You are on page 1of 171

DOUGLAS ADAMS

OCUNLUKLA ZARARSIZ

Trkesi: rem Kutluk Ron iin Sue Freestone ve Michael Bywater 'a verdikleri destek ve yardmlar ile yapc eletirileri iin minnet dolu teekkrler. Bir ey olacaksa, olacaktr. Herhangi bir ey, ortaya karken bir baka eyi ortaya karyorsa, bir baka eyin ortaya kmasna neden oluyor demektir. O ey her ne ise, olurken, kendi kendisinin yeniden ortaya kmasna sebep oluyorsa, tekrar olacaktr. Bununla birlikte, kronolojik bir sra izlenmesi art deildir.

Galaksi Tarihi birok sebepten tr biraz karm durumda: ksmen onun kaydn tutmaya alanlarn kafalar da bir para karm olduu iin, ama ksmen de zaten ok karmak bir takm olaylar gelimekte olduundan. Sorunlardan biri, k hz ve bu hz amaya alrken karlalan glkler. nk bunu baarmanz mmkn deil. Hibir ey k hzndan daha hzl yol alamaz. Bu konuda tek ayrcalk, kendi zel kanunlarndan bakasn tanmayan kt haberler olabilir. Arkintoofle Minr halkn oluturan Hingefree'ler bu noktadan hareket ederek, kt haber gcyle alacak uzay gemileri ina etmeye almlar, ama bunda pek de baarl olamamlard. nk gemiler vardklar her yerde ylesine kt karlanyorlard ki, oraya varm olmalarnn hibir anlam kalmyordu. Bu yzden, genel olarak, Galaksi halklar kendi yerel karmaalar iinde tembelleme eilimine girdiler ve uzunca bir sre, Galaksi Tarihi daha ok Evrenin oluumu ve doas ile ilgili bir alan olarak kald. Bu, halklarn hi aba gstermedii anlamna gelmiyordu elbette. Onlar da savamak ya da i yapmak amacyla uzay gemilerinden olumu filolarla uzak blgelere ulamaya alyorlard. Ama filolarn buralara varmas ounlukla binlerce yl alyordu. Nihayet hedeflerine vardklarnda ise, hiper uzay kullanarak k hzn hileli bir yolla aabilen baka yolculuk ekilleri kefedilmi oluyor, bylece oraya vardklarnda, k hzndan yava seyreden gemilerin gnderildii savalar hangileri ise onlarn icabna yzyllar ncesinden baklm oluyordu. Elbette ki byle olmas, filolarda ki askerlerin savama arzularn herhangi bir ekilde etkilemiyordu. Onlar bu konuda eitim grmlerdi. Buna hazrdlar. Yolculuk srasnda birka bin yllk uykularn almlar, zor bir i baarmak iin onca yoldan gelmilerdi ve Tanr Zargon'un izniyle bunu yapmaya kararlydlar. Galaktik Tarihteki ilk nemi karklklar ite bu sralarda ba gsterdi. zerinde savalan konularn, halledilmi olmalar gereken zamandan yzyllar sonra, yeniden ve durmakszn savalara yol amas yznden. Bununla birlikte, zamanda yolculuk kefedildikten sonra ve savalara sebep olan olaylar henz ortaya bile kmadan, tarihilerin patlayan savalar zmeye almak zorunda kaldklar zamanlarla karlatrldnda, bu karklklarn yine de nemsiz kald sylenebilirdi. Snrsz Mucize Seyir Sistemi bulunup da, tm gezegenler beklenmedik ekilde muzlu pastaya dnverdiinde, Maximegalon niversitesinin byk tarih fakltesi, olaylarla baa kamayp, kendi kendisini feshetmi ve binalarn, yllardr bu binalarn peinde olan ve hzla gelien birleik Teoloji ve Su Polosu fakltesine brakmt.

Btn bunlar iyiydi, hotu ama, artk, rnein Grebulon'larn nereden geldiini ya da tam olarak ne istediklerini, hi kimsenin, hibir zaman renemeyecei anlamna da geliyordu. Ve tabii bu talihsiz bir durumdu, nk eer onlar hakknda bir eyler bilen birileri olsayd, felaketlerin en korkuncunu nlemek veya en azndan bir baka ekilde olumasn salamak mmkn olabilirdi. *** Klik, mmm. Byk gri Grebulon keif gemisi kapkara boluun iinde ilerliyordu. Nefes kesici, muhteem bir hzla ilerlemekte olmasna ramen, milyarlarca uzak yldzn oluturduu parltl fon karsnda hi hareket etmiyormu gibi gzkyordu. Prl prl gecenin sonsuz paracklar iinde koyu bir benekti yalnzca. Gemide her ey binlerce yldr olduunun aynyd, yani karanlk ve sessiz. Klik, mmmm. En azndan hemen hemen her ey. Klik, klik, mmm. Klik, mmm, klik, mmm, klik, mmm. Klik, klik, klik, klik, mmm. Mmmmm. Geminin yar uykulu siber beyninde bulunan alt dzey bir denetleme program kendisinden biraz daha st dzeydeki bir baka denetleme programn uyandrd ve ona ne zaman klik etse karlnda yalnzca bir mmmm geldiini bildirdi. Daha st dzeydeki denetleme program buna cevap olarak "ya ne gelmesi gerektiini" sordu. Alt dzey program, tam olarak hatrlayamadn, ama bunun derinden gelen ve honutlua benzer bir ey iade eden, bir i eki olabileceini dndn syledi. Oysa mmm'n ne anlama geldiini bilmiyordu. Klik, mmm. klik, mmm. Btn duyduu buydu. st dzey denetim program durumu gzden geirdi ve beenmedi. Alt dzey programna, denetledii eyin tam olarak ne olduunu sordu. Alt dzey deneti bunu da hatrlayamadn, ama imdiye kadar bunun hemen hi aksamadan, nce bir klik ve on yl kadar sonra da bir i eki eklinde olmas gerektiini syledi. Kendisinin, nce hata saptama cetveline bakarak neler olduunu anlamaya altn, ama bunu baaramaynca st dzey denetim programn uyarmak zorunda kaldn bildirdi.

st dzey deneti hata saptama cetvellerine bakarak alt dzey denetinin denetlemesi gereken eyin ne olduunu bulmak istedi. Ama cetveli bulamad. Bu garipti. Tekrar arad. Btn bulabildii bir hata mesaj oldu. Hata mesajnn anlamn bulabilmek iin hata mesaj saptama cetvelini arad, onu da bulamad. Her ey yeniden gzden geirmek iin kendisine bir iki saniye izin verdi. Sonra blm ilev denetisini arad. Blm ilev denetisi acil sorunlar zmekle ykmlyd. Bunun iin kendisi de acil sorunlara bakan denetim ajann arad. Bir saniyenin birka milyonda biri kadar bir zaman iinde, kimi yllardr, kimi yzyllardr uyuklamakta olan gemi iindeki tm etkin devreler birden yaama dnmeye balad. Bir yerlerde, bir eyler, feci ekilde yanl gitmiti, ama deneti programlarn hibiri bunun ne olduunu syleyemiyordu. Her dzeye ait, en yaamsal nemdeki direktifler kaypt ve stelik yaamsal nemdeki bu direktiflerin kayb durumunda ne yaplmas gerektii hakkndaki direktifleri de bulmak mmkn olamyordu. Kk yazlm modlleri - ajanlar- gruplaarak, birbirlerine danarak ve tekrar gruplaarak tm mantk yollarn taradlar. Geminin ana grev modl de dahil tm hafzasnn tehlikede olduunu abucak tespit ettiler. Yaplan hibir deerlendirme tam olarak neler olup bittiini tespit etmeye yeterli deildi. Ana grev modlnn kendisi bile hasar grme benziyordu. Bu, tm sorunu baa klmas gayet basit bir hale indirgeyiverdi. Ana grev modl deiecekti Naslsa bir yedek, orijinalinin tpatp ayns bir kopya daha vard Modln bedenen deiimi artt, nk gvenlik sebepleri yznden, orijinali ile kopyas arasnda hibir iletiim mevcut deildi. Ana grev nitesi, bir kez deitikten sonra, sistemin kalan ksmnn yeniden yaplanmas ise ilgili her detayla kendisi ilgilenebilir ve bylece her ey yoluna girebilirdi. Robotlara, ana grev modlnn yedeini yerine monte edebilmek iin, onu muhafaza ettikleri zrhl koruma blmesinden geminin beyin odasna getirmeleri direktifi verildi. Bu direktiflerin gerekliinin kantlanmas, uzun bir acil kod ve protokol deiim ilemini ieriyordu. Sonunda robotlar, btn ilemlerin yerinde ve doru olduu konusunda karar birliine vardlar. Ana grev modln korunmakta olduu yuvasndan kardlar, depo odasndan dar tadlar, gemiden dtler ve bolukta dne dne uzaklatlar. Neyin yanl olduu ile ilgili ilk ipucu bylece salanm oldu.

Daha ileri aamadaki aratrmalar, olan bitenin ne olduunu hzla ortaya kard. Bir meteor paras geminin gvdesinde geni bir delik amt. Geminin bunu daha nce tespit etmesi mmkn olmamt, nk meteor paras tam da geminin gvdesine bir meteor arptn tespit etmeye yarayacak alete isabet etmi ve onu darmadan etmiti. *** Yaplacak ilk ey, delii kapamakt. Ancak bunun imkansz olduu ortaya kmt, nk geminin alclar bir delik olduunu alglayamamaktaydlar. Alclarn iyi almadn sylemekle ykml denetleyiciler de iyi almyor ve alclarn iyi almakta olduunu bildirmeye devam ediyorlard. Gemi, gvdesinde byle bir delik olduu sonucuna ancak, robotlarn yedek beyinle birlikte, bu delikten dm olduklar gereinden yola karak varlabilmiti. nk geminin bu delii grebilmesi ancak yedek beyinle mmknd. Gemi bu konuda mantkl dnmeye alt, baaramad. Ardndan bir sre iin beyni tamamen boald. Ama bunu alglayabilmesi mmkn olmad elbette, nk beyni boalmt. Etrafndaki yldzlarn sradn grmek onu sadece artmt. Yldzlarn nc srayndan sonra, gemi bu bir beyin boalmas olsa gerek diye dnd ve birtakm ciddi kararlar alma zamannn geldiini fark etti. Rahatlad. Sonra bu kararlarn henz alnmadn fark etti ve panikledi. Bir sre iin beyni yeniden boald. Kendine geldiinde, gemide grnmez bir deliin olmas gerektiini dnd btn blmeleri mhrledi. "Varmam gereken yere henz varmadm aka belli," diye dnd, kesik kesik. Ama artk bu varmas gereken yerin neresi olduu ya da oraya nasl varmas gerektii konusunda en ufak bir fikri kalmad iin, devam etmesinin de bir anlam kalmadna karar verdi. Ana grev modlnn kalntlar arasndaki mini minnack direktif krntlarndan bir araya getirebildii bilgilere bavurdu. "!!!! !!!! !!!! yl grevin !!!!!!!!!!!!!!!! !!!!!!!!, toprak, !!!! !!!! !!!! !!!! gvenli bir uzaklkta !!!! !!!! !!!! !!!! geliimini ve deiimini dzenli olarak kontrol etmek !!!! !!!! !!!! !!!!." Hepsi bu kadard, gerisi pten baka bir ey deildi. Geminin beyni tekrar ve tamamen boalmadan nce, bu bilgilerin daha ilkel yardmc sistemlere olduu gibi transfer edilmesi gerekiyordu. Ayrca geminin tm mrettebatnn da ayltlp, kendine getirilmesi lazmd.

Bu sorun daha vard. Mrettebat k uykusunda iken, hepsinin beyinleri, hafzalar, kimlikleri ve burada ne yapmak zere bir araya geldikleri konusundaki yaklamlar ile ilgili bilgiler de, gvenlik iinde korunabilmesi iin, geminin ana grev modlne transfer edilmiti. Bu yzden artk mrettebattan kimsenin, kim olduklar ve burada ne aradklar ile ilgili en ufak bir fikri yoktu. Aman ne ho. Gemi son kez kendinden gemeden nce motorlarnn da tkenmek zere olduunu fark etti. Uyanm olmakla birlikte kafas karm halde bulunan mrettebat ve gemi, yardmc otomatik sistemler sayesinde seyrediyor, yalnzca nereyi bulabilirse oraya inmeye alyordu. Ne bulursa onun geliimi ve deiimini kontrol edeceklerdi. necek yer bulmak asndan pek ansl deillerdi Bulduklar gezegen souk ve sszd. Onu stmas gereken gneten ylesine ac verecek bir uzaklkta idi ki, onu ya da en azndan onun bir parasn yaanabilir klmak iin beraberlerinde getirmi olduklar evre Uyum Cihazlar ve Yaam Destek Sistemleri' nin tamamn bu yolda kullanmak zorunda kaldlar. Daha yaknlarda daha iyi gezegenler de var olmasna vard, ama anlalan geminin sava- harekat planlar yapmakla grevli Strateji-o-Matik bilgisayar Pusu moduna kilitlenmi olduundan, en uzak ve gzden rak gezegeni semiti. Bu seim geminin Kdemli Strateji Subay dnda kimse tarafndan tartlp, deitirilemezdi. Oysa, gemide herkes akln kaybetmi olduundan, Kdemli Strateji Subaynn kim olduunu bilen yoktu. Olsa bile kimse ona, Strateji-o-Matiin kararn nasl deitirebileceini syleyebilecek durumda deildi. Bununla birlikte, "gelimesini ve deimesi"' kontrol edebilecekleri bir ey" bulma konusunda tam on ikiden vurmulard. Yaamn olaanst ynlerinden biri de kendini devam ettirebilmek iin katlanmaya hazr olduu mekanlarn eitliliidir. Onun herhangi bir yere tutunmas mmkndr. Bu yer, iindeki balklarn, gittikleri yn zerre kadar umursamadklar, Santragin us'un ba dndrc sular da olabilir, yaamn 40.000 derecede balad sylenen Frastra'nn yangn frtnalar da. Ya da yaam, srf zevkine, bir sann kaln barsaklarn da seebilir. O her zaman, bir ekilde, bir yerlere tutunmann yolunu bulacaktr. Bunu niye yapmak isteyeceini kestirmek g olsa bile, yaam New York'ta bile srecektir. Oysa burada k mevsiminde s minimum yasal derecenin ok ok altna dmektedir; tabii bunu bu ekilde ifade edebilmek iin, nce yeterince saduyu sahibi birinin akl edip de, byle bir yasal derece tespit etmi olmas gerekir. Oysa New

Yorklularn en belirgin 100 karakter zellii ile ilgili yaplan son sralamada, saduyu ancak 79 uncu sray alabilmitir. New York yazlar ise kahrolas bir scaklkta yaanr. Frastranlar gibi, yaamak iin sya muhta bir yaam formu olup, 40.000 derece ile 40.004 derece arasndaki scaklklar lman iklim olarak kabul etmek baka eydir, gezegeninizin yrngesi evresinde bir noktada, snmak iin birok baka hayvana sarmalanmak gereksinimi duyarken, yarm yrnge tede cildinizin fokurdadn fark etmek ise tamamen baka bir ey. New York'ta ilkbahar abartlr. Pek ok New Yorklu baharn gzellikleri konusunda ateli nutuklar atar durur. Oysa, bu insanlarn ilkbaharn gzellikleri hakknda en ufak bir fikirleri olsayd ayn enlem zerinde, bahar yaamak iin New York'tan ok daha uygun en az be bin dokuz yz seksen tane yer olduunu da bilmeleri gerekirdi. Bununla birlikte, en kts sonbahardr. New York'ta sonbahardan daha kt ok az ey mevcuttur. Belki sanlarn kaln barsaklarnda yaayan yaratklardan bir ksm bu fikre itiraz edebilir, ama zaten bu yaratklar son derece uyumsuz varlklardr. Onlarn fikirleri gz ard edilebilir ve edilmelidir de. New York'ta, sonbahar geldii zaman, hava sanki iinde birileri kei kzartyormu gibi kokar. Eer nefes almak konusunda srarc iseniz yapacanz en iyi ey bir cam ap, kafanz bir binaya daldrmaktr. Tricia Mc Millan New York'a baylrd. Kendi kendine bunu durmadan tekrarlyordu. st Bat Yakas. Eveet. Orta ehir. Heey, bir sr dkkan. So Ho. Dou Yakas. Elbiseler. Kitaplar. Sushi. talyanlar. arkteriler. Yuppiii.. Sinemalar. Yine yuppiii. Tricia, son olarak Woody Allen'n New York'ta bir nrotik olmann endieleri ile ilgili yeni filmini grmt. Woody Allen daha nce de ayn konuyu aratran bir- iki film yapmt. Tricia onun buradan tanmay dnp dnmediini merak ediyordu. Duyduuna gre Woody buna tamamen karyd. O halde diye dnd Tricia: filmlere devam. Tricia New York'u seviyordu nk New York'u sevmek mesleki adan iyi bir frsatt. Alveri asndan ve mutfak asndan da iyi bir frsatt. Ama taksiler konusunda byle olduu sylenemezdi, kaldrmlar konusunda da yle saylmazd. Oysa en yksek ve en iyiler arasnda saylan meslei asndan kesinlikle iyi bir frsatt. Tricia bir TV habercisi idi ve New York dnyann ou televizyonun programnn sunulduu yerdi. Tricia'nn habercilii bu vakte kadar yalnzca ngiltere snrlar iinde kalmt: Blgesel haberler, kahvalt haberleri, akam st haberleri. Ama deyim yerindeyse, ona hzla ykselen bir haberci denebilirdi.

Aslnda deyimin yerinde olup olmamasnn ne nemi var, televizyondan bahsetmiyor muyuz? Evet, o, hzla ykselen bir haberciydi. Bunun iin gerekli olan her eyi vard: gzel salar, stratejik nemdeki dudak cilas ile ilgili derin bilgisi, dnyada ne olup bittiini kavrayabilecek bir zekas ve iinde bir yerlerde, hibir eyin umurunda olmad anlamna gelen minik, gizli bir l noktas. Herkesin yaamda byk ans yakalad bir an vardr Eer bu nemli an karacak olursanz, yaamn kalan ksmnda artk sizin iin her eyin rktc derecede kolaylaverdiini grrsnz. Tricia da bir kez eline geebilecek byle bir ans karmt Ama artk bunu dnmek eski gnlerde olduu gibi iini titretmiyordu. Ruhunun derinliklerinde lm olan noktann da ite bu olduunu sanyordu. NBS iin yeni bir haberci gerekiyordu. nk Mo Minetti bir bebek douracakt ve bu yzden US/AM adl kahvalt programn brakmak zereydi. Minetti ye doumu, canl olarak bu program iinde gerekletirmesi iin akllar durduracak miktarda bir para teklif edilmi, ama o zel yaamn ve zevklerini korumas gerektiini ne srerek, beklenmedik bir ekilde bu teklifi reddetmiti. NBS avukatlar kontratn didik didik ederek, ne srd bu noktalarn hukuki bir zemin iin yeterli olup olmadn aratrmlar ve sonunda isteksizce de olsa gitmesine izin vermek zorunda kalmlard. Bu onlar iin ldrtc bir durumdu, nk normal olarak "birinin gidiine isteksizce izin vermek" demek gc bakasna teslim etmek demekti. Bir ihtimal olarak, ama yalnzca bir ihtimal olarak, "ngiliz aksannn" Minetti nin yerini doldurmak iin uygun debilecei sylentisi vard. Salarn, cilt tonunun ve dilerdeki protezlerin Amerikan yayn standartlarna uygun olmas artt. Ama sahnede aldklar Oskar iin annelerine teekkr eden ya da Broadway'de ark syleyen birok ngili z aksanl grmek mmknd. Radyolarn 31 Masterpiece Tiyatrosunun, peruklu, ngiliz aksanl oyuncularn inlemek zere ayarlayan olaanst sayda dinleyici grubu vard. David Letterman ve Jay Leno'nun ovlarnda ngiliz aksanllar fkra anlatyordu. Geri seyirci akalar anlamyordu ama, aksana alnan tepki gerekten de ok olumluydu. O halde zamanlama uygun olabilirdi. Belki. US/AM' de ngiliz aksan. Eh, ne olacaksa olsundu bakalm. Tricia bu yzden oradayd. New York'a hayran olmak meslei asndan bu yzden iyi bir frsatt. ne srd resmi sebep bu deildi elbette. Yoksa ngiltere'deki; televizyon irketi Manhattan'a i aramaya gitmesi iin uak ve otel masraflarn biraz zor derdi. Mevcut maann on misli gibi bir cretin peinde olduuna gre, kendi masraflarn kendisinin

stlenmesi gerektiini dnebilirlerdi. Ama Tricia bir hikaye bulmu, bir mazeret uydurmu ve gizli eylerle ilgili sessizliini korumutu. Dolaysyla yolculuk masraflarn karladlar. Bileti Business-Class' d elbette ama Tricia'nn tannm bir yz vard ve glmsemesiyle kendisine birinci snf itibar salamay baarmt. Doru yaklamlar sonucu kendisine Brentwood'da gzel bir oda da bulmutu ve ite imdi, bir sonra yapmas gerekenin ne olduunu dnerek oradayd. Ortada dolaan sylentiler bakayd, iliki kurmak baka. Elinde bir iki isim, Bir iki telefon numaras vard, ama imdiye kadar yapt birka giriim belirsiz bir bekleyile sonulanmt ve u anda balad yerde saylrd Bir iki yoklama yapm, baz yerlere mesajlar gndermiti, ama imdiye kadar bunlarn hibiri cevaplanmamt. Yapmaya geldii esas ii sabahtan leye kadar bitirmiti; peinde olduu hayali i ise, mit var bir biimde ve eriilmez bir ufuk izgisi zerinde donuk donuk titremekle yetiniyordu. Kahretsin. Sinema dn Brentwood'a gitmek iin bir taksiye bindi. Araba kaldrma yanaamamt, nk kocaman, uzun bir limuzin, mevcut her yeri kaplyordu. Kendisine yol ap otele girebilmek iin biraz zorlanmas gerekti. Pis kokulu, kei kzartmal havann iinden geerek, lobinin mutlu serinliine dald. Bluzunun ince pamuklusu cildine makine ya gibi yapyordu. Salar panayr yerinde sopa stnde satlan pamuk helvalara dnmt. Bir ey olmadn dnd iin ask bir suratla, resepsiyona kendisi iin braklan bir mesaj olup olmadn sordu. Oysa bir mesaj vard. Oh.. Gzel. e yaramt. Sinemaya zellikle telefonu aldrmak iin gitmiti. Bir otel odasnda oturup beklemeye dayanamyordu. Dnd. Mesaj burada m amalyd acaba? zerindekiler yap yapt ve bir an nce hepsini karp ylece yataa uzanmak iin can atyordu. Havalandrmay en dk s derecesine, fan da en yksek dnme hzna ayarlamt. u anda dnyada her eyden ok istedii ey tylerinin rpermesiydi. Sonra nce scak, ardndan souk bir du, sonra havlu zerinde yataa serilip havalandrmann altnda kurumak. Sonra mesaj okumak. Belki tekrar tyleri rperebilirdi Belki her ey olabilirdi.

Hayr. Hayatta her eyden ok istedii ey kendi maann on kat kadar bir cretle Amerikan televizyonunda bir iti. Dnyada baka her eyden ok. Dnyada her eyden ok. Ne varsa her eyden ok istemi olduu ey ise, artk kapanm bir konu idi. Lobide bir palmiyenin altna oturarak selefon pencereli kk mesaj zarfn at. "Ltfen arayn," diyordu. "Mutlu deilim," ve bir telefon numaras veriyordu. mza Gail Andrews. Gail Andrews. Bu bekledii isimlerden biri deildi. Hazrlksz yakalanmt. Bu ismi bir ekilde tanyordu ama birden kim olduunu syleyemiyordu. Andy Martin in sekreteri olabilir miydi? Hilary Bass'n yardmcs? Martin ve Bass, Tricia'nn NBS'deki iki nemli temas noktas olan isimlerdi ya da yle olmas iin abalad isimlerdi Peki, "Mutlu deilim" ne anlama geliyordu?" "Mutlu deilim!" Tam anlamyla akna dnmt Bu takma bir isimle kendisine ulamaya alan Woody Allen myd yoksa? Braklan numara, blge kodu 212 ile balayan bir numarayd, o halde arayan New York'tan biri olmalyd. Mutlu olmayan biri. Eh, bu bilgiler ereveyi biraz daraltyordu, deil mi? Yeniden resepsiyona dnd. "Az nce bana verdiiniz bu mesajla ilgili bir sorunum var," dedi. "Tanmadm bir hanm beni aramaya alm ve mutlu olmadn sylyor." Resepsiyondaki adam kalarn atarak nota bir gz att. "Bu kiiyi tanyor musunuz?" "Hayr," dedi Tricia. "Hmmm" dedi resepsiyondaki adam. "Bir ey yzn den mutsuz olmu birine benziyor." "Evet," dedi Tricia. "Burada bir isim yazlym gibi grnyor," dedi resepsiyoncu. "Gail Andrews. Byl e birini tanyor musunuz?" "Hayr," dedi Tricia. "Niin mutsuz olabilecei ile ilgili herhangi bir fikriniz olabilir mi?" "Hayr." dedi Tricia "Verilen numaray aradnz m? Burada bir telefon numaras var."

"Hayr," dedi Tricia, "notu bana henz verdiniz. Aramadan nce biraz daha bilgi toplamaya alyordum. Belki mesaj alm olan kii ile grebilirim demitim." "Hmm," dedi resepsiyon grevlisi, notu dikkatle inceleyerek. "Burada Gail Andrews isimli birinin olduunu sanmyorum." . "Hayr, bunun farkndaym," dedi Tricia. "Ben sadece.." "Gail Andrews benim." Ses Tricia'nn arkasndan geliyordu Dnp bakt. "Pardon?" "Ben Gail Andrews'im. Bu sabah benimle bir grme yapmtnz." "Oh. Oh, tanrm, evet," dedi Tricia, biraz can sklarak. "Mesaj birka saat nce brakmtm. Sizden bir haber kmaynca kendim geldim. Sizi karmak istemedim." "Oh. Hayr. Tabii," dedi Tricia, hzlanmak iin aba harcarken. Hz kelimesi kendisi iin hibir anlam ifade etmeyen resepsiyon grevlisi "Mesaj kimin aldn bilmiyorum," dedi. "Sizin iin bu numaray aramam ister misiniz?" "Hayr, bu kadar yeterli, teekkr ederim." dedi Tricia, "bundan sonrasn kenemi halledebilirim." "Size yardmc olacaksa buradaki oda numarasn arayabilirim," dedi resepsiyon grevlisi, nota tekrar bir gz atarak. "Hayr, buna gerek olmayacak, teekkrler," dedi Tricia. "O benim kendi oda numaram. Mesajn gnderildii kii benim. Sanrm bunu zdk artk."' "O halde, size iyi gnler," dedi resepsiyon grevlisi. Tricia zellikle iyi bir gn falan istemiyordu. O meguld. I stelik Gail Andrews la da grmek istemiyordu. Hristiyan kardelii ile ilgili konular sz konusu olduunda kafasndaki biti noktas ok kesindi. Meslektalar rportaj yapt bu tr kiilere, Hristiyanlar adn verir ve bunlardan biri Tricia ile grmek zere masum masum stdyodan ieri girdiinde, zellikle de eer Tricia dilerini gsteren scak glmseyii ile glmsyorsa, ha karrlard. 17

Tricia dnd ve souk bir glmseyile ne yapmas gerektiini dnd. Gail Andrews krkl yalarnn ortasnda, bakml bir kadnd. Giysileri pahal ve zevkli olarak tanmlanabilecek giysilerin snrlar iinde bulunuyor, ama bu snrlarn, daha uucu giysileri barndran ksmnda toplanma benziyordu. O bir astrologdu. Mehur ve eer dedikodular doru ise, etkileyici bir astrologdu Sylentiye gre, verdii birok kararda Bakan Hudson' etkilemiti. Bu kararlarn iine, haftann hangi gnnde, hangi lezzette kremal dondurma yiyeceinden, am' bombalayp bombalamayacana kadar her ey dahildi. Tricia onu epeyce eletirmiti. Bakanla ilgili hikayelerin doru olmad konusunda deildi eletirileri, bu konu eskimiti artk. O sralarda bayan Andrews anlayl bir yaklamla, Bakan Hudson' kiisel konular, dinle ilgili konular ve diyetiyle ilgili konular dnda ynlendirdiini reddetmiti. am'n bombalanmas bu konular iine girmiyordu tabii ki (SAM, KSEL BR EY DEL BU!) diye haykrmt tm magazin basn). Hayr bu, Tricia'nn astroloji konusunun tm iinden setii, kk ama nemli bir bak ayd. Bayan Andrews buna tam olarak hazrlkl deildi. Dier taraftan, imdi de Tricia, otel lobisinde yeniden karlamaya pek hazrlkl deildi. Ne yapmalyd? "Biraz zamana ihtiyacnz varsa, ben sizi barda bekleyebilirim," dedi Gail Andrews. "nk sizinle konumam gerek ve ben bu akam ehirden ayrlyorum. Bir eye kzm ya da sinirlenmi olmaktan ok, hafife endielenmi grnyordu. "Pekala," dedi Tricia. "Bana on dakika msaade edin." Odasna kt. Her eyden nce, resepsiyonda mesajlar alan ocuun, mesaj alma gibi karmak bir eyin stesinden gelebileceine gveni yle azd ki , kapsnn altnda da bir not olup olmadndan emin olmak istiyordu. nk varsa bunlar, resep siyona ve kap altna braklan birbiriyle ilgisiz ilk mesajlar olmayacakt. Ama braklan bir ey yoktu. Bununla birlikte telefonun mesaj yanp snyordu. Mesaj dmesine basarak otel santraln arad. "Garry Andress'den bir mesajnz var," dedi santral memuru. "Evet?" dedi Tricia. Tanmad bir isim. "Ne diyor?" "Dutlu deil." dedi santral memuru. "Ne deil?" dedi Tricia. "Dutlu. Syledii bu. Adam dut olmadn sylyor. Sanrm bunu renmenizi istemi. Numaray ister misiniz?"

Santraldeki kz numaray yazdrrken Tricia birden bunun az nce alm olduu mesajn bozulmu hali olduunu fark etti. "Pekala, pekala." dedi. "Baka bir ey var m?" "Oda numaranz syler misiniz?" Tricia kzn oda numarasn neden konumann bu blmnde istediini pek anlayamad, ama yine de syledi. *** "sminiz?" "Mc Millan, Tricia Mc Millan." Tricia sabrla heceledi. t. "Bay Mc Manus deil, yle mi?" "Hayr." "Baka mesajnz yok." Klik. Tricia iini ekti ve yeniden santral arad. Bu sefer adn ve oda numarasn en batan syledi. Santral memuru on saniye nce konuuyor olduklarn belli edecek en ufak bir belirti gstermedi. "Barda olacam," diye aklad Tricia. "Barda. Eer bana telefon gelecek olursa oraya balar msnz ltfen?" "sminiz?" Tricia her eyin mmkn olabilecei kadar ak olduundan emin oluncaya kadar, ayn ilemlerin zerinden birka defa gittiler. Tricia bir du yapt, temiz giysiler giydi, profesyonel bir hzla makyajn tazeledi ve bir i ekile yatana bakarak oday yeniden terk etti. Beyninin bir blm kap saklanmak istiyordu. Hayr. Pek de deil. Asansr lobisinde beklerken aynadaki grntsne bir gz att. Sakin ve kontroll gzkyordu ve eer kendisini kandrabiliyorsa herkesi kandrabilirdi. Gail Andrews la olan sorunu halletmeliydi. Tamam, onu biraz zorlamt. zgnm, ama bu hepimizin iinde olduu oyunun kural- ya da yle bir ey. Bayan Andrews rportaj yapmaya raz olmutu, nk yeni bir kitab vard ve televizyona kmak bedava reklam demekti. Ama bedava balang diye bir ey yoktu Hayr olmamt. Bu satr yeniden dzenledi. Olay yle gelimiti:

Geen hafta, astronotlar Plton'un yrngesinin epeyce arkasnda, onuncu bir gezegen kefettiklerini ilan etmilerdi. Bunu baarabilmek iin, uzak gezegenlerde tespit ettikleri anormalliklerden yola karak, yllar sren aratrmalar yapmlard. Bu yzden sonutan son derece mutluydular. Herkes de onlar adna mutluydu, vesaire vesaire. Gezegene nce Persephone ad verildi, hemen ardndan astronotlardan birinin papaannn ad olan Rupert takma adyla anlmaya balad -bunun biraz skc ama i stan bir yks vard- ve btn bunlarn hepsi ok ho, ok mkemmeldi. Tricia, eitli sebeplerden tr olay olduka byk bir ilgiyle izlemiti. Sonra, tam irket hesabna New York'a gitmek iin iyi bir mazeret ararken, Gail Andrews ve yeni kitab Siz ve Gezegenleriniz hakknda bir gazete haberine rastlamt. Gail Andrews ok tannm bir isim saylmazd ama, Bakan Hudson, kremal dondurma ve am'n amptasyonundan bahsedilince (dnya bu konudan bahsederken ameliyatla ilgili terimleri benimsemiti. Hatta operasyonun resmi ad bile "amsectomi" idi, yani am'n kesilip karlmas) herkes kimden bahsedildiin anlyordu. Tricia burada bir a yakalam ve hemen yapmcsna satmt. Uzayda dnp duran kocaman kaya paralarnn, sizin yaamnzla ilgili olup, sizin bilmediiniz eyler bildii fikrinin, anszn o zamana kadar kimselerin haberi olmayan yeni bir kaya parasnn ortaya kmasyla bir sarsnt geirmesi beklenirdi elbette. Ortaya yeni hesaplamalar kmalyd yle deil mi? Btn o yldz haritalar ve gezegen hareketler nasl bundan etkilenecekti? Neptn Terazi burcuna girince ne olacan hepimiz biliyorduk. Peki ama ya Rupert ykse lirken ne olacakt? Astrolojinin tamamnn yeniden dnlmesi gerekmeyecek miydi? O halde belki de btn bunlarn deli samas olduunu kabullenip, onun yerine domuz iftlii iletmeye balamann zaman deil miydi? Hi olmazsa iftiliin prensipleri mantkl bir temele dayanyordu nk. Rupert' yl nce renmi olsaydk, Bakan Hudson brtlenli dondurmay perembe yerine cumalar m yiyecekti? am hl yerinde duruyor olabilir miydi? Buna benzer eyler ite. Gail Andrews, btn bunlar olabilecei kadar iyi karlamt. Tricia'y bandan savmak iin, gnlk kavisler, saa doru ykseliler ve boyutlu trigonometrinin zor anlalr bir sr baka kavramlarndan olaan bir ekilde bahsetmeye balamak gibi, olduka ciddi bir hata yaptnda, bu iddetli hamlenin sarsnts henz gemeye balamt.

Son derece byk bir aknlkla, Tricia'ya ynelttii her bilginin, zerinde baa kabileceinden daha fazla bir ivmeyle aynen kendisine geri dndn fark etmiti. Kimse Gail'i, Tricia'nn bir TV yldz olduu ve hayatta bir rol kapmak iin yapt ikinci giriimi olduu konusunda uyarmamt. Chanel dudak boyasnn altnda, gzel kesim li salarnn ve kristal mavisi lenslerinin ardnda o, yaamnn imdi terkedilmi bulunan bir dneminde, kendisine matematik alannda bir birincilik ve astrofizik alannda bir doktora kazandran bir beyne sahipti *** Tricia, kafas biraz megul bir ekilde asansre binmek zereyken, antasn odada braktn fark etti ve bir kou odaya dnp onu alp almamay dnd. Hayr. Muhtemelen odada daha emniyette olacakt ve stelik iinde de zellikle ihtiyac olan bir ey yoktu. Asansr kapsnn kapanmasna izin verdi. stelik, diye dnd kendi kendine derin bir nefes alrken, eer yaam ona bir ey retti ise o da uydu: Hibir zaman antan almak iin geri dnme. Asansr aa inerken olduka dikkatli bir ekilde tavana bakyordu. "Tricia Mc Millan' tanmayan herhangi biri bu bakn insanlarn bazen gzyalarn tutmaya a ltklarnda yukar doru baklarnn ayns olduunu sylerdi. Oysa Tricia tavandaki keye monte edilmi bulunan video kamerasna bakyor olmalyd. Bir dakika sonra enerjik admlarla asansrden karak yeniden resepsiyona doru yrmeye balad. "Bunu yazacam, nk bir yanllk olmasn istemiyorum." Bir kat parasnn zerine byk harflerle ismini, sonra oda numarasn, sonra "BARDAYIM" kelimesini yazarak resepsiyon masasna brakt. Resepsiyondaki gen kada bakt. "Bu, ben oradayken bir mesaj gelirse diye. Tamam m?" Gen adam kada bakmaya devam ediyordu. "Bu hanmn odasnda olup olmadn renmemi istiyorsunuz, deil mi?" *** ki dakika sonra, Tricia, nnde bir kadeh beyaz arapla oturmakta olan Gail Andrews in yanndaki bar sandalyesine kendini att. "Bana sakin, sessiz sedasz masaya oturacak birinden ok, bar tezgahnda oturmay tercih edecek biriymisiniz gibi gelmiti" dedi bayan Andrews. Bu doruydu ve Tricia'y biraz afallatmt.

"Votka?" dedi Gail. "Evet," dedi Tricia pheyle. ''Nasl bildiniz?" dememek iin kendini zor tutmutu, ama Gail yine de kafasndaki soruyu cevaplad. "Barmen' e sordum," dedi, zarif bir glmseyile. Barmen votkasn hazrlam ve parlak maun tezgah zerinden Tricia'ya doru etkileyici bir ekilde kaydrmt. "Teekkr ederim," dedi Tricia, ikisini abucak kartrrken. Birden ortaya kan bu holuklarla ne yapmas gerektiini kestirememiti ve kendisinin bu ekilde yanltlmasna izin vermemekte kararlyd. New Yoktaki in sanlar sebepsiz yere birbirlerine iyi davranmazlard nk. "Bayan Andrews," deli kararl bir ekilde, "Mutlu olmadnza zldm. Bu sabah size biraz sert davrandm dnebilirsiniz, ama eninde sonunda astroloji popler bir elence aracdr ve bunda yanl bu ey yoktur. ov dnyasnn bir parasdr ve siz bunu iyi deerlendirdiniz. ansnz ak olsun. Elenceli bir ey, ama bir bilim deil ve yle olduu yanlgsna da dlmemeli. Sanrm byle olmadn bu sabah ikimiz de baarl bir ekilde kantladk. Bunu yaparken de, birlikte popler bir elence ortam yarattk, ki sanrm bu ikimizin de ekmek paramz kazandmz konu. Eer bu sizin iin bir sorun yarattysa zgnm." "Ben son derece mutluyum "dedi Gail Andrews. "Oh, dedi Tricia, bundan ne anlamas gerektiinden pek emin olamayarak. "Ama mesajnzda mutlu olmadnz yazl idi." "Hayr," dedi Gail Andrews, "mesajmda sizin mutlu olmadnz sandm sylemitim ve sebebini merak ediyorum."' Tricia kendini srtna bir tekme yemi biri gibi hissetti. Gzlerin' krptrd "Ne?" dedi sessizce. "Yldzlarla ilgili bir ey. Tartmamz srasnda siz yldzlar ve gezegenlerle ilgili bir eye ok kzgn ve bu yzden mutsuz gibiydiniz Bu beni rahatsz etti ve bir e yiniz olup olmadn anlamak iin siz grmeye geldim." Tricia ona bakt. "Bayan Andrews" diye sze balad ve sonra bunu syleyi tarznn tam da onun dedii gibi kzgn ve mutsuz olduunu fark etti ve yapmaya alt protestoyu biraz hafifletti. "Sizin iin mahsuru yoksa, bana Gail deyin, ltfen." Tricia tek kelimeyle akna dnmt.

"Astrolojinin bir bilim olmadn ben de biliyorum," dedi Gail. "Tabii ki deil. Astroloji geliigzel bir kurallar setinden ibarettir, satran gibi, tenis gibi, ya da siz ngilizlerin oynad u oyun neydi, onun gibi" "Kriket? Kendi kendinden nefret? Hangisi?" "Hayr. Parlamenter demokrasi. Kurallar bir ekilde ortaya atlmtr. Kendi ilerinden baka bir yerde bir anlam ifade etmezler. Ama bu kurallar uygulamaya baladnz zaman, bir sr oluumlar ortaya kmaya ve siz, insanlarla ilgili bir yn ey renmeye balarsnz. Astrolojide kurallar yldzlar ve gezegenlerle ilgili olarak olumutur. Ama bu kurallar btn ilgisizliine ramen, rnein dii rdekler ve erkek rdekler hakknda da olabilirdi. Bu, yalnzca sorunun ekillenmesine olanak salayan, o sorun hakknda dnmenin yollarndan birisidir. Kurallar arttka incelirler. Ne kadar geliigzel olurlarsa o kadar iyidir. Bu, gizli iaretlerin ne olduunu anlamak iin, bir kat paras zerine bir avu ince grafit tozu serpmeye benzer, bylece kadn zerindeki bir baka kada yazlm ve sonra stteki kadn kaldrlmasyla grnmez olmu kelimeleri grmeniz salanm olur Burada nemi olan, grafit tozu deildir. O, izleri grebilmeniz iin yalnzca bir aracdr. O halde gryorsunuz ya, astrolojinin astronomi ile hi ilgisi yoktur. Astroloji sadece insanlarn baka insanlar dnmesi ile ilgilidir." "O yzden bu sabah siz, yldzlar ve gezegenler zerine ylesine, nasl diyeyim, ylesine duygusal bir ekilde odaklandnzda kzgnlnzn astroloji ile ilgisi olmadn dndm. Kendi kendime, o, yldzlar ve gezegenler yznden kzgn ve mutsuz dedim. nsanlar genellikle bir ey kaybettikleri zaman bu denli fkeli ve zgn olurlar. Btn dnebildiim bu kadard, bunun tesinde bir anlam karamadm Bu yzden iyi olup ol madiinizi grmek zere buraya geldim." Tricia sersemlemi. Beyninin bir ksm bir sr ey retmeye balamt bile. Gazete fallarnn ne kadar sama olduu, insanlar zerinde nasl istatistik hilelere bavurduklar ile ilgili bir sr protesto retmekle meguld Ama yava yava bu retim sona erdi, nk beyninin kalan ksmnn kendisini dinlemediini fark etmiti. Tricia tam anlamyla sersemlemiti. On yedi senedir tam bir sr olarak saklad ey, tamamen yabanc biri tarafndan u an kendisine sylenmiti. Gail'e bakmak zere dnd. "Ben..."

Durdu. Barn arkasndaki minik bir gvenlik kameras hareketini takip etmek zere ona doru dnmt Bu onu darmadan etti. Birok kii onu fark etmezdi bile. nk fark edilmek zere tasarmlanmamt. New York'taki pahal ve lks bir otelin bile, mterilerinden birinin anszn silah ekip ekmeyeceinden, ya da kravat takp takmadndan emin olmadn mterilerine fark ettirmek amacyla koyulmamt oraya. Ama votkann arkasna ustaca gizlenmi de olsa, bir TV programcsnn, bir kamerann ne zaman kendisi zerine evrildiini bilmek zere eitilmi olan igdsn aldatmas mmkn deildi " "Bir ey mi oldu?" diye sordu Gail. "Hayr, ben... beni olduka arttnz sylemek zorundaym," dedi Tricia. Gvenlik kamerasn unutmaya karar verdi. Bu, ona beyninin oynad bir oyun olmalyd, nk btn gn boyunca televizyon beynini yle ok megul etmiti ki. Bu ilk kez bana gelmiyordu. Trafii kontrol eden bir kamerann, tam yanndan geerken onu takip etmek zere kendisine dnd dncesine kaplm, Bloomingdales'de bir gvenlik kamerasnn, apkalar denerken onu gzlemeyi zel bir ama haline getirdiine inanmt. Anlalan akln karyordu. Hatta Central Parkta bir kuun kendisine epeyce dikkatli bir ekilde baktn bile aklndan geirmiti. Votkasndan bir yudum alarak bunu kafasndan atmaya karar verdi. Birisi barn etrafnda dolaarak herkese Bay Mc Mannus olup olmadn soruyordu. "Pekala," dedi, birden itiraf ederek, "Bu sonuca nasl vardnz bilmiyorum, ama..." "Sizin deyiminizle, bir sonuca falan varm deilim. Sadece sylediklerinizi dinledim o kadar." "Sanrm kaybettiim ey, baka bir yaamn tamam idi." "Bu herkesin bana geliyor. Her gnn her dakikas. Verdiimiz her bir kararla, aldmz her bir nefesle baz kaplar alyor, bazlar ise kapanyor. ounu fark etmiyoruz bile. Bazlarn ise fark ediyoruz. Siz byle bir tanesini fark etmie benziyorsunuz." "Oh, evet fark ettim," dedi Tricia. "Pekala. te sylyorum. ok basit. Yllar nce, bir partide bir adamla tantm. O bana bir baka gezegenden olduunu syleye rek, kendisi ile gitmeyi isteyip istemediimi sordu Ben isterim dedim. Evet, o eit partilerden biriydi. Ona, antam almam beklemesini, sonra kendisiyle bir baka gezegene gitmekten mutlu olacam syledim. O, antama ihtiyacm olmayacan

syledi. Ona, anlalan ok geri kalm bu gezegenden geldiini, yoksa bir kadnn antasna her zaman ihtiyac olacan bilmesi gerektiini syledim. Biraz sabrszland. Ama yalnzca baka bir gezegenden geldiini syledii iin kolay bir kz olmaya niyetim yoktu. "Yukar ktm. antam bulmak biraz vakit ald, stelik banyoda da biri vard, onu beklemek zorunda kaldm. Aa indiimde o gitmiti." Tricia duraklad. "Ve...?" dedi Gail. "Bahe Kaps akt. Dar ktm. Iklar vard. Ve parldayan bir ey. Tam da gkyzne ykseldiini grebileceim srada yetimitim Sessizce bulutlarn arasna ykselerek kayboldu. Bu kadar, Hikaye burada bitiyor. Bir yaam burada bitip, bir dieri balyor. Ama imdilik yaammn bir baka beni dnmeden geen neredeyse bir dakikas bile olmuyor. antasn almaya gitmemi bir ben. Bana hep o ben, oralarda bir yerdeymi ve ben onun glgesinde yryormuum gibi geliyor." Otel personelinden biri imdi barn evresinde dolanyor ve insanlara aralarndan birinin Bay Miller olup olmadn soruyordu. Kimse deildi. "Gerekten bu kiinin, bir baka gezegenden olduunu mu dnyorsunuz?" diye sordu Gail. "Oh, kesinlikle. Uzay arac vard. Oh, stelik onun iki kafas vard." "ki? Baka kimse fark etmedi mi peki?" "Parti kyafet balosu eklindeydi." "Anlyorum... stelik de bann zerinde bir ku kafesi vard ve kafes bir rt ile rtl idi. Papaan klna girmiti Kafesi tklatyor, bir sr deli samas "Gzel Polly" akas yapp haykryordu falan. Sonra bir an iin rty kaldryor ve kahkahalar atyordu erde kendisi ile birlikte glen bir baka kafa daha vard. Onu grdm ann endie verici bir dakika olduunu syleyebilirim." "Sanrm doru olan yapmsnz, deil mi, tatlm?" dedi Gail. "Hayr," dedi Tricia. "Hayr, sanmyorum. Bu yzden mesleimi de srdremedim. Anlyorsunuz ya, nk ben bir astrofiziki idim. Eer siz geekten baka gezegenden gelen biri ile karlamsanz, onun iki kafas var ve papaan taklidi yapyorsa, astrofiziki olmanz pek uygun dmez yle deil mi? Yapamazsnz. En azndan ben yapamadm." Bunun zor olacan grebiliyorum. Sanrm kulanza sama sapanm

gibi gelen konumalar yapan baka insanlara biraz sert knzn sebebi de bu olmal." "Evet," dedi Tricia. "Sanrm haklsnz. Af edersiniz." "nemli deil." "Bu arada, siz bunu anlattm ilk insansnz." "Tahmin etmitim. Evli misiniz?" "Eee, hayr. Bugnlerde bunu anlamak ok zor deil mi? Ama sormakta haklsnz, nk belki de sebep buydu. Birka kez birileriyle ok yaknlatm, ounlukla da bir ocuk istediim iin. Ama hepsi de, niin devaml omzunun zerinden baktm sorarak ii bitirdi. Ne diyebilirdim ki? Bir ara bir sperm bankasna gidip ansm denemeyi bile dndm. Rasgele birinin ocuuna sahip olmay yani." Bunu ciddi olarak yapamazsnz deil mi?-" Tricia gld. "Muhtemelen hayr. Hibir zaman gerekten gidip de aratrmadm. Hibir zaman. Hibir zaman tam olarak bir ey yapmadm. Yaam hikayem. Gereini tam olarak hi yaamadm. Sanrm televizyonda olmamn nedeni de bu. Hibir- ey gerek deil. "Affedersiniz hanmefendi, isminiz Tricia Mc Millan m acaba?" Tricia ararak ban kaldrd. Orada, ayakta duran, ofr apkal bir adam vard. "Evet," dedi, annda kendini toparlayarak. "Hanmefendi bir saattir sizi aryorum. Otel bu isimde birinin burada kalmadn syledi ama ben Bay Martin'in ofisinden kontrol ettim. Onlar kesin olarak kaldnz yerin buras olduunu syledikleri iin tekrar sordum. Hl hi adnz duymadklarn sylyorlard. Ben buna ramen isminizi anons ettirdiim halde, sizi yine de bulamadlar. Bunun zerine, ofisten arabaya bir resminizi fakslamalarn istedim ve sizi kendim aramaya karar verdim." Saatine bakt. "Saat biraz ge oldu ama, hemen gitmek ister miydiniz?" Tricia afallamt. "Bay Martin? Yani NBS' den Andy Martin yle mi?" "Evet, hanmefendi. US/AM ekran kontrolr." Tricia oturduu yerden frlad. Bay Mc Manus ve Bay Miller ile ilgili duyduu o arlar hatrlamaya bile dayanamyordu. "Yalnz acele etmemiz gerek," dedi ofr. "Duyduum kadar ile Bay Martin ngiliz aksam kullanmann denemeye deer olacan dnyordu. Pa tronu ise bu fikre

tamamen kar. Bay Zwingler yani. Ve Bay Zwigler'in bu akam deniz kenarna tatile gideceini de tesadfen biliyorum, nk onu alp havaalanna gtrmesi gereken de benim." "Pekala.," dedi Tricia, "Ben hazrm. Gidelim." "Tamam, hanmefendi. Araba n kapda bekleyen byk limuzin." Tricia Gail'e dnd. "Affedersiniz," dedi. "Gidin! Gidin!" dedi Gail. "Ve iyi anslar. Sizinle birlikte olmaktan zevk duydum." Tricia para almak zere antasna uzand. "Lanet olsun," dedi. Onu yukarda brakmt. "kiler benden," diye srar etti Gail. "Gerekten. Benim iin ok ilgin bir grme oldu bu." Tricia iini ekti. "Bakn bu sabahla ilgili olarak gerekten zgnm...." "Bir kelime daha etmeyin. Ben iyiyim. Yalnzca astrolojiden bahsediyoruz. Bu zararsz bir ey. Dnyann sonu saylmaz." "Teekkrler." Birden iinden gelerek Tricia onu kucaklad. "Her eyiniz yannzda m?" dedi ofr. "antanz filan almak istemiyor musunuz?" "Eer yaam bana bir ey retti ise," dedi Tricia, "bu hi bir zaman antam almak iin geri dnmemem gerektiidir." *** Bir saatten biraz fazla bir zaman sonra, Tricia, otel odasndaki iki yataktan birinin zerinde oturmaktayd. Birka dakika iin yerinden kprdamad. ylece durup dier yatan zerinde masum masum oturmakta olan antasna bakyordu. Bir elinde Gail Andrews in brakt bir not vard yle eliyordu, "Fazla hayal krklna urama. Konumak istersen beni mutlaka ara. Eer senin yerinde olsaydm, yarn akam evde otururdum. Bir para dinlen. Ama bana aldrma ve endielenme. Bu yalnzca astroloji . Dnyann sonu deil. Gail." ofr haklyd. Aslnda ofr NBS'de neler olup bittiini Tricia'nn organizasyonda karlat herkesten daha iyi biliyordu. Martin hevesliydi, Zwingler deildi Martin'i hakl karabilmek iin tek ans verilmiti ve o bunu kullanamamt. Oh tanrm, oh tanrm, tanrm, tanrm. Eve dnme zaman. Hava yolunu arayp bu akam Heathrow'a dnme ansnn hl olup Olmadn sorma zaman. Koca telefon rehberine uzand. "Oh. Her ey srayla."

