutlaka hayr olan bir maslahata dayanr. Fakat Mslman bir kul, bu hkmlere itaat ederken, bu kuds hkmlerin hikmet ve maslahat nedir diye pein bir aratrmaya girmez. Ancak hkm sahibi byle hkm vermitir diye itaat eder. Hkm sahibi bir eyi haram klmsa o haram olan ey ne olursa olsun ve niin olursa olsun mutlak surette haramdr. Helal olan ey de yine ne ekilde olursa olsun helldir. Niin ve ne sebepten hell olmutur diye aratrmak bize dmez. Zira, Hak Taal her eyin yegne mliki olduuna gre, bu eyleri kullarna ya haram klmtr, yahut da msaade vermitir. te bunun iin Kur'an- Kerim nimetlerin helllii ve haraml hakknda Mliki Hakikinin msaadesinin veya olmamasndan baka hibir aratrma yaplmasna lzum olmadm bildirmektedir. Yine ayn ekilde, kullarn yapacaklar ilerin caiz veya gayr caiz olmasnn da esas bundan baka bir eye dayanmaz. Hak Taal'nn caiz kld cizdir.
313

Caiz klmad da asla caiz deildir.13[54] H. "Kendi dilinizle tavsif edip yalan uyduraraktan, bu helldir ve u haramdr demeyin. Byle olursa Allah'a yalan iftira atm olursunuz. Elbette Allah'a yalan iftira atan kimseler asla felah bulmazlar." (En Nahl: 116). Bu yet-i kerime gayet ak bir ekilde, hell ve haramn deerlendirilmesinde ancak Cenab- Hak'kn yetki sahibi olduunu bildirmektedir. Baka bir tabirle yle ifade edilebilir ki, Kanun koyoco yalnz Allah'tr. Herhangi bir kimse, kendi bildiine gre, beer hdiseleri deerlendirip bu fiillerin caiz ve gayr caiz olduunu ileri srerse, byle bir adam, haddini am ve kulluk vazifesini inemi olur. nsanlar yalnz, lh kanuna dayanarak bu rnek hkmlerden sonu kararak, falan umum kanuna muvacehesinde u husus ey de helal veya haramdr; yine ayn ekilde filan umum kanuna gre u fiili yapmak, caiz veyahut da caiz olmadnn sylenmek, Hak Taal'ya yalan isnad edip, iftira atmaktr. Byle irkin bir i iki sebepten dolay ilenebilir. Ya ileri srlen bu hkm, tek dayanak olan lh Kitap dikkate itibara alnmadan verilmitir; yani kitabn caiz kldn o kimse, gayr caiz saym, caiz klmadna da caiz demitir. Ve13[54]

Tefhim - l - Kur'an, cild, 1. Sahife, 438.


314

yahut da Hak Taal, hell klmak, haram klmak iini insann eline vermi, insan da yaaynda serbest klp, "Sen kendin iin bir eriat meydana getir" demi olmaldr. te bu eklin her ikisi de yalan uydurarak Allahu Taal'ya iftira atmak demektir.14[55] . Syle: "Allah'n size gndermi bulunduu rzk hakknda hi dnmediniz m? Bunlardan hell kld da var, haram kld da. Syle, acaba Allah m size izin verdi, yoksa siz Allah'a iftira m atarsnz?" (Ynus: 59). Urdu lisannda rzk: (rzk) kelimesi halk arasnda umumiyetle yiyecek, iecek gibi eylere denir. Bu kelimeye verilen bu basit mna ile, yemek sofrasn dikkate alan halkmz, din hurafeler, gelenekler ve merasimler gibi eylerin zerinde dururlar. aret ettiimiz bu yanl anlay, dorudan doruya chil halk tabakasnn ii olmayp, ulema unvanl bir zmrenin yetersiz ve gelii gzel almalarnn bir neticesi olduu gayet aktr. Halbuki Arapada rzk kelimesi yalnz yiyecek ve iecee mnhasr deildir. Belki, "in'm", "ihsan", "hediye", "atiye" ve "bahi" ve her verilen ey demektir. Bu kelimenin mnas geni ve umumdir. Hak Taal, dnyada insana ne vermi ise, bunlarn hepsi de rzkdr. Hatta oluk ve ocuk bile "rzk"
14[55]

Teflim - l - Kur'an, Cild: II, Sahife: 578


315

dr. Mehur adamlar ansiklopedilerinde: "esma'r- ri-cal" kitaplarnda, bir ok rvilerin isimlerine rastlyoruz. Bunlar hususla ilgili olarak rzk, kzeyk ve rzkullah isimlerine de tesadf ediyoruz. Bunlarn hemen hemen mnalar birbirlerinin ayn ve Urduca "Allah verdi" demektir. Mehur duay hatrlayalm: Allahmme erin'l - hakka ve erzukn ittib'ah. "Ya Rabbi, bize hakk gster ve bize ona tabi olmay nasib et." Umum konumalarda syle bir tbir kullanlr: "Ruzika ilmen: falan adama ilimden nasib verildi, Hadis-i erif'de yle buyurulmutur; "Hak Taal her hmile kadnn karnndaki ocuk iin bir melek gnderir, bu melek, ocuk var olur olmaz, onun btan mr boyunca rzkn hazrlamakla mkelleftir." Bu Hadis-i erif'de kullanlm olan "rzk" kelimesinden maksat sadece yiyecek, iecek deildir. ocuun bir mr boyunca elde edecei sadece yiyecek, iecek deildir. Buradaki "rzk" tan maksat, ocuun dnyada yaad mddet iinde ihtiyac bulunan hereydir. Kur'an- Kerim buyurur ki: "Ve mimm rezakna - hum ynfikun":
316

Onlara verdiimiz rzktan, bakalarna, da verirler. Grlyor ki "rzk" kelimesinden, yalnz yiyecek, iecek ve yemek sofrasnda bulunan eyleri dnmemek gerekir- Allahu Taal sadece yiyecek, iecek zerinde durmu olduu, dier hususlarda insan serbest brakt eklinde yanl bir dnceye kaplmamak gerekir. Byle bir sakat anlaya saplanmak, alelade bir hata olmayp, muazzam ve ok mhim bir iman zaafdr. Halbuki Allah'n dini, hayatn her daln ve her ubesini kuatan emsalsiz bir sistemdir. Dier bir hatal dn de, "Din ilmi" olarak bir eyin haramln bilmek, sadece bu mevzu zerinde alp mr tketmei anlamlardr. Onlarn medeniyet anlayna gre, insan kendi iinin idaresi iin, kendisi hudud tayin eder. Yaama tarzna istikamet veren usuller kararlatrr. Allah'n kitabna ihtiya hissetmeksizin kendi bana kanun koymaya da kalkar. Bu fahi hata ve gerekten kopup uzaklam zihniyet, ne yazk ki, yalnz halkn bilgisiz tabakasna mahsus bir keyfiyet deildir. Bu topluluk iinde, din ulemas, yzeysel ve ksr bilgi sahib mftler, idraksiz Kur'an Kerim mfessirleri ve hadis eyhleri gibi etiket sahibi yn yn ahsiyetin, dine byle bir anlay mercei ile bakmann bizzat din paralamak ve blmek olduunu bilmelerine
317

imkn yoktur. Byle bir dnceye sahip olduktan sonra ve lh eriat yalnz yiyecek ve iecek mevzuunda hkm veren bir messese haline getiren bu kimselere yle bir sual yneltilebilir: Byle bir dnceye sahip olmanzn, ne kadar byk bir gnah ve crm olduunu biliyor musunuz? Rzkn Allah'tan geldii gibi, siz kendiniz de Allah'n deil misiniz? O zaman nasl olur da, Allann mlknde istediiniz gibi tasarrufta bulunabiliyorsunuz? Keyfinizin istedii ekilde hududlar ve usuller tayin ediyorsunuz? Herhangi bir hizmetkr, herhangi bir uak, ben kendi efendimin, patronumun veya aamn sahibi olduu bir malna, istediim gibi tasarruf etmek ve dilediim gibi bu maln tasarrufu hakknda usuller koyabilirim iddiasnda bulunsa; efendimin, patronumun ve aamn da szn dinlemem hususunda bir sebep yoktur dese, byle bir uak hakknda ne gibi bir hkm verirsiniz? Evinizdeki hizmetiniz, yahut da i yerinizdeki hademeniz, evinizde veya i yerinizde, "her eyi ben bildiim gibi, keyfimin istedii ekilde kullanrm; mevcut eyalardan istediim gibi faydalanrm diyerek bir nevi muhtariyet iddiasna yeltendii takdirde acaba siz bu uanza ne gibi bir muameleyi reva grrsnz? Bu uan yahut da odacnn tutumu o
318

zaman bakalam olur; yani bu uak veya odac efendisini tanmyor ve kendi bana buyruk kesilerek ayn zamanda hizmet ettii yerin malna da sahip kyor demektir. Byle bir uak veya odac o zaman haddi aan ve gasb edici durumuna dmez mi? Artk bu uak hakknda yle bir durum oluur: Uan kendisi uak olduunu bildii halde, uak olduunu kabul ettii halde, ok iyi biliyor ki, mal ve eya kendine ait olmayp uaklk ettii kimsenindir. Bunlara ramen, yani bile bile, sonra da kalkp mallar hakknda istediim gibi tasarruf etmek, istediim gibi kullanmak hususunda usuller koyacam, kanunlar yapacam, diyor. Mallarn tasarrufu hakknda usul koymak ve kanun yapmak da benim hakkmdr diye iddiaya kalkyor. Hem de efendisine bir ey sormak lzumunu duymadan ben istediimi yaparm diye ortaya atlmaktan ekinmiyor.. Nihayet netice olarak yle bir vaziyet ortaya kar: Bu efendi, bu aa kendisi uana, maln kullanmak hakkn vermitir. Bu bakmdan, mallarn tasarrufu iin nizam ve kanun yapmasna da msaade etmitir. Bu hak kendisinin iken, uana vermekte mahzur grmemitir. Byle bir iddiann sahibi olan uaa, senin bu iddian ne gibi bir eye dayanyor diye bir sual tevcih edilebilir. Yoksa bu szleri sen kendi kafandan m uyduruyorsun diye uak itham altnda
319

tutulabilir. Eer birinci ekil geerliyse, yani uan mallar kullanmas iin hakikaten efendisi emir vermise, o zaman mesele yoktur. Aksi takdirde, yani- ikinci ekle gre, uak herhangi bir dayanak gstermekten mahrumsa, bu uak yalanc ve iftiracdan baka bir ey olamaz. Crmn de en byn ilemi bulunur.15[56] J. "Allah'n gnderdii ile hkm vermeyen kimse-ler kfirdirler, zlimdirler, fasktrlar.." (Maide: 44, 45, 47). Bu yet-i kerimede, Allahu Taal, kendi gnderdii kanun gereince ileri zmeyen ve bu rnek kanuna uygun br ekilde hkm vermeyenler hakknda ekil buyurmutur: Kfir.. zlim.. fsk... Gerek ak ekilde anlalmtr ki, insan, Allah'n hkm ve O'nun gndermi bulunduu ulv kanunu brakp da, kendi uydurduu veya bakalarnn uydurup ortaya attklar kanun. ile, ilerin halli yoluna gider ve itima hayat tanzime ynelirse, yukarda sayl olan u suu ilemi olacaktr. Evvel byle bir tutumun ilk kademesi, Allah'n kanunlanrn inkr etmi olmaktr. Allah'n hkm inkr edilince byle me'um bir fiilin faili kfir olur. Sonra byle bir i
15[56]

Tefhim - l - Kur'an, Cild II, Sahife: 293 - 294 .


320

adalet ve insanlk vasflar ile badaamaz. nk adaletin en dorusu Allah'n koymu olduu adalettir. Allah'n ltfettii adalet hkmn brakp kendi bildii gibi, yahut da bakalarnn koyduklar kanunla hkm vermek zulmn t kendisi olur. Bunu yapar da zlim olur. nc sfat da yle bir mnay ifa etmektedir: Byle bir kul, kul olduu halde, kul olduunu bildii halde kendi mlikinin, kendi sahibinin kanununu brakarak ve bu kanundan kanarak; kendisinin yahut da herhangi bir kimsenin uydurduu kanunu cri klmak yoluna giderse, hakikatde kulluk ve itaat dairesinin dna km olur. Bu da "Fsk" demektir. Kfr de, zulm de, fsk da bu her zehirli sfatn de Allahu Taal' dinlememenin isimleridir. Her nerede Hak Taal'nn hkdinlememenin isimleridir. Her nerede Hak Taal'nn hkmnn dna klyorsa, orada bu eyden nn de bir arada olmamasna imkn yoktur. Mutlaka bu mezmum sfat bir arada bulunur. Ancak lh fermana kar gelmenin, Hak'kn hkmne kar diretmenin de dereceleri ve ekilleri vardr. O zaman bahs geen bu fena iin de azl ve okluu bakmndan dereceleri olacaktr. Mesel, Allah'n emrettii kanunum hlafna ileri tedvir etmee yeltenen birisi, Allah'n o en gzel hkmlerinin yanl ve insanlarn uydurduu kanunlarn doru oldu321

unu ileri srecektir. Bu ahs tam mnasiyle hem kafir, hem zlim ve hem de fsk olur. Fakat baka bir kimse, lh hkmlerin doruluuna inanp, amel bakmdan ve fiiliyatta Allah'n kanunu ile deil de insanlarn uydurduklar szde kanunlarla ileri yrtmee yeltenirse; bu adam lahi hkme itikad ettiinden dolay akde bakmndan kfir olmaz ve slm mmetinin dnda kalmaz; fakat byle bir kimsenn iman, kfr fsk ve zulmn karmndan bir ey olur. Her kim, hayatn tanzim eden btn i ve gcnde lh hkmden ayrlm olup, baka bir tarafa saparsa, tam ve katksz bir kfir ve ayn zamanda fsk ve zlim demektir. Fakat baz ilerinde Allah'n kanununa tbi olup da bazsna da tbi olmazsa, byle bir akide sahibinin iman, kfr zulm ve fsk ile kark bir hal alm demektir. Bu kimsenin vaziyeti baz yerde kfirine olur, baz yerde olmaz. Bu ahsn kfr, fsk ve zulm derecesi yapt ilerin mahiyetine gre ayarlanr. Bir ksm mfessirler, baz yetleri kastl olarak tevil edip, ehli kitabn nne sermek iin alrlar. Fakat aslnda lh Kelm'da bu tevil iin herhangi bir uygun durum bulunmaz. Bunun gibi tefsircilere, bu tarz bir ie ve bu ekilde bir tevile en iyi cevab Hazret-i Huzeyfe (R.A.) vermitir. Bir ara bir zat gelerek Hazret-i Huzeyfe'ye yle bir sual
322

sordu; "Beni israil hakknda sylenmi bulunan bu yet-i kerime'de, Yahudilerin. Allah'tan nazil olan ahkm brakarak, bu ahkmn hilfna ilerini kendi bildikleri gibi zme yoluna gittikleri beyan edilmektedir. Bu kavim, bu yet-i Kerime'ye gre kfir, zlim ve fask mdr? Huzeyfe (R.A.) bu suale u ekilde cevap verdi: "Btn aclar Beni srailin, tatllklar da sizin olsayd, u Beni srail size ne iyi karde olurlard. Hayr, byle deil, Allah'a yemin ederim ki, siz de onlara gittikleri yolu adm adm takip ediyorsunuz; o yoldan gidiyorsunuz."16[57] Hkimiyetin bu temel usl, Kur'an- Kerim'in muhtelif yerlerinde anlatlmtr. Allah'tan baka her kim bir nesneyi yahut da bir kimseyi mutlak tarcih sahibi olarak kabul ederse, Kur'an- Kerim'in bildirdii stlah karl olarak bu nesne "Taut" tur. Byle yapan da Tut'a kulluk etmi bulunur, O da Allah'a kulluk et menin tam tersinedir. K. "Her kim Taut'u brakp da Allah'a iman ederse, ite o, hi kopmas imkn olmayan salam bir tutana sarlmtr. Elbette Allah duyan ve bilendir." (El - Bakara: 256)
16[57]

Tefhim - l - Kur'an, Cild I. Sahife, 475 - 476


323

Burada Tut kelimesi, lgat noktay nazarndan; haddini bilmeyen, ar giden, haddini aan, herhangi bir ahsa denir. Kur'an- Kerim stlahna gre Taut'dan maksat, aan, kulluk haddini tecvz eden, kendisini efendi ve patron koyan; Allah'n kullarn da kendisine kul yapmak istiyen kimsedir. Bir kimsenin Allah karsnda boyun emekten kanmas, isyan etmesi, ar gitmesi, haddini bilmemesi ekilde olur. Birinci ekil: Kul ess itibariyle boyun emektedir. Hakk kabul edip, Hakka teslim olmaktadr. Fakat i amele gelince, fiiliyatta bu usulden uzaklar; ya kendisini ahsen serbest klmaya yeltenir, yahut da baka birisinin kulluuna boyun emi olur. te bu "fsk" dr. kinci ekil: Kul Hak Taal'nn emrine boyun bkmek hususunda usulen sapar, ya kendisini muhtar klmaya yeltenir, yahut da baka bir kimsenin kulluuna girmek yolunu tutar. Bu vasftaki bir insann durumu da "kfr" dr. nc ekil: Bu kul, Mlikine kar gelir, haddini aar, Mlikinin mlkne sahip kmaya kalkr, O'nun ebaasna hkmetmeye yeltenir. te bu nc eklin ismi de Tuttur. Aslnda herhangi bir kimse Taut'u brakp, Tutu inkr etmedike
324

Allah'a iman etni saylmaz, mmin durumunda deildir.17[58] Baka bir yet-i kerime'nin zerinde de dnelim: "Sana nzil klnm bulunana ve senden evvel de nil klnm olana iman ettiklerini sananlar grmedin mi? stiyorlard ki, ilerini Tut yolu ile halletsinler;" halbuki onlara bundan vaz gemeleri iin hkm verilmiti. (Nisa: 60). Bu yet-i kerime'de Tut'tan maksat, ak olarak bilinmektedir ki, Allah kanunundan baka bir kanundur. Ki byle bir kanunla ilerin hal ve fasl yolu ihtiyar edilmektedir. Allah Taal'nn yce iktidarnn koyduu nizamn dndaki gayr meru bir nizamdr. Allah'n kitabna dayanmayan bir kanundur. Bunun iin de bu yetin manas u ekilde bir akla kavumaktadr: Adalet yolunda Allah'n kanununu brakp da Tut'a tbi olmak ve cemiyet sistemini bu Tut kanunu ile yrtmek, imna aykrdr gerei. Allah'n ve O'nun kitabna imn etmenin iktizas udur ki: nsann, adalet diye ortaya atlmak istenen Tut nizam ve kanunlar temelinden reddetmesi gerekmektedir. Kur'an- Kerim'e gre de Allah'a imn etmekle, Tutu reddetmek ayn kapya kar.
17[58]

Tefhim - l - Kur'an, Cild: I, Sahife: 196 197.


325

Yani Tut reddedilmedike Allah'a iman, tamamlanm olmaz. Bu ikisi hibir zaman birarada bulunamaz. Allah'a inanmak ve iman etmek; ayn zamanda Tut'a tabi olmamak demektir.18[59] Yukardaki bahiste, Kur'an- Kerim'in bildirdii hkimiyet tasavvuru ak bir ekilde aklanm oldu. Bu tasavvura gre, hkimiyet hususunda insann herhangi, bir ekilde, hakk olmad belirtilmitir. Bunun iin, Kur'an- Kerim insan yeryznde Hak Taal'nn halifesi ve vekili olarak vazifelendirmitir. Bu vekilliin de heyeti ve evsaf u artlar gerektirmektedir: Bu nib, kendisini nib tyin etmi bulunann, yani hakiki mlikin emrine ve hkmne gre hayat tanzim etmesi lzmdr. Aadaki yet-i kerime bu hususu iaret etmektedir: "Senin Rabbin, meleklere, ben yeryznde bir halife klacam dedii zaman..." (El - Bakara; 30) Halife, o kimseye denir ki, herhangi bir mlkte her-hangi bir yerde, kendisine muayyen bir serbestlik verilir ve mlkn hakik mlikinin emrine gre, o da bu mlkn ilerine bakar. Yani mlkn sahibi bulunan Mlik'in yerine geer ve onun vekili
18[59]

Tefhim - l - Kur'an, Cild, l, Sahife, 367. (2) Tefhim -l - Kur'an, Cild, 1. Sahife 62 .
326

olur. Bu halifenin yahut da naibin elindeki bu serbeslik kendisine ait deildir; kendinden gelmemitir; onu vekil yapan, onu bu iin bana getiren Zattan kmtr; bu kimseye yetki, onu bu makama tyin etmi bulunan tarafndan verilmitir. Eer bu, kimse, kendisini mlik bilmeye yeltenirse ve kendisine emanet edilmi olan bu serbestli gerektii gibi kullanmazsa, asl Malik'e deil de herhangi tredi birisine teslim etmeye kalkrsa, bu uydurma mlike tabi olursa, gaddarln ve zulmn en byn ilemi olur. TAAT VE SADAKAT USL Yukarda anlatm olduumuz, Hkimiyet ve hilfet tasavvurunun ftri ve mantk gerei itaat ve sadakattir. Bu itaat ve sadakatin asl kayna da yine ancak Halik-i Zlcell ve O'nun hidayetleridir. Hkmet ilerinde ve devlet meselelerinde ve dier btn hususlarda da bu asl kaynaa itaat edilip sadakat gsterilmelidir. Bu meselenin izahn Kur'an- Kerim u ekilde beyan etmitir: "Ey iman etmi bulunan kimseler. Allah'a itaat ediniz, O'nun Resulne de sizin iinizden bulunan l'l - emrede. Bir mesele zerinde anlamazla girerseniz ve eer hakikaten Siz Allah'a ve ahiret gnne iman eden kimseler iseniz, bu meseleyi de Allah'a
327

ve O'nun. Resulne havale ediniz, iste bu hayrl ve en iyi yoldur." (En Nisa, 59) te bu yet, slmn btn mezhebi, meden, siyas, nizamnn temel kaidesidir. slm hkmetin de ilk dsturudur. Bu esas zerine aada geni ve etrafl olarak anlatlacak olan hususlar bina edilir: 1. slm nizamda asl itaat edilecek olan Allahu Teal'dr. Bir mslman her eyden nce Allah'n kuludur. Bundan tesi teferruattr. Mslmann ferd yaaynda ve mslmnlarn itima yaay nizamnda, merkez ve mihver olarak Allah'a taat ve O'na sadakardaima en bata gelen bir konudur. Dier taatler vefakrlklar ve sadakatler, ancak, Allahu Taala'ya kar olan itaatin karsnda bulunmamak, bu itaata muhalif olmamak artiyle kabul edilebilir. Yoksa, bu asl itaatin muhalifi olan her itaat btldr ve ona cevaz verilmez. Bu hususta Hazret-i Risaletpenahi (S.A.V.) buyurmulardr: "La t'ate li - mahlkin f masiyetil Halk." Yaratana kar gelmede hibir mahluka itaat edilemez. 2. slm nizamn ikinci temeli de Resl'e itaat etmektir. Bu itaat kendisi mstakil (apayr) bir itaat deildir. Allahu Taal'nn itaatinin zmnnda (ieriinde) bir itaattr.
328

Resl'e itaat edilmesinin sebebi, Resl'n dayana olan bir vasta ile Allah'n hkmlerini ve emirlerini bize ulatrmasdr. te biz Allah'a itaat etme iini de ancak Resule itaat etmekle gsterebiliriz. Allah'a itaat denilen herhangi bir ekildeki itaat, Resl'e itaat olmakszn mteber olamaz. Resule itaatsizlik etmek, Allah'a itaatsizlik demektir. Allah'a kar gelmektir. Bu hususta u hadis-i erif gznne alnmaldr: "Her kim bana itaat ederse, Allah'a itaat etmitir ve her kim bana kar gelirse, Allah'a kar gelmitir." Bu hususu Kur'an- Kerim'de de tam bir aklk ve kesinlikle grmek mmkndr. 3. Yukarda bahsettiimiz iki itaatten sonra nc bir itaat daha mevcuttur. Bu nc itaat ise, bahsedilen iki itaatin bir alt kademesinde, bu iki itaatin yan blm ve bunlara gre elbetteki tal derecededir. Dier bir ifade ile iki itaatin bir devamdr. Bu itaat da islm Nizamnda, btn mslmanlar iin vcibdir. Bu husus da Mslmanlarn kendilerinden, kendi aralarndan km olan "ulu'l -emr" e itaat etmeleridir. Bu "Ulu'l - emr" mefhumuna btn slm camias ferdlerinin hepsi dahildir. Bunlar Mslmanlarn bir millet halinde yaamalarn tanzim ve tertibe koymak iin aralarndan kan tannm kiilerdir. Bu zmre Mslmanlarn itima hayata ait
329

btn ilerini yneten kimselerdir. Bunlar ister fikr ve zihn almalar ile rehberlik etsinler; - Ulem-i dn gibi - ister siyas rehberlik yolunu tutsunlar; Vali, Lider ve nder gibi, - ister mlk ve intizam ilerde rehberlik etsinler; - Vali ve Hkimler gibi, yahut da adalet ilerini dzenlesinler; kadlar ve hkimler gibi meden, muaeret ve itima ilerde Mslmanlarn ilerini grp rehberlik etsinler - kabile ve airet eyhleri gibi, kylerin, kasabalarn ilerini eviren ky aalar gibi, isterse asker ileri yrtmek yolunu tutsunlar; kumandanlar ve serdarlar gibi. Ksacas her ne suretle olursa olsun, mslmanlar arasndan km emir sahibi kimselerdir. Bunlara da itaat etmek lzmdr. dareci zmreye kar gelmek, bunlarla ekimek, slm nizamn bozabileceinden doru ve caiz saylmamtr. Cemiyet ilerini zerine alan bu kimselere itaat edilmesinin art da bu zevatn mslmanlarn kendi aralarnda bulunmal ve Mslman zmrelerinin iinden km olmaldr. Bunlarn kendilerinin de Allah ve Resul'e itaat etmeleri zarureti vardr. Bu iki art haiz olduklar zaman, onlara itaat edilir. Yoksa yukardaki yet-i kerimenin emrettii mna gereince ve ayn durumu aydnlatan Hadis-i erif'in ak beyanna gre, itaat edilme vasfn kaybetmi olurlar. Byle idarecilere asla itaat edilmez. Misl olarak aadaki
330

Hadisi erifleri tetkik edelim: "ster holansn ister holanmasn, dinlemek ve taat etmek bir Mslmana lzmdr. Fakat ma'siyet Allah'a kar gelmekiin emir verilmemi olacaktr. Ma'siyet iin emir verilince bu emir ne dinlenir ne de itaat edilir." (Buhari ve Mslim) "Ma'siyet iin ne dinlemek vardr ne de itaat etmek. taat etmek ancak mruf (doru i) iindir." (Buhari ve Mslim). "Sizin iin, baz emirler kar ki, siz bu emirlerin bazsn doru bulur, bazsn da eri kabul edersiniz; eri bulduunuzu kabul edemezsiniz, sizden mesuliyet kalkar; beenmezseniz, kurtulmu olursunuz. Fakat eri bildiiniz halde itaat ederseniz ve tbi olursanz mesul olursunuz. Sahabiler sordular: Bir ara, bir zaman byle hkimler ortaya karsa onlarla dvelim mi? Buyurdular: Namazlarn doru drst kldklar mddete hayr." (Mslim). Bu Hadis-i erif'den anlalyor ki, namaz terk etmek, ak bir ekilde itaat edilmemek iin br delil tekil ediyor. Namaz doru drst kldklar mddete onlara kar dvyoktur. Demekki onlar Allah ve Resulnn yolundan ayrlmamlardr. Buna
331

gre de onlara kar gelmek, onlarla savamak doru olmayacaktr. Ayn durumu aklayan dier bir Hadis-i erif: "Sizin en kt nderleriniz, kendilerine kar sizin dmanlk beslediklerinizdir ki, onlar da size kar dmanlk beslerler; siz onlara lanet edersiniz, onlar da size lanet ederler. Dedik: Ya Besulallah (S.A.V.) biz o zaman; onlara kar koyalm m? Buyurdular: Mademki sizin iinizde namazlarn klyorlar, kar koymayn, namazlarn madem ki, klyorlar, kar koymayn." (Mslim) Bu Hadis-i erifler, yukarda beyan edilen artlar aklamaktr. Yukardaki hadis-i erifde "namaz klmak" kelimesini grenler, bu kelimeden, yani husus olarak namaz klmak mefhumunu anlarlar. "Madem ki namaz klyorlar bunlara kar koymak yoktur." diye dnrler, halbk Hadisi, erif de beyan edilen namazdan maksat iyi bir mslman olmann iaretidir. Namaz, islm'n fer d ve itima yaaynn nizamn hakim klmak demektir. Namaz klnan bir yerde demek ki, slm Nizam ve slm Hkmet asln muhafaza etmi oluyor. Yoksa byle olmasayd i banda bulunanlar Namaz klmakla beraber hakikaten slm dairesinin dna km, slm'dan ayrlm olduklar takdirde nasl olur da byle
332

islm'dan uzaklam bir kimseye Mslmanlar itaat ederler? Bu hususta yine Hazret-i Resul-i Ek-rem (S.A.S.) yol gstermektedir: "Siz kendi amirleriniz (nderleriniz) le ekimeyin, ancak onlarn tuttuklar yol, aktan aa kfre giderse ve bunun iin her ne suretle olursa olsun, siz bir delil eIde ederseniz, o zaman onlara kar gelmek, bizim indimizde de Allahu Tel'nn indinde de makbul bulunmu olur. O zaman i deiir." (Buhar ve Mslim) 4. Ayet-i Kerime'nin deindii drdnc bir mana daha vardr. Kesin ve mstakil bir ekilde gr yoruz ki, slm nizamda, Allah'n hkm ve Resul'n usul zerine en son kanun ve en son dayanak (Final Autorithy) bu yoldur. Mslmanlar arasndaki meselelerde yahut da Mslmanlarla hkmet erkan arasndaki me selelerde anlamazlk olabilir. O zaman bu anlamazlklar Kur'n ve snnete hayale etmek lzmdr. Herne ekilde i neticelenirse, mslmanlarn buna teslim olmalar icabeder. Bunun gibi yine btn yaay meselelerinde kitabullah ve Snnet-i Resul-i Ekrem'i son dayanak ve son merci olarak kabul etmek icab eder. slm nizamn bu zarur usul islm nizmn, kfirne nizamdan ayrr. Bu nizama uymak istemiyen
333

her ey de elbette ki slm nizam olmayacaktr. Bu mevzuda halkn bazs yle bir pheye derler. Hayatn btn yaay ubelerinde Kitabullah'a ve Snnet'e nasl bavurabiliriz? Mesel belediye ilerinde, demiryolu meselelerinde, yahut postahane ve buna benzer birok eitli mevzularda... Kitabullahta ve Snnetde bunlara ait ak hkmler yoktur. Halbuki hakikatte btn bu iler, Dn'i usuln benzerleridirler. Mslmanla kfiri ayran belirleyici fark ta buradan doar. Kfir kendisini ide ve her hususta mutlak olarak serbest kabul eder. Mslman ise, aslnda kul olduunu hesaba katarak, bu kulluk diresi iinde serbestlii gznne almtr. Bu kulluk dairesindeki serbestlii de yine kendi kendinden deil, Rabbi Zl cellden elde etmitir. Kfir btn ilerinde ve muamelelerinde, kendi uydurduu kanun ve nizamlara tabidir Hak Tel'nn usul ve nizamna balanmak hususunda bir dayanak edinmez. O'na ihtiyac olduunu da idrak etmez. Fakat mslman, kafirlerin tam aksine olarak, her iinde ve her muamelesinde ilk evvel Hak Tela'nn rzsn arar. Sonra Resul-i Ekrem'in btn bir insanla rnek olan snnetine uymak yolunu tutar. Mslman, yapaca ilerde Kitb ve Snette ak bir
334

hkm bulursa bu hkme uyar, bulamad zaman, o ii yapp yapmamakta serbest olur. Ancak bu serbestlik de bir delile ve bir kanta dayanmaldr. eriat getiren Zat, bu hususta bir hkm koymam ise, o zaman Kitaba ve Snnete muhalif olmamak artiyle mslman da yapaca ide serbest kalr. 5. Bir mslman yahut da Mslmanlarla lul'emir arasnda ihtilf kabillir. Bu ihtilf en son halledecek olan husus yine kitabullah ve Snnet-i Resul-i Ekremdir. Bu son mesnede inanp itikad etmi bulunan, bunlardan baka bir eyle meselenin halledilmesi yoluna gitmez. Bu ihtilfn hallinde ister l'lemr hakl ksn isterse halk ksn, her ikisi de neticelenmi olan hkme boyun emek zorundadrlar. imdi, byle bir meseleden dier bir mesele meydana kmaktadr. Byle bir ihtilf ktnda hangi makam bu ii Kitabullah ve Snnete gre zecektir? Bu makamn bir lmi meclis ve Ulem toplants, yahut da bir Yksek adalet divan (Superme Court) olmasn yce eriat bize tayin etmemitir. Bizi buna mecbur klmamtr. Byle bir makamn bulunmas gerektii takdirde, bu makamn vazifeleri u hususlar olacaktr: slm'n ruhuna uygun kanun dzenleme; Adl makamlarn neticelendirdii davalara icabettii takdirde husus bir ekilde bakmak ve Kitabullah ve Snnetin garaktirdii ekilde
335

meseleyi zmektir. Hakk batldan ayrt edip bildirmektir. Kur'an- Kerim, sadece bir ayin ve usul kitab deildir. Ayn zamanda bir tlim, terbiye ve telkin kitab da olduundan bu lhi Kitapta gayet ibretli vaazlar, beer akln hayranla srkleyen nasihat ve tler vardr. Bu itibarla, bu mukaddes kitap bir kanun ve bir nizam temsil etmekle beraber, ayn zamanda bir hikmet ve maslahat kitab olduu da aktr. Kur'n- Kerim, bu iki meseleyi birden dikkate alarak, insanl hidayete sevk etmek yolunu tutmutur. Birinci ekle gre, Kur'n - Kerim'deki szn ettiimiz drt usule iman etmek lzmdr. Mslman olmak iddiasnda bulunmak, bu iki eklin birletii bir btne inanmakla olabilir. Bunlardan birinden sapmak, doru olamaz. kinci bir mesele de udur: Bu mslman kendi yaayn tanzim etmek iin Kur'an- Kerim'in koyduu her iki ekile de dikkat etmesi gerekir. Yani hem ahkma dikkat edecek hem de vaaz ve nasihatleri gznnde bulunduracaktr. Yalnz bir tek ey, insan doru yola (Srat elmustakim'e) ulatrr ki o da Kur'n- Kerimi tam olarak gznnde bulundurmaktr. Oradaki nasihatlerin bir ounda Yahudilerin ahlak ve hareketleri misal diye gsterilmitir. Bu misller gsterilmekle mslmanlar ince bir ekilde ikz
336

edilmilerdir. Onlara denmitir ki, sizden nce gelmi gemi veya henz hayatlarn idme ettiren milletler, mmetler, dn usulnden ayrldklar iin byle aalklara saplanm gitmilerdir. Sizin iin onlar birer ibret tekil etmelidirler. imdi bundan byle Allah'n Kitabndan ve Resuln hidayetinden dnen ve kendi bildikleri gibi giden milletler ve yine Allah'n Kitabna ve Resuln hidayetine boyun emek istemeyen, bakanlar, liderler, nderler'in peinde gitmek, hatta Kitab ve snnetten baka kendisine dayanak edinen "din" bykleri ve siyasi rehberlerin peine taklmak, insanlar yle bir fenalklara saptrr ki, taunun sonunun ne olacan kestirmek kolay deildir. te bu gibi kimseler veya zmreler Ben srailin dtkleri uuruma dp yuvarlanp giderler;

337

NSZ

slmn siyasi nazariyesi, soya dayal olarak intikal eden, yani babadan oula geen merkezi bir sistem deildir. Geen blmlerde slm'n siyasi tasavvuru zerinde durulmu ve mevzular ayklanmtr. Bu bahislerde bu tasavvurun bir merkezi makam olduunu bildirdik. imdi Kur'an ve lugatta kullanlan kelime ve stilahlarn manalarnn zerinde durup bunlar incelemek ve erh etmek gerekiyor; Bazlar bu stlahlarn tam manalarn bilmediinden, hatta halkn, "hilfet"in manasnn "vekalet" olduuna dair fikirleri olmadndan ve hilfet'n manasnn yalnz "yerine gemek", "birisinin yerine geip oturmak" onun iini takib etmek, Urduca "canini" anlamnda olduunu ileri sryorlar. Kur'n- Kermde, bu lafzdan maksad, sadece insana emanet edilmi bulunan yetki ve dnyadaki ileri yrtmek hakkna sahib olmak deildir. Daha insanolu yeryzne inmeden orada bulunan mahlukun varlnda da yerine gemesi, o mahlkun yerini tutmas iin insana verilmi bir husustur. Bu meseleyi aklamann sebebi,

bu hususta istidlal edilen Hadisi erifi kabul etmeyenlerin aydnlanmas iindir. Bu mevzu hususi bir tarzda okuyucularn dikkatlerine sunulmak istendi. Bu Hadsi erifin medluln kabul etmeyenlerin ileri gelenleri, u iddiay ileri srmektedirler: Hazreti Adem'e verilmi olan "hilfet," Hak Teala'nn o'nu yeryznde halife yapmas, yani kendisine vekil tayin etmesi manasnda deildir. Cenab Hak, Adem'i yeryznde bulunan daha evvelki mahlkatn yerine geirmek bu mahlukatn yerine oturtmak istemiti. Hatta Hadisi erifin medluln bizim sylediimiz gibi kabul etmeyen zmre, u iddiada da bulunmaktadrlar. Hilafet'in manas sadece, yerine gemek olduuna gre, Hilfet-i lhiye tasavvuru, manasz olur. Yani insann Hak Tela'ya vekil olduunu kabul etmek istemiyorlar. Bu hatal iddiay, yeni yetienler, Hadisi erifi inkr edenler ile dinsizliin ele balar, durmadan ileri sryorlar. Zamanmzda bunlar her tarafta yine seslerini ykseltiklerinden, bu meselenin de aklamasna zaruret hasl oldu. unun indir ki, Mevln Mevdud Sahib'in "Tercman l-Kur'n" daki istidlal tarzn, burada ortaya koymak icab etti. Dier taraftan baz eli kalem tutanlar da Mevlna'ya (Mevdud) itirazlar da bulunmulard. Mevtana da onlara cevap vermek iin bu konuyu
339

etraflca izah etmi ve Tercman l Kur'an'da ner etmilerdir. Bu yaz Tercman l- Kar'n'n zilkade 1352 tarih (ubat 1935) tarihli nshasnda kmtr. (Hazrlayc)

340

BLM: IV

HLFETTN MANASI

Hilafet konusuna gelince, ilk nce Arap dilinin zerinde durup aratralm. Bakalm, bu kelimenin manas hakikaten Arap dilinde acaba, sadece yerine gemek, arkasndan gelip birinin yerine oturmak (Orduca: Cniini = Sussess) midir, yoksa, niyabet, veklet == (Vicegerenty) manasna da gelmi midir? Lgat bahsi: mm Rgb sfahani, "Mfredat" isimli eserinde hilfet kelimesini u ekilde tarif eder: "Ve'l-hilfet niybetn an'il gayri, imm bigaybetil-menbi anhu ve imm li-mevtihi ve imm li aczihi, ve imm li-terifi'lmustahlifi" Hilfet demek, baka birine niyabet etmek demektir. ster niyabet edilen kimse gb kayp olsun, ister lm sebebiyle olsun, isterse azcinden durumunun salk yetersizliinden dolay, yahutta bu hlife yaplan kimse, kendisini halfe yapan kimse

tarafndan yceltilmek iin de byle bir vazifeye getirilmi olabilir. "Leane" mehur lugatnda (Arabic Englishlexicon) da, "halife" kelimesinin manasn (successor) yerine geen diye, kaydettii gibi bundan baka (Vicegerent) = nib (vekil), manasna geldiini de yazmtr. Hilfet iinde, kendisine halife tayin eden, nib klan kimsenin lm olmas veya mevcut bulunmamas da art deildir. mm Rgb'n yazd gibi: "Halefe fulnen, kme bil'emri, anh, imm ma'h ve imm b'deh." Filan kimse filan kimseye halife tayin oldu demek, onun iini eline ald demektir. ster onunla bir arada olsun, ister onun bulunmamas ondan sonra olsun. Bu kelimenin kknden bir yn kelimeler de tretilmitir. Bu tretmelere gre mna itibariyle baz deiiklikler de oluabilir. Halefe hilafeten: Cmlesinin manasndaki "halife olmak" ya onun arkasndan gelmektir, yahut da onu takib etmek demektir. "Halefeh hilfeten, kne halifeteh ve bakiye ba'de h ve c'e ba'deh." Onun halifesi oldu, onun halifesi idi, ondan sonra kald veya ondan sonra geldi, demektir. (Tcl-ars)Kur'n Kerim'de yle buyurulmutur:
344

"Onun ardndan da (ayetleri tahrif karlnda) u deersiz dnya maln alpnasl olsa balanacaz diyerek Kitab'a varis olan birtakm kt kimseler gedi" (A'raf: 169) "Musa, kardei Harun'a dedi, benim kavmimin arasnda sen benim yerime ge naibim ol." (A'raf: 142) Dedi: Siz benden sonra ne de kt niyabet ettiniz? (A'raf: 150) "Biz isteseydik, yeryznde sizin yerinize geen melekler yaratrdk." (Zuhruf: 60.) "Tehallefe"nin manas ise, ardndan yol tutmak demektir. onun yolunu geriden takibetmektir. Gerek Medine halkna, gerekse civarndaki Araplara Resulullah'dan geri kalmalar yakk almazd." (Tevbe 120). "Ahlefe" harap olmu, dalm eyi asl haline getirmek, nceki haline dndrmek, yahut bunun .yerine bir ey vermek, bozulmu eyin yerine konacak bir ey koymak demektir. "Allah sana bedel verdi ve senin iin bu iyidir, demek, yani sana onun yerine geen bir ey verdi. Senin elinden km bulunann
345

yerine bir ey verdi. Sana bunun yerine bir karlk verdi." (Nihaye, ibn - i Kesr) Nitekim Hak Taal buyurmutur ki: "Her ne infak ederseniz (bakalarna verip onlar geindirirseniz) o zaman O da bunun yerine konacak size bir ey verir. te O rzk verenlerin en iyisidir." (Sebe: 39.) Hadis-i erifde de yle buyurulmutur: "Allah, gazinin nafakasn tekeffl etmekle ona bedel verir." Hallefe ve istahlefe'nin mnas da kendisine halife tayin etmek demektir. Filan kimse filan kimseyi halife kld. Yani kendi yeine geen birisi kld. (Tc - l - ars) Onun yerine onun iini grecek bir kimse kld. Ni-tekim istahlefe de byledir. stahlefe dendii zaman, "menbn anh": niyabet edilen kimse eklinde anlalmaz, o zaman bunun mnas u olur: "Kendisine halife kld", onun yerine onun iini grecek birisi kld. "stahlefe flnen, ey ce'aleh halifeten leh." Yani, bir kimse filan kimseyi kendi yerine geirdi. Kendi yerine ilerine bakacak adam kld.
346

Eer, "halife klan", ilerinin emanet eden kimse aka belli olsa, o zaman kendisinin, yerine geen veya naib tayin edilmi bulunan ahsn da bahsi gemi olur. "stahlefe flnen min flnin; ey ce'aleh mekneh" Filan kimse, filan kimseden yerini ele ald demek, yani onun yerine geti demektir. (Ekreb l - mervarid) Buna gre, Kur'an- Kerim'de sadece "istihlf" kelimesi kullanlm olup, fakat "mstahlefn - leh" (yerine geilmi olan) dan bahsedilmemitir. "Biz onlar yeryznde halife edeceiz, nitekim onlardan evvelkileri de etmi idik." (En Nur: 55). Burada "isthlf" n mnas yledir: Allahu Taal onlar yeryznde kendisine halife tayin etti. Fakat her nerede "mstahlefun leh": (yerine geilecek kimse) den bahsedilmise, orada mna, baka birisinin yerine baka birisinin halife tayin edilmesi vardr. Fakat, ne zaman, bir evvelki nib ortadan kaldrlrsa, elbette onun yerine baka bir yeni nib geeceinden bahs edilir. O zaman, bu mefhum her ikisine de mil olur. Nitekim biz de kendi konumalarmzda byle bir ifade kullanrz. En st mevki sahibi, filan kimseyi filan kimsenin yerine tayin etti ve filan falan kimseden sonra nib oldu deriz. Mesel: "stahlefe'l - Melik'l- Lordu Ardene
347

ba'de'l - lordi Raydinge fi vilyeti'l Hindi." O zaman bu cmlenin mnas yle olur: Kral, Lord Arden', Lord Riding'den sonra Hindistan lkesinde i bana geirdi. leri ona emanet etti etti. Kendisine nib kld. Yahut da yle sylememiz icabeder: Lord Arden, Lord Riding'den sonra Hindistan lkesinde Krala vekalet etti. Bu iki mefhumun arasnda herhangi bir tezat ve eliki yoktur. ki cmle de ayn mnadadr. Burada ikisi birden bulunmuyorlar ki, zt eylerin bir araya toplanm olmas vuku bulsun; birisi i banda iken, ondan sonra, yani o ekildikten sonra, dieri i bana gemektedir. Bunun gibi: "n ye' yzhibkm ve yestahlif min ba'dik'm myes'." Dilerse, sizi ortadan kaldrr ve sizden sonra istediini istihlaf ettirir ( bana geirir). Buradan yle bir mna anlalmaktadr: Allahu Taal, sizin yerinizi bakasna verecek; ayn zamanda u da anlalr ki, Allahu Taal sizden sonra bakasn kendine "nib" tayin edecektir: Fakat lugatin hakik manasnda her iki taraf da dnrsek yine bu iki manann ikisinin mevcudiyeti birbirlerine zt ve aykr deildir. "Ce'aleh halfeten" in mnasna gelince, bu cmlenin mnas sadece halife kld demektir. ster bu halife, nib olsun, ister
348

yerine geen olsun, hangi mnada olursa olsun bu mefhumla cmle tamamlanmaz; bu cmleye bir tamamlayc cmle yahut mefhum lzm gelir. Bunun iin "mstehlafn - leh": (yerine geilen) yahut "menu-bn anh": (kendisine niyabet edilen) den de szedilmesi lzmdr. ster bu mefhumlar aka yahut da umum olarak bahsedilsin; ne ekilde olursa olsun cmle tamamlanmaldr. O zaman cmlenin mefhumu ak olur. Mesel: "Ve'zkr iz ce'alekm Hlef'e min ba'di kavmi Nhin." (A'rf: 69) Hatrlayn ki, sizi Nuh kavminden sonra halife kld. "Ve'zkr iz ce'alekm hlef'e min ba'di kavmi Adin." "Hatrlayn ki sizleri Ad kavminden sonra halife kld." (A'rf: 74). "Smme ce'alnkm hel'ife fi'l - ardi min ba'dihim li - nanzure keyfe ta'melne" Sonra sizi onlarn ardndan yeryznde halife kl dk ki, nasl tutacanz grelim? (Ynus: 14). Fakat her nerede "mustahlefn - leh" den iaret yok ise, orada bir "mustahlefn - leh"
349

in mukadder ve gizlenmi olduunu cmlenin geliinden hesaplamak lzmdr. Mesel: "Y Dvdu inn ce'alnke halfeten fi'l ard. Ey Dvd; biz seni yeryznde halife kldk." (Sad 26), "nniy c'iln fi'l - ard halfeten. Ben yeryznde halife klacam." (Bakara: 30). Bunlar ve bunlar gibi olan dier ayet-i kerime'lerde, (halfe) kelimesi "klmak" ile bir arada zikredilince u sualin cevab verilmesi icabediyor: "nsan halife klan kimdir?" Siz eer derseniz, insandan nceki mahlkat yahut da gemi kavimler, milletler, padiahlar, daha eski halifeler... O zaman yine cmle noksan kalm olur. Baz yetlerin mnas, cmle ile tamamlanmtr; fakat bazsnn daha tamamlanmam halde grnr. Mesel: "Ve yec'alkm hlef'e'l - ard." Sizi yeryznn halifesi klar. Cmlesinde "hlefa" kelimesi, "yeryzne" muzafdr. zafe ettirilmitir (tamamlama yaplmtr). Bu cmlenin kelime kelime tercmesi "yeryznn halfesi" olur. O zaman, bu cmleden, "yeryznde daha nce bir mahluk vard da onlarn yerine halfe kldm" mnas nasl
350

karlabilir? Ve yine: "nny c'iln fi'l - ard halfeten" in mnasn da bu ekilde dnrsek yeryznn daha evvelki sakinlerine halfe olmak icabeder. O zaman, u sul karsnda kalm oluruz: Allahu Taala, niin Kur'an- Kerim'de bu yeryznn daha evvelki sakinlerinden ve bunlarn kimler, ve neler olduklarndan hi bahsetmemitir? Onlarn yerine insan halife kldna dair bize herhangi bir haber vermemitir? Vermi ise, nerede? Eer vermemi ise, o zaman, diyebiliriz ki, lisan ve edebiyat bakmndan bu cmlenin mnas hangi ekilde anlalmaya daha fazla yakndr? "Ben vaziyetleri belli olmayan: (Mechullhal) yeryz sakinlerine bir halife tayin etmekteyim" mi? Yoksa ayn cmleden yle bir mna m anlalr? "Ben yeryznde kendime bir nib tayin etmekteyim" mi? imdi eer dinleyici Arapann gramerini bilse ve Mevln'nn1[60] ne srd olduu akl mukaddemelere de tamamen uzak olduunu kabul etsek bile, yine bu cmleyi duyan bu iki mnadan hangisinin asl maksat olduunu kolaylkla anlam olacaktr.

1[60]

Mevdd Sahib'e cevap yazan zt. (Mtercim)


351

HLFET VE HKMDARLIK MEFHUMU Bu lgat ile ilgili bahisler incelendikten sonra ben sizden hilfetin bu anlam zerinde biraz .dnmelerini istirham ediyorum. Nitekim Mevln Hz. kendileri de, kendileri iin neyi kasdetmi olduklarn greceklerdir. Zat Faziletleri yle buyuruyorlar: "Hilfetn fi'l - ard'dan maksad yeryzndeki saltanat ve hkmetin yerine gemektir." Mevln... "nniy c'iln fi'lardi halifeten" in tercmesini u ekilde yazm bulunuyorlar: "Ben yeryznde bir padiah nasbettim." Sonra da altna bir de not ilve etmilerdir: "Hazret-i Adem, kendisinden evvelki yeryz skinlerinin yerine padiah nasbedilmi oldu." Ltfen dnsnler, hilfet kelimesinin mnas sadece yerine gemek, kaymakamlk, birinin ardndan i bana gelmektir. Byle olunca, bu kelimenin neresinden padiahlk ve hkmdarlk mefhumu kar? Eer "hilfetin" kendisinde byle bir mefhum yok ise, elbette ki yoktur o zaman, bu anlam "hilfet" iin bir nevi itibar mna olur. Halife hilfeti elde edince, ne ekilde olursa olsun, idareyi ele alacak herhangi bir hkmdarla
352

ve iktidara da kavumu bulunacaktr. imdi insan da byle bir "hilfeti" elde edince, ki burada efendilerinin itirafna gre, saltanat ve hkmdarlk btn ihtiam ile nnde parlamaktadr. O zaman hi olmazsa una da inanmal ki, insan "halife" olunca da ne olursa olsun bir hkmdar olmutur. Buyuruyorlar ki, Kur'an'da ilmi tahkik ile sabit olduuna gre, insandan nce yeryznde herhangi bir mahluk vard. Bu mahlukata da bir hkmdar hkmdar olmutu. imdi, hkmdar olmak iin, ilim, hikmet, irade, ihtiyar kudret ve daha birok baka sfatlarn mevcud olmas art vardr. Nitekim bunlar olmakszn yeryzne ve yeryznn sakinlerine hkmdarlk etmenin imkn yoktur. lm tahkikattan anlaldna gre, insandan nce yeryznde bu saydmz sfatlara haiz olabilecek bir mahlk bulunmamaktadr. Bu hususu Kur'an- Kerim dahi tasdik etmektedir. Biz kendimiz de diyoruz ki, insan, Hak Taal'nn mahlukat arasndan en efdal mahluktur. Yani Meleklerden de ki, onlarn hakknda "bdn mkerremn: Deerli yakn kullar" Enbiya: 26) buyurulmutur. daha efdal yine insandr. nk bu meleklerin ilmi eyadan: (eylerin bilgisi) haberleri yoktur. "Sonra onlar Meleklere gstererek dedi: "Siz doru iddiada iseniz, bunlarn isimlerini
353

bana bildirin. Onlar da dediler, Hamd olsun sana, senin bize rettiklerinden baka bizim bu hususta bir bilgimiz yok." (Bakara: 30-31) Hatta melekler irade ve serbestlikten de tamamen mahrumdurlar: "Emr edildikleri hususlarda Allah'a kar gelmezler ve ne emredilmise onu yaparlar." (Et Tahrim: 6). Melekler bir tarafa dursun; ikinci mahlk da cinlerdir. Kur'an'da bunlarn yeryznde hkmdarlk ettiklerini anlatacak bir iaret yoktur. Bu ikisi de bir tarafa dursun; kald hayvanlar, bitkiler ve cansz varlklar... Bunlarn durumunu siz de pekl biliyorsunuz. imdi bu saydklarmzn dnda kim yeryznde hkmdarlk edebilecek bir durumda olabilir ki; insan da onun yerine geip, o hkmdar ortadan kalktktan sonra hilfeti devir alm olsun? imdi bu insann yeryzne eski sakinlerine halife olacan kabul edelim. ki, bu yeryznn eski sakinleri, insandan nce yeryznde hkmdar idiler O zaman yle bir sual hatra gelmez mi? Bunlar asil olarak m hkmdarlk ediyorlard? Yoksa bunlar vekaleten birinin yerine hkmdar m olmulard? Beyefendileri de birinci kk kabul edemezler. nk slm akideye gre, asil olarak ve bizzat hkmdar ve hkm
354

sahibi Hakk Taal'dr. Ondan baka kimsenin hkm sahibi olmaa hakk yoktur. Her kime de hkm verme hakk verilmi ise yine Hak Taal tarafndan verilmitir. imdi ikinci kka gelince, bu kk kabul ettiimiz takdirde, o zaman size gre "hilfet ardndan hilfet" diye bu i sonu gelmiyecek bir zamana kadar uzar gider; insandan evvelkiler kimdi diye sorulur. Bu halifeler birbiri ardndan halifelii nasl teslim almlard, diye de sorulabilir. Nihayet bu halifenin kendisinden nceki halifeden evvelki halifenin daha evveli ve en ilk kayna nedir denir. te o zaman en ilk kaynan Allah Taal olduu meydana kar. O zaman mevzuumuz aydnla kavuarak, iktidar ve hkmdarln da yine "ilh hkmdarlk" olduu ortaya km olur. KUR'AN ARETLER imdi beyefendilerinin dikkatini Kur'an- Kerim'e doru ekelim. Bu asl kaynak, insann elde etmi olduu bu hilfetin hakikatde lh hilfet olduunu en Kesin ekilde bildirir. Kur'an- Kerim, Hak Taal'nn insan en gzel ekilde yarattn beyan eder. "te biz, insan en gzel ekilde yarattk." (Et - Tin: 4) Biz onu kendi elimizle yarattk.
355

Dedi: "Ey iblis, benim kendi elimle yarattma senin secde etmen iin ne mani oldu." (Sad: 75) "Sonra biz kendi indimizden ona ruh frdk." (Secde: 9). Sonra onu gzel bir ekle koydu ve O'nun ruhundan ona frld. Daha sonra ilim ve nimet vermekle ereflendirildi. "Ve ademe btn isimleri retti." (Bakara: 31). "Ve sizin iin gklerde ve yerde ne var ne yoksa onlarn hepsini emrinize verdi." (El - Casiye, 13). te bu saydmz vasflar, insann yaradlndan kemal derecesine ykselmesine kadar elde ettii eylerdir. Hak Taal, o zaman, Adem'e (nsana) secde etmeleri iin meleklere emir buyurdu. Bu mevzu Sd Sresinin sonunda yle bir ekilde beyan edilmitir ki, zerinde uzun uzun dnmek icabeder. "O zaman, senin Rabbin, Meleklere dedi ki; ite ben beeri topraktan yaratm bulunuyorum. Onu gzel bir ekilde ortaya kardm ve kendi ruhumu ona fledim; simdi siz de onun karsnda secde ederek
356

durunuz. Melekler hep birlikte secde ettiler. Ancak iblis anna yediremedi (kendini byk sayd) ve kafirlerden oldu. Dedi ki: Ey blis benim elimle yarattma secde etmekten seni ne alkoydu (ne mani oldu). Acaba sen anna yaktramadn m? ( kendini byk m saydn?) Yoksa sen (hakikaten) ycelerden misin? Dedi ki: Ben ondan iyiyim. Sen beni ateten yarattn, onu ise topraktan yaratmsn. Dedi ki: k oradan, sen kovulmusun." (Sad, 71 - 77) Bu yetlerden anlaldna gre, Meleklerin insana secde etmeleri iin emir verilmesinin sebebi, Allahu Taal'nn kendi eli ile manen insan yaratm olmasdr. Bu itibarla insan, Hak Taal'nn sanat ve kudretinin tam bir gstergesidir. Ayn zamanda insann iine Hak Taal kendi ruhunu frmtr. Ve mahdud miktarda insana Hak Taal kendi sfatlarndan bir eyler de vermitir. Bu ekilde hibir mahlkun eriemedii yksek bir seviyede Hak Taal'ya yaklamak imkn insana armaan edilmitir. te Hak Taal'nn sfatlarndan bir miktar, insanda tezahr edince de insann yeryznde "Halife" klnmas iln edilmitir. Nitekim Sre-i Bakara'nn drdnc rkunda iaret buyurulmutur. Melekler de bu hususta tereddde dmemilerdi. O zaman da Allahu
357

Taal, Meleklerin karsna insann faziletini ortaya koymak istemi ve kendisine en yakn mahlkunun ilm vasfn Meleklere anlatmt Bununla da Meleklere, insann "halife" olmak kabiliyetini bildirmi ve Meleklere insann halifeliini kabul etmeleri emredilmiti. Kabul edip etmiyeceklerin de meydana kmas iin ona secde edilmesi buyurulmutu. Bu emri btn melekler kabul etmiler, ba eip secdeye kapanmlard. Ancak eytan o zaman bu Halifelii kabul etmek istememi ve bunun neticesinde de ilahi huzurdan kovulmutur. Btn bu iaretlerden, bu cmlelerden acaba neler anlalmaktadr? insann btn mahlkattan efdal olmasnn sebebi ne olabilir? Btn bu nemli suallerin cevabn yine Kur'an- Kerim'de bulmaktayz. Buyuruluyor ki: "Biz onu kendi sfatlarmzdan iyi bir mazhar kldk. Ona kendi ruhumuzdan bir eyler fledik." Ve dier mahlklardan ok stn olan bu yarata, meleklerin secde edilmesi emrediliyor. Btn bu safhalardan sonra da "Biz onu halife kldk." diye iln ediliyor. Hilfeti iln edilen bu "Halife", nasl olur da yeryznn eski sakinlerine hlife olabilirdi? Yeryznn eski skinlerinin yerine baka biri gelecek ve bu yeryznn eski sakinlerine
358

halife olacaksa o zaman meleklerin karsnda insann halife iln edilmesine, onun faziletlerinin saylp dklmesine, onun bu makama lyk olduunu ispat etmee ne lzum vard? Sonra yine bu Meleklere emir verilerek, "gidin u toprak kresini yani yeryzn imar edin, sonra da siz orada bulunan eski sakinlerin yerini aln da orada secde edin" mi deniliyordu? HLFET- LHYE'DEN MAKSAD NEDR? Kur'an- Kerim'de iaret edilen baka bir mesele de Hilfet-i lhiye mefhumunun apak anlatlm bulunmasdr. "Biz Emanet'i gklere, yere ve dalara teklif ettik; onlar bunu zerlerine almaktan ekindiler ve bundan korktular. nsan ise bunu yklendi. te insan phesiz zalim ve habersizdir." (Ahzb: 72) Bu yet- Kerime'deki Emanet'ten maksad, "htiyrat": (Freedom of choice): "Seme serbestisi" ve bunun mesuliyeti (Responsability) dir. aret-i lh'yeden, maksat udur: Gkler, yer ve dalar bu ykn altndan kalkacak durumda deillerdi; onlarda bu yk
359

kaldracak kudret ve takat yoktu. nsandan nce bu ar yk yklenecek ve bu ar ykn altna girecek durumda bulunan hibir mahlk olamazd. Nihayet insan yaratld ve bu ok ar yk insann zerine yklendi. Bu beyandan u eitli noktalar ortaya kmaktadr: 1. nsandan nce yeryznde ve gklerde, bu emanetin ykn kaldracak kabiliyette hibir mahluk yoktu. nsan, bu yk yklenen ilk mahluktur. Bunun iin, o, bu Emnet hususunda herhangi bir mahlukun yerine gememitir. (Succesor): bir evvelkinin yerine gelip oturan olmamtr. 2. Sre-i Bakara'da, Hilfet diye bildirilen bu ey, burada "Emanet" kelimesiyle anlatlmtr. "Emanet" stlah ve sz kullanlmtr. Nitekim Meleklere de ispat edilmitir ki, siz "hilfete" layk varlklar deilsiniz. Bu ii grecek vasflara malik bulunmuyorsunuz. Ancak nsan bu hilafete ehliyet sahibidir. Bu ar mesuliyet ykn ancak insan tayabilir. Yine buyurulmaktadr ki yerde ve gkte bizim emanetimizin yknn altndan kalkacak vasflara sahip, herhangi bir mahluk yoktu. Yalnz ve ancak insan bu yk yklenebilir ve ancak insan bu ykn altndan kalkabilir... 3. "Hilfet" ve "emanet" mefhumlar aydnlatlmak istenmitir. Bu iki kelime u nizam lemde, insann sahih haysiyetini,
360

mukaddes memuriyetini ve hususiyetlerini aydnlatmaktadr. nsan yeryznn hkmdar, idarecisidir. Fakat bu hkmdarlk, bu idarecilik, "bilasle" (kendisine ait) deildir. Bu hkmdarlk "bilemne" (kendisine emanet edilmek suretiyle: Delegated) dir. Bunun iin Allahu Taal, ver etmi olduu bu seme serbestisini (Delegoted power) "Emanet" diye vasflandrmtr. nsan da emanet edilmi olan bu ihtiyart elinde bulundurup bunlar kullandndan insan bir "Halife": (Vicegerent) dir diye sylenmitir. te bu aklamaya gre, "halife" nin mnas u oluyor ki, bu i kime hangi ahsa verilirse, o kimse, o ahs veren kimsenin yerine, veren zat tarafndan bu seme serbestisini kullanacaktr. ngilizce bir tbirle (Person Exercising Delegated Powers) olur. Yani "kendisine emanet edilen ihtiyart seme serbestlii kuvvetlerini kullanacak olan kimse."

361

BLM: V

TAKDM

Hind - Pakistan lkesi taksiminden nceki Hindistanda, siyas meselelerin en banda bulunan en mhim mevzu milliyet tasavvuru meselesi idi. Mslmanlar her zaman kendileri iin, ayr bir "milliyet" dnyorlard. Kendi camialarnn da yar bir millet olduunu ileri sryorlard. Onlar asla gayr - Mslim milletlerle bir arada yaayamayacaklarn ve gayr - Mslim kavimlere ile bir millet olmay tasavvur edemiyorlard. Byle bir eyi de asla kabul etmelerine imkn yoktu. Fakat yirminci asrda, Avrupa'nn tesiri altnda, kalan Hindistann siyasi durumlar yznden "Birleik Milliyet" fitnesinin atei alevlendi. Bu mesele, ileri gelen ahsiyetlere hatta derin gr sahiplerine bile tesir etmiti. Merhum Allame kbal, Mevlana Mevddi Sahib ve dier mtefekkirler, bu zmrelerin bu ekildeki dncelerine cevap vererek "Birleik Milliyet" fikrini ar bir surette tenkid ettiler. te o zamanki fikri rehberliin neticesinde Mslmanlar. "Birleik Milliyet" fikrinden vazgetiler. ki ayr millet mefhumu

kabul edilerek, Pakistann kurulmas hareketine yol ald. Bu uyanta Mevln Mevdudi Sahib'in de byk bir hissesi vardr. Biz de Zat Faziletlerinin bu husustaki yazm ve sylemi bulunduu mevzular biraraya getirip bunlarn arasndan en mhim iki konuyu setik. Bu iki konu Tercman - l Kur'an'-n, 1933 Kasm - Aralk aylarnda ve yine 1939 Haziran nshalarnda neredilmitir. Bundan nce de bu husustaki mevzular ayrca bir kitapta da toplanmtr. phesiz, bu mevzular on milyonlarca (Lakhon: 10 milyonlar) halkn fikrine tesir etti. Neticede Mslman Milliyetiliinin ne demek olduu ortaya km oldu. Hazrlayc.

366

SLM MLLYETN MAHYET

nsan, yaban yaaytan meden hayata adm att zaman, toplum arasndaki fert iin baz vecibeler (sorumluluklar) kendiliinden ortaya kar. Birlikte yaplmas gereken iler ve ounluun meseleleri, fertleri ister istemez bir araya getirir; bylelikle ahslarn biribirileriyle kaynamas, anlamas ve karlkl yardmlamas mmkn olur. Bu birlik onlar, daha gl ve hayata kar daha hazrlkl klar. Medeniyetin yeni mesafeler katetmesiyle beraber, toplumdaki bu birlik dairesi de daha genileyip gider Nihayet byk bir insan kitlesi, bir araya gelir ve bir hayli, insan da bu dairenin iine girer. Fertlerin biraraya toplandklar bu dairenin ismine "Kavim: Millet" diyoruz. Bu kelimeye yani millet veya milliyet bugnk mnada ve bugnk istilahta yeni ortaya km bir tbirdir. Fakat bu kelime eskiden beri, medeni milletler ve meden kavimler iin yine de kullanlm bir stlahtr. Bu kelime ile eski Msr, Babil, Roma, Yunan ve dier bir hayli meden topluluklara isim verilmitir. Bugn Avrupada da byledir. ngiliz milleti, Fransz

milleti, Alman milleti, vesaire... denmektedir.

talyan

milleti

368

MLLYETN AYRILMAZ ZARURYET: phe yoktur ki, milliyet ilknce masum bir cazibe gibi ortaya kmtr. Yani, bu cereyann ilk maksad, hususi bir topluluu bir araya getirmek ve bu yek vcut haline gelen ktleyi mterek bir gaye ve hedefe sevketmekti. Bu hareket toplum iin mecburi bir olu eklinde gsterildi. Fakat bu tarzda ortaya kan bir millet, bu olula beraber bir asabiyet: Taassup (ovenlik) boyasna boyand. Milliyetler her nerede olursa olsun, kuvvet bulunsca "taassup" boyas da rengini koyulatrd. Ne zaman, bir kavim: Millet efrad mill menfaatlerini n plna alarak bir birlik meydana getirmilerse, yahut da baka bir tabirle, kendi milliyetlerinin kalesine girerek bu kalede toplandklar takdirde, o zaman zarur olarak bu kalenin iindekilerle dndakiler arasnda baz farklar ve imtiyazlar da kendini gsterdi. Kaleye snm millet efrad bu defa her muamelede, her hususta kendilerini kalenin dndakilere tercih etmek yolunu tuttular. Dardakilerden kendilerini ayrmaa baladlar. te o zaman, bu iki zmre, yani kalenin dndakilerle kalenin iindekiler arasnda, menfaat temin etmek ve nfuzlarn yaymak hususunda ihtilflar da domu oldu. Neticede bu zihniyeti ideal haline getiren
369

milletler, kendi menfaatlerini korumak iin, dierlerinin yani kalenin dndakilerinin menfaatlerini de feda etmek yoluna gittiler. Neticede bu zihniyetin peinden savalar ve barlar treyip gitti. Fakat ster barta, isterse savata bu iki millet zmresinin arasnda daima bir ayrlk fikri coraf mnada da yeni hududlarn meydana kmasna sebebiyet verdi. Bu milletlerin yeni tutumlarnn ismi de "mill asabiyet: taassup" ve "mill gurur" dur. te bu anlay milliyetin ayrlmaz bir zaruriyetidir ki, "milliyet" ile birlikte, milliyetle beraber domutur. MiLLiYET OLUTURAN UNSURLAR (Elemanlar) Bir toplumda milliyet fikrinin dierlerinden ayrc bir vasf kazanabilmesi iin fert ile kitle arasndaki ilikilerin dzenlenmesi ile mmkn olabilir. Her ne ekilde olursa olsun kuvvetli ve kudretli bir disiplin tatbikat umum efkr muayyen bir gayeye sevkedebilmelidir. Fertlerin her birinin ayr bir varlk olduklar hesaba katlmakla beraber, onlar toplu halde bir vcudu andrmalar gerekir. Bu ferdlerin sz bir, dncesi bir maksad bir, alma yolu bir, ileri de bir olup bir daire iine toplanmalar icabeder. Mill gaye, says ok olan fertleri yekpare haline getirmelidir.
370

Salam sarp kayann paralar gibi birbirlerine kaynam bulunmalar gerekir. Milletin fertlerinin fikirlerine bu kaynama yle yerlemi olmaldr ki, mill menfaatlerde ve mill gayelerde onlar hep bir tek ahs gibi dnp bir tek ahs gibi hareket edip, her ite ve her gte birbirlerine balanp, her hususta fedakrla hazr olmalar icabeder. Bu birleme, bir araya gelme, i birlii yapma, birlii tekil etme muhtelif sebepler ve muhtelif nedenlerden meydana gelebilir. Fakat dnyann t bandan bu gne kadar, tarihin balangcndan gnmze kadar, dnyaya bir ok mlletler, kavimler gelip gitmiler veya gelip gitmemilerdir. Ancak slm milliyetin aadaki sayacam baz hususiyetleri zelliklevardr ki, gelmi gemi veya gelip gememi milliyetlerde bu hususiyetlere asla rastlanamaz. O milletlerdeki i birlikleri, birlemeler, bir araya gelmeler, unsurlarn terkibi, aada sayacamz baz dier yan sebeplerle olmutur. 1. Irk birlii: Buna soydalk da diyebiliriz. Nesil birlii demek de mmkndr. 2. lke ve memleket birlii: Buna da vatanclk, memleketilik diyeceiz.
371

3. Dil birlii: Bu da milliyetin teekkl, birliin kurulmas iin zamanmzda en kuvvetli let, en kudretli vastadr. Milliyetin meydana gelmesinde bu hususun byk bir hissesi vardr. 4. Renk birlii: Vcutlarnn derisinin ayn renkte olduunu gren fertler, kendilerinin ayn cinsten olduklarn hissederler. Bu his sebebiyle ilerlemi olduklarn zannederler ve mevcut kuvvetlerine istinad ederek, kendi vcutlarnn rengine benzemiyen kavimleri hakir ve aa grrler. Kendi vatanlar iinde bu kabil zmrelere hayat hakk tanmak istemezler. Ve ayr renkte olan insanlar ayr bir ey telkki ettikleri gibi onlarla kaynamak stenez ve onlar ayr bir nazarla grrler. 5. Geinme dvas birlii: Bu birliin de asal gayesi stn bir geim seviyesine ulamaktr. Bu zmrenin ferdleri kendilerine daha iyi geinme imkn elde etmi olduklarm ileri srerler. Bunun neticesinde de d'erle-rinin menfaatleri karsnda kendi karlarn korumak iin mcadele ve ekime yolunu tutup giderler. 6. Hkmet nizam birlii: Bir hkmetin tebaasnn mterek kanunlarn altna girmeleri ve bu kanunlara boyun emeleri, dier hkmetlerin tebaasna kar, kendi aralarnda birlemi olmalardr.
372

Bunlar da kendi hkmetler'nin tebaas olmayanlarla kendi aralarna bir hudud, bir snr, bir ayrlk vcuda getirirler. T eski zamanlardan, yirminci asra kadar, gelmi gemi, ortaya km bir u kadar "milliyet" lern ana unsurunun bir araya gelmelerinin hususiyetini aratrp tahkik ettiimiz zaman grrz ki, bu anasr, her eyden ziyade yukarda saydmz sebeplerle bir araya gelmilerdir. imdi iki bin sene evveline dnelim. lk nce Yu-nanhlk, sonra Romallk, daha sonra sraillik ve sonra ranlik vesaire... Hep bu sebepler zerine teekkl etmiti. Bugn zamanmzda da Almanlk, talyanlk, Faranszlk, ngilizl;k, Amerikanlk, Rusluk, Japonluk ve saire de hep yukarda saydmz saikalarla ortaya km bulunuyor. uras da tamamen dorudur ki, dnyann muhtelif kavim ve milletlerinin teekklnde bu saydmz temel sebepler, milletlerin fertleri arasnda bir ba meydana getirmitir. Ancak byle olmakla beraber, u hakikat da inkr edilemez ki, yukarda sylediimiz bu sebeplerle olumubulunan milliyetler, her zaman insanlk leminin bana bir bel kesilmi ve byk felketlerin domasna yol amlardr. Bu ekilde olumu bulunan milliyetler dnyay ve byk insanlk ailesini yzlerce,
373

binlerce paraya blm, darmadan etmitir. Bu ksmlardan, bu paralardan, her biri de dier ksmlara, dier paralar hakknda dmanlk hisleri beslemi ve daima dierleri hakknda kt niyetlerin sahibi olmulardr. Bu arada mstevli devletler lkelerine zorla kattklar paralarda da olumlu bir deiiklik yapamam ve onlar da dzeltememitir. Aslnda bir neslin baka bir nesle, bir soyun baka bir soya tahvili imknszdr. Bir memleket, bir lke, bir vatan baka bir lke, baka bir memleket ve baka bir vatan olamyacaktr. Millete bir dil konuanlar hep birliktedier bir dili ana dilleri gibi konuup benimsemeleri daima imkansz bir eydir. Bir renk tayanlarn baka bir renk tamalarna imkn ve ihtiml yoktur. Bir kavmin geim dvas, dier kavmin geim dvas (koullar) ile ayn deildir. Bir hkmet teki bir hkmetle ayn olamyor. Bunlarn neticesinde yle bir mesele ortaya kyor: Yukarda saylan zorlayc sebeplerle teekkl etmi bulunan milliyetler, herhangi bir ekilde anlama ve bar yolunu tamamen ortadan kaldran bir ortann iine dmlerdir. Mill taassupla birbirleriyle ihtilfa den ve hrsla yaran bu siyasi kuvvetlerin bu sava ve dleri deli bir yarma iinde daima bir ekime atmosferinde devam edip gidecektir. Saydmz sebeplerle olumu bulunan milliyetler arasnda daima fesat alevi
374

kendisini gsterecektir. Dnya yznde daim bir fesada, emniyetsizlie ve gvensizlie yol alm oluyor. Elbette ki, Hak Taal bunlarn hepsine ar lanet yadracak, eytan ise bu feci duruma sevinecektir. nk bu gibi eyler, eytann ezel ve ebed dman olan insana karg kullanabildii en kuvvetli silhdr. CAHLYE TAASSUBU Bu ekilde kurulmu bulunan Milliyetlerin "taassubu" meydana karm olmasftratnn bir gereidir. Bir millet, bir kavim, dier millet ve dier kavme kar yabanclk hissi ile bizden deildir diye nefret besler, onlara kar muhalefete kalkar. Nefret hissi beslemenin ve muhalefetin sebepleri nedir? Burada hak, sadakat, temiz insan olma, namuslu bulunma, adalet sahibi olma ve bunlar gi bi eylerin iin iinde yeri yoktur. Ancak ve ancak u vardr: Mesel bir kimsenin rengi siyahtr, bu kimse beyazn indinde hakir grlmeye lyk ve bu yzden aa olmaya mahkmdur. Yahut birisi Asyaldr. Avrupal bu adama kar nefret hissi besler; ona kar her trl zulm reva grr; yapt hakszlklar meru grr. Mehur Einstein, nl bir lim olmasna ve zamanmzda dnyada eine az rastlanan kimselerden bulunmasna ramen, srf Yahudi ve srail kavmindendir diye Almanyada kendisine
375

insanlk haysiyet ve erefine yakmayan muameleler yapld. Takidi61[61] bir habei zenci ve siyah kimse olduundan kendisine nasl bir muamele yapldn biliyoruz. Medeniyetin merkezi diye tannan Amerika'da, zencilere yaplan zulmlerin derecesi karanlk alar pek aratmamaktadr. Orada medeni Amerikal bir cenciyi yakalayp canl canl yakabilir. Zenciler beyazlarn evine giremez. stedikleri caddelerde ou zanan yryemezler. Eitimden istifade edemezler. nsan haklarnn biroundan mahrumdurlar. Bir Almann Alman olmas, bir Franszn da sadece Fransz olmas, birbirleriyle dman olmalar iin yeterli bir sebeptir.
61[61]

Bu zat Bivanaland'in Baminydal kabilesinin reisi idi. Kendi lkesinde Avrupallar crm iledikleri zaman, dierleri gibi dayak yemelerini bildirmiti. Bunun zerine ngilizler onu kabilenin basndan alaa ettiler. Fakat onun lkesinde yaayanlar arasnda, ngiliz yksek komiserinin kendisinin de itiyah bir kimse olduundan kendisine nasl bir muamele yapldn biliyoruz. Medeniyetin merkezi diye tannan Amerika'da, zencilere yaplan zulmlerin derecesi karanlk alar pek aratmamaktadr. Orada meden Amerikal bir zenciyi yakalayp canl canl yakabilir. Zenciler, beyazlarn evlerine giremezler. stedikleri caddelerde ou zaman vakit yryemezler. Eitimden istifade edemezler. insan haklarnn bir oundan mahrumdurlar.
376

Bunlarn her birinin iyilikleri, gzellikleri, dier tarafn gznde daima ktlk ve irkinlik olarak grnr. Afganllarn sadece Afganl olmalar ve Suriyede am halknn Arap olmalar, ngiliz ve Fransz uaklarnn bu zavalllarn kafalarna bomba yadrma hakk vermektedir. Geri kalm milletlerin ehirlerini ve memleketlerini tahrip etmek ve bir harabeye evirmek ileri (!) memleketlerce tabi bir hadisedir. Ve yine smrgelerdeki katliam hareketleri ihtiyar tarihin yzn adamakll kzartmtr. Bu arada Avrupallarn karlkl olarak, ehirlerini yerle bir edecek derecede viraneye evirmeleri, kendilerine milliyet prensibinin neye mal olduunu ok kat' bir ekilde gstermektedir. Hlsa olarak diyebiliriz ki, bu cins imtiyazlar, inraf ettiine gre, Avrupallar edepsizlii son haddine vardrmlard. Sonra u zavall Takidiye, sen Avrupallarla yerlileri ayn ehilde yargladn, diye yaplmadk ktlk braklmad. ngiltere hkmeti ile aralarnda bulunan anlama gereince, Avrupal zevat kiram ile yerli halk arasnda bir fark gzetilecek diye de bir madde konmamt. Fakat bu zavall sadece siyah renkli insan olduundan kendisine bu eza ve cefa reva grlmtrsaf ve hakk tanyan gzleri kr edip, insan dalaletin karanlna brakmtr. Bu yzden de
377

insanln alemml ahlak, eref, namus gibi btn manev gzellikleri, bu ekilde zehirlenmi ve milliyetlerin iinde yok olup gitmitir. Bu faziletlerin ortadan kalkmasiyle, adalet yerine zulm, doruluk yerine erilik, doru yerine yalan, eref yerine alaklk ykseltilmi oldu. Acaba liyakatsiz, kt, pis ve irret bir kimseyi, liyakatli, iyi, temiz ve namuslu bir insana tercih etmekten daha feci, bundan daha korkun bir zihniyet tasavvur edilebilir mi? nk kt kimse srf milliyeti itibariyle iyi olarak kabul edilmektedir... Siyah ise aaaslnda iyi olduu halde kt olarak damgalanmtr. Birincisi tesadf eseri, Avrupann bir danda domutur. kincisi ise yine tesadf eseri olarak Asyann bir ehrinde dnyaya gelmitir. Birincisinin konutuu dil, ikincisinin konutuu dilden ayr bir dildir. Birincisi bu hkmetin yebaasdr, ikincisi bu hkmetin tebaas deildir. Acaba vcud derisinin rengi, ruh temizliinin zerinde bir tesiri varmdr? Derinin siyahl, ruhu da karartmaya muktedir midir? Bu nasl bir itir? Acaba denizlerin, dalarn, ovalarn ve nehirlerin insan ahlk ve vasflar zerinde bir tesiri mi vardr? Nasl olur da akl banda bulunan ve beyni ileyen bir insan, douda hak olan bir eyi batda btl olarak kabul eder? Nasl olur da bir kalbi selim, bir temiz yrek, iyilik,
378

eref, namus, ve insanlk vasfn bir tarafa brakr da, bunlarn yerine damarlardaki kann rengini konuulan dili, toprak ve memleketi, insan meziyetlerin llmesinde bir l olarak tanr? Bugnk milliyet teekklnn ve mill btnlk binasnn nelerin zerine kurulduunu bir para dnelim. Ve bu mevzuyu garaktii ekilde inceleyelim. Sz konusu edilen milliyet esaslar acaba gerek zerine mi, yoksa bir hayal ve serap zerine mi kurulmutur? Bu grn dayand temellerin salamlk veya rklk derecesi nedir? lk nce rklk zerinde duralm. Irklk ne demektir? Irklk zerine kurulmu bulunan milliyet salam bir kaideye oturtulmu olabilir mi? Bu gr ilk nce bir kan gurubu ortakl esasndan harekete gemitir. Ve bu fikrin balang noktasn da baba ve annenin spermi oluturmaktadr. Bu suretle insanlarn kan guruplar meydana gelmitir. Bu spermler oalnca aileler oluturmaktadr. Sonra kabileler airetler ve daha sonra rk meydana kar. Bu ekilde insan soy ve sopunu dnerek daha gerilere giderek rklk sevdasna saplanr ve kendi rkn en yksek bir rk olarak grmeye balar. Biraz daha da uzaklara daha geri zamanlara gidersek greceiz ki, irsiyet ve rkln temeli ve ,kk tamamen rktr. Zira bu
379

hususta biraz daha dndmz takdirde, insanlk denizine eitli rklara ait kan rmaklarnn aktn tesbit etmi oluruz. Acaba bu rk denizine akan kanlar veya rklarn asl kayna nerededir? Ne olursa olsun bunlarn arasnda saf ve temiz kalm ve baka kanlar ve rklarla karmam olan bir saf rk bulunabilir mi? Daha geri zamanlar dndke bunlarn hepsinin kaynann ayn ve bir olduunu da hesaba katmak garakir. Buna ramen, yine de rklar bu karklk ve kan hesaba katmayarak yine nesil ve rk esas zerine milliyet fikrini kurmak isterler. Bunlar bir birlik sebebi olarak ortaya atarlar. urasn bildikleri halde btn insanlarn babas ve annesi birdir. yine de bu rk nazariyenin peine taklrlar. Nasl olmu da btn insanlar bir babadan ve bir anneden tredikleri halde ayr ayr rklara blnmlerdir? Bu noktay hibir zaman dnmezler. Btn insanlarn asl soylarnn bir ve ayn olduunu da hesaba katamazlar. nsanl muhtelif nesillere, soylara ve rklara blmek istiyorlar; fakat onlar daha ileriye ve daha eskiye gitmek yolunu tutmuyor, insanlk rknn daha eski zamanlarda aratrmasna yanamyorlar. Hatta insanlarn rk bakmndan hepsinin de bir ve ayn rktan geldiini de gznnde bulundurmak zahmetine bile katlanmak yolunu
380

tutmuyorlar. Madem ki insanlarn nesli nesebi, asl fasl birdir, o halde bu rlik bu Smilik ne demek oluyor? Bu hususu derinliine dnmyorlar... lke ve memleket birlii fikri de hakikat noktay nazarndan tamamen ve bsbtn hakikatte olmayan bir eydir. Bunun da asl fasl, btnyle gerei rk ve sun'dir. nsann doduu yer, olsa olsa bir metre kare kadar bir eydir. Bundan fazla bir yer deildir. Acaba insan bu bir metrelik yeri mi kendisine vatan ve yurt bilmesi lzmdr? O zaman bu kaideyi gznnde tutarsak hangi memleket, vatan ve yurt olmaz ki... Bu ekilde olsa olsa ancak bu bir metrelik yer vatan olmaldr. Halbuki bu zavall kendisine vatan olarak bazan bir ka, yz veya bir ka bin ve milyon metre kareyi kendine vatan biliyor. Aklnca bir hudud izerek buras benim vatanmdr diyor. Aklnda izdii bu hududun haricindeki yerleri hi bir zaman hibir surette kendisine vatan ve yurt diye dnmyor ve o izdii hududun d ile alkas olmuyor. te bu da, dar grn ksa bakr bir neticesidir. Bunun neticesinde yeryznn btn vatan olabilmek vasfn kaybediyor. Bu zavallya btn yeryznn vatan olmasna ne endel vardr? Bu dnceden mahrum olan insan, bir metre karede domu olduu halde, bu kadarck bir yeri genileterek binlerce mil kareye kadar
381

kararak, buras benim vatanmdr dediini gryoruz. Bu yer biraz daha genilerse, acaba btn arz kresi bu adamn vatan olmyacak mdr? Eer insan, bir para u dar grten kendini kurtarabildii zaman grecektir ki, yanl inancnn ayrc hudud diye tayin ettii dalar, ovalar, denizler, nehirler ve sairenin. arkasndaki yerlerle, vatanm dedii yerler arasnda hi bir fark yoktur. Dier btn lkeler de kendi barnd toprak gibidir. Her lke, yeryznn birer parasndan baka bir ey deildir. imdi hangi sebeple ve neye dayanarak, denizleri, dalar, ovalar, nehirleri, husus bir maksada bal olarak ayrabilmek hakkn kazanmoluyorlar? "Ben yeryznn sakiniyim, btn arz krresi de benim vatanmdr" eklinde bir itiraf herhalde geree en yakn bir sz olsa gerektir. Ve bu sz u ekilde devam etmelidir: nsanlar, hep bu yeryznn, yerleim yeri olan drtte bir blmnde otururlar. Benim vatanm da u drtte bir yerleim yeri olan blmdr. Bu yer kresinin drtte birinde oturan, yaayan barnan ve geinen insanlarn hepsi de benim vatandalarmdr. Bu gezegen zerindeki insanlarn hepsi de hukuk bakmndan benimle ayn hak ve hukuka sahiptirler. Ben nasl yeryznde bir metre karelik bir yerde dodumsa, onlar da benim gibi bir metre bir
382

yerde domulardr. Dil birlii bahsine gelince: Halk topluluklar ayr ayr dilleri konuurlar. Bu dil ile birbirlerine fikirlerini anlatrlar. Ayr diller, halk topluluklarn biribirine daha ok yabanc etmitir. Bir dili konuanlar kendilerini dierlerine nazaran birbirlerine daha yakn hissederler. Fakat konuulan dilin ayn oluu, hibir zaman fikir birliine de bir sebep tekil etmez. nk bir fikir en azandan ayr ayr olmak artiyle on dilde sylenebilir. Acaba bu on eitli dili konuan kimselerin hepsi de bir fikir birlii iinde midirler? Bu durumun tam aksi olarak, en azndan on eitli fikri de bir dilde anlatmak mmkndr. Hatta u noktay da dikkate almak lzmdr: Ayn dili konuanlar arasnda eit eit fikirler ve dnceler, biribirinden tamamen ayr mefkureler de bulunur. Bunun iin, Milliyetin esas prensibi olan dnce birliine, dil birlii ile kar gelinemez. Dnce birlii, dil birliini gerektirmez, hatta dil birlii ile de dnce birlii ortaya kmaz. Bu noktada gayet mhim bir sual karmza kmaktadr. nsann insan olarak deerlendirilmesinde ve onun iyi veya fena oluunda hangi dilin tesiri olabilir? Almanca konuan bir insann, Franszca konuan bir insana tercih edilme sebebi acaba bu kimsenin sadece Almanca konumas mdr? Halbuki asl dikkat edilecek nokta, kiisel
383

niteliktir, konuulan dil deildir. Biraz derin dndmz takdirde, grm olacaz ki, dil denilen ey, bir memlekette i gcn yrtmek, muamelt yoluna koymak iin kullanlan bir vasta ve bir aletten baka bir ey deildir. Bir memleketin dilini bilen bir ahs, iini gcn yrtmesi bakmndan, bu dil kendisine bir fayda temin eder. Fakat insanln dil bakmndan blnmesine bu i bir delil oluturmaz. Bu da sahih ve doru olarak dayanlacak bir temel deildir. nsan topluluklar arasnda renk fark ile milliyet olmaya gelince: Bu yukarda szn ettiimiz iddialarn hepsinden daha bo ve daha manasz ve daha hayalidir. Renk demek, vcudun bir eklinden baka bir ey deildir. nsann da insan olmak erefi vcud rengiyle olmadndan, aksine ruha ve akla bal bulunduundan, bu insann vcud derisi her ne renkte olursa olsun, hibir ehemmiyeti olamaz. nsanlarn sar, krmz, siyah ve beyaz renkli olmas niin bir ayrlk sebebi olsun? nsanlar niin renk ayrl yznden biribirine dman kesiliyorlar? Acaba beyaz inekle, siyah inein stnde bir fark grlebilir mi? Asl mesele stn st olmasdr; isterse bu st beyaz inein st olsun, isterse kara inein st olsun. Fakat insan akl bozuk yollara sapt iin, insanlk vasfn bir tarafa brakm ve insanlar sadece derilerinin rengine bakarak, bir deer hkm
384

iml etmi ve insanlar birbirinden ayrmaa kalkmtr. Dikkatler de bu deri rengine odaklanmtr klnmtr. Geim meselelerinin ortak olmasna gelince: Bu da insann yalnz kendisini dnp de dier hemcinsini dnmekten alkoyan bir ocukluk eseridir. lh kud ret byle bir eyi asla vcuda getirmemitir. dem evld daha ocukluk yandan itibaren, az veya ok kendi geimini dnmeye balar. almak ve geimini temin etmek iin nnde geni bir meydan vardr. Yaayta saysz ve hesapsz vasta ve vesileler, geim ihtiyacn temin etmek maksad ile insann emrine verilmitir Gzleri ihtirasla parlayanlar btn bunlar yeterli saymazlar. unu da bilmezler k, rzk kaplar her taraftan yzlerine aktr. Buna ramen, u rzk kaplar, bakalarna kapansn da bize alsn diye dnrler. te bu kt dnceye saplanm byk topluluklar bir araya gelip kendi menfaatlerini n plna alan bir birlik vcuda getirmek yolunu tutarlar. Ve milliyet binalarnn temelini byle bir menfaat gr ile kurmulardr. Onlar u tarzda bir dnceye sahiptirler: Bizleri geim meselesi birletirmitir. Bir zincirin halkalar gibi kenetlenmi bir durumdayz. Ancak bu birlik sayesinde kendi haklarmz korumak imknn buluyoruz.
385

Bu ekilde kurulmu olan cemaatler kendi etraflarna bir duvar ina etmiler ve byle bir surun iine snarak, dier insanlarla ilgilerini kesmi bulunuyorlar. Kendi elleriyle kendi hayat sahalarn daraltmlardr. te onlar yalnz koyu bir bencillikle, baya menfaatlerini dndklerinden; kendi elleriyle kendi ellerini olak ve ayaklarn da topal bir duruma getirmilerdir. Gzleri dnm bir vaziyette rzk ararken, bakalarnn rzkn kapatmaya uramaktadrlar. Bakalarnn rzk kaplarn da kapatalm derken bu defa kendi rzk kaplarnn da anahtarn kaybederek, urap dururlar. Bu mevzuda uzaa gitmee lzum yoktur; gnmzdeki Avrupa lkelerinin ekonomik tutumunu gznne getirelim. Ayn ihtirasla yanp tutuan Amerikaya ve Japonya'ya bir bakalm. Bu lkeler, geri kalm memleketleri yle bir smrmlerdir ki, elde ettikleri zenginlik onlar tatl bir uykunun kollarna atmtr. Byle rahat uykudan uyandrlp rahatsz olmamalar iin, etraflarna evirdikleri ekonomik duvar daha ziyade tahkim etmek iin mthi bir gayret gstermekten geri kalmazlar. Byle bir emperyalist zihniyet, yeryz sakinlerini smren ve smrlen diye iki guruba ayrmtr. Daha akas, "Ben yiyeyim sen yeme; ben iyiyim sen fena" gibi bir tutum
386

zamanmzn szde meden devletlerine bir slogan olmutur. Elbette ki, byle bir yol, hakkaniyet bakmndan akllca bir i deildir. Hak Taal, yeryzndeki insanlara fazl kereminden, geimini temin etmek iin serbestlik vermi ise bir kabahat, bir kusur mu ilemitir? Hkmet nizam birliine gelince: Bu husus yukarda anlatla gelen eitli ekillerin en r ve en mesnetsizidir. Bu temel ve bu mesned zerine hibir zaman salam bir milliyet kurulamaz. Bir imparatorluun iindeki eitli tebaalar ayr ayr bir devlet haline getirip bu devletleri sadakat ve vefakrla zorlayarak merkez hkmete balamak ve byle karmdan bir milliyet meydana karmak hi bir zaman muvaffak olmam ve netice vermedii gibi, pek az sonra dalp gitmitir. Bu merkezi hkmet ne zaman kuvvetli olursa tebaasna boyun edirecek, kendisine sadakat gstermeye mecbur edecektir. Fakat devlet dizginleri bir para gevedi mi, o zaman bu sun' ekilde bir araya getirilmi unsurlar (elemanlar) hemen dalmaya yz tutarlar. Hindistandaki Mool (Timur) hkmeti zayflaynca, bu lkenin muhtelif mntkalarndaki unsurlarn ayr ayr siyasi yollar takip etmelerine ve ayr ayr teekkller haline gelmelerine hi bir ey mani olamad. Ayn ekildeki danklk, Osmanl devletinin bana gelmekte de gecik387

medi. Son zamanlarda Gen Trkler, (jn trkler gya Osmanl devletinin binasn tamir etmek iinuratklar halde bir fayda temin edilemedi. Ufak bir darbe ile, bu duvarn tulalar dkrd gitti. Daha yeni bir misl de Avusturya - Macaristan devletidir. Tarihde bu tr rneklere pek ok rastlamaktayz. Btn rneklerden sonra, devlet ve hkmet nazariyesi zerine millet oluturmay dnenlere ve bunun mmkn olduunu ham hayallerinden geirenlere, bizim de bir kerecik uurlu olsun demekten baka bir szmz kalmamtr. Bu tenkidin neticesi olarak, u gerek kesinlikle ve ak olarak ortaya kmtr ki, insan rkn ne kadar da ok paralara ayrmak istemilerdir. Fakat bu ii yapanlarn, hi bir akl mesnede istinad etmemilerdir. Onlar bu ie sevkeden neden, madd ve hiss sebepler olmutur. Bu ayrmlarn dairesi de elstikidir; istenildii kadar geniler ve istendii kadar daralabilir. Bu gibi zorlamalarn tutunup kalmas da cehaletin karanlna, bakn ve gr zaviyesinin darlna dayanr. lim ve irfan yayldka, basiret arttka, kalb alp geniledike madd ve hiss engel ortadan kalkar. yle bir seviye kazanlr ki, rklk yalnz insan rk, vatanclk u lke ve bu memleket snrlarndan taarak, btn biryeryz olacak; ve insanlar arasndaki
388

renk ve dil fark diye bir ey kalmayacak ve insan dnce insanlk birliinin temeli olacaktr. Hak Taal, yeryznde yaayan kullar iin, alma ve rzk temin etme imkn vermitir. Siyas nizamlar bazan gnein karsna kan bulut gibi bu rzk aramann nne gemek istiyorlarsa da buna ramen yine de Allah kullar btn bu gayri meru nizamlara kar direnerek, gerek hayat nizamn bulmaya almaktan geri kalmyorlar. SLAMIN GEN NAZARYES slmn ortaya att nazariye hakik bir nazariyedir. slm, insan ve insanlk arasnda herhangi bir madd farka ne srmemektedir. slmn bildirdiine gre, insanlarn hepsinin asl ve menei birdir: "Sizi bir tek varlktan (nefs-i vahid'den) yaratmtr. Ondan da onun eini (refikasn) yaratm ve bunlardan bir ok erkek ve kadnlar (tretip dnyaya) yaymtr." (En Nisa: 1) Yanl telkkilere gre; lke, memleket, doum yeri, lm yeri, defin olunan yerler, bir tercih sebebi olurken, islm btn bu deerleri reddederek, btn insanlarn aslda
389

ve cevherde eit olduklarn bildirmitir: "te, sizi bir varlktan (nefs-i vahidden) yaratm bulunan O'dur. Sonra siz, bir mddet karar bulur, sonra da (topraa) tevdi edilmi olursunuz." (El-En'm, 98) Ayn zamanda, nesil, neseb, aile ve slle ihtilflar karan zihniyeti ve bu grn mesnedlerini de tamamen ykmtr: "Ey man etmi olan kimseler, biz sizi bir erkek ve bir kadndan yarattk. Birbirinizi tanyasnz ve tanasnz diye sizi milletler ve airetler kldk. te sizin iinizden, Allah'n indinde en deerlisi en muttaki (ahkm ilhiyeye dikkat eden) nizdir. (El Hcrat: 13) Byk insanlk ailesinin milletler ve airetler halindeki durumu, ancak birbirlerini tanmak iin bir vesile olabilir. Yoksa ayr milletten veya ayr airetten olmak bir ekime, bir hakszlk ve bir stnlk sebebi olamaz. Ve bu ayr ayr camialar, insanlk apndaki birlii unutmamaldrlar. nsanlar arasndaki veya milletler arasndaki imtiyaz ve esas stnlk, ahlk ykseklik ve amellerdeki iyilik ve fenalk derecesine gredir. Mukaddes yetler, ayrlk karan gruplarn ve taraf taraf blnerek ekien
390

milletlerin neden bu karanlk yola saptklarn ibret dolu szlerle aklamaktadr. mparatorluklar ve snrlarna smayan koca devletleri yerle bir eden bu korkun nifak hastalnn tek sebebi, bu topluluklarn fitne karmalar ve taraflara blnerek yeryzn kana boyamalardr. te milletlerin bu uursuzca boumalar, pek tabiidir ki, Hak Taal'nn gazabna arplm olmalar yzndendir. Milletleraras dmanlk, dmanlk azabnn tadn tatmak demektir: Yahut da sizi gurup gurup yapar ve size baznzla baznzn kuvvetini tattrr. (En'am: 5) Yukarda bahsedildii ekilde, tefrika karmak, bloklara ayrlmak iini, Kur'an- Kerim, ar crmlerden saymtr. Bu sebeple de bu iin elebalarndan olan Firavun'a Kur'an lanet etmitir ve onu lh azaba mstahak grmtr: "Firavun kendini yeryznde byk grd ve yeryz halkn guruplara ayrd."62[62] (El Kasas: 4)
62[62]

Bu yet- kerime, Msr tarihinin mehur vak'asna iaret eder. Msrda Firavun, Msr halkn "Kbti: Msrl" ve Gay-r - Kbt: (Msrl olmayan) diye iki gurupa ayrm ve haklarnda ayr ayr muamele tatbik edilmesini kararlatrmt.
391

Kur'an- Kerim, yeryznn Hak Taal'ya ait olduunu bildiriyor ve Hak Taal'nn insanolunu bu yeryznde kendi hilfeti ile yceltmi olduunu beyan ediyor. Yeryznde ne var ne yoksa, Beni nev'i Beerin emrine tahsis edildii anlatlyor. nsann muayyen bir lkeye balanp, bu lkeye kul olmasnn bir sebebi olmad aklanp, yer kresinin geni sahasnn her taraf insan iin ak bir sahadr deniyor. Bir lkede adaletsizlik olursa, darlk ba gsterirse, baka bir lkeye gidilmesi tavsiye ediliyor. Hak Taal, ilk insan yaratt zaman buyurdular ki; "Ben yeryznde bir halife klmaktaym." (Bakara: 30) "Grmedinmi ki, Allah yeryznde ne var ne yok sizin emrinize verdi." (El Hacc: 65) "Acaba Allah'n yerinin yz geni deil midir? Orada her tarafa g edip durun." (En Nisa: 100) imdi Kur'an- Kerim'in tamamn gzden geirebiliriz. Acaba Kur'an- Kerim'in emirlerinin birinde nesliyet: (rklk), nesebiyet: (soyculuk), vataniyet: (lkecilik) ve (memleketilik) gibi fikirlerin teyidi
392

hususunda bir eye raslamamz mmkn mdr? lh davet, btn insanlar ve btn insanlk alemi iindir. O, yeryz sakini btn insanlar, insan denilen mahlklar iyilie ve doru yola armaktadr. Orada herhangi bir kavim iin tahsis edilmi bir ey yoktur. Herhangi bir lkeye de yine hasredilmi bir mevzu bulunmuyor. Orada yeryznn herhangi bir kesine bir hususiyet tahsis edilmi olsayd ancak Mekke iin olabilirdi. Halbuki Mekke hakknda da yle buyurulmutur: "Seven el-kif fiyhi ve'l bdiy." (Hac: 25) Yani ister asl Mekke'nin yerli halk olsun, isterse Mekke'nin haricindeki yerlerin halk olsun, mslmanlar hep birdirler. 63[63] Birbirleriyle ayn seviyededirler.
63[63]

Bu sebepten dolaydr ki, slam fukahasmdan bir zmre, Mekke mlkiyetinin husus olarak kimseye teslim edilmesini doru bulmamaktadr. Hazret-i mer. (R.A.) Mekke halkna emir vererek, evlerinin kaplarn dahi kapatmamalarn bildirmiti. Haclar hangi eve gitmek isterlerse, o eve girebilirlerdi. Ev sahibi bu hacy misafir eder. Kendisine izzet ve ikramda bulunurdu. Hazret-i mer ibni Abdulaziz, Mekke'de, evlerin kiraya verilmesini men etmiti. Mekke emirine yazl bir emirname yazarak, gelen haclarn istedikleri eve inebileceklerini ve orada kalabileceklerini kendilerinden cret talep edilmemesini, irade
393

SLAMIN TAASSUBA KARI OLDUU Kr bir taassuba kar herkesden nce


buyurmutu. Fakat fukahnn bazlarnn da itihatlarna gre, Mekke arazisi (arsa, yer ve bu gibi eyler) herkesin hakkdr. Bu yerler kiraya verilemez ve satn alnamaz. Fakat birisi kalkp da kendisi masraf ederek bina yaptrm ise, bu bina yukardaki hkme girmez. Hazret-i Rasul- Ekrem (S.A.V.) buyurmulardr ki: "Mekke haramdr, onun arazisinin satlmas hell olmad gibi, evlerinin kiras da hell olmaz." Dier bir Hadis-i erif de u hususu aklamaktadr: nneu hiye mnhn min sebakn. te bu yerin hali byledir. slm buraya bu hususiyeti bahsetmitir. Burada dier bir mhim mesele de udur: Mekke'nin eski ve asl sakinleri olan mriklerin "pis" ve "necis" olduklar bildirilerek, bu mnkirlerin, mukaddes ehirden kartlmalar emr edilmitir. te mrikler, necis: (pis) dirler, bunun iin bu seneden itibaren mrikleri Mescid - l Harm'a yaklatrmayn. (Et Tevbe: 28). Bu gayet ak emirden sonra, islm'da vatanclk, lkecilik mefhumu tamamen ortadan kalkm oluyor. Hakikatte mslman vatan iin, lke iin, yurd iin ancak yle syliyebilir: Her mlk. mlk-i m-st ki mlk-i Hd-yi m-st. Tanr, mlk, bize yurd, ite btn dnyadr. (kbal, Peyami Merik, Tark ktas) (Ali Gencelinin manzum tercmesinden)
394

Hazreti Resul- Ekrem (S.A.V.) bizzat ve en messir bir ekilde mcadele etmitir. Aile, slle, soy - sop imtiyazlar, bunlarla vnmeler, nesep ve ailev erefi dile dolayarak stnlk iddiasnda bulunmak gibi detlerle, slm doktrini arasnda geni bir uurum vardr- Byle bir zihniyetin o zaman ki, temsilcileri Kur'an- Kerim hakknda yle dnmlerdi: "Bu Kur'an Allah tarafndan nazil klnm olsayd, herhalde Mekke yahut da Tif'in ileri gelen ahsiyetlerinden birisi vastasiyle nazil klnm olurdu." "Ve dediler: Yoksa, bu Kur'an, iki byk ehirden birinin halkndan bir kimseye nazil klnm olurdu." (Ez Zuhruf: 31). Din dmanlnn o devirdeki en azl rnei olan Ebu Cehil, Zat- Risaletpenhilerinin (Peygamberin) nbvvet iddiasnda bulunmalarn, ailelerinin vlerine bir vn daha eklemek iin olduunu ileri sryordu. Ve bu zift beyinli inkr mmessili yle diyordu: "Biz, Abdi Menaf oullarnn karsnda bulunuyoruz. Her hususta onlarla yarmaktayz. Biz, binicilikte onlara rakibiz. Biz yedirmek, iirmek, bol bahite onlardan stnlk iddiasndayz. imdi onlardan biri kalkm da "Bana vahy geliyor" diye ortaya bir laf atmtr. Yemin
395

ederim ki, bunun iin biz Muhammed (Sallallah aleyhi ve sellem'i) kabul etmiyeceiz." Bu dnce yalnz Ebu Cehil'in dncesi deildi. Btn Kurey, inkarclar da Ebu Cehil gibi dnyordu. Onlarn arpk zihniyetlerine gre Allah Elisinin ileri srd nbvvet dvasnda ve getirdii dinde u kusur vard: Mezheb-i kti'i mlk neseb, Ez Kurey mnkir ez fazl-i Arab. Der nigh-i yeki bal v pest, Bu gulm-i hvi ber yek hvn niest Kadr-i ahrr-i Arab ne'nahte, B kiliftn-i Habe der sahte Ah meran b esvdan mihtend, Abryi ddimn rihtend. Din'i kesip atmtr, btn mlk nesebi, Ne Kurey'i brakt ne eref-i Arab'. Yksek, ala grd hep ayn seviyede, Ayn sofrada yemi yemei klesiyle, Ve kymet vermemitir Arabn erafna, Habeli kleleri p alm yanna. Siyahlarla Beyazlar, karm bir birine, Irklk iftihar ortadan kalkm yine. (ikbal. Esrar-i Hod, III. Bask, 1948

396

Lahor, Sahife: 20)64[64] te bu sebepten dolay Kurey kabilesi, Ben Haime cephe ald. Ben Haim de onlarn bu saldrganlklarna kar Hazret-i Resl- Ekrem'i himaye etmee kalktlar. Halbuki Ben Haim'in ou mslman deillerdi. slmiyeti kabul edenleri de pek azd. Ebu Tlib ve onun etraf, akrabalk, gayretiyle Kureyin karsna dikildiler. Kureyin din dman azl kafirleri de bu sefer hcumlarn btn peygamber ailesi zerinde younlatrdlar. Fakat Mslmanlar, o zaman say tibariyle ok az olduklarndan inkarc guruplarn saldrlarna kar daha fazla mukavemet etmelerine maddeten imkn yoktu. Bu sebeplerden dolay bir ksm Mslmanlar Habeistana g etmek zorunda kaldlar. Gidenlerin ou nfuzlu ailelere mensup kimselerdi. Ve bazlar hakperest olduklarndan deil, kabilecilik taassubu yznden Kureyle atyordu. Fakat o sralarda Kurey kfirleri ounluu tekil ettiklerinden, inananlar ve inananlar destekleyenler amansz bir baskya mruz kalyorlard. Bu sebeple Habeistana iltica eden Mslmanlar ve
64[64]

Ali Gencelinin Manzum Trke tercmesinden aynen nakledildi. (Mtercim)


397

onlar akrabalk balarna dayanarak takip eden kimseler, bir mddet iin Kurey dmanlndan kurtulmu oldular. Araplar, Ben srail peygamberlerinin, nceden verdikleri habere dayanarak, uzun bir zamandan beri byle mstesna bir oluu beklemekte idiler. Ne zaman ki, Allah Resul, insanlar ebed geree davet etmeye balaynca ve bu mukaddes haber Medine'ye ulat zaman, Medine ehrinin ounluunu tekil eden bir zmre slmn nur saan prensiplerini kabul ettiler. Medinedeki Yahudiler de son peygamberin zuhur etmesini bekledikleri halde, srf Yahudilik taassubu yznden geree gzlerin kapattlar. Ve bu inkrlarn u kavmiyet tten kelimelerin kalbna dktler: "Gelecek olan peygamber mutlaka Ben srail'den olmaldr. Ben srail dururken, nasl olur da Ben ismail'den bir peygamber gelebilir?" Onlar bu taassuba yle bir saplanmlard ki, bunun neticesinde muvahhidlii (Allah'n birliini bir tarafa brakp, kalkp Mriklerle birletiler. Hristiyanlarn da vaziyeti bundan pek farkl deildi. Onlar da gelecek olan bu peygamberin mutlaka am (Suriye ve Filistin) civarndan kmasn dnyorlard. Araplar arasndan herhangi bir peygamberin zuhur edebileceine bir trl inanamyorlard.
398

Zat Risaletpenahilerinin (Peygamber) (S.A.V.) ferman- saadetleri (mektubu) mparator Herakliyos'a ulat zaman, Kurey tccarlarna yle sylemiti: "Evet, ben bir peygamberin zuhur edeceini biliyordum. Fakat bu peygamberin sizin iinizden kacan hi de mit etmiyordum." Yine, Msr lkesi hkmdar Makokos'a Zat- Risaletpenahilerinin ferman- saadetleri ulat zaman, bu hkmdar da yle sylemiti: "Evet gelecek olan peygamberlerden, bir tanesinin daha gelmesi hal beklenmektedir. Bunlarn biri daha gelmemitir. Bu hususu ben de biliyorum, fakat bu Zat'n am lkesinde karacan mit ediyordum." Bundan daha da kat bir taassup Acem lkesinde hkm srmekte idi. Zat- Risaletpenahilerinin ferman- saadetler Acem hkmdar Hsrev - Pervz'e (Kisra Eberviz) ulat zaman, bu hkmdar kzdran acaba ne idi? Niin bu hkmdar, Zat-i Saadetlerinin elisine yle demiti: "Nasl olur? Bir kle milletin (Yani Araplar) ferdi, Acem ehinahna byle hitb edebilir?" nk- Hsrev - Perviz, Araplar aalk ve alak bir millet olarak dnyordu.
399

Araplar kendi hkm altnda ezilmek zorunda bulunan bir zmre kabul ediyordu. Bu ekilde bir kanaata sahip olduundan, byle bir millet efrad arasndan bir Hak elisinin km olabileceini kabul etmeye hazr deildi. slmn en azgn dmanlarndan biri olan Yahudiler, Arap veya dier milletler arasnda hkm srmekte olan taassup cehaletini, islm aleyhine kuvvetli bir silah olarak kullanmak yolunu tuttular. Medine mnafklar ile anlaarak, bir zamanlar "Bi'as" muharebesi yznden kan dken taraflarn tekrar birbirlerine dmelerini temin iin, aralarna nifak tohumu ekildi. Evs ve Hazrec kabilelerinden meydana gelen Medine halk, birbirlerine kar klca davrandlar. te bu hdise zerine u muazzez yet-i kerime nazil klnd: "Ey iman etmi bulunan kimseler! Siz eer, kendilerine kitap verilmi bulunanlardan baz zmrelere uyarsanz, tbi olursanz, onlar mutlaka sizi iman ettikten sonra, tekrar kfr yoluna saptrrlar." (l-i mrn: 100) te bu, rklk, nesepilik, vatanclk ve lkecilik taassubunun alevlendii bir ortamda, Allah Resul, mukaddes vazifesini yrtm, Muhacirinle Ansr birletirmi,
400

Muhacirin, Ansrn ba ve bahesinde elele vererek almtr. Bu kalb ve i birliini gren Kurey Mrikleri Medine mnafklar ile anlaarak, Mslmanlar iten ykmak yolunu tecrbe ettiler. Mnafklarn elebalarndan bulunan Abdullah bni Ubeyy ykc bir maksadla yle sylemee balad: "te Kureyin fakir fukaras bizim lkemize gelerek, gl iek oldular. Onlarn misli una benzer ki, kargay besle gzn oysun." Ayn iren mnafk, Ansar'a da u szleri sylyordu: "Sz onlar banza kardnz. Kendi lkenizde onlara yer verdiniz. Kendi mallarnzdan onlara da bir hisse ayrp teslim ettiniz. Yemin ederim ki, siz bir gn onlarn elinden zarar greceksiniz." Kur'an- Kerim de bu kabil nifaklara u muhteem cevab vermitir: "Onlar, o kimselerdir ki: Resuln yannda bulunanlara geim imkanvermeyiniz de dalp gitsinler. Diyorlar. te gklerin ve yerin hazineleri Allahndr. Fakat mnafklar bunu kavrayamazlar. Onlar derler ki, Biz Medineye dnersek, o zaman, bizim ileri gelenlerimiz, aalk kimseleri oradan karp atacaktr. Fakat izzet sahibi olmak Allah'a, O'nun Resulne ve mminlere mahsustur. Ancak mnafklar bunu da
401

bilmezler." (Munafikn: 7 - 8) te bu taassub abasnn neticesinde, Abdullah bni Ubeyy Hazret-i Aye Radyallah teala anha thmetini arttrd. Fakat Hazrelilerin himmetiyle, Allah'n ve Resulnn dman bulunan bu kimse, kendi cezasm kendi eliyle hazrlyarak, mnafklar zmresine ibret verici bir rnek oldu. SLAMDA TAASSUBA KARI GRLEN MCADELE Yukarda etraflca ele alnan meselelerden ak ve kesin olarak u netice elde edilmitir: Kfr ve irk gibi kapkara bir cehaletin yan banda yer alan en byk dmanlk, rklk, nesebcilik, vatanclk, lkecilik ve bu snfa giren kanaatlerdir. Btn bu sapk zihniyet, slamn kurtarc davetine ve islm'n ilerlemesine kt bir engel tekil etmitir. Bu eytan fikirleri temsil eden guruplarla slm daima arpmak zorunda kalmtr. yle ki, Hazret-i Resl- Ekrem (S.A.V.) yirmi senelik peygamberane yaaylar mddetince, kfrn sapknlndan sonra zerinde durup mcadele ettii ve ortadan kaldrmak istedii mesele de ite
402

bu "cahiliye taassubu" denilen ve hemen hemen btn bir insanlk ailesine musallat olan korkun illettir. Zat- Risaletpenahilerinin rnek hayatlar ve hadis kitaplar okuyup tetkik edildii zaman grlecektir ki, Fahri Kinat Resul- Ekrem (S.A.V.) Hazretlerinin ne ekilde ve ne vaziyette bu toprak lkede kan, rk, renk, dil, ileri gelen aile, geri bulunan aile, zenginlik, fakirlik, eraflk, gayr eraflk farklarn ortadan silip sprp, insanlk mefhumunu bu pisliklerden kurtarm, insanlarla ve insanlar arasna girmi bulunan, ftrata aykr bu duvarlar skp atmtr. Btn insanlar ayn seviyeye getirmi, insan olmak vasfn onlara retmitir. Zat- Saadetlerinin bu husustaki retisi yledir: "Taassup yoluna devam ederek len bizden deildir. Taassup yoluna aran bizden deildir. Taassup yolunda savaan bizden deildir." Yine Zat- Saadetleri buyurmulardr ki: "Kimsenin kimseye bir stnl yoktur. Varsa ancak din ve takva iledir. Halkn hepsi de Adem evlddrlar. Adem de topraktan yaratlmtr." Irk, soy, vatan, memleket, lke, lisan, renk farkn ortadan kaldrmak yolunda Zat- Saadetleri yle buyurmulardr:
403

"Ne bir Arabn bir Acem'e (Arap olmayana) ne de bir Acem'in Araba stnl vardr. Siz hepiniz Adem evladsnz." (Buhar ve Mslim) "Ne bir Arabn bir Acem zerine ne de bir Acemin Arap zerine ne de br beyazn siyah zerine, ne de bir siyahn beyaz zerine bir imtiyaz, bir stnl (fadl) vardr. Varsa ancak takva iledir." (Zad'l - Maad) "Elbette ki, dinleyecek ve itaat edeceksiniz. ster, sizin iin kafasndaki salar kuru zm gibi kvrck bir Habei kle dahi emir tayin edilmi olsun, yine siz dinleyecek ve itaat edeceksiniz." (Buhar Kitab'l - ahkm)65[65] Mekkenin fethinden sonra, kl zoru ile Kurey kfirleri boyunlarn edikleri zaman, Zat- Risaletpenahileri yle bir hutbe vermilerdi: "yi dinleyiniz; imtiyaz ve iftihar iin vesile olan ve imtiyaz ve iftiharn mayas bulunan kan (rk) ve mal (zenginlik) gibi eyler imdi benim ayamn altndadr."
65[65]

Bu Hadis, Arap erafna hitaben sylenmitir."Size Habai zenci bir kle dahi emir tayin edilse, yine dinleyip itaat edeceksiniz." te venlie (rkla) kar slam milliyetin en gzel cevab.
404

Ey Kurey topluluu! te Hak Taal sizden cahiliye bbrlenmesiyle, ata baba ile vnmei silip kaldrd. "Ey halk! Sizin hepiniz demdensiniz. dem ise topraktandr. Soy ve rk ile iftihar edilmez. Ne Arabn Aceme ne de Acemin Araba iftihar edecek bir stnl yoktur. te Allah indinde sizin en makbul bulunanz en fazla takva yolu tutmu olannzdr." badeti lhiye esnasnda Zat- Saadetleri kendileri iin Allah huzurunda hususa ehadet etmilerdir. Birincisi: Allah'n hibir eriki ve orta olmad. kincisi: Muhammed (S.A.V.) in Allah'n kulu olduu. ncs ise, btn Allah kullarnn karde olduklarna dairdir. Kullarn hepsi de kardetir. SLM MLLYETNN TEMEL Hak Taal ve O'nun Resul, cahiliye milliyetinin btn maddi, hissi ve hayali temellerini ykp, yok etmilerdir. Dnyadaki milletlerin bir ounun kuruluuna esas tekil eden btn bu mevhum eyleri, cemiyetin sinesinden kesip, atmlardr. Renk, soy, rk, neseb, vatan, lke, yer, dil, geim sebebiyle birleme ve bu saylan ayrlk unsurlarn besleyen ve meydana getiren koyu cehaletle beraber mkul olmayan her dnceye son
405

vermilerdir. erefli ve haysiyetli bir yaama imkn, istisnasz olarak, insanln her ferdine ayn l ve seviyede tannmtr. nsanlk ailesini, biribirine hasm ve dman eden, ayr ayr milletler topluluunu zehirlemi olan bu fikirler, tamamiyle ortadan kaldrlrken yeri de bo braklmam, geceyi silip spren bir gne gibi, o blm nur ve k saan yce prensiplerle sslenmitir. Temiz ve saf akl delillere dayanmayan yepyeni bir milliyet mefhumu (kavram) ortaya konmutur. Bu yce mefhum, madde, lke ve neseb gibi unsurlara dayanmaz. Dayand tek husus, ze ve ruha mahsus olan bir temeldir. Byle bir nizamda bir fark ve bir stnlk sz konusu ise bu mutlaka manev ve ruhdir. nsann karsna, yapmack olmayan, dorudan doruya kendi z gereini temsil eden ftr bir sadakat ortaya konmutur ki, bu muhteem fikrin adna da slm diyoruz. Allahu Taal'ya ibadet ve kulluk etmek, nefs temizliine dikkat etmek, melin iyi olmasna zen gstermek ve Allahtan korkup ekinmek ve insanl bu hayat dolu prensiplere davet etmek islm'n amayan bir iardr. Bu ebed kurtulu davetini kabul eden bir kimse, islm Milletinin fertlerinden biri olur. Bu daveti kabul etmeyen ise, bu Millet fertlerinden olmaz ve yabanc saylr. slm'a
406

iman etmi bulunanlarn hepsi de bir millettirler. "te bylece sizi arac bir mmet kildik." (Bakara: 143) Bu millet, islm milletidir; dierleri ise, slm milleti deil, kfr ve dalalet milletidirler. Kfr ve dalalet toplumlar arasnda ihtilf mevcut olduu halde, yine slm milletinin karsnda hep bir millet saylrlar. "Allah, kfir kavmi hidayete eritirmez." (Tevbe: 37) Bu iki millet arasndaki fark; slam milleti hibir zaman soy ve rk stnlne dayanmaz. Buradaki tek imtiyaz ancak akide ve mel itibar iledir. Bu lye gre, bir babann iki olundan biri Mslman dieri kfir olduu takdirde aralarnda kapanmas mmkn olmayan bir fark olacak ve ebediyen biribirinden ayrlm bulunacaklardr. Bu iki madd karde birbirlerine tamamiyle yabanc olacaklardr. Fakat iki yabanc kimseden biri dnyann bir kesinde dieri de dnyann bir ucunda olsada, eer bu iki kimse, islm kabul etmi iseler, hemen karde olup giderler. Onlar bu milliyetin ortak fertleri olurlar. Bu iki kavim arasnda; vatan, lke ve memleket ihtilf da stnlk sahibi olmak iin bir delil oluturmaz. Burada vatan, lke,
407

memleket stnl olmayp, ancak hak ile btl stnl vardr. Olabilir ki, bir ehir, bir mahalle, hatta bir eve mensup iki kimseden biri Mslman kavimden dieri de kfir kavmindendir. htilf yalnz slm ve kfr arasndadr. ehir, mahalle ve lke kavgas mahiyetinde deildir. Bir Habeistanl, slma girmekle, slma girmi bulunan bir Merakeli (Maribli) ile karde olur. slmda, vcudun derisinin rengi de milliyet ayrmna bir sebep oluturmaz. Bu sebeple rengin de bir ehemmiyeti yoktur. Hak Taal kullarndan birini beyaz. bir dierini de siyah yaratmtr. Renk de Hak Taalnn yaratt bir eydir. slm mefkuresine gre, en iyi renk, en iyi boya Allah boyasdr. "Allah rengine boyarsnz, O'nun boyasndan daha iyi acaba kimin boyas vardr." (Bakara: 138) slm nazarnda bir beyaz ile bir siyah insan ayndr. Bir milletin efraddrlar. slmda ancak iki millet vardr: Biri slm milleti, yani mmet-i slmiye bir dieri de Kfr milleti, yani kfirler. Asl ayrlk bu iki kavim arasndadr. Lisana (dil) gelince, slmda lisan, slam ile Kfr arasnda bir ayrlk vastas deildir. slamda konuulan herhangi bir lisan deil,
408

kalbin lisan mhimdir. Btn dnyada, nekadar dil konuan varsa, slma girerek Mslman olduklar takdirde, slm mmetinin bir ferdi saylrlar. Bu itibarla Arapa konuanla, Afrika dili konuan arasnda slamada bir fark gzetilemez. Orduca konuanlarn mslmanl ile Arapa konuanlarn mslmanlklar arasnda bir fark gzetilmez. Bunlarn dilleri ayr olduu halde mslmanlklar birdir. Geim ileri ve siyaset ihtilflar da slmda bir deer ls deildir. Bu mevzuda da Kfr ile islm fark vardr. Tutulacak yol, altn servetine gre deil, iman servetinin hkmne gredir. nsan saltanat yerine lh saltanata ba eilir. Gerekten hr karekterli olanlar, ilh hkmranla sadakat gsterir ve lh hkmete balanrlar. Bu kurtulu nizamna vefakr olurlar. Kendi mal ve canlarn Hak Taal'ya satarlar. Bu inann havasn teneffs edenler, ister Hindistanda olsunlar, isterse Trkistanda bulunsunlar veya baka bir lkede yaasnlar, hepsi de bir tek vcut ve tek bir ruh gibi yalnz lh saltanata boyun bkerler. Bu gerek inann dnda olanlar ise, lh saltanata kar gelmi mevcut imknlarn eytana ve nefislerinin isteklerine satm olurlar. O zaman bu zmre slm kavmi olma erefini kaybetmi bir baka kavim hviyetine girmitir. Byle bir yaama
409

sistemiyle kfirlik vasfna brnm olurlar. Bunlarn herhangi bir devlet tebaasnda olmalar veya iktisad nizamlar ne ekilde olursa olsun bu hususlar slm alkadar etmez. slm alkadar eden tek husus, bu insanlarn her mevzuda ilh saltanata uymu olmalardr. Bu ekilde, islm dairesinin k saan ortamnda, hiss ve maddi tek prensibin olmad kesin bir ekilde anlalr. Ve bu ortam doruyu temsil eden akl, saf ve temiz dnceyi temsil eder. Bir evin iindeki iki kiiden biri bu daire evresi iinde bulunabilir, dieri de bu dairenin evresi dnda kalabilir. Biri dounun t uzak bir kesinde dieri de batnn t bilmem neresinde olduklar halde bu iki ahs da slam dairesinin erevesi iine girerler. Srr- ak ez lem-i erhm nist, zi Sam Rm am nist Kevkeb-i b ark garb b gurb Der medare ney imal ney cenb. Akn srr deildir, alem-i erham'dan, Asl

410

gelmemi onun Sam Rm u am dan Bir yldz ki yok onun, ark garb, gurubu Medarnda bulunmaz ne imal ne cenubu. kbal Bu dairenin muhiti bir tek kelimedir. Bu kelime L-ilhe illallah Muhammedun Resulullah'dr. Bu kelimeler dostluun da dmanln da temelidir. Bundan baka islm muhitinde temel yoktur. Bu kelimelere kabul eden ile bu kelimeleri kabul etmeyenler arasnda sonsuz fark vardr. Bu kelimelerin ayrdn ne rk ne kan ne soy, ne de baka ey birletirebilir. Ne toprak, ne lke, ne memleket, ne renk, ne iktisad sistem, ne geim, ne ekmek kaygs, ne devlet, ne hkmet, ne de baka bir ey, bir araya getirebilir. Bu mukaddes kelimelerin birletirdiklerini hibir ey ayramaz. Bu kelimelerin birletirdiini ne deniz derya, ne nehir dere, ne da ova, ne de yeryznde bulunan herhangi bir kuvvet bu iman etmi kimseleri birbirinden ayrmaa kadir olamaz. Bu en byk gerei ifade eden kelimelerin izdii dairenin iindeki Mslman her nerede olursa olsun mslmandr. Bu Mslmanlarn arasnda herhangi bir fark yoktur. Bu Mslmanlar. inde de olabilirler, Mareke (Ma-rib) de de olabilirler. Siyah da olurlar, beyaz da olurlar. Hindistann Urducasn da konuurlar. Arapa da konu411

urlar. Sami rkndan da olurlar. Ary rkndan da olurlar. u hkmetin tebaas da bulunurlar, bu hkmetin de... Dnyann neresinde olursa olsun, her Mslman slm milletinin ve islm kavminin bir ferdidir. slm camiasnn birer rkndrler islm sitesinin hemehrisi (citizen) idirler. slm ordusunun askeridirler. slm kanunlarnn muhafzdrlar. slm eriat yalnz ibadet, muamelt, muaeret, geim, siyaset deil, yaayn her dalnda, her ubesinde olduu gibi, tabiiyet, milliyet, rk, lisan, vatan gibi bir Mslmana tand haklar btn mslmanlara da tanmtr. SLAMDA BRLETRME VE AYIRMA USUL slm, kendi camiasn ve bu birliin fertlerini madd ilikilerden tamamiyle tecrit etmez. En mkemmel bir l dairesinde bu mevzulara ait meyyideler koyar. Mesel, (Sla-yi rahm) iin hkm koymutur. "Kat'-i rahm'i" yasaklamtr. Baba ve anneye itaati, onlara boyun bkmei bildirmitir. Bu hususu ehemmiyetine binaen teyid etmitir. Kan (neseb) alkalar iin veraset kanunlar koymutur. Hayr ilerinde sadakalarda, infakda (bakalarn da geindirmek) hususunda akraba olanlar, akraba
412

olmayanlara tercih etmitir. Kendi aile efradna, ev halkna yaknlk gstermei, dmanlara kar mal ve cann korunmasn emretmitir. Zalimlere kar savaa girmeyi emretmitir. Byle bir savata lenleri ehid olarak kabul etmitir. Yaaya ait btn muamelelerde din ve mezhep fark gzetmeden, btn insanlar iin Kendisiyle sava halindeki kfirler hari dertlerine ortak olacak ve are bulacak ekilde hkmler koymutur. nsanlara kar sevgi ve efkat gsterilmesini retmitir. slamn hibir hkm, memleket ve vatann korunmas iin allmamak; yahut da gayri mslim komu ile sulh ve sknet iinde geinmemek mnasna gelmez66[66]
66[66]

Burada u meseleyi de izah etmek lzmdr ki, gayr mslim kavimlerle mslman kavim arasnda rabta ve alkann iki ayr hususiyeti bulunmaktadr. Birincisi: Bu gayri mslimlerin de insan olmalar bakmndan dier insanlar gibi ayn haklara mlik bulunmalardr. Bu noktadaki ayrlk, slam ile Kfr'e slik olmak keyfiyetidir. slm bu durumda yine onlara kar, yksek insanlk hasletlerine gre muamele eder. yi geinmei kendisine usul ittihaz eder. icab halinde onlarn dertlerine koma bir vazife bilir. Onlara kar cmert davrand gibi, eref ve haysiyetlerini de korur. kincisi: Gayr mslim milletler, mtecaviz olmadklar ve slm'a dmanlk etmedikleri mddete, onlarla dostane bir geim yolu tkibedilir; mterek maksatlara matuf olan ilerde yardmlamak cihetine gidilir,
413

slm daima bir l iinde, d ilikilere yer vermitir. Fakat slm milliyeti (kavmiyeti) ile gayr slm milliyet (kavmiyet) arasnda ancak u tarzda bir fark nazar tibara almtr: slm dnda bulunan baka zmreler, ayr bir kavmiyet tekil eder. slama kar muhalefete kalkar, slm baltalar, iman dndaki dncelere kaplr, bu dnceleri iman dncesine tercih eder ve kavmiyet esaslarn saplandklar o fikir zerine kurmaya kalkrlarsa, o zaman slm her zaman ve meknda, bu tuttuklar yol iin onlardan uzak kalmak feda karln gsterir. , Bu hususta Kur'an- Kerim yle buyuruyor: "brahim ve onunla birlikte bulunanlar sizin iin en iyi rnektirler. Onlar kendi kavimlerine yle demilerdi: Biz sizden ayr ve uzazdr. Biz sizi ve sizin Allah'tan gayr
gerektii takdirde o millltlere yardm eli uzatlr. Btn bu mnasebetler islm'n yksek faziletlerine istinat ettirilirken, hi bir zaman bu gibi d mnasebetlerde slm hkmlerden feraat edilmedii gibi, onlarla kltrel bir kaynamaa gidilmez. Hi bir zaman, islm milliyeti bir tarafa braklp, rkla mstenit bir Hindistan milleti, veya in milleti gibi bir kurulua gidilmez. Kfr ile islm bir arada mtala edilemedii gibi, Kfr - islm karm bir kavim vcuda getirmek muhal ve imkn harici bir itir.
414

ibadet ettiklerinizi kabul etmiyoruz. te bunun iin de bizimle sizin aranzda dmanlk balamtr. Siz de Allah'a iman edip O'nun vahdaniyetini kabul ettiiniz zamana kadar bu dmanlk devam edecektir." (El Mmtehinne: 4) Yine buyuruluyor ki: "man yolu tutmayp kfre kar sevgi besleyen, babalarnz ve kardelerinizi dost edinmeyin, sizler arasndan her kim bylelerini dost edinirse zalimlerdendir." (Tevbe: 23) Yine emredilmitir ki: "Sizin kendi karlarnzdan ve ocuklarnzdan da size dmanlar vardr, bunlardan ekininiz ve korununuz." (Et Teabn: 14) Sizin vatannzda dininize kar dmanlk edenler bulunuyorsa, din iin vatannz ve lkenizi brakp baka yere g edin. Her kim din uruna vatann brakp da hicret etmezse hakikatte mnafk saylr. Byleleri ile sizin alkanz kalmaz. "Allah yolunda hicret etmedikleri mddete onlar dost edinmeyin." (Nisa: 89) Bu ekilde, Kfr ile slmn ayrlmas hususunda, en yakn ve en kuvvetli akrabalk ba olan kan (nesil) bile feda edilmitir.
415

Anne, baba, karde, evlat, mslman olup olmamak hususunda birbirlerinden ayrlrlar. Biz, kendi soyumuzu, soydalarmz, Allah'a dman olup olmamak iin brakr, terk ederiz. Vatana da, memlekete de bu yolda Allah'a smarladk deriz, onu da terk ederiz. Byle bir vatanda Kfr ile slm ekimesi olunca o vatandan ayrlmamz icabeder. slam dnyada her eyden nce gelir. Her ey slama feda edilir slam hibir eye feda edilemez. slm, eitli insanlar birbirine karde klmtr. Bunlarn arasnda ne kan, ne nesil, ne vatan, ne lke, ne memleket, ne dil, ne renk, ne baka bir madd birlik vardr. Fakat bunlar slm dairesinde birbirlerine kardetirler. slm bu mevzuda btn mslmanlara htab ederek buyurur: "Hep birlikte Allah'n ipine sarln ve dalmayn. Allah'n size olan nimetini hatrlayn, siz bir zamanlar birbirinize dmandnz. O sizin kalblerinizde lfet vcuda getirdi. Onun nimeti ile siz birbirinizin kardei oldunuz. Siz ate ukurunun dibindeydiniz. O sizi bundan kurtard." (Al-i mrn: 103) Btn dier gayr mslimlere hitaben de buyurulmutur ki:
416

"Tevbe eder, namaz klar ve zekt derlerse, onlar da sizin din kardeleriniz olnrlar." (Tevbe: 11) Mslmanlarn vasf da u ekilde bildiriliyor: Allah'n Resul Muhammed ve onunla birliktte bulunan kimseler, kfirlere kar iddetli ve kuvvetlidirler, kendi aralarnda birbirlerine merhametlidirler. (El Feth: 29) "Allah'tan gayr bir mbud bulunmadna ve Muhammed (S.A.V.) in onun kulu ve Resul olduuna ehadet vermedikleri mddete insanlarla dvmek iin izin verilmitir. Yine onlar bizim kblemize ynelmelidirler; bizim kestiimiz eti yemelidirler. Bizim gibi namaz klmaldrlar. Byle yapan kimselerin canlar ve mallar bize haram olur. Ancak adalet ve kanun onlarn haklarn hell klar. Bundan sonra onlar da mslmanlarn sahip bulunduklar btn hak ve hukuka sahip olurlar; Mslmanlara farz olan hususlarn hepsi onlara da farz olur." (Ebu Davud Kitab'l - Cihad) Mslmanlk dairesine girmi bulunan bu mslmanlar btn hak ve hukuk, farize ve vecibelerde dier mslmanlarla ayn olmakla kalmayp, hatta bu mslmanlar
417

dier mslmanlara destek bile olurlar, onlarla birlikte islm "btn" nn "cz" lerini tekil ederler. Bu hususta da Hadis-i Nebevi yle hidayet klmtr: "Mslmann mslmana ball bir duvarn tulalarnn birbirlerine ballklar gibidir, bunlarn biri dierini tutar ve salamlatrr." (Mikt, Kitab'l - db, Bb e - efkati ve'r - rah-meti ale'l - halk.); Muttafakunaleyh Baka bir yerde: "Muhabbette ve sevgide mminlerin misali bir tek cisim misalidir. Bu vcudun uzuvlarndan birisi szlarsa, btn vcud rahatszlk ve zdrap sarar." (Mikt, Muttefekunaleyh) slm Milletinin bu ekilde birleerek ortaya km bulunan vcuduna Reslullah (S.A.V.) "Cemaat" kelimesi ile isim vermilerdir. Bu hususta da yine Zat Risaletpenahileri buyurmulardr ki: "Allah'n eli cemaatin zerindedir, bu cemaat datmak isteyen atee der." Ve yine: "Cemaatten bir kar ayrlan kimse, slm halkasndan kendi boynunu karm olur. (Ahmed, Ebu Davud ve Mikat
418

rivayetlerine gre. Kitb - l - iman). Bu kadarla iktifa yetinilmemi olup hatt yle buyurulmutur: "Sizin cemaatinizi datmak isteyen kimseyi ldrnz." Ve bu inci tanelerinden daha ltl olan mukaddes emirler u noktaya dayanmaktadr: "Bir araya toplanm bulunan bu mmeti datmak iin yeltenen kimseyi her nerede bulunursa bulunsun, klla vurunuz." (Mslim, Kitab'l - emare). SLM KAVMYETN TEEKKL NE EKLDE OLUR? Bu cemaatin kuruluu ve bir araya gelmesindeki esas, rabta, kan, rk, lke, memleket, toprak, dil ve renk gibi eyler deildir. Bu cemaat arasnda Hazret-i Selmn-i Faris (R.A.) vard. Hazret-i Selman ranlyd. Fakat ne zaman onun hangi rktan olduu sorulduysa, "Selman ibni slm": slmn olu Selman diye cevap alnd. Hazret-i Ali Radiyallahu Tel anh, Selman hakknda yle buyurmutur: "Selman minn ehli'l - beyti: Selman bizim ehli beyttendir." Yine bu arada zikredilmesi gereken iki
419

mhim sahabi vardr. Bunlar Bzan ibni Ssn ile onun olu ehr ibni Bzn'dr. Bu iki zatn nesepleri de ran hkmdar Behram Gr'a ular. Hazret-i Resl- Ekrem, Bzn' Yemen'e olunu da Sana'ya vali tayin etmilerdi. Ve bu misallere e olarak, bu ulv cemaatn arasnda Hazret-i Bill-i Habe de vard. Bu byk sahabi hakknda Hazret-i mer Radyallah tel anh u kymetli szleri sylemilerdi: "Bilaln Seyyidin ve mevl seyyidin: Bill bizim efendimizin klesidir, fakat birim de efendimizdir." Bu rneklere ilveten Hazret-i Suheyb-i Rm Radyallah tel anh vard. Bu zata Hazret-i mer Radyal lah Tel anh, namazda kendi yerine imamet ettirmitir. Hele Ebu Huzeyfe Radyallah Tel anh'n klesi Hazret-i Salim Radyallah Tel anh iin Hazret-i mer kendisivefat edecei srada yle demiti: "Salim bugn hayatta olsayd hemen hilafeti eline teslim ederdik ve mslmanlarn ilerini ona verirdik." Zeyd ibni Harise Radyallah Tel anh da azadl bir kle idi. te bu zat yle bir zattr ki, Fahri Kinat Hazret-i Risaletpenahi (S.A.V.). kendi halasnn kz mml - mminin Hazret-i Zeyneb-i ona vermiti. Bu zatn olu Hazret-i sme ibni Zeyd'i Resl- Ekrem
420

(S.A.V.) slm ordularna kumandan tyin etmiti. Hem de Hazreti Ebu Bekir Sddk, Hazret-i mer - l- Faruk, Haz-ret-i Ebu Ubeyde ibni Cerrah Radyallah Taal anhm, gibi zevatn ve bir hayli ileri gelensahablerin katldklar muharebede kumandanlk etmitir. sme hakknda Hazret-i mer kendi olu Hazret-i Abdullah ibni mer Radyallah anha yle buyurmutur: "Ey Abdullah, samenin babas senin babandan daha efdl, sme'nin kendisi de senin kendinden daha efaldir." MUHACRN RNE te, bu mbarek cemaat, slmn baltasn ellerine alarak, cehaletin ve taassubun btn putlarn krp ortadan kaldrdlar. Irk, nesil, vatanclk, memleketilik, renk lisan ve bunlar gibi eski cahiliye devri ile yeni ve modern cahiliyenin isimlendirerek zamanmza kadar tapna geldikleri eylerin hepsini, istisnasz olarak, batan sona kadar silip sprp dnyay bu gibi mlevves eylerden temizlediler. Resl- Ekrem (S.A.V.), kendileri de ta brahim Peygamberden (A.S.) beri ecdadnn bulunduu, yaad vatan olan Mekke'yi terkederek maiyetini, ashabn alp Medine'ye
421

hicret etti. Bu hicretin sebebi olarak, Resl- Ekrem'in ve sahablerinin kendi yurduna, vatan ve memleketlerine kar bir sevgileri olmad neticesi karlamaz. nsanlarda memleket sevgisi doutandr. Zat- Saadetlerinin Mekkeyi terkedip hicrete karar verip, yola kacaklar zaman buyurmu olduklar Hadisi erif'e dikkat edelim: "Ey Mekke! Sen dnyada benim iin en kymetli eysin. Fakat ne yapalm ki, senin sakinlerin, sende yaayan halk, benim iin barnma ve kalma imkn brakmadlar." Hazret-i Bill-i Habe, Medineye geldikten sonra orada hastaland. Hastal srasnda Mekkede cereyan etmi bulunan hdiseleri birer birer hatrlayp, memleket hasreti ile su iiri irticalen sylemiti. Bu iirler gnmze kadar hretini muhafaza etmi, dilden dile dolaarak, mslmanlara o gnlerin elemini duyurmutur: Keke ben bilseydim ki Fahh'da geceyi nasl geiriyordum. Ve nasl ezhar (bir kokulu yaprak ve celil (papatya cinsi bir iek) kokluyordum. Ve yine nasl ben bir gn Mahbet'in (bir yerin ismi) su ukuruna dalp, oradan ama ve Tufeyl (iki dan ismidir) eteklerine bakyordum? Bu kadar vatan ve memleket sevgisi beslemesine ramen, bu Zevat- Kiram, islm iin sevdikleri memleketlerini brakp hicret
422

etmilerdir.67[67] Kendilerine byle bir emir verilince yapamayz demediler. ANSAR'IN DAVRANII Dier taraftan Medine'de bulunan Ansar, Mekkeden hicret edip gelmi olan muhacirlere balar ve gzleri zerinde yer verip, onlara emsalsiz bir kabul gsterdiler. Canlar ve mallar ile onlara hizmet etmek yolunu tuttular. Bu hususta Hazret-i Aye Radiyallah Tel Anh yle buyurmutur: "Medine Kur'an ile feth olmutur." Nebiyyi Ekrem, Sallallah Aleyhi ve Sellem, Muhacirlerle, Ansar birbirleriyle karde etti. Aralarnda kardelik balarn kurdu. Her Ansar bir Muhaciri karde edindi. o kadar basit deildi. Kardelerden biri kendisine birini karde edinince, kendi malndan ona miras bile vermek yolunu tuttu. Bu hususta o kadar ileri gidildi ki, dier miras sahiplerinin zarar grmemeleri iin Hak Taal bu usul yet-i kerime ile yasaklad
67[67]

Baz cahiller Reslllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e yle bir yalan uydurur ve iftira etmekten ekinmezler. Gya Zat Saadetleri yle buyurmulardr: Hubb l vatan min el mn: Vatan sevmek imandandr. Halbuki bu hadis doru deildir. Ve Zat Saadetlerinin asl retisine uygun dmemektedir.
423

"Veraset hususunda kan ball (neseb) bulunanlar dierlerine tercih edilme hakkn sahiptirler. (El Enfl: 75) Ansar, kendi tarlalarn, ba bahelerini, edinmi olduklar bu kardeleriyle yar yarya blmek yoluna gittiler. Ben Nuzayr arazisi fethedilince Ansar Resl- Ekrem (S.A.V.) e u hususu arzettiler: "Y Resulullah, bu araziye bizim ihtiyacmz yoktur, bu araziyi bizim muhacir kardelerimize ver." Onlarn bu tok gzllkleri ve cmertlikleri hakknda Hak Taal Kelm- Kadim'de yle buyurmutur: "Onlar yle kimselerdir ki, kendileri sknt iinde olduklar halde bakalarna cmertlik ederler." (El Har: 9) Hazret-i Abdullah bni Avf ile Hazret-i Saad bni Rab' Ansari arasnda kardelik ba kurulmutu. Hazreti Saad kendi din kardeine yalnz malnn yarsn vermekle kalmad, zveriye baknz ki, iki karsndan birini boayp da din kardeini evlendirmei bile dnd. Devri Risaletten sonra Muhacirin arka arkaya hilafet vazifesiyle riyaset mevkiine getiler. O zaman Medine halkndan kimse
424

kp da, siz bu lkenin halk deilsiniz, nasl olur da siz hkmetin bana geersiniz de biz geemeyiz? Sizin bizim lkemizde hkmet etmekte ne hakknz var? Diye bir itirazda bulunmad. Zat- Risaletpenahileri ile Hazret-i mer (R.A.) Medine civarnda Muhacirlere arazi dattklar zaman Ansardan hibir kimse kalkp da "bunlar ne diye bizim lkemize yerletiriyorsunuz?" demedi. Byle bir sz kimse hatrndan bile geirmedi. DNE BALILIK URUNDA MADD LKLERN FEDA EDLMES Daha sonra, Bedir ve Uhud muharebeleri oldu. Bu arpmalarda Mekkeli muhacirler, kendi yaknlar ve kendi akrabalar ile, din yolunda dvtler. Hazret-i Ebu Bekir, kendi olu Abdurrahman (R.A.) a kl ekmekte tereddt gstermedi. Hazret-i Huzeyfe (R.A.) kendi babas Ebu Huzeyfe'ye kar hcuma geti. Hazret-i mer (R.A.) bu savalarda kendi daylarnn kan ile ellerini boyad. Hazret-i Resl- Ekrem (S.A.V.) in amcas Abbas (R.A.) amcazadesi Ukayl (R.A.) damatlard. Hazret-i mer (R.A.) o ara btn esirlerin ldrlmesini ileri sryordu. Elbette ki, bu meyanda Resul- Ekremin
425

yaknlar ve akrabalar da ldrlecekler arasnda bulunuyordu. Hatta mer (R.A.) in kendi akrabalar ve yaknlar da vard. Ve hatta Hazret-i mer (R.A.) bu mevzuda ok iddetli bir fikir ileri srmt: "Herkes kendi yaknn ve akrabasn ldrsn de ibret olsun." Fakat hidayeti ilhye bu ii durdurdu. Mekke fethi srasnda Hazret-i Resl- Ekrem, (S.A.V.) kendi kabilelerinden baka kabile mensuplarn ve kendi akrabas olmayan kimseleri yanna alarak kendi kabilesi efradna ve kendi memleketi ve lkesi ve vatan olan Mekke'ye hcuma gemiti. Soy ve neseb yaknlklar olmayanlarn, memleketlisi bulunmayanlarn elleriyle kendi memleket halkna, kendi akrabalarna, yaknlarna, ve kendi kabile efradna kar silahl bir mcadeleye girimi ve bu korkun atmann neticesinde bir ok mhim savalar ba gstermiti. Byle bir ey, Araplar iin tamamen yepyeni bir eydi. Arap tarihinde buna benzer bir hadiseye asla rastlanmamt. Araplar arasnda o zamana kadar kimsenin kendi kabilesi efrad olmayanlarla ve yabanclarla birleerek kendi kabilesinin mensuplarna, hemehrilerine, memleketlilerine ve vatandalarna kar savaa giritii grlmemiti. Bu gaye uruna yaplan savalar, herhangi bir intikam hissi, toprak kazanmak, arazi elde etmek, mal
426

edinmek, madd menfaat salamak iin deildi. Bir tek ama gznnde tutuluyordu. O da Kelimeyi Hakk' ykseltmek... Kureyin ipsiz sapszlar ldrldkleri zaman, Ebu Sfyan huzuru saadete gelerek arz eyledi: "Y Resulullah, Kureyin gen fidanlar kesildiler, bundan byle Kureyin an hreti artk kalmamtr." Rahmeten li'l - lemin, bu sz duyunca, Mekke halkna gvence verdi. Gvence verildiini gren Ansar zannettiler ki, Fahr-i Kinat, kendi memleketlilerine ve kendi akraba ve kabile mensuplarna kar merhamet gsteriyorlar. Kendi aralarnda u ekilde konumaya baladlar: "Nihayet Zat- Saadetleri de bir insandr, ne de olsa kendi memleketlilerine ve kendi kabilesi efradna kar bir para yaknlk hissi duymutur." Zat- Saadetleri bu kabil konumalar haber alnca, Ansarn toplanmalarn emir buyurdu; onlara hitap ederek: "Ben hibir zaman kendi aile efradma ve kendi kabile mensuplarma yaknlk ve mhabbet hissi beslemem. Ben Allahn kulu ve O'nun Resulym. Allah iin sizin lkenize hicret edip sizin yannza geldim. imdi benim yaaym ve benim lmm de sizinle bir arada olacaktr."
427

Allah'n Resul, bu konumalarnda ne sylemilerse, olduu gibi tatbik etmilerdir. Mekkeyi Muazzama inkarclarn elinden kurtarldktan sonra, artk Zat- Saadetlerini Medineye hicret ettiren sebeplerden hibirisinden eser kalmad halde yine de Zat- Saadetleri Mekke'de kalmak arzusunu izhar etmediler. Medineye dnmei arzu buyurdular. te bu mesele de isbat ediyor ki, Zat- Risaletpenahilerinin Mekke'ye kar hcuma gemi olmalar, ne bir intikam hissi, ne de vatana ballk duygusu ile, ne de baka bir neden ile olmutur. Sadece ve yalnz Kelime-i Hakk'n ykseltilmesi uruna yaplmtr. Bundan sonra da Hvzin ve Sekf topraklar feth edilip ele geti. O zaman yine, halk arasnda bir nevi yanl anlay dodu. Allah Resulnn bu topraklardan Kureyin yeni mslman olmu bulunan genlerine fazla hisse verdii ileri srld. Ansar genlerinin bu fikirleri; Zat Saadetlerinin kabile ve hemehri gzettikleri eklinde ortaya kmt. Bu genler yle diyorlard: "Allah Resuln afetsin, Kureylilere fazla verdi ve bizi unuttu. Halbuki, imdiye kadar, bizim kllarmzla onlarn kanlar akmtr." Bu szleri duyan Resul- Ekrem, onlar toplayarak kendilerine yle buyurdu:
428

"Benim bu zmreye daha ok mal ve mlk tevzi etmemin sebebi, bu kimselerin mslmanla yeni girmi olmalardr. Bu bakmdan kalblerinin kazanlmas gznne alnmtr. Sizler bu dnya malna karlk, Allah Taal ve O'nun Resl'nn yaknln elde etmek istemez misiniz?" Beni Mutallaka gazvesinde, bir Gfar ile bir Avf biribirleriyle ekitiler. Avfilerle Ansar arasnda anlama vard. Bunun zerine Avfiler Ansardan yardm istediler. Gfrler'in de Muhacirin ile ayn ekilde bir ahitleri vard. Ayn ekilde Gfrler de Muhacirini yardma ardlar. ki taraf da klca sarldndan, kan dklmesine ramak kalmt. Resulullah (S.A.V.) e haber ulatrld; iki taraf birbirlerine girmek zeredirler dendi. Zat- Saadetleri buyurdular ki: "Bu nasl bir itir? Siz nasl olur da kendi dilinizle, taraflarnzdan cahiliye usul ile yardm talebinde bulunursunuz?" "M lekm ve - li - da'vet'il - chiliyyeti. Bu cahiliye davetiyle ne oluyorsunuz?" Bir Muhacirin bir Ansan vurduunu syledikleri zaman Allah Resul: "Cahiliye detlerine gre, yardma armay braknz, bu gayet kt bir itir." Bu gazvede, kabilecilik taraftarlarnn mehur ele bas Abdullah ibni Ubeyy de
429

vard. Muhacirinle anlamas bulunan bir kimsenin, Ansarla anlamas bulunan bir kimseyi vurduunu duyunca yle sylemiti: "Bunlar bizim lkemize geldiler ve bizim lkenin glleri iekleri oldular. Biz hepimiz onlarn karssnda ba emek zorunda kaldk. Bunlarn durumu, "besle kargay oysun gzn" misaline benzer. Yemin ederim ki, Medineye varnca, eref sahibi bulunan bizler bu alaklar oradan karp atmaya alaz." Sonra Ansara da yle konumutu: "Bu ne biim i, siz bunlara kendi yerlerinizi verdiniz; kendi yurdunuzda bunlar barndrdnz; kendi mallarnz onlarla bltnz. Yemin ederim ki, siz bir gn onlarn ellerine derseniz size yapmadklarn brakmazlar." Bu szlerden Resul- Ekrem haberdar edilince, ad geen ahsn mslman olunu huzuruna artarak, bu gerekten inanm gence babasnn nifak saan szlerinden bahsetti Gen mslman, babasna kar byk bir sevgi beslerdi. Kabilesi iinde babasna olan ball ile mehurdu. Fakat byle bir hadiseden sonra, Allah Resulnden yle bir msaade taleb etti: "Y Resulullah, eer emir buyurduunuz takdirde, hemen gider babamn kafasn
430

keser, onun vcudundan ayrlm ban huzurunuza getiririm." Alemlere rahmet olarak gnderilmi byk ve biricik insan byle bir eye msaade etmedi. Muharebeden geri dnlp Medineye gelindii zaman, bni Ubeyy'in olu, babasna giderek, yaln kl bir vaziyette, yle haykrd: "Resulullah izin vermedike, sen artk bundan byle Medinede barnamazsn. eref sahibi olan bizler bu alaklar Medineden karacaz demisin. Sen bilmiyormusun ki, eref yalnz Hak Taal'nn, O'nun Resulnn ve Mminlerindir. Bu beklenmedik hitap karsnda aran baba, uursuzca barp kabilesinden yardm istemiti:" "Ey Ehl- Hazrec! Baknz ne gnlere kaldk. Benim kendi olum, kendi evimde beni barndrmak istemiyor!" Bu feryada benzer szleri iiten halk, oraya koutu. Fakat Abdullahn karar gayet kesindi. lk szlerinde iddetle srar ediyordu: "Resulullahdan msaade almadka bu adam Medine glgesinde barndrmama imkn yoktur!" Hdise tekrar oradaki topluluk tarafndan Allah Resulne intikal ettirilince, Zat
431

Saadetleri yle emir buyurdular: "Gidin Abdullaha syleyin babasn evinde rahat braksn." Abdullah bu emri alnca, klcn knna soktu ve babasna: "Sen ancak Allah Resulnn msaadesiyle burada barnmak imkanna sahip olabilirsin!"68[68] Beni Kaynuk vakasnda, Hazret-i Ubde ibni S-mit, onlarn ileriyle megul olmak iin emir almt. Hazret-i Ubde, hiyanet eden kabilenin Medine ve civarndan uzaklatrlmasna karar verdi. Bu cemaat, Hazret-i Ubbdenin kabilesi Hazreclilerle anlama halinde idi. Fakat Hazret-i Ubbde bu hkme varrken, byle bir anlamay dikkate almad gibi bu hususu hatrndan ve hayalinden bile geirmedi. Beni Kurayza hdisesinde de, Evs'in ileri gelen lideri Hazret-i Saad ibni Maz, bu ii halletmekle vazifelendirildi. Hazret-i Saad, Beni Kurayznn yaptklar ileri deerlendirerek, onlarn erkeklerinin ldrlmesine, kadn ve ocuklarnn alkonmasna ve mallarna el konulmasna karar verdi. Bu hkm verirken, Beni Kurayza ile kendi kabilesi arasndaki mevcut anlamay dikkate
68[68]

Bu hadisenin btn tafsili bni Cerir tefsirinin cild: 28, sahife: 66 - 70 de zikredilmitir.
432

almam, yalnz islmi bakmdan nazardan hareket etmiti. Kendisinin dahi uzun bir mddet ayn kabilenin arasnda yaadn ve ad geen kabilenin iinde Ansarn birok akrabalarnn bulunduunu katiyyen hesaba katmamt. Halbuki Araplar o zamanlar byle anlamalara son derece ehemmiyet verirlerdi. SLAM CEMAATNN ASL RUHU Yukarda sraladmz deliller ve vakalar bize u gerei teslim etmektedir: tslm Milliyetin kuruluunda, rk, nesil, soy vatan, memleket, lke, lisan ve rengin hibir nemi yoktur. Bu binay kuran mimar, bir hayalden deil, dorudan doruya hayatn gereklerinden hareket etmitir. nsanlk leminin btn ham maddelerini gznnde bulundurmutur. Her nerede elle tutulur iyi ve mkemmel bir malzeme grm ise, binasnda o malzemeyi kullanmtr. mann ve salh amelin, malzemesini yourup piirerek bu binann yapmasn yerletirmitir. Bunlardan btn insanl ereveleyen bir bina meydana getirmitir. Bu milliyet binas btn kreyi arz kaplar. Bu muazzam binann devam ve ayakta durmas, bu binada bulunan muhtelif asllarn, muhtelif ekillerin, muhtelif lkelere ait
433

paralarn bir tarafa braklmasna ve muhtelif ayr asllarn unutulmasna bir asl ve bir kkn dikkate alnmasna baldr. Bu binada ayr ayr renkler ortadan kaldrlarak, her yer bir boyaya boyanmtr. Ayr ayr yerler, ayr ayr yurtlar braklm bir Mahrece-i Sdk (doru k) dan klm ve bir medhal-i sdk: (doru giriten) girilmitir. te bunlar Mill birliin: (Vahdet-i milliyetin) esaslardr. Eer bu mill birlik dalr, bu vahdet bozulur, milleti tekil eden cz'ler birbirinden ayrlr, kendi asllarn brakr, nesillere, rklara blnr, kendilerine mahsus vatan, memleket ve lkelere ayrlr, muhtelif renk ve ekillerle birbirlerinden uzaklarlarsa muhtelif ve birbirine zt dnyev amalarn peine taklrlarsa, o zaman bu binann temelleri ker, duvarlar yklp gider. Bu binann paralar her biri bir tarafa dalr. Bu ekilde olan hibir hkmet yaamam ve hibir devlet devam edememitir. Aksine dalp gitmilerdir. slmi milliyette, islm kavmiyette, yukarda saydmz milliyet ve kavmiyet esaslar yoktur. Orada nesil, soy, rk, vatan, lke, lisan, renk ve herhangi bir madd sebebin bulunmas kesinlikle ve imknszdr. te yukarda bahsi geen milliyetlerden bu ikinci ekil dayankl ve daimi bir ekildir.
434

te onun gmlei, dini iin kefendir. Buna gre her kim, mslman olursa ve slm yolunu tutmak isterse, milliyet esasnda ne kadar kan rk, toprak, lke, ve buna benzer eylere dayanan prensipler varsa, bunlarn hepsinden uzak kalmaldr. Her kim, bu esaslara balanrsa, islmn daha onun ne kalbine ne de ruhuna nfuz etmediini bilmesi lzmdr. Byle bir kimsenin burnu daha cahiliye kokusu ile doludur. Bu gn olmasa bile yarn muhakkak ki, bu kimse slm'dan ayrlacak. slm' da elbette ki, ondan uzaklam olacaktr.

