You are on page 1of 222

Bu kitab, ilk glmseyileriyle destekleyip ilk hklanyla kstekleyen yepyeni bir dnyalya ithaf ediyorum. Birlikte yazdk denebilir.

CAN UZUNER ERKORKMAZ'A ...

NASIL OLDU? "Bir eyler yapmaya karar verdiimden, fakat ciddi bir eser yazmak iin uygun durumda bulunmadmdan, delilie bir vg yazarak neelenmek istedim." Erasmus

I Aslnda kimsenin zel yaamn sergilemek ya da tehir etmek niyetinde deilim. Gerekte buna hep karymdr. Fakat prensipler bozulmak, yerine yenileri yaratlmak iin vardr. Nilsu Baran beni uzun sre arayp, sonunda bulduunda, zaten burnunun dibinde yaadm anlamt. Bana son derece dzenli ve zenli yazlm, bir bilgisayar yazcsndan km, prl prl bir dosya getirdi. Adeta kendi kitabn, "masast"nde basvermiti. "Bu benim hayat hikyem, ama bir romana dnmesini ok arzu ediyorum. Ltfen okuyun, uygun bulursanz yazn. nk kendi yaamn yazan bir yazar olmak istemiyorum, kald ki, yazar deilim." "En fazla otuz yalarnda olmal," dediim, zarif, k, uzun sal, sade bir kadn, biraz heyecanl, biraz kafa tutar bir bakla dikilmiti karma. Otuz yalarnda birisi ne kadar yaamtr ki, yaam bir roman etsin gibi tutucu bir dnceyi hemen kafamdan kovdum, yine de bu dncenin ne denli yzsz olduunu bilirsiniz.

Oysa bir gn roman yazarsam, kendisi oktan lm birinin baz sayfalar yitmi, nefis bir el yazs ve ini mrekkeple deri ciltli bir deftere ilenmi gncelerini kullanr, pek ok nl yazar gibi elimde kalanlar deerlendiririm sanyordum. Halbuki benim payma, birinci hamur mis gibi ktlara, bilgisayar yazcsnda baslm, tertemiz ve dzenli hazrlanm k bir dosya dt. Acaba ben bunu mu hak ediyorum? "Dndm ve yaantmn en ok sizin kaleminize uygun deceine karar verdim." Ahh, bakn beni tavlayan da bu son szler oldu, sanyorum. Tannmak, anlalmak, gvenilmek ve beenilmek! Hepsinin tns vard bu cmlede. Kim kaytsz kalabilirdi bunlara ki, ben... Dosyay alp, okudum. Yalnzca baz evre/mekn ve insan adlarn deitirip, kimi olaylarn olu srasna mdahale ettim. Birin-12 cisi, biyografi havas dalsn, kurgunun yaantmzn snrlarn ap, tesine gtren ferahl sinsin sayfalara diye. ikincisi, okur, roman kiilerini tanyp, konudan ok kimliklere taklmasn diye. Gerisi Nilsu Baran'ndr. Tehircilie gelince, yazarlar zaten tehircidir! BRlNC BLM "ocukluun kendini saf bir biimde aka brakmas ne gzeldi. Yiten bu ite!" NLGN MARMARA l Haziran 1978 Her ey bir gnde olmad. Her ey o yaz deiti. Annem yakkl bir ressamla evi terk etti. Babam da bir iki zel eyasyla ertesi gn evden ayrld. Evde canl olarak, erkek kardeim Cem, kedimiz Elvis ve sakslar dolusu bitki kald. Ne ok saksmz varm meer... Bir de kar dairede oturan anneannem. Scak bir yazd. ok scak. Okullar yaz tatilindeydi. On drt yandaydm. O srada kendimde oluan bedensel ve duygusal deiikliklerle

yle meguldm ki, bizimkilerin gidi ynndeki youn trafiiyle nceleri pek ilgilenemedim. Gene inatla-yorlar diye dndm belki de... Gzel bir gen kz olmaya baladm hem aynada grdklerimden, hem de zerime ynelen baklardan anlyordum. Akrabalarn, retmenlerin ve annemle babamn arkadalarnn vglerinden keyiflenmiyor deildim, ama yalnzca 'gzel ve cici' bir kz olarak vlmek bende bir eit eksiklik duygusu yaratyordu. Adn koyamadm birok ey gibi, bunun da nedenini ancak 'O'na rastladktan sonra anlayacaktm. Yaknda... Evdeki sszlk ancak akamlan ve geceleri kendini belli ediyordu. nk son yllardaki yaam dzenimiz, gndzleri tam gn okul, eve dnte anneannemin kurabiyeleriyle be ay derken, annem ve babamla ancak akam yemeklerinde grebilir klmt bizi. Bu dzen kendiliinden mi olutu, yoksa baz nedenlerle mi bu yne itildik, o sralar bilmiyordum. Daha dorusu, tercihler, zorunluluklar, gereksinmeler ve zaaflar konusundan habersizdim. Ben ortaokula baladmdan beri babam yle ok alr olmutu ki, akam yemeklerinden sonra bile onu grmek glemi-ti. Yemekten sonra kaar gibi kp, laboratuvarna gidiyor, ancak uyumak iin geri dnyordu. Laboratuvan evimizin iki sokak aasnda olduundan, yaz akamlar elimizde dondurmalar, kk srpriz ziyaretler yapyorduk ona, kardeim Cem'le. Bu ziyaretlerimizde, iki giri dairesinin birletirilmesiyle oluan laboratuvarn en arkasnda kendine ayrd kck odasnda hep ayn koltukta oturmu, a kurtlar gibi tp, ziraat ve teknoloji dergileri okurken, elinde kocaman fincan, lgnca kahve tketirken bulurduk onu. Ya da, laboratuvarn yine kendine ayrd bir masasnda biyokimya deneyleri yapard. Gzlerinden sevin prltlar fkrrd bizi grnce; muzr, hatta yaramaz bir olan ocuu gibi bakarak, gzlerinin altna sinmi yorgunluk halkalarn gizlemeye alrd bizden. O sralar gizlediini sanyordu besbelli, ama ocuklar sandmzdan ve hatrladmzdan ok daha duyarl ve olgundurlar. stelik ben artk bir gen kz olmutum, o hl fark etmese bile... Hemen deneylerini, yeni projelerini anlatmaya balard bize. Bakteri atklarndan elde edecei enerjiyle pil yapmak, enzimlerin deiik slarda almasyla oluacak rnlerden teknolojide yararlanmak ya da fotosentez yoluyla kimyasal enerjiye dnen gne enerjisinden, biyoteknolojiyi sarsacak uygulamalara gemek gibi... Ayrntlarn hi anmsamyorum ama o yine de bizim kesinlikle anlayacamza dair sarslmaz bir inanla her eyi tek tek anlatrd lgn bir heyecanla. Cem ve ben onun bu inanlmaz cokusunun bysne taklr, keyiflenirdik. Onunla gurur duyardk. Babam bir tp doktoruydu, ama aslnda tam bir aratrmacyd. Hi klinik almam, hep aratrmaya ynelik srdrmt kariyerini. Hasta muayene edemeyeceini bildiinden, biyokimya uzmanl yapm, tahlil laboratuvar aarak, oluk ocuk geinmemizi salarken, evresindekilerin 'dhi mucit' taklmalarna hi aldrmadan, aratrmalarn srdrmeye almaktayd. Annem ve babam ayr ayr evi terk ettikten belki bir hafta, on

gn sonra, tuhaf akam eziklikleri, i ekilmilikleri ve koyu renkler grmeye, hissetmeye baladm evin iinde. Sanki byk bir salgn hastalk, ciddi bir lm tehlikesi ya da nkleer sava alarm verilmi gibi yasslm heyecan halkalar dolmutu evimize. Annemin tekdze bulduu yaantsndan ikyetleri, hl gen bir kadn olduu ve birazck heyecanl bir hayat yaamak istediine dair yaknmalar, her eyden bkt konusunda mzmzlanmalar evi ylesine dolduruyormu ki, ev deta boald. Babamn iiyle ilgili heyecanlan ve pek dkn olduu souk fkralarnn ardndan nce kendi att kahkahalar evi yle enlen-diriyormu ki, ev mahzun kald. Kedimiz Elvis bile keyifsizlemi, itah kamt. Sakin, kontroll bir kadn olan anneannem sinirli ve sabrsz birine dnmt. Kardeim Cem iine kapank ve keyifsizdi. O yaz on iki yana basan Cem, ilkokulu yeni bitirmi, ingilizce hazrlk okuluna balamak zereydi. iki hafta sonra annem telefon etti. Gneyden aryordu, sesi en akrak, keyfi yerindeydi. Cem'le beni yaz tatili iin Marmaris'e davet ediyordu. Dorusu annemin bizi tatile davet etmesi ok tuhaf geldi. Yabanclaverdim bir anda! Tatillerimizi annemle birlikte planlardk bundan nceleri... Sustum kaldm. O sralar otomatik telefon yoktu ve telefondaki sesler ok parazitliydi. Yine de annemin neesi ulayordu kulama, sonra gidip yreimi yakyordu czzzz diye... ki kez kardeimle beni ok zlediini syleyip durdu. Peki ya babam zlememi miydi? Kald villann ne ahane olduunu ve denizin temizliini anlatt daha sonra. Anari, patrt grlt yoktu oralarda, yaam sakin ve normaldi. ve ve bitiremedii o villa, ressam erkek arkadann olmalyd. Hi tepki vermeden dinledim annemi, tatile gelip gelmeyeceimize, babam ve anneannemle konuup, karar vereceimizi syledim. Sesim donuk ve kskt, ki kez yutkunmak zorunda kaldm. Yaantmda ilk kez kendi annemin 'bir bakas' olabileceini dndm, kendi bana onun da bir birey olduunu hissettiim gn, o telefon konumas gnne denk der. Yalnzlk, yabanclk, sszlk, braklmlk ve biraz da fkeyle... IYS2 ; -," .18 Temmuz 1988 Trkiye Yeiller Partisi Kuruldu. "Elli bir kurucusu arasnda iki mzisyen, yedi sekreter, iki ev kadn, bir eczac, bir

pedagog, bir diyetisyen, bir mimar, bir gazeteci, yedi doktor, sanayici, yedi mhendis, emekli amiral, avukat, iki veteriner ve alt serbest meslek sahibinin bulunduu belirtildi. Yeiller Partisi (YP) Trk siyasi yaamndaki onuncu siyasi parti oluyor. YP'nin genel bakanlna seilen Prof. Celal Ertu: 'Partinin Trk siyasi hayatna hayrl ve uurlu olmasn temenni ediyorum,' dedi." Teoman kurucu yeler arasndayd, ama mhendislere mi, serbest meslek sahiplerine mi dahil olduunu bilmiyordu. Belki de mzisyenlere, sanatlara dahildi. Aslnda hangi meslek grubuna girdii pek de umurunda deildi. nemli olan, nceleri pek ok kiinin ciddiye almad, topya diye niteledikleri bir rgtlenmenin ilk admnn atlm olmasyd. 'topya'nn m, 'rgtlenme'nin mi daha nemli olduu, Teoman'n kiiliinde birbiri iinde eriyerek oktan karm kavramlarn kartlnda uyuyan bir yantt. Nedense kronik bir rgtlenme hastal ocukluundan beri dokularna sinmiti ve bu nedenle kendini, insanlar 'gzel' eyler kotarmak iin rgtlemeye, organize etmeye yneldii iin ba derde girerken yakalard hep. Hatta, babasnn ii nedeniyle deiik kasaba ve kentlerde sren renciliinden bile nce rgtlk yaptm anlatrd annesi, ilkokula balamadan nce, gazoz kapa biriktiren ocuklar iin 'grup gazoz'u kurmutu, ilkokuldayken bulunduklar her kasabann postacsna gna getiren pul koleksiyonculuuna ve tabii ki, 'gen filatelistler' grubunu rgtlemeye girimiti. Ortaokul yllarnda astronomi tutkusu balamt. Annesinin istanbul'daki ailesini ziyarete gittii bir yolculuundan, kt ktna biriktirdii 20 liraya satn ald Amerikan Cosmos oyuncak dizisinin 'opticians' takm kk Teoman' sevinten lgna evirmiti. Bu optiki takmda: drt mercek, fotoraf kimyasallar, teleskop drbn vard. Kendi bana kk bir teleskop yapabilme olana, bu kez de 'Yldzse-venler' kulbn kurmasna yol amt. O sralar Konya yaknla-rndaydlar ve dindar komular, elinde teleskopu, okuldaki ocuklar rktc gkyz dlerine ortak eden bu kaymakam olunu uyarmak gereini duydular. Kimileri ocuun gzlerinde eytani prltlar grdklerini bile gizlemedi. Lisede tehlikeli bulunup, lavedilen felsefe kolunu kurmu; o yllar edebiyat ve felsefe ilgisi balamt. niversitede 1948'lilerin pek ou gibi politize olmu - 1950'liydi ama, 48'lilere dahil ederdi kendini - bu kez de ilerici rencilerin rgtlendii derneklerin birinde ynetici olarak boy gstermi, insan Haklan Dernei'ne ve Uluslararas Af rgt'ne gizlice ye olmutu. Bu arada kendi yakn evresinde 'Ouz Atay Fan Kulb' kurmaya kalkm, 'tutunamamt.' Kedi sevenleri yaad mahallede bir araya getiren de yine oydu. istanbul'daki ilk 'Beatles Fan Club' onun kurduu, ama solcu arkadalarnn eletirisinden ekindii iin adna 'Underground Beatles Freaks' dedii de sylentiler arasndadr. imdi de 'Yeillerin' rgtlenmesine balklama dalmt ite. Nerede bir parti, rgt, dernek kurulacak olsa, tanyanlar ve hi tanmadklar arasnda ad sk sk geer olmutu artk. Bir nc m, yoksa brokratik bir hamal m diyorlard arkasndan, pek sorgula-myordu. Kendisi hakknda konuulanlarla ilgilenmeyen insanlardand. Bir trl inanamasa da, artk krk yana ok yaklat u gnlerde btn itenliiyle 'Trklerin asla rgtlenemez bir rk' olduuna kesin gzyle bakyor, bunu yllar sren

deneyimleri nedeniyle ok iyi biliyordu. Yine de 'kr kr parmam gzne' hl enerjisini, vaktini ve yatlarnda oktan tkenen heyecanlarn, bu yeni parti almalarna veriyordu. nk ondaki kronik bir hastalkt ve kim bilir, o da bununla besleniyordu... Hepsi bu! Tpk evlilik adl kuruma en ok kar kanlarn en ok evliler arasnda yaygn olmas gibi, Teoman'n rgtle/n/me eilimi de anlalr ve ok basit nedenlerle aklanabilirdi. nk bunca organize olma(k) drtsne karn, kendi zel hayatn bir trl dzene sokmay baaramam bir adamd, iki evlilik, iki ocuk, ayn at altna girer girmez, biri marjinalleen, asp kesen, asl uysal, br evcilleen, asl enerjik ve alkan iki kadn, deitirilen iler, evreler ve insanlar... iki evlilii arasndaki ksa, ama ciddi beraberliini de gz nne alnca; aklna rktc bir son geliyordu ister iste-2O mez: acaba kendisi mi deitiriyordu kadnlarn, o mu bastryor ya da kkrtyordu ilerindeki gizliyi? imdi ikinci evlilii yine tavsam, karsnn, o eskiden cvl cvl gazeteci kzn, artk evden kmayan, durmadan ev dekorunu yenileyen, kk oullarna hastalkl derecede dkn, tipik bir 'evli-ev-kadn' oluunu zntyle izlemekteydi. O mu ldrmt lker'in kariyer heyecanlarn, hrslarn, beklentilerini? Yoksa kadnlarn derininde gizli 'tek tip eitim kalntlar'n m hortlatmt? Anlayamyordu... Biraz da korkuyordu anlamaktan... Evden tanmak, ekip gitmek ayp olur diye - mthi nazik bir erkekti, asla terk edemezdi - hl geceleri eve gidiyordu. Artk konuacak, paylaacak, en kts birlikte glecek hibir ey bulamazken ... Olmuyordu, yine aksyor, yine yolunda gitmiyordu zel hayat! Devrimci ruhunun rgtlenme eilimi, anarist kiiliinin ykc ve bamsz yapsyla srekli elimeyi srdrecekti besbelli. Ne olursa olsun, yenilikten yanayd ve hi deilse bu yann didiklemeden seviyordu. On yl nce, uzun i donu giyip, saz alarak aralarna kart kyllere, imdi kanlmaz kentli grn ve nlenemez, asla geri dnlemez evrensel zihniyetiyle, gitar alarak, Yeiller Partisi adna gitmek belki de kendi glasnost ve perestroykasn yayor oluuyla ilgiliydi. Eskiden trkler sylerken, saz alarken, kyllere benzemeye alrken de hi gizlememiti; o daima Beatles'n 'Yes-terday'ini, Carole King'in 'You've got a friend'ini tercih etmiti. Teoman, iek ve devrimin yan yana byyeceine inanan, silahlardan iek, umut ve zgrlk fkracam sanrken, silahlarn kan akttn grp aran, alt st olan, cokulu, romantik, bir yanyla daima naif, flantrop, yaratc kocaman bir ocuktu. Bu yzden kimi gn kafas karmakark ve karanlk, kimi gn prl prl ve aydnlk bir takvimi yayordu. Bazlar, dnyann tekdze, insafsz ve teksesli bir gezegen olmasn kl pay farkla, bu gibi insanlarn varlnn engellediini sylerler. Artk onlarn yzsuyuna m, yoksa onlarn yznden mi; bilinmez...

3*. O yl yle ok arkadamn anne ve babas boand ki, kendi aramzda o ocuklara zg acmaszlkla birbirimize satar olmutuk. "Seninkiler hl boanmadlar m?" "Ay ne demode ailen var yle..." Glyorduk sonra da: Hah hah ha!!! imdi o arkadalarla sk sk rastlayoruz hayatn iinde ve kimse yle ok glmyor artk... Evini ve eini terk eden anne/baba, o sralar yine pek moda olan bir baka eyi yapyor ve Akdeniz'de yeni yeni kefedilen kk kasaba ya da kylere gidiyordu. Yakn evremizde yaayan ilk terk ve boanma olay annemin kolejden snf arkada Sevin Teyze'nin bana gelmiti. Kocas Semih Amca, nce evini terk etmi, sonra Bodrum'a yerleip, tiyatro sanats gen bir kzla yaamaya balam ve orada bir lokanta iletmeye koyulmutu. Elektrik mhendisi olan Semih Amca'nn ardndan hemen herkes onu ayplam, annem Sevin Teyze'yi teselli etmi, ben kzlar idil'e acmtm ama, ok ksa bir sre sonra hemen herkes benzer bir paralanmay yaamaya balamt. Her ey yle abuk oluyordu ki, ou ok genken evlenip otuzlu yalarnda 'boyu kadar' ocua karan bu aileler ve biz ocuklar adeta bir moda oluturuyorduk. Bugn de 'ailenin kutsallna' ya da 'kadn-erkek' ilikisine kat bakan bir insan deilim ama, ailesiz byyen ocuklarn mutlaka eksik bir duygusal yanlar olduunu ok iyi biliyorum. Bu en 'mkemmel' romanda bile, ciddi bir gramer hatas gibi, iz brakyor belleklerde... Aslnda pek bir fark yoktu. Ha anneniz gitmi, ha babanz... On drt-on be yalarnda bile olsanz aldatlm, yaralanm, aptal yerine konmu gibi hissediyorsunuz kendinizi. Yani hakszla uruyor-sunuz. Anneniz mutlu, son yllarda hi grmediiniz denli neeli ve canl grnyor. Babanza bakyorsunuz; biraz akn, biraz uyumu, ama kendi deyimiyle 'artk bir karar verebilmekten tr kafas din' bir adam oluvermi. Mutsuz ve huzursuz olan bir tek sizsiniz! Annemin dansl akam yemekleri, hareketli ve gsterili sosyal yaam beklentileriyle, babamn alma tutkusu, meslek ak, her gn artan hobileri, tek bana bir laboratuvara kapanp, gnlerce dnyay unutuunda ve yeniden anmsayndaki - bana o yllarda masum gelen heyecann, bir trl buluamayndaki youn d 22 krklklar artk en ok sizin stnze yamaktadr. Birinin uzun iki kadehlerinin kristalinde parlayan 'gzde salon kadn' olma arzularnn solarak, hrn ve ilgisiz bir ete dnmesi... brnn kendi iinde yaad yaratc cokusunun ksz kalp, yapayalnz bir kenara itilmesi... Annemin periyodikleen i ekmeleri, babamn kronikleen ilgisizlii ya da tam tersinden okursam; annemin kronikleen aldrmazl ve babamn periyodikleen umutsuzluu... Havada asl kalan arzular, hayaller, 'keke'ler, 'eer'ler, espriler, skntlar, ama mutlaka hedefini bulan ineli szler, imlar ve sulamalar!

Peki ama, hi mi ayn arklar paylamamlard? Hi mi ayn espriye glp, ayn plnlar, dilekleri ve heyecanlar yakaladklar, hi deilse byle sandklar zamanlar olmamt? Anlatklar, birbirlerinin gzlerine bakarak eridikleri, bedenlerinin birbirlerine doru kayd, dokunularyla slandklar gnler ya da anlar olmad m? Annemle babam hi mi sevmediler birbirlerini? Sevdilerse, seven iki insan nasl ve ne zaman bunca yitirebilir hogry, saygy ve ilgiyi? Dorusu, imdi dndmde bambaka yantlar verebildiim bu sorulara, on drt yamdayken aresiz, umutsuz baka-kalyordum. Her yantta da biraz umut, biraz are vardr! "Bizi de sevmiyorlar abla!" Cem beni ounlukla admla arr. 'Abla' dedii zamanlar kendi iinde bir sorunu vardr mutlaka. Birbirlerini sevmilerdi. Ortak yanlar var myd? Bunu ok dndm, fakat bulamadm. Ama annemle babamn birbirlerini sevdiklerine inanyordum. nk ben on be yalarmdayken Bjrn Borg'u ok severdim. Oysa onu hi grmemi, gerekte hi tanmamtm. Bjrn Borg'a ylesine tutkundum ki, onunla her eyi paylaacama yrekten inanyordum. Annemle babam da, o yalarda sevmiler birbirlerini. Bjrn Borg'u nasl olup da yakkl bulmuum, yle gznki , ayorum imdi. "Bizi istemiyorlar abla, ikisi de istemiyor bizi." ; ! bytmm, diye

Terk edilmilik hissi Cem'i benden daha ok sarst ilk balarda. Oysa onlar birbirlerini terk etmilerdi, bizi deil. Birbirlerinden nefret etmeye balamadklar srece bizim iin tehlike yoktu. nk her ocuk ya grn, ya kiilii, bazen ikisiyle birden ebeveynden birine daha yakndr. Babam, doas gerei daha yumuak, daha sakin ve uyumlu biriydi. Anneme gelince, annem ok daha duygusal ve abuk alev alan biridir. stelik kin tutar, nefret etmeyi sever. Byk bir tehlike iindeydim. ocukluumdan beri herkes ama zellikle annem, bazen sitemle, bazen fkeyle benim her eyimle babama benzediimi sylerdi. Ben babama benzemeye baylyordum, mutluluktan iim eriyor, gururdan midem aryordu. Ama ya annem tahamml edemeyecek denli nefret ederse babamdan, ya kin tutarsa ona?... Ya annem... "Bizi unutmazlar deil mi abla?" Hayr, Cem iin bir tehlike yoktu. O anneme ok benziyordu nk! Ama annesi-

babas ayrlan ocuklar iin, o sralar bilmediim baka tehlikeler de vard: Gven ve belirlilik kavramlarnn gdk kalmas! Yaam boyu insanlara gvenmemek, aka inanmamak ve belirsizlik iinde kaygan bir zeminde tutunmaya abalamak!... "Bir daha eve hi dnmeyecekler mi abla?" Bir kii hari hepimiz bu oyunun yaz sonu biteceini, herkesin kendi evine dnp, eski dzenini srdreceini sanmtk; hepimiz! Tpk yllar nce bize yolculua ktklar sylendiinde hep inandmz gibi, bu yolculuktan da dneceklerdi; bize ve evimize! Ama 'O', artk 'eve' dnlmeyeceini biliyordu. Artk hibir eyin ayn olmayacan, her eyin bambaka yaanacan o sralar bilen tek kiiydi o! Ad Selen'di. Anarizm, Yunanca 'ynetimsiz' anlamna gelen 'an arkhos' kelimesinden kaynaklanr. Szlkler, anarizmin temel olarak, insanlarn devletsiz olarak haka ve uyumlu bir dzen iinde yaayabileeklerini, bir devlet sistemi kurulmasnn insanlara zarar verdiini savunan toplumsal felsefe ve siyasi akm olduunu yazar. Anarist-24 ler, Marksist ve sosyalistlerden bu temel anlay yznden ayrlrlar. Anarist, yalnzca her eit otoriteye, yneten gce ya da yerleik dzene isyan eden kii olmasna karn, gnlk yaamda, terristle eanlaml muamele grr. Oysa, iddet kullanmadan anarist olunabilecei unutulmu, umursanmam, belki de hi bilinmemi ya da kavramlar zerinde dnmenin lks sayld toplumlarn, szck ve kavram hazineleri, bir de bu yolla gdk ve yoksul brakma toplu kymna urayarak, katledilmitir. Teoman, byk bir keyifle kendini 'daima bir aykr', 'srekli muhalif ve 'doutan anarist' olarak tanmladnda, evresinde aydn ve yar aydn bildii insanlardan bile 'ykc', 'sekter', 'kyc' damgas yemitir. Uzun yllar, evresindeki bu insanlara, anarizmin felsefesi ve tarihi zerine aklamalar yapt, didindi, anlatt. Bunlar yapabilmek iin de bol bol okudu, aratrd, dnd. Godwin'in XVIII. yzylda "Otorite doaya aykrdr" deyiinden balayp, Proudhon'un 'Mlkiyet Nedir?'ine uzanan, oradan Bakunin'cilerin 'kolektivist' yerine, 'anarist' kavramn kullanlarna ve anarko-sendikalizme kadar, inceledi, rendi, anlatt... Bu yolla da baaramaynca, bu kez, bir dnce biimi olarak sanatlar ve felsefeciler arasnda benimsenen anarizme sarld. Pissaro, Mallarme, Oscar Wilde, Max Stirner, Leo Tolstoy, M. Gandhi gibi barsever anaristleri tand, tantt. Huxley'in 'Cesur Yeni Dnya' kitab elinde dolat bir sre. Yaamn her boyutunda kurulan ve kurulacak dzenlere kar, 'kart bir kltr' oluturmak istediini yineledi durdu. Ama yine de zerine vurulmu, 'ykc', 'sekter' gibi negatif damgalardan

kurtulamad. Sonunda hevesi kat, byleleriyle ne felsefe, ne de semantik tartmamaya karar verdi. Oysa iddetten, zorbalktan ve terrden nefret ederdi. iek kopartmak bile ldrmekti onun iin. Ruhu anarist olan hmanistlerin varln yadsmak, nereye kadar onlan grmemizi engeller? nk aslnda gerek bir step kurdu kadar vahi ruhlu Harry Haller da bir hmanistti ve inanlyd. Pek ok insann 'Bozkr Kurdu'nun hastalk, kriz ve ykm zerine kurulu olduunu dnmesinin aksine, o bir iyilemenin romandr! Teoman'n anaristlii yalnzca dnsel diye tanmlanamaz, ayrca, kendi kurduu sistem ve kurumlara acmaszca kar kt da sylenmelidir. "Daha iyisini kurabilmek iin, kurmay yeni bitirdiimi ykma cesaretini gsterebilmeliyim," derdi can yanyor, ama bunu gizlemek iin zorla glmsyormu gibi bakarak, zellikle kurumsallam deerlere bakaldran Teoman'n, buna karlk kendini bir trl kurumlardan kurtaramyor oluu, belki de kendi antitezini bunca apak yakasnda tayan o ender insanlardan biri klyordu onu. Bilenler, anaristlerin eninde sonunda bir otoriteye boyun emek gereksinimiyle tutuup, orta yallklarnda da ounun bir inan ya da bir sembole sndklarn sylerler. Teoman da bunu bilenlerdendi. ocukken oyuncaklarn bozup ndeki paralar arkaya, arka-dakileri ne taktn, ilkokulda tarih, corafya kitaplarn krmz kalemle dzeltip, Trkiye'yi ille de bir ada grmek eilimiyle retmenlerini ileden karttn glerek anlatrd annesi, yle ki, Fransa'nn kuzey-batsna irice, yle ingiltere'nin iki kat kadar, begen bir Trkiye adas yerletirir, zene bezene boyard onu. Fatih Sultan Mehmet son anda istanbul'u fethetmekten cayp, gemileriyle Amerika'ya gider, btn yerli kabileleri birletirip, onlarn 'byk efi' olarak oraya yerleir. Fatihten kentinde mrnn sonuna dek mutlu yaard onun tarih kitabnda (Henz 'Hoca Efen-di'nin Sandukas' yazlmamt o sralar). Snav ktlarna yazd ykler, uydurduu olaylar sonucu ald cezalarn, t ve krk notlarn hesabn kimse bilmiyordu. Ortaokuldayken annesinin gznden bile saknd kitaplarna gz dikmiti, zellikle Shakespeare'ler... nk Shakespeare annesinin gzdelerinden biriydi ve sk sk ktphaneden kar, yeniden okunurdu. Olunun merakna ve bitmez tkenmez sorularna dayanamayan annesi, onlar tek tek zetlemek, onun anlayabilecei ksa yklere dntrmek zorunda kalmt. Kk Teoman da hi vakit kaybetmeden krmz kalemini eline alm, kitaplarn son sayfalarna, yeni 'son'lar yazmaya balamt. 26 Kral Lear aslnda Cordelia'nn z babas olmadn renmi, gen kzn gerek babasnn bir balk olduu ortaya kmt. Balk babas, Cordelia'nn drst ve iten sevgisinden honut kalm, o srada yaknlardan geen skoya Kral Duncan'n olu

Malcolm da gen kza k olmutu. Ta giyme treninde Cordelia'yla evlenen Malcolm, dnne Kral Lear' da davet etmi, ama Lear o srada Hamlet'in babasnn hayaleti roln oynad iin dne katlamamt. Othello son anda intihar etmekten vazgeip, Ro-ma'ya Cesar' kurtarmaya komutu. Romeo ve Juliet birbirine kavumu, sonra da gmen olarak Amerika'ya yerlemilerdi. Annesi Cahide Hanm kitaplarna dkn bir kadnd. Belki de niversiteye devam edemeyii, lisede iinde kalan edebiyat tutkusunun retmenlik veya yazarla dnemeyiindeki d krkl ve eziklik duygusunu, kitaplarna gsterdii ar sahiplenme duygusuyla rtyordu. Kentler, kasabalar aras srekli tanmakla geen yaamlarnda, Cahide Hamm'n giderek byyen kitap koleksiyonunun kutulara yerletirilip, iplerle balan seremonisi konu komuyu daima akna evirirdi. Yeni evlerinde hemen ktphane ya da ktphanemsi bir ey bulunur, ayn tren bu kez de, kutularn al ve kitaplarn yerletirilmesi srasnda yaanrd. Hele kitaplarn alp, geri getirmesinler, hele iade edildiinde tek satrna halel gelmi olsun; o yumuak, sakin, anlayl Cahide Hanm nasl da aksi ve sinirli olurdu!.. Kitaplar konusunda kzmad tek kii Teoman'd. Olunun bir gn 'iyi bir yazar' olacana inandndan, zenle onun yana uygun kitaplar listesi hazrlar, defter ve kalemler alr, Shakespeare ve dier versiyonlarm bu defterlere yazmaya tevik ederdi onu. Oysa kkken de Teoman' tahrik eden kitaplarn zerine yaz yazmann ta kendisiydi! Teoman'la Cahide Hanm arasnda, baba Hilmi Bey'le abla Ner-gis'in de bir trl kavrayamad tuhaf, gizemli bir yaknlk vard. Dardan baknca, dzenli, disiplinli ve ho bir kadn olarak grnen Cahide Hanm, tatl dili, yumuack baklar ve sonsuz izlenimi veren hogrsyle ustaca ssleyip, gizledii 'dedii dedik' dzenini mutlaka kurup, srdren, btn 'sakl inatlar' gibi asla dn vermeyen i dnyasnda, yalnzca Teoman'a farkl davranrd. "Teo ok farkl ocuk. Hayal gc bir sanatnnki kadar geni, hiciv yetenei bir edebiyat kadar ince ve sivri. stelik bu, sadece bir ocuk olmasnn tabii sonucu deil. Onunki, yapsnn engellenemez hususiyetinden meneyleniyor. Belki de ailede birilerinde gizli kalm bir yetenek, onda baattr. Teo'yu anlayabilmek iin kiinin sanata, yaratcla aina olmas gerekir." Ailedeki o sakl kalm yetenek elbette kendisiydi. Buna sonuna dek inand Cahide Hanm. Annesinin lsn bulduu srada, ilk karsndan yeni boanm gencecik bir adamd Teoman. Kafasnn ii yepyeni projeler, dnceler ve beklentilerle karmakarkt. Yine ona danmak, yine onunla yemek yemek iin kapsn almt. Kn bir trl gitmeyecekmiesine souk ve karanlk penelerle kentin yakasna yapt aylardan biriydi. Klarn gzellii baz kentlerde asla yaanamaz, istanbul da byledir. Kapy kimse amad. Yedek anahtarla ieri girdiinde yatanda uyuyor buldu onu. Annesine lm biimi nedeniyle hi kzmad. Biraz sululuk... Belki... Ama bylesinin

en gzeli olduuna karar verince rahatlad. Bu rahatl sk sk bozulsa da, inand ey deimedi; annesine en yakan lm ekli buydu! Yce Akln Erdemi! "Neredesin, ey yce akl?" Bal olduu sol fraksiyondan, iddete kar olduu iin, byk hayal krkl iinde koptuundan beri, sabrl bir arayla, alternatif felsefeler ve politik sistemler arasndaki o ince, uzun ve sonsuz yola yeniden dmt Teoman. Henz Yeiller Partisi'nin 'Y'si bile ortada yokken, 'ideal toplum' zerine dnceler retip tkettii gnlerdi. Sonunda, 'kk gzeldir'e gelip dayanmt dnceleri. Bunun bilinen en eski kkeni olarak da Taoizm'le karlamt. Taoizm pek bilinmez, aydnlar arasnda moda edilmezdi o sralar. Ksa saylacak, ama olduka ciddi ve yakn bir iliki yaad isveli kz arkada Ulla'nn, Bat Avrupa'da esen 'Dou Felsefesi' ve 28 mistisizmi rzgryla tadklar yalamt yzn nce. Ulla'nn getirdii, yollad kitaplar, makaleler, nce metafizik ve din yanyla itici gelse de, rendike Taocu felsefe ve ynetim sistemleri giderek ilgisini ekmiti. "Uygarlk, doal dzenin bozulmas anlamna geldiinden, her toplumsal reform, aslnda uzak gemie bir dntr ve balangtaki bozulmamla ulamak amacndadr." Yca Akln Erdemi'nde byle diyordu Lao-Tse. Heyecanlanyordu Teoman. Ekoloji, evre politikas konusunda hibir donanm yoktu; yalnzca igdleri, genel kltr, aile eitimi, hepsi bu. Ama modern dnceler arasnda brokrasiye, kanun ve teknolojiye kar kan anarist versiyonlarn Tao-te Ching'den kaynaklandn dnyordu. "Thoreau, Gandhi, Tolstoy, Schumacher," diyordu heyecanla, "Bunlarn en eskisi Lao-Tse, en yenisi Foucault ve belki ben!" Ayn dnemde, yine Avrupa'da koyu bir Sidartha frtnas esiyordu ve - saolsun - Ulla'nn antasndan bir de Hesse kmt. Okumutu Teoman. Ama Sidartha'nn Hristiyan kkenli bir Avrupaly etkileyiiyle, dou ve Mslman kkenli bir Akdenizli'yi etkileyii arasnda dalar kadar fark olduunu bilerek, fark ederek okumutu. Ulla, hl kitaplar yollar ara sra... "Az nfuslu, kk lkeler oluturunuz," diyordu Lao-Tse. "Bylece, gereksindiinizden ve kullandnzdan yzlerce kez fazlasn

salayabilirsiniz." ite, yeni toplum anlay, gnn birinde mutlaka bylesi bir yne kayacakt. Buna inanyor, buna heyecanlanyordu Teoman. "insanlarn yaamlarn deerli kln ve bunu onlara hissettirin. Bylece uzaa gmek istemeyeceklerdir." Politikaclarn mutlaka ok okuyan, felsefe ve sosyoloji bilen insanlar olmas gereine dayanyordu burada dnceleri. Oysa hukuk ve ekonomi ncelik kazanyor pratikte. Bir eylerin deimesi zorunlu olunca kollar svad, ama az sonra, deitirdiklerini deitirmesi gerei gelecekti gndeme... "Keskin silahlar var olduka, o lkede kargaa artar!" Bu dncelerin bir ksmn hayata geirerek bir dernek, grup veya politik parti kurulabilir miydi? Dncelerini ee-dosta, eski, yeni, siyasi, akademisyen, meslek sahibi evresine atnda, ounluk gld ona. Zaten dostlarnn bile baklarnda ona 'deli' ile 'zavall' arasnda yer alan 'bir tahtas eksik'e ayrlm renkler bulunduunu yadsmyordu. Fakat bu onu rahatsz etmiyor, hatta bir ayrcalk keyfi bile veriyordu. "Teo'nun farkl olduunun, doduundan beri farkndaym. Taknlk ve lgnlklarnda daima zek ve espri bulunmas bunun bir belirtisidir. Olum ne yaparsa yapsn, zel ve orijinal birisi olacak, bu yzden onu pek az kii anlayabilecektir," derdi Cahide Hanm; ilk anlayann kendi olduunun gururuyla. "topyac!" "Yine uuyor Teoman." "Kltrl, alkan ocuktur ha! Bakma sen hayalperest olduuna, Teknik niversite mezunudur." "Sk Marksist'ti bir zamanlar, 'ieri' girdiini syleyenler var ama ben pek inanmyorum." "O zamanlar da topya, anarizm zerine ok okur, ok konu-urmu. Bir de edebiyata kar zayfm. Galiba dlanm, zeletiriye ekilmi... Bilmiyorum, sylentiler yle..." "Gzel konuur, romantiktir, heyecanldr. Eh, kadnlar baylr bunlara..." Hibirine aldrmyordu Teoman, "insan karakterini yaamal," diyordu. "Aksi halde bakasnn hayatn yayor demektir!" Bu zgvenin inan ve sevgiyle rlm i duvarlarnn ustas, duvar rme konusunda kukusuz ok baarl ve zverili birisiydi. ocukken kurulan bylesi zgven, yaam boyunca ayakta tutar insan. Tek kusuru dozu g ayarlanan bir megalomanidir ki, ustas bunun da sanat bir kiilik iin gerekli bir gda olduunu dnyordu. Dnemedii; iyi bir sanatseverin, kaliteli bir kltr tketicisinin sanat, yaratc ve/ya kltr reticisi olmak zere piste

kartldnda yaayabilecei bunalmlard. Hi adn koymadklar halde anne-oulun son yllarda karlkl yaadklar bunalmlarda, bu d krklnn ne derece rol vard?... Hi konuamadlar... Annesi erken davrand, abuk kat. "Eitimimizi, zihniyetimizi deitirmeliyiz. Hareket eden, eylemci, ama sahip olmadan baaran, baarsyla gururlanmayan, 3 bundan avantaj salamayan, kendini stn saymayan insan tipi yetitirmeliyiz!" Bunu baarmak ancak doaya dnk, doa, hayvan ve insan sevgisini yreklere alayacak bir eitim programyla olasyd. Bylesi tketim hrsyla koullanm, gurur ve yar zerine kurulu toplumlarda hi de kolay deildi dndklerini gerekletirmek, ama olanaksz da saylmazd. Hibir ey olanaksz olmamalyd zaten. "Yeterince paran olmal, bu ans getirir, ama oktan fazlas zararldr!" diyordu LaoTse. Zaten byle bir yaam kurmam myd kendisine? istese, pek ok 'eski solcu' arkada gibi byk irketlerde danmanlk, yneticilik yapar, yaam standardn 'irket hesabna' faturalarla ykseltirdi, iyi bir mhendisti, yok hayr, byk irketlerde almay eletirdiinden deil - herkes kendi kendine hesap verecektir sonunda - o bir 'patron'u olmasna alamayacak bir kiilii olduu iin ancak iki yakasn birletirecek kadar kazanarak yaamay tercih ediyordu. Sorumsuz olduunu syleyenler oktu. Ama ocuklarnn ikisine de dzenli para yolladn kimse yadsyamazd. Sorumluluunun snrlar konusunda tartmaya gelince; bunu hi sevmiyordu! "Sen hep byle topik, hatta sekter ve pasifize biriydin Teo!" Ablas Nergis eskiden ok daha sert eletirirdi onu. Kzar, fkelenirdi kardeine. Annelerinin tuhaf ve beklenmedik lmne kadar srd bu. Sonra ilikileri daha yumuam, bir bakma birbirlerine yeniden kavumulard. Yakn evresinde lm yaamam gen insanlar, dostluklar ve sevgiyi bol keseden harcarlar! Teoman'a gelince, o daima Nergis'e hayranlkla kark bir akla balyd. nk ablas zaten hayranlk duyulacak denli akll, gl ve zarifti. Aksa; o, Cahide Hanm'n kzna aynen armaan ettii yeil ekik gzleri, kk elmack kemikleri ve Modigliani boynuyla ilgiliydi. Ya ilerleyip, gen ve toy bir kzdan, olgun bir kadna yneldike iyice annesine benzemesinin altnda yatan sr da buydu. "Hep kart, hep ters adamdn sen Teo. Annemin ilgisini ekmek iin yapyordun desem, annem zaten btn varlyla senindi. Anmsyor musun, okul temsillerinde roln beenmediin iin ya sahneyi terk ederdin ya da kp kendi uydurduun sonu oynardn. Tanrm, nasl utanrdm! Herkes gler, o kk kasabalarda 'kaymakamn kak olu" derlerdi sana.

Annem... O, olu ne yaparsa yapsn, bundan gurur duyulacak bir yan bulurdu naslsa..." Bunlar konuulurken, bir tutam sitem, bir imdik hzn olurdu Nergis'in sesinde. Daima. ocukluundan beri. Hep! Anmsamaz olur mu hi? Bir keresinde Fransz edebiyatna dkn, ok bilmi edebiyat retmenleri Madam Bovary'yi sahnelemek krizine tutulmutu. Trkeye uyarlanm haliyle Emine olan Emma Bovary'nin kocas Charles rolnde (bu da etin Bey olmutu) oynayan Teoman, son sahnede, siyanr ierek intihar etmesi gereken Emine'nin elinden zehiri alp kendi ierek oyunu deitiri-vermiti. Sahne olarak kullandklar okulun spor salonunda ounluu renci velilerinden oluan izleyicilerin bir ksm bu deiiklii anlamam, ama lrken ayaklarn dimdik kaldrp, dilini tuhafa titreterek yerde yatan Teoman'a bakp, kahkahalarla glmlerdi. Edebiyattan btnlemeye kalmt o yl. Emma Bovary'yi oynayan doktorun kz Gniz, hngr hngr alayarak okulu terk etmi, btn yl dargn kalmt Charles'a... "Sanki Amerika'y yeniden kefetmek istedin sen Teo. Her keresinde yeniden..." "Kimselere anlatamyordum Nergis, ablonlardan nefret ettiimi, herkes iin tek tek, bambaka yollar olduuna inandm." Nergis, "Bu benim kardeim adam olmaz," der gibi ban sallyordu, glmseyerek. Zeynep'e de anlatamamt. Oysa okulda en iyi anlat arka-dalarndand. Ne ho bir kzd. Uysald ama canl, neeliydi... Siyah, uzun salar, kaln kaslaryla Ali McGraw'a ok benzetirdi evresindekiler onu. Politik heyecann niversitelerde dalga dalga yayld dnemin elektriiyle belki - belki de yine yapard - okulun son yllarnda evlenivermilerdi. Aslnda Zeynep'in gebelii tek neden deildi, ikisi de evli olmak fikrini ok elenceli bulmulard. Aileler bu erken evlilii onaylamam, ama 'torun' sahibi olmak kz tarafim yumuatmt. Yumuamayan tek kii vard: Cahide Hanm! Olunun sanat geleceine byle bir yaamn ket vuracan dnerek, hep sessiz bir protesto iinde kalmt. Kzlar Deniz'in doumu ok sancl bir tarih dilimine denk dm, Zeynep'le Te-32 oman bebein keyfini pek atamamlard. * ite tam o sralar Zeynep'in eylemci almalarnn balad gnlerdi. Deniz be aylkken evi terk edip gidii, Teoman' elinde biberonlarla bebek arabas banda, uykusuz geceler ve azndan yreine uzanan apac bir tat(szlk)la yalnz brakmt. Deniz'i anneannesi himayesine almak zorunda kald. nk Zeynep uzun sre ortadan kayboldu, ortaya ktnda da tutuklanmt.

Ne bebek kalmt, ne ev, ne de kars... nceleri ok bo, yalnz hissetti kendini, ama ksa bir sre sonra tuhaf bir rahatlama duygusuyla hafiflediini apak ayrmsad. Kzn sk sk ziyaret ediyor, bulup buluturduu birka kuruu kaynvalidesine veriyordu. Ama dorusu kendi z kzn, minik bebeini, sanki bir akrabann, hatta komunun ocuunu sever gibi seviyordu. Grmese unutuyor, anmsaynca sululuk duyuyordu. O sralar okulu bitirdi, mimarlk brolarna, inaat irketlerine para ii yapmaya balad. Ayn gnlerde annesinin evine tanmt. Herkesi, her eyi ve kendini kyasya eletirdii, annesi dnda kimseyle konumad 'inziva' gnleriydi onlar, insanlar lyor, eski dostlar birbirine ate ediyor, sokaklarda krmz ayak sesleri duyuluyordu. "Bilen konumayandr, konuansa bilgisiz," diyordu Lao-Tse. Bol bol okuyor, annesiyle tartyor, ona gitar alyor, kareli defterlere notlar dyordu. Sirenler alyordu her yerde... "Bilgi deil, bilgelik nemli," diyordu Cahide Hanm. Nergis, iei burnunda, ama yldz parlayan bir avukatt o sralar. Yakkl kocas Ik'n nce profesyonel devrimciliini, imdi de yurtdnda yaamak zorunda kalnn maddi ve manevi yklerini tek bana tayordu. Yalnzd. Annesi ve kardeine en uzak olduu yllar... "Ne gzel dans ederdin sen Nergis..." Uzun salarn ensesinde iri bir topuz yaparak kuu boynunu iyice uzatan, yeil gzlerinde sisler uuan bir kk kz geldi gz-v nn nne. "Benim btn arkadalarm sana kt abla. Seninle gurur du^ yardm..." Hl gzel boynunu cmerte aan Nergis glmsyordu. Birbirinin en yakn ocukluk ahidi, ancak kardelerdir. "Senin danslarn izlerken hep uzun boynunun evresinde dolanan bir vahi ylan grrdm, vahiydi ama gzeldi. Renkli, parlak ve sana tutkun. Sana zarar vermekten ok korkar, her dans ediinde kendini zehirlerdi... Artk hi dans etmiyor musun Nergis?" Nergis, 'hayali geni, gnl gzel kardeim' baklaryla bakt ona. Elini tuttu Teoman'n. Aralarnda iki ya olmasna karn, herkes Teoman' onun aabeyi sanrd. Belki de geni omuzlan, uzun boyu, gzlkleri ve sakal onu olduundan yal gsteriyordu. "Annem seni yle tuhaf, yle mistik bir tutkuyla severdi ki, dans ederken beni izleyiinizden, sizi tek bir beden gibi grrdm bazen. Senin mzik derslerin srasnda, sonra bize gitar ve akordeon alnda, annemin sana baknda bir tapnma, bir ermilik tonu vard ki, atlasam da, onun gznde o yere kamayacam anlardm.

Yalnzca benim deil, hi kimsenin ans yoktu!" Baktlar. "Annem seni hep benden daha ok sevdi Teo!" Sesinde kabulle-ni, hatta sevgi ykl dokunular vard. Sessiz kaldlar. ocukken yaptklar gibi buharlanm cama vapur ve uak resmettiler parmaklaryla. Sonra sessizce camdan darya uzandlar... Annelerinin lmnden sonra ilk kez bulumulard. Anneannem ketum ve gururlu bir kadnd, inatyd. Anneme bu sonuncusunu miras brakm. Yetmi dokuz yana dek salkl ve din yaad. Onun slalesi uzun yaayan kadnlarla doludur. Be yl nce banyoda l bulunduunda, beyin kanamasndan bir rpda ldn syledi doktor. Ne ar, ne sz, ne de bekleyi... Anneannemi severdim. Souk ve mesafeli olmasna karn gvenilir ve dayanklyd. Annem ve babam ayr ayr evi terk ettiklerinde, onun varl, Cem'le beni ok gereksindiimiz 'hl bir evimiz 1YS3 olduu' dncesinin salkl ve gvenli kanatlan altna almt. Yemee ge kalmaya, di fralamayp, el ykamamaya, dank ya-J|4 amaya, atal-baksz yemek yemeye, 'gnaydn'sz gne balama-~' ya, tek sesli mzie, sarmsak kokusuna, kirli oraplara, dedikoduya, gevezelie, dncesiz para harcamaya ve Trk-Yunan dmanlna tahamml edemezdi. Tahamml ettiklerinin listesi ok ksadr: Kz Nilgl! 1900 ylnn ortalarnda, Girit adasnda domu, varlkl ailesinin istanbul'a g, geni akraba evresini paralam, giderek ailenin son bireyi haline gelmiti. Bence bir yerlerde, galiba Ske'de akrabalar, yaknlar vard ama onun aksilie varan dikball ve kurulua dayanan katl, evresindekileri uzaklatrm olmalyd. Bize hibir yaknndan sz etmedi, hibir ocukluk ans anlatmad. Annemin bildikleri de snrlyd. ok gzel Girit yemekleri yapard. Etten ok sebzeye ve zeytinyallara dnk, lezzetli ve salkl bir mutfak kltrn tamt ailemize. Galiba babamla en iyi anlat iki konudan birisi buydu. "Az, hafif ve sk yemek yemeli. eker, ya ve et gibi tahrik edici, zevk verici maddelerden uzak durmal!" Anneannemin uzun ve salkl yaam belki din ve 'kimseye muhta olmadan' geti ama, onu bir kez bile kahkahadan gzleri yaarm bir keyifle, hiddetten kprm bir fkeyle ya da zevkten drt ke olmu bir baygnlkta grmedim. Babamn anneannemle anlat ikinci konuysa annemdi! Her ikisi de annemin ne istediini bilmeyen ve sorumsuz bir kadn olduunu dnrlerdi. Ne tuhaf, yllar sonra babamn da benzer bir sulamayla yaamnn en nemli frsatn karacan kim tahmin edebilirdi?... Dorusu, anneannemle babamn zeytinya, eker, tuz ve et zerine anlatklar tarih, 'annem' zerine anlamalarndan ok daha sonraya denk der. Belki aralarnda konumadan, bakarak, hatta bakmadan, sezilerek varlm

bu antlama, babamla annemin evliliklerinin birinci ylnda ben doduumda kar dairemize yerleen anneannemle babam arasnda aniden olumutu. Ama ksa, kesik cmlelerle kzn eletiren, homurdanan anneannemin bunu bizim nmzde babamn sabrn desteklemek iin ortaya koyusu, hep birlikte yaadmz son yllara denk der. "NilgPn evcilik oynamadn anlamas gerekir!" "Onu bytrken ok martmm efendim!" "Birinin kzma, ok ileri gittiini sylemesi vaktidir artk!" Onun iki kez evlendiini sylemiti annem. Ama ilk evlilii de, ikincisi kadar glgede kalmtr benim iin. ilgisizliimden deil, bu tamamen hi kimseyle yakn dost olmaya yanamam anneannemin mesafeli tutumundandr. Anneannem 'Nilgn Hanm'a kimse 'Nilgn teyze' diye hitap edememitir, yle ki, onu gen ve gzel bir kadn olarak dnmekte bugn bile zorlanrm. Duraan, dzenli yaantsnn izgisi o denli dzdr ki, onun da bir servenin paras, bir akn heyecan ya da bir dostluun br ucu olabileceine inanmak iin zorlanmam bile yetersiz kalr. Bazen, onun bir zamanlar annemi yapmak iin sevitiine, gebe kalp dourduuna da inanasm gelmez. Annemle anneannemin kumral dalgal salar, ince dudaklar, tiz ses tonlar ve uzun parmakl elleriyle, krlacakm gibi incecik ayak bilekleri birbirlerinin tpatp ayn olmasa, bu tensel eylemden kesinlikle kukulanrdm. Belki, en yalnz ve frtnal ilk genlik gnlerimde scack kucan bana aan bir anneannem olmad ama, sonuna dek evini kardeime ve bana btn olanaklaryla sunan, 'gidilecek bir yer" kalmamasna olanak brakmayan 'aileden biri" olarak, sapasalam kald ve direndi. "Anneniz Nilgl Hamm'la, babanz beyefendi beenmese de buras hl evinizdir ve bir evde geerli btn kurallar srecektir efendim!" Srd de. Annem ve babamn bir daha eve dnmeyeceklerini, dnseler bile artk bir aile olamayacamz, onlarn ayr ayr gidiinden bir ay sonra fark etmi olmal ki, bize byle bir ey sylemeye gereksinmiti. Babam sk sk telefon ediyor, bizi yemee kartyor, biz de onu laboratuvarnda ziyaret ediyorduk. Artk laboratuvardaki kk odasnda yatp kalkyordu. Ne zaman eve geleceini sormaya eki-niyorduk. Bize eskiden olduu kadar yakn, scak ve sevecen davranyor, haftalk harlklarmz veriyor, anneanneme de bir zarf iinde ev masraflar yolluyordu. Anneannem zerinde 'Nilgn Hanm' yazan uzun zarf, postacnn brakt telefon faturas gibi tepkisiz alp, odasna gtryordu. Yaz bitmek zereydi ama ne annem, ne de babam eve dnecek gibi grnyordu. Dondurmann, akam saatleri binilen bisikletin, basketbol oyununun, yeni yeni baktm olan ocuklarnn heyecan da, yaklaan gzle birlikte albenisini yitiriyordu. Halanm msr, kzarm kestane, srta alnan

kazak ve artk giyilen orapla birlikte, okul, ev ve 'ne olacaz?' tedirginlikleri balamt. Annem hl gneydeydi ve telefon ediyordu. Ama babam artk geceleri laboratuvarda bulamyorduk. "Ge dnyorum," diyordu. O ilk haftalarda yzne yapan, akn, tokat yemi ifadesi de deimi, aradan geen ay sanki onu genletirmiti. Sk sk att kahkahalarn rengi daha canlyd artk. Sanki bulutlarn zerindeymi gibi, 'uuyor' duygusu veriyordu bana. Zaman zaman dalgnla-yor, etrafndaki herkes effafm gibi bakyor, sonra kalabalktan uzaklap, bir sre sonra aramza dnyor gibi ayrlyordu benlii yanmzdan. Tuhaf tuhaf glmsyordu o sralar... imdi dnnce hlyal, apkn ve heyecanl diyeceim glmsemeler... Bir eyler olmutu babama. Ona ne olmusa olmu ama iyi olmutu! "Acaba annemle mi bart?" diye heyecanlanyordum. Ama yle olmadn, annemle telefonda konuan anneannemden duydum tesadfen. Yetikinler, ocuklarn ve genlerin yannda nasl da tedbirsiz, ftursuz ve kendilerini beenmi davranrlar. "Nilgl kzm, brak bu inad. Yaz bitti, elenceye son! Evine dn!" "Crcrbcei gibisin! Ama kocan da bir peygamber deil, o da bir erkektir sonunda..." "Senin deil, ocuklarnn hatrna sustu bugne kadar. Her defasnda bunu umma!..." "Zalimlik ediyorsun Nilgl. iini ok seviyor olmas, gz dar-da olmasndan daha iyi deil midir? Bak, 'birini buldu' diyorlar. Ellem senin evine dnmeni beklemez kzm..." "Teessf ederim sana! Benimle bu eit konutuun iin. Bir kadnla, bir erkek yalnzca o dediin sebeple iliki kurmazlar efendim. Evine dn, vakit varken kocana, ocuklarna sahip k! "Aaa evet, rahat batyor sana! Bir kere geliyorsun hayata, ama 'bu adamla evlen' diye ben zorlamadm seni. Akndan okulu bira- 37 kp> evi terk etmeye kalkan sendin!" "Elbette senin tarafm tutuyorum, ama artk bir gen kz deil, bir gen kz annesisin. Sorumluluklarn var Nilgl!" <c

"Bu kadar emin olmaynz efendim! ok naz k usandrr, bezdirir, bktrr. Bu kadna tutulursa, artk senin nazm ekmez!"

"Neden kmsyorsun? Gen henz, yakkl, meslek sahibi bir erkek. evrede 'koca' kaygsna dm pek ok hanm var." )}

"Canm skyorsun Nilgl! Beni kartrma, o benim hayatmd, seni ilgilendirmez. Ayrca sana 'annen' olduumu hatrlatmak lzumunu hissediyorum. Senin de ayn hatay ilemeni istememem bir annelik grevidir!"

"Benim gemiimi tenkit etmekten seni men ederim Nilgl!" <c "Kapatyorum. Size mutluluklar efendim!" Demek babam birini bulmutu! Babam 'birini' bulmutu! Babam 'birini'... Babam... Baba!.. Babam btn yaam boyunca yalnzca iki kadna mahkm etmitim: anneme ve bana! Oysa insann kendinden bile sklabilece-ini bilmiyordum henz. Kim kimden skld nce, hangisi ilkin usand brnden, annem mi, babam m bunu da bilmiyorum. Bildiim, babalarn ocuklarna gre daima, 'koskoca, yal-bal' adamlar olduklardr. Ne byk hakszlktr bu, ama hep byledir! 38 Halbuki o sralar yalnzca otuz be yalarndaym. Siyah sal, ela gzl, uzunca boylu, przsz tenli, tertemiz yzl, enesinin altnda minik bir ukurla karakterize olan ho bir adamm. O benim babam olmasayd da, o yllardaki fotoraflarna baktmda rahatlkla bunlar sylerdim; salkl, neeli ve ok enerjik! Sanrm babam bu zelliiyle tanmlamak en dorusuydu. Ve yine yle sanyorum ki, eer kz olmasaydm babam bir erkek olarak beenir, onunla ilgilenirdim... Yllar sonra babamn sevgilisi Selen'in de, onun sevgilisi yerine, kz olmay tercih edeceini syleyii geliyor aklma ve glmsyorum imdi. insanlarn pek ounun, inanmam, hi inanmayacakm gibi grnenlerin bile, zellikle ilk genliklerinde 'mr boyu' srecek, 'gllk glistan', 'tek yastkta kocanacak' bir kadn-erkek ilikisine en sakl, en zel kelerinde ayrdklar, gizlice martlm, deta gelimesine gz yumulmu bir inan bulunuyor. Bu, belki de kendimize sakladmz bir peri masaldr... Kim bilir her ocuun masallar sevmesi,

her yetikinin, oyuncaklarn byl dnyasna duyduu ak veya sakl ilgi gibi bir ey bu... Koullanmalar, masallar, eitim ve geleneklerle bilgie aklamalar yapmak, her eyi bir rpda aklamak hi de g deil ama, mantn ve akln kabullendii bir eye, yrei ikna etmek pek de kolay olmuyor bazen ... Annemle babam grp izledikten, birok yrek sancs yaadktan sonra benim bile zaman zaman bir erkekle bir kadnn hi usanmadan, hi nefret etmeden ve uzun sre (nedir bu uzunluun birimi?) birlikte yaayp, seviip, glebileceklerine inanmam daha bakaca nasl aklayabilirim? Bugn pozitif bilim eitimi alm, mesleinde baarl, 'ayaklar yere basan' cinsten 'tabir' edilen bir kadn olmama karn, imdi bile... gizli gizli... kendimden bile gizli, galiba... Annemle babamn, ocuk denecek yata birbirlerini sevmi olmalarnda hibir aykrlk, terslik ya da tatszlk bulamyorum. Aksine mthi irin ve sevimli geliyor bana. Ama henz kendileri bymeden 'ocua karmalar'n hakszlk olarak gryorum; bu yzden yllarm onlara fkelenerek, onlara ok bozularak geiriimin yorgunluunu tayorum zerimde. Acmasz mym? Neden onlar affedemiyorum? Onlarn da nasl ac ektiklerini gz ard m ediyorum? "Kendini tanmadan, ne istediini bilmeden ciddi ilikilere girmek, bir insann hem kendine, hem de karsndakine yapabilecei en byk hakszlktr! nk ne istemediini bilmek ok kolay, fakat ne istediini bilmek ok gtr!" demiti Selen. Onun syledikleri, zerinde ince ince dnlm, deneyimden geirilmi, iyi ifade edilmi ve Allah kahretsin; hep de dorudur zaten! Annem otuzlarna geldiinde ortaokula giden 'koskoca' bir kz ve ilkokulda bir olu olan 'oluk-ocuklu bir kadn'm. Sanrm, yirmili yalarn ocuk bezleriyle, biberonlar arasnda yitirmi olmann skntsyla, kendini olduundan yal ve 'treni karm' hissediyordu. Yine ayn yalarnda, yllardr deieceine iyi niyetle inanp, sabrla bekledii babamn, aksine daha 'ben-merkezli', daha da kapal ve ikolik bir adam oluunu ne byk bir d knkly-la yaam olmal!.. Oysa annem, bir sabah uyandnda kocasnn onu koluna takp dansl toplantlara, kokteyllere, yurtd gezilerine gtrecek, iiyle evi arasnda kurulmu bir saat sarkac gibi yaamaktan sklp, artk sosyal, renkli, gsterili bir adama dneceini ok beklemi olmal. Kimse deimiyor halbuki! ok berbat bir ztlk ama deien alkanlklarmz, grlerimiz ve prensiplerimiz ... Peki, bir insann kiiliini de zaten bunlar oluturmaz m? (yle deil mi anne?) ocukken de evresine ilgisiz, kendi oyuncaklar ve kitaplaryla kurduu dnyas iinde ok mutlu ve yaratc olan babam, yetikin bir erkekken de bakalaryla ilgilenmez (en yakn arkadann karsnn yllar sonra falanca baka biriyle evlenip, ocuu olduunda, gidip arkadan kutladn anlatrlard), gzel bulduu kadnlarn bile adlarn unutur, iyimserlii ve iddiaszlyla insanlar artrd. "ok genken herkesi, her eyi, hatta dnyay deitirebileceimizi sanrz. Naslsa

hi yalanmayacak, hi lmeyecek ve sonsuza ulaacazdr. Oysa duvarda tek bir tula olduumuzu ve ancak 'iyi bir tula' olmay baarmakla ykml olduumuzu grrz bir gn... 39 "Sahi Brecht'in 'iyi Bir Adam' iirini bilir misin Ns?" (Bunu syleyen yine Selen'di; elbette!) 4 Annemi yarglarken tarafsz olmaya almak zorluyor beni. nk, fazlaca saf ('iyi niyetli' diyor), zensiz ('dikkatsiz' diyor) ve ilgisiz ('dalgn' diyor) olduumu sk sk bama kakarken anmsyorum onu. Bu yzden ve br fiziksel benzerliklerimle 'hk diyerek babamn burnundan dtmn' her frsatta altn izen annem, 'kz ocuk' olduum iin mi, yoksa babama kzdndan m beni sevmezdi, hl anlam deilim... Belki de ben, kendi yaantsn istedii yne akan parlak, gsterili ve hareketli bir rmakla sulayama-ynn tek sulusu olarak grd babama benzerliimden tr cezalandrlmtm. nk annemin, erkek kardeim Cem'e bakt ltl gzlerle bana baktn, ancak ok uraarak hayl edebiliyordum. Yine de hi kimse doduu gn annesinin kendisine nasl baktn anmsayamaz! Ve her kz ocuu, babasna ne denli tutkun olsa da, annesinin dii kanadnn serin glgesine gereksinir mutlaka. Ben bundan yoksun kaldm hep! Bugn bile, hl annemi anlamaya ve ona hakszlk etmemeye alyor olmam, belki de bu umutla atlan zavall bir admdr. Ve gereksizdir ve samadr... Tm umutsuzluuma karn iimde gizlice tadm, aklma geldike utandm sakl bir beklentiyi, aslnda annesiyle babas boanm btn ocuklarn her yata ve her konumda ilerinde tadklarn ok sonralar rendim. Btn ocuklar iin birbirine en yakan ift anne ve babalardr! nk 'anne' ve 'baba' kelimeleri tpk lego paralan gibi birbirine smsk oturur, uyuur ve kenetlenir. Belki de en ok bu yzden, ocukluumun o 'son-yaz'nda sevgimin ve ilgimin zerinde iyice younlat babamn bulduu 'birisi', hazrlksz snav korkusu gibi iime oturmutu. Sakn bu 'birisi' annemin baaramadm baarp, babam deitirmesin, dahas babam elimden almasn?... nk anneler, babalarna k kz ocuklarnn en byk rakipleri de olsalar, sonuta tehlikesizdirler. Ama 'birisi' bilinmeyendir ve ok tehlikelidir! O zamanlar, kadnlarn yalnzca bir tek 'baba'lar olabilecei, en yal sevgilinin bile bir 'baba' yerine geemeyeceini bilmiyordum ... Kimdi bu kadn? Nasl birisiydi? Neye benzer, nasl konuur, nece gler ve bakard? Babamn 'birisi' beni yle tedirgin eder, gece ve gndz dlerimi yle sk bler, sszlklarm korkuyla doldurup keyfimi karr oldu ki, gzmn nnde yzlerce farkl resimden oluan 'babamn sev-gilisi'nden baka bir ey gremez, dnemez oldum.

Bu bilinmez kadnn imgesi giderek babamnkinin zerine dt, onu glgeledi, babam gzden yitirme tehlikesi yaratt. Ne zaman babam dnsem, ya da grsem, o hi tanmadm, bilmediim kadn da yannda grr gibi rahatsz oluyordum. Bazen, karmda oturan babama baknca, bulama bir resme, flu bir fotorafa bakarm gibi onu kaybettiim oluyordu. Sanki karmda o hi tanmadm kadn vard! Ondan kurtulmak istiyor, onun hayaletini kovabilmek iin bildiim her yolu deniyor, ama baaramyordum. Beni panie kaptran, ter iinde yatamda slatan, her eyi yitirmi duygusuyla boan, tamamen tiksindirici, irkin, cadaloz, sska, dilek, sivri trnakl, c, crtlak sesli 'babamn sevgilisi'nin hayaletiydi. Annem naslsa eve dnecekti. Naslsa yaz bitecekti. Ama babam ilk kez gidiyordu ve 'birini' buluyordu. Tanrm kimdi, kimdi bu birisi? Daha nce resimlerin hibirinde yer almayan bu 'birisi' imdi nereye yerleecekti? Kimdi? Kimdi? Kimdi? 8 Masada erkek, drt kadn vard. Babamn arkada di doktoru Ercan Amca, kars Zerrin, gazeteci-air arkada Erdal Onat ve onun ressam kars Ycel Onat, babam, hi tanmadm iki kadn ve ben. O akam Cem anneannemle kalmt. Darda yenecek bir akam yemeinde artk kendisine elik edebilecek kadar bydm syleyerek, beni koluna takp, sala bir balk lokantasna gtrene dek, babam benimdi. ok gururlanmtm, mutluydum. Artk aramzda annem bile yoktu; babam ve ben vardk! Burgulu bir uula havalandm, bam bulutlara dedi. Byle dank bir lokantaya daha nce 42 hi gitmemitik. Annem, bylesine bir yere asla ayak basmazd. Babam da her eit lokantada vakit kaybedildii dncesindeydi. Eskiden ( ay ncesine dek) annemin oturduu yere, babamn sol yannda ben oturuyordum ve birka hafta sonra on be yana girecektim. Kasla kasla oturuyor, masadaki akalar glerek dinliyordum. Birden canm yand! ine batm gibi irkildim. Masadaki iki yeni kadndan biri mutlaka 'o'ydu! Ve babam beni 'o'nunla tantrmak iin getirmiti! nce ok korktuumu anmsyorum. Zangr zangr titreyeceimi sandm. Sonra korkun bir alama istei kaplad iimi, ikisini de yapmadm. Yutkundum, cesur olmaya altm. O srada tuzlukla biberlik takld gzme. Ne komikti o ikisi yle! ok, ok komik! Hi tanmadm bir sesle glmeye baladm duydum. Sesim alamaya

daha ok yaknd. Babam benim neeli olduumu dnp keyiflendi. Babamn karsndaki yabanc kadn dikkatle beni izliyor, sandaki br yabancysa, babamn sandalyesinin arkasndan bana doru eilip glme elik ediyordu. Acaba o da m tuzlukla biberlii komik buluyordu? Yoksa benimle dostluk kurabilmek iin, komikmi gibi mi davranyordu? Belki de tuzluk ve biberlik gerekten de komikti ve bunu yalnzca o kadn ve ben grebiliyorduk ... Dierleri glme aldrmamt. iecekler smarland; bana kola, babama rak sylendi. Babam asla alkoll iki kullanmazd. Kar olduu kadar, bnyesi de zayf olduundan. Onun bir damla arapla nasl sarho olduunu sinirli bir alayla anlatan annem geldi aklma; dnyada inanmazd bu sahneye. Demek babam rak iecekti! Ama o, alkole dayankszdr! Babam rak smarlad! Babam iki iecek! Babam deimiti! Babam? ... Tuzluk ve biberlik iyice kemiklemiti. Ne komik bu tuzluk: Hah ha ha! Biberlik de ok komik: Hah ha ha! Babam deimi! Babam yitiriyorum! Tuzluk ve biberlik giderek daha da komikleiyor: Hah ha ha! Babam deimi! Tuzluk ok, ok komik: Hah ha ha! - i :

Gzyalarma karan kahkahalar derin, byk bir ukur gibi ald nmde ve ben iine yuvarlandm, inallah dp bam yarar, kafam krar, yzm paralar, abucak lr, kurtulurum, inallah u anda yok olurum da, babam kederinden kahrolur! inallah... inallah!... Hemen imdi... Tuvalete ne zaman gittim, kim gtrd, nasl oldu, hi anmsamyorum, bugn bile kimseye soramam. Ama o derin karanlk ukurun dibinden dnyaya geri dndmde tuvaletteydim ve artk yalnzca alyordum. Utanarak, sessiz sessiz... Masada, babamn karsnda oturan ve beni dikkatle inceleyen kadn vard yanmda, onun da gzleri slakt. Hi konumadan, o sala balk lokantasnn berbat tuvaletinde slak gzlerle baktk. Sonra musluktan incecik akan pis suyla yzn ykad o. Ben de. Burnunu ekti. Ben de. Yars krk, pasl aynada yzn, gzn dzeltti, kt mendille kurulad. Ben de. ksrp sesini dzeltti, elini uzatt. "Benim adm Selen, babann sevgilisiyim," dedi. 43 Omuzlarna dklen mavi-siyah iri dalgal gr salar, gri gzleri vard. Minik mavi kpeler takmt. Orta boyluydu, o sralar uzun boylu grnmt gzme, ince, narin

ve deiikti. ok farklyd! Giysileri, konumas, gl, bak, elleri, ayakkablar, oturuu, kalk, sesi, esprileri, kokusu, tarz... Selen'i en doru tanmlayacak tek cmle 'ok farkl bir kadn' olduudur. Hl da yledir. Elimi uzattm. imdi bana hi de akllca gelmeyen, ama o srada ok zekice bulduum, cesur bir ey syledim. "Benim adm Nilsu, sevgilinizin kzym!" El sktk. Ne dosta, ne dmanca. Konumadan tuvaletten kp masaya dndmzde, herkes merakla bize bakyordu. Babam telala yerinden frlad, bana kotu, ellerimi tuttu. "iyiyim baba, zr dilerim, ben..." "' '

eitli 'yetikin bakmalar'dan sonra yemee baland, konu 44 deitirildi. O sralar bombalanan okullar, soyulan bankalar, tutuklanan aydnlar oalm ve K.B.K(*>ler tremiti, onlar konutular. Selen de konumalara katlyor, baln yiyor, raksn yudumlu-yordu. Sesi, gzleri ve kulaklaryla onlarla, ama varlyla, yreiyle benimleydi. Birbirlerine hi bakmadan ve dokunmadan kalabalk ortamlarda byk bir*ak ba baa, inanlmaz bir iletiimle paylaan klarn varlndan habersizdim o sralar. Sanki Selen'le o gece, o masada yaadmz o zel durum, sessiz iletiim, gl bir ilikinin balangcna sinyaller veriyordu... Onu beendim, onu sevdim mi? Ondan nefret mi ettim? ikisi de deil! Ne sevdim, ne de sevmedim. Net deildi duygularm, ama ondan korkmuyordum artk. imdi tek duygu almt brlerinin yerini: Merak! Selen'i, mthi merak ediyordum. Nasl bu denli farklyd, onu byle deiik klan neydi ve bu zellik nasl olup da babam byle arpmt? O gece bitip beni eskiden annem, babam, Cem ve benim birlikte yaadmz eve brakp gittiklerinde, artk onlarn birlikte yaadklar bir evleri, sevierek uyuduklar bir yataklar, rak ierek yemek yedikleri bir masalar olduunu biliyordum. Yine de bilmek her zaman kabul etmek deildir! O sralar annem eve, ressam sevgilisi de karsna dnm, ilikileri tarihe karmt. Benim yaantmda da nemli bir sayfa almt: Selen'li dnem! 10 Hibir bebek, bydnde yetikin bir erkek, ya da kadn olacann farknda deildir. Bu yzden, bebeklerin 'cinsiyetler' zerine grleri son derece tarafszdr.

