You are on page 1of 153

$a$dag O$retiler {New Agel Dizisi: t I

Bln BASKA GEReEKLix


TUrkEesi: NEVZAT ERKM EN

-..*
*+..--'--e +

t*'X
!
J

*--r--g --ra,

BIR BASKA GERCEKLIK... Bambagka

bir dugunce dizgesine yoneltilen gok degigik bir bakrg.

Don Juan'rn Ojretileri adll birinci kitabln sonunda, Carlos Castaneda, korkung bir gecenin sabahtnda, Bilgi Adamr olma
gabalanndan nas5l vazgeEtigini anlatmrgtr. Ama uq yrl sonra geri d6nUp, Yaqui brujosu ya da buyucusu don Juan'tn krlavuzlu!unda gdmezli!ini surdurmugtur. Peyote, jimson otu ve mantarlann neden oldulu gok guzel ama urkung deneyimleri arasrna, don Juan'la yaptl0t yer yer e!lenceli, yer yer dokunaklr s6ylegileri de serpigtirerek, Castaneda yatamrn yuzeysel gerqeklerinin otesini gorebilme u$ragrnr surduruyor. Sannlandlncl bitkiler yalnrzca bir yanr oluyor bu ugragrn; istenqli qaba g6stermeyi, 6nyargllarr bir yana atmayl ve buyuk bir yureklilili gerektiriyor Castaneda'nln u!ra$t.

llk kitaptaki seruvenler daha da heyecanll bir bigimde bu kitapta suruyor.


I

"+
I I

tsBN 975-7190-1 5-02

, illtlllltltltillllltl|Ll[

tl

QAGDA$

OcnnrilER (NEw AcE) piZisi:

CARLOS CASTANEDA
a

Ozgi.in Adr: A SEPARATE REALITY F urther C onversations with don .l uan

BiR BA$KA GEREEKLIK


Don Juan'la Yeni Sdylegileri

Copyright @

l97l by Carlos Castaneda ONK

Ajans Lrd. $ti. Aracrh[ryla

Trirkiye'de Yayrn Hakkr o 1998 soz yAytN OYUNAJANS LTD. Bu Qevirinin Yayrn Hakkr O 1998 Nevzat Erkmen

IffiI
P. K. 7 Levent 80622 istanbul

Qeviri: NEVZAT ERKMEN

Biiro Telefon lan: (0212)

2g3

t0 40 &

([zt;)

244 0226 . Bi.iro Fzrksr: (0212

245 4t oz

ISBN 975-7190-15-02

Birinci Basrm
Haziran 1998

Kapak Kompozisyonu

NEMESIO ANTUNEZ

Dizg| Baskr

ve

Cilt:

Mart Matbaacrhk Sanatlan Tic. ve San. Ltd. $ti. istanbul (0 212) 212 03 39 (Pbx)

tffit

Bir Bagka GerEektik


Carlos Castaneda Los Angeles'teki California Universitesi'nde insanbilim dahnda uzman bir ci[renciydi. Yagh bir Yaqui yerlisi olan Don Juan'la tanrgtrfr zaman, Meksika'ntn So-

bitkileri incelemekteydi. Birinci kitabr, Don Juan'm 6!,retileri, bu iki insanrn usta ve Olrenci olarak gegirdikleri ilk beq ytltn dykiistiydii. Carlos Castaneda, sonralan Bir BaSka Gergeklik, Ixtlan Yolculufru (Don Juan'm Dersleri), Erk Oyktiteri, ikin' ci Erk Qemberi, Kartal'm Armafiaru ve igten Gelen AteS adnora yoresindeki Krzrlderililerce kullanrlan gegitli trbbi

h kitapl anyla bu incelemelerinin 6yki.isUni.i si.irdiirmii gttir.

igindekiler
ll Sunuq
27

nOLuNa sin "Gdrme"nin Onko gullarr


l3l

gOLUN{ "Gcirme" igi


306

iri

Sonsciz

Sunug on yrl rince kuzeybatr Meksikah bir Yaqui Krzrlderilisiyle tanrgmrgtrm. Adr "Don Juan"dr. Don, ispanyolcada saygrnhk belirten bir sandrr. Don Juan'la karqrla$mam tamamryla rastlantrsal olmuqtu. Bill adrnda bir arkadagla Arizona'da bir srnrr kasabasrndaki otobtis terminalinde oturuyorduk. Konugmadan durmaktaydrk. olleden epey sonraydr; yaz giinegi dayanrlmaz bir srcakhk yaymaktaydr. Bill, birden bana dolru e[ilip omuzuma dokundu. Ve algak bir sesle: "Sciziinii ettilim adam gurda..." dedi.
Bagryla terminalin kaprsrnr gcisteriyordu. Kaprdan igeriye yagh bir adamrn girmekte oldulunu gcirdiim.

"Ne demigtin o adam hakkrnda?" diye sordum.


"Peyoteyi bilen Krzrlderili, iqte bu adam! Unuttun mu?"
arabayla dolagrp y6rede oturan Meksikah "eksantrik" bir Krzrlderilinin evini arayrp dur-

Ep"y zaman

cince

Bill'le birlikte biitiin gi.in

BiR BA$KA GERQEKLIK


dulumuzu antmsadtm. Adamrn evini bulamamrqtrk. Sordufumuz Krzrlderililer de bizi bile bile yanrltryorlar gibi gelmigti. Bill, bu adamtn bir "yerbero" oldufunu, sanrllandrrrct kaktiis ile peyoteye de$gin derin bilgisi oldulunu soylemigti. Yerbero diye trbbi otlar toplayrp satan
kimselere denirmiq. Bill, benim bu adamla tanlqmamrn gok yararh olaca[r kanrsrndaydr. Ben, giineybatrda, o ydre Krzrlderililerince kullanrlan trbbi bitkilerden cimekler ve bu bitkiler iizerinde bilgi toplarken, Bill de bana krlavuzluk yapryordu.

suNU$
iligti. Uzun
si.ire

Ne diyece[imi qagrrmrqtrm. Tedirgindim. Bir siire sonra, Bill igeriye girdi. Tedirginlilimi sezmig olacak ki, bir qey demeden yanrmlza

iiyle dut yemiq biilbiiller gibi oturugtuk. Sonra,

yaglr

adam kalktr. Otobiisii gelmigti. Hoggakahn deyip ayrrldr.

Bill, "iyi gitmedi anlagrlan, di mi?" diye sordu.


"Evet." "Bitkilerden scjz agtrn mr?" "Agtrm, ama guvalladrm." "Eksantrik oldulunu soylemigtim san. Burdaki Krzrlderililer onu tanrrlar; ama kimse a$ztna almaz adrnr. Qok garip, di mi?" "Ama evine galrrdr beni."

Bill, kalkarak adamt selamladr. Bu Krzrlderili orta boylu biriydi. Beyaz,krsa saglan kulaklannr hafif 6rti.iyor; bciylece bagrntn yuvarlaklrlr daha da ortaya grkryordu. Yapn ytiziindeki derin krrrgrkhklar onu gok yaqh gtisteriyorsa da govdesi gi.iglii ve dipdiriydi. Bir an ona baktrm. Devinimleri, yagh bir adamdan beklenmeyen bir geviklikteydi.

"Assittir! Dalga gegmig senle. Evine gitsen ne grkar yani? Bigey anlataca$rnl ml sanrrsrn? Ona ne sorarsan sor, genesini agmaz. Sen oyle aprqrp kalrrsrn gene."

Bill, beni yanlanna ga$rrdr. "iyi bir adam," dedi, "ama onunla anlagamryoruz. ispanyolcasr acayip; kullandrlr deyimler daflr alzt mt ne!" Yaqh adam Bill'e bakrp giiltimsedi. BildiEi ispanyolca birkag stizci.ilii gegmeyen Bill, o dilde anlamstz bir iki laf etti. Ardrndan da, anlayrp anlamadrltmt gdrmek igin ytiztime baktr. Ne var, dediklerinden higbir gey grkaramamtqttm. Bill, garesiz, giildii ve oradan uzaklaqtr. Yagh adam bana bakarak gi.ilmeye bagladt. Ben de, arkadaqrmrn kimi kez ispanyolca bilmedilini unutuverdi[ini sciyledim. "Bizi tantqttrmayr da unuttu anlagtlan," diyerek adtmt soyledim.

Bill, daha dnceleri de onun gibi pey gok qey biliyor gibi hava atan kimseler rastlamrq oldulunu inandrncr bir bigimde sdyliiyordu. Bill'e gcire, insanrn bu kimselerle vakit harcamasrna delmezmig; giinkti nasrl olsa aynr bilgileri verebilecek algak goniilli.i baqka kimseler er geg glkarmrg. Boyle eski kafalr molozlarla ulraqacak sabn da, zamanr da yokmug. Belki de bu adamrn bitkilere delgin bilgisi bizimki kadarmrg da kendisini bir uzman gibi gosterrneye gabalryormug.

"Benim adtm da Juan Matus. Emrinizdeyim." Tokalaqtrk. Bir si.ire sessiz durduk. Sessizlifi bozarak, ona, inceleme konumu anlattrm. Bitkilere, iizellikle peyoteye defgin her ttirli.i bilgi aramakta oldulumu belirttim. Boyuna konuguyor, bir ttirlli duramryordum. Konuyu hig bilmedilim halde, bir peyote uzmanl oldulumu sciyli.iyordum. Ne denli gok bildilimi sciylersem, benimle konugmayr o denli gok ister diye diigi.inliyordum. Ama bir gey soyledi[i yoktu. Sabrrla dinliyordu. Bir ara bagrnr e[ip beni siizdii. Gozleri, sanki iElerinden grkan bir rgrkla parlamaktaydr. Bagrmr gevirdim. Srkrlmrgtrm. O an, sagmaladrlrmr gakmrg oldu$unu kesinlikle biliyordum. Sonunda, g<izlerini benden aytrarak, "Bi giin evime gelsene", dedi. "Ola ki orda daha rahat konuquruz".

Bill konugmaslnl siirdiiriiyordu. Ne var, onu dinlemiyordum. Kafamt o yagh Krzrlderiliye takmrqtrm. Benim kuru srkr attrlrmr bilmigti. Gozlerini anlmsryordum. Kendi rqrklarryla parlayan gcizlerini!
Birkag ay sonra, trbbi bitkileri inceleyen bir insanbilim cilrencisi olmaktan 6te, agrklanmasl zor bir merak tagryan bir kiqi olarak, onu gcirmek igin gene geldim. Bana bakrqlarrnr, daha <jnceleri benzerini grirmedi$im bir olay olarak nitelendiriyordum. Bu bakrqta neler vardr, bilmeyi oyle istiyordum ki! Nerdeyse bir saplantrya dciniigecekti bu iste$im. Diigtiniip tagrnryor, dtiqi.indiikge daha da ola[antistii buluyordum bu bakrqlan. Don Juan'la arkadag olduk. Bir yrl kadar evine birgok kez gittim. Davranrqlan bana ering veriyordu: Ntikteleri enfesti. Ama biiti.in bunlardan daha tisttin olan yanl, edimlerindeki dingin uyumluluktu; diigiindrikge beni daha da gagrrtan o uyumlululu. Onun yanrndayken $a-

10 grlasr

BiR BA$KA GERQEKLIK


bir krvang duyuyor, ama bu duyguyu yabancr bir tedirginlikle

SUNU$
Hrrgrnlaqarak, "Ben de bir insanrm, Don Juan," dedim.

ll

birlikte algrhyordum. Birliktelifimiz, kendi davranrq bigimlerimi sil


baqtan, kdkl{i bir delerlendirmeden gegirmeye itmigti beni. Yetiqmem,

Babam da bu gibi durumlarda bu srizleri sriylerdi. Ne vakit ben de

herhalde herkes gibi, insanr asrlda zayfi ve garesiz olmayr kabullenme-

bir insanrm dese, rirtiiliice zayf oldufunu garesiz oldu$unu anlatmrg


olurdu; onun bu sozii de benimki gibi son kerte bir umutsuzluk duygusuyla dolu olurdu. Don Juan, ilk karqrlaqtrlrmrz giin yaptrlr gibi, beni bir stizdii.

mesiydi; ve srrf onunla birlikte olmam, onun davranrg bigimiyle benimki arasrndaki aynmr apagrk ortaya grkarrveriyordu. O srralarda bana sciyledikleri arasrnda en etkileyici olanr, yaradrhglanmlz arasrndaki ayrrmla ilgili olanrydr. Ona yaptrlrm bir ziyaretten cince, yagamlmlm akrgrndan ve beni ezen birkag kigisel gekiqmeden citiirii, bi.iyiik bir iiziinttiye kaprlmrg bir durumdaydrm. Don Juan'rn evine vardr[rmda, karamsar ve sinirliydim. Bilgiye olan ilgimden sriz agrlmrgtr; ama her zaman oldulu gibi,

"Akhn fikrin kendinde," diyerek giiliimsedi. "Bciylece kendini iyice yormug oluyorsun. Bu yorgunluk da, gevrendeki diinyayr gcirmene engel olur; ve seni, savlanna sanlmaya itiyor. igte bu ytizden gok sorun var bagrnda. Ben de bir insanrm, canlm. Ne var ki, benim verdi-

lim

anlam senin dedi$in bigimde de[iI."

ikimiz de bagka yanlara gekiyorduk. Ben, deneyimi agan kuramsal bilgiyi amaghyordum; o ise dolaysrz diinya bilgisini anlatmak istiyordu.
"Seni saran bu di.inyaya de$gin ne biliyorsun bakahm?" diye sordu.

"Ya ne bigimde?" "Sorunlarrmr yendim ben. Ne yazrk ki yaqam gok krsa! Biitiin o istedifim geyleri kucaklamak igin zaman yok. Ama bunu gegelim. Ne yazrk ki!" Anlatrmrndaki hava beni gekmigti. Umutsuzluk ya da acrnma yoktu onda.
1961'de, ilk kez karqrlagmamrzdan bir yrl sonra, don Juan bana ubbi bitkilere delgin kimi gizleri oldulunu agrklamrgtr. Bir "brujo" oldulunu sciylemigti. ispanyolca bir sozciik olan brujoyu, Tiirkge'de btiyiicti, safaltrcr, iyilegtirici olarak tanrmlayabiliriz. O gi.inden sonra aramrzdaki iligki defiiqti; ben onun gomezi oldum ve izleyen drirt yrl boyunca don Juan bana biiyiictiliifi.in gizlerini ofretmeye gahqtr. Bu grimezlilimin ciykiisiin i D on J uan' rn O lre tite ri : Yaqui Ktnlde r ililer inin Bilgi Yontemi adh kitabrmda yazmrgtrm. Gciriigmelerimizi ispanyolca dilinde yapryorduk. Don Juan bu di-

"BirEok bildilim Sey var herhalde" yanrtr verdim. "Demem gu ki, seni saran bu dtinyayr duyumsadrlrn oluyor mu
hig?"

"E, elimden geldifince bu di.inyayr duyumsuyorum igte." "Yetmez bu. Her geyi duyman gerek. Yoksa bir anlamr kalmaz
di.inyanrn."

Hemen, tarifini bilmek igin gorbayr igmek gerekmez... gibi basmakahp bir sdzle tartr$mayr stirdi.irdtim. Elektrili dfrenmek igin ille de elektrik goku mu gegirmek gerekir, falan diye uzatryordum.

"Sagmaladrlrnrn farkrnda mlsln?" diye sozi.imii kesti. "Kanlmca,


sana bi yaran olmasa da savlanna yapl;lp kahyorsun. Kendi esenli$in pahasrna da olsa, deligmek istemiyorsun."

"Ne dedilini anlamadrm

ki!"

li gok iyi bildi[inden, kendi inanglar dizgesinin gapraprk anlamlannr bana aynntrh olarak agrklayabiliyordu. Bu karmagrk ve iyi dizgelenmig bilgi derlemine biiyticiiliik, don Juan'a da btiyiicti dememin nedeni, bunlarrn, glindelik konugmalanmrz srrasrnda kendisinin kullandrlr ulamlar (kategori) olmasrdrr. Daha alrrbagh gririigmelerimiz ballamrndaysa, don Juan btiyi.ici.iliik ulamrnr "bilgi adamt" ya da "bilen kigi" te-

"Biiti.inliiEtine kavugamaml; oldufun gergefini dile getirmeye gahqryorum. Kafan iyice karrgrk senin."

Bu sdziinden hoglanmaml$tlm. Danlmrgtrm. Benim edimlerim, benim kigili[im iizerine yargr kesmeye hakkr yok herhalde diye gegiriyordum.
"Qok sorunun var, bagrn belada." dedi. "Neden?"

rimleriyle yapryordu.
Don Juan, bilgisin rilretmek ve dofrulamak amacryla iyi bilinen tig sanrrlandrncr bitkiyi kullanmaktaydr: Peyote, Lophophora william-

12

BiR BA$KA GERqEKLIK

suNU$

L3

sii; jimson otu, Datura inoxia; bir de Psylocebe cinsinden bir tiir mantar. Bu sannlandtnctlan ayn ayrl zamanlarda igmek ya da yutmak, don Juan'rn grimezi olarak bende, kimi yabansl algllama bozukluklan ya da biling deligikligine yol agryordu. "Olalandr$r gergeklik durumlan" diyordum bunlara. "Gergeklik" sozcti$iinti kullanmamln nedeni gudur: Don Juan'rn inanElar dizgesinde bu iig bitkiden herhangi birinin alrnmasryla ortaya grkan bilinglilik durumlan aslrnda sanrr delillerdir; yerine, glindelik yagam gergekli$inin, ahgrlmrgrn drqrnda da olsa, somut

siireci, harmanrn igerdigi kiillenmeyen ince mantar tozuyla obi.ir beq

bitki karrgrmrnrn ige gekilmesinden oluguyordu. Don Juan bu mantarlann insanrn sezgisel yetisinde yarattrfr derin etkileri, "dostun, insanrn govdesini yok etmesi" olarak tanrmhyordu.

Don Juan'rn cilretim yrintemi, grimezinin olafanristti bir

gaba

goriiniimleridir. Don Juan bu olalandrqr gergeklik durumlartnl "sanki" gergekmiqler diye degil de, gergelin "kendisi" olarak gori.iyordu. Bu bitkileri sannlandtrtct olarak stntflandtrmak ve neden olduklan durumlan olalandrqr gergeklik diye nitelendirmek, benim yaptrlrm bir di.izenlemedir. Don Juan bu bitkilerin bir insant, kiqinin drgrnda bulunan kimi etken ya da "Giigler"e goti.iren araglar olduklannl; yarattrklan durumlartn da bir btiyiictiniin bu giiglere egemen olabilmesi
igin o giiglerle yapmak zorunda oldu$u "karqtlagmalar" oldu$unu soyliiyordu. Peyoteye "Mescalito" diyor, onun yardtmsever bir cilretmen ve insanlann koruyucusu oldufunu belirtiyordu. Mescalito, "do$ru yagam bigimi"ni dlretirmi$. Peyote genellikle, biiyiiciilerin "mitotes" dedikleri toplantrlarda yeniyordu. Bu toplantrlara katrlanlar ozellikle, dolru ya$am bigimini bulmayr amaglarlardr. Don Juan, jimson otuyla mantarlarrn bagka bagka giigler oldulunu soylerdi. Ona gdre bu gi.igler birer "dost"tu, ve onlart yonetmek olasrydr; nitekim, biiyiiciiler gtiglerini bu dostlardan yararlanarak elde ederlerdi. ikisi arasrndan don Juan'rn tuttu!u, mantarlardr. Mantarlardaki gtici.in, kendi kiqisel dostu oldulunu stiyliiyor ve buna "duman" ya da "dumanclk" diyordu. Mantarlan, igilebilir duruma getirmek iEin don Juan once onlart ktigiik bir sukabalrnrn iginde tozanncaya kadar kurumaya brrakryordu. Sukabafrnrn alztnt trkayrp bir yrl bekletiyor ve ince mantar tozunu beg bagka bitki kurusuyla kangtrrarak pipoyla igilen bir ttittiiri.im harmant
elde ediyordu.

gostermesini dngoriiyordu. Gergekten de istenen katrlma ve ballanma kertesi oylesine alrrdr ki, 1965 yrhnrn sonunda gomezlikten ayrrlmak zorunda kaldrm. O zamandan beri gegen beg yrldan sonra gene bakrnca, bunu qoyle sciyleyebilirim: Yani, don Juan'rn ri$retilerinin, "diinya gortiqii"mii gekinceli bir bigimde sarsmaya baqladrlr zaman, gomezlikten ayrrldrm. Hepimizde var olan o giindelik yagamrn gegekli[ini varsayma kesin duygusunu yitirmeye baqlamrqtrm. Qekiligim srrasrnda bu karanmrn kesin olduluna; don Juan'r artrk hig gcirmek istemedifime inanryordum. Ne var ki, 1968 yrhnrn Nisan ayrnda kitabrmrn cin baskrlanndan biri bana verildifinde, bunu ona gcistermek tutkusuna kaprldrm.
Ona gittim. Usta-gomez balrmrz akl1, errnez bir bigimde yeniden kuruluverdi. igte o zaman gomezlilimin ikinci donemine girmig oldum; hem de ilkine hig benzemezbir bigimde. Artrk eskiden oldugu gibi, korkularrm pek yelin olmuyordu. Don Juan'rn o$retilerinin genel havasr gok daha yumu;amrgtr. Her firsatta giiliiyor, beni de giildiiri.iyordu don Juan. Genel olarak, a$rrbaglrhlr, bile isteye en aza indirgemeye gahqrr gciriiniiyordu. Bu ikinci dcinemin en can alrcr noktalannda iqi soytanhla dokliyor, benim igin gok srkrntrh olabilecek deneyimlerin iistesinden gelivermeme yardrmcr oluyordu. Bana olrettigi bilgi-

nin garprcrhfrna ve yabansrhlrna katlanabilmek igin cinemsemeyen ve


yumugak

bagh

L'tutuma gerek oldulunu savhyordu.

Bir gtin, beg yrl cinceki ayrrhgrmdan sciz agrhnca, "Korkup kagmanrn nedeni, kendini ciyle aman aman cinemsemendir," demigti. "insanrn kendisini onemsemesi, onu afrrlaqtrnr, beceriksiz krlar; kiqi kendini be[enmigin biri olur grkar. Bilgi adamr olabilmek igin, kiqinin hafif olmasl, akrcr olmasr gerektir."

Bir bilgi adamt olmak igin bu dostla birgok kez "karqtlaqmak" gerekiyordu; onunla iyice tanrgmak kogulu vardt. Bu onkoqula gtire insanrn, sannlandrncr harmanr srk srk tiittiirmesi gerekiyordu. "Tiitttirme"

Don Juan, gcimezlilimin bu ikinci doneminde bana ozellikle "g{irme"yi o[retmek istiyordu. Besbelli, onun bilgi dizgesinde iki ayrr sezgisel yaklagrm olarak, "g{irme" ile "bakma" araslnda anlambilimsel bir ayrrm yapmak olasrydr. "Bakma," di.inyayr ola[an bigimde, ahqa-

I4

BiR BA$KA GERQEKLIK

SUNU$

15

geldi[imiz gibi sezme anlamrna geliyor;, "g{irme" ise, bir bilgi adamrnrn diinyadaki geylerin "dzti"nti sezebilmesi igin gerekli olan gok karmaqrk bir stireci belirtiyordu. Ofrenim stirecinin bu gagrrtrcr kertedeki karmagrkhfrnr kolayca okunur bir durumda sunabilmek amacryla tuttulum inceleme notlannr
yeniden di.izenleyerek uzun soru ve yantt bcililmlerini rizetlemiq bulunuyorum. Krsaltarak verdilim anlatrmrn, don Juan'rn rilretilerinin anlamrndan herhangi bir gey yitirmesine neden olmayacafr inancrndayrm. inceleme notlanma akrcrhk vermek amacryla yaptrlrm diizenleme sonucunda, notlanmrn, sciylegilerde olmasr gereken akrcrhla kavugtu$unu ve istedifim etkiyi verece$ini sanryorum. Yani, gergekte olanlan okuyucuya en dolaysrz bigimde, bir roportaj gibi iletmek istedim. Ayn ayn verdilim her krsrm, don Juan'la yaptr[rm bir oturumu gcistermektedir. Genellikle, oturumlanmlzrn her birini beklenmedik bir bigimde noktalardr. Bu bakrmdan, her krsmrn sonundaki garprcrhk, benim yazrnsal bir oyunum defildir; bunlar, don Juan'a rizgii konuqma bigiminin iiriinleridir. Derslerin garprcr nitelik ve cinemini bellelime iyice sokmama yaramrgtrr bu anlmsatlcl ipuglarr. Ne var ki, rciportajrmrn inandrrrcr olabilmesi igin kimi agrklamalara gereksinim olacaktrr. Agrkhk sallamak igin kimi agkr nitelifindeki kavramlarr ya da vurgulanmasrnda yarar gcirdii[i.im kimi agkr birimlerini aydrnlatmak gerekmektedir. Vurgulamayr ye$ediklerimin, toplumsal bilimlere olan ilgime kogut olarak ortaya grkmalan do[aldrr. Deliqik beklentileri olan deliqik amagh bir baqka kipinin, benim ye!lediklerimden biisbiitiin bagka kavramlarr segmiq olmasr pekdlA diiqi.i-

ve kavranrlabilecek geyler de[ildi. Yani, bu uygulanamazhk durumu, benim diinyaya bakrg bigimimi brrakmamr gerektiriyordu. Don Juan, olalandrgr gergeklik durumlannln bu uygulanamazhk

tizellilinden, bir dizi rinceden diigi.iniilmiiq yeni "anlam birimleri"ni sunmakta, yararlanryordu. Anlam birimleri, don Juan'rn bana iilretmeye gabaladrlr bilgiye iligkin biiti.in o tek tek <ilelerden oluguyordu. Bunlan anlam birimleri diye adlandrrmamrn nedeni, onlann duyusal verilerin temel ki.imesi olmalandrr ki daha karmaqrk anlamlar, bunlarrn yorumlart tizerine kurulur. Bu birimlere bir omek olarak sannlandrncr harmanrn fizyolojik etkilerinin anlagrlma bigimini gcisterebiliriz. Neden oldulu duygusuzluk ve devimsel denetim yitiklifi, don Juan'rn dizgesinde dumanrn yaptrlr bir edim olarak yorumlanrr; ki bu durumda dost, "uygulayrclnln gdvdesini yok etmigtir".

Anlam birimleri belirli bir bigimde ktimelendirirler. Ve ortaya grkan her kiimeyi, "akla uygun bir yorum" diye adlandrrryorum. Kugkusuz, bi.iytici.ilerin dlrenmesi gereken, biiyiiciili.i[e defgin sayrsrz akla uygun yorum vardrr. Gi.indelik ya$amrmrzda bu konuyla ilgili sayrsrz
akla uygun yorumla yiz yize gelmekteyiz. Yahn bir timek olarak, her giin yiizlerce kez yapadurdu[umuz pek de bilingli sayrlamayacak bir yorumu gostereyim: "Oda" dedilimiz yapl. Kugkusuz ki, oda dedifimiz yapryr oda olarak yorumlamayr <i$renmigizdir; bciylece oda, akla uygun bir yorum olmaktadrr, glinkii bu yorumu yaparken gu ya da bu bigimde onu bileqimine giren ti.im oleleri bilmekte oldulumuz dngoriiliir. Bir akla uygun yorum dizgesi, bagka bir deyimle, bir uygulayrclnln, edimlerine delgin biittin durumlarla ilgili varsayrmlarr, grkanmlan, onbilileri, vb. yapmak igin gereksindi[i tiim anlam birimlerini bilmekte olmasr si.irecidir. Burada "uygulayrcr" sozciifiini.i kendi belirli akla uygun yorum dizgesine de[gin anlam birimlerinin tiimi.inii ya da tiimiine yakrn bir bcili,imtinii yeterince bilen bir kimseyi belirlemek iEin kullanryorum. don Juan bir uygulayrcrydr; yani, biiyticiiliigi.ini.in tiim agamalannr bilen bir bi.iyi.iciiydii. Don Juan, bir uygulayrcr olarak akla uygun yorum dizgesini bana aktarmaya ufraqryordu. Bu dizgeyi alabilmem, bu durumda, sezgisel veriler yorumlamanrn yeni yollannrn iifrenildi[i bir yeniden toplumsallagma si.ireciyle eq anlama geliyordu.

niilebilir. Qcimezlifimin ikinci dcineminde, don Juan, ttittiiri.im harmanrnr kullanmanrn "grirme" igin zorunlu ilk kogul oldulunu kesinlikle belirtmigti. O yi.izden, srk srk kullanmrgrmdrr bunu.
Don Juan, "Bu 'fani'diinyayr bi krprhlrna da olsa grirebilmek iEin gereksindi[in hrzr yalnrz ve yalnrz bu duman verebilir" derdi hep. Don Juan, sannlandrncr harmanrn yardrmryla bende bir dizi ola[andrgr gergeklik durumlan yaratmrgtr. Bu ttir durumlann baghca ozelli!i, bir "uygulanamazhk" durumuydu ki bu da don Juan'rn yapmakta oldufu geye uymaktaydr. Bu de$igik bilinglilik durumlarrnda sezinledi[im geyler, di.inyayr olalan bigimde algrlama yoluyla anlatrlabilecek

16

BIR BA$KA GERQEKLIK

SUNU$

Biiyiiciilii$e cizgii anlam birimlerini becerikli ve uygun bir bigimde yorumlayabilme yetene$inden yoksun biriydim ben, bir "yabancr"ydtm. Don Juan'rn gcirevi, dizgesini bana aktarrnaya gahgan bir uygulaytcr olarak, baqka herkesle paylagtrlrm belli bir kesinlili da$rtmaktr. Oysa o kesinlik bize di.inyaya "saldryr" ile bakmamrzln son aqama oldu$unu tilretmigtir. Don Juan, sannlandrrrcr bitkileri kullanarak ve yabancr bir dizgeyle benim aramda iyi hesaplanmr$ iligkiler kurarak, kendi dtinya goriigi.imiin kesin olamayacalr, bunun yalmzca bir yorum

"Ornelin Sacateca; o da bilgi adamt, ama e[ilimi dans etmek.


Dan eder. Bilir."

"Bilgi adamrnrn elilimi, bilmek igin yaptrfr bir qey mi oluyor?" "Evet, dolru sriyledin." "Sacateca'nrn dansryla bilmesi arasrnda ne iligki olabilir ki?" "Sacateca btitiin varh[ryla dans eder diyebiliriz."
"Yani benim gibi mi? Dans sevmesi yani?" "Benim gordiigtim gibi dans ediyor diyebiliriz; seninki gibi deEil."
"Senin gordiigiince
d'e

oldulunu bana gcistermeyi bagarmrqtrr. Bizim bi.iyiictihik dedigimiz bu anlaqrlmaz gori.ingii, belki de binlerce yrldan beri Amerikah Krzrlderililer igin afrrbagh ve saygrn bir ufraqtr. Bizim bilim ulragrmrz gibi... Bunu anlamada gektifimiz gi.igli.ik, kugkusuz konunun igerdili yabancr anlam birimlerinden kaynaklanmaktadrr.

gbriir mi.i?"

"Evet, ama o dans da eder."


"Sacateca nasrl yapar dansrnr?"

Don Juan bir zamanlar bana bilgi adamlannrn 6zel elilimleri oldu[unu sciylemigti. Bunu agrklamasrnr istedim. Aldrfrm yanrt gciyleydi:

"Bunu anlatmak zor. Bilmek isteyince yaptrlr yabansr bi danstrr bu. Ama gu kadannr soyledim ki bilen bir adamrn ya$antlslnr anlamadrkga dans etmekten ya da gormekten soz etmek olanaksrzdrr." "Danslnl yaparken gdrdiin mii onu sen?" "Gordiim. Ne var, onun dans edigine her bakan kimse, bunu yabancr bir bilme ydntemi oldulunu anlayamaz." Sacateca'yr tanrrdrm , ya da en azrndan kim oldufunu biliyordum. yerde birlikte olmugtuk. Bira tsmarlamrqttm ona. ince bir adamdr, Bir
ne zaman istesem evine ulrayabilecelimi soylemigti. Uzun siire, onu ziyaret etmeyi diigiinmtig durmugtum. Ama hig agmamtgtrm bu konuyu don Juan'a.

"Ornefin benim efilimim gormeye do$rudur."


"Ne anlama geliyor bu?" "Gdrmek, zevkli bir ulrag! Bilgi adamr ancak gorerek bilir." "Ne gibi qeyler goniyorsun?" "Her $eyi." "E, ben de her qeyi goriiyorum, ama bilgi adamr falan delilim." "Yok, senin gordiigtin falan yok."
"Gori.iyorum igte."

"Gormiiyorsun diyorum sana."


"Neden b<iyle diyorsun, Don Juan?" "Sen yalmzca yi.izeyden gcirtiyorsun her ;eyi." "Yani biitiin bilgi adamlan baktrklarr her geyin igini goriir m[i?"

On dcirt Mayrs 1962 giinii olleden sonra Sacateca'nrn evine gittim. Daha cince evinin yolunu tarif etmig oldu[u igin, hig zorluk gekmemigtim. Kdqede bir evdi ve dcirt yanr gitle gevrilmigti. Evin kaprsr kapahydr. Evin gevresini dolanrp, evde midir diye takmak istedim. Evde kimse vara benzemiyordu.

"Yok canrm. Demem o deme delil. Her bilgi adamrnrn kendi e[ilimleri vardrr; benimkisi de gormektir. Bilmektir. Bagkalarr baqka qeyler yaparlar."

"Don Elias" diye yiiksek sesle seslendim. Urken tavuklar kagrgmaya, grdaklamaya bagladrlar. Kiigiik bir kopefin gite dolru geldi[ini gordiim. Havlayarak bana saldrraca[rnr sandrm. Yerine, oracrla goki.iverdi ve bana bakmaya bagladr. Bir kez daha seslendim, tavuklann gr!hklarr yeniden alevlendi. Evden yagh bir kadrn grkt. Don Elias'r galrrmasrnr sciyledim.

"Ne yaparlar cirnefin?"

18

BrR BA$KA GERqEKLIK


"Burda deli1." dedi.
"Nerde bulabilirim onu?" "Tarlaya gitti."

suNU$

re

Sesi yorgundu; sijzciikler alzrndan zorlukla grkar gibiydi. Qok te-

"Hangi tarlaya?" "Bilmem. Akgama dolru buyur. Saat beqte evde olur." "Siz don Elias'rn egi misiniz?"
Kadrn, "Evet. Kansr olurum," diyerek gi.iliimsedi.
Sacateca'ya de[gin soru soffnak istediysem de cjziir diledi, ispanyolcasrnrn pek iyi olmadrlrnr soyledi ve eve girdi. Ben de arabama at-

rlirgin olmuqtum. Yorgunlulu bulagrcrymr$ da beni de bitkinlegtirmig gibiydi. "Belli bir konu yok," diye yanrtladrm. "Arkadagga bir giiri'igme y^parvdemigtim. Bir zamanlar beni evine galrrmrgtrn ya'" "Evet galrrmrgtrm. Ama qimdi durum deliqik'" "Ne oldu ki?"
"Juan'la konugmuYor musun?" "Konuquyorum."

layrp oradan aynldrm. Akgam saat altr sularrnda gene o eve gittim. "Sacateca," diye sesIendim. Bu kez kendisi grktr evden. Ses alma aygltrmr gahqtrrdrm. Kahverengi krhflr bu aygrt omuzumda asrh bir fotolraf makinasr sanllabilirdi. Sacateca beni tanrmrqtr. "Oo, sen misin!" diyerek giildi.i. "Juan nasll?"

"O zaman benden ne istiYorsun?"

iki soru sorayrm demiqtim de..." "Juan'a sor. Artrk olretmiyor mu?" ,'olretiyor, ama olsun; bana rifreteceli geyleri bir de sana sorayrm dedim. Senin fikrini alayrm dedim. O zaman ne yaprlacalrnr bilebilirdim."
"Sana bir

"iyidir. Asrl

sen nasrlsrn, don Elias?"

Yanrt vermedi. Sinirli goriini.iyordu. Drq gciriiniiqii sakindi, ama


igten ige tedirgin oldulunu anlamrgtrm.

"Don Juan mr gdnderdi seni, bi gey mi istiyor?" "Haylr, kendim geldim."

ti!i

"O da neden yahu?"


Sorusu, gaqrrttsrnr iyice belli etmigti. "Biraz konuquruz diye diigiinmiigtiim," diye yanrtladrm. Elimden geldilince sakin goriinmeye galrqryordum. "Don Juan bana gok giizel qeyler anlattr senin hakkrnda. Ben de merak ettim. Birkag soru sorayrm

"Ne gerek var buna? Juan'a giivenmiyor musun?" "Giiveniyorum." "O zaman ne o[renmek istiyorsan git ona Sor, stiylesin sana." .,soylemesine soyli.iyor da... Ama sen de don Juan'tn bana d[retgeylerle ilgili diigiincelerini sdylersen, belki daha iyi anlanm." "Juan her geyi anlattr Sana. Bunu anca o yapar. Anlamryor mu"Evet, ama senin gibi kimselerle de konuqmak istedim, don Elias.

sLln?"

dedim."
Sacateca oni.imde durmaktaydr. Qevik, srnm gibi bir gdvdesi vardr. Haki renkte bir pantolonla gcimlek vardr iizerinde. Yan kapalr gozleriyle uykulu ya da esrik bir hali vardr. Alzrnr biraz aralamrgtr, alt du-

Bilgi adamt bulmak dyle kolay iq defil." "Juan bilgi adamt iqte." "Biliyorum."
"O zaman ne diye benle konuquyorsun?"
"ArkadaqIrk ederiz diye diiqi'inmiiqttim." "Yok efendim, bu kez baqka tiirlii bi hal var sende'"

da[r sarkryordu. Derin derin solumakta oldu$unu gordiim. Hrrlamaya benzettim bunu. Birden Sacateca'nrn kagrrmrg oldufu geldi akhma.
Ama bu diigi.inceyi akhmdan kovdum; gtinkii daha iki dakika cince evden grktrfrnda ayrk gdri.iniiyordu ve beni hemen tanlml$tr adam:
Sonunda, "Ne sorusu sormak istiyorsun?" dedi.

Akhmdan gegenleri agrklamaya gahqtrm, ama tutarslza gevele* mekten bagka bir qey yapamryordum. Sacateca bir qey demiyordu. Beni dikkatte dinler gibiydi. Gtizlerini gene ktsrnrgtr, beni siizmekteydi herhalde. Bagrnr belli belirsiz efiyordu. Sonra gozlerini agtr. $telere bakarcastna gozlerini bana dolru gevrik tuttu. Sa[ ayafrnrn ucuyla sa$

-fiitilll

20

nin neqKA GERqerlir


yapamadr.

SUNU$

2I

topulunun gerisinde yere vurrnaktaydr. Rahattr. Hafif krvrrmrgtr bacaklannr. Kollarr gevgekge iki yanrna sarkrk duruyordu. Sonra sa! kolunu kaldrrdr; ellerini agtr, ellerinin ayalan yere dik tutuluydu. Parmaklarrnt germekte ve bana dofru uzatmaktaydr. Ellerini birkag kez silker gibi titreyerek yiiziimi.in onrine kaldrrdr. Bir siire orda tuttu ve bir iki sozclik sciyledi. Sesinin gok net olmasrna kargrn scizciiklerini anlayamadrm.

Biraz sonra ellerini gene agafrya sarkrttr ve devinmeden durdu. Yabancr bir durugu vardr. Ayakta duruyor, kendisini, sol ayak parmaklannrn koki.i tistlinde dengeliyordu. Sa! ayalrnr, sol ayak topu[unun
arkasrnda gapraz tutuyor; sa! ayalrnrn ucuyla tartrmh bir bigimde ha-

Kuqkusuz, bu olay ya da bu yabancr akla uygun yorum diz_uesindeki herhangi bir olay, yalnrzcao diz_eeye dzgri anlam birimleri agrsrndan agrklanabilir ve anlagrlabilir. Bu bakrmdan bu yaprt riiportajdrr ve bir rciportaj gibi okunmahdrr. inceledilim bu dizgeyi anlayabilmiq de[ilim; o nedenle gcirdiiklerimi yazmaktan cite bir sav ileri siirmem yanrltrcr ve yersiz olur. O nedenle gciriingiibilimsel yrintemi seEtim ve biiyiiciiliilii, sait, bana sunulan bir gdriingti olarak ele aldrm. Sezdim ve sezdiklerimi yazdrm; yazarken de "ahkdm kesmemeye" dikkat ettim.

fif hafif vuruyordu.


Nedensiz bir korkuya kaprldrm; bir tiir tedirginlik... Diiglincelerimi toparlayamryordum. Sagma sapan dtigiinceler soki.in ediyordu akhma. Olup bitmekte olan durumla hiEbir ilintisi bulunmayan diigiinceler... Tedirginligimi fark edip, diiqtincelerimi iginde bulundulum duruma gevirmeye gahgtrm; ama bunu bir tiirlii bagaramadrm. Sanki bir gtig beni, dii gi.inceleri mi toparl amaktan, durum la i I gi I i geyler dligtinmekten

alrkoymaktaydr.
Sacateca bir qey demeden duruyordu. Artrk ne yapacalrmr ne diyecelimi bilmiyordum. Dontiverdim ve oradan ayrrldrm.

Daha sonralan don Juan'a Sacateca'yla kargrla$maml anlatrverdim. Don Juan kahkahayr bastrrdr.

"Ne oldu orda gerEekten?" diye sordum. "Sacateca dans etmig!" dedi don Juan. "Seni gdrmiig, sonra da
dans etmig."

"Ne yaptr bana orda? Sersem tavufa donmiiqtiim bir ara." "Seni belenmemig olacak ki ytiziine bir laf flrlatmrg, susturmug
seni." $agkrnhlrmr gizleyemedim, "Nasrl olur oyle $ey?" diye balrrdrm. "Qok kolay, istenciyle susturrnu$ seni."

"Ne dedin, ne dedin?" "istenciyle susturmug seni."


Yeterli bir agrklama delildi bu. Anlattrklan gok sagma geliyordu bana. Biraz daha degeyim dediysem de, anlayabilecefim bir agrklama

FLi

BOLUM BIR
I

t'Gdrme"nin Onkogullarr

I
2 Nisan 1968

Don Juan bir an ytiziime bakh, onu son ziyaretimden bu yana iki yrldan fazla bir stire gegmiq olmasrna karqm beni gordii$tine ga$mrg goriinmiiyordu. Elini omuzuma koydu ve sevecence gtilerek beni defigmig buldu$unu, giqmanlamrq, hrmbrllaqmrg oldu$umu soyledi. Kitabrmrn bir kopyasrnr getirmiqtim ona. Girig falan yapmadan, kitabr gantamdan grkanp don Juan'a uzattrm. "Seninle ilgili bu kitap, don Juan," dedim. Kitabr aldr ve iskambil kA[rdr gibi sayfalarrm qoyle bir karrgtrrdr. Kitabrn boyutlarrnr, kabrndaki yegil rengi be$endilini sciyledi. Elinin ayasrnr kitaba bashrrp birkag kez givirdi ve kitabr bana luzato. Btiyiik bir ovting duygusu sarrnr$tr beni.

26

BIR BA$KA GERqEKLIK


"Sende kalsm, don Juan," dedim.
Sessiz sessiz giilerek baqmr salladr. "Kalmasm daha iyi," diyerek tiim ytiziine yayrlan

"GORME"NIN ONKO$ULLARI

27

bir gti-

Itimsemeyle, "Meksika'da k6$rdr ne iqte kullanrrrz, bilirsin," diye ekledi.

Gtildtim. Qok gtizel buldum onun bu gizli alaymr. Orta Meksika'nrn daflrk bir bolgesindeki ktigiik bir kasabarun parkrnda bir srraya oturmugtuk. Onu ziyaret etmek istedi$imi kendisine bildirebilmek iEin higbir yol yoktu. Gene de onu bulacafrmdan emindim. Ve buldum da. O kasabada btraz oyalanmrqtrm ki; gok gegmeden don Juan da$dan inmiq ve bir arkadaqrnrn tezg6hrnda goriigtirken onu bulmuqtum.

