You are on page 1of 79

BEDEN VE TOPLUM KURAMI EMRE IIK ARATIRMA DZS BALAM G> BEDEN VE TOPLUM KURAMI znenin Sosyolojisinden Bedenin

Sosyolojisine EMRE IIK BALAM Balam Yaynlar 124 inceleme-Aratrma 72 ISBN 975-6947-14-4 Beden ve Toplum Kuram Emre Ik > Balam Yaynlan Birinci Bassm: Kasm 1998 Kapak ve Grafik Tasarm: Canan Suner Kapak Resmi cyma Resolr Nala. "Erdenler"* 1995/Enstalasyon Bask Dilek Ofsa BALAM YAYINCILIK Ankaa Cad 13/1 34410 Caalolu-Istanbul Tci. (0212) 513 59 6b Tel fax: (0212) 243 V 27 Melahat, idem, Yadigr, Cathenne ve Yeim'e NDEKLER SUNU /Ali Akay..................................................................... 9 GR.......................................................................................13 MODERN TOPLUM, BREY VE SOSYOLOJ ..........................17 Anomik, Yabanclam, Rasyonel Birey...............................17 Georg Simmel: Modernlik ve Sosyoloji.................................26 Talcott Parsons: Parsonaj'da (Kurumsallam) Birey........29 Deerlendirme..........................................................................35 FEMNZM, CNSYET VE EPSTEMOLOJ.............................39 Kadn Hareketi ve Liberalizm..................................................41 Marksist Feminizm: "Annenin" Proleterletirilmesi...............43 Sosyalist Feminizm: Cinsiyet Eitsizliinin kinci Boyutu .... 44 Radikal Feminizm: Ataerkillikten Cinsiyetsizlie ..................46 Varoluu Feminizm: kinci Cins............................................51 Cinsiyet ve Feminist Epistemoloji Tartmas .......................53 Deerlendirme: Beden ve Feminizm ....................................61 ZNEYE KARI BEDEN...............................................................65 W ve "Bilinalt'......................................................................66 Levi-Strauss ve Jacques Lacan: Sembolik Dzenin Yaps... 69 Bedeni Yazmak: Yapsalclk Sonras Feministler.................76 Helene Cixous: Kadn/Beden/Yaz.........................................76 Luce Irigaray: Kadns Yaz ve Bedenin Gardiyanl...........78 Julia Kristeva: l Bedenden Konuan Bedene...................82 Deerlendirme: Beden ve zne ..........................................87 BEDEN VE AYDINLANMA ELETRS.......................................89 Jacques Derrida ve Modern znenin xYap-bozumu'..........89 Aydnlanma'nn znesinde^ Bedene....................................98 Michel Foucault: Pasifletirilmi ve Disiplin Edilmi Beden .... 107 Gilles De/euze: izo-dinamikler.............................................111 Deerlendirme: Sosyoloji, Nietzsche, Foucault, Deleuze ..114 BEDEN SOSYOLOJS..................................................................119 Fenomenoioji ve Antropolojide Beden Anlay...................120 Sosyolojide Bedenin Yokluu................................................125 Norbert Elias: Uygar Bedenler ve lmn Yalnzl...........130 Pierre Bourdieu: Habitus ve Beden.................................,.....138 Beden Sosyolojisi nerileri....................................................142 Deerlendirme..........................................................................151 SONU............................................................................................153 Beden ve D Beden zmlemesi..................................153 Tketim Kltrnde Beden.....................................................160 Disiplinleraras Bir zmleme Olarak Beden Sosyolojisi.....162 KAYNAKA.....................................................................................165

DZN................................................................................................179 I SUNU Emre Ik, yapm olduu almasnda znenin sosyolojisinden yola karak beden sosyolojisine giden yolun soykt-n karyor. Neredeyse sosyolojinin tarihi ile e olarak balayan modern toplumlarda znenin oluumuna katkda bulunan bireyin sosyolojisi ile balyor aratrmasna. Bu alma Durkheim'in "anomisi", Marx'n "yabanclamas" ve "mlkszlemesi", Weber'in de "demir kafesiyle" rasyonelleme ve brokratikleme srecine girdii sylenen Bat toplumlarnda znenin kuruluuyla kolektif sosyolojik holist btnlk arasndaki ilikileri, birey ve toplum arasndaki balar ve bunlarn birbirlerini dlamalarn konu ediyor kendisine. Grup, cemaat ve birey arasndaki snrsz snrlar arasndaki balar; birey ve cemaatin arasndaki grup sosyolojisinin Trkiye'de zayf olduunu gstermekte. Ar cemaatilik ile ar bireycilik ve ego tatmini arasnda geleneksellikten post- modernlie gei sreci yaanan Trkiye'de bedenin bu kadar ne kmasyla bireyleme arasndaki balar, beden sosyolojisi konusunu iddetli bir ekilde gndeme.armaktayd. Foucault'nun 196O'l yllarda balayan almalar, bu anlamda Bat'mn gelime srecinde nemli bir atlama tahtas olarak belleklerimizde yer etmektedir. 1970'lr yllarda ise Deleuze ve Guattari ile balayan "kapitalizm ve izofreni" srecinde beden iktidarlarn en ok kodladklar ve kodsuzlatrdklar alan olarak karmzda duruyor. Emre Ik "karamsarlk" srecini Durkheim, Marx ve Weber'de gsterirken, ayn zamanda en btncl sosyolojileri de ortaya karan bu dnrlerin "karamsar yaplarna" deiniyor. O sreci yle tanmlayabiliriz: Burjuva sosyolojisi ve Marksizm tartmalar; Marx ve Weber kartl zerine kurulu olan tartmalar ve bu tartmalarn niversitelerdeki retisi; K Manheim'in Marksist "ideoloji" eletirisi (bilgi sosyolojisi ve yanl bilin), Lvith'in Weber'ci ve Marksist bilin insannn zgrlemesi ile ilgili almalar, T. Par-sons'un kurumlama ve uygulama arasnda gelien birey ve parsonaj, Simmel'in modernlik ve ehirleme iinde "yabanc" kavramnn yeni ruh halinin sorunsallatrlmas (parann sayesinde her eyin deiim deerine sahip olmasyla birlikte metropollerdeki bkknlk ve yeni toplumsallamalar ve bireysel etkileimler) ve modann toplumsal snf birlikteliini gstermeye balamas. Bu tartmalardan gnmze kadar etkisini srdrenler yok deil. Hatta hemen hemen hepsi gnmz korunlar iinde ele alnabilecek konular ve kavramlar. Pierre Bourdieu, bu anlamda, gnmz sosyolojisinde tm bunlar birbirine balayarak ele alan sosyologlardan biri olarak grnyor. Bu sre ise "statik zneden beden sosyolojisine geen yolun tanmlanmasndan baka bir ey gibi durmuyor. Burada feminizmin zne-aile'ye eletirilerinden yola karak beden zerine eilinmektedir. 1980'li yllarda zellikle Fransz yapsalchk-sonras tartmalarndan kaynaklanan bir km beden sosyolojisi zerine almalara ivme kazandrmtr. Foucault'nun anatomi pataloji olarak adlandrd "Kliniin douu"ndan beri beden ve yaam arasndaki ilikilerin sorunsallatrlmas; Cinselliin tarihi'nin birinci cildinde "zgrleme" zerine kurulu 1968 sylemine yeniden bir okuma ile eilmesi feminizm aratrmalarnda bedenin nemine de olduka nemli bir yer salamt. Emre Ik, bu anlamda Fransz feministlerinden dilbilim ve gstergebilim ile uram olan Julia Kriste-va'nm almalarna doru eiliyor. Kristeva'nn "sessizletirilmi kadn" kavramndan yola karak Beauvoir'n daha nceki varoluu yllarna doru geri dnyor. Sartre ile birliktelii ile nlenen Sione de Beauvoir "ailenin dzeni iinde kadnn konumunu" eletirmiti. Bir aama sonra Marksist feminizm ve eletirileri (He-ide Hartman) Sosyalist feministler ve Radikal feministler eklinde tasnif iine alnyorlar. Marry Daly Anglo-Sakson dnyas iinde "kar kan kadn" mitosunu ortaya koyarken ataerkil bir dzenin karsnda bulmutu kendisini. Cinsiyetsizlik ile androjen tipi arasndaki iliki Farrah Fawcet/John Travolta iftiyle znelemekte-dir. Ne kadn ne de erkek olan androjen tipi beraberinde Gyn/ekoloji biyolojik indirgemeciliini getirmitir. Heteroseksel-lik eletirisiyle canlanan cins kimlikleri ikili kartlklar pek am deildir. Beyaz/siyah; Doulu-nc Dnyal/Batl ve. Bunu D. Haraway "kurgu kadn" meselesiyle bilimkurguya doru giden bir yolda, blnm, post-seksel bir kimlie doru tamtr. Bir ba10 kma yukarda belirtmi olduumuz gibi, Foucault'nun bi-yo-politikasyla ilikilendirmitir. Bu ayrlk btnlkteki paralanm kimliklerin zerine gelien izofrenik kimlikleri desteklemektedir. Makina ve insann ayrkln da. Emre Ik znenin oluumundan beden sosyolojisine giden yolda Fransz feministin zerinde durur. Cixious, Irigaray ve Kris-teva. Burada Saussure sonras ortaya kan ve yapsalclk ve gs-tergebilim kanatlarnda gelien bir sylemin tekillii ile kar karya geliriz. Dil ve bilind yapsaldr. Bilind bir dil gibi yaplanmtr (Lacan ve Sembolik dzeni). Helene Cixious'un, Derrida'nn "yaz kavramndan" (graphe) yola karak, "kadnn-yaz ilikisini kurduunu hatrlatan Emre Ik, erkek logos merkezciliine ve fallus merkezciliine kar kadnn "dzensizliin tohumu" olduunu hatrlatr bize. Luce Irigaray ise, Freud ve Lacan eletirilerinde "psikanalizin anneyi dladn" ortaya karr. Irigaray bedensel "joissan-ce(haz)m" annenin hazz olduunu sylerken, "bedensel yasak" zerinde durmaktadr. Bu ayn zamanda, Irigaray iin, erkek lo-gos'unun (sznn) diline kar kan kadn "otoerotizminin kefinden

kaynaklanmaktadr. Cronenberg'in erkek otoerotizmi buna bir cevap gibi gzkse de, Irigaray'm "erkeksiz hayat ile kadnn kendi cinselliine sahip olmas" lezbiyen feminizmi destekleyen bir logos'u sunar gibi durmaktadr. "Kadnn hedefinin erkein yerini almak olmas" nermesi ise radikal feminizmi destekler grnmektedir. Erkein sembolik dzeninin yklmas anne-kz arasndaki bedensel ilikiden gemektedir: Emre Ik bunu hatrlatr: Sessizletirilmi bedenin konuarak bu durumu amaya almas. renlik nesnesi olarak kadn ele alan Julia Kristeva bu kadnlar arasndan en ok sanata yakn olandr. Helene Cixous'un tiyatro almalarna karn Kristeva hem romanlar hem de sergi kratrl ile karmza kmaktadr. Kan ve ayba ile "irenlik nesnelerinin" znenin karsndaki nesne konumuna deinirken se-manaliz adl yaklamyla, Kristeva dili anlamlandrma srecini hzlandrmaya almaktadr (semiotik ve sembolik iletiim). Burada M. Bakhtin'in diyalojik anlay ile ilikileri gsterilir. Aydnlanma Eletirisi-Postmodernizm ve Beden arasnda kurduu paralellikleri ele ald blmde ise, yapsalclk-sonras Fransz dncesinde bulur yukarda ele aldmz dnrlerin temellerini: Foucault, Deleuze, Guattari ve Derrida bu bakmdan Bataille ve 11 Blanchot, zdelikten farklla doru giden yolu yeniden ele alr: Ni-etzsche'nin modern ktmserlii. Bu ksm znenin yapbozumu ile kartezyen eletiriyi beraberinde ele almaktadr. nk, diye yazar Emre Ik, AydnlanmaJnm "znesi denildiinde karmza hep kimlik ve kimlik" sorunsal kar. Burada tip zneden bahsedilir: Aydnlanmann znesi; sosyolojik zne ve post-modern zne. Emre Ik iki zneyi beraber alarak modern zne konumuna yerletirir; post-modern zne ise sonradan gelir. Burada modern ve post-modern arasndaki dz izgisel geliim biraz pozitivist ve ilerlemeci gibi durmaktadr; ancak hemen arkasndan zne ve nesne ilikisi iinde zmlemeyi nerdiinde Ik, znenin kendisinin nesne konumundan yola karak znellik arayna girebileceini ileri srer. Norbert Elias'n almalarndan balayarak Pierre Boudieu'ye uzanan bir ereve iinde bedenin toplum kuram iine giriini ele alr. ok kimse Bourdieu'nn Elias'n kulland "habitus" kavramnn Bourdieu'nn kitaplarnda Elias kaynakl olduunun zikre-dilmediinden bahseder. Bourdieu ise Aziz Thomas'dan aldn syler "habitus" kavramn. E. Ik ise byle bir soy zincirinin varln tezinde gstermektedir. Habitus kavram tarih ar bir yapsall gndeme getirirken, Bourdieu'nn genetik yapsalcl ve konstrktivist sosyolojisiyle tam bir uyum iindedir. Yukarda birok beden sosyolojisini gndeme tayan isimlerden sz ettik. Bunlarn ounluu Fransz dncesi ile alakalyd. B.S. Turner ise Anglo-Sakson ekolnden yetimi bir sosyolog. Turner, A. Giddens'in "stucturation" kavramn ele aln eksik bularak, Franszlarn etkisiyle kavram farkl bir ynelim iine soktuu ileri srlebilir. Turner'in yap ve sre gibi ikili kartlklarn eletirirken, "yapsal olann da genileyebileceim, deiebileceini iddia etmektedir. Bu yanyla da hem Elias'n "uygarlama srecinin" hem de Foucaut'nun "panopticom" ile disiplinci iktidar biiminin, bedenin rasyonelletirme sreciyle buluturulabilineceini anlatmak istemektedir. Bu ekilde de, beden sosyolojisini "eklektik" bir "yapnn" iine koymaya alr. Emre Ik ise post-modernizm ile birlikte ele alnan eklektizmi reddetmemekle birlikte ikili kartlklarn dna kan bir sosyolojinin mmknln aratrmaktadr. stanbul, 12 Ekim 1998 Ali AKAY 12 GR 1980'li yllardan balayarak beden sosyolojisi ad altnda bir alan gelimeye balamtr. Bedene referans veren almalarn, tm insan bilimlerde artyor olmas da bir baka gzlenen olgudur. Yaptmz bu almada, ilk olarak bedeni ne karan sylem ve yaklamlar deerlendirmek yoluyla, beden sosyolojisi iin kavramsal bir ereve olup olmadn aratracaz. kinci olarak ise, beden sosyolojisinin snrlarn ortaya koyacaz. Bunlardan nce cevap verilmesi gereken nemli bir soru ise, gnmz tartmalarnda bedenin neden ne ktdr. 1945'ten 1980'li yllara dein, bedenin ele alnd sosyolojik almalarn saysnn be yz civarnda olduu belirtilmektedir.1 Dier yandan birok nemli sosyolojik yaklamn, beden ve ci-simlemi zne sorununa eilmedii sylenebilir. Bunlara verilebilecek rneklerden biri, iletiim kuramdr. Bu kuramda, iletiimin sadece bilinle balantl olduu dncesi egemendir.2 Bunun nedeni olarak ne srlen olguysa, Bat dncesinde bedenin, akln kart olarak deerlendirilmesidir. letiim kuram dnda, birok felsefi zmleme ve sosyolojik yaklamda da bedenin dta tutulduu gzlenmektedir. Beden konusunun neden ne ktna verilebilecek ilk cevap da burada yatmaktadr: Bat dncesi, bedeni 'teki' olarak kurmutur. Bedenin bir ilgi alan ve a atrma konusu olarak ortaya knda temel sorunsal, Bat dncesinin Kartezyen yapsnn youn biimde eletiriye almasdr. Bu eletirilerden nemli bir tanesi yapsalclk-sonras dnrlere aittir. Bu dnrler, Aydnlanma dncesinin zelde aynhk-tekilik ayrmn, genelde be ka trtklat la dnen tm Kartezyen yapsn ve dz-dorusal J M Berheot, "Socologcal Discourse and The Boci)" The Body. Social Pro~ cestund the Cvhutul Theory, Ed. M Featherstone,'M Hepvvorth. B. S. Turner, Sage Pbhcauon, London, 993, s 390

j Loenhoff,, 'The Negatin of the Body-A Problem of Commumcation Tht-ory", Body and Socetv* \W7, Say:H(29), s-68-9 13 tarih anlayn eletirirler.3 Bu dnrlerden M. Foucault, G. Deleuze, J. Derrida, J. F. Lyotard ve J. Baudrillard bedenin ne kmasna yol aan zmlemeler yapmlardr. rnein bu dnrlerden Lyotard, insan bedeni olmakszn dncenin varola-mayacam ileri srer.4 Lyotard, insann da bilgisayarlar gibi, zihinsel kartlklar yoluyla dnd savna da kar kmaktadr. Dier yandan, M. Foucault'nun bio-politika zmlemesinde ve topluma baknda, temel rol olan konulardan biri bedendir. Bio-politika, onsekizinci yzyldan balayarak, yaayan insanlarn, nfus olarak tanmlanmas ve bu nfusun kontrolne ve dzenlenmesine verilen addr.5 Yapsalclk sonras dnrlere benzer biimde, feministler de beden konusunun ne kmasna etken olacak yaklamlar ortaya koymulardr. Feminizm insann bir cinsiyeti olduunu belirtir. Bylece cins-cinsiyet ayrmlarna iaret ederek, bir modern toplum eletirisi getirmenin yan sra, bedenin toplumsallna da iaret eder. rnein, S. de Beauvoir anatomik kader olarak bedeni ele almay bir kenara brakrken, kadn bedeninin ataerkil-lik yoluyla, sosyal olarak bozulmu olduunu vurgular.6 Post-modernizm olarak anlan kltrel ve toplumsal zmlemede ise beden, temel bir alma alan olarak ortaya konulmaktadr. rnein, Arthur Kroker ve Marilouise Kroker'in zmlemelerinde doal beden, st-gerek (hyper-real) dzlemde oktan kaybolmutur: Beden, post-modern durumda, tekrar tekrar kendi zerine katlanarak, ideolojik medya labirentlerinde bir imaj haline gelmitir.7 Bu yazarlara gre, post-modern durumda, sz konusu olan, grnt (simlakr) olarak beden ve bedenin Bu tartma iin, Bkz., A. Akay, "Postmodern Konumdaki Filozoflar", Postmodem Grnt, Balam Yaynlar, 1997, s.36-46 J. F. Lyotard, The Inhuman: Reflections on Time, ev: G. Bennggton, R. Bowlby, Polity Press, Oxford, 1991, s. 13-14 M. Foucault, Ethics: Subjectivity and Truth, the Essential Works /, ev: R. Hurley, Ailen Lane Penguin Press, London, 1997, s. 73 A. Hughes, A. Wizt, "Feminism and the Matter of Bodies: From de Beauvoir to Butler", Body and Society, Sage Publications, 7, Say: 3(1), 1997, s.49 A. Kroker, M. Kroker, "Panic Sex in America", Body Invaders; Panic Sex in Ametica, New Wolrd Perspectives, Montreal, 1987, s. 15 14 paralanmasdr. Toplumsal zmlemede, bedenin merkezi bir konum almasnn temel nedenlerinden bir tanesi ise tketim toplumunun hazc yapsndaki temel nesnesinin beden olmasdr. Bedenin daha gzel grnmesi, sal ve kontrol, modern tketim toplumunun temel hedefi olarak ortaya kar. Beden toplumsaln merkezine yerlemi ve son yllarda giderek nemini arttrmtr. alma boyunca birincil kaynaklara ulalmak hedeflenmitir. Literatr taramas yaplarak, bedeni ele alan zgn metinlere ulalacaktr. Bu almada bedenin toplumsal varoluu ve sosyolojik olarak nemini ortaya karmak amalanmakta olduundan, bedeni tartan birok yaklamdaki dnr ve sosyologun grleri ele alnacaktr. Hareket noktas olarak post-modern tartmalardan balanarak beden-toplum ilikisi deerlendirilebilirdi. Ancak bu alma arlkl olarak sosyoloji ve sosyal teorinin iinde yer alan farkl noktalardan hareket etmeyi tercih edecektir. Burada ele alnacak olan bir ok yaklamn post-modernist tartmalarn kaynanda yer almas, bu tercihin bir nedeni olarak gsterilebilir. Ayrca konunun erevesini daraltma zorunluunu da buna eklemeliyiz. Bu alma drt ana eksen zerinden hareket edecektir. Bunlardan ilki geleneksel toplumbilim yaklamlardr. ncelikle geleneksel toplumbilim yaklamlarnn tanmlad toplum ve zne imgesi deerlendirilecektir. Bu deerlendirme yoluyla modern hayata bakta geleneksel sosyolojik tavr ortaya karlacaktr. kinci olarak modern hayata feminist akmlar tarafndan getirilen eletiri ele alnacaktr. Bu tartmalara ek olarak, daha sonra yapsalclk-sonras Fransz dncesinin bedeni ne karan tavr zerinde durulacaktr. Son olarak beden sosyolojisini mmkn klan ve temellerini oluturan sosyolojik yaklamlar tartlacaktr. Bu drt eksenden yola karak cisimlemi bir aktr, ontolojik merkezine alan bir sosyolojinin mmkn olup olmad aratrlacaktr. A. Kroker, M. Kroker, Theses on the Disappearing Body in the Hy-per-Modern Condition", Body Invaders; Panic Sex in America, New Wolrd Perspectives, Montreal, 1987, s. 21 15 MODERN TOPLUM, BREY VE SOSYOLOJ Bu blmde amalanan, sosyolojinin modern topluma bakn, baka bir deyile sosyoloji ve modernlik ilikisini incelemektir; Marx, Weber, Durkheim ve Simmel'in modern toplumu ve onun iinde bireyi deerlendirmek iin kullandklar temel kavramlardan yola karak, modernlik karsnda aldklar ortak ktmser tavr ortaya koymaktr, Bugn modernlik karsndaki bkknln, aslnda modernin balangcndan bu yana sregelen bir olgu olduu tartlacaktr.

Bu tavrn ele alnmasyla birlikte, ilk blmde burjuva sosyolojisi ve marksizm ayrm tartlacak. Sosyal bilimlerde bu ayrm, 1930larda balayp kendini modern toplumun zmlenmesinde (ya da kapitalizm tartmasnda) yapay bir ayrma denk den bir olgu olarak deerlendirilir. Marx ve Weber'in modern topluma yaklamlar ise ikinci blmde ele alnacaktr. Her iki toplumbilimcinin kapitalist toplumu deerlendirirken kullandklar temel nitelikteki kavramlar tartlacaktr. K Mannheim'm marksist ideoloji kavramnn eletirisi ise nc ksmda konu edilecektir. Ayrca bu blmde, toplumbilimin kurucularnn aksine modern toplumu bylesine bir ereveden ele almayan sosyolojik bir kuramc olarak T. Parsons'un yaklam zerinde durulacaktr. Ancak dierlerinden farkl olarak, Parsons'un yaklam Maraftan hibir e tamaz. O, Durkheim ve Weber'den byk lde etkilenmi olmakla birlikte, modern toplumu deerlendirirken, onlarn eletirdii ynleri dikkate almaz, modern toplumda sorunlu bir yan grmez. Bu modernist yaklamda Parsons, modern (kurumsallam) bireyi ne yabanclaan, ne de anomik zellikler gsteren bir aktr olarak dnr, Anomik, Yabanclam, Rasyonel Bimy Sosyal bilimlerdeki yaklamlar Marx'tan gnmze hi durmakszn deiime uradlar, Sovyetler Birlii'nin ve tm sosyalist 17 bloun k, daha nce kurumsal erevede Bat sosyolojisiyle ilikisi zaten sorunlu olan marksizmi ve Marx' daha karmak bir konuma getirdi. Bununla birlikte Marx'tan sonra gelen sosyologlarn tm, modern toplumu ele aldklar her durumda, marksizmi benimsemeseler de, onun kulland kavramlar ve bu kavramlara ykledii anlamlar dnmek zorunda kaldlar. 1930'larda balayan burjuva sosyolojisi ve marksizm ayrm, Max Weber ile Marx arasnda kapitalizmin zmlemesindeki farka denk dmekte; bu ayrm ayn zamanda politik bir ayrmaya da iaret etmektedir. Fakat burada Weber'in? kiinin entelektel ciddiyetinin Manc' (ve Nietzsche'yi) ele alndan anlalabileceini vurguladn unutmamak gerekir. Ayn biimde Durkheim'in sosyalizm ve marksizme olan sempatisi bilinen bir olgudur.9 Aslnda sosyalizm ve sosyoloji ilikisini Saint-Simon'a dein uzatmak mmkndr. Bununla birlikte, marksizm ve sosyoloji her ne kadar birbirlerini dlama eiliminde olurlarsa olsun, bunun politik bir tavrdan teye gemeyen yapay bir ayrm olduu sylenebilir. Yaadmz dnemde tasfiye edilme noktasnda olan, sadece marksizm deil, ayn zamanda 'toplumsaln sonu' zmlemesiyle sosyolojidir.10 Sosyoloji 19. yzyl Bat toplumunda ortaya kt. Aslnda, amac modern tp ve modern ehir planlamasnn benzer bir dnemde ortaya k gibi, hzla kentleen ve nfusu artan toplumun sorunlarnn zmnn arac olmakt. Her ne kadar klasik olarak sosyoloji Saint-Simon ve A. Comte'tan balatlsa da, Fo-ucault'mm sosyolojik bilgi (savoir) ile doktorlarn 19. yzyl banda almalar arasnda bir ilikiyi yzylmzda ortaya koymu olmas ilgintir.11 Buradan yola karak tp ve sosyoloji ilikisi hakknda daha karmak tezler de ortaya atlmaktadr: 'Sosyoloji uygulamal tiptir, tpta uygulamal sosyolojidir' sav, bunlara veriB. S. Turner, Max Weher; From History o Modernity, Routledge, London, 1993, s.2 o J. Baudrillard, Sessiz Ynlarn Glgesinde ya da Toplumsaln Sonu, ev: O. Adanr, Ayrnt Yaynevi, stanbul, 1991 M. Foucault, Power/Knowledge, Selected Interviews & Other Writings 1972-1977, Brighton, The Harvester Press, 1980, s. 151 18 12 lebilecek en iyi rnektir. Durkheim'n 'Sosyolojik Metodun Kurallar'nda srekli toplumsal patolojiyi aklamak iin, tp ve biyoloji alanndan analojiler yaptn da hatrlamak gerekir.13 Bu onun bir toplumda normal ve 'patalojik' durumlarn olduu varsaymndan kaynaklanmaktadr. Bunlar dikkate alndnda, sosyolojiye, bir anlamda, patalojik durumlara zm reten bir ara olarak da bakmak mmkn gibi grnmektedir. Burada yine hatrlamak gereken bir baka noktaysa Marx'n bu tr analojileri reddetmi olmasdr. nk ona gre sosyal Danvinizme bile yaklamak, rekabeti ortam destekleyen yorumlar yapmaya yol aacaktr.14 Burada ksaca ortaya koymaya altmz sosyolojinin bireyin toplumsal varoluunu dnrken patolojileri modern hayatn merkezine oturtmu olmasdr. Bireyin modern toplumdaki konumunu hemen toplumbilimin ilk kurucularnn ou sorunlu olarak deerlendirmi ve modern hayatn iinde bireyin varoluuna karamsar bir ereveden bakmlardr. Durkheim'n bylesine patalojik yap iindeki modern topluma baknda, ktmser bir tavr gzlenmektedir.15 Durkheim iin, endstri toplumuna geiteki yapsal dnm toplumsal birliktelii salayan temel kurallar ve kolektif standartlar ykmtr. Ona gre toplumsal birlikteliin temelinde bireyler arasnda ahlaki (moral) bir ortak nokta bulunmaktadr. Endstri toplumuna gei, endstri ncesi toplumun ahlaki yapsn bozmutur. Bu, Durkheim iin endstri toplumuna geiteki yapsal dnmn temel sorunudur. Toplumsal i blmnn, sosyal dayanma ile ne gibi bir ilikisi vardr sorusu; dayanmay ahlaki, i blmn ise sosyal bir olgu olarak ele ald noktada, Durkheim'n temel sorunsaldr. Anomi, kriz dnemlerinde ksa sren ve intihar istatistiklerinde dalgalanmalara neden olan bir olgu iken, kalc

ve deimez B. S. Turner, Medical Power and Social Knowledge, Sage Publication, Lon-don,1992, s.5 3 E. Durkherim, Sosyolojik Metodun Kurallar, ev.; E.Aytekin, Sosyal Yaynlar, stanbul, 1986 l*s B. S. Turner, Medical Power& Social Knowledge, s.7 E. Durkheim, "Suicide and Modernity", Social Theory, the Multicultural and Classic Readings, Ed. C. Lemert, Westview Press, 1993,s.87 19 bir faktr deildi. Oysa Durkheim'a gre, sosyal yaamn, ticaret ve endstri aamasnda, anomi gerekten kronik bir durumdur.16 Bu ktmser tavr sosyolojinin kurucularnn belki de hepsinde rastlanan bir olgudur, Marx ve Weber'in tavrlar da karamsar nitelikler tamaktadr, ya da en azndan modern toplumda bireyin konumunu iyimser bir konum olarak deerlendirmezler. Bu anlamda, Marx'ta yabanclama ve Weber'de rasyonelleme kavramlar bu tr bir ereveye oturmaktadr. Marx ve Engels iin "u ana kadar varolan toplumlarn tarihi, snf mcadelelerinin tarihi' demektir.17 Modern toplumdaki temel mcadeleyi proleterya ve burjuva snflar arasndaki mcadele olarak gren Mars'a gre ii, tarihin bu dneminde, kapitalist toplumda, ne kadar ok retirse o derecede fakirleecektir. i ne kadar ok mal retirse kendisi o kadar daha ucuz bir meta, bir mal haline dnecektir. eylerin dnyasnn artan deeri, a^m oranda insann dnyasnn deersizlemesine neden olacaktr. Burada emek yalnzca mal, metay retmez, iiyi ve kendini de meta olarak retir. Emek, rettii nesnellik iinde katlam emektir; bu emein gereklemesi yani nesnellemesidir. Politik ekonominin tartt durumlarda, emein bu biimde gereklemesi, ii iin 'kayp bir gereklik' olarak ortaya kar.18 Marx gelinen bu noktaya kadar, btn bir tarihsel sreci, insann kendisine yabanclama sreci olarak deerlendirir. nk insan, geilen btn tarihsel aamalarda (srekli gemite var olan bireylerin yerine koyulmak suretiyle) bir motor g olarak ortaya karlmtr.19 Yabanclamann ortadan kalkmas iin, ancak iki pratik koul vardr: Bunlar, insanln hepsinin mlkiyetsizlemesi; varolan zenginlik ve kltr dnyasna elikili hale gelmesidir.20 Her ne kadar Marx sonuta insanln zgrleecei umudunu iinde ta16 A.g.e.,s.&l 17 K. Marx, "Estranged Labour". Social Theory, the Multicultural and Classic Re-adngs, Ed. C. Lemert, Westview Press, 1993, s.43 18 A.g.e., s. 37 19 K. Marx, F Engels, Alman deolojisi, ev: S. Belli, Sol Yaynlan, Ankara, 1992, s. 105 20 A.g.e, s. 57 20 sa da kapitalist toplumda insann varoluu hakkndaki zmlemelerinin karamsar nitelikler tad aktr. Bu iinin kendine, doaya ve emeine yabanclamas srecidir. Marx, modern kapitalist toplumun amazlarnn zmlenecei bir gelecei hayal ederken, analizlerini ekonomik olgulardan gelitirmitir. Kari Lwith, Marx ve Weber zerine klasik almasnda (1932) sosyal bilimlerdeki marksizm ve sosyoloji ayrmnn genel ortak niteliklerini sunmaktadr. Her iki ucun da, gerek Marx gerekse de Weber'in zmlemesini yapt dzey ayn ve tektir; bu modern ekonomi ve toplumun kapitalist rgtlenmesidir.21 Mara'm dnceleri zaman iinde, kendi adndan treyen bir izm'e, politik, felsefi, estetik gibi, birok sosyal ve kltrel alanda zerc bir akma dnrken, Weber, sosyolojide en merkezi isme dnmtr. Ama Weber'in dnceleri, Marjdan farkl olarak, bir ?izm'e dnmemitir. lmnden ksa bir sre sonra ve halen gnmzde politik ve ekonomi liberalizmin modas gemi temsilcilerinden bir tanesi haline dnmtr.22 Lwith her iki dnrn ortak yn olarak, sosyal bilimlerde ok byk bir boyutta yer kaplaylarm anlatrken, onlarn skc, fazlaca nemsiz gibi grnen olgular zerine yaptklar bitmek tkenmek bilmez tartmalan vurgular. Burada ortaya kan temel soru, bunlarn hala gnmzde tekrar tekrar ele alndklar, saysz yazlar ve bitmek tkenmek bilmez akademik tartmalar iinde neden varolduklar sorusudur. Lwith'e gre cevap insann zgrlemesi ile ilgilidir. Weber iin zgrleme, "insann nihai onurunun' kurtarlmas yoluyla salanacaktr. Marx iin ise bu proleteryanm kurtuluuyla gerekleecektir. Yani her ikisi iin de hedef, toplumsal btnln tekrar kurulmasyla ilgilidir. Lwith, yine iki dnr arasnda nemli baz benzer noktalar vurgulamaktadr. Her ikisinin tarih zmlemesinin merkezindeki ortak motif, toplumsal yaama politik bir mdahale olasln, yaadklar dnemin gerekliinin dorudan bir olgusu olarak fark etmi olmalardr. En nemli nokta ise? her ikisinin dejx>litik sosyolog olulardr. Her ikisinin de almalarnn te~ ^ K. Lwith, Max Weberand Kati Manc, Routedge, London, 1993, s. 42 A.g.e., s. 45 21 melinde kapitalizm bal altnda, modern insann varolu sorunlar, ada yaamn btnlnn tartlmas vardr. Weber, modern toplumu ve onun amazm rasyonelleme kavram erevesinde tartr. O, dier kurucu sosyologlarla karlatrldnda, en karamsar olanlarndan bir tanesidir. Weber'e gre, modern toplumda insan hayatm belirleyen teknik ve ekonomik koullar fen son kmr tanesi yanana kadar' belirleyiciliklerini

srdrmeye devam edecektir.*" Weber'in zmlemesine gre modern kapitalist toplumun zn oluturan, dini bir erevede balayan ve istenildiinde 'azizin srtndaki hafif pelerin gibi' bir kenara braklabilecek dnyevi alkanlklar kalc olacaklardr, elbette bunlar din boyutunu zaman ierisinde yitirmilerdir.24 Ayrca ona gre Protestan asetizminden (ilecilik) yola karak yapt zmleme tek doru deildir. Hem materyalist hem de spritalist zmlemenin her ikisi de olasdr.2^ Yukarda ksaca bahsettiimiz ekli ile Weber, Marx?tan farkl olarak ideallere daha fazla nem atfederek toplumsal ilikileri deerlendirme yoluna gitmitir. Bu da onun yaklamnn, baz toplumbilimciler tarafndan anti-materyalist bir idealizm eklinde deerlendirilmesine neden olmutur. Her ne kadar Weber buna kar karak kendisinin sanlandan daha fazla materyalist olduunu sylemi ise de, bu deerlendirmenin kabul gren bir yaklam olduunu sylemek mmkndr. Bunun nedeni onun, sosyal ilikilerde ideallere verdii nemden kaynaklanmaktadr. Max Weber'in modern-kapitalist toplumlarn temelinde grd ve onu tanmlad nokta, rasyonalitedir. Weber'in temel sorunu, modern toplumun olumasna neden olan rasyonelle-menin neden herhangi bir dnya corafyasnda deil de, Bat'da olduunu ortaya koymaktr. Burada ad geen rasyonelleme sreci, sekler ahlakn gelimesi, kapitalizmin n koullarnn ortaya kmasna neden olan, baka bir deyile bunlar mmkn klan sre, belli bir ahlakn (protestan ahlaknn) insan iin "deer" haline gelmesi idi. M Wcber, The Spn of Optalsm and Te hon C'agc1, Sonat I/eon, thc Mttcultral und Classc Readngs, Ed. C Lemel, Westvew Pess, 1993, s 113 2' A.gc.,s 113 A.ge .s 114 22 J. Habermas'n syledii ekliyle, Weber'in tanmlad ey sadece Bat kltrnn laiklemesi deildir. Weber, ayrca ve zellikle, rasyonelleme asndan modern toplumun geliimini aklamaktr. Yeni dzende ortaya kan iki nemli yap, brokratik devlet aygt ve kapitalist yatrmn rgtsel merkezlerini ekillendiren, ilevsel sistemlerin farkllamasdr.26 Bu farkllama sreci, ara-rasyonel, ekonomik ve ynetimsel faaliyetlerin kurumsallamasn salamtr. Farkllama sadece ekonomik dzeylerde kalmam, ayrca kltr ve gndelik hayatn iindeki birok eyi 'deerleri de deitirmitir. A. Well-mer'e gre rasyonelleme, Weber iin; "...isel bir sistemselKmantk'ya da gereklilie gre, birok deiik dzey zerinde (ya da birok alt sistem iinde), ileyen ve yksek biimselleme, arasallama, bmkratiklemeye doru iaret eden, birbiri ile balantl eilimler serisini ifade eder "27 Ekonomik rasyonalitenin rgtsel boyutta ortaya kard birok sorun sralanabilir. nsan zgrln snrlamas, kesin izgileri olan bir dizge ierisinde, grevlerin tam olarak izin verilen snrlar iinde yaplmas gereklilii bireye zgn bir alma yapma imkan tanmaz. Bu durum tek dzelik oluturur; yaratclk ve kendiliinden, doal, davranlar yok eder. Ekonomik rasyonalizm Kalvinizmin zel sonularn vurgulamaktadr. Modern kapitalizmin gelimesi, yalnzca alnp satlan para kaynaklarnn ya da parann kendisinin alnp satlmasnn sonucu deildir. Bir kapitalist ruh gelimitir. Tm bunlar son aamada protestan ahlakyla ilgilidir. Weber modern toplumda rasyonellemenin sonucunu, zgrln gereklemesi olarak deerlendirmez. 'Amasal-arasal rasyonalitenin bymesi, zgrln btnsel olarak gereklemesini salamaz, aksine hibir ka yolumuzun olmad, brokratik rasyonalizmin demir kafesinin olumasna neden olur.'28 J. HabeiTas, ? he Phhsophka! Dscoutse of Modemty, cv. F Lawrence, Ba-^ S3 Blaek\\ei], i S 9 i, s i A. Weiimer, "Reason, Utopa and the Dialcctc of Enlightenment", Habennas <k Modernt\>, Ed. R. Bensten. The MT Press, Cambrdge, Massachussetts, 1991, s. 141 R. Benstem. '"Intjoductjoi", Habennas & Modemity, Ed. R. Btnsten, The MT Presb, Cambdge, Massachussetts, 1991, s.5 23 Hem Marx hem de Weber, kapitalist toplumu, insan zgrletirmekten ok, onu yabanclatran ve demir kafesin iine sokan niteliiyle, olumlu bir aama olarak deerlendirmedi. Her iki sosyolog da modern kapitalist toplumu ktmser bir ereveden ele aldlar. 1930'Jardan balayarak, bir yandan bu ktmserlik birok toplumbilimsel yaklamda gzlenilebilir bir olguyken^ te yandan modem hayatn bireyi zgrletirecei ve btnln kurulabilecei umudu da sosyal bilimlerde varolmutur. Bu trden eilimleri modernist Amerikan toplumbilim geleneinin temel bir nitelii olarak deerlendirebiliriz. Bu eilimler Weber-ci nitelikleri ilerinde barndrrken, marksist gelenei de dlar bir tutum iine girmilerdir. Amerikan sosyoloji geleneinin en etkili temsilcilerinden Talcott Parsons'n yaklamn tartmadan nce, marksizm ve sosyoloji ayrmnn temel kayna olarak deerlendirilebilecek, K, Mannheim'm bilgi sosyolojisi yaklamna ksaca bakmak istiyorum. 1930Jlarda marksist ideoloji kavramn eletirisi ve Weber'e yakm bir konumda ele ald bilgi sosyolojisi le nemli bir figr olarak K. Mannleim ortaya kar. K. Mannheim'a gre, tarihsel bilgi 'gzlemcinin* konumuyla ilikilendirilerek formlletirilehi-lecek, balantsal bir bilgidir. Bunu fark ettiimiz anda karmza neyin doru, neyin yanl olduu sorusunu tekrar cevaplandrma zorunluluu kacaktr. Mannheim'a gre, tarihsel znelerin davranlar hakknda tanr bile 2x2=4 gibi bir formlletirme yapamaz.29 Mannheim'a gre, ideoloji 'yanl bilintir, Tikel ideoloji kavram, bir kaynakta oluan, bir yalan ve dier yanda

hatal, bozuk bir kavramsal aygtn sonucu olan. bir yanln ortasnda bulunan, bir fenomenin gstereni olarak tanmlanr.30 Btnsel ideoloji kavramnn ilk biimi Aydnlanma dncesinin iinde ortaya kmaktadr. Bu, dnyann bizden bamsz olarak varolduunu kabul eden ontolojik dogmatizmin kmesi, dnyann 'dnya' olarak yalnzca akl yoluyla varolduunu ve z~** K. Mannhem, ideolog}- d Utopa, Harcout Brace Jovanovich. New York, 1938, s.7l *'/!..*.. s. 54 24 nenin ussal faaliyetinin dnyann grnecei biimi belirledii dncesiyle oluan bir ideoloji kavramdr.31 kinci temel btnsel ideoloji biimi ise Hegel ve tarihi okulun erevesinde oluan ve aydnlanmann soyut 'kendinden bilinli' znesinin yerini alan Volkgeist'tir. nc ve en nemli aama ise ?folk' ya da ulus' kavramnn yerini (Volkgeist'n yerini) 'snf kavramnn ald aamadr.32 Bu bilin felsefesindeki deiimin tartlmas sonucunda Mannheim, iki temel karm yapmaktadr: a) Tarihsel dnemlerdeki her olgu ve olay yalnzca canlam' yoluyla aklanabilir ve her anlam, her defasnda baka bir anlama gnderme yapacaktr. b) Bu bamsz anlamlar sistemi paralarda ve btnde bir tarihsel dnemden tekine farkllklar gsterir. Bu nedenle modern tarih bilimleri iin, anlamdaki deiimi yeniden yorumlamak temel ilgi alan olacaktr.33 Mannheim, Weberci bir bilgi sosyolojisinin yolunu bu ekilde amaktadr. Bu srete artk burjuva dncesinin de marksist dnceyi ideolojik olarak deerlendirebilecei bir dnem balam olur, Her ne kadar Mannheim'n ideoloji tanm gnmzde kabul gren bir tanm olmasa da, kendi dneminde etkili olmutur. Bugn ideolojinin yanl bilin olmaktan ok, maddi olduu kabul gren bir olgudur.34 K. Mannheim'm eletirisi, sosyoloji ve marksizm ayrmasnn temelinde yer alan etkili olgulardan bir tanesi olmutur. Georg Simmel'in modern topluma yaklam Durkheim, We-ber ve Mara'ta zerinde durduumuz ktmserlik erevesine benzeyen ynler tar. Simmel'in toplumbilim yaklamnda zA.g.e., s. 58-59 A.g.e.,s. 59-60 A.g.e., s. 61 Marksist dnr Louis Athusser ideoloji kavramna yeni bir boyut getirmitir ve maddi olduunu gstermeyi amalamtr. Althusser'e gre: "Bir ideoloji her zaman hem bir aygtta, hem de aygtn pratiinde ya da pratiklerinde varolur". Sonu olarak Athusser bu varoluun maddiliini vurgulamaktadr. Alt-husser, L., deoloji ve Devletin deolojik Aygtlar, ev: Y. Alp, M. zk, Ileti-im Yaynlar, stanbul, kinci Basm, 1989, s.47 25 gn almlar bulunmaktadr, bunlardan bir kan aada ele almay amalyoruz. Georg Simmel: Modernlik ve Sosyoloji Tartmaya her eyden nce ktmserlik erevesini Sim-mel'de ortaya koyabileceimiz bir kavram olan 'yabanc' (stran-ger) kavramn ele alarak balayabiliriz. Simmel'in bu kavramla kastettii sosyolojik bir durum ve sosyal bir tiptir. Bu, genel bir 'yabanc' kavramndan farkldr ve bugn urayp yarn gidecek bir kimlii anlatmak ya da anlamak iin kullanlmaz. Simmel'e gre, bu 'sosyolojik yabanc' bugn gelen ve yarn da kalacak olandr. Burada vurgulanan sosyal tip, her ne kadar daha ileri gitmeyecekse de, hala gelip gitme zgrln tayan kiidir. Yani mekansal bir dngye ya da mekansal snrlarla elikili snrlar olan bir gruba yerlemi kiidir. Fakat temelde onun konumunu, o mekanda nceden var olmamas ve tad zelliklerin de oraya zg olmay ve olamayaca belirlemektedir.35 Simmel'e gre 'yabanc', 'uzakta veya yaknda olmann tesindedir', bu nedenle bizim iin yoktur.36 Simmel'in yabancs hzla artan kentli nfusun iinde nesnelliin sembol halini alr.37 Simmel yabancnn, bulunduu toplulukla pozitif bir etkileim iinde olduunu syler ve bu sosyal tipi ekonomik ilikilerin iinde deerlendirir. te tam bu ekonomik ilikilerin nesnellii iinde yabanc, metropol yaamnn yeni ruh halini temsil etmektedir. Simmel, kentli insan deerlendirirken, kentin hzl temposu G. Simme, "The Stranger", Georg Simmel, on Individuality and Social Formsy Ed. D. Levine, The University of Chicago Press, Chicago, 1971, s.143 36 A.g.e., s.144. Bu sosyal tip kesinlikle Simmel'in belirttii ekliyle topluma uyumsuzluk gstermez. rnein Simmel'in 'ierdeki dman' olarak tanmlad 'yabanc', 'fakir'den farkl bir nitelik tamaktadr, o dzene uyumu temsil eder. A.g.e., s. 144 %1 SirnmePin nl kitab 'Parann Felsefesi'ndt\ 'paay' nesnelliin eylesmesi olarak deerlendrmcktedn. (G. Sunine!, Ihe PhiUnoph, oj Money, Routledge, Boston, 1978, s. 176) SmmeFe gre para, modern toplumun semboldr, Sm-mePn modernlii parann ve deiim deerinin zeinden ele ald bu almaya burada geni biimde deinmemiz olas deildir. Bu nedenle onun modernlik karsndaki tutumunu 'yabanc' kavram ve metropole bak erevesi ze inden deerlendireceiz. 26 iinde oluan ruhsal durumunun nasl krsal olandan farkl gelitiine vurguda bulunur. Modern hayatn en derininde yatan soru Simmel'e gre, 'yaam tekniinde, dsal kltrde ve tarihsel mirastaki gl toplumsal kuvvetlerin' iinde bireyin otonomisi ve bireyselliini nasl koruyacayla ilikilidir.38 Metropolde belirleyici

olan, para ekonomisi ve akim gcdr ve SimmeFe gre burada tm bireysellik ve anlam, her eyin deiim deeri zerinden belirlenmesinden dolay, tek bir soruya indirgenmitir: Ka para?*39 Modern hayatta Simmel'e gre znel ruhun' yerini 40 'nesnel ruh' almtr.HU Simmel, znel olan tamamen nesnel bir yaam biimine dntrmek isteyen eylerin ve iktidarn byk rgtlenmesi tarafndan modern bireyin elinden tm otonomisinin ve yaratclnn alndm vurgular: 'Modern birey dilinin bir paras haline dntrlmtr.' Ona gre metropolde bkknlk duygusu hakimdir.42 Simmerin, toplumu ve bireyi alglaynda ne srd ilk temel kavram etkileim kavramdr. Birey, Simmel'in bakt ereveden ne bir atom, ne de bir tikelik deildir. Bireye, etkileimlerin ortasnda duran, bir kesime noktas ve bir sre olarak bakan Simmel iin, toplum kavram da baka bir sorunsal ierir. Toplumu, ulalmak istenen bir btn olarak dnen Simmel'in, ikinci nemli kavramysa toplum yerine kulland 'toplumlama' kavramdr.43 Simmel'e gre sosyoloji eklektiktir; birincil bir bilim deil, dier bilimlerin urat materyale ynelmeyip, kendi zaten sentez 38 G. Simmel, "Metropois and Mental Life", Sociological Perspectives, Ed. K. Thompson, J. Tunstall, Peguin Books, Middlesex, 1971, s. 82 39 A.g.e.,s&5 40 Age., s.91 41 Age., s.92 42 A.g,e., s. 86. D. Frisby, Simmel'i modernliin ilk sosyologu olarak tanmlamaktadr. Bunun nedeni nesneliin egemen olduu modern yaama kar olan 'bkknlk' duygusunu onaya koyusu olarak ele alabiliriz. (D. Frisby, "Georg Simmel, Socioogist of Modernity", Iheorv, Cdture and Soety, say 2(3), s. 65 (49-68)} Simmerin mudern hav-U; 'u^ue/ duygusunu ortaya kovuu genellikle W. Benjamm ve BaudelaiR u. y.iM.jmlauya henze&iilir. rnein B/.., M. Feathestone, Con&umcr Cubur*' titu! Postmodenism, Sage, London, 1991, s.72-78 G. Simmel, 'The Poblen of Socology', Georg Simmel on Indiivrdualiy and Social Fonns, Ed. D. Levne, The Lrmersity of Chicago Press, Chicago, 1971 (1908), s, 24 27 olan bir eyden yeni sentezler yaratr ve bilinen olgularn incelenmesinde yeni bir hareket noktasn oluturur.44 O zaman toplumdan deil de, bireyden hareket eden bir sosyoloji mmkn mdr? Simmel soruya da olumsuz bir yant vermektedir. nk birey bir teklik, bir atom ya da toplumun en kk paras da deildir. O, birok etkinin kesime noktas ve geit yeridir. Sosyolojinin dayanaca tek nokta, toplumun da bireyin de iinde hayal gibi, eriyip gittii 'karlkl etki'den baka bir ey deildir. Simmel sosyolojinin nesnesini ne toplum, ne de birey olarak tanmlar; sosyoloji toplumsal etkileimin formlaryla ilgilenecektir. Simmel'e gre, zor olsa da sosyoloji insan etkileiminin formunu, ieriinden ayrmak yoluyla zmlemesini yapmak durumundadr.4 Simmel sosyolojinin aratrma yapaca balam, bireylerin iinde bulunduklar cemiyetlerde farkl sosyalleme biimlerinden kaynaklanan bir alan olarak tanmlar. Bu, toplumsal etkileimin farkl boyutlarnn ele alnmas, rnein partizan olmayan grup elemanlarnn grupla ilikisi ya da toplumun organik paras olarak 'fakir' olann tartlmasdr. Ayrca bu, yemek zamanlarndan, bireylerin kendi bedenlerini -las! temsil ettikleri gibi, farkl toplumsal biimlerin ele alnd bir alandr.46 Simmel ilk bakta nemsiz grnen kltrel oluumlar zerinde ayrntl zmlemeler yapmtr. Bunlardan bir tanesi 'moda'dr. Simmel 'moda'nn hem bir birliktelik istei, hem de bu birlikteliin belirgin sonucu olan bir izolasyon mekanizmas olduunu vurgular.47 'Moda', Simmefe gre snf ayrcalnn ya da snf ayrmasnn rndr, 'bundan dolay moda bir yandan ayn snfn yesi olanlarn birlikteliini gsterirken, dier yandan bu yolla snfn dngsnn tek biimliliini temsil eder ve bu ayrca teki gruplarn dlanmas da demektir,'48 Simmel'in zmlemeleri etkisini birok yaklamda gstermise de, zellikle, Durkheim tarafndan eletirilmitir. Durkhe44 A.g.e., s. 27-28 45 G. Simmel, The Problem of Sociology', Georg Simmel Critical Assessments, E. D. Frisby, Routledge, London, 1994 (1895), s. 30 A.g.e., s. 33 G. Simmel, "Fashion'!, Georv &*"' -3!$ ^r^--^,r--^a.o. im'n eletirisinin temelinde Simmel'in, sosyolojinin nesnesinin zaten baka bilimlerin inceledii olgular olduunu dnmesi yatmaktadr.49 Sosyoloji ve modernlik ilikisi, kurucularn ktmser tavr, sosyal bilimlerdeki burjuva sosyoloji ve marksizm ayrmndan ksaca bahsetmeye altk. imdi ise, 20. yzylda kurucularn yanna ismini yazdran nemli sosyologlardan biri olan Talcott Par-sons'm modern toplumda bireye bakn ve bu ereveden karak modernist Amerikan sosyal bilimlerinin modernizmi deerlendiriini ele almaya alacaz.

