You are on page 1of 7

Sosyal Fobinin Psikolojik Kuramý

M. Hakan TÜRKÇAPAR*

ÖZET GÝRÝÞ
Bu yazýda sosyal anksiyete bozukluðunun etiyolojisini açýklamaya Sosyal anksiyete evrensel bir durum mudur? Hemen
dönük psikolojik kuramlar sunulacaktýr. Ýnsan sosyal bir yaratýk birçok kiþi diðer insanlarýn incelemesi altýnda olduðu
olmasýna karþýlýk sosyal inceleme altýnda kalmak ayný zamanda sosyal ortamlarda kaygý hisseder. Bakýlma korkusu
oldukça yoðun sýkýntý doðuran bir durumdur. Sosyal anksiyete
sadece insanlarda deðil hayvanlarda da bulunan bir
bozukluðunun etiyolojisini tamamýyla açýklayan tek bir neden
henüz ortaya konulmamýþ olmasýna karþýlýk yapýlan çalýþmalar fenomendir. Tehdit edici bakýþlar, üzerine dikilmiþ
hem biyolojik hem de psikolojik etkenlerin birlikte rol oynadýðýný gözler hemen tüm kültürlerde ve geliþmiþ hayvan tür-
düþündürmektedir. Sosyal fobinin temel psikolojik görünümü lerinde rahatsýzlýk doðurur (Þekil 1). Özellikle bakýþýn
kiþinin yapýp ettiklerinin yersiz ya da yetersiz olarak deðer- niteliði hakkýnda emin olunamayan durumlarda, bir
lendirileceði düþüncesinden kaynaklanan biçimde sosyal ortamlar- baþka deyiþle tanýdýk olmayan ortamlarda bakýþlar
da utanma ya da aþaðýlanmaktan aþýrý ve sürekli bir þekilde korku korkutucu hale gelir (Greist 1995). Sosyal ortamlarda
duymadýr.
ve toplantýlarda alkol kullanýmýnýn yaygýn oluþu bu
Anahtar Sözcükler: Sosyal fobi, psikodinamik model, kognitif evrensel fenomene baðlý olabilir (Jefferson 1995).
model.
Psikolojik araþtýrmalar tüm türlerin ve özellikle
KLÝNÝK PSÝKÝYATRÝ 1999;2:247-253 insanýn yüz ifadesine karþý çok duyarlý olduðunu
ortaya koymuþtur. Daha da ötesi insanlarda kýzgýn,
SUMMARY tehdit edici ve reddedici yüz ifadelerini saptayan biyo-
lojik bir ön hazýrlýk olduðunu düþündüren bulgular
Psychological Theory of Social Phobia
vardýr.
In this article psychological theories addressing the etiology of
social anxiety disorder are presented. Human beings are by nature
Sosyal fobik hastalar, sosyal durumlarýn çoðunluðun-
social animals, but for some, social scrunity is a source of extreme da (topluma karþý konuþma, insanlarla birlikte yemek
anguish. Although no one has discovered a single cause of social yeme, genel tuvaletleri kullanma vb) olumsuz bir
anxiety disorder, studies suggest that both biological and psycho- þekilde incelendikleriyle ilgili gerçekle orantýlý
logical factors may play a role. The core psychological feature of olmayan bir korkuya sahiptirler (Montgomery 1995).
social phobia is marked and persistent fear of embarrassment or DSM-IV taný sisteminde sosyal fobi (veya sosyal
humiliation in social situations where the individual worries that
anksiyete bozukluðu) "kiþinin yabancýlarla veya diðer
others may judge his or her performance as too much or too little.
bireylerin incelemesiyle karþý karþýya kaldýðý, sosyal
Key Words: Social phobia, psychodynamic model, cognitive model. veya performans durumlarýnda belirgin ve sürekli bir
þekilde korku duymasý" temel belirti olmak üzere
* Uz. Dr., SSK Ankara Eðitim Hastanesi Psikiyatri Kliniði, tanýmlanmaktadýr (APA 1994). ICD-10 ise sosyal
ANKARA