Bakalar buna, 'bebeklerin cinsiyeti yoktur' der. Ne yazk ki, o sralar henz konuamadklarndan, tarafszlndan tr pek deerli olan grlerini alamyoruz. Yine (*) Kimlii Belirsiz Katiller (Y.N.) de kz ve olan ocuklarnn henz hayal glerinin tra edilmedii, kontrol mekanizmalarnn, birok doal hayat pnarn kurutan dev baraj duvarlar gibi ykseltilmedii o ilk yllarda, 'kadnlar ve erkekler' zerine belirttikleri grleri, pekl yol gsterici ve eiticidir. Bu dnem be-alt yalarnda biter. nk artk hem evredeki hem de evdeki cinsiyetler gereken dersi vermitir onlara. Ben de annem, anneannem, komular, kadn tandklar ve televizyondaki filmler zerindeki gzlemlerim, aldm bilgi ses tonlu tler ve 'aferin'lerle, be yandayken dii insanlar zerine bir gr edinmitim, diyebilirim. Erkekler zerine gelitirdiklerimi de babama, kardeime, babamn arkadalarna - hepsi aile dostlanmzd - televizyon ve sinemaya borluyum. Sonra okul, retmenler, arkadalar, kitaplarla, kendi deneyimlerim iinde gelien bir yolculuk balad. Ama sonuta nereye varlm olunursa olunsun, kavramlarn ve olgularn ilk oluumu mutlaka derin izler brakyor bellekte. Be yandayken 'kadnlar' zerine dndklerim olduka basitti. Okula giderler, evlenip 'gelin' olurlar, sonra da dourup 'anne'! Hepsi buydu. 'Anne' olduktan sonra artk olacak bir ey kalmyor oluu beni zmyor deildi ama, benim elimden bir ey de gelmiyordu. Bunun dnda kadnlarn neler yapabileceklerine gelince; tuvalet masasnn nne oturur, uzun uzun kendilerine bakar, boyanr, sa tararlar, telefonda uzun uzun i ekerek konuurlar, ocuklara kzar, babaya (kocalarna) itiraz ederler, bazen yemek piirir, eve temizlie gelen kadna kusur bulurlar, sklrlar ve uyurlard. Erkeklerin durumu daha deiikti. Onlar evde fazla kalmyorlard. Daha ok glyor, para kazanyor, tra oluyor, bir araya geldiklerinde uzun uzun konuuyorlard. Konutuklar konular, kadnla-rnkine hi benzemez, nce skc gelir, ama nemli duygusu verirdi bana. Kadnlarn yapp, erkeklerin yapamad eylere gelince: Kadnlar yzlerini boyayp, kpe takyorlar, bir de ocuk dourabiliyorlard. Buna karlk snnet olamyorlard. Erkekler snnet oluyor ve bu yzden armaanlar alyor ama etek giyemiyorlar; ama geceleri bile yalnz balarna sokaa kabiliyorlard. En nemlisi, erkekler ayakta ieyebiliyordu. Sanrm o sralar beni en ok zendiren, bu sonuncusuydu! Erkeklerin de aladn ilk kez alt yamda renmitim. Annemin uzun bir tatile kt bir yazd. Babama 'gnaydn' demek 4-6 iin, neeyle yatak odalarna girdiimde, onu pencerenin pervazna dayanm, aadaki soka seyrederken bulmutum. Yaklanca dudaklarn srarak usul usul aladn grm ve ok korkmutum. Ben de alamaya balaynca, babam beni fark etmi, yattrmaya alm, diinin ardn sylemiti. Hl birinin dii ardnda, iim czz eder. Kadnlar ve erkekler zerine dnen ve soran bir kz ocuuydum. nk bana sorulmadan cinsiyetimin, dolaysyla yetikin olduumda neleri yapp-

yapamayacamn belirlenmesine iten ie bozuluyordum. Snnet olmak istemezdim ama ayakta i yapmay ok isterdim... Daha sonralar sk sk hakszla uramlk duygusuyla irkilerek 'kadn olmak' konusunda dnp, bu konuda bol bol okudum. Ama karmakark ve bilinsiz bir soru bulutuyla dolatm sralar karma kan Selen, o ana dek hi bilmediim bir kadn tipiyle btn dnyam alt st etmiti. Onunla tantm o ilk gece, ondan bana, babama ve dierlerine doru esen, grlmez ama iddetle hissedilir bir elektrik akmnn glln yaamtm. Derin ve gl bir ekim alan vard; zarif, etkileyici ve zgvenliydi. Selen'e rastladmda arplmtm, ama btn olumlu duygularm bastracak bir kskanln penesinden de kurtulamamtm. Selen yalnzca babamn yaamna deil, benimkine de girmiti; izleri hl durur ikimizde de... 11 Elbette farklyd Cahide Hanm. Dardan bakldnda tpatp dier anneler ve ev kadnlar gibi grnse de; 'ballk', 'annelik', 'kadnlk' ve 'karlk' konularnda dnya gr kendi kuann ve hemcinslerinin tpks, buna bal olarak da ahlak anlay tutucu izlenimini verse de, Cahide Hanm farklyd. O, farklln ancak anlayacana inand, deecek insanlara gsteren, vitrinini ancak kaliteli ve gerek mterileri iin aan zengin bir ruh dkknnn titiz sahibesiydi. 1940'lar ve 50'\erde ka bin kadn liseye gidebilmiti Trkiye'de? Bunlardan ka sanata ve edebiyata onun kadar sevgiyle, zenle yaklamt? Onlardan da hangisi oluk ocua karmasna, Trkiye'nin 'cra kelerini' kocasnn ii nedeniyle dolap durmasna karn hl okuyor, hl yazp iziyordu? Hangisinin babas Maarif Vekaleti'nin dnya edebiyatndan seme tercme eserleri koli koli yolluyordu kzna? Ve ka tanesi kzna bale, oluna mzik ve edebiyat eitimi verebiliyordu? Gzel ve zarif bir kadnd Cahide Hanm. Siyah gr salarn iri bir topuzla ensesinde toplar, salarnn gerginliinde bembeyaz bir kavisle ortaya kan alnnn ve incecik alnm siyah kalarnn altnda yeil gzleri ldard. Bu ltda Grc atalarnn inat, direngen kararll vard. Ne zaman annesini anmsasa, onun plili etekleri, milimi milimine tlenmi k bluzlar ve sol kolunun iine saklad ilemeli mendilleri gelir aklna Teoman'n. Terliklerinin 'kdm kdm" sesleri, iki gm bileziinin ngrts ve uzaklara bakp bakp i geirileri... Kz Nergis'e armaan ettii renk ve izgilere sinen dii kokular... iri, salam, salkl bedeninin nasl oluyorsa, ince, krlgan narin silueti... Daha ok babasna benzeyen fiziini tpatp annesinden ald mimik ve baklarla ssleyen Teoman, bu yzden kibirli bir grnt verir evresine. Hi kibirli deildir halbuki. Kibirli olan, yksekten bakan, bann stnde bir tala gezinen Cahide Hanm'n jestleri, mimikleridir. Sanldnn aksine 'btn anneler gzel' deildir! Gerekte baz anneler gzeldir. nk kadnlarn hepsi doutan gzel deildir. Ne mutluluktur, bir ocuun annesinin ltl gzelliiyle gururlanmas, annesini gzel bulmas... Kk kulaklara, komulardan, akrabalardan, hatta yabanclardan alnan: "ne ho kadn", "pek

gzelmi maallah!", "babas aznn tadn biliyormu", "uval giyse yakr" seslerinin tns... Hele ayn anne, grgs, sevgisi ve ilgisiyle bir i gzellie de sahipse, artk o, ocuunun btn yaam boyunca efsaneleerek ilk (belki tek) kadn olacak, ya aka ok sevilecek ya da gizlice hayran olunacaktr ona. Bu bir ans m, ansszlk mdr? Kime gre? Freud'a m? Marilyn French'e mi? Yoksa Teoman'a gre mi? Teoman iin Cahide Hanm 'byk bir ans, zel bir armaand.' Ve hi kukusuz bu hep byle kalacakt. 4 Lise son snftayken, kimsenin anlayamad ve nasl bir ak olduunu kavrayamad, akas kendisinin de bu kimseleri pek nemsemedii, belki de yalnzca bir tutkuyla peine taklp, Anadolu'yu kar kar dolaacak - kuzeninin snf arkada - gen bir kaymakam adayyla apar topar evlenmiti Cahide Hanm. Bu acele, evlilik ve gebe yaam biimi nedeniyle annesine fkeli olan Nergis - bir ihtimal - bu yzden ona Teoman kadar yakn olamamt. riyan, yakkl, drst ve alkan olarak nitelenebilecek, bunlara eklenecek bakaca bir zellii de pek bulunmayan gen bir kaymakam adayna, gzel, kltrl ve duyarl bir gen kz yalnzca bir grte nasl tutulur? Onda ne bulur, onu nasl tanr, ona nasl k olur? Ve neden ailesinin onu niversitede okutma dileini elinin tersiyle iter ve pattadanak evlenir? Yoksa kat baka bir ey, baka birisi... Kim bilir? Hi anlatmaz ki... Hi belli etmedi ki... Ama ya o kitaplara iinde bir eyler arar gibi delice gml, ssz kasabalarda, pencereden boluu seyredileri ve N.G.'ye yazd uzun mektuplar... Bir edebiyat retmeni, bir edebiyat veya bir ke yazar olmak arzusu varken, hatta babasnn dledii gibi bir kadn milletvekili olmas olasl bile sz konusuyken, o k, bakml, efkatli bir e ve sevecen bir anne olmutu yalnzca... Yalnzca? 'Annelik' ve 'kar'lk, insan yaam iinde doum, hastalk, bymek, yalanmak ve lmek kadar doal oluumlardan kadnn payna den ekstralardr. Bunlar bir yaam iinde mutluluk, sevin, ans ve ansszlk kadar olaslk snrlar iindedir. 'Anne' ve 'kar' olmak iin ok almanz, ok iyi eitilmi olmanz ve baar hrsyla donanmanz gerekmez. Hemen btn yetikin diiler birinin kars ve birilerinin annesi olabilirler. Halbuki doal oluumun dnda seilen hedefler, ulalmak 'iin irade, mcadele, alkanlk, birikim ve enerji gerektirirler. Belki de Cahide Hanm'da bunlar zayft... Eer byleyse; hi deilse, zayflnn kendi eksiklii olduunu kabullenemeyen milyonlarca hemcinsi gibi sulayacak birilerini, kurumlar arayarak veya kadercilik teraneleriyle vakit geirmedi o! Ne kocasn, 'genliini uruna feda ettii', ne de ocuklarn 'salarn yollarna sprge ettii' arabesk nameleriyle bunaltt. Her admn bir karar sonucu atldn, her kararn bilinli veya bilinsiz bir tercih sonucu verildiini ok iyi biliyordu. Bu yzden hi yaknmad, hi panie kaplmad ya da yle grnd. Hi kimseyi ihml etmeden - ama oluna biraz ayrcalk gstererek - zenle grevlerini yerine getirdi, tercihlerinin sonucunu yaad.

Edebiyat zlemini ve yazarlk hayallerini yne akan bir nehirde besleyip, i sellerini yattryordu: ok iyi bir okurdu. Planl bir ev kadn olduu iin, daima okumaya zaman ayrabilirdi. Hem yerli, hem yabanc yazarlar, kitaplarn iine ekledii kk not ktlarna yazd incecik notlarla, titizce okurdu. Asla kitaba yaz yazmazd. ikinci kurtuluu N.G.'ye yazdj mektuplar ve ondan ald yantlard. imdi nl bir ykc olan, lisedeki en yakn arkada Neyyire Gm ile srdrd zel sevgi ba, yllarca pullu zarflarla istanbul'la Anadolu kasabalar arasnda dostluk tad. Karpuz kollu, bebe yakal elbiseleriyle Emirgn'da kol kola ektirdikleri bir resim, aile albmlerine girebilen aile d tek fotoraft. Dnyaya kafa tutan, tutkulu baklarndan klar yaylan, taze, inanl, umutlu iki gen kz. Karnca belli Cahide'yle, ekirge Neyyire ya da C.B. ile N.G. nc dayana, en nemlisiydi: Teoman! Bebekliinden beri farkl, yaratc ve zeki bir ocuktu o. Kendi yapamadklarn, baaramadklarn mutlaka kotaracak, mutlaka baaracakt olu! Teoman, Cahide Hanm'n en canl yaama sevinciydi. Dardan baknca tm annelere, ev kadnlarna ve 'kar'lara benzese de, ierden, zellikle Teoman'n durduu yerden baknca farklyd Cahide Hanm. Ve bu yzden elli yanda intihar ettiinde, aknlktan dili tutulan btn akraba ve tandklarn arasnda bir tek Teoman sakindi. Bir tek o anlayla, sabrla, dingince karlad bu lm. Bo uyku ilac tpne, iki satrlk veda notuna, brakt fotorafa ve yatan ayakucuna zenle yan yana dizili braklm terliklerine bakt. Onlar ald ve gitti. Annesi tercihini yapmt! 1YS4 49 12 "Yaamn yolu gibi, lmenin yolunu da kendimiz semeliyiz." O halde intihar edebilenler, yaamn yolunu seebilen, tercihini yapabilen insanlar mdr? "Neden yaam sofrasndan, karn doymu bir konuk gibi kalkp gitmiyorsunuz?" Agzllk edip, sonuna dek yaamakta direnmek, utanmazlk m yani? (Neyin sonuna dek?) Annesinin intiharndan sonra, nnde Montaigne denemeleri, bir yanda Pavese, Zweig, Camus, Rilke, br yanda dinler tarihi, incil, Kur'an, gnceler, kitaplar ve defterleriyle annesinin evindeki kendi odasna kapand Teoman. Gnlerce. Gecelerce. Haftalarca. Okudu, yazd, dnd, tand ve ince ince alad. Dindar bir insann ardndan kutsal kitab okumak, dualar edip, mevlt okutmak ya da bir dinsizin ardndan, onun en sevdii arab iip, sevdii arklar dinlemenin i huzuru, grevini yerine getirmenin rahatl ve vicdan dinginliini veriyordu btn bunlar ona. Oysa Tanr'ya inanrd annesi. Akrabalar arkasndan mevlt okutmu, helva piirmi, fakirfukaraya eskilerini datm, Kur'an- Kerim hatmi iin bir hoca tutmular, olaya bir

intihar gibi deil de, doal bir lm gibi yaklam, hatta intiharn rtbas etmilerdi. Ama Teoman annesinin en yakn olarak bu intihan sorgulamak, aratrmak ve ipular bulmak telayla yaklayordu olaya. Belki de gizli bir mesaj aryordu annesinden kendine ulaacak, iten ie onun intiharyla gururlanyor gibiydi. Yine farkl davranmt annesi ... intihar etmeyi planlayanlara, matematikle uramalarn, matematikle kurtulacaklarn neren Bacon, "Yazamazsam, tek yol intihardr," diyen Gide - oysa ok dindar deil miydi o? - ve "iyi bir eylem, gzel bir hareketten sonra kendini ldrebilirsin," yorumunda bulunan Rousseau, annesinin intiharnda Teoman'a k tutan dnrd. Bu ne takld kald kafas bir sre. Yazamamt annesi, ok istemesine karn yazamamt. iki ocuk yetitirmi ve yaantsndaki en iyi eylem, en byk baar olarak bunu gstermiti - zellikle Teoman tabii... Buna karlk matematikle hi ilgilenmemiti - ve belki de intiharnn btn aklamas da buydu! Oysa bu intiharn ok daha sofistike kkleri olmas gerektiine inanyor, kelerde sakl kalm, bucaklara skm ne varsa trm trm aryordu; hem annesinin evinde, hem kendi belleinde. Camus'y okuduu yllan buldu kartt anlarndan bir akamst. Annesi bordo kadife bir koltua oturmu, zerinde 'Yabanc' yazan bir kitab okuyordu. Yeni yeni okumay renen, ama daha okula balamam Teoman oyuncaklarndan ban kaldrp hecele-miti. 'Ya-ban-c.' Galiba annesinin kitaplara olan ilgisini kskand iin... (Demek kskanrd? Bunun hi ayrmnda olmadn, ama annesi derin bir ilgiyle kitaplarna gmldnde, ilgisini ekebilmek iin ne oyunlar yaptn aynmsad aniden.) "Turistleri mi okuyorsun anne?" Glmt Cahide Hanm. Yabancyla, turist arasndaki fark anlatmt oluna sabrla. Kk Teoman'n aklnda yalnzca turistin gezgin, yabancnn gezmeyen biri olduu kalmt. "Peki Camus gezmeyen birisi mi?" "Kamu okunur, Camus deil! O iyi bir yazard. Tuhaf bir intiharla ayrld dnyadan." "intihar nedir anne?" "intihar, lmn seebilmektir Teo!" lm, semek, intihar... ocuklarn ilgilerini ekmeyen eylerden annda syrlabilirle ansll ve ayrcalyla yeniden oyuncaklarna ve kendi dnyasna dnmt Teoman. Ama annesinin 'lmn semesinin' ardndan dnrken pek ok ocukluk ve ilk genlik ansn, billur bir krede izler gibi net gryor oluuna hayret ediyordu imdi. Erzurum'un bir ilesindeydiler o sralar. Kaymakam babasnn hayali, btn ocukluu ve ilk genliinde pek silik kalsa da, annesinin gl ans, hi boluk brakmadan tek tek geri dnyordu; grntler, sesler, kokular ve arklarla...

Annesi yeniden Camus'ye dnp, btn varlyla kitaba gmldkten ksa bir sre sonra, elinde iri bir makasla, alamakl ieri giren Nergis'i anmsad. Annesinin ilgisini ekebilmek iin sann bir yann acmadan kesivermiti. Yamuk sayla yle komikti ki, Teoman glmekten krlm, annesi bu hareketinin nedenle-52 rini en asab ve ciddi sesiyle Nergis'e sorarken, Nergis ter ter te-pinmi; "Btn gn bir de kznz olduunu size hatrlatabilmek iin!" diye barmt. Teoman alt, Nergis sekiz yalarndayd. O halde annesi henz otuzlarnn snrnda, gencecik bir kadnm o sralar. Ne kadar genmi intihar konutuunda, ne kadar toymu 'koskoca iki ocuklu kadn' olduunda... Ne kadar da tazeymi dengi bir arkada bulamayp, bir bana hi tanmad kk kasabalar aras trafie kartnda ve ne kadar yalmzm, istanbul'daki geni ailesi, kasabadaki kocas ve ocuklarna ramen... Tek mektuplaryla ona hayat saan arkada N.G. ve kitaplar. Halbuki Teoman'n gznde annesi hep anneydi ve ocuklarn gznde annelerin ya yoktur. Anne ya standarttr, evrenseldir! "Felsefenin tek ciddi ve gerek sorunu vardr: intihar! Yaamn yaanmaya deer olup olmad felsefenin temel sorunudur." Ca-mus'nn 'Sisyphus sylencesi'nden alnt yapp, 'Yabanc'nn iine eklemiti bu satrlar annesi. 'Gen Werther'in Aclar'nn iinden de, "Felsefe yapmak, lmesini renmektir" yazl bir not kt. Pencerenin pervazna dayanp, beyninin iindeki kurtlarn ban kemirmesine izin verdi Teoman. "Yesinler, bitirsinler, kurtulaym!" "Neden o kanl-canl, mao Hamingway intihar seti? Kendini Etna'mn kraterinden yanardan iine atan Empedokles nasl bir adamd? Pavese'nin iktidarsz oluu, tek bana intiharm aklar m?" Bu sorular serinkanllkla sorup, yantlarn adilce aryordu ama daha sonraki sorusuyla mutlaka sinsi bir fkenin alev alev bedeninde ykseliine engel olamyordu. "Peki annesi kendini byle yalnz ve baarsz hissediyorken, babas ne yapyor, neden dokunmuyordu ona; Cahide Hanm'a?" Babas! fkelenmek bile bir duygudur ve ilgilenmeyi gerektirir. Babasna ilk kez fkeleniyordu. Hilmi Bey, gzel, kltrl, sadk kars, salkl iki &euu ve drst, dzenli, usul usul ilerleyen kariyer geni iinde rijutluluktan ba dnm, sesi kslm bir biimde yayordu. Evi, ii, dostlar... Herkese nasl olduklarn sorar, karsn yanandan per, gazetesini okur, radyoda haberleri, hava raporlarn dinler, yemekleri verek, itahla, azn hi aprdatmadan yer, her eyin yolunda olduundan emin ve kvanl glmser, erkenden de yatard. Annesinin intiharndan on iki yl nce bir trafik kazasnda ldnde, Cahide Hanm

evlilik fotoraflarnn yanna Hilmi Bey'in yeni ekilmi bir fotorafn eklemiti. Arkasndan iyi ya da kt hi konumad. Ad getiinde rahmetle and, "iyi insand," dedi. Sanki, bu dnyadan hi yle biri gememi gibi, silindi gitti belleklerden, anlardan. Geriye, olu Teoman'a genetik miras, iri omuzlar, uzun boyu, kahverengi gzleri, iri elleri, ayaklan, kaln gevrek sesi ve karsna emekli maayla, antika saati, altn ereve gzlkleri kald. Oysa annesinin lm ardndan binlerce an, yzlerce kitap, imdi Nergis'in oturduu, dedesinin kz Cahide'ye ald Fenerbahe'de bir ev - bir odas ve kitaplarnn ou Teoman'a ayrlmtr - Polonya porseleni on iki kiilik bir yemek ve ay takm, antika mobilyalar ve Teoman iin en nemlisi, ama bir trl bulamad ciltler dolusu gnceler kalmt. Belki de hi gnce tutmamt annesi? Ne gren, ne bilen var! ocuksu bir inatla mr boyunca bu gncelerin peine taklacak, izini srecek olan Teoman, annesinin gncelerini dzenli olarak yazdna, bunlar ya tek dostu Neyyire Gm'e postaladna ya da yok ettiine inand. Hep inand! Annesinin huzur dolu bir ifadeyle, uyur gibi ld yatakta, inci gibi el yazsyla, zenerek yazd bir veda notu, bir de sararm bir siyah-beyaz fotoraf vard. Karpuz kollu bebe yakal elbiseler giymi, kol kola iki gen kz, hlyal baklarla glmsyordu birilerine. Yzlerce kez okuduu notu tekrar ald eline Teoman: "Sorumluluklarm bitti: lm seebilmekte ge kalmak istemedim. Cahide" Fotorafla notu ayn zarfa koyup, Camus'nn iine, terlikleri de kitaplarn arkasna saklad. 54 "Yemee babamlara gidiyoruz!" Babamlar! Babamlara gitmek! Ne zordur bir ocuun bunu syleyebilmesi... nk sylemek kabullenmeyi gerektirir. nk babamlar, annem ve babam deil, babam ve onunla olanlar anlamn yklenmitir artk Annemin erkek arkada ve kocasna hibir zaman 'annemler' diyemeyiimi, onun ilikilerini kabullenmeyiime ya da ilikilerinin salamlna inanmayma balyorum bugn. Belki de, dii bir nyargyla, annemin babamdan bakasyla btnlemesini doru bulmaymn etkisiyle... Kim bilir... 'Babamlar', Selen'in evinde oturuyordu. Bu, be katl bir binann at katyd ve evdeki her ey Selen'in zevkini yanstyordu, bana yabancyd. Altm ve bildiim oturma, yatak, yemek odalar yoktu bu evde. ok geni bir mutfakla, stdyomsu bir salondan oluuyordu tm. Banyo geniti, dolaplarla doluydu. Bu birimi, drt yandan geni bir teras kucaklyor, terasn bir ksm, st kapal bir yeil baheyle bambaka bir dnya sunuyordu, beton kentin gbeinde. i. ||

Mutfak, bir yemek odasndan ok, k bir kafe'yi andryordu, mavi-beyaz dolaplar ve ayn renklerde kareli kumalarla denmiti. Salonun bir kesi alma odas olarak kullanlyordu. Eimli , bir izim masas, kitaplarla ift sra donanm tel bir ktphane, iki koltuk ve zeri dergi dolu bir sehpa. Terasa alan cam kapnn n oturma o'dasyd. Geni iki kanepe, iki koltuk. Kanepelerden biri yatak oluyordu besbelli. Koyu pembe minderlerle renklendirilmi lacivert demelikler ocuksu bir hava katmt odaya. Bir de zeri dev bir sarmakla organik yeile boyanm bir duvar knts grnyordu. kntnn ustaca eimi nedeniyle arkasnda ne olduu asla anlalmyordu. Kendi evimiz ve evremizdeki insanlarn evleri birbirine ok benzerdi. Bunlar bir rnek kristalimsi avizelerin sarkt, tl perdelerin salnd, 'iki koltuk, bir kanepe, sehpal' salonlar, 'ift kiilik yatak, gardrop ve tuvalet masal' ebeveyn odalar, duvarlar pos- , ter kapl ocuk odalarnn yanyana dizildii feci skc meknlard. Hangi arkadanzn evine gitseniz, kendi zevki yerine 'filancannki-ne benzer olmak' virs bulam annesinin tpatp dedii 'ayn ev'e girmi oluyordunuz. Uzun yemek masalarnn zerinde duran ukur kristal tabak ve iindeki meyveler bile aynyd!.. te bu nedenle olacak, Selen'in evi (yani babamlar) bana ok zevkli ve farkl gelmiti. Ayrca elenceliydi de... "Zevkli, kullanl ve yaln!" diyerek gururla glmsyordu babam. nce salonu gezdim, kitaplara ve plaklara baktm. Bob Dylan, Simon and Garfunkel ve Joan Baez'i grnce "Aa, bizim plaklar!" Sesimde bozulmu bir ton vard. "Onlar Selen'in, bizimkiler sizin evde kzm." Sizin ev? Bizsiz - onlar... "Selen'in mimar olduunu sylemi miydim?" Hayr, onun ne i yaptn bilmiyordum. Bende daha ok arkc, ama Amerikan folk arklar syleyen bir arkcym duygusu yaratmt oysa. Ne ilgisi varsa? Belki de TV'de izlediim yle birine benzetmitim. Dorusu onu, o renkli, rahat ve deiik giysileriyle, ciddi ciddi izim yaparken dnmekte glk ekmitim. nk o zamana dek bildiim meslek sahibi kadnlar ciddi, koyu renkler giyinen, avizesi, koltuk ve yatak odas takm bir rnek evlerde kocalar ve ocuklaryla yaarlard. "istedii binalar yerine, istenilen bloklarn izimini yapan bir mimar!" dedi sitemle Selen. O gn Selen'le tanan Cem, son derece mzmz ve tuhaf davranarak hem babam, hem de beni utandryordu. Durmadan tuvalete gidiyor, dergilerin srasn bozup, iecekleri beenmiyordu. Sonunda acktn syleyip, alamak zere bir sesle: "Eve gidelim abla, evde kfte vard!" diye inledi. Ona, o aresiz gzlerine, umutsuzlukla alm kk ellerine bakp, ne diyeceimi bilememitim. Selen'in evinde; 'babamlarda' kendini huzursuz, yer-siz-yurtsuz hissettii besbelliydi. Oysa

ben, kalmak, Selen'i daha ok tanmak iin ldryordum. Bir yandan da Cem'e ok acmtm. "Bizde de kfte var Cem. Bakalm beenecek misin?" Selen'in scakl ve sevecen abalan hibir ie yaramad, Cem yemeini yarm brakt. Hastaland. 55 O gece yediimiz yemei hl anmsarm. Sulu kfte, patatesli kark salata, zeytinyal barbunya ve ikolatal pasta. Hepsi ok 56 lezzetli ve zevkliydi. Babam itahla ekmeini yemein suyuna banarak yiyor, Selen yemekleri birlikte hazrlaylarnn komik yksn anlatyor, ikolatal pastann kremasn parmaklaryla nasl yaladklarn glerek taklit ediyordu. Babamla annemin birlikte yemek yaptklarn hi anmsamadm ayrmsadm. Annem mutfak iini hi sevmezdi, yemeklerimizi ou kez anneannem yapard, babam da anneannemle parmak parmak ikolata yalarken dnmeye hayal gcm yetmiyordu. Ama Selen'in elleri kollar havada, taklit ederek anlatt, o ikisinin mutfak macerasn tamamen grebiliyordum. Keke grmesem, grdke iim cz ediyordu. Annem adna m? Sanmyorum. Daha tatsz, daha tuhaf kendi adma zlyordum. Mutfakta babasyla ikolatal pasta piirmeyi dnen bir gen kz... Nasl bir d bu? Selen'in yemeklerini ve ikolatal pastasn hl ok severim. Yemekten sonra terasta 'babamlar' kahve, biz kola ierken, Cem'in midesi armaya, atei kmaya balad. Ona aspirin getirmem iin mutfaa gnderildiimde, mavi dolaplarn anlatlan ekmecesinde elimle koymu gibi aspirini bulmu, bir bardak suyla birlikte terasa dnmek zereydim ki, eytan drtt! "Git u gizli blmeye bak!" dedi. Hemen eytan dinledim. (Hep byle yaparm!) Geni, alak bir yatak vard duvarn arkasnda. zerine sonradan Hint ii olduunu reneceim nefis, ok renkli bir rt rtlmt. Sol ba duvara dayanm, brnde kk bir etajer vard. Bir de antika koltuk. Koltuun zerinde babamn pijamas, etajerin zerinde bir iki kitap, dergi, bir bardan iinde taze iekler. Dolap yerine kullanlan, yine Hint kumayla ayrlm bir perdeli blme. Babamn elbiseleri askda asl... Selen'le babam bu yatakta uyuyorlar demek! Selen'le babam bu yatakta seviiyorlar! Oysa annemle babamn evdeki yatak odalarnda sevitiklerini hi dnmemitim bile. Anne ve babalarn cinsellii yoktur, dnlmesi bir eit tabudur ya! Halbuki Selen:.. O, babama sarlp onunla pyor, onu soyuyor ve kendi soyunuyor ve tabii ki, babam da Selen'i... Soyunuyorlar, hem de rlplak Dokunuyorlar birbirlerine, okuyorlar birbirlerini. Her yerlerini. Belki pyorlar bile... Babam! O benim babam! Babam da plak, okuyor pyor ve ona gzel szler sylyor! Benim babam!

Beni bulduklarnda yatan zerine oturmu, duvar seyrediyordum. Utancmdan yanlarna, terasa dnememitim. Eve gitmek, saklanmak, bir daha hi kimsenin yzne bakmak istemiyordum. Hi kimsenin... Cem de iyice hastalanmt! Babam ikimizi de alp arabaya bindirirken, Selen arabann arkasndan dolap beni yalnz yakalad. Elini yanama dokundurdu ksack. Eli scakt. "Sevmek, bazen dokunmaktr Nilsu," dedi sevgiyle. Hi konumadm, bam yere eik, sust yakalanm, kmldayamyordum. "nsan ok sevdiine dokunmak ister. Dokunmak, sevgiyle yaplnca ok gzeldir!" Babam korna alp beni arabaya arnca, btn cesaretimi toplayp Selen'e dndm. "Bunlar aklamanza hi gerek yok, hepimiz yetikin insanlarz," dedim. Sesimde bir kafa tutu, kstahlk, ama alttan akan bir aresizlik ve alama istei vard. stelik bu sylediklerimin tam olarak ne anlama geldiini de bilmiyordum. Annemle babamn tartmalar srasnda, annem sk sk babama byle sylerdi. Selen glmsedi. "Ben pek yetikin saylmam Nilsu. Belki de yetikin olmay hibir zaman renemeyeceim..." Bana sarlmak ister gibi yaklat, ama tepkimden ekiniyordu. "Dokunmak irkin deildir. Ancak sevdiine dokunabilir insan..." ok duygulanmt. Karanlk sonbahar gecesinde, aramzda yalnzca ikimizin grebildii incecik bir duygu seli olmutu. Sanrm ben de duygulanmtm. Ona sarlmak istediimi sanyorum. Ama bunun yerine en sert sesimle; "Bu grnze katlmyorum, dokunmadan de sevmek olasdr," dediimi duyarak, irkildim. Halbuki bunu demek istemiyordum! Sylediklerimiz, dndklerimizin ztt olduunda, konuan yalnzca yreimiz deil midir? Oysa Selen, daha ilk karlamamzda yreimi grmt. rkeke elini uzatt. "iyi geceler Nilsu," dedi. 14 Yzme slak bir ey dedi. Uykumu blmesine izin veremezdim, elimle itiverdim. Babam Cem'le beni 'bizim evimize' brakp, kendisi Selen'in evine, 'babamlara' dnerken biraz krgn, biraz alnm davrand bize. p souktu, sarl uzakt. Kardeim de, ben de onu utandracak ne varsa yapmtk. Yine de hibir ey sylemedi, sitem etmedi, ama sessizliiyle krgnln belirtti. Babam hibir zaman barmaz, azarlamaz, asla elini kimseye kaldrmazd. Onun ok etkili bir yntemi vard, annemin her trl barts, azar, hatta tokatlarndan ok daha zer, iz brakrd bizde. O, konumaz, uzak, yabanc kalrd kzgnlklarnda ve mutsuzluklarnda. Babam krm olmam kadar, Selen'e kar kontrol edemediim fkem ve kskanlm da beni ok zmt. Onun karsnda yenilmitim ite. Bal gibi anlyor, bandan beri

pekl hissediyordum; Selen ok iten, hassas bir kadnd ve babam seviyordu. Bana kar da nazikti, beni sevmeye hazrd. Kaba, dengesiz, kontrolsz ve ocuka davranan bendim ve utanyordum. Uyuyabilmek iin yatamda dnp durdum uzun sre. Yzme dokunan o slak ey, yine dedi. Uyanmaktan korkuyordum. Bir uyanrsam yine Selen'i, yine babam dnp, gece yaptklarmz anmsayacak, utanacak, uyuyamayacaktm. Halbuki uykuya kamak, saklanmak istiyordum. Yine dedi yzme. Elvis mi acaba? Kedilerin burnu daima slaktr. "Rahat brak beni Elvis," diye mrldandm. Oral olmad. Kesik kesik soluduunu duydum. Hi de Elvis'e benzemiyordu bu ses. Gzlerimi atm, ama zifiri karanlkta hibir ey gremedim. Birden soluum kesildi. Odada biri vard! Barmak istedim nce, ama sesim kmad. Kalbim korkudan yerinden frlayacak gibi atyordu, soluk alamadm hissettim, bouluyordum. "Babam evde olsayd, beni korurdu," diye geti aklmdan yldrm hzyla. "Annem?" Annem de yoktu evde. Cem, Elvis ve anneannem. Cem ok kkt, anneannem yal, keke kedi yerine bir kpek besleseydik evde! Yatamdan kalkmak istedim, ama o kesik soluk kolumu tuttu, okamaya balad. "Korkma benden Nilsu, sakn korkma!" Demek tandk biriydi. Peki neden bir hrsz gibi giriyordu odama yleyse? Sonra soymaya balad beni. Kar koymak istiyordum, ama yle yumuak, yle sevecen yapyordu ki bunu, elim-ayam balanyordu. Dahas, onun plak teni bana dedike heyecanlanyor, rperi-yordum. Bir yandan beni kk kk pyor, korkmamam, kendimi rahat brakmam sylyordu. plakt! Hem de rlplak! Dehet iinde kalmtm. Hayatmda yalnzca iki erkei plak grmtm o gne kadar. Ben ok kkken babam, kendisi ok kkken kardeimi. Televizyon ve sinemada da grdklerim vard ama, onlar saylmazd. Dorusu bir erkei, babam ve kardeim dnda bir erkei plak grmek dncesi hem heyecanlandryor, meraklandryor, hem de ok utandryordu beni. Heyecan, merak ve utanma! Ne gen ama! imdi bu hi tanmadm, ama onun beni tand besbelli bir erkekle kendi yeni-gen kz yatamda beraberken, bu duygumdan ok, korku vard iimde. Heyecanlanyordum heyecanlanmasna, merak da ediyordum ama, en ok korkuyordum. Benim beklediim plaklk, dokunma ve belki sevime, benim de bildiim, istediim ve setiim erkekle olmalyd. "Sen de beni p Nilsu, haydi ekinme!" Sesini tandm ayrm-sadm. Demek ben de onu tanyordum! Kimdi, kimdi, kimdi? Korkuma ramen bedenimin gevediini, iime yumuack, lk bir svnn aktn hissediyordum. Sonunda kulaklarm uuldamaya, bedenim terden slanmaya balamt. "Artk korkmuyorsun deil mi Nilsu?" yle yumuak, yle sevecen, yle gzel soruyordu ki, hayr korkmuyordum. Kimdi, kimdi, kimdi? "Sen de beni psene Nilsu?"

Dudaklarm uzattm, tam pecektim, darda imek akt, odamn ii aydnland. Ksack. Prl prl. Donup kaldm. Gzlerime inanamadm. Hayr, bu olanaksz olanaksz, olamaz... Hayr! Ha-yr! Ha-yrrr! Olamazz! Anneannem lgn gibi tepeme dikilmi, beni kucaklyordu. "Uyan kzm, uyan Nilsu! Uyan ocuum!" Gzlerimi atmda terden srlsklamdm, geceliim kaym, yar plak yatyordum ya$< tamda. Anneanneme sarlp hngr hngr aladm. Uzun uzun, derin derin, sulu sulu... Btn srarna karn, ryam ona anlat-60 madrn, anlatamadm... Hi kimseye, hi kimselere. Ancak yllar sonra tek bir kiiye, Teo'ya yakn hissedip anlatacaktm, ilk cinsel dmde kiminle sevitiimi. Bir tek ona, Teo'ya alabilmitim. Utantan o ilk gnk gibi kzararak, sulu ve tedirgin itiraf etmitim: O erkek; babamd! 15 Babam politikayla ilgilenmemitir hi. Seimlerde oy verir, demokrasiyi savunur, Atatrk'e ve devrimlerine hayrandr. Cumhurbakan ve babakann adlarn bilir, ama bakanlarnkini kartrrd. Politikann dnda kalmay bizlere de daima tlemitir. "nemli olan alkan, drst ve iddete kar olmak, bakalarna hogrl olabilmek," derdi. Bertolucci'nin '1990' adl filmindeki Robert De Niro gelir aklma babam dnnce. Ayn filmdeki Gerard Depardieu'yse biraz Selen, biraz Teo'dur sanki. Ne zaman 'babamlarla' yemee ksak, ya da 'babamlara' gitsek, Selen'in 'aydnlar', 'aydn sorumluluu', 'dnce zgrl'nden sz ettiini anmsyordum. Byle zamanlarda uzun uzun konuup dnyay deitirmekten, 'idealizm' ve 'topya'dan dem vururdu; sesi tizleir, baklar bulanr ve sinirlenirdi. Onu gururlu bir sevgiyle izleyen babam, arkasna yaslanr, kahvesini yudumlar, arada srada, 'evet' ya da 'hayr' diye sesler kartrd. Dorusu Selen'in babam duyduunu hi sanmyordum. O daha ok kendi kendisiyle konuuyordu, nk babam bu konumalara dahil olmazd. Selen'in terminolojisi benim iin olduka karmak ve yeniydi. Belki yalnzca bu nedenle, belki biraz da ona kar duyduum ilgi ve meraktan tr, konutuklarn anlamak, onunla tartmak, ama en ok renmek ve belki de onu yenmek istiyordum. Anlamadm, bilmediim, yabanc ama yepyeni bir eyler vaat ediyordu Selen. Kendisine sormaya ekiniyor, gururuma da yediremiyordum. Evdeki szlk ve ansiklopedilerse, kavramlar daha da karmak, daha anlalmaz hale getiriyordu yalnzca.

O sralar eve dnen ve hayatnn en sinirli, uyumsuz ve alngan dnemlerinden birine giren anneme de soramyordum. Onunla iletiimim tamamen kopmutu artk. imdi durup, buradan o yllarma baknca ne saf, ne kkm-m diye sevecen glmsyorum kendime. nk on be yanda hl anne ve babalarn her eyi bildiine inanyormuum... Yine de uslu durmuyor, TV'nin karsna oturup, srekli iki iip, sigara dumanndan boulan annemin azn yokluyordum. Naslsa annem biliyordur, belki bir eyler renebilirim umuduyla... Yetikinler her eyi bilmiyorlard, ama pek ok eyi anlyor, hissedebiliyorlard. Byle zamanlarda annem, en ineli sesini yakasndan kartp batryor, beni rkten kahkahalar atyor, "Ne o, babann sevgilisi politik taklan bir entel mi yoksa?" diyordu. Her eyin dnda kalmann gletii, lm korkusunun terr adyla KBK'lerin elinde kaplar ald yllard. 'Babamlarda' yemek yiyorduk. Bir cuma akamyd, havalar iyice soumutu. Yemein ortasnda telefon ald uzun uzun. Telefonu hep olduu gibi, Selen at. Sesi aniden deiti, heyecanland, korku dolu, tiz bir baka sesle "Nerede?", "Ne zaman?" "Nasl?", "imdi nasl?" diye sormaya balad. Babam kalkp Selen'in yanna gitti, bir elini onun omzuna koyup, merakla bekledi. Ortak dostlar gazeteci-air Erdal Onat vurularak ar yaralanmt. Erdal Amca'nn olu bir sredir dnce sulusu olarak hapisteydi; kz da annesinin babasnn bile bilmedii bir Avrupa kentinde saklanyordu. Yemekleri olduu gibi braktk masada, babamn arabasna dolutuk. Selen oktan bizi unutmu, fkeyle alamak arasnda baryordu. Babam dnceli ve sessizdi. Cem olayn polisiye ksmyla, ben Selen'in konumalarndaki yabanc kavramlarla ilgiliydik. 'Brokrasi', 'proletarya', 'ablonculuk', 'KBK', 'lmpen' vb. Beni ve Cem'i eve brakp, kendileri Erdal Amca'nn yatt hastaneye gitmeden nce, dnp baktmda, Selen'in ksa trnakl, effaf cilal parmaklarn babamn eline smsk kenetlenmi grdm. El eleydiler. Sanki iki el birlemi, tek bir el olmutu. Daha nce annemle babam hi el ele grmemitim. Annem, babamn koluna girmeyi severdi. Araba gecenin karanlna kartnda souktan titreyerek arkalarndan baktm bir an. Tuhaf, yalnz ve rahatsz hissediyordum kendimi, im rperiyordu. nce annemle babamn kurduu gvenli dnyam yklmt sonra sokaklardaki gven kaybolmutu. Ama ben en ok, iimde giderek byyen gvensizlikten tedirgindim. Daha sonralar pek iyi kavrayacam zere, 'gvensizlik' ve 'belirsizlik' bir ocuun geliimine vurulabilecek en ldrc darbedir. Bu darbenin izleri mutlaka kalcdr, mutlaka tehlikelidir. 'Bizim ev'in kapsnda souktan ve gvensizlikten titrerken aklmda babamn eline smsk tutunmu Selen'in eli vard. El eleydiler. Oysa babamn iki eli olduunu, onun da Selen'in de bo kalan br elinin bana uzandn grmezlikten geliyordum. ok uzun sre, ancak onlarn elleri birbirinden kopuncaya dek srecekti

inadm, kskanlm ve mazoistliim... 16 Annesi intihar ettiinde otuzlu yalarnn en bandayd Teoman. Annesinin henz otuz yalarndayken 'oluk-ocua karm koskoca kadn' saylacan dnp ii ezilse de, kendinin de taptaze otuzundayken bir evlilik eskitmi ve oktan 'baba'lar safna katlm olduunu hi akl erdiremiyordu. Kz Deniz alt yanda, kznn annesi Zeynep, iki yldr 'siyasi tutuklu' olarak Metris'deydi. Ablas Nergis 'kurtulabilmek' iin yurtdna kaan kocasn bir gn dnecek umuduyla bekliyor, kk, kiralk bir evde yalnz yayor, yava yava avukat olarak isim yapmaya balyordu. Zeynep'in isteiyle bir yl nce boanmlar, 'birinci derece' akrabalklar bylece bitince, onu ziyarete de gidemez olmutu Teoman. Ho, gittii zamanlarda da konuacak pek bir ey bulamyorlard ya! Zeynep ona bo bir uvala bakar gibi bakyor, baklarna bir anlam l geldiinde de, bu daha ok acma, fke, tiksinme karm berbat bir bulmacaya dnyordu. Eski kocasna kuru kuru saln soruyor, kzlar Deniz'i arayp aramadn hi irdelemiyordu. Teoman da karsnda, giderek kadnlk pnarlar kuruyan, sevgisiz, kupkuru bir insan gryor olmaktan ac ekiyor, bu ziyaretlerden nefret ediyordu. Oysa neeli ve ekici, stelik sakin bir kzd Zeynep. imdi byle atk kal, tutucu ve kat bir baka kadna dnmesine nerede, nasl sebep olabileceini dnp, kendine kzyor, kahroluyordu. Acaba eski kars cinsellik sorununu nasl zyordu? Yllarn hapiste geiren gen kadnlarn bastrlm cinselliklerini kimse sorgulamyordu. O da sormaya ekiniyordu ama merak ediyordu. Belki de kendi sahiplenme duygusunun gdk kalmas, kars Zeynep'i zedelemiti. Yok hayr, istese de, Teoman'da sahiplenme duygusu oluamazd. Daha kck bir ocukken annesi Cahide Hanm'n, "Sahip olunan eyin deeri yiter Teo," diyen sesi kulana dokunduunda yitip gitmiti yeni doan 'sahiplenme' gds. Ne bir eya, ne bir mekn, ne de bir insan; btn yaam boyunca, ou kez yanl anlalacak bir rahatlkla hibir eye ve hi kimseye 'iyelik' eki takamamt Teoman. Hi aldrmamt; 'beceriksiz', 'boynuzlu', 'baarsz', 'iktidarsz', 'aptal', neler dememilerdi arkasndan. Ama Zeynep'i o parmaklklarn ardnda taze yllarn gmerken grdnde ilk kez kzd kendine, kahroldu, gzleri doldu. "Ona bir ekilde sahip kmalydm!" Ne eski kars, sevgilisi, ne de kznn annesi olduu iin deil, onu bir insan olarak gzetip nemsedii iin. O yaam dolu gzel kzn, bu kaskat, hogrsz kadna dnmesine engel olmay baaramad iin... "Gelme bir daha!" dedi Zeynep sonunda. Sonra da boanmak istedi. Ona

katlanamad besbelliydi. Ne ortak bir duygu kalmt, ne ortak bir dnce, yalnzca bir grev ve yardm anlayyla yaplan ziyaretler ve kanuni beraberlik de bylece koptu. Teoman artk bir apartmann giri katnda yalnz yayor, arada srada dnyaya kp annesine gidiyor, orada, onun evindeki odasnda kalyor, eviriler yapyor, ansiklopedicilik, kk para-m-hendislik ileri alyor, kzna bakan eski kaynvalidesine biraz para yolluyor, kendi kendine kurduu yapay bir dnyada tam bir gei 63 dnemi yayordu. Boanmak ona sululuk duygusu vermiti. Bunald. Uzun bunalmlarnn tadn kartmak iin de evine kapan-64 di. Zeynep yl sonra, toplam be yl 'ierde' yattktan sonra, ktnda Teoman' grmeyi reddetti. Sanki baarszla urayan ? devrim dlerinin tek nedeni Teoman'm gibi fkeleniyordu eski kocasna. Onu sorumsuz, topyac, varoluu, kapitalist olarak suluyor, toplum iin en byk tehlikeyi yaratan 'sosyal hastalk' snfna dahil ediyordu. Kendine bir i bulduktan sonra kzn yanna ald ve bir daha evlenmedi. imdi bir reklam ajansnda alrken, ayn kentte, ayn ocuun ebeveyniyken bile Teoman' grmeye tahamml edemez Zeynep. topyaclk konusunda Teoman' sulamayan tek kii annesiy-* ikinci birisi girdi hayatna; yine bir .kadn. Nilsu! "topya ve red hi de ldrc bir hastalk deildir Teo. Sanat, yaratc insanda, lider ve ihtillci ruhta mutlaka topyaclk mevcuttur. Hatta yararl bir besindir olum." Annesi yaasayd, incecik Polonya porseleni fincanlara limonlu ay koyar, siyah gr salarn bann zerinde gururlu bir topuz yapar, yeil, ekik gzlerinde marur ve yalnz ltlarla yanna otururdu. "Eski gl sanatlar, Mozart, aykovski, Pukin, Gauguin, Shakespeare neden artk yetimiyor Teo?" derdi, ince porselen fincan yavaa dudaklarna yaklatrr, hi hprdetmeden yudumlard. "Sanayileme tabiat ldrd. Oysa tabiat insann en hayati parasyd. Her ey dzen, mecburiyet ve rekabete dnt. Sait Faik, Orhan Kemal, Orhan Veli'nin aylaklklar, sevdal dleri olmasayd, birer kk memur ya da igveysi kalacaklard sonunda. Oysa topya... Evet topya elzemdir. Yaratclar iin Teo..." Sonra, o sralar artk hikye yazar olarak iyice nlenen liseden arkada Neyyire Gm'n yeni yollad kitaplar kartr, okur, notlar alr, ya ona yazar ya da onun son mektubunu yeniden okurdu. Yznde byle bir arkada oluunun gururu ve di. Daha sonra

minnettarl-yla sanki bu dnyadan uzaklard. Ayn kentte yaamaya bala- \ dklar zaman bile bu ikisinin birbiriyle yaztklarn dnrd Teoman, kskan bir sevgiyle. Annesi, annesi yayor olsayd... lmeseydi, ne iyi olurdu... Bir fincan limonlu ay, kitaplar, sohbeti... Annesi... Ama yoktu ite. 17 ay gidemedi. Annesinin intiharndan sonra tam ay, her sabah gitmeyi planlad, her gece, "ertesi gn mutlaka giderim," dedi ama yapamad. Dahas, o ay dnyayla btn ilikileri askdayd. Saatleri, gecesi, gndz birbirine karm, bu karklkla yitip gitmekten kekremsi bir tat alr, bu tadn da zevkine varr olmutu deta... Oysa annesinin intiharn en sakin, en yrekli karlayan kendisiydi. Sanki sakl farklln btn dnyaya ilan etmiti sonunda annesi. Bo ila kutusu, ksa ve net bir not, dzgn braklm bir ift terlik ve o eskimi fotoraf: Temiz, k ve mistik! Garip bir gurur duygusu iini doldursa da, bu lme sempati duyduunu kendine itiraf etse de, btn bunlar iin sanatsal yan, estetik izgileriydi, iin bir de artk o bordo kadife koltuunda oturup, sehpada mutlaka limonlu aynn ttt incecik Polonya porselen fincan ve kitaplaryla keyif atarak oluyla arkadalk edemeyen Cahide Hanm yan vard. 'Edemeyen!' nk yoktu, artk yoktu annesi! ite bu ksmn bir trl hazmedemiyordu Teoman, klk, farkllk, mistisizm; gzel de, keke bir aka olsayd bu lm. Ama lmn akas yoktu! nceleri yalnzca alacaklarn toparlamak, kendi evinin kiras, Deniz'in masraflar gibi giderlerini demek iin ksack kyordu annesinin evinden. Koarak dnyordu sonra, sanki bir bekleyen, bir merak eden vard; sanki Cahide Hanm hl oradayd... Kapanyordu annesinin evine, iiyor, okuyor, dnyordu. "Bu onun ibadeti, rahat brakn, naslsa toparlanacak... Anneme ok yaknd Teo," diyordu Nergis, kendisini ilgisizlikle sulayanlara. "Brakn ibadet etsin, brakn hesaplamalarn bitirsin, acsn : yaayp, aktsn iinden..." Bir yl sonra Teoman kendi evine dnd. Nergis de annesinin evine tand. Ablas Teo'nun artk 'kendi evi'ndeki eski odasna ve kitaplarna hi dokunmad. Sanki gizli bir anlamayla her eyi eskisi gibi korumaya karar vermilerdi; sadece kz, Cahide Hanm'in yerine gemiti. ay sonra bir sabah telefon etti, kendisini tantt ve grmek istediini syledi. Neyyire Gm bir i randevusu verir gibi, onu ertesi gn akam bete kabul edeceini bildirdi, evini tarif etti. Cahide'nin lmnden haberi vard, ama nereden, nasl haber aldn belirtmedi. Kuru, ama nazik bir sesle konutu. Acaba annesi intihar edeceini yazm myd N.G.'ye? Yoksa Cahide Hanm, Neyyire G-m'e Teoman'dan daha m yaknd?

Sakallarnn uzayan ksmlarn dzeltti, yzne gzne eki dzen verdi. Aylardr ilk kez aynaya bakt iin kendine yabanclamt ama pek takmad kafasna. Kendine yeni oraplar ald, tertemiz giyindi, annesinin en sevdii ieklerden bir demet seti ve Bebek'e gitti. Kapy Neyyire Gm at. Fotoraftaki o en akrak, o taptaze gen kza ok benzeyen gzleriyle nce Teoman' szd, sonra elindeki papatyalara takld. Yeniden Teoman'a bakt, bir ey aryormu gibi titizlendi, bulunca rahatlad, sert izgileri biraz yumuad. "Evet, Cahide'nin olusun sen!" Hi de sand gibi kasvetli, kitaptan duvarlarla boulmu bir mekn deildi davet edildii salon. Aksine aydnlk, iri yaprakl bitkilerle cmerte yeillendirilmi, rahat, i ac bir odayd. Grnrde hi kitap yoktu, "ierde byk bir alma odas olmal," diye dnd Teoman aceleyle. Rahat olduu besbelli bir kanepenin zerinde tombul bir kedi sereserpe uzanm uyuyordu. Orta sehpasnn zeri dergiler ve gazetelerle doluydu, tri cam bir kavanozda sar leblebiler, bir dierinde ev kurabiyeleri vard. Bu iki kavanoz Teoman' ok keyiflendirdi. Hemen bir avu leblebi alp yemek istedi, ama vazgeti. Gidip kediye yakn olan koltua oturdu. Kedi uyand, uzun uzun esnedi, gerindi, sonra Teoman'a dnp onu inceledi dikkatle. Galiba onu fazla ilgin bulmad iin burun bkp, yeniden uzanp uyudu. "aynz nasl alrsnz?" Daha hi konumamlard, hemen ay ikram balamt. ay koyu, ekersiz ve limonlu iiyordu Teoman; aslnda kahve tercih ederdi, ama yalnzca ay sorulmutu, incecik porselen fincanda ay geldi, iindeki limon dilimi tpk annesinin kestii biimde; gendi. Acaba fincanlar Polonya porseleni miydi? Meraktan atlad, fakat soramad. Ne i yaptn, ocuu olup olmadn ve ablas Nergis'i sordu N.G. Sonra yaymlanan son yk kitabndan sz ettiler. Artk eskisi gibi ok yazmyor, daha ince eleyip sk dokuyor ve g beeniyordu. Bu son kitabn da yazar bir dostunun srar zerine bir araya getirdii farkl dnem ykleriyle oluturmutu. "Bu ortam, bu kimliksizlik itahm kapatyor!" dedi. Sesinde gerekten, sylediini hissettiini gsteren bir itahszlk vard. ikinci ay srasnda sehpadaki kavanozun kapa ald ve kurabiyelerden yenildi. Hindistancevizi kokusu, ayn derin bergamut kokusuyla nefis bir uyum yaratmt, ok keyiflendi Teoman. Kendini evinde ve kk bir olan ocuu gibi keyifli hissetti, ii snd.

"Mektuplarnda zel hayatndan pek sz etmezdi. Daha ok okuduu kitaplarla, gzlemleriyle, hayalleriyle doldururdu sayfalar. Hayallerimiz, en sakl yzmze tutulan aynadr bence. Bir de..." Sustu, ayn yudumlad. Pat diye dalmt konuya N.G. arp, eli ayana dolaan Teoman, abucak toparlanp sordu: "Bir de ne?" "Bir de sen! Olu Teo, Cahide'nin gerek dnyayla tek organik balantsyd. Yaayan iki kahramanndan biri." brn soramad Teoman. Sevindi. Utanga bir glmseme yayld yzne. "Sol yanandaki gizli gamzenin ayns annende de vard. Ama sen daha ok babana benziyorsun. Ayn burun, az ve heybetli yap." Sakalnn altndaki gamzeyi nasl grebildiine at Teoman. Aylardr ilk kez glmsediini dnd, yeniden sevindi, gevedi, sonra kendini bile artan ocuksu bir sesle sordu: "Annemin mektuplarn, size yazdklarn bana dn verebilir misiniz acaba? Birka gnlne yalnzca..." Bak gibi bir sessizlik kesti havay. Hava ikiye ayrld ve paralar salland bolukta. \ "Umarm bu ziyaretinin amac mektuplar deildir Teo! Onlar bana yazlmt ve benden bakasna alamayan bir yrein heyecanlaryd." Ablas ve anneannesinden baka hi kimse ona 'Teo' demezdi, iyice gevedi, mark bir ses tonuyla konutu: "iyi ama, nl yazarlarn mektuplar ve gncelerini sonradan yaymlamak da su mu sizce?" Neyyire Gm dikkatle Teoman'a bakt. Onun annesiyle bu ses tonu ve bu ifadeyle konutuunu hemen anlad. Herhalde hi 'sen' diye hitap etmemiti annesine. "Ben zel hayatlara, kiinin kendisine sakladklarna ve setii insanlarla paylatklarna dair konularda ok tutucu biriyim Teo. yle eyler vardr ki, ait olduu kiiyle mezara gitmelidir!" Bylece annesinin mektuplarn okumas iin pek umut olmadn anlad Teoman. Hi deilse imdilik. Belki kendisini tantp, sevdirirse, belki ilerde... Birden durumunu ok tuhaf hissetti. Burada, len annesinin arkada, nl bir yazarn evinde oturuyor, onunla ay iip, kurabiye yiyor ve annesinden bir iz aryordu. Belki de bu iz, annesini d krklna uratmad konusunda, onun en yakn arkadann yakaca kk bir umut yd, ilk kez orada, o zaman annesinin arkasndan, onun gen saylabilecek

yapay lmnde kendi suunu sorguladn ayrmsad. Elektrik arpm gibi titredi, can yand. "dn m Teo? Artk bahar geldi diye kaloriferleri yalnzca geceleri yakyorlar." Acaba ne zamandr annesine kar gizli bir sululukla yklenmiti? Titremesi geti, ama ii yordu. Bir eit hayal krkl sonras rpertisiydi bu. insann en iddetli hayal krkl, kendi kendini uratt deil midir? Oysa onu mutlu ettiine kesinlikle inanyordu. Evet, dank, dzensiz, zgr ve cesur bir yaam vard ve bylece annesinin zlemlerini doyurduunu dnyordu, ama ya yamlmsa?... Ya annesinin intiharnda 'son umudu' olundan yiten beklentilerinin de etkisi olduysa?... Ne sanat olmu, ne de yazarlkla ilgilenmiti, "iyi bir okur, macerac bir adam, sanatsever, ho bir erkekti." Kadnlar byle tanmlard onu. Annesinin dlerinin tersine, mhendislik gibi snrlar izilmi, formlleri belirlenmi bir alanda almay semi, bir mhendis olmu, ama annesinin bir gn bile, "olum mhendistir!" diyerek gururlanan sesini duymamt. Geri mhendis olarak fazla varlk gstermemi, her telden almt. Bu yzden daha ok 'serbest meslek sahibi', 'politikac' ya da imdilerde 'i adam' diye taklrlard ona. Her ne kadar biraz gitar, biraz akordeon alsa da, ok iyi bir edebiyat, zellikle iir okuru olsa da, meslek hanesinde air ya da mzisyen yazmyordu, iyi ama her isteyen de sanat olamaz ki... (Kime sylyor bunu? Annesi yle iyi bilir ki bu gerei...) Hem sonra gerek sanatseverler, sanattan anlayanlar, kltr tketicileri olmasa, sanatlar olur muydu bakalm? (Cahide Hanmefendi!) Acaba annesine kar bilinalt bir reaksiyon olarak m semiti mesleini? Onun, sevgiyle rlm bile olsa, kollarn taa ocukluundan beri smsk balayan, kendi dlerinden krplm bir kundakla sarmasna iten ie bozulmu muydu? Birden kanmaya balad, nce avu ileri, yanaklar, kollan, bacaklar, boynu, srt. Sonra btn vcudu, i organlar bile kanyordu ince ince. "Sakn bu kedi pireli olmasn?" diye dnd ama onun tertemiz, parlak tylerle, hi kmldamadan derin derin uyuyor olduunu grp, vazgeti. Onu sanki iinden geenleri tek tek okur gibi dikkatle izleyen Neyyire Gm'le gz gze geldiinde tuvaletin yerini sorup, kendini banyoya glkle att. Etlerini paralayacak kadar sert bir kanma hummasna kapld orada. Ancak be-alt dakika sonra kanmalar azald, vcudu, yz i ve kpkrmz bir halde bitap dt, klozetin kapan kapatp, zerine oturdu. Sinirli, gergin ve yorgun kald Neyyire Gm'n banyosunda. Her eyin ok anlamsz geldii o anlardan uzun birini yayordu. Banyoda bulduu lavanta kolonyasn kollarna, yzne, ensesine srd, kanrken bereledii cildi yand. Biraz eki dzen vermeyi denedi kendine, beceremedi. 69 Salona dndnde akam karanl kmekteydi. N.G. pencerenin nndeki iri koltua oturmu - caml balkon kapsnn tam 7O nnde, denize doru bakan bu

koltuk onun daimi yeriydi besbelli - limonlu ayn yudumluyor, denizi seyrediyordu. Kedinin hrltlarndan baka t yoktu salonda. Teoman geri dndn belli etmek iin ksrd, ama br oktan soyutlamt kendini o mekndan, o zamandan. Sanki yapayalnzd, mutlak bir banayd. Bu, Teoman' rahatlatt. Gevedi, dnp dinginlemek iin zaman kazanacana sevindi. Gidip kedinin yanna, uzanr gibi oturdu, rahatlamaya alt. Ne kadar zaman geti? Belki on dakika, belki yarm saat, belki daha fazla. Tpk bir meditasyon yolculuundan dnen berraklam bir beynin aydnlk huzuruyla, sayklar gibi konutu aniden: "Benim annem bir Apai'ydi!" 18 "O bir Apai'ydi!" Neyyire Gm arm, Teoman'n varln son anda anmsam, yine de kim olduunu tam kartamam gibi yabanc, ksk gzlerle bakt ona. "Beyaz adamlar bizi topramzdan, yurdumuzdan skp atmak istiyorlard. Kafalarna koymulard bunu. Ben, beyaz adamlara kar Apai kabilemizi korurdum, ama asl grevim gzclkt. Evde ate yakmama izin verilmediinden, haberlemeyi duman yerine, ucundan evrilerek yanp sndrlen gece lambasyla yapardm. Grevim ok nemliydi, ok ciddiye alrdm. En ufak bir ihmal, bir faciaya yol aabilirdi." Durdu, soluk ald, ayn hzla srdrd: "Yaam evimizin iiyle snrlyd ve ben henz sevgi kartlarn hi bilmiyordum. Babamn eve gelii, glklerle dolu, yorucu gnmn sona erdiini duyuran bir gvenlik mutusu gibiydi. nk 'Apai Kadn' bir gn daha korumu, ona bir gn daha yaama ansn salam olurdum." Ban kaldrdnda Neyyire Gm' yan bana oturmu, gzlerinde - ilk kez - scak prltlarla, ama hl mesafeli ilgiyle bakarken buldu Teoman. Onun, annesine hi benzemeyen kahverengi gzlerinde ve ksa, kalkk burnunda tamemen annesini grd, inler gibi konutu: "Benim annem bir Apai'ydi!" Bazen ne virsler ne bakteriler, yani insan vcuduna yabanc canl organizmalar deil de, insann kendi z beyni hasta eder kiiyi. En byk dman, en acmasz muhalifi kesilir insann bana. Galiba yle olmutu. Aln boncuk boncuk terle slanan Teoman'n, atei de ykselmiti. Senaryoyu ok iyi alm iyi bir oyuncu rahatlyla, hi konumadan bembeyaz bir yast onun ba altna yerletiren N.G., kedisini kanepeden kovmu, Teoman' kanepeye uzatm, eline de bir nane-limon fincan tututurmutu. Yznde dnceli ama yumuak bir ifade vard artk. Elinde lavanta kolonyal bir mendille Teoman'n alnn siliyor, bir yandan da onun yznde yeni

bulduu bir izgiyi dikkatle inceler gibi bakyordu. Arada bir eli Teoman'n alnna deiyor, ksack dokunula irkilen Teoman, bu temasn annesininkine ne ok benzediini dnp, ldrmamak iin dilerini skyordu. Tanrtanmaz olmak yerine, o anda akln emanet edecei, mfik kollarna snaca bir Tanrs olsun isterdi... "ilkokula gidiyordum, Erzurum'daydk. ok sert bir kt... Uzun ve skc gndzler, bazen kardan kapanan yollarn yaratt okul tatili nedeniyle tamamen evde geiyordu. Nergis resimler yapyor, istanbul'dan dedemin yeni yollad oyuncak bebeiyle oynuyor ve tabii aynann nnde bale yapyor, hayran hayran kendini seyrediyordu. Ben, annemin daha baka kitaplar okumam iin bask yapmasna karn, istanbul'dan gelen izgi romanlar tekrar tekrar hatmediyordum. Kaptan Swing, Tom Braks, Teksas, Tom Miks. Bu kitaplar okul arkadalarma pul ya da iklet kd karl dn veriyordum, ama nedense onlarn hepsi kendilerini Tom Miks, Teksas, Kaptan Swing'le zdeletiriyorlard. Bir tek ben, yalnzca ben Kzlderili olmaya hevesleniyordum. Daha dorusu ben bir Kzlderili olduumu anlamtm, yani baka bir seeneim yoktu." Telefonun sesi ikisini de yerinden zplatt. ylesine baka bir \m dnyadaydlar ki, orada daha telefon icat edilmemiti. Be kez zrl zrl tt telefon. Teoman, Neyyire Gm'e baknca, o, bilmi bir 72 ifadeyle gz krpt. Sonunda telefon sustu. Halnn zerinde kestiren kedi de telefon sesinden rahatsz olmutu. Homurdanarak kalkt, trnaklarn halya takp gerindi. "imdi olmaz Nane!" dedi. N.G. Kedi bozularak ekip gitti. Baz insanlarn konumaya gereksinmeleri daha azdr. Onlar i seslerle srdrrler diyaloglar. Daha dikkatli, daha gzlemci ve soukkanldrlar. Bunlarn ou doutan bu erdemin vrisleridir, ama kimileri de kendilerini eiterek kazanmlardr bunu. Neyyire Gm'nki, ikincisine daha ok benziyordu. Bulunduklar zel zaman iinde, kendi sesinden baka bir sesin frekanslarna bile tahamml edemeyecek Teoman'a, Neyyire G-m'n bu sessizlii ila gibi geliyordu. Hem kendi kendineymie-sine rahatt, hem de tamamen anlald yanlsamasyla heyecanlanyordu. Bu sessiz ilginin, titizlik ve sevginin damtlm bir rn olduunu anlyor, deerini biliyordu. Bencil olup olmadn sorgulamadan hemen srdrd szn: "Gece ktnde annem kk kseler iinde, ayklanm nar getirirdi nmze. Radyoda dinlediimiz programlara, okuduumuz kitaplara ve oynadmz oyunlara belli etmeden gz ve kulak misafiri olurdu. Bu, belli etmeyiindeki incecik ilgi, scack efkat beni mutluluktan deli ederdi. Hem bamsz olmak, hem de kollandn bilmek. Tpk bir trampolin zerinde zplamann heyecan ve gveni gibi... Galiba hep bu ikilemi aradm hayatmda ve korkarm hep de arayacam... Ama ne yazk ki..." Sesi atallat, yine fenalat. Nane-limon fincann tutan eline, N.G.'nin dost eli dokundu,

fincan azna doru iteledi. Bir iki yudum iti Teoman. "Arada bir Nergis'le, ocuklara zg, nedensiz kahkaha krizlerine tutulduumuzda, amata yaptmzda, babam ban gazetesinden ya da kitabndan - tarih kitaplar okurdu - kaldrr, ciddiyet ve hogr karm bir bakla izlerdi bizi. Babamn gldn, hele kahkaha attn hi anmsamyorum. En fazla glmserdi. "Ama annem glerdi. Sk sk gzlerini zerimde hisseder, yeil baklarnda snr, marka yzerdim. Mesafeliydi annem. Ev hayvanlarn sever gibi 'aman da aman', 'minno da minno', 'hanimi aslan olum' diyerek mncklamad beni hi. Fakat sk sk elini salarmn arasnda dolatrp, gururlu yeil gzlerini yaptrrd alnma." Fincan tutan eli azna doru itildi yeniden. Artk lm nane-limonunu tekrar yudumlad. Kendini daha iyi hissetti, belki de yle sand. "Bizimle ve baklaryla konumalarnda tm negatif eleri hep bizim dmzdaki olaylara ykleyerek hikye etmeye son derece nem verirdi." Fincan yine azna yaklat. Hemen yudumlad nane-limonunu. "Yani, boanmalar, snfta kalmalar, yaramazlk eden ocuklar, babalarn anneleri dvmesi, aldatmas, kitap okumay sevmeyen insanlar, trnaklar kirli ocuklar, yoksulluklar ve lmler... Btn bunlar bizim dmzdayd. yle ki, bizim evin duvarlarnda tm felaketlerden bizi koruyan ve annemin zlmesini engelleyen bir zel kimyasal vard. Buna itenlikle inanr hale gelmitim. "O halde 'bu topraklar' korunmalyd ve 'beyazlarn' mutluluumuzu bozmasna asla izin verilmemeliydi! nk o 'beyazlar' gelmeden nce, biz 'yerliler' ok mutluyduk. 'Beyazlar', Kzlderililerin yaln, yrekli mutluluunun srrn hl zemediler..." Derin bir soluk ald, artk rahatlamt. Toparland, yatmak pozisyonundan, uzanmak durumuna geti. Fincann bu kez kendisi azna gtrd, ama nane-limonu bitmiti. Sabrla onu dinleyen N.G. kalkt, mufaa gitti. Nane de onun peine takld. arpk yryen ve yrrken sylenen bir kediydi bu. Can sigara ekti Teoman'n. evresine baknd, ne kl tablas, ne kibrit vard. Zaten sigara iilmeyen evlerin zgn berrakl vard bu odada. Cebinden kartt Samsun paketi elinde kald, can skld. Oysa bir sigara yakmasnn tam zamanyd. Tam! Elinde yeni bir fincanla gelen Neyyire Gm' grnce, nane -limon deil, sigara imek istediini iyice ayrmsad. "Ac kahve iyi gelir!" Neskafenin g bulunduu gnlerdi. ard Teoman. Ama kahve kokusu iyice sigara

artryordu. O anda, "keke sigaray brakm biri olsaydm!" dncesi geti iinden. Ama deildi! Baklar yle hznl ve aresizdi ki, N.G.'nin elinde gm 73 bir akmakla yaklatn grnce nce 'serap' sand. Ama onun ll baklarndan 'tek' bir sigaraya izin verildiini fark edince, he-74 men yakt. "Nitekim geldiler ve bizim topraklarmz da elimizden aldlar. Sonunda hibir 'toprak' eskisi gibi bereketli kalamad, te bu nedenle, onlar gelmeden nce yemyeil olan topraklarmz grl grl sulayan, cilveli kpklerinde ktlk tutunamayan rmaklarmz kurudu. Analarmzn, kl adrlarn nlerinde bir yandan yn eirirken, bebelerine gz-kulak olup, babalarmzn av dnlerini, bizlerle birlikte bekledikleri yaylalarmz oraklat, yabanllat, yitti..." Sigaras ve kahvesi elindeyken daha gvenli duydu kendini. Galiba mutluydu da. Evet, mutlu olduunu duyumsad. "Kalalar l l parlayan, soylu ve inat atlaryla birden tepelerde grnrd babalarmz. Mzraklarnn ularnda avladklar yaban tavanlarnn postlarn sallayarak sevin lklar atarlard. "Biliyor musunuz, babam, ben bakmadm zamanlarda beni incelerdi. Uzun uzun bakard bana, bilirdim... Bana bir gn olsun smsk sarlmadan, beni sevdiini sylemeden, ama hep yrei titreyerek, hep, ben grmeden beni severek. "Babam sevdiimi bilmezdim, ama annemi apak severdim... Sizce ok mu hastalkl?..." ilk kez karsndakinin sesini duymak gereksinimi duydu. Ama Neyyire Gm, ancak kendi istedii zaman konuan insanlardand. Tarafsz, yantsz, fakat ilgiyle bakt Teoman'a. "Apai geleneklerine gre, benim iyi bir dv olarak yetimem ve eitimim babamn sorumluluundayd. Ama yle olmad. Dvmeyi, tek bana ayakta kalmay, ata binmeyi, avlanmay, hangi otlardan ila yaplacan, zehirsiz bitkileri tanmay, yzmeyi, hayvanlarla konumay, kz sevmeyi, hep annem retti bana. Dnmeyi, dahas, dnmenin de bir eylem olduunu. "Gerek bir Apai erkei, sorunlarn ancak ailesindeki erkeklerle paylaabilir, kesin bir kuraldr bu! Ama ben sorunlarm babama gtrmeyi dnmedim bile. "Gryorsunuz ya, tam bir Apai bile olamadm ben, ama annem, o iyi eitilmi bir Apai'ydi!"