Modern toplum ve bireyin zmlenmesinde bu noktaya kadar ele aldmz kuramclarn dnda nemli bir isim olarak Ge-org Simmel vardr. Parsons, Simmel'e almalarnda yer vermez. Simmel zerine youn biimde eilmi olan David Frisby, sadece Parsons'n eylem kuramnda Simmel'in etkilerinin olmayn vurgulamaz, ayrca genel olarak Amerikan sosyalbilim yaklamlarnda tartlsa bile Simmel'in yanl yorumlandn syler. Frisby'e gre bunun nedeni Simmel'den yaplan evirilerin eksikliidir. Buradan hareket eden yaklamlar Simmel'i 'formel sosyolojinin' kurucusu olarak snflandrrlar.51 Talcott Parsons: Parsonaj'da (Kurumsallam) Birey52 Talcott Parsons, Kta Avrupa's ve zellikle de Alman geleneine yabanc bir corafyann iinden kan bir sosyologdur. Kuzey Amerika'da Parsons'a kadar genel eilim Avrupa'dan farkl, E. Durkheim, "The Realm of Sociology as a Science", Georg Simmel Oitical Assessments, Ed. D. Frisby, Routiedge, London, 1994 (1895), s. 93 (82-97) te yandan G. Lukacs'm, SimmePle ilgili yorumu ise, onun vlecek bir dnr olduunu, ama iyi bir eitimci niteliini tamadn ve eylerin anlalmasn kolaylatracak yaklamlar olmadn vurgular. Lukacs, Simmel'i dnm ann en nemli dnrlerinden kabul eder. Ed. Lukacs'a gre onun sosyolojisi, 'sadece bir deneydir ve hibir eyi tamamlanmaz'. G. Lukacs, "Georg Simme", Georg Simmel Critical Assessments, Ed. D. Frisby, Routiedge, London, 1994 (1895), s. 98-101 D. Frisby, Sociologkal Impressionism: A Reassessment of Georg Simmel's Social Theory, Heinemann, London, 1981, s. 3 * A.g.e., s. 3 '" Parsonaj (parsonage) Protestan kasaba rahiplerinin evlerine verilen isim, Har-ward niversitesince TParsons'n alma odas bu adla anlmaktayd. P. Ha-milton, Talcott Parsons, Routedge, London, 1983, s. 37 29 daha uygulamaya dnk bir sosyal bilim erevesinde gelimitir. Mannheim, 1930'lardaki Amerikan eilimlerini yle deerlendirmektedir: Alman sosyolojisi derin neme sahip dnceler retir, ama bunlarn ampirik olarak doru ya da yanl olduunu kimse bilemez. Dier yanda Amerikan sosyolojisi her ne kadar ciddiyetle irdelenmi gzlemler retirse de, bunlari nemli olup olmadm kimse bilemez.53 Genel bir zellik olarak Amerika'da teoriye verilen nem byk lde uygulama alanndan hep, daha geri bir izgide olmutur. Bu olgu ancak 1960'lardan sonra deiim eilimine girebilmitir.54 1930*larda Mannheim'm Weberyan bir bilgi sosyolojisi anlayn gelitirdii ve marksist ideoloji anlayn eletirdii dnemde, AB.D.'de Parsons, Weberci bir eylem kuramnn en gelimi biimini temellendirmitir. O dnemlerde A.B.D/de teori, ampirik aratrmalardan karlan bir sonu nitelii tamaktadr.55 Chicago gelenei arlkl olmak zere Kuzey Ameri-ka'daki ynelim mikro dzeyde almalar erevesinde olumutu. Bu eilimi genel olarak kat bir empirisist eilim olarak deerlendirebiliriz. Parsons'm Sosyal Eylemin Yaps (The Structure of Social Action, 1937), o gne kadar olan Amerikan geleneine ciddi radikal bir alternatif sunmutur. Parsons, Sosyal Eylemin Yaps'nda 'eylem birimi' (unit act) kavramm ortaya atmaktadr. Mekanik sistemlerde, partikllerin baz zelliklerine bal olarak tanmlanmas gibi (ktle, uzayda kaplad yer, hareketinin yn vs.), eylem sistemlerinin birimleri de, 'byle bir birimin gerekte varolduu dnlmeksizin', temel baz zelliklere sahiptir. Byle bir eylem birimi drt temel noktadan oluur: (a)Toplumsal ajan ya da Parsons'un deyimiyle aktr: (b) Eylemin amalad son ya da hedef: (c) Aktr hedefe ynlendiren bir "durum" (situation). Durum iki farkl ekilde ayrlabilir; ilki aktrn hedefe ynelmekten 53 J. Bershady, "Practice Against Theory in American Sociology: An Exercise in Sociology of Knowledge", Talcott Parsons, Theotrist of Modemity, Ed. R. Ro bertson, B. S. Turner, Sage PubJication, London, 1991, s. 66 54 A.g.e., s. 71 55 P. Hamilton, Talcott Parsons, s. 17 30 kendini alamayaca, hedefe uyumlu olduu durum. kincisi, aktrn hedefe ulamak iin seebilecei aralarn (means) olduu durumdur. (d) Birimin elemanlar arasnda belli bir iliki tarznn buluni 56 madr. Birey asndan hedefe ulamak iin, durumun izin verdii lde, alternatif vastalar semek mmkndr. Bireyin eyleminde normatif ynelim vardr. Bu, Parsons'a gre, toplumsal eylem iin deimez bir zelliktir.57 Parsons'n toplumsal ajan, eylemini kendi bireysel teorisi erevesinde yapar. Burada sosyologun grevi bu bireyin yapt anlaml eylemin ieriini anlamaktr. Parsons'a gre sosyoloji, her birey iin deiebilen znel ynelimlerin erevesinin incelenmesidir. Parsons her birey iin deiebilen anlamlarn aratrlmasnda ortaya kacak sorunlar, daha geni bir teorik erevede zmler. Bu, sosyal bilimlerde ya drt ilev (AIL) paradigmas ya da yapsal-ilevselcilik olarak anlmaktadr.

Burada kullanlan 'yapsal' terimini biraz amak ve 6O'l yllarn Fransz yapsalc geleneinden farkn ortaya koymak gerekmektedir. T. Parsons, 'sosyal sistemleri daha genel bir eylem sistemi iinde' bir bileen olarak ele alr.58 Dier bileenler ise, kltrel sistemler, kiilik sistemleri, davransal organizmalar olarak sralanmaktadr. Bu drt sistem, soyut olarak, 'sosyal etkileim' iinde grece somut insan davrannn erevesini olutururlar.59 Parsons burada yukarda bahsedilen, ne sosyal ne de bireysel sistemlerin hibirinin 'somut varlklar' (concrete entities) olarak ele alnmadn belirtir. Bu drt eylem altsistemi arasndaki ayrmlar ilevseldir. Bunlarn ayrmn Parsons temel ilevlerin adn ortaya koyarak yle belirginletirir: "Eylem sistemlerinin iine yerletirdiimiz, drt temel ilev balamnda alt sistemleri belirledik; bunlar isimleriyle, bii^ T. Parsons, The Structure ofSoaalAction, Free Press, New York, 1968, s.43-44 58 A.g.e., s.44 T. Parsons, The System of Modem Socetes, Prentce-Hall Inc., New Jersey, g.e., s.4 31 mi'korunan (pattern-maintenance), btnleme (integ- ration), hedef-edimi (goal-attainment), uyum (adaptation)' dur. "60 Bir altsistem olarak, Sosyal sistemin karsna gelen ilev btnleme; kltr altsisteminin karsna den biimi-korunan; kiilik sistemine denk den ilev ise hedef-edimi; davransal organizmann karsnda yer alan ilev ise uyum ilevi olarak sralanr. Bu ilevlerin tanmn yapmakszn syleyeceimiz altsistem-ler, kendi ilerinde de drder paraya blnr. Bunlar da tekrar tekrar blnerek uzayp gidebilirler. Bu belki de modern sosyolojinin en karmak ve anlalmas son derece g yaklamnda Freud'un Durkheimn birok kavram bir araya gelmitir. Par-sonscu yaklam, sosyolojinin son byk kuram olarak ele alanlar da vardr, bunun byk bir nedeni de yaklamn iindeki kavramsal zenginliktir.61 Baka bir yorum ise bu kavramsal zenginliin tam karsmdadr. Bu yorumu yapanlar arasnda olan Habermas yle yazar: "Parsons'n almalar kendi kendini kavramsal bir fetiizmle bitirir. Herhangi biri Parsons'un sezgisini dikkatlice incelerse, almann iinde, bo kategori tayclarnn ykselen kmesini ve zayf deneysel ierikle kaplanm bir btnn, sama dengesizliini grr, "62 Parsons'm yaklam temel ilevleri belirleyip bunlar genel toplum eyleminin ya da toplumun genel yapsnn, altsistemlere dein indirgenmesi, bir anlamda yapsal teriminin ilevselci yaklamn bana konmasnn nedenidir. Bununla beraber Fransz yapsalclyla Amerikan sistem teorileri arasndaki en temel fark, 'bilim' teriminden anladklarnn farkl olmasdr. Amerikan sistem teorileri 'gzlenebilir verileri ele alr ve insan aklnn bilinsiz yapsn reddeder". Parsons'un yaklamyla Fransz antropolog Levi-Strauss'unki arasnda varolan temel ayrm Kurzweil yle aklar: 60 A.g.e., s.5 61 A. Dawe, 'Toplumsal Eylem Kuram", ev: F. Akath, A. Uykur, Sosyolojik zmlemenin Tarihi, Ed. T Bottomore ve R. Nisbet, Verso YaynJar, Ankaa, 1990, s. 414 62 J. Habermas, On The Logic of Social Sciences, ev., S. W, Ncholsen, J. A. Stark, The MT Press, Mass., 1989, s. 188 32 "Uvi-Strauss ve Parsons'un her ikisi de, sosyal gereklii akla-mada, evrensel kartlk dzglerine (pattern) ynelirler. Parsons'un aktrleri be evrensel kmazdan birine gelmek zorundadr: Etkinlie (affectivity) 'kar etkin ntrlk (affective neutrality), zglle (specifity) kar, dalmlk (diffuseness), evrensellie (universalism) kar, tikellik (particularism) (...). Levi-Strauss'un kmazlar ise sylen ve dil dzeylerinde ortaya karlar (...). Parsons'un sistemi birey aktre balyken, Levi-Strauss'unki byle deildir. Ayrca, LeviStrauss sembolik bir sistem olarak, dili incelerken, sistemi analitik bir gereklik zerinde olan Parsons'un yaklamnda ters bir konum alm olur."63 Bu anlamda Amerikan sistem teorileri ile, yapsalcln girebilecei her hangi bir ilikinin akln bilinsiz yaps erevesinde yok olaca aktr. Durkheim'n toplumsal dzenin modern toplumda nasl salanaca konusundaki dnceleri Parsons'a yeterli bir esin kay 64 na oluturmutur.64 Farkllam toplumda farkl bireyler ve gruplar farkl ilevleri yerine getirirler. Durkheim'm anomi kavram farkllam modern toplumda yaayaca krizi anlatmaktadr. Parsons, bir anlamda kurucusu olduu 'kurumsal Amerikan sosyal bilimlerinin resmi ideolojisi' erevesinde daha fazla kurumsallama nerir.65 'Kurumsallam birey' modern toplumun sorunsuz bireyine Parsons'n verdii isimdir.66 Bu kurumsallama toplumsal deerlerin bireyler tarafndan benimsenmesiyle mmkn olur. rnein eitim de, niversiteler de kurumsallam bireyin kurumsallamasnda nemli bir alandr.67 C. W. Mills, Sosyolojik Hayal Gc'nde (The Sociological Imagination) Parsons'n metinlerini ngilizceden ngilizceye evi-nrken Habermas'n eletirisine benzer bir tavr iindedir. 61 t -ir t. Kurzwel, The Age of Structuralism: LeviStrauss to Foucault, Columbia Uni-m vesity Press, New York, 1980, s. 14 T. Parsons, The American Universities, Harvard Unversity Press, Cambndge, 1973, s.42 A. Suerdem, "Socal De(t)constructon of Mass Cultue : Makng (non) Sense of Consune Behavou1, Journal

of faearch in Marketng, Vo 11, 1993, s. 426 lg ons' The American Universities, Harvard Unversity Press, Cambridge, 33 "Grand Teori" rnei olarak ele ald Parsons'un yaklannm adal bir dil ve kavramsal bir karklk iinde, ne syleyecekse dorudan sylememekle eletirmektedir.68 Parsons'n sosyal sisteminin dzeni, kurumsallam bireylerin deer birliiyle mmkndr ve birey burada fazlaca sosyal-lemi bir robota (automaton) indirgenmitir.69 Bu tema tm modernist Amerikan yaklamlarnn temelini oluturabilir 'Oyunun kurallarnn iselletirilmesiyle' anomiden korunma salanrken,70 atma ihtimallerinin yok edilmesi de gerekleti-rilmi olur.71 Parsonaj'daki; modernist sosyolog, farkllam modern oulcu toplumun deerlerini ycelten, fazlaca sosyallemi ve kurumsallam bir modernist olarak dnlebilir. Parsons'm analizinin temelini, Weber, Pareto, Durkheim, Malinowski, Freud ve rasyonel ekonomik teorilerin eletirisi olutururken, Marx'tan hi bir e tamaz. Kapitalizm tartmasnda Weber'i daha iyi anlamay salayan biri olarak Marc, kendine burada bir yer edinir ya da tam anlamyla yok saylr.72 Aslnda Parsons'm oka eletirildii bir noktann temeli de budur. Buna ksaca almalarndaki atma ve g teorisi eksiklii diyebiliriz. Parsons, modern toplum analizinde etkilendii Durkheim ve Weber gibi, kurucu sosyologlarn aksine, birey iin sorunlu bir yan grmemektedir. Parsons, Marx' faydac gelenein gelimi u bir noktas olarak deerlendirmektedir. Ona gre Marx, maddi koullardan kaynaklanan bir sosyal eylem kuramyla bir sosyal doktrini, marksizmi ortaya koymaktadr. Marx'n nerdii, rekaC. W. Mills, The Sociological Imagmation, Oxford Press, New York, 1967 6M F. J. Lechner, "Parsons and Modernity: An Interpretation", Talcott Parsons, Theotist of Modernity , Ed. R. Robertson. B. S. Turner, Sage Pblication, 1991, s.427 70 A. Serdem, "SoeiaJ De(re)construction of Mass Culture: Making (non) Sense of Consumer Behaviour", s.427 71 F. J. Lechner, "Parsons and Modernity: An Interpretation", s. 174 72 R. Robertson & B. S. Turner, "An Introduction to Talcott Parsons: Theory, Politics and Humanity", Talcott Parsons, Theotist of Modernity, Ed. R. Robertson, B. S. Turner, Sage Publication, 1991, s.9, M. Gold, "The Structure of So-cial Action: At least sixty years ahead of its time", Talcott Parsons, Theotist of Modernity, Ed. R. Robertson, B. S. Turner, Sage Publication, 1991,s. 89, Ha-milton,P., Talcott Parsons, s. 18 34 beti olmakla kalmayp baskc, yksek kontrol mekanizmasna dayal bir ekonomik yapy hedeflemektedir.73 Parsons, her ne kadar ?homo sociologicus'u 'homo economi-cus'un yerine koymaya almsa da,74 bakt erevede bir robottan farksz, hale gelen birey zmlemesiyle, deerini gnmz tartmalarnda yitirmitir. Bununla birlikte, modern toplum her ele alndnda, rnein post-modernizmin tartld durumlarda, Parsons' tekrar ele almak gerekli olacak. Deerlendirme Modern toplumda marksizm ve sosyoloji ilikisinde, ktmserlii ortak bir nokta olarak deerlendirdik. Bunu Marx, We-ber, Durkheim ve Simmel'in modernlik karsnda ayn mesafede durduklarn sylemek amacyla yapmadk. Satr aralar dahil okumak suretiyle, rnein Marx ve Weber'de olduu gibi, sosyoloji iinde ard arda farkllklarn ne karlmas bir gelenek haline gelmitir. Tarihin kimi hakl kardn sormak bize yarar salamayacaktr. Ama, Weber, Marx ve teki kurucularn ktmser tavrlar, bugn modernlik karsnda varolan bkknlkla birlikte dnldnde, yaptklar zmlemelerdeki hakllklar kendini bize gsterecektir. Bu ktmserlik Alman eletirel teorisinde kendim bize aka gstermektedir. 1940 ve 1950'li yllarn Amerikan modernist geleneinde grlmese de, Frankfurt Okulu'nun belirgin bir karakteristiidir. Parsons'm kurumsallam aktrleri tketiciler olarak karmza kar: iler, iverenler, orta-smf, hepsi kapitalist retimin onlara yerletirdii beden ve ruhla, "umutsuz kurbanlar" haline dnmektedir.75 Ayn olann srekli tekrar retildii, yalnzca kopyann grnd ve her yerde ayn olan seme zgrln veren "kltr endstrisi' zmlemeleriyle Adorno, Horkheimer ve dierM. Gould, "The Structure of Social Action: At least sixty years ahead of its time", s. 74 A. Akay, "Sosyolojiden Sosyallikler Analizine", Toplumbilim, say:2, Balam 75 Yaynlar, stanbul, 1993, s. 3. T. W. Adorno, M. Horkheimer, Dialectic of Enlightenment, ev: S. Gunning, Verso, London, 1979, s. 120 35 leri ile Frankfurt ekol, modern kapitalist topluma ktmser bir bak youn bir biimde iinde barndrrlar.76 rnein, H. Mar-cuse rasyonel olanla irrasyonel olann tek bir potada eritildii gelimi Bat toplumlarnda, zgrln sonluluunu ortaya koy-mutur. Her teknolojik gelime sosyal dnme neden olurken, e zamanl olarak yeni bask politikalar da yaratacaktr. Bu, retilmi (doal) parklarn otobanla kesitii yerde biten zgrlk, zgrleme 'katastrof udur.77 1960'lardan balayarak modernizmin benzer trden eletirilerini, D. Bell gibi tutucu Amerikan yazarlarnda da grmeye balyoruz. Bell'e gre modernizm btnl bozmutur. Bu bozulma, 'bireyi zgnlk ve tek oluun iinde', kltrel yargnn temeline oturtmak suretiyle gereklemitir.78 Bell'e gre, burada sz konusu olan

bireysel yaratcln yok olduu, isyancnn bile kitle ve onun deneysel biimi iinde kurumsallat bir ortamdr.79 Modernizm sadece sknt vermektedir. Modern kapitalist sistem, bir yanda kendi kar iin rklar ve kltrler aras alt snfm yaratrken, dier yanda bu ve bunun gibi birok soruna cevap verecek zmleri retememitir.80 Her ne kadar bireyin sorunlarna varolan sistem iinde hala zm bulma olana olduunu savunanlar varsa da? rnein Habermas'n 'anayasal vatandalk' bal altnda nerdii yeni bir tr btnlk yaratma arzusu gibi,81 artk modernin hibir alanna ve onun sorunlar zmleyici gcne inancn kaldn sylemek mmkn deildir. nsan bilimlerinde zellikle Marx, Weber, Simmel ve Freud erevesinden balayarak, modernlie baktaki ktmserliin nemli bir nokta olarak ele alnma eilimi son yllarda ortaya 76 A.g.e., s. 166-167 77 H. Marcuse, "The Catastrophe of Liberation'1, Critical Theory, the Essential Re-adings, Der; D.Ingram-J.Simon-Ingram, Paragon House, New York, 1992 78 D. Bell, The Cltural Contradictions of Capitalism, Basic Books, New York, 1978, s. xx-xxi 79 Age., s. 20 80 E. Balibar, "Racsm and Politcs m Europe Today", N'ew Left Review\ no:l89, 1991, s.14 81 J. Habermas, "Yet Again: German dentty - A Unfied Naton of Angry DM-Burghers?", New German Cntcpes, no:52, Kj 1991, s. 89. 36 kmstr82 Staut ve Turner bunu 'nostaljik paradigma' bal al-t da ele almaktadr. Onlara gre Weber ve Simmel daha nce p Nietzsche tarafndan belirlenmi g-istenci felsefesinin bir devam olarak, cyaPay ve olumsuz olduklarn dndkleri toplumsal deiimlere yant veren yaam-istenci' dnrleri olarak ele alnmaldr. M. Berman, modernlii bir yaam deneyimi btn olarak deerlendirir. Ona gre, modernlik ilk bakta her ne kadar mekansal, zamansal, etnik snfsal, rksal snrlar ykyor grnse de paradoksal bir btnlktr. Bu, 'ayrmann btnldr'. Ber-man'a gre modern olmak, Marx'm syledii ekliyle, kat olan her eyin eriyip buharlat' bir evrenin paras olmak demektir.84 Berman, Goethe'nin Faust karakterinden karak modern insann paralanm kimlii ve modernliin elikili yapsn ortaya koyar. Birok gncel tartmada, modern toplum ve bireyin btnl, hedef noktas halini almtr. Burada ortaya konulmak istendii ekliyle byle bir btnlk, zaten modernliin iinde toplumbilimin klasik dnrleri tarafndan ortaya koyulma-mtr. Bu sadece aratrmaclarn kurguladklar bir btnlk olarak alglanmaldr; ya da modern sosyo-politik projenin kurmak istedii bir insan ve toplum dncesinden baka bir ey olarak ele alnamaz. Daha ak bir anlatmla, insan bilimlerinde tanmlanan bireyin, znenin btnl tartmal bir hal almtr. Bu znenin, bir kurgu olarak deerlendirilmesi gerekmektedir. P. L. Berger ve T. Luckmann'n bilgi sosyolojisi yaklamn ksaca ortaya koyarak yukarda iddia ettiimize aklk kazandrabilir. Bu sosyologlara gre bilgi sosyolojisinin hedefi sadece toplumdan topluma bilginin eitliliinin ve farkllnn aratrlmas deil, ama ayn zamanda bilginin nasl gerek olarak topG. Staut, B. S. Turner, Nietzsche'nin Dans: Toplumsal Hayatta Hn, Karlkllk ve iddet, ev: M. Kk, Ark Yaynevi, Ankara, 1995 (1988). Ayrca bkz., M. Berman, Ali that is Solid Melts into Air: The experience of modernity, 8, yerso, London, 1982 Y> Staut, B. S. Turner, Nietzsche'nin Dans: Toplumsal Hayatta Hn, Karslklh ** ve iddet, s. 5 M. Be*man, Ali that is Solid Melts into Air: The experience of modernity, s. 37 lumlarda benimsendiini aratrmaktr.85 Ksaca burada iddia edilen toplumsal gerekliin ina edildii ve bilgi sosyolojisinin de bu ina etme faaliyetinin aratrmas olduu savdr. Berger ve Luckmann'a gre, insanlar belli faaliyetlerini alkanlk haline dntrr ve bu alkanlk haline dnmeyle kurumsallatrma birlikte varolur. Bu alkanlklarn dier insanlarla ortaklaa paylalan alkanlklar olmas nedeniyle, bu alkanlk halini alm eylemleri karlkl trlemeleri kurumlarn oluumuna neden olacaktr. Kurumlar, kontrol ve ortak bir tarihi ierirler; Berger ve Luckmann tarihsel bir boyut iinde anlalabilecek olan kurumlarn, toplumsal kontrol mekanizmas oluturmalarna vurgu yaparken, bu kontroln belli kurallar koymak vastasyla salandn syler.87 Modern bireyi de bir kurgu olarak deerlendirmek durumundayz. Bu, sosyo-politik bir kurgudur ve bu nedenle de, ideolojiktir. Parsons'm niversitelerin sosyalletirme ilevinde olduu gibi, modern kurumlar ve onlarn kontrol mekanizmalar bir birey, modern bir zne ina ederler. Bir sonraki blmde modern kurumlarn en nemli birimi olan aileden balayp, tm toplumsal yapya eletiri getiren feminist yaklamlarn nitelikleri ortaya konulmaya allacaktr. Burada znenin cinsiyetli olduu, daha da ileri dzeyde bir bedeni olduu zerine yaplan tartma da ortaya koyulacaktr. Statik bir zne dncesinden hareket eden sosyolojik yaklamn yerine, bedenden hareket eden bir sosyolojik yaklam olabilir mi? sorusunun yant aranacaktr. Bu

nedenle ilk olarak feminizmin ortaya koyduu cinsiyet tartmas ele alnacaktr. 85 P. L. Berger, The Social Construction ofReality: A Treaties in the Sociology of Knowledge, Penguin, London, 1991 (1966), s.5 86 A.g.e., s. 70-71 87 Ag.e., s. 73 38 FEMNZM, CNSYET VE EPSTEMOLOJ Bu blmde feminist akmlarn belli zelliklerini, cinsiyet ve ataerkil yap zerine yaptklar tartmadan hareket ederek ortaya koyacaz. Ayrca, feminizmin, toplumsal teori iinde fazlaca dikkate alnmam sosyo-kltrel eitsizlii gndeme getirmesi balamnda nem tadn gstereceiz. Feminizm, cins, cinsellik ve cinsiyet tartmas vastasyla, toplumsal ve bireysel cisimlemenin ele almna yeni bir alm getirirken, ayrca cisimlemenin ne tr bir ideolojik biimlenme iinde olutuunu da sorgular. Bu tartmalardan yola karak, bedenin sosyal teori iinde ne kmasna nemli bir katknn feminizm tarafndan yapldn syleyebiliriz. Feminist hareket iinde bu tartmalar farkl yaklamlarda farkl biimlerde ele alnmtr. rnein, kadm hareketinin 1968'e kadar olan dnemini, Julia Kristeva 'tarihin ve planlamann dorusal zaman' iinde, kadnlarn eit hak, eit cret ve konum kazanmak iin mcadele ettikleri zaman olarak ele alr.88 Kristeva'ya gre, bu kuak feministler, dorusal zamana ait olup, iinde bulunduklar toplumun ve devletin usuluuna ters olmayan mantksal ve ontolojik bir uyumluluk iinde kimliklenmeyi benimser ve yinelerler. kinci nesilse, Kristeva'ya gre, kadn hareketine 1968'den sonra katlan kadnlardan olumaktadr. Kendi estetik ve psika-nalitik deneyimlerini tartmann iine tayan bu kadnlar, do-nsal zamansalln reddi ve siyasi hayata olan gvensizlikleriyle tanmlanabilirler. Kristeva'ya gre, bu nesil feministler, zellikle kadn psikolojisinin zgnl ve bunun sembolik bir biimde ortaya koyuluuyla ilgilenmektedirler. Bu kadnlar, gemiin kl-^^tf 'sessizletirilmi' cismani ve zneleraras deneMaladies of the Soul, ev: R. Guberman, Colombia University , New York, 1995, s.207 39 89 yimleri iin bir dil ararlar. Kadnlar ve iinde bulunduklar feminist yaklamlar, ataerkil ideolojiyi toplumsallmzn tm gerekleme biimlerinin temelinde deerlendirir ve bu ideolojinin yok edilmesi amacyla neriler ortaya koyarlar. Bu blmn ilk alt blmnde, kadn hareketinin geliimi ve eitlik aray hedefinden ksaca bahsedeceiz. kinci alt blm, marksist feminizmin nermelerinin ele alnmasn ieriyor. Bunu, sosyalist ve radikal feminist yaklamlarn tartlaca iki alt blm izleyecektir. Feminist akmlarn ele alnaca son alt blmde ise, Simon de Beauvoir'n kadn ele al zerinde durulacaktr. Burada tartlacak olan feminist yaklamlar, Kristeva'nn ayrmndan hareketle, birinci nesil kadn hareketine dahil edilecektir. Bunun nedeni olarak, aydnlanmac manta ters dmeyen bir izgide, gelime ve eitlik siyaseti gtmelerinden kaynakland sylenebilir. Radikal feminist yaklamlar biyolojik determinist olduklarn dndmz iin dta tutulamaz. Ayrca bu yaklamn eletirdii cinsiyeti yapy ykma yoluyla, baka bir cinsiyet ayrmcs yap ortaya karma tehlikesi gzard edilmemelidir. Altnc alt blmde, yukarda yaptmz eletiri erevesinde, feminist epistemoloji temellendirme tartmalar ve feminizm ile post-modernizm ilikisi ele alnacaktr. Cinsiyet ayrmnn evrensel nitelii olduu dncesinin tartmaya almas, byk lde feminist tartmaya yeni bir boyut getirmektedir. Feminizm, Cinsiyet ve Epistemoloji adl blmde ortaya koyulmak istenen temel gr, kadn hareketinin toplumsal, kltrel oluumlardaki cinsiyet eitsizliini aa karan ve demokratik haklar kazanlmas olarak stnde durduumuz hedefleri bir yana, gnmzde farkllaan tebrik ve pratik ereve ierisinde, cinsiyet kavram dahil, tm teorik yaklamn tekrar gzden geirilmesi gerekliliidir. Feminizm ve post-modernizm ilikisinin tartlaca son alt blm, bunu ortaya koymay amalamakta ve ayn zamanda bu tartmalarn beden sosyolojisi erevesine nasl etki edeceini ele alacaktr. 3 A.g.e., s.208 40 Kadn Hareketi ve Liberalizm fEn basit haliyle feminizm, kadnn toplumdaki ikincil konu-unu anlamaya ve dntrmeye alan bir eylem ve dnce btndr,90 diyebiliriz. Feminizmin hareket noktas ya da buradaki tanmdan hareketle birincil olarak ele ald ey, kapitalizm da devlet gibi dsal noktalar deil, kadm-erkek ilikilerinden balayarak, gndelik hayatmzn mahrem saylan alanlardr. Her an her yerde gzlemlenen kadnn ikincilliine kar kn balang noktas kutsal bekaret ve kadnn gszln vurgulayan baz tabular ve nyarglarn yklmasdr. Bu almalar Mary Wollfstonecraft'm 1789'da yaynlanan Kadn Haklarnn Savunusu adl kitabndan balatmak mmkndr.91 Wolfstonecraft en byk destei bu dnemde devletin gszler ve kadnlardan yana mdahale etmesini savunan J. S. Mill'den almtr.

XIX. yzyla kadar retim genellikle ev ve evresinde yaplyordu, sadece kadn iin deil ayn zamanda, erkek iin de durumun ayn nitelikte olduunu syleyebiliriz. Endstriyel kapitalizm iiyi ev evresinin dna toplu, kamusal retim yaplan alanlara ekti. Bu deiim etkisini ilk olarak evli burjuva kadnlar zerinde gstermitir. Wollstonecraft, retici faaliyetlerle ilgisi olmayan bu kadnlar 'kuty rk' olarak adlandrmtr.92 Bu dnem feminizminin temel yaklam kadn ve erkee eit frsatlarn ve haklarn verilmesi zerinedir. Her ne kadar bu yaklamlar ve gelebildikleri noktalar gdk olarak deerlendirilse de benzer yaklamlar gnmzde de etkisini gstermektedir.93 Toplumsal yap iinde varolan rol dalm eitliki deildir ve deitirilmesi gerekir. Wolfstonecraft'n yaam olduu ngiltere'de cret yasas, 1975'teyse cinsiyet ayrmcln yasaklayan yasa ancak kabul edilebilmitir.94 Tabularn yklmas ve kadn haklarnn kazanlmas son iki R. Covvard, Kadnlk Arzulan, ev: A.Trker, Ayrnt, stanbul, 1989, iin Sir-91 man-Eralp, Nket'in yazd "nsz", s.5 N. Bensadon, Kadn Haklar, ev: ., Tekeli, letiim Yaynlar, stanbul, 1990, s.49 9l R. Tong, Feminist Thougth, Westview Press Inc., Colorado, 1989, s.13-14 L- Segal, Gelecek Kadnn m?, ev: S. nc, Afa Yaynlar, stanbul, 1990, 94 s'22 94 41 yzylda hzlanarak ivme kazanmtr. Feminizmin sosyal bir hareket olarak glendii dnem ise 1960'tan gnmze uzanan zaman dilimidir. Bu dnemin en nemli sembol 'kiisel olan politiktir' slogandr.95 Bu slogann ats altnda bir araya gelen kadnlar, sorunlarnn birbirine benzer olduunun farkna varmaya balamlardr. Kutsal aile, kadnn cinsel yaam ve mahrem saylan aile hayat, bu dnemde youn biimde tartma balamtr. Kadnn erkekten daha gsz olarak alglanmasnn en temel nedenlerinden biri fiziki olann dnda, usunu erkek kadar kullanamayacan iddia eden nyargdr. Yani dilimize yerletii ekliyle kadn rsa uzun akl ksa' olandr. Akln her ey olduu gnmz dnyasnda, bu deer yargsndan hareketle, kadnn ikin-cillii akln kullanamaz olduu iddiasndan kaynaklanr. Bu deer yargsndan dolay, Simon de Beauvoir'a gre, kadn tarihin oluumuna katlmamtr, nk akn olan ve bu akmlk nedeniyle, tarihin de yapcs olan erkektir.96 Gerekten de kadn, usunu kullanamadndan tarihin oluumuna katlmam bir konumda grnr. Ona gre, bu gszlk tabusunun nedeni, biyolojide yatmaktadr. nk kadnn tarihin dnda kalan kimlii, yapma bir kimliktir. Erkein aknl ve aklclnn kayna da biyolojik olanda aranmaldr. Feministler aile iinde varolan dzenin, aile ii rollerin dalmnn bark bir yapy ifade ettiini savunan teorileri reddederler. Buna rnek olarak ilevselci rol teorisi verilebilir. levselci rol teorisi, aile ii rollerin kadn ve erkein fiziki ve ruhsal zelliklerine gre daldn ve ailenin bark bir toplumsal birim olduunu savunur.97 Oysa, feministler, ailenin statik ve atmann olmad bir sosyal birim olduu inancnda deildir. Ailenin yapt grevin baka kurumlar ya da aile ii rollerin farkllam roller tarafndan yaplp, yaplamayacan sorgularlar. Feminist95 M. Mes, Patriarchy and Accumulation, Zet Books Lt, London, 1986, s.75 96 S. de Beauvoir, Kadn Bamszla Doru, ey: B. Onaran, Payel Yayn Evi, stanbul, 1986, s. 12 97 B. Almond, "Women's Rigth: Reflections on Efchics and Gender", Feminist Perspectves n Philosophy, Ed. M. Griffith, M. Witford, Macmillan Press, London, 1988, s. 50-51 42 lerin kar ktklar nokta, uyumlu ileyen aile ii roller ve bu erevede statik, uyumlu ileyen sosyal dzen dncesidir. Arlkl olarak vurguladklar noktalarsa, g, atma ve deiimdir.98 Feministler temel olarak kadna verilmi bu rollerin eletirisini yapmaktadrlar. Juliet Mitchell'e gre, feminist hareketin iinde yer alan kadnlar daha nce bireysel olarak algladklar eylerin zamanla toplumsal ve siyasal sorunlar olduunun farkna varmlardr. 'Kiisel olan politiktir' slogan feminist hareketin nemli bir sembol halini almtr. Marksist Feminizm:"Annenin" Proleterleirilmesi Feministler, farkl teorik ereveleri ve kategorileri feminist yaklamlarn iine almay denemilerdir. Bunlara en iyi rnek marksist feminizm olarak karmza kar.100 Heide Hartman'a gre, marksizm ve feminizmin birliktelii mutsuz bir evliliktir. Bunun nedeni, marksist kuramn sermaye ve snf mcadelesi zerinden tartt toplumsal ereve iinde feminizmin tutuna-bilecek bir yer bulabilmesinin zorluundan kaynaklanmaktadr.101 Bu evliliin gelecei ya ilikinin salamlatrlmasmm yolunun bulunmas ya da boanmada yatmaktadr. Marksist feminist bak asna gre, kadnlar temel retici ama ikincil tketicidirler. Kadnlar aile ii ve evresindeki kullanm deerinin retiminden sorumlu olan temel sosyal snftr. Kadnn zgrlemesi ocuklarn bakm dahil olmak zere, tm ev ilerinden kurtulmasnda yatar. Bunun yolu ise, ev ilerinin sosyalletirilmesinden gemektedir. Klasik marksist grte ev ileri yeniden retim erevesinde ele alnr. retici ise retime dolaysz katlan cretli iidir. Ev ilerinin retici bir faaliyet olmad dncesine, marksist femiB. Thorne, "Feminist Rethinking of The Family: An Overview", Rethinking the Family: Some Feminist Questions, Ed. B. Thorne, M. Yalom, Longman, Lon-

^ don, 1982, s.90 J. Mitchell, Kadnlk Dunmu, ev: G. Savran ve . Tekeli, Kadn evresi Yaooymlar, istanbul, s.90 S. Harding, "The Instability of the Analytical Categories of Feminist Theory", mSi8ns: Jurnal of Women in culture and society, 1986, Sayl 1(4), s.645 H. Hartman, "Unhappy Marriage of Marxsism and Feminism", Women and Revrhtton, Ed. L. Sargent, South End Press, Boston, 1981, s.52 43 nistler kar kar. nk kadnn reticilii, erkein reticiliini mmkn klan en nemli etkendir. Sermaye birikiminin temelinde kadnn evde yapt retim vardr.102 Bu ekilde, toplumda cretsiz ii olan kadnn smrlmesi anlalmadan, toplumdaki smry anlamamz mmkn deildir. Kadnn cretli ii haline getirilmesi, baka bir deyile ev ilerinin crete tabi olmas tezini ortaya atarlar. Bylece kadn, snfsz topluma doru yaplan, kapitalizme kar mcadeleye ii snfnn bir paras olarak katlacaktr. Kadnn zgrlemesi, gelecekteki snfsz toplumun iinde oluacak yeni toplumsal rgtlenmede gerekleecektir. Marksist feminist gr, toplumun ataerkil yapsna fazlaca nem atfetmezken, radikal feminizm diye anlan feminist yaklam, kadnn toplumdaki kadn erkek eitsizliini bu ataerkil yapnn iindeki g ilikilerine bakarak anlamay ve dntrmeyi hedeflemektedir. Sosyalist Feminizm: Cinsiyet Eitsizliinin kinci Boyutu Ataerkilliin cinsel politikann ad olduunu belirten sosyalist feministler, marksist feministlerin 'neden ataerkillik?' sorusunu balangta sormadklarn dnmektedirler. Sosyalist feministlere gre, marksist feminizm cinsiyetin nemini anlayamamtr.103 Sosyalist feminist yaklamn ierii, ataerkillik ve kapitalist yapnn birlikte dnlmesinin, kadnn konumunun anlalmas iin gerekli olduu savdr.104 Sosyalist feminist yaklam iki grupta deerlendirme eilimi vardr. Bunlardan ilki, ataerkillik ve kapitalizmin ayr ayr kadnn konumunu anlamakta kullanld, ikili-sistem teorisidir. kincisi ise, ortak kavramlarda, bu iki yapy buluturmay hedeflemektedir.105 Birinci grupta yer alan Juliet Mitchell, ataerkil yapnn maddi olmayan yn ile kapitalizmin maddi ynn birletirmek istemektedir. Bu yolla, kadnn durumunu anlamann mmkn olaca savndadr. Kadnn rol ve stats retim ve M. Mies, Patriarchy and Accumulation, s.31-2 R. Tong, Feminist Thougth, s. 173 102 103 104 B. Ehrenreich, "Life Without Father: Reconsidering Socialist-Feminist The-ory", Feminism and Philosophy, Ed. N. Tuana, R. Tong, Oxford, 1995, s.265-6 105 R. Tong, Feminist Thougth, s. 175 44 yeniden-retim srelerindeki konumu tarafndan belirlenirken, cinsiyeti ve psikolojik yaps ataerkil dzenin iinde varolan oidi-pal kompleksten kaynaklanarak belirlenmektedir. Tarihteki tek evrensel yap olan ataerkillik, erkein iktidarn kontroln elinde bulundurduu ve bu iktidarn erkekte kalmasn salayan 'cinsel politikann' addr. Mitchell, kadna yaplan basknn ad olan ve tm toplumsal yap iine ilemi ataerkillii, cinsel politika olarak deerlendirir. Bu politika, Mitchell tarafndan ideolojik dzeyde ele alnr ve maddi deildir. Sosyalist feminist yaklam iinde yer alan Heidi Hartmann, ataerkil yapnn maddi olarak ele alnabilecei iddiasndadr. Burada ataerkil yap, Mitchell'in yorumunun aksine, psikolojik ve ideolojik deildir;107 sosyal ilikilerin hiyerarik yaps, ataerkil dzenin bir sonucu olarak ortaya kar. Kapitalizmin herkesin proleterlemesini isteyen yapsyla, ataerkilliin bark bir biimde varolduklarn vurgulayan Hartmann, kadn (ve ocuu) gerektiinde sistemin ucuz igc potansiyeli olarak kullandn belirtir. Aile, retim ve datmn yapld yer olarak deerlendirilirken, 'mcadelenin' de merkezine yerlemi olur. Aile ii ve d tm retim faaliyeti, ortaklaa ileyen ataerkil yap ve kapitalizm tarafndan belirlenmektedir.108 Ataerkil yapnn kurban olan kadn, kapitalist sistemde ev iisi olarak konumlanr.109 Hem snf, hem de cinsiyet, kadnn bilinlenme durumunu belirler ve kadnn mcadelesi, bu iki yapy deitirmek iin verilen mcadele olarak ortaya kar.110 ikinci grup sosyalist feminist yaklam, birleik sistem teorisi olarak adlandrlr. Ataerkillik ve kapitalizmin, bir btn olarak cinsel iblm kavram zerinden anlalabileceini savunan iris Young ve yabanclama kavram zerinden bu iki yapy ele w7 J. Mitchell, Kadnlk Durumu, s.96 ogR. Tong, Feminist Thougth, s. 180 H. Hartmann, "The Family as the Locus of Gender, Class and Politcal Struggle", Feminizm and Philosophy, Ed. N. Tuana. R. Tong, Westwtv Pess, 109xford, 1995, s.105 4 45 almak isteyen Aliso Jaggar, bu grubu oluturan birleik-sistem sosyalist feminist yaklam iinde gsterilebilir. Young, kapitalizmim cinsiyetsiz yaps iin bir teoriye ve ata-erkilliin cinsiyetle belirlenen yaps iin baka bir teoriye gerek olmadm ne srer. Kapitalizm, cinsiyetsiz bir yap deildir. Kadmm marjinallemesi ve bundan

dolay da ikincil igc olarak ele alnmas kapitalizmin temel karakteristiini oluturmak-tadr.111 Sosyalist feminist A. Jaggar, kadmm kapitalizmin basks altnda oluunun kaynann sadece kapital'zm olmadn vurgular ve kapitalizmin yklmas yolu ile bu basknn ortadan kalkmasnn mmkn olmadn iddia eder. Buna ramen kapitalizmde kadna kar zgn bir bask tr olduunu savunur. Sosyalist feminizm, hem snf, hem de cinsiyet sisteminin ortadan kalkmasn hedeflemektedir.112 Kadm, cretli igcnn cinsiyet zerine kurulu bir yap olmas nedeniyle zel bir yabanclama yaamaktadr. Kadm sadece ii olmas nedeniyle deil, ayn zamanda cinsiyeti nedeniyle de kendine zg bir yabanclama yaad gibi, hem cinsel, hem de duygusal olarak tm kamusal alanda smrlr.113 Kadm sadece rettiine deil, ayn zamanda onu belli giysilere, diyete zorlayan yap iinde kendi bedenine de yabanclamaktadr.114 Sosyalist feminizm yukarda aklamaya altmz nitelikleriyle kadnn konumunu marksist feministlerin bakndan daha geni bir erevede ele almaya alr. Sosyalist feminist yaklam, marksist feminizmin cinsiyetin nemini anlayamam oluunu eletirerek, aada aklamay hedeflediimiz radikal feminizmle benzeir. Radikal Feminizm: Ataerkillikten Cinsiyetsizlie Radikal feminizm, liberal yaklamla karlatrlamayacak derecede ypratc temalar ortaya atmaktadr. Marksist feminist111R. Tong, Feminist Thougth, s. 184 112 A. Jaggar, "The Politcs of Socialst Feminism", Feminizm and Philosophy, Ed. N. Tuana, R. Tong, Westwiev Press, Oxford, 1995, s.299 nA.g.e., s.308 {14R. Tong, Feminist Thougth, s.87 46 lerden toplumdaki en temel bask trnn, kadn zerine uygulanan bask olduunu vurgulamalarndan dolay, temelde ayrlr. Radikal feministlere gre, kadnn zgrlemesi klasik marksist kuram erevesinden yaplacak mcadeleyle gereklemeyecektir. Tarihin dnda kalmlk savma bir de toplumsal konumunu tanmlayan nyarglar eklendiinde, toplumbilimsel gelenek iinde, 'kadn, davurumcu kiilii ve fiziksel gszlyle' ikincil bir toplumsal konuma yerlemi olur. Erkek ve kadn ilikisindeki basky en temel bask tr olarak deerlendiren radikal feministler, bu basknn sosyal snflarn yklmas yoluyla zmlenebilecei savn reddederler. Kadn, burada, tarihsel olarak smrlen ilk grup olarak deerlendirilmektedir. Bu basknn temeli ataerkil yapdan kaynaklanan cinsel-cinsiyet rollerinde yatmaktadr. Radikal feministlere gre, tarihte ilk smrlen grup kadnlardr. Kadna yaplan bask, her alanda ve tm toplumlarda gzlemlenir. Radikal feminist iddiaya gre, kadnn smrden kurtulmas hibir ekilde varolan sosyal hareketlerin hedeflerine ulamas ve toplumu dn-trmesiyle zlemez; rnein toplumsal snflarn yklmas vastasyla bu gereklemeyecektir.116 Kadna yaplan bask, her zaman baskya maruz kalan ve basky yapan tarafndan, varolan n yarglardan dolay fark edilemeyebilir. Tm toplumlarda varolan basky anlamamz, toplumdaki dier bask trlerinin kavramsal yapsnn anlalmasna olanak salayacaktr. Cinsiyet eitsizliini aklamaktaki gszl nedeniyle, marksist teoriden honut olmayan radikal feministler, marksist teorinin eletirisini yapmaya balarlar. Shulamith Firestone, cinsiyet eitsizliinin, ataerkilliin temelinde biyolojik farklln yattn iddia etmektedir. En temel snfsal ayrm kadn ve erkek arasndaki ayrmdr. Firestone'a gre bu snfsal ayrmda kadnlar ataerkil yapdan dolay bask altndaki snf oluturur.117 Kadn ve erkek, ataerkil toplumlarda, biyolojik farkla ayrlmlardr. gR. Tong, Feminist Thougth, s.71 u7Ag.e., s.71 F. Shulamith, The Dialectic of Sex: The Case for Feminist Revolution, Bantam Books, New York, 1970, s.l 47 Firestone, buradan hareket ederek tarihsel materyalizmin yeniden yazlmasna giriir.118 Kadnn bask altnda olmasnn kayna eer biyolojikse, o zaman kadnn zgrlemesinin kayna da biyolojik devrimde yatmaktadr.119 Cinsel farkllklarn olmayaca bir topluma ulamak iin, kadnn retim aralarnn kontroln eline almas gerekmektedir. Cinsel yeniden retim dramasmda, erkein ve kadnn farkllam rollerinin sona erdirilmesinin kaynan, teknoloji ve teknolojinin yeniden retim yollarnn taklidini mmkn klnmasyla gerekleecektir. Erkek, toplumun geri kalan ksmndan bamsz bir btn olarak kendisini grmekte ama yine de eve geldiinde kadnn yemei hazrlamasn beklemektedir. Baz yazarlara gre Firestone, kadnn konumunu ortaya ko-yu tarzyla nemli bir kapy aralamtr.120 Ama, ev ilerinin sosyallemesinden, doumla ilikili teknikleri de iine alan, kadnn yeniden retim dramasmda, teknoloji vastasyla, zgrlemesi sonucu gerekleecek olan ataerkillik-kart yapy feminist bilim-kurgusu veya topyas olarak deerlendirenler de vardr.121 Annelikle ilikili deer yarglarnn yklmas, radikal feministler tarafndan kadnn zgrlemesinde baka bir adm olarak ortaya kar. Kadnn biyolojik yapsyla, sahip olduu organlarla, sosyal ve kltrel durumunu belirleyen annelik kavram arasnda, dolaysz bir iliki yoktur. Bu yargnn nedeni, her kadnn anne olmaya

ihtiya duyduu savnn ortadan kaldrlmak istenmesinde yatar. Ayn ekilde, her kadnn ocuk dourmaya, annelik igds nedeniyle kendi biyolojik ocuuna ihtiya duyduu savna kar, canne doulmadn, anne olunduunu' ileri srerler. Biyolojik cins ve sosyo-kltrel cinsiyet (gender) ayrmn ilk kez ortaya atm olan radikal feminist Ann Oakley'e gre, annelikle ilikili en baskc nyarg, ocuun biyolojik annesine ihti118 R. Tong, Feminist Thougth, s.73 119 C. Weedon, Feminist Practice and Poststructuralist Teoty, Blackwell, Oxford, 1994(1988), s 17 12( M. Mdgley, "On Not Bcmg Afraid of Natural Sex Differences", Feminist Perspectves in Phlosophv, hd. M Gnffth, M. Wtford, Macmillan Press, London, 1988, s 36 121 B. Almond, "Women's Rgth: Reflectons on Ethcs and Gender", s.50 J| 43 ya duymas savdr. Oakley, bu deer yargsna da, ocuun kendine yakn birine ihtiya duyduunu syleyerek kar kmaktadr. Oakley, sosyal anneliin nemini vurgular ve ayrca, ocuun babaya da anne kadar ihtiya duyduunu belirtir.122 Burada, kadnn kendi biyolojisinin farkna varmas ve ocuu feminist deerlerle yetitirmesi yoluyla ataerkil dzenin yklaca sav ortaya atlmaktadr. Radikal feminizm, ataerkil cins-cinsiyet sistemini kadnn bask altnda tutuluunun temelinde grr. Kadna uygulanan erkek iddeti tarihin her dneminde vardr. Bu ataerkil yapy, cinsel bir g politikas olarak ele alr.123 Bu ayrmclk, temelden politik bir olguya denk der ve tm toplumsal g ilikilerinin paradigmasn oluturur. Bu yaklamda, erkek ve kadn arasndaki ilikiler, tm toplumsal ilikilerin temeline oturtulmutur. Kamusal ve zel alann tek hakimi olan erkekten kontroln alnmas ve bu yolla ataerkil yapnn yklmas, kadnn zgrlemesi iin baka bir strateji olarak ortaya atlmaktadr. Bu cinsiyetsiz bir kiiliin ortaya karlmas demektir. nk bu yeni oluacak yapda, kadn ve erkek rolleri ortadan kalkm olacaktr. Radikal feminist yaklamda tartmay cinsiyetsiz kimlik boyutundan teye tayan yazar olarak karmza Mary Daly kar. Daly'e gre kadnn zgrlemesini salayacak tek ey 'kar kan kadndr'.125 Daly'e gre, ataerkil dzenin temelinde, dnyann ve cennetin hakimi, mutlak ayrmlarn yaratcs, Tanr bulunmaktadr. Buradan balayarak, ben-o, zne-nesne, ay-n(kendi)-teki gibi kartlklar zerinden kurulan dncenin de Tanr tarafndan yapldn iddia eder. Kadn hep olumsuzun, tekinin bulunduu taraftadr. Erkekse, aynnn yannda yer almaktadr. Bu zihinsel kartlklarla dnmenin yklmas yoluyla kadn zgrleecektir. Bunu yapabilmek iin gerekli olan erkek egemen toplumun kadn teki yapan tm yapsna hayr' demekte Mies, Patriarchy and Accumulation, s.22 -e, s.27 Tong, Feminist Thougth, s.73 Segal, Gelecek Kadnn m?, s.38 49 .126 yatmaktadr. Daly, "Gyn/Ecology' adl kitabnda radikal feminizmi, 'kadnn oluunun (becoming) seyahati' olarak tanmlamaktadr. Kadnn ataerkil dzeni ykmas yeni bir varolu tarzn ortaya karacaktr. Bu kitabnda Daly, cinsiyetsiz toplum kavramn tmden reddeder. Daly, cinsiyet, cins, heteroseksei-lik ve homoseksellii reddetmekle kalmayp, ataerkil ve erkek tarafndan yaplan bir durum olarak, kadnlk (feminity) kavramn da benimsememitir, nk 'bunun kadn olmakla hibir ilgisi yoktur'.128 Cinsiyetsiz kimlik (androgyny) yaratma projesi-niyse, Farrah Fawcett ve John Travolta'mn bir birine bantla yaptrlmas olarak deerlendiren Daly, cinsiyetsiz kimlik yaratmay da reddedecektir.129 Gyn/Ecology', kadnn yaam enerjisinin tekrar kendine armay hedefler. Her ne kadar biyolojik indirgemecilik tehlikesini grse ve uyarsa da,131 Daly'yi bu zmlemeyle biyolojik farklar zerinden cinsiyeti ele almasndan dolay, biyolojik indirgemeci olarak deerlendirebiliriz. Radikal feministler, heteroseksel ilikinin kadna yaplan basknn temelinde yattm iddia etmektedirler. Bu basknn ve ayrmcln yklabilmesi iin, kadnn ayrmcln temel noktas olan heteroseksel ilikinin ieriini anlamas gerekmektedir. Radikal feministlere gre, kadnlar kendilerine zg cinselliklerini bulmaldrlar. Cinsel nesneletirmenin ideolojisi, nkleer ailede erkein kadn sadiste kullanmasnda yatmaktadr.132 Feminist hareketin felsefesine en nemli katky yapt sylenebilecek dnr, Simon de Beauvoir'dr. O, kadnn toplumdaki konumunu erkei tekisi ve nesnesi olarak grmesiyle, radikal feministler gibi, zihinsel-kartlklarla ileyen yapy eleti126 M. Daly, Beyond God the Father: Toward a Philosophy of Women's Liberateon, Beacon Press, Boston,