435

RESULULLAH SALLALLAH ALEYH VE SELLEMN SON VASYET Allahn Resul (S.A.V.) kendi devri saadetlerinden bir mddet sonra, mslmanlar arasnda tekrar cahiliye taassubunun hkm sreceini sezmilerdi. Byle menfur bir zihniyetin tekrar mslmanlar arasnda hkm srmesi korkun bir dn demekti. Bu eskiye ait taassup kasrgas pek tabii olarak, slm binasnn temellerini sarsmaktan geri kalmyacakt. Bu noktay gznnde bulunduran Allah Resul mteaddit defalar bu tehlikeyi srarla bildirmilerdir: "Benden sonra kfre geri dnp de baznz baznzn boyunlarn vurmu olmayasnz." (Buhar, Kitab - l - Fiten) Zat Risaletpenahi, mrlerinin, sonuna doru gittikleri "Haccet - l - veda" da Arafatta verdikleri hutbede, tm mslmanlara u emsalsiz gerekleri bildirdiler: "unu duymu olun ki, bugn, btn cahiliye ileri, det ve ananesi benim ayamn altndadr. Ne bir Arabn bir Aceme (Araptan olmayana) ne de bir Acem'in bir Araba imtiyaz ve fazileti vardr. Siz hepiniz Adem evladsnz. Adem ise,
436

topraktan yaratlmtr. Mslman, mslmann kardeidir. Btn Mslmanlar da birbirleriyle kardetirler. Cahiliyenin btn zihniyetleri silinmi, btl kalmtr. imdi, sizin kanlarnz sizin namuslarnz ve sizin mallarnz birbiriniz iin haramdr. Nitekim, siz bugn hac mevsiminde bulunuyor ve sizin iin, bu ay ve bu gnler nasl haram ise, sizin birbirinizin kanna, malna, eref ve namusuna tecavz etmeniz de byle haramdr." Sonra Zat Saadetleri Minya terif buyurdular. Bu hususu daha iyi belirtmek ve daha kuvvetli bir ekilde belirtmek iin orada da u mealde bir hitabede bulundular: "Dikkat edin! Benden sonra, sapk yola sapp da sakn birbirinizin boyunlarn vurmaynz. ok gemeden siz de Rabbinize kavuacaksnz. O zaman yaptklarnzdan ve ettiiniz amellerinizden sorulacaksnz. Dinleyiniz! Eer sizin iin bir zenci (Habe) kle de emir olarak tayin edilmi olursa ve Allah'n Kitabna mutabk olarak ilerinizi idare ettii takdirde elbette ki, siz onun szn dinleyecek ve itaat edeceksiniz." Allah Resul, islamn bu hayat dolu emirlerini bildirdikten sonra, kendilerini can ve gnlden dinleyen halka u suali ynelttiler:
437

"Bu haberleri sizlere olduu gibi ulatrdm m? slm cemaati bir azdan cevap verdiler: Evet, Ya Resulallah! Tekrar buyurdular: Allah' bu hususta ahit tutarm." Alemlerin kendisiyle nd son peygamber, bu hitabelerini u szlerle bitirdiler: "O mevcuttur, vardr, fakat bu hususlar size haber veren mevcut ve var deildir."69[69] Veda Haccndan sonra Uhud Harbi ehidlerinin mezarlna geldikleri zaman orada da u hakikati aklam oldular: "Ben bak leme gittikten sonra, sizin irk yolunu tutacanzdan korkmam, ancak sizlerin dnyaya sarlarak birbirinizle savamanzdan korkarm. Byle yaparsanz helak olursunuz, nitekim sizden evvelki mmetler de byle yaptklarndan helak olup gitmilerdir." SLM N EN BYK TEHLKE Kinatn Efendisinin, mmeti nam hesabna zld, endie ettii ve korktuu
69[69]

Baknz: Buhar Kitb'l - Fiten. Mslim, Mikat. Ki-tbe'l-imare ve Sret ibni Hiam.
438

bu ekilde bir fitnenin ortaya kmasdr. Byle bir durumun ne kadar byk bir tehlike oluturduunu Zat Risaletpenahileri elbette ki, ok iyi biliyorlard. sm'n ilk mes'ut devrinden gnmze kadar, islm mmetinin felketlerine bu feci fitneden baka bir ey sebep olmamtr, demek mmkndr. Zat- Saadetlerinin bu fn dnyay terk ettiklerinden bir ka sene sonra, Himi ve Emev taassubunun neticesinde fitne ba gsterdi. te bu kahredici fitne, slmn asli siyaset nizamn o zaman datp param para etmekte gecikmedi. Bu ykc kasrgann neticesinde ok gemeden Araplk, Acemlik, Trklk taassubu eitli ekillerde meydana kt. Bu paralanmalar ve esastan kopma hareketleri slmn siyas birliine son vermi oldu. Daha sonra, slm lkelerinde muhtelif hkmetler kurulmaya balad. Bu yeni kurulular fitnenin son halkalarn meydana getirdi. Bu baka baka devletler slm'n asl birliinden ayrldlar. Son asrlarda dnyada iki byk slm Devleti vard. Bu iki, devlet dnyadaki br slm devletlerinin hepsinden kuvvetli ve hepsinden daha byk ve nfuzlu idiler. Bunlardan birisi Trk Osmanl devleti, dieri de Hindistan Mool (Timu-r) devleti idi. Ayni fitne bu iki devleti de yeryznden sildi sprd. Hindistandaki Timur hkmeti, halk Hindistanl ve Mool (Timur) diye ikiye ayrd iin son buldu. Trkiye'de ise, halk
439

Trk, Arap ve Krt diye birbirinden ayrdklar iin koca imparatorluk dalp gitti. slm tarihinin bandan beri, bu tarihin tamamna bir kere gz atalm. O devirde her nerede bir slm Devleti kurulmu ise, bu hkmette, rklk, nesilcilik, kavmiyetilik imtiyazlar dikkate alnmakszn, her zmreden ordu kumandanlar, kalem erbab, kl sahibi kahramanlar devlet hizmetinde istihdam edilmiti. Siz bir Irakly Afrikada, bir amly Iranda, bir Afganly Hindistanda diyanetle, vefakrlkla, sadakatle ve emanetle ittiba ile hizmet grdklerini grebilirdiniz. Bunlar bu lkelerde sanki kendi memleketlerinde bulunuyormu gibi canla bala alyorlard. slm hkmetler kurulduu zaman, hibir vakit, bu hkmetin elemanlar muayyen bir yerden muayyen bir rktan seilmi deillerdi. Her rktan ve her memleket halkndan seilmilerdir. Her yerden, her memleketten i baaranlar, ellerinden i gelen mslmanlar bu hkmette vazife almlar ve ileri en iyi ekilde yrtmlerdir. Bu elemanlar, Darl slm olan her lkeyi kendilerine vatan, memleket ve yurt bilmilerdir. Fakat ne zaman, ahsi garaz ve taassup ortaya km, fitne ba gstermi, fesat ayaklanmsa byle bir ortamda renk, nesil, rk, lkecilik, memleketilik imtiyazlar
440

grlmtr. Bu defa islm dmanlarna kar kullanlacak olan kuvvetler, birbirlerini ezmek iin harekete gemilerdir. Mslmanlar arasnda i ekimeler ba gstermi ve mslmanlk kudreti ve kuvveti zayflayp ortadan kalkm, yabanclar da mslmanlara musallat olmak imknn bulmulardr. KRKRNE AVRUPA TAKLTL Gnmzn mslmanlar herhangi bir inceleme ve tahlile lzum hissetmeden, hatta kr krne denecek bir tarzda Avrupa milletlerinden rklk, kavmiyetilik, memleketilik, vatanclk, lkecilik gibi fikirleri benimsemekle iktifa etmeyip, bu sistemleri kendi lkelerinde uygulamaya koymulardr. Araplarn sanki islmlkla hibir alkalar yokmu gibi, hali hazr durumda Araplklar ile vnmek yolunu tutmulardr. Keza Msrn yeni idarecileri, tarihin zlim simalar olan Firavunlarla iftihar ederek, bu kanl saltanat tacidrlarna mill kahramanlk payesi vermilerdir. Asrlarca slmn bayraktarln yapm olan Trkler de manev hviyetlerinden soyunarak, kavmiyetilii n plna almlar. Cengiz ve Hlg Han gibi kimselerin ahsnda bir
441

snacak yer aramlardr. Irklk rzgr, randa da tahribat yapmaktan geri kalmamtr. Kavmiyetilik taassub ve gayretine kaplarak, srf mevhum Arap emperyalizmine kar koymak gayesiyle Hazret-i Ali (R.A.) ve Hazret-i Hseyin (R.A.) i kendileri iin kahraman iln ederken, dier taraftan da mill kahraman olarak Rstem ve sfendiyar ileri srmektedirler. Bu ahslarn menkibelerini syleyip durmaktadrlar. Hindistanda bu fikir hastalna yakalanmaktan kendini kurtaramamtr. Bu gibi zmreler, Zemzem suyundan alakalarn keserek, Ganj nehrinin sularn mukaddes su telkki ederek, neredeyse bu bulank suyu cennet suyu diye halka sunacaklardr. Bu gibi fikir ncleri, islm ileri gelenlerini bir tarafa brakp, Bohem ve Ercen'i kendilerine mill lider, mill kahraman klmlardr. Gerekten uzaklaan bu kimseler, Mekke lkesini unutup Teksel, Mohen, Cadaro ve Herp'ya balanyorlar. Her frsatta bu yerlerden bahsederek, evrelerine tesir etmek istiyorlar. Btn bu menfi rnekler, kr krne yaplan Avrupa taklitiliinden baka bir ey deildir. Bu tr yabaniliklerin ismine bir de kalkp medeniyet diyorlar. Bu kopyac ve basma kalp kafal kimselerin hakikatleri grmelerine elbette ki, imkn yoktur. Onlar bu arpk zihniyetle ancak zahir grrler. D grnn ssl psl rengi onlarn gzlerini
442

bylemitir. Avrupa medeniyetine gre Ab- Hayt gibi grlen hususlarn, islm medeniyetinde bir ldrc zehir olduunu anlyacak bir idrk ve dirayetten mahrum olduklar iin yaptklar tahribat sezecek uurlar yoktur. Avrupa milliyet ve kavmiyetinin temeli, rk, nesil, memleket, lke, vatan, dil ve renk birii zeminine atlmtr. Bu grn neticesinde, herkes dier millet ve dier rkn fertlerinden ekinip uzak kalmas icabeder. Milletda, kavimda, rkda, dilda, lkeda olmayanlardan nefret etmesi lzm gelir, isterse bu kimseler, szm ona kararlatrlm huduttan bir mil mesafeden daha az bir uzaklkta yaam olsun, yine onlara yabanc gz ile baklr. Neden baklmasn ki, orada baka bir rkn mensubu olan fert, ne kadar doru insan ve ne kadar temiz bir kimse olsa dahi yine de br millet mensubu iin doru ve faziletli bir kimse saylmaz. Bir lkede oturan bir kimse, dier lkenin vatandalarna her ne kadar sadakatle hizmet etmeye amade olsa dahi makbule gemez. Bir rkn bir ferdi, dier bir rkn ferdi tarafndan itimada ayan kimse deildir. slm milliyetine, islm kavmiyetine gelince, durum tamamiyle deiir. Bu mevzuda i her bakmdan baka trldr. Yukarda anlatlanlarn tamamen aksi ve
443

zdddr. slmdaki kavmiyetin ve milliyetin temeli, rka, nesle, nesebe, vatana, lkeye, memlekete, yere - yurda dayanmaz. Ancak itikada ve amele dayanr. Btn dnya mslmanlar hangi cinsten, hangi rktan, hangi nesilden, hangi lkeden, hangi memleketten, hangi vatandan olurlarsa olsunlar, bu saylan zellikleri ve ayrlklar gznnde bulundurulmakszn, hibir suretle dikkate alnmakszn, hep birdirler, hep birbirlerinin yadmclar ve hayatn eitli sahalarnda hep birbirlerinin ortaklar hkmndedirler. Bir hintli Mslman Msra gider, o lkenin sadakatli bir hemehrisi olur, hizmet yolunu tutar; sanki Hindistanda bulunuyormu gibi bu diyarn mslmanlar ile her bakmdan kaynar. Bir Afganl Mslman, mesel am'da (Suriyede) hudutlar korumak iin cann feda eder; sanki bu kimse Afganistan iin cann feda etmitir. te bunun iin, bir mslmann lkesiyle dier bir mslman lkesinin arasnda herhangi bir coraf hudut yahut da rk ve saire ayrlk - gayrlkta yoktur. Mslman bu ayrlk ve gayrl dnmez ve dnemez. te bu farkllk nedeniyle islam milleyeti ile dieri arasnda byk bir uurum vardr. Orada kuvvetin sebebi olan nesne, burada ldrc zehirdir. Merhum Allme kbl ne de gzel sylemitir:
444

Apn millet per kys akvm- marib see ne ker, Hass hee terkb - meen, kavm-i Resl-i Himi, Un ki cemi'iyyet ka hee mlk neseb per imtiyz, Kuvvet-i mezheb-see mustahkem hee cem'iyyet teri. Kendi milletini, Avrupa milletleriyle mukayese etme, Haim Resuln, mmet terkibi ayr ve husus bir vaziyettedir. Onlarn cemiyetlerinin temeli lkeye ve nesebe mnhasrdr, Fakat senin cemiyetinin temeli din zerinde salamlk bulmutur. Baz kimseler, vatanclk, milletilik, kavmiyetilik, lkecilik, hemehricilik ve rklk gibi fikirlerin yannda, slm Milliyetilii ile de bir alka kurulabileceini ileri srerek iine dtkleri fikr perianl belli etmilerdir. Bu zavalllarn iki eit milliyetilii bir arada gstermek istemeleri ve iki zt mefhumu bir araya getirme gafletinde bulunmaktadr Byle imkn d bir meseleyi ileri srerek, geree giden yolu bir kmaza evirmilerdir. Bu meselenin sebebi cehaletten ve dar grllkten baka bir ey deildir. Hak Taal hibir vakit bir
445

gs iinde iki gnl yaratmamtr. Bir gnle de iki ayr ve birbirine zd sevgi konmamtr. Bir kalbde de iki ayr milliyetilik esas vcuda getirilememitir. Bu birbirine zt iki ey bir araya toplanamaz. Milliyet mefhumunun esas, kendisi ile kendisinden bakasn ayrt etmekten baka bir ey deildir. slm millyette ve slm kavmiyette yalnz Mslmanla Mslman olmayan vardr. Ve baka bir ey yoktur. Bir Mslman dier birisini ya Mslman bilir, yahut da Mslman bilmez; ite ayrlk ls bundan baka bir ey deildir. slm milliyetilik, slm kavmiyetiliin gerei budur. Vatanclk, memleketiliin, rklk, nesilcilik ve saire gibi esaslar zerine kurulmu bulunan milliyet ve kavmiyet, dierleri ile alkay kesmek demektir. sterse bu yabanc grlen kimseler iyi insan olsalar dahi dman kabul edilmee mahkum olurlar. imdi hangi akl sahibi bu iki ayr eyi, bu iki ayr ve birbirlerine zt hususlarn bir araya toplanabileceini iddiaya kalkabilir? Siz bir mslman olarak, hem bir mslman kendinize milletda kabul edecek, hem de bir gayr-Mslimi kendinize yine ayn ekilde milletda sayacaksnz. Byle bir ey mmkn olabilir mi? Siz kendi lkenizde bulunan bir gayr - Mslimi milletda sayacak ve kendi lkeniz dndaki bir Mslman yabanc kabul edeceksiniz.
446

Byle bir anlaya hangi mslman tahamml edebilir? "Bunlar bir araya toplanabilirler mi? Hi sizin iinizde dirayetli kimse yok mudur?" (Sre-i Hud: 78) te imdi iyice anlalmtr ki, Mslmanlkla, Hindistanllk, Trklk, Afganllk, Araplk, ranlik diye hissiyata kaplmak, slm milletinin temellerini bozar, rtr, ortadan kaldrr. slm Birliini datr, param para eder. Byle bir durumun neticesi sadece akl deil; tecrbe ve mahedelerle de meydandadr. Mslmanlar, ne zaman ve ne ekilde olursa olsun, vatanclk, lkecilik, kavimcilik, rklk, nesilcilik taassubuna kaplmlarsa, Mslmanla zarar gelmitir. Nitekim Zat- Risaletpenahileri bu hususta u gerei buyurmulardr: "Benden sonra siz kfr yolunu tutup da birbirinizin boyunlarnz vurmu olmayasnz." te Resul Ekremin (S.A.V.) in endiesi de budur. Bunun iin, Mslmanlar sapk fikirlere kaplp, hibir beer fikriyle mukayese kabul etmiyecek derecede yksek ve yce olan islm fikriyatndan uzaklamamal, elindeki emsalsiz cevherin kymetini takdir etmek ferasetini gstermelidir. Btn mslmanlar iin
447

yaplacak tek i, Mslman milliyetiliinin esasn, Hazret-i Resul- Ekrem, Muhammed Sallallah aleyhi ve sellemin tebli ettii ve tatbik ettii ekilde anlamak ve fiiliyata dkmektir. Bunun aksine gitmek, onun davetine smaz ve doru olmaz. SLM MLLYETN HAKK MEFHUMU Zamanmzda Mslman cemaatlerini "Kavim" veya "Millet" kelimeleriyle mnalandrmak yaygn bir adet haline geldii gibi ayn kelimeler stlah olarak da kullanlmaktadr. Bu kelimeler slm'a has bir toplumun vaziyetini belirtmek hususunda reva bulmutur. Baz kimseler bu stlahn Kur'an- Kerim'de kullanldn hesaba katarak, kendi fikirlerini ileri srmek maksadiyle suiistimal yoluna gidiyorlar. Kur'an- Kerim'de ve Hadis-i erif'te Mslman topluluklar iin "Kavm" kelimesinin kullanlmasn (Nation: Millet) mnasna alyorlar ve bu millet mnasn da gnmzdeki rka dayalmillet mefhumu eklinde anlyorlar. Halbuki Kur'an- Kerim'deki ve Hadis-i erif'deki kavim kelimesi (Nation: Millet) mnasna gelmemektedir. Hlsa olarak unu belirtmek isterim ki,
448

bu lafzlarn bu ekilde kullanlmas ve byle bir mna karlmas haddi zatnda slmda kabul edilebilir deildir. Kur'an- Kerim'de ve Hadis-i erif' de kullanlan dier kelimeler de vardr. Bu sadece bir ilmi bahis deildir, bizim umumi olarak hatal tasavvurumuz ve hatal dncemizdir ki, kelimenin asl manasn ve mefhumunu brakp da kendimiz bir mefhum uyduruyor ve bu mefhum zerinde kendi yaaymza gre itihadlara giriiyor ve yaay nizammz da buna gre dzenlemeye kalkyoruz. "Kavim: Millet" lafznn ngilizce karl "Nation" dur. Bunlar cahiIiye devrinin stlahlardr. Cahiliye devrindeki "kavmiyet: Milliyet" (Nationality) hibir zaman hususi bir medeniyet topluluu ifade etmez. Gerek bir medeni temele (Cultural Basis) dayanamaz. Ne eski cahiliye devrinde ne de yeni ve modern cahiliyede kavmiyet veya milliyet bir kltr temeline bal deildir. Orada gnl ve dnce kk, nesle, nesebe, rka ve bir takm rivayetlere dayal ilgilere sevgi beslemek esasna dayanr. Bir de baz tarih rivayetleri birbirine ekleyerek bir kavmiyet tasavvuru: Milliyet tasavvuru, ortaya kabiliyor. Bu milliyet ve kavmiyet tasavvuru, aibelerden uzak deildir. Eski Araplarda "Kavim: Millet" kelimesi umumiyetle bir soya, bir kabileye, bir rk blmne, bir airet halkna isim olarak
449

verildi. Bu ekilde ngilizce "Nation: Millet" de yine bir kimsenin neslinden gelenlerin mterek cinsi (Cammn Descent) diye tasavvur edilirdi. Bu ekilde dnmek, slm kavmiyet veya milliyet tasavvurunun tamamen hilfnadr. Kur'an- Kerim'deki "Kavim: Millet" mnasna kullanlan kelimeleri, hakikatte Millet diye tercme edemiyeceiz; bu kelimenin karlna dier Arapa bir kelime koymak istersek "aab: ulus" ve buna benzer kelimeler kullanacaz ki, islm milletine de bu kelimeleri kullanmak doru olmaz. Mslman cemaatler iin de bu stlah kullanlmamtr. Bu stlah kullanld takdirde, kelimenin mefhumu iinde, kan birlii, nesil ve rk birlii yahut da toprak ve lke birlii ve saire bulunmaktadr. Fakat bahsettiimiz gibi slm cemaatlerde ve islm topluluklarda bu gibi balardan kurtulmak ve kesin bir ekilde btn bu alkalardan syrlmak lzm gelmektedir. Nesebden, toprak birliinden ve madd alkalarn cmlesinden kurtulmak gerekmektedir. Kur'an- Kerim'de, islm topluluunu ifade etmek iin kullanlan kelime "hizb" kelimesidir. Bunun da ngilizce karl "Party" dir. Kavimler, nesil, soy, toprak birlii ve saireye baldr. Fakat partilerde byle bir ey yoktur. Yalnz meslek ve dnce birlii
450

vardr. Nitekim partiler yalnz kendi maksat ve amalarnn peinde koarlar. Maksat ve amalarna son derece baldrlar. Bunlar bir usl, bir meslek ve bir amaca inanrlar; o usul, o maksat ve o amacn yolunda alr giderler. Bu usul, bu maksatve amaca bal olmayanlar isterse en yakn kimseleri bulunsun, kendilerinden saymazlar. Kur'an- Kerim, btn yeryznde, yeryznn mmur lkelerinde, meskn blgelerinde sadece iki partiyi (hizbi)dikkate almaktadr ki partinin dnda baka bir parti tanmaz. Bu partilerden bir tanesi "Allah Partisi" (Hizbullah) dr, Kur'an- Kerim'in tand ve mevcudiyetini bildirdii ikinci parti ise "Gayrullah partisi" yani Allah'a bal olmayanlar partisidir. Biz buna eytan partisi: Hizb - - eytan diyeceiz. Bu eytan partisi mensuplar ister usul, meslek ve ama bakmndan birbirleriyle ayn olsunlar, ister birbirleriyle ihtilafl bulunsunlar, Kur'an- Kerim bunlar bir partiden sayar. Nitekim her ne ekilde olursa olsun, her ne surette bulunursa bulunsun, onlarn partisinde slm renk yoktur. Aralarnda az veya ok ihtilflar olsa dahi; slm olmaynca eytan parti olmakta mttefiktirler. Kur'an- Kerim'de ylebuyurulmutur: "Onlarn zerine eytan ullanp, Allah zikretmeyi unutturdu. te bunlar eytan partisindendir. Dikkat!. eytan partisi
451

mensuplar zarar grenlerdirler." (Mcadile: 19) Bu durumun aksine, Allah partisine dahil olanlar, ister, soy sop, nesil neseb, rk olsun; ister vatan, memleket ve yurt olsun; isterse lisan, yahut da tarihi rivayetler birlii olsun, her hususta birbirleriyle ayr olabilirler Hatta bunlarn arasnda dededen ve atadan kalma kan davas dahi olsa, bunlarn hepsini bir tarafa brakrlar ve yalnz Allahu Taal'nn gsterdii yolda bir fikir birlii iinde olur, bir meslek ve bir ama iin birleirler, birbirlerine sarlrlar, birbirleriyle birleir giderler. Bunlar sanki Allah'n ipine (Hablullah): "lh Ritec" de birbirlerine smsk balanarak, sarlarak her bakmdan rnek bir topluluk meydana getirirler. Bu Allah ipinde yeni bir partinin azalar (yeleri) mahiyetine girerler. eytan parti mesuplarndan tamamen ve her bakmdan her ynden alkalarn keserler. Parti ihtilflar, baba ile evladn arasn aar, hatta evlad baba mirasndan bile mahrum eder. Hadis-i erif-de buyurulmutur: "ki ayr milletin (mmetin) mensuplar birbirlerinden, miras almazlar." Parti ihtilf kadn kocasndan ayrr. Bu inan ayrl bu iftin tekrar nikahlanmalarn da haram klar. Hayat
452

yolunda bu ailenin iki ferdini iki baka yola sevkeder. Kur'an- Kerim'de buyurulmutur: "Ne o kadnlar o erkeklere helldirler ne de o erkekler o kadnlara hell olurlar." (El Mmtehinne: 10) Parti ihtilf bir kardei bir kardeten uzaklatrd gibi, bir kimseyi de btn aile efradndan ayrr. O kimseyi, btn aile efradiyle grmekten ve her trl alka gstermekten meneder. Hatt Hizbullah mensuplar, baz yakn akrabalar ile de evlenmekten menedilmilerdir ki, Hizbeytan mensuplar ile tam mnasiyle her trl alaka sebepleri ortadan kalkm olsun. Kur'an Kerim buyurmutur: "Mrik kadnlar imna gelmedikleri mddetce kendileriyle evlenmeyiniz ve nikhlanmaynz. Mmin cariye, mrik hr kadndan iyidir, hounuza gitmese dahi; kendi kadnlarnz da iman etmedike mrik erkeklerle evlendirmeyiniz, nikahlamaynz. sterse hounuza gitmesin, elbette ki, iman sahibi kle, hr bir mrikten daha iyidir, isterse sizin hounuza gitmesin." Bu partide yalnz, nesil, vatan, lke, kavmiyet ihtilflar ortadan kalkmakla kalmaz, belki bu partiler ayrlarak bir davay yrtmek iin birleir ve Allah partisinin usul
453

ve amacn kabul ederler. Baka her trl balardan da alkalarn kesmi olurlar. Kur'an- Kerim'-de buyurulmutur: "brahim ve onun yanndakiler sizin iin en gzel bir rnek idiler. Hani onlar kavimlerine demilerdi ki: Bizim sizinle ve Allah' brakarak ibadet ettiklerinizle alkamz yoktur; biz sizi kabul etmiyoruz. te bylelikle bizimle sizin aranzda ebed olarak adavet ve dmanlk balamtr. Siz bir olan Allah'a iman edinceye kadar da hu dmanlk srp gidecektir. te brahim de babasna, ancak senin iin afv isterim, demiti." (El Mmtehine: 4) Yine ayn ekilde: "brahimin babas iin mafiret talep etmesi ona vaad ettii szn tutmak iindi. Fakat, ne zaman, onun (babasnn) Allaha dman olduu aa kncas, o da (babasndan) uzaklat." (Tevbe: 114) te bu parti ihtilflar, yaknlarn ve aile efradnn arasndaki balar da haram klar. Hatta baba, karde veya oul eytan partisine mensup olurlarsa, Hizbullah mensuplarna kar da gaddarlk yoluna giderlerse, o zaman Hizbullah mensuplar, onlarla olan sevgiyi keserler. Kur'an- Kerim'de buyurulmutur: "Allah ve ahiret gnne inanan kavim
454

(cemaat) tarafnda bulunanlardan Allah ve O'nun Resulne kar cephe alanlarla dost olamaz. sterse, bunlar babalar olsun, isterse evlatlar olsun, isterse kardeleri olsun, isterse airet mensuplar olsun Bunlar Allah partisi (mensuplardrlar) ndendirler. Dikkat Allah partisi (mensuplar) felah bulanlardrlar." (Mcadile: 22) Kur'an- Kerim'de Mslmanlar iin bu ekilde parti mefhumu ifade eden ikinci bir kelime daha kullanlmtr. Bu kelime de "mmet" lafzdr. Bu kelime Hadisi eriflerde daha fazla kullanlmtr. mmet demek miayyen bir gaye iin toplanan camia demektir. Bu camiann efrad arasnda mterek bir gaye, mterek bir ama ve maksat bulunur. Bu cihetle de bunlar "mmet" olurlar, bunlara "mmet" denir. Bunun gibi ayn devirde yaayan cemaatlerin efradna da yani asrdalara da "mmet" denir. Hatt bir nesilden gelen, bir soya mensup veyahut da bir lke halkna, bir memleket ahalisine dahi mmet denir. Mslmanlarn mmet olmalarndaki esas ise, byle nesil, toprak, lke, geim birlii meseleleri zerine dayal deildir; onlarn mmet olmalar ama, meslek ve gaye birliine dayanr. Kur'an- Ke-rim'de buyurulmutur: "Siz, halk edilmiler arasndan seilmi
455

olan en iyi mmetsiniz ki, halka doruluu (mrufa) emreder, halk fenalklardan (mnker) meneder; Allah'a da iman edersiniz." (Al-i mran: 110). "Ve bylece biz sizi mutavasst (orta) bir mmet kldk ki, Resuln sizi gzettii gibi siz de halk gzetesiniz. (El - Bakara) Bu "Mutavasst mmet" (B ki mmet) lafzndan maksat, mslman milletler aras bir cemaatin (nternational Party) nin ismidir. Dnyann btn mmetleri, btn halk arasnda yle kimseler seilirer ki, bunlar belirli, bir usule ve bir amaca inanrlar, husus bir program dahilinde alrlar ve bu amac dierlerine duyururlar. Bakalarn da bu usul kabul etmee hazrlarlar. Bu zmre, her millet, her ulus arasndan seilip topland ve bir parti oluturduklarndan bunlarn aslnda hi bir milletle, kavimle ve ulusla alkalar yoktur. Bu sebepten dolay bunlar "mutavasst mmet" dirler. Fakat bu mmetin efrad dier kavimlerle, dier milletlerle, tirler uluslarla, her trl ve her eit alka ve balar kesip koparp atmakla beraber, bu milletlerin, bu kavimlerin, bu uluslarn arasnda yepyeni bir ba, yepyeni bir alka, yepyeni bir ilgi kurmak iin alrlar. Bu alka da dnyada
456

Allah kanunu nu hakim klmak iin yaplan mukaddes gayret ve almalardr. "Siz insanlk zerinde gzcsnz." Cmlesinden u anlalyor ki, Hak Taal, Mslman mmetin efradna insanlar zerinde dzeni temin etmek, inzibat salamak iin bir nevi zabta vazifesi grdrmektedir. "Halk arasndan seilip karldnz" demek ise, u mnay ifade eder ki, Mslmanlarn dzeni dnya apnda bir dzendir. Bu heyetin z ve ruhu "hizbullah": (Allah partisi, bu partinin reisi ve Lideri Efendimiz Hazret-i Muhammed Resulullah aleyhi ve sellemdir. O da, bu partinin amac, mesleini ve dncesini, alma sistemini, lh kanunlardan almtr. Btn zihn, ahlk, madd kuvvetlerle bu uurda alma yolunu tutmutur. Bu partinin meram ve maksad karsnda; muhalif olan her eyi silip sprmtr. te Mslman mmetinin temeli de bu maksada ve bu amaca dayanr. Mslman topluluu iin kullanlan nc stlah da "Cemat" kelimesidir. Bu kelime Peygamber efendimiz Sallallah aleyhi ve sellem tarafndan Hadis-i eriflerde pek ok kullanlmtr. Bu kelime de hizib kelimesi gibi tamamen parti mefhumunu ifade eder. Parti ile ayn mnay tayan bir
457

kelimedir. Nitekim buyurulmutur ki: "Size cemaate sarlmanz tavsiye ederim." Yahut da: "Allann eli cemaatin zerindedir." Bunlar gibi Hadis-i erifler zerinde dnrsek, Resulullah Sallallah aleyhi ve sellem, zellikle, bilerek ve kasden, "Kavim": Millet, "aab": Ulus ve buna benzer mefhumlar ifade eden kelimeler kullanmaktan bilhassa ekinmilerdir. Bu kelimelerin yerine hep "Cemaat": (topluluk) kelimesini kullanmlardr. Hibir zaman Zat Saadetleri buyurmamlardr ki: Siz her zaman "Kavimle" birlik olunuz. Yahut da yine buyurmamlardr ki: Allahn eli kavmin zerindedir. te Mslman topluluunun, biraraya toplanm olmalarn belirtmek iin her zaman ve her yerde "ka-vim" yerine "cemaat" kelimesini veya hizb: (parti) stlahn kullanmay tercih etmilerdir. Bu gibi kelimeleri kullanmay daha mnasip ve daha uygun grmlerdir. "Kavim" lafz da kullanld zaman, bir ksm insanlarn bir maksat, bir ama ve bir fikir birlii yolunda birleerek, bir dnce yolunda yrdkleri, manas anlalr. Ve
458

byle bir mnay ifade etmek iin bu kelime kullanlr. Bu zmre kendi yaay nizamlarna ve amalarna gre, kendilerine bir "kavim" ismi verirler. Fakat parti ve hizb kelimelerinin mefhumlar ile "kavim" kelimesinin mefhumu arasnda baz farklar vardr. Partide ya bir dncenin peinde bulunulacak veya bulunulmyacaktr. Bulunup bulunulmamakla partinin iinde olmak ve parti harici kalmak ortaya kar Siz bir partinin amacn ve yolunu kabul etmezseniz, o partiden olamazsnz. O partinin ismini de kullanamazsnz. Pek tabiidir ki, o partiden mebuslua (milletvekilliine) nadaylnz koyamazsnz; dolaysiyle vekil seilemezsiniz. O partinin prensiplerini mdafaa etmezsiniz. Parti mensuplar size, siz de parti mensuplarna kar yardmlamada bulunmazsnz. Eer siz herhangi br partinin gayesine tam manasiyle ve uurlu bir ekilde itirak ediyorsanz ve kendi partinizden baka hibir partiye bal deilseniz, fakat sizin anababanz da sizin partiden deil de baka bir partinin mensubu iseler, kalkp da sizin kabul etmediiniz parti azalar yannda sizin de isminizi yazdrlarsa, halbuki byle bir partiye inanmyor ve gvenmiyordunuz; ite o zaman bu meseleyi duyanlar veya grenler muhakkak ki, kahkaha ile gleceklerdir. "Amma da acayip bir durum" diyeceklerdir.
459

Fakat parti tasavvuru, kavim tasavvuruna dntrlrse, o zaman durum bakalar. Yukarda saydmz hususlarn hepsi de bir tarafda kalm olur. slm, bir milletler aras parti mahiyetindedir. Onun partisindeki parti erkn, parti yeleri ve parti mensuplar arasnda bir eitlik salanarak, bir camia: (Society) vcuda getirmek iin hkm vermitir. Bu camiann arasnda evleniniz, nikahlannz, kaynanz demitir. Bu camiann evresi iinde kendi ocuklarnzn eitimiyle megul olunuz, onlara da bu partinin amac ve gayesini retiniz, onlar da bu partiye ye kaydettiriniz; rensinler, benimsesinler, inansnlar t ki bu partiye balanm olsunlar. te byle bir partinin kavmi olunmaldr ki, bu mukaddes ban ve insanlk iin en byk gerei temsil eden bu nizamn, soy sop, rk, nesil balarndan da, vatan, lke, toprak alkasndan da, tarihi rivayetlerden de, kavmiyetten de ok stn olduu grlebilsin. Byle bir gayeye ulaabilmek iin ne yaplmsa hep doru olmutur. Fakat ne yazk k, Mslmanlar, gitgide bu hakikati unuttular. Aslnda bu manev partinin yeleri olan Mslmanlar, zaman getike parti yeliini brakp kavmiyetilik, milliyetilik, ulusculuk esaslar peine takldlar. Nihayet
460

bu marazi hal ilerleyerek o dereceye geldi ki, parti dncesi, milliyetilik, kavmiyetilik, ulusuluk tasavvuru iinde eriyip gitti. Bylelikle mslmanlar da Almanlar gibi, Japonlar gibi yahut da ngilizler gibi milletlere blndler; kendilerine eit eit, trl trl isimler taktlar. slmi, kavim ve millet deil de bir mmet hazrlamak istediini ve bu yolda altn unuttular. slmn hazrlamak istedii ve parti eklinde vcuda getirmek iin urat heyetini tamamen deitirdiler. Bu hakikatleri unutarak, kendilerinden ayr ve kendilerine yabanc bulunan gayr - Mslim kavimler, gayr Mslim milletlerin cahilce "kavmiyet, milliyet ve ulusuluk" tasavvurlarnn peine taklp gzlerini onlarn gittikleri yola diktiler. Bu hatal temel zerine kurulan bina kt ve irkin tesirlerini gstermekte gecikmedi. te bu hatadan ve bu yanllktan vazgeilmedii mddete slmn ihyas ve aslna uygun bir (Re-form) iin almak faydasz olacaktr. Bir partinin yeleri, arasnda muhabbet, sevgi, birbirine ballk, birbirlerine yardam esas var olunca, byle bir ortamda ahsi, zati yahut da ailevi hususiyetler grnmez. Bu partide birbirine yaknlk ve ba ancak bir usule balanp, bir meram takip etmekle olur. te bu partinin herhangi bir yasi, cemaat, usul ve amacndan ayrlrsa, partiyi ykmak yolunu tutarsa, o zaman dier parti yelerinin
461

yalnz ona yardm etmekten kanmalar yeterli olmad gibi, bilkis o bozguncu yeyes kar acmaszca hareket etmek, zorlayc hareketlere ba vurmak farz olur. Partinin gayesine inanmayanlar ise, parti d kalrlar. Bu sylediimiz hususlar bugnk dnyamzn parti nizamnamesinde mevcut usullerden ve hususlardandr. Hatta baz partilerde parti gayesinden ayrlanlarn ve partiyi baltalamak yolunu tutanla rn lm cezasna arptrld grlmtr.70[70] Burada bir para da Mslmanlarn haline bakalm: Bu zmre, kendi partilerini brakarak, parti yerine "kavim: millet" anlaynn peine taklmak hususunda ne kadar yanlla kapldklar ifadeye smaz. Onlar arasnda ok kimseler ahsi menfaatlerini dnerek gayr -islami usullere ba vurmu ve dier Mslmanlardan da yardm beklemek gafletine dmlerdir. Yadm grmedikleri zaman ikayet yaygarasn basarlar: Mslman Mslmana yardm etmiyor diye, feryad ederler. Mslman, Mslmann kardei olduu tavsiyesini de oktan unutmulardr. Bazan yardm eden kimse
70[70]

slm'da mrtedin ldrlmesi bu esas zerinedir. Daha fazla bilgi edinmek iin baknz: "Mrtedin Cezas" Yazan, Seyyid Ebul - A'l Mevdd, slamic publishins ltd. Lahor.
462

kar da yardm ederse, bunun ismine slm yardm derler. Hepsinin dilinde de slm yardmlamadan bahis geer, slm kardelikten dem vurulur. slamdaki yakn ilginin ismi azlarda tekrarlanp durur, fakat hakikate gelince, bunlarn yaptklar ilerin hepsi de slmn hilfna, slama aykr mahiyettedir. Bunlar slama uymayan ilerine slm isim takarlar, bu ekilde yardm iddialar da bo szlerden ileri gitmez. slm, bir cemaatin, bir topluluun, bir zmrenin ismidir ki, hakikatte yukarda bahsedilen vasflar canlanm olacaktr. slm cemaat arasnda herhangi bir ahs, slma aykr olan bir ie giriemez. Bilmeden veya herhangi bir sebeple byle bir ie giriirse tevbe etmesi gerekir. Herhangi birine herhangi bir ekilde yardm edilirse, islm yolunda edilir. Bylelikle slm camias hayati prensiplerini yaayarak, canlln muhafaza eder. Bu camia iinde de kimse slmn aksine hareket etmeye kalkmaz. Fakat sizin camianz, slm dnceye aykr olarak, kendi dndnz, kendi duyduunuz "kavmiyet, milliyet" dncesi yolunu takip eder ve mslmanlar arasnda da srf bunlarn ad mslmandr diye slm kardelie aykr olarak mslman olmak taassubu maksadiyle yaknlk ve yardmlama yolunda giderseniz, o zaman cahiliye kavmiyetiliinin adn islm
463

camiasna koymu olursunuz. Bu safhalara ek olarak cahiliyenin bir kerametini daha gsterebiliriz: Mesel, sizin iinizde bir kavm: mill duygu doar. Siz de kalkp, teklifsizce, mahiyetini dnmeden buna "slm duygu" ismini takarsnz. Sizin slm duygu diye isim taktnz bu mill veya kav m duygudan hareket ederek, bir kimseye mslman diyorsunuz; bu kimseye mslman diye hrmet ediyorsunuz; O'na yaknlk gsteriyorsunuz. Gnn birinde takdir ettiiniz bu kimsenin eline iktidar geiyor. Ve icraat devri balaynca, siz bu iktidar sahibinin ilerinin ve yaptklarnn slama uygunluunu veya tamamiyle zd bir tavr takndn hesaba katmyorsunuz. Byle bir ahs aileden gelen bir rfe dayanarak, taklidi bir mslmanlkla m yetinmektedir? Btn bu hususlar nazar itibara alnmadan pein hkm vermisinizdir. Siz ona mslman dediiniz halde onun dncesi, fikri ve yapt iler mslmanla tamamen aykr olsa bile yine de byle bir insan sizin nazarnzda mslmandr. Byle bir kanaatle mslmanl ruhen deil de cismen tanm oluyorsunuz. Karnzdaki insann isminin Ahmed, Mehmed, mer ve Ali olmas sizin iin yeteli gelmektedir. Bu noktadan hareket ederek ve slmn hakikatini bir tarafa brakarak, bu gibi kimselerin toplanp kurmu olduklar hkmete de slm hkmet
464

ismini takar ve byle bir hkmetin ilerlemesini de kendi ilerlemeniz olarak addedersiniz. Bu hkmete faydal olmay da slma faydal olmak sayyorsunuz. Onun ilerlemesi, kalknmas, slmn tamamen zararna bile olsa, zddna dahi olsa, siz her eye ramen bu hkmete slm hkmeti ve slm devleti diyorsunuz. Sizin isim verdiiniz bu ey, Almanlarn da benimseyip kendilerine verdikleri, Almanlk ismi gibi bir eydir. Almanlk, herhangi bir usul ve nizamn ismi deildir. Srf bir kavmiyet ve bir milliyet ismdir. Bir oven milliyeti Alman, ancak Almanlarn ilerlemesini ve ykselmesini ister; dier milletlere mensup olanlarn ilerlemesini ve ykselmesini istemez. Baka milletlerin ilerlemesinin onlarca bir ehemmiyeti yoktur. Yalnz Alman ilerlemelidir. Siz de o oven Almanlar gibi bir oven mslmanlk peine taklmsnz. Bu zihniyete gre tasavvur ettiiniz bir "mslmanclk" uyduruyorsu nuz. Sizin gibi milliyeti oven mslmanclar da yalnz mslman ismi taktklarnn ilerlemesini ve ykselmelerini isterler. Fakat bu ilerleme ve bu ykselme, ister islm usulne uysun, ister uymasn; slama muvafk olsun veya olmasn; onlar iin hibir ehemmiyeti yoktur. Hatta bu uurda bazen amelen ve fiilen, slmn aleyhine bile allmaktan ekinilmez. Btn bunlara "cahiliyet" demiyelim de baka ne
465

gibi bir isim verelim? Herhalde u nokta zihnimize kmas imknsz bir ekilde nakedilmelidir ki, Mslman, yalnz milletler aras partinin yelerinin ismidir. Bu parti, dnyada insanln kurtuluu ve ilerlemesi iin, bir husus meram, bir husus nazariye, bir husus i program ve bir husus alma tarzdr. Bu programdan ayrlp kendi kiisel veya itima vaziyetinizi gznnde tutarak, baka bir program, baka bir nazariye, baka bir alma sisteminin zerinde yrrseniz, o zaman siz nasl olur da bu yaptnz ilere kalkar islm isim takabilirsiniz? Mesel, filan devlet, kapitalizm (sermayecilik) sistemini takip ediyorsa, dnya kamuoyunca belli ve ak olan bu durumdan sonra, siz nasl kalkar da bu devlet iin "hayr kapitalist deildir de sosyalist veya komnisttir" diyebilirsiniz? Nasl olur da kapitalist (sermayedar) bir hkmetin ismi, sosyo-komnist hkmet olur? Nasl byle zt bir eye, onun tam zdd ile isim taklabilir? Nasl olur da faist bir idare tarznn hkmet rejimine siz kalkp da cumhuriyet veya demokratik bir sistemdir, diyebilirsiniz? Herhangi bir kimse kalkp da hatal bir ekilde, bir stlah yerine dier bir stlah kullanrsa, onun ismini buna, bunun ismini una, unun ismini de ona takarsa, siz hemen itiraz eder ve bu kimsenin cahil ve bilgisizli466

ine hkm verirsiniz. O kimseyi cehaletle vasflandrmakta hi de gecikmezsiniz. Fakat imdi gryorsunuz ki, "islm" ile "Mslman" stlahlarn siz byle yerinde olmayarak kullanyorsunuz. Hakikatte slmla ve Mslmanlkla alkas olmayana da kalkp Mslman ismi vermekte tereddt etmiyorsunuz. Cahiliyetin ismine kalkp Mslmanlk ad takyorsunuz. Bu, cehaletten de te kt bir sfattr. "Mslman" kelimesinin kendisinden anlalyor ki, bu kelime "ism-i zt: ahs ismi" deildir. Bu kelime "sm-i sfat: Vasf ismi" dir. Mslman ismi, slma bal bulunan, islm retisini takip eden, slm yolunda giden kimseye verilir. Bundan baka bir mefhum ifade etmez. Bir kimse bu yolda, husus surette, ahlk, fikr, amel vasflarla vasflanm olursa, bu vasflar belirtirse, onun bu iyi sfatlarnn toplamna "islm" denir. Bu lye gre, siz bu kelimeyi "Bir mslman kimse iin" bu anlamda kullanmyorsunuz. Siz bu kelimeyi mesel, Hindu, Japon, inli kelimelerinin, kullanld ekilde sylyor ve Hindu, Japon veya inli bir kimseye sylediiniz isimler gibi isini takyorsunuz. Sizin isim verdiiniz bu mslman, ister btn davran ve tutumlaryla, slma aykr hareket etsin, sizce ona "mslman" denecektir. nk bir
467

kere ad mslmandr. sterse bu kimse yapt ilerle kendini tamamen slmdan slm d bir hale getirmi olsun, siz yine ona mslman diyeceksiniz. Onun yapt iler, hep kendi ahs, keyf ilerde olabilir. slamla iliii de olmayabilir. Ama bir kere kendisine mslman ad taklmtr. Hakikatte ise byle bir kimsenin islm ismi tamas, haksz bir kazanm olur. Yine yukardaki rnek gibi, "Mslman menfaati", "Mslmanlarn ilerlemesi" "Mslmanln ykselmesi", "Mslman hkmet", "Mslman devlet", "Mslman rejim", "Mslman bakanlk", "Mslman idare", "Mslman nizam" ve bunun gibi bir sr tabirler azlarda dolap durmaktadr. Ancak siz bu kelimeleri hakiki mnalarna gre kullandnz zaman, bu saydklarmz, slm nazariyeye, slm usule uygun olup, islm yapya uysun ve bu slm yapya her hususta tamamlasn. slmn getirmi olduu retiyes bal bulunsun. Byle olmaynca, bu saydkarmzn hibirisine "mslman" kelimesi ilve etmek ve bunlar mslmana izafe etmek asla doru olmaz. Artk bu gibi kimselere istediiniz takdirde istediiniz ismi takabilirsiniz. Fakat bunlara yalnz mslman ismi takamazsnz. nk slma ait vasflar da bir tarafa braksak bile, mslmanlk noktasndan da bunlarn bu hkmetin banda bulunan ahslarn ismen
468

bile mslman olmadn syleyebiliriz. Siz hi bir zaman, sosyalist yahut da komnist vasf bulunmayan ve bu gibi eylerle iliii olmayan bir ahsa kalkp da sosyalist yahut da komnist der misiniz? Mesel sosyalist yahut da komnist olmayan bir hkmete "sosyalist hkmet", "komnist devlet" vesaire diye bir ey syliyebilir misiniz? yle ise, Mslman muamelesine lyk bir kimsenin de slmdan alkasn kesmi, kendi ahs ve keyf usulne tabi olmu yahut da gayr-islm milliyete balanm ve bu gibi eyler sarlm olmamas lzmdr. Byle olmaynca nasl ona mslman diyebiliriz? te bu yanl anlayn neticesinde, siz kendi medeniyetinizi, kendi sosyal durumunuzu, kendi tarihinizi de yanl yola saptrm oluyorsunuz. Mesel, slmn yzde yz aksine, islm nizamnn zddna hkmet kurmu bulunan padiahlara ve hkmetlere siz "slmi hkmetler" diyorsunuz. Bu fahi hatann yegne sebebi de bu hkmetin banda bulunan ahsn ismen mslman olmasdr. Mesel; Kurtuba, Badad, Delhi ve Kahiredeki tarihi eserlere bakarak bunlara slm medeniyetin bir paras olarak bakyorsunuz. Halbuki btn mrn ayyalkla geiren ve saraylarda diledii gibi zevk sefa sren bu gibi padiahlarn
469

yaptrm olduu eserlere islm bir hviyet atfetmek doru olmayan bir harekettir. Ne zaman size islm medeniyet eserlerine dair bir ey sorulursa, hemen Agra ehrine dner, oradaki "Tac Mahal" i gsterip, ite islm medeniyet eserlerinin en iyi rnei" dersiniz. Halbuki, bu eserin slamla katiyyen bir alkas yoktur. slmn neresinde len bir kimseyi topraa gmerler de onun gmld yerin zerinde miazzam kubbeler yapar, binalar vcuda getirirler. Bu uurda on milyonlarca para sarfederler. Bu ta ynlarnn meydana gelmesinde slm olarak hangi zorlayc sebepler gsterilebilir? slmn iftihar edilecek tarihinden size sual sorulunca hemen bir blbl gibi, Abbasilerin, Seluklularns ve Moollarn (Timurlerin) isimlerini sayp dkersiniz. Fakat gerek islm tarihi gzyle bu vakalara baklnca, vnlen birok ileri deil altn suyu ile yazmak, bu gnah listelerini (dier bir tabirle bu sular fihristini sular) kara mrekkeple yazmak icabeder. Siz, ismi mslman olan hkmdarlarn ve padiahlarn tarihine kalkp da "islm Tarihi" ismini takyorsunuz. Hatta bu mevzuda daha da ileri giderek, islm tarihi diyorsunuz. Bu hataya dmenizin sebebi de isimlere gre hkm vermi olmanzdr. slm kimliini, usul ve esasn dikkate almadan tarih sayfalarna eildiinizden
470

slm hareketlerle gayr - slm hareketleri biribirine kartryorsunuz. islm tarihine kymet verdiinizi zannederek, szde ve isimde Mslman olan hkmdarlar himaye etmek ve onlar tarih bakmdan mdafaa etmekten baka bir ey dnmyorsunuz. Bak anzn eriliinden dolay, herhangi bir mslmana ait olan eyin veya iin ismine slm ey veya islm i demektesiniz. Sizin dncenize gre, herhangi bir kimseye Mslman dendii takdirde, ister bu kimse gayri - slm i ve harekette bulunsun, isterse btn davrannda gayr - slam usule gre tanzim etsin, ismi Mslman ismi olduu iin, siz onun ilerine de slm damgasn ekinmeden vurmaktasnz. u yanl gr anz, kendi milli siyasetinizi de yanl bir kaide zerine oturtuyor. slmn usul, nazariye ve yapsndan gznz baka taraflara evirmi olduunuz halde, bir kavim bir millet uydurup ortaya karyor ve bunun ismini de "Mslman kavim, Mslman millet diyorsunuz. Sonra bu kavim tarafndan yahut bu kavmin namna veya bu kavim iin sizden herkes ve her zmre, alp hayatn bylece srdrmek yolunu tutuyor. Size gre herkes Mslmanlarn milletvekili, Mslmanlarn temsilcisi veya lideri olabilir. Sizce bu adam Mslman kavme, Mslman millete mensup olmaldr, isterse bu zavall islmn
471

"i" sinden bile haberdar olmasn ve slmla hibir iliii de bulunmasn... Bu adamn sadece ismi mslmandr ya... Herhangi bir partinin peine taklp gidersiniz. Bu patinin gayesi ve hedefi herhangi bir ekilde olabilir. ster bu partinin istikameti slm olsun, isterse olmasn, sizin islm dedikleriniz bu partideler ya, artk bu partiye islm partisi dememeniz iin bir sebep kalmaz ve sizce her trl phe yersiz bir eydir. Byk mitlerle balanm olduunuz partinizin yaptklar ilerden elde edilen emekler haram olsa bile, sizce ehemmiyeti yoktur. ktidar krssnde oturan kimselerin isimlerinin Mslman olmas sizi her bakmdan tatmin ettiinden, bu kimseler bulunduklar iktidar koltuundan slm maksatlara aykr hkmler vermeleri ve slama uymayan kanun karm olmalar kanaatinize gre mhim bir mesele olmaz. Ayn ekilde, bir ok eylere islm diyorsunuz ki, hakikatte bunlarn slm ile hibir alkalar ve hibir al verileri yoktur. Bunlar esasen gayr - islm eylerdir. Halbuki bu gibi ileri de himaye etmeyi, onlar korumay kendinize vazife bilmektesiniz. Koruduunuz, mdafaa ettiiniz, bu eyler ise hakikatte islmn aksine ve zddnadr. Fakat sizin iin islm saylrlar. Sizin gayret sarf ettiiniz, urap
472

didindiiniz, paranz, liralarnz harcadnz maksatlar, hibir zaman islm deildir. te bunlarn hepsi de bir yanl anlayn neticesidir ki, siz, kendi bendinizi bir "kavim", bir "millet" klm, fakat islmn hakikatte bir "Milletleraras parti" olduunu, onun maksadnn dnya hkmranln kurmak olduunu, btn bir nsanln refah ve kurtuluu iin altn unutmu bulunuyorsunuz. Siz, kendi "kavim veya milletinizi" parti olarak tasavvur etmedike ve bu partinin maksat ve amacns takip etmedike, yaaynzn hibir muamelesi doru olmayacak ve siz de hakikate erimeyeceksiniz,

473

STDRAK (ANLAYI) slm cemaate, kavim yerine parti demek gerektiine ilikin yaynlanan yaz zerine birok kimselerin bu kanaatimize katlmadklar anlalm bulunmaktadr. Halbuki parti yerine kavim kelimesi kullanld zaman, vatana bal milliyet mefhumu ortaya km olur. Bir millet arasnda muhtelif siyas partilerin bulunmas ve her birinin ayr ve deiik gayelerinin bulunmas tabii bir eydir. Buna ramen bunlarn hepsi bir memleket iin bir btn olutururlar. Bu mevzuda olduu gibi, Mslmanlara da bir "parti" dendii zaman, Mslmanlarn o lkenin veya o memleketin bir paras saylm olduklarn dnmek gerekir. Bu bakmdan Mslmanln da bir vatana ve bir millete balanmas gerekir. Cemaat, yahut da parti kelimesi umumiyetle halk arasnda siyas partiler ve oluumlar iin sylendiinden yukarda bahsedilen yanl anlayn domasna sebebiyet vermitir. Fakat bu mefhum, (kavram) bu kelimenin asl ve hakiki manas deildir. Bu mefhum kullanla kullanla bu manay almtr. Bu kelimenin hakiki mana ve mefhumu udur: Halkn bir ksmnn husus bir akide ve nazariyeye balanarak bir maksat ve meram iin bir araya toplanmalar ve bir cemaat tekil
474

etmeleridir. Kur'an- Kerim bu mefhumu ifade eder ekilde hizb ve mmet lfzlarn kullanmtr. Cemaat kelimesi hadislerde ve dier slm ilimlerde de kullanlmtr. fade ettii mefhum da yine parti mefhumudur. Pek tabidir ki, bir millet arasnda, bir kavim iinde, bir lkede veya memlekette, bir cemaat olunca, bu zmrenin kendine has, husus dnceleri ve baz siyasi grleri olabilir. Bu gibi cemaatlere rnek olarak siyas teekklleri gsterebiliriz. Bunlar mensup olduklar kavmin veya milletin bir paras olarak faaliyet gsterirler. Bu adan, ikinci bir cemaati de gznne alabiliriz. Bu cemaat kll nazariyeye ve lemmul bir tasavvura (World dea) sahipdir. Bu cemaat fertlerinin karsnda btn bir nevi beer, btn bir insanlk camias vardr. Millet, vatan, lke vesaire fark gzetilmeksizin, dnya apnda bir gayenin temsilcileridirler. Onlar, btn yaay yolunun dzenlenmesi ve bir l dahilinde tanzimi iin yepyeni bir yolun ufkunu aarlar. Kendi nazariyelerinde, tuttuklar yol ve amalarnda, akide, fikir ve ahlak prensiplerinden tutun da ferd ve itima mevzularn hepsini gznnde bulundururlar. Mstakil bir yaay nizm, mstakil bir medeniyet ve mstakil bir itima toplum (Civilisation) iin alrlar. Bu cemaat hakikatte bir cemaat olmakla
475

beraber, bildiimiz u kavimlerin paras olan cemaatlerden deildir. Bu cemaat, hududlarla evrili ve belirli bir alana sdrlm kavim ve milletlerle kyas kabul etmiyecek bir stnl temsil eder. Bu birliin nizamnamesinde, nesil, neseb ve tarihi rivayetlerle vnme taassubu gibi ilkel bir anlaya yer yoktur. Bu yegne nizamn heyetinde nesil, neseb, tarihi rivayet taassuplar yoktur. Bu gibi eyler tamamen silinmi, sprlm ve ortadan kaldrlmtr. Dnya yzndeki eitli kavmiyet ve milliyet sebeplerini giderip, yerine gerek deerlere gre bir milliyet ve bir kavmiyet meydana getirmitir. imdi bu cemaatin nasl bir kavmiyet ve nasl bir milliyet meydana getirdiini detayls olarak izah edelim: slmn meydana getirdii milliyetle, nesle, rka ve tarih rivayetlere dayal milliyet yerine bir akli kavmiyet ve milliyet (Rational Nationality) vcuda getirilmitir. Kuru ve cansz kuvvetler yerine akla dayanan bir kavmiyet ve milliyet (Expanding Nationality) kurulmutur. yle bir kavmiyet ve yle bir milliyet kurulmutur ki, bu kavmiyet ve bu milliyetin temelleri akla ve meden birlik esaslarna dayanr. Yeryznn btn mamur mntkalarn kendi dairesi iine alma hedef tutar. Aslnda byle bir kavmiyet vcuda getirmek, hakikatte bir cemaat
476

vcuda getirmek demektir. Nitekim, byle bir cemaatin ortaya kmas, doum yeri vesaireye istinad etmez. Belki bir nazariye ve bir yol ve bir ama takibetmek esasna istinad eder. Bu prensiplere istinad eden bir cemaat kurulmu olur. imdi, mslman diye isimlendirilen gurup, bu ikinci ksm cemaatin ismidir. Bu eklilde teekkl etmi olan cemaat, bildiimiz manadaki partiler gibi bir parti deildir. Bu partiler bir kavmin, bir milletin iinden kan teekkllerdir. Fakat bu cemaat aksine kavmi ve milleti vcuda getiren partidir. Bu vasftaki parti mstakil bir meden nizam ve mstakil bir medeniyet (civilisation) kurmak ister. Kk kk veya ufak tefek milliyetlerin dar erevesini brakarak, akl temeller zerine pek geni ve pek byk bir dnya kavmiyeti ve pek byk bir dnya milliyeti (World Nationality) vcuda getirmek ister. Bu ekle "Kavim" demek u bakmdan doru olabilir: Siz kendiniz, dnyadaki nesil, neseb, rk veya tarihi kavmiyetlerinizi bir tarafa brakr, bu gibi kanaatlere bal bulunmay gzden tamamiyle karm olursunuz. Ancak, bu artlarn gereklemesi ile, kendi medeniyetinizin nizamn, hayat nazariyenize ve toplumsal dncenize (Social philosophy) gre kurabilirsiniz. Fakat u mnada da "kavim" olmak, hakikatte bir "cemaat" olmak
477

demek oluyor. Nitekim bir tesadf eseri olarak muayyen bir yerde domak (Mere Accideut of Birth) dolaysiyle bir kimse bu kavmin bir yesi olamaz. Bir kavmin yesi olabilmek iin, herhangi bir ahsn, herhangi bir kavimden olup da sonradan o kavmin akidesini, yolunu ve amacn brakp da bu kavmin yol ve akidesine girmesine engel olacak bir ey yoktur. Bu kavmin sistemini kabul eden herkes bu kavmin azas olur. Buna gre, biz burada ne syledikse, esas olarak u hususu ortaya atmak istedik: Mslman kavmiyeti, mslman milliyeti, bir parti ve bir cemaat olmas esasna dayanr. Cemaat olmak asldr, esastr ve kktr. Kavmiyet ve milliyet ise onun dal, onun fer'i ve esasa gre tli derecededir. Cemaat olmak vasfnn dnda bulunulduu takdirde ve srf soyut bir kavim veya millet olmak yolu tutulduu zaman ykl hzlandran dejenere olmak (Degeration) durumu ba gstermekte gecikmiyecektir. Hakikat udur ki, btn bir insanlk tarihinde, islm cemaatnn hususiyetleri daima en alka celbedici ve en belirli bir safha tekil etmekte ve dier btn hadisata k tutacak ehemmiyettedir. Zira, slmdan nce Buda dini (Budhamet) ve Hristiyanlk, kavmiyet ve milliyet hududunu ykarak topyekn insanla hitap etmilerdi. Bir nazariye ileri srerek bir yol ve bir ama ne
478

srerek lemmul bir kardelik vcuda getirmek iin almlard. Fakat bu iki dinin ikisi de bir ka ahlk usul ve bir ka nasihattan baka bir ey sylememi ve bir olumlu i grememilerdir. Toplumsal yaay dzenleyen ve meden hayatn ihtiyac olan kll bir nizam ve umum bir kanun ve geni lde bir usul ortaya koymamlardr. Alemmul kardelii (Brotherhood) u yapmak yolunda bir r aamamlardr. slmdan sonra Avrupann ilm medeniyeti kendi varln ortaya koydu. Bu medeniyet kendisini alemmul olarak tantt. Halbuki bu medeniyet, ilk kt gnden itibaren "milliyetilik: Nationalism" yolunu tutmakta gecikmedi. Bu sebepten dolay alemmul bir kavmiyet vcuda getirmek bakmndan baarszla urad. Halihazr durumda, Marksizm ve sosyokornnizmi gznne alalm: Bu nazariye, kavmiyetin hududlarn krmak ister. Alemmul bir medeniyeti: temsil etmee alr. Fakat daha imdiye kadar, bu yeni medeniyet, tam portresini ortaya karamadndan nmzde bulunan bu Marksizm nazariyesi de yine kavmiyet ve mliyet yoluna girmi ve bu yolda yrmeye

479

balamtr.71[71] Bu zamana kadar, bu meydanda yalnz ve yalnz slm at koturabilmitir. Irkla dayanan ve bir tarihi temele dayanan milliyetleri ortadan kaldrp, medeni temeller zerine kavmiyet ve milliyet yahut da cemaat meydana getiren yine ancak ve ancak slmdr. Alemmul kavmiyeti ortaya koyan yine slm'dr. slamn bu pek yce idealini iyi bilmeyenler iin, onun yaanan hayata sunduus prensiplerle hem bir kavim hem de bir parti meydana getirdiini anlamak pek zordur. Dnya yzndeki hibir sistem ve hi bir millet byle bir meyyide ile kurulmu deildir. Grlyor ki, talyada domu bulunan bir adam, talyan oluyor, talyan kavminin bir paras saylyor. Bu adam talyada domam olsayd, talyan olmayacakt. Hibir zaman da italyan kavminin bir paras saylmyacakt. Bu esasa
71[71]

Mrksizmin gnmzdeki tatbikat da milliyetilik (nasyonalizm) in tuzana dmekten kurtulamamtr. Stalin ve onun etrafndaki idarecilerin alma program, bu kadronun Rus milliyetiliinin cazibesine kaplm olduklarn ak bir ekilde gstermektedir. Rus sosyo komnizm edebiyatnda, hatta 1936 daki yeni devlet anayasasnda yer yer, (Ana Baba vatan): (Fatherland) den bahsedilmektedir. Fakat islm, her yerde (Dar - l -slm): (islm lkesi) kelimesi kullanmaktadr. Fatherland, veya motherland: (Ana Baba yurdu) veya lkesi kullanlmamstr.
480

dayanarak kavmiyet mefhumunu dnenler, bir insann itikad ve dn bakmndan bir millet, daha dorusu bir kavim veya mmetin fendi olabileceini katiyyen dnemiyorlar. Bir ferd, inan ve dnce tarzn deitirmekle bir kavmin ferdi olmaktan kar ve bu topluluktan uzaklar. te bu vasf bir millet olmak vasf bir kavim olmak vasf deildir. Belki bu, bir parti olmak vasfdr. imdi gryoruz ki, bir parti kendisi iin ayr bir medeniyet usul takip etmek istiyor. Kendisi iin ayr ve mstakil bir kavmiyet iddiasnda bulunuyor. Bu kavmiyeti kalkp da herhangi muayyen bir yere, muayyen bir lkeye balamak istemiyor. Ayn zamanda yine de kalkp muayyen bir yere balanp kalyor. Bu mesele o zaman iinden klmaz bir muamma ve bir bilmece halini alyor. Uzun mddet gayri - slami retim ve eitim neticesinde, slma uymayan usullerle yetimek sebebiyle, Mslmanlar da gayr Mslimler gibi dnmekte ve "Tarihi kavmiyet" in cahilane tasavvuruna kaplm grnmektedirler. Mslmanlar, vahye mahsus bir fikir cevherine sahip bir topluluk olduklarn, dnya apnda bir inklap yapmak iin ortaya km bulunduklarn, yaayn gayesini kendi grlerine gre izah ettiklerini, cemiyetlerine bu lahi kanunlar etmeye muvaffak olduklarn, dnyadaki yanl
481

nizamlar devirip, muntazam ve planl prensipler tatbik edeceklerini, unuttular. Onlar, bunlarn hepsini, bir tarafa brakarak, kendilerini bir kavim, bir millet bilmek yoluna gittiler. Yani u bildiimiz kavim ve u grdmz milletlerden birisi gibi "kavim ve millet". imdi, onlarn meclislerinde, toplantlarnda, konferanslarnda, cemiyetlerinde, gazetelerinde, dergilerindes, kitaplarnda gerek toplumsal yaaylarndan sz edilemez. Dnya "kavimliini" br tarafa brakp da bir "mmet" olduklarn grmek imknszdr. Bat taklitiliinde bir mit arayan bu milletlerde yzeysel bir mslmanlk ortada dolar durur. Bu tarz Mslmanlk daha ziyade nesle, slleye veya siyasete dayanr. Bir ferdin babasnn veya dedesinin Mslman oluu ona da mirass yolu ile intikal etmitir. Bu mefhumu muhafaza etmek ve bu hususu gelitirmek yolunda alr, didinirler. talya diktatr Mussolini de byle yapmt. O da talyanlarn ilerlemesi iin alp urard. Bir usul ve bir nazariyeye balyd ama bu usul ve nazariyenin ancak italyanlar iin faydal olmas sz konusu idi. Dierleri iin byle bir ey ehemmiyete alnmyordu. Mslmanlar da buna benzer bir yol tuttuklarndan ykln penesinden
482

kurtulamadlar. Bu ok elim ve feci ykln sebeplerinden en mhimi, koca bir mmetin kavmiyet ve milliyetlere ayrlarak paralanmas ve tek tek yutulacak ve yok edilecek bir duruma gelmesidir. Bu ykln sebeplerini aratrdmz zaman, u hususu hatrlatmak gerekiyor: Siz, rk ve tarih bir esasa dayanarak, bir kavim olamazsnz, hakikatte siz kavim deil sadece bir cemaat olabilirsiniz. Sizin kurtuluunuz, sizin felah bulmanz, sizin ilerlemeniz iin, sizin iinizde sizin gnlnzde cemaat olmak hissi (Party sense) domu ve gelimi olmas lzmdr. Cemaat olmak hissinin unutulmas ve ortadan kalkm bulunmas o kadar fena neticeler meydana getirmitir ki, saymakla ve sralamakla bitmez ve tkenmez. Bu hal, mthi bir iman zaafnn korkun neticesidir. Mslman kendi kurtulu yolunu terkettii iin, nne kan herhangi bir yolu takip ediyor. Her fikri, her doktrini ve her sosyal gr tereddtsz kabul ediyor. Kabul ettii bu fikir, bu doktrin ve bu sosyal grler ister islm fikriyatna uysun, isterse uymasn bu mevzular bir tahlil szgecinden geirecek seviyede deildir. Ne acdr ki. bir Mslman, Nasyonalist (Milliyeti ven) oluyor, Komnist oluyor, Faist usulne boyun eiyor. Bu
483

gibi fikir tuzaklar hakknda katiyyen fikir yorup dnmek istemiyor. Avrupann eitli toplumsal felsefelerinin "mavera t - tabia": (Tabiat tesis) fikirlerin dier ilm ve gayr -ilmi nazariyelerin her birinin peine taklm bulunan bir hayli Mslman grebilirsiniz. Dnyann herhangi medeni, siyasi, toplumsal hareketlerinde az ok bir ka Mslmana rastlarsnz. Bu da hayrete vericidir ki, byle yapmakla beraber bu zevat yine de kendilerine "biz Mslmanz" diyorlar. Hatt kendilerini de Mslman olarak biliyorlar. eitli yollara kapldklar halde yine de Mslmanlk iddiasndan vazgememektedirler. Fakat unu bir trl akllarna getirmiyorlar ki, "Mslman" kelimesi doum ile bir kimseye taklan bir lakap deildir. Mslman, islm yolunu tutup gidenlere verilmi olan bir sfatn ismidir. Hakikatte slm yolundan ayrlm, islm yolundan baka bir yola sapm, baka bir yol takip etmi bulunan bir kimseye "Mslman" ismini vermek "Mslmandr" demek her bakmdan yanl ve hataldr. Milliyeti Mslman, "oven Mslman" (Mslim Nationalist) "Komnist Mslman" ve bunun gibi kavram kullanmak Mslman iin imkansz bir ey olup, byle bir ey: "Komnist sermayedar", "Komnist kral", "Komnist padiah" demek gibi olur.
484

KNC KISIM BLM. 6

HAZIRLAYICININ NOTU Kitabmzn ikinci blmn oluturan bu ksmda, islm'da Hkmetin esaslar, temelleri ve alma sistemini deerlendireceimiz gibi, ayn zamanda tatbikata ait plnlar hususu zerinde de duracaz. Ancak bu ekilde islm'da Anayasann akla kavumu bir pln gzmzn nnde bulunacaktr. lk nce, bu ksmda islm'da Anayasann ve kanunlarn kaynaklarndan bahsetmek daha uygum olacaktr. Bu mevzu aklandktan sonra, srasiyle dier konulara geeceiz. islamn Anayasas zerinde bu aratrma yaplrken, bu anayasann asl mehaznn Kur'an ve Snnet olduu ispat edildikten sonra, dier lkelerde tatbik edilmekte olan tecrbeler hakkndaki birok yanl anlaylar da kendiliinden ortadan kalkm bulunacaktr. Mslman lkelerdeki mevcut hkmdarlklar ve zamanmzn yenilik taraftar ilericilerin fikirlerindeki hatalar da ortaya km bulunacaktr. Bunlarn bu

hatal uygulamalarnn sebebi, islm'da Hkmet'in asl kaynaklarna kadar gitmeyip, Avrupai usullere, slm hkmeti dayandrmak yolunu tutmalardr. phesiz biz dier lkelerin de tecrbelerinden faydalanm bulunuyoruz. Fakat yine de kendi nizammzn dairesinin dna kmamamz lzmdr. Bu nizammzn ruhunu muhafaza etmeliyiz. te bunun iin her eyden nce Anayasann kayna iin istifade edilecek olan ekillerde de kendi nmzde bir yn engeller karp kendi kendimize problem karyoruz. Bu bahis zerinde dururken zarur olarak bir mesele ile karlayoruz. Bu da Hadisi erifi inkar etmek gafletidir Bazlar, Hadisi erifler hakknda zihinleri pheye sokmak yolunu tutarlar. Hadisi eriflerin hccet ve kanun kayna olmasna itiraz ederler. te bu yzden bu noktay eletirmek, bu hususu etraflca aklamak ve meselenin doru eklini ortaya koymak gerekiyor. slm'da, devlet nizam hakknda Hadisi eriflerden baka aydnlatc ve ak bir formln ortaya konamyaca bir gerektir. Muhterem Mellifin bu husustaki muhtelif yazlarn bir araya getirip bir dzene koyduk. Dipnotlarda da bunlarn nerelerde ve ne zaman kaydedilmi olduklarn belirttik. Hazrlayc
488

489

SLM ANAYASASININ VE KANUNLARININ KAYNAKLARI

islm'da hkmet nizam yle bir kurulutur ki, bu siyas kuvvetin temeli ve memleket dzenimin esas lh Hkimiyet ve Nbvvet gereklerine dayanan hilfet'e (Hilfet l minhc in nbvve) dayanr. slm, btn kanun ve nizamlarn bu noktaya dayandn ve bu noktann kapsam dahilinde yrtleceini bildirir. Bu gn, dnyann her neresinde byle bir hkmet kurulmaya kalklrsa, bu hkmetin ekli, alma sistemi, memleket nizam bakmndan dayanaca kanun kaynaklar iin, bir ka nemli hususun gznnde bulundurulmas gerekir. Bu belli kaynaklar, Kur'an- Kerim, Snnet-i Resulullah Sallallah Aleyhi ve Sellem, Hlefa-i Raidn'in teaml ve Mctehid-i mmet'in ileri ne ekilde zmlediklerine dair verdikleri rneklerdir. slmn yazl olmayan ve kt zerine gememi bulunan Devlet Anayasas bu drt kaynaktan alnmaktadr. Bunlar tetkik edip

gzden geirdiimiz zaman islm Hkmetinin ekli ve bu hkmetin mahiyetine ait bir harita nmze serilmi olacaktr. Uslde, klliyatta, ahkmda, hadiselerde, bizim dayandmz esaslar bu drt kaynaktr. slm Devletinin Anayasas da bu drt deimez kaynaktan alnmtr. 1. KUR'AN-I KERiM. slm Hkmeti Anayasasnn drt esas kaynandan birincisi, en nemlisi ve en bata geleni Kur'an- Kerim'dir. slm stlahnda1[72] "Kitab" dendii zaman, Hak Taal'nn, kullarna hidayet olmak zere, Resul vastasiyle gndermi bulunduu Kitab demektir. Mefhum bakmndan bu kitab, resm bildiri (Oficial Version) veya slm stlahna gre "lh Kelm" dr. Bu resm beyan halka iletmek ve aklayp anlatmak ve amel olarak tatbikini temin etmek iin de Peygamber gnderilmitir. Allahn snneti ise Hak Taal'nn, Peygamber vasitasiyle kullara retmek istedii hususlardr ki, bu mevzularn ince meselelerini ve usullerini Peygamberin kalbine indirmitir. Vahiy yolu ile bildirilen
1[72]

"slm medeniyet ve bunun usul ve mebdeleri" isimli eserden alnd.


491

bu lh emirlerin ne szlerinde ne de mnalarnda, her ikisinde de Peygamberin ahsna ait ne akl, ne dnce, ne fikir, ne irade ne de isteinin en ufak bir mdahalesi olmaktadr. Peygamber ise, bu kelm iin ancak ok emin bir emaneti mevkiindedir. lhi bir postac hviyetinde olup, Hak Taal tarafndan ald emaneti Hak Taalnn kullarna ulatrmaktan baka bir vazifesi yoktur. Ayn zamanda Hak Taal'nn bahetmi olduu ilim, basiret ve derin anlayla bu yce Kelm'n mnalarn ve mefhumlarn erh ve beyan eder. Bahsi geen lah usuller zerinde ahlk, muaeret, medeniyet ve toplu yaama nizamlarn gerekletirir. Kendi yaad ve telkin ettii pk ve temiz ahlk ile halkn dncesinde, fikir hayatnda gerek bir inklap vcuda getirir. Fenalklardan kanma, manev temizlik ve nefisle mcadele gibi gerek insanlarn sfatlar olan deerleri halkn ruhuna yerletirir. Bu amel ve fazilet rnei rehberlikle halk yle bir ekilde yetitirip gelitirir ki, yeni bir camia (Socety) yeni bir zihniyet, yeni bir fikir ve dnce sistemi, yeni bir rf ve det, yeni bir kanun ve nizam ortaya km olur. Sonra, Peygamber bu halk Allah'n kitab ve yine ayn kaynaktan doan Snneti ile yetitirir. Ve kendilerinin rnek ahlakn evresine iler. Bu ekilde Peygamberin yetitirmi olduu bir cemaat
492

vcuda gelir. lh bilgi, ahlk ve akla tezyin edilmi bu topluluk, kendilerinden sonra, gelecek olan nesillere hidayet mealesini yakmak iin alp giderler. Kur'an- Kerim, Hak Taal tarafndan indirilmi bulunan semav kitaplarn en sonuncusu ve en mkemmelidir. Mslmanlar, btn bu lh kitaplarn hepsine birden iman etmelidirler. Fakat bu kitaplar iinde, hidayet kanunu ve yaay nizam olmak bakmndan yalnz Kur'an- Kerim'e ittiba uyulur Ve yalnz Kur'an- Kerim'e ballk esas ve zarurdir. unu da iyi biliyoruz ki, fiili olarak uymann ve bal bulunmann hududu nereden balarsa, o noktada dier kitaplarn hkmlerinden alkay kesmek icabeder. Yalnz Kur'an- Kerime balanmak ve ona tabi olmak ve kendimiz iin yalnz bu kitab hidayet kayna ve delili (Authority) bilmemiz lzmdr. Bunun da bir ka sebebi vardr: 1. Kur'an- Kerim'in mukaddes szleri ve kelimeleri noktas noktasna, Hazreti Resulullah Sallallah aleyhi ve Sellem'in beyan buyurduklar gibi aynen ve harfiyen korunmutur. En ufak bir deiiklie uramamtr. ilk gnden itibaren yzlerce, binlerce hatta on binlerce insan tarafndan, hi ara verilmeksizin, olduu gibi renilip, ezberlenip okuya gelinmitir. Yz binlerce ve milyonlarca nsan da her gn bu kitab yazl
493

nshalarndan okumaktadrlar. Kitabn yazl eklini aynen muhafaza etmeye almaktadrlar. Bu kitabn cmlelerinde, ibarelerinde, hatta kelime ve harflerinde bile zerre kadar ihtilaf olmamasna dikkat edilmitir. Bundan dolay artk bu hususta hibir ek ve pheye yer yoktur. Hazreti Resul Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, Kur'an- Kerimi kendi saadet devirlerinde Arapa dilinde nasl duyurmu ise, bu gne kadar btn dnyada, dnyann her tarafnda, ihtilafsz olarak yaylm bulunmaktadr. Dnyann en uzak yerlerine kadar yaylm olan, yeryzndeki bu tek lh ikitap, ilk vahyedildii tazelii ve asliyeti muhafaza etmektedir. 2. Kur'an- Kerim'in indirilmi olduu dil, Arapadr. Arapa ise yaayan bir dildir. Ak ve ebed bir lisandr. Kur'an- Kerim, indirildii zaman ise, en ileri gelen edeb bir dildi. Bu yce-kitabn mna ve mef-humlarn anlamak hususunda l dillerde ekilen zorluklara, klfetlere ve zahmetlere katiyyen rastlanmaz. 3. Tamamen haktr ve bandan sonuna kadar, ilahi retiden ibarettir. Bu kitapta herhangi bir ekilde, insan cazibeler, nefsan istekler, mill veya kabile ve airetlere ait garazlar, cahilane sapklklar ve aibeler yol bulamamtr. Bu kitapta, lh kelma her hangi bir ekilde katiyyen zerre kadar insan
494

kelm karmam ve kartrlmamtr. 4. Bu kitap mkemmel ve cam bir kitap olarak, btn hakikatleri, maarifi, hayrat ve salihat bir araya toplamtr. Kendisinden nce nazil klnm bulunan semav kitaplarn da btn hakikatlerini, maarifini, hayrat ve salihatn ihtiva etmektedir. Ve yle bir cami kitaptr ki, insan bu kitab gznnde bulundurduu zaman kendi, kendisini dier semav kitaplar gznne almaktan ihtiyacn hissetmez. 5. Bu kitap, Rabbani Hidyetlerin ve lh retinin en son kitabdr: (Latest Edision). Birtakm zel durumlarda baz kitaplarda gsterilmi olan baz hidyetler de Kur'an ile aklanm olup, nceki kitaplarda bulunmayan baz hidayetler ilve edilerek bazs da deitirilip daha mkemmeli konmutur. "Biz bir ayetin hkmn baka bir ayetle deitirir ve yahut unutturursak elbette ki, ondan daha iyisini veya onun gibisini gndeririz. Allah'n her eye kadir olduunu acaba bilmez misiniz?" (El Bakara: 106). Bundan dolay, herhangi bir kimse, ata ve babasnn yoluna deil de lh yola girip lh hidayete uymak isterse, elbette ki, bu kitaplar dizisinin yeni basksndan, son nshasndan istifade etmesi icabeder. Bu yeni nsha ve
495

emsalsiz hccet de yine Kur'an'dr. Ondan evvelki kitaplar deildir. te bunun iindir ki, slm, bundan evvelki kitaplara, uymaktan ve onlara bal bulunmaktan alkay keserek yalnz Kur'an- Kerime uyarak, yalnz Kur'an'a bal bulunmay emretmitir. Btn dnya halkna da, Kur'an'a balanmay ve bu kitab tek kanun olarak kabul etmeye armtr. Mslmanlar iin de bu kitap ilk ve temel hidayet kayna olarak kararlatrlmtr. "Biz sana kitab hak ile nazil kldk ki, bununla halk arasnda Allah'n sana gsterdii gibi hkm veresin." (Nisa: 105). "O'na (Neb'ye) iman edenler, O'na hrmet gsteren ler, yardn edenler ve O'nunla azil klnm bulunan nr'a tab olanlar, ite felah bulan kimselerdir." (A'rf: 157) "Allah'n nazil klm bulunduu ile hkm vermeyen byleleri, kafirdirler... Byleleri zlimdirler... Byleleri fsktrlar." (El Mide: 44, 45, 47). 2[73] te grlyor ki, Hak Taal'nn nazil klm bulunduu kanuna gre hkm vermeyen kimseler yine Hak Taal tarafndan ayr sfatla cezalandrlm olmaktadrlar.
2[73]

Tefhim - l - Kur'an, Cild: 1, Sahife: 475 476.


496

Birincisi, bylelerinin kfir olulardr. kincisi bu gruhun zlim olulardr. ncs ise bylelerinin fask olduklardr. Bu yet-i kerimeden kesin olarak u mesele ortaya kmaktadr: Kim olursa olsun, Allah'n kanununu ve yahut da O'nun hkmlerini bir tarafa brakarak, kendisinin veya baka insanlarn uydurduklar kanunlar ve hkmler zerine ilerini hal etme yoluna giderse, o zaman byk su ilemi olur. Birincisi, lh Hkmleri inkr etmekle, Hak Taal'y da inkr etmi saylacandan byle bir fiil kfrden baka bir ey deildir. kincisi, yaplan bu i adalet ve insafn aksine olduundan nitekim en doru ve en sahih adalet, lhi adaletten baka bir adalet olamyacandan O'nun hkmn bir tarafa brakarak uydurma hkm vermek dorudan doruya zulmdr. ncs ise, insan kul olmak hasebiyle kendi efendisinin ve kendi malikinin koymu bulunduu kanun ve nizamdan dnp de kendisinin yahut da baka insanlarn uydurup ortaya atm bulunduklar kanunlar icra etmee kalkarsa, hakikatte kulluk ve itaat dairesinin dna km olacandan bu i de fsktr. te, bu kfr, bu zulm, bu fsk kendi eitleri bakmndan hakikatte her de Hak Taal'nn hkmnden ayrlmak, O'nun emrinden kanmak demektir. Her nerede, Hak Taal'nn hkmne kar gelmek varsa,
497

bu eyin orada bulunmamasna imkn yoktur. Pek tabi olarak, kanmann, kar gelmenin, derecesine ve yerine gre bu crmlerin farklar ve dereceleri vardr. Mslmanlar iin3[74] asl kaynak ve hccet Kur'an- Kerim'dir. Kur'an- Kerim'e muhalif bulunan her ey kesin olarak bilinmelidir ki, tbi olunacak, balanlacak eylerden deildir. "Rabbnzdan size indirilmi bulunana tbi olunuz. Ve O'ndan baka koruyucu edinip tbi olmayn." (A'rf: 3) Kur'an- Kerim hkmlerinde ve onun tliminde kimsenin hatta peygamberin kendisinin bile kat'iyyen deitirme, tayir ve tebdil etme hakk yoktur. "Syle (Ey peygamber) ben bunu istediim gibi deitiremem. Ancak bana vahyolunana tbi olmak zorundaym. Elbette ki ben Rabbma isyan etmekle byk gnn azabndan korkarm." (Yunus: 15) Kur'an- Kerim, slm hkmetin ilk ve en bata gelen kaynadr. Onda Hak Taal'nn ahkm ve buyruklar vardr. Bu
3[74]

"slm medeniyetin usul ve mebdeleri"isimli eserden alnd.


498

ahkm ve buyruklar, insanlarn btn yaaylarnda onlara bir rnek tekil eder. Eksiksiz olarak hayatn her dal iin muteber ve geerlidir. Burada yalnz mnferid ahlk dersi verilmemitir. Sosyal yaayn (Social life) her cephesinin slah ve tanzimi iin hidayet yolu gsterilmitir. Kesin hkmler konmutur. te bu itibarla slm hkmeti kurulaca zaman hangi esaslar zerine bina edilecei de anlatlmtr.

499

2. SNNET- RESLULLH4[75] kinci kaynak5[76] Resul Ekremin snnetidir. Malumdur ki, Neb Sallallah aleyhi ve Sellem Kur'an- Ke-rim'in hidayeti altnda ve koyduu usul gereince, islm, Arap lkesinde geerli klmtr. slrn tasavvuru amel olarak ortaya koymutur. Bu tasavvur gereince bir camia tekil etmitir. Bu camiay tanzim ederek bir devlet kurmutur. Bu devletin muhtelif ubelerini ortaya karm ve bunlarn plnlarn izmitir. Bu ilerin Snneti Reslullh olduu elbette ki malmdur. Bunlarn yardm ile Kur'an- Kerimin hidayetleri belirmitir. Ve Kur'an- Kerim'in bu hidayet altnda bu ilerin amel vaziyetleri tatbik sahasna girmitir. te bu dsturu gznnde bulundurarak, biz de slm dsturun (kanun) son eklini (Precedents) dikkate alp bu dstur rivayetlere (Convensions of the Constitution) ok byk meseleleri halletmi bulunuyoruz. Buna gre, bizim kabul ettiimiz kanun iin, Snnet ikinci mhim kaynaktr. Fakat maalesef bu hususun ehemmiyetini kmsemek iin, bir zmre bunun kanun
4[75] 5[76]

slm Anayasann temelleri. Sahife, 5 Bu hususta detayl bahis iin bak: Snnetin Dstur olma hususiyeti. Tefhimat, cild: I ve Tefhimat Cild: III.
500

Hccet (Legol Sanction) olmasn nlemek istemektedirler. Bu kimseler bu hususun ehemmiyetini yalnz inkr etmekle kalmyorlar, ayn zamanda kamuoyunu da bu esasa kar gelmek iin hazrlyorlar. Bu bakmdan, biz burada Snnetin asla. vazgeilemiyecek bir Hccet (delil) olduunu aklamak zorunda bulunuyoruz. te bu6[77] bir tarih hakikattir ki, Neb Sallallah aleyhi ve Sellem'e nbvvet verildikten sonra, kendilerine Hak Taal tarafndan Kur'an- Kerim nazil oldu. Fakat i Kur'an- Kerim'in nzul ile kalmad. Dnya apnda bir rehberlii temsil eden bir islm topluluu meydana getirildi. Yeni bir medeniyet nizam ortaya kp yeni bir rejim ile hkmet olutu. imdi ortaya yle bir sual kmaktadr: Hazret-i Muhammed Sallallah aleyhi ve Sellem Kur'an- Kerim'i elde ettikten sonra baka ne gibi iler yapmtr? Nasl bir nizam meydana getirmitir? Acaba sadece Peygamberlik vasf ile dier peygamberler gibi Kur'an- Kerim'de bahsedilen Hakkn rzasn talep etmekten
6[77]

Milletler aras slm toplantlarda okunan bu makaleye itirazlar olmutur. Bunlarn cevabnda Tercman - l -Kur'an. Ocak 1958 de stadn yazlar neredilmitir. Bundan baka "Snnet ki yini haysiyet": Snnetin dstur olma hususiyeti, isimli makaleden'de buraya alnt yaptk.
501

baka bir ey yapm mdr? Yoksa peygamberlik hususiyeti gereince Kur'an- Kerim'i duyurduktan sonra i bitmi midir? Acaba Kur'an- Kerimin retisine bal olarak kendi sz ve fiilini, Mslmanlar iin bir dayanak ve bir delil olarak koymu mudur, yoksa koymam mdr? Birinci kk kabul edersek, Snnetin de Kur'an- Kerim'le birlikte dayanak ve delil olduuna inanmaktan baka aremiz yoktur. kinci hususu kabul edersek, Snneti de ayr bir kanun ve bir nizam olarak kabul etmemiz gerekir. Baka bir ekil olamaz ve olmasna da imkn yoktur. Kur'an- Kerime ait bulunan hususlarda u husus tamamen aktr ki, Hazret-i Muhammed sallallah aley-hi ve sellem yalnz mektup datan postac hkmnde deildir. O, Hak Taal tarafndan gnderilmi bulunan bir rehber, bir hkim ve bir muallimdir. Bundan dolay ona itaat etmek, onun yolundan gitmek Mslmanlara farz ve elzemdir. O'nun yaay btn iman ehlf iin bir rnek ve bir nmunedir. Her hususta ve her ynde "memurun minallah" tr. Mekkede iken slm kabul edenler arasnda kendilerini bir Lider olarak ortaya atmad. Nez billah bu liderlik mansbn da ortaya koymak istemedi. Byle olsayd Medineye hicret etmezlerdi. Medineye yerletikten
502

sonra, orada bir islm hkmeti kurdular. nk emir byle idi. O zaman Muhacirler ve Ansar ile muhtelif mevzularda maverede bulundu. Muhacirler ile Ansar slm hkmeti kurulunca Hazret-i Resul Ekrem Muhammed Mustafa Sallallah aleyhi ve Sellemi kurulmu oran devletin basna getirdiler O'nu memleket idaresinin bakan (Sadr), umum kad (Genel hkim) ve ordularn bakumandan olmasn istediler. Kur'an- Kerim, Zat Saadetlerinin btn bu hususiyetlerinin hududunu ve lsn tayin etmitir. Mansb nbvvetin yan banda bunlara da yer vermitir. u noktaya da dikkat etmek gerekir ki, aklca kabul edilen bu husus yani bir peygamberin yalnz ve sadece Allahn Kelmn okumaktan baka vazifesi olmayp bundan baka daha birok ileri de olduunu inkr etmek mmkn deildir. Bir peygamber Allahn kelmn duyurduu mddete peygamberlik vasfn haizdir. Bunun dnda alelade bir insandr. Alelade insanlar gibi hareket eder. Byle olmakla beraber yine kendileri bizatihi insanlar iin bir rnek ve bir numune insandr, slmn bandan gnmze kadar mslmanlar arasnda ittifakla Hazret-i Muhammed sallallah aleyhi ve sellemin en mkemmel bir rnek ve bir emsalsiz numune olduu kabul edilmitir. Her zaman ve meknda ittiba edilmesi vacip ve itaat
503

edilmesi farz olarak inanlmtr. O'nun emirlerine uymann ve nehyettiklerinden (yasakladklarndan) uzaklamann bir saadet vesilesi olduuna can gnlden inanlmtr. Hatt herhangi bir gayr -mslim lim bir kimse bile, Mslmanlarn peygamberlerinin daima emir ve (yasaklarna) nehyine inandklarn ve onun Snnetini kendilerine rnek aldklarn inkr edemez. Ve hatt bu gayr mslimler bile slmm ikinci kaynann Kur'an- Kerim'den sonra Resul Ekremin Snneti olduuna kanaat getirmilerdir. imdi hi bir kimse kalkp da itiraz edemez ki, slm kanunlarnn esas ve slm nizamnn temeli Snnetin haricinden baka bir eye dayanr. imdi yle bir ey dnmek imkansz bir ey oluyor: Resul Ekrem sadece Kur'an- Kerimi okumak ve okutmakla kalm ve Kur'an'n tlimini (retisini) kendi davranlarna rnek tutmamtr. Belki Kur'an- Kerim 'in tlimini kendi davranlarna rnek tutmakla ancak peygamberlik vazifesini tamamlamtr. Buna gre Zat- Saadetlerinin tavr ve hareketlerinin bir btn olarak. Kur'an- Kerimin amel cephesinden baka bir ey olmadna kanaat getirmek icabediyor. Birinci ekil dnlrse, o zaman Hazret-i Resul Ekremin mbarek szleri islm'n kendisinden baka bir ey olamaz. kinci ekle gre dndmz zaman, Fahri
504

Kinat Efendimizin, o byk dvasn Kur'an Kerim ile ispat etmi olduu anlalr. Kur'an- Kerim, Zat- Saadetlerinin mevkisini tayin etmi ve Rislet vazifesini nasl yapacan da bildirmitir. A. retmen ve eitici olmak bakmndan Resuln vasf. Kurlan- Kerim'de7[78] drt yerde Neb sallalah aleyhi ve sellemin Peygamberlik grevinin aklanmas hakknda beyan vardr: "Hatrlayn: ibrahim ile ismail, Beyt'in temellerini ykseltiyorlard... (Onlar yle dua ediyorlard)... Y Rabbi bunlar arasndan kendileri iin bir Resul gnder ki, Kitab, hikmeti retip onlar temizlesin." (El Bakara:, 127 - 129). "Nitekim iinizden size bir Resul gnderdik ki, size bizim yetlerimizi okur ve sizi temizler ve size kitab ve hikmeti retir, hem de szin bilmediiniz eyleri size retir." (El - Bakara, 151) "Allah mminlere, kendilerinden bir Resul gndermekle ihsan. Bu Resul onlara
7[78]

"Snnet ki ayini haysiyet: Snnetin dstur olma hususiyeti" isimli eserden iktibas edilmitir. Sahife: 74 85.
505

O'nun yetlerini okur ve onlar temizler ve onlara Kitab ve hikmeti retir." (Al-i mran: 164) "O, yle bir kimsedir ki, mmler (okuma yazma bilmeyenler) arasndan onlar iin bir Resul gnderdi. (Bu Resul) onlara O'nun yetlerini okur ve onlar temizler ve kendilerine kitab ve hikmeti retir." (El - Cum'a: 2) Bu yet-i kerimelerde sk sk tekrarlanp bildirilmi olan u mesele vardr: Hak Taal kendi Resuln sadece Kur'an- Kerimin yetlerini duyurmak iin gndermemitir. Belki bir peygamberin gnrilmesinin maksad vardr. Birincisi: Zt- Saadetleri halka kitab retir. kincisi: Kitabn derin mnalarn aklayarak hikmeti de retir. ncs: Zat Risaletpenahileri, halkn itima ve ferdi fenalklarn ve ktlklerini ortadan kaldrp bunlarn yerine onlar slmn gzel ve yksek ahlk donatr. Ve ayn zamanda Hak Nizamn gerekletirerek, stn ve shhatli cemiyet dzenini meydana getirir. u da ak bir husustur ki, kitap ve hikmet retmek, Kur'an- Kerimin szlerini duyurmaktan baka bir itir. Yoksa byle olmasayd bir de Kitabn ve hikmet'in re506

tilmesinden bahsedilmesine lzum yoktu. Yalnz teblile deil ayn zamanda fiil ve tatbiki olarak hareket etmek, deimez bir kuraldr. Aksi takdirde, terbiye etmek ve temizlemek gibi kelimeler kullanlmazd. yet-i Kerime gayet ak bir ekilde Zat- Saadetlerine retmenlik Ve eitimcilik grevinin verildiive bu islerle de vazifeli bulunduklarn bildirmektedir. imdi nasl olur da Kur'an- Kerimin bu kadar ak ve mkerrer beyanlarna ramen, bir kimse kalkp da bu iki eyin yani retmenlik ve eitimciliin risaletin bir paras olmadn sylemeye cesaret eder? Ve Hazret-i Re-sul Ekrem Sallallah aleyhi ve Sellem'in bu iler iin grevlendirilmediini, kendi ahs dncesine gre byle hareket ettii iddiasnda bulunabilir? Bu gibi sapk fikirleri kabul edemiyeceimize gre, Kur'an- Kerimin szlerini duyurmakla beraber Zat Saadetlerinin beyan buyurduklar szlerin de kitab retmek ve hikmeti retmek iin olduu aktr. Zat Risaletpenahilerinin yce hal ve harektndan fertlerin ve itima ktlelerin Huzuru Saadette terbiye olmalar lzmdr. Peygamberimizin mukaddes snnetinin Allah terefndan olduunu kabul eylemek ve boyun emek bir iman ve bir vicdan borcudur. Yoksa bu gerekleri kabul etmeyip, inkr yoluna gitmek, risaletin kendisini kabul etmemeye denk bir kfr
507

deil midir? B. Resuln kitab aklayc vasf. Nahl suresinde Hak Taal buyurmutur: "(Ey Peygamber) Biz sana hatrlatmay (zikr) da rettik ki, nazil klnm bulunan halkn kendilerine aklam olasn." (Nahl: 44). Bu yeti kerimeden apak bir ekilde anlalyor ki, Neb sallallah aleyhi ve selleme emanet edilmi olan kutsal vazifelerden biri de Kur'an- Kerim'deki Hak Taalnn insanlk iin emir buyurduu yce kanunlar ve hidayetleri aklamaktr. Herhangi bir akl sahibi olan kimse dahi anlar ki, bir sz anlatmak veya bir kitab retmek sadece bu szlerin tekrarlanmas ile mmkn olmaz. Mukaddes kitabn aklanmas ve anlatlmas bir ihtiya ve bir zarurettir. Aklamak ve anlatmak bir ihtiya ve bir zaruret olunca, bu vazifeyi yerine getiren kimse, bu kitapta ifade edilen yksek ve derin manal mefhumlar aklayacak ve baz szler ilve edecek ve bu manalar yepyeni kelimelerle anlatacaktr. Ancak bu ekilde kitabn mahiyeti daha iyi anlalabilir. Hatta kitapta amel (pratik) olarak gsterilmesi gereken konular olursa, kitab aklamakla vazifeli klnm olan kimse, bu hususlar bizzat amel olarak gstermek (Practical
508

Demonstration) yolunu seecektir. Byle bir usul uygulama alanna koymak suretiyle kitabn mefhumu en gzel bir tarzda anlatlm olur. Eer bu ekilde bir usule mracaat edilmemi olsayd kitabn yksek ve derin manal mefhumunu anlamayanlar boyuna sual sormak zorunda kalacaklard. imdi yle bir mesele de kendini hissettirmektedir. Acaba Kur'an- Kerimin szlerini ve mefhumunu aklamak ve anlatmak hususunu Zat Saadetleri kendi ihtiyarlar ve ahs arzularna gre mi yerine getiriyorlard? Yoksa Hak Taal, Zat Saadetlerine bu mevzuda ayr bir talimat m vermiti? Bu noktada gryoruz ki, Hak Taal, kendi Resulne kitap indirmekteki maksadn aklarken, Resuln kendi dnce ve fiil ile aklama yapmasnn lzm geldiini bildirmitir. ayet, byle olmasayd Zat Saadetlerinin Kur'an- Kerimi anlatma ve aklama hususiyetleri, kendilerinin peygamberlik grevinden ayr tutulur muydu? Zat Saadetleri de vahyolunan Kur'an- Kerim yetlerini tefsir etmekten ve her trl aklamaktan saknp ekinmezler miydi? imdi bu gerei kabul etmekten uzaklamak acaba risaleti kabul etmemekten baka ne ile izah edilebilir?
509

C. Resl'n nderlik vasf ve rnek olma hususiyeti. Al-i mran suresinde Hak Taal buyurmulardr ki: "(Ey Peygamber) Syle: Siz Allah severseniz bana uyun ki, Allah da sizi sevsin... Syle: Allaha itaat ediniz ve Resule de... Eer dnerseniz elbette ki Allah kafirleri sevmez." (Al-i mran: 31 - 32). Sure-i Azab'da da yle buyurulmutur: Elbette ki, sizlerden Allah ve Ahiret gnn isteyen kimselere Resulullah'da en gzel rnek vardr. (Ahzab: 21) Bu iki aziz yet-i kerimenin her ikisinde de Hak Taal kendi Resulnn nder edinilmesini ve rnek alnmas gereken en mkemmel bir insan olduunu bildirmitir. Resule candan ve gnlden balanmay emrediyor. Yalnz O'nun yaaynn rnek alnmas isteniyor. Gayet ak bir ekilde anlatlyor ki, Cenab Hakkn bizden midini kesecei ekilde hareket etmi olmayalm. Hak sevgisini kazanmak isteyenler iin yapacak baka bir i kalmasn, deniyor. Bu lh teblie kar gelmelerin cezas da kfr damgas ile damgalanmaktan baka bir ey olmad bildiriliyor. imdi buyurun bakalm, Zat Risaletpenahileri kendi kendilerine mi
510

nder ve rehber olmulardr? Yoksa Hak Taal m O'nu bu makama karp nder ve rehber klmtr? Eer Kur'an- Kerimin bu apak ve asla phe kabul etmez emirlerini gznne alarak Zat Saadetlerinin Hak Taal tarafndan btn insanla nder tayin edildiini kabul gerekirse, pek tabiidir ki, Onun her trl hal ve hareketine uymamz gerekir ve yine O sevgili peygamberin yaayn rnek yaay diye kalbimize naketmemiz lzmdr. Bu gneten daha belirgin hakikat nasl inkar edilir ve nasl kabul edilmek istenmez? imdi yle bir iddiada bulunmann ne kadar akl ve feraset d bir anlay olduunu syliyebiliriz: "Resul rnek edinmek Kur'an- Kerimi rnek edinmek deildir." Byle idrk ve iman d bir ey szkonusu olsayd, Kur'an- Kerim'de "Fe'ttebi'niy": (bana tabi olunuz) "Fe'ttebi'u'l - Kur'na: (Kur'ana tabi olunuz) yerine dedi. te bunun iindir ki, Resulullah sallallah aleyhi ve sellemin yaay en gzel rnekdir diyen Allah kelmndan baka hangi mna geerli ve sahih olabilir? D. Resl'n teri (kanun koyma) vasf. A'raf suresinde Hak Taal, Peygamberi
511

sallalah aleyhi ve sellem hakknda buyurmutur ki: "Onlar doru yola gtrr, eri yoldan men eder, kendilerine teiniz eyleri hell klar. Ve yine kendlerine pis (habis) eyleri haram eder. Srtlanndaki ar ykleri kaldrr ve zincirlerini krar." (Araf: 157) Bu yet-i kerimeden anlaldna gre, Hak Taal, ak olarak, Neb sallallah aleyhi ve selleme teri yetkisi (kanun koyma hakk) (Legistatice Powers) vermitir. Allah tarafndan emir ve yasak, hell ve haram klmak yalnz ve sadece Kur'an- Kerimde bildirilenler kadar deildir. O aziz peygamber, Kur'an- Kerimin nda haram ve helli tayin etmitir. O'nun hkm verdii ve yahut da yasaklad eyleri de Allah Taalnn kendisine vermi olduu yetkilerle yapmtr. Bu bakmdan, Snneti Seniye de ilh Kanunun br parasdr. Bu husus Har suresinde daha ak ve daha kesin bir ekilde belirtilmitir: "Size gnderilmi (verilmi) bulunan Resul kabul edin, sarln ve O'nun yasaklad eylere de son verin. Allahtan da korkun (ekinin) Elbette ki Allah iddetli azab edendir." (El Har: 7)
512

Bu iki yet-i kerime zerinde dnrsek hibir zaman ve hibir ekilde, Kur'an- Kerimin tamamiyle hell ve haram emr ve nehyi beyan ettii neticesine varamayz. Byle bir ifade Kur'an- Kerimin tevilidir de diyemeyiz. Belki bu Allah kelmnn bir izahdr. Allah Taal emr ve nehy, hell ve haram hususunda Resulnn ef'lini btn insanlk iin bir ve bir l klmtr. Her hususu olanca teferruatiyle Kur'an- Kerimde beyan buyurmamtr. Bu esas bilinen bir gerek olduuna gre bir insan kalkp da nasl o byk ve emsali olmayan peygamber iin, hata ve yanl isnadnda bulunabilir? Bu irkin ve sefil iddia aslnda Allahu Taal'ya yneltilmi olmaz m? Ve hele Allahu Taal unutmu da Resulullah bu usulleri kendiliinden yapmtr denebilir mi? E. Allah Resulnn Hakimlik (yarglk) vasf. Kur'an- Kerim bir yerde deil, birok yerde ve gayet ak olarak, Neb sallallah aleyhi ve sellemin hakimlik yapmasn beyan etmitir. Misl olarak bir ka yeti kerimeyi gzden geirelim: "te, biz sana Kitab hak ile gnderdik ki, bu Kitapla Allahn sana gsterdii gibi, halk arasnda hkm veresin." (Nisa: 105)
513

"(Y Muhammed) ve syle, Allahn nzil kln bulunduu kitaba imn eyledim. Sizin aranzda da adaleti yayaym diye emir aldm." (E ra: 15) "Onlara ne zaman "Allahn nazil klm bulunduuna ve Resl'e gelin" dense mnafklarn senden yle bir ekilip uzaklatklarn grrsn ki..." (Nisa: 61) "Hayr Senin Rabbna and olsun ki, onlar aralarnda kan anlamamazlkta seni hakem klp verdiin hkmlere hi bir ekilde sklmadan, tam bir itaatle sana balanmadka iman etmi olmayacaklar." (Nisa: 65) Bu ayet-i kerimelerden ak olarak anlalyor ki Nebi sallalah aleyhi ve sellem, kendiliinden ortaya km yahut da mslmanlar tarafndan seilmi bir hakim durumunda deildir. Bir mmin, Allah Resulnn tebli ettii Risalete inand gibi o yce peygamberin hkim olduuna da iman etmesi gerekir. Bu ekildeki bir itikat, mann en mhim bir ubesi ve ayrlmaz bir parasdr. Bu ekilde man edilmedike, mkemmel bir itikata sahip olunmas imknszdr. Allah Resulne kar niin ve neden demeden itaatte bulunmak ise farzdr. Drdnc ayeti kerimede "Allahn nazil
514

klm bulunduu Kur'an" ve "Resul" den ayr ayr kelimelerle aka sz edilmektedir. Buradan da kesin olarak anlalyor ki, bu iki ey ayr ayr ve mstakil olarak birer kaynaktrlar. Birincisi Kur'an- Kerimdir ki, kanun olmak bakmndan bir kaynaktr. ikincisi de Resul ve hkim olmak bakmndan bir kaynaktr. Bunlarn herhangi birinden dnmek ve bunlarn herhangi birinden kar yz evirmek kfr gerektirir. Mmin olmaya engel olur. Son ayeti kerimede hi bir pheye yer brakmadan u gerek de bildirilmitir: Allah Resulnn hakimliini tam olarak ve en ufak bir itiraza kaplmadan kabul etmeyen kimse katiyyen mmin olamaz. Hatta Allah Resulnn vermi olduu hkmlerden bir kimsenin kalbi skld takdirde iman. sahibi olmu saylmaz. T ki iinden yani kalbinden bu olumsuz duyguyu kazyp atmadka... F. Allah Resulnn hkmdarlk, idarecilik ve amirlik vasf. Kur'an- Kerimde u husus dahi gayet belirli bir ekilde tekrar tekrar bildirilmitir: Nebi sallallah aleyhi ve sellem, Allah tarafndan tayin edilmi bir idareci ve bir amirdir. Bu vazife de Zat Saadetlerine riaalet ile birlikte verilmitir. "Hibir Resul gndermedik k, ancak,
515

Allahn izni ile kendisine itaat edile." (En Nisa: 64) "Her kim, Resl'e itaat etmi olursa elbette ki, Allaha da itaat etmitir." (En Nisa: 80) "te sana biat edip sarlanlar, muhakkak Allaha da biat edip sarlmlardr." (El Feth: 10) "Ey iman etmi bulunan kimseler: Allaha itaat ediniz, Resulne de itaat ediniz ve amellerinizi boa karmaynz." (Muhammed: 33) "Ne m'min bir erkee ne de m'min bir kadna u hak dmez ki, Allah ve O'nun Resul bir ite muhakeme yapp da hkm verdikten sonra itiraz etmi olsunlar. Her kim Allaha ve O'nun Resulne kar gelirse elbetteki apak bir dallete dm olur." (El Ahzab: 36) "Ey iman etmi olan kimseler! Allaha itaat ediniz ve O'nun Resulne de itaat ediniz. Ve kendi iinizden olan "ululemr" e de. Bir ey hakknda aranzda ihtilafa derseniz ve siz Allah ve ahiret gnne iman ediyorsanz, bunu Allaha ve O'nun Resulne havale ediniz." (En Nisa: 59) Bu yet-i kerimelerden aka anlalyor ki, Allah Resul kendi kendine ortaya kp
516

"ben idareciyim, ben hkimim, ben amirim" diyen bir lider deildir. Yahut da "halk beni seip bu makama getirmitir" diye iddia etsin: Gerek olarak, O, Allahu Taal tarafndan byle bir makama getirilip bu vazifeye tayin edilmitir. Bu ie de memur edilmitir. Onun bu hakimlii, bu idarecilii ve bu amirlii risaletinden ayr, risaletinin dnda bir ey deildir. O, Resul olunca, bu vazifeler de Allah tarafndan kendisine verildi. Allah tarafndan O'na itaat ve O'nun huzurunda boyun bkmek emri verilmitir. O'na itaat etmek aynen ve aslnda Allaha itaat etmektir. O'na biat etmek de aynen ve aslnda Allaha itaatetmek olur. O'na itaat etmemek ve kars gelmenin tek ve kesin manas, Allaha itaat etmemek ve Allaha kar gelmektir. Byle bir durumda insann her iledii amel gayr makbul olup Allah indinde bir kymet tamaz. Ayn zamanda, Ehl-i imana (Ehli imandan maksat btn mmet efrad ve mmetin bandaki idarecilerin hepsidir) kendi ilerinde ve muamelelerinde istedikleri gibi hareket edip ilerini kendi diledikleri ekilde halletmek hakk verilmemitir. Son yet-i kerime, u gerekleri de kesin olarak ortaya koymutur. Birbirini arka arkaya takip eden itaat iin hkm verilmitir: 1. Evvela ve bata Allahu Taalya itaat.
517

2. Bundan sonra Resul'e itaat. 3. Daha sonra da "ulul-emr'e" itaat. Bu cmlelerden ilk nce u nokta anlalr ki, Resul "ulul-emr"e dahil deildir. Belki Resuln derecesi ululemr'den daha stn ve ulul - emr'den ayrdr. Resuln derecesi Allahtan sonra ikinci gelmektedir. Bu mevzud'a nemli olan nokta udur: Ulul - emr ile bir ihtilf ve bir anlamazlk olabilir, fakat Allah Re-sul ile katiyyen ihtilaf karlamaz. Ve ayn zamanda ortaya km bulunan her husustaki ihtilafn halli iin iki merci vardr: Birincisi Hak Taal, ikincisi de Allah Resuldr. htilaf haledecek merci yalnz ve sadece Allah olsayd o zaman ayet-i kerimede bahsi geen "Resul" kelimesinin sylenmesine ne lzum vard ve bu ifadeden baka ne anlalabilir? Ayet-i kerimedeki "Allaha havale ediniz" emrinden ve "ihtilaflarnzda Allah merci tanynz" ifadesinden maksat da elbette ki Kur'an- Kerim'dir. Yani Allah Kitabndan baka bir ey deildir. "Resule havale ediniz, ihtilaflarnzda Resul merci tanynz" demekten maksat da Resul Ekremin, saadet asrndaki ulvi hayatlardr. Allah Resulnn ahrete teriflerinden bu yana bu merci ancak snnettir.8[79]
8[79]

ncelediimiz zaman greceiz ki, saadet devrinde


518

SNNETN KANUN KAYNAI OLMASI ZERNE MMETN CMAI Biz eer Kur'an- Kerime hakkiyle inanr da, kendi uydurduumuz fikir ve nazariyelerin bataklna saplanmazsak, o zaman greceiz ki, Kur'an- Kerim ak, kesin ve phe kabul etmez bir ekilde u gerekleri ortaya koymu bulunmaktadr: Allahn Resul, Sallallahu aleyhi ve sellem, btn bir insanla gnderilmi bulunan, bir Muallim, bir Mrebbi, (retmen ve
bile ok mhim ilerde, slmn ileri gelenleri tarafndan Allah Resulnn Snneti merci (kaynak) olarak tannm ve bir hadise karsnda Resul Ekremin ne ekilde hareket etmi olduklarna baklmtr. Resul Ekremin devri saadetlerinde islm hkmeti btn Arabistan yarmadasn idaresi altna almt. On milyonlarca mil karelik geni bir lkede her iin, her muamelenin ve her hususun, Zat Saadetlerinin kendilerine intikal ettirilmelerine (iletilmesine) imkn yoktu. Zat Saadetlerinin her ii ahsen ve mstakil olarak zmeleri mmkn deildi. O zaman da slam Hkmetinin valileri, idarecileri, amirleri memleketi idare ediyorlard. Kadlar, hakimler de slm olanca gzellii ile tatbik ediyorlard. Bu aziz kimseler iin de Kur'an- Kerimden sonra, ba vurulacak ikinci merci Allah Resulnn muazzez Snnetleri idi.
519

eitmen), bir nder, bir Lider, bir Rehber, Allah Kelmnn bir aklaycs, bir ari ve Kanun yapc (Law giver), bir Hakim, bir dareci ve mir, bir Bakumandan vasflarn da tamaktadr. Allah Resul bu vasflanr Kitab- Kerime istinaden Risaletin ayrlmaz bir paras olarak elde etmi bulunuyor. lah Kelmdaki bu apak grlen gerekler, Sahabe-i Kiram devrinden bu gne kadar btn mslmanlar tarafndan ittifakla kabul edilmi ve benimsenmitir. Buna gre, yukarda bahsedilen bu vasflar dairesinde Zat Saadetlerinin btn yapt iler, davran ve fiiller Kur'an- Kerimden sonra ikinci kanun kayna (Source of law) dr. Snnetin kanun kayna kabul edilmesinin kararlatrlm olmasndan sonra u soru meydana kar: Snneti belirtmek, ve bunu aa karmann usul nedir? Hangi vastalarla ve nelerle biz snneti elde edeceiz? Bu sualin cevab olarak, unu arz edeceim ki, bugn on drt asrdan bir eyrek kadar az bir zaman gemitir. Bu soru yalnz devrimizin mslmanlarna zg olmayp her devirde ayn soru sz konusu edilmitir. Bir buuk bin seneye yakn bir zaman nce Resulullaha Peygamberlik verilmitir. O zamandan gnmze kadar snnet nasl devam etmi ve braklmamtr? Bu hususta iki tarihi hakikat vardr:
520

1. Birincisi udur ki: Kur'an- Kerimin talimi ve Hazret-i Munammed Sallallahu aleyhi ve sellemin snneti zerine slama mahsus yaayn balad ilk gnden beri bu tlim ve bu usul gayet canl olarak gnmze kadar zincirleme devam edegelmi ve ayakta tutulmutur. Yaayta bir gn bile bu tarz tatbikatn aras kesilmemi ve kesintiye uramamtr. Btn slami ynetim ileri de buna. gre yrtlp gitmitir. Bugn, btn dnyada yaayan mslmanlar akidelerinde, dnce tarznda, fikirlerinde, ahlk ve detlerinde, ibadet ve muamelelerinde, yaay nazariyelerinde ve hayat yollarnda bu esas btn titizlii ile gznne alnmtr. Bu hususta baz ihtilaflar varsa da bunlar arasnda yine bir ahenk mevcuttur. Bu ekilde, btn yeryzne yaylm bulunan mslmanlar bir mmet olmak vasfn bu kopmaz ba sayesinde kazanmlardr. Bu geni camiann mmet olma temeli de yine bu cevher olmutur. Buradan u mesele de sabit oluyor ki, muaeret usul zerine yrrlkte olan bir snnet vardr. Bu snnet yzlerce senedenberi zincirleme bir ekilde devam ettirilmitir. Bu snnat kaybolmu bir ey deildir ki, biz onu aramak, bulmak ve elde etmek iin uraalm? Buna kavuabilmek iin karanlklarda urap didinelim? Yukarda geni olarak anlattmz gibi, Nebi Sallallahu aleyhi ve sellem, kendi devri
521

saadetlerinde mslmanlar iin, sadece bir vaiz, bir mrid ve bir tarikat eyhi deildi. Belki fiili olarak, islm cemaatn, yani slm mmetinin lideri, nderi, rehberi, yol gstericisi, amiri, idarecisi, hakimi, kanun koyucusus, terbiye edicisi, muallimi idi. Her ne ekilde olursa olsun, akide ve dnceden tutun da fiili yaayn btn noktalarna kadar, islm camiasn oluturan yalnz Zat Saadetleridir. Zat Risaletpenahilerinin bildirdikleri, rettikleri, kararlatrdklar usuller ve yollar zerine slm camias olumu bulunuyor. O yce peygamberin rettikleri sadece namaz, oru ve hac gibi ilere snrl deildir. Bunlar retmekle ii bitirmemilerdir. Mslnanlar da sadece vaaz dinlemek ve tlere kulak asmakla kalmamlardr. Vaaz dan sonra da mslmanlar kendi hallerine braklmamlardr. Halbuki gerek tamamen bakadr. Zat Saadetlerinin rettikleri namaz, derhal mescidlerde, camilerde bir cemaatin olumasna sebep olmu ve mslmanlar bu usul ayakta tutmulardr. Yine ayn ekilde evlenmek aile kurmak, talak ve miras hususlarna ait, Zat Saadetlerinin kararlatrdklar kanunlara, derhal mslman aileler uyarak, ilerini bu kanunlar zerine tanzim etmek yolunu tutmulardr. Al verite de Zat Risaletpenahilerinin kararlatrdklar slm iktisadna ait kanun
522

ve nizamlar, ar ve pazarda geerliilik kazanm, herkes tarafndan da benimsenmitir. Adl ilerde ve ihtilaflarn halledilmesinde Zat Saadetleri ne yapmlarsa islm hukukuna temel ve kaynak tekil etmi ve btn slm memleketlerinde tatbik edilmitir. Muharebelerde ve d devletlerle mnasebetlerde Zat Saadetlerinin tutumu devletleraras hukukun domasna sebebiyet vermitir. Hlsa, topyekn slm yaayta ve islmi hayat nizamnda o mukaddes peygamberin yaptklar ilerin her cephesinde nsanln Efendisinin Snneti'nin yrrlkte olduu grlmtr. Zat Saadetleri, Snnetini ya kendi devirlerinde tamamen yrrle koymular yahut da kendilerinden sonra bu snnet zerine kararlar verilmitir. Buna gre Zat Risaletpenahilerinin snneti islmn ayrlmaz bir paras olmutur. nk Allah Resul kendileri bu hususu slama bir cz yapmlardr. te Snnet diye bilinen malum ve genel geerlilii olan bu rf ve detlerdir ki, camiden iktisad hayata, adalet, hkmet daireleri, devletleraras hukuka kadar, mslmanlarn sosyal yaaylarnn btn ubelerinde Zat Saadetlerinin amel olarak baladklar iler kendilerinden sonra Hulefai Raidin tarafndan devam ettirilmi ve zamanmza kadar da sosyal hususlarda sre
523

getirilmitir. Son asra kadar da hi bir kesinti olmadan zincirleme srp gelmitir. Son zamanlarda bir kesinti olmusa da bu kesinti ancak hkmet, adalet, umum kanunlar ve idar ilerde olmutur ki, bu durum ileri karma kark bir hale getirmi ve iinden klmaz bir ekle sokmutur. Snnet hususunda, bir tarafta istinadl hadislerin rivayeti dier tarafdan da mtevatiren sregelen mmetin yapt iler ve tuttuu ameller vardr. Bunlarn her ikisi de birbirlerine uymakta ve mutabakat etmektedirler. 3. kinci tarihi gerek de udur ki, Nebi Sallallahu aley hi ve sellemin devri saadetlerinden sonra da her zaman mslmanlar u konu zerinde titizlikle durmulardr: Snnetin sabit bir halde tesbit edilebilmesi iin ok byk ilm almalar yaplm ve bu uurda byk gayretler sarfedilmitir. Burada bir de u husus vardr ki, yukarda bahsettiimiz belli ve genel geerlilii olan snnetler ile bilinen ve mutaaref snnetlerden baka dier baz snnetler de vardr. Bu ikinci ksm snnetler Zat Risatetpenahilerinin devri saadetlerinde pek bilinen ve genel geerlilii olmamlardr. Bunlar muhtelif zamanlarda, Zat Risaletpenahilerinin ihtilaflar hakkndaki zmleri, baz nasihatleri ve tleri, baz emir
524

ve nehiyleri, baz takrir ve beyanlar,9[80] msaadeleri, yahut da amelen gsterip duyurduklar eylerdir. Ancak baz zel kiiler bunlar biliyorlard. Umum halk bunlar bilmiyorlard. Bu snnetlere ait bilgiler, halk arasnda dalm bulunuyordu. mmet efrad Zat Saadetlerinin devrinden ve ahrete teriflerinden sonra bunlar toplamaya baladlar. Hemen ie koyulup o mbarek hadis-i erifleri islm lkelerinin drt bucandan topladlar. Nitekim, o zamandan beri, halifeler, idareciler, mirler, hkimler, mftler, hatta avam halk bile kendi ileri gerei bir ok meselelerle karlayorlard. Bu meseleleri ne ekilde deerlendireceklerini dnmeden nce, acaba Zat Saadetleri bu i hakknda ne gibi bir hkm vermitir diye titiz bir aratrmaya giriiyorlard. Eer byle bir emir ve hkm varsa ona gre hareket ediyorlard. Olmad takdirde ise o zaman dier arelere ba vuruyorlard. Yaanlan hayatn her ubesinde cereyan eden hadiseleri slma gre deerlendirmek
9[80]

eri stlahda Takrir, Zat Saadetlerinin huzurunda yaplan iler hakknda buyurduklar beyanat demektir. Baz eyleri caiz grmler bazsn da men etmilerdir. Dier manada ise "Takrir" herhangi bir eyi beyan etmektir.
525

ihtiyac, "Snnet" i aramay gerektirdi. Ve bu almalar Hadis ilminin domasna yol at. Bylelikle Snnet hakknda bilgisi olan kimseler aratrld. Byle bir bilgisi olan ahslar da bu bilgilerini bakalarna duyurmay ve bakalarn haberdar etmeyi kendilerine bir vazife bildiler. te bu i Hadis rivayetlerinin balangcn oluturdus. Hicretin 11 inci senesinden itibaren ie giriildi ve hicretin nc hatta drdnc yz ylna kadar bu almalar devam etti. slm leminin her tarafnda dank bir halde bulunan Hadisler topland. Bir araya getirildi. Hadis konularn dzenleyenler, her trl karklklar bertaraf edebilmek iin en zor usullere ba vurdular. Nitekim, bir hakk isbat yahut da iptal eden herhangi bir Snnet, veya hell ve harama ait bulunan yahut da birisinin ceza grp grmemesine ait olan ksacas btn ahkm ve kanunlar kaydedildi. Bunlar hakknda slm hkmetleri, adalet makamlar, fetva daireleri, o kadar titizlikle durdular ki, her kim kalkp da (Zat Saadetleri yle buyurdu. Kale'n - Nebiyy sallallah aleyhi ve sellem) dedi mi, hemen hkim, kad veya mft onun szne itibar eder ve bu sz zerine hkm verirdi. Bu defa bu mevzularn zerinde daha da titizlikte duruldu. Ahkma ait olan Snnetler zerinde inceden inceye incelemeler ve eletiriler yapld. Rivayetlerin zincirlerine dikkat edildi.
526

Rivayetler arasnda da incelemeler balad. Btn bunlar yapldktan ve btn malzemeler toplandktan sonra, incelemelere giriildi. Rivayetler salam bulunduu takdirde kabul edildi. Yahut da rivayet sahiplerinin vaziyetleri pheli grlerek kabul edilmedi. Bundan sonra snnetlerin shhat ve doruluk derecelerini len kaide ve ller hususunda artk herkes ayn fikre sahip oldu. Snnetlerin kanun kayna olmas dolaysiyle, her ite, adalet ilerinden, hkmet muamelelerine kadar Snnet gre hkm vermek yoluna gidildi. Bunun iin yaplan aratrma ve incelemelerde katiyyen msamaha ve ihmal gsterilmedi. Bu hususlar tahkik etmenin ve incelemelerin usul ortaya kondu. Bu ilm ve usule uygun almalarn neticeleri slmn ilk Hilfet devrinden, zamanmza kadar, nesilden nesile zincirleme bir ekilde, bize kadar manev bir miras olarak gelmitir. Aras kesilmeden, her nesil tarafndan muhafaza edilmitir. Bu iki gerei, bir kimse iyi anlarsa ve snneti tahkik etmenin usul ve kaidelerini ilm bir ekilde mtala ederse, halledilmesi zor grnen bu ok mhim meselede kendiliinden halledilmi olacaktr. III
527

HLAFA- RADNN UYGULAMALARI VE MMETN MCTEHDLERN ZMLER nc kaynak10[81] hlefa-i raidinin uygulamalardr. peygamber sallallahU aleyhi ve sellemden sonra, Hlefa-i Raid'in slm devletini ne ekilde idare ettiklerine dair rivayetler, tarih misaller pek canl olarak Hadis, tarih ve siyret kitaplarnda yer almtr. Bunlarn her biri bizim iin birer rnek olmak zelliiniini tamaktadr. slmn t bandan bu gne kadar, din ahkm ve emirle anlatlmas hususunda, Sahabe-i Kiramn (radiyalah tel anhm) ittifak ettikleri usul gznnda bulundurulmutur. Buna istilahta "icma" denir. Anayasa ve kanun ilerde de Hlefa-i Raidin, Sahabilerle mavere etmiler, onlara fikir danmlardr. Bu maverelerin ve danlan fikirlerin neticesi, bizim iin delildir. Yani onlarn vardklar isabetli ve salam karara bal bulunmak lazmdr. Nitekim, Sahabilerin bir i hakknda ittifakla vardklar karar, gerekeli kanun ve gerekeli alma kaidesi olmutur. slmn bu n
10[81]

slm Dstur k tedvin: (islm Anayasasnn hazrlanmas) isimli Ebul A'I Mevddinin eserinden iktibas edildi. slamic Pbl. Ltd. Lahor.
528

saftaki temiz zmresinin vardklar kararlar arasnda ihtilaf mevcud olduu takdirde ve byle bir meselede iki veya ikiden fazla muhtelif ifade ekilleri olabileceini hesaba katmak lzm gelir. Yine bu ekildeki muamelatta (uygulama)da bir sz ile dier bir sz arasnda ihtilaf alabilir. O zaman bu iki szn her ikisine de itibar edilebilir. Syle bir hkm de kabilir ki, bir kere Zat Saadetleri, zaman ve zemin icabna ve meselenin vaziyetine gre byle hkm vermiler, dier bir defa da ayn meseleye benzer bir meselede yine zaman ve zemin icab baka trl hkm vermilerdir. Fakat Sahabiler arasnda ittifak olursa uras anlalm olur ki, bu iin bir tek zm eklinden baka bir ekli olamaz. Zira Sahabiler dorudan doruya Allah Resulnn sallallah aleyhi ve sellemin talebeleri mahiyetindedirler. Onun elinde terbiye grmek gibi esiz bir imkann sahibidirler. Onlar hibir zaman ittifakla ne muamelatta hata ederler, ne de doru yolu eri yolla deitirirlerdi. Ne de doruyu bildikleri halde eriyi kabul edecek kimselerden idiler. Drdnc kaynak ise, mmetin mctehidlerinin zmleridir. Bu zevat, kendi ilim ve basiretlerini kullanarak muhtelif kanuni meseleleri aydnlatmak ve aklamak yolunu tutmulardr. Bunlarn
529

itihadlar hccet olmasa bile fakat yine de slm Anayasasnn ruhu ve usul olarak bilinmeli ve bizim iin en iyi rehberlerden saylmaldrlar. te bizim Anayasamzn ve kanunlarmzn temelini bu drt esas kaynak oluturur. imdi biz islm Anayasasn yazmak ve kt zerine kaydetmek istersek, bu drt kaynan kaidelerini gznnde bulundurmamz icap eder. Mesel ngilterede halk yeni bir Anayasa hazrlamak isterlerse, kendilerinin daha nceden ortaya koymu olduklar kanunlar (Statte Law) ile rf ve detlerine ait meden kanunlarn (Commun Law) ve eldeki mevcut Anayasalarn (Constitutions of the cinstitution) bir arada bulundurup bunlarn konuyla ilgili ksmlarn bir kt zerine yazp tespit ettikten sonra ancak baka bir kanun veya nizam karrlar ve bu ekilde ileri yrtmek yoluna giderler.11[82] RESULN SNNETNN KANUN KAYNAI OLMA VASFI

11[82]

slm kanunun dier bahisleri iin bak: Mellifin "slami kanun" eseri. slamic Publ. Ltd. Lahor: (Hazrlayc)
530

Aada Hakim S. E. Rahman Sahib ismindeki bir ztin yazm bulunduu bir mektuba cevap olarak mellifin bir uyarsn ve aklamasn naklediyoruz. Bu mektup Tercman El - Kur'an'n sahifelerinde, bahsi geen Sahib (Beyefendi) ile Profesr Abdlhamid Sddk arasnda cereyan etmitir. Bu mektupta Snnetin kanun kayna olduuna dair mellifin ileri srd gayet kymetli fikirler ve bu hususla alkal konular yer almtr. Bu bakmdan byle bir yazy okuyucularmza sunmak, bizim iin mutluluk verici bir vazife oldu. Bu yaznn yazlmasna sebebiyet veren mektubu burada aynen nakletmeye lzum hissetmedik. nk aada muhterem mellifin verdii cevaptan mektupta ne denmek istendii pek iyi bir ekilde anlalmaktadr. Mektup sahibi muhterem zat, kendi vaziyetini aklam ve sra ile u hususlara iaret buyurmulardr: unlardan 3 numaral husus hakknda baz sorular yneltmilerdir. Bu iaret edilen hususta, mevcut yanl anlaylara gre baz istekler ortaya kmtr. Bu sebepten dolay biz de bu bahse ait baz meseleleri gn na karmak ve soru sahibi muhterem zata arzetmek isteriz ki, iyi lerek, tartarak ve dikkatle bunlarn zerinde dursunlar. Ve bu dnceden sonra bize de hak versinler.
531

Sddk sahib, Mctehidlerin tertip ve tasnif etmi olduklar fkh yeniden gzden geirmenin gerektiini ileri sryor. Ve onlarn bu hususta yaptklar herhangi bir itihadi mesele ve istinbat iin Kur'an ve Snnete ne derece sadk kaldklarn veya kalmadklarnn da zerinde durmak lzm geldiinin tespitini istiyor. Mektup yazan muhterem, iddialarna u ekilde devam ediyorlar: "u da malumdur ki, Kur'an- Hakim'e ait olan hususlarda ve ona ait tefsir de hakikaten, herkes mttefiktir. Ve kimse bu husustan ayrlmyor. Fakat beyefendileri biliyorlar ki, Snnet meselesi ihtilafldr." Bu beyan edilen kelimelerden biz de unu anlyoruz ki, muhterem zata gre, slami ahkmn anlalmas iin Kur'an- Kerimin zaruri bir kaynak ve dayanak olmas hususunda bir diyecek olamaz. Fakat Snnetin bu vasfta bulunmas hususunda biraz dnmek lzmdr. nk bu husus ihtilafldr. Bu zatn szlerinden, ihtilafl olan hususlar ne gibi mevzulardr? Nelerdir ve hangileridir? SNNETN KANUN KAYNAI OLDUU HAKKINDA MSLMANLAR ARASINDAK HTLAFLAR HANG
532