19 Sonunda azn at, konutu. Syledikleri baka birinden alnt myd, yoksa kendi dncesi miydi, pek anlalmyordu. Ortada kalmt. Belki de kendi kitaplarndan alntyd. Kitaplar sz konusu olunca, yazar bile kendi yazdklarm bir alnt sesiyle konuuyordu belki de... "Annesi, babas, ocuu, sevgilisi, arkada, kim olursa olsun, bir insan, brne ulamak iin gze aldklaryla sevilir, brne ulamak yrek ister. Gze alabilmek ister. Bir insandan bir bakasna gemek, emek ister, sevgi ister, yrek ister. Bunlar bile kprleri kurmaya yetmez bazen..." orba, zgara et, yourt ve salatadan oluan akam yemeklerini yemi, birer kadeh krmz arap imilerdi. arap ok gzeldi ama, N.G. ancak bir bardak iin izin vermiti Teoman'a. O henz neka-hat dnemindeydi nk. Btn olanlardan ve anlattklarndan sonra N.G.'nin 'insandan insana kurulan kprler' zerine sylediklerini ok beenmi ama neden sylediini pek kartamamt Teoman. Yine de daha sonra dnmek zere saklad kafasnda. u anda tek dnebildii, annesi ve onunla ilikisiydi. Derinlerde, glgelerde kalm anlar, ocukluunun scak gecelerine sinmi sesleri ve kokular ortaya serdike, arad her neyse, onun aydnlanacan seziyordu. Anlatmak, konumak ve yzlemek istiyordu. stelik, Neyyire Gm dinlediklerine yaz malzemesi gzyle bakan yazarlardan da deildi. "Eksiklie, grgszle ve yanla tahamml edemezdi. Yalan ve kfr yasakt. Doum gnlerini, dini bayramlar ve ylbalarn mutlaka anmsamak ve kart yazp, armaan almay ihmal etmemek gerekti. ok okuyup az konuan, gler yzl, alkan bir insan olunmas artt. Yoksullara yardm edip, hemen bunu unutmalyd. Sorumluluklar mutlaka bilinecekti. Benim sorumluluumsa yazar olmakt. Bunu hi sylemedi, ama hep gnderme yapt, m etti... 'Sorumluluklarn bil, grevlerini asla unutma!' derdi. Bizi byle yetitiriyordu Cahide Hanm." 75 Can yemden sigara imek istedi ama "Birinin iyi niyetini istismar etmek, o iyi niyetin bakalarna sunulmasn da yok eder," di-76 yen annesini anmsad, vazgeti. "Annem btn farkllna karn, iindeki geleneksel kimliin baskn gcne kar verdii savata yenildi. Belki de doal lm bekleyemeyii, kadn, insan, e ve anne olarak, bir kerecik de olsa kendine ba kaldryd..." Bu yenilie olunun baarszl da dahil miydi? Dahilse ne lde? ... Sahi ne lde? Dnmemek iin konutu: "Bastrlm, frenlenmi tutkularn, zlem ve ayrlklarn ancak bu kadar tutabildi yreinde demek ki... Doal olan, insann kendi karakterini yaamasyken, annem

karakterini basklayan unsurlarla belirliyordu yaantsn. Hem 'sorumluluklarn bil!' diyor, hem de 'sahip olunan eyin deeri yiter Teo,' diye fsldyordu kulama ... ite bu eliki, evet bu eliki benim de yaantm etkiledi. Belki de..." Birden olaanst bir bulu yapmann heyecanyla srad koltuktan. Daha nce uzand kanepedeki yerine, artk evdeki konua alkn olmaktan gvenli bir rehavetle uzanan Nane, bu tuhaf konua gvenmekle yanl yaptm anlad. Homurdanarak uyand, ban uzatp bakt. Uykusu kamt, ok bozularak srtn dnd, yeniden uyumaya alt sylenerek... Nane, Teoman'dan holanmamt. Ayaa frlayan Teoman ok heyecanlanmt. Evet bulmutu. Yant net ve akt! Daha dorusu, yzleebilmiti kendisiyle. Kefi iin mutluydu, anlam iin karamsar. Hemen kp gitmek istedi. Yollarda yalnz, elleri cebinde, aznda sigara yremek ve dnmek... Kendi kendinin kurdu olup, beynini delikli peynir gibi kemirmek istiyordu. "Ac ekmeyi seviyorsun sen de Teo!" Neyyire Gm ona hi bakmadan kararl bir sesle, "iyi geceler Teo, karken kapy iyice ek ltfen!" dedi. Dnyalar balanm gibi sevindi Teoman. Minnet duydu, her ey iin, ama en ok bu son jest iin... Hi konumadan ceketini ald ve kt. 20 Erdal Onat'n bacaklar felli kald. imdi hl bir tekerlekli sandalyeye mahkm yayor. Yine iirler yazyor, yine rakyla balktan zevk alyor, yine karsnn resimleriyle gururlanyor, yine yaama smsk bal ama o sandalyeye de... Olu hapisten kt, imdi bir iadam. Kz, yllarca gizlendii isve'e yerleti, bir isveli sosyologla evlendi, iki de ocuu oldu. Erdal Amca eskiden yapt her eyi yapabiliyor ama iki ey hari: Pasaport alamyor ve koamyor! Bu yzden yllardr kzn ve torunlarn gremiyor, bu yzden bahar gelince eskisi gibi karsyla dalara kp, gnlerce sren adrl tatiller yapamyor. Yine de onu neesinden yoksullam grmedik hi! Bize hi gstermedi... Onu hastanede ziyarete gidemedim, babam izin vermedi. KBK' ler tarafndan vurulduktan sekiz gn sonra evine ktnda, Selen babam kandrmay baard ve beni Erdal Amca'y ziyarete gtrd. Selen'le ilk kez yalnz kalyorduk. Beni 'bizim ev'imize yakn bir pastanenin nnden ald, dolmu durana kadar yrdk. Yolda bana yeni okuduu bir roman anlatyordu hararetle. Selen, sanattan gnlk yaamna uygun bir elbise dikebilmi, bu elbiseyi

potsuz ve kesim hatasz bedenine oturtabilmi, k giyinen bir insand. O ilkti. Sonra Mike ve Teo... Ama ok daha sonra... Ouz Atay'n 'Tutunamayanlar' romanyd anlatt, dl almt kitap, ama yine de grmezden geliniyordu, nk aydnlar ve aydn sorumluluunu mthi grgra alyordu. Gocunmulard. yle diyordu glerek: " 'Tutunamayanlar' oldu mu sonunda 'Gocunanlar'... Ben go-cunamayanlardanm herhal!" Pek bir ey anlamadan onun heyecanna taklp eleniyor, glyordum. Bu haliyle bana birini artryordu. Anlattklarn anlamasam, ilgin bulmasam da, yannda hi sklmadm, heyecan p-nltlaryla l l yandm birini: Babam! Yan yana yryorduk ve Selen cvl cvl konuuyordu: 77 Sevgi Soysal' sordu bana. Hi okumu muydum, beeniyor muydum? 7$ "Tanrdk. Mthi bir kadnd!" dedi. "Beni etkileyen ender kadnlardan. Gvenli, biraz saldrgan, muzr, yaramaz, ele-avuca smaz, yaratc ve farkl!" "Kendini tanmlyor," diye dndm. Kendine benziyor diye seviyor Sevgi Soysal'. "Yaknlarda pat diye ld. lmn hi yakmayaca o insanlardand. ok zldm, ok..." Sustu. znts somut biimde aramza, kvermiti sanki, iim acd. Ertesi gn ilk iim kitaplarda Sevgi Soysal' aramak oldu. 'Yeniehir'de Bir le Vakti'ni iki gnde okuyup bitiriverdim. Dolmua bindiimizde "iki Erenky," diyerek elinde daha nceden hazrlad paray ofre uzatt, "iki Erenky!", Yani; o ve ben! Selen ve Nilsu! Babamn sevgilisi ve kz! Ne rahat sylemiti, "iki Erenky!" nce iim ferahlad, derin bir limon iei kokusu burnuma doldu, cierlerime ilerledi, "iki Erenky". Bu kadar. Basit ve yaln. Sonra aniden rahatlama duygumu bombardman eden bir panikle irkildim. Sevincim yarm kald. Yllarca yaantma damgasn vuracak, yllarca kendi ellerimle beni zehirlesin diye besleyeceim o sinsi ylan ban uzatt ve beni srd. Selen babamn sevgilisiydi! Ama babamn 'en nemlisi', 'en gzdesi' olmamalyd! Hayr, kendi yerimi ona veremezdim. Kimseye, hi kimseye, ama en ok Selen'e veremezdim yerimi... Babamn en ok sevdii kadn ben olmalydm; bir tek ben! Sonsuz kadar ve sonsuza dek... Annem bile aramza girmeyi baaramamken, bir

yabanc, hele ok farkl, ok zel bir kadn asla... Tehlikeli... ok tehlikeli ... O benim babam... "iki Erenky' ayr ayr aln, biri buradan olacak!" Ne zaman, nasl hazrlamtm paray ve benim yerime o hrn sesle konuan kimdi, benim azmdan? Bunu ne o gn, ne de daha sonraki olaylarda asla tammlayamadm, tam olarak yantlayama-dm... Benim kontrolm dndaki o ylan... iimde, kendi ellerimle beslediim... Dolmu ofr para iini aramzda halletmemizi, bozuk paras olmadn syledi, homurdanarak. "O halde sen, yol paran bana ver Nilsu." Sanki hibir ey olmam gibi bana dnm, elini uzatmt Selen. Utantan kpkrmz kesilmitim, zr dilemek ya da yanl anlamla snmak iin hl frsatm vard bu frsat verilmiti ama gl gurur, kskanlk, kendine gvenememezlik, sonradan Teo'nun "Sen babana fiziki bir ilgi de duymu olmalsn," yoru-mundaki ilginin dozu... Paray Selen'in isteksizce uzanan avcuna braktm. Sanrm, Selen'in olgunluu, azndan zehirler taarak beynimde dolanan ylan iyice tahrik ediyordu. Niin bu denli mkemmeldi? Neden her eye o sahipti - zellikle babama - ve ben on be yanda, zavall, annesiyle babasnn kendi keyifleri uruna ortada brakt, deneyimsiz, beceriksiz, zayf kz ocuuydum? "Erdal Onat yaayacak Nilsu. Daha da gzel iirler yazacak... Ama KBK'ler lecek, yok olacaklar. Hi iz brakmadan..." Erdal Amca'y evinde ziyaret edip, ona Selen'in ald iek ve kitaplar verdikten sonra Selen bu yorumu yapt. "nk kendine acmayacak denli akll ve gl bir insan, inanl, direngen..." O sralar Selen'in nasl ince ve duyarl bir kadn olduunun ayrmnda deildim henz. Bana her el veriinde, cann yakarak itele-yiimle onu nasl incittiimi dnmyordum bile. Her iteleyiim-den, her kabalmdan sonra sanki tesadfm gibi yapt yorumlarn, o anki olaylarn stne incelikle oturuyor oluunun klna da yllar sonra aylacaktm. Dn iin dolmua bindiimizde, dnyann en doal iini her gn yapyormuasna sakin bir sesle ofre seslendi: "Bir tane Kadky!" Muzaffer bir edayla elimi cebime attm, "Bir Kadky de bur-dan!" 21

Mthi gven veriyordu. Genti. Asla ask yzl bir ciddiyeti yoktu. Evli deildi, ocuksuzdu, yalnz yayordu, bamszd, iin en tuhaf yan, btn bunlara karn gven veriyordu ve saygnd. Babam, Selen'in Trk Edebiyat profesr olan babasyla, tarih profesr olan annesinin New York'ta yaadn, ailenin tek ocuu olan Selen'in de son yldr Trkiye'ye yerletiini anlatmt Cem'le bana. Baka akrabalar var myd, hi evlenmi miydi?... Hi bilmiyorum. Sonralar, ilikimizin scak bir akntyla engin bir denize akt sonralar bile, ne ben sordum, ne o anlatt... Oysa ona rastlayana dek, GVEN VERMEK ve SAYGIN OLMAK, biraz yan ban almlk, ask yzl ciddiyet, az konumak, arballk - yle kahkah kihkih ulu orta glmeler, espri yapmalar, yollarda zplamalar falan sz konusu bile deil - ve evlibarkl, kocal/ karl, oluklu-ocuklu olmak demekti benim iin. Selen bunlarn hibirine uymuyordu. Rengrenk giyiniyordu, az dolusu glyor, tiyatroya, baleye gitmeden nce saatlerce makyaj masasnn nnde oturmuyor byle bir masas da yoktu evinde yani - 'babamlarda', kalabalk bir grup iinde savunduu fikre tek bana sahip kabiliyor, stelik kartlarnn tm erkek bile olsa, onlardan rkmyor, onlarla rahata konuup, krtmadan, ekinmeden gzlerinin iine bakabiliyordu. stelik saldrgan da deildi. Selen'in erkeklere bakyla, kadnlara bak srasnda gzbe-bekleri ayn byklkteydi. Bir tek babama baknda, gzlerinden ballar damlyor, akan ballarn lekesi nedense hep benim elbiselerimde kalyordu... Sanki aklna geldii gibi konuuyor, glyor, giyiniyor ve yayordu da, yine de hi aykr, irkin ve uar kamyordu. Galiba Selen'in farkll da buydu! Onun k bir davete gnlk giysileriyle, makyajszca gittiini, - cilt bakmna ok dikkat ettiini sonraki yllarda kefedecektim -ama orann en ho, en gzde kadn olduunu pek ok kez yaamtm. Hani u eytan ty olan insanlardan! Tpk Teo gibi... Sadelii, zarafeti ve doall, aklnn, kltrnn ve ince zeksnn parlatt esiz bir mcevherdi sanki. Ve deerli talardan gerekten anlayanlar, hemen fark ediyorlard Selen'i. Yanl bak takm konduu iin, nefis kzarm tavuk butlarn nasl yiyeceklerini bilemeyen k hanmlarn yan masada oturduu bir restoranda, parmaklaryla tavuu yiyiindeki zarafet, br kadnlar da zendirmi, ama onlara hi yakmamt. Daha ok kendi yazar-izer dostlaryla yemee ktmz bir akam: "Trk aydn korkaktr! zgn olacana taklitidir, sekterdir, kskantr!" dediinde masada nasl da yalnz kalm, rkm baklarla ne yapacan bilemeyen babam, yemek sonuna dek unu-tuvermiti.

Bir baka gn, 'babamlara' ziyarete gelen babamn bir jinekolog arkada - merakl Orhan Amca - Selen'in nnde be yandaki oluna, onu leylein getirdiini anlatnca yine o kendini tutamamt. Selen, olan ocuunu arp, ona kadn ve erkek hcresinin birlemesini, anne karnnda byyen embriyoyu bir masal gibi anlatm, sonra da bebein annesinin vajinasndan dar kp doduunu aklamt. Sakin, yumuak ve zarifti. Orhan Amca ve kars dehetten donakalm, babam aresizlikten mi, glmemek iin abalamaktan m, anlalmaz biimde dudaklarn kemirmiti. Doktorun olu sormutu: "Peki ya bebek dar karken annesinin ii gelirse?... Bebek slanmaz m?..." "Haydi, k iin iinden!" der gibi homurdand Orhan Amca. Yamurun nasl yadn anlatr gibi rahat konumutu Selen: "i yapmak iin, ayr bir delik var annelerde." Kk olan ald yantla tatmin olmutu. Ban sallad, oyuncaklarna dnd. Annesi utanarak banyoya kamt, doktor olan babasysa, doktor olan babamla son Nobel Tp dl'n tartmaya balamt aniden... Yaamnn iindeki btn resimlerde sosyal, yaln, zarif, deta iddiasz grdm Selen'i yakndan tanyp, son derece iddial, alngan, ie dnk, karamsar kiiliini kefedince, arp kalmtm ok sonra... 1YS6 8 Peki bizim tandmz Selen, gerek Selen'le nasl baa kyordu? Nasl yayordu bu iki kadn i ie, yan yana, byle ba baa? 82 Belki de bu ikilem, bu aykrlk ve kartlkt Selen'i zel klan... Kim bilir?... Onu nceleri bir dman, sonra bir kahraman, bir 'efsane' yapmtm ama artk onun yalnzca ok farkl, zel birisi olduunu dnyorum. Ve o bunu hak etmitir! 22 Yalnzca merak deildi! Bir yandan da houma gidiyordu. Baz hafta sonlar, deniz kenarnda yrmek, Adalar'a gezi yapmak ya da sinemaya gitmek iin, biz de davet ediliyorduk 'babamlar'a... Hi reddetmiyordum. Halbuki Cem, tam tersi bir ruh halindeydi. Ya derslerini bahane ediyordu henz hazrlktayd ya da bir zimle geldiinde hastalanyor veya uyuyordu. nceleri numara yaptn sanyordum, ama o sralar yalnzca on yanda olan erkek kardeim, istese de ateini 39'ye ykselte-mez, yedii btn yemekleri kusup

ya da kolera olmu gibi ishal sancsyla kvranamazd. Daha nce, byk bir zevkle kez izledii Jaws, King Kong filmlerini babamlarla izlerken, istese de inanlmaz derinlikte bir uykuya dalamayacan dnyorum bugn. nk Cem asla numara yapamayacak kadar dz, drst ve direkt bir ocuktu ve yle bir yetikin oldu imdi. Onun rahatszl, annemle babamn ayrlnda yiten 'aile' duygusuydu. Annemin kocasna da ayn tepkiyi gsteriindeki adalet dengesi ve bugnk dzenli, ciddi, baarl yaants, bunun kantlardr. l TV'de o sralar pek tutkunu olduumuz, Amerikan krsal dizisi l 'Kk Evi'i izlerken sormutu: "Keke biz de Kaliforniya'da bir kyde yaasaydk Nilsu. Annem o ressam tanmaz, babam da mimar kadnlara rastlayamazd, deil mi?" Sesinde, onaylamam iin yalvaran bir ton vard ki, bugn bile hl iimi titretir. imdi tek elilie, aka, aileye ve vefaya sonsuz inanan, henz l bunlarda d krkl yaamam gen bir erkek o. Belki de, dnya- j; ya nasl bakarsanz, yle grrsnz manzaray... ocukken ald l derin yaralar belki!... Benden kk oluu belki de... Erkek kardeimin bana uzak, souk ve benzemez olmasna ramen, kendi istedii resimleri grerek yaamn srdrmesini dileyiim, ana saylacak bir duygu olsa gerek! Cem'in ekilmesiyle, babam, ben ve Selen sk sk bir araya gelir, sk sk birlikte 'bir eyler' yapar olmutuk. Gzel gnlerdi! imdi baknca ok mutlu olduumu anlyorum. Oysa, ok mutsuz olduumu sanrdm o zamanlar. Babam ben ve babamn sevgilisi... Kk, mtevaz lokantalarda yemek yer, sohbet eder, yollarda kestane, msr, kuruyemi, meyve attrr, vapurda sucuk-ekmekle sahlep, parklarda ay ierdik. Btn bunlar babama ve bana ok yeni, elenceliydi. Selen... O, her gn byle yayordu. Selen bazen bizi brakp, nden yrrd. Byle zamanlarda gzlerinin derininde alan bir kapdan gitmi gibi uzaklard bizden. Hep merak ederdim, nasl bir yerdi o kimsenin bilmedii, tek bana kat kapnn arkas? Kimler vard orada? Neye benzerdi oras? Bana da iimde bir bama ekip gidebileceim, yalnzca kendi istediklerimi yapabileceim bir kap amay retmesini ok istiyor, ama iimde bile bile beslediim o korkun gurur ylannn etkisiyle, konumaya cesaret edemiyordum. Demek ki, iyi bir okula kaydol-duumun ayrmnda deilmiim henz... Mutlu olmay bilmiyordum! imdi biliyor muyum acaba? Mutsuz, aclar iinde sanyordum kendimi ou kez. ok elenceli bir sohbet srasnda, Selen'in salarn okayan babamn eli... Keyifli bir yemek srasnda, benim hi bilmediim eski bir arky Selen'le birlikte mrldanan babamn sesi... - Aralarnda yalnzca drt ya fark

vard - Komik bir film srasnda, Selen'in kulana eilip fsldayan babamn dudaklar... Bana ne olduu sorulduunda aklayamyordum. Yzm aslyor, sesim gerginleiyor, fkeli, sama yantlar veriyordum... Ama aklayamyordum... Tanmlayamyordum... Ben de bilemiyordum ki... Bilmekten korkuyordum. nk Selen'i beeniyordum. Onun gibi bir kadnn, babam sevmesi gururlandryordu beni. Ondan pek ok ey reniyor, onunla eleniyor, onunla kefediyor, onunla zdeleiyordum. Ama Selen tpk diimin arasna skm bir et paras gibiydi. kmyordu, grnmyordu ve rahatsz ediyordu! Halbuki o sralar Selen'in de benimle ilgili sorunlar olabileceini hi dnmyordum. Bunu dnmek deil, hayal etmem bile olanakszd. nk o sralar 'mkemmel'e inanyordum ve Selen mkemmeldi. Onun sorunu olamazd! Olanakszd! Aslnda ortada tek bir sorun vard. Selen, babamn sevgilisiydi! 23 Burgaz Adas'na gidiyorduk, k ortasyd, Ada vapuru olduka tenhayd. Selen kk bir srt antasna bir termos ay, lezzetli \ sandviler ve iki byk ikolata doldurmu, kk yass bir ie j konya da ihmal etmemiti. Onun yle srprizli, yle zevkli bir f pratiklii vard ki, antasndan ne zaman, ne kacan kestirmek << olanakszd. Srprizlerinin insan sevindiren, ocuklatran yanyla -enerjik bir atmosfer yaratt kukusuzdu. Bir keresinde, kol saatini bulamad iin yanna ald kocaman alar saat kmt antasndan. Sonra yamurlu gnde babamn ayaklar slanmasn diye, yedek bir ift ayakkab, 'gneli gnde iyi gider' diye, ekirdekleri ayklanm karpuz dilimleri, arab ayaksz bardakla servis yapan lokantalarda kullanmak zere arap kadehleri gibi, tuhaf eyler ilk aklma gelenler... Onca eyi nasl antalarna sdrr, nasl yle gzel ambalajlard, hl srrn bilemem! Ada vapuru yola koyulmu, Selen'in krmz plastik fincanlara doldurduu scak aymz, ikolatalarmzla tatlandrarak iiyorduk. Cem yine gelmemiti. Okullarn az sonra k tatiline girecek oluunu bahane etmiti bu kez de. O yl ilk kez karnemde zayf getirecektim. Hep takdire geen, baarl, hrsl bir renciyken, boy- f lei bir d gsteriimi artk liseli bir gen kz oluumun, gei f dnemi belirtisi sayan babam, pek bozulmu grnmyordu bana. "Benim kzm aklldr, toparlanr yl sonunda." Annemin karnedeki iki zayf iin yapt yorum tipikti: "Kkken de ilgi ekmek iin her eyi gze alrd, imdi de yle yapyor!" Selen sessizdi. Yalnz bir kere sormutu; "Corafya ve kimya birbiriyle ok ilgisiz dersler. Acaba ilgi alannn dna dt iin mi almadn Nilsu?" Denizin sesini duyuyorduk. Gzel bir k gnyd, parlak, souk bir Pazar'd. Burgaz Adas'na yaklamtk. Selen, Yaar Kemal'in Fransa'da dl aldm anlatyordu ' *

hararetle. Babam vakit yaratp, 'lmez Otu'n okumak istediini sylyordu. Kar srada bacak bacak stne atm, gazetesini okuyan genten bir adamn gazetesine takld gzlerim. ah ran' terk etmi, Paris'te srgn bir molla iran'da hkmet kuruyordu. Avrupa yzyln en souk kn yayordu, izmit'te bir banka soyulmu, KBK'ler otoyola ate etmilerdi. Bir yolcu vapurunda bomba patlam, iki renci paralanarak lmt. Tam o anda iki adam koarak geldi, gazetesine uzaktan ortak olduum gence saldrd, yle abuk, yle beklenmedik saldryd ki, ne olduunu anlayamamtk. Gazeteyi paraladlar, kfr edip bararak katlar. Saldrganlar kaarken, gen adam kanlar iinde vapur kanepesine ylmt, lk kez bu kadar yaknmda byle bir iddet olayna tank oluyor, kanlar iinde birini ilk kez gryordum. Dilim tutuldu, alamak ve kamak istedim. "ekilin ltfen, ben doktorum!" Babamn sesiyle toparlandm. Vapur adaya yaklam, KBK'ler kamlard. Babam yaralnn ilk tedavisini yapmaya alyor, lk benzeri sesler kartarak scak su, sarg bezi peinde Selen, saa sola arparak kouyordu. Vapurda bulunan birka yolcu olaya karmamak iin rkm baklarla ekip gitmiti. Sonunda yaral gen adam bize kald. nce yaralnn 'kimlik tespiti' yapld. Cebinden kan kartlardan yirmi yanda, renci olduu anlald. Onu hastaneye gtrmek iin istanbul'a yolladlar. Bizi de karakola gtrdler, ifade verdik. Ne renciyi, ne de KBK'leri tanyorduk. Polis evli bir adamn, kzn alp bir baka kadnla kn ortasnda piknik yapmak iin Ada'ya gelmesini kukulu buluyordu. Neyse ki, babamn saygn bir meslei vard ve kiminle nasl konuulacan ok iyi biliyordu. Yine de adreslerimiz, telefon numaralarmz alnd, hakkmzda her ey renildi. "Karnza bir haber verelim isterseniz Doktor Bey!" Yardmseverlikten mi, igzarlktan m yoksa yalnzca rahatsz etmek iin mi sylendii belirsiz cmle, havada asl kald. "Anneme ben haber versem daha iyi olur, babama ok dkndr, bir ey oldu diye korkmasn imdi..." yle doal ve rahat konumutum ki, polisten ok ben inanmtm sylediklerime. Sahildeki kahvede sandvilerimizi yerken, kahvenin kk sobasna ve birbirimize sokulmu, canmz skkn, ay stne ay iiyorduk. Kendimi Selen'e byle ok yakn hissettiim ilk gnd. Onu korumak, incinmesini nlemek istemitim. Babam salarm j okam, Selen de gz krpmt, dl olarak. Tehlikeli ve heyecanl j bir olay birlikte yaam, 'tek vcut' gibi davranmtk: Yorgun-1 dk! Babam ok sarslmt, sanrm bir hekim olarak etkilenmiti daha ok. Selen, ay bardan ovuturup, polisin, sanki

biz suluy-muuz gibi bizi soruturmasna bozulmu, homurdanyordu. Onun argo konutuunu hi duymamtm daha nce. Bense akndm. Hem olup bitenlerden, hem de polis karakolunda sylediklerimden. Belki de annemin babama gerekten dkn olmasn istiyordum da... Selen'e baktm, iri dalgal salar karmakark olmu, aslnda daha sk dalgal, kvrck sal olduu ortaya kmt. Hint ceketine, rengrenk atksna kan sram, heyecandan gzlerinin grisi koyulam, yanaklar al al olmutu. ok gzeldi. ok gzel olduunu dndm. ok hotu! Onu annemle kyaslamamtm hi. Galiba kyasladm kii kendimdi... Eer babamn sevgilisi olmasayd, ne ok sevebilirdim onu, diye geti iimden. Evet, ne ok sevebilirdim onu... Aslnda onun hibir suu yoktu. Anlaamayan, bir arada yaamaktan zevk almayan annemle babamd. Selen yalnzca babam sevmiti ve bu bir su olmamalyd! Ona dokunmak, onu kucaklamak istedim. Elimi uzattm, masada trampet alan, buz kesmi elini tuttum, br elimle de babamn eline dokundum.' Sessizlik! t diye bir sessizlik oldu. Derin, depderin! Sanki gl ten iri bir ta dmln, akn sessizlii... lk toparlanan Selen oldu. Ona dokunan elimi yumuack skt ve glmsedi. Ben de ona glmsedim. Onu sevdiimi apak hissettim, hissettirdim. Babam unutup, sevgiyle bakmaya koyulduk, el ele... Sanrm ok duygulanmt. Gzlerinin nemlendiini anmsyorum. Babam sevinle ayaa kalkt. Yznde, bar anlamas imzalamann kvanc vard, nce bana sarld, salarmdan pt, sonra eilip Selen'in dudaklarna dayad kendininkileri. Mutluluktan gevemi olan Selen, eli elimde, duda babamda, gzlerini kapatt, ksack ptler. ok gzeldi! Yerimden ok gibi frladm hayretle izledim. "ok dm, geri dnelim artk!" O hrn, o kontrolsz se-simdi duyduum. Hi konumadan vapura bindik. Yllar sonra yine Ada'ya giden bir teknede, Selen'in rolnn bana verilecei bir senaryoda oynayacam bilmiyordum... 24 Tamamen iyilemiti Teoman. Kant krizi srasnda rseledii cildi ve bir psikanaliz seansndan sonra duyulan tuhaf yorgunluk hissi dnda, bir eyi kalmamt. Bedeni hafiflemi, ama ii arlamt ... Arka cebinde bulduu kibritle bir sigara yakt, ellerini cebine soktu, yrd bir sre. Sonra aniden anmsam gibi durdu, ceketinin ceplerini aramaya balad. Bir tomar kt kartt, kat yerlerinden anm sayfalar zenle ap, ilk sokak lambasnn altna gitti. Lamba direine yaslanp okudu ktlar;

yeniden: P1P1 Sevgili Cahide, "Austos'un yedisi, 1950 istanbul, imal cephesine bol bol sevgiler. Naslsn cancazm? Bendeniz gayet iyiyim ve mthi eyler yayorum. Geen mektubumda bahsettiim hdisenin gelien ksmlarn anlatmaya geiyorum hemen. '* Yldz Park'nda ksack gz gze geldiim, elinde 'Be Sanat' dergisi ve Franszca kitaplar bulunan o delikanlya yeniden rastladm. 88 Evet azizem, hayat tesadflerle dolu! Neriman Teyzem ve efik Enitem'le katldmz bir yemekte ayn masada bu delikanl da oturmuyor mu? Ancak filmlerde, ancak romanlarda olabilecek bir rastlant. Daha nce anlattm gibi pek ho bir ocuk. Dalgn bakl. Dalgal, gr, siyah salan bann arkasnda kat kat oalyor. Dolgun dudaklan, kaygl izgilere gebe hatlarla uzanyor enesine. Sanki iinde bulunduu dnya pek ilgilendirmiyor onu. Uzakta, ok uzakta yayor aslnda. Bu dalgn uzakl onun cazibesini arttryor gzmde. Son derece kibar, hatt biraz souk. Acaba o buzdan zrhnn iinde, nasl bir ahsiyet, nasl bir erkek var? Generasyonumdaki kzlarn (senin gibi) birounun evlenip, ocu-, a kart bir safhada, benim 'edebiyat', 'sanat' diye tutturup, 'evde kalmam' iine sindiremeyen Neriman Teyzem, ille de 'koca' bulmak telayla, beendiim her gence 'damat' gzyle bakyor ya, bunu da kestirdi gzne. Nasl ilgileniyor ocukla; utancmdan leceim! br de kibarlktan hi bozmuyor terbiyesini; zoraki glmsyor. Ad Enver Ziya. Eski Ticaret Vekilinin yeeni oluyormu. Dil, Tarih ve Corafya'da felsefe tahsil ediyormu, bir de iir kitab yazm. efik Enitem, faklteyi bitirince ne i tutacana dair sual yamuruna tuttu ocuu. Ah, ne kadar mahcup oldum, Cahide'ciim! Onun da skldn anlyordum, yle ki, enitemle teyzemin klasiklii yznden, arkadalk ihtimalini iyice kaybettiimi dnp, ter iinde avularm skyordum. O srada, tabamn kenarna skm bir kt grdm. Ne zaman, nasl kondu oraya, hi kartamadm Cahide. Lavaboya gidip, notu okumaktan baka arem var myd? efik Eni-tem'in refakatiyle lavaboya gittim, kapy ierden kilitleyip, hemen kd atm. Heyecandan ellerim titriyordu. 'Neyyire Hanm, Ayn parkta, Sal gn 14.00'te sizi beklemek midimi baya bulmazsanz... Enver Ziya.'

Saly iple ekiyorum hayatm. Sana yazp, bildireceim. ekirge Neyyire'den, Karnca Cahide'ye arkadalkla... Kardein N.G." 25 ;< Cahide'ciim, Enver Ziya'yla balayan o tuhaf mnasebetimin nasl gelitiini merak eden mektubunu aldm, istanbul'da yaayp, kendini edebiyat meselelerine adayan bir arkadann hiss bir mnasebeti, seni byle ok meraka srklemi demek! Buna sevinmedim desem, yalan olur kardeim. Sen de bir akn peine taklp, memleketin cra kelerine savrulmadn m zaten! Halden anlarsn tabii. Bulutuk Yldz Park'nda; Sal gn, saat 14:00'te. Biraz yrdk nce. Beni, daha nce hi haberim olmayan bir muhallebiciye davet etti sonra. Benim hikye yazdm renmi, okumak istediini syledi. Heyecanlandm. Oda, kendi iirlerini getirmiti. 'Nzm sever misiniz?' dedi fsldayarak. Korktum ama, 'Elbette,' dedim. 'Anlamtm,' dedi gzleri parlayarak. 'iir kitabmn arasna Nzm'n son yazd iirleri sakladm. Okumay arzu edersiniz diye...' Bunu sylerken bana yaknlam, nefesi kulak mememi ve ensemi yalamt, iimdeki korku hissine karan heyecan, bambaka bir lezzet katt gen kanma. Belki de benim ak tercihim budur. Tehlikeli ve kaygan bir zemin, korku ve heyecan! Gvenli, bildik sularda yzmek, yok ediyor hislerimi... Enver Ziya benimle konuurken sk sk arkasna, evresine bakyor, muhallebicide bile siyah gzlk takyordu. Ya birileri onu takip ediyordu ya da bende byle bir intiba brakt. Paris'i anlatt bana. Sorbonne'da geen yaz katld bir aylk filo-sofi kursundan bahsetti. O konuurken deta bylendim Cahide'ciim. Derin tesiri altnda, aresiz srklenmeye baladm. 89 Ayrlrken, yaknda Ankara'ya, faklteye dneceini, gitmeden yeniden buluma ihtimalinin onu mesd edeceini syledi. Kabul ettim 9O kardeim. Gelecek mektubumu bekle. "Austos'un yirmisi, 1950 istanbul, ; .,:

Senin, N.G." 26 "Eyll'n yirmisi, 1950 istanbul, Muhterem Kardeim Cahide, Merakndan atlayacam yazdn mektubun dn elime ulam bulunuyor. Cahide'ciim, Enver Ziya son bulumamza gelmedi. Sz-letiimiz tatlcya onun yerine baka bir gen geldi. Endieli gzlerle, Enver Ziya'y beklemek iin oturduum masaya yaklat ve kulama unlar fsldad: 'Enver Ziya kayp, ondan haber alamyoruz. Hayatyla ilgili bir havadis alrsanz, bizimle irtibat kurun. Kasadaki Haydar bizdendir.' ime bir ate dt! Onun gibi mstesna, mnevver bir genci kaybetmekten ziyade, ona aka benzer bir hisle balandmn farkna varmam beni perian etti. Bir kle gibi yldm kaldm! Sonraki gnlerde sk sk o tatlcya gittim, arandm, bakndm, kasadaki Haydar'a sordum: Yok! Sanki yer yarlm, E.Z. iine dmt. Yoktu, belki de hi olmamt. ok bedbaht oldum... Fakat bundan tam on gn nce, esrarengiz bir telefon konumas, durumu iyice bulandrd. Telefonda benimle konuan, kaln sesli bir kadnd. Kendini tantmyordu ve Enver Ziya'dan havadis vereceini sylyordu. Bu sebeple Haydarpaa Gar'na aryordu beni. inanmayacaksn ama kardeim, cesaret edip, gittim. Orada siyah 'Deux pieces' giymi, siyah apkal, esrarengiz bir kadn bekliyordu beni. Nereden tanyordu, nasl eliyle koymu gibi buluvermiti beni, hi anlayamadm inan olsun. Dudaklarn kan krmz rujla boyam olan, bu harikulade gzel hanm, uzun azlna ecnebi bir sigara ilitirmi, pervaszca tttryordu. 'Size ondan bir "lettre" getirdim,' dedi. Sesi kaln, dolgun ve ehvetliydi. Mektubu titreyen parmaklarmla atm. O, rahat okuyaym diye, arkaya ekilip, sigarasnn dumanna sakland. Mektup Franszca'yd. 'Neyyire Mon Cceur, Si je restaisje serai tue. J'etais oblige de m'enfuir et de me cacher pour un certain temps. Je t'envois le billet. Viensl Viens vite. II f aut que tu viennes. Tren ddn duyduumda, aklma Anna Karenina geldi nedense. Halbuki bana mektup tayan o kadnn hatlarnda ve ahane cretinde daha ok Avrupai bir yan vard. Yanma yaklat ve bir tren bileti uzatt: Istanbul-Paris hatt! ok acele karar vermem gerekiyordu. Tanmadm, fakat fevkalde sevdiim

erkekle, kendi ailem, gemiim ve hayatm, en nemlisi, geleceim arasnda mcadele ediyordum. 'Acele ediniz,' dedi siyahl kadn. Tren dd yeniden ald. Tren biletine ve Enver Ziya'nn inci el yazsyla yazd 'lettre' a baktm. 'Hayr, kalyorum!' dedim. Sesim, kendime bile yabanc ama ok kararlyd. Elimdekileri yere atp, koarak ktm gardan. Eve kadar kotum. Kendimden kayordum! Cancazm, sevgili kardeim, hayatmn en mhim kararm verdiimin uuru iindeyim. Seni skt-u hayale urattm da biliyorum, fakat Enver Ziya'nn benim yerime karar vermesine msaade edemezdim. Ben bamszlna dkn, fevkalde ferd, ou defa egoist bir kzm. Kendi kararlarm kendim vermek isterim daima! ite bu sebeple karanm verdim ve imdi derin kalp armla yanan bedenim, ateler iinde debelenmekte. Yalnzm, onu zlemle anyorum, ama garip bir ekilde mesudum. O trene kendi biletimle binmeli-yim... Belki bir gn... Sulh dolu gnler dileiyle, Kardein N. G." (*) "Neyyire Kalbim, Kakaydm, ldrlecektim. Kamak, bir mddet saklanmak mecburiyetinde kaldm. Biletini yolluyorum. Gel! Hemen gel. Mutlaka gel! E.Z." 91 92 27 Mektuplar yine zenle katlayp, ceketinin i cebine yerletirdi Teoman. Uyuan bacaklarna, serinleyen havaya aldrmadan, dudaklarna yaylm glmsemeye, bir sigara daha asmaya karar verdi. Tam elini cebine atyordu, bir trtyla irkildi. Gecenin ilk saatleri olmasna karn, sokaklar bombotu, insanlar sokaklardan, sokaktaki terrden korkuyorlard; herkes evine sinmiti. oktandr bambaka bir boyutta yaayan Teoman, o an nerede olduunu, hangi koullarda yaadn anmsad. Annesinin intihan dnda bir dnya vard ve lm orada da kol geziyordu. Telalanmamas gerektiini, panie kaplrsa yanl davranacan telkin etti kendine.

trt sertleti, mekanikleti ve yaklat. akana metal bir soukluk dayand. "Kimliini ver!" Alnna dayal tabanca yle gerekti ki, artk mektuplar, annesini ve N.G.'yi unutmutu, ilk kez gelmiyordu bana bu, ama belki de son kez... Belki de annesinin izini arad bir gece, son grd insan, yazar Neyyire Gm olacakt... Brakp gidecekti bu dnyay ... Bu gzelim dnyadan... Gzelim iirler, kitaplar, dostluklar, sevdalar, akr gzl kadnlar, atlacak kahkahalar, yenilip iilecek 'dnya nimetleri'... "Sallanma, kimliini ver!" Kirik! Mermi namluya srld. Korktuunu belli etmemeye alarak, usulca cebine soktu elini, mhendisler odas kartn kartp, uzatt. "Arkana bakma!" Tabanca akandayd. Belki yarn sabah Neyyire Gm kahvalt masasnda acyla frlayacak, gazetede, o renkli fotorafta, beyni darmadan edilmi Teoman' tanyarak, banyoya koup kusacakt. Teoman'n hart hart kand, aynas nnde lavanta kolonyas olan banyoda. Piman olacakt N.G.! ok piman olacakt. Annesinin mektuplarn ona vermediine piman olacakt, ama heyhat! Artk en yakn arkada Cahide'nin olu Teoman, lm olacakt! "Midesi aryor, lseri olmal ya da alktan!" diye dnd, en-sesindeki nefesin, kt kokusuna burnunu bkerek. Glmek istedi sonra, insan lmeden nce glmeliydi. Ama aklna glecek bir ey gelmedi. Hayvanlar dnd. Maymunlar, kpekleri, foklar... Olmad. Aklna aniden susamurlan geldi. Annesinin, ocuk kitaplarndan hayvanlar tant, tek tek anlat dt usuna. Henz okula balamamt. Masada annesiyle oturmu, hayvanlar kitabna bakyorlard. Ansiklopedi miydi ne? Susamurlanm, susaml sand iin glmt annesi Teoman'a. Gld sessizce o da. En komik hayvan susamuru olmalyd. "Kusura kalma karda! Arkana bakmadan devam et. iyi geceler!" lserli tabancann emrini, nce anlamad Teoman. "Haydi abuk git, arkana bakma!" lmeyecekti! Demek, daha yaama ans vard! Yine Azrail'i atlatmt. ok sevindi. Kimliini ald, arkasna bakmadan yrd. Mhendisler Odas'na kaytl her eit politik gr varken, neden serbest braklp, stne stlk, zr dilendiinin elikisini dnmedi: 'Karda' onu ya sac sanmt, ya da solcu!.. 'Aslolan yaamak't ve yayordu. Adamn biri - ya lserli ya da a - bir gece vakti, yaamn almak istemiti elinden. Sonra da balamt. Ne denli gerekst grnse

de, son derece gerek, ac ve zalimdi bu olay! Kendi tepkilerininse, zavall ve korkak olmaktan ok, komik ve tuhaf olduuna karar verdi, ikinci karar: Annesinin deil de, artk kendi evine dnme vaktinin geldiiydi. akana dayanan tabancann soukluunu hi ummad bir zamanda yeniden anmsamak zere unutmaya abalarken, aklna susamurlan, kulana Enver Ziya'ya giden trenin son dd taklmt. 93 ^ .*. 28 Erdal Onat'n vurulduu geceydi. Selen ve babam hastaneye gitmi, ben arkalarndan kaygyla onlar izlerken, Cem mzklanarak apartmann merdivenlerinde beni bekliyordu. "Erdal Amca'y 007 mi vurdurttu, yoksa uzaydan kumanda edilen lazerli bir tabanca m?" Benim gen kzlma denk den kardeimin ocukluunu, o srada bana skc gelen sorularla anmsyorum. Halbuki ben, Se-len'le babam ilk kez el ele grm olmann duygusal okunu yayordum o anda. Annem eve dneli ay olmutu, ama yaantmz bir trl dzene girememi, huzurlu bir ortam yaratamamtk. Belki de bunun etkisiyle, o gece nce anneannemin kapsn aldk. Kimse yoktu, ses kmad. "Herhalde bizim eve geti," dedi Cem. 'Bizim ev'in kapsn aldk. Orada da ses yoktu. Anahtarmz kartp, kapy atk. "Annee!... Anneanne!..." Yine t yok. "Birlikte bir yere gitmilerdir belki?" Eskiden annemle babamn yatak odas olan, imdi annemin yatt odadan hayal meyal bir k, rmrltl bir ses geliyordu. Bylenmi gibi oraya yneldik ikimiz de. Belki de orada, eskisi gibi onlar yan yana bulacamz dncesi bizi bylenmi, heyecandan soluumuzu kesmiti. Kapy almadan o odaya girilmeyeceini biliyorduk bilmesine ama dedim ya; bylenmitik ite!... Kapy atk! ien girdiimizde, annemle hi tanmadmz bir adam yataktaydlar. Bir an iin o adam babam sandm; iim sevinle titredi. Ama babam, biraz nce Selen'le el ele gitmiti. aknl ilk geen annemdi ve hemen azarlad bizi. "Kapy almadan bu odaya girilmeyeceini hl retemedik mi size?" Biz? Kim bu 'biz'? Annemle babam m? Annemle bu adam m? Cem iddetli bir tokat yemi gibi sallanyordu. Annem yatak arafna sarnp yataktan kt, Cem'i elinden tutup salona gtrd. Ne konutular, aralarnda ne geti, hi bilmiyorum ve hibir

zaman da renemedim. Hep ok merak ettim, hep bilmek istedim ... Az sonra Cem sakinlemi, portakal yiyerek TV'nin nne oturmutu. Bu konuda o da benimle hi konumad, hibir zaman. Hi tanmadm bir plak adamla, o babamn yatanda yatarken, yalnz kalnca ne konuabileceimi bilmiyordum. Daha sonra, o n uzun uzun dndm oldu. Her ayrnty ince ince anmsamaya altm. Biraz tuhaf bir durum olduunu kabul ediyorum. Belki de Woody Allen 'annelerini sevgilisiyle yatakta yakalayan gen kzlarn, o anda ne syleyebilecekleri' konusunda bir kitap yazar ve adn: 'Ailenin Teknolojik Ykseliinde nlenemez Duygusal Sapmalar' koyard. Yllar sonra bu olay ve neler hissettiimi Selen'le konuabildiimde: "Babalarn sevgilileriyle annelerinin yatanda bulan delikanllar konulu kitaptan ne sat, ne de hacim fark olmaz bunun," demiti, yandan arkl glle. Bilmem ki ?.. yle mi acaba? "Buraya ilk geliiniz mi?" Sesim kararl ve sertti. Ne yapacan bilemez kalakalan zavall adam, kekeleyerek, "Pek saylmaz," dedi. Arkam dndm, rahata giyinsin diye, ama dar kmadm. Buras bizim evimizdi ve o bir yabancyd! Giyindi alelacele. "Adnz ne?" diyerek dndmde, artk giyinmi haline alc gzyle baktm ve hayretle annemin ressam sevgilisine ne ok benzediini grdm. "Fikret, adm Fikret! Sen de Nilsu olmalsn?" Sesi hl kayglyd. "Evet, adm Nilsu, Nilgl Hanm'n kzym." Elimi uzattm. iinde bulunduumuz koullarda byle davranyor olmama adamakll at anlalan Fikret'le el sktk. Keyfmden atlayarak, onun hl endieli, "memnun oldum," deyiini dinledim. Zafer kazanmtm. "Ressam olmalsnz," dedim, "Ben mi?" dedi ararak. Yamuk yumuk glmsedi sonra. "iadamym ben." "renciyim ben de. Liseye baladm bu yl." "Biliyorum," dedi, iadam Fikret. Uzanp, eskiden zerinde babamn dergilerinin durduu baucu sehpasndan bir sigara ald. "Biliyorum. Ayrca, en

ok Bjrn Borg'u sevdiini de biliyorum." 96 ocuklar artmak ok kolaydr, genleri artmaksa hi de zor deildir. ok ardm. O tepeden bakan, o kendine gvenen gl maskem pattadanak dt. "Nereden biliyorsunuz?" Annem hmla odaya girdi. zerinde bornozu vard imdi. "Hl burada msn sen? Doru odana, mar! Seninle sonra konuacam!" rktm. Frtna gibi esiyordu annem. Yine de merakma yenilip, ekingen sordum: "Annem mi syledi size Bjrn Borg'u?" Belki de annem beni sandmdan ok seviyor, benimle gurur duyuyor ve beni sevdiklerine anlatyordu. Belki de ona hakszlk ediyordum... Sigarasn artk rahatlam ve toparlanm olarak ien iadam Fikret: "Hayr, odann duvarnda resmini grmtm de!" dedi. 29 Yerli filmlerde her ey olup bittikten sonra ortaya kan polisler gibi aniden beliren anneannem, gzlerini ovuturarak 'bizim ev'e geldiinde, TV nnde portakal yiyen Cem'i, odamda gizlice alayan beni ve antrede alak sesle iadam Fikret'le tartan annemi bulmutu. Anneannemin geldiini duyunca hemen yanlarna gittim. "Fikret Bey, bu annem!" Ne Fikret Bey'i, ne de annemin havada asl kalan elini gren anneannem, fkeyle evi koklad ve olup bitenin kokusunu ald. "Fikret Bey kyordu galiba, gle gle," diyerek onu kovalad nce. Sonra Cem'i ve beni alarak kendi evine gtrrken, bir yandan da annemi azarlyordu: "Kendi kuyunu kazyorsun Nilgl! Allah'm, sen bana sabr ver!" Allah, sabr verdi anneanneme; be ay kadar! Be ay sonra annemle babam boandklarnda 'ksmi fel' geirdi ve yznn sa taraf felli kald, lene dek. Ertesi sabah annem, benimle konumak istediini syledi. Ona ok kzyordum. Ama Cem'i benden daha ok sevdii ya da babam terk ettii iin deil. Anneme en ok, Bjrn Borg'u sevdiimi bilmedii iin kzyordum. Gitmedim, konumadm annemle. Katm odadan. Bana ne syleyecekti, ne konuacaktk, hl merak ederim. Bana anlatacaklarnn, ilikimizin durumunu

deitirmeyeceini dnyordum ama yine de annemle yaknlaabilmem iin benim son ansmd o, kullanamadm. Belki de bana yreini aacakt annem. Belki babam hl sevdiini, tam onu yitirmek zereyken, imdi deerini anladn, ba-bamsz yaayamayacan ve artk onu olduu gibi kabul edip, eletirmeyeceini anlatacakt ?.. Sonra ellerimi tutup onu affetmemi isteyecek, aslnda beni Cem'den azck fazla sevdiini - ne de olsa kadn kadnayz - ve en nemlisi Bjrn Borg'u kendisinin de pek beendiini syleyecekti. nce biraz naz yapacaktm elbette. Kalarm azck kaldrp, burnumu dikecektim. O, ellerimi tutup scack, bebekken ekilmi o fotorafta yapt gibi, burnunu burnuma dayayacak: "Annelere en yakn evltlar, kz ocuklardr Nilsu. Gel annene sarl bir tanem," diyecekti. Ondan bana yaylan 'anne' kokusu sinecekti tenime. Gz gze gelecektik, gzlerinde katksz sevgi, annelere zg hogr olacak ve ben daha fazla direnemeden onun boynuna sarlacaktm, ikimizin de gzleri dolacakt. Sonra bam annemin omzuna yaslayp, salarm okamasyla keyiflenecek, Elvis gibi mrl mrl mrldanacaktm. "Ben seni hep sevdim anne, hep sevdim!" diyecektim. Elbette bilecekti bunu, 'anneler her eyi bilirler!' ya... Bundan sonra artk ok iyi geinecek, br anne-kzlar gibi birlikte alverie kacak, pastaneye gidip, ikolatal pasta yiyecektik. Ben ona beendiim olanlar anlatacaktm, o da salarm okayarak beni dinleyecek, kendi eski okul aklarndan sz edecekti. Babamla tanmadan nce, ok nce olanlar elbette... IYS7 Gidemedim, annemle konumaya gidemedim. Katm ondan. Banyoya saklandm, uykuya katm, anneanneme sndm. Korku-98 yordum. Ya bunlar deil de, hi duymak istemediim ve artk tayamayacam eyler sylerse?... O da stelemedi. Sanki ok da istekli deildi benimle konumaya. O gn ok sancl geirdim. Hi unutmuyordum, o gn Kasm'n on yd ve benim ya-1 gnmd. O tantanal doum gnlerinden sonra, o yl herkes unutmutu beni, babam bile bir hafta sonra anmsad ancak! Ne oldu, ne bitti renemedim. Annem birka gn sonra, tekrar ortadan kayboldu. Anneannemle yapt telefon konumalarn- | dan sonra, annem ok sinirli ve mutsuz oluyordu, iki hafta gelmedi { eve. Sonra da arada-srada uramaya balad. Bu olaydan alt ay kadar sonra bir akam, babam Cem'le beni yemee kartt. Selen yoktu. Yalnzca biz: Cem, babam ve ben. Bize nemli bir ey syleyeceini hissediyordum.

"Annenizle ben resmen boandk, tamamen ayrldk." Sesi yumuak, ok dikkatle ayarlanm ve sevecendi, "ikimiz de sizleri seviyoruz. Biz ayrlsak bile, siz daima bizim ocuklarmzs-nz." Sar ve dilsiz gibi davranan Cem, yemeini abartl bir itahla j yiyor, bense ne hissettiimi zemeden, babam dinliyordum, jj Uyumutum sanki. Artk hibir ansmz kalmam, ailemiz paralanmt. Galiba byle dnyordum. "Peki biz ne olacaz baba?" Ban tabandan kaldrmadan sormutu Cem. Sesinde bir ocuktan ok, bir iadam yalnkatl ve ciddiyeti vard. Belki de kardeim o gece, pek de yasayamadan | ocukluuna veda etmiti. Babamla gz gze geldiimde, yznde arplm gibi bakani gzlerine arptm. Zaten gzlerime aslm olan gzyalar o andaj yanaklarm yaka yaka dklmeye baladlar. Kontrol olanaksz: bir sel gibi akt gzyalarn, ykad yzm. 30 Bize pek bir ey olmad. Cem gndzl olarak balad ortaokula yatl olarak kaydedildi. Anneannemin tm caydrma abalan boa gitmi, kardeim yatl okumak iin diretmiti. Sanrm evde annesiz ve babasz yaamak onu ok sarsm, daha fazla katlanama-mt. Annem hafta sonlan - kesinlikle Cem eve kt iindir - eve uruyor, imdi daha gsterili ve pahal giysiler giyiyor, ama hl hrnl sryordu. Elvis'e tekme att bile oluyordu. Sigaray da artrmt. Ben anneannemle yayordum. Onunla yemek yiyor, TV seyrediyor, havadan sudan sz ediyor, annem ve babamla ilgili konulara hi dokunmadan srdryorduk yaantmz. Babam ve Selen beni sk sk davet ediyorlar, birlikte sinemaya, konsere, yemee gidiyor, kskanlk krizim tutmad srece, iyi vakit geiriyorduk. Babam mutluydu. Bunu apak gryordum. Biraz kilo alm, daha rahat bir insan olmutu. Daha sonra Selen'den, o dnemde babamn ciddi bir ekonomik kriz geirdiini renecektim. Sanrm o bize, Selen de ona bakyordu o sralar. Ben, babamla beraber olduum srece bu beraberlikten ikyeti deildim. Tabii Selen'in babamn 'nesi' olduunu anmsayana kadar... Ama Selen'in neler hissettiini hi dnmyordum. Onun sorunlarn, onun skntlarn hi mi hi dnmedim. imdi ben de artk otuz yamn ilk snrna yaklamken, o dnem Se-len'e kar nasl bu denli duyarsz olduuma akl erdiremiyorum. nk Selen mkemmeldi! Gl ve baarlyd. Kltrl, akll, gzeldi. Byle birinin sorunu olabilir miydi hi?

Hayr, olamazd! Selen'in bir insan olduunu dnebilseydim, o yllan bambaka yaar, yaatrdm... Ama dnemedim. 99 100 31 Ak hayatm karmakark geti. Electra'nn, erkek kardei Orestes'e, anneleri Clytemnestra'y ldrmekte yardm ettiini yazar Sophokles. Electra'nn kaderi, Yunan tragedyalarnn en dokunakls olarak ok etkileyicidir. Shakespeare de Hamlet'te ayn konuyu daha yumuak incelemez mi sanki? Psikanaliz teorisinde annesine dkn erkek ocuklarna yaptrdklar Oedipus etiketinin diisi, Electra'nn asl buradan geliyor olmal. yle de yaptlar tabii... "Nilsu babasna ok dknd. Ona tapard. Babas evden ayn-lnca, o da hep babas yandaki erkeklerin peine dt." "Annesiyle babasnn boanmas en ok Nilsu'yu etkiledi. Kzcazn erkeklere ve evlilie gveni kalmad." "Kendine baba olacak bir koca aryor, bymek istemiyor!" Hep byle konutular arkamdan, yanklar mutlaka kulama deecek fsltlan dolat durdu evremde. Srekli Electra kompleksimden sz ettiler. Evet, babam ok severdim, tapardm ona. Bu doru, ama alkantl geen ilk genlik yllarm yalnzca libido ile aklamak, ok s geliyor bana. Babam hl severim. 'O zamanlar' ile 'imdi' arasnda deienin babam olmadnn da farkndaym. Babam yine arar, sorar, yine itendir, scakkanldr. Son yllarda zerine ken bkmlk, vazgemilik ve yorgunluk, onun kendi iinde bir hesaplama sorunudur. Kendini, Selen konusundaki baarszl nedeniyle affede-meyiinin arldr. " Bu konuda deien benim. nk artk 'ok iyi bir baba'nn ayn zamanda, 'ok iyi bir koca', 'sevgili', 'arkada', 'oul' veya 'kar' de' olamayacann farkndaym. Tannm bir ressamn ayn zamanda iyi bir mzisyen, etkin bi airin hatr saylr bir fotoraf, saygn bir sinema aktristinin l

satan kitaplar yazan, ciddi bir nkleer fizikinin kupalar kazanr" ' bir sporcu olduu haller, ok sk rastlanmasa da, olabilirlik snr iindedir. Oysa insann duygular, kiilii, dnce ve deneyimleriyle dahil olduu ve boy gsterdii konularda, byle ok ynl baarlar beklemek, koullan hi umulmadk 'en berbat' noktasna bile srkleyebilir. nk bunlar, bizi yneten kiisel eliki, zlem, zaaf gibi znel ve gl rzgrlarn etkisindedir. Bu nedenle, 'ok iyi bir sevgili' ayn zamanda 'ok iyi bir kan/koca' olamaz. Bu ikisinin karakteri birbirine taban tabana zttr, asla uyuamaz. 'ok iyi bir baba' olan babam, 'babalk' karakterine olduka benzeyen 'koca'lk rolnde de fena saylmazd. nk bu ikisi temelde ballk, efkat, dzenlilik, sorumluluk, hogr ve zveri gerektiren kurumlardr. Oysa biraz maceraperestlik, bamszlk, biraz serserilik, uarlk ile bol romantizm ve erotizmle kurulabilen 'iyi bir sevgili' olmak bambaka bir eydir. Yani babam, 'iyi baba ve koca' olduu iin bunlarn kendi doasna aykr olan 'iyi bir sevgili' rolnde baarsz olacakt. Hi bilemezdim. Soyut konular ve kavramlar zerine dnmeyi bilmezdim. evremde gncel, somut ve pratik konular zerine konuulur ve tartlrd. nk soyut dnmek, analitik bir dnce yapsn gerektirir. Babamn beynindeki analitik kanallar, yalnzca bilimsel konulara ayrlm, sosyal, psikolojik konular, hele 'gncel olaylarn analitik yorumu' diye bir ey gelimemi, gdk kalmt. nk, 'iyi bir koca ve baba' bu ikisinin doas gerei, soyut konulara asla dalma-mal, olaylar ve sorunlar dememeli, bytmemeli, krklememe-lidir. Aksine, soruna yol aacan sezdii her kvlcm sndrp, stne kl atmal, kapatmaldr. Analitik dnce yaps, srekli yeni kaplar amak, her yeni kapnn ardndan kabilecek ok ve srprizlere dayanmak, direnmek ve savamak demektir. Sorgulamay, cesareti, karmaadan korkmamay gerektirir. Elbette Selen'di! Analitik dnen, sk sk derin ve uzun yolculuklara kp, bedenini yanmzda brakp, dnceleriyle koarak, bizden uzaklaan, yorulup, terleyerek sorgulayan, arayan, geri dndnde baarl ya da baarsz; ama bu yolculua verdii emekten mutlu olan Selen'di. Onun yannda yalnzca neeli, iinde baarl, enerjik ve pratik bir adam saylabilecek babam, nceleri Selen'in bu i-gezilerini hayranlkla izler, gururla anlatrd. O sralar Selen'in zerine yo-unlat konular toplumsal, sanat ve kltr kkenli ya da bireysel olanlard. Henz ikisinin ilikisi zerine tartmaya balamamlard... Aradan yllar getikten sonra, benim de sorgulamayan, tatszlk kmamas iin yaam bile geitirenleri zensiz, yoksul, hatta katlanlmaz buluumda, Selen'den

sonra etkilendiim ikinci kii Mi-ke'dr. Michael McClure: ilk sevgilim! 32 Neydi bu cinsellik? Bir merak, bir merak... ocuklarn yannda fsltlarla geitirilen, genlerin yannda garip glmsemeler, parlak baklar ve bastrlm kahkahalarla azda yuvarlanan, zerine arklar, kitaplar, iirler yazlan, filmler ekilen, bazen 'namus meselesi', ou zaman 'kadnerkek ilikisi' - o sralar ecinsellikten habersizdim - arada bir 'dnyann en eski meslei', kimi zaman 'ihanet, cinayet ve intihar' nedeni olan cinsellik neydi? Yoksa, insanln en nemli varolu eylemi cinsellik miydi? yle miydi acaba? Eer yleyse, bu nemli konuda ne kadar cahildim... Yok hayr, bu sylediklerim deildi! Merakmn asl oda annemdi. Babam gibi, bana olaanst gelen bir erkei terk edip, bana ok sradan gelen baka erkeklere ilgi duymas, ancak annemin > bildii, onun tand, ama benim ok yabancs olduum bir ne- i denleydi. Ve bu, ancak 'cinsellik' olabilirdi. Annem cinsellii biliyor, babam cinsel ynden tanyordu. Bir tek bu nedenle belki de, ben babam terk edemezken, o etmiti. Bir erkekle, bir kadn arasnda en az cinsellik kadar, hatta zaman zaman ondan da nemli balar, uyumlar, gizler ve dokunular olduunu daha sonra renecektim. imdi tek bilinmez, cinsellikti. Bir merak, bir merak ve ok merak! Mike o sralar ok yal bir adamd; tam otuz yandayd! nk ben on altma yeni girmitim. Bizim koleje bir yl nce talya'daki bir Amerikan okulundan gelmi, abucak okulun en popler retmeni olmutu. Hem basketbol takmn altryor, hem duvar gazetesini ynetiyor, hem gitar kursu veriyor, hem de edebiyat-okuma saatleri dzenliyordu. Sekiz ay gibi ksa bir srede, derdini anlatacak kadar Trke renmesi, albenisini iyice artrmt. Amerikan Edebiyat retmeniydi Mike. Kzla alan sar salar, masmavi gzleri, bebek gibi przsz, incecik cildi vard. Gler yzl, uzun boylu, kemikli, salkl bir adamd. Birbirinden k, uuk renkli keten gmlekler, dar jean pantolonlar, ksele botlar giyiyor, ders dnda pastel fularlar, derste ayn renkte kravatlar takyordu. Ksa kesilmi salar olmasa, bir 'hippy'ye; zarif, k, ince tavrlar olmasa bir 'cowboy'a benzeyecekti. Dersleri mthi elenceli geer, iple ekilirdi. Hemingway'le boa grelerinden kp, oradan Paris sokaklarna koar, Faulkner'la gneyin kasaba sca skntsn paylar, London'la denize alr, karaya dnnce altn arardk. Williams'la kuaklar aras

atmaya dalar, Steinbeck'le grevlere katlr, O'Henri'yle de 'beklenmez'in heyecann yaardk. Ama dnp dolap Hemingway ve London'la buluurduk, ille de bu ikisiyle... Edebiyatn yaamn bir paras olduuna ve yazarlarn yaamlarnn gizemli albenisine yle inanl bir tutkunluu vard ki, kolejde o sralar onun rencisi olmu kzlar, daha sonra kitaplardan uzak birer i veya ev kadn olsalar bile, hl iyi birer edebiyat okurudurlar, yi yazarn ve iyi kitabn kokusunu almay ondan renmilerdir nk. Okuldaki birok sosyal kola yeydim. Selen ve babamla kmadm hafta sonlar, yalnzlktan ve annemden kamak iin harika bir yoldu, nefis, elenceli bir nedendi bu. Mzik kulbndeydim, gitar reniyordum. Okuma kolunday-dm, Hemingway'in yaam zerine aratrma yapyordum. Basketbol takmnda lisansl oyuncuydum. Okuldaki kzlarn ou Mike'a hayrand. Onun herkesle samimi - "bana yalnzca Mike deyin" - ama ayn zamanda mesafeli ve cidJJjf; di oluu, itenlikle anlarn, eski kz arkadalarn anlat, romantizmi, yakkll, yalnzl, irinlie varan sempatiklii, dnyay Vj(;f! gezmilii, serseri ruhu ve en nemlisi btn aklna karn, hl '""" gizli kalan bir yan, kzlar mthi etkiliyordu. Onu eriilmez buluyorlard. Uruna sevgililerini terk edenler, iirler, rumuzlu mektuplar yazanlar, hatta evine gidip kollarna atlanlar vard. Hepsi de kibarca reddediliyordu! Bir kz kolejinde alan bekr, yakkl, yalnz ve ok ilgin bir retmenin bana gelebilecek her ey, onun da bana geliyordu. Fazlasyla! Sinir krizleri geirenler, tehdit telefonlar edenler, intihara yeltenenler, yalancktan intihar edenler, onunla hayli aklar yaayanlar... Hakknda yaylan dedikodular da ok acmaszd. "Ecinselmi canm, brakn Allah akna!" "Uyuturucu kullanyor zavall." "Impotent bu herif kz, nasl becerecek ki?" Hibirine aldrmyordu Mike. evresinde, burnunun dibinde olanlar sanki duymuyormu gibiydi. Sanrm onun bu hali, kzlar iyice tahrik ediyordu. Okulun en gzel kz deildim. En zekisi, en alkan da olmadm hi. Ama gzeldim, alkandm ve zekiydim. Bunlardan ok dozda birine sahip olmak yerine, nden uygun miktarlarda yan yana bulundurmak bir kadna nasl yakr, imdi grebiliyorum. Hele bir gen kzda, ne umutlu bir prlt yaratr, bu bileim... Yine de Mike'n beni semesinin tek nedeni bu deildi. br kzlar gibi peinden komuyordum ben. Onu beeniyor, ondan etkileniyordum, bu besbelliydi. Ama ona bakm ok bakayd. Ben, onun dnceleri, konumalar, baklarndaki derinlii ve farkll-ndaki gururu, Selen'e benzetiyordum. Heyecanlan, enerjisi ve yryyle babama. Bir baka deyile Mike, Selen'in erkei, baba-. mm da Amerikal'syd!

Onunla olmak keyifliydi, hem eleniyor, hem reniyordum. Balangta onun bana olan ilgisinden ocuksu bir heyecan duyuyordum; o kadar! Erkek arkada konusundaki iddiaszlm bilen br kzlar da, bundan hi rahatsz olmuyorlard. "Ns yalnzca babasna ktr!" Derken, Mike' grmeden geen hafta sonlar kendimi yapayalnz hissediimle iimin czz edii... Onun bana hayranlk ve ilgiyle bakan gzlerine yakalannca, utanarak snan bedenim... Daha sonra Teo'nun yorumuyla "Selen'e k olamadm, babamla da seviemediim iin Mike'a ynelecek"tim. Sonuta ok merak ettiim, 'ayn karanlk yznde' kalan cinsellii kefedecektim. ok yaknda. Pek tuhaf bir ekilde... 33 "Geen hafta sonu mzik kulb tatil olunca, sizin gizlice intihar ettiinizi dndm Mike!" "What did you say Nilsu?" "Siz Mike, siz intiharn gizemine hayransnz!" "Suicide?" "Bence Hemingway'den ok, onun intihar bylyor sizi." "Say it again Nilsu, please!" "You are fascinated by the mystery of suicide, Mike!" "intiharn gizemi, well, ilgin, a very interesting approach..." Bu sylediklerimi daha nceden planlamamtm. Selen'in ve Mike'n att tohumlar ve ilk genliin frapan szler etme oburluu, byle bir sonu dourmutu. Donup kalmt Mike. Ders zili aldnda ben snfa komutum, o koridorda ylece kalmt... Ayn gn, dersten sonra, beni retmenler odasna arttnda, artk kk bir kza bakar gibi bakmyordu bana. "intihar eden bir yaknn oldu mu Nilsu?" Merak, ilgi ve umut tnlar vard sesinde. Hayr, olmamt. Kimse kendini bakla, iple, tabancayla, havagazyla ya da uyku hapyla ldrmemiti ailemde. Ama lm ille de fiziki mi olmalyd? '

"Annem, annem intihar etti geen yl!" Yzn bir alev yalam gibi arpld Mike. Konuamad bir sre. Gzlerinde, boks ma 105 seyreden insanlarn, acdan zevk alan tuhaf klar dans etti. Toparlanmaya alt, dudaklarn slatt, yutkundu. 106 "Ka yandayd annen?" ; .' "Sizin yalarnzda Mike." - Tam anlamyla 'itlik' ediyordum. Besbelli ok etkilenmiti. Onun en zayf yann yakalam, nlenemez biimde stne gidiyordum. Daha sonralar birok erkei de nlenemez ve kontrol edilemez biimde rseleyecek oluum, onlar yaralar iinde brakp terk edilerimde de, o srada Mike'a kar duyduum tuhaf, tanmlanmas g, hatta tiksindirici keyfi yaayacaktm. Sanki iimde yatan sinsi bir dii eytan zaman zaman uyanyor, zehrini beni seven erkeklere aktp, bylece besleniyordu. Ne kendimin ve psikologlarn ne de Selen'in engel olabildii bu 'femme fatale'e, ancak Teo 'dur' diyebilecekti; yllar sonra... "Okul k bana uramak, konumak istersen, evim okulun sonundaki nc sokakta. Soley Apartman, ikinci katta." Evini biliyordum ve gitmek iin can atyordum. Ama gitmedim. Beni tutan neydi, tam olarak bilmiyordum, ama o gn gitmedim Mike'in evine; onun orada, merdivendeki ayak seslerini dinleyerek beni beklediini bile bile, gitmedim. Ayn akam, hafta ba olmasna karn okulun bir arabasyla eve getirilen Cem, ateler iinde yanyordu, iddetli bir gribe yakalanmt. Onun hasta olarak eve dn, ayn gece hem annemi hem de babam eve, yani 'eski evimiz'e geri getirmiti. Bu, beni altst edecek bir olaya yol at! 34 Sanrm be yandaydm. Ana okuluna gidiyordum. O gn okuldan erken kmtk, nedenini kartamyordum ama, beklenenden erken bir saatte, servis arabas beni evin kapsna brakmt. Annemle, anneanneme srpriz yapmak iin koarak merdivenleri trmanmtm. Bizim evin kaps akt, "anneannem gelmi" diye dndm sevinle. Ayaklarmn ucuna basarak ieri girdim, ierde "CEEE!" diye barmay planlyordum. Annemle, babamn odasndan homurtular, mrltlar, iniltiler geliyordu. Babam o saatte laboratuvarnda olmalyd, merak ettim. Onlarn odalarna yaklanca,

grdm manzara beni lgna evirdi. plak babam, plak annemi yiyordu! Babam, annemi yiyordu! Annem, can yanyormu gibi inliyor, ama babam ona aldrmadan, gzleri kapal olarak annemi yemeyi srdryordu. yle canhra bir alamaya tutuldum ki, ne o srada ardan dnen anneannem, ne le uykusundan uyanan Cem, ne de giyinmeye alan annemle, babam beni yattrabilmilerdi. "Annemi yeme, n'olur babacam!" Bu sahneyi, anne-babalarnn cinselliklerini hep gzard etmek eiliminde olan ocuklarn pek ou gibi, unutmak zere kaldrmtm hafzamn en st raflarna. O pazartesi Cem'in aniden hastalanarak okuldan eve gnderilii, hemen hemen bir yldr birbirini grmeyen, oktan boanm ve artk bakalaryla yaamlarn paylaan annemle, babam eve geri getirdiinde, belleimin o en stteki raf ald ve iinden be yamn anlar dkld. Bir zamanlar annemle babam da seviirlerdi, onlar da severlerdi, beenirlerdi birbirlerini. Acaba sevimek iin ille de sevmek gerekli miydi? Sevmek mi, sevimek mi daha kolayd? Bir kadnla bir erkek nasl balard birbirlerine yaknlamaya? Selen'in dedii gibi, 'sevmek dokunmaksa' ve 'sevmek emek ister'se, o zaman bu yan yana, nasl bir zamanlama gerektirirdi? ok karkt, ok anlalmazd, ok ilginti... Annemle yeniden karlaan babam, ekingen, mesafeli, kibard. Babamla karlaan annem sokulgan, sevecen, anlaylyd. Bu karlamadan en ok heyecanlanan kii anneannemdi. Babamn etrafnda pervane gibi dnyor, anneme bile iyi davranyordu. Cem'in odasnda, onun ateler iinde, baygn yatt yatan ba ucuna toplandmzda, yorganla yastk arasndan grnen yzyle kardeim bana olduundan da kk, yardma muhta ve irin grnm, yreimi burkmutu. aresizlik iinde kvranan babam, bir elini onun alnna koymu, bir eliyle de nabzn sayyordu. Annem Cem'in ellerini tutuyor, anneannem slak alkoll bezlerle kouturuyordu. Bir aile olmutuk yeniden... Kapnn pervazna dayanp, lo odadaki 'aile' tablosunu izliyor-dum. Oysa ne ok yara almtk, ne ok darbe yemitik! Hepimiz, tek tek hepimiz... Yine de gzeldi, harika bir sahneydi bu! Annem mrl mrl bir eyler anlatyordu babama, fsltlarm duyuyor, ama ne dediini anlayamyordum. Babam usulca "evet", "kukusuz" diyordu ona. O srada Cem gzlerini at glmsedi. Hepimiz donduk kaldk, bir mucizeydi bu! Ne gzel bir glmseyiti o Tanrm! Aradan bunca yl gemesine karn, bugn bile

kardeimin o glmseyiindeki huzur dolu mutluluu, gvenli dinginlii ve bebeksi sevinci grr gibiyim. Hepimiz heyecanlanmtk. Anneannem dualar mrldanyordu, annem alamt. Anneannemin dudaklarn titreten o dualarn yalnzca Cem iin mi, yoksa benim aklmdan geenler iin de mi olduunu bilmiyordum. Bildiim tek ey, anne-babalar ayrlm btn ocuklarn en byk fantezilerinin, ayrlma koullarn ne denli rasyonalize etseler de, ebeveynin yeniden birlemeleri olduudur. Tam bir igdsel fantezidir bu! Yaam boyu, gizlice srer. Cem, o harika glmseyiinden sonra yeniden derin bir baygnla srklenip kendinden geince, annemle babam odadan ktlar. Anneannem Cem'i alkoll tlbentlerle ovup, dualar mrldanmay srdryordu. Dindar biri deilim, olmadm da, ama anneannemin mrldand dualarn ve ilahilerin, o ninniyi artran, yattrc ezgisini daima sevmiimdir. Bu belki de, ok modern bir kadn olan anneannemin, dini inanlarn aa uydurabilmi oluundaki ustaln bir armaandr bana. Cem'in odasndan ktmda annemle babam ne mutfakta, ne de salonda bulabildim. "Gittiler mi?" diye dndm bir an. Ama artk birlikte gitmiyorlard ya! Ayr ayr kiilerle, ayr yerlere gidiyorlard... Aniden, o ocukluk anm dkld belleimden. "Annemi yeme babacm, n'olursun!..." Annemle, babamn eski yatak odalarndan mrltlar geliyordu. Yoksa oradalar m? Annemle babam? Ama nasl olur, babam Se-len'le, annem iadam Fikret'le beraber deiller mi? Annemin, iadam Fikret'e ramen, babamla yeniden beraber olmas beni hi etkilemiyordu dorusu, ama Selen varken, babamn annemle, o odada, mrldanarak... Kulaklarmdan alevler fkryor, bamn iinde tamtamlar alyor, boazm kuruyor. Gzlerimin yandn dnecek gibi sallandm anmsyorum. Byk bir hakszla uramtm da, sesim kslm, nutkum tutulmutu. Uzun sren bir kriz geirdiimi sanyordum. Kendime geldiimde, anneannem beni kolumdan srkleyerek, salona gtryordu: "inallah hatalarn anlar, sizlerin yzsuyu hrmetine, yeniden birleirler evladm!" 'Yzsuyu' demek, gzya anlamna m geliyordu? Tam o srada, annemle babam eski yatak odalarndan ktlar. Annemin yznde bir parlaklk, babamdaysa tedirgin bir ifade vard. Tekrar Cem'in odasna girdiler, mrldanarak konutular, sonra babam gitti. Giderken babamn gzlerini aradm, bulamadm, kayordu benden.