247
TÜRKÇAPAR H.

geliþtiðini öne süren modele çok güzel örnektirler. Bu


anlamda sosyal fobi yapý ve çevre arasýndaki ikili et-
kileþimin sonucu olarak görülebilir. Bu yazýda sosyal
fobinin oluþumundaki ruhsal etkenler ve ruhsal açýk-
lama modelleri tartýþýlacak; yapýsal yatkýnlýk ve bi-
yolojik modele çok kýsa olarak gerekli oldukça
deðinilecektir.
PSÝKANALÝTÝK YAKLAÞIM
Psikanalizin sosyal fobiye yaklaþým biçimini ele
almadan önce anksiyete, korku ve ürküntünün Freud
tarafýndan nasýl tanýmlandýðýný görelim. "Anksiyete
kaynaðý bilinemeyebilen bir tehlikeyi bekleme veya
tehlikeye hazýrlanma özel durumunu anlatýr. 'Korku'
korkulacak belli bir nesneyi gereksinir. 'Ürküntü' ise
kiþinin tehlikeli bir duruma kendisini ona hazýr his-
setmeksizin girmeyi beklediði durumu anlatýr; sürpriz
ekil 1. Bilest in ku lar n de i ik ekillerin aniden g sterilmesine etkeni vardýr (Gabbard 1979)."
verdikleri tepkiyi l en deneyi: G vercinlerle yap lan deneyde 3.
s radaki do al g ze en ok benzeyen ekil g sterildi inde hayvan- Psikanalitik literatürden alýnan ve sosyal fobi spek-
larda en ok ka nma tepkisi g zlenmi . trumundaki sahne ürküntüsü (stage fright) herhangi
bir performansýn (konuþma, gösteri) hemen öncesi
fobinin temel özelliði göreceli olarak küçük gruplarda duyulan anksiyetedir. Fenomenolojik olarak taným-
diðer insanlar tarafýndan incelenme korkusu þeklinde lanan durum sosyal fobiye oldukça benzemektedir
belirlemiþtir (WHO 1993). Sosyal fobi ICD-10'da sýnýr- (Gabbard 1979). Buna göre sahne ürküntüsü yaþayan
lý (discrete) ve yaygýn (diffuse); DSM-IV'de ise kiþi kendini daha fazla gözler, sempatik aktivite artýþý-
genelleþmiþ (generalized) ve genelleþmiþ olmayan tip na odaklanýr.
olarak ikiye ayrýlmaktadýr. Bu iki tip dýþýnda DSM-IV
Erken psikanalitik literatürde sahne ürküntüsü; anal
belirti olarak sosyal fobiyi doldurmayan normal
erotizm, infantil gösterimcilik, kastrasyon anksiyete-
kiþilerde de görülebilen sosyal anksiyete durumlarýný
si, kontrolü yitirme korkusu gibi kavramlarla açýklan-
performans anksiyetesi olarak adlandýrmaktadýr.
mýþtýr. Psikodinamik akýmýn genel olarak fobilere açýk-
Yapýlan son epidemiyolojik çalýþmalara göre sosyal lamasý þu þekilde özetlenebilir: cezalandýrýlma tehlike-
fobi bir yýllýk %7.9 ve yaþam boyu %13.3'lük prevalans si içeren yasaklanmýþ cinsel veya saldýrgan dürtüler
oraný ile A.B.D'de en sýk görülen ikinci ruhsal hastalýk- bilince gelme tehlikesi doðduðunda uyarý anksiyetesi
týr (Judd 1994). Dünya Saðlýk Örgütü’nün (WHO) doðar, bu da yer deðiþtirme, yansýtma ve kaçýnma
Fransa'da yürüttüðü bir epidemiyolojik çalýþmada savunma mekanizmalarýný harekete geçirir ve fobik
sosyal fobinin %14.4’lük yaþam boyu prevalans oraný rahatsýzlýk denilen durum ortaya çýkar (Gabbard
ile en sýk görülen üçüncü ruhsal bozukluk olduðu sap- 1994). Bu savunma mekanizmalarý yasaklanmýþ
tanmýþtýr (Lecrubier 1998). Klinik olarak sosyal fobiyi arzuyu bir kez daha bastýrarak ortadan kaldýrsa da
karþýlamasa da sosyal fobi benzeri belirtilerin de bunun bedeli fobik nevroz olur. Ayný mekanizmayla
toplum içinde sýklýðýnýn yüksek olduðu bilinmektedir. klasik psikanalitik perspektiften sosyal fobi belirtileri,
Sosyal fobinin bir benzeri olan topluma karþý konuþ- kabul edilemez nitelikteki bilinçdýþý arzu ve fantazi-
ma anksiyetesinin oraný klinik sosyal fobi oranlarýn- lerle bunlara karþý geliþen savunmalarýn bir ürünü
dan çok daha yüksektir (%34) (Stein ve ark. 1996). olarak görülür (Gabbard 1992).
Sosyal fobik hastalarýn %75-80'inde yaþamlarýnýn bir
Bu genel düzenek içinde sosyal fobide dinamik olarak
döneminde baþka önemli ruhsal rahatsýzlýklar
üç temel etken üzerinde durulmaktadýr:
görülmesi (Lecrubier 1998) rahatsýzlýðýn önemini
ortaya koymaktadýr. 1. Utanç yaþantýlarý: Sosyal fobik hastalarda bilinçdýþý
Fobiler genetik-yapýsal yatkýnlýkla çevresel zor- olarak dikkat çekme ve çevreden onaylayýcý tepkiler
layýcýlarýn karþýlýklý etkileþimi ile ruhsal bozukluklarýn alma isteði yoðundur. Bu arzu otomatik olarak onay-
layýcý olmayan ebeveyn tarafýndan utandýrýlma veya