MESELELERDR? Snneti bizatihi (Yani Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin ahval ve fiilleri, emirleri ve nehiyleri) kanun kayna olmas hususunda htilaf vardr, diye bir gaye mevcutsa, o zaman biz de unu arz ederiz ki, bu hakikatin tam aksine ve zddna bir meseledir. Mslman mmetin varlk meydanna kt o mesut gnden zamanmza kadar byle bir ihtilaf Ehl-i islm arasnda mevcud olmamtr ve asla mevcut deildir. mmetin hepsi de daima u meseleyi kaytsz ve artsz olarak kabul etmilerdir: Hazret-i Resul Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, mminler iin Allahu Taal tarafndan itaat edilmesi icabeden ve O'nun hkmlerine itaat etmek, emirlerini ve nehiylerini dinlemek ve uymak her mslmana farz klnmtr. Zat Saadetleri de bu yolda yryerek Mslmanlara, kendi ahval ve fiillerini, takrir ve beyanlar ile retmilerdir.12[83] Biz de ona uymakla vazifelendirilmi bulunu yoruz. Yaanlan hayatn her ubesinde
12[83]

Takrirden maksat, zaman ve zemin icab herhangi bir ekilde Zat Saadetlerinin hkm verip beyan buyurmalardr. Yahut da herhangi bir kimsenin yapt bir ii grp de ona byle yapmyacaksn, byle yaplmaz dememi olmalardr.
533

olan her hadisede yalnz O'nun gstermi olduu yoldan yrr ve ilerin zmlerinde onu takip ediyoruz. Baka trl zmlerede izin veremeyiz. slm tarihinde gemi olan u 1381 sene zarfnda byle bir ihtilf ne zaman ve nerede olduu bizce bilinmemektedir. Byle bir ihtilafn mevcut olduuna dair ekimizde hi bir tarih bilgi ve delil yoktur. Ufak tefek dnce ayrlklar, pek mevzi ve mnferit bir ekilde baka trl anlaylar, her zaman ve her yerde, her milletin arasnda, her zmre iinde olabilen eylerdir. Bu mmetin fertleri, hi bir zaman, mmetin veya milletin herkes tarafndan kabul edilmi olan meseleleri hakknda muhalif olma mlardr; byle bir eyi dnmek dahi yanl bir eydir. Byle alemmul ve herkes tarafndan kabul edilmi bir konunun ak bir ekilde ihtilafl olabilmesi doru deildir. Byle olduu takdirde, esasen bu herkes tarafndan kabul edilmi olan konuya, mesele de diyemeyiz. Yine bu trdeki kin ve saldrlardan Kur'an- Kerim bile kurtulamamtr. Kindar iddiaclar ii o derece ilerletirler ki, Kur'an- Kerimin tahrif edildiini bile idda etmekten kendilerini alkoyamazlar. imdi biz neye dayanarak Kelm- ilhinin kaynak ve dayanak olmas hakknda ihtilaf vardr diyebiliriz?
534

SNNETN KANUN KAYNAI OLMASI NA ENGEL OLAN HTLAFLAR NEREYE SIABLECEKLER? Eer ihtilafl Snnetler kendi balarna bir tarafta braklp dayanak ve bavuru kayna olmasalar; ihtilaflar da mevcut olsa bu i iin herhangi bir hususi meselede Snnet olarak bildirilen ey de ileri srlrse, o zaman unu dnmek lazmdr ki, hakikaten bu ey ispat edilmi Snnet midir, yoksa deil midir? Byle olunca, bu gibi ihtilaf Kur'an- Kerimin yet ve mefhumunun meneinde de olabilir. Her ilim sahibi, herhangi bir mesele ve hkm hakknda Kur'an- Kerimde, ak bir emir olduu veya olmad hususunu anlayabilir. Mektup yazan bavuru kayna muhterem, kendileri Kur'an- Kerimin tefsir ve yorum ihtilaflarndan bahsediyor. Bu ihtilaflarn nereye sabilecekleri dikkate alnmakla beraber, Kur'an- Kerimi haddi zatnda bavuru kayna ve dayanak olarak kabul ediyor. imdi karmza yle bir soru kyor: Bu ekilde ayr ayr meselelerde Snnetlerin ispat ve dorulanmas hususunda ihtilafn olduu ileri srld halde yine de bu Snnetleri, aslnda "fi nefsihi" Snnet olarak dayanak ve bavuru kayna olarak kabul
535

etmeyi niin dnyor? Mektup yazan kanun limi zat iin elbetteki, Kur'an- Kerimin herhangi bir hkmnn muhtelif ahslar tarafndan muhtelif yorum ve tefsirleri olabilir. Bir kimse idar yahut da adli ilerde bu yorum ve tefsirleri dikkate alarak ilm usul ile hkm verir. Fakat hkm verdikten sonra da yine hkme esas olarak, dikkates ald hkm meneini kendi ilim dairesinde verdii bu hkm, hkm ilhiye dayandrr. Halbuki kendi verdii hkm, hkm ilhinin kendisi deildir. Bu hkm hakknda byle bir iddiada bulunamaz. Bu ekilde Snnetin dorulanmas hakknda da ilm vastalar kullanlr. Herhangi bir mesele hakkndaki Snnet, bir fakihin veya bir kanun koyucunun (Legistator) yahut da adalet hakiminin indinde sabit olunca, bu hkm esasta Resuln hkmdr. Kat' olarak bunu sylemese dahi ki verilen bu hkm Resul tarafndan verilmtir verilen hkm Resuln hkmne dayanarak verilmi olduuna gre yine Resuln hkm demektir. Her iki eklin, ikisinde de u mesele zarur olarak ihtilafl olur: Hakikatte bu hkmlerin hangisi aynen Allahn hkm veya hangisi aynen Resuln hkmdr? Bence byledir. Acaba sizce nasldr? Fakat benim de sizin de Allah ve O'nun Resulne ait olan son
536

dayana (Final Authority) kabul eder inanrsak, bizim aramzda ihtilafl bir husus kalmaz. O zaman Allahn ve O'nun Resulnn hkm de kendi yerinde bizim iin kanun olup, kabul edilmesi ve uyulmas lazm gelen kanunun esas ve temeli olur. Buna dayanarak, ben S. E. Rahman Sahibe u meseleyi anlatmak istemekten zr dilerim. Fkh meselelerinde, kendileri, Kur'an- Kerimdeki tefsir ve yorum ihtilafn kabul etmekle beraber, Kur'an- Kerimi kanun bavuru kayna ve dayanak kabul ediyorlar da Snneti de ayn ekilde kabul etmekten niin ekiniyorlar? Snnet meseleleri hakknda ihtilaf olduunu ileri srerek - ki ihtilaf da ileri srlebilir Snnetin kanun kayna olmasn kabul etmekte bylesine dnceye dalmalarnda sebep ne olabilir? UYDURULMU HADSLERN BULUNMASI GVENSZLE NN SEBEP OLUYOR? Sahib Hazretleri, Snnetin dayanak olarak kabul edilmemesi hakknda yle beyan buyuruyor: "Bir hayli uydurma hadisler, geerli olarak, Hadis kitaplarnda bulunmaktadr." Bu iddiadan sonra u szleri de ilve ediyorlar: "Uydurulmu Hadisler
537

hakknda koca koca kitaplar da yazlmtr." Zat Muhterem, bunlar sylemekle unu ortaya atmak istiyorlar: Snnetin kendisi pheli bir eydir. Olabilir ki, bu phe, sz ksa kesmek istemesinden domutur. Belki aslnda Zat Muhterem, byle bir iddiada bulunmak istememitir, Fakat iddiada bulunulmu ise, ben de unu sylemek isterim ki, bu hususta daha fazla dnsnler. Ciddi bir incelemeden sonra, inallah kendileri kefedeceklerdir ki, Snnetin pheli olduuna dair delil olarak ileri srdkleri hususlar, hakikatte Snnete ait olan asln korunmu bulunduuna ve her trl pheden uzak olduuna en kesin delildir. Bu deliller Snnete gven vermek iin ortaya konmutur. Bir para ge kalm olmakla beraber u soruyu sormak mecburiyetindeyim: Acaba hangi geerli hadis mecmualar ve hangi hadis kitaplar byle uydurulmu hadislerle doludur? Muhtelif muhaddisler, hadis kitaplarn tedvin etmi (kaydetmi) olmalarna ramen, kendi imknlarnn son haddine kadar ince eleyip sk dokumular ve u nokta zerinde ittifak etmislerdir: timad edilir ve gvenilir Hadisleri bir araya getirsinler ve itimad edilecek ekle koysunlar. Bu hususta Sihah-i Sitte (Alt hadis kitab) ve Muvatta'nn ilm seviyesi o kadar yksektir ki, ilim erbab ittifakla bu kitaplara dayanr ve
538

onlar her hususta ba vurulacak, amaz ve kiymetli, bir kaynak olarak bilirler. Yine bir para ge olsa dahi unu da syliyelim ki, btn Hadis mecmualarna bir ka tane uydurma hadis gimi olduunu farzetsek bile dnlecek ey Muhteremin iaret buyurduklar, o koca koca kitaplar bunlarn hangileridir? Halbuki o koca kitaplarn mevzular udur: Hangi hadisler ne ekilde uydurulup ortaya atlr? Kimler hadis uydururlar? Hadis uydurucusu yalan c (kezzab) raviler kimlerdir? Uydurma Hadisler nerelere girebilmilerdir? Hangi kitaplardaki hangi hadislere itibar edilemez? Hangi ravilere itimad ederiz ve hangilerine itibar edemeyiz? "Uydurma" hadisleri "Sahih" hadislerden nasl ayrabiliriz? Rivayetlerin doruluklar, zayflklar ve sakatlklar ve saireyi nasl anlarz? O koca kitaplar vastasiyle uydurma Hadisleri ayklamakla biz yle bir emniyet kazanm oluruz ki, sanki hrszlk yapan hrszlar yakalam, alnan mallan onlarn elinden tekrar alm ve kendilerini de hapishaneye tkm gibi oluruz. Nasl ki, alnm mallar ele getikten sonra bunlarn sahiplerini bulmak iin zel bir usul (yntem) konduu gibi, ilerde de yaplacak hrszlklarn yine bu usulle kefedilmesi salanmtr. te Hadisler de bu ekilde ayklanp uydurmalar bir tarafa braklmtr. Fakat hayret edilecek nokta urasdr ki,
539

her naslsa bir kere hrszln olmas, emniyetsizlie sebep olur. Bu emniyetsizlik de her zaman ve her yer iin olamaz. Elbette ki, tedbir alnd zaman byle bir emniyetsizlik sz konusu edilemez. phesiz ki, bu gibi uydurmalar gveni sarsm olacaktr. Fakat yaayn her yerinde ve her sahasnda gvensiz olamayz. Eer byle olmasayd ve hrszlar yakalanp tedbir alma imkn bulunmasayd biz dnyann neresinde rahat barnabilirdik? imdi nasl olur da, muhterem yarg hazretleri, bir hrszlk vakas olmu, failleri yakalanm olmasna ramen, srf hrszlk olmu diye artk emniyet kalmad iddiasnda bulunabilirler? Nasl olur da fazl muhteremleri, Snnet hakknda byle ilm bir emniyet tedbiri varken gven sahibi olmak istemezler? Ve hele bu tedbirler hrszla imkn verilmeyecek bir tarzda olunca hal gvensizlik iddiasnda nasl sz sahibi olurlar? RVAYETLERN SIHHATN ARATIRMA USL Muhterem, beyefendileri mektuplarnn sonunda u fikr ileri sryorlar: "Bendeniz, bu hususta ifrat ve tefrit olduuna kani deilim. Snen-i Mtevaris (Anane ile gelen Snnetler) yani ibadetlere
540

mesel: Namaza, oruca, veya menasik-i Hacca ve saireye ait snnetler - uydurmalarla karmam ve mahfuz kalmtr. Fakat dier hususlara ait Hadislerin, hadis rivayetleri ile birlikte dirayet (grg) zerine de kurulmalar icabederken, byle olmadklarndan onlarn hccet olduklarn kabul edebilmek iin tarih eletiriye taraftarz." diyorlar. Bu mesele bir yere kadar doru bir bak asdr. Fakat bu noktada da baz hususlar vardr ki, ben zat muhteremi bir para daha fazla dnmeye ve incelemeye davet ederim. htiya hissettikleri tarih eletirileri, daha nce Hadis ilm limleri yapmlardr. Buna da Hadis ilmi denmitir. Hadis ilmi demek, bu tarih eletirinin baka bir ismidir. slamn ilk yz ylndan bu gne kadar bu ilim hususunda o kadar eletiri ve incelemeler yaplmtr ki, herhangi bir fakih veya muhaddis de u meseleye ister ibadetlerde olsun, ster muamelatta olsun veya hangi meselelerde olursa olsun, Resul Ekrem sallallahu aleyh ve selleme isnad ettirilmi bulunan herhangi bir rivayeti eletiri ve incelemesiz hccet olarak kabul etmee hazr olmamlardr. Bu ilim, hakikatte tarih eletiri ve incelemenin en iyi rneidir. Modern zamandaki tarih eletiri metodunun en iyisinin de yisidir. Bundan daha iyi eletiri ve incelemenin imkn da yoktur. Bunun
541

zerine herhangi bir ilerleme ve ileri gitme (improvement) yapmak imkn da kalmamtr. Belki bunu da syleyebiliriz ki, Hadis limlerinin eletiri ve inceleme usulleri yle incelikler ve yle kl krk yarma eklinde olmutur ki, zamanmzda bile tarihi eletirmenlerinin zihinlerine bile samyacak kadar ileri gidilmitir, Bu mevzuda u gerei de korkmadan ve ekinmeden syliyebiliriz ki, dnyada yalnz ve sadece Hazret-i Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellemin Snnet ve Siyret ve O'nun devrinin tarih olaylar kadar hi bir kimsenin davranlar incelenmemi ve hi bir kimsenin hayat dikkate alnmam ve hi bir kimsenin yaay zerinde durulmu deildir. Hi kimsenin ne hayat ne de Siyret ve Snneti, Zat saadetlerininki gibi byle muhaddisler tarafndan olduu gibi incelenip sk dokunarak aratrlp ve eletirilmemitir. Hatta bugne kadar dnyada hi bir kimsenin, hi bir tarih devrin bu kadar ince noktalar mahfuz kalmam ve zerinde titizlikle de durulmamtr. Bunu kabul etmek de tarih bir zarurettir. Bence zlecek bir nokta daha vardr ki, bizim u yeni zamanmzn ilim ehli, bu ilm gerekleri inceliyerek deerlendirmemektedirler. Bu zmre, eski devrin ilim ehlinin grleri ve onlarn beyan uslbundan mahrum bulunmaktadrlar.
542

Yoksa uras da anlalm olurdu ki, Hadis ilminde sakat hadisleri ayklamak, tarih eletirinin ikinci isminden baka bir ey olmad gibi hem de en mkemmelidir. Biz unu da syliyebiliriz ki, slah etmek ve ilerletmek iin yine de kaplar kapanm deildir. Kimse de kalkp iddia edemez ki, Mhaddislerin sakat hadisleri ayklyarak tertipledikleri ekil son ekildir ve bundan sonra artk bir ey yaplamaz. Gnmzde de herhangi bir kimse kp da Hadis ilminde vkf olduunu ortaya koyarsa ve gerekten de bu ilme yetkinlik kazanm bulunursa, ayn usullerle ve yahut daha baka usullerle Hadislerin uydurulmu olanlarn sahihlerinden ayklamak yolunda incelemelerde bulunabilir. Resulullahn hakik Snneti olan eyler bir tarafa braklp da, uydurulan eylerin Zat Saadetlerine isnat ettirilmesini nasl istemi olabiliriz? DRAYET (GRG) NN HAKKAT Hadis-i erifler okunurken, rivayetlerin yan banda dirayet (grg) den de bahis geer. Muhterem mektup yazar, bu hususa da temas etmitir. Bu mevzu muttafakun aleyh bir eydir. "Dirayet" (Grg) mefhumunda usul ve husus noktalarndan,
543

muhaddisler ve fukahnn arasnda ihtilaflar olmakla beraber, bu kelimenin mefhumunda, hemen hemen ihtilf yoktur. Bu stlah, Sahabiler devrinden gnmze kadar sregelmi ve kullanlmtr. Elbette ki, bu hususta da u meseleyi gznnde bulundurmak isteriz ki ben de mid ediyorum ki, benimle muhterem mektup yazan arasnda da bu stlahn mefhumunda bir ihtilaf olmasn dirayet o kimseler iin kabul edilir ki, onlar Kur'an- Kerim, Hadis-i erif ve slm fkh mtalas ve incelemesinde mrlerinin byk bir ksmn harcam olsunlar. Uzun ve etin tecrbelere giriip tecrbe kazansnlar. Basirete ve tahkike erisinler. slmi dnce nizam ve alma lsnn nazariyelerinde yetkinlik elde etsinler. Ancak slm usul ve kaideler hususunda sz sahibi olacak ilim erbabn bu saydmz vasflar iinde kabul edebiliriz. Aksi, takdirde baka llere itibar edemeyiz. phesiz ki, akl delillerin zerinde durmak iin de bizi herhangi bir ey, alkoyamaz. Ve kimsenin, de dilini tutamayz. Fakat ne olursa olsun, slm ilimlerde bilgisiz bulunan kimseler, holarna giden bir Hadisi kabul eder, holarna gitmeyen dier bir Hadisi de reddederlerse, bu da bizim iin l olamaz. Yahut da slamdan baka herhangi bir gayr islm fikir nizam ile ve gayr - islm dnce ile terbiye grm olan zevat
544

kiramdan biri, kalkp da gayr - slm l ile Hadislerin zerinde durup bunlarn bazlarn red ve bazlarn da kabul ederse, biz yine byle bir ly dikkate alamayz. Mslman milleti iin, ne onlarn dirayetleri (grgleri) kabul edilecek bir ey olur ne de bu milletin toplumsal ruhunda, byle eylerle ileri aklen zmlemek doru olur. slmn amaz lsne gre, slm terbiyesi grm bulunan akl ile slma ait karekterin ahenkli olmas arttr. Gayr islm akl ve yabanc karekter ile ve yabanc usl ile terbiye grm olanlarn bu daire iinde herhangi bir hizmet yerine getirmesi mmkn deildir. SNNETN TBAR EDLR OLMASININ DELLLER Snneti ayrmak hususunda muhterem mektup yazar, Snen-i Mtevaris (anane ile gelen snnetler) yani ibadetlere ait snnetler ve "dier hususlara ait Hadisler" demektedir. "Bunlarn birincilerinin mahfuz ve gvenilir olduklarndan, ikincilerinin ise eletiri ve incelemeye muhta bulunduklarndan bahsetmektedir. Bu hususta muhterem mektup yazar ile mttefik olmak bizim iin zordur. D grne gre bu ayrmada u nokta gznnde bulundurulmutur: Nebi Sallallahu aleyhi ve sellemin ibadetler hakknda gstermi bulunduklar yol mmet
545

arasnda amel olarak yaygn haldedir; nesilden nesle uyulup gidilmektedir. Bunun iin de "mtevaris" Snnetler mahfuz kalmtr, dierleri ise yani muamelata ve yaayn dier hususlarna ait olanlar veya Resul Ekrem sallallahu aleyhi ve sellemin dier hidayetleri, amel olarak yaylmamtr; bunlar zerine de herhangi bir meden ve sosyal nizam kurulmamtr; iktsadi ilerde reva bulmamtr; adalet ilerinde de bunlar zerine hkmler verilmemitir; bu hususlar ancak, dank kimselerin hafzalarnda kalm dank rivayetler halinde rivayet edilmitir. Bu sebeplerden dolay bu gibi hususlar inceden inceye tetkik edildikten sonra itibar edilebilir." demektedir. Muhterem mektup yazar, bu ekilde bir incelemeden baka bir ey dnmyorlarsa, beni yanl anlaytan kurtarmakta kendilerine minnettar etmi oluyorlar. Fakat dnceleri bunun dnda ise, o zaman arz edeyim ki, bu da, Snnet tarihinin hakikatine uygun deildir. Asl hakikat udur ki, Nebi sallallah aleyhi ve sellem, kendi devri saadetlerinde mslmanlar iin sadece bir vaiz, bir mrit ve bir tarikat eyhi deildi. Belki amel olarak, slm cemaatn yani islm mmetinin lideri, nderi, rehberi, yol gstericisi, miri, idarecisi, hkimi, kanun koyucusu, terbiyecisi, muallimi idi. Her ne ekilde
546

olursa olsun, akide ve dnceden tutun da amel yaayn btn noktalarna kadar, islm camiasn kuran yalnz Zat Saadetleridir. Zat Saadetlerinin bildirdikleri, rettikleri, kararlatrdklar usuller ve yollar zerine, slam camias teekkl etmi bulunuyor. Zat Saadetlerinin rettiklerinin yalnz namaza, oruca ve menaski hac gibi ilerle snrl kalmasna imkn yoktur. Yalnz ibadetlere ilgili ilerle yetinilmesini dnmek islmn dnya apndaki inklbn grmemezlikten baka bir ey deildir. Belki hakikat tamamen bakadr. Zat Saadetlerinin rettikleri namaz yaylm, derhal mescidlerde ve camilerde cemaat teekkl edip, bunu ayakta tutmulardr. Yine ayn ekilde, evlenmek, aile kurmak, boanma, miras hususlarna ait Zat Saadetlerinin emir buyurduklar kanunlara, derhal mslman aileler uyarak, ilerini bu kanunlar zerine tanzim etmek yolunu tutmulardr. Al verite de, Zat Risaletpenahilerinin kararlatrdklar kanun ve nizamlar, ar, pazarda reva bulmu ve herkes tarafndan benimsenmitir. Adl ilerde ve ihtilaflarn zmnde Zat Saadetleri ne yapmlarsa, hemen memleketin temel kanunu haline gelmitir. Muharebelerde ve d devletlere kar yaplan muamelelerde, Za-t Saadetlerinin dmanlara kar uyguladklar stratejilere
547

uyulmutur. Fethedilen lkelerin halkna ve igal edilen araziye ait hususlarda dorudan doruya snnet tatbik edilmitir. Hlsa btn slm yaayta ve hayatn her ubesine ait ilerde daima snnetin yrrlkte olduu grlmtr. Zat Saadetleri, bu Snneti ya kendi devirlerinde tamamen kaim klmlar, yahut da kendilerinden sonra bu Snnet zerine kararlar verilmitir. Buna gre, Zat Risaletpenahilerinin snneti slmn ayrlmaz bir paras olduu pheden uzak bir gerektir. nk Zat Saadetleri, kendi snnetlerini slama bir cz yapmlardr. te Snnet diye, bilinen bu malum ve tarif edilmi rf ve detler ki, camiden balayp da ar pazar, adalet ve hkmet daireleri, milletleraras siyasete kadar mslmanlarn toplumsal yaaylarnn btn alanlarnda Zat Saadetlerinin ameli olarak baladklar iler kendilerinden sonra Hlefa-i Raidin tarafndan devam ettirilmi ve zamanmza kadar da toplumsal hususlarda devam ettirilmitir. Son asra kadar da bu hususlarda hi bir kesinti olmadan, zincirleme srp gelmitir. Sonra kesinti olmusa da bu kesinti ancak, hkmet, adalet ve umum kanunlarda ve idar ilerde olmutur ki, bu olay bulma da bu ileri karma kark bir hale getirmi, iinden klmaz bir ekle koymutur.
548

Eer zat lileri (mektup yazan zat) mtevaris snnetlerin mahfuz kaldklarn sylyor iseler, ki, bunlar ibadetler ve muamelata aittirler ve bu ekilde bilinen ve herkes tarafndan kabul edilen Snnetlere Mtevaris Snnetler deniyor. Bu hususlarda bir tarafta istinadl hadisler, dier taraftan da mmet arasnda tevatr amel vardr. Bunlarn ikisi de birbirlerine mutabktrlar. Bunlara Mslmanlarn dikkatliliklerinden herhangi kr karklk, arttrma ve eksiltmeler girmemitir. mmetin ulemas da kendi devirlerinde her zaman "bid'at" ler zerinde titizlikle durmular ve bid'atleri ayrmak iin areler bulmulardr. Hemen hemen de her bidat'n muayyen bir tarihi vardr. Bu da Neb sallallahu aleyhi ve sellem zamanndan beri snnetler hkmne sokulmak imkann gstermi ve her zaman da ayklanmtr. Mslmanlar da bu bid'atleri, herkes tarafndan kabul edilen ve hakiki snnetlerden ayklamakta pek de zorluk ekmemilerdir. MUTAFARRIK HABERLERN HUSUSYET Bilinen ve herkes tarafndan kabul edilen Snnetlerden baka bir ksm Snnetler de vardr ki, bu Snnetler Zat Risaletpenahilerinin saadet devrinde hret
549

bulmam ve umum olarak reva grmemitir. Bunlar eitli zamanlarda, eitli vesilelerle mnferit hallerde Zat Saadetlerinin iler hakknda vermi olduklar hkmlerle, baz mevzularda zm ileri, baz hidayetler, baz emirler ve nehiyler, takrirler ve icazetler (msaadeler), yahut da husus ahslara amel olarak gsterip duyurduklar mevzulardr ki, herkes bunlara vkf deildi. Ancak baz muayyen kimseler bunlar biliyorlard. mmet efrad arasnda, bunlar toplama ii de Zat Saadetlerinin vefatlarn mteakip balamtr. Nitekim, o zamandan beri Halifeler, idareciler, mirler, hkimler, kad ve yarglar, mftler, hatta avam halk da kendi ilerinin muhiti icab, bir ok meselelerle karlayorlard. Bu meseleleri nasl zmleyecekleri hakknda kendi dncelerine ba vurmadan, Zat Saadetlerinin, acaba bu iler hakknda ne gibi hkm vermi olduunu aratryorlard. Byle bir emir ve hkm varsa ona gre hareket ediyorlard. Eer o mevzuda bir hkm yoksa o zaman dier arelere ba vuruluyordu. Bu ekilde, Snnet arama ii balad ve bu bir ilim halini ald. Bu defa, acaba kimler snnet hakknda bir eyler biliyor diye aratrld. Byle bir bilgisi olan kimseler de bu bilgilerini dierlerine duyurmak ve bakalarn haberdar etmeyi kendilerine bir
550

vazife bildiler. te bu safha, Hadis rivayetinin balangcn tekil etti. Hicretin 11 inci senesinden itibaren, urada burada dank, halde bulunan Hadisler topland. Bir araya getirildi. Mevzular tertipleyenler, bunlarn zerinde o kadar titizlikle durdular ki, her trl karklklardan korunmasna azami dikkat sarfedildi. Nitekim bir hakk ispat yahut da batl eden herhangi bir snnet veya hell ve harama ait bulunan, yahut da birisinin ceza grp grmemesine ait, ksacas btn ahkm ve kanunlar snnetlerin zerine tedvin edildi. Bu meyyideler hususunda hkmetler, adalet makamlar, fetva daireleri, o kadar titizlikle durdular ki, her kim, kalkp da "Zat Saadetleri yle buyurdu (Kle'n - Nebiyy Sallallah aleyhi ve sellem)" dedi mi hemen hkim, kad veya mft onun szne itibar eder ve derhal bu mbarek szlere gre hkm verirdi. Bu defa Snnetler zerinde daha da titizlikle dururlard. Ahkma ait olan Snnetlerde inceden inceye incelemeler ve yorumlar yapld. Rivayetler zincirine dikkat edildi. Dirayetlerle rivayetler arasnda da incelemeler balad. Btn bunlar yaptdktan ve btn maddi deliller toplandktan sonra incelemelere giriildi. Ya rivayetler salam bulunup kabul edildi. Yahut da rivayet sahiplerinin vaziyetleri pheli grlerek kabul edilmedi. Bu safhadan sonra da,
551

Snnete ait rivayetlerin kabul edilip veya kabul edilmemek hususunda konulan kaide ve ller, bu mevzuda alan btn ilim evrelerince kabul edildi. Bu Snnetlerin ou hakknda ulem, fukah ve muhaddisinin byk bir zmresi mttefiktirler. Bir ksm da ihtirafldr. Bazlarnn Snnet olarak kabul ettiini, bazlar kabul etmezler. Bu ihtilaflar hakknda yzlerce ulem arasnda, asrlarca nceden balayan ilm tenkidler son derece geni tutulmu ve bu hususta her trl bak as dikkate alnarak kararlar verilmitir. stidlallerin esaslar ve mesnedleri de fkh ve hadis kitaplarnda kaytldr. Bugn artk herhangi bir ilim sahibi iin, bir mevzunun Snnet olup olmad hakknda karar verebilmesi de bu istidlaller nda pek zor bir i deildir. Buna gre, Snnetin isminden rkp ekinme sebebinin neye dayandn bir trl anlyamyorum. Elbette ki, bu ilim zerinde yetkinlik sahibi olmayan zmreler ve bu ilimden uzak bulunan kimseler, Hadisiler arasnda ihtilaf vardr diye duyduklar zaman rpermeye balyorlarsa hakl deillerdir.

552

AHKAM OLAN HADSLERN MTYAZINA AiT HUSUSYETLER Bu hususta u meseleyi de iyice anlatmak isteriz ki, Hadisler iinde "Ahkm" htiva etmeyenler de vardr. Bunlar sadece tarihi Hadisler yahut da zamann kargaalklarn anlatan veya insan ahlkn tedavi eden il mahiyetindekilerle, menkb, fezail ve bu gibi ilere lgili olanlardr. Bunlarn zerinde fazla inceleme yapmaya ve ahkm ihtiva eden Snnetler gibi kl krk yarmak iin ter dkmeye lzum yoktur. Bunun iin bu mevzulardaki Hadisler ancak rivayet hkmn tar ve rivayet kiymetini haiz olurlar. Fakat ahkm ihtiva eden Snnetler byle deildir. Ahkma ait Snnetler, aslsz ve uydurma yahut da yalan rivayetlerden tamamen temizlenmi bulunmaldr. Bunlar rivayet eden ravilerin rivayetlerinde zayf haberler mevcut olabilir. Fakat mevzu yani uydurma olanlar ayklama ileri pek kolay olmamtr. Zayf haberleri de yine Fkh okullar (mezhepler) ok kere kabul etmilerdir. nk bu haberler ve Hadisler Kur'an- Keri-min hkmne uymaktadrlar. Bunun iin herkes tarafndan kabul edilmi Snnetlerde rivayetlerin zayf olmas dikkates alnmyarak, dirayetler (metinler) kuvvetli
553

olduundan bu gibi Snnetlere itibar edilir. Dirayetin de kuvvetli oluu, rivayetin sahih olduuna delil tekil eder. Muhterem mektup sahibine ksaca yapm olduum bu uyarma ve aklama u sebebi hedef edinmektedir: Bu yazlar alelade halk tabakasndan biri tarafndan kaleme alnmamtr. Aksine bu kalem sahibi memleketimizin Yksek Mahkemelerinin bir hkimi ve bir yargcdr. Bu durumda bulunan byklerin, Snnetin er'i ve kanuni hususiyetine ait bu ekilde zayf taraflar olursa, bunun gibi mevki sahiplerinden, beklenilmeyen bir hayli hareketler doabilir. Adliyenin baz ileri gelen zevat da Snnete ait bu gibi, ilim d dncelere kaplmlardr ki, bu durum sahih ve ilmi bak asna uygun deildir. Bu yanl anlaylardan dolay ben de istedim ki, bu meselelerin gerek mahiyetini gn na karaym. Bu aklama phesiz ki, yalnz muhterem mektup yazarnn ahsyla snrl olmayp, dier btn adl mercilerde bulunan hkimlerimizin dikkatini ekmek iindir. Biz kendi Adliyemizi, islmm mukayese kabul etmeyen stn ve yce hukuk bilgileri ile donatlm grmek istiyoruz. Tercman - l - Kur'an, Aralk, 1958
554

555

BLM: 7

HAZIRLAYICININ NOTU 1952 senesi Kasm aynn 24 nde Karai'de baro birlii bakan, Mevlana Ebu'l A'l Mevdd'yi slmi Anayasa konusu hakkndaki toplantda, konferans vermek iin davet etmiti. Bu toplantdan maksad, aydn zmreye, adli evrelere ve zellikle gen hukukulara slmi Anayasa konusunda doru bilgiler vermek ve ayn zamanda zihinlerdeki menfi anlaylar bertaraf etmekti. O zaman memleket, tarihi ve mhim gnler geiriyordu Memleketin her tarafnda slmi Anayasann bir an nce yaplmas isteniyordu. Bunun iin her tarafta milletin sesi ykseliyordu. Kasm 1952 senesi Nazimuddin'in raporu ileri srld. Fakat halkn istei zerine bu raporun icra edilmesi bir ay kadar gecikti. Tabii olarak, Avrupa usul ile yetimi ve Avrupada eitim grm kimselerin zihnini bu hususta bir ok sualler kurcalyordu. Bunlara cevap vermek zarureti vard. Mevlana Mevdd bu toplantlara katld. Bu suallerin cevaplarn mkemmel bir ekilde ortaya koydu. Mzakerenin

balangcnda, Mevlana Mevdd bir rapor ile, islmi hkmetin ve slm Anayasann esaslarna ait pln ilm bir yetkinlikle akladktan sonra, bu konuda kendisine birka saat, sorular yneltildi. Mevlana da bu sualleri gayet parlak bir ekilde cevaplandrd. Mevlana'nn aadaki satrlar slami Hkmet'in esaslarn aydnlatan beyanlar ihtiva eder. (Hazrlayc)

560

SLM HKMETN ESASLARI

lk nce, Anayasa ve hkmetin birka mhim ve esasa ait meseleleri zerinde durmak isteriz. Ksaca uhu sylemek isterim ki, slmn asli kaynaklarnda acaba elimizde ne gibi kaideler bulunmaktadr? Buradan da islmn Anayasasna ait meseleler zerindeki ller anlalr. slm bu hususta ne gibi noktalar zerinde durmu ve neler zerinde durmamtr. Onun yapmak istedii eyler sadece tavsiyeden ibaret midir? Yoksa kesin hkmlermidir ki, bunlar biz mslmanlar, kabul etmek zorunda olup reddedemeyiz. Bu adan slm Anayasa hususunu ele alarak dokuz esas mesele zerinde konuacaz. 1. Bu mevzuda karmza ilk kacak olan sual udur: Hkimiyet kimin hakkdr? Herhangi bir hkmdarn m, herhangi bir zmrenin mi, yahut da btn bir milletin mi, ve yahut da Hak Taalnn m? 2. kinci sual: Hkmetin alma dairesinin hududu nedir? Ne dereceye kadar ve hangi hudud dairesinde hkmet itaat edilmeye hak eder ve nerelerde ve hangi

artlar dahilinde bu hak ortadan kalkar 3. nc ve esasa ait soru Anayasa hakkndadr: Hkmetin muhtelif organlar (Organ of the state) yani icra kuvveti: (Executive), Adliye: (Judiciary) ve kanun yapma: (Legistatiutre) n ayr ayr alma sahalar nelerden ibarettir? Bunlardan her biri ayr ayr ne gibi vazifeler yerine getirirler. Bu vazifelerin lleri nelerden ibarettir? Ve bunlarn birbirleriyle ilgi dereceleri ne orandadr? 4. Drdnc mhim soru de udur: Hkmetin varlndan maksat nedir? Hkmet hangi maksatlar iin kurulur ve hangi maksatlar iin alr ve ayakta tutunmak iin hangi esaslara uymas lzmdr? 5. Beinci soru: Hkmet kendi nizamn yrtmek iin (cra yeleri Heyetini) ne ekilde oluturur? 6. Altnc soru: Hkmet nizamini yrtenler ve devamn salayanlarn ne gibi vasflarda (qualifications) olmalar gerekir? Hangi topluluk veya ne gibi kimseler bu mevkilerde vazife alabilirler? Ve hangi vasftaki kimseler bu gibi ileri yrtmek ehliyetinde ve kabiliyetindedirler? 7. Yedinci soru: Anayasada vatandaln temelleri ve esaslarnn nelerden ibaret olduudur? Hangi kimseler bu hkmetin meden vatandalar olabilirler ve hangi
563

zmreler olamazlar? 8. Sekizinci soru: Medeni haklara sahip olan vatandalarn veya lke iinde yaayan zmrelerin esas hak ve hukuklar nelerdir? 9. Dokuzuncu soru: Hemeriler, vatandalar ve lkede yaayan dier zmreler zerinde hkmetin ne gibi haklar vardr ve bu haklar nelerdir? Her Anayasada bu esas hak ve temel hususiyetler gznnde bulundurulur. imdi bakalm, islm bu sorulara nasl ve ne gibi cevaplar vermitir?

564

HAKMYET KMN HAKKIDIR? lk nce u sualin zerinde duralm: slm hkmetin Anayasasnda "Hkimiyet" hakk kime verilmitir? Kur'an- Kerim, bu sorunun cevabn bize ak ve kesin olarak vermitir. Her manada ve her ekilde hkimiyet Allahu Taalnndr. Bunun iindir ki, hakikaten hakik ve mutlak hkim Hak Taaldr. slmda Hak Taalnn en yce hkm sahibi olduuna inanmak zarureti vardr. Bu meseleyi, bir kimse iyiden yiye anlad zaman unu da kavram olacaktr: lk nce hkimiyetin manasnn ne demek olduunu bilmek gerekir. Hkimiyet Mefhumu Siyaset ilmindeki istilahta bu kelime En Yksek ktidar ve Mutlak iktidar anlamnda kullanlr. Herhangi bir kimse, yahut da bir topluluk veya bir idarenin banda bulunann hkim olmas ve hkimiyeti elinde tutmasndan maksat udur: Onun her hkm kanun mahiyetini tar ve kanun olur. Byle bir kimse, hkmetin lkesinde yaayan fertlerin zerinde hkmlerini yrtr ve hudutsuz tercih ve yetki sahibi olur. dare edilenler de byle bir kimseye kaytsz artsz itaat etmeye mecbur olurlar. Bu kaytsz artsz itaat ister istekle olsun ister isteksiz ve kerahette olsun, kabul edilmelidir. Onun
565

hkmranlk yetkilerini ve onun tercihlerini, kendi iradesi altnda, hi bir ey snrlandrmaz ve kstlamaz. Fertlerin de onun karsnda herhangi bir haklar olamaz. Fertlere verilmi bulunan bir hak var ise, bu hak da ancak onun tarafndan verilmi olur. Byle birisi isterse verilen bu haklar geniletir, yahut da ksar veya tamamen ortadan kaldrabilir. Kanuni bir hak ortaya karsa, bu da ancak kanun koyan "ar" (Lavvgiver) den gelmi ve ortaya km olacaktr. Buna gre bu ari (kanun koyucu) verilmi olan bu hakk almak isterse geri alacak ve artk hibir hak da ortada kalmam olacaktr ki, byle bir hak istenebilsin. Kanun da hkimiyeti elde bulundurann iradesinden ktna gre, fertlerin ona itaat etmek zorunda bulunduklarna nazaran, tamamen ve her eyde onun istei olacaktr: Hkimiyeti elinde bulunduran da herhangi bir kanun zorunlu klmad iin, byle birisi tam manasiyle kendi zatnda Kaadir-i Mutlak'tr. Onun hkmleri hakknda, iyi veya kt, sahih veya hata, doru veya yanl diye soru sorulamaz. O ne yaparsa, yapsn hep iyidir. Onun itaatna girmi olanlarn, bu ilere fena demek haklar da yoktur. Onun yaptklarn da kabul etmemek olamaz. Bunun iin, onun Sbbh (Tesbih edilen) Kudds (Mukaddes) ve hatadan Mnezzeh (Temiz, pk) olduuna inanmak icabeder. ster bu varlk byle bir
566

durumda olsun isterse olmasn, zerinde durulmaz. te bu, Kanuni Hkimiyet (Legal Sovercignty) dncesidir ki, kanun bilen bir kimse (Fakih: Jurist) bu dnceyi ileri srer. Bundan daha az bir kudret veya imkna da artk "Hkimiyet" denemez, bu isim verilemez. Fakat byle bir "Hkimiyet" bugn artk farazi bir mefhum haline gelmitir. O kadar klmtr ki, hakik bir hakimiyet yahut da siyaset ilmi stilahnda "siyas hkimiyet": (Political Sovereignty) bile kalmamtr. Yani amelen bu iktidarn mliki bulunan da byle bir kanun hkimiyet tasallutuna uramtr. HKMYET HAKKATEN KMNDR? imdi ilk nce u soru ortaya kyor: Byle bir hkimiyet hakikaten insanlk camias iinde mevcut mudur? Eer bu ekilde bir hkimiyet varsa, nerededir? Bu tarz bir hkimiyeti elde tutabilen kimdir ve nedir? Niin, herhangi bir padiahlk (mutlakyet) nizamn da herhangi bir padiah byle bir hkimiyeti elinde bulundurur? Yahut'ta niin hibir zaman bulundurmaz ve bulunduramaz? imdi, herhangi bir diktatr yani mutlak mstebid bir hkmdarn durumunu ele alalm. Byle bir iktidar tahlil
567

ederek ve zerinde durup eitli cephelerden incelediimiz takdirde, grlecektir ki, bu idarecinin yetki ve tercihini birok harici sebepler ksmtr. Bunlar onun iradesine tabi deillerdir. Ve sonra herhangi bir Cumhuriyet nizamnda herhangi muayyen bir hususta parmak kaldranlarn gerekten bir hkimiyetleri var mdr? Bu mevkide bulunan kimselerin de hkimiyet diye ortaya attklar eyleri incelediimiz zaman, grlecektir ki, bu zahiri mutlak tercihlerin arkasnda esas iktidar elinde bulunduran baka kuvvetler de vardr. te bu sebeplerden dolaydr ki, siyaset ilminin ileri gelenleri, Hkimiyet nazariyesini ak bir ekilde ortaya atmak istedikleri zaman, insanlk camiasnn geni dairesi iinde, bu konunun tam mefhumunu aramak iin rpnp dururlar. Neticede de birey elde edemez olurlar. Bu maksatla yaplan fikir elbisesi hibir vcuda yakmaz ve bu giyim de hi bir bedene uymaz. Bunun iin insanlk dairesinde, hatta btn mahlkat arasnda bu elbisenin ve bu giyimin uyabilecei bir vcut ve beden bulunmaz. Ancak... Bu hakikati Kur'an- Kerim, ok yerde tekrar tekrar ortaya koymutur ki, hakik hkimiyeti elinde bulunduran yalnz ve sadece Allahu Taaladr. Ancak ve yalnz O, mutlak tercih sahibidir.
568

Failn li m yriyd: (stediini yapan) dr.1[84] Ancak O, gayr mesul ve her ne yapmsa veya etmise soru sorulmaktan mnezzehtir. Hi kimseye cevap vermek zorunda da deildir. La ys'el amm yef'al: (Ne ettiinden sorulmaz).2[85] Tam iktidarn mliki de yine O'dur. "Bi yedih melektu klli ey'in: (Hereyin iktidar O'nun elindedir.)3[86] O, yle bir varlktr ki, onun tercihlerini hibir kuvvet ve kudret ksamaz ve huduttandramaz. "Ve hve yciyru ve la yucru aleyh (O himayesi altna alr ve onu hi bir ey himaye edemez.)4[87] O'nun zat herhangi bir hatdan mnezzeh ve pk'tr. "El - melik el - kudds's - selm: (Hakiki padiah, eksiklikten mnezzeh ve selmet verendir.)5[88] HKMYET KMN HAKKIDIR? imdi ikinci soru sorulabilir. Hakikaten meselenin asln bir tarafa brakrsak eer
1[84] 2[85] 3[86] 4[87] 5[88]

Hd: 107 El-Enbiy: 23. El-M'minn: 88. El-M'minn: 88. El-Har: 23.
569

Hak Taal herhangi baka bir kimseye hkimiyet vasflarndan bazsn vermek isterse, o zaman hakikatte kim bu hkimiyet vasflarn elde etmek hakkna sahiptir? T ki, onun hkm kanun olsun? Onun karsnda baka bir kimsenin itiraz etmek hakk olmasn. Ona kaytsz ve artsz itaat edilsin. Onun hkmne kar her ne suretle olursa olsun iyidir veya fenadr denmeyip, dorudur yahut yanltr diye iddia edilmeyip, sorgulanmasn. Byle bir hak ister herhangi bir ahsa verilsin, ister herhangi bir idare sistemine bahedilsin, isterse bir lke halknn ounluuna verilsin, kime verilirse verilsin, ne ekilde olursa olsun, yine u husus sorulabilir: Bu hak hangi esas zerine verilmesi gerekir? Bu meselenin sebebi nedir? Fertler byle bir hkm sahibi olmaya nasl hak kazanacaklardr? Bu sorunun, en geni ekline herhangi bir ekilde cevap verilmek istenirse, bu cevap u olabilir: Halkn rzas, acaba bu hkimiyetin meru olmas iin delil tekil edebilir mi? Fakat nasl olabilir de byle bir eye inanlr ve raz olunabilir? Herhangi bir ahs, kendi istei ve kendi rzas ile, kendini kendi eliyle baka bir kimseye satp, kendini baka bir kimsenin mal klabilir? Satn alan kimse de bu ahs zerinde nasl meru bir mliklik ve sahiplik hakkn elde etmi saylabilir? Eer halkn bu ekildeki rzas bu kabil bir
570

mlikiyeti hakl ve meru klmazsa, demek olur ki, o zaman hangi yanl anlay zerine, sadece ounluun (Cumhur) un rzas olmakla bir kimse hkimiyet hakkn ele geirebilir? Kur'an- Kerim ak ve gayet belirli bir ekilde bildirmitir ki, Allahu Taalnn mahlklarnn zerinde herhangi baka bir mahlkun hkm srmek hakk yoktur. Hkm srmek hakk yalnz ve sadece Allahu Taalnndr. nk, Allahu Taal, kendi mahlkatnn Hliki'dir. Yaratm olan O'dur. "Ela leh'l - halku ve'l emr: Dikkat, yaratmak da emir de O'nun deilmidir." (Araf: 54) Bu yle makul bir meseledir ki, halkn hi bir ferdi bunu inkr edemez ve Allahu Taal'nn Halik (Yaratc) olduuna itiraz edemez. O'nun Hlikliini herkes kabul eder. HAKMYET KMN HAKKI OLABLR? imdi nc soru ortaya kyor ki, faraza hak ile btl bakmndan ele alnrsa, Hkimiyet yetkisinin hangi insan iktidara verilmesi gerekir. Ve insanlk camias iinde hangileri bu i iin tercih edilir? insan iin
571

ister bu insan, bir fert olsun, yahut da bir zmre olsun, veya bir millet veya kavim topluluu olsun, ne olursa olsun Hkimiyet denilen nesne yle kolay kolay yenilir yutulur ve hazmedilir eylerden deildir ki, bunun zerinde fertlerin hkm yrtmeleri hususunda hudutsuz yetkileri ve tercihleri olabilsin. Onun karsnda da hi bir kimsenin sz syliyebilecek bir hakk olmasn. Herhangi bir hkm vermekte ve ileri dzene koymakta, onun hatasz olduu kabul edilsin. Bu ekilde tercihler, herhangi bir insann eline geti mi zulmn ortada bulunmas da muhakkaktr. Bu zulm, toplumsal ve sosyal ilikiler de olabilir. Bu konularn haricindeki meselelerde de yani devletin d ilikilerinde de olabilir. Byle bir dzene koymann ftratnn iinde fesadn bulunmas muhakkaktr. Hi bir insan yaayn da bu fesattan kurtulmasna imkn yoktur. nk bu gibi hkimiyetler hakik bir hkimiyet deildir. Byle hkimiyetler hakikatte hkimiyet hakk olarak elde edilmemitir. Uydurma bir ekilde hkimiyet makam elde edilince byle bir otorite makamnn tercihleride sahih, doru ve meru olamaz. Bu mhim mesele, Kur'an- Kerim'-de u ifadelerle beyan buyurulmutur: "Allahn nazil kld ile hkm vermeyen byleleri. zlimdirler." (El - M'ide: 45)
572

ALLAH'IN KANUN HKMYET slm, btn bu sebeplerden dolay, u meseleyi kesin olarak ortaya koymutur: Kanun hkimiyet, hkimiyet diye kabul edilen hakik ve btn kinat zerindeki hkimiyettir. Byle olunca bu hkimiyeti elinde bulunduran ortaksz ve eriksiz olarak insanlar zerinde de hkimiyete sahiptir. Bu husus, Kur'an Kerim'in ok yerinde beyan buyrulmutur. O kadar ok yerde beyan edilmitir ki, bunlar tek tek saymak gtr. O kadar kuvvetli bir ekilde beyan edilmitir ki, bundan daha kuvvetli bir beyan olamaz. Misal olarak baz yerlerdeki yetleri nakledelim: "te hkm yalnz Allahndr ki, Yalnz kendisinden bakasna ibadet etmiyesiniz diye emir vermitir. te salam din de budur." (Yusuf: 40) Baka bir yerde: "Rabbnzdan size nazil klnm bulunana tbi olunuz ve ondan baka kimseyi koruyucu edinip tbi olmaynz." (A'raf: 3) Dier bir yerde, Hak Taal bu kanun hkimiyetten, kanan ak olarak kfir tbiri
573

ile vasflandrmtr. "Allahn nazil kld ile hkm vermeyen byleleri kfirdirler." (El Mide: 44) Bu yet-i kerimeden apak olarak anlalr ki, Allah Taalnn kanun hkimiyetini kabul etmenin ismi iman ve slmdr. Bunu (kabul etmeyip reddedip inkr eylemek de katiyyetle kfrdr. RESUL'N HUSUSYET Dnya zerinde Allah Taalnn bu kanun hkimiyetinin mmessilleri de Enbiya (Peygamberler) aleyhi selm'drlar. Yani, onlarn vastasiyle bize malm olup, bizce anIalr ki, bizim iin r (Kanun koyan): (Law Giver) ne gibi hkmler vermi ve ne gibi kanunlar koymutur? Bu kanunlar ve bu hkmler Enbiya vastasiyle olunca islm'da Allah Taalnn hkm altnda onlara (Nebilere) kaytsz artsz itaat edilmesi hkm verilmitir. Kur'an- Kerimi tetkik ettiimiz zaman, grle-cektir ki, Allah tarafndan gelmi bulunan Peygamber-ler bu hususu u ekilde iln etmilerdir: "Fe'ttek'llahe ve ety'ni: (Allahtan
574

ekinin ve bana itaat edin)."6[89] Yine Kur'an- Kerim, bu hususta kesin ve ak olarak u beyanda bulunmutur; "Hi bir Resul gndermedik ki, ancak Allah n izni ile kendisine itaat edile." (En Nisa: 64) "Her kim, Resul'e itaat etmi olursa elbette ki Allaha da itaat etmitir." (En Nisa: 80) Hatta Kur'an- Kerim daha da ak bir ekilde u hususu ortaya koymutur: ihtilafl meselelerde Resuln verdii hkme kaytsz artsz tabi olup kabul etmedike bir kimse mslman olamaz. "Hayr, senin Rabbna and olsun ki, onlar aralarnda kan anlamazlkta Seni hakem klmayp verdiin hkmlere hibir ekilde sklmadan, sana tam bir itaatle balanmadka iman etmi olmayacaklar." (En - Nisa. 65) Ve baka bir yerde buyurulmutur: "Ne bir mmin erkee, ne de bir mmin kadna u hak der ki, Allah ve O'nun Resul bir ite duruma yapp hkm verirlerse, bu ide artk bir gne itiraz etmeyeler. Her kim Allaha ve O'nun Resulne
6[89]

Sret-i u'ar, Ayet: 108, 110, 126, 144, 150, 163,


575

179 .

kar gelirse elbette ki apak bir ekilde dalalete dm olur." (El Ahzb: 36) Bunlardan sonra artk pheye bir mahal kalabilir mi? slmda kanun hkimiyet sadece ve tam olarak Allahn ve O'nun izni ile de Reslnndr. SYAS HKMYET ALLAHINDIR Bu mhim Anayasa meseleleri halledildikten sonra. yle bir soru ortada kalyor. Bundan sonra siyas hkimiyet (political soverignty) kimin olacaktr? Bu sorunun cevab da u olabilir ve u olmaldr: Bu Allahn olmaldr. Nitekim insanlar da bir temsilci gibi siyas iktidar Allah Taalnn kanun hakimiyetini geerli (en force) klmakla ayakta tutabilirler. Bu ekilde dahi kanun ve siyaset stlahnda hkimiyetin (Sovereign) sahibi, olan kimseye dahi hakik hkimiyet sahibi diyemiyeceiz. Gayet aktr ki, kudret ve iktidar sahibi olmak kanun hkimiyet demek deildir. nk byle bir iktidarn tercihlerinden daha yukarda, dana stn bir kanun, onun tercihlerini snrlandrr. Ve onun ayan balar. Yahut da bu tercihleri deitirmek imkn brakmaz. O zaman da iktidar sahibi bulunana da hkimiyete sahiptir diyemeyiz.
576

imdi bu vaziyette bulunan bir kimseye sahih bir mefhum olarak ne diyebileceiz? Bu sorunun cevabn da Kur'an Kerimin kendisi halletmi bulunuyor. Kur'an- Kerim bu mefhumu "hilafet" lafz ile beyan etmitir. Yani ikti dar elinde tutan kimse haddi zatnda hkimiyeti elinde tutmaz, hkimiyeti elinde tutan Hkimi A'lya (en yce hkm sahibi) vekalet eder. CUMHUR HLAFET Bu vekalet lafzndan sizin zihinlerinize "Zilllullah" veya "Papalk" veyahut da "Padiahn lh hukuku": (Divine Right of the King) gelmemelidir. Kur'an'n hkmne gre Allah Taalnn bu "vekalet makam" herhangi bir kiinin, yahut herhangi bir hanedan veya herhangi bir zmrenin hakk deildir. Belki bu, btn halkn hakkdr ki, bu halk Allahn Mutlak Hkimiyeti kabul etmilerdir. Bu da kendilerine Resul vastasiyle ulatrlmtr. Bunlar lh Kanuna en yksek ve en stn kanun olarak inanmlardr. "Sizin iinizden iman edip de salih amel ilemi olanlara Allah yeryznde halife klacan vaadetmitir." (En - Nur: 55). Bu mesele, slm hilafeti, kayserlik (imparatorluk), papalk ve Avrupai
577

tasavvurdan alnm olan din hkmet (Theocracy) nin tam aksine bir Cumhuriyet klmtr. Bu byk fark olmasna ramen, Avrupa halknn Cumhuriyet diye isim taktklar eyle halk hakimiyetini ellerinde tuttuklarn iddia ederler. Biz mslmanlar da Cumhuriyet dediimiz zaman bizim Cumhuriyet dediimiz Cumhuriyette de halk yani Cumhur-i Halk (Halkn hepsinin topluluu) ancak sadece hilafeti ellerinde tutarlar. Hkmet nizamn yrtmek iin Avrupallarn Cumhuriyetinde genel oy verenlerin ve oy sahiplerinin oylaryla hkmet kurulur, deitirilir ve yrtlr. Bizim Cumhuriyetimizde ise bu husus yine byledir. u farkla ki, onlarn dncelerine gre Cumhuriyet hkmeti, mutlak hakimiyet ve mutlak tecih sahibidir. Bizim dncemize gre ise, Cumhuriyet hilafeti, Allah Taal'nn kanunlarna baldr. Mutlak hakimiyet sahibi deildir. HKMETN ALIMA SAHASININ HUDUDU Bu ekilde Hilfetin aklanmasndan sonra u mesele de kendiliinden halledilmi olacaktr: slm Anayasasna gre hkmetin alma sahasnn hududu nedir? Madem ki bu hkmet Allah hilfetidir ve Allah
578

Taalnn kanun hkimiyetini kabul ediyor, o zaman ne de olsa byle bir hkmetin tercihler dairesini de Allahu Taalnn belirli bir hudud erevesinde tahdit etmi olmas da kararlatrlm olacaktr. Hkmet ne yaparsa ve ne ederse ve nasl alrsa alsn hep bu hududun dahilinde olacak ve bu hududu tecavz etmeye kanunen ve Anayasa gereince msaadeli olmayacaktr. Bu mesele sadece mantk olarak Allah Taalnn hkimiyeti, kanun usulne bal deil, belki bu meseleyi ak bir ekilde Kur'an Kerim, kendisi de beyan buyurmutur. Kur'an- Kerim'de yer yer hkmler konup bu husus zerinde durulmutur. "te bu Allahn hudududur ki, bu hududa yaklamayn." "te bu Allahn hudududur ki, bu hududu amayn." "Her kim Allahn hududunu am olursa, byleleri zalimlerdendir." Bunlardan baka umum kaide olarak u hkm de verilmitir: "Ey iman etmi bulunan kimseler, Allaha itaat ediniz ve O'nun Resulne de itaat ediniz ve kendi iinizden olan llemr'e de.. Bir ey hakknda aranzda ihtilafa derseniz ve siz Allah ve ahiret gnne iman ediyorsanz, bunu Allah'a ve O'nun Resulne havale ediniz."
579

(En Nisa: 59) Bu yet-i kerimeden anlaldna gre, hkmete itaat etmek, Allah ve O'nun Resulne itaat etmeye bal olarak gereklidir. Serbeste ve alelade bir ekilde deil Buradan yine aka anlalyor ki, Allahn hkmlerinden ve Resuln itaatndan uzak bulunmak artiyle, hkmete itaat etmek istei iin bir hak ve bir sebep ortada kalmaz. Bu noktann daha ak bir ekilde anlalmas hakknda da Hazret-i Resl Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem yle buyurmulardr: "La ta'ate limen 'asa'llah.: Allaha kar isyan eden kimseye itaat yoktur." Ve yine; "Hi bir yaratlm iin Yaratana kar masiyet iin, itaat yoktur." Bu yet-i kerime bu usuln yan bana u usul de koymutur: Mslman camiasnda her ne suretle olursa olsun, anlamazlklar olabilir. Bu anlamazlklar, ister fertlerin kendi aralarnda yani bir fert ile dier bir ferdin arasnda olsun, ister zmrelerin ve bir zmre ile dier bir zmrenin, yahut da bir fert ile bir zmrenin arasnda olsun, ister memleket halk ile hkmetin arasnda ve yahut da hkmetin muhtelif elemanlarnn arasnda olsun, ksaca her nerede olursa olsun, bu meselelerin zmnde ve karara balanmas iin esas ve son merci Allahu
580

Taal ve O'nun Resul olacaktr. Bu usl de aslnda kendi snf bakmndan u meseleyi gerektirir: Hkmet ilerinde iktidar ellerinde tutanlar da her hangi bir ihtilafl muamelede ve zlmesi lzm gelen ilerde karlatklar problemin hal edilmesini Kitabullah ve Snneti Resulullaha gre yapp neticelendirmeleri gerekir.

581

HKMET ORGANLARININ ALIMA HUDUDU VE BUNLARIN BRBRLERYLE ALAKALARI imdi u mesele de hal olunmaldr: Acaba hkmetin muhtelif organlarnn (Organ of the state) tercihleri ve alma hududu neler olmaldr? TER (Kanun yapc / yasama) MECLSLERN HUDUDU Teri (Kanun yapc: Legislature) organ o eydir ki, biz ona eski istilahta (Ehl'l-halli ve'l'akd) deriz. Bu mevzuda u mesele de tamamen aktr ki; bu teri organ Allahn Kitab ve Resulullahn Snnetinin hidayeti altnda alacak ve bunlarn aksine, kendi icm (oy birlii) ile dahi her ne suretle olursa olsun, herhangi bir kanun yapmak yetkisinde olmayacaktr. imdi ben sizlere Kur'an- Kerimde bu meselenin nasl anlatlm olduunu arz edeyim: "Her hangi bir erkek veya kadnn Allah ve O'nun Re, sulnn herhangi bir ite yapm olduklar zm ve vermi olduklar hkm karsnda, her ne ekilde olursa olsun, li bir suretle hkm vermek hakk
582

yoktur. Byle yapmak isteyen ve buna yeltenen kfir olur." Bunun iin de bu hkmler unu gerektirir: Allah ve O'nun Resulnn hkmlerinin hilafna her ne suretle olursa olsun kanun yapmak teri meclisin tercih ve yetkilerinin haricinde kalr. Bu gibi yine herhangi bir kanun da kanun yapclar tarafndan yaplm ve kanun hkmne getirilmi olsa dahi, yukardaki esas kaidenin gerektirdiine gre, Anayasa (Dstur) ve kanunlarn hududuna tecavz etmi ve Anayasay inemi (Ultro vires of the Constitution) hkmnde olacaktr. Bu durumda u sorular sorulabilir: ilk nce slm Hkmette teri organ (kanun yapan) ne vazife grecektir? Bu sorunun cevab udur: Elbette bu organ da baz vazifeler grecektir. Bunlar sralayalm: 1. Herhangi bir ite ve hususta, Allahn ve O'nun Resulnn ak ve kesin bir hkm varsa, teri organ bunlar hakknda hibir deitirme yapamamakla beraber, bunlarn icras ve yerine getirilmesi iin zarur olankaideleri ve nizamlar (Rules and Regulations) kararlatracaktr. 2. Allah'n Kitabnda ve Resulullahn Snnetinde bulunan baz ahkm'n eitli
583

tbir ve tefsirleri olmak ihtimali mevcut olduundan teri meclisi bu ifade ve tefsirlerin zerinde alacak, son eklini tespit edecek ve kanun haline getirecektir. Bunun iin de teri meclisinde alan ahslarn hep, ehli ilim olmalar ve muhtelif meseleler zerinde alabilmek ehliyetini sahip bulunmalar arttr. Yoksa onlarn yarm yamalak yapacaklar zmler, varacaklar netice ve karar eriat karmakark hale sokar. Fakat bir soru da seime itirak ederek oy verenlerin hakknda sorulabilir. Byle vasflara sahip kimseler nasl seilebilir? Usulen bunu da kabul etmek gerekir ki, kanun yapmak iin deil de esasnda kanun yazmak iin, bu meclis hazrlanr. u artla ki, bu meclis salahiyetini ap da tahrif yoluna gitmemelidir. 3. Baz muamelelerde de herhangi bir usul ve esasa ait hkm mevcut deildir. O zaman teri organnn vazi fesi udur: slmn usuli mmesini (Umum kaidesini) gznnde bulundurarak bu hususlar hakknda kanun yapar. Yahut da bu gibi meseleler hakknda daha nce fkh kitaplarnda bir hkm veya hkmler mevcut ise bunlar inceler ve bunlardan mnasib bulduu birini seip umum kanun haline getirir.
584

4. Baz meseleler ve muamelelerle de karlaabili nir ki, bunlar hakknda ne rehber olabilecek bir usul, ne de buna benzer bir hkm bulunur. O zaman teri orga nnn vazifesi, bunlar zerinde hkmler oluturmak ve kararlar vermek olur. Zira byle hususlarda Hak Taal kanun koymak hususunu serbest brakmtr. Bunun iin byle meselelerde ve bu gibi muamelelerde teri organ mnasib kanunlar yapar. Bu kanunlar da ancak u artla yaplr ki, her ne suretle olursa olsun, herhangi bir er' hkm veya usule aykr olmamaldr. Bu gibi meselelerde de esas usul u olacaktr: Verilen bu hkmler ve kararlar yasaklanm hususlara ait olmayp mubah hususlarda olmaldr. Bu drt esas kaideyi, biz Allah Resulnn Snneti ile Hlefa-i Raidinin teamllerinden ve mmetin Mcte-hidlerinin reylerinden ve nazariyelerinden elde etmi oluruz. Gerektii takdirde bunlar hakknda kaynak alnan hususlar da bildirilmelidir. Fakat benim dnceme gre, herhangi bir kimse, slm Hkmetin esas kaidelerini bildikten sonra, genel akl ile: Akli mm: (Common Sense) unu kavrar ki, bu ekildeki hkmette teri organnn vazifelerinin hududu bunlardan baka bir ey olamaz.
585

CRA YRTME ORGANIN HUDUDU: imdi de icra organna gelelim: Bir slm Hkmette icra organn (Executive )asl ii ilh Ahkm yrrlkte ve geerli klmaktr. Bu ahkmn yrrlkte ve geerli klnmas iin de memlekette ve camia arasnda uygun durumu hazrlamaktr. Burada islm Hkmeti ile islm olmayan bir hkmet arasnda bir ayrcalkl hususiyet fark vardr. Bu imtiyaz hususiyet ortada olmazsa, o zaman herhangi bir kfir hkmet ile slm hkmet arasnda bir fark kalmaz, ikisi de birbirinin ayn olurlar. slm hkmetinde icra organ: Kur'an Kerimde "ll-emr", Hadis-i erif'te "mer" diye zikredilen organdr. Kur'an- Kerimde de ve Hadis-i erifte de her ikisinde ll-emr iin "dinlemek ve itaat etmek: (Obedience) hkm verilmitir. u artla ki, bunlarda Allahn ve O'nun Resulnn hkmlerine tbi olmaldrlar. Bu hkmlerden muaf masiyet, bid'at ve din'de yeni ve uydurma eyler karmak yoluna gitmemelidirler. Kur'an- Kerim, bu hususta ak bir ekilde yle beyan buyurmutur: "Kalbini bizim zikrimizden gafil bildiimiz ve kendi havasna tabi olan ve iin
586

haddini aan, kimseye itaat etme." (El Kehf: 28) "ly karanlarn emrine itaat etmeyin. Byleleri yeryznde fesad karrlar ve slh etmezler. (E uara: 151 - 152). Hazret-i Resul- Ekrem Sallallah aleyhi ve sellem de bu hususu izah ederek bu mesele hakknda yle beyan buyurmulardr: "Size herhangi bir zenci kle de mir tayin edilirse ve Allahn Kitab ile sizin iinizi idare etmek yolunu tutarsa, onu dinleyip itaat ediniz." (Mslim) "Masiyet (gnah) iin emir verilmemi ise, isterse holansn, isterse holanmasn her Mslman kiiye dinleyip itaat etmek der. Fakat masiyet iin emir verilince ne dinlemek var ne de itaat etmek." (Muttefikun aleyh hadis) "Masiyet iin itaat yoktur. taat ancak doru i iindir." (Mttefikim aleyh hadis) "Her kim, bid'atc birisini verse, elbetteki slmn ortadan kalkmas iin yardm etmi bulunacaktr." (El-Beyhak, f uab il - iman) Bu izahtan sonra slm hkmette icra
587

organnn almasnn hududu ve ls hakknda artk hibir phe kalmam olacaktr. ADLYE (YARGI) NINALIMA HUDUDU: imdi de Adliye (Judiciary) ye gelelim. Biz eski stlahta buna "Kaza": (Kadlk) diyoruz. Bunun da alma dairesinin ve i hududunun ilh Hkimiyet kanunu erevesinde olaca kendiliinden anlalr. slm ne zaman kendi hkmet usuln kaim klm ise, o zaman ilk kad (Hkim: Yarg) Peygamberlerin kendileri olmulard. Onlarn bu husustaki vazifeleri, halkn ilerini ve ihtilaflarn ilh kanunun altnda hal edip hkm vermekti. Peygamberlerden sonra, bu makama gemi bulunanlar da onlarn gittikleri yoldan baka bir yoldan gitmiyeceklerdir. lerin zmnde lh Kanunu gz nnde tutacaklardr. Bu kanunu da Hak Taal peygamberi vastasiyle indirmi bulunuyor. Kur'an- Kerim-de Sre-i M'idenin iki rk'u, bilhassa bu mevzu zerine nazil klnmtr. Orada Hak Taal buyuruyor ki, Biz Tevrat nazil klmakla hidayet ve aydnlk gnderdik. Ben srailin btn Nebileri ve sonra Rabbanileri (Yahudi limleri) ve Ahbar' (Yahudi din adamlar)
588

Tevratn hkmleri gereince Yahudilerin ilerini zmlerlerdi. Daha sonra sa bn-i Meryem'i gnderdik. O'na da ncil'i verdik. Bunda da hidayet ve aydnlk vardr. Kur'an- Kerim, bu tarihi hadiseleri beyan ettikten sonra, Hak Taal Resul- Ekrem'i muhatab alarak yle hitab buyuruyor: "Biz bu Kitab (Kur'an-) hak olarak sana gnderdik: Onlarn arasnda Allahn nazil klm bulunduu ile hkm ver ve "ana Hak (hakikat) geldikten sonra onlarn keyfine tabi olma." (El-Maide: 48) Devamnda Hak Taal, bu beyan u szler ile tamamlyor: "Acaba cahiliye hkmleri gibi ilerinin zmn m isterler? yi anlam olan kimseler iin acaba Allahn hkmnden daha iyi olabilecek ne gibi bir hkm vardr?" (Maide: 50) Bu takrir meyannda Hak Taal yerde yle buyuruyor: "Allahn nazil klm olduu kanunu ile ileri zmleyip hkm vermeyenler, kfirdirler, zalimdirler, fasktrlar." Bunlar olduktan sonra, bilmem artk unu sylemee lzum var mdr ki, bir slm hkmetteki adalette ilh Kanunu icra ve
589

uygulamaktan baka bir ey olsun ve ilerin zmnde bundan baka bir kanun yrrlkte bulunsun? HKMETiN MUHTELF ORGANLARININ BRBRLERYLE ALKASI imdi ortada u soru kalyor: slm'da hkmetin bu organnn birbirleriyle alka dereceleri nelerdir? Bu hususta ak ahkm mevcut deildir. Ancak saadet devri ve Hlefa Raidinin teaml (Convention) bize bu hususu aydnlatyor. Bu teamlden biz unu anlyoruz: Hkmet reisinin alakas nereye kadardr ve nelerdir? O zaman hkmet reisi olmak bakmndan bu reis, bu organn nn de banda bulunuyordu. Bu hususiyet Nebi sallallah aleyhi ve sellem'den elde edilmitir. Hlef- Raidin de ayn l iinde hareket etmilerdi. Fakat bu devirde Reisin emri altnda biz bu organ bir birlerinden ayr tutmu bulunuyoruz. O devirde "Ehlil-hal ve'l akd' (Teri Organ) ayr idi. Bunlarn mavereleriyle Hlefa- Raidin devrinde dzenleme ileride yrtlr, kanun meseleler de tartlr, hkme balanrd. Fakat gvenlik ve memleketin idaresi ii, Emir'ler (mer') nn elinde idi. Bu da ayr
590

idi. Bunlar Kaza: (Adalet) ilerine mdahale etmezlerdi ve edemezlerdi. Kad (Hkim: Yarg: Judge da ayr idi ve bu Kad, Emirlerin hkm altnda deildi. Memleketin mhim meseleleri iin polis kuvvetleri tekil etmek, intizam ve kanun meseleleri hal eylemek yolunda bazan yle meselelerle karlalrd ki, Hlefa-i Raidin, o zaman hep "Ehl'l hall vell akd" i arp onlarla maverede bulunurlard. Mavere bitince de bu Ehl'l - hal ve'l akd'in ii sona ermi olurdu. ntizam (cra) iler, Halifenin emri altnda yrtlrd. Onun kararlatrm olduu kararlar gereince ve onun hkmlerine mutabk icra organ da alp giderdi. Kadlar tayin eden, halifenin kendisi olmakla beraber, bir kad bir kere tayin edildikten sonra, Halifenin bu kadnn iine karmaya hibir hakk ve yetkisi yoktu. Bir kimse mevki bakmndan hkmet banda bulunmu olsa bile, herhangi bir ahs tarafndan aleyhinde bir iddiada bulunulduu takdirde, o zaman kad, hakikat aydnlatmak iin, bu mevki sahibi kimseyi alelade halktan bir kii gibi arr ve yaptndan hesap sorard. O zaman iin bizim elimizde bulunan misallerin hi birisinde, hibir islm lkesinde bir kimsenin, ayn zamanda hem
591

kad hem de mil (Memleket idarecisi) olduuna dair malumat yoktur. Yahut da herhangi bir mil veya valinin (Governor) veya devletin banda bulunan kimsenin de bir kadnn adalet hususunda verdii hkmlere karm olduunu ve karmak hakkna sahip bulunduunu gremiyoruz. Yine bunun gibi, en kodamann kodaman kimsenin de mesel, devlet ricali veya askeri erkn ve ileri gelen kumandan ve sairenin de hesap vermek iin kadnn huzuruna arld zaman gitmemezlik ettiini de bilmiyoruz. Bu pln zerine biz, imdi de mevcut ihtiyalarmz halledip gitmekteyiz. Ancak bu hususta ufak tefek deiikliler yaplmtr. Buna ramen bu usul yine ayakta tutmak iin urayoruz. Bu ufak tefek deiiklikler de udur: Mesel Hkmet reisinin icra (yrtme) ve adl (yarg) hususlarda. Hlefai Raidinden daha az yetkisi vardr. Buna gre, bizim kendi reisimizin bu yetkisini ksmamzdan maksadmz, reisin bir gn kalkp da diktatrlk taslamasn nlemek iindir. Bir de bu ksmann dier bir sebebi, onun ileri elinde tuttuu zaman, herhangi bir sebepten dolay halka kar adaletsizlik yapmamas iindir. Bu soruya bir zat muhterem kalkp u soru sordu: Sizin bu husustaki fikrinizin kayna nedir? Bu suale u cevab verdim: Benim delilim
592

udur: Hlefa-i Raidin devrinde icra ve adl organlar birbirlerinden ayr idiler. Hkmet bakan da er hkme gre bu ikisini birden her ne suretle olursa olsun elinde bulunduramazd. Fakat u hususta vardr ki, Hkmet bakan bazan kadlk vasf ile adalet krssne oturur ve o zaman da kendisi icra ilere mdahale etmezdi. Fakat Hlefa-i Raidin devrinde halk bu halifelere o kadar itimat etmilerdi ki, son adalet hkmnn halife tarafndan verilmesini isterlerdi. Halife de hkm verince artk kimsenin diyecei bir ey kalmazd. imdi biz eer, byle gvenilir bir ahs bulamazsak, Hlefa-i Raidin gibi o zaman islm Anayasas gereince, islm hkmetinin bakann hem "ba kad" (En yksek rtbeli hakim): (Chef Justs) yapar hem de icra kuvvetlerin en yksek bakan klarz. Bu iki vasf zarur olarak bu zatn elinde birleir.) Bu ekilde biz bu planda baz deiiklikler de yapabiliriz. Mesel biz "Ehl l-hal ve'lakd" semenin usuln ve kaidelerini deitirir ve gnn artlar gereince, bunlarla muntazam bir meclis kurabiliriz. Adalet dairesinde de muhtelif dereceler ihdas edilebilir. Mesel inceleme ksmn ayrr ve alma ksmna da ve iin zerinde kararlar aldktan sonra yrtme ksmna da ayr ekiller verebiliriz. Ve bunlar gibi olan baka hususlar da deitirebiliriz.
593

Burada iki soru ortaya kar. Bu sorulara da cevap vermek zarureti vardr. Birincisi udur: Acaba islm'da u mesele olmumudur ki, adliye ilerinde kaza hususunda Ehll-hal ve'l - akd, bir meseleyi bu mesele Allahn Kitabna ve Resulullahn Snnetine aykrdr diye geri evirip kesip atm mdrlar? Bu hususta da bir hkm verildiine dair benim bir bilgim yoktur. Hlefa-i Raidinin teamlnde "kaza" mevzuunda byle bir ey grnemezdi. O zamanki kadlar arasnda da byle bir hkm verebilecek bir kady gstermek mmkn deildir. Benim dnceme gre, o zamanki Ehl l - hal ve'l akd, Kitab ve Snnetin altnda basiret sahibi kimseler idiler. Bunlarn, hepsi de bir tarafa, Hlefa-i Raidinin kendileri bu meselelerde o kadar gvenilir kimseler idiler ki, onlarn bakanlklar devrinde; herhangi bir ekilde, Kitab ve Snnetin hilafna hibir ey yaplamazd. Biz eer bugn Anayasamzda bu husus iin herhangi bir itimad edilir ve gvenilir bir nizam bulamazsak ve bizim her ne suretle olursa olsun, kanun yapan meclisimizin yapaca kanunlar hakknda Kitabullah ve Snnetde bir hkm olmazsa ve o zaman da Adliye, Kitap ve Snnetin hilfna bulunan hkmleri reddederse, bu Adliyeye byle bir yetki tanmamz lzm gelir. kinci soru da udur: slmda Teri
594

Organnn yasama yani "Ehl l - hal ve'l akd" n sahih vasf nedir? Ne ekilde olursa bu organ sahih olur? Acaba bu heyet, sadece hkmet riyasetinin istiare heyetimidir? Hkmetin banda bulunan zat bu heyetin ounluunun yahut da ittifakla verdii kararlar kabul edip etmemekte veya reddetmekte veya istedii gibi deitirmekte serbest ve tercih sahibi mi olsun? Yoksa Hkmetin banda bulunan kimse, bu heyetin ounluunun veya ittifakla verdii kararlarn mefhumuna ve medluluna bal bulunmak zorunda mdr? Bu hususta Kur'an- Kerim baz emirler beyan etmitir. Mslmanlarn toplumsal ilerde birbirleriyle maverede bulunmalarn emr eylemitir. "Ve emrhm ra beynehm: Onlarn ileri, aralarmda mavere ile olur." Peygamberi Zan Efendimize de bu husus'ta hitap edilerek Hkmet bakan bulunmalar nedeniyle hitap edilerek, Hak Taal yle buyurmutur: "Emr (Memleket ileri) hakknda onlarla maverede bulun. (Mavereden sonra) karar verirsen, Allaha tevekkl et." (Al-i mrn: 159). Bu iki yeti kerime gereince mavere zarur oluyor. Hkmet bakanna da mavere etmek yolunda hidayet ediliyor. Mavereden sonra bir karara varlrsa o
595

zaman Allah'a tevekkl edilecek ve i sonuna kadar yrtlecektir. Fakat burada bu sualin cevab tam ve ak bir ekilde ortaya kmyor. Hadis -i erifte bu hu susu bize aydnlatacak ak bir hkme raslamyoruz. Elbette ki, Hlefa -i Raidinin teamlnden, slm ulemas umum olarak u neticeyi karmtr: Hkmet intizamnn asl mesul hkmetin bakandr. Hk met bakan, Ehl'1-hal ve'l-akd ile mavere etmek mecburiye tindedir. Ancak, onlarn ittifakla yahut da ekseriyetle vermi bulunduklar gre hareket etmek mecburiyetinde deildir. Baka bir ta birle diyebiliriz ki, hkmet bakannn mavereden sonra bir nevi "veto" hakk da vardr. Fakat bu nazariye, umumiyetle bir hayli yanl anla ylara yol amaktadr. Nitekim halk bu noktadan ba z deiikliklerin bulunabileceini anlamaktadr. Her husust a bir mavere edilmesini dnyorlard. Hlefa-i Raidinin devrindeki maverelerde bulunan kimselerin ya ni Ehl'l - Hal ve'l - akd'in meclisleri muntazam bir ekilde deildi. Bunlar dank kimseler idiler. Ancak l zumu halinde toplanr, konuur ve sonra dalr kendi ilerine giderlerdi. O zaman imdiki gibi muntazam parlamenter bir ekil de yoktu. Bugn mevcud olan muntazam teri
596

mecliside bulunmuyordu. Bu ilere kendilerini adam kimseler de dank halde idiler. icab toplanr, bir ekil bulur, sonra ekilip giderlerdi. Zamanmzdaki gibi, partiler de mev cut deildi. Parti mitingleri de yaplmazd. Partiler olma ynca da elbette ki, bunlar n programlar da yoktu ki, her biri bir toplant, bir miting tertipleyip kendi meramn anlatmas da muhaldi. Mavere lzm olduu zaman, arlanlar gelir, gnl huzuru ile oturur, halife kendisi de mecliste bulunur, mesele ileri srlr, mu vafk, muhalif her cephesi konuulur, grlr, serbeste tartlr, duruulur herkes bildii ve gvendii delille ri ileri srer, herkes grn beyan eder, Halife de grn beyan eder ve netice alnrd. yle bir gr zerinde durulurdu ki, btn meclis bu gr kabul eder ve karar verilirdi. Bazan da bir hususta ittifak elde edilmezdi. Fakat ittifak elde edilmemesi bu meselenin hakknda ne srlen grlerin veya kararlarn hatal olduundan deil, kararlarn birinin dierine tercih edilmesindendi. Fakat yine de Hlafa-i Raidin devrinden katiyyen byle bir misal veremeyiz ki, Hall akd meclislerinin herhangi birisinde bu meclisin azalar arasnda esasl bir ihtilaf km olduuna dair bir vak'a zikr edilegelsin. Yalnz Hlefa-i Raidin devrinin
597

btn sresinde ancak iki vakada zamann Halifesi, Ehli Hall akd'n toplu olarak verdikleri kararn hilfna ha reket ettii grlmtr. Birisi same'nin ordu sevki meselesinde oldu. ikincisi de Mrted'lerin zerine alan cihad meselesi hakknda. Fakat bu iki vakann her ikisinde de Sahabiler, Halifenin verdii karara teslim oldular. Bu da u demek deildir ki, slm Anayasas Halifeye her zaman ve tamamen "veto" hakk tanmtr. Kanun ge reince o bu ite istedii gibi hareket eder diye Halifeye bir hak vermitir. Sahabiler de ister istemez Halifenin kararlarna gnlleri raz olmasa dahi itaat edeceklerdir. Hayr mesele byle deildir. Belki mesele u ekildedir ki, o zaman Sahabiler, Hazret-i Ebu Bekir Radiyallah anh'e o kadar itimat eder, onun dirayetine, bilgi ve ferasetine o kadar gvenirlerdi ki, artk Ebu Bekirin verdii karardan daha iyisi olamaz diye dnyorlard. Dini ilerde Ebu Bekir Radiyallah Taal anh'n ne ka dar ehemmiyetle durduunu biliyorlard. te bunun iin hepsi Ebu Bekirin fikrini kabul etmekte tereddt etmediler. Hatt iin neticesi ortaya ktktan sonra da Ebu Bekirin ne kadar isabetli karar vermi olduu anlald ve herkes bildi ki, Ebu Bekir byle bir karar vermemi oldayd slm ortadan kalkmak tehlikesiyle babaa kalacakt.
598

Nitekim, mrtedler meselesinde Hazret -i mer, radyallah anh herkesden ziyade Ebu Bekir'in fikrine muhalefet ediyordu. Aktan aa u szleri sylyordu: Allah Ebu Bekir'in iinde benim gsm asn da ba na bu iin hakikatinin ne olduu belli olsun." imdi, size rnek verdiimiz bu hadiselerden islm' da "Veto" nedir ve bu meselenin nasl deiiklie uradn karabilirsiniz. Ve daha sonradan buna benzer eyler baka yerlerde de ortaya kmtr. Eer Hlefa - i Raidin devrindeki ra'nn ekli, onun ruhu, ra meclisinin azalarnn zihniyeti, onlarn ahlak ve onlarn dier hususlarn rnek ala rak g znnde bulundurursak, bundan daha iyi bir rnek olmad gibi, bundan daha iyi bir alma tarz olamyacan anlamakta zorluk ekmeyiz. Biz, eer bu ekilde almakla, son mantk ne ticelere varrsak, o zaman her eyden ziyade u nokta zerinde durup unu syliyebiliriz ki, bu ekildeki bir ra meclisi. (Mavere meclisinde) eer Sadaret makamn elinde bulunduran bir kimse veya meclis erkn, kendi grlerini ortaya atarlarsa, ve bu grlerin karsnda muhalefet edilmez se o zaman bu gr umum tarafndan kabul edilmi saylr ve "istisvabi amm"
599

Referandum mahiyeti alm olur. Yok eer herhangi bir gr, umum grler reddederse, o rey sahibi muaf saylr. Fakat imdi, bizim iin kendi memleketimizde byle bir ruh ve byle bir zihniyet ve bu ekilde ra meclisi kurmak mmkn deildir. Bunun iin de bizce, ister icra mecliste olsun ister teri mecl isine olsun, ekseriyetin grlerine tbi olmaktan baka bir are kalmamtr. HKMETiN VARLIININ AMACI imdide u meseleye gelelim ki, islm hangi temel amalar (Objectives) ileri srerek slm hkmetin kurulmas iin almtr. Kur'an - Kerim ve Sn net-i Resulullah bu maksatlar etraflca izah etmilerdir. Kur'an- Kerimde buyurmutur ki: "Biz Resullerimizi aydn delillerle gnderdik. Onlarla birlikte Kitap ve Mizan (l) da nazil kldk ki halkn arasnda adalet kaim klnsn." (El-Hadid: 35). "Yeryzne, ite byle yerletirmi bulunduumuz kimseler, namaz ayakta tutarlar, zekt derler, do rulua emrederler ve eriliklerden de menederler."
600

(El-Hac: 41). Hadis-i eriflerde de bu husus yle beyan edilmitir: "Allah elbette ki Kur'an ile ortadan kaldrmad eyleri Hkmet vastasiyle ortadan kaldrrd. " (Tefsir-i bn -i Kesr). Yani, mevcut bulunan fenalklar ve ktlkler Kur' an- Kerimin nasihatleri ile ortadan kalkmaynca Hak Taal hkmeti bu i iin memur klar ve bu fenalklar ortadan kaldrtr. Bunlardan anlalyor ki, slm bir hkmetin kurulmas ve ayakta tutunmasndan asl maksat, slmn slah proramnn btn lk elerde tatbik edilmesi iin lzm ve gereklidir. Bu ekilde slm, insanlk iin daha iyi alma yolunu bulabilir. Yalnz emniyeti salamak, yalnz memleketin hududunu koru mak, yalnz halkn yaay seviyesini ykseltmek slmn son maksad ve amac dei ldir. Belki, slam dier gayr - slm hkmetlerden ayran ayrcalkl zellik, slmn, btn insanln fenalklarn ortadan kaldrmak istemesi ve btn insanl iyiliin aydnlk caddesinde yrtmek yolunu tutmak iin almasdr. slm, fenalklar ve ktlkleri ortadan kaldrmak ve silip atmak iin btn
601

imknlardan istifade etmeyi gznnde bulundurduundan, hkmet de bunun iin bir vasta olarak kullanlmaktadr. HKMET NASIL OLUUR Bu temel meseleleri izah ettikten sonra, imdi karmza beinci soru kmaktadr: Hkmetin esas nasl kurulmaldr? Bu hususta en mhim mesele devlet bakannn (Head of the Satate) nasl kararlatrlacadr. Bu devlet bakanna, islmda "Halife" veya "mam" ya hut da, "Emir" ve baka stlah lar da kullan lmtr. Bu meseleyi iyi anlatmak veya anlamak iin bir islm tarihinin t bandan beri bu ii gzden geirmemiz icap edi yor. Devlet Bakannn Seimi: Muhterem okuyucular ve dinleyicilerin bildikleri gibi, bizim slm yaaymzn balangc Mekke'de kfr iinde balad, O zaman Hazret- i Resul Ekrem Sallallah aleyhi ve sellem, Mekkede islm yaay kaim klmak iin kfr ile mcadeleye girimi bulunuyorlard. Bu islm yaay, kendi dairesi iinde, muhtar bir hale ge lerek kendisi iin siyas ve t oplumsal nizamn kurmak yol unu tuttu. O zaman bir bamsz lke (State) kurularak maksada doru ilk adm atld. Bu
602

bamsz hkmet, ilk slm hk mettir ki; bunun banda da Zat - Saadetleri bulunu yorlard. Zat - Risaletpenahileri ise, ne bir kimse tarafndan seilip bu makama getirilmiti, ne de ken di kendilerini, ellerindeki kuvvet ve kudretle, bu maka ma karmt. O, Hak Taal tarafndan dorudan doruya bu i iin memur edilmiti. Zat- Risaletpenaheri, on seneden fazla bir zaman iin, bu hkmetin banda bulunmak vazifesini ifa etti. Sonra kendi yerlerine kimin geecei hakknda ak ve kesin bir emir buyurmadan ekilip gitti ler. Bu sktun sebebi, Kur'an- Kerimin u hkm gereincedir: "Ve emrhm ra beynehm: Onlarn (hkmet) ileri, aralarnda mavere iledir." Sahabeyi Kiram da bunu bildiler ki mslmanlar iin kendi lkelerini idare edecek olan bakann bu mevkiye gelmesi seim ile olacaktr. Yani mslmanlar toplana rak birbirleriyle mavere ede cekler ve aralarndan birini seec ek ve bu ie me mur edeceklerdir. 7[90] Nitekim,
7[90]

una da phe yoktur ki, iler, u mesele hakknda yle derler: mamet mansb da nbvve t mansb gibi Allah tarafndan verilmi olmas lzmdr. Fakat bu ihtilf fiili ve ameli olarak
603

mslmanlar hep toplanp birinci Halife olan Hazret-i Ebu Bekir radyallah Taal anh'i setiler ve i bana getirdiler. Sonra, Hazret-i Ebu Bekirin de son gn leri yaklanca kendi fikrine gre, Hilfet ii n en uygun ahs Hazret - i mer olmasna ramen, yine de kendisi ne bir halef tayin etmedi. Ancak Hazret-i merin mna sip olacan vasiyetinde bildirdi. Hastal srasnda ve tam bu dnyadan gecei zaman mslmanlarn umum toplantsnda yle hitap ett i: "stermisiniz ki, ben sizin in birisini halef tayin edeyim? Allaha yemin ederim ki, dnp tandm ve byle bir kimse zerinde duramadm. Akrabamdan da kimseyi bu ie mnasip grmedim. Ancak ben size mer bni Hattab'n Halife olmasn mnasip gry orum. Onun szn dinleyiniz ve ona itaat ediniz." dedi.
zamanmzda kendiliinden ortadan kalkm bulunmaktadr. iilerin itikat ettikleri on ikinci imamn gaybetinden sonra, onun tekrar ve ikinci defa orteye kaca zamana kadar, imamet mansb durgunluk devri geirmektedir. Buna gre, mslmanlarn itima ilerinin yrtlmesi iin herhangi bir kimsenin ortaya kmas lazmdr ki, byle bir kimse ilerce de imamlk vasfn tamadndan ve Allah tarafndan grevlendirilmediinden alelade bir kimse olacaktr.
604

Halk da hep bir azdan yle cevap verip haykrdlar: "Dinledik ve itaat ettik." (Taber, cild: 2, sahife: 618, Matbaayi stikamet, Msr) Bu ekilde Mslmanlarn ikinci hali fesinin hilafete namzetlii de birinci halifenin m averesiyle oldu ve umum mslman halkn da fikri alnarak Hilafet makamna getirildi. Bundan sonra Hazret-i mer radiyallahu Taal anhda dnyadan gecekleri zaman, Hazret-i Resul Ekrem sallallahu aleyhi ve sellemin en yakn alt arkadann bulunduu hesaba katarak, bu alt kii ile bir meclis kurulmasn ileri srd ve bunlara da: "Aranzdan birini seiniz ve Mslmanlarn ilerinin bana getiriniz." Dedi. Sonra unu da iln etti ki: "Sizlerden herhangi biriniz Mslmanlarn maveresinin hilafna kendi kudretini kullanarak, kendisini Emir yapmak isterse, onun boynunu vurunuz."8[91] Bu meclis konuarak, danarak, mavere ederek, evvela Hazret-i Abdurrahman ibni Avf' seim iine memur etti. O da Medinenin umum efkrn
8[91]

(mer El - Faruk, Mehmed Hseyin Heykel Paa, Cild: 2, sahife: 313).


605

(kamuoyunu) yoklayp geldi. Bu ii yaparken de ev ev gezip kadnlara kadar halkn fikrini sordu. Fikir sormak iin ne mderrisleri brakt ne de talebeleri ihmal etti. Yalnz bununla da iktifa etmedi. Memleketin her tarafn ky ky, kabile kabile dolat. mmet efradnn bu husustaki fikirleri zerinde titizlikle durdu. adr adr nabz yoklad ve neticeyi elde ederek geldi. O zaman Hazret-i Osman ile Hazreti Alinin en ok itimada ayan kimseler olduklar ve halkn gvenini kazanm bulunduklar anlald. Halk bu iki ahstan Hazret-i Osman'a daha fazla rabet gsteriyordu. Bu netice zerine nihayet Hazret-i Osman Radiyallahu anh, Hilafet mansbna (mevkisine) getirildi. Ve Halife-i Mslimin seildi. Mslmanlar da umum bir toplant yaparak Hazreti Osman radiyallahu Taal anh'a biat ettiler. Daha sonra Hazret-i Osmann ehadeti vak'as ortaya kt. mmet arasnda byk znt verici meseleler dodu. Bu srada bir ksm sahabiler, Hazret -i Ali radiyallahu Taal anh'n evinde toplandlar. Kendisine: "Bu gn zat- hilafetpenahilerinden bu i iin daha evla bir kimse yoktur." Dediler. Onlar srar ediyorlard. Fakat Hazret-i Ali byle ar bir ykn altna girmek istemiyordu. Sahabilerin ar derecede srar karsnda Hazret-i Ali Hilafet mansbn kabul etmek
606

zorunda kald. Ve sahablilere yle buyurdu: "Hilafeti bana yklemek istiyorsanz, Camiye kadar gelmelisiniz. Bana biat etmeniz gizlice olamaz. Bu ancak btn Mslmanlarn rzas ile olabilir." 9[92] Zat- Hilafetpenahileri, camiye geldikleri zaman, btn Muhacirin ve Ansar orada toplanmlard. Bunlarn ou uzak yerlerden gelmi bulunuyorlard. Kendi istek ve rzalar ile biat elini uzattlar. Daha sonra da malum olduu gibi Hazret-i Ali Ra diyallahu Taal Anha kar suikast hazrland . Tam ve fat edecei srada kendisine "Kimi halef tayin edecei" soruldu. Zat- Hilafetpenahileri bu hususta bir ey deme diler. Bu sefer oradaki halk tarafndan tekrar yle bir sual soruldu: "Sizden sonra byk olunuz Hazret -i mam Hasan'a biat edelim mi?" Zat- hilafetpenahileri ne msbet ne de menf bir cevap verdiler ve ancak yle de diler: "M mir km ve l enh km, entm ebsar." Ne size byle bir ey emr eder, ne de sizi byle bir eyden menedebilirim, siz daha iyi bilirsiniz. 10[93] te devlet bakan seiminin Hlafa -yi
9[92]

10[93]

(Taber, Cild: 3, Sahife: 450) (Taber, Cild: 2, sahife: 112)


607

Raidin devrinde teaml bu ekilde olmutur. Sahabeyi Kiramn t oplu olarak almalar bu iin byle olmas, Neb Sallallahu aleyhi ve sellemin sktu ve Hak Taalnn emri gereincedir. "Ve emrhm ra beynehm: Onlarn ileri ma vere iledir." Bu istinada gre de slamn Anayasas olacak olan esaslardan kat'i ekilde sabit oluyor ki, slmda devlet reisi hkmet bakan seim zerine ve umum msl man halkn rzasna baldr. Bu eklin baka trls yoktur. Herhangi bir kimse kolunun kuvvetine, gcne, zoruna dayanarak kendisini Mslmanlar iin bakan veyahut da emir yapvermek hakkna sahip deildir.11[94] Bu da bir tarafa dursun, yalnz
11[94]

Bazlar u sebepten dolay pheye dmlerdir: slmda mademki tamamen seime dayanan bir usul vardr. Nasl olur da padiahlk devrindeki ulem kuvvet ve zor kullanarak kendilerini devletin bana geiren kimselere msaade etmilerdir? Bu phenin esas iki ayr meseleyi biribirine kartrmak -tan ileri geliyor. Meselenin biri udur: slm da Halifelik ile Emirlik biribirine kartrl maktadr. Dier mesele de yledir: Birisi kp da byle hatal bir usul ile emir olmu ve devletin bana gemise byle bir durumda ne yaplacann bilinmemesidir. Birinci meselenin cevab yledir: slm ulemasnn ittifakla kabul ettikleri Halifelik, ancak umum seimle ve btn Mslman hal -kn
608

bununla da i bitmiyor, mslmanlar iin byle bakanlk etmek ve yahut da halife olmak, herhangi bir aile, hanedan veya zmrenin elinde olmasna m saade edilmez. 12[95] Seim hususunda da her ne ekilde olursa olsun, zor kullanlamaz ve serbeste Mslmanlar tarafndan seim yaplr. u mesele de vardr ki, bu seim ve Mslmanlarn rzasnn temin edilmesi nasl anlalacaktr? Bu hususta slm her hangi bir muayyen usl belirtmemitir. Zaman ve zeminin koullar gereince bu i
rzas ile olmaldr. kinci meselenin doru cevab yledir: O zamanki ulemann yumuak davranmalarnn sebebi, byle bir Emirliin yalnz intizam salamak ve asayii korumak bakmn dan faydal olduundandr. Bu ekilde memleketin bana musallat olmu bulunan Emirin, din nizamn bozmamas lzmdr. Bu artlar tahakkuk ettii taktirde, ulema, zorla Emirlii eline geirmi bulunan ahsa kar, ayaklanmay doru bulmamlardr. Bunun sebebi de bir anariye yol amamak iindir. Bunun dnda ulem hibir zaman Emirlii ele geirenlerin emirliklerini sahih saymamlar, cebir ve tasallut ile Hilafetin doru olabileceine hkm vermemilerdir. 12[95] Bu hususta bazlar u pheye dyorlar ki; "Hilfetin Kurey kabilesi mensuplarnda olacana" dair hadisler vardr. Kurey kabilesi mensuplar Halifelik iin daha hakl grl -mtr. Bunun cevabn da telif ettiim "Resil ve Mes'il isimlieserde vermi bulunuyorum.
609

iin muhtelif usuller ortaya konabilir. Ancak u artla ki, makul bir tarzda m met efradnn kime daha fazla itimat v e gvenleri olduu anlalabilsin. URA MECLSNN TEEKKL Emirin (Hkmet bakannn) seiminden sonra ikinci, mhim mesele de "Ehl l - hal ve'l-akd" i yani (ra Meclisinin erknn) semek meselesidir. Acaba kimler bu meclise seilecek, nasl seilecekler ve ka kii seileceklerdir? Dikkatsiz ve incelemeden deerlendirmelerde bulunanlar bu hususta yle dnmlerdir: Hlefa -i Raidin devrinde ra Meclisinin azalar umum seim usul ile (General Elections) seilmemilerdir. slmda mavere he yeti iin muayyen bir kaide yoktur. Belki bu mesele zamann halifesinin uygun grd ekilde olmu ve istedii kimseyi arp mavere etmitir. Fakat byle dnmek, bu zamann meseleleri ile, o zamann meselelerini ayn ekilde deerlendirmek ve ayn ekilde grmekten ileri geliyor. Halbuki bu gibiler, o zamann meselelerini, o zamann artlarna gre gznnde bulundursalard bu iin ne ekilde olduunu ve bu hususta da nasl alldn anlarlard. slm, Mekkeyi Mkerremede, bir
610

hareket olarak orta ya kt. Hareketin karekteri yle idi: lk defa s lama "Lebbeyk" deyip de sarlanlar slm hareketin liderinin arkada, dostu, ilerde yardmcs, maviri ve alan eli kolu mahiyetinde olmulard. Nitekim, islm'da bunlara "Sabkyn-i evvelin" denerek, tabi bir ekilde Hazreti Neb Sallallah aleyhi ve sellemin arkadalar ve mavirleri diye kararlatrlmlardr. Hak Taal tarafndan sarahatle hkm gelmemi olan mevzularda, Zat Saadetleri de bu zevat ile her zaman m averede bulunmulardr. Daha sonra, bu harekete yeni yeni kiilerde katldlar. Bu defa muhalifler ie girierek, bu hareketi baltalamaya koyuldular Berikiler de onlarn karsnda altlar. Bunlar yaptklar hizmetlerde, fedakrla katlanan, dirayet ve basiret sahibi kimseler olmakla sekin bir cemaat idiler. Bunlar, o zaman seimlerle ve oylarla i bana getirilmi kimselerden deillerdi. Bunlar denemeler ve tecrbeler zerinde kendiliklerinden mavir olmu kimselerdi ki, byle olmas elbette ki, seim (Election) den daha dorudur. Mekkeden hicret edilmeden nce durum byle idi. O zaman Zat- Risaletpenahilerinin etrafnda iki eit mavir bulunuyordu. Birinci ler Sabikin-i Evvelin yani ilk mslmanlar, ikinciler de sonradan slm dairesine intisap etmi
611

bulunanlar arasndaki, bilgili, dirayetli, tecrbe sahibi ve elinden i gelen kimselerdi. Bu iki zmrenin mensuplar yle kimselerdi ki, bu zevata btn mslmanlar, Peygamberi Ekrem Sallallahu aleyhi ve sellem'e itimat ettikleri gibi gven duyarlard. Bundan sonra mehur hicret hadisesi vuku buldu. Bu hadisenin balangc da yle oldu: Hicretten iki buuk yl nce, Medine halknn ileri gelen ahsiyetlerinden bir ka zat, slm kabul etmiti. Bu kimseler nfuz sahibi olduklarndan slm Evs ve Hazrec kabile ha lkna da yaym bulunuyorlard. Bu defa Medine halknn da veti zerine Zat - Saadetleri ve dier muhacirin kendi yer ve yurtlarn brakarak Medineye gittiler. Orada bu slm hareketi bir siyas nizam eklini ald. Ve zamanla bir hkmet haline geldi. u da ayr ve mhim bir meseledir ki, Medinede slm, bu gibi zevatn sayesinde yaylp her tarafa sirayet edince, bu kimseler de yeni itima ve siyas nizam iin ayr ayr yerlerin liderleri ekline geldi. Onlarn makamlar da u oldu ki, Zat- Saadetlerinin mavere meclisinde Sabkyn-i Evvelin ve Muhacirin'in tecrbeli ve ileri gelenleri ile ayn lde gznnde bulunduruldu. Ve mavere heyetinin evvelki iki unsuruna bir nc unsur daha ilve edildi. Bu zevat yani "Ansar": yardmclar yine ftr ve tabi
612

bir ekilde seilmilerdi. Bunlar da mslmanlar tarafndan itimad edilir ve gvenilir kimselerdi. Nitekim, bunlar yle gvenilir kimseler oldular ki, zamanmzda ki gibi bir seim usul ortada olsayd ve bunlar da oylamaya gre seilmek isteselerdi muhakkak seilirlerdi. Sonra meden yaay balad. Mavere edilecekler de kendiliklerinden iki zmreye ayrlm oldular. Birinci zmre, sekiz on sene kadar siyas, asker ve teblii (slm tantma ve yayma) ilerinde alm bulunan tecrbe sahipleri ve i bilen kimselerdi. Halk da bunlarn bilgi ve i baarma kabiliyetlerine gvenir ve her meselede onlarn fikirlerine itimat ederlerdi. kinci zmre ise, Kur'an- Kerim anlaynda, din bilgi hususunda ve fkhta hret kazanm kimselerdi. Bunlar da yine halk tarafndan gvenilir ve itimat edilir zevat idiler. Hatt Resul Ekrem sallallahu aleyhi ve sellemden sonra halk bu zevatn din ilmi hakknda en fazla bilgi sahibi olduklarna kani idiler. Hatt bazan Zat - Risaletpenahileri, kendileri de "Kur'an- Kerimi filan kimseden reniniz" diye tavsiyede bulunmakla, bu zevatn Kur'ana olan vukuflarn tasdik buyurmulardr. te bu iki ayr hususiyet tayan zmrelerin ikisi de birlikte o zamanki ra Meclisine tabi bir ekilde kendiliklerinden
613

seilip gelmilerdi. Ve bu meclisin azalar olarak meclisi teekkl ettirmilerdi. Bunlardan hi birisinin, bugnk alelade seim usul ile seilmelerine ihtiya kalmamt. Herhlde bildiimiz bugnk seit usul ile rey toplayarak seilmek lazm gelseydi, o zamann mslmanlar elbette ki, bu zevattan baka kimseyi de semiyeceklerdi. te bu suretle Zat- Saadetlerinin devrinde ra Meclisi teekkl etmi oldu. Bu meclis, Hlefa-i Raidirn devrinde de mavere meclisi olarak devam edegeldi. Bunlar Dstur hususlarda (Kanunlara esas olacak meselelerde) titizlikle duruyorlard. Daha sonra bunlar, bakalarn da yetitirdiler. Yeni yetienlerin iinde dirayetlerine ve bilgilerine gvenilir bulunanlar yeniden muavere meclis'ne getirdiler. Bu cemaat, kendilerine "Ehl l - hal ve'l - akd" denilen cemaat efraddrlar. Bu stlahn manas da (zmek ve dmlemek: Yani meseleleri hail etmek ve hkme balamak) demektir. Hlefa da bu zevat ile mavere etmeden hi bir mhim meselede kararl vermezlerdi, ite bunlarn yaptklar ve yapacaklar ilerin kanun olma hususiyetinin lsn uradan anlayabiliriz ki, Hazreti Osman Radiyallahu Taal anh'n ehal detinden sonra, Sahabilerden bir ka Hazret-i Ali Radiyallah Taal anh'n evine toplanm ve kendisinden halifelii kabul etmesini istedikleri zaman, Hazret-i Ali
614

Radiyallahu anh onlara u cevab vermiti Bu i size dmez. Bu ancak ra ehlinin ve Bedr ehlinin yapacaklar itir. ra ehli ve Bedr ehli kimin halifeliine rza gsterirse, halife o olacaktr. Toplanalm da bu meseleyi grelim."13[96] Bu cmlelerden ak olarak anlalr ki, "Ehl-l-hal ve'l - akd" o zaman muayyen bir ka kimseden ibaret idi. Bu zevat daha nceden de bu duruma sahip bulunan kimselerdi. Milletin mhim meselelerinde karar vermee salahiyetli ve ehliyetli kiiler idiler. Buna gre yle dnmemek icap eder: Zamann halifesi bu gibi zevat keyfi istedii gibi tayin etmitir. Yahut da kendisi semitir. stedii zaman bunlar arp mavere eder, istedii zaman da armaz. Fakat buras da bilinmiyor ki, o zamanki "Ehl - l - hal ve'l - akd" yahut da ra Meclisi, kimlerden teek -kl etmiti. Ve milletin meselelerinin hangi hususlar kimlere sorulurdu ve kimler bu meselelerde fikir beyan etmek salahiyetine haiz idiler?14[97]
(El-imame ve's - siyase, bn-i Kuteybe, El-Futh matbaas Msr, Sahife: 41). 14[97] Burada yle bir mesele zerinde de durmak icap ediyor: Ehl-l-hal ve'l - akd niin yalnz Medinede idiler? Bunlarn Medinedeki vaziyetleri ne idi? slm
13[96]

615

lkelerinin dier mntkalarndan niin gvenilir mmessil ve saire arlmyordu ? Bu meselenin u ekilde iki makul cevab vardr: slm hkmet, herhangi bir mill hkmet deildir. Belki islm hkmet u ekilde ortaya kt: lk evvel bir nazar tebli (fikir yayma) yolunu tuttu ve halkn dncelerini ve ahlakn deitirip bir inklap meydana getirdi. Sonra bu inklbn neticesinde bir medeniyet usul ve yaay ekli ortaya kt. Daha sonra bir hkmet eklini ald. Tabiatiyle, bu gibi bir hkmette ftraten itimadn ve gvenin merkezi, inklabn temelini kuran o ahs vanid idi. Sonra bu inklab benimsemi bulunanlar ve inklabn temelini kurmu bulunan zatn sa eli ve sa kolu olan kimseler de bu itimat ve gven merkezinin etrafnda toplanp ikinci iti - mat ve gven noktalar oldular. Byle bir hkmetin liderlii de ftr ve tabi liderliktir. Bu liderden bakasna ve bu liderin gven duymad kimseye de halktan bir fert dahi itimat etmez. Bu suret-le, o zaman tenkid etmek ve sz sylemek tamamen serbest olma -sna ve herkese byle bir hak tannm bulunmasna ramen Arabistann herhangi bir kesinde yahut da dier slm lkelerinde u ekilde bir ses duyulmad ki, niin yalnz Medine halk veya Medinedekiler "hal letmek ve hkme balamak" meclisine aza ol mak hakkna mliktirler. 2. kincisi de udur: O zamanki medeniyetin vaziyetine gre, u da mmkn deildi ki; o zamann o kadar geni lkelerin de Afganistandan tutun da kuzey Afrikaya kadar umum seim yaplmas imkn olsun. Sonra da buralardan hkmet merkezine mmessiller gelsin ve alelade veya fevkalde (gndemli ve
616

Hlefa-i Raidinin teamlleri de Resul Ekrem rneinden alnmtr. Emir iin, herkes mavir olamazd. Emir de kendi keyfinin istediini bu ilerde mavir seemez ve tayin edemezdi. Belki bu ie getirilmi olan zevat, umum mslmanlar tarafndan itimad edilir kimseler idiler. Mslmanlar bu sekin zmrenin iyi niyetlerine, bilgi ve ehliyetlerine tam manasiyle gven duyuyorlard. Devletin ve devletin banda bulunanlarn da bunlarla mavere ederek verdikleri kararlar yle bir karar oldu ki, halk bu kararla r can ve gnlden kabul ederdi. nk kendilerine inanrlard. Hkmetin verdii kararlarn tatbikatnda halk yardmc dahi olurdu. imdi bir de u soru kalyor: Halkn itimadn kazanm bulunan kimselerin hangi vasfta olmalar lzm ge liyor? Bu da nereden belli olacaktr? imdi u da malumdur ki, islmn balangcnda bu gibi zevatn vasflan kendiliinden belli idi. Bugn o vasflar mevcud deil ve o artlar da ortada yoktur. Ve o zaman medeni durumlarda bir hayli engelller vard ki, bugn o engelller ortadan kalkmtr. Bunun iin biz, bugnn hal ve
gndem d) toplantlar yaplsn ve lkenin her yerinden de gel mi bulunan mmessiller bu toplantlara itirak etsinler.
617

vaziyetinin iktiza sna gre, herhangi bir ekilde, mmkn olan ve gayri meru olmayan bir yol ile bu gibi zevat aratrp bulup seebiliriz. Cumhur kavmin yani (Millet efradnn kalabalk ounluu) nun gvenini kimler kazanmtr diyebile biliriz. Ve bunlar i bana getirebiliriz. Zama nmzda dahi mevcut bulunan seim ekillerinden birini tatbik edebiliriz. Ancak u artla ki, bu seim ekli yle bir vaziyet alsn ki, iin esas gayesi ortadan kalkm olmasn, DEVLETN EKL VE BM Bundan sonra nc meseleye gelelim. Bu mhim mesele de udur: slmda devlet ekli ve biimi nasl olacaktr? Bu hususu anlamak iin de yine Hlefa -i Raidin devrine dnerek, o zamann tarihine gz atarsak, bu husus da anlalm olacaktr. O zaman "Emir_el mminn" o zata denirdi ki, mslmanlar bu zata; "sem' ve taat (szn dinlemek ve itaat etmek) artiyle" biat ederlerdi. Byle bir zat, mmet efrad tarafndan gve nilir, itimad edilir ve halk itima ilerini onun eline teslim eder, kendisinden bu ileri mkemmel bir surette yrtmesini beklerlerdi. Yani devleti bu zatn eline teslim ederlerdi.
618

Bugn ne ingiltere Kral, ne Fransz Cumhur Bakan, ne Byk Britanyann Babakan, ne Amerikan Bakan ne de Rus Diktatr Stalinin vasf, byle bir vasf gibidir. Onlara hi benzemez. slm Emir el mminini sadece devlet bakan yahut da hkmet reisi deildi. Ayn zamanda Babakan yani "Reisi vzer" idi. Yine ayn zamanda islm parlamentonun bir azasyd. Ve hatta bazan da bu parlamentonun bakan idi. Konuulacak ve danlacak mevzularn byk bir ksm kendisine derdi. Devletin btn ilerinden de o mesuld. Hem de bu mesuliyette kendi kendisine de hesap vermek zorunda idi. Byle bir parlamentoda ne hkmet (veya i banda bulunan devlet) ne de iktidar partisi vard. Ne de onun karsnda muhalefet partisi bulunuyordu. Butn parlamentoda bir tek parti vard. Devle tin banda bulunan zat, eer hak tarafn iltizam edip, doru yolu tuttuu zaman, btn parlamento muvafakat parti olurdu. Yok eer devlet banda bulunan zat, bu defa batl tarafn ve batl yol tutarsa o zaman btn parlamento muhalif parti olurdu. Bu parlamentoda parlamentonun her yesi de her hususta serbest idiler. Bir hususta ittifak ettiler mi, ittifak ederlerdi. htilafl olan hususta da ihtilafl olurlard. O zaman, Halife de Halifenin yardmclar
619

bulunan vezirler de parlamentonun reyine kar kendi reylerini bildirirlerdi. Bu rey ya kabul edilir yahut da red edilirdi. Birisinin bu ile ilgili olarak istifa etmesinden yahut da ekimser davranmasndan dolay ona hibir ey sorulmazd ve sorulamazd. Halifeye gelince, Halife de yalnz ve sadece parlamentoya kar sorumlu deildi. Belki btn mmeti islmiyeye kar sorumlu idi. Halife yalnz memleket ilerinde sorumlu tutulmazd. Her iinde ve hatta ahs ve kiisel ilerinde de sorumlu idi. Her gn be defa, halkn nnde camiye gelip, halk ile birlikte bulunurdu. Halkn karsna kard. Her cuma gn de hutbesini okuya rak, halka hitap ederdi. lkenin umum ahvali hakknda bizzat beyanda bulunurdu. Halk ile birlikte, her gn bulunduu ehrin amurlu sokaklarnda dolap dururdu. Herkes ve her ahs, istedii zaman, Halifenin eteini tutup sz sylemek hakkna sahip idi. Umum toplantlarda herkes kalkp Halifeye soru sorabilirdi. O zaman hkmet reisinden veya hkmeti temsil eden kimselerden ancak parlamento azalarnn soru sormas ve baka kimselerin sormamas gibi bir kaide yoktu. Parlamento azalar soracaklar sualleri daha nce not edip bildirsinler diye bir kaide de yoktu. Herkes, her zaman ve her yerde halifeye her hususta soru sorard. Bu umum bir
620

kaide idi. Ve bu kaide u e kilde halifelerin kendileri tarafndan iln edilmitir: "Eer ben sizin iin iyi alrsam, bana yardmc olunuz. ayet ben sizin iin iyi almaz ve kt yol tutar sam, o zaman beni siz dzeltip doru yola gtrnz. Ben Allaha ve O'nun Resulne itaat ettiim mddete siz de bana itaat ediniz, yoksa ben Allaha ve O'nun Resulne kar masiyet yolunu tutarsam o zaman sizin iin bana kar itaat etmeniz iin bir sebep kalmaz."15[98] Bu devlet idare tarzna, zamanmzdaki devlet tarzlar ve rejimleri stlahndan hi bir stlah bulmak mmkn deildir. Ancak, slm mizacna en uygun bir devlet idare tarz ve rejimidir ki, bizim de idealimiz budur. Ancak slm camias, bu ekilde idare edilebilirdi ki, slm inklab nazariyesinde bunun en mkemmel ekli hazrlanmtr. Bu bakmdan slm camias gerilemeye yz tuttuundan bu ekilde bir idare zor olacaktr. imdi, biz eer bu ideal rejimimize dnmek istersek, o zaman bizim iin drt esasa sarlmamz icap eder ki, ancak bunlarla kendi durum ve zaruriyatmz dzene koyabiliriz. l. Devletin mesuliyeti bir kimsenin eline
15[98]

(Es - Sddyk, Muhammed Hseyin Heykel, Sahife:


621

67).

tevdi edildii zaman, bu zat sadece halkn mmessili olmayacak, ayn zamanda halkn alelade bir ferdi olarak halkn dier fertlerinin karsnda bulunacak, yapaca ilerde de sadece mavere etmekle kalmyacak, ayn zamanda herkese kar her iinde hatta kendi ahsi ile rinde dahi, mesul olup, suallere cevap verecek durumda bulunacaktr. 2. Particilik sisteminin tamamen ortadan kalkm olmas lazmdr. Zira particilik sisteminde manasz taassup bata gelir. Byle bir devlet rejiminde parti taassu bunun bulunmas gayet manaszdr. Particilik sisteminde hkmet nizam manasz ve yersiz taassuplara kaplr ve yle bir ihtimal de ortaya kar: Herhangi iktidar dkn bir kimse, iktidar elinde tutmak veya iktidar elde etmek iin halkn paras ile kendine mstakil himayeciler salar. stedii gibi maverede bulunur. Ve istedii gibi de kendi dileklerini ve fikirlerini halka kabul ettirir. 3. Byle bir hkmette asayi nizamlar karma kark ve dolambal yollara sokulmamaldr. Hesap sorulduu zaman ne hesap soranlar ne de hesap sorulan kimse ve ne de ktlkler meydana gelirse bu kt lklerin asl mesullerini bulmakta zorluk eksinler. 4. Son olarak ve en mhimi de udur ki,
622

her Emir, yani devletin banda bulunan kimse ile ra ehli, yani mavere heyeti azalarnn, yle kimselerden seilmeleri lzmdr ki, bu kimselerin kalblerinde slamn tavsif ettii vasflar tam olarak bulunsun. LLEMR'N VASIFLARI: Bu vasflar (Qualifications) meselesi hakknda sl m noktay nazardan byk ehemmiyeti bulunduunu dnmek lzmdr. Hatt, be n u kadar da diyebilirim ki, slm dsturun yrmesi veya yrme mesi mnhasran buna baldr. Emaret (Emirlik: devlet (bakanl) ve ra Meclisinin azas olabilmek iin kanun bir ehliyet tannmaldr. Bunun iin, seim zerinde nezaret edecek biri si veya bir heyet ve yahut da bir hkim veya hkimler heyeti bulunmaldr ki, bir kimsenin seilip seilememek hususunda ehliyeti olup (Eligible) olmamas zerine daha nceden karar versin. Bundan baka ikinci bir ekil ehliyet dahi bulunmaldr: Bu ehliye t de seecek olan kimseler hakknda olmas icap edecektir ki, bunlar seilecek olan ahsn da seilebilmesi, seimin olabilirlii veya hakknda onay verilmesi bakmndan
623

ehliyetli midirler, de il midirler bunun nceden tayin edilmi olmas gerekir. Birinci ekil ehliyet, bir lkenin on mil yonlarca ahalisinin arasnda herkes iin olabilir. Fa kat ikinci ekildeki ehliyet ancak amel ve fiil olarak bir lkenin milyonlarca ahalisi arasndan bir ka kii de bulunabilir. Birinci ksm ehliyet iin Anayasada baz amel maddeler ve hkmler (Operative Clauses) konmaldr ki, bunlar seimlerde dikkate alnrlar. Fakat ikinci ksm ehliyet iin, bu ehliyetin lleri, Anayasann ve Dsturun btn ruhunda mevcut bulunmaldr. Bir Anayasann, bir Dsturun muvaffa kiyeti mnhasran o zaman mmkndr ki, cumhuri halkn (Halk topluluunun hepsinin) fikirlerini ve dncelerini terbiye edip sahih ve doru bir seim iin hazrlyabilsin. T ki, halk da seecekleri kimsenin evsafn Ana yasa veya Dsturun ruhuna uygun olup olmyacan ayrt edebilsinler. Kur'an- Kerimde ve Hadis-i erifde bu her iki kaynakta da, bu iki eit ehliyetten bahisler vardr. Birinci ksm ehliyet iin, drt esas zerinde durulmutur: 1. Mslman olmak. Nitekim Kur'an - Kerim bu hususta yle buyuruyor: "Ey iman etmi bulunan kimseler Allaha itaat ediniz ve O'nun Resulne de itaat ediniz ve kendi iinizden olan llemre de..."
624

(En Nisa: 59). 2. Erkek olmas lzmdr. Nitekim Kur'an Kerimde buyurulmutur: "Erkekler kadnlarn koruyuculardr." (En Nisa: 34) Bu hususta Peygamber Sallallahu aleyhi ve sellem de yle buyurmulardr: "lerinin idaresini kadnlarn eline brakm olan kavim felah bulamaz." (Buhar) 3. Akil ve reid olmas lzmdr. Nitekim. Kur'an- Kerim de bu hususta u emri ihtiva etmektedir: "Allahn sizi bana koymu bulunduu mallarnz, aklszlarn eline vermeyiniz." (En-Nisa: 5). 4. slm lkelerinin sakini olmas lzmdr. Nitekim bu mevzuda da Kur'an- Kerim yle buyurmu tur: "man edip de hicret etmemi olanlar, hicret edinceye kadar korumak hususunda size bir ey dmez." (El-Enfl: 72). te kanun vasflar bu drt vasftan ibarettir. Bu vasflara malik bulunan herkes, Emirlie (devlet reisliine) ve ra Meclisinin
625

azalna (Parlamento yeliine) seilebilme hakkna sahiptir. Bunlar iin bu kimsenin ehliyeti vardr. imdi de u sual ortaya kar: Saysz ve hesapsz kimseler bu vasflara sahip bulunduktan sonra, seilmek isterler veya seilmek istemezler. Byle bir durumda ne olacak? Bu sualin de cevabn yine Kur'an- Kerimde ve Hadis -i erifte bulacaz: "Allah size emreder ki, emanetleri ehil olanlara emanet edesiniz." (En-Nis: 58) "Allah indinde sizin en deerliniz, sizin en muttaki bulunanzdr." (El-Hcurat: 13) O dedi ki: Elbette Allah onu sizin zerinize seti. Ona bilgi ve cisim (kuvveti) bakmndan stnlk verdi. (El-Bakara, 247) "Kalbini kendi zikrimizden gafil kldmz ve kendi hev-i nefsine tabi olan ve iinin lsn karm bulunan kimseye itaat etme." (El-Kehf: 28). "Her kim bid'at koyan kimseyi verse, elbette ki slmn dalmas iin yardm etmi olur. " (El-Beyhak) "Allaha yemin ederim ki, biz yle bir
626

kimseye ilerimizi emanet edemeyiz ki, bu kimse herhangi bir kimseden bir ey beklesin yahut da haris bir kimse olsun." (Buhar ve Mslim) "Elbette ki, bizim indimizde sizin iinizde en hain kimse, en ok ey isteyen haris kimsedir." (Ebu Davud) Bu vasflarn bazs her zaman Anayasalarn birounda da bulunabilir. Fiil olarak da dikkate alnr. Mesel mevki dkn bir kimse seilmek hususunda ehliyetsiz olarak vasflandrlmtr. Baka vasflar da kanun ller tayin edilmi olmamakla beraber, bizim Anayasamzda veya Dsturumuzda esas hidayetler de vardr. Seime nezaret edecek olan ahs veya heyetin vazifelerine unu da ilve etmek icap eder ki, bu ahs veya heyet her seim zaman seilecek olan kimsenin vasflara uygun olup olmamak hususunu halka bildirsin. unu da bildirsin ki, byle bir kimse slmn istedii ll emr olmak bakmndan ehliyete haizdir. MEDENLK (VATANDALIK) VE BUNUN ESASLARI imdi de medenlik
627

(vatandalk)

meselesine gelelim. slm bir fikir ve i nizam olduuna gre, bu nizam ze rine bir hkmet kurup ayakta tutmak ister. Bu nun iin de kendi hkmeti dairesinde vatandal iki ksmda kararlatrr. Sonra, doru olmak ve temiz bulunmak slmn esas ruhu olduundan, islm her hangi bir hile ve aldatmaca olmakszn vatandal u taksim zerine beyan eder. Dnyay aldatanlar gibi de u noktay gznnde bulundurmaz ki, sadece szde bt n vatandalar ve hemehrileri ayn seviyede grp de fiiliyatta bunlarn arasnda farklar gzetmi olsun. Belki islm herhangi bir unsura insan hakla rn tand m, onun hakknda hi bir ekilde adaletsizlie msaade edemez. Mesel bugn Amerikadaki zencilere, Rusyadaki komnist olmayanlarn durumu ve btn dnyann gayr - din rejimlerdeki aznlklara yaplan muameleleri kabul etmez. slm noktay nazarndan medenlik (vatandalk) u iki noktada ayrlr: 1. Mslmanlar. 2. Mslman olmayan zmmiler. 1. Meden Mslman vatandalar ve hemehriler hakknda Kur'an - Kerimde yle buyrulmutur: "man edip de hicret eden mallar ve
628

canlar ile Allah yolunda alan (cihad eden) ve bunlar barndran ve yardm eden kimseler birbirlerinin dostlar ve (hamileri) dirler. man edip de hicret etmemi olanlar, hicret edinceye kadar korumak hususunda size bir ey dmez." ( El Enfl: 72) Bu yet-i kerimede medenliin yani vatandalk ve hemehriliin iki esas beyan edilmitir. Birincisi, iman, ikincisi ise, Darlslmda oturup, Drl-slm vatanda ve hemehrisi olmaktr. imdi herhangi bir kimse iman etmi fakat Darl - kfr tabiiyetini terk etmeyip ki bu hususu hicret kelimesi ile anlatmak istiyoruz. Da-rl slama gelmemi ise, bu kimse Darl - slm vatanda ve hemehrisi deildir. Bunun aksi ne, Darl - slmda bulunan ve Darl slamda oturan ve yaayan kim seler, isterlerse doum itibariyle Darl - kfre mensup olsunlar, isterlerse Darl - slma mensup bulunsunlar ve sonradan Darl kfrden hicret edip de Darl - slama gelmi olsunlar 16[99] burada Darl-slmn
16[99]

Hicret edip gelenler hakknda Kur'an - Kerimde, ihti yati tedbir olarak bir deneme (Exanne: imtihan) meselesinden bahsedilmitir. Bu tedbir muhacir kadnlar hakknda beyan buyrulmu olmasna ramen buradan umum b ir usul elde edilebileceinden dardan gelen herhangi birisi
629

vatanda ve hemehrisidirler ve Darl slmn dier vatandalar ile ayn haklara sahip bulunmaktadrlar. Darl - slmn dier vatandalar ve hemehrileri de bu kimseleri korumak ve yardm etmekle m kelleftirler. Bu mslman vatandalar zerinde, slamn btn nizamn ayakta tutmak bir vecibe olur. Vatandalar slmn hkmlerini yrtmekten sorumlu olurlar. Nitekim bunlar usulen bu nizamn hak olduuna inanrlar. Bunun iin de tamamen kendi ka nunlarn yrr hale koymak isterler. Kendilerini btn din, ahlk, meden ve siyas hususlarda kendi kanunlarnn hkmlerine bal bulundururlar. Btn feraz ve vecibeler onlarn boyunlarna bor olur. Onlarn hkmetleri, hkmeti koru mak ve mdafaa etmek iin kendilerinden her trl fedakrl ister. Yine onlara u hakk da verir ki, byle bir hkmet iin "llemr" seebilir veya seilebilirsiniz ve
veya muhaceret iddiasn da bulunan bir kimsenin Darl slama kabul edilmesinden nce bu kimsenin mslman ve muhacir olmas hususunda emniyet telkin etmesi icap ediyor. nk hicret bahanesiyle baka niyetler iin de slm lkelerine gelebilir. Bir kimsenin de hakiki ima nn ne olduunu Allah Taaldan baka kimsenin bilmemesine ra men yine de zahir durumdan onun ne gibi bir kimse olacann tahkik edilmesi icabeder.
630

ra Meclisi (Parlamento) ya da itirak edebilirsiniz. Byle bir hkmetin kilit noktalarnda da vazife almak hakknz olur. Ta ki, bu hkmet hakiki vasf ile ayakta tutunup devam edegelsin. Bu kaidenin en bariz mevcudiyeti saadet devri ile, rnek drt halife devirleridir. O zamanlar hi bir zmmnin ra Meclisi azas olduu grlmemitir. Yahut da herhangi bir lkeye vali (Gouvernor) olduu vaki deildir. Ayn zamanda kad veya hkmetin herhangi bir dairesinde bakan yahut bakan, ordu kumandan olmalar da imknszd. Halife seimlerine de karmalar gayr mmknd. Halbuki, bu zmmler yine Hazret-i Resul Ekremin devri saadetlerinde de mevcut bulunuyorlard. rnek drt halife devrinde de bunlarn slm lkelerindeki saylar on milyondan fazla idi. Eer hakikaten zmmlerin yukarda saydmz ilerde bir haklar ve bir hisseleri o lsayd, herhalde Allahn Nebisi onlarn bu haklarn tes lim etmemezlik etmiyecei gibi, Neb sallallahu aleyhi ve sellemin elinde yetimi ve terbiye grm kimseler, zincirleme olarak otuz seneden fazla bir zaman devlet idaresini ellerinde bulundurduklar halde niin bunlarn bu haklarn teslim etmemilerdir? 2. Zimm vatandalardan maksat, slm
631

lkeleri hudutlar dahilinde yaayan btn gayr mslimlerdir ki, bunlar slma itaat edip slm hkmete sadakat gs terirler. Bunlarn da Drl-slmda domu olmalar veya Drl-slm dndan Drl-slma gelip zmmlik hakkn talep etmelerine baklmaz, slm, bu ekildeki vatandalarn dinlerini, kltrlerini: ve ahs haklarn can ve mallarn, namus ve ereflerini korumay zerine alr. Onlara yalnz mlk kanunlar icra edilir, dier kanunlar icra edilmez. Bu mlk kanunlarda da mslmanlarla ayn haklara mlik olurlar. Kilit noktas olan memuriyetlerden baka herhangi bir memuriyete de intisap ederler. Vatandalk serbestisinde de mslmanlarla ayn haklara mlik bulunurlar. Muame latta ve i gte mslmanlardan ayr bir ekilde kendilerine muamele edilmez. Fakat memleketin korunmas ve mdafaa edil mesi hususunda onlar muaf tutulmulardr. Bu hususta btn yk yalnz mslmanlarn zerine konmutur . Bu ekildeki iki eit vatandalk zerinde ve bunla rn ayr ayr vasflar olduu hakknda, birisi kalkp iti razda bulunacak olursa, o zaman biz de ona diyeceiz ki, ilk nce bunlara slmn ne surete muamele ettiine bak, bir de dnyann meden geinen devlet rejimlerinin aznlklara yapm olduu muameleleri gzden geir. Dier rejimlerde, o
632

rejimi kabul etmeyenler, yahut da mill hkmetin hududunun dndan gelmi olanlar, veya mill aznlklar hakknda ne gibi muameleler yapldn gz. nne almak icabeder. Pek hakl olarak diyebileceiz ki, baka rejimdeki hkmetlerle, slm hkmet rejimi arasnda bu vaziyet mukayese edilirse, slmn btn rejimlerden bu durum hakknda ok daha insafl dav rand anlalr. slm bunlarn hepsinden daha adaletli, daha da cmert olup baka rejimlerin halledemedii bir ekide bu ii halletmitir. Dier rejimlerde bin bir trl karklklarla, memleket halk eitli tasniflere tbi tutulmutur. Fakat slmda bir tek tasnif vardr. O da is lama inananlar ile slma inanmayanlardr. nananlar ise, onun btn usul ve kaidelerine bal bulunurlar; bu usul ve kaidelere gre slm hkmeti kurup yrrtrler. Bunu kabul etmeyip inanmayanlar ise, memleketin intizamn devam ettirmek iin bir l dahilinde memleket ilerinde alrlar. Onlar hkmet nizamn devam ettirmek klfetinden de kurtulmu olurlar. Fakat kendilerinin btn insan ve meden haklarnn muhafazasn slm hkmet ve mslmanlar gvence altna alr.

633

VATANDALIK HAKLARI: imdi u noktaya gelelim: slmda vatandaln esas haklar (Fondamental Rights) nelerdir? slmda vatandaa ilk verilen hak, onlarn can, mal, namus ve erefinin korunmasdr. Herhangi bir kanun ekil olmakszn, onlarn bu haklarna tecavz edilmesin. Bu hususu Nebi sallalahu aleyhi ve sellem mteaddit hadis-i eriflerinde beyan buyurmulardr. Veda Haccnda Zat- Saadetleri mehur hutbelerinde slm yaay nizamnn kaidelerini beyan buyurmulardr: Sizin kanlarnz ve mallarnz; rz ve namusunuza hrmet gsterilmesi lzmdr. Bu hac gnnn hrmeti gibi. Bu hrmet hakknda Zat- Saadetleri u noktay da belirtmilerdir: Ancak slm hakk ile Yani islm kanunlar dolaysiyle bir kimsenin can, mal, rz ve namusuna bir tecavz vuku bulursa, slm kaide ve usul gereince bu zararn telafi edilmesi lzmdr. kinci mhim hak da ahs hrriyet hakkdr. slmda kimsenin hrriyeti belli kanun ekilde kendi sine ait bir su ispat edilmedike yok edilemez; elinden alnamaz. Ebu Davud, yle bir rivayeti kaydeder:
634

Bir ara Medine halkndan birisi phe zerine yakaland. Sahabiler den biri, okunmu bulunan bu bahsettiimiz hutbenin okunduu srada ayaa kalkarak, Nebi sallallahu aleyhi ve selleme u suali sordu: Benim komularmdan biri herhangi bir phe zerine yakalanmtr. Bu adamn yakalanmasnn sebebi nedir? Nebi sallallahu aleyhi ve sellem ikinci defa bu zatn szn dinledi ve ehrin emniye tini idare eden zat ayaa kaldrarak, yakalad bu kimsenin yakalanmas iin makul bir sebep beyan edip edemiyece ini sordu. Fakat nc defa sahabi szn tekrarlad ve ehrin emniyeti ile vazifeli bulunan zat da makul bir cevap veremedi. O zaman Zat- Saadetleri emirlerinde unu bildir diler: "Hall leh ciyraneh: Onun komusunu kendisine braknz." 17[100] Bu hadiseten u mesele anlalyor: Bir ahs hakknda belli bal ve kesin bir thmet delili bulunmakszn ve bu itham sabit olmadan, bu kimseyi tutuklu bulundurmak slm kaidelerine uymaz. mam Hattab, telif etmi bulunduu Ma'lim - Es -Snen isimli eserinde bu hadisi erh ederek yle ya zar:
17[100]

Ebu Davud, Kitab El Kaza.


635

"slmda iki eit hapis vardr: Biri "Haps-i Ukubet" yani ceza hapsi. Adalet cezay tayin ettikten sonra herhangi bir kimse haps edilir, tutuklanr. Ikincisi; "Haps-i stizhar" yani arama tarama hapsi. Mttehem (zanl) aratrlmak iin hapsedilir. Bunlardan baka slmda herhangi bir hapis ekli yoktur." 18[101] Bu hususta imam Ebu Ysuf, telif etmi olduu Kitab-EI-Harc'da yle yazar: Herhangi bir kimse srf itham yznden tutuklanamaz, Resul- Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem sadece itham iin kimseyi tutuklamamtr. Elbette davac ile davalnn her ikisinin de adalet huzurunda hazr bulunmalarnda zaruret vardr. Davac kendi davasn ispat etmek iin ie giriir, ithamn ispat edemezse, o zaman dava edilen salveril ir.19[102] Hazret-i mer Radyallah Taal anh bir dava grrken u hususu beyan buyurmutur: "slamda hibir kimse, adaletsiz olarak tutuklanamaz."20[103] nc mhim hak da fikir hrriyetidir. Bu mevzuda slm kanunlarn en gzel izah Hazret-i Ali Radiyallahu anh devrinde oldu. O
18[101] 19[102] 20[103]

Ma'lim Es-Snen, Kitab El-Kaza Kitab El - Harac, Sahife: 107. Muvatt, Bb art E - ahid .
636

zamanlar Havaric gruhu peydahlamt. Bunlar gnmzn Anarist ve Nihlistlerine benziyordu. Hazret-i Ali Radiyallahu Taal anh, devrinde bunlar aktan aa mevcut hkmeti kabul etmek istemiyorlard. Bunlarn ortadan kaldrlmas iin kl kullanmak gerekiyordu. Hazret-i Ali Radiyallahu Taal anh, onlara u ekilde haber gnderdi: "Bulunduunuz yerde kalnz; aramzda kan dklmesin; yollar da kapamaynz ve kimseye zulm de etmeyiniz."21[104] Baka bir zaman yine Hazret-i Ali Radiyallahu anh Haricilere u mesaj gnderdi: "Siz fesat karmadka, biz de sizinle savaa girme yiz."22[105] Bu rneklerden ak bir ekilde anlalyor ki, herhangi bir topluluk ne ekilde dnrse dnsn, bu dncelerini emniyetle aa vurabilirler. islm rejimi bu tarz hareketlere engelolmaz. Elbette ki, onlar kendi fikirlerini ve dncelerini zorla ve iddet kullanarak (By Violent Mean) ortaya, koyup kabul ettirmeye kalkar ve hkmet dzenini bozmak ve datmak yolunu tutarlarsa, o zaman i
21[104] 22[105]

(Neyl el-evtar, cild: 7, sahife: 139). (Neyi el-evtr, cild: 7, sahife: 133).
637

deiir. Dier bir hakka da islm fazla ehemmiyet vermitir. Bu ok nemli nokta da udur: islm devleti snrlar iinde yaayan halk, meden yaayn temel gereklerinden mahrum brakmamaktr. Bu hususta slam zekt farz klmtr. Zektn farz olduu hakknda Allahn Resul sallallahu aleyhi ve sellem yle beyan buyurmulardr: "Zenginlerinden alr ve fakirlere verirsin." (Buhari ve Mslim) Baka bir hadis-i erifte Zat- Risaletpenahileri u gerei iaret etmilerdir. "Hkmet, kimsesizlerin kimsesi ve hamisidir." Dier bir hadis-i eriflerinde de Zat- Saadetleri u ly belirtmilerdir: "Hi bir eyi olmadan len bir kimsenin mesuliyetleri (borlar ve saire) bize aittir. " (Buhari ve Mslim) islm, bu mevzularda vatandalar arasnda mslman veya aznlk yani zmm arasnda fark gzetmez. Zmmler de mslmanlar gibi bu meden haklar dan faydalanrlar. Hkmet, a olan, plak olan, barnacak yeri bulunmayanlar akta
638

brakamaz. Hazret -i mer bir ara bir zmmye raslad. Bu zmm dilenen ihtiyar bir Yahudi idi. rnek devlet reisi Hazret-i mer, derhal bu ahs cizye vermekten muaf tuttu. Ve kendisine maa balanmas iin hazine memuruna yle yazd: "Allaha yemin ederim ki, genliinde faydalandmz kimseyi ihtiyarlnda kendi bana brakmak, insaf deildir." (Ebu Yusuf, Kitab - El - Harac S: 72) Hazret-i Halid Radiyallahu anh, Hiyre'nin gayr mslimlerine bir vesika yazp vermiti. Bu vesikada ak olarak u hususlar bildirilmiti: "Yallardan veya herhangi bir sakatl bulunanlar-dan, yahut da ifls etmi olanlardan ve fakirlerden cizye alnmayacaktr. Bununla birlikte mslmanlarn beytlmalinsden de bu gibi kimselerin geimlerini temin iin maa verilecektir. Bu ekilde geimleri salanm olacaktr.23[106] VATANDALAR ZERNDE HKMETiN HAKLARI Geen bahiste saydmz haklara kar hkmetin de vatandalar zerinde baz
23[106]

(Kitabel - Harac, Sahife: 85).


639

haklar vardr. Bu haklar snfnda ilk nce itaat hakk gelir; slmda buna "sem' ve tat": (dinlemek ve itaat etmek) stlah konmutur. Allann Resul sallallahu aleyhi ve sellem bu hususta serahatle u beyanda bulunmulardr: "Es-sem' ve't - taat fi'l - usri ve'l - ysri ve'l - m teha ve'l-mkreh. Skntl gnlerde ve ferahlk zamannda, hoa gi den ve hoa gitmeyen eylerde dinlemek ve itaat etmek vardr." Yani herhangi bir hkm birisinin houna gitsin gitmesin, kolay olsun zor olsun, her ne ekilde olursa ol sun itaat edecektir. slm hkmetinin vatanda zerinde ikinci mhim hakk da udur: Vatandalar bu hkmete kar sada kat gsterecekler ve hkmetin, iyilii iin alacaklardr. Kur'an- Kerimin ve hadis -i erifin bu husustaki stlahnda "Nush" kelimesi kullanlmtr. Arapa tercmesinde buna (Loyality): Meru tanmak ve (Allegiance): (sadakat gstermek) diyebiliriz. Hatta bu mefhumlarn manalarndan bu husus daha da genilik arz eder. Bu mesele, insann iyi bir niyetle ve kalb sadakati ile hkmetine bal olmas demektir. Bu hkmete zarar gelmesini ho grmemektir. Kalben de bu devletin ykselmesi iin almaktr.
640

Pek tabi idir ki, i bu kadarla kalmaz. slm va tandalarna, var kuvvetleriyle hkmete yardmc ol mak vazifesi der. Bu hkmet iin mal ve can ile fedakrlk etmek icabeder. Bu fedakrl esirgeme mek lzmdr. Hatta Darl -slm'da bir tehlike ba gsterirs e, o zaman Kur'an- Kerimin ak beyanna gre, gerekli fedakrlklardan kanan kimse mnafk saylr. Kudreti kuvveti olduu halde slm mal ile can ile mdafaa et meyenler mnafklardan addedilirler. Muhterem dinleyiciler ve okuyucular, slm hkmet dediimiz hkmetin ekli ve tarz budur. te biz bu zamanmzda kurmak istediimiz ve kendisine slm hkmet diyeceimiz hkmet de ancak bu ekildeki br hkmettir. Siz ne isterseniz syleyiniz, ister seklar (Laik) hkmet, ister demokratik hkmet ve isterse teokratik hkmet deyiniz. Biz bu stlahlar ze rinde durmuyoruz. Biz sadece u nokta zerinde duruyoruz ki, slm olmak ve slm itikada inanmak iddiasnda bulunduka bizim yaay nizammz ve hkmet rejimimiz bahsettiimiz bu esaslar zeri nde kurulmal ve bu esaslar zerinde ayakta tutunmaldr.