Rehberi tekrar yerine brakt, antasn ald ve banyoya gtrd. Tezgahn zerine koydu ve iinde kontak lenslerinin bulunduu kk plastik kutuyu kard. Onlar olmadan ne okumas iin verilen notlar, ne de promptrdaki notlar dzgn bir ekilde okuyabilmiti. Kk plastik mercekleri gzlerine yerletirirken, yaamn bana rettii bir ey varsa o da antam almak iin geri dnmemem gereken zamanlar olduu gibi dnmem gereken zamanlarn da olduudur diye dnd. Yaamdan hl renmem gereken ey ise bu iki durum arasndaki ayrm yapabilmekti. Gln bir ekilde, gemi olarak nitelendirdiimiz zamanlarda, Otostopunun Galaksi Rehberinin paralel evrenlerle ilgili syleyecei pek ok eyi vard. Bununla birlikte, Gelimi Tanr dzeyinin altnda olan biri iin, bunlarn pek az anlalabilir nitelikteydi. Artk btn bilinen tanrlarn, onlarn genellikle iddia ettii gibi, Evren'in balangcndan bir nceki hafta deil de, sonraki ilk saniyenin milyonda biri kadar bir zamann so nunda ortaya ktklar iyice anlaldna gre, imdi yapmalar gereken bir yn aklama olmalyd ve bu yzden u sralar derin fizik konularyla ilgili yorumlar iin vakit ayrmalar mmkn deildi. Rehberin paralel evrenler konusunda syleyebilecei eyler arasnda cesaret verici olabilecek tek ey, bu kavram anlayabilmeniz iin en ufak bir ansnzn bile olmadyd. Dolaysyla "Ne?" ve "Yaa?" gibi nlemler kullanabilir, hatta kendinizi aptal durumuna drme korkusu olmadan, gzlerinizi alatrp, deli samas eyler bile syleyebilirdiniz. Paralel evrenler hakknda ilk fark etmeniz gereken ey, yine Rehberin dediine gre, onlarn paralel olmadyd. Fark edilmesi nemli bir dier nokta da, bu paralel eylerin tam anlamyla gerekte evren bile olmaddr. Ama bunu daha sonra, yani u ana kadar fark ettiiniz hibir eyin doru olmadn fark ettikten bir mddet sonra kavramaya almanz en kolay yol olacaktr. Bunlarn evren olmamalarnn sebebi, herhangi bir evrenin aslnda bir nesne ey olmayp, teknik adyla, yalnzca HGKM' ye, yani Her eit Genel Karman ormanlk 'a, bir bak ekli olmasdr. Aslnda Her eit Genel Karman ormanlk diye bir ey de yoktur. Olsayd bile, o da deiik bak alarnn topyekn toplamndan baka bir ey olmayacakt. Evrenlerin paralel olmaylarnn nedeni denizin paralel olmay ile ayndr. Bunun hibir anlam yoktur. Her eit Genel Karman ormanlk' istediiniz gibi dilimlere

ayrabilir ve sonunda genellikle, birilerinin ev olarak adlandraca bir ey elde edebilirsiniz. imdi siz de istediiniz gibi samalayabilirsiniz, samalama sras sizde, ltfen buyrun. *** Her eit Genel Karman ormanlk'a zel uyumu yznden ilgimizi eken Dnyaya, baka dnyalara arpmayan bir ntrino, yani ntrondan daha kk bir para arpmt. Bir ntrino arplabilecek kadar byk bir ey deildir. stelik, arplabilecei makul bir ekilde dnlebilecek her eyden daha kktr. Aslnda, Dnya byklnde bir eye ntrinolarn arpmas kendi iinde o kadar da olaanst bir olay deildi. Hatta hi deildi. Asl olaanst saylacak ey, Dnya'nn oradan gemekte olan birka milyar ntrino tarafndan vurulmad bir saniye paras olabilirdi. Tabii, maddenin neredeyse hibir eyden olumadn grnce, her ey, arpmakla ve vurulmakla ne kastettiinize bal oluyor. Btn bu ba dndrc bomboluk iinde yol alrken, bir ntrinonun bir eye fiziken arpma ans, bir 747 yolcu uandan rasgele atlan elik bir bilyann, diyelim bir yumurtal sandvie arpma ans kadardr. Her neyse. Bu ntrino bir eye arpmt. Bu arptnn, nesneler arasnda hi de nemli bir yer olmad sylenebilirdi. Ama bunu sylerseniz, gzleri a bir porsuun tkrdnden bahsetmi gibi olursunuz. Evren gibi lgncasna karmak bir yerde, bir ey bir kez gerekten olacak olursa, Kevin ilerin nereye varacan bilirdi. Ad geen "Kevin" hibir ey hakknda hibir ey bilmeyen rasgele bir birey anlamna geliyordu. Ntrino bir atoma arpmt. Atom bir molekln paras idi. Molekl bir nkleik asidin paras idi. Nkleik asit bir genin paras idi. Gen bymek iin gerekli genetik bir tanmn parasyd... ve bu byle uzayp gidiyordu. Btn bu olaylarn sonucunda bir bitki, fazladan bir yaprak bytmt. Essex'de. Ya da, bir yn bo laf ve jeolojik anlamda yerel sorun sonucu, adna Essex denmi yerde. Bu bitki bir yoncayd. Arlklarn, daha dorusu tohumlarn her tarafa yayarak, hzla Dnya' da ki en yaygn yonca tipi haline gelmiti. Bu minik biyolojik rastlant ile Her eit Genel Karman ormanlk'n bu diliminde var olan birka ufak deiim (rnein Tricia Mc Millan'n Zaphod Beeblebrox ile birlikte baka bir gezegene gitmek iin buradan ayrlmay

baaramamas, cevizli dondurma satlarndaki anormal dklk ve zerinde btn bunlarn meydana geldii Dnya'nn, Vogonlar tarafndan, yeni bir hiper evre yolu amak amacyla yerle bir edilmemi olmas gibi) u srada, bir zamanlar Maksi megalon niversitesi Tarih Blmnde bulunan aratrma projeleri ncelik listesinde 4.763.984.132'nci srada beklemekteydi ve havuz banda dua iin toplanm bu lunan retim yelerinin hi birinin bu konuda bir acelesi olmad da ok akt. Tricia'ya btn dnya kendisine kar birlemi gibi geliyordu. Douya doru bir gecelik bir uak yolculuunun ardndan ve anszn, kendisini hibir ekilde hazrlkl hissetmedii, anlalmaz ekilde tehdit dolu bir baka gn daha yaadktan sonra, byle hissetmesinin son derece normal olduunun farkndayd. Ama yine de. Bahesindeki imenler zerinde bir takm izler vard. Bunlar pek de fazla umursad yoktu, kendisine kalsa bu izler istedikleri yere gitmekte serbesttiler. Bir cumartesi sabah idi. New York'tan evine yeni dnm, kendini yorgun, huzursuz ve paranoyak hissediyordu. Tek yapmak istedii radyoyu hafife ap yataa girmek ve Ned Sherrin'in bir eyler hakknda mthi zekice yorumlar yaptn dinlerken, yava yava uyuyakalmakt. Ama Eric Barlett, onun imenler zerindeki, izleri iyice incelemeden gemesine izin vermiyordu. Eric, Cumartesi gnleri kyden gelip, bir sopayla topra kartran, yal bir bahvand, insanlarn sabahn krnde New York'tan gelmesine inanmazd. Bundan holanmazd. Bu doaya aykr idi. Bunun dnda her eye inanrd ama. "Uzay yaratklar olmal," dedi , eilip sopasyla yerdeki kk entikleri ularndan deerek. "Bugnlerde uzay yaratklar ile ilgili ok ey duyuyoruz. Sanrm bu izler onlarn." "yle mi dnyorsun?" dedi Tricia, sabrszca saatine bakarak. On dakika diye dnd. On dakika ayakla durabilirdi. Sonra, ister yatak odasnda olsun, isterse bu rada bahede olsun devriliverecekti. Bu yalnzca ayakta durmak zorunda kalrsa byle olacakt. Bir de ok bilmi bir edayla ban sallayp, arada srada "yle mi dn yorsun?" diye sormak zorunda kalrsa, bu sre be dakikaya da inebilirdi "Oh, evet," dedi Eric. "Buraya geliyorlar, imenlerinizin zerine iniyorlar ve sonra tekrar ekip gidiyorlar Bazen kedinizle birlikte. Postanedeki Bayan Williams'n kedisi, biliyorsunuz, hani o tekir kedi- o uzay yaratklar tarafndan karld. Tabii ertesi gn geri getirdiler, ama hayvan ok garip bir ruh hali iindeymi. Btn sabah etrafta dolanp durmu ve leden sonra da uyuyakalm. Eskiden bunun tersi olurmu,

mesele burada. Sabahlar uyur, leden sonralar etrafta dolanrm. Hava tutmas, anlyorsunuz ya, gezegenler aras bir arata olmaktan tr." "Anlyorum," dedi Tricia. "stelik bayan Wiliams'n kedisinin tylerini de alacal renklerle boyadklarn sylyor. Bu iaretler tam onlarn ini takmlarnn yapaca trden iaretler." "im bieceinin izleri olduunu dnmyor musun?" diye sordu Tricia. Eer iaretler daha yuvarlak olsayd, dnrdm. Ama bunlar tam yuvarlak deil, anlyorsunuz ya, btnyle baka dnyalara ait bir grnmde." "Sahi aklma geldi de, geen gn im makinesinin sana oyun ettiini ve tamir edilmesi gerektiini, edilmezse imlerin zerinde delikler amaya balayacan sylememi miydin sen?" "Bunu syledim Bayan Tricia, ve sylediim eyde srar da ediyorum. Bu izler kesinlikle im makinesine ait deildir demiyorum. Btn sylediim bu deliklerin e killerine baklacak olursa bana br trl bir aklama daha makul geliyor. u aalarn zerinden geliyorlar, anlyor musunuz? ni takmlar.... "Eric....," dedi Tricia, sabrla. "Buna ramen size ne yapacam syleyeyim bayan Tricia,' dedi Eric, "im bime makinesine bir bakacam, geen hafta yapmak istediim gibi. Sizi de yapmak istediiniz eyle ba baa brakaym." "Teekkr ederim Eric" dedi Tricia. Aslnda imdi yatmaya gidiyorum. Eer mutfaktan istediin bir ey varsa ekinmeden al." "Teekkrler bayan Tricia ve size iyi anslar," dedi Eric. Eilerek imenlerin zerinden bir ey ald. "te," dedi. " yaprakl yonca. yi ans demektir, gryor musunuz?" Bitkiyi yakndan inceleyerek bunun gerek bir yaprakl yonca olup, bilinen drt yaprakl yoncalarda yapra dm bir tanesi olmadndan emin olmak iste di. "Yine de sizin yerinizde olsam evrede uzayl yaratklarla ilgili hareketleri gzlerdim " dedi. Ufku merakla izledi "zellikle de u taraf, Henley yn." "Teekkrler Eric," dedi Tricia "Gzlerim." Kendini yataa att ve papaanlar ve dier kularla ilgili huzursuz ryalar grd leden sonra uyand ve rahatsz bir ekilde etrafta doland. Gnn kalan ksmnda ne yapacandan pek emin deildi, hatta yaamnn kalan ksmnda. Bir saat kadar ehre gidip geceyi Stavros'da geirip geirmeme konusunda tereddt etti. Yksekten uan medya alanlar iin, buras u sralar moda olan bir yerdi ve bir iki arkadan

grmek kendini tekrar ilerin akna brakmasn kolaylatrabilirdi. Sonunda gitmeye karar verdi. Oras gzel bir yerdi. Elenceliydi. Stavro'nun kendimden de ok holanyordu. Stavro babas Alman olan bir Yunanlyd- olduka garip bir kombinasyon. Tricia bir ka gece nce Alpha'ya gitmiti. Buras Stavro'nun New York'ta ilk at kulpt, imdi kendisini annesi Yunan olan bir Alman olarak kabul eden, kardei Kari tarafndan iletiliyordu. Stavro Kardeinin New York'taki kulb olduka berbat ilettiini duymaktan ok mutlu olurdu O halde Tricia gidecek ve onu mutlu edecekti. Stavro ve Karl Mueller arasnda biraz sevgi kayb olmutu. Tamam, ite byle yapacakt. Sonra bir saat kadar daha ne giyecei konusunda karar veremedi. So nunda New York'tan alm olduu kk k bir siyah elbise zerinde karar kld. O gece kulpte olabilecek bir arkadana telefon etti ve kulbn bu gece zel bir dn partisi iin kapal olduunu rendi. Yaam yaptnz herhangi bir plana gre yaamaya almann sper marketten bir yemek tarifi iin alveri etmeye benzediini dnd. u kesinlikle sizin istediiniz yne gitmemekte kararl alveri arabalarndan birini alrsnz ve bunun sonunda almay dndklerinizden tamamen farkl eyler alm olarak iinizi bitirirsiniz. Onlar Ne yapardnz? Yemek tarifi ne olurdu? Hibir fikri yoktu. Her neyse, o gece bir uzay arac Tricia'nn imlerini zerine ini yapt. Henley ynnden geliini balangla hafif bir merakla ve bu klarn neye ait olduklarn anlamaya alarak izlemiti. Aslnda, oturduu yer Heathrow'dan milyon larca mil tede olmad iin, gkyznde birtakm klar grmeye alkt. Ama o klar genellikle gecenin bu saatinde ve bu kadar alakta olmazlard. Biraz merak et mesinin sebebi buydu. Gelen her ne ise o, giderek yaknlatka bu merak aknla dnt. "Hmm," diye dnd, tm dnebildii de bu kadarla kald. Hl uak tutmasnn sarholuundan kurtulamamt ve kendini uykulu hissediyordu. Beyninin bir tarafndan dier tarafna gnderilip duran mesajlar zamannda ve doru yere pek varamyorlard. Kendisine kahve hazrlamakta olduu mutfaktan kt ve baheye bakan arka kapy amaya gitti. Serin akam havasn derin derin iine ekti, darya kt ve yukar bakt Gerekten de oradayd. Orada asl duruyordu. Sessiz sedasz. Taa iinde, bir yerlerde bir eyler kmldad. Elleri yavaa iki yanna dt. Scak kahvenin ayaklarna dkldn fark etmedi bile. Uzay arac yava yava yaklar -

ken Tricia zorlukla nefes alabiliyordu. Aracn klar topran zerinde yumuak hareketlerle oynuyor, adeta topra kontrol ediyor, yokluyordu. Ayn klar Tricia'nn zerinde de oynayorlard. Ona ele geirip kaybettii ansnn geri verilmesi midi ok uzak bir ihtimaldi . Yoksa onu bulmu muydu? Yoksa geri mi gelmiti? Ara yava yava ykseklik kaybetti ve nihayet yavaa imenlerin zerine kondu. Seneler nce havalanrken grdm gemiye tpatp benzemiyor, diye dnd, ama karanlk gecenin iinde parlayan klar net ekiller olarak grebilmek de ok gt zaten. Sessizlik. Sonra bir klik ve mmmm sesi. Sonra bir baka klik ve bir baka mmm. Klik mmmm, klik, mmmm. Bir kap ald, imenlerin zerinden Tricia'ya doru bir k boald. Tricia titreyerek bekledi. Ikta yalnzca bir siluet olarak seilebilen bir ekil kapda belirdi. Sonra bir bakas, sonra bir bakas daha. Kocaman gzler ona bakarak yavaa krpt. Eller selamlamak zere yavaa ykseldi. "Mc Millan?" dedi sonunda tuhaf, ince bir ses, hecelerle zorlukla baa karak. "Tricia Mc Millan. Bayan Tricia Mc Millan?" "Evet," dedi Tricia, neredeyse hi sesi kmadan. "Bir sredir sizi gzlyorduk." "G...gzlyor muydunuz? Beni mi?" "Evet." Bir mddet ona baktlar, koca gzleri Tricia'nn zerinde bir aa bir yukar ve ok yava bir ekilde dolat. "Gerek yaamda daha kk grnyorsunuz," dedi sonunda birisi. "Ne?" dedi Tricia. "Evet." "Ben., ben anlamyorum, dedi Tricia. Bunlarn hibirini beklemiyordu tabii ki, ama beklemedii bir ey iin bile bekleyecei ekilde gitmiyordu hibir ey. Sonunda "Siz ... siz... Zaphod' dan m geliyorsunuz?" diye sorabildi. Bu soru siluet arasnda kk bir telaa yol at. Kendi aralarnda, su stnde kayar gibi hoplayp zplayan bir lisanla tarttktan sonra, tekrar Tricia'ya dndler.

"Zannetmiyoruz. En azndan bizim bildiimiz kadaryla yle deil." "Zaphod nerede?" dedi bir dieri, yukar gkyzne bakarak. "Ben... ben bilmiyorum," dedi Tricia aresiz bir ifadeyle. "Buradan ok uzak m? Hangi Ynde? Biz bilmiyoruz." Tricia kalbi ezilerek fark etti ki, onlar kendisinin kimden bahsettiinin bile farknda deillerdi. Hatta neden bahsettiinin bile. Ve Tricia'nn da onlarn neden bahsettii hakknda hibir fikri yoktu. mitlerini skca sarp sarmalayp yeniden ortalktan uzaklatrdktan sonra, beynini tekrar vitese takp, alma konumuna getirdi. Hayal krklna uramann hi anlam yoktu. Burada asrn gazetecilik olayn yaadn fark etmek iin biran nce kendine gelmek zorundayd. Ne yapmalyd? Eve dnp video kamerasn m almalyd? Geri dndnde gitmi olmazlar myd? Stratejik olarak ne yapmas gerektii asndan kafas karmakark olmutu. Onlar konuturmaya devam et diye dnd. Gerisini sonra zersin. "Siz beni mi gzetliyordunuz?" "Hepinizi. Gezegeninizdeki her eyi. TV' yi. Radyoyu. Telekomnikasyon aralarn. Bilgisayarlar. Video devrelerini. Depolar." "Ne?" "Araba parklarn. Her eyi. Biz her eyi gzetleriz." Tricia onlara bakakald. "Bu ok skc olmal, yle deil mi?" diye kekeledi. "Evet." "O halde niin..." "Yalnzca..." "Evet. Yalnzca ne?" "Yarmalar dnda. Biz yarmalara baylrz." Tricia uzay yaratklarna, uzay yaratklar Tricia ya bakarlarken uzun bir sessizlik oldu. "erden almak istediim bir ey var," dedi Tricia, stne basa basa. "Bakn ne diyeceim. inizden biri ya da hepiniz benimle birlikte gelip ieriye bir gz atmak ister mi?" *** "Memnuniyetle," dedi hepsi birden heyecanla. Tricia 35 mm'lik video kamerasn ve teybini, yani bulabildii her trl kayt cihazn kapp gelene kadar de olduka beceriksiz bir edayla oturma odasnn ortasnda ayakta beklemilerdi. Ev klar altnda hepsi ok ince ve morumtrak yeil bir renkteydiler.

"Beyler, bir dakika iinde yannzdaym," dedi Tricia, ekmecelerini deip, yedek kaset ve film ararken. Yaratklar Tricia'nn diskleri, kasetleri vs. eski plaklarnn bulunduu raflara bakyorlard. lerinden biri dierini hafife drtt. "Bak," dedi. "Elvis." Tricia durdu ve yeniden onlara bakt. "Elvis' i sever misiniz?" "Evet." Tricia video kamerasna yeni bir kaset takmaya urarken aknlk iinde ban sallad. "Sizin insanlarnzdan bazlar," dedi, ziyaretilerden birisi, tereddtle, "Elvis' in uzay yaratklar tarafndan karldna inanyorlar." "Ne?" dedi Tricia. "Bu doru olabilir mi?" N "Mmkndr." "Bana Elvis' i karanlarn siz olduunu mu sylemek isliyorsunuz?" Cihazlarn boa altrm olmamak iin mmkn olduunca soukkanlln korumaya alyor du ama bu kadar onun iin bile fazlayd. "Hayr, hayr biz deil," dedi misafirler. "Uzay yaratklar yapm olabilir. Bu ok ilgin bir ihtimal. Sk sk bunun bahsini ederiz." "Bunu aa indirmeliyim," diye mrldand Tricia kendi kendi kendine. Video kasetinin doru taklp taklmadna bakt ve alp almadn kontrol etti Kameray onlara doru evirdi. rktmemek iin gzne yaklatrmamt. Zaten kala hizasnda ekim yapmakta olduka tecrbeli saylrd. "Pekala," dedi. "imdi bana yavaa ve dikkatlice kim olduunuzu syleyin. nce sen.," dedi sol tarafnda durana dnerek. "Bilmiyorum." 'Bilmiyorsun yle mi?" "Hayr." "Anlyorum," dedi Tricia. "Ya siz ikiniz?" "Biz de bilmiyoruz." "Gzel. Pekala. O halde belki nereden geldiinizi bana syleyebilirsiniz." Kafalarn salladlar. "Nereden geldiinizi bilmiyor musunuz?"

Tekrar kafalarn salladlar. "O halde," dedi Tricia. "Siz .. ne ..." Ne diyeceini bilenmiyordu, ama bir profesyonel olarak bu arada kameray da sabit tutmaya alyordu. "Biz grevliyiz," dedi yaratklardan bir tanesi. "Grevli mi. Ne yapmak iin grevli?" "Bilmiyoruz." Kamera hl alyordu. "Sizi almaya geldik." Hareket etme. Hareket etme. Bir kamera aya olsayd keke. Byle dnyordu, nk u anda duyduklarn sindirebilmek iin bir iki dakikaya ihtiyac vard. Hayr, diye karar verdi, imdilik kameray elinde tutmak ona daha fazla esneklik salyordu. mdat, diye bard iinden, ne yapacam imdi? "Niye," diye sordu sakin sakin, "beni almaya geldiniz?" "nk biz aklmz kaybettik." "Af edersiniz," dedi Tricia, "ieri gidip bir kamera aya almam gerek." Tricia gidip, abucak bir kamera aya bulup, videoyu zerine monte ederken yaratklar, bir ey yapmadan ylece beklemekten ikayeti grnmyorlard. Tricia'nn yz tamamen hareketsizdi, ama ne olup bittii ya da olanlar hakknda ne dnmesi gerektii konusunda en ufak bir fikri bile yoktu. "Pekala," dedi, hazr olduunda. "Niin..." "O astrologla olan rportajnz beendik." "Onu seyrettiniz yle mi?" "Biz her eyi seyrederiz. Astroloji ile de ok ilgiliyiz. Astrolojiyi severiz. ok ilgin bir konu. Oysa her ey ayn ekilde ilgin deil. Yldzlar bize neleri anlatr. Yldzlar bize gelecekle ilgili neler syler. Buna benzer bilgileri severiz." "Ama..." Tricia nereden balayacan bilmiyordu. Konuyu sahiplen, diye dnd. Bu durumda hibir eyi tahmine brakmann bir yarar yok. Onun iin yle sylenmeye karar verdi, "ama ben astroloji ile ilgili hibir ey bilmiyorum." "Biz biliyoruz." "Biliyor musunuz?"

"Evet biz burlar izleriz. Bu konuyla ok ilgiliyiz. Btn gazete ve dergilerinizi okuruz ve onlara da ok meraklyz. Ama liderimiz bir sorunumuz olduunu sylyor." "Bir lideriniz de mi var?" "Evet." "Ad ne?" "Bilmiyoruz." "Adnn ne olduunu sylemiyor mu, tanr akna? Affedersiniz, bu ksm batan almam gerekecek. Adnn ne olduunu sylyor?" "O da bilmiyor." "O halde onun lideriniz olduunu nereden biliyorsunuz?" "Kontrol onun elinde. Burada birilerinin bir eyler yapmas gerektiini sylyor." "Ah!" dedi Tricia, bir ipucu yakalayarak, "'buras' neresi?" "Rupert." "Ne?" "Sizin insanlarnz oraya Rupert diyor. Gneinizin onuncu gezegeni. Biz yllarca orada yaadk Olduka souk ve ilgin olmayan bir gezegen oras. Ama gzlem iin iyi bir yer." "Bizi niye gzlyorsunuz?" "Yapmasn bildiimiz tek ey bu da ondan." "Pekala," dedi Tricia. "Tamam. Lideriniz nasl bir sorununuz olduunu sylyor?" "genlere blmek." "Ne dediniz, anlamadm?" "Astroloji ok kesin bir bilimdir. Biz bunu biliyoruz." "Eee..." dedi Tricia, sonra sustu. "Ama sizin iin ve burada, Dnya zerinde kesin." "Ev...e...t" Bir eylerin belli belirsiz titreimlerini almak gibi kt bir hisse kaplyordu. "rnein Olak burcunun ykselen yldz Vens ise, bu, Dnya' ya gre byle olacaktr. Rupert' da olduumuz zaman ayn ey nasl ileyecek? Ykselen yldz dnya ise ne olacak? Bunu ayrt etmek bizim iin ok zor. Unuttuumuz eyler arasnda, ki bunlarn pek ok ve pek derin eyler olduunu sanyoruz, bir tanesi de trigonometri." "Msaade ederseniz unu doru anlayaym," dedi Tricia. "Siz benim ....sizinle... Rupert' a gelmemi istiyorsunuz." "Evet."

"Sizin iin Dnya ve Rupert' a gre burlarn pozisyonlarn yeniden hesaplayabilmem iin ? "Evet." "Telif hakkm olacak m?" "Evet." "O halde sizinim," dedi Tricia, bunu en azndan National Enquirer'a satabilecein dnerek. Kendisini gne sisteminin en uzak snrlarna gtrecek olan gemiye binerken ilk dikkatini eken ey zerinden binlerce grntnn kayp gemekte olduu video monitrlerinin bulunduu tezgah oldu. Banda oturup onlarn hepsini izleyen, ama dikkatini zellikle, sabit bir grntnn bulunduu belirli bir tanesine evirmi olan drdnc bir yaratk vard. zledii grnt Tricia'nn az nce onun meslekta ile yapt hazrlksz rportajd. Tricia'nn endieli bir tavrla ieri trmandn grd srada ban ekrandan kaldrmt. "yi akamlar, Bayan Mc Millan," dedi. "Gzel bir ekim oldu." Ford Prefect koarken yere arpt. Hatrladna gre kald yer, havalandrma aftnn on santim kadar tesindeydi. Bu yzden yere arpabilecei noktay yanl tespit etmi, komaya erken balam, beceriksizce tkezlemi ve bileini burkmutu. Lanet olsun! Yine de hafife yalpalayarak, koridordan aa doru komaya devam etti. Binann her tarafnda birden bire almaya balayan alarmlar her zamanki gibi bir heyecan frtnas yaratyordu. Yine her zamanki gibi, saklanmak zere depolama blmelerinin arkasna dald, grnmediinden emin olmak iin etrafna baknd ve hemen srt antasnn iini kartrarak her seferinde ihtiya duyduu malzemeleri aramaya koyuldu. Ama bu kez her zamankinin aksine, bilei delicesine cann yakyordu. Yalnzca havalandrma aft hatrladndan on santim tede olmakla kalmyor, binann kendisi de, hatrladndan baka bir gezegende bulunuyordu. Buna ramen, onu esas artan ey yine de bu on santimlik fark olmutu. Otostopunun Galaksi Rehberi ofisleri, yresel iklim artlar, yresel dmanlklar, enerji faturalar veya vergiler gibi nedenlerle ve genellikle ok ksa bir sre nce bildirilerek, sk sk baka bir gezegene tanr, ama her seferinde de neredeyse en kk moleklne kadar tam olarak ayn ekilde ina edilirdi irketin elemanlarndan birou iin, iinde altklar ofisin plan acmaszca arptlm kiisel evrenleri iindeki tek deimezlik sembolyd.

Bununla birlikte, bir ey, garipti. Bu kendi iinde artc bir ey saylmaz. diye "dnd Ford, antasndan havlusunu karrken Aslnda yaamndaki her eyin, kimi biraz daha az kimiyse biraz daha ok da olsa, bir para garip olduu sylenebilirdi. Ama bu seferki, garipliine alt eylerden biraz farkl bir gariplikti, yani tuhaft. Bununla birlikte, dikkatini hemen bu konuya odaklayamyordu. antasndan 3 nolu ama anahtarn da kard. Alarmlar yine eskisi gibi, tandk bir ekilde almaya devam ediyor, adeta mrldanabilecei bir melodi meydana getiriyorlard. Btn bunlar tand, bildii eylerdi Oysa dardaki dnya Ford iin yeniydi. SaquoPilia Hensha'da daha nce hi bulunmamt, ama buray beenmiti. Bir eit karnaval atmosferine sahip bir yerdi buras. Bu kez de antasndan pazardan ald oyuncak bir ok yay takm kard. Saquo-Filia Hensha'daki karnaval havasnn sebebinin yerli halkn her sene kutlad St.Antwelm Varsaym Yortusu olduunu kefetmiti. St. Antwelm, yaad dnemde muhteem ve popler bir varsaymda bulunmu olan, muhteem ve popler bir krald. Kral Antwelm'in varsaymna gre, dier her eyin eit olduu dnlrse, insanlarn tmnn en byk arzusu mutlu olmak ve hep birlikte elenerek mmkn olan en iyi vakti geirmekti. Bu yzden, lmnden sonra kiisel servetinin tmnn, herkese bu varsaym hatrlatmak amacyla ve her yl kutlanacak bir festival dzenlemek zere kullanlmasn vasiyet etmiti. Bu festivalde ynla lezzeti yiyecek, hareketli danslar ve Wocket Av gibi deli dolu oyunlar olurdu. Kraln Varsaym ylesine akllca bir varsaymd ki kral bundan dolay azizlik mertebesine ykseltilmiti. Yalnz bununla da kalnmam, daha nceden talanarak tamamen sefil bir lme mahkum olduklar ya da gbre flar iinde ba aa yaamak zorunda kaldklar iin aziz ilan edilenlerin bu rtbeleri geri alnm ve onlarn bu hareketleri artk daha ok utan verici yaklamlar olarak deerlendirilmeye balanmt. Otostopunun Galaksi Rehberinin ofislerinin bulunduu H eklindeki bildik bina ehrin eteklerinde ykselmekteydi ve Ford'un iine girii yine bildik bir ekilde olmutu. Buraya daima havalandrma sistemi yoluyla giriyor, ana girii tercih etmiyordu. Bunun sebebi orada grevi ieri giren bro elemanlarnn harcamalarn sorgulamak olan robotlarn nbet tutmalaryd. Ford Prefect'in gider hesaplar akl almaz derecede kark ve zordu ve en nemlisi Ford, bu devriye robotlarnn, hesaplarna ilikin ne

srmeyi dnd aklamalara akl erdirebilecek nitelikte olmadklarn fark etmiti. Dolays ile binaya giriini bir baka yoldan yapmay tercih ediyordu. Bunun anlam, muhasebe departmanndakiler dnda, binada bulunan n eredeyse btn alarm zillerini devreye sokmak oluyordu, ki, Ford'un istedii de buydu. Depolama blmelerini arkasna gizlenerek oyuncak ok takmnn lastik vantuzunu diliyle slatp yayn iine yerletirdi. Hemen hemen otuz saniye kadar sonra, kk bir kavun byklnde bir robot, koridordan aa doru bel yksekliinde uarak ve bir yandan da olaan d bir ey olup olmadn anlamak iin sa solu tarayarak kendisine doru yaklamaya balad. Kusursuz bir zamanlama ile Ford oyuncak oku yolun karsna doru att. Ok koridoru boydan boya geti ve yalpalayarak kar duvara yapt. Ok uarken, robotun alngalar derhal onun zerine kilitlendi ve robot onu izlemek iin doksan derecelik bir dn yaparak, ne olup bittiini anlamaya ve okun nereye gittiini grmeye alt Bu Ford'a deerli bir saniye kazandrm oldu. Uan robot kendisinin olduu ynn aksi tarafna bakt srada zerine havlusunu frlatt ve onu yakalad. Robot, zerinde bulunan yumru biimindeki eitli alglama antenleri yznden havlunun iinde manevra yapamyor, yalnza ileri geri hareket edebiliyor, yzn kendini yakalayan varla eviremiyordu. Ford onu kendisine doru ekerek, yere akverdi. Robot ackl bir ekilde szlanmaya balamt. Seri ve deneyimli bir hareketle, elindeki 3 nolu ama anahtarn havlunun altna sokarak robotun tepesinde bulunan ve mantk devrelerinin zerini rten kk plastik paneli kaldrp alverdi, Mantk iyi bir eydi belki ama, evrim aratrmalar srasnda da grld gibi, birtakm sakncalarnn olduu da bir gerekti. Mantkl dnebilen herhangi bir eyin en azndan kendisi kadar mantkl dnebilen bir baka ey tarafndan aldatlabilmesi kolayca mmknd. Tamamen mantkl bir robotu aldatmann en baarl yolu, onu ayn uyan ile tekrar tekrar uyarmak ve bylece bir kapal devre iine kilitlenmesini salamakt, Bunun en iyi kant bin yl nce MAOYAYKE'de (Maximegalon artc Aklkta Olan Yava ve Acl Yoldan Kefetme Enstits) yaplan mehur Ringa balkl Sandvi Deneyinin sonulardr. Bu deneyde bir robot Ringa Balkl Sandvii sevdiine inandrlr. Deneyin en zor ksm da bu ksmdr zaten. Robot bir kez balkl sandvileri sevdiine inandrldktan sonra

nne bir balkl sandvi koyulur. Bunun zerine robot kendi kendine "Ah! Ringa balkl bir sandvi! Ben balkl sandvie baylrm." diye dnmeye balar. Daha sonra sandviin zerine eilip, kepesiyle onu balkl sandvi blmesine aktarr ve yeniden dorulur. Robotun anszl, dorulduu srada balkl sandviin bulunduu blmeden kayp yere, robotun nne decek ekilde dizayn edilmi olmasndadr. nk den sandvii grr grmez yeniden balar; "Ah! Ringa balkl bir sandvi! Ben balkl sandvie...." ve bylece ayn hareket st ste tekrarlanr durur. Btn bu lanet olas ilerden balkl sandviin sklmasn ve ufalanp gitmesini engelleyen tek ey onun, iki ekmek dilimi arasna sktrlm bir para l balk olmas, olup bitene kar robottan daha az duyarllk gstermesidir. Enstitdeki bilim adamlar bu ekilde btn deiimlerin, gelimelerin ve yeniliklerin ardnda yatan itici gcn ringa balkl sandvi olduunu kefettiler. Bu anlamda bir tez yaymladlar ve bu tez son derece aptalca bulunarak yaygn bir eletiri ald. Bunun zerine rakamlar yeniden kontrol ettiler ve kefettikleri eyin "can sknts" ya da can skntsnn uygulamadaki fonksiyonu olduunu fark ettiler. Ardndan, bir heyecan frtnas iinde "huzursuzluk", "depresyon", "isteksizlik', "tedirginlik" ve bunlara benzer dier duygular kefe ktlar. kinci byk baarya ringa balkl sandvileri kullanmay braktklarnda ulatlar. Anszn, koca bir dalga halinde, zerinde alabilecekleri yeni duygular ortaya kt: "Rahatlama", "itah", "tatmin", ve hepsinden nemlisi "mutluluk"' iin duyulan arzu gibi. Bu en byk baar, en byk keifti. Tm olas arzalarda, robot davranlarn yneten karmak bilgisayar kodlarnn ynlarcas, kolaylkla deitirilebilir hale gelmiti. Robotlarn tek ihtiyac olan ey skkn ya da mutlu olma kapasitesi ile bu durumlar ortaya karacak bir ka kouldu. Gemiye sonra kalan kendi balarna halledebilirlerdi. Ford'un havlusu altna hapsettii robot u anda mutlu bir robot deildi. Onun m utlu olabilmesi iin etrafta dolaabilmesi ve dier eyleri grebilmesi gerekti. zellikle de hareket eden dier eyleri grebildiinde mutlu olurdu. Hele de, dier hareket eden eylerin yapmamalar gereken eyleri yaptklarn gryorsa. nk bu durumda onlar rapor etmenin doyumsuz zevkini tatma olanan bulurdu. Ford ksa bir sre sonra bunu halledecekti. Robotun zerine melerek ve onu iki diz rasna sktrd. Havlu hala robotun tm alglama mekanizmalarn rtyordu ama, imdi Ford mantk devresini aa karm bulunuyordu. Robot ocuklar gibi huysuzca mzldanyor, hareket edemiyor, yalnzca

huzursuz bir ekilde kprdanyordu. Ford anahtar kullanarak, kk bir ipi soketinden gevetip yerinden kard ve bunu yapar yapmaz robot sessizleti ve kendinden gemi bir halde orada oturmaya balad. Ford'un kartm olduu ip robotun mutlu olabilmesi iin gerekli koullarla ilgili direktifleri ieren ipti. ipin hemen solundaki noktaya, ipin hemen sandaki bir baka noktadan minik bir elektrik akm ulatnda robot mutlu olurdu. ipin grevi, bu akmn bir noktadan bir noktaya ulap ulamayacana karar vermekti. Ford havlusunun bir kenarna ilitirilmi olan ksa teli ekip kard. Bunun bir ucunu ip soketinin sol stndeki delie, dier ucunu da sa alt ucundaki delie soktu. te bu kadard. Artk ne olursa olsun robot mutlu olacakt. Ford abucak ayaa kalkt ve havluyu ekip kaldrd. Robot heyecan iinde havaya ykseldi ve kvl kvl bir yol demeye balad. Dnd ve Ford'u grd. "Bay, Prefect, sayn efendim! Sizi grmekten yle mutluyum ki!" "Ben de seni grmekten mutluyum kk arkadam," dedi Ford. Robot hemen merkez kontrol nitesine btn dnyalar iinde en iyisi olan bu dnyadaki her eyin olabilecek en iyi durumda olduu raporunu verdi ve alarmlar hemen kendi kendilerini susturdular. Yaam normale dnd. Hi deilse, hemen hemen normale. Burada bir gariplik vard. Kk robot elektronik bir mutluluk iinde kkrdyordu. Ford koridordan aa aceleyle yrd ve robotu her eyin ne ho, ve kendisinin bunu bildirebilmekten tr ne kadar mutlu olduunu syleyerek, bir aa bir yukar dolansn diye brakt. Bununla birlikte, Ford mutlu deildi. Tanmad yzlerin yanndan geiyordu. Bunlar onun holand trden kiilere benzemiyorlard. Hepsi fazla bakmlyd. Baklar fazlaca canszd. Uzaktan tandk birini grdn sand ve selamlamak iin aceleyle yanna yaklat her seferinde bunun baka birisi olduu ortaya kyordu. Ford'un bildiinden daha dzgn bir sa modeli ve daha gl, daha amal baklar olan biri. Merdivenlerden biri be on santim sola ekilmi, bir tavan belli belirsiz alaltlmt. Lobilerden biri yeniden dzenlenmiti. Bunlarn hibiri tek bana onu en dielendirmiyor, ama yine de kafasnn karmasna yol ayordu. Onu asl endielendiren ey dekordu. Eskiden abartl ve prltlyd. Pahalyd- nk Rehber gelimi ve gelimekte olan Galaksi blgelerinde ok iyi satyordu- ama ayn zamanda

da elendiriciydi. Koridorlar boyunca lgn oyun makineleri sralyd. Tavanlarda n deli dolu boyanm kocaman piyanolar sarkard, aalarla kapl alanlardaki havuzlarda Viv gezegeninden gelmi ktlk dolu yaratklar beslenirdi, aptal gmlekler iinde robot uaklar koridorlarda oradan oraya dolar, kimin eline bir iki barda sktrabileceklerini gzlerlerdi Koca canavarlar evcilletirirler, ofislerindeki tneklerin zerinde uan srngenler bulunurdu. nsanlar nasl iyi vakit geireceklerini bilirlerdi. Bilmezlerse de bu sorunu halledebilmek iin katlabilecekleri kurslar olur du. Btn bunlarn hibiri imdi yoktu. Biri binann iinde dolanm ve ok kt niyetli bir tarz deiiklii ortaya kmt. Ford seri bir hareketle kk bir girintiye doru dnd ve uan robotu da kendisiyle birlikte, ieri ekti. Yere meldi ve mrl mrl mrldanan siber uucuya gzlerini dikti. "Burada neler olup bitiyor?" diye sorgulad. "Oh! Sadece en gzel eyler, efendim. Sadece mmkn olan en gzel eyler. Ltfen kucanza oturabilir miyim?" "Hayr," dedi Ford, elinin bir hareketiyle onu yanndan uzaklatrarak Robot bu ekilde uzaklatrlmaktan mthi zevk almt. Bir aa bir yukar, dalgalanarak amaya balad. Ford onu yeniden yakalad ve yzne bir Kar mesafede havada tuttu. Robot olduu yerde kalmaya alyor, ama hafife titremekten kendini alamyordu "Bir eyler deiti, yle deil mi?" diye sordu Ford dilerinin arasndan. "Oh, evet," diye bir sevin l att kk robot, "mmkn olan en ahane ve muhteem ekilde. Buna yle seviniyorum ki." "O halde nceden nasld her ey?" 'Mthi lezzetli." "Ama deiiklikten holandn syledin?" diye sordu Ford. "Ben her eyden holanrm," diye inledi robot. "zellikle bana byle barmanzdan. Yine barn, n'olur." "Bana ne olduunu anlat hemen!" "Oh, teekkr ederim, teekkr ederim." Ford iini ekti. Derin bir nefes ald. "Pekala, pekala," dedi robot nefes nefese, "Rehberi bakalar devrald. Yeni bir ynetim i banda. Her ey yle ho ki zevkten eriyebilirim. Eski ynetim de muhteemdi elbette, ama o srada yle dnp dnmediimden pek emin deilim." "Btn bunlar kafana bir tel sktrlmadan nceydi."

"Ne kadar doru. Ne kadar mkemmelcesine doru. Ne kadar, mkemmelce, coturucu, kpkl ve bomba gibi bir gerek. Ne kadar gerek bir mutluluk douran, yerinde bir gzlem." "Ne oldu?" diye steledi Ford. "Bu yeni ynetim kim? Ne zaman i bana geldiler? Ben... oh... neyse, bo ver" diye ekledi. Kk robot kontrolsz bir neeyle anlalmaz bir eyler mrldanmaya ve Ford'un dizlerine srtnmeye balamt. "Gidip k endim anlarm." Ford kendini hzla ba editrn bulunduu odann kapsna doru savurdu. Kapnn erevesi paralara ayrlp ieri girmesine uygun hale gelirken, o kendini korumak iin bir top gibi smsk yumulmutu. zerinde geleneksel olarak Galaksinin en kudretli ve pahal ikilerinin durmas gereken iki arabasnn bulunduu keye doru hzla yuvarlanarak oday bir batan bir baa geti, kendisine siper olarak kullanmak zere arabay yakalad, ve onu odann en gze arpan ksmnda bulunan, pahal, ama son derece kaba saba bir heykel olan Leda ile Octopus'un yanna snmak zere odann teki ucuna doru srd. Bu arada kk gvenlik robotu gs yksekliinde uarak odaya girmi. Ford'a yneltilmi bulunan atlarn kendisine yneltilmesinden intiharsal bir zevk almaktayd. En azndan plan byleydi ve bu uygulamak zorunda olduu bir pland. nk ba editr Stagyar-zil-Doggo tehlikeli ve dengesiz bir adamd. Personelinden odasna elinde dzeltilmi yeni sayfalar olmadan girenlere katkda bulunmak zere lmcl yaklamlar vard. Ve bunun iin oda kapsnn erevesine monte edilmi zel bir tarama cihaz ile buna bal bir grup lazer silah bulunuyordu. Bunlarn grev niin hibir ey yazamadklarn aklayacak ok salam mazeretler sunmak iin ieri girenleri caydrmakt. Bu ekilde ok yksek bir verim elde etmek mmkn oluyordu. Ama ne yazk ki iki arabas orada deildi. Ford kendini mitsizce yana doru savurdu ve bir takla atarak Leda ile Octopus'un durduu tarafa doru ulamaya alt ama onlar da orada deillerdi. Panik iinde, geliigzel dnp savrulmaya balad. Tkezledi, yuvarland, pencereye arpt. Neyse ki pencere roket saldrlarna kar koyabilecek gte yaplmt. Zplayarak, yara bere iinde, daha nce orada bulunmayan, buruuk deriden yaplm k, gri renkli bir kanepenin arkasna snd.

Birka saniye sonra yavaa kanepenin arkasndan yukar doru ykseldi. ki arabas ve Leda ile Octopus heykelinin yokluu yetmiyormu gibi, lazer atnn da olmay bir baka artc deiiklikti. Kalar atld. Btn bunlar son derece yanlt. "Sanrm siz Bay Prefect olmalsnz," dedi bir ses. Ses seramik ve tik aac karm bir alma masasnn ardnda oturan dzgn suratl birinden gelmekteydi. Stagyar-zil-Doggo mthi bir ahsiyet olabilirdi ama kimse onun dzgn suratl biri olduunu syleyemezdi. Bu konuan Stagyar-zil-Doggo deildi. "eri giri tarznza bakarak, Rehberle ilgili yeni dokmanlarn size henz, eee, ulamadn anlyorum," dedi dzgn suratl kii. Dirseklerini masasnn zerine dayam, parmak ular, aklamas g bir tarzda, hi lmcl bir su ilememiesine birlemi bir ekilde oturmaktayd. Ford, olduka ksk bir sesle, "meguldm," dedi. Sendeleyerek dorulup stn ban silkeledi Sonra ne halt etmeye byle gsz konutuunu sordu kendi kendine. Durumun kontroln hemen eline geirmeliydi. Bu kiinin kimin neyi olduunu anlamak zorundayd ve birden bunu yapmann bir yolu aklna gelivermiti. "Sen de neyin nesi oluyorsun?" diyerek sorgulad. "Ben yeni ba editrnzm Yani sizinle i yapmaya devam etmeye karar verirsek tabii. smim Vann Harl." Elini falan uzatmamt. Yalnzca ekledi "o gvenlik ro botuna ne yaptnz?" Kk robot tavann etrafnda ok ok yava bir ekilde dnp duruyor ve kendi kendine sessizce mrldanyordu. "Onu ok mutlu ettim,'" diye yaptrd Ford, "Bu benim bir eit grevim saylr. Stagyar nerede? Daha da nemlisi, iki arabas nerede?" "Bay Zil- Doggo artk bu organizasyon iin almyor. Ona ait olan iki arabas da, sanrm, bu gerek yznden imdi onu teselli etmeye almakla megul olmal." "Organizasyon mu?" diye haykrd Ford. "Organizasyon yle mi? Byle bir kurulu iin ne allahn cezas bir kelime bu!" "Aynen bizim hislerimizi yanstyorsunuz. Kt bir yaplanma, kaynak savurganl, kt idare ve dut gibi sarho. Bu son sylediim," dedi Harl, "editrn kendisi iindi." "akalar ben yaparm," diye hrlad Ford. "Hayr,, dedi Harl. Siz restoran stununu stlenebilirsiniz ancak." Bir plastik kart karak masann zerinden nne doru srd. Ford onu almak iin yerinden kprdamad. "Sen kim oluyorsun?" dedi Ford.

"Ben Harl'm. Siz Prefect'siniz. Ve siz restoran stunundan sorumlusunuz. Ben burada oturuyor ve size restoran stununu zerinize almanz gerektiini sylyorum. Anlalyor mu?" "Restoran stunu mu?" dedi Ford. Henz gerekten kzamayacak kadar ok aknd. "Oturun Prefect, dedi Harl. Dner sandalyesini evirerek ayaa kalkt. Yirmi kat aada karnavaln tadn karmakta olan minik benekleri izlemeye koyuldu. "Bu ie bir eki dzen vermenin tam zaman Bay Prefect." diye terslendi. "Sonsuz Boyut Giriimcileri olarak biz..." "Kim olarak siz?" "Sonsuz Boyut Giriimcileri. Rehberi biz satn aldk." "Sonsuz Boyut mu?" "Bu isim iin milyonlar harcadk, Prefect. Onun iin ya onu sevmeye ya da pilinizi prtnz toplamaya balayn." Ford omuzlarn silkti. Toplayacak bir eyi yoktu. "Galaksi deiiyor." dedi Harl. "Biz de onunla birlikte deimek zorundayz Pazara uymalyz. Ve pazar ilerliyor. Yeni esinlenmeler gerek. Yeni teknolojiler ge lecek..." "Bana gelecekten bahsetme," dedi Ford. 'Ben gelecein her yann grdm. Zamanmn yars orada geiyor. Her yerdekinden farkl bir ey deil. Her zamankinden de yle. Bildiimiz eyler biraz daha hzl arabalarda, biraz daha kokulu bir havada." "Bu yalnzca bir gelecek," dedi Harl. "Eer kabul ederseniz, bu sizin geleceiniz. Oysa ok boyutlu dnmeyi renmek zorundasnz. Bu dakikann tesinde sonsuz sayda gelecek var nnzde uzanan. Milyarlarca. Her saniye yeni kavaklara ayrlan! Her bir elektronun mmkn olan her bir pozisyonu milyarlarca olaslk halinde uumakta! Milyarlarca ve milyarlarca parltl, ltl gelecek! Bunun ne anlama geldiin biliyor musunuz?" "enenden salyalarn akyor." 'Milyarlarca ve milyarca pazar!" "Anlyorum," dedi Ford. "O halde milyarlarca ve milyarca Rehber satyor olmalsnz." "Hayr," dedi Harl, mendiline uzanp bulamayarak. "Af edersiniz," dedi, "ama bu beni yle heyecanlandryor ki." Ford ona havlusunu uzatt. "Milyarlarca ve milyarlarca Rehber satamaymzn nedeni," diye devam etti Harl, azn sildikten sonra, "giderler. Bizim yaptmz ey bir Rehberi milyarlarca ve milyarlarca kez satmak. Maliyet giderlerini drmek iin Evren'in ok boyutlu

doasndan yararlanyoruz. Ve be paras olmayan otostopulara bir ey satmyoruz. Bu ne kadar sersemce bir fikirmi! Pazarn hemen hemen hi paras olmayan bir kesimini bul ve onlara satmaya al. Hayr. Biz milyarlarca ve milyarlarca deiik gelecekte, i seyahatleri yapan varlkl i adamlarna ve onlarn tatil gezisinde olan elerine sat yapyoruz. Bu, uzay/zaman/olaslk faktrlerinin ok boyutlu son suzluunun tamam iindeki en radikal, en dinamik ve atlmc giriim." "Ve sen benim restoran kritii olmam istiyorsun," dedi Ford. "almalarnz deerlendirilecektir." "ldr!" diye haykrd Ford. Havlusuna sesleniyordu. Havlu Harl'n ellerinden frlayverdi. Bu onun kendine has bir gc olduundan deil, Harl'n yle olabileceini dnp armasndand. Onu artan ikinci ey Ford Prefect'in yumruklar nde, masann zerinden kendine doru frlamasn grmekti. Aslnda Ford'un saldrd ey kredi kart idi, ama Harl'n iinde bulunduu cinsten bir organizasyonda, yaama kar salkl bir paranoya gelitirmeden onun bulunduu pozisyona gelebilmek kolay deildir. Bu yzden bu ataa kar mantkl olan tedbiri alarak kendisini geriye doru atm ve kafasn rokete dayankl cama, sert bir ekilde arpmt. Bunun ardndan, endie dolu ve son derece zel bir seri ryaya dalmt. Ford, her eyin nasl yolunda gittiine ararak masann zerinde uzanmaktayd. imdi elinde tutmakta olduu plastik parasna bir gz att. Bu zerinde isminin yazl olduu bir Ye-sonra-de kredi kart di. Geerlilik sresi bugnden itibaren iki yld ve byk olaslkla Ford'un o vakte kadar mrnde grd en heyecan verici tek eydi. Sonra masann zerine trmanarak Harl' grmeye alt. Adam olduka rahat bir ekilde nefes alyordu. Ford onun gsnn zerinde arlk yapan czdan olmadan daha da rahat nefes alabileceini dnd ve bu yzden Harl'n cebinden czdan ekip alarak iine bir gz att. Yeterince nakit ve birok kredi kart vard. Ultragolf yelik kart. Dier kulp yelik kartlar. Birisinin einin ve ailesinin fotoraflar, byk olaslkla bunlar Harl'n ailesi olmalyd, ama bugnlerde byle eylerden emin olmak pek de kolay olmuyordu. Megul yneticilerin genellikle tam zamanl bir e ve ocuklar iin pek vakti olmuyor, bu yzden onlar hafta sonu iin kiralyorlard. Ha! imdi bulduu eye inanamyordu.

Czdandan, bir tutam fatura arasnda yuvalanm bekleyen, ldrtc derecede heyecan verici tek para bir plastik karmt yavaa. ldrtc olan ona bakmak deildi. Hatta olduka skc bir grnts olduu bile sylenebilirdi. Bir kredi kartndan daha kk ve daha kaln, yar effaf bir eydi bu. Eer kaldrp a tutarsanz yzeyinin birka aldatc santim derinliinde, holografik olarak kodlanm bir sr bilgi ve grnt olduunu fark edebilirdiniz. Bu bir Kolay Kimlik kart idi ve Harl iin czdannda tanmas ok cretkarca ve bir o kadar da aptalca bir ey olmakla birlikte bunu yapmasnn sebebi hi de anlalmaz deildi. Epistomolojik adan belirsiz bir fiziki evren iinde, uyumlu bir bilinlilikle fonksiyonel olmaya almann varolula ilgili daha derin sorunlarn bir yana brakn, bu gnlerde kimliinizin kesin kantn gstermeniz gereken yle deiik durumlarla karlayordunuz ki yalnzca bu nedenle bile yaamn son derece bktrc hale gelmesi mmknd. rnein u nakit para makineleri. Etraflarnda parmak izlerinin okunmasn, retinalarnn taranmasn, boyunlarnn arkasndan deri paralan alnarak annda (ya da hemen hemen annda- gerekte dolu dolu alt veya yedi dakikalk tedirgin bir bekleyiten sonra) genetik analize gnderilmesini, sonra sahip olduklarn dahi hatrlamadklar aile bireyleri hakknda yantlar daha nce kaydedilmi en ok sevdikleri masa rts rengi gibi bir dolu soruyu yantlamay bekleyen kuyruklar dolusu insan vard. Ve btn bunlara hafta sonunda elinde bir para nakit para bulunmasn salayabilmek adna katlanmak zorundaydlar. Eer jet motorlu bir araba iin bor bulmaya alyorsanz, fzelerle ilgili bir anlama imzalayacaktanz ya da bir restoran faturasnn tamamn demeye kalkyorsanz iler daha da zorlayordu. te bu yzden Kolay Kimlik kart oluturulmutu. Bu, sizinle, vcudunuzla ve yaamnzla ilgili her trl Bilginin bir makinenin okuyabilecei ve czdannzda tayabileceiniz ok maksatl bir kart zerine kodlanm ekli olup, dolays ile de bugne kadar teknolojinin hem kendisi hem de saduyu zerindeki en byk baarsn temsil etmekteydi. Ford onu cebine indirdi. ok mthi bir fikir tam o srada aklna gelmiti. Harl'n ne kadar sre bilinsiz kalacan merak etti. "Hey!" diye bararak, tavanda hl cokunlukla dolanp duran kk kavun byklndeki robota seslendi. "Mutlu kalmak istiyor musun?" Robot guruldayarak istediini bildirdi. "O halde benimle kal ve sana sylediim her eyi eksiksiz yap."

Robot bu tekliften byk mutluluk duyduunu, teekkr ettiini, ama bulunduu yerde, yani tavanda yeterince mutlu olduunu bildirdi. Daha nce iyi bir ta vandan bu kadar youn ekilde tatl duygular alnabileceini hi fark etmediini ve tavanlarla ilgili hislerini derinlemesine incelemek istediini syledi. "Sen kal orda," dedi Ford, "kal da yeniden yakalanp geici ipin deitirilsin. Eer bunu istemiyor, mutlu kalmay diliyorsan imdi gel." Robot, cokulu ve kederli bir i ekile isteksizce tavandan ayrld. "Dinle," dedi Ford, "gvenlik sisteminin kalan ksmnn bir ka dakika iin mutlu kalmasn salayabilir misin?" "Gerek mutluluun sevinlerinden biri de" diye akd robot, onu paylamaktr. Ben mutlulukla doluyor, tayor, kabaryor " "Pekala, dedi Ford, "gvenlik sistemi civarna biraz mutluluk sa yeter. Hi bir bilgi verme. Sistemin kendini iyi hissetmesini sala ki soru sormaya gerek grmesin." Havlusunu toplayp nee iinde kapya doru kotu. Son zamanlarda yaam biraz monotonlamt. imdi ise heyecan dolu gnlerin balayacann tm iaretlerini ve riyordu. Arthur Dent yaam boyunca bir takm cehennem deliklerinde bulunmutu ama daha nce duvarnda "mitsizlik iinde yolculua devam etmek bile buraya varm olmaktan iyidir" yazan bir havalimannda bulunmamt. Ziyaretilerin karland gelen yolcu salonunda Bakan imdi Ne'nin glmseyen bir resmi yerletirilmi... Bu herhangi birinin onunla ilgili olarak bulabilecei tek resimdi ve kendini vurduktan hemen sonra ekilmiti! Elbette fotoraf glmsemenin l glmsemesi gibi rktc olmasn nleyebilmek iin elden geldiince rtulanmt. Bann kenar kurun kalemle yeniden izilmiti. Fotoraf, yerine bir yenisi konulmamt, nk bakann yerine de bir yenisi bulunamamt. Gezegende yaayan herkesin tek bir arzusu vard o da bu ray terk etmekti. Arthur yerletii ehrin eteklerindeki kk motelde, nemli yatan zerinde ask suratla oturmu nemli kk bror gzden geirmekte idi. Brorde imdi Ne gezegeninin adnn, uzayn k yllar tesinden abalayarak buraya, Galaksinin kefedilmemi en uzak kesine ulasan ilk nclerin sarf ettii ilk kelimelerden esinlenerek' verildii yazyordu. En nemli ehrine ise Oh yi ad verilmiti. Sz edilebilecek baka ehir de yoktu zaten. imdi Ne pek baarl bir yerleme alan ol mamt ve zerinde yaayan insanlar da birlikte yaamay isteyeceiniz cinsten kiiler deildi.