1973, s. 105 127 M. Daly, Gyn/ecology: the Metaethucs ofRadical Feminism, Beacon Press, Boston, 1978, s.l ~8 9A.g.e., s.xi A.g.e., s.355 lA.g.e., s.60 32 A. Ferguson, "Forum: Feminist Sexuality Debates", Signs: Jurnal of Women in Culture andSociety, Say:10, No:l, 1984, s.106 50 ek kadnn konumunu anlama abasna, nemli bir boyut getirmitir. Varoluu Feminizm: kinci Cins Simone de Beauvoir'm ismi anldnda, hemen akla J. P. Sartre ve onun varoluu felsefesi gelmektedir. Beauvoir'm, Sartre'm glgesinde kald bile sylenmitir.133 Bunun nedeni, Simon de Beauvoir'm kulland felsefi kavramlarn ve ayrca roman karakterlerinin Sartre'm almalarndaki kavramlar ve karakterlere benziyor olmasndan kaynaklanmaktadr. Beauvoir'm varoluu felsefeye yapt katk en fazla ahlak teorisi dzeyinde deerlendirilir.134 te yanda, kadn hareketi ve feminist dnceye yapt katk tartlmayacak boyutta nemli addedilmektedir. Beauvoir, kadnn tarih sahnesindeki konumuna yle bakar: "Erkek..., kendini bir aknlk olarak hissettiinden, tarihi de srekli bir olu diye kabul eder...;"135 Bu yap iinde de Beauvoir'a gre; erkek kendini, kendi (elf) ve kadn teki (other) olarak tanmlar.'136 Burada J. P. Sartre'm terimlerinden hareket edersek, ayrm kendini bize daha ak gsterecektir. Bilinsiz olan, kendi-iinde-varlk ve bilinli, kendi-iin-varlk ayrmnda kadn, bilinsiz ve teki olan ken-di-iinde-varlktr.137 Akn zne olan erkek karsnda kadn sadece nesne konumundadr ve erkein tekisi olarak kurulmu1 %R tur. Beauvoir'a gre, kadn bu nedenle tarihin oluumuna da katlamaz: '(/) tarihin oluumuna katlmayan kadn, onun gereklerini de ^M. Warnock, Existentialsm, Orford University Press, Oxford, 1970, s. 102-3 R. C. Solomon, From Rationalism to Exstentialism, University Press of Ameri^ca Inc., New York,1985, s.245 136S' de Beauvir> Kadn Bamszla Doru, s.12 ws- de Beauvoir'dan direkt aktaran, R. Tong, Feminist Thougth, s.201 138**' Solomon> From Rationalizm to Existentialism, s.275 T- Moi, Sexual/Textual Politics: Feminist Literary Teory, Routledge, London, 1993(1985), s.92 51 anlayamaz."139 Kadnn eli skl, davurumculuu gibi, tanmlanan zelli^ lerin kkenini de Beauvoir u ekilde aklar: "Btn bu davranlar hormonlardan gelmedii gibi, beyin hcrelerine doutan da kaznm deildir. Bunlarn hepsi birer kaim halinde, iinde bulunduu durum tarafndan yaratlmtr."140 Buradan hareketle, erkek dnyasnda yaayan ama onun paras olmayan kadn, ikinci cins olarak adlandrr. Kadnn, konumunu belirleyen doa deildir. Onun mcadelesi maddi olandan ok, erkeklerin kavramsallatrd yaamn btnyle ilikilidir. Erkek, kadnn varoluunu ve kiiliini akl yrtmesiyle anlayamaz. te yanda, dnsel styapnn bir paras olan din de, kadnn kendi kendine hogryle bakmasna izin vermemektedir. Kadnn kendini tanmas ve tanmlamas bir tehlike oluturur. Ama yine de kadnn zgrlne burada bir yer ayrlmtr. Bunun nedeni de Beauvoir'a gre, kadnn her eyini adad erkein bir anlamda tanr konumunda olmasnda yatmaktadr.141 Kadnn buradaki konumu, meleklerin kz kardeliidir ve bu konum, erkek olan tanrnn katnda da anlalmayacaktr. O zaman kadnn mcadelesi, kendini tanmasyla balantldr, Ve bu uurda zgrl iin almasndan baka bir kar yolu yoktur.'142 Simon de Beauvoir balangta, kadnn kendini tanma ve zgrleme mcadelesini sosyalizm erevesinde ele alm ve kadnn mcadelesini ayr bir konumda dnmemitir. lerleyen dnemde bu tavrndan vazgeer. Kadnn mcadelesinin, sosyalizm iin verilen mcadeleden ayr, sosyalist bir topluma ulamay beklemeksizin yaplmas gerekli bir mcadele olarak ortaya koyar. 143 S. de Beauvoir, Kadn Bamszla Doru, s. 12 139 l40A.g.e., s.6 mAg.e., s.39 142 143 A.g.e., s.72 T. Moi, SexuallTextual Politics: Feminist Literaty Theory, s.92

52 I Bu bakaldr, kadn her ynden zgrletirecektir. Kadn kikten kurtulacaktr. Simon de Beauvoir'm feminist harekete batks, gerek felsefi gerekse de kadn sorununun gncellemesi asndan nemli ve zgn kabul edilir. 144Bununla birlikte, nraki kuak Fransz feminist yazarlar, de Beauvoir'm konulundan uzak bir yne doru gitmilerdir. Cinsiyet ve Feminist Epistemoloji Tartmas Feminizm, gerek cins kimlikleri ve davranlar, gerekse de ataerkil dzeni tartrken Bat kltr ve toplumunun kimlik politikasna nemli eletiriler getirir. Bat felsefesi karsndaki tavrlaryla ve kktencilie, modern kurumlarn aynlatrmasma gelen tepki dikkate alnmaya deer niteliktedir. Feminizmde tartmann farkl bir alana kaymasnn temel nedenlerini gruba ayrmak mmkndr: Bunlarda ilki ve en ak olan nc Dnya'l etnik ve/veya siyah kadnn beyaz, orta snf, burjuva, Bat kadnn kuramn eletirmesinde yatmaktadr.145 kincisi ulusal ve giderek uluslararas ekonomik ve sosyal ilikilerin fark-llaan erevesinde, aile, retim ve yeniden retim gibi kavramlarn sorunlu hale gelmesiyle, bu kavramlar zerinde kadnn durumunu tartan yaklamlarn iine dt kmazdr. Yukardakilerle balantl nc noktaysa, cinsiyet kartlklarn da iine dahil edebileceimiz, her trl zihinsel-karl, tzcl, toptanlatrcl erevesinde Aydnlanma dncesine getirilen eletirinin ypratc zellii olmutur. Feministler cinsiyet ayrmndan hareketle kurduklar yaklamlar, cinsiyetin kendisini tekrar sorgulamak suretiyle dnmek yoluna girmiim J. Mtchell, Kadnlk Durumu, s.116 rnein, Batl kadnn dier kadnlar teki olarak kurduu zerine bir tartma iin, bkz., M. C. Lugones, V. Spelman, "Have We Got a Theory for You! feminist Theory, Cultural Imperialism and the Demand for "The Women's Voce", Feminizm and Philosophv, Ed. N. Tuana, R. Tong, Westwiev Press, Word, 1995, s.494-507. Ayrca benzer bir tartma iin, bkz, T. T. Minh-ha, ntnte Layers/Third World?", Socal Theory, The Multicultural and Classic rju T' Der> C Lemert, Westwiev Press, 1993, s.609. G. C. Spivak, nc myz dan kadn anlamada, Fransz ve Anglo-Amerikan feminist yaklamla-Spiva1 " UnUn yetersiz kalacam, bunlarn yzeysel olduunu vurgular. G. C. pva j French Feminism in an International Frame", Feminist Literan Ihe-> eader, Ed. M Eagleton, Basil Blackwell, Oxford, 1987, s.39 53 lerdir. Cinsiyet neden sadece erkek ve kadn olarak tanmlanmak durumundadr? Cinsiyet ayrmlar biyolojik kaynakl mdr? Gerekten bu ayrm evrensel midir?146 Bunlarn benzeri sorular Aydnlanma felsefesini eletiren post-modernist dnce de gz' nne alnarak tekrar dnlmeye balanmtr. Cinsiyet, doal I ve basit bir olgu olarak artk deerlendirilemez sonucu, bu sor- f gulamamn ardndan ortaya koyulur.147 rnein, Di Stefano cinsiyet ayrm ne kadar kkldr, diye sorar. Bu kavramn sadece toptanlatrmaya yarayan bir kavram olduu yorumunu ileri srer.1 8 Buradan karak, bu ayrmlar ne kadar temeldedir, kkldr sorusunu sorar. Di Stefano, cinsiyet ayrmlarnn okluuna iaret eder ve her kadn iin ayn dzeyde ilemediine dikkat eker. Di Stefano, bu kavramn sorgulanmasn temel feminist eilim iinden ktn sylemektedir: Feminist rasyonalizm cinsiyet farkndan hareketle kadnn eitliinin savunusunu yapmaktadr; feminist anti-rasyonalizm, bu cinsiyet farkndan hareketle erkekle eitlikten kendini uzaklatrr; feminist post-rasyonalizm, tm rasyonalist kavramsallatrmay reddeder, bu nedenle cinsiyet farkn benimsesin veya benimsemesin kartln merkezi kaym ve paralanm yeni tarzlarn ne karr, sonuta tekil olmayan bir cinsiyet tartmas balatr.149 zellikle yapsalclk sonras kadn yazarlar rneinde olduu gibi, her ne kadar Kartezyen dncenin kutuplatrclmdan kama eilimi baz kadn eletirisinde grlse de, kadn kimliinden hareket edildii ya da kadnn erkein konumuna tanmak istendii durumlarda, eletirilenin yerini alp, onu tekrarlama sz konusu olacaktr. Feminist bir epistemoloji ve bilim olutu146 J. Flax, "Postmodernism and Gender Relations in Feminist Theory", Fem-nisn/Postmodernism, Ed. L. J. Nicholson, Routledge, London,1990, s.43 ge., s.43-44 148 C. Di Stefano, 'Diemmas of Difference: Feminism, Modernity, and Posmo-dernity", Feminism/Postmodernism, Ed. L. J. Nicholson, RoutJedge, London, 1990, s.64-66. U9A.g,e.. s.67-68. Ayn biimde, J. Fax'ta cinsiyet likleinn hem sosyal bir su-e, hem de analitik bir kategori olarak, balantsal anlalmas gereklilii111 vurguia. Bunu, Di Stefano'nun tanmlad, anti-rasyonalist kategoriye uygun biimde erkek/kadn kartl erevesinde tekrar duunu. J. Flax, ''Postno-dernsm and Gender Reations in Feminist Theory11, s.44-45 54 1 as projesi de, Aydnlanma kart eletiriyle beraber sorun-h'r hal almaktadr. Feminizm ve post-modern eletiri arasn-k' mesafe youn biimde tartlmaya balanmtr. Bir yanda f rklar ortaya koyulurken, te yanda feminist eletiri ve Aydnlanma kart eletiriyi birletirme projesi olarak post-modernist feminist konumun tanm yaplmak istenmektedir. N Fraser ve J. Nicolson, post-modernist eletiri ve feminist eletirinin, felsefenin dlanmas vastasyla

yaplacak yeni bir sosyal eletiri erevesinde ayn hedefe ynelmi olarak deerlendirirler. Post-modern teori bu projenin felsefe ksmyla balantlyken, feminizm toplumsal eletirisini tzc olmayan bir ereveden gelitirmeyi hedeflemektedir.150 Feminizm ve post-modernist yaklam birletirecek olan post-modernist feminizmin hedefi tzc, kk ve evrensel genellemeler yapmayan bir ereve oluturmaktadr. Tekil bir kadm kimliim tanmlama hedefinden, kadm kimliinin oul olduu ve farkl nitelikler ierdii dncesine doru bir hareketlilik, bu yeni feminist almda temel oluturacaktr. rnein, N. Chodorow, cinsiyeti annelie balayp, kadm egosunun geliiminde anne-ocuk ilikisinin nemli rol oynadn vurgulamaktadr. Kadm kiilii teki insanlarla balantl bir biimde gelitiinden, Chodorow'a gre kadm daha fazla sorumluluk hissi tamaktadr, erkekte bu daha azdr. Chodorow cinsiyeti, Freudu kategoriler iinde tanmlayarak, anatomiye balamaktadr. O, annelii, evrensel bir rol olarak ortaya koyar.152 Yeni feminist eilim, Chodorow'un bu yaklamm tzclk olarak tanmlar.153 Cinsiyet zerine sorulan sorular srekli olarak, yukarda belirttiimiz feminizm d eletiriyle balantl tekrarlanmak durumunda kalacaktr. rnein S. Bordo cinsiyet kavram zerinde oluan pheciliin kaynan, feminist hareketin balang dneminde cinsiyetin alglanm genelletiren ve bu fark evrenselFraser, L k >hon, "Socal Crtcism vvhout Phlosophy", FemixwnvPostmodet -d I . J Ncholson, RolJcdge, London, 1990, s 19-20 ^OW' '* Stucture anc* Feminine Personality', Feminizm and {JhlosoPh\, Ed. ' , aana, R Tong. Westwev Fes^ Oxford, 1995, s.199 ,s/4-e-,s214 N Frase L Ncholson, "Socal C iticisin vvthout Philosophy", s.30 55 letiren eilimine balar. Bu pheciliin kaynaklarndan biri olarak feminizmin gizli, bilind bir rklk tad dncesinin, post-yapsalc dnceyle girilen teorik ilikinin etkisiyle fark ediliinde ortaya koyar. kincisi ise feminist yapbozmach-n (deconstructionism) sonucu olarak deerlendirir. Bu eilim genellemeleri ve toptanlatrmay tartma yoluna gitmekle, cinsiyet kavram zerinde yeniden dnmeyi zorunlu klar, burada farkn vurgulanmas sz konusudur.154 Cinsiyet kavram ele alnrken snf, rk, etnisite, ya ve cinsel ynelim' gibi kavramlarn dikkate alnmasnn gereklilii, Fraser ve Nicholson tarafndan , da nemle vurgulanr.155 te yandan J. Flax, feminist bir epistemolojinin temel hedefinin bilgi kavram ve bilgi btnlerini oluturan dnce yaplarnn, bunlar zgrletirici rolleri olduklarn iddia etseler bile, nasl ataerkillik tarafndan belirlendiklerinin ortaya konulmas olarak gstermektedir.156 Bu feminist epistemoloji felsefi dualizmin yarat zne/nesne, akl/beden gibi ikili kartlklarn zerinden dnmenin dna kmay hedef olarak benimseyecektir. Bu kartlklar zerinden dnmenin, kadn teki olarak kurduunu aklamaya alacaktr. Flax'a gre, bu epistemoloji dnml ve kendini eletiren bir yapda, 'kadnn yaam deneyimini' tartacak bir bilgi ve yntem oluturma bei olmay hedefler.157 Flax feminizmi, post-modern yaklamlarla birletirir ve feminist yaklamn tpk dier post-modern yaklamlar gibi 'karmak, elikili ve oul olana olumlu bakmayf benimsediini iddia eder. Flax, bu feminist erevenin, dzen ve yapya ihtiya duymay empoze eden oluumlar ne kadar karmak ve baskc olursa olsunlar, onlar benimsemeyeceini belirtir. 154 S. Bordo, "Feminism, Postmodernism, and Gender-Scepticism", Femi-nismlPostmodemism, Ed. L. J. Nicholson, Routledge, London71990, s. 134-136 155 N. Frasr, L. Nicholson, "Social Criticism vvithout Philosophy", s.34-35 156 J. Flax, "Political Philosophy and the Patriarchal Unconsious: A Psychoanaly-tic Perspective on Epistemology and Metaphysics", Feminizm and Philosophy, Ed. N. Tuana, R. Tong, Westwiev Press, Oxford, 1995, s.236 157 Flax uzun bir listeyi feminist epistemolojinin hedefi olarak ortaya koyuyor. Buradasadece yukarda belirttiim temel noktalan vurguladm. A.g.e., s. 236-237 158 J. Flax, "Postmodernism and Gender Relations in Feminist Theory", s.56 56 Feminizm ve post-modern yaklamlara kar tutumun hep biimde deerlendirilmediini syleyebiliriz. rnein S. f rding, feminizm ve post-modern teori yaklamasna kar bir vr sergiler. Harding, epistemolojileri merulatrma mekanizmalar olarak tanmladktan sonra, feminizmin nesnellik ve gre-elilik karsnda bir savunma mekanizmas oluturmas gerekliliini vurgular.159 Harding feminist epistemolojileri iki snfa ayrr Bunlardan ilki olan feminist grglclk, nesnellik iddiasndaki, deneysel bulgular vastasyla kadnn konumunu aklayan yaklamlar tartp, bunlarn nasl bilimselliin ve nesnelliin kt bir uygulamas olduklarnn ortaya karlmasn hedef olarak benimseyen bir epistemolojidir.160 kinci grubu oluturan feminist konum teorileri, feminist gr-glclkte cevaplanamayan kadmlararas farkllklar, smf, etnik-lik gibi sorunlar ele alan bir yaklamdr.161 Harding, feminizmin Aydnlanma'mn ilerlemeci erevesinden kaynaklandn kabul ederek, feminizm ve post-modernizmin uyuamayacam belirtir. Bundan dolay, post-modernist-feminizm, feminist epistemoloji ve feminist bilim ayn dzlemde

varolamazlar.162 te yanda, C. Alcoff, kltrel feminizm ve feminizmde post-modern eilimler arasnda bir ayrma gider. Harding'inkine benzer bir yorumla, hem kltrel feminizmin eletirisini yapar, hem de post-modern eletiriyi iinde barndran feminist yaklamn, feminist epistemoloji ve harekete uymayan ynlerini ortaya koymaya alr.163 S. Harding, "Feminism, Science, and the Enligthement Critiques", Femi-^msmlPostmodemism, Ed. L. J. Nicholson, Routledge, London, 1990, s.87-90 wA-8'?; s.90 A>g-e~, s.99. Feminist konum teorisine bir rnek olarak, bkz., N. C. M. Hart-sock, "The Feminist Standpoint: Developing a Ground for a Special Feminist Hstorcal Materialism", Feminizm and Philosophy, Ed. N. Tuana, R. Tong, Westwiev Press, Oxford, 1995, s.69-90. Bu yazda Hartsock, Marx'n tekrar sistemli bir okumasn ve toplumdaki deiim mantnn M. Maus'un ortaya koyduu ereve iinden tekrar dnlp, kadnn konumunun anlalmas i62amacyla tartlmasn nermektedir. A.g.e., s.86 k. Harding, "Feminism, Science, and the Enligthement Critiques", s.99-100 Alcoff, "Curtural Feminism Versus Post-Structuralism: the Identity Crisis ln Feminist Theory", Feminizm and Philosophy, Ed. N. Tuana, R. Tong, West-Wlev Press> Oxford, 1995, s. 436-456 57 Kltrel feminizm, Alcoff a gre, bir kadn tz ve doas ideolojisinden hareket etmektedir. Bu ideoloji erevesinden hareketle, kltrel feminizm kadnn deersizletirilmi konumunu deitirmeye alr. Burada kltrel feminizmin hedefi, dman olarak setii ey, sosyal sistem, ekonomik kurumlar ya da baz n yarglar deil, bizatihi 'erkekliin' kendisi ya da baz ynlerden erkek biyolojisidir.164 Alcoff a gre, kltrel feminizm adn verdii, radikal feminizm kadnn konumunu deitirmek bir yana, olas bir dns-me engel tekil etmektedir, ikinci grubu oluturan feministler, post-modern yaklamlarn etkisinde, 'kadn' kavramn bir kurgu olarak deerlendirmektedir. Alcoff, bu yaklamlarn etkilendikleri dnrleri Foucault, Derrida ve Lacan olarak sralar.166 Kadn bir kurgu olarak almasndan dolay bu yaklam no-minalist olarak adlandrr. Alcoff a gre, bu yaklamn kadna bakndaki grececi tutum, tzcle giden kltrel feminist eilim kadar sonu getirmeyen bir tavrdr. Bundan dolay feminist kuramda baka bir almn gerekliliini vurgular. Bunun adn da 'konumsallk' (positionality) olarak ortaya koyar.167 Bu yeni alm, 'konumsallk' cinsiyete bir konum, bir pozisyon al olarak bakacaktr. Cinsel kimlii ne tzc ne de nomina-list bir adan deerlendirmeyecek olan bu konumsallk, bir anlamda yeni bir zne kuram olarak ne srlmektedir. Bunun hedefi, 'kadn' kavramn biyolojik olarak deerlendirmeyip, toplumsal bir olgu olarak grmektir.168 Bu da, evrensel bir konum olmayp toplumdan topluma deien zellikler tayacaktr. Alcoff, buradan hareketle, kadn kimliini akkan olarak tanmlar ve 'kadn olmann tarihsel balamda bir konum almaya denk dtn' syler.169 Her ne kadar bu almla Alcoff, tzclk ve nominalizm diyerek reddettii yaklamlardan uzaklar gibi grnse de, kolb4ig.e, s. 435-436 i6S 'Mg.e.,s 441 >7A.g.e., s. 444 >s A.g.e., s. 451 * A.g.e . s. 452 58 umsallk, kadn kimliini sabit olmayan, akkan ve evrensel, bir erevede ele aldndan dolay kendini tekrar bir greliliin iinde bulacaktr. Buradan karlacak sonu cinsiyet kimlii balamnda, kadnn sabit bir kimlii olmad ve cinsiyetin sadece baelantsal anlalabileceidir. Alcoff sadece, 'kadn' kavramnn kurgu (fiction) olduunu iddia eden post-modernist feminist eilime, kadn tarihsel zneye dntrme iddiasyla cevap verir. Ama, bu sabit olmayan zne tanmyla, eletirdii yapsalclk sonras etkinin iinde cinsiyet kimliini tanmlarken kendini bulmak durumunda kalr. Yukarda sylediklerimize ek olarak, N. Hartsock da yapsalclk sonras yaklamn feministler tarafndan kullanlamayacan vurgulamaktadr. Kadnn bask altnda oluunun temelini anlayabilmek iin, iktidarn niteliini ortaya karmaya yarayacak ve bu iktidarn kadn bask altnda tutan yanlarnn zerinden kadnn konumunu tartacak bir teorik ereve gerektiini savunan N. Hartsock, yapsalclk sonras dnr M. Foucault'nun yaklamnn feministler tarafndan kullanlamayacam iddia eder.170 Hartsock'a gre, kadnn konumunu anlamak amacyla, feminizmin kendi epistemolojisini temellendirmesi gerekmektedir. Bu nedenle cinsiyet ilikilerinin baka yaklamlar erevesinden de tartlmas gerekmektedir. M. Foucault'nun iktidar ele al biiminin bu erevede kullanlamayacan syleyen Hartsock, bunun nedenini Foucault'nun yaklamnn kadn konumunu dntrebilecek 'devrimci, yaratc ve kurucu' zellikler tamamasna balar.172 Hartsock, daha u bir noktaya* giderek, Foucault'nun neden iktidarla ilgilendii sorusunu sorar. Bu ilgileniin nedenini ise onun smrgeci zihniyetine balamaktadr. Hartsock, E. Said'in kiiyi bir iktidar teorisi kurmaya yneltecek eilimleri snflandrd metinden hareket ederek bu iddiasn desteklemektedir: oaid'e gre bir kii iktidarla ksaca u nedenlerle ilgilenir, (a) ik^dan^sahibi olursa yapabilecekleri hayal eder ya da (b)iktidar

p0 ~ ^ Hatsock. "Foucault on Power A Theory fo Women", Fem-^nstniPosmodenvsm, Ed. L. J. Ncholson, Routledge, London, 1990, s.157-175 ^.,8.158 !^4r^s. 164 59 olursam neler yapabilirim hayalinin speklasyonunu yapmaktadr veya (c) kii, yeni bir dzen kurmak iin ne tr iktidara ihtiya duyacan aratrmaktadr ya da (d) tm iktidar anlay dnda yeni bir eyler dzeni kurmay hedeflemektedir. Said, Foucaulfyu iktidarla beraber olarak deerlendirir. Buradan yola karak Hartsock da, Foucault'nun yaklamnn neden iktidarn dnda deil de, iktidarla beraber olduunu anlatr. Bunu yaparken de Said'in Foucault'nun iktidarla beraber olduunu vurgularken, bunu yeterli veriyle destekleyemediini de vurgular. Bu tartmann temel nedeni, Foucault'nun bir sistemi ykmak iin getirilecek herhangi bir yeni alm ihtiyacnn, yklmak istenen bu sistemin kendisinden kaynaklanmakta olduunu sylemesidir.174 Byle bir ereve, Hartsock'a gre feminizme faydal bir g teorisi deildir. Hartsock'a gre, kadnlarn yapc bir iktidar teorisine ihtiyalar vardr.175 Bunun ayn zamanda ykc, devrimci ve yaratc nitelikte olmas gerektii okumamzdan kmaktadr. Devrimci olacaktr, nk toplumsal durumu dntrme amacn gder. Tarihin nesnesi olan kadn, onun znesi olmaya doru harekete geecektir. Hartsock'a gre, sylemlerle uramak yerine, dnyay anlamann ve bilginin mmkn olduu inancndan hareketle, bir feminist epistemoloji oluturulmas daha nemlidir.176 Cinsiyet feminizmde deiken, akkan ve balantsal olarak dnlmeye balanmtr. Feminist epistemoloji ve post-modernizm tartmas, yapsalclk sonras dncenin etkisiyle feminist konumlarn farkllamasna neden olmutur. Bu tartmalara, en ar eletiriyle katlan yazarlardan bir tanesi D. m A.g.e., s. 167. Ayrca bkz., A. Said, "Foucault and the Imagination of Power", FoucaulV.A Critical Reader, Ed. D. Hoy, Pantheon, New York, 1986, s. 151 M. Foucault, Language, Counter-Memory, Practice: Sellected Essays And Inter-views, ev: D. F. Bouchard, S. Simon, Ed. D. F. Bouchard, CorneJ] University Press, New York, 1977, 230-231. Burada Foucault, Stalinizm sonras, Sovyetler Birlii erevesini tartmaktadr; Sovyetler Birlii'nin J9.yzyl burjuva toplumuna dntn ileri srer. Hartsock burada bir eyi yanl okumaktadr, Foucault bir g teorisi ortaya koymaktan ok, bu iktidar nasl ilediini ortaya karmak amacndadr. Bu, zgrlemeyi hedefleyen devrimci bir model aray Foucault tarafndan ne srlmemektedir. 175 N. Hartsock, "Foucault on Power: A Theory for Women", s. 169 mA.g.e.,s. 170-171 60 Haraway'dir. Haraway'e gre, uluslararas kadm hareketi 'kadm deneyimi' , altnda bir kurgu yaratmtr. Haraway feminizmin tartt 'kadnn' kurgu olduunu vurgular. Bu 'kadn deneyimi' ve kadn siyasi trdeki kurgularn en nde gelenlerinden bir tanesidir' Haraway, sosyal gereklikle bim-kurgu arasndaki farkn optik yanlsama olduunu vurgulamaktadr.177 Haraway, bu kursu dncesinden hareket eder ve bunu bilim kurgu filmlerinin deimeyen paras haline gelen cyborg'la karlatrr. Makine ve organizma aras bu kurgu, cyborg (ya da kadn deneyimi) blnm, paralanm ve cinsiyet-sonras bir kimliin temsilidir. Haraway bunun incelenmesinde, Foucault'nun bio-politika nosyonundan hareketle bir cyfeorg-politikas dncesini gelitirir.178 Haraway'e gre, sadece feminist yaklamlar deil, tm dierleri de post-modernist eletiriye katlmaldr. Eski kapita-list-ataerkil bask tr, Haraway'in tartt noktada, masum bir konuma yerleirken yerini enformatik basklamaya brakmtr. Bunun gibi birok kavramn karsna yenilerini yerletiren Ha-raway, farkl, heterojen toplumsal yap ve kimliklerin paralanmln bir anlamda kutlamaktadr.180 Haraway, bedeni ve toplumsal snrlar tartan yaklamlarn nemini vurgular. Yeni bir teoriletirme iin, bedeni ele almay ufuk ac grr. Bu adan, antropolog M. Douglas ve Fransz kadm dnrlerin nemini vurgulamaktadr. Deerlendirme: Beden ve Feminizm Beden tartmas 1980'den sonraki dnemde feminist aratrmaclar iin nemli bir alan haline gelmitir. rnein F. Heriti-er-Auge kadnn toplumda iki amazn iinde olduunu vurgular. Bunlardan ilkinde kadm evin dndaki ilerde alr ve baskn erkek ideolojisi nedeniyle genellikle yksek konuma ulaamaz. D. Haraway, "A Manifesto for Cyborgs: Science, technology, and Socialist Fe-minism in the 1980s", FeminismlPostmodernism, Ed. L. J. Nicholson, Routledn8ge, London, 1990, s.191 [nAS-e-, s.191 180^-g.e.,s.l94 A-8-e-, s.203-204 61 nk kadn belli deer yarglar vastasyla, rnein aklc olma y gibi, bu konumlar hak edemeyecektir. kinci nokta ise, kadnn evin iinde kalmasdr. Burada da ayn biimde toplum tarafndan 'zayf, duygusal5 olmas gibi biyolojisini vurgulayan deer yarglar ilemeye balayacaktr.181 Heritier-Auge bu ayrmcla kaynan yle tanmlar: "Bir majr ve bir minr, bir "kuvvetli' ve bir "zayf cins, bir "gl' ve bir 'gsz' ruh vardr. Doutan ve doal

zayfl, bedeni dahil olmak zere, kadnn bask altnda oluunu vurgular ve merulatrr."182 Heritier-Auge bu basklan dourganla balar.183 Sembolik sistem, kadnlarn toplama iinin ounluunu yapt bilinen avc ve toplayc gruplarda bile kadn ikincil konuma sokmaktadr. Bunun nedeni kadnn dourganl olarak Heritier-Auge tarafndan ortaya koyulur. Benzer biimde bedenin, kadnn konumunu anlamaya ynelik ortaya atld birok deiik yaklamla karlayoruz. Birok feminist yazar kadn bedeninin diyet, spor ve giyim kuam vastasyla nasl bask altna alnd ve normalletirildii zerinde durmaya balamtr. Bordo, kadn bedeni zerinde ileyen teknolojileri irdeler. Burada Foucault'nun 'politik anatomi' nosyonundan ve M. Douglas'm sembolik olarak retilen 'sosyal beden' anlayndan hareket ederek, iktidarn kadn bedeni zerindeki normalletirme ilevini tartr.184 Bu yaklamlar 'ynetilen beden' nosyonuyla birletiren Bordo, kadn bedeninin tketim toplumunda paralanna dikkat eker.185 Gzellik kltrn ele alan K. Peiss ise, feminizmin gzellik I nosyonunun, erkekler tarafndan yaratlm bir basklama arac olarak deerlendiren ynn, 'basit ve ahlaki' bir gr olarak 181 F. Heritier-Auge, "Older Women, Stout-Hearted Women, Women of Subs-tance", Fragments ForA Histoy ofBody, Fart Three, Ed. M. Feher. R. Naddaff, N. Tazi, Urzone Inc., New York, 1990, s.281 182Ag.e., s.282 mA.g.e., s.295 184 S. Bordo, "Reading the Slender Body", Feminizm and Philosophy, Ed. K Tu-ana, R. Tong, Westwiev Press, Oxford, 1995, s.467-488 mA.g.e.,s. 469 62 186 mlar ve bunu eletirir. Feminizmin beden politikas zeri-eeilmesi vastasyla, cinsiyet ve tketim zerine gelitirdii d-eleri tekrar gzden geirmesini neren Peiss, kadnn basit h' anlatm ile toplumsal srelerde bir kurban olarak dnle-eveceini de vurgular. Ona gre kadn, gzellik kltrnn tarihsel retiminde nemli rol oynamtr.187 Feminist yaklamlar bedenin toplumsal yaamda varolduunu toplumsal politik, cinsiyetti ve ideolojik olduunu, kadn bedeni ve cinsiyet tartmasyla ortaya koymulardr. Bedenin en ok ele alnd ve gncelletirildii yaklamlardan bir tanesi de, yapsalclk sonras kadn yazarlarn Bat kltr ve felsefesi eletirisinde yatmaktadr. Bir sonraki blmde yapsalclk sonras kadn yazarlarn bedeni ne karan yaklamlar ele alnacaktr. Feminizm ve post-modernizm tartmasnda nemli bir konumda olan bu kadn yazarlar, zellikle kadn bedeninden uzaklatrld iddiasndan hareketle, Bat dncesi ve kltrn eletirmilerdir. Feminizmin, bu yazarlarla balants sorunlu olarak deerlendirilebilir. Bunun nedeni Haraway'e benzer biimde, 'kadnlk' durumunun bir kurgu olduu iddiasnda olmalarndan kaynaklanmaktadr. K. Peiss, "Feminism and the History of Face", The Social And Political Body, a T" R' Schatzki> W. Natter, The Guilford Pess, London, 1996, s.161-180 A-8-e.,& 175-176 63 ZNEYE KARI BEDEN Helene Cixous, Luce Irigaray ve Julia Kristeva kadm, beden ve yaz arasnda dndkleri bir ilikiden hareketle feminist yaklamda yeni bir boyutu ortaya karmlardr. Kadnn 'otekilii', burada bir dezavantajdan avantaja ve kadm meade-lesiyse erkekle eit haklara sahip olmak ya da 'teki' olmaktan ?ayn' olmaya doru bir mcadeleden farkl bir noktaya doru ynelir. Post-modernist feminist, Fransz ya da yapsalclk-sonras feminist olarak, feminist akmlar iinde farkl adlarla anlan bu yazarlarn,188 feminizmle ilikisi de ayr bir sorunsal olarak nitele-189 Bat dncesinin, fallosentrik (phallocentric), szmerkeznr. ci (logocentric) ve ikisinin bir araya gelerek telaffuz edildii biimiyle fallogosentrik olduu iddias, bu yazarn ortak noktalardr ve onlar bu dnce yapsnn eletirisine giriirler. Bu yazarlar, yapsalclk-sonras yazarlar olarak deerlendireceiz. Bu ismi sememiz basit bir snflandrma yapma gerei duymamzdan ok, bu yazarlarn keskin bir biimde yaptklar yapsalclk kart eletiriden kaynaklanmaktadr. Bu kadn ya-zalarm getirdikleri "zne' ve 'sembolik dzen' eletirisini anlamak iin, yapsalcln ana temasn ortaya koymak durumundayz. Bu amala, C. Levi-Strauss'un antropolojisi ve Lacan'nn psi-kanalitik yaklam ele alnacaktr. Yapsalc zmlemenin, bizi zellikle yapsalclk-sonras kadm yazarlara da balayacak iki kayna ele alnacaktr. Bunlar Saussure'n dil anlay ve Fre-ud'un psikanalitik yaklamdr. Yapsalcln C. Levi-Strauss ve J. Lacan erevesinde zellikleri ortaya koyulacaktr. Bunu, yapsalclk sonras kadm ya, &/// n.o.gth, s 217 "egn, H C\ou^ f emmisin' etiketini reddedii iin, bkz, T Mo, Sex- e\tualPohics bernniM itenin Icon s 103. Ayrca bu u yazarn konum-armn, feminizmle sorunlu balantsnn ele aln iin, bkz., R. Tone, Fem

65 zarlarn tartlmas izleyecektir. Dil've Bilinalt' Yapsalclk ve Saussurec dilbilim arasnda direkt bir isk kurulmas yoluyla birinci balant bize kendini gsterir. Dilbilim ci, R de Saussure XX. yzyln banda etkisi sadece dilbilim er evesinde kalmayacak bir boyutta yeni bir dilbilim yaklam ortaya koymutur. Bu yenilii, dil/sz, gsteren/gsterilen ve artza-manllk/ ezamanllk arasndaki ayrmlardan yola karak ele alacaz. Bu ayrmlar, gerek Levi-Strauss gerekse Lacan'nn analizinde etkin bir rol oynamaktadr. Genellikle yapsalclk tartmasn Saussure'den balatma eilimi vardr.190 Saussure, dil ve sz (parole) olarak, insan konumasnn btnn ya da dilyetisini iki ayr paraya ayrr.191 Dil, bireyin dnda kalan ve onun etkisi altnda olmayan, varln toplumsal bir szlemeye borlu olan dilyetisi elemandr. nsan konumasyla bir ilikisi olmadndan, konuma yeteneini kaybeden bir 190 Yapsalclk tartmasn, daha erken dnemden balatan yaklamlarda vadr. rnein. T. Bottomore ve R. Nispet, yapsalcln balangc olarak PJaton'un idealar doktrinini gsterirler. (T. Bottomore ve R. Nisbet, "Yapsalclk", ev: B. Toprak, Sosyolojik zmlemenin Tarihi, Ed. T. Bottomore ve R. Nisbet, Verso Yaynlar, 1990, s.572.) Burada bizim aldmz ekliyle yapsalcl ele alma eiliminin arlkta olduunu syleyebiliriz. (rnein, bkz., J.Derrida, "Letter to a Japanese Friend", Derida and Differance, Ed. D. Wood, R. Ber-nasconi, Parousia Press, Coventry,1985, s.3-4.) M. Frank, 'yap' kavramnn ilk modern kullanmnn Alman romantizminde olduunu sylemekle birlikte, yapsalclkla ilikili tartmay, Saussure'den balatr. (Bkz., M. Frank, What Is Neostncturalism, University of Minnesota Press, Minneapois, 1989, s.8.) F. Jameson'da yapsalclk ve Saussurec dilbilim arasnda direkt ilikiye dikkat eker. (F. Jameson, The Pnson-House of Language, Printone University Press, New Jersey, 1972, s. 101.) A. Akay, yapsalcln balangc olarak, Roma arkaik ls, Jupiter/Mars/Oirinus'tan hareketle dier Hint-Avrupa topluluklarnda bunlarn aratrmasn yapan, G. Dumezi'i vermekle birlikte yapsalclk dendiinde akla ilk gelenlerin, C. Levi-Strauss'un antropolojik yaklam, Lacan'nn psikanalitik yaklam ve L.Althusser'in marksizmi olduunu belirtir. Bunlarn ortak zellii olarak "bilinsiz yap' kavramn ele alan A. Akay, bunun temeline de dilbilimsel fyap' kavramn yerletirir. (A. Akay, Tekil Dnce, Afa Yaynlar, 1991, s.33-36) 191 Bu ayrm etkisi gerek sonraki dilbilimcilerde, gerekse de gstergebilimcilerde kendisini gstermitir. rnein, R. Jakobson kod/mesaj, L. Hjelmsev ema/kullanm, R. Barthes Dil/yaz(ecriture) ayrmn yaparlar. (Bkz., J. CuHer, "Yapsalcln Dilbilimsel Temelleri", ev: V. Kl, Dilbilim Sekisi, Ed. D-Aksan, T.D.K. Yaynlar, 1982, s.56) 66 h'l onu yitirmez. Bu ayrmda sz, konuma edimine denk ^ l bireysel bir gerekletmedir.192 Dilyetisinden sz kard-Sa kainuza dil kacakr.193 Gsteren ve gsterilen, Saussure'n ikinci kavram iftini 1 turur. Bu ikilinin toplam gstergeyle, kendi dnda baka birnesne, olgu ya da varlk belirten eye denk der.194 Dil gstergesi bir kavramla bir iitim imgesini birletirir. Burada Saus-re'n kulland iitim imgesi, sadece fiziksel nitelikteki ses deildir. Bu, sesin 'duyarllmzn tankl yoluyla' bizde oluturduu tasarm, 'sesin anlksal izidir', duyumsaldr ve kavramn, gsterilenin 'kart olarak ele alndnda anlalr'.195 Artzamanllk ve ezamanllk, Saussure'n nemli yntemsel bir ayrmn oluturur. O, dili, hem tarihsel hem de evrimsel bir jre olarak deerlendirmesinden dolay, bu ayrm bir aratrma ^ntemi boyutu olarak ortaya atmtr. Herhangi bir anda konuulan dil, tarihsel birok srecin sonucudur. Artzamanllkla ezamanllk arasndaki ayrm, Saussure, bir nesne ve onun izdm arasndaki farka benzetir. 'Dil durumu, tarihsel gerein anlk bir izdmdr'.196 Artzamanlya kar ezamanl bak stn bir konumdadr.197 Artzamanl bak Saussure'e gre, dilin kendisini deil de ancak onu deitiren olaylar dizisini anlar. Ezamanllk ise dilin kendisini anlamaya doru aratrmacy gtrecektir. Saussure'n ayrmlar, yapsalcln topluma ve zneye baknda etkin analitik aralar ve yntemsel bir kaynak oluturmaktadr. ok nemli baka bir etki olarak S. Freud'un adnn anlmas gerekmektedir. Freud, Saussure'n dil kavramna benzer bir nitelikte olduunu syleyebileceimiz, bilind kavramn yzyln banda ortaya atmtr. Bilind, gizil (latent) olma ve bilinli olabil*". ae Saussure, Dilbilim Dersleri, Cilt: I, II, ev: B. Vardar, T. D. K. Yaynlar, m Ankara, 1976, s. 17 / ^u Bar^hes' Gstergebilim Serveni, ev: M. Rfat, Yap Kredi Yaynlar, stan^ Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, T. D. K. Yaynlan, Ankara, ' de Saussure, Dilbilim Dersleri, s.60 -&es8O 67 me kapasitesiyle rtr.198 Ruhsal bir sre ve bir btn olan bilind, kart iftlerin paralanmas yoluyla, bilinte ortaya / kar.199 kinci nemli tartmas ise oeidipus kompleksidir. Bu kompleks nedeniyle, kz ve erkek ocuun kimlik oluumu farkl ynde geliecektir. Psiko-seksel dramada oeidipus kompleksi-nin. hadm olma korkusu (castration anxiety) ve penise gmta (penis envy) kavramlaryla balantl olarak merkezi bir

konumda yer ald ve bu dramay belirledii, Freud tarafndan dnlmtr. Freud'un psiko-seksel dramasnda kz ve erkek ocuun kimliklenme sreci farkl biimde geliir. Kz ocuu kadn kimliini, annesi gibi hadm olduunun farkna vararak kazanr. Buradan balayarak temel sevgi nesnesi olan anneden irenerek, arzunun babaya ynlenmesi gerekleecektir. Kz ocuu, 'penisinin olmadm bilir ve ona sahip olmak ister'.200 Bunun sonucunda birgn ona sahip olup, erkek gibi olabilmek umuduyla, erkeklik kompleksine ya da aalk kompleksine sahip olacaktr.201 Anatomisi nedeniyle kz ocuun babann iktidarna sahip olamayacak olmas, heteroseksel kimliinin belirleyicisidir. Freud iki cins arasndaki farkn nedenini, anatominin bir sonucu * olarak deerlendirmektedir. Erkekte oeidipus komleksi, 'hadm olma korkusu nedeniyle paralara ayrlr'.202 Oysa kz ocukta, bu kompleksin zm iin 'gerekli motif eksik olduundan', erkekle ayn kaderi paylamayacaktr. Bu kompleks, kz ocuk tarafndan ya bastrma yoluyla yavaa terk edilecek ya da kadnn ilerki ruhsal yaamnda kendini gstere198 S. Freud, The Ego And The id, cv:J. Rvere, W. W. Norton And Company, New York, 1989, s.4 199Freud, annenin (sevgi nesnesi) erkek bilinci tarafndan bir S3flk birimi olarak dnldn, dardan gelebilecek, anneyi sorgulayacak fikirlerin saldrgan olaak deerlendirileceini vurgular. Anne kompleksinin bir dervasyonu, trevi olarak, erkek sevgi nesnesi, olarak fahieye ynelecektir. Bu, saf birim olan anne yerine, tam kart fahieyi koymay, bilinaltndakinin kart paralar olarak blnmesi sonucu bilince kmasna rnek olarak verir. S. Freud, On Sexuality: Three Essays On $exualitx And Other Works, Ed. ve ev. J. Strac-hey. A. Rchards, Penguin, London, 1991 (1977), s.236-237 mA335 68 A.ge., s.336 A.g.e.t s.341 . 203 preud buradan hareketle, daha ileriye giderek erkek ve f dnm ahlak anlaylarnn farkl olduunu sylemektedir. Ka-Freud'a gre, super-ego biimlenmesindeki farkll nede-vle 'daha az hakkaniyetli*, kararlarnda 'daha fazla duygularn ne karan' ve 'hukuk anlay daha az gelimi' bir yapya sahiptir. Freud, erkein de ideal ejkek formundan her zaman uzak olduunu syleyerek, kadnlar iin yapt yorumu hafifletmeye alr- Sonuta, 'saf erkeklik ve kadnlk, kesin olmayan bir zn teorik kurgusu olarak' kalacaktr. Freud'un yaklamna gre, erkeklik ve kadnlk kimliinin tm ynleri, anatomik farktan kaynaklanarak, psiko-seksel drama iinde belirlenmektedir. Toplumsal yap iinde, Freud'un evrensel olarak kabul ettii oedipal gen ve ensest yasa sayesinde, psiko-seksel geliim garanti altna alnacaktr. Freud'un yaklam, zellikle, feministler tarafndan tarihsel ve zgn top-lumsal-kltrel koullar dikkate almamakla eletirilir.204 Levi-Strauss ve Jacques lacamSembolik Dzenin Yaps C. Levi-Strauss, Freud'un hareket ettii noktaya benzer bir noktadan insan aklnn yapsn, insann sosyal ve kltrel yaamnn bilialtn ve evrensel kurallarn ortaya karmak istemektedir. Freud'un ryalar, onda sylemlere dnr. Le-vi-Strauss'a gre yapsalclk, deimez olann ya da yzeysel farkllklar arasndaki deimeyen enin aratrlmas olup, 'doa bilimlerinin her zaman yapa geldiinin belirsiz ve soluk bir taklidinden baka bir ey deildir'.205 Levi-Strauss bilimin ileme yolunun ya indirgemeci ya da yapsalc olabileceini iddia etmektedir. Bilim bir dzeyde ki karmak grngleri, baka bir dzeyde basitlerine indirgeyebiliyorsa indirgemeci olacaktr. Eer bu yaplamyorsa, grngler baka bir dzeyde basit olanlara indirgenemiyorsa, yapsalc olacak ve bu karmak grnglerin arasndaki balanty ve bunlarn nasl bir sistem oluturduklarn ortaya karacaktr. 'Dilbilim, antropoloji ve baka alanlarda' yamA.g.e., s.342 C. Weedon, Feminist Pmctice And Poststructuralist Teoty, s.50 205 C. Levi-Strauss, Mit ve Anlam, ev:. Ser, S, Erkanl, Alan Yaynclk, stanbul, 1986, s.21-22 69 psalc yaklamn yapmak istedii budur.206 Anlam sorusu bir kenara braklarak, dzenin ne olduunun aratrlmas, yapsalc yntemin temel hedefidir. nk dzen olmaynca, anlam da olmayacaktr.207 Yapsalcln temel hedefi, 'szlerin kaynakland ve retilebilecekleri dili kavramak ve denetim altna almaktr'.208 Hedeflenen, bu dilin ve dolaysyla akln ileyiinin temel ve evrensel yapsnn dzeni ortaya karlmak suretiyle, tm toplumsal kltrel kurumlarn ve geleneklerin altnda yatan deimeyen eyin kefedilmesidir. Bu, btn tarihsel dnem ve farkl toplumsal-kltrel oluumlarn altnda yatan tek bir ileyi mant olduunu dnmek demektir. Burada bu ileyi mant, akim ileyi mant olarak dnlr ve 'ieriin zerine, biimler kurmak' diye tanmlanr.209 Bu ileyi hem Saussure'n tanmlad dilin ileyiini, hem de bilindnm ileyiini andrmaktadr. Gizildir, ama ayn zamanda eitli biimlerde yzeye kacaktr. Ayn Freud'un bilin-dmn, ryalardaki sembollerin vastasyla anlalacan iddias ve Saussure'n szn, dilin yapsn anlamak iin kullanlmas nerisine benzer bir biimde, Levi-Strauss sylenler vastasyla toplumsal bilialtna inmeye ve akln evrensel yapsn ortaya karmak ister. Sylen, yapsalc gstergebilimci R. Barthes tarafndan bir sz, ama kavramdan, nesneden ve dnden farkl, bir biliim dizgesi, bir bildiri olarak tanmlanr; rbir biimdir.'210 Sylen, "gstereni bulank bir biimde

karmza kar'. ?Hem anlam hem de biim, hem dolu hem de botur.'211 Bu karmak grnt iindeki sylenlerin ierii rastlantsalsa, dnya yzeyindeki sylenler nasl benzer nitelikler ierecektir? Bu sorunun yantn C. Levi-Strauss, dilbilimin, sesler ve anlamla206A.g.e., s.22 201A.g.e., s.24. (Ayrca bkz., C. Levi-Strauss, Tristes Tropique, ev: J. Russell, At-heneum, New York, 1972, s.59) 208 R. Barthes, Anlatlarn Yapsal zmlemesine Giri, ev: M. Rifat, S. Rifat, Gerek Yaynevi, stanbul, 1988, s.9 209 C. Levi-Strauss, Structural Anthropology, Basic Books, New York, 1963, s.21 210 R. Barthes, ada Sylenler, ev: T. Ycel, Hrriyet Yaynlar, stanbul, 1990, s. 155 70 rn arasndaki ilikiye bakan yaklamndan, 'seslerin kendilerine deil de kombinasyonlarna' ynelerek verdiini syler.212 Binlerce sylenin, toplumsal kurum, kural ve geleneklerin ortak bir noktas bulunup, bu noktadan hareket ederek temel yap ortaya karlp, yapsalc bir toplum analizi ortaya konmu olacaktr.213 Hayvann doal dnyas ve insann kltr arasnda temel bir kopukluk olduu dncesinden yola kan antropologlar, zellikle ensest tabu ile ilikili bitmez tkenmez bir tartmann iine srklenmitir. Kltrn nerede olduu sorusuna yant olarak Levi-Strauss unu verir; 'nerede bir kural varsa orada kltrel aamaya ulaldn biliyoruz'. Evrensel kurallara doa balamnda ulamak ne kadar kolaysa, insan doadan farkllatran, kurumlar, teknoloji, gelenekler asndan bakldnda deimez bir kural ya da her zaman, her yerde deimeden varolan bulmak o kadar gtr. Levi-Strauss evrensel kural toplumlarn hepsinde gzlenen ensest tabuda bulur. Ensest, Levi-Strauss'a gre, ftm dier toplumsal kurallarn stnde bir kuraldr' ve evrensel bir karakter ierir.214 Bu kural yakn akrabalar aras, ki bu yaknlk topluluktan toplulua deiir, cinsel ilikiyi yasaklar. Burada Le-vi-Strauss'un hareket noktas aklk kazanmtr artk. Bu hareket noktas, aile biriminden deil, evrensel varsayd ensest tabudan kaynaklanacaktr. Bu noktada Levi-Strauss, kendi ile ilevselci ngiliz antropolojisi arasna bir mesafe koymu olur. rnein, Henry Mor-gan'da ilkellerin akrabalk sistemlerini inceleyip, toplumun evri"u C. Levi-Strauss, "The Structural Study of Myth", Social Theory: The Multicult-ral and Classic Readings, Ed. C. Lemert, Westview Press, Boulder, 1993, s. 336 2n R. Barthes, yapsalcln tumden-gelmci analizi semesinin nedenini, sonsuz saydaki sylenlerin tme-varmsal bir yntemle ele alnmasn mmkn olamayacana balar. Bkz., R. Barthes, Gostergebilim Serveni, s.10-11 214 C. Levi-Strauss, The Elementary Structures Of Kinship, ev: J. H. Bell ve J. R. von Sturmer, Social Science Paperbacks ve Eyre and Spottiswoods, London, 1972, s.9. Freud'da toplumun kendini enseste, tehlikeye kar savunmas gerektiini vurgular. Ona gre bu kural insanln tarih boyunca kendine malet-tii ve bir sre sonra kaltmsallaan bir normudur. Gen erkek, delikanl ya ilerledike evden uzaklama eilimi iine girer, bunun nedenini enseste balar. Bkz., Freud, On Sexuality:..., s. 148 71 min evrensel kurallarn bulduunu dnmtr. Oysa, Le-vi-Strauss'un balang noktas, Morgan'nn hareket ettii noktadan farkldr. Burada ensest tabusu, doadan kltre gei srecini* aklamak iin kullanlmaktadr.216 Burada feminist yazarlar tarafndan tartlan ne egzogaminin nasl ortaya kt, ne de evrensel bir kural olarak ensesti Levi-Strauss'un nasl ortaya koyduudur. Ama feminist yazarlarca tartlan kadn deiimi, kadnn bedenin karlkl mbadelesi ve bedenin zerindeki haklarn deiimidir. Bu deiimde kadn sadece bir nesne ve pasifliin temsilidir. Feministler, bu dn tarzn eletirmektedirler. Levi-Strauss'un, Saussure'n dilbilimsel yntemini uygulayarak, toplumlarnn bilinaltn ve akim temel yapsn bulmak iin yapt zmlemeye benzer bir yaklam, Lacan da sergiler. La-can bireyin bilialtndan balar ve analizi daha ileriye tayarak tm sosyo-kltrel oluumlarn bilindnn psikanalizini yapar.217 Her ikisi iin de temelde ortak bir zellik olarak syleyebileceimiz ey, dili, Saussurec bir anlayla, bamsz bir birim olarak dnyor olmalardr. Lacan'm psikanalitik yaklamnn, iki kayna vardr bunlardan ilki yapsalc-dilbilim, dieri de en temelde yatan Freudcu grtr.218 215 Morgan akrabalk sistemletirmesi olarak insan toplumlarn iki gruba ayrr. Bu tartma iin ve Morgan eletirisi iin, bkz., N. Saran, Antropoloji, nklap Kitabevi, stanbul, 1993, s.182-5 216 C. Levi-Strauss, The Elementay Structures OfKinship, s.52 217 Hem kiisel hem de kltrel dzeydeki mitleri iinde kullanlan sembollerin ozumlemesindeki benzerlik, baz Lacan ve Levi-Strauss'un kuramlarn benimseyenleri beraber almaya yneltmitir. (Bkz., E. Kurzweil, The Age of Structuralism: Levi-Strauss To Foucault, Columbia University Press, New York, 1980, s.146) 218 Lacan, de Saussure ve R. Jakobson gibi dilbilimcilere 'dil' ve 'gsterge' kavramlarnn ele alnnda sk sk gndermede bulunur. Ayrca, bu yazarlarn nemi ve etkisini vurgulad yer olarak, rnein bkz., J. Lacan, Ecrits: A Selec-tion, ev: A. Sheridan, Routledge, 1997(1977), s.298. Ama Lacan'n psikanalitik kuramnn

