You are on page 1of 32

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), [2009], say: 23, ss. 511-542.

BN ARABDE HAYL VE VCD PARADOKSU ZELNDE EL-FUTHTU'L-MEKKYYE LE FUSSU'L-HKEMN KARILATIRILMASI


Ali Vasfi KURT *

zet bn Arabde Hayl ve Vcd Paradoksu zelinde el-Futhtu'l-Mekkiyye ile Fussu'l-Hikemin Karlatrlmas eyh-i Ekber Muhyiddn-i Arabnin (560-638/1165-1240) retilerinin, gerek grleri hi merak edilmeden benzetilmi veya bulandrlm olduu ezoterik, okltik, majik, hermetik ya da szmona mistik, sinkretik ya da ada spiritalist yanlsamalardan, saplantlardan ve hezeyanlardan arndrlmas, alanda alanlara bu gidile herhalde bir eyrek, belki de bir asr daha harcatacak gibi grnmektedir. Bu kk denemede, eyh-i Ekberin nce hayl, vcd ve uhd kavramlar hakkndaki grleri ele alnacak; daha sonra fikir babal kendisine nisbet edilmekte olan vahdet-i vcd kavramna ne kadar uzak olduu gsterilmeye allacak; ardndan bu konularn gerek erbb olan ehlullh arasnda kendi yerinin neresi olduu ise bizzat kendi kaleminden gsterilmeye allacaktr. Zira bu konuda aada nakledeceimiz cmleleri, eyh-i Ekberin kendi zgn grleri olmayp, farkl konular ilerken dolayl olarak deinmi olduu fikirler ya da o konularla paralellik arzeden zorunlu sonulardr. Kendi kanaatlar ise bunlarn tamamen dndadr. Anahtar kelimeler: Hayl, Vcd, lem, Kevn, uhd, Vahdet-i Vcd, Vahdet-i uhd, Ehlullh, Ehll-cem vel-vcd, Ehl-i uhd. Abstract A Comparison between The Meccan Revelations and The Bezels of Wisdom with Special References to Paradox of Imagination-Being in bn Arabi Sheikh Akbar Ibn Arabis (A.H. 560-638/A.C. 1165-1240) doctrines are muddied and mistaken for many unrelated notions without curiousing about his true ideas. Its apparent that to purify the Sheikhs doctrines from these unrelated notions like esoteric, occultic, magic, hermetic, and -so called- mystic, syncretic, contemporary spiritualist illusions, idee fixes and drivels; will take up long time as a quarter century, maybe hundred years of each person who works on this field. In this small essay, first; we will handle notions of imagination, being, consciousness, etc., then try to show how long he is far from the notion of Oneness of Being which is referred himself as if he is prime mover of this notion. And following, we will try to show from his own expressions; where is his place between The People of Allah who are real competent of these themes. Forasmuch some sentences which we mentioned below on this subject, arent Shaikh Akbars distinctive ideas but imperative results which are shows parallelism with diffirent matters touched on when he worked on different subjects. As for his own opinion are completely out of these. Key words: Imagination, Being, Cosmos, Universe, Consciousness, Oneness of Being, Oneness of Consciousness, The People of Allah, The People of Union and Being, The People of Consciousness.

Dr., Kocaeli Merkez Vizi, e-mail: avkurt@mynet.com

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

512 | Dr. Ali Vasfi KURT

1. Giri Mevcut basklaryla Fussul-Hikemdeki grlerin en azndan bir dzinesinin eyh-i Ekbere ait olup olmadnda hep tereddt etmiimdir. Tabiki bulabildiim be argumanla, bu eserin, en azndan imdilik tmyle ona ait olmadn sylemem elbetteki byk bir iddia olur. Fakat slm Tasavvuf Tarihinde, zerinde emsalsiz almalar yaplm olan Fussun, henz mellif hattna, ya da yazld sylenen 627/1229dan sonraki tarihlere dayanan orjinal bir nshasndan, en azndan ben henz haberdar deilim.1 O halde, imdilik elimizdekilerle iktifa ederek yola kmak zorundayz. Peki, Futht iin de ayn tereddtler vki mi? ki adan ksmen evet. Birincisi; mellif hattyla olan nshann tpkbasmnn yolda olmasna ramen, henz piyasaya kmam olmas. kincisi; mevcut en kadim basklarndan, en modern ve nks, merhum Osmn Yahy tahkikli basksna kadar tmnde, ne yazk ki fahi hatalarn bulunmas! Bu durumda, bir yanlgya dmemek iin tek yolun, mevcut metinlerin tamam taranmak suretiyle kendi ierisinde yaplacak karlatrmalarn en doru ilem olduunu kabullenmek gerekir. Olas bir yanlgyla kar karya gelmemek iin de, aada semi olduumuz metinlerde, Futhatn mevcut en yaygn olan drt ciltlik basks srasyla takip edilecek, dier ciltlerdeki benzer metinlere ise ilk yerinde iaret edilecektir. Bu yazda takip edeceimiz usl; asl metinler zerinde almak olduundan merhum Ahmed Avni Konuk Beyin (1285-1357/1868-1938) erhi hari hi bir erhe bavurmamaktr. nk onun Fuss erhi, geleneksel vahdet-i vcutu yorumlarn gnmz trkesine en yakn ve en gzel rneklerindendir. Ve yine erbabnca malm olduu zere, Ekberiyye Ekol iinde, eyh-i Ekberi en iyi zmseyenlerden birisi de, ayn zamanda bir mevlev dedesi olan merhum A. Avni Konuk Beydir. Bilindii gibi eyh-i Ekberin Fussu zerinde olumlu ya da olumsuz anlamda yaplan ve yaplmakta olan almalara, slm kltrnde ancak Zemaherinin Kef rnek olarak gsterilebilir. erhler bizi zorunlu olarak baka yollara sokacandan, eer satrlardan deil de, satr aralarndan bir eyler kartlacaksa, hi olmazsa bunun, eyhi Ekberin kendi satrlarnn arasndan kartlmas daha doru olmaz m? Dolaysyla, tek bir rnekle bile olsa, bir metni erhlerinden, hatta eviri1 Osman Yahy, Histoire et classification de luvre dIbn Arab, Damas 1964, c. 1, s. 240-257.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

bn Arabde Hayl ve Vcd Paradoksu zelinde el-Futhtu'l-Mekkiyye ile Fussu'l-Hikemin Karlatrlmas | 513

lerinden okuma tarznn, orjinalinden nasl bir kopma olduunu bu mtevzi almada gzler nne sermeye alacaz. Aslnda buna bir kopma deil, irfn kltrmzde farkl bir ada oluturma da diyebiliriz ve bunda kt bir taraf ta yoktur. nk sylenerek ya da yazlarak ifde edilen her cmle, artk kaynandan km olduundan, onun anlam zerinde tasarruf hakk ve sorumluluu, dinleyen ve okuyanlara gemi demektir. Tabiki bir szden dolayl olarak anlalan ile, o szn dorudan anlam arasndaki fark ayrdetmek kaydyla... Aslnda eyh-i Ekberin Futhtndan, mam arnnin (.973/1565) de syledii gibi, her ilim erbb istifade edebilir ve bu yolla her bir meslek sahibinin dncesinde yeni ufuklar alabilir. rnein fkh mtehidi, Kur'n mfessiri, hadis rihi, kelamc, muhaddis, szlk uzman, krat ehli, rya yorumcusu, fizik, matematik, geometri ve tb bilgini, dil bilimci, mantk, sf, ilh isimlerin mertebelerini bilen ve harf bilgisine vkf olanlarn kendi alanlarnda tahmin bile edemedikleri bilgilere ve nktelere ulama imkann Futhttan elde edebilirler.2 Nitekim ister Ekber ekole mensup olsun ister olmasn her sf, hatta bn Teymiye gibi muhalifleri bile, kendi zevk ve merebince eyh-i Ekberin eserlerinden ve dncelerinden etkilenmi, feyz alm ve hlen de zevk almaya devam etmektedirler. nk muhalif bile olsa her okuma; ayn eyin zihinde ya da dilde ezberden tekrar deil, yeni bir anlamadr. Nitekim bir anlam, kartlk iinde baka bir anlama gnderme yapmakszn doamaz ve anlamn snrlar dilin tarihsellii ierisinde srekli yer deitirir; nk gstergeler her zaman baka anlam balamlarndan geerler, baka anlamlara gelirler ve asla kapatlamazlar. Balamdan balama deien gstergeler zincirinde anlam, durmadan deien bir nitelik arz eder. Hele bu okunan metin bir de baka dilden eviri ise, yalnzca bu ekildeki anlam deiiklikleri deil, tam anlamyla anlam kaymalarna da ak olabilir. nk, nasl yaplrsa yaplsn her eviri, yeni bir yorumdur. O halde bir metnin ilk ifade edildii dili, daima bir nirengi noktas gibi grmek ve oradan yola kmak gerekir. te buna en gzel rneklerden biri, eyh-i Ekberin rencisi Sadreddn-i Konevnin (606-673/1209-1274), el-Fukk fi Esrri Mustenidti Hikemil-Fuss adyla bilinmekte olan Fussul-Hikem erhine, kendi deyimiyle Fussun mhrlerini amak anlamnda Fekku Hutmil-Fuss demi
2 Abdul-Vehhb b. Ahmed b. Ali e-arn, el-Kibrtu'l-Ahmer f Beyni Ulmi'-eyhi'lEkber, Beyrut-Lbnan, ts., c. 1, s. 3.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

514 | Dr. Ali Vasfi KURT

olmasdr.3 Ve o, bu erhte ne metinden okuma tarzn, ne de eyhi bnulArabnin nevesine gre aklama tarzn benimsemitir. Aksine eyhinin grlerini aklamak yerine, Fussun mhrlerini zmeyi, kaynann srlarn aklamay ve kapal olan ifadelerin kilitlerini amay denemektedir.4 2. Futht ve Fussta Hayl ve Vcd Kavramlar bn Arabnin dncesinde temel kavram Vcd (varolu) tur. Bu kavramn atlmasnda ok nemli olan, hatta bir kpr grevi gren kavram ise Hayldir. Bu durumda hayl kavramn vcd kavramnn bileenlerinden birisi olarak ta grmek mmkndr. Fakat aada bn Arabnin Futhtndan setiimiz tanmlarda da aka grlecei gibi, vcd kavramn tanmlarken kulland hibir cmlede hayl kelimesini kullanmam, hatta varolu gerekli ini, beklenilenin aksine, tam zdd olan kelimelerle ifade etmitir. Nitekim varolu tanmlanrken, szlkte bulunan kk anlamlaryla; ger ek d, hayal, pheli, kibirli, topya, vehim, kuruntu, rol, varsaym, faraz, rast gele gibi grnme, tasavvur etme, imaj, sil et, hallsinasyon, glge, tayf, yansma ve grnt anlamlarna ge len bir kelimenin, yani haylin, gerek Arapada, gerek Trkemizde hemen ilk akla gelen anlamlarndan birisiyle kullanlmas ne derece doru olur? O halde eyh-i Ekber'in, hem vcd, hem de hayl kelimelerini hangi anlamda kullandn ok dikkatli bir ekilde tetkik etmek gerekir. Zira bn Arabnin dncesinde vcd gibi, hayl kelimesi de kavram olarak yeni ve baka unsurlarla karlarak atlmaktadr. Futhtta, haylun kulluh diye nekra eklinde belirsiz bir tanmlama olmad halde; vucdun kulluh tanmlamas yalnz bir yerde, isim cmlesinin haberi olarak gemektedir:
Hayr, tmyle varolutur. er ise, tmyle yokluktur.5