Brorde ticaretten bahsediliyordu. Yrtlen en nemli ticaret imdi Ne bataklklarndaki domuz derisi alveriiydi. Ama pek de baarl saylmazd, nk akl olan kimse imdi Ne'nin bataklklarnda yetimi bir domuzun derisini satn almak istemezdi. Yine de parmak ularndan tutunarak da olsa bu i sryordu, nk Galakside akl yerinde olmayan nemli sayda insan her zaman bulunurdu. Arthur buraya gelirken yolda, geminin kk yolcu blmesini kendisiyle paylaan dier sa kinlere bakarken kendini ok rahatsz hissetmiti Bror gezegenin tarihinden de biraz bahsediyordu. Aka grlyordu ki, yazar her kim ise ie balarken, burann her zaman souk ve nemli olmadn vur gulayarak bu yerle ilgili bir para heyecan uyandrmaya alm, ama buna ekleyebilecek ok az olumlu ey bulabildii iin yaznn tonu hemen acmasz bir alaycla brnmt. lk yerleim yllar anlatlyordu imdi Ne'lilerin en nemli uralarnn imdi Ne zerindeki en eski ve halen mevcut tek hayvan cinsi olan bataklk domuzlarn ya kalama, onlarn derilerini yzme ve etlerini yeme olduu sylenmekteydi. Dier btn hayvanlar uzun yllar nce mitsizlikten lp gitmilerdi. Bataklk domuzlar ufak, mnasebetsiz yaratklard. Onlar iyice yenilmez olmaktan kurtaran darack snr, gezegen zerindeki yaamn srdrlebilmesi iin gerekli olan snrla ayn idi. O halde, ne kadar nemsiz olursa olsun, imdi Ne'yi zerinde yaanmaya deer yapan ey neydi9 Aslnda, byle bir ey yoktu. Byle bir tek ey bile yoktu. Kendinize bataklk domuzu derisinden bir iki koruyucu giysi yapmak bile mitsiz ve yararsz bir urat nk derilerin anlatlamayacak kadar ince ve su szdran bir yaps vard Bu durum orada yerleenlerin akln kartran birok varsayma yol ayordu. Bir bataklk domuzunun kendini scak tutabilmesin srr neydi? Eer bu hayvanlarn dilini konuabilen biri ol sayd bu iin hibir srr olmadn da renebilirdi. nk domuzlar da gezegende yaayan dier herkes gibi slak ve yerek yayorlard. Bu dili renmeye kimsenin niyeti olmamasnn basit bir sebebi vard; bu yaratklar kendi aralarnda iletiimi birbirlerinin kalalarn gayet gl bir ekilde srarak kuruyorlard. Mevcut haliyle, imdi Ne zerinde yaamla ilgili olarak, bir bataklk domuzunun syleyebilecei eylerin ou bu ekilde kolaylkla vurgulanabiliyordu. Arthur arad eyi buluncaya kadar bror kartrmaya devam etti. Arkada gezegenin bu iki haritas bulunuyordu. Bunlar olduka gelii gzel hazrlanmlard, nk kimsenin ilgisini ekecek eyler gibi grnmyorlard. Bununla birlikte Arthur renmek istedii eyi orada buldu.

Arad eyi batan fark edemedi. nk haritalar umduu ve inceledii ekilde deil, aksi ynde izilmi olduklar iin ona hi tandk gelmemilerdi. Elbette aslnda yukars ya da aas, kuzey ya da gney tamamen keyfi belirlemelerdir, ama bizler her eyi altmz ekliyle grmeye alk olduumuz iin, Arthur haritalardan bir anlam karabilmek iin onlar aa yukar evirip evirmek zorunda kalmt. Sayfann st sol kesinden aa doru kocaman bir toprak paras inmekteydi Bu koca gvde nce minik bir bel yapyor sonra yeniden bir balon gibi ierek byk bir virgl andryordu Sa tarafta karmakark, geni ekillerden olumu tandk bir biimde bir araya gelmi bir grup grlyordu. Ana hatlar tam olarak ayn deildi ve Arthur bunun haritann bu kadar geliigzel izilmesinden mi, deniz seviyesinin daha yksek olmasndan m, yoksa her eyin burada farkl olmas yznden mi byle olduunu anlayamamt. Ama bulduu ey tartlmazd. Buras kesinlikle Dnya idi. Ya da, en kesin ekliyle, deildi. Sadece Dnya' ya son derece benziyor ve uzay/zaman iinde ayn koordinatlar kaplyordu Olaslk iinde hangi koordinatlar kapladn tanr bilirdi. ini ekti. Bu, diye dnd eve yaklaabilecei en yakn uzaklkt. Bunun anlam evden olabilecei kadar uzakta olduuydu. Suratn asarak bror kapatt ve bundan sonra ne halt edeceini merak etti. Kendi kendine, bu dnd ey iin bir kahkaha atma izni verdi. Eski saatine bakt, kurmak iin biraz sallad. Buraya gelmek iin, kendi zaman leine gre bir yl sren zor bir yolculuk yapmt. Fenchurch'un tamamen ortadan kaybolduu hiper uzay kazasndan beri bir yl. Dal Jetinde yanndaki koltukta oturan Fenchurch, geminin son derece normal bir hiper uzay sray yapmasnn hemen ardndan Arthur tekrar yanna dnp baktnda orada deildi. Oturduu yerin lkl bile kaybolmutu. Yolcu listesinde ad bile bulunamamt. ikayeti olduunda uzay yolu irketi ondan sklmt. Uzay yolculuklar srasnda bir sr mnasebetsiz ey olur ve bunlarn bir ou da avukatlara bir sr para kazandrrd Ama Arthur'a kendisi ve Fenchurch'un hangi Galaktik Blgeden olduklar sorulup Arthur ZZ9 oul Z Alpha diye cevapladnda, adamlarda hi de houna gitmeyen bir geveme olduunu fark etmiti Hatta bir para glmlerdi bile, tabii sem patiyle. Bilet kontratnda bulunan bir maddeye dikkatini ekmilerdi. Bu madde yaam sreleri oul blgelerden herhangi birinde ortaya km bireylerin hiper uzayda

yolculuk etmemelerini tavsiye ediyor, byle bir yolculuk gerekletii takdirde bunun tamamen yolcunun kendi sorumluluunda olacana dikkat ekiliyordu. Bunu herkesin bildiini sylyorlard. Hafif, asabi bir ifadeyle glmsemiler ve balarn sallamlard Arthur uzay yolu irketinin ofisinden ayrlrken hafife titrediini fark etmiti. Yalnzca en olmayacak ve en aresiz ekilde Fenchurch' kaybetmekle kalmam, Galaksiye kp, ne kadar ok zaman geirirse, hakknda hibir ey bilmedii eylerin saysnn da o kadar ok arttn da fark etmiti. Tam bu uyumu anlar arasnda kaybolmuken motel odasnn kaps vuruldu ve hemen ardndan ald. iman ve trasz bir adam Arthur'un tek ve kk valizini tayarak ieri girdi. Ancak "Bunu nereye koymam.." diyebilmiti ki, ani ve iddetli bir rzgar kt ve adam kapnn zerine kapaklanarak, Kk hastalkl ve bakmsz grnl bir yarat kendisinden uzaklatrmak iin uramaya balad Hayvan slak gecenin iinden birden frlam ve adamn korunmak iin giydii kat kat kaln deri giysilere ramen dilerini adamn kalasna geit vermiti. Ksa, iren bir Kfr ve dv karmaas oldu Adam lgn gibi baryor ve hayvan iaret ediyordu. Arthur kapnn yannda duran ve bu maksatla konduu belli ar sopay Kapt ve onunla domuza saldrd. Domuz anszn dilerini adamn kalasndan ayrd ve geriye doru tkezlendi. Odann kesinde endieyle dnmeye balad. Kuyruunu arka bacaklarnn arasna sktrm, huzursuz bir ekilde Arthur'a bakyor, kafasn beceriksizce ve hep ayn yne doru silkeliyordu. enesi yerinden kma benziyordu. Bir para arlat ve nemli kuyruu ile demeyi sprd. Kapnn yannda Arthur'un valizini tayan iman adam oturmu kfrler savuruyor, kalasndan akan kan durdurmaya alyordu. zerindekiler yamurdan srlsklam olmutu. Arthur hayvana bakmaya devam ediyor, ne yapacan bilemiyordu. Domuz da ona sorgular gibi bakmaktayd. Kendisine yaklamaya alyor, kederli kk hkrk sesleri karyordu. Ac iinde enedini oynatt. Sonra birden Arthur'un bacana doru atld ama yerinden km olan enesi srabilmek iin ok gszd. zntl bir ekilde yere kt. Aya frlayan iman adam sopay kapt gibi, domuzun beynini ince halnn zerine yaylm yapkan bir posa haline getirinceye kadar vurdu. Ardndan hayvan yeniden saldrtmak iin kkrtrcasna derin nefesler alarak bir mddet ayakta kald. Tek bir gz pre haline gelmi kafasnn kalntlar arasndan sitem dolu bir bakla Arthur a bakyordu.

Arthur ksk bir sele sordu "Ne demeye alyordu dersiniz?" "Ah, pek bir ey saylmaz," dedi adam. "Bu kendi usulnce arkadalk kurma ekli. Bu da bizim onun arkadalna cevabmz." diye ekledi sopay sk sk tutarak. "Gezegeninizden ayrlacak ilk uak ne zaman?" diye sordu Arthur. "Daha yeni geldiinizi sanmtm," dedi adam. "Evet," dedi Arthur, "Ksa bir ziyaret olacakt zaten. Yalnzca burann doru yer olup olmadn anlamak istemiim. zr dilerim." "Yani yanl gezegene mi gelmisiniz?" dedi Adam hznl bir edayla. "Bu kadar ok kiinin ayn eyi sylemesi garip. zellikle de burada yaayan kiilerin. Domuzdan artakalanlar gemie duyulan bir pimanlkla gzden geirdi. "Oh, hayr," dedi Arthur, "aradm gezegen buras." s Yatan zerinde duran slak bror ald ve cebine koydu. "Sorun yok. Teekkrler. Alaym," diyerek valizini iman adamn elinden ald. Kapya kt ve dardaki souk, slak geceye bakt. "Evet, doru gezegen, gerekten de," dedi yine. "Doru gezegen, yanl evren." Uzay limanna doru dne koyulduunda havada tek bir ku szlmekteydi. Ford'un kendi ahlak prensipleri vard, nemli eyler deildi belki ama kendisine aitti ve o da onlara sadkt. Koyduu kurallardan biri hibir zaman kendi ikisini kendisinin satn almamasyd. Bunun bir ahlak kural olarak kabul edilip edilmeyeceinden pek emin deildi ama, elinde olanla yetinmek zorundayd. Ayrca kazlar dnda hibir hayvana, ne ekilde olursa olsun eziyet edilmesine iddetle ve kararllkla karyd. Bunlarn da tesinde hibir zaman iverenlerinden bir ey almazd. Yani, onun yaptna tam anlamyla almak denmezdi. Geri Ford kendi giderlerini muhasebeye teslim ettiinde, muhasebe efi onlar iyice iirip, binann tm klarn kilitleyen alarmlar devreye sokmazsa, Ford onun iini gereince yapmadn dnrd. Ama yine de fiilen almak baka bir eydi. O, sizi besleyen eli srmak anlamna gelirdi. O eli emebildiiniz kadar emmek, hatta efkatli bir ekilde kemirmek, kabul edilebilirdi, ama srmanz doru olmazd. Hele o el Rehber ise bunu hi yapmazdnz. Rehber zel ve kutsal bir eydi. Ama bu, diye dnd Ford, binann iine dalp yolunu bulmaya alrken, deimek zereydi. Ve bunun sebebi kendileriydi. Grdklerine inanamyordu. Her yer yan yana, dzgn bir ekilde dizilmi gri ofis blmeleri ve ynetim istasyonlar ile evriliydi. Her tarafta elektronik iletiim a araclyla gelip geen toplant tutanaklar ve

memorandumlarn rktc mrltsn duyabildiniz. Zark akna, darda scaklarda herkes okuluk oynuyor, ama burada Rehber ofislerinin ta kalbinde kimseler koridorlarda bir topu tekmelemeyi bile dnmyor ya da uygunsuz renkli alacal bulacal plaj gmlekleri giymiyordu. Sonsuz Boyut Giriimi" diyerek kendi kendine sylendi Ford, bir koridordan dierine hzl hzl dolarken. Kaplar bir biri ardna sihirli bir ekilde kendisine almaktayd. Asansrler onu gtrmeleri gereken yerlere tamaktan mutluydular. Ford seebilecei en karmak ve dolambal yolu takip etmeye alyor, genel olarak binann alt katlarna doru ilerliyordu. Kk mutlu robotu onun iin her eyi hallediyor, karlat tm gvenlik devrelerine uysal bir nee dalgas yayyordu. Ford onun bir ad olmas gerektiini dnd ve onu Emily Saunders diye armaya karar verdi. Bu, hakknda ho anlar olan bir kzn adyd. Sonra Emily Saunders'n bir gvenlik robotu iin aptalca bir isim olduunu dnd ve onu Emily'nin kpei Colin'in adyla armaya karar verdi. Artk binann derinliklerine doru ilerlemekteydi. Daha nce hi bulunmad blmlere, daha ok ve daha ok gvenlik isteyen blgelere. nnden gemekte ol duu operatrlerin sorgulayan baklaryla karlamaya balamt. Bu gvenlik dzeyinde onlar kiiler olarak bile dnemezdiniz artk. Byk olaslkla yalnzca operatrlerin yapmas gereken ileri yapyorlard. Akamlar evlerine, ailelerine dndklerinde yeniden yaayan varlklar haline dnyor olmalydlar. Kk o cuklar parlayan tatl gzlerini kaldrp onlara "Babacm btn gn neler yaptn?" diye sorduklarnda yalnza "bir operatr olarak yapmam gereken grevleri yerine getirdim," diyor ve konuyu kapatyor olmalydlar. in gerei, her trl pheli , dolambal i Rehber' in sergilemekten holand neeli, deli dolu yznn ardnda geliiyordu- ya da eskiden, bu yeni Sonsuz Boyut Giriimi etesi ileri ele alp her eyi yeterinden fazla pheli hale sokmadan nce byleydi. Binann prltl grntsnn ardnda her trl vergi kaakl, kanunsuz para kazanma yolu, yetki istismar ve karanlk i hazr ve nazrd ve alt katlardaki gizli aratrma ile bilgi merkezi btn bu ilerin yrtld yerlerdi. Her iki ylda bir Rehber iini ve hatta binasn yeni bir dnyaya tard. Bir mddet iin, yani Rehber kklerini yerel kltr ve ekonomiye daldrmaya alt sre iinde, her ey gllk glistanlk prl prl ve kahkaha dolu olur, yeni elemanlar bulunur, bir macera ve parlt hissi yaylr, ama sonunda gelir hi de yre halknn bekledii gibi olmazd.

Rehber tanp binasn da kendisiyle birlikte gtrrken, adeta bir gece hrsz gibi davranrd. Hatta byle bir hrszn gece yaptklarn aynen yapard ounlukla sabahn ok erken saatlerinde oradan ayrlr ve ertesi gn, elemanlarn nemli bir ksmnn geride kald fark edilirdi. Bunun arkasndan btn kltr ve ekonomi, genellikle bir hafta iinde ker, bir zamanlar kanl canl bir yer olan gezegen, bomba sarsnts geirmi gibi ssz, sessiz, ama hala bir ekilde byk bir macerann paras olmann gururu iinde kalrd Ford binann derinliklerine doru ilerlerken, kendisine kafas karm ekilde bakan "operatrler" Colin'in mevcudiyeti ile rahatlyorlard. Robot bir duygusal tatmin vzlts iinde onun yan sra uuyor ve her aamada yolu onun iin kolaylatryordu. Binann dier tarafndaki alarmlar almaya balamt. Belki bunun anlam Van Harl' imdiden bulmu olmalaryd ki, bu sorun yaratabilirdi. Ford, Harl kendine gelmeden Kolay Kimlii yeniden onun cebine dndrebilmeyi mit ediyordu. Bu daha sonrasna ait bir sorundu ve imdi bunu nasl zeceine ilikin en ufak bir fikri bile yoktu. u an bunu dnmeyecekti. Kk Colin'le gittii her yerde, etrafn saran bir tatllk ve ha fiflik kozas ile sarmalanyor, daha da nemlisi hevesli ve katlmc asansrler ve olumlu biimde igzar kaplarla karlayordu. Ford slk bile almaya balamt ki, bu belki de bir hatayd. Islk alan birini kimse sevmezdi, hele sonumuzu belirleyecek olan ilahi gler hi. Bir sonraki kap almamt. Ve bu ok yazkt, nk Ford'un esas hedefi bu kapyd. Orda, nnde duruyor, gri ve kararl bir ekilde ve zerinde u kelimeleri tayordu: GRMEK YASAKTIR. YETKL PERSONELE BLE. BURADA BOUNA ZAMAN HARCIYORSUNUZ. HEMEN UZAKLAIN. Colin binann bu alt katlarnda kaplarn genellikle ok sevimsizletiini bildirdi. imdi yer seviyesinin on kat kadar altndaydlar. Burada havann soutulmas gerekiyordu. Zevkli, uval dokumas tarzndaki duvar demesi, yerini merhametsiz grnl, gri vidal, elik duvarlara brakmt. Colin'in ahlanm cokusu bile bir eit zorlama neeye dnmt. Yorulmaya baladn sylyordu. Buradaki kaplara bir parack olsun yi huyluluk, yumuaklk pompalayabilmeye almak onun btn enerjisini tketiyordu Ford kapya bir tekme savurdu, kap ald. "Zevk ve ac karm," diye mrldand. "Her zaman ie yarar.

eri girdi, Colin de arkasndan uarak dald. Zevk elektrotuna sktrlm o telle bile Colin'in u anki mutluluu bir eit asabi mutluluktu. nip karak etrafta biraz doland Oda kk, gri ve mrlt doluydu. Buras Rehberin sinir sistemi merkeziydi Duvarlara dizilmi olan bilgisayarlar Rehberin tm etkinliklerine alan birer pencereydiler. Galaksinin her kesinde bulunan ve yerinde aratrma yapan grevliler raporlarn editr yardmclarnn ofislerine Sub -Eta yayn araclyla direk olarak gnderiyorlard. Gnderilenlerin iindeki btn ilgin ksmlar, editr yardmclar darda yemekte olduklar iin sekreterler tarafndan bu ofislerde kesilerek karlrd. Kalan kopya binann dier ksmna -yani 'H harfinin dier bacana- gnderilirdi. Bu ksm hukuk blmyd. Hukuk blm kalanlar iinde hala iyiye yakn bir eyler varsa, onlar da karr ve geriye kalan, yine yemekte olan ba editrlerin odasna postalard. Bylece ba editr sekreterleri gnderilenleri okur, aptalca bulur ve kalan ne varsa onun da ounu makaslard. Editrlerden herhangi biri sonunda yalpalayarak yemekten dndnde haykrmaya balard "X'in gnderdii bu berbat ey de ne? -burada X bahsi geen blge aratrcsnn ad yerine kullanlmtr.- Lanet olas Galaksinin bir ucundan gndere gndere bunu mu gndermi? yrnge dnemi zamann tmn lanet olas Gagra kacka Maden Blgesinde geirip de, orada btn olan bitene ramen, bize gnderebilecei en iyi ey bu anemik samalk olan bir adama para demenin alemi ne? Kesin harcrahn." "Bu kopyay ne yapalm?" diye sorard sekreter. "Ah, yaynlayn elbette. Yaynlanacak bir eyler de olmas gerek deil mi? Benim bam aryor. Eve gidiyorum." Bylece dzeltilmi kopya son bir kesim iin hukuk blmne gider, sonra tekrar buraya gnderilerek Sub-Eta yayn araclyla Galaksinin herhangi bir yerinden annda elde edilebilecek bir bilgi eklinde yayna, girerdi. Bu ilem odann sa tarafndaki terminaller tarafndan kontrol edilir ve ynetilirdi. Bu arada, aratrmacnn harcrahn kesme emri de sa keye sktrlm olan bilgisayara iletilirdi. te Ford'un aceleyle yanna gittii terminal bu terminaldi. (Eer bunu Dnya Gezegeni zerinde bir yerde okuyorsanz, o halde: ansnz ak olsun. Hakknda hibir ey bilmediiniz ynla ey var. Ama bu durumda olan yalnz siz deilsiniz. Ancak, zel olarak sizin iin, byle hibir ey bilmemenin sonular iyice rktc olacaktr. Ama, hey, kurabiyeyi ezip, un ufak etmenin yolu da budur, deil mi?

Sakn bir bilgisayar terminalinin ne olduunu bildiinizi falan sanmayn. Bir bilgisayar terminali, nnde bir yaz makinesi bulunan ve metalik sesler karan eski bir televizyon ekran deildir. O nnde akl ve vcudun evrenle balant kurabildii ve evrenin paralarn yerinden kprdatabildii bir iletiim aracdr.) Ford aceleyle terminale yaklat, nne oturdu ve hzla onun evrenine dald. Bu, bildii normal evren deildi. Buras birbiri iine gemi, adeta birbirini sarmalayan dnyalarn, vahi corafi ekilleri yksek da zirvelerinin, yrek donduran derin vadilerin, deniz atlar zerinden yansyan yakamozlarn, tehlikeli rktc atlaklarn, sessizce nefes alan, kabaran okyanuslarn bulunduu, usuz bucaksz, iinden klmas g, dipsiz frtnalarla savrulan bir evrendi. Kendisini toparlayabilmek iin bir an hareketsiz kald. Sonra nefesini kontrol altna ald, gzlerini kapad ve yeniden at. Demek muhasebecilerin vakitlerini harcadklar yer burasyd. Aka anlalyordu ki, ileri grnenin ok tesindeydi. Grdklerinin iip byyerek etrafn sar malamaya ve kendisini ele geirmeye kalkmamas iin aba gstererek, dikkate etrafna baknd. Bu evrende yolunu nasl bulacan bilmiyordu. Bu evrenin boyutlarnn snrn ya da davran biimlerini dzenleyen fizik kurallarn da bilmiyordu. Ama igdler ona tespit edebilecei en gze arpc zellii aramasn ve onu hedef almasn sylyordu. Belirlenemez bir uzaklkta -bir mil mi, bir milyon mil mi, yoksa gznn nndeki bir zerre kadar tede mi belli deildi- gkyzn bir batan bir baa kaplayan, artc ykseklikte bir tepe vard. Gkyzne doru trmandka trmanyor, ieklenen aigretler1, agglomeretler 2 ve arsimandritlerle 3 birlikte tm ufku kaplyordu. Tozu dumana katarak, bin bir glkle zirveye doru ilerledi. llemeyecek kadar anlamszca uzun bir srenin sonunda, ona ulat. Kollarn at ve kaba saba yumrular ve ukurlarla dolu yzeyine smsk tutunarak, ona yapt. Kendini gvende hisseder hissetmez aa bir gz atmak gibi iren bir yanllk yapt. Karmaa iinde, de kalka trmanrken, aadaki uzaklk onu ciddi bir ekild e rahatsz etmemiti. Oysa imdi smsk tutunduu bu yerdeki: ykseklik yreini soldurup beynini arptmaya yetiyordu Parmaklar acyla gerilmekten bembeyaz kesilmiti. Dileri, kontrol dnda gcrdayp takrdyordu. bulantsnn insann iini didik didik eden dalgalanmalar yznden gzler yuvalarndan frlamt. Son derece gl bir inan ve istekle ellerin brakt ve onu itti.

Aalara dmeden, havada szldn hissetti. Uzaklaarak ve sonra igdsnn tersine, yukar doru. Ve daha da yukar doru. Omuzlarn geriye att, kollarn iki yana indirdi, yukar doru bakarak kendisinin ykseklere, daha ykseklere doru ekilmesine izin verdi. Yava yava nefesini kontrol altna ald. Kendi kendine ve durmadan, iinde bulunduu durumun, bir dnyann grafik olarak resmedilmi halinden baka bir ey olmadn tekrarlyordu. Sanal bir dnyayd bu. yknm bir gerek. stedii anda buradan syrlp, kabilirdi. Ve syrlp kt da. Kendisini bir bilgisayar terminalinin nnde mavi, deri taklidi bir dner ofis sandalyesinde oturur buldu. Rahatlad. Ba dndrc darlkta bir kntnn kenarna tnemi olan imkansz ykseklikteki bir tepenin yzeyinde tutunmaya alyordu. Onu rkten yalnzca yerin o kadar aalarda kalm olmas deildi -u dalgalanma ve sarsntnn da durmasn itiyordu. Yakalayabilmesi artt. Kayann duvarn deil- kaya paras bir hayaldi. Durumun kontroln yakalayabilmesi gerekiyordu, iinde olduu fiziki dn yadan kendisini duygusal olarak soyutlarken, bir yandan da ona bakmay srdrebilmeliydi. eri doru skca tutundu ve sonra bir yandan kayann yzeyini brakrken, bir yandan da bunu aklndan karmaya alt. Kendine oraya doru drst ve rahata oturma frsat tand. Sonra etrafna baknd. Artk dzenli nefes almaya balam, sakinlemi, tekrar kontrol ele geirmiti. Rehberin finans sisteminin drt boyutlu bir topolojik modelinin iinde bulunmaktayd. Ksa bir sre sonra bir eyler veya birileri bunun nedenini renmek isteyecekti. te geliyorlard. Sanal boluun iinden, szlerek kendisine doru gelmekte olan kaba ve sert bakl, kk sivri kafal, kalem bykl yaratklardan oluan ufak bir sr ile onlarn kim olduunu, orada ne yaptn, yetkisinin ne olduunu, kendisini yetkilendiren ajann yetkisinin ne olduunu, bacann iten ie lsnn ka olduunu ve bunun gibi daha bir sr eyi renmek isteyen huysuz ve titiz sorular gelmekteydi. Lazer nlar, spermarkette fiyat tespit edilmeye allan bir kutu biskviymiesine btn vcudu zerinde yanp snyordu. O an iin, ar lazer silahlar henz yedekte tutulmaktayd. Btn bunlarn sanal bolukta geiyor olmas hi nemli deildi. nk sanal bolukta,

sanal bir lazer silah ile gelen sanal bir lm, en az gerei kadar etkileyiciydi ve bunun sebebi de insann kendisini ne kadar lm hissediyorsa o oranda lm olacayd. Lazer okuyucular Ford'un parmak izleri, gz retinas, sa izgisinin bittii yerdeki hcre modeli zerinde yanp sndke huzursuzlayorlard. Bulduklar eylerden hi de honut saylmazlard. Son derece kiisel ve cretkar sorulardan oluan laf kalabalklar ve tiz lklarn tonu gittike ykseliyordu. Nefesini tutup ok yava bir sesle dualar mrldanrken, operasyonlarda kullanlan kk bir elik trps de ensesine doru yaklamaktayd. Ford tam o srada Vann Harl'n Kolay Kimlik kartn cebinden kararak onlara doru sallad. O anda tm lazerler kk karta evrildi ve onun zerinde bir ne bir arkaya gezinmeye, onu incelemeye ve her molekln okumaya balad. Sonra ayn ekilde aniden lazerler durdu. Kk sanal mfettiler srsnn tamam dikkat kesildi. "Sizi grmek ne gzel, Mr. Harl," dediler yapmack bir kibarlkla ve hep birlikte. "Sizin iin yapabileceimiz bir ey var myd?" Ford yava ve hnzr bir glckle glmsedi. "Biliyor musunuz," dedi "sanrm, var?" *** Be dakika sonra oradan kmt. i gerekletirmek otuz saniye, izleri kapatmak ise dakika otuz saniye srmt. Sanal yap iinde istedii her eyi yapabilirdi, yani hemen hemen. Tm organizasyonun mlkiyetini kendi zerine evirebilirdi. rnein, ama bunun fark edilmeden srebileceinden pheliydi. Zaten byle bir ey de istemiyordu. Kapsaml ve zaman tketici sahtekarlk soruturmalarn ve hapiste geebilecek hatr saylr bir zaman bir tarafa brakacak bile olsa, bu, en azndan, sorumluluk ve ofiste gece ge vakitlere kadar almak anlamna gelirdi. Onun istedii ise bilgisayardan baka kimselerin fark etmeyecei bir eydi: otuz saniye sren ksm bu olmutu. dakika otuz saniye alan ey ise, bilgisayar bir ey fark ettiini fark etmeyecek ekilde programlamak olmutu. Bilgisayarn Ford'un neler evirdiini bilmemeyi istemesi gerekiyordu. Ford, ancak bundan sonra, bilgisayarn kendisine dzenli olarak ulaan bilgiler karsnda bilgisayarn kendi savunmasn harekete geirmesine izin verebilirdi. Bu, daha nceden aslnda son derece normal olan kiilerde, bu kiiler yksek politik grevlere

getirildikleri zaman ortaya kan saykotik zihinsel engellemelerin incelenmesi ve bu oluumun tersinden yola klmasyla gelitirilen bir teknik bir yntemdi. Kalan bir dakika bilgisayar sisteminin de zaten bir belleksel engelleme programna sahip olduunu kefetmekle geti. Hem de byk bir programa. O srada, kendisi de, byle bir belleksel engel program oluturmaya almakla megul olmasa idi, bunu hibir zaman fark edemeyecekti. Tam da kendi programn yklemeyi dnd yerlerde, bir dizi dzgn ve akla yakn yadsma ilemi ve saptrc yan dzenleme ile karlamt, bilgisayar bunlarla ilgili her trl bilgiyi yadsm ve tabii ki daha sonra da, yadsnacak herhangi bir bilgi olduunu bile kabul etmeyi reddetmiti. Bu ylesine inandrcyd ki, Ford bile kendisinin bir yanl yapm olabileceini dnmeye balamt. Bundan ok etkilenmiti. Hatta yle etkilenmiti ki kendi programlad belleksel engel ilemlerini yklemeye bile gerek duymam, yalnzca orada zaten mevcut bulunan ve sorgulandklar zaman, kendi kendilerine bavuran engellere gnderiler yapmt o kadar. Hemen ardndan, kendi programlad kk ifre kodlarn kontrol edip, varsa yanllarn dzeltmeye niyetlendiyse de, orada olmadklarn fark etmiti. Bir yan dan kfrederek, her yerde onlar aram, ama hibirinin izine rastlayamamt. Tam hepsini yeni batan yklemeye niyetlenmiti ki, onlar bulamamasnn sebebinin programn imdiden almaya balam olmas olduunu fark etti Honut bir ekilde srtt. Bilgisayardaki dier belleksel engelin ne olduunu anlamaya alt, ama hi de yadrganmayacak biimde bunu nlemek iin de bir baka belleksel engel bulunduunu grd. Hatta artk onunla ilgili bir tek iz bile bulmas mmkn deildi, program ylesine mkemmeldi. Yoksa yle bir ey yoktu da ben mi hayal ediyordum diye dnd. Bunun binada bulunan bir eyle ve 13 rakam ile bir ilgisi olup olmadn merak etti. Bir iki deneme yapt. Evet, anlalan gerekten de bu yalnzca kendi kendine hayal ettii bir eydi *** Dolambal yollar iin hi vakti yoktu artk. Genel bir gvenlik alarmnn uygulanmakta olduu ok akt. Ford asansrle zemin kata karak oradan ekspres asansre geti. Kaybolduu anlalmadan Kolay Kimlii bir ekilde Harl'n cebine geri gtrmesi gerekiyordu. Bunu nasl yapacan ise bilmiyordu.

Asansrn kaplar kayarak ald ve itici grnl silahlarn sallayarak, dimdik onu beklemekte olan bir manga gvenlik grevlisi belirdi. Ford'a asansrden kmasn emrettiler. Omuz silkerek syleneni yapt. Onu kabaca iterek hep birlikte asansre bindiler ve Ford'u arama almalarna alt katlarda devam etmek zere aa indiler Bu elenceliydi diye dnd Ford, Colin'e dosta bir aplak indirirken Colin o gne kadar rastlad gerekten faydal ilk robot olmutu. Kendisinin hemen nnde, havada, heyecanl bir nee dalgas iinde bir yandan br yana sallanp duruyordu Ford ona bir kpek ismi vermi olmaktan memnundu. Bu noktada iin ucunu brakp iyi eylerin olmasn beklemeye oktan meyilliydi ama en iyi eyin, Harl'n Kolay Kimliinin kaybolduunu fark etmemesi olduunu da biliyordu. Onu bir ekilde gizlice geri gtrmesi gerekiyordu. Ekspres asansrlere ulatlar. "Selam" dedi iine girdikleri asansr. "Selam" diye cevaplad Ford. "Sizi bugn nereye gtrebilirim arkadalar?" "23. kata," dedi Ford. "Bu kat bugnn popler kat gibi grnyor." "Hmm, diye dnd Ford, bu duyduklarn hi beenmeyerek. Asansrn kl levhas yirmi nc kat aydnlatt ve yukar doru kmaya halad. Ikl gs terge levhasnda bir ey Ford'un akln kurcalam ama bunun ne olduunu anlayamam, sonra da unutmutu. Gittii katn popler olduu fikri onu daha ok ilgilendiriyordu imdi. Orada yukarda olan her ne ise onunla nasl baa kabileceini gerekten d nmemiti, nk orada neyle karlaaca ile ilgili en kk bir fikri yoktu. Her ne ise onu gslemek zorundayd. te gelmilerdi. Kaplar kayarak ald. Uursuz bir sessizlik vard. Bo bir koridor. Harl'n ofisinin kaps oradayd ve etraf ince bir toz tabakas ile kaplyd. Ford bu tabakann tahtann iinden dar frlam milyonlarca minik molekler robottan olutuunu, bunlarn birbirlerini oluturduktan sonra kapy yeniden ina etliklerini, birbirlerinden ayrldktan sonra yine tahtann iine girerek yeniden hasar olumasn

beklediklerini biliyordu. Ford Byle bir yaamn nasl bir ey olacan merak etti. Ama bu merak uzun srmedi, nk o dakikada kendi yaamnn nasl olduu ile daha ok ilgileniyordu. Derin bir nefes ald ve kana balad. Arthur kendini biraz akn hissediyordu. Kendi kendine, bir Galaksi dolusu eye sahipken iki eyin eksikliinden ikayet etmesinin aklszlk olup olmadn soruyordu: zerinde domu olduu dnya ve sevdii kadn. Yazklar olsun, lanetler olsun, diye dnd ve kendisine yol gsterilmesine ve tlerde bulunulmasna ihtiya. hisseti. Bu yzden Otostopunun Galaksi Rehberine bavurdu. "REHBERLK" blmne bakt, orada "baknz TLER blm" yazmaktayd. Bunun zerine "TLER" blmn at, orada da "baknz REHBERLK" yazs ile karlat. Son zamanlarda buna benzer pek ok ey oluyordu ve Arthur rehberin aslnda sylenildii kadar da ie yarar bir ey olup olmadndan pek emin deildi. Galaksinin uzak Dou Blgelerine, saduyu ve gerein bulunduunun sylendii yerlere doru yneldi. zellikle de Hawahus gezegenine doru. Bu gezegen ka hinler ve gaipten haberler veren din adamlar ile falclar ve stelik pizzac dkkanlar ile doluydu, nk bu mistik yeteneklerin ou kendileri iin yemek piirmekten acizdiler. Bununla birlikte gezegenin zerine bir bela kme benziyordu. Arthur kyn nemli kahinlerinin yaad caddelerde dolanrken havada bir eit mitsizlik kokusu vard. ini tasfiye ettii aka belli, bezgin bir hava iindeki kahinle karlanca ona neler olup bittiini sordu. "Artk kimse bize ihtiya duymuyor," dedi kahin huysuz bir sesle. Bir taraftan da barakasnn penceresini kapamaya alt bir tahta parasna ivi akmaya balamt. "Oh, yle mi? Neden ama?" "u tahtann ucunu tut da gstereyim." Arthur tahtann ivilenmemi ucunu tutarken yasl kahin barakann iine dald ve bir iki dakika sonra elinde kk bir Sub-Eta radyo ile geri dnd. At, biraz kanallar ile oynad ve onu zerinde oturup kehanetlerde de bulunduu tahta srann zerine brakt. Sonra yeniden tahtay eline ald ve akmaya devam etti. Arthur oturup radyoyu dinlemeye balad "...dorulayacaktr," diyordu radyo.

"Yarn," diye devam ediyordu, "'Poffa Vigus Bakan Yardmcs Roopy Ga Stip, Bakanlk iin adayln koyacan aklayacak, Yarn yapaca konumada..." "Bir baka kanal bul." dedi kahin. Arthur ayar dmesi ile oynad. "...yorum yapmay reddetti " diyordu bir ses. "Gelecek hafta Zabush blgesindeki isiz saysnn," diye devam etti, 'kaytlarn baladndan bu yana elde edilen en yksek rakam olmas bekleniyor. Gelecek ay yaynlanacak bir raporda " "Bir tane daha bul." diye hrlad kahin, kzgn bir sesle. Arthur dmeyle tekrar oynad. "...kategorik olarak reddedilmektedir," diyordu kanal. "Soofling Hanedanndan Prens Gid ile, Raui Alpha'dan Prenses Hooli 'nin gelecek ay yaplacak olan dn trenleri Bjany Snrlar iinde imdiye kadar yaanan en gsterili seremoni olacak. Muhabirimiz Trillian Astra u anda orada ve bu haberi kendisinden dinliyoruz." Arthur gzlerini krptrd. Radyodan tezahrat yapan kalabalklarn sesi ve bandonun grlts dkld. ok tandk bir ses, "Evet, Krart, gelecek ayn ortasnda burada grlen manzara kelimenin tam anlam ile inanlmaz. Prl prl grntsyle Prenses Hooli..." Kahin srann zerindeki radyoyu elinin tersiyle itip tozlu demeye frlatt. Radyo, bet sesli bir tavuk gibi gdaklad. "Neyle yetinmemiz gerektiini gryor musun?" diye homurdand kahin... "Tut unu. Hayr onu deil. yle deil. Bu taraf yukar doru. Dier taraf, sersem ey." "Seni diniyordum,' diye szland Arthur, elindeki ekice aresizce sarlarak. "Herkes dinliyor. Bu yerin byle hayaletler ehrine dnmesinin sebebi de o zaten," diyerek topraa tkrd. "Hayr, demek istiyorum ki, o ses tandm birine benziyor." "Prenses Hooli mi? Eer durup da Prenses Hooli' yi tanyan herkese merhaba demek zorunda olsaydm yeni bir ift ciere ihtiyacm olurdu." "Prensesi deil," dedi Arthur. 'Muhabiri. Ad Trillian Astra soyadn nereden aldn bilmiyorum. Kendisi benim gezegenimden." "Oh, o bu gnlerde her yerde Byk Yeil Peneye krler olsun, buradan boyutlu TV istasyonlarn alamyoruz. Ama onun sesini radyoda duyabilirsin. Uzay / zaman boluunda oradan oraya gezip tozuyor Bir yere yerlemeye ve kendisine d engeli, sakin bir a bulmaya alyor bu gen bayan. Bunun sonu hsran olacak. Belki de oldu bile." ekicini savurdu ve parman olduka kt bir ekilde incitti. Bir sr dilden lanetler yadrmaya balad. ***

Kehanetler ky de bundan iyi durumda deildi. Ona, iyi bir kehanet istiyorsa, gitmesi gereken yerin, kehanette bulunan dier rahiplerin de bavurduu bu rahip olduu sylenmiti. Ama o dkkann kapatmt. Giriteki yazda yle diyordu: "Artk bir ey bilmiyorum. Bitiik kapy deneyin. Bu yalnzca bir neri olup, resmi kehanetsel bir tavsife deildi. "Bitiik kap" birka yz metre tedeki maara idi ve Arthur oraya doru yrd. zerinde dvme tenekeden yaplma bir mlein asl olduu kk bir ateten duman ve mlekten de buhar ykselmekteydi. mlekten ayrca ok kt bir koku da geliyordu. En azndan Arthur kokunun mlekten geldiim sanyordu. Aslnda, az ilerde amar direklerine gerilmi iplere gnete kurumalar iin, o yreye has keiye benzer yaratklarn mesaneleri aslmt, koku oradan da geliyor olabilirdi. Bundan baka insan kukulandracak kadar yakn bir mesafede bu keiye benzer yresel hayvanlarn terkedilmi ve birbiri zerine ylm cesetleri beklemekteydi ve koku buradan da geliyor olabilirdi. Ama kokunun kaynann bu ceset ynn banda durup sinekleri uzaklatrmakla megul yal kadn olmas da ok muhtemeldi. Kadnnki mitsiz bir iti. nk sineklerin her biri kanatl bir ie tpas boyutunda idi ve bunlarla savaabilmek iin kadncazn elinde yalnzca bir pinpon raketi vard. stelik yar krd. Arada srada, ans eseri, lgn sallaylar sineklerden birine isabet ediyor, kulaklar dolduran tok bir ses duyuluyor, sinek havada alabora olarak maarann giriinden bir ka yz metre tedeki kayaya arpyordu Kadnn her hali, bu ann yaamnn tm anlam olduunu belli ediyordu. Bu egzotik gsteriyi biraz tede durup kibar kibar, seyreden Arthur, sonunda hafif bir ksrkle onun dikkatini ekmeye alt. Yumuak ksrk, iyi niyetle dnlmt ama ne yazk ki gerekleebilmesi iin nce o vakte kadar solumakta olduu yerel atmosferi daha fazla iine ekmesi gerekmiti. Bu bouk bir ksrk krizine yol ap Arthur'un gzyalar iinde, boulurcasna, kaya yzeyine ylmasna sebep oldu. Nefes alabilmek iin rpmyor ama ald her nefes daha da ktlemesini salyordu. Kustu, tekrar neredeyse boulur gibi oldu, kendi kusmuu iinde yuvarland, Birka yz metre yuvarland ve en sonunda dizleri ve eller zerinde durmay baararak bir para taze havaya ulaabilmek iin nefes nefese emeklemeye balad. "Af edersiniz," dedi. Nefesi biraz yerine gelir gibi olmutu. "Ben gerekten de son derece zgnm. Kendimi tam bir aptal gibi hissediyorum ve ..." mitsizce, maarann giriine yaylm olan kendi kusmuunu iaret etti.

"Ne diyebilirim?" dedi. "Ne syleyebilirim ki?" Bu en azndan kadnn dikkatini ekmeye yaramt, Arthur'a doru pheyle bakt, ama yar kr olduu iin bulank ve kayalk arazi iinde onu saptamakta glk ekti. Arthur yardmc olmak iin elini sallad. "Merhaba!" diye seslendi. En sonunda kadn onu grd, kendi; kendine homurdand ve sinek avclna geri dnd Kadn raketi savurduka yaylan hava akmlarndan rktc bir ekilde anlalabilecei gibi kt kokunun ana kayna o idi. Kuruyan mesaneler, ryen leler ve muzr mlek de atmosferin oluumuna pekala iddetli katklarda bulunuyor olabilirlerdi, ama esas koku kayna kadnn kendisiydi. Bir baka iyi vuru daha yapmt. Sinek kayaya arpt ve eer kadn o uzaklktan grebilseydi, tatmin edici bulaca bir ekilde i organlarn kayann zerine damla damla aktt. Huzursuz bir ekilde Arthur ayaklar zerinde doruldu ve bir avu imle stn ban fralamaya balad. Kendisini duyurabilmek iin baka ne yapmas gerektiini bilmiyordu. Bir yandan oradan uzaklap gitmek istiyor, ama kadnn evinin giriinde kendi kusmuundan olumu bir yn brakmak da iine sinmiyordu. Ne yapacan dnyordu. Buralarda yetien fra gibi sert kuru otlardan toplamaya balad. Bununla birlikte, temizlemek iin kusmuuna yaklaacak olursa onu temizlemek yerine, oaltma ihtimalinden endieleniyordu. Tam kendi kendire yaplmas gereken doru hareketin ne olduu konusunda tartrken, kadnn nihayet bir eyler sylediini fark etti. "Af edersiniz, ne dediniz?" diye seslendi. "Diyorum ki, size yardmc olabilir miyim?" dedi kadn ince, kulak trmalayan ama ancak duyulabilecek bir sesle. "Eee, buraya tavsiyenizi sormaya geldim," diye seslendi Arthur. Kendini biraz samalyor gibi hissediyordu Kadn miyop gzleri ile ona bakmak iin Arthur'a doru dnd, sonra tekrar nne dnp bir sinee saldrd ve kard. "Neyle ilgili olarak?" diye sordu. "Pardon?" dedi Arthur "Neyle ilgili olarak diye sordum," dedi kadn adeta lk la. "Yani her ey hakknda, genel tavsiyeler. Brorde diyor ki..." "Ha! Bror!" diye tkrr gibi cevaplad kadn Artk raketini neredeyse rasgele savuruyor gibi gzkyordu

Arthur cebinde burumu bror aramaya koyuldu. Bunu niye yaptn o da bilmiyordu. Kendisi onu zaten okumutu, kadnnsa okumay isteyeceini pek san myordu. Yine de bir iki dakika iin ka atp dnceli dnceli bakabilecei bir ey olsun diye brorn krklarn dzeltti. Brordeki yaz Hawalion'un tarihi mistik sanatlarndan, kehanette bulunma ve gelecei okumadan bahsediyor ve Haweion'da bulunabilecek yatak kapasitesini lgnca abartyordu. Arthur yannda hl bir Otostopunun Galaksi Rehberi tayordu, ama ona bavurduunda yazlarn gittike anlalmas daha g ve delice bir hale geldiini ve iinde devaml artan x'ler, j'1er ve &'ler olduunu gryordu. Bir yerlerde bir eyler bozulmutu. Bu bozukluk onun kendi nitesinde miydi, yoksa Rehber organizasyonunun merkezinde biri ya da bir ey, korkun bir hata m yapyordu yoksa kendisi yalnzca halsinasyon mu gryordu, bilmiyordu. Ama yle veya byle, Rehbere eskisi kadar bile gvenmiyordu. Bunun anlam Rehbere hi gvenmedii ve onu yalnzca bir kayann zerinde oturup sandviini yerken bir eylere bakmak iin kulland idi. imdi, kadn dnm ve yavaa ona doru ilerlemekteydi. Arthur ok fazla belli etmeden rzgar ynn kestirmeye alt ve kadn yaklatka evrede bir dalgalanmann olduunu fark etti. "Tavsiye," dedi kadn. "Tavsiye, yle mi?" "Ee, evet," dedi Arthur. "Evet, yani-" Tekrar brore bakarak kalarn att. Sanki onu yanl okumadndan ve yanl bir gezegene falan gelmi olma aptalln yapmadndan emin olmaya alyor gibiydi. Brorde "Arkada canls yerliler tarihin bilgi ve akln sizlerle paylamaktan zevk alacaktr. Onlarla birlikte gemiin ve gelecein ba dndrc gizemine daln!" yazlyd. Bir takm kuponlar da vard, ama Arthur onlar kesmeyi veya herhangi birine vermeyi deneyemeyecek kadar ekingendi. "Tavsiye, yle mi?" dedi yal kadn yeniden. "Yalnzca, genel anlamda tavsiyeler diyorsun Ne hakknda. Hayatn nasl harcayacaksn falan, yle eyler mi?" "Evet," dedi Arthur. "yle eyler. Bazen, tam anlamyla drst olduum zaman, bir takm sorunlarla karlayorum." mitsizce, minik zplama numaralar ile, yal kadnn rzgar dnda kalmaya alyordu. Kadn aniden sert bir dn yapp maarasna doru ynelerek onu artt. "O halde bana fotokopi makinesi iin yardm etmen gerekecek," dedi. "Ne?" dedi Arthur.

"Fotokopi makinesi," diye tekrarlad kadn, sabrla. Onu dar karabilmem iin yardm etmen gerekecek. Gne enerjisi ile alyor. Ama kularn zerini pislememeleri iin maarann iinde tutmak zorundaym." "Anlyorum," dedi Arthur. "Yerinde olsam bir iki derin nefes alrdm," diye mrldand yal kadn, bir taraftan maara aznn kasvetine doru grltl admlarla ilerlerken. Arthur onun tavsiyesine uydu. Hatta neredeyse hiper vantilasyon yapt. Hazr olduunu hissedince nefesini tuttu ve kadn izledi. Fotokopi makinesi tekerlekli bir masa zerine yerletirilmi kocaman eski bir eydi. Hemen orada maarann soluk glgesinin iinde duruyordu. Tekerleklerin - inat bir ifadeyle- her biri baka yne evrilmiti. Zemin sert ve kayalkt. "Git ve darda bir nefes al," dedi yal kadn. Bu eyi itmeye alrken Arthur'un yz kpkrmz olmutu. Rahatlayarak ban sallad. Kadn durumdan utanmyorsa, diye karar vermiti, o da utanmayacakt. Dar kt ve bir iki nefes alarak, bir iki itip kakma daha yapabilmek iin tekrar ieri dnd. Makine sonunda dar kana kadar bunlar birka kez daha tekrarlamak zorunda kald. Gne makinenin zerine iniyordu. Yal kadn yeniden maarann iinde kayboldu. Dndnde gne enerjisi toplamak iin makineye balayaca bir takm metal paneller getirmiti. Gzlerini ksarak gkyzne bakt. Gne olduka parlak ama gn puslu ve belirsizdi. "Biraz zaman alacak," dedi kadn. Arthur memnuniyetle bekleyeceini syledi. Yal kadn omuz silkti ve ayaklarn sryerek atee doru yrd. Atein zerinde, mlein iindekiler fokur fokur kaynamaktayd. Kadn bir sopayla onlar drtkleyip, kartrd. "le yemei iin hibir ey istemeyecek misin?" diye sordu Arthur'a "Ben yedim teekkr ederim," dedi Arthur. "Yok, gerekten. Ben yedim." "Yediinden eminim," dedi yal kadn. nndeki mlei sopayla kartrmaya devam etti. Birka dakika sonra mlein iinden bir ey yakalad, soutmak iin fledikten sonra azna att. Bir sre dnceli bir ekilde azndakini inedi.

Sonra topallayarak, yavaa lm keiye benzer eylerin oluturduu yna doru ilerledi. Azndaki lokmay ynn zerine tkrd. Sonra yine topallayarak mlein bana dnd. Onu asl olduu ayakl eyden indirmeye alt. "Yardm edebilir miyim?" dedi Arthur, kibarca ayaa frlayp, o tarafa seirterek. Birlikte mlei asl olduu yerden indirdiler ve onu kadnn maarasndan doru uzanan hafif yokutan, olduka dik ama s bir su birikintisini evreleyen fra gibi sert ve budakl aalarn izgisine doru beceriksizce tadlar Birikintiden i bulandrc baka bir koku serisi ykselmekteydi. "Hazr msn?" diye sordu yal kadn. "Evet..." dedi Arthur, ne iin olduunu bilmeden." "Bir," dedi yal kadn. "ki," dedi. "" diye ekledi. Arthur tam zamannda kadnn ne yapmaya niyetlendiini fark etti. Birlikte mlein iindekileri su birikintisine boca ettiler. Bir saat kadar sren iletiimsiz bir sessizlikten sonra, yal kadn gne panellerinin artk fotokopi makinesini altracak yeterlikte gne emdiine karar verdi ve maarasnn iinde kaybolarak bir eyler aramaya koyuldu Sonunda elinde birka tomar katla dar kt ve onlar makineye vermeye balad. kan kopyalar Arthur'un eline tututurdu. "Bunlar, ee, bunlar sizin tavsiyeleriniz yle mi?" dedi Arthur, pek de emin olmadan sayfalar kartrrken. "Hayr," dedi yal kadn. "Bu benim hayat hikayem. Anlyor musun, bir kiinin yapabilecei tavsiyelerin o vakte kadar srd yaamla balantl olarak de erlendirilmesi gerekir. Bu katlar incelerken, daha belirgin olmalar iin vermi olduum tm kararlarn altlarn izdiimi greceksin. Hepsi endekslenmi, ayn konular birbirleriyle aprazlama olarak ilikilendirilmitir. Anlyorsun deil mi? Sana btn syleyebileceim, eer benimkilerin tamamen zdd olan ka rarlar alacak olursan, o zaman belki senin sonun..." duraklad, cierlerini iyi bir lk iin doldurdu "... benimki gibi byle pis kokulu t maarada bitmez!" Pinpon raketini yakalad, kollarn svad, l keiye benzeyen eylerin oluturduu yna doru ayaklarn sryerek yrd. Eski yerine oturup gayretli ve canl bir ekilde sinekleri avlamaya balad. ***

Arthur'un ziyaret ettii son kyn tamam son derece yksek direklerden olumaktayd. yle yksektiler ki, yerden bakldnda zerlerinde ne olduunu anlamak bile imkanszd ve Arthur, zerinde ku pislikleri ile dolu bir platformdan baka bir ey olanna rastlayana kadar tanesine trmanmak zorunda kalmt. Kolay i deildi bu. Direklerin tepesine, gvdelere aklm ve spiral eklinde dnerek ykselen kntlara basarak trmanyordunuz. Arthur kadar azimli olmayan turistlerin ou birka kare resim ekip hemen ardndan, inzivadaki keilerin nnde yiyebilecekleri bir sr yapkan ve tatl ikolatal kek bulabilecekleri en yakndaki Bar&Barbek ye giderdi. Ama daha ok bu yzden keilerin ou artk buray terk etmiti. Hatta ou Galaksinin Gney Bat kanadndaki daha etkili dnyalarda zengin terapi merkezleri amlard. Buralarda yaam on- yedi milyon kez daha kolayd ve ikolatalar tek kelime ile muhteemdi. Yaplan bir aratrma keiin, kei olmadan nce ikolatay tanmadn ortaya karmt. Terapi merkezlerine gelen mterilerin ou ise bunun fazlasyla farkndaydlar. nc direin tepesinde Arthur biraz nefeslenmek iin durdu. ok terlemi ve nefessiz kalmt, nk her bir direk 150-200 metre yksekliindeydi. Dnya etrafnda bir anafor gibi dnyor, ama bu Arthur'u pek endielendirmiyordu. Biliyordu ki, mantken Stavromula Beta'ya gitmeden (Baknz Yaam, Evren ve Her ey, Blm 18) lemezdi. Bu yzden ok byk kiisel tehlikelere kar bile tasasz bir yaklam tarz gelitirebilmeyi baarmt. Havada yz elli metre ykseklikte bir direin tepesine tnedii iin biraz ba dnyordu ama bir sandvi yiyerek bununla da baa kabilmiti. Tam kahin kadnn hayat hikayesinin yazl olduu fotokopiyi okumaya balyordu ki arkasndan gelen hafif bir ksrk sesiyle irkildi. ylesine ani bir dnd ki elindeki sandviini drd. Sandvi havada aa doru evrilmi olarak yere ulatnda epeyce klmt. Arthur'un yz metre kadar aasnda bir baka direk vard ve dzine kadar direin oluturduu seyrek orman iinde tepesinde biri bulunan tek direkti. Bu direk, kafas kalarn atmasna neden olan derin dncelerle megul gibi grnen yal bir adam tarafndan igal edilmiti. "Af edersiniz," dedi Arthur. Adam onu grmezlikten geldi. Belki de onu iitemiyordu. Etrafta dolanan hafif bir rzgar vard. Arthur'un ksr iitebilmesi tamamen ans eseri idi. "Heey?" diye seslen Arthur, "Heey!"