Don Juan, pek iizerinde durmakstztn, benim onu Sonora'ya goti.irmek igin tam zamanlnda geldilimi soyledi. Sonra da konulu oldulu Mazatec Krzrlderilisi olan bir arkadagmr beklemek igin parka gittik. Don Juan, pek tizerinde durmakstzrn, benim onu Sonora'ya gottirmek igin tam zamantnda geldilimi sciyledi. Sonra da konu$u oldulu Mazatec Krzrlderilisi olan bir arkadaqlnl beklemek igin parka gittik. Ug saat kadar beklemiqtik. $undan bundan soz etmekteydik. Giintin bitimine dofru, arkadagr gelmeden cince, don Juan'a birkag gtin cince tanrk oldu$um kimi olaylan anlattrm. Onu ziyarete gelirken yolda, kente varrnaya az kala, arabam bozulmugtu. Ben de, arabam onarrlana dek kentte tig gi.in gegirmek zorunda kalmrqtrm. Arabamrn onanldr[r atcilyenin karqrsrnda bir motel vardr; ne var ki, kentlerin drg mahallelerinde hep srkrnfi basar beni. o nedenle kentin merkezindeki sekiz kath turistik bir otelde kalmrgtrm. Asanscircii, otelde bir restoran bulundu$unu sdyleyince, gittim. Masalann bir boltimtinii kaldrnma dizmiqler. Kcigebaqrnda, ga$daq gdri.iniiqlti tulla kemerler altrnda gok ahmh bir dtizeni vardr restoranrn. Birkag bog masa iligti goztime. Ama drgarrda hava serindi. O yiizden, havasrz da olsa, igerde otur-

mayr ye$edim. Igeri girer girmez, ayakkabr boyacrsr birkag o$anrn, restorarun oniindeki kaldrnmln kryrsrnda oturmakta oldufunu gordiim. Drqardaki masalardan birine otursaydrm, kugkusuz, baqrma iiqiiqeceklerdi. Oturdulum yerdeki pencereden gocuklarr izleyebiliyordum. Kaldrrrmdaki masalardan birine iki delikanh oturdu; ayakkabrlannr boyamak isteyen ollanlar hemen Eevrelerini sanverdi. Delikanhlar boyatmak istemeyince, boyacr oflanlarrn, tistelemeden, dontip kaldnmrn kryrsrna oturmalarr epey gagrrtmrqtr beni. Az sonra, gisilerinden iqadamr olduklannr grkardr[rm tig kiqi kalkrp gittiler. Boyacr oflanlar, onlarm kalktrklan masaya koqup artrklarr yemeye koyuldular. Birkag saniye iginde tabaklardakini silip siipiirdiiler. Obi.ir masalardakiler gider gitmez kogugup onlann artrklannr da govdeye indiriyorlardr. Bu gocuklarrn oldukga diizenli bir bigimde davrandrklarr goziimden kagmadr; masaya su dciktilse, hemen boyacr bezleriyle siliveriyorlardr. Artrklan delerlendirmedeki diizenleri de dikkatimi gekmigti. Su bardaklannda kalan buzlarr, gay fincanlarrndaki limon dilimlerini, krsacasl her geyi yiyorlardr. Otelde kaldrlrm stire boyunca, bu boyacr ollanlarla restoran yoneticileri arasrnda bir anlagma oldu[unu bulguladrm. Boyacrlarrn, oralarda kimseyi tedirgin etmemeleri ve bir qeyler krnp dokmemeleri koguluyla, dolanmalarrna, milqterilerden para kazanmalanna ve artrklan yemelerine izin veriliyordu. Yaglarr begten on ikiye defiigen on bir boyacr gocuk saydrm. En btiytik olarunr, aralanna almadrklannr, kendilerinden uzak tuttuklarrnr goriiyordum. Bile bile odu drga stiriiyorlar, bir alrzdan "Sen biiyi.idiin, gottin krllanmrg, aramrza giremezsin..." diyerek alay ediyorlardr. Ug giin boyunca onlann boyle akbabalar gibi en de[ersiz artrklara bile saldrrmalannr gormek, bende derin bir tiziintii yaratmrqtr. O kentten ayrrlrrken, diinyalarr Allahrn gi.inii bir kmntr kapmak igin savaqrm yapmakla yofrulmakta olan bu gocuklar igin artrk bir umut kalmadrlrnr gegirmekteydim.

28

BiR BA$KA GERQEKLiK

"GORME"NIN ONKO$ULLARI

29

Don Juan, slnarcaslna sordu: "Acryor musun onlara?" "Elbette aclyorum," dedim. "Neden?" "Qiinkti insanhfrn esenlili beni kaygrlandrnyor da ondan. Onlar daha gocuk; girkin, bayalr bir yaqam si.irdtirtiyorlar." Don Juan, yapmacrkh bir sesle, atrldr: "Dur bakahm, dur! Nasrl dersin onlann yagamma girkin diye, baya[r diye? Kendi yaqamlntn, onlannkinden daha iyi oldulunu sanryorsun, di mi?" Oyle sandr[rmr soyledim; bu Eocuklarrnkine oranla benim diinyamm gok daha gegitli yagantrlarla dolu oldulunu, bana kigisel doyum ve geligme olanaklarr safladr$rnr ekledim. Don Juan'rn bile bile inatgrhk yaptrlrnr sanryordum. Srrf beni krzdrrmak igin karqrt bir gortigti savundu$unu di.igi.inmekteydim. Bu Eocuklarrn ussal geligme olanaklannrn hig bulunmadr[rna igtenlikle inanmrqtrm. Goriiqtimii biraz daha agrkhyordum ki, don Juan pat diye soruverdi: "Bir zamanlar sen kendin bana bir insan igin en btiyiik bagarmrn 'bilgi adamr olmak' oldufunu soylememiq miydin?" Boyle bir qey soylemiqtim; kanrmca bilgi adamr olmanrn en bi.iytik ussal baqarr oldu[u yolundaki inancrml gene yineledim. Don Juan, "Senin o varsrl diinyanrn, bilgi adamr olmana bi yardrmr olur mu saruyorsun?" diye sordu. Sesinde alaycr bir titrem vardr. Yarut vermedim. Don Juan aynl soruyu, bu kez bagka bir bigimde, gene sordu-anlamadr[rnr sandrfrm zaman benim ona hep yaptrlrm gibi... "Yani," dedi hilesini sezmiq oldulumu bildilini gosterircesine afzr kulaklanna vararak, "senin ozgiirliiltintirwe elindeki olanaklarrn, senin bi bilgi adamr olmana bi yaran olabilir mi?"

Kesin bir bigimde, "Hayrr!" dedim. Don Juan, a[rrbaqhhkla: "O halde neden aclyorsun o gocuklara?" dedi. "iElerinden herhangi bir bilgi adamt olabilir. Tanrdrlrm bilgi adamlarrrun ttimti de masalan yalayrp artrklan yerken gordiiltin o gocuklar gibiydiler." Don Juan'rn bu gcirtiqti, beni epey tedirgin etmiqti. Bu yoksul gocuklarrn yeterli beslenemediklerine delil de, kendi delerlendirmem agrsmdan onlarm dtinyasrntn bu gocuklan ussal yetersizlile "mahkOm" etmiq bulunmastna actdrfrmr aynmsadrm. Oysa, don Juan'a gore bu gocuklardan herhangi birisi, benim ussal geliqmenin doru$u saydrfrm amaca, bilgi adamhfr kertesine ulagabilirdi. Demek ki onlara aclmamln nedeni gegersiz kahyordu. Don Juan tagr gediline yaman oturtmugtu. "Belki de hakhsrn," dedim. ooAma bir insantn, baqkalanna gergekten yardrm etme iste[ini yok edemeyiz ki!" "Nasrl yardrm edilebilir dersin baqkalanna?" "Yiiklerini hafifleterek. OUtir insanlar igin en aztndan yapabilece[imiz qey, onlarr deliqtirmek gahgmak olabilir. Sen kendin bunu yapmaktasrn zaten. De$il mi?" "Yok carum! Baqka insanlann nesini defigtirecekmiqim ki, neden defiqtirecekmiqim ki?" "Ya beni, don Juan? Benim deliqmem igin olretmiyor musun bana?" "Hayrr. seni de[igtirmeye falan gahgtrlrm yok. Ola ki bi gtin bilgi adamr olursun-kimse bilemez bunu-ama de[iqtirmez ki seni! Ola ki bi gtin insanlan bagka bi gozle goriirsiln de, o zaman anlarsrn deliqtirilebilecek bi geyleri olmadrlrnr." "insanlari baqka gozle gormek de ne demek, don Juan?" "Gdrdii{tin zaman, insanlar baqka ttirlti gortini.irler. Dumancrk, insanlan rqrk telcikleri olarak gormeni sa$layacak-

tlr." "Igrk telcikleri mi?"

I
30

BiR BA$KA GERqEKLIK

"Evet, beyaz ortimcek a[r gibi. Baqrndan gobeline do!ru dolanan ipincecik iplikler. Bu ytizdendir insanrn telcik yumalrndan olugan bi yumurta gibi gortinmesi. insanrn kollarryla bacaklan da her yana firlar gibi uzanan sert ve saydam krllara benzer." "Herkes oyle mi goriini.ir?" "Herkes. Ustelik herkes, biiti.in obiir qeylere dokunmaktadrr; ama elleriyle delil, karnrrun ortasmdan siiren uzun bi telcik demetiyle de[er obiir qeylere. Bu telcikler insanr gevresine ballarlar, dengeli ve sallamca durmasrnr saflarlar. Ola ki bi gtin sen de goriirsiin, dilenci de olsa kral da olsa insan saydam bi yumurtadrr ve deligtirilecek bi yanr yoktur; daha dogrusu neyini defiqtirebilirsin, o saydam yumurtarun? Neyini?"

2
Don Juan'r ziyaretimle yeni bir donem baglamrqtr. Onun o ozledilim eski garprcr tutumundan, ntiktelerinden ve toylufuma. sevecence katlanrqrndan oluqan havaya yeniden girmekte hig gtigliik gekmemigtim. Onu gok daha srk ziyaret etmem gerekti$ini dtiqi.intiyordum. Don Juan'r gcirmemek, gergekten birgok geyi yitirmek demekti benim igin. Ustelik, onunla gortigiilecek oldukga ilging bir qey bulunuyordu. Olretilerine de$gin kitabr yazmayt bitirdikten sonra tuttuEum inceleme notlan arasrnda yararlanmadr[rm kimi boli.imleri yeniden okumaya baglamrgilm. Yalnrzca olafandr$l gergeklik durumlannr iglemig oldu[umdan, biiyiik oylum tutan kimi verileri hig kullanmamrgtrm. Bu eski notlanml yeniden gcizden gegirince, usta bir biiyiictiniin, salt "toplumsal igerik-

I
32

BIR BA$KA GERQEKLIK

"GORME"NIN ONKO$ULLARI

33

yararlanarak, gcimezinde gok ozel bt dizt sezgiler yaratabilecefi sonucuna vardrm. Biiytictintin bu scizlerden yararlanma stirecinin niteliklerine defgin savlm, btiti.intiyle, amaglanan sezgi dizisinin yaratrlmasrnda bir krlavuzun gereklilili varsayrmrna dayanmaktaydr. Bi.iyticiilerin peyote oturumlannr cjzel bir deney konusu olarak inceledim. Bu oturumlarda btiyticiilerin agrk segik bir scizciik ya da iqaret vermeden, gergeklifin nitelifine delgin bir anlaqmaya ulagtrklannr savhyordum; ve bciyle bir anlaqmaya ulaqabilmeleri igin oturuma katrlanlann gok i.isti.in ve ince bir gizli iletigim iginde bulunduklarr sonucuna vanyorum. Bu gtzli iletiqim yonteminin niteliEini agrklamak amacryla karmagrk bir dizge kurmuqtum. Bu nedenle don Juan'a gidip, bu gahqmalanma d"E-

li kimi scizler"den

Ian aghfrml ya da uykum gelene dek rqrkh cadddelerde dolaqtrfrmr soyledim. "Oyle mi!" dedi $agrrml$ gibi, "Ben de karanhlr kullanmayl o$rendifini sanmrgtrm. " "Nasrl kullanrlrr karanhk?" diye sordum. Don Juan, karanhfrn-"gtintin karanhfr" diyordu buna"g{irme" igin en uygun zaman oldu$unu sciyledi. "Gdrme" sozci.i$iinii ahgrlmadrk bir ses titremiyle vurguluyordu. Bununla ne demek istedi$ini ci$renmek istediysem de, artrk bu konuya girmek igin gok geg oldu$unu belirtti.

gin firkini almak istiyordum.

22 Mayts 1968

2I Mayts

1968

Don Juan'r gormeye giderken yaptrfrm yolculuk srrasrnda kayda deler bir gey olmamrqtr. Qolde rsr, krrk dereceyi gegiyor insanr rahatsrz ediyordu. Akqam yaklagtrkga tsl dtiqmeye baqladr; don Juan'rn evine vardrlrmda akqam olmuq, serin bir yel esmeye baglamrgtr. Qok yorgun sayllmazdrm. Odasrnda oturup konuqtuk. Rahat ve gevgemig bir durumdaydrm; konu$mamrz saatlerce stirdii. Notlarlma gegirmeye de[er bir geyler konuguldu[u yoktu. ille de anlamh bir qey sciyleyim ya
da koca koca anlamlar grkarayrm diye ulraqmryordum. Hava-

dan, o yrlki tiriinden, torunundan, Yaqui Krzrlderililerinden, Meksika hi.ikiimetinden falan dem vuruyorduk. Don Juan'a, karanhkta boyle konuqmaktan ne kadar gok tat aldrfrmr soyedim. O da, bunu sciylememin, konuqkan yaradrhqrma pek uygun dtiqttiltinti sriyledi. Orada otururken konuEmaktan bagka bir yapmadr$rm igin, karanhkta sdyleqmenin bina kolay geldilini de ekledi. Ben de hoqlandrfrm geyin, konugma ediminden cite bir geyler oldu[unu ileri siirerek, aslmda bizi saran karanhfrn yatrqtrrrcr rhkhlrnr sevdilimi soyledim. Don Juan, hava karannca evde neler yaptrlrmr sordu. Ben de, tabii rgrk-

Sabahleyin uyanrr uyanmaz, daha giinaydrn bile demeden, don Juan'a mitotelerde, peyote oturumlannda gegen geyleri agrklayrcr bir dizge kurmug oldufumu sciyledim. Notlanml grkarrp yazdrklanmt ona okudum. Ben tasalanmr agrklamaya didinirken o da sabrrla beni dinliyordu. Hepsinin de belli bir anlagmaya varabilmelerinin, ancak oturuma katrlanlara gizli igaretler veren gizh bir baqkan'ln varhlryla olasr bulundufuna inandr[rmr anlattrm. Bu kimselerin, Mescalito'nun varhlrnr ve onun do!ru yafam bigimine delgin derslerini bulmak amacryla bir mitoteye katrldrklannr; oysa ordaki kigilerin birbirlerine higbir soz soylemediklerini, higbir igaret yapmadrklarrnr, buna karqrn Mescalito'nun varlrfr ve verdi[i dersler tizerinde ortak bir anlaqmaya varabilcliklerini belirttim. En azrndan benim katrldrlrm mitotelerde bunun boyle olmuq olmasr gerektilini soyledim. Yani her biri, Mescalito'nun olmasr gerektilini soyledim. Yani her biri, Mescalito'nun kendisine gortindti[ti ve dersini verdi[i konusunda anlaqryorlardr. Benim kendi deneyimimde Mescalito'nun herkese gortinme ve dersini verme bigimindeki benzerlik garplcr olmuqtu; oysa herkesin deneyiminin igerifi baqka baqkaydr. Bu benzeglili agrklayabilmenin tek yolu kanrmca ince, karmaqrk bir gizli iletiqim dizgesi olmahydr.

34

nin nngKA GERQEKLIK

"GORME"NIN ONKO$ ULLARI

35

Dtizenlemiq oldulum tasanyt don Juan'a okuyup agrklamam iki saate yakrn siirmiiqtii. Konuqmaml, anlaqmaya ulaqmada kullanrlan yontemin ne oldu[unu bana kendi a$zryla anlatmasrnr rica ederek noktaladrm. Sciztim bitince, don Juan kaqlarrnr qattr. Bunu, a.grklamalanmr tartrqmaya deler bulmuq oldu$una yordum. Iyice diiqi.in{ip de dtiqi.incesini oyle soyleyecekmig gibi bir hali vardt. Bir siire sonra, sessizlifi bozarak, tezimi nastl buldu[unu sordum.

Bu sorum onu dtiqiincelerinden aytrdr. Ytiziinde bir giili.imseme belirdi; sonra da giimbiirdeyen bir kahkahaya dontiqti.i bu. Ben de giilmeye gahgtrm, sinirli sinirli, giihing olan geyin ne oldu[unu sordum. "Beynin sulanmrq senin!" diye bafrrdr. "Mitote denli onemli bt zamanda ne diye birilerine qifre verrneye kalkrqsrn bu adamlar? Mescalito'yla dalga gegecek kadar manyak mt
sanlrsln onlarr?" davrandr$r yanrt olamazdr ki! gegiverdi. Soyledikleri, soruma Don Juan inatla, "Neden gifre versinler yahu!?" diye sdylendi. "Seni de gotiirdtik mitotelere. Kimse sana ne duyumsaman gerekti[ini, ya da ne yapman gerektifini falan soyledi mi, ha! Hig kimse, Mescalito'dan baqka hig kimse yapamaz
bunu
!

lanmr toplayrp kaldrrdrm. O da tistelemedi. Bir si.ire sonra, don Juan onu bir arkadaqrntn evine gottirmemi istedi. Btit{in gtin orda kaldrk. Gori.igmeler strastnda, arkadagr John, peyoteyle aramrn nastl oldufunu sordtt. Sekiz yrl kadar cince, ilk deneyimimde yedifim peyoteyi o vermiqti bana. Ne diyecefimi bilemedim. Don Juan yardtmtma yetiqerek iqlerin yolunda gittifini soyledi. Don Juan'rn evine dcinerken, laf strastnda, John'un o sorusuyla ilgili bir iki sciz soylemek istedim ve arttk peyoteye de[gin herhangi bir qey o[renmeyi dtiqiinmedifimi; peyotenin, bende bulunmayan ttirden bir yiirekliligi gerektirdi[ini; bu u[raqr brraktrlrmr soyledi[imde iyice dtiqiiniip karartmt oyle vermiq bulundu[umu soyledim. Don Juan yalnrzca g.jItimstiyor, bir gey demiyordu. Evine varana dek konu$maml
stirdi.irdrim.

Bir an igin akhmdan don Juan'tn kagamakh

"

Boyle bir agrklamanrn manttkstz oldulunu ileri siirerek, bu anlaqmaya nastl ulaqtrklartnt anlatmast ricamr yineledim. Don Juan, gizemli bir sesle, "$imdi anladrm neden geldi[ini," dedi. "Sana yardtmct olamam; gtinkti gizlt, iqaretler, qifreler falan yok ki!" "Ama, hepsi birden, Mescalito'nun geldilini nasil anlayabiliyorlar?" Don Juan biiytik bir ciddiyetle, "Anlayabiliyorlar, giinkii goriiyorlar," dedi ve yumuqayarak ekledi: "Bir mitoteye daha katrl, o zaman kendin gor[irsiin bunu." Bir tuzakmrg gibi geldi bu onerisi. Bir qey demedim; not-

Kapr oniindeki dtizliikte oturduk. Hava tltktt, prnl prrrldr. Hafifge esen akqam yelini ciferlerimrze gekmekteydik. Don Juan, birden, "Ne diye o denli iteleyip durursun, bilmem ki!" dedi. "Artrk higbir qey ofrenmek istemiyorum demektesin yrllardan beri. " "Ug yrldan beri." "Niye bu ofken, soyle bakaltm." "Sana ihanet etmiq gibiydim, don Juan. Bu yiizden soyliiyorum bunlan hep." "Bana ihahet ettifin yoktur." "Sana layrk olamadtm. Brrakrp kagtrm. Yenik diiqtiim iqte!" .. "Elinden geleni.yaparsrn; hentiz..yenik de sayrlmazsln. Olretmek istedifim gey oyle zor ki! Ornefin, bana, sana geldifinden gok daha zor gelmiqti!" "Ama siirdi.irdiin ufraqmr, don Juan. Benim durumum farkh. ben gekip gittim; qimdi de geliqimin nedeni o[renmek de[il de, yalnrzca kendi Eahgmamdaki bir hususu agtklamzrnt istememdir."

BiR BA$KA GERqEKLiK


Don Juan bir siire yiiziime baktr, sonra baqrnr oteye gevirdi:

"GORME"NIN OXrcOSULLARI

-a

JI

"Brrak da duman yeniden krlavuzluk etsin sana," dedi


bastrra bastrra.

sozciik bulamazdrn. Soylemiqtim sana ya! insanrn durup dururken bilgi adamt olmayr istemesi iEin kafadan gatlak olmasr gerekir diye... Akh baqrnda birinin bunu istemesi goriilmiiq
qey

de[ildir."

"Olmaz, don Juan," dedim. "istemem dumanrnr. Yeterince yordu beni zaten." "Daha baqlamrq bile sayrlmazsrn." "Qok korkutuyor beni." "Korkuyorsun ha? Korku do[al bi qeydir. Brrak korkuyu diiqiinmeyi. Gorme'nin o benzersiz giizelli[ini dtiqi.in! " "O giizellikleri diiqtinebilmeyi gergekten isterdim, ama yapamlyorum bunu. Akirma dumanrn gelir gelmez, ruhum kararrveriyor. Sanki diinyada tek bagrma, desteksiz kalmrq gibi oluyorum. Dumanrn banayalntzhfrn son kertesini goster-

"Bu iqe giriqmeye can atan birgok kimse bulunaca[rna


eminim," dedim. ,'Bulunmaslna bulunur. Ama, onlar sayrlmaz. Qiinkii kafadan gatlaktrr goEu. Drqtam saflam goriinen sukabaklarl vardrr hani, ama suyla doldur bir onlan, nastl su stzdtnriar! Ttpkr oyle... "Bi kez velinimetimin bana yaptr$r gibi, punduna getirmiq sana ofretmeye baqiamrqtrm. Yoksa qu anda bildiklerini nasrl oprenirdin? Seni yeniden baqlatmak igin bi yol bulmak
gerekecek herhalde." Bu punduna getirme dedi$i qey, gomezlifimin en can ahcr noktalartndan birini oluqturmuqtu. Bu olay, yrllar once olmuqtu. Gene de daha bugiin olmug gibi capcanlt duruyordu belle[imde. Don Juan bir zamanlar bir stiri.i ustaca manevra sonunda, tirkiinE bir btiyiicii kadrnla karqr karqrya kalmama neden olmuqtu. Aramrzda gegen gattqma, bu kadrntn bana dtiqman kesilmesine yol aqmrqtr. Don Juan, bu kadrna olan

di, don Juan, baqka bir qey de[iI." "Dofru de[il bu soylediklerin. Bana baksana! Duman nim dostumdur; yalnrzhk falan gektifim var mr benim?"

be-

"Sen baqkasrn; korkunu yenmiqsin sen." Don Juan, omzumu okgayarak, yumuqak bir sesle: "Korktu[un falan yok!" dedi. Sesinde beni suglayan yabancr bir tit-

rem sezdim. "Yani yalan mr soyliiyorum, korkuyorum derken?" Sertleqerek, "Yalan malan rrgaiamryor beni. Benim dtiqiindi.ifiim $ey baqka. O[renmek istemenin nedeni, korkman falan defil. Bambaqka bi qey." iyice meraklanmrqtrm. O qeyin ne oldulunu anlatmasrnr istedim. Yalvardrm. Ama konuqmadr. Bunu bilmedilime inanmazmrq gibi baqrnr sallamakla yetiniyordu. Ola ki, beni cifrenmekten ahkoyan qeyin atalet oldulunu soyledim. Don Juan "atalet"in ne demeye geldifini sordu. Sozliikte bularak okudum: "Devinimsiz maddenin devinmeden durma elilimi, !a da devinmekteyse, bir drq etken yoksa, o yonde devinmesini siirdtirmesi." "Bi drq etken yoksa..." diye yineledi. "Bundan daha iyi bi

korkumu, Eomezli$imi stirdiirme nedeni olarak kullanmaya yeltenmiq; o cadrnrn biiyiilii saldrrrlartna kargt kendimi savunabilmem iqin btiyiictiltik ofrenimini stirdiirmem gerekti[ini iler siirmiiqtii. Bu "manevralar", sonunda oyle etkili olmuqlardr ki; oirnek istemiyorsam, elimden geldifince o$renmekten baqka yapacak bir qeyim kalmadr[rna yiirekten inanmaya
baqlamrgttm. "Beni gene o kadrnla korkutmayt tasarhyorsan, vallahi daha gelmern." dedim.

bir

Don Juan keyifli bir kahkaha koyuverdi. "Uziilme sen," diye bana gi.iven verrneye ga1qtr. "Sana korkuyla ig yaptrramam ki artrk! Korktu$un falan yok senin. Ama seni ayartmak gerekirse, burda olmana gerek yok ki! Nerde olursan ol, ayarttnm ben seni."

38

BIR BA$KA GERQEKLiK

"GORME"NIN ONKO$ULLARI

39

Don Juan kollannr baqmrn arkasrna koydu, uyumak iqin yere uzandr. iki saat kadar sonra uyandrlrnda, ben hAlA notianmr dtizenlemekteydim. Artrk hava iyice kararmrqtr. Don Juan, yazmakta oldu$umu gcirtince dikildi; giiltimseyerek yaza yaza sorunumu gozmtiq miiytim diye sordu.

23 Mayts I968 Oaxaca'dan soz etmekteydik. Don Juan'a, btr zamanlat pazar kuruldufu bir giin o kente gittifimde o yoreden gelen yiizlerce Krzrlderilinin yiyecek ve rvlr zrvff bir siirii eqyayl satmak LErn pazaryerinde toplandrklannr anlatryordum. Safaltrcr bitkiler satan bir adamrn, ilgimi ozellikle gekmiq oldulunu soy-

ledim. Tahtadan yaprlmrq bir dolaptaki kiigtik kavanozlar iginde kurutulmuq, kryrlmrg bitkileri satryordu. Sokak ortasrnda durmuq, elinde bir kavanoz tutuyor, ytiksek bir sesle bir
tekerleme soyltiyordu.

"Sivrisinek, pireye ve ayrrca bitlere, Domuz, at, inek igin, iqte getirdim size. Bilumum sayrrh[r iyi eder bu otlar, Kabakulak, krzamrk, romatizma, gut mu var? Yiirek, cifer, mide, bel ne afrrn varsa keser, Ahn bayanlar baylar, srzrdan kalmaz eser. Sivrisinek, pireye ve aynca bitlere." Durmuq, uzun Llzun dinlemigtim adamr. Once biittin hastahklan saylp dokiiyor, sonra da bitkilerin bu hastahklan iyi ettigini soyltiyordu. Dort dize soyleyip duraksryor, bciylece tekerlemesine ilging bir tartrm veriyordu. Don Juan, gengken, kendisinin de Oaxaca pazannda bitki sattrlrnr soyledi. Mtiqteri gekmekte kullandrfr "terane"yi hdlA anrmsadrfrnr belirterek okumaya baqladr. Arkadagr Vicente'yle birlikte kimi ilag regeteleri hazrrladrklarmr anlattr. "Bizim ilaglar gergekten iyiydi," diye siirdtirdii. "Arkadagrm Vicente'qahane hulasalar' qrkanrdr bitkilerden."

Don Juan'a Meksika'ya yaptrfrm yolcululardan birinde, bu arkadaqr Vicente'ye rastladr[rmr soyledim. Don Juan gok gaqrrmrg goriindii, daha anlatmamr istedi. Brr zamanlar Durango'dan geEerken, don Juan'tn, o yorede oturan bir arkada$lnl gormemi soyledilini antmsamtqttm. Ben de onu arayrp bulmuqtum. Bir stire konuqtuk. Ben aynlacalrm srrada, bana bir torba iginde kim bitkiler vermiq ve bunlardan birisinin nasrl dikilece[ini anlatmrgtr. Aquas Calientes kasabasrna giderken yolda durmuq, kimse var mr diye gevreme bakmrqtrm. On dakika kadar yolu ve gevresini gdzetlemiqtim. Goriintirlerde ev bark, higbir qey yoktu. Oralarda otlayan srfirr falan da yoktu. Qevreyi kolagan edebilecefiim kiigiik bir tepede bulunuyordum. Gorebildigim yerlerde herhangi bir yerleqme izi bulunmuyordu. Kendimi hazrlamak ve don Vicente'nin dikim tarifini anlmsamak igin birkag dakika bekledim. Bitkiyi ahp don Vicente'nin soyledi[i tizre yolun do[u yakasrndaki kaktiis tarlasma girdim. Yanrma bir qiqe madensuyu da almrqtrm. Bu su bitkinin tizerine serpilecekti. $iqenin kapafrnr agmak igin topralr kazmakta kullandrfrm demir gubu[u qiqeye vurdum. $iqe patlayrverdi; sagrlan cam pargalanndan biri tist dudafrml slyrrarak kanatmrgtr.

Bir qiqe daha almak igin arabaya dondtim; qiqeyi bagajdan grkanrken, yanrbaqrmda bir VW steyqrn belirdi. Arabayr stiren adam yardrm isteyip istemedigimi sordu. Teqekkiir edip adamr savdrm. Sonra gidip bitkiyi suladrm. Arabama donerken, otuz metre kala, kimi sesler igittim. Yamagtan aqa[rya kogar adrm inerken arabamtn yarunda iig Meksikah gordiim iki erkek ve bir kadrn. Adamlardan biri on tampona oturmuqtu. Krrkrna yakrn, orta boylu siyah, dalgah sagh biriydi. Srrtrnda bir denk taqryordu; eskimiq, siyah, bol bir spor pantolonla rengi atmrq pembe bir gomlek giymiqti. Ayaklarrna bol gelen pabuglarrnrn ba$arr gozi.iktil; onlarla rahat ytirtiyemedigi belli oluyordu. Kan ter iginde kalmrqtr. Oteki adam arabadan beq on metre otede duruyordu. ince kemikli ve obiir adamdan daha krsa boyluydu. Diiz saglan,

40

BIR BA$KA GERQEKLIK

'cORME"NIN

ONTo5ULLARI

4t

arkaya do[ru taranmrgtr. Krrk beq elli yaqlannda goriiniiyordu. Giysileri biraz daha dtizgtinceydi. Srrtrnda lacivert bir ceket vardr, pantalonu ag.rk maviydi. Siyah ayakkabrlarr vardt. Terledi[i falan yoktu. Obiirlerine pek yaklaqmryor, onlarla ilgilenmez gcirtiniiyordu. Kadrn da krrk yaqlannda kadardr. $iqman ve esmerdi. Siyah etek, beyaz bluz ve ucu sivri siyah ayakkabr giymekteydi. Y{ik falan taqrmryordu; elinde gantah bir radyo vardr. Qok yorgun gori.ini.iyordu. Ytizii ter damlalanyla kaphydr. Onlara yaklaqtrm. Adamlann geng olanryla kadrn yaruma geldiler. Kendilerini arabama almamr istediler. Trka basa dolu olan arka koltufu gostererek arabada yer olmadrfrnr soyledim. Adam, efer yavagga.siirersem, arka tampona takrlarak

"Onemli olmaz mr hig!" dedi don Juan, "Vicente birinci smrf bi biiyiici.idi.ir. Sana dikilecek bi qey verdiline gcire vardrr bi nedeni. Ya bitkiyi diktikten sonra oyle gokten dtiqmiiqcesine ortaya grkan o iig kiqiyle kargrlaqrvermen! Onun da vardr bi nedeni. Ama sen aptal oldufundan onemsemedin bu
olayr ve soztinti bile etmedin." Don Juan, Vicente'yi ziyaretim slrasrnda neler oldulunu biittin aynnfilarryla anlatmamr istedi. Ben de, kasabadan gegerken pazann igine girdilimi; Vicente'yi ziyaret etmeyi o zaman dtigtindi.i[timii anlattrm. Arabadan inip pazan dolagrrken salaltrcr otlar satrlan bciltime gelmiqtim. Yan yana tig tezgAh vardr, her birinin bagrnda birer giqman kadrn duruyordu. Gegitten gegip kciqeyi doniince bir tezgdh daha gordtim. ince yaprh, beyaz sagh bir adam var-

gidebileceklerini onerdi. Istersem on kaputun tizerine bile uzanabileceklerini belirtti. Qok sagma bulmuqtum bu onerileri. Ama oyle rsrarla yalvarryorlardr ki, iiztilmeye ve stktlmaya bagladrm. Otobi.ise binmeleri igin biraz para verdim. Geng olanr paralan ahp tegekkiir etti; ama yaqhsr, ki.igiimseyerek srrtrnr dondii. "Bana araba gerek, paranr istemiyorum," dedi. Sonra bana dcinerek, "Bize yiyecek bir qey verebilir misin, su var ml?" diye sordu. Aksi gibi higbir qey yoktu yanrmda. Bir an durup bana baktrlar ve hep birlikte yiirtiyerek uzaklaqtrlar. Arabama binip anahtan gevirdim. Srcak yi.iztinden motora su taqmrq olacaktr. Basmayan mar$ln grcrrtrsrnr iqiten geng adam durdu. Sonra dciniip arabayr arkadan itmeye hazrr bir duruma gegti. Briyiik bir korkuya kaprlmrqtrm. Solufum kesilir gibi oluyordu. Az sonra motor gahqtr ve gekip gittim. Bunlan anlattrktan sonra, don Juan bir siire diiqiinceye
daldr.

Bir kadrna kuq kafesi satmaktaydr. Kadrn gidesiye kadar bekledim. Adam yalnrz kahnca, Vicente Medrano diye birisini tanryrp tarumadrlrnr sordum. Yadr.

Gozlerini bana dikerek, "Neden daha once anlatmadtn bunu?" diye sordu. Ne diyecefimi qaqrrmrqtrm. Omuzlanmr silkerek o denli onemli oldulunu di.iqiinmedi$imi soyledim.

nrtlamadan, ytizi.ime baktr. Sonunda, "Ne iqin var Vicente Medrano'yla?" diye sordu. Beni, onun bir arkadaqr olan don Juan'rn gcindermi$ oldulunu soyledim. Yagh adam bir an yiiztime bakarak, kendisinin Vicente Medrano oldulunu ve hizmetimde oldufunu soyledi. Oturrnamr istedi. Qok sevinmige benziyordu. Rahat, arkadaq canhsr bir kimseydi. Don Juan'la olan arkadaqh[rmdan soz agtrm ona. Birden birbirimize rsrnrverdi[imizi gordtim. Don Juan'r yirmi yaqlarrndan beri tanrdr[rnr soyledi. Don Juan'r Eok befendifi belliydi. Gortigmemizin sonuna do!ru, igtenlikle, "Juan gergek bir bilgi adamrdr. Ben kendim de bitki gtigleriyle bir siire ufraqmrqtrm. Salaltrcr ozellikleri hep ilgimi gekmiqtir. Bir yrfrn botanik kitabr bile derlemigrim; daha gegen gi.in hepsini sattrm gitti." Bir an sustu. Qenesini kagrdr. Uygun bir sozctik arryor gi-

biydi. "Ben herhalde yalnrzca bir lirik bilgi adamryrm," dedi. "Krzrlderili kardeqim don Juan gibi degilim."

42

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME"NIN ONKO$ULLARI

43

Don Vicente bir si.ire daha sessiz durdu- Gozleri camlaqmrq, sol yanda bir yere dahp gitmiqti. Sonra bana donerek fisrltr bir sesle: "Ah, ne doruklardrr onlar! Krzrlderili kardeqimin trmandtEt..." dedi. Don Vicente aya[a kalktr. Goriiqmemiz bitmiqe benziyordu.

na gelecekleri onleyemezkr o. Sen ancak, kendini, ondan de-

E[er, bir Krzrlderili kardeqe defigin boyle bir sozi.i bir baqkasr sciylemiq olsaydr, basmakahp bir laf olarak deferlendirirdim bunu. Ne var, don Vicente'nin sesindeki titrem oylesine igtenlikli, gozleri oyle duruydu ki; beni kendimden gegirtmiqti. Krzrlderili kardeqinin goklere yiicelen imgesini iqlemiqti beynime. Bu dedigini inanarak soyledifine emindim. Anlattrklanm bitince, don Juan, "Lirik bilgiymiq... Assittir!" diye homurdandr. "Vicente brujodur. Ne diye gittin ona?" Don Vicente'yi gormemi, kendisinin bana soyledilini
anrmsattrm.

[il de, onun dizginlemiq oldu[u erkten koruyabilecek denli bilgi sahibi oldufun zaman ziyaret etmeliydin onu. Bu erkler de onun ya da herhangi bi kimsenin de[ildir. Bi baqlanna vardrr bu erkler. Sen Vicente'ye, arkadaqrm oldulunu sciyleyince, adamcap.n kendini koruma yollannr bildifiini sanmrqtrr. O yiizden vermiqtir o sana o arma$anr. Seni gok sevmiqtir herhalde, sana biiyiik bir armafan vermigtir. Berbat etmiqsin onu! Qok yazrk!"
24 Mayts 1968 Btitiin giin don Juan'a asrhp durdum; don Vicente'nin arrnafanrndan sciz etmesini istiyordum. Aramrzdaki farkl an goz oniinde tutmasr gerekti[ini birkag kez ayn ayn agrklamalarla

"Hadi cantm," diye alevlendi, "ben sana bi giin gormeyi ofrenirsen, gider arkadaqrm Vicente'yi ararsrn demiqtim. Baqka bi qey demiq defilim. Dinlemiyordun herhalde." Don Vicente'yle tanrqmamda bir sakrnca gciremedifimi ileri siirerek onun gok iyi Eok ince bir adam oldu[unu ekledim.
1

iki yana salltyor, yan alayh bir biEimde dedifi bu durum karqrsrnda duydu[u $a$krnlr[r dile getiriyordu. Don Vicente'yr ziyaretimin, elinde ufak bir defnekle bir aslantn kafesine girmek oldufunu soyDon
Juan baqrnr

"qaqrlast talih"im

anlatmaya gahqryordum. onun igin kolayca biliniveren bir qeyin benim igin iginden grkrlmaz bir bilmece olabilecelini sdyledim. Sonunda, "Sana kag bitki verdi?" diye sordu. Dort diye yanrtladrm. Ama kesinlikle antmsayamlyordum. Ardrndan, don Juan don Vicente'den ayrrhgrmla yolun kryrsrnda park edigim arasrnda gegenleri tam olarak anlatmamr istedi. Gelin gonin ki, bunu da anrmsayamadrm. "Bitkilerin sayrsr onemlidir. Olaylann slrasl da ciyle," dedi. "Ne olup bittilini anlmsamazsan, nasrl soylerim ne arrna-

liiyordu. Don Juan sarstlmtq gibiydi; ne var, onu neyin bu duruma getirmiq oldufunu anlamtyordum. Don Vicente gizel bir insandt. ince, temiz bir adam... Derin bakrqlarryla insanr etkileyen bir adam... Don Juan'a, boyle gtizel bir insanln nasrl gekinceli olabilece[ini sordum. "Senin bu ahmakhfrn yok mu ya!" diyerek sert sert yiiztime baktr. "Onun zarafl dokunmaz sana. Ama bilgi, gtig demektir. insan bilgi yoluna girmeyiversin bi! Artrk onun baqr-

fan verdi[ini?" Olay slrasrnl goztimrin ontine getirmeye gabaladrm. Ama


boquna.

"Olan biten her geyi anlmsamrq olaydrn," diye siirdtirdii don Juan, "o zaman, hiE olmazsa armalanrnr nasrl berbat ettifini anlatabilecektim sana. " Don Juan'rn keyfi kagmrga benziyordu. Sabrrsrzlanryor, anrmsamaya gahqmamt istiyordu. Ama akhm durmuq gibiydi. Salt, gortiqmeyi stirdiirmek amacryla, "Ne yanhqhk yaptrm acaba, don Juan?" diye sordum.

44

BIR BA$KA GERqEKLIK

"GORME"NIN oNroguLLARI

45

"Hepsi yanhq." "Ama don Vicente'nin soylediklerini harfi harfine yerine getirmiqtim." "Ne grkar? Soylediklerini yapmarun anlamsrzh[rnr goremiyor musun?" "Nasll?" "Nasrl olacak! O sciyledikleri, gorebilen kimselere gore sciylenmigtir. Senin gibi hayatrnr $ans eseri kurtarmrq bi sersem kaza gcire degil! Vicente'ye hazrrhksrz gitttin sen. Seni befendi; bir armafan verdi. O arma$an senin hayatrna mal

rum. Bciyle delerli bi qeyin gargur edilmesi koyuyor vallahi


insana."

"Seni anhyorum, don Juan," dedim, "Acaba o arma[anr kurtarmak igin yapabilecefim bir qey var mrdrr?" Don Juan gtildii ve birkag kez, "Arma$anr kurtaracakmlg," diye soylendi. "Aman ne iyi!" dedi, "Pek hoquma gitti do!rusu. Ama ne yazrk ki arma[anrnl kurtarmak igin bi yol
yok!

"

olabilirdi."
"Neden versin oyle sakrncah bir qey? Btiyticti olduluna gore, benim bir qey bilmedifimi anlamasr gerekmez miydi?" "Ne bilsin! Bunu goremez ki! Sen biliyormuq gibi davranryorsun, oysa pek bi geyler bildigin yok."

Kendimi kesinlikle bagka tiirlti gostermedifimi, boyle bir


qeyi akhmdan bile gegirmedilimi belirttim. "Demem o de[iI," dedi don Juan, "Bilgiglik taslasaydrn, Vicente gakardr bunu. Senin yaptrfrn, bilgiglik taslamaktan da kotii. Ben seni goriince, epey bi geyler biliyor gibi goriintiyorsun. Ama pekdld biliyorum ki, bilmiyorsun." "Neler biliyor gibi goriiniiyorum, don Juan?" "Gtiglerin gizlerini, elbette; brujalann bildiklerini. Vicente de sem goriince,br armafian vermiq sana. Sen de tokluktan karnr patlar durumdaki kopefin mamasrna ettiEi gibi yapmrgsrn. Kopelin karnt doyunca, gider mamaslna iger; obiir kopekler yemesin diye. Sen de armalana yaptrn igte! $imdi hig bilemeyiz ne oldufunu. Qok gey yitirmiq oldun. Qok yazrk!" Bir stire konuqmadrk. Sonra, don Juan omuz silkerek gti-

25 Mayts 1968 Don Juan bugiin btittin zamanlnr, kiigtik hayvanlan yakalamak igin tuzaklann nasrl dtizenlenecefini gostererek gegirdi. Biittin sabah, dal kesmekle, bunlarr ayrklamakla geEti. Sormak istedi[im bir siiri.i soru vardr. Qahqrrken, birkag soru sorayrm dedim. Don Juan, $aka yollu, ikimiz arasrnda yalnrz benim aynr anda hem elimi hem a4nmr oynatabildilimi sciyledi. sonra dinlenmek igin oturdufumuz bir srrada, afizrmdan $u soru kagrverdi: "Bu gorme nasrl bir qey, don Juan?" "Bunu bilmek igin gormen gerek Ben anlatamam ki!" "Bilmem gereken brc grz mi yani?"

liimsedi. "Uziilmenin yaran yok," dedi. "Ama elden gelmiyor ki! insarun yagamrnda bciyle bir erk arma$anr pek seyrek Erkar. Eqi benzeri bulunmazbi qeydir bu. Kimse bana oyle bir arrnalan vermedi. Arma[an verilmig, yalmzca bir iki kigi tanryo-

"Delil. Tanrmlayabilmem olanaksrz da..." "Neden?" "Bir anlam grkartamazsln." "Dene bir kez, don Juan. Ola ki grkartrnm bir anlam." "Olmaz. Kendin yapmahsrn bunu. Bir cilren bak, dtinyadaki her geyi bambaqka bi bigim de goreceksin." "Yani, don Juan, sen artrk dtinyayr ola[an bigimde gcirmtiyor musun?" "Hem 6yle gciriiyorum, hem de cjbi.ir tiirlti. Di.inyaya bakmak istedifimde, senin gordii$iin gibi gortiriim onu. Sonra grirmek isteyince, kendi bildigim o defiqik bigimde bakanm ve sezerim diinyayr." "onlan her gordiigiinde bu qeyler hep aynl ml gcirtiniir-

46

BIR BA$KA GERqEKLIK

"GORME"NIN OXTO g ULLARI

41

ler?" "Defiqmez kr qeyler. Onlara bakrq bigimini de[iqtirirsin, hepsi o kadar." "Yani, don Juan, diyelim ki aynr a$acr birkag kez gordrin; her kezinde aynr mr kalrr a$ag?" "Hayrr. De[iqir, ama gene aynrdrr." "Ama aEag, onu her gorilEilnde defiqiyorsa, senin bu gormen yamlsama olabilir." Don Juan bir kahkaha attr, bir siire yanrt vermedi. Dtiqiiniire benziyordu. Sonunda dedi ki: "Bi $eye bakrnca, goremeyiz onu. Yalnrzca bakmrq oluruz; orda bi qeyler var ml diye bakar gibi bi Sey. Gormeyi bilmiyorsan, her qey her bakrqrnda aynrymrg gibi gciri.intir sana. Oysa, gormeyi o[renince, bi gey, onu her goriisiinde asla aynr olmaz. Ama gene de aynr qeydir. Demigtim ya, insan, cirnefin, bi yumurtaya benzer. Aynr kiqiyi her goriiqiinde, gordti[i.in bi yumurtadrr; ama aynr yumurta de[il." "E, her qey boyle defiqik goriiniiyorsa, onlan tanrman olana.kstzlaqrr; o zaman ne yaran var ki bt gormeyi olrenmenin?" "Karrqtrrmazsln canlm. Gergekte olduklan gibi gortirstin o qeyleri." "Yani ben nesneleri, gergekte olduklarr gibi goremiyorum, ha?" .. "Gcirmiiyorsun ya! Gozlerin yalnl^;zcabakmayl ofrenmig. Ornelin rastlamrq oldu[un o iig kiqi, iig Meksikah... Ayrrntrh olarak anlattrn onlarr, giysilerini falan anlattrn. bu da, onlarr gormemi; oldufiunu kanrtladr bana. Gorme yetin olsaydr, onlann insan falan olmadrklarlnl hemen oracrkta anlardrn." "insan defiller mi? Ya neydi onlar?" "insan degil dedim ya! Hepsi o kadar." "Nasrl olur bu, don Juan? Onlar da senin benim gibi insandl." "Hayr degildi. Biliyorum."