Babam Selen'i sevdii halde, annemle, o odada... Olabilir mi bu? Selen onu evde beklerken, o burada, annemle... Benim ince, duyarl ve sevecen babam?... Benim o ok zel, sevgili babam. Babam, Selen'i annemle aldatm myd? Bu kadar kolayca, abucak ve benim nmde. Benim babam... Arkasndan koup, gsn yumruklamak ve bunu Selen'e nasl yapabildiini sormak istedim. ok istedim. Babama hesap sormak istedim... Ama onun yerine odama gidip, yatama attm kendimi. Zehir zehir aladm. 35 Uyandmda henz sabah olmamt. Giysilerimi kartmadan uyuyakalm, terden ve gzyandan nce srlsklam, sonra yap yap olmutum. Yatamn baucundaki camn perdelerinin kmldadn hissederek, yataktan kalktm. Geri ilkbahar gelmiti ama henz ok yeniydi ve havalar hl serindi. Cam kapatmak iin 109 uzandmda grdm manzara karsnda, lk atmamak iin dudam srdm anmsyorum. Daha sonra haftalarca duda-11 mda o yarayla gezmitim. Bir ift el grmtm. Ak kalan pencerenin pervazna tutunmu bir ift el. Beyaz, effaf cilal, ksa trnakl. Ellerden bir tanesi abucak bileimi kavrad, smsk tutundu bana. Buz gibiydi. Korkuyla eilip baktmda Selen'in dehetten irilemi gzlerini grdm. Ne ii vard burada, bu halde, bu saatte? Olanca gcmle onu yukarya ekmek, kurtarmak iin uratm, ama yle ard ki, imkn yok, baaramyordum. Bir ara bana seslendiini iittim. Sesi yle derinden, yle ksk geliyordu ki, ha-yal-meyal duyabiliyordum onu. "Ns, Nil... su... sakn brakma elimi, ltfen kurtar beni... Nilsu!..." iyi ama gecenin krnde gelip, be kat yksekten penceremin camna aslmasnn nedeni neydi? Ne olmutu? "Beni baban itti Nilsu. Camdan itti..." Babam m? Benim babam yle ey yapmazd. stelik babam Se-len'i ok sever, yere ge koyamazd. Onunla nasl gurur duyduunu ok iyi biliyordum. Hayr hayr, bir yanllk olmalyd. Gcmn tkendiini, Selen'in giderek daha arlatn hissediyor, ona bir ey olacak diye ok korkuyordum. Derse, lrd. Mutlaka lrd! Selen'in lmesi dncesi, ldrtt beni. O lrse ne yaparm?... Tanrm, Selen lrse... Onu tandktan sonra, ondan vazgemek...

Selen'i ne ok seviyordum. Selen'i ne ok seviyordum... Bunu imdi, ancak o lmek zereyken, hem de yaam benim elimdeyken anlyordum. Ktydm ben. ok ktydm... Hayr, onu kurtarmalydm. Kesinlikle kurtarmalydm Selen'i. Birisi bana yardm etmeliydi. Gl birisi. Mutlaka yardm bulmalydm ... Ama Cem hasta yatyordu, anneannem de gszd. Pe-. ki annem? O, bu gece burada kalmt. Ama annem, Selen'e yardm etmeyi kabul edecek miydi? "Annen aada Nilsu! Babanla birlikte." Eilip aaya baktm. Doruydu. Babam ve annem aadayd. Babam, arabasnn stn j amt, (yi ama onun arabasnn st alabilir deildi ki...) Arabann n koltuklarn yatrp, arka koltuklarla birletirilmi, kocaman bir yatak oluturmulard. Yatan zerinde, onlar be yandayken grdm gibi plak yatyorlar, babam gzleri kapal, annemi pyordu (babam annemi yiyordu!). Utantan kpkrmz kesildiimi hissettim. "Sakn babam terk etme Selen, ltfen!" dedim, inleyerek. Alyordu Selen. Demek, o da alayabilir, aresiz, mitsiz ve zayf hissedebilirdi kendisini... "Sevmek drstlk, sevmek itenliktir," dedi burnunu ekerek. Kolum kopacak denli arlamt, artk onu tutacak enerjim kalmamt. 1yi ama onu brakrsam!.. "Brak Nilsu, brak beni, dmek istiyorum!" "Nasl yapar bunu sana? Benim babam ok farkldr, o br erkeklere benzemez, hi kimseye benzemez! Asla incitmez, actmaz, zmez, aldatmaz, terk etmez... Benim babam, bunu sana yapamaz..." Gcm tkeniyordu, onu bolua brakmak zereydim. Yoksa ben de onunla atlasa mydm ?.. Kocaman, kemikli bir el, elimi kavrad, Selen'i yukarya ekti. Selen bitap dmt, yatamn zerine kt, nler gibi bir sigara yakt ve tttrd. "iyi ama sen sigara imezsin Selen?" "Artk iiyorum." ardm. Peki onu kim kurtard? Karanlk odamda tandk bir siluet grdm. Uzun boyluydu, mis gibi sabun kokuyordu. Tandk ama kim? "Hani bana gelecektin Nilsu? Seni bekledim btn akamst... Hep seni bekledim." Mike'd bu. Boynuna atlp, pverdim onu. Meer ne kolay-m! Dudaklarndan

pmtm onu. Sarp sarmalad beni uzun kollaryla; kendimi gvenli ve mutlu hissettim. ok gvenli. Mis gibi kokuyordu; temizlik ve zen kokusu; sabun kokuyordu. "Selen nerede?" "Gitti o," dedi Mike. Kollarndan syrlp, cama kotuumda aada yalnzca babam grdm. Sigara iiyordu o da. Ama babam hi sigara imez ki... 112 "Artk tek bana kalacak, yapayalnz..." dedi Mike, iim szla-dl. Babam, Selen'siz yaayamaz, onsuz ok mutsuz olurdu... 1 "Peki Selen nerede?" Kederimden ldracak gibiydim. 1 "O, Hemingway'e gitti. Onun intiharn nlemek istiyordu." "Ama Hemingway intihar edeli yllar oldu, Mike!" "Bazlar her gn intihar eder Nilsu..." sesi uzaklamt. Aradm, Mike da yoktu. ok korktum. "Ne olur beni brakma Mike, ltfen gitme. Yine sarl bana... Neden herkes terk ediyor beni, neden, neden?..." Bam komodinin ayana arpmm, ayaklarm yatakta, ba- j m komodinin yannda, sanki amuda kalkm gibi bir halde uyandm. Sabah ezan okunuyordu. Herkes uyuyordu. Cem, anneannem - bu gecelik annem, bu evde, Selen'le babam, Selen'in evinde. (yle olmadn yllar sonra renecektim.) Mike kendi evinde. Bir ben uyumuyordum! Yatama oturup, komodinin ayana arpan bam ovuturup, syleniyordum. Yava yava aydnlanan odamn duvarnda bana bakan Bjrn Borg'un baklaryla karlanca ok bozuldum ve posteri karp, attm duvardan. Sonra bo bir deftere, grdm ryay yazdm. Unutmamak iin! O akam annemle, babam gerekten sevitiler mi? Yoksa konumak iin mi eski odalarna kapandlar? Bilmiyordum... Bundan hibir zaman emin olamadm. Ama okulu tek bama 'krdm' ilk gn ve ilk cinsel ilikim, tam ertesi gne rastlar! 36 Gne henz stmyordu, ilkbaharn ilk gnleriydi, gnlerden Sal'yd. Cem'in hastalyla megul olan anneannem, o sabah kahvalt etmeden ktm fark etmedi,

annemse uyuyordu. Okul niformam olan etek ve ceketi giydim, ama kitaplarm almadm: | Okulu 'kracaktm!' Bu, ilk okul 'krm' deildi. Daha nce de yapmtm, ama o zaman arkadalarmla birlikteydim. Sinemaya gitmitik, pastanelerde attrm, parklarda iri kahkahalar atm, otobs duraklarnda kikirdemitik. imdi, yalnz bana okul 'krmann' nasl bir ey olduunu merak ediyordum dorusu. Ne yapabilirdim bir bama? nce bir pastanede peynirli poaayla ay iip kahvalt ettim. Sonra ani bir kararla belki de ok nceden verilmi sakl bir karard - Selen'e gitmek zere Tevikiye'ye doru yola koyuldum. alt mimarlk brosuna babamla bir kez gitmitik, ama elimle koymuasna kolay buldum binay. Yol boyunca onunla konuacaklarm dnp, keyifleniyordum. Bir kere, nceki gecenin kbusunu paylaacaktm onunla. Sonra aslnda onu ok sevdiimi anladm itiraf edip, aradm gveni ve scakl onda bulacaktm. Nasl da sevinecekti, kim bilir? Gzleri parlayacak, aslnda bir kz olsa, mutlaka benim gibi birisi olmasn istedii srrn aacakt bana. ikimiz de ayn adam ne ok seviyoruz diye dnecektik. iyi ama nasl anlatrdm ona? Babamn annemle, kendisini aldatm olduuna dair kukularm nasl aabilirdim ona? Belki de asl yoktu endielerimin? Sonra, u cinsellik zerine meraklarm, heyecanlarm, babamla onun yaantsna dokunmadan nasl aktarabilecektim? Ya annemi, annemin intihar ettii yalann nasl aklayacaktm? Selen'in brosu nnde dolanp, durdum. Belki bir saat, belki iki saat, tam kestiremiyorum. Sabah rzgrnn cierlerime ilemesi bile, ieriye girmemi kolaylatramad. Hemen orackta, o pencerenin ve kapnn ardnda, elinde babamnkine benzer iri bir fincanla, bulursa kahve - ailesi Amerika'dan yolluyordu bulamazsa ay ierek bilgi bilgi konuuyor ya da dnceli baklarla alyordu. O kadar yakmmdayd ama gidemedim, ona ulaamadm. Cesaretim, benzin deposu hi beklenmedik biimde boalan bir araba gibi yolun ortasnda brakmt beni. Tutulup kaldm: ufak ve aptal hissettim kendimi. Bugn, bu satrlar yazarken, "eer o gn, o kapdan girebilmi olsaydm..." diye dnyorum da; insan yaamnn ne ok 'eer', '.. .saydm/seydim'lere bal olduunu, tesadf ve rastlantlarn yaantmz nasl ynlendirdiini gryorum. Bir de o ufak tefek, kIYS8 113 k kararlarmzn, hayat akmz nasl irice etkilediini... Gryorum ama, bu gr, hl kontrol tamamen elimde tutamaym-114 dan tr biraz fkelendiriyor beni.

O gn Selen'le konuabilseydim, belki de aramzdaki benim gelitirdiim duvar kalkacak, gereksindiim gven ve sevgiye kavuacaktm. Bilmiyorum, bilemiyorum. Kim bilebilir ki ?.. O serin ilkyaz sabah, uzunca bir sre Selen'in brosunun nnde dolatktan sonra, aylak aylak gezinerek istanbul'u dolatm. Sonunda souktan donmu, mthi iim gelmi olarak, Soley Apartman ikinci katta buldum kendimi. Zili hi tereddt etmeden aldm. Okuldan henz dnm Mike, kapy atnda ard. "Nilsu, gel ieri, ne bu halin?" Kolumdan tutup ieri ekti beni. Evi, her an yolculua kacak bir insann paketleme ve bavul hazrlama hummas izlenimini veriyordu. Sonradan onun byle dank bir dekorla kendini gvenli hissettiini, gezgin ruhunu beslediini renecektim. Scak bir fincan kahveyle, konyak ikram etti bana. Ellerim, burnum, kulaklarm ve ayak parmaklarm hissizlemiti. Kesik kesik ksryor, iddetli baarsyla sallanyordum. "Alktandr!" tehisini koyup, bana fstk ezmeli sandviler hazrlad. "Peanut butter is good for everything!" Sonra bir 'country' plak yerletirdi pikabna. Daha iyiydim. Tuvalete gittim. Rahatlam ve temizlenmitim. Mike'n evindeydim. Ona delice hayran deildim, onu kskanmyor, ondan korkmuyordum. O ne babamd, ne de babamn sevgilisi, ne de annem, ama galiba hepsiydi! "Ne oldu Nilsu? Evde bir eyler mi yaadn, yoksa erkek arkadandan m ayrldn? Okula da gelmedin bugn?" Sustum. Hi konumadm. Yorgundum. Artk konumak, sormak, yantlamak, yarglamak ve savunmak istemiyordum. Bir limana snmak, kvrlp uyumak istiyordum. Hi kimseyi, hibirini istemiyordum. Uyuklar gibi konutuumda duyduklarma inanamadm. "Annem, geen yl bugn intihar etmiti!" Limann btn kaplar almt nmde. Usulca yaklamaktan | baka, hibir ey yapmaya gerek yoktu. Yaklatm! 37 nce uzun kollaryla beni kucaklayp, bir bebekmiim gibi gsne bastrd ve pplad. Sonra iri elleriyle sam okad. Teninin kokusuna karan ve bugn bile anmsadmda iimi aydnlatan tazelik, temizlik ve zindelik ykl koku doldu burnuma. Tra losyonu da, her sabah duta kulland sabunu da ayn kokuyu tayordu. Mandalina aac kabuu. Szlerini hi anlamadm bir tekerlemeyi mrldanarak, salarm okad Mike. Di

macunu kokan nefesi boynumu gdklyordu ve ben kokularn da karakterleri olduunu ilk kez dnyordum. Aslnda yle derin bir dnceye yer verecek durumda deildim. Onun kollarnda bir gen kzdan ok, terk edilmi bir kk kz gibiydim ve gsne bam yaslam, ninni dinler gibi gvenli ve huzurluydum, ylece kaldm, son yllarn btn yorgunluuyla, ylece szdm orada. Uyandmda akamn ge saatleri, geceye dnmek zereydi. Beni kanepeye yatrp, zerime ekose bir battaniye rten Mike, baucumda oturmu, beni seyrediyordu. Bana baklarnda derin bir efkat, scaklk ve yaknlk vard. Sanki yllardr tanyor-muum gibi yakn hissettim kendimi ona. Hatta yllardr tandklarmdan ok daha yakn... Beni yatrd kanepeden kalkp, her gn yapyormuum gibi doal ve kolayca yeniden sarldm Mike'n boynuna. Bam gsne gmdm. O yine salarm okuyordu. Bir sre kaldk. Sonra elleri boynuma, kulaklarma dedi, iim rperdi, lk, baharatl bir sv akt iime k hzyla. Kasklarm sancd. Bam kaldrnca yalnzca mavi gzlerini grdm. Sevgi, efkat ve gven mavisi... Ryamda yaptm gibi, dudaklarm dudaklarna dokundurdum. Hi kar koymadan dudaklarn aralad ve beni pt. ok gzel, yumuak ve slak bir duyguydu bu ilk pme. Sonra usul usul soydu beni. Her hareketi yle yumuak, yle gven ve sevgi doluydu ki, mutlu olduumu hissediyordum. Ama en ok meraklanyordum. Nasl olacakt ve ne olacakt? Korkmuyordum. O yllardr kulama alnan 'ilk iliki' endiesi, 'bekret korkusu' ve 'cinsellikten tiksinme' duygular yoktu. anslydm ben. Karmda, beni incecik kristal bir sanat eseriy-miim gibi tutan, zenle, dikkatle seven bir erkek vard. Gerisini hi dnmedim... Ateim km gibi, alev alev yanyordum. Kendiliinden den gzkapaklarm meraktan zorlayarak atmda, onun gven mavisi gzleriyle karlayor, yeniden o ahane limana snyordum. Liman scakt. Sonra dalgalanmaya balad deniz, dalgalarn iddetiyle sarsldm, kendimi dalgalara braktm... Ter iinde kyya vurduumda, gzlerimi yine gven mavisine amtm. Demek buydu cinsellik! O mehur, mthi nemli ey! Hi de beklediim gibi korkun gelmedi bana. Terli, slak, yumuak, sevecen ve maviydi cinsellik: Gzeldi! Mike'n yatanda, onun yanna uzanp, tavana bakarak cinsellii dnrken glmsyordum. "Artk annemin, benden fazla bildii bir ey kalmamt!" "Eyvah, anneannem beni merak etmitir!" Telefona sarldm, anneanneme bir snf arkadamn evinde ders altm, ge dneceimi syledim. Sert, kararl ve kederliydi anneannemin sesi.

"Derhal geleceksin Nilsu! Hemen imdi. Yoksa ben gelir alrm seni!" Alelacele giyinirken, Mike'n zgn bir ifadeyle beni izlediini grdm. "Gidiyorum ama zlme, yarn yine gelirim." Bana yaklap, eliyle salarm okad. "Neden bunun ilk olduunu sylemedin bana Nilsu?.." 38 "Pek ok kii onun remiden ldn sanr. Hakknda birok bulank sylentiler ve dedikodular yayld, ok konuuldu arkasndan, ama ben gerei biliyordum. O, aslnda intihar etti!" Sonraki bir buuk yl, byk ustalkla gizleyerek srdrdmz ilikimiz, gizliliin doas gerei heyecanl, Mike'n kiilii ve altyaps nedeniyle de renkli, zengin ve ok elenceli geti. Gerekten de, onun gibi birine denk den ilk ilikim byk bir anst ve ben ikinci kez, bana 'okul' olacak, az bulunur bir insana rastlamtm. Mike'dan ok ey reniyordum ama daha nemlisi; o, eksik-lendiim gven ve sevgi duygularna doyuruyordu beni. Scakt, drstt, itendi. O da Selen gibi, kadnlarn ve erkeklerin gzlerine ayn gzbebeiyle bakyordu. Mike, ne sylemek istiyorsa, onu syleyen biriydi. Kuku, sululuk ve minnet yklemiyordu insana. Hibir zaman! Tpk Selen gibi, ama baka biimde, o da, insann kendine sayg duymasyla, bakalarna duymas arasndaki ilikiyi retti bana. "Evet, Hemingway hayata bir kavga, bir oyun, bir gsteri olarak bakmtr, ama aslnda en ok bir araytr yaam, onun iin. "Gerekte ondan ok nce yaam, ok daha kavgac, aykr ve uyumsuz biri vard ki, beni Hemingway'den daha fazla etkilediini itiraf etmeliyim." Jack London'd bu! Aramzda bizimle yaayacak iki insandan biri oydu, br de Hemingway. Zaman zaman bu ikisini evin Mi-ke'n evi - iinde dolap, sigara, iki ierken, bizimle tartrken grr bile olacaktm. Bunlar, Mike'n kiilik zayflndan ok, kendi gemiinin, baa kamad nemli bir blmyle hesaplarken dayand iki kiiydi. Galiba, benim iimdeki gven eksikliini dolduran Mike'n yaamnda, benim dolduum boluun ad 'inti-har'd. "London, bazen bilinli, ou zurnan bilinsiz olarak, iinde elien iki kart u arasna kurduu incecik kprde, son derece rahatsz yaamtr. Hem dzenli, yerleik, hem servenci, serseri... Sonunda elbette bylesi kart iki kiilikten biri

baskn kp, brn yok edecek, bylece huzura kavuacakt. Doal olan budur!" Byle zamanlarda yere oturmu, ya mzik dinliyor ya da yemek yiyor olurduk. London ve/ya Hemingway konuulduktan ya nce, ya da sonra seviirdik. "Ama London, zellikle isteyerek bu kart kiiliklerini besledi, semirtti, bir arada korudu ve onlarn kendini yok etmesine izin verdi. Baka bir ey yapamazd, aksi halde hi yaayamazd!" Annemin intihar etmediini, biyolojik olarak canl sayld Mike'a itiraf etmeyi ok istedim. Fakat bu gerei renmesi, iliki-, mizin bysn bozacakt. Sustum. Bir trl syleyemedim, ama hi beklemediim, hi hesap etmediim bir olay, bana korkulu kikalar yaatt. Yalanm renecekse, benden renmeliydi hi deilse... Ortaokul ve liselerde her smestr bir kez yaplan 'veli gnne" > notlarm renmeye giden babam, Mike'la grmt. Panik] iindeydim, elim ayam dolamt. Ya Mike konutuysa... Ya gerei rendiyse... Gnlerce Mike'dan katm. Sonunda dayanamayp babama telefon ettim. Beni yemee kartt 'babamlar', ertesi gece. Geen yl ilk s- i mestir iki zayf getirip, sonra 'orta halli' biimde snf gemitim. Babam bu ylki notlarmdan honuttu. Hatta yine 'takdirname' umduunu laf arasna sktrd. Aslnda byle saplantlar yoktu, ama sanrm Selen'e vnmeyi seviyordu. "Bir de u Amerikal gen adam var, ad neydi?" Gen adam m? Mike m gen? Otuz yanda, koskoca adarnj o yahu! "Michael, evet o! Seni ne ok vd bana Ns, bir busen...**; Bilmez miydim?... Peki sonra sonra... "yle uzun konutu ki, arkamda homurtulu bir kuyruk olu-J tu." Ne dedi? Neler syledi? "ok akll, duyarl ve gl olduunu syledi. Mthi gururlandm. Bir baba iin, daha gzel ne olabilir ki? Vallahi Selen, adam - edebiyat retmeniymi - Nilsu'dan bahsederken, gzleri parl- -j yordu. Geri notlar yedi, sekiz gibi, ama olsun..." Babalarn ou gibi, kk kznn byyp, bir gen kz olduunu fark edemeyen, fark etse bile kabullenemeyen babam, Mike'in heyecanndan en ufak bir ipucu bile kartamamt besbelli, te yandan, ya o da, annemin yaadna pek inanmyordu ya da erkeklere zg 'birinci tekil ahs', cmleleriyle, Mike'a annemin yaadna dair bir ipucu verememiti. ; | ;

Bylece babam ve sevgilim, kendilerini ve birbirlerini ok mutlu klan bir grme yapm oldular. Biri, brn: 'akll, aydn nyargsz bir Amerikal', br de bunu: 'yz izgilerinin derini intihar etmi yaknnn acs sinmi, hl akn ama kuvvetli bir gentleman' olarak pek beendiler. Olsun! ikisi de beni seviyor ama... Seviyorlar deil mi ?.. Oysa gizli gizli kurduum senaryo farklyd. Artk sevgisine ok gereksinmediimi, gen bir kz olduumu anlayan babam kendini 'terk edilmi' hissetsin istiyordum. Mike'a gelince, ailemde gerekten kendi yaantsna son veren biri olmadn renip, buna ramen beni sevecekti... O zaman, ite o zaman, gerekten sevecekti beni... kisi de olmad! Ama ben kararlydm. Btn hayatm boyunca, kendi mutsuzluum, huzursuzluum ve uyumsuzluum pahasna, babamdan cm alacaktm. Yaantm parampara, duygularm lime lime ederek, beni seven erkekleri de darmadank ortada brakarak... Oysa, kendi cezasn kendi elleriyle hazrlayacakt babam. Ben de Teo'ya rastlayacaktm... 39 Babasnn dedesi irlanda'dan g etmi Amerika'ya. Yoksul, ayya ve lgn terziymi. Uuk elbiseler dikermi kendine ve karsna. Amerika'nn souk ve yeil kuzey eyaletlerinden birini irlanda'ya benzetip, oraya yerlemi, pek az yaayan, pek ok ocuk yapmlar. Dedesi de, babadan kalma terzilik iini srdrm, ama babas okumak, retmen olmak istemi. Aile geleneini, yalnzca mesleki konuda deil, irlanda kkenli olmayan bir kzla evlenerek de bozan ilk kii Mike'n babas imi. te yandan hl terzilik iini srdren akrabalar olduunu sylyor; Wisconsin'de. Mike'n babas bamsz, servenci ruhlu bir adamm. ok g koullarda okuyup, retmen olduunda, ailesi 'nihayet duruldu, dzenini kuracak' diye umutlanrken, O, Alicia adl bir danszle evlenmi. Alicia, Polonya asll, sarn, ok gzel bir kzm ve gezgin bir grupta dans edip, ark sylermi. Sararm siyah-beyaz fotoraflarndan, rengi anlalmayan, iri gzleriyle, cilveli, oynak ve ok bilmi baklarla bakp, gzelliin119 den son derece emin, uh bir gl atmaya hazrland anlalan Alicia ve Mike'n babas 'bir grte' k olmular birbirlerine. Iki-12O si de ok genni, ok bamsz ve gzel. irlandal ailenin tm kar koymalarna karn, bir hafta iinde evlenmiler. Hemen ardndan, gzlerinin iddetli mavisini annesinden, salarnn krmz-sarnln ve uzun boyunu babasndan miras alarak, Mike domu.

nceleri evlenip, kendine tutkun bir retmenin kk kars, sevimli bir bebein gzel annesi olmak fikri, Alicia'y heyecanlandrm ve sahneden uzaklatrmsa da, birlikte yaamann tekdze- l ligi ve 'anne' olmann inanlmaz yoruculuu, mutfak ile banyo ara- snda yaayan, yoksulca bir ev-kadn olarak yalanaca sinyalleri l verdiinde, - Mike henz yandayken - evi terk etmi. "yle bana buyruk, yle asi ruhlu ve yle gzelmi ki annem, l zaten kimsenin kars falan olamazm!..." Annesini anlatrken biraz hayran, biraz hogrl ama oka yabancyd Mike. Ona hak verdiini anlyordum. Annesini ok be- endii belliydi, ama yabanclndaki soukluk, belki bana tandk geldiinden, tylerimi rpertiyordu. Evini ve olu Mike' terk ettikten sonra 'Josephina' takma adn kullanarak, gezgin gruplarda dans edip, ark sylemeye balayan i karsna delicesine tutkun olan Mike'n babas umudunu hi yitir-; memi. nceleri, okul tatillerinde kk olunu yanna alp Alici- j a'nn peine der, onu eve dnmeye ikna etmek iin urarm. i Daha sonra iini gcn tmden brakp, kasaba kasaba, kent kent karsnn peinden dolaan bir 'mecnun' olmu. Kk Mike'n o I yllardan anmsad eyler: uzun sren otobs, tren yolculuklar, l ucuz, kk otel odalar, yemek piiren, ninni syleyen, kitap okuyan babas ve ara sra, sahne arkasnda grd ok gzel bir kadn! Alicia da aslnda kocasn seviyor ama dzenli hayata uyum salamakta zorlanyormu. Annesinin 'ana bir kadn' olmaynn ek- l sikliini, babasnn sevgisiyle kapattn dnen Mike'n yaam, babas zerine kurulmu. 'Anne' figr gelimemi, erkeklerin vej babasnn hayran olduu bir gzellik olarak, gdk kalm kavram- ] lar hazinesinde. V Srekli yolculuk, yoksulluk ve mutsuzluk, babasn alkolik vfel hasta bir adama dntrdnde Mike on iki, babas otuz drt yandaym. Oullarnn 'ahlaksz' ve 'eytan ruhlu' bir kadna tutulmasnn acsyla, yllarca dil ve gzya dken aile, sonunda torunlar Mike'n dzenli bir hayata gereksindiine oullarn ikna edip, onu yanlarna almlar. Bundan sonras huzurlu, gvenli ve sistemli bir okul ve ev yaam getirmi Mike'a ama o, daima kendine hem baba, hem anne, hem de ok yakn bir arkada olan babasn zlemi, geceleri onun fotoraflarna bakarak gizlice alam. Hayalindeki soluk sarna gelince: bu imge kanlmaz bir 'peinde koulacak kadn' hayli olarak, ocukluk fotoraflarn tamamlamt. Galiba bu hl byleydi Mike iin. Mike' ailesi yanna aldktan sonra, hastal ve alkolizmi artan baba, hi usanmadan Alicia'nn peinde srklenmeyi srdrm. Onlarnki de bylesi bir ak olmal... Turneler srasnda geirdii bir kaza sonucu, aniden len Alicia' nn peinden gidilecek tek yer kaldnda, hi tereddt etmemi babas. Kendini ucuz bir tfekle vurmu ve yine Alicia'nn yanna komu. Mike yalnzca on yedi yandaym o srada.

Babasndan edindii sabrl, hogrl, anlayl, nyargsz, duyarl ve 'kitap kurdu' olmak gibi olumlu niteliklerin yannda, yine babasnn btn yaantsna damgasn vuran 'son karar', belki de, en ok etkisinde kald, esiri olduu bir saplanty oluturmutu: intihar! nk Mike'a rastladmda, henz otuz yandayd ve 'intihar'n geciktirmeye alyordu. O sralar Virginia Woolf dnemine giren Selen'e - dnem dnem bir yazara taklr, yalnzca onu yer, ierdi - 'intihar' zerine ne dndn sorduumda; "Ben yaam seerdim. Bunu seecek kadar anslym, glym," demiti. Sesinde, bu yzden keyiflendiini gsterir tnlar vard. Birden, irkilerek bana bakmt sonra. "lm bir sondur Nilsu; zm deil!" diye eklemiti. "Peki, insan kendi lmn seebilme hakkna sahip deil mi?" iyice rahatsz olduu besbelli, elindeki 'Waves' adl kitab brakp yanma gelmiti. "Her karar bir seim sonucudur ve kararlarn kendileri verebilenler yetikinlerdir." Bakp, sustuk. Endieli gzlerle yzm szd. 121 "Aslolan yaamaktr, yaatmaktr Nilsu," dedi. '"<" ''' O gnlerde artk bir yldr Mike'la beraber olmamn getirdii 122 daha gvenli bir dnemi yayor, yalnz bama 'babamlara' ziyare-te gidebiliyordum. Elimde London ve Hemingway kitaplaryla dolayordum, kasm kasm kaslarak. Ama ceketimi giyip eve dnmek iin ayaa kalktmda, cebimden doum kontrol haplar dnce btn havam bozuldu! Mthi bozuldum. Haplar yerden alp bana uzatan Selen, hibir ey olmam gibi elini omzuma att ve beni kapya kadar geirdi. ok tedirgin oldum. Mutlaka babama anlatacakt, babam bozulacak, annemi arayacak, bir felakete neden olmuum gibi, herkes dertlenecekti. Belki de iyi olacakt; annem de, babam da zlecek ve canlan yanacakt. Ama ya anneannem? Onun ne suu vard? Onun zlmesini hi istemezdim. Fakat Selen'i nasl engelleyebilirdim ki? Eve dndmde, anneannem beni Selen adnda birinin aradn syledi. Hemen telefonun bana oturdum. "Ah evet, ben aradm seni Nilsu. Seninle konumak istiyorum. Yarn olur mu?" Beni tehdit mi edecekti? Ya da 'annelik' mi tasla-yacakt? Baka ne olabilirdi? O gece ok az uyudum. 40 Bir avukat arkada 'dnce suu'ndan tutuklanm, televizyonda kitaplar katil gibi sergiliyorlar diye, bozulmu, belki bu yzden, belki de baka sorunlardan, o ilk tandm canl, heyecanl, neeli kadna hi benzemiyordu. Bulumak zere

syletiimiz ka-feye yorgun, isteksiz, biraz da sradanlam bir kadn geldi, Se-len'in yerine. Yzne dikkatle bakp, benimle ne konuacan tahmin etmeye alrken, hl liseli bir kz olduumu dnp fkeleniyordum. Liseli bir kza t verilir, ders verilir. Yine ve hl Selen'le eit olamaymn fkesi iimi yakarken, bir yandan da artk bir cinsel hayatm olduunu anlamas, bu bilgiyi kullanabilecei dncesiyle, ondan ekmiyordum. Dikkatle yznde bir ipucu aradm, her mimiini izledim. Gzlerinin derinine gizlenmi o eski prlty grdm, o srada: Drst, kendine gvenen, akll insan prltsn. Rahatlatt bu beni. O, eski Selen'di, deimemiti ve beni hl etkiliyordu. "Annenle ilikini pek bilmiyorum Nilsu, ama tahmin ediyorum. Baban, evet, onu olduka iyi tanyorum. Sana gelince, seninle ilk tantmz andan itibaren, birbirimizi ok iyi algladk sanyorum..." Yine beni artmt Selen! Dorusu cebimde doum kontrol haplarn bulup, beni alelacele grmeye arnca, bekret, cinsel hastalklar (henz ADS gndemde deildi), gebelik riski, erken annelik sorunlar ya da evlilik zerine konuacak sanmtm. "Tantmz gn, o balk lokantasnda ok duyarl, kafa tutan, zeki ve gzel bir kz ocuu vard karmda. Babasna tutkun, olup-bitenlerden ok tedirgin, ortada kalmaktan, terk edilmekten, en ok da babasn yitirmekten korkan bir kz ocuu... Beni hem beenen hem de bir 'umac' gibi gren, taze bir gen kz." Sustu, kahvesinden bir yudum ald. Nefes almaktan bile ekinerek, onu dinliyordum. Nereye getirecekti sz, beni neden armt? "Baban, seni ve ilikilerinizi tandka, be aa, be yukar aile topografyanz da karmak g olmad." Neden sz dolandryordu? Neden asl noktaya gelmiyordu? Yoksa, o da m ekiniyordu? "Nefis bir baban var. iten, canl, sevgili, kocaman yrei olan bir insan. ocuklarn ok seviyor, ikinizi de... Annene gelince, onun da kt birisi olduunu sanmyorum..." Canm sklmt. Artk annemle babam tartmaktan bkmtm. Ben vardm, benim hayatm, benim sorunlarm... Skldm anlamamt. Kafasnn iinde o uzun yolculuklarn yapyordu besbelli. Ama bekleyemedim, genliimin verdii sabrszlkla, bencillik ettim. "Beni artk ilgilendirmiyorlar!" Glmsedi. Yzne o tandm, canl renkler yayld. "Zaten bunun iin seni ardm

ya Nilsu!" Nasl yani? Ne demek imdi bu? "Senin artk gen bir kadn olduunu, ikimizin yetikin - ama ti alntlarla deil - gerekten yetikin insanlar gibi konuabileceimizi dndm ben..." Sesinde biraz ekingen, biraz yorgun, oka krgn tonlar vard. Ban fincanna saklyor gibiydi. Bu kez gerekten meraklanmaya balamtm. Ne olabilirdi? Ne olmutu? Bir eyler oluyordu, bu kesin! "Hibir ey anlamadm sylersem, beni aptal m bulursunuz Selen?" "Hayr. Senin zeki olduunu biliyorum. Ama bunu sylersen, aramzdan 'baban elinden alacam'a dair o yersiz kukularn ekilmi olduunu anlarm." Sus pus oldum. yllk yolun btn dikenleri, btn ukurlar yok olmutu sanki. stelik bu kez utancmdan kzarmadan, rezil olmuluun iinde saklanacak delik aratan, berbatlna yakalanmadan... ok sonralar bunu, 'hazmederek yaamak' olayyla aklayacakt Teo. "nk arkada olacaksak, nce ceplerimizi boaltp, iinden kanlar cesaretle ve itenlikle gzden geirebilmeliyiz!" Ceplerimizi mi? Doum kontrol haplarn m? Yzme, slak pislie basm gibi bir irkilme ifadesi yaylm olmal. "Mecazi anlamda sylemitim ceptekileri," dedi Selen glmseyerek. "Haplara gelince; korunuyor oluuna sevindim. Bu markay nereden bulabildiini merak ettim yalnzca, Amerika'dayken ben de aynsn kullanrdm da. Trkiye'de bulamadm ayn haplardan. Zaten artk baka yntemlerle korunuyorum. Neyse. Benim bu konuda syleyebileceim tek ey, arkadalk ettiin gencin sana lyk biri olmas dileimdir." "Gen mi?" diye ardm. "Mike otuz drt yanda!" Bu sylediim ok komik geldi Selen'e. Kahkahalarla glmeye balad. O glnce, ben de gldm. "ilahi Nilsu... Otuz drt ya gen deilse, ben de yal olmalym senin gznde..." Hi dnmemitim, yle diri, canl ve hareketliydi ki, onun otuzuna geldiini asla dnmemitim. Toparlanmaya altm. "Siz yle gensiniz ki... Hk, mk, ey..." "Ama ben de otuz drde ok yaklatm..." O gn Selen'i nasl yal bulduumu, bugn otuzuma ok yaklamken dnp, glmsyorum. irndi Deniz de beni yal buluyor olmal; ok yal...

"u Mike, kimdir bu yal boy-friend, biraz anlatsana Nilsu." Meer ne ok gereksiniyormuum Mike'i anlatmaya... Meer ne ok beeniyormuum Mike'i. Meer nasl da ballar akyormu azmdan, ondan sz ederken de, bilmiyormuum... Bir saatten fazla ben anlattm, Selen dinledi. Dikkatle, ciddiyetle sorular sordu. Ama en ok, ilk cinselliimi yaarken incinmeyiim, bunu zenle, sevgiyle bezenmi bir an olarak saklayacak oluum ilgilendirmiti onu. Sanrm Mike'i bu yzden beenmiti. Tedirgin olduu konuysa; 'u ilgin Amerikal' adamn taknt haline evirdii 'intihar' temasyd. "Eer sen ve Mike isterseniz, bir gn sizi evime kahveye beklerim. Tanmak isterim onunla." 'Evime' demiti, ilk kez 'evime' demiti. Oysa hep 'bize' derdi... Sahi, bana anlataca neydi? Onu kayglandran, artk 'iki yetikin gibi' oturup konuacamz ey? Birden mthi korktuumu anmsyorum. Bir eyler oluyordu, orada, 'babamlarda' bir eyler vard... "Babam iyi mi?" diye ekinerek sordum. "iyi tabii," dedi Selen, gzlerini kararak. Babam terk mi ediyordu? Yoksa babam m? iyi ama, babam Selen'siz ne yapard? Selen gibi bir kadna rastlamken... bir daha... yreim ku olmu, deli gibi uuyor, kanatlarn duvarlara arpp, rseliyordu. Elini yanamda hissettim. Selen ilk kez benim tepkimden ekinmeden elini uzatm, yanam okuyordu... Annemin beni okamasn dlediim gibi, yumuack, sevgiyle, efkatle... Annemin... "Baban hl seviyorum Nilsu. Onunla nefis eyler yaadm. Bana gvenli, sevecen ve btn kalbiyle geldi o... Ama..." Elini ekti, kendi iine dnd, kvrld, yumuldu. Kendi kendine konumaya balad sonra; "Ama beni rahatsz eden, aramzdaki ciddi sorunlar yaratan bir ey var..." Yreimdeki sanc artt, iim d. ok beendiim, btn znel olumsuzluuna ramen, ok houma giden bir iftti babam-la-Selen. Eer onlar bile baaramyorsa... 125 "Sorun, babann kim olduu!" > Babamn kim olduu mu? 126 "Evet, aslnda nasl bir adam baban? Kim? Eer, bamsz, akll ve gl kadnlar beeniyor, onlarla modern, paylamc, sorgulayan ve yenilie ak ilikiler yaamak istiyorsa, imdi benimle yaayan adam kendisidir. Ama eer bu adam kendisiyse, klasik, baml ve ancak erkeklerle varolabilen bir kadnla yllarn , ,iiv H, ;

geirmesi nasl aklanabilir?" Sanki benim grmediim bir yere aslm bir kttan, yazl bir metni okur gibi, dmdz konuuyordu. Onu hi bu kadar gergin ve keyifsiz grmemitim. Bana anlattklarm uzun uzun dnp, yzlerce kez gzden geirmi gibiydi. "Eer anneni sevdiyse beni nasl sevebilir, eer beni seviyorsa annene nasl katlanabilir?" Sersemlemitim. Bir insann, cannn istedii herkesi sevebileceini dnrdm oysa. Ama Selen'le annemin ne denli farkl kadnlar olduklarn, en ok ben bilmiyor muydum bandan beri? Ben deil miydim onlarn, kiilikleri, hayata baklar ve yaam tarzlarnn farkllndan ba dnen ?.. "Asl kendisi kim? Hangi adam?" Hi dnmemitim! Bir insann sevmek, paylamak, beraber yaamak iin setii insanlarla kimliini ele vereceini, dnmemitim ... Doru olabilir miydi? Belirleyici olabilir miydi? "Hepimizin iinde farkl kiilikler vardr. Bir yanyla servenci, bamsz biri, gizli gizli, klasik bir ev hayat, dzenli bir yaam zle-yebilir. Ama sonuta insan karakterini yaar, buna uymayan zlemleri ynnde att admlar, ksa srede bozguna urar ve aslna dner!" Dudaklarn kemiriyor, ellerini ovuturuyordu. Selen ac ekiyordu, aresiz kalmt. Selen... O gl, o mkemmel Selen... Benim karmda, hemen yan bamda... "Bir insann eski sevgilileri ve/ya eleri arasnda ortak yanlar, ideolojiler, izler vardr... Mutlaka vardr. Ama onunkinde eser bile yok!... Bu denli paralanm bir kiilik... kecek, yaknda biri, geici olan yan kecek..." Sustu. Bana bakt. Sanki ben bilirmi-im gibi, yalvaran bir bakla sordu. "Hangisi asl kendisi? yldr benimle yaayan benim sevgilim mi, on be yl annenle yaayan, onun kocas m? Hangisi?" Baylacak gibi olduumu hissediyordum. Yaammn son yllarnda en gven duyduum iliki de zlyordu. "Sen iyi misin Nilsu? Acaba sana ok mu bol geldi bu konu? Henz ok mu erken?..." Hayr, bilmek istiyordum, artk her eyi, her eyi renmek istiyordum ... Glp, ortal yumuatmak istedim. "Hanginizi aldatt acaba, sizi mi, annemi mi?" dedim. "Daha dorusu, ka zamandr kendini aldatt veya aldatyor!"

Sesi ok kederliydi. Babam bunca ok sevdiini, byle nemsediini, gururlanarak hissediyordum, ama bu, beni daha ok endielendiriyordu. imdi... Hava kararmt, sessizce kalktk. Benim yediim pastann ve kendi bilmem ka kahvesinin parasn derken - Amerikan kahvesi hl zor bulunuyordu - hi ses kartmadm. Babamla Selen arasndaki huzursuzluun, bir kiilik uyumsuzluu mu, yoksa geici bunalm m olduuna, henz ikimiz de karar verememi gibi davrandk, ama ikimiz de babamn gerekte kim olduunu anlayacak kadar iyi tanyorduk onu. Tehis koymaktaki glk, kabullenmeyi geciktirmeye ynelik umutsuzluktur! Yllar sonra, yaantmda babam ve Mike'la balayan 'erkekler' sayfas kalabalklatka, hem kendimi, hem de onlar deerlendirirken, nceki ve sonraki eler/sevgililer hanesi benim iin de nemli bir lt oluturacakt. Hi de yabana atlmayacak bir lt! 41 "ite bu Mike! Size szn ettiim Hemingway ve London fanatii..." Sonra Mike'a dndm: "And, this is Selen, my father's girl-friend!" Selen'le tanmay Mike da istiyordu. Konumalarmda, babamdan ok onun ad geiyor, hayran olduum pek ok konunun kahraman olarak, sk sk aramza katlyordu zaten. Kendisiyle tan-128 mak istediini syler sylemez, atld Mike; "Selen mi? Onu yle merak ediyorum ki, tanmak iin imdi gitmeye bile hazrm." Ben onlar ryamda oktan tantrmtm halbuki. "Hello Mike! Shall we speak in English?" "Merhaba Selen, yok canm, bal gibi Trke konuuruz biz." El sktlar, glmsediler. Birbirlerinden holanmlard. pil ipil Hint eteklerinden birini giymiti Selen, iri dalgal, parlak siyah salarn biraz ksaltm, ancak ensesini rtecek hizada l kestirmiti; kk, renkli kpeler takm, prl prl glmsyordu. Toparlanmt besbelli, babamla ilgili kayglarn da birka yllna l ertelemiti. Mike da kendine zg kl iinde parlyordu o gn. Her za- J manki pamuklu gmleklerinden, fstk yeili olann giymi, boynuna kahverengi bir fular takmt. Mavi gzlerinin derinliine ok yakan rengrenk bir glmsemeyle, ok yakkl

grnyordu bana. Erken bir le sonrasyd, babam laboratuvarndayd ve bu bulumadan asla haberinin olmayacan kesinlikle biliyordum. 'Babamlarn' - belki de artk yava yava Selen'in demeliydim - evinin terasnda, Selen'in elcazyla yapt ikolatal pastayla, kahve imitik, ieriden Mozart'n klarnet konertosu gelip, doluyordu kulaklarmza. ok keyifliydim. Selen'le Mike'n ortasna oturmu, onlar seyrediyor, pastam yiyerek, her szc iime sindiriyordum. Sanki bu ikisini ben yaratmtm, sanki onlar benim eserimdi ve ben onlar bir araya getirip, baardm bu 'byk i'in gururunu yayordum. Alt ay sonra on sekiz yama girecektim, bir ay sonra da liseyi l bitirecektim. Bunun anlam yaknda niversiteli, 'reit' bir kz olmak, artk 'adam' yerine konmay ummakt. En nemlisi, kimsenin ilgisine ve sevgisine muhta olmadan yaayacaktm: yle sanyor-! dum... On sekiz rakamnn sihri bykt! oktan planlarm yapmtm. niversiteye balar balamaz*} kolejden snf arkadalarmla bir ev kiralayp, kz birlikte yaaya-J aktk, nmde koskoca bir yaam sonsuza dek uzanyor, gen, salkl ve akll oluum hi deimeyecek bir mal varl gibi avularmda parlyordu. 'Deimeyecek' eylere inanyordum hl. Toy, cesur ve kibirliydim. Baz inanlarm yklm olsa da, pek ok eyi dzeltebileceime inancm vard. ok gentim! Oysa onlar yeni otuz yalarna ulamlard. Baz eylerin ayrmnda, son-genliklerini dikkatli ve bilinli yayorlard. "Nitekim, Nietzsche de 'uzun bir hastalk' diye deerlendirir John Baylercorn'u." "Ama Baylercorn, London'n tek ve en nemli roman deildir. Ayrca, Nietzsche'nn hastalk olarak nitelendirdii ey de, biraz belirsizdir..." Ne zaman balam, ne zaman iine dalmlard edebiyatn, felsefenin ve tabii 'intihar'n; hi farknda olmamtm. "Belki de," diye srdrd Mike: "Belki de bana byleyici gelen, eer o hastalk, intihar oluyorsa... O intiharn iindeki son karar, self-decision1 zgrl..." "intihar byleyici buluun, baban ok seviyor ve kendini onunla zdeletiriyor olmandan kaynaklanyor bence, Mike!" Selen'in bazen patavatszla varan direkt ve drst tarz, bomba etkisi yapmt. Mike sustu. Sonra ekingen bir sesle sordu: "Can't get that word, zdeletir......what was it?2"

"To empathize, being the same, yani nasl demeli?" Ben hemen atlayp, kesinletirmi: "Feeling identical!" demi, bylece ie yaram, konumaya dahil olmutum. Selen, Mike' beenmiti, ama zaman zaman onu snadn, bana lyk olup olmadndan ok, tehlike snrlarn yokladn seziyordum. Belki de bana yle geliyordu? Ama o eski hrnlmdan, ona olan hayranlm glgeleyen, sevgimi boan kskanlmdan eser kalmamt. Selen'in sevgilisinin kz olmaktan ok, onun arkada, daha bir dengi hissediyordum kendimi... Babamla ilgili endielerini bana atndan, o gnden beri... 129 ' z seim (Y..) 2. zdeletirmek nedir, anlayamadm? (Y..) 1YS9 "Sanrm Nilsu da yle dnyor, ama ben buna katlmyorum. Bence, sen Hemingway ve London' sevmiyorsun Selen!" "Asla! ikisinin de iinde mthi frtnalar kopan, 'extreme,' aykr ve uyumsuz insanlar olduklarn, bunun yaratc yanlarn besleyen gl bir rmak olduunu dnyorum. Gl ve vahi. Edebiyat dnyasna katklar esizdir! Kitaplarn zevkle okuduumu da itiraf etmeliyim. Canm, sen edebiyat retmenisin, daha profesyonel analiz edersin onlarn eserlerini... Ben, yalnzca bir okurum!" "iyi bir okur!" diye dzelttim gururla. "Sonra," dedi Selen, bana glmserken, Mike'la konumay srdrerek; "Deneysel edebiyat yapmlar dersem, ok mu yanltr? ikisine de rahat batm, scak evlerinde, ktphaneler dolusu kitaplar arasnda, rahat yataklarnda yalanmak yerine, yaayarak yalanmay semiler. Bu, beni heyecanlandryor..." Mike da heyecanlanmt: "Kald ki, intihar ettiklerinde biri krk, br altm yandayd." Selen glmeye balad. "Nilsu'ya gre ok yal olmallar!"

Dnp bana baktlar. Biraz sevgi mar bir bakla, 'ne yapmal?' diye baktm onlara. "Siz ikiniz de hi yalanmayacak trdensiniz," dedim. Gltk. Kahvelerimizi itik. Ne gzel bir gnd, iim iime smyor, yzme bir glmseme yapm, kmyordu. "Peki kadnlar konusundaki tavrlarna, dncelerine ve tepkilerine ne diyorsun Mike? Amerikan Edebiyat'nn iki maosudur Hemingway'le London." Sanki onlar korumak ve savunmak iin Selen'in evine gelmi gibi, atlad Mike: "Bu tr insanlar, hele onlar gibi hassas ve yaratcysalar, btn sert, kat ve kaln grntlerinin ardnda yumuak, efkat ihtiyacnda, ekingen, biraz hastalkl asl tipleri gizlerler." Selen bana bakt, gzlerinde Mike' zmemek iin bu konuyu fazla demeyeceini anlatan bir bak vard; mesajn aldm. Biraz bozuldum, insanlarn daima bir dello iinde olduklarn zlerek dndm. Sonra, Selen'in Amerika'da yaad yllar, ortak meknlar, kltrel konular zerine konutular, birlikte gldk, anlar dei-toku edildi. Bir ara Selen yine kendini tutamad, "Bari Martin Eden'i l-drmeseydi, u senin London'n Mike! ok sevmitim o tipi n .,

ku... "Ama Martin Eden, zaten London'n kendisiydi Selen." iime ate dm gibi irkildim. Mike'n ses tonundaki heyecan, neredeyse keyif, bir gn kendisinin de intihar edebilecei olasln ilk kez o an hissettirdi bana. Tedirgin oldum. Ama elenceli bir gnd ve abucak dald bulutlarm. Veda etmek zere kalktmzda, Mike bir gn kendi evine, ya da 'kyak bir restoran'a yemee davet etti Selen'i. Sevinle kabul etti Selen. El sktlar. Tam kyorduk, Mike dnd: "Annesinin intihar acsn kim hafifletiyor diye merak ediyordum. Seni tanynca anladm! Dostluun ve sevgin buna yetecek kadar gl Selen," dedi. aran Selen bana bakt: "Ne intihar, kimin annesi intihar etmi?" diye kk bir lk att. "Tabii ki Nilsu'nun annesi..."

42 Ertesi yl Mike Brezilya'ya doru yola karken, onu yolcu etmek iin Selen'le havaalanna gitmitik. Ua havaland, grmediini bile bile el salladk arkasndan, iimde onu son kez gryormuum gibi ezik bir duygu vard, hemen bu duyguyu boup, bymesini ve beni zmesini nledim. Bana brakt pek ok any ve Martin marka gitarn dnp, avundum. "Hl annenin intihar ettiini mi sanyor?" ilk kez sormutu Selen. aknlk iinde yalanm rendii o gnden bir yl sonra, ilk kez! Evet, Mike hl ve hep annemin intihar ettiini sand. Sonuna dek inand buna. Ne zaman niyetlensem, ne zaman gerei anlatmay dnsem, onu uratacam byk 131 d krklm grr gibi oluyor, korkuya kaplyordum. Belki de, l bu uydurma intihar olaynn aramzda zel bir ba kurduuna id- i 132 detle inanyor oluum, belki de onu zmek istemeyiimden ok, kendimi, kurduum bu yk iinde daha ok seviyor oluum... Bilemiyorum. 'Terk edilmek' korkusuna gelince, bunu zellikle dndm sanmyorum. nk on drt yamn, on bee dnecei o 'son i yaz'dan sonra, daima bir 'terk edilme' fobisiyle i ie yaayacaktm zaten. Grdm, bildiim, yakn olduum insanlar, en sevdiklerini, en deer verdiklerini bile kolayca terk edebiliyorlard. Taze i ilikilerine, terk ettikleriyle ihanet edebiliyor, sonra hibir ey olmam gibi yaamlarn srdryorlard, 'hanet' ve 'terk' kanlmazd. Aksini bilmiyordum: Teo'ya rastlamamtm henz... Ac! Ac ekmek, en kt duyguydu. Ac ekmek, terk edilmekle zdelemiti bende, sanyorum. Ac ekmekten kaabilmek, bu l duyguyu engelleyebilmek ya da geciktirebilmek iin her eyi yapardm; her eyi. rnein, terk edilmeden terk etmek, incitilmeden incitmek vbg... Mike'dan sonraki ilikilerimde bu slbu benimseyiimi, 'acmaszlk' olarak nitelendirip beni knayanlarn ihanet, l yalnzlk ve terk edilmiliin gvensizlik, aalanmlk duygular-N n daha ge ve gsleyebilecek yalarda yaayan, ansl ve salkl .1 insanlar olduunu dnyorum. Hi kimseden beni anlamasn beklemezdim zaten. Hi kimse-1 den! Ne Selen'den, ne Mike'dan, ne de Teo'dan. nk babamdan beklemitim, nk annemden ve Cem'den, nk btn dnya-if dan beklemitim... Ama sonunda beklemediim eyler oldu... Mike'a anlattm yalnzca bir intihar fantezisiydi ve bu, ona ya~ | samnda sylenmi en gzel yaland. Benimse, hi pimanlk duymadm tek yalanm!

Mike'dan ok ey renmitim. Uzun sre ayn yerde yaayamayan insanlardand o. Trkiye'de drt yl yaamadan nce italya'da alm, imdi de Brezilya'ya gidiyordu. Daha sonra kim bilir neresi? nk o srekli kendini arayan mavi gzleriyle, babasnn izini sryordu ve bu anlamda biz birbirimize benziyorduk. ikimiz de babalarmza tutkun ocuklardk, farkl biimlerde de olsa, terk edilmitik ve ikimizin de 'anne' imgesi silikti. Onun Trkiye'ye gelmeden nce italya'da yaadn biliyordum. Ama italya'dan nce nerede olduunu hi sormamtm, o da bana Vietnam'dan sz etmemiti. Soran ve renen Selen'di. Selen, ah Selen! Mike'n bana bir dost, bir sevgili olarak kattklarnn yan sra, bir retmen olarak da esiz katklar oldu. Korkularm, yalnzlklarm, anlalmazlklarm bilinmezlikten kartp, aydnlatmann yollarn gsterdi bana. nk Mike, 'hamal okur'luktan kurtulup, 'iyi koku alan, iyi okur' olmann srlarn retti bana. Bu anlamda, 'hayatm kurtard' benim. Babam yalnzca meslek kitaplar, dergiler okurdu. Anneannem tutucu, ama iyi bir okurdu. Yeni yazarlara ve edebiyat akmlarna kar kukucuydu, gelenekselciydi. Annem pek okumazd. Sonra Selen girdi yaantma; bir kitap kurdu! Ama onunla geen ilk yllarm, kendi duygusal alkantlarm nedeniyle ondan yararlanmam engelledi. Belki de ona tepki vermek iin, nceleri uzak durdum kitaplardan. Selen'den daha ok, 'elinde kitaplarla yaayan insan' figrnn yenilii ve farkll formasyonunu edindim, diyebilirim. Derken Mike kageldi. Hemingway'i, London', Steinbeck ve Fa-ulkner'yla ve tabii daha sonra da 'kitap okumayan insanlara asla tahamml edemeyen' Teo... yi ki geldiler, ho geldiler ve beni de kendilerine benzettiler... "Trkiye'de drt yl geirdim Nilsu, seninle, uzun drt yl. Daha fazla kalmak 'alkanlk' canavarn uyandrr, nce sinsice beslenir bu canavar, sonra seni ynetmeye balar. ok tehlikelidir bu canavar, ok!" Beraberliimizin son be aynda artk onun rencisi deil, niversiteli bir kzdm ve ilikimizi gizlememize gerek kalmamt. Yine de - 'alkanlk' canavar olmal - gn na kartmamtk. "Kalk, benimle gel, yepyeni bir lkeye gidelim!" Belki de 'benimle gel' dedii ilk kadn bendim. Ama onun, 'sevilen kadn, eriilemeyendir' saplants vard. Babas, Alicia'ya ulaamamt. Onunla gidersem, 'eriilmi' olacaktm, te yandan gitmek, yepyeni bir lkede, yeni bir yaam kurmak yle ok cazip gelmiyordu. Halbuki, sokaklarnda kt anlarm olmayan bir kent, odalarna yalnzlklarm sinmemi bir ev hi de fena gelmiyordu kulama, ama sanrm, ben bu eski lkede yeni bir yaam kurmak istiyordum. Belki de hesaplaacam anlar, duygular ve kiiler bul|4 ..... radayken... Okuldan birlikte mezun olup, farkl fakltelere giren iki kzla

birlikte yaadmz evin, Selen'in alt broda bana ayarlad 'part-time' iin ve ayaklarmn zerine yeni yeni basyor oluumun keyfini tadal ok az olmutu. Hem sonra Mike'la Brezilya'ya gidersem, ksa sre sonra 'terk' edilenin ben olacam ok iyi biliyordum. 'Yerleilmi bir lke' kadar 'eriilmi bir kadn' da onu tketecekti! Mike'n uann ardndan bakarken, 'terk' edilmekten ok, terk etmenin hznl keyfini yayordum. Bundan sonra sk sk yaayacam zehir tadnda, ok gsterili, bir 'bel iei' gibi iniyordum hzn, dilerimin arasnda. Ktr ktr... Usulca ve zevkle... 43 Henz liseye baladm yllard, babamla Selen yeni tanmlard. O sancl 'babamlarda yemek' akamlarnn birinde sormutu Selen: "Lise bitince hangi faklteyi seeceksin Nilsu? Meslek ideallerin neler?" "Doktor olacam!" diye kesip atmtm. "Tpk babam gibi!" Zavall Selen, o yllarda 'babam gibi' diye balayan konumalarmdan ne baygnlklar geiriyordu kim bilir... "Biyokimya masteri yapp, babamn laboratuvarnda uzman olarak alacam." ok kararlydm ve hi tereddtm yoktu. Halbuki niversite snavlarnda ilk tercihim mimarlkt ve yksek bir puanla 'Selen gibi mimar' olmak zere, Teknik niversite'ye kaydolmutum. Biyokimyac olmak isteim, yalnzca babama olan ilgim ve sevgimle aklanabilecek bir eydi sanyorum. Biyokimyac olan herkesin, onun gibi iine k, iiyle mutlu olabileceini sanyordum. Oysa sonraki yl boyunca meslekler kadar, kendimi ve ilgi alanlarm da tanmaya balamtm, iinde yaratcln ve sanatn yer ald, masa ba, kt, kalem ii bir meslein bana daha uygun olacana karar verdiimde, Selen'in kiiliine, alma zgrlne duyduum hayranln da bunda etkisi vard kukusuz. Hepimizin meslek seiminde rol alan birisi vardr mutlaka! iadam Fikret'le evlenip, onun Boaz'daki gsterili, kristal avi-zeli evine tanan annem, Cem'in liseyi de yatl okumasn, benim de ancak yatmadan yatmaya eve dnmemi neden gsterip, boanrken ona kalan eski evimizi satmt. Lise sona gidiyordum o sralar ve vaktimin ou ya okulda ya da Mike'n evinde geiyordu. Hafta sonlar 'babamlar'la, Mike'la, niversite kurslar, mzik kulb gibi uralarla yle doluydum ki, evimizin satlmas, kendi eyalarmla anneannemin evine tanmam beni fazla etkilememiti. Belki de daha nce olanlar bana baklk salamt. Cem'e gelince, iki haftada bir eve klar, nce e, sonra 'ayda bir'e dt.

Annemin sk sk yineledii, 'artk buras da eviniz, bize de gelin!' slogan, bozguna uram bir reklam kampanyas gibi, hi tutmad. Bizi apar topar arabasyla gtrd iki kez dnda, onun evine gitmedik, ne Cem, ne ben! Cem'le ilgili olarak o yllardan anmsadm en nemli eyler; giderek hatlar anneme benzeyen, ho bir delikanlya dnyor olmas, hzla uzayan boyu, notlarnn ykseklii ve terbiyesiyle okulun gzdesi oluu, basketbol takm kaptanlna gidecek yolda ilerleyiidir. Benimle ilikisiyle son derece zayf, mesafeli, silikti. En nemlisi, annemden de kopmutu. Anneannem! Sanrm, yaantmzda oluan bu hzl ve kkten deiimi en yalnz yaayan oydu. Yllarca kar dairede yaayan kz ve torunlarn bir arada grmeye almt ve onun ya gz nne alnrsa, aniden saylabilecek bir zaman diliminde, karsna 'grgsz' ve 'saygsz' bulduu yeni komular tanm, her gn grd insanlar, yaknlar saa sola dalmt. stelik onun tutunaca, ne yeni kocas/sevgilisi, dersleri, arkadalar, ne de nnde upuzun akan koskoca bir yaam vard. Yetmi yedi yandayd, dinti ve ok gururluydu. Kitap okuyor, yryler yapyor, arkadalaryla buluuyordu. Ama zellikle, annemin evimizi satp, be135 enmedii komulara onu mahkm edii - bizim yerimize kim gelirse, beenmeyecekti kukusuz - anneannemi ok sarsmt. Yeni i 136 komularna rastlamamak iin sokaa kmad gnler oluyorduk son yllarda. Yal kalbi krlm, dnyaya ksmt. Akamlar, j benimle pek ender konuuyordu. Hi sormaz, benim anlattkla-j rmla yetinirdi. Oysa ben artk taze bir niversiteliydim; arkadalarmla bir ev tutmak, daha farkl bir hayat kurmak, kendi dzenimde yaamak istiyordum. Bu konuyu 'babamlar'a atmda, en byk destei Selen'den grdm. alt broda bana yarm-gn, ufak bir i ayarlamak, ayn eve birlikte tanmak istediim kzlar bir gn da- l vet edip tanmak fikri hep ondan geldi. Kendilerine yakn bir ev tutulmas nerisiyle de, babam tavlad. Tek sorun anneannemdi. Onu brakrsam, yapayalnz kalacakt. Anneannemi 'terk' etmeli miydim? Anneannemin hayat mJj kendiminki mi nemliydi? "Kendi hayatn dnmeyi brakrsan,^ yaamn boyunca hep bakalar iin yaarsn ve herkes buna alr!"! Mike byle derdi. Onun evinde bir bahar akam oturmu, gitar alp, ark sylyorduk. Bob Dylan akam yapmtk, yalnzca onun | arklarn sylyorduk, duvarlara onun fotoraflarn asmtk. Mi-ke'la sk sk byle akamlar hazrlandk, en ok Cohen ve Dylan'a taklrd. Ben de zevkle katlrdm ona. Birka kez steledim ama baka bir yorum yapmad. "Anneannen senin mutluluunla mutlu olacaktr. Nasl mutlu olursan, onu se!" Selen daha pratikti. Bylece anneannemi mutlu etmek ii sonunda benim omuzlarma yklenip kalmt.