Adam sonunda baklarn onun tarafna evirdi. Arthur'u grmekten arm gibiydi. Arthur ise onun kendisini grmekten akn ve mutlu mu yoksa yalnzca akn m olduunu kartamyordu. "Ak msnz?" diye seslendi Arthur. Adam anlamayarak kalarn att. Arthur onun anlamadn m yoksa iitmediini mi anlayamyordu. "Size bir urayacam," diye seslendi Arthur. "Bir yere gitmeyin." Kk platformdan dnerek inen kntlara basarak aceleyle aa indiinde ba sersem gibi olmutu. zerindeki platformda yal adamn oturduu diree doru ynelmek zereyken, birden yn duygusunu kaybettiini ve adamn hangi direkte oturduunu kestiremediini fark etti. Bir iaret bulabilmek iin etrafna baknd ve doru direin hangisini olduunu tespit etti. Ona trmand. Ama bu o direk deildi "Lanet olsun," diye sylendi. "Af edersin!" diye seslendi yal adama. imdi tam nnde ve 12 metre kadar tesindeydi. "Kayboldum. Bir dakikaya kadar yannzdaym." Tekrar aa indi. Ter iinde ve endieliydi. Terleyerek ve nefes nefese bu kez kesinlikle doru direk olduundan emin olduu direin tepesine ulatnda Arthur adamn kendisiyle bir ekilde dalga gemekte olduunu fark etti. "Ne istiyorsun?" diye ters bir ekilde bard yal adam Arthur'a. imdi Arthur'un sandviini yerken oturduu direin tepesinde oturmaktayd. "Oraya nasl getiniz?" diye seslendi Arthur aknlk iinde. "Benim bir direin tepesinde oturup zebilmek iin krk baharm, yazm, sonbaharm harcadm eyi sana syleyivereceimi mi sanyorsun yani?" "Ya klardan ne haber "Ne olmu klara?" "Kn direin tepesinde oturmuyor musunuz" "Hayatmn ounu bir direin tepesinde geiriyor olmam ille de salan biri olmamam gerektirmez. Kn gneye giderim. Orada sahilde evim var. Onun bacasnda otururum." "Bir yolcuya verecek nasihatleriniz var m?" "Evet. Sahilde bir ev al." "Anlyorum."

Adam scak, kuru, fra gibi sert araziye bir bak att. Arthur buradan yal kadn uzakta sinekleri vurabilmek iin aa yukar srayarak dans eden kk bir benek olarak gryordu. "Onu gryor musun?" diye seslendi yal adam, aniden. "Evet," dedi Arthur. "Aslnda kendisine danmaktan geliyorum." "Hibir ey bilmez o. Ben sahildeki evi o geri evirdii iin aldm. Sana ne nasihatte bulundu." "O ne yaptysa onun tersini yapmam syledi." 'Bir baka deyile, sahilde bir ev alman syledi." "Sanrm," dedi Arthur. "Eh, belki de bir tane alrm." "Hmm." Ufuk kt kokulu bir scaklk dalgas iinde yzmekteydi. "Baka bir nasihatiniz var m?" diye sordu Arthur. "Emlak alm dnda" "Bir yazlk ev almak demek yalnzca bir emlak ii deildir. O bir ruh halidir." dedi adam. Dnp Arthur'a bakt. Gariptir ama adamn yz imdi yalnzca bir iki metre uzaklktayd. Bir yandan tamamen normal gibi grnyor te yandan, vcudu bacak bacak stne atm 120 metre tedeki bir direin zerinde otururken, yz Arthur'unkinden yalnzca bir metre tede duruyordu. Kafasn hareket ettirmeden ve garip herhangi bir ey yapyor grnmeden, ayaa kalkt ve bir baka direin tepesine admn att. Arthur bu ya scaktan olmal, diye dnd, ya da boluun yal adam iin farkl bir anlam vard. "Bir yazlk evin," dedi yal adam, "sahilde olmas bile gerekmez. Ama en iyileri yledir. Hepimiz, snrlarda," diye devam etti "toplanmaktan holanrz." "Gerekten mi?" "Karn suyla bulutuu snrda. Topran havayla bulutuu izgide. Vcudun beyinle bulutuu noktada. Uzayn zamanla karlat yerde. Bir tarafta olup dier tarafa bakmay severiz." Arthur mthi heyecanlanmt. Brorde vaat edilen eyler ite tam bunlard. te Escher boluk iinde hareket ediyor gibi grnen ve her eyle ilgili olarak derin eyler syleyen bir adam bulmutu. Bununla birlikte sinir bozucu bir eydi bu. Adam imdi direin tepesinden yere, yerden direin tepesine adm atyor, direkten diree, bir ufuktan br ufka dolayor ve geri dnyordu. Arthur'un evren boluunun canna okuyordu. "Ltfen durun artk!" dedi Arthur anszn.

"Dayanamyorsun, yle mi?" dedi Adam. En kk bir hareket yapmadan geri dnm, bacak bacak stne atm variyette Arthur'dan yz yirmi metre tedeki direin tepesinde oturuyordu. "Nasihat iin bana geliyorsun, ama tanmlayamadn eylerle ba edemiyorsun." "Hmm. O halde sana yalnzca, aslnda zaten bildiin bir ey sylemeliyiz, ama onu yeni bir haber gibi sunmalyz, yle mi? Eh, sanrm her zamanki gibi, i itir." ini ekti ve gzlerini ksarak kederli bir ifadeyle uzaklara bakt. "Nerelisin ocuum "diye sordu sonra. Arthur akll olmaya karar vermiti. Karlat herkes tarafndan sersemin biri olarak alglanmaktan bkmt. "Size bir ey syleyeyim mi," dedi "Kehanetlerde bulunabilen sizsiniz. Neden siz bana sylemiyorsunuz bunu?" Yal adam yeniden iini ekti. "Ben yalnzca dedi," eli ile kafasnn arkasn svazlayarak, "sohbet etmeye alyordum." Elini tekrar ne getirdiinde yukar doru kalkm parmann ucunda dnp durmakta olan bir Dnya bulunuyordu Yanlm olmaya imkan yoktu. Onu tekrar yerine koydu. Arthur akna dnmt. "Siz nasl-" "Sana syleyemem." "Niin? Btn bu yolu bunun iin geldim." "Sen benim grdm gremezsin, nk kendi grdn gryorsun. Benim bildiimi bilemezsin, nk kendi bildiklerini biliyorsun Benim grdklerim ve bildiklerim senin grdklerin ve bildiklerine eklenemez nk ayn cinsten eyler deillerdir. Ne de senin grdklerin ve bildiklerinle deitirilebilirler, nk bu senin kendini deitirmen anlamna gelecektir." "Bekle bir dakika, bunu not edebilir miyim?" dedi Arthur heyecanla cebinde bir kalem bulmaya alrken. "Uzay limannda bir kopyasn bulabilirsin," dedi yal adam. "Raflar dolusu var bu laflardan." "Oh," dedi Arthur, hayal krklna uram ekilde. "Peki - birazck bana zel bir eyiniz yok mu?" "Herhangi bir ekilde grdn, yaadn veya duyduun her ey sana zeldir. Kendi alglay eklinle kendine bir evren yaratrsn. Onun iin evrende algladn her ey sana zeldir." Arthur ona pheyle bakt. "Bunu da havalimannda bulabilir miyim?" diye sordu

"Bunu kendin anlamalsn." dedi yal adam. "Brorde diyor ki," dedi Arthur, cebinden karp, tekrar ona bakarken, "zel bir duam olabilirmi, zellikle bana ve ihtiyalarma gre biimlendirilmi bir duam." "Oh, tamam," dedi Yal adam. "te sana bir dua. Kalemin var m?" "Evet," dedi Arthur. "yle balyor. Bir bakalm: 'Tanrm beni bilmem gerekmeyen eyleri renmekten koru. Hatta beni bilmediim eyler olduunu renmekten de koru. renmemeye karar verdiim eyler olduunu renmemeye karar verdiimi bilmekten koru. Amin.' te bu kadar. Aslnda zaten iinden sessizce yalvardn eyler olduuna gre bunu dndan da sylemenin hi zarar yok." "hmm," dedi Arthur, "Yani, teekkr ederim..." "Bununla birlikte yaplmas gereken bir baka dua var, ok nemli," diye devam etti yal adam, "onun iin bunu da yazsan iyi olur." "Tamam." "yle, 'Tanrm, tanrm, tanrm...' Ne olur ne olmaz bu ksm da eklemelisin. Hibir zaman ok emin olamazsn. "Tanrm, tanrm, tanrm. Beni yukardaki. duann sonularndan koru. Amin." te bu kadar. Yaamda insanlarn bana gelen eylerin ou bu son ksm karm olmaktan dolay balarna geliyor." "Stavromula Beta diye bir yerden bahsedildiini hi duydunuz mu?" diye sordu Arthur. "Hayr." "Yine de, yardmlarnza ok teekkr ederim," dedi Arthur. "Hibir ey deil.," dedi direin zerindeki adam ve kayboldu. Ford ba editrn odasnn kapsna btn gcyle yklendi. ereve paralanp , kendine bir kez daha yol verince, kolunu bacan smsk birbirine kenetleyerek bir top eklini ald ve demeyi bir batan bir baa yuvarlanarak geti. Gri buruuk deriden yaplm k kanepenin olduu yerde durdu ve stratejik operasyon ssn kanepenin arkasna kurdu. Ya da en azndan plan byle yapmakt. Ne yazk ki gri buruuk deriden yaplma k kanepe orada deildi. Niin, diye dnd Ford, havada kendi etrafnda dnp, silkinip, yeniden bir topak haline gelip ve hzla seirterek kendisini Harl'n yaz masasnn arkasna atarken. nsanlardaki bu -be dakikada bir ofislerinin dekorasyonunu deitirmek gibi- aptalca takntlarn niye var olduunu sordu kendi kendine. rnein, pekala da ie yarar bir durumdaki buruuk gri deriden yaplm k bir kanepeyi kaldrp da yerine grne gre kk bir tanka benzeyen bir eyi niin koyarlar.

Peki u omzunda mobil roket atar bulunan adam da kimdi? Merkez ofisten biri mi? Olamazd. nk merkez ofis burasyd. En azndan Rehberin merkez ofisi burasyd. Bu Sonsuz Boyut Giriimcilerinin nereden geldiini Zarquon bilirdi. Derilerinin amuru andran renginden ve dokusundan anlald kadaryla pek de gneli bir yerden olmamalydlar. Bunlarn hepsi ok yanl diye dnd Ford. Rehberle ilikisi olan herkes gneli yerlerden geliyor olmalyd. O adamlardan ok sayda vard ortada. stelik hepsi de, bugnn etin ve karmak i yaantsnda dahi, yneticilerde grmeyi bekleyeceinizden daha ar ekilde silahl idiler. Doaldr ki Ford burada bir sr tahmin yrtmekteydi. Bu kocaman, boa boyunlu, amura benzer adamlarn Sonsuz Boyut Giriimleri ile bir ekilde bir iliki iinde olduklarn dnmesi, mantkl bir tahmindi nk ellerindeki kalkanlarn zerinde "Sonsuz Boyut Giriimcilik" yazan logolar bulunuyordu. Yine de bunun bir i toplants olmayabilecei gibi rahatsz edici bir pheye kaplmt Bu amur yzl yaratklarn kendisine bir yerden tandk geldikleri gibi bir baka rahatsz edici hissi de vard. Tandk, ama klk deitirmi bir tandklk. imdi odada bulunduu sre neredeyse iki buuk saniyeyi gemiti ve Ford artk ie yarar bir eyler yapmaya balamann zaman geldiini dnd. Bir rehin alabilirdi rnein. Bu iyi olurdu. Vann Harl dner koltuunda oturmaktayd. Paniklemi, sarslm ve sararm bir grnts vard. Kafasnn arkasna isabet eden o kt vuruun dnda, kt haberler de alma benziyordu Ford ayaa frlad ve ellerini hzla onun zerinde kenetledi. Ona salam bir kafakol ekme grnts altnda, Kolay Kimlii gizlice Harl'n i cebine kaydrmay baard. Bingo! Yapmaya geldii ii yapmt. imdi yalnzca konuarak buradan kmas gerekiyordu. "Pekala," dedi. "Ben..." duraklad. Roketatarl koca adam Ford Prefect'e doru dnm ve silahnn ucunu ona eviriyordu. Ford bunun son derece sorumsuzca ve lgn bir davran olduunu dnmeden edemedi. "Ben..." diyerek yeniden sze balad ama sonra ani bir igd ile olduu yerde bzlmeye karar verdi. Roket atarn arkasndan alevler fkrrken kulaklar sar eden bir grlt duyuldu ve silahn nnden bir roket frlad.

Roket Ford'u geerek byk cam pencereye isabet etti. Patlamann gcyle, pencere, milyonlarca cam krndan oluan bir yamur gibi dar doru pskrd. Odann evresinde grlt ve hava basncnn yol at muazzam ok dalgalar dolat. Bu dalgalar birka sandalye, bir dosya dolab ve gvenlik robotu Colin'i de nne katp camdan dar srklediler. Ah! O halde bu camlar roket atarlara kar hi de dayankl deillermi diye dnd Ford Prefect kendi kendine. Birisinin bunun hakknda birileriyle konumas gerekiyordu. Kendisini Harl'dan kurtarp ne yana doru komas gerektiini hesaplamaya alt. Kuatlmt. Roketatarl iri adam ikinci bir at iin silahn ayarlyordu. Ford yapmas gereken ikinci hareketin ne olmas gerektiini bir trl kestiremiyordu. "'Bakn," dedi sert bir sesle. Ama sert bir sesle bakn demek gibi eylerin kendisine ne derece yardmc olabileceinden pek emin deildi. stelik zaman onun lehine ilemiyordu. Lanet Olsun, diye dnd, yalnzca bir kez gen olabilirsin ve kendini pencereden dar frlatt. Hi olmazsa bu ekilde srpriz faktrn kendi tarafnda tutmu oluyordu. Arthur Dent, yapmas gereken ilk eyin, kendine bir yaam kurmak olduunu aresizce fark etmiti. Bu, zerinde yaayabilecei bir gezegen bulmas gerektii anlamna geliyordu. Bunun, zerinde nefes alabilecei, yerekimsel bir rahatszlk duymadan oturup kalkabilecei bir gezegen olmas gerekiyordu. Asit dzeylerinin dk olduu ve bitkilerin size saldrmad bir yer olmalyd. "Byle antropik davranp, insanl yaamna evrenin asl amac gibi yaklamaktan nefret ediyorum ama," dedi, Pintleton Alpha'da yeniden yerleim merkezindeki masa nn ardnda oturan yarata, "ama yine de yaamm, yaayanlarn bana benzedii bir yerde srdrmeyi ok isterdim. Yani, anlarsnz biraz insana benzeseler." Masann ardndaki ilgin yaratk, bu duyduklarna olduka arm grnerek, vcudunun daha da ilgin olan paralarndan bazlarn sallad. Eriyerek oturduu koltuktan aa damlad, demeyi bir batan bir baa harmanlayarak yavaa ilerledi. Eski metal dosya dolabn midesine indirdi ve koca bir geirtiyle arad ekmeceyi dar att. Kulaklarndan birka prltl anten kar d, baz dosyalar bunlar araclyla ekmeceden kard, ekmeceyi yeniden yutarak dolab ile birletirdi ve yeni den kusarak dolab yerine brakt. Tekrar demeyi harmanlayarak yerine dnd, ince bir amur gibi koltua svanarak yerine geti ve dosyalar masaya yaptrd.

"Bunlarn iinde hayal ettiiniz gibi bir yer bulabilecek misiniz?" diye sordu. Arthur asabi bir ekilde pis ve rutubetli birka sayfa evirip inceledi. Burada, Evrenin tanyp bildii ksmlarna gre sol tarafnda kalan ve Galaksinin kt blgelerinden birinde bulunduu kesindi. Uzayda kendi evinin bulunmas gereken yerde rm kaba saba bir gezegen vard imdi. Yamurlarla boulmu ve iinde ekyalarn ve bataklk domuzlarnn yaad bir yer. Otostopunun Galaksi Rehberi bile burada yalnzca zaman zaman iliyor gibiydi ve Arthur'un bu eit bilgileri artk byle ofislerden aratryor olmasnn sebebi de buydu. Bu, tr ofislerde hakknda bilgi almaya alt gezegenlerden biri de Stavromula Beta idi ama kimse byle bir gezegenin ismini duymamt. Uygun dnyalar olduka kasvetli grnyordu. Ona verebilecekleri ok az eyleri vard nk, Arthur'un da onlara verebilecek pek bir eyi yoktu. Aslnda iinde ara balar, bilgisayarlar, bale ve Armanyak bulunan bir dnyadan gelmesine ramen, bunlarn herhangi birinin nasl yapldn bilmedii, son derece utan verici ekilde fark ettirilmiti kendisine. Yapamyordu. Kendi olanaklarna brakld zaman bir tost makinesi yapamazd rnein. Tm yapabildii bir sandviti o kadar. Hizmetlerine pek fazla ihtiya duyulmuyordu. Arthur'un kalbi derinlere gmld. Bu kendisini artt nk Arthur onun zaten olabilecei kadar derine batm olduunu sanyordu. Bir an iin gzlerini kapad. Evde olmay yle istiyordu ki. Kendi evinin, dnyasnn, zerinde byd gerek Dnya'nn yklmam olmasn ylesine arzu ediyordu ki. Bunlarn hibirinin olmam olmasn ylesine ok istiyordu ki. Gzlerini at zaman kendini ngiltere'de, West Country'deki evinin basamaklarnda bulabilmeyi, gnein yeil tepeler zerinde parldyor olmasn, posta arabasnn yoldan yukar doru gidiini seyretmeyi, bahesinde leylaklarn atn ve uzaktaki pikabn le yemei iin aldn grebilmeyi istiyordu. Gazetesini Pub'a gtrp, bir ie birayla birlikte okumay, bilmeceleri zmeyi ok istiyordu. Soldan saa on yedinci srada taklp kalmay zlyordu. Gzlerini at. lgin yaratk rahatsz edici bir ekilde ona bakarken bir nabz gibi atyor ve bir eit bacaa benzer uzantlaryla masann zerine hafif hafif vuruyordu. Arthur ban sallad ve bir sonraki sayfay evirdi. Kasvetli diye dnd. Ve bir sonraki sayfa. ok kasveti . Ve bir sonraki.

Oh... te bu daha iyi idi. Buras Bartledan adnda bir dnya idi. Oksijen vard. Yeil tepeler vard. Hatta tannm bir edebiyat kltrne bile sahipti. Ama en ok ilgisini uyandran ey, Bartledan insanlarndan olumu kk bir grubun, bir ky meydannda durup ho bir ekilde kameraya glmseyerek ektirmi olduu bir fotoraf oldu. "Ah," dedi, resmi masann arkasndaki garip eye gsterirken. Yaratn gzleri gcrdayarak yuvalarndan kt, resmin zerinde bir aa bir yukar gezindi ve her tarafnda prltl ince bir amur izi brakt. "Evet" dedi grdklerini hi de beenmemi bir ekilde. "Tpk size benziyorlar." *** Arthur Bartledan'a tand ve bir DNA bankasna ayak parmandan kesilmi trnak ular ve tkrk satarak kazand parayla kendisine resmini grd kyde bir oda satn ald. Buras ho bir yerdi. Hava mis kokulu idi. Yaayanlar kendisine benziyor ve onun da aralarnda olmasna aldr etmiyorlard. Ona hibir eyle saldrmamlard. Biraz giyecek ey ve onlar koyacak bir dolap satn ald. Kendisine bir yaam bulmutu. imdi o yaam iin bir ama bulmalyd. lk nce oturup okumay denedi. Ama Bartledan edebiyat, Galaksinin bu blmnde her yerde derinlii ve zarafeti ile mehur olduu halde, onun ilgisini devaml klmay baarabilecek gibi grnmyordu. Sorun yazlanlarn insanlar hakknda yazlmam olmasndayd. nsanlarn istekleri ile ilgili deildi. Bartledan halk ilk bakta tpk insana benzemesine ramen, rnein birisine "iyi akamlar" dediiniz zaman, hafif bir aknlk hissi ile etrafna baknmaya kalkacak, havay koklayacak ve Arthur bundan bahsettii iin, evet akamn gerekten de iyice bir akam olmas gerektiini sandn syleyecektir. "Hayr, demek istediim, size iyi bir akam geirmenizi dilemekti." diye aklama getiriyordu Arthur, ya da eskiden yle yapyordu. Ksa sre iinde bu konumala rdan kanmay rendi. Oysa "yani mit ederim iyi bir akam geirirsiniz." diye de eklerdi eskiden. Daha da fazla aknla sebep olurdu. "Ummak?" derdi Bartledan'l sonunda, kibar bir aknlkla. "Ee, evet," derdi. Arthur ardndan. "fade etmeye altm yalnzca mit ederim, yani..." "mit?" "Evet."

"mit de nedir?" yi soru, diye dnmt Arthur kendi kendine ve odasna ekilip eyler hakknda dnmeye koyulmutu. Bir taraftan, Bartledan'llarn Evrene ilikin grlerine sayg duymas gerektiini dnyordu. Bu grlere gre, Evren ne ise oydu, ya kabul eder ya onu terk eder giderdiniz. Ama dier taraftan, hibir ey istememek, dilememek, ya da mit etmemenin doal bir ey olmadn dnmeden de edemiyordu. Doal. Bu kritik bir kelimeydi. ok sre nce, doal olarak dnd pek ok eyin, rnein Noel iin hediyeler almak, krmz kta durmak veya her saniye, saniye de 3 metre hzla dmek gibi eyler yalnzca kendi dnyasna has alkanlklard ve baka bir yerde mutlaka ayn ekilde ileyeceklerine dair bir bulgu yoktu. Ama hibir ey mit etmemek- bu gerekten de doal olamazd, deil mi? Bu nefes almamak gibi bir ey olurdu. Nefes almak Bartledan'llarn yapmad bir baka eydi. Atmosferde bulunan onca oksijene ramen. Onlarn btn yapt yalnzca yle durmakt. Ara sra ortalk ta kouur, voleybol oynarlard (hibir zaman kazanmay dilemeden tabii. Kazanan, kazanrd) ama hibir zaman nefes almazlard. Bir sebepten tr bu lzumsuzdu onlar iin. Arthur abucak onlarla voleybol oynamann ok zevksiz olduunu rendi. Bunlar insana benzedikleri, insan gibi hareket ettikleri ve insan gibi ses kardklar halde nefes almyorlar ve hibir ey dilemiyorlard. Oysa Aynur'un btn gn nefes almak ve bir eyler dilemekten baka ii yoktu. Bazen bir eyleri yle gl ekilde dilerdi ki nefes al son derece hzlanr ve onu yoracak hale gelir, bu yzden zaman zaman gidip biraz uzanarak dinlenmesi gerekirdi. Kendi kendine. Kk odasnda. Kendisinin doduu dnyadan ylesine uzakt ki, bu uzakl anlatacak rakam beynini incitmeden dnmekten bile acizdi. Dnmemeyi seiyordu. Sadece oturup okumay tercih ediyordu -ya da okumaya deecek b ir ey olsa yle yapacakt. Ama Bartledan yklerinde kimse hibir ey istemezdi. Bir bardak su bile. Eer susamlarsa gidip alrlard tabii, ama eer istedikleri eyi bulamazlarsa bir daha onu dnmezlerdi. Arthur, kahramannn bir hafta sresince bahesinde alt, bol bol voleybol oynad, karsndan olma bir ocua babalk ettii, yol tamirinde alt ve ardndan son blmden hemen nce, beklenmedik bir ekilde susuzluktan ld bir kitab henz bitirmiti. fkeden tkenmi bir halde kitabn okuduu ayialarn yeniden taram ve sonunda ikinci

blmn bir yerinde su borular ile ilgili bir sorundan sz edildiini bulabilmiti. Hepsi bu kadard. Ve adam bu yzden lyordu. Rastlant eseri. Bu sonu kitabn en heyecanl yeri bile deildi, nk byle bir yeri yoktu kitabn. Kahraman sondan bir nceki blmn te birlik ksmnda lyor ve kitabn kalan ksm yalnzca yol tamiri hakkndaki eylerden bahsediyordu. Kitap yz bininci kelimede birden sona ermiti, nk Bartledan'da kitaplar bu uzunlukta olurdu. Arthur kitab odann br ucuna frlatp oday satm ve oradan ayrlmt. Kendini lgnca yolculuk etmeye adam, biletlerini alabilmek iin gittike daha ok tkrk, trnak, kan, sa, kim ne isterse onu satmaya balamt. Spermleri karlnda birinci snf yolculuk edebileceini kefetmiti. Hibir yere yerlemiyor, yalnzca hiper uzay gemilerinin hava geirmez, alacakaranlk dnyalarnda varlk gsteriyor, yiyor, iiyor, uyuyor, film seyrediyor, havalimanlarnda yalnzca DNA banda bulunmak ve bir sonraki uzun yol gemisine kendini atmak iin duruyordu. Bir baka kazann olmas iin bekliyor, bekliyordu. Beklenen kazann olumasn salamann zorluu, bunun olmayndadr. "Kazann" anlam bu deildir nk. Bu yzden sonunda meydana gelen kazann da onun planlad ile uzaktan yakndan hibir ilikisi yoktu. inde olduu geminin sinyalleri hiper bolukta alarma gemi, Galakside doksan yedi deiik nokta arasnda korkun bir ekilde ayn anda yanp snmeye balam, bu noktalardan birinde bulunan ve haritada gzkmeyen gezegenlerden birinin beklenmedik yerekimsel gcne yakalanm ve onun d atmosferinde kapana kslarak lk la gezegene doru hzla dmeye balamt. Geminin sistemleri d boyunca, her eyin tamamen normal ve kontrol altnda olduunu syleyerek durumu protesto etmiler, ama gemi alelacele son bir burgu yapp, yarm millik bir ormann iine lgnca dalp, sonunda bir ate topuna dnnce, durumun hi de yle olmad akla kavumutu. Yangn orman sarm, geceyi kaynatm, sonra, belli byklkteki planlanmam orman yangnlarnn kanunen yapmas gerektii gibi dzgn bir ekilde kendi kendini sndrmt. Bundan ksa bir sre sonra, orda burda baka kk yangnlar km ve evreye dalm artklar sralar geldike sessiz sedasz patlamaya devam etmilerdi. Sonra onlar da bitmiti. Arthur Dent, bitmez tkenmez yldzlar aras uularda duyduu can sknts yznden, beklenmedik bir zorunlu ini srasnda yerine getirilmesi gereken gvenlik ilemlerini gemide bulunanlar arasnda incelemi olan tek kiiydi ve bu yzd en de

hayatta kalan tek canl olmutu. Bir tyl pembe plastikten yaplm ve zerinde bin deiik dilden "iyi gnler" yazl bir eit koza iinde, sersemlemi bir vaziyette, her taraf krk ve yara bere iinde ylece yata kalmt. Paralanm zihninde kkreyen kapkara sessizlikler iine bulantlar vererek yzmekteydi. Bir eit isteksiz gvenle biliyordu ki yaayacakt, nk henz Stavromula Beta'ya varm deildi. Kendisine sonsuzluk gibi gelen ac ve karanlk dolu bir srenin sonunda, etrafnda hareket etmekte olan sessiz ekilleri fark etmiti. Ford, havada, krk cam paracklar ve sandalye kalntlar arasnda debelenmekteydi. Yine, hibir eyi enine boyuna, ciddi bir ekilde dnmyor, olaylar akna brakyor ve zaman satn alyordu. Byle nemli kriz anlarnda, hayatn sinema eridi gibi gzlerinin nnden geirmenin kendisine ok yardmc olduunu saptamt. Bu ona olaylar hakknda dnme, olaylar bir perspektif iinde grme ans vermi ve zaman zaman ona bundan sonra ne yapaca ile ilgili yaamsal nemde ipular salamt Kendisini karlamak zere saniyede on metre hzla yukar doru seirten toprak aadayd, ama Ford bu sorunla sras gelince ilgilenirim, diye dnyordu. ncelikler korunmalyd. Ah, ite. ocukluu. Hep bildik eyler, bunlarn hepsini daha nce defalarca gzden geirmiti. Grntler bir yanp bir snerek gelip geiyordu. Betelgeuse Be gezegenindeki skc gnler. Zaphod Beeblebrox'un ocukluu. Evet bunlarn hepsini biliyordu. Keke beynimde bir hzl sarma mekanizmas olsayd diye dnd. Kendisine ilk havlusunun sunulduu yedinci ya partisi. Hadi. Hadi. Kvrlyor, aa doru dnyordu, bu ykseklikteki hava cierleri iin souk ok tesiri yapmaktayd. Nefes alrken cam krklarn iine ekmemeye alyordu. Dier gezegenlere yaplan ilk yolculuklar. Oh, Zark akna, bu, esas filmden nce gsterilen bir eit lanet olas yolculuk belgeseline dnyordu. Rehber iin ilk al maya balad zamanlar. Ah! Ne gnlerdi onlar! Riktarnagallar ile Danquedler, Fanalla'y ele geirmeden nceki bir dnemde Bwenelli Atol zerinde kk bir kulbede ie balamlard. Yarm dzine adam, birka havlu, bir avu gelimi dijital cihaz, ve en nemlisi bir kucak hayalle. Hayr. En nemlisi bir sr Fanallan romuydu. in asln sylemek gerekirse, u Ol'Janx Spirit denen iki her eyden nemliydi Fanallan romu onun ardndan gelirdi.

Yerli kzlarn takld Atol plajlarnn bazlar ok nemli idi, ama hayallere de bir o kadar nem verilirdi. Ne olmutu btn bunlara? Aslnda bu hayallerin nasl eyler olduunu pek hatrlayamyordu, ama o srada ok nemli grnrlerdi gzlerine. imdi bir yanndan aa doru yuvarlanmakta olduu bu koca gkdelen eklindeki ofis binas, pek tabii ki bu hayallerin iinde deildi Btn bunlar, kendisi ve dierleri araziye kp aratrmalar ve otostop denemeleri yapar ve acmasz bir kabus iletmesi ve mimari bir irkinlik abidesi haline dnen Rehber den yava yava uzaklatrlrken ilk kuruculardan oluan takmn, yerleik dzende kalp agzl emeye balamasyla ortaya kmt. Hayal bunun neresindeydi? Binann yarsn kaplayan btn o iletme avukatlarn dnd, alt katlar igal etmi 'operatrleri' btn o yardmc editrler ve sekreterlerini, sekreterlerinin avukatlarn ve sekreterlerin avukatlarnn sekreterlerini ve hepsinin en kts de btn muhasebecileri ve pazarlama elemanlarn dnd. Beyninin yalnz yarsn dmeye ayrmt, iki parma ile bu saydklarnn tmne bir zafer iareti ekti. imdi pazarlama blmnn bulunduu on yedinci kattan gemekteydi. Rehberin ne renk olmas gerektiini tartan ve 'olay zldkten sonra akl vermek' eklindeki, hi hata yapma ans olmayan hnerlerini sergileyen bir okbilmiler srs. Eer ilerinden biri, o srada pencereden bakacak olsa, kendilerine zafer iareti yaparak, kesin bir lme doru ilerlemekte olan Ford Prefect'i grecek ve ok aracakt. On altnc kat. Editr yardmclar. Pi kurular. O krptklar makaleyi hatrlyorlar myd acaba? Tek bir gezegen zerinde yapt aratrmalardan oluturduu, on be yllk bir alma sunmutu kendilerine ve onlar onu iki kelimeye indirgemilerdi. "Genellikle zararsz." Onlara da bir zafer iareti . On beinci kat. Lojistik dareciler. Bu ne anlama geliyorsa! Hepsinin kocaman arabalar vard. Geldii anlam bu, diye dnd. On drdnc kat Personel. Kendisinin on be yllk srgnn tasarmlayanlarn bu katta alanlar olduu hakknda ok keskin pheleri vard. Bu sre iinde Rehber tek bir tatan yaplma koca bir iletme abidesine dntrlmt (ya da daha dorusu, iki tek tatan bir abide - nk avukatlar da unutmamak gerekirdi.) On nc kat. Aratrma ve gelitirme. Bir dakika. On nc kat. O anda hzl dnmesi gerekiyordu, nk olay bir para acillemiti.

Anszn asansrdeki katlan gsteren kl paneli hatrlad. Bu panelde on nc kat yoktu. O srada bu konunun zerinde pek fazla durmamt. nk olduka geri kalm bir gezegen olan ve on rakam ile ilgili batl inanlara sahip Dnyada on be yl geirmi biri olarak, katlarn bu rakam kullanlmadan numaralandrlmasna alkt. Ama burada byle olmas iin hibir sebep yoktu. On nc katn pencerelerinin karartlm olduunu geerken fark etmeden edemedi. Orada neler olup bitiyordu. Harl'n konuurken bahsettii btn o eyler aklna gelmeye balad. Tek bir, yeni ve ok boyutlu Rehber sonsuz saydaki evrenlerin hepsine yaylacakt. Harl'n ifade edi tarzyla bu, o srada kulana, muhasebecilerin verdii destekle pazarlamaclar tarafndan ortaya atlm lgn ve anlamsz bir hayal gibi gelmiti. Oysa eer bunda bir para gerek pay varsa, bu ok garip ve tehlikeli bir fikirdi. Gerek olabilir miydi? zole edilmi on nc kattaki karartlm pencerelerin ardnda neler dnyordu? Ford, iinde, ykselen bir merak hissi duydu ve sonra ykselen bir panik. Duyduu btn ykselen hisler bundan ibaretti. Bunun dnda her bakmdan hzl bir d teydi. Gerekten de arlk zihnini bu durumdan nasl canl syrlacam aratrmaya yneltmesi gerekiyordu. Yere doru bir bak att. Kendisinden otuz krk metre aada dolaanlar vard. Bir ksm bir eyler bekler gibi yukar doru bakmaya balamlard. Aralarnda, debilmesi iin kendisine yer aanlar da vard. Hatta ara sra muhteem ve tam anlamyla aptalca bir oyun olan okla avcla bir sre ara verenler bile oluyordu. Onlar hayal krklna uratmaktan nefret ediyordu ama kendisinden elli atm santim aada, daha nceden fark etmedii Colin'i grmt. Anlalan Colin hayatndan memnun bir ekilde dansna devam ederek, Ford'un kendisinin ne yapmasn istediine karar vermesini. bekliyordu. Colin!" diye haykrd Ford. Colin cevap vermedi. Ford donup kald Sonra birden Colin'e isminin Colin olduunu sylemediin hatrlad. Buraya yanma gel!" diye haykrd bu kez. Colin dalgalanarak yanna geldi. Aa doru iniin zevkini karmaktayd ve Ford'un da yle yapyor olmasn umuyordu. Colin'in dnyas, Ford'un havlusunun kendisini sarvermesiyle beklenmedik bir anda kararverdi. Anszn kendisini ok ok daha ar hissetmiti. Ama Ford'un sunduu meydan okuma ans ile ok heyecanlanm ve zevklenmiti. Yalnzca, baarl olup olamayacandan pek emin deildi o kadar.

Havlu ylece Colin'in zerine atlvermi, Ford kenar dikilerine tutunarak havluya aslmt. Baka otostopular kendi havlularnda egzotik deiiklikler yaptrmlar, dokumasn her eit gizi alet, edevatla hatta bilgisayar donanmlar ile rdrtmlerdi. Ford ise sadelik taraftaryd. O her eyin basit kalmasn isterdi. Onun havlusu, ev tipi yumuak dokumalar satan normal bir dkkandan alnma, normal bir havlu idi. Hatta zerinde, Ford'un defalarca beyazlatma ve tala ykatma ilemlerine tabi tutmasna ramen kartamad mavili pembeli bir iek deseni bile vard. Dokumasnn arasna yalnzca, birka para tel ile bir adet esnek yaz ubuu ilitirmi ve bir ucuna acil durumlarda emebilecei baz besleyiciler emdirmiti. Bunun dnda, zerine yznz kurulayabileceiniz basit bir havluydu. Bir arkada tarafndan havlusu zerinde yapmaya ikna edilebildii tek deiiklik kenar dikilerinin salamlatrlmas olmutu. Ford dikilere bir manyan gcyle asld. Hl initeydiler, ama hz yavalamt. "Colin, yukar!" diye bard. Hibir ey olmad. "Senin adn," diye bard Ford, "Colin. Onun iin ben 'Colin yukar!' diye bardm zaman senin, yani Colin'in, yukar doru ykselmeni istiyorum demek oluyor, tamam m? yukar, Colin!" Yine bir ey olmad. Daha dorusu Colin den yalnzca yumuak bir inleme sesi geldi. Ford ok endieliyi. Artk ok yava iniyorlard, ama Ford yaklamakta olduklar yerde toplanp kendisini bekleyen kiilerin kimlikleri konusunda ok endieleniyordu. Dost canls, okuluk oynayan yerli tipler dalyor, yerlerini adeta anszn ve gizemli bir ekilde beliriveren, omuzlarnda roket atarlar ile, kaln kafal, kz boyunlu, iri yar, kabuksuz smklbceklere benzer yaratklar alyordu. Galaktik yolcularn tecrbeleriyle ok iyi bildikleri gibi, bu anszn ve gizemli ekilde belirme olay aslnda her zaman ok boyutlu karmaklklarla dolu olurdu. "Yukar!" diye haykrd Ford yeniden. "Yukar" Colin, yukar yksel!" Colin direniyor ve inliyordu. imdi havada hemen hemen hareketsiz duruyorlard. Ford parmaklarnn krlacak gibi olduunu hissediyordu. """Yukar." Olduklar yerde aklmlard. "Yukar, yukar, yukar!" Smklbceklerden biri ona bir roket atmaya hazrlanyordu. Ford olanlara inanamyordu. Kendisi bir havlunun ucunda havada asl kalmt ve smkl bcein

biri ona roketler gndermeye hazrlanyordu. Yapabileceini dnebildii her ey tkeniyor ve bu kez ciddi bir ekilde paniklemeye balyordu. Bu tr belal durumlar, onun genellikle, her ne kadar gvenilmez ve sinir bozucu buluyor da olsa, akl danabilmek iin Rehbere gvendii zamanlard. Ama imdi cebine ulamaya almann zaman deildi. stelik Rehber artk hi de bir dost ve mttefik gibi grnmyor, aksine tehlikenin kaynan oluturuyordu. Zargon akna, dnda asl kald yer Rehber ofislerinin bulunduu binayd ve hayatnn tehlikede olmasnn sebebi de bu nesnenin yeni sahipleriydi. imdi belli belirsiz hatrlayabildii Bwenelli Atolndeki hayallere ne olmutu? O zaman her eyi akna brakm olsalard keke. Keke orada. Atol de kalm olsalard. Atol n kumsalnda. Gzel kadnlar sevseler, balk yiyerek yaasalard. Atriyum'daki deniz canavar havuzunun zerine o koca piyanoyu astklarnda, hibir eyin yolunda gitmediini anlamalyd aslnda. Kendisini iyice tkenmi ve perian hissetmeye balad Gerilmi parmaklar acdan ate gibi yanyordu. stelik bilei de hl acyordu. Oh teekkrler bileim., diye ac ac dnd kendi kendisine. Tam da bu srada kendi sorunlarn ne srdn iin sana teekkrler. Sanrm, kendini daha iyi hissetmek iin gzel lk bir ayak banyosu yapmak isterdin u anda, yle deil mi? Ya da en azndan seni.... Aklna bir fikir gelmiti. Silahl smklbcek, roket atar omzuna kaldrmt. Roket nnde hareket eden ne varsa onu vurmak zere tasarmlanmt. Ford terlememeye alyordu, nk havluyu tutan ellerinin kaydn hissedebiliyordu. yi ayann burnu ile acyan ayandaki ayakkaby topuundan itip, gevetti. "Yukar k lanet olas!" diye mitsizlik iinde Colin'e sylendi. Colin nee iinde abalyor, ama ykselmeyi baaramyordu. Ford ayakkabsnn topuuyla uramaya devam etti. Zamanlamay kestirmeye alyordu ama bounayd. En iyisi hemen yapmakt. Yalnzca bir atlk ans vard. Hepsi oydu. Artk ayakkabsnn arkas topuundan iyice syrlmt. ncinmi bilei kendisini biraz daha iyi hissediyordu. imdi iyi, deil mi? Dier aya ile serbest kalan ayakkabnn topuunu itti. Ayakkab ayandan kayp, havada szlerek dmeye balad. Bundan yarm saniye kadar sonra, namlusunun ucunda ykselen bir roket kendi yolunda dmekte olan ayakkabyla karlat,

dosdoru zerine giderek ona vurdu ve byk bir doyum ve baar duygusuyla do larak patlad. Bu, yere drt be metre kalmken olmutu. Patlamann esas gc yere doru ynelmiti. Bir saniye nce, Sonsuz Boyut Giriimi yneticilerinin bir blk askerinin ve onlarn roket atarlarnn bulunduu, Zentalquabula'daki tarihi mermer ocaklarndan getirilmi, lks talardan kesilme geni dilimlerle deli zarif terasn bulunduu yerde, imdi iinde berbat paracklar bulunan bir ukur bulunuyordu. Patlamann tesiriyle koca bir scak hava rzgar yerden ykselerek Ford ve Colin'i iddetle gkyzne frlatmt. Ford hibir ey gremeden, mitsizlik iinde tutunmaya alm ama baaramamt. Havada aresizce yukar doru dnm, paraboln en st noktasna ulam, ksa bir duraklamadan sonra yeniden dmeye balamt. Dm, dm, dm ve sonra anszn hala ykselmekte olan Colin'in tepesine kt bir ini yapmt. Kre eklindeki kk robotun zerine mitsizce kenetlenmiti. Colin, halinden memnun, Rehber gkdeleninin tepesine doru lgnca bir hzla ykselirken, kendini kontrol edip hzn azaltmaya alyordu. Birbirleri etrafnda kvrlp dnerlerken, Dnya da Ford'un kafasnn etrafnda dnp duruyor ve midesini bulandryordu. Sonra anszn, ayn mide bulandrc hzla her ey duruverdi. Ford kendisini sersemlemi bir vaziyette bir pencere eiine braklm buldu. Havlusu derek yanndan geerken, uzand, onu yakalad. Colin, kendisinden bir iki metre tede, havada oradan oraya dalgalanmaktayd. Ford kan revan iinde ve nefes nefese bir aknlk iinde kendisini yoklad. Eik sadece otuz santim kadar geniliinde idi ve kendisi, on kat yukarda, gayet gvensiz bir biimde onun zerine tnemi durumdayd. On . On nc katta olduunu biliyordu, nk pencereler koyu renkti. Ac bir znt iindeydi. Ayandaki ayakkablar New York'ta Aa Dou Blgesinden, sama sapan bir fiyata satn almt. Bunun sonuncunda iyi ayakkab giymenin mutluluu zerinde koca bir makale yazmt. Bu makale de "genellikle zararsz" fiyaskosu iinde yok edilmiti. Her eye lanet olsun, diye dnd. stelik imdi ayakkabnn teki de elinden gitmiti. Kafasn geriye atarak gkyzne bakt.

Eer bahsi geen gezegen yklm olmasayd, bu imdiki kadar trajik bir sorun yaratmazd, nk gidip ikinci bir ift almas mmkn olurdu. Evet, olaslk hesaplamalarnn yan uzantlar gz nne alnacak olursa, neredeyse sonsuz sayda Dnya gezegeni olduu doruydu tabii, ama iin aslna eilince, iyi bir ift ayakkab ok boyutlu bir uzay/zaman boluu iinde oradan oraya dolaarak yerine konabilecek bir ey de deildi dorusu. ini ekti. Oh, pekala, iin iyi tarafn grmeliydi. En azndan o ayakkab yaamn kurtarmt. imdilik. On nc katta, otuz santim geniliinde bir pencere eiinde tnemi vaziyette bulunuyordu ve bunun iyi bir ayakkabyla ayn deerde olup olmadndan pek de emin saylmazd. Eli- aya kesilmi bir vaziyette karartlm camlardan ieri bakmaya alt. erisi bir mezar kadar karanlk ve sessizdi. Hayr. Bu benzetme yanlt. Mezarlarda pek ok gzel partiye katlmt. Bir hareket yakalayabilir miydi acaba? Emin deildi. Sanki bir eit tuhaf, kana t rpmasn andrr bir hareket grr gibiydi. Belki de yalnzca gz kapaklarnn ze rinden damlayan kanlard buna sebep olan. Gzlerini silerek kan uzaklatrd. Ah, imdi bir yerlerde bir iftlie sahip olup, koyun besliyor olmay ne kadar isterdi. T ekrar camdan ieri bakarak, eklin ne olduunu anlamaya alt. Ama, bugnk evrende ok yaygn olduu gibi, sanki optik bir hayale bakyormu ya da gzleri ona oyun oynuyormu gibi geliyordu. erde bir eit kua benzer bir ey var myd acaba? Bu szdrmaz hale getirilmi kat, roket atarlara dayankl bu karartlm camlar ardnda saklanan ey, bir ku muydu? Buras birinin ku besledii bir yer miydi? Orada kanat rpan bir ey olduu belli idi, ama bu kua deil de, daha ok bolukta ku eklinde bir delie benziyordu. Gzlerini kapad. Bu naslsa bir sre iin yapmak istedii bir eydi. Bundan sonraki admn hangi lanet olas adm olmas gerektiini merak ediyordu. Atlamak m? Trmanmak m? eri dalmann herhangi bir ekilde mmkn olacan sanmyordu. Pekala. Rokete dayankl olmas gereken camn, zaman geldiinde, yani gerek bir roketle karlatnda, yle olmad ortaya kmt. Ama dnlrse bu ok ksa menzilden ve ierden dar frlatlan bir roket olmutu, oysa byk olaslkla onu tasarmlayan mhendislerin kafasndaki ey bu deildi. Bu yzden eline bir havlu

sarp, cam yumruklamas onu krabilecei anlamna gelmiyordu. Can cehenneme, di yerek yine de bunu denedi ve yumruunu fena halde incitti. Neyse ki, oturduu yerden istedii gibi yumruk savunamyordu, yoksa daha da beter olabilirdi. Frogstar'larn saldrsndan sonra bina batanbaa yenilendiinde son derece glendirilmiti. Buras, byk olaslkla, piyasadaki en ar silahlanm yaynevi idi. Ama birleik bir grup tarafndan tasarmlanan her sistemin mutlaka zayf noktalar olacaktr diye dnd. Bunlardan birini bulmutu bile. Pencereleri tasarmlayan mhendisler onlarn ierden ve yakn mesafeden bir roket saldrsna urayacan beklemiyorlard. Bu yzden cam bekleneni baaramamt. O halde, mhendisler pencerenin dndaki eikte oturan birinin ne yapacan da kestiremezlerdi. Cevab bulmadan nce bir iki dakika kadar beynine yklendi. Yapmasn ncelikle beklemeyecekler ey, orada olmas idi bir kere. Ancak tam anlamyla ahman biri kendisinin oturduu yerde oturabilirdi o halde imdiden kazanmaya balamt. Tasarmclarn bir ahman bile yanl kullanamayaca bir ey tasarmlamaya kalktklarnda yaptklar en byk yanl, gerek aptallarn yeni yntemler bulma konusundaki marifetlerini yeterince deerlendirememeleridir. Cebinden yeni kredi kartn kard. Onu, camn ereve ile bulutuu yerdeki bir atlan iine geirdi ve bir roketin yapmay baaramayaca ey baard. Cam bir para yerinden oynatabilmiti. Eliyle yoklayarak bir srg kolu olduunu fark etti. Pencereyi yana doru srdrerek at ve glmekten neredeyse krlarak eikten ieri doru yuvarland. Byle yaparken de SrDt 3454'n Byk Havalandrma ve Telefon Ayaklanmasna teekkrler yadryordu. *** SrDt 3454'n Byk Havalandrma ve Telefon Ayaklanmas bir para scak hava ile balamt. Scak hava, doal olarak, vantilatrlerin zmesi beklenen bir sorun du ve birisi kp da iklimlendirme sistemini bulana kadar vantilatrler bu ii olduka iyi idare etmilerdi. iklimlendirme sistemi sorununa daha heyecan verici zmler salad. Sistemin grltsne ve su damlatmasna dayanabildikleri srece her ey iyi gitti. Ta ki bir bakas, iklimlendirme sisteminden de daha seksi ve k olan ve bina ii iklim kontrol ad verilen bir zm bulana kadar. Bu gerekten de farklyd. Bu yeni sistemin alelade bir havalandrma siteminden esas fark, kullanan rpertecek kadar daha pahal olmas ve son derece karmak lmler ile herkesin ne cins bir

hava solumak istediini dakikas dakikasna tespit edebilecek dzenleme aygtlarna gerek duymas idi. stelik, rasgele birinin, sistemi kendi yararlarna yapt bu karmak hesaplamalar berbat etmesini nleyebilmek iin, binadaki btn pencerelerin almayacak ekilde kapal olmas da gerekiyordu. Sistemler kurulurken binalarda alacak olanlarn bir ksm ile k Soluk sistemini monte edenler arasnda yle konumalar olmaktayd: "Ama ya biz camlar amak istersek?" "k Soluk sistemi ile camlar amak istemeyeceksiniz." "Evet, ama farz edin bir para amak istedik?" "Camlar bir parack bile amak istemeyeceksiniz. Yeni k Soluk sistemi bunu halledecek." "Hmmm." k Soluk sistemini gle gle kullann!" "Pekala. Ya k Soluk sistemi hata yapar, bozulur filan, byle bir ey olursa?" "Ah! k Soluk sisteminin en k zelliklerinden biri bozulmasnn imkansz oluudur. Onun iin bu konuda hi endielenmeyin. imdi soluk almann zevkini karn. yi gnler." Byk Havalandrma ve Telefon Ayaklanmasnn bir sonucu olarak, artk btn mekanik, elektronik, hidrolik, kuantum mekaniine sahip, hatta rzgar, buhar veya pistonla alan cihazlarn bile bir tarafna standart bir yaz yazlmas koulu getirilmiti. Cihazn ne kadar kk olduunun nemi yoktu. Tasarmclarn bu yazy bir yerle re sktrmalar gerekiyordu, nk bu yaz kullanclardan ok, onlarn dikkatini ekmek iindi. Yaznn yle olmas gerekiyordu: Bozulabilecek bir eyle bozulmas imkansz olan bir ey arasndaki en nemli fark, bozulmas imkansz olan ey bozulduu zaman ona ulamann veya onu tamir et menin mmkn olmayacadr." Neredeyse sihirli denebilecek bir dakiklikle, byk scak hava dalgalar ile, k Soluk sisteminin nemli arzalar st ste gelmeye balamt. Balangta bu yalnzca buharlaan bir pimanla ve havaszlk dolaysyla bir iki lme yol at. Gerek dehet, olay ayn anda ortaya kt zaman yaand. Birinci olay k Soluk Ltd. in kendi sistemlerinden en iyi sonularn, sistemlerin lman iklimlerde kullanldnda alnacan ifade eden bir bildiri yaynlamas idi. \

kinci olay bir k Soluk sisteminin zellikle scak ve nem oran yksek bir gnde bozulmas ve bunun sonucu olarak binadaki yzlerce kiinin, nc olayla karla tklar caddelere dklmesi idi, nc olay, her gn ve gn boyunca eline bir telefon geirip arayan her serseme "BS&S'i kullandnz iin teekkrler" demekten gna getirmi bir grup fkeli ehirleraras telefon operatrnn, ellerinde teneke kutular, megafonlar ve tfeklerle yollara dklm olmasyd. Ayaklanmann devam eden gnlerinde, rokete dayankl olsun olmasn ehirdeki btn camlar krlmt. Bu eyleme genellikle "hattan ekil, ba belas! Hangi numaray istediin de, hangi numaradan aradn da umurumda deil. Git kna kna yak! yeeeah! Hoo Hoo Hoo! Mivaaav! Gaak!" ve ilerinin norma! ak srasnda deneme frsat bulamadklar daha bir sr deiik, hayvan sesi ile elik eden telefon operatrleri de katlmt. Btn bunlarn bir sonucu olarak, tm telefon operatrlerine, telefonlara cevap verirken saatte en az bir kez "BS&S kullan ve geber!" demek anayasal bir hak olarak tannd ve btn ofis binalarndaki pencerelerin ok az da olsa alabilir yaplmas art kouldu. Beklenmeyen bir baka sonu ise intihar saysndaki arpc dme oldu. k Soluk zulmnn karanlk gnlerinde intihar edebilmek iin kendilerini trenlerin nne atmaya veya baklamaya zorlanan stres iindeki her eit ykselen ynetici, artk kolayca kendi penceresinin eiine trmanabilme ve bo bir zamannda kendini oradan atabilme zgrlne sahip olmutu. Bununla birlikte, genellikle u oluyordu, pencereye ktklar bir iki dakika iinde etraflarna yle bir bakp dncelerini topluyorlar ve anszn btn gerek duyduklar eyin rahat bir soluk almak, olaylara farkl bir uzaklktan bakabilmek ve belki de bir- iki koyun yetitirebilecekleri bir iftlikte yaamak olduunu fark ediyorlard. Bir baka hi akla gelmeyen sonu ise, bir havlu ve bir kredi kartndan baka bir eyi olmayan Ford Prefect'in, on nc katnda kslp kald fena halde silahl bir binaya trmanp szde rokete dayankl bir pencereden ieri dalarak kurtulmay baarmas olmutu. Pencereyi dzgn bir ekilde kapad. Tabii nce, Colin'in de kendisini izleyerek ieri girmesini salamt. Sonra u kua benzer eyi bulmak iin etrafna baknmaya balad. Pencerelerle ilgili olarak dikkatini eken ey uydu- almaz olarak tasarmlandktan sonra alabilir hale evrilen pencereler, eer dorudan doruya alabilir olarak tasarmlansalard ok daha az gvenli olurlard.

Hey ho, hayat ne komik diye dnyordu kendi kendine. Sonra anszn, ieriye girebilmek iin onca zorlua katland bu odann pek de ilgin bir yan olmadn fark etti. ararak duraklad. Kanat rpan o garip ey neredeydi? Btn bu palavraya -bu odann etrafn sarmalam grnen olaanst gizlilik rts ile onu oraya getirmek iin tezgahlanm gibi grnen yine e deerde olaanst olaylar dizisine deecek herhangi bir ey neredeydi? Oda, imdi bu binadaki btn dier odalar gibi, itici zevksiz bir griye boyanmt. Duvarda bir iki kroki ve izim aslyd. Bunlarn ou Ford iin anlamszd, ama sonra bir eit poster iin yaplm olduu aka anlalan bir taslaa rastlad. zerinde kua benzer bir logo vard ve stnde "Otostopunun Galaksi Rehberi Mk II: imdiye kadar karlatnz en hayret verici ey. Yaknnzda bir boyu ta gelmesine az kald." yazyordu. Bundan baka bir aklama yoktu. Ford yeniden etrafna baknd. Sonra dikkati yava yava Colin'e yneldi. Aptalca neeli gvenlik robotu odann bir kesine sinmi, ilgin ekilde korku art ran anlalmaz kelimeleri birbiri ardna sralamakla meguld. Tuhaf, diye dnd Ford. Etrafna baknarak Colin'in neye tepki gsterdiini anlamaya alt. Sonra daha nce grmedii bir ey fark etti. Sessizce bir srann zerinde durmakta olan bir ey. Bu, yuvarlak, siyah, hemen hemen kk bir servis taba byklnde bir eydi. Alt ve st simetrik bir bombe yapt iin hafif bir at diskini andryordu. Her iki yzeyi de son derece dzgn, bozulmam ve zelliksizdi. Hibir ey yapmyordu. Sonra Ford zerinde bir eyler yazl olduunu fark etti. Bir an nce zerinde hibir ey yokken imdi anszn bir eyler belirmiti. ki durum arasnda gzle grlebilir bir gei olmamt. Kk, alarm uyandran harflerle btn sylenen tek bir kelime idi: PANKLE Bir dakika sonra yzeyde hibir iz, iaret, atlak yoktu. imdi vard. Ve byyorlard. Panikle diyordu Rehber Mk.II. Ford kendisine sylenen yapmaya balad. Smklbcee benzeyen adamlarn neden tandk geldiini hatrlamt. Ciltlerinin rengi irket grisi idi ama, dier btn ynleriyle Vagonlara benziyorlard. Gemi, kyden yz metre kadar tede geni bir dzln kenarna sessizce dt.