Onlarm hayalet mi, hortlak mr yoksa cin falan mr olduklannr sordum. Aldrfrm yanrt, hayalet, hortlak, cin diye bir qey bilmedigi bigimindeydi. Yarumda taqrdrfrm Webster sozlii[iinden, hayalet sozciiftintin tanrmrnr okuyarak gevirdim: "Gergekte var olmadrfr halde kimi zaman goriildti[ii santlan, olii bir kimsenin govdesinden ayrrlmrq oldulu diiqiiniilen ruhu; cin, peri, hortlak gibi goriintiiler." Ardrndan, cinin tanrmrna gegtim: "(iyi ya da kotii) nitelikleri oldulu sciylenilen, belli yerlerde bulunan, hayalet... gibi olafantisti.i bir varltk." Don Juan, ola ki o iig kiqiye cin denilebilecefini, ama okudufum tanrmrn onlarr yeterince tarumlayamadr[rnr belirtri.

"Bir ttir koruyucu melek olmastnlar?" diye sordum. "Yok. Bi qey koruduklan falan yok onlarln." "Bizi gozetleyen varhklar mt? Ne yaptrftmtzt izleyen?" "Kimi giiElerdir onlar; ne iyidir ne de kotii. Brujolarrn, uysallaqtrrnayr ofrendikleri kim, giigler... " "Dost dedi[in qey bunlar mtdrr, don Juan?" "Evet. Bilgi adamrnrn dostlarrdtr onlar.' Sekiz yrlhk birliktelifimiz boyunca, don Juan ilk kez bir "dost"u tarumlamaya yanaqryordu. On beq yirmi kez bir tanlm yapmasrnl istemiqimdir. Bu isteklerime hig kulak asmabir dostun ne oldufunu bildigimi, insanrn bildigi geyi sorup durmasrnrn aptalca bir qey oldufunu soyleyegelmiqtir. Don Juan'ln, bir dostun niteliklerine delgin dolaysrz sozleri bir yenilik sayrlrrdr. Bunu de[erlendirmenin, deqmenin tam
mrq ve zamaruydr.

"Dostlarrn bitkilerde bulundufunu soylemiqtin, jimson


otunda ve mantarlarda?" diye sordum. "Oyle bi qey demedim ben," diye kesin bir yanrt verdi. "Sen yanhq anlamakta birincisindir." "Ama notlanmda oyle yazmlqlm, don Juan." "Ne istersen yaz, bana ne? Bana, oyle dedim, boyle de-

BIR BA$KA GERQEKLIK dim, deme de..." Bana, cince velinimetinin dostunun jimson otunda bulundulunu, kendi dostunun da dumancrkta bulundu$unu; daha sonralarr da her iki bitkinin de dostu igerdifini soylemiq oldu-

"GoRME"NIN ONtcoqULLARI
konuqmadrkEa onu anlayamadrfrmr bildiEini; sorulanmr hoq gordiifiinii ve bana dostlan anlataca[rnr soyledi. "Dost, duman iginde de[ildir," dedi. "Duman seni dostun bulundu$u yere gottiriir. Dostga birleqtifinde, artrk dumant

lunu

anrmsattrm.

Don Juan, kaqlarrnr gatarak, "Hayrr. Yanrhyorsun," dedi. "Benim dostum dumancrkhr. Bu, dostun, duman harmanrnda, ya da mantarlarda ya da pipoda bulundulu anlamlna gelmez ki! Zaten o dosta dumancrk dememin cizel nedenleri var." Don Juan, "onlar insan delildi"- los qud no son gente-dedifii o tig kiqinin, gergeklikte don Vicente'nin dostlan oldu[unu anlatryordu. Ben de ona, bi dostla Mescalito arasrnda bir aynm yapmtq oldu[unu; bir dostun goriinmemesine karqm Mescalito'nun kolayhkla gori.ilebilecelini belirtmig bulundu$unu anrmsattrm.

Ardrndan uzun bir tartrgrya gegtik. Don Juan, bir dostun herhangi bir bigime girmemesi nedeniyle gortilemeyeceli hususunu saptamrg bulundulunu ileri stirmekteydi. Ben de, bir zamanlar, kendisinin bana Mescalito'nun herhangi bir krhla biirtinebildi[ini soylemiq oldu[unu anrmsatrnca; don Juan, sciziinti ettili "g{irme"nin, ola[an biqimde "nesnelere bakma" eylemi olmadrfrnr ve zihnimdeki bulanrkh[rn konuqmaya diiqktinliiftimden kaynaklandr[rnr sciyleyerek, tartrqmayr kesiverdi. Saatlerce sonra don Juan, kendililinden, dostlar konusunu yeniden baglattr. Sorulanmln onu tedirgin etmiq olabilece[ini dtiqiinerek, kendimi frenledim. O srrada tavgan tuzafmrn nasil yaprldr[rnr gostermekteydi. Uzun bir sopayr, olabildi[ince biikerek tutuyordum; don Juan sopantn iki ucunu bir iple baflryordu. Sopa pek kahn degildi ya, gene biikiilii tutulmasl beni zorlamaktaydr. Baqrm ve kollarrm, harcadrfrm gabadan otiirti, zangff zangff sallanryordu. Don Juan ipi bafayana dek, canlm grkmrqtr. Oturup konuqmaya baqladrk. Don Juan, bir qeye delgin

kullanmana gerek kalmaz. O anda baqlayarak, istedrpln zaman dostuu gafrrrr, ona istedifini yaptrrtabilirsin. "iyi ya da kotii defildir dostlar; btiyticiiler onlan uygun butduklarr her amag igin kullanabilirler. Dost olarak dumancr[r yeflememin nedeni, onun benden pek fazla bi gey istememesidir. Oynak de[ildir duman, dtiriistttir." "Bir dost sana nastl gori.iniiyor, don Juan? Ornefin, o, tig kiqi bana stradan insanlar gibi gortinmiiqti.i; sana nastl gortiniirlerdi onlar?" "Bana da insan gibi goriini.irlerdi." "E, o zaman gergek insanlardan nasrl ayrrt edebilirdin onlarr?" *Gergek insanlan gdriince, saydam yumurtalara benzerler. Insandrqt varhklar da hep insan gibi goriintirler. Bi dostu goremezsin dedilim zaman, bunu demek istemigtim. Dostlar bi Eok krhklara girerler. Kopek, gakal, kuq krhftna, horozibr[i gige[i krhfma, her krh[a girerler. Tek ayrrm qudur ki, onlan gordilliinde trpkr gortinmeyi tasladtklarr qey gibi gortinilrler. Gordiiglin zaman, her qey kendisine ozgii bigimini alrr. Trpkr insanlann yumurtaya, obtir qeylerin bagka qeylere benzedi$r gibi; ama, dostlar, yalnrzcaresmettikleri bigimde gortilebilir. Zaten gozii aldatan da bu bigimler olur ya! Ama, bizim gozi.imi.izii... Kopekler hig aldanmaz, kargalar da..." "Ne diye aldatmak isterler brzT?" "soytarthk kendimizde. Kendi kendimizi aldatrrv btz. Dostlar orda bi qeyin drq gortini.imtinii alrrlar; biz de onlan olmadrklan bigimde goriiriiz. Brz gozlerimize yalnrzca bakmayr ofretmiqsek, bu onlarrn kabahatl mt?" "iqlevlerini pek anlayamadtm, don Juan. Bu dostlann ne iqi var bu diinyada?" "PekAlA! Ben de sana soraylm, ya bizim ne igimiz var bu

s0

BiR BA$KA GERQEKLiK

"GoRME"NIN

ONKO$ULLARI

5l

diinyada? Bildigim qeyler defil bunlar. iqte burd aytz, biittin bildi[im bu kadar. Dostlar da, bizim gibi, burda bulunmakta. Ola ki onlar bizden de cince varlardr."

"Nasrl bizden cince?" "Biz insanlar hep burda defildik ya!" "Yani bu tilkede mi, yoksa diinyada mr demek istiyorsun?" Bu aqamada bir baqka uzun tartrqmaya girmigtik. Don Juan, kendisi igin yalntzca tek bir diinya, tizerine bastr$r yer, bulundu$unu sciyltiyordu. Hep bu dtinyada bulunmadr[rmrzr nasrl bildigini sordum. "Nasrl olacak," diye yanrtladr, "biz bu dtinyayr pek az tarumaktayrz. Qakal onu bizden gok daha iyi bilir. Dtinyanrn drq gciriini.iqii kolay kolay aldatamaz onu." "E, nasrl oluyor da onlan yakalayabiliyoruz, cildiirebiliyorua," diye sordum. "Gcirtintiqe aldanmryorlarsa, neden oyle ciltiveriyorlar?" Don Juan, ben utangtan terleyene dek, yiiziime baktr durdu.

niq, tepesi sivri bi kiilah. Kimileri parlakttr, ama gofu mat olur; gok afrrmrq gibi gortintirler. Islak pagavradan yaprlmrq gibidirler. Olaylan cinceden haber veren bigimdedirler." "Ya sana nasrl gortiniir bunlar, don Juan, sen onlart gortlii!ilnde?" "Bunu soylemiqtim. Tasladrklarr qey gibi gortiniirler bana. Bunlar isteclikleri bigimde ve boyda krhklara girebilirler. isterlerse Eakrla isterlerse dafa dcintigiirler." "Bunlar konuqur mu hig? GUler mi? Ses falan gtkanr mt?" "insanlarln yanlnda insan gibi davrantrlar. Hayvanlann yanrnda da hayvan gibi davrantrlar. Hayvanlar gok korkar onlardan. Ama, bi ahqmaya gorsiinler, o zaman bi baglartna btrakrlar onlarr. Brz de ciyle davranrrrz kimi kez. Aramtzda yiizlerce dost dolaqr durur; hig sesimizi grkarmayrz. Qi.inkti grizlerim tz, y alntzc a b akmaktadrr; ayrlm s ay amay LZ onl an bu ytizden." Don Juan'rn bu sozleri beni sarsmtqtt; kendimi tutamayrp, "Yani sokakta rastladrlrm kimi insanlar ashnda insan defil, ciyle mi?" diye sordum.
Sozciiklere basa basa, "Kimileri de[ildir." dedi. Bana gore bu sozler, sagmahlrn dik AlAsrydr. Ama don Juan'rn, salt beni etkilemek amactyla boyle qeyler soylemig ola-

gdrmeyiz." "Qakallar bir dostu gorebilir mi?" "Elbette." "Nasrl gortiniir bir dost bir gakala?" "Bunu bilmek igin gakal olman gerekir. Ne var, kargalara kiilah gibi gortindiiftinii biliyorum. Alt yaru yuvarlak ve ge-

"Biz gakah tuza$a diiqiirebihrtz. Zehtleyebilir ya da vurabiliriz," dedi. "Hepsine de yenik dtiqer gakal; giinkti insanrn makinalaqtrrma evresine girdi[inden habersizdir. Ama olmezse gakal, artrk onu yakalayamazsrn. Tecrtibeli avcrlar bunu bilirler, bi tuza[r aynl yere iki kez kurmazlar. grinkii tuzakta bi gakal olse, btitiin gakallar onun nasrl oldiiliinii goriirler. Kahcrdrr bu bilgi, artrk gitmezler o yere-yaruna bile yaklaqmazlar. Oysa bizim cjliimti gordilgiimliz yoktur; baqkalannrn oldiilti yerde dciner dolagrrrz. Btraz kuqkulansak da, kesinlikle

bilecefini diiqtinemezdim. Bu anlatttklartrun, akltma, bilimkurgu oyktilerindeki baqka gezegenlerden gelen yaratrklart getirdigini soyledim. O da, akltma gelen qeylerin onu rgalamadrlrnr , yalntzca, sokakta gezen kimi insanlann insan olmadrfrnr soyledi. Son kerte bi afirrbaqhhkla, "Bi kalabahktaki insanlarm hepsinin de insan oldufunu nastl olup da diigiinebiliyorsun?" diye sordu. Bu soruyayanftbulamryordum. Ola ki inanglanmtn dtgtna grkamama ahqkrsrydt astl sorun.

Don Juan, insanlann toplu halde bulundufu yerlerde dolaqmayr Eok sevdilini soyleyerek konuqmasrnr si.irdi.irdii. Devinmekte olan binlerce yumurtayt andran yaratrk arastnda, insan krhkh birini nastl gortiverdi[ini anlattr.

52

BiR BA$KA GERQEKLIK

"GORME"NIN ONTOSULLARI

53

Sonra giilerek, "Qok hoq bi qeydir bu," diye ekledi, "benim gok hoquma gider. Parklarda, otobtis terminallerinde oturur, bakarrm gelip gegenlere. Kimi kez, hemen buluveririm bi dostu. Kimi kez de yalnrzca gergek insanlar goriirilm. Bigiin otobi.iste, /?r yana oturan iki dost gormtiqttim. ikisini bi arada ilk kez orda gormiigti.im. Baqkaca da gcirmedim." "iki dostu birden gcirmenin ozel bir anlamr var ml?" "Tabii var Zaten her yaptrklarr anlamhdrr. Kimi kez brujolar, gtiglerini onlann edimlerinden alrrlar. Bi brujonunkendi dostu olmasa bile, efer gormeyi biliyorsa, dostlann edimlerine bakarak gtig kazanabilir. Velinimetim bana bunun nasrl yaprldrfrnr olretmiqti; kendi dostumu buluqumdan cince kalabalrk yerlerde dost arar; birini gorilr gormez de o bana bi qeyler cilretirdi. Sen tigiinii bir arada gordiin. O gorkemli ders de boqa gitmiq oldu." Tavqan tuzafrnr kurmayr bitirene dek baqkaca bir qey soylemedi. Sonra birden bana donerek, yeni anlmsamrq gibi, bu dostlann bir bagka onemli yanrnrn da, ikisi bi arada bulunuyorlarsa, bu durumda ikisinin de hep aynr cinsten oldu$unu anlattr. Onun gordiipii iki dost, erkekmig; benim gordiiklerimin ikisi erkek birisi digi olduluna gore, bu, benim deneyimimin daha da cinemli oldu[unu gcisterirmig. Bu dostlann gocuk krh[rna girip girmediklerini; iki gocuk olursa bunlarrn aynr cinsten mi yoksa ayn cinsten mi olacaklannr; dostlann her uktan insan krh[rna girip girmediklerini; ana, baba ve gocuktan olugan aile bigiminde gori.ini.ip goninemeyeceklerini ve son olarak da araba, otobtis falan si.iren bir dost gortip gormedigini soruyordum. Don Juan higbirini yanrtlamadr, gtiltimseyerek konugmalarrmr dinliyordu. Son sorumu igitir igitmez bir kahkaha koyverdi. Ve sorularrmr dikkatsizce sordulumu; sorumu, hig motorlu arag stiren bir dost gorilp gormedi{i bigiminde sorrnuq olmamrn daha yerinde olmug olacafrnr soyledi. "Motosikletleri unutmamahytz, di mi?" derken gozlerinde haylazca paritrlar gordiim.

Sorulanmla boyle neqeli bir biEimde dalga gegiqi gok hoflrma gitmiqti. Ben de gtilmeye baqladrm. Don Juan daha sonra, dostlann kendi baglarrna bir qeye giriqip, baqka qeyleri do!rudan dofruya etkilemediklerini i,grtctior. Bunlai, insanr dolayh bir bigimde etkilermiq. Bir closta dokunmak gok gekinceli bir geymiq; giinki'i bir dost insantn en koti.i yanlanrun ortaya gtkmastna neden olurmuq. boyle bir Qomezlik, uzun siiren stkmttlt bir ufraqmrq. Qtinkii farqrlaqmanm garprcr etkisine katlanabilmesi igin insaryn y.aqamrndaki gereksiz qeyleri en azrna indirmesi gerekirmiq. kendi velinimeti bir dostla ilk karqrlaqtrfrnda kendisini az daha yakryorrnuq; govdesi, bir dag aslanryla bofuqmu$gasma yara bere iginde kalmrq. Kendi deneyiminde ise, dost onu yanan odunlann igine itmiq de diziyle omuzu btraz yanml$; ama zaman gegip de bir dostla btitiinlegince bu yaru tzlen de yok
olmuq.

"GORME"NIN ONKO$ULLARI
rniq

55

defildim. Don Juan, kendi gortiqleri gerefi, benim tezimi

kabul etmeye yana;mlyordu. O, mitotede olagelen bu geyleri "gcirme" agtsmdan agrklamantn daha yerinde olaafrna inant-

3
on Ilaziran 1968'de, bir mitoteye katrlmak izere don Juan'la uzun bir yolculula grktrk. Aylardrr bu firsatr gozlemekteydim, ama gene de gidip gitmemeye karar veremiyordum. Kirarszhfrmrn nedeni, sanrnm, peyote oturumunda bir siirti peyote yemek zorunda kalacafrmdan korkmamdr-ki buna da pek niyetim yoktu- Akhmdan gegenleri birkag kez anlatmrqtrm don Juan'a. onceleri yalmzca gtilmiiq, sonnuda da bu korku lafinr artrk igitmek istemedifini kesinlikle belirtmigti. Aslmda, bir mitote, benim igin kurmug oldulum tasanlan do[rulayabilmek bakrmrndan gok uygun bir firsattr. qiinkti, oturuma katrlanlann aralannda bir anlaqmaya ulaqabilmeleri igin gizli bir krlavuzun varhlrna olan inancrmr dL$iqtirebil-

yordu. Kendi goriiqtimden yola grkarak uygun bir aErklama bulma iste[imin, onun bana yaptrrtmayr istedifi qeye ters di.i.,sccefini dtiqiinmekteydim. O nedenle, don Juan, benim ana ilkelerimi kabul etmiyordu; giinkii, kendi dizgesine uymayan qeyleri yok saymaya ahqmrqtr. Yolculufa grkmadan hemen cince, don Juan, bu oturuma srrf izleyici olarak katrlacafrmr soyleyerek, peyote yemek zorunda kalaca[rmdan otiirii duydu[um korkulan hafifletmiqti. igim agrlmrqtr. Arttk, oradakilerin bir anlaqmaya ulaqmalarrna yol agan grzli yontemi bulgulayaca[tma inantr olmuqtum. Yola grktrfrmrzda akqam olmak i.izereydi; giinegin batmasrna biraz daha vardt. Giineq ensemi pigirmeye baqlayrnca keqke arabamrn arka camtna giineq perdesi taktrrsaydrm diye geEirdim. Bir tepeye trrmanrnca oniimiizde koskoca bir vadi goriindii. yol, yerlere yamyasst serilmiq, siyah bir gerite benziyordu-saylsv tepeleri ine grka saran... Tepeden iniqe gegerken gcizlerimle bir siire izledim bu qeriti. Giineye uzanryor, sonra da algak bir da[ silsilesine dahp yitiyordu. Don Juan, gozleri yutmakta oldufumuz yola saplt, sessizce oturuyordu. Uzun stire hig konuqmadrk. Arabanln igindeki hava bunaltryordu beni. Biitiin pencereleri agmrqtrm, ama hava gok srcak oldulundan, bir yaran olmuyordu bunun. Sinirliydim, igin srkrhyordu. Stcaktan yaktnmaya baqladrm. Don Juan kaqlannr gatarak alayh alayh yiiziime baktr. "Yrhn bu aylarrnda btitiin meksika stcaktan piqer," dedi. "Bi qey gelmez ki elden!" Ben ona bakmryordum; ama onun beni dikizledi[ini biliyordum. Bir yamagtan inerken araba htzlanmtqtr. bir trafik levhasr gortir gibi olmuqtum: Vado-gukur. Qukura yaklaqtrfrmda oldukEa hrzh gitmekteydim. Yavaqlamaya gahqttysam da gukur yerden gegerken bir sarstntr gegirdik. Sarsrntr, ikinizi de zrplamrqtr. Artrk daha yavag siiri.iyordum. Bir ara yol

56

BiR BA$KA GERqEKLiK

"GORME"NIN ONKO$ULLARI

57

kryrsrnda otlayan at ve srfrr stiriileri gordiik. Bu gibi yerlerde arag garpmrq at ya da inek leqlerine srk srk rastlanrr. Az sonra ontimiizde, yolu gegmekte olan bir at stirtisi.i gorerek durmak zorunda kaldrm. Keyfim iyice kagmrgtr. Don Juan'a, srcak yiiziinden srkrntr bastr[rnr soyledim. Ktigiikliili.imden beri srca$r sevmedi[imi, yaz geldi mi iqte boyie bofulur gibi oldulumu, soluk almamrn gtigleqtilini anlattrm. Don Juan, "Artrk gocuk delilsin ki." dedi.

"Ama srcak gene bo[ucu geliyor bana." Don Juan, yumuqak bir sesle, "E, ben de kiigtikken aghktan imanrm gevrerdi." dedi. "Qocukken aghktan bagka bildi[im bi qey olmadr; ben de aghktan bolulurdum diyebilirimsoluksuz kalana dek! Ama gocukkendi o. Artrk bo[ulmuyorum, imanrm da gevremiyor." Ne diyecelimi bilemedim. Kendimi savunulmasr gtig bir duruma sokmak istemiyordum. Az sonra, bakarsrn, gergekten savunmayl istemedigim bir hususu savunmak zorunda kalrrdrm. Pek oyle aman aman srcak da de[ildi. Benim bozulduEum qey, hedefimize ulaqmak igin bin beq ytiz kilometreden fazla araba si.irmek zorunda oluqumdu. Bciyle yorucu bir iqe sokulrnuq olmayr bir ttirlii sindiremiyordum. "Bir yerde durup bir qeyler yesek." dedim. "Belki giineq batrnca bciyle srcak oImaz." Don Juan giiliimseyerek bana baktr, daha gok uzun stire yemek yenilebilecek temiz bir koy bulunmadrlrnr, anrmsadrfrna gore benim ona oyle yol iistii btifecilerinin yemeklerini yeme gibi ahqkrlanmrn olmadrlrnr sdyledi$imi belirtti. "Artrk korkmuyor musun ishal olmaktan?" diye sordu. Gizliden alay etti[ini biliyordum. Gene de, yanrt bekledi!ini, tistelik alrrbaqh bir ifade takrndr[rnr gordi.im. Don Juan, "Oyle davranryorsun ki, sanki sen arabadan iner inmez ishal yakana yaptglverecek." dedi. "Bir Erkmaza girmigsin; srcaktan kagsan, ishale tutulacaksln." Don Juan bu scizleri ciyle afrrbaqh bir bigimde sdylemiqti ki, kendimi tutamayarak gi.ilmeye bagladrm. Sonra uzun stire

konuqmadan ilerledik. Los Vidrios-Cam-adh bir kamyon durafirna vardrfrmrzda, hava iyice kararmrqtr. Don Juan arabadan seslendi: "Bugiin ne yeme[iniz vat?" Bir kadrn. igeriden, "Domuz eti," diye ba$rrdr. Don Juan bana dondii ve gtilerek, "Umanm kamyonlar bugtin ezmigtir domuzu." dedi. Arabadan grktrk. Yolun iki yanrnda algak daflar ytikselrnekteydi. Btiyiik bir yanardaf patlamasrnan yaydrlr lavlann katrlaqmasryla oluqmuqa benziyordu bu da$ar. Sivri doruklan karanhkta, camdan dev krymrklar gibi karartrlar halinde gcizda[r verircesine goklere ytikseliyordu. Yemek yerken, don Juan'a, bu yere Cam denmesinin ne-

clenini anladrfrmr soyledim. Herhalde bu yere bu adr cam krymr[rn a benzeyen dallar ytiztinden vermiq olacaklardt. Don Juan, inandrncr bir sesle, bu yere los Vidrios adrnrn, cam yiiklii bir kamyonun orada devrilmesiyle ortah$a sagrlan cam knklannrn yrllarca yerlerde kalmasr yiiziinden verildi[ini anlattr. Gene dalga gegti[ini sanarak, gergek nedenin ne oldufunu anlatmaslnl istedim. O da, "Git baqkasrna sor oyleyse." dedi. Yanrmrzdaki masada oturan bir adama sordum; adam, lizir dilercesine, bilmedi[ini soyledi. Mutfa[a gittim, ordaki kadrnlara bilip bilmediklerini sordum; ama hiEbiri bilmiyorrnuq, biitiin bildikleri, buraya Cam dendi$iymig. Don Juan algak bir sesle, "Sanrrlm benim dedi$im gibiclir." dedi. "Meksikahlar, gevrelerinde olup bitenlere pek alchrmazlar. O senin cam da$larr gciremezler onlar; ama yere cla! gibi yr$rlan cam krrrklannrn yrllarca ortahkta kalmasrna ses grkartmazlar." Bu imge, ikimizin de hoquna gitmiqti. Giiltiqtiik. Yeme[imizi yedikten sonra don Juan, artrk nastl hissetti[imi sordu. Iyi oldu$umu soyledim ama gerEekte iEirndeki srkrntr az da olsa siirmekteydi. Don Juan tedirgin olup olmadr-

s8

nin nagKA GERqerlirc

cOnuE"NiN

oNrcoquLLARI

59

lrmr arartrrrrcaslna, gozlerini dikmiq bakryordu. Sert bir grkrqla, "Meksika'ya gelmeye karar verdi[in an, ufak tefek kuruntulannln tiimiinii ardmda brrakmahydrn." dedi. "Buraya gelme kararrn, yok etmeliydi onlan. Gelmek istedigin igin geldin sen. Boyle yapar bi savaqEr da... Soyleye sdyleye dilimde tiiy bitti; en etkin ya$am bigimi, bi savaqgrnrnkidir. Karar vermeden cince iyice dtiqiin, tiziil; ama, karannr verdikten sonra, kov akhndan tasayr, di.iqiinceyi ve oyle ilerle. Qiinkii verilecek daha milyonlarca karar beklemektedir seni. Boyledir bi savaqEmrn yontemi." "Sanlnm ben de oyle yapmaktaydrm, don Juan, hig olmazsa ara slra. Ne var ki, bunu stirekli olarak anrmsamak zor oluyor." "Kararsrzhk igindeyken, oliimii dtiqtiniir bi savaqgr." "En zoru da bu ya, don Juan. Qog, kimse oltimti uzak gori.ir, diiqtinmez. Akhmrza bile getirmeyiz onu." "Neden?" "Ne diye getirelim?" Don Juan, "Ne diye olacak!" diye siirdiirdii. "Qtinkii ruhumuzu tavlayan, gelikleqtiren, yalntz, oltim dtiqiincesidir. " Los Vidrios'tan ayrrlrrken hava o denli kararmrqtr ki da!lann sivri karaltrlarr gofiin karanhlryla kaynaqmrqtr. Bir saat kadar hig konugmadan gittik. Yorulmuqtum. Sanki konuqulacak bir qey yokmuq da ondan konuqmak istiyormuqum gibi bir duygu igindeydim. Trafik pek seyrekti. Ara srra karqrmrzdan birkag araba geliyordu. Yolda, giineye giden sanki yalmz brz vardrk. Bunu tuhaf bularak, srk srk dikiz aynaslna bakryor, arkadan gelmekte olan bir araba var mr diye yokluyordum. Ama bir gey goremiyordum. Bir stire sonra arabalara bakmayr brraktrm ve cintimrizdeyolculufu di.iqiinmeye baqladrm. Qok gegmeden, farlanki mln, gevredeki karanhfa oranla gok fazla parladrfrnl aynmsayarak, gene dlkiz aynaslna baktrm. Once goztimti kamagtrran bir panltr, soffa da yerden bitmiq gibi gortinen iki rqrk noktasr gordtim. Arkamrzda uzakl arda bir tepenin tizerinde

bulunan bir arabarun farlanydr bunlar. Bir siire gortini.iyorlar, sonra da crmbrzla gekilmig gibi karanhfrn iginde yitiveriyorlardr; sonra bir baqka tepede beliriveriyorlar, ardmdan gene yok oluyorlardr. Qrkrqlarrnr, yitiglerini aynadan, uzun stire izledim. Bir ara o araba aramrzdaki uzakhlr gittikge kapatryor gibi geldi. Evet, yaklaqmaktaydr. Iqrklarr gittikge daha parlak goriini.iyordu. Gaz pedahna iyice bashm. Tedirgin olmuqtum. Don Juan, bu halimi sezmigti, belki de dikkatini, yalnvcahrzlmrztn artmakta olmasr gekmiqti. Bana bir baktr, sonra arkaya doniip uzaktaki farlara baktr. Bir srkrntrm olup olmadrlrnr sordu. Ben de, saatlerdir ardrmrzdan higbir arabanrn gelmedi[ini, birdenbire, siirekli olarak bize yaklagmakta olan o arabanrn farlarrnr gordtiliimii anlattrm. Giilmesint zor tutarak, onu gergekten araba mr sandrfrmr sordu. Herhalde bir araba olmasr gerektilini soyledim; don Juan da, srkmtrh halime bakarak, benim o arkamrzdaki qeyin srrf bir araba olmaktan cite bir qeyler oldulunu anlamrq bulundu[umu sandrlrnr soyledi. Ben de, dayatarak, bunun yoldaki bir araba, belki de bir kamyon oldu[unu soyledim. Sesimi ytikselterek, "Baqka ne olacak ki?" dedim. Don Juan'rn scizleri sinirlendirmigti beni. Dontip ytiziime bakarak afrr afrr bagrnr salladr. Sanki s oyleyeceklerini tartmaktaydr. Yumugak bir sesle, "Onlar, ciliimiin baqrndaki rqrklardrr," dedi. "Oltim, bir baqhk gibi giyinir onlan da, dcirtnala gelir ardmdan. Onlar, sefirterek bize gittikge yaklagmakta olan

dltimiin rqrklandrr."
Srrtrmdan enseme bir iirperti yiikseldi. Biraz sonra aynaya baktrm; artrk rqrk falan gortinmiiyordu.

Don Juan'a, arabanrn durmug ya da bir yan yola sapmtg olabilecegini soyledim. Don Juan, arkaya bakmadr; yalntzca gerinip esnedi. Ve, "Hayr," dedi. "Oltim hig durmaz. Ara srra rqrklarrnr scindtiri.ir. O kadar!"

lil

60

BIR BA$KA GERQEKLIK

"GORME"NIN ONKO$ULLARI

61

On iig Haziran da Kuzeydofu Meksika bolgesine varmrqtrk. Birbirlerine gok benzeyen, kardeq olduklarrnr sandrfrm dort krz, ktiEiik bir kerpig evin kaprsrnda toplanmrglardr. Evin ardrnda bir kuliibeyle, gafisr gokm'iiq tek duvarr kalmrq yrkrk bir ambar bulunuyordu. Kadrnlar btzi bekler goriintiyorlardr. Birkag kilometre dnce asfalt yoldan grkrp bir toprak yola giren arabamlzln grkardrfr tozu gormiig olacaklardr. Bu ev, derin bir vadide bulunuyordu; anayoldan bakrhnca, yeqil tepelerin bir yamacrnda yama gibi goziikmekteydi. Don Juan arabadan grktr ve yagh kadrnlarla bir qeyler konuqtu. Kadrnlar, kaprnrn oni.indeki tahta oturaklarr gosteriyorlardr. Don Juan gelip oturmamr imledi. Yaqh kadrnlardan biri bizimle oturmugtu; obiirleri igeriye girmiglerdi. Krzlardan ikisi kaptnrn oniinde kaldrlar; beni merzrkla siizmeye koyuldular. Krzlara el salladrm; giili.iqerek igeriye kagrgtrlar. Birkag dakika sonra iki geng adam gelip don Juan'la selamlaqtrlar. Benimle konuqmuyorlardr; yiiziime bile baktrklarr yoktu. Don Juan'la yaptrklarr krsa bir goriiqmeden sonra, o kalkrnca, hepimiz birlikte, kadrnlar da dahil, yedi sekiz yiiz metre uzakhktaki bir baqka eve do$ru ytiriidiik. Orada bir toplulukla daha karqrlaqtrk. Don Juan kaprda beklememi soyleyerek iEeriye girdi. iEeri bakhm, tahta bir oturakta oturmakta olan don Juan'rn yaqlannda bir Krzrlderili adam gordtim. Heniiz hava kararmamrqtr. Bir ktime geng Krzrlderili erkek ve kadrn, evin ontinde park etmiq olan kiiliisti.ir bir kamyonun gevresinde sessizce duruyorlardr. Onlara ispanyolca bir qeyler soyledim; ne var, higbiri yanrt vermek istemedi. ben bir gey soyledikge, kadmlar giiliigiiyor, erkekler de sessizce giirimseyerek gozlerini bagka yanlara geviriyorlardr. Beni anlamamrg gortiniiyorlardr; ama hepsinin de ispanyolca bildiklerine emindim; gtinkti kendi aralarrnda yaptrklan konuqmalarr iqitmiqtim. Bir si.ire sonra don Juan'la obtir adam drqanya grktrlar ve kamyona binerek qofortin yanlna oturdular. Bunu goren herkes, kamyonun i.isttine ve yanlan agrk kasasrna doluquverdi.

Yanlar da agrk oldufundan, kamyon ilerlemeye baqlayrnca, hepimiz gasideki kancalara balh uzun bir halata asrldrk. Kamyon, toprak yolda yavaq yavag ilerliyordu. Bir ara Eok dik bir yokuqu trrmanrrken, kamyon durdu; hepimiz yere indik ve kamyonun ardrndan gittik. Delikanhlardan ikisi kamyonun arkasrna atlamrq, halatr tutmadan oturmuqlardr. Kadrnlar giiitiqerek onlann sallantrh durumu siirdiirmeleri igin krqkrrttrlar. Don Juan'la, don Silvio dedikleri obtir yaqh erdam da bizimle birlikte yiiriiyorlar, genglerin bu maskarahklarrnr gormezlikten geliyorlardr. Yol diizelince, hepimiz gene kamyona trmandrk. Bir saat kadar gittik. Kamyon kasasrnrn tabanr gok sert oldulundan, rahat edememiq, qofor mahallinin arkasrna tutunarerk ayakta gitmeyi yeflemiqtim. Kamyon, bir dizi kuliibenin oniinde durdu. Orada dabrzr bekleyen bir topluluk vardr. Artrk hava iyice karardr[r iEin, agrk kaprya asrh duran gaz lambasrnrn soluk, sanmtrrak rqr$rnda yalnrz birkagrnr segebiliyordum. Herkes kamyondan inmiq, oradakilerle sarrna$ dolaq o1muqtu. Don Juan gene drqarda kalmamr soyledi. Kamyonun on Eamurluluna yaslandrm; birkag dakika sonra yanrma iig clelikanh geldi. iglerinden biriyle dort yrl onceki bir peyote oturumunda birlikte olmuqtuk. Kollarrmr srkarak bana sarildr. ispanyolca konuqarak, "iyi gdrdi.im seni." diye fisrldacL. Kamyonun baqrnda sessizce duruyorduk. Ihk, esintili bir akqamdr. Yakrnlarda bir yerden akarsu ga[rltrsr gelmekteydi. Arkadaqrm gene fisrldayarak, sigaram olup olmadrfrnr sordu. herkese sigara sundum. Sigaralarrn krzartrsmda saatime baktrm. Saat dokuzdu. Qok gegmeden bir toplulufun evden drqarrya grkmakta oldufunu gordiik. Yanrmdaki iig delikanh hemen uzaklaqtrlar. Don Juan yanlma gelerek, herkese benim durumumu anlattr[rnr, herkesin razt geldi[ini, birlikte gidip mitotede su dafrtabilece$imi soyledi. Hemen gitmemiz gerekiyormu$. On kadrn ve on bir erkekten oluqan bir topluluk, yola dii-

62

BIR BA$KA GERqEKLIK

"GORME"NIN ONKO$ ULLARI

63

ziildiik. Krlavuzlu[umuzu iriyan, elli beq yaqlannda bir adam yapmaktaydr. "Kulaksrz" anlamrna gelen "Mocho" diye gagrryorlardl onu. Krlavuzumrrz, sert Eevik adrmlaria ilerliyordu. O ytirtidiikge, elinde tuttu$u gaz feneri, bir o yana bir bu yana sallanrp duruyordu. Once, feneri geliqigtizel salladr$rnt saruyordum; ama sonra feneri, yoldaki bir engeli ya da gegilmesi giig yerleri imleyecek bigimde saliadrlrnr bulguladrm. Bir saatten fazla yiiri.imi.iqttik. Kadrnlar aralannda konuquyorlar, yer yer yumuqak kahkahalar atlyorlardr. Don Juan'la cibiir yaqh adam en onde gidiyorlardr; ben de en arkadaydtm. Bastr[rm yeri gcirebilmek igin gozlerim siirekli olarak yola dikili, oyle yiirtiyordum. Don Juan'la geceleyin daflarda gezinmemizden bu yana dort yrl gegmiqti; o zamanlar kazanmr$ oldufum karanhkta ytiriime yetimi biiytik gapta yitirmiqtim. Srk srk kostekleniyor, istemeyerek kiigtik taqlara garplyordum. dizlerimde esneklik diye bir qey kalmamrqtr; bir tiimsele gelince, iizerime yrkrlacakmrq, bir gukura rastlayrnca da yol gcikecekmiq gibi oluyordu. Yiiriirken, benden gok giir{iltii grkaran yoktu aramrzda; bu durum, ister istemez, oradakilerindalga gegmelerine neden oluyordu. iglerinden birisi, her ayafrm takrhqrnda o'Hoop" diye bagrrlyor, ardrndan herkes kahkahayr basryordu. Bir kezinde tekmeledifim bir taq, gidip bir kadrnrn topufuna garprverdi. Kadrn da, ytiksek sesle, "$, zavalh adama bir kandil verin bari!" dedi ve biitiin millet gtilmeye baqladr. Ama gilemin sonu olmamrqtr bu; giinkii az sonra gene kosteklenince, oniimdeki birisine tutunmak zorunda kalmrqtrm. Uzerine gullanmamla dengesini yitiren adam, oyle bir gr$rk koparmrqfi ki, herkes, rahatEa gtilebilmek igin bir siire durmak zorunda kalmrqtr.

Don Juan, oturuma katrlan adamlara su getirmekle gorev-

lendirildi[imi yineledi. Bunun nasrl yaprldrfrnr bana yrllar once ofretmiqti. Btittin aynntrlannt anlmsryordum; ama, o gene de, belle[imi tazelememi istedi ve neler yaprlacalrnr bana bir kez daha gosterdi.

Bir stire sonra, onciiltik eden adam fenerini kaldrnp indirmeye baqladr. Gidecefimiz yere varrnr$ oldu[umuzu anladrrn. Sa$rmda az otede algak bir evin karalhsmr gordiim. Topluluktaki herkes defiiqik ycinlere da$rhverdi. Don Juan'r aradrm. Karanhkta goremiyordum onu. Onu, bir kayaya oturmug gormeden cince, bir stire yerdeki taqlara garplp durdum.

Ardrndan evin, adamlarrn toplanmrg bulundu[u arka yanlna gegtik. Bir ateq yakmrqlardr. Ategten beg metre uzakta bir agrkhla hasrrlar seriliydi. Hasra ilk olarak, bize krlavuzluk etmiq olan Mocho oturdu. Sol kulalrnrn iist yarunrn kopuk oldufunu gordtim-demek o adr bu ytizden takmrglardr. Don Silvio; Mocho'nun sa$rna, don Juan da soluna yerlegtiler. Genglerden biri Mocho'ya do[ru ilerledi ve elindeki peyote mantarlarryla dolu seleyi Mocho'nun ciniine brraktr; sonra da Mocho'yla don Silvio'nun araslna oturdu. Bir bagka geng iki ktigtik sepetle gelip, onlarr peyote selesinin yanrna koydu, ve Mocho'yla don Juan'rn arasrna oturdu. Daha sonra iki delikanh daha geldi ve don Silvio'yla don Juan'rn yanlanna gegip oturdular. yedi kiqilik bir halka oluqmuqtu. Kadrnlar evin iginde kalmrqlardr. Ategin b{itiin gece sonmeden yanar durumda bulundurulmasmdan iki geng adam sorumluydu. En gencimiz olan bir gocukla ben de, oturuma katrlan yedi kiqiye, biittin gece siirecek olan torenden sonra verilecek olan suyu bekliyorduk. Baqkan Mocho peyote ezgisini soyledi; gozlen kapahydr; govdesi, ezgisiyle birlikte e[ilip dikilmekteydi. Qok uzun si.irdti ezgisi, Ne dilde soyledilini anlamamrqtrm. Sonra hepsi teker teker kendi peyote ezgilerini soylediler. Onceden belirlenmiq bir sra izledikleri yoktu. Herhalde, iglerinden geldilizaman grkrq yaptp ezgilerini soyltiyorlardr. Sonra, Mocho, peyote selesini tutup iki parga aldr ve seleyi gene orta yere brraktr. Onu, don Silvio, sonra da, don Juan izlediler. Aynr di.izeyde olduklan anlaqrlan dort geng de, saldakinden baqlayarak srayla, ikiqer mantar aldrlar. Oturuma katrlan yedi kiqiden her biri art arda dortkez ezgi sciyleyip ikiger peyote yediler; sonra da iginde kuru yemiq ve et bulunan obiir iki sepeti dolaqtrrdrlar.

64

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME"NIN OXKO;ULLARI

65

Bu siireg biitiin gece boyunca yinelendi durdu. Ne var ki, onlarrn bu kiqisel devinimlerinin, herhangi bir dizge uyannca yaprldr$rna delgin higbir ipucu bulgulayamadrm. Birbirleriyle konugmuyorlardr; her biri kendisiyle baq baqa ve kendine dontik gortiniiyorlardr. Btittin gece boyunca, bir kez bile olsun, higbirinin dbtirlerine, ne yaplyor diye baktrklarrnr gcirmedim.

ri kalan boliimiinii tek baqrma oturup notlanmr di.izenleyerek


gegirdim.

Adamlar, dcirdiincti gece gene toplandrklannda, bunun


son gece oldu[u belliydi. HiE kimse bu konuya de[gin bir qey dememiqti, ama, ertesi giinii dalrlacaklannr biliyordum. Gene suyun baqma gegtim; herkes de oturumdaki yerlerini aldr.

Giin dofmadan once hepsi aya$a kalktr, yanrmdaki gockla birlikte onlara su verdik. Sonra, kendime gelmek igin biraz dolagtrm. Ev, tek kath bir kuliibeydi; saz damh, algak, kerpig bir yaprydr. Evin gevresi tam bir mezbeleydi. Ev, krrag bir toprak tizerine kurulmuqtu, her yant gahhklarla, kakti.islerle kaplrydr. Ama, a$ag diye bir gey bulunmuyordu. Qok uzala ytirtimek gelmedi igimden. Sabahleyin, kadrnlar gitmiqlerdi. Adamlar, evin gevresinde sessizce dolaqryorlardr. Ofleyin, hepimiz gene bir gece cinceki dtizende yerlerimizi aldrk. Peyote mantan biiyiiklii$iinde dofranmrq, bir sepet kuru et dolagtrnldr. Adamlardan kimileri peyote ezgilerini soyitiyorlardr. Bir saat sonra da hepsi geqitli yonlere dafrldrlar. Kadrnlar, ateqin ve suyun bagrndakiler igin, bir tencere lapa brrakmrqlardr. Biraz yedim, ve ofleden sonrastru uyuyarak
geEirdim.