Nihayet karar verdim, iki arkadamla 'babamlara' yakn bir apartmanda bir daire kiraladk. mz de ailelerimizin - benim babam ve bir anlamda Selen'in - yardmyla evi dedik, yerletik. Sevimli renci evlerinden biri! ilk deneylerin, mutluluk ve sanclarn yaanaca, o renci evlerinden... iki yl boyunca hi aksatmadan, haftada bir anneannemi ziyarete gittim. Bana gzel Girit yemeklerinden ve ay saati kurabiyelerinden yapt. Ona yeni evimi, okulumu anlattm, dinledi. Baz hafta sonlar Cem'le yine onun evinde bulutuk. Anneannem, sonuna dek, kardeimle bana 'bir ev" sundu ve bunu korudu. Ne kucaklad, pt, koklad bizi; ne azarlad, dedikodu yapt; hi aksatmadan salam bir kale oldu, kapsn at bize. iki yl sonra banyoda dp ldnde, lm raporuna 'yetmi 137 dokuz yanda. Beyin kanamas' yazld. Bence lm nedeni yrek kanamasyd. nk insan mutsuzluktan lebilir! 44 Selen o gn broya gelmedi. Evinde de yoktu. Babam aradm, o da laboratuvarna gitmemiti. Evlerini aradm, telefona yant verilmedi, ikisinin de nerede olduunu bilen yoktu, iki gn hi haber alamadm onlardan. Artk kollarna, deneyim ve yorumlarna koacam Mike da yoktu. Gideli bir yldan fazla olmasna karn, yokluuna hl alamadm Mike'n evinin nnden getim ve anneanneme gittim. Ama ne Selen, ne de babam onu ilgilendirmiyor, bahisleri bile zmeye yetiyordu anneannemi. O sralar, niversitede nc ylmd ve doent bir mimarla beraberdim, o gece onun evinde kaldm. nc gn okulda iki dersim vard, kta yine telefon kulbesi nnde aa oldum; yoklard! Broya gittiimde, bronun orta Murat Bey'in de artk meraklandn grnce, iyice telalandm. nce polisi mi, hastaneleri mi aramal diye dnrken, babam telefon etti. Sesi berbatt, ryada gibi konuuyordu, i iin kent dnda olduunu, biraz nce dndn syledi. "Beni merak etme kzm!" ilk kez bunu sylyordu, ok merak ettim tabii. Bir taksiye atlayp evlerine gittim. Kapy Selen at. Yz bembeyazd, glmsemeye alt, beceremedi, arpld ifadesi ve dehetli bir gzya yamuruna tutuldu. "zr dilerim Nilsu, zr dilerim..." Banyoya kotu, kapy ierden kilitledi. Kulam kapya yaptrp, dinledim. Su, hnkr ve hkrk sesi fkryordu banyodan. Salon karmakarkt. alma masasnn zeri bo kahve fincanlar ve kahve lekeleriyle kirlenmi paftalarla doluydu. Kanepenin zerinde bir yastk, bir battaniye, yzlerce kirli kt mendil vard. Ve

ben yirmi yanda, birka iliki eskitmi gen bir kadndm; artk kanepe zerindeki yastkla, battaniyenin ne anlama geldiini bili-138 yordum. Biliyordum bilmesine de, kondurmaktan korkuyordum. Mutfak da, sava alam gibiydi. Lavabo kurumu bulaklarla dolmu, tezghn zerine kuru ekmek dilimleri ylmt. Buzdolab bombotu, aydanlk yanmt. Halbuki hem babam, hem Selen J son derece titiz ve dzenli insanlard. Ama mutsuzluun ilk patolojik belirtisi, kkl alkanlklarn terk etmek ya da abartmaktr, l , Uykusu kt birisi uzun uzun uyumaya balar, sigara imeyen sigaraya dadanr, titiz olan serkelie, konukan bir bakas sessizlie gmlr. Yemek sevgisi oburlua, iki sempatisi alkolizme, karam-1 sarlk zifiri karanla dnebilir. Banyodan ktnda glkle kendine ekidzen vermeye al- j m, ama becerememi, darmadank ve slak bir kadn vard karmda. Elinde mendil yerine, bolca tuvalet kd, yznde ala-1 maktan yorgun, birer izgi gibi kalm gzleri vard. Bir koltua l kt kald. Bekledim. t yoktu! Hzl hzl soluk alp veriyor, ken- j di iinde, uzun bir yolculuu srdryordu. Usulca kalktm, mutfaa gidip, iki fincan ykadm, aydanl temizleyip, su kaynattm. Kavanozun dibinde kalan kahveyi fincanlara bltrp, kaynam suyla kartrrken, iim titreyerek dnyordum. Ne olacakt imdi? Ne yapacaklard? Tanrm, babam Selen'siz nasl yaard? (Babam m, ben mi?) Elimde kahvelerle salona dnp, pencereleri atm. Terasn hali de berbatt, bitkiler susuzluktan boyunlarn bkmt. Selen'e baktm, donmu gibi oturuyordu. Tek yaam belirtisi, arada bir burnunu ekmesiydi. kp iekleri suladm abucak. Aslnda hamaratlm, dnmek iin vakit kazanmak gereksinmesinden kaynaklanyordu. Tekrar yanna dndmde kahveler lmt. O ylece oturuyordu. Alc gzyle baktm ona. Bir jean pantolon giymiti, bir de kazak. Kazan dikileri dardayd, ama o, kaza ters giydiinin farknda bile deildi. Ayaklar plakt, yor olmalyd. Yatak odas olarak kullandklar blmeye, bir ift orap getirmek iin gittiimde Hint perdeli dolaplarn bir ksmnn bo olduunu grdm. Bombo! Babamn eyalar yoktu. Yataa baktm, pijamalar da yoktu. Koarak Selen'in yanna dndm, sesim ldrm bir tonla yankland yorgun duvarlarda: "Konusana Allah akna Selen! Neler oldu bu evde?" Varlm ilk kez ayrmsam gibi aknlkla bakt bana. Belleini yitirmi gibi uzun uzun inceledi beni. Sanki kim olduumu kartmakta zorlanyor gibi bir hali vard. Korktum. Selen'in akln yitirdiini sanp panie kapldm. Kahve dolu fincan alp, dudaklarna dokundurdum. Irkildi. Gzlerini krptrd. Sonra kk bir ocuk gibi azn at ve ben ona kahvesini yudum yudum iirdim. Titremeye balad, battaniyeyi omuzlarna doladm, arkasna yasland, yutkundu st ste. Her ey yle inanlmazd

ki... Ban bana evirip, tanyarak baktnda yine alyordu. Babam ne ok seviyor olmal, diye dndm, iim titredi. Acaba bir gn, ben de bir erkei byle ok sevebilecek miydim? Buna deecek birine rastlayacak mydm? Birini byle ok sevmeye deer miydi? "Bir insan, btn hayat boyunca, ancak bir tek kiiyi ok sevebilir," demiti babas Mike'a. Korktum. Birini byle ok sevmekten ok korktum. ok sevmek, ac getiriyor besbelli... "Baban..." sustu, sesi kalnlam, yalanmam kap gibi gcrdyordu. Konumutu sonunda. Evet babam, ama ne? "Baban terk ediyorum Ns!" 139 En steki kitabn ad: 'The Road Less Travelled'd.1 Kapan atm, Selen'e ithaf edilmiti: "To Selen, With love. Michael McClure2." Benim Mike, babamn Selen'ine kitap armaan etmiti demek! iimi incecik bir alev yalad, geti. Btn sevdiim erkekleri elimden mi alyordu Selen? Nasl yapyordu bunu? 1. En Az Giden Yol (Y..) Dr. Scott Peck. 2. Selen'e sevgilerle, Michael McClure (Y..) lk sayfay merakla evirdim. Birinci blmn ad 'Sorunlar ve Sanc'yd. 14 "Yaam gtr, evet yaam gtr. Ama bir kez bu gerei itenlikle anlar ve kabul edersek, yaam artk g gelmeyecektir bize, nk bir kez kabullenilen gerek, artk sorun olmaktan kar (...) Yaam bir dizi sorunlar zinciridir. Bu sorunlara alamak, szlamak m, yoksa onlar zmek mi istiyorsunuz? ocuklarmza zmler retmek istiyor muyuz?" Dehet iinde kalmtm. Sanki bu kitab Mike yazmt. Sanki benimle konuuyordu, ama kitab Selen'e vermiti. Kitabn kapana baktm, yazan Amerikal bir tp doktoruydu. "Disiplin, yaam problemlerini zmek iin gereksindiimiz aralarn tmdr. Disiplin olmadan hibir eyi zme kavutu-ramayz. Ama tam ve btn bir disiplinle. , "Yaam g klan, aslnda sorunlarla yz yze gelebilmek ve

zebilmek ilemleridir. Problemler iimizde, bunalmlar, keder, znt, yalnzlk, sululuk, pimanlk, fke, korku, endie, umutsuzluk, duygusal ikence gibi duygular yaratrlar ve bu fiziksel bir sancya yol aacak kadar ciddi bir durumdur. "Problemler bizim cesaret ve aklmz uyarrlar ve onlar ortaya kartr, cesur ve akll olmaya zorlarlar bizi. nk duygusal ve zihn gelimemiz yalnzca skntlar ve sorunlar sayesinde gerekle-ir." En az Mike'nki kadar stoikti bu yaklam. Sakn Mike bir 'pseudonym' kullanarak, Dr. Peck adyla bu kitab yazm olmasnd? Belki de bu srr bir tek Selen biliyordu? Belki de aslnda Selen'le Mike, gizlice, babamdan ve benden gizlice... Hayr, byle olmamalyd, 'ihanet' ve 'yalan' tuza kurulmadan, birileri aptal yerine konmadan da, insan ilikileri yaanabilmeliydi... Bir yerlerde, bir zaman, ama mutlaka... itenlik, inan ve vefa vard bir yerde, kesinlikle olmalyd. Kendimi Selen'in yannda, elimde Mike'm yollad kitapla aresiz hissettiimde, toparlanmam eskiye oranla daha abuk oldu. Kitab antama attm; bylece kitap arma huyumun siftahm yapyordum. Gidip, kanepeye uzanan Selen'in zerini skca rttm, perdeleri kapatp, masa lambasn yaktm ve yavaa ktm. Merdivenleri inerken aklmda Selen, babam ve Mike'dan ok, antama attm kitaptan okuduklarm vard, zellikle 'disiplin' szc. Acaba bugne dek, hep olumsuz yklerle algladm 'di-siplin'den, kendi yaantm gletiren, yaban, ham duygularm evcilletirmek yolunda yararlanamaz mydm? Kzlarla paylatm evime gider gitmez, onlara doru drst 'merhaba' bile demeden, odama ekilip kitab okumaya koyuldum. Masamda, beni arayan iki erkein ka kez telefon ettiklerini yazan notlar birikmiti. Biri yeni ayrldm, br imdi beraber olduum, ikisi de benden on alt, on sekiz ya byk, ciddi, iyi niyetli insanlar. Bakmadm bile, nefes almaktan ekinerek, byk bir ilgiyle ve alkla kitaba gmldm. Ertesi gn sabah ezan okunurken, yz on alt sayfa kitab bitirdiimde, yorgunluktan ok, utantan bitap dmtm. Bu utan, hem kitabn ieriinden, hem de son sayfalar arasnda bulduum Brezilya damgal iki kartpostaldan tryd. "13 Kasm, 1983. Sao Paulo Dear Selen, Bu kart sana postaneden yazyorum. Biraz nce Nilsu'ya kocaman bir doumgn paketi yolladm. Bugn onun yagn. Aslnda bugn elinde olmalyd ama onun unuttuumu sand bir anda, aslnda tam bugn onu dndm grp biraz bozulsun diye... Hnzrlk!.. Sen naslsn? Hl yreinde akn ve kendinle yaadn elikiler sryor mu? Sana yolladm o kitab yararl buldun mu? Beni pek ok kez kurtard o doktor! Ama

sonuta her ey kendi ellerimizde... Ak ateine tapmak da bir dindir. Kendine iyi bak. ilikiyi kesme, yine yaz bana. Sevgiler, Your lover's daughter's ex-boyfriend,' Mike." 14 1. Sevgilinin kznn, eski erkek arkada (Y..) "2 Ocak, 1984. Sao Paulo 142 Merhaba Selen, s; Mektubuna yant verene kadar, bir kart yazyorum. Neden byle keyifsizsin? Halbuki Nilsu'dan ok neeli bir mektup aldm. Szn ettiin krtaj, benim bildiim mi, yeni mi? Tanr akna kendini dn biraz! Belki de Nilsu'yla konumalsn bunlar artk. Ben kt saylmam. Ama fena halde huzursuz bir dnem yayorum, insanlardan sklyorum. Belki artk tek bama ssz bir yere ekilmeliyim. Hi kimsesiz ve yalnz kendim iin yaamalym. Kitaplarm, anlarm, hayaletlerimle... Otuz yedi yama yaklatm, artk ben de kendimi yal gryorum. Hep dost kalacak, Mike" Krtaj m? Ne krtaj? Neden benim hibir eyden haberim olmuyor? Karde? Yeni bir karde, Selen'den... Niin benden gizliyorlard? Bymeyen, gven yaratmayan ben miydim, yoksa onlar m beni hl ocuk gryorlard? Yantlarn bulamadm benzer sorularla kafam karmt ama en azndan itenlik, inan ve vefa duygularnn nerede olduunu yeniden grmtm. Burada, yan bamda vard. Vard. Vard! Acele kahvalt edip, okula gitmek iin hazrlandm. Jriye kmama ok az zaman kalmt ve bizim grubun projesi yine iddialyd, iin en tuhaf, iimdeki alkantlar asla derslerimi etkilemiyordu, belki de 'disiplin'i bu anlamda oktan kullanyordum ben... Koarak merdivenlerden inip, apartmandan kmak zereyken, kapnn nnde bekleyen bir adam grdm. Tamdk biriydi. Sanki '. oraya sinmi, birini bekliyordu. "Seni rahatsz etmek istemedim, burada bekliyordum Nilsu." "Babaa!... Keke yukar ksaydn!"

Deri ceketinin yakalar arasna gizledii yzn grmek iin eildiimde, aknlkla irkildim. Babam birdenbire ok yalanm- > ti! 46 Kimdi babam? ; Nasl bir adamd, nasl bir erkekti? Anmsayabildiim en eski fotoraf, drt yalarma denk dyor. Cem bebekti, bir-bir buuk yalarnda olmal. Annem ok kt, yz aydnlkt. Cem'in biberonunu arada bir bana uzatyor. "Haydi ablas, kardeini biraz da sen doyur," diyordu. Sesi ok gzeldi, yumuak, scak ve umut doluydu. Sesi tam 'anne' sesiydi, iimi styordu. Cem minicikti. 'A-guu' yapyordu, gzleri boncuk boncuktu. Babam bana renkli balonlar almt, ok sevinliydim. Galiba bir piknikti. Hava scakt, ak havadaydk. Gzel bir baheydi, beyaz bir masa rts anmsyorum, zerinde renkli meyve sular vard - belki de ben byle uyduruyorum -. Kalabalkt. Kocaman adamlar vard, hepsi babam kadar kocaman. Baz kadnlar da vard, hibiri annem kadar gzel deildi. Ama hi ocuk yoktu. Sklmtm, oynamak iin brlerinin ocuklarn istiyordum; mzmzlannca, kocaman amcalar glmlerdi. "Dur bakalm Nilsu, daha renciyiz biz. Sana oyun arkada getirmeye ok var..." Anlamam, ok bozulmutum. "Gidip getirin, imdi getirin ocuklarnz..." Herkes glmt. "Nilsu'cuum, bu ablalarla, abilerin ocuklar yok ki henz!" "Biz baban kadar hzl deiliz canm!" "Bu gidile onun torunu olduunda, bizim ocuklarmz olacak..." "Hah hah ha!..." Benim dmda herkes glmt. Bu akalar yllarca srd, ama annemle babam da glmeyi kesmilerdi artk. Babam sitemli glmser, annem sinirli sinirli i eker olmutu. Ben yedi sekiz yama geldiimde, ahilerle ablalarn bebekleri olmaya balamt, ama ben kk ocuklarla ilgilenmeyecek kadar yalanmtm artk. Babam yirmi yandayken, ben domuum. Evin kk olunun, zerine titrenen o akll ocuun henz tp fakltesi ikinci snftayken 'evleneceim' diye tutturmas, dedemle babaannemi ada-144 makll artm olmal. O sralar yeni doktor olan halam, nl bir operatrn oluyla evlenmek zereymi. Babamn bu ani ve kesin karar yznden, halamn kendi dnn alt ay ertelediini sylemiti annem, biraz keyifle.

Dedem, hekim bir aileden gelen ho bir adamd. Babaannemin ailesinde de doktor boldur. Kuaklar boyu, doktor gelenei olan ailelerden. Bugn halamn kznn ve Cem'in de tp doktoru olduunu dndke, bu gelenein bozulmadan daha uzun sre sreceini dnmeden edemiyorum. Sanrm babamn annemle, henz liseli, meslek sahibi olmayan bir kzla evlenmesine deil de, erken evlenmesine kzmt ailesi. Acele etmesinin, annemin gebe kalmasyla ilgisi olduunu dnp, nce nianlanmalarn, bu bebei aldrtp, daha ilerde ocuk yapmalarn tleyileri, bana imdi ok aklc geliyor - ben yaamyor olacaktm o halde - ama annem istenmediini sanm, alnmt. Babam zorlamt. Zaten yufka yrekli olan babam da, bu zorlanmay kabullenmiti. Bence, bu ortak bir eylemdi, ortak bir karard! Ani, acele ve beklenmedik bir dnle oullarn evlendiren dedem ve babaannem, yllarca babamlara maddi yardmda bulunmular. Babamn ilk laboratuvarn dedemin kurduunu, laf arasnda duymutum. Yine de dedemlerle ilikimiz kopuk kopuk gitti ve sonunda koptu. Ne zaman onlara gitsek - Cem'le ben ok severdik bu ziyaretleri; nefis armaanlar alr, babaannemin kucandan inmezdik - annem ya hastalanr ya da somurturdu. Erkenden eve dnerdik... "yle kibirliler ki, doktor olmayanlar adam yerine koymuyorlar! Yanlarnda hasta oluyorum vallahi..." diyordu annem. Acaba yle mi yapyorlard gerekte? ,ok yalnzd babam. Kck bir ocukken alglardm bunu. Ailesiyle ilikisi azalmt. Arkadalar farkl bir boyutta yayorlard ve o, oluk ocua karm 'olgun bir erkek' olmak zorundayd. Hayr, zorunda deildi! Eer kadere inanmyor ve grc usulne de rabet etmiyorsanz, zorunluluk kavramn kullanmak hakkna sahip deilsiniz! Poh-pohlanmak ve muhta olunmak duygulan... Bu ikisi, ne ok erkei kskvrak balar. Bu duygular bittiinde ya da azaldnda, bunlar zerine kurulan ilikiler de tkezler... Bana kalrsa, annemle babamn ilikisi bu noktada tkezledi ve tkendi. Peki ama, Selen'le babamn ilikisi? Onlarnki hibir zaman bu zemine dayanmad ki... "Selen'le ayrldk kzm, olmad!" Babamn bana ihtiyac vard, iim szlayarak sabahki ilk saat stdyomu astm ve bir pastanede kahvalt ettik. "Onu bir trl mutlu edemedim. Belki de ben kadnlar mutlu edemiyorum Nilsu! Yalnz yaamalym, kim bilir?..." ok itahszd, avurtlar kmt, gzleri kan ana gibiydi. Annemin arkasndan alad o sabah, pencerenin pervazna dayanm bulduum hali geldi aklma. Ona yine yle sarlmak, beni kucaklamasn, pmesini hissetmek istei ykseldi iimden. Ne kadar olmutu? Ka yldr hi byle eskisi gibi kucaklamam, kokla-mamtk... "Belki de bir erkee ok yakn olacak ancak iki kadn vardr btn hayatnda..." ok

meraklandm; kim acaba? "Annesi ve kz!" inanmyorum, oyunbozanlk bu! Babam, benim babam syle-memeli bunu... Hayr, sarlmak istemiyordum ona. Fakat sormak istiyordum, hep merak ettiim o eyi, sormak iin ldryordum. Cem'in hastaland o gece, annemle yatak odasnda uzun sre ne yaptklarn sormak ve renmek... Selen, onu evde beklerken babam ?.. "ok yorgunsun baba, git dinlen biraz. Sonra konuuruz." "Artk Selen'de kalmyorum Nilsu. Kendime bir ev bulana kadar, Lab'da kalacam..." "Selen'le konuurum baba." Gzlerinden ksack prltlar geti. "Bu kez ok kararl, kesinlikle gidiyor." Demek, ilk kez olmuyor bu? Gidiyor mu, nereye gidiyor? "Amerika'ya dnyor!" Selen de mi? O da m? O da m 'terk' ediyor beni? Ve... 1YS10 * 47 Selen eyalarn topluyordu. Yorgundu. Yz hl i, gzleri krmz, sesi ksk, ama daha dingindi. Kapy ap, karsnda beni grnce, hibir ey sylemedi. Glmsemedi. Kapy ak brakp' dnp gitti. Peinden girdim. "br tarafa, sehpann zerine kitaplar ydm, git bak, been- | diklerini al Ns. Yerdekilere dokunma, onlar babann." Kitap kimin umrunda, hayatmdaki en nemli kadn terk ediyor bizi! "Sen de gidersen pek kimsem kalmayacak Selen!" ikinci kez 'sen' diye hitap ediyordum ona. O anda gerekten inanarak sylemitim bunu. Yarm az gld Selen, azn arptp 'hh' dedi ve antasn hazrlamay srdrd. "Sen artk gl bir insansn Nilsu, ayakta kalmak iin, bundan f sonra kimseye ihtiyacn olmayacak." Sesinde ylgnlk, gerginlik ve kuruluk vard. Benimle konumak istemediini hissediyordum ve ona hak veriyordum. Alt yl az deildi, alt yldr babamla birlikteydi ve imdi gidiyordu. Onu yalnz brakmalydm, gitmemi istediini de biliyordum,;! ama bu son ansmd ve kullanmak istiyordum. Engel olmalydm,? gitmesine engel olmalydm. Demek ki, o sralar hl bir kadnla, bir erkein aralarndaki ilikiyi ancak kendilerinin

yaatabileceklerini, dostlarn, akraba ve hatta ocuklarn bu konuda hibir ey yapamayacan bilmiyormuum. "Krtaj olayn biliyorum. Ama senden de duymak isterdim, ne de olsa, benim kardeim olacakt..." Samalamtm. 'Beni kovacak' diye bekliyordum, ama yle | yapmad. "Baban m anlatt sana?" armt. Galiba, babamn bana anlatm olmasn istiyordu. Yanma gelip, yzme bakt dikkatle. Yalan syleyemedim, bam J yere edim, gzlerimi kardm. Onun da istekleri, hayalleri ve zaaflar olduunu dnyordum. Neden domamt o bebek? Kim istememiti? Babam m, Selen mi? Babam ocuk severdi, ama Selen mi gvenememiti babama? ilikilerinin yrmeyeceini mi grmt de... "Neden?" Sesim lk gibi kmt. Beni duymam gibi antalarn hazrlamaya koyuldu, kald yerden. "Bizim yzmzden mi?" dedim. "Hibir ey bakalarnn yznden deildir Nilsu!" Sesi otomatik telefon makineleri gibiydi. Yapabileceim hibir ey yoktu. Beni dinlemiyor, konumuyor, grmyordu. ok aresiz hissettim kendimi; eresiz, beceriksiz ve yalnz! Beceriksizdim, ie yaramyordum ve kendimi sevmiyordum; o anda, orada. Kanepeye oturup, bam ellerimin arasna sakladm ve katla katla aladm. Hi ilimedi Selen. Ama alamam bittiinde yanma geldi, elimi tuttu. "Senden de, Cem'den de hi nefret etmedim. Hatta ne annenden, ne de bakasndan. Bunu byle bil Nilsu. Eski sevgililer, yalnzca birer andr sonuta. Ama ocuklar yle deil, onlar eskimiyor, aksine her gn daha canlanyorlar... ocuklar gemiin istenmeyen yanlarn da cebimizde tatan czdan gibidirler. Sana gelince, sen ok zeldin. Eer akll bir kz olmasaydn, sana kzabilirdim. Evet, kzabilirdim. Beni kzdrmak ve zmek iin ok uratn." Sustu, yzme bakt. Bir tutam glmseme yayld yzne. "Hem sonra... insan kendi ocukluuna kzmaya kyamyor ki!..." Bilmiyordum. Beni kendine benzettiini hi bilmiyordum. Sevindim! Beni yavaa kaldrd, kapya doru gtrd, kapy amadan nce durdu: "Bir gece Cem hastalanmt, baban sizin eve gitmiti, hatrlyor musun?"

Nefesimi tuttum. O geceyi hi unutamyorum ki... "O gn renmitik gebe olduumu. Baban iki gn buraya dnmedi." Kapy at ve beni usulca dar iteledi. ay sonra ayn havaalanndan, bu kez Selen'in uann ardndan el sallyordum. Yalnzca iki byk valizle gitmiti. Eyalarnn 147 ounu bana brakm, sonuna dek babamla ilgili konumaklar onu bana olumsuzlamaktan kanmt. 148 Selen'i hz kesilmi bir araba gibi gryordum. Hz yapmay almken, babamn ar ve temkinli temposuyla yavalamt san] ki. Bence hepsi buydu! Hepsi, yalnzca bu kadard! Babam darmadankt. Selen gidene dek midini yitirmedi, dil rendi, ama sonra panie kapld. Belki de imdiye dek kendini tan] yacak hi vakti olmamt ve artk yzlemekten kamak iin hid bahanesi de yoktu. ok beklemedi ve uzaa gitmedi. Ertesi yl laboratuvarnn kari snda, yllardr para ilerini yrtt banka ubesinin mdiresi ule Hanm'la evlendi. ule Hanm ve onun ilk evliliinden iki kl k kzyla birlikte, ayn mahalleye yerletiler. Benim dmda kimi se arm grnmedi bu ie. 48 Nergis! Ne gzel ve zarif bir iektir nergis. Nergis. Ner-gis. Farsa olmal? Ne ok yakr, ablasnn uzuj boyunlu gzelliine. Mzii ne ok uyar onun salnmlarna... yle gzeldir ki, sudaki suretine k olan Yunanl gen, Narcis] sus ieine dnr mitolojide. Elbette Cahide Hanm'd; "Kzm olursa ad Nergis, ol olursa byk dedemin ad Teoman olsun," diyen. Bir de Sitare'si var: "Nergis Sitare Ertan." Yldz demekmi Ama bunun nereden geldiini bilmiyor Teoman. Neden ablasnr gbek ad Sitare'dir, kimse bilmiyor. Belki Neyyire Hanm, bir tek| o biliyordur? Ama konumuyor ki... Kars'a yaknlarm, glkle ebe bulmular. Doum zor, zahmetli olmusa da, iri, salkl bir bebekmi Nergis. Cahide Hanm ok gururlanm kzyla. Daima da gururlanrd ama, nedense birok anne-kz arasndaki o garip gerilim, tuhaf ekime,

gerek sevgi ve hayranlklarnn ortaya kmasn engellerdi. Her kz annesinin yanllarn yinelemekten delicesine korkup, ayn zamanda ona benzediini grdke, sevgi ve nefret arasnda byle bocalyor belki de?... Her anne-kz biraz da bu nedenle korkun bir ekim alannda, itici bir gce, iddetle direniyor belki de... Anne-kz ilikisinin o hrn rzgrl yksek tepeleri, btn srlaryla Teoman'a kapaldr. Bir tr- 149 l zemez! Kz Deniz'le Zeynep, annesiyle Nergis ve daha sonra ----Nilsu'yla onun annesi Nilgl arasndaki esrarengiz ilikiler... Belki de kendisiydi. En byk sorun kendisiydi. Eer Cahide Hanm, oluna byle hayran ve ilgili olmasayd, Nergis'le anlamann yollarn daha dikkatle arayacak, Nergis de kardeini kskanma-yacakt. "Sen tam bir yengesin Teo!" derdi Nergis. "Annesine dkndr yenge erkekleri. Duygusal, topik, ok heyecanl ve dirensizdir. Eh, Karadeniz'de doman da, biraz 'Laz'hk katmtr sana... ite karnzda gerek bir Teoman!" Glerek sylerdi ama iinde yeterli dozda sitem ve eletiri bulunurdu. 'Annemi elimden aldn', "Devrimciliinde topyann dozu fazlayd', 'Seni zayf buluyorum', 'Safsn, herkese hemen inanr, sonra ac ekersin!'vbg... Sonra dayanamaz, gelip sarlrd kardeine. "Yine de, iyi ki varsn Teo, annemin yadigrsn bana," derdi. "Van Gogh da kardei Theo'ya yaknd, siz ada saylrsnz." Acaba bylece kendisini, anlalmam Van Gogh la m zdeletiriyordu? Anlamaya almam myd ablasn, ilgilenmemi miydi onunla? Bencil bir oburlukla annesinin tm sevgisini ve ilgisinin itahla inerken, hi dnmemi miydi Nergis'i? "Bertolucci senin salarn, sakaln keser, '1900' filminde Robert De Niro'nun roln verirdi sana." Oysa, baka bir kadn, ayn filmdeki direngen ve aktif proleterin; Gerard Depardieu'nn rolne uygun bulacakt onu. Nilsu, onu bir erkek olarak, bir insan, bir yetikin, bir dost, bir sevgili olarak tanmt. Ama Nergis, onun bebekliini, ocukluunu, delikanlln, onun ruhunun oluumunu biliyordu... Hangi kadn daha iyi tanr bir erkei; kz kardei mi, sevgilisi mi, annesi mi? Bir erkein yaamndaki bu nemli kadna sunaca, farkl yz ve ruhu olabilir mi?

Belki de Robert De Niro'yla, Girard Depardieu'nn oynadklar kiilikler, aslnda birbiri iinde yer alan iki parann, ayr kimliklerde basknlaan farkl uzantlardr? iki kez st ste o uzun '1900' filmim izledi Teoman. Sonunda: "Kartlarn birlii olmal," dedi. "ikisi de var bende, herkes kendi istedii yzm seiyor, gr-mek iin..." Keyiflendi. 49 Ik, ok yakkl, btn kzlarn hayranlk, erkeklerin de biraz kskanlk duyduu bir delikanlyd. Nergis'le ayn yataydlar. Hukuk fakltesinde ayn snfta okurken tantlar. Ad gibi parlakt. Salkl bedeni, sporla gelitirilmi adaleli kollar, ok dikkat ekici bir profili vard. "Kz olsaydm, mutlaka ben de Ik'a tutulurdum," derdi Teoman. nl bir ceza avukatnn oluydu, bir yl AFS1 bursuyla Amerika'da okumu, girdii her yerde, btn baklar zerine toplamaya almt. Nergis'le Ik'n ak okulda dillere destan oldu. yle yakyorlar, yle iyi anlayorlard ki, herkes abucak kabullendi bu ak. rnek gsterilen, 'mr boyu' sreceine inanlan bu ak, yaldzl bir ereveyle de sslenip, duvara asld. Hilmi Bey yeni lmt. Olu Teoman'la Ankara'dan, istanbul'a tanan ve artk daha hafiflemi izlenimi veren Cahide Hanm, iki yldr istanbul'da renim gren kznn, erkek arkadayla o srada tant. Beendiini gizlemedi. Beenmiti Ik'. "Ho bir delikanl. Bu kadar yakkl olmas mesele kartmaz umarm," dedi Teoman'a. Aslnda honut deildi. Nergis'in erken bir evlilik yapmasn istemiyordu. "Mutlaka meslek sahibi olmalsn Nergis! Bir kadnn en kymetli meslei, 'anne' ve 'e' olmadan nce sahip olacadr." 1. AFS: American Field Servise (Y..) <

Kendisine karlmasndan hi holanmayan Nergis, homurdanarak geitirir, annesinin yanln yinelemeyeceini im ederek, Cahide Hanm' incitirdi. Okul bitmeden gizlice evlendiler. Kk, izbe, berbat bir evde yaamaya baladktan sonra, aileler durumu rendiinde, ikisi de daha iyi bir eve tanmak konusunu iddetle reddettiler. Atak, zeki, cesur ve gzel, en nemlisi ok gentiler. Ik, ailesinin dnda, onlarn yardm olmadan bir eyler baarmak, kendini kantlamak tutkusuna kaplm, nce okulun en gzel ve baarl kzn semi, sonra da gizlice evlenmiti. Nergis'se, tamamen Ik'n prltsna taklm, bylenmiesine dnyordu onun evresinde. 'Profesyonel devrimci' olacan akladktan sonra okulu brakan ve yasa d derneklerde alt iin saklanarak yaayan Ik, Nergis'in gznde iyice tannlam, dokunulmazl artmt, iki yl sonra Nergis okulu bitirdi ve solcu bir avukatn yannda almaya balad. Hem evliydi, hem bekr, hem de dul. Asla Ik'tan sz etmiyor, ettirmiyor ama onunla olduu izlenimi yaratyordu. Ik'n adysa, yalnzca 'arananlar' listesinde duyuluyor, polis Nergis'i sk sk sktryordu. O sralar Teknik niversite'de renci olan Teoman da devrimciydi ama o, ak ve sanattaki devrimden dem vuruyordu daha ok. Zeynep'le o yllarda tanm, o heyecanl ruhuna ok uyan ortamn hareketlilii ve debdebesiyle delice tutulmutu kza. Cahide Hanm bu olup bitenlerden sklm, erkenden tuhaf bir evlilik yapan kznn ardndan, olunun, zellikle olunun da ayn 'yanl' yola sapaca kaygsyla, fkelenerek kesine ekilmiti. Zeynep'le Teoman, Teknik niversite'yi bitirdikleri yl evlenip, hemen ardndan da kzlar Deniz doduunda Cahide Hanm'm yz derin hayal krkl izgileriyle dolmutu. Ik'n tutuklanmamak iin yurtdna kap, izini kaybettirdiinin hemen ardndan, bir iki yl sonra Zeynep tutuklanp, 'ieri' atlmt. Trkiye, yasaklarn, kymlarn ve iddetin glgesine girmiti bir kez daha... Boanmalar da birbirine yakn ve benzer cereyan etmitir iki kardein. Birisi tutuklu karsnn isteiyle, br kaak kocasnn ardndan, rahat braklmak iin. Ayn yl! Hi ocuu olmamt Nergis'in. Ik'tan hl bir haber alamam, ama umutla bekliyordu onu. Kendini yalnzca iine adam ve 151 sanki erkeksiz yaamaya and imiti. Annesinin lmnden sonra bir bana, annesinin evinde yayordu. Tpk arkdaki gibi: 152 "Where do you go to my

lovely. When you are alone in your bed."1 Nergis, ne tam olarak annesiydi, ne kardei, ne ablas. O ok zel bir yerde, belki de yalnzca kadnlarn nemli roller oynad btn hayat iinde, Teoman'n annesi, iki kars, sevgilileri, kz, Neyyire Gm ve Nilsu'nun rd incecik ipek yolunda, hepsinden biraz bir eydi. Nergis, biraz annesi, biraz kardei, kz ve sevgilisiydi! 50 21 Austos 1985, istanbul, Sevgili Selen, Mektubuna nasl sevindim, bilemezsin. Son zamanlarda yalnzca ksa ksa kartlarn geliyor, daha ok 'haberler' getiriyordu bana. Oysa mektup, hele uzun uzun kendini anlattn mektubun, duygularn da tad buraya ve ben, seni grm, kadar mutlu oldum. Mike da ok az yazyor bana. zellikle, Brezilya'dan ayrlp Amerika'ya gideli beri, azaltt mektuplarn. 'Sonunda kklerine dnyor insan' galiba? Yoksa genellememek mi gerekir bu durumu? Demek onunla New York'ta buluup, iki gn birlikte eskileri andnz. Dorusu sizi kskanmadm diyemem. 'Ah benim kskanlklarm', deil mi? Yok, hayr, biraz daha kontroll duygularm artk. Senden ardm itiraf ettiim, Mike'm armaan o kitaptan 'disiplinci olumlu kullanmak fikrini edineli beri... Yine de ok baarl deilim Selen. Mike'm keyifli olduunu duymak, beni sevindirdi. nk bana yazd son kartlar, mthi patetikti. Ltfen onu kolla, 'intihar m geciktirmeye al. Bu dnyada ka tane Mike var, Allah akna? Bana birlikte yazdnz kart, brodaki panoma astm. Sahi babasnn evine yerlemek konusunda ciddi mi? Wisconsin'e? 1. Yatanda yalnzken, nereye gidiyorsun sevgili (Y..) Ah, evet, biraz bbrleneyim imdi. nk doru hesaplamsn ve ben taze bir mimarm artk! Evet, iki ay nce mezun oldum. Bunun bende yaratt en nemli duygu; 'rahatlama' oldu! Artk profesyonelim; kimse 'renci', 'deneyimsiz' yaklamyla gelemez bana. nk drt yldan fazla i deneyimim ve bana zgrlk veren bir kt paras; diplomam

var. Senin eski bronun orta Murat (Bey), maam artrmay, proje ef yardmcl, istersem antiye eflii nerdi. Reddettim. Byk bir Japon-Trk ortak projesine sper transfer oldum, gzel bir atkat kiraladm, yava yava keyfmce dyorum - senin masan, lamban ve kitaplarnla ve artk yalnz yayorum. Sevdim! Yalnz yaamay, akamlar sessiz bir evde, tek bama kitap okumay, mzik dinlemeyi, gitar almay, TV izlemeyi sevdim. Bazen arkadalarm geliyor, birlikte in yemekleri piiriyoruz, bazen erkek arkadam yatya kalyor. Ama yatamda yalnz uyumay daha ok seviyorum. imdiye dek, yannda rahat uyuduum bir erkek olmad, tte ayr yatakta, ille uykum benim olacak... Erkek arkada konusundaki endielerini ciddiye almyorum. Evet, nihayet ya farkn on bein altna ancak indirebildim, ama gen erkekleri de ok toy, beceriksiz buluyorum, Sanki erkek kardeimlermi gibi, geliyor bana. Hem sonra, ne varm olgun erkeklerde? stelik bu imdilik, otuz yalarnn sonlarndaki erkeklere denk dyor ki, hi de fena bir ya deil! Murat dediim, elbette senin eski brodaki ortak Murat Bey'di. O iliki biteli ok oldu. Neredeyse bir yl. Evlilikten, birlikte yaamaktan sz ettii gn, bitti. Kimseye balanmak istemiyorum. Terk edilmek, ancak balannca gerekleir, unutma Selen! Tiyatro eletirmeni deil, tiyatro ynetmeni Sadun Glberk, evet o uzun bir ilikiydi, yedi ay falan srd. Ama kskan bir adamd ve oyuncu ocuklardan bile nem kapyordu. Sanki yirmi beinde delikanllara bakarmm gibi. Ama Sadun Glberk, Murat'tan nceydi. imdi Hakan diye biri var. Bu da mimar, inanmayacaksn ama benden yalnzca on ya byk. Kendi evinde, kendi yaamn kurmay baarm birisi. Beeniyorum onu. Ama yle, k olmaya falan hi niyetim yok! Babam sormuyorsun hi, ama ben yazaym, iyice iine kapand, 153 varsa yoksa ii, artk deneyler, projeler peinde cokuyla kotuunu hi grmyorum. Hl laboratuvarda yatp kalkyor. Haftada bir, bazen 154 iki kez gryoruz. En son, diploma trenime geldi. Pek gururluydu. Annem - aman ne iyi ki yurtdndayd, galiba Kanarya Adas gibi bir yerlerde, gelemedi trene. Seni sordu babam: "Selen naslm, mutlu mu?" diye. Aslnda 'yalnz msn?' diye merak ediyor, ama gururuna yedire-miyor tabii.

"Selm syle, kendine iyi baksn," dedi, yantm beklemeden. "Aklldr, gldr, mutlaka stesinden gelir," diye mrldand. "Byle olmak, kadnlara ok pahal bir faturaya patlyor, deil mi baba?" demedim. yle yorgun ve keyifsiz ki; biraz acyor muyum ne? Babam Cem'i sordu sonra. Cem, Ankara'da Tp Fakltesinde renci, biliyorsun. ocuk bizlerden kaabilmek iin gitti Ankara'ya, bence. Mthi 'inek' bir renci, benim gibi deil, birinci olmak iin altna eminim. Cem'le ilikimiz biraz daha dzeldi, istanbul'a geldiinde bende kalyor, derslerini, planlarn anlatyor. 'Genel cerrahiyle ilgileniyormu. Ama hi ocukluumuza, sorunlu yllarmza deinmiyor, kayor. Acaba sorunlu yllar bitti mi? Babam da yle deil midir Selen? Tartmaktan, sorunlarn ap, incelemekten deta korkmaz m? Acaba erkekler yanllarn, sorunlarn konuulmasna neden alerji kapyorlar? Yoksa 'genelleme1.' mi diyorsun yine? , ok uzun yazdm, ama daha yazmak istediim ok ey var. Seni

ok zledim. Tam seninle dostluk edebileceim dneme erimiken... istediin kitaplar paket yaptm, yolluyorum. Artk ne zaman ular eline bilemem. Pnar Kr, Tomris Uyar, Orhan Pamuk, Latife Tekin ve Mehmet Erolu'nun son kitaplar, bir de Attila ilhan ve Metin Elolu iirleri var. Sana pek ok selam yolluyorum, kabul et! Taze mimar: Nku Baran. 51 l Ekim 1985, New York, Sevgili Taze Mimar, Yolladn kitaplara ok teekkr ediyorum. Bayram ettim billahi. Bu arada iki kez seni evinden ve brodan aradm, ikisinden de 'ayrld' dediler. Merak ettim, sonra ikisini de deitirdiim hatrladm. Ama yeni telefonlarn yok bende. Yaz bana. Mike son gnlerde ok heyecanl, telefon edip, mthi bir haber verdi. Babasnn el yazmas defterini bulmu. 'Gnce' galiba. Sevinten ldrm gibiydi! Sanrm sana bu konuda yazacak, belki yazmtr bile. Evimi biraz dzene soktum saylr. Duvarlarn ktlarn yenilettim, eflatun perdeler taktm. Bir de, bil bakalm ne aldm? imkn yok bilemezsin.

Bir kedi aldm! Evet, oktandr dnyordum bunu ama, sonunda alveri ettiim ar sitesindeki pet shop''a uradm ve nefis bir bebek-kedi aldm. renkli! " renkli kediler diidir!" Kim syler? Baban tabii. Doru ama bak; dikkat ediyorum, hep yle kyor. Benim renkli kzmn, biraz erkeksi bir ad var: Ernesto! O da Mike'dan esinlenerek oldu... Onun mehur Hemingway'inden... Buradaki yaantm yava yava dzene giriyor. Neredeyse bir yl oluyor geleli, hatta daha fazla, ancak dzenimi kurabiliyorum. Her eyi yle deimi buldum ki, aradan geen yllar, braktm dinamik, yeniliki ve aktivist Amerikan toplumunu tutucu, geleneki, mthi criminal2 bir ekle dntrm sanki. Ya da ben bunlar daha yeni kavryorum. Belki de toplumun yapsn ynlendirenleri, aslnda toplumun kendisi belirliyordur. Bilmiyorum! Keke sosyoloji alsam biraz. Belki bir master programna kaydolurum. Kendim iin. 1. Hayvan dkkn (Y..) 2. Sulu (Y..) Baz akamlar ofisten arkadalarla kyoruz. Greenwich Village'a, bir iki kadeh bir eyler imeye, bazen sinemaya falan. Bazen de annemlere yemee gidiyorum. yle farkl bir boyutta yayorlar ki... Srekli konferanslar, yolculuklar, toplantlar, allar, diplomatik yemekler, vbg... ocukluumdan beri beni son derece skan, ok programl, plnl ve btn hareketliliine karn, ok duraan bir yaam! Halbuki, ne ok arkadam bana zenirdi... Ama nemli olan, sonuta ailemle karlkl anlay iinde olmamz, ilk yllarn sulama dolu yaklamlarndan vazgeip 'red' yerine 'kabul' dnemine girmi olmamz. Ben de baban dnyorum. Sanrm, hayatmdaki o 'en ok iz brakan' sevgili, baban olacak! Bazen ryalarma giriyor, sesini, kokusunu, inanmayacaksn ama dinlerken skntdan patladm o biyolojik deneylerini zlyorum. Bazen de, bir terapiste gitmeyi dnyorum. nk onu unutmam ve yeni bir yaama balamam gerek. Salkl olmak zorundaym! Zorundayz! Her neyse. Seni zmek istemiyorum. Bu benim gemiim, hayatm ve bunu ben zmek zorundaym. Seni merak ediyorum. Daha dorusu, kulaklarn ekmek istiyorum. Ama bunu daha sonraya brakyorum. Belki de Hakan benim fikrimi deitirir, ne dersin? Kitaplara yeniden teekkr ederim. Bu ara Carol Joyce Oates okuyorum. Nefis ykleri var, sana da yollayacam.

Kendine iyi bak. Sevgilerle. Bayat mimar, stelik babann eski sevgilisi Selen. P.S. -Anneannenin lmne zldm. Onu hi tanmadm ama anneanneler gzeldir. Ban sa olsun. 52 12 Ocak 1986, Wisconsin. Dear Nilsu, 'Gzmn nuru' ocuk, naslsn? Sana 'gzmn nuru' demeyi ve doumgnn unutmadm ama aydr hastaym. imdi sen 'yalandm' falan gibi dncelere kaplmsndr oktan, ama benim gzmde daima kksn, nk sen daima benden on alt ya kksn babe! Mutlu yagnleri diliyorum. 'Hastaydm'm anlam; srekli ba ars, isteksizlik, baz halsi-nasyonlar ve ktan kama istei. Yoksa, yle ate, kan basnc, ksrk falan deil. Fiziksel hastal olan aspirin ya da tylenol alr, ruhu aryansa karar alr. yle yaptm! Bir mektup yazp, okuldaki iimden istifa ettim. Bylece srekli ve rutin olarak yapmak zorunda kaldm bir iim kalmad. Sartre hakldr! Satn aldm zgrlk biraz metalat galiba. Aslnda zgrlk yoktur! iimden ayrlma zgrlm satn aldm ama bunun yapay bir yan olduunu hissetmeden, keyfini de atamyorum. Keke zgr domak gerekleebilseydi... Rahatszm... Stoik olmann elli yolu var! Babamn defterini bulduumu Selen mi syledi? Baka kim olabilir ki?.. Defterler bir harika. Sper! Ucuz defterler olduu kesin ama onlara el ii, ksele ciltler yapm babam. Sk el yazsyla, dantela gibi rm sayfalar, teker teker... Ah, mutlaka grmeli, dokunmak, koklamaksn bu defterleri Nilsu. Ancak o zaman

hissedebilirsin. Alt yz yirmi yedi sayfa! 627! Bence tam bir hazine. Bir baba, oluna dahaykl bir miras brakamazd, olunu daha zengin edemezdi! Kim bilir ka kez okudum... Ah, yedi, on? Tek tek, satr satr itim yazdklarm. 158 Bir evladn, ebeveyninin mahremiyetine bu denli yaklamas ne derece dorudur ve nereye kadar anlamldr, bilmiyorum. Bildiim, imdi kendimi babama daha yakn hissediyor oluum ve bu beni actarak mutlu ediyor. Ona hayranm Ns. Babama hayranm. Onun yreindeki derinlik, acya dayankllk ve aka dair inan, beni bylyor. Pek ok kadn sevdim, birok kere k oldum, ama babamn yazdklarn okuduktan sonra iyice anladm ki, Onun anneme duyduu akn yanndan bile geememiim. Babamn Alicia'ya duyduu ilgi, tenselin ok tesinde, tutkuyla sonsuzluun kesitii bir noktada balyor. Tutkusunda alagelmi bir sahiplenme, kskanlk ve yok etme duygular yok. Tuhaf deil mi, tutkusal olmasna karn, barl bir insan benim babam. Annemin bizi terk ettikten sonra - buna asla 'terk' demiyor defterlerinde, 'Alica'nn zgrl semesi' tanmm yapm ve yle kullanyor baka sevgilileri olmasna aldrmyor, kin tutmuyor, bildiimiz anlamda kskanmyor. Onlarn hi boanmadn yeni rendim ve houma gitti. Sevgisinden, ballndan ve tutkunluundan yle ok emin ki... Babam daha ok, sevginin kalitesi ilgilendiriyor. yle yazya r defterinde: "Alicia'y sahnede izliyorum. Tek kelimeyle: Rezalet! iki ve sigara, o gzelim sesini berbat etmi. Uykusuzluk, ahane gzlerinin evresine halka halka reklenmi. "Dans ederken admlarn yanl sayyor. Senkronizasyonu kaybolmu, ark szlerini de hatrlamyor. "Onu imdi bu haliyle tanyanlar sradan, alkolik, yeteneksiz ve zavall bir kadn gryorlar, nc snf bir sahnede. " 'nne gelenle kyor!', 'Kendini ucuza harcyor!' diye dnyor olmallar. Kimsenin de, onun 'lesiye sevilmi' olduuna inanacan sanmyorum. "Ben Alicia'y bakalarnn gzyle grebiliyorum ve grdm eyin bir facia olduunun ayrmndaym.

"Ama kimse, hi kimse, onu benim gzlerimle gremiyor ve yalnz ben, bir tek ben bu ayrcala sahibim! "Onun, on bir yl nceki taze, parlak, hayat fkran, ahane gzlerini, cilveli, dii, oynak baklarn bilenler, unuttular imdi. "Ben unutmadm! "Ben Alicia'm hl yle gryorum, nk asl budur! "Oluma, annesinin sahnede grd yorgun, umarsz, savurgan kadn deil, aslnda narin, ocuksu ve haylaz bir prenses olduunu anlatyorum. Mike'a anlatyorum. "Anlyor mu? Bilemiyorum. Henz on yanda. Belki ilerde, belki bir gn... (.....) "Mike'n bir 'anne' imgesi yok. Byle bir imge gelimedi onda. Alicia zgrl setiinde, olum bir bebekti. imdi grd kadnsa, 'anne' resmine oturmuyor. "Sanrm Mike'n 'baba' kavram byd, geliti, geniledi. Sanki daha ok, erkekerkee iliki boyutu glendi, ilerde bunun skntsn ekecek mi? Umarm ekmez. Umarm gzel kadnlar sever ve sevilir... "(...) Onun gl, kendine yetecek, salam ve dengeli bir insan olmasn istiyorum. Kardei ve annesi eksik. Ben? Ben yolculuktaym... "Evet, gl olmas iin alyorum. Gdasna dikkat ediyorum. ou gnler ben yemek yemiyorum, ona bol protein ve enerji dolu gdalar yediriyorum. "Okula gidemedii iin, btn derslerini ben altryorum. Corafyaya ve edebiyata ilgisi fazla. Gnde saat benimle, iki saat kendisi okuyor. "Okuyaca kitaplar konusunda ok agzl. u sra en ok Stein-beck'i seviyor. Ona iir okuyorum. Bylenmi gibi dinliyor. "Baklar bir derinlik kazand. Bazen glnde yle bir haylazlk, az kvrmlarnda yle bir mstehcenlik gryorum ki, Alicia g-lyormugibi irkiliyorum. "Belki de Mike benim tutkularma, annesinin yaramazln katacak, belki de iyi bir yazar olacaktr? Kim bilir? "(...) oktan kendi yaantm yitirdim ben. Ne Alicia'sz, ne de 159

Mike'sz olabiliyorum. Sonuta ben yok oldum, yerimi bir kadnla, bir ocuk ald. Yani dii bir yetikinle, bir erkek ocuk. 160 "Bu noktada dncelerim beni tuhaf bir rzgrla srklyor... Tuhaf, ok irkiltici ama galiba gerek... Srkleniyorum, uuyorum ... "Yoksa ben, hep bir kadnn hayatn yaamak isteyen, ocuk ruhlu bir erkek miyim? Gerek 'ben' bu mu? Kimim ben? Alicia'y seven erkek mi? Mike'n babas m yoksa ?.. "Gkgrltsne yazl yant alyorum. T.S. Eliot'm fsldad mesaj, aynen alyorum. " 'What the thunder said' Here is no water, but only rock/Rock and no water and sandy road. (___) Who is the third, who walks always beside you?/When I count, there are only you and I together/But when I look ahead up the white road/There is always another one walking beside you/Gliding wrapt in brown mantle, hooded/I do not know whether a man or a woman - But who is that on the other side of you?'" Byle diyor babam, ama ayn soru benim iimde de sryor Ns. Kim bilir, o hep benim yanmda yryen? Babam m, Hemingway mi, London m? Hangisinin hayaleti? Yoksa annem mi? Bilmiyorum! Yryorum, yryorum ve yryorum. Sizin folk airinizin ok gzel dedii zere: "Uzun ince bir yoldaym/yryorum gndz gece..." Sen kendine iyi bak, iyi ol ve kendini sev! Dostun, Mike. 1. Gkgrltsnn syledikleri Burada su yok, yalnzca kaya var/ Kaya. Hi su yok ve kumlu yol/(...) Kimdir o hep yannda yryen nc kii?/ Sayyorum, yalnz sen ve ben varz, ikimiz/Ama bam kaldrp da, beyaz yola baknca/Hep biri daha var yannda yryen/Bilmiyorum, kadn mdr, erkek mi?/ Ama kimdir o hep yannda yryen (ev: Yksel Peker). Yazan: T.S. Eliot 53 10 ubat 1986, New York. Nilsu'cuum, Yolladn gazeteleri, fotoraftan ve yeni kitaplar dn aldm, bu kez tembellik etme

ansn yok edip, hemen yazyorum. Memleketteki gelime ve gerilemeler uzaktan, hele okyanus an uzaktan ok daha etkileyici oluyor. Enflasyonun hz beni dehete drd. Bir de u niversitelerdeki trban konusu. Hl bunlan m tartyoruz? Acaba, Yenia yaamadan atlaymz ve 'aydnlanma'dan bugne geiimizin karanlk sonulan m bunlar? Ama iindeki basanlarn, beni ok sevindiriyor. Heyecanlanyorum dpedz. Bu, kazandn ikinci konkur, deil mi? Sakn grup ii, kk proje diye yabana atma. Sen henz iin ok basndasn. Konkurcu mimarlan severim. Disiplinli, enerjik ve hrsldrlar. Eh, zaten alkan olduunu da biliyorum. Harika bir yoldasn, haydi durma, ko! Szn ettiin turizm patlamas zaten bekleniyordu da, ne iddette patlayaca pek kestirilemiyordu. Turizm, nc dnya lkesi, dviz, falan femekn derken, elbette evre kirlilii de gndeme gelecekti, gelmi de! Senin evre problemleriyle ilgilenmen, bana ok anlalr geliyor. Bu ie bir moda olarak ilgi duymak yerine, ciddi ve yapc almalarla katlmak gerekir. Burada deiik niversitelerde mthi ilgin evre programlan var. Eer aklna yatarsa, sana bror yollayaym, belki bir master, evre psikolojisi, evre sal, ekoloji konularnda yksek lisans almasna kaydolabilirsin, ilgilenirsen, her bakmdan yardmc olurum. Sahi, neden 'vaat edilmi topraklara' gelmiyorsun? Gezmeye, ziyarete ya da yerlemeye? Bak yine zdn beni. Hani Hakan'la iyi gidiyordu ilikiniz? Biraz ilgisiz, umursamaz geldi mektuptaki slubun. Keke yannda olsaydm, elini tutup; "Artk babandan intikam allYSll 161 maya son verip, kendin iin, kendi sevdalarm yaamalsn Ns," di-yebilseydim. 162 Terk etmek, kp gitmek, eyalarn bile almadan brakmak ...Bu bir bo gurur mu? Gereksinme mi? Zevk mi? Aslnda ne denli hassas, sevecen ve ciddi olduunu bilmesem, seni ta kalpli, psevdi, sadist, hatta nemfoman sanabilirdim, iindeki o kontrolsz fkeyi, acy ve.aldatlmlk duygusunu yenebilecek kadar glsn oysa. Beni korkutan, baaramayacan endiesi deil. Ben, duygusal yaamndaki dengesizliin, er ge kiiliini zedeleyecek, kendini sevmeyeceksin, diye korkuyorum.

'Bu da olur mu?' deme. Olur! insan, yanllarn yinelediini anlayabilmek iin, orta ya snrna kadar gidebiliyor. O noktada ya kendini eitmeyi baaryor ya da itahsz ve bkkn birine dntn gryor, iyi ama, kendini sevmeyen, kimi sevebilir ki? Oysa, senin sevginle keyif atp, bereketlenecek erkekler de vardr. Seni seven erkekleri zerek, korkutarak ve iterek, babann hayaline ders veremezsin. Hem neden ders vereceksin? Baban seni hep ok sevmitir. Belki sevgisini, senin istediin tarzda dile getirememitir ama senin ve kardeinin adna, kendi isteklerinin bazlarn eksik yaamtr. Her eyi, hepsini bilmen gerekmez, ama baban, ocuklarna iyi bir baba olmay, kendi mutluluuna tercih edebilen bir insandr. Olmu mudur? Bu, nasl, nerede ve kiminle tartlacana bal bir sorudur. Onun evlendiini yazmsn. Hem ardm, hem armadm. Ben asl, nasl biriyle evlendiiyle ilgilendim. nk elerimiz kimliimizi ek veren ciddi ipulardr. Bankac ule Hanm, bana benzemiyor herhalde... Mutlu olsun! Gerekten mutlu olmasn diliyorum ve baban, mutluluk dileimin iten olduunu bilecek kadar beni tanr. Ben, hl yalnzm. nk yalnz kalmak, kendimi dinlendirmek ve i seslerimi dinlemek istiyorum. 'Yaratc Yalnzlk' konulu gnlk bir seminere katldm. Connecticut eyaletinde, kk bir niversitede dzenlenen, ilgin bir seminerdi. Ben, sadece yalnz kalmamak iin biriyle beraber yaayacak insanlardan deilim Nilsu, olmam da!.. Cem'in iki yl sonra niversiteyi bitirip, kelli felli bir doktor olacana inanmak, yle zor ki... Ben onu, yemek masasnda mzklk eden, sinemalarda yukla-yan, sk sk hasta olan, ne babasna, ne ablasna sokulan, vahi, kk bir kedi gibi anmsyorum. ok gzel, hrn ve kibirli. Sonraki yllarda hi grmedim. Herkesten, hepimizden kat o ocuk. Eer onunla ilikisi dzeltmek, daha yaknlamak istiyorsan, en az senin kadar, onun da istekli olmas gerekmez mi? Annenle ilikisi nasl? Ah, ok gldm, demek annenin kocasna -'iadam Fikret' mi di' yorsunuz siz ona? "Doktor knca sizi cretsiz ameliyat ederim," demi ha?ilahi Cem, basbaya inelemi adam ha!.. Sahi, senin annenle ilikin nasl? Hl onun intihar ettiine inanyor musun? Biraz yaknlamay denesen? Ank 'yorgan gitti, kavga bitti' naslsa. Belki o da seni zlyordur?

Mike'dan hi haber almadm, sana yazd m? That's all, sweetie. Sevgiyle, Selen. 54 5 Nisan 1986. Madison, Wis. Nilsu Dearest, Sana gncel olaylarla ilgili, aydnlk bir mektup yazmay ister miydim, bilmiyorum. Gerekten byle isteklerimin kaldn pek sanmyorum. Yani, u son sevgilinden de ayrlacaksn diye hayflanmam, uzaktan bile olsa srtn svazlayp, 'seni benim kadar kimse anlayamaz' dememi, eskiden olduu gibi, parmaklarm gzkapaklarna dokundurup sana ark sylememi, sk sk telefon edip yaamn g yanlarna direniini desteklememi bekliyor olabilirsin. Belki de seni, annenin intihar, babann Selen yerine ok sradan bir kadnla beraber oluu konularnda teselli etmem iin, ldryor olabilirsin. 163 yle mi, bilmiyorum. Fakat bildiim, artk iimden byle canl ve dnyev heyecanlarn gemedii. Kesinlikle gemedii! 1"4 Beni kadnlar, aklar, insanlar ve onlarn sorunlar ilgilendirmiyor. Hibiri umurumda deil! Evime kapandm ve kendimi yasyorum. Kendi yaptm mzii dinliyorum, kendi kestiim odunlar minede yakp snyorum burada hl k sryor, kar yayor kendi sebze yahnimi piiriyor, kendi hayallerimi kuruyorum. Bol bol yryorum ve istediim kadar dnyorum. Evimin yaknnda kk bir orman var, yrylerimi orada yapyorum. Bu ev tam bir harabeydi. Vakti zamannda babamla Alicia yaam burada. Ben bu evde domuum. Sonra herkes terk etmi. Herkes! Hepsi! Evi adam etmek istediimde, banka bile kredi vermekten ekindi. Babamn akrabalar biraz yardm ettiler ama yetmedi. Arabam sattm, birikmi param kullandm ve imdi biraz yaanr bir hale geldi. Yine de duvar yaltm olmadndan, bu kuzeyin souuna dayanabilmek iin eski ordu battaniyeleriyle dedim ahap duvarlar. Bir de bisiklet aldm kendime.

Konforum yok, ama zaten ben hibir zaman konfor dkn olmadm ki... Anlarm, izlerim ve hayaletlerimi Benim sahip olduklarm bunlar. Bana yetiyorlar. Bir yandan doal, sade ve zgn, bir yandan olabildiince zgr yayorum. istersen buna fiziksel gereksinmeleri minimuma indirgenmi, duy-: yksek bir yaam biimi de diyebilirsin. gusal frekans

Sen mektup yazdm son insansn. Roberta'ya ve Selen'e de yazmyorum. Sahi Roberta'y da tanmazsn sen. Tanma zaten!.. Delirdiimi dnen uzak komularmn, yakn akrabalarmn aksine, son derece iyi ve keyifliyim. stelik bambaka bir boyutta, mutlu olduumu bile syleyebilirim. Sana szn ettiim bir roman almas vard, bildin mi? ite onun zerine ciddi biimde eildim. Mzikli bir roman bu. Her blm iin bir beste yapyorum, ilk yirmi drt blmn bitirdim, bestelerini de yaptm. 'lm' zerine bir roman bu. Daha dorusu, romann kahraman, bizzat lmn kendisi. Sarn, mavi gzl, mthi ekici bir kadn bu: lm! Ad: Josep-hina. Kasaba kasaba, lkeleri ve dnyay dolaarak ark sylyor dans ediyor. Yalanmak, sklmak, yetiememek, peinden komak gibi endieleri yok. nk onun zaman sonsuz! nk o, sonsuza dek gezecek, sonsuza dek ark syleyip, dans edecek. Peinden binlerce erkei srkleyecek, gzlerinin elik mavisi, teninin bebek pembelii ve dokusunun dii kvraklnn eliik albenisiyk eritemeyecei irade, kmldatamayaca ta kalmayacak. Daima. Dnya dndke. Hep! nk Josephina, ancak yok ederek var oluyor! Anlyor musun? Herkes ondan korkuyor, ama yine de herkes ona kouyor. nk karanln rknts iinde, tatl tatl fsldayan sesin korkutucu albenisi var, onda. nk, Dou Masallan'nn yasak krk birinci odasnn gizemi var, onda. Bir kadna ok yaraan gurur, zgrlk, kendini beenmi, hatta kafa tutan bir bamszlk var, Josephina'da. ok esrarengiz bir kadn! Cinsellii, mstehcenlikle doallk arasndaki kaygan snrda koturuyor doludizgin.

Erotizmle pornografi arasndaki bak srtnda o var! Josephina, yok ettikleri iin ac ekmez. Yok olan bir insan, aslnda onun iin varln baka biimde srdrmektedir. The Sun Also Rises' romannn giriini anmsyor musun? He-mingway'in Ecclesiastes'ten yapt alnty dnr Josephina. "Bir nesil geer gider, baka bir nesil gelir, ama yeryz sonsuz srer gider... Gne de doar ve gne batar. Doduu yere koar gider... Rzgr gneye yollanr, sonra kuzeye ynelir, durmamacasna dolanr ve rzgr dolamna denk geri dner. Btn nehirler, denize varr, gene de deniz dalmaz; nehirler, ktklar yere dnerler. "2 Ns, mthi bir proje bu, harika bir roman olacak, inan bana! 165 1- Gne de Doar (Y..) 2- ev: Filiz Karabey Anladn gibi, artk beni heyecanlandran tek ey bu! nk bittiinde, lm bunca iyi anlatm bir baka yazl nesir bulunamayacak bat dnyasnda. Mzikte, iirde, tiyatroda rnekleri var, biliyorsun; Wagner, Mozart, Chopin, Rilke, Goethe, Shakespeare hemen aklma gelenler. Ama byle bir baka roman yok! Benim iin lm yazmak ve bestelemek dnda hi kimsenin ve hibir eyin nemi kalmad. Belki de iyi bir eser yaratmann bir numaral koulu da budur? Beni anlyor musun Nilsu? Anlamyorsan bile, anlyormu gibi yap, babe! Senin gibi Selen'in de, lm bir kadn, bir 'femme fatale' gibi iliyor oluuma taklacam tahmin ediyorum. Belki de mao diye sulayacaksnz beni. yle yapma(yn). Sakn! lmn cinsiyetinin, dourgan oluuyla ilgisi var, benimle deil. Dourganlnn 'annelik' kavramndan ok, 'remek' eylemiyle balants sz konusu. nk yok ettiklerinin yerine yenilerinin gelmesi, bir denge kurmas zorunlu. Her neyse, buras henz oturmad kafamda, yeni kuruyorum. Tamamladka sana yazacam. imdilik sana romann blm mziinin notalarn yolluyorum. Diini skarsan, gitarla kartabilirsin, karmak grnne sakn aldrma. Bu blmn ad: Josephina Dans Ediyor: lmn Dans... Mutlu ol. Kendin ol.

Dostun, Mike P.S. Romann ad: 'ADI LMD' olacak. Ne dersin? 55 21 Mays 1986, New York. Sevgili Nilsu, '< ',' Mike'n romanyla ilgili haberlerin beni mthi arpt. Roman ok ilgin ve ok edici bir gzellii var! Yoruyor, bitap dryor, dvyor insan. Anlattn kadaryla bile... Fakat korkuyorum! Madem bu romana byle her eyiyle tutundu, btn k kaynan ona ykledi, romann ok gzel olacana inancm kadar, roman bittiinde bana gelecekler konusunda da kuvvetli sezgilerim var. Abartyor muyum? Onun nekrofiliklii kadar, benim yaama tutkunluum, onun yalnzl olumsuzlamas kadar, benim olumlamam... Mike'la ne denli zt, ne kadar farklyz, yine de, bir noktada ok benziyoruz... Ya sen? Sen Nilsu? Sen bir yannla ona, bir yannla bana yakn oluunu nasl zyorsun? Aslnda kendini nasl tanmlyorsun? Belki de, sen iyi bir sentezsin! Mike'la aranzdaki edeb mektuplar beni tahrik etti, ben de sana ok sevdiim bir iiri yazmaya karar verdim. Bu iirin benim iin nemli bir de ans var. Babanla ilgili... "'Bir baka lkeye, bir baka denize giderim' dedin/'bundan daha iyi bir baka ehir bulunur elbet./Her abam kaderin olumsuz yargsyla kar karya/- bir ceset gibi gml kalbim/Aklm daha ne kadar kalacak bu orak lkede?/Yzm nereye evirsem, nereye baksam/ kara ykntlarn gryorum mrmn/bouna bunca yl tkettiim lkede'/Yeni bir lke bulamazsn, baka bir deniz bulamazsn./Bu ehir arkandan gelecektir. Sen gene ayn sokaklarda/dolaacaksn. Ayn mahallede koacaksn;/ayn evlerde kr decek salarma./Dnp dolap bu ehre geleceksin sonunda. Baka/bir ey umma -/mrn nasl tkettiysen burada, bu kecikte,/yle tkettin demektir btn yeryznde de."1 Ben, Mike kadar gezgin biri deilim. Ama yaantm iki lke ve iki kltr arasnda geti, geiyor, geecek. Bazen buray, bazen oray zlerim, ikisinin de tadn ve tatszlklarm sevin ve fkeyle yaarm. Kimisi 'blnm hayat' der buna, kimisi zengin...

istanbul'dan ve babandan ayrlmam gerektiinde, bu iiri babana okumutum. Onun alglad iirle, benim ona okuduum iir yle farklyd ki, 'ayrlma gerekliliinin somut nedenini, apak ortaya koymutu. 1. Kent: Konstantin Kavafis, ev. Cevat apan istersen, babanla ayrlmamzn nedeni, bu (Kent) iiridir diyelim. Ne iirsel... Sence, peki sence ne diyor Kavafis? 168 Dn canm skan bir ey oldu. Ernesto hastaland, Vet. klinie gittik, kan tahlili yapld. Oysa gencecik bir kz daha. Umarm, lp gitmez, yle altm ki ona... Sahiden gelmeyi dnyor musun? Yatacak ve yiyecek iini hi dert etme. Sen bir uak bileti bul, gerisini ben hallederim. Austos sonu gelebilirsen, bir hafta birlikte tatil yapabiliriz, Mike kabul ederse, Wisconsin'e bile gideriz. Hakan'la ilikinin sryor olmasna seviniyorum. Ama mektuptaki ses tonundan tutkusuz, dostluk yan daha ar basan bir iliki havas alyorum. On ya demek! Yine de, bu rekor Nilsu. Bana kzacaksn ama ben yalar, balan, kkenleri ve beklentileri benzer insanlarn daha uyumlu ilikiler yaayacaklarna inanyorum. Demek Hakan, bilgisayarla mimarlk yapan bir bronun sahibi. ok sevindim, nk burada bilgisayarsz mimarlk kalmad gibi bir ey. Eninde sonunda Trkiye'ye de girecekti kompter... Peki sen hl 'manuel' misin? Hakan'n seni gldryor oluu gzel. Espirili erkekler, yaam renklendirirler. Peki seni dnyor ve dndrtyor mu? Sen yalnzca enine boyuna deil, derinliine de gelimi bir kadnsn. Yzey hesab kadar, hacim hesab da bilmeli, seni elinden karmak istemeyen erkek. Sen, sen bana benzersin Nibu... imdi Ernesto'nun tahlil sonularn almaya gidiyorum. Heyecanlym; ayn evi bir kediyle bile paylasan, onunla ilgili, ona bal yayorsun ... Sevgi, dostluk, imdi artk zlemle, Selen. P.S. Bir bilimsel dergide 'organik chip'lerle ilgili bir makale ok dum. Babann byle bir projesi vard bir zamanlar. Makaleyi kesit 1 sana yolluyorum. Kendisine ilet, ama benim yolladm syleme lt fen. 56

16 Temmuz 1986, Madison, Wis. ^IVA^Y Sevgili DostNlsU, Dearest, ;,

v ji

.;.;.,".'!..". .'.-.'.;

Romanm beenmi olman beni mthi sevindirdi, tevik etti. Senin iyi bir okur oluun dnda ve yannda, yl boyunca yaknm olman, beni tanman ve daha nemlisi, 'lm'n yzn benim kadar yakn evrende grm olman deerinin gstergeleridir. Birde, o ok gen y anda aldn formasyonuna benim ciddi katkm olduunu dnrsek belki ok bencilce, ama doru senin edebiyat beeninin, bir anlamda benim uzantm olduunu dnyorum. Kzma! Yo, hayr, kz! Kz! (Trke sylersek, 'be angry', gen kz anlamna m gelir? Trke'mi iyice kaybettim artk.) ite romanm beenmen, bu nedenlerle coturdu beni. O halde, ben de sana srrm vereyim. Roman iki kopya yazyorum. Biri sana, biri bana. Baka kopyas yok, olmayacak sen ve ben o kadar. Bir gn yaymlanrsa, her blm iin zgn mzik bestelenmi, yannda kasetiyle satlan ilk kitap olacak, tik mzikal roman. Kapanda yle yazacak: "Michael McClure. Ad lmd Mzikal Roman - Yalnzca lmle yzleenlere nerilir -" Ama yalnzca bir d. Yaymlayacaklarn sanmam. Kim ilgilenir ki... Hem sonra, belki ben istemem de... Bilmiyorum... Zaten bunun imdi hi nemi yok! Son haftalarda yeni blmler yazdm ve besteledim. Josephina, kendine yeni bir kurban seti ve onu yok etme planlan kurdu. Yeni kurbannn ad: Ernest London, bir yazar. 169

Ernest London ilgin bir adam. Hemen btn dnyay gezmi, pekjji ok kadn tanm, baarnn tadn, yalnzln ve ihanetin sancsn yaam, yazdklar sarsnt yaratan, izgid bir yazar. Saf, deneyimsiz ve ok gen erkekleri etkileyip, abucak yok etmekten bkan Josephina, cannn skld bir srada Ernest London'a rastlaynca, mthi keyiflenir. nk bu tam bir challenge1'dr ve Josep-hina'y tahrik eder. Elbette Josephina da Ernest iin ok ilgintir. O ana kadar tand btn kadnlardan farkldr. ok tutkulu, erotik, yrtc, yakc, acmasz, zeki, yaman bir kadn olarak grmektedir 'lm'. Grd bu ateten kadnn, aslnda 'lm' olduunu bilmeden yle yazar gnlne Ernest London: "efkatle iddetin, istekle bo vermiliin, gemile gelecein, zekyla aptalln, tesadfle planlanmn, usturayla takatin, mstehcenlikle seksin, bekretle orospuluun lgn bir karm yaplsa, ad Josephina olurdu. "Onu sahnede dans ederken izliyorum ve sanki bir tek ben anlyorum sanarak, bbrleniyorum. "Baka aresi yok. O benim kadnm olmal. Tarihe Ernest ve Josephina olarak gemeliyiz." Ernest London, 'lm' byle tutkuyla sever ve ister. Anlyor musun Nilsu? lm, bir kadn sevmek ve istemek gibi alglamay anlyor musun? Fakat Josephina'y d krklna uratacak bir ey olur ve Ernest London tpk dier kurbanlar gibi, abucack teslim olur kadna. Halbuki Josephina bir etin cevize, g bir erkee rastlamak ve yeni yntemlerle onu batan kartmak istemektedir. Zorlamak, terlemek ve didimek zkmindedir. Oysa Ernest London iin durum farkldr. Yllarca diiyle trnayla, uykusuz geceler, sancl gndzler ve gz nuruyla yaratt kiiliinin en gizli kaplarn, sonunda rahata aabilecei bir kadna rastlam ve zbenlik hazinelerinin anahtarn ona gururla sunmutur. O mutludur! ite bu noktada erkeklerin gl, dayankl ve salam zrhlarnn, I. Meydan okuyu (Y..) kadnlar karsnda nasl bir beceriksizlik, saflk ve cahillikle dtn anlatmak istedim. nk bu byledir! Ah bu btn gl erkekler iin byledir! Halbuki Josephina'y gizli kaplar ardndaki hazineden ok, kaplan kapal tutan

iradenin gc ilgilendirmektedir. Asl oyun, bu irade gcne kar, saldn tekniklerinin altnda yatan elencedir. Byle abucak teslim ald Ernest London, artk pek de itah ac deildir. Sahneyi bir sre renklendirebilmek iin, bir ocuk dourur Josephina. nceleri 'baba' olmak fikrine 'bir yazarn evcillemesi, onu yok eder' diyerek kar kan Ernest London, olunu kucana ald an, bu bebein, tapt kadnla arasndaki en organik ortaklk olduunu dnr ve olunu ok sever. ocuun ad Martin'dir. Martin London. Martin, annesiyle babasnn pek ok zelliini edinmi, farkl bir ocuktur. lmle, yaam sevgisi yan yana yaamaktadr onun yreinde. Bir yandan heyecanl, pozitif, cokulu ve gler yzldr. Hayat ok sever. Bir yandan da hznl, bulutlu, negatif ve ie dnktr, lm merak eder. Kiilii oluturan lm ve yaam sevgisinin siyah-beyaz kontrast, iddetli bir uyumsuzluk, gzle grlr bir trajedi yaratmakta, kk Martin bu hastaln yaam boyunca yakasn brakmayacan anlamaktadr. Bu anlattm, 'Martin London' blmnn mzii 'Allegra tris-tezza' baln tayor. Szlerinin yazmn ok abuk ve kolay, bestesini zor yaptm. Sancl, uzun bir dnemde kt mzii... nce ayn beste yaptm, ama hibirini beenmedim! Benim istediim, ok canl, cokulu tonlarn, karanlk aynntlarla zld bir melodiydi. Sonunda diyalektik bir analizle zdm sorunu. Strauss ve Wagner dinledim birbiri ardna. Gnlerce. Bir Strauss, bir Wagner. Sonra Gershwin ve Mozart... imdi, u anda beendiim bir ey besteledim. Daha iyisini yapana dek, beni yattran bir melodi. Sonras malum! Josephina, E.L ve Martin'i terk eder, yeni kurbanlar bulmak iin baka kentlere yollanr. E.L., olunu alp 'lm'n peine taklr. Ama 'lm' iine ylesine ilemitir ki, Josephina'y b-raksa bile, artk olu girmitir, kanna, canna... Girift, gizemli ve tehlikeli... Btn anne-baba-ocuk ilikileri byledir. lm ve yaam, ocuklarn genleriyle yeni kuaklara tanr, kadnla erkek arasnda kanl ve canl bir ortaklk kurulur. Sen, kendi annenle babana baktnda benzeri bir manzara grmyor musun sanki? Yaam temsil eden baban, yaam kadar canl, salkl ve doal bir kadna, Selen'e tutuluyor, ama ocuklarnn annesi, lm seecek bir kadn! ite bu bakmdan 'Ad lmd' senin de romann saylr Nilsu! Katlyor musun?