Anszn ve beklenmedik bir ekilde ama en az telaa sebep olacak ekilde gelmiti. Bir dakika nce, sonbahar balarnda, son derece sradan bir akam zeriydi - yapraklar krmz ve altn rengine dnmeye balyor, nehir kuzeydeki dalardan gelen yamurlarla kabaryor, pikka kularnn tyleri yaklaan k souklarna kar bir nlem olarak kalnlayordu. Son Derece Normal yaratklarn grltl ovalardan gnn balamas gn meselesiydi artk. Yal Thrasbarg ky yolunda topallayarak, ar aksak yrrken, kendi kendine mrldanyordu. Bu mrltlar, onun, gecelerin uzayp, insanlarn atein etrafna kp onu dinlemekten baka seeneinin kalmayaca gnlerde evresine toplananlara anlataca, dinleyenlerinse onun bu anlattklarn baka trl hatrladklarn syleyecekleri, gemi yln hikayelerini ssleyip psledii, onlarn provasn yapt anlamna geliyordu. Bir dakika sonra orada, lk sonbahar gnei altnda, parldayan bir gemi belirmiti.. Gemi bir mddet homurdand ve sonra sustu. Bu byk bir uzay gemisi deildi. Eer kyller uzay gemileri hakknda uzman olsalard, bunun olduka ho ve dzgn yapml, brordeki ekstralardan Gelimi Hz Dengeleyici dnda -ki ona da sadece kadn satclar merakl idi.- hemen hepsine sahip, kk, k, drt kiilik bir Hrundi olduunu bilirlerdi. Gelimi Hz Dengeleyici ile boyutlu zaman ekseni etrafnda sk, keskin bir dn yapamazdnz. Tamam belki bir para daha gvenliydi, ama bakm ok klfetli oluyordu. Kyller btn bunlar bilmiyorlard tabii. Burada, bu uzak gezegen Laumella'da, birou yaamlar boyunca hi uzay gemisi grmemilerdi bile. En azndan tek para halinde. Ve o, akam gneinin altnda ylece parlarken, kyller bunun Kirp'n tuttuu ve iki tarafnda da birer kafas olan balktan bu yana grdkleri en olaanst ey olduunu dnyorlard. Herkesin zerine bir sessizlik kmt. Az nce, iki dzine insann ortalkta dolat, gevezelik ettii, odun kestii, su tad, pikka kularn kzdrd ya da yal Thrasbarg'n yolundan dosta uzak durmaya alt yerde, anszn btn hareket kesilmi ve herkes dnp, aknlk iinde garip nesneye bakmaya balamt. Ya da belki tam olarak herkes deil. Pikka kular tamamen farkl eylere armaya meyilli idiler. Son derece sradan bir yaprakla beklenmedik bir ekilde bir tan zerinde karlamak onlarn kafalarn kartrr, elikiler iinde sekerek oradan uzaklamalarna sebep olurdu rnein; her sabah gnein douu onlar yeniden artabilir, ama baka dnyalardan gelen bir uzay arac onlarn dikkatinin hibir

kesini yakalamay baaramayabilirdi. Bir yandan topraktaki tohumlar gagalamaya alrken bir yandan da kar, rit, huk eklinde syleiyorlar; nehir ise hibir eyi umursamayan bir tavrla kprmeye devam ediyordu. Soldan sonuncu kulbedeki yksek ve akortsuz ark sesleri de hi aksamadan srmekteydi. Birden, nce bir klik sesi ve hafif bir mrlt duyuldu, ardndan bir kap ald ve dar ve aa doru bir rampa uzand. Sonra bir iki dakika iin, soldan sonuncu kulbede yksek sesle sylenen arklar dnda olan biten hi bir ey yokmu gibi grnd. Nesne orada ylece bekliyordu. Kyllerin bir ksm, zellikle de erkek ocuklar, daha yakndan grebilmek iin biraz ne doru ilerlediler. Yal Thrasbarg onlar geri pskrtmeye alt. Bu eit eyler yal Thrasbarg'n gereklemesinden hi de holanmad eylerdi. Byle bir eyin olacana ilikin bir kez bile kehanette bulunmamt, bir nebze bile. Geri srp giden hikayesinin iine btn olup bitenleri katmay becerebilirdi becermesine de, yine de iler stesinden gelebileceinden fazla ileri gidiyor gibiydi. Ayaklarn sryerek ne kt, erkek ocuklar geri itti, kollarn ve zeri yumrularla dolu antika bastonunu havaya kaldrd. Akam gneinin uzun, lk onu ho bir ekilde sarmalad Bu gelenler ne tanrlar ise, sanki gelmelerini hep bekliyormuasna onlar selamlamaya hazrland. Yine hibir ey olmad. Yava yava geminin iinde bir eit tartmann srd aklk kazand. Zaman geiyor yal Thrasbarg'n kollar armaya balyordu. Birden rampa yeniden geri ekilerek ieri alnd. Bu Thrasbarg'n iini kolaylatrmt. Gelenler eytand ve Thrasbarg onlar geri pskrtmt. Bununla ilgili daha nce kehanette bulunmam olmasnn sebebi basiret ve tevazu sahibi oluunun bunu engellemi olmas idi. Bununla hemen hemen ayn anda, geminin Thrasbarg'n durduu tarafnn aksi ynnden bir baka rampa dar uzand ve sonunda zerinde, hl birbirleriyle tar tmakta olan iki figr belirdi. Kimseyi, hatta durduklar yerden fark etmelerine imkan olmayan Thrasbarg' bile, grmyordu gzleri. Yal Thrasbarg fkeyle sakaln iniyordu. Orada kollar yukar kalkm ekilde beklemeye devam m etmeliydi? Yere diz kp, ban ne emeli, bastonu ile onlar m iaret etmeliydi? Yoksa iten gelen gl bir sarsnt ile srtst yere mi

yklmalyd? Belki de ormanla dalp, orada bir aacn iinde bir sene kimselerle konumadan yaamay semeliydi? Ellerini haval bir ekilde indirip, yapmak istediini yapm gibi grnmeyi seti. Kollan gerekten de ok anyordu, dolaysyla bu konuda fazla seenei olduu sylenemezdi. Kapanm olan rampaya doru, henz icat ettii kk gizli bir iaret yapt. Sonra buuk adm geri ekildi ki en azndan bu gelenlerin kim olduunu grebil sin ve bir sonraki hareketine karar verebilsin. Daha uzun boylu olan yumuak, buruuk kumatan yaplm giysiler iinde ok gzel bir kadnd. Yal Thrasbarg'n bu kumatan haberi yoktu. Oysa elbiseler yeni sentetik iplik markas olan Rimplon'dan yaplmlard ve uzay yolculuklar iin mthi kullanlydlar, nk bu kumalar buruup terle slandka gzelleiyorlard. Daha ksa olan bir kz ocuu idi. Kaba saba ve dank grnlyd ve zerinde, krp terle sland zaman kesinlikle berbatlaan giysiler tayordu. stelik daha da beteri kendisi de bunun farkndayd. Pikka kular dnda btn gzler onlarn zerindeydi. Pikka kularnn ise gzleyecek baka eyleri vard Kadn durdu ve etrafna baknd. Amac olan birisinin havasn tayordu. Aka anlalabiliyordu ki, istedii belli bir ey vard, ama bunu tam olarak nerede bulabile ceinden emin deildi. Baklarn merak iinde toplanm ama onun ne arad hakknda hibir fikirleri olmayan kyller arasnda, bir yzden dierine gezdiriyordu. Thrasbarg bunun iinden nasl kacan, kimi oynamas gerektiini bilemiyordu. Bu yzden sonunda makaml bir ark tutturmaya karar verdi. Ban geriye att ve alamakl bir ezgiye balad ama Sandvi imalatsnn kulbesinden, yani soldan sonuncusundan gelen yeni bir ark patlamasn duyunca sesini kesti. Kadn keskin baklarla etrafa baknmaya devam etti ve yava yava yzn bir glmseme kaplad. Yal Thrasbarg'a kafasn bile evirip bakmadan, kulbeye doru yrme ye balad. *** Sandvi yapma iinin, ok az kimsenin vakit bulup derinlemesine aratrmasn yapabildii bir sanatsal yn vard. Bu basit bir iti, ama beenilip aranr olmak k de yle kolay deildi: rnein kullanlacak doru ekmei semek. Sandvi imalats Frnc Grarp ile aylar sren gnlk konsltasyonlar ve denemeler yapm ve sonunda ikisi birlikte, tam ince ve dzgn kesilebilecek younlukta, ama hafif, nemli ve Son Derece Normal yaratk eti ile en iyi uyumu salayan, ceviz lezzetli, inc hamuru yaratmlard.

Sandvi diliminin geometrisi zerinde de almalar yaplmalyd: dilimin genilii, ykseklii ve kalnl arasndaki hassas ilikiler, yapm bitmi sandviin ele geliindeki en uygun hacim ve arlk hissini verirdi: Burada hafiflik yine nemli bir nitelikti, ama sklk da ayn derecede nemliydi. Malzemen, bolluu ve vaat edilen zllk ve lezzet de, gerek younlukta bir sandvi deneyiminin resmi ayar damgas saylrd. Tabii, uygun aletlerin kullanlmas da son derece nemliydi. Sandvi imalats frnda Frnc ile har neir olmad gnlerini Alet yapmcs Strinder ile geirirdi Baklar demirciye getirip gtrr, onlar tarttrr, denge ayarlarn yaptrrd. Bak eliinin yumuakl yani kvrlp bklebilir olmas, gc, bak aznn keskinlii, ban uzunluu ve dengesi heyecanla tartlr, yeni kuramlar ne srlr, denenir, ze rinde gelitirme almalar yaplrd. Pek ok akam, Sandvi imalats ile Alet yapmcsnn siluetleri batan gnein klar arasndan grlr, Alet yapmcsnn elie biim vermesi, sonra onu havada bir ileri bir geri yavaa sallayarak baklar birbiri arkasndan denemesi, birinin arln dierinin dengesi ile, ncnn yumuakln drdncnn sapnn kavrama gc ile karlatrmas izlenebi lirdi Toplam bak gerekliydi. Birincisi dilimlerin kesilmesi iin gereken bakt: bu ekmek somunu zerinde net ve belirleyici bir tutum sergileyebilecek salam, otoriter bir bak olmalyd. Sonra ya sren bak gelirdi ki bu kolay eilebilen kk bir eydi ama bunun da salam bir srt olmas gerekirdi. lk modeller bir para fazla erilebilir trden yaplmt, ama imdi salamlk z ile esneklik, yan maksimum dzgnlk ve zarafetle yaylmasn salayacak ekilde mkemmel bir bileime ulamt. Baklar arasnda en nemlisi muhakkak ki et bayd. Bu bak, ekmek ba gibi yalnzca hareket edecei ortamda kararlln gstermek zorunda kalmayacak; kayp kvrlarak etin esas gvdesinden incecik dilimler halinde o mkemmel kvam ve yar effafl salayabilecei bir ortamda almak ve et dokusu tarafndan da ynlendirilmek durumundayd. Daha sonra, Sandvi imalats kesilen her bir ince et dilimini bileinin dzgn bir hareketi ile ve bir fiske vurarak, teker teker, ahane oranlanm alt sandvi dilimi zerine yollayacak, drt marifetli dokunula onu budayacak ve nihayet ky ocuklarnn toplanp hayret ve dikkat iinde kendinden gemi bir ekilde seyretmek iin can att sihri uygulayacakt. Ban yalnzca drt hzl ve hnerli dokunuu ile, budad ksmlar mkemmel ekilde birbirine uyan bir yap boz gibi bu ilk dilimin zerinde toplayacakt. Her sandvi iin budanm paralarn bykl ve ekli farkl olurdu, ama Sandvi yapmcs her zaman, kolayca ve hi

duraksamadan onlar son derece uyumlu bir kalba sokuverirdi. kinci bir tabaka et ve ikinci bir tabaka budanmlarla birlikte iin yaratc ksm tamamlanm olurdu. Sandvi imalats daha sonra ortaya kard eyi asistanna geirir, asistan bir iki dilim yeni hyar ve uzay turpu ile birka damla sandvi brtleni sosu ekleyip, son ekmek dilimini yerletirir ardndan drdnc ve dierlerine gre ok daha basit bir bak la keserdi. Bunlarn da beceri isteyen operasyonlar olmadn syleyemezdiniz, ama yine de bunlar kendini iine adam bir ran uygulamas gereken ikinci derece be cerilerdi. rak bir gn, yani Sandvi yapmcs nihayet aletlerini bir yana koyup da ii braknca, sanat ondan devralacakt Onunki nemli bir pozisyondu ve rak Drimple arkadalarnn gpta ettii biriydi. Kyde odun kesmekten, su tamaktan mutlu olan bakalar vard, ama Sandvi imalats olmak ok daha yce bir mutluluktu. Ve Sandvi imalats alrken ark sylerdi. Yln son tuzlu etini kullanmaktayd. En iyi kullanma zamann bir para gemi durumdayd, ama yine de Son Derece Normal yaratn eti zengin lezzeti ile Sandvi imalatsnn daha nceki deneyimleri arasnda emsalsiz bir yere sahipti. Gelecek hafta iinde Son Derece Normal yaratklarn normal g zamanlan dolaysyla grnmeleri bekleniyordu ve btn ky bir kez daha lgn bir eylemin iine dalacakt: yaratk avlama, bir frtna gibi geip gidecek olan binlerce kiilik srden alt, belki yedi dzinesini yakalamak Ardndan yaratklarn hemen kesilip temizlenmesi, baharda g mevsimi gelip tekrar geri dnecekleri ve stoklarn tazeleyebilecekleri zamana kadar, k aylar Boyunca saklanabilmesi iin tuzlanmas gerekecekti. Gz Bitimi enliklerinin nemli olay olan ziyafet iin etin en iyi ksmlar hemen kzartlrd. gn sren kutlamalar boyunca cokuyla dans edilir, kyn avlanmak iin ky dna kmayan blm yal Thrasbarg'n kulbesinde ilgin ve heyecanl av hikayeleri dinlerdi. Ve sonra etin en iyi ksmlar ziyafetten karlarak ylece Sandvi imalatsna ulatrlrd. Ve Sandvi imalats, tanrlardan alp kyllere sunmak iin ge tirdii kendi hnerlerini kullanmaya balar ve nc Mevsimin en lezzetli Sandvilerini meydana getirir, ertesi gn, bu sandviler yaklamakta olan kn eziyetlerine kendilerini hazrlamaya balamadan nce tm kyller tarafndan paylalrd. Sandvi imalats bugn sradan sandviler yapmakla meguld, tabii bunca sevgiyle bir sanat eseri gibi hazrlanan bu lezzetli eyler sradan saylabilirse. Bugn asistan izinliydi o yzden Sandvi imalats sslemeleri kendisi yapyor bundan da mutluluk duyuyordu. Aslnda etrafndaki her eyden mutluluk duyuyordu.

Eti ve ekmekleri dilimlerken ark sylyordu. Her et dilimini dzgn bir ekilde bir ekmek diliminin zerine atyor, fazlalklar buduyor ve budanan ksmlar bir yap - boz halinde topluyordu. Biraz salata, biraz sos bir dilim ekmek, ite bir sandvi daha ve Yellow Submarine den bir msra. *** "Selam Arthur." Sandvi imalats az kalsn baparman da dilimliyordu. Kyller aknlk ve korku iinde kadnn cesur admlarla Sandvi imalatsnn kulbesine yrmesini seyrediyorlard. Sandvi imalats onlara Her eye Kadir Bob tarafndan, ateten bir araba iinde gnderilmiti. En azndan Thrasbarg'n syledii buydu ve bu tr eyler konusunda Thrasbarg bir otorite idi. En azndan Thrasbarg byle olduunu iddia ediyordu ve Thrasbarg bu konuda tartmaya demezdi. Kyllerin birka, Her eye Kadir Bob'un biricik olu Sandvi malatsn kendilerine gnderirken niin yanan bir araba yerine, rnein ormann yarsn mahve dip, onu hayaletlerle doldurmadan, stelik sandvi imalatsn da berbat bir ekilde yaralamadan yavaa yere inebilecek bir ara kullanmadn merak ediyorlard. Yal Thrasbarg bunun Bob'un tarifsiz buyruu olduunu sylyor ve kyller tarifsiz buyruun ne olduunu sorduklarnda onlara szle bakmalarn salk veriyordu. Oysa bu o kadar kolay deildi, nk kydeki tek szlk yal Thrasbarg'dayd ve onu kimselere dn vermeye yanamyordu. Niin vermediini sorduklarnda onlara Her eye Kadir Bob'un buyruunu renmenin onlarn ii olmadn bildiriyordu, neden olmadn sorarlarsa da nk kendisi yle dedii iin byle olduunu sylyordu. Her eye ramen bir gn, birisi yal Thrasbarg darda yzerken, evine szm ve "tarifsiz" kelimesinin anlamna bakmt. Anlalan "tarifsiz" demek "tarif olunamaz, bilinemez, tanmlanamaz, aza alnamaz, renilmemesi ve hakknda konuulmamas gereken" anlamna geliyordu. Bylece i akla kavu mu oldu. En azndan sandvileri vard. Bir gn yal Thrasbarg Her eye Kadir Bob'un sandvilerden ilk lokmay tadann kendisi olmas gerektiine karar verdiini bildirdi. Kyller ona bunun tam olarak ne zaman olduunu sordular ve Thrasbarg dn diye cevap verdi, dn onlar bakmazken olmutu. "Ya inan sahibi olun," dedi yal Thrasbarg "veya yanarsnz!" Onun ilk lokmalar tatmasna izin verdiler. Yaplacak en kolay ey bu gibi gzkyordu. falan filan. Hi de

*** Ve imdi durup dururken bu kadn ortaya km ve dosdoru Sandvi yapmcsnn kulbesine ynelmiti. Anlalan Sandviinin n yaylmt, ama nereye kadar yayldn bilmek kolay deildi, nk yal Thrasbarg'a gre bir baka yer yoktu. Her neyse, kadnn geldii yer neresi ise -muhtemelen tarifsiz bir yerden geliyor olmalydo, imdi burada, stelik Sandvi imalatsnn kulbesindeydi. O kimin nesiydi? Ya kulbenin dnda skntl skntl dolap talar tekmeleyen ve her haliyle orda olmay istemediini belli eden o kz kimdi? Birinin, burada olmay istemedii halde, o kadar uzaklardaki tarifsiz bir yerden bir araba iinde, ama onlara Sandvi yapmcsn getiren araba gibi yananyla deil de normal bir ekilde yere konanyla gelmesi olduka garip deil miydi? Hep birden Thrasbarg'a baktlar ama o oktan dizleri zerine km bir eyler mrldanyor, ok kararl bir ekilde gkyzne bakyor ve aklna bir ey gelinceye kadar kimseyle gz gze gelmemeye dikkat ediyordu. Trillian!" dedi Sandvi imalats, kanayan parman emerek. "Ne...? Kim....? Ne zaman ? Nerede....?" "Tam da benim sana sormak zere olduum sorular," dedi Trillian, Arthur'un kulbesini inceleyerek. Her taraf dzgn dizilmi mutfak aletleri ile doluydu. Olduka basit bir iki dolap ve raf ve bir kede de yata vard. Odann arkasndaki kapnn ald yeri Trillian gremiyordu, nk kap kapalyd. "Ho," diye yorumlad, ama sorgulayan bir ses tonu ile. Dzenin ne olduunu tam olarak anlayamamt. "ok ho," dedi Arthur. "Muhteem holukta Daha nce bundan ho bir yerde ne zaman bulundum bilemiyorum. Burada mutluyum. Beni seviyorlar, ben onlara sandviler yapyorum ve ... eee, yani bu kadar, gerekten de. Onlar beni seviyor ve ben de onlara sandviler yapyorum." "Kulaa, ee..." "Son derece saf ve temiz ve hi sorunsuz geliyor deil mi?" dedi Arthur kararl bir ekilde, "yle. Gerekten de yle. Senin ok holanacan sanmyorum. Ama benim iin, mkemmel. Bak, otur ltfen, rahat et. Sana bir ey ikram edebilir miyim? Eee, bir sandvi rnein?" Trillian eline bir sandvi alp bakt. Onu dikkatle koklad. "Dene," dedi Arthur, "lezzetlidir." Trillian nce bir ucundan kemirdi, sonra bir srk ald, sonra dnceli bir ifadeyle tamamn mideye indirmeye balad.

"Lezzetli," dedi bir yandan sandvie bakarken. "Hayatmn," dedi Arthur, gururunu ifade edebilmeye alarak. Kulaa sersemin biri gibi gelmediini umuyordu. Burada saylp, hrmet edilmeye almt ve imdi duruma uyum salayabilmek iin birtakm zihinsel vites deiiklikleri yapmas gerekiyordu. "indeki et ne eti?" diye sordu Trillian. "Ah, evet. o, hmm, o Son Derece Normal yaratk eti." "Ne?" "Son Derece Normal yaratk. Biraz inee benzer ya da daha dorusu kze. Aslnda bir eit bufallo. Byk, saldrgan bir hayvan." "yleyse garip olan ne?" Hibir ey. O Son Derece Normal bir yaratk." "Anlyorum." "Yalnz geldii yer biraz tuhaf." Trillian kalarn att ve inemeyi durdurdu. "Nerden geliyor?" diye sordu, dolu azyla. reninceye kadar yutmaya niyeti yoktu. "Yalnzca nereden geldii deil, nereye gittii de nemli. Sorun yok, rahatlkla yutabilirsin. Ben tonlarcasn yedim. Mthi bir et. ok krpe ve zl. ok yumuak. Hafife tatlms bir lezzeti var." Trillian azndaki lokmay hl yutmamt. "Nereden," dedi "geliyor ve nereye gidiyor?" "Hondo Dalarnn hafife dousundaki bir noktadan geliyor. Burada arkamzda grdn byk dalar. Gelirken grm olmalsn. Sonra binlercesi Anhondo ovalarn aarak buraya ulayor ve eee, hepsi bu kadar, emin ol. Geldikleri yer oras. Gittikleri yer de oras." Trillian kalarn att. Bu ite tam olarak anlayamad bir eyler vard. "Belki ben tam olarak aklayamadm," dedi Arthur. "Hondo Dalarnn arkasndaki bir noktadan geldiklerini sylediim zaman, anszn ortaya ktklar yerin oras olduunu anlatmak istiyordum. Sonra Anhondo ovalarn aarak geliyorlar ve yani aslnda ortadan kayboluyorlar. Ortadan kaybolmadan onca mmkn olduu kadar ok sayda yakalayabilmemiz iin alt gn kadar zamanmz oluyor. Baharda ayn eyi yeniden yapyorlar, bu sefer ters yne doru, anlyor musun?" "Anlyorum," dedi Trillian, yediklerinin hibir kt etkisini grmediine kendini inandrdktan sonra. "Peki niin Son Derece Normal yaratklar olarak adlandrl yorlar?"

"E, sanrm aksi halde insanlar bunun biraz tuhaf olduunu dnebilirler. Sanrm onlara bu ismi veren yal Thrasbarg. Onlarn geldikleri yerden gelip gittikleri yere gittikleri ve btn bunlarn Bob'un buyruu olduunu ve her eyin bundan ibaret olduunu sylyor.'" "Kim bu.." "Sakn sorma bile." "yi grnyorsun." "Kendimi iyi hissediyorum. Sen de iyi grnyorsun." "yiyim. ok iyiyim." "Eh, bu ok iyi." "Evet." "Gzel." "Gzel." "Uraman ok nazik bir hareket." "Teekkr ederim." "Eh," dedi Arthur, etrafna bir gz atarak. Bunca zaman sonra karlalan birine bir eyler sylemenin ne kadar zor olduunu fark ederek. 'Sanrm, seni nasl bulduumu merak ediyor olmalsn," dedi Trillian. Evet!" dedi Arthur. "Tam da bunu merak ediyordum. Beni nasl buldun?" "Ee, sen biliyor da bilmiyor da olabilirsin, ama ben imdi Sub-Eta yayn kurulularndan birinde Elbette biliyorum bunu," dedi Arthur, anszn hatrlayarak. "Evet, ok baarlsn. Mthi. ok heyecan verici. ok iyi beceriyorsun. Olduka elenceli olmal." "Ypratc." "Oradan Oraya btn o kouturma. Gerekten de ypratc olduunu sanyorum." "Aklna gelen her tr bilgiye ulamamz mmkn. Adna, yere aklan yolcu gemisinin yolcu listesinde rastladm." Arthur armt. "Yani kazay bildiklerini mi sylyorsun?" "Eh, tabi ki biliyorlard. Koca bir uzay arac kaybolup da kimsenin bilmemesine imkan var m?" "Ama, yani kazann nerede olduunu bildiklerini mi sylyorsun? Benim yaadm da biliyorlar myd?" "Evet."

"Ama bakmaya, aramaya veya kurtarmaya gelen kimse olmad. Kesinlikle hibir ey olmad." "Eee, olamazd. Bu ok karmak bir sigorta konusu. Her eyin stn rtmeyi tercih ediyorlar. Hi olmam gibi davranmay. imdi sigortaclk tam anlamyla riskli bir i. Sigorta irketlerinin yneticileri iin idam cezasn yeniden getirdiler biliyor musun?" "Gerekten mi?" dedi Arthur. "Hayr bilmiyordum. Hangi sutan tr?" Trillian kalarn att. "Ne demek, su?" "Anlyorum." Trillian Arthur'a uzun bir bak att sonra yeni bir ses tonu ile "artk bir para sorumluluk alma vaktin geldi Arthur." dedi. Arthur bu laf anlamaya alt. Arthur kendisinin lafn tam olarak nereye getirildiini anlamasnn genellikle bir iki dakika srdn tespit etmiti. Bu yzden bir iki dakikann acelesiz bir hzla gemesine izin verdi. Bu gnlerde yaam ylesine rahat ve hotu ki sorunlarn suyun altna batmasn beklemek iin zaman oluyordu. Batmalarna izin verdi. Bununla birlikte Trilliann ne demek istediini yine de pek anlayamamt. Onun iin bunu itiraf etmek zorunda kald. Trillian ona haval bir glckle cevap verdi ve kulbenin kapsna doru yrd. "Random?" diye seslendi. "eri gel. Gel ve babanla tan." Rehber katlanp koyu renk, dzgn bir disk haline dnrken Ford olduka heyecanl bir eyler gelitiini fark etti. Ya da en azndan fark etmeye alt. Ama her ey bir rpda anlalabilmek iin fazla heyecan verici idi. Ba zonkluyor, bilei acyordu. Bileinin acsn ok bytmek istemiyordu, ama her zaman, ok boyutlu youn mant en iyi anlayabildii yerin banyo olduunu fark etmiti. Bu konuda dnmeye ihtiyac vard. Ve zamana, buzlu bir ikiye ve zengin, kpkl bir banyo yana. Buradan kmak zorundayd. Rehberi buradan karmak zorundayd. Birlikte bu ii baarabileceklerini sanmyordu. Odann iinde lgn gibi etrafna baknd. Dn. Dn. Dn. are basit ve ak olmalyd. Rahatsz edici, pis Vagonlarn iin iinde olduuna ilikin phesinde hakl ise, are ne kadar basit ve ak olursa o kadar iyi idi. Birden ihtiyac olan eyi grd. Sistemi alt etmeye almayacak, sadece onu kullanacakt.

Vagonlarn rktc yan, yapmak istedikleri aklszca ey ne olursa olsun, onu yapma konusunda kesinlikle aklsz bir kararlla sahip olmalaryd. Onlarn mant na hitap etmeye almakta hibir yarar yoktu nk mantklar yoktu. Bununla birlikte sinirlerinize hakim olup onlarn dar grl ve tehditkar olma konusundaki dar grllk ve srarclklarn kullanabilirdiniz. Deyim yerindeyse, onlarn yalnzca sol elleri sa ellerinin yaptndan habersiz olmaz, ou kez sa elin kendisi bile ne yaptn ancak hayal meyal bilirdi. Bu eyi kendi kendisine postalamaya cesaret etse miydi acaba? Onu yalnzca sisteme sokup, ondan sonra muhtemelen Vagonlarn, saklandn yeri bulmak iin binay parampara ederlerken bir yandan da onu kendisine ulatrmann bir yolunu bulmalarn beklemeyi mi gze alsayd? Evet. Ateli bir ekilde onu paketledi. Sard. Etiketledi. Gerekten de doru eyi yapp yapmadn dnmek iin bir an duraklad, sonra paket binann dahili posta t neline brakt. "Colin." dedi havada yzen kk topa dnerek. "Seni kaderine terk ediyorum." "yle mutluyum ki" dedi Colin. "En iyi ekilde tadn kar," dedi Ford, "nk yapman istediim ey bu paketin binadan kna gz kulak olman. Seni bulduklar zaman muhtemelen seni yakp kl edecekler ve ben yardmc olmak iin orada bulunamayacam. Senin iin ok, ok, gerekten ok berbat olacak ve bu da ok zor tabii. Anladn m?" "Git!" diye emretti Ford. Colin itaatkar bir ekilde yknn ardndan posta tneline dald. Artk Ford'un endielenmesi gereken yalnzca kendisi kalmt, ama bu endie de hl yzeysel bir endieydi. Tedbir olarak kilitledii ve nne byk bir dosya dolabn ektii kapnn ardnda koan grltl admlar vard. Her eyin bu kadar yolunda gitmi olmasna endieleniyordu. Her ey mthi yerine oturuyordu. Gn boyunca korkusuz bir umursamazlk iinde dolanm, yine de her ey tuhaf bir dzenlilik iinde gelimiti. Ayakkabs dnda. Ayakkabsna ok zlyordu. Bu halledilmesi gerekecek bir hesapt. Kulaklar sar eden bir grltyle kap ieri doru patlad. Duman ve toz frtnas iinde byk, smklbcee benzer yaratklarn ieri dolutuklarn grebiliyordu.

Her ey yolunda gidiyordu yle mi? Her ey sanki en olaanst ans onun tarafndaym gibi geliiyordu yle mi? Eh, bakalm bunu imdi grecekti. Bilimsel aratrma ruhu iinde kendisini yeniden pencereden dar frlatt. lk ay, birbirlerini anlamalar biraz g oldu. kinci ay birbirleri hakknda birinci ay iinde rendikleri konularda anlaabilmeleri ok kolaylamt.. Kutunun kendilerine ulat nc ay aslnda ok riskli idi. Balangta bir ayn ne olduunu anlamaya almak bile bir sorundu. Ama burada, Laumella'da bu, Arthur iin ho ve kolay bir mesele olmutu. Burada gnler yirmi be saatten biraz uzundu ve bu her gn yatakta bir fazla saat kalmak ve tabii, dzenli olarak yeniden saatini kurmak anlamna geliyordu ki, bunlar Arthur'un yapmaktan olduka holand eylerdi. Laumella'daki gnelerin ve aylarn says da -her birinden birer adet- onun kendini evinde hissetmesini salamt. Oysa zaman zaman urad gezegenlerden bazlarnda bu rakam sama boyutlara ulaabiliyordu. Gezegen tek gneinin yrngesini yz gnde dolayordu. Bu makul bir rakamd, nk yln skc hale gelecek zaman bulamad anlamna geliyordu. Ay, Lamuella etrafnda, bir ylda dokuz defadan fazla dnyordu ve bylece bir ay otuz gnden biraz fazla ekiyordu ki bu da mkemmeldi, nk ilerin yaplabilmesi iin size daha fazla zaman kalyordu. Buras yalnzca gven verecek ekilde Dnyaya benzemekle kalmyor, Dnya ile karlatrldnda gerek anlamda bir ilerleme sayl yordu. Dier taraftan. Random, kendisini, tekrarlayan bir kabusun iinde, kapana kslm gibi hissediyordu. Alama krizlerine kaplyor, ayn kendisini karmaya geldiini dnyordu. Ay her gece orada oluyor, o gittiinde yerini gne alyor ve kendisini izliyorlard. Tekrar tekrar ve yeniden. Trillian, Random'un imdiye kadar alk olduundan daha dzenli bir yaam tarzna adapte olmakta biraz glk ekebilecei konusunda Arthur'u uyarmt. Buna ramen Arthur sabahlan karlat alama seanslarna hazrlkl deildi. Bunlarn hibiri iin hazr deildi aslnda. Kendi kz yle mi? Kendi kz? O ve Trillian hi -yoksa olmu muydu yle bir ey? Olsayd, byle bir eyi hatrlayacandan kesinlikle emindi. Babas Zaphod olmasnd? Onunla ayn trden deiliz, Arthur," diye cevap ver- Trillian. "Bir ocuk istediime karar verdiimde bana bir sr genetik testler uyguladlar ve yalnzca tek bir uyu m

yakalayabildiler. Ben gerei ok sonra sezebildim. Sk sk aratrdm ve hakl olduumu anladm. Normal olarak sylemezler ama ben srar ettim. "Yani DNA bankasna gittiini mi sylemek istiyorsun?" diye sormutu Arthur, gzleri yuvalarndan frlam olarak. "Evet. Ama kzmz isminin artrd kadar rasgele olmad, nk Homo sapien verici olarak tek sen vardn. Grne baklrsa ok sk uuyormusun." Arthur, gzlerini kocaman ap, beceriksizce kap eiinden ieri sarkarak kendisine bakmaya alan mutsuz grnl kza bakmt. "Ama ne zaman... ne kadar zaman nce...?" "Ka yanda demek istiyorsun deil mi?" "Evet." "Yanl yanda." "Ne demek istiyorsun?" "Hibir fikrim olmadn sylemek istiyorum." "Ne?" "Eh, onu dourduumdan beri benim zaman izgimde sanrm on yl geti. Ama aka grebilecein gibi on yandan epeyce byk. Yaantm, zaman iinde ileri ve geri gitmekle geiyor. imden dolay yani. Eskiden, gtrebildiim srece gittiim yerlere onu da gtryordum, ama bu her zaman mmkn olmuyordu. Sonra onu gnlk bakm salayan zaman dilimlerinde brakmaya baladm, ama artk buralarda gvenilir zaman takibi yaplamyor ne yazk ki. ocuklar oraya sabah brakyorsun, ama akama geri alrken ka yanda bulacan konusunda hibir fikrin olamyor. stersen yzn morarncaya kadar bundan ikayeti ol, yine de bir sonu elde edemiyorsun. Bir keresinde onu byle yerlerden birine birka saatliine braktm, geri almaya geldiimde bulu an bitirmiti. Ben yapabileceim her eyi yaptm Art- hur artk sorumluluu sana devrediyorum. lgilenmem gereken bir sava var.' *** Trillian ayrldktan sonra geen ilk on saniye Arthur Dent'in yaamndaki en uzun saniyelerdi. Zaman, bildiimiz gibi, greceli bir kavramdr. Yldzlar arasnda k yllar boyunca gidip gelebilir ve bunu k hzyla yaparsanz, dndnzde siz yalnzca birka saniye yalanmken, ikiz kardeiniz, yolculuk mesafenize bal olarak yirmi, otuz, krk veya daha fazla yl yalanm olacaktr.

Bu size ok derin bir kiisel ok yaatacaktr, zellikle de bir ikiz kz veya erkek kardeiniz olduunu bilmiyorsanz. Sizin orada olmadnz saniyeler, sizi tuhaf bir ekilde gerginlemi yeni aile ilikilerine altrabilmek iin yeterli olmayacaktr. Bu sessiz on saniyelik sre Arthur iin kendisi ile bu sabah uyandnda varln, kzn kapsayacak ekilde yaamnn iinde bir araya toplamasna yetecek bir zaman deildi. Onlardan ne kadar uzaa ve ne kadar hzl gitmi olursanz olun, derin ve duygusal aile balar on saniye iinde kurulamaz. Arthur'un elinden de, kapsnn eiinde duran ve demesini inceleyen kzna bakarken, kendini aresiz, akn ve uyumu hissetmekten baka bir ey gelmesi mmkn deildi. mitsiz deilmi gibi numara yapmasnda bir anlam olmadn sanyordu. Kzna doru yrd ve ona sarld. "Seni sevmiyorum," dedi. "Af edersin. Seni henz tanmyorum bile. Ama bana bir ka dakika izin ver." *** Garip gnlerde yayoruz! Yaadmz yerler de yle: her biri kendimize ait bir evren iinde. Evrenlerimizi doldurduumuz kiiler ise kendi evrenimizle kesien btn dier evrenlerin glgeleri. Bu sonu gelmez tekrarlarn, aknlk verici karmaklna bakp da "Oh, selam Ed! Ne gzel yanmsn. Carol nasl?" diye sorabilmek, tm bilinli varlklarn gelitirmek zorunda olduklar bir eleyicilik yetenei gerektirir. Bu, tklm tklm doldurduklar ve iinde yuvarlanp gittikleri karmaann dncelerine dalp gitmekten kendilerini kurtarabilmek iin gereken bir yetenektir. Onun iin brakn ocuunuz rahat bir nefes alsn, tamam m? "Ksmen ldrm Bir Evrende Ebeveynlik Pratii"nden alnt. "Nedir bu?" Arthur neredeyse vazgemek zereydi. Yani, aslnda vazgemeyecekti, kesinlikle vazgemeyecekti Ne imdi, ne de sonra. Ama, eer iin ucunu brakabilecek tipte biri olsayd, vazgeebilecei an muhtemelen bu an olurdu. Random'un kt huylu, ask suratl, paleozoik anda oynamak isteyen biri olmasndan hi honut deildi. ocuk yer ekiminin neden hep i banda olduunu anlayamyor, gnee kendini izlemekten vazgemesini haykryordu. stelik Arthur'un deerli et ban, kendi sine baklarn beenmedii pikka kularna att talar yontmak iin kullanmt. Arthur, Laumella'nn Paleozoik bir ann olup olmadndan bile emin deildi. Yal Thrasbarg'a kalrsa gezegen, bir Vroon gn akam zeri, saat drt otuzda, dev bir kulak kepesi iinde ve tam teekkll bir halde bulunmutu Yllanm bir Galaktik

yolcu olan Arthur'un, fizik ve corafyada da bir sr hatr saylr diploma ya sahip olmasna ramen, bu konuda pheleri vard. Ama yal Thrasbarg la tartmaya almak zaman Kaybndan baka bir ey deildi ve daha nce de tartarak hi bir yere varamamlard. Erilip bklm bana bakm yaparken iini ekti. Bu, onu da, kendisini de, hatta her ikisini de ldrecek bile olsa Random'u sevecekti. Baba olmak kolay bir ey deildi. Kimsenin bunun kolay olduunu sylemediini biliyordu, ama mesele bu deildi, nk her eyden nce kendisi byle bir ey olmay istememiti. Elinden gelenin en iyisini yapmaya alyordu. Sandvi yapmaktan ayrabildii her ann onunla geiriyordu. Onunla birlikte tepede oturuyor, gnein kyn yuvaland vadinin ardna giriini izliyor, onun daha nceki yaam ile ilgili eyler renmeye, kendi yaamn ona anlatmaya alyordu. Bu riskli bir iti. Hemen hemen birbirinin ei genlere sahip olmalar dnda aralarndaki ortak nokta ancak bir akl ta byklnde idi ya da daha uygun bir deyile Trillian byklnde idi ve onunla ilgili grleri bile birazck farkllk gsteriyordu. Birden Random'un kendisiyle konutuunu, kendisinin ise bunu anlamadn fark etti. Daha dorusu sesini tanyamamt. Her zaman onunla konuurken kulland sert, acmasz ses tonuyla konumak yerine ocuk, imdi yalnzca basit bir soru soruyordu. Arthur aknlk iinde .etrafna baknd. Kz kulbenin bir kesinde bir taburenin zerinde, o kamburunu karm haliyle oturuyordu. Dizlerini birletirip, ayaklarn am, elleri arasnda tuttuu bir eye ba karken siyah salar yznn iki yanndan aa doru sarkmaktayd. Arthur, biraz tedirgin bir ekilde onun tarafna seirt ti. Random'daki duygu dalgalanmalarnn cinsini kestirmek mmkn deildi, ama imdiye kadar bu dalgalanmalar hep kt ular arasnda olmutu. Karlkl acmasz sulamalardan oluan patlamalar, hi uyar vermeden deersiz kendine acmalara dnemiyor, bunu cansz nesnelere kar anlamsz iddet hareketleri ile vurgula nan, ask suratl, uzun mitsizlik dnemleri ve kl kulplere gitme istekleri izliyordu. Laumella'da brakn kl kulpleri, kulp namna hibir ey olmad gibi elektrik de yoktu. Yalnzca bir demirci ve bir frn, Lamuella teknolojisinin en nem gstergeleri olan ;ki tekerlekli bir iki araba ile bu kuyu vard ve zaten Random'un bastrlmas zor fke krizlerinin pek ou da bu yerin anlalmaz geri kalmlna ynelik oluyordu

Kk bir operasyonla bileine taklm olan bir Fleks-O-Panel ekranndan uzaydaki TV kanallarn alabiliyordu geri, ama bu onu hi de neelendirmiyordu dorusu, nk btn kanallar Galaksinin baka her tarafnda yaanan lgnca heyecan verici olayn haberleriyle doluydu. stelik bu yolla, kendisini oraya atp, kmad ya da en azndan gerekli hi bir istihbarat almas yaplmad iin, batan sona yanl gittii anlalan bir sava izlemeye giden annesiyle ilgili de sk sk haberler duyuyordu. Esnek Ekran sayesinde akl almaz pahallkta uzay gemilerinin bir biri ile arpmalarn gsteren bir dizi muhteem macera ovunu izleme olana da vard. Kyller Random'un bileinden yaylan bu sihirli, fevkalade grntlerle tam anlam ile hipnotize oluyorlard. O vakte kadar yalnzca bir kez, tek bir uzay gemisinin yere aklna ahit olmulard ve bu onlar iin yle rktc, iddet dolu ve ok edici olmu ve yle korkun ykmlara, yangnlara ve lmlere yol amt ki, o aptallar bunun bir elence olabileceini anlayamyorlard. Olup bitenlerden akna dnen Thrasbarg Random'u hemen Bob'dan gelen bir haberci olarak ilan etmi, ksa bir sre sonra da onun aslnda kendisinin sabrn deilse, sadakatini denemek zere gnderildiine karar vermiti. Bu arada, kyllerin durmadan Random'un bileine komalarn nlemek ve kendisine olan ilgilerini devaml klabilmek iin, onlara anlatt kutsal yklerin iine hatr saylr miktarda gemi arpmas da koymas gerektiini fark etmesi onu telalandryordu. Random o srada bileini seyretmiyordu. Bilei kapalyd. Arthur onun neye baktn grmek iin yavaa yanna meldi. Bu kendi saatiydi. elaleye du almaya gittiinde bileinden karm, Random da onu bulmu, ne olduunu anlamaya alyordu. "Yalnzca bir saat," dedi Arthur. "Zaman sylemek iindir." "Onu biliyorum," dedi Random. Ama durmadan onu kurmana ramen, hl doru zaman sylemiyor. Ona yakn bir ey bile sylemiyor." Bileindeki ekranda otomatik olarak yerel zaman gsteren dmeyi at. Bilek ekran Random oraya varr varmaz, sessizce gezegendeki yerel yerekimi gcn ve yrngesel momentumu hesaplamaya koyulmu, gnein nerede olduunu tespit edip gkyzndeki hareketlerini izlemeye balamt. stelik bunlarn hepsi ilk bir iki dakika iinde olmutu. Ondan sonra hemen evresiyle ilgili ipularn deerlendirerek, allm yerel birimleri incelemi ve kendisini uygun ekilde yeniden ayarlamt. Bilek paneli bunu srekli yapyordu ve bu uzayda olduu kadar zaman iinde de sk yolculuk yapan biri iin gerekten deerli bir zellikti. Random bunlarn hibirini yapmayan babasnn saatine kalarn atarak bakmaktayd.

Arthur ise onu ok seviyordu. Kendi gcnn yetebileceinden ok daha iyi bir saatti. Bu ona yirmi ikinci ya gnnde, zengin ve o vakte kadar ki tm ya gnlerini ve de ismini unutmu olmann sululuk hissi ile dolu bir bykbaba tarafndan verilmiti. Gn, tarihi ve ayn durumlarn gsteriyordu. Ypranm ve izilmi arka yznde hl okunabilen "Albert'a yirmi birinci ya gn iin" cmlesi ve gnn yanl tarihi kazlyd. Saat son bir iki ylda hatr saylr badireler atlatmt. Bunlarn ou garanti koullarnn tamamen dnda kalacak trde eylerdi. Garanti belgesinde saatin doru ilemesinin yalnzca Dnya'nn kendine has yerekimi ile manyetik alanlar iinde, gn yirmi drt saat olduu srece ve gezegenin havaya uurulmam olduu koullar altnda mmkn olabileceinin zellikle belirtilmesini beklemiyordu tabii ki. Bunlar yle temel varsaymlard ki avukatlarn bile gznden kaabilirdi. Neyse ki onun saati kurmallardan, en azndan kendi kendini kuranlardand. nk aksi halde Galaksinin baka hibir yerinde, dnyada tamamen standart olan boyut ve zelliklere sahip pilleri bulmas mmkn deildi. "Peki btn bu rakamlar ne?" diye sordu Random. Arthur saati ondan ald. "erevenin etrafna sralanm olan bu rakamlar saatleri gsterir. Sadaki kk pencerede PER yazar; ki bu Perembe anlamna gelir. Rakam 14' gsterir, yani Mays aynn 14'dr ki, bu da uradaki kk pencereden okunabilir. u tepedeki hilal eklindeki pencere ise ayn devrelerini gsterir. Bir baka deyile, geceleri Gne'in Ay'n ne kadarn aydnlattn anlatr ki bu Gne ve ay ve eee... Dnya'nn birbirlerine gre hangi pozisyonda olduuna baldr " "Dnya" dedi Random. "Evet." Random saati ondan geri ald ve yeniden dikkatle inceledi. Kafasnn bir eye takld aka belliydi. Sonra onu kulana yaklatrd ve aknlk iinde dinledi. Bu grlt ne?" "Onun tik taklar. Yani ilemesini salayan mekanizmann sesi. Dnen kollarn, dakikalar, saatleri, gnleri ve dier eyleri gsterebilmek iin doru hzla dnmesini salayan ey. Birbirinin iine kenetlenmi bir sr yay ve arktan oluur." Random incelemeye devam ediyordu. "Kafan kartran bir ey var gibi. Nedir?" "Evet," dedi Random. "Niye bunlarn hepsi madeni bir ey iinde?"

*** Arthur bir yry yapmay nerdi. Konumalar gereken eyler olduunu seziyordu. Ve ilk kez Random tam olarak yumuak bala ve hevesle deilse bile, bi olmazsa homurdanmadan babasnn teklifini kabul etti. Random asndan da her ey ok garipti. O aslnda zorluk karmak falan istemiyordu, ama baka nasl davranacan ve kim gibi olmas gerektiini de bilmiyordu. Bu adam kimdi? Yaamas gereken bu hayat neyin nesiydi? inde yaamas gereken bu dnya neydi? Ve gzleri ve kulaklar araclyla durmakszn ona gelen bu evren neydi? Neye yarard? Ondan ne istiyordu? O bir yerden bir baka yere giden bir uzay gemisinde domutu. Gemi o baka yere vard zaman baka yer tekrar varlmas gereken bir baka yer oluyor ve bu bylece srp gidiyordu. Random'un normal beklentisi bir baka yerde olmas gerektii eklinde gelimiti. Onun iin, yanl yerde olduunu hissetmek normal bir histi. Daha sonralar, zaman iinde yapt sabit yolculuklar da sorununa katkda bulunmutu. Bylece Random artk yalnzca yanl yerde bulunduunu dnmyor, oraya hemen daima yanl zamanda vard hissine de kaplyordu. Bunlar hissettiinin farknda deildi aslnda. nk bunlar onun oldu olas hissettii eylerdi ve baka trlsn bilmiyordu. Ayn ekilde, nereye giderse gitsin, yerekimine kar arlk takmaya veya zel giysiler giymeye ve genellikle nefes almak iin zel cihazlar kullanmaya da alkt. Kendinizi doru yerde hissedebileceiniz tek yer yaamak iin kendi tasarmladnz yer -yani elektrik kulplerindeki sanal gerekliklerdi. Random'un aklna hibir zaman gerek Evrenin uyum salayabilecei bir yer olabilecei gelmemiti. Ve buna annesinin kendisini brakt bu Lamuella denen yer de dahildi. Buna, daha iyi bir yolcu koltuu karlnda, kendisine byle deerli ve sihirli bir hediye olan yaam sunmu olan bu adam da dahildi. Arthur'un olduka dost yaklaml ve dnceli biri olmas iyi olmutu, yoksa sorun kard. Gerekten de, Random cebinde bir sr soruna yol aabilecek ucu sivriltilmi bir ta tayordu. Uygun eitim almadan olaylara bir baka- snn gr asndan bakmak ok tehlikeli olabilirdi. Vadiye bakan bir tepenin yamacnda Arthur'un zellikle sevdii bir noktada oturdular. Kyn zerinde gne batmaktayd. Arthur'un tek houna gitmeyen ey oturduklar yerden dier vadinin biraz iine doru bir yerde, ormann iinde, gemisinin akld yeri belirleyen, karanlk, derin izlerin de

grnmesiydi. Ama belki de onu hep buraya getiren ey de buydu. Laumella'nn uzayp giden zengin arazisini seyredebilecei baka yerler de vard ama, gr asnn hemen kenarna yuvalanm olan o karanlk dehet ve ac noktas ile, onu eken yer hep buras olmutu. Enkazn iinden ekilip kurtarldndan beri oraya hi gitmemiti. Gitmezdi. Buna dayanamazd. Aslnda henz kazann okuyla uyumu ve sersem bir halde iken oraya doru biraz yaklamt. Krk bir baca, birka krk kaburgas, baz kt yanklar vard ve salkl dnemiyordu ama, kyllere kendisini oraya gtrmeleri iin srar etmiti. Onlar da huzursuz olsalar da dediini yapmlard. Buna ramen zeminin fokurdayp eridii, esas noktaya kadar gitmeyi baaramam ve sonunda bu dehetten sonsuza kadar kamay tercih etmiti. Ksa sre sonra, btn o blgenin pek de tekin olmad sylentisi etrafa yaylm ve o zamandan beri de kimse oralara gitmeye cesaret edemez olmutu. evrede - ki arazi birbirinden gzel ve ho, taptaze yeillikler iindeki vadilerle doluydu -iine youn endieler veren bir yere gitmek iin srar etmenin bir anlam yoktu. Brak gemi kendi kendine kalsn ve yaadn an gelecee doru ilerlesin diye dnyordu Random saati ellerinde zenle tutuyor, yava yava dndrerek akam gneinin uzun klarnn kaln camn izikleri ve bereleri zerinde lk lk parldamasn seyrediyordu. rmcee benzeyen saniye kolunun kendi emberi iinde yolunu iziini seyretmek onu bylemiti. Bir tam daire izdii her sefer, iki byk koldan daha uzun olan kk emberin etrafndaki altm kk blmeden bir ikincisine geiyordu. Ve uzun kol kendi dairesini tamamladnda, bu sefer ksa kol zerinde bekledii byk rakamlardan bir ikincisine geiyordu. "Bir saatten fazladr onu seyrediyorsun," dedi Arthur usulca. "Biliyorum," dedi kz. "Bir saat byk kolun yolu tamamlamas, evet mi?" "Doru." "O halde ben bir saat ve on yedi.... dakikadr bunu seyrediyordum " Derin ve gizemli bir mutlulukla glmsedi ve yavaa yerinden kayarak Arthur'un koluna hafife yasland. Arthur haftalardr gsnn iine hapsettii kk bir i ekiin yerinden kurtulduunu hissetti. Kollarn kznn omuzlarna dolamak istedi, ama bunun iin henz ok erken olduunu ve onun yine utanarak uzaklaacan dnd. Ama bir eyler iliyordu ocuun iinde bir eyler yumuuyordu. Saat ona yaam boyu nca

baka hibir eyin yapmay baaramad bir anlam ifade ediyordu. Arthur kendisinin bunun ne olduunu anlayp anlamadndan henz emin deildi, ama bir eylerin kzna ulaabilmi olmasndan derin bir mutluluk ve rahatlama hissi duyuyordu. "Bana yine anlat," dedi Random. "Aslnda pek bir ey yok, dedi Arthur. "Saatilik yzlerce yl nce gelimi...." "Yzlerce Dnya yl nce." "Evet. Gittike daha hassas ve karmak hale gelmi. Yksek yetenek isteyen nazik bir iti bu. ok kk olmalar ve ne kadar ok sallasan ya da yere drsen bile dakik olarak almaya devam etmeler gerekiyordu." "Ama yalnzca bir gezegende yle mi?" "E, yapld yer orasyd, biliyorsun. Saatlerin baka bir yerlere gitmesi, deiik gnelerle, aylarla ve manyetik alanlar ve benzeri eylerle bir ilikisi olmas hi de beklenen bir ey deildi o zamanlar. Yani saatim hl iyi iliyor, ama svire'den bu kadar uzakta bu fazla bir ey ifade etmiyor." "Nereden?" "svire'den. Bunlarn yapld yer. Kk dalk bir lke. Bunlar yapan insanlarn gerekten baka dnyalar da olduundan haberleri bile yoktu." Bilmemek olduka nemi bir ey." "Eh, evet." "Peki onlar nereden gelmilerdi." "Onlar..., yani biz... biz orada yetitik. nsanolu Dnyada evrime urad. Nasl diyeyim, bir eit amurdan bu halimize ulatk." "Bu saat gibi." "Ihmm. Saatin amurdan gelitiini hi sanmyo rum." "Anlamyorsun!" Random anszn ayaa frlam, baryordu. "Anlamyorsun! Beni anlamyorsun, hibir eyi anlamyorsun! Bu kadar aptal olduun iin senden nefret ediyorum. " Aceleyle tepeden aa komaya balad, bir yandan da hl saati elinde smsk tutuyor ve Arthur'dan nefret ettiini haykryordu. Arthur arm ve kafas karman orman bir ekilde ayaa kalkt. bek bek otlar arasndan koarak onun peine dt. Bu kou onun iin eziyetli ve can yakc oluyordu. Kazada aya krldnda oluan krk temiz bir krk olmad gibi, iyilemesi de pek temiz olmamt. Koarken tkezliyor ve rkyordu.

Random anszn durdu ve fkeden kararm yzn ona evirdi. Saati ona uzatarak ; "Bunun da ait olduu bir yer olabileceini anlamyorsun, deil mi? e yarad bir yer olduunu? Uyum salad bir yer olduunu?" Tekrar dnd ve yeniden komaya balad. Zindeydi ve bir taz gibi kouyordu. Ar thur ona yaklaamyordu bile. Baba olmann bu kadar zor olacan beklememesi nemli deildi, nemli olan, baba olmay, hele anszn ve beklenmedik bir ekilde ve yabanc bir gezegende baba olmay hi mi hi beklememesiydi. Random yeniden barmak iin geriye dnd. Nedendir bilinmez ocuun duraklad her sefer Arthur da duruyordu. "Benim kim olduumu sanyorsun?" diye sordu fkeyle. "Senin gelimi halin mi? Annemin benim kim olduumu sandn dnyorsun? Daha nce sahip olamad yaam iin bir eit bilet mi?" "Bununla ne demek istediini anlayamadm," dedi Arthur nefes nefese ve can yanarak. "Zaten kimsenin ne demek istediini anlamyorsun!" "Nasl yani?" "Sus! Sus! Sus!" "Syle bana! Ltfen anlat bana! Annenin sahip olamad yaamdan bahsederken ne demek istiyordun?" "Dnyada kalm olmay arzu ederdi! Zaphod denen o sersem l beyinli meyveli sakzn ardndan gitmemi olmay isterdi! O zaman farkl bir yaam olabilirdi diye dnyor!" "Ama," dedi Arthur, "o zaman lrd! Dnya yerle bir edildiinde o da lm olurdu!" "ylesi farkl bir yaam olurdu deil mi?" "ylesi..." "O zaman beni dourmak zorunda kalmazd! Benden nefret ediyor!" "Sen ne dediini bilmiyorsun! nsan nasl, eee, yani..." "Beni yapt, nk onun iin her eyin uyumlu olmasn salayacaktm. Benim iim buydu. Ama ben ondan da uyumsuz ktm! O yzden beni buraya kapatt ve o aptal yaamn srdrmeye gitti." "Onun yaamnn neresi aptal? Muazzam baarl, yle deil mi? Zaman ve uzayn her yerinde tannyor, btn Sub-Eta TV kanallarnda..."