3 4 5

Sadruddin Konev, erhu Erbane Hadisen, tahk.: H. Kmil Ylmaz, MFV Yay., stanbul 1990, s. 50; ev.: Ekrem Demirli, z Yaynclk, 2. Bask, stanbul 2003, s. 64. Kr. Konev, el-Fukk fi Esrri Mustenidti Hikemil-Fuss, Fussul-Hikemin Srlar, ev.: Ekrem Demirli, z Yaynclk, 2. Bask, stanbul, 2003, s. 13-14, 46, 59. eyh-i Ekber Muhyiddn bnul-Arab, el-Futhtul-Mekkiyye f Marifetil-EsrrilMlikiyye vel-Mulkiyye, Dru Sdr, Beyrut, ts. c. 3, s. 373.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

bn Arabde Hayl ve Vcd Paradoksu zelinde el-Futhtu'l-Mekkiyye ile Fussu'l-Hikemin Karlatrlmas | 515

Hi kukusuz bu iki kavramn kesitii birok alan vardr. rnein bn Arabnin el-vucdul-hayl kavram byledir.6 Bununla birlikte hayl kavra m da, bn Arabnin paradoksal dnce sisteminde merkez kavramlardan birisidir. bn Arab'nin atm olduu bu hayl kavram erevesinde retmi oldu u dier terimleri ise yle sralamak mmkndr: ilmul-hayl,7 elkeful-ha yl,8 hadratul-hayl,9 el-hadratul-hayliyye,10 lemul-hayl,11 el-haylul-mutlak,12 el-haylul-muhakkik,13 el-haylul-muttasl,14 elhaylul-munfasl.15 Nitekim eyh-i Ekber, bu kavramlar araclyla, yet ve hadislerdeki, hatta dnya ve hireti de iine alacak ekilde tm varolutaki mtebihlie, yani ift anlamlla da bir zm getirmeye almaktadr. 16 bn Arabnin hayl konusundaki grlerini M. M. el-Gurb, el-Hyl le mul-Berzah vel-Misl (Dimek,1404 /1984) adl eserinde toplamtr. Bu konu da deerli hocam Mustafa Tahral Bey de, "Hayal ve Glge Varlk" balkl bir ma kale yaynlamtr. 17 Hayl kavram gibi, vcd kavram da eyh-i Ekberin dncesinde temel motiftir. Bu iki temel kavramn birlikte kullanlmas, herhalde yanl anlald ndan srekli tartma konusu yaplmaktadr. eyh-i Ekber, Fussul-Hikemde yle der:
Varolu tmyle hayl iinde bir hayldir. 18

Bu tanmlamann erhine gemeden nce, aada Futhttan verilecek

6 7 8 9

10 11 12 13 14 15 16 17 18

bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 313; c. 4, s. 211. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 299, 309, 313, 333, 576; c. 4, s. 389. bnul-Arab, Futht, c. 1, s. 34; c. 2, s. 365. bnul-Arab, Futht, c. 1, s. 304, 307, 662, 723; c. 2, s. 58, 66, 279, 296, 306, 311, 312, 375, 377, 390, 472, 536, 544, 597, 677; c. 3, s. 38, 42, 43, 70, 104, 119, 198, 235, 361, 364, 365, 450, 507, 509, 525; c. 4, s. 384, 430. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 334, 379, 536, 622; c. 3, s. 42, 113, 198, 508, 510, 561; c. 4, s. 185, 386. bnul-Arab, Futht, c. 1, s. 57, 105, 158, 274; c. 2, s. 129, 304, 632; c. 3, s. 38, 42, 235, 287, 288, 450, 497, 508; c. 4, s. 185, 325, 361. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 310. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 310. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 310, 311, 312, 377. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 311, 313, 377, 544. Kr. Ali Vasfi Kurt, Endlste Hadis ve bn Arab, nsan Yaynlar, stanbul 1998, s. 467-507. Mustafa Tahral, Hayal ve Glge Varlk, Fussul-Hikem Tercme ve erhi, MFV Yay. no. 37, ikinci bask, stanbul 2000, c. 3, s. 44-56 bnul-Arab, Fuss, tahk.: Aff, 2. bask, Beyrut-Lbnan, 1400/1980; c. 1, s. 104; tahk.: Gurb, Suriye-Dmak 1406/1985, ss. 137-138.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

516 | Dr. Ali Vasfi KURT

olan tm vcd tanmlar ierisinde byle bir ifadenin bulunmadna iaret etmi olalm. Ayrca eyh Sadreddn-i Konev, Fukkta, bu ibrenin gemi olduu IX. Ysuf Fassnda, ne hikmetse bu konuya hi deinmemektedir. 19 eyh-i Ekberin Fusstaki bu cmlesini A. Avni Konuk merhum yle tercme ve erhetmektedir:
Emr, bizim sana takrir ettiimiz vech zere oldukta, bil ki sen haylsin. Btn idrk edip hakknda siv, yan gayr, ben deilim dediin hayldir. mdi vcdun kllsi, hayl iinde hayldir. Yan takrir olunan hakyk anladktan sonra bil ki, lemin vcdu nasl mtevehhem ise, sen de ylece mtevehhem olan bir haylsin. Ve idrk edip hakknda Hakkn sivs ve gayridir; ve o benim vcdum deildir dediin cemi ey-yi mdreke, hep hayldir. Senin vcd-i mstakll tasavvur ettiin eynn kffesi hayl iinde hayldir. Zr ayn- sbitenin zllidir. u halde bizim vcdumuz zllin zllidir. Halbuki zllin vcd-i mstaklli olmayp, z-zll ile kim idi. Biz ise, vcdumuzun ve lemin emr-i zid ve kendi nefsiyle kim ve Hakktan hri olduunu tahayyl ederiz. Bu, ancak man-y hayldir. Binenaleyh zll, hadd-i ztnda hayldir. Vcd-i hakkye nisbet-i ittisliyyesinden baka onun vcdu yoktur. mdi ey-y mdreke zllin zlli olunca, hayl iinde hayl olur. Mesel gece insann glgesi duvara der. O glge ayn zamanda odadaki yine iinde mnakis olan duvar zerinde de grnr. te bu zll, hayl iinde hayl olur. nk duvara den zll hayl idi; yineye akseden sretler dah hayldir. Binenaleyh yinedeki glge hayl iinde hayl olur. Kevnde olan her bir ey ya vehim veya hayldir. Yhud yinelerde olan akisler veya glgelerdir. ems-i hd, siv zllinde parlad, beybn- dallde hayrn olup kalma! dem kimdir? Lem-yezel nrunun aksidir. lem nedir? L-yezl derysnn mevcidir.20

Yine bu hayl kavramyla ilgili olarak, her ne kadar paradoksal bir biimde de olsa Fussta yle bir iir gemektedir:

19 20

Konev, Fukk, s. 62-72. Ahmed Avni Konuk, Fussul-Hikem Tercme ve erhi, haz.: Mustafa Tahral, Seluk Eraydn, MFV Yay., stanbul 1997, c. 2, s. 250-251.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

bn Arabde Hayl ve Vcd Paradoksu zelinde el-Futhtu'l-Mekkiyye ile Fussu'l-Hikemin Karlatrlmas | 517

"Varlk ancak bir hayldir. Halbuki o gerekte haktr. Ve bunu byle anlayan kii tarkatn srlarn elde etmitir.21

eyh Sadreddn, mhrlerini amaya alt Fuss erhi Fukkta, hayl konusundaki bu iirle ilgili de bir ey sylememektedir. 22 eyh-i Ekberin Fusstaki bu iirini A. Avni Konuk merhum yle tercme ve erhetmektedir:
iir: Muhakkak kevn hayldir; o da hakkatte Haktr. / Ve bunu anlayan kimse esrr- tarkat hizdir. Yan bu lemin, ansr- bastann ekl-i hendesiyye diresinde ictimndan hsl olan nuk- cismnleri ve suver-i hissiyyeleri ancak haylden ibrettir. Zr her ne kadar onlarn vcdlar, glgelerin vcdlar gibi, lem-i histe mevcd ise de, o ekl bozulup gib olur. Ve zllin vcdu gibi zil olur. Beyt-i Cm (ks): r lem heme haylest vel / Peyveste der v hakkat cilvegerest: Evet lem, btn hayldir. Fakat onda dim bir hakkat cilve-gerdir. Ve o cilve-ger olan hakkat dah, vcd-i vhid-i Haktr. Nitekim bir kimse bir yine mukbilinde kim olsa, onun sureti yinede zhir olur. yinedeki sret hakkatte madm ise de lem-i histe mevcddur; zr basar- hiss onu grr. Ancak o bir haylden ibrettir. Onun hakkati ahs- kimin sretidir. ahs- kimin tecell-i kym zil olunca o zll hayl dah zil olur. Binenaleyh o vcd-i haylnin kayymu, ahs- kimdir. te bunun gibi suver-i lemden her bir sret Hakkn esmsndan bir isim yinesi olup, onda o ismin suver-i ahkm cilve-gerdir. Ve Hakkn vcdi mutlak- latf, her bir ismin muktezsna gre, o suret-i kesfede mteayyin ve mtekayyid olmutur. Buhr- latfin teksf edip, bilfarz mikab eklinde ve sir eklde incimd gibi. Buzun vcdu histe mevcd ve mehd ise de, buhr-i latfin o ekilde takayyd ve taayyn etmesinden mtehassl bir vcd-i izfdir. O taayyn ve takayyd zil olunca, mutlakiyyete ruc eder. Binenaleyh buzun vcdu bir hayl olup, onda cilve-ger olan hakkat buhr- latfin vcd-i mutlakdr. te bu misller ile de zhir olduu vech ile, bu lem-i kevnin hayl olduunu ve hakkat cihetinden Hak olduunu zevkan anlayan kimse, esrr- tarkat hiz ve hakkat-i hle vkf olur. Ve Allha slke muvaffak bulunur.23

Grld gibi, merhum A. Avni Konuk Bey bu iiri de geleneksel vahdet-i vcd dncesine gre yorumlamaktadr. Hlbuki yukardaki cmleyi, tam bu ekliyle, ne yazk ki Futhtta bulamyoruz. Bununla birlikte Futhtta, bu if delere en yakn olarak u cmleler mevcuttur:
21 22 23 bnul-Arab, Fuss, tahk.: Aff, c. 1, s. 159; tahk.: Gurb, s. 273. Konev, Fukk, s. 106-111. Konuk, Fussul-Hikem Tercme ve erhi, c. 3, s. 253.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

518 | Dr. Ali Vasfi KURT

Bylece lem tmyle, dikili kalplarn sretlerinin iindedir. O halde varolu hazreti, yalnz hayl

hazretidir.24 Cenb- Hakkn tecellsinin, lemde, dim sretlerin perde gerisinde olduu anlatlrken u ifade gemektedir:
: Her ey gerekte, Allha hamdolsun ki, hayldr. nk sretler devaml olarak tek bir hlde sbit kalmaz.25 : O halde lem bir sihirdir. Sana Hak gibi grnr, halbuki Hak deildir. Yine sana halk gibi grnr, halbuki halk deildir. nk lem, her ynden halk olmad gibi, yine her ynden Hak deildir26

Nitekim aada gelecek olan bir vka, bu paradoks ve yanlsamaya daha ak bir biimde k tutmaktadr. eyh-i Ekber, kendi mnev mircn, etap etap tasvir etmi olduu, Futhtn 367. blmnde, beinci semya ulatnda, Hz. Msnn (s) kardei Hz. Hrn(s) ile karlar ve ardndan onunla hemen yle bir diyaloa giriir:
Ey Hrn! riflerin ou iddia eder ki, kendilerince varlk yok olmaktadr ve bu nedenle onlar sadece Allh grmektedirler. Onlarn nezdinde lemin, Allh katnda ilgiye layk hi bir gereklii yoktur. Bununla birlikte onlarn manevi derecesinin, senin ve hem cinslerinin (Peygamberlerin) dnunda olduunda da hi bir kuku yoktur. Hlbuki bize Cenb- Hak, senin kardeine, o sana, altn buza olay esnasnda fkelendiinde; Anam olu! Bu kavim beni cidden zayf grdler ve nerede ise beni ldreceklerdi. Sen de dmanlar bana gldrme ve beni bu zalim kavimle beraber tutma! (Arf, 7/150) dediini bildirmitir. Bu durumda sen, bu cmleyle, dmanlara objektif bir gereklik atfetmi oluyorsun. Bu ise, hi kukusuz riflerin hline muhlif bir hldir?