Bana yazdn br konulara gelince: ll-gi-len-mi-yo-rum! Bala Nilsu, ama ak, gncel sorunlar ve insanlar beni ilgilendirmiyor artk. Elimden gelmiyor. Dur bakalm, yoksa, sen de bir eit Josephina msn? Ehm? Kumral, ipek salarnn bal kvam scakl, minik burnunun ocuksu taknlna felaket bir ztlkla kafa tutan etli dudaklarnn batan kana heyecan... Sonra, ince, uzun parmaklarnn havada dolaan bamszl ve bana hep knlacakm duygusu veren ayak bileklerinin zerinde hayrete srkleyen, meraklandran, stelik, utanga durularyla etkileyen bacaklarn... Sen, elini uzattn erkeklerin tmn tutup alabiliyorsun Nilsu! Tpk Josephina gibi... Trkesi: 'hi zahmetsiz'. Belki de bu yzden heyecanszsn? Fakat seni Josephina'dan ayran, ok byk bir fark var. Sen bakalarn ldrecek yerde, her keresinde, kendini ldryorsun. Her terk ediinle, bir kez daha lyorsun! nk sen 'lm' olmaya ok alan bir 'yasam'sn, dirimsin! Ve biz, bu yzden asla Zweig'ler gibi kucak kucaa intihar edecek bir ift olamayz Nilsu! Sen yaam savunuyorsun, bilmesen de, grmesen de, btn bedenin, varln ve eylemlerinle 'hayat'sn sen. Buda sana ok yakyor. Bazlar byledir, yaamak mthi yakr onlara. Bilmek istemediin, farkna varmay engellediin bir baka konuysa, annenin intiharyla ilgili. Sen, annene, lm setii iin fkelisin. Onun yaamasn ve seni seviyor olmasn istiyorsun aslnda. Belki ilk yllarda Selen'e gsterdiin tepkinin z de buydu. Selen'e neden annen deil de, babann sevgilisi oldu diye bozuluyordun . . . nk Se- 173 len de "hayat"tr. Sen kendin ol iyi ol ve mutlu ol! Sevgiyle, Mike. 3 Austos 1986, New York. Nilsu, Haberine ok sevindim. Seni grmeyi merak ve zlemle bekliyorum. KLM'le nce Amsterdam'a, sonra - orada aktarma yaplacak -New York'a uacaksn. Okyanusun zerinden non-stop umak, yedi saat sryor. Ben, senin uu korkun olduunu hi bilmezdim. Fakat sk sk uarak bunu yeneceini sanyorum. Eer umaktan ok korkuyorsun, bunun son yolculuun olacan dnp, lmeden

nce, en ok neleri yapmak istediini bir bir diz nne. Bu ho bir oyundur ve ciddiye alrsan, basklanm pek ok arzunu aydnla kavuturursun. stelik, gelecek uua kadar, bunlarn bazlarn gerekletirme ansn bile doacaktr. Daima bir yeni uu vardr Nibu. Seni JFK Havaalan'ndan karlayacam. Uu numaran ve saatini (N.Y. saatiyle) kaydettim, hi merak etme. Davetli olarak Amerika'ya geliinin, vize sorununu kolayca zeceini biliyorum. Haydi artk, abuk gel! Mike sessizliini bozdu ve bana bir kart yollad. Magritte'in erevelerinden birini semi. Arkasna yle yazm: "Dear Selen, you are the 'life'!1 Michael McClure" 1. Sevgili Selen, sen 'hayat'sn! (Y..) nce irkildim. Tuhaf oldum. ok spontane yazlmt besbelli, iinden gelmi, yazm ve yollam... yle sanyorum ki, u senin s-174 zn ettiin 'Ad lmd' romann yazarken, aniden byle hissetti ve bana yazd. Hem houma gitti, hem de hznlendim. Onu manastra kapanm bir kei, bazen bir bilgin gibi gryorum ben. Sanki gncel sorunlarn baya ve s sularnda debelenen bizler, Ortaa'da yayoruz, o da 'gln ad'n aratran William. Gelirken bana kitap getir, bol bol yeni ykler, roman ve mutlaka iir. Bir de ifte kavrulmu isterim. Divan'nki olursa sevinirim. Acaba iyice marp, bir de kk rak istesem mi? Haydi Nilsu, gel artk, iki yldan fazladr grmedim seni. stne sinmi anlan, sevgileri ve gzellikleri de beraberinde getir. Sana bakarak hasret gidermem iin de, gel... Nilsu, sen de yaamsn! Sevgiyk, Selen. P.S., Ernesto iyileti. Boynunda bir ur varm. Ameliyat oldu, ama imdi, eskisi kadar canl ve gzel. O da seninle tanmaya can atyor. Bakalm senin Elvis'e benziyor mu? 58 isve asll bir kz. Ad Ulla, soyad ok uzun, bir trl anmsa-yamyor Teoman. Galiba

Trkiye'ye ikinci geliiydi. Sapsar, mas- >i mavi, biraz tombulca, ho bir kz; hani insann yannda geveyip, | rahatlad, 'grm-geirmi' ama dersini de alm insanlardan. a Zeynep'ten boandktan sonra, yaantsnda bir tek annesi kalmt. Tek kadn! Nergis'in resmen boand ama kalben Ik' bekledii yllard, herkese uzak, herkese kapalyd... O dnemde yalnzca Cahide Hanm'la yetinii, kadnlara ynelik bir tepki deildi. Hibir zaman kadnlara kar bir tavr, bir dmanlk beslememiti; bu zaten Teoman'n doasna aykrdr. O, yaam bir btn olarak alglyor ve ylece seviyordu. Kadnlar, erkekleri, ocuklar, doay, hayvanlar, henz hi grmedii uzayllar ocukken Kk Prens'i grdn iddia eder, birbiriyle biraz eliik dse de, ilgin anlar uydururdu - ve lm, doumu, acy, sevinci, zlemi, kavumay, ayrl... Teoman hepsini seviyordu. Fakat o yllar hem kendi kiisel tarihinde, hem de lkesinin toplumsal tarihinde tatsz bir dnemdi ve Teoman'n itah kamt. Yalnzca kadnlarla deil, hemen her eyle ilikisi askdayd. eviri yapp, birka kuru kazand bir ansiklopedi vard o dnemde. Sonra yarm kalm, btn emekler boa gitmiti ama o sralar aksak-topal yryordu iler. Sevin'le yaadklarnn biraz tutuk, biraz rahatsz oluu, belki de bylesi bir dneme denk dmesiyle, ilgiliydi... Belki, belki de deil! yi bir kzd Sevin, 'yi' olmann o berbat ortalamaln, btn zellikleriyle yayordu. yi yemek yapyor, iyi giyiniyor, iyi pyor, iyi dinliyor, iyi elik ediyor, hi yormuyordu: iyi gelmiti! yandaki oluyla yayor, dnyaya, zel yaamna ve topluma bakarken, olupbitenleri anlamam, nedenlerini bir trl bulamam akn gzlerini kocaman ayor, bu aknl kimi zaman ere-siz gzyalarna, kimi zaman da tkezleyip dmesine yol ayordu. Aktan ok, bir dostluun scak kanatlarnda snmak gereksin-mesiydi. Teoman' Sevin'e iten en belirleyici gd, buydu. Ama Sevin balanmt. O Teoman'a balanm, ayrlacaklarna yakn, ok ac ekmiti. Acsn da, 'iyi' insanlara zg bir anlay ve sessizlikle, yalnzca kendi i camlarn krarak, incecik kanatarak yaamt. Belki de konusa, sorsa, istese, beklese ve sarssayd Teoman'; 'ben de varm!' diyebilseydi, o da heyecanlanacak, o da balanacakt. Kim bilir... Ama yapmad, yapamad, yapamazd!

Arkada Ulla'yla, sevgilisi Teoman' birbirlerine tantrdnda, artk vaktin geldiini anlamt Sevin. Teoman'n, Ulla'yla konumalarndaki heyecanl tonu, glmseyiindeki canll hemen sezmi, gzlerinde cam krklar kimseyi zmeden, sessizce aradan ekilmiti. 175 Sevin, daha sonra Teoman'n bir arkadayla evlendi ve iki kz ocuu dourdu. Bazen yolda karlarlar, bazen telefonlarlar, 176 'ailecek' grrler. Siyah bukleli salarna baktnda iki kk k-zn da 'iyi' kadnlar olacan hisseden Teoman, hep merak eder: Sevin mutlu mudur, kocasn sever mi? Ama hi bilemez. Kendi sevgilisiyken de bilemezdi, imdi hi bilmez. Ulla ok rahat bir kzd. Cinsellikten politikaya, araba yarlarndan, modaya kadar her konuda konuabilir, ok okur, ok seyahat eder, hayat olduu gibi kabul ederdi. Ulla mcadele etmeyi sevmeyen, ama renmeye doyamayan, tipik bir iskandinav'd. Bir turizm acentasnda alyor, sk sk yolculuklar yapyor -'yaam, deneyler kazanmak iin klan uzun bir yolculuktur,' derdi - pastel tonlarda da olsa, rengrenk yayordu. Teoman'la tantktan sonra iinden ay izin ald ve Teoman'n kk, giri kat dairesine yerleti: Orada yar ingilizce, yar Trke, bazen de Fince ve isvee yaamaya baladlar. Beraberinde Hindistan', Himalayalar', Latin Amerika'y tad Ulla; kitaplarla, anlarla, kasetlerle, kumalarla ve dialarla. Dou felsefesiyle ilgili pek ok ey retti Teoman'a. Dalay Lama'y, Sid-dartha'y, Carlos Castenada'y... Cahide Hanm da sevmiti Ulla'y. Dorusu, Cahide Hanm, oluyla evlenmek iin abalamak yerine, Teoman' kltr ve corafyasyla zenginletiren 'kadn' sevmiti. Bu katklar, Teoman'n yazma eylemi iin ok gerekliydi... ilerde... Ama Ulla, Teoman' da alp Stockholm'e gitmek istediinde, Cahide Hanm'm gznden dverdi. O da, br kadnlar gibiydi. Olunun yapacaklarndan ok, onun kendisiyle ilgileniyordu, brleri gibi... Pasaport alabilseydi gidecekti. Ama gitseydi, yerleecek miydi, bunu bilmiyor Teoman. Aslnda rakdan bala, krmzdan maviye . . , tam bir Akdenizli'ydi o, ama dorusu, gitmek ve kuzeyi grmek istemiti - henz yeil girmemiti kanna. Sonra mektuplar ve kitaplarla srd ilikileri. Hl yazrlar tek tuk. Artk bir ilili gmenle evlenip, oluk ocua karsa da, kitap gndermeyi asla ihml etmez, Ulla. ocuklarndan birinin ad Sul-

tan br Carlos, kocas Allende'nin uzaktan akrabas. Her ey tam Ulla nm istedii gibi... Sevdii kadnlarn kendinden sonra mutlu olmalaryla, beraberken olduundan daha ok ilgilenen Teoman, Stockholm'e gideme-ymn bu mutluluu yarattn dnnce, pasaport alamayn-dak tek tesellinin bu olduunu dnr ve sakn 'her eyde bir hayr vardr' sz doru olmasn? diye, glmser. Hi yantlamaz Glmser. 59 lker'i Cahide Hanm hi tanmad. Ksack kumral salar, haar erkek ocuu yz, minyon, hareketli vcuduyla mthi albenili, cevval ve kvrak bir kzd lker. Teoman'n srekli okuduu gazetenin sanat servisinde alyordu. Tantklarnda ok genti -sekiz ya kkt Teoman'dan - atak ve hrslyd; yle grnyordu. Annesinin intiharndan sonra, onun evinde 'inziva'ya ekildii gnlerde, ayn apartmann merdivenlerinde rastlyorlard birbirlerine. Teoman'n biraz yiyecek, sigara, rak ve gazete alp, srklenir-cesine kt merdivenlerden, bir ceylan evikliiyle inerdi lker. Hi selamlamazlard. Teoman, lker'i pek grmez, lker de yalnzca Teoman'n elindeki gazeteyle ilgilenirdi. Sonra birbirlerini fark ettiler, selamlatlar, tantlar ve birlikte olmaya baladlar. Daha nemlisi, sevdiler birbirlerini. istanbul'a yeni gelmiti lker. Ayn gazetenin Ankara brosun-dand ama kentin yabancsyd. Anne tarafndan bir akrabasnda kalyor, bir yandan da kendi evini kurmak iin can atyordu. Teoman'n Neyyire Gm' ziyaretinden biraz sonra onlar o kk, giri kat daireye, Nergis de annesinin evine tand. Belki de Teoman'n suuydu? Eer istenmeden kalnan o erken gebelii tevik etmeseydi, bir ocuklar olmas dncesiyle byle ok heyecanlanmayp, bu heyecan lker'e de bulatrmasayd... IYS12 Belki hl birlikte yayor, birlikte eleniyor ve yatyor olabileceklerdi ... '$78 nce Alican dodu, sonra apar-topar evlendiler. 'Kar' ve 'an-~ ne' olmak lker'i ayn hzla yok etti. ok genti belki, ok hazrlkszd ... Ya da, ne evlilik, ne de annelik uyuyordu doasna... Kayboldu! lker kayboldu. Bebein bakm, ev ileri ve yalnzlk. Baklar deiti ilkin, kalar, gzleri farkllat, azald; soldu!

Gazetedeki iinden ayrld, evresinden koptu, kendini salverdi. , Alican' da, Teoman' da seviyordu sevmesine ama galiba kendi: " sevmekten vazgemiti. Teoman'n, annesinden kalan birka kurula mraniye'de bir marangoz atlyesi satn alp, inaatlar iin doramaclk iine girimesi, bu sralara denk der. Bu, ona yava yava ekonomik bir ra-. hatlamayla birlikte, entelektel bir zgrlk de getirecekti, getirdi de. Kap kasas, pencere doramas retimi yapmak fikrini ablas Nergis kulana fsldadnda, nce pek ilgilenmedi Teoman. Ama Nergis'in dedii gibi, dnmesi gereken iki ocuu ve bir kars vard. stelik, artk sevmedii ileri yaparak 'ekmek paras' kazanmak hamallndan iyice bkmt. Felsefeyle, politikayla ve sanatla daha ciddi ilgilenmek, belki hayal krklna srkledii annesinin gnln almak istei galip geldi ve kck bir i kurmaya ikna oldu. iyi de oldu. ans varm, iini iyi bilen usta iki marangoz ve alkan ii bulabildi. Bylece bu atlyeden kendisi, ocuklar ve alanlarn aileleri 'ekmek' yemeye baladlar, 'iveren', 'patron', 'komprador' diye taklanlara glp geti. 'Glp geebilmek', zor kazanlm bir eylem deil onun iin... 60

lker'le ilikisini kurtaramayacan kavradnda, hi deilse lker'i kurtarmak istedi. Alican iki yana gelmiti, onu bir anaokuluna yolladlar. lker, yeniden almaya balad. Sabrla ve sevgiyle onu destekledi Teoman. Gencecik bir kz nce ocuunun annesi, sonra kars olmaya itivermi oluunun sululuk duygusuyla, kendini paralayarak, didindi. Ev ileri iin yardmc bir kadn tuttu, yemeklerin bir ksmn kendi piirdi, Ali- 179 can'la daha ok ilgilenmeyi denedi. ~ Olmad, beceremedi! lker yaama ksm, bunun ykn oktan Teoman'a yklemiti. Ne onu brakmak, ne de kendini kurtarmak istiyor gibiydi. Ara verdii ylda yitirdiklerine zlmekten ve kendine acmaktan bakaca yapt tek ey, Teoman'a fkelenmekti. Bakmalarnn, konumalarnn ve sevimelerinin tad kat, srklenir gibi yaamaya baladlar. Galiba yalnzca Alican'la ve birbirlerinin fiziksel salklaryla ilgiliydiler. O kadar! Yeni bir ak pek zlemedi Teoman. O yllarda, tek zledii, artk bir vicdan azab gibi

yaad bu, 'birlikte' yaamn bitmesiydi. Yeni bir aka gemeden nce, yalnz kalmak, kendini dinlemek istiyordu. Zaten yeni bir parti, eko-politika ve evre sorunlarnn toplumsal boyutta etki mekanizmalar zerine dnmeye balad, evresinde, karizmasna yakalanm insanlarn topland, tartt, heyecanlarm aktan ok, ie ynelttii bir dneme girmiti. Aka, kadnlara ve kadn-erkek beraberliine dair dnceleri, belki de umutsuzluun, cesareti krlmln ve yorgun dmln etkisiyle, kendiliinden ertelenmiti. Naslsa lker toparlanacakt. Ya kendi bana, ya birisinin dostluu veya bir akn yardmyla. Ya ikisinin de byle iletiimsiz ve payla-msz yayor olmalarna zlmekten vazgeip, hem kendini, hem Teoman' zincirlerinden zecekti ya da bir dostunun el vermesiyle, ama en gzeli kendini mutlu edebilecek bir erkee sevdalanp... Sabrla bekliyordu Teoman. Yine de elinden gelen her eyi yapp yapmad sorusunun kt kokusundan kurtulamadan... Bekliyordu. Yalnzca bekliyordu artk. 'Git!' diyecekti lker bir gn ya da; 'Ben gidiyorum!' "Erkeklerin nemli kararlar arifesinde inisiyatifi kadnlara brakmasnn asl, sorumluluktan kama duygusudur," diyecekti Nil-su. Sonra da ekleyecekti; "Selen byle demiti babam iin, yllar nce..." ; Nilsu! .,.;: ... '>ifc :?<;t'<&>x.-.'w<".";.-i ,.;;...>';'

Nilsu'ya rastlayacan nereden bilsin Teoman, yle bir kadn 180 dlemeyi bile lks sayarken... Aniden Nilsu! Pat diye Nilsu! Farkl, tuhaf, ama gzel tuhaf... Hep 'teyakkuz'da tutuyor adam. Duyarl, eletirel, kendi bana dikilen ve yryen... Kendi iinde melankolik, ama d hayatnda gereki... iir okuyor, mektup yazyor, kararlar verip uyguluyor, yalnz yayor Nilsu! Bir de saplantlar olmasa... Nilsu'yu seven, Selen'i ve Mike' da sevmek zorunda! Nilsu. Nilsu. NIL! Deer! Nilsu'yu sevmek, saplantlar ve takntlarn da sevmeye deer. Kald ki, onun yannda tad lm veya canl hayaletlerin tm de, olduka ilgin tipler. Ama Nilsu'ya daha ok var! 61

John F. Kennedy Havaalan, ilk kez gidenler iin karmakark bir mekn. Her eyin hareket ettii, byk bir karmaa. Hatta, btn meknn hareket ettii bile sylenebilir. Amerika'ya resmen ayak basmak, krmz hal denmi 'Americans only'1 kuyruunun yannda, upuzun uzanan Amerikal olmayan 'br insanlar'n ardna taklp, pasaport ve vize kontrolnden geerek gerekleiyor. Resmen Amerika'ya ayak bastktan sonra Selen'in sevgi ve zlemle at kollaryla karlatm, kucaklatk. iki yl bazen ne kadar uzun bir zaman birimi olabiliyor. Sanl onu yllardr grmemi, belki de hi tanmam gibi yabanclad nce. Uzun, dalgal salarn ksaltm, kk kpelerini iriletirmi, > uzun ipil ipil etekleri yerine, keten ort-etek giymiti. ok dahJ 1. Yalnzca Amerikallar (Y..) gen, enerjik, salkl ve modern grnyordu. New York ona yaramt besbelli. O da beni deimi buldu. Haksz da saylmazd yani. Gen kzlktan kadnla gei, yepyeni izgiler katyor insana. Kimi gereksiz imler, yerini zorunlu izgilere terk ediyor. Kimilerinin yeri de, daha sonraki yllarn deneyleriyle dolmak zere boalyor. Delikanllktan, erkeklie gei gibi. ikisinin de vakti, kiisine gre deiiyor. "incelen belin, dolgunlaan kalalarndan ok, derinliine younlam baklarn seni iyice gzelletirmi Nilsu." Ses tonu ve syledikleri, zerimdeki yabanclk duygusunu yok etti. ite Selen buydu ve kaldmz yerden devam edebilirdik... Kk arabasna yerleip, yaad Princeton semtine gidiimiz ve kk, irin dairesine giriimiz, tam iki buuk saat ald. Birlikte geirdiimiz on iki gn ikimizin de eksiklendiimiz, biraz da ertelenmi bir anne-kz sevgisiyle, kentli iki kadnn dostluu arasna izilmi, kimi zaman nostaljik tonlarda, ama ounlukla parlak bir post-modern resim gibiydi. New York'taki Amerikal, inli, Avrupal ve Trkiyeli dostlaryla tantrd beni. Hep birlikte yemee ktk, baz akamlar sinemaya, barlara, mzik-'hall'lere gittik. Selen de tatildeydi; sabahlar ge kalktk, uzun kahvaltlar yaptk. Derin, yakn, scak dertlemeleri, kahkahalarla ssledik, anlarmz ac glmsemelerle kesilmi, alamaya gebe yutkunmalarla bastrdk. Birer kz karde, dost, akraba olduk birbirimize, ikimiz de bunu ok zlemiiz!

Arkadalarnn ou, Selen'in zgnlnn ayrmnda, kendileri de ilgin insanlard. Selen'i sevdikleri besbelliydi. Ama ilerinde ikisi vard ki, onlar sevmekten te, zerine titriyorlard Selen'in. Berke ve Steven. "Yeni bir ilikiye henz hazr deilim," diyordu kendisi. Bu yeni yaam - belki de en eski yaam demeliyim - yeni evresi ve mekn iinde, babam, Selen'in yannda dnmeyi denedim birka kez. Selen'in evinde, metroda ve Guggenheim Mze-si'nde. Nedense olmad. Selen'in yanna, bu yeni fotoraflara yaklamad babam, belki de iyi oturmad, bir eyler havada kald. Canm sklmad desem yalandr. Babamn artk ule Hanm'la evli oluu, Selen'in yepyeni bir yaam srdrmesi, bylesi bir fanteziye yer vermeyecek denli somut bir engeldi, ama yine de... Ha-Iftfc ni, annesi ve babas ayrlm btn ocuklarn, btn yalarnda, *"*"**"" onlarn birlemesi hayalini gizlice korumalar gibi... Selen'le babamn ... Onlarn yeniden birlemesi hayali... Benim annem intihar etti ya! Hi istemesem de, yeni fotorafta Selen'in yannda artk ya Ankaral endstri tasarmcs Berke ya da Amerikal meslekta Steven oturuyordu. Her ikisi de ho insanlard aslnda. Babamsa, bambaka bir fotorafta, bambaka insanlarla bakyordu objektife. Albm kapattm. 62 Selen'le birlikte Mike' ziyaret etmeyi ok istedik. Byle bir bulumay deiik versiyonlarla dledik. Ama Mike, yazl olarak bu karlamaya hazr olmadm bildirdi. Aynen byle: Hazr deilmi! "Belki sonra, baka zaman. imdi deil. Sizi, ikinizi grmeye hazr deilim. Bunu anlayla karlayacak kadar tanr ve seversiniz beni. Baka zaman, gelecek sefere..." Sustuk, kabullendik ve sessizce hznlendik. Oysa ne ho olurdu, eer... Selen'in on iki gnlk izni bittiinde ben Kaliforniya'ya utum. San Francisco ve Los Angeles' gezdim. Bu iki dev kentte de Selen'in verdii adreslerde, onun arkadalarnda kaldm. Kaliforniya bambaka bir lkeydi, Dou Yakas'na ve New York'a pek benzemiyordu. Ben 'Dou Yakas'm daha ok sevmitim. haftalk Amerika gezim bitmeden, yeniden New York'a dndm. Veda yemeine, Selen'in anne ve babasnn evine davetliydik. Souk denmese bile steril, kibirli denmese bile bilgi, ama Se-len'i ok nemsedikleri besbelli, ciddi, titiz ve kltrl bir orta ya-| h iftle tantm o gece. Her bakmdan

tipik akademisyendiler. Sor derece uluslararas ve konforlu bir yaam tarzlar vard. Selen'le an-1 ne ve babas arasnda fiziksel benzerlikler dnda, hibir yaknlk bulamadm. Kendi anne ve babam, hatta kardeimi dndm sonra. Dardan bakan biri de, ayn eyi benim iin syleyecektir sanrm. Oysa, birbirlerinin kartnda bulumayan, milyonlarca ocuk-ebeveyn ilikisi olmal bir yerlerde... Ertesi gn, yine JFK Havaalan'ndan, bu kez yolcu ediyordu beni Selen. Bana Amerika'ya yerlemem iin cazip bir neri getirdi son anda. "Dnmeliyim," dedim. "iyi dn," dedi. Vedalatk. Selen hi srar etmez, yine etmedi! 63 istanbul'a dndmde, posta kutusuna smad iin kapma braklm, iriyar, sar bir zarf buldum. zeri pul dolu, kaln, iman bir zarf. ki hafta nce Amerika'dan postalanmt, el yazs Mike'a aitti. Zarf aldm, elledim, hissettim. Sonra masamn zerine braktm. Amay ertelediim her dakika, bilmeyi geciktireceim o eyi, masann zerinde, grmezden gelmeye braktm. Hakan sz verdii gibi ieklerimi dzenli sulamt, hepsinin yz glyordu. Buzdolabndaki taze souk yiyecekler de, Hakan'n bir baka jesti olmalyd, ince adamdr, dncelidir. Evimin iki odasn, tuvaletini ve banyosunu dolatm. Yaadm haftalk 'Yeni Dnya' serveni, beni evime yabanclatrm m diye yokladm kendimi. Bir eyler deimiti deimesine de, ne olduunu henz alglayamyordum. Yeni bir gz, yeni bir burun, belki de yeni bir kulak edinmitim. Ama yabanclamamtm. Aksine, sanki daha dn evimdeymiim gibi hissettim kendimi. Sanki hi gitmemitim okyanus tesine. Her ey tandkt ve ben buralydm! Soyunup do183 kndm, bir du yapaym diye dndm. Ama sular kesikti. Mi-ke'm Trkiye'de yaarken en ok yaknd eylerden biriydi susuz-184 luk. Mike! Mike'n yollad kaln sar zarf!... Dursun orada, masann zerinde ve beni beklesin. Aslnda keke *

beklemese, keke hi olmasa! Telefonun sesiyle irkildim. Arayan Hakan olmalyd. Havaalanna gelmemesini zellikle istediim iin, ok istediini syledii halde, beni karlamaya gelememiti. Hayr, istemiyordum. Artk kimsenin ok yaknm olmasn istemiyordum! Babam, Mike ve Selen vard. Bir anlamda da, babam, Mike ve Selen yoktu! ite o yzden istemiyordum; ne Hakan', ne de baka birini... Telefon uzun uzun ald; kesinlikle Hakan'd bu arayan. Amadm. Hi kimsenin sesini duymak istemiyordum. Kendi sesimi bile. Oturup, telefonu seyrettim. Kordonunu, ahizesini, bedeninin kvrmlarn, kelerini, iime bir tenhalk kt. O kalabalk ktadan, o srekli akan insan selinin arasndan dnp gelmek olmalyd belki de... Telefon yeniden tmeye balad. Sesinin bu denli irkin olduunu ilk kez ayrmsamtm. Onu bir dman gibi grdm. Telefon beni yok etmeye alan, ok gl bir dmand. Telefondan korktum, ama ona yenilmedim. Sustu! Daha fazla bekleyemezdim, daha fazla grmezden geliyormu gibi de davranamazdm. Masann zerindeki kaln, sar zarf aldm, zenle atm. N iinden yz on sayfalk bir dosya kt: "Michael McClure Her Name Was Death1 Novel2"

Bitirmiti romann, o kadar dayanabilmiti demek! Dosyay okadm, ktlara dokundum. Bitirdiyse... Bittiyse... Zarf salladm, iinden, beklediim o kk not dt. Okumak zorundaydm. Bilmek zorundaydm. Okudum ve bildim. 1. Ad lmd (Y..) 2. Roman (Y..) "Nilsu, '*' '

Seninle bulunamazdm. Hi kimseyle, ama zellikle seninle... Nedenini biliyorsun. Ben insanlarla deil, onunla, onlarla bulumaya hazrm artk. Roman bitti. Bir kopya sana, bir kopya bana. Benim kopyam bir yayncya yolluyorum, pe atar herhalde. pe atsn diye. Beni merak etme. Artk her ey, istediim gibi olacak. Sen. Sen mutlaka kendin ol! Ve yle kal! Biz, sen ve ben, ikimizde bunu biliyorduk, bandan beri biliyorduk! Sevgiyle, Mike, senin." Telefon ald yeniden! Zrrrr... "Alo Ns? Hogeldin!"

"Nilsu ben Hakan. Neden ses vermiyorsun? Nilsu?" "Nilsu, konusana Allah akna!" "Merhaba Hakan."

"Ne oldu? Sesin neden yle cenaze grm gibi? yi misin?" "iyiyim." "Hemen geliyorum, kmldama sen!" "Hayr Hakan, gelmiyorsun! Sakn gelme ve hi gelme. Hi kimse... Bitti anlyor musun, bitti. Sakn arama, sakn..." "Ns?" 64 Hakan, nl bir amiralin ortanca oludur. Babas, ad bir zamanlar DKK1 adayl iin konuulmu amirallerdendir. Atatrk, aydn, laik ve kltrl bir asker ailesi olarak tannyorlar. kardein ortancas olan Hakan, biraz haylaz, biraz hnzr ve 1. Deniz Kuvvetleri Komutam (Y.N.) 186 ok zeki bir ocukmu kkken. Ben rastladmda da, pek deimemiti. istanbul'u ziyarete gelen italyan Mimarlar Odas yeleri iin verilen neeli bir kokteylde tantm onunla. Mthi dalgac, zeks | fazla gelmi de, nereye koyacan bilemez, muzr, cin gibi bir adamd. Esmer, bol kvrck sal, orta boylu, ho bir erkekti. Beni en ok J elleri ve dileri etkilemiti, yle bakml ve gzel elleri, yle beyaz ve dzgn dileri vard ki, daha sonra hibir erkein ellerini ve di- l lerini beenemez oldum. Hakan, dank grnmeye alan, ok bakml, dzenli, srekli kendisiyle didien bir olan ocuunun, ii dnda her eyle dalga geen bir erkee dnrken, yarm kalm bir ekliydi bence. Beni ok gldrrd, yle ki, ne zaman bulusak, karn kasla- | rm glmekten arr, enem tutulurdu. Halbuki ok konuan ve kahkaha atan ben deildim, oydu. Ama eve dnerken, onunla asl konumam gereken konular bir trl konuamam yakalardm kendimi daima. Hakan'la i dnda, hibir konuda ciddi konumay baaramadm ne balangta, ne de uzun saylacak birlikteliimiz boyunca. Bu olanakszd. Sanrm, onun zrh, onun kalkan da buydu! nce brosuna uramtm. Byk, piyasada olduka tannm ve saygn bir mimarlk brosu vard. Yannda nl adlar da dahil olmak zere on kii alyordu. 1985'lerde bilgisayarla mimarlk yapan ilk brolardand ve olduka baarlyd.

Halbuki bir patrondan ok, patronun mark olu gibiydi Hakan. Bilgisayar oyunlar oynuyor, alanlara taklyor, almaktan ok eleniyordu. ok sevilmesinin ve aranmasnn da srr buydu, sanrm. Hl da yledir. Eski karsyla dostluu sryor, onunla i yapyor, hl birbirlerine dantklar oluyordu. Dorusu, annemle babamn boanmala- | n srasnda yaadklarm ve evremdeki br ayrlklar sonunda, | byle uygar 'eski-ift' grmek beni etkilemiti, imdi de etkileni-1 rim. Beraberliimiz sresince hi tartmadk, hi kavga da etmedik. nk ciddi hibir ey konuamadk! Belki de bu yzden yrte-1 medik. Ben Hakan', rahatsz edecek denli gamsz ve geni bir insan diye, o da beni, gereksiz yere sorun yaratan ve hznlenmeyi seven birisi olarak, sessizce suluyorduk. Oysa, benimle beraber olacak erkein, yrei enine boyuna gelimi, kahkahasnn beyaz zgrl, gzyann tuzlu emeiyle hak edilmi olmalyd. O erkek - her kimse, neredeyse ve varsa? - benimle 'baa ka-bilmeli', beni sevdiini dolu dolu hissettirebilmeliydi. Egosunu hi deilse, yeri gelince kontrol edebilen, 'ancak sevgiyle baa klr seninle' diyerek, aresizlii reddeden, hem ocuk, hem yetikin bir erkek var myd? Daha dorusu, olunu byle yetitirmeye yetkin bir anne var myd? Bilmiyorum. Benim ocuum yok! Bildiim, Hakan'n byle bir annesi olmadyd... 65 Elvis, tam bir 'Beyaz Rus'dur! Yaantsnn ilk yllarn aaal, sevgi ve refah iinde geirmi, sonra yalnzlk ve yokluun penesinde, mutsuz yaamtr. O, tam bir sarmand! Sars bol, bal rengi tyleri, limon sars gzleri ve ince uzun bedeniyle, ok dinamik, modern, spor bir gen kadn artrrd bana. Annemle babam birbirlerini, evi ve bizi terk ettiklerinde, Elvis yandayd. Giderek ev nfusunun ve kendine gsterilen ilginin azalmas, Elvis'in huyunu deitirmiti. Oysa neeli, da dnk ve biraz da aristokrat diye nitelenebilecek bir kiilii vard, ama sonunda huysuz, melnkolik ve vesveseli bir kediye dnt. Cem yatl okula gittikten sonra, babamn ardndan, ikinci byk akn da yitirmenin bunalmna girdi Elvis. Derken, ben de yalnzca geceleri eve dnmeye balamtm. Ama ona en byk darbe, evimizin satlmasyla, anneannemin dairesine tanmak

zorunda kalnda vuruldu. Btn dengeleri bozuldu, alkanlklar yok oldu, gemii ykld. O, artk yalnz ve sorunlu bir gen kadnd. 187

Zaten hayvanlarla aras sk fk olmayan anneannem, bu 'yap-1 rak dkm'nn ardndan, Elvis'e hi katlanamaz olmutu. San-188 rm, ona eski gnleri, biten gzellikleri anmsatyordu. Babamd! Onu ilk gren babamd. Tatil iin gittiimiz bir Ege kynde, kaldmz motelin yemyeil bahesinde, bir iekliin kenarna bzlm, uyuyormu. Sabahn erken saatlerinde uyanp, 'orta-kahve'sini imek alkanln tatillere de tayan babam, hep olduu gibi herkes uyurken deniz kenarnda yrm, yeni projeler gelitirmi, motele dnerken, bahede uyuyan Elvis'i grmt. Minicik, sapsar, mthi sevimli bir kedi yavrusu! Tatil sabahlarna baylrdk. Babam tatil sabahlarnda yalnzca Cem'le bana kalrd. nk ne iine dalp, bizi unutaca laboratu-varn, ne de srekli vzldayp, onu megul edecek telefonlarn getiremezdi yannda. Sabahn ilk saatlerinde uyumaya baylan anne- | mi de hesaba katnca, babam bize kalrd, tamamen bize! Onun sabahn ilk saatlerini yakalama merakn bildiimizden, Cem'le ben de erkenden uyanr, ona katlrdk. O sabah, babam bahede bulduumuzda, bize her zamanki gibi denizin mucizelerini anlatmad. Yosunlarn, balklarn, bizim ta, toprak sandmz tuhaf oluumlarn aslnda ne yararl canllar olduuna, tkenen besin kaynaklarna karn, denizlerin bir kurtulu vaat ettiine ve bir hazine sunduuna dair uzun bilimsel konumasn yapmad. O sabah cokusunu, sevincini avucunda tuttuu kedi yavrusuna yneltmiti, gzleri sevgiyle parlyordu. Hemen arabaya atlayp en yakn eczaneyi bulmu, oradan damlalk ve D-vitamini, yeni alm bir bakkaldan da taze st almtk. Ne sabahn ilk saatlerini, ne de kedileri seven annem, bizi bahede bulduunda le olmak zereydi. Kedinin adn Jerry mi, yok- l sa Elvis mi koyalm diye, tartyorduk. Cem, Elvis olsun diyor, ba- f bam Jerry'yi seviyordu. Bana kalsa, ad 'Bahe' olmalyd. O saatte, kocasyla yatakta kahvalt etmeyi tercih eden annem, kediyi ok irkin bulduu gibi, byle bir 'mikrop yuvas'yla ocuk- j larn temas ettirdii iin, bir doktor olarak babam sulam, ayp- ] lam ve azarlamt. "Gelip bize katlmay denesene Nilgl?" demiti babam. Sesijj dostluk, bar, biraz da 'n'oolur' tonlaryla doluydu.

mz de umutla dnp anneme bakmtk. Gelip katlsayd, ah, gelip bize katlabilseydi... Keke annem bunu yapabilseydi... O sabah, orada annem de gelip sevincimizi paylaabilseydi, belki de her ey deiirdi... (mi?) Sylenerek motele dnd annem. Asla annemin peinden gitmezdi babam, yine gitmedi! Belki de, o anda babam gitseydi onun peinden, gnln alsayd annemin... (mi?) Tatil bittiinde, k bir sepet iinde istanbul'a getirmitik Elvis'i. Annemin btn kar kovularna, tehditlerine ve sylenmelerine karn, babam bizi bahane edip, kediyi eve getirmiti. Benzeri olaylarda, kendi isteimden ok, babam desteklemeyi seiyor oluum, annemin benden soumasn krklyordu besbelli. Kendi kz, kendine kar, kocasyla birleip damarna basyordu. Berbat bir ey olmal! imdi geriye bakp, dndmde, zaten yaam eksik, yetersiz ve hatal bulma eiliminde olan annemin, aslnda nasl bir cehennemde yaam olduunu anlyorum. Daha dorusu anladm sanyorum. Belki de, aresizlie uzanan kronik hrnl ve huysuzluu, bu nedenlerle iyice alevleniyordu. Acaba annemle atan, farkl karakterlerimiz miydi yalnzca? Yoksa, benim onun karsnda ve ona kar oy verilerimin altnda, anne ilgisine eksiklenmem mi yatyordu? Tam olarak bilmiyorum. Her ey yle i ie ve birbirine bal ki... Hl bilmiyorum. Kediler evlerine baldrlar. Biz ayrldktan sonra eski evimizi satn alanlar, uzun sre Elvis'i yeni adresine ikna etmeye altlarsa da, Elvis ille de onlarn kapsnda bekliyor, sabahlara kadar zrl zrl alyor, apartman ayaa kaldryordu. Onu Mike'n evine tamak fikrim, Mike'n tyl hayvanlara kar alerjisi olduunu renmemle, suya dt. Dorusu Elvis'i tra edilmi olarak dnemedim bile. O sralarda bir gn, aniden, pat diye kayboldu Elvis. Onu en son kendi evinde grdn syleyen anneannem, balkondan atladna inansa da, ben o kadar yksekten bunu yapabileceine hi inanmyorum. Sonuta, nereden nasl katysa, kat ama Elvis'i bir daha bulamadk. Onu hi kimse bir daha grmedi! O hepimizden kat, hepimize dargnd. :i Elvis btn kedilerden farkldr, diye dnrm nedense... Bencilce bir duygu bu, ama yle. Ve ben hl, ne zaman bir kedi grsem, ona Elvis'i grp grmediini sormak isterim. Dilimin ucuna gelir, 'sorsam m?' diye, tereddt ederim, ama kendimi tutarm, sormam, soramam! Ya, 'grmedim' yantn alrsam diye, korkudan... Onun bir yerlerde ve mutlu yayor olduunu dnebilmek, bu dnceyi canl tutabilmek isterim. ok isterim.

IKNC BLM "Be yz yldan beri, lkenin hibir yannda, kimsenin sevinten lmedii ileri srlyor." G.C. LICHTENBERG " 'lecein mlecein yok, deil mi?' diye sordu Amanda. 'Doktor sal gnne dek yaamama izin verdi,' dedi Laura. 'Ama bugn cumartesi, bu i ciddi,' dedi Amanda soluu tkanarak. 'Ciddi olup olmadn bilmem, bugn gnlerden cumartesi, oras doru,' dedi Lara. 'lm her zaman ciddi bir itir,' dedi Amanda. 'Hibir zaman leceimi sylemedim ki... Herhalde Laura olarak yaamay brakacam, ama baka bir ey olarak yaamaya devam edeceim. Bir tr hayvan olarak herhalde. Bak yle syleyeyim, insan yaad hayatta ok uslu durmamsa, alt trden bir canl olarak yeniden doar. Dnecek olursan, benim de pek uslu durduum sylenemez. Koullar elverdiince kk hesap, hain, kinci falan filan olmaktan geri durmadm.' 'Byle konularda koullarn elvermesi diye bir ey olmaz,' diye atld Amanda. (....) 'yle diyeyim,' diye szn srdrd Laura: 'ikinci geliimde daha alt trden bir canl olacama inanmak iin salam nedenlerim var. Bir hayvan olacam. te yandan, kendimce iyi bir insan olduum da sylenebilir. O halde iyi bir hayvan olacam da kestirebiliyorum. Zarif, fkr fkr bir ey, elenceye baylan bir hayvan. Belki de bir susamuru!' 'Seni bir susamuru olarak dnemiyorum,' dedi Amanda. 'Beni melek olarak da dnebileceini hi sanmam,' dedi Laura."^ l- &ak\ (: H.H. Monro)'nin 'Laura' adl yks'nden. IYS13 Salonda t yoktu. "te ben de bir swsamuru'yum arkadalar!" !94 Salonda kahkahalar ykseldi. En arkadan, kahkahasn kontrol edemeyen gen bir kadnn lms gl, ndekileri yeniden gldrd. "'

Konuma krss olarak kullanlan masada oturan ve susamu-ru olduunu aklayan adam da gld. "Baka bir susamuru da var aramzda galiba... Sizin renginizi .1 bilemem hanmefendi ama ben yeil bir susamr'yum!" Bir sigara kartt. "Yeil olduum iin, sigara imemeliyim, fakat bu berbat eyi ancak azaltabiliyorum. Brakamyorum!" Sigarasn yakt. "Ne yazk ki, hl iren ttnn, nefis kokusundan zevk alyorum." Salonda protesto sesleri ykseldi. Baranlar oldu. Kimisi gle-" rek sigara yakt. "Susamuru olmak," diye sesini ykseltip, konuyu evirdi konumac. "Susamuru olmak ho bir eydir. Sombalklar, alabalklar, aznza layk su rnleriyle enlenir ziyafetleriniz. Susamurlarmn rak sevip sevmediklerini dnenler varsa, imdi bu konuya da deine- ' ceim." i Salonda yine kkrdamalar oldu. "Balk seven, rakya direnebilir mi?" , ;

Arkadaki kadn, yine ngrakl bir kahkaha att. Galiba onun j, S

gl byleydi.

"Sizlere aktardm bu yknn yazar, tkettiiniz yzyln banda, susamurlannn en byk dmann, avc tazlar olarak dnyormu. Halbuki boalan rak veya 'ouzu' ielerinden tutun da, her trl kirliliin yaratt tehlike, bozduu ekosistem zinciriyle susamurlanm da, bir gn tkenen trlere dahil edecektir. Kirlilik bir btndr! Hava, su, toprak birbiriyle etkiletii gibi, ktalar ve okyanuslar da, bu btnn paralardr. Ve yeryznde yaayan kimse, hi kimse bu tehlikeden korunamaz; rengi, rk, dili, para birimi ve cinsiyeti pek makbul bile olsa!" Tel ereveli gzlklerinin arkasndan bile gzlerini ksarak bakmasyla sk bir miyop, oturduu sandalyeden taan iri omuzlan, masaya yaylm uzun kollan ve kocaman elleriyle de uzun boylu, iri yar bir adam olduu anlalyordu. ok gzel bir burnu vard, bilenlere Yunan heykellerini anmsatyordu. Kumral, ince telli salarna, aceleci beyazlar dolmutu yer yer. Rahat, neeli ve ok enerjik bir ses tonu vard. Pozitif elektronlar yayan baklaryla, dinamik sesi birleince, insan rahatlatt sylenebilirdi,

yi bir konumacyd, dikkatleri younlatrrken, zorlamadan ikna edebilen bir tarz vard. "Susamurlan yaarken iyi birer hayvan olurlarsa, ldklerinde bir alt trden, iyi birer canlya dnrler. Bunlar bakteri ve virslerdir. En iyi huylu olanlarndan elbette..." Glenler azald, onun- daha bilimsel konumasn bekleyenler, homurdandlar. "Arkadalar, dnyann yalnzca 'st derisi' deimiyor, btn i organlarnda da sorunlar, hastalklar belirdi. Yalnzca, yok olan ormanlar bile uygarlmzn - eer bir uygarlk kurabildiysek? - kaybolmas iin ok ciddi bir tehdittir. Gelecein besin kaynaklarn hazrlamadan, kirlenmeyi - hem biyolojik, hem kimyasal, hem de sosyal kirlenmeyi - nlemeden 'sivil toplum'dan ve 'kar parti' olmaktan sz edemeyiz, nce ciddi bir altyapya gereksiniyoruz. Hepimiz! Ben ve btn susamurlarl" Biraz nceki alayc, bazlarna yzeysel gelen akac tonu ve gevek izgileri, son derece ciddi ve fkeye alan bir bakasyla yer de-itirivermiti, aniden. Nilsu eilip yanndakilere fsldad. "Kim bu yeil susamuru Allah akna?" "Teoman' tanmyor musun? Parti kurucularndan Teoman Er-tan. lgn bir adamdr. Tantralm seni!" Yeillere ve evre korumacla duyduu ilgi, biraz da zel hayatnn son zamanlarda ald yaralar, bir sre dondurmak arzusuyla, bazen kendini zorlayarak bile olsa, konuyla ilgili toplant, sylei, sergi, konser gibi aktivitelere yneltmiti Nilsu'yu. Bu, susamurlu olan Bilsak'tayd ve bir akamst, i kna rastlyordu. Konferansn ikinci blm, sorular balyla aldnda, kk salonda hava iyice kzm, Teoman' 'sekter', 'provokatr' ve 195 'hayalperest' diye sulayp, fkeyle krrilard ona. En arkadaki ngrakl kahkaha da kesilmiti. Sakin ve ilgili ifadesini hi bozmayan Teoman, 'Sivil Topluma Gei Srecinde Yeiller Partisi'nin ilevleri' balkl konumasnn, sonunda partinin hangi sol fraksiyona yerletirilmesi gerektii noktasna gelip dayandn grnce, ayaa frlad. " Yeil susamuru skld!" dedi. Sesinden alay m ettii, yoksa ciddi mi-olduu hi anlalmyordu, izleyenler ksa bir sre tereddtte kaldlar. Yine aka yapyordu... Hayr, aka deildi, sklan yeil susamuru salonu terk etti, ekip gitti!

Salondan protesto sesleri ykseldi, en ateli sorularyla ortada kalanlar birbirleriyle tartmaya baladlar. Ama birbirlerini hi dinlemiyorlard. Bazlar, sylenerek kt. Nilsu, Teoman'n ardndan bakt, bakt, yine bakt. Sonra ince, sivri ve k bir kahkaha patlatt. Kahkahas, uzun bir glmeye dnt. Babas, Mike, Selen ve Hakan'dan beri, byle bir kahkaha atmadn ve bunu ok zlediini sevinerek ayrmsaynca, keyiflenerek srdrd gln. "Haydi kzlar, beni u yeil susamuru'yla tantrn!" Bara getiklerinde, Teoman' raksn yudumlayp, barmenle sohbet ederken buldular. Biraz nceki adamla tek benzerlii, kadife pantolonu, ynl oduncu gmlei, gzlkleri, salar ve iri yar bedeniydi. Bu imdiki, 'gen irisi' denilen erken bym bir ocua, abuk gelimi bir delikanlya benziyordu. Tantrldlar. abucak arkada olmay sevenlerin, dengine rastlam olduunu san keyfiyle, ene aldlar. Biraz parti, evre kirlilii, caz mzik ve bolca iir konutular. Nilsu sk sk kahkaha atyor, keyiften ve rakdan yanaklar kzarm, gzleri parlam haliyle, ne kadar uzun zamandr bu akam zlediini dnyordu. itj "Ne gzel glmsyorsun sen yle!" dedi Teoman (iinden bj| ses, bu kahkahayla ciddi bir firtmaya srkleneceini sylyor). ! "ilk kez bir yeil susamuru'yla konuuyorum da, ondandr..." dedi Nilsu. (iinden bir ses, bu alayc hznle, uzun bir yola kacan fsldyor.) "ierde o lkl kahkahalar atan da sen miydin yoksa?" "Hayr, beni ancak, salonu terk ettikten sonra gldrebildin!" "Hi yoktan iyidir," dedi Teoman biraz bozularak. "Her eyden sklp, ekip gitmene bayldm ben!" dedi Nilsu, gzleri parlayarak. "Hem bir cesaret deil de, kendine gvenen, kstah, iddial ama. rahat ve keyfine dkn birinin, tam istediim gibi bir reaksiyonu diye algladm bunu ben... Belki yanhyorumdur, ama beni gldrsnn nedeni buydu!" Onun szn hi kesmeden dinleyen Teoman, derin bir sessizlie gmld nce. Onlar susunca, aslnda ne kadar grltl bir ortamda olduklarn fark ettiler. Sesler her bir yandan ykselip, barn tavannda toplanyor, oradan harfler olarak yayordu aaya. Dnp, dikkatle szd Nilsu'yu Teoman. "Otuz yanda bile yoksun sen! Susamurlanm tanyamazsn daha!" Sesinde krgnlk,

yanl anlalmlk, yorgunluk, biraz da bkknlk vard. Bunun, nne atlm bir olta olup olmadn dnd Nilsu. Ama konferans salonunda skldn syleyip, kp-giden adam vard karsnda. Kzmad. Selen geldi aklna. Sala balk lokantasndaki o ilk tanmalar, tuvalette el skmalar... Sonra Mike. Mike'n gidii. Evde yaad cehennemin yaratt yalnzl, Mike'la yok etmeye alt o ilk gece... Yzne hznl bir prlt yayd dnceleri. Gzleri ldad, ilk kez ac ekmeden Mike' ve Selen'i dndn ayrmsad. Yutkundu st ste. iinde kmldayan rengrenk heyecan hissetti. Bam kaldrp, Teoman'a baknca; onun gzlerini, yznde kilitlenmi buldu. Glmsedi. "Gen susamurlartn yabana atmamay renmelisin. Onlarn da daha nce insan olduklarm anmsarsan..." "Biliyor musun?" dedi Teoman. 197 "Laura, pazartesi gn ld ve ben bunu bir tek sana sylyorum. 198 "Bugn gnlerden ne?" diye fsldayarak sordu Nilsu. Saatine bakt Teoman. "Bugn pazartesi!" ; : r; > " ok abuk oldu. Teoman'la Nilsu, 'Teo ve Nil' olarak anlmaya baladklarnda, Teoman, Nilsu'nun evine yerlemi, lker'le tamam hafta sren uykusuz geceler, karlkl sulamalar ve slak krmz bakmalar sonunda, dmanca saylmayacak bir anlamayla ayrlm, 'iddetli geimsizlik'ten, tek celsede boanmlard. oktandr tavsayan ilikilerde, 'bir bakas'nn ortaya k, kimi zaman kadn ve erkee ikna etkisi yapar. Artk ayrlmak iin somut bir neden de vardr, gnl rahatlyla boanlabilinir. Kimi zaman da, ayn durumda beliren 'bir bakas', tam tersine caydrc rol oynar. lker'le Teoman, daha ok birinci duruma uygun dyorlard. Yalnz, 'bir bakas' rolnde beliren Nilsu'nun ikna edici etkisi, lker'e deil, Teoman'a olmutu. Ne yle pat diye tutuldular birbirlerine, ne de 'haydi kalk, imdi,' diyerek birlikte yaamaya karar verdiler. Byle olmad! Teoman'n, bir 'yeil susamuru' olduunu aklad gn, bu aklama, ikisinin de aslen yeil birer susamuru olup olmadn merak etmesine yol aacak bir iliki balatt.

Merak! Evet, merak! "Acaba o, yllardr umutsuzca, kafam gzm yararak, en ince heyecanlarm yrtarak aradm insan bu mu?" "Acaba, aslnda tkenen trn iki cinsiyeti olan bizler, imdi gerekten rastladk m birbirimize?" "Belki de bir mucize oldu ve dengime, eitime rastladm belki?" Bir kez bu merak karlkl girdi mi yreklere, artk bir yol, bir neden ve ortam yaratmak ocuk iidir. Nilsu'yla Teoman da ok meraklanmlard. Bulutular, birbirlerini snavlardan geirdiler, bilerek, isteyerek; bilmeden, istemeden ... Her ey uyumluydu ki, iki ay sonra ayn evi yllardr baaryla paylaan insanlarn rahatlyla, yan yana, i ie ve kol kola yaamaya baladlar. Mike'la birlikte aydnla kan cinsel kimlii, sonraki yllarda gelitike, asla bir bakasyla ayn yatakta uyuyamayan Nilsu, sanki yllardr rahatlkla yapyormu gibi, huzurlu ve keyifli bir geveklikle, ayn yata paylayordu Teoman'la. Paylamak! Kardesiz byyen, tek ocuklarn problemi olarak grlse de, on drt yandayken kaybettii paylamak duygusunu yeniden edinivermiti Nilsu. Sanki, eksiklendii birok duygu, tarz ve biim hemen nnde duruyordu da, Teoman gelip gstermiti ona. Uzanp, bir bir topluyordu imdi, zevkle, keyifle, mutlulukla... Teoman'n heyecamysa, ilk kez kendi kendine pimi, aacnda olgunlam bir meyve bulmann albenisinde gizliydi. Bu, kendisinin de bir eyler renebilecei, edinecei ve yaayaca bir ilikinin mutusuydu. nk kendini de artk 'olmu', 'pimi' gryordu; yeniden bir 'ham' insanla urap didinmek yerine, artk, birlikte 'gidilecek' yollara kabileceini seziyordu. Ama onlar birbirlerine kenetleyen ASIL nokta, bunlardan biri deildi. Bunlar, birbirlerine ynelmeleri iin gl ivmeler oluturmutu; doru! Fakat iin srr bakayd. Usul usul kefettikleri yle nemli bir ortak zaaflar, yle derin ve onulmaz bir yaralan vard ki, birbirlerine bylesine kenetlenmeleri, ancak iki yaral susamurunun, yaralarn saltma igdsyle birbirlerine yaklamasyla aklanabilirdi. Bu yara; 'intihar' ve 'terk'ti. Yllardr annesinin intiharn sorgulayp, kendi kiiliinde bu intiharn at yaralan iyiletirmeye abalayan, ama her abasnda yeniden kanatan Teoman. Annesinin intihar ettiine bazen gerekten inanan, babasnn bu renksiz, sradan ve apsz yeni yaantsyla, aslnda yava yava kendisini ldrdn dnen ve

Mike'm intiharn bile, bir anlamda bir 'terk edili' olarak gren Nilsu. Nilsu ve Teoman. , NilveTeo! v^.^^^w'^ , . ,<

Birbirlerini anladklarna inanyor, anlaldklarn sanyorlard. 2OO Buna, daha nce bakalaryla da inanmlard, ama bu kez ikisinin yaantsna ayr ayr damgasn vurmu, ok rastlanmayan bir eylemin, bir derin yarann sancsn paylaabilmek umudu vard. Belki de, ilk kez 'intihar' eylemi bir umudu yaatyor, salam bir birliktelii yreklendiriyordu. Salkl m? Bunu kimse bilemiyor. "Annem bir Apai'ydi benim!" "Efendim?" "Benim annem diyorum, bir Apai'ydi o." "iyi ya, benimki de bir Mohawk!" Beklemedii bir yant daha almt Teoman. "Kimdi bu?" diye dnp, dikkatle baknca, yine ayn kz grd. "Gzel mi?" diye sordu kendi kendine. "Ho!" diye yantlad. "ok ho!" Bal rengi, koyudan aa, dz, gr, salkl salar yumuack iniyordu omuzlarna. Kk burnu, sevimli bir srprizle kalkk bir sona ulap, ocuksu bir lezzet katyordu yzne. Etli dudaklarnn altnda unutulmu bir ukur da, enesine karakteristik bir iz kondurmutu. Gzleri yeil miydi, yoksa ona m yle geliyordu, hl karar verememiti. Bedeni, kafa tutan bir dirilikle ince, ufak tefek ve ok genti. "On be olmal, en az on be ya gen olmalsn benden." Sesi biraz umutsuzdu. "On !" dedi Nilsu bir kerede. "On , uur getirir," diye ekledi. Sonra, "Amerikallar, binalarna on nc kat yapmyorlar, asansr on ikiden on drde kyor, nk on nc kat yok, kaplarda on numaras yok: Kayp!"

"Amerikallar on n de deerini bilmediler, desene," dedi Teoman. Sustular. On m, yoksa Amerikallar m dndkleri hi anlalmyordu. "u senin annen, Apai olarak m dodu, yoksa bir Apai reisle evlenip, kendini erkeinin ulusuna m adad?" "Annem, gerek bir Apai'ydi!" dedi Teoman gururla. "O, bir Apai olarak domutu." "Peki imdi? Hl Apai mi, yoksa aramzda beyazlat m?" aka yapmak, on yan okunu hafifletmek istemiti Nilsu. Ama Teoman'n rengi soldu, dudaklarn srmaya balad. "Yaasayd," dedi, neden sonra. "Yaamay seseydi, mutlaka bal kalrd Apai kklerine. Gl bir kadnd annem!" Sustu Nilsu. Sesler, uultuya dnt. "Yaamay ve lm semek!" diye dnd. Neydi bu, nereden taklmt kulana, kimden? Hani insan, her gn getii yoldaki bir heykele bakmaya alr da, yllar sonra onu, bir gzel sanatlar mzesinde grd ilk anda kartamaz ya, ite tam yle! Bir iir, bir ark, bir film, bir yaam?... Hayr. Bu 'intihar'd! Irkildi. Kocaman bir ine, hi beklemedii bir anda srtna saplanm gibi irkildi. O srada yksek bir bar taburesine tnemi, meyve kokteyli iiyordu. Yeni alan filanca barda, Teoman'la ikinci bulumasyd. Sallandn herkes grd sand, bedeni titriyordu. Ona bakmayan Teoman bile hissetti bunu. Uzanp kolunu tuttu. "iyi misin?" dedi. "Hayr. Galiba iyi deilim." ikisini bar tezghna brakt, ban ne edi, kald ylece. Bir frtnann geliine hazrlanr gibi beklediler, ikisi de bekledi, ilerindeki btn g, direnme ve savunma merkezlerine adrenalin uyars gnderip, frtnaya hazrlandlar. "Senin de mi annen intihar etti?" Ban kaldrmadan sordu Nilsu. "De mi? 'De' eki ayr yazlr. 'Dahi', 'o da' anlamndadr." Frtna patlamt, meye balad Teoman. Raksna uzand, acele bir yudum ald.

201 / "Senin annen?" diye sordu. Sesi krlm, sesine o inanlmaz albeniyi katan enerji, coku ve derinlik yok olmutu. 202 "Ben," dedi Nilsu. "Ben, annemin intihar ettiini, babamn da etmekte olduunu sanyorum." Elleri buz gibiydi. "Sanyor musun?" Sanki bir d krkl vard sesinde Teoman'n. "inanyorum!" diye telala dzeltti Nilsu. Sustular yeniden. Kendi ilerine ekilip, ksa yolculuklara ktlar ayr ayr. O srada ieri giren kalabalk ve grltl bir grup, Teoman' fark etti ve hep birlikte Teoman'la Nilsu'nun oturduu bara hcum ettiler. Onlarn neeli, grltl ve bol alkoll ruh halleri, bu ikisinin endieli, tedirgin ve rahatsz durumlarna hi uymuyordu. Teoman'n evresine en arkadalar, onunla akalamaya balaynca, Nilsu ok rahatsz oldu. Ama baktnda Teoman'n hi fire vermeden, onlara katldn grd. ii cz etti. "Neden?" diye yoklad kendini. Teoman'dan holand iin mi? Belki... Ama daha baka bir ey olmalyd... yice arand yreini. Sevecek kadar ok tanmamt ki, bu adam. Yeil bir SM-samuru olduunu biliyordu. Sesi ok etkileyici, gl gzeldi. "Yetmez!" dedi. Baka bir ey olmal. Baka, baka, baka... Ama ne? 'intihar!'Evet intihard bu! iyi ama, ne abuk saklamt yarasn yle. Teslim olmaktan korkan, sradan bir erkek tavr myd bu? Yoksa grnd kadar ince, duyarl ve farkl deil miydi? Her ikisi de krc geldi Nilsu'ya; krld! Kalkp gitmek istedi. abucak kamak, bir daha da Teoman' i hi grmemek! Hibir eye balamadan, erkenden, en bandan* 'terk etmek'... Usulca antasn ald, yarm brakt meyve kokteylinin paras-1 m dedi. Hemen yan banda, sanki okul servis arabalar grlts ve kalabal ortasnda kaybolmu Teoman'a hi bakmadan^ kalkt.

Darya ktnda gecenin scak nefesine arpt. Biraz boucu geldi bu ona. Derin bir soluk ald. Olup biteni tmden unutmak istediini fsldad kendi kendine. Evine gidip, sular akyorsa, souk bir du yapmak istedi. Bir taksi arad lo sokakta. Eve gitmek ve unutmak, hepsi bu! "Benim annem gerekten Apai'ydi ve Apai olmak ok ciddi bir itir!" ararak, tandk sesin sahibini arad Nilsu. Teoman, kapnn br kesinde, sanki yllardr oradaym gibi dikilmi, sigara iiyordu. ok sevindii iin fkelendi Nilsu. Ama, onun ne sevincini, ne de fkesini fark etti Teoman. "Apai olmak, ancak onlarn bilecei, bir g itir!" Kendi kendine mrldanyordu. "Hangisi daha zor?" dedi Nilsu. "Apai olmak m, intihar etmek mi?" "Kendi lmn seebilmek, en g olan bu!" dedi Teoman. "Yaantmda yeterince intihar var zaten," dedi Nilsu biraz fkeli. "intihar eden kiiden ok, onun terk ettikleriyle ilgiliyim ben. nk her intihar, bir 'terk'tir." Sesindeki fkeye, biraz ac bulamt imdi. "Ve insanlar beni terk etmeye baylrlar... nedense..." diye ekledi, solgun bir sesle. Sokak lambasnn karanlnda ylece kaldlar. Ne sokaa alan kalabalk caddenin trafii, ne sokaktan geen insanlar... Hibirini duymadan, grmeden, hatta bilmeden kaldlar orada, yle, o anda. Pek az kadnla-erkek birbirlerinin ruhlarn, bedenlerinden nce rlplak grebilir. Pek ou da, ruh ksmn plak olarak gremez; hibir zaman! Onlar; Nilsu ile Teoman, yllardr bekleyip de, neredeyse inanlarn yitirmek zereyken, bir mucizeyle birbirlerinin yrek gzn grdler. Ksack, ok zel bir zaman biriminde, soydular ruhlarm rlplak ve btn nyarg, btn korkularna ramen, gsterdiler kendilerini... Bedenleri bu enerji transferinden gsz kald, yoruldu. 203 Birbirine doru eildi iki beden. oktandr susuz kalm gibi, ptler orada. Sokak lambasnn altnda! ,r . * 204 ptler. '' xr

Tek bir kez, uzun ve ok ptler.

>>

"u senin Laura'yla Amanda, hani lnce susamuru olacak kadnla arkada, bana bir baka 'Laura ve Amanda'y anmsatyor." Teoman, Nilsu'nun evine yeni 'boanm bir erkek' olarak, ta-nal hafta gemiti ama onlar bir yaam paylamaya balamlard bile. Bir levha sunta, -be tayla kendine bir alma masas, geni yatak odasnn bir duvarna da, pratik bir kitaplk yapan Teoman, abucak yerlemiti oraya. Masasnn zerine 'sivil toplum', 'alternatif politika', 'enerji modelleri' kitaplarn, Edip Cansever, Turgut Uyar, Cemal Sreya, Attila ilhan, Can Ycel iirlerini ve sanat dergilerini yd nce. Gnlklerini yazd, k bir deri kapl defteri de oraya brakt sonra. Bu sonuncusu, kendine gsterilen gvenin byk bir gstergesi olarak, ok etkiledi Nilsu'yu. Sessizce minnet duydu Teoman'a; g-venilmenin o tadna doyulmaz sevinciyle... Birka gmlek, pantolon, bir iki kazak, iki ift ayakkab, biraz amar. "ite btn mal varlm bu, bakaca da bir eyim yok Nil!" demiti glerek. nce, bunu ciddiye ald Nilsu. Fakat daha sonra, Cahide Ha-nm'n eski, Nergis'in imdiki evinde, Teoman'a ait bir oda, bu oda dolusu kitab, Kalam Marina'da yedi buuk metre boyunda, ahap bir yelkenli teknesi ve mraniye'de kk bir marangoz atlyesi olduunu renecekti. "Onlar mecburiyetten edinilmi eylerdir Nil. Denize vurgun-san, onunla yaamann yolunu bulacaksn, nce bir sandal almtm. Be yldr, elden dme iyi bir teknem var. Mecburdum!" Sesindeki doallktan akan tonlar, bu mecburiyetini yle iyi anlatyordu ki, insan, "Teoman'n mutlaka bir teknesi olmal," diye dnyordu. "Atlyeye gelince, iki ocuumun gelecek ve kendimin imdiki zamanm iin gereken bir un deirmeni o! Ufak, mtevaz, iddiasz ama birka aileyi doyuran bir tezgh. O kadar!" Ne dndn, yzne hi yazmadan dinleyen Nilsu'ya bakp: "Ben, dnce retmeyi seviyorum Nil ve dnceler para getirmiyor! Oysa ocuklarm iyi okullara gitsin, ben de istediim kitaplar alabileyim istiyorum. Fazlas deil!" dedi. Sesinde hakl olduuna inanlmas iin, ille de Nilsu'nun onayn bekleyen bir renk vard.

Glmsedi Nilsu. Kendisi onaylamasa da, Teoman dzenini kurmutu. Kald ki, babasnn tbb tahlil laboratuvar da, biraz benzer amalyd. Teoman'n mhendisliine baknca, dorusu onun diplomas ve birka projesi dnda - bunlara da, daha ok bir mimar gibi yaklamt denebilir - hibir iz bulamamt Nilsu. Teoman'da bulduklar, daha ok, kltr-tketme hrs, heyecan, sevinci ve bunlar evresine bulatrma yeteneiydi. Srekli okuyan, renen, aratrp, sorgulayan kiiliiydi, insan yoran, ama kendi hi yorulmazm gibi grnen kendini yenileme enerjisi, birikimi ve her eye glmeye hazr, scak yreinin, herkeslerden gizlemeye alt hznleriydi. Bu zenginliin iinde hem babasna, hem Selen'e, hem de Mi-ke'a rastlayan Nilsu, ou kez onu kendisinin yaratt duygusuna kaplyor, gereklik boyutunu yitiriyordu. ok sevdii, ama bir ekilde yeterince sevilmedii iin, 'terk' edildii saplantsyla, hl zmleyemedii bu insann, byle canl bir sentezine rastlamak, yle inanlmazd ki, Teoman'n gerek olmad duygusuna kaplmasna, kendisi bile hak veriyordu. Byle anlarda geceyse, Teoman' uyandrp, ona smsk sarlyor, gndzse ya telefonla ya da bir taksiyle ona ulayordu mutlaka! 205 Kendi elleriyle yapt alma masasnn bana oturmu "hmm", "ah-haa", "vay vay vay" sesleriyle homurdanarak, "bak 206 sen, bu serseri ldrecek beni!", "len kfteci, adam m oldun sen?", "hay yaayasn be!" diyerek saatlerce, herkesi, her eyi unutup, dergilerine gmlp, zerinde "I'm green" yazan yeil kurba-al fincamyla kahve, ay, ne bulursa litrelerce tketiini; "ne kadar babama benziyor," diye izliyor, heyecanlanyordu. Elinde bir iir kitab, cokuyla ieri girip, "Dinle Nil, buna baylacaksn sen!" diyerek, yzne gzne iir bulam, bambaka bir dnyada, bambaka bulutlar zerinde uarken de, tamamen Mi-ke'd. Yemekli toplantlarda, olanca doallyla, ou kez tek bana muhalif, sonuna dek aykr kal, inatla inandklarn savunuu, sokakta kimselere aldrmadan, ellerini kollarn gkyzne frlatarak taklitler yap ve gl, bamsz, gururlu grn altnda, zenle gizledii krlgan yapsyla da Selen'di. "Ne demitin Nil?" "H?..." "u senin susamuru Laura ve arkada Amanda, sana birilerini anmsatyormu ya, kimmi onlar?" Yine dergilerine dalp gitmiti Teoman. Onun okuduu makaleyi blmemek iin susmutu Nilsu. Aradan sanki bir hafta gemiti. "Tennessee Williams'i

anmsatyorlar," dedi Nilsu. "Ama benimkiler ingiliz Saki'nin kzlar, Williams'in deil ki?" Meraklanm, dnp Nilsu'yu kefetmiti imdi. "Williams'm 'Glass Managery' adl eserindeki kadnlarn adlar da; Laura ve Amanda'dr. Laura ve Amanda Wingfield!" Sonbahar gnn tombul bulutlarn seyre dalm ve kendi kendine konuur gibi mrldanan Nilsu'yu, arkasn odaya dnm, pencerenin nnde yakalad Teoman. Kollarn onun boynuna dolad, ensesini pt. 'i "Adlar," dedi. j "Adlar, yalnzca sembollerdir. Ve biz yaantmz boyunca, sem- bollerin ardndan koarz. Oysa kim bilir senin gerek adn nedir?s J ' ' 'J . Nora? Nilfer? Nezihe? Ama bunun ne nemi var. Sen, yine sen- ' sin!" Nilsu da ona sarld. Sonbahar bulutlarna glmsediler. 207 zellikle Selen'i ziyaret ediinden sonra, yaantsn milim milim kesitlere ayrp, cn ccn deerek incelemek kavgasna kaplan Nilsu, gemiini S..1 ve S.S.2 olarak ikiye ayrmt. S. . dnemi; kendine ait olmayan, sorumlu olmad, kolektif bir gemiti. Babasnn sonsuz gibi grnen sevgisi, gvenilirlii, annesinin can sknts ve ikyetlerle dikenlenen ilgisi, kardeinin daima 'evin en k' kalndaki neeli ve neesiz yanlar. S.. dnemini hi sorgulamam, ocuklarn birou gibi, doal olarak kabullenmiti. nk btn anne, baba ve kk erkek kardeler byle olur, sanyordu. Btn babalar neeli, ok megul, alkandrlar ve kzlarn ok severler. Btn anneler biraz mzmz ve oullarna dkn olurlar. Btn kardeler de, ablalaryla oynayacak denli bymezler bir trl. 2x2=4 ki kere iki drt eder! Ama hayr! iki kere iki be edebilir. de edebilir. Sonra on yedi, yirmi alt falan...