"Aptalca! Aptalca! Aptalca! Aptalca!" Random dnd ve yeniden komaya balad. Arthur ona yetiemiyordu. Sonunda biraz oturup ayaklarndaki acy dindirmek zorunda kald. Kafasndaki karmaa ile ne yapacan ise bilmiyordu. *** Bir saat sonra topallayarak kye dnd. Hava kararmaktayd. yanndan getii kyller ona selam veriyorlard ama havada bir huzursuzluk ve tam olarak neler dndn veya ne yaplacan bilmemenin getirdii bir tedirginlik hissi vard. Yal Thrasbarg sakaln ekitirip duruyor ve aya bakyordu ki bu da iyi bir iaret saylmazd. Arthur kulbesine girdi. Random kamburunu karm masada sessizce oturmaktayd. "ok zldm, dedi, "yle zldm ki." "nemli deil," dedi Arthur, becerebildii en nazik ekilde. "Bu iyi bir ey, yani arada byle ufak bir sohbet yapabilmek. Birbirimiz hakknda renmemiz, anlamamz gereken o kadar ok ey var ki. Yaam hakknda da. Eh yaam yalnzca ay ve sandvilerden ibaret deil..." "yle zgnm ki," dedi Random yeniden, hkrarak. Arthur onun yanna gitti ve elini omzuna koydu. Random direnip kar koymad. Sonra Arthur onun niye zgn olduunu grd. Lamuella yapm bir lambann yayd n altnda Arthur'un saati yatmaktayd. Random tereya bann ucu ile saatin arkasn zorlamt ve imdi, sinirli parmaklan ile kurcalamakta olduu btn o mini mini yaylar, zemberek ve vidalar kk sama bir karmaa havuzunun ortasnda serili durmaktayd. "Yalnzca nasl ilediini grmek istemitim," dedi Random, "her eyin birbirine nasl uyduunu grmek istiyordum. ok zgnm! imdi tekrar bir araya getiremiyorum. Af edersin, af edersin, af edersin. Ne yapacam bilmiyorum. Onu tamir ettiririm! Gerekten! Tamir ettiririm!" *** Ertesi gn Thrasbarg urad ve Bob tanr ile ilgili bir yn ey anlatt. Random zerinde sakinletirici bir etki yaratmak amacyla onu, dev kulak kepesinin anlatlmaz gizemi zerinde kafa yormaya davet etti. Random dev kulak kepesi diye bir ey olmadn syledi ve yal

Thrasbarg buz kesilip, sessizleti ve Random'un dardaki karanla srgn edilebileceini syledi. Random iyi dedi, zaten orada domutu ve ertesi gn paket ellerine geti. *** ler biraz heyecan verici olmaya balamt. Hatta vzltl sesler karan bir eit robot ar tarafndan gkyznden indirilen paket ellerine ulatnda, paketle birlikte yava yava tm ky saran bir his de ortaya kmt: bu ard arkas kesilmeyen bir olaylar dizisinin balangc olacakt. Bu robot arnn hatas deildi. Robotun tm istedii Arthur Dent'in imzas veya parmak izi veya boynunun arkasndan bir iki hcre kaznts idi. Ondan sonra yolu na devam edecekti. Etraftaki bu kzgnlk havasnn sebebinden pek de emin olamadan oyalanarak bekliyordu. Bu arada Kirp her iki ucunda da kafas olan bir balk daha tutmu, ama daha yakndan incelendiinde bunun aslnda yardan kesilmi iki baln olduka kt bir ekilde birbirine dikilmi hali olduu anlalm ve bu ekilde Kirp iki bal balkla ilgili heyecan tazeleyemedii gibi, birincinin gereklii konusunda da ciddi bir phe uyandrmt. Yalnzca pikka kular her eyi son derece normal buluyor gibiydiler. Robot ar nihayet Arthur'un imzasn alm ve oradan uzaklamt. Arthur paketi kulbesine tam ve oturup ona bakmaya balamt. "Hadi aalm!" diye haykrmt Random. Etrafndaki her ey tam anlamyla tuhaflat iin, bu sabah kendini ok daha neeli hissediyordu. Ama Arthur olmaz demiti. "Neden olmaz?" "nk benim adma gnderilmemi." "Hayr, gnderilmi." "Hayr, gnderilmemi. Paket... eee, paket benim elimle Ford Prefect'e gnderilmi." "Ford Prefect mi? Hani u..." "Evet," dedi Arthur terslenerek. "Ondan bahsedildiini duymutum." "Eminim duymusundur." "Yine de aalm. Baka ne yapacaz ki?" "Bilmiyorum," dedi gerekten de ne yapmas gerektiinden emin olamayan Arthur. Sabahn ilk klan ile baklarn demirciye gtrmt. Strinder onlara yle bir bakm ve ne yapabileceine bir bakacan sylemiti.

Denge ve esneklik noktalarn anlayabilmek iin her zaman yaptklar gibi baklar havada sallamay denemiler, ama iin zevkine varamamlard. Arthur bu sandvi yapmcl gnlerinin sayl olduuna dair zc bir hisse kaplmt. Suratn asmt. Son Derece Normal yaratklarn ortaya kma zaman ok yaknd, ama Arthur her zamanki av ve ziyafet enlikleri heyecannn her zamankinden sessiz ve belirsiz olacan hissediyordu. Burada, Laumella'da bir eyler olmutu ve Arthur bunun kendisi yznden olduu gibi korkun bir fikre kaplmt. "Ne olduunu sanyorsun?" diye steledi Random, paketi elinde evirip evirirken. "Bilmiyorum," dedi Arthur, "ama kt ve endie verici bir ey." "Nerden biliyorsun?" diyerek itiraz etti Random. "nk Ford Prefect ile ilgili her ey, onunla ilgili olmayan eylerden daha kt ve daha endie vericidir," dedi Arthur. "nan bana." "Sen bir eye zldn deil mi?" dedi Random. Arthur iini ekti. "Yalnzca biraz tedirgin ve huzursuzum. Sanrm." dedi "Affedersin," dedi Random ve paketi tekrar yerine koydu. Eer onu a arsa Arthur'un gerekten de zleceini grebiliyordu. Bunu onun grmedii bir srada yapmak zorundayd. Arthur nce hangisinin orada olmadn fark ettiinden pek emin deildi. Birinin orada olmadn fark ettiinde akl hemen dierine gitmi ve hemen o anda her ikisinin de yok olduunu ve bunun sonucu olarak lgnca kt ve baa kmas zor bir eylerin olacam hemen anlamt. Random orada deildi. Paket de yle. Onu btn gn gznn nnde bir rafn zerinde tutmutu. Bu bir gvenlik denemesiydi. Biliyordu ki, bir ebeveyn olarak yapmas gereken eylerin birincili ocuuna gven duyduunu gstermek ve aralarndaki ilikinin temelini karlkl gven ve inan zerine kurmakt. Bunu uygulamann sersemce bir ey olacana dair kt bir hisse kaplmt geri, ama yine de yapmt ve pek tabii ki bunun gerekten de sersemce bir ey olduu ortaya kmt. Yaadka reniyorsun. Ama her durumda yayorsun stelik panie de kaplyorsun. Arthur koarak kulbeden dar frlad. Saat akam sularyd. Ik soluklayor ve frtna yaklayordu. Onu hibir yerde grememi, izine bile rastlayamamt. Herkese

sordu. Kimse onu grmemiti. Tekrar sordu, gren kimse olmamt. Akam olmu evlerine gidiyorlard. Hafif bir rzgar kyn snrlar evresinde dolanyor, yerden bir eyler kaldrp, tehlikeli bir olaanlk iinde onlar bir baka tarafa frlatyordu. Yal Thrasbarg' buldu ve ona sordu. Thrasbarg ta gibi bir ifadeyle ona bakt ve Arthur'un duymaktan korktuu ve en bandan gitmi olabileceinden korktuu yn gsterdi. te imdi en ktnn gerekletiini biliyordu. Random, Arthur'un kendisini izlemeyeceini dnd yere gitmiti. Ban kaldrp ask suratl, kuruni renkli, paral bulutlu gkyzne bakt ve grd eyin Maherin Drt Atlsnn iinden frlarken kendilerini aptal gibi hissetmeyecekleri cinsten bir gkyz olduunu dnd. Kt bir eyler olacan youn bir ekilde nceden sezinleme hissiyle dolu olarak bitiik vadideki ormana giden yolda yrmeye balad. Arthur kendini ko maya zorlarken ilk byk yamur damlalar da topra dvmeye balamt. *** Random tepenin doruuna vard ve aaya, bitiik vadiye bir gz att. Beklediinden daha uzun ve zor bir trmanma olmutu. Bu yolculuu gece yapmann o kadar da iyi bir fikir olup olmad hakknda biraz endielenmeye balamt. Ama babas ya kendini ya da Random'u paketi korumaya falan almadna inandrmaya alarak, btn gn kulbenin etrafnda amaszca dolap durmutu. Sonunda demirci Strinder'la baklar hakknda konumaya gitmek zorunda kalm, Random da bunu frsat bilmi ve paketle birlikte kamt. Paketi orada, kulbenin, hatta kyn iinde aamayaca ok aikard. Babas her an geri dnebilirdi. Bunun anlam izlenemeyecei bir yere gitmek zorunda olduuyd u. imdi bulunduu yerde durabilirdi artk. Babasnn kendisini izlemeyecei izlese bile tepenin aal ksmnda ken gece ve balayan yamur altnda onu bulamayacan umduu bu yne sapmt. Trman boyunca paket koltuunun altnda kprdanp durmutu. Bu paketin insann houna giden bir irilii vard: st yzeyi kenarlar hemen hemen kolunun dirsee kadar olan ksm uzunluunda olan bir kare eklindeydi ve ykseklii de bir kar kadard. Kahverengi plastik katla sarlm ve kendi kendine balanan sicimlerin usta ii yeni bir eidi ile balanmt. Random paketi salladka iinde hibir tkrt falan duyamyordu ama arlnn heyecan verici biimde merkezde toplandn hissedebiliyordu.

Ayrca buraya kadar gelip de burada durmayp, aa, neredeyse yasaklanm olan o blgeye -yani babasnn gemisinin dt yere doru ilerlemekten de bir eit haz duyuyordu. Geri "tekin olmayan" kelimesinin ne anlama geldiinden tam olarak emin deildi ama bunu bulmak elenceli olabilir diye dnyordu. Yrmeye devam edecek ve paketi oraya varncaya kadar saklayacakt. Bununla birlikte, karanlk da gittike artyordu. Henz minik elektrik fenerini kullanmamt, nk uzaktan fark edilmek istemiyordu. Birazdan onu kullanmas gerekecekti ama imdi vadileri birbirinden ayran tepenin br tarafna gemi olaca iin herhalde bunun kendisine pek bir zarar dokunmayacakt. Fenerin at. Hemen hemen ayn anda akan imein ynelmi olduu vadiyi ortadan ikiye yard ve onu olduka rktt. Etrafn evreleyen karanlk srtn rpertir ve frtnann tokad nndeki arazi boyunca yanklanrken, elinde ki kalem eklinde fenerin dalgalanan zayf ile kendini birden ufack ve kaybolmu hisseti. Belki de artk burada durmal ve paketi burada amalyd. Ya da belki geri dnmeli ve yarn yine buraya gelmeliydi. Ama bu ancak bir anlk bir duraklama oldu. Bu gece geriye dn falan olmayacan biliyor, hatta hi geriye dn olmayacan seziyordu. Tepeden aa inecei tarafa doru dnd. imdi yamur hzlanmaya balamt. Bir iki dakika nce iri damlalar halinde iken imdi saanak halinde boalmaya balamt. Aalar arasnda slklar alyor ve ayann altndaki toprak kayganlamaya balyordu. Hi olmazsa, bu slk, alan eyin yamur olduunu biliyorum diye dnd. Elindeki fenerin aalar arasnda dalgalandka glgeler kendisine doru atlyor ve ona yan baklar frlatyordu. leri ve aa doru yrmeliydi. On, on be dakika daha ileri doru acele acele yrmeye devam etti imdi iliklerine kadar slanm ve titri- yordu. Yava yava kendinden nde bir yerlerde, bir baka k daha varm gibi gelmeye balamt. Bu ok soluk bir kt ve Random bunu kendisinin kurgulayp kurgulamadndan emin olamyordu. Daha iyi grebilmek iin kendi n kapatt. Gerekten de ilerde bir yerlerde soluk bir k varm gibi grnyordu. Bunun ne olduunu bilemiyordu. Tekrar lambasn yakarak te peden aa, bu ey her neyse ona doru yoluna devam etti. Bununla birlikte ormanda da yanl olan bir eyler vard.

Bunun ne olduunu hemen syleyemezdi ama aalar gzel bir ilkbahar bekleyen canl, neeli ve salkl aalar gibi grnmyorlard. Bu aalar hastalkl a larla birbirlerine yaslanmaktaydlar ve adeta beti benzi sararm ve rm bir grnt sergiliyorlard. Random, birka kez, kendisi yanlarndan geerken ona erimeye almak ister gibi bir halleri olduu hissine kaplmt. Ama aslnda bu, elindeki k yznden titreip silkinen glgelerin sebep olduu bir oyundu. Anszn aalardan birinden nne bir ey dt. Random korkarak geriye srad ve bunu yaparken elindeki feneri de, paketi de yere drd. melerek, cebinde bulunan ucu sivriltilmi ta dar kard. Aatan den ey hareket ediyordu. Yerde yatan fenerinin bu eyi aydnlatyor ve kocaman iren bir glge, n iinden sendeleyerek yavaa kendisine doru yaklayordu. Random yamurun yeknesak sesinin ardndan gelen belli belirsiz hrt ve gcrt seslerini duyabiliyordu. Topra trmalayarak yerde yatan fenerine doru uzand ve onu yakalayarak kendisine yaklamakta olan yaratn zerine dorulttu. Ayn anda birka metre tedeki bir aatan bir tane daha dt. Fenerin n lgnca birinden dierine evirdi. Sivri tan atmaya hazr vaziyette havaya kaldrd. Aslnda yaratklar olduka kk eylerdi. Onlar olduundan byk gsteren ey n asyd. stelik yalnzca kk deil ayn zamanda tyl ve sevimliydiler. Bu arada aatan bir tane daha dmt. Bu seferki n aydnlatt kk alann iine dmt ve Random onu rahata grebiliyordu. Dier ikisi gibi bu da dzgn ve dikkatli bir ekilde atlam, dnerek yava ve kararl bir ekilde Random'a doru ilerlemeye balamt. Random olduu yerde kala kalmt. Elindeki ta hl atmaya hazr vaziyette dii ama gittike kendisine doru gelen eylerin birer sincaptan baka bir ey olmad gereini daha iyi anlamaya balamt. En azndan sincaba benzer bir eylerdi. Yumuak, scak, sevimli sincaba benzer eyler kendisine doru yaklamaktaydlar ve o bundan holanp holanmadndan hi de emin deildi. Fenerinin n direk olarak birincinin zerine doru evirdi. Hayvan saldrgan, kabadayca, i trmalayc sesler karyor ve kk penelerinden birinde ypranm pembe bir bez paras tayordu. Random tan tehditkar bir tavrla yukarda tutuyor ama bunun, slak paavra paras ile kendisine yaklamakta olan hayvan zerinde grnr hibir etkisi olmuyordu.

Geriye doru ekildi. Bununla nasl baa kacan hi bilmiyordu. Eer yaklaanlar parlayan kesici dilerini gstererek hrlayp homurdanan ktlk dolu canavarlar olsayd, onlara saldrmakta hi tereddt etmezdi ama ayn ekilde davranan eyler minik sincaplar olunca ne yapacan kestiremiyordu. Yeniden geri ekildi. kinci sincap sa yanna doru ilerleyerek bir evirme harekatna girimiti. O da kk penesinde bir ey tayordu. Palamut kozalana benzer bir ey. ncs onun hemen arkasndayd ve o da ilerliyordu. O ne tayordu? Kk, slak bir kat paras diye dnd Random. Bir adm daha geri giderken aya bir aa kkne takld ve srtst yere yuvarland. Birinci sincap hemen ne doru frlad ve zerine srad. Gznde buz gibi, kararl bir bak ve penesinde slak pembe bez paras ile midesine doru ilerlemeye balad. Random ayaa kalkmaya alt ama ancak bir iki santim kadar dorulabildi. Midesindeki sincabn aknl onu da artmt. Sincap donup kalm, kk peneleri ile Random'un slak bluzunun zerinden onun derisine yapmt. Sonra yavaa, santim santim ilerleyerek Random zerindeki trmann srdrd, durdu ve bez parasn ona sundu. Random bu eyin gariplii ve sincabn minik prltl gzlerinin etkisi ile neredeyse hipnotize olmu gibiydi. Sincap paavray yeniden ona sundu. Bezi tekrar tekrar ona doru uzatyor ve srarla tiz sesler karyordu. Bu, Random sonunda tereddt iinde ve huzursuzca o eyi ondan alncaya kadar srd. Sincap dikkatle onu izlemeye devam ediyor, gzleri yznn her tarafnda dolayordu. Yamur ve amur yznden aa boanyor ve zerinde sincabn biri oturuyordu. Elindeki bez paras ile gzlerinin zerindeki amurun bir ksmn sildi "Sincap bir zafer l att, bezi tekrar kapt, zerinden aa atlad, karanlk, sarmalayan gecenin iine doru kotu, bir aaca doru atld, gvdesindeki bir oyua dald arkasna yaslanp bir sigara yakt. Bu arada Random ii yamur dolu palamut kozala ve kat paras tayan sincaplar bandan savmaya alyordu. Bir yandan da poposu zerinde srnerek arkaya doru geriliyordu. "Hayr!" diye bard. "Gidin bamdan!" Sincaplar korku iinde geriye doru katlar, sonra ayn hzla, hediyeleri ile birlikte ileri atldlar. Random tan onlara doru sallad. "Gidin!" diye haykrd. Sincaplar dehet iinde etrafta hoplayp zplamaya baladlar. Sonra birisi dorudan zerine atld, kozala kucana brakt, geri dnp karanln ipine dald. Dieri bir

mddet titreyerek olduu yerde kald, sonra elindeki kat parasn dzgn bir ekilde Random'un nne brakt ve o da kayboldu. imdi yeniden yalnz kalmt. Ama aknlk iinde titriyordu Sallanarak ayaa kakt, tan ve paketini yerden ald, sonra bir an tereddt ettikten sonra kat parasn da ald. yle slanm ve karmt ki ne olduunu anlamak ok zordu. Bir uak dergisinden kopmu bir paraya benziyordu. Tam Random btn bunlarn ne anlama geldiini zmeye alrken, durmakta olduu dzle doru yryen bir adam ortaya kt, silahn kendisine doru dorulttu ve onu vurdu. *** Arthur onun iki mil gerisinde tepenin yukar doru trmanlan ksmnda, mitsizce frtna ile boumaktayd. Aramaya baladktan bir ka dakika sonra geri dnm ve yanna bir fener almt. Pilli olmayan bir fener. Buradaki tek pilli fener Random 'un beraberinde getirdii idi. Arthur'unki zayf kl bir eit rzgar feneri idi: yanc balk yann depolanabilecei bir haznesi, kuru otlardan yaplma bir fitili vard ve Strinder in demirci dkkannda yaplmt. Son Derece Normal Yaratn mide zarndan effaf bir tabakayla kaplanm, delikli metal bir kutuydu bu. te bu lamba imdi snmt. Arthur bir ka dakika tamamen mitsizce onu kurcalad. Bir yamur frtnasnn ortasnda bu eyi tekrar alevlendirebilmesinin hibir yolu olmad akt ama yine de denememek imkanszd. Gnlszce lambay bir kenara frlatt. imdi ne yapmas gerekiyordu? Bu mitsiz bir durumdu. Batan aa srsklamd. Elbiseleri yamurdan arlam ve imiti. stelik imdi bir de karanlkta kaybolmu durumdayd. Ksa bir an iin kr edici n iinde kaybolmuken, hemen ardndan yine karanla gmld. Ama akan imek ona hi olmazsa tepenin ucuna ok yaklam olduunu gstermiti. Bir kez bunu gsleyince... aslnda ne yapacandan o da pek emin de ildi. Buna oraya gidince karar vermesi gerekecekti. ne ve yukar doru atld. Birka dakika sonra, nefes nefese bir ekilde tepeye ktn biliyordu. Aa doru uzanan nndeki bolukta soluk bir a benzer bir ey grnyordu. Bunun ne olabilecei hakknda en ufak bir fikri yoktu ve zaten dnmeyi de pek istemiyordu.

Bununla birlikte ynlenebilecei tek ey de bu kt, onun iin tkezleyerek, kaybolmuluk ve korku hisleri iinde ona doru ilerlemeye balad. *** ldrc n parlts Random'un yanndan geip gitmi ve bunu yaklak iki saniye sonra da silah atan adam izlemiti. Adam yanndan gemek dnda Random'a bakmamt bile. Onun arkasnda duran birini vurmu ve Random arkasna dnp baktnda onu vurulan gvdenin yannda yere melmi ceplerini kartrrken grmt. Tablo donmu ve ardndan kaybolmutu. Bir saniye sonra dev boyutlarda bir dizi di bu tablonun yerini almt. Diler dev boyutlarda ve mkemmel boyal krmz dudaklarla evriliydi. Kocaman mavi bir di fras nereden ortaya kt belli olmayan bir ekilde belirmi ve titreen yamur perdesinin ardnda parldamaya devam eden dileri kpkler iinde fralamaya balamt. Random bunun ne olduunu anlayamadan nce gzlerini krptrarak ona bakakalmt. Bu bir reklamd. Kendisine ate eden adam holografik uak filmlerinden birinin paras idi. Artk gemiye ok yakn bir yerlerde olmalyd. Anlalan geminin sitemlerinden bir ksm dierlerinden daha zor yok edilebilir trdendi. Yolculuunun bundan sonraki yarm mili zellikle sorunlu idi. Yalnzca souk, yamur ve gece ile boumak zorunda kalmyor, bir de geminin elence sisteminin krlp dklm kalntlar ile de uramas gerekiyordu. Etrafnda durmakszn uzay gemileri, jet arabalar ve helipodlar arpp, geceyi aydnlatarak infilak ediyor, garip apkalar giyen kt niyetli adamlar onun aracl ile uyuturucu kaakl yapyor ve sol tarafnda kalan kk bir meydanda Hallapolis Devlet Operas birleik koro ve orkestras Rizgar'n Woontlu Blamwellamum operasnn drdnc perdesinden AnjaQuantin Yldz Muhafzlarnn kapan marn alyordu. Ardndan son derece iren grnl bir kraterin fokurdayan azna ulat. ukurun ortasndan gelen ve baka bir durumda muazzam byklkte bir karamelli sakz andracak olan, ama aslnda byk bir uzay gemisinin kalntlar olan eyden hl hafif, lk bir esinti gelmekteydi. Uzunca bir sre ona bakarak orada durdu. Sonunda kraterin evresi boyunca yrmeye balad. Artk ne aradndan emin deildi ama yine de dehet ukurunu solunda tutarak ilerlemeye devam ediyordu.

Yamur biraz hz kaybetmeye balamt ama hl olduka fazlayd ve Random kutunun iinde ne olduunu bilmedii, hassas ve zarar grebilecek bir ey olup olma dndan emin olmad iin, kutuyu aabilecei kuru bir yer bulmas gerektiini dnyor, onu drd iin zarar vermemi olduunu umuyordu. Fenerini etraflarn evreleyen aalar zerinde gezdirdi. Aalar burada seyreklemi, ou yanm ve krlmt. Yan yolda bir yerde, kendisine smak grevi yapacak kark bir kaya grubu grdn sand ve ona doru yrmeye balad. Nihayet yanna vardnda bunun, gemi arpt srada, son alev topundan nce gemiden frlayan vr zvrlarn oluturduu bir yn olduunu anlad. Kraterin azndan iki yz metre kadar ilerledikten sonra, yumuak pembe bir kuman ypranm kalntlarna rastlad. Srsklam, amur iindeydi ve krlm dallardan aa sarkyordu. Random doru olarak, bunun babasnn yaamn kurtaran gvenlik balonu olduunu tahmin etti. Yanma giderek onu daha yakndan inceledi. Sonra yerde onun yaknnda bir yerde yars amurla kapl bir ey dikkatini ekti. Onu yerden ald ve zerindeki amuru temizledi. Bu bir kitap byklnde bir eit elektronik cihazd. Dokunduunda kapa zerinde dost grnl byk harfler hafif bir parltyla parlamaya balamt. Harfler PANE KAPILMA diyorlard. Random bu eyin ne olduunu biliyordu. Bu, babasna ait olan Otostopunun Galaksi Rehberi idi. Onu grr grmez anszn kendini gvende hissetmiti. Kafasn gkyzne evirdi ve yamurun yzn ykayp azna girmesine izin verdi. Kafasn sallayp kayalara doru aceleyle ilerledi. zerlerine trmanr trmanmaz, mkemmel bir ey buldu. Bu bir maara azyd. Fenerin n maarann ierlerine doru evirdi. Buras kuru ve gvenli bir yere benziyordu. Yolunu dikkatle seerek ieri doru yrd. Olduka ferah bir yerdi ama fazla derinlere gitmiyordu. Yorgun ve rahatlam bir ekilde uygun bir tan zerine oturdu. Kutuyu nne yerletirdi ve hemen amaya koyuldu. Uzun bir sre "evrenin kayp maddesi" olarak adlandrlan eyin nereye gittii konusunda pek ok speklasyon yaplm, ortalkta pek ok sylenti dolamt. Tm nemli niversitelerin bilim departmanlar, nce uzak galaksilerin merkezlerinde ve sonra da tm evrenin merkezinde ve snrlarnda onu aratrp, soruturabilmek iin gittike daha gelimi cihazlar kullanmaya balamlard. Ama aranan eyin izi sonunda bulunduunda, bunun aslnda cihazn iine sarld malzemeden olutuu anlalmt.

Kayp maddeden olduka byk bir miktar paketten kan kutunun iinde de vard. Random, kayp maddenin bu kk, yumuak, yuvarlak ve beyaz toplarn, gelecek nesil fizikilerinin, bu kuaktaki fizikilerin bulgular kaybolup unutulduunda, iz srebilmelerini salamak amacyla kutudan karp att. Kayp madde topaklarnn arasndan, hibir zellii olmayan siyah bir disket karan Random, onu yanndaki bir tan zerine koydu ve btn kayp maddeleri iyice kartrp, baka bir ey, bir bror veya birtakm balantlar veya bunlara benzer bir eyler daha olup olmadn anlamaya alt. Ama baka hibir ey yoktu. Yalnzca siyah bir disket. Feneri onun zerine tuttu. Bunu yaptka grnte hibir belirgin zellii olmayan disketin yzeyinde atlaklar belirmeye balad. Random tedirgin bir ekilde geri ekildi, ama sonra, bu ey her ne ise onun btn yaptnn yalnzca kendi kendini amak olduunu grd. Gerekleen olay muhteem gzellikteydi. Olaanst karmak, ama ayn zamanda bir o kadar da basit ve zarifti. Adeta kendi kendine alan bir origami parasn ya da birka saniye iinde bir goncadan gle dnen bir tomurcuu andryordu. Birka dakika nce dzgn yuvarlak ve siyah bir disketin olduu yerde, imdi bir ku bulunuyordu. Kanat rparak havada asl kalan bir ku. Random dikkatle ve merakla ondan uzaklamaya devam etti. Ku biraz pikka kuuna benziyordu ama, ondan azck daha kk ve stelik simsiyaht. Bu kuta Random'un hemen anlayamad garip bir ey daha vard, Pikka kular ile kesinlik1e benzer taraflar, her ikisinin de sizin gremediiniz bir eyi gzlyorlarm gibi bakan gzleriydi. Anszn ortadan kayboldu. Sonra ayn ekilde anszn her ey karard. Random gergin bir ekilde olduu yerde bzld ve yeniden eliyle cebindeki keskin ulu tan yoklad. Karanlk ekilirken top gibi bzld ve ardndan karanlk yeniden ku biimini ald. nndeki bolukta, kanatlarn yava yava rparak ve gzlerini kendisine dikerek ylece asl kald. "Af edersiniz," dedi anszn, "frekansm lmem gerekiyor da. Bunu sylerken beni duyabiliyor musunuz?" "Neyi sylerken?" diye sordu Random, "Gzel," dedi ku. "Ya bunu sylediim zaman duyabiliyor musunuz?" Bu kez daha yksek bir tonda konumutu.

"Evet, tabii ki duyabiliyorum!" dedi Random. "Ya bunu sylerken duyabiliyor musunuz?" diye sordu ku, bu kez mezardan gelir gibi derin bir sesle. "Evet!" Sonra t ;r sessizlik oldu. "Hayr, anlalan duyamyorsunuz," dedi ku bir ka saniye sonra. "Gzel P ekala. Sizin iitme menziliniz 20 ila 16 Khz arasnda. Peki. Bu sizin iin yeterince rahat m?" diye sordu ho, hafif bir tenor sesle. "st snrlarda kulak trmalayc, rahatsz edici bir ahenksizlik de yok deil mi? Anlalan hayr. Gzel. Bu kanallar veri kanallar olarak kullanabilirim. imdi. Benden ka tane grebiliyorsunuz?" Hava anszn birbirinin iine girmi, bir sr kutan grnmez olmutu. Random sanal gereklikler arasnda vakit geirmeye ok alkt, ama bu imdiye kadar karlat her eyden daha garipti. Adeta uzayn tm geometrisi snrsz ku ekilleri ile yeni batan dzenlenmi gibiydi. Random derin bir nefes ald ve kollarn yzne kapatt. Bunu yaparken kollan ku ekilli bolukta hareket etmiti. "Hmm, anlalan gereinden ok fazla," dedi ku. "imdi nasl?" imdi bir ku tneli oluturmutu. Sanki paralel aynalar arasna skm bir kuun sonsuzlua kadar yansyan grntsym gibi grnyordu. "Sen nesin?" diye haykrd Random. "Buna bir dakika iinde geleceiz," dedi ku. "Ka tane olduumu syleyin, ltfen." "Yani, sanki..." Random aresizce uzaklar iaret ediyordu. "Anlyorum. Boyut olarak hl sonsuz sayda, ama en azndan doru boyutsal matriste alyoruz. Gzel. Hayr cevap bir portakal ve iki limon olacakt." "Limon mu!" "Eer limonum ve portakalm olsayd ve ben iki portakal ve bir limonumu kaybetseydim elimde ne kalrd?" "H?" "Pekala. O halde siz zamann bu yne doru aktn dnyorsunuz yle mi? lgin. Ben hl sonsuz mu grnyorum?" diye sordu, bolukta bir o yana bir bu yana doru balonlaarak. "imdi sonsuz muyum? Ne kadar sarym? " Ku an be an akllar durduracak ekil ve say deiikliklerine uruyordu. "Yapamyorum...." dedi Random, perian bir ekilde.

"Cevaplamak zorunda deilsiniz. Ben artk sizi izleyerek cevaplar anlayabiliyorum. O halde sizin anneniz miyim? Bir kaya mym? Kocaman, ezilebilir yumuaklkta ve bir ylan gibi kvrml mym? Hayr m? Peki ya imdi? Geriye doru gidiyor muyum?" Bir kez olsun ku tam olarak hareketsiz ve dengede gibi gzkyordu. "Hayr," dedi Random. "Aslnda gidiyordum. Zaman iinde geriye gidiyordum. Hmm. Pekala, sanrm artk btn bunlar hallettik. Eer merak ediyorsanz, size u kadarn syleyebili rim ki siz, sizin evreninizde, adna uzay dediiniz her boyutta da zgr bir ekilde hareket edebiliyorsunuz. Zaman dediiniz bir drdnc boyutta ise dz bir izgi zerindesiniz. Bir beinci boyutta olduunuz yere kk salyorsunuz ki, olaslk hesaplarnn ilk temel art budur. Bundan sonra iler biraz karyor ve 13 nc ile yirmi ikinci boyutlar arasnda renmek bile istemeyeceimiz eyler oluyor. Aslnda u an iin btn bilmeniz gereken evrenin sizin dnebileceinizden ok daha karmak olduu. Balarken onun kahrolas karmak bir ey olduunu dnerek ie balam olsanz bile. Eer "kahrolas" gibi kelimeler sizi rahatsz ediyorsa bunlar kullanmaktan kolaylkla vazgeebilirim." "Hangi kahrolas szckleri kullanmak istiyorsan onlar kullan." "yle yapacam." "Sen hangi cehennemin dibisin?" "Ben Rehberim. Sizin evreninizde sizin Rehberinizim. Hatta ben, teknik olarak Her eit Genel Karman ormanlk adyla bilinen ve ey anlamna gelen.... durun en iyisi size gstereyim." Havada geri dnd ve maarann dna kt. Sonra yeniden artmaya balayan yamur altnda bir kayaya tnedi. "Gelin," dedi, "bunu seyredin." Bir ku tarafndan idare ediliyor olmak Random'un houna gitmiyordu, ama yine de onu maarann azna kadar izlemiti. Hl cebindeki ta yokluyordu. "Yamur," dedi ku. "Gryorsunuz deil mi? Yalnzca yamur." "Yamurun ne olduunu biliyorum. Damlalar gecenin iinden perde perde iniyor, ay yaralarndan szlyordu. "O halde anlatn, nedir?" "Ne demek istiyorsun o halde anlatn diyerek? Bana bak, sen kimin neyisin? O kutuda ne iin vard? Ne yani ben, sonunda bana yamurun ne olduunu soran bir ku bulmak iin mi btn geceyi ormanda koup, ldrm sincaplar kovalamakla geirmek

zorunda kaldm? Yamur denen ey lanet olas gkyznden dklen sulardan ba ka bir ey deil, tamam m? Baka renmek istediin ey var m, yoksa artk eve dnebilir miyiz?" Ku cevap vermeden nce uzun bir sessizlik oldu. "Eve gitmek mi istiyorsunuz?" "Benim bir evim yok ki!" Random kelimeleri yle yksek sesle haykrmt ki n eredeyse kendi kendini oka uratmt. "Yamura iyi bak..." dedi Rehber ku. Zaten yamura bakyorum! Baka bakacak ne var ki?" "Ne gryorsunuz?" "Ne demek istiyorsun, ser sersem ku? Yalnzca tonlarla yamur gryorum. Yalnzca dklen sular." "Suda ne tr ekiller gryorsunuz?" "ekiller mi? ekil falan yok. Yalnzca ..." "Yalnzca bir karmaa," dedi Rehber ku. "Evet." "Peki imdi ne gryorsunuz?" Kuun gzlerinden, grlebilme snrnn tam eiinde ince soluk bir k huzmesi ortala yayld. Maara aznn arkasndaki kuru havada grlebilecek hibir ey yoktu. Ama k huzmesinin yamur damlalar ile kesitii yerde, dz bir k tabakas vard. yle parlak ve canl idi ki adeta elle tutulabilir somutluktayd. "Oh, muhteem. Bir lazer gsterisi" dedi Random huysuzlanarak. Daha nce hi bylesini grmemitim. Be milyon kadar rock konserinin dnda tabii." "Bana ne grdnz syleyin!" "Yalnzca dz bir tabaka! Aptal ku." "Orada imdi, daha nce orada olmayan hibir ey yok. Ben yalnzca belirli anlarda daha nce sizin dikkatinizi ekmeyen belirli damlalara ekmek iin kul lanyorum, o kadar. imdi ne gryorsunuz?" Ik ekilmiti. "Hibir ey." "imdi yaptm da az nce yaptm eyin ayns, ama mor tesi nlar kullandm iin gremiyorsunuz." "Peki gremediim bir eyi bana gstermenin anlam ne?"

"Bunun amac bir eyi yalnzca grdnz iin orada olmas gerekmediini renmeniz. Ayn ekilde bir eyi grememenizin de onun orada olmad anlamna gelmeyecei gibi. Her ey sizin alglama duygularnzn sizin dikkatinizi neye ekebildiine bal." "Ben bunlardan skldm," dedi Random ve sonra nefesini tuttu. Yamurun altnda babasnn bir eylere arm grnen dev gibi ve ok canl boyutlu bir grnts aslyd. *** Random'un iki mil kadar gerisinde, babas, aalar arasnda yrmeye abalarken anszn durdu. Bir eylere arm gibi grnen kendi grntsnn yaklak iki mil kadar tede, yamurla dolu gkyznde asl durduunu grerek armt. Kendisinin yrmekte olduu ynn yaklak iki mil kadar sanda bir yerlerde. Neredeyse tamamen kaybolmu durumdayd. Souk, slaklk ve yorgunluktan leceine inanm ve artk yalnzca ne olacaksa bir an nce olmasn dilemeye balamt. Az nce bir sincap tarafndan kendisine btn bir golf dergisi getirilmiti ve artk beyni homurdanmaya ve anlalmaz szler mrldanmaya balamt. Gkyznde kendisinin kocaman ve parlak bir grntsn grmek, ona beyninin byle homurdanmakta hakl olduunu, yalnz yrmekte olduu yn konusunda muhtemelen yanldn gstermiti. Derin bir nefes alarak dnd ve ynn aklanmas g k gsterisine doru evirdi. *** "Pekala, bunun neyi ispatlamas gerekiyor ki?" diye sordu Random. Onu artan byle bir grntyle karlamaktan ok, bu grntnn babasna ait olmasyd. O ilk hologramn iki aylkken grm, hatta oynamas iin bir hologramn iine braklmt. En son hologramn ise yaklak yarm saat nce AnjaQuantine Yldz Muhafzlarnn Mar alnrken izlemiti. "Yalnzca onun artk orada olmadn ya da az nceki k tabakasndan daha fazla orada olmadn," dedi ku. "Bu olgu yalnzca gkyznden dklen su ile sizin duyu organlarnzn tespit edebilecei frekanslarda olan ve bir baka ynden gelen n birbiriyle ilikiye gemesinden ibaret. Bu sizin zihninizde somut olduu anlalan bir grnt yaratyor. Yani her ey Byk Karman ormanlk iindeki grntlerden ibaret. te size bir tane daha." "Annem!" dedi Random. "Hayr," dedi ku.

"Ben annemi grnce tanrm!" Grnt bir uzay gemisinden kp, geni hangara benzer gri bir binaya girmekte olan bir kadnn grntsyd. Kendisine bir grup uzun boylu, ince morumtrak yeil yaratk elik etmekteydi. Bu kesinlikle Random'un annesiydi Yani, hemen hemen kesinlikle. Aslnda Trillian dk yerekimi olan bir yerde bu kadar gvensiz yrmezdi yada eski, skc bir yaam- destek istasyonunda, etrafna, yznde bylesine inanmaz bir ifadeyle bakmaz, ya da byle antika grnl eski bir kamera tamazd. "Kim yleyse?" diye sordu Random. "Olaslk ekseni zerinde annenizin uzantsnn bir paras." dedi Rehber ku. "Ne demek istediin ile ilgili en kk bir fikrim yok." "Uzay, zaman ve olasln her birinin birer ekseni vardr ve bu eksenler boyunca hareket etmeleri mmkndr. "Hl anlamyorum. Ama sanrm... Hayr. Akla." "Ben eve gitmek istediinizi sanyordum." "Akla!" "Evinizi grmek ister miydiniz?" "Grmek m? O ykld!" "Olaslk ekseni boyunca aralkl olarak gidip geliyor. Bakn!" Yamur altndaki sahnede imdi ok garip ve fevkalade bir ey belirmiti. Bu kocaman mavimtrak yeil bir kre idi. Sisler ve bulutlarla kaplyd ve siyah yldzl bir zemin nnde muhteem bir yavalkla dnmekteydi. "imdi onu gryorsunuz," dedi Ku. "imdi grmyorsunuz." *** ki milden biraz az bir mesafede eofmanlar iinde Arthur Dent hareketsiz durmaktayd. Grd eye inanamyordu. Orada, yamurla sarmalanm, ama gece karanlnn nnde parlak ve capcanl olarak Dnya durmaktayd. Grnty grr grmez nefesi kesildi. Nefesinin kesildii anda grnt de yok oldu. Sonra yeniden ortaya kt. Ve ardndan Arthur'un pes edip san ban yolmasna sebep olacak ekilde grnt bir sosise dnt. *** Bann zerinde sallanan bu kocaman mavi yeil, lezzetli sosisin grnts Random'u da artmt. Ve imdi bu grnt bir sosis dizisine, daha sosis dizisine dnmt. Sosisleri birbirine balayan parlak ipin tamam havada artc bir dans

temposu ile kvrlp bklyordu. Nihayet yavalad, belirsizleti ve gecenin prltl karanl iinde kayboldu. "O neydi?" diye sordu Random ksk bir sesle. "Aralkl olarak varln srdren olas bir nesneye olaslk ekseni boyunca atlan bir bak." "Anlyorum." "Nesnelerin ou olaslk eksenleri evresinde dnme urar ve deiirler. Ama sizin ait olduunuz Dnya biraz daha deiik bir ey yapyor. Olaslk alan zerin de sizin hatal hat diye adlandrlabileceiniz bir doru zerinde bulunuyor. Bu, birok olaslk koordinatnda Dnyanzn btnyle var olmay durdurduu anlamna geliyor. Dnyanzn doutan gelen bir dengesizlii var ki, bu daha ok oul sektrler olarak adlandrlan alanda yer alan eylere has bir zelliktir. Bunlar size bir anlam ifade ediyor mu?" "Hayr." "Gidip kendi gznzle grmek ister miydiniz?" ' Nereye... Dnyaya m?" "Evet." "Bu mmkn m?" Rehber ku cevabn hemen vermedi. Kanatlarn at ve kolaylkla sergiledii bir zarafet iinde havaya ykselerek dar, imdi yeniden biraz hafiflemeye balam olan yamura doru utu. Gecenin egemen olduu gkyznde heyecan verici ekilde ykselirken etrafnda klar akyor, boyutlar onu izlerken heyecanla titreiyordu. Bir dal yapp dnd, ardndan havada bir daire izdi ve tekrar dnd ve nihayet Random'un yznden yarm metre tede, sessizce ve hafif hafif kanat rparak dinlenmeye geti. Tekrar kzla konumaya balad. "Sizin evreniniz sizin iin usuz bucaksz. Zamanda ve uzayda sonsuz. Bunun sebebi sizin alglamanz srasnda onu iinden geirdiiniz filtreler Oysa ben filtresiz s olarak ina edilmiim, bu benim, iinde btn olas evrenleri barndran ama kendisi hi bir bykle sahip olmayan byk karmaay btnyle grebildiim anlamna geliyor. Benim iin her ey mmkndr. Ben her eyi bilen ve her gce sahip olanm, kendi gzelliim ve yeteneklerimle marurum ve daha da tesinde beni son derece

kullanl, tanabilir byklkte kutular iinde bulmanz mmkndr. Bu sylediklerimin ne kadarnn doru olduunu ise kendiniz bulmak zorundasnz." Random'un yznde yava yava bir glmseme belirdi. "Seni lanet olas kk ey. Beni iletip duruyorsun deil mi?" "Sylediim gibi her ey mmkn. " Random gld. "Pekala," dedi. "Hadi Dnyaya gitmeye alalm. Dnyaya, ee, onun...." "Olaslk eksenine mi gidelim?" "Evin havaya uurulmad bir yere. Peki Rehber sensin. Oraya nasl gideceiz "Ters mhendislik yaparak." "Ne yaparak?" "Ters mhendislik Zaman ak benim iin nemsiz. Siz ne istediinize karar verin, ben abucak onun yaplm olmasn salayacam." "aka yapyorsun." "Her ey mmkn " Random kalarn att. "Gerekten de aka yapyorsun, yle deil mi?" "Bir baka ekilde ifade edeyim," dedi ku. "Ters mhendislik bize, imdi bulunduumuz Galaktik blgeden ancak ylda bir civarnda gee n, son derece az saydaki o uzay gemilerinden birinin, karar verip, sizi almay kabul lenmesini beklemek gibi ilemleri ksa kesme olana salar. Bir yere gitmek istersiniz, bir gemi gelir ve sizi alr. Pilot durup sizi almaya karar verme sebebinin mevcut milyonlarca sebepten biri olduunu dnecektir. Gerek sebep ise onun bunu yapmay istemesine benim karar vermi olmamdr." "Bu fazlasyla kibirli olduun anlamna gelmiyor mu, kk ku?" Ku sessiz kald. "Pekala," dedi Random. "Beni Dnyaya gtrecek bir gemi istiyorum." "Bu olur muydu?" Gemi yle sessizdi ki neredeyse tepesine inene kadar Random onun alalmakta olduunu fark edememiti. *** Arthur ise onu hemen grmt. imdi Random'a bir milden az bir mesafede idi ve gittike olduklar yere yaklayordu. Tam kl sosis gsterisi sona ererken bulutlarn iinden aa doru szlen uzaktaki zayf klarn prltsn grm ve bunun bir baka k ve ses oyunu olduunu sanmt.

Grd eyin gerek bir uzay gemisi olduu gereini kavrayabilmesi bir iki dakika kadar ald. Geminin, kznn olduunu tahmin ettii yere indiini anlamas ise bir iki dakika kadar daha uzun srd. te o zaman yamur yasn, yamasn, aya incinmi olsun olmasn, karanlk olsun aydnlk olsun, hi dnmeden birden ve gerekten komaya balad. Neredeyse hemen ardndan da dt ve dizini bir kayaya arparak fena halde yaraland. Hemen ayaa frlayp yeniden denedi. inde Random'u tamamen kaybetmekte olduuna dair buz gibi bir endie vard. Topallayarak, lanetler ederek, kotu. Kutunun iinde ne olduunu bilmiyordu, ama kutunun zerindeki isim Ford Prefect idi ve koarken lanetler yadrd da ite bu isimdi. *** Gemi Random'un imdiye kadar grd en seksi ve en gzel gemilerden biriydi. artcyd. Gm renkli, ipek gibi parlak, anlatlmaz gzellikteydi. Eer bilmese bunun bir RW6 olduunu dnecekti. Sessizce yaknna indiinde hayretle bunun gerekten de bir RW6 olduunu fark etti ve heyecandan neredeyse nefes alamaz hale geldi. Bu RW6'lar yalnzca toplumsal huzursuzluu kkrtmak iin tasarmlanm dergilerde grebilmek mmknd. Bununla birlikte, Random son derecede sinirliydi. Geminin var tarz ve zamanlamas ok rahatsz ediciydi Bu ya en garip rastlantlardan biriydi ya da ok tuhaf ve endie verici bir eyler oluyordu. Olduka gergin bir ekilde gemin kapsnn almasn bekledi. Rehberi - Random artk onu kendisinin olarak dnyordu- sa omzunun zerinde hafife ykselmi ve yalnzca kanatlarn titretirerek bekliyordu. Kap ald. Soluk b:r k grnd. Bir iki dakika geti ve dar bir siluet kt. Aka anlalabilecei gibi, gzlerinin karanla almas iin bir mddet hareketsiz kald. Sonra orada durmakta olan Random'u grd. Biraz arm gibiydi. Ona doru yrmeye koyuldu. Sonra birden aknlk iinde bard ve ona doru komaya balad. Random karanlk gecenin ortasnda, ve kendini biraz gergin hissederken, kendisine doru koulabilecek biri deildi. Geminin alalmakta olduunu fark ettiinden beri bilinsizce cebindeki sivri tan yoklamaktayd. *** Hl koan, grltyle aa doru kayan, ne doru frlarken aalara arpan Arthur sonunda ok ge kaldn grd. Gemi yerde ancak dakika kadar kalm ve imdi zarif bir bibimde yeniden aalarn zerine ykselmiti. Frtna ince bir yamur

perdesine dnmt. Gemi kendini dven yamur damlalar iinde dzgn bir ekilde dnerek, ykselmi, ykselmi, sonra burnunu gkyzne doru evirip birden, hibir aba gstermeden bulutlarn arasna srayvermiti. Gitmiti. Random da iindeydi Arthur'un bunu bilmesi imkanszd, ama biraz daha ilerleyince her eyi anlad. Gitmiti. Babalk iin bir deneyim yaamt ve bu kadar baarsz olmasna kendisi bile inanamyordu. Komaya devam etmek istedi ama ayaklar yalnzca srkleniyor, dizi lgn gibi acyordu ve zaten artk ok ge olduunu biliyordu. Kendini u an hissettiinden daha sefil ve berbat hissedebileceini sanmyordu ama yanlyordu. Topallayarak Random'un snd ve paketi at maaraya kadar gel ebildi. Yerde yalnzca dakikalar nce buraya inmi olan geminin izleri vard, ama Random'dan eser yoktu. Teselli bulmaz bir ekilde maarann iinde doland, bo kutuyu ve etrafa salm kayp madde kalntlarndan olumu ynlar buldu. Bu konuda biraz fkelenir gibi oldu. Ona ii bittikten sonra etraf temizleyip toparlamay retmiti. Bylesi bir nedenle ilgili olarak ona biraz kzm olmak, onun ayrl ile ilgili olarak kendisini biraz daha az perian hissetmesine yardmc oldu. Onu bulmasna hi imkan olmadn biliyordu. Aya bir eye arpt. Yere eilip onu almak istedi ve ne olduunu grnce son derece ard. Bu kendisine ait eski Otostopunun Galaksi Rehberi idi. Bu maaraya nasl gelmiti? Geminin akld yere dnp de onu almaya niyetlenmemiti hi. Oray ziyaret etmeyi ve gidip Rehberi almay da hi istememiti. O, artk hep burada, Laumella'da sonuna kadar sandvi yapacan dnmt. Bu ey nasl maaraya gelmiti. Hl alyordu. Kapann zerindeki harfler kendisine PANE KAPILMA diyordu. Maaradan yeniden soluk ve slak ay na kt. Bir tan zerine oturup Rehber in tandk sayfalar arasnda neler olduuna bakmak istedi . Sonra oturmak zere olduu eyin bir kaya deil, bir insan olduunu fark etti. Arthur korkuyla yerinden frlad. Korkusunun nedenini sylemek zordu: dikkatsizce zerine oturduu kiiyi incitmekten mi, yoksa dikkatsizce zerine oturduu kiinin de kendisini incitmeye kalkacandan m? ncelendiinde, ikinci olaslk konusunda daha geerli sebepler varm gibi grnyordu. zerine oturmu olduu kii her kim ise uursuz durumdayd. Bu

muhtemelen niin yerde yle yatmakta olduunun olduka yeterli bir aklamas saylabilirdi. Bununla birlikte nefesleri dzenli idi. Arthur nabzn yoklad. O da dzgnd. Bir yanna dnm, hafife kvrlm durumda yatyordu. Arthur lk Yardm uygulamayal yle uzun bir sre olmu ve bunu yle uzaklardayken yapmt ki, imdi ne yapmas gerektiini bilmiyordu.. Sonra ilk olarak, yardm edecei kiinin yaknnda bir lk Yardm Seti bulundurmas gerektii aklna geldi. Lanet olsun. Adam srtst evirmeli miydi, evirmemeli miydi? Ya krk kemikleri varsa? Ya dilini yutmusa? Ya onu mahkemeye verirse? Her eyden nce, kimdi bu adam? Tam o srada bilinsiz adam inledi ve olduu yerde dnd. Arthur, acaba diyorduAdama bakt. Bir daha bakt. Bir daha bakt ki emin olabilsin. Az nce, kendisini daha kt hissedemeyeceini dnm olmasna karlk, korkun bir knt daha yaad. Yerdeki ekil yeniden inledi ve yavaa gzlerini at. Gzlerini zerinde odaklayabilmesi bir sre ald ve ardndan onlar krptrd ve kaskat kesildi. "Sen!" dedi Ford Prefect. "Sen!" dedi Arthur Dent. Ford yeniden inledi. "Bu sefer neyin aklanmasn istiyorsun?" dedi ve bir eit mitsizlik iinde gzlerini kapad. *** Be dakika sonra oturmu, bann kenarndaki koca ilii ovuturuyordu "O lanet olas kadn kimdi?" diye sordu. "Niye etrafmz sincaplarla sarl, bizden ne istiyorlar?" "Ben de gece boyunca sincaplar tarafndan rahatsz edildim." dedi Arthur. "Bana durmadan dergiler ve bir eyler vermeye altlar." Ford kalarn att. "Sahi mi?" dedi. "Ve paavra paralar." Ford dnd. "Oh," dedi. "Buras senin geminin dt yere yakn m?" "Evet," dedi Arthur. Bunu biraz gergin bir ekilde sylemiti.

"Muhtemelen o yzdendir. Geminin kabin robotlar yok oldu, ama onlar kontrol eden siber beyinler yayor ve yerel yaama zarar vermeye balyorlar. Tm ekolojik sistemi, gelen geene scak havlu ve iecek bir eylerin sunulduu, ie yaramaz bir servis endstrisine dntrebilirler. Buna kar bir kanun karlmal. Muhtemelen vardr zaten. Ama muhtemelen byle bir kanun olmasna kar da bir kanun vardr ki, herkes bundan faydalanp i yapsn. Hey ho. Ne diyordun?" "Dedim ki o kadn dediin benim kzm." Ford kafasn ovmay brakt. "unu bir kere daha syle bakaym." "Dedim ki, " dedi Arthur kabadaylk taslayarak, "o kadn benim kzm." "Bilmiyordum," dedi Ford, "bir kzn olduunu yani." "Eh, senin hakkmda bilmediin daha ok ey var sanrm." dedi Arthur. "Anlalan benim de kendim hakknda bilmediim ok ey olmal." "Bak, bak, bak. Ne zaman oldu bu?" "Pek emin deilim." "Bu kulaa daha aina geliyor. in iinde bir anne var m?" "Trillian." "Trillian m? Hi sanmazdm...." "Hayr. Bak. Bu biraz mahcup edici bir durum." "Bir keresinde bana bir ocuu olduundan bahsetmiti, geerken uradmda. Onunla zaman zaman gryorum. ocukla birlikte hi grmedim." Arthur hi bir ey sylemedi. Ford bir eit sersemlik iinde yeniden bann kenarn ovalamaya balad. "Bu kzn senin kzn olduundan emin misin?" "Bana grmeyeli neler olduunu anlat." "Ft. Uzun hikaye. Buraya kendime senin elinle gnderdiim paketi almaya geliyordum..." "Peki, neyin nesi bu paket?" "Sanrm hayal edilemeyecek kadar tehlikeli bir ey olabilir." "Ve sen onu bana gnderdin, yle mi?" "Dnebileceim en emin yere. Senin tam anlamyla skc biri olarak onu amaya kalkmayacana gvenebileceimi dndm. Her neyse, gece gelirken bu ky yerini bulamadm. Elimdeki kabaca bilgilerle seyrediyordum. Hibir iaret falan da yoktu. Anlalan burda iaret gibi eyler kullanmyorsunuz."