kanlmaz kayna Freud olarak gsterilmek durumundadr. Lacan bir anlamda Freud'un yeniden okunmasn gerekletirmek iin yola kar. Bu okuma, Freud'tan uzaklama eilimi iinde olduunu dnd, zellikle Amerikan geleneiyle arasna mesafe koymaya, daha da ileri giderek ulusal ve uluslararas psikanalitik rgtlenmelerden ayrlmasna dein uzanr. Bu tartma iin, bkz., E. Kurzvveil, The Age Of Structuralism:..., s. 136-139 72 Burada Lacan'mn znenin kuruluu zerine gelitirdii dnce erevesi, hayali, sembolik (ve gerek) ayrmlarn ortaya koyusu vastasyla ele alnacaktr. Lacan, kimlik oluumunu kurgulad psiko-seksel drama iinde anlatr. Bu drama u aamadan olumaktadr. Bunlardan ilki pre-oedipal aamadr. Bu, hayaliye (imaginary) denk der ve sembolik dzenin kar-tezini oluturur. Bu aamada bebek (infant/enfant /konuamayan), sevgi nesnesi annesiyle kendisi arasnda hibir ayrm yapamaz. Kendi bedeninin bitip annesinin bedeninin balad noktay ayrt edemez ve 'beni' (kendini) tanmlayamaz,219Bu aamada 'ne fark ne de eksiklik* vardr.220 Bu aamaya gelene kadar bebekte cinsiyet kimlii yoktur. Bundan sonraki aama, Lacan'n 'Ayna Aamas Teorisi'ni kurduu dzeydir. Bebein yaamnn ilk alt ayndan itibaren ayna aamas balar. Ayna aamasnda bebek, 'beyin motor ilevlerini yerine getirmeye balamadndan yryemez, bir eye tutunarak ya da anne kucanda aynadaki grntsyle karlar'.221 Hayali aamada, bir btnlk olarak varolduunu sanan bebein kimliklenmesi balayacaktr. Lacan ayna amasnn 'yalnzca bir kimliklenme (identification) aamas' olarak anlalmas gerektiini vurgulamaktadr.222 Ayna aamas bebein, cinsel kimliini kazanaca ve dili kullanmak yolu ile sembolik dzene adm ataca aamadr. Ama bu aama da hayalinin iinde anlalr. Aynaya bakan ocuk, imaj ve kendi arasndaki ayrm fark eder, hayaliden sembolik dzene doru geecektir. ocuk, aynada yansyann kendi olduunu farkeder. 'Bir olmak iin iki olur'. Bu aamadaki, kendini aynada grmeye gelme, etkisini ilerde de gsterecek ve zne hep 219 Burada "ben" olarak kullandmz terim "ego" deildir. Lacan'n bu terimine ngilzceye farkl kitaplarda farkl terimler karlk olarak kullanlm: I:ben ngilizce birinci tekil ahs, subject-zne, self-kendi. Fazla deiiklik yapmamak kaydyla metnin devamlln bozmadan bu u terimi ayn dzlemde kullanmaya alacam. Ego, ben olarak Trke'ye evrilmekle birlikte, ego olarak ta kullanldndan bu metinde ego olarak geecektir. 22 221J. Lacan, Ecrits: A Selection, s. 1-2 222 T. Mo, Sextal/Textual Politics:.,., s. 98 can, I .,s.2 73 kendini 'teki'ndeki yansmas yoluyla bulmak isteyecektir.223 Lacan 'teki' kavramn biri kk harfle, dieri ise byk harfle balayan iki ayr biimde kullanmaktadr. Bunlardan ikincisi, teki, evrensel gsterendir. Konuan zne Lacan'a gre, tekinin iinde konuur.224 Buna aklk getirmek amacyla ayna aamasnn, oedipal ve hadm olma komplekslerinin zlmelerinin gerekletii aama olduunu vurgulamamz gerekmektedir. Aynann karsnda erkek ocuun oedipal ve hadm olma kompleksleri zlecektir. Erkek Lacan'a gre, 'Babann Kanununu' kabul eder, bu gerek baba deil, l olan, oeidipus syle -nindeki, katledilen babadr.225 Ama kz ocuunun durumu anatomik farktan dolay farkl bir doultuda geliir. Ayna karsnda, eksiklii farkeder. Penisinin olmay, onun bu kompleksleri amasna engel tekil edecektir.226 Kadn, dilin iine doamayacaktr. Lacan fallus'u evrensel ve akn gsteren olarak kurgular.227 Burada fallus, penis deildir. Akn gsteren, Fallus, len babann eksikliini temsil etmektedir: tekinin ta kendisidir. Lacan'm iddias gerein, sembolik olan tarafndan kurulduudur: "eylerin dnyasn yaratan, kelimelerin dnyasdr..."228 Lacan sembolik olan, hayalin ve gerein stnde bir konuma yerletirir. nsan topluluklarnda, biraradal salayann akrabalk balan ve terimleri olduunu vurguladktan sonra, bu aynen dilin ileyiine benzetilir, matrimonyal yaknlk nedeniyle, kadn ve hediye alveriinin yapldn vurgular. Lacan bu yaptnda, genellemi ya da kstlanm alveri tarafndan belirlenen bir harmoni ya da atmann toplumlarn bi-lindn, zgn sembolizmin temelini oluturduunu vurgu223 R. Tong, Feminist Tougth, s.221 224 J. Lacan, Ecrits: A Selection, s.285 22SA.g.e., s.199 226 Kadnn Oedipus ve hadmlk kompleksleri erevesinde nasl ele alnd yer olarak, bkz., a.g.e., s, 281-282. Burada, (a) Lacan, kz ocuun kendini hadm olmu zannettiinden sz eder. Hadm edenin ilk olarak annesi olduunu ve sonra babas olduunu dnr, (b) Failusun sahibini, her iki cinste anne olarak grr, fallik anne olarak, (c) Anneninde hadm olduu fark edilecektir. Kz ocuu babaya ynelir... 227Lacan bunun matematiksel formlletirilmesine dahi girmitir. A.g.e., s.200 8A.g.e., s.65 74 lar. lk Kanun', ensest tabu ve oeidipus kompleksi, ayn Le-vi-Strauss'ta olduu gibi, toplumsal ve bireysel

bilinaltnn merkezine Lacan tarafndan da oturtulmu olur.230 Bu ileyi, bireysel dzeyde de ayn seyri izleyecektir. nk dilin ileyii de buna benzer. Dilin ilevi, 'bilgilendirmek deil, hatrlatmaktr.'231 Lacan'a gre "insan konuur, nk sembol onu insan yapmtr."232 zne konumann iinde tekinin tepkisini bekler. zneyi kuran, onun sorusudur: zne tekini bulmak iin, tekinin adn syler ve tekinin yantyla kimliklenecektir. zne dilin iinde kimlik kazanmak iin, dilin iinde, nesne gibi, kaybolur.233 nc aama, oedipal aamadr. Babann kefiyle anneden uzaklalr. ocuk, dile ve/veya sembolik dzene doar. Ama kz ocuu sembolik dzenin iinde yer alamayacaktr. Kltr, dil gibi incelemenin mmkn olduuna inanan yapsalc sosyalbilim yaklam, bir kltr teorisi olarak ortaya kar. Belki ilk bakta bilgi sosyolojisi alannda bir 'Kopernik Devrimini' andrsa da byle olmad aktr.234 Bir anlamda znel ve toplumsal tm bilginin gstereni olma iddias, ancak onun terimlerini kabul ettiimiz anda dorulanabilir. Ensest tabunun evrensellii kabul edilmelidir: Bu antropologlar tarafndan youn biimde tartlmtr.235 zneyi kuran, Varln ve bilincin merkezinde duran, kayptan kaynaklanan bir eksiklik duygusudur.'236 Bu eksikliin yerine srekli baka nesneler ikame edilmeye allacaktr. Her zaman zne, sznn yaratcs, yazar olarak kendini dnecektir, ama szn yazar o, byk harfle yazlan teki, Fallus, evrensel gsterendir ve bu, srekli ulalmak istenen bir hedef olarak kalacaktr. 229 A.g.e., s.66 Bu erevede Lacan, Levi-Strauss'un akrabalk terimleri halkndaki dncelerini kullanr. 230A.g.e., s.66 231 A.g.e., sM 232A.g.e., s.65 2M S. Hail, "The Hinterland of Science: Ideology and the "Sociology of Knowled-ge", On Ideology, Ed. G. McLennan(ve dierleri), Russell Press, 1977, s.26 235 E. Leach, Levi-Strauss, ev: A. Orta, Afa Yaynlar, stanbul, 1985, s.111-112 236 R. Sullivan, "Ellie, Seeking the Third Term: Desire, The Phallus, and the Ma-ternality of Language", Feminism And Psychoanalysis, Ed. R. Feldstein, J. Ro-of, Cornell University Press, London-Ithaca, 1989, s.42 75 Bedeni Yazmak: Yapsalclk Sonras Feministler Yapsalclk sonras kadn yazarlarn eletirisi de bir anlamda bu noktadan balamaktadr. Bu aynaya bak ve farkedilen eksiklik, kadnn sembolik dzendeki sorunlu varoluunun ya da bir anlamda hi varolamaynm temel kaynadr. Bu blmnde u andan tartmaya balayacamz kadn yazar, yapsalc syleme ar eletiri getirmektedirler. Sadece yapsalclk deil tm Bat dncesi fallus-merkezci ve logos-merkezcidir. Bu yazarlarn hedefi bedeni ne kararak, fallogosentrik Bat dncesini eletirmektir. Bu yazarlar, tm eitlik aray iindeki feminist eilimleri, eitlik dncesi bu felsefenin iinden retildiinden kabul etmeyeceklerdir. Baskc, fallogosentrik Bat dncesi ve 'Batl beyaz, yneten snftan olan erkek' tm dnyann merkezinde kendinin olduunu zannetmektedir. Helene Cixous psikanalize, cinsiyet farklarn anatomiye balamasndan dolay eletirmektedir. 238 Helene Cixous: Kad n/b ede n/yaz Cixous kadm yazya, kendi yazsna arr; 'kadn yazmaldr, bedenleri gibi, iddetle uzaklatrldklar yazya kendini tamaldr.'239 Kadna doru yazdn, kadn dediinde erkekle geleneksel mcadelesi iinde kadndan bahsettiini syler. O kadn ki, 'kadnlar kendi duyularna, tarihteki anlamna getirecek', evrensel znedir. Kadn dediinde Ckous, zellikle sanatn, resmin, yaznn ve fantazi akmlarnn mkemmelliinden bahsettiini vurgular. Kadna doru u ary yapar: 237 A. R. Jones, "Wrighting the Body: Toward an Understanding of FEcriture Fe-mine", Femnism: An Anthology Of Lterary Theory And Criticsm, Ed. R.R. Warhol, D.P. Herndl, Rutgers University Press, New Jersey, 1991, s.357-358 (357-370) Cixous, hem psikanalizin hem de tum kltrn zihinsel-kartlklarla ilediini vurgular. Kadnn aktif/pasif kartlnda hep pasif olandr. H. Cixous, "La je-une Nee", New French Feministti, ev: A. Liddle, Ed. A. Marks, I. de Courtiv-ron, Brighton, Harvester, 1981, s.90-91 ~39 H. Cixous, "The Laugh of The Medusa", Femimsm: An Anthology Of Lterary Theory And Cntcsm, Ed. R.R. Warhol, D.P. Herndl, Rutgers University Press, New Jersey, 1991, s.334 76 "Neden yazmyorsun? Yaz! Yaz senin iin; bedenin senin onu a/."240 Cinsel eitsizlik kadnn aleyhine ilemitir ve erkek yazy kendi egemenliine almtr. Ama Ckous'a gre, bu eitsizlik sadece kltrel ve tarihsel kaynakldr. Sadece bu balamda bir snrdr. Bu snr, kadnn kendi drtlerini kefetmesi yoluyla, konumay igal eden erkein iktisadna dayal tm dorudan ya da dolayl deiim sistemlerinin dnmesiyle sonulanacaktr. Kadnn libidosu, Ckous'a gre, 'bazlarnn dndnden ok daha fazla kkten siyasi ve sosyal deiim etkileri retebilecek kapasitededir.'241 Gc elinde tutan erkein sembolik dzeninin karsnda yer alan kadl, 'dzensizliin tohumudur.' Cixous, kadnn yaamn erkein eksiklik bankasna yatrmamaya arr ve unu syler: "Hibir ekilde znenin kuruluunu bastrarak tekrar tekrar sahneye koyulan drama olarak kabul etmek, babann dinini tekrar tekrar ayn konumuna yerletirmekle ykml deiliz."242 Kadn kendinin kefine aran Ckous'a gre, fkara kta ne

karadr ne de kefedilemezdir'. O, kadn anlayamayan yapsalclara ve psikanalize kar unu yazmaktadr: "Onlar tek bir ey bile deitirmediler; kendi arzularn gerek iin kuramsallatrdlar! Brak rahip rpersin, onlara cinsimizi gstereceiz."243 Kadn sosyal baar peindeki erkekten daha fazla bedendir. Ckous'a gre bundan dolay kadn erkekten daha fazla yazdr. Kadnn bedeni aile ve elik erevesinde srekli ac ekmitir. Ama Ckous'un dediine gre, artk beden cevap vermektedir: "Hayr. Ben-kadn, Kanunu yok edeceim. Bundan byle patlama mmkn ve kanlmaz. Brak, dilin iinde, hemen imdi ol1Ag.t?..s.339 w Gxou^un bu yazsn ngilizce evirisinde koyulatrdm kelimenin dnek bir anlam vok cmle u;"., we' re going to show them our sexts." Sexs kelimesi text-metn, sex-cns, sect-mezhep kelimelerinin bozulmas yoluyla uetim. Ben sadece, cins kelimesini kulandm, burada mezhebimizi ve metnimizi gstereceiz de demekte. A.g.e., s.342 77 sun. M244 Kadn psikanalitik kapamann iinden kurtulmaldr. Cbcou ' gre bu dng, zihinsel-kartlklarla ileyen dncenin yklm syla, krlacaktr. Gsterenin yklmas yoluyla bu mmkn ol aktr. Cixous kadm, kadnn erotizmini, evrenini ve kendi kl trn yazmaya armaktadr. Bu da bedenden balayan bir s retir. Kadn yazs, fark zerinden geliecek olduundan ucu-ak bir metinsellik ortaya kacak ve zihinsel-kartlklarla kurulu yapnn iinden gelmeyecektir.245 Cixous, logosentrik ve fallosentrik dayanmann yklmaya balad dneme girdiimizi iddia etmektedir. Btn tarih deiecek ve gelecek hesaplanamaz hale gelecektir. Tarihsel gler el deitirecek, btn ykler farkl dile gelmeye balayacaktr: "Gelecek hesaplanamayan bedenlerin olacaktr. Halen dn-lemeyen, baka bir dn tm toplumlarn ileyiini dntrecektir."246 Cixous gibi kadn yazsnn nemini vurgulayan yazarlardan bir tanesi, Luce Irigaray'dr. Ama Irigaray, kadnn yazsn ka-dnsallkla birletirerek yola kar.247 Ckous'un burada konumunu tam olarak kavramak olas deildir. Bunun nedenini Cixo-us'un kadnsall, erkeklikle kartlk iinde kurulmu olmasndan hareket ederek, kabul etmeyecek oluunda kavrayabiliriz. Luce Irigaray: Kadns Yaz ve Bedenin Gardiyanl Erkek kltr, kadnn bedenine sreklilii iin ve libidosunu doyurmak amacyla ihtiya duymaktadr. Irigaray, toplumsal dzen, kltr ve psikanalizin anneyi dlad ve yasaklad savndan hareketle kz ocuk ve anne arasnda, 'babann yasaklad' bedensel temasn tekrar kurulmasnn gerektiini vurgular.248 Iriga244A.g.e., s.343, Bu 'K'anun, Lacan'n znenin kuruluunda temel rol oynayan babann kanunudur. Bu kanun bozulduunda, tm anlamlandrma sistemi ve sembolik dzen yklacaktr. 245 Cixous'a gre, cinsel zgrleme ve bedenlere olan iliki farkllatnda, eski farklar mant ortadan kalkacaktr. H. Cixous, "La Jeune Nee", s. 96-97 A.g.e., s.93 247 C. Weedon, Feminist Practice & Poststructuralist Theory, s.56 248 L. Irigaray,"Bodily Encounter with the Mother", ev: D. Macey, Irigaray Re-ader, Blackwell, 1991, s.39 78 babann katli, oeidipus syleniyle balayan kurgunun iinde y a Srlenin anne olduunu belirtir. Anne, ne deliliin ne ^b/cinayetin bir parasdr. Irigaray, bu ilk cinayetle balayan ^ltrde kadna ait hi bir ey olmadn vurgulamaktadr.249 Freudu psikanalitik gelenein iddiasnn aksine kadn, Iriga-v are ne penise hasset eder ne de fallusa. Ama, erkek penisini h iktidar arac olarak kullanarak kadnn dourganlk gc zerinde iktidarn gelitirmitir.250 Irigaray'a gre, kadnn konumunun farkllamas amacyla, anneye 'kadnlar arasnda, kadnlarn cinde yeni bir hayat verilmelidir.' Annenin arzularnn, 'babann kanunu tarafndan yok edilmesine kar kmak ve ona zevk alma (jouissance), konuma, alama ve kzabilme hakk tannmaldr.251 Bunu yapabilmenin yolu olarak nerilen ise yeni kelimeler yeni cmleler bulmaktadr. Bunlar anne ve kznn bedeninin ilikisini ortaya karacak cmleler, kadnn bedenini tercme edecek kelimelerdir. Freud'un yaklamnda, kz bebek balangta kk erkektir. Eksiklii fark eden, anneye bakan ve eksiklii onda da gren ocuk, ondan nefret eder ve anneyi reddeder. Bu red, kendi dahil olmak zere tm kadnlarn reddine doru gider. ocuklarn fallusa sahip olmak iin babaya ynelmesi, bir sonraki adm oluturur. Irigaray'a gre bu analiziyle Freud, bir bilimadam olarak', kadna sadece bireysel tarihlere bakarak yaklar. ?Bu yolla babann kanunu ve onun baskn sylemi yoluyla tekrar tekrar kadnn taleplerini sessizletirir.'252 Kadnn cin-sellij hep erkek lleri zerinden kavramsallatrlmtr.253 249 i ingaray psikanalizde, anneye olan ilikinin, karaktaya, belirsizlie denk dt iin, delik arzusuyla zdeletirildiini vurgular. Hep anneyle olan iliki burada bastrlacaktr. Irigaray, Freud'un iddiasnn aksine, tm Bat kltrn ^annenin katliyle balantl kurulduunu sylemektedir. A.g.e., s,35-36

g,sA3 L. Irigaray, The Sex Wich Is Not One, ev: C. Porter, Cornell University ress, 1985, s. 69-70. Bilimadam kelimesinde, adam ksmna vurguyu ben ekiyorum, bunun nedeni bu metinde Freud'un erkek oluuna dikkat ekilmek enerek, ingilizce bilimadam anlamna gelen 'scientist' yerine, 'man of scien-ce kavram kullanlm ve erkeklie vurgu yaplm. A.g.e., s. 70 ^ ngaray, "The Sex Which Is Not One", Feminism: An Anthology OfLiterary n'ory And Criticism, Ed. R.R. Warhol, D.P. Herndl, Rutgers University ^ress,NewJersey, 1991, s.350 79 Erkein grnenin hkmyle kurduu ayrmc mantk ve v min bireyselletirilmesi', Irigaray'ya gre kadna tam anlamyla bancdr. Kadn arzusunun bastrlmas Antik-Yunan'dan bu ya ayn mantk iinde gelimitir. Bu nedenle erkekle ayn dili'konu mas beklenmemelidir. Kadnn, erkein dokunmaktan ok bak maya dayal (scopic) ekonomisine girmesi, onu pasif olmaya sev keder;254 o (kadn), yansmann gzel nesnesi olur'. Irigaray'a gre kadn, eksiklik, arzu ve sunuun sistematii iindedir, seksel organ 'grlecek bir eyin olmamasnn dehetini temsil eder.'255 Yunan heykellerinde, 'grlecek bir eyin olmay' nedeniyle kadn sunuun sahnesinden dlanr ve reddedilir. Bu, varln ve doruluun kadn iin olmamas demektir.256 Burada, kadnn ge-nital organ basite yoktur, maskelenmitir ve kendi 'atla' iine gmlmtr." Fallomorfizmin egemen uygarl iinde, kadnn zevk almas sonsuza dek, tekrar tekrar reddedilir. 'Bir' olmak iin 'iki' olan erkein-znenin aksine kadn ne 'bir' ne de 'ikidir.'258 znenin teorisi erkekler tarafndan yaplmtr. Bu sylem iinde kadn olarak, ne zaman kimlik iddiasnda bulunsa, syle2M 254 Irigaray Specdum adl kitabnda, erkek/kadn kartlnn aktif/pasif karjthyla zdeletirilmesni. zellikle Freud'ta elletirir. Bu aktif/pasif kartl, cinsel ayrmn bir paradigmas olaak sunulmaktadr. Bu paradigma retici aktiflii erkee balar. Jngaay'a gre, Freud kadnn aktif olan emzirmesini dikkate almamaktadr. L. Irigaray, Specuhm Of The Other Wo-men, ev: G. C. Gill, Cornell UnKersity Press, New York, 1994 (ngilizce ilk basm 1985, Franszca ilk basm 1974), s. 16-17 255 L. Irigaray, "The Sex Which Is Not One", s.352 256 Irigaray, anatomik olarak dezavantajn gren kz ocuun, aslnda hi olmadn syler. Freud'a gre balangta kz ocuk sadece kk bir erkek ocuktan ibarettir. Srekli olarak o eksiklii duymak ve ona sahip olmak arzusu. 'normal' kadnlk durumunun belirleyicisi olur. Kadn ve kz ocuk tnrafndan. grlecek bir eyin olmamas baka bir eyle tamamlanmak istenecektir. Ama burada kadn tarafndan ve kadn iin temsil edilebilecek bir ekonomiye ye yoktur: Sonuta kadn iin varlk (Being) ve gerekte (truth) olamayacaktr Bu tartma iin bkz., L. Irigaray, Specdum Of The Other IVomen, s.46-53 2'7 L. Irigaray, "The Sex Which Is Not One", s.352 2^ Lacan'n psko-sekse! dramasnda, aynann karsnda ki ocuk kendi ve go lntusune bolunui "bif iken 'iki' olur. zne hep kendini aynadakinde, yan masnda arayacakt, baka bir deyile tekinde arayacaktr. zne, zne olma yanla kendini tanmlayacaktr. Kadn grlecek bireyin olmamasndan ne bir (btn-kendi-ozne), ne de aynadaki yansma, iki olabilir. 80 259 lece xesneletirmesine yol aacak ve kendini zneletirecektir.' n 1 isme, biime ve zel anlama sahip olamaz. Irigaray, kadnn ''sine dnnce birden fazla seks organ olduunun fark edi-ni syler. Irigaray'a gre, yukarda tanmlanann aksine, i^n 'ifttir', daha da fazlas, o ouldur'.260 g3rkek, kadn teki olarak kimliklendirdiinden onu tam gre m^eyecek, tam olarak anlayamayacaktr.261 tekinin (Kadnn) aQr^inmezlii, llemezlii ve sonsuzluu sz konusudur. Burada u soru a^la gelecektir, kadn nasl kendini bu zihin-el-Bcartlklarm dnda tanmlayabilir? Bu metafizik,, kitle-enkstekleyen patriarkal.makine', nasl yok edilebilir?262 Hrigaray, bir kadn sembolik ve sosyal dzeni oluturulmas iin , kadnn toplumsal kontratn nerir. Bu toplumsal szlemeli oluturabilmek iin bir dile ihtiya vardr.263 Irigaray'a gre, tna. varolan sylemsel mekanizmalarn yklmas vastasyla bu dil oluacaktr. Erkek logos'unun kurduu, erkek zneli dncen in dma kmak iin, kadn kendi tarzn, yazsn yaratmak dur-unundadr.264 Irigaray, bu hedefleri gerekletirmek iin kadnn kendi oto-ero tizmine dnmesini nerir. Kadn, arzularn savunmay -rerL meli ve erkee ihtiya duymadan hayatn kazanmaldr. Kadn m, babann ve kocann arasnda, evde proleter olmaktan kur-tulrmas gereklidir. eylerin dzenini tersine evirmeyi hedefle-kadn mcadelesi ancak tarihin tekrarna neden olacak, ayo L- Irigaray, Speculum Of The Other IVomen, s. 133 j J- Irigaray, "The Sex Which Is Not One", s.352-353 rigaray, Speculum Of The Other Women, s.362 Irigaray, Maine Lovers Of Friedrich Nietzsche, ev: G. C. Gill, Columbia iversity Press, New York, 1991, s. 180. Irigaray, Maine Lovers of Friedrich tzsche, adl kitabnda batan sona metafizik dnce olan Bat

dncesini, *sa sembol zerinden okumaya alr. Tm Hristiyan geleneinde, Adem'in rnasum olu, ikinci erkek ocuu olarak tanmlad sa'y, tek bedene hapse-^ten ak ve arzunun trajik kaderi olarak dnr. (A.g.e., s. 178) Irigaray'a g-re> etin iine hapsedilen ve orada yaamaya devam eden sa'nn, kendine be-^ende kapanmas hala aklanamamtr. (A.g.e., s. 182) Hedef, lsac semboln Ve geleneksel ahlakn tesine gemektir', bu sembolizmi deifre etmektir. SA:S-e., s. 190) *rigaray'dan direkt aktaran, M. Whitford, "Rereading Irigaray", Feministti And ^'choanatysis, Ed. T. Brennan, Routledge, 1989, s. 112 I rigaray, The Sex Which Is Not One, s.79 81 25-9 26- 2 nla dnlecektir. Irigaray kadmm hedefinin, erkein ver' i(\*i y *lll c\\ mak olmadn syler." Sembolik dzen yklmal ve karlar ortadan kalkmaldr ve Irigaray penisin sadece bir zevk a na dnmesi suretiyle, fallusun gcn yitireceini dnm I tedir.266 Kadn kendi bedeninden ve arzusundan kaynaklanan yaz la bu engeli aabilir ve yine Irigaray'a gre, anne ve kz aras daki ilikinin ortaya kaca, babann dilinin yapmaya kalkst mdan farkl, bedensel temasn yerini almayan, cismani olan rtmeyecek ve onu konuacak kelimelerin ve dilin kefi gerekmektedir.267 Irigaray'a gre kadn, sessizletirilmi bedenlerden kmaldr. Ama te yandan, tarihsel olarak bekisi olduu bedenin kendinde kalmasn salamas gerekmektedir. Bu bekilik onda kalmal ve bu yolla, kendi bedeninin garantr olmaya devam etmelidir. Irigaray kadnlara seslenerek, yle demektedir: Hadi artk sessizliin, lmcl sessizliin bekisi ol-mayalm.'" Bylece, Irigaray'a gre, 'zerafet, kelimenin arasndan ve tesinden sessizce konuacaktr.'269 Julia Krisfeva: l Bedenden Konuan Bedene Ataerkil yapnn iinde kavramsallatrlan varolua ve dnce tarzna en iddial eletirilerden bir tanesini feminist dnr J. Kristeva getirir. Julia Kristeva, gerek Cixous, gerekse Irigaray gibi, kadmm Bat kltrnn fallus ve logos merkezli yaps iindeki konumuna kar kar. Ayrca bu yazarlara benzer ekilde, bedenden kaynaklanarak kadmm konumunu dntrme nerisi getirir. tekinin, bundan dolay kadmm bedeninin, Bat kltrnde iren olmakla (abject) zdeletiini vurgulayan Kristeva, iren olmann znenin karsndaki nesnenin bir zellii oldu265 L. Irigaray, "The Sex Which Is Not One", s.356 266 L. Irigaray. "When the goods get together", New French Feminism, ev: A-Liddle, Ed. A. Marks, I. de Courtivron, Brghton, Harvester, 1981, s.107-110 267 Kadnlar arasnda kurulacak horizantal bir iliki sayesinde, kadnlar terk ed -milikten kurtulacaktr. M. Whtford, "Rereading Irigaray", s. 109 268 L. Irigaray, "Bodily Encounter with the Mother", s.44 269 L. Irigaray, Marine Lovers OfFriedrich Netzsche, s. 190 82 nU syler 270 ^v ^teva'a annenin bedenini, kiinin temiz ve kulamlabilir be-. . garantisi olarak ele alr. Annenin bedenini semiyotik la zdeletiren Kristeva, ne dilbilimsel gsterge ne de sem- ^k dzene baml olmadan, annenin bedeninin dilin n artn oluturduunu belirtir.271 Kristeva dili, statik bir dzen ve gstergeler sistemi olarak ele alan gerek yapsalclk gerekse de gstergebilimci ereve- nda, dile yeni bir yaklam nerir Buna semanaliz (se-manaiysis) adn verir. Semanaliz, dili bir anlamlandrma sreci olarak ele alacaktr.272 Bu anlamlandrma srecini tanmlamak iin Laca'm hayali/sembolik ikilisinden farkl bir ereve oluturmaya gider.273 Bu ikili semiyotik ve semboliktir. Semiyotik ve sembolik olann etkileimi, Kristeva'ya gre, anlamlandrma srecini oluturur. Buradan hareketle Kristeva'nn zmlemesine gemeden belirtmeniz gereken bir baka nokta, bu semanalizin konuan zne, akn egonun merkeze alnd bir dnceden uzaklamak gibi iddial bir hedefe yneldiidir. Kristeva, Rus dilbilimci ve edebiyat eletirmeni M. Bakhtin'in dialog ve karnaval kavramlarn dn alarak, semanalizde kullanr. Bakhtin, Saussurec gelenein tanmlad dil ve yaz yaklamlarndan daha farkl bir zmleme biimiyle, romana ve roman yazarnn konumuna yaklamaktadr. Srekli tekine kar akn olan egonun yerine baka bir ey, Bakhtin tarafndan orJ ^lsteva, The Powers Of Horror: An Essay On Abjection, ev: R. S. Romdi-ef' Columbia University Press, New York, 1982, s. 1-2 a' "The y 1996(1986), s.28 S and the Speaking Subject", The Kisteva Reader, Ed. (), 28 Sexual/Texual Politics:.,., s.161

83 274 taya karlmak istenmitir. Saussurec ereveyi kart mantn bir rn olarak gren Kristeva, bu yaklamlar yalliin semiyotik mantndan habersiz olduklarn vur Kristeva tm bu yaklamlarn iinde tarihsel, konuan zn hakim olduunu ve bir aamadan sonra bunun 'akn ego5 o ^ unun anlaldn syler.275 Metnin ya da biimin iinde yeri mi deimez eleman olarak, bu akn zne merkezde durmakt dr ve Kristeva'ya gre modern dilbilimde: "Dilin akn ego dnda znesi yoktur, ya da ondan bakasn tolerans yoktur. "276 274 Saussure'n bir dil durumunun tarihsel gerein belli bir andaki izdm olaca sav, dilbilim ve gstergebilim kuramlarnda etkisini gstermitir (F d Saussure, Dilbilim Dersleri, s.80) rnein R. Jakobson dil dizgesinin ilevinin bildiriimi ve anlatm mmkn klmak ilevi olduu savndan hareketle, dilin belli bir amaca uygun anlatm aralar olduunu vurgular. Dil olgusu bal olduu dizge gz nne alnarak deerlendirilmelidir. Her dilin kendi anlamlandrma nitelii vardr ve szck dilsel anlamlandrmann bir sonucudur. Bu yaklam, sesi de anlamlandrma srecinin bir paras olarak deerlendirir. (R. Jakobson (ve dierleri), Savlar, Dilbilim ve Gstergebilim Kuramlar, Ed. M. Rfat, Yazko, stanbul, 1982, s. 19) Ses sadece fiziksel bir eleman olmaktan kp, ayn zamanda mantksal ve sonu itibaryla ruhsal bir anlamlandrma elemanna dnr.(Ag.e., s. 20) Rus biimcileri ve Jakobson sanat yaptn, dier elemanlar belirleyen bir egemen e kavramn merkeze alarak dee ilendirirler.(R. Jakobson, "Egemen e", Dilbilim ve Gstergebilim Kuramlar, Ed. M. Rfat, Yazko, stanbul, 1982, s. 38) Dile, dili bileenlerine bir metin inceler gibi ayrp inceleyerek ulalaca sav, Hjemslev' in glosomatik yaklamna temel oluturur.(L. Hjemslev, "Dil Kuramnn Temel lkeleri", Dilbilim ve Gstergebilim Kuramlar, Ed. M. Rfat, Yazko, stanbul, 1982, s. 84-85) Burada dil, cebirsel zellikleri olan biim olarak ele alnmaktadr.(L. Hjelmslev, "Dilsel Dizgeler ve Dil D Dizgeler", ev: G.Ik, XX. Yzyl Dilbilimi, Ed. M. Rfat, Ankara, 1983, s. 164) Benveniste, dilin diyalogsal ieriini vurgularken, ben/sen ayrlmasn bir eitlik ya da bir simetri olarak deerlendirmez. Ego hep tekine kar akndr.(J. Kristeva, "Revolution in Poetic Language', The Kristeva Reader, Ed. T. Moi, 1996(1986), s. 90) Kristeva'ya gre. bu dilbilim yaklamlarnda merkezde duran bir akn ego vardr. Bu, Husserl'in akn eg kavramyla ayndr.(a.g.e., s. 123) Husserl deneyimleyen egonun, saf e8od*" farkl bir ey olmadn vurgular. Bu ego mutlaktr (absolute), bizim dnya a varlmzdan bamsz olarak vardr. (E. Husserl, Ideas: General Introducto To Pre Phenomenology, ev:W. R. Boyce Gibson, New York, 1931, s. ) Kristeva, Bakhtin'in Saussurec anlaylarn statik erevesinin dna t na, bu akn egodan farkl bir alm, dialog kavramyla getirdiine dem tedir. 275 J. Kristeva, "The System and The Speaking Subject", s.25-27 276 J. Kristeva, "Revolution in Poetic Language", s. 90 84 khtin'in diyalog anlay, monologu da ierir, te yanda ^a diyalogu da iermektedir. Karnaval kavram, kimlikletUn kelendii bir kahkaha ile btnleerek, kurulu dzene T^n m ci bir tavr almay gstermektedir.277 Buradan hareket kaf1 Kristeva, dilin hetorejen ynne, semiyotiin analize gein ~ini ileri srer.278 Kristeva semanalizin merkezine chora' l mini yerletirir.279 rChora', kesintileri ve kopuu, baka bir zaman temsil etmektedir; chora\ ritmdir.280 fChora' bir anlamda, karnaval kargaasnn yerini alrken, bu de karnaval kahkahasnn yerini almaktadr. Kristeva, kadn yazsnn annenin bedeninden hareketle oluturarak bir tarz olarak hem kadn yazsnn zmlenmesi iin bir bak as ortaya koymak istemektedir, hem de kartlklarla kurulu dnce sisteminden kopuu gsteren bir dialogun mmkn olduunu dnmektedir^_______ r7 Bakhtin'nin romanc ve romana bakarken ileri srd nemli dnce, romanc syleminin resmi sylemin dna kt iddiasdr. Roman ona gre, resmi tarzlarm (genres) otoritesinin dna taar. Bylece romanc-yazar (dyad), szl-ideolojik tekletirme ve merkeziletirmenin dna taan farkl bir kartlklar sistemi oluturmu olacaktr. (M. M. Bakhtin, The Dialogical hnagination, ev:C. Emerson, M. Holquist, University of Texas Press, 1981, s. 269-272) Yazar bunu nasl salayacaktr? Yazar diller aras dialogu, karakterler arasnda sz alveriini, karakterlerin dilleri arasnda, bu dilleri zmseyerek ve arada birinden tekine geerek salamaktadr. Yazar bunu dialogun iinde dil balamnda ntr olan, diaogun nc eleman olarak salar. (A.g.e., s.314) Rnesans dnemi yazan, Rabelais zerine yapt almada Bakhtin, yazarn tarzn karnaval kahkahasna benzetir. Bu kahkaha resmi olann dna tamaktadr. Karnaval, kurulu dzen ve doruluk anlayna kar geici hr zgrleme olarak deerlendirmektedir. Tm hiyerarik katmanlar, ncelikler, normlar ve yasaklar karnavalda geici olarak ertelenir. (M. Bakhtin, Rabelais And His Word, ev: H. Isvvolsky, Indiana University Press, Blo-omngton, 1984, s. 10) Modern dnemde bu karnaval mantnn deitiini vurgulayan Bakhtin, artk karnaval ve karnaval kahkahasnn baya olarak alglandn syler. Karnavalda taklan

maskeler, Bakhtin'e gre, tek biimlilie 39narkada1^' yeniden douu ve deiimi sembolize ederler. (A.g.e., s. - U) Maske, yaamn elenceli yan ve doal snrlarn ihlaliyle ilgilidir. Lle%> S" 8,6^ Karnavallr karmaasnda (ambivalence) ve kahkahasnda, ciddi-(ve temsiliyetin (representation) yerini katlmn (participation) alye en 1996 ^^ "Word' Dialgue and Novel", The Kristeva Reader, Ed. T. Moi, 93 "Revolution in Poetvic Language", s. 91 85 Kristeva'ya gre, dil felsefeleri, dncenin cisimleme^ ivcinin, arkeologun ve lsevicinin fikirlerinden baka hi w~ ey deildir.'281 Fenomenoloji ve yapsalclk uyuyan sessiz k^ denle uratklarndan lsevicidirler. Kristeva'ya gre bu st ^ dnceler, znenin doruluunu, uyuyan bedenin yks dinlemek yoluyla ararlar. Burada nerilen zm, bedeni dil f f sefesinin iine tamaktr. Kristeva'nm bunu yapabilmek iin nerdii stratejinin ta ken dii olarak semanaliz ortaya kar.2 2 Bu strateji Kristeva'nn yan m olduu semiyotik ve sembolik ayrmndan kaynaklanmaktadr. Semiyotik eleman,, bedeni dilin iine tekrar tayacaktr nk, semiotik eleman seslerle ve ritimle, chora'yla ilgilidir bunlar da anne bedeniyle balantldr. Bedensel drtler semiotik elemann ykc ama gerekli kuvveti yoluyla, dile girerler. Bu yolla uyuyan bedenlerin yerini, konuan bedenler alacaktr. Kristeva'ya gre kadn varolamaz, nk, kadn varln dzeninde olmayan eydir.283 Feminist hareketin ise sadece negatif olabileceini ne sren Kristeva'nn yaklamnn, feminizm iinde konumlandrl abilecei yer pek ak deildir. Kristeva'ya gre, siyasi mcadele yalnzca negatif ileve sahiptir ve sonlu, belirlenmi, yaplandrlm, anlamla yklenmi varolan toplumsal dzenin kabullenilmesi demektir.284 Bedeni dilin iine tama nerisiyle Kristeva, bastrlm olan tekrar ortaya karmann mmkn olduunu dnmektedir; bu yolla Bat kltrnn zne anlay da ortadan kalkacak ve tekinin konumu farkllaacaktr. Kristeva'da, Irigaray'a benzer biimde, sa sembolnn Bat kltrnde merkezi bir konum almakta, mitsel Bat znesinin kaynan olarak bu sembol gstermektedir.285 sa sembol mutlak (absolute) zne olarak bura281 J. Krstevadan direk aktaran, K. Olver, "Juiia Knsteva's Speakng Transltons in Connenal Philosophy, State University of New York Press, A. B. Dalley (ve dierleri), New York, 1994, s.91 282 K. Olver, "Jula Kristeva's Speakng Body", s. 91-92 283 J. Kristeva, "Women Liddle. Bd A Marks, i s} J Knsitva, '^ciilaton be A Liddle il \, Maks, . dr Couiivron, Bghton. Ha^este*, 2^ J. Kstcva, "Holbem's Dead Hu ist", Fagments Fot A Bst>>f\ Of &aa M Fbe (Delen). RN J N Taz, rzone Inc., New York, 1990 isteva's Speakng Body", s. 91-92 :n Can Neve Be Dned", New French Femnism,^ ks, [ de Cuurt\ i on. B ighton, Harvt ster 1i}"" 1D' ( ion bct\\cen r *u" and DenaJ", Neu f'^j N"> JveeM 86 nlmekte ve kadn bedeni ve bedenden kaynaklanacak ca h semboln yklmasnn arac olarak tartlmaktadr. Deerlendirme: Beden ve zne K din yazsnn bedenden kaynakland dncesi, Fransz 'rtleri iinde ortak bir nokta olarak gze arpar. rnein, Chawaf, yukarda dncelerini ortaya koyduumuz yazara zer biimde etin dilbiliminin' priten bir biimde bastrldiddia etmektedir. Chawaf a gre kadn yazs, 'kelimelerin yn iin sahip olduu gc gstermelidir' ve eer kadnn sesi strlmln iinden ykseliyorsa, bu bedenin kefiyle maddi.ecektir'.2 Kadnn konumu zerine yine benzer bir erevede tartma ^apan yazarlardan M. Wittig, tarttmz Cixous, Irigaray ve Kristeva'nn kadm' ve 'kadnlk' ile balantl almlara kar olan pheciliine benzer bir tavr benimser. Kadm', bu yazarlar tarafndan bir kurgu olarak ele alnmaktadr. Wittig'de "cinsin" heteroseksellikle balantl olarak retildiini vurgular.287 Bu biyolojik olarak tanmlanan cins anlaynn yklmas olarak anlalabilir. Burada artk gerek cins gerekse de cinsiyet bir kurgu olarak ele alnmaya balanmtr. Btn bunlarn ardndan u sorular akla gelecektir; o zaman beden nedir?, o da bir kurgu olarak dnlemez mi? Bu tartmann kaynanda gerek yukarda tarttmz yazarlar, gerekse de yapsalclk sonras tartmann baka bir boyutunu oluturan J- Derrida, M. Foucault, G. Deleuze gibi yapsalclk sonras yazarlarn grleri yer almaktadr. Bir sonraki blmde bu yazardn bedene baklar ve Aydnlama dncesinin fzne' anlay-^lna> F- Nietzsche'nin felsefi zmlemelerinden hareket ederek getirdikleri eletirileri ortaya konulacaktr. Chawaf, !Lir^UiAC rieJT, Keu Tieiuh Ft-mnsm, ev. A. Lddk, L A "'l t rUhVOn- Brghton,

Harveser, 1981, s. 177-178 ^ ^al^gorv of Sex", Feminist ssues: A Journal of Feminist Soc87 BEDEN VE AYDINLANMA ELETRS Bu blmde incelenecek olan konu Aydnlanma dncesi v6 modern zneye yapsalclk sonras dnrleri M. Foucault ve G. Delueze'n yaptklar eletiridir. Bu eletiri F. Ni-etzsche'nin felsefesi zerine temellendirilmi olarak kabul edilir 288 Bu eletirinin bizim iin nem tayan yn bedeni tartmann iine ekmesidir. Burada sadece bir Aydnlanma eletirisi yaplmamakta, ayrca ve zellikle bedenin konumunun toplumsal kuramn iine gl bir biimde yerletirilmesinin olanakl hale gelmesi de salanmaktadr.289 Yapsalclk sonras Fransz dnrler genellikle post-modernizm erevesinde deerlendirilmektedirler. Burada bu tartmann iine girilmeyecektir. Aada ksaca 'ortaya koyulmak istenen ilk gr Aydnlanma dncesine getirdii eletiriyle Nietzsche'nin Aydnlanma kart tavrn ortaya karmaktr. Ama buradan hareket ederek Nietzsehe'nin gerek soy k-tuk yntemi, gerekse de eletirilerini paylaarak, modern zne ^e topluma baklaryla Foucault ve Deleuze'n yaklamlarn de almaktr. Tartlmaya her eyden nce Aydnlanma dncelinin tanmlad zne kavram ve anlayn almlamakla balamak gerekmektedir. Bu nedenle ilk olarak bu sabit ve merkezi zne tanm tartlacak ve post-modern zne anlay ele alnacaktr. Jacgues Derrida ve Modern znenin Yap-bozumu' Aydnlanma znesi gediimizde, karmzda duran bir kimlik XeJ^imUklenme mantadr. Genellikle gnmzde kimlik ve zG Stauth, B. S. Turner, Nietzsche'nin Dans, s. 10 eden sosyolojisinin sosyal teoride, zellikle yapsal yaklamlardan ayran y em teorisi iinde nemini vurgulayan Lash, Foucault, Deleuze ve Nietzscnn soykutuku yaklamlarnn bedenden kaynaklanan bir eylern teorisi iin ro<-mij bjr katk] oiduuna jaret eder s LaSr5 Sociology Of PostmoderUsm 'ouetledge, New York, 1990, s. 75 89 ne kavramlar tartldnda ortaya ayr tr zne kavra koyulur. Bunlardan ilki, Aydnlanma dncesinin tannl T-1 znedir. kincisi, 'sosyolojik zne' ve ncs ise post-nod zne' olarak tartlr.290 Burada ilk iki kategoriyi, yani Aydn/^ ma znesi ve sosyolojik zneyi modern znenin kendisi ola beraber ele alacaz. Bu iki zne kavramn beraber ele almamzn nedeni sosyol jik zne anlayn ortaya koyduumuzda karmza kacakt Sosyolojik zne, bir gelime sreci iinde tanmlanmtr, toplumsal etkileim sonucu bu zne ortaya kacaktr.291 Sosyolojik zne (elf), insan doduunda, balangta yoktur. Bu znenin kendine nesne (object to itself) olmasndan dolay, en temel nitelii, evresindeki nesneleri, kendi bedeni dahil olmak zere. kendinden ayrt edebilmesidir. Burada sosyolojik znenin temel niteliklerinden baka biri de bireysel olanla kamusal olan arasnda bir balanty kuracak olan kimliidir.293 Sosyolojik c^-ne ksaca toplumsal olup? toplumsal etkileim iinde srekli kendini ve kimliini yeniden tanmlayacak olan, merkezde duran bir tekliktir, btnlktr. 294 Ama ksaca bu znenin bir teklikten ok bir paralanml temsil ettiini syleyebiliriz. Bu znenin kimlii bir amalgan (hibrid) olarak deerlendirilir. Post-modern zne sabit ve yaltlm bir e olarak tanmlanmaz.295S. Hail eski kimlik anlayn, bu modern kimlik anlaydr, merkezde duran ve varln zn 290 S. Hali, "The Question of Cultural Identity", Modernity And Its Futures, Ed. S. Hail (ve dierleri), Polity Press, London, 1994, s.275 291 G. H. Mead, "elf', Sociological Perspectives, Ed. K. Thompson, J. Tunstali, Peguin Books, Middlesex, 1971, s.144 (144-158) Sosyolojik znenin ele alnnda temel hareket noktalarndan biri G. H. Mead'tir. J. Habermas, Mead'in sosyal etkileim kavramnda temel olann dilsel iletiim olduunu vurgular. Etkileimin znde dilin akn rol yer alr. Habermas, Mead'in yaklamnn Parsons znel yorumlama kavramyla ilikisine dikkat ekmektedir. J. Habermas, On The Logic Of The Social Sciences, ev: S. W. Nicholsen, J. A. Strak, MT Press, Massachusetts, 1989 (1967), s.25 291A.ge., s. 145 29\S. Hail, The Qucst'on ot Cultural Identity". s.276 294 G J. McCa, J. L. Smmon*, ldenihcs And interaction, Macmillan, London. (_ 1966,s.!66 J>" 7. Solomos. L. Back, Racsm and Societv, Macmillan Press. London, 19"< s. 132-133 90 Kartezyen zneyle badatrr. Bu kimlik mant uturan^ mo&m hayatta bireyin i huzurunu salamaktaykimliklenme mant, Kartezyen dncenin sonucu orta-kan zne dncesi, Hall'a gre birok nedenle ortadan if str Bunlardan ilki olarak Hail tarafndan ileri srlen, 1 dncesi iinde znenin merkezden kaymasn salam dnrlerdir. Hail, Marx' rnek verir. Marx tarihi yapann inli olduunu sylemise de, insann tarihin yaplmasndaki terlilerinin nemsizliini vurgulayarak, zneyi tarihin merkezinden kaydrmtr.297 Ayn biimde Freud'da Hall'a gre bu merkezden yatay olarak kayan zneyi, bir de dikey olarak kaydrmtr, nk

znel yaamn psiik ynn ortaya koyarak, bu znenin tanmad bir bilind olduunu ileri srmtr.298 Bu znenin merkezi konumunu sarsan bir baka dnce olarak Saus-sure'n dil anlayn ortaya atar. zne konutuunda, aslnda bunu mmkn klan dildir. Hail modernliin ve zne kurgusunun bir aydnlanma ya da ilerleme olduu dncesine kar kar, 'modernlii bir sorun' olarak tanmlar.29 zneyi merkeze alan ereveye en nemli saldr ise yapsalclk-sonras Fransz dncesinden gelmitir. Modern znenin konumunu tartlr hale sokan en nemli yaklamlardan bir tanesi Fransz dnr J. Derrida'nm Bat dncesi baknda yatmaktadr. Derrida'nm yap-bozma' (denstruction) ve fark' (differance) anlaym ksaca aklamamz rekmektedir.300 Derrida 'farkn' kendi kendini ertelediim, sUi kendisiyle balantl ve kendini gsterdiini syler.301 Derri 'fark' yle aklar: S. Hail, !!Old and New Identities", Cdture, Globalizaion And The ^Vorld-System, Ed. A. D. King, Macmilan Press, London, 1991, s.42-43 W44 (Th ffark' (diffrance) kavramn, hem eteleme fdefef) hem de faik ( tference) anlamna gelebilecek biimde yazmtr. Biz burada Den'da'nm pulland balamda bu kelimevi kullandm? durumlarda tnak cntr aiava-&/ ' ^ Derida, "The Original Dscusson i 1968) Of La "Differance", Demdn And merace, C%V: D. Wood (ve dierlen), Ed. D Wood; R Berasconi (o-^entyPac^ .a Press, 1985. s. 131 91 " bir kaynak, bir z deildir......K Fark'yoktur, o varlk tanr deildir...."Fark' farklarn 'retici' srecidir, . Jark' onu iaret eder."303 > Derrida 'farkn' ileyiinin tm metafizik dncenin, logo dnda olduunu ve ne bir 'kelime ne de bir kavram' olmad p sylemektedir.304 Balantlar kme biimlemekle birlikte h balantlar bir birlerine tutunmamaktadr.305 Bir tz, bir kaynak zerinden dnen, kartlklar yoluyla zmleme yapan yakla mlar bozulmaya balar: nk, 'fark'n bir tz yoktur'.306 Der. rida'nn fark' anlay, yap-bozmaclkla birleerek gerek tarihin gerekse de znenin durumuna farkl bir alm getirmektedir. Bu sabit bir temsiliyet sisteminden kopua iaret eder. Gsterilen kavram ya da nesne (referent) ekilir, ama gsteren (referans) orada durmaktadr, Derrida'ya gre geriye: "Doru ya da yanln dnda, ihtimalin dnda, mimin (taklidin) dnda mimcilik (taklitilik), hayali olmayan ryalarn yazm, bir kurgu kalmtr."307 Derrida, Bat geleneinde bedenin ve eyin (matter) ruba, nefese, konumaya ve logosa dsal olarak ele aln gibi, yaznn da hissedilebilir bir ekillendirme olarak kabul edildiini svano ler. Derrida yaznn, Bat geleneinde bask altnda tutulduuna dikkat ekerken, yaznn konuma karsnda alaltldn vurgular.309 Bat dncesi Derrida'ya gre sadece sesmerkezci deil ayn zamanda logos-merkezcidir: Bat dncesi ?logo fono - sen302 Derrida burada, 'fark'n bu retici sreci iaret ettiini vurguluyor. J. Derrda. "The Original Discussion (1968) Of La "Differance", s. 133 mA.g.e., s.132-133 304 J. Derrida, Speech And Phenomena, ev: D. Allison, Northvvestern Universit) Press, Evanston, 1973, s. 130 A.g.e., s.132 **A.g.e., s. 158 307 J. Derrida, Dissemination, ev: B. Johnson, University of Chicago Press, Chicago, 1981, s.211 308 J. Derrida, Of Grammatology, ev: G. Spivak, Johns Hopkins Unversty Press, Baltimore, 1976, s.35 309 A. Mengiil, Prophets f Extremity: Nietzsche, Heidegger, Foucault, Derrida. Univesity of California Press, London, 1985, s.285 92 310 fyf burada gsterenin zgr oyunuyla ilintili bir a k dnlr. Tm sabit anlamlar ve gsterilenler, anlamlaa lam, balang ve son, tm teolojik ve dorusal gelimeci nn a s 'fark' ve onunla balantl anlayabileceimiz yahU ma bak tarafndan tartmaya alnr. Yap-bozma ne-^ Sorusuna Derrida'dan alacamz yant bizi sadece 'fark'n * tekrar atacaktr. nk yant, bunun ne bir zmleme ne dTbir eletiri olmaddr, ayrca bu bir yntem de deildir, bir lem ya da ilem de olamaz.311 Bu kelimenin yerine baka bir kelime de koyulabilir. 'Yap-bozmay' Derrida, nerede bir ey, o (^) varsa, orada olabilecek hareketli bir strateji olarak ortaya kovar. eviri burada bozulacak ve istenen kelime onun yerine ikame ettirilebilecektir. nk, yap-bozma ne deildir? sorusuna Derrida tarafndan ortaya atlan/her ey tabii ki!' cevabdr. Tekrar ayn soruyu sormamz gerekmektedir, yap-bozma' nedir? Bu kez verilen yant, 'tabii ki hi bir eydir'.312 Artk gsterenin zgr