Hz. Hrn(s) yle cevap verir:


Onlar doru sylemektedirler. nk onlar, zevklerinin sonucundan fazlasn elde edememilerdir. Fakat bir dn! lem, onlarn gznde yok olmakla, gerekte de yok olmu mudur?

Hayr, diye cevap verdim. Bunun zerine yle devam etti:

24 25 26

bnul-Arab, Futht, c. 3, s. 525. bnul-Arab, Futht, c. 4, s. 19. bnul-Arab, Futht, c. 1, s. 119, 714; c. 4, s. 151.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

bn Arabde Hayl ve Vcd Paradoksu zelinde el-Futhtu'l-Mekkiyye ile Fussu'l-Hikemin Karlatrlmas | 519

Onlarn, eynn hakikatyla ilgili bilgilerinin eksiklii, lem gereinin onlarn gznden kat orandadr. Onlarn Hakk tanma konusundaki kayplar, Hakkn lemde onlardan perdelendii kadardr. nk gerek anlamda Hakk tanyan kii iin lemin tm, Hakkn tecellsinin (thophanie) ayndr.27

Grld gibi, bu rnekte de eyh-i Ekberin paradoksal dnme biiminin karsnda bulunmaktayz. imdi de varolu konusunda Fussta yaplm olan benzer bir tanmlama zerinde duralm:
Bylece lem tmyle srekli dnme mahkum olup, kendisine hkmedilen denileme yecek olan Cenb Hak yle buyurmutur: O, her n yeni bir yaratmadadr. (Rahmn, 55/29)28

Bu metin u ekilde de okunmaktadr:


Bu okuyua gre, A. Avni Beyin eviri ve aklamas yledir:


mdi lemin kllsi Zt- Hakk musahhrdr, yan teshr edicidir. Fakat lem Zt- Hakk teshr etmekle beraber Ona Musahhar, yan Tbi ismini vermek mmkn deildir. Ve Hak Tel kulle yevmin huve f enin yan O her anda bir endedir buyurdu. (Rahmn, 55/29) Bu n ise, ancak ibdnn unudur. Malm olsun ki, dier fasslarda dahi kirren beyn buyurulduu zere vcd- hakk, ancak Hakkn vcd- vhid-i latfinden ibrettir. Bu vcd-i latfi hakk esm-i nmtenhsi hasebiyle, mertib-i kesfete tenezzl edip, suver-i muhtelife ile taayyn ve takayyd etmitir. Binenaleyh ibdn ununda vcd ve hakkat cihetinden mtecell olan ancak Haktr; asl ortada gayr yoktur. Tesmiye-i gayriyyet onun taayyn ve takayyd cihetinden vki olur. Ve Fass lysde Vcdun messir ve messerun-fh ksmlarna mnkasm olduu beyn edilmi idi.29 Yan ayn- vhide-i Hak bir itibr ile messir ve bir itibr ile messern-fhdir. lem Hakkn zhiri olup messernfhdir; ve Hak ise lemin btn olup messirdir. Binenaleyh teshr eden ve teshr olunan ancak Hakkn kendi nefsidir; ve gayr yoktur ki Hak, onun msahhar olsun. Misl: nsann ahs ayn- vhidedir; ve insann btn onun endesidir; ve zhiri onun cismidir. Ve bu cism-i zhiri, endesiyle mteharriktir. Ve btn Kalk yaz yaz! demedike, yed-i zhiri kalemi alp yaz yazmaz.
27 28 29 bnul-Arab, Futht, c. 3, s. 349. bnul-Arab, Fuss, tahk.: Aff, c. 1, s. 194; c. 2, s. 286-287; tahk.: Gurb, s. 365-371. Kr. Konuk, Fussul-Hikem Tercme ve erhi, MFV Yay., stanbul 1992, c. 4, s. 41-44.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

520 | Dr. Ali Vasfi KURT

Binenaleyh btn messir ve cismi messerun-fh olmu olur. Zr btn zhirine tesr eder. Maahz gerek messir ve gerek messerun-fh o ahsn ayn- vhidesidir. te bunun gibi insann zhiri olan cismi, btn olan endesinin musahhar ve tbiidir; ve btn olan endesi dahi zhiri olan cismininn msahhr ve metbudur. u halde teshr eden ve teshr olunan, ancak ahsn ayn- vhidesinden ibrettir. Burada gayrin vcdu yoktur.30

Burada ok ince bir nkte vardr. Ve grebildiim kadaryla, her iki okuma tarznda nemli bir eliki de yoktur. Ama yine de tercihim; aada gelecek olan lem tanmlamalarna uygunluu nedeniyle, ilk okuduum ekilden yanadr.31 Nitekim tercihimi teyid eden Fusstaki bu ibrenin bir benzerini Futhtta da grmekteyiz ki; bu ayn zamanda varolu konusunda bn Arabnin tm grlerinin bir hlsas durumundadr:
Her ey, bizim hesbmza mde klnmtr. nk lemin varolu amac biziz. Cenb- Hak yle buyurmutur: O, gklerde ve yerde olan her eyi, Kendinden bir ba olarak emrinize vermitir. (Csiye, 45/13) Allah, Tevratta unlar indirmitir: Ey dem olu! Her eyi senin iin yarattm. Seni de Kendim iin yarattm. 32 te bylece Melik, her gn mlknde olan halknn durumuyla ilgilenmeli ve kontrol altnda tutmaldr. Cenb- Hak yle buyurmaktadr: O, kintta her n hkmetmektedir. nk gklerde ve yerdeki btn mevcdt kendi gvenlii ve yaam iin dileklerini hem hl diliyle, hem de szl olarak Ona arzederler (Rahmn, 55/29). lemin korunup desteklenmesi Ona ar gelmez. Gerekten yce ve byk olan yalnzca Odur (Bakara, 2/255). Zir O, lemden baka bir eyle megul deildir. Cenb- Hak yle buyuruyor: Gklerden yere kadar btn mevcdt O dzenleyip ynetir. (Secde, 32/5); Her ii yerli yerince idre eden ve btn bu mesajlar ak ak dile getiren Odur (Rad, 13/2). Eer mlkn varoluu olmasayd Melik, melik olarak isimlendirilmezdi. nk mlknn korunmas, kendisinde Melik isminin korunmas anlamna gelmektedir. Eer yalnzca; Allh, yaratt btn lemlerden bamszdr. (l-i mrn, 3/97; Ankebt, 29/6) buyurduu gibi olsayd, Onun Esm-i Hsns ierisinde Melik ismi olmazd.33 nk bir tamlamann iinde bulunmak durumunda olan isimler, mutlaka bir tamlanan ile birlikte olmak zorundadr. Nitekim her hangi bir padiah ki, vatandalarnn durumuyla

30 31 32 33

Konuk, Fussul-Hikem Tercme ve erhi, c. 4, s. 110, 112. Kr. bnul-Arab, Futht, c. 4, s. 19, 370. Bk. Abdurraf el-Munv, Feyzul-Kadr erhul-Cmiis-Sagr, Msr, 1356 / 1937, c. 5, s. 466. Kr. Ftiha, 1/4; l-i mrn, 3/26; Th, 20/114; Muminn, 23/116; Har, 59/23; Cuma, 62/1; Ns, 114/2.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

bn Arabde Hayl ve Vcd Paradoksu zelinde el-Futhtu'l-Mekkiyye ile Fussu'l-Hikemin Karlatrlmas | 521

ilgilenmez, aralarnda adleti gzetmez ve hakettikleri dlleri onlardan esirgerse, gerekten de o kendi kendisini azletmi demektir.34

3. eyh-i Ekbere Gre Vcd, lem ve Kevn Tanmlar eyh-i Ekber, Futhtta, varolu kavramn ieren; el-vucd kulluh, el-lem kulluh ve el-kevnu kulluh ya da vel-kullu eklinde balayan birbirinden farkl birok tanm yapmaktadr ki, aslnda bunlar dorudan vcd kavramn tarif etmek amacyla da ele alnmamtr. Nitekim bu tariflerin bulunduu blmler, hem siyk hem de sibk asndan birbirlerinden tamamen farkl balamlardadr. Bu sebepten, asl balamlarndan kopartlarak takdim edilecek olan uzun ya da ksa cmlelerin, merm anlatacak bir biimde tesbiti bir hayli zor olduu gibi, bunlarn anlalmasnn ok kolay olacan da zannetmemek gerekir. Bu cmleleri ise yle sralayabiliriz:
: Bilakis, Onun dndaki her varlk, (ncelikle) varoluunda Ona muhtatr. O halde lemin tm, Onunla varolmutur. Halbuki Onun varl, tek banadr ve kendiliindendir. Varlnn bir balangc olmad gibi, devamllnn da bir sonu yoktur. Hatta O, yalnzca kendisiyle varolan mutlak snrsz bir varlktr.35 : lemin tm, bandan sonuna, birbirine baml, birbirine kuldur. Kendileri hakkndaki bilgileri ise, kendilerinden kendilerinedir. Kendi hakkatlar ise, hi bir zaman idrak edemiyecekleri ilh bir sr nedeniyle kendilerinden domu ve kendilerine aittir.36 : lem tmyle, mlkler (melekler?) ve feleklerdir 37 : Her ey Hakkn mevlsidir, andlamal veya zadl klesidir. Onun rahmeti ise hereyi kuatmtr (Arf, 7/156). O halde herey Onun hem kulu, hem de zadlsdr.38 : Ehlullah katnda, lemin tm apak yetlerdir.39

34 35 36 37 38 39

bnul-Arab, Futht, c. 1, s. 295, 580; tahk.: OsmanYahya, Khire, 1972-1989, c. 4, s. 358359. bnul-Arab, Futht, c. 1, s. 36. bnul-Arab, Futht, c. 1, s. 86; c. 3, s. 412. bnul-Arab, Futht, c. 1, s. 119. bnul-Arab, Futht, c. 1, s. 108, 169, 197, 554, 658. bnul-Arab, Futht, c. 1, s. 206.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

522 | Dr. Ali Vasfi KURT

" : Varln tm, aslnda karanlktr. Sadece iki nrla, ilim ve haylle grlebilir.40 : Nitekim her mmkn varlk, her iki hkm yani iki zdd- kabul edebilir. Ayn ekilde her iki zdd red de edebilir. lemin tmnn varl mmkn olduuna gre; bu iki hkmden yalnz birisini de reddetmesi cizdir. O halde hiret yurdunda ne cehennemin ne de cennetin ebedlii zorunludur. Bilakis bunlarn hepsi mmkndr.41 : lem tmyle, varoluta Allahn kelimeleridir.42 : O halde lem tmyle temizdir.43 : riflerin katnda varoluun tm, Allhn, hi sonu gelmeyecek olan kelimeleridir.44 : Varolu tmyle kendi znden kaynaklanan zorunlu bir ihtiya iindedir.45 : O halde vcd tmyle haktr zhirdir, btn ise eydr. 46 : Varoluun tm haktr, gerektir.47 : lem tmyle, ilh isimlerin zuhur mahalleridir.48 : Varoluun tm Odur, Onun ayndr, O'nun tecellsdir.49 : Bizim katmzda tm lem, zellikle yalnz Allh ile snrldr.50 : O halde