"Buray onun iin seviyorum." "Sonra senin eski Rehberinden zayf bir sinyal geldi ve ben de ona dayanarak ini yaptm, bylece sana ulaabileceimi dnmtm. Bir eit ormanlk yere indii mi fark ettiimde, ne olup bittiini anlayamadm. Dar ktm ve sonra bu kzn orada durduunu grdm. Selamlamak iin yanna gitmeye kalkmtm ki birden o eyin onda olduunu grdm.!" 22b "Neyin." "Sana gnderdiim eyin! Yeni Rehberin! Yani Kuun! Senin onu gvenli bir ekilde saklaman gerekiyordu, sersem ey. Kz onu urada, tam omzunun zerinde tayordu. Onlara doru atldmda bir ta parasyla bana vurdu." "Anlyorum," dedi Arthur. "Sen ne yaptn?" "Eh, dtm tabii. Fena halde canm yanmt. Kz ve ku gemime doru ilerlemeye balamlard. stelik gemim derken bir RW6'dan bahsediyorum." "Bir neden?" "Bir RW6'dan, Zark akna! u sralar kredi kartmla Rehberin merkez bilgisayar arasnda ok iyi bir iliki var. Arthur, bu gemiye inanamazsn, yle..." "O halde RW6 dediin ey bir uzay gemisi, yle mi?" "Evet! O bir- oh, bo ver. Bak, Arthur, ltfen bir eylerle ilgilen artk, olur mu? Veya hi olmazsa bir katalog falan al. Neyse, o srada ok endielenmitim ve sanrm neredeyse kendimden gemek zereydim. Dizlerimin zerine km, youn bir kanama geiriyordum. Bu yzden aklma gelen tek eyi yaptm ve yalvardm. Dedim ki, ltfen, Zark akna, gemimi alma. Ve beni byle ilkel, Zark'n cezas bir ormanda, be parasz, ilk yardmsz ve kafas yaral olarak brakma. Benim de bam ciddi belaya girebilirdi, onun da." "Peki ne dedi?" "Elindeki tala bama bir daha vurdu." "Sanrm, benim kzm olduundan emin olabilirim artk." "Tatl ocuk." "Onu tanman gerek." "Sonra daha cana yakn oluyor, deil mi?" "Hayr," dedi Arthur, "ama insan ban ne zaman korumas gerektii konusunda tecrbe sahibi oluyor." Ford kafasn tutarak dz bakmaya alt.

Gnein ykseldii Bat tarafnda gkyz aydnlanmaya balamt. Arthur gn douunu zel olarak grmeye hevesli deildi. Hatta byle cehennemi bir geceden sonra son isteyecei ey lanet olas bir gnn balangcn ve gnein zorla ieri daln seyretmekti "Byle bir yerde senin iin ne, Arthur?" diye sorgulad Ford. "Eee, "dedi Arthur, " genellikle sandvi yapmak." "Ne?" "Ben kk bir kabilenin Sandvi malatsym ya da imalatsydm. Biraz utan verici gerekten de. Buraya ilk geldiimde, yani beni kendi gezegenlerine den, o sper teknoloji yapm uzay gemisinin enkazlar arasndan ilk kurtardklarnda, bana ok iyi davrandlar ve bu yzden, ben de onlara bir para yardm etmem gerektiini dndm. Biliyorsun ben yksek teknoloji kltrnden gelen, eitimli bir insanm. Bu yzden, onlara bir iki ey gsterebilirim diye dnmtm. Ve tabii bunu be ceremedim. uygulamaya gelince herhangi b:r eyin nasl yapldna ilikin en ufak bir fikrim olmadn anladm. Video alclar falan gibi eyler deil bahsettiim, onlardan kimse bir ey anlamaz zaten. Benim dediim, rnein bir tkenmez kalem, bir artezyen kuyusu, falan byle eyler yani. En ufak bir fikrim bile yoktu. Hibir ekilde yardmc olamyordum onlara. Bir gn, zgn ve skknken, kendime bir sandvi yaptm. Bu onlar birdenbire mthi heyecanlandrd. Daha nce hi sandvi grmemilerdi. Hibir zaman akllarna gelmemi bir fikirdi ve rastlantya bak ki ben de sandvi yapmaya baylrm. Bylece iler geliti." "Ve sen bundan holandn yle mi?" "Eee, evet, sanrm aslnda baya holandm. yi bir bak setine sahip olmak filan, byle eyler ite." "Bir an iin bile, bunun beynini krtracak, onu patlatacak, artacak, zvanadan kartacak kadar skc bir is olduunu dnmedin mi?" Yani, eee, hayr. O kadar deil, ldrtacak kadar deil." "Garip. Ben dnrdm." "Eh, sanrm farkl bak alarmz var." "Evet." "Pikka kular gibi." Ford, Arthur'un neden sz ettiine ilikin en ufak bir fikre sahip deildi ve sormak iin de kendini skntya sokamazd. Bunun yerine, "Peki, o halde bu kahrolas yerden nasl kurtulacaz imdi?" diye sordu.

"Sanrm bunun en basit yolu vadiye giden yolu aa doru izleyip dzle inmek, bu bir saat kadar alr herhalde, sonra oradan yrmeye devam etmek. Geldiim yoldan tekrar geri dnmeye cesaret edebileceimi sanmyorum." "Oradan nereye yrmeye devam etmek?" "Tekrar kye herhalde." Arthur olduka perian bir ekilde iini ekti. Hibir lanet olas kye gitmek istemiyorum!" diye terslendi Ford. "Buradan kmak zorundayz!" "Nereye? Nasl?" "Bilmiyorum. Sen syle. Burada yaayan sensin! Bu Zark'n cezas gezegenden bir k yolu olmas gerek." "Bilmiyorum. Sen her zaman nasl yapyorsun? Oturup bir geminin gemesini bekliyorsun herhalde." "Oh, yle mi dersin? Peki Zark korusun, bu kk pire yata yere son zamanlarda ka gemi urad dersin?" "Eee, bir ka yl nce yanllkla buraya den benimki vard. Sonra, ee, Trilliann ki, sonra paketi getiren ve imdi de seninki ve..." "Evet, anladm, ama bu bildiklerimiz dnda?" "Yani, eee, sanrm pek olmuyor. En azndan bildiim kadaryla. Buralar olduka sakin. Sanki onun yanldn gstermek istercesine, uzaklardan bouk bir gk grlts sesi duyuldu. Ford korku ile ayaa frlad ve sanki birisi bir cier parasn ufuk boyunca bir batan bir baa srklemiesine gkyzn izgilerle boyam olan afak vaktinin zayf ve acl altnda, olduu yeri bir ileri bir geri arnlamaya balad. "Bunun ne kadar nemli olduunu anlamyorsun deil mi?" dedi. "Ne? Yani kzmn orda, Galakside tek bana olduunu mu? Sen beni ne ...." "Galaksi iin daha sonra zlebilir miyiz mmknse? " dedi Ford. "Bu gerekten de ok, ok, ok ciddi. Rehber igal edilmi. Satlm." Arthur ayaa frlad. "Oh, gerekten ok ciddiymi,' diye haykrd. "Ltfen bana hemen irketin en son yayn politikas hakknda bilgi ver! Sana son zamanlarda bunu nasl aklmdan karamadm anlatmam mmkn deil!" Anlamyorsun! Yepyeni bir Rehber var imdi!" "Oh!" diye bard Arthur yeniden. "Oh! Oh! Oh! Heyecandan anlaym ktlat! Buraya gelip, adn bile duymadm kresel bir ktlenin iinde bekleip de sklmak iin

yaplabilecek en heyecan verici uzay sporlarnn neler olduunu bulmalarn beklemeye zor dayanyorum. Ltfen hemen u anda Rehber satan bir dkkan bulabilir miyiz dersin?" Ford gzlerini kst. "Bu sizin alayc dediiniz tarz olmal deil mi?" "Biliyor musun, yle olmal," diye kkredi Arthur. "Bunun gerekten de konuma tarzmn kenarlarndan ieri szan ve adna alayclk denen lgn kk ey olduunu dnyorum! Ford, Kahrolas berbat bir gece geirdim! Ltfen, bana, salyalarn aktarak ikence edebilmek iin, esas konumuzla ilgisi olmayan baka hangi byleyici detaylar anlatabileceine karar vermeden nce bunu da dikkate alabilir misin acaba?" "Sen dinlenmeye al, " dedi Ford. "Benim dnmem gerek." "Niin dnmen gerek? Yalnzca oturup dudaklarmz kprdatsak olmuyor mu? Yavaa yutkunup, arkamza yaslanp bekleyemez miyiz bir iki dakikalna? Buna dayanamyorum, Ford! Btn bu dnmelere, ileri zmeye almalara artk dayanamyorum. Burada bylece durup ulumaktan baka bir ey yapmadm d nebilirsin ama..." "Aslnda aklma gelmemiti." "...ama sylediklerime gerekten inanyorum.! Ne anlam var? Bir ey yaptmz her sefer bunun sonularnn ne olacan yada aa yukar ne olmasn istedii mi bildiimizi sanyoruz. Bu yalnzca her zaman doru olmamakla kalmyor. Bu lgnca, delice, aptalca,, atk kal bceke, yanl!" "Bu sylediklerin tam da benim demek istediim eyler." "Teekkrler," dedi Arthur, yeniden yerine otururken "Ne?" "Geici ters mhendislik." Arthur ellerini bann arasna ald yavaa bir yan dan br yana sallad. "Bana lanet olas geici ters mhendislik midir nedir, onu anlatman nleyebilecek," diye inledi "insanca bir yol var m acaba?" "Hayr," dedi Ford. "nk kzn u anda onun tam ortasna yakalanm durumda ve bu, lmne ciddi bir ey." Sustuklar srada yeniden gk grledi. "Pekala," dedi Arthur. "Anlat." "Ben yksek bir binadaki bir ofis odasnn penceresinden atladm." Bu Arthur'u neelendirmiti.

"Oh!" dedi. "Neden gene ayn eyi yapmyorsun?" "Yaptm." 'Hmmm," dedi Arthur, hayal krklna uramt. "Aka grlyor ki bir faydas olmam." "lkinde, artc ve -bunu btn alakgnlllmle sylyorum- muhteem, hzl ve parlak dnme yeteneim, zarif ayakkablar ve biraz fedakarlk sayesinde kendimi kurtarmay baarabilmitim. "Fedakarlk neydi?" "Son derece sevdiim ve sanrm bir eini daha bulamayacam bir ift ayakkabnn yarsn atmak zorunda kaldm." "Bu niye fedakarlk olsun?" "nk ayakkablar benimdi!" dedi Ford kzarak. "Sanrm farkl deerlendirme sistemlerine sahibiz." "yle de olsa, benimki daha iyi." "Bu senin... oh, bo ver. Pekala, anlalan kendini bir kez zekice kurtarm olduun iin gidip yeniden atlam olmalsn. Ltfen bana nedenini anlatma. Anlatman gerekiyorsa ne olduunu anlat bari. " "Dosdoru oradan gemekte olan jet motorlu bir ehir aracnn zerine dtm. Pilotu az bir sre nce, teypteki kasetleri deitirmek isterken, kazayla, frlatma dmesine basmt. imdi ben bile bunun zel olarak benim zekamla ilgili olduunu syleyemem yani." "Oh, bilmiyorum," dedi Arthur bkknlkla, "herhalde bir gece nce adamn arabasna gizlice girmi ve pilotun alabilecei en ansz kaseti ayarlam veya ona benzer bir eyler yapmsndr." "Hayr, byle olmad." dedi Ford. "Yalnzca deniyordum." "Ama gariptir ki, bir bakas bunu yapm. te iin z bu. nemli olaylar yaratan zinciri ve dallar geriye doru izlemen mmkn. Sonunda bunu yapann yeni Rehber olduu ortaya kt. u ku." "Hangi ku?" "Sen onu grmedin mi?" "Hayr." "Oh, o kk ldrc ey. Gzel grnl, byk laflar eden, istedii zaman dalga ekilleri ile istedii gibi oynayan ey."

"Bu ne demek?" "Geici ters mhendislik." "Oh," dedi Arthur, "Oh, evet." "Esas soru, ku bunu gerekte kimin iin yapyor!" "Aslnda cebimde bir sandvi var," dedi Arthur, lafn keserek. "Bir para ister miydin?" "Evet. Pekala." "Korkarm biraz ezilmi ve slak ama." "Bo ver." Bir mddet sessizce sandvileri inediler. "Aslnda baya lezzetli. " dedi Ford. "indeki et ne?" "Son Derece Normal Yaratk eti." "Daha nce duymamtm. Her neyse, soru," diye devam etti Ford, "ku bu ii gerekte kinin iin yapyor? Burada dnen gerek dolap ne?" "Mmm," dedi Arthur bir yandan yerken. 'Kuu bulduumda," diye devam etti Ford, "ki bu kendi bana ilgin bir dizi rastlant sonucu oldu, o vakte kadar grdm en muhteem ok boyutlu havai fiek gsterisini sergiledi benim iin. Sonra arzu ettiim zaman hizmetlerini benim evrenimde de sunabileceini bildirdi. Ben teekkrler, ama istemem dedim. O yine de bunu yapacan syledi ve gerekten de yapt. Ben bunu greceimizi syledim. O da greceiz dedi. te o zaman onu paketleyip oradan karmam gerektiine karar verdim. Bylece gvenlik nedeniyle onu sana postaladm." "Oh, yle mi? Kimin gvenlii?" "Kafan yorma. Sonra, yle veya byle, tekrar pencereden atlamamn daha uygun olacana karar verdim. ansma jet motorlu ara oradaym, yoksa yine hzl ve parlak dnme yeteneime, becerikliliime ve belki de ayakkabmn dier tekine gvenmek zorunda kalacak ya da bunlarn hepsi baarszla urayp, yere aklma seeneimi kullanmak zorunda kalacaktm. Ama aracn orada hazr bulunmasnn sebebi, ben holansam da holanmasam da Rehberin benim iin almakta olduuydu ve bu beni son derece endielendiriyordu." "Niin?" "nk eer Rehber sendeyse, onun senin iin altn dnrsn de onun iin. O andan sonra her ey benim iin tereyandan kl eker gibi dzgn gitmiti, ta ki elinde tala o sarsaa rastlayncaya kadar, sonra, bang, ben tarih oldum. Devreden ktm." "Benim kzmdan m bahsediyorsun?"

"Bahsedebileceim en kibar ekilde. O imdi kendisi iin her eyin fevkalade gittiini dnecek zincirdeki ikinci kii. Elindeki ta paras ile kimin kafasna vurursa vursun, onun iin iler hep yolunda gidecek, ta ki onun yapmas gereken i tamamlanncaya kadar. Sonra onun iin de her ey bitecek. te gerici ters mhendislik bu ve henz kimse kurtarlann ne olduunu net olarak anlayamad." "Kurtarlan ben olabilirim rnein." "Ne? Oh, hadi uyan Arthur. Bak, yeniden anlatmaya alaym. Yeni Rehber aratrma laboratuvarlarndan kt. Yapmnda u yeni teknoloji olan filtre edilmemi alglama tekniinden yararlanld. Peki bunun ne demek olduunu biliyor musun? " "Bak, Bob akna, ben uzun sredir sandviten baka bir ey yapmyorum!" "Bob da kim?" "Bo ver, devam et." "Filtre edilmemi alglama, her eyin alglanmas demek. Bunu anlayabiliyor musun? Ben her eyi alglayamam. Sen her eyi alglayamazsn. Bizim filtrelerimiz vardr. Yeni Rehber in hi duyu filtresi yok. O her eyi alglar. Bu kark bir teknolojik ka vram saylmaz. Yalnzca bir paray darda brakma meselesi. Anlayabiliyor musun?" "Neden sana anladm sylemeyeyim? Bu ekilde bana aldrmadan devam etmen mmkn olur." "Tamam. imdi, ku mmkn olan her trl evreni alglayabildii iin, mmkn ol an her evrende de mevcut demektir. Tamam m?" "E... v... e... e.. t, gibi" imdi yle bir ey oluyor, pazarlama ve muhasebe departmannda alan ensesi kalnlar, oh, bu kulaa ok ho geliyor diyorlar, bu bizim ondan bir tane yapp, sonra saysz kereler satabileceimiz anlamna gelmiyor mu diye dnyorlar. Bana yle gzler i krptrarak bakma Arthur, bu muhasebecilerin nasl dnd ile ilgili." "Bu ok akllca, yle deil mi?" "Hayr! Bu muhteem ekilde aptalca. Bak. Cihaz yalnzca kk bir Rehber. inde ok akllca tasarmlanm bir siber teknolojiye sahip, Filtre Edilmemi Alglamas olduu iin, yapt en kk bir hareket bir virs etkisi yaratyor. Btn uzaya, zamana ve milyonlarca baka boyuta yaylabiliyor. Dikkatleri, senin ve benim hareket ettiimiz evren iinde herhangi bir eye evrilebilir. Gc ift ynl. Bir bilgisayar program dn. Bir yerde anahtar bir emir var ve bunun dnda her ey kendi kendisini aran fonksiyonlardan, ya da sonsuz bir adres alan iinde bitip tkenmeksizin tekrarlanan

parantezlerden ibaret. Parantezler kaldrlnca ne olur? Bunun en son "sonu" nerededir? Bunlar senin iin bir anlam ifade ediyor mu Arthur?" "Af edersin, bir an iin dalmm. Evrenle ilgili bir eyden bahsediyordun deil mi?' "Evet evrenle ilgili bir ey, "dedi Ford, bkkn bir sesle. Yeniden yere oturdu. "Pekala ," dedi. "yle dn. Rehberin ofisinde kimi grdm biliyor musun? Vagonlar. Ah. Sonunda anlayabildiin bir kelime kullandn gryorum." Arthur ayaa frlad. "Bu ses," dedi. "Ne sesi?" "Gk grlts." "Ne olmu ona?" "Bu gk grlts deil. Bu Son Derece Normal Yaratklarn bahar g. Balad bile." "Bahsedip durduun bu hayvanlar da neyin nesi?" "Ben onlardan bahsedip durmuyorum. Sadece onlarn paralarn sandvi lerime koyuyorum." "Neden onlara Son Derece Normal Yaratklar deniyor?" Arthur ona nedenini anlatt. Arthur'un, Ford'un gzlerini aknlktan fal ta gibi alm grme ans pek sk olan bir ey deildi. Bu Arthur iin hibir zaman tam olarak alkanlk ya da bkknlk yaratmayan bir grntyd. O ve Ford vadi yata boyunca akan kk rman kenarndan yrye rek abucak yollarn buldular ve en sonunda dzln snrna eritiklerinde Galaksinin sunabileceinden daha ilgin ve daha gzel grntlerden birini izlemek zere kendilerini byk bir aacn dallar arasna ektiler. Binlerce ve binlerce Son Derece Normal Yaratktan olumu muazzam grltl bu sr byleyici bir dzen iinde Anhondo dzln grkemli bir yryle gemekteydi. Sabahn ilk soluk klar altnda, koca gvdelerinden fkran terin ince buhar ile topra dven ayaklarnn altnda alkalanan amur ve i taneleri karm iinden gemekte olan hayvanlar gerek d bir grnt oluturmaktayd. Bununla birlikte onlarla ilgili yrekleri durduran esas gerek, geldikleri yer ile gittikleri yerdi, yani en basit ekliyle, hibir yer. Kabaca yz metre geniliinde ve yarm mil uzunluunda, mzrakl, kalkanl eski Yunan askerlerinden olumu bir alaya benzeyen byk bir grup halinde idiler. Bu grup hi hareketsizmi gibi gzkse de, dzenli olarak grldkleri sekiz dokuz gn

sresince yanlara ve arkaya doru hafife ve azar azar kayyorlard. Ama her ne kadar bu kocaman ktle az ok hareketsiz kalyorsa da onu meydana getiren byk yaratklar devaml olarak saatte yirmi millik bir hzla yukar doru ilerliyorlar ve dzln bir ucunda anszn ortaya kp br ucunda ayn ekilde kayboluyorlard. Kimse nereden geldiklerini ve nereye gittiklerini bilmiyordu. Lamuella'llarn yaam iin ylesine nemliydiler ki adeta kimse bunu sormak istemiyordu. Yal Thrasbarg bir seferinde bir cevap alndnda onlar yitirebileceklerini sylemiti. Baz kyller kendi aralarnda bunun mrleri boyunca Thrasbarg'dan duyduklar en akllca laf olduunu konumular ve konuyu ksaca tarttktan sonra ii ansa brakmlard. Yeri dven ayaklarn grlts yle yksekti ki bu grltnn arasnda bir ey iitmek hemen hemen imkanszd. "Ne dedin?" diye bard Arthur. "Dedim ki," diye bararak cevap verdi Ford, "bu bir eit boyutlu erozyonu andryor." "O ne demek?' diye bard yeniden Arthur. "Eee, bu olup bitenlere bakarak pek ok kii, uzay / zaman beraberliinde atlama belirtileri grldnden endie ediyor. Birok dnyada yalnzca g eden hayvanlarn at dolambal ve garip uzunluktaki yollar yznden atlayp, olduu yerde hareket etmeye balayan ktlelere rastlayabilirsin. Bu da onlar gibi bir ey olabilir Tuhaf zamanlarda yayoruz. Yine de doru drst bir uzay alannn yokluunda..." Arthur adeta donmu bir ifadeyle ona bakt. "Ne demek istiyorsun?" dedi. "Ne demek, ne demek istiyorum?" diye bard Ford. "Ne demek istediimi bal gibi de biliyorsun. Buradan onlar sayesinde kacaz." Sen imdi ciddi ciddi bir Son Derece Normal Yarata binip gitmeyi mi teklif ediyorsun?" "Eveet. Bylece nereye gittiini grm oluruz." "Bizi ldrrler!" dedi Arthur, sonra anszn "Hayr! ldrlmeyeceiz. En azndan ben ldrlmeyeceim. Ford, hi Stavromula Beta adl bir gezegenden bahsedi ldiini duydun mu?" diye ekledi. Ford kalarn att. "Sanmyorum," dedi. Kendi ypranm Otostopunun Rehberini karp, bilgiyi iledi. "Herhangi bir farkl yazl var m?" diye sordu.

"Bilmiyorum. Sylendiini bir kez duydum sanrm. Sanki aznda bir sr baka insann da dilerini tayormu gibi konuan biri tarafndan. Sana Agrajag'dan bah settiimi hatrlyor musun? Ford bir an dnd. "Hani u senin kendisini ldrp durduunu syleyen kii mi?" "Evet, onu ldrdm iddia ettii yerlerden biri de Stavromula Beta idi. Ama kimse byle bir yer duymam. Sylediine gre orada birisi beni vurmaya kalkyormu. Ben saknmak iin eiliyor ve Agrajag, ya da onun tekrar tekrar yaama dnen gvdelerinden biri vuruluyormu. Bunun zamann bir noktasnda gerekletii kesin grnyor. Buna gre ben en azndan Stavromula Beta'da kendimi bir kurundan saknmadan nce ldrlm olamam gibi grnyor. Tek sorun bu ad kimsenin duymam olmasnda. " "Hmm." Ford Otostopunun Rehberinde bir iki aratrma daha yapm ama hibir ey bulamamt. "Faydasz" dedi. "Tamam, hayr. Hi duymadm," dedi Ford sonunda. Bununla birlikte bu ismin kafasnda niin ok ok uzaktan da olsa birka an aldrdn merak ediyordu. "Pekala." dedi Arthur. "Ben Lamuella'l avclarn Son Derece Normal Yaratklar nasl tuzaa drdklerini grdm. Eer bunlardan bir srnn iindeyken mzraklayacak olurlarsa srnn kalan ksm onu ezip geiyordu. Bu yzden onlar ldrebilmek iin teker teker dikkatlerin ekmek zorundaydlar. Matador almasna ok benzer bir ekilde, bilirsin, Hani parlak renkli bir alla yaptklar ey. Birini sana saldrtmaya alyorsun, sonra kenara ekilip alla zarif bir hareket yapyorsun. zerinde parlak renkli, ala benzer bir ey var m?" Ford "Bu olur mu?" diye sorarak ona havlusunu uzatt. Yaadnz dnyadan g etmekte olan, bir buuk tonluk bir Son Derece Normal Yaratn srtna atlayp saatte otuz mil hzla frtna gibi gitmek ilk bakta grnd kadar kolay bir ey deildi. Hele Lamuella avclarn seyrederken grnd kadar kolay hi deil di. Arthur Dent zor ksmn bu olabileceini kefetmeye hazrlklyd. Kefetmeye hazr olmad ey ise bu zor ksma sra gelebilmesinin bile ne kadar zor olduuydu. Kolay olmas gereken ksm neredeyse imkansz olduu ortaya kan ksmd. Tek bir hayvann bile dikkatini ekmeyi baaramamlard. Son Derece Normal Yaratklar, balan ne doru kvrlm, omuzlar ilerde, topra yulaf ezmesine dndrecek ekilde dven arka ayaklarnn var gcyle dehet saan bir frtna

grlts oluturmaya ylesine kendilerini kaptrmlard ki, dikkatlerini ekebilmek iin sadece artc bir ey yeterli olmayacak, jeolojik bir eye de gerek olacakt. Sonunda yalnzca ayaklarnn kard gmbrt, Arthur ile Ford'un baa kabileceinden fazla hale geldi. Ellerinde iek desenli, orta boy bir banyo havlusu ile gittike artan dozda samalklar yaparak neredeyse iki saate yakn bir zaman harcadktan sonra, yanlarndan gmbrdeyerek geen koca hayvanlardan bir tanesinin bile kendi taraflarna doru, hi olmazsa yle bir gz atmasn salayamamlard. Terli gvdelerin oluturduu heyelan hattnn bir metre kadar yaknndaydlar. Daha fazla yaklamak, kronolojik veya kronolojik olmayan, annda lm riskini stlenmek anlamna gelirdi. Arthur, gen ve tecrbesiz Lamuella avclarndan birinin, hayvanlar henz sryle birlikte topra dvp frtnalar oluturmaya fiilen katkda bulunduklar srada, beceriksizce mzraklamaya kalkt Son Derece Normal Yaratklardan arta kalanlar gzleriyle grmt. Btn gereken bir tkezleme idi. Stavromula Beta'da lmle nceden yaplm hibir n randevunun gc, bu ayaklarn frtna gibi lmcllnden sizi kurtarmaya yetmezdi. Sonunda Arthur ve Ford sendeleyerek geri ekildiler. Tkenmi ve yenilmi olarak yere oturdular ve birbirlerinin havlu tekniini eletirmeye baladlar. "Daha fazla sallaman gerekiyordu" diye ikayet ediyordu Ford. "Eer bu kahrolas yaratklardan birinin herhangi bir eyi fark etmesini istiyorsan daha fazla dirsek kontrolne sahip olman gerek." "Kontrol, yle mi?" diye itiraz ediyordu Arthur. "Asl senin bileklerinin daha salam olmas gerek." "Sallamay daha uzun srdrmen gerekirdi," diye kar kyordu Ford. "Daha byk bir havlun olmas gerekirdi." Bir pikka kuunuz olmas gerekirdi," dedi bir baka ses. "Ne olmas gerekirdi?" Ses arkalarndan bir yerden gelmiti. Dndler ve orada sabahn ilk klar altnda arkalarnda durmakta olan Yal Thrasbarg' grdler. Son Derece Normal Yaratklardan birinin dikkatini ekebilmek iin" dedi yal adam, onlara doru yrrken, "bir pikka kuuna ihtiyacnz var. Bunun gibi." zerine giydii kaln kumatan yaplma, Kazak kyafetlerine benzer giysisinin altndan kk bir pikka kuu kard. Ku Yal Thrasbarg'n elinde huzursuzca oturuyor ve

dikkatle, nnde, yaklak yz atm alt buuk santim yaknnda bulunan, Bob bilir hangi ilgi ekici eye dikkatle bakyordu. Ford derhal, ne olup bittiinden veya ne yapmas gerektiinden tam olarak emin olamad zamanlar getii tetik melme vaziyetine geti. ok yava ve korkun grndn umduu bir ekilde kollarn sallamaya balad. "Bu da kim?" diye tslad. Bu sadece Yal Thrasbarg," dedi Arthur yavaa, "ve ben olsam yaptn o garip hareketlere zahmet etmezdim. O da en az senin kadar tecrbeli bir aklaban. Aks halde btn bir gn birbirinize hava atarak geirebilirsiniz." "Ku, "diye fsldad Ford, dilerinin arasndan. "Ku neyin nesi?" "Sadece bir ku!" dedi Arthur sabrsz bir ekilde. "Btn br kular gibi bir ku. Yumurta yumurtlar, senin gremediin eylere gark eder, ya da ark yada ciik yada yle bir ey." Yumurta yumurtladn kendi gzlerinle grdn m?" "Tanr akna, tabii ki grdm, " dedi Arthur "ve onlardan yzlercesini yedim. Olduka iyi omlet oluyor. in srr omleti yaparken kk kpler halinde souk tereya paralar kullanmak ve hafife rpmak iin bir...." "Zark'n cezas bir omlet tarifi istediim yok senden," dedi Ford. "Yalnzca ok boyutlu bir siber kabus deil de gerek bir ku olduundan emin olmak istiyorum." Yavaa melmi durumdan doruldu ve stn ban silkelemeye balad. Ama bu arada hl kuu gzlemeye devam ediyordu. "O halde," dedi Yal Thrasbarg, Arthur'a "aln yazmz Bob'un bir zamanlar bize bahettii Sandvi malatsnn bereketini bir kez daha kendine dndrmek istemesi mi ?" Ford neredeyse yeniden melme vaziyetine geer gibi oldu. "Telalanma," diye mrldand Arthur, "o her zaman byle konuur." ve yksek sesle yle dedi. "Ah, saygn Thrasbarg. Im, evet. Korkarm artk buradan gp gitmek zorundaym. Ama gen Drimple, yani ram, benim yerime iyi bir Sandvi malats olabilecek durumda. Yetenee ve derin bir sandvi sevgisine sahip ve imdiye kadar edindii hnerler, henz gelime yolunda olsalar bile, zamanla olgunlaacak ve ee, yani, sonunda baaracan sylemek istiyorum." Yal Thrasbarg onu ciddi ve zgn gzlerle szmekteydi. Yal gri gzleri kederli bakyordu. Kollarn yukar doru kaldrm, kpr kpr pikka kuunu hl bir elinde tayor, dieriyle de kendi eyalarn tutuyordu.

"Ey, Bob'dan gelen Sandvi malats!" diye yksek sesle sylendi. Duraklad, alnn krtrd ve dindarca bir edayla gzlerini kapad 'Sen olmadan," dedi "yaam ok daha az tuhaf olacak!" Arthur arm kalmt. "Biliyor musun," dedi, "sanrm bu bana imdiye kadar sylenen en ho ey." "imize bakabilir miyiz, ltfen?" dedi Ford. Zaten bir eyler olmaya balamt bile. Yal Thrasbarg'n kolunun ucundaki pikka kuunun varl grltc sr iinde imdiden heyecan dalgalanmalar yaratyordu. Ara sra bir ba onlarn tarafna doru bir anlk evrili veriyordu. Arthur ahit olduu Son Derece Normal Yaratk avlarndan bazlarn hatrlamaya balamt. allarn sallayan matador avclar dnda birde onlarn arkasnda durup pikka kuu tutanlar olduunu anmsad. Ama o zamana kadar Arthur onlarn da kendisi gibi yalnzca seyre geldiklerini dnmt. Yal Thrasbarg ne, ilerleyen srye daha yakn bir yere doru ilerledi. imdi srdeki hayvanlarn bazlar pikka kuunun grnts karsnda ilgi ile balarn arkaya doru atyorlard. Yal Thrasbarg'n yukar doru uzanm kollar titriyordu. Yalnzca pikka kuu kendisine olan biten karsnda hibir ilgi gstermiyormu gibiyd i. Belirsiz bir yerdeki belirsiz birka hava molekl bile mark ilgisinin tmn olan bitene evirmiti. *** "imdi!" diye heyecanla haykrd Yal Thrasbarg sonunda. "imdi onlar zerinde havlunuzla alabilirsiniz!" Arthur Ford'un havlusunu matador- avclarn yapt gibi sallayarak ve kendisine hi de doal gelmeyen zarif bir almla ilerlemeye balad. Artk ne ne yapacan ne de yapacann doru olup olmadn bilmiyordu. O ana hazr olmak iin havluyu bir iki kez sallayp dalgalandrd, sonra izlemeye balad. Biraz teden sr iinden istedii hayvan tespit etti. Hayvan drtnala onlara doru gelmekteydi ve srnn hemen en uundayd. Yal Thrasbarg elindeki kuu ileri geri seri hareketlerle oynatt, Yaratk yukar doru bakt, ban geriye att ve sonra tam yeniden ne doru eecei srada, Arthur havluyu Yaratn gr izgisi iinde dalgalandrd. Hayvan aknlk iinde yeniden kafasn gerice att ve gzleriyle havlunun hareketlerini izlemeye balad. Yaratn ilgisini ekmeyi baarmt.

Bu dakikadan sonra hayvan kandrp kendilerine doru ekmek en doal eymi gibi gzkt. Kafas yukarda, hafife bir yana doru eilmiti, yry hzn bir para azaltyor, sonra trsa geiyordu. Birka dakika sonra koca ey aralarnda duruyor, homurdanyor, topra eeliyor, terliyor ve heyecanla pikka kuunu koklamaya alyordu. Pikka kuu ise onun geldiini bile fark etmemi grnyordu. Yal Thrasbarg kollarn ilgin bir ekilde sallayarak pikka kuunu Yaratn nnde, ama daima eriemeyecei bir uzaklkta ve aa doru tutuyordu. Havlunun garip bir takm dalgalanma hareketleri ile Arthur da hayvann dikkatini o yne bu yne, ama yine daima aa doru ekmeyi baaryordu. "Tm yaamm boyunca bundan daha aptalca bir ey grdm sanmyorum," diye sylendi Ford kendi kendine. Sonunda Yaratk akn ama uyumu bir ekilde dizlerinin zerine kt "Hadi!" diye fsldad Yal Thrasbarg aceleyle Ford'a "Hadi, hemen imdi!" Ford byk yaratn srtna atlad, tutunup dengesini salayabilmek in, kaln dm dm postu arasnda ellerini dolatrd ve avu dolusu krk iyice yakalaya rak pozisyonunu salama ald. "Hadi Sandvi malats! imdi!" Thrasbarg dini trenlere yakr, zarif ve karmak bir ekilde Arthur'un elini skm, Arthur ise bunu tam olarak kavrayamamt. nk Yal adam bu hareketi o ann heyecanyla uydurmu, ardndan Arthur'u ne doru itmiti. O da derin bir nefes alarak Ford'un arkasna, kocaman, scak, ikin sarsna oturmu ve sk sk tutunmutu. Altnda deniz aslanlar byklnde kocaman adalelerin dalgalanp esnediini hissedebiliyordu. Yal Thrasbarg kuu birden yukar kaldrd. Yaratn kafas da onu izleyerek yukar doru evrildi. Thrasbarg kollarn ve kuu yukar doru itiyor itiyordu. Son Derece Normal Yaratk yava yava btn arlyla dizleri zerinde dorulup, sonunda hafife sallanarak ayaa kalkt. Huzursuz ama heyecanl iki srcs sk sk tutundular. Arthur kouturan hayvan denizinin zerinden, ne tarafa doru gittiklerini anlamaya zorlanarak bakt, ama bir scak dalgasndan baka grnen hibir ey yoktu. "Bir ey grebiliyor musun?" diye sordu Ford'a. Hayr," Ford geriye bakmak iin olduu yerde dnd, nereden geldikleriyle ilgili bir ipucu yakalayp yakalayamayacan anlamaya alyordu. Ama, yine bir ey yoktu. ' Arthur aada kalan Thrasbarg'a seslendi. "Nereden geldiklerini biliyor musun?" diye haykrd "Veya nereye gittiklerini?"

"Kraln Arazisi!" diye seslenerek cevap ver ' Yal Thrasbarg. "Kral m?" diye bard Arthur ararak. "Ne Kral?" Son Derece Normal Yaratk Arthur'un altnda huzursuzca sarslp, sallanyordu. "Ne Kral diye sormakla ne demek istiyorsun?" diye bard Yal Thrasbarg. "Yegane Kral "Yani Kraldan hi bahsetmemitin de," diye seslendi Arthur, korku ve aknlk karm hisler iinde. Binlerce ift ayan kard seslerin zerinden sylenen eyleri duymak ok zordu. stelik yal adam yapt ey zerinde konsantre olmaya alyordu. Kuu hl yukar doru tutarak yarat yavaa dndrp, tekrardan byk srnn hareket ettii yne paralel olacak duruma getirdi. Sonra kendisi ne doru ilerledi. Yaratk da onu izledi. Yeniden ilerledi. Yaratk yeniden onu izledi. Sonunda Yaratk ne doru hzn biraz arttrarak hantal admlarla ilerlemeye balad. "Dedim ki Kraldan hi bahsetmemitin!" diye bard Arthur yeniden. "Ben bir Kral demedim, diye Bard Yal Thrasbarg! "Ben tek Kral dedim!" Kolunu geri ekti ve sonra yeniden btn hzyla ne doru ve pikka kuunu srnn zerinden havaya doru frlatt. Bu hareket pikka kuunu tam bir aknlk an iinde yakalama benziyordu nk grne baklrsa olup bitene hi dikkat etmiyordu. Neler olduunu anlamas bir iki dakikasn ald, sonra kk kanatlarn ap, yayarak uup gitti. "leri!" diye bard Thrasbarg. "Git ve kaderinle karla, Sandvi malats!" Arthur kaderiyle bu ekilde karlamay isteyip istemediinden pek de emin deildi. Onun tek istedii gidecekleri yer neresi ise oraya bir an nce varp u yaratn srtndan inebilmekti. Burada kendini hi gvende hissetmiyordu. Yaratk pikka kuunun izinde hzn da artryordu. Sonra koca hayvan, srnn snrlarna eriti, pikka kuu unutuldu ve bir iki dakika sonra ba aada, hzla srnn ortalktan kaybolaca noktaya yaklaarak sryle birlikte komaya devam etti. Etraflar kouturan da gibi gvdelerle evrilmi olan Arthur ve Ford koca canavarn srtna hayatlar pahasna yapmlard. "Hadi! Srn Yarat!" diye baryordu Thrasbarg. Artk uzaklardan gelen sesi kulaklarnda belli belirsiz yanklanyordu. "u Son Derece Normal Yarat srn! Srn! Srn!" Ford Arthur'un kulana seslendi? "Nereye gidiyoruz dedi?"

"Bir Kral ile ilgili bir eyler syledi," diye bard Arthur cevap olarak, bir yandan da mitsizce tutunmaya devam ederken. "Ne Kral?" "Ben de bunu sordum. Cevap olarak yalnzca tek Kral dedi." "Ben bir tek Kral olduunu bilmiyordum," diye seslendi Ford. "Ben de yle," diye bararak cevaplad Arthur. "Tabii bildiimiz Kraldan bahsetmiyorsa." diye bard Ford. "ve ondan bahsettiini de sanmyorum." "Hangi Kral?" diye bard Arthur. k noktasna hemen hemen varmlard. Az nlerinde Son Derece Normal Yaratklar drtnala bolua doru kouyor ve kayboluyorlard. "Ne demek, hangi Kral?" diye bard Ford. Ben ne bileyim hangi Kral. Ben yalnzca bildiimiz Kraldan sz etmesinin mmkn olmadn sylyorum. Yani ne demek istediini ben de bilmiyorum." "Ford, neden bahsettiini hi anlamyorum." "O halde?" dedi Ford. O anda ani bir hzla kafalarnn evresinde dnen yldzlar belirdi ve hemen ardn dan ayn hzla yitiverdiler. Uzaktan puslu, gri binalarn klar grnyor, yanp snyorlard. Olduka sknt verici bir ekilde bir aa bir yukar zplyorlard. Bunlar nasl binalard? Ne ie yaryorlard? Kza neyi hatrlatyorlard? Kendinizi anszn, beklenmedik ekilde deiik bir kltr, yaamla ilgili deiik temel yaklamlar bulunan, stelik mimarisi de inanlmaz biimde skc ve anlamsz olan bir dnya da bulduunuzda herhangi bir eyin ne ie yaradn anlamak ok zor bir eydi. Binalarn zerindeki gkyz souk ve dmanca bir karalktayd. Gneten olan uzaklklarna gre gzleri kamatran bir parlaklkta olmas gereken yldzlar, koruyucu kubbenin kalnl yznden bulank ve monoton bir grnme sahiptiler. Kubbe Pleksiglas benzeri bir eyden yaplmt. Her ne ise sevimsiz ve ar bir eydi ite. Tricia band yeniden geriye sard. Bu bantla ilgi biraz tuhaf bir eyler olduunun farkndayd. Yani, aslnda, bantla ilgili milyonlarca tuhaf ey vard ama onu en ok rahatsz eden bir tanesi vard ki bunu tam olarak anlayamamt. Derinden bir nefes ald ve esnedi.

Bandn geri sarmasn beklerken, alma masasnn zerinde birikmi olan, porselenden yaplma kirli kahve fincanlarn toplad ve hepsini p sepetine att. Soho' da, bir video yapm irketine ait kk bir montaj odasndayd imdi. Kapnn zerine her yere "Rahatsz Etmeyiniz" iaretleri yaptrm ve santradaki kzdan, gelen telefonlarn balanmamasn istemiti. Tm bunlar aslnda onun artc atlatma yeteneini korumak iin dnlmt ama imdiki grevleri onu utantan kurtarmakt. Band batan sona yeniden seyredecekti. Eer buna dayanabilirse tabii. Orda burda bir kez hzl ileri sarma deneyebilirdi. Pazartesi leden sonra saat drt sularyd ve Tricia kendini pek iyi hissetmiyordu. Bu hafif huzursuzluun sebebinin ne olduunu anlamaya alyordu ve buna yol aabilecek sebep says ile ilgili hibir sknts olduu sylenemezdi. ncelikle, her ey New York'tan gelen akam uanda balamt. O kuvvetli ama kalitesiz viskiyle. Her zaman bana bela olmutu o. Ardndan, arka bahesinde uzaydan gelen yaratklarla karlap Rupert gezegenine umas gelmiti. Bu tr bir eyde, bunun da bir ba belas olup olmadn syleyebilecek yeterli deneyime sahip deildi. Ama bu deneyimi geirenlerin bunu lanetleyeceine bahse girmeye hazrd. Her zaman dergilerde yaynlanan stres izelgeleri olurdu. inizi kaybetmek elli stres puan. Yetmi be puan boanma iin veya u kadar puan sa eklinizi deitirmek vesaire vesaire. Bu dergiler... hibiri arka bahenizde uzaydan gelen yaratklarla karlap onlarla Rupert gezegenine gtrlmekten bahsetmiyordu, ama Tricia bunun da birka dzine puan hak ettiinden emindi. Yolculuun kendisi zel olarak stresli saylmazd. Hatta skc olduu bile sylenebilirdi. Hele Atlantik zerinden yapt u son uutan daha stresli olduunu sylemek mmkn deildi. stelik her iki yolculuk da kabaca ayn sreyi almt, aa yukar yedi saat kadar. Yani bu olduka artc idi, yle deil mi? Gne sisteminin d snrlarna kadar umak New York'a gitmek kadar zaman alyordu. Bu gemide duyulmam gte, muhteem bir sistem olduu anlamna gelmeliydi Mihmandarlarn bu konuda sktrm ve onlar da sistemlerinin olduka iyi olduunu kabul etmilerdi. "Ama bu sistem nasl iliyor?" diye sormutu heyecanlanarak. Yolculuun banda hl olduka heyecanl saylrd.

Bandn o ksmn buldu ve kendisi iin yeniden oynatt. Grebulonlar -onlar kendilerini byle adlandryorlard- kibarca gemiyi gtrmek iin hangi dmelere basmas gerektiini anlatyorlard. Kamerann ardndan kendisinin "Evet, ama hangi ilke zerine alyor?" diye sorduunu duyuyordu. "Oh, yani bunun ekim gcyle mi, yoksa ona benzer bir gle mi altn renmek istiyorsunuz herhalde, yle mi?" dediler. "Evet," diye srar etti Tricia. "Neyle alyor?" "Muhtemelen yle bir eyle olmal.'" dediler. "Nasl bir eyle? " ekim gc, foton gc, ona benzer bir eyle. Bunu Uu mhendisimize sormanz gerekecek. "O kim?" "Bilmiyoruz. Biz hepimiz akllarmz kaybettik, biliyor musunuz?" "Oh, evet," dedi Tricia, biraz baygn bir sesle, "yle demitiniz. Hmm, pekala, akllarnz tam olarak nasl kaybetmiimiz acaba?" "Bilmiyoruz," dedi Grebulonlar sabrla. "nk aklnz kayp ettiniz yle deil mi?" diye eko yapt Tricia, ask bir suratla. "Televizyon izlemek ister miydiniz.? Bu uzun bir uu . Biz televizyon izliyoruz. Bu bizim holandmz bir ey." Btn bu ilgin eyler banda kaytl idi ama izlemesi ho olmuyordu. Bir kere resim kalitesi son derece ktyd. Tricia bunun sebebini tam olarak bilmiyordu. Anlad kadaryla Grebulon'larn alglad k frekans menzili biraz deiikti ve ortalkta ekimleri kirletmeye yetecek fazlalkta mor tesi n vard Grnt ok parazitli ve karl kmt. Muhtemelen bunlarn hepsi, hakknda hibirinin en temel eyi bilmedii ekim gc sistemi ile ilgiliydi . Sonuta, bantta, esas olarak kaydettii eyler, olduka zayf ve soluk renkli kiilerin oturup televizyon yaynlarn izleyileri idi. Tricia oturduu yerin yaknndaki incecik grnt deliinden kamerasn dar uzatm ve hafif izgili de olsa yldzlarn da bir grntsn almt. Bunlarn gerek olduunu biliyordu, ama iyi grnmelerini salamas rahata drt dakikasn alacakt. Sonunda deerli video bandndan kalan ksm Rupert iin| saklamaya ve yalnzca arkasna yaslanp onlarla birlikte televizyon seyretmeye karar vermi, halta, bir sre iin biraz kestirme imkan bile bulmutu.

Bu yzden, kendisini hastalkl hissetmesinin bir sebebi, uzayl yabanclarn artc bir teknolojik tasarma sahip gemisinde, bu kadar zaman harcayp da bu zamann byk bir ksmn uyuklayarak ve M*A*S*H ya da Cagney ve Lacey nin tekrarlarn izleyerek geirmi olmasndan tr idi. Ama yapacak baka ne vard ki? Birtakm resimler de ekmiti tabii, ama filmler banyo edildikten sonra hepsinin kt ekilde puslu kt anlalmt. Kendini hasta gibi hissetmesinin bir baka sebebi de herhalde Rupert'a inmesiyle ilgili idi. Bu, en azndan dramatik ve tyleri diken diken eden bir olayd. Geminin zerinden getii blge yle karanlk ve ask suratl bir arazi, k ve scaklk kayna olan ana gneinden ylesine mitsizce uzaklatrlm bir toprak paras idi ki, adeta terkedilmi bir ocuun beyni zerindeki psikolojik yaralarn bir haritasn andryordu. Buz gibi, donmu karanln iinden klar parlam ve kk gemiyi onu kabul etmek iin eilmi gibi grnen, maaraya benzer bir eyin iine doru yneltmiti. Ne yazk ki, yaklarken kullandklar a yznden ve kk grnt deliinin geminin duvarnn ok derinine gml olmasndan tr kameray bunlarn hibirini dorudan tutabilmek mmkn olmamt. Bandn bu ksmn yeniden oynatt. Kamera direkt olarak gnee evrilmiti. Bu bir video kameras iin normalde ok kt bir eydi. Ama gne milyarlarca milin te biri kadar bir uzaklkta olunca hibir zarar vermemiti. Hatta hemen hibir iz bile brakmamt. Yalnzca resmin tam orta yerinde kk bir nokta halinde bir k grnyordu ki bu herhangi bir ey olabilirdi. Binlercesi iinde tek bir yldz. Tricia hzla ileri sard. Ah. imdi, bundan sonraki ksm olduka mit vericiydi. Gemiden ktklarnda karlatklar yap, usuz bucaksz, gri , hangara benzer bir yapyd. Bu, aka anlalabilecei gibi uzayl teknolojisinin dramatik lde bir rnei idi. Pleksiglas benzeri malzemeden yaplma kubbenin karanlk rts altnda kocaman gri binalar. Bunlar bandn sonlarna doru bakt binalarla ayn binalard. Birka saat sonra Rupert'tan ayrlp eve doru yola karken, bunlardan birkan daha filme almt. Bunlar ona ne hatrlatyordu? Baka her eyden ok, bu binalar ona, son yirmi yln dk bteli herhangi bir bilim kurgu filmi iin hazrlanm bir film setini hatrlatyorlard. Tabii, onlarn olabileceinden ok daha geniti ama video ekrannda son derece baya ve inandrclktan uzak grnyorlard. Mcadele etmeye alt resim kalitesinin ktln- den baka, bir de Dnyadakinden anlalr ekilde dk olan yerekiminin beklenmedik etkiler vard.

Kameray ortada bir yerde tutup, profesyonellie hi de yakmayacak ekilde hoplayp zplamasn engellemek ona olduka zor gelmiti. Bu yzden detaylar yakalayabilmesi pek mmkn olmuyordu. Ve ite ne doru karak onu selamlamak iin glmseyen ve elini uzatan Lidere sra gelmiti. Onu yalnzca byle aryorlard. Lider. Grebulon'larn hibirinin ad yoktu, bunun en nemli sebebi akllarna hibir isim gelmemesiydi. Tricia bir ksmnn kendi kendilerini Dnya da izledikleri televizyon programlarnn kahramanlarndan kaptklar isimlerle adlandrmay dndklerini gryordu. Ama birbirlerini ne kadar Wayne, Bob veya Chuck olarak armaya alsalar da evleri olan uzak yldzlardan kendileriyle birlikte getirdikleri kltrel bilin altlar, onlara bunu yapmalarnn aslnda doru olmadn sylyordu. Lider de aa yukar dierleri ile ayn grntdeydi. Belki biraz daha az zayf olabilirdi. Tricia'ya onun ovlarn nasl beeniyle izlediini ve onun en byk hayranlarndan biri olduunu, gelip Rupert' ziyaret edebilmesinden dolay ne byk bir mutluluk duyduunu, herkesin onun geliini nasl drt gzle beklediini, uuun rahat ve yolculuun iyi gemi olmasn umduunu belirten eyler syledi. Tricia'ya yldzlardan veya ona benzer bir yerlerden yayn yapldn dndrecek hibir ey olmamt. Tabii, imdi banttan seyrederken Lider de, dayansanz yklacak gibi ereti duran bir setin nndeki kostml, makyajl herhangi bir adama benziyordu. Tricia yz ellerinin arasnda, ekrana bakarak otururken bir yandan da aknlk iinde kafasn bir yandan br yana sallamaktayd. Bu korkun bir eydi. Korkun olan yalnzca bu ksm deildi, Tricia bundan sonra gelecek ksm da biliyordu. Bu, Liderin kendisine uutan sonra karnnn a olup olmadn, gelip bir eyler yemek isteyip istemeyeceini sorduu ksmd. Bylece yemek srasnda biraz konuma frsatlar da olabilirdi. Bu noktada ne dndn hatrlayabiliyordu. Uzayl yiyecekleri. Onlardan holanacak myd? Gerekten yemesi gerekecek miydi? Yiyemediklerini iine tkrebilecei bir kat peete bulabilecek miydi? eit eit baklk sorunlar kmaz myd? Sonunda yemein hamburgerlerden olutuu ortaya kt.

Yalnzca hamburger olduklarnn ortaya kmasyla kalmad, bunlarn mikro dalga frnda stlm McDonald hamburgerleri olduu da anlald. Sadece grntleri deildi buna sebep olan. Sadece kokular da deil. inde getirildikleri ve zerinde "McDonalds" yazl Polistren kapakl paketler onlar ele veriyordu. "Yiyin! Afiyet olsun! dedi Lider. "Bizi ereflendiren konuumuz her eyin en iyisine layktr!" Bunlar Liderin zel dairesinde geiyordu. Tricia etrafna korku snrnda bir aknlkla baknm ama yine de her eyi kayda almt. Dairede bir su yata bulunuyordu. Ve orta boy bir mzik seti. Ve u masann zerinde duran, iinde byk sperm tanecikleri kaynyormu grntsn veren, kl, cam eylerden vard. Duvarlar kadife kaplyd. Lider kahverengi set taklidi bir iirme koltua oturdu ve azna nefes tazeleyici spreyini skt. Tricia anszn ok rktn hissetti. Dnyadan uzakta, bildii kadaryla, herhangi bir insan olunun imdiye kadar bulunmad bir yerde, kahverengi set taklidi bir iirme koltua yaylp azna nefes tazeleyici skan bir uzayl yaratkla ba baayd. Yanl bir hareket yapmak istemiyordu. Onu panikletmek istemiyordu. Ama bilmesi gereken eyler de vard. 'Siz nasl... nereden... aldnz bunu?" diye sordu huzursuzca oday iaret ederek. "Dekoru mu? "diye sordu Lider. "Beendiniz mi? ok k ve gelimi deil mi? Bizler de yle kiileriz, biz Grebulonlar yani. Biz dayankl tketim mallarnn k, gelimi, kullanl olanlarn kullanrz... posta yoluyla smarlayarak." Tricia bu noktada son derece yava ban sallamt. "Posta yoluyla smarlayarak...." demiti. Lider neeyle glmt. u koyu ikolata rengi gven verici ipeksi gllerden biriyle. "Sanrm onlar buraya gemilerle gnderdiklerini dnyorsunuz. Hayr! Ha! Ha! biz New Hampshire'dan bir posta kutusu numaras aldk. Oraya dzeni toplama seyirleri yapyoruz. Ha Ha! Rahat bir tarzda iirme koltuuna yasland, stlm patates kzartmasna uzand ve bir ucunu kemirmeye balad. Dudaklarnda elenceli bir glmseme dolamaktayd. Tricia beyninin ok hafif ekilde kaynamaya baladn hissediyordu. Videoyu altrmaya devam etti. "Nasl, eee, bu gzel eyler iin.... nasl deme yapyorsunuz?" Lider yine gld.

"Amerikan Express'le" dedi aldrmaz bir omuz silkme ile. Tricia yine yavaa ban sallad. Amerikan Expres'in istisnasz herkese kart verdiin biliyordu. "Ya bunlar?" dedi kendisine gsterilen hamburgeri yukar kaldrarak. "ok kolay, dedi Lider. "Srada bekliyoruz " Tricia tekrar, souk, bel kemiinden aa rpertiler gnderen bir hisle, bunun pek ok eyi akladn far ketti. *** Yeniden hzl ileri sarma dmesine bast. Buralarda ie yarar bir ey yoktu. Hepsi kabus gibi lgnlklard. Daha inandrc grnen bir eyler yapabilirdi. Bu ie yaramaz, berbat band seyredip, yava yava iine szlen bir korku ile, cevabn bu olduunu fark ederken , bir baka hastalkl his dalgas daha oturdu iine. Onu... Ban sallad ve anlamaya alt. Douya doru bir gece uuu... Bu uula ba edebilmek iin ald uyku haplar. Haplar imek iin kulland votka. Baka neler? Eh. Bir kere, birini papaan kafesine saklad iki kafas bulunan muhteem bir adamn bir partide onu tavlamak istemesi, ama sonra sabredemeyip uan dairesine binerek bir baka gezegene umu olmas ile ilgili on yedi sene sren taknts vard. Anszn bunun hibir zaman gerekten yaanmadna dair rahatsz edici hisler uyanmaya balad iinde. Bu hi aklna gelmemiti. On yedi yl boyunca hi. Yumruunu azna tkad. Yardma ihtiyac vard. Sonra, arka bahesine inen uzay arac ile ilgili olarak kendisini incitmeye alan o Eric Barlett denen adam. Ve ondan nce ... New York yolculuu da ok scak ve stres dolu gemiti. Yksek mitler ve ac d krkl. Astroloji konusu. Bir ruhsal knt geiriyor olmalyd. Sebep buydu. Tkenmiti ve bir sinir krizi geirmi, hayaller grmeye balamt. stelik bu hayalleri de eve dndkten bir mddet sonra grmeye balamt. Kendi yaamlar ve tarihlerinden atlm bir uzayl rk, gne sisteminin uzak bir blgesinde skp kalm ve kendi kltrel boluklarn bizim kltrel plerimizle doldurmaya alyor yle mi? Ha! Bu, doann kendisini pahal bir tp kuruluuna hemen bavurmas gerektii konusunda uyarma yolu olmalyd.