641

BLM: 8

HAZIRLAYICININ NOTU Bu makaleler 1952 senesinin sonuna doru kaleme alnmtr. O zaman erbab kalemden olan tannm adliye avukatlarndan birisi yle bir itirazda bulunmutu: "Kur'an' da herhangi bir Anayasann plan hakknda hibir ey yoktur." Bu mevzu zerinde husus bahislere girmiti. Mevln Mevdud Shib, o zaman bu hususta aadaki makaleyi yazm ve Anayasann (Dstur) me selelerini birer birer ele alarak Kur'an ve Hadislerdeki bu esaslar gstermitir. (Hazrlayc)

SLM ANAYASASININ (DSTR'UN) ESASLARI

Bu zamanda, yani devletin Anayasasnn hazrlk safhalarnn son merhalelerine gelindii u srada, ilim erbab tarafndan "Dstur sz asambli" (Anayasa hazrlama kuruluna) tam manasiyle ve imkn haddinin son derecesiyle yardm edilmelidir ki, doru bir slm Anayasas hazrlamak mmkn olabilsin. Biz bu mevzuda, kendi kudretimiz nisbetinde hizmet grmeye gayret edi yoruz. 1951 senesinin banda btn mslman partilerinin mmessilleri ve limler dahi slmi hkmet iin 22 esas maddeyi ittifakla tertip ederek, mhim bir hizmet yerine getirdiler. 1[107] Fakat bu alma meyannda baz kimselerin muhtelif dncelerini grdm. Bir tarafta mslman halk, dier tarafta tahsil grm zmreler baka bir taraftan da Anayasa hazrlayan kurul erkn aralarnda bir hayli kimse yanl anlamalara kaplmlardr. Nitekim onlar tarafndan bu fikirler muhtelif ve eitli
1[107]

Baknz, Ek No: l.

ekillerde, trl trl kelimelerle ort aya karlmaktadr. Kur'an- Kerim'de herhangi bir Anayasa iin rehberlik edecek mevzu bulunmamaktadr, diyorlar. slm'da husus ve herhangi bir ekilde hkmet rejimi gerekmez ve slm Anayasa (slm Dstur) diye bir eyin de ismi olamaz diye iddia ediyorlar. Bu artc szlerin arkasnda baz deliller de yok deildi. lmin ortadan kalkt devirde, fikr kargaalklar dourmak iin byle grltl iler bilhassa tesirli olur. Bunun zerine ben de bu hususta ve bu babta bir bahis kaleme almay zarur grdm. Kitap ve Snnetin bu husustaki btn tasrihlerini bir araya toplayarak A nayasaya ait ahkm bulunanlar toplu hle getirip halkn istifadesine sundum. Bununla im diye kadar, islm ulemasnn islm Anayasas iin hangi usller koyduklar ve hangi mehazlara bavurduklar aklanm olacaktr. Bununla da yine Anayasa hazrlama kurulu (Dstur sz asambli) erknnn karsnda da Allahn hcceti tamamlanm olacaktr. Yine bu kurul iin, Allahn ve O'nun Resulnn hkmleri beyan edilmemitir gibi b ir bahane de ortadan kalk m olacaktr. Bu bahisler, bu ihtiyac karlamak iin kaleme alnd. Burada srasiyle Anayasaya
648

ait meselelerdeki yt - Kur'aniye ve sahih hadisleri kaydedecek ve bunlardan ahkmn nasl karldn da anlatacaz. LH HAKMYET "te hkm sadece Allahndr. Ancak ve ancak kendisine ibadet edilip baka birine ibadet edilme mesi iin emir vermitir. Elbette ki salam din de budur. " (Yusuf: 40) Bu yet -i-kerime aka bildiriyor ki, ilerin zm onlarla ilgili tercihler ve emir buyurma hakk (yahut da baka bir tabirle syleyelim "Hkimiyet") sadece Allahu Taal'ya, aittir. Burada herhangi bir ekilde, kari neli ve iki mana verebilen kelime olmadna gre bu hkimiyetten sadece "Kinat hkimiyeti": (Universal So verignty) mefhumu anlalyor. Allah Taalnn bu hkimiyeti yle bir ki nat hkimiyetidir ki, hem siyas hem kanun olmakla beraber ayn za manda hem ahlak ve hem de itikaddir. Kur'an - Kerimin kendisi de byle bir hkimiyetin btn ksmlar ve ekleri il e beraber Allahu Taalya ait olduunu ak delil lerle beyan buyurmutur. Nitekim Kur'an - Kerimde aka bildirilmitir ki, Allah Taal sadece Rabbnnas "Halkn Rabb" ve
649

lhn-nas "Halkn ilh" deildir. Ayn zamanda o, Melikn -nas "Halkn padiah, hkmdar" dr da. "Syle: Halkn Rabbna, halkn ilhna ve halkn Padiahna (Melikine) snrm." (En-Nas: 1-3). Orada deniyor ki, Allahu Taal mlkn mlikidir. O'nun bu hkmdarlnda, bu padiahlnda, hibir ekilde eriki ve orta diye bir ey yoktur. "Syle, Ey mlkn mliki Allahm, istediine mlk verirsin, istediinden de alrsn..." (l-i mran: 26). "Mlk'de O'nun eriki olamaz." (sra: 111). "Dikkat! Yaratmak ve emir vermek O'nun deil midir?" (El - A'raf: 54) "Rabbinizden size nazil klnm bulunana tbi olunuz ve ondan baka kendinize kimseyi koruyucu edinerek tbi olmayn." (A'raf: 3). "Her kim, Allahn nazil klm bulunduu ile hkm vermezse, byleleri kfirlerdirler." (EI-Maide, 44) Allah Taalnn siyas ve kanun
650

hkimiyetinin bu tasavvuru, slmn ilk temel usullerindendir. slamn t bandan bugnk gnmze kadar, btn slm hu kukular, "hkm vermek Allah Taalnn kendisine hastr." prensibinde mttefiktirler. Nitekim Allme Amid me hur "Usul- Fkh" kitabnda (Kitab El hkm f usl il ahkm) da yle yazar: "Bilmek gerektir ki, Allahtan baka bir hkm sahibi yoktur ve O'nun hkmnden ve hkmettiinden baka da yine bir hkm yoktur." eyh Muhammed Hdr de kendi Usl - Fkhnda, bu husus, btn Ehl-i slmn mttefik bulunduklar bir akide olarak beyan eder. Elbette ki hkm Allahn hitabdr. Allahtan baka birinin hkm yoktur. Bu da btn mslmanlarn ittifak ettikleri bir kaidedir. Herhangi bir slm Anayasas (Dstur), her eyden nce Allah Taalnn siyas ve kanun hkimiyetini kabul etmeden, slm bir Anayasa olamaz. Bu husus o Anayasann maddeleri arasnda aka yazlm olmaldr. lh hkmete itaat edilecei ve Hkim-i A'l -ya boyun bklecei ve O'nun ahkmnn yerine getirilmesinin farz oldu u da ayn
651

ekilde yazlmaldr.

652

RSLET MAKAMI: Peygamberler Aleyhisselm umumiyetle ve Hazret-i Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellem bilhassa Allah Taalnn bu siyas ve kanun hkimiyetinin mazhardrlar. Yani Allah Taalnn bu hkimiyetinin insanlara tatbik edilmesi peygamberlerin vastasiyle olmaktadr. Ve bu sebepledir ki, Allahn Peygamberi olmulardr. Bu itibarla onlarn hkmlerine itaat etmek ve onlarn yolun dan gitmek, onlarn hkmlerine niin ve neden demeden, kaytsz ve artsz inanmak , her ferdin, her zmrenin, her kavmin zerine farz ve lzmdr. Bu husus, Kur'an-a Kerimde ok yerde aka bahsedilmitir. Misal olarak aadaki yet-i kerimelerden bir kana gz gezdirelim: "Her kim Resule itaat ederse, Allaha da itaat etmi olur." (En-Nis: 80) "Hi bir Resul gndermedik ki, ancak Allahn izni i le kendisine itaat edile." (En Nisa: 105). "(Y Muhammed) Biz sana kitab hak ile nazil kldk ki, Allahn sana gsterdii gibi, halkn arasnda hkm veresin." (En Nisa: 105).
653

Resul size ne getirdiyse onu alnz ve sizi neden men ettiyse, ona son veriniz. (El-Har: 7) "Hayr; senin Rabbna and olsun ki, Onlar aralarnda kan anlamazlkta, seni hakem klmayp ve verdiin hkmlere hi bir ekilde sklmadan, sana tam bir ita atle balanmadka iman etmi olmayacaklardr. " (En-Nisa: 65). te bu nokta da slm hkmetin Anayasasnn ikinci esasdr. Burada Allahn hkimiyetini kabul et tikten sonra ikinci kabul de u olmaldr: Byle bir h kmette Kitabullahn yan bana Reslullah s allallahu aleyhi ve sellemin ispatl snnetlerini de kanun mehaza olarak kabul etmek icabeder. cra (yrtme) teri (yasama) ve adl (yarg) gibi husus larda bu snnete aykr hkmler ortaya konamaz ve kanun yaplrken yaplacak olan kanun da bu snnetlere aykr bulunamaz. HLAFET DNCES: "Sizin aranzda iman edip de salih amel eden kimselere, Allah yeryznde hlife klacan vaad etmitir. Nitekim sizden nceki kimseleri de halife klmt."
654

(En-Nr: 55). Bu yet - i kerimeden aka iki mhim temel kanun anlalyor. Birincisi, slm hkmette sahih ma kam, "hilfet" makamdr. Hkimiyet makam deil dir. kincisi de udur: Bir islm hkmette hilfeti elinde bulundurmak herhangi bir ahsa, herhangi bir hanedana veya herhangi bir zmreye mahsus deildir. Belki btn slm mmetine, slm mmetinin her ferdine atittir. AllahaklamasTaal bunlara serbest bir hkmet vermitir. Birinci noktann aklamas udur ki, ayn hakikat u ii icabettirir ki, hkimiyet sahibinin kendi zatnn hari cinde yle bir kudret bulunmayacak ki, onun tercihlerini snrlandrsn ve kssn, onun kendisi nin yapt kanunlar ve nizamlarn dnda onun elini ayan balayan ve kendisinin yapacaklarna engel olabilen herhangi bir kanun ve nizam bulunsun. 2[108] imdi eer bir hkmette ilk admda unun zerine iman edilirse ki, Allahn ve O'nun Resulnn bildir dikleri kanunlara aykr stnde hibir kanun ve nizam yoktur; bu kanunlara aykr da bir i yaplamaz. Bu hkmetin Teri (yasama)
2[108]

Bu hususun aklamas birinci ksmdaki bahislerde geti.


655

Organ da bu kanunun hilfna bir kanun koyamaz. Adliye ilerinde de bu ka nuna aykr hkmler ola maz. O zaman, bundan aka u mana anlalr ki, Allah ve O'nun Resulnn hkimiyeti karsnda byle bir hkmet hkimiyet iddiasnda bulunamaz ve hakik hkimiyetin de esasta Allah ve Resulne ait olduu kabul edilip, mevcut hkmetin banda bulunan yahut da idarecisi, ancak ilh hkimiyetin bir mmessilinden baka bir vasf tamaz. Bu mevkideki idareciye de "halife" diyeceiz. Bu ekildeki vaziyetin ismine doru stlahda "hkimiyet" diyemiyeceiz. Sadece "hilfet" diyeceiz. Bu vasf kararlatrlm olursa, bu vasf zerine byle bir hkmetteki ie "Hkimiyet" diyecek olursak, o zaman istilah (terim) bakmndan da elikiye dm oluruz. Elbette ki, Allahn hkm ve O'nun Resulnn Snneti altnda kendi yapaca ilerde, isteyerek, uymazsa , o zaman phesiz dorudan doruya bu i hkimiyet olur. Fakat byle olunca da slm hkmetteki stlahta bir eliki yeniden ba gsterir. kinci noktann aklamas da udur: Bir slmi hkmetin btn sakinlerinin mslman olmas vasfiyle, top lu olarak, bunlar hilfet mansbn elde bulundururlar. te bu mhim ve hakik usul slm Cumhuriyetin esasdr. Bu
656

ekilde gayr - islm cumhuriyetlerde ise esas olan toplumsal hkimiyet tir, (Popular Sivereignity). Fakat hakikatte bu ekildeki slm Cumhuriyetin temelleri toplumsal hilfet (Popular Vicege -rancy) usul zerine kurulmutur. Bu nizamda hkimi yet yerine Hilfet stlahn kullanmak gerekir. Buradaki iktidar Hak Taal taraf ndan verilmi bulunan bir iktidardr. O'nun izmi bulunduu hududlar dahilinde, bu iktidar kullanmak gerekir. Fakat bu Hilfetin u snrl iktidar yukarda bahsettiimiz Kur'an- Kerimin hkmleri gereincedir. Bu hkmlere gre, her hangi bir belirli ahs veya belirli bir zmreye bu ikti dar verilmi deildir. Belki hkmetin lkesi dahilinde yaayan btn mslmanlarn "min haysl cema": (Toplu olarak) haklardr. Bunun gerei udur ki, mslmanlar kendi rzalariyle aralarnda mavere ederek, kendi ilerini yrtmek iin bir kimseyi vekil tayin ederler. Bu kimsenin vekleten bakanl mslmanlarn rzasna bal olur. Mslmanlar kendisinden raz olduklar mddete onlarn ilerini yrtr. te bunun iin dir ki, Hazreti Ebu Bekir "(R.A.) Taal "Hilfetullah kelimesini kullanmaktan, mslmanlar menetti. Zira hilfet aslnda Mslman mmetinin hakkdr. Dorudan doruya Ebu Bekirin veya dier halifelerin
657

haklar deildir. Hilfetin de esas vasf, mslmanlarn kendi istekleri ve rzalar ile halifelik tercihlerini bir ahsn eline emanet etmeleri ve bu ahs kendi ilerini idare etmek iin vazifelendirmeleridir. Bu iki noktann her ikisi de gznne alnarak slm Hkmetin Anayasas (Dstur) u yle bir ekilde yaplmaldr ki, bu Anayasa ile i bana gelecek olan kimse veya kimseler herhangi bir ekil ve surette, H kimiyet iddiasnda bulunmayp bu hkmette ancak aydn ve ak bir ekilde halife olduklarn gznne alsn lar. MAVERE USUL: Yukarda bahsettiimiz gibi toplumsal Hilfetin gereklerini Kur'an- Kerim ak szlerle beyan buyurmutur: "Onlarn ileri, aralarndaki mavere ile olur." (E ura: 38). Bu yet-i kerimede slm yaay nizamnn u hu-susiyeti beyan edilmitir . Btn toplumsal iler mavere ile icra edilsin. Bu, sadece bir beyan deildir. Belki szn mefhumundan anlalr ki, bu bir emir ve bir hkmdr. Bunun iin herhangi bir toplumsal i, mavere olmakszn yaplamaz. Maveresiz toplumsal ileri yapmak menedilmi bulunuyor. Nitekim
658

Hatib Badad, Hazret-i Ali Radiyallahu Taal Anh'dan rivayetle u hususlar nakleder. "Arz ettim ki, Ya Resulallah! Senden sonra yle ilerle karlaabiliriz ki, bunlar hakknda ne Kur'an - Kerimde bir hkm bulabiliriz ne de Zat- Saadetlerinin Snnetinde bunu aydnlata bilecek bir mevzu ile karlamak mmkn olabilir? Buyurdular ki: Benim m metimin ibadet eden (bid) zmrelerini toplar 3[109] ve onlarla mavere edersiniz. Mavere srasnda da bir tek kimsenin gryle yetinmeyesiniz. (Ruhl - Man) Sonra yine bu m averenin asl ruhunun da Neb sallallahu aleyhi ve sellemin lfzlarnda beyan edilmi olduunu grrz: "Her kim bir hususta bir kardeiyle mavere eder, fakat bu ii o kardeten bakasnn daha iyi bildiini bilirse, bu ite hiyanet etmitir. " (Ebu Davud) Bu hkm gayet geni bir mefhumla beyan edilmitir. Burada mavere iin
3[109]

Yani yle kimseleri toplayn ki, Allaha ibadet ederler, bu kimseler kendi balarna buyruk olmayp O'na kar gelmek yoluna da gitmezler.
659

herhangi husus bir ekil tayin edilmemitir. Bu bakmdan, slamn ahkm btn dnya iin olduuna ve her zaman geerli bulunduuna g re bu ekilde bildirilmitir. Eer her ne suretle olursa olsun, mavere iin belirli bir usul konulmu olsayd, o zaman slmn ebed ve lemml, mahiyeti kalmazd. Mavere dorudan do ruya umum halk ile mi yaplr, yoksa halkn mmes silleriyle mi? Bu mmessilleri alelade halk m seer, yoksa avam halk deil de ileri gelen halk (Havas) m seer? Bu mavere edilecek olanlarn seimi btn memlekete mi mil olur, yoksa devletin banda bulunan kimse tarafndan m seilirler? Bu seim, bildiimiz gibi gr toplamak suretiyle mi olur? Yoksa mmessillii aa yukar belli olabilecek kiiler kendilerini mmessil diye mi ortaya atarlar? ra Mec lisi bir dereceli mi olur? Yoksa iki dereceli mi olur? Bunlar yle sorulardr ki, her camiada bunlarn cevaplar ayr ayr ekildedir. Her medeniyet bu hususta kendisi iin bir ekil zerine ka rar vermitir. Yine bunlarn cevaplar durum ve artlarn deimesine, zaman ve zeminin icabna gre deie cektir. Zaman ileriledike bunlar da yeni yeni ekiller alabileceklerdir. te bunun iindir ki, eriat bu hususlar serbest brakm ve zerinde durmamtr. Ne husus bir ekil tayin etmi
660

ne de herhangi bir ekli yasaklamtr. Elbette ki yukardaki yet-i kerimeyi aklayan hadislere de gz atmamz icabeder. Bu hadisleri gzden geirdiimiz zaman mesele zerinde durmu olu ruz: 1. Mslmanlarn herhangi bir itima ii maveresiz yaplamaz. Bu mesele diktatrln kkn kazmak iin lzmdr. Bunun iin devlet ilerinde mhim ileri devlet reisinin kararlatrmasnn nne geilmi olur. Devlet reisinin nfuz kullanarak istedii gibi ileri idare etmesine meydan verilmez. Byle olunca da diktatrlk iin ak kap bulunamaz. Nitekim diktatrlk demek istibdat ve mutlakyet demek olduundan istibdat (hakimiyet) ve mutlakiyet (kraliyet) de maverey e muhalif bir husustur. Bu ekilde yine Anayasada arz veya mstakil bir ekilde duraklama olamaz. Tam tercih hakk da Devlet bakanna ve memleketin reisine verilmemi olur. Her ne ekilde olursa olsun, istibdat me nedilmitir. stibdat ve mutlakiyet zerine slm hk met kurulamaz. 2. tima (toplumsal) ilerle ilgili olan herkes bu ilerde maverede bulunmaldr. Bunlar isterlerse, dorudan doruya mavereye itirak ederler; ister lerse gvendikleri ve itimat ettikleri bir kimseyi (Mutema dn aleyh) mmessil olarak ortaya karr lar ve bu kimse ile
661

mavere edile gelir. 3. Maverenin serbest ve herhangi bir garaz ve riyadan uzak bulunmas icab eder. Dalavereli ve dolam bal yollardan mavere edip de gr ve fikir almak hakikatte mavere deildi r, dalaveredir. Mavere ma nas bu gibi eylerden anlalamaz. Buna gre, Dsturun (Anayasann) ne olursa olsun bu husustaki aklamasda de anlald. Bu meselelerde eriat, ne ekilde olursa olsun bu noktay gznnde tutmutur. Bu esaslara gre, halk ile veyahut da halkn itimat ettii ve gvendii ve gvenerek veklet verdii kimse lerle mavere edilmeksizin, devlet ileri yrtlemez Yrtlmesi de sahih ve doru olamaz. Bunlarn seilme si hususunda da herhangi bir nizam konabilir. Fakat nizam yle bir ekilde olmaldr ki, btn mmet bu ie katlabilsin. Hatt bu ite halk ve yahut da halkn mmessili ve vekili olan kimseler aldatlp tamahlandrlmasna da meydan verilmemesi icabeder. Yoksa bu ekilde grleri alnan mmessillerin gr lerinin hakikatte kymeti kalmaz. SEM USUL: Devlet bakan, bakanlar, ra ehli (Parlamento azalar) valiler ve idarecilerin
662

seimleri zerinde ne gibi hususlar gznnde bulundurulmaldr? Bu hu susta da Kur'an- Kerimin ve Snnetin hidayetlerini naz ar itiba ra almak icabeder. Buyrulmutur ki: "Allah size emrediyor ehillerine tevdi edesiniz." ki, emnetleri

(En Nisa: 58). "Elbette ki, sizin Allah indinde en deerliniz en muttaki olannzdr." (El-Hccurat, 13). Hadis-i erifde: Sizin nderleriniz meyannda en iyileri, sizin sevdiklerinizdir ki, onlar da sizi severler. Siz onlara hayr dua edersiniz, onlar da size hayr dua ederler. Sizin nderleri, nizin en ktleri de onlardr ki, siz onlara kar nefret hissi duyarsnz, onlar da size nefret hissi duyarlar. Siz onlara lanet edersiniz, onlar da size lanet ederler. (Mslim'in rivayeti.). Allaha yemin ederim ki, bir ey isteinde bulunanlar yahut da makam hrsna sahip olan kimseleri kendi mize koruyucu seemeyiz. (Mttefekun Aleyh Hadis)
663

"Elbette ki, bizim indimizde, en hain kimse sizin aranzdaki en haris kimsedir. " (Ebu Davud) Bu Hadis-i eriflerden sonra, yine ayn mevzuya temas eden tarih sahifelerini, kartrdmz zaman, greceiz ki, slmla ereflenmi devirlerde, en kt ey olarak vasflandrlan hareketin, hrs ve fazla istek olduu grlr. Nitekim ulemadan Kalkaand, "Subh l A's" diye telif ettii eserde bu hususu u ekilde ifade eder: "Hazret-i Ebu Bekir bir ara zlerek u ekilde beyanda bulundu. Hazret-i Resul- Ekrem sallallahu aleyhi vesellemden bu i hakknda sordum. Buyurdu ki: Ey Eba Bekir bu i, o kimse iindir ki, bu ie kar ar derecede istekli olma maldr. Bu i yrtnan kimse iin deildir. Buna kar isteksiz olan kimse iindir. Buna istekli olan iin deildir. Bu i o kimse iindir ki, bu senin hakkndr, den sin. Bu benim hakkmdr diyen kimse iin deildir." 4[110]
4[110]

Bu husus Hadis kitaplarnda ayn kelimelerle ve ayn lfzlarla da bize gelmemi olmakla beraber, bu bir tarihinin beyan olduuna gre, biz de bunu bu ekilde naklettik. Hadis olsun, olmasn istinatl bir rivayettir. Bu mealde dier rivayetler de vardr. Bu ekilde olunca zayf rivayetlerin de istinat edilmesinde bir mahzur yoktur. Zira bu gibi
664

(Subh - l - A's, Kalkaand, C. 1: S: 240). Bu hidayetler, vaziyet bakmndan sadece "Usul hidayetler" olmalarna ramen yine de bu rivayetlerde seilecek olan bakann veya idarecinin vasflar belirtilmi oluyor. Beenilmeyen ve istenmeyen kimselerin i bana getirilmelerinin ne gibi neticeler verecei de ortaya km bulunuyor. Fakat her ne ekilde olursa olsun, imdi Anayasa hazrlayan kurul (Dstursz) larn vazifesi udur ki, bu hidayetleri gznnde bulundurarak bunlara amel bir ekil versinler ve bu hususta mnasip tedbirler alsnlar. Seim iin her ne nizam koyarlarsa koysunlar, bu nizamda emin, gvenilir ve muttaki kimselerin seilmelerini dnsnler. Seilecek kimselerin halk arasnda sevgi kazanm olmalarna dikkat etsinler. Millete iyilik edecek kimselerin seilme imknlarn salasnlar. Seim reyle rini toplamakla halkn nefretini kazanacak kimselerin seilmelerine mani olmak yolunu bulsunlar. Zira byle olmazsa onlar da halkn bedduasn alr ve lanetini ka zanm olurlar. Bu ii zerlerine alm bulunanlarn elbetteki bu ii iyi baaracaklar mit edilir.
rivayetlerin teyidi hakkn da rivayetler de vardr.
665

bir

hayli

sahih

KADINLARIN KONUMLARI "Erkekler koruyuculardrlar." kadnlarn (En Nisa: 34). Hadis-i erif: "lerini kadnlara teslim eden kavim felah bulamaz." (Buhar) Bu nass ile bu hususta kesin hkm verilmitir ki, memleket ilerinde mesuliyetli iler ve mevkiler (isterse memleket reisi yahut hkmet bakanl olsun, bakanlk ra Meclisi azal, yksek idarelerin ve yksek mahkemelerin azal olsun) kadnlar iin mnasip iler den deillerdir. Bunlar, kadnlarn eline braklamaz. Bunun iin slm hkmette kadnlar bu gibi ilerin bana ge tirmek doru deildir. Belki de onlarn v cut yaplar bu gibi iler iin elverili deildir. Ak nass'larn hilfna, Hak Taalnn itaatn ve Resule ball kabul etmi bulunan kimseler tarafndan Kurulmu olan byle bir hkmette bu ak emirlerin hilafna gidilemez. Bu gibi ilere msaade edilemez. 5[111]
5[111]

Bu meselenin aklamas hakknda bkz. Blm: II .


666

HKMETN AMACI: "Yeryzne yerletirmi bulunduumuz bu kimseler namaz ayakta tutarlar, zekt derler ve marufa (doru yola) emredip, mnkerden (eri yoldan) menederler." (El Hacc: 41). Bu yet-i kerimede slm hkmetin varolu amac ve onun esas grevi anlatlmtr. Kfir hkmetler gibi, yalnz memleketin i gvenliini salayp ve d hudutlarn koruma ile memleketin refahn ykseltmekle yetinilemez. Bunlarn hilfna, slm hkmetin, slm hkmeti olmak bakmndan ilk vazifesi, namaz, zekt kaim klmak, iyilikleri slmn aydnl altnda, Hak Taal ve O'nun Resulnn iyilik olarak bildirdikleri hususlarn yaylmasn salamak ve fenalklardan Hak Taalnn ve O'nun Resulnn kt olarak bildirdikleri fiillerden de insanl korumaktr. Byle bir hkmete ancak, slm hkmeti ismi vermek mmkndr. Byle olmaynca, herhangi bir hkmet slm hkmeti olmak hakkna sahip deildir. Byle bir hkmet namaz ayakta tutmaz, zekt detmez, iyilikleri emretmez; fenalklardan menetmez ise, onun slm hkmet olmakla bir alkas kalmaz. Byle bir hkmetin idaresi altnda
667

bulunan yerlerde zina, fuhu, iki, kumar, eitli fuhu edebiyat, mstehcen eyler, fuhu ve mstehcen gsteriler (tiyatro, sinema ve eitli elence yerleri araclyla), kadn ticareti, karma retim ve cahiliye devrinde olduu gibi kadnlarn kendilerini satmak iin krtmalar (teberrc), erkeklerle kadnlarn ehvan karmalar bulunup, aka kt eyler (mnkerler) yasak edilmedike bu hkmet slm hkmet olmak vasfn tayamaz. slm hkmetin Anayasasnda (Dstur) bu saydmz hususlara dikkat edilmesi icabeder. Nitekim Kur'an- Kerim de bu hususlar belirtmitir. Hkmetin bu hususlardaki ykmllklerini saymtr. LL-EMR VE TAAT USUL "Ey iman etmi olan kimseler, Allaha itaat ediniz, O'nun Resulne de itaat ediniz. Ve kendi iinizden kan llemre de. Bir ey hakknda ihtilfa derseniz ve siz Allaha ve ahiret gnne iman edenlerden iseniz, bu ii Allaha ve O'nun Resulne havale ediniz. te bu en iyi ve en gzel tevildir. (En Nisa: 50). Bu yet-i kerimede, mhim nokta belirmektedir. Bunlardan her biri Anayasa hkmleri (Dstur hkmler) dirler.
668

Anayasa meseleleriyle alkaldrlar. lk nce u nokta zerinde duralm ki, Allah ve sonra Resulne itaat, itaatn asldr. Her mslman fert, mslmanlk vasf ile ve her mslman kavim nslman kavim olmak hususiyetiyle bu meselelere bal bulunmaldr. Bu itaat herhangi bir itaatden en ne alnmaldr. llemr'in itaat bundan sonra gelir. Bunlardan daha nce ve daha evvel deildir. Bunlarn zmnnda ve bunlarn tahtndadr. Serbeste deildir. Bu mevzunun daha geni izahn aadaki yet-i kerimede bulacamz gibi hadisi eriflerde de greceiz: "Hi bir mmin erkee ve hibir mmin kadna u hak dmez ki, Allah ve O'nun Resul bir ite hall fasl edip (zm getirip) hkm versinler de, ister bu mesele onlarn lehine ister aleyhine olsun (ona tabi olmasnlar). Her kim Allaha ve O'nun Resulne kar gelirse elbetteki apak bir dalalete dm olacaktr." (El . Ahzb: 36) "Her kim Allahn nazil klm bulunduu zerine hkm vermezse, byleleri kfirlerdirler. Byleleri zalimlerdirler. Byleleri Fasklardrlar." (El- Mide: 44 - 45 - 47) Ve Hadisi eriflerde: "ster houna gitsin ister houna gitmesin, her mslman erkee ve her mslman kadna, masiyet (isyan) yolunda
669

emir verilmedike dinlemek ve itaat etmek lzmdr." "Ancak masiyet iin emir verilmi olursa ne dinlemek vardr ne de itaat etmek." (Buhari ve Mslim) "Eer size, ilerinizi yrtmek iin Zenci bir kle de tayin edilse, ve sizin ilerinizin bana getirilirse, Kitabullah ile sizin ilerinizi dare etmek yolunu tutarsa, onu da dinleyecek ve itaat edeceksiniz." (Mslim) "Masiyet (gnah) iin itaat diye bir ey yoktur. Elbette ki, itaat doru i (maruf) iindir." (Buhari ve Mslim) "Allaha kar isyan yolunu tutmu olana itaat yoktur." (Tabaran) Kitap ve Snnetin bu salam ahkm u hususu kuvvetle ifade eder ki, slm hkmetle kanun hazrlayan meclis Hak Telann ve Resulnn ahkmna muhalif olan bir kanun koyamaz. Eer byle bir kanun ortaya koyarsa, bu kanun derhal reddedilir ve yrrle gelmesine mni olunur. Bu ekilde, ayetler ve hadisler de bu hususu bildirmektedirler ki, herhangi bir slm hkmette adaletin mevcut olmas iin Allah ve O'nun Resulnn kanunlarn infaz etmek ve yrr hale koymaktan baka bir
670

re olamaz. Hatt herhangi bir hkim de ilh kanuna muhalif bir kanunu, kanun yapanlar byle kanun yapmlar diye tatbik edemez. ki kanunun birbirine muhalif ve zt olduu grlrse, Allah ve O'nun Resulnn kanunu elbette ki, kanun yapc meclisin ve kurulun kanunlarnn stnde olacaktr. Ayetler ve Hadisler bu hususu ak bir surette belirtmilerdir. slm hkmetin icra organlar da byle, Allah hkmne ve Reslullahn Snnetine aykr bir kanunu tatbik edemiyeeekleri gibi her hangi bir zabta veya baka kanunlar yrtmekle vazifeli kurullar da bunu yapamyacaklardr. Hibir idar teekkl , Allah ve Reslullaha kar gelmek mefhumunu tayan bir kanun veya herhangi bir nizam yrrle koyamazlar. Eer bu hususu gznnde bulundurmaz ve dinlemezlerse o zaman halk kendilerine itaat etmez ve edemez; itaat ederlerse Hak Taal indinde gnahkr olurlar. Kanunu da kanun yapcsn da, yrtclerini de dinlemeyip itaat etmezlerse Hak Taal indinde mcrim saylmazlar. Bunun hilafna byle ilere kalkan ve Hak Taalnn ve Resulnn ahkmna muhalif kanun ortaya karan hkmet kendisi crm (su) ilemi olup gnahkr mevkiine der. ikinci mhim nokta da udur: Herhangi bir slm hkmetinin banda bulunan "ll-emr" mslman olmaldr. Bu noktann
671

iki sebebi vardr. ki sebep de yet-i kerimede belirtilmitir. Birincisi yledir: "Ey iman etmi bulunan kimseler" Ve devamla; "Sizden olan, sizin iinizden bulunan llemr" Denmi olduuna gre, burada her iki mefhum da ak bir surette anlalyor. Bunlardan birincisi: "ll-emre itaat hkm" dr. Her mslman ll-emre itaat edecektir, fakat ikincisinde de bu ll-emrin sizin iinizden, sizden olmas sylenince yani llemrin de mslman olmas lzmdr. Mslman olan ll-emre itaat edilecektir. Pek tabidir ki, mslman olmayana deil. kincisi de udur: ihtilf halinde, ihtilafl mesele Allah Taalya ve Reslullaha havale edilecektir. Bu ekilde hkm verilmitir. Aktr ki, halk ile hkmet arasnda herhangi bir suretle ihtilf ortaya kabilir. O zaman Allahn ve O'nun Resulnn hkmnn hakem olarak kabul edilmesi lzmdr. Bu da elbette Mslman ll-emr iin olabilir; kfir ll-emr iin olamaz. Bundan baka, istinatl hadiselerde de bu hususta aklk vardr. Bunu teyid mahiyetinde hatta tekid mahiyetinde Hadisler mevcuttur. Nitekim yukarda bahsettiimiz gibi Hazret-i Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi
672

ve sellemin hadislerini de yine gz nnde bulundurmak icabeder. Buyurmulardr ki: "Eer size, ilerinizi yrtmek iin Zenci bir kle de tayin edilse ve sizin ilerinizin bana getirilse Kitabullah ile sizin ilerinizi idare etmek yolunu tutsa, onu da dinleyecek ve itaat edeceksiniz." Ve yine: "Allaha kar masyet yolunu tutmu olana itaat yoktur." Burada yine Hazret-i Ubde bn-i Sabit'den rivayet edilen bir Hadisi nakledelim. "Hazret-i Ubde ibn-i Sabit buyuruyor ki: Biz Zat- Saadeti Nebevilerine biat ettiimiz zaman u hususlar zerine biat ettik: Kendi amirlerimiz (hkm verenler) ile ihtilf karmyalm, fakat onlarn ilerinde aktan aa bir kfr grrsek ve onlarn bu kfr Allah indinde bizce sabit grnrse, o zaman i deiir." (Buhari ve Mslim) Baka bir hadiste de u ekilde anlatlmtr ki, halk, fena muamele yapan hkimler ve idareciler hakknda, "kendilerine kar gelelim mi?" diye sorduklar zaman, Resul Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem yle cevap verdiler:
673

"Hayr madem ki sizin aranzda namaz ayakta tutuyorlar..." (Mslim) Bu en kesin hccetlerden sonra u hususta artk phe kalr m ki, slm bir hkmetin bana her ne ekilde olursa olsun gayr mslim bir Sahibi Emr (Devlet Reisi) getirilmi olabilsin. Byle olursa bu i una benzer ki, mesel komnist ve sosyalist hkmetin bana getirilecek olan devlet reisi komnistliin yahut da sosyalistliin muhalifi bir kimse olsun. Veya herhangi bir Cumhuriyet hkmetinin Cumhurbakanlna Cumhuriyete muhalif bir bakann getirilmesi hi akla sarm? Elbette ki byle bir ey realite olarak mmkn deildir. nc nokta da udur: Ayet-i kerimenin medlul gereince, mslmanlar ile ll-emr arasnda ihtilf kabilir. Buradan da u anlalyor ki, mslmanlarla ll-emr arasnda ihtilaf kmas men edilmi deildir. Mslmanlara da ihtilaf karabilmek hakk tannmtr. htilf kt zaman, bu ihtilf halledecek merci ancak Allah Taalnn Kitab ve O'nur. Resulnn Snnetidir. Bu iki kaynak, her ne ekilde hkm verirlerse, ister ll-emrin lehine ve halkn aleyhine, ister halkn lehine ve ll-emrin aleyhine, her iki tarafda buna raz olacak ve kabul edeceklerdir. imdi u mesele aydnlanm oluyor ki, her ne suretle olursa olsun, ihtilf
674

halledecek bir idare sistemi de bulunmaldr ki, bu idare de Allahsn Kitab ve O'nun Resulnn Snneti ile ihtilf halletsin. Bu idare veya kurul, herhangi bir ulema meclisi, bir yksek adalet divan (Superm court) ne olursa olsun bir teekkl olacaktr. Bunun ne ekilde teekkl edecei hakknda eriat bizi muayyen bir yer tutmaa mecbur klmamtr. Fakat ne de olsa byle bir idare veya kurul olmaldr. Bu kurul da u vasflar tamaldr ki, icr, teri (kanun yapan) ve adl organlarnn aleyhine ve bu organlarn verdikleri hkmlere ve kararlara, bu kurul veya idarenin nezdinde dava alabilip karar istensin. Bu idare veya kurulun da elbette ki, esas usul Kitap ve Snnetin hidayetleri altnda ileri zme kavuturmak ve hakk batldan ayrmak olacaktr. TEMEL HUKUK VE TMA ADALET "Allah size, emanetleri ehline vermenizi emreder. Halk arasnda da hakemlik ederseniz adaletle hkm veriniz." (En Nisa: 58) "Ve bir kavme (zmreye) olan dmanlnz, sizi adaletten ayrlmaa srklemesin, adaleti gzetirseniz; bu i takvaya daha yakndr." Bu yet-i kerimeler geni manada
675

mslmanlar ferd ve itima hususlarda adalete balamaktadr. Elbette ki, mslmanlara byle bir hkm verilince slm hkmeti de bu iten muaf tutmamtr. Hatt, o da adalete bal bulunacaktr. Hele slmi hkmetin adalete bal bulunmasnn daha da nemle ele alnmas icabeder. nk, halk arasnda hkm vermek daha ziyade hkmete den bir i ve en ok onun kudretindedir. Elbette ki, hkmetin icraatnda adalet olmazsa yaayn hi bir sahasnda adalet mefhumu diye bir ey kalamaz. imdi bakalm bu i hkmeti ne dereceye kadar alakadar eder? Resul Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem ile Drt rnek Halifenin halk arasnda hkm vermek hususunda adaleti nasl gzetmiler ve hangi hususlar nazar dikkate almlardr ve adaletin tesbiti iin neler yapmlardr? 1. Veda Haccndaki mehur hutbede, Hazreti Resul Ekrem, sallallahu aleyhi ve sellem, slm hkmetin esas usullerini ilan buyurduklar zaman bu hususla ilgili u mhim usul zerinde de durmulard. "Elbette ki sizin kanlarnz, mallarnz rz ve namusunuz bu gnn hrmeti gibi muhteremdir." Bu ilan gereince, slm lkelerinin btn vatandalarnn canlar, mallar, rz ve
676

namuslarna hrmet edilmesi ve korunmas iin temel bir hak ortaya konmutur. Bu hakka her hkmet dikkat etmelidir; bu hakk gzetmek mecburiyetindedir. Bu artlar yerine getirirse bu hkmetin ismine "slm Hkmet" diyebiliriz.6[112] 2. Bu hrmete dikkat edilmez, ehemmiyet verilmeyip hie saylrsa o zaman ne olacaktr? Bu vaziyetin de cevabn yine Hazret-i Resul Ekrem sallallahu aleyhi ve sellemin mbarek lafzlarnda bulacaz: "Byle yaparlarsa kendi canlarn benden kurtarrlar, fakat slmn hakk ve onlarn hesab Allah'a kalr." (Buhari ve Mslim) "Elbette ki, onlarn canlar ve mallar bizce hrmetlidir, ancak bu can ve maln zerinde hak olursa, onlarn hesabn grmek ise Allah'a aittir." (Buhari ve Mslim) "Herkes O'nu (Yani kelime-i tevhidi) sylerse o zaman kendi maln ve cann
6[112]

Hadisin metninde yalnz mslmanlarn esas hukukundan bahsedilmitir. Fakat slm eriat gereince, u da kabul edilmi bir usuldr ki, slm hkmetin himayesini kabul etmi bulunan herhangi bir gayr - mslim de asker ve mlk kanunlar bakmndan mslmanlarla ayn haklara malik bulunacaktr.
677

benden kurtarm olur. Ancak onun hakk ve hesab (kalbindeki) Allaha aittir." (Buhari) Bu hadisler u hususu beyan eder ki, slm Hkmette herhangi bir vatandan tam bir hrriyeti vardr; malna, canna, rz ve namusuna hrmet gsterilip tecavz edilmeyecektir. Madem ki, slm kanunlar gereince, byle bir vatandan zerine yahut da aleyhine bir hak isbat edilmemitir, onun bu haklar korunacak ve hrmet devam edecektir. 3. Birisinin zerine yahut da birisinin aleyhine hak isbat edilmesi nasl olacaktr? Bu hususu da slmn Peygamberi sallallahu aleyhi ve sellem yle anlatmlardr: "Sana iki hasm gelirse, birincisinin iddiasn dinlediin gibi ikincisinin de iddia (veya mdafaasn) dinlemeden aralarnda hkm verme." (Ebu Davud, Tirmiz, Ahmed) Hazreti mer radiyallahu anha ait bir dava grme vakas(hadisesini) u ekilde nakledilmitir: "slmda hibir kimse, adalet (hakknda bir hkm) olmadan tutuklanamaz. (Muvatta) Bu vakann aklamasn Muvatt yle anlatyor: Buradan anlalyor ki, o zaman
678

Irak'n yeni fethedilmi lkelerinde, bazlar yalan yere jurnalcilik(ihbar) ederek, ihtilaflar yahut da bir garazlar olan kimseleri yakalatmaya alyorlard. ikyetler Hazret-i mer Radiyallahu anha intikal ettirildi. O zaman bu mesele hakknda hkm vererek yukardaki cmleyi buyurdular: Bu cmlede kullanlan "adalet" demek, "bildiimiz adaletin kanun hkm: (Due processe of law) demektir. Yani bir kimse iin isnat edilen su ispat edilmi olup ak bir ekilde karara balanm olacaktr. Byle bir karar olmakszn slm'da herhangi bir kimse tutuklanamaz ve tevkif edilemez. 4. Hazret-i Ali Radiyallahu anhn hilfeti devrinde bazlar hkmeti meru tanmak iin hazr deillerdi. O zaman Zat- Hilafetpenahileri, onlara yle yazd: "Bulunduunuz yerde kalnz ve bizimle sizin aranzda kan dklmesin. Yollar da kapamaynz. Kimseye de zulmetmeyiniz. Byle yapmazsanz o zaman sizinle savaa gireceim." (Neyl El - Evtr). Yani siz istediiniz gibi dnebilirsiniz. Sizin fikriniz ve dncenizle bizim iimiz yok. Elbette ki, siz bu dnceniz yznden hkmete kar koymamalsnz. ayet hkmete kar baltalama hareketlerine
679

giriirseniz, o zaman sizin karnza klacaktr. Bu gayet sarih olaylardan sonra, acaba islm dncesine gre, adaletin bu vaziyette dahi icri kuvvetler tarafndan nazar itibara alnmam olduuna dair bir phe kalr m? cr kuvvetlere, adaletin kanun hkm olmadan istedii kimseyi tutuklamak, yahut da istedii kimseyi tevkif edip veya istedii kimseyi ehir dna veya memleket haricine srgne gndermek, istediinin dilini, azn kapatmak ve arzu ettii fikri aklamaktan menetmek yetkileri tannmamtr. Hkmetlerin ounun nizamlarnda bulunan byle yetkiler hibir zaman ve hibir vakit slm hkmetin nizamnda olmamtr ve olamaz. Ve imdi, "Halk Arasnda Adaleti Gzetme" mefhumundan ikinci bir manay da yine slmn istinatl rivayetlerinden ve haberlerinden anlyoruz ki, slmda devletin bakan, hkmetin reisi, umum valiler ve bunlarn benzerleri, en yksek kumandanlar, hkm sahipleri ve buyruk buyuranlar ile umum halk efradnn hepsi bir kanun ve bir adalet nizamna tabidirler. Kimsenin kimseye, her ne ekilde olursa olsun, hibir kanun imtiyaz ve stnl yoktur. Hi bir kimse iin de husus bir adalet mercii bulunamaz. Yine hibir kimse, ne ekilde olursa olsun, kanun karsnda istisnaya tabi tutulamaz.
680

Hatt Resul- Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem son alarnda, kendi kendileri iin u ekilde beyan buyurdular: "Her kimin benim aleyhime bir iddias varsa gelsin hakkn ispat edip alsn gitsin." Hazret-i mer Radiyallahu Taal anh da ileri gelen bir lke valisini (Cebele bn-i Heysem el-Gassn) bir bedeli iin ksasa ekti. Hazret-i Amr bn-i As, Hazret-i mer Radiyallahu Taal anh'den valileri iin dokunulmazlk hakk isteyince, Hazret-i mer, "Byle bir ey olamaz" diye kabul etmedi. Bununla da yetmiyerek, halka u iln yaptrd: "Her kimin herhangi bir validen ikyeti varsa, bu ikyetlerini gelip aa vursun. T ki, adalet tecelli etsin." "Onlarn mallarnn zerinde fakirlerin ve yoksullarn da hakk vardr." (Ez-Zariyat, 19). "Onlarn mallarndan bir sadaka al, bununla onlar pk kl, temizle ve kendileri hakknda da hayr dua et." (Et-Tevbe: 103). te, Allah onlara sadakay farz klmtr. Zenginlerinden alnr, fakirlerine verilir." (Buhar ve Mslim) "Koruyucusu bulunmayan kimsenin koruyucusu hkmettir."
681

(Ebu Davud, Trmizi, Msned-i Ahmed, Darim) "Her kim lp, zerinde bir bor kalp da mal brakmam olursa, onun bu borcunu karlamak bana aittir; mal varsa miraslarna aittir." Baka bir rivayette de: "Her kim bir bor brakr ve diyemiyecek durumda olursa benim yanma gelmeli, ben onun koruyucusuyum. Her kim bir mal brakrsa, bu mal onun mirasclarna aittir. Hi bir ey brakmayp da borlu giderse bize aittir." (Buhar ve Mslim) "Mirass olmayann mirass benimdir. Onun borlarn der ve mirasn alrm." (Ebu Davud) Bu yetlerden ve hadislerden aka anlalyor ki, slm Hkmetin vazifelerinin en mhimlerinden biri de zekt iinin tanzimidir. Bu hkmetin, mesuliyetleri arasnda bir mesuliyet de udur ki, kendi lkesi dahilindeki btn halkn geim vastalarn salasn; yardma muhta olanlara yardm etsin ve ciz bulunanlarn geimlerini temin etsin. Bunlar, Kitapta ve Snnette karlatmz en byk hkmlerdir. Kur'an- Kerimde ve Hadis-i erifte Anayasa meselelerine ait daha bir ok hkmler varsa
682

da bunlarn Anayasaya aidiyetleri az olduklarndan biz de onlarn hepsini burada beyan etmedik. imdi, herkes Anayasa denilen kanuna bir para aina olsayd, bizim ileri srdmz bu yetlere ve hadislere bakarak, bunlarda slm Anayasann esas temellerinin mevcut olup olmadn grecektir. Eer herhangi bir kimse kp da bo iddia yerine, dorudan doruya, ilmi istidlal ile, bu ahkmda Anayasa ile alkal bir ey yoktur diyebilir ve bunu ispat edebilirse, biz de o zaman deriz ki, Anayasa hangi temel meseleler zerine (Teferruat deil esas meseleler) kurulabilir ki, bu meseleleri Kitap ve Snnette grmek mmkn olmasn? Kitap ve Snnet bunlar hakknda bizi hidayet klmam bulunsun? O zaman elbette ki, bu kimseye bizi aydnlatabildiinden dolay minnettar olacaz. Yok eer bizim yukarda bahsettiimiz meselelerin Anayasaya ait olmadn ispat edemezse ve; "Byle meseleler Kur'an ve Hadisin taliminin (retisinin) aydnlnda bulunmamaktadr." Diyemezse, o zaman mnafk olmayan temiz kimseler gibi iki doru yoldan birisinde yryecektir. Ya dorudan doruya
683

bu hkmleri kabul edecek ve memleketin Anayasasn bunun zerinde kuracak, dier hususlar da mnasip bulacaktr. Yahut da dorudan doruya ve aka; "Biz Kur'ana da inanmyoruz, Snnete de; bizim iman ettiimiz ey, bildiimiz u demokrasi denilen nesnedir. Kendimize isveyi hasene (en gzel rnek) olarak Amerika veya ingiltere yahut da Hindistan Anayasalarn kabul ediyoruz" Diye sylemeleri gerekir. te, bu iki yoldan birini tutmalar icabeder. Bu ancak temiz insanlara yakan bir harekettir. Kald ki, bizim karmzdaki yol yarya gelmi, gne de karmzdaki yolu aydnlatmtr. Byle bir aydnlkta bir kimse nasl olur da; "Ben bu karanlk yolda gidemiyorum." Diyebilir? O zaman, acaba halk bu koca yalan yutar m yutmaz m bilemeyiz? Eer bu, srf bir eref kurtarmak meselesi iin ise, bu yalann sahibine ne sylenebilir ki...?

684

BLM: IX SAADET DEVR VE RNEK DRT HALFE DEVRiNE BAKI

HAZIRLAYICININ NOTU nceki blmlerde, slm hkmetin temel usulleri hakknda deiik ynlerden bahislerde bulunuldu. imdi bir rnek devirden bahsederek, tarih aratrmalara girimek istiyoruz. Balangta bu devirdeki iler Zat- Saadet-i Nebevilerinin mbarek elleriyle yaplm ve bu devirde itima ve ferd hayat nizam tamamen deimi ve yeni batan bir hayat nizam devam etmeye balamtr. Bu devir, aydnln ve nur mealesinin devridir. slm tarihin her anda da mslmanlar bu devrin mealesinin nurundan aydnlanmlardr. Bu nurdan feyz elde etmilerdir. Ve bu ekilde feyz elde etmeye de devam etmektedirler. te slmn izgisi ve ilerleme pln bu devirdir. Bu devirde hkmet denilen husus iin yeni bir dnce ve yeni bir fikir ortaya km olmakla kalmam, belki bu rnek; eti ile, derisi ile, kan ile btn vcudu ile dnyadaki hkmet denilen hususun eklini deitirmi ve hkmet denilen mefhum hakknda insanln dncesini bambaka yapm ve yeni

dnceyle kurulmu olan hkmet, kendi ls dahilinde ie devam etmitir. Dnyada, herhangi bir nizam bu dnce ayarnda, baka bir hkmet bir gn dahi hatt bir an dahi dnya yznde hakim olmu iddiasnda bulunamaz. Bu tasavvur ve bu nizam ile kurulmu olan bir tek hkmet vardr, o da yalnz ve yalnz slm hkmettir. Bunu slmn mcizesi olarak kabul etmek gerekir. Ve bu mucize ile slm hkmet, beer hkmet etleri iinde benzerine eriilmesi imkn olmayan bir zellik tar. Hazrlayc

688

I SAADET DEVR

slmn douu ile birlikte mslmanlara zg bir toplumsal yaay da meydana km oldu. Daha sonra, hicret gerekleti. Hicretten sonra siyas kudret ve kuvvet elde edildi. Bu mhim hadiseler kendiliinden bir slm Hkmetin douuna sebebiyet verdi. Yani iler kendiliinden bir hkmet ekline girdi. Bu oluta birka ak ve kl usul vardr ki, bu husus bizi her eyden fazla ilgilendirdiinden nce bu nokta zerinde duracaz ve bu bahisler srasiyle ele alnacaktr. 1. LH KANUNUN STNL Bu hkmetin esas kaide ve usul, "hkimiyet yalnz ve sadece, Hak Taalnndr" gerei zerine kurulmutur. man ehlinin kurduu hkmet ve devlet aslnda ve esasnda hkimiyet deil de bir "Hilfet" dir. Bu hilfette hkmetin banda

bulunan kimseye keyfi hareket etmek ve mutlak bir otorite hakk tannmad gibi, ileri kendi bildiine gre tanzim etmek yetkisi de verilmemitir. Bu mevkiye getirilen kimse, ilh hkimiyetin ieriinde bulunan ilh kanunlar gereince ilerin yrtlmesine alr. Bu kanunlarn kayna da Allahn Kitab ve Resulullahn Snneti olduu malumdur. Kur'an- Kerim'de bu kaide muhtelif yerlerde bahsedilmitir. Sre-i Nis'da yet: 59, 64, 65, 80, 105, Sre-i M'ide'de 44, 47, Sre-i A'rf'da 3: Sre-i Ysuf'da: 40, Sre-i Nur'-da: 54, 55, Sre-i Ahzb'da: 36, Sre-i Har'da: 7. Bunlardan baka Hazret-i Resul Ekrem Sallallahu aleyhi ve sellem de birok hadis-i eriflerinde esasa ilikin bu usul hakknda geni ve etrafl bir ekilde aklamada bulunmu ve aka u hususlar beyan etmilerdir: "Sizin iin Allahn Kitabna tabi olmay srarla tavsiye ederim. Onun hell kld eyleri hell bilecek, haram kld eyleri de haram bileceksiniz."1[113] "Allah sizin iin baz farizeler farz etmi bulunuyor, bunlar ihmal etmemeniz lzmdr; size, bir ksm haramlar tayin eylemitir, bunlar da dikkatle gznnde
1[113]

Kenz ul umml, Tabaran ve Msned-i Ahmed'e istinaden, Hadis No: 907 - 966. Dairetl -Maarif matbaas; Haydar-abad 1955.
690

bulundurmanz, brakmamanz gerekir; sizin iin bir ksm hudutlar tayin eylemitir, bu hudutlar amamanz icabeder, baz eyler hakknda da hibir ey sylenmemitir, skt (susarak) geilmitir. Unutularak deil, bilerek sktla geilmitir. Sizin de bunlar hakknda bahse 2[114] girimemeniz lzm gelir." "Her kim Kitabullaha uyarsa, dnyada dalalete dmez, ahirette de mutsuz olmaz." "Size, sarldka dalalete dmeyeceiniz iki ey brakyorum: Bunlar Allah'n Kitab ve O'nun Resulnn Snnetidir." "Size ne emrettimse, ona, balann, sizi neden men ettimse, ona son veriniz."3[115] 2. HALK ARASINDA ADALET kinci esas kaide de halk arasnda adaleti temin etmektir. Byle bir hkmet bu esas zerine kurulur. Buna gre, Kur'an- Kerim ve Snnet'in ortaya koyduu kanunlar erevesi dahilinde, btn halk ayn seviyede tutmak ve ayn gzle grmek gerekir. Memleketin en aa seviyesinin daha aasndaki bir kimse ile memleketin en ileri
Mikt, Dar-i Kutn'ye istinaden, Bab el - 'tism bil-kitab ves snnet, Kenz l umml, cild: 1, s: 981 986. 3[115] Mikt, Rezin'e istinaden, bahsi geen blm.
2[114]

691

gelenleri hep ayn ekilde, ayn lde, muamele grmeli, ayn seviyede tutulmaldrlar. Kanun herkes iin hep ayn olmaldr. Kimsenin kimseye, ister kanun olsun, isterse kanunun icra edilmesi hususlarnda olsun, ne imtiyaz, ne de bir stnl olmaldr. Vatandalar arasnda imtiyaz ve fark gzetmek, bu hkmetin esaslarna uymaz. Kur'an- Kerim'de, Hak Tala bu hususta kendi Resulne u hidayeti bildirmektedir: "De ki: Sizin aranzda adaleti temin etmek iin emir aldm." Yani ben taraftarlk ve dmanlk gzetmeksizin adaleti ortaya koymak iin memur edildim. Herhangi bir kimseye taraftarlk etmek, yahut da herhangi bir kimseye kar dmanlk gstermek benim hakkm deildir. Benim dinimde kimsenin kimseye bir fark ve stnl bulunamaz. Kendimizden olsun, yabanc olsun, byk olsun, kk olsun, zengin veya fakir kimse olsun, bunlarn hi birisinin arasnda ayr bir hak ve hukuk yoktur. Bunlar hukuk bakmndan, adalet karsnda ayn seviyedelerdir. Gnah olan, haram olan ey herkes iin gnahtr, herkes iin haramdr. Hell olan ey de herkes iin helldir. Farz olan eyler herkes iin farzdr. Ben kendim, kendi ahsm dahi lh Kanunun alemmullnden istisna edilmi deilimdir.
692

Hazret-i Resul- Ekrem Sallallahu aleyhi ve sellem, kendileri de bu genel kaideyi u ekilde aklamlardr: "Sizden ncekilerin helak olma sebebi udur: Onlar aa derecede bulunan kimseleri cezalandrr ve yksek derecedeki ileri gelenleri brakrlard. Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve sellem) varln elinde bulundurana yemin ederim ki, Fatime (Hazret-i Resul Ekremin kz) da byle bir ey yaparsa muhakkak onun da elini keserdim."4[116] Hazret-i mer (R.A.) buyuruyor ki: "Hazreti Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellemi grdm ki, kendi nefislerine bile ihtiyatl davranyorlard."5[117] 3. MSLMANLAR ARASINDA EiTLiK: Bu kaidelerin bir detay: olarak, nc bir kaide de ortaya kar. Bu kaide gereince byle bir hkmette u mesele de kesin bir kuraldr: Btn mslmanlar arasnda, hak
4[116] 5[117]

Buhar, Kitab - l Hudd, Bab: 11 - 12. Kitab - l Harac; mam Eb Ysuf, S. 116, Salefiye matbaas, Msr, kinci bask; Msned, Ebu Davud Et - Tayals,Hadis Nr. 55 Dairet l - maarif matbaas, Haydarabad, 1321.
693

ve hukuk bakmndan, renk, rk, soy, sop, lisan ve urada domak, burada domak bakmndan hibir fark dikkate alnmakszn eittirler. Herhangi bir ferdin dier fertlere yahut da zmreye, herhangi bir zmrenin de dier zmreye, yahut da ferde ister soy - sop bakmndan, isterse baka bakmlardan olsun, byle bir hkmetin idaresi dahilinde, her ne suretle olursa olsun bir fark ve bir imtiyaz hukuk gznnde bulunduramaz. Herhangi bir hususiyetle ve vasfla kimse kimseden farkl ve ayr - gayr olamaz. Kur'an- Kerimde muhtelif yerlerde Hak Taal bu hususu ak bir surette beyan buyurmutur: "Mminler birbirleriyle kardetirler." (El Hucrt: 10). "Ey iman etmi bulunan kimseler, biz sizi bir erkekten ve bir kadndan yarattk. Ve sizi kabileler ve oymaklar haline getirdik ki, birbirinizle tanannz. Elbette ki, sizin iinizden Allah indinde en makbulnz en fazla takva yolunu ttannzdr." (El Hcrat: 13). Hazret-i Resul- Ekrem Sallallahu aleyhi ve sellem bu hususa u ekilde iaret buyurarak, bu kaideyi daha ak bir ekilde beyan etmilerdir:
694

"Elbette Allah sizin suretlerinize ve mallarnza bakmaz. O, ancak sizin kalblerinize ve amellerinize bakar."6[118] "Mslmanlar hep kardetirler. Hi hir kimsenin kimseye takva hari, bir stnl yoktur."7[119] "Ey halk! Dikkat edin. Sizin Rabbnz hep birdir. Ne bir Arabn bir Acem'e (Araptan gayrisi) ne de bir Acemin bir Araba, ne bir siyahn bir beyaza, ne bir beyazn bir siyaha stnl vardr. stnlk ancak takva iledir.8[120] Her kim "La ilahe illallah" derse, bizim kblemizi kble sayarsa, ve bizim kestiimizi (hayvanlar) yerse, ite o mslmandr. Her mslmann lehindeki ve aleyhindeki haklar onun zerinde de bulunur."9[121] "Mminlerin birbirlerinin kanlar ayndr, bakalarnn karsnda ayndrlar. Bunlarn

Tefsir-i ibn-i Kesir, Mslim ve ibn-i Mce'ye istinaden cilt: 4 sahife: 217, Mustafa Muhammed matbaas, Msr, 1937. 7[119] bn-i Kesir, Tabaran'ye istinaden C. 4, S: 217. 8[120] Tefsir-i Ruh l - Maan, Beyhak'ye istinaden: ve ibn-i Merdye, C: 26, S: 148, Mniriye matbaas, Msr. 9[121] Buhar, Kitab Es-salt, Bab: 28.
6[118]

695

en dk seviyede olannn da dierlerinin boynunadr."10[122] "Mslmana cizye yoktur."11[123] 4. DEVLETN MESULYET

hakk

Byle bir hkmetin ayakta tutunabilmesi iin drdnc mhim kaide de udur: Devlet, kendisine verilmi bulunan, tercihler, yetkiler ve mallardan mesuldr. Bunlar, Allahn ve mslmanlarn bu devlete verdikleri emanetlerdir. Bu emanetler, Allahtan korkan, iman sahibi, adaletli kimselere verilmelidir. Emaneti muhafaza etmek iin iman sahibi olan kimse, iman itibariyle bu gibi eylerde nefsi isteklerine gre davranmaya kendini hakl grmez. Kur'an Kerim bu hususu u ekilde izah buyurmutur: "Allah size emanetleri, ehline vermenizi emreder. Halk arasnda da hakemlik ederseniz, adaletle hkm veriniz; bununla Allah size ne gzel nasihat veriyor. Elbette ki Allah duyan ve grendir."12[124] Resul Ekrem Sallallahu aleyhi ve sellem de bu hususu u ekilde izah buyurmulardr:
Ebu Davd, Kitab Ed-Diyt, Bab: 11; Nes Kitab El - Kasame, Bab: 10 - 14. 11[123] Ebu Davd, Kitab El-Emare, Bab: 34... 12[124] Sre-i Nisa, yet: 58.
10[122]

696

Dikkat edin! Sizin her biriniz birer obansnz. Her biriniz de kendi srnzden mesulsnz. Byk imam (devlet reisi) ise halka obanlk eden kimsedir. O da kendi srsnden mesuldr.13[125] "Herhangi bir vali mslman tebaasnn ilerini yola koyarken lr ve bu ite hyanet yolunu tutmu ise, Allah o valiye Cennete girmeyi haram klar."14[126] Hi bir emir yok ki, mslmanlarn ilerini ynetmeye memur edilir de, sonra da canla bala mslmanlar iin almaz ve ie girimezse, dikkat edin, byleleri asla mslmanlarla birlikte Cennete 15[127] giremez." Hazret-i Resul Sallallahu aleyhi ve sellem, Hazret-i Eb Zer Radiyallahu anh'a hitaben yle buyurmulardr: "Ey Eb Zer, sen zayf bir kimsesin. Hkmet ii ise bir emanettir. Byle bir i, kyamet gnnde pimanl ve nedameti gerektirir. Bu i hakkn tam olarak veremiyen bir kimsenin elinde olamaz."16[128] "Hyanetin en by bir valinin
Buhari, Kitab El- Ahkm, Bab: 8; Mslim Kitab El Emare, Bab: 5 . 14[126] Buhari, Kitab El Ahkm, Bab 8; Mslim, Kitab El -mn, Bab: 61; Kitab El - Emare Bab 5 . 15[127] Mslim Kitab El Emare, Bab: 5 . 16[128] Kenz l Umml, C: 6, S: 68 - 122 .
13[125]

697

tebaasn ticaret mevzuu yapmasdr.17[129] Bizim ilerimize valilik edecek herhangi bir kimsenin, kars olmazsa hemen evlenmelidir; hizmetisi bulunmazsa hemen kendisine bir hizmeti bulmaldr; barnacak evi olmazsa hemen kendisine barnacak bir ev edinmelidir; binecek bir eyi yoksa kendisine bir binecek bulmaldr; bunlardan baka birey elde etmi bulunan kimse, ya hyanet etmitir, yahut da hrszlk yapmtr"18[130] "Emir olan kimsenin hesab hem uzun srer hem de en iddetli hesap olur. Azab da herkesinkinden daha fazla. Emir olmayan kimsenin hesab ise ksa srer ve azab da hafif olur; nk Emirler, mminler arasnda vaziyetleri itibariyle zulmetmee daha elverili durumdadrlar; herkim kim m'minlere zulmederse, Allah asla onu balamaz."19[131] Hazret-i mer Radiyallahu anh buyurmutur ki: Frat nehri sahilinde bir kei yavrusu dahi zayi edilmi olursa korkarm ki, Allah onun hesabn da bana sorsun.20[132]

17[129] 18[130] 19[131] 20[132]

Kenz l Umml, C: 6, Sahife: 78. Kenz l Umml, C: 6, Sahife: 346 . Kenz l - Umml, C: 5, Sahife: 12 - 25 Kenz l - Umml, C: 5, Sahife: 12 - 25
698

5. URA VE MAVERE (KURUL) Bu hkmetin uyaca beinci mhim kaide de u dur: slm hkmette her zaman mslmanlarla mavere etmekle ve mslmanlarn rzasn elde etmekle devlet ileri grlr. Bu devlet ilerini ancak mavere ile yrtr ve nizamlarnn temeli de mavere zerine konmu olur. Kur'an- Kerimde bu hususta unlar buyrulmutur: "Onlarn ilerinin ynetilmesi, aralarnda mavere iledir." (ra: 38) "Devlet ii hususunda onlarla maverede bulun." (Al-i mrn:159) Hazret-i Ali Radiyallahu Taal Anh, u ekilde be-yan buyurur ki: "Ben bir ara Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellemin huzuru saadetlerinde iken u suali sordum. Zat- Saadetlerinden sonra, karlaacamz bir hadiseye ait ne Kur'an- Kerimde ne de Hadis-i eriflerde herhangi bir hkm bulamazsak, o zaman ne yapacaz? Buyurdular ki: mmetim arasndaki abid kimseleri toplarsnz. Onlarla aranzda maverede bulunursunuz. Bir tek kimsenin dncesi ile
699

de hkm vermezsiniz.21[133] Hazret-i mer Radyallahu Taal anh, buyurmutur: "Her kim, mavere olmakszn, kendisinin yahut da, bir bakasnn emirlii iin arrsa, bu kimseyi ldrmemek size hell olmaz."22[134] Hazret-i mer Radyallahu Taal u hususu da bildirmitir: "Maveresiz hilfet yoktur." 6. MARUF'A (Doru ie) TAAT Bu hkmetin kaim olabilmesi in altnc kaide de udur: Hkmete itaat etmek yalnz ve sadece marufta (doru iler) vacibdir. M'siyette (yanl ilerde) kimse iin itaat etmek yoktur. Kimse de byle bir eyi isteyemez. Baka tbirle bu kaideden u husus anlalr: Hkmet ve hkimler (hkmeti ellerinde bulunduranlar) in ancak u hkmlerine itaat etmek halk iin vacib olur: Bu hkmler kanuna uygun bulunsun. Kanunlara zt ve muhalif olan hkmlere itaat olmad gibi, kanun hilaf hkm vermek de kimsenin hakk deildir. Hi kimseyi, byle bir hkme itaat etmesi iin
21[133] 22[134]

Kenz l - Umml, C: 5, S: 2577 . Kenz l - Umml, C: 5, S: 2354 .


700

zorlamak olamaz. Kur'an- Kerimde, Hazret-i Resul- Ekrem Sallallahu aleyhi ve selleme biat edilirken, ancak, maruf (doru iler) de biat edilip itaat edilecei art ileri srlmtr. Halbuki yine ayn Kur'anda Zat Saadeti Nebevilerinin herhangi bir masiyetten beri ve uzak olduklar da bildirilmi ve maruf'tan ayrlamyacaklar da beyan edilmitir. "Maruf hakknda sana kar gelmemeleri artiyle..." (Mmtehine: 12.) Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellemin kendileri de bu mevzuda yle buyurmulardr: "Mslmana, dinlemek ve itaat etmek gerekir. ster houna giden, ister houna gitmeyen bir hususta olsun. Mademki masiyet iin emredilmemitir; dinleyecek, itaat edecektir. Fakat masiyet iin bir emir verilirse o zaman ne dinlemek, ne de itaat etmek vardr."23[135] Allaha kar masiyet iin itaat yoktur. taat ancak maruf iindir. Bu hususta Neb Sallalahu aleyhi ve
23[135]

Buhar, Kitab El - Ahkm, bab: 4; Mslim, Kitab ElEmare, bab: 8; Ebu Dvud, Kitab El cihad, bab: 95; Nese-, Kitab-El - Biy'a, bab: 33; bn-i Mce, Ebvab El Cihd, bab 4 .
701

sellemin bir hayli beyanlar ve iaretleri vardr. Bunlar srasiyle arz ediyoruz: "Allaha kar isyan edene itaat edilmez." "Hibir mahlka, Halika kar masiyet iin itaat yoktur." "Allaha itaat etmeyene itaat yoktur." "Valilerden herhangi birisi, Allaha kar masiyet iin size emir verirse ona itaat etmeyeceksiniz."24[136] Hazret-i Ebu Bekir Radiyallahu Taal anh, bir hutbesinde ayn gerei beyan etmitir: "Her kim, Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellem mmetinin bir iini eline alr da bunu Allahn Kitabna gre yrtmek yoluna gitmezse, Allahn laneti onun zerine olacaktr."25[137] Hazret-i Ebu Bekir Radiyallahu Taal anh, Halife seilince ilk konumalar u ekilde oldu: "Ben Allaha ve O'nun Resulne itaat ettiim mddete bana itaat ediniz. Ne zaman Allaha ve O'nun Resulne kar isyan yolunu tutarsam, o zaman siz de bana itaat etmiyeceksiniz."26[138]
Kenz l Umml, C: 6, Hadis No: 293, 294, 296, 299, 301. 25[137] Kenz l - Umml, C: 5, S: 2505. 26[138] Kenz l - Umml, C: 5, Hadis: 2282 . Hazret-i Ebu Bekirin bu mhim ve mehur konumas u ekilde
24[136]

702

ki:

Hazret-i Ali Aleyhisselam. buyurmutur

"mam Mslmanlarn zerine u artla farzdr: Allahn nazil klm bulunduu kanun zerine ileri yrtp, tatbik etsin; emneti eda etsin. Byle yaptka halkn zerine onu dinlemek ve itaat etmek farz olur. Bu imam onlar ne zaman bir ie veya yardma arrsa, "Lebbeyk" diyecekler ve imamn arsna da itaat edecekler."27[139] Yine kendi hilfeti devrinde bir hutbelerinde ayn gerei u szlerle aklamlard: "Allaha itaat ettiim mddete, size emir verirsem, itaatinizi istemek hakkm vardr. ster hounuza giden, ister hounuza gitmeyen hususlarda olsun. Ne zaman Allaha kar gelmek iin size emir verirsem; kimseden masiyet iin itaat istenemez. taat maruf (doru i) iindir. taat maruf iindir. taat maruf iindir."28[140] 7. KTDAR N STEKL BULUNMAK VE HIRSLI OLMANIN MEN EDiLMi OLDUU
rivayet edilmitir. "Ben, Allah'a kar gelirsem, siz de bana kar geliniz." Kenzl Umml, C: 5, S: 2330 . 27[139] Kenz l - Umml C. 5, S. 2531. 28[140] Kenz l - Umml, C: 5, S: 2587.
703

Hkmet hususundaki mhim kaidelerden biri de udur: Hkmetin btn mesuliyetli makam ve mevkilerinde, bilhassa hilfet makamnda, en fazla yakk almayacak ve mnasip olmayacak kimseler, byle bir makam ve byle bir mevki elde etmek iin rpnp duran kimselerdir. Kur'an- Kerimde bu hususta u hidayetler vardr: "te bu hiret yurdudur; biz onu o kimselerin klarz ki, onlar yeryznde byklk peinde komazlar, fesat da karmazlar." (El Kasas: 83). Hazret-i Resul Ekrem Sallallahu aleyhi ve sellem de bu hususta u beyanda bulunmulardr: "Allaha yemin ederim ki, bir kimse bir mevki iin istekli ve haris olursa, iimizi yle bir kimseye teslim etmeyiz."29[141] "Sizin iinizden en haini, en ok istek sahibi haris kimsedir."30[142] "Kim ki, bir makam ele geirmeye istekli ve haris olursa, bylesine bir mevki ve ii teslim edemeyiz."31[143]
Buhar, Kitab El - Ahkm, Bab: 7; Mslim Kitab El Emare, Bab: 3. 30[142] Ebu Davd, Kitab El Emare, Bab: 2. 31[143] Kenz l - mml, C: 6, S: 206 .
29[141]

704

"Ey Abdurrahman bn-i Semere; emirlik isteme, nk sen bunu istersen, zerine bir yk alm olursun. Yok eer sen istemeden bu ii senin eline verirlerse, o zaman bunun hakkn eda etmek iin yardmc olmu bulunursun."32[144] 8. HKMETN KURULU SEBEB: Byle bir hkmetin banda bulunan ve hkim durumda olan kimsenin ilk vazifesi de slm yaay nizam iin almak ve bu slm yaay nizamn deitirmek yoluna
32[144]

Kenz l - mml, C: 6, S: 69. u hususta da kimse phe etmemelidir: slamda hkmet ilerine istekli olmamak, lzm iken nasl olmu da Hazret-i Yusuf kssasnda Hazret-i Yusuf, Msr hkmdarndan bir makam istemiti. Fakat unu da bilmek lzmdr ki, hakikatte Hazret-i Yusuf herhangi bir slmi hkmet iinde ve slmi lkede bulunmuyordu. Bir kfir hkmette ve bir kfir lkedeydi. Sonra Yusuf Aleyhisselam, ok iyi biliyordu ki, padiahtan bu en byk mevkii istedii zaman red edilmeyecektir. Eer bu iktidar ele geirmek istemeseydi, kfir kavmi de etkili bir ekilde hidayete davet etmek frsatn ele geirmi olamyacakt. Dikkat edilirse Yusuf Aleyhisselmn hangi niyetle teebbse getii ak bir ekilde ortadadr. Burada zel bir durum vardr. Byle bir durum da slmn genel kaidesi olamaz. Byle bir kaidenin de slm dncesi ile badaamayaca meydandadr.
705

gitmemektir. yiliklerde ve fenalklarda ve ktlklerde slm ly gznnde bulundurup iyiliklerin aydnl ile fenalklarn ortadan kalkmas iin almaktr. Kur'an- Kerim, bu hkmetin maksad vcudunu u ekilde beyan eder. "Yeryzne yerletirmi bulunduumuz bu kimseler, namaz ayakta tutarlar, zekt derler ve maruf (doru yol) iin emredip, mnker (eri yol) dan men ederler." (El Hacc: 41) "te bylece biz sizi arac bir mmet kldk ki, halkn zerinde gzc olursunuz, nitekim Resl de sizin zerinizde gzcdr." (El Bakara: 143). "Siz, halk iin karlm bulunan en iyi mmetsiniz ki, marufa (doru yol) emreder ve mnkerden, (eri yol) men edersiniz; Allaha da inanrsnz." (Al-i mran: 110). Bundan baka, Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellem ve Zat- Risaletpenahilerinden nce gelmi bulunan btn peygamberler, hepsi de Kur'an- Kerimin buyurduu gibi, u maksat iin almlardr: "Dini kaim klp da, din yolunda dalmasnlar." (E-ra: 13)
706

Dini kaim klmaya ve dini dalmaktan korumaya memur idiler. Bunlar, gayri mslim dnyann karsnda yalnz u maksat iin alyorlard: Tamamen din ancak Allahn dini olsun. (El Enfl: 39). Hak Taal, dier enbiyann mmetlerine olduu gibi, Zat- Risaletpenahilerinin mmetine de u emri vermitir: "hlas ile ve temiz olarak, Allaha ibadet etmelidirler." (El Beyyine: 5). Bunun iin Zat- Risaletpenahilerinin kurmu bulunduklar hkmetin esas gayesi ve varolu amac da dini, btn kanun ve nizamlar ile kaim klmaktr. Dinin iine hibir ekilde karklk ve yabanc eylerin girmesine mani olmaldr. Aksi takdirde slm yaayta ayrlk gayrlk kar. Bu son nokta hakknda da Hazret-i Resul Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, kendi ashab na ve kendisinden sonra gelecek olan haleflerine de bu husus hakknda zerinde durarak tenbihte bulunmulardr: "Her kim, bizim iimizde, aslnda olmayan bir ey iddia edip de ortaya atarsa, bu ey kabul edilmez."33[145] "Size uydurulmu eyler hakknda
33[145]

Mikat, Bab El - 'tisam bi'l - Kitab ve's Snne.


707

dikkatli olmanz tavsiye ederim. nk her uydurma ey bid'attir. Ve her bid'at de dalalete gtrr."34[146] "Herkes bid'at sahibini (bid'at koyan kimseyi) verse, elbetteki slmm dalmasna yardm etmi olur."35[147] Bu hususta Zat- Risaletpenahilerinin u Hadis-i erifleri de bize ulamtr: "Hak Taal indinde en fazla kimse beenilmez. Bunlardan biri o kimsedir ki: slmda ne ekilde olursa olsun cahiliye yolunu yrtmek ister."36[148] 9. EMR BiL-MARUF (doru ie emir) VE MNKER (eri i) DEN MEN ETMENN HAKLARI VE FARZ OLMASI Bu hkmetin kaidelerinden en sonuncusu da u kaidedir ki, bu kaide ile hkmetin ayakta tutunmas ve doru yolda devam etmesi salanr. Mslman her yerde hak sz syleyecek, iyilii ve doruluu himaye edecektir. tima, mlk ve idar hususlarda herhangi bir yanllk ve hata
34[146] 35[147] 36[148]

Mikat, Bab El - 'tisam bi'l - Kitab ve's Snne. Mikat, Bab El - 'tisam bi'l - Kitab ve's Snne. Mikat, Bab El - 'tisam bi'l - Kitab ve's - Snne.
708

grrse ve uygunsuz bir ile karlarsa, imkn derecesinde bunu dzeltmeye ve dorultmaya alacaktr. Kur'an- Kerimde bu mesele hakknda u hidayetler vardr: "yilie ve takvaya yardm ediniz. Gnah ve ar gitmek iin yardm etmeyiniz." (El Mide: 2) "Ey iman etmi bulunan kimseler, Allah tan ekininiz ve dorudrst sz syleyiniz." (El Ahzb: 70). "Ey iman etmi bulunan kimseler, "Kst'" (adalet ls) n kaim klanlardan olunuz. Allah'n ahid olduunu biliniz, isterse kendi ahsnz yahut da ana babanz veya yaknlarnzn aleyhine olsun." (En Nisa: 135). "Mnafk erkeklerle mnafk kadnlar, birbirlerine baldrlar. Onlar mnkere (eri yol) a emreder ve maruftan (doru yol) dan menederler... Mmin erkeklerle mmin kadnlar da birbirlerinin koruyuculardr. Bunlar da maruf'a emreder, mnker'den menederler." (Et Tevbe: 67 - 71). Kur'an- Kerimde ehl-i imann vasfnda u beyan vardr: "Marufa emredicilerdir ve mnkerden de menedicilerdir. Allahn llerini onlar
709

korurlar." (Et Tevbe: 112). Hazret-i Resul- Ekrem Sallallahu aleyhi ve sellemin bu husustaki hidayetleri yledir: "Sizden herhangi bir kimse, bir mnker (eri i) grrse, onu eliyle deitirmelidir; eli ile deitirmek imkn olmaz ise, o zaman dili ile; dili ile de deitiremezse, kalbi ile; bu da imann en zayfdr."37[149] "Kendilerinden sonra yakk almayacak bir zmre onlarn yerine geer. Bunlar sylediklerini yapmayan kimselerdir. Emir verilen eyleri de yapmazlar. Eli ile bunlarla mcadele eden kimse ise mmin kimsedir. Dili ile yine bunlarla mcadele eden kimse de mmin kimsedir. Kalbi ile de bunlarla mcadele eden kimse de mmin kimsedir. Bundan sonrasnda bir hardal tanesi kadar iman yoktur."38[150] "Cihadn en faziletlisi adl'i, (yahut da hakk) zalim bir hkmetin karsnda sylemektir."39[151]
Mslim, Kitab El imn, Bab: 20; Tirmizi, Ebvab El-Fiten, Bab: 12; Ebu Davud, Kitab El - Melhim, Bab: 17; bn-i Mce, Ebvab El - Fiten, Bab: 20. 38[150] Mslim, Kitab El - man, Bab: 20. 39[151] Ebu Davd, Kitab El - Melhim, Bab: 17. Tirmizi, Kitab El - Fiten, Bab: 12; Nese-i Kitab El Bey-a, Bab: 36; bn-i Mce, Ebvab El - Fiten, Bab: 20.
37[149]

710

"Halk iinde bir zalimi grp de onun eline yapmayp mani olmayanlar zerine, Allahn umumi azap gndermesi uzak bir ihtimal deildir."40[152] "Elbette ki, benden sonra baz emirler ortaya karlar her kim onlarn yalanlarna dorudur derse ve onlarn zulmlerinde kendilerine yardmc olursa benden deildir. Ben de ondan deilimdir."41[153] "Yaknlarda sizin baz nderleriniz (Eimme) ortaya kar. Bunlar sizin rzklarnz ele geirirler. Sizinle konutuklar zaman da yalan sylerler. yaptklar zaman da ileri kt yola gtrrler. Siz onlarn ktlklerini (eri ilerini) iyi grp iyi gstermedike ve onlarn yalanlarna dorudur demedike sizden raz olmazlar. Siz, o zaman onlarn karsnda hakla sylemelisiniz. Onlar bundan holanmasalar ve size tecavz etseler dahi. Herhangi bir kimsede bu yolda lrse elbette ki ehid olarak lmtr."42[154] "Her kim, Rabbnn rzas hilafna yol tutmu bulunan hkmeti memnun etmek iin alrsa, byle kimse Allahn dininden
Ebu Davd, Kitab El - Melhim, Bab: 17; Tirmizi, Kitab El Fiten, Bab: 12. 41[153] Nese-i Kitab El Bey-a, Bab: 34 - 35. 42[154] Kenz l Umml, C: 6, S: 297.
40[152]

711

km olur."43[155] II RNEK DRT HALFE te bunlar memleket idaresinin usulleridir ki, Allah Resulnn saadet asrnda, hkmet nizam bunlar zerinde kaim klnm ve devam ettirilmiti. Neb Sallallahu aleyhi ve sellem'den sonra, rnek Drt Halife zamannda yine hkmet bu esaslar zerinde devam ede geldi. Zat- Risaletpenahilerinin dorudan doruya talim ve terbiyesini grm, O'nun eli altnda yetimi ve ameli iratlarla tecrbe kazanm bulunan ve itima hususlarda ve muaeret adabnda ve her trl devlet ilerinde O'nun yolunu tutup yrm olan rnek Drt Halifenin her ferdi, unu ok iyi biliyorlard ki, slmn ahkm ve slmn ruhu zerine hkmetin kurulup gitmesi ve devam etmesi lzmdr. Hazret-i Resul Ekrem, Sallallahu aleyhi ve sellem, kendileri bizzat, ne ekilde olursa olsun, muayyen bir ahs kendisine halef tayin etmemi olmamakla beraber, mslman camias halknn kendileri de unu biliyorlard ki, slmda ura (mavere) ile
43[155]

Kenz l - Umml, C: 6, S: 309.


712

bir hilafet olumaktadr. Bunun iin, orada, herhangi bir saltanat hanedan ve padiahlk sllesinin i bana gelmesine ne kimsenin tahamml vard, ne de kimse byle bir iktidar ele geirmek iin yeltenmek cesaretini gsterebiliyordu. Ve ne de kimse, hilfeti ele geirmek iin rpnp duruyordu. Hatta ismen bile olsa bu i iin uralmyordu. Belki biribirinin ardndan gelen drt sahabi (R.A.) halkn serbeste semesi ve rza gstermesiyle halife tayin edildiler. Bu hilafet iin mmeti slmiye Hilfet-i Ride (Doru drst hilafet) demilerdir. Bundan da kendi kendine u nokta ak bir ekilde ortaya km oluyor ki, Mslmanlarn nazarnda en doru hilfet usul de bu usul olmutur. SEiMLE HLFET Neb Sallallahu aleyhi ve sellemin yerine gemek iin, Hazret-i mer, Hazret-i Ebu Bekir Radiyallahu anh mnasip grp, bu fikrini ileri srd. Btn Medine halk ki, o zaman bunlar, btn lkenin amelen ve fiilen mmessilleri vasfn tamakta idiler. arasnda kimse bu seime kar gelmedi; niin ve ne sebeple demeden rza ve rabet ile, memnuniyetle bu ii karladlar ve Hazret-i Ebu Bekir'e biat elini uzattlar.
713

Hazret-i Ebu Bekir radyallahu taal anh, kendisi de hayata veda edecei srada Hazreti mer'in hakknda vasiyet etmek iin ahaliyi camiye (Mescid-i Nebeviye) toplad ve halkn nnde yle konutu: "Ey halk, siz arzu ediyoruz ki, ben kendi yerime geecek birisi hakknda size bir eyler bildireyim, siz de ondan memnun olasnz? Allaha yemin ederim ki, bu hususta karar vermek iin zihnimi ok zorladm, ok dnp tandm. Kendi yaknlarmdan deil belki benimle alkas bulunmayan mer ibn-i Hattab' size mnasip grdm. Onun benim yerime gemesini size tavsiye ederim. Ben byle kararlatrdm. Siz de onu dinleyecek ve ona itaat edeceksiniz." Bu tavsiye zerine halk u cevab verdi: "Biz de senin szlerini duyduk ve itaat ettik."44[156] Hazret-i mer Radyallahu anh da mrnn son senesinde Hacca gittii zaman birisinin yle sylediini duydu: "Eer mer Radyallahu anh vefat ederse, o zaman filan kimseye biat edeceiz. Nitekim Ebu Bekir'ede biat edildii zaman bu biat tesadfen olmutu. Fakat muvaffak

44[156]

El - Tabar, Tarih El - mmem ve'l - Mulk, C: 2, S: 618 El - Matbaat l - istikame, Kahire, 1939.
714

oldu."45[157] Hazret-i mer Radyallahu Taal anh, byle bir konumaya kar u beyanatta bulundu: "Halk bilmelidir ki, bazlar gsibane bir ekilde tasallut etmee kalkmak niyetindedirler." Nitekim Medineye dner dnmez hemen bu meseleyi ele ald, ilk hutbesinde mufassal olarak anlatt. Sakife-i Ben Side hadisesini nakletti. u noktay da bilhassa aklad ki, sz edilen hadise zel bir durumda olan bir meseledir. Hazret-i Ebu Bekir'in hilfeti ani olarak ileri srlm, halkn kendisine biat etmeleri iin de ilk nce kendisinin Ebu Bekir Sddka biat ettiini anlattktan sonra bu tarihi hadise hakknda u bilgiyi de cemaate arzetti: "Ben eer o zaman byle yapmasaydm ve bu ekilde hilfet iini halletmemi olsaydm, bizlerle toplantda bulunanlar o
45[157]

Bu iaret u husus hakkndadr ki, Hazret-i mer Radyallahu Taal anh, Sakife-i Ben Side meclisinde tesadfen ayaa kalkarak, Hazret-i Ebu Bekir Radyallahu Taal anh'n ismini ortaya atp bunun mnasip olacan bildirmiti. Hazret- Ebu Bekirin elini kaldrarak, hemen teekkr etmiti. Ebu Bekirin Halife olup olmayaca hakknda daha nce mavere edilmemiti Bu mavere orada o esnada ve aniden olmutu.
715

zaman meclisten kalkar giderlerdi ve ihtimal, gnler ve geceler boyunca hep bu i zerinde mnakaa edeceklerinden bir netice de alamaz ve kimseyi de ikna edemezdik. Bu mhim iin telfisi de pek zor olurdu. Bu i bu ekilde bir muvaffakiyete eriti ise, bu demek deildir ki, istikbalde de hep bunu gznnde bulundurmak icabedecektir. Sizin aranzda acaba Ebu Bekir gibi olgun ve i bilen, makbul bir ahsiyet bulunuyor mu? imdi eer sizin iinizden herhangi bir mslman, mavere olmakszn bir kimseye biat yolunda elini uzatacak olursa, biat edecek olan da, biat edilecek kimse de, her kisi de kendilerinin katledilmelerini 46 [158] hazrlam olacaklardr." Hazret-i mer Radyallahu Taal anh, kendisinin terih ettii bu kaideye istinaden vefat edecei srada, halifelik meselesinin
46[158]

Buhar, Kitab - ul - Muharibin, Bab: 16; Msned- Ahmed, C: 1, Hadis No: 391, nc bask. Drlmaarif matbaas, Msr, 1949 Msnedi Ahmed'in rivayetinde Hazret-i mer'in szleri yle anlatlmtr: "Bir kimse, mslmanlarla mavere etmeksizin herhangi bir emire biat ederse, ki, bu emire de kimse biat etmemitir... yoksa bu ahs iin herhangi bir biat varsa, o da bu biata gre biat etmise... Baka bir rivayette Hazret-i mer'in beyan yledir: Her kimseye mavere olmakszn emir-lik tevcih edilirse, bu kimse iin bu sebeple bu emrlii kabul etmek hell olmaz." bn-i Hacer, Feth El - Bari, S: 125, Hayriye matbaas, Kahire, 1325 Hicri.
716

halledilmesi iin bir seim meclisi kurulmasn emretti ve buyurdu ki: "Her kim, mslmanlarla mavere olmakszn kendisini emir klmak isterse ve bu yolda almaa giriirse, onu ldrnz." Yine bu kaideye istinaden kendi olunu halife olmaktan men etti. Bunun sebebi de halifeliin bir nevi irs ekle girme ihtimalini nlemek idi.47[159] Bu seim meclisi alt kiiden ibaretti. Bu meclisin yeleri Hazret-i mer'e gre slm mmeti arasnda en makbul ve en sevilmi ve en gvenilir kiiler idi. Bu meclis ie giriti. almaya balad. Kendi azalarndan biri olan ve herkes tarafndan da gvenilen Hazreti Abdurrahman bn-i Avf Radyallahu Taal anh bu ile vazifelendirdi. Hazret-i Abdurrahman bn-i Avf arayacak tarayacak ve alacak, nihayet kimin halife olacan tesbit edip, onu ileri srecekti. Bu muhterem sahabi ie giriti. Halk ile temas etti. Cemiyetin fikrini ve temayln yoklad. Acaba halk kimin halife olmasn istiyor ve kime daha ok gveniyordu? Hatt Hac'dan dnmekte olan kafileler de gereken temasa geti. Nihayet halkn fikirlerinden u neticeyi
47[159]

Et - Taber, C: 3, S: 292; bn-i Esir, C: 3, S: 34 45, dret't-tbaat'il - mniriye, Msr, 1356 H.


717

kard: Halk ekseriyetle Hazret-i Osman Radyallahu Taal anh'a daha fazla itimat gsteriyordu.48[160] Bu esas zerine Hazreti Osman da halifelie seildi. Mslmanlarn umum toplantsnda da kendisine biat edildi. Hazret-i Osman ehid olduktan sonra, halkn bir ksm Hazret-i Ali'yi halife semek iin urayordu. O zaman Hazret-i Ali bu zmreye u szleri syledi: "Bu i size dmedii gibi byle bir ey de yapamazsnz. Bu salahiyet size verilmemitir. Bu, ra Ehli ile Bedr ehlinin yapaca bir itir. Ne zaman ra Ehli ile Bedr ehli, birini halife yapmak isterlerse, o kimse halife olacaktr. imdi hep birlikte toplanalm da bu i zerinde dnp, konualm.49[161] Tabernin rivayetine gre, Hazret-i Ali u ekilde beyan buyurmutu: "Bana biat etmek gizliden gizliye olamaz, bu mslmanlarn rzasna bal bir itir. Onlarn rzas olmas lzmdr."50[162] Hazret-i Ali'nin vefatndan biraz nce, halk kendisine u suali sormutu: Acaba biz,
Bu bahsin getii eserler: bn-i Kuteybe, El mme ve's - Siyse, C: l, S: 23, El - Futun matbaas, Msr,1331 Hicr. 49[161] bn-i Kuteybe, C: 1, S: 41. 50[162] Et - Taber, C. 3, S: 45.
48[160]

718

Zat- Hilafetpenahilerinin byk mahdumlar Hazret-i Hasan'a biat edelim mi? Dediler. Zat- Hilafetpenahileri de onlara u cevab vermiti: "Ben size ne byle yapnz ne de byle bir ey yapmaynz diyebilirim. Siz kendiniz iin daha iyisini bilirsiniz." Zat- Hilafetpenahileri hayatlarnn son demlerine doru, mahdumlarna son vasiyetlerini sylerken bir ahs yle bir sual sordu: Ya Emirel Mminin, neden kendinize bir veliahd (yerine geecek kimse) tayin buyur muyorsunuz? Bu suale de u cevab verdiler: "Ben de mslmanlar Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem'in brakt vaziyette brakmak istiyorum." Bu hadiselerden ve bu vak'alardan aka anlalyor ki, Hilfet meselesine ait, Drt rnek Halifenin ve Ashb- Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem'in mttefik olarak dnceleri u olmutur ki, bu hilfet mansb, bir seim mansbdr. Mslmanlar, toplanacak birbirleriyle maverede bulunacak ve serbeste, rzalar ile aralarnda birini seeceklerdir. Bu ite soy veya kuvvet ve zor kullanlarak, kendini atamayla i bana gelmek ve emirlik elde etmek Hlfa-i Raidn ve Sahabeyi Kiramn dncelerine gre, doru deildir.
719

MAVEREL HKMET Bu Drt rnek Halifenin drd de, ister hkmet nizamnda ister hkmetin inzibati ilerinde olsun, isterse dier ilerde olsun, her hususta ve her muamelede, halkn ileri gelenleri olan Ehl-r-rey ile mavere etmeksizin bir ie girimezlerdi. Snen - d Drim'de Hazret-i Meymn ibn-i Mihrn'dan rivayet edildiine gre, Hazret-i Ebu Bekir Radyallahu Taal anh'n usul yle di: Ne zaman Hazret-i Ebu Bekir bir mesele ile karlarsa, ilk nce bu hususta Kur'an- Kerimde bir hkm olup olmadna bakard. Byle bir hkm bulamad takdirde, Hazret-i Resul Ekrem'in byle bir mesele ile karlap karlamadn aratrrd. Karlam ise, ne gibi karar verdii ve ne ekilde hareket ettii zerinde dururdu. Allah Resulnn snnetinde bu ie ait bir hususa raslamad takdirde o zaman kavmin ileri gelenlerini ve halk arasnda bulunan temiz kimseleri toplar, onlarla maverede bulunurdu. Mavere heyeti ittifakla rey verdikleri takdirde bu reye gre hareket ederdi.51[163] Hazret-i mer de kendi halifelik devrinde
51[163]

Snen-i Darim, Bab El - Ftya ve m fiyhi min'eidde.


720

byle bir usul takip ederdi.52[164] Mavere hususunda Hlfa-i Raidn'in tuttuklar tavr u idi: Onlarn devrinde ra Ehli tam bir serbestlik ve hrriyet iinde alrlard. stedikleri gibi reylerini beyan ederlerdi. Kimse onlar zorlayamazd. Hilfet hakknda da Hazret-i mer, tertip ettii bir meclisi aarken u beyanatta bulunmutu: "Siz halk olarak, bana ilerinizi emanet etmi oluyorsunuz. Bu itibarla size u teklifi ileri sryorum: Bu emanetin ykn benim zerime yklemi bulunuyorsunuz. Ben de bu ite, sizin bir i arkadanz, sizin bir i ortanz olup, ben de bu ite sizin gibi alelade bir fertten baka bir ey deilim. Bugn, siz halk olarak, hakka ikrar vermi, hak zmresiniz. Sizinle aramzda herhangi bir ihtilf vukubulursa, bu hususu birlikte halletmee almamz icabeder. Hi bir vakit istemem ki, benim fikrim ve benim dnceme gre hareket edip, benim dediime teslim olasnz. Benim her aklma gelen eye de tbi bulunasnz."53[165] BEYTLMALN EMANET OLDUUNUDNMEK

52[164] 53[165]

Kenz l mml, C: 5, S: 2281 . mm Ebu Ysuf, Kitab l Harac, S: 25.


721

Beytlmali Hak Taalnn ve halkn (Public) bir emneti olarak bilmek icabeder. Bu hususta kanunun hilfna ne yaplrsa ve ne harcanrsa caiz deildir. Hkmet banda bulunanlarn ahsi keyifleri, ahs. ileri ve ahsi maksatlar iin Beytlmalin harcanmas haram ve yolsuzluktur. Hazret-i Ebu Bekir, Halife seildikten iki gn sonra, maietini kazanmak iin arya giderken Hazret-i mere raslad. Halifenin stndeki elbise eskimi bulunuyordu. Hilfetten nce mali durumu iyi idi. Hazret-i mer Halifeye u suali sordu: "Ne yapyorsun ya Eba Bekir?" Mminler Emri, u cevab verdi: "oluk ocuu ne yapaym?" Hazreti mer, fikrini u ekilde ifade etti: "Ya Eba Bekir! imdi siz mslmanlarn ilerini yoluna koymakla vazifelendirilmi bulunuyorsunuz. Bu ile, devlete ait iler birbiriyle badaamaz." Ayn yere gelerek bu konumalara muttali olan Ebu Ubeyde, Beytlmal ilerini tanzim eden memuru ard. Hazret-i Ebu Ubeyde ile u husus konuuldu: "Biz, Zat- Hilafetpenahilerine de Muhacirinden herhangi bir kimse iin kararlatrlm bulunan miktar kadar bir maa takdir etmi bulunuyoruz. Zaten bu tahsis, ister zengin olsun, isterse fakir olsun btn muhacirlere ayrm yapmadan olarak denir. Bu ekilde bu kimselere bir geim
722

imkn temin edilmitir. Bu miktar ise, aa yukar senelik drt bin dirhemdir." ki sene sonra, Halife Ebu Bekir, bu fni leme gzlerini yumarken Beytlmalden maa olarak ald sekiz bin dirhem tutarndaki parann tekrar Beytlmale geri verilmesi iin vasiyet etti. Bu mebla, Hazreti mer'in huzuruna getirildii zaman Mminlerin Emri yle buyurdu: "Allah Ebu Bekir'den raz olsun ve ona rahmet eylesin. Kendisinden sonra i bana gelmi bulunan skntya sokmamtr."54[166] Hazret-i mer, bir beyannda Halifenin Beytlmal zerinde ne gibi haklar olduunu u szlerle aklad: "Allahn malndan hi bir ey benim iin hell deildir. Ancak bir ift ayakkab, bir entari, souktan ve scaktan korunmak iin bir aba ve Kureyin orta halli bir ailesinin sarfedecei kadar evimin geim masraf, Ben bir insan ve mslman olarak bununla yetinmem gerekir."55[167] Baka bir beyanatnda da yle buyurmutur: "Ben bu hususta meseleden baka br eyin doru olmyacan anlyorum: Hak
54[166] 55[167]

Kemz l - mmal C. 5, S. 2280 - 2285. bn-i Kesir, El - Bidaye ve'n Nihye C. 7. S. 134. Matbaat Es - Sade, Msr.
723

edilmeksizin bir ey almamak. Hakka mutabk olarak demek. Btla kar koymak. Benim sizin u mallarnz zerindeki vaziyetim herhangi bir yetimin mal zerindeki velinin vaziyetidir. Eer ben muhta olmazsam bundan hibir ey alamam. Muhta olursam o zaman maruf (doru yol) ile alabilirim."56[168] Hazret-i Ali Radiyallahu Taal Anh, Emir Muaviye ile karlatklar zaman halk ile maverede bulunuyordu. O srada Muaviyenin halka bol bol bahiler datt sylendi. Ve Muaviyenin bahiler sayesinde ve para harcyarak kendisine bir hayli taraftar topladndan bahsettiler. Btn bu sylentilere slmn esiz kahraman u cevab verdiler: "Nasl, siz istermisiniz ki, ben de byle gayr meru yollarla muvaffak 57[169] olaym?" Saadet asrnn bu son Halifesine, kendi kardei Akl bn-i Ebu Tlib, Beytlmalden kendisine para verilmesini isteyince, bunu da kabul etmeyip yle buyurdular:

56[168] 57[169]

Ebu Ysuf, Kitab l Harac, S. 117. bn-i Ebi'l - Hadd, erh-i Nehc l - Bela C: l, S: 186 Darlktb El - Arabiye, Msr. 1329 H.
724

"Sen istermisin ki, kardein mslmanlarn parasn sana verip de cehennemde kendisine yer hazrlasn?"58[170] HKMET DNCES O zamanki halk hkmetin ne olduunu ve ne ekilde bulunacan yle dnyordu: darenin banda bulunmak vasf ile bunun kendi makam ve vecibelerine ait baz ileri vardr. Kendi hkmetlerinin banda elbette ki, birisi bulunacakt. Bu zat da mil idi. Olan ve olmas icabeden eyleri, dzenli olarak minber zerinde halka bildirecekti. Halk da memleket ilerinden haberdar olacakt. Nitekim Hazreti Ebu Bekir Radiyallahu Taal anh, hilfete seildikten sonra ilk defa Mescid-i Nebev'de umu m biatin arkasndan minbere karak halka u szlerle bitap etti: "Sizin banza idareci olarak i bana getirilmi bulunuyorum. Fakat ben iinizden en iyi bir kimse deilim. Varlm elinde tutan Zata yemin ederim ki, ben bu makama kendi isteim ve arzumla gelmi deilim. Bu mevkii istekle ele geirmi deilim. Bu vazifeyi bana baka birisinin yklemesini de istemedim. Bunun iin Allaha dua da
58[170]

bn-i Kuteybe, El - imame ve's Siyase, C: l, S: 71.


725

etmedim. Kalbimde de bunun iin bir istek ve bir hrs da domad. Bylece bunu istemeksizin kabul etmek zorunda kaldm. Bunun sebebi, Mslmanlar arasnda fitne ve Araplar arasnda da irtidat (mslmanlktan dnme) nlenmi olacaktr. Bu vazifede artk benim iin rahat ve huzur iinde gn geirmek yoktur. Belki bu benim iin ok ar bir yktr ki, zerime yklenmi bulunuyor. Bu yk benim srtlayp tama kudretim yoktur. Ancak u vardr ki, Hak Taal bu ite bana yardm etsin. Ben isterdim ki, benim yerime herhangi bir kimse bu yk tayabilsin. imdi eer siz ey cemaat isterseniz, Ashab- Resulullah'tan herhangi birisini bulabilir ve bu ii yrtebilecek kudrette olann ortaya karabilir ve bu ie seebilirsiniz. Bana biat etmi olmanz, sizin yolunuzu kesmesin. Yine size sylyorum ey cemaat Zat- Risaletpenahilerinin sizin iin yaptklarn ben yapabilecek kudrette deilim. Nitekim Zat- Saadetleri eytann errinden mahfuz bulunuyordu. Zat- Risaletpenahilerine gkten vahy nazil olurdu. Ben eer doru i grrsem, o zaman siz bana yardmc olacaksnz. Yok ben eer eri i grrsem, o zaman siz beni dorulua sevkedecek ve dorultacaksnz. Doruluk emanettir, yalan ise hiyanettir. Sizin aranzda zayf bulunan kimse, benim indimde kuvvetli olabilir, u
726

kadar ki, Allahn yardm ile ben onun hakkn kendisine verebileyim. Sizce birisi kuvvetli olabilir, fakat bence o kimse ok zayftr, Allahn yardm ile ben ondan hak alabileyim. Hi bir zaman u da olmamtr ki, herhangi bir kavim, Allah yolunda yrmeyi braksnlar da Allah da onlar zillete drm olmasn. Yine hi bir kavim yoktur ki, kt ve yakk ilere kaplsnlar da, Allah onlarn zerine umum musibetler yadrm olmasn. Mademki ben Allaha ve O'nun Resulne itaat ediyorum, siz de bana itaat edecektiniz. Yok eer ben Allah ve O'nun Resulne itaat etmek yolundan dner, itaatsizlik edersem siz de o zaman bana herhangi bir suretle itaat edecek deilsiniz. Ben (Allah yolunda) yryenlerdenim. Baka bir yol tutanlardan deilim."59[171] Hazret-i mer Radiyallahu Taal anh de halifelie seildii zaman bir hutbe okumu ve o meyanda yle buyurmutu: "Ey cemaat! Herhangi bir hak sahibi, kendi hakkn u dereceye karamaz ki, Allaha kar masiyet hususunda kendisine itaat edilsin... Ey cemaat! Benim iin, sizin zerinizde haklar vardr. Bu haklar imdi
59[171]

Taber, C: 2, S: 450; bni Hiam, Es Siyretnnebeviye C: 4. S: 311, Matba'i Mustafa El Bb, Msr, 1936; Kenz l -mml, C: 5. Hadis: No: 2261 - 2264, 2268.
727

ben size anlatacam: Bunlara gre siz bana balanacaksnz. Benim sizin zerinizde u hakkm vardr ki, ben sizden hara veya Allahn vermi olduu eylerden kanuni bir vaziyet olmakszn hibir ey olmyaym. Sizin de benim zerimde u hakknz vardr ki, bana bu ekilde teslim etmi olduunuz maldan, hak ve kanuna uygun olmadan hibir ey harcamyaym."60[172] Hazret-i Ebu Bekir, am ve Filistinin mhim meselelerini Hazret-i Amr bn-i s'a tevdi edip ve kendisine u ekilde nasihat verdi: "Ey Amr! Sen her neyi kalbinde gizler veya her neyi aklarsan Cenab- Hak Taal hepsini bilir. Allahtan kork ve O'ndan ekin. Nitekim O, senin her iini grr ve bilir. altn ilerde, ahiret iin al. Yaptn her ite, tuttuu her amelde, Allahn rzasn gzniinde bulundur. Kendi maiyetinde bulunanlar ve seninle birlikte .u Aanlarla kendi evladn gibi muamele et. Halkn srlarn Kurcalama, onlarn zahir vaziyetlerine gre kendileriyle muamele et. Kendi kendini dorultursan, senin elinin al. tndaki halk da kendilerini dorultmu olurlar.61[173]
60[172] 61[173]

mm Ebu Ysuf, Kitab l Harac, S: 117. Kenz l - mml, C. 5. S. 2313 (88) Et-Taber C. 3, S. 273 .
728

Hazret-i mer de vali tayin edip gnderdii kimseleri yola karrken, kendilerine yle hitap ederdi: Ben, sizi mmet-i Muhammet Sallallahu aleyhi ve sellem zerine vali tayin ediyorum ki, halkn varna youna sahip kasnz diye deil, namaz ayakta tutmanz, halk arasnda hak ve adaletle i grmeniz, halkn hakkn adaletle eda etmeniz iin sizi vazifelendirip gnderiyorum.62[174] Bir ara Zat- Hilfetpenahileri, halkn umum toplantsnda yle hitap ettiler : Ben kendi memurlarm, siz halk dvsnler, mallarnz alsnlar diye gndermiyorum. Onlar unun iin gnderiyorum ki, sizi ve sizin dinnizi, Hazret-i Resuln yolunda yrtsnler. Her kim bunun hilfna bir mesele He karlarsa gelip bana ikyet edecektir. Allaha yemin ederim ki, bunun cezasn hemen veririm. Ve kar-da telfi edip derim. Bu hitabe irad edilirken Hazret-i Amr tbn-i As, (o Msr valisi bulunuyordu) Hazret-i mer'den u suali sordu: Herhangi bir kimse mslmanlarn valisi olur da bir kimseyi tedib iin dgerse, o zaman Zat- Hilafetpenahileri bunu da m cezalandrp, telfi mi edecekler?"
62[174]

Et-Taber C. 3, S. 273 .
729

Bu suale, Hazret-i mer Radyallahu Taal anh u cevab verdi: "Evet, Allaha yemin ederim ki, bunu da cezalandrr ve telfi ederim. Ben kendim, Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellemin bizzat kendisinin tazmin ve telfi edip dediklerini grdm."63[175] Bir ara Hazret-i mer, btn valilerin mahkeme huzuruna karlmalarn istedi. Halkn bulunduu umum bir toplantda ayaa kalkarak dedi ki: "Bunlar aleyhinde her kim kendisine zulm edildiini iddia edip de ikyette bulunursa, gelip ikyetini bidirsin. Btn halkn iinden yalnz bir kimse ayaa kalkt ve Amr bn-i As' iaret ederek ikyette bulundu: Bu zat benden gayr kanun ekilde yz pul: (kar: bakr para) ald." Hazret-i mer, Amr ibn-i As'a, bu ithama cevap ver, dedi. Fakat Amr ibn-i As ahsna yneltilen bu ikyete cevap veremediinden, iddia edilen para kendisinden tazmin ettirildi. Buna ramen, ikyeti ii ok ileri vardrd. Amr ibn-i As yle bir vaziyete geldi ki, kendi yakasn kurtarmak iin, adamcazn her pulu iin iki altn vermekle ancak bu
63[175]

Eb Ysuf, Kitb l - Harac, S: 115, Msned-i Eb Da-vud Et-Tayalisi, Hadis No: 55, bn-il Esir, C: 3, S: 30, Et-Taber, C: 3, S: 273
730

ithamdan kurtulabildi. Ve adam raz etti, davasndan vaz geirdi. Bu hadise zerine Hazret-i mer, Amr ibn-i As'a u szlerle nasihat etti: "Siz valiler, bu kapy amaynz. Ben kendim, Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellemin kendilerinin bizzat telafi edip tazminat dediklerini grdm, dedi."64[176] KANUNUN STNL Bu, halifeler, kendi ahslarn bile kanundan stn saymazlard. Belki onlar, kendilerini memleketin alelade bir vatanda bu vatanda ister mslman olsun, isterse zmm bulunsun ile ayn seviyede grrlerdi. Hkmetin banda bulunmak vasfiyle, kadlar halifeler tayin ettikleri halde, bu kimseler bu makama geldikten sonra dava grp hkm vermek bakmndan yle serbest idiler ki, bu kadlar halifenin aleyhine, dava grp hkm verdikleri zaman, halifenin bu hkme uymas icabederdi. Sanki halife deil de memleketin alelade bir vatandann davas grlyormu gibi hareket edilirdi. Bir ara, Hazret-i mer Radyallahu Taal anh ile Hazret-i beyy ibn-i Kab arasnda
64[176]

Ebu Yusuf, Kitab ul - Harac, S: 116 .


731

ihtilafl bir mesele zuhur etti. Her ikisi de Hazret-i Zeyd ibn-i Sabit Radyallahu Taal anh' hakem tayin ettiler. Her iki taraf da Hazret-i Zeyd'n huzuruna geldiler. Zeyd ayaa kalkarak Hazret-i mer'i kendi yerine oturtmak istedi. Fakat Hazret-i mer bu teklifi kabul etmeyip Hazret-i -beyy'in yan bana oturdu. Daha sonra Hazret-i beyy meseleyi anlatp davasn ileri srd. Hazret-i mer de davay kabul etmeyip reddetti. Usl gereince Hazret-i Zeyd, Hazret-i mer'e yemin ettirip ettirmemek istediini sordu. Kar taraf yemin ettirip ettirmemek hususunda biraz dnnce Hazret-i mer kendisi yemin etti ve mesele sona erdi. Hazret-i mer bu hadisenin sonunda yle buyurdu: "Eer burada mer'i alelade bir ahs gibi kabul edip, adalet huzurunda mer'e de herhangi bir ahs muamelesi yapmam olsayd, Zeyd'in kadlk etmek kabiliyeti olmayacakt."65[177] Buna benzer bir meseleyi Hazret-i Ali Radiyallahu anh da karlamt. Kufede bir hristiyan, ehrin pazarnda kendisinin kaybolmu zrhnn satldn ileri srd. Emirlmmininlik vasf ile, Hazret-i Aliden
65[177]

Beyhak, Es - Snen l - Kbr, C: 1, S: 136, Daret'l-maarif-i, Haydarabad Matbaas, lk tab, 1355 Hicr.
732

bu meselenin halledilmesini istedi. Ve kad'nn yanna gtrmeye kalkt. Fakat bu mesele hakknda hibir delil ve ahit gsteremedii iin Kad da onun aleyhinde hkm verdi.66[178] bn-i Hallikn'n rivayetine gre, bir ara Hazret-i Ali Radiyallahu Taal anh ile bir zmm arasnda ihtilf vuku buldu. Ve i kadya intikal etti. O zaman mehur ureyh, kad idi. Taraflar kadnn huzuruna gelince, kad ureyh derhal ayaa kalkarak Hazret-i Ali'yi hrmetle karlad. Hazret-i Ali bu hrmeti ho grmedi ve kady azarlad. Ve yle buyurdu: "te bu, senin adaletsizliinin 67 [179] balangcdr!" TAASSUPTAN UZAK HKMET slmn ilk devrinin yle bir hususiyeti vard ki, o devirde, her eyin saf ve temiz, slm usulne, islm ruhuna uygun olmas iin allyordu. Airetilik, kabilecilik, rklk, vatanclk, yurtuluk, hemehricilik ve bunun gibi eylere ait taassuplardan daha stn, daha yksek bir birlik ve bir eitlik halk arasnda hkm sryordu.
66[178] 67[179]

A.g.e. Vefiyat l - A'yan, C: 2, S: 168 Mektebet En Nihzat El-Msriyye, Kahire, 1948 .


733

Resulullah SallalIahu aleyhi ve sellemin bu fani dnyaya veda etmesinden sonra, Arap airetleri ve kabileleri arasnda taassup bir kasrga gibi hortlamaa balad. Peygamberlik iddiasnda bulunanlar da ortaya ktlar. Bu mesele, irtidad (dinden dnme) hareketlerine vahim bir ekil vermiti. Mseyleme'nin mensuplarndan ve mritlerinden biri yle diyordu: "Ben Mseyleme'nin yalanc olduunu ve yalan sylediini biliyorum. Fakat 68 [180] Raba'nn yalan, Muzarr'in69[181] dorusundan bence daha doru ve daha iyidir." 70[182] Nbvvet iddiasnda bulunan baka birisi de Tuley-ha idi. Tuleyha'y himaye eden Ben Gatfn'n ileri gelenlerinden bir kimse de yle diyordu: "Allah'a yemin ederim ki, kendi anlam bulunduumuz (mttefik) bir kabilenin peygamberine mrid olmak, benim iin Kureyin peygamberine mrid olmaktan elbette ki, daha sevimlidir."71[183] te tam bu kargaalk devrinde Hazret-i Ebu Bekir Hicr 11 - 13 (mild 632 - 634) ve ondan sonra da Haz-ret-i mer Radyallahu
68[180] 69[181] 70[182] 71[183]

Baz arap kabilelerinin adlar Baz arap kabilelerinin adlar Et-Taber, C: 2, S: 508 . Et-Taber, C: 2, S: 487.
734

Taal anh, (Hicr 13 - 24: Mi-lad 634 - 645) tarafsz ve taassupsuz tuttuklar yol, yalnz Arabistan kabilelerinin tamamn deil, ayn zamanda Arabistann dndaki, slm dairesine girmi bulunan lkelerin yeni mslmanlar arasnda da adalet ve eitlii temin eyledi. Hatta bunlar, kendi aile efradna ve kendi kabileleri mensuplarna her ne ekilde olursa olsun, en kk bir imtiyaz gzetmekten ekinirlerdi. O zaman, btn bo taassuplar ortadan kalkt ve Mslmanlar arasnda bir nevi milletleraras kardelik mefhumu ortaya kt. slmn gerektirdii ruh, slm lkeleri halk arasnda yayld. Bu bakmdan da bu iki halifenin devirleri, hakikaten rnek alnacak bir devirdir. Hazret-i mer, son zamanlarnda u noktay hissetti ki, kendisinden sonra yine Arap kabileleri arasndaki taassup ki slm hareketin bu kadar kuvvetli olmasna ve inklbn tesirine ramen yine de tamamen ortadan kalkm deildi. yeniden hortlayabilir ve bunun neticesinde de slm, arasnda bir hayli fitneler kmas ihtimalden uzak saylamazd. Nitekim, kendi yerine kimin geebilecei ihtimali mevzuunda konuulurken, Hazret-i Abdullah bn- Abbas ile Hazret-i Osman Radiyallahu Taal anh zerinde duruldu. Ve Hazret-i Osman hakknda dndklerini u szlerle aklad: Eer ben, O'nu kendi yerime gemesini
735

muvafk grrsem, o, Beni Ebi Mu'yt' (Beni meyye'den bir kol) halkn bana musallat edebilir. Byle olunca da bu gruh Alaha kar itaatszlk yolu tutarlar. Allaha yemin ederim ki, ben byle yaparsam, (onu hafife alarak tavsiye edersem) muhakkak Osman da dediim gibi yapacaktr (Beni meyye'yi musallat edecektir). Osman da byle yaparsa, halk ister istemez, masiyet yolunu tutar. Halk arasnda kargalk kar ve bu hareket Osman'n ldrlmesine sebep olur.72[184] Bu mesele, Hazret-i merin fikrini, hayatnn son demlerine kadar megul etmi ve kurcalamt. Nitekim hayata gzlerini yummaya bir ka gn kala, Hazret-i Ali Radyallahu Taal anh, Hazret-i Saad ibni Eb-i Vakkas Radyallahu Taal anh ve Hazret-i Osman Radyallahu Taal anh ararak su szleri syledi: "Benden sonra herhangi biriniz halife olabilirsiniz. O zaman kendi kabilenizin mensuplarn, halkn boynuna 73 [185] bindirmeyiniz." Bundan sonra Sahabilerin en ileri gelen simalarndan alt kiiye, kendi aralarndan birini halife semek vazifesini verdi. Bu alt
bn-i Abdlbirr, El - st'b, C: 2, S: 476, Dairetl ma-arif-i, Haydar-bad basks, birinci blm. 73[185] Et-Taberi, C: 3, S: 264
72[184]

736

kiilik heyete, slmn hidayetlerini gznnde bulundurmalarn art komakla kalmad, bir art daha kotu ki, halife seilmi bulunan kimse, kat'iyyen kendi kabilesinin mensuplarna hibir imtiyaz hakk tanmayacak ve hibir hususta kendi kabile efradn gzetmiyecektir.74[186] Fakat talihsizlik esen nc halife Hazret-i Osman, (Hicri 24 - 35: Mild 645 655) bu prensibi istenilene bir ekilde devam ettiremedi. Onun devrinde Beni meyye, devletin mhim vazifelerini zerlerine aldlar. Ve beytlmalden kendilerine bol bol maa kopardlar. Dier kabilelerin mensuplar da bu durumun acsn hissettiler. Hazret-i Osmana gre bu, "slay rahmin" icab di. Nitekim bu mevzuda u szleri; syledi: "mer, Allah rzas iin, kendi akraba ve yaknlarn mahrum brakyordu. Ben ise yine Allah rzas iin kendi akraba ve yaknlarma bakyorum."75[187] "Ebu Bekir ile mer, Beytlmal hakknda kendilerini, yaknlarn ve akrabalarn skntda bulunduran ekli nazar itibara almlardr. Fakat ben byle bir slay rahmi beenmiyorum."76[188] te byle bir tutumun neticesinde Hazretbn-i Kutaybe, El - imame ve's Siyse, C: l, S. 25 Et-Taber, C: 3, S: 291. 76[188] Kenz 'l - mml, C: 5, S: 2324.
74[186] 75[187]

737

i mer Radyallahu Taal anh'n endie ettii mesele ortaya kt. Hazret-i Osmann aleyhinde bir isyan hareketi ba gsterdi. Bu vak'ann neticesinde Hazret-i Osman ehid olmakla kalmad, kabileler arasnda bir hayli karklklara yol ald ki, bu karklklar da Hlef-i Raidin nizamnn nur mealesini sndrd. Hazret-i Osman'dan sonra Hazret-i Ali Radyallahu Taal Anh, (Hicr 35 - 40 Mild 655 - 660) ileri eski l zerine yrtmek iin alt. Hazret-i Ebu Bekir ile Hazret-i mer Radyallahu Taal anhm'nn koymu olduklar usul tekrar kurmak iin urat. Hazret-i Ali, tamamiyle airetilik ve kabilecilik taassu-bundan uzak idi. Emir Muaviyenin babas Ebu Sfyan; Hazret-i Ebu Bekir'e biat edecei srada; Ebu Bekir, Ebu Sfyann, iinde bulunduu bu taassup ruhunu ortadan kaldrmak iin ok urat. Fakat o bu tutumundan vaz gemiyeceini ileri srd ve Hazret-i Ali (R.A.) ye gelip dedi ki: "Kurey'in en ufak kabilesinin bir koluna mensup bu adam (yani Ebu Bekir) nasl olur da hlife olur; siz ayaklanmaya hazrlanrsanz, ben gider ldeki svarileri toplar getiririm." Fakat Hazret-i Ali ve oradakiler aktan
738

aa Ebu Sfyana u cevab verdiler: "Senin byle yapmak istemen, slama ve mslmanla dman olduuna dellet eder. Biz hi bir zaman istemeyiz ki, sen ldeki svarileri ve piyadeleri toplayp getiresin; Mslmanlarn hepsi de birbirinin iyilii iin alan kimseler ve birbirlerine muhabbet gsterenlerdir. sterse onlarn memleketleri ve onlarn vcudlar birbirlerinden bir hayli uzak mesafede bulunsun. Elbette ki, mnafklar birbirlerini kesmek isteyen kimselerdirler. Biz Ebu Bekir Radyallahu Taal anh' bu makam" ehli olarak tanyoruz. Eer o bu mansba ehil olmasayd, biz onu hi bir zaman bu vazife ile vazifelendirmezdik."77[189] Hazret-i Ali de Halife olduktan sonra yine bu noktay gznnde bulundurdu. slmn esas ruhuna uygun olarak, Arapla Acem (Araptan gayrs) zengin ile fakir, Haimi ile gayr Haimi, bunlarn hepsini ayn gzle grmek yolunu tuttu. Hepsinin hakknda ayn adalet ve ayn eitlikle muamele etmeye balad. Herhangi bir zmrenin dier bir zmreye, herhangi bir kimsenin dier bir kimseye tercih edilmesine meydan vermedi. Bu ekilde baka zmrelerin kskanlk ve rekabet sebeplerini de ortadan kaldrmak
77[189]

Kenz l - mml, C: 5, S: 2374; Et-Taber, C: 2, S: 449; bn-i Abdl-berr, El - sti'b, C: 2, S: 689 .


739

yoluna gitti. CUMHURYET RUHU Bu hilafetin en mhim hususiyetlerinden biri de, byle bir nizam iinde tenkid, rey beyan etmek, fikir hrriyeti, tamamen serbeste ve tam bir serbestlikle ortada bulunmasdr. Halifeler, her zaman halkn elinin ulaabilecei bir vaziyette idiler. Kendileri de ra Ehlinin arasnda oturur, grmelere itirak ederlerdi. Orada asla hkmet partileri yoktu. Serbest bir muhitte, meclisin azas ve herkes meclise itirak eder ve kendi imanlarna ve kalblerinin inancna gre fikirlerini ortaya atarlard. Btn muameleler, Ehl-i Hal ve'l akd'n nnde eksiksiz ve noksansz yrtlp giderdi. Hi bir ey saklanp gizlenmezdi. lerin karara balanmas, delil zerine istinad ederdi. Kimseden ne korkmak vard ne de ekinmek. Ne hatr vard ne de gnl. Ne taraftarlk vard, ne de kayrmaca... Sonra, bu Halifeler, yalnz kendi kavim ve milletlerine kar Mavere Meclisini idare eden bir alet deillerdi. Her gn be defa halk ile birlikte namaza gelerek, cemaat ile namazlarn klarlard. Her hafta bir kere cuma gnleri, umum toplant yaparlard. Halife, her sene iki defa bayramlarda ve Hac toplantsnda halkn karsna kard. Onlar evlerin de ve her yerde kendisinden hesap
740

sorabilirdi Onlarn evleri de halka ak evlerin arasnda idi. Kaplarnda ne kapc, ne muhafz, ne terifat, ne zel kalem mdr, ne de arac gibi hizmet erbab bulunurdu. Evlerinin kaplar her zaman, herkesin yzne akt. arda ve pazarda yanlarna muhafz almadan halkn arasnda gezip dolarlard. Her noktada, herkes bu halifelere istediini syliyebilir ve her yerde onlar tenkit edebilirlerdi. Herkes onlardan hesap sormakta serbest idi. Bu serbestlii kullanmak da ayrca husus izne ve msaadeye tbi deildi. Hazret-i Ebu Bekir Radiyallahu Taal anh, yukarda bahsettiimiz hususlar hilfetinin ilk gnlerinde halka u szleriyle iln etmiti: "Doru yolu tutarsam, bana yardm ediniz, yok eer ben eri bir yol tutarsam, o zaman siz beni dorultunuz!" Bir ara Hazret-i mer, bir cuma hutbesinde: "o andan itibaren kimsenin nikhta drt yz dirhemden fazla mehir kararlatrmamas" fikrini ileri srd. Bunu duyan ibr kadn ayaa kalkarak, u szlerle bu karara itiraz etti: "Senin byle bir hkm vermeye hakkn yoktur. nk Kur'anda kantarla mehir verilmesi hususunda msaade vardr. Sen, bunu nasl olur da bir hududa balayabilirsin," dedi.
741

Bu hakl itiraz karsnda Hazret-i mer derhal fikrinden vaz geti.78[190] Yine bir gn Hazret-i Selmn-i Farisi, Hazret-i mer'den u szlerle hesap sordu: "Herkesin hissesine bir entari dm iken nasl olur da senin hissene iki entari dm olabilir?" Dedi. Hazret-i mer, olu Abdullah ibn-i mer'in ahidliine bavurarak, ikinci entarinin kendisinin olmayp, oluna ait olduunu, bu giyecei dn olarak aldn bildirdi.79[191] Adalet sembol bu halife, baka bir toplantda hal ka u suali tevcih etti: "Ben baz ileri geciktiriyorum, siz buna ne dersiniz?" Bu suale Hazret-i Bir bn-i Saad Radyallahu anh u szlerle cevap verdi: "Sen byle yaparsan, biz de seni doru yola getirmesini biliriz." Hazret-i mer, bu cevaptan gayet memnun olup, u karl verdi: "O zaman siz de halk iin alm
Tefsir-i bn-i Kesir, Eb Ya'I'ya ve bn-il Mnzer'e istinaden, C: l, S: 467 . 79[191] Er - Riyd En-Nadra f Menkb El - Aere, lil Muhibb Et-Taber C: 2, S: 56, Msr basks; Siyret mer bn-il-Hattab, li - ibn-il Cevz, S: 127.
78[190]

742

olursunuz."80[192] En fazla ve en ar tenkidler Hazret-i Osman zamannda vuku buldu. O da hibir zaman zorla ve cebren kimsenin az kapatmak yoluna gitmedi. Her zaman tenkitlere ve itirazlara delillerle cevap verdi. Halka kendisinin kabahatsiz olduunu bildirirdi. Hazret-i Ali zamannda Haricilerin dili ar derecede uzamt. Azlarna geleni sylyorlard. Hazret-i Ali de emsalsiz bir sabrla bunlarn taarruzlarna tahamml ediyordu. Bir ara, be Hariciyi yakalayarak Huzuru Hilefete getirdiler. Bu kimseler aktan aa dil uzatarak, iin lsn karm kfr ediyorlard. Hatta aktan aa sokaklarda ve halkn arasnda; "Allaha yemin ederiz ki Aliyi ldreceiz" diyorlard." Hazret-i Ali Radiyallahu Taal anh, onlarn beini de salverdi. Ve kendi adamlarna da yle buyurdu: "Siz de istermisiniz ki, onlar gibi dili uzun ve az bozuk olasnz? Onlar mademki fiili bir ekilde isyana girimemiler ve iddete ba vurmamlardr, sadece dilleriyle muhalefet ettiklerinden dolay kendilerine

80[192]

Kenz l - mml, C: 5. S: 2414.


743

herhangi bir crm yklenemez."81[193] Drt rnek Halife devrini teferruatiyle yukarda anlattk. O zaman aydn bir meale devriydi. Asrlarn en nurlu kayna idi. O devirden bu yana btn zaman blmlerinde, fakihler, muhaddisler ve tm dindar mslmanlar her asrda bu devri gznnde bulundurmulardr ve slmn dini, siyas, ahlki ve sosyal nizam iin bu devri bir miyar ve bir l olarak kabul etmilerdir.

81[193]

El-Mebst, Li-s-Sarahs, C: 10 S: 125.