Dizideki yedi kiqinin davranrqlan, daha cinceki iig gece boyunca gcizlemlediklerimin trpkrsrydr. Gene devinimlerini gozetmeye vermiqtim kendimi. Yaptrklan her qeyi-her devinimi, her scizii, her davranrgr gormeye gahgryordum.

Bir an geldi, kulaklanmda bir vrzrltr igittim; olalan bir kulak grnlamasrnr andrrdr[rndan, pek tizerinde durmadrm.
Vrnlama daha da artmaktaydr; ne var, onu, kendi govdemin qrkardr[r bir grnlama gibi algrlamam siirtiyordu. Dikkatimi aynr anda hem adamlan izlemeye hem de igittilim vmlamaya verrnekteydim. Sonra bir an geldi, ordakilerin ytizleri, sanki bir ampul yanml$gaslna, aydrnlanrverdi. Ne var ki, bu aydrnlanma, elektrik lambasmrn, fenerin ya da ateqteki alevlerin aydrnlatmasrna benzemiyordu. Renkli bir prrrltrydr bu; gok hafif, ama bulundufum yerden kolayca gorebildifim pembe, saydam bir parlakhk. Vrnlama artryor gibiydi. Yanrmdaki Eocufa baktrm; uyumaktaydr. Pembe parlaklft gittikge artryordu. Don Juan'a baktrm; gcizleri kapahydr; don Silvio'nunkiler de, Mocho'nunkiler de... Dort geng adamrn gozlerini goremiyordum; gtinkii ikisi (ine dofru efilmiqlerdi, ikisinin de srrtlan dontiktii bana. Kendimi biittiniiyle onlara bakmaya vermiqtim. Ama, gerqckten bir vrnlama igittilimin ve adamlarr gergekten pembe bir krzartrnrn biirtimiiq oldufunun bilincine tam olarak varmrq rlefildim. Bir siire sonra, bu pembe rgrkla vrnlamanrn siirekli oldulunu aynmsadrm. Bir anhk bir qaqkrnhk gegirdim; sonra, ne bu tanrk oldu$um sahneyle ne de orda bulunma nedettimle iligkisi olmayan bir dtiqiince gegti akhmdan. Qocuklufiumda, annemin bana anlattrfr bir qeyi anlmsamrqtrm. Bu di.i,stince dikkatimi dalrttrfr kadar, yersizdi de. Bu dtiqiinceyi akIrmdan kovup, kendimi, brkrp usanmadan stirdriregeldi[im

Karanhk bastrrrnca gorevliler ateqi tazelediler. Bir peyote yeme doniisti daha baqladr. Bunda da sabaha dek aqa$r yukan bir onceki gecenin diizeni izlenmiqti. Btitiin gece, oturumdaki yedi kiqinin her birinin ttim devinimlerini teker teker gcizlemlemeye Eabalamrqtrm; amaclm, aralannda yapmtg olabilecekleri belirli bir sozlii ya da sozstiz

iletigim dizgesi bulgulamaktr. Ne var ki, edimlerinin ardrnda boyle bir dizge goremedim. Akqam erken saatlerde, peyote yeme doniisii yeniden baqlatrldr. Sabahleyin, artrk, grzli onci"iyri agrfa vuracak bir ipucu ya da aralarrnda gizlt bir iletiqim yoluna, anlaqma dizgesine de$gin bir belirti bulamayacafrmr anlamrgtrm. Giiniin ge-

ir

66

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME"NIN ONKO$ULLARI

61

incelemeye verrneye gahqtrm. Ama bir tiirlii bagaramryordum. Diiqtince gene dcintip geliyordu. Hem de daha keskinlegerek, beni daha bir sararak... Ustelik annemin beni galrran sesini de igitiyordum. Terliklerini stiriimesini, kahkahasmr da igitmeye bagladrm bu kez. ona bakmak igin dondiim. Bir ttir sannlanma ya da rlgrmrn (serap) bana, zamant agrtacafrna, ve annemi gcirecelime inanrr gibiydim. Ne var ki, yarumda uyumakta olan gocuktan bagka bir qey goremedim. Onu gcirmek, sarsmrgtr beni; bir an olsun ayrlmrg ve rahatlamrgtrm. Oturumdakilere baktrm gene. Durumlannda bir degiqiklik yoktu. AnJu, o parlakhk gitmig, kulaklarrmdaki o vrnlama yok olmugtu. Igim agrhverdi. Annemin sesini duyma sannsr da
gegti saruyordum. Sesi nasrl da agrk ve canh gelmigti. Bu ses beni nerdeyse biiyiileyecekti diye gegirip duruyordum. Belli belirsiz, don Juan'rn bana bakmakta oldulunu goriir gibi oldum; ama aldrnq etmedim. Annemin beni galrran sesini gene igittim-hemen arkamda bir yerden geliyordu ses... Hrzla don-

nldrfrnr igittilirnde, yiire$irn pargalanmrgtr; annemrn anlsl


igimi tiziinttiyle karakaygryla doldurmuqtu. Ama onu inceleclikten sonra, onu hig sevmemiq oldufumu anlamrqtrm. Sarsrcr bir kavrayrq olmuqtu bu. Diigiince ve imgeler grf gibi gelnreye baqladr. Bu arada annemin goriintiisti yok olmugtu; artrk onemsemedim bunu. Krzrlderililerin yaptrklanyla da ilgilenmeyi brrakmrqtrm. Bir dizi olagandrgr diigtinceler doluqrnuqtu baqrma; olalandrqr dtigtincelerdi bunlar-gi.inkii diiqi.inceden ote bir qeylerdi... Bunlar, duygusal kesinlikler bigiminclc eksiksiz duygu birimleriydi; annemle olan iliqkimin nitelifine defgin yads tnamaz kanrtlar... Bir an geldi, bu olafandrgr dtiqiincelerin ardr kesiliverdi. Akrcrhklannr ve eksiksiz duygu birimleri olma niteliklerini yitirmiglerdi. Artrk baqka qeyler dtiqi.inmeye baqlamrgtrm. DaIrnrk da$rnrk geyler... Ailemdeki obtir kiqileri diiqiiniiyordum; nc var, diiqtincelerime eglik edecek imgeler yoktu. Sonra gene don Juan'a baktrm. Aya[a kalkmrqtr; obtirleri de kalktrlar, hep birlikte suya do[ru geldiler. Yana gekildim ve uyumakta olan o$anr diirtttim. Don Juan arabaya girer girrnez, ona gordtigiim, o qagrlasr qeyleri srrasryla anlattrm. Sevingle giilerek bunlan gormenin, Mescalito'yla ilk deneyimim denli onemli bir belirti oldupunu soyledi. Don Juan'rn, peyoteyi ilk kez yedigim zamanki tepkileri de gok onemli bir belirti diye yorumlirmrq oldu[unu anrmsadrm. Zaten, bilgisini bana ofretmeye, bLr ytizden karar vermiqti. Don Juan mitotenin son gecesi srrasrnda Mescalito'nun baqrmda agrk segik dolaqrp durdu[unu, herkesin doniip bana baktrlrnr, ona baktr[rm zaman beni gozetlemesinin nedeninin rle bu oldu[unu anlattr. Ne var, gordiiklerimi yorumlamasrnr isteyince, bu konuya rlelinmek istemedi. O gormtiq oldu[um qeylerin, bu belirti yanrnda bir hig kaldrfrnr soyledi. Don Juan durup durup Mescalito'nun baqrmrn tizerinde rrasrl dolagtr[rnr, herkesin bunu nasrl izledi$ini anlatryordu. "Bciylesini gormedim hig!" diyordu. "Bundan daha gi.izel

diim; ama, evin karaltrsryla ardrndaki gahhklan gordiim yalntzca. Annemin sesini iqitmek beni derin bir i.izi.inttiye itmigti. Kendimi tutamayarak inlemeye baglamrgtrm. Bir solukluk ve yalruzhk duyarak, a[ladrm. Birinin bana bakmasr, korumasr cjzlemi igindeydim. Bagrmr gevirip don Juan'a baktrm; o da bana bakryordu. onu gclrmek istemiyordum; gozlerimi kapadrm. Sonra gene annemi gordtim. Annemi akhma getirdilim zamanlar oldulu gibi bir annem dtiqiincesi delildi bu. Yarumda durdu[unu apagrk gortiyordum. Acr veriyordu bu durum bana. Titriyor, kagmak istiyordum. Annemin goriinttisii, bu peyote oturumunda izledi$im konuya gok uzak kahyor, beni tedirgin ediyordu. Bundan kagabilmenin bilingli bir yolu, belli ki, yoktu... Belki de bu gori.inttintin yok olmasr igin gozlerimi agmam yeterli olacaktr; ama, yerine, goriinttiy{i aynntrh bigimde incelemeye koyuldum. Bu inceleme, salt bakrlarak yaprlan bir incelemeden ote bir qeydi; zorunlu bir yoklamaydr, bir de$erlendirmeydi. Bir drg etmenmigEesine, yabansr bir duygu sarrnr$tr beni; birden, annemin sevgisinin o iirk{ing ytiktintin beni ezmekte oldu[unu sezdim. Adrmrn gag-

68

BiR BA$KA GERqEKLIK

bir belirti olamazdr." Don Juan'la ben, besbelli, apayrr ycinlerde dtiqi.inmekteydik. O, bir belirti diye yorumladr$r olaylarm onemini vurguluyor; oysa ben, gordtifiim geylerin aynnhlarma taktltp kahyordum. Dayanamayarak, "Belirtiden bana ne!" dedim. "Bana ne oldu? Benim olrenmek istedilim qey bu!" Don Juan, keyfi kagmrqgasrna kaqlannl gattr ve bir an sessiz durdu. Sonra bana baktr. Yefin bir gortini.igi.i vardr. Tek onemli geyin, Mescalito'nun bana sevecence davranmast, beni rqrla bolmasr ve salt orda bulunmak drgrnda bir gaba gostermiq olmamama kargrn bana bir ders vermesi oldufunu soyledi.

4
l)ctrt Eyltil 1968'de, don Juan'r gormek igin Sonora'ya gitrrriqtim. Bir cinceki ziyaretim srasrnda benden istemiq oldu[u iizre, bacanora (kaktiis rakrsr) almak igin Hermosillo'da durrrrtrgtum. Bu isteli o zaman gok garip gelmigti bana; gi.inkti igkiden hoglanmadr[rnr biliyordum. Ama dort giqe ahp, ona goti.irdtili.im ribtir geylerle birlikte bir kutuya yerleqtirdim. Don Juan, kutuyu aglnca, giilerek, "Ne diye dort qiqe alrlrn!" dedi. "Ben sana bi gige al demigtim. Bacanorayrkendim igin istedi[imi sanml$srndrr; 'ama torunum Lucio igindi. Senin armalanrnmrg gibi, ona sen verirsin." Don Juan'rn torunuyla iki yrl once tanrgmrgtrm. O zaman yirmi sekiz yaqrndaydr. Bir sekseni aqkrn uzun boylu, kazancrna gcire yaqrtlanna oranla, her zaman gok iyi giyinen bir

70

nin nepKA cERqErlir

'cORME"NIN

ONTo;ULLARI

7r

adamdr. Yaqui'lerin, go[unlukla spor pantolonlar ya da blucinler, hasrr qapkalar ve guarachos denilen ev yaplsl garrklar giymelerine karqrn, Lucio'nun giysileri mavi boncuktan firfirh siyah parlak bir deri ceket, bir Teksah kovboy qapkasr, elle siislenmiq ve adrnrn baq harfleri iqlenmig gizmeler olurdu.

basrnrn rgr$r, krsa ak saglanna daha parlak bir beyazhk veriyordu. Yiizi.ine baktrm; rqrk, boynundaki ve alrundaki krrrqrklrklan daha da derinlegtiriyor, onu daha yaprz ve daha yagh

gosteriyordu.

Lucio, igkileri verdi[imde, gok sevinmiqti ve gigeleri ahp, herhalde saklamak igin, igeriye girmiqti. Don Juan, insan igkiyi saklamamah ve tek baqrna igmemeli gibi bir laf edince; Lucio, igki falan saklamadrfirnr, akqamiistti arkadaqlarrnr ga[rrrp birlikte igeceklerini soyledi. O akgam, saat yedi srralannda Lucio'nun evine dondiim. Hava karanhktr. Bodur bir a[acrn altrnda duran iki kiqinin karaltrsrnr gordiim. Lucio'yla bir arkadaqrydr bunlar. Beni bekliyorlarmrq. Lucio, el feneriyle yolu aydrnlatarak bizi eve gcittirdii.

Otekilere baktrm; gaz lambasrnrn yegilimtrrak-beyaz rqr$r altmda, hepsi de yorgun ve yaqh gortin{iyorlardr.

Lucio'nun evi iki odah, toprak tavanh, harg ve dallardan kurulu derme gatma bir yaprydr. Evin uzunlufu altr metre kadar vardr ve mesquite dallanndan yaprlmrq direkler tizerinde duruyordu. Btittin Yaqui evlerinde oldufu gibi dtiz, gahlardan oriilti bir gatrsr, bir de iig metre eninde bir ramadasr vardr. Bu ramada evin ontinti golgeleyen bir tiir sundurma gibidir. Ramadaiarda gah, saz falan kullanrlmaz. Dallarrn geliqigtizel orttiifii bir gatrdrr; boylece hem golge yapar, hern de arahklardan gegen esinti nedeniyle serin tutar.

Lucio, hepimize ispanyolca olarak, ytiksek bir sesle, benim Hermosillo'dan getirdifim bir Sige bacanorayt igece$imiz soyledi. Obtir odaya gegip bir qiqe getirdi. Mantannr grkardr ve kiigiik bir teneke fincanla birlikte bana verdi. Fincana gok azbir miktar dcikiip igtim. Bu bacanora, bildilim requiladan daha gtizel kokulu ve daha yolun, i.istelik daha da sertmiq gibi gelmiqti. Okstirmeye bagladrm. $igeyi yanrmdakine verdim; herkes srrayla fincana biraz dokerek igiyordu. Ama don Juan igmedi. Srra ona geldilinde qigeyi ahp en sonda oturan Lucio'nun oniine brrakmrqtr. Hepsi de bu qiqenin gok gtizel grktrfirna delgin aregli ateqli konugtular, bu igkinin Chihuahua'daki ytiksek dafhk bolgeden geldi$ini ileri stirtiyorlardr. $iqe bir kez daha dolagtr. Adamlar ai.rzlarm qaprrdatryorlar, civgtilerini yineliyorlar, Guadalajara yoresinde yaprlan tequila ile Chinuahua'nrn yiiksek yaylalannda yaprlanrn araslndaki biiytik farklan yiiksek sesle dile getirmeye gahgryorlarch.

Eve girerken, gantamdaki ses alma aygrtmr gahqtrrdrm. Lucio beni arkadaqryla tanlqtlrdr. Evde, don Juan da olmak izere, sekiz adam vardr. Odanrn ortasrna rahatga yayrlmrqlardr. Bir direle asrh gaz lambasrnrn parlak rgrfr, ytizlerini aydrnlatryordu. Don Juan bir sandrfrn iizerine oturmuqtu. Ben de, yere gakrh kazrklara givilenmiq bir kalastan olugan iki metrelik bir srranln ucuna oturdum. Don Juan'rn karqasrna diiqtiyordu bu yer.
Don Juan gapkasrnr yanrbaqlna, yere brrakmrqU. Gaz lam-

$iqe ikinci kez dolaqrrken de don Juan igmemiqri. Ben de yalnrzca bir tadrmhk almrqtrm. Ama citekiler, fincanr a$zna dek dolduruyorlardr. $ige bir kez daha dolaqrr ve bitti.

Don Juan, "Obtir gigeleri getir, Lucio," dedi. Lucio, ikircimli gortintiyordu; don Juan hig orah gcirtinmiiyor, benim Lucio'ya dort gige birden getirmig oldu[umu
itnlatryordu.

Lucio yaglarrnda bir geng adam olan Benigno, goze ga{pnlasrn diye arka yaruma yerlegtirdigim gantama bakarak, tecluila satrcrsr mlyrm diye sordu. Don Juan, satrcr falan olmarlrlrmr, ashnda Sonora'ya, kendisini ziyaret etmek igin gel-

72

BIR BA$KA GERQEKLIK

"GORME"NIN oNroguLLARI

73

miq bulundufumu soyledi.

tlu. Carlos Mescalito kullandr. Bakrn iqte, sapasallam duruyt)r."

"Carlos Mescalito'yu ofreniyor; ben ofretiyorum ona," diye ekledi. Hepsi birden bana bakrp, kibarca gtiltimsediler. Yiizii keskin gizgilerle dolu, ufak, zay:f bir adam olan oduncu Bajea, gozlerini bir an bana dikti ve ambarclnln, beni, Yaqui topraklannda maden iqletmeyi tasarlayan bir Amerikan qirketinin casusu olmakla sugladrfrnr soyledi. Hepsi de, boyle bir suglandrmaya igerlercesine soylendiler. Zaten, hepsi, bir Meksikalr ya da Yaqui'lerin dedikleri gibi bir Yori olan bu adama krzarlarmrq. Lucio obtir odaya gidip bir qiqe bacanora daha getirdi. Agtr; fincanrnt a$zna dek doldurdu. Sonra qiqeyi yanrndakilere verdi. Sciz, dolagrp, Amerikan qirketinin Sonora'ya gelmesi olasrfrna ve bunun Yagui'leri ne denli etkileyeceline gelmiqti. $ige, Lucio'ya doniince; Lucio qiqeyi kaldrnp, iqinde ne kadar kaldr$rna baktr. Don Juan bana do!ru elilerek, "Soyle iiziilmesin; bir daha geliqinde daha gok getirecelini sciyle," diye fisrldadr. Ben de Lucio'ya do!ru elilip, obtir geliqimde en azmdan altr giqe getirece[imi soyledim. Bir ara konuqulacak bir qey kalmaml$ gibi susuqtuk. Don Juan bana doniip ytiksek sesle, "Arkadaqlara, Mescalito'yla karqrlaqmalarrnr anlatsan a!" dedi. "Amerikan qirketi Sonora'ya gelirse neler olur diye bir boq laf etmekten gok daha ilging olur bu." Lucio, merakla, "Mescalito, peyote midir, dede?" diye
sordu.

Bajea griliimseyerek, gekingen, "Kim bilir?" deyince,


lrcrkes giilmeye baqladr.

"Bir de bana bakrn," dedi don Juan, "hemen hemen btitiin yagamlm boyunca Mescalito'yla haqrr neqir oldum, biqeyciklcr olmuq de[il bana."
Kimse giilmemiqti, ama, onun bu scizlerini pek ciddiye albenzemiyorlardr. Ote yandan, don Juan siirdiirdii: "Dedilin gibi, Mescalito'nun insanr grldrrttrfr do[rudur. Ama, ne yaprlaca[rnr bilrneden ona gidildi[inde olur bu." Don Juan'la yaqrt bir yaqh adam olan Esquere, gtilmesini tutamryor, bagrnr iki yana sallayrp duruyordu. 'o'Ne yaprlaca[rnr bilmeden'demekle neyi kastediyorsun, Juan?" diye sorrlu. "Seni gegen gortiqiimde de aynr qeyi soyli.iyordun." Genaro scjze karrgarak, "Bu peyote denilen nesneyi yutanl:rr gergekten kegileri kagrrrrlar." dedi. "Huichol Krzrlderililerinin bunu yediklerini gormiiqttim. Kudurmuq gibi davranryorlardr. Kciptik sagryorlar, kusuyorlar, her yana iqeyip duruyorlardr. O Allah'rn belasr nesne sarah yapar adamr. Bayrnthrhkta mtihendislik yapan Bay Salas oyle soylemiqti. Sara olunca, artrk iyilegmezmiqsin." Bajea, biiytik bir a[rrbaqhhkla, "Hayvan olmaktan kcitii, rlesen e!" dedi. Don Juan, "Genaro, sen Huichol Krzrlderililerinde yalmzca gormek istedi[in qeyleri gormriqsiin." dedi. "Orne[in, hig zahmet edip Mescalito'yla tanrqmanrn nasrl bi qey oldu[unu sordun mu onlara? Bildi[ime gcire, Mescalito kimseyi sarah lirlan etmez. Bayrndrrhktaki mtihendis de zaten bir Yori; ne anlar Yori Mescalito'dan! Mescalito'yu bilen btitiin o binlercc insana da deli diyemezsiniz ya!" Genaro, "PekAla derim; deli onlar, deli! Ya da onun gibi bir qey... Yaptrklarrna bakrnca..." diye yanrtladr. Don Juan sordu: "PekAld, o binlerce insan deliyse, kim
rnl ga da

Don Juan kuru bir sesle, "Kimileri oyle der," yanrtrnr verdi. "Ben Mescalito demeyi yellerim." Uzun boylu, iri yan, orta yagh biri olan Genaro, "O Allah'm belasr qey insanr delirtir," dedi. Don Juan, yumugak bir sesle "Mescalito'nun delilife yol agtr$rnr sciylemek sagma olur. E[er ciyle olsaydr, Carlos $imdi burada sizinle konuqacak yerde trmarhaneyi boylamrq olur-

74

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME"NIN ONKO$ULLARI

75

kotanyor onlann iqlerini? Nasrl si.irdi.irebiliyorlar yaqamlannl?" Esquere, soze karrqtp, "Karqt yakadan -ABD'den-gelen Macario, bir kez yiyenin yagam boyu ondan kurtulamayacafrnr soylemiqti," dedi. Don Juan, "Macario oyle bi qey demiqse, yalan sciylemiq. Ne dedi[inin farktnda mt o acaba?" diye grkrgtr. "Yalanctnrn tekidir o," dedi Benigno. "Kim bu Macario?" diye sordum. Lucio, "Buralarda oturan bir Yaqui Krzrlderilisi..." dedi. "Arizonah oldufunu soyliiyor, savaqta Avrupa'da bulunmuq. Anlattrklannl bir dinlesen!.." Benigno, "Albay oldufunu soyler durur!" diye atrldr. Herkes gtilmeye baqlamrqtr; bir stire Macario'nun inanrlmaz ciykiilerine gegildi; ne var, don Juan scizi.i gene Mescalito'ya dondtirdri. "Hepiniz Macario'nun palavracr bi kimse oldu$unu biliyorsunuz da, ne diye Mescalito'ya defgin sozlerine inantyorsLlnuz?"

Lucio, bu sozcti[ti heniiz anlayamamt$ gibi, "Peyote mi yani, dede?" diye soruverdi. "Evet be! Hay Allahtn!." Don Juan'tn grkrqr gok sert ve ktrtctydr. Lucio irkilmigti. Bir an igin hepsinin de korkmug olduklarlnl sezer gibi olmuqtum. Sonra don Juan, yumuqak bir gtiliimsemeyle konuqmasrnr siirdtirdii. "Macario'nun soyledifi qeylerin aslt astarr yok; bunu anlamryor musunuz? Mescalito'dan sciz etmek igin onu bilmek gerekir." "iqte gene bagladrn," dedi Esquere, "bilmek, bilmek, bilmek! Sen Macario'dan da betersin yahu! Hig olmazsa o, bilse de bilmese de, akhndan gegenleri soyler. Ama, seni yrllarca dinlemiqimdir; bilmemiz gerekti[inden baqka bir qey grkmamrqtrr a[zrndan. Neyi bilmemiz gerek Allahaqklna!"

Benigno, "Don Juan, peyoteden bir ruh grktrfrnr soyliiyof," dedi. Bajea, "Tarlalarda peyote gormtiqltiltim olmuqtur; ama ruh falan gormiig de$ilim," dedi. Don Juan, "Evet, bi bakrma, Mescalito ruhlatabenzer," rliye agrkladr. "Ama onu iyice bilmeden ne oldu[unu agrkga anlayamazsrnrz. Esguere, yrllardan beri hep bunlan soylemiq oldufumdan yakrnryor. Dolru soyltiyor. Ama siz anlamryors anLZ, sug bende mi? Bajea, onu yiyenlerin hayvanlagtrlrnr soyledi. Ama, ben oyle gcirmtiyorum bu iqi. Kanlmca, kendilerini hayvanlardan iisttin tutanlar, hayvanlardan kotti bi yaqam siirdiirtirler. Bakrn iqte torunumun haline. Durup dinlenmeden gahqrr. Egek gibi gahqmak igin ya$lyor sanki. Hayvana benzemeyen tek yanl, igip sarhog olrnasldlr." Hepimiz giiltiyorduk. Daha yirmisine varrnamrq gcirtinen Victor adh bir delikanh hepimizden fazla giilmekteydi. Geng bir giftgi olan Eligio, hentiz hig soze karrqmamrqtr. Sa[ yanrmda yerde srrtr, ya[murdan rslanmasrn diye igeriye yrfrlmrq kimi suni gtibre guvallarrna dayah, oturmaktaydr. Lucio'nun gocukluk arkadaqlanndan olan bu Eligio, Lucio'dan daha krsa boylu olmasma karqrn gi.iglii, pehlivan yaprh bir adamdr. Eligio, don Juan'rn scjzlerini yutar gibi dinliyordu. Bajea, tam bir qey soyleyecekken, Eligio onun soztinii
kesti.

"Peyote bu sciyledigin geyleri nasrl deliqtirir?" diye sor"Bildi[ime gore, ttim yaqamr boyunca eqek gibi gahqmak iEin yaratrlmrqtrr." Don Juan, "Mescalito her geyi de$igtirir," dedi, "amabiz de eqekler gibi gahqmak zorundayrudrc. Mescalito'nun iginde bi ruh bulundufunu soyledim. Qilnkii, insanr de[iqtiren bi ruha benzer de ondan dedim bunu. Gorebilecelimiz, dokunabilccefimiz bi ruhtur o;bizi, kimi kez, istencimize kargrn de[iqtiren bi ruh..." Genaro, "Peyote akhnr bagrndan alrr gider: o zaman elbetdu.

nin naqKA GERqnzu-ir


defil mi?" dedi. "Nasrl de[iqtirir bizr?" Eligio stirdiirdii: "Bize dofru yagam bigimini o[reterek," dedi don Juan. "Onu bilenlere yardrm eder, onlarr korur. Sizin siirdiirdtifiintiz bu yagama, yaqam denemez. Onu tanrmanrn verdi[i mutlululu bilemezsrniz, gtinkti, yok sizin bi koruyucunuz!" Genaro, ahnarak, "Ne demek oluyor bu?" dedi. "Hazrett isa'mtzla Meryem Ana'mrz , Hazreti Guadalupe'umuz var bizim de. Onlar koruyucu defiller mi?" Don Juan, dudak biikerek, "Ne de korurlar ya!" diye soylendi. "Nasrl daha iyi bi yaqam si.irdtirebilecefini olretmiq midir sana?" diye sordu. Genaro, "insanlann onlan dinledifi yok ki!" diyerek karqr grktr. "Herkes qeytarun peqine diiqmtig, ne yazrk!" Don Juan, "Onlar gergekten koruyucu olmuq olsalardr, dinlemeye zorlarlardr insanlarl," dedi. "Mescalito insanrn koruyucusu oldufu zaman ister istemez dinletir kendini; insanlar onu gozleriyle gortince de, onu dinlememezlik edemezler. Mescalito, insanr kendisine saygryla yaklaqtrrtrr. Sizlerin, koruyuculannrza davrandr Pmz gibi defiil... " Esquere, "Nasrl yani, Juan?" diye sordu. "Yani, $unu demek istiyorum; siz, koruyucunuza giderken kiminiz keman galar, cibtirtinriz suratrna maske, aya$rna tozluk gegirip dans edece[im diye tepinir, geri kalanlanruz da kafayr gekersiniz. Benigno, sen dansgrydrn bi zamanlar, anlatsana!" "Ug ytl var ki yapmlyorum," dedi Benigno , *Zor iSt" E,squere, alayh bir sesle, "Lucio'ya sor," dedi, "o bir hafta dayanabilmiqti." Don Juan'rn drgmda, herkes gtiltiqtii. Lucio, srkrlmrq gori.iniiyor, gtiliimsiiyordu; iki fincan dolusu bacanora devirdi boIazrndan aqalrya. Don Juan, "Zor iq de[il, aptalca bir iq," dedi. "Dansgr Valencio'ya sor bakahm, dans etmekten hoglaruyor mu? Ho$te de[iqtifiini sanrrsrn,

"GORME"NIN ONKO$ ULLARI

77

lanmryor elbette! Dans etmeye gahqmrq, hepsi o kadar. Yrllardan beri, yaptrlr danslara bakarrm, her bakrgrmda aynr hareketleri yaptr[rnr gcirtirtim; tistelik de koti.i mii kotii! Belli ki zevk almryor sanatmdan; ama danslannr anlatrken qiqinir durur. Sevmiyor ki dansr! O ytizden yrllar yrh aynr hareketleri yineler durur. Ama, farkrnda bile defil bunun." Eligio, "Oyle dans etmeyi o[retmiqler; ne yapsrn?" dedi. "Bir zamanlar ben Torim kasabasrnda dansgrhk yapardrm. Nasrl o[retmiqlerse, oyle dans etmek zorundasrn-biliyorum." "Evet, Valencio belki de aman aman bir dansgr de[il," dedi Esquere. "Ama iyileri de vardu. Sacateca'ya ne buyrulur?" Don Juan, sertge, "Sacateca bi bilgi adamrdrr, sizlerle bi tutamayrz onu," dedi. "Yaradrhqrnda dans etme efilimi var da onun igin dans ediyor. Benim demek istedifim, sizler dansgr olmadr[rnrzdan, dans zevk verrnez size. Danslar iyi yaprlsaydr, kimilerrntz hoqlanrrdtnrz. Ama higbiriniz danstan o denli anlamryorsunuz. O yiizden hepiniz igmekten baqka bi qey bilmezsiniz. Bakrn qu torunumun haline!" Lucio, "Kes artrk, dede!" diye soylendi. Don Juan si.irdiirdti, "Tembel defiil, aptal delil; ama igmekten baqka yaptrfr bi qey de yok." Genaro, "Deri ceketler ahyor ya!" deyince, herkes kahkahayr bastr. Lucio bir bacanora daha yuvarladr. Eligio sordu: "PekAld, peyote nasrl degiqtiriyor bu durumlan?" Don Juan, "Lucio, koruyucuyu arasaydr, yagamr gok degiqik olurdu. Nasrl defiqirdi bilemem, ama ytizdeyi.iz deliqir-

di."
"Yani igkiyi brrakarak... Bunu mu demek istiyorsun?" diye iisteledi Eligio. "Belki de brrakrrdr. Yaqamrndan doyum sa$amak igin tecluiladan baqka bi qeylere ihtiyacr var onun. iqte o geyi, her neyse, koruyucusu verirdi ona."

l"

78

BrR BA$KA GERQEKLIK

"GORME"NiN

OXTO$ULLARI

79

Eligio, "Gtizel tadr varmtq $u peyotenin de, haa!" dedi. Don Juan, "Oyle bi qey demedim ben," dedi. Eligio sordu: "Tadr iyi delilse, nasrl zevk verir ki?" Don Juan, "Yaqamrnr daha zevkli krlar da ondan," diye
yanrtladr.

Eligio asrhyordu: "Ama tadr iyi de$ilse, nasrl zevkli krlar insanrn yagamlnr? Olur gey de[il!" Genaro atrldr: "Nigin olmasrn? Peyote insanr delirtir; o
zaman, sen de ne yaparsan yap, her qeyi tozpembe gosterir sa-

na."
Gene giiliigttiler.

Don Juan, ahnmaksrzrn, siirdi.irdii: "PekAlA olur; ne denli gey bulundu$unu bi di.igtintin. insanr delirten qey, igkidir. Akhmizr bulandrrrr. oysa Mescalito, her qeyi biler, keskinlegtirir. oyle bi gtizel gormeni saflar-ciyle bi giizel ki!" Lucio'yla Benigno, bunlan daha onceleri iqitmiq oldukrannr belirtircesine, birbirlerine bakrp giiltimsediler. Genaro'yla Esquere sabrrsrzlanarak aynr anda konuqmaya bagladrlar. Victor'un kahkahasr btittin obiir sesleri bastrnyordu. Aralannda, tek ilgi duyan kimse, Eligio'ydu. Eligio, "Peyote bi.ittin o qeyleri nasrl yapar?" diye sordu. Don Juan agrkladr: "dnce, onunla tanrgmayr istemen gerektir; sanlrrm iqin en onemli yanr budur. Sonra onunla karqrlaqrsrn. onu iyice tanrmak igin onunla birgok kez kargrlaqman gerekir. " Eligio, "Sonra ne olur?" diye sordu. Genaro, araya girdi: "Krgrn yerde siiri.intirken gatrya edersin bokunu." dedi. Kahkahalar gene koptu. Don Juan aldrrmakslzln, "ondan sonrasr sana kahyor." diye stirdiirdri. "ona giderken korkulannr bi yana atacaksrn; o da sana daha iyi bi yagamrn nasil yaqanabilecefini azar azar ci!retecek."
az

bildifimizi, ve gcirecek ne denli gok

Uzun bir sessizlik oldu. Herkes yorgun goriiniiyordu. $i;;e boqalmrqtr. Lucio, ister istemez, bi qiqe daha agtr. Eligio, alayct bir sesle, "Peyote, Carlos'un da mr koruyucusu?" diye sordu. "Orastnt bilemem." diye yanrtladr don Juan. "Ug kez gegti baqrndan; kendisine sorsan a!" Hepsi merakla bana dondiiler. Eligio sordu: "Sahiden yedin mi?" "Evet." dedim. Don Juan, ilk rauntu kazanmrq oluyordu. Oradakiler, ya deneyimlerimi dinlemek istiyorlardt, ya da ytiztime kargr giilmeye gekiniyorlardr. Lucio, "Bir yerin alnmadr ml?" diye sordu. "A[ndt. Tadr da berbat!" Benigno, "Oyleyse neden yedin?" diye sordu. Ben de, bir batrh iEin, don Juan'm peyoteye de$gin bilgisinin Eok gekici oldu[unu inceden inceye agrklamaya Eahgtrm. Don Juan',rn peyoteyle ilgili olarak anlatmrq bulundu[u qeylerin ttimiiyle dofru oldufunu, isterlerse her birisinin bu gerge[i dofrulayabilecefiini anlattrm. Hepsinin, beni agafrlamalannt cirtercesine gtiltimsediklerini farkettim. Qok srkrlmrqtrm. Akhmdan geqenleri onlara aktarmadaki beceriksizlifimin farkrndayrm. Bir si.ire daha konuqtum. Ne var ki, htztmr yitirmigtim ve, yalntzca, don Juan'rn soylemiq oldufu qeyleri yineleyebildim. Don Juan yardrmrma koqarak, beni desteklercesine: "Mescalito'ya ilk geliqinde, koruyucu falan aradr$rn yoktu, di mi?" diye sordu. Ben de, onlara, Mescalito'nun bir koruyucu olabilecefini bilmedifimi; beni ona, yalnlzcamerakrmm ve konuyu o[renmeye olan aqn istelimin gotiirmiiq oldu$unu anlatttm. Don Juan, benim niyetimin kusursuz oldulunu ve bu yiizden, Mescalito'nun bana olumlu etkiler salladrlrnt vurguladr.

80

BIR BA$KA GERQEKLIK

"GORME"NIN ONKO$ULLARI

81

Genaro, "Ama kusmuqsun, cintine gelen yere iqemiqsin, degil mi?" diye iteliyordu. Yanrt olarak, gergekten bende boye bir davranrga yol aEtr[rnr soyledim. Artrk kendilerini tutmaya gabalamadan kahkahalan bastrlar. o anda beni iyice aqa[rlamakta olduklannr gormekteydim. Eligio drqmda, higbiri anlaftrklanmla ilgilenmiyordu. Siirekli beni, dinlemekte olan Eligio sordu: "Neler gcirdtin?" Don Juan, deneyimlerimin hepsini, ya da en onemli aynntrlannr anlatmamr istedi. Ben de sezgiledilim qeyleri, bigimlerini srrasryla anlattrm. sciziim bitince, Lucio, "peyote bu anlattr$rn gibi acayipse, iyi ki hig bulagmamr$rm bu iqe!" diye
yaprgtrrdr.

var ki, ancak onun istemesi gerekir; anlatmak istedifim hilgiyi yani."

Iki giin sonra, 6 Eyliil'de, Lucio, Benigno ve Eligio, benimle


ava grkmak i.izere, kalmakta oldufum eve geldiler. Ben notlartmt yazarken, onlar bir si.ire sessizce oturdular. Az sonra, Benigno, onemli bir qey soyleyecekmiq gibi gtiliimseyerek bana yaklaqtr. Ytiziine baktrm. Qekinerek, gene giiliimsedi, ve,

"Lucio, peyote gilnemek istiyormuq." dedi. "Sahi mi?" diyerek Lucio'ya baktrm. Lucio, "Evet," diye yanrtladr. Benigno kesik kesik giilmekteydi. "Lucio dedi ki, e[er ona bir motosiklet altrsan, peyote yiyecekmiq."

Genaro da Bajea'ya: "Dememiq miydim, o nesne adamr

delirtir diye?!" dedi. Don Juan, "Ama Carlos deli delil iqte. Buna ne dersin?,' diye Genaro'ya sordu. Genaro kargrhk vererek, "Olmadrfrnr nerden bilecepiz?,, diye sordu. Bu kez, don Juan dahil, herkes gi.iliiyordu. Benigro, "Korkuyor muydun?" diye sordu. "Evet. Hem de gok!" Eligio sordu: "Oyleyse neden yedin?" "Ofrenmek istedigini soyledi ya!" diye Lucio benim yerime yanrtladr. "carlos da dedem gibi oluyor gittikge. Hig kimse onlarrn neyi bilmek istediklerini bilemez!" Don Juan, Eligio'ya, "Bu bilgiyi agrklayabilmek olanakslzdrr," dedi. "qunkti, her kigiye baqka bigimlerde verilir bu bilgi. Hepimiz igin deligmeyen bi gey varsa, o da Mescarito'nun, gizlerini her birimrze ozel olarak sundu[udur. Genaro'nun scizlerini dinledikten sonra, Mescalito'yla karqrlaqmaslnl onerecek de[ilim ona. Ama ben de, Genaro da, ne dersek diyelim, Mescalito gok yararh olabilir onun igin. Ne

Lucio'yla Benigno birbirlerine bakrp kahkahayt basttlar. Lucio, "Amerika'da kaga bir motosiklet?" diye sordu. "Yiz dolara falan ahnabilir," diye yanttladrm. "Orda ucuzmug yahu! Bit tane getirsene ordan." dedi Benigno.

Lucio'ya dondiim, ve, "Once bir dedene sorayim." dedim. Lucio karqr grktr: "Olmaz, olmaz. Sakrn soyleme ona. iqimizi bozar sonra, kaEr[rn tekidir o. Ustelik gok da yaqh ve bunak... Ne yaptrfirnr bilmez." Benigno ekledi: "Bir zamanlar gergek bir bi.iytictiydti o. Gergekten diyorum yani. Bizim koyltiler, ondan i.istiinii yoktu derler. Ama, peyoteye dadanrnca, siliniverdi gitti. $imdi de gok yaqlandl." Lucio, "Brkmadan usanmadan o uyuz peyote oyki.ilerini anlatr durur hep," dedi. "Peyote de ne sagma gey yarabbim!" dedi Benigno, "Biz denemiqtik bir kez. Lucio dedesinden bir torba yi.iriitmtiq. Bir gece, kasabaya giderken yolda gifnemiqtik. Pezevenk! A!zrm dolrandr sanmrqttm. O ne berbat tat oyle!" "Yutmuq muydun?" diye sordum.

82

BIR BA$KA GERQEKLiK

"GORME"NIN oNTO$ULLARI

83

Lucio, "Tiiktiriip atmrqtrm;" dedi, "torbayr da firlatrp attrydrk." itcisi de bu olayr gok gi.il{ing buluyorlardr. Eligio heniiz bir gey dememiqti. Bir yana gekilmig durmaktaydr. Giildtigti bile yoktu. "Sen denemek ister misin, Eligio?" diye sordum. "Yoo, hayrr. Motosiklet versen bile..." Lucio'yla Benigno, bu sozii gok gtilting bulmuq olmahlar ki, gene kahkahayr bastrlar. Eligio siirdiirdti: "Ama gene de, don Juan qaqrrtryor beni." Lucio, biiyiik bir inangla, "Dedemin bir qey bildigi yok. Qtinkii gok yaqlandr." dedi. "Evet, gok yaglandl." diye mrnldandr Benigno. Bu iki geng adamrn don Juan'a delgin driqiincelerini gocukga ve yersiz buluyordum. Onun kiqili[ini savunmam gerekti$ini dtigi.inerek, kanrmca don Juan'rn qimdi de eskiden oldulu gibi btiytik bir btiyiicii oldulunu, belki de btiytictilerin en ulusu oldulunu soyledim. onun, gergekten ola[aniistti bir yanr olduluna inandrlrmr anlattrm. Yetmiq yagml gegmiq olmaslna karqrn, dordtimiiziin toplamrndan daha gevik ve giigl{i oldu$unu unutmamalan gerekti[ini soyledim. Gidip hep birlikte don Juan'rn i.izerine gullanmalarrnr onerdim; o zaman don Juan'rn onlan nasrl tepiverecelini belirttim. Lucio, bobtirlenerek, "Hig kimse dedeme gullanamazki!" dedi. "Bir brujodur o." Sonra da, onlara, don Juan'rn gok yagh ve bunamrq oldufunu soylediklerini anrmsatarak, bunak birinin, gevresinde olup bitenleri bilemeyecelini anlattrm. Oysa, birgok kez, don Juan'rn ne denli uyaruk bir kiqi oldufuna tanrk oldu[umu ve qaqakaldrfrmr belirttim. Benigno, "Yagh olsa bile, hig kimse bir brujoyu yere seremez, gullanamaz ona." diye bilgigce sciylendi. "Ancak uyurken, gidip tizerine atrlabilirler. Cevicas diye biri vardr; oyle yapmrqlardr ona. Millet, onun btiyi.isiinden usanmrqtr da, oldtirmtiqlerdi onu."

Bu olayrn aynnttlartnt anlatmalarlnr istedim. Ne var, bunun Eok eskiden oldufiunu , o zamanlar Eok ktigiik olduklarrnr soylediler. Eligio; herkesin gizliden gtzliye Cevicas'rn kagr[rn biri oldufunu soyledi[ini, kimsenin, gerEek bir biiytictiye iliqemeyecefini ekledi. Biiytictilere defgin diiqtincelerini o[renmek igin sorular sordum. Ama, bu konuya pek ilgi duymadrklarr belliydi. Ustelik, getirmiq oldufum .22'I1k ttifekle atrq yapmak igin sabrrsrzlaruyorlardr. Bu ycirey e ozgi ytiksek kakti.islerden ve obrir bitkilerden oluqan srk gahhklarrn iginde yavag yavag ilerlerken oldukqa sessizdik. En onde giden Eligio, doniip, bana: "Belki de kaErk olan bizleriz; belki de hakhdtr don Juan. Baksan a o qu yaptrfrmrz iqlere!" dedi. Lucio'yla Benigno karqr grktrlar. Araya girerek Eligio'ya hak verdigimi soyledim; kendi yaqam bigimimim bir yerde yanhq oldu[unu diiqtindiiftimti belirttim. Benigno, benim yaqamrmda yakrnrlacak bir qey bulunmadr$rnl, param e bir arabam oldu[unu soyledi. Ben de, aynr qeyleri onlar soyleyebilecefimi,. giinkii her birinin birer tarlast oldu[u karqrhlrnr verdim. Ugti de, koro halinde, tarlalarm federal bankantn mah oldufunu soylediler. Ben de arabamtn sahibi olmadrfrmr; asrl sahibinin California'daki bir banka oldufunu agrkladrm; yagamlmtn onlannkinden farklt, ama daha iyi olmadr[rnt belirttim. Artrk gahhk iyice srklaqmrqtr. Geyik ya da yabandomuzu goremedik, yalnrzca iig tavqan vurduk. Donerken, Lucio'nun evinde durakladrk. Lucio, kartslnln tavqan yahnisini yapacafrnr soyledi. Benigno, bir qiqe tequila ve maden sodast olmak igin bakkala gitti. Dondii[iinde, baktrm, don Juan vardt yantnda. Lucio giilerek, "Dedeme, bakkaldan bira alrrken mi rastladrn?" dedi. Don Juan, ramrqttm."