248 KLÝNÝK PSÝKÝYATRÝ 1999;2:247-253


SOSYAL FOBÝNÝN PSÝKOLOJÝK KURAMI

eleþtirilme duygusunu doðurmaktadýr. Bu hayali Bakýcýlar çocuðun korkularýna duyarlý olur ve bunu
aþaðýlanma veya utandýrýlmadan kaçýnabilmek için telafi ederlerse, içe atýlanlar daha yumuþak, daha az
sosyal fobikler baþkalarýndan onaylama göremeye- tehditkar olur ve tam bir sosyal fobi geliþimi gerçek-
cekleri riskinin olduðunu düþündükleri durumlardan leþmez.
ve ortamlardan kaçýnýrlar.
SAVUNMA-EMNÝYET MODELÝ (DEFENSE/SAFETY
2. Suçluluk duygularý: Sosyal fobisi olan bazý bireyler MODEL)
bilinçdýþý olarak diðerleriyle olan iliþkilerinde karþý-
Bu model Gilbert ve Trower tarafýndan kavram-
dan tam ve mükemmel bir ilgi için saldýrgan bir talep-
laþtýrýlmýþ olup temelde psikodinamik kuram ve
karlýk sergilerler. Bu talebe tüm rakipleri korkutarak
baðlanma kuramýna dayanýr (Cloitre ve Shear 1994).
kaçýrma veya yok etme arzusu eþlik eder. Suçluluk
Buna göre sosyal anksiyetesi olan bireyde sorun
duygularý sýklýkla bu rakiplerin yerini alabilme kapa-
savunma-emniyet sistemi arasýndaki denge bozul-
sitesindeki yetersizlikten kaynaklanan utançla bir-
masýdýr. Biyolojik olarak birbirine baðlý ve birbirini
birine karýþmýþ haldedir.
tamamlayan bu iki sistemden savunma sisteminde
3. Ayrýlma anksiyetesi: Sosyal fobisi olan birçok birey aþýrý etkinlik, emniyet sisteminde ise zayýflama söz
baðýmsýz olma ve yeni insanlarla kaynaþmanýn konusudur. Savunma sisteminin özü "tehlike var ken-
ebeveyn veya yakýnlarýnýn sevgisini yitirme anlamýna dini koru" iken emniyet sisteminin özü "güvendesin
geleceðinden korkar. Anne-bebek çalýþmalarýnda rahatla”dýr. Savunma sisteminin temel iþlevlerinden
çocukta zaman zaman anne hiç bir harekette bulun- birisi diðer insanlardan gelen tehditleri saptamaktýr.
mamasýna karþýlýk annelerinin onlarý terk edeceði Bu sistemin aþýrý etkinleþmesi diðer insanlardan gelen
korkusuyla ani anksiyete tepkileri çýkabildiði tehdide yönelik iþaretlerin algýlanmasýný kolaylaþtýrýr.
görülmüþtür. Mahler bunu "anneden ayrýlma ve Savunma sisteminin etkin olduðu bireyde diðer insan-
otonom olma arzusunun emosyonel olarak ayný larla kurulan iliþki yarýþmacý tiptedir. Kiþi kendisine
zamanda annem beni terk etmek istiyor anlamýna kýyasla baskýnlýk kurma potansiyeli olan diðer insan-
geldiði" þeklinde açýklamýþtýr (Gabbard 1994). Bu larla yarýþmaya baþlar. Emniyet sistemi ise savunma
araþtýrmalarda sýklýkla annenin de çocuðun otonomi sistemine karþý çalýþýr diðerlerinden gelen yardýmlaþ-