744

BLM: 10

HAZIRLAYICININ NOTU

1958 senesi Lahor'da milletleraras slmi Meclisin toplantlarna, Avrupa msterikleri (oryantalistler) ve slam dnyasnn mtefekkir lemas itirak etmilerdi. Bu toplantnn oturumlarnn birinde (30-Ocak. 1958) Mevln Seyyid Eb'l - A'l Mevddi kanun yapma ve itihad konusu zerinde fikirlerini bir makale ile ileri srdler. Bu makale slmi hkmetin bir ynyle ilgili bulunduundan - yni slm hkmette kanun yapmann alma ekli hususunda biz de bu bahse dahil ettik. Makalenin sonunda da baz itirazlar cevaplandrmlardr. Bu itirazlar, bir ksm "yenilikseverler: lericiler" in ne srdkleri hususlardr. Mevlana ozaman bunlara da cevap vermilerdir. Bunlarn yan sra, baz konulara da girimilerdi. Bu konular, kanun yapcl ile alkal olduundan onlara da burada yer verdik. Hazrlayc

SLAMDA KANUN VAZ'I (YAPMA) VE BUNUN ALIMA DARES VE BU HUSUSTA THADIN YER

islm'da kanun yapma alma dairesi nedir ve neresindedir? Bu hususta itihadn da yeri nedir ve nerededir? Bu bahsi bilmek iin, her eyden nce iki meselenin izah edilip anlalmas zarureti vardr. Bu iki meseleyi iyice anlayp gznnde bulundurmamz gerekir. lk nce u noktaya dikkat etmek gerekir ki, slm'da Hkimiyetin sadece ve yalnz Hak Taalnn olduunu kabul etmek icabeder. Kur'an- Kerim Tevhid akidesini aklarken, bu hususu da tam bir aydnlkla ortaya karmtr. Bu esasa gre Kur'an- Kerimin buyurmu olduu "Allah Vahdeh La erike leh: Bir tek ve orta bulunmayan Allah" sadece din manada mbud deildir. Ayn zamanda siyas ve kanun bakmdan da hkim, (hkm veren) itaat edilmesi gereken, emir ve nehy'de sz ve yetki sahibi hem de kanun koyucudu. Allah Taalann bu kanun hkimiyetini, (Legal soveregnty) Kur'an-

Kerim, o kadar ak ve kesin bir lisan ile beyan edip, o kadar ehemmiyetle bunun zerinde durmutur ki, bununla Allah Taalann din mbudluunu da iyice belirtmitir. Ve bu prensibi gayet parlak bir ekilde ortaya koymutur. Kur'an- Kerime gre Allahu Taalnn iki hususiyeti vardr. "Uluhiyet" gereince bu iki hususiyet birbirlerinden ayr olmayp birbirinin ayr czdrler. Bunlardan birisi inkr edlidii zaman gerekte Uluhiyet de inkr edilmi olacaktr. Sonra u hususta da asla phe olmamas lzmdr. lh kanun dendii zaman bu kanun ftr ve tabi kanundan baka bir ey deildir. Buna gre slm'a "Davet" de insanlar Allahn Kanunundan baka kanunlara tabi olmaktan kurtarmak ve onlar ahlk, itima yaayta Allah Taalnn er Kanununa balamak iindir. er' kanun da Enbiyay Kiram aleyhisselm vastasiyle insanlara gnderilmi bulunan kanunlardr. Bu er' kanunlar kabul edip inanrsak o zaman bunun karsnda kendi ileri srdmz yahut da sreceimiz ve kendi tercihimizle kendi hazrlayacamz kanunlar bir tarafa brakmamz icabeder. Byle bir iin ismine de "slm": (Surrender) denir. Allahn ve O'nun Resulnn hkmlerini bir tarafa brakarak, kendi dncemizin ve kendi fikrimizce hkm vermemizin doru olabilecei ve hakkmzda iyi neticeler
751

verebilecei zihniyetini, kesin olarak reddetmek lzmdr. "Ne bir mmin erkee, ne de bir mmin kadna yakk almaz ki, Allah ile O'nun Resul bir i hakknda hkm versinler de mminler bu hususta baka bir yol semek istesinler. Herkim ki, Allah ve O'nun Resulne kar gelirse, elbette ki, apak bir dalalete dm olur." (Ahzab: 36). kinci mhim mesele udur: Tevhidi lh ile ayn derecede nem kazanan bir husus da Hazret-i Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellem'in son peygamber olduuna inanmaktr. Tevhid-i ilh akidesi vastas ile yani Allah ve O'nun Resulne tam ve gerek bir iman sayesinde bir amel nizam ortaya kar. slm btn yaay nizamnn temellerini bu akidenin zerine kurar. Bu inan gereince Allahu Taal bundan nce dier Enbiyay Kiram Aleyhisselma gnderdii talimi tamamlamtr. slmn Peygamberi Hazret-i Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellem de bu talimin hepsini bir araya toplayarak gelmitir. Bunun iin Hidayet-i ilhiye ve teri'in (kanun koyma) istinadnn kayna yalnz bir tek eydir. ler de de hi bir hidayet ve teri' (kanun ortaya koymak) gelmiyecei iin insanlarn buna balanmalar arttr. Bu Muhammedi tlim, en stn kanundur ki, (Supreme law) Hkim-i A'l'nn rzasiyle Hazret-i Muhammed Sallallahu aleyhi ve
752

sellem buna mmessillik etmitir. Bu kanun da Hazret-i Muhammed Sallallahu aleyhi ve selleme iki ekilde ulamtr. Birincisi Kur'an- Kerim vastasiyle, yani kelimesi kelimesine Hak Taalnn hidayetleri ve ahkmn ihtiva eden ekilde. kincisi de Hazret-i Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellemin isveyi hasenesi (en gzel rnek) vastasiyle ki, buna da bizSnnet deriz. Ve bu Kur'an'n izah ve aklamasdr. Hazret-i Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellem sadece Allah tarafndan gelen bir mektup datcs mahiyetinde deildir. Kendisine vahy edilen kitab alp da bu hususta hibir ey sylememesi veya hibir aklama yapmam olmas mmkn deildi. O'nun bir rehber, bir nder, bir hkim ve bir muallimlik vasf dahi vardr. Kendi (szleri) ve yapt iler Ve ameleriyle lh kanunu erh etmek vazifesi idi. Sahih olan bu mene ve bu kaynaa gre, fertleri terbiye edecek. Terbiye grm fertlerden bir cemaat hazrlayacak ve yaay tanzim edecekti. Sonra bu tanzim edilmi yaayn sahasndakileri de bir araya getirecek doru ve rnek bir hkmet ekli meydana koyacakt. Ve slm usul zerine mkemmel bir medeniyet kurulmu olacakt. Zat- Risaletpenahileri bu ileri tam 23 senelik peygamberlik hayatlar devrinde tamamladlar. te bu snnettir ki, Kur'an-
753

Kerim ile birlikte Hkim-i A'l'nn kanun stnln ve kmilliini ortaya koymaktadr. te bu stn ve bu kmil kanunun adna da slm stlahnda "eri'-at" denir. KANUN VAZI'ININ (YAPMANIN) ALIMA DARES Bir kimse, bu temel hakikatleri duyunca nce yle zanneder. Byle bir islm Hkmette kanun vaz'etmek iin imkn bulunmayacaktr. Yani islm'da herhangi bir ekilde artk kanun vazetmee ihtiya yoktur. nk slmda hakiki kanun Allah tarafndan vaz edilmi ve i de bitmitir. Mslmanlarn da Hazret-i Peygamberin getirdii ilh kanuna tabi olmak ve balanmaktan baka bir ii yoktur. Fakat iin hakikati bakadr. slm'da herhangi bir ekilde kanun yapmak menedilmi deildir. Yaplacak kanunlar lh kanunun, hududu dahilinde alnm ve hududlandrlmtr. Bu stn lh Kanuna bal olarak bu kanunun hududu dairesinde insan kanun yaplmasna msaade edilmitir. Buna da bir alma dairesi tannmtr. imdi ben bu hususlar bir ka satrla izah etmeye alacam. TABR- AHKAM: (HKMLERN TEFSR)
754

nsan yaad hayat iinde yle muameleler ve yle meselelerle karlar ki, bunlar Hakknda ne Kur'an- Kerimde ne de Snnet-i Resulullahda her ne suretle olursa olsun, ak bir hkm, kesin bir kaide veya her ne ekilde olursa olsun, husus bir usul bulunamaz. Bu gibi meselelerde ve byle muamelelerde, Fakih (fkh limi) veya kad (hkim) yahut da herhangi bir kanun vaz' eden idare ve kurul, eri'atn verdii hkm ve kararlatrm bulunduu kaideyi de bozmaz. Bu, u manaya da gelmez; bunlar kanun yapmak iin alamazlar. nsan kanun yapmak bakmndan, bu muameleler hususunda, u nokta, her eyden nce gznnde bulundurulacaktr: Bu meselenin hakikat ne olabilir? Bu hakikat nasl ortaya kabilir? Bunun hakknda nasl hkm verilebilir ?. Sonra karlalacak bu gibi meseleler, esas hkmlere nasl intikal ettirilecek ve umum genel hkmler, fer (yan) hkmler iin ne ekilde kanun mahiyeti tayacaktr ?. Bu ilerin hepsi ile birlikte u husus da somut bir ekilde tesbit edilmelidir: stisna haller ve vakalarda bu hkmler ve bu kaideler gznnde bulundurulmakszn ne dereceye kadar alabilme imkn vardr ve bu i bu hususta nereye kadar vardrlabilir?
755

KIYAS: Yine bu ekilde yle iler ve muamelelerle karlarz ki, bu hususta da eriatn herhangi bir has hkm yoktur. Fakat karlatmz bu muameleler hakknda hkm vermek ve bunlar karara balamak zorundayz. eriat ise, bu muamelelere benzeyen dier hususlara hkm koymu ve kaidelerini bildirmitir. imdi bu dairenin iinde kanun vaz etme (yapma) ii u ekilde olabilir: Bu hkmlerin sebeplerini ve illetlerini ayr ayr, tek, tek sahih bir ekilde anlayarak, bilerek belirtmek ve btn muameleleri, bu hkmler ve kaideler zerine tatbik edip yrtmek gerektir. u hususu da gznne almak lzmdr ki, bu muamelelerde asl sebep olarak gsterilen noktalarda hkm istinadl (delilli) olmaldr. Muamelelerde bu sebepler gznne alnmazsa o zaman varlan netice de istinadl olamaz. STNBAT: Yine bunun gibi baz meselelerle karlaabiliriz ki, Bunlar hakknda herhangi muayyen bir hkm bulunmaz. Fakat bu mahzuru da ortadan kaldracak toparlayc ve genel bir usul konmutur. Yahut da er' u
756

meseleyi ortaya karmtr ki, Hangi mesele ve ne gibi i, beenilirse, o i iyidir. Buna gre bu usuln aydnlnda beenilmeyen eyleri ortadan kaldrmak lzm gelir. Beenilir eyleri de yaymak icabeder. Bu gibi muamelelerde kanun vaz'edenin ii udur: eriatn bu usulne uygun ve ari'in (kanun koyucunun) ortaya koyduu bu esasa gre, amel meseleler hakknda kanunlar hazrlasn. Ancak hazrlanacak olan kanunlar da eriatn usullerine ve ri'in koyduu esaslara aykr olamyacaktr. SERBEST KANUN VAZETMENN ALIMA EKL Bunlardan baka, yine bir hayli muameleler ve bir yn meselelerle karlaabiliriz. eriat, bunlar hakknda tamamen skt ile gemitir. Bunlara ait ne dorudan doruya bir hkm vardr, ne de bu meselelere benzer meseleler hakknda hkm verilmitir. Hi olmazsa bu benzer meselelerin ekline kyas ile hkm karmak imknn bulalm. eriatn bu hususlarda skt ile gemesi una delleteder: Hkim-i A'l bu hususta insanlar tamamen serbest brakm ve bu gibi ileri tamamiyle insanlarn reylerine terketmitir. Bunun iin biz bu gibi meseleler
757

hakknda serbest bir ekilde kanun yapabiliriz. Fakat bizim bu hususlarda yapacamz kanunlar da yine esas itibariyle slmn ruhuna ve umum usule uygun bulunmas icabeder. slmn umum karakterine aykr ve slm yaayn hakikati gznnde bulundurulmakszn yaplamaz. THAD: Kanun yapmak iinin ye slm kanun ve nizamn, zamann ilerlemesi ve durumlarn deimesinde dahi, yryp gitmesi ancak bu i zerinde alacak olan ilm aratrma heyetinin tetkikte bulunmas ile mmkn olur. Bu iin ismine de slm eriatinde "tihad" denir. Bu kelimenin lgat manas udur: "Herhangi bir ii neticelendirmek iin son derece gayretle almak." stilahta ise manas udur: "Son derece gayret sarfedip alarak, bir meselenin zerinde slmn ne gibi hkmler koyduunu ve bu hkmlerin kaynann ne olduunu ve niin byle olduunu aratrmak." Baz kimseler yanl anlayarak, "tihad" denilen eyi serbeste gr bildirmek ve fikir ortaya atmak manasna alrlar. Fakat slm kanunun ne olduunu bilen herkes, bu gibi yanl anlaya kaplmaz. tihadn kanun nizam hakknda her ne suretle olursa olsun
758

serbeste gr bildirmek ve serbest fikir ortaya atmak olmad malm olan bir gerektir. Ve kanunun asl kayna Kitap ve Snnettir. nsan da kanun yapmak istedii zaman bu hususlar gznnde bulunduracak ve her surette, kendi yapaca kanunu bunlara dayandracaktr. Bunlarn tayin ettikleri hududun dna kmayacaktr. Gr bildirmek ve fikir beyan etmek de tamamen serbest olmayp bu dairenin hududu dahilinde olacaktr. Bunlardan uzak kalnarak, itihad edilirse, buna slm itihad denemez. slm kanun ve nizamlarnn da bu gibi ilerde yeri bulunamaz. CTHAD N GEREKEN VASIFLAR ctihaddan maksad, Kanuni lhiyi, insan kanunla deitirmek demek deildir. Kanun hakikatini anlamak ve bunun altnda, bunun rehberlii ile slmn kanun ve nizamlarn, zamann ilerlemesine kout olarak harekete geirmektir. Sahih bir itihadn olabilmesi iin, kanun vazeden kimselerde veya kurullarda veyahut da ictihadda bulunanlarda aada sralayacamz vasflar bulunmaldr. 1. eriati lhiyeye iman etmi bulunmak. Bu eriatn hak olduuna inanm olmak. Bu
759

eriate iyi niyetle balanmak. Bu eriatten kurtulmak, fikir maksadna katiyen sahip bulunmamak. Herhangi bir usulde ve lde Allah eriatndan baka bir usul ve ly dikkate almay dnmemek. 2. Arap lisanna, bu lisann kaidelerine, gramerine, edeb llerine, tebih ve istiarelerine mkemmel bir ekilde vakf olmak lzmdr. nk Kur'an- Kerim bu lisanda nazil klnmtr. Snnet de bu dilde olduundan bu ikisini anlamak ve bunlardan hkm karmak ancak bu dile tam bir bilgi ile mmkn olabilir. 3. Kur'an- Kerimi ve Snneti Seniyeyi iyi bilmek.Yalnz bir kimse bunu bilmekle ve ahkmn mevkilerini anlamakla da olmaz. Belki eriatn klliyatn da bunun maksatlarn da iyi bir ekilde anlamaldr. Bir taraftan da unu ortaya koyabilmelidir ki, eriat insan yaaynn slah iin ne gibi toplu bir nizam kurmak istemitir. Dier taraftan unu da bilmeli ve anlamaldr ki, bu toplu nizamn ubeleri ve dallar nelerdir ve nelere mil olur. eriat bu toplu nizamn tarihini hangi izgilerle izmitir. Nizam slah etmekte ne gibi maksadlar gznnde bulundurmutur Baka bir tabirle syliyelim ki, tihad, eriatn t iine kadar ilemi bulunan Kur'an ve Snnet'e ait ruhu bulmann ve ortaya koymann ilmidir..
760

4. Mctehiler, mmetin ilerinde vukuf sahibi olduklarndan dolay ictihadlar ortaya koydular. Bunlar sadece bir tertiplemeden ibaret deildir. Belki bunlar kanunda ilerlemenin zincirleme (continuity) suretiyle devamdr. ctihaddan maksad herhalde u da deildir ki, her nesil bir evvelki neslin koyduu usulleri deitirip yahut da brakp veya bunlara yeni eyler ilve etsin. 5. Amel yaay meselelerinde ve karlalan ahvalde, bu mesele ve bu ahvali, durumun icabna gre, eriatn hkmleri ve usul zerinde tertipleyebilmek. 6. slm ahlk lsne gre, kendi ahs durumlarn tanzim etmi bulunmak. Nitekim byle olmazsa, ictihad makamnda bulunan kimseye halk itimad etmez. Byle ahslarn verdii hkmlere ve ileri srlen kanunlara da hrmet gsterilmez ve dinlenmez. Ve halk bunlar salhiyet (yetkinlik) sahibi olmayan kimseler yapmtr fikrine kaplr. Bu vasflar beyan etmekten maksadmz, itihada kalkacak bir kimsenin, ictihada balamadan nce, bu vasflarn kendisinde mevcut olduunu ispat etmesi deildir. Belki maksadmz udur ki, ctihad ile slm kanun ve nizamlarn gelitirilmesi iin bu sahih noktalar gznnde bulundurulursa, ancak o zaman kanun yollardan yrmek mmkn olur. Bunun iindir ki, bu vazifeyi yerine getirecek olan ilim ehlinin yetitirildii
761

zaman bu vasflarn mevcut olup olmayaca da dikkate alnmaldr. Bunlar olmakszn, yaplacak olan kanunlar ne bir slm kanun ve nizam mahiyetini tar, ne de slm camias bu kanun ve nizamlar benimsemeye tahamml eder. THADIN SAHH USUL tihadn kanun yapc mahiyette olmas ancak u ekilde kabul edilebilir ki, ictihadda bulunacak olan kimselerin bu hususta tam bir ehliyet ve kabiliyetleri olsun. Ehliyet ve kabiliyet olduktan sonra da ictihad usulnn sahih olmas iin mctehid, ister ahkm tefsir etsin, ister kyas ve istinbat yolunu tutsun, her ne surette olursa olsun, kendi istidlalinin temelini Kur'an ve Snnet'e istinad ettirmelidir. Mubahlar hususunda belki serbeste kanun beyan edebilir. Fakat bu hususta da yine delil gstermesi icabeder. Mesel falan mevzu veya flan mesele hakknda Kur'an- Kerimde ve Snnette bir hkm yoktur diyebilmelidir. Yoksa kyas iin kendi indinden bir esas ortaya atamaz. Kur'an- Kerimden ve Snnetden elde ettii istidlaller de ehli ilim indnde malm olan istidlal ekilleri ve usulleriyle olmaldr. Kur'an- Kerim-den yaplacak olan istidlaller de, muhakkak yet-i kerimenin manasnn ne
762

demek olduunu bilmekle mmkndr. Bu yetin manasn bilmek de Arap lisanna, lisann kaidelerine ve gramerine (Sarf ve Nahiv) ve dier teferruatna da vukuf sahibi bulunmakla olabilir. Kr'ann yetlerindeki cmlelerin ilerisini gerisini, szn beyan tarzn ve szn geliini de gznnde bulundurmak icap eder. Bir mevzuda Kur'ann bir yerinde yle bir ekilde mana verilmesine dikkat etmek lzmdr ki, bu manann inceliinden Kur'ann dier yerlerindeki yetler arasnda tenakuz olmasn. Bu yetin teyidi hakkndaki Snnetler mevcut ise bunlar da gznne almadan, yetin aklamas olan hadislere itibar etmeden mana verilmemeli ve Snnetin manasnn da Kur'an- Kerime muhalif bulunmamasma da dikkat edilmelidir. Snnetten de istidlal ederken yine Kur'andan istidlal edildii gibi Arapa lisanna ve bu lisann kaidelerine (Sarf ve nahiv) cmlelerin ilerisi gerisi ve szn geliine de dikkat etmek icabeder. Bundan baka Snnetin sahih rivayet edilip edilmediini de rivayet ve Hadis ilmi kaideleriyle gznne almak gerekir. Bu mevzuya ait baka rivayetler var mdr, yok mudur bunlar da aratrmaldr. Eer bu mevzuda rivayet varsa bunlar birbirleriyle karlatrmak lzm gelir. Bunlardan baka, bir Snnetten istidlal edilen ahkm, Kur'ann
763

sahih ahkmna veya Snnetin sabit olmu dier ahkmna da aykr olmamaldr. htiyatl hareketleri bir tarafa brakarak, kiisel deerlendirmelerle ile, keyf yorumlarla, ictihd eylemek ve icabnda siyas br kuvvetin tesiri ve zoru altnda ictihad yaplsa bile, bu hkmler kanun mahiyetine sokulsa dahi yine mslmanlarn gnl ve vicdanlar byle bir ictihad, slm kanun ve slm nizamn bir cz' olarak kabul edemezler ve asla bu uydurmalar benimsemezler de.. Siyas kuvvet ortada bulunduka belki bu hkm yrr gider. Fakat siyas kuvvet ortadan kalkt veya zayflayp gevedii zaman bu kanun ve hkmler de hemen reddedilip ortadan kalkar, kimseler bunlar dinlemez. THADIN KANUN MAHYET KAZANMASI slm kanun ve nizamda herhangi bir ictihd hkmnn kanun mahiyetine girmesi iin muhtelif ekiller vardr. 1 Birincisi btn mmet Ulemasnn bu mevzu zerinde icm etmeleri. 2 Herhangi bir kimsenin veya bir zmrenin iti hadnn, kanun mahiyetinde kabul
764

edilebilmesi iin, btn mslmanlar tarafndan umum olarak kabul edilmesi gerekir. Halkn da kendiliinden bu itihad hkmlerine uymas icabeder. Mesel, koca koca slm lkelerinde yaygn bulunan Hanef, afi, Maliki ve Hanbel fkhlar gibi. 3. Bir ictihad hkmn, herhangi bir Mslman Hkmetin kendisine kanun olarak kabul etmesi. Mesel, Osmanl devleti Hanefi fkhn resmi kanun olarak kabul etmiti. 4. Siyasette, Anayasa hazrlayan bir meru idare veya kurulun, slm nizam ve kanunlar dairesinde bu ictihad kanun ekline koymas. Bunlarn haricinde ehli ilmin ictihad ile verdikleri dier hkmler, umum kanun mahiyetine giremezler. Ancak, fetva olarak kalrlar. Fetvalk mahiyetinden ileri gidemezler. Bu da bir tarafa, kadlar (hkimler) ilerin zm hususundaki husus mahiyetteki meselelerde de bunlar gznnde bulundurup bulundurmamay takdir edebilirler. Bunlarn benzeri (Precedents) zerine hkm yrtr veya yrtmezler. Fakat bunlar sahih manada kanun mahiyet tamazlar. Nitekim, Drt rnek Halifenin de kendilerinin husus meselelerde verdikleri ahsi ictihad hkmleri byle olmutur. Bunlar slm temel kanun mahiyetine girmemilerdir.
765

slm nizamda kadlarn itihadi hkmlerinin de kanun mahiyeti (Judge Made Law) tamalar dnlmemitir. BAZI TRAZLARIN CEVAPLARI slmda kanun yapma ve ictihad hakkndaki makalelerim baz evrelerde itirazlara yol at. Ben de mmkn olduu kadar ve ksaca bu itirazlar cevaplandrmaya alacam. lk itiraz, Kur'an- Kerimin yan banda Snnetin niin bulunduudur. Bu hususta bir ka noktay sra ile arz edeceim Mesele bu ekilde, tamamiyle ve daha iyi ekilde aydnlanm olacaktr. 1. Bu inkr kabul etmez bir tarih hakikattir. Hazret-i Muhammed Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem, nbvvet makam ile ereflendirildiklerinden sonra, kendilerine Hak Taal tarafndan yalnz Kur'an- Kerim gnderilmekle kalmad. Ayn zamanda bir lemmul hareketin nderlii ve rehberlii makam da verildi. Bunun neticesinde bir slm camia ortaya kt. Bu yeni itima ve meden nizam kuruldu. Ve nihayet bir hkmet vcud buldu. Burada u sorulabilir: Kur'an- Kerim nazil klnmaktan baka Hazret-i Resul Ekrem Sallallahu aleyhi ve sellemin daha
766

baka ne gibi vazifeleri vard? Bu vazifelerin vasflar ne idi? Acaba Zat- Risaletpenahileri, peygamberlik vasf ile, Hak Taalnn mmessilliini ve eliliini yapmakla bu mmessillii kendisi, mi yapyordu, yoksa bunu sadece Kur'an- Kerim mi yapyordu? Yoksa, Kur'an duyduktan ve duyurduktan sonra, Zat- Risaletpenahilerinin vazifesi bitiyor muydu? Allahn Resul dier mslmanlar gibi bir fert miydi? Zat- Saadetlerinin bundan sonra akval (szler) ve ef'ali (yaptklar) haddi zatnda, bir hccet bir kanun mesned deil miydi? Birinci kk kabul edersek, o zaman unu da kabul etmekten baka aremiz yoktur. Snneti de Kur'an- Kerim ile birlikte, kanun mesned ve hccet olarak tanmak gerekir. kinci k da ise, Snnetin herhangi bir kanun mesned olmak vasf yoktur, demektir. 2. Kur'an- Kerime ait hususlarda u da malmdur ki, Zat- Saadetleri Hazret-i Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellem sadece lh haberi tebli eden bir ha berci vasfnda deildir. Allah Taal tarafndan, kararlatrlm bir nder, bir rehber, bir hkim (idareci ve mir) ve bir muallimdi. Bu hususlar ihtiva edecek tarzda btn mslmanlarn O'na itaat etmesi farzdr. man ehli iin yaaylarnn her cephesinde yalnz bu yolu rnek kabul etmeleri bir zarurettir. Akl da unu icap ettirir. Herhangi
767

bir peygamber, sadece Allahn kelmn duyurmakla iini bitirip, Mukaddes Kelm duyurduktan sonra bir fertten farksz olmas doru deildir. Mslmanlara gelince, bu mmet, Hazret Resul Ekrem'i her zaman iin ve her yerde, slmn bandan bu gne kadar vacibl ittiba (izlenmesi gereken) bir rnek olarak kabul etmilerdir. O'nun "emr ve nehy" (yaplmasn bildirdii ve yaplmasndan men ettii iler) leri vcibl-ita (uyulmas gereken) olarak inanmlardr. Hatta her hangi bir gayr mslim lim de bu hakik ve gerek meseleyi inkr edemez. Mslmanlar her zaman ve her devirde, Zat- Saadetlerinin bu vasflarna inanp kabul etmilerdir. Bunun yan banda da slmn kanun nizamn Kur'ana ve Kur'anla beraber Snnete de istinad ettirmilerdir. imdi ben bir trl anlayamyorum, bir kimse kalkp da Snnetin bu vasfn ve bu hususiyetini nasl olur da inkr eder ve unu da nasl ileri srebilir ki, Hazret-i Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellem, Kur'an- Kerimi okuttuu zaman peygamber idi de Kur'an okutmad zaman, peygamberlik vasf ortadan kalkyordu. imdi, bir kimse byle bir iddiada bulunduu takdirde ona deriz ki, bu makam Hazret-i Resul Ekrem, kendi kendisinemi elde etmiti? Yoksa bu makam O'na Kur'an m vermiti? Birinci ekle karn slmn herhangi bir iddias
768

yoktur. kinci ekle gelince, esasen bu noktay Kur'an- kerimin kendisi beyan etmitir. 3. Snnetin haddi zatnda kendi bana kanun kayna olarak kabul edilmesinden sonra, u sual ortaya kar, bunu anlamak ve bunu belirtmek iin ne gibi vastalar kullanlabilir? Bunun cevabnda da ben yine unu arzedeceim: Bugn aa yukar on drt asr gemitir. Bu mddet zarfnda da bu mesele ilk defa ileri srlm deildir. Bin beyz sene nce peygamber olarak gnderildiinden bu yana Snnet sre gelmitir. Burada da iki tarih hakikat inkr etmek mmkn deildir. Birincisi, Kur'an- Kerimin tlimi (retisi) ile Hazret-i Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellemin Snneti, birarada yaama usulnde ve toplumsal hususlarda, slmn bandan bu gne kadar rnek olarak sre gelmitir. Devam ederek, ard arkas kesilmeden, zincirleme olarak takip edilmitir. Bu husus hibir devirde, hibir zaman kesintiye uramamtr. Btn idare mekanizmasnda ve her i g sahasnda devaml olarak gznnde bulundurulmutur. Bugn, btn dnya mslmanlarnn akideleri, dn ekilleri, ahlk lleri, ibadetleri, i gleri ve muameleleri, yaay nazariyeleri, hayat yollar iin rnek olarak ayakta tutulmutur. Bu hususta ufak tefek ihtilaflar da olmusa,
769

bu ihtilaflar ancak teferruatta olmu, esasta olmamtr. Bunlar arasnda yine ahenk bulunmutur. Mslmanlar, btn yer yzne dalm olmalarna ramen, bir mmet olmak hususiyetini esasta salayabilmilerdir. Bu meselenin ispat da, itima hususlarn Snnet zerine kaim bulunmas ve yzlerce seneden beri Snnetin zincirleme devam edegelmesidir. Burada kaybolmu bir ey olmam ki bunu arayp bulmak iin uraalm. kinci tarih hakikat, daha kesin ve daha da aydnlktr. O da udur: Hazret-i Resul Ekremin hayatndan sonra, her devirde ve her ada mslmanlar, ispat edilmi (belli) Snnetlerin neler olduu mevzuunda almlardr. Ve hayat nizamnda sonradan uydurulup, sahte yollarla sokulmu bulunan yeni eylerin neler olduunu aratrdlar. Bunlar nasl uyduruldu ve nasl sokuldular? Mslmanlara gre; Snnet, kanun bir vasf tadndan, ilerin zmnde, adliyede davalarn grlmesinde ve bu gibi hususlar Snnet zerine yrtldnden, Mslmanlarn evlerinden tutun da, devlet ilerine kadar, her ey buna bal bulunduundan, muameleler de bu esas zerine cereyan ettiinden, bu ekilde incelemeler ve aratrmalar hakknda msamaha gstermemi ve ihmal etmemi kl krk yarmlardr. Bu incelemelerin ve
770

aratrmalarn vasta ve ekilleri slmn ilk Halifesinin devrinden bu gne kadar nesilden nesle devam ederek, miras olarak bize kadar ulamtr. Ard arkas kesilmeden de her nesilde muhafaza edilegelmitir. Bu iki hakikati iyi anladktan ve Snnetin zerinde ilm aratrmann ne ekilde olacan bildikten ve byle deerlendirdikleri sonra, Snnet'in kanun kayna olmas ve Kur'an- Kerimin yan banda kanunlara dayanak oluturaca hakknda artk hibir phe ve tereddde mahal kalmaz. Halledilmesi zor grnen bu muamma da kendiliinden halledilmi olur. 4. phesiz, Snnetin incelenmesi ve belirtilmesi ve tespit edilmesi hususunda bir ksm ihtilflar olmutur. Gelecekte de bu gibi ihtilaflar da olabilecektir. Fakat byle ihtilflar, Kur'an- Kerim ahkmnn manalarn tayin etmek hususunda dahi olabilen eylerdendir. Byle ihitlaflar, nasl ki, Kur'an- Kerimin kanun kayna olmasna engel oluturmazsa, Snnetin de kanun kayna olmasna ve Kur'an- Kerimin yan banda bulunmasna engel oluturmaz. Daha eskiden de bu usuln kabl edildii gibi, bugn de ayn ekilde kabul etmekten baka are yoktur. Buna gre, her kim, bu hususda, Kur'an- Kerimin hkm ayr, Snnetin hkm ayr olduunu ileri srerse ,o zaman kendi sz, kendi iddiasn rtr.
771

l byle olsayd, herhalde mmetin lemasnn ou hi olmazsa, mmet efradnn kalabalk bir zmresi bu ly gznnde bulundururlard. Fakat lnn byle olmadna, itibar edilince, o zaman, mesele de kalmaz. te, bu usul zerinde dnyann her tarafnda, yzlerce, milyonlarca mslman herhangi bir fkh okulu (mezhepler) evresinde toplanmlar ve o koca koca lkelerde kendi yaay nizamlarn da Kur'an ve Snnetin her ikisinin altnda kurup yrtmlerdir. kinci tiraz da benim makalem zerinedir. Makalemde tenakuz olduu leri srlyor. Ben diyormuum ki, Kur'an ve Snnetin ak ve kesin ahkmnda hibir ekilde deitirme olamaz. tiraz eden zatn dncesine gre, benim bu szlerimde tenakuz bulunuyormu. Zira ben yine diyormuum ki, baz istisna hallerde baz hususlarda itihad edilebilir. Fakat bu szlerimin neresinde tenakuz olduunu maalesef bilmiyorum. Mecburiyet ve zaruret olunca dnyann her yerinde istisna umum kaidedir. Bu husus herhangi bir kanun da olur. Kur'an- Kerimde de buna benzer msaadeler iin bir hayli misaller verilmitir. Bu misaller hakknda Fukah muayyen usuller koymular ve bu istisnalarn lsn tayin eylemilerdir. Nerelerde hangi artlar dahilinde istisna olabileceini de bildirmilerdir. Mesel, u rnekler fikrimizin
772

en gzel ispatdr: "Zaruretler, mahzurlar ortadan kaldrr." "Sknt kolayl eker." nc itiraza gelince, bu itiraza bu gruhun hepsi de itirak ediyorlar. Sebebi de benim itihad iin baz artlar ileri srm olmamdr. Bu hususta ben yalnz kendim bu meseleyi ileri srdmden, cevap vermek de yine bana den bir grev oldu. nce, unu arz edeyim ki, itiraz eden muhteremler, bir kere benim ileri srdm artlar zerinde dorudan doruya dnsnler, sonra da ileri srm olduum artlarn hangisini ortadan kaldrmak mmkndr ve bu artlarn hangisi olmazsa buna ramen bu i tamam olabilir? Mesel, eriate iyi niyetle bal bulunmayan bir kimsenin itihad edilebilecei mi ileri srlecektir? Yahut da Kur'an- Kerimin ve Snnetin lisan olan Arapa bilmeden mi ictihad yoluna gidilebilinecek? Veya Kur'an- Kerimin ve Snnetin ahkmn iyice anlamadan ve kavramadan, mtala etmeden, eriatn hkmleri zerinde tetkiklerde bulunulmadan m itihad yrtlebilinecektir? Yoksa mctehidini selef (daha evvelki mctehidler) in verdikleri hkmleri, hi nazar itibara alnmadan m hkm verilmeye kalklacak? Ya da dnya muamelatna ve dnya ilerine vkf olmadan m ie giriilecek? Yine bylece, herhangi bir ekilde, slm ahlk
773

ls gznnde bulundurulmadan m ve slmi ahlk ile donanm olmadan m, bir kimse bu ie el atacaktr. imdi, saydmz artlarn hepsi de bellidir ve ortadadr. Bu artlarn hangisinin lzumsuz olduu anlatlsn ve ispat edilsin ki, biz de anlam olalm. u da var ki, btn slm leminde bu artlar haiz bulunan kimselerin says on kiiden fazla deildir. htimal ki, muhaliflerimiz bunu ileri srmekle bizi ikna etmee alyorlar. Ve be alt yz milyon mslman arasnda bu artlar haiz olanlar ancak u on kadar kiidir, fazla niin olmamtr? demek istiyorlar. Biz de diyoruz ki, onlarn dedikleri gibi olsayd, ictihad edebilecek ahslarda, bizim bildirdiimiz vasflarn bulunmasna, lzum olmasayd, ortaya kan her bilgili bilgisiz ve herhangi bir kimsenin nnde ictihad kaplar ak bulunsayd, o zaman ictihad edenler de bu kadar az kimse olmaz, her nne gelen de itihada kalkrd. Bunun neticesinde de bilgisizler, pheli niyet sahipleri, iyi niyeti bulunmayan kimseler de, ortaya kp mslmanlarn boazlarna sarlmazlar mayd? Herkes meydan bo grp bildiini okumaz myd? KANUN YAPMA, RA VE CM' Pakistan'da slm kanunun icra klnmas
774

bahsi meyannda slm kanun yapmaya ait muhtelif fikirler ileri srld. Bu balamda bir dost, mulak bir slp ile u yazy yazmtr: "slmda kanun yapmann hakikat ve mahiyeti ve bunun alma dairesinin tayini hakknda bir hayli ifrat ve tefrit yolu tutulmutur. Bir taraftan u mesele ileri srlyor ki, slmda herhangi bir ekilde kanun yapmann yeri yoktur. Kanunu Allah Taal ve O'nun Resul koyar. Mslmanlarn vazifesi de bu kanuna gre ilerini tanzim etmek ve bu kanunu icra etmekten baka bir ey deildir. Dier taraftan da bazlarnn dncesine gre, kanun yapmann erevesi o kadar genitir ki, mslman hkmdarlar da bu meselede kendilerine, bir hak tannm olduunu dnrler. Onlara gre Peygamber Sallallahu aleyhi ve sellem, sadece ibadetlere ait esas meseleleri kararlatrm fakat dier iler zerinde deitirme ve dzeltmeler yaplabilir. Mesel, namaz, oru ve bunlar gibi amel bir ekilde gsterilmi olan hususlar hakknda da ilveler veya karmalar olabilir, diyorlar. imdi ltfedip de unu bize izah buyurun ki, slm'da kanun koymann ls nedir ve bunun eitleri varsa nelerdir? Ve yine unu da izah buyurmanz rica olunur ki, Hlefann ferd ve mavereli hkmlerinin ve yine fakihlerinin ve Mctehidler grleri ve
775

hkmlerinin kanun olma bakmndan vasflar nedir ve ne derecededir? Bu meyanda eer ra ve cm'n hakikati zerinde de baz aydnlatmalarda bulunulursa ok mnasip olacaktr." KANUN YAPMANIN USUL slmda ibadetler dairesi iinde kanun yapmann asla yeri yoktur. Ve buraya herhangi bir kanun sdrlamaz. Elbette ki, ibadetler hari, dier muamelt iin muayyen bir hudud iinde kanun yapma imkn vardr. Ve buraya kanun yapma sar. Kitap ve Snnetin skt ile gr belirtmeksizin getikleri noktalarda ve meselelerde herhangi bir ekilde kanun yapmak mmkndr ve olabilir. slamda kanun yapmann esasen u usul zerine olmas gerekir; lknce ibadetlere ait hi bir noktaya temas edilmeyecektir. badetler hakknda ne yaplrsa, ne edilirse kararlatrlm gibi olmas gerekir. Buraya her ne suretle olursa olsun, yeni bir ibadet ekli, uydurulup sokulamayacaktr. Bunlara ait ne ekilde hkmler konmu ise o hkmler devam edecektir. Ve kimse bunlardan ayrlmayacaktr. Ne yaplm ise yaplacak, ne braklm ise braklacaktr.
776

ri' (Allahu Taal ve O'nun Resul Sallallahu aleyhi ve sellem) herhangi hususta, elbette ki, muamelt hakknda da skt ile gemise ve nedense bahsetmemise, bunun zerinde biz, kendi dncemize gre hareket etmekte serbest olduumuzu anlayabiliriz. imam tb, Kitab El - 'tism'da bu usul u ekilde beyan eder: "badetlerin hkm, detlerin hkmnden ayrdr. Adetlerde kaide udur ki, her neyin hakknda skt ile geilmise, (yani bir ey sylenmemise) bunlar zerinde istendii gibi dnlp allmaya msaade edilmitir. Bunun hilfna, ibadetlerde byle bir mesele istinbat edilemez. Bu mesele eriatn aslnda mevcud deildi. Nitekim adetlerin hilfna ibdetlerin esas ak hkme ve ak izne tabidir. u farkla ki, detlerde bizim aklmz doru yolu tayin edebilir. Fakat ibadetlerde akln kendisine, Allaha yakn olmak yolunun nasl olduu malum deildir." (Cilt: 2, S: 115) II MUAMELAT HAKKINDA KANUN
777

YAPMANIN DRT BLM a. Tbir: r'in (kanun koyucunun) bir mesele hakknda ak emrini veya ak nehyini tayin edip bu mesele hakkndaki Nassn meneini belirtmek. b. Kyas: r'in dorudan doruya ak hkm verdii hususlara deil de onlara benzer hususlar lerek hkmn illetini somut hale getirip bu hkmn esas zerine ikinci bir hkm meydana karmak. Ve bunlarn mterek sebeplerini ortaya koymakla mmasil vak'alarda tatbik eylemek. c. stinbat ve itihad. eriatn beyan ettii geni ldeki usulleri cz'i meselelere ve muamelelere intibak ettirmek. Nass'lar belirtmek, delilleri ortaya koymak ve bunlarn niin gerektiklerini bildirmek ve r'in bizim yaaymza ait ileri ne ekilde tanzim etmek istediini ortaya karmak. d. eriat sahibinin bize hidayet yolu gstermedii ve ak bir hkm vermedii hususlarda, slmn geni maksat ve maslahatlarn gznnde bulundurarak, zarur bulunan kanunlar koyup bu hususu da tamamlamak. Bununla beraber bu kanunlar da slmn ruhuna aykr olmamaldr. slmn mizacna muhalif bulunmamaldr. Nitekim Fakihlere gre stlah olarak bunlara Maslih-i Mrsele
778

veya istihsan ve baka isimler de verilmitir. Maslih-i Mrselenin manas, "Umum Maslahatlar" demektir. Biz muvafakatmzla bunlar gznne alrz. "istihsn" dan da maksat udur: Bir muamele hakknda zahir kyas ile hkm verilir. Fakat bundan daha ehemmiyetli bir mesele iin bu hkm deiir ve baka bir hkm verilebilir. O zaman birinci hkmn yerine, ikinci hkme tabi olmak icabeder. Buna "stihsan" denir. III MASLH- MRSELE VE STHSAN Kyas ve istinbat tabiri iin fazla detaya, girimeye ihtiya yoktur. Fakat Masalih-i Mrsele ile stihsan hakknda biraz malumat vermek yerinde olacaktr. mam atb, Kitab El - 'tism'da bu konu zerine ayr ve mstakil bir blm yazmtr. Orada bu hususu gzel bir ekilde aklamtr. Hibir Usul- Fkh kitabnda onun kadar bu meseleyi iyi anlatan esere rastlamadm. Bu mevzu hakknda detayl deliller ileri srerek ispat ediyor ki, Maslih-i Mrsel'den maksat, bazlarnn anladklar gibi kanun yapmann kapsn tamamen ak brakmak, demek deildir. Belki bunun iin art lzmdr: Birincisi: yaplacak olan kanunun yle yaplmas lzmdr ki, eriatn maksatlarna tamamen uygun olmaldr.
779

kincisi: Halkn nne kacak olan bu kanunlar akla uygun olup, herkesin kabul edebilecei bir ekil arz etmelidir. ncs: Bu kanunlar hakik ihtiyalar karlamaldr. Yahut da herhangi bir hakik probleme cevap verecek bir mahiyette olmaldr. (Kitab El-'tism, Cilt: II, S: 110-114) Sonra "stihsan" bahsine geerek, devamla unlar bildiriyor: Zahir vaziyete gre, herhangi bir delil zerine mukayese edilerek bir muamele iin husus bir hkm verilmise, fakat Fakihin nazarnda, bundan daha iyi bir ekil bulunduu takdirde ve ilk verilen hkm maslahata muvafk olmazsa, yahut da verilmi olan hkmde her ne suretle olursa olsun bir noksanlk bulunur ve yahut da karklk ortaya kma ihtimali varsa, slm noktay nazardan bunu bertaraf etmek gerekiyorsa, yahut da verilmi olan bu hkm rf ve detlerin aksi bulunursa o zaman, bu hkm bozulup, bunun yerine mnasip hkm vermeye "stihsan" denir. Her ne suretle olursa olsun "stihsan" iin u art vardr ki, zahir kyas brakp da kyas hilaf hkm vermek iin, kuvvetli bir art ve durum olmaldr ki, makul delillere istinad etmeli ve makul delillerle ispat edilmek imkn mevcut olmaldr. (Cilt: II, S: 118 - 119)
780

IV ADLYE KARARLARI LE DEVLET KANUNLARININ FARKI Bahsettiimiz drt blme ait, herhangi bir imamn yahut da bir mctehidin ferd gr ve ahs aratrmasnn neticesi ustalkl bir gr ve aratrma neticesi olabilir. Hatta l bakmndan ilm ahsiyetlerin llerine gre de uygun bulunabilir. Fakat buna ramen yine bunlar "kanun" mahiyetinde olamazlar. nk islm lkelerinde, kanun yapmak iin Erbb- Hall Akd'in maveresi yapldktan sonra, ya bunlarn icm' (ittifakla) ile yahut da cumhuru ile (ounlukla) hkm vermelidir. Yani tbir, kyas, istinbat, itihat ve yahut da istihsan ve maslahat mrsele yollarndan birini seerek bu yoldan yrnrse ancak bir hkm kanun ekline konabilir. Hlefa-i Raidin devrinde de kanun vazetmenin usul de byle idi.1[194] Biz burada o devre ait baz misaller ileri sreceiz. Bu misallerle Hlefa-i Raidin devrinde karlalan kavm ve mill meselelerde nasl kanun vazedilmi olduu hakknda fikir edinmek mmkn olduu gibi,
1[194]

Bu hususun erhi iin bak, bu kitap Blm. 8.


781

o devirde yine adl hkmlerle kanunlar arasnda ne gibi farklar bulunduunu anlamak imkn elde edilebilir. a. Kur'an- Kerimde sadece arabn haram olduuna dair hkm vardr. Bunun iin herhangi bir ceza, ve had tayin edilmi deildir. Nebi Sallallahu aleyhi ve sellemin zamannda da bu hususta yine herhangi bir husus ceza kararlatrlm deildi. Zat- Risaletpenahileri mnasip grdkleri ekilde ceza verirlerdi. Hazret-i Ebu Bekir ve Hazret-i mer Radyallahu Taal anhma zamannda bu ceza iin 40 krba kararlatrld. Fakat yine de ,bu i iin usul dairesinde herhangi bir kanun yoktu. Hazret-i Osman Radyallahu Taal anh devrinde arap ienlerden ikyetler oald. Hazret-i Osman da Sahabilerin mavere meclisini toplad ve bu meselenin grlmesini talep etti. Hazret-i Ali Radyallahu Taal anh, ksa bir takrir vererek bu iin cezasnn 80 krba olduunu bildirdi. Bu takrir ittifakla kabul edildi. rann ittifakla verdii bu hkm ilerisi iin kanun mahiyetine girdi ve kanunluk vasfn elde etti. Buna gre, bu kanun "icm" ile yaplm bir kanundur. (El-'tism, Cilt: II, Sahife: 101). b. Hlefa-i Raidin devrinde yle bir
782

kanun dahi vazedilmitir. ilere bir ey yapmak iin verilen malzeme (mesel elbise dikmek iin verilen kuma veya ziynet eyas yapmak iin verilen altn ve saire) zayi edilirse, ii bu zarar tazmin etmeli ve bedelini demelidir. Bu hkm de yine Hazret-i Ali Radyallahu Taal anhn takriri ile kararlatrlmtr. Burada bir nokta daha vardr. Olabilir ki, verilmi olan malzemenin zayi olmas hususunda iinin hibir kabahati bulunmayabilir. si bilerek de bunu zayi etmiyebilir. Fakat yine de sebebiyet verdii zararn tazmini iin hkm verilmi ve bu hkm kanun mahiyetine girmitir. Bu hkmn dayand sebep de ileride iilerin, mterilerden ve iverenlerden aldklar malzemenin korunmasnda lykiyle dikkat ve itina gstermelerini temin etmek iindir. nk bu hususta maslahat amme byle bir kanunun varln gerektirmektedir. Bu hkm hususunda da yine icm' vardr. (Ayn eser cilt: II, sahife: 102). c. Hazret-i mer Radyallahu Taal anh, devrinde bir ka kii beraberce bir adam ldrmlerdi. Bunlarn hepsi de ksasa arpldlar. mam Mlik ve imam afi Rahmetullah anhma, bu hkm kabul ederlerse de yine bu hkm kanun olma nitelii kazanamamtr. nk bu bir adl meselenin zmlenerek hkme balanm olmas idi. Burada rann ne icm' (ittifak) ne de
783

Cumhur reyi (ounlukla karar) vard. (Ayn eser, C: II, S: 107). d. Kocasndan haber alamayan bir kadn, adalet izin verirse, ikinci bir erkek ile evlenebilir. Kadn ikinci bir erkekle evlendikten sonra, birinci kocas kagelirse, o zaman bu kadnn vaziyeti ne olacaktr? Birinci kocann m kars olacak, yoksa ikinci kocann m? Bu mesele hakknda Hlefa-i Raidin muhtelif ekillerde zmler getirerek hkm vermilerdir. Fakat bu hkmlerin hi birisi de "kanun olma" vasfn elde etmemitir. Nitekim, bu meseleler raya da getirilmi olmasna ramen ne icm ile ne de Cumhur rey ile de bunun hakknda hkm verilememitir. (Ayn eser, Cilt: II, Sahife: 126). Yukarda geen bahislerden u mesele anlalyor: slmdaki adl hkmlerin, ngiliz kanunlarndaki vasflar yoktur. ngilterede hkimlerin verdikleri hkmler ve kararlar, emsal iin kanun mahiyetini haiz olurlar. Fakat slmda Kad'nn yani Hkimin verdii hkm veya karar icra edilmekle beraber emsal tekil etmeyip, dier davalar iin kanun olma nitelii kazanamazlar, ve dier hkimler kendi kyas veya itihatlar zerine hkm verebilirler. Bu hkmler de yine ve hibir suretle kanun olma niteliini
784

kazanamazlar. Hatta bir hkim, bir davada verdii bir hkme de daim olarak bal kalmayabilir. Baka bir davada da baka bir hkm verip, kendi birinci verdii hkmn yanl olduunu ortaya koyabilir. Hlefa-i Raidin devrinden sonra rann nizam karma kark bir hale geldi. O zaman Eimme-i Mctehidin fkh hkmlerini tertip etmee baladlar. Bunlar da bir nevi, yarm kanun olmak mahiyetine girdi. Bir lke halknn byk bir ekseriyeti, bir imamn fkhna balandlar. Baka bir lkenin halk da dier bir imamn fkhna intisap ettiler. Mesel, Irak halk, mam Ebu Hanife Rahmetullahi aleyhin fkhna, Endls halk da mam Malik Rahmetullahi aleyhin fkhna, Msr ise, mam afi Rahmetullahi aleyhin fkhna balandklar gibi... Bu fkhlarn da umum halkn ounluu tarafndan kabul edilmi olmalarna ramen yine de kanun olma nitelikleri tam deildir. Bu fkhlar, yine de sahih manada kanun olmamlardr. Her nerede bir kanun yaplmsa, u esas zerine yaplmtr ki, memleketin hkmeti ve devlet bu kanunu, kanun olarak kabul emi olmaldrlar. CM cmnn tarifi hakknda
785

ulemann

muhtelif beyanlar vardr. mam afi Rahmetullahi aleyhe gre, cm-denilen husus; o eyin, ismidir ki. "Bir mesele veya meseleler hakknda, ehli ilim tamamiyle ittifak etsinler ve bunlarn arasnda herhangi bir ihtilf olmasn" bn-i Cerr Taber ve Ebu Bekir Er-Raz'nin stlahnda, ekseriyetin kavline de "cm" denmektedir. mam Ahmed Rahmetullah aleyh de baz meseleler hakknda u hususu ileri srmtr: "Bizim ilmimizde bir kavlin hilafna baka bir kavil yoksa, yani biz bu kavlin hilfna, baka bir kavil olduunu bilmiyorsak, burada "icm" vardr." Demek ki ad geen imam Rahmetullah aleyhin stlahna gre de cm bir kavlin hilfna baka bir kavlin bulunduuna dair malmatn olmamasdr. Bu hususun en dorusu cm'nn hccet oluudur. Yani, kyas ve itihat zerine yahut da herhangi bir kanun hakknda maslahat icab mmetin icm' olursa, o eye ittiba edip, onu kabul etmek icabeder. Fakat ihtilf u noktadadr ki, icm'nn olduu ve ispat icabeder. Yoksa aslnda icm'nn kendisinin hccet olmas zarur deildir. Hlefa-i Raidin, devrine ait olan hususlarda ve o zamanki devirde, slm nizam, usul dairesinde yrtldnden, bu nizam, ra ve mavere zerinde devam ettiriliyordu. Bunun iin o zamanki icm ve cumhur (ounlukla varlan netice) hkmler malm
786

ve muteber rivayetlerle sabittir. Fakat ondan sonraki devirlerde, nizamn vaziyeti karnca, ra (mavere) usul de kart. Hkmlerin belli olmasna da artk imkn kalmad. Hakikatte hangi hususun icm ile ortaya konduu, hangisinin konmad malm olmad. Buna gre, Hlefai Raidin devrinin icm' hkmlerini ilmen reddetmeden, kanun mahiyette kabul etmek icabeder. Fakat sonraki devirlerde, herhangi bir kimse, filan mesele hakknda icm vardr diye iddiada bulunduu takdirde, o zaman aratrmaclar ve ilim erbab bu kimsenin idiasn reddedebilirler. Bu ekilde ve bize gre, hangi meselede icm olup, hangi meselede icm olmadn belirtmek iin, yine slm Nizamn ayakta tutulmu olmas zarurdir. Umumiyetle u da mehurdur: mam afi Rahmetullahi aleyh ile mam Ahmed bn-i Hanbel Rahmetullah aleyhin, her ikisinin grlerine gre esasen icmnn olmad kanaati vardr. Yahut da herhangi bir imam bunu reddederse, u demek deildir ki, btn meselelerin hepsinde de icm yoktur. Asl mesele radadr ki, herhangi bir mesele zerinde durulurken, bir kimse ortaya kp da yle bir iddiada bulunabilir: Ben bu hususta bir nazariye ortaya atarsam, bunda icm vardr. Ve artk bu mesele sz konusu
787

edilmez. Halbuki, bu iddiada bulunan kimse de bu iddiasn bir delille ispat edememektedir. O zaman, halk byle bir iddia sahibinin davasn kabul etmez ve edemezler. mam afi Rahmetullahi aleyh, kendi telifi olan cm'l - ilm isimli kitabnda bu mesele zerinde etraflca durmu ve bu mevzuya geni bir yer vermitir. Ve bu mevzuda u kymetli bilgi bulunmaktadr: "slm dnyasnn genilemi bulunmas, lim ehlinin her tarafa dalm olmalar, cemaat nizamnn da karmakark hale gelmesinden sonra, fer ve cz' meselelere ait hkmlerde, ulemann akval ve nazariyelerinin neler olduunu tayin etmek pek zor bir i olmutur. Bunun iindir ki, fer meselelerde ve cziyatta icm bulunduunu iddia etmek hatadr. Elbette ki, slmn usulleri ve erkn ve byk meselelerde icm olduunu kabul etmek icabeder. Mesel namazn be vakit olduu yahut da orucun lleri ve saire gibi..." Bu hususu mam bn-i Teymiye Rahmetullahi aleyh u ekilde izah eder: "cm'nn manas udur: Herhangi bir hkm hakknda btn slm lemasnn ittifak etmesidir. Ve slm lemasnn ittifakla kabul ettikleri herhangi bir hkm veya meselede icm bulunduu sabit olunca,
788

artk kimsenin bu hkm tekrar ele almak hakk olmaz. Nitekim btn mmet hibir zaman adalet zerine ittifak etmezler. Fakat bir ok meselelerde yle vaziyet olur ki, baz kimseler baz mevzularda icm bulunduunu zannederler. Halbuki aslnda bu meselelerde icm yoktur. Hatta ok vakit byle meselelerde ikinci kavli muteber saymak icabeder." (Fetava, li - ibn-i Teymiye, Cilt: 1, Sahife: 406). Yukarda ele alman mevzudan u husus iyice anlalr: Herhangi bir meselede Nass- er' ile tabir, kyas, istinbat yahut da herhangi bir tedbir ve maslahata binaen ehl-i hall akd'in icm' veya ekseriyetin (ounluu) hkm bulunursa o zaman o mesele hccet olacak ve kanunluk olma nitelii tayacaktr. Btn islm dnyasnn Ehl-i Hall Akd'i byle bir hkm verirlerse, o zaman btn islm dnyas iin bu hkm kanun bir nitelik tayacaktr. Yoksa herhangi bir islm lkesinin Ehl-i hall akd'i byle bir hkm verirse, bu hkm de ancak, o Ehl-i Hal ve akd'in bulunduu lke iin kanun mahiyetinde bulunacaktr. V SLAM NZAMINA GRE HTLAFLI LERiN HALLEDLMESNDE SAHH USUL
789

Soru: Kur'an- Kerimde u ekilde bir hidayet beyan edilmitir: "Ey iman etmi bulunan kimseler, Allaha itaat edin, Resule de itaat edin, kendinizden olan llemre de. Bir eyde ihtilfa derseniz ve eer siz Allah'a ve ahiret gnne iman ediyorsanz bunu Allaha ve O'nun Resulne havale edin. Bu en iyi ve en gzel tevildir." (En Nisa: 59). Bu yet-i kerimenin tefsiri hakknda Zat- Faziletme ablar (Mevln Mevdd) Tefhim l - Kur'an'da yle beyan buyurmutur: Bahis mevzuu olan bu yet-i kerimenin alkadar olduu meselelerde mstakil ve kat' usul ile u noktay gznne almak icabeder. slm nizam'da (rejimde) Allahn hkm ve Resuln usul, temel kanun ve son mesned zelliine sahiptir. Mslmanlar arasnda, yahut da mslmanlarla mslman devlet ve hkmet arasnda ihtilafl bir mesele ba gsterince, bu ihtilf halletmek iin Kur'an ve Snnete ba vurulacaktr. Bundan elde edilen ne tice ne olursa olsun herkes tarafndan kabul edilip herkes bu neticeye teslim olacaktr. Bu ekilde de btn yaay meselelerinde, Allahn Kitab ve Allah Resulnn Snneti son mesned ve merci olup son sz olarak kabul edilmesi ve bunlarn
790

ahkmna ba emek slm rejimin lzm gelen hususiyetlerindendir ki, bu nizam kfirane yaay nizamlarndan ayrr. Zat- Faziletlerinin aklamalarndan u nokta kesin olarak anlalr. Btn ihtilafl meselelerde son karar verecek merci, Allah ve O'nun Resulnn hkmleridir. Bu meyanda yle kark bir durumla karlaabiliriz: Neb Sallallahu aleyhi ve sellemin hayatlarnda elbette ki, bu mmkn idi. O" zaman, herhangi bir ihtilf ortaya knca, Resul Ekrem Sallalahu aleyhi ve sellemin mbarek huzurlarna aksettirilir ve ihtilf halledilirdi. Fakat mademki Zat Risaletpenahileri Sallallahu aleyhi ve sellem bizim aramzda bulunmamaktadr. Ve sadece O'nun tlimi bizim nmzde duruyor. Ne zaman slamda bir hkmn tabiri meselesiyle karlarsak, slm nizamna gre, bir ahs, idare veya kurulun bu gibi ileri zmeye yetki sahibi olmas icabeder ki, bu hususta eriatn ortaya koyaca hkm gznne alarak, ii halletsin veya etsinler. mit ederiz ki, Zat Faziletleri (Mevln Mevdd) bu noktada bizi aydnlatrlar ve bizi minnettar klarlar.

791

CEVAP: KUR'AN-I KERMN USLE AT HDAYETLER Karklk olduu bahsedilen bu soruya cevap verebilmek iin, Kur'an, Snnet, Sahbi devrinin teaml, umum akl ve dnyann belli bal alma sistemlerini hep bir araya toplarsak, bize yardmc olacaklardr. Bunlarn hepsinin banda Kur'ana bakalm. Mukaddes kitabmzda bu hususta usule ait hidyet vardr. Birincisi: "Bilmiyorsanz; zikir ehline (bilen kimselere) sorunuz." (Nahl: 12; Enbiya: 7. Bu ayet-i kerimede "Ehl'z - zikr" kelimesinin ok manal bir stlah olduunu gznne almak gerekir. "Zikr" kelimesi Kur'an stlahnda husus bir ekil arz eden bir ders iin kullanlmtr ki, bu dersi Allah ve O'nun Resulu, mmete retmilerdir. "Ehl'z-zikr" o cemaat yahut da o halk topluluuna denir ki, bu dersi gerek olarak talim etmi ve renmilerdir. Burada sadece "bilgi: ilim" (Know ledge) kasd edilmemitir. Belki byle denmekle burada Kitap ve Snnetin bilgi ve ilmine deinilen bir nokta kasd edilmitir. Buna gre yet-i kerime u ekilde anlalm olur ki, muaeret ve toplumsal hususlarda merci olan makam o kimseler igal edebilir ki, bunlar Kitab- ilh
792

bilgisine sahip ve onun usullerine de vkf bulunurlar. Bunlar, Resul Ekremin rettii gibi Tlimi lhiyi kavramlardr. kincisi: "Kendilerine, korkulu veya emniyetli bir mesele vuku bulursa, bunu yayarlar. Eer bunu Resule ve kendilerinden olan llemre braksalard herhalde bunlar meselenin hakikatini meydana karr ve iin i yzn onlara retirlerdi." (Nisa, 83). Buradan anlalyor ki, muaereti ve sosyal ilerde karlalan mhim meselelerde ister emniyetli iler olsun, isterse korkulu ve endieyi gerektiren meseleler veya harbe ait hususlar olsun, yahut da endieyi gerektirmeyen veya zerinde dnlen hususlar olsun mslmanlar iin Allahn Resul ve O ulvi Resulden sonraki devirlerde mslmanlar arasndan km bulunan llemr (buyruk sahibi idareciler gibi) merci olarak kararlatrlmtr. llemr mevkiinde olanlar "istinbat" etmek salhiyetine sahiptir denmektedir. Yani karlalan muamelelerde bunlar, hakikati ortaya koyabilirler. Allahn Kitab ve O'nun muazzez Resulnn gsterdikleri yollardan, bunun ne olacan meydana karrlar. Bu yet-i kerimede sosyal ve muaeret ilerinde, ehemmiyetine gre
793

genellikle Ehl'z-zikir yerine "llemr" merci olarak Kararlatrldndan, llemrin de Ehl'z-zikirden bu ii daha iyi halledeceklerine delil olur. Fakat llemr de, hususiyet itibariyle yine kendileri Ehl'zzikir'dendirler. Nitekim, bunlar da karlatklar muameleleri Allahn Kitab ve O'nun Resulnn kavli ve hidayetleriyle hallederler. mmetin zlemiyen ilerini bu iki mesnedin a altnda sahih gr ile karara balarlar. ncs: "Onlarn isleri, aralarnda mavere iledir." (ra: 38). Bu yet-i kerimede de mslmanlarn ilerinin zmnn faslnn son eklinin ne olaca bildirilmitir. Bu usul bir araya toplaynca grrz ki, btn ihtilafl iler hep: "Bunlar Allah'a ve O'nun Resulne braknz." Mefhumunun meneine balanmtr. Bilfiil bu hususun gznnde tutulmas emredilmitir. Halk karlat meseleleri Ehl'z-zikre havale edecektir. Onlar da bu meseleleri Hak Taalnn ve O'nun Resulnn hkmlerine gre karara balayacaklardr.
794

Memleket ve toplumsal iler ve daha ehemmiyetli meselelere gelince bunlar da llemr'in karsna getirecekler ve birbirleriyle maverede bulunarak Kitabullah ve Snnet-i Resulullah ile hak ve hakikati ortaya koyacaklar ve karara balayacaklardr. DEVR- SAADET- NEBEV'DE HTLAFLARIN HALLEDLME USUL imdi, Devr-i Saadet-i Nebev'de Sallallahu aleyhi ve sellem ve Zat- Risaletpenahlerinden sonraki Hlefa-i Raidin zamannda ihtilflarn nasl halledildiini tetkik edebiliriz. Zat- Saadetlerinin hayatlarnda, karlalan iler dorudan doruya Zat- Risaletpenahilerine intikal ettirildi. Bildirildiine gre, Allahn hkm ve O'nun Resulnn karar, ihtilaflarnn halledimesinin mesnedi idi. Buna gre Zat- Saadeteri kendileri, ihtilaflar hallederlerdi. Fakat burada baka bir mesele de vardr ki, o devirde, slm lkeleri bir hayli genilemiti. slm ok geni beldelere yaylmt. Bu lkelerin muhtelif yerlerinde bir hayli iler ve meselelerle karlalrd. Bunlarn hepsini, dorudan doruya Zat- Saadetlerinin huzuru mbareklerine intikal ettirmenin maddeten ve bilfiil imkn yoktu. Madd ve fiil olarak
795

da Zat- Risaletpenahlerinin bu kadar ile megul olmalar da mmkn deildi. Bunun iin, memleketin muhtelif yerlerine Zat- Risaletpenahileri tarafndan muallimler gnderilmi, halkn ilerini retmek iin memurlar tayin edilmiti. Bu zevat da halka dini retirler ve onlara karlaacaklar meseleleri ne ekilde halledeceklerini retirlerdi. Bundan baka her lkede, her vilyette, emr, mil, kad (hkim) ler de tyin edilmilerdi. Bunlar da kendilerinin hangi erevede nasl alacaklarn bilen kimselerdi. Bundan dolay, sahih usul ile meseleleri hallederlerdi. Bu zevat; "Bunu Allah'a ve O'nun Resulne havale ediniz..." yet-i kerimesinin altnda ileri mkemmel olarak zmn gznne alrlard. Bu usul, Zat- Risaletpenahileri Sallallahu aleyhi ve sellemin kendileri beenmilerdir. Zikredeceimiz u hadis-i erifte Zat- Saadetleri, ihtilaflarn ne ekilde halledileceini ve meselelerin nasl karara balanacan aklamlardr. "Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem, Muz Radyallahu Taal anh' Yemen'e mil: vali tayin ettikleri zaman, buyurdular ki: Ey Muz! ileri nasl zecek ve karara balayacaksn? Allahn Kitabna gre, Ya Resulallah.
796

Ya, Allahn kitabnda buna gre bir hkm olmazsa? O zaman ne yaparsn? Byle bir durumda, Snnet-i Resulullah'a gre karar veririm. Ya, Snnet-i Resulullahta da buna ait bir hkm bulamazsan? O zaman, kendi reyime gre itihat ederim. Allahn Resul, yle buyurdular: Hamd olsun O Allaha ki kendi Resulnn setii konseyi muvaffak 2[195] klmtr. Zat- Risaletpenahler, devr-i saadeti nebeviyelerinde, mavere nizamn gznnde bulundururlard, Hak Taal tarafndan vahy gelmemi bulunan hususlarda mavere ederlerdi. Mavere ettikleri zevat da Ehl'r - rey ve deerli kimselerdi. Maverelerin en parlak misallerinden bir tanesini burada kaydedelim; Zat- Risaletpenahiler Sallallahu aleyhi ve sellem, halkn namaza toplanmas iin ne yaplaca hakknda maverede bulundular. Bu grme neticesinde de bildiimiz "Ezan" takarrr etti. Zat- Risalepenahleri de byle olmasna karar verdiler.
2[195]

(Tirmiz, Ebvab l Ahkm; Eb Dvd, Kitab lAkdiya).


797

HLEFA- RADNN TEAML Hlefa-i Raidinin devrinde de aa yukar Zat- Saadetlerinin devri mbareklerindeki usul devam edegeld. u farkla ki, devri saadette, Zat- Risaletpenahilerinin kendileri vard, Hlefa-i Raidin devrinde ise bulunmuyorlard. Devri Saadette, son merci Zat- Saadetlerinin kendileri idi. Hlefa-i Raidin devrinde ise, Zat- Saadetlerinin ahsen kendileri deil de, O'na ait rivayetler idi. Snnet dediimiz bu rivayetler, halkn arasnda yaylm ve halk tarafndan ezberlenmi ve muhafaza edilegelmiti. Bu devirde ayr idare vard. Bu makam, ilerin zm hususunda meseleleri karara balarken yine; "Bunlar Allaha ve O'nun Resulne havale ediniz..." hkm celilini gznnde bulundururlard. imdi bu makam srasiyle gzden geirelim: 1. Genel olarak ehl-i ilim. Bunlar umumiyetle Allahn kitabn bilen kimselerdi. Esasen bu zevatn ou ve hemen hemen hepsi de Zat- Saadetlerinin huzurunda yetimi, O'nun maiyetinde bulunarak kendisinden ilim renmi, ok defalar Zat- Saadetlerinin ileri nasl hallettiklerine ahit
798

olmu kimselerdi. Bu zevat sadece halkn ileri hakknda fetv verip, ileri karara balamakla kalmazlard. Hatt Hlefa-i Raidinin kendileri de karlatklar bir hayli meseleleri bu kimselere aksettirirler ve bu meseleleri ve ileri nasl halletmek gerektii hususunda, bu zmrenin gr ve fikirlerine mracaat ederlerdi. Ayn zamanda Hlef bu zevatn kendilerinden, acaba Zat- Saadetlerinin, byle bir ile karlap karlamadklarna ve karlam olduklar takdirde, meseleyi ne ekilde hallettikleri hakknda malumatlar olup olmadn da sormulardr. ok defalar yle bir durumun grld vakidir ki, zamann halifesinin bir mesele hakknda bilgisi olmam, fakat bu zevatn o mesele hakknda bilgileri olduu grlmtr. Hatta bazan, zamann halifesi bir mesele hakknda karar verdikten sonra anlalmtr ki, Resul Ekrem Sallallahu aleyhi ve sellem, bu mesele hakknda baka trl karar vermilerdir. O zaman Halife kararn deitirmitir. Ehl-i ilmin varlnn faydas sadece, halkn fert fert ilerini halletmeleri veya llemrin meselelerini zmeleri deildi. Belki bundan baka bir faydalar da, bunlarn, herhangi bir adalet makamnn ve devletin veya herhangi bir ra Meclisinin yahut da herhangi bir buna benzer kurulun, Kitabullaha ve Snneti Resulullaha muhalif
799

olarak verebilecekleri ihtimal dahilinde bulunan hkmlere mni olmalaryd. Onlarn salam ve umum grleri, slm nizamnn dayana idi. Herhangi bir yanl hkm geri evirir ve bunun dorusunun ne olduunu ortaya koyarlard. Sahih nizamn, yrmesini garanti ederlerdi. Onlar herhangi bir meselede ittifak ettiler miydi, demek olurdu ki, bu meselede din doru yolu gstermitir. Bu yoldan baka bir yol ile bu meselenin zlmesine imkn olmad anlalrd. Onlarn reylerindeki ihtilftan da u netice anlalrd ki, bir meselenin zmnde, iki veya ikiden ok yol takip etmek mmkndr. nk olabilirdi ki, bir defa byle halledilmi dier bir defa da yle halledilmitir. Hal ekli ne olursa olsun, fakat neticenin aslnda bir olmas icabeder. Onlarn varlnn sayesinde, mmet arasnda herhangi bir ekilde bid'atin yaylmas ve bu bid'atlerin de halk tarafndan kabul edilmesi asla mmkn deildi. Nitekim her tarafta byle bir cereyan nleyecek dini ok iyi anlayan zevat vard. 2. KAZA (DURUMA) YAN ADLYE LER. Bu hususta tam bir aydnlkla Halife Hazret-i mer Radyallahu Taal anh, Kad
800

(Hkim) ureyh'e yle bir talimat yazp gndermiti: "Allahn Kitabna gre hkm ver. (Duruma yap). Allahn Kitabnda buna dair bir hkm bulamadn takdirde, o zaman Resulullah Sallallah aleyhi ve sellemin Snnetine gre hkmde bulun. Ne Allahn Kitabnda ne de Resulullahn Snnetinde o mevzuda bir hkm bulamazsan, o zaman slih kimselerin itihatlarna uygun bir ekilde hkm vereceksin. Ve eer ne Allahn Kitabnda ve ne Resulullahn Snnetinde ve ne de Slih kimselerin hkmlerinde bir ey olmazsa, sen istersen bu iin zerinde abukluk gster. stersen geciktir ve dn. Bana kalrsa, geciktirip dnrsen senin iin daha hayrl olacaktr, zannndaym.3[196] Bu hususta yine Hazret-i Abdullah ibn-i Mes'ud'dan yle bir rivayet vardr: "Biz yle bir devir geirdik ki, bu devirde ne duruma yapmak ihtiyacnda bulunduk.
3[196]

Buradaki geciktirmekten iki maksat vardr. Birisi udur ki, kad (hkini) meseleyi geciktirir ki, bu mddet zarfnda baka bir (kad) belki bu meseleye benzer bir mesele ile karlar da bir hal ekli bulur. Neticeyi geciktiren kad da bu vesile ile davay karara balam olur. kincisi de bu kad, meseleyi kendisi halletmez. Kendisinden daha elverili baka bir kurul veya makama havale eder. O makam veya kurul da davay karara balar. En-Nes'; Kitab dab-l-Kuzt).
801

Ne de duruma yapacak vaziyette idik. Yani (Devr-i Saadet-i Nebevi) den sonra Allahu Taal azze ve cell, bizi grdnz vaziyete drd. Sizden her kim duruulacak ve halledilecek bir mesele ile karlarsa, bundan byle Allahn Kitabna gre duruma yapp halletmesi lzmdr. Eer Allahn Kitabnda bulunmayan bir mesele karsna karsa, o zaman, Allah'n Nebisi Sallallahu aleyhi ve sellemin nasl duruma yapp ii hallettii gibi, duruma yapp ii halledecektir. Yok eer bir mesele ile karlarsa ki, bu hakknda ne Allah'n Kitabnda bir hkm bulunup ne de Neb Sallallahu aleyhi ve sellem, bunun hakknda bir karar vermise, o zaman, slihlerin ne ekilde duruma yapp karar verdiklerine bakacak ve o ekilde karar verecektir. Yok eer. karlat mesele hakknda ne Allahn Kitabnn, ne Nebi Sallallahu aleyhi ve sellemin ne de slihlerin bu hususta bir durumada bulunup karar verdikleri olmazsa, o zaman kend reyi gereince ictihad edecektir. Ben korkuyorum, ben korkuyorum da denmiyecektir. nk hell de bellidir. Haram da bellidir. Bunlarn ikisinin arasnda pheli iler vardr ki, bunlar hakknda da kalbinin huzuru ile phesini gidermeye bakacaktr." (En-Nes', Kitab Adab l - Kuzt). O zamanki adliye sadece halkn birbirleri
802

arasndaki ihtilfl ileri halletmekle kalmazd. Ayn zamanda icra organ (yrtme: Exucutive) nn aleyhine de halk dava aar ve bakmasn isterdi. Halkn bu husustaki davalarn da grrd. Adliye karsna kmaktan kimse istisna edilemezdi. Ne bir hkmdar, ne vali, adalet makamnn karsna kmaktan imtina eyleyebilirdi. Hatt ne de zamann halifesi, adalet huzuruna gitmemezlik edebilirdi. Adalet ancak Hak Taalnn emri ve O'nun Resulnn getirdii kanun ile ileri zerek karara balard. Halifenin aleyhine bile karar verirdi. O'nun iine hi kimse karamazd. 3. ll-emr. yani Halife ve onun ra Meclisi, son yetki sahibi idare veya kuruldu ki, Kur'ann hidayeti altnda. mavere ederek, memleketin itima ve muhtelif muaerete ilikin ilerinin hallini, zerine almt. Karlalan meseleleri Allahn Kitab ve Resuln Snnetinin hkmlerine uygun ekilde ele alrd. Bu mesele hakknda acaba Allahn Kitabnda ne gibi bir hkm vardr diye aratrrd. Snnet bu hususta ne gibi bir muamele grmtr diye aratrmalar yapard. Bu iki kaynakta bulunmazsa, o zaman, din usulnn ruhunu muhafaza etmek artiyle mslmanlarn meselelerini gznnde bulundurarak, "akrebn ile's sevb": dorulua en yakn bir ekilde neticeye balard.
803

Bu kurul, ileri daha ziyade, hadiselere, slm rivayetlere, fkha ve dier slm istinadl kaynaklara gre, yrtrd. lerin zmn, sahabilerden ki, bunlarn ou ilerinin halledildii zaman huzuru saadette bulunuyorlard nakledilegelen rivayetlerin neticelerine gre hall ederlerdi. Bu idare veya kurulun vaziyeti incelendii zaman grlecektir ki, kll kaidelerde ve ana hkmlerde tam bir nemle ilk nce Allahn Kitab gznnde bulundurulmu, Allahn Kitabnda bulunmayan hkmler hakknda da Allah Resulnn Snnetine bavurulmutur. Fakat ne zaman bu ikisinden birinde aranlan hkm bulunmusa, o mesele bu iki hidayet kaynann nuru altnda halledilmitir. Btn bir Hlefa-i Raidin devrinde bu nokta gznnde tutulmutur. Bu usuln aksi olarak tek vak'aya rastlamak mmkn deildir. Fiiliyatta memleketin ilerinin yrtlmesi ve hkme balanmas yine bu llemrin elinde olmakla beraber, hakikatte ise, bu icra heyetinin deil de hakiki ve kanun hkm yine Kur'an ile Snnetindir. Mslmanlar itima hususlarda ve muaereti durumlarda, llemre itaat etmelerinin sebebi de bu llemrin ileri Allahn Kitabna ve Snnete gre yrtmelerinden ileri gelmektedir. llemir hibir ekilde Allahn Kitabnn ve Allah
804

Resulnn hududunu amak salhiyetinde deildir. Hatt bu messesenin Kur'an nassnn aksine bir kanun ortaya karmas, yahut da bir hkm vermesi kimsenin aklndan bile gemez. Nitekim Zat- Saadetlerinin devri Saadetlerinden sonra da kimse bunu aklnn kesinden dahi geirmedi. Zat- Saadetleri emir sahibi sfatnda bulunuyorlard, imdi biz de emir sahibi olmak sfatn tayoruz. Bu itibarla ve bu sfata haiz olduumuz iin: "Zat- Saadetlerinin hkmet banda bulunduklar devirde, verdikleri hkm ve koyduklar usule bizim bal bulunmamz lzm deildir ve O'nun verdii hkmler gibi, hkm vermiyebiliriz." Trnde herhangi bir deerlendirme ve uygulama asla duyulmu ve grlm deildir. Zat- Saadetlerinin ebed leme teriflerinden sonra hilfet idaresinin ii ele almas. Birinci Halifenin u hutbeyi okumasiyle balar: Allaha ve O'nun Resulne itaat ettiim mddete siz de bana itaat edeceksiniz. Ne zaman ben Allaha ve O'nun Resulne kar isyan yolunu tutarsam siz de bana itaat edecek deilsiniz. Bu iln ile bu mesele aktan aa anlatlm oluyor ki, i banda bulunan
805

halifenin de i banda bulunmas yine kayda ve arta tbi idi. Babo deildi. Halife, Allaha ve Resulne itaat ettii mddete, mmet de halifeye itaat edecektir. Baka bir deile mmetin halifeye itaat etmesinin art udur ki, bu halife Allah ve O'nun Resulnn hkmlerine bal bulunmaldr. Bu art ortadan kalkt zaman, mmetin halifeye itaat etme farz da kendiliinden ortadan kalkm olur. mmet iin itaat denilen bir farz kalmaz. UMUM AKLIN GERE: ncelediimiz bu mevzulardan sonra, imdi de umu-m akln gerei konusunda duracaz. Kur'an- Kerimde bahsi geen yet-i kerimenin menei nedir? Ve fiil olarak neyi gerektirir? Bu yet-i kerime, mslmanlarn btn itima ve sosyal muaeret ilerini tertip ederek, itaati farz klmtr. Birinci derecedeki itaat elbette ki, Allah'adr. Sonra srasiyle O'nun Resulne ve sonrada Mslmanlarn kendilerinden olan llemre'dir. Mslmanlarla kendi llemr'Ieri arasnda kacak ihtilflarda da Allah ve Resul'e mracaat edilecektir. Bu hkmden u husus anlalyor ki, itima ilerde ess itaat Allah'a sonra Resul'e olmas farzdr. llemr'e itaat etmek ise, Allah ve
806

Resul'e itaat etmeye tabidir. htilaf sadece, halk arasnda kmaz. Halk ile llemr arasnda da kabilir. Btn ihtilaflar halledecek son merci de yalnz llemr deildir. Belki Allah ve O'nun Resuldr. Allahn ve O'nun Resulnn hkmlerine hem halk boyun eip teslim olacak, hem de llemr boyun eecek ve teslim olacaktr. imdi ilk nce, u soru ortaya kar ki, Allah'a ve Resul'e mracaat etmekten maksat nedir? Ne ekilde Allah'a ve Resule mracaat edilecektir? uras da elbette aktr, "Allah'a mracaat edilecek" cmlesindeki mana, insann kendisinin Allahn huzuruna kp, ihtilafl davasn Allahn nezdinde beyan etmesi ve hkm vermesini istemek deildir. Belki burada "Allaha mracaat edilsin" cmlesinden anlalan mana Allah'n kitabna mracaat etmektir. Bu Kitabn ahkmna baklacak, ihtilafl mesele bu kitabn hkmne gre halledilecektir. Ayn ekilde "Resul'e de mracaat edilecek" cmlesinden de dorudan doruya Resul Ekrem Sallallahu aleyhi ve sellemin kendisine mracaat edilmesi deildir. Evet bir mddet iin bu ekil dnlebilirdi. Fakat Resul artk Mslmanlarn arasnda olmaynca, bu i, olsa olsa ancak Zat- Risaletpenahilerinin tlim, akvl ve ef'li ile, bize gstermi bulunduu hidayet yollarna mracaat etmektir. Esasen Resuln kendisine bizzat
807

mracaat edilmesi, Saadet Devrinde de her zaman iin amelen imknszd. Tebk'ten Bahreyn'e kadar olan geni bir slm lkenin iinde yaayan, her ahs herhangi bir ihtilf mevzuunu Resule aksettirmesine imkn bulamazd. O devirde dahi, "Resul'e mracaat edilecek" mefhumu, Resuln Snnetine mracaat edilmesi demekti. O'nun hkmlerini gznne almak idi. Bundan sonra ikinci bir sual de ortaya kar. htilfl meselelerde Allah'n Kitab ve Resulullahn Snneti ile meseleler nasl halledilecektir? Bunun usul nedir? in zahir ekli ile, bu hususta hkm verecek olanlar, yine insanlardr. Elbette Kitabullahn yahut da Snnet-i Resuln, konuan dili yoktur. Fakat bu Kitab ve Snneti, hi olmazsa iyi bilen insanlar, yani lim kimseler vardr. Bu gibi insanlar, Kitabn ve Snnetin ahkmn gznnde bulundurarak, iki tarafn arasnda hkm verip meseleyi de karara balarlar. htilafl bulunan bu iki tarafn, hi birisinden olmayan, tamamen tarafsz, nc bir ahs, veya heyet (kurul) ortada bulunur ki, ileri halletsin. Baz ihtilafl meseleler olur ki, bunlar bilgi sahibi herkes halledebilir. Bir ksm meseleler de vardr ki, bunlarn halledilmesinde bir adalet kuruluna ihtiya olur. Dier bir ksm meseleleri de llemirden baka kimse halledemez. Fakat
808

ihtilafl meselelerin eidi ne olursa olsun, yine asl mene ve kaynak Allah'n Kitab ile Resulullahn Snneti olacaktr. te yet-i kerimede bahsedilen urnum akln yardm da bu meselededir. Her bilgi sahibi, yetin manalar zerinde dnebilir. Ancak, yetler zerinde dnrken, herhangi bir surette yetin iaret ettii manann hilfna dolambal yollara gitmemelidir. imdi u nazariyeye baktmz zaman gryoruz ki, dnyann her tarafndaki bilinen usul, bu yet-i kerimenin ileri srd usulden baka bir usul deildir. Her yerde akln yardmna ihtiya vardr. Bugn, dnyada artk "Kanun idaresi": (Rule of Law) diye bir idare tannmaktadr. unu da sylemek icap eder ki, dnyada adaletin kaim klnmas iin ancak kanunun her eyden stn olduunu hesaplamak gerekir. Kanun karsnda, byk, kk herkes ayn olmaldr. Alelade halktan bir fertle, iktidar banda bulunan ve hatt iktidar elinde bulunduran hkmetin kendisinin bile kanun karsnda eit olmalar icabeder. Kanun, ister bir parlamento tarafndan, isterse bir kurul tarafndan yaplm olsun, her ne ekilde yaplrsa yaplsn, bu yaplan ey kanundur. Bunu yapan parlamento veya kurulun kendisi de kanun karsnda boyun emelidir. Kanun hkimiyeti, her nerede
809

gerekten mevcut ise, orada aada sayacamz drt hususun bulunmas zarureti vardr: 1. Kanuna hrmet eden bir camiada hakik idare kanunla kaim olur, ind veya keyf olmaz. 2. Byle bir camiada, halkn ounluu kanunu bilmeli ve kanunun yrmesi iin yardmc olmaldr. Bu kanunlarn ilmin aydnl altnda garantiye balanmaldr ki, ne camia bunu ortadan kaldrabilsin ne de herhangi bir siyas iktidar bunu ortadan kaldrmaya cesaret etsin. 3. Tam manasiyle tarafsz bir adliye tekilt da bulunmaldr ki, halk ile hkmet arasnda kacak olan ihtilaflar kanuna gre temiz ve doru olarak halletsin. 4. Bunlarn hepsinden daha da kudretli bir makam bulunmaldr ki, itima hususlarda karlalan btn meseleleri ve muameleleri halletmekyetkisine sahip olup, hallettii meselelerde, verdii hkmler kanun vasfn tasn ve kanun hkmnde olsun. Bu gerekleri gznne alp da dndmz zaman, anlalacaktr ki, Kur'an- Kerimde sz konusu olan yet-i kerimede, slm camiasnn ne ekilde idare edileceinin esasa ait ana pln izilmitir. Byle bir sistemin yrmesi de yukarda
810

bahsettiimiz drt noktaya dayanmaktadr. Ancak u fark vardr ki, slm kanunlar, dnyadaki btn kanunlarn stndedir. nk orada, Allah ve Resulnn kanunu en yksek kanun olarak bildirilmi ve herkesin de bu kanunlar karsnda boyun emesi kararlatrld gibi, herkesin de bu kanunlarn karsnda eit olduu hkm verilmitir. Bu kanuna muhatap olan kimseler, bu kanuna tam manasiyle kalben, gnl ile, iman edip inanm kimselerdir. imdi bu kanunun icaplarnn tam olarak yerine gelmesi iin de camiann arasnda ok sayda Ehlz-zikr'in bulunmas gerektir. Bu sekin zmrede, toplumsal, sosyal ilikiler ve yaay ilerinde halka her hususta yardmc olurlar ve bunun neticesinde de, bu nizam daim olarak ayakta tutunabilir. Bu i bir de unu gerektirir ki, yalnz halkn kendi aralarnda kmas ihtimali bulunan ihtilaflar hal etmek iin deil, ayn zamanda halk ile halk idare etmekte bulunan hkimler (vali, yneticisi ve saire) arasnda da kmas muhtemel ihtilaflar hallederken kanunun her eyden stn olduu dikkate alnmaldr. llemr'in kendileri dahi byle bir idare veya kurulun verdii kararlara boyun emeli ve kanunun stn olduunu kabul etmelidirler. toplumsal, sosyal ilikiler ve herhangi bir hususta da bu kanunu ancak bu kurul tefsir ve erh etmeli ve ancak bu kurulun
811

itihadnn neticesinde kullanlabilmelidir.

kanun

812

BLM: XI

HAZIRLAYICININ NOTU

Mevln Mevddi Sahib muhtelif Anayasa, (dstur) meseleleri zerinde zaman zaman beyanatta bulunarak bu mevzunun siyas ve nazar taraflarn aydnlatmlardr. Bu ilm faaliyetler, memlekette Anayasa hakkndaki almalarn yapld sralarda meydana geldi etti. Bu meyanda baz meselelerin kark taraflarm akla kavuturmak iin, Lahor'da adli tahkikatn karsna karlm, erh edilerek, bazs beyanat eklinde bazlar da yaz ile bir ksm da sual ve cevaplara yol amt. Bu gibi soru ve cevaplarn says pek ok ise de biz burada baz mhim meseleler hakknda olanlar edenleri bir araya getirdik. (Hazrlayc)

I. SLM HKMETN BR KA YN

a. Din d (Sekular) Cumhuriyet, Teokrasi ve slam hkmet: slm hkmetinin kurulup, rnek icraat ile, yksek cemiyet hayatn kurarak her taraf aydnlatmas bizim idealimizdir. Buna Avrupa stlahndaki gibi "Din Hkmet" (Teokrasi: Theocracy) veya Cumhuriyet rejimi hkmet (Democracy) de diyemiyeceiz. slm hkmetin bu iki devlet eklinden tamamen ayr bir rejimi, ayr bir siyaseti ve ayr bir medeniyeti vardr. Bugn Avrupa terbiyesi grm, zihinleri tesir altnda bulunan zmreler kendi dncelerinde "slm Hkmet" mefhumundan Avrupa modeli bir rejim ekli anlamaktadrlar. Avrupa stlahlarnn tatbik edilebileceini dnyorlar. Bu kimselerin bu ekilde dnmelerinin sebebi de geride kalm bulunan Avrupa tarihini gzleri nne getirip, bu tarihin seyri zerinde fikir yrtmelerinden ileri geliyor. Avrupa stlahnda "din hkmet":

(Theocracy) iki esas nazariyenin biraraya toplanmasndan ibarettir: 1. Hak Taalnn kanun hkimiyeti (Legal Soveregnty) lafznn iaret ettii mefhum, 2. Papalarn ve din nderlerin bir zmre olarak kendilerini Hak Taalnn mmessili, Hak Taalnn vekilive Hak Taalnn mtercimi yaparak bu hkmette kendileri iin kanun ve siyas vasflar ve hususiyetler salayp, amel ve fiil olarak ii ele almalar. Bu iki nazariyenin dnda hakik bir meseleyi de nc bir unsur olarak zikredebiliriz. Bu mhim unsurda udur: Hazreti s Aleyhisselmn ncilinde ahlk tlimden baka, herhangi bir ekilde kanun hidyet bahsi gememektedir. Dier taraftan Sen Pol (Saint Paul) un kurduu eriatte de, Hristiyanlar Tevratn ahkmndan kurtarm ve Tevrata bal kalan Hristiyanlar lanetlemitir. imdi siz, Hristiyanlkta, ibadet, sosyal ilikiler, muamelt ve siyas meselelerle karlarsnz ki, bu hususta Hristiyanlk kanunlarnda bu dinin nderleri ve leri gelenleri tarafndan icabettii zaman uydurulmu ve ortaya atlm kanun ve ahkm bulunuyor. Bu kanunlarn ve ahkmn lah olmak bakmndan hibir vasf yoktur. slma gre byle bir hkmette, din hkmet (theocracy) olma vasf ancak bu
819

hkmet rejiminin, bir blm olabilir. Oda, lh hkimiyet akidesidir. kinci blme gelince, yani din nderlerin iktidar ellerinde bulundurmalar meselesi slmda kesinlikle yoktur. nc blmde ise, Hristiyanln hilfna, slmn Kur'an- Keriminde, gayet geni ve hereyi kapsayc bir ekilde yaayn her sahasna tatbik edilebilecek vaziyette, ahkm ve kanun mecmuas vardr. Bunlarn erh ve tefsiri iin de Neb Sallallahu aleyhi ve sellemin akval (szleri) ve ef'ali (eylemleri) hakknda geni rivayetler elde bulunmaktadr. Bu rivayetlerin de Sahihini, Sahih olmayanndan ayrt etmenin ve ayklamann ekilleri ve usulleri mevcuttur. Bu iki kaynakta bulunan ve bize ulam olan ne var ne yoksa, Hak Taal tarafndan (Min canibillah) dr. Bunlardan baka, herhangi bir fakih, imam, vel veya limin u hakk da yoktur ki, bu kimselerin kavli ve fiilleri (szleri ve yaptklar ileri) lhlik vasfn tayp, niin ve ne sebeple denmeden kabul edilebilinsin? te bu noktalar gznnde bulundurulduu zaman, ak bir ekilde anlalacaktr ki, Avrupa stlahndaki din hkmet: (Theocracy) denilen nesne ile slm hkmetin arasnda yerden semya kadar fark vardr. Dier taraftan, Avrupa stlahnda Cumhuriyet rejimi (Democracy) denilen bir
820

idare tarz daha yardr. Bu rejim de, iki esas nazariyenin birlemesinin addr. 1. Halkn kanun ve siyas hkimiyeti. Yani halkn ounluunun yahut da bu halkn veya bu halk ounluunun semi olduklar vekiller, mebuslar, mmessiller ve sairenin, vastasiyle amelen ortada bulunan bir hkimiyet. 2. Bu hkmette, devleti kuran ve tanzim eden halk, serbeste istedikleri gibi devleti kaldrr veya de itirebilirler. slmda ise, bu iki nazariyenin ikincisi gznndedir. Birinci nazariye slmda iki ayr hususa ayrlr. Birincisi Kanun hkimiyetin Allah Taalya mahsus olduudur. Burada ahkm ve kanunlar, (ister bu ahkm ve kanunlar Kitabullahda bulunsun, isterse Snneti Resulullah'da olsun) deimez ve kaldrlamaz. Sabit olarak kanunluk vasflarn muhafaza ederler. kincisi, slmda siyas hkimiyette, "Hkimiyet" yerine "hilfet" (Yani hakik hkimiyet sahibi bulunan Allah Taalnn vekillii) stlah vardr. slm hkmetin lkelerinde yaayan btn mslmanlar, bu hkimiyeti ellerinde tutarlar. Yahut da bu hilafeti mslman halk, ittifakla yahut da ounlukla itimat ettikleri kimselere temsilci sfat ile verirler. Amel olarak Hilfeti bir
821

kimsenin veya bir heyetin eline verip, ileri yrtrler. Bu esasa ait farklar, gznnde bulundurulunca, grrz ki, slm hkmete, Avrupa stlahnda yer alan "Cumhuriyet rejimi" bir hkmet veya (Democracy) de diyemiyeceiz. Byle sylemek de geree uygun dmeyecektir. b. slm'da kanun koyma: Yukarda bahsedilen mevzudan kendi kendine bu husus da anlalacaktr ki, slm, yle bir hkmet rejimini gerektirir ki, bu rejimde kanun vazeden bir kurul, bir meclis: (Meclis-i Kanun Saz): (Legislature) n mevcut bulunmas zarureti vardr. Bu kurul veya meclis, mslmanlarn itimad ettikleri, kimseler toplanr icm yahut da ounlukla, ileri zmler, kanunlar koyar ve bu kanunlar da Drl-slm'da (islm lkelerinde) icra edilegelir. Byle bir meclisin (Legislature) nasl teekkl edecei, nasl alaca, yelerinin nasl seileekleri hakknda, slmda herhangi bir ekil kararlatrlm deildir. Bu bakmdan, her zaman ve her devir iin, zaman ve zeminin icabna gre, bu i iin ayr ayr ekiller bulunabilir. Fakat bu hususta da u noktalara dikkat edilmesi icabeder: 1. Hkmetin ileri mavere esasna
822

dayanacaktr. 2. Verilecek olan kararlar ya icm ile verilecek yahut da cumhur (ounlukla) olacaktr. 3. Kur'an ve Snnetin hilfna herhangi bir hususta karar verilemiyecektir. ster verilen bu karar icm' (oybirliiyle) olsa dahi... 4. Kur'an ve Snnetin ahkmnn erh ve tefsiri de ancak icm veya ounluk (cumhur) ile olabilecek vebyle olduktan sonra, ancak bu erh ve tefsirlerkanunluk mahiyetine girebileceklerdir. 5. Kur'an'da ve Snnette, haklarnda herhangi bir ekilde hkm bulunmayan meselelerde, bu kurula veya meclise toplanm bulunan, mslmanlarn mmessilleri veya vekilleri, bu meseleler iin kendileri kanun yapacaklardr. Ancak yaplacak olan bu kanunlar da yine icm yahut da ounlukla olacaktr. 6. Bu iler yle bir ekilde tanzim edilecektir ki, hkmet elemanlarnn birbirleri arasnda, yahut da hkmet ile halk arasnda veya halk ile kanun yapan meclis arasnda veya hkmetin muhtelif organlar ve muhtelif daireleri arasnda her ne ekilde olursa olsun bir ihtilf ortaya karsa bu ihtilf da ancak Kitabullah ve Snnet-i Resulullahn hidayetlerinin aydnl altnda
823

halledilecektir. C- Niin slm hkmet? Pakistanda byle bir rejim ile hkmet kurulmasn istemekte hepimiz iin bir hayli makul sebepler ileri srmek imkn vardr. Bunlarn en mhimmi sebeptir: Birincisi: Byle bir hkmet bizim iman ve inancmzn bir gereidir. Eer, biz hrriyet ve istikll elde edip de zgr olduktan sonra, Kur'ann ve Allah Resulnn ahkmna, bal bulunmazsak ve slm ahkm uygulamak yolunda almak istemezsek, bizim iman ve inancmz halis bir niyetten uzak olup, gstermelik bir ey olur. kincisi: Pakistann Pakistan olmasnn sebebi slm ve mslmanlktr. Nasl olur da byle bir lkede slm hkmet kurulmadan, slm ahkm uygulamadan Kur'ann ve Snnetin gerekleri ortada bulunmadan Pakistan hkmeti diye bir hkmet ortaya kabilir ki, bu hkmetin kurulmas iin, on milyonlarca insan canlarn, mallarn, yerlerini, yurtlarn ve her eylerini feda etmilerdir. nc sebep de udur: Pakistan denilen bu lkede, halkn byk ounluu Mill hkmetin, slm hkmet olmasn istemektedir. Herhalde hkmet de ounluun rzas ile ayakta tutunabilir.
824

phesiz olarak uras da malmdur ki, lkemizde bir ksm Avrupa terbiyesi ile yetimi kimseler de vardr. Bunlar Avrupa kltrne alm ve Avrupallarn grlerinin hep doru olacan dnen kimselerdir. Bunlarn dncesinde, slm hkmeti tasavvur etmek dahi tamamen allmam bir eydir. Bunlara kendi z ve stn dnya grmz anlatmak ve bu nizammzn uygulanabilir olduunu ispatlamak kolay deildir. Bunlardan baka, Pakistanda devlet dairelerinde alanlar arasnda, kafalarna tamamen Avrupa taklidi bir sistem yerletirmi ve Bat modeli bir rejim ile hkmet nizamnn kurulmasn isteyen bir hayli kimse de vardr. Bunlar, ihtimal ki, slm bir hkmet nizamnn kurulduunu grnce eitli karklklar icat ederler. Bunlar iin mnasip olan ey udur: Bu kimseleri yaplacak ve olacaklar da kendi keyiflerine gre isterler, ve yine gelirlerini de eski ingiliz efendilerinin devrindeki gibi dzenlemek yoluna giderler. Bu zmrenin ou da kendilerini Cumhuriyet hkmetine sevdal ve k gsteriyorlar. Ancak unu da dnmek lzmdr ki, bir ka kiinin yahut da bir ka ailenin hatr iin, u kadar halk zahmete sokmak ve memleket halknn ounluunun istediini yapmamak ne dereceye kadar doru olacaktr?
825

d. slmi Hkmette Zimmlerin Vaziyeti: slm hkmette, Zimmlerin vaziyeti hakknda bir ka mhim soru ve bunlara ait cevaplar burada gzden geirmekte fayda gryoruz. Bu soru ve cevaplar srasiyle u mahiyettedir: 1. slmi hkmette, gayr, mslim vatandalara slm stlahnda "zimm" denir. Bu kelime veya bu isim hibir zaman herhangi bir kfr ve herhangi bir ktkelime manas vermez. Bunun gibi bu kelimenin mefhumu herhangi bir gayri meru i veya herhangi bir kt i yapan manasna da gelmez. "Zimme" Arap lisannda kendisine tekeffl edilmi "Guarantec" (Gvence verilmi) demektir. slm hkmette bu gibi kimselerin haklar slm tarafndan garantiye alnm demektir. ster islm hkmet onlarn itaatini garanti altna alsn, isterse islm hkmet onlarn haklarn ve hukukunu garantiye alsn, ortada bir garanti meselesi vardr. Bu garanti iki taraftr. slm hkmette ehli zimme'nin garantisi slm hkmetin kendisinden verilmi bir garanti deildir. Belki bu, Allah Taal ve O'nun Resul tarafndan verilmi bir garantidir ki, btn mslmanlarn bu garantiye sdk kalmalar da farzdr. Bu garanti o kadar mhim bir garantidir ki, mslmanlar herhangi bir gayri mslim lkedeki mslmanlar hakknda giriilen
826

haksz meselelerde, mslmanlara kar tutulan zalimanne ilere karlk, mslman lkelerdeki zimmeti kabul etmi bulunanlara, zlim gayri mslimlerin dindalarnn zulmne karlk, mslman lkesindeki bu zimmlik hakk elde etmi bulunanlardan hi bir vakit intikam alamazlar. Onlara kar hibir zecr harekette bulunamazlar. Hatt gayr mslim lkelerdeki mslmanlar katlim etseler dahi katliamclarn, mslman lkelerinde bulunan dindalarndan, yani zimm dindalarndan, bunun intikamn alamazlar. Bu zimmlerin haklarna tecavz edemezler. Herhangi bir slm hkmetin parlamentosu da zimmlerin haklarn hi bir zaman ineyemez ve ayaklar altna alamaz. Alrsa ndallahda (Allah karsnda) mesul olur. 2. Zimmiler ksma ayrlrlar: a. Anlamalar ve szlemedeler gereince slm hkmete tbi olan zimmler. b. Kl zoru ile, yani muharebe ile fethedilmi l kelerde sakin bulunan zimmler. c. Ne fethedilmi ne de anlama yaplm bulunan dier zimmler. Birinci ksm zimmler hakknda, ve anlamada neler kararlatrlm ise o kararlar geerli olacak ve onun zerinden hkm yrtlecektir. slm hkmet de bu
827

anlamann hkmlerine tbi olacaktr. kinci ksm zimmlerin haklarn ve hukuklarnn hududunu ve llerini slm eriat tayin etmitir. Bu hkmler dairesinde haklarnda muamele etmek icabeder. Baka trl hibir ey yaplamaz. nc ksm zimmlere gelince, onlarn hakknda her ne ekilde olursa olsun, ikinci ksm zimmlerin hak ve hukukundan daha az bir hak tannamaz. Bundan baka kendilerine baz haklar da verilmelidir. Ancak bu haklar, slm kanunlara muhalif olmayacak ve onlara verilen bu haklar da slm kaide ve kanunun karsnda kslm bulunmayacaktr. 3. Zimmler hakknda eriatn koyduu hak ve hukuk en azndan unlardr: * Dinleri hususunda tamamen serbest olmak. * Din eitimi kendi dinlerine gre retmek hususunda da tamamen serbest bulunmak. * Din edebiyatlarn ve kitaplarn serbeste neretmek, yaymak ve kitap basmak. * Kanun hududu dahilinde din inanlarndan bahsedip konumak ve bu hususta her ne suretle olursa olsun sz sylemek, imkn ve hrriyeti.
828

* Mbedlerinin serbestisi ve muhafazas. * ahsi ve kiisel hukukunu muhafaza etmek. * Canlarn, mallarnn rz ve namuslarnn muhafazas. * Mlk ve asker kanunlar bakmndan mslmanlarla ayn artlar iinde eit olmak. * Hkmetten, btn mslman ve gayri mslim zimmlerin ayn ekilde muamele grmeleri. * Mslmanlarla zimmler arasnda kanun ynnden fark gzetmemek. * Geim hususunda, i g sahasnn her cephesinde mslmanlarla ayn seviyede bulunmak. * htiya iinde bulunan zimmleri de mslmanlar gibi Beytlmalden ayn ekilde faydalandrmak. * Bu hak ve hukuk, slm hkmet tarafndan sadece kt zerinde yazl kalan hkmler olmayacak. Din ve imann art icab, fiili olarak slm hkmet ve mslmanlar tarafndan da buna dikkat edilecektir. unu da hatrlatmak icabeder ki, gayri mslim hkmet nizamnda bu gibi eyler kt zerinde yazlmtr. Fiili olarak gznnde tutulmaz ve o lkelerde de Mslmanlarn haklar yerine getirilmez. Mslmanlarn haklar sadece kt zerinde
829

kalr. Bazan kt zerinde de kalmaz. 4. Zimmlerin mslman ehirlerinde yeni mbed yapmalar meselesine gelince: Onlarn eski mbedleri olduu gibi muhafaza edilecektir. Bunlarn tamiri ve bakm salanacaktr. Mslman ehirlerinden maksat, mslmanlarn ounlukla oturduklar Drl-slmn iindeki ehirler demektir. Mesel Kfe, Basra, Fustat ve bunun gibi ehirler. Dier ehir, kasaba ve kylerde yeni mbedler yapmak ve eski mbedleri tamir etmek de usul dairesinde tamamen serbesttir. 5. Zimmlerin elbise ve giyim kuamlar hakknda baz kayt ve artlar, fkh kitaplarnda yazldr. Bunlar bazan yanl anlamalara yol amaktadrlar. Bu mesele esasen ksm kayt ve art ihtiva eder. Bu mevzu ilk defa hicr ikinci yzylda, mevcut hl ve vaziyetin zarur yat icab fukahann gznne alarak verdikleri hkmlerden ortaya kmtr. Birincisi: Zimmlerin asker niforma giymemeleri ve asker iaretleri tamamalar. Bunun sebebi de her reid mslmann icap ettii zaman asker hizmete arlnca gitmesidir. Gitmeyenlerin gayr - mslim ve zimm olduklarnn bilinmesi iindir. nk zimmler asker hizmetlerden muaf tutulmulardr.
830

kincisi: Mslmanlarla gayri mslimlerin arasnda fark bulunmasnn baz hususlarda zarur olmasdr. Birbirine benzememelerinin lzm geldiidir. nk arada muhtelif meden meseleler olabilir ki, bu meden meselelerin de birbirleriyle kaynamalarna imkn yoktur. Bu da mslmanlarn ezici basks altnda kendi medeniyetlerini ve kendi ahlk ve detlerini bu gayri mslimlerin istei olmakszn yklememelerini salamamak iindir. Mesel mslmanlar, zorla kendi elbise ekillerini giydirmek iin gayri mslimleri zorlamamaldrlar. slm camias dahilinde herhangi bir kfir zmrenin de yetimesine meydan vermemek iindir. Bunun gibi yine u dncenin de meydana kmamas iindir ki, mslmanlar galip mmet olmak hasebiyle, gayri - mslimleri, bir nevi kle durumuna drmek istemesinler de kendi anane ve detlerini onlara kabul ettirmek yoluna gitmesinler. slm, bu kfirlerin de kendi zihniyetleriyle kendi istekleri dairesinde gelimelerini gznnde tutmak ister. Buna gre, gayri mslimlere de yetki veriliyor ki, kendi medeniyetlerini, kendi ananelerini kendi detlerini muhafaza etsinler ve dini hususiyetlerini koruya gelsinler. Mslmanlarn camiasnn iinde yetki olup gitmesinler. Nitekim Hanefi Fkhnn mehur kitab "Bedayi' us sanayi" de bu hkm u
831

cmlelerle beyan edilmitir: "Ehli zimme bir ksm husus almetler ve iaretler tamaldrlar ki, onlar bu almetler ve iaretlerle tannsnlar ve elbiseleriyle mslmanlara benzemeyip ayr olarak tefrik edilsinler." (Cilt: 1, S: 113) Bunun bir sebebi de baz kanun karklklarn nne gemek iindir. Mesel mslmanlar iin arap imek haramdr. arap yapmak, satmak, bunu muhafaza etmek de inzibat kuvvetin karsnda sutur. Fakat zimmler iin bu meselede bir su yoktur. imdi, bir mslman bir zimmye benzerse, elbisesi de onun elbisesi gibi olursa bir zimmi de mesel arap ierse, polis zimmiyi, yakalayp, gel bakalm derse, zimm mslman olmadn ispat edinceye kadar bir hayli uramak zorunda kalp bir hayli zarar grebilir. Fakat eer zimmnin elbisesinin ekli, kyafeti mslmandan ayr olursa, o zaman polis zimmnin zimm olduunu hemen anlar ve kendisine hi bir ey diyemez. nc ekildeki kaytlar ve artlar da zel durumlar ve zaman iindir. Bir zamanlar Sindiden spanyaya kadar, pek ok geni lkeler, slm ordularnn almalar neticesinde fethedilip slm halkas dahilinde alnmlard. Bu lkelerin slmdan evvelki
832

halknn bir hayli bakiyeleri mevcut idi. Eski efendilerinin tekrar iktidar ele geirmesi iin bunlarn almalar ihtimali vard. Hatt bu iddiada bile bulunuyorlar ve bu yolda da alyorlard. Tekrar lkelerini eskisi gibi kfir nizam altna, sokmak istiyorlard. Mslmanlar ise, dnyann baka fatihleri gibi, halk kltan geirmek yolunu tutamazlard. nk mslmanlar toprak almak iin deil, Allah mahluklar arasnda Allah nizamn hkim klmak iin arpyorlard. slm dinini kabul etmeyenleri de ldremez veya memleketten karamazlard. Ancak onlar zimmi yaparak haklarn korumak yoluna gidebilirlerdi. Nitekim tatbikat byle olmutur. Fakat burada siyas meseleler gznnde bulundurularak zimmlere uyacaklar baz kaideler tayin etmek icabetti. Bu hususiyetler de yle olmal idi ki, zimmler bir daha ba kaldrp mslmanlara kar ayaklanmasnlar ve yeni yeni hadiselerin kmasna meydan vermesinler. Buna gre, kendi bineceklerinde, elbiselerinde ve baka toplumsal ve sosyal hususlarda baz noktalar zerinde durulmas icabetti. Bu usul de daim deil, vaziyet icab geici bir zaman iindi. Bu hkmler ister fkh kitaplarnda yazlm olsun, isterse yazlm olmasn, daim olarak ehli zimmenin zerinde kalacak hkmler deildir.
833

6. slm hkmette, herhangi bir gayri mslim, devlet reisi, hkmet bakan, vezir, vekil ve bakan, ordu kumandan, kad (hkim ve yarg) ve bunlar gibi kilit noktalar elinde bulunduran mevki ve makamlara getirilemez. Hatta hkmetin polis tekilatnda bile ileri bir vazife alamaz. Bunun sebebi de bu hkm slm hkmette taassubun bulunuu deil, slm hkmetinin ana prensiplerine bal bir mesele olduu iindir. nk bu iler, yle bir kimsenin elinde bulunmas icabeder ki, bu kimse, slmn ruhunu, slmn manasn, slmn hakikatini daha iyi bilmi olsun. Sdk ve iman ile, halis bir niyet ile slma bal bulunsun. Byle bir iman ve byle bir halis niyet olmazsa o zaman slm hkmetin kilit noktalarna yerlemi bulunanlarn gayri mslim reayaya ihtimal ki, "bencillik ruhuna" (Mercenary Spirit) kaplrlar. Byle bir zihniyet de slm davrana uymaz. imdi eer byle bir hususun onlarn kendileri hakknda doru olup olmadn sorarsak, onlar da aktan aa doru olacan itiraf ederler. Muhtelif zmrelere mensup zimmlerin birbirlerine rakip olma ihtimali de vardr. Bu rakabeti de ortadan kaldrmak iin bu hususta byle dnmek zarurdir. Bundan baka, slm hkmetin kilit noktalarnda bulunanlar, sadakatle imanlarna bal olmazlarsa, o zaman karn doyurmak, mide doldurmak,
834

makam elde etmek gibi sfl yollara da saparlar. Siz de elbetteki byle bir tutuma raz olmazsnz. 7. Bize gre, u sorunun hibir zaman ve hibir ekilde ehemmiyeti yoktur. Yani herhangi bir gayr slm hkmette, bu hkmetin iktidar dairesinde bulunanlar, mslmanlara kar, nasl muamele ediyorlar? Bu tutum nasl olursa olsun, bir ehemmiyeti haiz deildir. Bizim hak bildiimiz eye bal olmamz lzmdr. Hak bildiimiz mefhumu, kendi lkemizde yrrlkte ve geerli klmalyz. Bakalar da hak bildikleri hususlar gznnde bulundurabilirler. Yoksa bakalar da kendi lkelerinde mslmanlara kar yle davrandlar diye, biz hak bildiimiz hususlardan vaz geemeyiz. Byle olunca, o zaman dnya karsnda bizim ne gibi bir i programmz olduu anlalr. Ne olursa olsun, biz u hilebazl u dalavereyi yapamayz: Kendi Anayasamzn sahifelerinde gayr mslimlere kar gstermece haklar yazp kaydedelim de amel hususlara ve fiiliyata gelince, baka trl hareket edelim. Mesel Hindistandaki mslmanlara kar yaplan muameleler gibi... Yahut da Amerikadaki zencilerin hakknda davranlan iki yzl politika gibi... Veya Amerikallarn Kzlderililere ettikleri muameleler gibi... Yahut da Demir Perde
835

Gerisi memleketlerde gayr komnistlerin mania brakldklan feci vaziyetleri tekrarlayc bir ekilde, hareket edemeyiz. Bunlar da bir tarafa dursun; imdi bir baka soru da sorulabilir. Nasl bir hareket tarz takip edilmeli ki, ms-lman lkelerindeki gayri mslim ekalliyetleri slm hkmetine kar "adakat yolunda yrsnler? Bunun cevab da udur: Sadakat ile sadakatsizlik Anayasaya szde konulmu olan bir ka satrlk cmle ile elde edilemez. Belki yaplacak olan muamelelerin heyeti umumiyesi, sadakati veya sadakatsizlii temizi eder. Hkmet ve ounluk, kendi elinin ve idaresinin altnda bulunan ekalliyetlere aasl muamele ederse, onun karln grr. e. slm'da mrted'in cezas: Adalette mrtedin cezas meselesi bir hayli zcdr. Bunun sebebi de islm'da mrtedin niha cezasnn lm olmasdr. Birisi kpta hayr byle deildir, diyebilir, bu da ayn b'r meseledir. Bu itiraz bir yana, fakat eer derse ki, hakikaten Is-lmda byle bir kanun yoktur, o zaman biz de diyeceiz ki, ya bu kimse slm kanunundan haberdar deildir, yahut da "komularn azlarm kapatmak kabilinden" kendi dininde hakikat olarak bildii bir eyi
836

gizleyip stn rt ile kapamak istiyor, slmdaki bu kanunu anlamak hususunda halkn karkla kaplmasnn bir ka sebebi vardr. Birincisi udur: Baz kimseler slmn hem din olmak hem de hkmet olmak itibariyle iki hususu birbirine bititirip birden mtala ederler; Din ile hkmetin, slmda ayr ayr messeseler olduunu hesaba katmazlar. Halk bunlarn ikisini bir arada grmekle bunlarn ayr ayr olduunu kavrayamyorlar. Halbuki bunlarn ikisinin de hkmlerinin ayr ayn farklar vardr. kincisi de udur: imdiki halihazr durumda, iinde bulunduumuz artlar dahilinde, gayr mslim devlet nizamlarndaki hkmlerin mevcudiyetini gznne alyorlar. Mslmanlar kendileri de kendi hkmetlerinin, kendi memleketlerinin iinde bir hayli gayr - slm terbiye ile yetimi kimseleri barndrmaktadrlar. Bu gibi kimselerin ou, yeni yetien nesillerdir ki, yine ayn ekilde yetimesine sebebiyet veriyorlar. Elbette ki, bunlarn ou, slm kanunlardan habersiz bulunmaktadrlar. Hlbuki tam manasiyle bir slm hkmeti i banda bulunduu takdirde yaplacak ilk i, mslmanlan slama kar gvenli klmak ve slm yolunda ortada bulunan gvensizlik iin ak kap brakmamaktr. Mslmanlar hakik ve gerek mslman olarak
837

yetitirmek iin almaktr. rtidda gidebilecek yollar kapatp gitmektir, slm hkmet kendi vazifelerini tam olarak yaparsa, o zaman gayri mslimlerin dahi kfr yolunu tutmamalarndan emin olunabilir. Nerde kald ki, byle bir hkmet iinde mslmanlar mslmanl brakp da kfr, yolunu tutsunlar. ncs: Mslman camias bir ta ve, kaya gibidir, bu ta ve kaya ile slm hkmetin binas yaplr. Onlar bu noktay unutuyorlar. Bu ta ve kaya ne kadar salam olursa, slm hkmeti de o kadar salam olur. unu da dnmek icabeder ki, acaba dnyada hangi hkmet rejimi kendi temelini baltalamaa kalkar ve kendi bindii dal kesmee teebbs eder? Hkmetin esasn sarsacak hangi ilere msamaha gsterilebilir ve byle bir ey nasl toleransla karlanabilir? Buna gre, biz de kendi hkmetimizin binasn tekil eden talan ve zerinde binamz bulunan temel kayasnn, her bakmdan ve her tarafnn salam olmasn ve kolay kolay dalacak durumda bulunmamasn can ve gnlden niin arzu etmeyiz? Ancak hi olmazsa kendisini bizden ayrmak isteyen ve bizim aramzda ayrlk gayrlk u karmak yoluna gidene, en azndan, "Sen de mademki byle istiyorsun, bizim lkemizden k da git" demeliyiz. Yoksa "Sen bizim iimizde bulunup da bizim binamz
838

ykmak yolunu tutarsan, bizim kurduumuz tezgh datmak istersen, elbetteki sana msaade edemiyeceiz" deriz. Drdncs: u husus da dnlmelidir: Bir yanl anlalmaa yol vermemek iin unu da bilelim ki, her eit mrted'in cezas lm deildir. Bunun da ekli ve eitleri vardr. Ancak iin son merhalesi lmdr. Yalnz mcerredlik crm itham buna sebep tekil etmez. Bir kimse akde bakmndan baz hususlarda ayrla debilir. Baka birisi de aktan aa slmdan ayrlp, dier herhangi bir dine slk eder. nc bir ahs da slmdan dndkten sonra, fiil bir ekilde Hak dinine kar muhalefet yolunu tutarak, aktan aa zd gitmee ve onu baltalamaa balar. imdi, nasl olur da s-lm kanunlar karsnda bu kimse ayn ekilde grlp, bunlarn nn de durumlar ayn tarzda mtala edilebilir?1[197] f. slmda Harp Kanunu ve esaret: slmdaki harp kanunu ve bilhassa esaret mevzuu zerinde, adalet bakmndan baz sorular sorulabilir. Bu mevzuda u meseleyi bilmek gerekir ki; slnn harp kanunu
1[197]

Bu meselenin geni ve etrafl olarak ele alnd eser iin, "Mrted k sez slm kanun meen: slm Kanununda mrtedin cezas" Mevln Seyyid Ebuli-A'l Mevdd slamic Pbl. Ltd. Lahor." bakmal.
839

gerekten bir kanundur, islm hkmetinin de bu kanuna dikkat etmesi lzmdr. Baka kavimlerin veya milletlerin harp kanunlarna dikkat edip etmedikleri de yine bizi ilgilendirmez. Biz bu d mlhazalardan evvel, yine kendi harp kanunlarmza dikkat etmeliyiz. Zira tetkik edince greceiz ki, milletler arasndaki harp kanunlar denilen eyler, gerekte kanun deil bir ksm milletler tarafndan kt zerine kondurulmu ve kendi kendilerini aldatmak iin uydurulmu szlerdir. Her kavim, her millet, kanun denilen bu eylere bal kalacan; mid etmitir ve dier muharip devletin de bunlar gz nnde bulunduracan ummutur, slmda harp haklarda baz insan ve meden kanun ve kaideler koymutur. slmn karsnda bulunan dier muharip taraf ne yaparsa yapsn slm bu insan hkmlere bal bulunacaktr. Onlar bu kanunlar ve anlamalar bozsalar dahi slm ordusu kendi harp kanunlarn inemeyecektir. Bununla beraber; eer bizim kanunlarmz daha insan ve daha meden ise, bu u demek deildir ki,dierleri bize kar bildiklerini okurken, biz de oturup onlarn yaptklarna raz olalm. Savatmz taraf, her ne isterlerse yapmakta serbest olsunlar da biz olmayalm? htiml, bunlar, onlara da, harpte daha insan davranma ve medeniyetin ne demek olduunu retmek iindir.
840

Misl olarak burada esaret ve klelik meselesini ele alalm: slm'da bu ie u artlar karsnda msaade edilmitir: Dman taraf, esir mbadelesine yanamaz, fidye de verip kendi esirlerini geri almak istemez ve ayn zamanda bizim esirlerimizi de geri vermek yoluna gitmezse, slm, yine yakalanm bulunanlar hapishanelerde tutma yahut da toplama kamplarnda al koyma ve bu gibi gayri insan iler yapmay muvafk grmez. Bunlar fertler arasnda taksim eder; fertlere datr. Bunun sebebi de Mslmanlarn bunlar zerinde nfuz salamalarn kolaylatrmaktr. O devirlerde dnyann baka lkelerinde esirleri kle yaptklar muhakkaktr. Buradaki "klelik" kelimesi bizimle onlarn arasnda stlah olarak mterek bir keli medir. Fakat slm "klelik" ile gayr - slm "kleliin" arasnda fark vardr, slmn bu yoldaki tuttuu hareket tarznn dnyada misli grlmemitir. Acaba imdi dnyann hangi kavmi arasnda s_ lmdaki kadar ok ve slmdaki kadar nemli ilerde kleler ve kle ocuklarn grmek mmkn olmutur? slm lkelerinde bir hayli kle ve kle ocuklar imamet (bakanlk), kadlk (hkimlik), ordu kumandanl, emirlik, hatt hkmdarlk makamlarn elde etmilerdir. te bu medeniyetin ve insanln son
841

haddidir ki, bu mes'ut manzaray ancak slm kanunlar dnyann nne sermitir. imdi, eer bugnk dnya milletleri, esir mbadelesini kabul etmilerse, slmn bu hususta hepsinden nce davranm olduunu inkr etmek mmkn olamaz. Biz u noktaya da memnun olmalyz ki, yzlerce sene nce dnyaya retmek istediimiz bir hususu, dnya ancak imdi raz olup renmitir. g. slamda Gzel Sanatlar: imdi yine yle bir sual daha ortaya atlmaktadr: slm Hkmette, gzel sanatlarn yeri ne olacaktr?. Bu meyanda resim yapmak, tiyatro, musiki, sinema, heykel ve bu gibi eylerin isimleri bilhassa sralanyor. Ben bu suale ksaca u ekilde cevap vereceim: Sanat denilen ey, insann ftratndan, insann tabiatndan doan bir hassadr. Halik-i Ftrat da bunu her iinde gznnde tutmutur. Bunun iin esasda bu, menedilmi ve cevaz verilmemitir diye bir sual olamaz. Fakat sanat denilen ey de bugnk Avrupa zihniyetindeki sanat mefhumu vaziyetinde mtala edilemez. Her medeniyetten, kendi usul ve nazariyesine gre ve kendi ftratna uygun olmak zere eitli ekillerde sanat eserleri domutur. Milletler de bunu birbirlerinden almlardr.
842

Bunun caiz olup olmad hususunda durulmamtr. imdi farz edelim ki, gzel sanat denilen ey Avrupai dnceye gre olsa dahi, o zaman yife sanat sanat olarak yerinde kalr, fakat slmn yine de sanata ait bir nazariyesi vardr, o da udur: Bu sanat, yani ftratn dourduu bu hareket, putperestlie, ehvetperestlie, ehvan gzelliklere balanmaa ve bu gibi sfl hislere let edilmemesi lzmdr, slm hkmet de bunun zerinde durmaldr. Avrupallar ne dnrlerse dnsnler, ne ekilde sanat telkki ederlerse etsinler, bizi ilgilendirmez. h. Fkh ihtilflar, slm Hkmetin kaim klnmasna mani tekil etmez. imdi bir de yle bir sual ortada kalyor: Msl -manlar arasnda baz akide ve fkh ihtilflar vardr. Hatt bazan bu'ihtilaf lar esasa ait mevzulara kadar ilerlemektedir. O zaman ne olacak? Mesel "Snnet" de, iilerle Ehl-i Snnet ittifak etmezler. O zaman slm hkmet nasl yrtlecektir? Bu suale kar sarih olarak benim cevabm u olacaktr: Pakistanda bence rivayet edilen 73 frkann ou bulunmamaktadr. Her ortaya atlm olan bir kimse kalknda bir risale, yahut bir kitap yazm, b:r ka kii de bu risaleyi yahut da bu kitab okumu ise, bu kabil kimselere yeni bir frkaya mensup
843

denemez. Bizim lkemizde hali hazrda yalnz frka vardr. 1. Hanefiler: Bunlar "Deobend'liler ve Brlev"2[198] ler diye ikiye ayrlmakta ve aralarnda fkh ihtilaf bulunmamaktadr.
2[198]

(Mtercimin notlar) Deobend ve Brle: Hind Pakistanda iki mehur slm niversite: 1. Deobend: Zamanmzda, halen faaliyette bulunmakta ve Hanef fkh zerine alan bir yksek medresedir. Hindistan'n Sharanpur eyaletinde Deobend kasabasndadr. 15 Muharrem 128$ hicr kamer (1867) perembe gn kurulmutur. Merhum Mev-n Muhammed Kasm, (vefat 1297 Hicr Kamer 1881 Milad) tarafndan kk bir medrese olarak kurulmu, fakat zamanmzda El-Ezher'den sonra islm leminin en byk ilm messesesi ve en ileri niversitesidir. Tahminen 3500 talebesi vardr. Bilhassa Hind Pakistan ve Gney Asya iin ulema yetitn Bu sac rlarn yazar "Mtercim" bu niversiteden yetien bir li deerli ulema ile tanmak imknn buldu. lk "Sadr" rekl Mevln Muhammed Yakb idi. Sonra Mevln Resid Ahmcd Kengh (vefat 1323 Hicr Kamer : 1905), daha sonra eyh Hind lakab ile anlan Mevin Mahmd ul Hasan (Birinci dnya savanda halk Trklere mzaharet gstermek yolunda kkrtmak suundan ingilizler tarafndan Maltaya srld ve 1920 de vefat etti. (Hak Taal rahmet eyleye) Onun devrinde Medrese en byk hret sahibi oldu. Daha sonra Mevn ubbeyr Ahmed Osman (1949 da vefat etti), Onun yerine ikinci eyh l -Hind lakabn alm bulunan
844

Mevln Hseyin Ahmed Meden 1950 de vefat etti) ve sonra Mevln Ubeydullah Sindh (1954 cie vefat etti) daha sonra Mevln 'zz Ali ve ondan sonra Mevln Ahmed Ali (1962 de vefat etti). Zamanmzda Deobend "sadr" i Rektr, Mevln Kaari (hafz) Muhammed Tayyibdir, Yardmcs ve ders emini Mevln eyh l hads, FVtfred-din Murd - bddir. Deobend kasabann nfusu 30 bin kadar vo bu nfus hep bu niversitenin talebe, elemanlar ve mensuplarndan teekkl eder. Bu inversite sayesinde bu kasaba koca bir ehir olmutur. Deobend ulemas snnet ve hadise ok sk baldrlar, 2. Bril: Zamanmzda halen faaliyette bulunan, mehur slm niversitelerdendir. Ehemmiyet bakmndan Deobenddef sonra gelir. Talebe bakmndan da Deobendden azdr. Kurucusu Bril eyaleti hkmdar o zamanki tbir ve unvanlar ile l - hazret (Majeste) Ahmed Rz Han'dr. Alim bir zat olduundan kendisine Mevln Ala - Hazret Ahmed Riz han denir. Hkmdar olmakla beraber ilm fadl bakmndan sayl limler meyannda ismi geer. slm ilimlerden maada riyaziye ve felekiyat ile de urard. Bu ilimlerde de telifat vardr. 12 cildlik Fetaviyi Rezaviyeyi yazmtr, Hanef fkh, fetvalar hakkndadr, air bir zat idi. Farsa, Arapa ve Orduca, iirler syler, koca divan vardr. 2 cildlik Kur'an- Kerim Tercme ve Tefsiri vardr. Zat risaletpenahilerinin naat eriflerinde bir ka dilde koca eserler de yazmtr, ki defa hacca gitti. 25 Sa-fer 1340 hicr Kameride vefat etti. Bril'da kurmu bulunduu slm niversite, Hind Pakte-tan ve Gney Asya iin ulema yetitirir.
845

2. Ehl-i Hadis. 3. iler. Bu frkann arasndaki ihtilflar, bir slm hkmetinin kurulmasna mani tekil edecek durumda deildir. ahs hukuka, din
Bril ulemas, baz tasavvuf! hususlarda: Mesel; negir, miyaz, kaside okumak, evliya trbesini ziyaret ve evliya mutasavviflerin vefat gnlerini hatrlamak, o gnlerde merasim icra etmek gibi hususlarda muhalefet etmez ve ehemmiyet verirler. Brila'nn ok muazzam bir ktphanesi vardr. (Mtercim Profesr Ali Genceli, her iki medreseyi ziyaret etmitir.) 3. Ehl-i Hadis: Hind Pakistan ve slm lkelerinin ounda yaylm bulunan Ehl-i snnete mensup bir frkadrlar. Bunlar, hadis'e ok ehemmiyet verirler. Kyas' zayif dnrler, hatta hadisleri, hkm istinta eylemek hususunda hemen hemen Kur'anla ayn kymette grrler. Bunlar, drt mezhebin drdne de ball ayn derecede hesaba katarlar, mam afi ile mam Ahmecl bn-i Hanbel'in itihadlarn, mam- Azam ile imam Ma-likden stn sayarlar. Hind Pakistanda, bu fikrin ileri gelen be limi Merhum Seyyid Ahmed ehddir. Bunlarn ileri gelenlerinden Merhum Nuvvb Sddk Hasan han Alim Nuvvb (hkmdar) dr ki, kendisine Mevln Sddk Hasan han denir. Zamanmzda ileri gelen lim Mevln Senullah Amritseri'dir. Bunlarn merkezi Lahor, Gucrnvale ve Layalpur (Pakistanda) dr. Her ehirde yksek medreseleri ve darl ulumlan vardr. (Mtercim ileri gelen Ehl-i hadis'den ok kimselerle grmtr.)
846

merasim ve ibadetlere ve din retim ve terbiyede her frka dier frkann iine karmazsa bu usul taraflarca kabul edilirse elbette ki, islm Nizam kurulmu olur. Ayn zamanda, memleketin intizam, kanun ve nizamlara mutabk bir ekilde parlamento tarafndan yrtlmesi iin bu , frkann nn de frka hikyesini bir tarafa atmalar ve bilgisiz halkn zihinlerini kartran karklklara meydan vermemeleri lzmdr. Gerek udur ki, kitaplarda yazlan bir u kadar mslman frkalarnn isimleri sadece kt zerinde mevcuttur. Bunlar haddi zatnda mevcut deillerdir, Hatt bu frkalara hemen hemen hi de raslanmamaktadr. Her yerinden kalkan kimse bana elli kii toplamsa bunlara da birer frka m denecektir? Bizim melliflerin yazdklar gibi bu on onbe kiilik topluluklar frka m sayacaz? Eer byle olursa bu frkalarn saylan hesaplar belli olmayacak kadar ok olmas icabeder. On- asrdan beri, birok yerlerde bir yn fikir tremi, sonradan da snp gitmitir. imdi yeryzndeki msmanlar arasnda alt veya yedi frkadan fazla mslman topluluuna rastlamak kabil deildir. Bunlarn bazlar arasnda usule ait ihtilflar yok. Dierleri arasndaki ayrlk ise teferruattadr. Bu frkalarn da bazlarnn saylar o kadar azdr ki, hi mesabesindedir.
847

Bunlar ya muayyen yerlerde toplanmlardr. Yahut da dnyann her tarafna dalm bulunuyorlar. Ancak imdi hali hazr durumda mslmanlar arasnda gzle grlr iki frka mevcuttur. 1. Ehl-i Snnet . 2. iler. Dnya mslmanlarnn ounluunu da Snnler tekil etmektedir. Snnler arasndaki fer' frkalara gelince, usul bakmndan bunlarn da birbirleriyle el ile tutulacak ve "ite burada" denecek bir ihtilflar yoktur. Olsa olsa ancak bir mezheb, (Mektep} ihtilf yani fikir ihtilf (Scool of Thought) vardr. Ancak mubahasa severler, bunlar ayr ayr frka diye gstermek istiyorlar. Dnyann herhangi bir amel siyaset limi, dnyann neresinde olursa olsun byle ihtilflarn bulunmasn bir slm hkmetin kurulmas iin man tekil etmez diye anlar.3[199]

3[199]

Buraya kadar olan btn yazlar, slmic Pbl. Ltd de neredilmi olan ve adalete tevcih edilmi bulunan "Kadiyan mes'ele or us le ahlk, temeddni r siyas pehl" : Kadiyan meselesi Bunlarn ahlki, meden ve siyas cepheleri, isimli kitaptan alnd.
848

II HLFET VE HAKMYET A. slam hkmet ve hilafete ait baz sualler.4[200] Bu bahis, slm hkmet ve hilafete ait baz meseleleri tahkik iin bir Alman talebe tarafndan sorulmu olan sualler ve onlara verilen cevaplar tekil etmektedir. Sualler: 1. Niin slm hkmeti yrten kimseye sadece halife stlah kullanlyor? 2. Acaba Emev halifelerine sahih manada halife diyebilir miyiz? 3. Ben Abbs halifeleri ve bilhassa Me'mun hakknda Zat- Faziletlerinin fikri nedir? 4. Hazret-i mam Hasan ve Hazret-i mam Hseyin ve bn-i Zbeyr (Radyallahu Taal anhm) hakknda zat- faziletlerinin dncesi nedir? 680 senesinde islm Milletinin gerek rehberi kimdi? Hazret-i Hseyin Radyallahu Taal anh myd, yoksa Yezid miydi? 5. Acaba slm hkmette ayaklanmak
4[200]

Tercman El - Kur'andan alnd. Cilt: 52 say: 2. Mays 1959. Hazrlayc.


849

caiz bir i midir? 6. Eer ayaklananlar camiye yahut da dier mukaddes yerlere (Harem, Kabe) ye snrlarsa islm hkmeti bu gibi kimselere nasl muamele edecektir? 7. Bir islm hkmeti Kur'an ve Snnete uygun oir ekilde vatandalardan hangi vergileri tahsil edebilmek msaadesine haizdir? 8. Acaba herhangi bir halife, kendisinden evvelki halifelerin tuttuktan yoldan baka bir yol takip edebilir mi? 9. Haccac bn-i Yusuf'un valilii ve inzibat temin etmek bakmndan takip ettii usul hakknda zat- faziletlerinin dncesi nedir? 10. Bir slm hkmeti, acaba, Kur'anda ve Snnette bahsi gemeyen ve sabk halife devrinde de benzeri bulunmayan bir vergiyi vatandalardan alabilir mi? Byle bir tahsilata hakk var mdr? Cevap: Zat- lilerinin gndermi bulunduklar suallere geni ve etrafl olarak cevap verebilmek iin yeteri kadar bir zamana kavuabilmem arttr. Halbuki u hali hazr durumda bu imkndan mahrum bulunuyorum. -Bu duruma binaenaleyh
850

vereceim cevaplar ksa olarak arz edilecektir: 1. slm hkmette, hkmetin banda bulunan bakan veya reis iin "halife" kelimesinin kullanlmas zarur bir stlah deildir. Bu mevki olanlara emr, imam, sultan vesaire gibi baka kelimeler de sylenebilir. Hadiste, fkhda, kelm'da ve slm tarihinde bu gibi kelimeler kul lanlmtr. Fakat burada zaruri olan birey vardr; O da hkmetin esas nazariyesinin hilfet zerine kaim bulunmu olmasdr. Sahh bir slm hkmet, ne padiahlk, (kraliyet) ne amirlik (hkmdarlk) ne de "ava-m cumhuriyet" yani halk hkimiyeti (Paktlar Sover-cignty) olabilir. Bunlarn hi birisine benzemez. Bu iktidar ekillerinin hilfna ancak bu hkmet slm olabilir ki, byle bir rejim de yalnz hakik hkimiyetin Hak Taalya "ait olduu kabul edilmitir. Allah ve O'nun Reslnn eriat en stn kanun olduu gibi, karlacak kanunlarn da esas menei ve mehaz yine o mukaddes hkmlere istinat etmesi lzmdr. Bu esaslara inanlacaktr. Hududullah dairesinin iinde allacak ve iler bu dairede yrtlecektir. Byle bir hkmette iktidar dan yegne maksat, Allahn ahkmn icra etmek ve O-nun rzas gereince fenalklar ortadan kaldrp, bunlarn yerine iyilikleri yerletirmektir. Byle bir hkmeteki iktidar
851

ise, iktidar- l (en yksek iktidar) deildir. Buradaki iktidar veya emir sahibi olmak, Allah Ta-alaya niyabet etmektir. O'nun tevdi ettii emaneti muhafaza etmektir, te "Hilfetin" manas da budur. 2. Emev hkmdarlarna gelince, bunlarn hkmdarlklar hakikatte hilfet deildi. Onlarn devletlerinde slm kanunlar icra edilmi olmasna "ramen, Anayasa "Dstur": (Constitution) da bulunan slm esaslar, ortadan kaldrmlard. Yine buradan baka, onlar hkmet iinde slm ruhu da silip yok etmilerdir. Bu fark, byle b r hkmetin ta banda bile kendisini hissettirmitir. Nitekim, bu hkmetin kurucusu Emr Muaviye'nin kendi sz yledir : Ene evvel l - mlk: Ben ilk padiahm. Hele Emr Muaviye kendi olunu veliahd tayin ettii zaman, Hazret-i Ebu Bekir Radyalahu Taal anhn olu Hazret-i Abdurrahman ayaa kalkarak yle syledi: "te bu bir Kayserliktir. Ne zaman bir Kayser lrse, onun olu Kayser olur." 3. Usul bakmndan Abbas hilafetinin vaziyeti de byle idi. Bu bakmdan Ben meyye ile aralarnda bir fark yoktu. Ancak yle bir fark vard: Ben meyye din hususlara ehemmiyet vermezlerdi (indfferent), bunun hilafna Ben Abbas
852

kendilerinin din bir hilfet ve ruhan bir hkmet olduklarn iddia ederler ve bu nam altnda para basarlard. Din ilerde de Ben meyyeden fazla alkadar idiler. Fakat onlarn din ilere fazla alka gstermeleri de bazan dine zararl olmutur. Mesel Me'munun bu alkas yle bir vaziyete girdi ki, dinle ilgisi bulunmayan felsef meseleleri, her ne ekilde olursa olsun, din bir akde ekline sokarak hkmet gc ile halka kabul ettirmee zorlad ve bu yzden de bir hayli zulmetti. 4. Sual tevcih edilen devre gelince, hakikatte bu devir bir fitne ve kargaalk devri idi. Mslmanlar o devirde byk bir fikr sknt iinde bulunuyorlard. O devirde mslmanlann hakik nderinin kim olduuna hkm vermek bir hayli zordur. Fakat uras da aktr ki, Yezid siyas kudreti elinde bulunduruyordu. Babas kendisine salam bir saltanat saladktan sonra kendisini velahd tayin etmiti. Byle olmasayd ve Yezid. de dier mslmanlarn iine karm bulunsayd, o zaman ihtimal ki, seimi kazanmak hususunda sondan birinci gelmek ansm elde edebilecekti. Onun hilafna Hseyin ibn-i Ali Radyallahu Taal anh ise, o zamanki mmet arasnda en sekin kimse idi. Serbest bir seim olup da mslmanlarn reylerine ba vurulsayd muhakkak ki, halk kendisine rey verecekti.
853

Reyler onun hakk olacakt. 5. Zlim emirlere kar ayaklanmak, bu ekilde sadece caiz deil belki bir farzdr. Zlim emirleri ve h -kiimdarlar kaldrp, onlarn yerine adil ve slih bir hkmeti i bana getirmek imkn bulunduu takdirde, ayaklanmak farz olur. Bu hususta mam Ebu Hanifenin fikri gayet aktr. Ebu Bekir Cassas, Ahkm l -Kur'anda ve El -Muvaffak El Mekk de Menakb Ebu Hanife'de bu meseleyi nakletmilerdir. Bunun aksine dil ve slih hkmete kar ayaklanmak ok byk bir gnahtr. Btn ehl-i islm iin byle bir ayaklanma bastrmak iin hkmete yardm etmek lzm gelir. Bu arada bir de u vardr ki, hkmet dil olmazsa gerek bir inklp ile de ortadan kalkabilir. Byle bir imkn yoksa, o zaman nasl bir yol takip edilmelidir? Bu husus phelidir. Eimmenin ve fukahann bu husustaki fikirleri ihtilafldr. Bazlarna gre, sadece hakk sylemekle iktifa edilir, ayaklanmak caiz grnmez. Bazlarna gre ayaklanmak, hatt ehid olmak da vardr. Dier bir ksm fukahaya gre de "naallah slah olur" diye dua ederek beklemek lzmdr. 6. dil bir hkmete kar ayaklanm bulunan halk camilere snrlarsa onlarn bulunduklar yer mu. hasara edilir. Eer bu isyanc zmre, bulunduklar yerden silah kullanp kurun veya dier harp vastalarn
854

istimal ederlerse, o zaman onlarn yaptklarna karlk kurun atlr ve mermi de kullanlr. Hareme sndklar zaman, sadece muhasara edilir. Muhasara uzatlr ki, skntya dp silahlarn braksnlar. Haremde kan dkmek yahut da haremi ta veya kurun yamuruna tutmak kesin olarak doru deildir. Bu durumun aksine, zlim bir hkmete kar ayaklanm bulunan halkn durumu bakadr. Esasen zlim hkmetin varl haddi zatnda gnahtr. Byle bir hkmet devam etmek iin ba vurduu arelerle gnahn oaltm olur. Gnahn arttrmaktan baka bir i yapamaz. 7. Kur'an ve Snnet gereince usulsz vergi hakknda hi bir cevaz yoktur. Mslmanlar, zekt ibadet diye, gayr Mslimler de cizyeyi (itaati belirtmek iin) verirler. Bundan sonra memleket ileri iin hkmete kendilen bir eyler brakabilirler yahut da hkmetin muvafakatiyle bir eyler verebilirler. Hirac ve mahsul gelirinden alnan hisse buna benzer bir eydir ki, bunlar hakknda Kur'anda ve Snnette er'an bir karar yoktur. slm hkmeti ihtiyaca gre bunlar kararlatrr. Bu hususta asl l memleketin hakik ihtiyalardr. Eer herhangi bir idareci veya hkmetin banda bulunan kimse, kendi keyfi iin bir vergi tarh ederse, bu vergiyi almak haram olur. Fakat memleket ihtiyalarna sarf etmek iin halkn
855

rzasiyle alnrsa o zaman hell olur. 8. Evet byledir. Yalnz kendisinden evvelkilerin deil kendisinin daha nce verdii kararlar ve hkmleri de deitirebilir. 9. Haccac ibn-i Yusuf, dnya siyaseti noktayi nazarndan deerli bir adam idi. Fakat din noktay nazarda zlim bir hkim (vali) idi. 10. Evet bu artlar da yine 7 numaral sualin cevabnda verilmitir.5[201] b. El . Hilafet veya El - Hkmet6[202] Soru: slm, yirminci yzylda dahi, kabili icra ise, o zaman bir hayli mkilt arzeden nazariyeleri bir tarafa brakarak, bunlarn yerine bn-i Haldun'un hkmet ve devlet nazariyesini nazar itibara almakla daha iyi bir neticeye ulamak mmkn olamaz m? Yani El - Hilfet y El - Hkmet. Bunlardan hangisi mmkn olabilir?. Cevap: Zamanmzdaki bir ok menf tesirler
5[201]

6[202]

(Tercman l - Kur'an, Cilt 52, Say 2, Mays, 1959) Tercman l - Kur'an Cilt: 51, Say: 1. Ekim 1961. den alnd. Hazrlayc
856

slm Nizmn bozmakta ve glgelemektedir. Baz nazariyeler ve baz rhanlar slama giden yolun nne mania tekil ekmektedirler. Bunlar birer birer incelersek, ak bir ekilde u mesele anlalacaktr ki, bu gibi tesirler, mslman lkelerinin, uzun zaman Bat istilsna urayp Avrupal milletlerin sultas altnda -kaldklar srada, bu sultann tesiri ile ortaya kmlardr. Avrupa milletleri, bizim lkelerimize musallat olunca, bizim kanunlarmz, ortadan kaldrp, kendi kanunlarm bize tahmil ettiler. Bizini kendi retim ve eitim nizammz atl ve batl brakp, onlara ait retim ve eitim nizamlarm, bizim lkelerde icra etmek yolunu tuttular. Byk kk her trl hizmetler ve memuriyetlerde, bizim nizam ve bizim usul ile yetimi bulunanlar bertaraf ederek, kendi retim ye eitim nizamlar ile yetimi bulunanlarla kendilerinin mekteplerinde okuyup bitirenleri bizim mekteplerden yetimi olanlarn yerme koydular. Yava yava iktisad kurulular, idar iler ve hemen hemen her ey, Avrupai terbiye ile yetimi olan zmrenin eline geti. Bu usul ve bu ekildeki tarz hareket, gitgide idare sistemini bizim medeniyetimizden, bizim yaay ve dn tarzmzdan ayrd. Bu yoldan ayrlm ve baka bir yola sapm, sapk bir nesil ortaya kt. Bunlar, slmdan da, slm tarihinden
857

de, slmn retim ve eitim usulnden de, slm rivayetlerinden de ve her eyden ilm manada bigne idiler. Kendilerince tercih edilmesi lzm gelen ve itibar edilecek olan hususlara da alkasz bulunuyorlard, ite bizim slama kaymamza en byk mania tekil eden ey de budur. Bu ekilde yanl anlaylarn neticesinde, slam yirminci asrda kabili icra deildir diye tutturuluyor. Grdkleri talim ve terbiyeleri tamamen gayr islm olan bu gruh bundan baka ne yapabilirdi? Onlar ancak, islm kabili icra deildir diyeceklerdi. nk slm bilmiyorlar. Islm bilmedikleri gibi, slm yolu ile de amel etmiyorlard. Buna hazr da deillerdi, slmn bir yaay nizam olabileceini de katiyen dnemiyorlard. Yaay nizamnda, bunun amel cephelerinin bulunduunu akllarndan bile geiremiyorlard. imdi bizim karmzda ancak iki yol vardr: Biri rk ve milliyet bakmndan hep kfir olmak iin hazr lanmak ve ister istemez slmn ortada bulunan ismini de bir tarafa brakp bundan da kurtulmak... ikincisi ise halis bir niyet ve imn ile (mnfikane yollarla deil) mevcut eitim ve retim nizam zerinde tetkiklerde bulunulup, bu sistemi tahlil edip; aratrarak tesbit eylemek ki, ne gibi eyler bizi, slm yolundan saptryor? Ve ne gibi deiiklikler yapmak
858

lzmdr ki, bununla islm nizamn yrtmek iin halk hazrlayabilelim? Ben byk bir esefle unu syliyeceim ki, bizim eitim ve retim sistemimizde maalesef bu hususa' hi de ehemmiyet verilmemitir. Yalnz ehemmiyet verilmemekle de kalnmam bu husus tamamen ihmal dahi edilmitir. Bu mesele, zerinde derinliine dnlecek ve ehemmiyetle stnde durulacak bir problemdir. Biz bu meseleyi k -knden halletmedike, islm nizamnn yryecei yolu da dzeltmi ve slm nizamnn caddesini temizlemi olamayacaz. bn-i Haldnun hangi nazariyesine dnersek dnelim yine bu meseleyi halletmek iin bir yardm bulmu -olmayz. nk, bugn meydana km bulunan bu meseleler eitlilik bakmndan, bn-i Haldun zamannda mevcut deillerdi. Meselenin hakikati ve onun hakik mahiyeti udur ki, smrgeciler, bizim lkelerimizden ekilip gitmek zorunda kaldktan sonra, yukarda bahsettiiniz neslin eline hkmet ve iktidar verip de yle gitmilerdir. Yani kendi eitim ve retim sistemleriyle yetitirmi olduklar kimseleri, kendi medeniyet ve yaay usullerinin kaynaklarndan su iermi olduklar elemanlar, i banda brakmlardr. Bunlar vcut yaps itibariyle bizim kavmimizden, bizim milletimizden olmalarna ramen, ilm, zihn ve ahlk
859

bakmdan ingilizlerin, Franszlarn, Felemenklerin yerine geip oturmulardr. Bu zmrenin elinde bulunan hkmet de bir hayli manialarla karlar ki, bu manialar ortadan kaldrmak gayet mhim bir meseledir. bn-i Kaldunun nazariyeleri bu salada i grecek durumda deildir. Bunun iin ok ehemmiyetle dnp tanmak lzmdr. Hali hazr durumu gznnde bulundurarak bu iin slah iin yeni yollar amak gerekir. C. lh Hkmet ile Papalk usulnn fark: Soru: Risl-i Peygam-i Hak'da, En Sad Bezmi Sahibin kaleme ald bir makalede u fikir ileri srlmtr: slm siyaset nazariyesinde, Mevln Ebu'l - A'l Mevdd Sahib byk bir ehemmiyetle u noktay ileri srmtr ki, byle bir hkmet esas itibariyle halka kar mesul deildir. Bu husus tarih vasf itibariyle de yeni deildir. Avrupada bir zamanlar "theocray" denilen bir hkmet nizam vard. Bu, Roma'nn byk Papa's-mn iktidar elinde bulundurduunun tasavvuru idi. Halk da yle dnyordu: Allahn bilfiil konuabilen bir idaresi bulunmadndan, bir kimse Allahn adna iktidar ve ihtiyarat
860

elinde tutabilir. Bu kimse de gayet kolaylkla her trl yanl iler de grebilir. Mevln Mevdd Sahibin halkay hayline gre, bu siyaset dncesi ile papalk siyaseti dncesi ayr ayrdrlar. Fakat hkmeti halkn karsioinua mesul, diye hesaba katmadndan bu hkmetin esasnn cumhuriyet olacana dnmek tamamen hatdr. Bunun iin byle bir hkmet dncesi ile papalk hkmetinin dncesi arasnda herhangi bir ekilde fark olmayp, ayn olduu neticesini karmaktan baka bir hal ekli olamaz." "Bezm Sahib, sonra da kendisi -bir hal aresi bulup ileri sryor. Fakat kendi bulduu bu usul de onu ikna etmiyor. Zat- Faziletlerinden ricamz, kerem buyurup da bu yanl anlay hakknda Tercman El Kur'an'da bir aklamada bulunup, bu hatay dzeltmeleridir. O saman bizleri minnettar klm olurlar. Cevap: Bezm Sahib ihtimal benim "islm'da siyas nazariye: slmn siyas nazariyesi" isimli eserimi okumamlardr. Eer o kitabm okumu olsalard, herhalde benim dnceme kar 'byle bir itirazda bulunmazlard. nk o yazda Bezm Sahibin taklp kald noktalarn hepsi de izah edilmitir. Heri srlen dncelerin hepsine de cevap verilmitir. Bezm Sahib,
861

eer benim yazlarm okumu olmasna ramen, itirazlarda bulunuyorsa, o zaman bu itirazlara hayret etmekten baka bir ey arz edemiyeceim. Benim o yazmda u cmleler dikkate deer: "Avrupadaki teokrasi bildiiniz gibi, slm teokrasiden bambaka bir mahiyet tar. Bilindii gibi Avrupa teokrasisinde husus bir zmre olan din liderler, Allahn adna, kendilerinin uydurup koyduklar kanunlar icra ederler. Fiiliyatta da kendilerinin Allah yerine koyup halk zerinde tahakkme kalkarlar. Byle bir hkmete de lh hkmet derler. Halbuki, byle devlet nizamlarnn lahlikle alkalan olmad gibi bunlara eytan hkmet denmesi daha doru olacaktr. Bunun tam aksi olarak, slmda ileri srlen teokrasi'de, hkmet herhangi bir mezhebi veya din zmrenin elinde deildir. Bu hkmet btn mslmanlarn kffe-i msliminin elindedir. Btn mslmanlar bu hkmeti Allahn Kitab ve O'nun Resulnn Snnetinin altnda yrtmeye gayret ederler. Eer bana bu i iin yeni bir stlah vazetmek msaadesi verirlerse, ben bu ekildeki hkmete "ilh Cumhur Hkmet" Theo Demokratic State) diyeceim. Nitekim bu hkmet, Allahn hkimiyeti ve O'nun iktidar- A'l'snn altnda olur. Bu iktidar ve hkimiyetin altnda
862

mslmanlara da umum olarak, hududlanm bir hkmet hakk verilmitir. Bu nizamdaki, idareci kadro yani iktidar, mslmanlarn aylarna dayanr. Mslmanlar bir sahs seip i bana getirdikleri gibi, istedikleri zaman da yine bu kimseyi azletmek haklar vardr. Allahn eriatnda herhangi bir mesele veya muamele hakknda ak hkm bulunmayan hususlarda mslmanlarn icma' ile iler halledilir, hkme balanr. Bu i herhangi bir zmrenin, yahut da ailenin elinde deildir. Bunun gibi yine lh Kanunu tabir etmek, tefsir ve erh eylemek de yine herhangi bir husus zmrenin yahut da ailenin, hanedann ve sairenin tekeline braklmamtr. Mslmanlarn umumu bu hakka maliktirler. ctihad kabiliyetini elde etmi bulunan her mslman bu i yapar. Kabiliyeti olan herkes de ictihad devamnda elde edebilir." Ben sonra, yukardaki cmlelerin haiyesinde bu hususu daha da fazla aydnlatmak in u hususlar yazmtm: "Hristiyan Papalar ve Patriklerin ellerinde, Hazreti sa Aleyhisselmn bir ka ahlk taliminden baka bir eriat ve kanun yoktur. Bunun iin, bu Papalar ve bu Patrikler kendi keyiflerine gre, kendi ahs istek ve nefsaniyelerine uyarak, kanunlar yapp uydurmulardr. Bu kanunlarn da Allah indinden geldiini ileri srm ve icra
863

etmilerdir." Hristiyanl tetkik etmi ve Papalk tarihine vakf bulunan herkes, benim bir ka satrda anlattm bu hususlar ok iyi bilirler. Avrupann Papalk nizam, Saint Paul'n uydurduu eriata dayanr. Bu eriat gereince, Saint Paul, Musev eriat lanetlemi ve hristiyanl sadece baz ahlak tlim zerine kurmutur. Bunlar da "Kitab- Ahd-i Cedid" de grebiliriz. Bu ahlk tlimde herhangi bir ekilde medeniyet nizamna dayanan ve siyasetle alkas bulunan hibir kanun yoktur. Papalar sonradan Avrupada ya dorudan doruya kendileri yahut da maiyetleri vastasiyle teokrasi denilen hkmet tarzn ortaya karmlardr. Bunun iin bir de kanun ve eriat ortaya koymulardr. uras da bellidir ki, onlarn bu kanun ve eriatleri vahy ve ilham'dan alnm olmayp kendileri tarafndan uydurulmu olduu ortadadr. Bu balamda onlar, baz akid nizam, din ameller, mezhep merasimleri, nezirler ve niyazlar, adaklar, baz toplumsal ve sosyal kaideler caiz klmlardr ki, bunlarn hi birisi onlarn elinde bulunan Kitabullah'da yani Hazret-i s'ya isnad edilen ncilde mevcut deildir. Bylelikle, onlar kendilerini Allah ile kullar arasnda, bir din makam sahibi klmlardr. Kendileri iin bir nevi mstakil arac ve simsar vaziyeti uydurup
864

salamlardr. Onlar kilise nizamlarnda dahi, alan kimselere bir yn hak, hukuk ve zgrlkler tanmlardr. Bundan baka halkn zerine de bir nevi din vergi yklemilerdir. Bunlarn hepsinin kayna ve asl esas yine havayi nefs ve uydurma hkmlerden baka bir eye istinat etmez. Byle bir nizama isim taklmak istendii zaman da "teokrasi" denmitir. Fakat hakikatte bunun deil teokrasi ile, hatt "Theo": (Allah) ile dahi hi bir alkas yoktur. imdi, byle bir teokrasinin, slmdaki lh Hkmetle veyahut da er' Hkmetle benzerlii nerededir? slmda, ahkm ve evmir ak bir ekilde, deimez, ilve yaplamaz bir halde, Kur'an ve Snnetteki kanunlarda mevcuttur. Bunlar yrtmek de herhangi bir husus din veya mezhebi zmrenin tekeline braklmamtr. Sonra, yine Bezm Sahib'in iaret buyurduu u husus da tamamen garib bir noktadr. Diyor ki: "Biz de, Halifeye, Hristiyanlarn Papaya tandklar vasflar tanyoruz. Bunun iindir ki, bizim halifemiz de halkn karsnda mesul deildir." Bu iddialara cevap olarak, bundan nceki yazlarmda belirtmi olduum hususlardan bir ka cmleyi burada tekrarlyorum: Ben aadaki yet-i kerimenin medllnden istinbat ederek yle
865

yazmtm: "Sizlerden, iman edip de Salih amel edenleri, Allah, yeryznde halife klacan vaad etmitir. Nitekim evvelkileri de halife klmt." (Surei Nur, yet:55) "Bu yeti kerimeden anlalan ikinci bir ince nokta da, halife klnmak vaadi btn mminler iindir. Burada, "onlardan herhangi birisini halife klacan" denmitir. Buradan u nokta aydnlanm oluyor ki, btn mminler hilafete haizdirler. Allah tarafndan mminlere verilmi bulunan hilfet umum bir hilafettir." Sonra devam ederek u hususlar aklamtm: slm nizamnda, her ahs halifedir. Bu hilfet herhangi muayyen bir ahsn yahut da bir zmrenin tekelinde deildir. Yani yle bir kimse yoktur ki, mslmanlarn hepsinin elinden hilafeti alp da kendisi mutlak ve mstebid buyruk sahibi olsun. Burada, bir kimse hkmdar veya buyruk sahibi olursa, bunun asl vasf ve hususiyeti udur: Btn mslmanlar yahut da stlahi lafzlarla syliyelim, btn halifeler kendi istek ve rzalaryle kendi halifeliklerinin dzenlenmesi iin bu ii herhangi bir ahsta birletirirler. Bu ahs, bir taraftan Allah karsnda mesuldr. Dier taraftan baka halifelerin karsnda halifelii kendi ahsnda birletirdikleri ettirdikleri iin
866

onlara kar yine mesul olacaktr. Bundan sonra yine baka bir yerde, u aklamalarda bulunmutum: "slm devlette, emr veya imam yahut da devlet bakannn vasf undan baka bir ey deildir: Hilfeti ellerinde bulunduran btn mslmanlar kendi rzalar ile, kendi aralarndan iyi bir kimse seerek bu emaneti onun eline teslim ederler. Bunun iin halife kelimesinin kullanlmasndan maksat onun tek bana biricik halife olmaddr. Belki maksat udur ki, her biri birer halife olan mslmanlarn halifelikleri bu zatn elinde birlemi etmi bulunuyor." Yine bu mevzuda yazdklarm arasnda u husus da vard: "Emir, tenkitten muaf deildir. Alelade her mslman dahi, bu emri, yalnz itima ilerde deil, bu emrin kendi, ahs ve husus yaayna ait ilerde bile her zaman tenkit etmek salhiyetindedir. Bu emr, azli mmkn bir kimsedir. Kanun karsnda bu emr ile alelade bir hemehri ayn vasflar tarlar. Onun aleyhine de herhangi bir adl makamda dava alabilir. Adalet bakmndan herhangi bir husus imtiyaz da olamaz. Emr, mavere ile ileri yrtr. ra Meclisi de btn mslmanlarn gvenebildii bir meclis olmaldr. Btn mslmanlarn itimatlarn kazanm olmas icabeder.
867

Mslmanlarn bu meclisi reylere ba vurarak semelerinde hi bir er' mahzur yoktur. Her ne ekilde olursa olsun, u nokta da gznnde bulundurulmaldr ki, btn mslmanlar tarafndan kendisine bu kadar geni yetkiyle emnet verilmi bulunan emr, bu geni yatkilerine ramen yine de takva ile ve Allahtan korkarak bu yetkilerini kullanmaldr. Kendi keyfine gre hareket etmemelidir. Byle olmad takdirde mslmanlar bu emri, elde etmi bulunduu, emirlik krssnden hemen alaa ederler." Bu aydnlatmalardan sonra birisi ortaya kp da bizim "teokrasimizi" -Roma'nn son gnlerinde kurulmu bulunan Avrupa teokrasisine benzetirse, elbette ki, biz onu fikir hrriyetinden mahrum edecek deiliz. Buna hakkmz da yoktur. Ancak urasn da arzedebiliriz ki, byle bir dnceye sahip olmak bilgi ve delilden uzak kalr. d. slm Hkmet ve Mslman Hkmet7[203] Soru: Hlefa-i Raidinden sonra mslmanlar
7[203]

d ve h bahislerindeki sual ve cevaplar 27. Ekim. 1952 de Karai barosu tarafndan gerekletirilen toplantda bahsedilmiti. Hazrlayc
868

arasnda bir ok hkmetler kuruldu. Bunlar slm Hkmeti mi idiler, yoksa slm d hkmetler midirler? Cevap: in hakikatna baklrsa, bunlar tam manasiyle ne slm Hkmeti idiler ne de slm d hkmetler idiler. Bu rejimlerde slm Anayasasnn (Dstur) iki mhim noktas deimiti. Biri seim usul ile kurulacak emirlik. kincisi de mavere usul ile yrtlecek olan iler. Dier hususlarda, slm Anayasa (Dstur) ortada idi. sterse, sahih ekilde bunu gznnde bulundurmasnlar. Fakat bu Anayasay (Dstur) ortadan kaldrmam ve deitirmemilerdi. Bu hkmetler Kur'an ve Snneti kanun kayna olarak kabul ediyor, buna inanyorlard. Adalet sahasnda slm kanunlarn icra ediyorlard. Mslman hkmdarlarn hi birisinde slm kanunlarn ortadan kaldrmak cesareti yoktu. slm kanunlarn kaldrp, bunun yerine kendilerinin uydurduklar kanunlar infaz etmee yeltenecek cesaretleri yoktu. slm tarihi de tarih boyunca una ahittir ki, hibir zaman, hibir hkmdar byle bir ie yeltenememitir. Keyf icraatlarn hemen arkasndan Allah kullar zlim emirlerin karsna dikilip, az ok, iyi fena cihada girimilerdir. Fesat ve fskn kaplarn kapatncaya kadar da dvmlerdir.
869

bn-i Teymiyenin ve Mceddidi Elf-i San'nin bu gibi iler karsnda nasl dikilip mcadele ettiklerini tarih kaydeder. E. Hilfet meselesi ve frkaclk. Sual: slm'da yetmi iki frka mevcut iken, nasl olur da hilafet meselesi byle bir vasatta, kolay bir ekilde dzenlenebilir ? Ben buraya kadar btn slm lkelerindeki hilfet meselesi bahsini ele almadm. Belki benim szlerim, Pakistanda slm hkmetin kurulmas dairesi iindedir. Eer muhtelif mslman lkeler de benim aydnlattm bu usul zerine islm Hkmetini kurmak isterlerse, elbette bu imkn vardr. Ve olabilecek bir itir. Yine de mmkndr ki, yle bir organizasyon yaplsn ki, bu lkelerin hepsi, bir arada, bir federasyon tekil etsinler ve aralarndan btn slm dnyas iin bir Halife sesinler. Yetmi iki frka meselesine gelince, buna sadece Kelm ilmi kitaplarnn sahifeerinde rastlamak mmkndr. Hlen fiil olarak Pakistanda bu frkadan baka frka yoktur. 1. Hanefiler. 2. Ehl-i Hadis. 3. iiler. Sizin de malumunuzdur ki, bu frkann
870

lemas ilk defa bir slm Hkmetinin esas usulleri zerinde ittifak etmilerdir. Buna gre, artk frkalarn mevcudiyeti slm Hkmetin kurulmasna mni olabilir diye bir endieye yer" yoktur.