"Bu toplanttntza Ea[rrh de$ilim." dedi, "Slrf, Carlos'a Hermosillo'ya gidip gitmeyecelini sormak igin u[Don Juan'a, ertesi gtin gitmeyi tasarladr[rmr sciyledim.

84

BiR BA$KA GERQEKLIK

"GORME"NIN ONKO$ULLARI

85

Bu arada Benigno qiqeleri dafrtryordu. Eligio, kendisininkini don Juan'a uzato; Yaqui toresine gore verilen bir qeyi, nezaketen bile olsa, almamak son kerte bir kabahk oldulundan, don Juan qigeyi aldr. Ben de kendiminkini Eligio'ya uzattrm; almak zorunda kaldr. Benigno da kendi qiqesini bana verdi. Ne var ki, Lucio, bu Yaqui toresinin, bagma neler agacalrnr sezmiq olacak ki, sodasrnr igip bitirmiqti. Lucio, Benigno'nun pek dokunakh bir duruma giren yiiztine bakrp gtildti ve "$iqeni ytir{itttiler ha!" dedi. Don Juan hig soda igmez oldufiunu soylerek qiqeyi Benigno'nun eline verdi. Ramadarun altrnda sessizce oturduk. Eligio sinirli gortiniiyordu. Huzursuzca, qapkasrnrn kenarryla oynaylp duruyordu. Sonra don Juan'a doniip, "Gegen gece anlattrklarrnr diiqtintip duruyorum da..." dedi, "peyote yagamlmrzr nasrl deligtiriyor? Nasrl?" Don Juan yanrt vermedi. Gcjzlerini bir stire Eligio'nun yiiztine dikti ve Yagui dilinde bn ezgiye baqladr. Bu, tam bir qarkr bigiminde de[il de konuqma gibi bir qeydi. Uzun bir siire sessiz kaldrk. Sonra, don Juan'dan, Yaqui dilinde soylediklerini gevirmesini istedim. "Yaquiler igin bi qey," deyip gegigtirdi. Uzrilmtiqtiim. Qok onemli bir geyler soylemiq oldufuna emindim. Don Juan, dayanamaylp, "Eligio bi Krzrlderilidir," dedi. "Bi Krzrlderili olarak hiEbi qeyi yoktur. Bi qeyimiz yok biz Krzrlderililerin... Buralarda gordtiltin en varsa, Yorilerindir, Yaquilerin, cifkelerinden baqka, topralrn onlara verdi[inden baqka bi geycikleri yoktur." Qok uzun bir si.ire kimse a[zmr agmadr. Sonra, don Juan kalkrp vedalaqtr ve gitti. Yolun bir krvnmrnda yitip gidene dek ardrndan bakakaldrk. Hepimiz de tedirgindik. Lucio, konu$muf olmak igin, dedesinin tavgan yahnisi sevmedilinden cittirii kalrnamrq oldulunu soyledi. Eligio, derin dtiqiincelere dalmrg gori.intiyordu. Benigno bana doniip, yriksek sesle: "Al-

lah, seni de, don Juan't da bu yaptrklarnrz yizinden cezalandrracak." dedi.

Lucio gtilmeye baqladr, Benigno da katrldl ona. Eligio, "sagmaladtn gene, Benigno," dedi srkrlmrqgastna. "Be$ para etmez qu soylediklerin."

I5 Eyh.il 1968
Cumartesi gecesi saat dokuz stralartydr. Don Juan, Lucio'nun evindeki ramadamn altmda, Eligio'yla kargrhkh oturuyordu. Don Juan peyote torbastnr aralanna koymuq, govdesini hafif hafif one arkaya sallayarak bir ezgi soyliiyordu. Ben, Lucio ve Benigno, Eligio'nun bir buguk iki metre ardtnda, strtlartmrz duv ara dayah oturuyorduk. Oturum baqladrfrnda hava iyice kararmrq durumdaydr. Igerde, gaz lambastnrn rqrfrnda oturrnug, don Juan't beklemiqtik. Don Juan gelince, bizi drqarrya ramadaya ga[rrdr ve oturaca{rmrz yerleri gosterdi. Bir stire sonra gozlerimizkaranhfa ahgmrqtr. Herkesi agrkga go-

rebiliyordum. Eligio gok korkmuqa benziyordu. Tir tir titriyor, diqlerinin gatrrdamasrnr tutamtyordu. Baqr ve strtt ani silkinmelerle sallanryor, igi katrhyor izlenimini veriyordu. Don Juan onunla konugarak, korkmamaslnl koruyucuya gtivenmesini ve baqka higbir $ey dtiqiinmemesini soyledi. Torbadan bir peyote mantara alarak Eligio'ya uzata; yavag yavag gifinemesini buyurdu. Eligio bir kopek yavrusu gibi zrlayarak geri geri Eekiliyordu. Hrzh hrzh solumast, kortik crzrrtrsrnr andtnyordu. $apkasrnr grkarrp alntntn terini sildi. Elleriyle ytiztinii kapadr. Afladrfrnr sanryordum. Gene kendine gelene dek uzunca bir stire oyle gergin durumda kaldr. Sonra, bir eli hala yfiztinde, baqtnt kaldrrarak mantarr aldt ve gi[nemeye baqladr. Biiytik bir korkuya kaprlmrqtrm. O ana dek, belki en aztndan Eligio denli korku iginde bulundufumu aynmsayamamrqtrm. Peyotenin verdili bir kuruluk vardr a{ztmda. Eligio, Lrzun siire, qi[nedi durdu mantart. Gerginli[im gittikge artr-

--'r

86

BiR BA$KA GERQEKLIK

"GORME"NIN

ONTOSULLARI

87

yordu. Soluk ahq veriqlerim arttrkga, tirkmeye baglamrqtrm. Don Juan bu kez daha ytiksek sesle okumaya bagladr ezgisini; ve Eligio'ya bir peyote daha verdi. Eligio, onu da bitirince, don Juan, ona kuru yemiq vererek, yavag yavag gifnemesini soyledi. Eligio iki parga peyote mantan daha gignedikten sonra, don Juan bu kez ona kurutulmuq et verdi. Eligio onuncu mantan bitirdifi srrada tedirginlifim son kertesine ulagmrqtr. Birden, Eligio'nun, one dofru yrkrldr[rnr, alnrnrn yere vurdufunu gdrdrim. Sol yanlna devrilerek grrprnmaya baglamrqtr. Saatime baktrm. On biri yirmi gegiyordu. Eligio bir saate yakrn yerde sendeleyerek, yalpalayarak inledi durdu. Don Juan, onun karqrsrnda, krprrdamadan oturmasrnr stirdtirtiyordu. Peyote ezgrleri qimdi bir mrnldanmaya doniiqmiigtii. Sa! yanrmda oturan Benigno, olup bitenle ilgilenmiyor; onun yanrnda oturan Lucio da horluyordu. .. Eligio'nun govdesi iki kat btikiilmiiq bir durumdaydr. Onti bana dontik, elleri bacaklannln arasrnda, sa[ yanrnayatmtg duruyordu. Birden gcivdesi gtiglii bir irkiliqle firladr ve bacaklan hafif gekili, srrttistti yere yattr. Sol elini, son kerte ozgtir ve qiirli bir devinimle yukanya ve yana sallamaktaydr. Sa! elini de aynr bigimde sallamaya baqladr. Sonra iki eli birden, yavaq hareketlerle hurp galan bir sanatElrun elleri gibi dalgalanmaya bagladr. Devinimleri giderek daha canlanryordu. Kollan zangn zangLr titriyor, piston gibi bir iniyor bir kalkryordu. Aynr anda, elleri, bileklerinden, one do!ru dontiqler yapryor, parmaklan tiril tiril titriyordu. Qok gtizel, uyumlu, insanr uyutucu bir gori.iydti bu. Ritmi ve kaslannr o denli duyarhca kontrol ediqi beni gok etkilemigti. Daha sonra, Eligio, bir gtig onu itermiqcesine, yavagga dikildi. Govdesi tirpermekteydi. Qomeldi ve bagr, kesik kesik verilen bir elektrik akrmrna tutulmuq gibi sarsrhyordu. Sanki kendi denetimi drqrndaki bir etmen onu itiyor, stinikltiyordu. Don Juan ezgisini daha yilksek sesle okumaya bagladr.

Lucio'yla Benigno uyandtlar ve sahneye ilgisiz bakrqlar

ata-

rak yeniden uykuya daldrlar. Eligio gittikge ytikseliyor, yiikseliyordu. Ttrmanryordu besbelli. Avuglarrnr bitiqtirmiq, goremedi[im bir takrm nesnelere tutunuyor gibiydi. Kendisini yukarrya gekiyor ve soluk almak igin durakhyordu. Gozlerini gormek istedim ve ona yaklaqtrm; ama don Juan sert bir bakrg firlattnca, /erime gekildim. Sonunda, Eligio zrpladr. Kesin, iirkiing bir srgramaydr bu. Hedefine ulaqmlqa benziyordu. Soluk solula kalmrqtt, oflayrp pofluyordu. Bir kaya grkmtrsrna tutunur gibiyrii. Ama bir geyle karqrlagmrq gibi oldu ve garesiz kalmrqgaslna bir grlhk kopardr. Elleri tutundu$u yerden kayrverdi ve Eligio diiqmeye baqladr. GovdeSi arkaya do[ru yaylanarak tepeden trrna[a en giizel ve uyumlu bir bigimde titredi. Bu titreme belki de yi.iz kez gegti govdesinden boydan boya; sonunda Eligio, boq bir Euval gibi yere doki.iliiverdi. Az sonra, Eligio, yiiziinii korurcastna, ellerini one dofiru uzattt. Gogsii tistiine uzanlp bacaklartnt yerden birkag santim yukanda tutarak arkaya do!ru uzatl; trpkr biiytik bir hrzla uguyormuq goriini.imiinii veriyordu bu durumu. Baqr olabildi[ince arkayado[ru kalkmrqtr; kollannr gozlerinin tizerinde onlan korur gibi kavuqturmuqtu. Hrzla giderken, grkardrll yelin rshfrnt duyumsayabiliyordum. Solum kesilerek bir 9r$1ft atrverdim. Lucio'yla Benigno uyanlp merakla Eligio'ya baktrlar.

Lucio, "Bana bir motosiklet alaca$rna soz verirsen, gimdi gi[nerim mantar." diYe balrrdt. Don Juan'a baktrm. Baqryla, buyurucu bir hareket yaptt. Lucio homurdanarak, "Orostopan!" dedi ve gene uykuya
daldr.

Eligio kalkrp yiirtimeye baglamrqtr. Bana do[ru birkag adrm attt ve durdu. Kutsanmrq bir ifade ile giiliimsedi[ini gordtim. Ishk galmaya ufraqryordu. Agrk segik bir ses grkarmryordu; ama uyumlu bir havasr vardr rs|[mrn. Bir ezgiydi

88

BiR BA$KA GERQEKLiK

"GORME"NIN oNroq uLLARI

89

bu. Art arda yineledi[i iki olgiiden oluqan bir ezgicik. Qok gegmeden, rshk agrkga duyulur oldu. Sonra da tizleqti. Eligio anlaqrlmaz sozci.ikler gevelemekteydi. Ezgisinin sozleriydi herhalde bunlar. Saatlerce soyledi durdu onlan. Yahn ml yalrn, yinelemeli, tekdi.ize, ama yabancr gtizellikte bir ezgi... Eligio ezgisini soylerken bir $eye bakar gibiydi. Bir ara bana epey yaklagmrqtr. Yan karanhkta gozlerini gordiim. Cam gibiydiler; bir yere mrhlanmrqlardr. Eligio giiliimsiiyor, krkrrdryordu. Biraz ytir{iyor, sonra oturuyor, ardrndan gene yiirtimeye baqhyordu. Bunlarr yaparken, siirekli ig gegiriyor, inliyordu. Birden, arkasrndan iten varrnlqgaslna, sendeledi. Govdesi, onu iten gticiin etkisiyle ortasrndan one dofru yaylanmrqtr. Oyle ki, bir an, Eligio ayak ucuna basarak elleri arkadan yere delerek tam bir gember gizmiqti nerdeyse. Sonra gene yava$ga srttistii yere yrkrhverdi ve boydan boya yere uzanlp yabansr bir katrh[a btirtindii. Bir siire, srzlanmayr, inlemeyi stirdiirdti ve ardmdan horlamaya baqladr. Don Juan Eligio'nun iizerini birkag guvalla orttii. Saat 5.35 idi. Lucio'yla Benigno, srrtlan duvara dayah, omuz omuza vermigler, uyuyorlardr. Don Juan'la birlikte uzun siire orda oturduk. Qok yorgun goriiniiyordu. Sessizli[i bozarak Eligio'dan soz ettim. Don Juan, Eligio'nun Mescalito'yla karqrlaqmasrnrn olafani.istti bir bigimde baqarrh gegti[ini soyledi. Mescalito, daha ilk karqrlaqmalannda Eligio'ya bir ezgi opretmiq; ve bu da, don Juan'a gore, gciriilmedik bir qeymig. Lucio'nun, motosiklet karqrhlrnda peyote yemesine neden olur vermedilini sordum. Don Juan, Mescalito'ya bu koqullarda yaklaqmaslnln Lucio'nun oliimiine yol agaca[rnr soyledi. Torununu kandrmak amacryla her qeyi ozenle hazrrlamrq oldulunu aErkladr. bu amaca varmak igin kurdulu tasarrda gokga benim Lucio'yla arkadaqh[rma gtivendifini belirtti. Lucio'nun onu gok diiqi.indiirdi.iliinti, aralarmda biiytik bir yakrnhk dofmug bulundufunu, ancak Lucio'nun yedi ya$rn-

dayken afrr bir hastah[a yakalandrfrnr ve don Juan'ln, sofu bir katolik olan o$unun Hazreti GuadaluPe'8, oflu Lucio'yu ona ba[rqlarsa gocufu bir kutsal dans kurumuna yerleqtirece[i iizerine yemin verdifini anlattr. Qocuk o kurumda bir hafta kadar gomezlik yaptrktan sonra yemini bozmayt akhna koymuq. Bu yi.izden olecelini sanarak bir koqeye sinip biitiin gtin oli.imti beklemiq. Herkes qocukl a alay etmiq ve bu olay hig unutulmamrg. Don Juan uzun siire bir qey demedi. Kendi diiqtincelerine dalmrq gitmiqti. Sonra, "Ben Lucio'yu dtiqlerken, Eligio grktr karqtma." dedi don Juan. "Yok herhalde bi garesi. Ama, birini seversek, elimizden geldifince dayatrnz-sanki insanlan sil baqtan ya-

ratmak olastymtg gibi... Lucio, kiigtikken, yiirekli o[landr; ama yitirdi bunu zamanla." "Biiyiiyle gekebilir misin onu, don Juan?" "Btiyiiyle gekmek mi? Ne diye?" "Defigsin, yi.ireklilipine kavugsun diye." "Kimseye, yiirekli olmasr igin, biiyi.i yapimaz. Kiqisel bi r;eydir ytireklilik. Insanlan zararstz duruma getirmek ya da hasta etmek, sersemletmek igin yaprlrr biiyti. Biiyti yaprp savaggl krlamazsrn ki adamt. Savaqgr olmak igin kristal gibi saf olmasr gerek adamrn... Eligio gibi... Yiirekli adammrq Eligio!" Eligio, guvallarrn altrnda, dingin, horlamaktaydr. Giineq dolmak iizereydi. Masmaviydi gok... Lekesiz, temrz. Bulut falan yoktu goriiniirlerde. "Eligio'nun yolcululunu bilmek igin," dedim. "vermeyecefim qey yoktur. Bana anlatmant istememde bir sakrnca var rnl?" "Sakrn isteme benden oyle bi gey!" "Nigin? Ben sana kendi deneyimlerimi anlattyorum ya!" "O baqka qey. Sen, igindekilerini tutamaz birisin. Eligio, bi Krzrlderili... O yolcululundanbagka nesi var ki? Ah, keqke Lucio yapsaydr bunu!"

90

BiR BA$KA GERQEKLIK

"Elinden bi qey gelmez mi, don Juan?" "Gelmez. Denizanaslna kemik takrlrr mr? Onu de$igtirmeye gahgmam sagmahktan bagka bi qey delildi zaten." Gtineq do$maktaydr. Iqrklar, yorgun gcizlerimi kamaqtrrryordu.

bildi[imiz halde, etkilemeye gahqabiliriz; elimizden geldi[ince..." dedi gi.iliimseyerek, "Ama, bu Eabalanmlzln boquna oldu$unu bile bile yaparv bunu. Bilmezlikten gelerek, gene de u[raqrr dururuz. Bu da bi biiyiici.iniin bile bile sagmalamasrdrr."

tarak, bagrna gegirdi. "Bi yararr dokunmayacafrnr

"Don Juan, hep bana btiyiictilerin hig saEmalamadrklannr sciylerdin. Senin sagmahk edecelin hiE akhma gelmezdi." Don Juan delici bakrglarla baktr bana. Sonra kalkrp Eligio'ya, ardrndan da Lucio'ya baktr. $apkasrnr, tepesinden tu-

I t)

Ug

Ekim 1968'de srrf Eligio'nun peyoteye baqlamasryla ilgi-

li durumlan sorabilmek amacryla, don Juan'rn evine donmiiqttim. Eligio'nun peyoteyi ilk kez yemiq oldu[u zaman tuttuEu- notlan gene okurken, bir siirii soru gelmiqti akhma. Qok kesin ve agrk yanrtlar almayr kurdulumdan, sorularrmr, en uygun sozctikleri seEerek, onceden bir liste halinde hazrrlamrqtrm.

Don Juan'a rince $unu sordum: "O gece ben gormug miiydtim?" "Gordiln sayrlrr." "Eligo'nun hareketlerini gormilE oldufumu goriiyor muytlun?" "Evet. Mescalito Eligo'nun aldrlr dersin bi boltimtinii se-

92

nin eagKA GERqezu-ir

"GORME"NIN ONKOS ULLARI

93

nin de gormene olur vermigti. Yoksa orda oturan ya da ktvnlrp yere yatan bi adam falan gormezdin.F'n son mitotede, oturumdakilerin herhangi bi gey yaptrlrnr falan gormemistin, dr mi?" Son mitote strastnda, oturumdakilerin dikkate de[er bir devinimde bulunduklannt gormiig de[ildim. Don Juan'a, notlanmda yazir oldufuna gore, kimilerinin obiirlerinden daha srkga kalkarak gahh[a gittiklerini gozlemlemiq oldulumu anlattrm.

"Bunca yrldan sonra grkrp, bile bile sagmahklar etmem konusunda soru sorrnan beni oyle mutlu etti ki, sorrna gitsin! Ama sorrnamrg olsaydrn da, higbi fark etmezdi hani. Ne var ki, qu anda *uilu olmayr yellemekteyim; sanki umurumdaymq gibi-yani senin sorrnan... Yani umurumda olmasrnrn cinemi varmrq gibi. igte, bile bile sagmalamak budur!" itimiz de yiiksek sesle gtilmekteydik. Ona sanldrm. Agrklamalan gok hoquma gitmiqti; ama pek bir qey anlayamamrqtrm.

Don Juan, "Ama Eligio'nun dersini nerdeyse biitiiniiyle gt)rdiln," diye siirdiirdii. "Di.iqi.in bi kez! Mescalito'nun sana kargr ne denli comert davrandrfrnr qimdi anltyor musun? Mescalito'nun kimseye boyle sevecence davrandrlrnr anlmsamlyorum. Hig kimseye! Gel gor ki, onun bu yakrnhfrna aldrrdrlrn yok senin. Nasrl gevirebiliyorsun strtrnr ona bu denli pervas:r,ca? Ya da, daha do[rusu, ne gegiyor eline, Mescalito'ya srrt gevirmekle?" Don Juan'tn gene beni koqeye stkrqttrmakta oldufunu seziyordum. Sorusunu yanrtlamama olanak yoktu. Her zaman, gomezli[i, kendimi kurtarmak amacryla brraktrfrmr dtiqiinegelmekteydim; oysa, kendimi neden yahut ne igin kurtarmrq olduluma iliqkin herhangi bir fikrim yoktu. Konuqmamrzln akrqrnr hemen deliqtirivermek amactyla, cinceden inceden inceye tasarladrltm sorulan bir yana iterek en <inemli soruma
gegiverdim.

Her zamanki gibi,.evinin kaprsmm hemen cini.indeki agrkhkta oturmaktaydrk. o#eye iki saat vardr. Don Juan'rn cintinde bir ktime tohum vardr. Qoplerini ayrklamaktaydr. ona yardrm edeyim dedim, ama brrakmadr. orta Meksika bolgesindeki bir arkadaqrna gonderecefini, onlara dokunacak gtigte

olmadrlrmr sciyledi. Uzun bir sessizligin ardrndan, "Bu sagmahklarr kime yaparsm don Juan?" diye sordum. Krs krs giildti. "Herkese yapanm!" diye bafrrdr. "Ne zaman yaparsrn bciyle bir qeyi?" "Her edimim srrasrnda yapmlg olurum bunu." Bu agamada, sorumu yeni baqtan sorrnam gerektilini gorerek, bile bile sagmahk etmesinin, edimlerinin igten olmadr!rnr, buna karqrhk bir aktciriin rol yapmasr gibi oldulu anlamlna

"$u bile bile sagmahklar etmen konusunu agrklayabilir


misin?" "Bilmek istedilin ne ki?" "Don Juan, bile bile sagmalamak ne demektir, bunu anlatrr mrsm ltitfen?" Don Juan giilmesini tutamadr ve elini kalgasrna gaklatarak vurdu. "iqte, bile bile sagmahk etmek budur!" diyerek kalgasrnr
gene gaklattt.

ru geldilini

sordum.

"Edimlerim iEtendir, gergektir; ne var, cintinde sonunda bi aktcirtin rol yapmasmdan ote bir gey olam azlar," yanrtr aldrm. "O halde, senin yaptr[rn her qey bile bile isteyerek sagmahk etmek oluyor!" diye gagkrnhlrmr belirttim. "Evet, yaptr$rm her qey..." dedi don Juan. "Ama do!ru olarnaz bu," diye kargr grktrm, "Her davranr.,srna bile bile sagmalama diyemeyiz." Gizemli bir bakrg atarak, "Neden diyemezmigiz ki?,' diye
yanrtladr.

"Nasrl yani?"

94

BIR BA$KA GERQEKLIK

"GORME"NIN ONTO g ULLARI


onemsemedi$in,

95

higbir qeye aldrrmadr[rn anlamrna gelir o zaman. Ornelin beni... Yani sen benim bilgi adamr olmamt onemsemiyor musun; yaqamlglm, olmiigtim, ya da bagka bir qey yapmlglm, farketmez mi senin igin?" "Bildin! Farketmez benim igin. Sen de Lucio gibisin yani, ya da yaqamrmdaki herkes gibisin, bile bile sagmalamamrn iirtinleri..." Yabancr bir boqluk duygusu sarrnlqtr benli[imi. Kuqkusuz, don Juan'rn beni kayrrmast, onemsemesi igin herhangi bir neden olamazdr; ama, cite yandan kiqisel olarak beni onemsedifiine defgin kesin bir kanr vardt igimde. Bagka tiirlti olabilecefini dtiqiinmem olanaksrzdt; giinki.i, onunla birlikte oldu[um zaman boyunca her anrnt benim grkarlanrn u!runa harcayagelmiqti. Bir an, don Juan'tn benden usanml$ oldu[u igin boyle bir qey soylemiq olabilece[i geliverdi akhma. Onun ofretilerini brrakrp giden ben delil miydim? "Sanrnm aynr qeylerden soz ettifimiz yok bizim," dedim. "Kendimi bir ornek olarak ele almamam gerekirdi. Asrl soylemek isted[im gey qoyle ki, bu diinyada cinem verdi$in bir qeyler olmahdrr-yani bile bile sagmalamantn otesinde bir qeyler... Higbir geyi onemsemeden yaqamak olast mtdrr, bilmem

"Bu, higbir $eyi takmadrfrn, kimseyi

mem gerek; ne demek istedigini anlatman gerek bana." "9lu ki yoktur bi yolu anlatmantn." diye yanrtladr don Juan. "Insan, yaqamrndaki kimi qeylere onem verir, gtinkti onemlidir bu geyler de ondan. Senin edimlerin sana gore cinem taqrrlar; ama artrk higbi qeyin onemi kalmadr benim iEin. Ne benim edimlerim, ne de baglannrnkiler... Ama stirdiiriiyorum iqte yaqamrmr; giinkti istencim var benim. Qtinkti ti.im yagamlm boyunca istencimi tavlamrq durmugumdur... Qelik gibi... Ve higbi qeyin onemi kalmamast da rgalamtyor beni. Yaqamrmm sagmahklarr istencimin buyrufundadrr artrk

ki!"
Don Juan, "Bu senin diiqiincen," dedi. "Sen onemseyebilirsin birgok qeyi. Sen, bana, bile bile sagmalamamdan soz agtrn; ben de sana, kendime ya da baqkalarrna iliqkin her ne yaparsam yapayrm, hepsinin bile bile sagmahklar etmekten baqka bi gey olmadr[rnr soyledim; giinkii higbi qeyin onemi yoktur benim igin." "Ben de diyorum ki, don Juan, senin igin higbir qey onem
taqrmryorsa, nasrl siirdi.iriiyorsun bu yagamlnl?"

Don Juan giildii ve beni yanrtlayrp yanrtlamamaya karar verrneye gahqryormuq gibi bir an sustuktan sonra aya$a kalktr; evin arka yanlna gitti. Onu izlemekteydim. "Dur, dur bi dakka, don Juan," dedim, "muhakkak bil-

benim." Don Juan gcimelerek parmaklartyla, giinegte kurusun diye bir gulun iizerine sermiq oldulu kimi otlart okqarcastna kartqtrrdr. Uzun si.iren bir sessizlikten sonra akhma ilging bir qey geldi. Don Juan'a, kantmca kimi insanlann edimlerinin btiytik cinem taqrmakta oldu[unu soyledim. Bir niikleer savagl bciyle bir edimin en garplcr bir orneli olarerk gosterebilecelimi belirttim. Yerytiztindeki yaqamr ytkmantn, oldtirtimiin, en bi.iyiik kottili.ik oldufuna inandr[rmr soyledim. Don Juan, gozleri panltrh, "Boyle inanglann var, giinkti dtiqiinmektesin," dedi. "Yaqamr dtigtiniiyorsun sen. Gormtiyorsun." "Yani gcirseydim, daha mr farkh olacaktr inanglarrm?" diye sordum. Don Juan, bana bir bilmece gibi gelen, gu sozeri soyledi: "Bi kez gormeye baglamasrn kiqi, yapayalntz buluverir kendini bu diinyada; saEmalamaktan baqka bi qeycikler yapamaz." Sonra bir an susup, sozlerinin bendeki etkisini olgermigcesine ytizi.ime baktr. "Senin edimlerin de, bi.itiin obiir insanlann edimleri de genellikle gok onemliymiqler gibi gortintirler sana; gtinkti onlann cinemli olduklannr diiqi.inmeyi olrenmiqsindir de ondan." "Olrenmiqsindir" sozciiliinii oyle yabanst bir ses titre-

96

BiR BA$KA GERqEKLIK


bununla ne demek istedifini sormak zo-

"GORME"NIN ONrog ULLARI

91

miyle soylemiqti

runda kaldrm. Ellerini otlardan gekerek ytiziime baktr. "Her qeyi dtiqtinmeyi o[reniriz biz," dedi. "Sonra da gozlerimizi, baktrlrmrz qeylere dtiqtindiiltimtiz gibi bakmaya

Hava kararmak i.izereydi; oturdulum yerden go[tin batrsmr gorebiliyordum. Kimi koca bulut kiimelerinin kryrlan ko-

yu sarl bir renge biirtinmtigtii. Bulutlarrn ortalanysa kapkara


Ben, tam bulutlann ne giizel gcirtindriklerini sciyleyecektim ki, don Juan konuqmaya bagladr. "Uglarr ttiy gibi yumuqak, gobefii kahn mr kahn!" deyiverdi parmafryla bulutlan gostererek. Akhmdan gegenleri oldu[u gibi okumuqgasrna sciyleyiverdili bu scizleri duyunca, gozlerim fal tagr gibi agrhverdi. "$imdi ben sana sciylecektim bulutlan," dedim. Qocuklara ozgi.i bir igtenlikle gtilerek, "Seni yendim ciyleyse," dedi. Kimi sorulanmr yarutlamak ister mi diye sordum. "Neyi bile bile sagmahk etme konusuna defgin anlatmrq oldulun geyler beni epey tedirgin etti de..." dedim. "Ne demek istedilini pek anlayabilmig delilim." "Elbette anlayamazsln," dedi. "qiinkti dtigtinmeye gabahyorsun da, ondan! Oysa, benim dediklerim, senin di.igiincelerine uymaz." "Diigtinmeye gahgryorum; gtinkii bir qeyi anlayabilmem igin tek gare budur benim igin. Ornefin, don Juan, yani bir kimse gormeyi ci$renirse, bu dtinyadaki her gey ona de$ersiz mi gelir artrk?" "Delersiz demedim ki! Onemsiz dedim. Her qey birbirine eqittir; oyleyse onemsizdir. Ornelin, benim edimlerim seninkilerden daha onemlidir diyebilir miyim? Ya da bi geyin bi bagka geyden daha onemli oldu[unu sciyleyebilir miyiz?.. O halde, her qey birbirine eqittir ve egit olduklanna gcire, onemli de[ildir." Bu soyledikleriyle, "g{irme" dedifi qeyin, ashnda salt "nesnelere bakma" yerine "daha iyi bir ycintem" oldufunu vurgulamayl ml amagladrfrnr sordum. Don Juan, insan goziniin her iki iqlevi de yerine getirebilecelini; ama, higbirisinin (ibtirtinden daha iyi sayrlamayacafrnr; ancak, gozii yalmzca

ahqtmnz. Kendimize baktr[tmtzda, onemli oldufumuzu diigtinerek yaparn bunu. Onun igindir kendimizin onemli oldulumuza inanmamrz! Ne var ki, insan gormeyi o[renice, baktr[r geyleri artrk dtiqiinemedifini gakar; baktrfr qeyleri dtiqiinemeyince de, biitiin her qeyler onemlerini yitiriverirler. Don Juan qagkrn qagkrn baktr[rmr gormiiq olacak ki, bu sozlerini beynime givilercesine iig kez yineledi. Anlattrfr qeyler cince gok anlamslz gelmiqti bana; ancak, iyice diigiiniince, bu anlattrklan, sezgiye iliqkin kimi gergeklerin karmagrk bir anlahmr olarak belirmeye baglamrqtr. Bu goriini.iqtimii agrklayabilmesi igin usturuplu bir soru sorrnayl gegirdiysem de, bir ti.irlii beceremedim. Higbir qey gelmiyordu akhma. Birdenbire bir bitkinlik bastrrtvermiqti; dii qiincelerimi top arl am akta gii gliik gekmekteydim. Don Juan yorgun oldu[umu gorerek sevecence srrtrmr srvazladr. "Ayrklasana qu otlarr!" dedi. "Sonra da koparrp koparrp qu kavanozun igine koy." Elime biiyticek bir kahve kavanozu tutuqturdu ve gekti gitti. Don Juan, akqama do!ru eve donmi.igtii. Otlarr pargalamayr bitirmiq, notlartmL yazabilecek yeterli zamanlm olmuqtu. Hemen birkag soru yoneltmek istedim. Ama don Juan pek oralr gortinmtiyordu. Aghktan olmek izere oldufunu, cince bir qeyler yemesi gerektifini soylemiqti. Kil sobastnt yaktp, i.izerine bir tencere et suyu yerleqtirdi. Getirmiq oldu[um paketlerden kimi sebzeler grkararak, ince ince krydr ve tencerenin igine attverdi. Sonra giltesine uzandr, ganklarrnr ayafrndan firlatth ve ateqe bakmam igin sobaya yakrn oturmamt soyledi.

98

BiR BA$KA GERqEKLIK


larr. Yok

"GORME"NIN oxroguLLARI

99

bakmak igin efiitmenin, kanrsrnca, gereksizbtr ufraq oldufunu belirtti.

"Ornelin, gtilmek igin gozlerimizle bakmamtz gerekir,"


dedi, "gtinkti nesnelere bakmadan, gciremeyiz dtinyanrn gi.iIting yanlarrnr. Oysa, gcizlerimiz gordilgii zaman, her $ey oyle eqittir ki, higbi qey giili.ing gelmezbize;' "Yani, don Juan, goren insan arttk hig giilemez, ciyle rni?" Don Juan bir si.ire sessiz durdu. "Belki de hiE giilmeyen bilgi adamlart vardtr," dedi, "ama, tanrdrlrm boyle bi kimse yok. Benim bildiklerim gortirler, aynca da bakarlar ve boylece giilerler de." "Bilgi adamlannrn a$adr[r da olur mu?" "Olur herhalde. Bakar ya gozlerimiz! Gtilebilelim diye, aflayabilelim diye... Ben kendim iiziinttiden hoglanmam; onun igin beni iizecek bi qeyle kargrlaqsam, gozlerimi kaydrnp, ona bakmak yerine onu gcirmeyi yellerim. Ama giilting bi geyle kargrlagrrsam hemen bakarlm ve gtilerim." "Oyleyse, don Juan, senin kahkahalann gergek; yani bile bile sagmalama iirtini.i delil." Don Juan bir an bana baktr. "Seninle konugmamrn nedeni, beni gtildtirtip durmandrr," dedi. "Sen, obiir fareler korksun kagsrnlar da onlarrn yiyeceklerini galsrn diye, kuyrulunu deliklere sokunca yakalanrveren koca kuyruklu gol farelerini anrmsatryorsun bana. Sorulann ele veriyor seni. Ayalrnr denk al! Kimi kez bu fareler kurtulmak igin birden hrzla kagayrm derken kuyrukian kopuverir oracrkta!" Bu benzetmesi gok hoquma gitmiqti. Giilmeye baqladrm. Don Juan, bir zamanlar, kuyruklan sincap kuyru$u gibi koskoca olan kimi fareler gostermigti. Bu farelerden birisinin kuyrufunu gekerken, kuyruksuz kahvermesi imgesi hem tiziinglti hem de i.irktingcesine gtiltingtti. Don Juan, "Benim kahkahalanm da, yaptr$rm biitiin obtir geyler de, hepsi gergektir," dedi. "Ne var ki, bunlar aynr zamanda bile bile sagmalama da oluyorlar-gtinkti yok bi yarar-

bi qey defiqtirdikleri... Ama gene de yapryorum iqte !" "Ama, anladr$rma gore, don Juan, senin kahkahalarrn yanrrslz sayrlmaz ha? Mutlu krhyorlar seni yal" "Hayrr! Mutlu olmamrn nedeni, beni mutlu krlan qeylere lrrrkmamdrr. O zaman gozlerim, o qeylerin giiliing yanlarr yakirlayrveriyor, bi de. bakmrqsrn, giilmekteyim. Kag kez anlatrrrrgtrm bunu sana. Insan yi.irek taqryan bi ycilu segmelidir diyc. O zaman, iqte, en yetkin krhlrnr bulur bi insan. O zaman, Irclki de, hep gtilebilir." Bu soylediklerinden, a$lamanrn gtilmeye oranla daha deiicrsiz ya da belki de, en azrndan bizi zayrflatrcr bir edim oltlrrlu anlamrnr Errakmrqtrm. Don Juan, ashnda bu iki gey arasrnda bir fark bulunmadr[rnr; ikisinin de onemsiz oldulunu siiyledi. Ama ne varnlq, kendisi kahkahayr yellermi$; giinkti klhkaha atrnca, a[ladrfr zamankinden daha iyi hissedermiq
lrrrnletn

g(rvdesi.

Bu noktada, ye$leyebildi[imize gore, eqitlikten soz edilerrrcyecelini belirttim. Oyle ya, giilmeyi aplamaya ye[ledifirrc gcire, gtilmenin daha onemli oldu[u grkmaz mrydr ortaya? inatla, kendi yeflemesinin, onlarrn eqit olmadr$rnr gosterrrrcyece[i hususunda diretti. Ben de dayatarak, mantrksal aErtl:rn bu savmanln, mademki her qey eqittir, oyleyse oliimii yc$ememek igin de bir neden yoktur, demeye kadar uzatilalrilcce$ini soyledim. "QoEu bilgi adamrnrn yaptr$r bi qeydir bu," dedi don Jurrrr. "Bakarsln, yitip gitmiqler gi.intin birinde. Herkes, onlann, ylptrklan yi.iziinden saldrrrya ulrayrp oldiiriildtiklerini sanrr. ( )li"imi.i yefler onlar; giinkti fark etmez onlar igin. Ama ben, yrfamayr, gi.ilmeyi ye$erim. Ama daha onemli oldufu igin surmayasrn. Yaradrhqrmdaki bir egilimdir bu yefleyiq. Ye$etliIimi soylemek istemiyorum; istencim, biittin gordiigiim ;cylere kargrn gene de yaqamayr si-irdiirttiyor bana. "Bakarken dtiqtinmek ve diigiiniirken dtigtinmek ahqkirnhlrn ytiztinden qimdi beni anlayamryorsun."

100

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME"NIN ONTO$ULLARI
ulaqamamrq, hig mi hig rgalamaz onu. "Ote yandan, bi bilgi adamt hepten boqlamayr yefleyebilir ttim edimleri; bu vurdumduymazh[mt, en onemli qeyiymiq gibi gclsterebilir. Pek de iyi eder; giinkti bu da bile bile sagmalamarun bi baqka bigimidir."

Bu son sozti gok ilgimi gekmiqti. Bununla ne demek isteagrklamasmr istedim. En iyi soyleme bigimini ararcasrna, ti.imceyi birkag kez defiqik terimlerle yineledi. Sonunda, asrl diyecefini agrkladr: "Dtigiinmek" sdzctifi.iyle anlatmak istedifi qey, kafamrzdaki diinyaya delgin o deliqmez-stirekli fikirler inanglarmrg. "Gcirme", bu ahqkryr bir yana itermig; "g{irme"yi olrenene dek de ne dedigini anlayabilmem olasr de[ilmig. "Ama, don Juan, efer her qey cinemsizce, gormeyi olrenmem ne diye onem taqryor?" "Bi zamanlar sana, insanlar olarak, iyi de olsa kotii de, cifrenmenin yazgtmrz oldufunu anlatmtqtrm." dedi. "Ben gcirmeyi ci[rendim; ve sana higbi qeyin cinemi yoktur diyorum. $imdi de srra senin; ola ki bi giin sen de gori.irsiin ve her qey cinemli midir cinemsiz midir anlarstn. Bana gore her gey cinemsizdir. Bakarsrn, sana gore her qey cinem taqrr. Artrk bilmektesin ki bi bilgi adamt eylemleriyle yaqar; eylemleri bitti[inde neler dtiqi.inecefini dtiqiinerek degil. Bilgi adrm yiirek tagryan bi yol seger ve o yolu izler; sonra bakar, krvanrr, gi.iler; ardtndan da goriir ve bilir. Qok gegmeden yaqammm hepten ttikeniverece[ini bilir; bilir, gtinkti gormektedir-yani, higbi qeyin hiEbi qeyden daha onemli olmadr[rnr... Bi baqka deyiqle, bilgi adamtnda onur yoktur, saygrnhk yoktur, aile, san, vatan, yoktur; yalnrzca ya$anacak bi yaqam vardrr onda. Bu koqullar altrnda, dofaldrr ki, obiir insanlarla tek bafr bile bile sagmalamak bigiminde olacakttr. Bakarsrn, bi bilgi adamr gabalamakta, terlemekte, oflayrp poflamaktadrr; trpkr obtir insanlar gibi goriintir o da. $u farkla ki, ya$amrndaki sagmahklar denetimi altrndadrr. Higbi qey bir citekinden daha onemli olmadr[rna gcire, bi bilgi adamt herhangi bir edimi ye$er; ve onemli bi qeymiggesine uygular o edimi. Ama o bile bile sagmalamast, ona, yaptr[r qeyin onemli oldufunu soyletir ve, onun, o bigimde davranmasrna yol agar. Oysa, o, bilmektedir bi onemi olmadrfrnt bu qeylerin. Ve yaptr[r iq sonuglantnca, koqesine gekilir, dinginlik iginde. Edimleri iyiymiq, kotiiymtig, baqanya ulagmrq ya da

difini

Bu aqamada biiytik gaba harcayrp oldukga karmagrk bir agrklama yaparak don Juan'a, bir bilgi adammm, higbir geyi
cinemsememesine karqm,

belli bir edimi yellemesine neden

olan qeyin ne oldufunu ofrenmek istedilimi soyledim. Yanrtlamadan once yumuqakga gtildii. "Sen kendi edimlerini diiqiiniiyorsun," dedi. "Elbet, edimlerinin dtigiindi.i$.in kadar onemli oldufuna inanmaktasm. Gergekte, hig kimsenin yaptrfr hiEbi qey onem taqtmaz. HiEbi gey! Mademki gergekte higbi qeyin onemi yoktur, senin sordulun gibi, nastl oluyor da yagamrmt stirdiiriiyorum? Daha kolay olurdu oltivermek; sen boyle diyorsun, buna inantyorsun. qiinkti senin yagama defgin, diiqiincelerin, gormenin nasrl bi gey olaca[rn defgin diiqi.incelerin gibidir. Bunu sana betimlememi istiyorsun; anlataytm da sen de ona defgin kur-

gulannr kurastn diye... Trpkr oteki qeyleri kurdu[un gibi... Oysa gorme durumunda, diiqiinmenin yeri yoktur ki! Bu yiizden, iqte, gcirmenin nastl oldufunu sana anlatamam ya! $i-di de kalkmrqsm, bile bile sagmahk etmemin nedenlerini aErklamamr istiyorsun. Bile bile sagmahk etmenin, gdrmeye gok benzedifini soylemekten baqka ne diyebilirim ki sana? Uzerinde diiqiintilmesi olanaksrz bi qeydir bu giinki.i." Don Juan esniyordu. Srrtiistti yatrp kollannr, bacaklannr uzatfi . Kemiklerinin ki.i tiirdedifini i g ittim. Sonra, "Uzaklarda gok kaldtn," dedi. "Qok diigi.iniiyorsun, gok!" Don Juan daha sonra kalkarak evin yanrndaki gahhpa dofru gitti. Tencerenin alfina birkag odun daha siirdtim. Gaz lambasrnr yakacakttm ama, yart karanhkta oturmak daha gok lroquma gitti. Yazabllece[im kadar tgtk veren sobarun ateqi, qevremde bir k:u,artr yaratryordu. Defterimi yere koyup vzan-

r02

BiR BA$KA GERQEKLIK

'GORME"NIN

OXT<OSULLARI

103

drm. Yorgundum. Don Juan'la yaptrfrmtz bu upuzun gorti$meler arasrnda beni etkileyen tek qey, beni onemsememesiydi. Qok tedirgin etmigti bu beni. Yrllardrr ona baflanmrq, ona giivenmigtim. Ona tam bir gtivenim olmasaydt, onun bilgisi-

ni

ofirenme diiqiincesi, beni korkudan kottirtim edebilirdi. Ona olan giivenimin temelinde onun beni kiqisel olarak

cinemsedi[i varsaylml yatryordu. Ashnda ben korkmugtum ondan. Ama ona giivendigim igin bu korkuma gem vurabiliyordum. Oysa bu temeli altrmdan gekiverince, boqlukta, garesiz kahvermiqtim. Pek yabansr bir iirkiiye kaprlmrqtrm. Benligim alti.ist olmuqtu. Sobanrn oniinde bir aqa[r bir yukarr yi.irtimeye bagladrm. Don Juan da bir tiirlii donmek bilmiyordu. Sabrrstzlanarak bekledim. Bir stire sonra don Juan geri geldi ve sobarun cini.ine oturdu. Ben de diiqiinmeden igimden gegenleri sayrp dokttim. Akrntrya kaprlmrq giderken yon defiqtirebilecek giiciimiin olmadr[rnr soyledim. Ona olan giivencimden baqka bir de onun yaqam bigimini ashnda kendiminkinden baqka daha ussal, en azrndan gok daha iqlevsel olarak gormeye baqladr[rmt anlattrm. Sozlerinin, beni tirkiing bir iEsel gatrqmaya itti[ini, gtinkii onlardan, duygularrmr deliqtirmem gerektifi anlamrnr grkardrfrmr belirttim. Bu gori.iqi.imti agrklamak amacryla don Juan'a kendi ekinimden bir ornek olmak izere, yagamrnda hep gergeklifi arayan varhkh, tutucu bir avukat olan yaqh bir adamm oyki.istini.i anlattrm. Otuzlu yrllarrn baqlannda, New Deal'in (Yeni Pay Siyasetinin) baqlatrlmasryla, kendisini zamanrn kaynayan siyasal olaylarrnrn ortasmda buluvermigti. Bu defiqimin, i.ilke igin kesinlikle zararh olaca[r inancrndaydr. Kendi yaqam bigimine olan baflrh$r, hakh olduluna deggin kanrsr, onu bir siyasal kcitiiliikle savaqmaya kadar gotiirmtiqtii. Ne var, zamanln akrmlan oyle gi.igliiydii ki, onu devirivermiqti. Gerek siyasal alanda, gerekse kendi ozel yaqamlnda on yrl savaqrm verdi; Ikinci Di.inya Savaqr grkrnca da, tiim gabalarr yenilgiyle kapanmrq oldu. Siyasal ve dtiqiingiisel (ideolojik) diiqiigti derin yaralar agmrgtr onda. Yirmi beg yrl,

her qeyden elini ete[ini Eekmigti. Onu tanrdrfrm zaman seksen dort yagrndaydr ve son yrllannr bir huzur evinde gegirmek igin dofdu$u kente dcinmtiqtti. Onca yrl yagammr acrlar ki.isktinliikler iginde gargur ettilini diiqtiniince, bu ya$a kadar nasrl yaqayabilmiq oldu$unu bir ttirlti anlayamamrqtrm. Benim dostlulumu gok iyi kargrlamrgtr; kendisiyle uzun sciyleqiler
yapmrgtrk.