eðiliminden rahatsýz olduðu ve otonomi arayýþýna macý ve arkadaþça tepkileri saptar, diðer insanlarla
olumsuz tepki verdiði görülmüþtür. Annenin bu yardýmlaþmacý ve arkadaþca iliþkilere þans tanýr.
duyarlýlýðýný þöyle sözelleþtirebiliriz: "sen benimle bir
Psikobiyolojik ölçekte düþünüldüðünde sosyal fobi,
þey paylaþmak istemiyorsan, ben de seninle birþey
sosyal tehditlere duyarlý ve birincil amacý kiþinin
yapmak istemiyorum." Bu doðal geliþimsel korkular
varkalmasý olan yapýsal bir alarm sisteminin aþýrý
ebeveyn veya temel bakýcýlarýn gerçek aþýrý reddedici
duyarlýlýðýndan kaynaklanýr. Etolojik ilkelere göre
tutumlarýyla daha da pekiþtirilirse, çocuk her türlü
düþündüðümüzde varkalma, çevresel kaynaklara
otonomi giriþiminin terkedilmeyle sonuçlanacaðý duy-
ulaþýlabilmesi ve bunlarýn verimli biçimde kullanýl-
gusuyla dolar. Dýþ dünyadaki insanlarla iliþki kur-
masýna baðlýdýr. Bu iþlem sýrasýnda kiþi diðer insan-
maktan kaçýnýrak onu besleyen temel figürlerin ka-
larla ya yardýmlaþýr ya da yarýþýr. Yarýþmacý durum
tastrofik olabilecek redlerinden kaçýnmaya çalýþýr.
daha ilkel bir varkalma yöntemidir. Bu durumda diðer
Tüm bu dinamikler gözönüne alýndýðýnda sosyal insanlar tehdit olarak görülür, kazanýmlar bireysel
fobiklerdeki anne, baba, temel bakýcýlarla iliþkilerle olarak güce göre belirlenir. Güç ve baskýnlýk hiye-
geliþen iç nesne (object) temsilcileri (represantations) rarþisi sosyal organizasyonu biçimlendirir. Tek baþýna
utandýran, eleþtiren, aþaðýlayan, alay eden, terkeden yarýþmacý mod yeterli olamadýðýndan insanlýðýn
nesnelerdir. Bu içe atýmlar erken yaþamda stabilleþir deðiþim süreci içinde yardýmlaþmacý mod ortaya çýk-
ve daha sonra tekrar tekrar kiþinin çevresindeki mýþtýr. Çünkü kaynaklara ulaþmada yarýþmacý moda
insanlara yansýtýlýr ve bu insanlardan kaçýnýlýr. Diðer göre yardýmlaþmacý modun üstünlükleri vardýr. Her iki
insanlarý bu þekilde algýlamaya doðuþtan gelen bir model de içinde bulunan ortama göre uyumsal ola-
eðilim olsa da belli bir dereceye kadar olumlu bir erken bilir. Psikolojik perspektiften yardýmlaþmacý moda
yakýn çevre bu eðilimi törpüleyebilir. Ama bir de yakýn emniyet, ait olma, tanýnma, paylaþým ve beceri-
çevreyi oluþturan yetiþkinler doðuþtan gelen bu kalýbý lerinden dolayý takdir edilme gibi duygular eþlik eder.
destekleyen ve besleyen davranýþlar gösterirlerse birey Yarýþmacý modda ise tam tersine güç toplama ve ko-
giderek daha korkulu hale gelir ve sosyal fobi geliþir. numunu korumak için uyanýk olma gibi duygular ön