871

III MEMLEKET DARESNDE KADINLARIN VAZFELER A.Kanun koyucu meclislerde kadnlarn itiraki meselesi8[204] Bizden, hangi slm usul ve ahkma gre, kadnlarn kanun koyucu mecliste za olmalar menedilmi olduu sorulmaktadr. Ayn zamanda Kur'an ve Hadiste bu hususta ne gibi iaretler ve hkmlerin olduu bilinmek isteniyor. Ve sonra da hangi hkmler gereince bu gibi meclislerin ileri yalnz erkeklerin ellerine brakld sorulmaktadr. Bu suallere cevap vermeden nce, biz bu meclislerin eidini ve doru eklini izah etmek zorundayz. Yani kadnlarn za olabilecei bahis mevzuu bulunan meclislere yanl olarak "kanun - saz" (kanun koyucu) meclisler denmesi esasen bu yanl anlay dourur. Bunlara "kanun saz": (kanun koyucu) meclisler denemez. Bunlara "kanun kuran, kanun yapan" meclisler denmesi lzmdr. nk bunlarn ileri yalnz "kanun yapmak" deil "kanun vazetmektir". te bu
8[204]

Tercman l - Kur'an, ubat 1952 saysndan alnd. Hazrlayc


872

yanl anlaytan bir baka yanl anlay da ortaya kyor. Zihinlerin karmasna sebep oluyor. O da udur: Sahabiler devrinde kadnlarn da kanun meseleler zerinde durduklar, konutuklar ve gr beyan ettikleri ve baz eyler yaptklar, hatt Halifelerin kendileri bile bu kadnlarla ok vakit maverede bulunduklar ve onlarn reylerine bavurduklar grlmtr. imdi u mesele hayrete verici oluyor ki, bu gn, sln usuller diye isim verilen hususlarda bu gibi meclislerde kadnlarn itirak etmeleri niin ve neden doru olmayp da hatal olacaktr? Gerek udur: Bugn adna "Kanun vazeden meclis" denilen bu gibi meclisler, sadece kanun etmekle megul deillerdir. Meclislerin daha bir sr baka ileri de vardr. Bu meyanda btn memleketin mlk siyasetini kontrol etmek; bakanlar tayin etmek, anlamalar yapmak ve bozmak; memleketin asayi vaziyetini gznne almak; emniyet ve zabta gibi ileri idare etmek; vergi ilerini tanzim ve bteyi hazrlamak; memleketin iktisad ileri ile megul olmak; daha bunlar gibi bir hayli meselelerin yan banda harp ve sulh gibi ok mhim ileri karara balamak hep bu meclisin vazifeleri cmlesindendir. Bu bakmdan bu meclislerin azalar sadece bir fakh veya bir mft makamnda bulunan
873

kimseler deillerdir. Memleketin her hususunu gznnde bulunduran "kavvam": (Dzenleyici, koruyucu) durlar. imdi bir para dnelim. Kur'an itima yaayta bu makam kimlere vermitir ve kimlere vermemitir? Sre-i Nis'da Allahu Taal yle buyurmutur: "Erkekler kadnlarn koruyuculardr. Allah bazlarn bazlarndan stn kld ve erkeklerin kendi mallarndan kadnlara geim verdikleri iin. Saliha kadnlar itaat eden, Allahn korumas sayesinde gyabnda (kocalarnn muhafaza edilecek eylerini) muhafaza ederler." (En Nisa: 33). Bu yette Hak Taal sarahatle ve ak kelimelerle koruyuculuk ve dzenleyicilik vazifesini erkeklere vermitir. Saliha kadnlarn burada iki vasf beyan edilmitir. Biri itaat eder olmak, ikincisi de kocalarnn bulunmadklar zaman, onlarn muhafaza edilmesi lzm gelen eylerini muhafaza etmek. Nitekim Allah muhafaza etmitir. imdi siz diyeceksiniz ki, bu hkm ev hayatna ait bir mesele iindir. Memleket meseleleri iin deildir. Fakat gryoruz ki, yet-i kerimenin birinci ksmnda "erkekler kadnlarn koruyuculardr, dzenleyicileridir" dendiine gre, burada "fil
874

buyti": (evlerinde veya evlerde) denmediinden, bu cmledeki meselenin evle snrlandrlmam olduu anlalr. Sonra yine siz unu da kabul etmek istersiniz ki, bize de sorulduu gibi Allah evde "kavvam" koruyucu klmamtr; kadna da "kunt": (itaat etme) makamn gznnde tutmutur; o zaman siz btn evlerin hepsinde yani btn memlekette "kunt": (itaat etme) makamn kaldrp bunun yerine kavvamiyet: koruyuculuk makamn m koyacaksnz? Evi korumak makam memleketi korumak makamndan daha byk ve daha yksek derecede midir? imdi siz nasl olur da dersiniz ki, Allah Taal bir evin koruyuculuunu bir kadna vermedii halde bir memleketin koruyuculuunu bir kadnn eline vermek iin izin vermitir? Bunlar btn evlerin koruyucusu yapmakla btn cemiyetin genel yapsn tekil eden memleketin koruyucusu klmtr hkm verilebilir mi? Ve gryoruz ki, Kur'an- Kerim kesin kelimelerle kadnlarn alma dairesini tayin etmitir: "Evlerinde otursunlar ve eski cahiliye devrinde olduu gibi krtmasnlar." (El Ahzab: 33). Burada, yine u meseleyi ileri srenler vardr: Bu emir Zat- Risaletpenahilerinin
875

hanmlar hakknda verilmi bir emirdir. Biz de u noktay soruyoruz: Zat- Risaletpenahilerinin hanmlarnn ne gibi noksanlar vard ki, onlarn evlerine balanmas emrediliyor da, evin dndaki ilerde, onlarn ehil olmadklar ortaya konuyor? Niin dier kadnlar bu hususlarda onlardan stn tutulmutur? Acaba bunun sebebi nedir? Bu da bir tarafa dursun, Zat- Saadetlerinin hanmlar bu gibi krtma ilerinden menedilirken acaba dier mslman kadnlara krtma msaadesi mi verilmitir? Nasl olur da Zat- Saadetlerinin hanmlarna yabanc erkeklerle krtarak konumalarna ve yabanc erkekleri tahrik etmelerine izin verilmemi de dier mslman kadnlarnn yabanc erkeklerle krtmalarna msaade edilmi ve bu yabanc erkeklerin erkeklik hislerini tahrik etmelerine izin mi verilmitir? Bundan baka nasl olur da Allah Taal kendi peygamberinin evini ve ailesini temiz tutmasn emrederken, dier mslmanlarn evlerinin bulak vaziyette kalmalarna gz yummu olabilir? Bundan sonra Hadis-i eriflere gelebiliriz. Neb Sallallahu aleyhi ve sellemin ak hadisleri elimizdedir. Buyuruluyor ki: "Ne zaman sizin emirleriniz halkn en kts, zenginleriniz en cimri kimselerden olur ve ileriniz de kadnlarn eline geerse, o zaman yerin alt stnden elbette ki iyi olacaktr."
876

(Tirmiz) Eb Bekre'den rivayet edilen u Hadis-i erif gerei elle tutarcasna gstermektedir: Allah'n Resul Sallallahu aleyhi ve sellem, ran halknn Kisr'nn kzn kendilerine padiah kldklarn duyunca yle buyurdular: "lerini kadnlarn eline teslim eden bir kavim hi bir zaman felah bulmaz." (Buhari, Ahmed, Nes, Tirmiz) Bu iki Hadis-i erif de u hidayeti lhiyenin hakik tefsirini beyan etmektedir: "Erkekler kadnlarn koruyuculardrlar." yetinin hakik tefsirini; beyan etmekte ve aktan aa bildirmektedir ki, siyaset ve memleket idaresi kadnlarn yapaca ilerden deildir. imdi u mesele kalmaktadr: Byle olunca kadnlarn yapacaklar ilerin ls nedir ve bu i dairesinin hududu nerelerdedir? O zaman Zat- Risaletpenahilerinin u Hadis-i eriflerini ileri srerek deriz ki, bu mevzu dahi u Hadis-i erifte beyan klnmtr: "Kadn da kocasnn, evinin ve ocuunun obandr. O da bunlardan mesuldr." (Ebu Davud) Bu Hadis-i erif de u yet-i kerimenin tefsiridir:
877

"Evlerinde otursunlar." Bu mevzunun daha geni tefsiri ve daha etraflca izah hususunda, zikredeceimiz u Hadis-i erif, kadnlar siyaset ilerinden ve onlarn ev dndaki ilerle ilgilenmekten menetmitir: "Cuma (namaz) haktr Her mslmana da cemaat ile farzdr. Ancak drt zmre (bundan muaftr): Boynu bal olan kle, kadn, ocuk ve hasta olanlar." (Ebu Davud) mm-i Atiyye'den u hadis rivayet edilmitir: "Biz cenazelerin arkasndan gitmekten men edilmi bulunuyoruz." (Buhari) Bizim iin bu hususlar aydnla kavuturacak daha birok deliller mevcut olmasna ramen, bir karkla meydan vermemek iin, bu kadarla yetinmeyi uygun bulduk. Zira bize sorulan sualler de geni delilleri icap ettirmemektedir. u hususu da tespit etmek gerekir ki, herhangi bir mslmana u hakkn da verilmi olduuna kani deiliz: Bir mslman Allah'n ve O'nun Resulnn ak hkmlerini duyduktan sonra, bu emirlere gre amel etmek ve bunlarn icabn yerine getirmek in kalkp da akl deliller istemez.
878

Bir mslman iin eer bu kimse hakik bir mslman ise ilk art amel etmektir. Sonra kendi fikrini gvenli bir hale koymak iin, amel ettii bu hkme kendisinin delil bulmas gerekir. "Aksi takdirde, ilk nce beni akl delillerle bu hkm hakknda ikna edin, yoksa Allah'n ve Resulnn hkmlerine inanmyacam" derse, byle bir kimseye mslman demememiz iin bir sebep kalmaz. Nerde kald ki, bir slm Hkmetin Anayasasn yapanlar iin byle bir istee msaade edilmi olsun? Amel etmek hkmn kabul etmek iin akl deliller istemek gibi bir tavrn, slam iinde yeri yoktur. Byle bir yer ancak Islmn dndadr. Siyaset ve memleket idaresi ilerinde kadnlarn hari tutulmadna delil olarak, Hazret-i Aye Radyallahu Taal anhann Hazret-i Osmann kann isteme davas ileri srlyor. "O zaman Hazret-i Ali Radyallahu Taal anh ile Cemel muharebesine girimiti" deniyor. Halbuki, ilk bata bu delil hataldr. nk Allahn ve O'nun Resulnn hkmlerinde ak olarak mevcut bulunan bir mesele hakknda, herhangi bir Sahabinin tek bana yapt bir i, delil olarak ileri srlemez. Byle bir ey hibir zaman da hccet olamaz. Evet uras da dorudur ki, Sahabilerin temiz yaaylar, bizim iin her zaman bir hidayet mealesidir. Onlarn gitmi
879

olduklar yolun aydnlnda Allahn ve O'nun Resulnn hkmlerini elde ederek doru yoldan yrme imknn bulabiliyoruz. Fakat bu demek deildir ki, Allahn ve Resulnn hidayet kldklar hkmleri brakp da onlarn tek balarna gitmi olduklar bir tek yanl yol varsa o yanl yola uyarak gidelim. O zaman bile byle bir yolun yanl olduu o gzide Sahabiler tarafndan bildirilmi olduuna gre, ayn yolun tavsiyesi ciddiyetle badaabilir mi? Sonra mmlMmininin kendisi dahi tuttuu iin hatal olduunu anlam ve piman olmutur. Buna ramen, nasl olur da slmda yeni bir bid'at balatmak iin bu meseleye istinad edilir ve delil diye ileri srlr? Hazret-i Aye Radiyallahu Taal anha'nn bu harekete girieceini haber alan Hazret-i mm- Seleme kendisine bir mektup gndermiti. Bu mektubun tam metni bn-i Kuteybe'nin "El - mame ve's - Siyase" isimli kitabnda vardr. bn-i Abd-i Rabbh de bu mektubu aynen "kd l - Ferid" isimli eserinde nakletmitir Lutfedip de baksnlar, orada ne kadar kuvvetli bir ekilde bu mevzu zerinde durulmutur: "Zat- ffetpenahnerinin etei Kur'an ile doludur. Siz bununla bir ey kazanamazsnz. Zat- ffetpenahileri hatrlamyor musunuz ki, Resulllah Sallallahu aleyhi ve sellem zatnza ifrattan ekinmenizi buyurmutur. Ve
880

devamla, Dnn bir kere, Onun sizi byle ln ortasnda u taraftan bu tarafa, bu taraftan u tarafa deve kotururken grdn farzediniz, Resulullaha ne cevap verebilirsiniz? Sonra da Abdullah bn-i mer'in u sz hatrlatlmaktadr: "Ayenin kendi evi onun havdecinden daha iyidir. Hazret-i Ebu Bekre'nin u szn Buhari nakletmektedir:" "Benim Cemel muharebesinden uzak kalmak istememin sebebi Hazret-i Resul Ekremin u sz hatrma geldii iindir: lerini kadnlarn ellerine brakm olan kavim, hibir zaman felah bulamaz." Hazfet-i Ali Radyallahu Taal anh bir tarafa, acaba o zaman hi eriat ilmini bilen yok muydu? Onlar da ak olarak Hazret-i Aye'ye yapt iin eriat hududuna tecavz olduunu yazdlar. Hazret-i Aye Radyallahu Taal anha, keml-i zeks ve fkh bilgisine ramen, bunlarn karsnda ileri srecek bir delil bulamad. O zaman Hazret-i Ali Radyallahu Taal anh'n szleri yle idi: "Siz, phesiz olarak, Allah ve Resulnn hatr iin, sklarak bu ie girimi oldunuz. Fakat bu. sorumlu olmadnz ve sizi ilgilendirmeyen bir itir. Muharebe ve halk arasnda dzen temin etmek (slah beynen 881

ns) kadnlar nereden ilgilendiriyor? Siz Osman Radyallahu Taal anhn kann iddia etmek iin ayaklanm bulunuyorsunuz. Fakat ben hakikat syliyeyim ki, sizi bu ie sevk eden ve sizi bu davaya srkleyen kimse, Osmann katillerinden daha da ok gnahkr kimsedir." Gryoruz ki, bu yazy Seyyidin Hazret-i Ali Radiyallahu Taal anh, Hazret-i Ayeye yazm ve onun yapt bu ii ak bir ekilde eriata aykr olarak belirtmitir. Hazret-i Aye de tamamen doru olan bu szlere kar bir ey syliyememi ve ekilip gitmitir. Cemel muharebesi bittikten sonra Hazreti Ali Radyallahu Taal anh, mml Mminin Radyallahu Taal anha, ile bulutuklar zaman yle buyurdular: "Ey Havdec sahibesi! Allah sana evinde oturman emretmi iken, sen kalkp da harbe ktn." Bu hitaba karlk Hazret-i Aye: "Hayr, biz kadnlarn evlerimizde oturmamz emredilmemitir. Siyaset ilerinde ve muharebe meselelerinde de bize hisse verilmitir" diye cevap vermemitir. Sonra uras da aktr ki, Hazret-i Aye, muharebeye katldndan dolay son derece piman oldu. Zira, allme bn-i Abdl - Berr, stib isimli eserinde bu mevzuyu u ekilde kaydeder:
882

mml mminin, Abdullah bn-i mer'e sitem ederek u szleri syledi: "Ya Ebu Abdurrahman, sen niin beni girimi olduum bu iten men etmedin?" Ebu Abdurrahman, bu suale u cevab verdi: "Ben o kimsenin (yani Abdullah bn-i Zbeyr) senin dncende olduunu biliyordum. Ve senin de byle bir ie kalkacan mit etmiyordum." Bu cevap zerine, Hazret-i mml mminin: "Keki, sen beni men etmi olsaydn da, byle bir ie girimi olmasaydm, dedi." Bunlardan sonra, Cenab- Sddka Radyallahu Taal nhnn bu hareketinin bir delil olma mahiyeti kalrm ki, ilim erbab bunu hccet olarak kabul edebilsin? slmda kadnlarn dahi siyaset ve memleket dzeni ilerinde vazifeleri vardr diye iddia edilsin? Memleket ilerinde kadnlara da bir hak der diye fikir ileri srlsn?.. Dnyada galip milletlerin alma sistemini kendilerine l olarak alan zmreyi bir tarafa brakalm. - nk bunlar, ounluk ne tarafa giderse, hemen o tarafa srklenip giden kimselerdir. O zaman una bakalm ki, bunlardan hangisi slmn, kendileriyle birlikte yrmesini isterler? Onlarn gz dardadr. Fakat hi
883

olmazsa biraz olsun insafa yakn kimseler vardr ki, isim verdikleri eyin bir parack olsun msemmasna balanmak isterler. Hi olmazsa onlar, Allahn kitabnda ve O'nun Resulnn Snnetinde bulunmayan ve asrlar boyunca tarihin ahadetiyle mevcut olmayan eyleri, delilsiz olarak, slma balamazlar. b. slm Hkmette Kadnlarn alma Dairesi. Soru: Gnmzn slm hkmet rejiminde, kadnlara da erkeklerin yanbanda siyas, iktisad ve dier devlet hizmetlerinde vazife grme hakk, niin tannmaz? Halbuki slm, en karanlk devirlerde bile kadnlara bir mevki ve makam (Status) tanmt. Nasl olur da bugn, kadnlar da erkeklerle ayn seviyede kendi miraslarndan hak alamazlar? Hangi sebebe dayanlarak, kz talebelerin mekteplerde, kollejlerde ve niversitelerde erkek talebelerle omuz omuza karma retim grmelerine ve memleketin ve milletin iktisad ilerinin ilerlemesi iin onlarn almalarna msaade edilmez? Farzedelim ki, bir slm hkmette kadnlara oy hakk tannmtr. Bu zmre oylarn ounluunu kazanm ve seim neticesinde muvaffak olup, devlet bakanl ve bakanlk gibi mevkileri de igal etmeye hak
884

kazanm olsalar, byle bir durumda ve hali hazr 20. nci yzylda, nasl olur da slm ahkm gereince kadnlarn hakk olan bu yksek mevkilerin kendilerine teslim edilmesinden imtina edilir? Halbuki yksek devlet hizmetlerinde kadnlarn da haklar bulunduuna dair bir hayli misaller vardr. Mesel, Seyln Babakan bir kadndr. Ayn zamanda Felemenk devlet reisi de bir kadndr. ngiltere Kraliesinin de bir kadn olduu herkesin bildii bir husustur. Sefaret makamna kadar ykselmi bulunanlar; Bhopal Nuvvabnn kz Abide Sultane (kadn ehzade) ve yine imdiki Felemenk sefiresi bulunan Begum Ra'na Liyakat Ali Han veya Mrs. Lakhoshmee Pandit, Britanyada yksek komiser ve Birlemi Milletlerde vazife alm kadnlardan deil midir? Bu misallere gemi zamanlardan da misaller verilebilir. Nur-i Cihan, Cihans - ki, Rni (kadn raca) Rziye Sultane (kadn eh-zade) ve kadnlarn medar iftihar saylan (Pride of Wo-man) Vcid Ali ah'n (sabk Odh devleti hkmdarnn) kars Hazret-i Mahal gibi. Bu kadn ngilizlerin aleyhine cereyan eden muharebede kumandanlk etmitir. Bunlar gibi daha bir hayli kadn, i mevzuunda kabiliyetlerini ispat etmilerdir. Yine nasl olur da muhterem (Merhum,

885

eser yazld zaman hayatta idi)9[205] Fatma Cinnah'a devlet bakanl teslim edilmez? Pakistan'da slm nizam buna Mtercim niin msait deildir? Acaba bugnk gibi kadnlarn doktor, adliyede avukat, noter, hkim ve yarg, ordu kumandan ve bunlar gibi olmalarna izin verilmez? Kadnlarn da erkekler gibi, mesel hastalar tedavi etmeleri pekl mmkndr. slmn ilk muharebelerinde kadnlarn yarallara baktklarn ve yarallarn yaralarn sardklarn, su dattklarn ve dier iler yaptklarn slm rivayetler bize bildirmitir. imdi milletin yarsn tekil eden kadnlar, evlerin drt duvar arasnda hapsedilip braklmalar hangi sebebe istinat ettirilebilir? Cevap: slm hkmette, dnya ile alkal herhangi bir meselede dahi slm usuln kaldrlmasna katiyen msaade edilemez. Byle bir eyin yaplmasna da meydan verilmez. Byle bir hkmeti idare edenler ve yrtenler eer gerekten slm usullere inanmlarsa, bu usul zere ileri
9[205]

Pakistan kurucusu ve ilk devlet bakan Seyyid Muhammed Ali Cinnah'n kz kardei.
886

yrtmekten baka areleri yoktur. Kadnlara ait muamelede, slm usul udur: Kadnla erkek, hrmet, namus ve eref bakmndan bu her iki snf da ayn seviyede olup ayn haklara sahiptirler. Ahlk llerde ise ayn seviyede deillerdir. Ahirette ecir bakmndan yine ayn seviyededirler. Fakat bu iki insan cinsinin alma yerleri ve daireleri ayn deildir. Siyaset, memleket nizam, asker hizmetler ve buna benzer iler, erkeklerin alma sahasna girer. Bu gibi ileri kadnlarn eline verdiimiz zaman, aile nizammzki, bu nizamn mesuliyetinin byk bir ksm kadnlarn zerindedir temelinden dalp gider. Yahut da bir hayli baka yk de kadnlarn zerine yklenmi olur. Byle bir durum, fazladan, kadnlarn ftr vazifelerine eklenmi olur. Elbette ki, kadnlarn ftr vazifelerine her nesuretle olursa olsun, erkeklerin katlmas dnlemez. Erkeklerin vazifelerinin yarsn paylaan kadnlar, bir de kendi ftr vazifelerini yapmak zorunda kalrlar. Fakat erkekler kadnlarn bu ftr vazifelerini paylamak imknna mlik deillerdir. Bu ikinci ekil, amelen mmkn olamyacana gre, ister istemez birinci ekil ortaya kar ki, Avrupai memleketlerdeki tecrbeler bu neticeyi gstermitir. Artk gz kapal olarak, bakalarnn ahmaklklarn taklit edip, kendi camiamzn iine sokmann
887

akl kr olamyaca da malumdur. u da slama sacak eylerden deildir ki, irsiyet bakmndan kadnla erkek ayn seviyede olsunlar. Bu meseleye Kur'ann ak hkm manidir. Nitekim slmi ahkma gre, ailenin geimi ve mal yk, tamamen erkein zerindedir. Kadnn mehri, nafakas, geimi erkee yklenmitir. Bu hususta kadna herhangi bir yk yklenmemitir. Bunun iindir ki, kadn hisse bakmndan ayn eitlie sahip deildir. slm usul, karma cemiyete: (Kark cemiyet) muhalefet etmitir. Aile nizamn salam temellere balamak isteyen, herhangi bir ailev nizam da karma cemiyeti makbul saymaz. Kadnlarla erkeklerin karma cemiyet halinde bulunmalarn doru grmez. Byle cemiyetlerin Avrupa lkelerinde ne gibi kt neticeler dourduu malumdur. Eer bizim lkemizin halk da bu neticelere kavumak iin rpnp duruyorsa, byle sfl eyleri slma sokmak iin almaya ne gibi bir lzum olabilir? Yok eer bu neticelerden kurtulmak isteniyorsa, o zaman slamn bu hususa ne kadar ehemmiyet verdii ve byle eyleri ortadan kaldrmak iin nasl urat da grnr. Evet, saadet asrnda yaplan muharebelerde kadnlar, yarallara bakarlar, onlarn yaralarn sararlard.
888

Bunun manas u deildir ki, muharebe olmad zamanda yani sulh devresinde de kadnlar dairelerde, fabrikalarda, kulplerde, parlamentolarda alabilirler. Erkeklerin alma sahasna giren kadnlar, erkekler kadar muvaffak olamamlardr. nk bunlar erkeklerin yapabilecekleri iler iin yaratlm deillerdir. Erkeklerin yapacaklar iler iin, ahlk, ve cismi evsafn bulunmas arttr. Bu evsafa gre ancak erkekler yaratlm bulunuyor. Bu vasflarn bir ksm kadnlarda bulunmu olsa bile, bu zayf vasflarla kadnlarn erkeklere mahsus i sahalarnda grnmeleri, sun olarak kadnlar erkeklemeye tabi tutmaktan baka bir ey deildir. Byle yanl bir istikamet, bir hayli zararlar dourur. Byle bir tutum hem kadnlk camiasn dejenere eder, hem de btn bir cemiyeti sarsar. Bu duruma gre asl zarar u olur ki, kadn ne tam manasiyle kadndr, ne de tam manasiyle bir erkektir. Kendi alma dairesinde alamad gibi, erkeklerin alma sahas iinde de alrken tam bir randman vermesi imkn haricidir. kisinin arasnda bocalayp gider. Yaratlnda kendisine verilen ftr deerini de kaybeder. Cemiyet ve hkmet ilerinde meydana gelen zararlar da unlardr: Ehil kimselerin grecei vazifeler, ehil olmayan kimselerin
889

ellerinde kalr. Kadnlar da yar erkeke ve yar kadnca vasflar ve hususiyetleriyle siyas, iktisad ve itima ileri yrtmeye urarken bu ileri temelinden berbat ederler. Kadnlarn i hayatndaki verdikleri zararlar hakknda misaller bir hayli oktur. Fakat bunlar bir bir saymakta bir fayda yoktur. Fakat bu mevzuda bir ka misal vermek faydal olabilir. imdi i hayatna atlm olan milyonlarca kadnn muvaffakiyet derecesine ksaca bir gz atabiliriz. Mesel, Msr devlet dairelerinde ve husus sektrde yekn olarak 110.000 kadn almaktadr. Bunlar, hibir ii doru drst yrtemediklerinden boyuna ikyetler yamaktadr. Verdikleri randman, istitastik llere gre erkeklerle mukayese edilince % 55 in stne kmamtr. Ayn ekilde Msrdaki zel sektr daima u durumdan ikyet etmektedir: Kadnlarn aznda sz durmuyor ve ticar srlar ifa ediyorlar. Byle bir durum ise, pek tabiidir ki, byk zararlar dourmaktadr. Avrupa lkelerinde bir hayli casusluk vakalar cereyan etmitir. Bunlar da tahlil edildii zaman, grlyor ki, bir ounda kadn parma dnmtr. yle ki, bu vakalarda kadn parma dnmeyenleri hemen hemen gstermek kolay deildir. slmda kadnlarn eitim ve retimi
890

meselesine gelince; slmda hibir zaman men edilmi deildir. Bunlar en yksek ilmi elde etmek iin alabilirler. Ancak hu hususta bir ka art vardr: 1. Bu eitim ve retim husus bir ekilde olmaldr. Kendisine mahsus bir alma dairesi iinde yrtlmelidir. Bu cinse mahsus hazrlklar bulunmaldr. Kadnlarn eitim ve retimi erkeklerden ayr hususiyetleri ihtiva etmektedir. nk onlarn yetimeleri hususunda kendilerine mahsus noktalan gznnde bulundurmak icabeder. 2. Eitim ve retim sistemi karma olmamaldr. Kadnlar, kadnlara mahsus dershanelerde ve mekteplerde, kadn retmenler tarafndan ders grmelidirler. Karma retim sisteminin Avrupann ve Amerikann gya ileri: gelen lkelerinde ne kadar fena neticeler dourduu gzmzn nndedir. O kadar ki, bunu inkr etmek insan akln durdurmak demektir. Misl olarak urasn arzedeyim ki. Amerikada 17 yana kadar olan kzlarla, erkek ocuklar orta okullarda (High Shcool) karma tedrisat grmektedirler. Bu gibi karma tedrisat sistemine tbi okullarda her sene ortalama olarak binden fazla kz gizli ekilde hamile kalmtr. Byle bir ey imdi bizde grnmez. Fakat biz de karma sistemi uygularsak, ayn netice ile karlaacamz
891

muhakkaktr. 3. Yksek tahsil grm bulunan kadnlar, almak isterlerse, kadnlarn alabilecekleri i sahalarnda kadnlk erefine yakr ilerde ve kadnlara mahsus mevzularda almaldrlar. Mesel, (kadn dershanelerinde, kadn hastananelerinde ve bu gibi yerlerde... c. Cemiyetin Islah ve Terbiye10[206] Soru: Acaba slm hkmet rejiminde kadnlarn hrriyeti ve ilerlemeleri iin herhangi bir mni var mdr? Mesel, onlarn sslenmeleri, yar plak elbise giyinip modaya uymak istemeleri gibi. Nitekim, zamanmzn yeni yetien gen kzlarnn giydikleri modaya uygun, dar ve gnl avlayc bir ekilde giyinip, kokular srnp, pudra, ruj, trnak cils filan kullanp makyaj yapp, caddelerde gezinip ve gnmzn gen delikanllarna gsterite bulunup, Holivud filimlerinin tesiri altnda kalarak "Tidi Boy" gibi artistlik hevesine kaplmak mmkn olabilir mi, olamaz m? Byle bir akma ve modaya kaplan mslman ve gayr mslim delikanllarn ve gen kzlarn byle serbeste arz endam
10[206]

Tercman l Kur'an, Ocak 1962


892

etmelerine kanun (Legislation) vastasiyle mni olmak mmkn mdr? Bu gibi kzlarn ve delikanllarn baba ve analarna para cezas gibi bir ceza konabilir mi? Byle bir ceza meyyidesi tatbik edilirse, onlarn meden haklar inenmi olabilir mi? Acaba kz izciler (Girls Guide), (APWA: Kadnlar birlii) veya (YMCA: Gen Hristiyanlar Cemiyeti) yahut (YWCA: Gen Hristiyan Kadnlar Cemiyeti) gibi kurullar slm nizama uyar m? Acaba kadnlar slm adliyeden kendileri iin boanma talebinde bulunabilirler mi? Ve erkekler iin bir tek kadnla evlenmek hakk gznne alnabilir mi? Veya ister slm adalet karsnda veyahut da kendilerinin istedikleri gibi meden nikahla evlilik (Civil Marriage) yapmak hakk elde edebilirler mi? Acaba kadnlar (kzlar da dahil) genlik festivalleri, futbol malar, temsiller (tiyatro gibi), dram ve komedi tiyatrosu, dans, raks, filim artistlii, gzellik msabakalar ve bu gibi eylere itirak edebilirler mi? Veya hava yollar irketlerinde hostes (Air Hostes) olabilirler mi? Mill ahlak bozan ilerde mesel sinema gibi, filim artistlii gibi ilerde veyahut da televizyon ve radyoda ak sak arklar sylemek ve yine plak resim basan mecmualarda modellik ve mstehcen edebiyat magazinlerinde, musikide, dans ve rakstaki btn bu tutumlar menedilebilir mi?
893

Dans ve mzik ve sair ahlk bozan kulpler ve emsali yerleri kapatmakta bir fayda salanabilir mi?

894

Cevap: slm itima yaayn ve muaeret usulnn konmas ve mevcut usulleri deitirmek kanun zoru ile olmaz. lk nce eitim, retim yolu ile halkn fikrini ykseltmek ve bu gibi hususlara bilhassa ehemmiyet vermek lzmdr. Bu vastalara bavurulduktan sonra yine bozukluk devam ederse o zaman slm kanun yolu ile inzibat tedbirler kullanmakta bir mahzur olamaz. Kadnlarn plaklklar ve hayaszlklar hakikaten feci bir hastalktr. Bu hastala hakik ve doru bir slm hkmet tahamml etmez. Bu hastalk dier tedbirlerle slah edilip dzeltilemezse, o zaman kanun yolu ile ortadan kaldrlmas arelerine bavurulur. Bavurulmas da icabeder. Byle kanun bir mdahaleye, meden hrriyete sekte vurur nazariyle bakmak da doru deildir. Nitekim, kumarbazlara kar tedbir olarak, onlar yakalarlar. Yankesicilerin ensesine yapp ceza verirler. Bu gibi eyler meden hrriyeti ortadan kaldrmak ile ayn manay tamaz. tima yaayta fertlerin baz mkellefiyetleri olmaldr. Meden hrriyet denilen ey, herkesin bildiini okumas demek deildir. Fertler, bakalarnn huzur ve rahatn karmayacak, bakalarnn hrriyetlerine zarar vermeyecek kadar hrdrler. stedikleri gibi keyiflerinin diledii ekilde her ne isterlerse yapamazlar.
895

toplumsal nizam bozmak iin kimseye bir hak tannm deildir. Hi kimse, kendi keyfi iin, toplumsal nizamda kt eyler reterek nizam bozamaz. Kz izciler (girils guide) n slmda yeri yoktur. (APWA): Kadnlar Birliine gelince, bunun da alma dairesi kendine gre olmal ve Kur'an- Kerim'in ahkmna muhalif bir ekli bulunmamaldr. (YWCA: Hristiyan Kadnlar Birlii) de Hristiyan kadnlar iin olabilir. Fakat mslman kadnlarn bu tekilta katlmalarna msaade edilemez. Mslman kadnlar da isterlerse kendileri iin bir (YWMA): Gen Mslman Kadnlar Birlii diye bir tekilt kurabilirler. Ancak slm dairesinin dna kmamak artiyle. Mslman kadnlar, slm adliyeye ba vurarak kocalarndan ayrlrlar. (Hul). Nikhn feshi (Nullification) ve geici ayrlma: Tefrik (Judicial Separation) derecesi dahi adl makamlardan elde edilebilir. Ancak bu da eriatn koymu bulunduu kanunlar dairesinde olur ve yine eriat kanunlarna gre, bu karar vermeye yetkili bulunan adalet makamlarndan alnabilir. Fakat talak: (Divorce/ Boanma) mutlaka Kur'an- Kerimin ak hkmlerine gre erkein elindedir ve hibir kimse erkee bahedilmi olan bu hakk kendisinden alamaz ve mdahalede bulunamaz. Maalesef, bu da o meselelerdendir ki,
896

Kur'an- Kerim namna Kur'an- Kerime muhalif yol tutulmak istenerek Kur'an- Kerime muhalif kanunlar yaplmak isteniyor. Btn slm tarihi boyunca, Devri Saadeti Nebeviden bu gne kadar, kimse bu hakk erkein elinden geri almay dnemedii gibi hibir adalet messesesi de bu ie mdahale etmemitir. Bu dnce dorudan doruya Avrupadan aktarma suretiyle bize gelmitir. Byle bir kaideyi getirmek isteyenler hibir zaman gzlerini ap da bakmamlar ki, Avrupann bu talak (boanma) kanununun arkasnda ne gibi niyetler saklanmaktadr? (Back Ground). Ne gibi kt neticelere sebebiyet vermektedir. O zaman bizim evlerimizden de skandallar karak ar pazar saracaktr. te byle feci sonular, Allahn kanunlarn kaldrp, onun yerine uydurma kanunlar koymann bir neticesi olduu pek tabidir. Byle sapk telkkiler bir ithal mal gibi bize aktarlmak isteniyor. Onlarn evlilik sisteminde tek kadnla nikh vardr. Nikhl kadnn ve ocuklarnn korunmas gznne alnarak, gayri meru kadndan doacak olan ocuklara kar szde kalan byle bir tedbire bavurulmutur. (Fransann nmzde bulunan rnei gibi.) Erkein nikhl karsndan baka, dier bir kadnla evlenmesi bir crm saylmaktadr. Sanki btn bu ballk haramdan kanmak iin deil de
897

nikhl kadn korumak iindir. imdi sorulacak nokta udur: Kur'an Mecd'in ebcedine vkf birisi nasl olur da bu lleri (Volues) gznne alabilir? O kimseye gre de zina nasl caiz olur da, nikhn kanun yolu ile haram olmas iin uydurulmu bulunan bu acaip ve garip felsefe hak olabilir? Bu ekilde bir kanun yapmann neticesinde, mslmanlar arasnda da, zinann reva bulmas salanm, olur. Bu defa kz arkadalar edinmek, (Girl Friends) ve kapatmalar (Misteresses/Metresler) alp yrr. Tabiatiyle ikinci kadn da ortadan kalkm olur. Bu ekilde ortaya km bir cemiyet, bu ehresiyle, asl slm cemiyet ehresinden ok uzak ve Avrupai ehreye ok yakn bir cemiyet olur. Byle bir cemiyete biroklar hevesli olabilirler, fakat mslmanlar asla gvenli olamazlar. Meden nikhla evlenmek meselesi elbette ki, mslman kadnn yanbanda sz konusu deildir. Bu mesele olsa olsa herhangi bir mrik kadnla evlenmek hususunda ortaya kar veya herhangi bir Hristiyan veyahut da Yahudi kadnla evlenirken sz konusu olabilir. O zaman bu kadnlar slmda byle bir kanun bulunduu iin Mslmanla nikhlanmaya raz olmazlar. Mslman erkek de, aknn belsna kaplm olduundan evlenirken, din balara tbi olmayacana nceden sz vermek zorunda kalr.
898

Biri kalkp da byle bir ie atlacak olursa, slmdan bu hususta fetva istemesine ne lzum vardr ki. Gidip bildiini okusun. slmda kendi yolunu takip etmeyenlere niin, neden byle bir msaade versin? slm adalet messesesi de ne zaman ve ne hakla mslmanlara bu ekilde evlenmek iin izin karsn? imdi gelelim dier tarafa, bir slm hkmette kadnlar, genlik festivaline (Youth Festival), oyun gsterilerine, tiyatrolara, dans ve raks, ark ve gzellik msabakalarna katlmak isterlerse, yahut da hava yollar hostesi olarak yolcularn gnllerini elendirmek iin hizmet etmek yolunu tutarlarsa, o zaman slm hkmetin varlna ne lzum vardr? Btn bu ilerin hepsi de kfrde ve kfir hkmetlerde kolaylkla yaplacak ilerden, daha da geni serbestlik iinde istendii gibi olabilecek eylerdendir. Sinema, film, televizyon, radyo vesaireye gelince, bunlar Allah tarafndan verilen kudret sayesinde ortaya km aletlerdir. Haddi zatnda kendi balarna fena eyler deillerdir. Fakat fenalk bunlar fena yolda ve fenalklar iin kullanmaktan doar. Kt yolda kullanlrsa insanln ahlakn bozar. slm hkmete den vazife bu vastalar insanln felah yolunda kullanmak ve ahlak fesad iin kullanlmalarn nlemektir.
899

IV. ZMMLERN HAKLARI a. slm hkmette zimm reaya (tebaa)11[207] Soru: Ben Byk Hindu Kurulunda (Hindu Mana Sebha) da memurum. Geen sene Hindu Kurulunun vilyet propaganda sekreterliine seildim. Zat- alilerinizi ismen tanyorum. Kymetli kitaplarnzdan "Mslmanlar ve Siyas ekimeler, "islmn Siyas Nazariyesi", "slm Hkmet Nasl Kaim Klnr?" ve "Selmet Yolu" nu ve dierlerini okudum. Bu eserleri tetkik ettike slm hakkndaki grm tamamen deiti. Ve bende yle bir kanaat yer etmi oldu: Eer bunlar daha evvel, ele alnm olsalard, imdi ok kark bir durum arzeden Hin-du Mslman meselesi byle bir hal almazd. Zat- faziletlerinizin, ileri srd ve insanlar davet ettiiniz bu ilh hkmet yolu benimsenip tatbik edilmi olsayd, byle bir rejimde yaamak benim iin de bir vn vesilesi olurdu. Buna ramen, baz hususlar sormak cesaretinde bulunacam. Bu mevzuda sadece
11[207]

Tercman l - Kur'an, Receb evval; 1363 Temmuz -Eyll 1944


900

mektup yazmakla deil, Zat- faziletlerinizle bizzat grmek de istiyorum. lk nce u hususun, tarafnzdan aydnlatlmasn rica ediyorum: Hindular, Hkmet-i lhiyede ne derecede yer alrlar? Kendilerine Ehl-i Kitap hukuku mu tannr, yoksa sadece zimm hakk m tatbik edilir? Ehl-i Kitap ile zimmlerin hukukuna ait risale ve kitaplarnz elime gemedi. Ben ancak u kadarn biliyorum ki, Mslman Araplarn Sindh'e yry tarihinde islm ordular kumandan Muhammed bn-i Kasm ve Sindh'de onun yerine geenler, Hindlara da Ehl-i Kitap hukuku tanmlar ve Ehl-i Kitap muamelesi yapmlardr. mid ederim ki, Zat- faziletleri bu hususta geni bir ekilde fikir beyan buyururlar. Ve ayrca, Ehl-i Kitap ile Zimm hukuku arasndaki farklar da etrafl olarak aklamanz rica ediyorum. Acaba bu snfa mensup aznlklar, memleketin asayi ve inzibat ilerinde vazife alabilirlermi? Asker, zabta ve kanun icra eden eleman olarak, Hindlara da bir pay ve hisse verilebilir mi? ayet verilmedii takdirde, Hindlarn ounlukta bulunduklar eyaletlerde, Hkmet-i ilhiye kanunlar gereince, Hindular da hkmet ilerine itirak edebilecei hususunu Zat- faziletleri, kabul etmee hazr mdrlar? kinci sualim de udur: Acaba Kur'andaki askerlik ve devlet ileri (Divan ahkm)
901

mslmanlar gibi Hindulara da temil edilebilir mi? Acaba Hindlarn kendi mill kanunlar (Personal Law) Hindular zerinde icra edilebilir mi, edilemez mi? Benim ahs fikrim udur ki, Hindular kendi irs kanunlarnda aile sisteminde ve buna benzer hususlarda kendi kaidelerine (Menu aster'a gre) yaaylarn devam ettirebilirler. Eer ettiremezlerse sebebinin aklanmasn istirham ediyorum. u da malumu lileridir ki, bu sualler sadece dank ve muhtelif hukuk mevzuu olarak takdim klnd. Cevap: Ben, zat- alilerinizin, mektupla bildirdii bu fikirlere, kendimce byk kymet vermekteyim. uras bir hakikattir ki, Hindistanda Hindu - Mslman meselesi karma kark ve halledilmesi gayet zor bir mesele haline gelmitir. ki ayr camiann bir arada yaama problemi, hak ve adaletle zm yolu braklp, ahs, ailev, zmre ve rk esaslar zerinden halletmek yolu tutulduundan bu ar mesuliyet onlarn boynunda korkun bir vebal olarak kalmtr. Byle ters bir tutum, imdiki iinden klmaz durumu meydana getirmitir. Bu talihsiz gidie biz de katlmak ve it'rk etmek zorunda kalp, hibir fayda elde
902

edememiizdir. Zat- alilerinizin, ileri srdkleri sualleri simdi sras ile ve mmkn olduu kadar ksa olarak cevaplandrmaya alacam. 1. Eer Hkmet-i ilhiye kurulursa, byle bir rejimin vasf bir kavmin ve bir milletin baka bir kavim veya millete ve yahut da kavimler ve milletlere tahakkm etmesi demek deildir. Belki bu hkmetin vasf, usul zerine kurulmu olmasdr. Byle bir hkmetin zahirdeki yneticileri memleketin halk ve o memlekette oturanlardr. Bunlar da bu usule inanm olan kimseler olmaldrlar. Bu usule inanmak ve bu usul kabul etmek istemeyen dierleri, yahut da her ne ekilde olursa olsun, bu usule gvenleri bulunmayanlar, byle bir hkmetin iinde, byle bir hkmetin iktidar altnda "Ehl-i Zimme" vasfn elde ederler. Yani bunlarn muhafazasnn mesuliyeti usul hkmeti yrtenlerin ve ynetenlerin zerinde olur. 2. "Ehl-i Kitab" ve "Amm Ehl-i Zimme": (Alelumum zimmiler) arasnda hukuk bakmndan herhangi bir fark yoktur. Ancak fark u noktadadr ki, Ehl-i Kitap kadnlarla, mslman erkekler evlenebildikleri halde dier Ehl-i zimme kadnlar ile evlenemezler. Fakat hukuk bakmndan ise bu iki camia arasnda herhangi bir fark yoktur. 3. Zimmlerin hukuku hakknda geni
903

denecek derecede bir yaz yazm deilim. Fakat usulen size arzedebilirim ki, zmm iki eittir. Yani zimmlik iki ekil ile ortaya kar. Biri, slm hkmetin zimmliini kabul ettikleri zaman bu hkmetle anlama yaplarak ortaya kan ikincisi ise, anlama olmakszn zimmlikleri kabul edilenler. Birinci ksm zimmler hakknda anlamada ne varsa, onlar hakknda dikkate alnr ve anlamann artlarna gre hareket edilir. kinci ksm zimmler iin eriatte lzm gelen noktalar gznnde bulundurulur. Bu esaslara gre, onlarn canlarn, mallarn, eref ve haysiyetlerini korumakla mkellef oluruz. Kendi canmz, malmz, eref ve haysiyetimizi koruduumuz gibi, onlarn da bu haklarn korumamz gerekir. Onlarn bu mevzudaki hukuku mslmanlarnki ile denktir. Zimm kannn deeri de mslman kannn deeri kadar olur. Kendi dinleri zerine amel etmek hususunda tamamen serbest olurlar. badethanelerini muhafaza ettikleri gibi bu mabetler islm hkmet tarafndan korunur. Kendi dini talimlerini tanzim. etmek hakknda mik bulunurlar ve zorla Isln Tlha krndeine yklenemez. Zmmilere ait, islm Anayasasndaki (dtn) fau nn inallah geni bir ekilde ele alarak kitap halinde neredeceim.12[208]
12[208]

Bu hususta Cemaatti slm iki risale yaynlamtr.


904

4. Zimmilerin ahsi hukuk ve ahsi kanunlarna gelince, bu husus kendilerine tannm bulunan dini serbestinin lzm gelen bir neticesidir. Bu bakmdan slnu hkmet, onlarn nikh, talak (evlenme ve boanma) irsi, mlk (Law of the land) ve dier kanunlarna dokuna. m az. Ancak onlarn icra edemiyecekleri kanunlar, tatbikiyle memleketin nizamn ve bakalarnn serbestisine zarar getirebilecek mahiyette olan kanunlardr. Mesel simim millet veya cemaat faizcilii caiz sayar. Halbuki slm byle bir eye msaade edemez. Bu gibi menf hareketlere meydan verdii takdirde, memleketin iktisad du rumu bozulur gider. Tabidir ki, buna mai olunur, ve yine bu rnek gibi, bir zimm kavmin telkkisine gre zina caiz olabilir, islm rejimi buna msaade ederse, o zaman onlarn kt ve yakk almaz ileriyle fahielik (Prosti-tution) memlekette alr yrr. Halbuki insan ahlaknn aksine olan bu i, ceza kanunumuzun (kanun-u ta'zirat: Criminal law) ile dahi men edilmitir. Elbette ki, meden kanun ile de men edilir ve msaade edilmez. Bu llere gre dier hususlar da mukayese edebilirler. 5. Zat- alileri bir de zimmlerin memleket zabtasnda ve dier mlk idarelerde vazife alp alamyacan soruyorlar. Mesel, polislik, asker hizmetler, kanun icras ileri ve buna benzer resm vazifelerde Hindulara
905

da bir itirak pay der mi, dmez mi? Dmez ise, ozaman ounluu Hindlarla meskn bulunan eyaletlerde siz mslmanlar, hkmeti lhiyede Hindlarn da itirk edebilecekleri bir durumu kabul etmeye hazr msnz? Bu soru bence iki yanl anlaytan ileri geliyor. Biri udur ki, usul gayr mill hkmet (deological Non-National State) in sahih olan hususiyetini ve doru vasfn, gznnde bulundurmuyorsunuz. kinci nokta da udur: alma hayat ve iktisad sahadaki dncenin de aydnlanmas icabeder. Birinci srada ben bunu akladm ve aydnlattm. Usul zerine kurulmu bulunan hkmeti yani ideolojik devleti yrtmek ve bunu muhafaza etmenin ve ayakta tutmann mesuliyeti bu nizama inanm olan halkn zerindedir. Ancak inanm bir camia byle bir hkmetin ruhunu temsil edebilir. Tam bir iyi niyetle din ve imanlarndan aldklar yksek hasletlerle hkmetlerini ideal seviyeye karabilmek iin byk gayretler sarfetmek ancak byle bir topluluktan beklenebilir. Bu hkmetin devam etmesi iin icabnda harp meydanlarnda canlarm da feda etmeye hazr bulunmaldrlar. Dierleri ise, bu usule inanmamaktadr. Byle bir hkmete itirak ederlerse, o zaman ne bu hkmetin kurulmasnn gayesini anlarlar ne
906

de byle bir hkmetin ruhuna vakf olurlar. Bu hkmetin ruhuna gre ileri yrtemedikleri gibi ne de halis bir niyetle bu hkmetin ayakta tutunmas iin samimiyetle gayret sarfedebilirler. Devletin dier mlk ve idar ilerinde vazife alacak olurlarsa, memur zihniyetiyle i grr ve gn geirerek cret alrlar. Bu zmre, asker ilerde almak ve asker olmak isterlerse, byle bir eriat iinde, cretli asker (Merece-naries) vasfndan baka bir vasflar olamaz. Kendilerinden byle bir ahlk bir haslet de beklenemez. Pek tabi olarak, slm hkmet iin bir fedakrlk ve mzaharet gstermezler. slmi devlet sisteminde, ehl-i zimmeye herhangi bir i yklenmez. Asker ilerin btn arln mslmanlar yerine getirirler. Ehl-i zimme'den ancak bir nevi mdafaa vergisi alnabilir. Fakat hem asker hizmet grdrmek, hem de mdafaa vergisi almak gibi, iki vazife ehli zimme'ye yklenemez. Ancak ehli zimme kendi arzu ve gnl rzalar ile asker hizmet grmek sterlerse, o zaman kendilerinden mdafaa vergisi alnmaz. Mlk ilerde ve sivil dairelerde almalarna gelince, kilit noktalarda (key positions) ve temel meseleleri ilgilendiren idar ve asayi ilerinde yine ehl-i zimmeye bir vazife verilmez. Fakat dier
907

memuriyetlerde zimmlerin altrlmasnda bir saknca yoktur. ra meclisi azalma seilmek iin de ehli zimme'ye oy verilmez. Elbette ki, zimmler ayr bir mmessil veya mmessiller bulundurabilirler. Bu mmessiller, zimmlerin meden haklarnn ve zgrlklerini korumak ve zimmlerin ileriyle alkadar olmak iin maverelere itirak ederler. Ayn ekilde, memleketin umum ilerinde, intizam ve asayi meselelerinde de kendi camialarnn isteklerini ve dileklerini aksettirebilirler. Mnasip grdkleri ekilleri de ileri srebilmek haklardr. Btn bu ileri slm noktay nazara gre idare eden merci, ra Meclisi (Assembly) dir. Ak ve kesin olan mesele udur ki, hkmeti ilhiye herhangi bir kavmin, herhangi bir milletin veya herhangi bir zmrenin sultasnda deildir. Bu hkmet ancak, bu usul kabul edip inananlar tarafndan ynetilir ve yrtlr. Hkmete ancak bunlar itirak edebilirler. dareci kadro, ister Hindu - zade olsun, ister Sirkh-zde olsun. Hangi kavimden olursa olsun yeter ki, bu usule gerekten inanm olsun. slmn devlet nizamna inanmayanlar Mslman - zade bile olsalar, byle bir hkmette yerleri olamaz. Olabilmesi iin bir sebep de gsterilemez.
908

Ancak bu hkmetin muhafazasnda (Protection) korunmasnda faydal olabilirler. Fakat hkmeti yneltmek, yrtmek iine itirak edemezler. Zat- alilerinizin u ekilde bir sorusu da var: Diyorsunuz ki, "Hindlarn ounlukta bulunduu eyaletlerde, Hkmeti lhiyedeki Hindular gibi bir vaziyetleri olabilmesini mslmanlar kabul edebilecekler midir? Esasen Mslim Legue, liderlerinden bunu istemek lzmdr. Nitekim al veri meseleleri ve dei toku ileri de byledir. imdi biz burada baka sorular soracak, sonra da bunlar kendimiz cevaplandracaz. Hindular iin her nerede hkmet kurmak icap ederse etsin, orada ancak iki esas ekilde hkmet grebilirsiniz. 1. Ya bu hkmet Hindu mezhepleri esas zerine kurulmu olacaktr. 2. Veyahut da bu hkmet, milliyetilik ve vatanperverlik yani muayyen bir lkecilik zerine bina edilecektir. Birinci ekil tercih edilirse, byle br durumda siz de kabul edersiniz ki, Hindular, hukuk bakmdan Hkmeti ilah kurmazlar. O zaman biz de hukuk zaviyesinden bu hkmete "Ram Rac" hkmet diyebiliriz. Byle bir hkmette pek tabidir ki, hkmetin banda bulunacak kimse de Hindu mezhebinden olacaktr. Noktas nokta909

sna mensup olduu mezhebe gre icraat yapacaktr. Baka trl hareket etmesi de muhtemel deildir. Eer byle bir hkmette hukuk kaidelerine ok iyi dikkat edilirse, muameleleriniz bizimkinden daha iyi olursa elbette ki, o zaman bu hkmet ahlaken bizden stn olmu olur. Byle olunca, u ihtimal de yok deildir ki, bir gn bizim hkmeti lhiyemiz sizin Ram Rac hkmetinizle deimi ola. Yok eer bu hususlar ve bu muameleler dediimiz gibi deil de, dediimizin aksine olursa, o zaman da er veya ge neticenin aksine tecelli edecei phesizdir. kinci ekle gelince, hkmetiniz vatanperverlik ve milliyetilik esasna gre kurulduu takdirde, o zaman da bu hkmet Cumhuriyet (Demokracy) rejimini seecektir. Byle bir rejim kabul edilirse, orada bulunan mslmanlar da saylar nisbetinde bu hkmete itirak edeceklerdir. Kendilerine de bu hkmette saylar nisbetinde bir hak tannacaktr. Fakat Hindu milliyetilii, esas olarak alnrsa, o zaman oradaki mslmanlara malup bir millet muamelesi yaplacak (Subject Nation) ve onlara bu gzle baklacaktr. Bu iki eklin ikisinde de siz yine Mslmanca muamele yaplmasn m istiyorsunuz? Her ne ekilde olursa olsun, slm hkmette Zimmlerin hakkndaki
910

muameleler, Kur'an- Kerim ve Hadislerin hkmlerinden baka trl olamyacaktr. Siz istiyorsunuz ki, mill hkmetiniz Mslmanlar katliam etsin. Tek bir slm ocuu hayatta brakmasn. slm hkmet de mukabele-i bil-misil (aynyla karlk vermek) olarak, intikam almak maksadiyle, kendi lkesi dahilinde bulunan zimmlere ayn muameleyi yapsn. Byle ey olamaz. Mesele bunun tamamen aksinedir. Hindu hkmette, Cumhurbakan veya bakumandan mslman vatandalardan yaplabilir mi? Bunun gibi, herhangi bir zimmnin de slm hkmetin bana getirilmesi veya islm ordularnn bana bakumandan tayin edilmesi muhaldir, yalnz herhangi bir zimm slm Hkmetin ilerinde muayyen artlar dahilinde vazife alabilir. DETAYLI AIKLAMALAR13[209] Sual: Zat- faziletlerinizin eserlerini ve daha nce ltfedip yazm bulunduklar mektuplar okuduktan sonra, kendime de hak verdim. nk Zat- faziletleri temiz ve halis slm
13[209]

Tercman l - Kur'an, Zilkade - zilhicce 1363; Kasm, Aralk 1944 saysndan alnd.
911

bir hkmet rejimine taraftardrlar. Bu islm hkmette ehl-i zimme'nin ve ehl-i kitabn vaziyeti Hindulardaki Ahut'lar14[210] gibi mi olacaktr? Zat- faziletleri yazyorlar ki, "Hindlarm ibadethaneleri korunacaktr. Ve onlarn kendi din talimlerini dzenlemee haklar olacaktr." Fakat Zat- faziletleri u noktaya temas etmemektedirler: Acaba Hindlara propaganda (din tebli) iin hak verilecek midir, verilmeyecek midir? Bu arada Zat- faziletleri u hususa da temas etmemektedirler: "Byle bir hkmet kabul edildikten sonra, onlar da bu hkmete inandklar takdirde, bu hkmeti yrtme hususuna itirak edebilirler. Bunlar ister Hindu - zade olsun, isterse sirkh - zade olsun." imdi ltfedip de kerem buyurup u hususu da izah buyursunlar ki, bir Hindu, Hindu olarak kalp da Hindluunu muhafaza ederek, ayn zamanda sizin hkmet usulnze iman edip, bu hkmetin yrtlmesine nasl itirk edebilir? Sonra yine Zat- faziletleri buyuruyorlar ki, Ehl-i Kitap kadnlarla Mslman erkekler evlenebilirler. Fakat Zat- faziletleri u noktay da kapal geiyorlar, acaba Ehl-i Kitap erkekleri de Mslman kadnlarla
14[210]

Ahut: Hindular arasnda yaayan Gayr Hindu aznlk, el srlmez kimseler.


912

evlenemezler mi? Eer cevap menf ise, yani evlenemezlerse, o zaman Zat-i faziletleri niin bu "stn grme duygusu": hss- Berten: (Superiority Complex) hakknda daha etrafl izahta bulunmazlar? Eer Zat- faziletleri, bunun ispat iin (Justification) slma iman etmeye taraftarlk ederlerse, o zaman niin unu kabul etmek ve una inanmak istemezler ki, kendi buyurduunuz gibi, "szde mslman" kimseler niin slm kaide ve kanunlardan kanyorlar? Ve niin bu gnn mslmannn meselesi ayrdr? Ve yine niin Zat- faziletleri, unu da kabul etmiyorlar ki, Hlefa-i Raidin devrinde slma sarlm olan halkn ounluu, hangi sebepten dolay siyas iktidar elde etmek iin istekli idiler? Eer Zat- faziletleri, unu da kabul etmek istemezler ise, o zaman 30 - 35 sene bu ekildeki slm hkmetin nasl devam ettiini izah buyurmazlar m? Ve sonra yine Hazret-i Ali Radyallahu Taal anh, o kadar dirayetli ve tedbir sahibi olmasna ramen niin kendisinin o kadar muhalifi, vard? Hatta muhalifleri o kadar oktu ki, Hazret-i Aye Radyallahu anha da bunlarn arkasnda bulunuyordu. Bundan baka, u dmn de zlmesi icabeder: Zat- faziletlerinin dncesine gre, byle bir hkmeti yrtmek iin, yle yksek ahlkl ve yle karakter sahibi bir kimseyi neri, Hazret-i mer, Hazret-i Osman
913

Radyallahu Taal Anhum, gibi esiz ve emsalsiz kimselerin zamannda, bu hkmet ancak bir ka sene devam etmitir. On drt asr sonra, byle bir hkmeti tekrar gz nnde bulundurmak ve o zamann vaziyetine gre bir hkmet sistemi dnmek acaba ne derece makul olabilir? una da phe yoktur ki, Zat- faziletlerinin bu nazariyeleri her zaman mslmanlarn arasnda istek ve zevk ile karlanp, beenilmektedir. Nitekim temas ettiim bir hayli mslmanlarda bu hususu mahade ettim. Onlar, sizin sylediklerinizin hepsinin tamamen slmn ta kendisi olduunu dnyorlar. Fakat, herkes de, benim, yukardaki satrlarda ileri srdm hususlarda itirazda bulunuyor ve size gre, Hilfet-i Raidin devrindeki gibi halifelii zerine alacak karakterde bir kimseyi nereden bulacaz, diyorlar. Hele bu Zevat- Kiram, bu kadar iyi insanlar olmalarna ramen, onlarn kurmu bulunduklar hkmet sistemi ne sebeple en fazla elli sene bile devam edememitir? imdi bu byle olunca, byle bir hkmet nazariyesi, gzel bir inatan baka acaba ne olabilir ki? Cevap: Sizin sormu bulunduunuz sorular tamamen hakikattir. Ben de imdiye kadar bunlarn zerinde durmamtm. Bu
914

bakmdan vereceim cevaplar, bu sualleri tamamen aydnlatacak mahiyette olmazsa bile, beni mazur grnz. Eer Zat- alileri, ilk nce esas iler zerinde sze giriip de, tedricen fer' ilere ve zamann siyasetine (Current Politics) gelirseniz, o zaman benimle fikir bakmndan mttefik olamayz. Bunun iin hi olmazsa bu mevzular hakknda benim kadar uram olmanz icabeder. Buna gre ben yle anlyorum ki, daha Zat- alileri, beni iyi tanmamlardr ve iyi renememilerdir. Ltfettikleri mektupta Zat- alileri yle yazyorlar: Benim tahayyl ettiim slm hkmette, Ehl-i Kitab ile Zimmlerin durumlar, Hindlardaki Ahut'lar gibi olacak diyorsunuz. Ben de bu satrlar okuyunca hayretler iinde kaldm. nk, Zat- alileri, ya benim aka anlattm, znmlerin durumunu bilmiyorlar, yahut da Hindu Ahut'larn vaziyetine vakf deillerdir. lk nce unu bilmek lzm ki, Ahut'larn durumlar Mem Dehrem aster'den15[211] anlaldna gre, onlarn hukuk durumlar bakmndan slmdaki zimmlerin hukuk durumlar ile hi de mukayese imkn yoktur. Burada en mhim nokta da urasdr ki, Ahutlar meselesinde esas rk ve nesil imtiyaz zerinedir. Zimmlikteki esas ise, akide zerinedir. Eer bir gn bir zimm kp
15[211]

Hindu din esas kanunlar. Mtercim


915

da slm kabul ederse, bu zimmi bize Emr veya mam da olabilir. Fakat herhangi bir ovder,16[212] herhangi bir akide ve meslei kabul ettikten sonra, Serme17[213] balarndan acaba, kurtulabilir mi? Zat- alilerinin u suali de ok tuhafdr. "Acaba bir Hindu, Hindu olarak kalp da sonra slm hkmete inanrsa, bu hkmeti yrtenlerle i birlii yapabilir mi?" Galiba Zat- alileri u nokta zerinde durmamlardr: slm hkmetin usullerine iman eden kimse iman ettikten sonra artk bu kimsenin Hindluu.kalr m? O da mslman olur gider. Bugn bu memlekette on milyonlarca "Hindu - zade" vardr. Bunlar Mslman olup, islm usullerine iman etmiler, iman ettikten sonra da artk bunlar mslmandrlar, Hindluklar da kalmamtr. leride de herhalde inaallah byle Hind-zdeler yine slm usullerine inanacaklar, onlar da dier mslmanlar gibi mslman olacaklardr. Elbette ki, mslman olunca, onlar da dier mslmanlar gibi slm hkmeti yrtmek ve ynetmek hususunda gayretle alacaklardr. imdi u suale gelelim: "Acaba slm
Gayr Hindu, Hindu mezheplerine gre temizlenmeyen zmreye mensup. Mtercim 17[213] Hindu mezheperine gre, bir nevi din "murdar gibi bir ey". Mtercim
16[212]

916

hkmette Hindlara propaganda yapmak hakk tannacak mdr, tannmayacak mdr? unu da hemen arzedeyim ki, byle bir sualin cevab pek ksa bir cevap deildir. nk propagandann eitli ekilleri vardr. Ve ekle gre i deiir. Biri udur ki, herhangi bir mezhebe mensup zmre, kendi mezhebini kendi nesline ve kendisine mensup bulunan halka retmek ister. Bu hususta yalnz Hindular deil, zimmlerin hepsine hak tannr. kincisi de udur: Herhangi bir mezhebe mensup zmre yazl yahut da szl kendi mezheplerini bakalarna baka gayr mslimlere retmek ve anlatmak isterler. slm da dahil, kendi mezhepleri ile dier mezheplerin arasndaki farklar belirtmek yoluna da gidebilirler. Bu hak da yine zimmlere tannr. Fakat, herhangi bir slm hkmette sadece bir mslmann dininin deitirilmesi iin yaplacak olan tek tarafl propagandaya msaade edemeyiz. nc ekle gelince: Herhangi bir mezhebe mensup zmre, kendi mezheplerinin esas zerine muntazam bir ekilde harekete gemek isteyerek, memleketin temel nizamn deitirmek, slm uslleri ortadan kaldrmak ve bunun yerine kendi usullerini koymak isterlerse, bu eit faaliyetlere kendi hkmetimizin
917

hududlar iinde asla msaade edemeyiz. Bu hususta daha fazla bilgi edinmek iin, mufassal bir ekilde izah ederek yazm olduum "slm meen katli mrtedd ka hkm: slmda Mrteddin ldrlmesi hkm" isimli eserime baknz.18[214] Ehl-i Kitab kadnlarnn, mslmanlarla evlenmelerinin caiz olup da, mslman kadnlarnn ehl-i kitab ile evlenmelerinin caiz olmamasnn sebebi udur: Byle bir meyyidenin istinad ettii temel, "stn grme duygusu" zerine kurulmamtr. Bu ayr bir ruh meseleye istinad eder. Umumiyetle erkek kolay kolay tesir altnda kalmaz. Bunun aksine, kadn daha kolay tesir altnda kalr. Bir gayr mslim kadn, herhangi bir mslmann nikh altna girerse, bu kadnn gayr mslim kalaca ok az ihtimal dahilindedir. Mslman olmas ihtimali daha ziyadedir. Fakat bir mslman kadn herhangi bir gayr mslim erkekle evlenirse, o zaman kendi dinini brakp da gayr mslime olmas ihtimali, daha oktur. Bu kadnn evltlarn mslman olarak yetitirmesi ve kendi kocasn da mslman etmesi beklenemez. Bu mhim sebepten dolay mslman
18[214]

Bu mevzu kitap halinde neredilmitir. "Mrtedd k seza - slam kanun meen." (slm kanunda Mrtedd'in cezas) slmic Pbl. Ltd. Lahor.
918

kzlarnn gayr mslimlere nikahlanmalarna msaade edilmemitir. Elbette ki, bir gayr mslime kadnla, kendi ocuklarnn mslman olarak yetitirilmelerine rza gsterirse evlenilebilir. Fakat Kur'an- Kerim'de byle bir hususa msaade edilmekle beraber, bunun yan banda da bu gibi kimselerin imannn zayflayacan da iaret etmitir. uras da aka gsterilmitir ki, bir kimse, bir gayr mslimin muhabbetine yakalanrsa, ya onun iman zayflamtr veya iman tamamen ortadan kalkmtr. Fakat zel durumlarda bunda faydalar olduu takdirde, buna kalklabilir. Buna ramen yine de bu tr evlenmeler pek makbul bir i saylmamtr. Baz durumlarda da bu i tamamen menedilmitir. Bu yasan sebebi de, mslman camiasna gayr mslimlerin girmelerini nlemek iindir. Girdikleri zaman, ihtimal, mnasip olmayan ahlk ve itikad vasiyetlere tesir icra edebilirler. Zat- alilerinizin u sualine gelelim: slm hkmet sadece niin otuz, otuz be sene devam etmi ve daha fazla srmemitir? Bu husus mhim bir tarih meseledir. biz, slm tarihini iyi tahkik edip, derin mtala buyursaydnz, byle bir neticenin sebeplerini anlamanz pek zor olmayacakt. Herhangi bir kimse, ne kp, zel bir ekilde bir cemaate liderlik ederek, bir yaay nizam dzenlerse, bu cemaat de bu nizam tam olarak
919

yrtmee muvaffak olduu takdirde, byle bir rejimin devam edebilme art ilk liderden sonra gelecek olan liderlerin de sekin kimselerden olmas gerekir. Sonraki liderlerin de ilk liderler derecesinde bu usullere inanmalar lazmdr. Liderlik yle bir zmrenin elinde bulunmaldr ki, bu idareci kadroyu umum halk da desteklemelidir. Ayn zamanda bu zmrenin idare edecei halkn da hi olmazsa byk bir ksmnn bu ideal nizamn kltr ve terbiyesine vkf olmalar lzmdr. Bata liderin ve daha sonra da idareci kadronun sz dinletme kudretine mlik bulunmalar icabeder. Buna mukabil halkn da sz dinleme seviyesi olmazsa, bu usul silinir gider ve bunun yerine de baka usuller ortaya kar. Bu mhim noktalar yice zihnimize yerletirdikten sonra, imdi slm tarihine gz gezdirebiliriz. Neb Sallallahu aleyhi ve sellem zamannda meden bir inklap ortaya kt. Yeni bir yaay nizam kuruldu. Bu sayede Arabistan lkesinde ayr bir ahlk inklap (Moral Revolution) meydana geldi. Zat- Saadetlerinin liderlii ile temiz kimselerden ufak bir gurup hazrland. Btn Arabistan halk onlarn nderliklerini kabul ettiler. Fakat zaman ilerledi. Hlefa-i Raidin devrinde lkeler fethedildi. slm memleketleri hzla geniledi. Fakat nizamn salam bir ekilde yerlemesi ayn hzla
920

devam edemedi. nk, o zamanki neir ii bugnk gibi kolay deildi. Tlim ve terbiye ii de bugnk kadar hzla gelitirilemiyordu. Nakil vastalar da zamanmzdaki gibi deildi. Bu sebeplerden dolay islm camiasna girmi bulunan bir ok insan topluluklar; ahlk ve zihn ve amel bakmdan slm harekete abuk intibak edemediler. Bunun neticesinde de slm diyarnda, slmn hakikatn anlam ve bu nizamn ruhuna vakf olmu kimseler aznlkta kalyordu. Olgun olmayan mslmanlarn says bunlara nisbetle pek fazla idi. Bu zmre, usulen mslman hak ve hukukundan istifade ederek islm camiasnn iinde bulunuyorlard. Gerek ve doru mslmanlarla aralarnda bir fark gzetilmiyordu. Bu sebepten dolay Hazret-i Ali Radyallahu Taal anh devrinde irtica hareketleri (reactionary movements) ba gsterdi. Mslmanlarn byk bir ksm bu hareketin tesiri altnda kaldlar.19[215] Bu tarih hakikat rendikten sonra, biz, slm hkmetin 30 - 35 sene devam ettiine ve niin bu mddetten sonra devam etmediine baka sebep aratracak deiliz. Bunun iin de zlmemize bir sebep de
19[215]

Yani bu hareketin manas, slmiyete sarldktan sonra bile, az olsa dahi cahiliye nizamna temayl gstermekti.
921

yoktur. Bugn, eer biz, salih ve temiz bir zmre hazrlayabilirsek ve bunlar arasnda slamn meneine uygun bir ekilde ahlk ve terbiye yaylrsa ve zamanmzda elde mevcut bulunan vastalardan da istifade ederek bir slm nizam tertip edersek, elbette ki, yalnz kendi lkemizde deil, belki dnyann baka lkelerinde de bir ahlk ve meden inklap vcuda getirebiliriz. Biz una da inanyoruz ki, byle bir ahlk ve meden zmreyi yetitirip ileri onlarn eline teslim edersek, herhalde insanlara nderlik etmek bundan byle herhangi bir partinin eline gemiyecektir. imdi siz, mslmanlarn bugnk vaziyetini gznne aldnz iin, bizim sarlmak istediimiz ve hedefimizi tekil eden byle bir hkmete ve byle bir nizama "tutunamaz" nazar ile bakyorsunuz. Eer temiz ahlk sahibi insanlar i sahasna atlrlarsa, o zaman siz de inanacaksnz ki, yalnz mslman halk deil, belki Hindu, Hristiyan, Pars ve baka kavimler de bu nizama sarlacaklardr. Kendi din liderlerini brakp bu nizam ynetenlere gveneceklerdir. te bunun iin, tlim terbiye grm ve iyi yetitirilmi bir zmre ile bu nizam tanzim etmek ve hazrlama gz nne alarak, bunun kuvveden fiile kmas iin Hak Taaldan yardm etmesini niyaz etmekteyim.
922

b. ZMMLERN HUKUKU20[216] Soru: slm lkesindeki ekalliyet (aznlk) mezhepleri arasnda, bu meyanda mesel Hristiyan, Yahudi, Buddah, in, Pars, Hindu ve saire, acaba mslmanlar gibi hak ve hukuka mlik olabilecekler mi? Acaba onlara da kendi dinlerini yaymak hususunda, imdi btn Pakistan ve dier mslman lkelerde olduu gibi, msaade verilebilecek midir? Acaba memlekette din ve yahut da yar din dernekler, mesel "Din Felaha Erdirme Ordusu: Salvation Army" Katedral, Kanont, Sen Jan veya Sen Frans ve bunlara benzeyen dernekler ve merkezler kapatlacak mdr? (Nitekim bugn Seylanda olduu gibi, ayn ey, dier baka bir ka lkede de grlmtr.) Yoksa mslman ocuklara da geni bir tolerans tannarak, o tekilatlarn merkezlerine gitmelerine ve orada modern eitim yapmalarna msaade edilecek midir? Acaba, iinde yaadmz u yirminci yz ylda aznlklardan cizye almak mnasip olabilir mi? Mademki bu aznlk zmresi, ne asker hizmetlerde altrlabilecekler ne de hkmet ilerinde herhangi bir vazifeleri
20[216]

Tercman El - Kur'an, cilt 57, say 1. Ekim 1961 say-sndan alnd.


923

olacaktr. Milletleraras insanlk haklar altnda acaba bu snf hkmete ne derece sadakat gsterebilirler? Cevap: slm lkede gayr - mslim zmre btn meden haklar (Civil Rits) bakmndan ayn haklara sahiptirler. Fakat Siyas Hukuk (Political Rights) bakmndan mslmanlarla ayn haklara sahip deillerdir. Bunun sebebi de udur: slm'da hkmet nizamn yrtmek mesuliyeti yalnz Mslmanlarn zerine yklenmitir. Her nerede olursa olsun, slm hkmet idareyi elinde bulunduruyorsa, orada Kur'an- Kerim ve Snnet tlimine uygun bir ekilde hkmet ileri yrtlr. Gayr mslimler, Kur'an- Kerime ve Snnet ahkmna inanmadklar iin pek tabidir ki, bu ahkmn dairesinde alamazlar. Hkmetin mesuliyetlerine de itirak edemezler. Bu bakmdan, mslmanlar lkenin dzeni ve asayii gibi btn bu gibi mhim mevkileri ellerinde bulundurmak zorundadrlar. Gayr - mslim hkmetlerin alma ekli samim olmayp, mnfkane bir ekildir. Bunun tam aksi olarak, slm hkmetin alma tarz doru bir istikamete bal olup tamamen imana dayanlr. Mslmanlar apak u esas kabul etmitir ki, herhangi bir
924

ite veya herhangi bir sahada alrsa alsn, kendisini Allah Taalnn karsnda bulunduunu bilir. Bunun iin slm hkmet, gayr - mslimlere de son derece efkatli davranmak zorundadr. Mslman, gayr mslimlere yalnz kt zerinde "Milli aznlk" (National Mnorities) haklarn tanmakla kalmaz. Onlarn fiil haklarn kendilerine teslim eder. Bir kimse bu hususta phe ederse, o zaman Amerikadaki Zenci (Negroes) lerin vaziyetlerini gznne getirebilir. Yahut da Rusyadaki gayr komnistlerin veya in ve Hindistandaki mslmanlarn durumunu dnebilir. O lkelerde bu gibi cemaatlere nasl muamele edildiini de hesaba katmak lzmdr. Asl hayrete verici olan durum udur ki, niin biz bakalarndan utanarak, aktan aa kendi izgimizi, kendi fikrimizi ortaya koymayalm? Ve neden izgimiz ve fikrimiz zerine ilerimizi yrtmeyelim? Gayr mslimlerin propaganda yapmalar meselesi ne gelince, u nokta da vardr ki, biz kendi elimizle kendi kkmz baltalayacak deiliz. ntihara da hibir niyetimiz yoktur. Bu ahmakla da gz gre gre raz olamayz. Kendi lkemizin iinde bir aznlk ortaya karp karmza dikmek, akl kr olabilir mi? Yahut da yabanc sermayeye arkasn dayayarak yabanc hkmetlere gvenip bizim iin ba bels olmalarna da
925

hi lzum yoktur. Nitekim uzun mddet Trkiyede Hristiyanlar byle yapmlard. Hristiyan misyonerler, yer yer mektepler ve hastaneler yaparak, mslmanlarn imanlarn satn almak ve yeni yetien mslman neslini kendi milletine yabanc klmak, (De - Nationalise) iin almalarna msaade etmek, bence kendi milletimizi intihar yoluna gtrmek demektir. Bizim idaremiz altnda bulunan yerlerde bu hususlar zerinde elbette ki, son derece titizlikle durmak lzm gelecektir. Yabanclarn kastl olarak giritikleri bu eitim faaliyetleri, ilk bakta baz kksz ve manev yapmzdan uzak olan ahslar iin, faydal olduu ileri srlse dahi, gerekle bu gibi dtan gdml almalar mslman iin bir dejenerasyon hareketi olduu bilinen bir husustur. Fakat pek uzak olmayan bu neticeleri grmek onlar iin imknszdr. slm hkmette gayr - mslimlerden alnan cizye muhtelif ekillerde alnr. Bir lke ya fethedilmitir. Yahut da anlamalarla islm lkesine katlm olabilir. Anlama ile olunca, bu anlama gereince belirlenen cizye tahsil edilir. Fethedilmi lke ise, umum cizye ahkm zerinden cizye alnr. Fakat Pakistan bu iki eklin hi birisi ile Mslman diyar haline gelmediinden bence bu lkenin gayr mslimlerinden cizye almak iin er'an bir zaruret yoktur.
926

927

V BiR KA MUHTELiF MESELE a. Anayasann (Dstur) un tefsiri yorumlanmas) hakk: SORU: Anayasay tefsir (yorumlamak) etmek hakk kime aittir? Teri (yasama) organn m yoksa adliyenin mi vazifesidir? Eski Anayasada bu hak adliyeye verilmiti. Yeni Anayasada bu hak Adliyeden alnm Teri (yasama) organna verilmitir. Byle bir deiiklik, Adliyeye mahsus olan yetkilerin daraltldna dair itirazlara sebep oluyor ve bu hakkn Adliyenin elinde kalmas isteniyor. Bu mesele hakknda bir zat u fikri ileri sryor: slmn ilk devrinde Adliyenin ii sadece davalara bakmakt. Kanun tefsiri ve erh etmek ii Adliyenin yapaca ilerden deildi. Adliye bu hususta bir yetkiye sahip bulunmuyordu. Kanunun doru ve yanl olduu hakknda da bir deerlendirme yapamazd. Byle bir fikir doru mudur? Doru ise ne derece doru olabilir? Cevap: Zamanmzn kanun ve Anayasa meselelerinde, slmn ilk devirlerine mahsus durumu gznnde bulundurmak gerekir.
928

Fakat bu ekilde istidlal edenler daima u byk fark gznnde bulundurmaldr: O zamanki toplumsl durum ile bizim bugnk toplumsal durumumuz bir deildir. O zamann i banda bulunan idarecileri ile bu devrin i banda bulunan idarecileri de ayn deildir.21[217] Hlefa-i Raidin devrinde Halifenin kendisi, Kur'an ve Hadis limlerinin en byklerinden biri idi. Temiz ve doru bir kimse olduu iin de btn mslmanlarn itimadn ve gvenini kazanm bulunuyordu. Yaayta karlalan herhangi bir mesele, onu din yolundan dndremezdi. O zamannn ra Meclisi azalar da ayn ekilde, millet arasnda dini en fazla bilenlerden ve herkesden ziyade dine bal olan kimselerden olumutu. Bu sekin ahsiyetler iinde, din hususunda her ne ekilde olursa olsun, ihml gsterecek kimse yoktu.22[218] Nefsin heva ve hevesi ve bu gibi eyler, onlar hi bir zaman dinlerinden dndremiyecei gibi, mslmanlar da bunlarn ne suretle olursa olsun bid'at koyacaklarna veyahut da slm yolundan
21[217]

22[218]

Tercman El - Kur'an, Cilt: 59, Say 3, Eyll 1962 . Malmdur ki, imdi Anayasay tekrar gzden geirmek yolu tutulmutur. Anayasa ve kanun tefsiri hakk Adliyeye mi yoksa teri organna m verilmelidir diye dnlyor.
929

baka bir yola sapacaklarndan endie etmezlerdi. Toplumsal kitlenin ounluu yine o devirde din rengi ile boyanmlard. Hibir kimsenin herhangi bir deiiklik yapmaya ne cesareti vard ne de byle bir eyi dnebilirdi. Hibir kimse de slam ruhuna aykr herhangi bir hkm veya karar vermeyi aklndan geiremezdi. Bu yksek l o zamanki adalet sisteminde de mevcud idi. Kadlk (Hkimlik) makamna ykselmi bulunan ahsiyetler Kur'an ve Snnet hususunda dikkatli kimselerdi. Son derecede muttaki, ahlaken titiz ve temiz ahslard. Onlar, ilh kanuna kl kadar tecavz etmeyi dnmezlerdi. Teri ve adl organlarn vaziyeti de byle bir ortamda ahenk iinde idi. Btn kadlar davalar Kur'an ve Snnetin altnda grrler ve karara balarlard. Herhangi bir zaruret karsnda ictihad etmek zorunda kaldklar hususlarda da islm ruhuna uygun bir ekilde ictihad ederlerdi. Bir kadnn (hakimin) tek bana ictihad edip hkme balamasna imkn olmayan hususlarda da kad kendi bana ferden ictihad etmez, meseleyi Halifeye veya ra Meclisine arzeder ve onlarn toplu ictihadlar zerine bu husustaki eriat ahkmn tayin ederdi. Bu mevzularda toplu ictihad messesesi yle ince eleyip sk dokurdu ki, din usullerine tamamiyle mutabk bulunurdu. Bu devirde u da sz
930

konusu deildi ki, kadlar, ra Meclisinin kanun olarak iln ettii hkmlerden baka, bir gr takip etsinler. Nitekim, herhangi bir kanunu, kabul etmekte msaadeleri bulunsayd bunun esas u olabilirdi ki, bu kanun aslnda kanunun esasna yani Kur'an ve Snnete muhaliftir. Kur'ann ve Snnetin ak hkmleri bulunan hususlarda da kanun yaplamazd. Kanun yapmak, ancak "Nass" bulunmayan hususlarda olabilirdi. Ve ancak byle meselelerde zarur olarak ictihad yoluna gidilirdi. Bu gibi durumlarda da elbette ki, toplu ictihad. ferd ictihaddan daha ok gvenilir durumda olurdu. sterse toplu itihadda bazlarnn grleri dierlerine uymasn. imdi, uras da malmdur ki, bugnk durum o zamanki durum deildir. Ne bugn devletin banda bulunan ne de kanun vazeden (yapan) meclis azalar, Hlefayi Raidin devrinin hkmeti banda bulunan kimsedir. Ne de bugnk kanun vaz'eden (yapan) messese azalar, o zamanki ra Meclisi azalar gibidirler. Ne de bugnk hkimler, o zamanki kadlar vasfndadrlar. Ne de kanun yapmak ve kanun tefsir etmek hususunda o zamanki titizlii gstermek imkn vardr. Durum byle olunca, imdi bizim, kendi Anayasamzn tefsiri iin Hlefayi Raidin devrindeki vaziyeti gznnde tutarak onlarn zamanndaki
931

ekilde bir messese kurmadan nce bugnk vaziyete dikkat etmemiz icabeder. Ancak bu tetkikten sonra, o devrin benzerine dnelim. Bugnk vaziyete gre, er'i meseleleri alkadar eden hususlarda son merci ne icra (yrtme) organ, ne teri, ne adliye ne de mavere heyeti olabilir. Ancak mslmanlarn tam manasiyle gven duyduklar bir messese olabilir. eriat tahrif edip, bozma yolunu tutan ictihadlar, mslman kamuoyunu olumsuz olarak tesir altnda brakmaktan baka bir netice veremez. Byle olunca milletin gveni sarslr. Anayasa hkmleri bir tarafta dursun, alalade hkmlerde bile, eriatn hilfna, karar vermek ve her ne ekilde olursa olsun bir meseleyi indi ekilde karara balamak tehlikesinden uzak olabilmek iin bir ikaz edici kurulun mevcudiyeti arttr ki, kanun vazeden teri organn l dna ktn grrse, hemen karsna ksn ve ikaz vazifesini yapabilsin. Byle bir kurul veya idare de elbette ki Adliye ile olabilir. b. slm ve Cumhuriyet23[219] inde bulunduumuz u gnmzde, Cumhuriyet nizamnn, en iyi nizam olduunu ileri sryorlar, slmi siyaset
23[219]

Tercman l Kur'an, Cilt: 60, Say: 3. Haziran 1963 den alnd.


932

nizam hakknda yle dnyorlar: slm nizamnn da byk bir ksm, Cumhuriyet rejimi esas zerine kurulmutur. Benim dnceme gre, Cumhuriyet rejiminin baz noksanlklar vardr. slm bu noksanlklar da bertaraf etmek istemitir. Bu noksanlklar aada sralyoruz: 1. Baka siyas rejimlerde olduu gibi Cumhuriyetrejiminde de nihayet iktidar fiil olarak ve amelen halkn elindedir, deniyorsa da yine bu iktidar gerekte birka kiinin elinde toplanm bir nevi dankl dv eklinde ortaya konmu ve yine halk bu ekilde kandrlm oluyor. Bylelikle, ounluk hkimiyeti: (plutoc racy) veya zmre hkimiyeti (Oligarchy) eklini alyor. Bu nokta nasl halledilecektir? 2. Halkn eit eit ve birbirine zd grlerini ayn zamanda gznnde bulundurmak ruh bakmdan kolay i deildir. Cumhuriyet ise, halk mesuliyeti esasna dayandndan bu iin iinden nasl klacaktr? 3. Halkn ou cahil ve bilgisizdirler. Bunlar saf ve sade insanlardr. ok vakit ihtiyatsz olarak, ahslar putlatrma yolunu tutarlar. ahs garazlarnn peinde koanlara kaplrlar. Bunlar da halk sapk yola srkleyebilirler. Bu vaziyet karsnda Cumhuriyet rejiminde milletvekili seimi ile ii idare
933

etmek mmkn olabilir mi? 4. Halkn istei ile, Meclise girecek olan mmessiller ve vekiller toplanarak bir idare kurulu meydana getirirler. Bu meclisin pek tabiidir ki, bir ok zas olacaktr. Bunlarn da meseleler hakknda tartarak ederek ileri karara balamalar kolay olabilir mi? Zat- faziletlerinden ricamz bu hususlarn, bir slm hkmette zm eklinin arelerini izah buyurmalardr. Bu mhim meselelere nasl are bulunacak ve bu iler nasl dzene girecektir? Cevap: Zat- alilerinin, Cumhuriyet rejimi hususunda ortaya attklar tenkitlerin hepsi doru ve yerindedir. Fakat bu meselelerde son karar vermek iin evvel bir ka nokta zerinde zat- alilerinin dikkatini ekmek icabeder. lk soru udur: nsan muameleleri yrtmek iin hangi usul sahih ve doru bir usuldr? Acaba, halka ait meselelerde halkn rzas gznnde bulundurularak, halk ile, maverede bulunulup meseleleri onlarn istedikleri gibi mi halledelim ve onlarn rzasna gre mi muamelelerde hkm verelim ve onlarn itimatlarn kazanarak, gvenlerini salyarak m ileri karara balayalm? Yahut da, bir zmreyi veya
934

birka ahs iin bana geirip oturtalm ve onlar da kendi keyiflerinin istedii gibi mi meseleleri halledip ileri yrtsnler? Halkn rzas olup olmadn dnmeden mi ileri devam ettirsinler? Birinci ekil doru ve delillere istinad ediyorsa, o zaman bizim iin ikinci ekle dnmeye ne lzum vardr? ikinci ekle dnmenin kaps artk kapanm bulunuyor demektir. Buna gre, btn bahislerin birinci ekil zerinde cereyan etmesi lzmdr. En doru yol da budur. Baka bir nokta da udur ki, zaman zaman Cumhuriyet usul ile alan bir hayli hkmet ekilleri ortaya kmtr. Bunlardan hangi ekil kabul edilecektir? Yahut hangileri tercih edilmeyecektir? Bunlarn ok eitli ekillerini bir tarafa brakalm da Cumhuriyetin asl usul ve maksad zerinde duralm. Acaba, bu ekilde ne yaplrsa maksada uygun olur ve muvaffakiyet yolu tutulmu olabilir? O zaman bunun muvaffak olmasnn sebebi vardr: Birincisi: Cumhur - u Halk sz sahibi, mutlak muhtar ve mutlak hkim farzedilmektedir. Bu itibarla Cumhuriyetin ve ilerin idaresinin tam sz sahibi Cumhur-u Halkn olduu ileri srlyor. Halbuki insann kendisi aslnda kinatta ihtiyar sahibi deildir. nsanlardan olumu bulunan Cumhur-u halk nasl olur da bir hkimiyete ehliyet kesbeder? O zaman tam yetki ve tam sz sahibi bir Cumhuriyet kurmak iin
935

almann manas, hkimiyetin birka sekin kiinin eline gemesini salamak demektir. te slm, ilk admda bu hastala are bulmutur. slamda Cumhuriyet bir temel kanun zerine balanm ve orada kinatn asl hkimi (Sovercign) tayin edilmitir. Cumhuru Halk da bu kanuna sarlarak ilerinin yrtlmesi yolunu tutmulardr. Buna gre Cumhuriyet idaresinin banda bulunanlar tam yetki ve tam sz sahibi deillerdir. Bu byle olmaynca Cumhuriyet de muvaffak olamaz ve muvaffakiyet yolunda yryemez. Baarszln sebebi de burasdr. kincisi: Hibir Cumhuriyetde halk uurlu ve ahlak sahibi: olmadan Cumhuriyet yryememitir. slm, bu sebepten dolay btn slam camiasnn fertlerinin terbiyesi zerinde durmutur. Bu meselenin esas udur: slmda fertlerin fert olarak herbir ahsn iman duygusuna sahip olup, yani Hak Taal karsnda mesuliyet hissini duymalar lzmdr. slmn esas ahkm da buna baldr. Bu hususta birey eksik olursa, o zaman Cumhuriyetin de muvaffakiyet imknlar azalm olur. ncs: Cumhuriyetin muvaffakiyeti iin mutlaka uyank ve mazbut bir komuoyuna ihtiya vardr. Bu komuoyu ancak, camiann fertlerinin hepsi iyi insanlar ve salih kimselerden oluunca gerekleir. Hi olmazsa ounluu tekil eden zmre, iyi
936

insanlardan ve faziletli kimseler olmaldr. O zaman byle bir hkmetin yryebilmesi iin itima nizamda herhangi bir fenalk ve ktln girmesine meydan bulunmaz. Byle bir cemiyetten kan stn karakterli idareciler, ilerin yrtlmesinde byk baarlar kazanrlar. Bunun iindir ki, islm bizi her hususta hidayet klm ve doru yolu da bizim nmze koyarak gstermitir. Yukarda belirttiimiz hususlar bir araya gelirse, o zaman yle bir Cumhuriyet teekkl eder ki, muvaffakiyet yolunda devam eder ve yrr gider. Onun bu artlar iinde yrmesinde hibir kimse kabahat bulamaz. ayet bir kusuru olursa o zaman bu cumhuriyetin mensuplar hemen bu kusuru giderir ve slah ederler. Bu slah ve dzeltmeden sonra yle bir mesele de vardr: Cumhuriyet sistemi tedrici olarak birok slahattan sonra belli olan bu son eklini almatr. Fakat henz hakk eklini alm deildir. Daha bir hayli noksanlar vardr ki, bu hususlarn da tamamlanmas gerekir. e. Devlet bakannn ve hkmet reisinin "Veto" hakk24[220] SORU:
24[220]

Tercman l - Kur'an, Cilt: 61, Say: 2. Kasm. 1963


937

"

Bir zamandan beri ortada yle bir rivayet dolayor: Pakistan devlet bakanna veya hkmet reisine "Emirel-mminin" yahut da "Halifetl-mslimin" nvan ile hitap edilsin. Bu dnce hususunda biraz daha fazla bilgi sahibi olmak lzmdr. Hkmet bakannn ve devlet reisinin bir "feshetmek" hakk meselesi de vardr. Nitekim Hazret-i Ebu Bekir Sddyk Radyallahu Taal anh, sahabilere kar "veto" hakk kullanmtr. Bu mesele mnkirlerin zekt vermekten kandktan ve nbvvet iddiasnda bulunanlarn kesin bir ekilde hizaya getirilmesi iin cihad hkm verildii srada olmutu. Hazret-i Ebu Bekir, o zaman sahabilerin ileri srd grleri reddeyleyerek cihad hkm vermiti. Bunun iin de er' delil ileri srm ve bu delil ile "veto" hakkna benzer bir kanun salam ve ortaya koymutur. Bu mevzuyu aydnlatmak iin Cenab- Vlya (Zat- devletlerinize) baz sorular yneltmi bulunuyoruz. mit ederiz ki, bu sorularn cevaplarn bize ak olarak bildirirsiniz. Kymetli cevabnzn bizleri memnun edecei phesizdir. 1. Acaba Hazret-i Ebu Bekir Radyallahu Taal anh, bugnk manada "veto" hakk m kullanmtr? 2. Byle bir "veto" hakk kullanm ise, bunun er' delili var mdr? Veya yok mudur?
938

Var ise nedir?

939

Cevap: Drt rnek Halife devrinin hkmet rejimi ile bugnk devlet bakanl ve hkmet nizam arasnda yerle gk aras kadar fark vardr. O devirle bu devir arasndaki halk arasnda da fark vardr. O devirde verilen bu karardan ve o devrin islm tarihinden halkmz haberdar deillerdir. Ben bu konuyu gayet detayl olarak ele aldm.25[221] Bu hususta o bahisleri gzden geirmeli. Buradan u mesele ak bir ekilde aydnlanm oluyor ki, Hilfet nizamnda "Veto" denilen hak ne demektir ve ne ekilde tefsir edilecektir. Bunun yetki ve sz sahibi olma dairesi nereye kadardr? O, "Veto" bizim bugnk Anayasa slah iimizdeki "Veto" hakkndan tamamen ayr ve bambaka bir eydir. Hazreti Ebu Bekir, sadece iki meselede istidlal ederek byle yapmtr. Biri Usme meselesi, dieri de mrtedler aleyhine verilen cihad karar. Bu iki meselede Hazret-i Ebu Bekir, kendi ahs gr zerine karar vermiti. Ve kendi gr iin Kitabullah ve Snnet-i Resulullah'tan istidlal etmiti. Usme meselesinde istidlal yle idi: "Byle bir i Neb Sallallahu aleyhi ve sellem zamannda olmu olsayd ne yaparlard? Ben de Zat- Saadetlerinin halifesi olmam nedeniyle ne yapmalym? Bu belay
25[221]

Blm: 7, mavere bahsinin sonu. Mtercim


940

bastrmak benim iin bir farzdr. Ben hibir ey deitiremem ve yeni bir ey de ortaya koyamam". demiti. Mrtedler meselesinde de istidlal yle idi: Bir kimse namaz ile zekt arasnda fark gzetirse ve namaz klacam da zekt vermiyeceim derse, o zaman byle bir kimse mrted durumuna girer. Byle bir kimseye mslman demek hatadr. Buna gre, bu gruhun delillerinin kabul mmkn deildir. sterse bunlar "La lhe llallah" demi olsalar dahi... Madem ki, slmn esas artlarn yerine getirmek istemezler ve bu artlar yerine getirmemek iin de diretirler, bunlar mrted saylrlar ve bunlara kar kl kullanmak lzm gelir. Bu deliller karsnda, Sahabey-i Kiram, Hazreti. Ebu Bekirin emirlerine boyun ediler ve onun dediklerini kabul ettiler. Eer bu mesele bir "veto" meselesi ise, o zaman da yine Allah'n Kitab ve Resulullahn Snnetine dayal, bir "veto" dur. Kendi bana kiisel bir "veto" deildir. Gerekte bu hususa "veto" demek de sahih deildir. "Veto" demek hatal ve yanltr. Nitekim, Hazret-i Ebu Bekir, istidlal ederek, ihtilf halletmi ve Sahabeyi Ki-ram ikna etmiti. Sahabe de bu hususun sahih olduuna kanaat getirmi ve hep birden raz olmulard. Kanaat ettikten sonra da eski grlerinden vazgemilerdi.
941

942

BLM: 12 NSAN HAKLARI

HAZIRLAYICININ NOTU

Bir zamandan beri yle bir sual zerinde durulmaktadr; Acaba slm'da esas insan haklan garanti altna alnm mdr, alnmam mdr? Sadece Avrupa tarihlerine ve Avrupann siyas sahada ilerlemesinin seyrine vkf olan kimseler, bilgisizliklerinden, bu hususta asl ilerleme yalnz Avrupa lkelerinde olagelmitir, diye dnmektedirler. Bu dnce temelinden yanl ve hatal bir dncedir. Halbuki, islm, "insan haklarn" garanti altna ald zamanlar, dnyada kimse insan hakk denilen nesneden haberdar bile deildi. (te ilahi hidayetin mucizesidir ki, yaay sahasnda bu esas izah etmi ve insan dncesinin ulaabildii kadar bunu anlatmtr.) Mevlan Seyyd Ebu'l - A'l Mevdd Sahb de Lahor'da bir kulp'de yaplan toplantya davet edilmesi zerine vermi olduu konferansta, insan haklarna temas ederek insan hukuku her ynyle

aklamlard. Halil Hamid Sahb de bu konferans o zaman kaleme almlard. Burada aynen nakledilmektedir. nsan haklar, bir taraftan slm Hkmetin Anayasasnn (dstur) ayrlmaz bir paras olduundan, dier taraftan da slamn btn kontrol altnda tutmas bu esasa dayandndan, bu kitabn nc ksmna bu hukukun nelerden ibaret olduunu anlatmakla, balyoruz.

947

NSAN HAKLARI

Biz mslmanlar ilgilendiren mesele udur: nsan haklar bizim iin yeni bir dnce deildir. Baka milletlerin nazarnda bu haklarn tarihi belki U.N.O. (United Natione Organisation) "Birlemi Milletler Tekilt" ile balasa da bizim iin ehemmiyeti yoktur. sterse bu mesele ngilterenin (Magna Charta) s "ahsi Hrriyet Kanunu" ile balasn yine bizce bir mesele tekil etmez. Bizim bu husustaki dncemiz ok eskidir. Bu vesile ile insan haklar zerinde durmak ve insanln esas haklarn izah etmek hususunda, arzedeyim ki, ilk evvel insan haklarnn ortaya k tarihini gzden geirmek icabeder. Temel haklar nelerdir? Hakikatte bu tuhaf bir meseledir. Yeryznde bir insan, insanlar arasnda insanlk hususunda kendi kendisine yle bir soru sorabilir: nsan olan benim temel haklarm nelerdir? nsandan baka bu kinatta yaayan teki mahlkat da vardr.

Onlarn da bir haklar olmas icabetmez mi? Bu haklar, ftrat kendisi ortaya koymu tur. Siz kendi kendinize bu haklar ortaya karmamsnz. nandan baka dier mahlkat dnce sahibi deildir. Yalnz insan dnce sahibi olduundan acaba benim haklarm nelerdir diye kendi kendine bu soruyu sorabilir. Bu sorunun neticesinde de bu haklarn nelerden ibaret olduunu tayin eder. O zaman bu haklar da belirmi ve kararlatrlm olur. u da tuhaf bir meseledir ki, kinatta bir o kadar mahlukat arasnda hi birisi, insann kendi hemcinslerine kar yapt muameleleri yapmaz ve insann insana kar reva grd hususlar reva grmez. Hatt gryoruz ki, hayvanlar arasnda bile yle bir hayvan yoktur ki, kendi cinsinden olan dier hayvanlarn zerinde tahakkm etmee kalksn. Yahut da yine kendi cinsinden olan hayvanlarn zerine sebepsiz saldrsn. Ftratn kanunu bir hayvan baka bir hayvana gda maddesi olarak kararlatrm ise, gda ihtiyac olmadan bir hayvan dier bir hayvana taaruz etmez. Herhangi bir yrtc hayvan da gda zarureti, olmadan veya bu ihtiyacn grdkten sonra, sebepsiz yere baka hayvann zerine ullanp ldrmeye kalkmaz. Hayvanlardan hi birisi de kendi cinsinden olan hayvanlara, insanlarn kendi cinsinden olan insanlara yaptklar
950

muameleler gibi muamele etmezler. Belki bu, Hak Taalnn insanlar hayvanlardan stn olarak yaratt ve hayvanlardan efdal kldnn neticesidir ki, insan byle muamelelere ba vuruyor. Yine bu Allahu Taalnn verdii zek ve kuvvetin mucizesidir; nsan bu dnyada harikulade iler baaryor. Arslanlara bir bakalm: imdiye kadar arslanlar birbirleriyle dvmek iin bir arslan ordusu kurmamlardr. Herhangi bir kpek, imdiye kadar baka bir kpei kle olarak kullanmaya kalkmamtr. Herhangi bir kurbaa baka kurbaalarn azn kapatmaya yeltenmemitir. te sadece insan, kendisini Hak Taalnn hidayetlerinden mstani zannederse, o zaman elinde bulunan veya herhangi bir vesile ile eline gemi olan kuvvet ve kudreti kendi cinsinden insanlar zerinde denemeye kalkar. Kendi cinsinin efradna kar zulm ve zorbalk yolunu tutar. nsan, yeryznde yaaya adm att zamandan bugne kadar, btn hayvanlarn yapamyaca bir ekilde kendi cinsinin zerine saldrmtr. Yalnz ikinci dnya savanda neler olduunu sylemek kfidir. Bununla da ispat ediliyor ki, insan herhangi bir ekilde olsun, dier insanlarn hak ve hukukunu gznnde bulundurmak istememektedir. Sadece Hak Taalnn insana
951

gndermi olduu hidayetlerin sayesinde ve peygamberler vastasiyle gelen ahkam vastasyla insanlk haklarna renmitir. Hakikatte ise, insana insanlk haklarn tayin eden, insann kendisi deil, insan yaratm bulunan Halik'dir. Nitekim, ancak Halik, insan haklarnn nelerden ibaret olduunu ve nelere dikkat etmek lzm geldiini de detayl bir ekilde insanlara bildirmitir. inde bulunduumuz devirde insan haklar anlaynn ilerlemesi; Elbette urasn da nazar itibara almak icabeder ki, insan haklar zerinde slm nazariyeyi ortaya koymadan nce, bir kere insan haklar meselesinin tarihesine gz atmak yalnz faideli deil, hatta lzmdr. 1. ngilterede King John (Kral Con) 1215 mild senede "Magna Charta" y yrrle koydu. Bu i, (Barons) derebeylerinin basks neticesinde ortaya kt. Bu husus Kral ile derebeyleri arasnda bir nevi anlama mahiyetinde bir eydi. Bu anlamada emirlerin yani derebeylerinin istekleri daha fazla dikkate alnyordu: Fakat bu anlamadan halkn hak ve hukukundan birey bahis mevzuu deildi. Sonradan halk bu anlamann iinden baz manalar kardlar ki, bu i de, anlamay yazanlarn kendilerini bile hayretler iinde brakt. On yedinci asrda kanun ile megul olan zmre u hususu ortaya attlar: Bir suun
952

aratrlmas srasnda, yarg mercilerinin karsna klmadan (Trail by Jury) sebepsiz yere hapsedilmek, adalete muhalif (Rights of Habcas Corpus) olup doru deildir. ngiltere vatandalarndan vergi almak haklar da yalnz muayyen ekilde olacaktr, keyfi olmayacaktr. 2. Tam Paine, 1737 - 1809 Pomflit'in "nsan Haklar" (Rights of Man) Avrupa komuoyu zerinde byk tesirler icra etti. Avrupalnn fikrinde yeni bir inklap vcuda getirdi. Pomflit 1791 de Avrupa lkelerinde insan haklar dncesini yayd. Bu zat, lham dine inanmyordu. Eassen o zaman lham din (Vahy ile gelen din, Peygamberlerin getirdikleri din) aleyhinde cereyanlarn Avrupaya yayld devirdi. Bu yzden Avrupa halk, ilhami dinlerde insan haklarndan bahsedilmedii kanaatine sahip bulunmuyorlard. 3. Fransz inklab tarihinin parlak sahifelerinden biri de "nsan Haklar Beyannamesi" dir. (Declartion of the Rights of Man). Bu beyanname de 1789 da ortaya kt. Bu da 18 nci asrn itima, felsef nazariyelerinin ve bilhassa Roussau'nun itima islahat fikirlerinin (Social Contract Theory) sonucu idi. Burada mill hkimiyet, serbestlik, eitlik ve ftr hak ve hukuk ispat edilmee allyordu. Burada oy hakk, kanun yapma hakk, vergi meseleleri ve vergi
953

alma haklar kamuoyunun kontrolne braklyor ve su tahkikinin de kaza meclis (Trail by Jury) de isbat edilmesine allyordu.1[222] Bu insan haklar beyannamesini, Fransz Anayasasn hazrlayan kurul, o zamanki inklap devrinde Anayasann bana koyup, bunun iin Anayasada bir yer ayrd. Anayasada da bu hususa ok ehemmiyet verildi. 4. Amerika Birleik Devletlerinde, on maddelik slahat kanunu olarak ngiliz Cumhuriyet dncesini ihtiva eden btn hak ve hukuka yer verildi. 5. nsan haklar ve sorumluluklar nem kazanmaktan sonra, Bogota konferansnda 1948 Amerika hkmeti de bu haklar dikkate ald ve ehemmiyetle zerinde durdu. 6. Sonra Birlemi Milletlerin nazariyesi ve dncesi olarak yava yava ikmal edilmi bir ekilde her yndan dikkate alnarak ele alnd. Ve en son "International humain's rights" "Milletleraras insan haklan
1[222]

Esasen bu konu kendi bana, incelenmee deer bir mevzudur. Avrupa dncesi ne dereceye kadar slm tlimden mteessir olmutur? Bu hususta profesr lyas Ahmed merhumun kitab (The Social Contract and the Islamic State) Ord Pbl. House, Allah Abad, 1944 mtala edilirse faydal olacaktr. (Hazrayc)
954

beyannamesi: lem Menur- Hukuk-i nsan" ad ile ortaya kondu. 1946 senesi aralk aynda Birlemi Milletlerin umum toplantsnda mevcut beyannameye yle bir madde de ilve edilip, insanlar arasnda "skat cenin": (Genocide) (ocuk drtmek/krtaj) de milletleraras kanuna aykr bir su olarak kabul edildi. Daha sonra 1948 aralk ay "iskat cenin" hakknda cezalar tertiplendi ve bu suun nne gemek iin bir karar imzaland. 12. Ocak. 1951 de bu karar yrrle girdi. Bu karar da "iskat cenin" tanmlanarak aada yazl bulunan fiillerden herhangi birini yapmak su sayld. Yani herhangi bir mill, nesebi veya ahlk (Ethi-cal) zmre veya bunun bir ksmn ortadan kaldrlmas crm addedildi. 1. Herhangi bir zmrenin fertlerini ldrmek. 2. Bu gibi kimselere akli veya badeni ar zarar verdirmek. 3. Bu fertlerin zerine, bilerek yaaylarn bozmak iin bir ksm kimseleri saldrtmak. Yani byle bir saldrnn maksad, bir zreyi ortadan kaldrmaya ynelik olacak. 4. Herhangi bir zmrenin zrriyet organlarn bozmak ve dourmalarna mani olmak. 5. Zorla bir zmrenin ocuklarn baka
955

bir tarafa nakletmek ve devirmek. 10. Aralk. 1948 de ortaya kan Milletleraras nsan Haklar Beyannamesinin nsznde yle deniyor: "Esas insan haklar, insan fertlerinin eref ve haysiyeti bakmndan, kadn ve erkein eit haklar olmasn gerektirir." Ve yine Birlemi Milletlerin kuruulunun gayesi anlatlrken u husus da ileri srlmtr: "nsan haklarna hrmet edilmesini salamak, nesil, zmre, lisan ve din imtiyaz gzetilmeden btn insanlara temel serbestlii gznnde tutmak ve milletleraras bir i birlii yoluna gitmek..." Yine bu ekilde Birlemi Milletlerin 55 nci oturumunda u beyanname neredildi: Birlemi Milletler Kurulu, insan haklarna ve herkes iin uluslararas hak ve hrriyete hrmet gstermek ve muhafaza etmek iin alr. Bu beyanname hakknda hibir devlet tamsilcisi muhalif gr ileri srmemitir. Yalnz, bu beyannamede sadece umum szler ileri srldnden muhalif gr beyan edilmedi. Zira bahsedilen prensiplerin teferruatna inilmiyor, szle iktifa yetiniliyordu. Milletleraras herhangi bir anlama da yoktu ki, beyannameye imza koyan hkmetler verdikleri sze bal
956

bulunmaya zorlanabilsinler. Ve milletleraras bu kanunu yrtmek yolunda hkmetleri zorlamak mmkn olsun. u noktay da ak olarak syleyelim ki, btn bunlar sadece bir l olmaktan baka bir ey deildi. Yalnz byle bir l gznnde bulundurulmaya allyordu. Halbuki, baz devletler buna bile oy vermekten kanmlard. Yani ne lehte ne de aleyhte oy kullanmlard.2[223] Gryoruz ki, bu beyanname, insanln bu dnyadaki en basit haklarn hie sayan hatta yok eden devletler tarafndan neredilmektedir. Buna ramen yine de kendilerini dnyann en meden ve en ileri milletleri olarak iln ediyorlar. Ve byle bir durumda da smrgelerini ellerinde tutmak istiyorlard.3[224] Bu ksa beyanmzdan sonra anlalyor ki, bu hususa ait Avrupa dncesinin tarihi iki yz ksur seneyi amamaktadr. Bu belli tarihten nce insan haklar diye bir mefhum hayal bile edilmiyordu. Bundan baka, eer bugn bu haklardan bahsediliyorsa, bunun
O zaman Birlemi Milletlerde 48 devlet ye idi. Bunlardan 8 i ekimser oy verdiler. ekimser rey verenler arasnda Rusya da vard. 3[224] Meden insanlarn kendi cinslerine kar tutacaklar muaeret usul hakknda baknz: Hurid Ahmed (Fanaticisim ntolerance and islm) (Hazrlayc)
2[223]

957

arkasnda herhangi bir mesned (Authority) ve herhangi bir icra kuvvet (Sanction) da mevcut deildir. Bu beyanname sadece iyi bir temenniden baka bir ey olamaz. Buna mukabil, slm insan haklarn Kur'an- Kerimin beyannda ve bilhassa slm Peygamberi Sallallahu Aleyhi ve Sellemin Veda Haccnda verdikleri hutbede ortaya koymutur. Birlemi Milletlerin veya Avrupann bu dncesinden ok daha nce ve ok daha evvel slm kendi milleti iin, ister akide bakmndan olsun, ister ahlk ve din bakmdan olsun, bu hkmlere itaat edilmesini farz klmtr. Bu hak ve hukukun korunmas hususunu da Zat- Risaletpenahileri, kendi devri saadetlerinde nazar, dikkate aldklar gibi, Hlefa-i Raidin devrinde de dikkate alnmtr. imdi, slmda bu hak ve hukukun ne ekilde kaim klndn etraflca anlatmaya alacam: 1. Yaamaya hrmet veya yaama hakk: Kur'an- Kerimde dnyann ilk cinayetinden bahis vardr. Bu, insanlk tarihinin ilk hadisesidir ki, bir insan baka bir insann canna kymtr. Bu hadiseden de ilk defa bir insann baka bir insann canna ve yaayna hrmet etmesi meselesi ortaya
958

kmtr. Oradan anlalyor ki, bu dnyada herkesin bir yaama hakk vardr. Kur'an- Kerim'de hadise anlatldktan sonra yle buyuruluyor: Hi bir kimseyi ldrmemi ve yeryznde herhangi bir fesat karmam olan birisini her kim ldrrse btn insanlar ldrm gibi olur. Her kim de bir kimsenin hayatn kurtarrsa, o da btn insanlar kurtarm gibi olur. (Mide: 32). Bu yet-i kerimeden anlaldna gre, bir insan ldrmek, btn insanl ldrmek gibidir. Buna mukabil bir insann hayatn kurtarmak da btn insanlarn hayatn kurtarmak gibi oluyor. Burada hayat kurtarmak kelimesi "ihya": (Yaatmak) tabiri ile beyan edilmitir. Baka bir tabir ile, bir kimsenin hayatn kurtarmak demek, onu yaatmak, ona yaay vermek demek oluyor. Bu ite yalnz iki husus istisna edilmitir. Birincisi; bir kimse baka bir kimseyi ldrrse, ldrlen kimsenin ksasna karlk bu kimse de ldrlebilir. kincisi de herhangi bir kimse yeryznde fesat karmak isterse o kimse de ldrlebilir. Bu iki durumun haricinde insan yaay ortadan kaldrlamaz ve bir kimse de 4[225] ldrlemez. nsan yaaynn ve
4[225]

Allahn haram kld bir kimseyi haksz yere


959

cannn korunmas da tarihin ilk devirlerinden beri aydnlatlmtr. nsan hakknda yle dnmek de yanl ve hataldr: "insan karanlk devirlerde ortaya kmtr. Kendi hemcinsini ldre ldre, nihayet ilerlemi ve yle bir vaziyete gelmitir ki, artk insan, insan ldrmemeyi dnebilmitir." Byle dnmek tamamen hatal ve Hak Taal hakknda pheli gre srkler mahiyettedir. Kur'an- Kerimin bildirdiine gre Hak Taal, t balangtan beri ve her zaman insanlara hidayet yolunu gstermitir. Bu hidayet yolunun iinde insanlarn insanlarla olan hak ve hukuku da belirtilmitir. 2. Zayflar ve mallleri korumak: Kur'an- Kerim'den ve Resul Ekremin gsterdii hidayet yollarndan anlalan ikinci mesele de udur: Kadn, ocuklar, yallar, yarallar, hastalar ve buna benzer durumda olanlara zorbalk etmek caiz deildir. Bunlar ister bizim kendi milletimizden olsunlar, isterse bizim milletimizden olmayp, baka milletlerden olsunlar, yahut da dman olsunlar. Bir harp olursa o zaman kiiler esasen harp meydannda olurlar ve mesele deiir. Yoksa bunun dnda tecavz kesin
ldrmeyiniz. Ben srail, 23 yet-i kerimesine de baklmaldr.
960

olarak men edilmitir. Bu usul, islm'n kendi kavmine has deildir. Btn insanlk iin konmu olan bir kanundur. Zat- Risaletpenahilerinin bu mesele zerinde ak beyanlar vardr. Hlefa-i Raidin devrinde de dman karlamak iin, ordu sevk edildii zaman bu hidayetler ordu efradna anlatlrd. Dmana kar hcuma geildii zaman, "kadnlara, ocuklara, yallara, yaral ve hastalara el srlmeyecektir." Denirdi. 3. Kadnlarn namuslarnn korunmas: Yine Kur'an- Kerimin ve Hadis-i eriflerin teyid ettii hususlardan biri de, kadnlarn iffetine kar hrmet gstermektir. Yani muharebede dman tarafn kadnlar her ne suretle olursa olsun Mslman ordusu efradnn eline geebilir; o zaman kadnlara katiyen el srmek yoktur. Kur'ana gre herhangi ekilde olursa olsun fuhu men edilmitir. Haram klnmtr. ster kadn mslman olsun, isterse mslman olmasn; veya kendi milletimizden olsun, yahut da baka bir millete mensup bulunsun, isterse bu kadn dost bir milletin kadn olsun, isterse dman memleketin kadn olsun, katiyetle el srlmiyecektir. 4. Geimin korunmas: Vazedilmi olan esas kanunlardan biri de udur: A bir insana ne vaziyette olursa
961

olsun ekmek verilecektir. plak bir insan ne durumda bulunursa bulunsun giydirilecektir. Yaral ve hasta kimse hangi halde bulunursa bulunsun tedavi edilmeye hak kazanr. urasna da asla baklmayacaktr ki, bu a, bu plak, bu yaral veya hasta dost mudur, dman mdr? Bu umum (Universal) hukuk kaidesidir. Dmana dahi ayn ekilde muamele edilecektir. Dman tarafa mensup bir kimse, bizim tarafmza gelir yahut da getirilirse, a olursa karn doyurulacak, plak ise giydirilecek, a ve plak braklmayacaktr. Hasta ve yaral olursa nce tedavisi iin allacaktr.5[226] "Sevmemelerine ramen, yoksullara, yetimlere ve esirlere yemek yedirirler." (Ed Dehr: 8). 5. nsaf ve Adalet: Kur'an- Kerimin koyduu deimez usullerden biri de udur: insanlara kar insaf ve adaletle muamele edilecektir. Hak Taalnn bu husustaki emirleri yledir: "Herhangi br kavmin dmanl sizi hiddetlendirip de adalet yolundan ayrmasn. Adalet yolunu tutarsanz, bu takvaya daha yakndr." (Maide:8).
5[226]

"stekte bulunanlarn da yoksulllarn da, onlarn mallar zerinde, haklar vardr." (Ez Zariyat: 19).
962

Bu yet-i kerime'de, slm, u esas tayin etmitir: nsana kar tek bir insan ferdi ve yahut da bir kavim ve insanlar topluluu her ne ekilde olursa olsun, adalet ve insaf ile muamele edilecektir. Dostlara kar adalet ve insaf gsterilip, dmanlara kar adalet ve insaftan uzak kalmay islm usul tamamiyle reddetmitir. Onlarn hakknda da adalet ve insaf gzetilmesin denmemitir. 6. yilie yardm etmek ve fenala yardm etmemek: Kur'an- Kerimin bu bahiste tayin ettii usullerden biri de udur: yilik ve hakk ortaya koymak iin yardm etmek lzmdr. Zulm ve hakszlk iin yardm edilemez. Fenal karde gibi yaknlardan birisi dahi yapsa ona dahi yardm edilmez. Bunun tam zdd olarak, iyilii dman dahi yapsa bu ite ona yardm etmek gerekir. Hak Taal, bu bahiste yle hidayet buyurmutur: "yilik ve Allahtan ekinmek iin yardm ediniz. Gnah ve tecavz iin yardm etmeyiniz." (Maide: 2). Burada iyilik kelimesi "Birr" lafz ile bildirilmitir. Bu kelimenin Arapa'da lgat manas "hakk yerine getirmek" demektir. Yani dierlerinin de hakkn yerine getirmek ve takva yani Allah'tan ekinmek iin birbirinize yardm ediniz. Bu da Kur'an- Kerimin daim ve mstakil usullerinden
963

biridir. 7. Eitlik haklar: Kur'an-i Kerim'in ehemmiyetle zerinde durduu usullerden biri de, ihsanlar arasnda eitlii daim klmaktr. Bir kimse, dier kimselere imtiyaz sahibi olmak isterse, bu, ancak ahlk itibariyle olabilir. Bu husus da Kur'an- Kerim'de u ekilde iaret buyurulmutur: "Ey halk; Biz sizi bir erkekten ve bir kadndan halkettik. Ve birbirlerinizle tanasnz diye sizi kabileler ve oymaklara ayrdk. Elbette ki, Allah indinde sizin en makbul olannz en fazla muttaki bulunanzdr." (El. Hcrat: 13). Bu yet-i kerime ile anlalyor ki, insanlarn hepsi de esasta bir ve eittirler. Muhtelif nesiller, soylar, muhtelif renkler, muhtelif diller hakikatte, insanlk lemi iin (her ne ekilde olursa olsun) makul bir taksim ve tasnif deildir. kinci mesele de udur: Mevcut bulunan bu taksim ve tasnif, sadece insanlarn birbirleriyle tanmalar iindir. Baka bir deile bir kardelik eitlii vardr. Bir kavmin veya bir kabilenin dier bir kavme veya dier bir kabileye (her ne ekilde olursa olsun) imtiyaz ve stnl yoktur. Hukuk bakmndan birbirleriyle eit ve ayndrlar. Allah Taal bir tasnif daha ileri srmtr.
964

Bu tasnife gre stnlk lisanla, renkle, soyla, rkla deil, yalnz bir stnlk varsa ve iftihar edilecek bir mevzu bulunuyorsa, o da temiz ahlak ve stn karakterdir. nsanlar ftr yaratl bakmndan birbirlerine e olduklarndan nesil ve renk fark ayrlk sebebi olamaz. Bakalarnn haklarna tecavz etmek iin kimseye de bir hak tannmaz, iftihar edebilmenin sebebi sadece Allah iinde makbul ve temiz kimse olmaktr. Bu mevzuda slmn peygamberi de beyanda bulunarak, aydnlatmtr. Zat- Risaletpenahileri Mekkenin fethinden sonra, u mhim gerei iln etmilerdir: "Ne bir Arabn bir Aceme, ne de bir Acemin bir Araba; ne bir beyazn bir siyaha, ne de bir siyahn bir beyaza stnl yoktur. stnlk varsa, ancak takva iledir. Soy sop ile bir imtiyaz yoktur." Yani stnlk ve imtiyaz ancak diyanet ve takva ile mmkndr. Mesel bir kimse gmten dier bir kimse de tatan baka birisi de topraktan yaratlm deildir. Belki insanlarn hepsi ayn eyden yaratlmlardr ve btn insanlar eittirler.6[227]
6[227]

Firavun nizamn Kur'an- Kerim iptal eylemi ve bu hususta u gerei beyan etmitir: "Firavun kendisini yer yznde byk grd. Ve halk blk blk ayrd ve bunlardan bir bl zayflatt."(El Kasas: 4).
965

8. Masiyetten (Allah'n emirlerine kar gelmekten ekinme haklar: Usullerden biri de udur: Herhangi bir kimseye masiyet etmek iin hkm veya emir verilemiyecektir. Bu i bir kimseyi, ne zorunlu klar ne de byle bir ey iin o kimse itaat eder. Masiyet iin emir verilirse itaat etmemek gerekir. Kur'an hkmlerine gre, herhangi bir mir, kendi eli altnda bulunan dierlerine masiyet etmek ve kanunsuz yola gitmek iin hkm veremez. mir byle bir i iin hkm verir yahut da ciz olmayan bir ekilde tecavz etmeye emrederse, byle bir mirin ne hkm dinlenir ne de emrine itaat edilir. Zat- Risaletpenahileri de bu hususu erh ederek yle buyurmulardr: "Hibir mahlk iin, Halika kar masiyet yolunda itaat yoktur." Halikn caiz saymad ve masiyet olarak bildirdii hususlarda itaat etmek iin kimseye emir verilemez. Ne hkm verebilen buyruk sahiplerine byle bir masiyet hkm vermek hususunda hak tannmtr; ne de hkm verilenlere bu hususta itaat etmeleri iin bir emir verilmitir.
tima yaayta "alt - st" denilen bir mefhum yoktur. Bunun gibi hkim zmre ile mahkm zmre diye de bir ey bulunmaz.
966

9. Zalimin itaatini reddetmek hakk: Bu da slmn muazzam usullerinden biridir ki, zlime kar itaat etmek diye bir hak yoktur. Kur'an- Kerim bu hususa da yle iaret buyurmutur: Hak Taal, brahim Aleyhisselm' yeryznde halife kld zaman, Hak Taal'dan, Hazret-i brahim yle bir dilekte bulunmutu. Hak Taal da yle buyurdu ; "Seni halka imam klmaktaym. Hazret-i brahim de dileini arz etmiti: Benim neslimden de mam kl! Diye dua etti. O zaman Hak Taal'nn iareti yle oldu: Benim vadim zlimlere ulamaz." (Bakara: 124) Bu yet-i kerimeden anlalyor ki, zlimlere kar itaat etmek hususunda Hak Taal yazl bir emir vermemi ve bu gibi kimselere itaat edilmesini reddetmitir.7[228]
7[228]

Daha fazla malumat almak iin Kur'an- Kerimin u yetini gznnde bulundurmak icabeder: "Msriflerin ar giden bozguncularn emirlerine itaat etmeyiniz." (ar: 151) "Kendi zikrimizden kalbini gafil kldmz kimseye itaat etme." (Kehf: 28)
967

Nitekim mam Ebu Hanife rahmetullahi aleyh de bu hususta yle buyurmutur: "Herhangi bir zlim, mslmanlara mam olmak salhiyetinde deildir. Eer byle bir kimse imam olacak olursa, ona itaat etmek vacib deildir." Byle bir ahsa boyun eilmeyecek ve ortadan kaldrlmas iin allacaktr.8[229] 10. Siyas idarecilikte katlma hakk: slmn insanlar iin kararlatrm olduu esas haklarn en mhimlerinden biri de btn mslmanlarn itima ilerde ve hkmet meselelerine katlma hakkdr. Hkmet halkn maveresiyle kurulur. Halk ile mavere ederek, ileri yrtr. Kur'an-
"Tauttan kannz." (Nahl: 36) "te Ad (kavmi) bunlard. Onlar Rablerinin yetlerini inkr ettiler. O'nun Resullerine kar da isyan yolunu tuttular. Herhangi bir inat zorbann emrine de itaat ettiler." (Hud: 59) 8[229] Bu hususta geni malumat iin mellifin en yeni eseri olan Hilfet or Mulukiyet: (Halifelik ve Saltanat) a baknz. Tercman l - Kur'an (1964 - 1965) de yaynland. Muhterem mellif Mevln Mevdd sahib'in, bu eseri de yine Mtercim tarafndan 1967 - 68 senesi hakkn'da dilimize evrilmi, Hill yaynlar tarafndan baslmaktadr. (Mtercim)
968

Kerim bu hususta yle buyurmutur: "Elbette ki, onlar (yani ehl-i iman) yeryznde halife klarz." (Sre-i Nur:55). Halife klnmak bir veya muayyen ahslar iin olmayp ounluk iindir. Nitekim, bazlarn deil de "onlar" buyrulmutur. Yani "btn kavmin fertlerine halifelik veririz" denmitir. Demek oluyor ki, hkmet herhangi muayyen bir ailenin ve hanedann veyahut da bir zmrenin hakk deildir. Btn millet toplumunun fert fert hakkdr. Millet efrad ile mavere edilmeksizin, bu i olamaz. Kur'an- Kerim yine bu hususta u lh emri beyan etmitir: "Onlarn leri (hkmet ii) kendi aralarnda mavere iledir." (ra: 38). Ve yine: " hususunda (Devlet ii) kendileriyle maverede bulun." (Al-i mrn: 159). Yani bu hkmet mavere ile yrtlr. Bu hususta Hazret-i mer Radyallahu Taal anh'n szlerinde de ak beyan vardr. Buyurmutur ki: "Mslmanlarla mavere etmeksizin, kimsenin hkmet bana gemeye hakk yoktur."
969

Hkmet idarecisi Mslmanlar raz olduktan sonra, i bana geebilir, Mslmanlar raz olmad takdirde demek ki, bir kimse hkmet bana geemez ve memleketin idaresini de ele alamaz. Bu hkm gereince, demek islm, Cumhur ve mavere esasna dayanan bir hkmet nizam kaim klmak istemitir. Bu da baka bir meseledir ki, bizim talihsizliimizden; zerimize padiahlar musallat olmulardr. Tahakkm de etmilerdir. Fakat byle olmasna ramen, slm bunlarn bu ekilde padiahlk etmeleri iin msaade etmemitir. Ancak bunlarn padiah olup da bizim zerimize musallat olmalar yine bizim kendi ahmaklmzn neticesinde olmutur. 11. Hrriyetin korunmas. Baka bir usul de insan hrriyetinin korunmas meselesidir. Adalet hkm hari kimsenin hrriyeti elinden alnamaz. Hazret-i mer ak bir ekilde bu hususu belirtmitir: "slmda hibir kimse hak olmakszn tutuklanamaz. (Hrriyeti elinden 9[230] alnamaz.) Burada "Hak", adalet demektir. Kanun ve nizam dairesinde adliye ii demektir. (Judic al process of Law).
9[230]

mam Malik ve Muvatta'ya dayanarak.


970

Yani bir kimsenin hrriyetini elindea almak unu icabettirir ki, bu kimse bir sula itham edildikten sonra, dava grlmeye balanp, bu kimseye savunma frsat verilsin ve ancak bu ekilde dava bir neticeye balansn. Byle olmadka, her ne ekilde olursa olsun byle bir ie adaletli i denemez. Bu i alelade akln (Common Sense) da icabdr ki, itham edilene kendisini savunmak iin frsat verilmelidir. Bir kimse herhangi bir kuru itham ile yakalanp hrriyeti elinden alndktan sonra byle bir insana kendini savunma hakk verilmezse, elbette ki, bu irkin tutum slmn adalet anlayna smaz. slm Hkmetinin adliyesi demek, Kur'an hkmlerine tabi olmaktan baka bir ey deildir.10[231] 12. Mlkiyetin korunmas. Kur'an- Kerimin ak bir ekilde ortaya koyduu esas haklardan biri de mlkiyetin ferd mlkiyet korunmasdr. Hak Taal bu hususda yle iaret buyurmutur: "Birbirinizin maln aranzda btl yol ile yemeyiniz." (Bakara: 188). Eer Kur'an, Hadis ve fkh mtala
10[231]

"Halk arasnda hakem olursamz adaletle hkm veriniz." (Nisa: 58)


971

edersek, u sorunun cevabm bulmu oluruz: Bakalarnn mallarndan istifade etmek ne gibi yollarla mmkndr? slm bu yollar ve bu ekilleri de mphem brakmamtr. Bu i iin muayyen yollar ve usuller vazetmitir. Bu usullere gre kimse, gayn - caiz ekilde mal iktisap edemez. Hibir kimseye veya hi bir hkmete, kanunu hie sayarak, konmu olan bu muayen ekillerin haricinde yani slmn sarahatle beyan etmi bulunduu ekillerden baka bir ekilde, bir kimsenin mlkiye tine el uzatmak hakk verilmemitir. 13. eref ve haysiyetin korunmas. Esas insan haklarndan biri de eref ve haysiyetli korunmasdr. Sre-i Hcuratta bu hakkn mufassal bah si vardr. Mesel bu mevzuda yle iaret buyrulmutur Bir kavim, baka bir kavimle alay edemez. Yani sizden bir zmre baka bir zmreyi aUy mev znu yapmasn. Birbirinize lakap takmaynz. Yani kelime uydurup alay iin birinin isminin bam veya sonuna eklemeyin. Kiminiz, kiminizi arkasndan ekitirmee kalkmasn. (Hcurat, 11 - 12). Byle eylerle insanlar birbirlerinin eref
972

ve haysiyetleriyle oynamaa kalkmamaldr. Bu gibi fiiller men edilmitir. Aka syliyelim ki, insan ister yzne kar olsun, isterse arkasndan olsun alay edilmekten holanmaz. Lakap uydurup takmak, mesel (a, topal, kam bur, sar, crtlak) gibi kelimeleri isimlerin bana veya sonuna eklemekten b:r fayda elde edilmez. Herkesin izzet, eref ve haysiyetinin korunmas garanti edilmitir. Ayn ekilde yine halka kar dil uzatmak da men edilmi bulunuyor.11[232] 14. ahs yaayn korunmas. slmn esas kanunlarna gre, herkesin husus ve ahs yaay (privacy) muhafaza altna alnmtr. Kimse, baka kimsenin husus ve ahs hayatna mdahale edemez. Bu hususta Nur sresinde aklk vardr: "Kendi evinizden baka evlere girmeyiniz. Ancak msaade artiyle." (Nur: 27) Sre-i Hcuratta yle beyan buyrulmutur: "Gzetleyicilik etmeyiniz. (Birbirinizin gizli seyleri-nizi gzetmeliyiz.)" (Hcurat: 12). Hazret-i Resul Ekrem Sallallahu aleyhi
11[232]

Daha geni malumat almak iin bak: Tefhim el Kur'an Sre-i Hcurat ve Tercman l - Kur'an. Haziran 1966
973

ve sellem de bu hususa u ekilde iaret buyurmulardr: "Kendi evinizden baka bir kimsenin evini gzetlemek hakk kimseye verilmemitir." Bakalarnn gzetlemesinden, herhangi bir ekilde mdahalesinden uzak bir ekilde emniyetle kendi evinde oturmas herkesin kanun hakkdr. Bunun gibi, yine kimsenin, u hakk da yoktur ki, baka birine ait olan mektubu veya yazya msaadesiz baksn. Nerede kald ki, okusun. slm insanlarn ahs ve husus haklarn tamamen muhafaza altna alm, evlerin gzetlenmesini aka men etmitir. Ancak, bir kimse ok mhim bir (tehlikeye mruz kalrsa, o kimseyi tehlikeden kurtarmak iin, durumlarda ahvalde bu gibi vaziyetlere ba vurulabilir. O da bu kimseyi ikaz edip kendisine tehlikeyi bildirmek maksad iin byle bir harekete kalklabilir. Yoksa her ne ekilde olursa olsun, bir kimseyi, gzetlemeyi slm eriat caiz saymamtr.

974

15. Zulmn karsnda direnme hakk. slmda esas haklardan biri de, bir kimsenin zulme kar direnme hakkdr. Zulme urayan bir kimse sesini ykseltip, zulme uradn iln eder ve sesini istedii ekilde ykseltebilir. Hak Taal bu hususta yle iaret buyurmutur: "Allah, irkin szler sylenmesini ve sesin ykseltilmesini sevmez. Ancak zulme urayanlar (hari)." (Nisa: 148) Yani mazlum kimseye, zlimin karsnda sesini ykseltip urad hakszl dile getirmek hakk tannmtr. 16. Fikir beyan hrriyeti Zamanmzda zerinde durulan mhim meselelerden biri de fikir beyan hrriyetidir. (Freedom of Expression). Bu gnk istilahda byle deniyor. Fakat Kur'an istilahnda bu mesele byle bir istilahla sylenmemi ve umum olarak buna da "Emrn bilmruf12[233] ve Neh-yn an il - mnker" denmitir. Bu husus sadece insan iin bir hak olarak tannmakla kalmam belki bu, insanlar iin farz bile klnmtr, Kur'andan baka bu
12[233]

"Siz halk arasndan ortaya karlan en iyi mmetsiniz ki, iyilie emr eder fenalklardan men edersiniz." (Al-i mran: 11)
975

hususta hadislerde de iaretler vardr. insana, iyilikleri syleyip fenalktan men etmesi farz klnmtr. Herhangi bir fenalk grrse, sadece sesini ykseltmekle kalmaz, belki bu fenal ortadan kaldrmak iin de dnmesi lzm gelir. Byle yapmak kudretinde olur da yapmazsa gnahkr olur. Mslman iin, slm camiasn temiz tutmas farzdr. Bu hususta bir mslmann sesini ksmak ve sylemesi icabeden eyleri syletmemek byk bir zulmdr. tima ilerin iyi bir ekilde yryebilmesi iin bir kimsenin fikir beyannn serbest olmas icabeder. Bir kimse, iyilik iin alm ise, sadece iyi bir i yapm olmakla kalmaz, kendi insanlna den vazifesini yerine getirmi olur. Buna gre herkes iin fikir beyannda bulunmak slmda serbest olarak kararlatrlm oluyor. Kur'an- Kerim, Ben israil'in alakla dme sebeplerini beyan ederken, onlarn u durumunu beyan etmektedir: "Onlar, biribirlerini, yaptklar fenalklardan men etmezlerdi." (Maide: 79) Yani herhangi bir kavim arasnda yle bir vaziyet ortaya kar ki, o kavim iinde fenalklara kar kimse ses karamaz; bir ey syleyemezse, o zaman gitgide bu ktlkler btn kavmi sarar ve o cemiyetin dejenere olmasna sebep olur gider. Byle bir kavim de
976

Allahn azabna mstahak olamaz da ne olur? 17. Fikir ve akide (inan) serbestlii hakk. slmda, Kur'an tlimi meyannda bir cmle, daha dorusu bir yet-i kerime gryoruz: "La ikrhe fi'd-dini: Dinde zorlama yoktur." (Bakara: 256) Bu kaide insanlarn dnce serbestlii iin konmu bir usuldr. Bu usulle herkese akide ve fikir serbestlii verilmitir. Yani bir kimse isterse iman yolunu tutar, isterse kfr yoluna gider. slm'da fikir hakknda kuvvet kullanmak zarureti iki yerde vardr. Biri, slm hkmetin istikll ve mevcudiyetini korumak maksadiyle cihad meydannda dmana kar savalrken. kincisi de memleket genellikle emniyet ve asayii ayakta tutmak, fitne ve fesad nlemek, crm ve cinayetleri ortadan kaldrmak, adalet nizamn kaim klmak iin. Dnce ve itikat hakknda serbestlik hususuna gelince Mekkede mslmanlar Hakka inandklar ve Hakk syledikleri iin, on sene dayak yediler ve incitildiler. Nihayet ispat edildi ki, gittikleri yol haktr. Mslmanlar kendileri iin, byle bir hakk,
977

bu ekilde kazandklarndan, bakalarnn da byle bir hakk olmasn elbette ki, kabul ederler. slm tarihinin bandan sonuna kadar, btn sayfalarn incelediimiz takdirde greceiz ki, hibir zaman ve hibir yerde mslmanlar, gayr mslini reayay (tebaa) slm kabul etmeye zorlamamlardr. Kimseyi slm kabul etmedin diye de ldrmemilerdir. Kimseye de dayak atarak Kelime-i ehadeti syletmemilerdir. 18. Din eziyetten korunma hakk. slm, muhtelif din zmrelerin, baka din zmreler aleyhinde harekete gemek iin almalarn kabul grmedii gibi, byle bir meseleyi de kabul etmez. Bir mezhebin nderlerinin, dier bir mezhebin nderleriyle rekabete girimesine ve bir mezhebin mensuplarnn dier bir mezhebin mensuplarna eziyet etmesine msaade etmez. Kur'an'a gre herkesin mezheb inanlarna ve itikatlarna ve bu mezhep mensuplarnn nderlerine ve rehberlerine hrmet edilmesi bildirilmitir. Bu hususta Kuran- Kerimin hidayeti yledir: "Allah'tan bakasn aranlara kfr etmeyin." (El - En'm: 108) Yani muhtelif din ve mezhep takipilerinin
978

akideleri zerine ancak delil ile konuulabilir. Onlara ileri geri sylenip kfr edilmez. Makul bir ekilde tenkid edilmelidir. Yoksa onlara kar kt ve irkin szler sylenmemelidir. Birinin yok yere gnln incitmek doru deildir. Birine bu ekilde eziyet etmek de caiz saylmaz. 19. Toplanma hrriyeti hakk. Fikir beyan etmek hrriyeti ve sz syliyebilmek serbestisinin gereklerinden biri de toplanma hrriyetidir. Bir toplumda muhtelif fikirlerin bulunmas tabi bir idir. Kur'an- Kerim muhtelif yerlerde herkesin her hususta fikrinin ayn ekilde olmayacan belirtmitir. Bir usul ve bir nazariye etrafnda toplanm bulunanlar bir millet vcuda getirdikleri halde yine bu camiann arasnda baz husus fikir akmlar de bulunur Bu fikir akmlarnn mensuplarnn fikirleri bazan birbirine yakn olur, bazan da uzak olur. Kur'an- Kerim bu hususta u iarette bulunmutur: "Sizin iinizden bir mmet olmaldr ki, bunlar mrufu emretmeli, mnkerden men eylemelidirler." (Ali mran: 104). Amel ve fiil yaayta "iyiliin" adna "mruf" diyoruz. "Ktle" de "mnker" ismi veriyoruz. Muhtelif dncelere gre bu
979

ikisinin arasndaki farklar da muhtelif olacaktr. Bu ihtilaflardan da yine muhtelif fikir akmlar ortaya kacaktr. Bundan daha ak bir ey olabilir mi ki? Zmreler ve partiler de nitekim bu ekilde ortaya kmlardr. Ve nitekim, bizim fkhmzda olduu gibi siyas nazariyemizde de muhtelif zmreler ve fikirler mevcuttur. Sorulacak soru udur ki, slm Anayasada (Dstur) ve Hukuk beyannamesinde, muhtelif fikir sahiplerinin fikirlerini beyan etmeleri yolunda toplanma serbestisi hakk var mdr, yok mudur? Bu sorunun en mkemmel cevabn Hazret-i Ali ile Havaric'in karlamalar hadisesinde greceiz. Hazreti Ali Radi-yallahu Taal anh, byle bir muhalif fikir cereyan ile karlatklar zaman, bu fikir mensuplarna bir arada toplanmak iin msaade vermitir. Ve o zaman Haricilere yle buyurmutu: "Siz eer klca davranmayp da kendi nazariyenizi bakalarna klla ve zorla kabul ettirmezsiniz, sizin iin tamamen serbestlik vardr." 20. Bakasnn yapt iten sorumlu olmamak. slm tlimine gre insan ancak kendi yapt iten sorumludur. Amellerinin cezasn da mkfatn da kendisi grecektir.
980

Bakasnn ilerinden ve bakasnn suundan dolay bir baka kimse ne mesul olur, ne de ona su yklenip ceza verilebilir. Kur'an- Kerim, bu usul hakknda yle hidayet buyurmutur: "Kimse kendi yknden baka birisinin ykn yklenmez." (En'am: 163) Baka birinin yerine baka birini yakalamak slama smad gibi, sakallnn yerine bykly da cezalandrmak slam llerine smaz. 21. pheler zerine hkm yrtlemez. slmda herkese u hak tannmtr: Herhangi bir ekilde, tahkik edilmeksizin ve ispat olmakszn, kimsenin hakknda sadece phe zerine hkm yrtlmez Bu bahis hakknda Kur'an- Kerim'in ak hidayeti yledir: Herhangi bir su hakknda haber verilirse, derin aratrma yaplp tahkik etmek gerekir. Olabilir ki, her ne sebepten olursa olsun, bilmemezlik veya baka bir sebeple birisine hakszlk edilmi olur.13[234]
13[234]

"Eer bir fask size bir haber getirirse onu tahkik edin. Bilmeksizin bir kavme ktlk edip, sonra piman olmanz, mmkndr." (Hcurat: 6)
981

Yine bu hususta Kur'an- Kerim yle iaret buyurmutur: "pheden tamamen kanz, nk baz pheler gnahtr." (Hcurat: 12). Ksaca, slmn insanlara verdii haklar bunlardr. slmn dncesi tamamen ak ve mkemmel bir ekilde insan yaaynn bandan beri verilmitir. Hereyden mhim mesele de udur ki, bugnk dnyada insan haklar (Declaration of Human Rights) iln edildii halde, byle bir beyannameyi icra edilebilecek bir meyyide ve etkin bir kuvvet yoktur. Sadece yksek bir lden ve bir temenniden baka bir ey olamamtr. Bu lye de hibir millet amel ekilde bal deildir. Bu mevzuda etkili bir anlama da yaplmamtr. Btn milletleri de bu haklara bal bulunmak iin mecbur edecek bir ey de yoktur. Fakat Mslmanlarn durumlar byle deildir. Onlar Allah Taalnn kitabna ve O'nun Resulnn Sallallahu aleyhi ve sellem, snnetine ve hidayetlerine baldrlar. Allah tarafndan O'nun Resul, esas haklar tam bir aydnlkla ortaya koymutur. slm hkmet kurulunca da bu haklara dikkat etmesi icabedecektir. Byle bir hkmet bu haklar hem mslmanlara teslim etmelidir, hem de
982

dier milletlere. Bu i iinde herhangi bir anlamaya ihtiya yoktur. Filan millet, bizim milletimizin haklarn teslim etmiyor, biz de kendi lkemizde yaayan o milletin mensubu fertlere bu hakk teslim etmeyelim diye de bir ey olamaz. Belki mslmanlara verilecek olan bu haklar, mslmanlara da, bu mslmanlarn dostlarna da, mslmanlarn dmanlarna da ayn ekilde tannacaktr.