Tricia ok ok hastayd. Ka fincan kahve tkettiine bakt ve ayn zamanda ne kadar sk ve hzl nefes almakta olduunu fark etti. Herhangi bir sorunu zmenin en nemli koulu, dedi kendi kendisine, onu fark etmektir. Nefesini kontrol altna almaya balamt bile. Kendi kendini tam zamannda yakalamt. Nerede olduunu grebilmiti. Snrnda olduu psikolojik birikimlerden uzaklamak zere geri dnmt. Sakinlemeye balamt. Sakin. Daha sakin. Bir sandalyeye oturdu ve gzlerini yumdu. Bir mddet sonra, nefesi normale dnnce, yeniden at. O zaman bu band nereden bulmutu? Bant hl oynuyordu. Pekala. Bu bir aldatmacayd. Bunu kendisi yapmt Evet. Bunu yapan kendisi olmalyd nk bandn her yerinde sorular soran kendi sesi vard. Arada srada kamera bir sahnede gezinirken kendi ayakkablar iinde kendi ayaklarn da grebiliyordu. Bu band o dzenlemi, sonra bunu ne zaman yaptn ve niye yaptn hi hatrlamaz duruma gelmiti. Krpp duran karl ekran seyrederken, nefesi yeni den sklamaya balamt. Hl hayal gryor olmalyd. Ban sallayarak hayalleri kovmaya alt. Bu, aldatmaca olduu her halinden belli olan eyleri hazrlay; ilgili hibir ey hatrlamyordu. Dier taraftan, bu aldatmaca grntlere ok benzeyen anlar var gibiydi akn bir trans hali iinde izlemeye devam e ti. u Lider olarak arldn hayal ettii adam, onu astroloji konusunda sorgulamakta idi. Kendisi de dzgn ve sakin cevaplar veriyordu. Sesinde ykselmekte olan panik tonunu yalnzca kendisi fark edebilirdi. Lider bir dmeye basyor ve mor renkli kadife duvar kenara kayyor ve bir sr dz televizyon monitr ortaya kyordu. Her bir monitr, bir kaleydoskop gibi, eitli grntlerden alntlar gsteriyordu: Bir yarma ovundan bu iki saniye, bir polis gsterisinden bir iki saniye, bir spermarket deposunun gvenlik sistemi ile ilgili grntlerden bir iki saniye, birinin tatilde ektii filmlerden bir iki saniye, bir iki saniyelik bir seks sahnesi, bir iki saniyelik haber kua, bir iki saniyelik bir komedi. Liderin btn bunlarla ok gurur duyduu belliydi. Bir yandan anlalmaz bir eyler sylerken, bir yandan da bir maestro gibi ellerini kollarn sallayp duruyordu.

Elinin bir baka sallanmasyla tm ekranlar temizlenmi ve dev bir bilgisayar ekran belirmiti. Bu ekran gne sisteminin tm gezegenlerini bir izelge halinde gsteriyordu. Bu izelge kendi takm yldzlar iinde yldzlarn bulunduu bir fona yerletirilmiti. Grnt tamamen hareketsizdi. "Biz ok yetenekliyiz," diyordu Lider. "Aslnda bilgi sayar konusunda, kozmolojik trigonometri hakknda, boyutlu seyir hesaplamalar ile ilgili byk yeteneklere sahiptik. Byk yetenekler. Ama onlar kaybettik. Bu ok kt. Yeteneklerimize sahip kmak istiyoruz, ama onlar burada yok artk. Uzayda bir yerde, dnp duruyorlar. simlerimiz, evlerimizin detaylar ve sevdiklerimizle birlikte. Ltfen, dedi eliyle bilgisayar masasnn nne oturmasn iaret ederek, "bizim iin yeteneinizi kullann." Aka grlyordu ki bundan sonra Tricia kamerasn abucak aya zerine yerletirerek tm sahneyi tespit etmeye almt. Ardndan kendisi de grntnn iine girmi, dev bilgisayar ekrannn nne oturmu, bir iki dakika sistemle tanklk kurmaya alm ve sonra dzgn ve becerikli bir ekilde, yapt hakknda sanki bir fikre sahipmiesine davranmaya balamt. Aslnda bu o kadar da zor olmamt. Ne de olsa matematik ve astrofizik eitimi alm biriydi. stelik televizyon sunucusu deneyimine sahipti ve yllar boyunca unutmu olduu bilimi blf yaparak yutturabilirdi. zerinde alt bilgisayar Grebulon'larn u an grnen durumlarnn ok tesinde ve gelimi bir kltre sahip olduklarnn iareti idi ve onun yardm ile yarm saat iinde gne sisteminin ileyen bir modelini ortaya karabilmiti. Bu zellikle hassas lmlere filan dayanmyordu, ama iyi grnyordu. Gezegenler yrngelerinin olduka iyi bir benzeri etrafnda dolayordu ve kabaca bir grntyle saat gibi ileyen gerek kozmolojik dzeni sistemin her yanndan grebiliyordunuz. Dnya dan izleyebilirdiniz, Mars'tan izleyebilirdiniz, vs., vs. Rupert gezegeninin yzeyinden izleyebilirdiniz. Tricia, kendi baarsndan olduka etkilendii gibi, zerinde alt bilgisayar sisteminden de ok etkilenmiti. Dnyadaki bir bilgisayar istasyonunda alyor olsa, ayn iin programlanmas bir yl kadar bir zaman alabilirdi. Bitirmek zereyken, Lider arkasnda belirmi ve onu izlemeye balamt. Tricia'nn baardklarndan ok memnun ve honut grnyordu. "Gzel," demiti, "ve imdi de ltfen, bu kitaptaki bilgileri tercme edebilmek iin, bana, bu kurduunuz sistemin nasl kullanlacan gstermenizi istiyorum." nne sessizce bir kitap brakmt. Bu Gail Andrews'un kaleme ald Siz ve Gezegenleriniz adl kitapt.

*** Tricia kaseti yeniden durdurdu. Kendi gerekten de ok kt hissediyordu. Hayal grd hissi imdi gerilemi, ama kafasnda brakt iz de bu histen daha kolay anlalr, net bir iz olmamt. Koltuunu geriye doru iterek montaj masasndan uzaklat ve ne yapmas gerektiini dnmeye koyuldu. Yllar nce astronomik aratrma alanndan ayrlmt. nk biliyordu ki, hatta hi phesi yoktu ki, baka dnyalardan bir yaratkla karlamt. Bir partide. Ve yine hi phesiz biliyordu ki eer bunu birine sylemi olsa bitmez tkenmez alay malzemesi olacakt. O halde, o konuda bildii en nemli yegane eyi kimseye sylemeden nasl kozmoloji almaya devam edebilirdi. Yapabilecei tek ey yapm ve ayrlmt. imdi televizyonda alyordu ve ayn ey yeniden bana gelmiti. Herhangi bir tarihin en artc hikayesinin gerek video kaydn yapmt: Gne sistemimizin en uzak kelerinden birinde yalnzla terkedilmi bir uzay medeniyetinin unutulmu bir snr karakolunun hikayesi. Hikaye kendisindeydi. Oraya gitmiti. Onlar grmt. Tanr akna, elinde bant kaytlar vard. Ve onlar herhangi birine gsterecek olursa alay konusu olacakt. *** Bunlarn herhangi birini nasl ispatlayabilirdi? Dnmeye bile demezdi. Bakmaya kalkt her adan bunlarn tamam yalnzca bir kabustu. Kafas zonklamaya balamt. antasnda bir aspirin olacakt Montaj odasndan kp koridorun sonundaki su cihaznn yanna gitti. Aspirini ald ve birka bardak su iti. Ortalk olduka sakin grnyordu. Genellikle ortada dolanan daha ok kii, en azndan bir iki kii olurdu. Kendisininkine bitiik olan Montaj odasnn kapsndan ban uzatp ieri bakt ama orada da kimse yoktu. Herkesi kendi odasnn kapsndan uzaklatrma iinde biraz ileri gitmiti. "RAHATSIZ ETMEYNZ" diye yazyordu kapda. "ER GRMEY AKLINIZDAN BLE GERMEYN. NE OLDUU UMURUMDA DEL, GDN. BEN MEGULM!"

Yeniden ieri girdiinde telefonunun zerindeki mesaj lambasnn gz krptn fark etti ve bunun ne zamandr byle olduunu merak etti. "Alo?" dedi santraldeki kza. "Oh, Miss Mc Millan. Aradnza ok sevindim. Herkes size ulamaya alyor. Televizyon irketinizdekiler yani. Sizi bulabileceklerinden midi kesmiler. Onlar arayabilir misiniz?" "Niye bana balamadnz onlar?" diye sordu Tricia. "Siz hibir sebeple kimseyi balamamam istemitiniz. Burada olduunuzdan bile bahsetmememi istemitiniz. Ne yapacam bilemedim. Odanza ge lip size mesaj vermeye altm, ama..." . Pekala," dedi Tricia, kendi kendini lanetleyerek. Ofisini arad. "Tricia! Hangi basurlu cehennemdesin sen?" "Montaj yapyordum..." "Ama dediler ki..," "Biliyorum, Ne oldu?" "Ne mi oldu? Yalnzca lanet olas bir uzay arac geldi "Ne? Nereye?" "Regent Parkna. Kocaman gm rengi bir ey. inde bir kz ve bir ku var. Kz ngilizce konuuyor, insanlara ta atyor ve saatinin tamir edilmesini istiyor. Derhal oraya git." *** Tricia onu inceliyordu. Bu bir Grebulon gemisi deildi. Anszn yldzlar aras gemilerde uzman kesildiinden deildi ama bu, ince yapl ve gzel bir eydi. Gm, beyaz karm geni bir okyanus teknesi byklndeydi ve en ok benzedii ey de buydu. Bu geminin yannda Grebulon gemisinin yar montajl koca gvdesi sava gemilerindeki zrhl at kulelerine benzerdi ancak. At kuleleri. O bo, gri binalarn benzedii ey de buydu ite. stelik o binalarla ilgili bir baka gariplik de kk Grebulon gemisine yeniden binmek iin dnerken onlarn ortadan kaybolmu olmalaryd. Btn bu dnceler taksiden inip kamera ekibine doru koarken aklndan geen eylerdi. "Kz nerede?" diye bard helikopter ve siren seslerinin zerinden. "Orada! diye seslendi yapmc. O srada ses teknisyeni yakasna bir mikrofon ilitirmeye alyordu. "Kz annesiyle babasnn, paralel bir boyutta bural olduu fa -

lanla ilgili bir eyler sylyor. Ve elinde babasnn saati var, ve ... bilmiyorum. Sana ne sylesem? Konutur onu. Ona uzaydan gelmenin nasl bir his olduunu sor." "ok teekkrler, Ted." diye mrldand Tricia, mikrofunun salam yerletirilip yerletirilmediine bakt, teknisyene bir ses verdi, derin bir nefes ald, salarn ge riye att ve kendisi iin ok tandk olan, her eye hazr profesyonel haberci rolne dnd. En azndan hemen, hemen her eye hazr saylrd. Kza bakmak iin dnd. Bu o olmal idi, Vahi sal ve vahi gzl ey. Kz da ona doru dnd ve onu grd. "Anne!" diye haykrd ve Tricia'ya talar atmaya balad. Gn evrelerinde dolayordu. Kzgn ar bir gne vard. Scak dalgas altnda bir l nlerinde boylu boyunca uzanmaktayd. Kendilerini onun iinde bulmulard. "Atla!" diye bard Ford Prefect. "Ne?" diye bard Arthur Dent, yaam pahasna sk sk tutunduu yerden. Cevap yoktu. "Sen ne dedin?" diye bard Arthur yeniden ve sonra Ford Prefect' in artk orada olmadn fark etti. Panik iinde etrafna bakmaya ve kaymaya balad. Daha fazla tutunamayacan fark edince kendisini btn gcyle yana doru savurdu ve topraa arparken bir top gibi kvrlarak yeri dven iftelerden uzaklara, mmkn olduunca uzaklara doru yuvarland. Ne gn ama, diye dnd, asabi bir ekilde cierleri ne yuttuu tozu ksrerek karmaya alrken. Dnya havaya uurulduundan beri byle kt bir gn daha yaamamt. Dizleri zerinde doruldu sonra ayaa kalkt. Ardndan kamaya balad. Neden katn ya da nereye katn bilmiyordu ama kamak yaplabilecek en saduyulu eymi gibi geliyordu ona. Doruca orada durup evreyi incelemekte olan Ford Prefect'e kotu. "Bak" dedi Ford. "Bu tam ihtiyacmz olan ey." Arthur ksrerek biraz daha tozu cierlerinden att ve bir ksmn da silkeleyerek salarndan ve gzlerinden uzaklatrd. Nefes nefese dnd ve baklarn Ford'un bakmakta olduu eye evirdi. Buras pek de bir Kraln ya da tek Kraln ya da herhangi bir eit Kraln arazisine benzemiyordu ama yine de olduka davetkar bir grnts vard. Buras bir l dnyas idi. Tozlu toprak olduka sertti ve Arthur'un bir gn nceki enliklerde berelenmeden kalan yerlerini de baaryla rtmt. Durduklar yer den biraz ilerde kum tana benzer byk kayalar vard. Rzgardan ve buraya yad

kadaryla yamurdan etkilenerek vahi gzellikte ilgin ekillere brnmlerdi. Bu ekiller, portakal renkli arazinin orasnda burasnda boy atm dev kaktslerin muhteem grntleri ile de uyum salyordu. Bir an iin Arthur beklenmedik bir ekilde Arizona, New Mexico veya Gney Dakota'ya gelmi olabileceklerini mit etmeye cesaret eder gibi olduysa da durumun byle olmadn gsterecek bir sr iaret vard ortada. Her eyden nce Son Derece Normal Yaratklar hl tozu dumana katarak topra inletmeye devam ediyorlard. Binlercesi bir utaki ufuk izgisinden balayarak yu kar doru yaylyor, yarm mil kadar ortadan kayboluyor sonra kar utaki ufuk izgisine doru yeri g birbirine katarak uzaklayorlard. Sonra Bar&Barbek adl yerin nnde park etmi uzay gemileri vard. Ah. Kraln Topraklarndaki Bar&Barbek. Biraz d krc dorusu diye dnd Arthur kendi kendine. Aslnda uzay gemilerinden yalnzca bir tanesi Kraln Topraklarndaki Bar&Barbek nn nnde park etmi durumdayd. Dier Bar&Barbek nn bitiiindeki bir park sahasndaydlar. Ama dikkati eken nde park etmi olanyd. Muhteem grnl bir eydi bu. Her tarafnda balk yzgecine benzer ince, lgn grnl bir eyler, bu yzgelerin zerinde ise gereinden ok ok fazla krom ii vard ve esas gvdenin byk bir blm ok edici bir pembe renge boyanmt. Olduu yerde kulukaya yatm kocaman bir bcek gibi duruyor ve her an sanki bir mil tedeki bir eyin zerine atlamak zere imi gibi grnyordu. Kraln Topraklarndaki Bar&Barbek. eer Son Derece Normal Yaratklar, boyutlar aras ufak bir sapma yapmam olsalar, zerinden basp geecekleri kadar yolun stnde, etrafnda olanlardan hi etkilenmeden ylece duruyordu. Kendi halinde bir yerdi. Kamyoncularn yemek yedii bir durak yeri. Bilinmeyen bir yerin ortasnda. Sessiz sakin. Kraln Topraklarnda. "Bu gemiyi satn alacam," dedi Ford sakin sakin. "Satn almak m? "dedi Arthur. "Bu hi senin syleyecein bir eye benzemiyor. Ben onlar genellikle yrttn sanrdm." "Bazen daha saygl olmak gerekebilir." dedi Ford. "Sanrm biraz para gstermek de gerekecektir. Bu ey ka para deerindedir sence?" Ufak bir hareketle, Ford ceketinin cebinden Ye Sonra -de kartn kard. Arthur, onun kart tutan elinin hafife titrediini fark etti

"Beni restoran eletirmeni yapmak nasl olurmu reteceim onlara..." dedi Ford nefes nefese. "Ne demek istiyorsun?" diye sordu Arthur. "Grrsn," dedi Ford, gznde pek de ho olmayan bir prltyla. "Hadi gidip biraz para harcayalm, olur mu?" *** "Birka bira," dedi Ford, "ve, ne bileyim, bir ka dom uz pirzola, neyiniz varsa artk, ve bir de o dardaki pembe ey." Kartn tezgahn zerine brakp geliigzel etraf seyretmeye balad. Sessizlie benzer bir ey oldu. Bata da ok grlt olduu sylenemezdi ama imdi kesinlikle sessizlik tr bir e y vard ortalkta. Hatta Son Derece Normal Yaratklarn uzaktan gelip dikkatle Kraln Topraklarndan uzak kalmaya alan gmbrts bile anszn biraz dinmi gibiydi. "ehre henz vardm," dedi Ford, sanki bunda ya da bir baka eyde hibir tuhaflk yokmu gibi. Son derece rahat bir tavrla tezgaha dayanmaktayd. erde mteri daha vard. Masalara oturmu biralaryla ilgileniyorlard. tane kadar. Bazlar tam kii olduunu syleyebilirdi ama, bu o cins yerlerden, yani ierde kendinizi o kadar belirgin hissedebileceiniz yerlerden biri deildi. Sahnede bir eyler kurmakla megul iri yar bir adam da vard. Eski bir davul seti. Birka gitar. Country ve Western tipi eyler. Barmen, Ford'un siparilerini yerine getirmekte pek de acele etmiyordu. Ha tta yerinden bile kprdamamt. "Pembe eyin satlk olup olmadndan pek emin deilim," dedi sonunda, uzun sre devam eden cinsten bir aksanla. "Tabii ki satlk," dedi Ford. "Ne kadar istiyorsun? ' "Yani..." "Bir rakam syle ben onu iki ile arpacam "Benim deil ki sataym," dedi barmen. "O halde, kimin?" Barmen bayla sahnede bir eyler kurmakta olan iri yar adam iaret etti. ri yar, iman, yava hareketli, kafas kellemekte olan adam. Ford ban sallad. Glmsedi. "Pekala," dedi "Biralar, zgaralar getir ve hesab ak brak." ***

Arthur barda oturup dinleniyordu. Olan biteni renmemeye alkt. Byle kendini daha rahat hissediyordu. Bira olduka iyiydi ve biraz uykusunu getirmiti ama, o buna aldrmyordu. Domuz pirzolalar, aslnda domuz pirzolas deil, Son Derece Normal Yaratk pirzolasyd. Barmenle zgara konusunda bir iki profesyonel gr deiiminde bulundu ve Ford'u ne istiyorsa yapmak zere serbest brakt. "Pekala," dedi Ford, taburesine dnerken. "ler yolunda. Pembe eyi aldk." Barmen ok armt. "Onu size satyor mu?" "Onu bize bedava veriyor," dedi Ford, pirzolasndan bir srk alrken "Hey, hayr, hesab ak tut yine de. Ekleyecek birka eyimiz daha olacak Gzel pirzolaym." Byk bir yudum bira ekti. "yi bira," diyerek ekledi, "stelik gemi de iyi," dedi. Bir yandan da pencereden paralar gzken, byk, pembe, kromdan yaplm bcee benzer eyi inceliyordu. "Her ey olduka iyi. Biliyor musunuz," dedi geriye doru yaslanrken aklna gelmi gibi, "byle zamanlarda uzay/zaman dokusu veya ok boyutlu olaslk matrisinin geliigzel btnl veya bir eit Genel Karman ormanlk iindeki dalga formlarnn potansiyel atmas ya da beni rahatsz eden bunun gibi baka konularda en dielenmeye deer mi diye bir dnyorsun. Belki ben de u iri yar arkada gibi dnyorumdur. Brak gitsin. Ne fark eder? Brak gitsin." "Hangi iri yar arkada?" dedi Arthur. Ford bayla sahneye doru iaret etti. ri yar adam mikrofona "bir iki" demekle meguld. imdi sahnede bakalar da vard. Davullar. Gitarlar. Bir iki dakika sessiz kalm olan barmen, "Senin, gemisini almana izin veriyor diyorsun yle mi?" "Evet," dedi Ford. "Btn dedii bu. Gemiyi al senin olsun. Dualarmla birlikte. Ona iyi davran, dedi. Ona iyi bakacam." Birasndan bir yudum daha ekti. "Dediim gibi, " diye devam etti. "Hep byle zamanlarda, brak her ey olacana varsn diye dnyorsun. Ama sonra aklna Sonsuz Boyut Giriimcileri gibi adam lar geliyor ve dnyorsun ki yaptklar yanlarna kr kalmamal. Onlarn ettiklerini bulmalar gerek. Bu adamlarn ac ektiini grmek benim iin kutsal bir grev olacak. Baksana, hesabma arkc iin bir eyler eklemek istiyorum. Ondan bir istekte bulundum. Hesaba geecek, tamam m?" "Tamam, dedi Barmen, ihtiyatla. Sonra omuz silkti. "Pekala, nasl istiyorsanz. Ne kadar yazaym?"

Ford bir rakam verdi. Barmen ielerin ve bardaklarn arasna ylp kald Ford hemen barn arkasna geerek bir eyi olup olmadna bakt ve onu ayaa kaldrmak ii n yardm etti. Barmen parman ve dirsein biraz kesmi ve biraz sersemlemiti, ama onun dnda bir eyi yoktu. ri yar adam arkya balad. Barmen elinde Ford'un kart, provizyon almaya gitti. "Burada benim bilmediim eyler mi dnyor?" diye sordu Arthur Ford'a. "Her zaman yle olmuyor mu?" dedi Ford. "Hi de byle konuman gerekmiyor,' dedi Arthur. Uyanmaya balamt. "Gitmemiz gerekmiyor mu?" dedi anszn. "u gemi bizi Dnyaya gtrecek mi?" "Tabii gtrecek," dedi Ford. "Random'un gidecei yer oras!" dedi Arthur balarken. " Onu izleyebiliriz! "Ama...ee..." Ford Otostopunun Galaksi Rehberinin kendisine ait eski kopyasn kard ve Arthur'u kendi kendine dnmeye devam etmek zere kendi haline brakt. "Ama olaslk ekseni denen eyin neresindeyiz biz?" diyordu Arthur. "Dnya da ayn yerde olacak m, olmayacak m? Benim btn bulabildiim ona biraz benzeyen ya da hi benzemeyen baka gezegenler oldu. Ama ktalara baklnca bulduklarm kesinlikle doru yerlerdi. En kt kopyas, sefil kk hayvanlar tarafndan srldm ve ad imdi Ne olan bir gezegendi. Bu hayvanlar birbirleriyle byle anlarlarm, biliyor musun, birbirlerini srarak. Lanet olas ac verici bir yol. Onu aradm srenin kalan yarsnda ise Dnya ortada bile yoktu nk Vogonlar tarafndan havaya uurulmutu. Sylediklerimden ne anlyorsun?" Ford bir yorumda bulunmad. Bir ey dinliyordu. Rehberi Arthur'a verdi ve ekran iaret etti. Ekranda yle diyordu: "Dnya: ounlukla zararsz." "Yani onun burada olduunu mu sylyorsun!" dedi. Arthur heyecanla. Dnya yerinde duruyor mu? Random'un gidecei yer oras! Ku ona yamur frtnas altnda Dnyay gsteriyordu.!" Ford Arthur'a biraz daha alak sesle barmasn iaret etti. Bir ey dinliyordu. Arthur sabrszlanmaya balamt. O daha nce de bar arkclarnn "Love Me Tender" aldn duymutu. Bunu burada, Dnya olmad kesin olan buras her neresiyse, onun tam ortasnda, duyduu- iin biraz armt, ama son gnlerde hibir ey onu eskiden olduu kadar artmama eilimindeydi. arkc, bir bar arkcs olduu dnlrse, olduka iyiydi-, zellikle de bu tr arklardan holanyorsanz. Ama Arthur gittike sabrszlanyordu.

Saatine bakt. Bu ona artk saatinin kendisinde olmadm hatrlatmaktan baka bir ie yaramamt. Saat Random'dayd, en azndan saatinden arta kalanlar. "Gitmemiz gerektiini dnmyor musun dedi srarla. "Shh!" dedi Ford. "Bu arky dinleyebilmek iin para dedim. Sanki gzleri yaarm gibiydi ki Arthur bunu biraz rahatsz edici bulmutu. imdiye Kadar Ford'un ok ok sert ikiler dnda hibir ey yznden duygulandna tank olmamt. Belki de gzne toz kam olabilirdi, Mzikle zaman unutmu gibiydi, parmaklarn masann zerinde huzursuzca tkrdatarak, bekledi. ark sona ermiti. arkc "Heaubreak Hotel"i sylemeye geti. "Her neyse," diye fsldad Ford, "benim restoran denetlemem lazm." "Ne?" "Bir eletiri yazmam gerek." "Bir eletiri mi? Bu yer iin mi?" "Yaptm masraflarn geerlilii, eletiriyi gndermi olmama bal yle ayarladm ki, bunu yapnca sistem hi dikkat ekmeden ve otomatik olarak iliyor. Bu faturann ise geerlik kazanmas olduka nemli." diye ekledi yavaa, pis pis srtarak birasnn iine bakyordu. "Bir iki bira ve bir zgara iin mi?" "Ve arkc iin bir bahi." "Niye, ne kadar bahi braktn?" Ford yeniden bir rakam syledi. "Bunun ne kadar olduunu bilmiyorum," dedi Arthur. ngiliz Poundu olarak deeri ne kadar? Onunla ne alnabilir?" Kabaca, eee... ee satn alabilecein eylerden biri..." Ford gzlerini tavana kaldrp kafasndan bir takm hesaplamalar yapt. "svire olabilir rnein!" dedi sonun da. Otostopunun Rehberini nne ekip daktilo etmeye balad. Arthur akll akll ban sallad. Bazen Ford'un neden bahsettii anlayabilmeyi arzu ettii anlar oluyordu ve bazen de imdi olduu gibi, anlamaya bile almamann daha gvenli olduunu dnyordu. Ford'un omzunun zerinden bakt. "Bu uzun srmeyecek deil mi?" dedi. "Hayr," dedi Ford. "Uyduruk bir ey. Yalnzca zgaralarn iyi olduundan, birann gzel ve souk olduundan, evredeki yerel yaantnn ho bir ilginlie sahip olduundan, bar arkcsnn tm bilinen evren iinde en iyisi olduundan bahsedeceim hepsi o kadar. Fazlasna gerek yok. Yalnzca demeler iin."

Ekranda GR yazl bir alana dokundu ve mesaj Sub-Eta'ya karp gitti. "Anlalan arkcy olduka iyi buluyorsun ?" "Evet," dedi Ford. Barmen, elinde titreir gibi gzken bir kat paras ile dnmt. Yznde sayg, hayranlk ve korku karm bir ifade ve asabi bir seirme ile kad Ford a doru itti. "Garip ey," diyordu barmen. "Sistem balangta bir iki kez demeyi reddetti. Aslnda buna pek ardm syleyemeyeceim." Alnnda ter taneleri birikmiti. "Sonra birden oh, evet, tamam dedi ve sistem... eee.. hesab onaylad. ylece. mzalamak... ister miydiniz?" Ford forma abucak bir gz att. Dilerini emdi. "Bu Sonsuz Boyutu ok incitecek," dedi, yznde ilgili bir ifade ile. "Oh, her neyse," diye ekledi, "canlar cehenne me." aaal bir imza att ve kad barmene geri verdi. "Onun," dedi "tm meslek yaam boyunca yapt boktan filmlerin ve gazino ovlarnn tmnden aldndan daha fazla para. Yalnzca yapt eyin en iyisini yapt iin. Bir barda ayaa kalkp ark syledii iin. Pazarl kendisi yapt. Bu sanrm onun iin gzel bir an. Ona teekkr ettiimi ilet ve bir iki smarla." Bara bir iki para bozuk para brakt. Barmen onlar eliyle itti. Bunun gerektiini sanmyorum," dedi biraz atall bir sesle. "Ben sanyorum , "dedi Ford. "Pekala, buradan gidiyoruz." , Darda scak ve tozun altnda durup pembe ve krom karm koca eye aknlk ve hayranlk iinde baktlar. En azndan Ford aknlk ve hayranlkla bakt. Arthur yalnzca bakt. "Biraz abartl bulmuyorsun, yle mi?" ine trmandklarnda bu sylediklerini yeniden tekrarlad. Koltuklar ve kontrollerin ou ince krkl bir deri veya setle kaplyd. Ana kontrol paneli zerinde byk altn harflerle kaznm bir monogram vard "EP". "Biliyor musun," dedi Ford, geminin motorlarn atelerken, ona uzayllar tarafndan karldnn doru olup olmadn sordum, o ne dedi biliyor musun?" "Kim?" dedi Arthur. "Kral." "Hangi Kral? Oh, biz bu konumalar daha nce de yapmam mydk?" "Bo ver," dedi Ford, "Ne kadar dorudur bilmem, ama hayr dedi. Kendi isteiyle gitmi." "Hl neden bahsettiini anladmdan emin deilim," dedi Arthur.

Ford ban sallad. "Bak," dedi, solundaki blmede kasetler var. Niye oradan bir mzik seip almyorsun? "Pekala," dedi Arthur ve kasetleri kartrd. "Elvis Presley sever misin?" diye sordu. "Evet, aslnda severim," dedi Ford. "imdi, umarm bu alet grnd kadar vardr ve zplamay biliyordur." Ana makineyi devreye soktu. Suratlarn yrtabilecek, byk bir hzla yukar doru frlarlarken Ford "Yeeehah!" diye haykrd. Gerekten de grnd kadar vard, zplamay iyi biliyordu. Haber kanallar bu tr eyleri sevmezlerdi. Bunlar kayp olarak nitelerlerdi. Gereklii tartlmaz bir uzay arac Londra'nn ortasnda bilinmeyen bir yerden ortaya k veriyor ve bu en yksek ekicilikte sansasyonel haberler yaratyordu. ki saat sonra tamamen farkl bir bakas ortaya kyor ve bir ekilde, bu ayn ilgiyi ek miyordu. "BR UZAY ARACI DAHA!" diyordu balklar ve haber boardlar. "BU SEFERK PEMBE." Bir ka ay sonra gelmi olsayd, bundan ok daha fazla ilgi toplayabilirdi. Bunlardan yarm saat sonra varan nc uzay arac olan ve kk, ksa yolculuklar iin kullanlan drt kiilik Hrundi ise ancak yerel haberlerde yer alabilmiti. Ford ve Arthur stratosferden lk la inmiler ve Portland Place'e dzgn bir ekilde park etmilerdi. Saat akam zeri alt otuzdu ve bo park yeri bulabilmeleri mmkn olmutu. Etraflarna toplanan merakl kalabalkla bir sre konutuktan sonra yksek sesle, aralarnda polis aracak biri yoksa bunu kendilerinin yapacan syleyerek ellerinden kurtulmay baarmlard. "Evim..." dedi Arthur, buulu gzlerle evresine bakarken. Sesine hafiften atallanm bir ton siner gibi olmutu. "Oh. imdi duygusallamaya kalkma," diye terslendi Ford. "Kzn bulmamz gerekiyor ve u kuu." "Nasl?" dedi Arthur. "Buras iinde be buuk milyar insann yaad bir gezegen, ve ..." "Evet," dedi Ford. "Ama yalnzca bir tanesi uzaydan, kocaman gm renkli bir uzay arac ile ve mekanik bir ku refakatinde geldi. Yalnzca bir televizyon ve seyre derken iki iebileceimiz bir yer bulmamzn yeterli olacan sanyorum. Ciddi bir oda servisine ihtiyacmz olacak ***

Langham'da iki yatak odal bir site yerletiler. Anlalmaz bir ekilde, Ford'un be bin k yl uzaklkta bir gezegende karlm Ye-Sonra-de kart, otelin bilgisayarnda herhangi bir sorun karmamt. "Pekala," dedi Ford. "Ben bir- iki margarita siparii vermek istiyorum ltfen. Yani, birka srahi demek istedim. Bir ka ef salatas. Ve bulabildiiniz kadar kaz cieri istiyorum. Ve bir de Londra Hayvanat Bahesini." "Haberlerde!" diye haykrd Arthur bitiik odadan. "Evet yle dedim," dedi Ford telefona. "Londra Hayvanat bahesi. Oda hesabna geirebilirsiniz." "Kzm.. Ulu Tanrm!" diye haykrd Arthur, "Onunla kim gryor biliyor musun?" "ngilizce anlamakta glk m ekiyorsunuz acaba?" diye devam ediyordu Ford. "Hemen az tedeki yolun stndeki Hayvanat bahesinden ba hsediyorum. Bu gece kapal olmas beni ilgilendirmez. Ben bilet almak istemiyorum, ben hayvanat bahesini satn almak istiyorum. Bu oda servisi deil mi? Ben de bir odadaym ve servis istiyorum. Bir para kadnz var m? Pekala. te yapmanz istediim ey. Gvenli bir ekilde doal yaamlarna dnebilecek tm hayvanlar serbest brakn Doayla kolay uyum salayabilmelerine yardmc olacak iyi bir ekip kurun ve bunun gerekleip gereklemediini kontrol edin. Tamam m?" "Trillian!" diye haykrd Arthur. "Yoksa bu... eee... tanrm, u paralel evren samalna dayanamyorum yle lanet olas karmak bir ey ki. Farkl bir Trillian'a benziyor. Bu Tricia Mc Millan, yani Trilliann daha nce ...eee... niin buraya gelip sen de eleyip, bir ey anlayp anlayamayacan grmyorsun?" "Bir dakika," diye bard Ford ve yeniden oda servisi ile pazarlna dnd. "Sonra doa ile baa kamayacak hayvanlar iin doal blgelere ihtiyacmz olacak. Zaire gibi yerler ve bir ka ada ie yarayabilir. Madagaskar, Baffin, Sumatra. Bu tr yerler. Geni bir doal yaam evresine ihtiyacmz var.. Bakn, bunu niin bir sorun olarak gryorsunuz anlamyorum. yaptrmay renin, kimi isterseniz onu ie aln, ama hemen ie koyulun. Kredilerimin yeterli olduunu greceksiniz. Ha sahi, salatann zerine blue cheese sosu koymay unutmayn Teekkr ederim."' Telefonu yerine koydu ve yatann kenarna oturup televizyon seyretmekte olan Arthur'un yanna gitti. "Biraz kaz cieri smarladm," dedi Ford. "Ne?" diye sordu Arthur. Dikkatini tamamen televizyona odaklamt. "Biraz kaz cieri smarladm syledim," dedi Ford.

"Oh," dedi Arthur, pek emin olmadan. "Ihmm, ben kaz cieri ile ilgili olarak her zaman biraz tereddt etmiimdir. Kazlar iin biraz zalimce, yle deil mi?" "Canlar cehenneme," dedi Ford yataa uzanarak, "her lanet olas ey iin zlemezsin." "Bunu sylemek senin iin kolay olabilir, ama..." "Yeter!" dedi Ford. "Sen sevmezsen ben seninkini de yerim. Neler oluyor?" "Karklk!" dedi Arthur. "Tam anlamyla bir karmaa! Random, Trillian ya da Tricia, hangisiyse, ona kendisini terk ettii iin barp aryordu. Sonra bir gece kulbne gitmek istedi. Tricia gz yalarna boularak Random'u dourmak bir yana, onunla daha nce hi karlamadn syledi. Ardndan birden hkrarak, Rupert adnda birinden bahsetmeye ve onun akln kaybettiini falan sylemeye balad. Drst olmak gerekirse bu ksm ok da iyi izleyemedim. Sonra Random bir eyler atmaya balad ve onlar ileri yoluna koymaya alrken bir reklam aras verdiler. Oh! te yeniden stdyoya dndler. Kapa eneni ve izle." Ekranda olduka sarslm grnl bir sunucu belirdi ve izleyicilerden bir nceki blmn dzensizlii iin zr diledi. Kendilerine iletilebilecek net bir bilginin henz ellerinde olmadn, verebilecekleri tek haberin adnn Devaml Uucu Random Dent olduunu syleyen esrarengiz kzn stdyoyu, eee.. dinlenmek iin, terk ettiini bildirdi. Tricia Mc Millan'n yarn stdyoya dneceini umuyordu. Bu arada, UFO faaliyetleri ile ilgili taze raporlar stdyolarna gelmeye devam ediyordu.... Ford yataktan frlad, en yakn telefonu kapt ve bir numara tulad. "Resepsiyon mu? Bu oteli satn almak ister miydin? Eer bana be dakika iinde Tricia Mc Millan'n ye olduu kulplerin adlarn bildirebilirsen o senindir. Her eyi bu odann hesabna yazmalarn syle." Uzayn mrekkep rengi derinliklerinde grnmez deiiklikler meydana gelmekteydi. Dnya adyla bilinen gezegenin, sonsuz eitlilikteki olaslklarnn odak noktas olduu, garip ve deiken bir oul blge olan yerde yaayanlarn hepsi iin, bu deri iklikler grnmez olmakla birlikte, nemsiz de deillerdi. Gne sisteminin en ucunda, yeil deri bir koltuk zerinde, bir dizi TV ve bilgisayar ekranna korku ile bakmakta olan ok endieli bir Grebulon lideri oturmakta idi. Etraftaki eylerle oyalanmaya alyordu. Astroloji zerine olan kitabn kartryor, bilgisayarnn masas ile oynuyor, kendisine btn Grebulon monitrlerinden devaml olarak gnderilen ve hepsi Dnya gezegeni ile ilgili grntleri kurcalyordu.

Stres iindeydi. Onlarn grevi izlemekti. Ama gizlice izlemek. Bu grevinden bir para bkmt. Grevinin yllarca oturup televizyon izlemekten daha fazla bir eyler olmas gerektiinden olduka emindi. Gerekten de yanlarnda bir sr baka cihaz vard ve bunlarn her birinin mutlaka bir amac olmalyd. Eer kazayla bu amalarn hepsinin birden izini kaybetmi olmasalard. Yaamnda bir ama duygusu olmasn arzu ediyordu. Bu yzden astrolojiye dnmt. Beyni ile ruhu arasnda rktc a doldurmak iin. Bu ona mutlaka bir eyler anlatacakt. te bir eyler anlatmaya balamt bile. Ona anlayabildii kadaryla, ok kt bir ay geireceini, eer ilerini kontrol altna alp baz pozitif atlmlar yapmaz ve kendisi iin dnmeye balamazsa, ilerin ktden daha da ktye gideceini haber veriyordu. Doruydu. Astroloji kitabndan ve u gzel Tricia Mc Millan'n, gerekli astronomik verileri yeniden genlere yerletirebilmesi iin kendisine dzenledii bilgisayar programndan yola karak bir yldz haritas hazrlamt. Bu sonular o haritadan da ok net olarak grlebiliyordu. Gne sisteminin donmu ularndaki onuncu gezegen zerinde yaayan Grebulonlar iin Dnya bilgilerine dayanan astrolojinin bir anlam ifade edebilmesi yeni batan hesaplanmas ile mmknd. Yeni hesaplamalar son derece net ve phe kaldrmaz biimde gstermiti ki bugnden balayarak nmzdeki ay gerekten de onun iin kt geecekti. nk bugn Dnya Baak burcunda ykselmeye balyordu ve Klasik bir Ko olmann btn zelliklerini gsteren Grebulon Lideri iin bu gerekten de ok ktyd. imdi, diyordu yldz fal, pozitif admlar atmann, zor kararlar vermenin, yaplmas gereken ey ne ise onu yapmann zamandr. Btn bunlar onun iin ok zor eylerdi ama biliyordu ki kimse zor eyleri yapmann zor olmayacan sylememiti ona. Bilgisayarlar imdiden Dnya gezegeninin yerini tespit edip, saniye saniye onu izliyorlard. Byk gri silah kulelerinin hedefe doru evrilmesi emrini vermiti. *** Tm Grebulon izleme cihazlar Dnya gezegeni zerinde odaklanm olduu iin, imdi gne sisteminde bir baka bilgi kayna daha olduunu gzden karmlard. Bu ikinci bilgi kaynan, -yani kocaman sar bir inaat gemisi- fark edebilme anslar kazayla bile olsa, hemen hemen hiti. Bu kaynak da gneten en az Rupert kadar uzakt, ama neredeyse gne tarafndan gizlendii sylenebilecek kadar ap olarak ters ynde idi. Neredeyse.

Kocaman sar inaat gemisi kendisi fark edilmeden onuncu gezegende olanlar izleyebilmek istemi ve bunu baarmt da. Bu geminin Grebulon'larn tam tersi olduu baka ynler de vard. Liderleri, geminin Kaptan, amacnn ne olduu konusunda ok net bir fikre sahipti. Bu ok basit ve net bir amat ve o olduka uzun bir sreden beri bu amaca ulamak iin kendi basit, ak yolunu izliyordu. Amacn bilen herhangi birisi bunun faydasz ve irkin bir ama olduunu ne srebilir, bunun yaam zenginletiren, insanlarn admlarn sklatran, kular akrdatan ve iekleri atran bir ama olmadn syleyebilirdi. Hatta btn bunlarn tersiydi. Tam tersi. Ama bunu dnmek onun ii deildi. Onun ii iini yapmakt. Eer bu kendisinde bir gr kstlamasna, ve dnce ksrlna yol ayorsa byle eyler iin endie etmek de onun grevi deildi. Yoluna kan bu tr eylerin hepsi bakalarna havale ediliyor, bu bakalar da bu meseleleri baka bakalarna havale ediyorlard. Buradan, hatta her yerden, ok ok k yl uzakta, uzun sre nce terkedilmi, ciddi ve sevimsiz grnl Vogsphere gezegeni bulunmaktayd. Bu gezegen zerin deki pis kokulu, sisler iinde amurlu bir nehir kenarnda deerli talarla bezeli son birka delikli yengecin kirli, krk dkk ve ho kabuklar ile Vogon Vogonblurtus neslinin ilk olarak buradan yetitiini gsteren kk ta bir ant vard. Antn ta zerine bir ok kaznmt ve bu ok uza, sisleri iaret ediyordu. Altnda dz, sade harflerle unlar yazlyd; "Sorumluluk burada sona eriyor." Kt grnl sar gemisinin derin blmelerinden birinde Vogon Kaptan hafife solmu ve ypranm bir kad nne doru ekti. Bu bir ykm emri idi. Eer Kaptann iini yapmak olan iinin tam olarak nerede baladn renmek istiyorduysanz, o zaman her ey bu kk kat parasna balanabilirdi. Bu, kendisine bir st tarafndan uzun bir sre nce verilmiti. Kat parasnn zerinde bir direktif yazl idi ve Kaptann grevi bu direktin yerine getirmek ve i bittii zaman da yandaki ufak karenin iine bir kontrol iareti atmakt. Ayn direktifi daha nce de bir kez daha yerine getirmi, ama sorun yaratan bir takm koullar onun kk karesine kontrol iaret koymasn engellemiti. Bu sorun yaratan koullardan bir tanesi, bu Galaktik blgenin oulcu doas idi. Burada olmas mmkn olanla, olmas muhtemel olan devaml birbirini engelli yordu. Basit bir ykm eylemi kt yaptrlm bir duvar kadnn altndaki hava kabarcn

stten bastrmaktan baka ie yaramyordu. Yktn herhangi bir ey yeniden karna kveriyordu. Yaknda bunun aresini bulacakt. Bir dieri devaml olarak, durmalar gereken yerde durmay reddeden kiilerden oluan kk bir gruptu. Bu da yaknda yoluna sokulacak konulardan biriydi. ncs, sinir bozucu, anarik, kk bir cihaz olan Otostopunun Galaksi Rehberiydi. imdi bunun da tam ve kesin nlemi alnm ve hatta geici ters mhendisliin muhteem gc ile dier her eyin onun araclyla halledilebilecei bir ara haline dntrlmt. Kaptan sadece, bu dramn son sahnesini seyretmeye gelmiti Kendisinin parman bile oynatmasna gerek yoktu. "Haydi grelim bakalm," dedi. Bir kuun glgeli, karanlk silueti kanatlarm at ve hemen yanndan havaya ykseldi. Kpr st karanla gmld. Bir an iin kuun siyah gzlerinde soluk klar dans etti. Tanmlanm adres boluunun derinliklerinde parantezler birbiri ardna kapanyor, eer ile balayan cmlecikler sona eriyor, tekrar baa dn emirleri son buluyor, geriye dnl formller son bir ka kez kullanlmak zere iliyordu. Karanlkta prl prl bir grnt belirdi. Islak, mavi -yeil renkli, paralanm bir sosis dizisine benzer tp biiminde, havada dalgalanan bir grnt. Gurultulu bir mutluluk grlts karan Vogon Kaptan arkasna yasland ve seyretmeye koyuldu. "te orada, 42 Numara," diye bard Ford Prefect taksi ofrne. "Hemen urada!" Taksi sarslarak durdu ve Ford ile Arthur dar atladlar. Yolda bir sr otomatik para makinesi nnde durmulard, onun iin Ford inerken, pencereden ofrn eline avu dolusu para sktrmt. Kulbn girii karanlk, k ve sert grnlyd. Adn yalnzca, olabilecek en kk boyuttaki bir levhann zerinde grebilmek mmknd. yeleri kulbn nerede olduunu biliyordu ve eer ye deilseniz nerede olduunu bilmenizin size zaten bir yarar olmuyordu. Ford Prefect Stavro'nun Yerine ye deildi. Geri bir defasnda New York'taki dier Stavro kulbnde bulunmutu. ye olmad kurulularla iliki kurma konusunda son derece basit bir metodu vard. Kap alr almaz ieri dalyor ve arkasna dnp Arthur'u gstererek "Tamam, bu bey benimle birlikte," diyordu, o kadar. Karanlk, parlak merdivenlerden aa yneldi, yeni ayakkablar iinde kendini ok haval hissediyordu. Bunlar mavi renkli set ayakkablard ve olup biten her eye

ramen onlar hzla giden bir taksinin arka camndan tespit edebilmi olmaktan son derece mutluydu. "Sana buraya gelmemeni sylediimi sanyordum." "Ne?" dedi Ford. nce, hastalkl grnl, bol talyan tipi bir eyler giyen adamn biri, merdivenlerde sigarasn yakarak yanlarndan geerken birden durmutu. "Sen deil," dedi "O." Dorudan Arthur'a bakyordu. Sonra biraz kafas karr gibi oldu. "Af edersiniz?" dedi "Sanrm sizi birine benzetmi olmalym." Yeniden merdivenleri trmanmaya balad ama, hemen geri dnd, bu kez daha da arm gibiydi. Arthur'a bakyordu. "Yine ne var?" dedi Ford. "Ne dediniz?" "Yine ne var, dedim?" diye tekrarlad Ford tedirgin bir ekilde. "Evet, sanrm yle," dedi adam ve hafife sallanarak. Elinde tuttuu kibrit kutusunu drd. Az zor hareket ediyordu. Sonra elini alnna koydu. "Affedersiniz," dedi, "mitsizce az nce aldm hapn adn hatrlamaya alyorum. u hatrlayamayacanz anlamna gelen isimlerden biri olmal herhalde. " Kafasn sallad ve yeniden arkasna dnd ve erkekler tuvaletine gitmek zere yukar kt. "Hadi, "dedi Ford. Merdivenleri aceleyle indi. Arthur asabi bir huzursuzlukla onun peinden gidiyordu. Karlama onu fena halde sarsmt ve bunun nedenini de bilmiyordu. Byle yerleri sevmezdi. Yllardr kurduu Dnya ve ev hayallerinin sonunda imdi fena halde Laumella'daki kulbesini, baklarn ve sandvilerini zlemiti. Hatta Yal Thrasbarg' bile. "Arthur!" Bu duyduu en artc sesti. Kendi ismi stereodan anons ediliyordu. Ban kaldrp yukar bakmak zere dnd. Merdivenlerin stnde Trilliann kendisine doru aceleyle aa indiini grd. zerinde kr kr bir RmplonTM giysi vard. Birden rkm gibi grnyordu. Arthur ban evirip dier yana bakarak, neden byle rkm grndn anlamaya alt.

Merdivenlerin dibinde Trillian duruyordu, zerinde... Hayr- bu Tricia idi. Az nce televizyonda grd, kafas karmakark histerik Tricia. Ve arkasnda da Random duruyordu, her zamankinden de vahi bir grn vard. Onun arkasnda k, lo kl kulbn gerilerinde akamn dier mteriler donmu bir tablo halinde endieyle yukar bakyorlar, merdivenlerdeki bu yzlemeyi izliyorlard. Bir iki saniye iin herkes hareketsiz kald. Yalnzca barn arkasndaki mzik durmas gerektiini bilmiyordu. "Elindeki silah," dedi Ford yavaa, bayla Random'u iaret ederek, "bir Wabanatta 3. Benden ald gemide duruyordu. Aslnda olduka tehlikeli bir silah. Sakn bir an bile kprdama. Hepimiz biraz sakinleelim ve onu zen eyin ne olduunu anlayalm." "Ben nereye aitim?" diye haykrd Random aniden. Silah tutan eli fkeyle titriyordu. Dier eli cebine dald ve oradan Arthur'un saatinin kalntlarn kard. Onlara doru sallad. Ben buraya ait olduumu sanyordum," diye alad, " beni yaratm olan dnyaya! Ama anlalan kendi annem bile benim kim olduumu bilmiyor!" Saati iddetle yan tarafa frlatt. Saat barn arkasndaki bardaklara arpt ve barn iindekileri parampara etti. Herkes bir iki dakika daha son derece sessiz kald. Random," dedi merdivenin tepesindeki Trillian sakin bir sesle. "Kapa eneni diye haykrd Random. "Sen beni terk ettin!" "Random, beni dinlemen ve anlaman ok nemli. " diye srar etti Trillian ayn sakin sesle. "Fazla zamanmz yok. Buradan ayrlmamz gerek. Hepimiz gitmeliyiz." "Sen neden bahsediyorsun? Biz durmadan bir yerler den ayrlyoruz!" imdi iki eli de silahn zerinde idi. Ve her ikisi de titriyordu. Silah zellikle dorulttuu kimse yoktu. Onu genel olarak, tm dnyaya dorultmutu. "Dinle," dedi Trillian yeniden. "Seni braktm nk bir TV kanal iin bir sava izlemeye gitmitim. Son derece tehlikeli bir grevdi. En azndan ben yle olacan dlmtm. Oraya vardmda sava birden durdu. Bir zaman anomalisi vard ve ... dinle! Ltfen dinle! Gelmesi beklenen bir keif gemisi gelmemiti ve filonun gerisi son derece sama sapan bir dzensizlik iinde dalmt. Byle eyler imdi hep oluyor." "Umurumda deil! Senin lanet olas iin hakknda bir ey duymak istemiyorum," diye bard Random. "Ben bir ev istiyorum! Bir yere ait olmak istiyorum." "Buras senin evin deil," dedi Trillian, hl sesini sakin tutmay baararak.

"Senin evin yok. Hibirimizin evi yok. Artk kimsenin evi kalmad. Biraz nce bahsettiim o kayp gemi. O gemidekilerin hibirinin bir evi yok. Onlar nereden gel diklerini bile bilmiyorlar. Onlarn kim olduklaryla ilgili veya ne iin doduklaryla ilgili bir anlar bile yok. Onlar kaybolmu, kafalar ok karm ve ok korkmu lar. Onlar bu gne sisteminin iinde bir yerdeler ve ok .... yanl ynlendirilmi... bir ey yapmak zereler. Bizim.... buray.... hemen terk etmemiz gerekiyor... imdi Nereye gidebileceimizi syleyemem sana. Ama buras olmamamz gereken bir yer. Ltfen. Son bir kez daha. Gidebilir miyiz? Random'un kafas karmakarkt. Panik iinde ve tereddtlyd. "Her ey yolunda," dedi Arthur yumuak bir sesle. Kendisini ok sakin hissediyordu. "Ben burada olduuma gre gvendeyiz demektir. imdi bunu aklamam istemeyin benden ama, bana bir ey olmuyorsa size de olmayacak demektir. Tamam m?" "Ne demek istiyorsun?" diye sordu Trillian. Hepimiz geveyebiliriz.," dedi Arthur. Kendisini ok sakin hissediyordu. Hayat gvencedeydi ve bunlarn hibiri gerek grnmyordu gzne. Yava yava Random gevemeye balam ve silahn santim santim indirmeye balamt. Sonra iki ey ayn anda oldu. Merdivenlerin tepesindeki erkekler tuvaletinin kaps ald ve Arthur'u tanm olan adam etraf koklayarak dar kt. Aniden ortaya kan bu hareketlilik Random'u artmt. Yeniden silahn dorulttu ve tam o srada arkasnda duran adam onu elinden almaya kalkt. Arthur kendisini ne doru att. Kulaklar sar eden bir patlama oldu. Trillian zerine kapaklanrken Arthur beceriksizce yere dt. Ortalk sessizleince ban kaldrdnda, merdivenlerin tepesindeki adamn, yznde aptallam bir ifadeyle, kendisine bakmakta olduunu grd. "Sen..." dedi adam. Sonra yavaa, korkun bir ekilde yere yld. Random silah elinden att ve hkrarak dizleri zerine kt. "zgnm!" diyordu. "ok zgnm! yle, yle ok zgnm ki.." Tricia ona doru gitti. Trillian ona doru gitti. Arthur merdivenlerin zerine oturup ellerini bann arasna almt. Ne yapmas gerektii hakknda en kk bir fikri yoktu. Ford da merdivenlerde hemen onun arka snda oturmaktayd. Yerden bir ey ald ilgiyle inceledi ve Arthur'a verdi. "Bu senin iin bir anlam ifade ediyor mu?" diye sordu.

Arthur uzatlan eyi ald. Bu len adamn drd kibrit kutusu idi. zerinde kulbn ad yazlyd. Kulbn sahibinin ad da yazyordu. yle bir yazyd: STAVRO MUELLER BETA Olaylar kafasnda yava yava oturmaya balarken o da bir sre iin bu yazya bakakald. Ne yapmas gerektiini dnd, ama bunu ylesine, tembel tembel yapt. Etrafnda insanlar saa sola koturmaya ve barmaya balamlard. Ama Arthur iin her ey birden berraklamaya balamt. Yaplabilecek hibir ey yoktu, ne imdi ne hibir zaman. Grlt ve n yeni gariplii iinde yalnzca Ford Prefect'in arkasna dayanp kahkahalarla lgnca gldn grebiliyordu. zerine son derece gl bir huzur hissi gelmiti lk ve son kez olarak artk her eyin nihayet sona erdiini biliyordu. *** Vogon gemisinin ortasnda, kprsnn karanl iinde Prostetnik Vogon Jeltz tek bana oturmaktayd. Bir duvar doldurmu olan harici grnt ekranlar ze rinde bir an iin klar parlad. Bann zerindeki gkyznde slak mavi- yeil sosis dizisindeki boluklar zlmt. Seenekler arpm, olaslklar birbirinin zerine katlanm ve btnn kendisi zlerek ortadan kaybolmutu. Ortala ok koyu bir karanlk indi. Vogon Kaptan bu karanla gmlm olarak bir mddet oturdu. "Ik," dedi. Hibir tepki gelmedi. Kuun kendisi de btn olaslklarn dna km, kaybolup gitmiti. Vogon k dmesini kendisi evirdi. Kat parasn yeniden eline alarak kk karenin iine bir ek iareti koydu. Evet, grev tamamlanmt. Gemisi mrekkep rengi boluun iine dalabilirdi.. *** Grebulon lideri kendisine gre son derece pozitif admlar atm olmasna ramen, yine de kt bir ay geiriyordu. Az ok btn dier aylar gibiydi aslnda, yalnzca artk televizyonda seyredilebilecek hibir ey kalmamt. Onun yerine teybe bir hafif mzik band koydu.

You might also like