KLÝNÝK PSÝKÝYATRÝ 1999;2:247-253 249


TÜRKÇAPAR H.

plana geçer. Kiþi konumunu yitirebileceði korkusu yaþlarda tek baþýna iþlev gösterebilmekte yetersiz
taþýr. Bu sistem ortama göre uyumsal olmasýna olduðundan reddedilme veya terkedilme tehlikesi
karþlýlýk sosyal fobik birey bunu gereðinden fazla ve karþýsýnda savunma sistemi aktive olur, aþýrý
uygun olmayan ortamlarda kullanýr. Tehlike altýndalýk duyarlýlýk, dikkat, aþýrý boyun eðici davranýþlar,
hissiyle kendi kendini gözlemleyen kiþide savunma mükemmeliyetçilik ve kendini ifade etmede kýsýtlýlýk
sistemiyle ilgili olumsuz duygular egemen olur. Bu geliþir. Kendi isteklerini ifade etme yani bireysellik
durumda saldýrýnýn niteliðine ve kendi gücüyle ilgili reddedilmeyi getirdiðinden çocuk anababanýn istediði
algýsýna göre kiþi ya aþýrý rekabetci ya da aþýrý boyun gibi olmaya yönelir.
eðici tutumlardan birini seçer. Sosyal anksiyeteli kiþi
KOGNÝTÝF MODEL
iliþkinin yardýmlaþmacý yönlerini göremediðinden
yaptýklarýnýn takdir göreceðini, baþarýsýz olduðunda Kognitif olarak sosyal fobinin en temel özelliði kiþinin
destekleneceðini ummaz. Yarýþmacý mod kiþiye çok güçlü bir biçimde çevresinde özel bir olumlu izle-
aþaðýlýk duygularý, mükemmeliyetçi arayýþlar, kendi- nim býrakma isteði duymasý ama diðer yandan da
sine ve baþarýsýz olan diðer insanlara karþý eleþtirel bir bunu gerçekleþtirebilme yeteneðine olan belirgin
tutum doðurur. güvensizliktir (Þekil 2) (Clark ve Wells 1995). Sosyal
fobikler insanlarýn önündeyken uygun olmayan bir
Savunma/Emniyet Sisteminin Sosyal Fobinin
biçimde davranacaklarý ve bunun da reddedilme,
Etiyolojisiyle Ýlgili Boyutlarý
deðer ya da statü kaybýna ya da önem verdikleri
Baðlanma (attachment) içgüdüsü yetiþkin savunma- kiþisel hedeflere ulaþmada baþarýsýzlýða yol açacaðýný
emniyet sisteminin geliþimine modellik eder. Çocuðun düþünürler (Clark 1999).
hem yarýþmayý hem de yardýmlaþmayý öðrenmesi
anababa iliþkisinde gerçekleþir. Anababa, çocuk için Sosyal fobiklerin sosyal ortamlarda tehlike altýnda
hem hakim otorite figürü hem de yardýmlaþmacý bir olduklarýna inanmalarýna neden olan kendileri ve
partnerdir. Bu iki rolden birinin eksik olmasý olumsuz sosyal ortamla ilgili olarak geliþtirdikleri bir seri
sonuçlara yol açar. Çocukta savunma sisteminin aþýrý sayýltý vardýr. Bu kiþiler sosyal performansla ilgili aþýrý
etkinleþmesine ve güvenlik sisteminin zayýflamasýna derecede yüksek standartlara sahiptirler: "konuþmam
iki tür anababa tutumu yol açar. Birincisi anababanýn kusursuz biçimde akýcý olmalý", "daima zeki ve parlak
diðer insanlarla ilgili olarak hissetttikleri kendi tehdit görünmeliyim" gibi. Sosyal fobiklerin sosyal ortamla
duygularýný çocuða yansýtmalarý. Bunu destekleyen karþýlaþtýklarýnda ortaya çýkan "söylediklerim aptal-
deneysel bir bulgu olarak utangaç çocuklarýn anaba- ca", "sýkýcýyým", "beni sevmediler", "sýkýntýlý olduðumu
balarýnýn çocuðun düzgün bir dýþ görünüm, giyim ve farkettiler" gibi otomatik düþünceleri koþullu
tavýr göstermesine aþýrý önem verdiði saptanmýþtýr. inançlarýyla baðlantýlýdýr. Bu olgularýn sahip olduklarý
Ýkinci ve muhtemelen daha etkili olan tutum ise koþullu inançlara örnekler: "eðer birisine farklý
anababanýn çocuða aþýrý kontrol edici, düþmanca ve birþeyler söylersem, bana aptal derler ve reddederler",
reddedici davranmalarýdýr. Erken bebeklik dönemi için "eðer saygýlý görünürsem, insanlar hakkýmda kötü
bunun benzeri çocuðun biyolojik ritmini aþýrý düzenle- düþünürler" gibidir. Daha altta yatan temel koþulsuz
meye, kontrol altýna alma tutumudur (yeme, uyku inaçlarý ise "ben sýkýcý, farklý ve tuhafým", "ben can
düzeni, çocuða aþýrý dikkat gibi). Çocuk özellikle erken sýkýcýyým".