O zaman, btn 'tek doru'larn yeniden gzden geirilmesi, hesaplanmas ve belki atlp, yenilenmesi gerekecektir... Ne ok i, ne ok enerji, zaman ve emek!.. yle de oldu! S.S. dneminde aile, anne-baba, karde, ev, cinsellik, kutsallk, sorumluluk, ak, kadnlar, erkekler gibi kavram, rol ve gruplar zerine btn bildiklerini bir kenara brakp, yeniden dnmek, aratrmak ve yeni bulularna uyum salamak zorunda kald. ok zorland, bunald, yalpalad ama yaantsna Selen girdikten sonra yaadklar, kendine aitti ve bunlardan pek piman deildi! Mike da bu S.S. dneminin bir paras, kanlmaz bir gesiydi. l.Selen'dennce(Y.N.) 2. Selen'den Sonra (Y.N.) Derken Teoman geldi, abucak dhil oldu hayatna. Onun geliine kucak atn, varlnn, huzursuz yreine ila gibi geldiini 208 yadsmyordu, ama imdi yaants, daha nceleri hi dleyemeye-cei bir yne doru akmaya balamt. "Kendi kafam, kendinin en byk dman olacak ynde gelitirmisin Nil," diyordu Teoman. "Oysa hkimlik ve savclk kadar, avukatlk da yapabilsen, biraz da kendini, kendine kar savunabilsen, ok daha keyifli olacak yaantn, yaantmz..." Heyecan ve emekle gelitirdii analitik dnce yapsnn tuzaklarna, bizzat kendisinin dt yolundaki uyarlar da kafasn kartryordu. ite, karsnda gvenilir, doal, iten, ok heyecanl bir adam vard ve hanidir eksiklendii, hatta kesin bir umutsuzlua dt insan ilikisinin, kadn-erkek beraberliinin tam gbeinde, istedii gibi genie gerinebilirdi imdi. Ama olmuyordu! Yapamyordu bir trl. Ksr, kuru ve yzeysel ortam ve ilikilerden kurtulup, scak, doal ve heyecanl bir beraberliin tadn kartamyordu. Birikimi, iradesi, enerji ve cesaretiyle vard bir sevginin tadna, bir 'hak etmemilik,' duygusunun ket vurduunu dnyor, ama bunun nedenlerini kartamyordu. Keyfini kartamyor, doya doya glp, doya doya seviemiyor-du Nilsu. Her an bitecei, kaybolup gidecei endiesinin yiyip bitirdii beyni ve inansz yrei, huzura kavuamyordu. Bir trl ka-vuamyordu! Bir trl... "Yeiller Partisi'ni yalnzca evre koruma, doal hayat savunma ve enerji sorunuyla ereveleyip, izcilik grubu, sosyal yardm kurumlarna dahil etmek yanltr! Eksiktir, cahilliktir ve glntr! "nk darack bir ereveye sktrlan Yeiller Partisi, bu haliyle baz politik glerin karna uygun der. Cici, sevimli, ocuksu ve tehlikesizdir. Keye sktrmaz,

zorlamaz, sorgulamaz! "Ama Yeiller Partisi de bir siyasi partidir ve bazlarn rahatsz etmesi doaldr! Hatta zorunludur!" at restoranda, uzun bir iki masasnn evresine oturmu 'Ye-iller'i tartyorlard. Nilsu, Teoman'n solunda, pek azn tand, ounluu baka kentlerden gelmi Yeil Partililer arasnda oturmu, kendisiyle birlikte, yalnzca be kiinin sigara imediini hesap ediyordu. Teoman, termik santraller konusunda Yeiller Partisi'nin tavr ve eylemlerine 'romantik', 'ocuksu' veya 'Trklerin sanayilemesini engellemek isteyen ithal dnceler' olarak sataan, politikac ve ke yazarlarna fkelenmi, bara ara konuuyordu. Masadakiler Teoman' dikkatle dinliyor, o sustuunda her kafadan bir ses kyor, sonra sesler ikili, l tartmalara dalyordu. Yeni tant di hekimi gen bir kadn, Nilsu'nun pek beendii mavi gzlerini Teoman'a dikmi, kendinden gemi bir halde onunla tartyordu. "Yeiller Partisi, doas gerei devrimcidir Teoman. Yani 'dorudan demokrasi'nin yanndadr. Dorudan demokrasi de, sosyalizmi artrr." Teoman yeni bir sigara yakp, ban sallad. Ama onaylayp onaylamad, bu ba sallayndan hi anlalmad. "Yani bir otonomiden sz edilecekse, bu yalnzca sosyalist bir Yeiller Partisi'yle var olacaktr." Kadnn ne dediini anlamaya alan, ama aklnda yalnzca baz szckler ve mavi gzler asl kalan Nilsu, "acaba Teo anlad m?" diye Teoman'a baktnda, o oktan, bir elini kadnn omzuna atm, hi enmeden konumaya balamt bile. Sesinden, enerji ve inancn oluturduu albeni yaylyordu, dalga dalga. "Seval'cigirn, bu parti yaayacaksa, polemiklerle deil, politik tezlerin yaama indirgenmesiyle, bunlarn kantlanmasyla yaayacaktr. "Sosyalizme gelince... Bak sana ne anlatacam Seval. Beni iyi dinle, yedek kulaklarnla da dinle ama!" Artk yalnzca Seval deil, bakalar da kulak kesilmiti. "Fransa'da renci olaylar baladnda, aslnda Sovyet tanklarnn, ekoslovakya igali protesto ediliyordu. 1YS14

"Bu yzden, Fransa'daki renci olaylarn ilk bastran da, Fransz Komnist Partisi'yd Anlyor musun?" 210 Nilsu, azck eilip, Teoman'n br yannda oturan Seval'e bakt. Anlyorsa bile, bunu hi belli etmiyordu. Ama zaten, Teoman'n da hi umrunda deildi bu. O, kendi sesinin uyumu ve enerjisiyle ba dnm, srdryordu konumasn. "Btn megalomanlar byledir," diyerek kendi kendine gld Nilsu. "Bize gelince, biz ayn yllarda, Trkiye'de sosyalizme kucak aarak gsteriler yapyorduk. Franszlarn tam aksi ynnde yani... Anlyor musun?" Ban sallayarak glmsedi Seval. Ama bu 'sallanan ba', inandrc gelmedi Nilsu'ya. " 'zgrlk!' diyerek, baran Fransz yatlarmz, komnizme kar yryor, bizse yrymze 'Yaasn komnizm!' seslerini mar ediyorduk. Kontrast grebiliyor musun? Ne trajedi ama, hah hah ha!" "Bence o kadn hibir ey gremiyor," diye dnd Nilsu. "Ama bu iki hareketin dinamiinde de ayn ey var ve bence nemli olan da bu! Yani devrimcilik!" iyice comu, kendi sesiyle sarho olmutu Teoman. "Onun cazibesi buradan geliyor," diye kvand Nilsu. Dinlendiinden, beenildiinden ve gecenin yldz olduundan kukusuz Teoman, sesini ykseltip, zaten oktandr kendini dinle-. yenlere de seslendi: "Nedir devrim? Yeniliki, kktenci, eletirel, cretkr bir eylem deil midir, ha?" Seval'e dnd yeniden. "ite tpk senin gibi, ben de yeil hareketin devrimci olmasn savunuyorum. Ve bu yzden, politikadaki totem ve tabularn yakl- masn destekliyorum. Eh, btn bunlar da kendiliinden ve abucak olmaz!" Tam Nilsu eilip, Teoman'n kulana; "ama o seni dinlemiyor ki..." diyecekti ki, kendini tuttu. Bu ona dmezdi. Nilsu'nn apraznda oturan ve bandan beri Teoman' sessl

ce dinleyen esmer, sakall ve pipolu adam - Teoman'n yalarnda olmalyd - can skld besbelli, artk dayanamayp lafa kart: "Tabular ve totemleri ykmak da, bugnlerde pek moda oldu!" dedi. Teoman pipolu adama bakmadan, yz hl Seval'e dnk gld. "Modalara da baylrz, hah ha!" "Birbirlerini tanyorlar, hem de iyi tanyorlar," diye dnd Nilsu. Sonra Teoman'a dikti gzlerini. "Eer onu sevmeseydim, ondan nefret ederdim. Ukala, kstah ve skc bir adam olarak grrdm onu." "Teo'dan ya nefret edersin ya da, onu ok seversin! Hani herkesin sevdii tiplerden deil o..." diye bir saptamayla bitirdi dncelerini. Kalar, gzleri, salar ve sakal simsiyah adam, piposunu okar gibi tutarak, Teoman'n aksine, ar ar, monoton ve mekanik bir sesle konutu: "Sovyetler'deki k, Marksizm'in tkenii olarak alglamak, pek ok kapitalistin ekmeine ya srd. Sa kanatta ciddi bir btnleme salad bile sylenebilir." Masadaki herkes dnp, pipolu, siyah adam dinlemeye balad. Onun bu ilgiye bayldn dnd Nilsu. "Beni ilgilendiren, san sevin lklar kadar, genliinde Marksist olmu, devrimci hareketin iinde 'defacto' bulunmu insanlarn, kendi gemilerine amur atmalar... Zavall ve dndrc olan bu!" "ok doru," diye atld Teoman. "Sana hak veriyorum. Eskiden devrimci olan, pek ou da bunun bedelini ar demi insanlarn, imdi, o eski inanlarn hl hi sorgulamadan, yenilemeden - nk tembel ve tutucudurlar -olduu gibi dolaplarnda korumalar ve gereksindiklerinde, tozlu bir madalya gibi gslerine takmalar hakszlk ve zavalllktr!" Tedirginlik dalga dalga masaya yayld, en utakine dek ulat. Tanyanlar, bylesi saldrgan bir tartmaya alkn, kalarn kaldrdlar, bilmeyenler endielendi, bazlar da horoz dvlerinde heyecanlananlar gibi ellerini ovuturdu. 333. "Hakszlk! nk, bu insanlar kendilerini hl devrimci sayyor. Oysa dnceler, kuramlar, teoriler, hepsi insan aklnn r-212 ndr ve sk sk gzden geirilip, bakma alnmaldrlar. Zaten devrimcilik bunu gerektirir! Gerisi, maceraperestlii

zleyen orta yallarn, nostaljik inlemeleridir!" yle cokulu, hatt tutkulu konumutu ki, 'at'nn br ma-salarndaki konuklar da, Teoman' dinlemek zorunda kalmlard. Sesindeki heyecan, dinamizm ve fke, gzle grlr bir enerji dalgasna dnm, evreye yaylyordu. Raksn yudumlad, yeni bir sigara yakt. "Elleri mi titriyor yoksa?" diye kaygland Nilsu. Ama Seval'in iyice hayran ve baygn baklarn grnce, kayglanmaktan cayd. Beriki hzn alamamt. Daha kontroll ve yumuak bir sesle srdrd konumasn: "Okulu igal etmek zere - yirmi be kii kadar - kzl erkekli devrimci renci yola ktk. Elimizde mealeler! Vallahi yle... Fakat yol uzundu ve yrmeye endiimizden, bir belediye otobsn igal ettik nce. ofr gld halimize, otobsn bize tahsis etti. "Sonra mealeleri yakp, igal edeceimiz binaya, dirseklerimiz zerinde srnerek ulatk. Dnn bir, yirmi, yirmi be gen insan, ellerinde mealeler, yerde srnerek, okul igal etmeye gidiyorlar, hah ha ha!" Masadan glmeler ve homurtular ykseldi. Teoman dnp, Nilsu'ya: "Dnsene Nil, yere yatp, srnmeden, yryerek de gidebilirdik ta binaya, deil mi?" Gld Nilsu. $ Sonra yeniden masadakilere yneldi Teoman: II

"nk ocuktuk! ideoloji kadar, belki daha ok, heyecan, hareket ve serven ekiyordu bizi, iyi niyetli, saf ve cokuluyduk!" "Anlatt komik eyi paylamak iin mi, yoksa masada yalnz kaldm sandndan m anmsad beni acaba?" diye dnd Nilsu. Seval'e bakt, o glmyordu. Pipolu, simsiyah adam hibir tepki vermeden oturuyordu. Eer yanaklarnda seiren kaslar da olmasa, onun bir mask olduuna inanacakt Nilsu. Yanaklar yle seiriyordu ki, sinirlendiini, adamakll bozulduunu hissetmemek olanakszd. Pahal olduu besbelli piposunu, birazdan ate edip, ldrecei Teoman iin doldurduu bir tfek gibi hazrlyordu: Usul usul, zenle! "Sen," dedi, tfeini Teoman'a dorulttu, nian ald ve ate etti.

"Sen polemiki, arlatan ve kstahsn!" Ate alan tfei mis gibi Danimarka McBaren ttn koktu. ;

Teoman' lmden gzl kurtard. Sol elinin iaret parmayla gzln dzeltti. "Kurun cama arpp, sekti," diye dnd Nilsu. ii ezilerek bakt ona. Yznde, bozulduunu rtbas etmek iin, acele yerletirdii yamuk glmsemeyi grd. Onu alp karmak, onu korumak istedi bir an. Sonra da ard, lk kez 'korunmak' deil de, 'korumak' istiyordu Nilsu. Teoman' korumak, onun zlmesini nlemek! "Doru," dedi Teoman. oktan toparlanm, kar saldrya gemiti. "Merkeziyeti ve hiyerarik 'erk'e kar olmak, eylemci ve dorudan demokrasiyi desteklemek, polemikilik saylyor. nk biz, merkezi otoritenin btn erki elinde tutmasna kar tavr koyup yerel birimlerin glenmesini destekliyoruz. Bakanla rotasyon sistemi neriyor, siyasi partiler yasasnn deimesini istiyor ve kendi yeil prensipler sistemimizi kuralm diyoruz." Onunki makineli tfekti besbelli, bir kez ate ald m, hi susmuyordu. Yzne yaylan kan, beyaz tenini abucak kpkrmzya boyam, sol elinin ileriye uzatlm iaret parma, havada kendi bana sallanarak, dansa balamt. "Evet, doru! Bam kaln ciltli kitaplarn ve 'izm'lerin iine gmmeyi reddettiim, artk 'cesaretle zeletiri yapalm' dediim iin, haklsn! "Politikay, 'politika' olarak sevmenin yanl olduunu dndm, iktidar hrsndan arndm, iadam olarak siyaset erkin-den yararlanmadm iin de haklsn!" "Artk onu kimse durduramaz, ldrd!..." diye hayfland Nilsu. "Yeiller Partisi'nde iktidar erkini aaya ekip, minimuma indirmeyi savunduum, merkeziyetilie kar, alternatif siyaset teziyle ortaya ktm, net, komplekssiz ve gler yzl olduum ve olduumuz iin sana ve sizlere ters dyoruz. "Aynaya bakmaya cesaret edemediin iin, polemiki ve arlatan olan kartryorsun!" Pipolu, simsiyah adam, kln bile kprdatmadan, oturduu yerde, ksk gzleri ve mis gibi Danimarka ttn tten piposuyla Teoman' izliyordu. Yanaklarnda seiren kaslar da olmasa, iitme zrl samlabilirdi. Halbuki Teoman, soluk solua kalm, azgn bir boa gibi, yerinde tepinerek geziniyordu. Pipolu, simsiyah adam, 'lm' roln oynasa, Teoman dirimdi, hayatt!

"Sen yaamsn Selen!" diye yazmt Mike. Bir kartn arkasna yalnzca bir cmle. "Sen dirimsin Teo!" diye dnd Nilsu. Hznl bir keyifle gevedi. Ama o srada Seval'i grd. Hayranlktan ba dnm, gzlerinin btn mavisi, Teoman'n zerine bulamt. "Kadnlar, baarl erkekleri sever!" diyen Hakan geldi aklna bu kez. "Bu baardaki - varsa - emein, akln ve cesaretin deerini, pek az bilir. "Kadnlarn ounluu, erkein baarsnn sonular ve nimetleriyle ilgilidir!" "Kstahla gelince," dedi Teoman. Hzn alamamt besbelli. "Kstahlk ve ukallk, her ne kadar yanl bilinen, talihsiz kavramlarsa da, ben kendi adma cretkr olduumu dnrm ; hep! J,

"Cretkrlksa, bedelini deyebileceklere zg bir niteliktir; kn dokunma, ellerin yanabilir!" Tuhaf bir ey oldu. Ya da Nilsu'ya tuhaf gelen bir ey. Pipolu, simsiyah adam kalkt ve kimseye tek bir kelime sylemeden ekip gitti. Tabanda yarm kalm yemei vard. Tatsz bir sessizlik, ksack asl kald havada. Sonra Seval'in seve parampara dald. "ite ben de, tpk byle dnyorum Teoman'cm!" 8 Eve dnene kadar pek konumadlar. Taksi ofr, onlar yeni tanm bir ift sanm olmalyd. "Herif, yavruyu ald gibi aynen atyor abi!" Belki de, yllardan sonra, konuacak her eyi tkenmi bir kar -koca. 215 siyle yere dt

"Gencecik kzla evlenirsen, sonun budur olum!" Belki, taksi ofrnn umrunda bile deillerdi. Yeiller yemeinin kalan ksm, daha neeli ve uygarca gemiti, ama Teoman durgundu. "Can skld ve ikiyi fazla kard," diye dnd Nilsu. Eve vardklarnda, doruca mutfaa girip, hi konumadan kahve hazrladlar. Gece yarsn saat geerken, gecelik, pijama ve kahve fincanlanyla, oturma odasna yerlemilerdi. "Konumak istiyor besbelli," diye dnd Nilsu. "Kimdi o pipolu, simsiyah adam?" "Erdin mi?" diye atld Teoman. "Aldrma sen, yllardr atrz onunla. Byle krbalanarak mutlu oluyor o!" Nilsu zaten Teoman'n krlganl sakl yreinin incinmesine aldryordu. "Ayn niversitedeydik, o iktisat Fakltesi, renci temsilcisiydi, iyi ocuktur, okur, dnr ama apszdr ve bunu kabul edemez! "Bir yl kadar 'ierde' kald. Ben hi 'ieri' girmedim. Bana bozulmasnn birinci nedeni budur! "ikincisi, Zeynep, okulun en gzel kzlarndan biri, onu reddetmi, benimle kyordu." "Peki ncs?" 216 "ncs en nemli nedenidir. Ben zengin olmak istemiyor- ;| dum, hl da istemiyorum!" "Peki o, Erdin, zengin oldu mu?" "Ah, tabii, tannm ve varsl bir i adamdr o. Cebini doldurmaya baylyor ama cebini dolduran kendini hi sevmiyor!" "Ya sen Teo? Sen hangi nedenlerle Pipo Erdin'e bozuluyor-] sun?" Nilsu'nun varln ilk kez anmsyor gibi, arp bakt Teoman.

"Ben mi ona bozuluyorum? Erdin'e mi?" "Evet," dedi Nilsu. "Sen!" "Samalama," der gibi bakp, ban sallad Teoman. Oflayp poflad. Durdu, dnd, kahvesini yudumlad. Sabrla kendisini bekleyen Nilsu'ya bakt. "Ben Erdin'e bozuluyorum ha?" Glmsedi Nilsu. "Tut ki, haydi diyelim ki, ben Erdin'e bozuluyorum... Eer ona bozuluyor olsam... Bozulsam... Sanrm, onu 'dnek' buluyor olabilirim... Belki?" Soran baklarla Nilsu'ya bakt yeniden. "iyi ama bu sama olmaz m Nil? Yani deimiyor ya da arpk deiiyor diye, elin Erdin'ine bozulamam ki? Ne dedin sen, Pipo Erdin mi? Alemsin vallahi! "Nil Sultan, mahzun sevgilim, nereden bulursun bu adlar?..." "Yahu Nil, nasl da yakalyorsun sen beni byle?..." Yaklap, kucaklad Nilsu'yu. Boynundan pt. Kahve fincan elinde zplaynca, scak kahve Nilsu'nun geceliine dkld. "Yaktm seni kz!" diye mutfaa kotu Teoman. Elinde slak bezlerle geri geldiinde, yeni bir gecelik giymiti Nilsu. "Asl komik olan ne, biliyor musun Nil?" Nedir acaba? "Geen yl, seninle tanmadan birka ay nce, Cenker, Seval' ben, bir Avrupa gezisine kmtk." Seval de mi? "mz de Almanca bilmiyoruz. Bu arada, Bat Almanya'c Die Grnen'in bir toplantsna da davet edildik. Grgmz artsi diye, katldk toplantya. "Aman Nil, bizi ne ok ciddiye ald Almanlar. Ba keye oturtulduk. 'Eh, gelmiken bize Trkiye'deki Grnen'i anlatn,' demezler mi? "Cenker'i konuma krssne iteledik. O bizim, olmayan parti tarihimizi ve lkenin evre sorunlarn anlatan bir konuma tasla hazrlad.

"Fakat konumay evirecek bir evirmen bulamadk. Ne yapsak diye ldrrken, o akam turistlerin bol olduu bir caddede, Erdin'e rastlamaz myz? Pipo Erdin'e, hah hah ha!" Elinde slak bezler, ayakta kalm, ok elenerek anlatyordu. "O yaamn ta kendisi!" diye glmsedi Nilsu. "Erdin, Alman Lisesi mezunudur. O srada bir i - u ithalat, ihracat ilerinden - iin oradaym. "Yaka, paa getirdik kongreye ve Cenker'in ahlanan, kkreyen sesiyle anlattklarn, Pipo Erdin homurdanarak, Almanca'ya evirdi. "Onlar konutuka, salonda Almanca kahkahalar artyordu. Biz de huylanmaya balamtk." Seval de mi? "Sonradan rendiimize gre, Alman Yeillerin bize rnek ve nder olduunu, gsn gererek anlatan Cenker, o srada e atrdayan Die Grnen'i adamakll elendirmi. Ne cahillik, ne ihmalkrlk. .. Hah hah ha!" Birlikte gldler, uzun uzun. "Aklmz bamza geldi tabii. Mthi rezil olmutuk. Dnsene Nil, ne sefalet... Hah hah ha! "imdi yerkrenin yeil politikasn smsk takip ediyoruz!" "Sende eytan ty var Teo!" ard Teoman. Acaba konuyla ne ilgisi vard bunun? "Sempatik, doal, komplekssiz ve kendine gvenen bir erkeksin. Belki Kevin Costner kadar yakkl, Tom Cruise kadar gen deilsin ama ben seni pek beeniyorum!" "martma beni kz!" diye gevedi Teoman. Gidip, Nilsu'yu cokuyla kucaklad. "Kevin Costner' hi beenmiyorum, ayrca, boyu ksa onun!" Gldler birlikte. Geceliinin altnda, onun plak olduunu anlayan Teoman heyecanland, ok beendii bacaklarn ve kalalarn okamaya balad. Nilsu da ona sokuldu, kollarn pmeye koyuldu. Uzun uzun ptler. "Yine de anlamadm bir ey var," dedi Nilsu fsldayarak...

Oturduklar tek kiilik koltuk dengesini yitirdi o srada, halnn zerine devrildiler. Kahve fincan da, sehpaya devrildi. Alt kattakileri dnp, sulu sulu gldler. Sonra, halnn zerinde birbirlerini merakla soydular. Kk klar gibi kkrdyorlard. Terden slanm, heyecanl i ekileri ve keyifli mrltlarla, dar bir tnele yol alrken, dnya umurlarnda deildi artk. Geriye dndklerinde, halnn zerinde smsk sarlm, gzleri kapal yatyorlard. "O anlayamadn ey neydi Nil?" diye mrldand Teoman. "Hangi anlamadm ey acaba?" Dnd Nilsu. Neredeki ne? "Hah evet, anladm." Bekliyordu Teoman. Mutlu bir sesle fsldad Nilsu. "Anlayamadm, byle ho bir erkei, neden terk ediyor kadnlar acaba?" Nilsu'nun broda gecelemesine almt Teoman. Yine bir konkur vard, yine vakit dard ve geceyi broda geirecekti. "Fena altm bu kza," diye sevinle sitem etti, kendi kendine. "Annem onu tansayd, Cahide Hanm, Nilsu Baran' beenirdi," diye dnd. Ne iyi olurdu. Annesinin evine gider, Polonya porseleni fincanlarnda, limonlu ay ierek, kitaplardan konuurlard. Nilsu'nun yakn olduu, annesinin yabanc kald Amerikan edebiyat zerine rnein... Gurur duyard Cahide Hanm. "Sonunda dengini bulmusun Teo," derdi, mutlaka. "Ya kk ama inann, bazen benden daha olgun bir kz!" derdi Teoman. "Kadnlarn erkeklerden gen olmas, evlilii denk tutar," derdi Cahide Hanm mutlaka. "Evlilik mi? Ama biz evli deiliz anne. Evlenmeye gerek duymuyoruz ..."

"Sizinkisinin evlilikten fark var m?" diyecekti Cahide Hanm. "Mhim olan birbirinize deil, mnasebetinize sahip olmanz Teo'cuum!" Birden kendini annesinin evi nnde buluverdi Teoman. Ne zaman, nasl yrmt onca yolu, pek ayrmnda deildi. Bakt, ierde k vard. "Nergis alyor olmal," dedi. Gelmiken, inemek istemedi, "urayp, laflayaym biraz," diye dnd. Merdivenleri karken annesinin eski, ablasnn yeni evinden taan neeli mzik sesiyle keyiflendi. "u kz biraz da kendini dnse, k olsa, Ik' unutsa... Gmmese kendini diri diri," diye geirdi iinden. Kapy neeli, keyifli ve k bir Nergis at. "Teo, nerelerdesin Allah akna? Ka kez aradm, yoksun... Gel, gel ieri, zledim vallahi!" "Ne kadar anneme benziyor, giderek, iyice Cahide Hanm'a dnyor," diye hayret ve hayranlkla seyretti onu Teoman. Kucaklatlar. "Ayol, u bir trl bana tantrmadn, benden sakladn sevgilin sana ne yapt Teo? Arada bir urar, odanda kitap okur, yazardn ... Tmden kayboldun yahu!" Birden yalnz olmadklarn hissetti Teoman. Ama bu bir i arkada, bir dost deildi, bu evde bir ak kokusu vard! ok heyecanland. Ik dnse, mutlaka haberi olurdu. Hem sonra, onca yldan ve bunca deitikten sonra, bakalm ak mek kalacak myd? Baka, yeni, taze bir ak? Ah keke! Salondan, Latin Amerikan ezgileri geliyordu. Bu, Nergis'in tercihi olamazd. Biraz da alkol kokusu... Genten bir adam; kvrck siyah sal, ho, cin gibi parlayan gzleri, ok gzel elleri... Ablasnn evinde ak kokuyor! 220 "Nergis'in, yerlere gklere koyamad, evreci kardei siz olmalsnz!" "Yeil," diye dzeltti Teoman glerek. Mthi sevindi, ok sevindi.

Beenmiti adam. O da gld. Glnce gzel ve bakml dileri kt ortaya. "Merhaba," diye elini uzatt, gzel dileri ve elleri olan adam. "Adm Hakan, sizinle tantma ok sevindim. Bizimle arap iermiiniz?" r, 10 "Haydi Nil, kmlda biraz. Bu akam seni ok zel biriyle tantracam!" Zoraki glmsedi Nilsu. Pek dar kmak istemiyordu. Her k sorun yaratan bademcikleri, yine tehlike sinyali veriyordu. stelik TV'de "32. Gn" haber program vard. "Hemen kalm da, ge kalmayalm Nil. Bakalm, sen de onu sevecek misin?" Nergis'le yaknlarda tanmt Nilsu. Sevmiti onu. Ho, rahat ve ciddi bir kadnd. Zarifti. ri, salam yapl kadnlarn zor yakalayaca bir zarafeti vard. "Annemin btn asaleti ve fizik zellikleri Nergis'e miras kald," diyordu Teoman, gururla. Nergis de holanmt Nilsu'dan. Kardeinin ilk kez 'sorunsuz sorumluluk' tadn sylemiti Nilsu'ya. "Teo'nun, byle byk harflerle mutlu olduunu, ilk kez gryorum. Elinize salk!" Samimiydi Nergis, ama kimseyle ili dl olmayacak, mesafeli bir scaklkt onunkisi. Bylesi ok daha salkl ve moderndi, belki de? Nergis'in Hakan'la kyor oluuna nce arm, "Dnya ne kk," sonra da sevinmiti Nilsu. Hakan da keyifli grnyordu. Kimseyi incitmemek iin, Nilsu da, Hakan da, sessiz bir anlamayla, eski ilikilerinden sz etmemi, i arkada olduklarn sylemilerdi. Syleselerdi, kimse incinmezdi belki de, ama gerek grmediler sanki. Hem sonra; galiba yalnzca arkada kalmt onlar. nk, k olmak bambaka bir eydi ve artk akn tadn iyi biliyordu Nilsu! Teoman'n hatrna, kalkp eki dzen verdi kendine. Bir taksiye atlayp, Badat Caddesi'nde, k bir kfteciye gittiler. Onlar kimse beklemiyordu. Bir masaya oturup, onlar beklediler. Sormad Nilsu. Biraz

da heyecanlandn gizlemek iin, sormad. Durmadan saatine bakp, kapy gzetleyen Teoman, garsona birini beklediklerini, daha sonra sipari vereceklerini sylemiti. Sklmt Nilsu. Boaz da aryordu. Evinde, TV karsnda, scak bir fincan ay ierek uzanyor olmay zlyordu. "ok mu geciktim baba?" incecik, heyecanl bir sesle irkildiinde, masalarna yaklam, uzun boylu, siyah sal, ela gzl, ok gzel bir gen kzla burun buruna geldi. ekingen, sevgi dolu baklarla Teoman'a bakyor, onun azndan kacak sz bekliyordu. ;:, Hararetle onu kucaklayan Teoman, pce bodu kz. "Hayr bir tanem, biz erken geldik," dedi. Uyuup kald Nilsu. Deja-vu! Ne diyeceini, nasl davranacan bilemeden kalakald! Kulaklar uulduyor, soluu kesiliyordu. Kap gitmek, gitmek ve bir daha geri dnmemek istedi. Sonsuza dek koarak kamak ve hibir yere eriememek! nk eritii her yerde mutlaka korkup kat, terk ettii gemiinin bir uzants vard. "Bak Nil, bu gzel kz, benim sevgili kzm Deniz." "Benim nazl prensesim!" dedi, gururla Teoman. Deniz elini uzatt. ekingen, mesafeli, kibar, galiba biraz da kayglyd. "Denizciim, bak bu harika kz da: Nilsu, sana anlattm sevgilim." 221 222 El sktlar. ' <!

"Ne kadar gzelsin Deniz!" dedi Nilsu. Halbuki daha akllca bir eyler sylemek isterdi.

Kaarl kfte, kzarm patates, salata, cack ve kola smarladlar. Havadan sudan konuarak yemek yediler. "Acaba ona nasl davranmalym?" diye kvranyordu Nilsu. "Selen'in bana nasl davranmasn isterdim?" "Benden nefret ediyor olmal. Babasn elinden aldm, onunla sevitiimi, kendisini bir engel olarak grdm dnyor olmal. Onu sevmediimi de dnyordur..." En fazla on be yalarnda olmalyd, belki daha kk. Uzun bacaklar, erken gsleri ve kadns hatlar, onu ilk bakta on sekiz gibi gsteriyordu. "Selen kadar cesur deilim," diye dudaklarn paralyordu Nilsu. "Beni sevmeyecek, beni beenmeyecek, bana hayran olmayacak..." Hayretle durdu. Deniz iin, bir Selen olmak istediini, bu duyguyla yanp tututuunu hi bilmiyordu. "Benim," dedi Deniz'e dnp: "Benim babam, annemden ayrlp sevgilisiyle yaamaya baladnda, ben on be yana girmek zereydim. Babam elimden alacak, beni dlayacak sanarak, ona ok bozuluyordum. Ad, onun ad; Selen'di." Teoman sevgiyle glmseyerek Nilsu'yu dinliyordu. Nilsu'nun boulmak zere olduunu alglamamt. ok keyifliydi. Serin serin glmsedi Deniz. "Ben babamn ikinci eiyle tantmda, yedi yandaydm. vey kardeim Alican doduundaysa, dokuz. Fakat..." Gururla babasna bakt. "Fakat, babamn beni ok sevdiine inanmaktan baka arern^ yoktu ve inandm." "iyi de ettin gzelim. Sen benim tek prensesimsin!" Baba-kz gz gze kaldlar. Nefis bir and! Ancak, babalarna-| k kz ocuklar bunu bilir. Nilsu bildi. "yle deil mi Nil?" Sevinten sarho olmu Teoman, bir kolu^J

n uzatp Nilsu'nun salarn okad. Serte ekildi Nilsu. ok rahatsz grnyordu. Sonra Deniz'in okulundan, Deniz'in derslerinden, Deniz'le flrt 223 etmek isteyen, nl bir mzisyenin olundan, Deniz'in ilk piirdii ' " yemekten, Deniz'in resim yeteneinden konutular. Dorusu, Deniz'le Teoman konutu, Nilsu inanlmaz bir zdisiplin kullanarak, onlar dinledi. Deniz'i annesi getirip, brakmt kfteciye; Teoman'la Nilsu gtrp braktlar annesiyle yaad eve. Ayrlrken, Deniz yine ekinerek elini skt Nilsu'nun. "Umarm sizi rahatsz etmemiimdir. Babamla sk sk gre-mediimizden, byle birikiyor konular... "Bir de, siz babamn anlatt kadar hosunuz, gerekten ylesiniz..." ; t Teekkr edecekti Nilsu, azn at ama sesi kmad. 11 18 Mart 1989, istanbul. Sevgili Selen, Mektubun ne kadar doru bir zamanda geldi, ne kadar ie yarad, dnyada tahmin edemezsin. Seninle aramzda iddetli bir telepati olduuna inanyorum! Geen hafta seni yle ok andm ki, titreimlerim sana uzand besbelli. Galiba yaamam gereken bir eyi sonunda yaadm ve bu, beni beklediimden daha fazla sarst. Gerek bir kbustu ve uyankken yaanyordu. Yllarca, 'babamn sevgilisi' olduun iin, sana isyankr bir ilgiyle bal kalmn, seni srekli yarglaymn, ne denli tek yanl olduunu anlamam iin iyi bir dersti bu bana. Tesadflere, rastlantlara inanrm ama neden bu kadar benzer bir senaryonun iinde, eskiden sana ait olan rol stlendiimi kartamyorum ... 'insann en ok korktuu, bana gelir,' derler. Belki de, katilin cinayet ortamna geri dnp gitmesi gibi... Bir Raskolnikov sendromu 224 yani... ('Raskol'n Rusa'da 'blnme' anlamna geldiini biliyor muydun?') Evet, sonunda Teo'nun kz Deniz'le tantm. Baka bir deyile, Selen'in yllar nceki rol iin sahneye ktm. Dekor, balk lokantas yerine kfteci olarak hazrlanmt, rak yerine, kola iiliyordu.

Fakat ben ok ktydm. Bilenler, ayn rol ahane bir ustalkla oynayan Selen Doran ' anmsarlar. Nilsu Baran berbatt! Beceriksizdi! Sanrm her eyi yzme gzme bulatrdm. Kk bir kzken, : babamn sevgilisini kskanarak burkulan yreim, gen bir kadnken, sevgilimin kzn kskanarak yanyordu. Yreimi, beni mutsuz eden o kan pompasn skp atmak istedim. O yrek ki, duygusal olarak dhil olmad konularda adil, sevecen ve hogrldr... Yapamadm! nk ayn yrekle Teo'yu seviyorum ben. Sevmekten te, Teo'yla anlaabiliyorum. Bir kadnla erkek arasnda kimyasal bir iliki varsa - ki, bu pek de zor deil - ilikinin dnsel yann tamamlayan tek ey 'anlaabilmek'tir. Bir ilikiyi srekli ve uyumlu klabilecek tek tlsm budur! Doru mu? Teo'yla beraberliim, daha nce hi hayl edemeyeceim bir boyutta, uyumlu ve heyecanl sryor. Henz yarm yllk bir iliki iin bunun doal olduunu syleyenlerin aksine, benim kiisel tarihim iinde nemli bir durum bu. Sanki yalnz yayorum. zgr, rahat ve sorumsuzum. Ama paylaarak, sevgiyle ve istekle... Hem yalnzm, hem onunlaym. Ne zaman istersem... Bir kadnla, bir erkek bu sorumlu-sorumsuzluk izgisini doru i-zebilirlerse, uzun yllar heyecanl yaayabilirler; birlikte, yan yana... Yoksa, ak prltlaryla kamaan gzlerim mi yanltyor beni? Yoksa, ayn at altna giren bir kadnla, bir erkei mutlaka monoton, bkkn ve soutucu bir son mu bekliyor? Belki de, her akn burun st dt bir yer ve zaman vardr? Var m acaba? Olmal m? Olacak m? Sonunda bir gn, ben de 'Ak var m?' diye sorup, endielenecek miyim dersin? Bak, sen ahidim ol Selen; bence ak vardr, ak olmal! Burada biraz ara verdim. Telefon ald, Teo akama gecikecekmi. Yine Yeiller Partisi almalar varm, sana da selm yazmam istedi. Kendi derdimden, seni unutuyorum, bala Selen. Babann vefatna ok zldm. Pek ksa tanmtm onu; tanmadklarnn lm daha m az actyor insan? Yoksa hi tanmad bir airin lmne dertlenen kii, aslnda len airi zaten iyi tand iin mi zlmektedir? Ban sa olsun!

Annen nasl, ayn evde mi yaayacak, yoksa tanyor mu? Steven'le evlenecein haberine pek amadm. Bunu, New York'tayken sezmitim sanki. Onu, 'hayat ve duygulan kullanlmam, yepyeni biri' olarak niteleyiini, 'yzyllkyara'nn kapanacana bir iaret sanyorum. Mutlu olun, mutlu ol Selen! Bizim burada da, bir evlilik rzgr esti ve Cem'i bagz ettik. Kendisi gibi bir tp doktoruyla, tantanal bir kokteylle evlendi. Ben Aye Nur'u beendim. Sevimli, ll, steril ve kontroll. Tpk Cem gibi yani. stelik Cem'i sevdii besbelli. Galiba anne tarafndan Osmanl sarayna uzanyormu aile aac. Annem syledi. (Bilirsin, byle eyleri nemser. Sahi, nereden bileceksin?) Nikhta, annem, babam, Teo ve ben, 'iki dirhem, bir ekirdek' dizildik. Annem imanlam, ince, titiz hali kaybolmu. Daha rahat ve tombul bir kadn olmu. Fazla makyajl, gsterili ve bol parfmlyd. Pahal mcevherler takp taktrmt. ptk, ayakst konutuk. Onlar - iadam Fikret ve o - ziyarete gitmediim iin, yine sitem etti. Teoman'dan hi holanmadn hemen anladm. Annemi, uzak bir akraba gibi hissediyorum Selen. ok az hatrlanan, silik bir an... Babam yalanm. Salar dklmyor, ama beyazlayor. Sessizdi, sakindi, o eski kahkahalarn yitirmiti. Annemle konutu biraz, sonra koluma girip, beni baka bir keye srkledi. "Artkyalandm, yaknda 'dede' bile olurum Nilsu," dedi. Bunu sevinerek mi, zlerek mi syledi, kartamadm... 1YS15 "Deney filan yapmyorum artk, hep rutin iler," diye yaknd. Bitkisel hayat yayormu gibiydi. 226 Teo, babam sevdi. Babam da onu. "Yaz gelince, benim mtevaz tekneyle denize alalm, balk tutalm efendim," dedi cokuyla. Babam neelendirdi, heyecanlandrd. .,.; Ne tuhaf, o ikisi birbirleriyle konuurken, kendimi ok yalnz hissettim ... Cem'le, Aye Nur'un nikhna halam, kocas ve kzlar da geldi. J Cem, babamn ailesiyle iliki kurmu, yllardr bu ilikiyi srdryor- .1 mu. Aferin ona! Hem aile geleneini koruyup doktor oldu, hem de paralanan aile ve gemiimize sahip kyor. Bu gidile, Cem'i yaknda iki bebei ve karsyla, ilevsel bir arabann iinde, akraba ziyaretlerine giderken greceiz diye dnyorum. Elinde Baylan'dan alnm ikolata kutularyla... Ernesto'nun k olmasna sevindim. Zavall Elvis, k bile olamamt mr

hayatnda. Yine bir konkura hazrlanyorum. Bu kez eve kapandm. Bir devlet hastanesi, byk bir proje. Aslnda konkurculann ya ok gen, n- j sz, parasz ve deneyimsiz ya da yal, nl, zengin ve prestij dkn f olduklarn sylyorlar. Ben, ilkine dahilim herhal! ok uzun yazdm. Umarm ban iirmedim Selen, ama sana yazarken, seninle konuur gibi rahatlyorum. Her ey iin teekkrler. Selamlar, Nilsu B. 12 "Her Apai'nin, ok yakn bir beyaz dostu olmaldr!" Cahide Hanm'dan ne zaman sz edilse, Nilsu'nn iini serin bir huzur ve incecik bir sevgi dolduruyordu. inanan' birinin camiye ya da kiliseye giriinde, bylesi bir duyguyla hafiflediini dnyordu. Caretta caretta'larm korunmas ve Dalyan'a yaplacak turistik tesislerin durdurulmas kampanyas iin Trkiye'ye gelen Berlinli bir grup 'yeil' renciyle Boaz' geziyorlard. Bandan beri son derece samimi, verimli ve iyi iletiim bayla kurulmu, bir ortak almayd bu. Berlin Teknik niversitesi'nde yksek lisans almas yapan genler, hem kendi bilgi ve deneyimlerini aktarmakta, hem de Trkiye'nin kltr ve evre konularn renmekte istekliydiler. Grupla birlikte gneye inecek olan Teoman, son gnk istanbul gezisine Nilsu'yu da davet etmiti. Klasik turistik duraklardan sonra ilkyazn bunaltmayan gneini paylaarak, Boaz'da bir ay bahesinde dinleniyorlar. Hepsi bahenin bir kesine dalm, kk gruplar iinde sohbet ediyorlard. Havada uuan ingilizce ve Almanca szckler arasnda, Teoman'n enerjik sesini duydu Nilsu. Nerede olduunu arannca, arkasnda bir masada, sarn bir Berlinli kzla sohbet ettiini grd. Ama ortaya atlan Apaili cmlenin, kendine yollandn anlad. Yzne kocaman bir glmseme yayld. Birlikte ay iip, plansz kentlemenin yaratt grnt kirliliini konutuu iki genten izin isteyip, Teoman'n yanna gitti. "Beyazlara gvenen yerlilerin sonu, daima felakettir. nk beyazlar tehlikelidir!" dedi. "O bir Apai'ydi, bu bir. Her beyaz tehlikeli deildir, bu iki. Bir ncs var, ama..."

"Neymi o ncs?" "Birlikte ay iip, sohbet ettiin o delikanllardan krmz sal olan, en tehlikelisidir, bu ." Muzip bir ifadeyle glmseyerek baktlar. "Kskanlk, sahiplenme hastalnn lmcl bir sonucudur Teo!" "Bunu beni, o akl kt Seval'den kskanrken dnseydin Nil Sultan!" Babasnn yemesine izin vermedii ikolatalar amken yakalanm gibi utand Nilsu. ard hem de. Kpkrmz olmutu. Hemen kurtard onu Teoman. Bir kolunu omzuna att, yanana kk bir pck kondurdu. Kk ocuklar, annelerinin pt yaralarn iyileeceine nasl inanrlarsa, birbirine k insanlar da, 227 kk bir pcn bulutlan yok etme gcne inanrlar. Ve her ey, inanmakla balar... , Kalkp ay bahesine yrmeye baladlar. "Bak," dedi Teoman, ok gizli bir ey syleyecek gibi: "Bak, sana ne gstereceim." Cebinden, kat yerleri ypranm ve sararm ktlar kartt. "Bunlar, ok gizli Apai belgeleridir. Btn dnyada yalnzca kiinin bildii, son derece nemli bilgiler tarlar. Bilenlerden biri artk yaamad iin, seni bilenlere dahil etmeye karar verdim." Yine aka m yapyor, yoksa ciddi mi, hi anlalmyordu. Bir oyunun peine taklm gibi, merakla dinliyordu Nilsu. "Annem gerek bir Apai olmasna karn, en yakn dostu bir beyazd. Ve onlarn dostluu, rklar aras inan ve sevginin en nemli rneiydi." "Haydi Teo, atlatma beni... Ne oluyor, sylesene artk!" "Bir Apai'nin olunu seven beyaz kadn, sabrl olmay renmelidir!" aresiz kabullendi Nilsu. "Bu belgeler, 1950'lerde annemin beyaz dostu Neyyire Gm tarafndan, anneme yazlm mektuplar!"

"Yazar Neyyire Gm m?" Heyecanlanmt Nilsu. "Ta kendisi efendim! Annemin tek gerek beyaz dostu, Neyyire Gm, yani N.G.'dir." Mektuplar merakla alp, bir rpda okuyan Nilsu, bylenmi gibi kalakald. "Harika bir ey bu! Olaanst bir hikye... Sanki gerekst bir film ya da, ne bileyim opera izlemi gibiyim. Peki, annenin Neyyire Gm'e, hayr N.G.'ye yazd mektuplar ne oldu Teo?" "Hepsi N.G.'de. Vermiyor bana... Belki bir gn... Olur a!" "Teo, sence byle aklar yaanm m o zamanlar? Yani, yalnzca iki kez grd birine, nasl olup da byle tutulabilir insan?" "O zamanlar, bir grte ak diye bir eyler varm Nil. Bence harika, korkun ho bir dnemmi... Dnsene, pr, saf ve net bir ak!..." Dnd Nilsu. Okuduu mektuplarn yaratt keyifle dnd. " "Yine de, yle pek imrenilecek bir ey gibi gelmiyor bana bu, 'bir bakta k olmak' fikri," dedi. "Siz genler romantizmden ne anlarsnz! Tangoyu, Beatles', 229 Yahya Kemal'i bilmediniz siz. Televizyon bebesi sen de!..." Sesi yumuad: "1951 tevkifatm da duymamsndr naslsa..." Teoman'n sesindeki sitemi duymazdan gelen Nilsu, merakla sordu: "u Enver Ziya, acaba bir daha grebilmi mi N. G.'yi? Karla-mlarsa, nasl bir ortam ve konumda olmu bu? Pimanlk m, d krkl m?" "Bunun yantn, bir tek bendeniz biliyorum efendim," dedi hnzrca Teoman. "Eeee neymi?" Nilsu meraktan ldnyordu. Hi tanmad iki insan arasnda yaanm, dorusu, yaanamam bir ak servenine byle merak sarmas, konunun mistik ve esrarengiz yanndan kaynakland kadar, Cahide Hanm'la ilgili oluuyla da aklanabilir., di. Cebinden bir baka sararm kt kartp, bilgi bir glmsemeyle Nil'e uzatt Teoman. "Bu srr koruyacana, beyaz kann adna yemin et!" "Aman Teo, ver unu, tamam yemin ettim ite."

"Beyazlara gvenilmeyeceim syleyen sendin ama..." Kediye cier uzatr gibi, elindeki kd havaya kaldrd. "Haydi, n'ooluur Teo, ltfen!..." 13 Eyll on iki, 1950 istanbul, Pek Sevgili Cahide, Geen hafta postaladn mektubunu dn alm bulunuyorum. Sana detaylaryla anlattm ak- memnu srrm sakladn iin mteekkirim. Saol kardeim. Fakat beni memnun eden husus, bundan ziyade, yazdklarmn tesiri altnda kaldn ve bu tesirden kurtulamadn ifade ediin olmutur. imdi, bana darlmayacana sz verirsen, sana bir hakikati yazmak istiyorum kardeim. Umarm bu lakikat, bana kar gvenini zedelemez. Cahide'ciim, Enver Ziya ve onunla ilgili yazdklarmn hepsi, tamamen benim hayal mahsulm olup, yeni hikyemin konusunu tekil etmektedir. Senin edebiyat zevkine fevkalde gvendiim iin, bunu nce sana yazmak istedim. Biraz hnzrca davrandm kabul ediyorum ama sonuta senin gibi bir kitap kurduna bile tesir edebildiime gre, baarl olacama inanyorum. Senin intihalarn, benim iin ok kymetlidir, bilirsin. imdi gnl rahatlyla daktilo edip, bakalarna da okutabilirim. inallah bana darlmamsndr. Daima dostun ve kardein, N.G. 14 Adalar ilkbaharda hem henz tenhadr, hem de oktan yaz sevin- l cini yaamaya balar. Teoman'n "Benim kk vapurum" dedii yedi buuk metrelik yelkenli teknesini, Kalam'tan siftah ettirip, Adalar'a doru yelken bastklarnda, snavlardan ban kaldrp, kendileriyle bir gnlk tatile babasnn zorla ikna ettii Deniz, bikinisiyle teknenin kna uzanm, lk bir le ncesinde, scak yaz gnlerinin provasn yapyordu. Teoman'n teknede ok daha enerjik ve neeli bir insana dn-mesiyle keyiflenen Nilsu, bir ort pantolon ve asksz bluzla, burunda oturmu kahve iiyordu. "Kzlar, biriniz bana yardm edin!" Uzun ort mayosuyla teknenin zerinde koturan

Teoman, Nilsu'yla Deniz'in arkada olmalarna ok doal bakyor, "zaten byle olmas gerektiine" sonsuz inanan bir tavrla, bu konunun ucuna bile dokunmuyordu. "u gnderi bana uzatsana Nil!" Onun gnee hasret kalm beyaz plak bedenine bakt Nilsu. Yava yava orta ya geveklikleri, yalanan beli, kendini belli eden gbei, biraz nce kr dm gs kllar... "Demek ki babam da bu yalardayd, Selen'le birlikteyken..." Kulanda walkman kulaklklar, yatt yerde dans ederek kitap okuyan Deniz'e bakt. "O beni kskanmyor besbelli," diye dnd. "Ya sevildiinden ok emin, ya da beni nemsemiyor!" Aklna yllar nce Selen ve babasyla yaptklar, o ada gezisi dt; burnu szlad. Deniz onun farknda bile deildi, kendi dnyasna dalm, hatta elendii bile sanlabilirdi. "u usturmaay, sancak vardevelasna skca bala Nil." "Babas da honut! Kz Deniz, annesi Zeynep'le yayor, olu Alican, annesi lker'le byyor. Ben, onunla yayorum. Yaam sryor ... Benim, sanrm benim dmda, herkes sorgulamadan kabulleniyor hayat ve honut srdryor..." "Ne dedin Nil?" Hi bakmadan sordu Teoman. Neredeyse gz kapal, son derece hzl hareketlerle yelken mandalnn kilidini aarak, yelkenin ucundaki halkaya geirdi Teoman. Kilidi sklad, motoru boa ald. Sonra yelken torbalarn kartt, yelken makaralarn stralyaya geirdi. Kendi kendine, keyifle mrldanarak yelken bast. Dikkatle onu izleyen Nilsu, yabanclad bir an. Bakt, tanmaya alt, bu yeni ynyle de tanmaya alt onu. Ana yelkeni de ayn ekilde bastktan sonra, yelkenlerin bounu alp, tekneye hz verdi Teoman. "Senin bir skntn var Nil. Hanidir bir eylere sklp duruyorsun sen. Ama ekmiyorsun... paylamak istemiyorsun benimle." Artk rahata dmenin bana oturmu, gz denizde, akl Nilsu'da konuuyordu. Daha nce hi deniz kltr olmayan Nilsu, bundan zevk alacan hissederek, renmeye balamt. Denizde beraber olmak, ilikilerine yeni bir boyut katacakt belki de... Su boyutu!

"Kadnlar," dedi Teoman. "Kadnlar, erkeklerin onlar eksik anladklarndan yaknrlar. Sartre da bir ekilde katlr bu gre..." Suskun kald Nilsu. Bunlarn altndan ne kacak diye merak 211 ediyordu. Martlar lk atarak geti zerlerinden, aralarnda kavga ediyor gibiydiler. 232 "Bana sorarsan, ben de duygusal konularda, bir kadn kadar duyarl, ince, hassas ve krlgan bir erkein olabileceine inanmyorum." Martlar yine kavga ederek geti zerlerinden. "Neden mi? ok basit! nk bir erkek, bir baka varla hayat kazandramaz. Ancak dolayl olarak katkda bulunabilir. Yani, bir erkek douramaz, bir insan yavrusunu iinde bytp, onu hayata kazandramaz. Ya da, hayat o yavruya kazandramaz!..." Yanlarndan, bir balk teknesi grltl pata patlaryla geip, istanbul'a yneldi. "Doursun, dourmasn, bu duyarllk btn dii insanlarn yreklerinde yzyllardr tanarak, bugnk kadn oluturmutur. Genetik bir olgudur bu!" Sust yakalanm gibi utand Nilsu. Artk szn nereye varacan biliyordu. "Bu yzden bana kzan feministler var. Kadn, dourabilir insan diye tanmlamama, ayrmclk yaptm iddiasyla saldryorlar. Halbuki ayrmclk, ayrdn eylerden birine yklenen negatif anlamla oluur. "Ben, dourabildii iin kadn eksik bulmuyorum ki, aksine, douramad iin eksik olan erkektir, diyorum." Az azck ak kalm piknik sepetlerinden denize den ekmek dilimlerine hcum etmek konusunda fikir birliine varan martlar, lklar atarak saldrya getiler. Kalan ekmekleri kurtarmak iin yerinden frlayan Nilsu'ya engel olan Teoman: "Brak yesinler Nil, biz Ada'dan yenisini alrz," dedi. "Termostan bir fincan kahve de bana versene, bir yerim iecek vallahi..." Kahvenin kokusunu, ilahi bir heyecanla iine ekti Teoman. Keyfine diyecek yoktu. "Bilmediin ya da merak ettiklerin var, sklyorsun, sormuyorsun. Belki de renmekten, belki de beni gerekten sevip, balanmaktan korkuyorsun." "Neyi?" dedi Nilsu.

"Babalk konusunu elbette!" Yine denize dikti gzlerini. "Babaln, annelik gibi bir duygu olduuna inanmyorum ben. Yani, Deniz yerine baka bir bebei kucama verseydi Zeynep, Alican yerine baka birini lker, yine ayn ey olacakt. Yani yine sevecektim onlar, ama hepsi bu!" "Nasl hepsi bu?" "yle hepsi bu: 'Babalk' diye bir duygu yoktur ve bu bir kur-macadr!" Babasn dnd Nilsu. br babalar. Alamak istei doldu iine. "Gel yanma," dedi Teoman. "Gel yanma otur." Neredeyse uarak gitti, sarld ona Nilsu. "Sen aldrma bana Nil kz," dedi Teoman, sevgiyle kolunu ona dolarken. "Belki de benim 'baba' imajm ok silik olduundandr bu dndklerim. Annem yle doldurdu ki ocukluumu ve ilk genliimi, babam kayp gitmitir." "Babaaa, srf yapmasn hl renemedin mi sen?" Deniz arkalarna dikilmi soruyordu. Hl kulanda kulaklklar, sesi duyulmaz endiesiyle baryordu. "Se-ni du-yu-yo-ruz Deniz!" diye bard glerek Teoman. "Hay Allah," kulaklklarm kartt Deniz. "Srf diyorum baba, srf rendin mi?" "Hayr canm," dedi Teoman bir koluyla Nilsu'nun san ok-arken. Kendini ekmek istedi Nilsu. ok rahatsz oluyordu Deniz'in yannda Teoman'la sarma dola olmaktan. Brakmad onu Teoman, bastrd dirseiyle. Bir sre ekitiler, bir iti kak balad. Onlara bakp gld Deniz. "N'apyorsunuz yle siz?" Teoman da gld. "Ne bileyim ben, Nilsu'nun icatlar..." "Siz srf yapyor musunuz Nilsu?" Hayr, hi denememiti. "isterseniz size retirim ben." Neden bu kadar iyi davranyordu bu kk kz kendisine? Neden babasn kskanp, surat asmyordu, hrnlap tatszlk karmyordu? Neden hi annesinden sz etmiyordu, kardeini anlatmyordu? Baba-kz Nilsu'ya bakyor, bir ey bekliyorlard. "Ne var?" diye ard Nilsu. "Srf renmek istiyor musunuz diye bekliyoruz, azmz ak, Nil Sultan'n," dedi Teoman.

234 kzd.

"Srf? Hayr, srf renmek istemiyorum!" Sesi biraz sert kmt, kendine

"Ben de size bir ey reteceim diye sevinmitim," dedi Deniz. "Valla bu kz senden yalnzca on iki ya byk ama benimle ya-ayal beri yaland Deniz; bana benzedi!" diye gld Teoman. "Aslnda isterdim ama, beceremezsem diye korkuyorum galiba," dedi Nilsu, durumu kurtarmak iin. "Baaracanza inanrsanz, mutlaka baarrsnz," dedi Deniz gururla. Teoman gizli bir eyi aniden aa karm gibi hnzrca yakalad kzn. "Bu, 'Bilge Zeynep'ten galiba?" diye gld. "Evet baba." Kikirdedi Deniz, baba-kz gldler. "Benim annem," dedi Nilsu'ya dnerek Deniz. "Annem, ok bilmitir. Her eyi o bilir! Aslnda iyi insandr ama, ok ukal! Tabii onunla yaamak da kolay deil." Eliyle olmayan yakasn silkeler gibi yapp, gld, ylesine doal, ylesine itendi ki, Nilsu kendinden utand. "Babamn annesi, babaannem de ukalaym ama, o sessiz ve derinden gidermi, deil mi baba?" "Cahide Hanm bir fenomendi!" dedi Teoman gururla. "lker Abla da ukalyd baba! Galiba babam ukal ve diktatr kadnlar seviyor diye dnyordum ki, size k oldu." "inanlmaz bir ey bu! Btn bunlar gerek olamaz," diyerek, hayretle dinliyordu onlar Nilsu. "Siz ne ukalsnz, ne de despot. Bu kez babam ban iyi yere vurdu diye, dndm. Bence, iyi de oldu!" Glmseyerek babasna yaklat sarlp, onu salarndan pt. Babas da ona sarld, koklad, pt, sevgiye bodu Deniz'i. Yutkundu Nilsu, dudaklarn! kemirdi, ban yere edi. Niin hep birileri onu utandryordu? Neden daima ondan da-;| ha olgun davrananlar kyordu da, kendini aalanm hissedi-l yordu? Hl bymek istemiyor muydu, yoksa byyemiyor muydu? "Gelip bize katlsana Nil!" Ban kaldrdnda, gverteye ekmek krntlarn serpen baba -kz grd. "Martlar iin," diye aklad Deniz. "Belki ilerinde bir tane Jonathan vardr!" Gldler yine.

"Gelip bize katlsana Nilgl!" Babas geldi aklna. Kk Elvis'i bulduklar sabah, annesini aran babasnn sesini duydu kulaklarnda. Gelmemiti annesi... Ama o gidecekti, o katlacakt, sevdii adamla, onun kznn davetine. O, annesi gibi olmayacakt! "u srf, bir denesem mi acaba Deniz?" 15 Nilsu'cuum, 21 Haziran 1989, New York. Kim demi tarih tekerrrdr diye? (Sava seven bir general mi?) Demilerdir de, bence hakszlar! Sen ve ben, benzer tuhaflklarn, belki de glklerin iine girmi olabiliriz. Bu belki de, bizim amzda boanmalarn artmasyla aklanabilecek, 'g durumlar'dr. Ama bu, ille de ayn 'son'a ulaacamz anlamna gelmez. Yoksa bu iin sonu 'kader' hikyesine varr ki, ben inanmam kadere. Hayr! 'Kullanlm hayat' olan bir insanla yeni bir yaam kurmak zordur! Bu bir. Ama olanaksz da deildir. Bu, ne denli anlaabildiiniz, seviebildiiniz ve beraberlii srdrmek istediinize baldr. Dnyadaki tek kadn-erkek ilikisi baban ve benim aramda yaanmad. imdi Steven'la yaadklarmn keyfinde bunun bilinci var ite. Ama babana k oluumun o genlik tutkusu, o kanm st, belki de sonrasndaki sanclarla, artk geri gelmeyen bir scaklk olarak anlarmda kald. Eer Teo'yla i dengeler kurabiliyor ve genliinin armaan, tutku ateini kannda hissedebiliyorsun, sakn teslim olma olumsuz duygularna! Eit kendini, yorul, terle, ama en ok kendin iin ura ve artk u hastalkl kalbini iyiletir! Sevildiini bil artk Nilsu! Baban, ben ve Mike, seni ok sevdik, ben hl seviyorum, eminim baban da yledir. nk: sen sevilmeye deer bir insansn! Brak u aptalca kukulan ve kuruntular. Brak ve sevilmeye lyk olduuna inan! Belki Deniz bile seviyordur seni? Olamaz m? 236 Sen, en kzdn anlarda bile, iin iin sevmedin mi beni? Haydi Ns, brak seni sevsinler, brak seni sevelim, yaral yorgun yrein dinlensin... Haydi!.. Mike'la ilgili iyi bir haberim var. Kitap dosyasn yollad yaynevi kitab basacakm. Baba tarafndan kuzeni bir genle konuuyorum, telefonla bu aralar. O haber verdi. Sanrm gelecek yayn sezonuna yetiecek kitap. Sevindin mi? Ben havalara utum! Mike'n o frtnal yaamndan geriye kalacak bir eser olacak, dnsene Nilsu... Geri hi okumadm, ama farkl bir ey olduuna eminim. Hem sonra, o kitapta biraz da bizler varz, deil mi?

Bana Trkiye'deki mimarlk dergilerinden yollamam istesem, ayp olur mu? Aslnda Steven'la Trkiye'ye gelip, bir ay tatil yapmak istiyoruz. Hem, seni de zledim. Fakat pek tuhaf bir tutukluk var iimde, sanki, ayaklarm geri geri gidiyor... istanbul bana hep baban, onunla geen yllarm ve sanki 'ne olur kurtanlabilseydi o iliki' hznlerimi artryor. Hl... Her kentin, bir ak artrdn Nedim Grsel mi sylyordu? istanbul, baban ve babanla yaanan ak! Ve ben galiba btn eski sevgililerini hl seven, garip bir kadnm... Geen yaz Meksika'ya yaptmz gezi bize ders oldu, ok yorulduk, bundan byle tatilde, tatil yapacaz! Artk yalanyoruz galiba... Yaknlarda Princeton niversitesinde master yapan Ankaral bir kzla tantm. Bana elindeki Trke dergilerini verdi. Ne ok kadn dergisi km, ardm kaldm. Ama eski edebiyat dergileri ne oldu? Hl kyorlar m? Benden bu kadar. Keep in touch. Sevgilerle, Selen. 16 i "Oysa, ben annemi lmle zdeletirmedim hi!" Selen'e bile gstermeye gnlnn elvermedii Mike'n roman dosyasn, Teoman'a ilk kez okuyordu Nilsu. Herkeslerden esirgedii bir duyguyu, bir any, bir fotoraf, gn na kartmann tedirginlii vard zerinde. Teoman'n alma masasnda, dosyann zerine eilmi, bir yandan da kahve iiyorlard. "Acaba intihar eden babam olsayd, farkl m dnrdm Nil? Ama hayr, sanmam... Yani ben Hamlet'e ok yakn saymam kendimi yle." "Umarm, Mike'a ihanet etmiyorumdur," diye dnd Nilsu. "Onun," dedi, "Mike'n nekrofilik bir yan vard, sense bir f-lantropsun Teo." "Evet," dedi Teoman karlatrlm olmaktan biraz tedirgin, ama bunu belli etmemeye kararl. "Evet, ben yaamaya tutkunum. Ne demi air? 'Yaamak akaya gelmez/byk bir ciddiyetle yaayacaksn/bir sincap gibi mesela/ yani yaamann dnda ve tesinde hibir ey beklemeden/yani, btn iin gcn yaamak olacak.'

"Brak intihar, ben doal lmden bile korkuyorum Nil! Elimde olsa hi lmeden sonsuza dek denize almak, gzel yemekler yemek, rak imek, gzel iirler okumak, gzel kadnlar sevmek, birbirlerinden gzel ocuklarn babas olmak isterdim, anlyor musun?" 'Gzel kadnlar' deyiindeki oul ekine takld Nilsu. Yoksa sklm myd kendinden artk? i ezildi. "irkinler, lezzetsizler ve beceriksizler ne olacak?" diye kafa tuttu. "Ben ok bencilimdir kz!" Glerek sarld Nilsu'ya. "Bana ait her ey, annda gzelleir." pt onu ensesinden. "Bencil herif," dedi Nilsu marka homurdanarak. "uraya bak Nil, lme nasl da k bu adam. lm, yz bilmem ka sayfa zevkle anlatp, sklmadan yazm." " yz on," diye dzeltti Nilsu. "Ben," dedi Teoman, "lm seven birini ikinci kez seviyorum ama nedeni baka." Merakland Nilsu. "nk sen bu adam sevmisin ve bu adam seni zenle alm kollarna, lme bunca tutkunken, seni uzak tutabilmi lmden ... Ve bir de artk yaamyor diye, ne yalan demeli." "Sen arlatan, polemiki ve kstahsn Teo," dedi Nilsu fkeyle. "Aman, MichaePna da sz ettirmez hanmefendi." Alngan bakt Teoman. "Ben yalnzca yeil bir susamuruyum," dedi, sonra baktlar. Kk hzn bulutu kmelendi aralarna. "Ne olacaz biz?" dedi Nilsu, bir forml matematik kitabnda arar gibi. "iyi olacaz," dedi Teoman. "Sen de yeil susamuru olacaksn bir gn ve biz iki yeil susamuru olarak yalanp oluk-ocua karacaz. "Krk gn krk gece dn yapp muradmza ereceiz, bir de kerevet var, kacamz." "Sonra," diye srdrd Nilsu iinden. "Sonra, br eski karlarn gibi 'bir ocuklu dul' olarak yaayacam istanbul'un bir yannda ve sen, ara sra ocuumuzu tekneyle gezdireceksin, yannda yeni susamuru olacak."

Ayaa kalkp, pencerenin nne dikildi Nilsu. Nerede balar, nerede biter aklar? Herkes biliyor, kimse sylemiyor! Dnp Teoman'a sormak istedi. Sanki iindeki frtnay kusmak, btn eski yaralar kanatmak ve btn yollara dmek istiyordu. Belki de camlar krmak! ok istiyordu. Dnd. Ama Teoman yoktu. Biraz nce hemen yannda oturan, ona bir yeil susamuru olmasn neren Teoman yoktu. Yokluk duygusu aniden sonsuza dek iinden kamayaca, dar, derin bir kuyuya doru ekti onu. Yapayalnz dt. Bu dte ocukluunun, ilk genliinin btn lklar, teri, korkular ve karabasanlar vard. Elini uzattnda dokunmak, tutunmak, sevilmek istediinde, hi kimseyi bulamaynn bozgunu, yangn ve frtnas vard, ihanetin, en yaknnn yalannn, ayrln, dost bozumunun ve aresizliin ilk tokalyla yanml vard, yanaklarnda, gzlerinde ve koltuk altlarnda. Burnu szlad. d... "Teo?" Ses yok! "Gitti," diye dnd Nilsu. "Gitti..." Kollan dt, ba dnd, kendini byle halsiz hissettiine ok bozuldu, kt diye yere kt. "Nil?" Elinde bir kitapla yatak odasndan koarak geldi Teoman. Kitab brakp yere oturdu, Nilsu'yu kucaklad. "Nen var Nil Sultan? iyi misin? Sarl bana Nil, haydi sevgilim ..." Gzlklerini kard, masaya koydu, usul usul pt Nilsu'yu. ok sevindiini hissetti. Bir tek bunu duydu Nilsu. Terk edilmedii iin mi, Teo'yu sevdii iin mi: bilemedi. Tutunur gibi sarld Teoman'a. Bebeklerin minik elleriyle smsk kavrayp, asla brakmadklar yetikin parmaklar gibi, kuvvetle sarld ona. "Ben," dedi Teoman. "Ben gitmem." Gzleri dolmutu. "Beni hep kadnlar terk eder. Ben yapamam, gnlm el vermez." Sustu, iini ekti. "lker'i benim terk ettiimi sananlar aldamyor. lker oktan beni brakmt. O, uzun zaman nce beni zel yaamndan atmt... Hani merak ediyordun ya, neden benim gibi birini terk eder kadnlar diye. Onlar, beni sorumsuz bulurlar. 'Bir trl bymek istemediimi' syleyip sularlar. Ve terk ederler. Ben gitmem! ..." Korktu Nilsu. Belki de bu kez terk edemeyeceinden korktu. "Ben gitsem bile, ancak bir iir getirmeye giderim," diyerek uzand, yatak odasndan getirdii kitab verdi Nilsu'ya. "Doksan yedinci sayfadaki 'Yitik Kaynak' iirini oku bir ara, olur mu?" dedi.

"Gen bir airdi, intihar etti!..." Sarldlar. abucak uyudu, uykuya kat Nilsu. Gece yarsn saat gee uyandnda, Teoman ona geceliini giydirmi, yataklarna yatrmt oktan. Hemen yannda, kk horultularla uyuyordu kendisi de. Kalkt Nilsu. Ayaklarnn ucuna basarak oturma odasna geti. Masa lambasn yakp doksan yedinci sayfay yeniden at. "Unutu bir kaynak olmal Yeni'yi her an'a yaymak iin 240 Bana ben bir kaynak ;, Gryorum ge, kym ok yakn! Biliyorum artk mut uzakln Sen yzm gtrmyorsun Kendi gzn bile! Gerek bilirsin, diliyoruz, Dz, eri, apraz ya da deirmi. Gzeldir aa k yrein, Sen bil ki, ben de seveyim."1 17 Neyyire Gm'n kap zilini aldklarnda, Teoman'n heyecanl olduu apakt. "Beni arad Nil!" demiti sevinle. "Beni N.G. arad ve yemee davet etti. Senden sz edince, seni de getirmemi istedi." Son zamanlarda, yeni bir edebiyat dl alan Neyyire Gm'n eski kitaplar yeniden baslm, ad yeniden gazete ve dergilerde grlmeye balamt. Piyasada bulunan tm kitaplarndan er tane alan Teoman, onlar tek tek kendisi, Deniz ve Alican iin imzalatmay planlyordu. Souka saylabilecek bir ifadeyle at Neyyire Gm. Yznde sevgisizlikten mi, yoksa mesafeli olmaktan m, ilk bakta anlalmayan bir durgunluk, bir umursamazlk vard. "Hogeldiniz," dedi elini uzatrken, insanlar daima kendi istedii gibi grmek eilimindeki Teoman'n bu yzden Neyyire Gm'n elik baklaryla medii besbelliydi. Neeyle glms-yordu. 1. Nilgn Marmara "ite Neyyire Hanm, size szn ettiim kadn bu: Sevgilim Nil!" Gzlerinden hayranlk akarak, Nilsu'yu tantrd. Kitaplarndan tand o ince, hareketli ve hnzr yrek yerine, souk, mesafeli, orta yal bir kadnla karlamaktan, yeterince hayal krklna urayan Nilsu, Teoman'n heyecanndan rahatsz oldu. Ben sana olmalym

"Heyecanlarnn, taknla dnmesini nlemiyor bu adam!" diye bozuldu. "Merhaba efendim, ben Nilsu Baran!" diye, dzeltti sert bir sesle. "Bunu daha ok beendim," dedi Neyyire Gm. Nilsu'nun elini skarken. Elleri lk ve samimiydi. Salon tpk Teoman'n anlatt gibiydi, ne eksik, ne fazla! Nane, yine kanepede, ayn yerde gepgevek uzanyordu. Onlar grnce ban kaldrd, mahmur mahmur bakt, havay koklad. Gerindi, her bacan uzun uzun uzatt. Kalkt ve yere atlad. Gidip Nilsu'nun bacaklarn koklamaya balad. "Nane, kadnlara baylr," dedi N.G. Sesinde yle doal, yle rahat bir ifade vard ki, Nane'nin kediden ok, kadnlara dkn yal, tombul bir erkek karakter olduunu, tartmasz kabullenmek zorunda kaldlar. Homurtuya benzer mrltlarla Nilsu'nun ayaklar dibinde uzanp, uyumaya balad Nane. "Benim de Elvis adnda bir kedim vard, sarmand," dedi Nilsu. ,. "Beni terk etti!" Sesinde kabullenmi bir ton vard. "Benim hi kedim olmad, beraber olduum kadnlar, annem de dahil, kedi sevmezlerdi," diye atld Teoman. "Sahi Nil, bir kedi alalm m? Evimizde eksik olan en nemli ey, bir kedi yavrusu, deil mi?..." grltl bir kahkaha att. iki kadn kaygl gzlerle baktlar. Havada buluan baklar, onu hogryle karlamaya karar verdi; sustular. "Annen kedileri pek sevmezdi Teoman. ok titiz bir kadnd Cahide. Hayvanlarn hastalk tayacandan korkar, hayvanlarla har neir olduum iin bana kzard." "Ah, evet," dedi, ayn geveklikle glerek Teoman. "Ama, Nergis de, ben de, yle sk grip olur, yle ok zerdik ki annemi, sanrm ev-hayvanlarmz olsayd bile, onlar isiz kalacakt, hah hahh ha!..." IYS16 241 \ Onu daha nce, hi bu ruh halinde ve tavr iinde grmediini dnyordu Nilsu. "Kk bir olan ocuuyken, annesinin yannda, byle biriydi herhalde..." "Sizin iin, Buhara pilav yaptm. Biraz salata ve birka souk meze. Ak bfe gibi bir

ey. Gidip mutfaktan alabilirsiniz. Soutulmu, bir ie iyi arabm da var." Mutfak neredeyse plakt. Hemen her ey ustaca dolaplara gizlenmi, mutfak masas zerindeki meyveler, yapayalnz kalmlard. Peykenin zerine dizili tabaklarda souk mezeler, ince porselen tabaklar, atal, bak vard, iri bir cam ksede, nefis bir geveklikle yaylm sebzeli pilavn tereya kokusu, nlenemez itah lklary-la, davetkr oturuyordu onlarn yan banda. "Neyyire Gm'n Buhara pilav mehurdur Nil! Annem ne zaman piirse, mutlaka ortak pilav anlarn anlatrd uzun uzun. Ne gnlerdi be!..." Keyifle bir sigara karm, akman aryordu konuurken. Aniden N.G.'nin evinde sigara iilmediini anmsad, abucak saklad sigaray. Onu ilk kez, sigarasn imeden cebine koyarken gren Nilsu'nn aknl artt. Teoman'n Neyyire Gm'ten ekindiini dnd. Beriki, annesinin mutfanda yemek attran haar bir olan ocuu keyfiyle, neeli sesler kartarak, taban doldurmaya koyuldu. Hemen ardndan, soutulmu arap iesini buzdolabndan kartan Neyyire Gm'le gz gze gelen Nilsu, bu kez onun gzlerindeki zlm buz paralarna ve sevecen sabr izgilerine rastlad. "Beyaz arap sever misin Nilsu?" Sesinde yumuak ve ekerli bir tat vard imdi. Birden, Neyyire Gm'n hi ocuu olmad sansna kapld Nilsu. O, hi anne olmam bir kadnd! "Selen gibi," diye dnd. "Belki, benim gibi... Anne olmadan lmek, bir kadn iin biyolojik bir eksiklik yaratr m acaba? Yoksa bu, hi yumurtlamam bir tavuk gibi, rahat ve keyifli..." Glmeye balad Nilsu. Kendini, Selen'i ve Neyyire Gm' keyifli tavuk gibi grm, neeli bir izgi film izler gibi, elenmiti. Gl, sessizlikte yayld, Teoman'la, Neyyire Gm ona hayretle baktlar. Sulu sulu kalarn kaldrp glmsedi Nilsu. "u sizin Elvis," dedi Neyyire Gm, arap servisi yaparken: "Sizi terk eden kediniz... Beni dndryor. Evini terk eden kedi olmaz sanyorum. "Kediler evlerine sadktr! Sakn siz onu terk etmi olmayas-nz?" "Beni snyor olmal," diye dnd Nilsu, yldrm hzyla. "Bandan beri, beni snyor!" "Bir bakma, yle oldu," dedi, can skkn bir sesle.

