Professional Documents
Culture Documents
ERTELEME
KOLaYCILIĞIYLA
SORUMLULUKTAN KAÇIŞ
72 Şubat 2009
“Para kazanırken erteleyerek kaybettiklerimizi
para ile tekrar satın alamıyoruz. İnsanlar
gençliklerinde para kazanmak için sağlıklarını,
yaşlılıklarında ise sağlıklarını kazanmak için
paralarını harcıyorlar.”
73
hayattan tamamıyla koparmasına da fırsat ver- lerinde para kazanmak için sağlıklarını, yaşlılık-
memeli ve bir insan olarak yapmak zorunda ol- larında ise sağlıklarını kazanmak için paralarını
duğumuz diğer faaliyetlerimizi ertelememeliyiz. harcıyorlar.
İnsanların çoğu geçim işlerine gereğinden fazla
dalınca bakın neleri erteliyor: Biz geçim telaşına kendimizi kaptırmış bir
halde yaşamı devam ettirirken çocuklarımızı TV
Geçim telaşı sırasında geçen zamanını, ve sokaklar şekillendiriyor. İlgi ve alakadan yok-
Aile reisliğini ve babalık görevini sun hanımlar, mahallede hemcinsleriyle görüşe-
Ebeveyne karşı evlatlık vazifesini, rek yalnızlığını gidermeye çalışıyorlar. Çoğu kez
Arkadaşlık ve komşuluk ilişkilerini, onları bayramlarda ve özel günlerde hatırlarız,
Sağlığını ve en önemlisi ebeveynimizi de telefonla arayarak hal ve hatır-
Allah’a karşı kulluk görevini. larını sorarız. Ebeveynimiz, ne zaman sorsak iyi
olduklarını söylerler. Kötü durumda bile olsalar
Para kazanırken erteleyerek kaybettiklerimizi bizi üzmemek için iyiyiz derler. Bazen de biraz
para ile tekrar satın alamıyoruz. İnsanlar gençlik- ağrılarım var diyerek rahatsızlıklarını ima eder-
ler. “Ben izine geleceğim, inşallah seni en iyi dok-
torlara götüreceğim ve birşeyciklerin kalmaya-
cak” diyerek onlara moral veririz ama acil bir
haber gelmeden de gidemeyiz. Bir çok işimiz var
çünkü!?
74 Şubat 2009
ra dökmeyecek. Adam elinde bir kaşık yağla sara- O anı yaşayamamışsanız, görüntüsünü alama-
yı dolaşır ve gerçekten de bir damla bile dökmeden mışsanız başka bir seferinde fırsat bulamayabilir-
turu tamamlar. Kral sorar: “Acem halılarımı gör- siniz ya da bir anlamı kalmayabilir. Çocuğunuzun
dün mü?” “Yok.” “Avizelerimi gördün mü? “Hayır.” ilk kez baba ya da anne demesi, sendeleyerek attığı
“Paha biçilmez tablolarımı?” “Yok.” “Havuzlarımı, ilk adımları, sünnet olması, okula gitmesi, mezu-
rengarenk çiçeklerimi?” “Yok.” Adam yağı dökerim niyet töreni, nişan ve evliliği vs kamera ile görün-
korkusuyla doğru dürüst bir yere bakamamış ki? tülemek isteyebilirsiniz. Ama o anda kameranız
Adam, “Bir kez daha müsaade edin bu defa daha yanınızda yoksa ya da boş kaset almayı unutmuş-
dikkatli bakayım efendim” diye yalvarmış Kral sanız artık o iş bitmiştir. Ya da bu yıl tatile gitti-
yine elinde yağ dolu kaşıkla bir kez daha sarayı do- ğimde anne ve babamın görüntülerini kaydede-
laşmasına izin vermiş. İkinci dolaşmada adam sa- yim diyorsunuz fakat kamerayı yanınıza almayı
rayı görmüş görmesine ama bu defa da kaşıkta yağ unutuyorsunuz. Ertesi sene geldiğimde alırım di-
kalmamış. Kral adama şöyle öğüt vermiş: yorsunuz. Ertesi sene haber geldiğinde ise belki
cenaze törenini çekme seçeneğiniz olacak sadece.