ekil 2. Fobilerin psikodinamik modeli

250 KLÝNÝK PSÝKÝYATRÝ 1999;2:247-253


SOSYAL FOBÝNÝN PSÝKOLOJÝK KURAMI

olumsuz izlenim, düzgün performans göstermedeki


yetersizlik gibi) aþýrý odaklanýrlar. Bu durum bireyin
asýl konu üzerindeki dikkatini daðýtýr ve baþarýsýný
azaltýr. Normal bireyler ise böyle bir sürece olumlu
duygulanýmla yaklaþýr ve asýl konuya odaklanýrlar
(Barlow 1994). Bu modelde Barlow performans
anksiyetesinin sosyal olarak iþlevsel bireylerde sosyal
performans üzerine olumlu etki yaparken, sosyal
anksiyetesi olan bireylerde performansý bozduðunu
öne sürmüþtür (Heimberg ve Barlow 1991).
RASYONEL EMOTÝF MODEL
Albert Ellis'in geliþtirdiði bir diðer kognitif model olan
Rasyonel Emotif Modele göre sosyal fobikler irras-
yonel bir biçimde "iyi performans göstermek zorunda
olduklarý" ve "performans esnasýnda rahatsýzlýk duy-
ekil 3. Sosyal fobinin kognitif modeli mamak zorunda olduklarý" komutlarýný kendilerine
vererek sosyal fobi belirtilerini ortaya çýkarmaktadýr-
lar (Ellis 1991). Sosyal fobikler hem doðuþtan hem de
Sosyal ortam bu þekilde korkutucu olarak algý-
yetiþme esnasýnda topluma karþý sunumda fobik hale
landýðýnda "otomatik anksiyete programý" hemen
gelirler. Toplum içinde konuþurken topluma karþý
devreye girer. Anksiyete programý biliþsel, bedensel,
konuþma fobisi olan bir sosyal fobiðin amacý hem iyi
duygusal ve davranýþsal bileþenleri olan ve asýl amacý
konuþmak hem de konuþurken hiç bir rahatsýzlýk
tehlikeli ortamlarda kiþiyi korumak olan karmaþýk
belirtisi göstermemektir. Buradaki irrasyonel inanç
yapýsal bir düzenektir. Ama tehlike durumu gerçek
"topluma karþý iyi ve rahat konuþmak istediðim için,
olmaktan çok imajinatif olduðunda bu anksiyete ve
baðlý tepkiler son derece uygunsuz kalýrlar (Clark ve mutlaka böyle yapmak zorundayým. Eðer bunu yapa-
Wells 1995). Sosyal fobik birey diðerleri tarafýndan mazsam bu sadece þanssýzlýk deðil berbat bir durum
olumsuz deðerlendirilme tehlikesi içinde olduðunu olur ve benim yetersiz, deðersiz bir insan olduðumu
düþündüðünde dikkati kendisini gözleme ve deðer- gösterir". Konuþma fobisindeki olasý ego anksiyetesi:
lendirmeye odaklanýr. Bu dikkat kaymasý, o anda 1) Ýyi konuþmak zorundayým; kötü konuþursam iyi
anksiyetesine baðlý olarak ortaya çýkan tepkilerinin ve olmaz. 2) Topluma karþý konuþmakla ilgili kaygým
kendisiyle ilgili farkýndalýðýn artýþý çevreyi ve diðer olmamalý ve eðer insanlar beni kaygýlý görürlerse iyi
insanlarýn davranýþlarýný düzgün deðerlendirememe- olmaz. Duyduðu rahatsýzlýkla ilgili olarak ise;
sine yol açar. Kendisini deðerlendirmede kullandýðý 1) Toplum içinde konuþurken beceriksiz görün-
içsel-öznel bilgiyi diðer insanlarýn kendisiyle ilgili memeliyim, 2) Konuþmayla ilgili duyduðum kaygý
düþündüklerine özdeþ sayar. Bu kognitif çarpýtma taþýyamayacaðým kadar aðýr. Buna dayanamam! Çok
süreci duygudan akýl yürütmeye (emotional reason- rahatsýz edici. Rahatsýzlýkla ilgili duyulan anksiyeteyi
ing) tipik bir örnektir. Yani sosyal fobik hastalar Ellis bu kiþilerin düþük engellenme toleransýna baðlar.
aþaðýlanmýþ hissetmekle aþaðýlanmayý, kontrolsüz DAVRANIÞÇI MODEL
hissetmeyle gerçekten kontrolsüzlüðü, anksiyeteli his-
Sosyal fobinin etiyolojisi ile ilgili davranýþçý görüþ üç
setmekle anksiyeteli görünmeyi birbirine eþ tutarlar.
yolla bu rahatsýzlýðýn geliþebileceðini öngörür: doðru-
Barlow ve arkadaþlarý psikojenik erektil disfonksiyon dan koþullanma, gözlemsel öðrenme ve bilgi aktarýmý.
için geliþtirdikleri etiyolojik modelin bu bozukluða çok Doðrudan koþullanma sosyal ortamlarda kiþinin trav-
benzer olmasý nedeniyle sosyal anksiyete bozukluðu- matik bir deneyim yaþamasýyla oluþur ve yapýlan
na da uygulanabilceðini öne sürmüþlerdir. Barlow'un çalýþmalarda yaklaþýk %50 oranýnda hastada böylesi
modeline göre sosyal fobik hastalar diðer kiþilerle doðrudan travmatik sosyal yaþantýlar saptanmýþtýr.
birarada iken performans gerektiren bir durumla Gözlemsel öðrenmede kiþi sosyal ortamda olumsuz bir
karþýlaþtýklarýnda olumsuz bir duygulaným yaþarlar deneyim yaþayan kiþiyi gözleyerek korkulu hale gelir.
ve özellikle konuyla ilgisi olmayan dýþ ögelere Bilgi aktarýmýnda ise sözel ya da sözel olmayan yolla
(örneðin kötü performansýn diðer kiþilerde býrakacaðý yani tutumlarla sosyal ortamlarýn tehlikeli olduðu bil-