Onunla son bulugmamz srrasrnda, konugmamtzt qoyle bitirmigti: "Geriye bakrp yagamlmr inceleyecek epey zamanlm oldu. Benim zamanlmm cinemli sorunlarr, bugiin ancak birer riykti olarak kaldrlar-ilging bile olmayan ciyktiler... Ola ki yagamlmr, bir hig peqinde kogarak harcamrqrm. Btittin inandrlrm o geyler, maskarahktan bagka bir gey de[ilmiq, diyorum. Defmezmig. Anladrm artrk bunu. Ne var ki, yitirdilim krrk yrh geri dcindi.iremem ki!" Don Juan'a, geligkimin, bile bile sagmahk etmeyle ilgili sozlerinin zihnimde do[urdufu kuqkulardan kaynaklandrlrnr
sciyledim.

"HiEbir geyin cinemi yoksa," dedim, "bilgi adamr olunca


ister istemez kendimrzi bu yaqh dostum gibi boqlukta buluruz

herhalde." Don Juan, acl acl, "Pek oyle de[iI," dedi. "Arkadaqrn yalnrzhk Eekiyor; gtinkii gcirmeden cilecek ol. Yaqamrnr srf yaglanarak gegirmiq, qimdi de eskisinden daha ktisktin olmasr dolaldrr. Utkular peqinde kogup yalnrzca yenilgiler bulmuq; o yi.izden, krrk yrhnr yele vermiq sanryor. Utkunun da yenilginin de ayru gey oldufunu hig bilmeyecek dostun. "Demek gimdi de benden korkarsrn ha!.. Senin de obiir qeylerden bi farkrn yok dedim diye... Qocukga davranmaktastn. Insan olarak yazgrmLa ofrenmektir. insan, sava$a gider gibi gider bilgiye de. Kag kez soylemigimdir bunlarr sana. insan bilgiye de, sava$a da korkarak, saygr duyarak, savaqa gittilinin bilincinde olarak, kendine olan gtiveni sarsrlmadan gider. Sen, kendine gtivenmelisin; bana de$il. "Demek, o dostunun yagamrndaki bogluk seni korkutu-

t04

BiR BA$KA GERQEKLIK

"GORME"NIN

ONKO$ULLARI

105

yor, ha! Ama, bilgi adamrnrn yagamlnda boqluk olamaz ktt Bak, soyltiyorum sana, her qey a{zna kadar dolup taqmaktadrr."

Don Juan kalktr, kollarrnr gere gere agtr, havada bir qeyleri yoklar gibiydi. "Her qey afzrna kadar dolu trkhm trkhm," diye yineledi, "ve hepsi birbirine eqit. ben, srrf yaqlanmrg olan o dostun gibi de[ilim. Higbi qeyin cinemi yok dedip.rm zaman, onun ciyle demesinden ayrr bir qeyi anlatmaktayrm. O, yenilgiye uEradrlrndan, verdifi savaqrmr boqa gitmiq saruyor; benim igin olamaz utku, yenilgi ya da boqluk diye geyler. Her qey dolup taqmaktadr, her qey egittir; benim savagrmrm, savagmaya de[miqtir. "Bilgi adamr olmak igin, bi savaggr olmasr gerekir adamrn. Srzlayan bi gocuk degil! Pes etmeden, yakmmadan, gekinmeden, gcirene dek, higbi geyin higbi cinemi olmadrfrnr kavrayana dek gabalayrp durmahdrr." Don Juan tencereyi bir tahta kagrkla karrqtrrdr. Yemek piqmiqti. Tencereyi ateqten indirerek, duvara raf ya da masa gibi kullanrlmak izere kurmuq oldu[u kerpigten yaprlmrq bir dikdortgen grkrntrya yerleqtirdi. Oturak olarak kullandrfr iki sandrfr ayafryla itiverdi. Srrtrnr, duvardaki destek gorevini yapan kiriqi de dayaylnca, bu sandrklarda oturmak gok rahat ve zevkli oluyordu. Don Juan, oturmamr imleyerek bir gana[a gorba koydu. Gtili.imsemekteydi; varh[rm ona ering verirmiqgesine rqrkh gcizlerle bakryordu bana. Qorba ganafrnr ciniime dofru sevecence uzatil. Davranrqlannda oylesine bir rhkhk ve igtenlik vardr ki, sanki sarsilmrq olan gtivenimi y"niden pekigtirmeye Eabalamaktaydr. Ahmaklar gibi oyle kaldrm. Bu durumdan srynlmak amcryla kaqrlrmr aradrm; ama kaqrk maqrk yoktu ortahkta. Qorba, do[rudan do[ruya ganaktan igilemeyecek denli srcakh. Qorbanrn rhnmasrnr beklerken, don Juan'a bile bile sagmahk etmenin, bilgi adamtntn artrk kimseyi sevemeyeceli anlamrna m geldilini sordum. Yemesini keserek gtildi.i.

"insanlan sevmek, onlarca sevilmek ne de ilgilendiriyor ya!" dedi. "Bi bilgi adamr yalnrzca sever; hepsi o kadar. Kimi ya da neyi isterse, sever. Ama, bu igte de bile bile sagrnalrk ederek, bu sevgisine kaptffmaz kendisini. Yani senin qu anda yaptr[rnrn tam tersi. insanlan sevmek ya da onlarca sevilmekten baqka geyler de vardr bi insan igin." Baqr hafifge e!ik, bir an yiizi.ime baktr. "Dtiqiin bunu btraz," dedi. "Don Juan, bir qey daha sormak istiyorum. Giilebilmek igin gozlerimizle bakmamrz gerektilini soylemiqtin. Ama bence, diigiindii[iimtiz igin gillmekteyiz. Korler de gtilerler
seni
1lekdlA."

Don Juan, "Haylr," dedi, "korler gtilmez. Govdeleri sarsrlr btaz, giiltiyor izlenimini vererek... Diinyanrn giilting yanlanna hig bakmrq delillerdir; yalnrzca diiqlerler bunu. Kahkahaya doniiqemez giilmeleri. " Artrk konuqrnuyorduk. Dinginlik, esenlik, mutluluk igindeydim. Sessizce yemelimizi yedik. Sonra baktrm, don Juan giilmekte. Sebzeleri a{zrma gottirmek igin kuru bir dal pargasr

kullanryordum.

4 Ekim 1968

Bugtin bir ara don Juan'a "grirme" konusunda konuqabilir miyiz drye sordum. Bir air diigtindii, ve gtiltimseyerek, yapma yerine konuqup durma ahqkrmdan bir tiirlti gegemedifimi soyledi. Scizciiklerin iizerine basa basa, "Gi)rmek istiyorsan, durnanln sana krlavuzluk etmesine izin verrnen gerekir," dedi. "Ben artrk bu konu i.izerinde konugmayaca[rm." Kimi kurutulmuq bitkileri ayrklamaslna yardrm etmekteytlim. Uzun siire tam bir sessizlik iginde gahqtrk. Ne vakit sessizlik biraz uzasa, igim karanverir; hele don Juan'la birlikte oldu[umuzda... Bir an geldi, kendimi tutamayarak saldrrganca haykrnrcasrna bir soru grkanverdim.

106

nin nagKA GERqenlir

cORME"NiN

oxroquLLARI

tol

"Sevdi$i biri oldii[tinde, bir bilgi adamt bile bile nastl uygular bu saEmalama yontemini?" diye sordum. Sorum, don Juan't afallatmrqtr; bir siire soran gcizlerle baktr yiiztime. "Ornelin, Lucio," dedim, "o oldiifii zaman, davranrglarrn bile bile saEmalama ml olurdu?" Don Juan, durgun bir sesle, "Oflum Eulalio desen, daha da iyi olur." dedi. Pan-Amerikan Karayolu yaprmrnda gahqrrken kayalarm altrnda kalmrq ezilmiqti. Onun oltim anrndaki davranrqlanm da bile bile sagmahktr. Kaza yerine vardr[rmda oflum can gekiqiyordu. $*u gok giiglii biri oldulundan, debeleniyor, tekmeliyordu. Ontinde durup, obtir iqgilere arttk ona dokunmamalannt sciyledim. Boyun egip ollumun gevresinde dikildiler, onun ezik govdesine bakrp durdular. Ben de durdum orada, ama bakmryorum. Ollumun ti.ikenip giden yaqamrnr goreyim diye, gozlerimi gevirdim. Gorilyordum onun yagammr; saydam bi sis gibi srnrrlanndan taqryormuqgaslna... qiinkri yaqamla oli.im boyle karrgrr birbirlerine ve yayrlrrlar. Iqte boyle yapmrgtrm o$umun oliimii strastnda. Yaprlacak tek qey buydu. O da bile bile sagmahk... Ona bakmtq olsaydtm, onun katrlagtr[rnr gorseydim, onun artrk o fidan boyuyla bu yerytiziinde dolag amayacafrnr diiqiinerek, a$lamak zorunda kahrdrm. Oysa, ben onun oliimiinii gordiim. Uziing, duygu falan yoktu bu oliimde. Onun oli.imti de bagka her geyle eqitti." Don Juan bir siire konuqmadr. Uzgiin gortinmiiyordu. Sonra giiliimseyerek baqrma dokandr. "Yani, sevdi[im biri oldiifiinde, bile bile sagmalamamrn, gozlerimi gevirmek oldu[unu biliyorsun arttk." Kendi sevdifiim kimseleri dtigtindiim; bir tiziintti kaplamrqtr

kendi iiziintiimii da[rtmak igin, gene baqladrm sorularrma.

benlilimi. "Ne qanshsrn, don Juan!" dedim. "Sen gozlerini gevirebiliyorsun, oysa ben yalntzca baktp duruyorum." Don Juan bu sozlerimi gok giilting buldu ve gtildii. "Ne qanshsr be!" dedi. "Kolay ml sanryorsun?" ikimiz de giildtik. Uzun bir sessizlikten sonra, belki de

"Yanrlmryorsam, don Juan," dedim, "bir bilgi adamrnrn yaqamrndaki bile bile sagmalama olmayan edimler, yalnrzca dostuyla ya da Mescalito'yla birlikte yaptr[r edimler olmaktadrr, de$il mi?" "Evet, oyle." dedi krkrr krkrr gtilerek. "Benim dostumla Mescalito'yu, biz insanlarla bi tutamayfl. Benim bile bile sagmalrklanm yalmzca bana dzgtidiirler, ve baqka insanlarla b irlikte oldu$um zamankr davranrql anmla il gilidirler. " "Gene de," dedim, "bir bilgi adamrnrn, kendi dostuyla ya cla Mescalito'yla birlikteykenki edimlerini de bile bile sagmalrk olarak nitelendirmesine mantrksal bir olasrhk diye bakantaz mtytz?" Bir an ytiziime baktr. "Gene dtiqiinmeye baqladrn." dedi. "Bi bilgi adamr dtiqtintnezi o nedenle bciyle bir olasrhkla karqrlagamaz. Bana baksan a! Ben, bile bile sagmalamamln, obiir insanlarla birlikte oldufum zamanlara ozgii oldufunu soyliiyorum; boyle diyorum, grinkri obi.ir insanlarr gorebiliyorum da ondan. Oysa, clostumun nitelifini gdremem ben; bu yrizden anlaqrlmaz bi varhk olarak kalrr o. Nitelifrm goremedigim her geye karqr nasrl bile bile sagmahk edebilirim ki? Kendi dostumla ya da Mescalito'yla oldulumda, ben yalnrzca gdrmesini bilen ve gdrdiikleriyle qagkrna dcinen bi adamrmdrr. Qevresinde olup lritenleri higbi vakit anlamayacak olan bi adamc a\n. "Bi de sana bakahm. Sen bi bilgi adamr olurmuqsun olrnazmr$srn, rrgalar ml sanlrsln beni! Ama Mescalito'yu trgalryor. Yoksa, seninle ilgilendifini gostermek amacryla onca ,scyi yapar mrydr? Bu ilgisinin farkrndayrm ve kendimi ona gcire ayarhyorum. Ama neden ilgilenirmiq seninle? Bunlar benim havsalama srlacak qeyler defildir."

"GORME"NIN ONKO$ULLARI

109

Karqr grkayrm ciedim, ama don Juan, amaclnln yalntzca, bu btiytictiliik iqlerinde dikkatsiz davranmanln birden ve pisi pisine oliivermeyi goze almak demek oldufunu, oysa diiqiinceli ve bilinEli olarak davrarulrrsa bciyle bir oltimiin savulabilece[ini anrmsatmak oldufunu sdyledi. "Artrk bu konuyu bi yana brrakahm," diyerek, qunlan ekledi: "Yola grkar grkmaz artrk Genaro'dan falan sciz etmeyece\iz; dtiqtinmeyece$rz bile onu. Haydi bir an once toparla diigi.incelerini. Onunla kargrlaqtrlrn zaman zihninin agrk olmasr; higbi kugkunun kalmamasr gerekir." "Hangi kuqkulardan sciz ediyorsun, don Juan?" "Kuqku, canrm... Her tiirlii kuqku iqte! Onunla karqrlaqtrfrnda zihnin berrak olsun. Seni gorecek de!" Bu yabansr uyanlar beni epey tasalandrrmrqtr. Arkadagryla karqrlaqmasam da, don Juan'r onun evine gottirtip orada brraktrktan sonra, oralarda beklesem deyiverdim don Juan'a. "Takma kafana o kadar canlm," dedi o da, "hig btiyiicti
gcirmemig defilsin ki! Vicente'yi gordiin ya! Az kalstn oldtirecekti seni! Ama bu kez dikkat et!"

6
Beg Ekim 1968'de Orta Meksika bcilgesine bir yolculufa grkmak igin tam arabaya binerken, don Juan beni durdurdu. A[rbagh bir bigimde, "Daha cince de sciylemiqtim sana," dedi, "bi btiyticiintin adrnr da nerde oturdufunu da kimseye agrklamamamlz gerekir. Benim adrmr, govdemin bulundulu yeri kimseye soylememen gerekti[ini anlamrqsrndr sanrnrn. $imdi de aynr qeyi bir arkadaqrmla ilgili olarak yapmanr istiyorum senden; Genaro adh arkadagrmla... Onun evine gidiyoru2. Orada epey kalaca$r2." Alzrmdan bir gey kaqrrmayacalrma de$gin giivence verdim don Juan'a. Afrbaqhh[rnr siirdtirerek, "Biliyorum," dedi. "Ama bi dtigtincesizlik etmeyesin diye... "

Orta Meksika'ya vardrktan sonra, arabamr brraktrfrm yerden don Juan'rn arkadaqr brzi izlemiqgesinekaprda bekliyordu. Hemen tarudrm onu. Kitabrmr don Juan'a gcitiirmtiq oldulum zaman, krsa da olsa, gormi.igtiim onu. O ilk karqrlaqmamtzda, qoyle bir bakmrqtrm ona, ve don Juan'la yaqrt sanmrqtrm onu. Ama onu evinin kaprsrnda gciriince, gok daha geng oldu$unu gordiim. Altmrq yaqlannda kadar vardt. Boyu don Juan'dan daha krsaydr. Ince, esmer, slrlm gibi bir adamdr. Giir krrgrl saElarr uzamlg, alnrnr, kulaklarrnr ortiiyordu. Defirmi, sert bir ytizii vardr. Koca burnuyla, ufak kara gcizleriyle ytrhct kuqlan andrryordu. Once don Juan'a bir qeyler soyledi. Don Juan baqrnr olumlu bigimde e[mekteydi. Krsa bir goriigme yaptrlar. Isj panyolca konuqmadrklanndan, ne dediklerini grkaramryordum. Sonra, Genaro bana dondti.

110

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME"NIN

ONKO$ULLARI

111

ispanyolca olarak, "Ho$ gelmigsiniz bu krrrk dokiik yuvamtza," dedi oztir dilercesine. Meksika'run birgok krrsal bolgesinde konuqulan, ispanyolcanrn saygl gcisteren bigimini kullanmaktaydr. Ama, scizi.i biter bitmez yok yere neqeli bir kahkaha patlatrverdi; bile bile sagmahk ettilini gakmrqtrm. Evinin derme gatma olmasma aldrrdrlr falan yoktu gergekte. Qok sevmiqtim Genaro'yu. Izleyen iki giin boyunca da$ara grkrp kimi bitkiler toplamrgtrk. Don Juan, don Genaro ve ben, her sabah gtin alarrken yola koyuluyorduk. iki yagh adam beni biitiin gtin afaghk bir yerde tek baqrma brrakrp, daltn, yalnrz kendilerinin bildi$i belli bir yerine gidiyorlardr. Qok hoquma gidiyordu orda olmak. Vaktin nasrl gegtifini anlamtyor, yalntz gegirdipim o gtizel deneyimim kugkusuz, kendimi, don Juan'tn toplamamr istedi[i bir ti.ir bitkiyi btiyiik bir dikkatle arama iqine verrnemden kaynaklanryordu. Akqama dofru eve yollanryorduk; her iki giin de oyle yorgundum ki, eve doner dcinmez uyuyuvermiqtim. Ama iigtincii gi.in farkh olmuqtu; iigtimiiz birlikte gahqmrgtrk. Don Juan Genaro'dan, bana kimi bitkilerin nastl segilece[ini ofretmesini istedi. O$leyin eve dondiik. Onlann evin cinrinde saatlerce, grt grkarmadan, kendilerinden gegmigEesine, dahng iginde oturuqtular. Ne var, uyuklamakta falan defillerdi. Birkag kez aralannda dolagmrqtrm, don Juan'rn da, don Genaro'nun da beni gozleriyle izlediklerini gcirmi.igtiim. Do Juan, "Otlan koparmadan once onlarla konugmaltsln." dedi. Durup dururken soyleyivermigti bunlan; hem de tig kez yineleyerek... Dikkatimi gekmek istedili belliydi. Gene konu$ana dek, kimseden ses grkrnadr. "Bi otu gormek igin, konuqmaltstn onunla," diye si.irdiirdti, "teker teker tanrgmahsrn onlarla; ancak o zaman anlatabilir bi bitki, ona de[gin ofrenmek istedi[in geyi." Akqam yaklagmrgtr. Don Juan, yiizii batrdaki dallara doniik, diiz bir kayarun iisttine oturmugtu. Don Genaro, onun

yanrnda, bir hasrr yayglrun tizerinde, yiizti kuzeye doniik,


oturmaktaydr. Don Juan, daha oraya vardr[rmtz gi.in, bu yerlerin onlann "yerleri" oldu$unu, benim de onlann karqtsmda herhangi bir yere oturabilecefimi soylemiqti. Bu yerlerimizde otururken, ytiztime gi.ineydo$uya dontik tutmalt, ve onlara ancak qoyle bt goz de[direrek bakmahymrqrm. Don Juan, "Evet, otlara boyle davrantltr, di mi?" diyerek don Genaro'ya dondii; o da don Juan'r do[rularcaslna baqrnr
salladr.

Bitkilerle konuqurken kendimr biraz aptala benzettifim igin bu ycinergesine uymamrq bulundulumu agrkladrm. Katr bir sesle, "Bi btiytictintin dediklerinin dalga gegme olmadrfrnr anlayamadrn bi ttirlti," dedi. "Bi btiyiicti gcirmek
isteyince, cince g.jg kazanmaya bakar." Don Genaro bana bakmaktaydr. Not tutmaktaydrm; bu da epey qaqrrtmrqtt onu. Giiliimseyerek baqrnr iki yana salladr ve don Juan'a bir qeyler soyledi. Don Juan omuzlannr silkti. Beni yazrc gdrmek don Genaro'nun gok tuhafina gitmiq olacaktr. Don Juan, herhalde, not tutmama ahqrktr. O konuqurken benim ya yazmam tuhaf gelmiyordu ona artrk. Ne yaptrfrma bakmadan konuqmasmt stirdiirebiliyordu. Bakttm, don Genaro ha bire giilmekte. Konuqmanln akrqr kesilmesin diye brraktrm not tutmayt. Don Juan, biiyi.iciilerin edimlerini boqu boquna yapmadrklarmr bir kez daha belirtti. Bir biiytictiniin her an oliimle burun buruna yaqamak zorunda bulundu[unu vurguladr. Ardrndan, don Genaro'ya bir gece oliim tqtklanntn beni nastl rzlemiq oldu[unu gordiiftinii anlattr. Bu oykiiyii gok gi.ilting bulmug olacaklar ki, don Genaro yerlerde yuvarlanarak giilmeye
baqladr.

Don Juan benden oztir dileyerek, arkadaqrnrn boyle kahkahalar koyuvermeye pek dtigkiin oldufunu agrkladr. $oyle goz ucuyla hdlA yerde yuvarlandrfrnr sandrfrm don Genaro'ya bir bakayrm dedim. Ne goreyim! Adam, akltmrn ucundan bile gegiremeyecelim bir durumda delil mi! Kollannln,

IT2

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME"NIN

ONKO$ULLARI

113

bacaklanrun desteli olmadan bagr iisti.inde durmaktaydr. Ustelik bacaklannr, oturuyormug gibi, kavuqturarak... Oyle beklenmedik bir goriiydii ki bu, yerimden firladrm. Govdesinin mekanik agrdan, olanaksrz denilebilecek bir hareket yapmrq oldu[u kafama dank ettilinde, o goktan olalan oturuq durumuna gegmiqti bile. Don Juan, geqenlerin aynmmda oldulunu kanrtlarcasrna, don Genaro'nun bu baqansmr yiirefinden kopup gelen bir kahkahayla kutladr. Don Genaro qagkrnhllnu sezmiq gibi, ellerini bir iki kez birbirine vurdu ve gene yuvarlandr yerde. Kendisine bakmamr istedigi belliydi. Yerde yuvarlanma gibi gordtifiim durum, gergekte oturma durumundayken one elilerek baqryla yere de$me gibi bir duruqtu. Bu mantrksrz goriinen duruqa, birkag kez cine do!ru yaylana yaylana elilerek kazandr[r hrzla gegebiliyordu besbelli; govdesindeki dinginlik (atalet) onu dik bir duruqa gegiriyor ve bir an igin 'baqrnrn iistiinde oturuyordu.' G{ilmeleri gegince, don Juan konuqmasrnr stirdiirdii; sesi oldukga sertti. Oturuqumu deliqtirerek onu daha rahatga izleyebilecek bir duruqa gegtim. Ozellikle, dikkatimi ona verdifimi belirten bir harekette bulundu[um zamanlarda oldu[u gibi, artrk ahqtrfrm bigimde gi.ili.imsemiyordu. Don Genaro sanki gene not tutmamr beklermig gibi bana bakrp duruyordu. Ama not almayr brrakmrqhm. Don Juan, topladrlrm bitkilerle onun istedili gibi konuqmamrg oldulum igin beni paylamaktaydr. OldtirOtiltim bitkilerin beni ol dtirmii g ol abileceklerini, er geg beni hasta edeceklerinden emin bulundulunu soyItiyordu. Bitkileri incitmig olmam nedeniyle hastalanlrsarn, belki de bunu, tiqiitmtiq oldu$uma, ya da baqka bir geye verece[imi de ekledi. itisi birden bir ctimbiiq daha baqlattrlar. Don Juan gene alrrbaghhfrnr takrnarak, oliimiimi.i diiqtinmezsem, ti.im yagamrmrn tam bir kargaqaya dontiqecefini soyledi. Dik dik bakmaktaydr bana. "Oliimtiyle yaqammdan baqka nesi var ki bi insanrn?" dedi.

O anda not almadan edemeyecefimi anladrm ve

gene

yazmaya baqladrm. Don Genaro bana baktyor, giiliimsiiyordu. Sonra baqrnt hafifge arkaya kaldrrarak burun deliklerini agtr. Belli ki burun deliklerini gahqtrran kaslarrna iyice hAkimdi. Onlan ola[an durumlarrmn iki katr kadar agabiliyordu.

Onun bu soytanhlrnrn bana en giiliing gelen yanl yaptr[r geylerden gok, bu yaptrklanna kargt olan kendi tepkimeleriy-

di. Burun deliklerini geniglettikten sonra gtilerek yere yrkrhverdi ve govdesini gene o acayip tepetakla-bag iistiinde-oturma duruquna getirdi. Gtilmekten, yaglar boqanryordu don Juan'tn yanaklanna, Gtilmeye gahgtrm, ama asltnda srkrhyordum. Don Juan, agrklarcaslna, "Genaro ya yazrlmasrnr sezmez de," dedi. Not defterimi braktrm; bu kez don Genaro, yazL yazabrlecefimi, bunun higbir saktncast olmadrfrnr soyledi. Defterimi alrp gene yazmaya baqladrm. Don Genaro aynr qaklabanhklan si.irdtirtiyor, ardtndan ikisi de kahkahayr basryorlardt. Don Juan, giilmesini siirdiirerek, arkadaqrrun bana oyktinmekte oldufunu anlath. Ben, yazarken burun deliklerimi agarrnl$rm da; benim not tutma yoluyla btiyiicti olmaya gahqmam don Genaro'ya gok tuhaf gelmiq de; benim bu hareketimi, insantn kafast tistiinde durmast denli anlamrq bulundufundan, gtiliing olsun diye oyle tepetaklak bagmrn tistiinde
oturma duruguna gegmiq. Don Juan, "Sana tuhaf gelmiyordur," dedi, "ama baq iis-

t{inde oturma durugunu yalnrz Genaro yapabilir, yaza yaza btiyticiiltik olrenmeyi de ancak sen dtiqtinebildin." itcisi birden patlayarak giirtiltiili.i kahkahalannt savurdular; don Genaro gene o inantlmaz hareketini yaptl. Qok sevmiqtim don Genaro'yu. Davrantqlannda oyle bir dolaysrzhk, ciyle bir incelik vardr ki! "6zir dilerim, don Genaro," dedim, defterimi gcistererek. "Olsun, onemi yok," diyerek krs krs gtildti.

tt4

BIR BA$KA GERQEKLIK

"GORME"NIN oNroquLLARI

115

Artrk yazamryordum. Onlar uzun siire bitkilerin insanr gergekten nasrl cildiirebildi[inden, bi.iyiiciilerin bitkileri bu amagla nasrl kullandrklarrndan soz ettiler. Konuqurlarken ara srra bana bakryorlar, sanki yazmamr bekliyorlardr. Don Juan, "Carlos, eyerlenmekten hoglanmayan atlara benzer," dedi. "Yavaq yavaq yaklaqmahsrn yanma. Onu iirktitti.in bak, qimdi de yazmryor iqte!" Don Genaro burun deliklerini genigletti, yapmacrk bir yavanyla, kaglannr gatarak, a$tznt bi.izerek, "Hadi, Carlos, yaz! Bagparmalrn dtigene dekyaz, olur mu?" dedi. Don Juan ayala kalktr, kollarrnr aErp srtrnr arkaya btikerek gerindi. ile;i yuqrnu karqrn govdesi gugfU ve esnekti. Evin yanrndaki gahhla do!ru ytiriidi.i; don Genaro'yla yalnrz kalmrqtrm. Don Genaro bana bakmaktaydr; gozlerimi gevirip ote yana baktrm, giinkii bakr;lanndan srkrhyordum. Burun deliklerini agarak, burnunun kanatlannr titretmeye baqladr; sonra da aya$a kalktr ve kollarml aglp srrtrnr arkaya btikerek don Juan'rn gerinme hareketlerinin trpkrlannr yaptr. Ama bunu oyle gi.iliing bir bigimde yapryordu ki! Ancak gok usta bir pandomimciden beklenebilecek ince hareketlerle maskarahfrn daniskasr denilebilecek hareketlerin betimlemesi olanaksrz bir birleqimiydi bu yaptrklarr. Sanki biiytilenmiqtim. Don Juan'rn, gok ustaca gizilmig bir karikattirtiydii karqrmdaki.

tii diyebilecefim bir gtimbiirtii iqittim. Ne anlam vereyim, bilemiyordum. Bir qey sezinlemek igin don Juan'a baktrm-iki kat olmuq tepinerek gtilmekteydi.

17

Ekim 1968

Don Genaro'nun, kendi deyimiyle, "citeki diinya" di.izeninden ne diye soz agmrq oldufunu anlmsayamlyorum. Usta bir biiytictintin bir kartal oldu[unu,..ya da kendisini bir kartala doniiqttirebitecelini anlatmrqtr. Ote yandan, bir kara btiyi.icii "tecolete", yani baykug olurmuq. Don Genaro, kara biiytictilerin gecenin gocuklarr oldulunu, bu kimselere en yararh hayvanIann daf aslanlarr, obi.ir yabanrl kediler ya da gece kuglan, ozellikle baykuq oldulunu agrkladr. Lirik bi.iyiiciilerrn-bruj os liricos-yani bi.iyticiiliifti bir sanat ulraqr olarak alan biiyi'iciilerin, bagka hayvanlan, ornefin kargalan yefilediklerini soylecli. Sessizce bizi dinlemekte olan don Juan, giilmeye baqlamrqtt.

O anda don Juan geri gelmiq, onun bu yaptrfrnr gormiiqtii; ne anlama geldifini de anlamrqtr... Gi.ilerek yerini aldr. Don Genaro, durup dururken, "Yel ne ycine esiyor?" diye sordu. Don Juan baqrrun bir devinimiyle batryr imledi. Don Genaro, alrrbagh, "Yelin estili yone gitmes daha iyi
olacak," diye mrnldandr. Sonra bana dontip parmafrnr ytiziime do!ru salladr. "Ahqilmadrk sesler duyarsan pek aldrn$ etmezsin," dedi. "Genaro srglnca, dallar yerinden oynar." Der demez, hoplaya zrplaya gahhla koqtu ve daha bir saniye gegmiqti ki, son kerte yabansr bir giiriiltti, derin, dolaiis-

Don Genaro, ona do[ru donerek, "Gergekten oyle, biliyorsun, Juan," dedi. Sonra da, usta bir biiyticiiniin, gomezini birlikte yolculu[a gotiirebitece[ini, oteki diinyanrn on katmt da agrrtabilecefini soyledi. E[er bu usta, bir de kartal olursaymr$, en alttaki kattan baglayarak biittin diinyalarr birbiri arkasmdan geqer doru[a ulaqrrmrq. Kara biiytictilerle, lirik btiyticiilet, yalnrzca tig katr aqabilirlermi$. Don Genaro bu aqamalann neler oldu[unu qoyle agrkladr: "once en aqafrdan baqlanrr; ci[retmenin seni yantna ahp ugufa geger, ve gok gegmeden, bumm! Ilk katr gegersiniz. Az io".u, bakarsin, gene bumm!.. itinci katr gegmigsiniz. Ve bumm!. Ugtincii kat..." Don Genaro bumlaya bumlaya onuncu katr da gegtikten sonra, susunca, don Juan bana bakrp goz krrpfi. "Genaro'nun konugmakla arast pek hoq delildir," dedi. "Ama cifrenmek istersen, nesnelerin dengesine delgin o$re-

tt6

BIR BA$KA GERqEKLIK

"GORME"NIN

ONTo$ULLARI

lll

tiler sunabilir sana."


Don Genaro bagryla dofrulayarak, a!.zrnt btizmiiq, gozle-

rini krsmrqtr.
Onun bu duruqu, gok hoquma gitmigti. Don Genaro kalktr, don Juan da onu izledi. Don Genaro, "PekdlA," dedi, "gidelim oyleyse. Gidip Nestor'la Pablito'yu bekleyeblliriz. Herhalde grkmrqlardrr. Perqembeleri erken grkryorlar. " itisi de arabama bindi; don Juan cinde oturdu. Onlara higbir gey sormadan arabayr gahgtrrdrm. Don Juan, Nestor'un evine ycineltiyordu beni. Oraya vannca, don Genaro eve girdi, ve gok gegmeden kendi gcimezleri olan iki delikanhyla, Nestor ve Pablito'yla drqan grktr. Hepsi de arabaya doluqtular; ve don Juan batrdaki daflara do[ru gitmemi soyledi. Arabayr bir toprak yolun kryrsrna brakrp, arabanrn bulundulu yerden goriilebilen bir ga$ayana do!ru akan beq altr metre geniqlilindeki bir rrmalm kryrsrnr izLeyerek yiirtidiik. Akqam yaklaqryordu. Manzara gok etkileyiciydi. Tam tepemtzde, koskoca, koyu, mavimsi bir bulut ugan bir gatr gibi durmaktaydr. Kryrlarr keskince biten dev bir yanm daire bigiminde bir buluttu bu. Batrmrzda, yiiksek Cordillera Central daflannrn yamaglanna ya[mur yalryora benziyordu. Yegil tepelerin iizerine beyazrmsr bir perde iniyormuq izlenimini veriyordu. Do[u yarumrzda upuzun, derin bir vadi vardr; vadinin tizerinde dalrnrk bulut pargalan asrh duruyor, tizerlerine gi.ineq vuruyordu. Bu iki yanrn arasrndaki geliqki, gcirkemliydi. Qaflayanrn altmda durduk. Elli metre kadar bir ytikseklikte akryordu sular, kulaklanmtzl safrr edercesine gtirleyerek. Don Genaro beline bir keme doladr. En azrndan yedi tane nesne sarkryordu kemerincien. Ufak sukabaklannr andrran nesneler... $apkasmr grkarrp, boynuna asrh bir kordonla arkasrna sarkrk durumda tuttu. Kahn yiin kumagtan yaprlmrq bir keseden bir sag bantr grkardr. Bu bant da alaca renkli bir yi.in kumaqtandr. En belirgin rengi parlak bir sanydr bu bantm.

gegirdifi yerlerin bakrgrmh (simetrik) olmadrfrnr gordiim. itiyf"ri"n bi.i, saf kulafrnrn arka ktvnmr tizerindeydi; obiide sol qarU Lirtag santimetie kadar onun ontinde; [giinci'isii

Banta iig telek gegirdi. Kartal ti.iyiine benziyorlardr' Tiiyleri

kafrnrn i.izerindeydi. Sonra, ganklarlnl grkardr ve pantalonunui b"lirre balladr ya da as[. Kemerini de pangosunun iizerinden srkaraktuttuidu. Deri geritlerden orme bir kemerdi bu' Kemeri, baflayarak mr yoksa tokayla mt tutturdulunu gorememigtim. bon Genaro gaflayana do!ru ytiri'idii' Don Juan yuvarlakga bir kayayr eliyle dura[an bir duruma getirdikten sonra, iizerine oturdu. OUtir iki geng adam_da birei kaya bulup don Juan'rn sol yantnda oturdular. Don Junn, saf yanrndiki yeri gostererek, bir kaya bulup oturmamt
soyledi. .,Ytiztimi.iz bu yinu bakacak bigimde oturacaft2," dedi. O srrada don Genaro, ga[layarun dibine ulaqmtg' suyun cliigtii[ti yerin hemen yanrndaki bir kegiyolundan ttrmantqa gegmiqti. Oturdu[umuz yerden baktnca, gok dik gortiniiyoriu'bu'kegiyolu. Qrkarken tutunduEu bitkilerle kapltydt orast' Bir ara uyugr kayrverdi, az kalsm, agafrlara kayacaktr; gok kaygandr giinkti bastrfr Eamurlu yer' Az sonra gene ayil $ey ufi,i da, d-on Genaro'nun trrmanacak yaqr goktan gegmiq olvaclufiu di.igiincesi gegiverdi akhmdan. Kegiyolunun sonuna gormiig,r* o"t birkag k ez daha kaydrfrnt, sendeledifini

Ugtiniin de yan yana oturmakta olduklarlnl gcistererek,

tijm.

Don Genaro kayahfia ttrmanmaya baqladrfrnda bir ttir korkuya kaprlmrgttm. Ne yapmak istedi[ini anlayamamtqttm bir tiirlti.
Frsrldayarak, "Ne yapryor?" diye sordum don Juan'a. Don Juan baqrnr bana gevirmeden, "Tlrmaruyor iqte!" dedi. bakmaktaydr. Gozlerini krsmrqtr. Kayanln ucuna dik oturmug'
cl

Don Juan gozlerini don Genaro'ya dikmig, siirekli ona

lerini bacaklanna Yaslamrqtt.

118

BIR BA$KA GERQEKLIK


i.ist iiste

"GoRME"NIN ONro;ULLARI

tt9

meyi goze alamadrm.

Nestor'la Pablito'nun ytizlerine bakmak igin biraz e$rldim. Don Juan elini sertge sallayarak krprrdamamaml belirtti. Hemen Eekildim. $oyle bir gorebilmiqtim delikanhlan. onlar da don Juan gibi dikkat kesilmiq bakryorlardr. Don Juan eliyle bir baqka iqaret yaparak gaflayanr gcisterdi. Gene baktrm. Don Genaro, bir duvar gibi yiikselen dimdik kayahfrn rizerinde epey yol almrgtr. Baktrlrm srrada, bir grkrntrya basmrg milim milim ilerleyerek koca bir kayanrn gevresini dolanmaya gahqryordu. Kollarrnr kayayr kucaklarcasrna agmrqtr. Yavag yavag sala dofru ilerlerken, birden govdesi havada asrh kaldr. Dtiqtti artrk, derken, baktrm, hala orda durmakta... sa! eliyle bir qeyi kavrayrvermiq ve aya$r gok gevikge o grkrntrya yeniden basrvermiq... Don Genaro, kayaya gene yaplqmca baqrnr Eevirip bize bakmrqtr. Krsa bir bakrgtr bu. Baqrnr qcir,-,1e bir geviriveriqde oyle bir bigemleme vardr ki, diiqtinmeye baqladrm. onun her kayrqrndi, dontip ciyle bize bakrverdi[ini anrmsadrm. Becerikslriigir," srkrlarak, bakrp bakmadrlrmrzr gcirmek igin donmiiq olacak diye dtiqiinmtiqttim. Tepeye do[ru btaz daha trmandrktan sonra bir kez daha aqalr do!ru sarkan bir kayaya tehrikeli bir bigimde asrSuytp h kahverdi. Yalnrzca sol eliyle tutmaktaydr ttim govdesini. Dengesini yeniden bulunca donrip gene bize bakir. Tepeye varana dek iki kez daha yitirmiqti dengesini. oturdufiumuz yerden, ga$layanrn doktilmeye baqladr[r yeri eni sekizmetre kadar gortiniiyordu. Don Genaro bir an krprrdamadan durdu. Don Juan'a, don Genaro'nun orda ne iqi var diye sormak istedim, ama don Juan kendisini, bakmaslna ciyle kaptrrmrqtr ki, onu tedirgin et-

bir dizi imgesini agrk segik gormtiq gibiydim.

$aqkrnhlrm yatrqrnca, don Genaro'nun, ga$ayanln kryrsrnda bulunan ve oturdufumuz yerden zorlukla gortilebilen bir kayanrn tizerine inmig oldufunu gordiim. Bir stire ti.iner gibi kaldr o kayanrn iisttinde. HvIa dtiqen sularm baskrsma karqr koyabilmek igin didinmekteydi. Iki kez ugurumun kryrsma siirtiklenmiqti. Nereye tutunmakta oldulunu goremiyordum. Dengesini bularak kayarun i.izerinde gcimeldi. Sonra, bir kaplan gibi firlayrverdi. Bu kez iizerine indigi kayayr gok az segebiliyordum. Qa$ayantn tam ktyrsrnda duran koni biqiminde bir kayaydr bu. En azrndan on dakika kadar kalmrqtr bu kayantn iizerinde-hig devinmeden... Onun boyle krmrldamadan durmast bana oyle etkileyici gelmiqti ki, titremeye baqladrm. Kalkrp yi.iriimek geliyordu igimden. Don Juan, bu sinirli halimi gorerek kesinlikle yerimden krmrldamamamr buyurdu. Don Juan'rn oyle heykel gibi krprrdamadan duruqu igimde gizemli bir yrlgr yaratmrqtr. Oturdufu yerde oyle tiinemeyr biraz daha siirdiirtirse, artrk kendimi tutamayacafrm gibi
geliyordu. Don Genaro gene npladt birden. Bu kez ga$ayant enlemesine gegmig, obiir yakaya inivermiqti. Trpkr bir kedi gibi dort aya[rnrn tizerine... Bir an gomelik kaldrktan sonra aya$a kalkrp ga$ayanrn obiir yakasma baktr sonra da aqa$tda duran bizlere dondii. Orda bir heykel gibi dikilip bize bakmaslnr si.irdiirtiyordu. Elleriyle y anl arrnda goriinmeyen p arm zrkhkl ar tutuyormuqg as ma duruyordu. Bu duruqu gergekten gok gtizeldi. Govdesi gevikti, grta gibiydi. Baqrnr saran tiiylii banttyla, koyu renkli pangosuyla, yalrnayak oyle duran don Genaro'ya baktrm-boylesine gij^zel bir insan gormiig oldufumu anrmsamtyordum. Don Genaro birden kollannr ve bagmt kaldrnverdi, ve sol yaruna dolru, hrzla, bir perende attr. Uzerinde durmuq oldu!u kaya yuvarlaktr. Perende attrktan sonra, kayarun arkasrnda kayboluverdi.

Don Genaro birden suya atladr. Oylesine beklenmedik bir hareketti ki bu, karnrmrn ta iginde beni yutar gibi bir boqluk duyumsayrve[rdim. Gcirkemli, diig gibi bir arlayrgtr bu. eaglayarun ortasrna do!ru kesik kesik ugmakta olan-gcivaeslnin

BA$KA GERQEKLIK O anda bardaktan boqanrrcasrna yalmur yafmaya baqlamrgtr. Don Juan kalktr, yanrndakiler de onu izledi. Birden yaprverdikleri bu hareket qaqrrtmrgtr beni. Don Genaro'nun o ustaca iqi bende derin bir goqku uyandrrmrgtr. Hemen ona kogup, yetkin sanatrna karqr duydu[um hayranhlr belirtmek, onu kutlamak istiyordum.