40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50

bnul-Arab, Futht, c. 1, s. 240. bnul-Arab, Futht, c. 1, s. 263. bnul-Arab, Futht, c. 1, s. 366. bnul-Arab, Futht, c. 1, s. 382. bnul-Arab, Futht, c. 1, s. 436; c. 4, s. 161. bnul-Arab, Futht, c. 1, s. 687. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 22. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 33; c. 3, s. 306, 419. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 34. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 47. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 55.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

bn Arabde Hayl ve Vcd Paradoksu zelinde el-Futhtu'l-Mekkiyye ile Fussu'l-Hikemin Karlatrlmas | 523

lem tmyle dem'in paralardr, aklamasdr. dem ise, her eyi iinde toplam olan bir kitaptr. O, leme gre, bedendeki ruh gibidir. nsan bu durumda lemin ruhu, lem ise onun bedeni olmaktadr. Her ikisinin birleiminden lemin tm; byk bir insan, insan da onun iinde olmaktadr. nsansz olarak yalnz leme baktnda, grecein ey ruhsuz bir cesettir. Cesedin kemali ruhla olduu gibi, lemin kemli de iindeki insanladr. Bu durumda insan lemin cismine flenmitir. O halde lemin varlndan maksad odur.51 : lemin tm, gk ve yerdir. Bakas deildir.
52

: O halde tm lem, muhaddes vellerin hazneleri durumundadr.53 : O halde lemin tm, Allh iin sevendir ve Onun iin sevilendir.54 : Haldan baka bir ey yoktur. O halde tm lem, hal ile dolmutur.55 : Varoluun tmnn, sana akladm ekilde olduunu dn; nk varlkta bulunan her eyde ya zarar, ya da fayda vardr.56 : Varoluta Allhtan bakas yoktur. O halde varolu tmyle ycedir ve hi bir ey darda braklmamtr. 57 : te bu nedenle Allh, varoluun tmn, Onu tesbih eder halde ve ibdetinin bilincinde olur bir vaziyette klmtr (Nr, 24/41. 58 : O halde tm varolu, hem dnyada, hem de hirette devaml bir biimde hareket halindedir.59 : Bylece varolu tmyle alp yaylm ince bir deri, onun iindeki lem de satr satr yazlm bir kitaptr. nk lem birbirine sk skya bal bir

51 52 53 54 55 56 57 58 59

bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 67; c. 3, s. 11, 248, 315; c. 4, s. 45. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 70, 349-359. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 77. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 114, 326. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 171. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 221. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 225. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 248. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 280, 677.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

524 | Dr. Ali Vasfi KURT

ekilde eklenmitir. Ve her halukrda diilerle ocuk meydana getirmektedir. O halde lemde, devaml bir biimde aynlarn zuhrundan baka bir ey yoktur. Ve bir mcid, ct edecei eyi ct etmekten holanmadka ct etmez. Bu durumda varoluta bulunan her ey sevilmitir. O halde lemde yalnz dostlar vardr.60 : Varolula sfatlanm her ayn, hem odur, hem o deildir. Tmyle lem de, hem lemdir, hem deildir. Bir sretle zhir olan Hakk, hem odur, hem deildir. O, snrlanamaz snrl; grlemez grlendir.61 : Varoluun tm uyku, uyankl da uykudur; varoluun tm rhat, rhat da rahmet, rahmet ise her eyi kuatmtr ve dnp dolalp varlacak son da onadr.62 : lem tmyle mkelleftir.63 : Rahmn nefes ile tm lem nefeslenmi, ite onu ortaya karan da bu nefes olmutur. lem Hakk asndan zhir, mahlkt asndan btndr. Bu durumda Hakkn btn, mahlktn zhiri; mahlktn btn ise, Hakkn zhiridir.64 : lemin tm, Allhn amelidir. Onun ameli ise lemin kendi yapsna gredir. O halde lemde Allha it olmayan hi bir ey yoktur.65 : Vcd tmyle (ilh) bir bahitir. Allh katnda da, Onun bahii olan hi bir eyin mnii yoktur (sr, 17/20).66 : lem ise, bana deil, ilh isimlerin hakkatlarna almettir. Ve ayn zamanda lemin dayanann, varolma nedeninin ben olduuna almettir. lem tmyle, Allha sevgi ile doludur. Fakat bir ksm, iinde hissettii yaknln gerekte Allha ait olduunun farknda deildir.67

60 61 62 63 64 65 66 67

bnul-Arab, Futht, c. 1, s. 366; c. 2, s. 367; c. 4, s. 424. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 379. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 379; c. 3, s. 346. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 421. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 427. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 435. bnul-Arab, Futht, c. 1, s. 287; c. 2, s. 454. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 541.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

bn Arabde Hayl ve Vcd Paradoksu zelinde el-Futhtu'l-Mekkiyye ile Fussu'l-Hikemin Karlatrlmas | 525

: O halde tm lem gzeldir, tutarl ve derli topludur.68 : Bylece tm lem, tm ieriiyle Allhn onunla verdii bir rnek konumundadr.69 : Bylece lem tmyle kmildir.70 : Bylece lemin tm, dim olarak merkezine ulama arzusu iinde inmeye btn varlyla devam etmektedir.71 : Bizim katmzda, Allhn dndaki her ey demek olan lemin tm, konuan bir canldr. Fakat fizik yaplar, gidlar ve duyusu farkl farkldr. lem canllk biiminde zhir; srekli varolmaya devam eden ilh tecellden oluan kendisine ait bir yaam ile btndr. O halde varoluta yalnz Allh, isimleri ve fiilleri vardr. O, Zhir isminde Evvel, Btn isminde hirdir. O halde varoluun tm haktr ve ierisinde btl olan hi bir ey yoktur.72 : Bylece tmyle lem, Allhn kahr altnda ve avucunun iindedir.73 : O halde tm lem, iinde ne bir kvrm ne de bir tmsek gremiyecein (Th, 40/107) ekilde yaylm bir yer gibidir.74 : lemin tm, ilh sret zeredir. Sret ise, kendisiyle ortaya kaca ilh tecelllerden bakas deildir.75 : Bylece tm lem ilh bir vahiyle; domaktadr, batmaktadr ve devern etmekte olan bir felektir. Doup batmak arasnda zuhr ederek yrngesinde yzmekte olan bir yldzdr.76 : lem tmyle, istifde eden bir renci, muh ta olan bir fakirdir.77 : O halde tm lem, Allhn gzel isimleri ve y68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 542; c. 3, s. 449. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 556. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 556. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 677. bnul-Arab, Futht, c. 3, s. 68, 324, 557. bnul-Arab, Futht, c. 3, s. 100. bnul-Arab, Futht, c. 3, s. 161. bnul-Arab, Futht, c. 3, s. 224; c. 4, s. 231. bnul-Arab, Futht, c. 3, s. 254. bnul-Arab, Futht, c. 3, s. 399.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

526 | Dr. Ali Vasfi KURT

ce sfatlardr.78 : Bylece lemin tm, z bakmndan ereflidir ve ierisinde birinin dierine hi bir stnl yoktur.79 : Bylece lemin tm, stn ve stn olunandr. Buna gre sanat ilminde, en yksek limle en d eit olmaktadr. lem ise, Allhn sanatdr. rnein dokumaclk sanat, dokumacnn ilmidir. Dokuma da onun sanatdr. Bu ise halkn gznde en deersiz bir ilimdir. Halbuki havassa gre sanat ilmi, ilimlerin en ycesidir. nk Cenb- Hak varoluta sanatyla zhir (Neml, 27/88) olmutur.80 : Bilenler iin, kendisinden sdr olan fiillerde tm lem Cenb- Hakkn letleridir.81 : Varolu tmyle hayrdr. nk hayr- mahzn ayndr ve o da Allhtr.82 : Onun lk ve Son, D ve olmas (Hadd, 57/3); varoluun tamamnn O olduuna dair bir uyardr.83 : yiliin tamam Onundur; ktln ise hibiri Ona ait deildir ve Ona isnad edilemez.84 Bununla birlikte O, tmyle varolutur.85 : Varoluun tmnn, ister bir ki tapta yazl olduunu kabul et, ister daha kalc olmasndan dolay, tatan bir kitbeye vurulu olduunu syle ki -nk onun Hak ile ve Haktan konumakta olan iki yz vardr; Allhn hidyete erdirdiklerinden olasn!86 : Tm lem, mmkn olmas nedeniyle, deersizdir fakat bykl kabul edebilir.87 : lem tmyle, Allhn haremidir.88

78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

bnul-Arab, Futht, c. 3, s. 405; IV/89. bnul-Arab, Futht, c. 3, s. 452. bnul-Arab, Futht, c. 3, s. 457. bnul-Arab, Futht, c. 3, s. 478. bnul-Arab, Futht, c. 2, s. 66; c. 3, s. 528. bnul-Arab, Futht, c. 4, s. 70. Bk. Muslim, Sahh, Saltul-Musfirn, 26, h.no: 771. bnul-Arab, Futht, c. 4, s. 87. bnul-Arab, Futht, c. 1, s. 366; c. 4, s. 106. bnul-Arab, Futht, c. 4, s. 110. bnul-Arab, Futht, c. 4, s. 115.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

bn Arabde Hayl ve Vcd Paradoksu zelinde el-Futhtu'l-Mekkiyye ile Fussu'l-Hikemin Karlatrlmas | 527

: Bylece lem tmyle lem-i emirdir. ster lemi halk olsun, ister olmasn eittir.89 : Kendisinin ilh olduunu syleyen kiinin katnda lemin tm arazdr.90 : rif katnda tm lem, kendisine Allhn gnderdii bir elidir. O halde Allh ve eli olarak gnderilen - yni lem - ilh bir rahmettir. nk ilh rahmet her eyi kuatmtr. Bu durumda, bu rahmetin iinde olmayan hi bir ey yoktur. Senin Rabbn, mafireti her eyi kuatm olandr. (Necm, 53/32) O halde geni olan daraltma! nk O, daraltmay kabul etmez.91 : te bylece ey, bu ekilde hak olarak bilinsin! Varoluun tm ise, harfler, kelimeler, sreler ve yetlerdir ve ayn zamanda, kendisine, ne ekleme veya karmalar yoluyla aka, ne de dmanca veya bilerek yaplan saptrc ve yanltc yorumlar yoluyla gizlice hibir boluk ve anlamszln yaklaamayaca byk bir Kurndr. (Fussilet, 41/42) O, ayn korunmu olduundan, yokluk ile vasflandrlamaz. nk yokluk, eyliin ortadan kaldrlmas demektir. Halbuki eylik, hem varoluu, hem de sbit oluu bakmndan anlalan bir eydir. Ve bu ikisinin dnda, nc bir kategori de yoktur. 92 : lem, hatta varoluun tm; rtme, rtlm ve rtendir. Biz ise, Onun Gaybnda rtlmz ve bizi rten de Odur.93 : lem tmyle, gerek sevgili olan tek bir insandr. lemdeki ahslar ise, bu insann uzuvlardr. 94 : Varolu kemli talep etti, marifet te kemli istedi.95 : Bylece tm lem kendiliinden iyidir, merhametlidir. Bu zorunludur. nk o cmertlikten meydana gelmitir. lemde, gerekten iyilik eden ve merha-

89 90 91 92 93 94 95

bnul-Arab, Futht, c. 1, s. 382; c. 4, s. 116. bnul-Arab, Futht, c. 4, s. 136. bnul-Arab, Futht, c. 4, s. 161. bnul-Arab, Futht, c. 4, s. 168. bnul-Arab, Futht, c. 4, s. 214. bnul-Arab, Futht, c. 4, s. 260. bnul-Arab, Futht, c. 4, s. 314.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

528 | Dr. Ali Vasfi KURT

metli olan Allhn dnda (Tr, 52/28) hi bir varlk yoktur.96 : ... Varoluun tm, bir iir, msk ve sanat eseri gibi bestelenmitir< O halde Varln tm, bu bestenin icrsdr.97 : Varoluun tm, herhangi bir halde sebat etmeksizin, srekli halden hale dnmdr.98 : Varoluun tm aknlktr. O halde zorunlu olan; Allhn, bu aknlarda srekli ve daima yepyeni bir bilin uyankl meydana getirmesidir (Th, 20/113).99 : lemiin tm fet iindedir. Allhn basret gzn at kiiye gre, bu durumda hi bir zorluk yoktur.100 : Bylece lem tmyle krdr, topaldr, hastadr. 101