KLÝNÝK PSÝKÝYATRÝ 1999;2:247-253 251


TÜRKÇAPAR H.

gisinin kiþiye aktarýlmasý yoluyla sosyal korkularýn sosyal olarak çekingen davranýþ için biyolojik bir eði-
kazanýlmasý söz konusudur. Sosyal anksiyete bozuk- limle doðmakta uygun çevrede bu durum ifade bul-
luðu olan kiþilerle yapýlan çalýþmalar sýnýrlý tipteki maktadýr. Bazý çocuklar ise utangaçlýðý sadece yaþan-
sosyal fobilerin daha çok doðrudan travmatik dene- týyla (akran reddi veya dýþ görünümle ilgili sorun)
yimlerle doðrudan koþullanmayla oluþtuðunu diðer kazanmaktadýr (Cloitre ve Shear 1994).
yandan yaygýn sosyal fobinin çocukluk çaðýndaki
Davranýþsal Ýnhibisyon
utangaçlýkla iliþkili olduðunu göstermiþtir (Beidel
1998). Yapýsal olarak bazý çocuklarýn çevreden gelen eleþtirel
tavýr ve sözlere, aþaðýlanma ve utanma tepkisi ver-
PSÝKOLOJÝK ETÝYOLOJÝYLE ÝLGÝLÝ DÝÐER GÖRÜÞ-
mede daha hassas olduklarý düþünülmektedir. Tanýdýk
LER
olmayan ortamlara, insanlara ve nesnelere aþýrý korku
Utangaçlýk duyma olarak tanýmlanan davranýþsal inhibisyonun
sosyal fobinin çocukluk çaðýndaki öncülü olduðu öne
Yeni veya tanýmadýðý insanlar karþýsýnda tedirgin ve
sürülmektedir (Rosenbaum ve ark. 1991a, Judd 1994).
çekingen tavýr alma þeklinde tanýmlayabileceðimiz
Rosenbaum ve arkadaþlarýnýn yaptýklarý bir çalýþmada
utangaçlýðýn genetik geçiþini incelemek için yapýlan
davranýþsal inhibisyonu olan çocuklarýn ebeveyn-
ikiz çalýþmalarýnda monozigotik ikizlerde utangaçlýk
lerinde sosyal fobi sýklýðý %18, davranýþsal inhibis-
davranýþý, dizigotik ikizlere göre birbirine daha benzer
yonu olmayan çocuklarýn anababalarýnda ise %0
bulunmuþtur. Bununla birlikte genetik katký çevresel
oranýnda bulunmuþtur (Rosenbaum ve ark. 1991b).
etkenlerin rolünü düþündürecek þekilde orta
Bu çarpýcý farklýlýk ailevi etkenlerin davranýþsal
düzeydedir. Örneðin "Colorada Evlat Edinme Çalýþ-
inhibisyonda önemli bir rol oynadýðýný düþündürmek-
masý"nda, üvey anababanýn utangaçlýklarýyla, evlatlýk
tedir.
bebeklerin utangaçlýk dereceleri arasýnda çevresel
etkenlerin rolünü destekler þekilde orta düzeyde bir SONUÇ
korelasyon bulunmuþtur. Yine bu çalýþmada 24
Sosyal fobi birçok ruhsal sorun gibi biyolojik ve
aylýkken evlatlýk verilen çocuklarda, biyolojik
psikolojik etkenlerin birlikte rol oynadýðý bir rahatsýz-
ebeveynlerin utangaçlýk derecesiyle çocuklarýnki
lýktýr. Toplum içinde yaygýnlýðýnýn geç farkedilmesine
arasýnda zayýf düzeyde bir korelasyon saptanmýþtýr
karþýlýk son yýllarda yapýlan çalýþmalarla bu rahat-
(Fyer 1993). Bu iki bulgu utangaçlýðýn hem çevresel
sýzlýðýn etiyolojisini saptamada önemli ilerlemeler
hem de belli ölçüde kalýtýmsal etkenler tarafýndan
kaydedilmiþtir. Ancak hala bu konuda katedilmesi
belirlendiðini göstermektedir. Yani bazý çocuklar
gereken uzun bir yol olduðu açýktýr.