“Bak, bu kaşıktaki yağ senin hayattaki sorum- Ya da haber göndermiş: “Gelsin de dünya gözü
lulukların. Sarayda gördüklerin ise dünyadaki ile son bir kez göreyim.” Hemen yanına varmak
nimetler. Dünyadaki nimetlerden
yararlanmak için sorumlulukla- “Biz geçim telaşına kendimizi kaptırmış bir halde yaşamı
rından vazgeçme, sorumlukları
devam ettirirken çocuklarımızı TV ve sokaklar şekillendiriyor.
yapacağım derken dünyadaki na-
sibini ihmal etme.”
İlgi ve alakadan yoksun hanımlar, mahallede hemcinsleriyle
görüşerek yalnızlığını gidermeye çalışıyorlar. Çoğu kez onları
Her yeni günün kendine özgü bayramlarda ve özel günlerde hatırlarız, ebeveynimizi de
şartları vardır. Her gün özeldir, an- telefonla arayarak hal ve hatırlarını sorarız. “
lamlı yaşamasını bilene. Bilinmeli-
dir ki yüksek idealler taşıyan kim-
selerin yaşamı daha anlamlıdır.
Ertelenmiş planlarını bugün uygulamaya koyan- üzere yola çıkıyorsunuz, son anına muhtemelen
lar, yeni günde geçmişi yaşarlar ve böylesi kimse- yetişiyorsunuz, belki de yetişemiyorsunuz. Ar-
ler geleceği asla kuramazlar. tık “Keşke daha önce gitseydim” şeklindeki ya-
kınmalarınız içinizi bir ömür boyu kemirecektir.
Bastırılmış duygular, uygun ortamı bulduğun-
da hemen ortaya çıkmak ister ve kontrol edilme- Erteleme kolaycılığı ile sorumluktan kaçış,
leri çok güç olur. Bu sebeple sadece işimizi değil İslâm âleminde adeta toplumsal bir tutum halini
insanî duygularımızı da ertelememeliyiz. almış gibi görünüyor. Mesela, İslâm toplumunda
İsa ve Mehdi beklentisi vardır. “Biz ne yapsak boş.
Tepkinizi kontrol edin ama ertelemeyin, birik- Ama bir gün Mehdi ve İsa gelecek her şey güllük
tirmeyin. Çünkü bu en fazla size zarar verir. Bir gülistan olacak, kırk yıl dünya huzur içinde ya-
süre sonra öfke patlamasına yol açar. Bu da bir- şayacak ondan sonra da kıyamet kopacak.” şek-
çok hasara sebebiyet verebilir. Bazı kimseler haklı lindeki söylentiler kulaktan kulağa dolaşıyor her
olduğu bir konumda bir bir hesabını sormak üze- devirde. Çinliler ve Hintliler Buda’yı, İranlı Me-
re ufak hataları bir yere kaydeder. Zamanı gelin- cusiler de Ahura Mazda’yı bekliyor. Mehdinin ge-
ce de bütün kirli çamaşırları ortaya döker. Bu dü- lecek olması bizi şu anda yapmakla yükümlü ol-
rüst bir tutum değildir. O anda sorulması halinde duğumuz sorumluluklardan kurtarmaz ki. Biz
belki bir açıklama getirebilecek birisi, uzun süre kendi işimize bakmalı, sorumluluklarımızı yerine
sonra kendisine sorulan söz ve davranışın gerek- getirmeye çalışmalıyız. Eyvah demeden eyvallah
çesini unutabilecektir. diyenlerden olmamız dileğiyle.
75