oyununa girmi oluruz. fYap-bozma' yalnzca metin erevesinde deil, tm dier srelerde de kullanlabilecek bir strateji olarak, Derrida tarafndan ortaya atlr. Buradan zne sorusuna tekrar dnersek, karmza sabit olmayan, kendi tz ve kendisinin tz olmayan, aktif ya da pasif olmayan, 'ayn' ve 'teki' olmayan hareketli bir an-lamlama sreci iindeki zne karmza kacaktr. Derrida'nn ffark' ve 'yap-bozmac' stratejisi, oktan yatay ve dikey olaraR kaym olan zneyi, yatay ve dikeyi olmayan, merkezi olmayan, bir uzamda havada asl brakacak, zneyle ilikili soruyu erteleyecektir ve yineleyecektir. Derrida'nn yap-bozma anlaynn hareket noktas olarak Heidegger'in 'metafiziin ykm' erevesi ortaya koyulmaktadr. rnein, A. Mengill, Derrida'nn almalarnn Heideg-ger in ge dnem dnceleri ele alnmakszn anlalamayaca-n lc^a eder. Heidegger zgn, gizlenmemi olan anlama O------------------------------J- Derrida, Writmg And Difference, ev: A. Bass, Routledge, London, 1993 l(ingilizce ilk basm 1978), s.196-197 2 JDerrida, "Letter to a Japanese Friend", s.4-5 93 bilmek iin, gelenein ykmn tahayyl etmitir. Heidegger gn isim ve zel kelimeyi 'ykmla' kefetmek istemitir' ]u * gill'e gre Heidegger'in ykm (destruction) dncesi > n da'da yap-bozmaya dnr. Mengill, yap-bozma fikrini srek bir kertme ve yeniden kurma olarak deerlendirmekted'' Mengill, Derrida'nm yap-bozma fikrini, Heidegger'in 'ykm dan', ayrmn ise zgn-zel olanlar deil, olmayanlar aratr masna balar.313 Heiddeger'in 'metafiziin ykm' dncesini ksaca amamz gerekmektedir. Bunun iin, nce Hiedegger'in metafizik olarak neyi adlandrdna bakmak gerekmektedir. Heidegger, "Metafizik nedir?" adl yazsnda, metafiziin ne olduunu anlamak iin metafizik bir soruyla yola kmak gerektiini syler, nk 'yalnzca bu yolla, metafiziin uygun biimde kendini amas salanacaktr'. Her metafizik soru, metafizik problemlerin btnnden geecek ve Heidegger'e gre bu soruyu soran da sorunun iinde konumlanacaktr.314 Heidegger'e gre, metafizik sorgulama varoluun fVarlm-Dasein) temel duruunun biim ve btn olarak sorgulanmas eklinde ortaya koyulmak zorundadr.315 'Var-oluun (Da-sein'in) anlamnn, varln (being) hilie dayanmas olduunu vurgulayan Heidegger, 'Varoluun (Dasein) btn varlklarn (beings) tesinde, 'akn' oluuna dikkat eker.316 O zaman bu Varlk, ne dier varlklarla, hatta kendiyle bile ilikili olamaz. Derrida'nm merkezin bir merkez olmay tartmas, merkezde duran bu 'Varln hilikle ilikisi zerinden de ele alnabilir. Bu, sistemin hem iinde hem dnda olandr. 'Varlkla balantl soru bizi, hiliin sorgulanmasna balar. Bu soru, sorann kendisini sorunun iine koymas demektir.318 Metafizik, Heidegger'e in A. Mengill, Prophets Of Extremity: Nietzsche, Heidegger, Foucault, Dendo s27 PH 314 M. Heidegger, "What is metaphyscs?", Martin Heidegger: Basic Writngs, to D. F. Krell, Routledge, 1994, s.93 ^A.g.e., s.94 n J. Derrida, WritingAnd Djference, s.279 318 M. Heidegger, "What s metaphysics?", s. 109 94 Hklarn tesine gemenin addr ve 'insan doasndan" re' r Heidegger tarafndan felsefenin kendisi metafizik kayflaK*ai1 319 prceveye oturtulur. ff idegger'e gre Marx'ta metafiziin iinde yerini alacaktr. rx insann insanln alglam ve benimsemitir. Heidega r'e gre, Marx bunu 'toplumun' iinde bulur: ~L"Sosyal' insan ona (Marx'a) gre 'doal' insandr. ^Toplumda' 'doal ihtiyalarn' (yemek, giyim, yeniden-retim, ekonomik gerekliliklerin) btnl, insan "doas' muntazaman gvence alt ?320 tna alnr. Heidegger, insann znn her tanmlan, Varln dorulusunun sorgulanmakszm varlklarn yorumlamasn yapmasndan dolay metafizik olduunu belirtir.321 Felsefenin Descartes ve Kant yoluyla, eletirel olduu durumlar da bile, Heidegger'e gre: "Felsefe,..., metafizik izgiyi srdrr. O ima ederek Varln iinden geerken, varlklar varlklarda dnr. Tm hareket noktas varlklar olan ve onlara tekrar dnenler, zaten Varln aydnlnda dururlar. "322 ada insann zellii olarak Heidegger, evsizlik kavramn (homelessness) ortaya atar. Bu evsizlik deneyimini yaayan son kii ona gre Nietzsche'dir. Nietzsche de metafiziin iinden kmak iin, onu tersine evirmekten baka bir yol bulamamtr.323 Heidegger'e gre evsizlik dnyann kaderi halini almaya balamtr ve bu kaderi 'Varln tarihi olarak anlamak gerekir'. Heidegger, bunu en iyi biimde yabanclama yoluyla modern insann evsizlemesini farkeden, Marx'n anladn iddia eder.324 Aflia yine de Bat dncesi iinden hibir yaklam

metafizii yamayacaktr. Heidegger, antik ontolojinin ykm olarak hede-m^^ olarak niteledii, Bat geleneinin ykZA-8-e., s. 109-110 M. Heidegger, "Letter on Humanism", Martin Heidegger: Basic IVtitings, Ed. , u- * Krell, Routledge, 1994, s.224 ^A-8.e., s.225-226 , s 243 95 mdr. Bu gelenek iinde tm metafizik ilgiye ramen, Heid yetersizce formlletirilen ve bavurulmayan, unutulan Va ^ anlam sorusunun ele alnmas olarak bu ykm fikrini ort^, l^1 yar.325 kc Mengill'e benzer biimde, E. Behler'de Heidegger'in met f ziin 'ykm' ve Derrida'nm metafizik ve logosentrizmin < * p-bozumu' arasnda direkt bir iliki ngrr.326 Heidegger'in laynn, Nietzsche'nin 'aynnn ebedi dn', g-istenci' kak ramsallaryla yapt eletiriye katldn vurgulayan Behler H idegger'in Nietzsche'nin projesini tamamlamak ve metafizik oV rak, ele alnan Bat projesini sona erdirmek istediini sylery Derrida yapnn merkezinin olmay dncesiyle balantl olarak Nietzsche, Heidegger ve Freud'un dncelerini ele alr Derrida, yapnn merkezi klasik dnce tarafndan, hem yapnn dnda hem de iinde tanmlanr oluunu, bir paradoks olarak ortaya koyar:328 'Yapnn merkezi, sistemin tutarlln dzenlemek ve ynlendi)-mek yoluyla, btnsel biimin iinde yapnn elemanlarnn oyununa zemin salar... Merkez btnln (totality) merkezindedir, ama yine de, merkezin btnln dna bal olmasndan (btnn paras olmamasndan) dolay, btnln kendi merkezi baka bir yerdedir. Merkez, merkez deildir"3'9 Bu nedenle Derrida'ya gre, srekli merkezin yerine ikame edilecek merkezler bulunur, bunlar farkl biimler ve isimler alrlar: 'Metafiziin tarihi, ayn Bat tarihi gibi, metonomiler ve me-taforlarn tarihidir'.330 Derrida'nn ortaya koyduu merkezin yerine konan birka kelimeyi akmlk, bilin, Tanr, insan, varlk. tz, zne olarak sralayabiliriz.331 Derrida'ya gre, bu metafizik ereveyi ykmaya alan Nietzsche'nin varlk ve doruluk ka^ 125 M. Heidegger, Being And Time, ev: J. Macquarrie, E. Robinson, Oxford, 1992 (ngilizce ilk basm 1962), s.43-44 E. Behler, Confrontation: Derrda, Heidegger, Nietzsche, ev: S. Taubeneck. Stanford Unversty press, Stanford,1991, s.29 128 J. Derrda, iVriting and Dfference, s.279 i29Ag.e., s.279 JA.g.e., s.279 lA.g.e.,s2S0 96 ra eletirisi, ya da ve ykc sylemlarn eletirisi, ya da Freud'un zne ve bilin - md er'in metafiziin ykm gibi eilimler; ve Helkendilerini bir dngnn iinde bulurlar: lef "Bu dng zgndr. O, metafiziin tarihi ve metafiziin tarihi- vkrn arasndaki iliki biimini aklar. Metafizik kavram-/ n kullanmadan metafizii sarsmaya kalkmann hibir anla-yoktur. Bu talihin yabancs olduu ne bir dilimiz -ne szdiziji y 1.1 i 332 minede bir szlk-vardr. Derrida'ya gre metafizie 'dardan' yaklamann olana oktur333 ne zaman bu yaplmaya kalklsa bir dil srmesi ortaya akacaktr.334 Metafiziin elemanlar ve atomlarm yaltmaks-zn, yapsal olarak bunlar ele almak suretiyle, yap-bozma' ieriden iler. Bu nedenle yap-bozma Derrida'ya gre, kendine tuzak kurmu olur.335 Derrida'ya gre kesin bir anlamn olmad, gsterenin bir baka gsterene bizi gnderdii, temann olmad bir metinsellik sz konusudur. Derrida'nn dncelerinin temelim oluturduu cyap-bozmaclk' Harvey'e gre post-modernist tartmann en nemli esin kaynadr. Harvey bu yaklam vastasyla kltrel yaamn birbirleriyle kesierek baka metinler reten, metin dizileri olarak grlmek istendiini vurgular.337 Bu bakn sonucu sadece metinin deil, kltrel yaamn herhangi bir parasnn dorusal olarak okunmas ortadan kalkmaktadr. Temsil sistemlerinin sabit yaps tartmaya alm olmaktadr. 'Ya-p-bozuculuu', gerek yapsalc gerekse de herhangi baka trde zhnsel-kartlklarla ileyen dnce erevelerine kar, bir a-llm^arakeerlendirme eilimi vardr.338 Derrida'nn bu yakla\A-g-e., s.280 Of Postmodemity, Blackvvell, Oxford, 995 (1990), 4 Vzm<i.OfGmmmatology,s24 J- Derrida, IViting And Difference, s.2 , Derfida, OfGrammatology, s.24 ,^e., s.158 bD49HarVe>' The ^ond , e^ln' ^ Eagletoa, 'yap-bozmac' tartmay bu erevede ele alr. *Ya-lar f0130!^' Z3^Jnse kartlklarn

etildii dnce sistemlerini metafizik llt a ^S^e^dr ve Eageton'a gre bu kartlklar tartr. T. Eagleton, 1aryheory 4n Intmduction, Blackvvell, Oxford, 1995 (1983), s.132-3 97 m modern znenin konumunu sorunsallatrrken manda post-modern zne olarak tartlan zne anlayn h 2a~ lirler. ue* Derrida'nm metin zerinden yapt tartmadan ayr l bu zne tartmasn ve Aydnlanma eletirisini beden er sinde yapan, yapsalclk sonras dnrlerden Foucault^ Deleuze'n yaklamlarn ele alacaz. Bu amala ilk ort ^ koymamz gereken F. Nietzsche'nin bedeni ne karan Avd lanma felsefesi ve 'akl' zerine yaplan tartma olacaktr B nedenle, Aydnlanmann zne anlay ve kartlklarla ileyen dn tarz tekrar tartmaya alnacaktr. Aydnlanma'nm znesinden Bedene zneyle ilgili soruyu bir kenara brakan yapsalc Fransz dncesi, bir sonraki kuakta onu tekrar tartmann iine alr. Artk tartmann odakland nokta, Kant deil Nietzsche (ve onun soykt) olarak ortaya kar. Burada yapsalclk sonras Fransz dncesinin 'ayn' ve 'teki' gibi kavramlar ele alma ksaca bakmak istiyorum. Bu, bize bedenin bu erevede nasl kavranabileceine ilikin baz ipular verecektir. Tartmak istediimiz her eyden nce, bedenin 'teki5 olarak nasl kurulduudur. Ksaca 'teki' kavramn aklamaya balamadan nce, 'kavramn' kendisinin ne tr izdmleri artrdna bakmak istiyoruz. nk toplumsaln resmini izerken, anlamaya alrken, ileyen hep kavramdr. Bunlar sadece toplumsaln analizini mmkn klmakla kalmaz, ayn zamanda onlar kullananlarn iletiimini de mmkn klar. Burada szn ettiimiz 'kavram' gsterilendir.340 Kavramn ya da gsterilenin bize anlatt gerein kendisi deildir. Kavram, 'gerek konusunda TO Yapsalclk-sonras (post-structuralist) dncenin aslnda Alman Felse es nin, Marx, Heidegger gibi isimleri de Nietzsche ile birlikte ele alr. Ayrca can'dan ok Freud'a ynelirler. L. Ferry, A. Renault, Frendi Philosoph\, J The Sixties:An Essay On Antihumanism, ev: M. S. Gattani, The Unvers y Massachusetts Press, Amherst, 1990, s. 19. Ayrca, bkz., S. Lash, Socolo Postmodernism, s.69-74. # ^v. 340 Burada szn ettiimiz 'gsterilen' Saussure'n tanmlad biimi nlmektedir. F.de Saussure, Dilbilim Dersleri, s.60 98 . . bilgidir ve bu bilgi tarihsel sreler iinde kavramn iin- ktirildii gibi, onun iinin boaltlmas da mmkndr.'341 ^ mn tutarll byk lde onun ilevine baldr. O za-'teki' kavramnn ilevi nedir? tekilik durumunun nemi m nmz tartmalarnda ald konum neden nemini srdrmektedir? Bu sorulara verilecek yantlarn en banda Aydnlanma d-cesinin temel deikeni olan, 'aynl' temsil eden akl kavundan yola karak balamak gerekiyor. En bilinen metinden yola karak sylersek Aydnlanma, akl' merkeze koyan, kurma, kontrol etme aamalarm ona balayarak dnen bir sretir.342 'Akln' sona erdii noktada karmza kacak olan, akln' yargc, yine ayn 'akl'dr.343 Burada akl', 'hem doruluu temsil eder hem de onu cisimletirir'.344 Aydnlanma dncesinin kkeninde yer alan Kartezyencilii basite bir bak as olarak ele almamz olas deildir. Bu kartlklar zerinden gelitirilen bak bilimsel, felsefi ve toplumsal sorulara yeni cevaplar getirmeyi hedefleyen dnsel, felsefi bir eilimin addr. rnein, Aydnlanma dncesini temellendirdii dnlen Newton fiziini, sadece fizik kuram olarak ele almann yanl olduu iddia edilir. Bu, kiinin ve dnyann anlalmasnda tamaR. Barthes, ada Sylemler, ev: T. Ycel, Hrriyet Yaynlar, stanbul, ^21990,s.l62 I Kant, "Aydnlanma Nedir?", ev:N.Bozkurt, Felsefe Yazlar, .Kitap, ^' F5>ucault, "What is Enlightenment", The Foucault Reader, Ed. P. Rabinow, vev:C. Porter, Penguin Books, 1990, s. 34-36. Benzer bir yorum iin bkz., G. uze,Kant>s Crtcal Philosophy, ev: H. Tomlinson ve B. Habberjam, Uni-* j p!y Of Minnesota Press, Minneapolis, 1990, s. 2-3 ler /u;Tle End of Innocence", Feminists Theorize The Politicial, Ed. J. But-' w- Scott, Routledge, London, 1992, s.447 99 345 men yeni bir tavr olmutur/43 Newtoncu mekaniin te rensel nedensellik prensibidir, evrende amaszca dolasa h C^ olarak ele alnan insann da konumu evrensel hareket ( ^ kanunlar iinde ele alnmaktadr.346 Solomon'a gre New <n dncelerinin Aydnlanma ve/veya Akl a diye anlan l7 Ul 18. yzyllar arasndaki dneme yansmas olduka etkili V ve geni bir yelpazede toplumsal ve felsefi kuram etkilem '^ Bunun sonucu, Newton'un dehasn izleyen', Akl af nda* ** M5R. C. Solomon, From Rationalism To Existentialism, Univessity Press of A rica,'London, 1985 (1972), s. 11. Solomon bu yeni almn Herbert S C cer'dan Benjamin Franklin'e, Leibniz'den Kant'a bir ok dnr etkM inni vurguiar. (A.g.e., s.lO-ll)Tabi ki Aydnlanma dnrleri arasnda farkla' vardr ve evrensel nedensellik

zerine dnceleri de ayrca tam bir kabul o1 rak ortaya konulamaz. rnein Liebniz, Evrensel Nedensellik Prensib'm be nimsememitir. (A.g.e., s.10-11) Leibniz, hali hazrda varolan bir harmoni iin de elemanlar (monadar) evreni modeliyle nedensellii, metafizik bir ereu ierisinde ortadan kaldrmaya alr. Leibniz, Spinoza'nm tek bir toz olduu dncesine kar kar ve sonsuz sayda tz (monad) olduunu iddia eder monadar bir birlerinden bamsz olarak kendi alarndan ayn evreni ya., trlar, ama bir birleriyle etkileim iinde deillerdir. (A. J. Ayer, The Central Questons Of Philosophy, Penguin Books, London, 1973, s.8-9) D. Hume da evrensel kural zerine kurulu bir nedensellik ve bilimin rasyonellii zerine eletirel bir yaklam benimser. Her sonu, Hume tarafndan, kendine neden olandan farkl bir olay olarak deerlendirilir. 'Bundan dolay, sonu nedende ke-fedilemez; ve onun ilk kefi ya da dncesi, a priori, tamamen keyfidir.' (Hu-me'dan direkt alnt yapan, A. N. Whitehead, "The Origins of Modern Science", Science And The Quest For Reality, Ed. A. I. Tauber, Macmillan, London, 1997, s.55) J. Locke' tm bilginin deneyimden kaynaklandn iddia etmitir; ve burada deneyim, akln ileyiini duyumsamas ya da algsdr. fBlg. Locke'a gre iki dncenin uyumluluu ya da uyumsuzluunun algsdr. (W Heisenberg, "The Development of Philosophical Ideas since Descartes m Comparison with the New Situation in Quantum Theory", Science And The Quest For Reality, Ed. A. I. Tauber, Macmillan, London 1997, s.130) Locke'u* bu alm, Hume'un pheciliinde tmdengelim ve nedenselliin ve bir aama sonra amprik bilmin tartlmasna neden olur. (A.g.e., s. 130) Ama teme bilimsel bilginin merulatrlmas sorunsallatrlsa da ya da bu dnre birbirlerinden ayr konumlar alyor grnseler de ortak zellikleri vardr. da, 'akl kullanlmas iin yaptklar andr'. (A. N. Whitehead, "The Orgm of Modern Science", s.68) Kant' bu yaklamlarn bir ortak noktas olarak ' erlendirilir. (R. Solomon, From Rationalism to Existentialism, s. 13-14, >v^ isenberg, 'The Development of Philosophical Ideas since Descartes in ^ parison with the New Situation in Quantum Theory", s. 132) rnein ^' Hume'un pheciliini reddetmezken te yanda bilginin temellendnime rununu sadece filozofun sorunu olup bilim-adamn balanamayacan lar.(R. Solomon, From Rationalism To Existentialism. s. 13) 100 bilimsel metodun ve prensiplerin uygulanmas vastasyla, Hnklnn' doru kullanlmas sayesinde zlemeyecek bir problem olmadna inanlr."341 v t her trl phecilii yok edecek olan, bilimsel bilginin 11 dirilmesi ve merulatrlmasnm mmkn olduunu ka~ ll^der. Bu transandantal (akm) bilgidir. Bu bilgi, Kant'a gre, 1 m ulaabileceimiz nesnelerin bilgisi deil, a priori olan bilgi-348 gu yOua bilginin deneyim yoluyla ortaya kmas zorunlu--u ortadan kalkm olur. Kant bilgiyi, (bilinli) bireyin faklmm' Icvlerine indirger. Bylece, 'bilginin deneyimle balad hak-nda hibir phe yoktur'349 ve duyumsama ve anlama olmakszn bilgi mmkn deildir: "Duyumsama olmakszn hibir nesne bize verilmez, anlama olmakszn hibir nesne dnlemez. eriksiz dnceler botur ve kavramlar olmakszn sezgiler krdr"."350 nsann akln kullanarak zemeyecei hibir eyin olmad-t inanan Aydnlanma dncesi birok ynden eletirilmitir, rnein Adorno ve Horkheimer, 'Aydnlanmann Diyalektinde, modern dnyann zerine ina edildii Aydnlanma d-ncesinin nemli bir eletirisini yapmlardr. Bu yazarlar, ilk taya kan amazn, Aydmlanma'nm kendi kendini ykan niteliinde bulurlar.351 'Aydmlanma'nm insan korkularndan kurtarmak ve insann iktidarn kurmak amacn hedeflediini'352 vurgulayan bu yazarlar iin, burada ortaya konan 'akl' anlay sonludur. 'Akln' sahibi zneler birbirleriyle atr. Ayrca, iorno ve Horkheimer, Bat Aydnlanmasnn akn ve amprik ^&e.,s.ll-12 Analitik bilgi hep a priori olarak burada tanmlanmaktadr. rnein ocuk matematik rendikten sonra iki kere ikinin drt ettii bilgisi, analitik hkm olarak hep apriori olarak kabul edilecektir. Sentetik olarak Kant'n tanmlad eneysel bilgi de apioridir. Heisenberg bunu Kant'n mekan kavramn am-g? olarak tammlamamaktan balayp nasl ortaya koyduunu tartmaktadr, ies ' Heisenberg, "The Development of Philosophical Ideas since Descar-bh R mparSOn Wth the New Situation in Quantum Theory", s. 132 . Ayrca My Ka t' Slomon'From Rationalism To Existentialism, s. 15 Ka t'13" dFekt aktaran' R- Solomon, From Rationalism To Existentialism, s. 16 <lT \ytan ^reia aktaran, R. Solomon, From Rationalism To Existentialism, s. 16 ' Vp orno> M- Horkheimer, Dialectic Of Enlightenment, s.xiii "o'., s.3 101 ego anlayn da bir baka elikili ve ak olmayan tanm tartr. Aydnlanma'nn 'akl', insann evrensel zne olarak ^ dini kurduu ve tm atmalar ortadan kaldrd bir topl ^ hayattan oluur. Bu yazarlara gre, fbu doru evrensellik d ^ cesini temsil eder: Bu, bir topyadr.'353 *Ur Adorno ve Horkheimer, bu yap iinde bireyin toplumsal e leminin nasl ele alnmas gerektiinin kurallarnn da "ak merkezde bulunduu bir yapda ele alrlar. Bireyin eylemi bir k rar mekanizmas iinde gerekleir. Bu mekanizma gemitek deneyimlerden kaynaklanan, zevk/mutluluk' ve 'ac/mutsuzluk hesaplamas olarak dnlr.354 Kant'in ve Aydnlanma dncesinin bireyin aklc-doru eylemi zerine ortaya att dncelerin yansmalar^ birok alanda kendini gstermitir. rnein T Parsons'n eylem kuramnda hedefe ynelen rasyonel birey fikri, tamamen bu erevenin bir devam olarak alglanabilir.355

Bu akl, dnyay zihinsel kartlklarla anlar. Kendi/otek, kent/kr, modern/geleneksel, akl/beden gibi birok zihinsel kartlk zerinden dnr. Yapsalcln, zellikle de Levi-Straussun yapsalclnn, idealizm ve maddecilik arasndaki uzun sren bir tartmay, bir anlamda yeniden ortaya karrken, HegePci bir go-rngbilim yerine, Kant bir tutumu setii ileri srlr.356 nsann temel zellii sembol retmek ve doay kafasndaki temel bilinsiz yap yoluyla dntrmekse, yap hep ayn kalmak yoluyla, ve artk o, aklyla kuran, gelitiren, uygulayan ayr bir tr olarak varsa ve son olarak biz hepimiz bu deimez ileyiiyle akl tarafndan belirleniyorsak, artk ortaya yeni bir soru atlabilir: Bu deimez yapnn glgesinde znenin konumu ne olacaktr? Bu, aslnda, yapsalclk-sonras diye anlan Fransz dncesinin temel sorularndan birisidir. Eletirilen nesneyle Ki, bu akln eletirisidir, zne arasndaki mesafe yok olup gider. C/z-nenin burada yapabilecei tek ey nndeki nesnenin tm oze liklerini kendi zellii olarak grmek ve kendine katmaktr. A.g.e., s.l3 w T. Parsons, The Stncture Of Socal Acton, Free Press, New York, s.43-44 356 A. Akay, Tekil Dnce, Afa Yaynlar, istanbul, 1991, s.33 102 k kendine zg bir varlk deil dzenleyen ve dzenlen-1 ^varlktr. Burada, zne yoktur diyebiliriz, oplumbilimin ileyii de. Bu kartlklar zerinde gerekle-Oncelikle antropolojiye, zellikle de ngiliz antropoloji gele-If- n geliimi ve parasal desteine bakarsak, burada ak bide tekinin smrgelemesinin ne kadar ncelikli bir rol ta-1 grmek mmkndr.357 Malinowski?den ilkellerin erotik yaamlarn okurken de, diyalektik akim eletirisinin yaplmak istendii yapsalc antropolojide de, sonu olarak bu, bizi akln deimez biimine gtrmektedir. lkel' deil ama 'yabanl' kr iei olarak, Levi-Strauss tekini ortaya karr. Yabanllar da geree srtn evirmemi sylenleriyle ve yaptak erdemleriyle insandrlar. Sosyoloji de, benzer ekilde modern kent toplumunu anlamak iin ilevli olabilecek, zmlemesini mmkn klacak kav-mlan kullanmak yoluna gider. Kendi kartlklarn, kavram rtlerini oluturur. retim tarzlarn, tarihsel dnemleri, kenti kr, cemiyeti ve cemaati ayrr. 'Kr toplumunu, tekini, zihin-1 bir tip olarak kurmann' ve zelliklerini aratrmann nedeni, farkn ortaya karmaktr.359 Bu yaptmz toplumbilimle ilikili genel yorumun dnda tutulabilecek yaklamlar elbette ki vardr. D. Frisby, Simmel'in Kant ereveyi eletirisinin, onun kendi toplum anlayn nasl etkilediini ortaya koyar.360 Simmel bu ereveyi u szlerle eletirir: 'Maddeler eer kuvvetler ve enerjilerin sonucu ortaya kyorsa, o zaman kimse bunlar saf zler olarak deerlendirmemelidir. nk enerjinin rn oluklar iin^sona ermi sreler olamazlar, bunlar devam eden srelerdir.'61 o zaman, ne toplum diye homojen btnlk, ne t!^^^ fikri vardr. Etkileimler ve etkileimlerin London^^"151113 ^ bkZ> A> Kuper' AntroPol And Antropologist, R. K. R, _ v-Strauss, Yaban Dnce, ev: T. Ycel, Hrriyet Yaynlar, 1984, Fned Th The Folk SocW> Readings in Antropolog?, Vol:II, Ed. M.N. D Fni ~ S Y> CronweI1 Company, 1971, s.498 Slmme] ^7** Simmel> Tavistock, London, 1984, s.50-51 J' a dlrekt aktaran, D. Frisby, Geor&Simmel, s.50-51 103 ortasnda, sabit olamayan bir konum olarak sosyallikler mak durumunda olunacaktr. Bu etkileim formlar da ^ olarak nitelenemez. Ancak bu bir istisna olarak ele ah ^^ Genel eilim olarak, sosyoloji de zihinsel kartlklar yo5 lanan insan bilimleri dallarndan bir tanesi olarak deerlend' bilir. Buna gre, Simmel'in zmlemelerini 19. yzyl son *C ortaya kan krizin gerek felsefi, gerekse de toplumsal an r* olarak ele alnmaldr. 3 Bu kriz, 1890 ve 1920 yllar aras yzyl sonu (fin de siecl ve dekadans kavramlaryla rten dnemin buhran olarak el alnr. Bu dnemde bilinle balantl estetik-sanatsal bir kri ortaya kmtr (naturalizmden davurumculua doru bir geiin oluumu). kinci olarak, doa bilimlerinde ve matematikte baka bir krizin olutuu fikri ortaya atlr. Bu Einsteinc yaklam yoluyla eski bilim anlaynn tartlmas olarak deerlendirilir. nc bir kriz toplum anlaynda ortaya kar ve bunun en nemli temsilcilerinden bir tanesi olarak Simmel'in toplumbilim yaklam ortaya konulur. Drdnc kriz, edebiyatta ortaya kar, yaam ve sanat arasndaki farkn tartlmasyla rtu-trlr.362 Beinci bir buhran eii olarak ortaya atlansa Freud'un analizleridir. Bu, A. Mengill tarafndan, Freud'un farknda olmakszn 19. yzyl sonunu burjuva kimliini tartmaya amas olarak deerlendirilir. Sonuncu kriz noktas, tarihin dorusal olarak aklcl bir sona ilerledii dncesinin yklmaya balamasyla ilintilidir.363 Bu kriz dncesi zerine en youn tartlabilecek isim olarak karmza Nietzsche kar. Mengill'in tartmasna benzer biimde, B. S. Turner ve G. Stauth'da modern toplumun ve kltrn buhrann 'nostalji' kavram zerinden ele alrlar. Bu iki yazar iin Nietzsche'nin tanrnn lm anlay, modern krizin ve evsizlik dncesinin bir paras olup, bu krizin niteliin111 2 A. Mengill, Prophets Of Extremity: Nietzsche, Heudegger, Foucault, Dem s.113 104 . 364 nda nemli rol oynamaktadr/0'' Marshall Berman da alma ^ pisnl ykmn dncesi erevesinde ele alr

ve cjern g ^yike ve imkanlarn, ayn ve tekinin, zaman ve odern g^ jnsanlar etkileyen yaam deneyimi olarak tartr. llC n'a gre, modern olmak; ^CXM cera, g, nee> getime> dnyann ve kendimizin dn- vaad eden bir evrede kendini bulmak demektir. Ve bu m\ zamanda biz olan, bizim olan ve bildiimiz her eyin ykl-a akla tehdit edilmesi demektir....Modem olmak demek, Mann syledii gibi 'kat olan her eyin buharlap havaya kart'bir evrenin paras olmak demektir."365 Bu modern deneyimi en ar eletiren dnr Friedrich Ni-etzsche'dir. Aydnlanma dncesinin eletirisini yapar ve akln' buradaki konumuna ciddi eletiriler getirir. Nietzsche modern ktmserlii modern dnyann gereksizli-min davurumu olarak tanmlar.366 Bu, ktmserlik nihilizmin :mel biimi olarak deerlendirilir.367 Delilerin, anaristlerin, ulularn sayesinde snflarn varolduunu iddia eden Nietzsc-c'ye gre bunlardan dolay ('bedeni' olmayan) modern toplum hastadr. Bu hastalk modern ahlakn, modern hayalgcnn ve bilmin iinde derinlere yerlemitir.368 Bu modern toplum eletirisinin, zellikte, Weber ve Simmel zerindeki etkisi olduka tartlan bir konu haline gelmitir. Bunun nedeni yalnzca modernlik karsndaki tavr deil, insan gereini ele al tarz olarak deerlendirilmelidir. Nietzsche birok farkl neriyle karmza kmaktadr. O, ahlaki deerler yerine doal deerle urar. Buna 'ahlakn doallatrlmas' adn verir. Toplumbilim ye-nne^geecek olan, 'basknn biimlerinin kuramm' ortaya atar. G. Stauth, B. S. Turner, Nietzsche'nin Dans:..., ev: M. Kk, Ark Yaynlar, Ankara, 1995, s. 2-3. Turner ve Stauth'un nostalji'-yuva zlemi olarak ortaya koyduklar ereve Heidegger'in 'evsizlik' (homelessness) dncesini andran ^br yaklam oluturur. (M. Heidegger, "Letter on Humanism", s. 243) ^ M. Berman, Ali That Is Solud Melts Into Air: The Expenence OfModernity, s.15 F- Nietzsche, The Will To Power, ev: W. Kaufmann, R. J. Hollingdale, Ed. ^7 W. Kaufmann, Vintage Books, New York, s.23 ^.,s.ll yA'8-e, s.31-32 Ornein bkz., B. S. Turner, Max Weber: From Histoy To Modernity, Routled-ge' London, 1992, s. 184-208 105 Bu, para ya da btn olarak kltrel kompleksi incelem deflemektedir. Epistemoloji yerine etkilenimlerin perspektf ram, metafizik ve dinin yerine 'ebedi dn' fikrini ne Nietzsche'ye gre, dnya biz onu mantksal 371 , yp dolay mantksaldr.371 Nietzsche, daha sonraki dnemde q Heidegger gerekse de Derrida'mn yaklamlarn etkileyen h tutumda dilin ve 'akln' ilevini ele alr: lr "Mutlak zm.- Akla inanrz; fakat bu gri kavramlarn felsef sidir. Dil, en naif nyarglara baldr. Yalnzca dil biiminde dndmzden ve bu nedenle "akln" "ebedi doruluuna" inanmamzdan eylerin iinde ahenksizlik ve sorunlar grr olduk. Dilin snr altnda eylemeyi reddettiimiz zaman, dnmeyi de terk ederiz; bu snrn bir limit olduundan phelenmeye ancak ulatk. Rasyonel, dnce kenara atamayacamz bir emaya gre yo372 rumlamadr."' Nietzsche insann gerekliini ele alrken, duygu ve hislere nemli bir yer verir. Doa/kltr ilikisinde insann evriminin her dneminde teknoloji yoluyla doay dntrnn, ayn zamanda kendisinin de dnmesine yol atn iddia eder. Her dnemin Nietzsche'ye gre, fiziki bir insan ideali, zgn bir ka-rektorolojisi ve bunlarla ezamanl olarak yeni bir bedeni vardr. Bedenlerin birlikte varolularm da u ekilde ele alr: "Her beden bulunduu mekann tamamna egemen olmaya ve gcn gelitirmeye, sonra da uzamna direnen her eyi ite kaka uzaklatmaya aba gsterir. Ama bu aba srekli olarak obur bedenlerin benzer abalaryla kar karya gelir ve bunlarn arasnda kendisiyle yeterince ilikili olanlarla bir dzenleme ierisine girer. Bylece iktidar iin elbirlii yapar. Ve sre byle devam eder".313 Burada genetik yap, evre ilikisi ve yeniden retim ereve'70F. Nietzsche, The Wll To Power, s.255 mAg.e., s.283 A.g.e.,.2&3 Nietzsche'den alnt yapan, G. Stauth, B. S. Turner, Nietzsche'nn Dans s.213 106 hemen bir sosyal darvvinizm grebiliriz. Ama Nietzsche, >n .' mi temelinden kabul etmemektedir. Uyum salayann jarwn ^ ettirecei dncesi ona gre yanltr. Dejenere turun turunu devam ettirmesi sz konusudur. Batl trnn de-0alU bir anlamda, bedende oluan, organizmada oluan g

enciyl salar. Adorno ve Horkheimer, bedeni, daha sonraki dnemde, Fo-lt'nun da yapt zmlemelere benzer bir adan ele alr-u Qnafa gre, Avrupa'nn iki tarihi vardr. lki iyi bilinen yazl rih kincisi ise yeralt tarihtir. Bu ikincisi, insann uygarlk ta-afndan bozulmu ve yerinden edilmi igd ve tutkularndan oluur. Hristiyanlk bedeni et ve eti de gnaha giden bir yol olarak deerlendirir.374 Beden Hristiyanlkta olduu gibi, kapitalizmde de hem sevilir hem reddedilir. Beden bir yandan aalanrken te yandan nesnelemi, yasaklanm yabanclam ey olarak arzulanr. Beden Ru-hun-kultrn iinde, doann kltrn iinde olduu gibi, kontrolnn mmkn olduu kans hem Hristiyanlk hem de kapitalizmde temel anlaytr. Adorno ve Horkheimer'a gre insanlar, bedenlerinden kaamazlar ve onu yok edemediklerinden onun emirlerine uyarlar. Michel Foucault: Pasifletirilmi ve Disiplin Edilmi Beden Bu temalarn bir ou Foucault'un almalarnda da kendini gsterir. Foucault'nun kiinin kendi bedeni karsndaki konulu, baka bedenlerin ve toplumun karsndaki konumu nedir? sorusuna, yneldiini syleyebiliriz. ktidar-bilme-zevk dzlemlerinden, gnmze gelene kadar oluan sylemleri ele aln, Eerek cinsellik ve delilik, gerekse de cezalandrma mekanizmalarn ele almnda, 'analiz ve resimleme el ele giderler ve bize f10 m&ro-fiziini ve bedenin siyasal ele geiriliini gsterir^ Adorno, M. Horkhemer, Dalectc Of Enlghtement, s.233 Deleuze, Foucault, ev: S. Hand, Unversty of Minnesota Press, Mnne-pohs, 1990, s.24 107 Foucault'nun zmlemelerine yaklamak iin, onun d' erevesini oluturan eksenleri anlamak gerekmekted Ce Akay, Foucault'nun yaptlarnn btnsel bir erevesini ac " ^ karr. Bu nedenle, dnrn kitaplarm zerine kurduu ^ senin adn koyar. Bunlar, bilgi (gerek), iktidar ve zevktir376 p kavramlar kanlmaz biimde gndelik yaammza szm k U ramlardr. Bir yanda bilgi (ve gerek), te yanda iktidar ve h eyden daha fazla hazz merkezine alm bir toplumsal durumr/ zevk, kanlmaz olarak gelip tm gndelik eylemlerin merkezi oturur. Tam olarak bu eksenlerden hareketle, Foucault dnce erevesini oluturur. Bu noktada Akay, Foucault'yu feminizm ve post-modernizmle ilikilendirmeye alan yaklamlardan uzaklaarak, onun modern ynn ele almay amalar. Foucault gnmzde birok alandaki tartmann merkezinde yer alan iktidar, bilgi (gerek), kavramlaryla urar. Genel olarak, zihnimizde canlanan grntnn aksine, Foucault, devleti merkezine almayan ve iktidarn ekilsiz olduunu iddia eden nemli savyla karmza kar. Bundan hareketle ilk olarak mikro iktidar biimleri ve kavramn ortaya atmtr: "Her tarihi oluum kendi iktidar ve direnme biimini ortaya kartr. Eski direnme gleri ve odaklar ile, yeni tip iktidar ile mcadele etmek, kaosu yaratr. Yeni iktidar biimlerine yeni direnme biimlen, yeni znellikler gerekmektedir."311 Bedenin biyolojik varoluunun tesinde, g ilikilerinin merkezinde beden yer alr. Bu cezalandrmalarn stndeki, iktidarn g ilikileri yoluyla bedenin 'stnde, evresinde ve beraberinde ruh retilir. Ayrca o, gereklie sahiptir ve siyasi anatominin arac, yansmasdr. Cezalandrlan, o deildir'. Eski deerlendirmenin aksine, Foucault'ya gre, ?ruh, bedenin hapishanesi-dir'.378 Modern dnemde ise darya kapatma, zgrlklerle ruhlarn hapsedilmesi sz konusudur. Foucault bu dnemi bio-politik kontrol ve iktidar a olarak ele alr. A. Akay, Foucault'nun da alan hapisane' kavramn ele 176 A. Akay, Michel Foucault: ktidar ve Direnme Odaklan, Balam Yaynlan, istanbul, 1995, s.8 177A.g.e., s. 131 G.Deleuze, Foucault, s.36 108 XX Yzyl'm nasl bir zgrlk hapisanesi gelitirdii afa h duruyor. Okulun, tmarane ve hapisanenin ie yaraman de darya kapatmak, modern ruhlarn kontrolnn yeni ^' larak ortaya kar. 'Burada artk iktidar ne bir devlet ne de A^r '379 Demokrasi ise, burada, karmza kendi kendine arUlttaU1' .. . 380 r snr verme rejimi olarak kar. Avnlk ve tekilik kategorileri her dnemde oluur. Fouca-klasik olarak adlandrd, 17. yzyl ve Fransz htilali ara- daki dnemde, tekinin bedeniyle, dncesiyle karanln ta dii oiduunu vurgularken, ayn olann aydnlk olduunu temektedir. <$5yiem ve m) bedenden ayrlr. nsan bedeniyle ilgili bilgiler dardan bakla ilikilidir. Btn tp anlay anatomiye dayanmaktadr. nsan vcudunun d grntsnde son bu. 381 hr. Klasik epistemede eyler, maddj olan dnceden kelime ve zneden ayrlr. Bu ekilde, bir anlamda bedenlerin kapatlmas ayrtrlmas gereklemi olmaktadr. 18. yzyl sonu ya da 19. yzyln banda Foucault bedene ac ektirmeye dayal olan cezalandrma sisteminin yok olmaya baladn bize gstermekte-dir.382 Foucault'ya gre, modern dnemde, bu ayranlarn kesimesi sz konusu olacaktr. Modern dnemde de'herkes,

her eyi konuma hakkna sahip deildir. 'Nesnenin tabuluu, kouldaki ayinsellik, konuan znenin ayrcalkl ve salt kendine zg konumu bu dnemi belirleyenlerdir. Yasak parmaklklar, politika, cinsellik, delilik evresinde kurulmutur'.383 nmzde artk, zenginlik, verimlilik ve sinsi gten ibaret bir doruluk istenci nem kazanr. Sylemin ne olduu ve ne yaptna baklmaz. Bir sylemin iinde bulunmak doru ya da yanl olmaktan gemez sadece doru izgide olmaktan geer. Foueault'a gre modern dnemde de, ayinlerden kurtulmak mmkn olmamtr. A. Akay, Michel Foucault: iktidar ve Direnme Odaklan, s.59-60 :SMUsh' Socology of Post modemisin, s.57 M Foucault, Hapishanenin Douu, ev: M. A. Khbay, lirie Ktabev, 1992, ^1 Foucault, Sylemin Dzeni, evrT. lgaz, Hil Yaynlan, stanbul,1987, 109 Nietzsche'de g istenci bedenlere bal ve bedene ' dir. Foucault'da bilme istenci, g istencinin yerini ala u^ denlerin, toplumsal retmek iin ayrmasna neden olu * yalleme srecinde cezalandrma pratikleri bir hafza olusu S neden olur, bu sadece cezalandrlanda deil, tm toplumd ^ ur. Aslnda; bu mekanizma tm bireyleri belli kalplar alt U tutmaya ynelik dller ve cezalar kmesidir. Tm noktalardan geen ve disiplin kurumlarn her an d netleyen srekli cezalandrma, kyaslamakta, farkllatrmak hiyerarik hale getirmekte, dlamaktadr.'?S4 Davran kalplar nn belirlendii, hiyerarinin olutuu bu dzlemde temel ama normalletirmektir.385 Modern tp anlaynda yeniden retimi katlmak zere bedenlerin normalletirilmesi ve hareketlendin] mesi sz konusudur. Beden bir lde sylemin merkezine otu rurken, kelimelerin eyler zerindeki egemenlii azalr. Bu srete oluan hafza 17. ve 18. yzyl'larda direk olarax bedene eziyet etme, ac ektirme yoluyla ilerken, modern donemde dlama, yalnz brakma mekanizmalar harekete geer Direkt ac ektirme yerine ruha hitap etme, iktidarn szn eline gemesi sz konusudur. Foucault cezalandrmay, bedenin siyas teknolojisinden balayarak, karmak bir toplumsal ilev, siyasal bir taktik, ceza hukuku ve bilimsel bilgi ilikisinin iinde incelemitir. Foucault ruha hitab eden modern oluumun, tarihsel dnmlerle ilikisini inceleyerek, insann 'bilimsel statl bir sylemin znesi olarak nasl olutuunu' zmlemeyi amaladm bize syler. Her ne kadar modern dnemde daha yumuak yntemler olsa da, cezalandrmann anlalmasnda, bedene politik ekonominin iinden baklmas gerektiini vurgulamaktadr. Ona gre cezalandrma ne biimde olursa olsun sz konusu olan bedenin ce-zalandrlmasdr.386 Deleuze, Foucault'un yaklamm ele alrken, homojen olmayan iktidarn ancak, getii zel noktalarda tanmlanabileceim WM. Foucault, Hapishanen* n^ e., s.28-30 110 temektedir.387 G. Deleuze ve F. Guattari, Foucault'nun K S | mesinde ok ileri gitmesini salayan eyin, mevcut olan T? aygtndan kaynaklananlar, basit olarak grmeyi reddet-lmasnda bulurlar.388 Bu noktada Foucault hastaneden, ha-lU eve okula ve modern iktidarn tm disipliner oluumlarna Ps Yfc Nietzsche'den dn alp, zmlemesinde kulland a kutuklkle, bu zmlemeyi mmkn klyor. Soy (Herin nft) kendini bedenle balar, beden ve onunla ilikili her ey vun (Hernkunft'un) alanna girmektedir. Soyun analizi olarak Soykutu bu erevede tarih ve bedenin kesime noktasndan kaynaklanmaktadr.389 Tarih tarafndan yok saylan ve onun yp-ratclna braklan bedenin ortaya karlmas temel ereveyi oluturmaktadr. Beden ilevsel aktif, bilinli bir aktr ya da nedensel ilikiler iinde zayf bir eleman mdr? Nedensellik bir efekt olup bedeni pasif bir hale mi sokmaktadr? Beden, Foucault'nun soyktn-de butunleememi bir para olarak karmza kar; zerinde saysz pratiklerin etkili olduu bir para. Beden, diyetler, spor, alma ve dinlenmeyle, toplumsal deerlerle tarihin ypratcl-na terk edilen eydir.390 Gilles Deleuze: izo-dinamikler Deleuze ve Guattari iin, 'Anti-Oedipus'(Kapitalizm ve izofreni) adl kitaplarnn banda syledikleri ekliyle, insan bedeninin her organ bir makinedir; yeme - makinesi, anal - makine, konuma - makinesi, nefes alma makinesi; eher organ-makine m bir enerji-makinesi; her zaman akmlar ve kesintiler' sz konusudur.391 Bunlar metafor deildir, gerektir. Burada artk ne insan, ne de doa kalmtr; yalnzca birini di-gcnninjinde reten ve makineleri birbirlerine balayan sreG Deleuze, Foucault, s 25 19^eJeUZe' RGuattan' On The Line> ev: J- Jonston, Semiotex(e), New York, M Foucault, "Netzsche, Geneology/History", The Foucault Reader, Ed. P. abmow, Pengum Books, London, 1991, s.82 ^ eleuze, F Guattari, Anti-Oedipus: Capitalism And Schizophrenia, ev: eem ve dierleri Universty of