983

BLM: 13 GAYR- MSLMLERN HAKLARI

HAZIRLAYICININ NOTU

Anayasa (dstur) bahisleri balamnda kark meselelerden biri de aznlklar meselesidir. Bu meseleler hakknda saysz yanllklar ortaya karldndan zihinler karmtr. Mevln Ebu'l - A'l Mevddi, istikllin hemen akabinde bu mesele zerinde durmu ve btn cepheleriyle bu mevzuyu izah ederek, bir slm hkmette zimmlerin haklarnn nelerden ibaret olduunu aklamtr. Mevln, bu makalesini tekrar gzden geirmi ve dzeltilmi son ekliyle bu kitaba alnmtr. Ad geen bu yaz Tercman l - Kur'an'da Austos 1948 de neredilmiti. Makalede bir tarafta Gayr - slm hkmetlerin Anayasalarnda bulunan aznlk haklarndan, dier tarafta da slmi hkmetteki gayr mslimlerin haklarndan bahsederek durum karlatrlmal olarak gsterilmitir. Bu ekilde, slm hkmetin gayr mslimlere davranyla, dier hkmetlerin aznlklara kar tutumlar ak bir tarzda

ortaya km oluyor. (Hazrlayc)

987

GAYRI MSLMLERN HAKLARI

slm hkmette gayrmslimlerin haklarndan bahsetmeden nce, u noktay zihinlere yerletirmek icap eder ki, slm hkmet hakikatte usul/ideolojik (ideological) hkmettir. Byle bir rejim, mill cumhuriyetten (Na-tional Democratic) den bambakadr. Burada bu iki ayr rejime tabi olan hkmetlere gre, biz de bu meselenin farklarn ayr ayr muhtelif ynleriyle ortaya koyacaz. O zaman bu mesele etraflca ve daha iyi bir ekilde anlalm olacaktr. 1. slmi hkmet kendi hudutlar dahilinde oturan halk u ekilde tasnife tbi tutar: Ya bu halk, bu hkmetin usullerine ve ideolojisine inananlardan mteekkildir, yahut da inanmayanlardan. Yani ya bunlar mslmandrlar, yahut da gayri Mslimdirler. 1. Mill hkmette ise halk u bakmdan tasnife tbi tutulurlar: Bu hkmetin hudutlar dahilinde

bulunanlardan kimler bu hkmete mensupturlar ve kimler deillerdir. Yani bu hkmeti yrtenler esasta kimlerdir ve kimler deildir. Bugn btn hkmetlerin rejimlerinde halk ikiye ayrrlar ve stlahta bunlara (ounluk ve aznlk derler. Ve bu iki stlah kullanrlar. 2. slam hkmette, hkmet ve devlet ilerini yrtmek bu hkmetin usulne inanan btn halk efradna aittir. Kendi nizam ve intizam dahilinde gayr mslimlere de mnasip vazifeler verilebilir. Fakat devlet reislii ve hkmet bakanl gibi iler onlara emanet edilmez. 2. Mill hkmette, devlet reislii ve hkmet bakanl hususunda yalnz kendi kavminin itimat eder. Vatandalardan olan dier aznlk mensuplar byle bir hkmette itimata edilir ve gvenilir kimseler deillerdir. sterse bunu aktan aa syler. sterse fiiliyatta byle yapar. Aznlklardan kimse kilit noktalarda vazife gremez. Byle bir vazife verilecek olursa, sadece gsteriten ibaret kalr. Memleketin asayii ile ilgili mhim mevkiler de aznla verilmez. 3. slm hkmet kendi rejimi bakmndan u meseleyi gznnde bulundurmakla mkelleftir: Mslmanlarla, gayr mslimler arasndaki fark aka beyan eder ki, hangi
990

haklarn mslmanlara mahsus olduu ve hangi haklarn gayr mslimlere ait olduu bilinsin. 3. Mill hkmetlerde bu ekilde sz oyunu yapmak gayet kolay bir itir. Memleketin btn halkna, eit haklara sahipsiniz denir, fakat bu haklar sadece kt zerinde yazl kalr. Fiiliyata gelince, her zaman ve heryerde, ounluun aznla kar bir imtiyaz hakk gznnde tutulur. Byle bir zeminde aznlklara fiiliyatta ve hakikatte bir hak tannmaz. 4. slmi hkmet, kendi tebaas iinde bulunan gayr mslimlerin kark haklar meselesini, onlarn bir zimmilik hakk olduunu kabul etmi ve kendilerinin korunmasn tekeffl (Garanti) ederek halletmitir. Bu ekilde onlara bir gven vermitir. Devlet kendi ideolojik nizam iinde ve ilerin yaplmas hususunda onlara mdahale ettirmez. Yine bu snfa siz ne zaman isterseniz, slm usuln kabul ederek mslman olabilirsiniz ve siz de dier fertler gibi idareyi elinde tutan cemaatin bir ferdi olabilirsiniz ve siz de idareye itirak edersiniz, demitir. 4, Mill hkmet nizamnda, hkmetin kendi milleti sayd kimseler ile kendi milletinden saymad kimseler arasnda
991

kark ileri halletmek iin yoldan birisi seilebilir. Ya kendi milletinden olmayan bu fertleri asimile edip devirecek ve kendi milletinden yapacaktr. kinci k olarak, bunlarn varln ortadan kaldracak; ldrmek, soymak, datmak gibi yollara bavuracak vezalimane bir ekilde bu snf memleketten karacaktr. nc tedbir olarak, kendi milleti iinde Ahot (Hindumezhebinde bir nevi afaroza uram, aalk grlen, elsrlmez, mundar cemat) yapacaktr. Dnyadaki dier Cumhuriyet rejimlerinin ounda, bu gibi tedbirlere bavurulduunu grmek mmkndr. Eski devirlerde de byle idi. imdiki modern amzda da bu usul deimi deildir. Hindistan mslmanlar bu durumun ac tecrbesini tatmlardr ve halen tatmaktadrlar. 5. slm hkmet, zimmi gayri mslimler iin, slm eriatinin tayin ettii btn haklar kabul etmeye ve teslim etmeye mecburdur. Onlarn bu haklarn ellerinden almak, yahut da ksmak slm hkmetinin elinde deildir: Elbette ki, mslmanlar isterlerse bu zimmlere eriatce kararlatrlm bulunan haklardan bir para daha fazla haklar verebilirler. Fakat kendilerine fazladan verilecek olan haklar, slmn usulleri ile muhalif olamaz. Ancak onlarn haklarndan bir ey de asla kslamaz.
992

5. Mill hkmet, aznlas bir hak verecek olursa, yine bu hakk da ounluk verecektir. Bu haklar ounluk verdiine gre, bir gn ounluk bu haklar istedii takdirde azaltr veya oaltabilir. Yahut da tamamen ortadan kaldrabilir. ounluun byle bir hakk her zaman iin vardr. Byle bir nizam iinde aznln vaziyeti, ounluun bu zmreye acyp acmamasna baldr. Aznlk, ounluun kendisine acmasnn sayesinde yaayabilecektir. Hatta bu snfa en ilkel insanlara tannan haklar da tanmayabilir. Aznln byle bir nizamda hibir garantisi olmad gibi, onlara bu haklarn tannacana dair, bir ey de tekeffl edilmez. te slmn zmmlere kar davran ile, mill Cumhuriyet rejimi hkmetlerinin aznlklara kar davranlar arasnda yukarda saydmz esasl ihtilaflar bunlardr. Davran bakmndan slmn dier hkmet rejimlerine olan stnl de bunlardr. u var ki, bu hususlar gznnde bulundurulmadan insan meseleyi kartrp iinden kamaz bir hale sokaca gibi, yanl anlaytan da kurtulamaz. O zaman zanneder ki, bu gnk mll Cumhuriyet rejimi hkmetler, aznlklarn haklarn teslim ediyormu da slm, bu muamele hususunda a gzllk edip de vermiyormu. zah ettiimiz bu hususlardan sonra imdi asl mevzuumuza gelebiliriz.
993

1. Gayr - muslim reya'nn (vatandalarn) eitleri. slm kanun, slm camias iinde yaayan gayr mslim reayay ekilde snflandrr. Birincisi; Sulh ve bar yolu ile, yahut da bir anlama ile slm camiasnn iinde yaamay kabul edenler. kincisi; Muharebe ederken malup olup da, slm camiasnn iinde yaamak zorunda kalanlar. ncs; Ne muharebe ne sulh ne de muahede ile olmayp slm lkesinde slm hkmetin arazisi iinde bulunanlar. Bu snf zimmler, umum zimme hakknda ayn artlara tbi iseler de yine birinci snf zimmlerin dier ikisinden biraz farkl haklar vardr. Bunun iin biz de ehli zimmenin haklarn aklamadan nce bunlarn nn de ayr ayr vaziyetlerini gzden geirelim. Ve bunlarn haklarndaki hkmleri de ortaya koyalm. Antlamallar: (MUAHDN) Bunlar, harpsiz yahut da harp srasnda itaati kabul edip teslim olanlardr. slm hkmet ile husus artlar dairesinde bir
994

antlama yaparak bu antlamaya balanrlar. Bunlar hakkndaki slm kanunu udur: Sulh artlar ne ise harfiyyen tatbik edilir. Onlar sulh art olarak neleri ileri srmlerse, slm hkmeti tarafndan da bu artlar kabul edilmise, bu haklar tamamiyle kendileri iin tannacaktr. Dman yola getirmek ve itaat dairesi iine almak iin, bazan cmerte artlar da konabilir. Bu artlar nelerden ibaret ise ayn ekilde devam ettirilir ve bunlardan bir ey eksiltilmez. Nitekim bugn ileri gelen meden milletler de siyas antlamalar bu esas zerine yrtrler. Kararlatrlm artlar bozmak, slmda sadece kanunsuz saylmakla kalmayp, bir haram ve byk bir gnah diye bildirilir. Bu esasa gre, yaplm olan bir antlamann artlar ister iyi olsun, isterse fena olsun herhangi bir deiiklie uramadan olduu gibi nazar itibara alnacaktr. Ve bu artlarda zimmlerin aleyhine kl kadar deiiklik yaplamaz. slm rejimi ile dier nizamlarn ve bu iki sistemin birbirlerine kar durumlar (Relative Position) arasndaki fark dikkate aldnz takdirde, ne kadar byk olduu ortaya kar. Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem buyurmutur ki: "Siz bir kavimle savap onlara galip gelebilirsiniz. Onlar da mallar karlnda (cizye), canlarn ve ocuklarn kurtarmak
995

isterler. (Bir rivayette sizinle herhangi bir sulh yoluna gitmek isterler.) O zaman siz kararlatrlm olandan baka onlara bir ey ykleyemezsiniz. nk bu sizin in doru deildir. Size caiz olmaz."1[235] Yine baka bir hadisde yle buyurulmutur: "Dikkat! Her kim, anlama yapm olduu birisine zlm ederse, yahut da onun hakkn ksarsa ve onu gc yetmeyecek bir ey iin zorlarsa, veyahut da onun vermek istemedii bir eyi zorla almak isterse, elbette ki, biz, kyamet gn onun (zorlanan kimsenin) sna ve koruyucusu 2[236] olacaz." Bu iki hadis-i erifteki kelimeler geni bir mana tadndan, bunlardan klli (genel) kaideler istinbat edilir (karlr). Bu kaidelere gre, zimmlerle bar yaplrken, bar artlar tamamen ve aynen dikkate alnacaktr ve ona gre hareket edilecektir. Bu artlar zerinde hibir deiiklik yaplmayacak ve hibir ey kslmayacaktr. Bu gibi eyler katiyen caiz deildir. Ne kendilerine hara yklenecek, ne onlarn arazileri ellerinden alnacak, ne binalarna el konacak, ne ar artl kanunlar tatbik edilecek, ne din ve mezheplerine mdahale
1[235] 2[236]

Ebu Davud, Kitab l - Cihad Ebu Davud, Kitab l - Cihad


996

edilecek ve ne de haysiyet, eref, izzet ve namuslarna saldrlacaktr. Zulm ifade eden herhangi bir fiile teebbs edilemez. Bu camiaya herhangi bir husus zorla kabul ettirilmeyecek ve kudretleri dnda tekliflerde bulunulmayacaktr. Bu hkmler zerine slam Fukahas sulh yolu ile fethedilmi bulunan lkeler halkna kar yaplacak muameleler hakknda kanunlar tertip etmilerdir. Bu kanunlarda takip edilen umum kaide, onlara kar tutunulan tavr ve yaplacak olan muamelede tamamen sulh antlamasna harfiyen uymak olmutur. mam Ebu Yusuf, bu mevzuda u hususu belirtmitir: "Sulhnamede (bar belgesinde) kararlatrlm olan ey kendilerinden alnr ve bunun dnda birey istenemez."3[237] Fethedilmi lkelerin halk: kinciler; sonuna kadar mslmanlarla savap, mslmanlara kar silah kullanp nihayet malup olanlardr. islm ordular, bunlarn kalelerini ve istihkmlarn ykarak lkelerine fethederek girmilerdir. Bu lkelerin halk da zimm olurlarsa kendilerine
3[237]

Kitab l - Hara, S: 35.


997

baz haklar tannr. Bunlarn detayl aklamas da fkh kitaplarnda anlatlmtr. Aada bu hkmleri zetliyeceiz. Bu hkmlerle, bu gibi zimmlerin vaziyetlerinin de kanun karsnda ne olduu anlatlmtr. 1. mam kendilerinden cizye almasn kabul eder etmez, bunlar ehli zimme hkmne girerler. Bundan byle canlar, mallar, rz ve namuslarn korumak mslmanlara farz olur. Nitekim cizye kabul edilir edilmez, cizyenin kabul edildii dakikada, durum ne ise, yle kalr.4[238] Bundan sonra ne imama ne de dier mslmanlara, bunlarn emlkine el koymak, yahut da bunlar kle yapmak ve esir etmek hakk yoktur. Hazret-i mer -Radyallahu Taal anh, Hazret-i Ebu Ubeyde Radyallahu Taal anh'a yle buyurmulard. "Sen onlardan cizyeyi aldktan sonra, artk senin yapacak bir isin kalmamtr."5[239] 2. Zimme anlamas yapldktan sonra, artk onlar kendi yer ve yurtlarnn sahibidirler. Mlkiyetlerini kanun ekilde intikal ettirebilir ve miraslarna brakrlar, yahut da istedikleri gibi hibe eder, alr, satar,
4[238] 5[239]

Bedayi Es - Sanayi, C: 7. S. 3 Kitab - l - Hara, S: 82 .


998

rehin brakr, hlsa btn bu gibi haklara sahip olurlar. slm hkmet onlarn yer ve yurtlarndan mal edinmek iin bir hakka sahip olamaz.6[240] 3. Cizyenin miktar deme gcne gre ayarlanr. Durumlar iyi olanlardan fazla, deme gleri iyi olmayanlardan daha az, bsbtn fakir bulunanlardan ok az alnacaktr. Hele hibir eyi olmayp da muhta durumda bulunanlardan ve yaaylar dierlerinin merhametine kalm olanlardan bir ey tahsil edilmedii gibi kendileri de gzetileceklerdir, icabnda bir ey de verilecektir. Cizye iin husus bir miktar tayin edilmemi olmasna ramen bu miktar yle bir ekilde kararlatrlacaktr ki, denmesi mmkn olsun, deme imkn bulunsun ve denmesinde zorluk ekilmesin. Yoksa zamanmzdaki baz hkmetlerin vergi dairelerinin tahakkuk ettirdikleri vergiler gibi deme kabiliyeti var mdr, yok mudur diye dnmeden, devlet hazinesinin menfaati byledir kabilinden vergi tahakkuku gibi cizye yklenmiyecektir. Hazret-i mer, durumu iyi olanlardan aylk bir Rupya, (Trk paras ile bugnk lira) orta halli olan kimselerden bunun yars, durumu iyi olmayanlardan ise ancak bunun drtte
6[240]

Feth l - Kadir, C: 4, S: 359


999

birinin alnmasn kararlatrmt.7[241] 4. Cizye alnanlar "Ehl-i Ktal" (Combattans): savaabilir kimseler olmalar dikkate alnr. Savaabilir kimselerden olmayanlardan cizye alnamaz. Mesel, ocuklar, kadnlar, deliler, krler, topallar, sakatlar, ibadethanelerin hizmetileri, din adamlar, rahipler, sinyaslar (Hindu rahipleri), yal ihtiyarlar, senenin uzun bir mddetini yatakta geiren hastalar, cariyeler, kleler ve bu gibi kimseler cizyeden muaf tutulmulardr.8[242] 5. Kl zoru ile fethedilmi bulunan lkelerin mbedlerinin mslmanlar tarafndan el konmas, mslmanlara verilmi bir haktr. Fakat bu haktan istifade etmeyip, bu mbedleri kendi halinde brakmak yine mslmanlar iin bir fazilet ls diye bildirilmitir. Hazret-i mer zamannda bu kadar lke fethedildii halde bunlarn hi birisinin ibadethaneleri ne yktrlm ne de dattrlmad gibi hibir ekilde tecavz edilmemitir. mam Ebu Yusuf Rahmetullahi aleyh bu hususta yle yazmtr: "Kendi halinde brakld. Ne yktrld ne
7[241]

8[242]

Feth l - Kadir, C: 4, S. 359 . Bedayi, C: 7, S: 111 113; Feth l - Kadir, C: 4. S: 73-372; Kitab l Hara, S: 73.
1000

de tecavz edildi."9[243] Her ne suretle olursa olsun, eski ibadethaneleri ykmak, datmak ve bozmak caiz saylmamtr. Muhafaza edilmesi tavsiye edilmitir.10[244] 2. Zimmilerin umumi haklar. imdi zimmlerin umum haklarn gzden geirelim. Bu haklar, eit zimm iin de ayndr. Canlarnn korunmas: Herhangi bir zimminin kannn kymeti, mslman kannn kymeti ile ayndr. Bu noktada ayrlk ve gayrlk yoktur. Eer bir mslman kasten bir zimmyi katlederse, mslman da ksas olarak katledilir. Hazret-i Resul Ekrem Sallallahu aleyhi ve sellem devrinde bir mslman bir zimmyi katletmiti. O zaman Zat- Saadetleri ksas olarak mslmann katledilmesine hkm vererek yle buyurdular: "Onun zimmiliine herkesden ziyade benim sadakat gstermem gerekir."11[245] Hazret-i mer Radyallahu Taal anh zamannda Bekr ibn-i V'il kabilesine mensup bir kimse, Hyra'da bir zimmyi ldrmt.
9[243] 10[244] 11[245]

Kitab l Hara, S: 83 Bedayi, C: 7, S: 114 . Burhan, erh-i Mevhib Er - Rahman, C: 3, S: 287.


1001

Zat- Hilafetpenahleri katilin, maktuln adamlarna verilmesini emretti. Nitekim, maktuln vrisleri de katili gtrp ldrdler. Hazret-i Osman, Radyallahu Taal anh kendi zamannda Ubeydullah ibn-i mer'in Radyallahu Taal anh'n katline fetva vermiti. Mesele yleydi: Zannediliyordu ki; Ubeydullah phe zerine, Hrmzan ile Ebu L'l'nn olunu ldrmtr. Bunun da sebebi, bu iki ranl-nn Hazret-i mer'in katline itirak etmi olmalar ihtimali idi. Hazret-i Ali Radyallahu Taal anh devrinde bir mslman bir zimmyi ldrm olmak itham ile yakaland, spat tamamland. Zat- Hilafetpenahleri ksas yaplmasn emrettiler. ldrlenin kardei gelip, "Ben kanmdan vaz getim". Dedi. Fakat bu sz Halifeyi ikna etmediinden, o ahsa u suali sordu: "Yoksa kar taraf seni korkutup, tehdit mi etti?" Adam cevap verdi: "Hayr; Anladm ki, katilin ldrlmesiyle, kardeim dirilmi olmayacaktr. Bana diyet verilmesini emrediniz." O zaman, Zat- Hilafetpenahileri, katilin braklmasn emrettiler ve bu hususta yle buyurdular:
1002

"Bizim zimmiliimizi kabul etmi bulunanlarn kan bizim kanmz gibidir ve onlarn diyeti de bizim diyetimiz gibi."12[246] Baka bir rivayette Hazret-i Ali Radyallahu Taal anh, yle buyurmutur: "Bunlar zimmilii kabul ettiklerinden, onlarn mallar bizim mallarmz gibidir ve kanlar da bizim kanlarmz gibi." Bu mevzu zerine slm fukahas hkm koymu ve bu husus u esasa balanmtr: Bir mslman kasti olmayarak ve bilmeyerek bir zimmyi ldrrse, o zaman verilecek olan diyet, aynen mslmanlara verilecek olan diyet gibidir. Yani hata edilerek ldrlm olan mslmana ne mikdar diyet verilirse, hata edilerek ldrlm olan Zimmiye de o kadar diyet verilecek ve kasten ldrlm bulunan zimm iin ksas icra edilebilecektir.13[247] Gvenlik ve asayi Kanunlar: Ceza kanunlar, zimmlerle mslmanlar iin ayndr. "Crm ilendii takdirde mslmann grecei cezann aynsn zimm de grr. Bir mslman bir zimminin maln alarsa, yahut da bir zimm bir mslmann maln ald takdirde her ikisi de ayn cezay grr. Yani hrszlk suunu ilediklerinden
12[246] 13[247]

Burhan, Cilt: 2, S: 282 . Durr-i Muhtar, C: 3, S: 203 .


1003

dolay her ikisinin de elleri kesilir. Bir zimm erkek veya kadn iin, zina itham olursa, veya bir mslman erkek ve kadn iin, zina itham bulunursa, bunlarn hepsi de zina cezas grrler. Ancak, burada baka bir mesele vardr: arap imek hususunda zimmler cezadan muaftrlar.14[248] Meden ve Mlk Kanunlar: Meden ve mlk kanunlarda da mslmanlar ile zimmler arasnda hibir fark gzetilemez. Hazret-i Ali Radyallahu Taal anh, "Onlarn mallar bizim mallarmz gibidir." buyurmulardr. Bu cmlenin manas u demektir ki, nasl biz mslmanlar kendi malmz muhafaza etmek istersek, malmzn zayi edilmesinden holanmazsak, ayn ekilde onlarn mallarnn muhafazas da mslmanlara
14[248]

Kitab l - Harac, S: 208 209; El Mebst, C: 9, S: 57 - 58 . mam Malik Rahmetullahi aleyh indinde zimmler arap muamelesinde olduu gibi, zina muamelesinde de istisna edilmilerdir. mam Malik, Hazret-i Ali Radyallahu anh ile Hazret-i mer Radyallahu anh'n hkmlerine istinaden bu neticeye varmaktadr. Zimmlerin zina meselesi kendi milletleri arasnda kendilerinin ahsi meseleleri olduundan bu gibi crmlere msllmanlar karmazlar. Yani zimmler kendi ahs kanunlarna gre muamele grrler.
1004

farzdr. Bu esasa gre meden ve mlk kanun muvacehesinde de mslmanlarla zimmler ayn haklara sahiptirler. Ticaret ilerindeki usullere gelince, bizim iin men edilmi bulunan baz usuller onlar iin de men edilmitir. Dier bakmdan, bizim iin serbest olanlar onlar iin de serbesttir. Mesel, bizim iin haram olan faizcilik onlara da men edilmitir. Onlar iin de haram saylacaktr. Elbette ki, zmmler iin baz istisnalar vardr. Nitekim, arap imelerine birey denemedii iin bu nesnenin satlmas, alnmas ve yaplmas iin de bir ey sylenmiyecektir. Yine ayn ekilde, mslmanlara haram olan, fa kat zimimlere haram olmayan domuz eti satmak veya domuz beslemek, domuz etinden yaplm yemek satmak ilerinden onlar men edilmeyeceklerdir. Bu gibi, eylerde haklar teslim edilecektir.15[249] Bundan baka bir mslman da tesadfen bir zimmnin arabn zayi eder ve zarara sebebiyet verdii takdirde, sebebiyet verilen zararn tazmini lzm gelir. "Drer l - Muhtar" da yle deniyor: "Bir Mslman, bir zimmnin arabn ve domuzunu zarara uratrsa, bunlar tazmin edecek ve bedelini deyecektir."16[250]
15[249] 16[250]

El Mebst, C: 13, S: 37 - 38. Durer l - Muhtar, .C: 3, S: 273.


1005

ereflerinin ve Haysiyetlerinin Korunmas: Zimmye dille, elle eziyet etmek ve incitmek yahut da kfr etmek, dvmek, dayak atmak, veya zimmye arkadan ekitirmek dahi mslmanlara yaplm gibi caiz deildir. "Durer l - Muhtar" da bu mevzu u ekilde yer almtr: "Onun incitilmesinin nne geilir ve arkasndan ekitirmek de bir mslman arkadan gybet gibi haramdr."17[251] Zimmlerle yaplm, olan zimme akdinin mddeti, mslmanlar iin daimdir. Mslmanlar zimme akdine bal bulunmak ve bunu devam ettirmelidirler. Bu akdi bozmaya haklar yoktur. Fakat zimmlere istedikleri zaman zimmlikten kma hakk tannmtr. "Bedayi" de bu mevzuda u bilgi vardr: "Zimme akdi bizim iin korunmas lzm gelen bir haktr. Yani bir defa zimme akdi yapld m biz onu bosszamayz. Fakat zimmler iin bu hususa iltizam yoktur. (Yani onlar isterlerse zimmilikten kabilirler. Buna bir ey diyemeyiz). Bir zimm ne kadar byk crm ilerse ilesin, zimmilik hakkn kaybetmez. Hatta cizye vermekten imtina bile etse, yine
17[251]

Durer l - Muhtar, C: 7, S: 112.


1006

zimmlik haklar ortadan kalkmaz. Ayn ekilde bir zimm bir mslman katletse, mesela, Hazreti Resul Ekrem Sallallah Aleyhi ve sellem hakknda nezu billah yakk almayacak szler sylese, bir mslman kadnnn namusuna tecavz etse dahi btn bu mthi sular zimme akdini bozmak iin bir, sebep tekil edemez. Bu kabil sularn cezalar muayyendir. Zimm de alelade bir mcrim gibi bu cezalar grr. lemi olduu sutan dolay zimmye si sfat taklarak zimmeden karlamaz. Ancak zimmeden iki ekilde kmak vardr. Biri islm diyarn brakp baka bir lkeye gitmek. kinci hal ise, slm hkmetinin aleyhinde aktan aa fitne ve fesat karmak. Veya yine aka slm hkmetinin dmanlariyle ibirlii yapmak."18[252] ahs Muamelt . Zimmlerin kendi aralarndaki ahs muamelelerinde ve ilerinde kendilerine mahsus olan meden ve ahs ahkm (Personel Law) muteberdir. slm kanunlar bunlarn zerinde icra klnmaz. Bizim iin, ahs muamelatta caiz olmayan eyler, onlarn kendi kanunlarnda caiz olabilir. O zaman, onlarn bu ekildeki ilerini men edemeyiz. slm adalete bu gibi davalar intikal
18[252]

Bedayi, C: 7, S: 113; Feth l Kadir, S: 82381.


1007

ettii zaman da slm adalet bu hususta onlarn kendi kanunlarna gre hkm verir. Mesel onlarca akdedilen ahitsiz nikh veya mehirsiz nikh, yahut da kadn tarafndan denen para (Drahoma). kinci nikhta iddeti talakn mddeti. Mahrem kimselerin baka baka olmas. Hlefai-i Raidin devrinden bu gne kadar, btn slm hkmetler bu usul takip etmilerdir. Bir ara Hazret-i mer ibni Abdlaziz Rahmetullahi aleyh bu hususta Hazret-i Hasan Basr Rahmetullahi aleyhden u ekilde bir cevap istedi: "Nasl olur da Hlefa-i Raidin zimme ehlini kendi hallerine terkedip, onlarn mahrem olanlarla nikahlanmalarna, arap ve domuz eti yemelerine bir ey demediler ve bu zmreyi serbest taraktlar?" Bu suale Hazret-i Hasan Basr Rahmetullahi aleyh u cevab verdi: "Onlarn cizye vermelerinin sebebi, kendi hallerine braklmalar ve kendi akidelerine gre hareket etmeleri iindir. Sana gelince, sen tabi olanlardansn. slmda (bidat koyanlardan) yenilik karanlardan deilsin."19[253] Fakat buna ramen, bir meselede iki zimm taraf arasnda ihtilaf karsa ve bunlar
19[253]

El - Mebst, C: 5, S: 38 - 41.
1008

slm mahkemesi huzuruna giderlerse, o zaman slm adalet ile ve slm eriat kanunlarna gre dava grlp hkm verilir. Yine ayn ekilde, onlarn ahs ahvaline ait meselelerde bir taraf mslman olursa, o zaman yine dava slm eriat zerine grlr. Mesel bir hristiyan kadn bir mslman erkekle evlenmi ve bu kadnn kocas da lm ise, o zaman bu kadn tam olarak slm kanunlarna gre muamele grr. slm kanununa gre vefat iddeti tutacak, ondan sonra evlenecek. Miras hususunda slm lye tabi olacaktr. Bunun dnda yaplacak nikh muamelesi batldr. Dini Merasim. Ehli zimmenin din merasim ve mill trenlerinin umum yerlerde yaplabilmesine ait slm kanun yledir: Ehli zimme kendi kylerinde ve kendilerine mahsus olan mahallerinde bu gibi merasimleri tamamen serbest bir ekilde icra ederler. Fakat tamamen mslmanlara ait olan kylerde ve ehirlerde ve slm hkmetin mslmanlara tahsis etmi olduu mahallerde, zimmlere byle bir serbestlik verilip verilmeyecei slm hkmetin msaadesine baldr. "Bedayi" de u kayt vardr:
1009

"Mslman saylmayan ehir, kasaba ve kylerde, zimmler arap iip, domuz besleyip, stavroz (ha) kullanp, an (nakus) alabilirler. Bu gibi fiillerden men edilmezler. Bu gibi yerlerde kalabalk tekil edecek derecede mslmanlar bulunsa bile... Elbette ki bu gibi ilerin yaplmas mslman ehirlerinde ho karlanmaz. Yani Cuma ve Bayram namazlar klnabilen ve slm llerin gznnde bulundurulduu ehirlerde dier fsk ilerine gelince, bunlardan kendilerince de fsk olduu kabul edilenler ve kendi dinlerinde de haram olan ilerden saylan zina, fahielik ve buna benzer sularn yaplmasna msaade edilmez. ster bu gibi ileri mslman ehirlerde (Emsr l Mslimn) de isterse kendi ehir ve kasabalarnda yapsnlar."20[254] "Fakat mslman ehirlerinde (Emsr-l Mslimn) aktan aa istavroz aslp, ayin icra edilmesine, an (nakus) alnmasna; sokak, ar ve pazarlarda desteler gezdirilmesine izin verilmeyebilir. Ancak onlar kendilerinin eski mabedlerinin iinde,
20[254]

Mslman ehirleri (Emsar l - Mslimin) er' stlahta kullanlmtr. Bu stlah o yerler iin denilir ki, arazi mslmanlarn mlkiyetindedir. Orada slm usul icra edilir ve slm iaretleri grlr. Mesel, Cuma namaz gibi.
1010

kendi istedikleri ayini icra ederler. slm hkmet bu ilere mdahale etmez."21[255] badethaneler. "Mslman ehirlerde (Emsr l mslimn) zimmler kendi eski ibadethanelerini muhafaza ederler. Bunlarn mevcudiyetine kimse bir ey diyemez. Bunlar harap olur da tamire ihtiya gsterirse, tamir edebilirler. Fakat onlarn bu gibi ehirlerde yeni ibadethane kurmalarna msaade edilmez."22[256] "Fakat mslman ehri olmayan (Emsr l - Mslimn olmayan) ehir, kasaba ve kylerde zimmlere yeni ibadethane kurmaa msaade edilir. Bundan baka, ehirlikten (Msr) karlm olan ehirlerde, yani imamn artk orada cuma ve iki bayram namaz klmasn brakm olduu ehirlerde, zimmler iin yeni mbed yapmak ve kendi yinlerini aka icra etmek hakk verilir."23[257] bn-i Abbs Radyallahu Taal Anh'n bu mevzuda yle bir fetvas vardr: "Araplar (Mslmanlar) tarafndan imar
erhu'ls - siyer il - Kebir C: 3, S: 215. Bedayi, C: 7. S: 114; erhu's - siyer il - Kebr, C: 3, S: 251 23[257] Bedayi, C: 7, S: 11; erhu's - siyer il-Kebr C: 3. S: 257.
21[255] 22[256]

1011

edilmi bulunan ehirlerde (msr) olanlara yeni mbed yapmak. kilise kurmak ve nakus almak, aka arap ve domuz kullanmak msaadesi verilmez. Fakat Acemler (gayr mslimler) tarafndan imar edilmi bulunan ehirlerde ki, Hak Taal bunlar Araplar (mslimler) iin feth et tirmi ve Mslmanlarn hkm altna girmilerdir. Gayr - mslimler ile muahedede ne varsa o ekilde antlamada edilecektir. Mslmanlar antlamada hkmlerine uyacaklardr."24[258]

24[258]

Kitab l - Harac S: 82.


1012

Cizye ve Hara Tahsilinde Kolaylklar . Cizye ve hara tahsilinde zimmlere kar sert davranmak ve iddet gstermek menedilmitir. Kendilerine kar yumuaklkla muamele edilmesi lzmdr. Tahamml edemiyecekleri nisbette kendilerine cizye ve hara da yklenmiyecektir. Hazret-i mer Radyallahu Taal anh'in bu husustaki hkm udur: "Kudretleri yetmeyecek eyleri onlara yklemeyiniz."25[259] Cizye yerine onlarn mallar ve mlkleri satlmaz. Hazret-i Ali Radyallahu Taal anh, valilerinden birine yazd emirnamede yle buyurmutur: "Hara iin, onlarn eekleri, inekleri, giyecekleri ve dier eyleri ellerinden alnp satlamaz."26[260] Yine Hazret-i Ali, bir ara zimmler hakknda u emri vermitir: "Scaktan v e souktan kendilerini koruyacak olan elbiseleri, yemek yiyecek anak ve mlek takmlar, onlarn hayvanlar ve tarlalarn srecekleri ve ekin ekecekleri eyleri, katiyen hara iin ellerinden alnp satlamaz. Bir dirhem (elli
25[259] 26[260]

Kitab l - Harac, S: 8, 82 . Feth l beyan, C: 4, S: 93 .


1013

kuru) almak iin de kimse kendilerini dvemez. Evlerinden karlmak gibi bir ceza da verilemez. Hara iin bir eyler de alnamaz. Nitekim onlara hkim (idareci) tayin edilen kimseler, yumuaklkla muamele etmelidir. Bizim hakkmz gzellikle alnmaldr. Siz, eer benim emrimin aksine hareket etmee kalkar ve ben de haber alamazsam, o zaman sizi benim yerime Hak Taal cezalandrr. Yok eer bu gibi icraatnz ben haber alrsam, o zaman da ben sizi azlederim."27[261] Bu hkmden u anlalyor ki, cizye ve hara tahsil etmek iin zimmlere iddet gsterilmesi ve sert muamele edilmesi men edilmi bulunuyor. Hazret-i mer Radyallahu Taal anh, am valisi Eb Ubeydeye bir ferman gndermiti. Bu fermann hkmleri arasndas u hususlar da vard: "Mslmanlar, onlara (zimmlere) kar zulm etmekten meneyle. Zarar vermesinler ve onlarn mallarn yemesinler. Ancak kanun ekilde ve hell olmak artiyle." Hazret-i mer, am seferinde iken bir valinin zimmlerden cizye almak iin onlar cezalandrdn grd. Ve yle buyurdu: "Onlara ceza veremez ve incitemezsin.
27[261]

Kitab l - Hara, S: 9
1014

Sen onlara eziyet edersen, elbette ki, Hak Taal da kyamet gn sna azap edecektir. Halka eziyet etme. Elbette ki, dnyada halka eziyet edene; Allah da kyamet gn azap edecektir."28[262] Hiam ibn-i Hakem, bir devlet memurunun cizye almak iin bir Kbti'yi (Eski Msrl) scakta ayakta beklettiini grd. Ona karak u szleri syledi: "Sen Resulullah'n u szn bilmiyor musun? O yce Neb buyurdular ki: Allah Azze ve Celle, dnyada halka eziyet edenlere, kyamette azab edecektir."29[263] slm fukahas, cizye ve harac demeyenler iin, geici bir zamana mahsus olmak zere ve eziyet edilmeksizin tevkif edilmelerine hkm vermilerdir. mam Ebu Ysuf, Rahmetullah aleyh bu mevzuyu yle aydnlatr: "Kendilerine yumuaklk gsterilir ve borlarn deyinceye kadar alkonurlar."30[264] Zimmler iinde muhta ve fakir olanlar, cizyeden muaf tutulurlar. Bunlar yalnz cizyeden muaf tutulmakla kalmayp, slm
28[262] 29[263] 30[264]

Kitabu'l Harac, S: 70 Kitabu'l - Harac, S: 85 Kitabu'l Harac, S: 72; Feth l Kadir, C: 2. S.


1015

373

hazineden de kendilerine maa verilir. Hazret-i Halid Radyallahu Taal anh, Hiyre halkna yazm olduu Eman - Namede yle yazmtr: "Onlar iin yle karar verdim ki, kendi ilerindeki ihtiyarlara, alamyacak durunda olanlara, yahut da zengin iken fakir olanlara ve borcunu diyecek halde olmayanlara sadaka verilsin. Bunlar cizye demekten muaf tutularak oluk ocuklarnn geimi iin Beytlmal-den kendilerine vardm edilsin ve geimleri iin maa balansn." Bir ara Hazret-i mer Radyallahu Taal anh, sokakta dilenen yal bir adam grd. Bu ahsn niin dilendiini sordu. Zavall adamn cizye vermek iin dilendiini renince, son derece kzd ve yal adam cizye vermekten muaf tuttuu gibi ona maa verilmesini kararlatrarak Hazine mirine yle bir emirname de yazd: Allaha yemin ederim; asla insafa smaz ki, biz halkn genlik zamannda, kendilerinden faydalanalm da, ihtiyarlk calarnda kendilerini yz st brakp byle rezil vaziyette terk edelim.31[265] am seferinde iken Hazret-i mer, bizzat
31[265]

Kitabu'l Harac. S. 72; Feth l Kadir, C: 2, S:


1016

373

kendisi zrl zimmlerin geimi iin maa verilmesini kararlatrd. Bunlara yardm edilmesi iin kararname de yazda.32[266] Bir zimm lr ve cizye borcu kalrsa, yahut cizye borcundan bir ksmn verip bir miktar borlu bulunursa, onun terekesinden (mirasndan) cizye alnamaz. Veresesine (miraslarna) de bu borcu demek iin bir ey yaplamaz. Varisler lm kimsenin cizye borcunu demeleri iin zorlanamaz. mam Ebu Ysuf bu hususta yle yazmtr: "Bir zimmnin cizye borcu olursa ve bu borcu demeden nce lrse, yahut da bir ksm deyip de bir ksmn demeden lrse, onun varislerinden bir ey istenemez ve terekesinden de bir ey alnamaz."33[267] Ticaret Vergisi: Zimmler de mslman tccarlar gibi ticaret vergisi derler. Onlarn sermayeleri 200 dirhemi bulunca yahut 20 miskal (tahmini olarak 100 lira gm para) servet sahibi olurlarsa vergi derler.34[268] (70). Bu
Feth l Buldan, Belzri, Avrupa basks, S: 129 Kitab l - Harac, S: 70; El - Mebsut C: 10 S: 81 34[268] Kitab l - Harac, S. 70 . Burada vergi denmesinde nisabn son haddine varmas art deildir. Bu son l haddi, zaman ve zemine gre deiir.
32[266] 33[267]

1017

mevzuda fukah arasnda ihtilaf vardr. Bazlarna gre zimmler kazanlarnn % 5 ni ticaret vergisi olarak derler. Mslmanlar iin bu miktar %2,5 tur. Fakat bu husus hibir nassa istinat etmez. Bu bir itihat meselesidir. tihat edildii vakit, zaman ve zeminin gerei gznnde bulundurulmutur. O zaman mslmanlar daha ziyade memleketin muhafazas ve dier devlet ileriyle megul olduklarndan ticaret daha ziyade zimmlerin elinde bulunuyordu. Bu sebepten dolay mslmanlarn da ticarete rabet gstermelerini salamak maksadiyle bu l konulmutur. Asker hizmetlerden muafiyet. Zimraler asker hizmetlerden muaf tutulmulardr. Dmanlara kar memleketin muhafazas yalnz mslmanlarn zerindedir. Bu vazife mslmanlara farz kln-mtr. Byle bir hkmet kurmu olan halk onun muhafazasn elbette ki kendi zerlerine alm olmas gerekir. Fakat zimmler de bu hkmeti korumak iin, gnll olarak arpmaya katlmak isterlerse, bu istekleri kabul edilir. Ancak savata onlar da kendi usul ve kaidelerine ve inanlarna gre hareket ederler. Bu zmre, hkmetin ayakta tutunmas iin almak ve arpmak isterse, o zaman kendileri, gnll ve cretli asker
1018

(Mercenaries) durumuna girmi olurlar ve bu sfatla arprlar. Fakat yine slmn ahlk kaidelerine bal bulunmalar arttr. Bunun iin slam, zimmleri asker hizmetlerden muaf tutmutur. Ancak memleketin ve hkmetin korunmas iin kendilerinden itirak hakk olarak bir hisse alnr. Onlarn deyecekleri bu hisse hakikatte cizyenin bir cz'dr. Sadece itaat iin denen cizyeden ayrdr. denecek olan bu hisse askerlik iine bedel mahiyetindedir. Memleketin korunmas iin denen bir itirak hakkdr. Nitekim cizye de yalnz muharip yani savaabilen kimselerden alnmaktadr, Mslmanlar da zimmleri korumaktan ciz bir duruma derlerse, o zaman aldklar cizye ve bedelleri geri vermeleri icap eder.35[269]
35[269]

Bu meselenin etrafl izah iin bak. Mebst: C: 10. S: 78-79 . Hidye, Kitab es siyer, Fasl f keyfiyeti ksmet i'l -ganaim ve bb el cizye;Feth l - Kadr, C: 4, S: 327 - 328 ve 369 - 370 . Dardan bir hcuma maruz kalnrsa ve gayri -mslim vatandalar da mdafaaya katlmak isterlerse, onlarn bu teklifi kabul edilir. Fakat byle bir durum olunca, o zaman cizye hakk der. Burada u ak gerei ortaya koymak faideden uzak deildir: Cizyenin sz edilince gayri mslimler rperip korkuyorlar. Bu mevzu bir zamanlar slm aleyhtarlarnn propaganda vastas olmutu. slm dmanlar, cizyeyi olduundan baka trl gstererek, mslmanlar acaiplik ve zalimlikle sulamlard.
1019

Yermuk muharebesinde Rumlar, mslmanlarn karsna ok sayda bir ordu karmlard. Mslmanlarda am civarnda, fethetmi olduklar yerlerin hemen hemen hepsini brakp kuvvetlerini bir yerde toplamlard. Mslman ordular kumandan Hazret-i Ebu Ubeyde Radyallahu Taal anh, kendi emri altnda bulunan subay ve memurlara u emri verdi: imdi siz, onlar muhafaza etmekten ve korumaktan ciz durumdasnz. Bunun iin imdiye kadar, onlar koruma creti olarak alm olduklarmz geri vermemiz icap eder.36[270] Bu emir gereince, emirler ve memurlar, halktan toplam bulunduklar cizye ve hara
Hakikatte bu usulde hibir zaman korkacak ve ekinecek birey yoktur. Cizye aslnda, gayr mslimlerin d tehlikelere kar korunmas ve muhafaza edilmesi karlnda alnan bir eit crettir. Bu cret de yalnz, kudret ve deme imknna mlik bulunan kimselerden alnabilir. Eer byle olmasayd o zaman buna "cizye" ad verilmez "cereme" denirdi. Sonra mslmanlar da kudretleri dahilinde zekt vermek zorundadrlar. Zekt iin sadece mslman erkei deil mslman kadn da mkelleftir. Halbuki cizye kadnlardan alnmaz. Cizyenin artlar teferratiyle malumdur. Bunlar bilindikten sonra, nasl olur da birisi kalkp "cizye" ye "cereme" diyebilir. Hayrettir dorusu! 36[270] Kitab l - Harac S: 111.
1020

paralarn geri verdiler. Belazur, bu hususta, sabk zimmlerin teessrlerini kitabnda syle ifade eder: "Mslmanlar, Humus halkndan alm bulunduklar cizye ve harac defterlere bakarak geri vermek istedikleri zaman, Humus halk toplanarak az birlii ile yle dediler: Sizin hkmetiniz adalet sever bir hkmettir. Zulme uramaktansa, size bu paray demek, bizim iin daha sevimlidir. imdi biz de sizinle burada dveceiz. Savaarak malup olup dalncaya kadar Hirakl "Herakliyos" un adamlarn ehrimize sokmayacaz."37[271] slm Fukahsnn Zimmileri himaye etmesi. slmn balangcnda ve ilk devresinde gayr - mslim zimmi reayann hukuk ve vecibelerini anlatan kanunlarn teferruat etraflca anlatld. imdi, Hlefa-i Raidin'den sonraki padiahlk devrinde bu zmreye nasl muamele edildiine bakabiliriz. Bunlara hakszlk yapld zamanlar, slm fukahasnn bu yanl tasarruflara kar nasl direndiini, ittifakla zimmilerin haklarnn korunmas iin nasl ayaklandklarn ve onlar nasl koruduklarn
37[271]

Kitabu'l - Harac, S: 111.


1021

tetkik edelim. Mehur ve herkes tarafndan bilinen tarih bir vak'a vardr. Emev halifesi Velid ibn-i Abdlmelik, am'da (Dimek) Yuhann kilisesini zorla ve cebren zimm hristiyanlarn ellerinden alarak camiye evirmiti. Sonra Hazret-i mer ibn-i Abdlaziz Rahmetullah aleyh, hilafet makamna seilince, Hristiyanlar gelip ikyette bulundular ve kendilerinin vaktiyle kiliseleri ellerinden alnm olup camiye evrildiini bildirdiler. O zaman Hazret-i meri San, am valisine yle bir emir yazd: "Cami, kilise arazisinden ne kadar yer alm ise o kadar yer oradan ayrp veriniz. Hristiyanlar kendilerine kilise yapsnlar ve orasn kendilerine braknz."38[272] Velid ibn-i Yezid, Rmlerin hcuma gemesinden korktuu iin Kbrs zimmilerini yer ve yurtlarndan karp tehcir ettii zaman bu yer deitirmenin tedbir mahiyetinde olduunu halka bildirdi. Bu hususta sma'il ibn-i Ayya u bilgiyi verir: "Mslmanlar bu vaziyetten zldklerini aa vurdular. Fukaha da bu iin gnah olduuna kani olduklarn bildirdiler. Fakat sonradan Yezid ibn-i Velid halifelik makamna geince Kbrs zimmilerini yerlerine geri gnderdi.
38[272]

Futuh l -bildan, Avrupa basks. S. 132


1022

Mslmanlar bu ii memnuniyetle karladlar. Onun yapt bu ii, adalet ve insafa uygun buldular."39[273] Belazuri'nin beyanna gre, bir ara. Cebeli Lbnan sakinlerinden bir zmre ayaklanmt. Salih ibn-i Ali ibn-i Abdullah, onlar bastrmak iin memur edildi. O da bir ordu ile Lbnanllarn zerine saldrp, erkeklerini katletti. Dierlerini de tehcir ettirdi. Bunlardan bir cemaat bir tarafa yerletirdi. mam Evz' o zaman hayatta idi. Bu imam Salih'in zulmn haber alarak, ar bir mektup yazd. Mektup u satrlar ihtiva etmektedir: "Cebel-i Lbnann ehl-i zimmesinin tehcir edildiklerini elbette biliyorsunuz. Onlarn arasnda elbette ki, birok kimseler ayaklanmaya itirak etmi deildi. Byle olduu halde, bazlar ldrlp, bazlar da tehcir edilmilerdir. Ben unu anlamyorum ki, baz muayyen ahslarn suu iin umum halka nasl ceza verilebilir? Bu ceza iin de bunlar nasl evlerinden karlp yerlerinden ve yurtlarndan edilirler? Halbuki Allahu Taal'nn hkm yledir: "Kimsenin suu baka bir kimseye yklenmez," Bu hkm icras gereken bir hkmdr.
39[273]

Futuh l Buldan, S: 156


1023

Size en iyi nasihat sudur ki, Allah Resulnn u iaretini gznnde bulundurasnz: "Her kim anlama yapm olan (Muahid) birisine zulmederse ve ona kar zulm yolunu tutarsa, ben kendim ondan davac olacam ve ben kendim onu ikyet edeceim."40[274] Bu gibi saysz tarih misaller elimizdedir. Bunlardan anlalyor ki, slm Ulemas her zaman zimme ehlinin hak ve hukukunu gzetmilerdir. ster herhangi bir emir yahut da herhangi bir padiah olsun, zimme ehline zulmetti mi slm kanuna bal bulunan ve bu kanunlar koruyan mslmanlar, bu gibi kimselerin yaptklarn ho grmemiler ve kendilerine kar mcadele etmilerdir. 4. Gayr - mslimtere verilen ilve haklar. Buraya kadar Zimme Ehlinin kendi haklarndan bahsettik. Bu haklar slm eriat onlara vermitir. Bunlar zaruri olarak slm hkmetin anayasasnda yer almaldr. imdi dier bir meseleye gelelim: slm hkmet, kendi gayr muslim vatandalarna baka ne gibi haklar verebilir. Elbette bu haklarn da slm usul dairesinde olmas pek tabidir.
40[274]

Belazur. Futuh l - Buldan. 156.


1024

Devlet Reislii mevkisi: lk nce u noktay gznnde bulunduralm ki, slm hkmet bir usul! ve bir ideoloji hkmetidir. Bu hususta aldatmann ve uydurma ilerin yeri olamaz. Dinsiz ve mill hkmetlerdeki gibi aznlklara yaplan muamele slm hkmette olamaz. slmda hkmet reisi ve devlet bakan makamnda bulunan kimsenin tamamen slm nizam, kaide ve usullerine inanm olmas ve bu llere bal bulunmas art vardr. Bu hkmeti. slm usul ve slm kaidelerine gre yrtmesi icabeder. Bunun iin ancak slm usullerine ve slm nizamna inanm olan kimseler devlet ve hkmet bakan olabilirler. Bu vasflara sahip olmad takdirde hibir kimse slm hkmetin ve islm devletinin bana geemez. ra Meclisi veya Parlamento: Bundan sonra, ra Meclisi yahut da parlamento meselesiyle karlarz. Bu hususta da slm nazariye yledir: ra Meclisi azalna gayr - mslimlerin itirak etmeleri doru deildir. Fakat iinde bulunduumuz bu gnk ahvl iinde, bu hususu baz artlar dahilinde yapmak mnkndr. Ancak Anayasa bu noktay tekeffl ederek garantiye balamaldr. Bu artlar yledir:
1025

1. Parlamento, Kur'an ve Snnetin hilfna hibir ekilde kanun yapmaya yetkili deildir. Kur'an ve Snnete muhalif olursa kanun mesnedliini kaybetmi olur ve kanun olamaz. 2. Meden ve mlk kanunlarn da ilk kayna yine Kur'an ve Snnet olacaktr. 3. Kanunlarn kaydedilip edilip icra edilmesini zerine alm bulunan ahsn da mutlaka mslman olmas arttr. Burada bir ekil daha vardr. Gayr mslimlerin memleket parlamentosundaki yelikleri asil parlamento yelii deil de, kendi cemaatlerini temsil etmek iin ayr bir mmessillik olabilir. Yahut da ayr bir mmessiller gurubu bulundurulur. Bunlar kendi cemaatlerinin ihtiya ve isteklerini meclise intikal ettirirler. Mlk nizamn intizam iin kendi cemaatlerinin bak asn ileri srerler. Meclisin asil azal ve rey verme hakk gayr - mslimlere verilemez. Onlar ancak meclisin bir azas sfatiyle kendi cemaatlerinin ilerini tam bir serbestlikle ortaya koyarlar. Onlarn almalar u artlar dahilinde olabilir: 1. ahs ve husus muamelelerinde kendileri iin kanun yaplmasn teklif etmek. Varsa daha evvelki kanunlarn dzeltilmesini isteme haklar olmak. Hkmet bakannn
1026

uygun grmesi halinde byle kanunlarn kabuln talep etmek, 2. Hkmetin idaresiyle ra Meclisinin verecegi hkmler ve koyaca kanunlar hakknda kendi cemaatlerini ilgilendiren hususlarda fikir beyan etmek; itirazda bulunmak, tam bir serbesti ile kendi cemaatlerini ilgilendiren hususlarda hkmetten kanunlar ve kararlar karlmasn istemek. Kendi cemaatlerinin adl ilerinin dzene konmasn ileri srmek. 3. Kendi cemaatlerinin ve umum memleket muamelelerinin hakknda hkmete soru yneltebilirler. Hkmetin de bir mmessili veya mmessilleri onlarn bu sorularn cevaplandrr. Yukarda bahsedilen hususlardan baka baz fer ilerde ise, bunlar yine memleket ilerinin idaresine de itirak ederler. Mesela belediyeler ve mahalli idareler meclislerinde (Local Bodies) gayr mslimlerin mmessilleri bulunur ve onlarn da fikirlerine ba vurulur. Oy haklar da tamamen gznne alnr. Yaz ve sz hrriyeti: Byle bir slm hkmetin idaresi altnda bulunan gayr - mslimlerin de yaz ve sz hrriyetleri ayn mslmanlarn yaz ve sz hrriyeti gibi olacaktr. Onlar da
1027

mslmanlar gibi fikir beyannda, yaz yazmakta, sz sylemekte, toplanmakta ve dier hususlarda mslmanlar kanuna ne derecede bal bulunuyorlarsa gayr mslimler de ayn derecede bal bulunacaklardr. Kanun hudutlar dahilinde onlar da mslmanlar gibi hkimler, valiler ve idareciler, hkmet reisi ve dier memleket idarecilerini tenkit edebilirler. Kanunun mslmanlara din mubaratrmaahasa ve din konumalar serbestisi verdii gibi onlar da kendi din ve mezhepleri hakknda aratrma ve konumalarda tamamen serbesttirler. Yine onlar kendi din mezheplerinin iyiliklerini sylemek ve kendi din ve mezheplerini ymekte kanun bir engele maruz deillerdir. Bunlardan herhangi bir gayr - mslim mezhebine mensup olanlar, baka bir gayr - slm mezhebe intisap etmek isterlerse, slm hkmet bunlarn iine karmaz. Onlarn mezhep veya din deitirmelerine de itiraz edemez ve mani olamaz. Elbette ki, slm hkmetin idaresi altnda bulunan mslmanlar mslmanlktan dndrp gayr - slm bir din ve mezhebe yneltmelerine de msaade edilemez. O zaman mrtedlik meselesi ortaya kar ki, bundan da yalnz mrtedin kendisi mesul olmaz. Mrteddi, dinden dndren kimse de mesul olur.
1028

Onlara kendi vicdanlarnn emrettii akidenin (inancn) hilafna herhangi bir akideyi kabul ettirmeye zorlamak da yoktur. Onlar, kendi vicdanlarnn emrine gre istedikleri akideye uyarlar ve istedikleri gibi akidelerini aklarlar. Ancak onlarn bu akideleri hkmetin esas nizamna muhalif olamaz. Eitim ve retim: Onlar da memleketin umum nizamnca kabul edilmi bulunan eitim ve retim sistemine tabi tutulurlar. Fakat slm eitim ve retim meselesine gelince o zaman bu zmre slm eitime zorlanamazlar. Kendilerine has olan dershaneler kurmalarna ve bu dershanelerde yine kendi din ve mezheplerine gre eitim ve retim yapmalarna, hatta eitim ve retimde tatbik edecekleri husus usuller iin de onlara hak tannmtr. Memuriyetler ve vazifeler: Baz muayyen mevkiler ve memuriyetler dnda, gayrmslim zimmler, devlet memuriyetlerine girmek ve vazife almakta hak sahibidirler. Bu hususta hibir taassup gznnde bulundurulamaz. Mslman veya gayr - mslim, bir memuriyette veya bir vazifede ehliyet sahibi olduu takdirde, fark
1029

gzetilmeden bir eleman olarak, vazife ve memuriyete tayin edilirler. Muayyen mevkilerden bahsettik. Bu muayyen mevkiler, slm usul nizamnda kilit noktalar ve nemli yerlerdir. Bu mevkilerin zerinde ince ve derin dnlrse, o zaman hak verilecektir ki, gayr - mslimlerin bu mevkilerde almalar mmkn deildir. Umum kaide olarak bu cemaat, esas tekilt, gvenlik tekilt ile mahkemelerin ve ileri gelen devlet dairelerinin bakanlklarna ve ayn nemdeki kilit noktalar olan makam ve mevkilere getirilemezler. Zira bu gibi iler o kimselere hastr ki, onlar bu usule inanm ve iman etmilerdir. nk bu gibi mevkiler sadece alma zerine kaim olmayp, ayn zamanda, bir akide ve iman meselesi zerine de kaimdir. Bu gibi mevkiler, memuriyetler ve vazifeler dnda dier memuriyetler ve vazifelere, gayr - mslimler veya zimme ehli kendi liyakatleri, ehliyet ve kabiliyetleri nisbetinde vazife alrlar. Mesel, bir ba mhendis yahut da posta mdr veya buna benzer ilerde almalarna mani olunmaz. Bu ekilde asker hizmetlerde de alabilirler. Ancak asker hizmetlerin de kilit noktalar hari tutulmaldr. Mesel levazm amirlii ve muharip snfn gerisindeki ilerde almalarna da bir mani yoktur.
1030

Geim ve sanat, meselesi: Sanat, ticaret, ziraat ve dier i ve meslek dallar, gayr - mslim zimmlere de mslmanlar gibi kaplar aktr. Bu ilerde mslmanlara tannan haklar ayn ekilde gayr - mslimlere de tannmtr. Gayr mslimlere bu gibi ilerde mslmanlardan ayr hibir mesuliyet pay dmez. Her vatanda, ister mslman, isterse gayr mslim olsun, i ve alma hususunda eit olarak meydana atlabilir. Gayr - Mslimlerin korunmas iin tek ekil: imdi, bu meseleleri gzden geirdikten sonra, en son u noktay da aklyaym ki, slm hkmette gay-r mslim vatandalar ve hemehriler iin verilmi hak ve hukuk acaba komularmz olan gayr mslim hkmetlerde de mslman vatanda ve hemehrilere de, tannabilir mi? Veya bunun tam aksi olarak tannmaz m? Tannmad takdirde ne olacaktr? Ve byle bir durumda kendi lkemizde bulunan gayr msmlere kar tutumumuz ne olmaldr? Burada u mhim nokta zerinde durmak lzmdr ki, biz mslmanlar, kfirlere bakarak onlarn yaptklarn taklit ederek, onlarn yaptklarn kendimize rnek ala mayz "Onlar mslmanlara adaletle
1031

muamele ediyorlarsa biz de gayr mslimlere adaletle muamele edelim. Veya onlar mslmanlara zulmediyorlarsa bizde kendi lkemiz iinde bulunan gayr mslimlere zulmedelim." Byle bir zihniyet ve tutumun slmda katiyen yeri yoktur. Biz, mslman olmak vasf ile kesin ve ak bir ekilde bir usule bal bulunuyoruz. Kendi bal olduumuz usuln hududu iinde muamele etmemiz gerekir. Bakalar ne yaparsa yapsn, bizi alkadar etmez. Biz dinimizin emrettii usulleri sadece kt zerinde tutamayz. Usulmzle tam manasiyle amel etmemiz icabeder. Filiyatta ve amelde yeryznde icra edilmelidir. Bizim iin, yolumuzun mesuliyetini dnerek ve buna gre hareket etmek lzmdr. Bundan sonra artk bilmem u hususu da, aydnlatmaya lzum var mdr ki, Pakistanda gayr - mslimlerin korunmalar, onlarn refahnn salanmas, emniyet ve gven iinde yaaylarnn temini, byle bir slmi hkmet tarafndan neden ve niin tekeffl (garanti), edilemiyeektir? Bir slm hkmet kurulduu takdirde elbette ki, olarn haklar da tekeffl edilmi olacaktr. Sadece bu ekilde byk Hint - Pakistan ktasnda baz eytan artmalarn neticesinde zulm ve karlkl zulm icra edile gelmektedir. te bunun iindir ki, zulmn karsnda bulunanlar iin bu meseleler aksi tesir yap1032

yor. Ancak sylediimiz ekilde Pakistan bir adalet lkesi olabilirse o zaman ndian Union (Hindistan Birlii) de ihtimal adalet yolunu tutar. Ne yazk ki, gayr - mslimler uzun zaman, slm yanl anlatanlarn tabir ve tefsirlerini duymular ve slam baka trl anlam ve ters cepheden grmlerdir. te bunun iindir ki, onlar slm hkmet ismini duyunca korkuyor, ekiniyor ve rperiyorlar. Bazlar da grlt patrd kopararak, Hindistan birlii iinde bir dinsiz (gayr dini) cumhuriyet kurulmasna taraftarlk ediyorlar. Biz una hayret ediyoruz ki, byle bir cumhuriyet isteyen zevat, halen mevcut bulunan Gayri Din Hindistan hkmetindeki mslmanlarn feci halini grdkleri halde bir de kalkp onlardan rnek almak arzusunda bulunuyorlar! Acaba, ortadaki menf rnek yerine, byle bir nizam tecrbe edilemez miydi? Zira, bu nizamn temeli ve esas Allah'tan korkmaya ve diyanete dayanarak, mstakil usuller dairesinde yrtlp gider...

1033

BLM: 14 SLAM VE TMA ADALET

HAZIRLAYICININ NOTU

slm'da hkmetin mes'uliyetlerinden biri de itima adaleti salamak ve umum gvence ve garantiyi gznnde bulundurmak ve bu hudut dairesinde, her yaayan kimse iin haysiyet ve erefiyle, kolaylkla, sknt ekmeden yaamay temin etmektir. Mekke'de Hac mevsiminde toplanm bulunan slm lem kongresinin umum toplantsnda Mevlana Seyyid Ebul A'l Mevddi Sahib, bir makale okumulard. Bu makaleyi buraya naklediyoruz. Bu makalede slm hkmette geim, itimai adalet ve meden meselelerin siyaseti zerinde etrafl bahisler vardr. (Hazrlayc)

SLM VE SOSYAL ADALET

Allahu Taal insan en gzel bir ekilde (Ahsen-i takvim) yaratmtr. Burada garip bir mucize vardr. nsan plak iken dahi fesat ve fitne iin rabet gstermiti. Bunun iin eytan frsattan istifade ederek insan aldatm, onu kandrm, fitne ve fesada yneltmitir. Tuhaf bir ey, eytan insan kandrmak iin eitli fitne ve fesat klna brnerek insann karsna kmt. Hazreti Adem Cennette iken, "Sakn seni eytan aldatmasn" denmiti. "Sen Allahn emrinden ayrlrsan, Cennetten karlrsn" diye bildirilmiti. eytan da Adem Aleyhisselm aldatabilmek in u szleri sylemiti: "(Ey Adem) seni ebedilik aacna ve zeval bulmayacak devlete ileteyim mi?" (Taha: 120). nsann bu ftr temayl, zamanmza kadar devam edegelmektedir. Bugn dahi yine insan, bir hayli yanllklar ve ahmaklklarla, kendisini eytana kaptrmtr. nsanlarn hepsi de iyi kt, az veya ok eytann hilelerine kanmaktadrlar.

ADA DEVRN BAZI ALDATMACALARI Bu aldatmann en byk ekli gnmzdeki, sosyal adalet (Social Justice) denilen nesnedir. Bu nesnenin aldatcl devamldr. eytan ilk nce ve bir mddet iin insanlar "Ferd hrriyet" (ndividual Liberty) ve serbesti (Liberalisin) sini takt fikirlerle aldatt. Bunun neticesinde on sekizinci yzyln Gayr - Din Cumhuriyeteri ortaya kt. O zamanki Cumhuriyetlerin esas kapitalistlie ve dinsizlie dayanyordu. O zaman bu rejim son derece reva buldu. O vasat iinde kendi ahs vaziyetini n plana almak isteyen herkes ferd hrriyetten bahsederek sesini ykseltmee koyuldu ve yaygaray bast. Bu yeni cereyan hakknda halk yle dnyordu: Eer yaaymz iin byle bir nizam kurulursa o zaman her yer gllk glistanlk olacak! O srada kapitalist gayr - din cumhuriyet rejimi Avrupada yaylmt. Fakat gitgide o rejimde yaayanlar u gerei anlamakta gecikmediler: Bu rejim de yine eytan vesveseden baka birey deildi. Yeryz sakinleri iin bu nizamla da zulm ve zorbalktan kurtulmak imkn yine yok. Bundan sonra mel'un eytan iin, bu rejimi de uzun
1040

mddet devam ettirme mmkn olmad. nsanlar daha fazla, aldatmada tutmak imknn bulamad. ok gemedi, mel'un eytan yeni bir aldatmaca yolu kefetti. Bu yolun adna da sosyal adalet yahut da sosyo - komnizm dedi. Bu defa da bu yalann klna brnerek baka bir rejim ortaya kard. Bu yeni nizam, bu taze rejim de dnyann ksesini yle bir zulmle doldurdu ki, kse zulm ve acyla dolup tat. Bu eit zulmn imdiye kadar dnya bir eini daha kaydetmemitir. Fakat eytann aldatnn en ar noktas yle oldu ki: Bir ok memleketler ilerlemek iin bu aldatmaca rejimi en son are ve en son gaye olarak gznnde tutmaya hazrlandlar. Biz de imdi bu aldatmaca rtsn ap da hakikatleri ortaya karalm: Mslmanlarn hli de byledir. Ellerinde Allah Taalnn Kitab ve O'nun Resulnn Snneti ortada ve daim olarak bir hidayet kayna halinde mevcutken yinede eytann vesvesesine kaplmlar ve uyanmyorlar. Btn yaaylarnda ve btn muamelelerinde bu hidayetin me'alesi nnde durmak, ebediyete kadar kendilerine kfi bulunurken yine de karanlklarda yrmek istiyorlar. Bu zavalllar kendi dinlerini (brakp da cahilane smrgeci medeniyetin dnceleri peine taklp, varlarn yoklarn bu medeniyetin ve bu tarz
1041

dncenin ekiyasna kaptryorlar. stelik malubiyetten de kurtulamyorlar. Buna ramen, dnyann herhangi bir galip milletinden bir ses ykselince, hemen onun peine taklp seslerini ykseltiyorlar. Hemen o tarafa dnelim diye feryad basyorlar. Fransz inklab ortaya kt zaman mslman lkelerde talim terbiye grm kimseler, bu fikirlerin peine taklmay kendilerine bir farz kabul etmilerdi. Yerli yersiz, Fransz inklabn vp duruyorlard. Bunu vmeyenlere, byle bir cereyan beenmiyenlere de mrteci (geriici) ismini takyorlard. O devirler geti. Yine bizim smrgeci eitim ve retimi gren fertlerimiz bu defa da yine kbleyi deitirdiler. Yeni baka bir kbleye doru yneldiler. Yeni bir devreye girdiler. Yeni sesler ykseldi. Bu defa sosyal adalet ve sosyokomnizm naras ykseldi. Bu grtye kaplanlar tredi durdu. Buna ne kadar tahamml edilir bilinmez. Fakat zlecek nokta urasdr ki, sanki slm'n, kblesi deimi gibi, bizim iimizden bir gruh, kblelerini deitirmek istiyorlar. Onlarca slm denilen ey zavalllktan baka birey deildir. Sanki bunlarn dediklerini kabul etmek slm iin zarurdir? Sanki sadece onlarn isteklerine ayak uydurmak ilerlemenin tek aresidir? slm yolunda yryenler de "irticac, gerici" dirler. Ve bu
1042

yolda yryenleri Dini ric': "Gerici dinci" likle itham etmektedirler. lk nce slma, bir ferd hrriyetilik, serbestilik, kapitalistlik, gayr - din - cumhuriyetilik ve Avrupa dncesine gre ayr bir slmi dnce kl giydirmek istediler. Daha sonra da slmda sosyal adaletin Varln ve slmda sosyokomnizm mefhumlarnn yer aldn ispata yeltendiler. o aamaya vard ki, talim terbiye grm halkmzn bir ksmnn da zihinleri bu yeni klelik sisteminin ekline alt. Nihayet bu cahiliye taknlna, aalk derecesinin en alt derecesine kadar boyun bkmek istediler. Sosyal adaletin hakikati: urada bu ksa makalemde unu anlatmak istiyorum ki, sosyal adalet hakikatte ne gibi bir eyin ismidir. Byle bir nizamn kurulmasnn doru ekli nedir ve ne demektir ? Bu hususta midimizin pek az olmasna ramen, yine de sosyal adalet diye ileri srlen sosyokomnizmi tatbikat safhasna koymak sevdasna kaplanlara naallah hatalarn anlarlar da rk dncelerinden dnerler diye bu mevzuyu aklamak istiyoruz. Nitekim bir cahil, tam manasiyle cahil olduka slah mmkndr. Fakat bu cahil az bir ey renirse o zaman yle diye1043

cektir: "Kendimden baka sizin bir ilhnz olduunu bilemiyorum." (El Kasas: 38) Bu lye gre, sz anlamayana sz anlatmak da mmkn deildir. Fakat Hak Taalnn fazl ve inayeti ile alalade ve umum halka sz anlatmak imkan, makul deliller ortaya koymakla mmkn olabilir. mid edilir ki, bunlar eytann aldatc hilelerinden kurtularak, uyanm olurlar ve avam halk aldatmacann sapk yolundan kurtulabilirler. Dalletin karanln brakp, hidayet aydnlnda yola devam ederler. Bunun iin, benim bu makaIeyi ileri srmekten maksadm da umum halkn karsna hakikati ap aydnlatmaktr. SLAM TMA ADALETiN TA KENDSDR Bu vesile ile mslman kardelerime hereyden nce unu hatrlatmak isterim ki, "slmda sosyal adalet mevcuttur" diyen ve bu yolda seslerini ykselten zmre, tamamen yanl bir yola gidiyorlar ve maksatl sz sylyorlar. Halbuki, meselenin dorusu ve sahih ekli udur: slm sosyal adaletin ta kendisidir. slm demek sosyal adalet demektir. slm yle bir hak dindir ki, kinatn Haliki,
1044

kinatn Rabbi, bu dini insanlarn hidayeti iin gndermitir. nsanlar arasnda adaleti kaim klmak ve neyin adalet olup neyin adalet olmadn bilmek insanlarn hakk deil, bu ancak insanlarn Haliknn ve insanlarn Rabbinin iidir. Herhangi baka bir kimsenin adaletle zulmn ayarn ve lsn ortaya koymas da caiz deildir. Kinatta bu hususiyet Allah'la insan arasndadr. Allah Mlik (sahip olan), insanlar memluktur (sahip olunan) Buna gre, adaletin ayarn tayin etmek ve lsn kararlatrmak, memlka den bir vazife deildir. Bu ancak Mlik bulunan Hak Taalya aittir. Mutlak Mlik olan da O'dur. Emir veren de, ferman sahibi de O'dur. nsan istedii kadar yksek bir makama erisin, hatta insan deil, insanlktan daha da stn bir makama ulasa bile, nihayet kendi zihnini, kendi akln kullanacaktr. Herne ekilde olursa olsun, insan lim, insan bilgi mahdut ldedir. nsan akl kttr ve yetersizdir. nsan akl isteklerden ve taassuplardan syrlamaz. Kap kurtulaca bir yer de yoktur. Byle olunca u imkn da yoktur ki, asl ve esas adalet zerine konmu bulunan bir nizam kurabilsin. nsann kurmu bulunduu nizam ilk bata adalet olarak grnr. Fakat amel tecrbeler ispat eder ki, adalet denilen ey hakikatte adalet deildir. Buna gre her
1045

insan, bir zaman iin kurmu bulunduu nizama aldanr. Sonra noksanlklar ortaya knca, ilk kurduu nizamdan bkar; baka bir ahmakla, baka bir budalala kaplr. Yeniden ahmaka tecrbelere giriir. Bu sebeplerden dolay, hakik adalet ancak o nizamda olabilir ki, bir Aliml - gayb-i ve ehade, Subbuh ve Kudds, (Gizlileri ve aklar bilen, tesbih edilen ve mukaddes) olan varlk bir nizam ortaya koymutur. SLMDAN MAKSAT ADALETiN TA KENDSDR: Balangta ikinci bir meseleyi de bilmek lzmdr ki, bir kimse "slmda adalet vardr" derse, hakikatte meselenin manasn iyi kavramam ve meseleye dar bir adan bakm saylr. Hakikat udur ki, slmdan maksat adaletin ta kendisi olmasdr. slm mahzsadecea adaleti kaim klmak iin gelmitir. Hak Taal bu mevzuda yle buyurmutur: "te biz Resullerimizi aydn delillerle gnderdik. nsanlarn adaletle hareket etmeleri iin onlarla birlikte kitap ve mizan (l) de nazil kldk. Bir de demiri (silh ve kuvvet) nazil kldk ki, bunda insanlar iin faydalar ve iddetli kuvvet vardr. Ki bununla, Allah, kendisine ve Resulne
1046

grmeksizin yardm edecek olanlar bilsin. Elbette ki, Allah kuvvetli ve azizdir." (El Hdid: 25) Bir mslman eer gaflete saplanmamsa, bu iki noktay gznnde tutarak hibir zaman Allah ve Resulnn emirlerini bir tarafa brakp, sosyal adaleti baka bir tarafta aramaz. Ve byle bir hataya dmez. Her nerede adaletin varln hissederse, grecektir ki, orada Allahn adaletinden ve O'nun Resulnn hkmnden baka bir adalet yoktur. Baka bir adalet de olamaz ve bulunamaz. unu da anlayacaktr ki, adaletin kaim klnmasnn baka bir ekli de mevcut deildir. Adaletin kaim klnmas ancak ve ancak slm ile olur. slm demek tam ve kmil adalet demektir. Noksansz ve eksiksiz adalet demektir. Adalet, slmdan baka, slamdan ayr birey deildir. slm adaletin ta kendisidir. slmn kaim bulunmas adaletin de kaim olmas demektir slm ile adalet ikisi ayndr ve bir tek eydir. SOSYAL ADALET NE DEMEKTiR? imdi bakalm sosyal adalet ne gibi bir nesnenin ismidir? Bu nesnenin sahih ekli ne olabilir?
1047

NSAN AHSYETN GELMES Her insan camiasnda binlerce, yz binlerce ve milyonlarca fert vardr. Bu topluluk iinde her fert, ruh, akl ve uur sahibidir. Her ferdin de mstakil bir ahsiyeti, bu ahsiyetin iinde geliip gider. Yine her fert, kendine mahsus olan bir zevkin sahibidir. Dier bakmdan, yine her ferdin nefsiyle ilgili istekleri bulunmaktadr. ahs olarak her fert, cism ve ruh zaruretler iindedir. Bu fertlerin isteklerinin bir araya toplanmasndan bir istek mecmuas ortaya kar. u hususa da dikkat edilmelidir ki, bu ayn eyi isteyen topluluklar da ayr birer heyet halindedirler. Bunlar tek tek mnferitlikten kp bir insanlk camias haline gelirler. Bu camiann teekkl fartlar iindir. Fertler bunun iin deildir. Fertlerin toplanarak bir camia tekil etmesinden maksat, bu fertlerin birbirlerine yardmc olmalar ve birbirlerinin ihtiyalarna cevap verebilmeleri sebebiyledir. Ayn cism ve ruh isteklerin ve ihtiyalarn gidermek iin bir araya toplanarak bir camia tekil ederler.

1048

Ferd Mes'uliyet: imdi u meseleye gelelim. Btn fertler, tek tek Allah indinde mesuldrler. Bunlarn her birisi, bu mevcut dnyada tek tek muayyen bir zaman imtihana (her birisi iin kararlatrlm bulunan ayr imtihan) tbi tutulurlar. Sonra Hak Taal huzurunda hesap vermeye arlrlar. Acaba kendilerine dnyada verilmi olan salhiyetler ve imknlar dairesinde nasl almlardr. Hak Taal huzurunda mesuliyet ve hesap vermek toplumsal deil, ferd'dir. Orada herhangi bir airet, kabile, millet ve saire gibi topluluktan hesap sorulacak deildir. Ancak fertlerden ayr ayr ve teker teker hesap sorulacaktr. Dnyadaki alkalardan her trl ba kesilmi olarak, herkesin kendisinden hesap istenecektir. Herkes tek tek ve ayr ayr adaleti lhiyenin huzuruna karlarak, sen ne yaptn diye sorguya ekilecektir. Ferd Hrriyet: Bu iki mesele yani bu dnyada insan ahsiyetin gelimi olmas ve ahirette de insann hesap verme meselesi insann bu dnyada iken kendisinin ferden hr ve serbest olmasn icabettirir. Eer toplumsal hususlarda, bir fert kendi isteine uygun olarak ahsiyetini gelitiremezse, o zaman insanlk iinde ahsiyetini kaybetmi olur.
1049

Onun kuvvet ve kudreti ortadan kalkm, kendisini insanln iinde bir nevi mahpus vaziyetine sokmu; bulunur. O zaman ahirette byle mahpus ve mahkm zmrelerin kusurlar, toplumsal nizam kurup da bu gibilerini bu nizamn basks altnda tutanlara ait olmu olur. Bu defa onlardan yani kt toplumsal nizam kuranlardan sdece kendi ilerine ait hesap sorulmakla kalmaz, belki dierlerinin de hesaplar sorulur. Onlara, "neden siz byle bir nizam kurup da insanlarn bir ksmn atl ve batl bir hale getirip, yar salam yar hasta duruma soktunuz" denir. Malumdur ki, hibir mmin kimse, iin sonunda Allah'n karsnda byle sorgu ve suale maruz kalmay arzu etmez. Bu kimse, eer Alalh'tan korkan bir kimse ise, o zaman fertlere daha fazla hrriyet vermek yolunu tutacaktr. nk fertler hr olunca, kendi yaptklarndan kendileri sorumlu olur ve bakalar sorumlu olmaz. O zaman, bir ferdin yanl yolda gitmesinin mesuliyeti de toplumsal nizam yrtenlerin boynunda olmayp kendi ahsnn boynunda kalr. tima (toplumsal) idareler ve bunlarn idareleri: Ferd hrriyeti gzden geirmi olduk. imdi de bakalm toplumsal ve sosyal meselede mesuliyet nedir ve nasl olmaldr?
1050

nsanlar oymak, kabile, airet, ve nihayet milletlere ayrlrlar. Yahut da toplanp bunlar tekil ederler. Kkten bye veya bykten ke tertiple bu i yryp gider. Balangta bir erkekle bir kadn vardr. Sonra bunlara ocuklar eklenir. Daha sonra aile ve daha sonra da hanedan kurulur. Hanedanlardan kabile ve airetler doar. Kabile ve airetlerden de kavimler ve milletler ortaya kar. Millet ve kavim de ortaya knca, bir hkmet kurulur. Bunlara yerine gre toplumsal tekilt deriz. Bu toplumsal tekiltn kurulu maksad da, bu tekilt vcuda getiren fertlerin birbirine yardm etmeleri ve fertlerin bu daire iinde ahsiyetlerinin gelimesini temin iindir. Fakat asl maksat, btn bu idarelerin her birinde bynden kne kadar ferd hrriyetin ortadan kalkmamasn salamaktr. Bir ahsn hrriyetine dier bir kimsenin tecavz etmesine mani olmaktr. Fertler de byle hr bir evre iinde ve toplu halde bu idarenin altnda ilerleyebilirler. te mesele bu noktaya gelince, sosyal adalet meselesi ortaya kar. Burada ferd ve sosyal meseleler birbirlerine bal bulunurlar. Bir taraftan insann gerek bir kurtulu yolunda olmas yani felah bulmas iin, fert olarak hr bir evrede muaeret hususlarnda tamamen serbest olmas lzmdr. Ancak byle bir cemiyet havas iinde kendi ahsiyetini
1051

gelitirmesi mmkndr. Bu ekilde yine aile, kabile ve hanedan gibi topluluklar arasnda normal yani hrriyete dayanan bir yaama tarz olmaldr ki, fert alma dairesinde kendini gayesine gre ilerletebilsin. Dier taraftan insann felah bulmas u meseleyi de gerektirir ki, fertler zerinde aile hanedan, kabileler ve btn cemiyet efrad kk idarelerden byk hkmetlere kadar bir haklar ve iktidarlar olsun. Bu iktidar mevcut olunca da, fertlerden birinin, dier bir ferde zulmetmesine msaade edilmez ve bir kimsenin baka bir kimsenin hakkna tecavz etmesine meydan verilmez. Bu mesele devam ederek, insanln bandan gnmze kadar, her kavim, her millet ve her hkmette serbestlik ve muhtariyet diye bir husus kararlatrlmtr. Byle bir karar ve hakkn tannmas da zarur olmutur. Dier taraftan stn bir kuvvetin bulunmas lzumu ve zarureti vardr ki, milletler ve hkmetler hadlerini ap kendileri de mtecaviz duruma girmesinler. imdi, sosyal Adalet, o eyin ismi oluyor ki, orada fertler, sonra aileler, daha sonra da kardelikler, kavimler ve milletler her biri yerlerine ve vaziyetlerine gre, haklar olan serbestlii ve hrriyeti elde ettikten sonra kimsenin hakk yenmesin ve kimseye tecavz edilmesin; zulm ve kaba kuvvetin ortadan kaldrlmas iin, aile kudretinden balanp,
1052

hkmet kudretine ve hkmetten daha stn bir kudrete iktidar teslim edilmi olsun. Muhtelif fertler ve fertler topluluu da insanln ilerlemesi iin en msait bir vasatta alabilsinler.

1053

Kapitalistlik ve Sosyo-Komnistliin bo hayalleri. Bir kimse bu hakikatleri iyi bir ekilde kavradktan sonra, anlayacaktr ki, serbestlik, ferd hrriyet, kapitalistlik, gayr din cumhuriyet ve sosyal adalet iddiasnda bulunan her nizam, geen bahiste sylediimiz gibi, Fransz inklabndan sonra ortaya kmtr. Hakikaten bunlar gibi ve belki de bunlardan daha da fazla, Sosyo-komnizm bu iddiay ortaya atmaktadr. imdi, Karl Marks ve Engels'in nazariyelerinin peine taklm olanlar da bu hususta seslerini daha fazla ykseltiyorlar. Birinci nizamn eksiklii yzndendir ki, kendisine muayyen llerin stnde tannan serbestlik hakkn kullanan fert, aile, hanedan, kabile, kardelik balar, hatt millet zerine saldryor... Bunun neticesinde de, toplumsal kurtulu iin, hizmeti ve sosyal kudretin disiplinini ortadan kaldryor. kinci nizama gelince, bunun da noksanl ve eksiklii yznden, byle bir kuruluta, hkmete an ve haddinden fazla kuvvet ve kudret tanmak, fert, aile, hanedan ve kardeliklere ait btn serbestlik ve hrriyetleri hemen hemen tamamen ortadan kaldrmtr. Fertlerin, toplu halde almalarna hkmet o kadar ehemmiyet veriyor ki, burada ruh sahibi insan yerine, mevcut bulunan adamlar birer cansz makina
1054

haline geliyorlar ve ruhlarn da kaybediyorlar. Her kim, bu ekilde sosyal adaletin kurulabileceini ileri srerse, tamamen yalan syleyip ve yalancdan baka bit ey olamaz. Sosyo-komnizm toplumsal zulmn en kt eklidir: Bu rejim, hakikat olarak zulmn en kt ve en fena eklidir. nk ne Nemrd devrinde ne de Firavun zamannda byle bir zulme rastlanm deildir. Cengiz Han bile byle bir zulm caiz grmemitir. Durum byle olunca hangi akl sahibi kalkp da bu nesnenin adna "sosyal adalet" diyebilir? Bir veya birka kiinin, kendi keyiflerine gre, uydurduklar sosyal felsefe nazariyesi neticesinde, hudutsuz salahiyeti olan bir dikta rejimi kurulmu ve bir mutlu aznlk milyonlarca insann bana buyruk kesilmitir. Daha dorusu milletin bana bel olmulardr. Halkn btn maln zaptetmek, arazilerini ellerinden almak, fabrikalar devletletirmek, btn bir memleketi hapishane ekline sokmak bunlarn ilerinin esasdr. Her kim de tenkit ederse, yledir, byledir derse, ikyet edip feryadn ykseltirse, hibir ey yapamyacaktr. nk, adalet kaplar ve ikyet mercileri tamamen kapanmtr. Memleket dahilinde
1055

hibir cemaat hi bir makam hibir mevki braklmamtr ki, halkn ne demek istediini dinlesin ve halka cevap verebilsin. Hi bir gazete ve hibir neriyat halkn dncelerini aksettiremez. Hibir adalet kaps da ak deildir. Bu da bir tarafa, yle bir casusluk tekilt kurulmutur ki; bir ferd dier bir ferde kzgn olduu takdirde yalan yere bir thmet ve bir iftira atabilir. Bu durum halkn birbirinden korkmasn salar. Bu terr ve yldrma havas iinde vatandalar gya yaarlar. Hatta bir kimse, kendi evinde bile azn ap birey syleyemez. Sylemek isterse, drt duvarn kula olduunu ve bu kulaklarn hkmet nam hesabna iittiini gayet iyi bilmelidir. Sonra Cumhuriyetilik szleri altndaki aldatc iler de ortaya kar. Bir seim dalaveresi dner. Btn bunlar bir felsefe uruna yaplr. Daha dorusu iktidarda olanlar bu sahte sloganlarla muhaliflerini her tarafta ezmek imknn bulurlar. Halbuki onlarn seimlerinde muhalif diye kimse de olamaz. Hibir surette, vicdann satmam ve bu dzmece felsefeye inanmam olanlarn da muhalefet etme hak ve nasipleri yoktur. Farzedelim ki, bu rejim geim iin serveti eit bir ekilde taksim etse - halbuki imdiye kadar hibir sosyo-komnist hkmet idaresi byle bir icraata yanamamtr - dahi acaba byle bir taksimata nasl olur da "Adaleti
1056

mahz": "Temiz adalet" diyebiliriz? Bunun adna nasl eitlik ismi takabileceiz? Ben urasn da sormak istemiyorum ki, byle bir rejimde ve byle bir sistemde, hkim zmre ile mahkm zmrenin arasnda geim ve servet bakmndan bir eitlik var mdr? yok mudur? Ben yine unu da sormak istemiyorum ki, bu nizamn diktatr ile bu ahsn maiyetinde bulunan kimselerin yaay seviyeleri, halkn yaay seviyesi ile ayn mdr? yoksa deil midir? Yine unu da sormak istemiyorum ki, diktatr ve onun maiyetinde bulunan zmre, bu uydurma felsefeyi ayakta tutmak isteyenler, niin kendi nazariyelerini polis, asker, casus ve dier husus tekilatlarla halkn zerine musallat ediyorlar? Ben unu soruyorum: Bu gibi eylerin hakikat ortada bulunurken, byle bir rejimde ve byle bir rejimin tatbik edildii lkede nasl olur da sosyal adalet vardr diye iddiada bulunulur? Hele bu sual de bir tarafta dursun, bu tarz bir nizamn kurulmu bulunduu lkenin vatandalarndan biri bu felsefe ve bu nazariyeye ve yahut da bu felsefe ve nazariyenin tatbikat hakknda en kk bir tenkide teebbs ederse neden cezalanr ve neden serbest olarak fikrini sylemekten menedilir? Bu ne biim bir adalettir ki, bu rejimde diktatr ve bu diktatrn maiyetinde bulunan
1057

avanesi, kendi felsefe ve nazariyelerini yrtmek iin, koca bir lkenin hatta lkelerin her trl imkn ve vastalarn kullanmakta ve her eyi kendi fikirlerinin yrmesi iin alet etsinler de, kendilerine muhalif iki kii bile bulunmasn? Hibir toplantda bunlara kar sz sylenmesin, hibir basn ve yayn vastas kendilerinin hilafna yaz yazmasn? Bu ne biim adalettir ki, btn arazi sahiplerinin arazisi ellerinden alnsn, fabrikalar fabrika sahiplerinden zaptedilerek, gasbedilmi olsun? Ve btn bir memlekette daha dorusu memleketlerde bir tek toprak veya fabrika sahibi bulunmasn?.. Bu gasbedici nizama da devlet densin? Devlet denilen bu teekkl de birka kiinin elinde olup, bu devleti de keyiflerine gre sevk ve idare etsinler? Ve artk bir daha iktidar mevkiini kimse onlarn elinden almak imknn bulamasn? Ancak kendileri birbirlerinin ayan kaydrarak iktidar mevkiine geebilsinler?.. El deitirsinler...? Eer insan denilen varlk sadece "mide" ve "ikembe" sahibinin ismi deilse ve insanca yaamak sadece karnn doyurmaya bal bulunmuyorsa, o zaman sdece geim eitliinin ismine nasl olur da sosyal adalet denebilir? Yaayn her ubesinde her dalnda zulm ve hakszlk alp yrsn de, insanln her
1058

cephesi ortadan kalksn da, sadece bir "karn doyurmak ve karn iirmek" kalsn? O zaman mill gelirin de halk arasnda eit olarak datlmas icabetmez mi? Mesel, diktatr hazretleri ve onun kuyruklar, kuyruklarnn kuyruklar da karn doyurmak ve karn iirmek hususunda dier vatandalarla niin bir eitlii arzu buyurmazlar? imdi bu korkun ve muazzam zulmn ismine karn duyurmakta eitlik vardr diye byle birey de olmad halde sosyal adalet bulunuyor mu diyeceiz? te, benim zat alilerine arz ettiim gibi, toplumsal nizamlarn en kts, en berbad da budur. Toplumsal zulmn en ar, en fenas da yine budur. nsanlk tarihi bandan bugne kadar byle bir kt toplumsal zulm grmemitir. Galiba gremiyecektir de. slm'da adalet tasavvuru: imdi, size ksaca slm'da adalet denilen ey'in ne olduunu anlataym. slma u mesele katiyen uymaz ki, herhangi bir kimse, yahut da bir zmre, "insan yaayta adalet" diye bir felsefe ve bir nazariye ortaya koyup, bunun tutunmas iin alp, bu tasavvuru zorla halkn zerine musallat klmak yoluna gitsin. Bir ey sylemek isteyenlerin veya itiraz etmeye yeltenenlerin de dillerini kknden kessin. Byle bir makam ve byle bir hak ne
1059

Hazret-i Ebu Bekir Radyallahu Taal anh iin, ne mer Faruk Radyallahu Taal anh iin, hatt ne de Hazret-i Muhammed Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kendisi iin tannmtr. slmda hibir kimsenin diktatr olma hakk yoktur. Yalnz Allah bu makama sahiptir. Ancak Allahn karsnda insanlarn niin ve ne sebeple demeden kaytsz ve artsz, boyun emesi lzmdr. Hazret-i Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kendisi bile bu hkme tbidir. Onun hkmlerine de phesiz ve kesin olarak itaat etmemizin sebebi, bize Allah'n hkmlerini getirmesi ve bildirmesidir. Maazallah kendi indinden hkm ortaya karmak isteseydi biz itaat etmezdik. Allah Resulnn ve Resul'un Halifelerinin de hkmleri yalnz ve sadece eriat lhiyenin icrasndan baka birey deildir. Bu itibarla, onlarn hkmleri tenkid edilmekten ok uzaktr. Bunlardan baka herkes, her hususta tenkid etmek hakkna sahiptir. Bu hakk tam manasiyle kullanabilir. Ferd hrriyetin hududu: Allahu Taal, slmda yle bir hudud koymutur ki bununla ferdin serbestisi ve hrriyeti muayyen hududlarla evrilmitir. Hak Taal bir mslman ferd iin nelerin hell ve nelerin haram olduunu bildirmitir. Hangi iler farzdr, yaplmas lzmdr ve
1060

hangi ilerden kanmak icabeder? Bakalarnn bizim zerimizde ne gibi haklar vardr ve bizim bakalarnn zerinde ne gibi haklarmz vardr? Hangi artlar dahilinde bir mlk bize intikal eder ve yine hangi vastalarla bir mlk bizim elimizden kp bakalarna intikal eyler. Fertlerin kendi camialarna kar ne gibi sorumluluklar vardr, camiann da fertlere kar ne gibi sorumluluklar bulunmaktadr? Camiann iyilik hususunda fertlere, aile ve hanedanlara ve kardelikler zerinde ne gibi mesuliyetleri vardr. Ve hangi hizmetleri yerine getirmeye mecburdurlar? Btn bu hususlar, Kitap'ta ve Snnette mstakil dsturlar olarak kaydedilmitir. Bu ilh kanunlar zerinde herhangi bir deime sz konusu olamyaca gibi yeni addedilen bir eyin de eklenmesine veya eksiltilmesi olamaz ve olamyacaktr. Bu dsturlarla bir ahsn ferd hrriyeti ve ferd serbestisi zerinde, baz mesuliyetler konmutur ki, bunlarn hududunu amak ve bu hududlara tecavz etmek kimsenin hakk deildir. Ancak bu hududlarn dariesi iinde mevcut bulunan hrriyetleri de ortadan kaldrmak, ksmak veya geniletmek bir hak olarak tannm deildir. Mal elde etmenin de muayyen bir kaide ve usul vardr. Bu kaide ve usullerin haricinde mal kazanlmas haramdr. Yalnz bu kadarla da kalnmaz. Usulsz ve kaidesiz
1061

mal elde edenlere, slm kanunlar ceza tayin etmitir. Fakat hell olan vastalara ba vurarak mal ve mlk edinenlerin mal ve mlk hukuku da mahfuz olup korunacaktr. Bu mal tasarrufunu, kanunun msaadesi olmakszn ve meru yollar bulunmakszn sahiplerinden almak ve onlar mal ve mlklerinden mahrum brakmak da mmkn de ildir. Byle bir camiann felah yolunda dosdoru yryebilmesi iin fertler zerine baz farzlar konmutur. Fertler bu farzlar yerine getirmek mecburiyetindedirler. Fakat bunlarn dnda hibir kimse bir ey iin zorlanamaz ve kimseye cebir kullanlamaz. Ancak fertler kendi rzalariyle bir ey verirlerse o zaman da kimse bunlar bu fiillerinden caydramaz. Yine bunun gibi camiann da fertlere kar ve hatta hkmetin de camia fertlerine kar yerine getirecei baz sorumluluklar ve vecibeleri vardr. Camia ve hkmet bu sorumluluklar ve bu vecibeleri eda etmezse, o zaman fetrlerin de bu camia ve bu hkmete kar olan, sorumluluklar ve vecibeleri yerine getirmelerine gerek kalmaz. taat etmemek hakkn elde ederler. Eer bu mstakil dsturlar, zerine iler yrtlp amel bir kisveye girerse, ite o zaman sosyal adalet de kaim olacaktr. Byle bir cemiyette ise kimse sosyal adalet diye bir iddia ortaya atamyacak, kimsenin de byle bir iddia
1062

ortaya atmasna lzum kalmayacaktr. Bu. dstur, yrrlkte bulunduu takdirde ve mevcudiyeti gzle grnr vaziyette olduka, o zaman mslmanlar, hi kimsenin sahte ve aldatc szlerine kaplma ihtiyacn duymayacaktr. Esasen byle bir kimse de mslmanlar hibir vakit aldatamyacak ve kandramyacaktr. O zaman sosyo-komnizmin ortaya att sosyal adalet diye isim verilen eyin slmn ta kendisi olduu da meydana km bulunacaktr. slm, (bu ekilde fert ile cemiyetin arasnda bir denge ve ahenkli bir dzen kurmak ister. Bu dzende ne ferde tam manasiyle hrriyet verilir ne de cemiyete ferdi inemek ve ferde zarar vermek hakk tannr. Ayn zamanda cemiyeti idare edenlerin de, ferdin, slm dstur gereince elde etmi bulunduu hrriyeti ksp azaltmak ve ahsiyetini gelitirmek iin zaruri olan hususlar esirgemek salahiyeti olamaz. Servet intikalinin artlar: slmda bir ferd tarafndan servetin bakalarna intikal etmesinin ancak ekli vardr: 1. Veraset. 2. Hibe 3. Kazanma. (Ticaret ve al veri gibi.) Veraset o zaman muteber olur ki,
1063

herhangi bir maln meru sahibinden onun varislerine ser' kaidelerle mal intikal eder. Hibe ise, atiye de denebilir herhangi bir maln, er' mliki ve sahibi tarafndan kendi gnl rzas ile er' kaidelere bal olarak verilmesidir, Atiye eer hkmet tarafndan verilecek olursa, o zaman alan ahsn bunu hak edecek ekilde hizmet etmi olmasna mukabil verilmi olmaldr. Yahut da hkmete byk bir iyilik yapt iin byle kimseler devlet mallarndan mkfatlandrlr. Hkmet de vermi olduu bu atiyeyi meru bir ekilde kendisine intikal etmi bulunan mallardan vermelidir. Bundan baka, atiye vermek hakkna malik bulunan hkmet de er'i kanun gereince mavere ve ra ile yrtlen hkmet olmaldr. Bu hkmetin sarfettii ve harcad paralardan, halkn her zaman hesap sormas imkn bulunan bir hkmet olmas gerekir. Kazanmak (ktisab), alp hak kazanmak demektir. slmda alp hak kazanmann da yollar tayin edilmitir. Haram bir ekilde ele gemi eyi kazanmak haram olur ve caiz saylmaz. Haram ilerden kazanlm kazanlar da haramdr. Mesel, hrszlk, gasb, lde ve tartda al veri yaparken eksiklik ve fazlalk yapmak, hyanet, rvet, aldatma, fahielik, ihtikr, tefecilik, murabahaclk, kumar oynatmak, uydurma al veri,
1064

dolandrclk sarho edici maddelerin ticareti ve imalat, fuhu iin araclk ve buna benzer baz iler. slmda hell iktisb saylmaz. Bu gibi ad ve iren kazanlarn dnda, herhangi bir meru yolla allp kazanlm bulunan ve iktisb edilen servet caiz ve hell servettir. ok olmas veya azl sz konusu deildir. Byle bir ekilde yani meru yollardan elde edilmi bulunan servetin ls ve hududu yoktur stenildiinden ok da olabilir, istenildiinden daha da az olabilir. Az olduu zaman dierlerinden krptrmak hakk tannmad gibi, ok olduu zaman da bu kazantan zorla alnarak bakasna verilmek suretiyle bu servetin azaltlmas cihetine gidilmez. Fakat bu serveti kazanmann ekli caiz ve meru usullerin dna knca o zaman mslmanlar iin, bu servetin sahibine, "Min eyne leke haz?: Sen bunlar nereden getirdin?" diye sual sormak hakk tannmtr. te bu, servet hususunda tahkik edilecek ilk kanun haktr. O zaman servet sahibi, elde etmi bulunduu servetin meru yollarn ispat edebilirse, mesele kalmaz. Fakat ispat edemedii takdirde, yine o zaman slm hkmetine bu mallara el koymak hakk da tannmtr. Serveti harcamak hususunda mesuliyetler: Meru ekilde ve kanun yollardan ellerine
1065

servet ve mal geirmi bulunanlar da tamamen unutulmu ve kendi balarna braklm deillerdir. Bunlarn da baz mesuliyetleri ve bal bulunacaklar hususlar vardr. Fert olarak her kim servet sahibi olursa, bu serveti harcamak hususunda, camiann bundan zarar grmeyecei ekilde hareket edecektir. Yahut da servetini harcad zaman ahlakna ve dinine halel getirmemelidir. slmda ahs serveti kimse fsk ve fcur yolunda sarfedemez. ki imenin ve kumar oynamann kaplar kapatlmtr. Zina ve fuhun ve buna benzer ahlakszlklarn da nne set ekilmitir. Ayn ekilde, hr bir insan yakalayp kle yapmak veya hr bir kadn tutupta cariye klmak, bunlar alp satmak da yasaklanmtr. Zengin kimselerin, fakir ocuklarn satn alarak kle ve cariye haline getirmelerine de msaade edilemez. Para harcamann da bir ls ortaya konmutur. srafn nne geilmitir. Servet sahibi bir kimsenin refah iinde bol nimetle yaayp da komusunun a yatmasna iyi nazarla baklmamtr. slmda servetten de ancak meru ve maruf (iyi) bir ekilde faydalanmas caiz saylmtr. Bir kimsenin servetinden servet domas da hell ller zerindedir. Buna da bir usul ve hudut konmutur. eriatn koyduu bu usul ve hududu gememek lzmdr.
1066

Sosyal hizmetler: imdi slmdaki sosyal hizmetler bahsine gelelim. Bu hususta her ferdin serveti muayyen ly buldu mu zekt demesi lzm gelir. Yine ayn ekilde, ticaret mal zerine, araziden elde edilen mahsule, hayvan rnlerine, hayvanlarn reyip oalmalarna ve baz baka ekilde de servet artna zekt lazm gelir. imdi siz, eer, dnyada her ne ekilde olursa olsun meru yoldan servet edinirseniz, bunun da hesabn tutarsanz, er' kaidelere gre l de (nisb haddi) tamamlanrsa bu servetinizin de kanun ve kaideye gre zektnz verirseniz, Kur'an- Kerimin tayin etmi olduu haklar derseniz, masraflarnz da yine eriatn koyduu kanun ve usul zerine yaparsanz, o zaman birka sene iinde, ihtiya iinde bulunan ok kimse de, fakru zaruretten kurtulup, vaziyetini dzeltmi olur. Bundan baka, yine servet bir ferdin elinde toplanmaz. nk slmda bir fert vefat edince onun serveti miraslar arasnda taksim edilir. Her ne ekilde olursa olsun, servetin bir elde toplanp birikmi olmasnn nne geilmitir. Zulmn ve hakszln ortadan kaldrlmas: Bunlardan baka, slmda toprak sahibi
1067

ile tarlada alan ekici, fabrika ve i yerlerinde alan iilerle i verenler arasnda cereyan edecek muamele ve anlamalarn rza dahilinde olmasna dikkat edilmitir. Rza esas olunca da kanun mdahalesine lzum kalmaz. Fakat her nerede bu gibi ilerde zulm ve hakszlk grnrse, o zaman slm hkmetin tamamen mdahale hakk vardr. slm hkmet kanun vastasiyle bu hakszlklarn nne geer. Amme hizmetleri iin mill mlkiyetin (devlet mlkiyeti) hududu. slm, herhangi bir teknik sahada veya ticar mevzuda hkmetin muayyen bir l koymasn da haram klmamtr. Herhangi bir sanayi veya ticari teebbs amme menfaatine uygun olur veya umum maslahat gerektirirse, ferdler de bu ii tekbalarma yrtmekten ciz olurlarsa, bu i husus teebbsn kudretinin stnde bir durum arzederse veya halkn bu gibi ileri yrtmeleri amme maslahat ve menfaatine uygun bulunmazsa, o zaman hkmet bu gibi ileri dzene koyup intizaml bir ekilde yrtme yolunu tutar. Yine bu rnek gibi, herhangi bir sanayi veya ticarete ait bir i ubesi husus teebbsn elinde olduu zaman umumi maslahata aykr bulunur veya itimai yaayn muhtelif cephelerine zarar verecek ekle girerse, hkmet bu fertlere
1068

karln deyerek bu messeselerin idaresini eline alabilir. Mnasip bir ekilde de bu ileri yrtp gider. Bu gibi tedbirlerin alnmasna er'an bir mni yoktur. Fakat slm, btn servet ve gelir kaynaklarnn hkmetin elinde bulunmasna, tek bana btn sanayi ve ticar tesislere el koyup kendi tekeli altnda bulundurmasn kabul etmez. Yahut halkn elinde bulunan btn araziyi devletletirmesini caiz ve meru saymaz. Beytlmalda (devlet hazinesi) tasarruf etme artlar: Beytlmal hakknda slmn kesin hkm udur: Bu Beytlmal, Allahn ve btn mslmanlarn hakkdr Beytlmal zerinde kimsenin, sahip olmak maksadiyle ta sarruf yetkisi yoktur. Mslmanlar dier ilerde olduu gibi, beytlmallerini, serbest bir ekilde setikleri mmessillerine teslim ederler. Bu mmessiller de yine mavere ile beytlmali, lzm gelen yerlere sarf ederler. Beytmalden ne alnacak ise ve nereye bir sarfiyat yaplacaksa btn bu tasarruflar er' usuller zerine yaplmaldr. Mslmanlarn da istisnasz hepsinin beytlmal hakknda sual sormak ve hesap istemek hakk vardr. Bir sual. Szlerimi burada bitirirken, dnce sahibi bulunan herkese u suali sormak
1069

istiyorum: Eer sosyal adalet, yalnz ve sadece geim meselesinde olan eitlik ve adaletin ismi ise, o zaman nasl olur da her hususta adaleti gerekletirmi bulunan islm, bu adaletin iine sadece geim adaletini sdrmamtr? Byle bir adalet dairesinin iinde mevcut bulunan adaletler, geim adaleti hususunda bizim iin niin yetersiz oluyor? Niin ve ne sebepten dolay bir zaruret saylarak ve byle bir zaruretin hatr iin ferdlerin btn hrriyetleri ortadan kaldrlsn ve halkn meru yollardan elde ettikleri btn mal ve mlkleri ellerinden zorla alnp btn bir millet bir diktatr ve diktatr maiyetinin klesi durumuna drlsn? Nihayet, bizim kendi lkelerimizde,slm prensiplere tamamiyle uyan saf ve temiz bir er'i hkmet kurarak, Hak Taalnn kanunlarn tamamen icra klmamza ne gibi bir mani vardr? Bir gn bu idealimizi gerekletirebilirsek o zaman yalz sosyokomnistliin arpk ve gayr - insan tesirlerinden kurtulmak ve uzak olmakla kalmayp, ayn zamanda zavall esir sosyokomnist - zede memleketler de belki bizim yaay nizammz grp anlarlar ki, slm aydnl dndaki yrdkleri yollar hep karanlk ve zulmetlidir. te ancak o zaman gzlerini amalar mmkn olabilir ve gerek aydnla kavumu bulunurlar.
1070

BLM: 15

HAZIRLAYICININ NOTU

Bu ksmn son bahsi de, islm'da hkmetin rnek usuldr. Bu hususta Mevlna Mevdd Shib, kendilerinin yazm bulunduklar Tefhim - l - Kur'an tefsirindeki haiyelerde kaleme alm olduklar mevzular tertiplemi ve biraraya getirmilerdir. Mevlna'nn bu Tefsiri hakikat olarak amzn islm edebiyatnn aheserlerinden biridir. Biz, bu eserin birinci ksmnda, bu tefsirdeki, slm hkmet dncesi mevzuunu anlatrken, bu tefsirin baz haiyelerinden bahsetmitik. imdi slm hkmetin alma nizam ve onun dzeni meselesi, ortaya knca, rnek usul olarak bundan yine de bahsetmek lzm geliyor. Burada ksa, fakat toplu ve mkemmel bir ekilde, slm hkmetin rnei meyannda, bu hkmetin itima, siyas, ekonomik, talim - terbiye ve sosyal dzenini ortaya koyacaz. Bu usullerin her biri de kendi bana mstakil birer usuldr. Bu usuller zerinde yrnrse, o zaman en mkemmel ve en gzel bir camia ortaya kacaktr. te slm'n da istei budur. Yani slm yeryzndeki insanlarn

yle bir ekilde yaamalarn istemektedir ki, emniyet ve asayi kaim klnm olsun. Ahirette de, Hak Taal'nn huzurunda balar aa olmasn. Buradaki, yetlerin tercmeleri ve bunlarn erhi Muhterem Mevlna'nn kendi kalemlerinden kmtr. Hazrlayc da mevzular birbirine balamak hususunda baz cmleler eklemek zorunda kalmtr. imdi bu mevzudaki bahisler toplu bahislerdir. Elimizdeki ekliyle de ilk defa baslm oluyor. (Hazrlayc)

1075

SLM HKMETN RNEK USUL

Hkmetin maksad. Kur'an- Kerim'e gre, hkmetin maksad, iyilik, adalet ve ilh kanunu hkim klmaktr. A. "Yeryzne yerletirdiimiz kimselerin kendilerine iktidar verdik. Bunlar, namaz ayakta tutarlar, zekt verirler, iyilii emrederler ve fenalktan menederler. lerin sonu da Allah'a aittir." (Hac: 41), Yani Hak Taalnn yardmna ve O'nun inayetine mstahak bulunan halkn vasflar udur: Yeryznde kendilerine iktidar ve hkmranlk verilince, ahsi ahlklar itbiariyle fsk ve fcur, gurur ve kibir, kendilerini byk grmek yerine, namaz ayakta tutarlar, ellerinde bulunan serveti gayr ahlak yollarda ve bo ilerde, nefs havasnda ve irette sarf etmeyip, zekt derler. Onlarn hkmeti, iyilii ortadan kaldrmak iin deil, iyilii tevik etmek gayesi ile hizmet grr. Fenalklar tevik etmek iin deil, fenalklara son vermek iin alr.

te bu ksa tarif ile slmda hkmetin maksad ifade edilmi olur. Ve bu hkmetin memurlar ve buyruk sahiplerinin vasflar ve hususiyetleri de meydana kar. Bir kimse eer anlamak isterse bu ksa izah ile slmda hkmet diye anlatlmak istenilen devlet eklinin ne olduu ve ne iin vcut bulacan kavram olur.1[275] Bu mmetin eref ve ayrcalkl vasf, btn insanlk haklarn yerine getirmesidir. yi ve makbul (maruf) ilere hizmet etmek, halk bu hedeflere yneltmek, fert ve cemiyet olarak hep bu yolda almaktr. B. "Ve bylece sizi arac bir mmet kldk (mmet-i vasat) siz dnya haliknn zerinde gzc (ahidi) olursunuz. Nitekim Resul de sizin zerinizde (ahid) gzcdr." (El Bakara: 143). te bu, Hazret-i Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in mmetine has olan nderliin ilndr. Burada her iki cihete de "iaret" vardr. Bir tarafta Hak Taal-nn nderlii vardr. Buna gre, "Hazret-i Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in tebaiyetini kabul edenler doru yoldadr" denmektedir. Bunlar dorulukla ilerlemeye yz tutmulardr. lerleyerek, yle bir mertebeye ulamlardr ki, arac mmet
1[275]

Tefhimu'l - Kur'an, C: 3, S: 234


1077

olmak hakkn kazanmlardr. te bu, kblenin deimesiyle alkaldr. Dirayet yoksunu kimseler, kblenin bir mahalden dier bir mahale deimesini sadece ve alelade bir yer deimesi zannederler. Halbuki bu i dorudan doruya o zamanki dnya ahvalinin deimesi demektir. Hak Taal o zamana kadar, dnya nderliini srail oullarna vermiti. Bu yet-i kerime ile takdiri ilh, bu nderlii ortadan kaldrarak, Hazret-i Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellemin mmetini dnya milletlerine nder olarak tayin buyurmutur. srail oullarn da byle bir makamdan azletmitir. te bu hususun belirtilmesi iin de kblenin deiitirilmesi emredilmitir. Yoksa kblenin Beytlmukaddesten Kabeye deitirilmesinin baka bir sebebi yoktur. "mmet-i vasat" mefhumunun manas ok kapsamldr. Bu kelimenin tercmesini baka kelimelerle yapmak mmkn deildir. Bundan maksat, mmetin yle yksek ve yle stn bir makam olmasdr ki, adalet ve insaf ancak bu mmetin vastasiyle kaim klnm olur. Dnya milletleri arasnda bakanlk bu mmete verilmi bulunuyor. Bu mmet doruluk ve hakikat zerinde yrr; erilik ve hakszlkla alkas bulunmaz. Sonra buyruluyor ki, sizi "mmeti vasat" kldmzn sebebi de udur:
1078

"Siz, halkn zerine gzc olursunuz. Nitekim Resul de sizin zerinizde gzcdr." nsanlar ahirette hesap vermeye baladklar zaman Resul de bizim mesul mmessilimiz olarak bize ehadet verip diyecektir ki, bu mmete, benim rettiim doru dnce, sahih amel ve adalet nizam zere yrmler ve kendilerine retmi bulunduum dsturlar noksansz olarak, bir ey deitirmeden ve zerine birey eklemeden dier halka da ulatrm ve retmilerdir. Amel olarak da bu ileri doru tatbik etmilerdir. Bundan sonra Resuln yerine geme vasf ile, siz de umum insanlara ahidlik edip dersiniz ki, Resul bize neyi nasl retti ise, biz de aynen bunu bu insanlara ulatrdk. Resul bize neyi nasl gsterdiyse, biz de bunlara ayn ekilde noksansz ve eksiksiz gsterdik. Ve bu hususta hi bir kusur ilemedik. Bu ekilde bu dnyada bir kimse yahut da bir zmre Allah tarafndan ahid olmak mansbna ykselmi, olursa, hakikatte bu kimse veya bu zmre, halka imamlk ve nderlik makamna da ykselmitir. Buna gre nerede fazilet ve stnlk varsa, orada mesuliyet derecesi de o kadar fazla ve byktr. Buradan u mana da anlalr ki, nasl Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu mmete, Allah korkusu, doru yaamak, adalet, halt taraftarl iin canl ahid ise, bu
1079

ekilde O'nun mmeti de btn dnya iin canl ahiddir. Nitekim Resuln sz ve fiilleri bu mmet iin rnek tekil ediyorsa, O'nun mmetinin de sz ve fiilleri dnyann dier halk iin rnek olacaktrs. Ayn yetten bir de u mana anlalr: Nasl ki Hak Teal, bir mmet olarak, doru yolda yrmeniz iin, hidayet yolunu gstermek maksadiyle Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellemi gndermi ve O' da sizi doru yola gtrmekten mesul ise hatta o kadar mesul ki, zerre kadar bu hususta kusur etmi olsayd hemen Hak Taal kendisini tenkit ederdi ayn ekilde O'nun mmeti olan siz de dnyann dier halkn doru yola gtrmek ve hidayet yolu gstermek iin, bir mmet klnmsnz ki, vazifenizi yapmadnz zaman siz de tenkit edileceksiniz. imdi eer biz, Allah Taalnn adaleti karsnda doru ehadet edip de; Senin Resuln vastasiyle bize ulam bulunan hidayetlerini biz de senin dier kullarna ulatrmakta kusur etmedik, diye bildiremezsek, o zaman biz de ar bir durumda mesul oluruz. Bize verilmi bulunan mamlk ve nderlik iftihar da ortadan kalkp gider. Bizim imametimiz ve bizim nderliimiz devrinde, hakiki kusurlarmz, fikir ve ameldeki sapklklarmz yznden, dnyada
1080

bu kadar fitne ve fesat ortaya kmtr. Bunlarn hepsi iin, er nderleri veya eytanlar, ins ve cin de bir arada tenkit edileceklerdir. Bize de u sual sorulacaktr: Dnyada o kadar masiyetler, zulmler ve sapklklar icra edilmiti. Bunlar icra edilirken sizler nerede idiniz?2[276] C. "Siz halk iin ortaya karlm en iyi mmetsiniz ki, doru yola emreder, eri yoldan men eder ve Allah'a da iman edersiniz." (li mran: 110). Bu mefhum Sre-i Bakara'nn 70. nci rkuunda da beyan edilmitir. Nebiyyi Arab Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in tabilerine bildirilmitir ki, siz, dnyann imaml, nderlii ve rehberlii mansbna ykselmi bulunuyorsunuz. Ben israil, ehliyetsizliklerden ve beceriksizlikleri yznden bu mansptan azledildiler. Onlarn yerine siz geirildiniz. Bunun iin, imdi siz ahlak ve amel bakmndan dnyann en iyi insan camiassnz. Siz de yle vasflar olmaldr ki, bu vasflar adil imamette zarurdir. Yani iyilii kaim klmak, fenal ortadan kaldrmak, Allah (Vahdeh La erike Leh) n cazibesine kaplmak, hem itikadla hem de amel ile kendinizi Rabbe teslim etmek, sizin iarnz olmaldr. Buna gre
2[276]

Tefhimu'l - Kur'an, C: l, S: 119 - 120


1081

imdi size tevdi edilmi bulunan vazifeden siz mesulsnz. Bunu bilmeniz lzmdr. Yanl yolu brakp doru yoldan yrmeniz icabeder.3[277] D. "Beni srailden, kfur yolu tutmu olanlar, Davud'un ve sa ibn-i Meryem'in lisan ile lanet edildiler, bu, onlarn taknlk yaptklar ve ar gittikleri iindir. Onlar eriliklerden men etmez ve eri ii ilerletirlerdi. Ne kadar da kt iler ilerlerdi." (Maide: 78 - 79). Her kavim arasnda taknlk ilk nce birka kii tarafndan balar. Kavmin itima vicdan canl ise, o zaman kamuoyu bu taknla kar koyar ve taknlk ortadan kalkar. Fakat kavmin efrad bu gibi ilerde msamaha gsterirler, yanl yol tutan gruhu ayplayacaklar ve onlar doru yola getireceklerine bu sapk aznl beenirlerse, o zaman cemiyet de bu yanllklara ve bu eri yol tutanlara kaplm olur. Gitgide fenalk yaylarak btn ferdleri sarar. Ve btn bir milleti berbat eder. ite Beni srailin itima durumunun da bozulmasna sebep olan hastalk budur.4[278] E. "Ve O'nun yolunda alnz; olur ki, siz
3[277] 4[278]

Tefhimu'l - Kur'an, C: 1, S: 279 Tefhim l - Kur'an, C: l, S: 279 .


1082

felah bulursunuz." (Maide: 35) yet-i kerimenin metninde "cahid: alnz" kelimesi kullanlmtr. Bu mefhum alelade almak deil; burada karlkl alma mefhumu vardr. nk kelime "Mcahede: karlkl alma" eklinde kullanlmtr. Ayn zamanda kelimenin kk "cehd" den geldiine gre, aba ve gayretle almak kastedilmitir. Sade alma deil, aba ile demektir. Esas sahih mefhum u manay aksettirir: Hak Taalnn emrettii yolu kapatmak isteyen herhangi bir kuvvet ve illet ortadan kaldrlmaldr. Bu yolu amak ve Allahn rzasn kazanmak iin mslmanlarn ibirlii yapmas ve birbirlerine dayanarak almas gerekir. Gerek kendi nefsinizi yahut da dier mslmanlar Allahtan bakasna kul yapmak isteyenlerin karsna dikilerek ve onlarn btn bu uygunsuz ilerinin nne geerek doruluu ortaya koymak iin, dayanmak, yardmlamak ve el birlii ile almak arttr. Ancak byle bir alma sizin gerek manadaki kurtuluunuzun ve muvaffakiyetinizin ve Hak Taalya yakn olabilmenizin anahtardr. Bu yet-i kerime, her mmin kulu, doru olmayan ilerle savamaya, Allah yolunda almaya, ne ekilde olursa olsun, hangi vasta bulunursa bulunsun mcadele etmeye
1083

davet eder ve yol gsterir. Bir taraftan mel'un eytan, ve mel'un eytann eytan olan ordusu, dier taraftan da insann kendi nefsinin iinde bulunan nefsi arzular btn bunlarn yannda da Hak Taaldan yz evirmi yn yn insanlar, ki, bunlar arasnda her eit, itimai, meden ve geim peine taklp Hak Taal-y unutanlar da vardr. baka bir taraftan, yanl din, yanl mezhep ve akideler ile meden ve siyas nizam kurup Allahu Taalya kar ayaklanma yolu tutmu olanlar ve Hakkn kulu olmak yerine batln kulu olmaya insanlar mecbur edenler. Btn bu eitli dmanlara kar mslman olanlar arpacak ve savaacaktr. Karda bulunan ve savalmas icabedenlerin hepsinin de silhlar ayr ayr olmakla beraber, bir tek gayeleri vardr ve bu gayede mterektirler. Onlarn gayesi insan Allah'tan baka birisine itaat ettirmek ve Allah kulluundan karp kula kul yapmaktr. Bunun hilafna insann ilerlemesi, Hakka yaknl ve bu mertebeye ykselebilmesi, u temel kaideye baldr: Tamamen Allaha itaat etmek, batnndan zahirine kadar halis bir niyetle Allahn emrettii yol zerinde bulunan manialar ortadan kaldrmak iin savaa girimek, her zaman ve her durumda bu manialar temizleyip yolun almas in

1084

almak ve bu ekilde bu yolda yrme imknn bulabilmektir.5[279] SLMI HKMETN DURUMU slm hkmetin husus bir durumu vardr. Bu hkmet davet edici bir zellie sahiptir. Kendi salhiyeti hududlar dahilinde ve idare ettii lkelerin dairesi iinde "Din" i kaim klmak iin alr. Btn dnya milletlerine kar slmn gereklerini aklamak yolunu tutar. Ve dnyann dier btn milletlerini de slm yoluna davet eder. Bu hkmetin ayr hususiyetlerinden biri de teblici (misyoner), ve retici (muallim) oluudur. Bu hkmet, btn icraatn muhabbet, kardelik, mavere, acma, merhamet ve dert ortakl esaslarn gznnde tutarak yrtr. te slm hkmetin esas hususiyet ve vasflar bunlardr. A. "Eer Allah isteseydi, herhalde onlar da Allaha ortak komazlard. Biz de seni onlara koruyucu dikmezdik. Sen de onlara gzclk etmezdin. Ve Allah'tan bakasn aranlara svmeyiniz. nk onlar da bilmedikleri iin dmanlklarndan Allah'a sverler."
5[279]

Tefhim l - Kur-an, C: l, S: 466 - 467


1085

(En'am: 107 - 108). Mesele udur: O, sizi daveti ve teblici (misyoner) klmtr. Sizi belediye bakan, komiser, polis mdr tayin etmemitir. Sizin vazifeniz, halk aydnlatmak, Hakk belirtip, halka Hakk gzetmei retmek, halka doru yolu gstermek iin almaktr. ayet bir kimse, hakk kabul ederse ne l, aksi takdirde kabul etmeyebilir de. Siz, halka zorla hakk kabul ettirmeye vazifelendirilmi bulunmuyorsunuz ki, halka hakk zorla kabul ettiresiniz. Zira onlarn bu inkrlar size bir mesuliyet yklemi olmaz. Size denmemitir ki, nbvvet dairesi cahilinde, btl peinde koan hibir kimse kalmayacaktr. Byle kimseleri brakmyacaksnz. Yine size denmemitir ki, illa Allah yolunda almayanlar yok edeceksiniz. Onlara zorla hakk reteceksiniz. Acaba bir ilahi iaretle btn insanlar Hak yolunu tutmazlar myd, Fakat maksat bu deildir. Maksat udur ki, insanlar Hak ile batl arasn ayrt etmekte serbest olsunlar. Sonra Hakkn aydnln gznne alarak batln karanlna bakp bunlarn hangisinin iyi olduunu sesinler. Bu bakmdan sizin de esas alma ekliniz, bu aydnln size gstermi buluduu yolda da yrmeniz olmaldr. Karanlkta yolunuzu arp saptmamalsnz. Bakalarna da bu yolu gsterip, onlar da karanlktan kurtarmalsnz. Bu daveti kabul eden halk
1086

da kendi bana brakmamal ve birlikte almalsnz. sterse bunlar ehli dnya gznde hakir grnen kimseler olsun. Bu daveti kabul ettikleri takdirde sizin gibi olurlar ve sizin yolunuzdan yrrler. Aksi halde bu daveti kabul etmeyenlere de gcenmek yoktur. Onlarla yumuaklkla geinme yolunu tutacaksnz. Olabilir ki, gittikleri yolun ktln anlarlar da doru yola giderler. Fakat kendi yollar zerinde gitmekte srarl olurlarsa, o zaman da onlar kendi hallerine brakrsnz.6[280] B. "Allahn rahmet ve keremi itedir ki, sen onlara yumuak davranrsn. Yoksa, se kaba ve kat yrekli olsaydn, herhalde onlar senin etrafndan dalp giderlerdi. imdi onlar bala ve kendileri iin de mafiret dile. hakknda kendileriyle maverede bulun. Karar verir sen Allaha tevekkl et. Elbette ki, Allah tevekkl edenleri sever." (l-i mran: 159). C. "Ehl-i kitab ile ancak gzellikle tartnz. Ancak onlar arasndan zulmeden zlimler hari." (Ankebt: 46). Yani tartrken edilirken makul delillere istinat edilmelidir. Terbiyeli bir ekilde ve en
6[280]

Tefhim l - Kur'an, Cilt: l, S: 570 - 571 .


1087

uygun kelimelerle konuma devam etmelidir. iddet gsterilmez ve inelemeye kalklmaz. Yumuaklk gsterilerek kar tarafn dncesini dzeltmek mmkn olur. Teblici ve daveti (misyoner) in vazifesi yle bir ekilde sz sylemektir ki, muhatabnn gnl kaplarn aabilsin. Hak szler. oradan ieri girebilmelidir. Doru yol en canl ekilde gsterilmelidir. Daveti "pehlivan" deildir ki, greerek ve dverek rakibini alt etmek yoluna gitsin. Belki o bir hekim gibi, bir doktor ve tabib gibi, hastann mizacn yoklayarak nabzna gre erbet vermesi gerekir. Her zaman da unu dnmek icabeder: Acaba verilen illar da bir yanllk var mdr, yoksa yok mudur, llarn yanl olmamasna dikkat edilecektir. nk yanl il hastal tedavi edeceine bilakis hastal arttrr. u meseleyi de gznnde bulundurmak lzmdr: Hastaya yle il verilmelidir ki, hasta fazla sknt ekmeden hastalktan bir an evvel kurtulsun, iyilesin. Bu hidayet, ehli kitab ile tartrken gznne alnmaldr. Fakat ill ehl-i kitapla byle olacak da dierleri ile olmayacak deildir. Bu usul, din teblii iin Kur'an- Kerimin koymu olduu umum bir kaidedir. Kur'an- Kerim muhtelif yerlerde bu hususu tekrar tekrar bildirmitir: "Rabbnn yoluna, hikmetle, gzel tle davet et ve kendileriyle en gzel ekilde
1088

tart." (Nahl: 125). "yilikle fenalk ayn deillerdir. Muhaliflerin hcumuna kar) mdafaada, yle bir usul tutmalsn ki, en iyisi olsun. Sen greceksin ki, seninle aranzda dmanlk bulunan kimse bile bu ekilde sk bir dost olup gider." (Secde: 34). "Siz fenal iyilikle karlayn. Bz onlarn ne gibi vasflar (ona muhalefet iin) uydurduklarn biliyoruz." (Mminim: 96). "Afv ile ie giri, iyilie emr et, cahillerden yz evir. (kendi hallerine brak). Eer eytan vesvese dncesini sana iletmek isterse, o zaman Allah'a sn." (A'raf: 199 - 200) Yani zulm yolu tutmu bulunanlara kar, onlarn zulmlerinin eidine gre muhtelif tavr ve hareketlerde bulunulacaktr. Asl mesele yine her zaman, her kavimle, her milletle yumuaklk ve tatllkla geinilecektir. Dnyada Hak yolu davetisinin izzet ve erefi, birine kar yumuak davranmakla ortadan kalkmaz ve zillet olmaz. slm kendi tabileri, izzet ve erefin bulunmasn zarur saymtr. Fakat tatl sz sylemek, acizlik ve miskinlik deildir. Ancak
1089

herhangi bir zlim, izzet ve erefle oynamaya kalkarsa o zaman onu kendi haline brakrlar. Yumuatmann aresini ararlar.7[281] D. "te Firavun yeryznde dik kafallk etti. Ve yeryz halkn blk blk ayrd." (Kasas: 4) Yani onun hkmetinin usul u deildi ki, devletinin hudutlar iinde yaayan halk hukuk bakmndan eit olup, birbirleriyle ayn olsunlar. Belki onun medeniyet ve siyasetinin gerei u idi ki, lkesinin sakinleri gurup gurup, blk blk ayrlsnlar. Bir ksmna imtiyazlar tannsn, stn haklar verilsin; dierlerine ayn hak ve imtiyazlar verilmesin! Bir ksm hkm srsn, dierleri ise mahkm durumda bulunsunlar. imdi phe yoktur ki, slmda da Mslman ve zimm arasnda fark gzetilir. Hukuk ve salhiyetler bakmndan bu iki camia ayn deillerdir. Fakat burada fark meselesi baka bir eydir. Firavun fark meselesi, bambaka bir eydir. Buradaki fark, Firavn farkn tamamen aksine, tamamen onun zddna, soy-sop, renk, lisan ve snf imtiyazlar zerine deildir. Bir usul ve meslek (mereb) fark meselesidir. slm hkmet nizamnda zimmlerle mslmanlar
7[281]

Tefhim l - Kur'an, Cilt: 3, S: 708 - 709.


1090

arasnda kanun bakmndan hibir fark yoktur. Kanun karsnda bunlar eittirler. Fark ancak siyas bir farktr. Bu farkn menei de undan baka bir ey deildir. Bir hukuk usul hkmetinde, hkmetin idaresini elde tutmak, bu usule inanm olan kimselerden olumu bulunan cemaatin hakkdr. Her kim bu cemaate girerse ve bu usul kabul ederse, o da bu hkmeti yrtmeye hak kazanm olur. Yoksa herhangi bir kimse bu usul kabul etmedii takdirde, o zaman bu cemaatin dnda kalr ve hkmeti yrtmeye itirak edemez. imdi bu tefrik ile Firavun ekildeki tefrikin arasnda benzerlik acaba nerededir? Orada bir zmre hkim, dier bir zmre de mahkm durumdadr. Mahkm zmre ise, siyas ve kanun haklardan hatta insan haklardan bile mahrum vaziyette bulunuyor. Hibir ey onlarn haklarn tekeffl garanti etmiyor. Btn gelir, menfaat, hep hkmran bulunan hkim zmrenindir, bu zmreye hastr. Hak hukuk denilen ey de yine bu hkim zmreye aittir. Dierlerine bir ey verilmez. Verilirse de ancak hkim zmre tarafndan merhameten verilir. E. "Ey halk, sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da onun eini halk eden ve ikisinden de bir hayli erkekler ve kadnlar retip her tarafa datm bulunan Rabbiniz
1091

den ekininiz." (Nisa: 1) Yukardaki bahislerde, insanlarn eit haklarndan bahsetmitik. Bilhassa aile ve hanedan nizamn iyilii ve salaml iin zarur olan kanunlarn konulmu olduunu iaret edelim. Bu mukaddimede bir taraftan Allah korkusu, O'nun rzasnn hilafna bir harekette bulunmaktan kanmak, dier taraftan da u meseleyi gznnde bulundurmak lzmdr: nsanlarn asl birdir. Ve bunlar birbirlerinin kanlarndan, etlerinden, kemiklerinde ve derilerinden ortaya kmlardr. "Sizi bir tek nefisten yarattk" demek, insanlarn asl hilkatlerinin bir tek fertten olduunu bildirir. Baka yerde Kur'an- Kerim bu meseleyi kendisi aklamaktadr: "Yeryznde bulunan ilk insan Adem'di. Dnyadaki insanlarn nesli ondan gelmitir." Diye bilgi verilmitir. "Bu tek nefisten de onun eini halkettik." Bu hususun tafsilat hakknda bilgimiz yoktur. Bu tek nefisten onun einin nasl yaratld mevzuunda malumat sahibi deiliz ve olamayz da. Tefsir Ehlinin beyan bu kadardr. Bible (Kitab-i Ahdi Atik) de byle beyan eder. lk nce Adem Aleyhisselm, sonra da Havva yaratlmtr. Fakat Allah'n Kitab bu hususta bir ey sylemez ve bir ey
1092

aklamaz. Hadis-i eriflerde bu mevzu hakknda baz aklamalar vardr. Bunlar da halkn anlayaca vaziyette deildir. Bu bakmdan bu mesele zerinde fazla durup Havva nasl yaratld diye vaktimizi bouna zayi etmeyelim. (!) Ancak unu bilmeliyiz ki, insanlarn hepsinin asl birdir. D. "Din hususunda isteksizlik (zorlama) yoktur." (Bakara: 256).8[282] Burada dinden maksat Allahu Taalya mahsus bulunan akide demektir. Yukardaki cmle Ayetelkrsde beyan buyurulmutur. Btn yaay nizam bu fikre istinat eder. Ayet-i kerimenin mefhumunun manas udur ki, "slm" yle bir itikat, ameli ve ahlki nizamdr ki, zorla kimseye bir ey kabul ettirmek istemez. Bu beer bir fikir deildir ki, bask yaplarak, zor kullanlarak, birisine kabul ettirilsin.9[283] Yukardaki yetler ve onlarn aklamas slm hkmetin husus durumunu ve mizacn aydnlatr. slm kendine has olarak yegne hkmet sistemi ve yegne hkmet rejimidir ki etkin kuvvetle birlikte yine ayn zamanda dert ortakl, merhamet, efkat, dostluk ve sevgiyi de bir arada
8[282] 9[283]

Tefhim I - Kur'an, C: l, S: 319 - 320 Tefhim l - Kur'an, C: l, S: 196.


1093

bulundurmaktadr. te bu, yle bir hkmet sistemidir ki, insanlk iin tam bir rahmet olarak gelmitir. Buna gre bu devletin esas ve hareket tarz mavere zerine konmutur. MAVERE Rabbani iaret yledir: "Onlarn ileri aralarnda iledir." mavere

(ra: 38). man ehlinin vasflarndan biri de Sre-i l-i mran'da 159 uncu yet-i kerime'de bahsedilen vasftr. Yukardaki yet ve Sre-i li mran'n dier yetine gre, slm yaay tarznn esas rknn mavere usul tekil eder. Mavere olmakszn, itima ileri yrtmeye kalkmak, sadece cahiliye usul ile i grmek deil, ayn zamanda Hak Taalnn emretmi olduu usule de ak bir ekilde muhalefet etmek demektir. Bu bakmdan, slmda maverenin ne kadar mhim bir hususiyeti olduu meydandadr. Bu hususa son derece ehemmiyet verilmitir. Bu mesele zerinde dndmz takdirde, karmza ak mesele ile karlatmz grrz: 1. Herhangi bir meselede iki veya ikiden fazla kimsenin fikri ve dncesi bir tek
1094

kimsenin fikrinden ve bir tek kimsenin dncesinden elbette ki, daha isabetli ve daha da kuvvetlidir. Mterek ilerde, ind hkm vermek ve tek bana i grmeye kalkmak doru deildir. Byle bir yol tutmaya kimsenin hakk yoktur. nsafn gerei de budur. Bir ok kimseyi ilgilendiren hususlarda birok kimselerin de fikirlerini almak lzmdr. Bu kimselerin saylar pek ok ve bunlar bir hayli kalabalk olurlarsa, o zaman onlarn itimat ettikleri mmessilleri ile mzakere edilir ve onlarla maverede bulunulur. Fikirlerine ve grlerine ba vurulur. 2. Cemiyete ait mterek meseleleri bir ahs kendi keyf ve ind mtalasiyle yrtmeye kalkrsa, byle bir icraat sahibi mutlaka ahs kininin penesine der. Bakalarnn haklarn inemeye de kalkar. Yahut yle bir hal alrki bu kimse kendisini byk grr de bakalarn hakir telakki eder. slm ahlk bu iki sfat da kt grr. Bir mmin byle irkin sfatlarla vasflandrlm olamaz. Mmin kimse ne kindar olur, ne de bakalarnn hakkna tecavz etmeye kalkar. Ne de byle yapmakla kendisine fayda temin etmek yolunu tutar. Kibirli ve kendini beenmi de olamaz. Ben her eyi biliyorum, herkesten de akllym, diyemez. 3. Bakalarnn ilerini ve muamelelerini yrtmek ve onlarn meselelerini halletmek
1095

durumunda olmak byk bir mesuliyeti gerektirir. Bir kimse Allah'tan korkar ve Allah huzurunda mesul olacan bilirse, byle bir ar yk tek bana yklenip, bu yk tek bana tamaya kalkmaz. Bu ar ykn altna girmeye cesaret etmez Hibir mesuliyet hissi tamadan mevki ihtirasna kaplanlar, Allah'tan korkmayan ve kyamet gnnn hesabndan da ekinmeyen kimselerdir. Allah'tan korkup, ahiret gnnn hesabndan ekinen ve bu hesab dnen kimseler, elbette ki, mterek muamelelerin, mtereken yrtlmesi iin alrlar. Bu meselelerle il gilenenlerin hepsi, yahut da onlarn gvenilir mmessilleri ve vekilleri ile mavere ederler ve onlarn itiraki ile ileri yrtrler. nk, ancak bu ekilde mavere ile gerek hal yolunu bulmak mmkn olur. Ve insaf da gzetilmi bulunur. Eer bu hususta bilmeyerek birisi hatal bir yol tutmu ise, dierleri onun bu hatal yolunun nne geer ve dzeltip doru yola getirir. Hatal yol tutulmu olursa bunun da mesuliyeti bir tek ahsn zerinde kalmaz. Mesuliyet taksim edilir. Bu hususun zerinde bir kimse dnrse, o zaman unu da anlayacaktr ki, slmn insanlara rettii ahlk talimin esasnda mavere gerekir. Bu yoldan ayrlmaya slm, katiyen msaade etmez. slm yaayn itima mevzularna ait en
1096

kk meseleden, en byk meseleye kadar istisnasz olarak hepsinde mavere lzmdr. Bu usulden bir zerre kadar sapmak en byk crm ve ahlakszlktr. slm da bu ahlakszla asla msaade etmez. Ev ilerinden tutun da erkek ve kadnn birbirleriyle olan davranlar ve oluk - ocuk terbiyesinde de mavere lzmdr. Aile ve akrabalk mnasebetlerinde de ayn usule bavurulur. Akl banda olan aile mensuplarnn fertleriyle de mavere edilir. Bir airet, bir kabile veya kardelik ve yahut da ky halk mterek meselelerini bu usulle hal yoluna giderler. Fakat halk ok olunca ve bunlarn hepsinin mavereye itirak etmelerine imkn bulunmaynca, o zaman bunlarn itimada ayan ve gvendikleri msessilleri ve vekilleri toplanp bir meclis tekil ederler ve bu meclis ile itimai iler mavere edilir. Maverenin neticesinde ya itifakla yahut da ounlukla oy verilir. Btn bir milletin ilerini yrtmek iin elbette ki, bu milleti tekil eden fertlerin fikirlerini almak icabeder. Onun iin, bunlar da ancak itimat ettikleri kimseleri kendilerine mimessil veya vekil tayin etmelidirler. man sahibi bulunan bir kimse cebir ve iddet kullanarak veya baka usullere bavurarak fikrini dier kimselere kabul ettirmek yolunu tutmaz. Milletin zerine musallat olup da dediim dediktir diye bask yapmak ve dolambal
1097

yollardan halkn rzasn mecbur brakarak elde etmek de aslnda aldatclk ve hilekrlktan baka bir ey deildir. Mavere hususunda, mavere edilecek olan kimselerin de serbest olmalar lzmdr. Serbeste, kimseden korkmadan, kimseden ekinmeden, taraf gzetmeden, taraftarlk etmeden ve tesir altnda kalmadan fikir beyan edebilmelidirler. Bu artlar tahakkuk etmeden ve iin iinde eitli ekiller, hileler ve aldatmalar bulunursa o zaman "Onlarn ileri aralarnda mavere iledir." yet-i Kerimesinin medlulne aykr hareket edilmi olur. "Onlarn ileri aralarnda mavere iledir." Kaidesinin ftrat ve eidi bakmndan u be meseleyi gznnde bulundurmak gerekir. 1. tima muamelelerde, halkn hak ve hukukuna ait hususlarda halkn tamamen serbest bir ekilde oy vermeleri ve fikir beyan etmeleri lzmdr. Ayn zamanda, bu muamelelerin ve bu meselelerin ne ekilde ve ne iin yrtld hakknda tam manasiyle haberdar olmalar icabeder. Yine onlarn, kendilerini alkadar eden meselelerde ve muamelelerde herhangi bir hat ve yanllk grdkleri takdirde yahut da herhangi bir kusur ve ihmal bulurlarsa itihat edebilip, slah etmek yolunu gsterebilmek ve bu ileri
1098

yrtenleri ikaz etmek haklar olmaldr. Halkn azn ve dilini balayarak onlara hibir eyi haber vermeyerek, halkn itima meselelerini ve muamelelerini devam ettirmek imanszlktan baka bir ey deildir. Byle bir hal. "Onlarn ileri aralarnda mavere iledir." yet-i kerimesinin emrine ihanet oluturur. 2. itima ileri ve meselelerin yrtlmesinin mesuliyeti yle bir kimsenin zerinde olmaldr ki, halk kendi rzalariyle bu ileri o kimse veya o kimselere emanet etmelidir. Emanet etmek ii tam rza ve tam istekle korkmakszn, bir ey beklemeksizin ve serbeste olmaldr. in iinde korkutmak, tamahlandrmak, para verilerek yahut da her ne ekilde olursa olsun bir menfaat vaad edilerek bir kimse i basma gelir de ileri idare etmeye kalkrsa, hakikatta bu ekil rza demek deildir. Bir milletin ilerinin yrmesi u demek deildir ki, birisi kp mmkn olan her areye ba vurup, kendisini i bana geirsin. O, ancak halkn tam bir gnl rzasiyle i bana geerse o zaman meru ve kanun olur. 3. in banda bulunan idareci iin, halk tarafndan seilen veya tayin edilen mavereci kimseler de yine halkn gvendii ve itimat ettii kimseler olmaldr. uras da
1099

muhakkaktr ki, bu ide yine de hille, dalavere, tehdit ve temahlandrma, vaad etme, para ile halknvicdann satn alma ve buna benzer eylerin yeri yoktur. Bu ekilde bu makama kacak olanlarn da makamlar gayr meru olur. 4. Mavere edilecek olanlar da yine kendi dinlerini, vicdanlarn ve bilgilerini gznnde tutarak rey vermeli ve fikir beyan etmelidirler. Tam bir serbestlik dairesinde dncelerini ortaya koymaldrlar. Orada u iin de yeri yoktur ki, birisine taraftarlk edip, yahut da birisinden korkup veya daha baka bir ekilde vicdan ve din duygusu serbestisinin dnda verilmi olan rey ve beyan edilmi bulunan fikirler de gayr meru olur. Byle hyanetler ve gaddarlklar yine "Onlarn ileri aralarnda mavere iledir." yet-i kerimesinin anlamna aykr demektir. 5. Mavereciler yani ra Ehli, ya icm ile (ittifakla) yahut da cumhur ile (ounlukla) oy vermelidirler. Bu da nasl kabul edilebilir ki, bir kimse btn bir zmrenin grlerini dinledikten sonra, "Ben Bilirim" demekte hakl olup istediini yapabilsin. O zaman maverenin manas kalmaz. Hak Taal yet-i kerimede yle ferman buyurmamtr: "Onlarn muamelelerinde kendileriyle mavere et."
1100

Hak Taal yle buyurmutur: "Onlarn ileri aralarnda mavere ile olur." Yani onlar ilerini mavere ile yrtrler. Baka trl yrtmeye kalkmazlar. Bu hidayet sadece mavere edilmesi iin deildir. Belki mavere edildikten sonra bu maverenin neticesi zerinde ilerin yrtlmesi iindir. Mavere edilerek, icma veya ounluun grne uyulacak ve iler bu ekilde yrtlecektir. slmda ra usulnn izahndan sonra u esas mesele de gznnde bulundurulmaldr ki, bu r'ya itirak edenler, mslmanlarn ilerinde ve meselelerinin yrtlmesinde kendileri de tam bir serbestlie sahip deillerdir, istediklerini yapamazlar. Onlar ancak dinin tyin etmi bulunduu hudut dahilinde Allah Taalnn eriatnn dairesinde bu ileri devam ettirebilirler. u esasda gznnde bulundurmalar icabeder ki; "Aranzda bir ihtilf vuku bulursa bunu da Allaha ve O'nun Resulne havale edeceksiniz." Bu kll kaide gznne alnarak mslmanlar er ekilde, ancak o ilerde mavere edip, ancak o ilerini yrtebilirler ki, bu iler hakknda ak bir Nass yoktur. Ve yahut da meseleler ve iler yle bir ekilde
1101

olur ki, ak nass bu iler zerinde aka tatbik etmek mmkn olamaz. Yoksa Allah Taalnn aka hkm verdii ve Resuln de Snnetiyle bildirdii hususlarda, ak hkmleri bir tarafa brakarak mavere edip kendi indimizden hkm karmaya da hakkmz yoktur. stediimiz gibi serbeste hkm veremeyiz.10[284] ADALET VE HSAN (YiLiK ETME) "Allah, adalete ve ihsana ve yaknlar gzetmeye (slay rahm) iin emir verir. Ktlk, hayaszlk (fuhu) ve ar gitmekten meneder." (Nahl: 90). Bu muazzez yet-i kerimede hususta emir verilmitir. nsanlarn itima ve muaerete ait yaayn doruluu bunlara baldr. 1. Adalet: Adalet mefhumu iki mstakil hakikatten oluur. Biri halkn birbirleri arasnda hak ve hukukun mnasip bir ekilde dzenlenmesi ve bu dzen zerine kaim klnmasdr.
10[284]

Tefhim l - Kur'an, Cilt: 4 . Sre-i ra tefsiri; Tercman l - Kur'an. C: 3, Say l, Sahife: 29 - 33.
1102

kincisi de bu hak ve hukukun herkese ayn ekilde tevziidir. Urdu dilinde, biz Araplarn "adalet" dedikleri mefhuma "insaf" diyoruz. Fakat bu kelimeyi bu mefhuma kullanmak "Urduca" konuanlar arasnda yanllklar domasna sebep oluyor. Halk bu kelimenin lugat manasn gznne alarak zannediyorlar ki, hak ve hukuk iki kiinin arasnda yar yarya olacaktr. Buradan adalet manasnn da eit haklar mefhumu olduuna gre baz hatalara sebebiyet veriyor. Mesel baz kimselerin muyyen haklar vardr ki, yar yarya deildir. Yar yarya olmamakla beraber yine adalettir. Hakikatte adalet demek, denge, uygunluk yani denkletirmek demektir. Yar yarya veya tam madd eitlik demek deildir. Mesel vatandalk haklarnda, bazan eitlii gzetmek adaletin hilafna olur. Bunun gibi ana, baba ve evlat meselelerinde eitlik gznnde bulundurulamaz. Sosyal ilikilerde ve ahlk meselelerde eitlik baba, ana ve evlat hakknda eit olamaz. Bunun gibi yine yksek vazifelerde bulunanlar ve ar mesuliyetleri stlenmi kimselerle, alelade kimseler arasnda ayn seviyede eitlik yoktur. Olmas da imknszdr. Bunlar gznnde bulundurularak, Hak Taalnn hkmettii ey hukuk bakmndan eitlik deil, denge, uygunluk, dzenleme ve denkletirmedir. Hkmn esasen gerei de budur ki, herkes bu
1103

hak ve hukuku bir denkletirme ve bir dzenleme, denge ve uygunluk dairesinde, ahlk, meden, sosyal, kanun, siyas ve ekonomik adan kendini dzenleyerek ve denkletirerek bu hak ve hukuku tam bir iman ile gzetsin. 2. hsn: (YLK ETME): hsn demek, iyilik etmek demektir. Cmerte muamele, dert ortakl, iyilik grme, iyi geinme, gz yumma, af eyleme, grmemezlikten gelme, birbirlerini gzetme, birbirlerini karlkl koruma, birisinin kanuni hakkndan bir parack fazla verme, kendi hakk olan eyi bir parack az alma, tam yar yarya bllen eylerde kar tarafa azck ok verip kendisi azck alma ve buna benzer eyler. Bunlarn ehemmiyeti, itima yaayta yar yarya almaktan daha oktur, daha da byktr. Eer adalet, muaeretin, ve itima yaayn esas ise, ihsan da onun gzellii, cemli, ss ve kemlidir. Eer adalet itima yaayn ve muaeretin mnasebetsizliklerini dzeltip, aclarn ortadan kaldrrsa, ihsan da tatllk verir, onu dzeltir ve gzel bir hale koyar. Eer herhangi bir muaeret usul unun zerine kaim olsayd ki, her zaman her fert tarty ve ly tam olarak gznne alp bir dirhem kadar eksiklik ve fazlalk
1104

olmamasna dikkat etsin. Ufack tefecik haklarn tahsil etmeye kalksn. Elbette ki, bu, imkn olmayan bir ey olurdu. Tatbik kabiliyeti de bulunmazd. Byle olunca souk ve manasz bir yaay ortada bulunurdu. Muaerette daima ekime devam edip dururdu. Fakat kr ve geni tabiatlilik, balama, ihlas, iyilik severlik, ortada olmaldr. Bunlar yaayn tatllklardr. tma yaayn gelimesi iin lzm eylerdir. 3. Bu yet-i kerimeden anlalan nc hkm de; "Yaknlara iyilik etmek, iyilikle vermek yani slay rahim" dr. Bu da yaknlar ve akraba arasnda bir nevi husus ekilde ihsan demektir. Bu hkmden sadece u anlalmaz ki, bir kimse kendi akrabalarna, yaknlarna ve hsmlarna kar iyi davransn. Onlarn sevinli ve kederli gnlerinde kendilerine sevin ve dert orta olsun. Muayyen hudutlar dahilinde onlar himaye edip korusun. Belki bunun manasndan u da anlalr ki, kudret ve imkan sahibi herkes, kendi kudreti dahilinde kendi ahs malnn sadece kendine ve kendi evladna ait olmadn bilsin. Akraba ve yaknlarnn da bu mal zerinde bir hakk ve hukuku bulunduunu gz nnde tutsun. Onlarn da haklarn teslim etsin. eriat-i lh, mreffeh yaayan her aile efradna bu hususta mesuliyet yklemitir. Bunlar, kendi aile ve
1105

hanedanlarnn efradn alk ve plaklklarn gidermeden kendi hallerine brakacak deillerdir. Muaeret hususunda bundan daha kt ne olabilir ki, bir kimse dnya nimetleri inde mreffeh bir ekilde yaarken, onun yaknlar, akrabalar ve hsmlar, hatta kardeleri bir para ekmee ve bir hrkaya muhta kalsnlar. eriat, aile ve hanedan teekkln birbirinden ayrlmaz bir btn olarak kabul eder. Her hanedan ilk evvel kendi hanedannn yoksul fert ve yoksul efradnn vaziyeti ile ilgilenecektir. Mreffeh durumda bulunanlar sknt ekenlerin vaziyetlerini dzeltmek yolunu tutacaktr. Her hanedann mreffeh yaayamayan fertlerine, haklarn vermek farzdr. Bu esas Hazret-i Resul Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem, muhtelif emirlerinde beyan buyurmulardr. Bu hususu aklayan saysz hadisi erifler vardr ki, mesuliyet dereceleri sra ile gsterilmitir. Bir insan zerinde hakk bulunanlar ilk nce kendi ana ve babasdr. Bundan sonra, kars, ocuklar, erkek ve kz kardeleridir. Daha sonra, dereceye gre, akraba ve yaknlar gelir. Bu ailev zincir en yakn olandan devam ederek en sona kadar uzanr. Bu hususu gznnde bulunduran Hazreti mer Radyallahu Taal Anh, fakir ve yetim bir ocuun amcazadelerini, bu ocua bakmaa mecbur tutmu ve ocuun
1106

bakmn onlarn zerine yklemiti. Baka bir yetim ocuk hakknda da yle hkm vermiti: Eer bu ocuun en uzak bir akrabas bile bulunsa bu akraba bu ocua bakacaktr. Bu ocua bakmak akrabalar iin bir vazifedir. lye bakn. Muaereti ve itima hususlarda her "Ferd-i vhid": (Kii) bu ekilde kendi akraba ve yaknlarnn vaziyeti ilgili olursa, o zaman elbetteki, itima sefalet ortadan kalkar. Sosyal ve itima yaay ne kadar ahenkli olur? Ahlk seviye de ne kadar ykselir? Ne kadar temiz bir durum ortaya kar. Yukarda bahsedilen bu iyilie mukabil, Hak Taal feanlktan da korunmak iin emir buyurmutur. Bu fenalklar nce fertten balayarak btn camiay bozar ve alt st eder. Bu fenalklar unlardr: 1. Fuhu ve hayaszlk: Bu, o eyin addr ki, bu gibi iler yaplnca utan duyulur ve yz kzarr. (Elbette yzlerinin perdesi yrtlmam olanlar.) Bu fenalk haddi zatnda kendisi irkin bir i olup ayn zamanda hayaszln ta kendisidir. Bu suun bir ok eitleri vardr. Mesel, kskanlk, cimrilik, zina, plak gezme, Lt kavminin yaptklar fiiller, mahrem olanlarla evlenmek gibi mnasebet, hrszlk, iki imek, dilencilik, kt sz syleme, kfrbazlk ve saire.. Bu gibi davranlarn hepsi kt iler ve
1107

sfatlardr. Ve hepsine birden (hayaszlk) denir. Bunlara benzer dier fenalklar da vardr. Mesel, yalanclk, iftira, gizli srlar tehir etmek, fenalk yolunu tutanlara yardm eylemek, fenala tevik etmek, ahlk d, eserler yazmak, halkn hayvani hislerine hitap eden tiyatroculuk ve filimcilik ileri, plak resim basmak, plak kadn tehir etmek, kadn ve erkein umum yerlerde yakk almayan hareketlerde bulunmalar ve kadnlarn rtnmeye riayet etmeden tahrik edici kyafetlerle sokaa kmalar... Daha buna benzer bir sr kt hareketler... 2. Mnker. Yani kt iler. Bunun dairesine de her trl ktlk girer. eriati lhiyenin men ettii ve yasaklad btn kt fiiller. Bunlarn saylmas bir hayli uzun srer. Her trl kt ve fena eylerdir. 3. Ar gitmek, haddi hududu amak, mtecaviz olmak, haddini bilmemek, bakalarnn haklarn inemek. ster bu haklar Halik'in hakk olsun, isterse mahlukun hakk olsun.11[285] YNETM iLERi VE MEMURLARIN SELME USUL slm hkmette idarecilerin seilme
11[285]

Tefhim l - Kur'an, C: 2, S: 564 - 567.