4. Vahdet-i Vcd (Unicit de ltre) Kavram bn-i Arab ve Sadreddn-i Konevde Vahdet-i Vcd meselesi ok tartlmtr. ncelikle unun iyi bilinmesi gerekir ki, Vahdeti-i Vcd terimini, bn-i Arabnin bir dusnda; Sadreddn-i Konevnin ise Mifthu Gaybil-Ceminde kullanm olmalar, bu terimi kavram olarak onlarn atm olduklarn isbatlamaz. Vahdet-i Vcd konusunda Michel Chodkiewicz yle der:
Vahdet-i Vcd kavramna yeterince ilgi gsterildii takdirde, bn Arabnin mslman kartlarnn olduu kadar, oryantalistlerce de yaplan yaygn yorumun tam aksine, panteizmle hibir bir benzerliinin olmad grlm olur. Bu konuda Miguel Cruz Hernandezin, El problema del Ser en Ibn Arab de Murcia102 balkl makalesi balna ramen, gerek anlamda yararl olmas iin ok fazla geneldir. William C. Chittic ise, Sadr al-Dn Qnaw on the Oneness of Being 103 balkl makalesinde, zerinde ok az allm fakat, hatr saylr bir servet deerinde olan; bn Arabnin vey evlad (?) ve dorudan rencisi
96 97 98 99 100 101 102 103 bnul-Arab, Futht, c. 4, s. 314. bnul-Arab, Futht, c. 4, s. 368. bnul-Arab, Futht, c. 4, s. 370. bnul-Arab, Futht, c. 4, s. 427. bnul-Arab, Futht, c. 4, s. 434. bnul-Arab, Futht, c. 4, s. 435. Al Andalus 1965, no: 30, s. 79-87. International Philojophical Quaterly, New-York et Namur 1981, XXI, no: 2, s. 171-184.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

bn Arabde Hayl ve Vcd Paradoksu zelinde el-Futhtu'l-Mekkiyye ile Fussu'l-Hikemin Karlatrlmas | 529

olan Konevye dikkatleri ekmektedir. yle grnyor ki, bn Arabde bulamadmz Vahdetul-Vucd kavramn ilk defa kullanan odur. O bu kavram Mifthul-Gaybnda tanmlamtr. Bu durumda o, hi kukusuz eyhinin retisine nemli felsef bir ekil vermitir fakat, sistematizmi yanl anlalmalara neden olmutur. 104

Eer Vahdet-i Vcd tbiri zerinde srr edilecek olursa bn-i Arabnin bu ifdeyi sdece bir yerde, Evrd- Usbiyyesinin, cuma gecesi virdinde gemekte olan bir dusnda, bir kavram olarak deil de, cmle iindeki bir znenin yklemi olarak kullanmaktadr. Kald ki eyh-i Ekbere ait olduu iddi olunan ve baz nshalarda, elEvrdul-Yevmiyye, el-Evrdul-Ekberiyye veya Evrdul-Eyym vel-Leyl ve Evrdul-Eyymis-Seba adlaryla bilinmekte olan bu Evrdul-Usb risalesi, stanbul, 1299/1881 ve Dimak, 1411/1991de baslm, ayrca bu metin evirisiyle birlikte Hece ve ayrca Tima Yaynlar tarafndan yaymlanmtr. Bu eserin bilinen en eski yazmalarnda bulunan istinsah tarihleri ise; 1107/1695 (Lala smail, no: 695, vr. 89-104), 1164/1750 (Lleli, no: 1520, vr. 1-29b) ve 1292/1875 (Abdaliyye, no: 5110, vr. 1-5)dir. Hlbuki bn Arab bu eserini, ne iczesinde, ne de dier kitaplarnda zikretmektedir.105 Szkonusu cmle yledir:
: Ey Allhm! Mtekbiller, ztlar arasn cem ettiin sr ile benim mteferriktm, danklm da bende cem et ki, bu syede vcdunun birliini mhede edeyim.106

Mnctta da grld gibi, bu tbir, gerekten de bnul-Arabye ait olsa bile; lemin deil, Hakkn Vahdniyetini ve Tevhd essn belirtmek iin kullanlan bir sfat cmlesi eklindedir. Vahdet-i vcdu, kavrama yakn bir erevede ilk kez kullanan ise Sadreddn-i Konevdir. ncelikle Konevnin kullanmakta olduu vahdet-i vcd tamlamasnda gemekte olan vahdet ve vcd kavramlarn ne anlamda kullandn grelim:
... : Bil ki Hak; hakknda hi bir tartma olmayacak bir biimde hlis varolutur. Ve hi bir

104 Balyani, Kitabul-Vahdetil-Mutlaka, haz. ve ev. Ali Vasfi Kurt, Mutlak Birlik, Nefsini Bilen Rabbini Bilir, nsan Yaynlar, stanbul 2003 s. 54-55. 105 Osman Yahy, Histoire, c. 1, s. 173-174. 106 bnul-Arab, Evrdul-Usb, tahk.: Gurb, Dimak 1411 / 1991, s. 188.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

530 | Dr. Ali Vasfi KURT

okluun karsnda dnlemiyecek bir biimde gerek bir birlikle Birdir< Buradaki vahdeten-birlikle kelimesini tenzih ve tazm iin kullandk, yoksa perdeli zihinlerin tasavvur edebildii saysal birlik mefhmuna dellet etmemektedir.107

Konev vcd kavramn ise yle tarif etmektedir:


: Vcud=Varlk szmz ise, anlatmak iindir. Yoksa bu, Onun iin gerek bir isim demek deildir. Bilakis, ismi sfatnn, sfat da zatnn ayndr. Kemali, bakasndan deil, kendisinden sabit olan zati vcudunun ayndr. Hayat ve ilmi, kudretinin ayndr. Ezeli olarak eyay bilmesi, kendisini bilmesinin ayndr.108

imdi de vahdet-i vcd tamlamasn bileenleriyle nasl atmakta olduuna bakalm:


: nsann, varoluun birlii gibi, gerek bir birlikle bir oluunu idrak etmesi doru deildir. Bilakis insandaki bu idrak; varolula ve hayatla gerek anlamda sfatlanm olmasnn, ilim ve irdenin ise onunla birlikte kim olmasnn idrakidir.109 : Hak, varoluunun birlii bakmndan, birin birden baka bir saydan zuhru muhl olduundan Ondan yalnz Bir ortaya kmtr.110

ok ak bir biimde grld gibi Sadreddn-i Konev, ayr ayr olarak vahdet ve vcd kelimelerinin Allaha isndn, szlk anlamnda bile olsa doru bulmamaktadr. Yukarda verdiimiz rneklerde de aka grld gibi Sadreddn-i Konev, vahdet-i vcd tamlamasn tarif etmesi bir tarafa, bu kelimeyi bir kavram ya da bir terim olarak ta kullanmamaktadr. Bununla birlikte vahdet-i vcd tamlamasnn bir kavrama dntrlme sinin daha sonrakiler tarafndan gerekletirildii de inkar olunamaz. Hatta bu kavramn atlmasnda daha ok murzlarnn katklar olduu bile sylenebi lir. Bununla birlikte Vcd ve Mertibul-Vcd ile ilgili olarak, gerek bn-i Arabnin, gerek Sadreddn-i Konevnin dnce sahsnda merkez kavram
107 Konev, Mifthul-Gayb, Sleymaniye ktp., Ayasofya, no: 1830, vr. 6a; ev. Ekrem Demirli, z yaynclk, 2. Bask, stanbul 2004, s. 21. 108 Konev, Mifthul-Gayb, vr. 7a-b, ev. E. Demirli, s. 25. 109 Konev, Mifthul-Gayb, vr. 6a-b; ev. E. Demirli, s. 22. 110 Konev, Mifthul-Gayb, 6b; ev. E. Demirli, s. 22.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

bn Arabde Hayl ve Vcd Paradoksu zelinde el-Futhtu'l-Mekkiyye ile Fussu'l-Hikemin Karlatrlmas | 531

grevini gren, rnein el-niye ve el-vechul-hs gibi, o kadar nemli kavramlar vardr ki,111 Vahdet-i Vcd kavram bunlarn arasnda bir hayli clz kalmakta dr. Hatta, ok rahat bir biimde diyebiliriz ki; Vahdet-i Vcd kavram, bu konuda merkez bir kavram olmad gibi, bnul-Frdn mehur et-Tiyye fis-Sulkunun rihi Sad-i Fergn (.700/1300) gibi ilk kullanclar bile onu, ok ciddiye alarak deil de, adeta tesdf olarak kullanmaktadrlar. 5. Vahdet-i Vcd ve Vahdet-i uhd Konusu Vahdet-i Vcd kavramyla birlikte, Vahdet-i Vcd kart gibi alglanlmakta olan Vahdet-i uhd karmaas hakknda yeterince doyurucu izah Mahmut Erol Kl bey yapmtr. 112 Vahdet-i Vcdun monizme veya panteizme parelel; Vahdet-i uhd, Vahdet-i Kusd ve dierlerine ters bir biimde ele alnmas, hatta bunlarn birbirlerinin ztt gibi gsterilmeye allmas, bu kavramlarn da soykt hakkndaki cehleti kat kat pekitirmektedir. Hlbuki dikkatli, titiz ve temiz bir yrekle yaplacak olan karlatrmayla, bu konudaki farkl grlerin kendilerine ait dnce sistemlerini bozmadan hakkn vermek ve deerlerini takdir etmek mmkndr. Nitekim bu meselede, her bir grn taraf olanlarn yazp izdiklerini, dorudan ve birinci elden kaynaklarna inerek inceleme imknna sahip olanlarn katnda ciddi bir sorun da yoktur. Aslnda eyh-i Ekber, vcd kavramn uhd terimiyle birlikte kullanmakta ve her iki anlama tarznn da ayr ayr bir yol olduunun farkndadr. imdi de bu grlerine rnekler verelim:
: Kim, Onun vcdunun hakkatn bilmise; o kii buna, Rabbisinin uhduyla ulamtr.113
111 Kurt, Mutlak Birlik, s. 39-51, 138-142. 112 Mahmut Erol Kl, Muhyiddn bnul-Arabde Varlk ve Mertebeleri, Vucd ve MertibulVucd, baslmam doktora tezi, Marmara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, stanbul 1995. s. 251-256. 113 bnl-Arab, el-Hikemul-lhiyye, Khire 1988, 154. hikmet.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

532 | Dr. Ali Vasfi KURT

: Kemle erdirilmi olan riflere gelince, onlarn katnda asl bir gurbet yoktur. nk onlar, kendi meknlarnda asl vatanlarndan uzaklamam olan sbit ayn lardr. Zira Hak, onlar iin ayna olunca, sretlerin aynada zuhur etmesi gibi onlarn sretleri o aynada zuhur etmitir. Bu durumda o sretler, aynann eklinin gereine gre zuhur etmi olduklarndan, ne onlarn sbit aynlar olmakta, ne de o sretler bizzat aynann ayn ve tecellisi olmaktadrlar. nk aynann bizzat kendisinde, onlardan zuhur eden eylerin tafsilat yoktur. O halde gurbet ierisinde olanlar, onlar deildir. Bilakis onlar, varoluun ierisinde uhd ehli olan kiilerdir. Ve varoluun onlara izfe ediliinin sebebi ise, ahkmn onlarda sonradan meydana gelmi olmasdr. nk ahkm ancak bir mevcuttan zuhur edebilir. O halde gurbet mertebesi, ricle mahsus makamlardan deildir. Aksine o, yolu ancak ortalam olanlarn ve mritlerin ulam olduklar ok dk bir makamdr. riflerin ekbirine gelince, onlar, hi bir eyin kendi meknndan ve vatanndan gurbette olmad kan atndadrlar. Bilakis onlara gre; vcip vciptir, mmkn mmkndr, muhl de muhldir. Bylece her bir yeri yurt edinenin yurdu belirlenmi oluyor. Eer bunlarn konumunda bir gurbet gereklemi olursa; btn hakkatlar altst olmu olur ki, bu durumda vcip mmkne, mmkn vcibe ve muhl de mmkne dnm olur. Halbu ki gerek bunun tam aksidir. O halde bu makamda hakkat bilgisine sahip olanlarn katnda gurbet, ne mevcuttur ne de vuk bulmutur. 114 : Her ne ey ki Vcdtadr o Haktr. Ve her ne ki uhdtadr o halktr.115 : Ehlullah, Allaha layk olmu olanlara tbi olduklarndan, onlar hakknda da Onun hkm geerli olmaktadr. Onun hkm ise, herhangi bir snrlamann olmamasdr. Buna gre, umm-i vcd Allhndr. Umm-i uhd ise ehlullahndr. Kim vcdunu kayt altna alrsa, uhdunu da kayt altna alm olur ki bylesine ehlullah denemez.116 : Bunlarn tmn ulem-i billah olanlar, uhd ve vcd tarklerinden bilmektedirler.117