Minnesota Press, Minneapolis, 1990, s.1-2 111 ten sz edebiliriz; Deleuze ve Guattari'ye gre geride " dars, kendi ve kendi-olmayan kalmaz. nsan-doa ISl Ve ri-doa, toplum-doa ilikisi iinde kurulan ve onlarn' av ^ dan sorumlu olduklar, retim, datm ve tketim gibi ln bamsz alanlar da ortadan kalkar. Her ey retimdir- ur t" retimi, datmn retimi, tketimin retimi; bunlarn heps"^ m ve tek bir srecin retimidirler. ^ Beden nasl tanmlanr? Bu soruyu Spiroza iin soran G n leuze, cevabn bize hzl bir biimde vermekte, hareket ve di lenme ilikisi ve partiklerinin hzlar ve yavalklaryla tanml nr. 'Kresel biim, zel biim, organik ilevlerin hepsi hz ve yavala baldr'. Bu tanmn iine ikinci bir nerme daha eklenmektedir; o da, etkilenim ve etkileme kapasitesidir.392 Deleuze, "Nietzsche ve Felsefemde bedenin ne olduu sorusuna yukarda Spinoza iin verdii yanta benzer biimde, u ekilde yant verir: "/fer kuvvet, baka kuvvetlerle ilikilidir ve ona uyar ya da emi, verir. Bedeni tanmlayansa basklayan ve basklanan kuvvetlerin bu ilikisidir."*9* Bask altnda olan ve basklayanm bulutuu nokta beden olarak karmza kar. Bedenin kavramlar, kategoriler, dil, dnce dnda, dier nemli bir kavram olarak karmza kan, fantazilerle eylemlerini gerekletirmesi sz konusudur. Deleuze iin, fantaziler birer yanlsama, hayal, d ya da gsterenler olmaktan karak, maddileirler; gerektirler. Ska 'gerek' szn vurgulamak zorunda kalyoruz, bunun en temel nedeni Deleuze ve Guattari'nin, Lacan'mn konumuna ters bir konumdan yaklamlarn gelitirmeleridir. Bir anlamda arzu, Freud'un libidosunun yerini alr ve arzu, id tarafndan yaylan enerjilerden oluur.394 Lacan'a (ve ayrca C. Levi-Strauss) ^92G. Deleuze. "Ethology: Sipinoza and Us", Incorporations, Zone 6, Uzone Inc. New York. 1992, s.626 WG. De\zu/e,NietzscheAndPhlosophy, Colombia Un. Press, 1983(1962). s 4 w Bu tartma iin bkz., S. Lash, Socolog} Of Postmodetmzm, s 66-7, ayca ^ ^ can'n bu ego ve znenin oluumu ile ilikili psko-dramas ve eletirisi bkz.. L. Ferry, A. Renault, French Phulosophy Of The Svcties. An Esscv n < tihumanism, s. 190-8 112 vamlhk, sembolik dzenin iinde var olabilmek, belli rolve riteUerin renilmesi yoluyla salanr. ocuklar pre-dipal, ayna ve dipal aamalar geerek bu bolik dzenin iine girerler. lk aamada ocuk, annenin be-SCm n nerede bitip, kendisininkinin nerede baladn bilemez. a aamasnda ego oluumu balar. ocuk kendi ile yetikini ' SIatnr-395 Fallusun varl, ona sahip olmak ve babayla ken-.. ozdelerme, nc aamada gerekleir. Semboliin bizi havaliye ve hayali karmaann da bizi yapya gtrecei dnce-*ne Deleuze ve Guattari katlmamaktadr. Burada ne 'kriz-olarak-oeidipus ve yap-olarak-oedipus' ne de sembolik ve hayali olan arasnda bir fark yoktur. Gerek ayrm arzula-nan-uretimi oluturan makinasal eleman ile hayali ve semboliin yapsal btn arasnda gereklemektedir.396 Arzunun iinde hibir ey eksik deildir. Onun nesnesi eksik deildir. zne arzunun iinde kaybolur ya da arzunun sabit bir znesi yoktur. Fantaziler bedenin yaamak iin girdii mcadelede, kendinde oluan arzular olarak ele alnr. Kapitalizm haz reten bir haz makinesidir. Toplumsal retim tam anlamyla ar~ zulanan-retimdir\ Yalnzca arzu ve sosyal vardr; ve baka da hibir ey yoktur.397 Her ne kadar beden sylemin, szn gbeine oturarak nemini artrsa da, bizi modern toplumda, varl cinsellikle kefetmeye ynelen, arzulayan zne temasna gtrecektir. Arzu burada gcn klesi niteliini tamaktadr. Arzu temasn; Deleuze de, Foucault gibi modern toplumu anlamakta nemli bir yere koyar. Deleuze arzuyu, Nietzsche'nin SU istenciyle ayn tutma eilimindedir. Burada sadece biyolojik ir mcadeleden ok arzulanan-makineler, organsz bedenler ve dr^ereyesinde figrler, fantaziler ve sabit olmayan zne gibi ^jT~-------------------------urada belirtilmesi gereken bir dier nokta ise, ayna aamasn fallusu olmamas nedeniyle kz ocuklarn geememesi ve sembolik dzende bu anlamda s223 2 amalandir' BU tartlma ^in bkz< T' Rosmane> Feminist Thougth, m f v BU noktada' J* Kristeva'nn ikinci bir stratejisi ortaya kar; eksikl-arknda olmak, zaten sembolik dzen iinde olmay, konum almay gerekL 92) l : CapitalismAndSchizophrema, s.82-83 113 temalarla Deleuze'n beden anlaynn daha karmak olduunu ve Foucault'nun disipliner, baskc pratiklerle

kontrol edilen pasif beden gzleminden farkl bir noktaya yneldiini grmekteyiz. Burada beden etkilenme ve etkileme kapasitesi olan, sosyal bir beden nitelii tamaktadr. Nietzsche'nin tanmlad ekliyle 'znenin yklemle balantl olduu, Avrupa dillerinin pragma-tik yapsyla, zellikle ilikili insan olan',398 bireyden farkl bir bireyi nerirler. Foucault'nun da syledii gibi Deleuze ve Guatta-ri'nin izo-analizi, dayatlan sabit bir zne konumundan baka bir eyi nerir:399 Kapy arpp dar kmay, izofrenik bir ak hava gezintisini.400 Gerek Foucault, gerekse de Deleuze, Nietzsche'nin soyk-tksel zmlemesini ileriye tamlardr. Burada, Deleuze iin doruluun, yapnn ve sabit bir znenin her trl diyalektik aramas temasndan ok 'deerlendirme, karmlama ve deneyiminin'401 nem kazandn ve kavramlardan, kuvvetlerin ve basknn farkllaar biimlerine bir bakn, farkl bir Ni-etzsche yorumunun sz konusu olduunu grmekteyiz. Bununla birlikte sormamz gereken soru, Nietzsche ve Foucault'nun soyktksel zmlemelerini, Deleuze'n izo-analizini nasl toplumbilimsel bir ereve iinde ele almamz gerektiidir. Deerlendirme: Sosyoloji, Nietzsche, Foucault, Deleuze Balang olarak, tarihin kesintisiz olduunu ve toplumun dorusal bir geliim iinde ilerledii dncesine eletirel bakmak gerekmektedir. Nietzsche'nin toplumsal/toplumbilimsel teG. Stauth, B. S. Turner, Nietzsche'nin Dans:.,., s.210 *" M. Foucault, "nsz", G.Deleuze, F.Guattari, Anti-Oedipus: Capitalism And Schizophrenia, iinde s.xi-xiv 400 G. Deleuze, F. Guattari, Anti-Oedipus: Capitalism And Schizophrenia s.2 401 E. Behler, Deleuze'n Nietzsche yorumunun zgnln vurgularken, zellikle sorulan sorunun "Ne ?" olmaktan kp, "Kim ?" sorusuna dntn vurgular. En dikkate deer noktann ise Nietzsche zmlemesinde, diyalektik anlam ve yntemin en kk krntsnn dahi reddediliidir. E. Behler, Conf-rontations: Derrida, Heidegger, Nietzsche, s. 79 114 ori iinde dnlmeye baladn grmekteyiz.402 Ama bu ura, geleneksel teorinin ilerleme olarak grd dnmleri, tfietzsche'nin rme (dekadans) olarak deerlendirmesi nedeniyle zorluklar iermektedir. Nietzsche'ye gre: "Bilimin idealleri bile derinden, ama ayn zamanda bilinsizce dekadansdan etkilenmitir; sosyolojimiz tm bunun ispatdr,.. O, yalnzca toplumun rmesinin biimini bilir ve kanlmaz olarak, sosyolojik yarglarn normlar iin, rmenin kendine ait igdsn alr."40 Toplumbilim de, Nietzsche iin, rmenin niteliklerini tamaktadr. Rasyonellemeyi znelliin yok oluu ve kltrel homojenleme olarak grmek ve burada rmenin tespiti, aslnda, sosyolojik teorinin iinde yer alan temalardr. Weber'e gre, modern toplumda insan hayatn belirleyen teknik ve ekonomik koullar ?en son kmr tanesi yanana kadar' belirleyiciliklerini srdrmeye devam edecektir. Weber modern toplumda rasyonel-lemenin sonucunu zgrln gereklemesi olarak deerlendirmez.404 Benzer biimde Adorno ve Horkheimer da modern hayatn iinde bireylerin kendilerine verilmi ruh ve bedenle, 'umutsuz kurbanlar' haline dntklerini iddia etmilerdir.405 Rasyonalite ve modern bireyin deerlendirmeleri nda grebileceimiz gibi modern sosyal teori iinde Nietzsche'nin yapm olduu yorumlarn benzeri yorumlar bulunmaktadr. Nietzsche ve sosyal/sosyolojik kuram arasndaki iliki gnmzde tartma402 M. Weber, kiinin entelektel ciddiyetinin Nietzsche'yi (ve Marx') ele alndan llebileceini vurgulamtr. Weber'den alnt yapanlar; R. J. Antonio, "Nietzsche's Antisociology: Subjectified Culture and The end of History", American Journal Of Sociology, Vo: 101, No.l, July 1995, s.3 ve B. S.,Turner, "Preface to the Second Edition of Kari Lwith's Max Weber and Kari Marx", Max Weber & Kari Marx, Ed. T. Bottomore & W. Outhwaite, Routledge, Lon-don, 1993, s.2 Nietzsche'den alnt yapan, R. J. Antonio, "Nietzsche's Antisociology: Subjectified Culture and The end of History", s.5 404 M. Weber, "The Spirit of Capitalism and The ron Cage", Social Theory, The Multicultral And Classic Readings, Ed. C. Lemert, Westview Press, 1993, s.113. R. Bernstein, "Introduction", Habemas & Modernity, Ed. R. Bernstein, The MT Press, Cambridge, Massachussetts, 1991, s.5 405 j ^ Adorno, M. Horkheimer, Dialectic Of Enlightenment, s. 120. Adorno ve Horkheimer'a gre kitlesel retim ve onun kltrnn etkisi altndaki birey kendini, "bir ey, statik bir eleman, baar ya da baarszlk olarak tanmlar". A.g.e., s.28 115 ya alrken, ayrca modernite ve aydnlanmay eletiren yaklamlarn da deimez temel hareket noktas olarak karmza Ni-etzsche kmaktadr.406 M. Foucault'nun yaklamnda G. Tarde ve onun mik-ro-sosyoloji ynteminden etkilendii dnlmektedir. zellikle geleneksel tarih anlaynn ve toplumbilimsel zmlemelerin darda tuttuu alanlara ynelmesi, 'kk insanlar, kk bulular ve kk fikirlerle ilgilenen' Tarde'a bu anlamda yaknlatn gstermektedir. Foucault'nun soyktksel zmlemesi bedeni merkez alrken, tarihi dta tutmamaktadr. Yalnzca kesintisiz, devamllk ieren bir anlat olarak tarihin, burada, yeri olmad aka grlr. Foucault'nun sosyolojiye katks dnda brakt ya da ilgisini snrl tuttuu beden ve nfus sorunundan

hareketle, mik-ro-iktidar mekanizmalarnn nemini ve rasyonelleme ile bedenin kontrolnn nasl nemli bir olgu olarak olutuunu gstermesi olmutur. Ayrca, Avrupa'da hzl kentleme, nfus art ve beraberinde gelen pratik sorunlarla ilgili oluumlar erevesinde sosyolojinin ortaya k srecini de sorunsallatrmtr.408 rnein, tp ve sosyoloji ilikisini aka ortaya koymutur. Foucault, burjuvazinin kendine zg bir beden ve cinsellii oluturmasnn ilk ii olduunu ve 'kendisine g, lmszlk ve bir cinsellik tertibat oluturmak yoluyla bu bedenin yzyllk oalmasn salamak olduunu' syler. Ona gre snf bilincinin ilk biimlerinden bir tanesi, bedenin evetlenmesidir.409 Foucault burada aklamaya altmz birok nedenden tr, bir beden sosyolojisi zmlemesi dnldnde kendisine nemli bir yer tannmas gereken bir dnrdr. 406 Nietzsche'nin Frankfurt Okulu, Weber, Freud ve Simmel'n yaklamlarna etkisi B.S. Turner ve Stauth tarafndan ikna edici biimde ortaya konulmaktadr. rnein, bkz., G. Stauth, B. S. Turner, Nietzsche'nin Dans:..., s.31-44. Aydnlanma eletirisi yapan dier yaklamlar Nietzsche ile olan ilikisiyle ilgili olarak, bkz., R. J. Antono, "Nietzsche's Antisociology: Subjectified Culture and The end of History", s. 1-4 407 A. Akay, Foucault: ktidar ve Direnme Odaklan, s. 29-30 408 M. Foucault, Power/Knowledge, Selected Intervews And Other Wiitings 1972-1977, Ed. C. Gordon, The Harvester Press, Brighton, 1980, s. 151 409 M. Foucaut, Cinselliin Tarihi 1, s. 130 116 Deleuze'n (ve Guattari'nin) izo-dinamiini oluturan beden, arzulanan-makineler, organsz bedenler modern hayatta cisimlemenin karmak yapsna, bedenin yzeyinde oluan f anta-zilerin ve makinesel oluumlarn izdmdr. Beden burada hi olmad kadar toplumsaldr. Etkiler ve etkilenir. Deleuze bi-zi? yersizyurdsuzlam, sabit olmayan tanmyla, srekli hareket halinde olan, kaybolan, oalan zne anlayyla, kar karya brakr. Deleuze, Nietzsche'nin Tanr'mn lm temas ve Fouca-ult'nun insann lm temasndan sonraki insanm biiminin, ne insan formu ne de tanr formu olmayacan sylemektedir. zellikle B. S. Turner, Nietzsche'nin pesimizmini toplum kuramnn iindeki nemini ortaya karma eilimi iine girmitir.410 Bunun temel nedeni, Nietzsche'nin gzlemledii buhrann artarak tm toplumsal ve kltrel yaamda hala varolmasnda yatmaktadr. 410 Nietzsche'nin toplumbilimin kurucular zerine etkilerini vurguland yer olarak, rnein bkz., G. Stauth, B. S. Turner, Nietzsche'nin Dans:..., s.4 117 lizinde nemli bir yer tanrlar ve toplumsal eylemin tem bedenin olduunu vurgularlar. In^e Fenomenoloji ve Antropolojide Beden Anlay Akl-beden, ruh-beden kartlklar felsefi balamda me \c bir konumdadr. Bu konumun kayna, akl-beden ve ruh-bed^ kartlklarnn, felsefenin temel sorularndan olan insann ne T duu ve nasl bir dnyada yaad gibi, problemlerle balanth olarak ele alnmasnda yatar. Akl-beden kartln, ayrca rek metafizik gerekse de etik tartmalar erevesinde de deer lendirme eilimi vardr. unku, insan doas zerine yaplan her tartmann, kanlmaz olarak, akl-beden ve ruh-beden kartlklarna deinmek durumunda olduu iddia edilir.4n 17. yzyldan balayarak, bedenin tum anatomik ve ilevsel zellikleri genel bilimsel kurallar tarafndan anlalabilen bir nesne olarak, bilimin ona atfettii biimde tanmland sylenir Buna verilecek en nemli rnek, Descartes'tir. Descartes, Varm' nermesinin doruluunun ancak akl tarafndan alglandnda doru olduuna iaret eder; beden ise burada, 'tanmlanabilir konumu, dzenlenebilir ekli olan ve uzamda yer kaplayan' ey olarak tanmlanmaktadr. Burada beden, 'bacaklar, eller, yuz ve uzuvlarn mekanik yaps olarak tanmlanm olur.412 Beden, dier fiziki nesnelerden temelde farksz bir baka nesne olarak kabul edilmitir Beden, Kartezyen terimlerle res extansa'nm yani d dnyann bir parasdr.413 Akl ise res cogitans'tr, yani dnen eydir. Burada artk soz konusu olan, mekanik bir beden tanmdr. Beden bir makine olarak deerlendirilir, ya da en azndan beden hareket eden bir makine olarak tanmlanr. Bu karlatrma aslnda daha eski dnemlere uzanr; bunu G. Canguilhem u biimde aklar: "Her ne kadar * hareketle'(movement) ilgili tanmlar farkl olsa da, gerek Ansto gerekse de daha sonralar Descartes, beden ve makineyi kyasladklanda ks de ayn noktadan balar Yan 411 Bu tartmalara bir rnek oJarak bkz, K Campbell, Bodv And Mnd, Unner-sty ot Ntre Dame Press, Indana, \ 984(1970), s 9 412 R Descartes, Medatons On First Phlosophy, ev J Cottngham, Cambrdge Unvesty Press, New York, 1993, s 17 4n D Leder, The Absent Body, The Umversty of Chicago Press, Chicago, 1W, s5 120 an enerji kaynana baml, mekanurt^ paralardan olu-n Ju Bu mekanik anlay iinde insan, egemecn^nligini hibir do8al At olmamasyla salar. Tum doa ve ya,mam formlar> kendisi insann hedeflerine ulamas iin bire-e* ara?tr ve Canguil-^m'e gre: <Bu, insan bedeni de

dahil olnikl^ak uzere> mekanik Modelin nasl merulatrldm gsterir; Dc^escartes'ta insan be- bir makine olarak deerlendirilir, a ^ Bu baglamda> ^hfaklj-beden ayrm tartmasnn snrlar^mm genilii ortaya km olur. Aktr ki, Descartes'm ele altold noktadan, yani Kartezyen pencereden bakldnda beden, s^ sadece bir aratr ve Tanr tarafndan biimlendirilmitir'.416 Bu Kartezyen dualizme, fenomenoloji e e*1 nemli eletirilerden bir tanesini getirir. Fenomenolojinin oner^111^ temsilcilerinden bir tanesi olan M. Merleau-Ponty iin bedeni^ Kartezyen tanmn dna taan anlamlar ifade etmektedir. Becte4en tartmasna girmeden, ksaca fenomenolojinin kendisinden^*1 bahsetmek gerekmektedir. Merleau-Ponty, fenomenolojiyi, b' tmtun sorunlar zlerin tanmlanmasna gelip dayandndan, ozkrier zerinde durmak' 417 ni' Jen r ' diye tanmlar.417 Fenomenoloji,fyaanlm' 9 uzamn, zamann ve dnyann bir zetidir.'418 Merleau-Ponty'e s ore> fenomenoloji eylerin kendisine dnmektir':419 Ayrca fencn^11^11010^' 'dnyann ozunun peindeyken, onu olduu gibi aramay^y1' hedefler.420 Fenomenolojide, karmza biri fiziki (KCc?Per) dieri ise yaa" van (leib, living ya da lived) olmak zere ik K* fark1 beden lkar-Kartezyen anlay, bedeni fiziki nesneler arasns^nda bir nesne olarak grmekteyken, Merleau-Ponty ve fenomenolo l*>jik yaklam iin be-de^_sadece^dunyada bir nesne olarak ele alma^namaz' > funyann 4 G Cangulhem, "Machme and Orgasm", ev M Cohen' R Cherry, IncorPoratons, Zone 6, Urzone Inc, New York, 1992, s 48 -& 16^^e,s52 n^esxcartes'tan alnt yapan, G Cangulhem, "Machme rn>e and Organsm", s 52-53 , Merleau-Ponty, Algnn Fenomenolonsne Onsoz, < r. Cev M Atc, Afa Yayn.71 istanbul, 1994, s 21 ^22 121 421 sayesinde varolduu' eydir. z Bu nedenle, fenomenolojj y bedene ynelir. zellikle Fransz fenomenolojik yak ^an Kartezyen dulaizmin akl-beden ayrmn eletirir.4? Basite f ^ bir nesne olarak ele alnamayacak olan beden, ayn zamand ^ linin cisimlemesidir.423 Fenomenolojik yaklamda 'nesnel ' dnya, bedenin eylemleri ve muhtemel eylem potansiyeliyle' h* denle balantl olarak ele alnr. M. Merleau-Ponty'ye gre ^ melde bilin ne dndm deil de ne yapabileceimdir'424Vr zaman iin fenomenolojide cynelimsellik'(intentionality), bede le birlikte dnlr. B. S. Turner, insan algsn anlamaya aha M. Merleau-Ponty'nin, her zaman algnn belirli bir noktadan ve perspektiften yapld fikrine dikkat ektiini vurgular: "Gzlemin olutuu perspektif olarak, insann dnyay algla-masdan bir cisimleme kuram olmakszn bahsetmek olas deildir. Gndelik gerekliin alglanmas yaayan bedene baldr. (...) Beden, darya dnk olan ya da habitus'a ynelen aktif bedendir. Merleau-Ponty, HusserVin yaplabilirlik felsefinden hareketle, znellii yeniden douran, ynelimselligin (inten-tionality) yaayan beden iine yerletiini iddia eder."4 5 Bedenlerin fenomenolojide, Kartezyen dualizmin erevesinden kt sylenebilir. En azndan M. Merleau-Ponty'nin beden anlay, bunu syleyebilmemizi salar. Burada artk bedenler, 'evrenin, toplumsal habitus'un ve ynelimselligin (intentiona-lity) kesime noktasnda yer almaktadr'.426 . N. Soykan, fenomenolojik bir yaklamla, 'bedenimin olmas yoluyla ben, bu dnyaya ait olurum' dncesini ortaya koyar.427 Ruhun ya da benin, bedenden fazla bir ey olduuna dik421 D. Leder, The Absent Body, s.22 422 Fransz fenomenologlan arasnda yer alan nemli isimlen, G Marcel, J P Sartre, E. Levnas ve M Merleau-Ponty olarak sralayabiliriz. 42'B. S. Turner, The Body And Socety, Sage Pubhcatons, London, 1996(1984) s.79 424 M Merleau-Ponty, Phenomenology Of Pcrcepton, Cev C. Smth, Routledge London, 1962, s 137 A>B S Tuner, Regulatng Bodes Essays in Medca $oao!ogy,Routtedg?,Ln don,1992,s43 4^ A.g.e.,s223 427 O N Soykan, "Beden Fcnomenolojis in Dnceler, Beden Politikasn Bir Yuzu- Spor", Varlk, Mays 1996, Say: 1064, s 54 122 428 \r r Ama, ben, cisimlemi bedehdir' diye de vurgular. ^a v her bedenin yaam dnyas iinde yer aldna iaret ^ e fenomenolojik-hermeneutik beden varlkbilimini, bir a okuma sanat' olarak tanmlar.429 Soykan, bedenin fenoloiik-hermeneutik okunabilirliine dikkat ekmektedir. As11 d bu fenomenolojik okuma bir beden sosyolojisi asndan

mi bireysel olann, yani fenomenolojinin 'benim bedenim' diele ald beden anlaynn dna kldnda anlam kazana-, ktr Soykan, bu trden bir sosyolojik okumann da mmkn oluuna bizi gtrmektedir; bedenin tarihini, 'onun stne kurulmu egemenliklerin tarihi' olarak deerlendirerek, sosyolojik bir zmlemeye de yer am olur.430 Fenomenolojide olduu gibi, antropolojide de beden zerine dnceler gelitirilmitir. Antropolojide bedene, sosyolojide olandan daha fazla yer ayrlmtr. Antropolojide, bedenin balangtan buyana var olmasnn birka nedeni vardr. Bunlardan ilki, felsefi antropolojinin geliim izgisi iinde, insan bedenini ontolo-jik olarak merkezde tutmasdr. Bunu antropolojinin smrgecilikle ilikisi erevesinde ele almak gerekiyor. Her eyden nce insan topluluklarnn farkllklar, insan ilikilerinin, topluluklarn rgtlenmelerinin, kurumlarnn farkllklar, ksaca birinden dierine deiir olmalar, her toplumda bulunan bedeni, insann evrensel zn ortaya karmakta kendiliinden en nemli konumlardan birine oturtur. Antropolojinin balang evresinde beden nemli bir konum alr, nk toplumsal grelilie bir cevap verir. ikinci ve antropolojinin en nemli sorunsallarndan birinde bedeni yine merkezi bir konumda grrz. Bu, doa/kltr ilikisidir. Bedenin neden burada temelden var olduunu, doa ile kltrn kesime noktasmda bedenin bulunmasyla kendini bize hemen gsterir. Hayvann doal dnyas ve insann kltr ara-snda tenel bir kopukluk vardr. Bu kopukluktan yola kan ant-roPologlar zellikle ensest tabu ile ilikili bitmez tiKenmez bi t srklenmitir. 0 Age., s 59 123 Ensest yasa, doadan kltre geiin durumunu aklamak iin kullanlmaktadr. Byle bir yasak olduunda, doal zm kadn deiiminden geer. Burada Levi-Strauss'un dorudan gnderme yapt kii M. Mauss'tur. Mauss mbadelelin (exchange) sadece ekonomik bir ilem olmadn, bununla birlikte 'toptan bir sosyal olgu' olduunu ortaya koymutur.431 Burada sorunumuz olan ne ekzogaminin nasl ortaya kt ne de evrensel bir kural Levi-Strauss'un nasl ortaya koyduu deildir. Ama kadn deiimi, bedenin karlkl mbadelesi ve bedenin zerindeki haklarn deiimidir. Bedenin biyolojik ilevinin dndaki anlam(lar)ma ngiliz antropolog Mary Douglas daha ileri bir dzeyde alm getirmektedir. Bedenle ilgili olan eylerin sadece psikolojik ve bireysel olmayp toplumsal ve kolektif olabileceini iddia eder. "Purity and Dangef adl kitabnda psikoloji geleneinin, nasl kutsal bir kzn bedeni toplumsal bir diyagram olarak kullanlabiliyorsa, sz konusu olan insan bedeni olunca byle bir zmlemede toplumsala yz evirdiini anlatmaktadr.432Psikoloji gelenei hemen bireye dnmektedir. Douglas erkek kadm ayrmasn ele alarak, kadnn ve bedeninin kirlilie, erkeinkininse kutsal olana denk dtn gstermektedir. Kirlilik tabusu erevesinde gelien ri-teller bir toplumsal politikaya iaret etmektedir. Ayn biimde Durkheim'n da benzer bir deerlendirmesi vardr; bedenle ruh arasndaki ayrm dnrken, ruhun kutsal olan temsiliyeti, oysa beden baya olan, kutsaln tam aksini temsil eder.433 Antropolojide bedenin konumunu belirleyen bir dier nokta ise evrimcilik ile girdii ilikidir. Sosyal darvvinizm bedeni ne karan noktalara sahiptir. Bu erevede u temel dnceyi ortaya koyabiliriz: nsanlar kesinlikle doann bir paras olup, onun dnda deildir; danvinizm rklar aras fark aklamada bir neri ortaya koymaktadr; ayrca , temel tezi olan uyum salayann trn devam ettirecei dncesidir.434 431C. Levi-Strauss, The Elementary Stnctures OfKinship, s.52 432 M. Douglas, Purity And Danger, Penguin Inc., Baltimore, 1970, s. 138 433 E. Durkheim, The Elementary Forms Of Religious Life, ev: J. W. Swain, Ge-orge Ailen and Unwin, 1982, s.162-163 434 B. S. Turner, "Recent Developments in The Teory of the Body", The Body: Social Process And The Cultural Theory, Ed. M. Featherstone, M.Hepworth, B S. Turner, Sage Publications, London, 1993, s.3-4 124 Yukarda sralamaya altmz noktalarn iinde en nemlisi doa/kltr ayrmndan karak, Douglas'n snflandrmann temel eleman olarak bedeni grmesidir. Snflandrmann temel arac bedendir. Doa ile kltr ya da toplum arasndaki snr noktas bedendir. M. Douglas'a gre bedenin snrlar tm snrlar temsil yeteneine sahiptir: "Beden karmak bir yapdr. Bedenin farkl paralarnn ilevleri ve ilikileri, teki kompleks yaplarn sembollerinin kaynan salar**5 Bu balamdan biraz uzaklaarak konuyu dndmzde, beden zerine ilk sistematik toplumbilimsel alma nerisinin Durkheim'm alma arkada M. Mauss tarafndan yapldn syleyebiliriz. Aslnda her ikisin de, sembolik antropolojiyle u-ramlarsa da, sosyolojiden uzak noktadaki Mauss'tan byle bir nerinin gelmesi ilgintir. Mauss, "Beden Teknikleri" (1932) adl makalesinde, baz gzlemlerinden ve antropolojik verilerden yola karak bir beden sosyolojisi nerisi ortaya atmaktadr. 'Beden Teknikleri' derken Mauss'un kastettii, toplumdan topluma deierek varolan insanlarn bedenlerini kullanmalarna ilikin bilgidir.436 Ona gre beden insann ilk ve en doal aletidir. Cinsiyetin ve yam beden tekniklerinde farkllk oluturduunu vurgular.437 rnein, ngiliz askerlerinin Fransz kreini kul-lanamaylar, yzme, atlama biimlerinin zaman iinde farkllamas, uyuma tarzlarnn

farkllklarndan, bunlarn toplumdan topluma deiken olularndan yola kmaktadr. Beden teknikleri topluluklar ve kltrler aras farklara da bu anlamda bir alm getirecektir. Mauss'un bu nerisinin klasik toplumbilim gelenekleri iinde ok fazla ilgi uyandrmad aktr. Ama bu metin, "Beden Teknikleri", direkt beden ve onun sosyo-kltrel yap ile ilikisini kuran ilk toplumbilim almas olmas nedeniyle gnmzde de nemini srdrmektedir. Sosyolojide Bedenin Yokluu Beden sosyolojide yoktur. Ya da en azndan antropolojinin il415 M. Douglas, Purity And Danger, s. 115 4% M. Maus, "Techniques of The Body", ncorparations, Zone 6, Urzone Inc., New York, 1992, s.457 7A.g.e.,sA61-462 125 Ensest yasa, doadan kltre geiin durumunu akl iin kullanlmaktadr. Byle bir yasak olduunda, doal zm v din deiiminden geer. Burada Levi-Strauss'un dorudan a derme yapt kii M. Mauss'tur. Mauss mbadelelin (exchan ** sadece ekonomik bir ilem olmadn, bununla birlikte 'toptan h sosyal olgu' olduunu ortaya koymutur.431 Burada sorunumu^ olan ne ekzogaminin nasl ortaya kt ne de evrensel bir kural Levi-Strauss'un nasl ortaya koyduu deildir. Ama kadn deii mi, bedenin karlkl mbadelesi ve bedenin zerindeki haklarn deiimidir. Bedenin biyolojik ilevinin dndaki anlam(lar)na ngiliz antropolog Mary Douglas daha ileri bir dzeyde alm getirmektedir. Bedenle ilgili olan eylerin sadece psikolojik ve bireysel olmayp toplumsal ve kolektif olabileceini iddia eder. "Punty and Dangef adl kitabnda psikoloji geleneinin, nasl kutsal bir kzn bedeni toplumsal bir diyagram olarak kullanlabiliyorsa, sz konusu olan insan bedeni olunca byle bir zmlemede toplumsala yz evirdiini anlatmaktadr.432Psikoloji gelenei hemen bireye dnmektedir. Douglas erkek kadn ayrmasn ele alarak, kadnn ve bedeninin kirlilie, erkeinkininse kutsal olana denk dtn gstermektedir. Kirlilik tabusu erevesinde gelien ri-teller bir toplumsal politikaya iaret etmektedir. Ayn biimde Durkheim'n da benzer bir deerlendirmesi vardr; bedenle ruh arasndaki aynn dnrken, ruhun kutsal olan temsiliyeti, oysa beden baya olan, kutsaln tam aksini temsil eder.433 Antropolojide bedenin konumunu belirleyen bir dier nokta ise evrimcilik ile girdii ilikidir. Sosyal darvvinizm bedeni ne karan noktalara sahiptir. Bu erevede u temel dnceyi ortaya koyabiliriz: nsanlar kesinlikle doann bir paras olup, onun dnda deildir; darvvinizm rklar aras fark aklamada bir neri ortaya koymaktadr; ayrca , temel tezi olan uyum salayann trn devam ettirecei dncesidir.434 m C. Lev-Strauss, The Elementary Stnctures OfKmshp, s.52 47>2M. Douglas, PurityAndDanger, Pengun Inc., Baltimore, 1970, s. 138 4"E. Durkheim, The Elementary Forms Of Relgous Life, ev: J. W. Swan, George Ailen and Unwn, 1982, s. 162-163 4M B. S. Turner, "Recent Developments in The Teory of the Body", The Body. Socal Process And The Cultural Theory, Ed. M. Featherstone, M.Hepworth, B S. Turner, Sage Publcatons, London, 1993, s.3-4 124 Yukarda sralamaya altmz noktalarn iinde en nemli-5a/kultr ayrmndan karak, Douglas'n snflandrmann 1 eleman olarak bedeni grmesidir. Snflandrmann temel m bedendir. Doa ile kltr ya da toplum arasndaki snr ft tasl bedendir. M. Douglas'a gre bedenin snrlar tm snrlar temsil yeteneine sahiptir: "Beden karmak bir yapdr. Bedenin farkl paralarnn ilevleri ve ilikileri, teki kompleks yaplarn sembollerinin kaynan w 435 salar. Bu balamdan biraz uzaklaarak konuyu dndmzde, beden zerine ilk sistematik toplumbilimsel alma nerisinin Durkheim'n alma arkada M. Mauss tarafndan yapldn syleyebiliriz. Aslnda her ikisin de, sembolik antropolojiyle u-ramlarsa da, sosyolojiden uzak noktadaki Mauss'tan byle bir nerinin gelmesi ilgintir. Mauss, "Beden Teknikleri" (1932) adl makalesinde, baz gzlemlerinden ve antropolojik verilerden yola karak bir beden sosyolojisi nerisi ortaya atmaktadr. 'Beden Teknikleri' derken Mauss'un kastettii, toplumdan topluma deierek varolan insanlarn bedenlerini kullanmalarna ilikin bilgidir. * Ona gre beden insann ilk ve en doal aletidir. Cinsiyetin ve yan beden tekniklerinde farkllk oluturduunu vurgular. rnein, ingiliz askerlerinin Fransz kreini kul-lanamaylar, yzme, atlama biimlerinin zaman iinde farkllamas, uyuma tarzlarnn farkllklarndan, bunlarn toplumdan topluma deiken olularndan yola kmaktadr. Beden teknikleri topluluklar ve kltrler aras farklara da bu anlamda bir alm getirecektir. Mauss'un bu nerisinin klasik toplumbilim gelenekleri iinde ok fazla ilgi uyandrmad aktr. Ama bu metin, "Beden Teknikleri", direkt beden ve onun sosyo-kltrel yap ile ilikisini kuran ilk toplumbilim almas olmas nedeniyle gnmzde de nemini srdrmektedir.

Sosyolojide Bedenn Yokluu Beden sosyolojide yoktur. Ya da en azndan antropolojinin il4%M Douglas, PuntyAndDanger, s.115 M Maus, "Technques of The Body", Incorparatons, Zone 6, Urzone Inc., 417NewYork 1992, s.457 A 462 125 gilendii derinlikte hi olmadn syleyebiliriz. Bunu k aklamak istiyoruz. Her eyden nce klasik sosyologlarn M ^ Durkheim, Weber ve Simmel gibi ounlukla ilgilendikleri s ^ feodal toplumdan, endstri toplumuna gei, baka terimi ** sylersek bir dayanma biiminden baka bir tr dayanma b' C mine, arasal-amasal bir rasyonaliteye gei diye daha da uzat bileceimiz kavramlarla tarttklar, Avrupa'da oluan buv V toplumsal dnmdr. Klasik sosyoloji, antropolojinin sorgulad doa/kultur iliin sini sorunsallatrmad gibi, genellikle, burada marksizmi dta tutarak, uzun tarihsel sreleri de ele almamtr. nsann evrimi gibi bir sorunu tartacak geni lekli bir tarihsel zeminde yol almamtr. Toplumbilimin evrimcilie ve Danvinizme scak bakan tavr olmad gibi, Comte ve Durkheim'n biyolojik analojileri dnda, biyolojik aklamalar da pek benimsememitir. We-ber 'davran' ve 'eylem' arasndaki fark ortaya koyarak, Marx ise Darwincilii znden red ederek yola kar. Sosyolojinin sorusu ok aktr: Kentli, endstrilemi toplumun, yabanclam, anomik dnyasnda insan nasl varolacaktr? K. Manheim'n ya ve nesilleri toplumsal bir kategori olarak aldn grmekteyiz, ama bununla da bedenin ciddi bir toplumsal snflandrma arac olduu yolunda bir zmlemeye yonelin-diini sylemiyoruz. Klasik sosyolojik erevelerin bedeni ilerine almaylar, beden zerine gnmzde yaplan almalara bir bak as salamadklarn gstermemektedir. Her ne kadar bedenin klasik toplumbilimsel yaklamlarda yeri olmadn sylesek de, daha ge bir dnemde, Parsons'da organik alt sistem ismiyle, davransal organizma olarak, bedenin sosyolojinin iine girdii sylenebilir. Burada Weber'in etkisi ile davran ve toplumsal eylem arasndaki ayrmn kabul edildiim grmekteyiz. Toplumsal eylemde, organizmaya tannan konum olduka kstldr. Bu nedenle Parsons'n da beden ile direkt ilikili bir sorunsal olduunu sylememiz olas deil. Aadaki ekilde (ekil. 1), Parsons'n organizmay yerletirdii konumu daha ak biimde grebiliriz. 126 Kltrel Sis. eme/ ilginin oda Yaratc Ahlak Sembolletirme Sembolletirme

Blse! Sembolletirme

Davurumcu Sembolletirme

Ey yaps A A V Blsel Yeti (Beyin)

Kurucu Yeti (Eller)

Genetik Temel (genler)

Etklenm Yetisi (erotik yeti)

A TartleKt an\am\a nhleK> Toplumsal Hokuk Sistem Cemaat

Politika

Ekonomi

A . \ V Gereklik Ynelimi (Ego) Bilin (Sperego)

Motivasyon Kaynaklan (d)

Bireysel Kimlik (deal Ego)

Kurumsal yap ^ Fegdback ^lvwasyonnel yap Biyolojik dzeyde entegrasyon Davransal Organizma Eylemin lemler olarak balangc Birey hayati iin anlam karma Kiilik Eylem teorisi, Parsons'n ortaya koyduu ekliyle, <yas organizmalarn davranlarnn zmlenmesi iin kavramsal w projedir' ve Parsons'a gre, 'her eylem bir aktrn eylemidi ^ nesnelerden oluan bir ortamn iinde gerekleir. Nesneler dier aktrlerdir ya da fiziksel veya kltrel objelerdir. Her ak tr kendisinin objelerle iliki kuru sistemine sahiptir; buna ak trn yneli (oryantasyon) sistemi denir. Burada ama olan bir obje, kaynaklar, aralar, artlar, ya da semboller olabilir. Bunlara belki katarsisleirler (duygusal bir ya-tnma dnrler) (istenirler ya da istenmezler) ve bunlarn onlara atfedilen farkl anlamlar vardr (kiiler iin farkl eyler ifade ederler). Nesneler nemleri ve ulalabilirlikleri yoluyla aktrlerin oryantasyon sistemleri iinde sralanrlar. sistemle ilikiliyiz, eylemin elemanlarnn rgtleniinin tarzyla; bunlar sosyal kltrel ve kiilik sistemleri olarak dzenlenmilerdir. Bundan dolay tarzda gerek sosyal davrantan kavramsal olarak soyutlanmakta, bu soyutlamann da amprik gereklikleri ayn dzey zerinde olmamaktadr. Sosyal sistemler ve kiilikler motive edilmi eylemin rgtleni tarzlar olarak ele alnrlar (Sosyal sistemler aktrlerin bir birleriyle ilikileri hakkndaki, motive edilmi eylemlerin rgtleniidir: Kiilikler yaayan organizmalar hakknda motive edilmi eylemin rgtleniidir). Ote yanda kltrel sistemler sembolik dzg/grnt-pattern -lerin sistemleridir. Bu dzg / pattern-ler, kiiliklerde renme, sosyal sistemlerde difzyon yoluyla aktarlan ve birey aktr tarafndan yaratlan grntlerdir.'439 Parsons kltrel sistemlerin belirli zelliklerini bize sralar (a)Bu sistemler ne tek bir aktrn eylemlerinin rgtlenii ne de etkileimin rgtlenii yoluyla oluurlar; ama aktr tarafndan yaplan seimleri ynlendiren semboller, normlar ve deerlerin rgtlenii ve ayrca bunlarn aktrler arasndaki etkileim trlerini snrlamas yoluyla olumaktadrlar: (b) Kltrel sistemler kiilik ve sosyal sistemin aksine amprik deildir. nk bu dier sistemlerin elemanlarnn soyutlamalarnn zel bir turunu m Parsons & Shls, "Values and Socal systems", Culture And Socety Contemp0' rary Debates,1994 (1951), s.39-40 128 il eder: (c) Kltrel sistemde, sreklilik salayan normlarn tefll ntleri/patternleri (ve gerek aktrlerin seimlerini belirle-^ dier kltrel elemanlar) tesadfi ve ilikisiz paralar tara-T dan oluturulmaz: (d) Bundan dolay kltr sistemi bir kltr a zsusudr. Bu kltr dzgs deer? inan, ve davurumsu mbolletirme sistemleriyle biimlenen, kendi iinde ilikileri ve paralar olan bir dzgdr'.440 Bu sistem de Parsons'n eylem teorisi iin vazgeilmezse de en nemli konumda olan kltr sistemidir. Eyleme ynelen bireyde sosyal sistem tarafndan kurumsallama, kiilik tarafndan iselletirme gerekletikten sonra bile; hedefe ulamak iin hangi yolun, vastann seilecei sorusu karmza kacaktr. Burada da belirleyici olan kltrel sistemin elemanlardr. Parsons davransal organizma dedii altsistemle ilgisini snrl tutmaktadr. Weberci bir sosyolojik ereve ierisinde anlamlarn, baka ekilde sylersek rasyonel toplumsal eylemlerin anlamlarnn analizinin genel erevesini aklar. Organizmaya ya da bedene, davranlarn zmlenmesinde snrl bir yer tanmaktan teye gemez. Organizmann sal performansn etkileyecektir. 'Salksz' bir organizma ya da 'hasta kii' kapasitesiz olacaktr. Toplumsal eylemde, bir anlamda organizmayla iliki salk erevesinde kurulmu olur. Salk, Parsons iin, organizmann kaynaklara ynelimini mmkn klan bir kapasitedir (ve yalnzca baka bedenle girdii etkileim durumlarnda, bir bedenin doutan gelen yeteneidir). 'Salk doal evre ve organik beden arasnda kpr nitelii tar. Salk, ne evre ne de bedene zgdr, ikisinin arasndadr. Salk bedenin

dndan gzlemlenen bir vastadr'.442 Parsons, has-ta-doktor ilikisinde 'asimetrik etkileimin' varln vurgular.443 Parsons her ne kadar salk ve salk sistemi iindeki oluumative Outline of American Vclues", Talcott Parsons: Teorisi Robertson ve B S. Tuner, Saa Publcatons, London, T Parsons, "A ^ Of Modemh % 1991, g 54-5* A^. Frank, H >m S S Role to Health Role: Deconstructmg Parsons", 7a/-ctt Parsam leonst Of Modernty, Ed. R. Robertson ve B. S Turner, Saa ,.,riUcat!nnSj London, 1991, s.207 129 lar zerinde durmaktaysa da, bedenin toplumsal ve kltrel nn gzard etmektedir. Burada beden, davransal organi ad altnda biyolojiye indirgenir ve sosyolojik zmlemenin d* mda braklr. Toplumbilimde bedenin toplumsallna diki/ eken yaklamlar ok az saydadr. Bunlarda en nemli olanla dan bir tanesi Norbert Elias adl sosyologtur. Norbert Elias: Uygar Bedenler ve lmn Yalnzl Norbet Elias Bat toplumlarnn 'uygarlama srecinde birev davranlarnn farkllamasn ve dnmn ortaya koymay amalamaktadr. Elias'm yaklamnn 'bedenin rasyonelemesi-nin' zmlemesi ve Weber'in toplumsal rasyonelleme analiziyle benzer nitelikte olduu ne srlmektedir.444 Elias'n almalarnda inceledii konular bedenin uygarlamas ve ayn zamanda rasyonellemesi srecidir. lk olarak Elias'm uygarlama srecini ele al ve uygarlama kavramndan anladklarn ortaya koymak gerekmektedir. Elias'm tanmlamaya alt temel nokta, Bat toplumlarnda insann fiziki grnts ve davran kalplarnda oluan dnmlerin mantdr. Elias uygarlamay yeme imeden uyumaya kadar uzanan bir erevede, alkanlklarn farkllamas sreci olarak ele almaktadr. Elias ya gruplar arasnda varolan ayrlklara kadar giderek, davranlardaki farkllamalar tartr ve neden toplum iinde baz ya gruplarnn gen ya da ocuksu bazlarnn ise yal ya da olgun olarak deerlendirildii gibi sorularla karmza kar. Birey ve toplumun uygarlamas sreleri arasnda Elias'a gre dorudan bir iliki vardr ve bundan dolay: "Uygar toplumlarda yetikin grntsnn psikogenetii, sosyo-genetiinden bamsz ele alndnda anlatlamayacaktr. Sos-yogenetik bir kanun nedeniyle birey kendi ksa tarihi sresinde toplumunun uzun tarihi iinde getii srelerin bir ksmnn iinden tekrar geer.yA4:> Elias insann biyolojik zellikleri ve toplumsall arasnda 444 C. Shiliing, The Body And Social Theoy, Sage Publications, London,l99-< s. 164 445 N. Elias, Civilizing Process, Basil Blackvvell, Oxford, 1994 , s.xii 130 ngrmektedir. Beden burada hem bitmemi biyolojik c hem de devam eden toplumsal bir sre olarak ele albf SElias uygarlamann farkl dnem ve toplumlarda ald farkmf lamlara bajkar. Burada uygarlamadan anlalan her hangi ll. atopiumun baarl dnmne iaret eden statik bir dnce 1 H kavram deildir.447 Uygarlama kavram ilk olarak Bat'nn bilincine gnderme yapmaktadr: "Bu kavramla Bat toplumu kendi zel karakteri ve vn duyduu ynlerini aklamay ister. Bu kavramla teknolojisinin dzeyi, grg kurallarnn doas, bilgisinin geliimi ya da dnya grn ve daha birok kendine zg olan ynlerini aklamak istemektedir." Uygarlama srecinin, insann d grnmn de dntrdn vurgular. Elias'n tartt ereve sosyal srelerle balantl olarak insann d grnmndeki deiikliklerdir. Ona gre insan bilimciler ve zellikle sosyologlar insan dier organizmalardan farkl klan iki temel zellie dikkat etmelidir. Bunlardan ilki renme sayesinde kazanlan toplumsal iletiim bii446 Norbert Elias'm toplum ve birey anlay disiplinler aras bir eitime sahip olmasndan dolay birok ynden geleneksel yaklamlardan farkl bir nitelik iermektedir. Tp doktoru olan ve felsefe eitimi aldktan sonra sosyolojiye Kari Mannheim seminerleriyle balayan Elias, bu disiplinlerin erevelerini bir araya getiren bir toplum anlay ortaya koyar. Glme ve kahkaha atmann biyolojik yn, rnein yz kaslaryla ilikisiyle uygarlama srecinde bunlarn dnmesi arasnda bir ba kurar. N. Elias, Reflections On Life, ev: E. Jeph-^cott, Pohty Press, London, 1994 (1987), s.86-87 Elas uygarlk kavramn Alman kullanm ve ngiliz-Fransz kullanm arasndaki ayrm ortaya koyar. ngiliz ve Fransz kullanmnda bu kavram 'siyas ya da ekonomik, dinsel ya da teknik, ahlaki ya da sosyal olgulara iaret eder. Bu kavram bu toplumlarn insanlk ve Bat toplumuna yaptklar katkdan duyular ovun duygusunu imlemektedir'. Oysa Alman kullanmnda uygarlk (zvhsaton) ikincil bir kavram niteliindedir:1nsana dsal bir noktaya iaret eeer (N- EKas, Civilizing Process, s.4) Elias kltr kavramnn Almanlarn bu P ^evec^e kendilerini tanmladklar kavram olduunu vurgular. ngiliz ve anf2 uygarlk anlay 'srekli ileriye doru bir hareketi' iaret etmesine karda f man kltr kavram insan rn olan sanat yaptlar, kitap ve dinsel ya tad f S1>*em*er i>mde insann kendisini ifade etmesine gnderme yapmak-dr v i a ore Alman kltr kavramnn temel zellii 'snr koymas-^'*'' S ^ Burada kutur kavram ulusal farklara ve bir grubun kimliine ulurmrken,

Elias uygarlk kavramnn bu snrlarn dna tatn ^ 6) 131 , ^ s-6) " n^Civhzmg Process, s.3 minin, tre-zg baka bir deyile biyolojiden gelen ilet" ' mine kar baskn nitelikte olmasdr. kinci temel nitelik ' san yznn bireysellemesidir.449 Elias toplumsal bilginC ln~ den nesile sembolik olarak kaydedilmek yoluyla iletimi ? '^ durur ve toplumsal bilgiyle insan bedeni arasndaki ilikiyi I Elias'm kulland biimiyle uygarlama balantsal il btnne iaret etmekteyken ayrca bu sre, bilgi iletimi ve h den erevesinde farkl bir tartmaya ynelmektedir. Bedenle ' uygarlamas da ayn toplumun uygarlamas gibi, ba ve son olmayan bir sretir. Artk burada beden Elias tarafndan su rekli deiim ve dnmn gerekletii bir sosyallik olarak deerlendirilmektedir. Bu erevenin Elias tarafndan ana boyutta ele alnd dnlr. lk olarak bedenlerin iinde gelitim toplumsal ortam ne yaltlm bireylerden ne de insanlarn etkilerinden bamsz olan toplumsal olgulardan oluur.450 Elias toplumsal figrlemeleri ne karr. Elias'm toplumsal rlemeleri bireylerin genelinden bamsz olarak ele almad ama tek tek bireylerden bamsz olarak deerlendirdii iddia edilir ve: "Bunlarn biimlen insanlarn oluturduu karlkl bamlln deiken ilikilerinin sonucu olarak srekli farkllamaktadr. Toplumsal figrleme deitiinden, insan bedenlerinin geliimi zerine olan etkiler de deimektedir."451 Burada anlalmak istenen figratif deiimdir. Figrlerin ve onlarn ekillerinin, bedensel alkanlklar ve beden tekniklerinin dnmleri, Elias tarafndan ortaya karlmak istenir. " Burada Elias'm almalarnda bedeni de iine alan ikinci boyut ortaya kmaktadr. Bu boyut, karlkl bamllk iinde oluan, bu dnmlerin hem sosyogenetik hem de psikogenetik ynlerinin tartlmasdr.453 Burada cevaplanmak istenen soru uzun dnemde kiilik yaplarnda oluan dnmle, toplumda oluan btnsel yapsal deiimin, toplumsal farkllama ve btnleme 449 N. Elias, The Soiety Of Individuals, ev.: E. Jephcott Basl Blackwell, Oxford. 1991, s.192-193 450 C SMhng, The Body And Socal 7heory, s.151-152 **[ *N. EJas, Civilizn Process, s. 184 A*g.c, s.m 132 . 454 nde ele alnp alnamayacadr^3 Elias'a gre: / mun ve kiiler aras ilikilerin dnmne uymak iin UFin d grnm de ayrca yeniden biimlenir. (...)Bireyin kvran ve kiilik yaps deitike dier bireyleri deerlendirme-ilk' usulleri de deimektedir. teki bireylerin imaj nans ola-1 k zenginleir, anlk duygulardan bamszlar ve bunlar psiko-\ojik hale gelirler."*55 Flias asilzade ve aristokratlarn grg kuralarnn ve davra-larnn uygar davran tarzlar ve grg kurallarna doru dnt dncesini ortaya koyar.456 Ortaa izleyen dnemde duygularn kontrol edilmesi zerine artan bir eilimin olduunu bedenin ynetiminin kodlarnn farkllatn vurgulayan Eli-bunu saray toplumunun oluumuna balamaktadr. Bunun en un biimde saray toplumunun en nemli figr olan kralda , rebiliriz. Kraln sabah kalkmasndan itibaren giyim kuam birok farkl paralara blnr ve Elias'a gre bu sarayda oluan tarz, grg kurallar ya da saray etiketi prestiji sembolize etmekte ve gcn dalm ile ilikili olarak ele alnmak durumundadr.457 Saray aristokrasisi kendine zg ve kendini farkl klacak konuma tarzndan, giyim kuam eitli grg kurallar ve kendine ait bedensel bir grnm yaratr. Bu sadece sarayn iini etkilemekle kalmam ayn zamanda saray dnda da bedenin kontrol balamnda yeni bir dzen oluturmutur. Bir yanda cinsellik toplumsal hayatn geri planna atlrken, te yanda uyuma alkanlklarndan nerede ve kiminle uyunabileceine birok yeni kurallar ortaya kmtr: 'Yabanclarla yatak paylamak utan verici bir hale gelir. Bedenin ilevleri, rnein dk ve tuvalet ihtiyacnn giderimi zerine tabular oluur. Bu dnemden nce ne beden ne de onun ilevleri bu kadar tiksinti uyandrma-mtr\459 Eilias'm almalarnda, bedenin toplumsal ynne dikkat e^ <?., s. 182 ,6AS-e., s.476 <Ag-e., s.477 N. Ehas, The Court Socety, Basil Blackvvell, Oxford, 1983, s.83-4 </*., s 55 C Shlll^g,TheBodyandSocalTheory, s.155 133 ken nc boyutsa onun sembol kuramnda yatmaktad p farkl almalarnda sembol retimi erevesinde Kartezv S' ve Kant a priori anlaynn eletirisini yapar.460 Doal k'it biyolojik sosyal gibi kartlklarn eletirisini ortaya koyan Fl insann hem biyolojik hem de toplumsal varoluunun birar d^ gna dikkat eker. Ellias, insann sembol retimi ve iletimi k * sitesini, onu dier canllardan ayran yn olarak deerlend Elias'a gre: "Toplumsal gelime ve k, bir toplumsal dzeyden tekine rnein klandan feodal topluma geiin uzun

sreci biyolojik evrim sreci iinde ksa bir zaman dilimi olarak deerlendirilebilir. Aslnda bunlar ayn ve tek bir trn, insann toplumsal dnmdr. Hayvan topluluklarnda byk deiimler biyolojik temellidir ve genetik deiimi gsterirler. nsandaysa rnein kabileden imparatorlua dnm biyolojik deiim olmakszn gerekleir"*61 Elias'a gre insan, sembol retimi ve iletimi yoluyla hayvan sonras bir aamada yaamaktadr.462 nsan bu nitelikleri yoluyla genetik olarak belirlenmi ve renilmeden uygulanan davranlardan bamszlamtr. Buna 'sembolik zgrleme' adn verir.463 Ama Elias sembol retimi ve iletimi kapasitesini insan biyolojisiyle badatrmaktadr.464 Her ne kadar insann toplumsal dnmleri biyolojik dnmler deilse de insan dier canllardan ayran bu temel niteliklerinin znde biyoloji bulunmaktadr. Elias insan bilimlerinde iki ayr eilime dikkat eker. Bunlardan birincisi monistik ve indirgemeci olarak deerlendirdii, n-sanm dier trlerle ortak zelliklerini ortaya karmay amalayan eilimdir. Bu, etoloji ve baz psikoloji geleneklerinde, doa 460 N. Elias, The Symbol Theoty, Sage Publications, London, 1991, s.44. Ayrca, bkz. N. Ehas, On Human Beings and Their Emotions: a Process-Socolog Essay, The Body, Social Process And The Cultural Theory, Ed. M.Feathersto , M.Hepvvorth, B. S. Turner, Sage Publications, London, 1993, s. 104-105 461N. Elias, The Symbol Theory, s.31-32 462A.g.e.,sA3 mA.g.e., s.53 . . j gs464 N. Elias, "On Human Beings and Their Emotions: a Process-Socoiog say,"s.l06-107 134 465 leri iddialarn merulatrmaya alan eilimdir. \nc eilinse, ahlak bilimleri ad altnda toplad gruptur. Bu taki sosyal bilim yaklamlar genellikle nesnelerin doaya ^ ! oamadklar savndan hareket eder. Elias, doal olamayan ara$trma nesnelerinin ontolojik statsnn ak olmadn rsular ve bu sorunu insan bilimlerinde varolan belirsizliklerin temeli olarak gsterir. Bu yaklamlar, 'konularm doadan ba-sz ve sadece kendileri olarak dnlebilecek eyler olarak eeerlendirir. Bundan dolay dualistik ve tecrit edicidir. Ama bu jualistik ynleri gizlenmi ve belirtilmemitir. En bata sosyoloji ve tarih olmak zere bunlardan bir ou, insan yaamnn insana ozgu ynleriyle ve evrimci bulularla ilgilenir. nsanl tekilerden farkl ele alrlar Bu bilimlerin temsilcileri, yaam ve lm olgusu gibi, nasl olup da insana zg olan eylerin, insan olamayanlarla ortak nitelikler gsterdiini aklamakta glk e466 kerV Elias, toplumsal olan ve biyolojik olan bir arada dnr ve insan balamnda doa kavramnn tekrar tanmlanmas gereine iaret eder. nsann toplumsal ve kltrel zelliklerinin doal ve biyolojik zellikleriyle balantl olduu dncesini ortaya koymak amacyla Elias, dilin karmak ses dzeninin renilmesini rnek olarak verir. Eer herhangi bir kii sesleri biyolojik olarak renemeyecek durumdaysa, dili kullanamayacaktr. ocuklar iki ayr sreten geerek dili renirler. Bunlardan ilki Elias tarafndan biyolojik olan 'olgunlama', ikincisiyse sosyal bir sre olan 'renmedir'.468 Bir anlamda Elias bireyin ve top mun ele alnmasnda kltr ve doa kartlnn yeniden ele alnmasn nerirken, kltrel yn ikincil plana atmaz ve insa-nm gerek bedenin d grnmne gerekse de biyolojisine dik-* eker. Talcott Parsons'un davransal organizma diyerek darda brakt bedenin, Elias tarafndan toplumbilimsel analizin ^^ekildiini syleyebiliriz. ; insann kanlmaz sonu olan lm ve yalanma konula*, s. 104 135 r zerine de dnce retmitir. Doal bir sre olan yasla ve yaamn sonu olan lme kar modern dnyadaki tavr d a erlendirir. Elias lmn, toplumsal bir sorun olmas ve avr yaamn tam karsnda duran lmle tanmlanmasndan dol aklanmas olduka zor bir sorun olarak ele alr. Ona gre: "Yaayann lenle kendini tanmlamasnn zorluundan dolay lmn sorununun toplumsal boyutunu zmek olduka qi ' tr."469 8' lm, yaamn sorunudur ve Elias'a gre llerin hibir sorunu yoktur. Dnyada birok len canl iinde yalnzca insan lmeyi bir sorun olarak alglar. Elias insanlarn tm dier canllarla domay, hastalanmay, genlii, olgunluu, yalanmay ve lm paylatm syler. Ama insanlar tm dier canllarn aksine leceklerini bilir ve: "Onlar, sadece lmeyi bekler, her an bunun gerekleebileceini - dnr. Grup ya da birey olarak yok oluun tehlikesinden kendilerini korumak iin nlem alr."470 Elias, lm ve lm imgesine kar modern toplumlardaki tavrn insan hayatnn greli gvensizlii, tahmin edilebilirlii ve insan mrnn uzamasyla balantl olarak ele alnmad durumlarda tam olarak anlalamayacam iddia eder. lm hem bireysel hem de toplumsal olarak bastrlr.471 lme kar tavr uygarlama sreci iinde deimitir. Ama bu deiim Elias'a gre yapsal deildir. nceki toplumlarda lme