1108

usul dier hkmet rejimlerinden tamamiyle ayrdr. Bu hususta gznnde bulundurulacak vasflar unlardr: Seilecek kimse evvel ehliyetli, dindar, takva ehli ve halk ile iyi geinmesini bilenlerden olmas lzmdr. A. "(Ey mslmanlar) Allah, size emanetleri ehillerine tevdi etmenizi ve insanlar arasnda hkm verirken adaletle hkm vermenizi emreder. Allah bunlarla size ne gzel tler veriyor. Elbette ki. Allah her eyi gren ve duyandr." (Nisa: 58) Yani ey mslmanlar, siz Beni srailin saplandklar fenalklara saplanmaynz. Beni srailin gittikleri hatal yoldan gitmeyiniz. Onlarn yaptklar ktlkleri yapmaynz. Onlar, hatalara, yanllklara ve ktlklere kapldklar iin, kendi milletlerinin nderliini, kendi din liderliklerini, kendi ilerinin yneticiliklerini ve bakanlk makamn (Postion of Trust) ehliyeti olmayan, dindar olmayan, geni dnce kabiliyetinden mahrum, ahlaksz, dinsiz, liyakatsiz ve ktlk peinde koan kimselere emanet etmilerdi. Neticede bu dejenere olmu gruhun idarecilii btn bir milleti berbat edip gitti. Ey mslmanlar, size bunlar bildiriyoruz ki, sakn ayn yola sapmak istemiyesiniz. Emanetleri ehil olan kimselere vermelisiniz. Yani emanetleri o
1109

kimselere veriniz ki, bu ykn altndan kalkabilsin. Beni srailin ikinci bir zarflar da u idi: nsaf ruhu onlarda kaybolup gitmiti. manlarn ahs amalar iin hi ekinmeden satarlard. Onlar iin adalet dnlmeyecek kadar unutulup gitmiti. te maalesef Beni srailin bu insafszlklarnn en ac rnekleri imdi biz mslmanlarn iinde de peydahland grlmeye balad. Bir tarafta Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Selleme iman etmek iddias ortada, dier tarafda ise kendi aralarnda, putlar uydurup, bu putlara tapnmak yolunu tutanlar da meydandadr. Bir zamanlar, cahiller kzlarn canl canl topraa gmerler, kendi vey analar ile nikhlanrlar ve Kabenin etrafnda anadan doma, rl plak dolarlard. Fakat szde Ehl-i Kitap olan gruh da bu gibi ileri yapan sapklar da Ehl-i man'a tercih ederdi. Hele u sz de sylemekten utanmazlard: "Bu gruhun yolu Ehl-i mann yolundan daha dorudur." Bunun zerine, onlarn bu insafszlklarndan dolay kendilerini, Allahu Taal, tedib etti. Mslmanlar hidayet iin de; "Ey Mslmanlar, sakn siz de onlar gibi olmaynz" dedi. Birey syleyecek olursanz, ister dost olsun, isterse dman olsun, insafla
1110

syleyiniz ve insaf da elden brakmaynz. Herhangi bir hususta hakemlik etmek ve hkm vermeniz icap ederse, adaletle hkm veriniz. Sakn adaleti elden brakmaynz.12[286] B. "Msriflerin iine de uymaynz. Bunlar yeryznde fesat karanlardr, slah eden deillerdir." (ra: 151 152). Yani, ar giden ve yeryznn dzenini bozan ve fesat nizamn yrtmek isteyen emirler, reisler, idareciler, nderler, hkmdarlar ve buyruk sahiplerine itaat edilmeyecektir. Emirleri dinlenmeyecek ve ilerine uyulmayacaktr. Bu arlk yapan gruh, ahlk llerde yularn koparm deve gibi yrrler, nereye gideceklerini bilmezler. Onlarn hibir slh edici hareketine raslanmaz. Ancak bozgunluk karrlar. Fitne karr ortal kartrrlar. Yrtmek istedikleri nizam daha balangta bozulur. Siz eer felah bulmak istiyorsanz, eer Allah'tan korkuyorsanz, bu gibi fesat kimselere itaat etmediiniz gibi, bu mfsidlere ilerinizi de emanet etmeyiniz. Onlar ahs menfaatleri adna slahatyz diye ortaya kan kimselerdir.
12[286]

Tefhim l - Kur'an, C: l, S: 362 - 363 .


1111

Bu hususta Hazret-i Salih Aleyhisselmn kendi kavmine ileri srd doktrin yledir: Onun vazifesi de sadece dini tebli deildi. Meden ve ahlk meselelerin slah idi. Siyasi bir inklapt. Onun davetinin gayesinde bu usuller yer alyordu.13[287] C. "Kalbini kendi zikrimizden gafil klm bulunduumuz kimseye itaat etme. Bu kimse kendi hevasna tbi olup, ii aztmtr." (Kehf: 28). Yani, byle kimselerin ne szn dinleyiniz ne de onlarn emirlerine boyun einiz. Bu gruhun karsnda onlara evet demeyiniz. Burada itaat kelimesi itaatin tam mefhumu ve geni manas ile gznnde bulundurulmutur. Ayet-i kerimenin metninde "Kne emrh frta": i aztmtr denmektedir. Biz bu kelimelerin tercmesini bildirdik. Fakat buradan baka bir mesele ortaya kar. Yani bu kimse, Hakk arkasna atm, ahlak hududunu am, ii de aztm, haddi tecavz etmitir." Her ne ekilde mana verirseniz veriniz, bu, Hak Taaly unutmak, kendi nefsine tabi olmak, her ite ly karmak, haddi hududu amak demektir. Byle
13[287]

Tefhim l - Kur'an, C: 3, S: 524.


1112

kimselere itaat edilmez. Buradan u da anlalyor ki, itaat edilecek kimse, kendisi de haddini bilmelidir. Hile yolu ile bu kimse kendisine itaat ettirirse, bu itaat da hileli itaat olur.14[288] Meru itaat olmaz. MDAFAA, SAVA VE BARI USUL slm hkmet her bakmdan salam bir temel zerine bir kaideye ve bir esasa istinat ederek kurulur. Asker, itima ve iktisad iler de ayn ekilde kkl usullere dayanr. Bu byk mesuliyetlerin hakk verilmeksizin ve mdafaa kuvvetleri hazrlamakszn slm hkmetin hakk verilemez. A. "Siz de onlara kar gcnz yettii kadar kuvvet, atlar hazrlayn ki, Allah'n ve sizin dmanlarnz ve sizin bilmediiniz ve sadece Allahn bildii dier dmanlarnz da ylsnlar. (Korksunlar)." (Enfal: 60). Bu yet-i kerimeden u nokta anlalyor ki, Mslmanlarn her zaman harp malzemesi ve mstakil bir ordu, (Standing army) hazr kuvvetler bulundurmas lazmdr ki, anszn, saldran bir dman kuvvetine kar, karlk verme imkn olsun. Silah
14[288]

Tefhim l - Kur'an, C: 3, S: 23.


1113

toplamak, harp malzemesi hazrlamak ve bunlar en mkemmel bir ekilde tedarik etmek ve dmanlara kar koyacak bir durumda hazr bulundurmak icap eder. "Her kim Allah'a ve O'nun Resulne kar harp aarsa, yeryznde de fesat karmaya kalkarsa onun cezas ya ldrlmek, ya aslmak yahut da eli ve ayaklar kesilecek yahut da memleketten srleceklerdir. te bu onlar iin dnyada bir alaklk ve horluk olduu gibi, ahirette de kendilerine byk azap vardr." (Maide: 33) Ayet-i kerimenin metninde "Arz" yani yeryz diye bahsedilmektedir. Buradaki yeryznden maksat bildiimiz "krre-i arz" deil, alelade bir memleket ve bir lkedir. slm hkmette, emniyet ve asayii temin etmek mesuliyetini zerine alm bulunanlar, Allah ve Resulne kar harp aan kimseleri yet-i kerimede bildirildii gibi cezalandrrlar. Allah ve Resulne harp amak ise, sahih olarak kurulmu, meru slm hkmetine kar harp amak demektir. Allah Taalnn rzas byle bir nizamn bulunmasdr. Resuln de bunun iin gndermitir ki, yeryznde rnek, salih ve doru bir nizam kaim klnsn. Bu nizam altnda yeryznde bulunan ne var ne yoksa hepsi, yani insan, hayvan, aa ve her ey emniyet iinde kalsn. Btn bunlarn
1114

emniyet iinde olmas insan ftratnn kemal derecesine ulamas demektir. Ancak bu sayede insan ilerleyip ykselebilir. Ve bunlar olmakszn ortalk fesat ve berbatlkla sarlm olur. Yeryznde byle bir nizam kurulduktan sonra, bu nizam bozmak, datmak iin yeltenmek, en ufak lde de olsa, adam ldrmeye, yamacla, yol kesmeye, adam soymaya ve her trl fenala doru yol aar, Nihayet bu iler gelierek, rnek nizamn altndan girip stnden kar ve ite hakikatte bu i Allah ve O'nun Resulne kar harp amak demektir. Hindistan Ceza Kanununda da, her kim ngiltere hkmetinin Hindistandaki hkimiyetine kar gelirse ve byle bir ie teebbs ederse "Krala: ingiltere kral" na kar harp amtr deniyor." (Waging War Against The King) Bu gibi sululara eit eit cezalar veriliyordu. sterse bu sava amak, ssz bucaksz, memleketin cra bir kesinde, alelade bir askere kar gelinmek suretiyle olsun. Yine de krala harp alm saylr. Bu yet-i kerimede muhtelif cezalar, sra ile tertiplenip beyan edilmitir. Bunun zerine zamann kads (hkim) yahut da imam kendi itihadn kullanarak, crm derecesine bakarak, yukarda bildirilen cezalarn birisi ile mcrimi cezalandrr. Asl
1115

mesele uradadr ki, byle bir kimseyi slmi devletin lkesinde barndrmak, slm nizam alt, st etmek yolunu tuttuundan en fena crm olur. Cezalarn da en son haddi, o kimseyi memleketten uzaa srmektir. C. "Ne Allah'a ne de ahiret gnne iman etmeyenlerle, Allah'n ve O'nun Resulnn haram kld eyleri haram bilmeyenler ve hak dini kabul etmeyenler ve kendilerine kitab verilmi bulunan kimselerden de cizye vermeyenler cizyeyi elleriyle getirip verinceye kadar ve boyun bknceye (kendilerini kk grnceye) kadar savanz." (Tevbe: 29). Burada savamak, o kimselerledir ki, bunlar eriati kendi yaaylarnda kanun olarak kabul etmezler. Allahn Resul vastasiyle gndermi olduu eriata balanmazlar. Savan son haddi, onlarn iman yolunu tutmalara ve Hak dine tabi olmalar deildir. Belki savan son haddi, bu zmrenin dik kafallk etmekten vaz gemeleridir. Kendilerinin kuvvet sahibi olmadklarn kabul ettikleri zaman; yeryznde hkim bulunmak iddiasndan vaz getikleri takdirde; "Hkim nizamn hak dini tabilerinin olduunu" teslime yanarlarsa;
1116

Hak dinin tabilerine boyun bkerlerse ve Hak dinine slik olanlarn hkmn kabul ederlerse elbette ki, sava sona erer. Cizye denilen ey zimmlerin korunmas iin slm hkmete verilen bir bedel ve karlktr. Burada bir iaret daha vardr. Bu gruh, slm hkmetin emrine tabi olduklarn bildirmek iin kendi elleriyle cizyeyi getirip vereceklerdir. Yani dorudan doruya itaat ettiklerini bildireceklerdir. Kendilerini kk grecek ve byklk taslamayacaklardr. Bundan maksad udur: Onlar yeryznde byk deillerdir. Byk olanlar, Ehl-i mandr ki, hilafet-i ilahiye farzn ifa ederler. Balangta bu hkm Yahudilerle Hristiyanlara aitti. Fakat zaman ilerleyince slm dairesi genileyince Hazret-i Resul Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Mecusleri (ranl Zerdtleri) de bu hkme dahil edip onlardan da cizye alarak zimm klmtr. O'ndan sonra sahabeyi kiram ittifak ile btn Arabistan lkesinin haricindeki gayr mslimleri ve dier gayr - muslim milletleri de bu hkm altnda topladlar. Bu cizye yle bir eydir ki, bu hususta byk meseleler kt halde on dokuzuncu mild asrda, mslmanlarn siyas durumu bozuluncaya kadar mslmanlara dendi. Bu tarihten sonra yine de baz yerlerde devam edegeldi. Gayr - mslimlerin rahatlarnn
1117

temini iin istekle kendileri tarafndan verildi. Fakat Allah'n dini o kadar yksek ki, Allah'a kar gelenlerin boyun bktnn iareti olarak kendi elleriyle cizyelerini getirip vermeleri art konmutur. Ak ve doru mesele de buradadr ki, Allah'n dinini kabul etmek istemeyenler, kendi tuttuklar yol hakknda zorlanamazlar. Ancak kendilerine u hak da verilmez ki, Allah'n yeryznde, iktidar ele geirip buyruk sahibi olsunlar. Dnya hkimiyetine doru giderek, itima nizam bozup kendilerine mahsus fsid nizam kursunlar. Nerede bu i ba gsterirse, fesat kar, o zaman ehl-i imana da savamak der. Onlarla savalacak ve itaata getirileceklerdir. taata gelmenin iareti de ite bu cizyedir. imdi yle bir sual zerinde duraln. "Madem ki, bu cizye o kadar nemli bir ey deildir, yleyse niin bunun zerinde bu kadar ehemmiyetle duruluyor" diye sorulmaktadr. Bu sualin cevab udur: Bu usul, gayri mslimlerin serbest brakldklarnn bedelidir. Yani slm iktidarn hkm srd bir lkede, kendi sapk yollarnda yryebilmek iin bu paray derler. Cizye demekle serbestliklerini satn alrlar. Hak ve hukuklar da teminat altna alnm olur. Bunun bir faydas da udur: Zimmlerin, her sene cizyeyi dedikleri zaman, Allah yolunda zekt
1118

vermek erefinden mahrum olduklarn hatrlarlar. Bu eref yerine sapk yolda yrmektedirler. Belki, zekt vermekten mahrum olmann kendileri iin bir talihsizlik olduunu dnrler. D. "Ancak kendilerini ele geirip, onlar bask altna almadan nce tevbe ederlerse (bir ey yapmaynz) Biliniz ki, Allah afv edici ve merhamet sahibidir." (Maide: 34). Yani eer ortal kartrmaktan ve fesat karmaktan vaz geer de tevbe eder ve doru nizam alt st etmek iin uramay brakrlarsa ve bundan sonra yapacaklar ileriyle dorulua ynelecekleri ve fesattan vaz geecekleri sabit olursa, onlar af edilir ve eski yaptklarnn cezasn da ekmezler. Yukarda bahsettiimiz hususta elbette ki, insanlarn husus haklar sz konusu deildir. Husus haklar ortadan kalkmaz. Mesel onlar herhangi bir kimseyi ldrm iseler, yahut da herhangi bir mal almlarsa ve yahut da bir kimsenin canna veya malna kasdetmi ve bir zarar vermilerse, kanun gereince, bu crmlerin hesab sorulur. Fakat ayaklanma, ba kaldrma, itaatsizlik, Allah'a ve Resulne kar gelme hususlar afv edilir; bunlardan

1119

dolaya ceza grmezler.15[289] tima, Muaereti, Siyasi Eitim retim hakknda Umum Usul:

ve

A. Ve senin Rabbn karar verdi ki: 1) "Mahza kendisinden baka kimseye ibadet etmeyesiniz." 2) "Ana babaya iyilikte (bulunasnz). Olur ki, onlardan biri yahut da ikisi sizin yannzda yalanrlar. Onlara "uf" demeyiniz. Onlar azarlamaynz. Tatl sz syleyiniz. Merhametle, yumuaklkla onlarn karsnda eilin. Ya Rabb onlara rahmeteyle diye dua ediniz. Nitekim onlar da bana kk iken baktlar. Sizin Rabbnz sizin iinizdekini daha iyi bilir. Eer siz salih kimse iseniz, elbette ki, o da kendine dnp gelenleri af eder. 3) "Akrabaya da, yoksula da, yolda kalmlara da hakkn ver." 4) "Fakat israfla sap savurma. Elbetteki sap savuranlar eytanlarn kardeleridir. eytan ise Rabbine kar nankrd." 5) "Rabbinden beklediin rahmeti istemek iin kendilerinden yz evirirsen, yine onlara yumuak sz syle." 6) "Ellerini boynuna kenetleme, fakat bsbtn de ap germe. Sonra melamete
15[289]

Tefhim l - Kur'an, C: 1. S: 466.


1120

urar zlr kalrsn. Elbette ki, senin Rabbn istediinin rzkn geniletir veya azaltr. Elbette ki, o kullarndan haberdar ve grcdr." 7) "Geim sknts korkusundan da evladnz ldrmeyesiniz. Biz onlara da size de rzknz veririz. Elbette ki, onlarn katli ok byk bir gnahtr." 8) "Zinaya da yaklama, ite bu bir ak hayaszlk ve kt bir yoldur." 9) "Allah'n haram kld bir nefsi de ldrmeyin. Ancak hak ile ola. Her kim zulm grerek ldrlrse biz onun sahibine (ksas iin) salahiyet verdik. Ancak onlar da ldrme iinde ly karmasnlar. nk o yardm grr." 10) "Yetimin malna da (olgunluk ana gelinceye kadar) yaklamaynz. Ancak iyi bir ekilde." 11) "Ahdinize de vefa ediniz. phesiz ki ahit sorumluluktur." 12) "ly tam olarak ln. Tarttnz zaman da doru tartn. Bu sizin iin iyi ve hem de akibeti daha da gzeldir." 13) "Bilmediin ey zerinde de durma. Elbette ki, kulak, gz ve kalb, bunlarn hepsi de mesul olur." 14) "Yeryznde yrrken bbrlenerek yrme. Elbette ki, sen ne yeri yarabilirsin,
1121

ne de dalarn boyuna ulaabilirsin. Bunlarn hepsi de fenadr ve Rabbinin indinde de ktdr. (Hoa gitmez eylerdir). Bunlar senin Rabbinin sana vahyettii, gnderdii hikmettir." Burada ok byk esasa ait usuller ortaya konulmutur ki, slm bu prensipleri insan yaay nizamn kaim klmak iin vaz'etmitir. Zahiren bunlar Nebi Sallalahu Aleyhi ve Sellem'in doktrinidir. Mekke devri bitip de Medineye geldii zaman bildirilmitir. nk o zaman dnyaya yeni bir nizam, yeni bir yaay, yeni bir slm muaeret usul, yeni bir hkmet esas koyacakt. Fikre, ahlaka, meden yaaya ve iktisad sisteme istikamet veren yepyeni kanun usuller vaz edilecekti. Bu arada Sre-i En'm'n 19 uncu rkuna ve onun haiyelerine gz gezdirmek de faydaldr. 1. Burada mesele, yalnz Allah'tan baka kimseye ibadet etmemekle bitmiyordu. stenen dorudan doruya u idi: Yalnz O'na kul olacaksn. Baka kimseye boyun bkmeyeceksiniz. Kaytsz artsz itaat yalnz O'nadr. Baka kimseye ibadet yoktur. O'nun hkmn yegne hkm bileceksin. O'nun kanununu, kanun olduunu kabul edeceksin. Ondan baka kimsenin hkimiyetini de kabul etmiyeceksin. Bu usul sadece din bir akide ve inan deildir. Bunlar, btn bir ahlak,
1122

medeniyet ve siyaset nizamnn temel tadr ki, Nebiyi Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem amel olarak tahakkuk ettirmi ve kaim klmtr. O zaman bunlar bu binann nazar tarifi ve plan idiler. Allah Taal Celle anh Malik l - mlk ve Hkimi A'l olarak mlkne eriat kanununu gndermiti. 2. Bu yet-i kerimede bildiriliyor ki, Allah Taal'dan sonra hukuk bakmndan en nnde gelen insann kendi ana babasdr. Evld, ana babaya itaat edecek, hizmet edecek ve edeb hakkn gzetecektir. Muaereti ve itima ahlak, evladn ana ve babasna alkasz kalmamasn icap ettiriyor. Onlara kar iyilikte bulunsunlar ve kendilerine hrmet etsinler. Yal zamanlarnda hizmette kusur etmesinler. Nitekim onlar, evltlarn en kk yatan itibaren her trl ihtiyalarn grerek yetitirmiler, nice nice skntlarn ekmiler ve nazlarna katlanmlardr. Bu yet sadece bir tavsiye, bir t deildir. Belki bu esas zerine, ana - babann er hukuku buradan ortaya kmaktadr. Bu hukukun tafsilini ve teferruatn da Hadisi eriflerden elde ediyoruz. Ve yine slm muaeret usul, ahlak ve terbiye kaidelerine gre, ana babann hak ve hukukunu gzetir. Mslmanlarn meden hayat bu db ve erkn dzenlemitir. slm, bu gibi prensipleri daim olarak gznnde tutmu,
1123

slm hkmetin kanunlarnda ve nizamlarnda, eitim ve retim sisteminde ailev ve idar mevzularda bu hususlar titizlikle ve bir disiplin altnda muhafazasna allmtr. Bunlar katiyen ihml etmemitir. 3 - 5. Bu hkmden de unlar anlalyor: insann kazand ve kendi elinde bulunan servet sadece kendisine ait deildir. Belki insan kendi ihtiyalarn ll bir ekilde grdkten sonra dierlerinin de haklarn demelidir. Kendi akrabalarnn, yaknlarnn, konu komusunun ve hatta baka ihtiya sahiplerinin yan banda cemiyet iindeki br insanlar iin de muaeret adabnn usul ve kaideleri de bulunuyor. Ayn zamanda btn itima deiiklikler gsteriliyor. Cmertlik, dert ortakl, yardmlama ruhu tevik edilmektedir. Hatta o zaman halk, kendi kendiliklerinden -hukuk kanunlar bir tarafa dursunyukarda bahsedilen usullere balanyordu. Bu ahlk haklar eda etmek iin kanun onlar zorlamyordu. Fakat onlar bu ekildeki hareketleri iten gelen bir evkle yapyorlard. 6. "Ellerini boynuna kenetleme" den maksat ise, istiare yolu ile cimrilik etmemektir. "Bsbtn de ak germek" de israf ve sap savurmaktr. 4 numara ile 6
1124

numaradaki fkralar, aktan aa unu emrediyor ki, halk ll olma yolunu tutmaldr. Ne cimri olup servetin devri daimine mani olmaldr, ne de sap savurup kendi geimlerini skntya sokmaldrlar. Bu iki tutumun da tam zdd olarak bir ahenk ve denkleme olmaldr. Her ey yerine gre kullanlacak ve yerine gre harcanacaktr. Bu ekilde mkemmel ve hesaba uygun olarak yersiz sarfiyatn ktlklerine kaplmamak lzmdr. Gsteri, riya ve buna benzer eylere para sarfedilmeyecektir. Ayyalk, fsk ve fcur iin para harcanmayacaktr. nsann hakiki ve zarur ihtiyalar ve faydal ileri haricinde olan btn bu gibi paralar, servetin sarfn yanl yola gtrr. Hakikatte bu i Allahn nimetlerine kar kfran olur. Bu ekilde para harcayan ve servetini sarf eden kimseler de eytann kardei olurlar, Bahsi geen bu hususlar sadece, ahlk talim ve ferdi hidayetler deillerdir. Gayet ak olarak u hedef gzetilmitir: Cemiyet iinde dengeli bir muaeret usul, ahlk terbiye, mkemmel bir nizam ve kanun ballk meydana getirmek yolunda mal sarfn retmek iindir. Bo yere ve manasz ilere para harcanmasnn nne gemek gayesi gznnde tutulmutur. Nitekim Medinede hkmet kurulduktan sonra, ak olarak ve bir ka defaya mahsus olmak zere amel olarak belirtilmitir. Bir taraftan israf
1125

ve bo yere para harcamak kanunen haram klnm, dier taraftan da bu iin nne gemek maksadiyle kanun tedbirlere ba vurulmu, bunlara paralel olarak da muaeret usuln slh etmek suretiyle eski usul ortadan kaldrlarak her cephesiyle bu itima hastaln nne set ekilmitir. Her nerede israf ve sap savurma grlrse, o zaman hkmete, elindeki mevcut kuvvetle bu ktln nne gemek msaadesi verilmitir. Ayn ekilde zekt ve sadaka hkmleri de cimriliin kuvvetini krm ve bu kt tutumun devamna imkn brakmamtr. Bu vesile ile parann bir elde toplanp atl bir hle gelmesine mni olunup devlet ve halk arasnda devri daimi salanmtr. Bu tedbirlerden sonra, kamuoyunu deimi ve cmertlikle israfn fark anlalm ve ll olma yolu takip edilmitir. Kamuoyu ayn zamanda mutedil insanlar vm ve bunlar itima kitlenin iek sepetinin iri gl olarak tantmtr. O zamann zihn ve ahlk terbiyesinin neticesi bu gne kadar mslman camiada btn canll ile yaamaktadr. Bu itibarla mslmanlar nerede olursa olsunlar, para toplayp biriktirenleri iyi gzle grmezler. Mslmanlarn nazarnda eli ak ve cmert kimseler daha makbul ve daha da muhteremdirler. Burada u meseleyi de bilmek lazmdr:
1126

Allah Taal kullarnn rzkn az ok farkla vermektedir. nsanlar bunun ne gibi bir maslahatla olduunu bilemezler. Bu bakmdan rzkn taksimini, ftr nizmn hilafna, bir kim se sun' yollarla bozamaz ve bu ie mdahale edemez. Ftri eitlii sun ve uydurma eitlikle deitirmek imkn da yoktur. Ftrat, rzk taksiminde hakszlk etmitir diye dnmek de hakszlk olur. Byle bir ey tamamen yanltr. Doru geim yolu, Hak Taalnn takdir kld rzka kanaat etmek ve raz olmaktr. Bu meyanda ftrat kanununun u kaidesi de vardr: Medineye hicretten sonra, rzk ve geim meseleleri hakkndaki fena ve manasz dncelerin ortadan kalkmas da yaplan slahatta gznnde bulundurulmutur. Snfsz ve zmrelemekten uzak bir camiann teekkl iin allmtr. Medine-i Mnevverede insan medeniyetinin salam temelleri her hususta, Hak Taalnn yaratm bulunduu ftrat zerine kurulmu ve bu hususun gz nne alnarak yrnmesi istenmitir. Hak Taalnn ftrat yolu ile insanlar arasnda koymu bulunduu farklarnda hakikatte ilh maslahata dayand retilmitir. Bu ekilde ahlak davran ve itima camiann dier ilerinin de hep ftrat kanunlar zerinde cereyan etmesi istenmitir. Geim hususundaki
1127

farklar, fazla gelir veya az gelir meselesi hakknda bir zulme urand kanaati tamamen bertaraf edilmitir. Byle dnmek, yani geim hususunda ftr fark olduunu gznnde bulundurmak, bir hayli ahlk, meden, ruh ykselmelere ve bereketlere sebep olur. te Halik-i kinat, insanlar arasnda bu ekilde ftr bir fark koymu bulunmas, insanlarn kendileri iin bir iyiliktir diye dnlecektir ve bunun maslahat gerei byle olduunu kabul edeceklerdir. 7. inci fkra, t eski zamanlardan beri sre gelmekte olan geim dncesinden dolay meydana gelen endieli durumu tamamen ortadan kaldrmtr. Bu dnce doumun nne gemek ve doumu kontrol meselesidir. Fakirlik korkusu ile eski devirlerden beri, ocuklar katl eder, yahut da skat cenin (drme) yoluna giderlerdi. Bugn, ayn durum baka bir ekilde ortaya kmtr. Doumu kontrol ve ocuk doumuna set ekmek hususunda slm doktrin bu defa insanlarn nne u hidayeti srmtr: Doacak ocuklarnz ortadan kaldrmak iin uramayn. Onlar bytmek ve yetitirmek iin alnz. Onlar Allahu Taal yaratt iin, elbette ki, onlarn yiyeceklerini ve geimlerini de Allah dnmtr. Bu fkra, insann geim hususunda olan endiesini
1128

tamamen ortadan kaldryor. Ve insann bu yoldaki hatal dncesi deiiyor. Ayeti Kerimede deniyor ki, rzk sizin elinizde deildir. Rzk vermek Allah Taalnn elindedir. Elbette ki, dnyaya gelecek olanlarn rzkn da (az yada ok) kendileriyle birlikte Allah gnderecektir. Tarihin tecrbeleri de bunu isbat etmitir ki, dnyann neresinde insan oalrsa, orada yiyecek de kendiliinden oalmaktadr. Bu bakmdan Allahu Taalnn yaratma nizamn bozmak maksadiyle insann mdahalesi ahmaklktan ve kuru vesveseden baka birey deildir. te bu tlimin neticesi olarak, Kur'an- Kerimin nazil klnd tarihten gnmze kadar, mslmanlar arasnda evlat ldrmek hususunda umum bir temayl gsterilmemektedir. 8. "Zinaya yaklamayn." Bu hkme muhatap bulunanlar fertlerin tek tek kendileri olduu gibi, ayn zamanda bu emre toplum da dahildir. Fertlere verilmi olan bu emrin manas yalnz zina fiilini yapmayn demek deildir, belki zina fiilinin balangc olan ilerden de saknnz, o yola ynelmeyiniz, demektir. tima hususa gelince, itima yaayta zinay tahrik eden sebep ve nedenleri ortadan kaldrmak o camiaya farzdr. Bu maksatla talim - terbiye vastasiyle bu gibi ktlklerin nne gemelidirler. tima durum dzeltilip islah
1129

edilmeli, sosyal yaay ahenkli bir ekilde kurulmal ve buna ait her trl tedbir alnmaldr. Bu mesele slm yaayn gayet geni temellerinden biridir. Buna gre hem zina, hem de zina itham cezay gerektirir olmutur. Fuhu ve buna benzer ilerin tehir edilmemesinin de zerinde durulmutur. arap (iki) musiki, dans toplantlar ve plak resimler ve (zina ile yakndan ilgili bulunan nesneler) in kaplar kapatlmtr. slmda nikhn kolay olmas iin her eit tedbir alnmtr. Zinay tahrik edici vastalar da yine ortadan kaldrlmtr. 9. Buradaki "katli - nefs" den maksat sadece bir kimsenin baka birisi tarafndan ldrmek deildir. Burada "kendi kendini ldrmek (intihar)" de katli nefis hkmnn dairesi iine girer. Nefis yani can ve varlk Allah tarafndan hrmet gsterilmesi icabeden bir eydir. Bu esasa gre, insann kendi nefsi de baka nefisler gibi hrmeti gerektirir. Bir insann nasl baka bir insan ldrmesi byk gnah ise, kendisini de ldrmesi byk gnahdr. nsanlarn en byk hatalarndan biri de kendisini, kendi cannn sahibi kabul etmesidir. Kendisini kendi cannn sahibi olarak dnnce kendisine ait sand cann yok etmekte bir saknca da grmez. Halbuki can denilen bu nesne onun mlkiyetinde
1130

deildir. Bu can Allahu Taalnn mlkiyetindedir. Biz nefsimizi telef edersek, o zaman Allah'n mlkiyetinde olan bir eyi, hakkmz olmayarak telef etmi bulunduumuzdan, O'na kar gelmi oluruz. Byle yapmaya da hibir ekilde hakkmz yoktur. Dnya gibi bir imtihan yerinde Allah Taal bizi hep imtihan eder. Son aa kadar da imtihan devam edecektir. Bu imtihann neticesi ister iyi olsun isterse fena olsun, bu imtihan srp gider. Allah'n vermi olduu eyi vakti gelmeden ortadan kaldrmak ve imtihan kurulundan kamak haddi zatnda, esasnda yanl ve hataldr. Nerede kald ki, byle byk bir gnah vastasiyle, bu imtihandan kanmak. Allah'n indinde ne kadar da fenadr. Hak Taal ak lafzlarla intihar haram klmtr. Bunun ikinci manas da udur: nsan bu dnyada, ufak tefek baz skntlara mruz kalr. Baz zntlerle karlar. Hatta rezillikle ve rsvaylkla kar karya bulunabilir. Bu kk ve ufak tefek skntlar, ne kadar da ar olsalar elbette ki, ebed ve daha byk sknt ve zntlerle deitirmek doru deildir. Burada yine "hak ile katletmek" ten bahsedilmitir. slmda ancak be hususta hak ile katil vardr.
1131

1. Kast olarak cinayet ileyen mcrimi ksas yolu ile ldrmek. 2. Hak dini yolunda fesat karp, hak dini yolunu kapatmak ve kargaalk karmak isteyenleri savata ldrmek. 3. slm hkmet nizamn alt st etmek ve bozup datmak yolunda alanlar ceza olarak ldrmek. 4. Evli bir kadn veya evli bir erkek zina ttikleri zaman ceza olarak ldrmek. 5. rtidat yoluna sapp mrted olan kimseyi de ldrmek. slmda ancak bu be hususta cann hrmeti ortadan kalkar ve ldrmek iine cevaz verilir. "Onun velisine (mirassna) biz ksas hakk verdik." Burada da yine slm kanuna gre, cinayet hadisesinde, asl iddia makam olmak hakk hkmete deil de ldrlm bulunan kimsenin miraslarna verilmitir. Bunlar isterlerse katili af ederler, isterlerse diyet alrlar veya ksas olarak ldrrler. Bu onlarn bilecekleri bir itir. "Katilde ly karmamak" muhtelif ekillerde olur. Bunlarn hepsi de men edilmi bulunuyor. Mesel intikam hissi ile coarak, katilden baka, katilin mensup bulunduu yaknlarndan da bir ka kiiyi de ldrmek. Yahut, mcrime ikence yaparak ldrmek. Yahut da katilin lsne intikam
1132

maksad ile yakksz eyler yapmak; mesel derisini yzmek, azasn kesmek ve saire. Yahut diyet alp, diyet aldktan sonra yine de ldrmek ve buna benzer eyler. Burada bir nokta daha vardr: "Maktuln (ldrlenin) yaknlarna yardm edileceinden" bahsediliyor. imdi u mesele de ortadadr ki, acaba bunlara kim yardm edecektir? Fakat slam hkmet kaim klndktan sonra, kimin yardm edecei de belli olur. Bu yardm ii, maktul kimsenin anlam bulunduu kimseler, yahut da aireti ve kabilesi deildir. Yardm edecek olan slm Hkmet ve onun adalet nizamdr. Elbette ki, adaletin yerine gelmesi iin slm hkmet yardm edecektir. 10. uras da vardr ki, slm hkmet kurulunca, bu hkmete mahsus olan usuln iktizas, "yetimlerin hak ve hukukunun muhafazas" da gznnde bulundurulacaktr. Bunlarn korunmas hususunda tedbirler alnacaktr. Bu tedbrlerin teferruat Hadis ve Fkh kitaplarnda mevcuttur. Sonra u husus da vardr ki, slm hkmet, btn kendi lkelerinde, islm kanunlarna gre hareket etmek yolunu tutacaktr. Korunmak iin kimsesi bulunmayanlar da korumak, yine slm hkmete aittir. Nitekim Zat- Rsaletpenahileri Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurmulardr: "Bakcs ve koruyucusu bulunmayan
1133

kimsenin bakcl ve koruyuculuu bana aittir." slm kanunlar bu hususa geni yer ayrmtr. 11. Bu da sadece ferd bir ahlak meselesidir. Muayyen bar zaman iin deil, belki slm devleti ayakta bulunduu mddete, hem i hem de d siyasetin temel kaidelerinden biridir. 12. Bu hidayet de sadece fertlerin birbirleriyle olan muameleleriyle, al verileri snrl kalmaz. Belki slm hkmet kurulduktan sonra bu iin zerinde durmak hkmet vazifeleri arasna girer. ar pazardaki rayici l ve tartlar kontrol etmek, bunlarn zerinde durmak, lye dikkat etmeyenleri cezalandrmak ve zorla yola getirmek hkmetin yapaca ilerdendir. Bu geni usul unun iin konmutur: Ticarette, al verite her trl namussuzluk, hilebazlk ortadan kalksn, hkmet de bu ii her zaman kontrol edip, hilebazla meydan vermesin. 13. Bu hususun da menei udur: Halk, kendi ferd ve itima ilerinde "kesin bilgi: ilim" yerine, zan zere yrmesin. slm muaeret usulnde bu noktann manas gayet genitir. Bu nokta ahlk, kanun, siyaset ve memleket intizam, ilim, eitim ve retim sistemi, ksaca yaayn her dalnda
1134

gznnde bulundurulacaktr. Yoksa bundan doacak olan fenalklarn ve ktlklerin hadd ve hesab olamaz. Kesinbilgi yerine sadece zan ve vehim zerine hareket etmek insan yaayn alt steder. Ahlak meseleler de yine zandan ve pheden kanmak lazmdr. Mesel bir kimseyi yahut da bir zmreyi sadece phe ve zan zerine yakalayp itham altnda bulundurmak ve tahkik etmeden kendisine ceza vermek hi bir ekilde doru olamaz. Kanunlar da unu ileri srerler ki, kimse sadece zan zerine ceza gremez. Ve phe zerine de hkm yrtlemez. Hatta crmlerin tahkiki meselesinde de, zan ve phe zerine bir kimseyi yakalamak, dvmek veya eziyet edip su yklemenin katiyen doru olmad hakknda umum kaide konmutur. Yabanclar iin de, tahkik edilmeksizin ve kesin neticeye varlmakszn, sadece zan zerine ve azda dolaabilen sz zerine hkm verilemez. Eitim ve retim nizamnda ilim denen ey zan zerine yrtlemez. lim ve bilgi hibir zaman, zan, phe ve mesnedi olamayan kyas zerine devam edemez. Bunlarn hepsi bir tarafa dursun, evham perestliin kkn kesmek iin, iman sahiplerine u husus retilmitir: nanlacak eyler ancak Allah ve O'nun Resulnn bildirdii ilim ile ispat edilip inanlacaktr.
1135

14. Bu fkrada u husus da bildirilmitir. Kendini beenmiler ve kibirliler ve kendilerini byk sayanlarn yrdkleri gibi yeryznde yrnmeyecektir. Bu hidyet ferd olmakla beraber ayn zamanda itima ve mill bir meseledir. Bunlarn cemiyete haklar verilmelidir. tima yaayta, dert ortakl, biribirine yardm, hak tanmann ve hak vermenin ruhu tamamen geerli bulunacaktr. Her akraba dier akrabaya yardmc olacaktr. Her kudret sahibi muhta insanlarn yardmna el uzatacaktr. Bir yolcu, bir kye veya bir ehire gelirse, o yerin halk bu yolcuya kar misafirperverlik gsterecektir. Muaeret kaidelerindeki dnce o kadar geni lde tutulmutur ki, herkes kendinin ve kendi malnn zerin de dier insanlarn hakkn hisseder. Bu yolda hizmet ederken hakk yerine getirdiini anlar. Yoksa birine iyilik yaptm diye o kimseye kar minnet yklemee kalkmaz. Bir kimse hizmet etmekte imknsz durumda olursa zr diler. Hak Taal'dan fazl talebinde bulunur ki, Allah ona kudret versin de o da hizmet yolunda alsn. Bu noktalar slm doktrinin, sadece ferd ahlak talimi deildir. Belki Medineye gelindikten sonra, muaeret kaideleri ve hkmetin esas nizam bu doktrinler zerine kurulacakt. Burada farz ve nafile sadakalar iin hkmler vardr. Vasiyet, veraset, vakf
1136

usulleri kararlatrlacakt. Yetimlerin haklarnn muhafazas nazar itibara alnacak, her yerden, her lkeden gelen yolcularn barnmalar gz nnde bulundurulacakt. Oradaki hkmlere gre en azndan bir yolcu, on gn misafir edilecek ve baklacakt. Bunlarn ikisi de birbirlerinin yan balarnda yer alrlar. Bu hidayet gelmemi olsayd, o zaman saadet devrinde Medine sokaklarnda hkmeti kurmu bulunanlar, buyruk sahipleri, hkmetle alan kumandanlar, kat ve kibirli yaayla ne yaptklarn bilmez vaziyetle, kendilerini dev aynasnda grebilirlerdi. Bu hidayetin neticesindedir ki, hatt sava zamanlarnda bile, onlarn azndan, kibir ve gurur ifade eden szler kmamtr. Onlarn oturup kalkmalar, konuup grmeleri, giyim kuamlar, barndklar evleri ve yerleri, bindikleri hayvanlar da tamamen mtevazi bir vaziyette di. slmn bu ilk ncleri fakir derviler gibi yaarlard. Fatih olarak bir ehre veya bir lkeye girdikleri zaman dahi, bbr lenmez ve halkn canna korku drmezlerdi. Bu hususlarn sonunda u meseleye de iaret buyurmutur: Men edilmi bulunan eye irtikap etmek, Hak Telann indinde ho karlanmaz. Yahut da baka tabirle Hak Telann herhangi bir hkmne kar gelmek ve itaatsizlik etmek olup, beenilmeyen
1137

eylerdir.16[290] B. slm hkmette eitim ve retim usullerine ait Kur'an- hidayet. "Mminler hep birden savaa kmasnlar, o halde ilerinden her snftan bir zmre savaa kmal, bir ksm da din zerinde derin bilgi edinmeli, (fkh yrtmeli) t ki, dndkleri zaman, kavmi ikaz etsinler. Olur ki, onlar Allah'n men ettiklerinden ekinirler. Takva yolu tutarlar." (Tevbe: 122). Bu yet-i kerimenin meneini bilmek iin ayn srenin 9 ncu rknndeki yet-i kerimeyi de gznne almak lzmdr. Buyuruluyor ki: Bedevi Araplar, Allah'n Resulne nazil kld hkmlerin lsn bilmediklerinden, kfr ve nifakta iddetlidirler. (Tevbe, 97). Burada u mesele ortaya konmutur: slam lkesinin ehirden uzak kalm kylerinde yaayan bedevi Araplar, ekseriyetle kfr ve nifak hastalna yakalanmlardr. Bunun sebebi de pek tabidir ki, cehaletleridir. lim merkezi ile temaslar olmadndan ve ilim ehlinin
16[290]

Tefhim l - Kur'an, C: 2, S: 608 - 617


1138

sohbetinden mahrum bulunduklarndan, Allah Taal'nn emrettii dinin lsn bilmezler ve bunun iin de kfr ve nifak illetine saplanp kalmlardr. imdi buradan u anlalyor ki, bedevileri ve kylleri bu halde brakmamak lzmdr. Onlar cehaletten kurtarmak gerekir. slm uuru onlarn zihinlerine naketmek lzmdr. Bunu yapmak iin de btn bedev ve kyl Araplar teker teker Medineye getirmek ve onlara bu ekilde ilim retmek icap etmez. Makul olan hareket, onlarn bulunduu kylere bilgili kimseler gndererek, ilmi bulunduklar yerlere gtrmektir. Mesel Medineden, Mekke'den ve dier ilim ocaklarndan bilgili kimseleri seip, kasabalara, kylere gnderilmelidir. Bunlar kyllere bilgi retip onlara slm talimi retebilirler. Nitekim, Zat- Saadetleri devrinde de byle yaplmt. Burada slm hareketi kuvvetlendirmek iin baka bir hakikat daha vardr. in banda, islm, Araplar arasnda yepyeni bir eydi. slama kar iddetli bir muhalefet vard. Bu hidayeti kabul etmek istemiyorlard. Buna ramen, o zaman slmi kabul etmek isteyen Araplar slmn mahiyetini renmek iin inceden inceye sual soruyorlard. Her cepheden bu yeni dini tetkik ediyorlard. Akl selime ve temiz vicdanlara hitap eden bu ilh tebli, en ksa zamanda gnlleri etkilemi ve
1139

her yerden gruplar halinde gelen halk bu en mkemmel dine sarldlar. slmn btn hususiyetlerine iman ederek, onun yklemek istedii farzlara ve dier hususlar yklendiler. O srada bir hayli kimse de slm kabul edenlerin suyuna kaplp, titiz bir tahkike lzum hissetmeden slma girdiler. Yeni mslman olan lkelerin halk arasnda slm hzla geliti ve kuvvet buldu. slmn mensuplar oald. Fakat buna ramen bu lkelerde tam bir slm nizam kurulamamt. Bu lkeler halknn ou slm uura malik deillerdi. slm nizamnn icap ettirdii ahlaka da sahip bulunmuyorlard. Nitekim, bu husus Tebk gazvesinde ortaya kt. Tebk gazvesine gitmeye bunlarn ou hazr deillerdi. O zaman Hak Ta al iaret buyurup slm hareketin genilemesi iin nasl hareket edileceini bildirdi. Bunun zerine o zaman talim ve terbiye grm baz kimseler muhtelif blge gnderilip, slm retmek iin vazifelendirildiler. Bunlarn her biri tayin edilmi bulunduklar yerlere gidip vazifelerini yaptlar. Halk bu ekilde slm rendi. Nihayet btn lkelerde slm uuru dodu ve Allah Taalnn hududunun ne demek olduu anlald. Bu mevzuda u meseleyi de anlamak lzmdr ki umum eitim ve retim hakknda yet-i kerimede hkm vardr.
1140

Burada "umum halk": (Ammetnns) bahsi gemektedir. yet-i Kerimenin iaret ettii, bilgi renmekten maksat, yalnz kitap okumak iin, okuyup yazmak, renmek deildir. Belki aktan aa meselenin hakikati, yetin devamnda bildirilmitir. Halk din hakknda bilgi elde edeceklerdir. Bu husustan haberdar olup bilgi sahibi bulunacaklardr. Gayr mslimne yaay brakacaklardr. te Mslmanln, eitim ve retimden maksad budur. Allah Taal, daim olarak bunu kararlatrmtr ki, her retim ve eitim nizamnn asl maksad da bu olacaktr. Buradan u nokta da anlalmamaldr ki, slm, halka sadece okuma ve yazma retmek istememitir; dnyev ilimlerle de alkaszdr. Belki slm eitim ve retimin asl hedefi, altn izmi bulunduumuz yukardaki hususlarn tamamiyle tahakkuk etmesi iin almaktr. Yoksa bir kimse kendi ann Einstein veya Freud'u olabilir. Fakat din anlayndan uzak kalp da, gayr -mslimne yaay usul takip ederse, o zaman slm eitim ve retim bu gibi kimseyi lanetle anar. yet-i Kerimede bir cmle daha zikr edilmektedir: "Din zerinde derin bilgi edinmeli."
1141

Bu cmleden halk bir hayli yanl mana anlamtr. Bunun zehirli tesiri uzun bir mddet, mslmanlarn din ilerinde belki din eitim ve retimde kendisini gstermitir. Allah Taal o zaman "Dinde derin bilgi edinmeli" Diye buyurmu olduundan burada "din" den maksat sadece din ve fkh ilmini zannetmilerdi. Halbuki burada "din bilgisi" demek, bu nizamda basiret sahibi olmak demektir. Yani "slmn din nizam" nda, bu nizamn ruhunda, aslnda bilgi edinmek, her cephesini, her kesini, renmek ve bilmek, ayn zamanda insan yaayn, bu dini nizama tatbik etmesini becerebilmek seviyesi demektir. Fakat bunu bir tarafa brakalm da, yetin metnindeki "Fkh" kelimesinin zerinde duralm. Hukuk ilmine stlah'da "Fkh" denir. Bu stlah gitgide slm yaayta ekil alarak (ruhun karl) geni bir ilmin ismi olmutur ki, halk lh Ahkama mutabk olarak bu ilimle ilerini tanzim eder. Burada bir kelime birlii vardr. ster slm nizamn ruhu olsun, isterse slm kanunlarla yaay nizama koymak olsun bu i "tafakkuh" yani din ilminde derin bilgi edinmektir. Fakat yine de maksadn tamam bu kadar deildir. Sadece asl maksadn bir parasdr bu. Bu yanl anlaytan, din taraftarlarna da dinin kendisine de bir hayli zararlar da domutur. Bunlar tetkik edip
1142

ortaya koymak istersek, koca koca kitaplar yazmamz icap eder. imdi biz sadece hatrlatmak iin ancak ksaca unu ileri srmek isteriz ki, Mslmann din eitim ve retimi dinin ruhundan uzak olursa, sadece dinin zahiri ekli aklanm olur. Bunun neticesinde bu eitim ve retim cansz bir heykele benzer. Dindarln asl maksad da elde edilmi olmaz. te yanl anlamann en byk ekli de budur.17[291] VATANDALIK VE YABANCILIK DURUMU. A. "Elbette ki, iman edenler, hicret edenler, mallaryla ve canlaryla Allah yolunda savaanlar ile bunlar barndran ve yardm edenler... Bunlar birbirlerinin koruyucusu ve yardmclardr. man edip de hicret etmeyenlerin ise, hicret edinceye kadar koruma mesuliyeti size ait deildir. Bu mminler, din yolunda sizden yardm dilerlerse, sizinle arasnda ahit bulunan bir kavme kar, olmamak artiyle yardm etmek sizin vazifenizdir. Elbette ki, Allah sizin ne ettiinizi grendir." (Enfl: 72). Bu yet-i kerime slm Anayasann mhim bir maddesidir. Burada u usul
17[291]

Tefhim l - Kur'an, C: 2, S: 250 - 252.


1143

gznnde bulundurulmutur ki, "velayet": (koruyuculuk, yardmlama ve ballk) yalnz mslmanlarn arasnda olacaktr. Yani Darl - slm dahilinde bulunanlar slm Devletinin himayesi altndadr. Eer bu mslmanlar, Darl - slmn dnda iseler, o zaman hicret edip Darl - slama geleceklerdir. Bunun dnda slm lkelerin haricinde bulunan mslmanlara kar yine kardelik vardr. Fakat onlara kar "velayet": (koruma) yoktur. Yine bu ekilde hicret edipde gelmeyen mslmanlar hakknda yine "velayet: koruma" yoktur. Onlarn da darl kfr vatandaln terk edip, hicret edip, Darl - slama gelmeleri lzmdr. "Velayet" kelimesinin Arapadan tercmesi himaye etmek, yardm etmek, korumak, desteklemek, dostluk etmek, yaknlk gstermek, himayesindekinin ii ile alkadar olmak ve bunun gibi mefhumlardr. Bu yet-i kerime zerinde toplu olarak durulacak olursa, u mna kar ki, bir hkmet kendi vatandalarna, vatandalarda hkmete ve dier vatandalara kar koruyucu durumdadrlar. Bu itibarla bu yet-i kerime, "dstur ve siyas velayet": Anayasa hkmne gre siyas koruma iini hkmet kendi lkesinin hudutlar iine alm bulunuyor. Bu hududun dndaki mslmanlarn korunmas, yahut da himayeleri bu hkmetin vazifesinin dnda braklyor.
1144

Velayetin mevcut olmamasnn da bir hayli kanun sebepleri vardr ki, biz imdi bunlarn hepsinden bahsetmeyi lzumlu grmyoruz. Misl olarak u noktaya iaret edelim ki, "Adem-i Velayet" e istinaden darl - kfr ile darl - slm mslmanlar birbirlerine vris deillerdir. Birisi de dierinin kanun velisi (Guar-dian): "koruyucusu" da deillerdir. slm hkmet byle bir mslmana darl kfr hemehriliinden ayrlncaya kadar, vazife ve memuriyet de veremez. Buna gre slm devletin mesuliyeti, bu devletin iinde yaayan mslmanlar iindir. D lkelerde yaayan mslmanlar bu mesuliyetin altna girmemilerdir. te bu durumu aydnlatmak iin Zat- Risaletpenahileri yle buyurmulardr: "Den mrikler arasnda oturan mslmanlar korumakla mkellef deilim." Bu ekildeki slm meyyide, uzun ekimelere, kavga ve savalara neden olan ve milletleraras meseleleri kartracak olan bir meseleyi kknden halletmi oluyor. Nitekim, bu gn baz hkmetler de, kendi hudutlar dnda bulunan aznlklarn mesuliyetini stne almakla, ard arkas kesilmeyen muharebelere meydan vermilerdir. Yukardaki fkra ile darl - slm dnda oturan mslmanlar "Siyas Velayet" alkasnn dnda braklmlardr. Fakat
1145

bundan sonra gelen fkra bu vaziyeti izah ederek, d lkelerdeki bulunan mslmanlar bu alkann dnda olmalarna ramen, onlarla tamamen alka kesilmez, denmitir. Onlarla "din kardelik" mefhumu devam edecektir. Eer onlara herhangi bir ekilde zulm edilmi ise, onlar da slm kardelie istinaden, darl - slm hkmetinden veya darl - slm lkesi sakinlerinden yardm isterlerse mazlum kardelere yardm etmek farzdr. Fakat bu husus biraz daha aklanmaldr ki, bu din kardelerine yaplacak olan yardm, kr krne yaplm olmasn. Byle bir yardm, milletleraras mesuliyetleri, ahlk hudut ve ller gznnde tutularak yaplacaktr. Zulmeden kavmin, darl - slm hkmeti veya kavmi ile bir anlamas varsa, o zaman, bu anlamay bozacak ekilde bir yardm yaplamaz. yet-i kerimede anlama yerine "misak" kelimesi kullanlmtr. Arapa olan bu kelimenin kk "vusk" dan gelir. "Vusk" demek, Urdu dilinde de kullanlan vusk manasndan baka bir ey deildir. Yani gvenmek, itimat etmek manasnadr. Misk kelimesi de bir devletin dier bir devlete kar gvenlik iinde bulunmasdr. Mesel aramzda muharebe yoktur denir. ster ak bir ekilde saldrmazlk pakt yaplsn, isterse ak olarak saldrmamazlktan bahsedilmesin.
1146

Gvenilir bir hl bulunursa buna "misk" vardr, denir. Sonra yeti kerimenin metninde "sizinle onlarn ara-snda bir misak" dan bahs ediliyor. Bundan da gayet ak bir ekilde anlalyor ki, darl - slm hkmetinin herhangi bir gayr slm hkmet ile sadece yazl veya szl pakt deil, bu hkmetin kavmi milleti ile dier bir millet efrad arasnda bulunan kabul edilmi anlamalar da bunun dairesi iindedirler. slm eriat katiyen u meseleye cevaz vermez ki, Mslman Hkmet baka bir hkmetle veya mslman hkmetin fertleri baka bir hkmetin fertleri ile anlama yapm olsunlar ve bu anlamann mesuliyetini de yklenmi bulunsunlar. Bu defa ya mslman hkmet yahut da bu hkmetin fertleri silkinip bu mesuliyeti omuzlarndan atversinler. Elbette ki, darl - slm hkmetinin anlamalara bal bulunmas sadece bu hkmetin lkesi hudutlar dahilinde bulunan mslmanlara ait olur. Dier lkede bulunan mslmanlara ait deildir. Bu ekilde "Hudeybiye sulhu srasnda, Neb Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Mekke kfirlerine bu ekilde muamele etmiti. O zamanki anlamann mesuliyeti Hazret-i Ebu Busayr ve Eb Cendel'in ve dier darl - slm dnda yaayan mslmanlarn zerine
1147

yklenememiti.18[292] B. "Bir kavmin hyanetinden korkarsan (ahitlerini) aka onlarn karsna kar." (Enfal: 58) Bu yet'-i kerimeden anlaldna gre, herhangi bir ahs yahut da bir zmre ile anlamam olduu takdirde, onlarn bu anlamam sadk kalmadklarndan ikyet etmek, yahut da bize kar bir hiyanet yolunu mu tutmular diye endieye dmek, bizim iin caiz olmaz. Aramzdaki anlamann hkm kalmam veya ortada bir anlama yokmu gibi hareket etmek de doru deildir. Ancak kar tarafn anlamay bozmak yolunda olduklarn tavr ve hareketlerinden sezdiimizi daha nce onlara bildirdikten sonra, artk aramzdaki anlamann yrrlkte olmadn ve kendi tutumlar yznden muahede artarnn ortadan kalkt ifade edilecektir. Bu emri lhiye istinaden Zat Risaletpenahileri, slmn milletleraras siyaset usulnde u esasa ait karar bildirmilerdir: Bir kavim ile arada anlama bulunursa, bu anlamann mddeti bitmi olmadan daha nce, anlama bozulmayacaktr. Muahede
18[292]

Tefhim l - Kur'an, C: 2, S: 161 163.


1148

hkmlerinin devam edecei veya fesh edilecei kar tarafa bildirilecektir. Zat Saadetleri u mhim kaideyi de gznnde bulundurmulardr: Sana hyanet edene hyanet etmeyeceksin. Bu usul sadece bir t olarak ve kitaplar ssle mek iin konmam, bu usul yaayta amelen bal bulunulacak bir usuldr. Nitekim bir ara emr Muaviye Rum'a saldrmak maksadiyle, Rum hududuna ordunun toplanmas iin emir vermiti. Anlama bitmesine de daha bir mddet zaman vard. Nitekim bu durumu gren ve sahabi olan Hazret-i Amr ibn-i Anbese Radyallahu anh, itirazda bulunarak, Resul Ekremin hadisi erifim ortaya kyd ve bu hususta srarla durdu. Nihayet Muaviye Hazret-i Amr'n szlerine boyun emek zorunda kald ve ordunun toplanmasndan vaz geildi. Tek tarafl anlamay feshederek, harp iln etmeksizin kar tarafa saldrmak eski chiliye devrinin usuldr ki, zamanmzda modern chiliye mensuplar arasnda da bu usul pek rabettedir. Nitekim bunun en yeni misallerinden birini ikinci dnya savanda grdk. Almanlarn Rusyaya, ngilizlerle Ruslarn rana saldrlar konumuzun canl rneklerindendir. Umumiyetle bu
1149

mnasebetsiz tutuma, saldrdan nce kar taraf haberdar edersek, o zaman kar taraf uyarm oluruz, onlar da kar koyabilir, dncesi bahane edilmektedir. Fakat bu gibi bahaneler ahlk mesuliyeti ortadan kaldrmaz. O idarecileri de gnahtan kurtaramaz. Her hrsz, her yol kesen, her zina eden ve her katil ve her dzenbaz, yapt crmlere bu gibi bahaneler uydurur. imdi iin tuhaf udur ki, Milletler camiasna mensup milletler kendi aralarnda bu gibi ahlakszlklar caiz sayarken, fert olarak bu lkelerde yaayan vatandalar byle bir ahlakszlk yaparsa onlar, mcrim adediyorlar. Burada u noktay da bilmek zarureti vardr ki, slm kanunda sadece bir hususta haber vermeksizin saldrya msaade edilmitir. Kar taraf, anlamay bozduunu bildirmeksizin bize kar dmanca hareketlere giriir ve saldrmaya hazrlanrsa, o zaman biz de artk yukardaki yet-i kerimenin medlulnn haricine km oluruz. Baka bir hkme girer ve dmana haber vermeden saldrabiliriz. slm Fakihleri bu istisna hkm, Neb Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in u hareketinden istidlal ediyorlar. Kurey Beni Huza vakasnda aktan aa Hudeybiye sulhu anlamasn bozdular. O zaman Zat-
1150

Saadetleri de anlamay hkmsz kldklarna dair kar tarafa haber vermeden, Mekke zerine hcuma geilmesi iin emir buyurdular. Fakat biz bu istisna kaideden faydalanmak istersek, o zaman btn ahvalde Zat- Saadetlerinin btn tavr ve hareketlerini gznnde bulundurmamz icap eder. Hadis ve Siyer kitaplarnda bu meseleler etraflca anlatlmtr. 1. Kureyin muahedeyi bozduu o kadar ak bir gerekti ki, itiraza mahal hi bir husus yoktu. Bunu Kurey de itiraf ediyordu. Kendileri anlamay yenilemek iin Ebu Sfyan Medineye gndermilerdi. Bu da ortada bir anlama hkm kalmadna dair ak bir delildir. Anlamay bozmu olan kar tarafa da acaba biz de bu anlamay bozalm diye sormaya lzum kalmaz. Aslnda anlama kendiliinden bozulmu bulunuyordu. 2. Onlar tarafndan anlama bozulduktan sonra, yine Zat- Saadetleri, tarafndan bu kavim yine muahid kavim olarak dnlmt. Fakat Ebu Sfyan, Medineye gelip de Zat Rsaletpenahilerinden, anlamay yenilemek talebinde bulununcaya kadar da Zat Saadetleri anlamay resmen bozulmu saymamlard. Fakat Ebu Sfyann bu teklifi anlamann bozulmu olduunu meydana koydu ve Zat Saadetleri de yenilemeyi kabul buyurmadlar. 3. Kurey aleyhine muharebeye girimek
1151

ak olarak belli idi. Zat saadetleri, hibir zaman aldatc ilere tevessl edecek bir zat deillerdi. Sallallah Aleyhi ve Sellem, zahirde dost grnp sulh iddiasnda bulunupda gizliden gizliye harp yolunu tutan bir idareci deildi. Bu mesele Neb Sallallah Aleyhi ve Sellem'in isveyi hasenesi (en gzel rnek) dir. Bu hadisede yukardaki ayetin umum hkmn bozmamtr Milletleraras ihtilaflarda bir ok konuma, grme ve hatta nc bir devletin araclna ramen, yinede kuvvetli tarafn hakl ktn gryoruz. Bu bakmdan bizim de kuvvet kullanmamz caizdir. Fakat yukardaki yetin medlulne gelince, ahlak bir ilndan sonra, kuvvet kullanmamz icap eder. Gizli ve sakl olarak muharebeye girimek ve barta imi gibi grnp sava yolunu tutmak ahlakszln slm tlim bize retmemitir.19[293] C. "Bundan byle onlar savata ele geirirsen kendilerini korkut. olur ki, arkalarndan gelenleri dndrrler." (Enfal: 57). Bu yet-i kerimeden anlalan mesele udur: Anlama yaptmz bir kavim,
19[293]

Tefhim l - Kur'an, C: 2, S: 153 - 155.


1152

muahede kaidelerine uymaz da tesbit edilen artlar ihll ederek bize kar sava aarsa, o zaman bizim de anlama artlarn bir tarafa atarak, savaa girmek hakkmz olur. Ayn ekilde aramzda muahede bulunan baka bir kavim, bizim dmanmz olan kavimle bir anlama yoluna gidip de, bizim aleyhimize onlara yardm ederse, o zaman, bu kavimle de daha evvel yaptmz anlamann hkm kalkm olur. Nitekim bu kavmin fertleri de fert olarak, kendi kavimlerinin bal bulunduu anlamalara aykr hareket ederlerse ve bizimle savaan kavme yardmda bulunmak ve onlarla birlikte bizim aleyhimize almak yolunu tutarlarsa, o zaman yine, bunlarla yaptmz anlamada yazl bulunan can ve mal muhafazasndan mesul olamayz.20[294] D. "Eer onlar sulha temayl gsterirlerse, sen de sulha yana. Allah'a da tevekkl et. Elbette ki, O bilen ve duyandr. Yoksa sana hile yapmak isterlerse, elbette ki, Allah sana yeter..." (Enfal: 61 - 62). Yani, milletleraras meselelerde korkaka bir usul takip etmeyeceksiniz. Allah'a gvenecek ve cesaretle ortaya atlacaksnz. Dman ne zaman sulh kaps amak isterse, siz de bu teklife yanaacaksnz. Fakat bu sulh
20[294]

Tefhim l - Kur'an, C: 2, S: 153.


1153

teklifi iyi niyete dayanmayp da bir hileye bavurarak yaplmak isteniyorsa, o zaman yine siz Allah'a gvenip, cesaretle kar koyacaksnz. yle bir harekette bulunacaksnz ki, hile yoluna giden hilekr dman, bu hile ile sizi kandrp yumuatarak aldatmasn.21[295] Yukardaki sahifelerde, Kur'an- Kerimin siyas mefhumlar ve slmi hkmetin milletleraras mevzulardaki usullerinin esaslar anlatld. Kur'an- Kerim yaayn her dalna ait ak hidayetler getirmitir. Mslmanlara da ferd ve itima muamelelerde ve meselelerde bu hidayetleri gznnde bulundurmak farz olmutur. Bu hidayetlerin aydnl altnda muamelelerini yrtmelidirler. Byle yapmakla ancak, onlar kendi din ve imanlarnn gereklerini yerine getirmi olurlar.

21[295]

Tefhim l - Kur'an, C: 2, S: 153.


1154

BLM: 16 SLM NKILABIN YOLU

HAZIRLAYICININ NOTU

Nihayet Mevln Mevddi Sahib aada, bahs edeceimiz makaleyi de Ali Garh Mslim niversity: (Ali Garh slm niversitesi) slm tarih ve medeniyeti encmeninin daveti zerine stirii Hal'da, 12. Eyll. 1940 da okumulardr. Bu makalede o zamann hususi ahvaline ait bulunan bahisleri kardk, dier hususlar muhafaza ettik. Bu hususlar slmi hkmetin ayakta tutunmas ve devam etmesinin durumu ile alakal ve bu hkmetin alma tarz hakknda malmat vermektedir. (Hazrlayc)

SLM NKILABIN YOLU

slm hkmetin keyfiyetini rendikten sonra, bu hkmeti maksada ulatrmann yolu nedir, diye dnebiliriz. in banda arzettiim gibi, herhangi bir camiada bu ekilde fikri, ahlak, meden sebepler ve hareketler mevcut olursa, byle bir hkmet ortaya kabilir. Sylediimiz gibi, bir limon ekirdeini topraa dikerseniz, bu ekirdek byyp aa olduktan sonra bundan enbe (Hint - Pakistanda yetien bir meyvedir) meyvesi alnamaz. slm hkmet de bunun gibi bir mucize olarak ortaya kamaz. Bu hkmetin ortaya kmas iin, onun temeline ait hayat nazariyesi, yaay maksad, ahlak ls, hareket tarz, slmn mizacna uygun bulunmaldr. Onun lideri ve nderi, memurlar, ilerini idare edenler, tam manasiyle slmn anlamn kavram bulunmaldrlar. Sonra kendi almalariyle cemiyet iinde bu zihniyeti ve bu ahlakn ruhunu yaatmaldrlar. Daha sonra bu temel zerine eitim ve retim iin yeni bir sistem hazrlayp, slmn karekterine gre adam yetitirmelidirler. Mslman alim, mslman felsefeci, mslman tarihi, mslman maliyeci, mslman iktisat, mslman hukuku, mslman siyaseti ve hlsa olarak, her mevzuda ve her hususta slmi gerek manada kavram, slma bal elemanlar cemiyeti epeevre kuatmaldr. Bunlarda u kudret de bulunmaldr ki, dnyann Allah' bilmez ve iman mahrumu fikir nderleri karsnda, kendi dnce ve fikirlerini mdafaa edip, stn seviyelerini (Intellectual Leader ship) ispat edip ortaya koymaldrlar. Fikr ve akl bakmdan, ayn zamanda amel olarak da bu dnyadaki yanl yaay nizamna kar etin bir mcadele kabiliyetleri olmaldr. Byle bir alma ve mcahedede, skntlara, musibetlere, zntlere, eziyetlere ve her trl fedakrlklara gs grebilmelidirler. Sebat ve azimleri ile hulusu niyetlerini isbat kudretine haiz olmaldrlar. mtihan ve denemelerin karsnda mihenk tana vurulan saf altn gibi olup, bozuk ayarlar ortaya kan kimselere benzememelidirler. Mcadelelerinde kendi fikir ve fiillerini, kendi ideolojilerine gre ortaya koymaldrlar. Onlarn her sz, her ii, temiz, garazsz, doru - dzgn olmal ve Allah'tan korkup, insanln kurtuluu iin almaldrlar. insanlk iin adalet ve gven yolunda gitmelidirler. Ftratn cemiyet iinde dourduu btn hususiyetlerde bu iyilik usul zerinde durmaldrlar. Aalk ve dk karakterli kimselerin basklarna kar koyabilecek bir mizacn sahibi olmalar bilhassa arttr. Halkn dncesinde inklabn zihniyeti yerlemelidir. tima yaay iin hkmetin husus nizamn koruyabilip, cemiyeti buna gre hazrlanmasn bilmeleri icap eder. Yanl ve sapk nizamlar kaldrmak ve deitirmek cesaretinde bulunmalar lzm gelir. Byle bir nizama gre, hkmet kurulduktan sonra, bu hkmeti yrten en kk memurundan en byk idarecisine kadar herkesin bu nizamn memuriyet vasflarn gstermesi lazmdr. Muhterem dinleyiciler!
1159

Bu inklabn ortaya kmas ve bu hkmetin kuvveden fiile gelmesinin yolu budur. Biz ancak bu vasflara ulaabilmi bir kurulua slm hkmet diyebiliriz. Sizler, lim hviyeti olan ahsiyetlersiniz. Elbette ki dnyada bir u kadar inklabn olduunu teferruatiyle bilmektesiniz. imdi uras sizce aktr ki, byle hususiyetleri olan bir inklap hareketinin n saftaki lideri, fikir adamlar ve bu davann mensuplar bu hkmetin keyfiyetine gre bir anlay seviyesine, meden ve ahlak bir dnceye ykselmi olmalar gerekir. Fransz inklabnda da kendine has ahlak ve fikr sebepler vardr. Bu zemini Voltaire, Rausseau, Montesque ve dier fikir adamlar hazrlamlard. Rus inklabn da Marks'n, Lenin'in ve Troki'nin fikri ve amel nderlikleri ve onlar gibi alan binlerce kimse meydana getirmi ve sosyo-komnist nazariyesi zerine devlet kurulmutur. Almanya'nn nasyonal sosyalizminin de kendine gre, ahlk, ruh, meden zemini vardr ki, bunun da kk ve esas Hegel'in, Fite'nin, Nitschea'nin, Goethe'nin ve dier Alman mtefekkirlerinin fikirlerine istinat eder. Sonra Hitlerin liderlii ile ortaya km oldu. Ayn ekilde slm inklbn da bir esas nazariyesi vardr. Fakat bu nazariyenin muharriki, Kur'an- Kerimin nazariyeleri ve tasavvurlardr ki, Siyret-i Muhammediyenin Sallallahu Aleyhi ve Sellemin zerine istinat eder. Neticede itima yaayn zihn, ahlk, ruh ve meden temelleri de bunun zerine istinad edip, dierlerini tamamen deitirir. I SLM NKILABIN YOLU Bu makalede, zat alilerinizin karsnda u davay (process) aklamak istiyorum ki, bunun neticesinde slm Hkmet btn akl ile vcud bulacaktr.296[296] Sekin bir ilim ehlinin huzurunda bulunmam dolaysiyle, benim iin bu hakikati izah etmek hususunda fazla vakit sarf etmek zarureti yoktur. Hkmet nasl bir keyfiyette olursa olsun, (uydurma bir usul olmamak artiyle) kurulabilir. Bahis mevzuu olan hkmet, en salam usullere istinat ettiinden, istendii zaman baka bir ekle veya istenmedii zaman baka bir ekle konacak bir ey deildir. Byle bir kuruluun ortaya kmas, itima, ahlk, ruh, meden ve tarih sebeplere dayanmas pek tabidir. Bunun iin baz iptida meselelerin hazrlklar (Prerequisites) ve baz ftr gereklerin bir araya gelip hazrlanmalar lzmdr ki, bunlarn neticelerini mantk vaziyette grp, mukaddemat (Promises) bunun zerine tertiplemeniz mmkn olabilsin. Nitekim, kimya ilminde, bir kimyev terkibi, daima bu terkibin tekil ettii unsurlarda aramak lazmdr. te itima iler de byledir. tima ilerde de hal ve vaziyetin gereine gre, fertlerin bir araya gelmesi bir camiay tekil ettiklerini gsterir. Bunun neticesinde de hkmet kurulur. Sonra hkmet vaziyetini ve yryecei yolu tayin eder. Bu ekilde iin mukaddemesinin baka ve iin neticesinin baka olmasna da imkn yoktur. Mesel, yine kimyadan misl verelim. Bir elmann zellik baka
296[296]

Bu makale 12 Eyll 1940 da slm Tarih ve Medeniyeti Encmeninin daveti zerine Ali - Garh niversitesinde stirci Hal'da okunmutur.
1160

ve onun terkibindeki zellik baka olamaz. Ayn ekilde dikilen bir limon ekirdeinden enbe (Hint - Pakistanda yetien gzel kokulu bir meyve) fidesinin yetimesine imkn yoktur. Yine mmkn deildir ki, bir millet bir zihniyet altnda teekkl etsin de sonra bu camia baka bir zihniyette bir hkmet ortaya karsn. Fakat burada baka bir mesele vardr: Cemiyet idareci bir kadro tarafndan zorlanrsa (Cebriyet): (Determinism) bu zorlama ve cebrilik insan iradesini yok eder ve ortadan kaldrr. phesiz olarak, byle bir dikta ve zorlama olmakszn, hkmetin ekil ve keyfiyetini fertler ve fertlerden meydana gelmi bulunan cemaatler tayin ederler. Bu tercih onlarn istek ve iradesine baldr. Aslnda bu da sabit olmu bir meseledir ki, hkmet nizamn ortaya koymaktan maksat, ftrata uygun den sebepleri bir araya getirmek ve fertlerin yani milletin ihtiyalarn gznnde bulundurmaktr. Bu bakmdan, byle bir ide fertlerin karakterlerini harekete geirmek icabeder. tima ahlak meydana getirmek ve fertleri terbiye etmek zarureti hasl olur. O zaman hkmet nizam ftrata uygun bir ekle girip yrr. Btn bu sebepler ve etkenler bir araya geldikten sonra ve uzun almalardan sonra, hkmet nizam kuvvet ve kudret elde edebilir. O zaman millet iin de baka bir nizam altnda yaamak bir hayli zor ve mkl olur. Nitekim, aa kkyle ayakta tutunur. Ve kkn varlna dayanarak geliir, byr ve sonra meyve verir. imdi biraz dnnz, hkmetin banda bulunanlar ferdi haysiyetleri itibariyle, itima vaziyetleriyle ve ayn zamanda ahlk nazariyeleriyle bir yaay nizamna balanm olurlarsa, imkn m vardr ki, byle bir vasatta, baka bir yaay nizam ortaya ksn. Bunun aksini dnmek, bo hayalden, bo dnceden ve bo iten baka bir ey deildir ve olamaz. SLM HKMETiN HUSUSYETLER imdi, slm hkmet dediimiz kuruluun hususiyetlerinin ve keyfiyetinin ne olduuna bakabiliriz. Burada slm hkmeti, dier hkmetlerden ayran mmtaz bir hususiyet vardr. slm hkmeti, dier hkmetlerin zddna ve aksine olarak, kavimperestlik, milliyet-perestlik ve doum yerine bal bulunmak gibi hususlardan tamamiyle uzaktr. Byle bir hkmet rejimi tamamiyle kendine mahsus olan sfatlar tar ki, buna ngilizce istilahta (deological State) denir. imdiye kadar dnya byle bir hkmet rejiminden haberdar deildir. Bu tarz bir sistemi de bilemez. nk byle bir rejimi grm deildir. Eski alarda, halk sadece bir hanedan ve yahut da bir zmre hkmeti biliyordu. Daha sonra rklk esasna dayanan bir hkmet rejimini benimsediler. Fakat usule bal yani belli prensiplere gre hareket eden bir hkmeti kabul etmek, rklk taassubundan syrlmak ve yalnz kanunlarla i gren bir hkmeti dnmek ve tasavvur etmek zihinlerin kabul edebilecei bir husus deildi. nk byle bir ey hristiyanlk akidesinde de mevcut olmad gibi dier sistemlerde de byle bir idealden eser yoktu. Bu bakmdan o zamanki vasatta usule bal bir hkmeti dnmek bile mmkn olmuyordu. Nihayet Fransz inklab vuku bulunca prensiplere de dayanan bir hkmet fikri de ortaya atlm oldu. Fakat bu dnceler de
1161

nasyonalizm milliyetilik idealinin karanlna gmlp gitti. Sonra da sosyo-komnizm nazariyeleri kendini gsterdi. Bu nazariye zerine bir hkmet kurulmas fikri de belirdi. tatbikat sahasna dklnce baka trl bir nasyonalizm ortaya kt. Bylelikle bu noktaya kadar gelen bu akm da neticesiz kald gibi, baka ekillere girdi ve asl heyetini kaybetti. Grlyor ki, dnya tarihinin bandan gnmze kadar gelip geen saysz hkmet rejimleri iinde yalnz slm hkmet rejimidir ki, her trl mill, kavm ve toprak aibelerinin stne karak tertemiz bir vaziyette kalabilmi ve sadece ideolojiye dayanan bir hkmet rejimidir. Daveti btn insanlk iindir. Byle bir kurulu ancak bu ideolojiyi kabul eden kimseler tarafndan meydana getirilebilir ve milliyet esasn stnde olan insanlk esasna gre bu bina ykseltilir. Byle bir hkmet emsalsiz ve benzeri grlmemi bir ey olduundan, dnya halk bilmeden daha dorusu kr krne bu kurtulu rejimine kar koydular. Yalnz gayri-mslimler deil, hatt mslmanlarn kendileri bile bu ilh hidayetlerle kurulan rnek nizamn mutazamman olduu hususlar (mptlications) anlamaktan ciz idiler. Mslman lkelerinde yetiip gelienler bile itima hususlarda Avrupai dncelerle yetitiklerinden, Avrupann siyas ilimlerine (Social Sciences) kaplmlardr. Bunun iin onlarn da zihinleri byle bir eyi anlamaktan ve kavramaktan cizdi. Ne kadar yazktr ki, mslman lkelerinin ou son zamanlarda hrriyetlerini elde ettikten sonra dahi kendilerine hkmet pln olarak Mill Hkmet (Natioan State) den baka bir pln dnemediler. Maalesef bunlarn dncelerinde slm ilim ve dnce ve ideolojik "Usul Hkmet" rejimi bir trl yerleemiyor. Btn slm dnyasnda kark ve Arap sana dnm bir usul tatbik edilmek isteniyor. Halk ise slm hkmetin sadece ismini biliyor. Fakat bu zavalllar da byle bir kuruluun ne ekilde olabileceini ve ne ekil alabileceini akllarndan bile geiremediklerinden mecburi olarak Mill Hkmet rejimine sarlp kalyorlar. Milliyetilik dncesi (Natioanalistic ideology) nin peine bilerek veya bilmeyerek taklp gidiyorlar. Dnebildikleri program da yine milliyeti hkmet esasna dayanan bir hkmet programdr. Halk, mmet, cemaat, millet, milliyet, emire itaat gibi slm stlahlar syleyip duruyor. Fakat esas fikir itibariyle bunlarn hepsini milliyeti ve rk stlahlara gre ifade etmektedirler. Gayr - slm kumatan slm elbise yapp giyinmek istiyorlar. Usul hkmetin keyfiyetini anlam bulunuyorsunuz. imdi biraz daha dikkat edip u meseleyi de anlamak lzmdr ki, bu dnce, bu hareket ekli, bu amel program ve bu noktann balangc, bu i iin bir mesele tekil edemez. Nerede kald ki, bu zmre ile ii halledip, vaziyet salam bir ekle konabilsin? Dorusu udur ki, yukarda saydmz hususlarn her biri ayr ayr, bir keser mahiyetindedir ki, bunlar bahsettiimiz usul hkmetin kkn baltalarlar. Usul hkmetin esas, kavimlere ve kavmiyetlere dayanmaz. Sadece insanla istinat eder. Burada, her kim bu usul kabul ederse, bu usule balanrsa, bu hkmete itirak eder. Kabul etmeyenler de ekilip gider. imdi dnelim bir kere, zihnini, lisann, tavr ve hareketini ve her eyini milliyetilikle yourmu bir kimse, nasl olur da bu insan usul

1162

kabul edebilir? HLFET- SLMYE; slm hkmetin ikinci hususiyeti de byle bir hkmette esas hkimiyetin Allahu Taalya has olduudur. slm hkmetin esas nazariyesinde297[297] mlk Allah Taala'nn halifesi olmak hasebiyle yine Allah Taala'nn bir ahs, yahut hanedan, herhangi bir zmre veya kavim belki btn insanln dahi bu hkimiyetle bir ilgisi (sovereignty) yoktur. Hkm vermek ve kanun yapmak da sadece Allah Taala'nn hakkdr. nsan, Allah Taala'nn halfesi olmak hasebiyle yine Allah Taala'nn hkmettii kanunlar olduu gibi tatbik etmek mevkiindedir. Hkmetin sahih durumu da bundan baka bir ey deildir. Bu da iki ekilde izah edilebilir. Ya insan dorudan doruya, Allah tarafndan olan Kanun ve Dstur ile hkmetin bana getirilir. O'nun hilafetine btn insanlar hep bir arada itirak edip imanettikleri ve tabi olduklar kanunlar yrtmeye hazrlanrlar. Bu ite bu insanlar topluluunun her ferdi teker teker Allah Taal karsnda mesul olurlar. nk Hak Taal aikr veya gizli her eyi bilir. O'nun ilminden hibir ey gizli deildir. O'na kar yalan uydurulup da sylenemez. Hilfetin mesuliyeti bize emanet edilmi olduuna gre, bu, u demek deildir ki, biz istediimiz gibi hkm verelim de istediimiz gibi bu hkmleri yrtelim. Halk kendimize kle yapalm. Onlarn balarn kendi karmzda edirelim. Halktan vergi alalm da kendimiz iin saraylar yapalm. Hakimane salahiyetleri kullanarak kendi keyfimize bakalm. Bu salahiyetleri, kibir ve bencilliimize alet edelim. Biz u hususlarn gereklemesi iin Allahu Taala'nn kanunlarna bal bulunup bunlar yrtmeye alrz: Bu kanunlarn yrrlkte ve geerli olmas iin hi bir ekilde kusur etmemeye almak. Eer bizim bu yolda bir kusurumuz veya garazmz, heva ve nefse tabi olup taassup, taraftarlk, dinsizlik ve densizlik iin girerse, o zaman Hak Taala'nn adaleti karsnda ceza greceimize inanmak. Dnyada bu cezay grmezsek de ahirette mutlaka greceimize hakkiyle kani olmak. Bu nazariye ve bu plana gre bu bina kurulur. Bu binay bir aaca benzetelim ki, bu aacn en ufak dallarnn en ufana kadar her ey dnyev hkmetlerden (Secular States) tamamen ayrdr. Bunun terkibi, bunun mizac, bunun ftrat byle eylerle karamaz. Bu binann devam etmesi ve bu aacn gelimesi iin, husus bir dnce, husus bir zihniyet ve husus bir tavr hareket lzmdr. Bu hkmetin, siyaseti, bu hkmetin ordusu, bu hkmetin adliyesi, bu hkmetin maliyesi, bu hkmetin vergi usul, bu hkmetin gvenlik ileri, bu hkmetin d siyaseti, sulh ve harp tutumu ve batan sona kadar her ii dnyev hkmetlerden tamamen ayr olmaldr. Burada adalet ilerine bakan hkim, burada dantay ba hkimi, adliye mavirleri dier hkmetlerinkine benzemez. Hatt polis mdr ve en yksek gvenlik miri bile farkldr. Bu hkmetin kumandann takip ettii yol da dierlerine benzemez. Dleri bakanlar
297[297]

Bu nazariye hakknda daha geni malumat iin bu kitabn daha evvelki blmlerine baknz.
1163

da siyaset dzenbazln bilmezler. Hlsa, bu hkmetin ilerini yrtmee itirak eden btn halk efrad, ahlk ve zihn terbiye bakmndan bu hkmetin takip ettii yola uymaldrlar. slm hkmetin vatandalarndan tutun da, idareciler, i adamlar, hkimler, direktrler, ordu kumandanlar, sefirler, bakanlar, hlsa itimai yaayn btn unsurlarn tekil eden elemanlar, bir makinann btn paralar gibi tamamen birbirine intibak etmelidir. Bir makinann paralar gibi birbirleriyle ilgili olan slami hkmetin halknn kalblerinde Allah korkusu bulunmal ve Allah Taalnn karsnda mesuliyet hissi duymaldrlar. Bu hkmeti yrten en ufak memurundan en byk makamlarda bulunan idarecilere kadar her ahsn ahireti dnyaya tercih eden kimselerden olmas lzmdr. Byle bir nizam altnda yetiip terbiye grmeleri lazmdr. Onlarn nazarnda ahlak ilerleme ls dnyev menfaatten ok yksek olmaldr. Hkmetin esas gayesi olan insanln ykselmesini gznnde tutmaldrlar. Her yaptklar ite Hak Taalnn rzas iin almaldrlar. ahs, kavm, aireti ve milliyetilik kaytlarndan kurtulup bu gibi eylere kle olan kimselerden olmamaldrlar. Dar grten ve taassuptan tamamen azade bulunmaldr. Bu kimseleri servet ve hkmet krssnde bulunmak kudurtmamaldr. Servet ve iktidar iin a gzl olmamaldrlar. unu da bilmelidirler ki, yeryznde onlarn eline gemi bulunan hazineler onlarn olmayp, ancak bu hazinelere bir emanetiden baka bir ey deillerdir. Hkmet vastasiyle ellerine gemi bulunan ehirlerin koruyucusu, gzeticisi olduklarn bilip, bunlar korumak iin gece uykusunu feda etmekten ekinmemelidirler. Halkn cann ve maln, rz ve namusunu, eref ve haysiyetini hibir tesir altnda kalmadan, korkmadan ve ekinmeden korumak lazmdr. Fatih olarak bir lkeye girdikleri zaman, bu lkenin halknn maln yama etmek, halka zulmetmek, rezalet karmak, ehvet peinde komak gibi irkin fiillerden ekinmelidirler. yle hareket etmelidirler ki, fethedilmi olan lkenin halk kendi mallarn ve canlarn, oluk ocuklarn, slm askerlerine emanet edebilsinler ve koruyacaklarndan emin olsunlar. Milletleraras meselelerde ve milletleraras siyasette, doruluk, adalet, usul, ahlk, anlama ve her eyde itimat telkin etmelidirler. te ancak bu vasflara sahip bulunan kimseler slm hkmeti kurup yaatabilirler. Madde - perest (Utilitaryen) ve menfaat-perest: (Utilitarian Mantality) zihniyetini gden, dnyev faydalar, ahs veya kavmi (mill) diye yeni usul koyan kimselerden olmamaldr. Bunlar hibir eyde ne Allah' dnrler ne de ahireti. Bu gibi kimselerin btn maksatlar ve gayeleri ve tuttuklar ilerin esas mihveri, sadece dnyev menfaat ve zarar dnmektir. Byle kimseler, nasl olur da byle bir hkmet kurup yrtebilirler. Bu gibi idareciler, hkmet binasnn muhiti iinde mevcut olduka, bu binann temellerinde kstebekler yuva yapm demektir. SLM HAREKETN HUSUS ALIMA TARZI imdi ksa tarih bir bahisle, slm inklap ile, itima yaayn esaslarn deitirmek ve yeni batan nasl kurulaca hususunu, huzurunuzda aydnlatmak istiyorum. Bu yolda almak iin husus bir

1164

alma tarz (Technique) nedir ve bu tarzla nasl maksada ulalabilir ve ne dereceye kadar muvaffak olunabilir? Hakikatte slm, yle bir hareketin ismidir ki, bu hareketin esas yalnz ve biricik olan Allah hkimiyeti nazariyesi zerine insan yaaynn temelini kurmutur. Bu hareketin liderleri halkn dedii gibi, Allah'n Resulleridir. Biz de bu harekete katlmak istersek, hi olmazsa, bu liderlerin gittikleri yoldan gitmeliyiz. Onlarn hareket tarzlarna uymalyz. nk byle bir ite O'nlardan baka yol gsterici bulunamaz. Bu bakmdan byle bir harekete katlmamz iin Enbiya Aleyhisselmn ayak izlerini izlemeliyiz. Kadim zamann enbiyasnn izleri hakknda bizim fazla malumatmz yoktur. Ancak Kur'an- Kerim'de bunlar hakknda baz aretler vardr. Bib-le'in "Ahd-i Cedid": (ncil) ksmnda, Hazretti Mesih Aleyhisselam'n baz istinatsz dayanaksz szleri bize ulamtr. Fakat bunlarn hakikatlerini renmek imkn elimizde deildir. Orada slm hareket iin ak bir ekilde ne yaplmas icabettii hakknda bir ey anlamak mmkn deildir. Hazret-i Mesihin iaretleri, sonraki devirlere safiyetiyle intikal etmemitir. Bu hususta yegane mkemmel ve aydn bir yol varsa o da Hazret-i Resulullah Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in gsterdii yoldur. Bunun iin bu yola ynelmek sadece bir akideye istinat etmez. Belki bu yol, inii yokuu ve dolambal taraflar malum olan bir yoldur ki, bizim de bu yoldan gitmemiz gerekir. Buna gre bu liderler arasnda sadece Hazret-i Resul Ekrem Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in nderliinin teferruat malmdur. slmn ilk hareketinin balangcndan, bu slm hkmetinin teesssne kadar, Anayasa, haric ve dahil siyaset, memleketin dzen ve intizam ve yaayn her merhalesinin tafsiline kadar noktas noktasna, malumat almak mmkndr. slm hareketin alma plan ancak bu nderin izdii plan zerinde grnebilir. Allah Resulnn Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in slm davetine memur olup, bu ile vazifelendirildii zamanki dnyada ahlak, meden, iktisad ve siyas meseleleri nasl halletmek yoluna gittiini elbette ki, siz de ok iyi bilmektesiniz. O zaman, Roma ve ran emperyalizmi ortada idi. Zmre ve snf imtiyazlar da hkm sryordu. Caiz olmayan gayr meru menfaat edinmek (Economic Exploitation) dahi mevcut idi. Bunun yan banda ahlak dklkler de cemiyeti penesine almt. Memleketin iinde ve dnda yle meseleler vard ki, biribirinden kark bir durumda idi. Bunlar ancak bir liderin tedbiri ile zlebilirdi. Millet de cehalet denizinde yzyordu. Ahlk dklk, fakirlik ve sefalet, derebeylik, dahili ekimeler ve eitli kargaalklar halk bir girdap gibi iine almt. Bahreyn'den Yemen'e kadar btn Arap lkeleri, Irakn verimli topraklar da dahil olmak zere hep iranllarn tasallutu altnda idi. Kuzeydeki mntkalar da Hicaz'a kadar Bizans sultas altnda bulunuyordu. Hicaz'n iindeki Yahudi kapitalizmi de iktisaden lkeyi hkimiyeti altna almt. Bunlar tefecilikle Araplarn kanlarn emiyor ve iliklerini smryorlard. Habe hkmeti de Hicaz'a saldrm Mekke'yi tahrip iin harekete gemiti. Bu hkmete mensup bir zmre tam bir sulta ve tam bir kudret ile Hicazla Yemen arasndaki Necran mntkasna yerlemi bulunuyorlard. te o zaman Hak Taal bir nder ve bir rehber gnderdi. Bu nder kendi lkesinden itibaren btn dnyaya u cihanmul davette bulundu: lk nce bir ve tek olan Allahu Taaldan bakasna kul
1165

olunmayacaktr Ancak ve yalnz Allah'n kulluu kabul edilecektir. nce bu hususa ehemmiyet vermesi, baka hususlara ehemmiyet vermemesi ve alka gstermemesi demek deildir. Belki Zat Risaletpenahileri btn meseleleri her cephesinden mtala ederek halletmek yolunu tutmutur. lk nce vahdaniyeti retti. Sonra insanlarn ahlak ve medeni yaaylarndaki bozukluklar dzeltip, ortadan kaldrd. Bunun da ilk art, insann kendi bana buyruk mstakil (ndependent) ve gayr mes'ul / sorumsuz (Irrespon sible) olmadn ortaya koymak oldu. Baka tabirle in sann kendi kendisini ilh klmasna son verdi. Yahut da insann "lh l - lemin" den gayr baka birine bu baka biri ister insan olsun yahut da insandan gayrs ilerini teslim edemiyeceini retti. Bu gibi eylerin kk tamamen kaznmadka, slm nazariyeye gre ve yukarda bahsettiimiz gibi, her ne olursa olsun, bir ferdi slah mmkn olmazd. tima bozukluklar da ortadan kalkmazd. Bunun iin slah yolunda ilk yaplacak i, insan kendi bana buyruk olma zihniyetinden kurtarmak ve dnyann sahipsiz olmadn ona anlatmakt. Dnyann hakik Sahibi ve Padiahn tanmasn ve O'nun emrine teslim olmak ihtiyacnda bulunduunu renmeliydi. Ancak bu ekilde bu Padiahn koyduu had ve hududu amaya yeltenmez ve kendi bana buyruk olduu zaman urayaca zarar ve ziyan kavrayabilirdi. Akl ve hakikatin (Realism) iktizas da budur ki, doru bir usul ile, O'nun karsnda boyun bklr ve O'na itaat edilir. Dier taraftan unu da retti ki, mevcut olan dnyann Hkmdar ve Padiah bulunan bir tek Mlik vardr. Ancak bu Mlik ihtiyar ve buyruk sahibidir. Baka bir kimsenin ve baka hibir varln hkm yrtmeye ve buyruk sahibi olmaya hakk yoktur. Hakikatta da O'ndan baka bir ilh bulunmamaktadr. Bunun iindir ki, O'ndan baka bir kimseye kul olunmaz ve olunamaz. Bakasnn hkm dinlenmez. Kimsenin karsnda da ba eilmez. Orada artk hi bir "Majeste: (Hi Majesty: Hametlu, Devletlu Hazretleri) filan yoktur. zzet sahibi bir tek Majesty olan O varlk ancak bu hakka sahiptir. Orada herhangi bir Ekselans: (Hi Hignes: Asaletl, Fahametl Hazretleri) falan da yoktur. Bu lakap yalnz temiz ve gzel i yapan kimselerindir. Orada yine herhangi bir Lord cenaplar (Lordship: Asaletmeb Hazretleri) de yoktur. Herkes asaletmeaplktan, Lordluktan bir hisseye mliktir. Orada herhangi bir kanun koyucu da yoktur. Kanun koymak O'nun hakkdr ki, kanun koymak salahiyeti vardr. Orada ne aa, ne patron ne velinimet, ne raca, ne maharaca, ne ebedi ef, ne mill ef, ne herhangi bir ef veya ne de koruyucu vardr. ktidarn anahtar da kimsenin elinde deildir. Kimsenin kimseye stnl yoktur. Yerden semaya kadar ne var ne yoksa hepsi de kledir ve kuldur. Rab ve Mevl ancak bir tek varlktr. Buna gre, o zaman, her trl kulluk, her trl itaat, her trl ball brakp da bu varla kul olmak, bu bir varla itaat etmek, bu bir varla balanmak O'nun hkmne boyun bkmek icapeder. te bu, btn slahatn asl, esas ve kkdr. Bu ess zerine ferdi davran ve itima nizama ait binann yeni batan pln izilir ve kurulur. Bulunduumuz yer yznde Adem Aleyhisselam'dan bu gne kadar ve bu gnden kyamete kadar insan yaayn meseleleri bu nizam zerine de-

1166

vam edip gider. Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'dan gayr kimse bu temel slah hazrlamak in davette bulunmamtr. Siyasi ve itima ilerde, halk zerinde bu kadar tesirli olan kimse de yoktur ve kmamtr. Halkn zerinde tesir icra ederek, halk byle bir yolda almaya baka bir yola kimse sevk etmemitir. Gryoruz ki, o bir tek kimse olduu halde kalkp Lilhe illallah mefhumunu iln etti. Bu sadece peygamberane bir ekilde ileri atlmak iin deildi. Hakikatte slm hareketin ne ekilde olacan iln etmek iindi. Bu slahat hususunda kimse O'na yardm etmiyordu. Hatta halk, bu kelimeleri bile kabul etmek istemiyordu. Lailahe illllah' temel olarak kabul edenler de Zat- Risaletpenahilerinin yan banda tahamml ok g skntlara katlanyor ve bu esas yerletirmek iin urayorlard. Fakat ok gemedi, Lilheillallah sesini duyup gelenler Zat- Saadetlerinin etrafna toplandlar. Bir hayli zahmet, meakkat ve mcadelelerden sonra bu binay da kurmaya muvaffak oldular. Bu bakmdan slm hareketi yrtmek iin husus tedbire ve amel hikmete ihtiya vard ki, bunun da ba Tevhidi salamlatrmakt. Tevhid akidesi sadece bir din mesele deildir. Arz ettiim gibi itima yaay nizam da tam olarak ancak bunun zerine kurulabilir. tima yaayta, insann kendi bana buyruk ve Allah'tan gayrsna kul olmaktan kurtulmas icabediyordu. Bugn dnyann her tarafnda minarelerden "Ehed En la ilahe illallah" sesleri ykseliyor. Ne bunu syleyenler buna dikkat ediyorlar, ne de bunu iitenler bu mukaddes kelimede ne derin bir mana bulunduu zerinde dnyorlar. Fakat bu ilndan asl maksadn ne olduu anlalrsa ve bunu syliyenin de u manada sylediini kabul edelim: "Benim Hak Taal'dan baka bir hkmdarm yoktur. Ben hibir hkmdara boyun emem; hibir buyruk altna girmem, hibir kanunu kabul etmem; hibir adalet (Jurisdiction) a eilmem; kimse bana hkmedemez; kimsenin nizam ve kaidesine evet demem; hibir imtiyaza hak ve hukuk tanmam; hibir hkmet, hibir mukaddeslik fark ve ihtiyrt sahibi kabul etmem; sadece ve ancak bir ve tek olan Allah'tan baka birey tanmam." O zaman siz de greceksiniz ki, birok idrk yoksunlar byle bir anlay kabul etmiyeceklerdir. A gzller bu esasa inanmak yoluna gitmeyeceklerdir. Siz isterseniz dvn, isterseniz dvmeyin. Dnyann kendisi sizinle sava halindedir. unu da anlayacaksnz ki, yerden semaya kadar ne var ne yoksa sizinle dmandrlar. Her tarafta sizin iin ylan, ejderha ve yrtc canavar mesabesinde bulunan dmanlarnz vardr. Hazret-i Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem o karanlk ada bu sesi ykseltti. Bu sesi ykselten davetin mahiyetini ok iyi biliyordu. Duyanlar da bu sesin hangi manada ifade edildiini anlyorlard. Bu gerek kurtulu hareketine kaplanlar dvlyorlard. Bu sesi ksmak iin her trl areye bavuruyorlard. nk muhaliflerin Brahmaniyetleri (Brahmenlik) ve Papalklar tehlikeye giriyordu. Hkmdarlarn hkmdarlklar, sermaye sahiplerinin sermayeleri, tefecilerin menfaatleri, nesil - perestlerin nesl stnlkleri (Racial Superiority) milliyeti ve rklarn tutunduu temeller, ecdatlarn dedeleri ve atalar, put perestlerin putlar tehlikeye giriyordu. te bu sebepten dolay

1167

yle buyurulmutur. El - kfr milletin vahidetn: Kfr bir tek millettir. Ve bu vecizenin ispat gereince savaa girilmitir. Bu yolda savamakla bir hareket ba gstermitir. Bu mcadelede yalnz bir ksm halkn dnceleri temiz ve hakikatlar kabul etmeye hazr bulunuyordu. Bunlarn vicdanlarnda sadakat vard. nandklar eyin hak olduunu bildiklerinden bu yolda canlarn feda etmeye ve lmeye de hazr idiler. Bu hareket iin byle bir halk topluluuna ihtiya vard. Bir bir, iki iki, drt drt bir ara ya gelip toplandlar ve ie giritiler. Katlanmadk sknt ve ekmedikleri eziyet ve ile kalmad. Bu uurda evlerini barklarn da brakp hicret ettiler. Yaknlarn, sevdiklerini dost ve ahbaplarn braktlar. Dayak yiyenler, hapsedilenler, binbir eziyete katlananlar ve lenler, oldu. ar pazarda talananlar, tahkir edilip kfr iitenler tahamml ettiler. Kafalarm krlmad, evler mi dalmad... Her ey yapld, her areye ba vuruldu. Fakat b tn bunlara ramen slm ne salamln kaybetti ne de slm iman sarsld. Bunun ilk faydas u idi: Byle bir ie iradesi zayf ve daldan dala konan kimseler yanaamadlar. Bu harekete katlanlar Adem soyunun en sekinleri idiler. Ancak bu seilmiler bu harekete katldlar. Esasnda da bu byle olmalyd. Bu ie stn seciyeli kimseler lazm d. Herhangi bir insan bu davaya faydal olamazd. Sonra bu halk topluluu giritikleri bu ite ahsi garaz veya ailev bir maksat iin bu etin musibetlere katlanmyorlard. Yalnz Hak iin, sadakat iin ve Allah rzas iin btn bu sknt ve cefalara gs geriyorlard. Bu yzden alktan ldler ve dnyann cefasna maruz kaldlar. Btn bu ar ve iddetli mcadelelerin neticesinde asl gaye ve asl maksat olan sahih slm zihniyet dodu ve ortaya kt. Lzm olan ve ulalmas gereken merhale de bu idi. Onlarn kalplerinde temiz slm karakter kendisini gsterdi. Onlarn Allah - perestlik-leri hulus ile grnd. Musibetlere katlanarak slmn dershanesinden hakikat dersi alarak geldiler. Herhangi bir ahsn maksad iin bu zmre ortaya atlmam ve bir lm kalm mcadelesine girimemilerdi. alp abalamalar, urap didinmeler, trl musibetler, zahmetler, skntlar, darmadan edilmeler, dayaklar, lmler, hapsedilmeler, yoksulluklar, yerden yurttan hicretler gibi btn bu merhalelerden geip ahs ve zat tecrbeler sayesinde bu asli maksadn btn teferruatna kadar kalplerini ve ruhlarn hazrladlar. Hatta onlarn ahsiyetleri, bu maksadn keml bulmasna yardm bakmndan, namaz farz oldu ki, dikkatler bir nokta zerinde toplansn. nanlan ve kabul edilen hkimin (hkmdarn) hakimiyeti tekrar tekrar itiraf edilsin. Bu akide kklesin ve salam bir hle gelsin. O hkmdarn hkmdarl akidesi, yerleip salamlasn ki, dnya ileri hep O'nun hkmne gre yryp gider. O'nun "ALM L, GAYB VE-EHADE: gizliyi ve aikr olmas ve "Mliki yevmddin: hesap gnnn sahibi" vasfn tamas ve "Khirn fevka ibadihi: kullar zerinde kudretli bulunmas" hakikati zihinlere ve kafalara yerlesin. Her hal ve durumda O'ndan baka kimseye kulluk edilemiyecei bilinsin. Kalblere yerlesin. Bir taraftan bu esaslara gre yeni gelenler bu yolda terbiye ediliyor, dier taraftan da slm hareket meyvelerini vermeye balyordu.
1168

Halbuki, kfr ehli bu ilk mslmanlara eziyet ediyor, hapsediyor ve bazlarn evlerinden dahi kararak, onlara eitli ekillerde zulmediliyordu. Fakat btn bunlara tahamml edildi. Acaba btn bu glklere neden ve niin sabrediyorlar, gs geriyorlard. Gryoruz ki, bu kimselerin gznde, kadn, altn, mal mlk ve hibir eyin kymeti yoktu. Onlar hibir ahs menfaat da gzetmiyorlard. Allah'n bu kullarnn sadece sadakatleri vard. Bu insanlarn kalpleri niin byle bir cazibeye kaplmt? Urunda her eza ve cefaya katlandklar bu ey ne idi ki, kendilerini hibir ey durduramyordu. Anlalyor ki, bu enerji kayna Lilhe llllh'tr. nsan yaay nizamn deitiren prensip bu yce kelime adi. te bu sesin ykselmesi iin sadakatle, hakikatle, imanla dnyann btn menfaatleri feda ediliyordu. Can, mal, oluk ocuk, hereyden vaz geiliyordu. O zaman gzler alyor, kalpler geniliyor, gzlerin nnden perdeler kalkyor, hakikatin manzaras olduu gibi ortaya kyordu. te ancak bu cemaat, ahs gzelliin gururu, ecdat perestlik cehaleti, dnyev garazlar ve dnya muhabbeti aldatamamt. Ve ite bu cemaat bu sese laykiyle cevap verdiler. Ne kadar muhalefete, eziyete uradlarsa da btn bu kar koymalar krlp atlmt. Hakikat severler ve bu temiz insanlar gitgide oalarak gayelerini baarya ulatrdlar. O zaman, bu hareketin banda bulunan lider de kendi ahs yaay ile bu hareketin amel taraflarn ortaya koydu. Her sz ve fiili ile slmn hakiki ruhunu gsterdi. O zaman insanlar slmn ne demek olduunu anladlar. Bu hususu uzun uzadya anlatacak deiliz. Ancak ksaca birka misal vereceim: Zat Risaletpenahilerinin hanm Hazret-i Hatice Radyallahu Taal anha, Hicazn en zengin kadnlarndan biriydi. Zat- Saadetleri de onun ticaret ilerine bakard slm daveti balaynca Zat- Peygamberleri btn bu ileri bir tarafa brakt. Olanca varln bu mukaddes ie vakfetti. Btn Araplar kendisine dman kesildiler. Kendilerinin ve muazzez hanmlarnn nesi var nesi yoksa birka sene iinde hep bu yolda harcadlar. o raddeye vard ki, bir ara Hicaz'n "Melik l - tccar": En zengin tccar bulunan Zat- Saadetleri, davet ve tebli iin Taif'e gitmek istedikleri zaman binecek bir merkep bile bulmakta zorluk ektiler. Kurey milleti de Zat- Saadetlerinin bu lkeye hkmdar olmasn teklif ettiler. "Seni kendimize padiah yapalm, beendiin en gzel kadn sana verelim, senin ayaklarna kapanalm, yalnz u baladn hareketten vazge" dediler. Fakat O Zat, insanln kurtarlmas iin gelmiti. Bu maksat uruna, talanmaa ve kt szler iitmeye raz idi. Kurey ve Arap ileri gelenleri Alemlerin Fahrine, yle diyorlard. "Y Muhammed, (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) nasl olur da biz senin meclisinde oturur ve senin szlerini dinliyebiliriz ki, bizler senin meclisine geldiimiz zaman meclisinizde hep kleler, kullar, be parasz kimseler (maazallah) aa kimseler oturuyorlar. Nasl olur da biz u aalk zmre ile ayn yerde oturabiliriz. Nasl olur da biz onlarla ayn seviyeye deriz." Fakat O Zat, insanlar arasnda aalk ve yukarl kaldrmak ve insanlar ayn seviyeye getirmek iin gelmiti. Onlarn hatr iin fakir ve paras bulunmayan kimseleri kracak deildi.

1169

Bu hareket iin, Zat- Saadetleri, kendi kavmini, kendi lkesini, kendi kabilesini, kendi hanedan ve ailesini ve ayn zamanda hereyini feda etmekten ekinmemiti. nk O Zat, insanlar insan etmek, insanlara insanlk retmek iin dnyaya gelmiti. nsanlar kurtarmakla vazifelendirilmiti. Byle bir daveti insanla ulatrmaa memurdu. Eer Zat- Saadetleri kendi ailesini, kendi hanedann dnseydi, Him olmayan kabilelerin mensuplar o zata kar nasl yaknlk hissi duyabilir, ve O'na nasl balanabilirlerdi? Eer Zat- Saadetleri, Kurey iktidarna kar cephe almasayd, Kureyten olmayan dier Araplar kendisine nasl itimat edebilirlerdi? Eer Zat- Risaletpenahileri, Arap milletinin stn olduunu ileri srseydi o zaman Habeistanl Bill Habe, Suheyb Rum ve iranl Selmani Faris Hazretleri Radyallahu Taal anhm, etrafna toplanrlar myd? te O'nun ii her trl ahs, ailev, hanedan, kavmi, vatan ve memleketilie dair en ufak bir mefhumdan uzakt. Mekkeden hicret edip Medineye geldii zaman, dmanlarnn dahi kendisine teslim etmi bulunduklar emanetleri sahiplerine iade etmek iin Hazret-i Ali Radyallahu Taal Anh' memur etti. Dnyaperest bir kimse eline geirdii bir eyi, byle bir frsat varken, geri iade ettirir miydi? Fakat Allah - perest kimse ise kendi can dmanlarnn haklarna dahi zerre kadar tecavz etmez. Bir taraftan bu dmanlar Zat- Saadetlerinin canna kast etmek isterlerken, dier taraftan Zat- Risaletpenahileri de bunlarn emanetlerini geri vermek iin alyordu. te bu ahlak, Araplar hayretten hayrete dryordu. Ben. katiyetle diyebilirim ki, o tarihten iki sene sonra Bedir savanda Zat- Saadetlerinin karsnda yer alan bu kimseler yle sylyorlard: Biz kiminle savayoruz? Hicret gecesi kendisini ldrmek iin uratmz srada o bizim emanetlerimizi geri vermee alyordu. Bu melek hasletli zatla m arpyoruz? Evet, o zaman Araplarn elleri Zat- Saadetlerine kar harp ediyordu. Fakat kalpleri yaptklar bu ii tasvip etmiyordu. Bedir'deki kfirlerin malup olmasnn sebebi de bu ahlak ykseklik olsa gerektir. On sene sren etin almalardan sonra, Zat- Saadetleri, Medinede kk bir devlet tekil etmesine sra geldi. O zaman bu devletin halk terbiye grm ve tam bir islm dncesine sahip birka bin kiiden fazla deildi. Bu camiann tekil ettii hkmet on sene kadar Allah Resulnn Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in rehberlii altnda devam edegeldi. Bu az zamanda hkmettin her cephesi, slm usul ile yrtld ve Zat- Saadetleri islamn her cephesini retti. O devirde slmi ideoloji de manev dnceden (Abstract idea) genileyerek, ilerleyip bir meden nizm haline geldi. Bu nizamda slmn gvenlik, eitim, yarg, sosyal ilikiler, toplum ve ekonomik meyyideleri ortaya kondu. Sava - bar ve milletleraras mnasebetlerine dair kaideler nizamlat. Yaayn her sahasna ait usuller konuldu. Bu usuller dairesinde yaay devam ettirildi. Bu husus usul ile alacak olanlar yetitirilip, dierlerini de yetitirmek iin ie giritiler. Bu zmre, slm idaresini yle rnek olarak ne srdler ki, sekiz sene gibi ksa bir zamanda, Medine kasabasnda kurulmu bulunan bu kck devlet btn Arabistan yarm adasn idaresi altna ald. Gruplar halinde halk, slamn bu amel almasn gryor ve slma sarlyorlard. Halk gz ile gryor ve ahit oluyordu ki, gerek insanlk denen ey slmiyettir. nsanl felaha gtrecek olan yol ancak bu Hak yoludur. Buna en azgn slm
1170

dmanlar bile kan oldular. Yalnz kan olmakla kalmayp, bu yeni dine yle sarldlar ki, varlarn yoklarn hatta canlarn bile slm uruna feda ettiler. Bu kimseler nce bu harekete kar senelerce dvm ahslard. Halid ibni Velid, Ebu Cehilin olu kreme, Ebu Sfyan gibi slm dmanlar, mslman olunca Hak dinine hizmetkar oldular. Hazreti Hamza Radyallahu Anh'n katili Hind (Hazreti Hamzann cierini yemek isteyen kadn) ve Vahi sadakatle ba eerek, gelip slma teslim oldular. Fakat Zat- Saadetleri onlara kar kin tutmad. Zaten o yce peygamberin herhangi bir garaz duymasna da imkn yoktu. Tarih yazarlar hataya derek, bu emsalsiz inklabn savalarla meydana geldiini ileri srmlerdir. Halbuki o kadar ksa zaman sren savalarla, sava olan btn bir Arap kavmi nasl malup edilebilirdi? Taraflarn zayiat da bin veya bin yz kiiden fazla deildir. nklaplar tarihine bakarsanz, kendiniz de hak vereceksiniz ki, buna ancak "Kansz nklap": (Bloodless Revolution) demek doru olur. Bununla beraber bu inklap sadece memleketin ahvalini ve nizamn deitirmekle kalmad. Zihniyetlerde, gr zaviyesinde ve dnce tarznda yle bir bakalk meydana geldi ki, yaay usulnde ve btn bir ahlak davranta bambaka bir millet meydana kt. Bu millet eskiden zinay mubah gren, kadnlarn iffetine tecavz eden ve ayn zamanda ikiye dkn bir topluluktu. Fakat slmiyeti kabul ettikten sonra, iki ve zinann ortadan kalkmasnda nc oldular. Hrszl det edinmi ve bunu mubah sayan bu millet, bu defa dostla rnn evinde bile yemek yerken, acaba caiz olmayan bir ey mi yaptm diye nefislerini sorguya ektiler. Bu ekil bir yemek yemenin Kur'an- Kerimde yasak edilmi olmad sylendii halde yine de titizlikte ileri gittiler. Vaktiyle yol kesmeyi, kervan soymay adet edinmi bulunan ve geimini bu i zerine kurmu olan bu kavim yle bir deiti ki, bu kavmin, bu mmetin alelade fakir bir askeri, ran saltanat yklp giderken, ran Kisrasnn milyonlarca altna bedel olan kiymetli tacn, yanna alarak, gecenin karanlklarnda ssz llerden geerek getirip kumandanna teslim etmiti. O tarihten nce byle bir hadisenin eine yeryznde rastlamak acaba mmkn olabilir miydi? te bu yce dinin insanlara yapm olduu tesir, halis bir niyetten baka birey deildir. Burada artk riyakrlk hastalndan katiyen bahs edilemez. Eskiden bu kavmin fertleri indinde, insan hayatnn hibir kymeti yoktu. Kendi ocuklarn kendi elleriyle diri diri topraa gmerlerdi. Bu insanlar bilahare, yle merhametli oldular ki, bir tavuu bile keserken ilerinde merhamet hissi dodu. O kadar doru ve temiz bir ahlaka sahiptiler ki, cahiliyet devirlerinde yapmadklar kalmayan bu kavmin fertleri, Hayber kalesi fethedildikten sonra, tahsildarlk memuriyeti ile, vergi tahsil ederlerken, kendilerine byk bir mebla tutan rvet teklif edilip de devlet vergisini azaltmalarn bildirdikleri zaman, bu rveti kesin olarak red etmitiler. Yahudilerle aralarnda olan mterek mahsul de yar yarya blerek, onlara: "Siz hangisini isterseniz onu alnz" demilerdi. Yahudiler de tahsildarlarn bu tavrna ahid olunca, parmaklar azlarnda kalmt. Ve gayri ihtiyari yle barmlard: "te artk yeryznde adalet kaim oldu." Bu hkmetin idarecileri ve valileri, hkmet konaklarnda ve saraylarda deil, halkn arasnda oturur, gezer ve dolarlard. Sokaklarda, ar ve pazarda yaya yrrlerdi. Onlarn evlerinin
1171

kapsnda, ne muhafz" ne kapc ne de terifat vard. Gece bile her isteyen vatanda, evindeki idareciye mracaatn yapard. Bu mmetin iinde yle hkimler yetiti ki, bir Yahudinin iddias karsnda zamannn halifesini bile mahkemeye getirtti. Halife kendi olunu ve klesini ahit gstermek isteyince Hkim bunlar kabul etmemek cesaretini de gsterdi. Bu mmetin iinde, yle kumandanlar yetiti ki, harp srasnda bir ehri tahliye ederken, vaktiyle ehir halkndan alnm bulunan cizyeleri geri verdi. "Bu bizim hakkmz deildir" dediler. Bu mmetin iinde yle eliler yetiti ki, ran ba kumandannn saraynda kumandann karsna karken, slm ve insan eitlikten vaz gemedi. Bu usul aktan aa belirtti. Ak bir lisan ile ran kumandannn karsnda, randaki snf ayrlklarn tenkit etti. Bu konuma o kadar tesirli oldu ki ran ordusu efradnn kalblerinde insanlk dini hakknda bir sevgi belirdi. Bu mmet efrad arasnda yle ahlak sahibi kimseler kt ki, hrszlk yapan kimse kendi aya ile gelerek elinin kesilmesini talep etmi ve dier kimse de zina ettiini iddia ederek cezalandrlmasn istemitir. Maksat teki dnyada Cenab Hakkn huzuruna karken hrszlk ve zina suunun cezasn grm ve kurtulmu olarak kmakt Bu mmetin ordusunun askerleri, para ve dnya iin savamyorlard. Sadece iman yolunda arpyorlard Onlar kendi ceplerinden para harcayarak harp meydanlarna kouyorlard. Elde ettikleri ganimet mallarn da kendilerine al koymayp, blnmesi iin kumandanlarnn huzuruna getiriyorlard. Acaba, itima ahlak ve zihniyeti klla bu ekilde deitirmek mmkn mdr? Tarih gzmzn nndedir, insan ahvalinin tepeden trnaa silah zoru ile byle bir inklap geirdiine dair sizler bir misal verebilir misiniz? Gerekten enteresan bir mesele gzmzn nndedir. On sene zarfnda ancak on veya on iki bin mslmanla btn bir lke mslman oldu. ok az bir insanla byle bir neticenin alnm olmas dolaysiyle "bu muammay nasl halledebiliriz" diye dnp duranlar var. Halbuki mesele gayet basittir. Yeni bir ideoloji zerine yaayn pln izilmiti. Fakat ilk nceleri halk bu hareketin mahiyetini sezememiti. Byle bir deiiklie niin lzum grlyordu? Neticeyi tahmin edemiyenler eit eit dncelere saplanyorlard. phe ve tereddt geiriyorlard. Byle airane szler syleyen bu insan (neuz-billah) acaba delirmi midir diye hayret ve dehet iinde kalmlard. Yoksa hayal-perest midir diye kendi kendilerine soruyorlard. O zaman, sadece yksek zekl kimseler iman ettiler. Bu zevat, hakikati gryor ve slmn insanlarn kurtuluu iin geldiini anlayabilen kimselerdi. Zaman gelip de bu fikir nizam zerine bir hayr nizam kurulunca, halk gzn at. in ne olduunu ve ne neticeler verdiini de grdler. O zaman iyice anladlar ki, yaplmak istenen i, Allah'n sekin kulu tarafndan zulmn ortadan kaldrlmas iin ele alnm ve zafere ulatrlmtr. Artk bu gerek kurtulu hareketine kar koymalar iin bir sebep kalmadn anladlar. Ve btn gleriyle bu yolda almaya baladlar. Ancak basiret gz kapal bulunanlar bu hakikati grmemezlikten geldiler. slmn itima inklabnn takip ettii yol, byle bir yoldur. te pln izilen, binas kurulan inklap byle yaplmt. Halk bu iin baarya ulamasn mucize sayyordu. Evet, Peygamberin mucizelerinden biri de budur. Tarih de bize anlatyor ki, bu hareket, tabi yoldan gelien bir hadisedir. Burada illet olduu gibi ilm ve mantk deliller de vardr. Biz
1172

de bugn, o tarih pln zerine hareket edersek, yine ayn neticeyi elde ederiz. Elbette uras da vardr ki, byle bir i yapmak iin, slm imann uuru, zek ve dnce, salam karar verebilmek kudreti, ahs zaaflardan kurtulmak ve fedakrlklara katlanabilmek istidad olmaldr. Ayn zamanda himmet ve gayret sahibi kimselere ihtiya vardr. nandklar gaye iin alp da baka ynlere dnmeyenler de lzmdr. Dnya yaayndaki kendi ahs menfaatlarndan fedakrlk eden kimseler bulunmaldr. Bu mit uruna, anneler, babalar, oluk ocuklar, dostlar, mal ve mlkler feda edecekler olmaldr. Biz bunlar kaybettikse ne zarar vardr diyebilenler bulunmaldr. Bu maksat uruna alma yolundaki engelleri ortadan kaldracak kimseler meydana kmaldr. Byle bir mmet ilk nce Allah sesini ykseltir, sonra da ie giriirler. Nitekim iin banda da byle olmutu. EMNYETL YOL298[298] SORU: Aadaki iki pheli mesele huzurunuza arzediliyor. Ltuf ve kerem buyurup bunlar hakknda sahih nazari yenin ne olduunu izah buyurmanz rica ediyoruz. 1. Tercman l - Kur'ann geen saysnda bir okuyucuya ait yle bir soru yaynland: Hazert-i Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bir hkmete bakanlk etmesi teklif edildii halde acaba bu teklifi niin kabul buyurmadlar? Halbuki Hazret-i Yusuf Aleyhisselm, kendilerine teklif edilen bir iktidar kabul edip bu iktidardan faydalanarak mminlerden ve salih kimselerden bir cemaat hazrlamak yolunu tercih ettiler. Acaba ayn yol tutulmu olsayd daha iyi olmaz myd? Bu soruya verilen cevab okudum, fakat beni tam manasiyle ikna edemedi.299[299] Bence Hazret-i Yusuf Aleyhisselmn yolu tutulmu olsayd daha iyi olmaz myd? Zat- Saadetlerine, Mekke halk padiahlk teklif ettikleri zaman niin kabul buyurmadlar da, ayr bir devlet kurmak yoluna gittiler? imdi bizim de byle mi yapmamz icabeder? Ltfen bu hususu izah buyurunuz. Acaba benim bu fikrim ne derece dorudur? Yoksa tamamen hatal mdr? 2. Zat- Faziletleri, yine yazyorlar ki, herhangi bir merhalede byle bir vaziyet ortaya km olursa, o zaman, zamanmzda mevcut bulunan Anayasa usullerini ortadan kaldrp, bunun yerine sahih bir usul koymak iin artk dnmeye gerek kalmaz. Bu hususta halk da, slm cemaatin oluturulmas iin bir yere kadar, kurullara girmenin ve seimlere itirak etmenin doru olduunu dnmektedirler. Bu mevzuda da itima bak asn izah buyurmanz rica olunur. CEVAP:
Bu sual ve cevaplar Tercman l - Kur'ann Muharrem 1365: Aralk 1945 saysnda kmt. Bu mevzuyu Hint - Pakistan taksiminden nce anlamak daha kolay olurdu. (Hazrlayc) 299[299] Bu mektup ve cevab da "Heme-gr riyaset meen tahrk-i slm ka tark-i kr": (Alemmul hkmette slm hareketin alma tarz) ad altnda ayrca neredildi).
298[298]

1173

Bizim iin btn Enbiya Aleyhimselmn tuttuklar yola itaat edilmesi lzmdr. Hatta Zat- Saadetleri de bu hususu ak olarak beyan buyurmulardr. Kur'an- Kerimde de ayn emri gryoruz. Kur'an- Kerim hibir peygamberin tuttuu yolu ortadan kaldrmak istememitir. Byle olunca da Neb Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in tuttuu yol da baka bir yol deildir. Neb Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e padiahlk teklif edildii zaman, bu padiahlk bir arta karlk, ileri srlmt. Bu art da udur: Zat- Saadetleri, din tebli etmeyive daveti brakp, onlara uyacak ve ancak bu ekilde onlara padiah olabilecekti. Eer Hazret-i Yusuf Aleyhisselm'a da byle bir teklif yaplm olsayd, o da byle bir teklifi reddederdi. Hazret-i Yusuf Aleyhisselm'a, kaytsz artsz, hudutsuz olarak tam bir serbestlik verilmek art ile iktidar teklif edilmiti. Hazret-i Yusuf, byle bir teklifi kabul etmi, iktidara geince mlkn nizamn Hak din zerine usl koyarak tanzim etmiti. Memleketi bu yolda idare etti. Nebiyyi Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Selleme de byle bir teklif yaplm olsayd, elbette ki, savasz elde edecei bu neticeyi, savala elde etmeye tercih ederdi. Fakat o zamanki Mekke ileri gelenleri tarafndan teklif edilen bu hkmet, temiz ve saf slm nizam yrtmedii gibi o zamana kadar halkn ve komuoyunun de byle bir hkmete gerekten yardmc olabileceklerini, biz mmkn gremiyoruz. 2. Seim mcadelesi ve kurullara itirak meselesi, bir gayr slm Anayasann mevcudiyeti halinde, bir gayr - din: lik (Secular) Cumhuriyet (democracy) kurulup da, byle bir cumhuriyetin yrtlmesi iin olursa, o zaman bizim Tevhid akidemize ve din inancmza muhalif olur. Fakat biz memleketin komuoyunu kendi din dncemiz ve akidemize uygun ekle getirebilmek ve byle bir memleketin nizamn kendi din akidemiz zerine kurmak imknn bulmak dncesi ile ve Anayasay da slm bir Anayasa ile deitirmeyi dikkate alarak, bu yolda yrmemiz iin bir mani yoktur dedik. Tabi savaarak, kanl arpmalara girerek, elde edebileceimiz neticeyi, dvmeksizin elde etmemize eriat engelleyici bir hkm koymamtr. Fakat u hususu da iyi anlamamz lzmdr ki, bu alma metodunda u unsurlar bulunmaldr: 1. Memlekette, vaziyet yle olmaldr ki, bu nizamdan baka bir nizamn kurulmamasna kar koyacak gte olmal ve bu nizam yrtmeye hazr bulunmaldr. Yahut da bu nizamn kurulmasna yeterli olmaldr. 2. Biz, kendi tebliimizde, davetimizde ve propagandalarmzda yle bir yoldan yrmek imknna sahip bulunmalyz ki, memleket halknn byk bir ounluunu kendimize hemfikir yapabilelim ve gayri slm nizam yerine slm nizam kurmak iin komuoyunu hazrlamak mmkn olsun. 3. Seimler gayr slm Anayasa iin olmamal ve gayr slm Anayasa yapmak iin bir kurulun toplan mas gznnde bulunmamaldr. Ancak memleketin nizamnn yani slm nizamn Anayasasn hazrlamak in, olmaldr. ALEMMUL HKMETTE SLAM HKMETiN ALIMA

1174

TARZI300[300] SORU: Bir mslman iin, u mesele zerinde fazla istidlle lzum yoktur ki, sahih slm anlaya sahip olmak artiyle yaay nizamnda bir tek maksat vardr: Hkmeti ilhiyeyi kaim klmak. Ak olarak bellidir ki, bu maksada ulamak iin, yle bir yol tutulmaldr ki, ftrata ve akla bu iin yaplmas msait bulunsun. Ve bu ekilde asl dava yrtlebilsin. Hkmeti lhiyeyi ilk defa kuranlar Enbiyay Kiram Aleyhisselmdrlar. Bu bakmdan bu davada onlarn yollarn takip etmek icabeder. Peygamberlerin yaay sahifelerine gz gezdirdiimiz zaman, iki yol takip eden peygamberler gryoruz: 1. Davetleri srasnda muntazam bir hkmeti olanlar. Bu hkmet, camiann zerinde otorite sahibi idi. Ve bu hkmetlerde iktidar A'la bir tek kiinin elinde bulunuyordu. Hazret-i Yusuf ile Hazret-i Musa Aleyhisselm gibi. 2. Dierlerinin zamannda ne muntazam bir hkmet ne de muntazam bir devlet vard. Ne de camiann zerinde otoriter bir makam bulunuyordu. Mevcut olan hkmet bir kabile reisinden farksz (Patriachol) bir hkmet idarecisi idi. Mesel, Hazret-i Hatemn Nebiyyin Sallallahu Aleyhi ve Sellem gibi. Bu iki ksm peygamberlerin de ayr ayr alma sis temleri olduu grlyor. Herhalde siyas vaziyetin zarureti bu ayr alma eklini gerektirmitir. Fakat zamanmzn kapsaml ve alemmul hkmetleri, fertleri de her taraftan etki altna alm olduuna gre bu muntazam, etkili ve salam iktidar, fikr ve amel bakmdan da duruma hkim bulununca, ki, bu gibi iktidarlara eski tarihlerde raslamak pek kolay deildir yle bir soru ortaya kyor: Nasl olur da hkmetsiz (Stateless) bir devirdeki alma metodlar, yani kabile reislii hkmeti devrindeki usuller, imdiki muntazam hkmetlere tatbik edilebilir? Nasl olur da bu uurda alanlar, modern hkmetlere kar muvaffak olabilirler? Hatamn - Nebiyyn Sallallahu Aleyhi ve Sellem, muntazam bir hkmetin karsnda bulunmuyordu. Hazret-i Yusuf Aleyhisselm da bunun aksine muntazam bir hkmet karsnda idi. Nitekim Hazret-i Yusuf Aleyhisselm da iktidar sahibi olmak ve hkmet kudretini (Sovereign Power) eline almak istemiti: "Beni yeryznn hazinelerinin bana geir." Demiti. Netice de arzu ettii ekilde cereyan etmiti. Zamanmzn hkmetleri ise elbette ki, Hazret-i Yusuf Aleyhisselm devrinin hkmetlerinden daha kuvvetli, daha kudretli ve daha da alemmuldrler. "Niin bunlar kaldrp da yerine baka bir hkmet getirelim" diyenler oktur. Hkmet kurmaya alrken veya kurulduktan, sonra inklaplar ba gstermez mi? Kanlar dklmez mi? Bolevik Rusyada olmad m? uras da malumdur ki, slm ykp datmak, kan dkmek ve ortal berbat etmek iin gelmemitir. slmn
300[300]

Tercman l - Kur'an, Ramazan - evval 1364: Ekim Kasm 1945. (Hazrlayc)


1175

program ve hatt hareketi ok incedir. slam mefkuresine gre, zorla ve kanla i yapmak doru deildir. Belki slmn hareket tarz daha ince ve daha da derindir. Buradan anlaldna gre, kanl inklap yerine dirayete dayanan bir alma yaplmaldr. Byle bir hareket tarz kabul edilirse, o zaman mslmanlarn hkmete muhalif olmalar doru olmaz, bilakis hkmeti desteklemek lzmdr. ktidardan maksadn, kudret sahibi olarak atp tutmak olmadn sylemeye bilmem lzum var mdr? Mesel, Nuvvab Sahip Tercmann bir nshasnda Hazret-i Yusuf Aleyhisselmn ksas meyannda beyan buyurduklar gibi, muntazam bir cemaat hazrlayp bu vasta ile iler yrtlmelidir. Hkim kuvvet (Sovereign Power) i bu cemaat vastasiyle elde etmelidir.

1176

CEVAP: phesiz olarak, bu durumda slm hkmet alem-mul olunca, kt hkmet nizamlar da ibtida ekilde kalr. Buna gre alma ve yrtme tarz da deiir. Fakat iin usul bakmndan ve ama bakmndan bir deiiklik olamaz. Bu iin usul udur ki, ilk evvel biz davamz ileri sreriz ve bu davaya katlmak isteyenleri arrz. Bize katlp, evet diyenler toplanp gelirler. ntizaml bir ekle girerler. Sonra efkr umumiyeye ba vurarak, yahut da yle bir vaziyet doar ki, elde mev cut kanunlara ve Anayasaya gre, hkmet nizamnn bizim elimize gemesi mmkn olur. O zaman biz de camiann ahlak, meden, siyas, iktisad ve dier nizamlarnn zerinde dnr ve bu mevzular tanzim ederiz. Faydal hususlar tesbit edince hemen ie giriiriz. Elimize geen btn imknlarn hepsini kullanr ve kendi alma tarzmzdan (Methode) istifade ederiz. Bizim alma tarzmz byle olacaktr. Fakat daha gvenli bir vasta ile iktidar mevkii (Substance of povver) elimize geerse, o zaman davamz iin halk toplamaya da lzum kalmaz. Derhal ie balar ve btn er' yollarla slm inklb kaim klarz. SLM NZAMIN KAM KILINMASININ SAHH EKL301[301] SORU: Bir ok kimseler Pakistann istikbali hakknda fikir yrterek u suali sormaktadrlar: Zat- Faziletmeablar, yahut da dier ulem neden slm hkmet iin bir Anayasa hazrlamamlardr. Eer Anayasa hazrlayan kurulun: (Ayin - Sz Assambli) elinde byle bir metin bulunursa, pek tabidir ki, tetkiklerde bulunur ve iler tanzim edilir. Bu sual sadece bana deil, bu mevzu ile alkadar olan dier ilim ehline de ok defa sorulmaktadr. Fakat, Zat- Faziletlerinin bu sorusuna cevap vermemi ve bu cevab da Tercman l - Kur'anda neretmek istediklerini talep ettiklerinden, benim iin bu noktay aklamak bir zaruret oldu. naallah bu husus aydnlanr da siz de ortada bulunan yanl anlaylar bertaraf etmi olursunuz. CEVAP: Zat- Alilerinin bu sualine kar geni ve etraflca cevap vermek icabeder. Bu da u durumda mmkn olmayp, ciddi bir aratrmaya ihtiya gstermektedir. Ancak elimizdeki bilgilerle yetinerek, ksaca unu arzedebilirim ki, bu ekilde Zat- alilerinin isteklerinin ihtimalden geree dnmesi mid edilir. Bugnk cemiyetimizde, muaeret, ahlak, siyaset, iktisat ve eitim gibi itima messeseler slm deildir. imdiye kadar gayr slm izgiler zerinde yrnp gidilmitir. imdi sadece ortada siyas bir hareket vardr. Byle bir temel sayesinde kurulmu bir nizamn iinde bulunuyoruz. Yukarda temenni ettiiniz ilere yava yava sra gelecektir. Bu vaktin geldii zaman da, slm nizam diye buyurduunuz mesele
301[301]

Tercman l - Kur'an dan alnd. Zilkade 1367: Aralk 1948 .


1177

sadece bir slm Dstur: Anayasa hazrlamak iiyle snrl kalmayacak ve iktidar banda bulunanlara "gelin bunu yrtn" demekle yetinilmeyecektir. Maalesef herkes yle zannediyor ki, bu i bir hastahane tesis etmek ii gibi, bir bina ve bir ka doktorla herey hal yoluna gider. Yahut da bir okul kurmak gibi de deildir ki, bir tane bina bulup bir ka masa, sandalye ve birka retmen bulduk mu i tamamlanm olsun. Hayret edilecek mesele urasdr ki, maalesef bizim tahsil terbiye grm, bilgili zevatmz da bu ii de bu kadar gryorlar. Belki de onlar Anayasa hazrlamay alelade bir muska yazmak gibi bir ey zannediyorlar. slm hkmetin bu lkede kurulmas iki ekilde mmkn olabilir: 1. Halihazr durumda memleket ilerinin idaresini ellerinde bulunduran zevatn slm meselelerde halis niyet sahibi olmalar lzmdr. Bu kimselerin vaatlerini tutmalar icabeder. Kendi milletleri ve kavimlerinin de bunlara inanm olmas gerekir. Bunlarn da hakikatte szde deil byle bir ii baarmak kabiliyetleri bulunmaldr. Aksi takdirde bunlar, imanl olmalarna ramen, "Pakistanda iktidarda bulunuyoruz diye i bitti dememeleri gerekir. Biz bu mevkide iken slm nizam kuracaz ve bu ii ehil olan kimselere emanet edeceiz zihniyetini tamalar lzmdr. te bu en makul ekildir ki, bizim de Anayasa hazrlayan kurulumuz, gayr slm nizam, slm nizamla deitireceini iln edebilir. Ve bu deiikliin zarur olduunu ileri srebilir. Bundan sonra, slm ilimlerden haberdar olan kimseler bulunup Anayasa hazrlayan kurula itirak ettirilmeli ve onlarn yardm ile muntazam bir Anayasa hazrlanmaldr. Bilhare seimler yaplrken de memleket ilerini yrtebilecek kimselerin seilebilmelerine dikkat edilerek, bu zevatn slm Nizm devam ettirecek ehliyette olmalar gznnde bulundurulmaldr. Ancak byle bir gelimeden sonra, sahih bir usule istinad eden ve Cumhuriyet eklinde karar klnarak, tercihler ve yetkiler ehil kimseler eline gemi olur ve yaay nizam da slm usul zerine kurulabilir. 2. itima vaziyetin esas yava yava deimelidir. Umum bir hareketle slahat yaplarak, temiz slm anlay yerletirmelidir. Artk o zaman fazla zorluk grlmeden ve glklere uramadan kendi kendine slm Nizam kk salm olur. Biz imdiye kadar, hep birinci yolda yrdk ve birinci ekli tecrbe ettik. Eer bu ite muvaffak olursak, bu demek deildir ki, Pakistan devletinin ayakta tutunmas iin bizim millete alp uramamz faydasz olmutur. Belki bu almalarn asl sebebi slm nzam olduundan, Pakistan devleti kurulup ortaya kmtr. Bu maksada da daha rahat ve daha kolay yoldan ulam bulunuyoruz. Fakat Maazallah, Allah gstermesin, biz bu ide muvaffak olmasaydk ve bu lkede bir gayr-slm hkmet bulunsayd ve gayr - slm nizam tatbik edilseydi, o zaman bu mslmanlarn btn zahmetleri, ektikleri zorluklar ve katlandklar fedakrlklar, gz gre gre hi olup gitmez miydi? uras da vardr ki, biz, Pakistan kurduumuza gre, lkemizde er ge slm bak asn yerletireceiz. O zaman, bu ite de muvaffak olmak iin ikinci yolu tutmak bizi maksada daha kolay ulatrr. Nitekim Pakistan kurulmadan nce de bu byle dnlmt. mit ederiz ki, bu izahtan sonra halk bizim vaziyetimizi iyice anlam
1178

olur. Biz herhangi bir ii vaktinden evvel yapamayz ve yapmayz da. imdi slm Nizam hakknda bilgi vermemiz talep edilmektedir. Eer bu kabul edilirse, o zaman elbette ki, Anayasann hazrlanmas hususunda da mmkn olan yardm yapacaz. Fakat bu temel mevzular i banda bulunan zevat uygun grmezse, o zaman Anayasann (Dstur) tarihini izmek ve plnn ortaya koymakta ne fayda olabilir?

1179

SYAS NKILAP MI DAHA NCEDR YOKSA TMA SOSYAL NKILAP MI? SUAL: Bizim lkemizde herkes tarafndan daima konuulan yle bir mesele vardr: slmn usul ve ahkm pek gzel ve pek iyidir. Fakat bunlarn tatbik kabiliyeti yoktur. Halkn ve ileri gelenlerin slma kar kalben ballklar vardr. Buna ramen slmn sahih mefhumunu ve onun icabettirdii hususlar da pek bilmemektedirler. slm kanunlar icra mevkiine konduu taktirde, rejimin dnce ve disiplinine kar aksi bir tesir ba gstermesi muhtemeldir. Bunun iin siyas inklaptan nce bir itima inklaba lzum gryorlar. Bu itima inklap yerlemeden nce slm hkmeti kurmak acaba vakitsiz bir i olmaz m, diyorlar. CEVAP: Bu meseleyi etraflca izah etmek istersek, uzun bir cevap vermemiz lzmdr. Fakat burada ksaca unu arz edelim ki, elbette siyas inklaptan daha nce meden, itima, ahlak bir inklaba daha ok ihtiya vardr. te slm inklabn ftr yolu da budur. Fakat uras da dorudur ki, slmda ahkm ve kanunlar sadece zorla yrtlmez. Bu ilh meyyidelere en bata inanmak gerekir. Bir i (okunluk) bulunmas arttr. Fakat unu da kim inkr edebilir ki, Pakistann kaim olmas ve ayakta tutunmas siyas inklapsz olabilirdi? Buna gre, ilk nce itima inklap m yoksa siyas inklap m diye bir soru sormak tamamen manasz olacaktr. Fakat burada u soru akla geliyor ki, halkn dncesine niin u mesele yerlemez ki, biz imdi kendi memleketimizde acaba slm nizam m yrtyoruz, yoksa kfirane nizam m? te o zaman siyas iktidarn da hakik maksad kendiliinden belli olur. Bu da bir tarafa, ahlak inklab ortaya karalm diye de hkmet mekanizmasnn yrmesini durdurtamayz. Allah'a ve O'nun Resulne iman eden ve Allah'n iktidar A'la'y elinde bulundurduuna kani olan bir millet, elbette ki, itima hususlarda da siyas hususlarda da bu noktay gznne alacak ve kfirane nizam zerine kendi yaay nizamlarn kuramyacaklardr. O zaman bu kavmin ve bu milletin efradna u i de farz olacaktr ki, bu fertlerin her biri dier fertleri bu yolda uyarsn ve ahlak tler versin. Bylece hkim snf da gayr - slm yoldan gitmekte kendi haline brakmam olurlar. Ben yle anlyorum ki, eer biz bu ekli gznnde bulundurursak, o zaman hibir vakit "ferd irtidat" yoluna da gitmeyiz. Fakat "itima irtidat" a gelince elbette ki, bu irtidatn yolunu tutmu oluruz. Bu meselenin u ekilde ikinci bir cephesi vardr: Eer siz ahlak ve itima inklab daha nce elde etmek istiyorsanz, evvel bu nklabn vastalarnn neler olduunu dnmeniz lzmdr. Elbette ki, bu vastalar, eitim, retim, muaeret dabnn slah, zihniyetin deimesidir ve bunun gibi eylerdir. Bunlar iin de bir hkmetin mutlaka kanun ve siyas vastalar vardr Hkmet kudreti yalnz kendi bana bir slah vastas olmakla kalmaz, dier slah vastalarnn zerine de tesir icra eder. Buna gre, "hkmet vastalarndan istifade etmiyelim" demek manaszdr. Bizim oylarmz ve dediimiz vergilerle hkmet icraatna devam edebilir. imdi biz bu cahillii, bu ahmakl nasl zerimize

1180

alabiliriz ki, bir taraftan biz mnferiden, fert olmak bakmndan slmiyeti olalm da itima bakmdan da islm yolunu dzeltmeye alalm da dier taraftan hkmetin ahlk dzeltecek olan btn vastalarn bir tarafa brakalm, istifade etmeyip, bunlarn fsk ve fcur yolunda kullanlmasn temin edelim...

1181

You might also like