6. Ehlullahn Mertebeleri bn Arab, Ehlullahn mertebelerini tanmlarken, bu zmrelerin kimler oldu114 115 116 117 bnl-Arab, Futht, c. 2, s. 529. bnl-Arab, Futht, c. 3, s. 306. bnl-Arab, Futht, c. 3, s. 161. bnl-Arab, Futht, c. 3, s. 101.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

bn Arabde Hayl ve Vcd Paradoksu zelinde el-Futhtu'l-Mekkiyye ile Fussu'l-Hikemin Karlatrlmas | 533

u ve bunlarn bulunduklar mertebelerde renmekte olduklar derslerin mfredt ve muhtevasn, varoluu bir okul olarak tasavvur ederek yle tasnif etmektedir:
Varolu (el-vucd) bir okuldur (medrasetun). Cenb- Hak bu okulun hem shibidir (Rab), hem de rencilere ders vermekte olandr. renciler, tm lemdir. Peygamberler ise, asistanlardr (el-mudn). Asistanlarn asistanlar konumunda olan tbiler (el-muzennibn) de vrislerdir. Cenb- Hakkn bu okulda rencilere vermekte olduu bilgiler, sayca ok olsa da, drt snfta toplanmaktadr. Birinci snfta verilen dersler; lafz ve mnlarn sz ile ifadesinde uyulmas gerekli olan llerle (mevznul-kelm fil-elfz vel-men) ilgilidir. Bu llerle, Allh limlerine gre hepsi sahih de olsa, sahih bilgilerle zayf bilgiler birbirinden temyiz edilirler. nk bu bilgilerin bir ksmna zayf denilmesi, zddna veya belirlenmi herhangi bir amaca gredir. kinci snfta verilen dersler; zihinlerin dzene sokulmas (tenkhul-ezhn), dncelerin mahret kazanmas (tedrbul-efkr) ve akllarn bir szgeten geirilmesi (tehzbul-ukl) ile ilgilidir. nk okulun shibi (Rabbulmedrase), onlara ancak kendisini tantmak istemektedir. Zten bu da okulun kurulu nedeni olan tek gyedir. Cenb- Hak, fakhleri bu okulda toplad ve onlara Allh bilgisine dahil olan konular basamak basamak iledi. Bunlarn bir ksmna, balanglarnda tecelli etti. Bylece melekler, mden, bitkisel ve hayvan cisimler salkl bir mzca sahip olmalar nedeniyle Onu tandlar. Zira Cenb- Hak sadece insanlar ve cinlerden (essakaleyn) perdelenmitir. Bu ilimleri de, kendisini bilmek amacyla altrma yapmalar iin, onlarn mfredtna koydu. Bylece Cenb- Hak, kapal bir perde ve kilitli bir kap ardnda, srekli bir biimde asistanlarn ve akllarn perdesi gerisinde olmaya devam etmektedir. nc snfta verilen dersler u konularla ilgilidir: Mevcdtn bulunmu olduu bu heykellerin varoluunun ve mzclarnn farkl oluunun nedeni, karmlarnn muhtevas, illet ve marazlar ve bunlardan shhat ve fiyete kavuma nedenleri, ne ile ayakta durduklar, salkl ve hastalkl bulunma larndaki etkenlerle, huyun (et-taba) anlamnn ne olduu, lemdeki mertebesinin nerede olduu, varoluunun ayn mi yoksa akl mi olduu, ondan bir ey olumakta mdr, yoksa lemde sadece bir snf olup, hkm yalnz, olu ve bozulu, terkip ve zlme zelliine sahip mrekkeb cisimlerde mi geerlidir gibi konulardr. Drdnc snfta verilen dersler; ilh ilme dhil olarak verilmekte olup, dima kendisine muhta olunan Allh hakknda, vacip sfatlar, muhl sfatlar ve mahlukat ierisinde, yalnz Onun yapmas ciz olan fiiller ile ilgilidir. te bu snflarn beincisi yoktur. nk Allahdan baka da hedef yoktur
Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

534 | Dr. Ali Vasfi KURT

(leyse verallhi merm). Kald ki bu ilimler, ierdikleri muhtevann geniliince birok ilimlere ayrlmaktadrlar. Bu nedenle, kii bulunamad derslerden geri kalmakta; bu derslerden hangisinde bulunmusa, sadece ona vakf olmaktadr. O halde, kimin himmet ve gayreti ykselir de, bu dersleri almaktaki gyenin; ne derslerin kendileri, ne de derslerin ierii olduunu, aksine bu okulun shibi olan Allh bilmek (el-ilmu billh) olduunu bildii takdirde, arzusu bu ilh ilmi taleb etmek olur. renciler ierisinde, bu ilimlerin ncllerini (mukaddemt) renmek isteyenler de bulunmaktadr ki, bu akl bir talebtir. Yine bunlar ierisinde, bu ilimleri asistandan renmek isteyip, sadece onlarla yetinenler de vardr. nk renci, asistanla hoca arasnda bir iliki olduunu (vuslat) grmektedir. Ve o, bir elinin bazan perde gerisinden olarak, bazan da retmenin yanna varp, Onun katndan karak, Ondan rendii birok eyi derste bulunanlara aktardn grmektedir. Bu nedenle renci; bu asistan vastasyla Allah bilmem, nefsim iin, daha nce gemi olan dier ilimlerde olduu gibi, kendi dncemi ve fikrimi delil grmekten daha layk ve daha gvenceli olduunu dnr. renci bu ekilde ilmini asistandan aldnda vris, ve bu asistann asistan olmu olur. Byle bir kiiye, tbi (el-muzennib) denilmektedir. eratta ise bu kiiye vris denilir. Bylece onlar peygamberlerin vrisleri (veresetul-enbiy) olmaktadrlar. 118

Gnmzn toz duman haline gelmi olan bu kavram kargaasnda, bize bir nefes aldrtacak olan u tesbtleri, yine bizzat eyh-i Ekberin kendisinden dinleyelim:
: Varoluun tmnn bir yksek, bir dk olmas, aslnda ne stn olan, ne de dk olan vardr denilse de, varlkta eitliin zuhruna neden olmutur. Halbuki varolu ycedir, kmildir, tamdr, eksiksizdir. zellikle de, aksm birbirine zd olduu halde mahlktta bulunmakta olan her bir i ya da karar (elemr), mutlaka ya bir hakkata, ya da ilh bir nisbete dayanmaktadr. Allh konusunda ise stnlk diye bir ey olmaz. nk bir i veya bir karar (el-emr), kendi kendisine stn olmaz. O halde, bu adan lemde stnlk diye bir ey yoktur. nk, her trl i veya karar yetkisi eninde sonunda Ona, Allha aittir. (Rm, 30/4) te cem ve vcd ehli de bu geree dayanmaktadrlar. Bundan dolay da onlara cem ehli denilmitir. nk onlar tek bir aynn ehlidirler. Nitekim Cenb- Hak yle buyurmaktadr:

118 bnl-Arab, Futht, c. 2, s. 220; tahk.: Osman Yahya, c. 14, s. 317-321.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

bn Arabde Hayl ve Vcd Paradoksu zelinde el-Futhtu'l-Mekkiyye ile Fussu'l-Hikemin Karlatrlmas | 535

Ve bizim emrimiz yalnz bir keredir. (Kamer, 54/50)119

Aslnda bu gr Halun-Naleyn shibi bn Kasiyye (.546/1151) aittir. Her halde bn Arabnin, cem, vcd ve ihta ehli (ehlul-cemi velvucdi vel-hta) olduunu syledii bu kiiler; her ne kadar hi birisini ismen zikretmese de;120 Mutlak Birlik Rislesinin yazar Balynnin (.686/1288) de ilerinde bulunduu bn Sebn ekol olan, "ehlu'l-vahdeti'lmutlaka" olmaldr.121 Nitekim varolu konusunda, bn Sebnin (612-669/1215-1270) grlerinden birisi yledir:
: Bylece O, tmyle varolutur. Ve Onun ilmiyle kuatm olduklarnn dnda, Onunla birlikte olan hi bir eyin varoluu szkonusu deildir.122

bn Arab ise, lemdeki her cevher, lemdeki her hakkat iinde toplamtr gr hri, varoluta eitlik dncesine katlmamaktadr. 123 eyh-i Ekber, Allah bilen limleri yle katagorize etmektedir:
Allh bilenler, drt snftr. Birincisi; Allh konusundaki bilgileri yalnz dnce yoluyladr (min tarkin-nazaril-fikr). Bunlar, Allh, varoluta bulunan hibir eye benzetmediklerinden, tenzh erbbdrlar. kincisi; Allh ancak tecell yoluyla bilenler. Bunlar, isbat ve hudd ehlidir. ncs; bilgileri mhede ile dncenin toplamndan oluur. Bunlar, ne tecell eden sretlere taklp kalrlar, ne de grenlerin gznde zhir olan Zta ulaabilirler. Drdncs; ne dier snfa dhildirler, ne de onlarn tmnn dndadrlar. Bunlar; Allhn, hangi inan ekliyle olursa olsun, her trl inanc kabul ettiini bilirler. Bunlar da iki ksmdr: Birinci ksm; mmkn varlklarn sretlerinde tecell edenin, Hakkn ayn olduunu (aynul-Hakki huvel-mutecell f suvaril-mumkint) sylerler. kinci ksm ise; mmkn varlklarn durumlarnn (ahkmul-mumkint), Hakkn varoluunun aynnda zhir olan sretler olduunu (es-suvaruzzhira f aynil-vucdil-Hakki) sylerler. Bunlarn her birisi de gerei sylemitir. te buradan, her hayret iinde kalanda hidyetin ayn bulunduu halde, aknlarn aknl ortaya kmtr. Bunlarn iinden kim, aknlk iinde kalmsa arm; kim, aknlkla birlikte olmaya (yaamaya tahamml edebilmise) hidyeti yakalam ve vuslata ermitir.124

119 120 121 122 123 124

bnl-Arab, Futht, c. 3, s. 447. bnl-Arab, Futht, c. 1, s. 391; c. 2, s. 81, 178, 424; c. 3, s. 403, 462; c. 4, s. 280, 395. Kurt, Mutlak Birlik, s. 26. bn Sebn, Risletul-Elvh, s. 192, 194. bnl-Arab, Futht, c. 1, s. 749; c. 2, s. 60-61, 160, 257, 686; c. 3, s. 7, 165, 326, 354. bnl-Arab, Futht, c. 4, s. 43.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

536 | Dr. Ali Vasfi KURT

bn Arabnin, bu zmreleri dier bir adan tasnifi ise yledir:


Allh bilenler drt ksma ayrlm olup, bunlarn beincisi yoktur. Bunlarn bir ksm, Allh bilgisini, ne zhir bir delil, ne de btn bir phe olmakszn, dorudan Allhtan almaktadrlar. Bir dierleri, bu bilgiyi, zhir bir delil, fakat btn bir phe iinde alrlar. Bunlara envr ehli denilir. Birinci gruptakilere ise, bilimlerin zevkini karanlar denilir (ehluliltizzi bil-ulm). nc ksmda da, ilimde rush shibi olanlar bulunmaktadr. Onlarda, Allh bilgisiyle birlikte, Hakkn sretini, halk cihetinden grebilmek iin, Allhn mahlktna ynelme zellii vardr. Onlarn iindeki, ne Allh bilgisinde, ne de mahlkt bilgisinde bir phe vardr. Onlar; srlar ve gayblar ehlidirler, mrifetler ve bilimler hazinesidirler, en byk akllarn bile tkanp kald dipten gelen sarsnt esnsnda da sebt ehlidirler. Drdnc ksm ise; cem, vcd ve her bilinenin hakkatna vkf olan ihta ehlidir. Bildikleri konularn hi bir yn, onlara gizli kalmaz. Onlarn, bu bilgiyle, lemin tmnde, diledikleri gibi tasarruf gc vardr. Gven iindedirler. Bilgilerine rz olacak olan herhangi bir phenin, onlarda kalc bir etkisi olamaz. Bunlar da ayn ekilde srlar ehlidirler. Bu bilginlerin dndakiler ise; Allhn mahlktndan o tr bir yaratklardr ki, onlarn yzleri nereye dndrlmse, orada tasarruf ederler. Eer irde shipleriyseler, kendi irdelerinin etkisi altnda mecburdurlar. Mutlak gerei syleyen yalnz Allh; en doru yola hidyet eden de ancak Odur.125

bn Arab marifetteki ryet ekillerini ise kategorik olarak yle srala maktadr:
Ryetinde; m raallh illellh-Allh ancak Allh grmtr diyen kmil bir kuldur. Nisbetin her trnde de bu byledir. Bu ayn zamanda marifet derecelerinin en ycesidir. Marifetin ikincisi bunu izlemektedir. Bu makamda olan yle der: Ben, iki gz de kapal idim. Ve gzlerimi atmda, gzmn dedii hi bir eyin, Allhtan baka bir ey olmadn grdm (fe m vakaat al eyin ill kne huvellhu). Ve bu ekilde Allhtan baka bir ey grmedim (fe m raeytu illellh). Aynlarn ise, kendi kklerine bal olarak (vel-ayn al uslih), bunun onlar grmemde bir etkisinin olmadn grdm (l esera leh f ruyet iyyh). nc marifet eklinin shibi olan kii ise; m raeytu eyen-hi bir ey grmedim demektedir. Drdnc marifet ehli ise yle der: m raeytu eyen ill raeytullhe kableh-Ondan nce Allh grmediim hi bir ey grmedim. Bu ise, snrlayc bir grme (ruyetu tahdd) eklidir. Fhi-iinde, badeh-sonunda, indeh-yannda ve dierleri gibi bunlardan daha alt ksmda olan ryet
125 bnl-Arab, Futht, c. 3, s. 403.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

bn Arabde Hayl ve Vcd Paradoksu zelinde el-Futhtu'l-Mekkiyye ile Fussu'l-Hikemin Karlatrlmas | 537

ekilleri de drdncs gibi snrlama ifade etmektedir. te, nisbette snrlama getirmekte olan bu marifet ekilleri, tebhi ifade eden nuzl nisbetlerdir. Kulun iki nisbeti birden mahede ettii makam, marifetlerin ilkidir. Tehzhe nisbetten elde edilmi olan marifetler ise, nakledilemez ve o tr bir bilginin szle ifadesi de mmkn deildir. Hatta bu tr bir bilgiye, iret bile edilemez. O halde senin elinde ana marifet ekli vardr: Tenzhe nisbet edilen marifet. Snrlama ve tebihe nisbet edilebilecek marifet. Ve bu iki nisbet arasndaki kendi makamnn sonucu olan marifet. Bu da, senin aynndr (ve huve aynuke). Aynnn vcdu deildir (l vucde aynike). nk aynnn vcdu, Hakkn Vcdudur (li kevni vucdi aynike huve vucdul-Hakki). Bu ise, asla sana nisbet edilemez. te marifetlerin temel konularnda bu bilgiye shib olamayan kii, yoldan kmtr.126

Btn bu ifadeler, eyh-i Ekberin, Ehlullhn mertebeleri hakknda yapm olduu tasniflerden tesbit edilebildiklerimizdir. O halde tm bu makamlarn ierisinde, eyh-i Ekberin yeri acaba neresidir? te bu sorunun cevabn bizzat eyh-i Ekberin kendisinden dinliyelim:
: Her yolun bir yolcusu vardr. Bizim iimizde kmil olan kii, her yolu ve her yolcuyu tand halde, bu yolda, onlarn hepsinin dnda olabilendir. te bunlar riclin ekbiridir.127

el-Futhtul-Mekkiyyenin mukaddimesinde bnul-Arab, kef ve vcd ehli olan Ehlullahn havassnn inanlarn; Akdetul-Hulsa veya Akdetu Hulsa til-Hssa Fillhi Tel olarak isimlendirmitir ki, bu konuyu Futhtta msta kil bir blmde toplu bir ekilde ele almamtr. te bu konuyu ayrca yazmama nedeni ile ilgili olarak unlar sylemektedir:
Velilerin has olanlarnn znn inanlarn aklamaya gelince, anlalmas zor olmas nedeniyle, onlar iin zel bir blm ayrmadm fakat, bunlar kitabn blmleri ierisinde dank bir biimde, yeterince ve apak olarak getirdim. Sylediim gibi, o konular, ayr ayrdr. Cenb- Hak, bunlar anlamayla, kimi rzklandrmsa; o kii bunlarn hakkatn bilir ve dierle rinden ayr olan ynlerini farkeder. nk bu hak bir ilim ve doru bir szdr. Bu ilmin gerisinde, baka bir hedef yoktur. Bu ilimde, kr ile gren eit olur, uzaktakiler yakndakilere katlr ve aadakiler yukardakilerle iie olur. Muvaffakiyet veren Allahdr ve Ondan baka Rab yoktur!128

126 bnl-Arab, Futht, c. 2, s. 5, 209; c. 3, s. 255, 378. 127 bnl-Arab, Futht, c. 1, s. 472. 128 bnl-Arab, Futht, c. 1, s. 38, 47; tahk.: Osman Yahya, c. 1, s. 173, 213; bk. Nasr Hmid,
Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

538 | Dr. Ali Vasfi KURT

eyh-i Ekber, tm bu zmreler ve onlarn gerek rnleri olan bilgilerin inanca olan etkisini ok iyi bir biimde zmsemi ve sonu olarak btn bunlarn karsnda gnlnde olup bitenleri tasvir ederken kendi inancnn servenini ise u ekilde ifde etmitir:
Muhakkak ki biz, Allaha ve Raslne iman ettik. Allah Raslnn getirdiklerine; topluca olsun (mucmelen), ayrntyla olsun (mufassalen) ve bunlar bize, ister ayrntsyla ulasn, ister ulamasn veya bize gre sbit olmasn hepsine birden iman ettik. Biz, Allah Raslnn getirmi olduu her eye, gerekte olduu ekliyle iman ettik. Ben bunu, akli dncenin muhl, ciz ve vcib grerek vermi olduu herhangi bir hkm hi hatrma gelmeden, anne ve babamdan, sadece taklid olarak aldm. te imanm byle bildim. Hatta, nereden iman ettiimi ve neye iman ettimi de bu ekilde bildim. Bu nedenle Cenb- Hak, gzm (basar), gnlm (basret) ve tahayylm (hayl) at (keefe). Bunun sonucu olarak ben; basar gzyle alglanlacaklar basar gzyle; hayl gzyle alglanlacaklar hayl gzyle; basret gzyle alglanlacaklar basret gzyle grr oldum. Artk iman benim iin, ma hede edilmi (mehd) oldu. Daha nce tahayyl edilmi ve vehmedilmi olarak taklid yoluyla verilen hkm, gerek anlamda vucud bulmu (mevcd) oldu. Yine bu yolla, tbi olduumun kadrini bildim. O da; benim iin gnderilmi olan rasl Muhammeddir. Ayn ekilde, Hz. demden (s) Hz. Muhammed e(s) kadar olan neblerin hepsini topluca mahede ettim. Ayrca Cenb- Hak bana, bu neblere iman edenlerin hepsini; hatta bunlarn ierisinde avam olsun havas olsun, kyamete kadar iman edecek olanlardan da, hi bir kimse kalmayacak ekilde mahede ettirdi. Cemaatn tm mertebelerini grdm. Kymetlerini bildim. Ulv lemde bulunanlardan, topluca (mucmelen) iman ettiklerimin tmne muttali oldum. Bunlarn hepsini, bu ekilde mahede ettim. Bununla birlikte, grdm ve belirlediim eylerin bilgisi, beni asla imanmdan uzaklatrmad. Sylediim ve yapm olduum eyleri, sadece Hz. Peygamberin (s) sz olduu iin sylemee ve yapmaa devam ediyorum. Bunlar, ne ilmim, ne kefim, ne de mahedem ile yapyorum. Bylece iman ile kefi karde yaptm. Ve tabi olmann bu ekli pek nadirdir. Zira byklerin ayaklarnn kayd yer, burasdr. nk keif ehli birisinde man konusu olan bir eyde, keif (el-muyene) meydana geldiinde, bu kii imann deil, kefin gerektirdii ile amel eder. Bu durumda o kii iman ile kefi birletiremediinden iman kymetini ve derecesini bilme olgunluunu elden karm
Felsefetu't-Te'vl, Beyrut-Lbnan 1993, s. 31.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

bn Arabde Hayl ve Vcd Paradoksu zelinde el-Futhtu'l-Mekkiyye ile Fussu'l-Hikemin Karlatrlmas | 539

olur. Bu kii, ehl-i keiften de olsa, Cenb- Hak ona, imann kymetini ve derecesini kefettirmediinden, nefsinin cahili olmu olur. Ve mahedesi kadar amel etmi olur. Gerek kmil ise, keif zevkiyle birlikte, kefin etkisinde kalmadan ve baka bir dnceye ynelmeden, imann gerei ile amel edendir. Bu makam hl ile tatm olan bir kimseyi grmedim. Her ne kadar, lemde bu makama ulam olan sahslar varsa da, Cenb- Hak benimle, onlarn kendileri, ahslar ve isimlerini bir araya getirmedi. Bununla birlikte, onlarla beraber olabilirim fakat kendisiyle ismini zihnimde birletirmemi olmam mmkndr. Bunun nedeni ise, ben hibir zaman, kinta ve kintta olup bitmekte olan hadiselere vakf olmak iin, kendimi Cenb- Hakka balama dm. Aksine, beni rzasnn olduu amellere muvaffak klmas, kendisinden uzaklatracak amellerden kandrmas ve tbi olan bir kiinin ulaaca en yksek makam bana tahsis etmesi iin, nefsimi Cenb- Hakka baladm. lemde mevcut olanlarn hepsi, bu hususta bana ortak da olsa, bu beni etki lemez. Zira ben, sadece bir kulum ve Allahn kullarnn stnde olma arzum da yoktur. Bilakis, Cenb- Hak benim gnlmde, tm lemin en yksek mertebede ve ayn makamda bulunmalarn temenni etmekten oluan bir evin klmtr. Hi bir zaman iimden gemedii halde, Cenb- Hak bana, bu iin sonunculuunu (htimetu emr) tahsis etti. Bu nimete krn hakkn vermee alsam da, Ona, krmn acziyle krettim. Allaha yemin olsun ki, hlim olarak sylediklerimi, vnmek iin deil, sadece iki nedenle syledim. Bunlarn birincisi; Rabbinin nimetini ise, anlatp akla! (Duh, 93/11) yeti gerei olarak tahds-i nimettir. Bundan daha byk hangi nimet vardr ki? Dier bir neden ise; bunlar himmet sahibi bir kii dinlesin de, kendisinde, benim muvaffak klndm hususta bir himmet olusun, bylece buna ulasn ve bu derecede benimle birlikte olsun. nk darlk ve zorluk, ancak duyularla alglanan eylerde ve zellikle de ulhiyet te vardr. Zira, kskanlk (el-gayra) yalnz bu iki makamda olur. Duyularla alglanan eyler, kiiye zeldir. Bu da, sende olan bir eyin aynsnn, bakasnda bulunmamas halindedir. Ulhiyyete gelince; bu iddia da olan kii de yalancdr. Bunda kim sadk olabilir ki? Burada kskanln nedeni; kendisinde ulhiyyetin olamayca birisinin yalan yere bu iddiada bulunmasdr. Zira kskanlk, ulhiyyet mertebesinde sz konusudur. Nitekim ulhiyyet mertebesinde, sadece bir kii bulunduundan, burada hibir zaman ondan bakasnn nasibi olamaz. Zira kskanlk (el-gayra), el-gayr (baka, deil) kelimesinden tremitir. te sana dosdoru yolu bu ekilde aklam oldum.129