kar tavr gnmzle kyaslandnda daha kamusal bir niteliktedir ve Elias nceki dnemlerde lmn daha az zellemi bir nitelikte olduunu vurgular.472 Elias modern toplumda l bedene kar tavrn farkllamasn yle aklar: "nsanlk tarihinin hibir dneminde lm hijyenik bir biimde sosyal hayatn geri planna tanmamtr. Daha nce hibir donemde insan cesedi, lm deinden mezara, bu kadar korku469 N. Elias, The Loneliness Of The Dying, ev: E. Jephcott, Blackwell, Oxford, 1992(1985), s.3 47(U.g.e.,s.3-4 *nA.g.e.,s.9 lA.g.e., s.18 136 473 ve teknik bir mkemmellikle tanmamtr"c a Elias, bu hijyenik ve sessizce yok oluun, baka bir ta-1 dnemle mukayese edilmeyecek biimde yalnzl destekken toplumsal koullarn iinde gerekletiini vurgular.474 Aynca dikkat ektii bir baka noktaysa yalanmann insann lumsal konumunu kkten deitirdiidir. Yallara kar top-sal tavr bu deiim olmakszn anlalamaz. Elias, lm ve alanmayla ilikili endstri ncesi ve endstri toplumunun tavr-n farkl olduuna dikkat eker. Endstri ncesi toplumda yalanma ve lm sorunu, kabaca ya da nezaketle, aile iinde zmlenmektedir. lm ve lye kar tavr deimez deildir ve Elias bu tavrn tesadfi olmadn da syler. Endstri toplumunda da bu tavr deimitir. ocuklar, modern toplumda tek bir ceset bile gr-meksizin byrler. Oysa yaam sresinin otuz be ila krk olduu modern ncesi dneme nazaran bu srenin yetmie uzad modern toplumda l bedenler ortak mekanlardan uzaklatrlmtr.476 Modern yaam da yalanma ve lmn ehresini ele alr ve olumun yalnzlna dikkat eker. Burada, biyolojik olann nasl olup da toplumsal yaamda anamlandrldm gstermektedir, insann lm ve yalanmasnn toplumsal erevesini tartan Elias, farkl bir noktaya da iaret etmektedir. Buysa tm insanlarn yok olduu durumdur. nsanlk yok olursa tm yaadklar, sekler ve doa st inan sistemleri anlamsz hale gelecektir.477 Bedenler yok olduunda dnceler anlamn yitirecektir. Uygar bedenler, baskn kurallara uyan ve bunlar tarafndan idare edilen 'kurmacalar' olarak deerlendirilir.478 Elias'm almalar, uygar bedenlerin oluumu srecini ele alan temel sosyolojik bir alma olarak deerlendirilmelidir. Burada sz konusu olaygerek beden teknikleri gerekse de habitus'un analizidir. Sa., s.73 8g,s.67 D- Lupton, Food, The Body And The elf, Sage Publications, London, 1996, s. 19 137 ray toplumunda grg kurallar ve d grnmn nemin' tlmas bizi baka bir nemli kavrama tar. Bu ayrcalk ( ^ sekinlik) kavramdr ve youn biimde Fransz toplurrbir Pierre Bourdieu tarafndan tartlmtr. Elias'n almala C Bourdieu'nn zmlemeleri arasnda zellikle toplumda h h tus'un incelenmesi erevesinde bir balant ileriye srlr479 "Elias'n zmlemesinin temel bileenlerinden bir tanesi di yay dntren, byk lekli sosyal srelerin iselletirilmesi-ni ieren bireysel habitus'un hiimlenmesidir."480 Pierre Bourdieu: Habitus ve Beden Bedenin toplumbilimsel zmleme iinde geleneksel terimleri de kullanarak, nasl ele alndna en nemli rnek gnmzn nemli sosyologlarndan biri olan P. Bourdieu'nun grleridir. Marksist kavramlar da kullanarak bedeni sosyolojik yaklam iinde deerlendirir. Beden burada noktada toplumsal snflandrma iin nemli bir konuma oturmaktadr. Bunlardan ilki, bedenin, bireyin sosyal konumuyla ilikisidir. kincisi, habi-tus'un cisimlemesiyle alakaldr. nc noktaysa beeni erevesinde ortaya kar. Sosyal konum, Bourdieu tarafndan, insann gnlk yaam ve bedeninin geliimini salayan snf temelli nesnel koullar olarak deerlendirilir ve bu da habitus'la ilikili olarak ele alnmaldr. lk olarak habitus kavramna Bourdieu tarafndan verilen anlam ksaca ele alacaz. En basit haliyle bu kavram bireyi eyleme ynelten, onu motive eden kurulu sosyal yaplar sistemidir. Farkl varolu koullar farkl habitus'lar gerektirir. Bourdieu, habi-tus'un artlanmalarn rn olduunu syler. Habitus, rn olduu bu artlanmalar yeniden retecektir ve bunlarn nesnel mantklarn da dntrecek nitelie sahiptir. Bourdieu'ya gre, 'habitus uyum salama gcdr ve d dnyaya uyum salama 479 C. Shilling, The Body And Social Theoty, s. 125-127. Ayrca bkz., P. A. Mellor, C. Shilling, Re-Forming The Body: Religion, Community And Moderntty, Sage, London, 1997, s. 19-20 480A.g.e., s.19 138 ,,481 oiu stlenir. "Habitus, sadece deneyimlerin algsn ve deneyimleri dzenleyen ve yaplandran bir yap deildir. Ama o, ayrca, yaplandrlm bir yapdr: Toplumsal dnyann alglanmasn dzenleyen, mantksal snflara ayrmann

kural, kendi iinde, toplumsal snflara blnmenin iselletirilmesinin rndr"**2 Habitus kuramn, Bourdieu, rasyonel seim teorisinin (rati-onal choice theory) karsna yerletirir. Habitus kuram, rasyonel seim teorisinin sonluluunu aklamaktadr: 'Bireyci soncu-luk (individualistic finalism), eylemi, bireyin dsal bir hedeflere bilinli ynelimi olarak belirler' ve bu, Bourdieu'ye gre, iyi te-mellendirilmi bir ilizy ondur.'483 Bourdieu, habitus kuramn rasyonel eylem teorisine kar ortaya atar. nk Bourdieu'ya gre, sosyal bilimin nesnesi ne tm metodolojik bireycilik anlaylarnca, gereklik olarak ortaya koyulan bireydir, ne de sosyal uzamda benzer konumlar paylaan bireylerin mutlak serileri olan gruptur. Ama Bourdieu'ye gre sosyal bilimin nesnesi, "...eylerin ve bedenlerin iinde tarihsel eylemin iki gereklemesinin arasndaki ilikidir. Bu, bedenin (ya da biyolojik bireyin) iinde toplumsaln inasndan kaynaklanan alg, anlama ve eylem emalarnn kalc ve deitirilebilir sistem(ler)i olan habitus ve, fiziki nesnelerin yar gerekliine sahip mekanizmalar ya da eylerin iinde toplumsaln inasn reten nesnel ilikileri olan, alanlar arasndaki ikili ve belirsiz ilikidir."4*4 Bourdieu'nn habitus kuram ve beden zerine dncelerini en ak biimde ortaya koyan sosyolojik analizlerinden bir tanesi sekinlik (distinction) zerinedir. Bourdieu iin herhangi bir sekinlik araynn balang noktas, kiinin kendi bedenidir. Yemekte beeni de ayrca her snfn kendi beden anlayna ve besinin beden zerindeki etkilerine baldr. Bu beenideki farklP- Bourdieu, "The Linguistic Market", Sociology in Question, ev: R. Nice, Sa-^ge Publications , London, 1993, s.87-88 P. Bourdieu, Distinction: A Social Critique Of The Judgement Of The Taste, wev: R. Nice, Routledge, 1996(1984), s.170 P. Bourdieu, L. J. D. Wacquant, An Invitation To Reflextve Sociology, Polity ^Prtss, Orford, 1992, s.125 A-g-e., s.126-127 " 139 lklardan dolay, bedenin gzellik, salk ve dayankll hakk daki dnceler, snftan snfa farkllk gstermekte ve nemi artmakta ya da azalmaktadr. Bourdieu'ya gre: r "Bedenin gl olmasna eklinden daha fazla dikkat eden ' snflan, bu nedenle hem ucuz hem de besin deeri yksek md ya ynelir. Profesyonellerin oluturduu snflar ise lezzetli sa ~ lkl, hafif ve imanlatmayan gdaya ynelir. Beeni, doallas m snf kltrdr; cisimleen bu snf kltr, snfsal bedenin ekillenmesine yardmc olur"AS5 Beeni, btnletirici bir snflandrma prensibi olarak Bour-dieu tarafndan tanmlanr: "Beeni, ayrca, psikolojik ve fizyolojik olarak bedene giren, hazmedilen ve bastrlan her eyi seer ve dzenler'. Bourdieu'ya gre, 'beden, snfsal beeninin tartmasz maddilemesidir'.486 Bourdieu, yaamn stilizasyonuna dikkat eker ve bu erevede, beeninin snflar arasndaki farkllkta nemli yerini vurgular. Beenideki farkllklar, bir zorunluluk olarak Bourdieu tarafndan deerlendirilir: Gerekliliin beenisi, yalnzca, fken-di-iinde? yaam tarznn temelidir ve Bourdieu'ya gre: 'Bu, yalnzca kendisi ve dier yaam tarzlar arasndaki boluk tarafndan olumsuz olarak tanmlanr. Bazlar iin beeni benzerlik sembolyken, dierleri iin bedenlerinde tadklar damgay (stigma) gsterir. "487 Beeni, Bourdieu iin, "amor fati'dir ve kaderin seimidir; zorunluluun ve gerekliliin tercih edilmesidir. Bir yanda kii zorunluluu seerken, te yanda dier seenekler, varolu koullar tarafndan bir d gibi kenara atlr ve dlanr. Burada yine karmza sosyal artlar kmaktadr. Tm beeni toplumsal varolu koullar tarafndan retilmektedir. i snflar ile ayrcalkl snflar arasndaki yaam tarz ayrlklarn, buradan hareket ederek anlayabiliriz. Bourdieu'ya gre, ii snfnn giyim-kuamdan, yeme alkanlklar ve holandkla485 P. Bourdieu, Distinction: A Socal Cntique Of The Judgement Of The Taste, s.190 140 7A.g.e.,s.l78 A.g.e.,s.l78 dallarna kadar, te tercihlerinde dier snftan farkllaan n S^ i beden anlay vardardr. Kas glendirmeye ynelik motif-afa^ lan spor dallarndan n bedene ac veren boks ya da bedenle len oynanlan motor ya yarlarna ilgi daha fazladr. ncelikle ar daha ok bir yaamm stilizasyonuna ynelirler ve makrobi- salk klt iinden b bakalar iin beden diye adlandrd h' snflama iinde, fiziki ai alglama nesnesi olarak bedenlerini ekillendirmeye ynelirler. A Alt orta snfn bireyleriyse salkl uzun b'r yaam iin jimnastik gi gibi sporlara rabet ederken srekli bir salkl olma dncesiyleyle diyet yapar. 89 Bu erevede Bour-dieu'ya gre, eer snfn n bilinsiz ve derinde yer alan beden anlayna ters dmezse snnflarn bir spor daln tercih ediyor olduklar yolunda bir hipototez kurulabilir'. Bu bedenle ilikili anlaya beden emas ad verikrilir ve bu beden emas, kii ve bedenle ilgili tm dnya gr ve /e felsefenin biraraya geldii noktadr.490 Bourdieu, erkek ve kakadmn cinsiyetiyle de balantl olarak, habitusun, alanlar ve paaazarlar ierisinde bedenin kullanmnn nasl farkllatn da gsstermektedir. Erkekler ve kadnlar arasnda yemek yemekten yyrye kadar olan farkllklarn zmlenmesi, cinsiyetle ilikili ili olarak bedenin kullanmn vurgular. Sosyal mekanda beden s, sadece cinsiyetle ilikili olmayp, stat, farkl bir grubun yesi olnlmak gibi, dier etkenlere gre de farkl hareket etmektedir.491 BcBourdieu dil kullanm ve beden arasnda da bir iliki

grmektedir, ir. Bu, sosyalleme sreci iinde, aileden balayp okula dein uzaanan srete toplumsal ve snfsal olarak kabul gren meru dil 1 kullanmnn renilmesiyle alakaldr: 'Kiinin sosyal deeri, kekendi dil rn ve beden deeriyle birleerek oluur.'492 Bourdieeu'ya gre 'toplumsal belirleniler sosyal uzamda belirlenmi bir ki konumla balantldr ve toplumsal kimliP. Bourdieu, "How Can OOne Be a Sportsman", Sociology in hestion, ev: R. Nice, Sage Publcalions, L London,1993, s.129-130. Ayrca, bkz., P. Bourdieu, Dstncton: A Social Cntiqtique Of The Judgement Of The Taste, s.212-214. C. ^Shlling, The BodyAnd Sococial Theoy, s.131-133 P Bourdieu. Dstncton: j A Social Cntque Of The Judgeuu "f Of The Taste s.217-218 491 P. Bourdieu, The Logic O Of Practce, ev R. Nice, Poity Pest-,1995, Oxfod, s.70 P. Bourdif u, Language AMnd Symbolic Power, ev: G. Raymond,M Adamson, Pohtv Press, Oxord, 1997(7(1991), s.82 141 i ve cinsel karakteri de, kiinin kendi bedeniyle ilikili olar -ekillendirirler'.493 K Habitusun deimez bir yn olarak beden ve hareketi " toplumsal anlam ve deerlerle balantl olarak dnlmelid" Bourdieu'nun habitus kavram 'kiinin kazand, ama devaml olarak kalc bir nitelik biiminde bedenine dahil olandr'.494 j{a bitus, cisimletiinden dolay, tabii olan bir sermayedir. Daha da fazlas, Bourdieu iin habitustan bahsetmek, 'bireyin, hatta kii-sel olann ve znelin toplumsal ve kolektif olduunu iddia etmek demektir.'495 Bu iddia bizi bedenin toplumsall ve kolektiftim zmlemesine gtrmektedir. Habitus ak bir biimde bedenin toplumsallna iaret eder. Bourdieu bir adm daha ileri gitmi ve bireyi rasyonel eylemi gerekletiren soyut bir zne dncesine sktran yaklamlarn, ciddi bir eletirisini yaparken bedeni, toplumsal eylemin iine yerletirmitir. Bu, ayn zamanda, kaba rasyonelliin de bir eletirisidir. Bourdieu'ya gre bireyler, raryonel olmadan, aWa yatkndr, makuldr ve bu da sosyolojiyi mmkn klan eydir'.496 Elias, Bourdieu ve Mauss'un bedene baklarnn rtmesi aka grlmektedir. Bir anlamda, Mauss'un nerdii biimde bir aratrma alannn olgunlamaya balamas sz konusudur. Beden sosyolojisinin gnmzde erevesini izen sosyologlardan biri olan B. S. Turner'n yaklam ve A. W. Frank'n gelitirdii beden sosyolojisi erevesi, aada ele alnacaktr. Beden Sosyolojisi nerileri B. S. Turner tarafndan iki tr beden sorunu ortaya atlr. Bunlardan ilki beden ii ya da i beden, deeri ise beden d ya da d beden sorunudur.497 Beden-ii ya da i-beden sorunu sosyoloji ve fizyolojinin ilikiye girecei alandr. Beden d ya da d beden sorunu- duygularn ve hislerin vastasyla alglanr ve kam P. Bourdieu, The Logic Of Pracce,s.l\ 494 P. Bourdieu, "The Lngustc Market", s.86 495 P. Bourdieu, L. J. D. Wacquant,^w Invtaton To Reflexve Socology, s. 126 496A.ge.,s.l29-130 497 B. S. Turner, Religon And Socal Theory, Sage Publications, London, 1994(1983), s.117 142 1 alandadr. D-beden bir snrllk deildir ama normatiftir 111115 siliyettir. Turner, tp, seklarizm ve rasyonalizmi bedenin ^ e je etkide bulunan nemli kuvvetler olarak deerlendirir. uzeR s Turner'a gre, 'modern sosyolojik teoride bedenlerin zliSi devam eder'.498 Bu sessizlii ykp bedenleri aratrma S \ olarak yzeye karmak iin ne tr bir yntem ya da yakla-a m gelitirmek gerektii ise dier nemli bir soru olarak kar-^ za kmaktadr. Burada iki nemli neriyi ortaya koymak isti-oruz. Bunlardan ilki B. S. Turner'm yukarda ksaca bahsettiimiz i-beden ve d-beden sorunsalndan kaynaklanr ve bedeni yapsallatrma (structuration) teori erevesinde yap ve sre merkezli inceler. kincisi ise A. W. Frank'n yaklamdr. Frank'n yaklam, Turner'm yaklamn dlamazken baka bir ereve oluturmaktadr. Turner'a gre, eyaam-dnyasnn, ya da gndelik yaamn aklanmas iin, beden sosyolojisi gndelik rutinler, artlar ve ihtiyalar anlamak da gereklidir'.499 Gndelik yaam bedenin retim ve yeniden retiminden olutuuna gre, bireyin nasl retildiinden sz etmeden nce, bedenle ilgilenmek gerekir. Beden tp, ahlak, ticari sylemler yoluyla, toplumsal olarak retilir. Beden, bu erevede sosyal ontolojinin temel esi olarak karmza kmaktadr.500 Bu tema, zellikle sosyolojinin ar sosyallemi bireyine' kar, balangta bedenin olduunu ne srlerek desteklenmektedir. Toplumsal eylemi anlamak iin ihtiya duyulan bir toplumsal aktr ve zelde ise yaygn akl-beden Kartezyen ayrmn aabilecek bir cisimlemi aktr fikridir'.501 Bu balamda Turner, gerek Elias'm uygarlama srecini gerekse de Foucault'nun panoptizm ve denetlenen (carceral) toplum dncesini, bedenin rasyonellemesi zmlemesinin uyarlamas olarak grmektedir. Turner'm, "Beden ve Toplum' adl ilk geni boyutlu beden sosyolojisi almasndaki temel tez, fkapita498 A. W. Frank, "For A socology Of The Body: An Analytcal Review", The Body: Socal Process And The Cultuml Theoy, Ed. M. Featherstone, M. Hep-499wortn> B. S. Turner, Sage Publcations, London, 1993, s,36 ^B S. Turner, Regulating Bodes:Essays n Medcal Socology, s.3 %J B. S. Turner, Medcal PowerAnd Socal

Knowledge, s.8 B. S. Turner, Regulating Bodes: Essays in Medcal Sociology, s.7-8 143 list uygarln disipliner yapsnn ancak bedene uygulanan pratikler tarafndan anlalabileceidir.' K Turner'm hareket noktas balangta marksist bir erev h kaynaklanmsa da, bak asnn daha yaygn bir alan kans h m syleyebiliriz. Bedeni ve insann cisimlemesini ncelev bir sosyolojik perspektif gelitirmesinin kayna olarak, Turn alana dikkat ekmektedir. Bunlar yaam-felsefesi, felsefi ant ropoloji ve fenomenolojidir. Ancak bunlar araclyla olutum labilecek olan 'yaayan beden' fenomenolojisi,simlemi aktr fikrini ortaya karacak ve sosyolojinin temel hedeflerinden bir tanesi olan, toplumsal eylemi anlayabilmenin olanan salayacaktr.503 Turner'a gre modern sosyoloji, geliim izgisi iinde nemli rol oynayan ve epistemolojik temellerini oluturan on dokuzuncu yzyl pozitivizmini ve zellikle insan biyolojisinden kaynaklanarak, insan davranlarn nedensel aklayan biyolojizmi reddetmitir.504 Turner, doal dnyann toplumsal olarak oluturulduu ve insan tarafndan dntrld fikrini, sosyolojinin temel nermelerinden bir tanesi olarak ortaya koyar. Bu noktada sosyoloji geleneinin Marx'la btnletiini ne srmektedir. Marx'a gre, 'insan doaya kar bir konum alr ve onu dntrrken kendi doasn da dntrr'.505 Turner, Kartezyen kartln sosyolojide ileyiine dikkat eker biimde, d dnyann, insan bedeni de dahil olmak zere verili olmadn, ama insann kltr yoluyla yorumlanan ve insan emeiyle srekli dntrlen, bir tarihsel gereklik olduunu vurgular. Bu yolla insan varoluunun ve bilincinin snr olan beden, sosyolojik dnceden soyutlanmtr. Sosyolojinin temel kartl Turner'a gre do502Ag.e.,s.6 Ag.e.,s.8 504 B. S. Turner, The Body And Society, Sage Publications, London, 1996(1984), s.60 ^A.g.e , s.61 Marx, insann doann kuvvetieinden bin olarak ona kar dudu-unu syler. nsan ellen, kollan ve ayaklarn, bedenin gcunu kullanarak o-ay kendi isteklerine gre dntrmektedir: 'D dnyada faaliyet gosterm^ ve onu deitirmek yoluyla insan, ayn zamanda kendi doasn da deitir1 (Bkz., K. Marx, Capital, Cilt:l, London, 1974, s.173) 144 ,506 - /toplum deil, birey(self)/toplum olarak oluur.' T rner'n din sosyolojisi sorunlarndan balayp, beden sosyo- e uzanan aratrmalarnn kapsam ve kaynaklar olduka ^lSl aslktr. Bu disiplnleraras bir proje olmakla kalmaz, ayn ^ anda sosyolojinin ayr ularn bir araya getirme eilimini de Za Dindeki Heodise' probleminden hareketle balanan tart-ta^ bir anda bizi Marx, Weber, Nietzsche ve Foucault gibi bir-k kuramcnn dnce evrenine gtrr. Burada ilk bakta fazlaca karmak gelmeyen bu ilikilendirmeler, rnein, ne zaman ki Turner, Nietzscheci ve Weberci bir Foucault'dan bahsetmeye balar o zaman iyice karmaklaacaktr: Foucault, Turner'a gre, 'Nietzscheci Weber'dir.'507 Bir ok adan nemlerini vurgulamakla birlikte Foucault ve Weber, Turner'a gre yeterli bir beden anlay ortaya koyamazlar: "Foucault, srekli direnmeden bahsetmesine ramen, Fonca-ult'nun bedenleri tp ve siyasi sylemlerin nesnelerinden baka bir ey deildir. Ne Weber ne de Foucault, bilinebilir insan aygtnn gerekli bileeni olarak, aktif bedenin fenomenolojisini orta-* ya koyamazlar"5* Beden sosyolojisi hakknda yazmak, toplum ve fizyoloji zerine yazmak demektir ve Turner'a gre bu ura, 'toplum ve aklla balant iinde, arzu ve bedenlerin mekansal rgtlenmesinin tarihsel zmlemesini iermektedir.' Turner beden sosyolojisi almasnn drt temel prensibini ortaya koyar. Bunlardan ilki beB. S. Turner, The Body And Society, s.61 B. S. Turner, Regulating Bodies: Essays in Medical Sociology, s.4 B. S. Turner, Max Weber, From History To Modemity, s.138. Her ne kadar Turner, Foucault ve Weber'in analizlerinin nemini vurgulamaktaysa da bunlarn eksikliklerine de iaret etmektedir. Turner'a gre, Weber ve Foucault nostaljik eilimler tayan yaklamlar gelitirmilerdir. rnein, modern kltrn olumlu ve ozgrletiren yanlarn dikkate almayan, tek boyutlu yaklamlar oluturmulardr. Sosyolojinin toplumun nostaljik bilmi olduunu syleyen Turner'a gre, Weber'in de dnya grnn kaynan Kalvinizmn derin yalnzl oluturmutur. ( B. S. Turner, Max Weber, From History To Modemity, s. 132-135) Turner, modern toplumsal zmleme yapanlarn ve zelde de sosyolojinin kkeninde grd bu nostaljik eilimi 'Nietzche'nin Dans' adl almada da tekrarlar; bu nostaljinin kaynanda, Netzsche'nm etkisi yatmaktadr. (Bkz., B. S. Turner, G. Stauth, Nietzche'nin Dans:,.., s.1-4) Turner (ve Sta-uth) eer bedenler Foucault'un syledii gibi, sylemlerin bir sonucu ise nasl bir direni ve muhalefet kayna olacaktr, sorusunu ortaya atar. (A.g.e., s.211) 145 deni doa ve kltrn kesime noktas olarak deerlendirin Bu yolla hem bedenin fiziki nitelii hem de toplumsal yn lr ya karlacaktr. Bundan dolay Turner'a gre beden; a yorumlama ve temsiliyetlerin d yzeyidir; ayrca o ... 7 / j- m509 '

dzenlemelerin i evresidir. Turner *n ikinci iaret ettii nokta, i ve d ayrmna baw olarak, Foucault'dan kaynaklanarak nfuslarn ve bireylerin b densel ayrmn yapmak gerektiidir. Bat kltrnde arzu, bed nin iindedir ve bu, asetisizmin rasyonelletirilmi pratikleri tarafndan denetlenmektedir. Bireylerin bedeni, Turner'a gre, benzer biimde nfusun karlar dorultusunda dzenlenir ve kontrol edilir. Buna en ak rnek olarak Turner, grup cinselliinin kontroln verir ve: "Hibir toplum sosyal yeniden retimi bireylerin zgr iradesine brakmaz... Nfusun bedeninin dzenlenmesi, zaman ve mekann iki boyutunda oluur. Bu, politik/kentsel uzamda, nesiller ve nfusun dzenlenmesi arasnda yeniden-retimin reglasyonu-dur. Bu nedenle, arzu zerinde otorite kurma mcadelesiyle ilgilendiinden, beden sosyolojisi bir siyasi sosyolojidir. "510 Turner, beden sosyolojisinin nc zelliini, bedenin siyasi mcadelenin merkezinde olmas tespitinden hareketle ortaya koyar. Burada dikkat ektii nokta cinsiyet kimlii ve cinsiyetten hareket eden dier ayrmlardr. Turner, bunlara rnek olarak ataerkillii verir. Sonuncu zellik olarak ise beden sosyolojisinin bir yanda beden yzeyinde oluan sapmalarla ilgilenmesi gerektii, te yanda ise i bedende oluan hastalklarla ilgilenmesi gereklilii, Turner tarafndan vurgulanr.511 Turner'n bakt pencereden beden, standartlama, kontrol ve dzenlemelere kar direncin olutuu nokta olarak grlmektedir. Her ne kadar feodaliteden, modern topluma gei srecinde bedenin sosyolojisinin analizi retim tarzna bal yaplabilecekse de, Turner'a gre yeni oluan artlar da, bu deiime uramtr. nk yeni oluumda i gcnn taycs insan be509 B. S. Turner, The Body And Society, s.66-67 5WA.g.e.,s.67 nA.g.e.,s67~68 146 . imaktan kmtr. Beden, artk modern retimin hedefleme ulamasnda yeterince verimli deildir'.512 11 Turner, Bat toplumlarnda on sekizinci yzyln diyet progra-in Hristiyan erevede olutuunu ama bunun on dokuzun-yzylda deitiine iaret eder. Turner bu noktada diyet re-mleri ve kapitalizmin ortaya k arasnda bir iliki ngrmektedir. Bu iddiann kaynanda yatan ise on sekizinci yzyl tbb ile dinsel asetizm arasndaki ilikidir.513 On dokuzuncu yzylda sorun kentsel ynetim ve verimlilik erevesine oturur: "Aristokratik bedenin uzun mrll sorunun yerini, i disiplini ve verimlilik almtr. Yirminci yzylda, arzunun kontrol erevesinde i bedenin kontrol edilmesi sistemi yerini, ksmi olarak d bedene duyulan ilgiye brakmtr."514 Turner, yirminci yzyln bir baka zellii olarak bedenin ti-carilemesini gsterir. Narsist kimlik tarafndan, bedenin, cinsel haz ve kendini-beenmenin nesnesine dntn vurgular. Diyet rejimleri zerine olan tartmasnda Turner, Foucault'nun bilgi-iktidar zmlemesi ve Weber'in modern rasyonelleme sreci analizini btnlettirmektedir.515 Turner'a gre, 'enerjinin disiplin edilmesi ve ihtiyalarn artmas balamnda bedenin rasyo-nellemesi, Weber'in kapitalist geliim analizinin temel temasdr'. Diyet rejimlerinin, bedenin rasyonellemesi, kontrol edilmesi ve bir adm ileride hedonizmin temel nesnesi haline dn-mesiyle ilikilendirilmesi gereklilii ortaya kar. Turner, modern toplumda bedenin drt boyutta ele alnabileceine iaret etmektedir. Bunlar, yenidenretim (reproduction), snrlama (restrain), dzenleme (regulation) ve temsiliyettir (representation). 5nB. S. Turner, Regulating Bodies: Essays in Medical Sociology, s. 11 B- S. Turner, 'The Discourse of Diet", Theory, Culture And Society, Cilt.l, ,M1982-1983,s.27 SHB- S. Turner, ReligionAnd Social Theory, s. 122 5i6B" S> Turner, 'The Discourse of Diet", s.29 B- S T urner, Max Weber, From Hstory To Modernuty, s.l 18 147 ekil 2 Bedenin ele alnaca drt boyut .517 Nfus Bedenler Zaman Yenidenretim Malthus Onanizm Dzenleme Rousseau Fobi Kontrol ' ( Weber Histeri Temsil Goffman D Anoreksiya

Mekan

Her toplumun varolu koullarnn aralarn ve bireylerini retmek zorunda olduunu vurgulayan Turner, yeniden-uretim boyutu zmlemesine Malthus'un demografik analizini koyar. nk Malthus, Turner'a gre, nfusun yeniden retimi ve nfus kontrol sorununun hem doal hem de ahlaki boyutunu tanmlamtr.518 Turner, snrlama boyutuna, Protestan ahlak ve kapitalizmin douu zmlemesinde asetizme yapt vurgudan dolay We-ber'i koyar. Geleneksel Bat toplumlarnda nfusun yeni-den-retimi kurumsal aralar ve ataerkillik, monogami ve ge evlenme yoluyla kontrol edilmitir. Turner tarafndan, Weber'in zmlemeleri, (i) bedenin

ahlaki kontrol dzeyinde, kapitalizmin dousuyla dinsel asetizm arasnda kurduu iliki nedeniyle nemli bir konuma oturtulur.519 Snrlama ve yeniden-retim sorunundan ayr dnlemeyecek bir boyut olarak, Turner, kent toplumunda sosyal uzamda nfusun dzenlenmesini ortaya koyar. Drdnc boyut olan temsiliyet d beden sorunuyla or-tmektedir.520 Bu temsiliyet sorunu aslnda modern sonrasnn beden zmlemesi asndan da nem tamaktadr ve d bedenle alakaldr. Kamusal alanda bedenlerin temsiliyeti erevesine, beden sosyolojinin eilmesi gerekmektedir. Bu drt dzeyin ileyii zerindeki analiz genellikle retim tarzlar ve modern beden aras ilikiye ynelirken, bedenin gun517 B. S. Turner'n bedenin ele alnabilecei drt boyutu gsteren ema. Bkz, S. Turner, The Body And Socety, s. 108 148 yA.g.e., s 108,113 >oA.g.e., s.108 d lik yaamdaki konumunun deimesiyle ilgili olarak Turner f rkl zmlemeler de ortaya atmaktadr. Turner kapitalizm n-esi toplumlarda ana hedefi duygularn i yapsn kontrol etmek olan, dinsel anlam ve ritel sistemi iine, bedenin kapatldn vurgular. Modern toplumlarda ise durum farkldr, 'kontrol ve ncelik dzeni, sekler yapdan karak, kiisel olan ve arzulanr hislerin kayna olarak bedenin d yzeyine tamtr'.521 Robot, bilgisayar ve cyborg'larla donanan gnmz toplumunu tanmlamak amacyla Turner, 'somatik toplum' kavramsaln one srer. Modern beden anlaynn dnmne de bu kavramsal yoluyla karlk aramaktadr. Somatik toplumda, lm, Turner'a gre, iddetle deil, artan kanserle, sessiz virsler ve aalayc dokunularla gelecektir: "Somatik toplum, bedenin ayn anda hem snrlayan hem de direnen siyasi ve kltrel eylem alan olduu toplumsal sistem olarak tanmlanr. Beden, toplumda kriz ve tansiyonun temalat baskn aratr: O, beklenilmeyen zamann iinde, doas zerinde oluan, ideolojik yansmalarmzn dolgusunu salar.... Somatik toplum mutlak olarak ve eletirel biimde, bedenlerin dzenlenmesi erevesinde yaplanr" 21 Turner gibi A. W. Frank'ta beden sosyolojisinin erevesini izmeye almtr. Gnmzdeki beden tartmalarnn, Frank'a gre, kayna bulunmaktadr: Modernist, post-modernist ve feminist.523 Pozitivist baka gre beden bilinir; bu bilgi, bir temel oluturur. Ayrca modernist bir baka alm, bedeni kltrel ve sosyal olann rn olarak grr. Modernist yaklamn iinde u iki atan eilimi grmemiz mmkndr: lki bedeni deiimlerin evreninde bir deimez, sabit olarak grnen, dier yanda onu deiimlerin bir yansmas olarak deerlendirme eilimindedir. Bu ikililik post-modern zmlemelerde daha ileri bir dzeye tanmaktadr. A. W. Frank'a gre: "Beden sosyolojisi, cisimlemeyi sosyal rgtlenmenin bir sonucu olarak deerlendirmez; ama, daha ok sosyal rgtlenmeyi cisimlemenin bir yeniden retimi olarak deerlendirir. Cisim522 B. S. Turner, Max Weber, From Histoty To Modemity, s. 118 ,21 B< S- Turner, Regulatng Bodies: Essays in Medcal Sociology, s. 12-13 A. W. Frank, "For A Sociology Of The Body: An Analytical Revevv", s.39-40 149 leme, siyasi snf ve cinsiyet basklama prensiplerini temsil sosyal hayatn bir deimezinden baka bir ey deildir. "524 ^ Turner tipolojisine kar, Frank kendi tipolojisini kurar ft deni toplumun ilevsel bir sorunu olarak almaktansa, ki bura d Turner'm ilevsel sorundan teye geebilecek, baka alana d uygulanabilecek nitelikte bir tipolojisi olduunu da teslim ed rek, cisimleme olarak eylemin (action as embodiment), deer lendirilmesine gider. Frank bedenin, Turner'n ilev sorununa karn, kendi-iin (for itself) bir sistem sorunundan ok, eylem sorunu olduuna dikkat eker. Frank tarafndan, fenomenolojik bir yneli, ilevsel bir ynelie tercih edilmektedir. Her ne kadar Turner'da bir yaayan beden fenomenolojisinin gerekliliini vurgulamaktaysa da, bedene ilevsel ynden bakt aktr.525 nsanlar kendi bedenlerinin oluumuna katlr ve onu kullanrlar, ama hibir zaman bu onlarn tam istedikleri dorultuda gerekleemez. Bedenin kuruluunda ideolojiler Frank iin nemli bir konumdadr. Bunlar, ideolojiler sabit deillerdir: Beden teknikleri ve pratikleri iinde dnme urarlar. 'Beden ynetimi' burada kartlklar uzam iinde sabit olmayan geici bir dzenlemedir. Frank'a gre: "Beden bir sre, kendileri de kalc olan yeniden inalarn iinde kartlklarn hermeneutik tekrarlanmasdr. Bedenin inas kartlklarn tarihidir... Bedenin ynetimi geici bir dzenlemeden fazlas deildir."526 Frank, cisimleme erevesinde, bedenin iinde yer ald alandan bahsetmektedir: Sylem, bedenin snr ve imkanlarnn bilisel (cognitive) haritasn oluturur: Kurumlar, sylemlerin iinde oluan ve sylemlerin iinde dzenlendikleri, bedenin iinde hareket halinde olduklar, gidip geldikleri, fiziki mekanlardr: Bedensellik, fizyoloji olarak bedenin konumland alandr. 527 Frank, bedenin ilikilendirilmesi gereken drt balam olarak kontrol, arzu, tekilerle iliki halinde oJna (other-relatedness) AAg.e., s.42

'"A.g.e., s.45-46 6^ A.g.e, s.49 150 divle ilikilii (self-relatedness) ortaya koymaktadr. Bee bu drt alan iinde deerlendirilmesini salayacak drt cienl, tjpj de u balklar altnda toplar: Bunlar, disiplin edilmi d n yansyan beden, basklanan beden ve iletiimsel bedendir. V nk'n yaklam bir beden sosyolojisi erevesinin fenomeno"k bir kurgusudur. Frank'm yaklamnn, beden sosyolojisi n nemli almlardan bir tanesini oluturduu sylenebilir. Deerlendirme Bedenin sosyoloji iinde ald konumu tarttmz bu blm, bir beden sosyolojisi erevesinin disiplinleraras nitelikte olmas gerektiini gstermektedir. Beden tartmasnn iine bir vanda sosyolojik yaklamlar te yanda ise felsefi eilimler gelip yerlemektedir. Bedenin, M. Mauss'un beden tekniklerinden, Merleau-Ponty'nin fenomenolojisine ve Elias'm uygarlama srecinde bedene bakndan, Bourdieu'nn habitus kuramna, farkl biimlerde, sosyal dnce iindeki artan nem ve ald konum aka grlmektedir. Bir beden sosyolojisi zmlemesi iin en nemli grnen nokta zmlemenin disiplinleraras bir nitelikte olmas gerekliliidir. Feminizm, fenomenoloji, antropoloji, felsefe, sanat gibi alanlarn iinden gelen tartmalar dikkate alnmaldr. Bedenin yukarda tartlan alanlardaki farkl boyutlar, bize hangi beden diye sormamz da gerektirir: Hangi beden bir beden sosyolojisi ilgi alan iindedir? Hasta, l, basklayan, kurumsal, kentli, arzulanan, yaayan, sylemsel, salkl, iletiimsel, maddi, uyuyan, konuan, basklanan, kyl, yansyan, cinsel..., tm bedenler, bu aratrma alann iinde olmaldr. Sonu blmnde bedenden hareket edecek sosyolojik zmlemenin snrlar, temellerini oluturan ereve, u ana kadar ete aldmz yaklamlar dikkate alnarak, ortaya koyulacaktr. onu blm ayrca tketim ve beden, post-modernizm ve beden erevesinde bir tartmay da icinektedir. Bu tartmalar *i nedenle nemlidir. Bunlardan ilki giderek bedenlerin daha azla tketimle balantl dnlebilecek hale gelmesidir. kinci nemli nedense post-modernizm erevesinde oluan tartmalar -N oluyla bedenin toplumsallnn ve neminin daha fazla one k151 el madr. Post-modern diye anlan durumun teknolojik hv kurgusu iinde bedenin ald konum giderek daha faz mal hale gelmitir. Bu, bizi bir yanda tketim ve beden i? S"15" balarken te yanda teknoloji, kimlik ve beden ilikisine o ,ne ektir. goture152 SONU Bedenin toplumbilimsel bir analizde nemli bir yer almasnn temel nedenlerinden biri olarak, modern zne anlaynn tartmaya almasn gsterebiliriz. Bu tartmalara rnek tekil edecek temel teorik ereveyi ortaya karmak amacyla, feminizmden yapsalclk sonras dnrlerine kadar birok yaklam bu tez ierisinde ele alnmtr. Bu tartmalarn bir yandan modern sosyolojik zne anlaym ypratan ynleri ortaya koyulurken, te yandan bedeni ne karan yanlar gz nne serilmeye allmtr. Aslnda beden erevesinde yaplmak istenen tartma, modern toplumbilimin temel ynelimine ve nermelerine ilikin bir sorgulama olarak deerlendirilmelidir. Beden ve D Beden zmlemesi Yirminci yzyln banda, toplumbilimin kurucularndan Emile Durkheim insann iki ynne iaret etmitir. Durkheim'a gre insan, maddi olan ve ruhsal olann, yani beden ve ruhun birlikteliidir.528 Toplum ise, Durkheim tarafndan, bireylerin bilincinin erevesini atan bir btnlk olarak deerlendirilir.529 Bu erevede, kolektif bilin ise psiik yaamn en st biimi ve bilincin bilinci olarak ortaya konmutur. Durkheim'a gre toplum, hem tm bireylerin stnde yer alan ve tm snflar kapsayan bir snf, hem de tm ahlaki ve fiziksel kuvvetlerin en gl bileenidir: "Toplumun sahip olduu yaratc gce eit gte baka gzlenebilir varlk yoktur"530 Durkheim, toplumu bu biimde ele alarak insan bilimleri iinde ona nesnesini kazandrmak istemitir: Toplumbilim, insann bilimlerine yeni bir alm getirme hedefiyle ortaya km^E. Durkheim, The Elementary Forns OfRehgous Life, s.263 9 A.g.e., s.443 Ag.e.,s.446 153 ,531 tr.' Bu, metodolojik bireyciliin de temelinde yatan anlayst Birey ve toplum birbirlerinden bamsz olarak deerlendirilir ken, toplumsal olgular bireylerin etkilerinden bamsz olarak deerlendirilebilir eyler olarak ortaya koyulmutur. Durkheim her ne kadar bireyin kolektif temsiliyet iindeki yerini yadsmaz ise de ona ayrcalkl bir yer de tanmaz: Durkheim'a gre, 'tonlum evrensel olan bir eydir ve kolektif temsiliyette bireyin

etkisi ortadan kalkmtr.'532 Bu anlay modern sosyolojinin de temelinde yatan anlaytr. Toplum bireylerin etkileiminden oluan ama bireyden ve bireylerin toplamndan farkl bir olgudur. Bu yolla toplumbilim kendi nesnesini, psikoloji ve biyolojiden farkl bir biimde tanmlama yoluna girmitir. Gerek toplum gerekse de bireyi statik bir erevede ele almayan bir anlayn gnmzde gereklilii aktr. Bu amala cisim-lemi bireyin nemini ortaya karan bir sosyolojik alma gerek vardr. Bu almada, bireyin belirlenmi kurallar ve hedefler erevesinde eylem yapan bir aktr olmaktan fazla bir ey ya da en azndan daha karmak bir toplumsallk olduu sav, ortaya konulmaya allmtr. Bu amala da, toplum ve bireye eletirel yaklaan anlaylar ele alnmtr. Buradan kan temel sonulardan biri, bireyin homo-dubleks yani Kartezyen anlayn ikiye ayrd ruh ve bedenin toplam olmaddr. Birey bundan daha fazlasdr ve belki de ona ho-mo-kompleks demek gerekmektedir. Bu erevede toplumsal eylemin znelerinin birer robot olmadklar, onlara dardan verilmi bir ruh ya da aklla eyleyen aktrlerden daha fazla bir ey olduklar sylenebilir. Bu tr bir tartma gerek G. Simmel gerekse de N. Elias'm yaklamlarnda ak bir biimde gzlenebilir. Bourdieu'nun habitus kuram da metodolojik birey anlayndan kopua iaret etmektedir.534 Cisimlemenin ve bedenin toplumsal ve snfsal yn burada da ak bir biimde ortaya koyulmutur. Bir baka cephede ise gerek feminist aratrmaclar gerekse SitA.ge , s 447 41 e , s 444 ^ Omegn, bkz , G Simmel. 1 he Poblem of Socology', Geotg Simmel Cntcal Azsessments, s ^0, N E'as, The Socety Of Ind\ duals, s 6 "4P Bourdeu, Waoquant, L J D . An Itvtaton I o Refle\ve Socology, s 15-16 154 yapsalclk sonras dnrler vardr; bu yaklamlar, Kartezkurguya yaptklar eletiriyle bireyin ve toplumun ele alm b' imine yeni bir alm salamlardr. Bu erevede bedenin ve 'simlemi bireyin zmlenmesine bir taslak oluturmak, ayrbir beden sosyolojisinin kriterlerini ve aratrma erevesini sergilemek gereklidir. Beden sosyolojisi disiplinleraras bir nitelik tamak durumundadr. Bu ereveyi olutururken, bu alma boyunca ele alnan yaklamlarn bir sentezi ortaya koyulmak durumundadr. Bu amala, B. S. Turner ve A. W. Frank'm tipolojilerinden yararlanlabilir. Ayrca, feminist yaklamlarn iaret ettii, bireyin cinsiyeti olduu ve bunun, zel ve kamusal alanda nemli rol oynad, toplumsal eitsizliklere temel oluturduu sav dikkate alnmaldr. Bir dier nemli nokta Foucault'nun bio-politika anlay ve buna bal bir dizi analizidir. Bu, disiplinci pratikler ve sylemlerin nemine iaret etmekle kalmaz, ayrca bedenin re-tilebilirlii ve kontrol anlaym da ortaya karr. Gerek Nor-bert Elias gerekse de Pierre Bourdieu'nn zmlemeleri, bedenin snfsal ve tarihsellii ile birlikte toplumbilimsel analizde tartlabilecei snrlarn geniliini de gstermektedir. Bir taslak oluturmada, ilk olarak i beden ve d beden problemi olarak belirtilen ayrmn faydal olaca aktr. beden ve d bedenin sosyolojik ayrm, sadece yaplacak zmlemenin snrlanmas asndan nem tamaktadr. Bunun nedeni olarak ileri sreceimiz dnce, basit bir tespitten kaynaklanr. beden olarak ele alnan alan gerek sosyal gerek bireysel alkanlklarn etkisi altndadr. Bu etkilenim ayn zamanda d bedenle de ilikilidir ve ondan ayrlamaz. Ayn sre d bedenden i beden sorununa doru da benzer bir ileyi tar. nk i ya da d adn alsa da, sz konusu olan ayn bedendir. B. S. Turner'dan dn aldmz bu ayrm her ne kadar biyolojik olan ile temsili-yet arasndaki bir ayrmdan kaynaklanyor gibi grnse de sadece zmleme alann daraltmak ve paralara ayrmak yoluyla analizi kolaylatrmak amacn tamaktadr. ekiL3, bu ayrm ve bfcden sosyolojisinin yardmlaaca alanlann bir ksmn gsterilidir. 155 ekil.3. ve d beden ayrm emas Beden Sosyolojisi beden analizi Tp Biyoloji-anatomi Salk(tp) sosyolojisi Fenomenoloji Bilim tarihi Bilim felsefesi Cinsiyet-cinsellik Salk ve nfus politikalar (...) Toplumsal Bireysel, dzey dzey Bio-politikalar |zi Sanat Moda Tketim