Ellerinde tka basa dolu tabaklaryla, salona getiler. Koltuklara oturup, beyaz araplarn yudumlayarak, yiyeceklerini attrmaya baladlar. "Jan Garbarek'in mziini seviyor musunuz Neyyire Hanm?" "Bu da nereden kt?" bakyla Teoman'a dnen Neyyire Gm, onun yznde, konuyu deitirmek gerekliliine dair tehlike sinyalleri grd. Hemen anlad. "Festivale gelmi olduunu duydum, ama dorusu hi dinlemedim, Teoman." "Mthi bir mzisyen, size kasedini alaym, bir tann..." "Sevinirim," dedi Neyyire Gm, arabn yudumlarken. "Norveli olmal? Yanlyor muyum?" "Galiba, evet evet, kuzeyden bir yerden." "Biliyor musunuz ocuklar?" Heyecanlanm, sanki sevdii bir konuda konumaya hazrlanr gibi ikisine birden hitap etmiti N.G. "Bu Vikingler lem insanlardr. U harfini olarak okur, O harfini de, U diye telaffuz ederler. Bu arada J'ler Y olmutur. Yani sizin Jan Garbarek, orada Yan Garbarek'tir. Sonra Knut Hamsun, Knt Hamsn, Liv Ullman da, Liv llman'dr." "Ah, bakn bu ok houma gitti," diye laf yetitirdi Teoman. Az dolu dolu, sevildiinden emin bir keyifle. "O vakit 'kur yapmak', Norvee okununca, 'kr yapmak', tutmak, ttmek, sulu, sulu oluyor... Ne komik yahu, hah hah ha!..." Teoman'n bu yeni yzn, hi sevmediini dnd yeniden 243 Nilsu. Tek kelimeyle, berbatt! Ama N.G., bir eit sevgiyle hogr gsteriyor, efkatle bakyordu Teoman'a. 44 "Onu olu yerine koyuyor, hi domam olu yerine..." diye dnd.

"Teo'ya gelince, o oktan N.G.'yi annesi sanyor. Tanrm, ne iliki bunlarnki byle..." incecik bir elektrik tad duydu dilinde Nilsu. Selen'e ilk rastladnda ve Deniz'le tantnda duyduuna benzer bir tat! nlemeye, kontrol etmeye alt, ama baaramad. Kekremsi tat, iyice yayld azna, midesi ekimi gibi yanmaya balad. Oysa, henz yemee balam, ok az arap imiti. Bu... olsa olsa 'kskan-mak't!

O anda Nilsu'nn ayaklan dibinde ml ml uyuyan Nane, ine batm gibi, srayarak uyand, fkeli gzlerle evresine baknp homurdand. "Karabasan olmal!" diye aklad Neyyire Gm. "ok yemek yiyince, rahatsz oluyor tabii." "Kedilerin karabasan da, alnm cier ya da bo bir ev olsa gerek, deil mi, ha? Hah hah ha!..." ok eleniyordu Teoman. "Anlad," diye dnd Nilsu. "Nane anlad!..." Yrek atlarnn hzlandn hissetti. Kskanlkla, nazar arasnda benzer bir kimya olduunu anlatmt birisi, ikisi de negatif elektronlar saar evreye. Tek fark, birincisi sahibine, ikincisi yneltildii kiiye zarar verir, demiti. "Kimdi bunu syleyen? Hakan m, Selen mi, anneannem mi?" Nane, tyleri diken diken olmu, yz arplm ekilde ayaa kalkt, homurdanarak Nilsu'ya yaklat, ayaklarn koklad onun. 1 ok huzursuz olduu besbelli, sylenerek uzaklat sonra. Gidip onu ilk grdkleri kanepenin zerine kt ve ok titremeli bir uykuya dald. "Babam, renkli kedilerin dii olduunu sylerdi," dedi Nilsu, neden bunu sylediini bir trl anlamadan. "Babanz hakl, renkli kediler diidir!" diye onaylad N.G. Akamn geri kalan ksm daha iyi geti; arap, damarlarna ate gibi yaylm, gevemi, Teoman'n takn glleri ve esprilerine almlard. i ' Yllar nce, Oslo'da yaplan bir yazarlar toplantsnda tant Norveli bir yazarla, yaad dostluu anlatt N.G. Bunun bir ak hikyesi olduunu hemen anlad brleri. Artk Nilsu'nun grmeyi umduu 'yazar Neyyire Gm'e dair gl ipular veren N.G., dudak kvrmlarnda, hnzr bir gl, sesinde, ince bir alay ve devi-nimindeki dii almllkla anlatyor, Teoman kahkahalar atyor, Nilsu dinliyor, soruyor ve dnyordu. "Hi iskandinav tanmadm ben," dedi Nilsu. "Ah," dedi N.G. glerek. "iyi yrekli, ekingen, iri yar Viking kalntlardrlar. Souk ve karanlk yzyllarn dondurduu yreklerini, alkolle ykarlar, ama bunun pek ie yaramadn da, en ok kendileri bilirler." Teoman'a dnd sonra:

"Jan Garbarek yok ama, Edvard Grieg var. Per Gynt'e ne dersin?" Kalkp, salonun bir ucuna yerletirilmi bir pikaba, Edvard Grieg pla koymak iin, yanlarndan uzaklat. Onun uzaklatn frsat bilen Teoman, cebinden bir kt paras kartt telala. Kopya eken kk rencilerin heyecanyla, acele bir eyler yazd kda ve Nilsu'ya uzatt hnzrca. "Hi iskandinav tanmam ama Trkiyeli bir susamuru tanyor ite!" "Kim?" arkas hl onlara dnk, Grieg'i pikaba yerletiren N.G. sordu: "Kim?" "Nil!" dedi Teoman. "Nilsu Baran," diye dzeltti, yzndeki o tuhaf ocuksu ifadeyi soyunmadan. Onu ocukken tanmaktan holanmayacana karar verdi Nilsu. Ne babasnn, ne de Selen'in, ne de Mike'n ocukluunu biliyordu... "Hayr," dedi N.G., "Susamuru olan kim?" "Tabii ki ben!" dedi Teoman. Bunu, ikisi arasnda bir ak oyunu olarak deerlendirdi. N.G. sustu. Per Gynt balad. de, btn kulaklaryla Grieg'i dinlediler, araplarn itiler. Cebindeki ktta ne yazl olduunu mthi merak eden Nilsu, bu ocuksu entrikann iinde olmaktan tuhaf bir zevk aldn duyumsad. Cem'i dnd birden, ocukken onunla oynadklar oyunlar ve yalnz ikisi arasnda kalan ocuksu srlar... Cem bur-246 nunda ttt... "Hayret," dedi Teoman'a: "Cem'i zledim aniden!" sesinde, sevinli bir aknlk vard. Teoman'n getirdii kitaplar imzalayan N.G. ban kaldrmadan sordu: "Cem de bir susamuru mu?" "Hayr, imdilik bir tek ben susamuruyum," diye iini ekti Teoman. "Yeil," diye ekledi Nilsu glerek - "Yeil susamuru, evreci bir grubun sembol falan olmal," diye mrldand N.G., kitap imzalamay srdrerek. "ye olmak iin, ille de k olmak art m?" Teoman Nilsu'ya abucak gz krpt. "Elbette efendim, yeile sevdalanmak art!" "Anlamtm" dedi N.G. Bir saat sonra artk eve dnmek iin izin istediler. Onlar yolcu etmek iin kapya kan N.G. "Teoman!" dedi. Hl glmseyen Teoman

N.G'ye dnd. "Buyrun efendim?" "Seni bu gece davet etmemin" - sizi - diye dzeltti - "en nemli nedeni, sana bir ey sylemekti." Tpk kapy atndaki gibi ciddi, souk, mesafeli bir kadnd imdi N.G. "Annenin mektuplar... Onlarn tmn yaktm Teoman!" "Teo, iyi misin sen?" Hayr, berbat grnyordu. Baca gibi tterek sigara iiyordu. 247 "Annemin mektuplarn yakm!" dedi, inleyerek. "Nasl yapar bu-n... Hakk var myd bunu yapmaya?" "Ama mektuplar onundu," diye dnd Nilsu. Sustu yine de. "Ona kzyorum N, ok kzyorum!..." "abuk sevenler, abucak kan snanlar byledir; abucak da brakrlar..." "Ama," dedi. "Ama o mektuplar okuyan ve bilen tek kii, yine de o!" Sesinde hogrye davet eden bir yumuaklk, sonradan ekerlendirilmi bir tatllk vard. "Ben annemin el yazsn grerek okuyacaktm, dokunacaktm o sayfalara, koklayacaktm ktlar, ben annemle buluacaktm o mektuplarda... Hakszlk bu, hakszlk NlL!" Bir insana asla ulalamayacak anlar vardr. Kim olduu, neyiniz, nasl biri olduu hi nemli deildir. Gidilen btn yollar, girilen btn kaplar, grnen btn perdeleri kapaldr, kimse aamaz! Onu yalnz brakt Nilsu. En ok yalnz kalan, kendisiydi.' 18 "Neden kedi seven/Bir insan/olduumu/Biliyorum da/Kedisiz ve sevgisiz/Getiriyorum/Yaadm gnlerin/Yaprak dken sonunu?"' Cebindeki kd tekrar katlayp saklad Nilsu. Kedi alacaklard, renkli dii bir kedi yavrusu. "Adm Grieg koyarz," dedi, belli belirsiz bir neeyle.

lifletin Altok 19 "Aloo Nil, sen misin? Ne yapyorsun bilmiyorum, ama brak ve bana gel, ltfen hemen imdi..." "Ne var Teo? Ne oldu Allah akna?" "Sorma, atla bana gel, n'oolur Nil!" Sesi ok mutsuz, kederli, alamaklyd. Onu yarm saat sonra parti lokalinde buldu Nil. Sabahn onunda rak iiyor, baca gibi ttyordu. Oysa geceleri ierdi ancak. Nilsu'yu grnce omuzlan kt, inleyerek konutu. "Cemal Sreya ld Nil!" ok zld Nilsu. 'Ne zaman, nasl?' Teoman nne onun iirlerini dizmi, yas tutmak iin 'biraz iir, biraz rak' trenine balamt bile. "Oku Nil!" gazetede lm haberiyle yaymlanm son iirini uzatt nne: . bu da oldu ite , biliyorum tanrm ,: c. , 4 "lyorum tanrm ?. , ( . *

her lm erken lmdr \

ama ayrca aldn u hayat fena deildir ,?,.-'.. st kalsn"

*, ,',

Aslnda hi de samimi bir dostu olmayan bir airin lmyle y-klndaki itenlik, bu lmn acsna tuhaf bir tat katmt, Nil-su'nun yreinde. Geenlerde Beckett'e de zlmt gnlerce. "Bunu byle yayor o! Ne kimseye gsteri olsun diye, ne birisi etkilensin diye... Nasl da itenlikle seviyor yaam ve gzellikleri..." "Hastayd ama sanki lme kafa tutuyordu Nil!... Bu da bir intihar ekli saylmaz m?" Sesindeki teselliye ak kaplar vard, birinden ieri dald Nilsu. "Gel," dedi elini tutup,

"Gel gidelim, dolaalm biraz Teo." Kk bir olan ocuu gibi itaatkr, beceriksiz, kalkt masadan Teoman, ktlar. Gn boyu aylaklk ettiler, okulu krm ocuklar gibi dolatlar avare avare. Vapura bindiler, hi st ste yemedikleri, koshelva, kokore, midye yediler, havu, portakal, nar suyu, stne sahlep itiler, soukta dler. "Onun yeri nemliydi Nil," diyordu Teoman. "Zeki, ince ve hnzrd o..." Sr verir gibi yaklat. "Annemin lmnden sonra yazdm birka iiri yolladmda, bana mektup yazp iirlerimi desteklemi ve beni 'muzr' bulmutu." Gzleri doldu yeniden. Teoman'n iir yazdn ilk kez duyuyordu Nilsu. "imdi tek ahidim de yok oldu N!" Biraz hayal krklna uramt Nilsu. Dzeltmek iin debelendi br. "Yani, iyi iir yazdm dnen, iyi bir air ld!" "Bover," diye teselli etti kendini Nilsu. "Onun bu byk bencilliine karn, yine de, zel olduu yanlar var." Daha nce hi gitmedikleri, berbat grnl bir Beyolu meyhanesinde buldular kendilerini. ok mlerdi. ieride baka kadn yoktu, sonra baka kadnlar da geldiler. Gelenler ucuz fahielerdi. "Hem mezeler, hem insanlar onuncu snf burada!" dedi Teoman bararak. Can 'hr' kartmak istiyordu besbelli. Kimse ciddiye almad Teoman', iyice sarho oldu, "insan annesi iin iir yazmal; hi deilse hayatnda bir kez!" diye syleniyordu. Sesi, alayan bir insan sesi, yz, glmeye hazr bir baka insan yzyd. "u iirleri," dedi Nilsu: "Onlar bana da okutur musun?" "Dalga m geiyorsun Nil? Anlattm ya!" "Neyi anlattn?" "Sen sarhosun kzm, sylenenleri kavrayamyorsun artk..." ''" Gld Nilsu. Evet, galiba kendisi de sarho oluyordu. Kendi snrlarna dayandklarnda, bir taksiye atlayp, eve doru yollandlar. Snra varmadan, iki kez kusmu, birbirine bulam iirler geveleyip, mutsuzluk lklaryla gkyzn yrtnt Teoman. Onu daha nce hi byle darmadank grmeyen Nilsu, yapabilecei tek eyin, onu toparlayp, uyutmak olduuna karar vermiti. Glkle eve girebildiklerinde, soyunup, yataa uzanmasna yardm etti, uyuyana dek banda bekledi Nilsu. Uzun srmedi!

Ertesi sabah uyandklarnda, ikisi de hastayd. Yiyip itikleri her ey onlara ihanet etmi, biraz da tmlerdi. Teoman, hastaland iin evde kalacana deta sevinirken, Nilsu neredeyse srklenerek ie gitmeye hazrlanyordu. Ac kahvelerini st ste iip, inler gibi konutular. Tam evden karken dnd ve sordu Nilsu: "Kuzum Teo, u iirler, hani annen iin yazdklarn, bana da okutur musun?" "Ne laf anlamaz kzsn sen!" diye homurdand Teoman. "Dn de syledim ya, o iirlerin tmn Cemal Sreya'ya yollamtm ve baka kopyalar yoktu!" I 249 250 20 "Mektup, bir hayat biimidir!" demiti. "Yirmi birinci yzylda mektup yazmak, yaantmzdan tamamen ekip gidecek. Kimsenin mektuplara ayracak vakti kalmad. Fakslar, telefonlar, modemler... (Henz e-posta girmemiti yaamlara) Bir de kartpostallar var, arkalarna bir iki satr iziktirilmi, renkli kartpostallar... Yalan m?" Yeni tantklarnda, uzun uzun 'mektup' zerine konuan, heyecanla mektuplamay savunan Teoman'n adna, hemen hemen hi mektup gelmeyiini ilgin buluyordu Nilsu. Dergi, kitap ve bror dnda, Teoman'a postadan gelen zarflarda makbuz ya da resmi yazlar oluyordu. Belki de, sakl tuttuu bir posta kutusu vard? Belki atlye veya parti adresine gelen mektuplar eve getirmiyordu? ... Eski bir sevgilisi, kim bilir, siyasi arkadalar falan... Birileri vard elbet, yazp, mektuplat... Oysa Selen'le yazmasn, uzun uzun mektuplamalarn sevgiyle destekliyor, iki kadnn iten bir yazl dostluu srdrmelerinden heyecanlanyordu. Peki neden, pratikte ilgisizdi mektuplamaya? "Sana bir mektup var Nilsu!" Elinde, yeil bir zarf, yznde tuhaf, biraz alayc bir glle odasna giren Hakan, ona istanbul'dan postalanm bir mektup uzattnda, telepatinin gcne bir kez daha inanan Nilsu abucak toparland ve zarf ald.

Yeil zarfn zeri, ocuksu denebilecek ieklerle sslenmiti ama yine de el yazsnn Teoman'a ait olduu besbelliydi. Glmsedi Nilsu. "Sevgililerinin zerine kuma m getiriyorsun artk?" Hakan'n sesindeki sitemli inelerden incindi Nilsu. "Biz seninle yalnzca i ortayz Hakan!" dedi. Sesi yle sert ve katyd ki, kendisi bile irkildi. Teslim olur gibi, ellerini havaya kaldrd Hakan: ,, "aka yapmtm Nilsu, akayd!" dedi, bir kolunu uzatp, Nil-su'nun srtn svazlad dosta. "Teoman' bu kadar sevdiini bilmiyordum. Sevindim, inan ki, ok sevindim. En ok senin iin..." Odadan karken dnd, biraz alnm bir sesle ekledi: "Biz yalnzca proje orta deiliz. Arkadaz, ayn zamanda; ben yle sanyorum." Ayr ayr, ayn konkura hazrlandklarn Teoman ve Nergis'ten rendiklerinde, yine iki kardein tevikiyle, ayn konkura birlikte katlmaya karar vermilerdi. Nilsu akamlar kendi iinden knca Hakan'n brosuna gidiyor, birlikte alyorlard. Mesafeli ve dosta tutumunu son derece iyi ayarlayan Hakan, Nergis'le birlikte yaamaya balayal beri, daha ar, daha yetikin bir tavr edinmiti. Belki ikisinin de yeni ilikilerinde olgunlamasnn etkisiyle, adn koymadan 'srekli birlikte almak nasl olur?' diye dndryordu onlar, ikisi de bunu belli etmediklerini san-salar da, buradakiler ve evdekiler oktan hissetmilerdi. "Gidip Hakan'dan zr dilemeliyim," diye dnd Nilsu. Ama yeil zarfa takld gz. Ayn kentte yaayan, ayn evi paylat sevgilisi, ona mektup yolluyordu... "Olacak ey mi?" diye gld. "Olur, Teo'dan beklenir," dedi, gururlu bir sevinle. Zarf aarken heyecanland. ieklerle kenar ss yaplm, yeil bir kt kmt karsna. "N, nsan sevdii kadnlara iir yazmal. Annem iin yazdklarm yok artk, ama sana, bir airin, kars iin yazd iiri yollamaya karar verdim. Okur musun? 'Seni sonsuz biimde buldum o biimi almtn/sandvilerle, kt ehirle, terle babaa kalmtn/yrd stne herkesin neonu, herkesin babaannesi/herkesin en eski olan kk, en eski hanesi/Yeili bozup suya evirdin, akam sonsuz uzattn/ne buldunsa o akama uygun, ne buldunsa ona kattn//(...) Sen bir atmacann en uzun

lsn her trl gkte/g byttn, otobsleri aldn, ehirleri ufalttn// (...) seversin diye sylerim her eyi, sana uygun olsun/nk her eyin birbirine uygununu sen bulursun!l gel ellerini ver en gzel ellerini yle/ruhum, ate yreim, kokum, birlikte yle'1 252 Ben, sana byle iirler yazamam belki, ama okurum. Nil, evlenip oluk ocua karalm m kz?" 21 Nisan 10. 1990 istanbul. Sevgili Selen, ;,

Sana bundan sonra bir daha mektup yazmayacam hissediyorum. Seni sevmediim, senden bktm iin deil! Keke seni sevdiim kadar, kendimi sevebilseydim... Ama yapamyorum! Her eyi baarabilen ben, kendimi sevmeyi beceremiyorum... Yaantmn bir haritasn kartp nme koyduumda, btn yanllar anneme, babama, babamn sevgilisine, kendi ilk ve son sevgilime yklememin, bir yetersizlik belirtisi olduuna karar veriyorum. Annesi ve babas boanp, ayn ayr evlenen, ilk sevgilisi intihar eden milyonlarca insan olduunu dnyorum. Ama bunun glgesinde hastalkl ve solgun yaamann bunca yaygn olduunu sanmyorum. stelik benim durumumdaki herkesin, bencileyin ansl olduuna da inanmyorum. Babamn, senin, Mike'n bana rettikleriniz, imdi de Teo'nun usanmadan beni iyiletirmeye almas, beni bir bakma asla deyemeyeceim, byk borlar altnda brakt, brakyor, brakacak. Bouluyorum... Ne istediimi bilmediimi syleyemem. nk pratikte ne istediimi bildiim apak, isteyerek setiim ve baarl olduum bir mesleim (Hakan'la ortak olduk, artk patron saylrm; ne grgr!) yine severek setiim bir sevgilim ve onunla iki yldr srdrdm bir ilikim var. Babamla buluuyorum ara sra. Cem, mecbur hizmet iin gittii Mersin'den sk sk aryor. Bunu, baarl bir erkein, iyi aile ilikileri\. Turgut Uyar ni korumas gerektiine inanarak yapsa bile, bir ekilde onunla balarmn tazelenmesi, houma gidiyor - bir kzlar oldu geen ay; hala oldum! - Sonra, ank bir kedimiz bile var! ad: Viking! renkli, alacal bir dii. Baka ne kald? Ha, evet Deniz ve Alican. Deniz AFS bursuyla Amerika'ya gitti bu yl. Annesi, Deniz'in kalp, orada renimini srdrmesini istiyormu. Eski solcu Zeynep'in, kzn 'kahrolsun Amerika'da okutmak isteyiine glyor Teo. Alican pek minik, ilkokula gidiyor. Onu grmeye giden babas. O henz bize gelemeyecek kadar kk... lker

yeniden evlendi ve bir bebek bekliyor. Teo'ya gelince, onun Yeil bir susamuru' olduuna inanyorum artk. O denli doal, enerjik ve saf... Bir susamuru kadar da sorumsuz! iyi ama, benim sorumlu bir 'sevgili' olduumu, kim iddia edebilir? Belki de, babamn yaamn boan 'ilevsel sorumluluktan'yoksun oluu, onu byle renkli klyor. Kim bilir, sen, babam yerine, Teo'yla ok daha mutlu olurdun? Teo da benim yerime senle? Kim bilir... Yaamn kimi yerlerinde, bir ine deliinden geiyor kii. Geebi-lirse ilerliyor, geemezse yerinde kalyor. Yerinde saymaksa, geri kalmak deil midir? Ben, o ine deliine sktm kaldm. Bedenim geti, geliti, bir kadn oldu ama, beynim hl bir ocuk beyni. Duygusal konularda, o ine deliine girdiim on drt yamn kontrolszl, yetersizlii ve aresizlii var ki, konumuma terslii giderek artan bir gdklk yaratyor yaantmda. nk bedenim bymesini bitirdi, yalanmaya balad artk -her biyolojik jenerasyonu 25 yl kabul edersek, oktan baladm yalanmaya-Benimkisi: uyumsuzluk! U.Y.U.M.S.U.Z.LU.K! Uyum-suzluk! Galiba sorun bu! Asla uyum Balayamyorum yaama. Yan bamda, alayarak hayatn pnarlarna akan bir erkek hayat yakalam, kuvvetlice kavram, bana sunuyor ve ben hibir eye uyum salayamyorum. Yapamyorum. Kafamn iinde, ou mutsuz resimler, gzm yumsam, yalnzlk lklar... Sevgiye doyamyorum. ok sevilsem; bouluyorum. inanszm! iki insann birbirini anlayacana, seveceine ve bir kadnla bir erkein ayn at altnda mutlu olabileceine inanszm. Oysa Teo'nun dedii gibi "yaadmz ann tadn karp, o ann sevgisini, dirimini ve inancn yakalasam..." Ah biryakalayabilsem!.. Ama iyileemiyorum. Hastaym! Bamn ii kurtlarla dolu. Bazen onlar grr gibi oluyorum. Beni yok edecekler... Senin sevdiin kedili iirin devamn yazyorum. Yllar nce/lm seen sevgilim/Bunca sevgisizlik iinde/iyi biliyordu/yetmeyeceini/iki kiinin birbirine/Bu yzden deinde/ lmle bulutu."' Sevgili Selen, hoakal! ^-A ; !< i

Nilsu. 22 "Partiden ayrlyorum Nil!"

; j!;';'"

Elinde eskimi deri antas ve antasna smayan yeni kitaplarla, frtna gibi girdi eve Teoman. arm bakt ona Nilsu. "Partiden ayrlmak sana yakyor," dedi, hnzr bir glmsemeyle "Altm ona," diye dnd sonra. "Bak, parti marti bana gre deil kzm! imdi, eer imdi bir ekoloji partisi kursam - nerdim ocuklara peimden gelecek ok kii var, u anda bile. nk hiziplemeden, apszlktan ve belirsizlikten bkanlar oald parti iinde." Soluk solua kalmt. Onun merdivenleri koarak ktn, yine asansre binmediini anlad Nilsu. ksrd uzun uzun. "Sigaray azaltmalym," dedi sylenerek Teoman. Son gnlerde sk sk, sigaray brakmaktan sz eder olmutu. "Baaramaz," diye dnd Nilsu. "Sigara, onun bir paras olmu; sanki gzlkleri, sanki kitaplar kadar, gnlk yaamnn paras olmu sigara. "Sonra sakalm, bym da keseceim." Sesinde bulac bir heyecan vard. "Zaten btn duygulan bulac bu adamn," diye glmsedi Nilsu. Glnde, aresizlikle kark bir zorlama vard. "Kktenci bir hareket gerekiyor Nil." Mutfaa geti ocaa su koydu. "Kahve ieceiz," dedi kendi kendine Nilsu. br, mutfaktan konumasn srdryordu. "imdi, bir enerji meselesidir gidiyor. Herkes, enerji problemine nasl zm bulacaz, yandk, battk diye, panikleniyor. Termik santrallere karyz diye ortaya kp yollara, kylere dyoruz ya; kendi partimiz iinde bile, bunu yalnzca falanca yere termik santral yaplmasn, filanca krfez kurtulsun sananlar var!" Teoman elinde iki bo fincan, kahve kavanozu ve ekerlii yerletirdii tepsiyle salona dndnde, Nilsu saatlerdir 'zemedii bir merdiven kompleksine' eilmi, kara kara dnyordu. "Oysa... oysa konu bu kadar basit deil. Bak sen anlarsn Nil, senin beynin, kafann iinde bir aksesuar deil... brleri; onlar zgr dnmeyi unutmular. Birbirlerinin dnceleriyle, baka birinin yorumlarn birletirip, 'kendi sentezlerini' retmiler yllardr. Bu sentezlerin kendilerine ait olduunu sanmlar! Hah ha! Gleyim bari..." Yeniden mutfaa gidip, iinde kaynam su olan aydanlkla geri dnd. Kendi fincanna iki, Nilsu'nunkine bir tatl ka kahve atp, kaynar suyu doldurdu fincanlara. "Benim altmn farknda bile deil," diye dnd Nilsu. Oysa brodaki telefonlardan kamak iin, erkenden eve dnp, Kemer'de ina edilecek yz yirmi yatakl bir resort otel projesi zerinde almay planlamt. Kendine ortak olmasn isteyen, hep onun gibi dinamik ve cretli bir mimarla beraber almay dlediini syleyen Hakan'd. Teklifini hep beraber Boaz'da yemek yedikleri bir akam masada yapmt.

"Gel beraber alalm, ortak olalm Nilsu." Nergis ve Teoman ok sevinmi, Nilsu'yu tevik etmilerdi. "Sen de gel, mhendislik yap Teo," dediinde, glmt Teoman. 1. Metin Altok "Ben sizler kadar ciddi deilim, rgtl, rgtsz muhalefet benim mesleim galiba..." demiti. Hakan'n orta olmann, sevgilisi olmaktan daha ok houna gideceini dnmt Nilsu. Baz insanlarla almak bal bana zevktir ama, onlarla baka ey yaplamaz. Ayrca artk bakalar iin deil, kendisi iin almak fikri de houna gitmiti. Biraz dnd Nilsu, on gn sonra, ortaklk teklifini kabul ettiinde, hep beraber onu kutlamaya gittiler. "Haydi ocuklar dansa gidelim," diye tutturdu Teoman. Yemekten sonra; ounluunu ilkgenliin oluturduu grltl bir disco'ya gittiler. Bol bol dans edip, gldler. O gece eve dndklerinde, Teoman, Nilsu'nun cann actarak seviti onunla, rseledi bedenini. Uyumadan nce kucaklad Nilsu'yu smsk; yine actt cann: "Siz... siz ikiniz dans ediyordunuz ve ben her eyi anladm," dedi. Sesinde krgnlk, sesinde keder vard. Sonra baygn der gibi pat diye uyudu. Bir daha da bunu hi amad, hi sormad. Deimedi tavr, baklar, scakl. Belki de tmden kovdu kuruntularn, tmden unuttu krgnln, kim bilir... Hi ama hi konumadlar bu konuda, ikisi de. Belki gerekten bitmi bir ilikinin imdiki zaman glgelemesine izin vermemek iin, bilinli olarak, belki de Nergis'i korumak iin, bilinsiz olarak... Ama sk sk, yeil mektubuna ne zaman yant yazacan sorar oldu. Evlilik iin dnmesi gerektiini syleyip, ardan alan Nilsu'yu acele karar vermeye zorlar gibiydi... Kahvesine hi eker koymadan, uzatt fincan Nilsu'ya, kendi fincanna iki kesmeeker att, grltl grltl kartrd. Bir eli ceketinin cebindeydi. "Sigara aryor," dedi Nilsu iinden. "Baaramayacak, brakamaz sigaray..." "Sorun filanca krfez, femekn koy sorunu deil ki Nil!" Kesinlikle dinlendiine, szlerinin takip edildiine gvenerek brakt yerden srdryordu konumasn. "Sorun enerji problemine nasl yaklaldyla ilgili. "Bak, dnyada bir gler dengesizlii var. Dnyann 1/5'i, btn besin

gereksinmesinin 3/5'ini tketiyor. Alktan kendi insanlar len Etiyopya, ingiltere'ye et satyor. Dire Dawa Et ilem irketi konserve et yapsn diye. isvire'de kii bana ulusal gelir yirmi bir Amerikan dolar, Nijerya'da yz altm sent, Trkiye'de bir nokta iki dolar. Yani, konuyu Gkova, Aliaa, Caretta caretta, Monakus mo-nakus olarak grmek, yalnzca at gzl takmak anlamna gelir." Kahvesini hprdeterek yudumlad. "Ne kadar doal, nasl da seviyor yaamay," diye dnd Nilsu. Onun fincan kavrayan ellerine, gzlkleri ardnda kslm gzlerine bakt. "Hayatn iinde, tam gbeinde duruyor ve yaamak, sevinli bir mecburiyet onun iin... O yaayacak!" dedi iinden. "Enerji gelimiliin bir kriteri mi acaba Nil? Neden nc dnya lkeleri, ille de birinci dnya lkelerinin yollarn takip etsin yani? Deil mi? Farkl bir byme modeliyle de gelimenin olas olduunu savunmak, neden hainlik, gericilik ya da topiklik olarak deerlendiriliyor? H?" "Okuyor ve dnyor! Onun yanda, ka kii byle..." diye dnd Nilsu. "Onu farkl klan zelliklerden biri de bu!" "Trkiye neden enerji sorununu gne, su, rzgrla zen ve retim-tketim politikasn buna gre dzenleyen bir lke olmasn?" Kahvesini itahla hprdetip, hl el yordamyla sigara ar- yordu. "Yani gelimilik bir sorun mu, yoksa bir zm olarak m nmze konuluyor? iyice grerek bakmal!" "topyac... ama neden olmasn?" diye geirdi iinden Nilsu. "topyac diye saldracaklar bana yine," dedi Teoman. Hl sigara aryordu. "Hayr, deilim! Bu konuda topik deilim. Yeni bir savla geliyorum, o kadar. Niin bir denklemin tek zm olduu ve bunu ille de batl bir matematikinin zebilecei saplants var?" Kalkt yerinden, sanki uykuda yrr gibi masann, kitapln zerinde ellerini dolatrp, sigara arad. Hi sigara imemi, bunu babasn taklit, annesini reddetmek iin, -zorlanmadan yapm olan Nilsu, Teoman'n bu bamlln tam anlamasa bile, hissediyordu. Ona sigaray brakmas iin hi bask yapmamt ama baz kereler, onunla pmenin, hi sigara imeyen birisi iin ok lezzetli olmadndan yaknmt, o kadar. Az bakmna itina gsterir olmutu Teoman, bu uyardan sonra. Evde, sabah-akam di fralad gibi, cebine de bir yolculuk fras ve macunu koymu, naneli gargara sular almt. "Sen bana, kendime zen gstermek, daha dzenli yaamak, sistemli almak gibi alkanlklar kazandryorsun N, bunlar da reterek deil, rnek olarak yapyorsun. Ben senin iin iki kez fazla di fralamm ok mu kz?" nndeki paftaya konsantre olmaya

IYS17 257' alt Nilsu. Merdivenleri brakp, Hakan'la iki gndr yerletire-medikleri, ark sistemini almaya karar verdi. 258 "Alternatif enerji konulu bir panel dzenliyorum haftaya. Btn dndklerimi ak ak anlatacam orada." Hayr, Teoman varken almak olanakszd. imdi de antasndan imanca bir dosya kartt, iinden baz ktlar ald, bazlar yere dtler, aldrmad, heyecanla elindeki ktlar okumaya balad. "Gelimekte olan lkelerde, politika belirleyici enerji modelleri." Nilsu'ya bakt. Yznde 'aferin' bekleyen bir ocuk ifadesi vard. "Bu kadar dank ve kark almasna karn, nasl olup da aradklarn abucak buluyor?" diye ard Nilsu. "Bence enerji kullanm sosyal amalara ulamak iin bir aratr. Kendi bana bir ama olamaz - byle diyorum konumamda. Ayrca doa, teknoloji ve toplum zellikleri, karlatrmal almalarla incelenip, her lke ve toplum yararna, bir enerji gereksinimi haritas izilmelidir." ine batm gibi frlad ucuna ilitii sandalyeden, antasn kartrmaya balad. Arkas dnk, hafife eilmi halde srdrd szlerini. "Enerji politikalarn kim yapyor? H? Kim? Karar verici gler! "Peki enerji politikas, karlarn cirit att, 'sekin' ve 'zel' bir konuma dntrlp kiisel tercih ve amalarn younlat bir sektr haline dnrse, ne olur?" Teoman'n sanat ve politika konularnda sk sk monologlara girdiini bilen Nilsu, rapidosunun kapan kapatp, masaya brak-* ti. "Evet, Hakan hakl, bilgisayar ve plotter'la proje izimine balamam gerek," diye dnd, ! " nemli enerji-ekonomi modeli sunacam onlara. 'Kendi

kendine yetme modeli' ok yaratacak, ama olsun... Uyuyanlar uyandrmal, sk sk ok yaratarak..." "Kimin umurundaki bunlar?" Biraz acyarak bakt ona Nilsu. "Yahu Nil, hi sigara yok mu bu evde be!" 23 Yaantsnn ocukluktan sonraki 'kendine ait' yllarn yalnz yaayarak geirenler, daha sonra en uyumlu, en heyecanl ve verimli bir beraber yaamda bile,

yalnzlklarn zlerler. Bunun, birlikte olunan kadn/erkekle hi ilgisi olmad, tamamen kiisel bir gereksinme, alkanlk ve durum olduunu, ancak bilenler anlarlar. Anneannesi ve Mike'la geen lise yllarndan sonra, niversite rencisiyken kz arkadalaryla paylat ilk evi ve ardndan tek bana yaad, imdi Teoman'la birlikte oturduu evi dnnce, Nilsu'nun aslnda, annesiyle babasnn evi terk ettikleri o yazdan beri yalnz yaad sylenebilir. nk ne Selen'le, ne Mike'la, ne de babasyla, dzenli bir ilikisi olmu, akamlarn, gece ve sabahlarn bir bana geirmi, kararlarn kendisi vermi, kbus, korku ve skntlarn tek bana yaamt. imdi Teoman'n scak, drst ve heyecanl elleri, gzleri, sesi ve yreiyle gelip, yerletii hayatnn, tm albenisine karn, zaman zaman yalnz kalmay, sessizliin grltsn dinlemeyi, kimsesizliin sszlnda yrmeyi zlyordu Nilsu. Bunu yanl anlayacandan ekindii iin, bu anlamda yalnzl tatmam, ii kalabalk, kahkahas grltl, neesi ve heyecanlarn bulatracak birine gereksinen Teoman'a hi alamyordu. Son zamanlarda, partiden ayrlmak ve Greenpeace tipinde, gnll bir rgt kurmak iin kollan svayan Teoman, zaten bambaka bir boyutta yayordu. Onun Yeiller Partisi'nden ayrlma karar, kimi partilileri pek sevindirmi, kimilerinin de 'yazk oldu' yorumuna yol amt. Ardndan istifa edecei sylenen birka nemli partilinin ad da, fslt gazetesinde, ba sayfadayd. Particilik yerine, gnll rgtlk yapmann gereklilii zerine ateli tartmalar yaratan ve ardndan, zellikle genlerden oluan kalabalk bir grubu hareketlendiren Teoman, yeni grubun adn Greenhope: Yeilumut olarak lanse etmiti bile. 259 Basnda sk sk Greenhope rgtyle ilgili haberler yer alyor, bilenler Teoman Ertan' artk sakalsz, byksz ve gzlksz (drt 260 derece miyop lens takyordu) fotoraflarndan tanmakta glk ekiyorlard. Btn bu deiiklikler, hi yalanmayacak bir yrekle iddial bir maratonu koarcasna yaayan Teoman', daha da genletirmi, yaama sevincini al al alayarak oaltmt. Kimine gre, onun anarist ruhunu ateleyen, bylesi kktenci bir devinime yol aan Nilsu'ydu. Kimine gre Nilsu olmasa da, Teoman'n 'vakti' gelmiti... "Sende bir tuhaflk var Nilsu. Son zamanlarda durgunlatn, dalgnsn... Teoman' tanmasam mutsuzsun diyeceim... ok almaktan olmasn? Bana bak, srmenaj falan? Rengin solgun, itahn yok, git dinlen biraz, n'oolur ha?"

Kemer'de yaplacak yz yirmi yatakl resort otelinin projesini tamamlayp, teslim eden Nilsu, Hakan'n srarlar sonunda bir hafta tatil yapmaya ikna olmutu. Eve erken dnp, Teoman'a, biraz yalnz kalmay, yalnz bir tatile kmay planladn sylemek istemiti ama evde kimse yoktu. Uzun sredir ilk kez evde yalnz kalyordu ve bunun tadn kartmak istedi, nce bir du yapt. Ama du yaparken Teoman' dndn ayrmsad. "Milan Kundera, bir romannda ek doktorlarn du yaparken iediklerini yazmt Nil, acaba Trkiyeli doktorlar da yle mi yapyor?" Kanepeye uzanp, zml kek yiyerek, duvarlar seyretmeyi denedi, ama duvarlarda, Teoman'n annesinin evinden getirdii Erol Akyava ve Hayati Misman resimlerine takld gz. Yatak odasna geti ve giyinmek iin elbise dolabn at. Dolapta ilk olarak, Teoman'n ktphaneye smad iin, buraya yd kitaplar ve st ste dizilmi olduu halde, dank grnen kazaklarn grd. Yzkoyun yataa uzand ve artk bu evde yalnz kalmasnn olanaksz olduunu anlad. Hznlendi, ama keyif aldna da gizleyemedi kendinden... "Demek bu!" diye dnd. "Birbirini sevse ve iyi anlasa da, bir kadnla bir erkein birbirine mahkmiyeti bu, demek ki... Monogaminin en iyi rnei, en heyecanls ve keyiflisi bu!.. "Ayr evlerde yaayp da, birbirimize ok yakn olmamz olas deil Nil! stelik ben yle steril ilikilerle, kadn-erkek beraberliine yeni bir boyut katlacana inanmyorum. Ben doya doya yaamalym seni. Uyurken, ykanrken, yemek piirirken, kitap okurken yanmda olmalsn. Baka trl seni kavrayamam, tanyamam, sana dokunamam..." Neyyire Gm'n Buhara pilavn piirirken, bir elinde tahta kak, nnde komik bir nlk, uzun uzun anlatmt Teoman. "Bence, yle ayr evler, ayr yaamlar ve arada bir yerde kesien bir ak yerine, uzun hesaplamalara girmeden, inan, zen ve mutlaka akla yaanacak, dopdolu, heyecanl, ama belki ksa mrl ilikiler en salkl olandr... Belki de, bana en uygun olan..." Nilsu'ya glmseyerek srdrd lafn: "Hem sonra, biraz burlara, fallara kulak versene kz! Sen 'akrep'le, ben 'yenge', iki kabuklu yaratk, bulduk birbirimizi diye, biraz sevinsene! Ne diye kara kara dnp, kadn-erkek ilikisi zerine dertleniyorsun? Sevin, yaa, yaat!" Yal elleriyle Nilsu'yu okam, kar kmalarna aldrmadan, yemein altn kapatp, uzun srecek pmelerin yol gsterdii, tutkulu bir sevimeye srklemiti onu.

"Mutluyum," diye glmsedi yatt yatakta Nilsu. "Onunla mutluyum, ama yine de, bunca farkl olduumuzu hissetmeme karn, ok 'farksz' bir iliki yaamyor muyuz?" "Bu evde artk yalnz kalamyorum!" diye mrldand kendi kendine. Yatak Teoman kokuyordu. Derin, huzurlu bir uykudan uyandnda, oktan akam klar dolmutu yatak odasna. Kendini iyi hissettiini duyumsad, uzun uzun gerindi. nce giyindi, kk bir yolculuk antas hazrlad sonra. Birka tirt, iki bikini, bir etek, bir kazak. Hafif bir kahvalt hazrlad, koyu bir kahve iti. Sandalyenin arkasna yaslanp, dnd bir sre. Ardndan bir kt, bir kalem alp bir not yazd. 261 "Tea, '! '' '> >: -'' '--'

Birka gnlne gneye gidiyorum. Tatil gibi bir ey. Yalnz kal-262 mak, i seslerimi dinlemek ve kendi kendime konumak gereksinmesi belki de. Sana telefon edeceim. Nil." Notu Teoman'n alma masasna brakmak iin eildiinde, grd eyden bylenmi gibi kalakald. Bu, bir krmz daire iine izilmi, iki yeil susamuru bayd. Susamurlan balarn birbirine uzatm, bir srr paylar gibi bakyorlard. Resmin altnda, "GreenhopeTrkiye Yeilumut rgt 1990" yazyordu. "Yeni rgtnn logo eskizi olmal," diye dnd Nilsu. Uzun uzun seyretti resmi. Hayran olmu baklarla, ylece kald masann banda. ylece, orada! Neden sonra (neden?) kalkt, kendi dolabndan bir tabaka ay-dinger kartt, kendi masasnn zerine yayd, kelerini tutturdu. Yeilumut rgtnn logosu olacak susamuru balarn byterek izdi aydngere. Kocaman iki susamuru kafas! Susamurlanndan birini yeile boyad zenerek, ikinci susamuru iin elinde yeil kuru boya kalemi, kararsz kald bir sre. Sanki ikinci susamurunun ne renk olduunu bilmiyordu, kartamyordu. Boya kalemini brakt sonra. Ellerini karnnn zerinde birletirdi, karnn sever gibi,

kendi kendine bir eyler mrldand. Aniden frlad yerinden. antasn ald ve kt. Ev bombo kald. Bombo evin kapsnda, anahtar sesi duyuldu az sonra. Nilsu geri dnmt. Masann zerine brakt notu ald, cebine koydu. Boyamadan brakt ikinci susamurunun zerine yeil boya kalemiyle bir szck yazd. Yznde ok ciddi bir ifade, hareketlerinde durgun bir kararllk vard. Yeniden antasn alp kt Renksiz susamurunun zerinde yeil kalemle kocaman YEiL yazyordu! NASIL BTT? "Zaman bir izgi deil bir boyuttur. Tpk boluun boyutlar gibi. Eer boluu bkebilirseniz, zaman da bkebilirsiniz. Ve eer ktan daha hzl hareket edebiliyorsanz, gemie yolculuk edebilir ve ayn anda iki yerde birden var olabilirsiniz. (Paul Davies, Cari Saan, John Gribbin ve Stephen W. Hawking den esinlenerek) MARGARET ATWOOD "Bir adamn btn szcklerle la dndn duyuyorum. Uyanyorum bir d daha eksilmi kafamda." FEYYAZ KAYACAN l Nilsu Baran'n bana brakt dosya burada, bylece bitti. Yanl m anladm, ktlar m kaybettim diye dolanp durdum. Ama hayr, hepsi buydu! Bir sre akn kalakaldm, sanki aldatlmtm, yle ya, elinde roman olmasn istedii bir dosyayla kp gelen kendisiydi. Sonra, yazdklar bir zaman rgs iinde akp giden ve yazdklarna baklrsa, akl banda - en azndan bir roman yazmaya yetecek kadar -bir kadn vard karmda. Oysa bana brakt dosya, iindekiler bir btnle erimeden bitirilmi, sanki yarm braklm, belki de bana bir iaret vermek istenmiti. Ne yapacam bilmeden saatlerce oturdum dosyann banda.

ilk tepkim, kurnazlk edip, roman bylece bitirmek istei oldu. yle yapacaktm: "Sevgili okurlar, ite modern, kentli ve farkl bir gen kadnn yaam, buyrun, nasl sonlanacana siz karar verin!" Dorusu byle bir son hayli ilgin olabilir diye de sevindim. Ee dosta sorup, onlarn tepkilerinden yararlanmak istediimde, kimi beendi, kimi berbat buldu, kimi hi tepki vermedi. Kitaplarm, kolay okunur bulduklar iin beenmeyen eletirmenlere sorduumda, ellerini ovuturup; 'Aman ne orijinal olur!' dediler. Hemen vazgetim! Sonra kurnazlktan cayp, aklllk etmeye karar verdim. Bu kez de, romann sonunda Nilsu Baran' bir ryadan uyandrp, aslnda her eyin bir d olduunu aklayaym, konuya baz mistik eler katmak iin, uyanan kahramanmn cebinden bir ipucu kartaym diye dndm, rnein cebinden Metin Altok'un kedili iiri ya da, bir susamuru resmi dsn, dedim... Okurlarma sordum: "Nasl buldunuz finali?" 'Siz de mi?', 'Yine mi?', diyerek burun bkenler, 'Esprisiz ve ku-ru' bulanlar oldu. "Harika bir ok olur, mutlaka byle bitirin!" diye ellerini ovuturan ayn eletirmenler, sevincimi 'kursamda' braktlar! O zaman, Nilsu Baran'n bana bir iaret verdiini varsayp, yollara dtm. Tembelliin lemi yoktu, sonuna kadar gitmeliydim. Nilsu Baran ve Selen Doran adnda - bana verilen gerek isimlerle elbette - birileri Mimarlar Odas'na kaytl deildi ve asla olmamt. Yeiller Partisi'nde, Teoman Ertan adnda birini kimse tanmyordu. Tabipler Odas'nda, Baran soyadl hibir doktor yoktu. Umutsuzlua kaplmadm. Yer yarlp, btn susamurlan, anneleri, babalar, sevgilileri iine girse bile, ben 've dierleri'nden birini bulacama inanyordum. O kilit kii N.G.'ydi. Neyyire Gm! Herkes kaybolabilir, saklanabilir ya da bana k tuzaklar kurabilirdi, ama Neyyire Gm diye biri vard ve edebiyat severler, onun varln sevgiyle kucaklyordu. Neyyire Hanm'n telefonunu bulmak iin, yayncsn aradm, nce isteim reddedildi. nne gelen herkese verilen yazar telefon numaralar, sonradan keyifsiz konumalara yol aabiliyormu. rnein yazd kitaplarda ille de kendisinin anlatldn iddia eden baz okurlar, telif hakk talep ederken, zel hayatnn ifa edildiine inanarak ok sinirlenen, asab insanlara da rastlanyormu.

Adm ve amacm aklaynca, Neyyire Gm'n ev telefonunu edinebildim. Telefon ettiimde, gerekten de Nilsu Baran'n betimledii sesle karlatm: mesafeli, souka ama ilgili. >!' Kendinden sonraki kuan kadn yazarlarm tanmak konulunda hassasiyetini vurgulayarak, byk nezaket gsteren Neyyire Gm, kendisiyle grmek isteimi kabul etti. Bu satrlar yazdktan krk gn, tam krk gn nce Neyyire Gm'n Bebek'teki evine gittim. Elimde Nilsu Baran'n bana brakt o prl prl dosya, bir demet papatya - onu seviyormu ya! -heyecandan tir tir titreyerek kapnn zilini aldm. Kapy aan Neyyire Gm, Nilsu Baran'n anlatt N.G.'ye tpatp benziyordu. Orta yal, ho, alml, kendine gvenen, son derece kibar bir kadn. Mesafeli, serin, hatta souk... Fakat bu hali, onu itici klmaktan ok, zellikle kitaplarn okumu insanlarn gznde ona apayr bir albeni katyordu. "En sevdiim iekler, teekkr ederim," dedi serin serin. "iyi bir balang!" diye dndm, salona girerken. Salonda her ey, btn eyalar, kanepe, uyuyan kedi, bakml yeil bitkiler, sehpadaki kavanozlar, her ey, tamamen Nilsu Baran'n betimledii gibiydi. Tek ey hari! Kanepede uyuyan kedinin cinsiyeti, yazlanlara uymuyordu: Bu kedi diiydi! renkli kedilerin dii olduunu, ben de Nilsu Baran'n babasndan renmitim. "Ad Nane olmal, bu hanm kzn," dedim. Sze bir yerden balamak gerekiyordu, oltal bir cmleyle baladm ben de. "Efendim?" armt Neyyire Gm. "Kedinizin ad Nane olmal," diye yineledim. "Benim kedim mi?" Yzme bakt, sanki bir eyler arand yzmde. "Dii olduu doru, ama ad Viking'dir." Sesi kuku doluydu. "Nane'yi," dedi, "Nane'yi bir kedi ad olarak dnmeniz hayli ilgin!" Evin arka odalarna alan dar koridordan, incecik bir mzik yaylyordu salona. Tandk, gzel bir saksofon sesi... "Jan Garbarek bu!" diye haykrdm. "Sever misiniz?" dedi buz gibi bir sesle Neyyire Gm.

arma sras bana gelmiti. Tam azm aacaktm, ierden krk yalarnda, uzun boylu, sakall, tel ereve gzlkl, ho bir adam, glmseyerek salona girdi, lk bakta, scakkanl, rahat ve neeli bir insan izlenimi veriyordu. (Ben mi yle sanmtm?) Adam glmseyerek, elimi skt, elleri lk ve samimiydi. 267 "Merhaba ho geldiniz! Ben Cem naslsnz?" "Cem?" 268 "Olum Cem, iki gn nce istanbul'a dnd. Yllardr yurtd-ndayd," diye aklad Neyyire Gm. (Daha dorusu, iyice kartrd.) Arkama yaslandm, derin bir soluk aldm. Nefes kesen bir oyunun balamak zere olduunu hissediyordum. "Ocan altn kapattm ama biraz demlenmesi gerekir, deil mi anne?" "Ah evet, en az yarm saat kadar." Adnn Cem olduunu syleyen - hi inanmamtm tabii -adam, nee ve enerjisini dalga dalga evresine yayarak, bana dnd: "Annemin Buhara pilav mehurdur. Tam gnne denk geldiniz, mutlaka tatmalsnz!" "Tabii ya, Buhara pilavnzdan haberim var!" "yle mi?" diye yeniden ard N.G. "Bunu, pek az kii, ancak ok yaknlarm bilirler oysa." Artk kozlarm amak vakti gelmiti. Brite 'grand lem' yapacak birinin keyfiyle azm atm: "Ns Baran'dan rendim." "Kimden?..." diye haykrd Neyyire Gm. Sesi, bir lk gibi utu ve duvarlara arpp, paraland. "Nilsu Baran," dedim, biraz ekinerek bu kez. "Arkadanz Cahide Hanm'n olu Teoman'n gen sevgilisi."

Derin bir sessizlik, aramza dm gl bir bomba gibi patlad. Sessizlikten kulaklarm uyutu. Sanrm, biraz sululuk duygusuydu iimi dolduran. Oturduu koltukta, ine batmasna dimdik dikilen Neyyire Gm, azarlar gibi sordu. "Nereden tanyorsunuz bu insanlar siz?" Rengi solmu, can sklmt. Hay Allah, ne yaptm ben? Neyyire Gm'n olu Cem olduunu iddia eden adam, ayaa kalkp, ona doru eildi. "yi misiniz anne? Size su getireyim mi?" Uarcasna mutfaa gitti. Salonda yalnz kaldmzda, N.G. fsldayarak sordu: l "Kimsiniz siz? Niin buradasnz? Ne istiyorsunuz benden?" Kendimi yle sulu, yle berbat hissettim ki, hemen o evi terk etmek, abucak kamak geldi iimden. Beni en ok rahatsz eden, sayg duyduum bir yazarn huzurunu karm olmamd. O srada, elinde su bardayla mutfaktan gelip, annesine efkatle su ikram eden oul, yreimi burkan baklarla onu izliyordu. Daha fazla dayanamadm. "Bakn, sizleri zmek istemedim. Fakat elimdeki tek ipucu sizsiniz ve ben bu dm zmek zorundaym. "Gen bir kadnd, bana bir dosya brakt ve ortadan kayboldu. Eer yazdklarmn bir sonu olsayd, burada olmazdm. Ama bir eyler eksikti ve sanki o bunu benim ortaya kartmam istiyordu." Sylediklerimden pek bir ey anlamam gibi baktlar. O zaman, dosyay karttm ve onlara verdim. Beni tmden unutarak, iki saat kadar, bir define haritas inceler gibi iine derek okudular, dosyadaki sayfalar. Arada bir, Neyyire Gm'n heyecanl, hayret dolu nlemeleri duyuluyordu. Okuma saati bittiinde, ayaklarm uyumu, ackm ve sklmtm. Bam kaldrp N.G.'yle gz gze geldiimde, sanki o aniden yalanm ve hastalanm grnd gzme, inlemeye benzer bir eyler mrldand; anladm! "Annem mmknse imdi gitmenizi rica ediyor," dedi, olu Cem olduunu iddia eden adam. Daha nce de, birka yerden kibarca kovulduum olmutu, olmasna ama ilk kez utanyor ve zlyordum. Beri yandan da, ok meraklanyordum. Neler oluyordu? Neler bitiyordu?

Hastaland besbelli Neyyire Gm', bu durumda daha fazla zorlamak zalimlik olacakt kalktm, antam ve Nilsu Baran'm dosyasn alp kapya yneldim. Tam karken, beni kapya kadar geiren adama dnp: "Size tuhaf gelir mi, bilemeyeceim ama bandan beri sizin aslnda Teoman olduunuzdan kukulanyorum ben..." dedim. Adamn rengi att. Hi yant vermeden, kapy zerime serte kapatt. 269 2JO Eve dndm. Birisi bana bir oyun oynamt, bundan hi kukum yoktu artk! Gizli kalmas gereken bir eyi ya da eyleri, belki nemli bir srr zmek iin beni kullanmak istemi, ama baarl olamamt. Neler oluyordu, tam bilmiyordum, fakat meraklandm kadar, kayglandm da ayrmsyorum. stelik, romana son cmleyi yazp, noktay da koymam gerekiyordu. Bitmemi bir kitap, yazarn, yaktsz ve paratsz havada kalm bir pilot gibi deliye evirir. Bir yandan, gerei bilmek arzum, btn yaratc pnarlarm kurutmu, btn eklemlerimi kilitlemiti. Birka kez Neyyire Gm'n telefonunu evirdim, evinin nnden getim ama son anda hep vazgetim. Artk ben kendi romannn sonunu merak eden bir yazardm! Beni arayanlardan kayor, telefonu, kapy kimselere amyordum. Neyyire Gm' ziyaretimden on gn sonra, motosikletli ve kaskl bir adam kapy ald. Uykusuz, itahsz ve keyifsiz atm kapy. "Size bir APS mektup var efendim." Mektup daktilo ile yazlmt ve ondan geliyordu. Romanla ilikisi nedeniyle buraya aynen alyorum: "Eyll , 1990, istanbul, Sayn Yazar Hanm, Bir sre nce, beni evimde ziyaretiniz srasnda aniden rahatszla-nm ve size ev sahiplii yapamaym konusunda, anlay gstereceiniz midiyle, balanmay umuyorum.

imdi size anlatacaklarm, o akamki ziyaretiniz esnasnda balayp hlen sren ve yaamm boyunca - uyurken, glerken ve lrken bile - beni rahatsz edecek hummann nedenini aklayacaktr umarm... Amerikan Kz Kolejinde renci olduum yllarda, en yakn arkadam, sizin elinizdeki dosyada ad geen Cahide adyla tanmlanan gen kzn ta kendisidir. Siyah gr sal, yeil, ekik gzl, iri kemikli, uzun boyunlu ve ok ho bir kz olan bu can arkadamn ad Nilfer Caneri. Onun da kkleri, annesi tarafndan Grc atalarna doru gururla uzanrd. Nilfer'e 'karnca lakab ince beli, bana 'ekirge' takma ad, yerinde duramaz oluumdan tr taklmt. Nilfer'le ben, tam anlamyla 'itikleri su ayn gitmeyen' iki arkada olmamza karn, karakterlerimiz son derece zt, inanlmaz kartlktayd. Benim da dnk, atlgan ve gereki oluum kadar, ie dnk, alngan, kararsz ve krlgand o. Ama ikimizin ok nemli bir ortak yan ylesine glyd ki, bu, bizi sonuna dek birbirimize balad, diyebilirim. Edebiyat, insan ve gzellik! ite Nilferle ben, bu ne sevdalydk. Doal olarak da birbirimize... Nilfer, zellikle iire, ben roman ve hikyeye dkndm. Okul defterimizin arka yapraklar, birbirimize heyecanla yazdmz, yeni kefedilmi yazarlarn, airlerin eserlerinden alntlarla doluydu, ikimizin yaamndan da hi kmad bu tutku, hibir zaman... Tannm bir hekim olan babas Hilmi Bey, Nilfer'in okuyup, iyi meslek sahibi olmasn, daha sonra hayrl bir izdiva yapmasn istiyordu. Onun bu aydn, ada ve Atatrk tutumuna kar, annesi Nilgn Hanm, tutucu, kat ve sertti. O, kadnlarn yerinin evi olduuna inanr, kznn bir an nce ba-gz olup, ailesini kurmasn isterdi. Nilgn Teyze, dedii dedik, inat, biraz da aksi bir kadnd ve Nilfer'in benimle arkadalk etmesinden hi holanmazd. Lise ikinci snfa gidiyorduk. Her ey, Ankara'daki Amerikan Sefa-reti'nden gelen bir kltr ekibinin, okulumuzu ziyareti srasnda balad. Sefaret mensuplar dilimi balayn; insan, yaadklarnn tarihini, anlarndan dklen dille yanstr, bilirsiniz yani elilik elemanlar arasnda bulunan ok yakkl, uzun boylu, kzlms sarn bir gen adama, ksack bir bak sonucu tutulan Nilfer'in ilgisi karlksz kalmamt. nceleri bana bile aka gibi gelen bu 'bir bakta ak', 'kara sevda'

denilen, ak hastalna hepimizi inandracak bir sona doru hzla ilerleyecek ve gen klar tehlikeli uuruma srkleyecekti. 272 retmenlerin ve annesinin ciddiye almad ilk haftalarda, Amerikal elilik grevlisiyle sk sk Yldz Park ya da kk muhallebicilerde buluan Nilfer, ad Michael olan bu gen adamla evlenip, onun yaad Wisconsin eyaletine yerlemeyi hayal ediyor, mutluluktan bulutlarn zerinde dans ediyordu deta! Bu dnemde de, en yakn dostu bendim elbette... O srada kznn bir yabancyla flrt ettiini duyan Nilgn Hanm, brakn sevdalanmay, evlilik ncesi bakmay bile uygun grmedii, hele hele, gayri mslim bir damat aday dncesiyle lgna dnd iin, ilk olarak, kzn okuldan ald, eve kapatt. Sonra da, onu hemen evlendirmek iin kollar svad. 'Evlenince unutur!' diyordu. nce yiyip imekten kesildi Nilfer. Sonra insomnia dedikleri uykusuzluk hastalna tutuldu. Yataklara dt zavallck... ite o zaman, Nilfer'in dnya tatls, sevecen, yakkl aabeyi Teoman, ie el koydu. Teoman kz kardei Nilfer'i hem ok sever, hem de ok kollard. Babalarnn ekingenlie varan kibarlna, pas-' teltie uzanan ekimserliine, saldrgan ve esnemez bir tavrla reaksiyon veren annelerinin yaratt elektrikli ortamlarda, olaya daima o el koyar ve dengeyi salamaya alrd. Teoman Aabey, nce gidip Michael' buldu, onunla konutu. Babasnn rzasyla, iki gencin birlemelerinde bir engel olmadn kararna vard srada, Nilgn Hanm oktan bir damat bulmu ve her eyi ayarlamt... Tam bir Shakespeare tragedyas! Bir ay iinde, gsterili bir dnle, alelacele evlenen Nilfer'in kolunda kendisinden on be ya byk, kerli ferli, ciddi, saygn bir doktor vard. Baran Bey, aslnda ho bir insan, tam bir beyefendiydi. Ne malum ak- memn'dan, ne de kaynvalidesinin tuzandan haberdard. rendikten sonra da, daha ok bir baba gibi yaklat gen karsna - yardmc olabilmek iin rpnd durdu. Ama heyhat! Altn bir kafese kapatlm, Baran Ertan'n kars Nilfer, yeniden hastaland, zayflad, sarard soldu. Artk son snfta olan okul arkadalar; bizler, zntmzden onun adn bile ansak, derin bir hzne kaplyorduk. Olgunluk snavlar vard o zamanlar. Tam onlara hazrlanyordum ve bana ihtiyac olduunu bile bile, stelik iim yana yana eve kapanm, ders alyordum. Hava deiikliinin kk karsna iyi geleceini dnen Baran Bey, Nilfer'i alp zmir'e tand. O yl ben de, Hukuk Fakltesi'ne kaydolmutum ve hikyelerim yeni

yeni dergilerde grnmeye balamt. Daha sonra olum Cem'in babas olacak Enver Ziya'yla tanp, flrt ediim de ayn zamana denk der. Bir komitac olan ilk eim Enver Ziya, olumuz Cem yandayken, bir tren yolculuunda ldrld. Polis kaytlarnda hl "kayp" olarak geer. Byle kark bir dnemime rastlad iin, bir yldan fazla bir sredir izmir'de yaayan Nilferle yazmak dnda baka bir iletiim kuramyordum. Halbuki, bana bir kz kardeten yakn olan Nilfer'e mutlaka destek olmak, sahip kmak gerekiyordu. Onu izmir'de ziyaret ettiimde o zarif, o alml gen kzdan geriye yorgun, hayalet bakl, ruh gibi bir kadn kalm olduunu dehetle grm, kocas Baran Bey'in zel vitamin krleri ve balk yalarnn bir ie yaramadn anlamtm. Nilfer, Michael' unutamam, eriyip gidiyordu. Derhal aabeyi Teoman' bularak, bir eyler yapmamz gerektiini ona anlattm. Birlikte uzun sren aratrmalar sonunda, o zamanki Amerikan elisinin Brezilya'ya atandn renip onun vastasyla da Michael'm izini bulduk. Bir kabaret arkcsyla evlenip, artk alkolik bir adam olduunu rendiimiz Michael, yazdmz mektuplara sonunda yamt verip; hl Nilfer'i unutmadn ve onu bir daha aramamamz istediini bildirdi. Karsnn ad: Josephina'yd! O aralar, Nilfer'in bir dk yaptn ve salnn iyice bozulduunu rendim. Tedavisi iin istanbul'a gelecekti. Onu son grdmde, baklarnda beni tandna dair klar bulmakta glk ektiim, yabanc ve hasta bir kadnd. Bol bol Ca-mus okuyor, yalnzca kitaplarla soluk alyordu. 'Beceriksiz ve baarszm Neyyire. Cesur, sebatkr ve mcadeleci birisi olamaymn cezasn ekerken bile, yreksizim!..." demi, 'ln1YS18 san, hi deilse lmn seerken bamsz ve yrekli olabilmeli,' diyerek, iime dehet salmt. 274 Bir ay sonra, Boaz'da kocasnn arabasyla gezerken bir trafik ka-

zas yapt. Yannda Camus varm. Hemen lm. Herkes anlad, kimse konumad! Teoman Aabey, bir zamanlar Demokrat Partiye yaknlyla tannm, milletvekili seilme ans artt o aaal ikinci seimler ncesinde birdenbire partiden koparak, pek oklarm artmt.

Yalnzca politik tercihleriyle deil, btn yaam ve tavryla son derece renkli, artc ve ilgin bir insan olan Teoman Caneri, Nil-fer'in lmnden yedi yl sonra, benim ikinci kocam olmu, be yl kadar sren evliliim boyunca, olum Ceme gerek Vr baba kadar yakn ve sevecen bir 'vey baba' olmutur. Teoman, halen Amerika'da yaayan bir iadamdr ve Selen adnda bir mimar hanmla evlidir. Teoman'la, Selen'in, Hakan ve Nergis adnda iki ocuklar vardr. Bildiim kadaryla, uyumlu bir aile ilikisi kurmay baarm, bunu srdrmektedirler. Nilfer'in kocas Baran Bey, yllarca gen karsnn yasn tuttuktan sonra olduka ge bir yata yeniden evlenip, baba olmutur. ikinci ei, bankac ule Ertan'dr ve iftin Alican adnda bir oullar vardr. Sevgili Yazar Hanm, bana okumam iin getirdiiniz dosyada yazl hikyeyle, gerek arasnda bir balant aradnz bildiim iin, olum Cem'le ilgili bir iki aklama yapmam gerektiine de inanyorum. Bana, bir ouldan ok, yakn bir arkada olan Cem, orta ve liseyi Maarif Koleji nde yatl olarak okumu, Teknik niversite'de renciyken, politik nedenlerle renimini yarm brakp Norve'e gitmitir. Trkiye'de yarm brakt mhendislik eitimi yerine, Oslo'da okyanus biyolojisi okuyan Cem, nl Greenpeace ekibiyle alm, iki yl boyunca denizde yaamtr. Cem'in ksa sren ilk evlilii, Ulla adnda bir isveli kzla olmu ben hi tanmadm kendisiyle Ulla, daha sonra, Hindistan'a yapt bir yolculukta tant Hintli bir mzisyenle evlenmitir. Bugn mutlu bir evlilii ve bu evlilikten Deniz adnda bir kz olan Cem'in imdiki kans, iadam Fikret Edipcan Bey'in kz Nil-gn'dr. Cem ve ailesi, yllardr Gney Fransa'da yaamaktadr. Efendim, buraya kadar yazdklarm, yalnzca kafanz kartracak gereklerdir, farkndaym. Ama yaptnz ie duyduunuz sayg ve heyecana olan inancm ve uzun sredir zerinde altnz syledi- 275 iniz bu romana verdiiniz emek nedeniyle hak ettiinizi dnerek, size asl arpc ve maalesef pek rahatsz edici noktay da aklamaya karar vermi bulunuyorum! Bir: Nilfer'in gbek ad, babaannesinden esinlenilerek Cahide olarak konmu, resmi ilemlerde Cahide Nilfer olarak gemitir. iki: Teoman'la evli olduumuz yllarda, sarman bir kedimiz olmu, adn da onun arzusuyla Mint' koymutuk. : Torunum Deniz'e benim arzum zerine, Nilsu gbek ad verilmitir. Bu, aslnda

Nilfer'le kan kardei olup, hangimizin nce kz olursa ona vermek zere, and itiimiz addr. Bilmem imdi anladnz m? Yani, her eyin aslnda ne denli kark grnse ve giderek daha da karmaya balasa da, aslnda ne basit olduunu anladnz m? sterseniz, Nilfer'in o trafik kazasnda lmediini, Amerika'ya Michael'n yanna katn ve halen orada mutlu bir yaam srdrdn dnn ...Ya da, onun Baran Bey'le evlendiinde, aslnda Michael'dan gebe olduunu ve kocasnn, bu durumu rtbas etmek iin izmir'e tanmalarn saladn... Belki de, bu yasak akn, Nilsu adndaki meyvesi, imdi kklerini aryor diye dnn... Nasl isterseniz... Sonuta karar siz verecek, romana son satn siz yazacaksnz... Bana gelince, bundan fazla konumayacam. nk ben zel hayatlara, kiinin kendisine yakn saydklarna ve setii insanlarla paylatklarna dair konularda, ok tutucu biriyim. yle eyler vardr ki, ait olduklar kiiyle mezara gitmelidir! Biraz da bu yzden, Nilfer'in bana yollad btn mektuplar yaktm dorudur. te yandan, btn bu karmaay ne sizin, ne de benim metafizik aklamalarla kavramaya alacamz sanmyorum. Zaten, baz konularda yaplan her aklama, bilmek yolunu tkayan bir nyargya dnebilir. 1. Mint: Nane Kald ki, bilmek, her zaman zm getirmezi Ve belki de, "lmek/ bir sanattr her ey gibi, Esiz/Bir ustalkla yapyorum bu ii."' diyen kadn air hakldr. Sevgilerimle. N.G." .. . , < ,v '"'.'.: ': -f

:'..-, ':;; r-.; '', :,:!;., :.:. ,,

Mektup bu kadard, ne bir kelime ekledim, ne de karttm. Hepsi buydu, hepsi! Birka gn sonra, Yazar Neyyire Gm'n uzun bir yolculua kt haberi yayld edebiyat evrelerine. Ama ne bir gazete haberi, ne de zel bir mesaj... Olu Cem'i arayp, iin aslm sorduumda, annesinin tatilde olduunu rendim. Cem'in sesi souk, mesafeli ve kayglyd. Neyyire Gm' bir daha hi bulamayacam biliyordum. Bakalar da bulamayacaklar. Onu en son, Haydarpaa Gar'nda grenler olmu!... Mart 89, istanbul - Nisan 90, Montreal - Eyll 1990, izmir.

SUSAMURU iin ansiklopedik bilgi'1 "SUSAMURU: Etoburlar takmnn, sansargiller familyasnn drt cinsini oluturan yar sucul memelilerin ortak addr. Gvdeleri ince uzun, kulaklar kk, boyunlar uzun, bacaklar ksa, ba bask, kuyruk taban, hemen hemen gvdesi kadar kalndr. Susamu-ru postundan, ok deerli ve dayankl krkler elde edilir. Susamurlar perdeli ayaklan sayesinde kolayca yzebilir ve suyun yzeyine hi kmadan 400 m. yol alabilirler. Yzmeyi yelemekle birlikte, ksa bacaklarna karn, karada bir insandan daha hzla koabilirler. Besinleri, bata balk olmak zere, her eit su canllardr. Balk yakalamak iin, bazen birka susamuru, ortak hareket eder, kk memelileri yakalayp yedikleri de olur. Dii susamurlan, altm bir-altm gn sren gebelik dneminin ardndan, bir-be yavru doururlar. Yabani hayvanlarn tmne yakn bir blmnn tersine, susamurlan, erikin evlerinde de oyunculuklarm srdrrler. Karla kapl, eik bir yamatan suya yuvarlanmak, sk grlen oyunlar arasndadr. Susamurlan, zeki, sokulgan ve ok merakl hayvanlardr. Yavruyken alnrsa, kolaylkla eitilebilirler." (*) Ana Britannica, cilt 20, sayfa 151 Buket Uzuner'in iten, duyarl ve mizah dolu slubuyla yazd ada bir roman. "ki Yeil Susamln, Anneleri, Babalan, Sevgilileri ve Dierleri' evre politikasna, aka, enerji sorununa, kadn-erkek ilikisine alternatif zmler arayan aydn ve farkl bir iftin yks, bir 'modern zamanlar' roman. 'ki Yeil Ssamuru, iyi romandan kafa cimnastii beklentisi iinde olan kltr sekinlerine de bir eyler sunuyor; hem biim hem de z asndan." 'Buket Uzuner iki katmanl romannda ada bir kadnn portresi evresinde aile, sevgi ve intihan sorguluyor." ISBN 975-14-0601-3 9"789751"406019" Buket Uzuner _ ki Yeil Su Samuru

www.kitapsevenler.com Merhabalar Buraya Yklediim e-kitaplar Aada Ad Geen Kanuna stinaden Grme zrller in Hazrlanmtr Ekran Okuyucu, Braille 'n Speak Sayesinde Bu Kitaplar Dinliyoruz Amacm Yayn Evlerine Zarar Vermek Deildir Bu e-kitaplar Normal Kitaplarn Yerini Tutmayacandan Kitaplar Beyenipte Engelli Olmayan Arkadalar Sadece Kitap Hakknda Fikir Sahibi Olduunda Aada Ad Geen Yayn Evi, Sahaflar, Ktphane, ve Kitaplardan Temin Edebilirler Bu Kitaplarda Hi Bir Maddi karm Yoktur Byle Bir eyide Dnmem Bu e-kitaplar Kanunen Hi Bir ekilde Ticari Amal Kullanlamaz Bilgi Paylatka oalr Yaar Mutlu Not: 5846 Sayl Kanunun "altnc Blm-eitli Hkmler " blmnde yeralan "EK MADDE 11. - Ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar ama gdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri 87matlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." maddesine istinaden web sitesinde deneme yaynna geilmitir. T.C.Kltr ve Turizm Bakanl Bilgi lem ve Otomasyon Dairesi Bakanl Ankara

Bu kitaplar hazrlanrken verilen emeye harcanan zamana sayd duyarak Ltfen Yukardaki ve Aadaki Aklamalar Silmeyin Tarayan Yaar Mutlu web sitesi www.yasarmutlu.com www.kitapsevenler.com e-posta yasarmutlu@kitapsevenler.com yasarmutlu@yasarmutlu.com mutlukitap@hotmail.com kitapsevenler@gmail.com

You might also like