KAYNAKLAR
American Psychiatric Association (1994) Diagnostic and Fyer AJ (1993) Heritability of social anxiety. J Clin Psychiatry,
Statistical Manual of Mental Disorders, 4. Baský, (DSM-IV), 54 (Suppl 12):10-12.
Washington DC, American Psychiatric Association.
Gabbard GO (1979) Stage Fright Int. J Psycho-Anal, 60:383-
Barlow DH (1994) Comorbidity in social phobia: implications 392.
for cognitive-behavioral treatment. Bull Menninger Clin, 58
(Suppl 2A):43-57. Gabbard GO (1994) Psychodynamic Psychiatry in Clinical
Practice, Washington, APP Inc.
Beidel DC (1998) Social anxiety disorder: etiology and early
clinical presentation. J Clin Psychiatry, 59 (Suppl):27-31. Gabbard GO (1992) Psychodynamics of panic disorder and
social phobia. Bull Menninger Clin, 56 (Suppl 2A): 3-13.
Cloitre MT, Shear MK (1994) Social Phobia: Psychodynamic
perspectives, MB Stein (Ed), APP Inc, Washington, 163-187. Greist JH (1995) The diagnosis of social phobia. J Clin
Psychiatry, 56 (Suppl 5):5-12.
Clark DM, Wells A (1995) A cognitive model of social phobia.
Social phobia: Diagnosis, assessment and treatment. Heimberg RG, Barlow DH (1991) New developments in cogni-
Heimberg, Liebowitz, Hope ve ark. (Ed) The Guilford Press, tive behavioral therapy for social phobia. J Clin Psychiatry,
New York. 52(Suppl 11):21-30.

Clark DM (1999) Workshop on cognitive therapy for social Jefferson JW (1995) Social Phobia: A Pharmacologic treatment
phobia & PTSD. Main overheads, EABCT'99 Dresden. overview. J Clin Psychiatry, 56(Suppl 5):18-24.

Ellis A (1991) Rational-emotive treatment of simple phobias. Judd LL (1994) Social phobia: a clinical overview. J Clin
Psychotherapy, 28:452-456. Psychiatry, 54(Suppl 12):5-9.

252 KLÝNÝK PSÝKÝYATRÝ 1999;2:247-253


SOSYAL FOBÝNÝN PSÝKOLOJÝK KURAMI

Lecrubier Y (1998) Comorbidity in social anxiety disorder: Rosenbaum JF, Biederman J, Hirshfeld DR ve ark. (1991b)
impact on disease burden and management. J Clin Psychiatry, Further evidence of association between behavioral inhibition
59 (Suppl 17):33-37. and anxiety disorder: results from a family study of children
from a nonclinical sample. J Psychiatr Res, 25: 49-65.
Montgomery SA (1995) Social Phobia: A clinical review, SA
Montgomery (Ed), WPA. Stein MB, Walker JR, Forde DR (1996) Public speaking fears in
a community sample: Arch Gen Psychiatry, 53:169-174.
Rosenbaum JF, Biederman J, Hirshfeld DR ve ark. (1991a)
Behavioral inhibition in children: a possible precursor to panic WHO (Dünya Saðlýk Örgütü) (1993) ICD-10. O Öztürk, B Uluð
disorder or social phobia. J Clin Psychiatry, 52 (Suppl 11):5-9. (Çev. Ed), Ankara, Türkiye Sinir ve Ruh Saðlýðý Derneði yayýný,
s.128-129.

Ç Ý Z G Ý T I P YAY I N E V Ý ’ N D E N Y E N Ý B Ý R D E R G Ý

ZOFREN DERG S

Edit r:
Prof. Dr. Nevzat Y KSEL

lk say s ubat 2000 de olmak zere


y lda 4 say olarak yay nlanacak olan dergide:
izofreni alan nda yap lm deneysel ve klinik al malar,
derlemeler, olgu sunumlar ve zg n makaleler
yer alacakt r

Yazýlarýnýzý ve önerilerinizi bekliyoruz

ZOFREN DERG S Koza sokak. No: 61/3 Gaziosmanpa a - ANKARA


Tel: 0312 439 65 19 - Faks: 0312 439 65 87 - e-mail: sizofrenider@hotmail.com

KLÝNÝK PSÝKÝYATRÝ 1999;2:247-253 253

You might also like