"GORME"NIN ONKO$ULLARI naro'yla birlikte olmaktan zevk aldrlrmr, gakalarrndan gok hoqlandr[rmr soyledim. Don Juan, gtilerek, don Genaro'nun bir gocuk gibi oldulunu soyledi. Uzun siire susu.gtuk. Don Genaro'nun nasrl bir ders vermig oldu[unu sormak igin uygun bir sozctik anyordum. Don Juan bana bakarak, yaramaz gocuklara ozgrir bir bigimde, "Don Genaro'yla ilgili sormak igin, igin gidiyor di mi?" dedi. Srkrlarak gtildiim. O gaflayanda olanlara iyice takmrqtrm kafamr. Anrmsayabildipim ttim ayrrntrlan eviriyor geviriyor, ve inanrlmaz bir cesaret gosterisine taruk oldufum sonucuna vanyordum. Kuqkusuz, don Genaro, eqsiz btr denge ustasr, bir cambaz olmahydr. Tiim devinimleri, teker teker ele ahndrlrnda, dinsel bir tcirendeki davranrqlan andnyor, akrl ermez simgesel anlamlar taqr gcirtiniiyordu. "Evet." dedim. "Nasrl bir ders vermiq oldu[unu ofrenmek igin yanrp tutuquyorum." Don Juan, "Bak ne diyecefim." dedi. "Boguna harcadm zamanrnr. Onun verdifi ders, gorebilen kimseler igindir. Pablito'yla Nestor, gok iyi gorememelerine karqrn, gene de gaktrlar bunu. Ama sen, bakmak igin gittin orayd. Don Genaro'ya senin tam bir bakar kor ahmak oldufunu; verecefi dersin, gozlerini agabilecelini anlatmrqtrm. Ama ciyle olmadr. Ama farketmez. Qok giigtiir gcirmek. "Sonunda, don Genaro'yla gortigmeni istemedim. O yizden aynldrk ordan. Ne yazrk! Ama daha a kcitii olurdu kalmamtz. Genaro sana gorkemli bi geyler gostermek igin gok qeyi almrqtr goze. Ne yazrk ki, sen gciremedin!" "Ola ki, don Juan, o dersin ne oldufunu bana sen anlatrrsan, gergekten ne gcirdi.i[timii anlanm." Don Juan giilmekten iki bi.ikliim olmuqtu. "Soru sormaktan baqka qey bilmez misin sen!" dedi. Bu konuyu kapatmak istedi[ini seziyordum. Her zamanki gibi evinin ontindeki agrkhkta oturmaktaydrk. Don Juan birden kalkarak igeriye girdi. Ben de ardrndan gidip ne gormtiq oldu[unu bana agrklamasrnr istedim. ben anlatrrken, don

Dikkatle gallayanrn sol yaruna bakarak, don Genaro'nun

inip inmedi$ini gormeye Eahqtrm; ama gortintirlerde yoktu. Nereye gittilini merak ediyordum. Don Juan'a sorduysam
da, bir yanrt alamadrm.

Don Juan, "Bir an cince kagahm burdan," dedi. Yoksa srrrlsrklam olacalrz. Nestor'la Pablito'yu evlerine brrakahm, sonra da dontiq yolcululumuza baqlarrz. "Don Genaro'yla vedala;madrm heniiz," diye yakrndrm. Don Juan, sertge, "O vedalaqh senle," diye yanrtladr. Bir stire yan gozle beni si.izdi.ikten sonra, yumuqayarak
giili.imsedi.

"Ayflca, selam da soyledi sana," dedi, "seni gok be[enmi$." "Dcinmesini bekleyemez miy rz?" Don Juan kesin bir sesle, "Hayrr!" dedi. "Brrak artrk onu. Nereye gittiyse gitti iqte! Belki de kartal olmuq, obiir diinyada ugmaktadr. Otmtiq de olabilir orda. Artrk farketmez...'i

23 Ekim 1968 Don Juan, laf arasmda, yakmda Orta Meksika'ya bir yolculuk daha yapacafrnr soylemigti.

"Don Genaro'ya ml gideceksin?" diye sordum. Yiizi.ime bakmaks rztn, "B elki. " diye yanrtl adr. "Esash adam, delil mi don Juan? Yani ga[layanrn tpesinde bir qey olmadl ona." "Olmaz elbette; sallam adamdrr." Bir stire, tasarladr$r yolculuktan soz ettik. Sonra, don Ge-

122

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME"NIN ONTo5ULLARI

123

Juan gtiltimsemekteydi. Soztim bitince, baqrnr sallayarak, "Qok gtigttir gcirmek," dedi. Bu scizlerini agrklamasl igin yakardrm. Kararh bir sesle, "Gdrmeft, konuqulacak bi qey delildir,"
dedi.
Baqkaca bir qey soyleyemecelini anlamrgtrm. Ben de gittim, yapmamr istemiq bulundulu kimi igleri gordi.im. Dcindtiltimde hava kararmrqtr. Bir qeyler yedikten sonra ramadaya gittik. Orada oturur oturmaz, don Juan, don Genaro'nun dersini anlatmaya baqladr. Kendimi hazrlamam igin zaman brakmamrqtr. Not defterim yarumdaydr. Ama, karanlrkta yazamadrm. Igeri gidip gaz lambasmr getirebilirdim, ama konuqmasrrun akrgrnr kesmek istememigtim.

antmsattr. Don Juan bu telciklerin insan yaqamrnda son kerte onem tagrdrklarrnr belirtti. iqte don Genaro'nun dengesinin grzr de bu telciklerdeymiq ve verdi[i dersin, Eaflayan iizerinde cambazca srgramalar yapmakla higbir ilintisi yokmuq. Onun denge gosterileri, bu "anten-gibi" telcikleri kullanmasrndan kaynaklanmaktaymr q. Don Juan baqladr[r gibi, birden konuyu de[iqtiriverdi ve bambaqka qeyler anlatmaya bagladr.

24 Ekim 1968 Don Juan'r krstuarak, bir daha oylesine bir denge dersi alma

Don Juan, don Genaro'nun bir denge ustasr oldulunu, gok karmaqrk ve zor hareketler yapabildi[ini anlattr. Baq tistii oturmasr, bunlardan yalnrzca birisiymig ve bununla bana, not tutarak "gcirme"nin olanaksrzh[rnr anlatmak istemiq. Ellerinin yardrmr olmadan baq tistti oturma hareketi, yalntzca bir an stiren maskaraca bir gosteriden cite bir gey delilmiq. Don Genaro'ya gore "g{irme"ye delgin yazr yazma da aynr qey demekmiq; yani insanrn baqr i.isttinde oturmasr denli acayip ve gereksiz bir igmig. Don Juan karanh$rn iginden bana baktr ve biiytik bir a[rrbaghhkla, don Genaro'nun ciyle baq i.istti oturup qaklabanhk yaparken benim "gcirme" durumuna gok yaklaqmrq oldu[umu sciyledi. Don Genaro bunun farkrna vaffnl$ ve aynt hareketi birkag kez yinelemiq. Ama, boquna... Qtinkti uzaklaqmtflm artrk "g{irme" durumunda. Don Juan, ardmdan, don Genaro'nun o cambazhfrndan
soz etti. Daha onceleri bana, insanlann, "gdren" kimseler igin, onden arkaya dofru doneduran ve onlara yumurta bigimini veren bir ttir rqrk telciklerinden olugan saydam yaratrklar oldufunu anlatmrg bulundu$unu soyledi. Bu yumurta gibi yaratrklann en gagrlasr yarurun da gcibeklerinin gevresinde bir demet uzunca telcik bulunmasr oldu$unu anlatmrg oldu$unu

olanalrnr bulamayaca[rmr sandrlrmr, kendi kendime bulgulayamayaca[rm igin bana bu iqin biittin aynntrlannr aErklamaslnl sciyledim. Don Juan, don Genaro'nun artrk bana oyle bir ders verrneyecelini diigtinmemin pek yerinde oldu[unu belirtti. "Neyi bilmek istiyorsun?" diye sordu. "O anten-gibi telcikler... Nedir bunlar, don Juan?" "Bunlar, insanrn govdesinden uzanan antenlerdir; goren btiyi.icillere gortiniirler. Biiyi.iciiler, insanlann bu antenlerini gorerek, ona gcire davrarurlar onlara karqr. Zayff kiqilerin antenleri Eok krsadrr, ha varrnr$ ha. yokmuq gibi... Giiglii kiqilerin parlak, uzun olur antenleri. Orne[in, Genaro'nunkiler oyle parlakhr ki, bi tiir kahnhk verir onlara. Bu telciklere bakarak bi insanrn sa$rkh ml ya da kaba mr, ince mi yoksa kotii mii oldufunu anlarsrn. Gorlip gormedigini de anlarsrn insanrn, bu telciklerine bakarak. Al sana iginden grkrlmaz bi sorun. Genaro seni gordiigiinde, o da arkadaqrm Vicente gibi, senin gorebildigini anlamrgtr. Ben de seni gorilnce, gorebildigini gorilyorum. Ama, bak qu iqe ki, goremedigini de bilmekteyim. Gel de grk iqin iginden! Genaro da farkrna varrnr$tr bunun. Ben de senin acayip bi herif oldufunu soylemiqtim. Sanrnm, bunu gormek igin gottirmiiqtti seni ga$ayana." "Gorebildi{im izlenimini vermemin nedeni nedir sence?"

124

BiR BA$KA GERQEKLIK

"GORME"NIN ONrog ULLARI

t25

Don Juan yarut vermedi. Uzun siire oyle sessiz durdu.


Baqkaca bir soru sormak gelmiyordu igimden. Sonra gene ko-

nuqtu ve bunun nedenini lemedi[ini soyledi.

bildi[ini

ama nasrl anlatacalrnr bi-

"Bu dtinyada her qeyin kolayca anlaqrldr[rnr sanlrsln," dedi, "giinki.i yaptrlrn her qey, anlaqrlmasr kolay ahgkrlardan ibarettir. Qaglayana bakarken, Genaro'nun suyu nastl aqtrfrnr izlerken, onun usta bi perendeci oldu[unu di.iqiiniiyordun; giinki.i cambazhktan baqka bi gey yapmtq olabilecelini akltnrn ucundan bile gegmez hig. Oysa, Genaro, suyun iizerine falan atlamrq de$ildi. Atlamrq olsaydt, cili.irdii. Genaro, kendisini, o gorkemli, prnl prrrl telciklerinin iizerinde dengelemiqti. Onlarr ciylesine uzatmrg, uzatmrqtr ki, onlann tizerinden yuvarlanarak gallayanrn obiir yakasma gegmigti diyebiliriz. Antenlerin gerekti[i gibi nasrl uzattlaca,fmt, onlarla yarulmadan nasrl devinilecelini sergilemiqti. "Paplito, agafir yukan Genaro'nun devinimlerinin tiimtinti gormiistii..Oysa, Nestor, yalnrzca gok belirgin <jlanlarrm gormekteydi. Ince aynnfilan goremiyordu. Ama, sen... Sen higbi gey gormedin!" "Daha onceleri sciyleseydin, don Juan, neye bakmam gerektilini..." Don Juan, sciziimti keserek, beni yonlendirmenin, don Genaro'yu engellemekten bagka bir iqe yaramayacalmt soyledi. E[er neler olaca[rnr bilmiq olsaymrqtm benim kendi telciklerim uyanlmrg, don Genaro'nunkilere engel olurmug. Don Juan, "E[er gorebilseydin," diye stirdi.irdti, "Genaro daha ilk adrmmr atar atmaz, onun gaflayantn ktytstndan yukan trmanlfr srrasmda kaymamrq oldulunu anlamrq olurdun. Antenlerini gevqetmigti. Onlan iki kez kayalara sanp bi sinek gibi asrlmrgtr. Tepeye vardr[mda ve suyu gegmeye hazrr o1du[unda, telcik demetini ca$ayamn ortasrndaki ufak bi kaya iizerine odakladr; onlan o kayaya iyice ba$adrktan sonra, telciklerin onu gekmesi igin, kendini braktverdi. Genaro atlamrg falan degildi. O yiizden, suyun hemen yanr bagrndaki ufa-

crk kayalarrn kaygrn yi.izlerine inebiliyordu. Qrktr[r her kayaya srmsrkr sarrlmrqtr telcikleri gtinkti. "ilk kayarun tizerinde pek fazlakalmamrqtr. Qiinkii suyun en goqkunca aktrfr bi yerdeki baqka daha ufak bi kayayauzat-

mrq bulunuyordu teciklerinin bi boltimtini.i. Telcikleri, onu gekti[inden, bu kez o kayaya konmuqtu. Yaptrfr en qaqrlasr qey iqte buydu. Kayarun yiJ,zeyi, bir adamrn duamayaca[r kadar ktigtikti.i; telckilerini kayaya srkrca sarrnamrq olsa suyun akrgr onun uguruma stiriikleyiverirdi. "Bu ikinci durakta uzun siire kalmrqtr. Qiinkii antenlerini gekerek onlan suyun ote yarun a uzatmasr gerekiyordu. Ote yandaki kayaya iyice sannca, bu kez birinci kayaya sarrnlq oldu[u antenlerini gozmesi gerekti. Qok zor bt iqti bu. Genaro'dan baqkasrnrn, iistesinden gelemeyeceli bir iq! Bir ara di.iger gibi olmuqtu; belki de bizimle dalga gegmiqti. Kim bilir! Ama bana sorarsan, galiba iq ciddiydi. Bundan eminim, giinki.i birden katrlaqmr$ ve bir rgrn gibi gonderivermiqti antenini lgyun cite yanrna. Sanrrrm, iqte o rqrndr onu oraya geken. Obtir yakaya gegtigi zaman aya$a kalktr da gordtik telciklerini bir rqrn demeti gibi nasrl parrldattrfrnr. Salt senin igin yapmrgtr bunu. Eler gormeyi rifrenseydin, sen de gorecektinbunu.

"Genaro orda dikildi; sana bakryordu. Ama, senin gormedigini anlamrqtr."

soruu
*

iri

"Grirme" igi

7
sekiz Kasrm 1968'de don Juan'rn evine vardr[rm zunan, onu evde bulamadrm. onu nerede bulacalrmr bilemedilimden, oturup bekledim. Her nedense, gok gegmeden donece$ini biliyordum. Krsa bir stire sonra don Juan yorgun gor{iniiyordu; bir mindere uzanmrqtr. Birkag kez esnedi. "G6rme" konusu iyice takrlmrgtr kafama; don Juan'rn sannlandrrcr duman harmanlnr gene igmeyi kararlagtlrmr$tm. Qok zor olmuEtu bu karara ulaqmam. Bu yiizden biraz daha dayatayrm diyordum. "Don Juan, gr)rmeyi o[renmek istiyorum.,' dedim durup dururken. "Ama bir gey igmek falan da istemiyonlm; yani senin gu dumanrnr ttitttirmek falan istemiyorum. onsuz o$renemez miyim gdrmeyi? Ne dersin?"

130

BiR BA$KA GERQEKLIK

"GORME" I$I

131

Don Juan uzandrlr yerden toparlanarak oturdu. na baktrktan sonra gene mindere uzandr.

Bir

an ba-

"Hayrr!" dedi. "Dumanr kullanman gerek." "Ama, don Genaro'dayken gormeye gok yaklaqtrlrmr soylemiqtin. " "Genaro'nun yaptrklarrnrn bilincindeymiqsin gibi bi geyler parrldamrgtr iginde bir ara; ama sen yalntzca bakarmrqsrn. Belli ki gormeye benzeyen bi gey var sende-am a gorme de$il. Senin gozlerin baflanmrg; yalnrzca duman agar senin gciziini.i."

lamayacaEt-. Yalmzca seni yola sokacak vaktim olacak; ve ondan sonraslnl sen kendin, benim yapmlg oldu[um gibi arayacaksm. Evet, benden gok daha tembel ve inatgrsrn. Gori.iqlerin benimkilerden farkh. Yaqamrnrn tutaca[r yonii kestiremem." Bunlan soylerkenki di.iqiinceli hali, davranrqlarrnda sezdilim bir qeyler, eski bir duyguyu uyandrrmrgtr igimde-korku, yalnrzhk ve bekleyiq karrqrmr bir duyguyu. "Ne durumdasrn, anlarv yakrnda." diye anlamrnr grkaramadrlrm bir qey soyledi. Baqkaca bir qey dememiEti. Bir stire sonra evin drqrna grktr. Onu izleyecek oniine gegtim; kargrsrnda durdum. Otursam ml yoksa onu getirmiq oldugum paketleri arabadan grkarsam tnl diye dtigtintiyordum. Bir qeyler demiq olmak igin, "Tehlikeli mi olur?" diye
sordum.

"Ne diye gerekiyor dumanr gekmem? insan duman olmaksrzrn cilrenemezmi yani gormeyi? Giiglti bir istelim var. Yetmez mi bu?" "Hayr yetmez. Gcirme dyle kolay bir iq defildir; o oynak dtinyaya bi bakrg atabilmek igin gerekli hrzr yalnrzca duman saflayabilir. Yoks a, y alnrzca bakar durursun. " "Oynak diinya da ne demek?" "Gdrdii![in zaman, dtinya, gimdi dtiqtindi.i$iin gibi olmaz.

Oynak, devingen, deliqen bi di.inyadr o. insan kendi baqrna da o dtinyayr anlayabilir belki; ama bir iqe yaramazbu, giinkii dolurdulu gerilim yrpratrr govdeni. Oysa, dumanr kullanrrsan, yorulmadan yapmrq olursun bunu. Duman oynak dtinyayr sezinleyebilecek hrzr sallar sana; gcivden de gtictin de yerli yerinde kalrr." Qarprcr bir bigimde, "PekAld!" dedim. "Kaqacak delik kalmadr artrk. Dumanr igecefim." Bu yapmacrk duygusalh$rm onu giildiirm{iqtti. "Kes be adam!" dedi. "H"p yalnrg yere toslarsm. $imdi dc strf dumanrn sana kilavuzluk etmesine karar verdin diye gorecefiini sanlyorsun. Baqka yanlan da var rSrn. Zaten her geyin her zaman bi stirti baqka yanl vardrr." Bir an ciddileqmiqti. "Seni gok iyi inceledim, ve ne yaptrlrmr gok iyi biliyorum," dedi, "gtinkri benim bilgimi cifrenmemi Mescalito istcmekte. Ne var ki, istedifin her qeyi sana o[retmeye vakit bu,

"Her qey tehlikelidir," diye yanrtladr. Don Juan'rn konuqmak istemedigi belliydi; bir koqeye yrfdr$ kimi ktigtik bohgalan toplayarak bir fileye doldurdu. Yardrm etmeyi falan onermeciim; gtinki.i yardrm etmemi isteseydi, kendisi soylerdi bunu. Sonra hasr yaygmln tizerine ruzandr. Rahat etmemi, dinlenmemi sciyledi. Ben de kendi rninderime oturup uyumaya gahqtrm, ama yorgun delildim. Ilir gece once bir motelde duraklamrq, don Juan'rn yerine tig saatlik bir yol kaldrfrnr bildifimden 6$eye kadar uyumu$tum. Onun da uyudu[u yoktu. Gozleri kapahydl ama, baqrnr bclli belirsiz, tartrmh bir bigimde krmrldattrlrnr gorebiliyortlum. Kendi kendine ezgi soyltiyor olabilece[i geldi akhma. Don Juan, birden, "Haydi yemek yiyelim." dedi. Urkiip ycrimden firladrm. Don Juan ekledi: "Qok gtiglti olman gerekccek. Enerji topla bakahm." Don Juan bir gorba hazrladr, ama aq delildim. lirtesi giin, 9 Kasrm'da, don Juan yalnrzca bir lokma bir qeylcr yiyip dinlenmemi istedi. Sabahtan cifleye kadar yatrp dur-

132

BiR BA$KA GERQEKLIK

"GORME"

I$I

133

dum. Ama gevgeyemiyordum. Don Juan'rn neler dtigiindii[tinii bilemiyordum; daha da kottisii, kendimin neler dtiqiindti$tim{i bile bilmiyordum. Ogleaen sonra saat tig dolaylarr nda ramadanrn altrnda oturuyorduk. Karnrm Eok agtr. Bir kag kez yemek yememizi onerdiysem de, pek orah olmamrqtr. "Ug yrldrr kendi harmanrnr hazrrlamrg de$ilsin," dedi birden, "benim harmanrmr ttitttireceksin; senin adrna toplamrq olayrm bunu. Zaten bi tutam yeterlidir. Pipoyu bi kez doldu-

Baqmr yavaq yavag iki yana salladr. Sonra kanqtmtn bulundu[u kiigtik keseyi ahp piponun afzrnr doldurdu. "Korkuyordum, don Juan. Gergekten korkuyordum."

"Haylr, korku de[il bu."


Zaman kazanmak igin, garesizlikle, duygularrmr agrklayrcl uzun bir tartrqrya baqladrrn. Korkmakta oldu[umu igtenlikle ileri siirtiyordum. Ama don Juan, korku belirtileri olan soluk solula kalma ya da yiirek garprntrst gibi durumlarr gor-

iacalrm. Hepsini igersin, sonra dinlenirsin. Sonra da obi.ir


diinyanrn bekgisi gelecek. Sen, yalntzca gozlemlersin-bi qey yaptr[r her qeyi gcizlemle. Iyi bak, gtinkii bir oltim kahm sorunudur bu." Don Juan ycinergesini oyle beklenmedik bir bigimde kesmigti ki, ne diyecelimi, ne dtigtinecefimi bile bilememigtim. Anlamsrz bir qeyler geveledim. Dtigi.incelerimi toparlayamlyordum. Sonunda, akhma gelen ilk belirli diiqiincemi dile getirdim: "Kimmig bu bekgi?" Don Juan konuqmak istemedi$ini agrkga belirtti. Ne var, genemi kapatamayacak denli sinirliydim ve bu bekgiye de[gin bir qeyler anlatmasr igin asrlmayr si.irdtirdtim. "Gcireceksin," dedi don Juan cinemsemezbtr sesle, "cibtir di.inyayr bekler o." "Hangi dtinyayr? Oltilerin dtinyasrnl mt?" "Ne cili.ilerin dtinyasl, ne de baqka geylerin di.inyasr... Yalntzca bi bagka dtinya... Anlatmanrn bi yaran yok ki! Kendin gdriirsiin." Don Juan bunlan soyledikten sonra eve girdi. Onu odasrna kadar izledim. "Bir dakika, don Juan, bekle! Ne yapacaksrn?" Yanrt vermedi. Ufak bir krhftan piposunu grkardr ve odanrn ortasmda serili hasrra oturarak soran gcizlerle bana baktr. Gonliimiin olmasrnr bekler gibiydi. Yumugak bir sesle, "Ne kagrksrn y?!" dedi. "Korktulun yok senin. Korktulunu sciyltiyorsun, o kadar..."
yapmadan.... Onun devinimlerini gozlemle;

medifini soyltiyordu. Bir an bu soylediklerini diiqilndiim. Yaruhyordu. Genellikle korkuya eqlik eden birgok fiziksel de[iqiklikler vardr
bende; garesiz kalmrqtrm. Son saatim gelmiq de diinya baqrma yrkrlmrg gibi bir duygu igindeydim. Midem altiist olmuqtu; yiiziimiin solmuq olduluna emindim; ellerim smlstklam ter iginde kalmrqtr; ama gene de gergekten korkmadrfrmr di.iqiiniiyordum. Yaqamlm boyunca ahgrk oldufum korku duygusu defildi bu; bana ozgi o korkuyabenzer yanr hig yoktu. Piposunu elinde tutarak, hdld soran gozlerle bana bakarak lrasrnn iizerinde oturmakta olan don Juan'rn cintinde bir yanclan odayr argrnlarken bir yandan da konuquyordum. Durumurnu iyice irdeleyince, duymakta olduEum qeyin, ahqrk oldu-

Eu* korku olmadrlrnr; sanrrlandrncr bitkileri kullanmanln verdili qaqkrnhktan kaynaklanan derin bir tedirginlik, bir
hoqnutsuzluk oldufu sonucuna vardrm. Don Juan bir an beni siizdti, sonra gozlerini krsarak bir $ey arar gibi otelere baktr. Artrk oturup gev$ememi kesin bir bigimde soyleyene dek

bir ileri bir geri ytirtimemi stirdiirmtigttim. Birkag dakika sessizce oturduk. Don Juan, birden, "Z1hin berrakhfrnr yitirmek istemezsin cli mi?" diye sordu. "Elbette istemem," dedim. Neqelenmiq gesine giildti. "Berrakhk, bilgi adamtntn ikinci diiqmanr, gokmi.ig senin iistiine," dedi. Sonra da gtiven verrneye gahqarak, "Korktu-

134

BiR BA$KA GERQEKLIK

i$i

135

lun yok senin." diye ekledi. "Ama, qimdi de berrakhfrnr yitirmemek igin didiniyorsun. Ve de kagrlrn teki oldu[un igin, buna korku diyorsun." Krkrr krkrr gtiltiyordu. Sonra buyurdu, "Haydi gitbiraz ateq getir," Sesindeki titrem sevecen ve giiven vericiydi. Yerimden kalkrverdim ve evin arka bahEesine gittim; ordaki ocaktan korlaqmrq birkag komiir pargasl ahp ufak yassl bir taqrn izerine koydum ve odaya dondtim. Don Juan drqarrdan seslenerek, "Sahanh[a gelsene!" dedi. Her zamanki yerine bir hasrr yaymrqtr. Kcimiirleri onun yanlna brraktrm. Don Juan, tifleyerek, ateqi canlandrrdr. Tam oturacalrm srrada, beni durdurarak, hasrrrn sa! kryrsma oturmaml buyurdu. Ardrndan, piponun igine bir kor yerleqtirerek bana uzatfi. Aldrm. Don Juan'rn sessiz bir gi.igle beni ycinlendirmesine qagakalmrqtrm. Soylecek sriz bulamryordum. Tartrqmak falan gelmiyordu igimden. Korkmadrlrmr anlamrqtrm; y alnrzca zihnimin berrakhlrnr yitirmek istemiyordum. Don Juan giiliimseyerek, "Qek, igine gek," diye buyurdu. "Bu kez yalntzca bu kadar igeceksin." Pipoyu emdim. Tutuqan harmanrn crzrrtrsrnr igitebiliyordum. Birden, a[zrmrn ve burnumun igi buzla kapanmrg gibi oldu. Bir daha gektim; sofukluk golsiime kadar uzandr. Son gekiqimde, tiim gcivdemin igi yabansr bir so[uk-rhkhkla kuplanmrg gibi olmuqtu. Don Juan pipoyu alarak igindekiler gevgesin diye avucunun igine birkag kez vurdu. Sonra da, hep yaptrlr gibi, pannalrnr ttiki.iriikleyerek piponun igini ovaladr. Govdem uyugmugtu. Ama devinebiliyordum. Daha rahat oturabilmek igin krprrdanrp duruyordum. "$imdi ne olacak?" diye sordum. Sesimi zorlukla grkartabiliyordum. Don Juan piposunu biiytik bir ozenle kmrna yerlegtirip uzunca bir beze sardr. Sonra kargrmda dikge oturdu. Baqrm

doni.iyordu; gozlerim kendiliinden kapanryordu. Don Juan beni sarsarak uyanrk kalmamr buyurdu. Uyursam, olecelimi gok iyi bildi$ini anrmsattr. Bu uyansr, kendime gelmeme yetmigti. Don Juan, ola ki, bunu srrf uyanrk kalmam igin soylemekteydi; ama, ote yandan, do$ru soyltiyor da olabilirdi. Gcizlerimi agabilecelim kadar agtrm. Don Juan'r epey gtildtirmtigti.i bu. Bir siire beklememi, gcizlerimi hep agrk tutmaml, ve cibiir diinyanrn bekgisini gorebilecefim bir anrn er geg gelecelini soyledi. Ttim govdemi bunaltrcr bir srcakhk kaplamrgtr. Duruqumu de$igtirmeye gahqtrm, ama artrk devinemiyordum. Don Juan'la konugmak istedim; sozciikler iEinde ta derin bir yerdeymiqler gibiydi, bir tiirlii sokemiyordum onlan yerlerinden. Sonra sol yanrma yrkrldrm ve kendimi don Juan'a yerden bakar bir durumda buldum. Don Juan bana do!ru efildi ve fisrldayarak, ona bakmamr, gozlerimi hasrnn, tam cintinde bulunan bir noktasrna dikmemi buyurdu. Bir goztimle, sol gciziimle bakmam gerekti[ini, bekEiyi gorece{im anrn muhakkak gelecefini de ekledi. Goziimti, gcistermiq oldulu noktaya diktim. Ama bir qeycikler gciremiyordum. Ama, bir an geldi, goztimiin ontinde ugmakta olan bir tatarcrk gordtim. Bocek, hasrra kondu. Devinimlerini izledim. Bir ara gok yaklaqtr ban. Oyle ki, goriigiirn bulandr. Sonra birden kalkmrqrm gibi geldi bana. Uzerinde dtiqiinmem gereken qaqrrtrcr bir duygu igindeydim; ama vaktim yoktu bunu yapmaya. Ayakta dururken bakmaya ahqrk oldu[um biqimde gormekteydim her geyi. Ustelik gcirdtifrim gey tiim benlifimi altiist etmigti. Gegirdifim sarsrcr gogkusal deneyimi baqka tiirlii nasil anlatacafrmr bilemiyordum. Tam cinrimde, az ileride canavar bir dev bir hayvan durmaktaydr. Gergekten korkung bir canavar! O ana dek en aqrrr dtiqsel kurgularda gordtiklerim, bu gordiiftim geyin yanrna bile yaklaqamazdr. Donakalmrgtrm. Btiytik bir gagkrnhk iginde baktrm
ona.

En baqta, btiytikliifti gekmiqti dikkatimi, her nedense, otuz metre boyundayml$ gibi goriiyordum onu. Nasrl oldulu-

136

BiR BA$KA GE,RQEKLIK

"GORME"

I$I

137

nu glkaramadlm ama, dik duruyor gibiydi. Sonra da kanatlarr gekti dikkatimi-ktsa, geniq iki kanat... O srada bu hayvant, olafan bir qeymiggesine incelemekte oldu[um bilincine varmrqtrm. Yani, ona bakryordum. Ne var ki, bu bakrq ahgageldilim bakrqlara pek benzemiyordu. Sanki karqrmda tamamlanmakta olan bir resim vardr da, her gegen an daha belirgin olarak ortaya grkmaktaydr. OUet obek piiski.iller gibi tiiylerle, kara krllarla kaphydr govdesi. Hortum gibi bir a[zt vardt ve iginden srvrlar akmaktaydr. Gozleri grkrktt ve yuvarlaktr; koskoca iki top gibi... Sonra kanatlannr oynatmaya baqladr. Bir kugun kanat grpmaslna benzemiyordubu; bir tiir htzla titretme hareketi yaplyordu. Kanat titretmesi daha da hrzlantnca, onemde dolaqmaya baqladr. Ugmaktan qok, aqrrr bir htz ve geviklikle, yerden birkag santimetre yukarrda kayryorrnu$ gibiydi. Onun bu devinimine bakarak kendimden gegti[imi ayrrmsadtm bir an. Bu devinimleri girkin, amahrzrnl ve geviklilini gok gorkemli buluyordum. Oni.imde kanatlannt titreterek iki daire gizdi; a$zrndan akan o srvrlar dort bir yana sagrlmaktaydr. Sonra birden geri dondti ve inarulmaz bv htzla uzaklagarak gcizden kayboldu. Yapacak bagka bir qey olmadrfrndan, gozlerimi bocelin gitti!i yere dikerek bakmayr siirdiirdiim. Yabancr bir a[rrhk gokmtiqtti tizerime; diigiincelerimi toparlayamryordum bir ttirlii. BulunduEum yerden de aynlamtyordum. Sanki yaprqrp kalmrgtun oraya. Sonra uzaklarda buluta benzer bir qey gordtim. Qok gegrneden o dev yaratrk gene son htzla ciniimde daireler gizmeye baqladr. Yi.izi.ime oyle yaklaqmrgtr ki, bir ara bana garptr. Tam olarak nereme garptr$rnr bilemiyordum, ama kanatlartntn bana garptrfrnr algrlamrgtrm. Hayatrrn boyunca duydufium acrlarrn en keskiniydi bu; ve avazffn grktrirnca balrrmama neden olmuqtu. Daha sonra bakttm, hastra oturmuqum; don Juan alntml ovugturmakta. Kollarrmt ve bacaklarrmt yapraklarla ovuyordu. Sonra, beni, evin ardrndaki bir sulama kanaltna gcittirdti;

giysilerimi grkarttr ve beni suya daldrrdr. Ve birkagkez suyun


iginden gekip gene daldrrdr. Sulama kanalmm igindeki sr$ tabanda yatarken, don Juan ara srra sol aya[rmr yukarrya dofru Eekiyor ve ayafrmrn tabaruna hafif hafif vuruyordu. Qok gegmedi, aya[tm grdrklanmaya baqladr. Don Juan, bunun farkma vararak cinemsemememi soyledi. Sonra giyindim ve birlikte eve dondtik. Gene hasrnn i.izerine oturdum ve konuqmaya gahqtrm. Ama, dikkatimi sciylemek istedi[im qeyin i.izerinde toplayamryordum. Oysa gok berraktr di.iqtincelerim. Konuqmak igin ne denli biiyiik bir dikkat yo[unlaqtrrmasrna gerek oldu[unu gorerek qaqakalmrqtrm. Bir qey soylemek isteyince, baqka qeylere bakmayr kesmem gerektilini de hayretle gordtim. Sanki gok derinlerdeymigim de, bir qey sciylemek igin, dalgrglar gibi suyun

yiizeyine grkmam gerekiyormuq gibi bir duygu igindeydim. Sozctikler, beni gekercesine suyun yiiziine grkarryor gibiydi. lki kez, olafan bir qeymiqgesine bo$azrmr temizler gibi yaptrm. Iqte o anda istedifimi soyleyebilirdim; ama soylemedim. Yalnzca bakmayla yetinilen o yabansr sessizlik diizeyinde kalmayr yelliyordum. Don Juan'rn "g{)rme" dedigi qeye dokunmaya bagladr[rmr seziyor ve sevingten uguyordum. Daha sonra don Juan bana btraz gorbayla tortilla (Meksika pidesi) hazlrladr ve yememi buyurdu. Giigliik gekmeden ve "gorme giiciim" diye adlandrrdrfrm o durumu yitirmeden yiyebiliyordum. Bakrqlarrmr gevremdeki her $ey iizerinde toplaya toplaya dolaqtrrdrm. Her geyi "gorebildifim" kantstndaydrm; ne var, diinya gene o bildigim diinyaydr. Hava kararana dek "gormeye" gabaladrm. Sonunda yorgun diiqiip yere uzandrm. Uyumu$um. Don Juan tizerime battaniye orterken uyandrm. Baqrm a[rryordu; midem bulanryordu. Qok gegmeden, diizeldim; ertesi gtine dek deliksiz bir uyku gektim. Sabahleyin iyice kendime gelmiqtim. Merakla, don Juan'a, "Ne oldu bana?" diye sordum.

138

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME"

i$i

t39

Don Juan cilveli bir gtiliiqle, "Bekgiyi bulmak istiyordun,


iqte buldun artrk onu." dedi. "Neydi o, don Juan?"

"Bekgi, gardiyan, obtir di.inyamn nobetgisi," dedi don Juan agrklarcasrna.

Ben, o ufursuz, girkin canavara defgin aynntrlarr anlatmayl tasarhyordum; arna, o, bu deneyimlerimin pek onemli bir gey olmadrlrnr, herkesin bunu yapabilecelini belirterek, beni dinlemek istemedi. Bu bekginin beni garprlmrqa gevirdifini soyleyerek heniiz bu konuyu yeterince diiqtinmeye firsat bulamadrfrmr anlattrm.

Don Juan gtildii ve bu herqeyi ince eleyip srk dokuma huyumla alay etti. "Her ne meretse, o qey beni incitti," dedim. "Senin gibi, benim gibi o da gergek bir geydi." "Elbet gergekti. Sana acr verdi ya!" Deneyimimi gozi.imiin <intine getirdikge heyecanrm artryordu. Don Juan sakin olmamr soyledi, sonra dA, o qeyden sahiden korkup korkmadrlrmr sordu. "Sahiden" scizciili.inii basfira bastra soylemiqti. "Akhmr baqrmdan almrqtr," dedim. "Hig boyle bir qey gormedim hayatrmda." Gi.ilerek, "Hadi canrm!" dedi. "O denli korkmadr[rnr biliyorum." igtenlikli bir coqkuyla, "Valla korktum," dedim, "krmrldayabilseydim, arkama bile bakmadan ttiyerdim ordan." Don Juan bu sozlerimi gok gtilting bulmuq olacak ki katrlarak giilmeye bagladr. "O canavan gormeye ufra$marun ne anlamr vardr ki, don Juan?" Don Juan ciddileqerek yi.iziime baktr. "O bi bekgiydi," dedi. "E$er gormek istiyorsan o bekgiyi gegmelisin."

"Nasrl gegerim ki, don Juan? Otuz metre boyu var..." Don Juan oyle giiltiyordu ki gozlerinden akan yaqlar yana$rndan agalr stiz{ilmekteydi. "Ne diye brrakmlyorsun anlatayrm sana gordtiklerimi? Yanlrq anlama varsa, grkardr ortaya o zaman." "Anlatmak seni mutlu edecekse, anlat bakahm." Arumsayabildilim her qeyi anlattrm, ama don Juan etkilenmiqe benzemiyordu. Giiltimseyerek, "E,, ne olmuq yani?" dedi. "Oyle bir yaratrlr nasrl yenerim ben? Hangi silahla?" Don Juan bir stire sessiz durdu. Sonra bana donerek, "Korkmuq defilsin; sahiden korkmuq defildin. Yalnrzca incinmiqtin, ama korkmamrqtrn. " Don Juan minderlerin i.izerine uzantverdi; kollannr baqrrun arkasrna kavuqturdu. Artrk konuqmayacak sanryordum. Don Juan gozlerini ramadamn tavanrna dikerek, birden, "Bak," dedi, "herkes bekgiyi gorebilir. Ve kimilerimiz igin bu bekgi kimi kez dev gibi, korkung bi canavardr. Senin $ansm varmrg; yalnrzca otuz metreliline rastlamrqsrn! Oysa ciyle kolaydrr ki gizi!" Bir an duraklayarak bir Meksika ezgisi mrrrldandr. Sozlerinin etkisini olger gibi yavag yavag, "Obi.ir dtinyamn bekgisi bi tatarcrk bocefidir." dedi. "Anlayamadrm." "Obtir diinyanrn bekgisi bi tatarcrk bcice[i4ir." diye yineledi. "Di.in senin karqrlaqtr[rn gey, bi tatarcrktr. Igte o ktigilctik bcicek, sen onu gegene dek, sana engel olacaktrr." Bir an, don Juan'rn anlattrklanna inanmak istemedim. Ama, deneyimimdeki sahnelerin slraslnl anrmsaytnca, belli bir aqamada bir tatarcrk boce[ine bakarken az sonra onun yerine bir serap gortircesine karqrmda o canavan buluvermig oldulumu kabul etmek zorunda kaldrm. Gergekten gaqkrna donerek, "Ama ufak bir bocek nasrl bana ciylesine acr verir, don Juan?" diye sordum.

140

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME" i$i

t4l

Don Juan, "Seni incittili zaman ufak bi bocek de$ildi ki!" diye yanrtladr. "Obiir diinyanrn bekgisiydi. Bakarsrn, bi giin onu alt edecek denli ytirekli oluvermiqsin. Ama hentiz degil; qu anda o, otuz metrelik, salyalar sagan bi canavar. Ama ne
desek boguna. Canavann karqtstnda durmak pek kahramanca

Btitiin bunlan bana.anlattr$r zaman, arttk govdem iyice uyuqmu$tu. Kaslanmr oynatamadrftmdan otiirti kolumu iterek kendimi yukarr do!ru kaldrrmamm olanakstz bulundulunu don Juan'a anlatmak istiyordum. Sozciikleri seslendirmek istediysem de yapamadtm. Ama boyle bir qey diyecefimi beklermiqgesine, iqin piif tarafirun istengte oldu[unu ekledi. Yrllar cince mantarlan ilk kez tiitttirdiiltim o zamanl anlmsamamr istedi. O vakit yere di.iqmtiqttim ve hemen ayala firlayrvermiqtim. O zamanlar don Juan, bunun "istencimle" yaprlan bir hareket oldufunu soylemiqti; yani "kendimi diiqi.inerek kaldrmtgttm." Don Juan, bunun, asltnda, kalkmak igin tek yol oldu[unu agrkladr. Bu anlattrklarrrun pek yaran olamazdrbana, gtinkti yrllar cince yaptr[rm o qeyi anlmsamryordum. Biiytik bir umutsuzlula kaprlarak gcizlerimi kapadrm. Don Juan saglartmt kavrayarak ye[ince sarstt baqtmt ve kesinlikle uyumamaml buyurdu. Gozlerimi agmakla kalmadrm, iistelik gok qagrlasr bir qey daha yaptrm; a$zrmdan gu sozciikler dokiildti: "O zaman nastl kalkmrqttm ki?" irkilmiqtim. Sesim oldukEa tekdiize gtkmtqh, ama iqte, benim sesimdi bu; ve daha bir dakika once konugamamtqttm ve afzrmdan boyle bir qey grkabileceline bir tiirlii inanmak
istemiyordum. Don Juan'a baktrm. Baqrnr yana Eevirip giildii. "Onu ben soylemedim," dedim. Gene irkilmiqtim kendi sesimle. igim coquyordu. Bu koqullar altrnda konuqmak neqe verici bir siireg olmaya baglamrqtr. Don Juan'a bu konugmaml aErklamastnr soylemek istedim; ne var ki, arttk a$ztmdan bir sozci.ik bile grkamtyordu. Dtiqi.incelerimi seslendirmek igin ytrttntrcastna ulraqryordum, ama boqunaydr. En sonundavazgegmiqtim ki, "Kim konuguyor, kim konuquyor?" scizleri kendililinden grkrverdi a!zrmdan.

bir iq sayrlmaz. Bu bakrmdan, merak ettifin bi qey varsa, gene bulman gerek bekgiyi."

iti
tim.

gtin sonra, 11 Kasrm'da, don Juan'rn harmantnr gene ig-

Bekgiyi bulabilmem igin don Juan'dan, dumant bana gene tiitttirtmesini istemiqtim. Hemen ciyle geligigtizel olmamrqtr bu; uzun uzun diiqi.indiikten sonra istemiqtim bunu ondan. Bekgiye olan merakrm, ona olan korkumdanya da zihin berrakh[rmr yitirmenin verdili tedirginlikten gok daha btiytiktii.
Aynr stireci izledik. Don Juan piponun a$zm bir kez doldurdu ve ben hepsini ttjtttirdilkten sonra, pipoyu temizleyerek yerine kaldrrdr. Bu kez etkilenmem daha yavaq olmuqtu. Bagrm donmeye baglayrnca, don Juan gelip baqrmr elleriyle tutarak sol yanrma yatmama yardrm etti. Bacaklanmt uzatrp gevqememi sciyledikten sonra sa! kolumu golsiimiin tizerinden ontime do!ru yerlegtirdi. Elimi agarak avucumu hasra bastrnr bigimde agtr. Govdemi bu avucumun tizerine yi.iklenecek bigimde itti. Ona ne yardrm ediyordum, ne de engel oluyordum; gtinkii ne yaptr[rnr bilmiyordum ki. Don Juan karqrmda oturarak higbir qeyle ilgilenmememi, kendimi buakmamr sciyledi. Bekginin gelecelini, onu gormek igin "geref tribiini.inde" yerimi almrq oldufumu belirtti. Sonra da, bekginin insanr gokga incitebilec.efini, ama bunu onlemek igin bir yol bulundulunu soyledi. Iki gtin cince, yeterince sannlandrfrma karar verdikten sonra, beni oturtmuq oldu[unu anlattr. Sa! kolumu gostererek, istedifim zaman kendimi kolumla iterek kaldrrabileyim diye ozellikle o duruma getirdigini sdyledi.

Bu soru don Juan't oyle gtildtirmtiqtti ki, bir ara karnr bile hop hop oynadr.

r42

BiR BA$KA GERQEKLIK

..GORME"

i$i

143

Ne demek istedi[imi agrk segik bildilim zamanlar, yahn qeyleri soylemenin olasr bulundu[unu anlamrqtrm. "Konuquyor muyum? Konuquyor muyum?" diye sordum
gene.

Sesimdeki acrkh titremi oykiinerek, "Seni ovuyorum."


dedi.

Don Juan, gevezelik yapmayl kesmezsem, drqarr grkrp ramadanrn altrnda oturacafrnr, beni soytanhklanmla baq baqa

brakaca$rnr sciyledi. "Soytarrlft de[il ki bu." dedim. Bu konuda gok ciddiydim. Dtiqtincelenm qok agrktr; oysa, govdem uyugmugtu, higbir yanlml hissedemiyordum. Eskiden bu gibi durumlarda oldulu gibi, bo[ulma hissi duymuyordum. Qok dingindim, gtinkii higbir qey duyumsamlyordum. Istencimle herhangi bir hareket yapamlyordum, ama gene de konuqabiliyordum. Mademki konugabiliyordum, ciyleyse, don Juan'rn dedili gibi aya$a kalkabilmem de olasrydr.

ingilizce olarak "Kalk." dedim ve goz agrp kapayana dek kendimi ayakta buldum. Don Juan gcizlerine inanamaz gibi baqrnr sallayarak yiiriidi.i, evden Erktr.