129 bnl-Arab, Futht, c. 3, s. 323-324.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

540 | Dr. Ali Vasfi KURT

7. Sonu Balangtan beri ele almakta olduumuz hayl, vcd ve uhd kavramlar etrafnda herkesin hfzasnda hi phesiz bir ok n bilgi vardr. Zaten bu n bil gilerin varldr ki kii, bu almay buraya kadar okumaya tahaml gcn kendisinde bulabilmitir. Bir rpda anlalamayan konularn tekrar tekrar okunmas ve vki tereddtlerde asl metnin daha salkl bir biimde izlenmesi iin her cmlenin orjinal metnini de burada vermeye altk. Bir kelime veya tamlamay alp, onun, szlkte kullanlmakta olan anlamlarndan herhangi bir anlamn esas kabul ederek, bu kelimeleri kullanan herkezi bununla isimlendir mek veya ithm etmek sradan herkesin kolayca yapaca ilerdendir. Bu tr insanlar; duyduklar, okuduklar ve grdkleri her eyde, her zaman, ilerinde sakl tuttuklar bu eyi ararlar. Aldanma veya sapma, zannedildi i gibi, yalnz kt veya duyulmak ve grlmek istenmeyen eylerde olmaz. Aksine, kendisine her ynden tutkun olduumuz eylerde olur. Bal, baml ve alk olduumuz ne varsa, bunlardan kendimizi, etap etap kurtarabildiimiz lde, ncelikle kendimizin gerekte neyin peinde olduumuzu kefederiz. Eer burada, ister zel, ister genel olsun, bir yoldan bahsedeceksek, bu yol, beklenildiinin aksine, kurtarc, kurtulu vdedici ve asl en doru yol iddisnda olmayacaktr. nk byle bir yolu Yce Rabbmz; elimizde olsun olmasn, tm Sahfe ve Kitaplarnda defalarca, apak bir biimde ifde etii gibi, Kurn- Kermde de hatrlatmtr.130 Burada sz konusu olan, tm insanolunun bu mutlak gerei alglama biimleridir. Yni, insanolununun yeryzne ayak bast ilk gnden itibren kar karya olduu, zmek zorunda olduu en nemli problemin inanma deil; bilme sorunu olduunu anlamaktr. (Nis, 4/113; Alak, 96/5) Bilimin amac ise, tehs ve tesbttir. Hidyet ve kurtulu reetesi sunmak deildir. Bu durumda bilim insanna den asl vazfe, insanlara hedef gster mek ve rol bimekten ok; insanlarn elini ayan balayan ala geldikleri snr lar kaydrp; daha farkl, ilgin ve hi dnemedikleri, hatta kendilerince dnlmesi mmkn olmayan alanlarn da var olabileceini grmeye ve gstermeye almaktr. Yni, insanlarn olmazsa olmaz, mmkn deil dedikleri subjektif ve objektif (enfus ve fk) engelleri, tmsekleri

130 Kr. Enm, 6/153; Arf, 7/16; Hd, 11/56; Th, 20/133; Enbiy, 21/105; uar, 26/196; Necm, 53/36; Al, 87/18-19.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

bn Arabde Hayl ve Vcd Paradoksu zelinde el-Futhtu'l-Mekkiyye ile Fussu'l-Hikemin Karlatrlmas | 541

atlama frsatnn kendi ellerinde olduunu onlara gstermektir. Bunun yollarndan birisi de, daha nce gidilmi ve sonu vermi olan yollar tanmaktr. Bu sorunu zmenin de tek yolu, eskilerin bize mras olarak braktklar, yazl ve szl sra, kitb ve ifh gelenee, dolayl bir biimde deil, dorudan ve birinci elden kaynaklarna basretli bir biimde nfz etmektir. Yoksa burada gelenee, taklit, kopya, zenti, ezberci ve savunmac bir man tkla taklp kalmak deildir. te bizim grevimiz, asrlarca Mslman Anadolu Trk insannn gnlnde ttm olan bu evrensel sevginin kklerine inip, gnmzde kllenmi veya kllendirilmi olan nr deil nru eelemektir. Oradan bir kz karmaktr. Bundan sonra onu, isteyen nr, isteyen nr olarak kabul etsin! Bizim buradaki amacmz, merhum Ynusun erma kastedenin, Hak yandrsn ern demekten ibrettir. Onun sorumlular veya tadn karacak olanlar ise, elbetteki kullanclar olacaktr (Bakara, 2/148; sr, 17/84). Yazmza, zellikle bu anlamda aknlk ierisinde olanlara eyh-i Ek berin u szleriyle son vermi olalm:
rif olan kiinin zellikleri saylamyacak kadar oktur. Bu anlattklarmz ise, sflerin rif ve marifetin hakkatyla ilgili baz iretleridir. Bunlar anlatmamzn nedeni, onlarn gerek amalarn bilmektir ki, biri kp, bizim, hi kimsenin gitmedii bir yolu anlattmz sylemesin! Halbuki yol birdir. Her ahsn da, kendine hs bir yolu vardr. nk Allha giden yollar mah lktn nefesleri saysncadr. Yni her nefes, Allha bir yoldur. Bu doru dur. Nefesler ve nemiyle ilgili bilgiden kardnca, bu yol hakkndaki bilgiden mahrum olursun. Bu yollarla ilgili bilgiden kardklarnca da, onlarn amalarna ulaamam olursun. Tm yollarn nihy amac ise, Allhtr. Ve her ey de, eninde sonunda Ona dnecektir.131

Kaynaka
Aff, Ebul-Al, Fussul-Hikem li-eyhil-Ekber Muhyiddn b. Arab vet-Talkt aleyh, I-II, 2. bask, Beyrut-Lbnan 1400 / 1980. Balyani, Evhaduddin Abdullah b. Mesud (.686/1288), Kitabul-Vahdetil-Mutlaka, Fr. ev. Michel Chodkiewicz, pitre sur lUnicit Absolue, Les Deux Oceans, Paris 1982, haz. ve ev. Ali Vasfi Kurt, Mutlak Birlik, Nefsini Bilen Rabbini Bilir, nsan Yaynlar, stanbul 2003. el-Gurb, Eb Abdillh Mahmd Mahmd, erhu Fussu'l-Hikem min Kelmi'-eyhi'l-Ekber Muhyiddn bnu'l-Arab, Suriye-Dmak 1406 / 1985.

131 bnl-Arab, Futht, c. 2, s. 317; c. 3, s. 411.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

542 | Dr. Ali Vasfi KURT

el-Gurb, Evrdul-Usb, et-Tark ilellh, e-eyh vel-Murd, min Kelmi-eyhil-Ekber Muhyiddn bnul-Arab, Dimak 1411 / 1991, s. 173-193. Eraydn, Seluk, Fussul-Hikeme Yaplan Bz tirazlar, Fussul-Hikem Tercme ve erhi, IV, stanbul 1992, s. 27-62. bn Sebn, bn Dra, Kutbud-Dn Eb Muhammed Abdul-Hak b. brhm b. Muhammed b. Nasr b. Feth b. Sebn el-Utek el-Gfik el-Murs er-Rukt el-Endelus (612-669 / 12151270), Risletul-Elvh, Resilu bn Sebn, s. 190-200, tahk. Abdurrahmn Bedev, edDrul-Misriyye lit-Telf vet-Tercume, Khire 1956. bnul-Arab, el-Hikemul-lhiyye, Khire 1988. bnul-Arab, eyhi Ekber Muhyiddn Eb Abdillh Muhammed b. Ali b. Muhammed b. Ahmed b. Ali et-T el-Hatem el-Endelus (560-638/1165-1240), el-Futhtul-Mekkiyye f Marifetil-Esrril-Mlikiyye vel-Mulkiyye, I-IV, nr. Emr Abdul-Kdir el-Cezir, Drulkutubil-Arabyyetil-Kubr, Khire 1329/1911; ve bundan ofset, Dru Sdr, Beyrut ts.; tahk. Dr. Osmn Yahy, I-XIV, nr. el-Meclisul-Al lis-Sekfe, el-Heyetul-Misriyyetulmmetu lil-Kuttb, Khire 1972-1989. Kl, Mahmut Erol, Muhyiddn bnul-Arabde Varlk ve Mertebeleri, Vucd ve Mertibul-Vucd, baslmam doktora tezi, Marmara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, stanbul 1995. Konev, Sadruddin, el-Fukk fi Esrri Mustenidti Hikemil-Fuss, Fussul-Hikemin Srlar, ev. Ekrem Demirli, z Yaynclk, 2. Bask, stanbul 2003. Konev, erhu Erbane Hadisen, Krk Hadis erhi, tahk. Hasan Kamil Ylmaz, MFV Yay., stanbul, 1990, ev., Ekrem Demirli, z Yaynclk, 2. Bask, stanbul 2003. Konev, Mifthul-Gayb, Sleymaniye ktp., Ayasofya, no: 1830; ev. Ekrem Demirli, Tasavvuf Metafizii, z yaynclk, 2. Bask, stanbul 2004. Konuk, Ahmet Avni (1285-1357 / 1868-1938), Fussul-Hikem Tercme ve erhi, tahk. ve nr. Dr. Mustafa Tahral-Dr. Seluk Eraydn, c. I, MFV Yay.. no., 75, nc basm, stanbul 1999; c. II, MFV Yay., no:, 25, birinci bask, stanbul 1997; c. III, MFV Yay., no:, 37, ikinci bask, stanbul 2000; c. IV, MFV Yay., no:, 50, birinci bask, stanbul 1992. Kurt, Ali Vasfi, Endlsde Hadis ve bn Arab, nsan Yay., stanbul 1998. Nasr Hmid Eb Zeyd, Felsefetu't-Te'vl Dirse f Te'vli'l-Kur'n inde Muhyiddn b. Arab, ikinci bask, Beyrut-Lbnan 1993. Osman Yahy, Histoire et classification de luvre dIbn Arab, Rpertoire Gnral, I-II, Damas 1964. arn, Abdul-Vehhb b. Ahmed b. Ali (.973 / 1565), el-Kibrtu'l-Ahmer f Beyni Ulmi'eyhi'l-Ekber, el-Yevkit'in kenarnda, I-II, ikinci bask, Beyrut-Lbnan ts. Tahral, Mustafa, Fussul-Hikemde tezadl ifdeler ve Vahdet-i Vcd, Fussul-Hikem Tercme ve erhi, stanbul 1997, c. 2, s. 9-38. Tahral, Mustafa , Vahdet-i Vcd ve Glge Varlk, Fussul-Hikem Tercme ve erhi, MFV Yay. no. 37, ikinci bask, stanbul 2000, c. 3, s. 9-63. Tahral, Mustafa, Hayal ve Glge Varlk, Fussul-Hikem Tercme ve erhi, MFV Yay. no. 37, ikinci bask, stanbul, 2000, c. 3, s. 44-56. Tahral, Mustafa, Fussul-Hikem, erhi ve Vahdet-i Vcd ile Alkal Bz Meseleler, Fussul-Hikem Tercme ve erhi, stanbul 1992, c. 1, s. 29-62.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

You might also like