Medya Cinsellik-cinsiyet Post-modernizm Gstergebiiim Post-yapsalclk (...) Kamusalzel alanda alanda temsiliyet Geleneksel Modern Post-modern r: Bu 156 dr. 535 Burada ortaya kan bir sonu (i) beden ve organlar hakkn-.. anatomik ve biyolojik bilgideki dnmlerin sadece teknik vutta olmaddr. Bunlar ayn zamanda kimliklenme anlayma etkiler ve farkl dzeylerde, rnein toplumsal eitsizlii aklamakta olduu gibi, eitli toplumsal sonular dourur. Tp sosyolojisi olarak gelien sosyoloji dal, bu erevede beden sosyolojisinin bir paras olarak deerlendirilmelidir. Beden sosyolojisi, bir yanda bedene bakta tbbi pratikler, kuramlar ve hastalklar ele alrken, te yanda bu alanlardaki dnmlerin ve yeni tekniklerin ortaya kard sonular da toplumbilimsel bir perspektiften deerlendirmeyi hedeflemelidir. rnein, bir hastaln toplumsal ve fiziksel kaynaklarnn ortaya konulmas nemlidir ama ayrca hastaln sonular balamnda oluan artlar da edeerde nem tar. Buna verilebilecek en iyi rnek AiDS'tir. ADS' incelerken dikkate alnacak nokta sadece bedenin savunma sisteminin tahrip olmasnn nedenleri deildir. Bu hastaln, baka bir deyile i bedende oluan sorunun sonular da beden sosyolojisi asndan nemli olmaldr. Dlama mekanizmalarnn, bu hastalk sonucu nasl ilemeye balad ya da eer tam tersi bir sre iliyorsa, bunun nedenlerinin ele alnmas, bu balamda nem tar. Bu verilen rnek farkl balamlara tanabilir. rnein, B. S. Turner 1980'lerde Avusturalya'da youn olarak ofislerde ve modern teknolojinin kullanld ortamlarda alanlarda grlen ve yukar eklemlerde oluan arlarla ortaya kan (RSI ya da tenosynovitis ad verilen) hastal ele almaktadr. Bu hastaln tbbi nitelii ve kkeninin biyolojik mi yoksa psikolojik mi olduu tartmasn bir kenara brakarak, Turner bu ofis hastalnn modern toplumun bir hastal olduuna dikkat eker ve sendikalardan, devlet kurumlarna ve sigorta irketlerine dein oluan etkilerini vurgular. Turner, RSFye kar ofis ergonomisinin, i pratiklerinin ve acya ynelik zel tbbi tepkiler dahil olmak zere, i motivasyonunun tekrar deerlendirildiini' K. L. Kern,"Gray Matters: Brans, Identities and Natural Rights, ", The Social And Politcal Body, Ed. T. R. Schatzki, W. Natter, The Guilford Press, Lon-don, 1996, s. 103 157 vurgular. Bu tr hastalklar gerek bireysel gerekse de sal boyutunun ele alnmas iin dzeyde analiz yaplmas^ ine dikkat ekmektedir. Bunlardan ilki hastann dzensizlik T glamas ve yorumlamasnn ortaya karlmasn hedefleyen b" ar fenomenolojisidir. kincisi hastalklarn ortaya k sreci ve hangi gruplarda ortaya ktn ele alan bir sosyal sre anal] zidir. ncs ise, Turner'a gre, hastaln politik ekonomisini ortaya karmay hedeflemektedir.537 Bu balam AiDS'ten, vereme, kansere, eker hastalna ve sakatlanmalara dein birok alana uygulanabilir. bedenle ilikili alann tp ve biyoloji ile balantl ele alnmas kesinlikle bir biyolojik indirgemecilik nitelii tamamaktadr. Bedenin biyolojik sorunlar, ADS, kanser ve bunlar gibi birok hastalkta olduu gibi sylemsel hale gelmilerdir. Bu erevede N. J. Fox u soruyu ortaya atar: Bu sylemlerin oluturucular kimlerdir? rnein medya ve popler basn yoluyla AiDS'in bulat bir grup, homosekseller, hastaln kayna olarak gsterilmitir.538 Bu yolla hastalk hakknda birok metafor oluturulmutur. Bedenle ilikili olan birok konu, rnein hastaln bilimsel tanm ve halkn onu ele al arasndaki fark bir beden sosyolojisi analizine konu olabilecek niteliktedir ve bu amala salk, tp gibi alanlarla iliki iinde deerlendirme yaplmak durumundadr. Benzer biimde bilim tarihi ve bilim felsefesi yardmyla beden anlayndaki dnmler incelenebilir. rnein, insan anatomisine baktaki farkllamalar, dier bilimsel gelimeler ve toplumsal dnmler erevesinde deerlendirilmek yoluyla gnmzde bedene bak zerine bir deerlendirme olana salarlar. Bu nedenle bir beden sosyolojisi almas bu alanlarla birlikte dnlmelidir. Bir baka dzeydeyse i beden analizi, nfus ve salk politikalarn deerlendirmek durumundadr. Bunun nedeni, bedenin disiplin edilmesi ve kontrolne ynelik nitelikte politikalar deerlendirmektir. Ayrca bu deerlendirme ^6 B. S. Turner, Medical Power and Social Knowledge, s. 15 A.ge., $.15-16 518 N. J. Fox, Postmodernism, Sociology And Health, pen Univesity Press, Buck-hingham, 1995(1993), s.3 158

y 1 salk ve nfusla ilikili byk lekli politikalarn so-yllfnnn ele alnmas salanr. Burada ele alman ereveden nU1ayCa anlalabilecei gibi, i bedeni sadece biyolojik bir temel-le almyoruz. beden gerek gndelik rutinler ve eitli d-de saflk ve nfus zerine gelitirilen siyasetin, gerekse de bi-r sel ve^geleneksel tp anlaylarnn iinde ve bunlarn sonula-balamnda ele alnmaldr. Beslenme alkanlklarndan tbbi ratiklere kadar uzanan bir platformda i beden sorunu sadece biyolojik deildir ve sosyo-kltrel birok etkileimin odanda ver almaktadr. Bedeni ele al tarihsel ve bilimsel dnmler iinde farkllatndan, i beden analizi tarihsel zmlemelere de ynelmeli ve farkl dnemlerin i beden sorunlarn ele almaldr. rnein gemite sorun olan birok hastalk, bilimsel gelimelerin sonucu, ortadan kalkarken yerine yenileri yerlemektedir. Foucault'nun biyo-politika anlay bedenlerin dzenlenmesi erevesinde deerlendirilebilir; nfus ve salk politikalarnn zmlenmesine olanak salar. rnein, M. Hewitt, Foucault'nun bedenlerin kontrol, normalletirilmesi, sosyal beden zerindeki iktidarn dnm ve yeni kontrol teknolojilerinin farkllamas zerinde durur ve bunlar sosyal politikalar ele almakta kullanr.539 'Sosyal beden' anlay burada iktidarn hedefinin kolektif cisimlemesi erevesinde bir metafordur. Bu metafor gerek toplumun geneli iin, gerekse de eitli renci, tutuklu ve hastalar gibi zel gruplarn ynetimi ve dzenlenmesi olgusuna aklk getirmektedir ye Hewitt'e gre: "On yedinci yzyldan sonra ve zellikle on sekizinci yzyl sresince, eitli kontrol teknolojileri bedenin yaamn, sal-n,(..,)korumak ve dzenlemek amacyla gelitirilmitir"5^ beden analizi bedenin kontrol ve dzenlenmesi balamnda eitim sisteminden cezalandrma sistemine dein birok alanda zmlemeye olanak salar. Benzer biimde d beden zmlemesi de belirli ekonomik, politik ve sosyal sreler ve etkiler balamnda deerlendirilmeM. Hevvitt," Bio-Politics and Social Polcy: Foucault's Account of Welfare", The Body: Social Process And The Cultural Theory, M. Featherstone, M. Hep-worth, Turner, B. S., Sage Publications, London, 1993, s.228 4^ 159 lidir. Bu nedenle, d bedeni temsiliyet balamnda deerlend" mek ve zellikle tketim toplumuyla beden ilikisine vurgud bulunmak gerekir. Bourdieu'nn habitus kuram ve sekin] "k kavram snfsal boyutta d beden sorununa alm getirir. Aktr ki beden, gerek snfsal, gerekse de bireysel kimlik oluumunda nemlidir. Bireylerin beden anlaylarnn ve spordan giyime tercihlerinin, snfsal ve toplumsal bir balamdan kaynaklanarak olutuu sav tutarl bir biimde d beden analizine bir alm salamaktadr. Bir baka ynden de beden konusunun artan nemine de bu analizden kaynaklanarak bir cevap vermek olasdr. nk, bedenin bir haz nesnesi ve sekinlik simgesi haline dnt modern toplumda tm alanlarda beden ne kmtr. Beden zerine mdahale, kozmetikten, estetik cerrahiye birok alanda gereklemektedir. Burada ama salkl ve gen grnen bedenlere sahip olmaktr. Beden zerindeki bu mdahaleler bilimsel ve teknik gelimeler yoluyla artmaktadr. rnein, Shil-ling'e gre bu mdahalelerin sonucunda 'bedenin ne olduu hakkndaki bilgi sorunlu hale gelmektedir' ve bedeni modern hayatta bir proje olarak deerlendirmek gerekmektedir.541 D beden analizi bedenin temsili ve temsille balantl bedene yaplan mdahaleleri analiz ettiinden dolay politik ve ekonomik zmlemeleri de iinde barndrr. nk sz konusu mdahaleler byk bir endstri ve gelir kaynann odana yerlemitir. D beden, tketim toplumunda temel siyasal kontrol ve dzenleme alan olarak karmza kmaktadr. Bu nedenle beden ve tketim toplumu ilikisine d beden zmlemesi balamnda yaklamak gerekmektedir. Tketim ve beden ilikisine nemli bir alm getiren sosyolog olarak Mike Feathersro-ne'nun adn verebiliriz. Tketim Kltrnde Beden Featherstone'nun tketim kltr zmlemesinde yer alan en nemli vurgulardan biri, gndelik hayatn estetiklemesi zerinedir. Featherstone'nun gndelik hayatn estetiklemesi erevesinde tanmlad noktalardan biri ise ada toplumda gnde541C. Shilling, The BodyAnd Social Theory, s.3-4 160 vaamm iini dolduran imgelerin hzl akn ifade etmekteki- 542 Tketim toplumunda mallar, kltrel balar ve hayaller rinde zgrlemitir ve Featherstone bu noktada zellikle reklamcla dikkat eker: Reklamclk, iyi yaam, arzu, gzellik, mantizm, tatmin ve cemaat imajlarn' smrr ve bu imajlar, tabundan arabaya, alkoll ieceklerden amar makinesine birok endstriyel rnle btnlettirir'.543 Burada temel noktalardan biriyse, markann tketimi olgusudur ve Featherstone'nun iaret ettii ekliyle, ayn rnleri bakalaryla paylamaktan, onlarn da bu rnleri kullanmasndan haz duyulmaktadr.544 Sz konusu olan mallarn kullanm deerlerinin nemlerini yitirmesi ve bu yolla rnn anlamdan da bamszlamasdr. Burada beden ve tketim ilikisini, bir yandan bedenin korunmasna ynelik pratikler, te yandan ise bedenin grnm balamnda ele alnr. Featherstone bu balamda i ve d beden ayrmn benimserken, bunlarn birbirlerinden ayrlmaz niteliine de dikkat eker: Featherstone'a gre, tketim toplumunda:

7 ve d beden bir araya gelir. Tketim toplumunda i bedenin korunmas, d bedenin grntsnn gzelletirilmesi hedefini tamaktadr"5*5 Bedenin korunmas ve i beden sorunu salk ve bedenin ilevinin optimum hale gelmesiyle ilikilidir. Featherstone d bedeni hem grnt hem de toplumsal uzamda bedenin kontrol ve hareketlendirilmesi balamnda deerlendirmektedir. Featherstone'a gre gzel grnmek yoluyla rahat ve iyi hissedilecei dncesi satlabilir bir mal olarak medya ve irketler tarafndan ileri srlr:546 yi grnmek ve bedeni korumak tketici yaam tarznn kanlmaz parasdr.'547 Bu tketim toplumunda yaam stilleri balamnda hemen akM. Featherstone, Consumer Cuture And Postmodernism, Sage Publicatons, Ldn, 1996(1991), s 67 , s. 14 s 17 M. Featherstone. "The Bod> m Consume Cultuic". Pv Body. Sonu' Process And The Cultural Tleory, Ed. M.Featherstone, M Hep\\orth, B. S. lune, Sa-ge Publicatons, London, 1993, s 171 161 lmza gelecek konularn banda, eitli beslenme rejimleri spor yoluyla salkl ve iyi grnme abasna harcanan zama a para gelir. Featherstone ince ve zayf olmakla, salkl olrjl arasndaki ilikiye eletirel bir yaklam getirmektedir. i$m olmann salk asndan tehlikeli olduu dncesi kamuca b nimsenmitir. Featherstone buna kar, zayflk ve salkl olmak arasndaki ilikiyi ele alan bilimsel aratrmalar rnek gstere rek, medya ve reklamlardaki tavsiyelerin birounun yar bilimsel nitelikte olduunu iddia eder: 1980'li yllarda ngiltere'de yaplan aratrmalar, zayf olann uzun yaayaca tezinin tam tersine, fazla kilolularn uzun yaadn ortaya karmtr.548 Disiplinleraras Bir zmleme Olarak Beden Sosyolojisi Tketim toplumu ve beden ilikisini eletirel bir biimde ele alrken, Featherstone beden sosyolojisi asndan da nemli bir alm salamaktadr. Bedenle ilgili metaforlar modern toplumda yaratlmakta ve beden, tketim kltrnn temel esi halini almaktadr. Bedenin geleneksel, modern ve modern sonras diye anlan toplumlarda incelenmesi yoluyla (cisimlemi) znenin eylemlerini ve bunlarn dnmlerini anlamak mmkn olacaktr. Bu almann iki temel problemi zerinde durulmutur. Bunlardan ilki, gerek zelde sosyoloji gerekse de genelde insan bilimleri ve felsefe iinde, beden sosyolojisi diye anlan alan mmkn klacak yeterli kavramsal ereve bulunup, bulunama-dyla ilikili sorudur. Buna cevap olarak ortaya kan temel nokta sosyolojinin, Kartezyen akl(ruh)-beden ayrmna sk skya bal bir biimde gelitiidir. Manftan Durkheim'a sosyoloji gelenei direkt olarak bedeni ele alacak bir ereve salamaz. Yine de N. Elias'm uygarlama sreci analizinde bedene tand ayrcalkl yer ve Bourdieu'nn, habitus kuramnn da, bedeni merkeze almas dikkate deerdir. Bu yaklamlar, bedenin tarihsel ve toplumsal konumunu ortaya karmaya yarayacak analitik bir ereve oluturmakla kalmaz, analizlerin kendileri zaten bir beden sosyolojisi zmlemesi olarak deerlendirilmelidir. Benzer biimde gerek Foueault gerekse de Deleuze gibi yapsalclk *A.g.e., s. 185 162 dnrleri bedeni ne karan zmlemeler yapmlar-flTnlar ve bu alma boyunca ortaya koyulan, feminizm gibi, ^ k yaklam bedenin toplumsallna iaret etmektedir. Be-bir(^osyolojisine olanak salayacak kavramsal ereve, bu tartmalar iinde bulunmaktadr. Bu almann ikinci sorusu beden sosyolojisi zmlemesinin tr bir alan ve snrlar iinde yaplabileceidir. Bu alma bo-nca ele alman birok yaklamnn birliktelii ve gerekirse bir rada kullanlabilecei toplumsal bir zmleme alan olarak beden sosyolojisini ele almak gerekir. Beden sosyolojisi, byk tarihsel srelerden, hastalklara kadar uzanan bir eksende insann cisimlemesinin ele alnmasndan daha geni bir aratrma alan olarak deerlendirilmelidir. Bu birbirlerinden uzak gibi grnen birok alan bir araya gelerek bir beden sosyolojisi erevesi salasa da, bu yaklamlarn hibiri bedenin ne olduu sorusuna verilecek tam bir yant tek balarna verememektedirler. Bu nedenle, bedenin ne olduuna cevap verecek bir ereve kurulmas iin, felsefeden antropolojiye kadar birok disiplin ve bunlarn iindeki farkl anlaylar birletirilerek, bedene bakta birbirlerini tamamlayan ynleri ortaya koyulmaldr. Sonu blmnde, ne karabileceimiz temel konulardan bir tanesi olarak tketim toplumu ve beden ilikisine dikkat ekilmitir. Gnmz toplumunda bedenin konumu ve toplumsallnn sergilenmesi kolay grnse de, bedenin ne olduu hakknda sadece geici cevaplar vermek durumundayz. Byle dnlmesinin nedeni bedene yaplan mdahalelerin okluu ve eitliliidir. Sz konusu olan bedenlerin, Kartezyen dncenin snrlamasnn dna tamasdr. Sosyoloji dier alanlarda retilen dnceleri de kullanarak sosyal gereklik olarak bedenin tanmlanmasn salayabilir. Salk sisteminden, iletiime ve kimlik tartmalarna kadar birok alan almasnn vastasyla bedenin, ne olduu sorusuna cevaplar aramak mmkn olacaktr. 163 KAYNAKA KiteP Adorno, T.W., Horkheimer, M., Dialectic Of Enlightenment, ev: S.

Gunnng, Verso, London, 1979 Akay, A., Postmodern Goruntu, Balam Yaynlan, stanbul, 1997 Akay, A., Michel Foucault: ktidar ve Direnme Odaklan, Balam Yaynlar, istanbul, 1995 Akay, A., Tekil Dnce, AFA Yaynlar, stanbul, 1991 Althusser, L., deoloji ve Devletin deolojik Aygtlan, ev: Y. Alp, M. Ozk, iletiim Yaynlar, stanbul. kinci Basm, 1989 Ayer, A. J., The Central hestons Of Phlosophy, Penguin Books, London, 1973 Bakhtin, M., RabelaisAnd His Word, ev: H. Iswolsky, Indiana Unversity Press, Bloomington, 1984 Bakhtin, M., The Dialogical Imagination, ev.C Emerson, M. Holquist, University of Texas Press, Texas, 1981 Barthes, R., ada Soylenler, ev: T. Ycel, Hrriyet Yaynlarjstanbul, 1990 Barthes, R., Gostergebilim Serveni, ev: M. Rifat, Yap Kredi Yaynlar, istanbul, 1993 Barthes, R., Anlatlann Yapsal zmlemesine Giri, ev: M. Rifat, S. Rifat, Gerek Yaynevi, stanbul, 1988 Barthes,R., ada Sylemler, ev: T. Ycel, Huniyet Yaynlar, stanbul, 1990 Baudrllard, J., Sessiz Ynlarn Glgesinde ya da Toplumsaln Sonu, ev: O. Adanr, Ayrnt Yaynevi, stanbul, 1991 Benler, E., Confrontations: Denida, Heidegger, Nietzsche, ev: S. Taubeneck, Stanford University press, Stanford, 1991 BeU, D., The Cultural Contradictions Of Capitalism, Basic Books, 1978 Bensadon, N, Kadn Haklan, ev: Tekeli, , letiim Yaynlar, stankul, 1990 Be"ger, P. L., The Social Constmction Of Realuty: A Treaties in The Socology OfKnowledge, Penguin, London, 1991 (1966) Berman, M.,^4// That Is Solid Melts IntoAir: The Expeience OfModernty, 165 Smon and Schuster, New York, 1982 Bourdeu, P., Wacquant, L. J. D., An Invitation To Reflexve Polity Press, Oxford, 1992 OcioloS}, Bourdieu, P., Language And Symbolc Power, ev: G. Rayrno Adamson, Polity Press, Oxford, 1997(1991) ' M Bourdieu, P., The Logic Of Practice, ev: R. Nice, Polity Press O f 1995 ' Xtord Bourdieu, P., Distinction: A Social Critique Of The Jugement Of The T ev: R. Nice, Routledge, London 1996(1984) e' Campbell, K., Body And Mind, Unversity of Ntre Dame Press Indan 1984(1970) ' ' Coward, R., Kadnlk Arzulan, ev: A.Trker, Ayrnt, stanbul, 1989 Harvey, D., The Condition Of Postmodernity, Blackvvell, Oxford 1995 (1990) Daly, M., Beyond God The Father: Toward A Philosophy of IVomen's Liberation, Beacon Press, Boston, 1973 Daly, M., Gyn/Ecology: The Metaethics Of Radical Feminism, Beacon Press, Boston, 1978 de Beauvoir, S., Kadn Bamszla Doru, ev: B.Onaran, Payel Yayn Evi, stanbul, 1986 de Saussure, F., Dilbilim Dersleri, Cilt: I, II, ev: B. Vardar, T. D. K. Yaynlar, Ankara, 1976 Deleuze, G., F.Guattari, On The Line, ev: J. Jonston, Semiotex(e), New York, 1983 Deleuze, G., Guattari, F., Anti-Oedipus: Capitalsm And Schizophrena, ev: M.Seem ve dierleri, University of Minnesota Press. Minneapolis, 1990 Deleuze, G., Kant's Cntical Philosophy, ev: H. Tomlinson ve B. Habberjam, University Of Minnesota Press, Minneapolis, 1990 Deleuze, G., Foucault, ev:S. Hand, University of Minnesota Press, Minneapolis, 1990 Derrida, J., Dissemination, ev: B. Johnson, University of Chicago Press, Chicago, 1981 Derrida, J., Of Grammatology, ev: G. Spivak, Johns Hopkins University Press, Baltimore, 1976 Derrida, J, Speech And Phenomena, ev: D. Allison, Northwestern University Press, Evanston, 1973 Derrida, J., JVriting And Difference, ev: A. Bass, Routledge, London, 166 1993 (ngilizce ilk basm 1978) cartes R-> Mediations On First Philosophy, ev.J. Cottingham, DeSCambridge Univesity Press, New York, 1993 Oouglas, M, PurityAnd Danger, Penguin Inc., Baltimore, 1966 nurkheim, E., The Elementary Forms OfReligious Life, ev: J. W. Swain, George Ailen and Unwin, Boston, 1982 Durkheim, E., Sosyolojik Metodun Kurallar, ev: E.Aytekin, Sosyal Yaynlar, stanbul, 1986 Eagleton T., Literary Theory: An Introduction, Blackvvell, Oxford, 1995 (1983) Elias, R, Civilizing Process, Basil Blackvvell, Oxford, 1994 (1939) Elias, N., Reflections On Life, ev: E.

Jephcott, Polity Press, London, 1994 (1987) Elias, N., The Cout Society, Basil Blackwell, Oxford, 1983 Elias, N., The Loneliness Of The Dying, ev: E. Jephcott, Blackvvell, Oxford, 1992(1985) Elias, N., The Society Of Individuals, ev: E. Jephcott, Basil Blackvvell, Oxford, 1991 Elias, N., The Symbol Theory, Sage Publications, London, 1991 Featherstone, M., Consumer Culture And Postmodernism, Sage, London, 1991 Ferry, L., Renault, A., French Philosophy Of The Sbcties: An Essay On Antihumanism, ev: M. S. Gattani, The University of Massachusetts Press, Amherst, 1990 Foucault, M., Cinselliin Tarihi I, ev: H. Tufan, Afa Yaynlar, stanbul, 1986 Foucault, M., Ethics: Subjectivity And Tmth, The Essential Works i, ev: R. Hurley, Ailen Lane Penguin Press, London, 1997 Foucault, M., Hapishanenin Douu, ev: M. A. Klbay, mge Kitabevi, 1992 Foucault, M., Language, Counter-Memory, Practice: Sellected Essays And Interviews, ev: D. F. Bouchard, S. Simon, Ed. D. F. Bouchard, Cornell University Press, Nevv York, 1977 Foucault, M., Power/Knowledge, Selected Interviews & Other Wntings 1972-1977, Ed. C. Gordon, G.Brighton, The Harvester Press, London, 1980 Foucault, M., Sylemin Dzeni, ev:T. lgaz, Hil Yaynlar, stanbul, 1987 Fox, N. J., Postmodernism, Sociology And Health, pen Univesity Press, 167 Buchingham, 1995(1993) Frank, M., What Is Neostructuralism, University of Minnesota Pres Minneapolis, 1989 S' Freud, S., On Sexuality:Three Essays On SexualityAnd Other Works, ev J Strachey, A. Richards, Penguin, London, 1991 (1977) Freud. S., The Ego And The id, ev:J. Riviere, W.W. Norton And Company, New York, 1989 Frisby, D., Georg Simmel, Tavistock Publications, London, 1984 Frisby, D., Socological Impressionism: A Reassessment Of Georg SimmeVs Social Theory, Heinemann, London, 1981 Habermas, J., On The Logic Of The Social Sciences, ev: S. W. Nicholsen J. A. Strak, MT Press, Massachusetts, 1989 (1967) Habermas, J., The Philosophical Discourse Of Modemity, ev: F. Lawrence, Basil Blackwell, London, 1991 Hamilton, P., Talcott Parsons, Routledge, London, 1983 Heidegger, M., Being And Time, ev: J. Macquarrie, E. Robinson, Blackwell, Oxford, 1992 (ngilizce ilk basm 1962) Husserl? E., Ideas: General Introduction To Pre Phenomenology, ev:W. R. Boyce Gibson, New York, 1931 Irigaray, L., Marine Lovers Of Friedich Nietzsche, ev: G. C. Gl, Columbia University Press, Mew York, 1991 Irigaray, L., Speculum Of The Other Women, ev: G. C. Gill, Cornell University Press, New York, 1994 (ngilizce ilk basm 1985, Franszca ilk basm 1974) Irigaray, L., The Sex Which Is Not One, ev: C. Porter, Cornell University Press, 1985 Jameson, F., The Prison-House OfLanguage, Princtone Universitity Press, New Jersey, 1972 Kristeva, J., Maladies Of The Soul, ev:R. Guberman, Colombia University Press, New York, 1995 Kristeva, J., The Powers Of Horror: An Essay On Abjection, ev: R. S. Roundiez, Columbia University Press, New York, 1982 Kuper, A.,Antropology And Antropologist, R. K. P., London, 1987 Kurzweil, E., The Age Of Structuralism: Levi-Strauss To Foucault, Columbia Univesity Press, New York, 1980 Kurzweil, E., The Age Of Structuralism:Levi-Strauss To Foucault, Columbia University Press, New York, 1980 Lacan, L,Ecrits:A Selection, ev: A. Sheridan, Routledge, 1997(1977) 168 S Sociology OfPostmodernism, Roetledge, New York, 1990 LS eh E , Levi-Strauss, ev: A. Orta, Af a Yaynlar, stanbul, 1985 ' D jne Absent Body, The University of Chicago Press, Chicago, 1990 ' Lev-Strauss, C, Mit ve Anlam, ev:. Ser, S, Erkanl, Alan Yaynclk, istanbul, 1986 Lev-Strauss, G, Structural Antropology, Basic Books, New York, 1963 Livi-Strauss, G, The Elementaiy Structures OfKinship, ev: J. H. Bell ve J. R von Sturmer, Social Science Paperbacks ve Eyre and Spottiswoods,

London, 1972 Lev-Strauss, C, Tnstes Tropique, ev: J. Russell, Atheneum, New York, 1972 Levi-Strauss, C, Yaban Dnce, ev: T. Ycel, Hrriyet Yaynlar, 1984 Lovvith, K., Max Weber & Kari Marx, Routledge, London, 1993 Lupton, D., Food, The Body And The elf, Sage Publications, London, 1996 Lyotard, J. F., The Inhuman: Reflections On Time, ev: G. Benniggton, R. Bovvlby, Polity Press, Oxford, 1991 Mannheim, K., Idealogy & Utopea , Harcourt Brace Jovanovich, New York, 1938 Marx, K., Capital, Citl:l, London, 1974 Marx, K., Engels,-F., Alman deolojisi, ev: S. Belli, Sol Yaynlar, Ankara, 1992 McCall, G. J., Simmons, J. L., Identuities And Interaction, Macmillan, London, 1996 Mellor, P. A., Shilling, C, Re-Forming The Body.Religion, CommunityAnd Modernity, Sage, London, 1997 Mengill, A., Prophets Of Extremity: Nietzsche, Hidegger, Foucault, Derrida, Univesity of California Press, London, 1985 Merleau-Ponty, M., Algnn Fenomenolojisine nsz, ev: M. Atc, Afa Yaynlar, stanbul, 1994 Merleau-Ponty, M, Phenomenology Of Perception, ev: C. Smith, Routledge, London, 1962 Mes, M., PatnarchyAndAccumulation, Zet Books Lt, London, 1986 Mills, C.W., The Sociological Imagination, Oxford Press, New York, 1967 Mtchell, J., Kadnlk Durumu, ev: G.Savran ve .Tekeli, Kadn evresi Yaynlar, stanbul 169 Moi T., SexuallTextual Politics:Feminist Literary Teoy Routl h London, 1993(1985) ' ge' Nietzsche, F., The Will To Power, ev: W. Kaufmann, R. J. Hollingd Ed. W. Kaufmann, Vintage Books, New York, 1968 ' Parsons, T., The System Of Modem Societies, Prentice-Hall Inc N Jersey, 1971 '' W Parsons, T., The Ameican Universities, Harvard University Press Cambridge, 1973 Parsons, T., The Structure Of Social Action, Free Press, New York, 1968 Saran, N., Antropoloji, nkilap Kitabev, stabbul, 1993 Segal, L., Gelecek Kadnn m?, ev:S.nc, Afa Yaynlan, stanbul, 1990 Shilling, C, TheBody And Social Theory, Sage Publications, London, 1993 Shulamith, F., The Dialectc Of Sex: The Case For Feminist Revolution, Bantam Books, New York, 1970 Simmel, G., The Philosophy OfMoney, Routledge, Boston, 1978 Solomon, R., From Rationalizm to Existentialism, University Press of America, New York, 1985 Solomos, J., L. Back, RacismAnd Society} Macmillan Press, London, 1996 Staut, G., Turner, B.S., Nietzsche'nin Dans: Toplumsal Hayatta Hn, Karlkllk ve iddet, ev: M. Kk, Ark Yaynevi, Ankara, 1995 (1988) Thorne, B., "Feminist Rethinking of The Family: An Overview", Rethinking The Family: Some Feminist Questions, Ed. B.Thorne, M. Yalom, Longman, London, 1982 Tong, R., Feminist Thougth, Westview Press Inc., Colorado, 1989 Turner, B. S., Regulating Bodies: Essays in Medical Sociology, Routledge, London, 1992 Turner, B. S., Religion And Social Theory, Sage Publications, London, 1994(1983) Turner, B. S., The Body And Society, Sage Publications, London, 1996(1984) Turner, B. S., Max Weber: From History To Modemity, Routledge, London,1992 Turner, B. S., Medical Power & Social Knowledge, Sage Publication, London, 1992 Vardar, B., Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, T. D. K. Yaynlar, Ankara, 1982 170 \Varnock, M., Exestentialism, Oxford University Press, Oxford, 1970 Weedon C, Feminist Practice And Poststructuralist Teory, Blackwell, Oxford, 1994(1988) Makaleler Akay, A., "Sosyolojiden Sosyallikler Analizine", Toplumbilim, say: 2, Balam Yaynlar, stanbul, 1993 Alcoff, L.,"Curtural Feminism Versus Post-Structuralism: The Identity Crisis in Feminist Theory", Feminizm And Philosophy, Ed. N. Tuana, R. Tong, Westwiev Press, Oxford, 1995 Almond, B., "Women's Rigth: Reflections on Ethics and Gender", Feminist Perspectives in Philosophy, Ed. M. Griffith, M. Witford, Macmillan Press, London, 1988 Antonio, R. J., "Nietzsche's Antisociology: Subjectified Culture and The end of History "American Journal Of Sociology, Vol: 101, No.l, July 1995 Balibar,E.,"Racism and Politics in Europe Today", New Left Review, no:189,1991 Bernstein, R., "Introduction", Habermas & Modernity, Ed. R. Bernstein, The MT Press, Cambridge, Massachussetts, 1991

Bershady, J., "Practice against Theory in American Sociology: An Exercise in Sociology of Knowledge", Talcott Parsons, Theorist Of Modernity, Ed. R. Robertson, B. S. Turner, Sage Publication, London, 1991 Berthelot, J. M., "Sociological Discourse and The Body", The Body: Social ProcessAnd The Cultural Theory, Ed. M. Featherstone, M. Hepworth, B. S., Turner, Sage Publications, London, 1993 Bordo, S., "Reading the Slender Body", Feminizm And Philosophy, Ed. N. Tuana, R. Tong, Westwiev Press, Oxford, 1995 Bordo,S., "Feminism, Postmodernism, and Gender-Scepticism", Feminism/Postmodernism, Ed. L. J. Nicholson, Routledge, London, 1990 Bottomore, T. ve R. Nisbet, "Yapsalclk", ev: B. Toprak, Sosyolojik zmlemenin Tarihi, Ed. T. Bottomore ve R. Nisbet, Verso Yaynlar, 1990 Bourdieu, P., "How Can One Be a Sportsman", Sociology in Question, ev: R. Nice, Sage Publications, London, 1993 Bourdieu, P., "The Linguistic Market", Sociology in Question, ev: R. Nice, Sage Publications , London, 1993 171 Canguilhem, G., "Machine and Organism", ev: M. Cohen, R. Cher Incorporations, Zone 6, Urzone Inc, New York, 1992 Chawaf, C, "Linguistic Flesh", New French Feminism, ev: A. Liddle Ed A. Marks, I. de Courtivron, Brighton, Harvester, 1981 Chodorovv, N., "Family Structure and Feminine Personality", Feminism And Philosophy, Ed. N. Tuana, R. Tong, Westwiev Press, Oxford, 1995 Cixous, H., "The Laugh of The Medusa", Feminism: An Anthology Of Literary TheoryAnd Criticism, Ed. R.R. Warhol, D.P. Herndl, Rutgers University Press, New Jersey, 1991 Cixous, H., "La jeune Nee", New French Feminism, ev: A. Liddle, Ed. A. Marks, I. de Courtivron, Brighton, Harvester, 1981 Culler, J., "Yapsalcln Dilbilimsel Temelleri", ev: V. Kl, Dilbilim Sekisi, Ed. D. Aksan, T.D.K. Yaynlar, 1982 Dawe, A., "Toplumsal Eylem Kuram", ev: F. Akatl, A. Uykur, Sosyolojik zmlemenin Tarihi, Ed. T. Bottomore ve R. Nisbet, Verso Yaynlar, Ankara, 1990 Deleuze, G., "Ethology: Sipinoza and Us", Incoporations, Zone 6, Urzone Inc, New York, 1992 Derrida, J., "Letter to a Japanese Friend", Denida And Differance, Ed. D. Wood, R. Bernasconi,Parousia Press, Coventry, 1985 Derrida, J., "The Original Discussion (1968) Of La 'Differance'" Denida And Differance, ev: D. Wood (ve dierleri), Ed. D. Wood, R. Bernasconi, Coventry, Parousia Press, 1985 Di Stefano, C, "Dilemmas of Difference: Feminism, Modernity, and Posmodernity", FeminismjPostmodemism, Ed. L. J. Nicholson, Routledge, London, 1990 Durkheim, E., "Suicide and Modernity", Social Theoy, The Multicultural And Classic Readings, Ed. C. Lemert, Westview Press, New York, 1993 Durkheim, E.,"The Realm of Sociology as a Science", Geoi~g Simmel Cntical Assessments, Ed. D. Frisby, Routledge, London, 1994 (1895) Ehrenreich, B., "Life Without Father: Reconsidering Socialist-Feminist Teory", Feminism and Philosophy, Ed. N. Tuana, R. Tong, Oxford, 1995 Elias, N., "On Human Beings and Their Emotions: a Process-Sociological Essay", The Body: Social Process and the Cultural Theoy, Ed. M. Featherstone, M. Hepworth, B. S. Turner, Sage Publications, London, 1993 Featherstone, M., "The Body in Consumer Culture", The Body, Social Process and the Cultural Theory, Ed. M.Featherstone, M. Hepvvorth, 172 B S Turner, Sage Publications, London, 1993 on a "Forum:Feminist Sexuality Debates", Signs: Jurnal of JVomen in Culture and Socjety, Sayr.10, No:l, 1984 Fi x J "Political Philosophy and the Patriarchal Unconsious: A a Psychoanalytic Perspective on Epistemology and Metaphysics", Feminizm and Philosophy, Ed. N. Tuana, R. Tong, Westwiev Press, Oxford, 1995 Flax J., "Postmodernism and Gender Relations in Feminist TheoryM, Feminism/Postmodernism, Ed. L. J. Nicholson, Routledge, London,1990 Flax, J., "The End of Innocence", Feminists Theoiize the Political, Ed. J. Buter, J. W. Scott, Routledge, London, 1992 Foucault, M., "Nietzsche, Geneology, History", The Foucault

Reader, Ed. P. Rabinow, Penguin Books, London, 1991 Foucault, M., "What is Enlightenment", The Foucault Reader, Ed. P. Rabinovv, ev: C. Porter, Penguin Books, 1990 Frank, A. W., "For A sociology Of The Body: An Analytical Review", The Body: Social Process and the Cultural Theoiy, Ed. M. Featherstone, M. Hepvvorth, Turner, B. S., Sage Publications, London, 1993 Frank, A. W., "From Sick Role to Health Role: Deconstructing Parsons", Talcott Parsons: Teoist of Modemity, Ed. R. Robertson, B. S. Turnr, Saa Publications, London, 1991 Fraser, N., Nicholson, L., "Social Criticism without Philosophy", Feminism/Postmodemism, Ed. L. J. Nicholson, Routledge, London, 1990 Frisby, D., "Georg Simmel, Sociologist of Modernity", Theoiy, Culture and Society, Say 2(3) Gould, M., "The Structure of Social Action: At least sixty years ahead of its time", Talcott Parsons: Teoist of Modemity, Ed. R. Robertson, B. S. Turner, Sage Publication, London, 1991 Habermas, J.,MYet Again:German Identity - A Unified Nation of Angry DM-;Burghers?H, New German Citiques, no:52, K 1991 Hail, S., "Old and New Identities", Culture, Globalization and the World-System, Ed. A. D. King, Macmillan Press, London, 1991 Hali, S., "The Hinterland of Science: deology and le "Sociology of Knowlcdge" .On deology, Ed. G. McLennan(ve duleri), Russel Press, 1977 Hail, S., "The Question of Cultural dentity", Modernty and its Futres,, Ed. S. Hail (ve dierleri), Polity Press, London, 1994 Haraway, D., "A Manifesto for Cyborgs: Science, Technology, and Socialist Feminism in the 1980s", FeminismiPostmodemsm, Ed. L. J. 173 Nicholson, Routledge, London, 1990 Harding, S., "Feminism, Science, and the Enligthement Critiqu Feminism/Postmodernijm, Ed. L. J. NichoJson, Routledge LonH ' 1990 ' n' Harding, S.,"The Instability of the Analytical Categories of Feminist Theory", Signs: Jurnal of JVomen in Culture and Society SayrliM\ 1986 ' l ;' Hartman, H., "Unhappy Marriage of Marxsism and Feminism", JVomen and Revolution, Ed. L. Sargent, South End Press, Boston, 1981 Hartmann, H., "The Family as the Locus of Gender, Class and Political Struggle", Feminizm and Philosophy, Ed. N. Tuana, R. Tong Westwiev Press, Oxford, 1995 Hartsock, N. C. M., "The Feminist Standpoint: Developing a Ground for a Special Feminist Historical Materialism", Feminizm and Philosophy, Ed. N. Tuana, R. Tong, Westwiev Press, Oxford, 1995 Hartsock, N., "Foucault on Power: A Theory for Women", FeminismlPostmodernism, Ed. L. J. Nicholson, Routledge, London, 1990 Heidegger, M., "Letter on Humanism", Manin Heidegger: Basic JVitngs, Ed. D. F. Krell, Routledge, 1994 (ngilizce ilk basm,1978) Heidegger, M., "What is Metaphysics?", Martin Heidegger: Basic JVritings, Ed. D. F. Krell, Routledge, 1994 (ngilizce ilk basm,1978) Heisenberg, W., "The Development of Philosophical Ideas since Descartes in Comparison with the New Situation in Quantum Theory", Science and the Quest for Reality, Ed. A. I. Tauber, Macmillan, London, 1997 Hewitt, M., "Bio-Politics and Social Policy: Foucault's Account of Welfare", The Body: Social Process and the Cultral Theoy, Ed. M. Featherstone, M. Hepworth, Turner, B. S., Sage Publications, London, 1993 Heritier-Auge, F., "Older Women, Stout-Hearted Women, Women of Substance", Fragments for A Histoy of Body, Pan Three, Ed. M. Feher. R. Naddaff, N. Tazi, Urzone Inc., New York, 1990 Hjelmslev, L., "Dilsel Dizgeler ve Dil D Dizgeler", XX. Yzyl Dilbilimi, ev: G. Ik, Ed. M. Rfat, T.D.K, Ankara, 1983 Hjelmslev, L.,"Dil Kuramnn Temel lkeleri", Dilbilim ve Gstegebilim Kuramlar, Ed. M. Rfat, Yazko, stanbul, 1982 Hughes, A., Wizt, A., "Feminism and the Matter of Bodies: From de Beauvoir to Butler", Body and Society, Sage Publications, London, Say: 3(1), 1997 174 L "The Sex Which Is Not One", Feminism: an Anthology of lnLUenry' Theory and Criticism, Ed. R. R.

Warhol, D. P. Herndl, Rutgers University Press, New Jersey, 1991 iearay, L.,"Bodily Encounter with the Mother", lrigaray Reader, ev: D. Macey. Blackwell, 1991 lrigaray, L., "When the goods get together", New French Feminism, ev: A. Liddle, Ed. A. Marks, I. de Courtivron, Brighton, Harvester, 1981 Jaggar, A., "The Politics of Socialist Feminism", Feminizm and Philosophy, Ed'. N.Tuana, R. Tong, Westwiev Press, Oxford, 1995 Jakobson, R., "Egemen e", Dilbilim ve Gstergebilim Kuramlar, Ed. M. Rfat,'Yazko, stanbul, 1982 Jakobson, R., (ve dierleri), "Savlar", Dilbilim ve Gstergebilim Kuramlar, Ed. M. Rfat, Yazko, stanbul, 1982 Jones, A. R., "Wrigting the Body: Toward an Understanding of FEcriture Femine", Feminism: anAnthology ofLiterary Theory and Criticism, Ed. R.R. Warhol, D.P. Herndl, Retgers University Press, New Jersey, 1991 Kant, I., "Aydnlanma Nedir", ev: N. Bozkurt, Felsefe Yazlar, 6.Kitap Kem, K. L., "Gray Matters: Brains, Identities and Natural Rights, ", The Social and Political Body, Ed. T. R. Schatzki, W. Natter, The Guilford Press, London, 1996 Kristeva, J., "Holbein's Dead ChristtT, Fragments forA History of Body, Part Three, Ed. M. Feher. R. Naddaff, N. Tazi, Urzone Inc., New York, 1990 Kristeva, J., "Oscillation betvveen Power and Denial", New French Feminism, ev: A. Liddle, Ed. A. Marks, I. de Courtivron, Brighton, Harvester, 1981 Kristeva, J., "Revolution in Poetic Language", The Kristeva Reader, Ed. T. Moi, 1996(1986) Kristeva, J., "The System and the Speaking Subject", The Kisteva Reader , Ed. T. Moi, 1996(1986) Krsteya, J., "Women Can Never Be Difined"^w French Feminism, ev: A. Liddle, Ed. A. Marks, I. de Courtivron, Brighton, Harvester, 1981 Kristeva, J., "Word, Dialogue and Novel", The Kisteva Reader, Ed. T. Moi, Blackvvell, Oxford, 1996 Lechner, "Parsons & Modernity: An Interpretation", Talcott Parsons; Theotist of Modernity, Ed. R. Robertson. B. S. Turner, Sage Publication, 1991 Kroker, A, Kroker, M., "Theses on the Disappearing Body in the Hyper-Modern Condition", Body nvaers; Panic Sex in America, New 175 Wolrd Perspectives, Montreal, 1987 Kroker, A., Kroker, M., "Panic Sex in America", Body Invaders; Panic Sex in America, New Wolrd Perspectives, Montreal, 1987 Lechner, F. J., "Parsons and Modernity: An Interpretation", Talcott Parsons, Theotist ofModemity, Ed. R. Robertson. B. S. Turner, Sage Publication, 1991 Levi-Strauss, C, "The Structural Study of Myth", Social Theoy: The Multicultural and Classic Readings, Ed. C. Lemert, Westview Press, Boulder, 1993 Loenhoff, J., "The Negation of the Body-A Problem of Communication Theory", Body and Societyf Sage Publications, London, Say:3(2), 1997 Lugones, M. C, Spelman, V., "Have We Got a Theory for You Feminist Theory, Cultural Imperialism and the Demand for "The Women's Voice", Feminizm and Philosophy, Ed. N. Tuana, R. Tong, Westwiev Press, Oxford, 1995 Lukacs, G., "Georg Simmel", Georg Simmel Critical Assessments, Ed. D. Frisby, Routledge, London, 1994 (1895) Marcuse, H., "The Catastrophe of Liberation", Critical Theory, the Essential Readings, Ed. D.Ingram-J.Simon-Ingram, Paragon House, New York, 1992 Marx, K., "Estranged Labour", Social Theory: The Multicultural and Classic Readings, Ed. C. Lemert, Westview Press, 1993 Mauss, M., "Techniques of The Body", Incoparations Zone <5, Urzone Inc., New York, 1992 Mead, G. H., "elf, Sociological Perspectives, Ed. K. Thompson, J. Tunstall, Peguin Books, Middlesex, 1971 Midgley, M., "On Not Being Afraid of Natural Sex Differences", Feminist Perspectives in Philosophy, Ed. M. Griffith, M. Witford, Macmillan Press, London,l 988 Minh-ha T. T., "Infinite Layers/Third World?", Social Theory: The Multicultural and Classic Readings, Ed. C. Lemert, Westview Press, New York, 1993 Oliver, K., "Julia Kristeva's Speaking Body", Transitions in Continental Philosophy, State University of New York Press, Ed. A. B. Dallery (ve dierleri), New York, 1994 Parsons, T., "A Tentative Outine of American Values", Talcott Parsons, Theotist of Modernity, Ed. R Robertson ve B. S. Turner, Saa Publications, London, 1991 176

Parsons, T., Shils, E., "Values and Social systems", Culture and Society: Contemporary Debates, Ed. J. C. Alexandre, S. Seidmen, Cambridge Un. Press, Cambridge, 1994 (1951) Peiss, K., "Feminism and the History of Face", The Social and Political Body, Ed. T. R. Schatzki, W. Natter, The Guilford Press, London, 1996 Redfield, R., "The Folk Society", Readings in Antropolog, Vol.II, Ed. M. N. Fried, Thomas Y. Cronvvell Company, 1971 Robertson, R., Turner, B. S., "An Introduction to Talcott Parsons: Theory, Politics & Humanity", Talcott Parsons; Theotist of Modernity, Ed. R. Robertson, B. S. Turner, Sage Publication, 1991 Said, A.,"Foucault and the Imagination of Power", Foucault: A Critical Reader, Ed. D. Hoy, Pantheon, New York, 1986 Simmel, G., "Fashion", Georg Simmel, on Individuality and Social Forms, Ed. D. Levine, The University of Chicago Press, Chicago, 1971 (1904) Simmel, G., "Metropolis and Mental Life", Sociological Perspectives, Ed. K. Thompson, J. Tunstall, Peguin Books, Middlesex, 1971 Simmel, G., 'The Stranger", Georg Simmel, on Individuality and Social Forms, Ed. D. Levine, The University of Chicago Press, Chicago, 1971 Simmel, G., The Problem of Sociology', Georg Simmel Critical Assessments, Ed. D. Frisby, Routledge, London, 1994 (1895) Simmel, G., The Problem of Sociology', Georg Simmel, on Individuality and Social Forms, Ed. D. Levine, The University of Chicago Press, Chicago, 1971 (1908) Soykan, . N.? "Beden Fenomenolojisi in Dnceler, Beden Politikasnn Bir Yz: Spor", Varlk, Mays 1996, Say: 1064 ISpivak, G .C, "French Feminism in an International Frame", Feminist Lterary Theory: A Reader, Ed. M. Eagleton, Basil Blackwell, Oxford, 1987 Sullivan, R., "Ellie, Seeking the Third Term: Desire, The Phallus, and the Maternalty of Language", Feminism and Psychoanalysis, Ed. R. Feldstein, J. Roof, Cornell University Press, London-Ithaca, 1989 Serdem, A., "Social De(re)construction of Mass Culture: Making (non) sense of Consumer Behaviour", Journal of Research in Marketing, Vol 11,1993 Turner, B. S., "Recent Developments in The Teory of the Body", The Body: Social Process and \ the Cultural Theory, M.Featherstone, M.Hepworth, Turner, B. S., Sage Publications, London, 1993 Turner, B, S., fThe Discourse of Diet", Theory, Culture and Society, Cilt.l, 19824983 177 Sociala 1980 178 DZN Adorno T.W. 35,101,102,107,115 AIL 31 ADS 157,158 Akay, A. 5,7,12,108, Alcoff,L.57,58, Anglo-Sakson 10,12 Anomi 19,33 Anomik 5,17,126 Antropoloji 69,103,144,151 Artzamanl/Ezamanl 66, 67 Asetizm (ilecilik) 22,148 Ataerkil 10,39,40,44,45,47, 48,49, 53,61 Ataerkillik 14, 44,45, 48, 56,148 Aydnlanma 5,11,13,24, 53, 54, 57, 89,91,98,101,102,105 Bakhtin, M. 11,85 Barthes, R. 70 Baudrillard 14 Bat 9,13,17,18,22,23,35, 53 63 65,76,86,91,101,116,130,131,146, 148 Bell, D. 36 Berger, P. L. 37, 38

Berman, M. 37,104 Bilgi 9 18,24,25,30,37,38,56,75, Si 108, 10,132,149,156,160 Bilgi sosyolojisi 9;24,30,37,75 BihmlO,H?15,24,25,27 29 32 . 48,54,57,61,66,69,72 75 02, 04 105,115,125,134,153,154,156,158 Bilim-kurgu 61 Bio-politika 13,61,155 Birey 5, 7, 9,17,27,28,29 31, 33 34, 35,38,102,103,128,130,136,144, 153,154 Bireycilik 9,119,139 Bordo, S. 55, 62, Bourdieu,P.6,9,12,119 137 138 139,140,141,142,151,154,155,159, 162 Canguilhem, G. 120,121 Chawaf, C. 87 Chodorovv, N. 55 Cins 5,10,14, 39,48,49,51,52,53, 62,68, 87 Cinsiyet 5, H 38, 39 40 41, 44 45, 46 47 48,49,53,54,55,58,59,60, 61 62,63,73,76, 87,146,149,156 Cixous,H.5,H,65,76,77,78,87 Comte, A. 18,126 cyborgl, 149 Cyborg-politikas 61 Daly, M. 10,49, 50 Darvvinizm 106,124 Davran UO, 126,130,133 uavran$ ^ "~> *7 deBeauvor,S.10,14,40,42,50,51, 52,53 de Saussure, F. 166 Deleuze, G. 166,172 Derrda,J.13,166,172 Descartes, R. 166 D beden 6, 7,142,148,153,155, 156,159,160,161 179 Dil 5,11,33,39, 65, 66, 67, 75, 86, 91,97,106,112,141,174 Doa 52, 69, 71,104,106,111,121, 123,125,126,134,135,137,144,145 Douglas, M. 61, 62,124,125,167, 179 Durkheim, E. 9,17,18,19,25, 28, 32, 33, 34, 35,124,125,126,153,162 Ehrenreich, B. 172 Elias, N. 6,12,119,130,131,132, 133,134,135,136,137,138,142,143, 151,154,155,162, Epistemoloji 5, 39,40, 53, 54, 56, 57, 59, 60,105 Eylem 29, 30, 31, 34, 41,102,119, 121,126,127,128,129,139,149,150, 154 Fallosentrik 65, 78 Fenomenoloji 6, 86,119,120,121, 151,156 Flax, J. 172 Feminizm 5, 7,10,14, 39, 40,41, 43, 44, 46, 49, 51, 53, 54, 55, 57, 58, 61, 63, 86,108,151,162 Foucault, M. 5,6, 9,10,11,12,13, 18, 58, 59, 61, 62, 87, 89,107,108, 109,110,111,114,116,117,143,145, 146,155,158,162

Frank, A.W. 119,142,143,149,150, 155 Fransz 10,11,12,15, 31, 32, 53,61, 65, 87, 89, 91,102,109,121,125,137 Freud, S. 11, 32, 34, 36, 65, 67, 68, 69,70,79,91,104,112 Frisby, D. 29,103 Gerek 14, 37, 73, 74, 77,108,112, 128 Giddens, F. 12 Gsteren/gsterilen 66 Guattari, F. 9,11,110,111,112,114, 117 Habermas, J. 23, 32, 33, 36,168 Habitus 6,12,119,122,137,138, *139,142,151,154,159,162 Hail, S. 90, 91,104 Haraway,D. 10,60,61,63 Harding, S. 57 Hartman, H. 10,43 Hartsock, N. 59 Hegel, G. W. 25,102 Heidegger, M. 95,106 Heritier-Auge, F. 61, 62 Hermeneutik 122,150 Hjelmslev, L. 174 Horkheimer, M. 35,101,102,107, 115 Husserl, E. 122 I-beden 142,143 Irigaray, L. 5,11, 65, 78, 79, 80, 86, 87 i beden/D Beden 6, 7,142,153, 155,156,158,159,161 deoloji 9,17, 24, 25, 30, 58 ideolojik 14, 25, 39, 45, 63,149 iktidar 12, 59, 79,106,107,108,109, 116 Jaggar, A. 45, 46 Jakobson, R. 174 Jameson, F. 168 Kalvinizm 180 Kant, I. 95,101,102 Kant 102,103,133 Kapitalist 17, 20, 22, 23, 24, 35, 36, 44, 45, 61,143 Kapitalizm 9,17, 21, 34, 41, 45, 46, 111,148 Kartezyen 7,11,13, 54, 90, 91,120, 121,122,144,154,162,163 180 JCimlik 11, 49, 50, 53, 67, 73, 75, 89, 90,151,156,159,163 Kimliklerime 68, 73, 89, 91,157 Konumsalhk(Positionality) 58,181 Kristeva, J. 10,11,39, 40, 65, 82, 85, Mitchell, J. 42,44, 45, Modernlik 5, 9,17, 26, 29, 35, 37,105 Modernizm 11,12,14, 36, 40, 60, 63, 89,151,156 7 Netzsche, F. 6,11,18,36, 87,89,104, ' A A 105,106,110,112,114,115,117,145 Kroker, A. 14 Kuper, A. 168 Oeidipus kompleksi 74 Kurgu 10, 37, 38, 58, 61,63, 87 Parsons, T. 5, 9,17, 24, 29, 30, 31, 32, Kurumsallama 33,129 , 33, 34,35, 38,102,119,126,128,129, Kurumsallam birey 33 135 Kltr 20, 32, 35,53,75,78,106,123, Peiss, K. 62 125,126,128,129,135 Postmodern(ite/izm) 11,14,15, 54, Lacan, J. 5,11,58,65,66,69,72,73, 55'56' 57'58'89'90'149'151'156 74, 75,112 post-yapsalc 55 Lash S 168 psikanalitik 39, 65, 72, 78, 79 Ledftner, F. J. 175 Radikal feminizm 5,44,46,49, 58 Levi-Strauss, C. 5,32, 33, 65, 66, 69,. Rasyoneileme 9, 20, 22, 23,116,130 70,71,72,74,102,103,112,124 RSI 15? Logosmerkezcilik (Logocentrism) 65,76,78 Said, A. 59 Lvvith, K. 20,21 Sekinlik 137,139,159,160 Lukacs, G. 176 Semanaliz 11, 86 Lyotard, J. F. 13 Shulamith, F. 47

x* u v m nA oc on r>n Somatik toplum 149 Mannhem, K. 17,24,25,29,30 . .. AA Marcuse,H.35 Sosyalist feminizm 5, H 46 Marksist 5, 9,10,17, 24, 25, 30, 40, Sovyetler Birlii 17 43, 44,46,47,138,144 Sykan> ON'122 Marksizm 9,17,18,20, 24, 25, 29, 35, Sozmerkezci 65 43 Staut, G. 36 Marx, K. 9,17,18,19, 20, 21, 22, 24, Sullivan, R. 177 25, 34, 35,36,37, 91, 95,105,125, Serdem, A. 177 126,144,145,162, Mauss,M.176 izo 5,111,114,117 Mead, G. H. 176 izo-dinamikler 5,111 Merleau-Ponty, M. 121,122 Thorne, B. 170 Metodolojik 139,153,154 Tp 18,19, 57,109,110,116,142, Metodolojik bireycilik 139 145,156,157,158 Mills, C.W. 33 Tong, R. 170 181 Turner, B.S. 7,12, 36,104,117,119, 121,142,143,144,145,146,148,149, 150, 155,157 Tketim 6,15, 62,111,151,156,159, 160,161,162,163 Tketim Toplumu 160,162,163 Varoluu feminizm 5, 51 Volkgeist 25 Weber 9,17, 18, 20,21,22, 23,24, 25,34,35, 36,105,115,125,126,130, 145,148 Wellmer, A. 23 Whitehead, A. 177 Whitford, M. 177 Wittig, M. 177 Yabanc 9, 26, 29 Yabanclama 20, 45, 46 Yap 5, 7,12,19, 23, 39, 40, 41, 44, 45, 46, 51, 61, 69, 70, 89, 91, 97,102,106, 125,139,143 Yap-bozma (Deconstructionism) 55, 91,97 Yapsalc 31,55, 65, 69, 70, 72, 75, 76, 103 Yapsalclk 5,10,11,13,14,15,54, 59, 60, 63, 65, 66, 69, 76, 86, 87, 89, 91, 102, 153,154,156,162 Yapsalchk-sonras (Post-yapsalclk) 10,11,13,15,65,91,102,156 Yaayan beden 122,144,150 182 I I I BEDEN VE irOPLUM EMRE IIK m Emre Ik, ODT Sosyoloji blmnde Lisans, MSSc ^ blmnde doktorasn tamamlamlad, Halen MS Sosyoloji blmmnnde retim yesidir. lkznenn zerinde geliriz. I bireyleme

dar beden finitin 9 0) BALA^A

You might also like