"Don Juan!" diye iig kez galrrdrm onu. Geri geldi. "Beni yatrr." dedim. "Kendin yat." dedi. "Bakryorum, iyi gidiyorsun." Ben de, "Yat." dedim; birden oda yok oldu gciztimden. Higbir gey goremiyordum. Bir siire oda da, don Juan da gozlerimin ontinde belirdi. Galiba ytiztim yere dontik yatmrqtrm ve don Juan saglanmr kavrayrp baqrmr kaldrrmrqtr. Algak, tedirgin bir sesle "Sa[ol." dedim. Don Juan sesimi oyktinerek, "Bi gey diil." diye yanrtladr ve yeniden koyuverdi kahkahayr. Sonra kimi yapraklar getirip kollarrml ve ayaklanmr o yapraklarla ovmaya baqladr. "Ne yapryorsun?" diye sordum.

Gtilmekten her yanl sarsiltyordu. Iqrkh gozlerinde dostluk prnltrlan vardt. Sevdim onu. Don Juan'tn iyi yiirekli, sevecen ve qakacr oldu$unu bir kez daha gormekteydim. Onun gi.ilmesine katrlamtyordum; ama bunu gok isterdim. Igimi bir baqka gogturucu duygu kapladr, ve giildiim. Oyle acayip bir giirtiltti grkararak gtilmiiqtiim ki, don Juan bir ara ne diyecefini bilemedi. "iyisi mi seni kanala gottireyim," dedi, "soytanhk yapa yapa canln grkacak yoksa." Don Juan beni aya[a kaldrnp odada btraz dolagtrrdt Azar azar ayaklanmt, bacaklanmt sonra da ttim gcivdemi duyumsamaya bagladrm. Kulaklanm tuhaf bir basrngla eziliyordu. Kol, bacak uyu$masr gibi bir duyguydu bu. Ensemden ve ba$rmln tepesinden aga$rya do[ru btiyiik bir gtigliikle itiliyordum sanki. Don Juan beni dosdo!ru evin ardrndaki sulama kanalma gottirdti ve giysilerimi grkarmadan beni suya daldrrdr. Sofuk su, basrnct da a[rryr da sonunda bir qey kalmayana dek yavaq yavag azalttr. Eve dontip giysilerimi de[iqtirdim, bir koqeye kuruldum. Yeniden bir uzakhk duygusu, dingince oturma iste[i sarmtqtt beni. Yalntz, bu kez, bunun zihin berrakh[r ya da zihnimi dtiqi.incelerim tizerinde yolunlaqtrrabilme yetisi degil de, bir karasevda gibi, govdesel bitkinlik gibi bir durum oldu[u dikkatimi gekmiqti.

12 Kastm 1968

Bu sabah don Juan'la birlikte bitki toplamak igin o yoredeki


tepelere grktrk. Qok ptirtizlti yerlerden.gege gege on kilometre kadar yiirtidtik. Qok yorulmugtum. Onerim tizerine, dinlenrnek igin oturduk. Don Juan konuqmaya baqladt, ilerlemelerimin onu gok sevindirdifini soyledi.

t44

nin nagKA GERqerlir


1a...

"GORME" i$i

145

"$imdi artrk o konugarun ben oldu[umu biliyorum." dedim, "ama o vakit bir bagkasr konuquyormu; gibi gelmiqti bana." Don Juan, "Elbette sendin," dedi. "Kendi sesimi neden tanryamadrm?" "Dumancrk iqte boyle yapar adamr. Konugabilirsin de, konuqtu[unu aynmsayamazstn. Ya da binlerce kilometre gidebilir, bunun da farkrna varrnazsrn. Nesnelerin iginden de boyle gegilir iqte! Dumancrk yok eder govdeni de, ozgi.ir kalrsm; yel gibi, yelden de cizgiir... Bi kaya, bi duvar, dallar durdurabilir yeli. Dumancrk, hava denli ozgiir krlar adamr, hattd daha da cizgiir. Ortiilti bir mezarda srkrqrr kalrr hava. Bayatlar. Oysa dumancr[rn yardrmryla, higbi qey durdrnamaz, kilitleyemez seni." Don Juan'rn scizleri, bende kuqkuyla karrqrk bir goqku yaratmrqfi. Bir tiir tedirginlik, tarumsrz bir sugluluk duygusu altmda eziliyordum. "Yani biittin bunlarr yapabilir insan, oyle mi, don Juan?" Don Juan keskin bir bigimde, "Sen ne dersin? Bunlara inanmaktansa, delirdilini sanmayr ye[lersin muhakkak." dedi. "Tabii, btitiin bu qeyleri kabul etmek senin igin kolay. Benim igin ise olanakslz..." "Bana da kolay gelmez. Benim senden tisttin bi yanrm yok ki! Bu qeyleri kabullenmek senin igin de, benim igin de ya da bagkalan igin de zor iqtir." "Ama bunlar seni tedirgin etmiqe benzemiyor, don Juan." "Hakhsrn; ne var ki, gok qey odemiqimdir bunun karqrhlrnda. Savaqrm verdim ben; senin verip verecefinden kat kat fazla belki de. Her geyin, doniip dolaqrp senin grkarrna gore bigimlenivermesine gok gagryorum do!rusu. Dtin senin yaptrlrnr yapabilmem igin ne denli gok ufraqtr[rmr anlatamam sana. Ne yaparsan yap, hep seni kollayan, sana yardrm eden biqeyler var sende. Bu gtigleri nasil olrendiline bakryorum da, baqka tiirlti nasrl agrklayabilecefimi bilemiyorum. Daha cince, Mescalito'yla da aynr qeyi yapmrqtrn. $imdi de dumancrk

Ne denli biiyiik bi yetin oldufuna sevin de, btrak obtir kaygrlannr bi yana." "Oyle kolay mr sanlyorsun bunu? igim parqalanryor benim." "Qok gegmez btitiinliiliine kavugursun yakrnda. Bi kere govdene iyi bakmlyorsun. $iqmansrn. Daha once sana bunlan soylemek istememiqtim. Herkes ne yaparsa yapar, bu onlann kendi bilecefi bir igtir. yrllar var ki uzaklardasln. Ama dcinecefini soylemiqtim sana; ve dondtin de... Aynr qey benim baqrma da gelmiqti. Beq buguk yrl ayn kalmtqttm." "Ne diye brrakmrqttn, don Juan?" "Sen ne diye brraktrysan, o yi.izden. Sevmemiqtim bu iqi." "E, sonra neden dcindtin?" "Sen ne diye dondtiysen, ben de o nedenle dondtim. Qtinkii yaqamanrn baqka bi yolu yoktur ki!" Bu son syoledifi $"y gok etkilemigti beni. qunkii bende baqka bir yaqam bigimi olamayacafrnr diiqiinmekteydim o srralar. Bu diiqtincemi kimselere aqmlyordum. igte, don Juan grkmrq, akhmdan gegenleri tam olarak soyleyivermiqti. Qok uzun bir sessizlikten sonra, sordum: "Diin ben ne
yaptrm, don Juan?"

"Kalkmak istemiqtin, ve kalktrn." "Ama bunu nastl yapttm, bilmiyorum ki!" "Zaman alrr bu yontemi geliqtirmek. Onemli olan bunun nasrl yaprldrfrnr bilmendir." "Ama bilmiyorum ki! Anlatmak istedifim qey bu zaten; vallahi bilmiyorum." "B iliyorsun, biliyorsun. " "Don Juan, inan bana; yemin ederim..." Don Juan, ben soztimti bitirmeden, kalktr, ytiriimeye baqladr.

Daha sonra, cibiir diinyanrn bekqisinden soz aqtrk gene. "Deneyimimdeki o qeyin gergekliline bir inansam!" de-

146

BIR BA$KA GERqEKLIK

..GORME''

i$i

t47

dim. "O zaman demek ki o bekgi, insana btiyiik zararlar verebilen dev gibi bir canavardr; ve srrf istencimle kendimi gergekten oyle uzaklara iletebilecelime inansaydrm, mantrklr olarak, istencimle o canavan yok edebilecegim sonucuna da varmak gerekirdi. Oyle delil mi?" Don Juan, "Tam oyle de!il," dedi. "Bekgiyi istencinle yok edemezsin. Ama, istencinle, onun seni incitmesini cinleyebilirsin. Tabii, bunu bagarabilirsen, artrk yolun agrlmrq sayrlrr. Bekgiyi gegip gidersin; ve bi qeycikler yapamaz sana. Krhnr bile krprrdatamaz." "Nasrl yapanm bunu?" "Nasrl yaprldrfrnr bilmektesin. Bnaz ahqtrrma yap, yeter." Diinyayr farkh olarak sezinlememizden kaynaklanan bir anlaqmazhk iginde bulundu$umuzu belirttim. Bana gore bir qeyi bilmenin, ne yaptrlrmrn bilincinde olmak ve bildilim geyi istedilim zaman uygulayabilmek demek oldu[unu; oysa bu durumda, dumanrn etkisiyle yaptrklanmrn bilincinde olmadrfirmr, oltim kahm meselesi olsa bile aynr geyi yineleyemeyecefimi agrkladrm. Don Juan beni siizmekteydi. Soylediklerim onu ellendirmiqe benziyordu. $apkaslnr grkararak qaqkrnh[rnr belirtmek istedifi zamanlar yaptrlr gibi qakaklannr kaqrdr. Gi.ilerek, "Giizel giizel konuqup da higbir $ey soylememekte iisttine yok vallahi," dedi. "Sana sciylememig miydim bilgi adamr olmak iEin elilmez bir istencin olmahdrr diye? Oysa senin, akhnr bilmecelerle karrqtrrma hususunda efilmez bir istencin vara benzer. Bu diinya agrklanabilecek geylerle doluymuq gibi, her qeyi agrklamakta diretirsin. $imdi de kargrna bekgi grktr; istencinle devinebilme sorunu grktr. Bu diinyada senin yontemlerinle agrklanabilecek gok az, ama gok az qeyin bulundu[u hig akhna gelmiyor, di mi? Sana, bekginin senin gegiqini gergekten engelledigini ve bi vuruqta seni qeytan galpmrg kegi yavrusu gibi titretecefini sciyledilimizde dalga gegmiyorduk herhalde. insarun, istenciyle hareket ede-

bilecefini soylerken de dalga gegmedik. nasrl hareket edilebilecelini sana azar azat ofretmeyi tasarlamrqtrm; ama, bakhm ki, sen bilmedi$ini stiylemene kargtn, pekdld bilmektesin
bunu." "Ama, vallahi bilmiyorum." diye karqr grktrm. Don Juan sert grkarak, "Biliyorsun, sersem." dedi ve ardrndan giili.imsedi. "Senin bu halin bana neyi antmsatryor, bilir misin? Bt zamanlar birisi Julio diye bi gocufiu harmanlama makinesine oturtmuqtu; makineyi hig gormemiqti gocuk, ama bal gibi kullanmtqtt." "Anhyorum ne dedifini, don Juan, ama igimde bunu yineleyemeyece[im korkusu var. Qtinkil ne yaptr[rmt tam olarak bilmiyorum ki!" Don Juan, "Sahte biiyi.ictiler, bu di.inyada anlayamadrklan qeyleri lafla agrklamaya qahqrrlar," dedi, "her qey biiyiiltidtir onlara gcire. Ama sen de ciylesin. Ustelik her qeyi kendine gore agrklamak istersin; oysa senin de biqey anladr[rn yok kendi agrklamalartndan."

"GORME" I$I
dayanrlm az meraktmr agrkga gormiiqti.i herhalde.

149

Dil dokme-

sine gerek kalmadan, biiytik bir istekle biltiin harmanr ti.ittiirdiim, gektim. Daha cince olan qeylerin trpkrsr gene olmaktaydr. Don Juan da benzer davrantqlannr siirdtirmekteydi. Yalntz, bu kez, kendisi yapacalr yerde, saf kolumu hastrm tizerine yaslama-

8
Don Juan, durup dururken, o hafta sonunda Califomia'ya dciniip dcinmeyece[imi soruverdt. Pazartesi sabahr yola grkmayr tasarladr[rmr sciyledim. 18 ocak 1969, cumartesi giinii ofle vaktiydi; ramadamn altmda oturmuq sabahtan beri yakrn tepelerde dolagmamrzm yorgunlufunu grkarmaktaydrk. Don Juan kalkrp eve girdi. Az sonra beni igeriye galrrdr. Odanrn ortasrnda oturmu$, benim hasrr yayglml ciniine sermiqti. Bagtyla oturmamr imledi ve hig konuqmadan piposunu krhfindan grkardr, igini harmanla doldurarak yaktr. Korlarla dolu kil bir tepsi bile getirmiqti odaya. igmek isteyip istemedifimi sorrnamlqtr. Pipoyu elime tutuqturup gekmemi sciyledi. Duraksamadan dedi$ini yaptrm. Don Juan hazr oldulumu hissetmiq olacaktr. Bekgiye delgin

mr, sol yanlma yatmamr soylemekle yetindi. Kendimi daha kolayca kaldrrabilmem igin istesem elimi yumruk yapabilece$imi de ekledi. Govdemin afrrh[rnl yumru[umun iizerinde kaldrrmak, agrk duran elimle kaldrrmaktan daha kolay geldi[i igin yumru[umu srkhm. uykum gelmemiqti; bir stire de bir srcakhk duydum; gok gegmeden tiim duyumlar yok oldu. Don Juan karqrmda uzanmtq yatryordu. Sa[ dirsefini yere yaslamrq, baqmr avucunun igine almrqtr. Her qeyde bir yumuqakhk, bir uysalhk vardr; dokunma duyusunu yitirmiq olan govdemde bile... "Ne giizel!" dedim. Don Juan birden Yerinden firladr. Sert bir sesle, "Gene baqlama o herzelerine," dedi' "Konuqma! Konuqarak enerjini yitirme; yoksa, bekgi pestilini 9rkanverir-sinek gibi eziverir seni." Bu dedilini giiliing bulmuq olmah ki, gtilmeye baqladr; ama birden giilmesini kesiverdi. Yiizti ciddileqerek, "Konugma, liitfen konuqma!" dedi' "Bir qey demiyecektim zatatt," dedim; bunu da istemeden soyleyivermiqtim. Don Juan gene ayapa kalktr. Arka bahgeye gittifini gordtim. Bir an gegti, bir boce[in hasmn tizerine kondufunu goriiverdim. O ana dek bilmedi[im bir tedirginlik vermiqti bana bu. Coqku, act, korku kartqtmt bir qeydi duydufum. O anda do[atistti bir.qeylere taruk olacafrm, kesin bigimde dofuvermiqti igime. OUiir dtinyanrn bekgilifini yapan bir tatarcrk bo."[it Oyle komik buluyordum ki bunu! Bir kahkaha atmak istedim; ama bu coqkunlulumun dikkatimi da[rttr$lnr seze-

150

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME" i$i

151

rek, aErklamak istedifim gegiq ddnemini kagrrmamaya Eahqtrm. Bekgi bana daha once ilk kez goriindtif{inde, tatarcrla sol goziimle bakmrqtrm. Daha sonra yerimden kalkrp, ona iki goztimle bakmrq oldu[umu anlmsryordum; ama bu gegiqi nasrl yaptr[rml aynmsayamryordum. Bcice[in hasrr iizerinde yiiziimiin tam kargrsrnda hrzla done done uguqtu[unu gcirdiim. $imdi iki gcizle bakmaktaydrm ona. Bocek epey yaklaqmrqtr. Bir ara, artrk onu iki gozle goremez olmugtum; onun igin yere yakrn olan sol goztimle bakmaya baqladrm. Bunu yapar yapmaz da govdemi dik bir duruma gegirmiq oldufumu ve inarulmaz bi.iytikli.ikte bir yaratr!.a bakmakta oldu[umu gcirdiim. Parlak siyah bir renkteydi. Onti, uzun, kara diken gibi hllarla kaphydr; kaygan ve parlak pullannrn aralanndan firlayan iri givilere benziyorlardr. Obek cibek diziliydiler bu krllar. Kahn, yuvarlak, dev gibi bir govdesi vardr bocefin. Boyuna oranla kanatlan ktit ve krsaydr. Frrlak iki gozti, uzun bir hortumu vardr. Bu kez daha gok bir timsaha benziyordu. Uzun kulaklarr ya da boynuz gibi bir qeyleri vardr. Kcipiik sagrp durmaktaydr. iyice bakayrm gu hayvana diye gegirip qoyle bir toparlandrm. Ve bu yaratrla, baqka qeylere baktrfrm olafan bigimde bakamadr[rmr anladrm. Bekginin govdesine baktrlrm zaman, her yanr ayn ayn kendi baqrna canhymrq gibi gciriini.iyorduInsanrn gciziinti oynatmasr gibi... Iqte o anda, ilk kez olarak, insanrn canh olup olmadr[rnrn yalruzca gozlerinden anlaqrlabileceli dtigi.incesi dank etti kafama. Oysa bu bekginin "bir milyon gozi" vardr. Qok ilging bulmuqtum bunu. Bu deneyimimden once de bir bocelin koskoca bir canavar gibi gosterildi[i "garprtrlmrq benzetmeler" iizerinde dtigiinmiiqltiltim vardr; "mikroskobun biiyi.itiici.i merceliyle boce[e bakmak" da iyi bir benzetme olabilirdi. Ama durum boyle degildi. Bu bekgiyi gozlemlemek, mikroskopla bir bocele bakmaktan gok daha karmagrk

geldi o strada. Sessiz bir danstr bekqinin yaptrfr. Gorsel bir ,:nucizeyle karqr karqryaydrm, firlak gozleriyle, korkunE agztyla,k-optik sagrsryla, sinsice uzanan krllanyla, ve en baqta o inanrlmaz boyuyla tirktinq bir yaratrktr. Kanatlannt nastl oynattr[rna dikkatie baktrm. Nasrl da titrediyordu onlan hig gtiriiltii-grkarmadan! Dev bir buz patencisi gibi, yerde nastl kaydr[rnr hayretle izliYordum. Oni.imde duran bir karabasan ornefi yaratrfa bakarken, yiirefiimin kabardrfrnr duyumsuyordum. Onu alt etmenin, tnu !"g*enin gizini gerEekten bulguladr[rm kantstndaydrm. nu uer<ginin, perdedeki sessiz bir filmden baqka bir qey olmadrfrnr, beni incitemeyece[ini, korkung bir goriintii yaratmaktan ote bir qey yapamayaca[tnr diigtiniiyordum' Bir$imdi, bekgi, kargrmda durmuq, bana bakmaktaydr' den kanatlannt titretip geriye dondti. Srrtt prnl prnl renklerle bezeli bir zrrha benziyordu; panltrsr goz kamaqttrtyordu, ama renkleri mide bulandrrtctydr. En sevmedi[im renklerdi bunlar. Bekgi, kanatlannr oynatlp yerde kayarcastna gozden
uzaklaqtr.

gelmiqtim. Salt, Qok yabansr bir ikilemle burun buruna bir iqe yaramadrlrna deggin ezicibir goriintii verme trtesinde kavrayrqrhla onu alt ettifime gergekten inanmrqttm. Don Junn"rr, kendi sandrlrmdan fazlasrnr bildifime defgin diretmesi neden olmug olmasrndt bu inanctma! Her ne hal ise, bekqiyi yendifim ve yolumun artrk agrk oldufu .kanrsrndaydrm. Ama gimOi n" yip-am gerektifini kestiremiyordum. Boyle bir durumda ne yiprlacagrndan soz etmemiqti don Juan. Dontip arkama bakmik istedim. Ne var ki, hareket edemiyortlum. Gene de, gozlerimin ontinde uzanan 180 derecelik bir bolgenin btiytiklir boltimiinii gorebiliyordum. oniimde buItrtlir, donuk san, gazdan olugmuqa benzeyen bir Eevren (ufuk) goriiniiyordu. Gciz alabildifince her yan limon rengine btiriinmi.i;ti.i. Kiiktirt buharlarryla dolu bir dtizltikteydim sanki.

bir geydi. Bekgi, ciniimde ugugmaya baqladr. Bir an durdu; bana bakmakta oldu[unu seziyordum. Hig ses grkarmadrfr akhma

Birden, bekgi gene belirdi gevrende. Ontime gelmeden irrce geniq Uir Oiire Etzdt. Agrk duran afzr derin bir ma[ara-

"GORME"

BA$KA GFRqEKLIK

i$i

153

yr andlnyordu. Diq yoktu afzrnda. Bir an kanatlartnt titretti ve iizerime gullandr. Trpkr bir bofa gibi saldtrmtqtt; dev kanatlarrnr bumumun dibinde hissettim. Acryla haykrrdtm ve
ugtum; ya da kendimi havaya frrlatarak bekginin gok otesine gegtim. O sanmsr dtizliiftin otesinde bir yerdi buralan, baqka bir drinyaydt, insanlann di.inyasr... Ve kendimi don Juan'tn odasmda ayakta durur buldum.

DonJuangozlerinikrrpmadanuzunuzunbaktr.Birqey bulamamtqdemek igin a[zrnr araladr. Son.u, aradrfr sozcii[ii


gaslna, konuqmaktan vazgeqti' dedi' Gtili.imseyerek, "Hep de kanartm senin sorulartna,"

19 Ocak 1969

"Bekgiyi gegtilimi sanmrqtlm," dedim don Juan'a. Don Juan, "Hadi canlm, sen de!" dedi. Don Juan iki gtindtir hig konuqmuyordu; ve ben de buna aldrrrq etmiyordum. Diiqsel bir havaya dalmtq, ve gene, yolun bir bigimde bakarsam "gorebilece[im" dtiqtincesine saplanmrgtrm. Ama farkh bir qey goremiyordum. $u var ki, konuqmamrq olmak gokga dinlendirmiq, gevgetmiqti beni. Don Juan deneyimimin aqamalannl slraslyla anlatmamt istedi. Onu, en Eok, bekEinin strtmda gormiig oldulum renkler ilgilendirmiqti. Don Juan ig gekiyor, her haliyle gok meraklandr$rnr belli ediyordu. Afrrbaqh bir sesle, "Talihin varmtq da o renkler bekginin srrfindaymlq," dedi. "O renkler, gcivdesinin oniinde olsaydt, daha da kotiisi.i, baqrnda olsaydl, $u anda goktan olmiigttin sen. Bi daha gcirmemen gerekir o bekgiyi. Demek ki, ovayt geEecek yaradrhqta delilsin sen! Ben de senin, orayl aqabilece[ini sanmrqtrm. Ama unutaltm arttk bunlart. Zaten, birgok yoldan yalnrzca biriydi bu." Don Juan'tn sesinde, ahqrk olmadr$rm bir a$rrhk sezmiqtim. "Bekgiyi gene goriirsem ne olur?" "Alrr goti.irtir bekgi seni. Seni a{nyla tutar, o dtizltife gottiri.ir. Sonsuza dek orada kaltrstn. Bekgi, senin yaradrhqrnr sezmig ki, ondan uzak durman igin seni uyarmtq." "Nasrl bildi dersin bekgi bunu?"

"Bu soruyu, diiqtinmeden sormuqtum, di mi?" bildifini Karqr gtkarak, bekEinin benim huylarrmt nastl gergekten merak etti[imi soyledim' v9, Don Juan'tn gozlerinde garip bir rqrk yanlp sondli' ..Sen bekgiye tceiOi ozelilklirinden soz etmiq defilsin, di mi?" diye sordu. ikimizi blJSesinde oyle komik bir alrrbaqhhk vardt ki, Juan, bekginin, den bir giilme tuttu. Giilmemi z gegince, don olarak, |ruiolara vergi birgok gizobiir di.inyanrn sorumlusu leri de bildifini anlattt. bu'" diSonra,,'Bruiolann gorme yontemlerinden_biridir iyisi brrakaye siirdtirdii. "Ama surri gore defilmig orasr. En
hm bu konuYu arttk."

Sordum:..BekEiyiydrntzcadumantigerekmigorebilirtz?"

..Haytr.Dumanolmadandagorebilirsinonu.Bunuyapa. giinkii daha etbilen yiizlercesi vardrr. Ben dumanr yeflerim; dumantn yardtkili, daha az Eekinceli bir yoldur bu. Bekgiyi,

uzun siimr olmadan gormeye gabilarsan' onu yenmen daha strttnt sana oUitir. Ornefin, r"nin'durumunda, belli ki, bekqi da Eeq"uire..k ,"ii' dilqman rengini gostermi$ sana' Sonra kip gitmiq. Ama dondiiltinJ", r"tt hala oradaydrn- o_yiizden Dumansirldrdt Sana. Ama ,.n hu,,'lrklrydrn . Ztp|aytverdin. o diinyaya si.iriiklencrk seni korudu. Seni korumasaydr da, o bekginin elinrniq olsaydm, artrk hig kurtaramazdtn kendini tlen." "Neden?"

..QokyavaqolurduEtinkiiseninhareketlerin.odi.inyada

gerekir. ynqu*,n' ,ti,oti,.uilmen iEin qimqek gi.bi hrzlr olman Ama konugmant istememi$I Iata etmigim odadan ayrrimakla. tinr de... N" ,",rr"k adamstn ya! istemesen de konuquyorsun'

154

BIR BA$KA GERqEKLiK

Yanrnda bulunsaydrm, bagrnr tutar, kaldrnrdrm. sen kendin zrplaywenmigsin. Tabii bciylesi daha da iyi olurdu. Ben olsam, goze alamazdrm bciyle bi geyi. Bekgilere ciyle dalga geger gibi davranilmaz ki!"

q )
Son iig ay boyunca don Juan bekgiye delgin soz etmekten titizlikle kagrnmrgtr. Bu iig ay iginde kendisini dort kez ziyaret etmigtim. Her gidigimde bana bir yrlrn rvrr zrvr igler yaptrrryor; igim bitince de artrk dcinmemi sriyleyiveriyordu. 24 Nisan 1969'da ona drirdtincti kez gidigimde, yemelimizi bitirip kil sobanrn bagrnda otururken artrk dayanamayrp konuyu aghm. Tutumundan higbir gey anlayamadrfrmr; o[renmeye hazr bir durumda olmama kargrn, onun beni sepetleyip durdutunu soyledim. Sannlandmcr mantarlan kullanmaya kargr olan tiksintimi yenmeye canla bagla ulragtrfrmdan; onun kendi dedigi gibi, yitirecek vaktim olmadr$rndan dem vur-

dum.

Don Juan yakrnmalanmr sabrla dinledi.

r
156

BiR BA$KA GERQEKLIK

..GORME"

i$i

t57

"Qok zayrfsm sen." dedi. "Beklemen gerekti[i zaman acele ediyorsun; acele edecelin zaman da bekliyorsun. Iqin giictin diiqiinmek!.. $imdi de yitirilecek vaktin yok diye tutturmaktasrn. Daha gegenlerde artrk duman falan tiitttirmeyecelini soyliiyordun. Ne darmada[rnrk bi yaqamrn var! Dumancrkla karqrlaqabilecek denli derli toplu gormtiyorum seni. Senden sorumluyum ben; uyuz bir ahmak gibi ciltivermeni istemiyorum." Utang duymaktaydrm. "Ne yapaylm, don Juan! Qok sabrrsrzrm." "Bi savaqgr gibi yaqa! Soylemiqtim ya, bi savaqgr edimlerinin sorumlulufunu taqrr; en cinemsiz, en ufak edimlerinin bile... Diigiindiiklerini eyleme dontigtiiriiyorsun ki, bu da Eok yanhq bi qeydir. Bekgiyle olan baqansrzhlm da iqte bu yiizden oldu - diiqiincelerinden otiirii oldu." "Nasrl yani, don Juan, liitfen agrklar mrsln?" "Her qeyi diiqiinmektesin. BekEiyi di.iqiinmiiqtiin. O yizden yenemedin onu. Once, bi savaqgr gibi yaqamahsrn. Bunu agrklamama gerek yok sanlnm." Kendimi savunurcasrna bir grkrq yapmak istedimse de, don Juan, eliyle susmamr imledi. "Yaqamrn oldukga derli toplu sayrlrr." diye siirdtirdii. "Bak qu ige ki senin yagamm Genaro'nun gomezlerinden Pablito'yla Nestor'unkniden daha derli toplu. Oysa, onlar gorilyorlar; sen ise gormiiyorsun. Olur qey defil! Senin yaqamrn Eligio'nunkinden daha da diizenli. Ne var ki o senderr once gorecek. Genaro da ne diyece[ini bilememigti. Sana soylediklerimin hepsini de krh krhna yerine getirmektesin. Ofretimin birinci a$amaslnda, velinimetimin bana o[rettigi ve sana aktarmrg oldu[um her qeyi... Kural dofruydu; bu aqamalar defiiqtirilemez. Yaprlmasr gereken her qeyi yaptrn; gc ne de goremiyorsun. Ama, Genaro gibi, gorenler, senin gdr'diigiinil saruyorlar. Gel de igin iginden grk! Bi de bakryorunr, oyle kagrkga bi qey yapmrgsrn ki, gormekle ilgisi yok. igte serr

bciylesin!" Don Juan'tn sozleri gok i.izmiigtii beni. Neredeyse aflayacaktrm. Qocuklu[umu anlatmaya baqladrm. Bir kendi kendime aclma duygusu sarmtqtr benli[imi. Don Juan ktsaca ytizi.ime baktr ve gozlerini baqka yana gevirdi. Delici bir bakrqla bakmrqtr bana. Beni gozleriyle tutmuq, yakalamtq gibiydi. Sanki iki parmafryla beni hafifge tutuvermiqti. Birden garip bir sarsrntr gegirdim; kann boglu[umda bir kanncalanma, zevkle karrqrk bir iiztintii duygusu belirivermigti. Kann yoremi ayrrmsayabiliyordum. Iprhktr govdemin ortasr. Ne dedifimi bilmeden mrnldanrp durdum. Sonra kestim konuqmayt. Don Juan, uzun bir duraksamadan sonra, "Belki de verdigin sozden ottiriidtir." dedi. "Efendim?" "Bi zamanlar verdifin bi soz, Eok eskiden..." "Ne scizii?" "Ne bileyim? Sen anlat! Anrmslyorsun, di mi?"

"Haylr."

"Bi zamanlar gok cinemli bi sciz vermiqtin de... Ola ki, verdifin bu soz seni gormekten ahkoymaktadrr diye di.iqiinrni.igti.im."

"Dediklerinden bir gey anlamtyorum." "Verdifin bi soz igte, cantm! Anrmsasan a!" "Mademki biliyorsun, sen soyle oyleyse, don Juan." "Yok ki benim soylememin bi yarart." "Kendi kendime verdifim bir soz mii bu?" Bir an, gomezlifi brrakma kararrmr demek isteyebilecefi gegti akhmdan Don Juan, "Haytr. Bu gok eskiden olmuq bi qey." dedi. Don Juan'rn benimle bir oyun oynadrlrnr dtiqiinerek giilnteye baqladrm. Don Juan't kandrrrbilece[im dtiqiincesi, hasoztim ona ,sarr bir gocuk gibi coqturmuqtu beni. Onun da, bu "sciz verme" konusunda, benim gibi bir qeycikler bilmedifine cmindim. Belki de tutuverir umuduyla bir yalan atmrq oldulu

158

BTR

BA$KA GERQEKLiK

"GORME"

i$i

159

kanrsrndaydrm. onunla dalga gegme dtigtincesiyle neqelenivermigtim. "Dedeme verdi$im bir soz mii acep?,,

Don Juan, gozreri rqrl rErl, "De[il!" dedi. ..Ninene verdi_ fin bi soz de de$il.,' "Ninene" sdzctiliinri sciyleyiqi dyle gtihingtri ki, giiltiver_ dim. Don Juan bir ruzak trazritiyo.-ui gibi gelmiq"ri bana, ama, sonuna dek siirdtirmeye kararhydi- oyununuAkhma gelen, kendisine cinemli bir sciz u".-iq olabilecelim herkesi sayrp ddkmeye bagladrm. Hepsine de hayrr dedi. Sonra da konugmayr gocuklufuma getirdi. A[rrbaqh bir bigimde, "eocuklulun nasrldr? uztinttilri mti gegti?" diye sordu. Qocuklu[uTun pek oyle tiztinttili.i gegmedilini, olsa olsa biraz gtiEltik gektilimi aniattrm. Gene bana bakarak, "Herkes boyle '.8:l de kiigtikken gok mutsuzdu-, h"pcliiqtiniir zaten.,,dedi. korkardrm. Bi Krzrl_ derili gocuk olmak zor igtir; hem de gok zor. Ama o zamanlarrn anrsr bir anram tagrmryor artrk uenim iErn. Zor bi yaqamrm vardr - hepsi bu. zaten, gormeyi d$renm.o.n cince ur.ut -rqtrm yagamrmdaki zorluklan diiqtinmeyi ben.,, "Ben de diigtinmem pek gocuklulumu.,,dedim. "oyleyse neden o denli duygulanrvermiqtin, iiztilmi.iqtiin? Ne diye allamakh olmuqrun?,i "Ne bileyim? Bglki de gocuklulumu dtiqtindtikge kendi_ me aclnm da, brittin insanhla acl'm da... garlsizlik iuyguru_ na kaprhnm, i.iziiliiriim.,' P9" Juan gcizlerini gene dikmiqti; karnrmda bir yerde, gene, iki parmaklayumuqakEa tutulmu$gaslna yabansr bir dJyguya kaprldrm. bagka yuii gevirdim, sonra gene -oikrnlq, $tif9!mi ona baktrm. Gcizlerini benden uruiluru dahng iginoe bakmaktaydr. Don Juan, bir an durakladrktan sonra .,Qocuk ruhunla ver_ miq oldulun bi scizdri bti." dedi. "Ne sciz vermiqtim?"

Yarutlamadr, Gozleri kapahydr. istemeksizin gtiliimsedim. Onun, aslmda bir qey bilmedifine emindim, ama, ben baqlattrlrm oyunun o ilk coqkusunu yitirmig gibiydim. Don Juan, "Srska bi gocuktum," diye siirdi.irdi.i, "hep korkar dururdum." "Ben de," dedim. Anrsr ona hdld acr veriyormu$ gibi yumuqak bir sesle, "En gok akhmda kalan Meksikah askerlerin anamr oldtirdtikleri zaman duydufum korku ve yasfir," dedi. "Yoksul, algakgontilli.i bi kadrndr O zaman cilmiiq olmasr belki de daha iyi oldu. Ktigtikttim, beni de birlikte cildtirmelerini istiyordum. Ama, askerler yalnrzca dovdtiler beni. Anamrn ciliisi.ine sanldr[rmda, parmaklanmr kamgrlayarak beni aytrdrlar. Acr falan duydu[um yoktu, ne var ki ellerim tutmuyordu. Sonra siirtiklediler beni." Susmugtu. Gcizleri kapahydr, dudaklannrn belli belirsiz titredifini seziyordum. Derin bir tizting igindeydim. Kendi gocuklufuma delgin imgeler iigiiqtii zihnime. Srrf tiztinttimti dalrtsrn diye sordum: "Kag yaqrndaydtn o zaman, don Juan?" "Belki de yedi. Biiyiik Yaqui savaggrlannrn oldufu stralar. Anam yemek piqirirken saldrrmrqtr Meksikah askerler. Zavallr kadrnc a$rzt. Durup dururken oldiirdtiler onu. Oyle olmtiq olmasr fark etmez ashnda; ama benim igin oyle mi ya? Sorarrm hep kendime, nedenini; ne diye oyle 6ldti diye... Babamr da oldiirdtiler sanryordum. Ama tildtirmemiqler. Yaralamrglar. Sonradan, bizi bi trene kodular-srfrr gibi; kaptstnt kapadrlar. Gi.inlerce, oyle hayvanlar gibi, karanhkta brraktrlar btzi. "Ama babam yaralan yi.iztinden cilmtiqtii o vagonda. Acrlar ve ateqler iginde krvrarup sayrkhyor, boyuna, ya;amam gerektilini soyltiyordu bana. Yaqamrnrn son saniyesine kadar yineleyip durmuqtu bunu. "Ordakiler bana bakryorlar, beni besliyorlardr. Yaqh bi kadrn elimin krrrklannr sarmrqtr. Iqte, gordtifiin gibi, ya$amaktaydrm. Yaqamrma iyidir ya da kottidiir diyemem.Yalntz-

160

nin nngKA GERqnzu-ir

"GORME"

i$i

161

ca, zor oldu diyebilirim. Yaqam zordur, hele bi gocuk igin,


gok korkunE bi qeydir."

Qok uzun bir stire konuqmadan durduk. Bir saat kadar gegmig olacaktr, oyle hig grt grkmadan. Son kerte karmagrk duygular igindeydim. Uzi.inti.iliiydiim, ama nedenine parmak basamryordum. Yerinme duygusu da vardr igimde. Az once don Juan'la dalga gegmekteydim; gelin gonin ki, qimdi o bu anlattrklanyla durumu ytiz seksen derece gevirnriqti. Yahn, krsa bir gey anlatmr$, ve bende bambagka duygular uyandrrmtgtr. Qocuklann acl gekmesi her zaman dokunakh olagelmiqtir benim igin. Bir an geldi ki, don Juan'a karqr duydulum yakrnhk, kendimden tiksinme duygusuna doni.iqiiverdi. Sanki dinlediklerim klinik bir vakaydr da, ben de oturmuq not bile tutmuqtum! Tam notlarrml parga parga edecektim ki, don Juan dikkatimi gekmek igin ayalrnrn ucunu kalgama deldirdi. Beni bir saldrrganhk halesinin sardr$rnr gdrdiigtinti, onu dovmeye mi hazrrlanryorum diye merak etti$ini soyledi. Gtiliigi.iyle giizel bir ara saflanmrqtr o kara duygulanma. Don Juan, saldrrganca patlamalar yapma e$iliminde oldu[umu, ama gergekte kaba bir insan olmadrlrmr, saldrrganhlrmr gofunlukla kendime yoneltmekte oldufumu soyledi. "Dediklerin gok dofru, don Juan," dedim. "Tabi do!ru olacak," dedi giilerek. Qocuklu[umu anlatmamr istiyordu. Ben de anlatmaya baqladrm. Korkuyla, yalnrzhkla dolu yrllarrmdan sciz ederek; yagamrmr si.irdiirmek ve gcintilgticiimii korumak gabasryla girigtifim yo[un savaqrmlarrm diye nitelendirebilecelim konulara gegtim. "Goniilgiictimii korumak gabasryla" demem epey gi.ildiirmiiqtti onu. Uzun stire konugtum. itgiyte dinliyordu beni. Sonra bir an geldi, gozleri gene "tuttu" beni iki parmak gibi. O anda kestim konu$mayl. Bir siire sonra, don Juan, daha burnumun krnlmamrg oldulunu, ashnda kaba bir insan olmayrqrmrn nedeninin de bu oldu$unu soyledi. "Senin burnun si.irtiilmemig henriz," diye ekledi.

Bu sozti dort beq kez yinelemiqti. Ben de bununla ne demek istedi$ini sormak zorunda kaldrm. Don Juan, bir giin gelip yenilgiye u[ramanln, yagamln kagrnrlmazbt koqulu oldufunu soyledi. insanlar ya utkun (muzaffer) ya da yenik olurlarmrq. Bu iki nitelik, olann "gcirme"den onceki durumalannr gcisterirmig; oysa, "gcirme" siler gtitiiriirmi.iq bu utkun ya da yenik - boynu biiki.ik olma kuruntusunu. Kargr gtkarak, higbir konuda ne gimdi ne de eskiden utkun olmadrlrmu yagamrmtn hepten bir yenilgi oldu[unu belirttim. Don Juan giilerek qapkasrnt yere attt. "EPet," dedi, "yenilgiyse senin yaqamm gilne o zaman
qapkamr arkadaq!" dedi.

igtenlikle, bu gciriigiimti savundum. Don Juan ciddileqmigti. ipince krsh gozlerini. Yaqamrmm yenilgi oldufunu, yenik olma drqrnda nedenlerden ottirti soylemekte oldu[umu belirtti. Sonra da hrzla ve hig beklemedik bir bigimde elleriyle gakaklanml tutarak baqrmr kavraytverdi. Gozlerime bakarken yabanrllaqmrqtr bakrglarr. Odtim kopmuqtu; a[zrmr a91p derin bir soluk almrqrm. Don Juan baqrmr brrakarak duvara yaslandr. Bana bakmayr stirdiirtiyordu. Oylesine gabucak yaprvermigti ki biitiin bunlarr, o, gevgeyerek duvara yaslandrfr srada ben hdl6 tamamlayamamlqtrm soluk almayt. $aqrrmrq, sersemlemigtim. Don Juan, bir stire sonra, "Ktigtik bi goculun a{ladr{mt gdrmekteyim," dedt. Sanki dediklerini anlamamrglm gibi, birkag kez yineledi bu sozlerini. Benim allayan kiigiik bir gocuk oldu[umu anr;tryor dtiqi.incesiyle pek aldrrmryordum bu dediklerine. Don Juan, tiim dikkatimi vermemi istercesine, "Hey! KtiEi.ik bi gocufiun alladrlrnr goriiyorum!" diye ba[rrdr. O gocuk ben miyim diye sordum. Hayrr dedi. Ardtndan, yn$amlmla ilgili bir gortintii miidi.ir yoksa kendi yagamryla ilgili bir anr mrdrr diye sordum. Yantt vermedi.

"Ktigiik bir goculun a[ladr$rnr gormekteyim. Bak nasrl

r62

BiR BA$KA GERQEKLIK

"GORME" i$i
qey, nastl olur da qimdi de gocuk

163

aflryor, alhyor..." diyor, baqka bir gey soylemiyordu. "Tanrdrfrm birisi mi bu gocuk?" diye sordum. "Evet." "Benim goculum mu?" "Haylr." "$u anda a$ryor mu?" "Evet, gimdi aflryor," diye do!ruladr. Don Juan'rn tanrdr$rm bir goculun o anda a$layan hayalini gcirdtiliinti saruyordum. Bildi[im gocuklartn adlartnr sayrp dokmeye baqladrm. Ama o, bu gocuklann, verdi[im sozle bir ilintisinin bulunmadtfmt, oysa allamakta olan gocu[un biiytik onem taqrdrlrnr belirtti. Don Juan'rn sozlerini pek tutarh bulmuyordum. Bir yandan, gocuklulumda birisine bir soz vermiq oldugumu; ote yandan da o anda a$amakta olan gocufun, verdifim soz agrsrndan btiytik cinem tagrdrlrnr soyltiyordu. Konuqmasmdan pek bir qey anlayamadrlrmr belirttim. Buna kargtn, don Juan sakin sakin, o srrada a$lamakta olan kiigtik bir gocuk "gordti[i.inii", ve bu ktigiik gocufun pek incinmiq oldulunu yineleyip duruyordu. Bu soylediklerini bir diizene sokarak anlamaya gabaladrm, ama herhangi bir sonuca varamadrm. "Pes, don Juan!" dedim. "Brrak ktigtik bir gocu[u, hig kimseye oyle cinemli bir soz falan verdi[imi antmsamryorum." Gene gozlerini krrparak, tam o anda aflamakta olan gocuEun, benim Eocuklulumun goculu oldu$unu soyledi. "Yani benim gocuklu$umda gocuktu ve qimdi de hAId aglamakta; oyle mi?" diye sordum. Don Juan, "$imdi a$amakta olan bi gocuk." diye tisteledi.

kaltr?" "O, gocuktur ve qimdi aflamaktadrr-" deDon Juan inatla,

di. "AErklasan a biraz!" "Olmaz. Sen bana agtkla." Gel de grk iqin iginden diye gegirmekteydim. Don Juan, beni uyuturcastna, "Afltyor! Bak, alhyor!" diye siirdi.iri.iyordu. "Bek nastl kucakladr qimdi seni! Incinmiq yavrum, incinmiq! Sana bakryor sana. Senden gok ufak daha o. Koga koga gelmiq sana. Ama bak kolu krrrk! Dokun da bak koluna! Diig-

"Ne dedilinin farkrnda mlsln, don Juan?" "Elbette." "Pek anlamr yok da! Benim gocuklulumda gocuk olan

me gibi burnu var ktigii[iin. Evet! Diifme burunlu bi 9ocuk..." Kulaklartmla bir vrnlama oldu ve don Juan'tn evinde oldu[umu unutuverdim. Diilme burun sozctikleri, beni gocuklu[umdaki bir sahnenin igine atrp goti.iriivermiqti. Diifme burunlu bir Eocuk tanryordum! Don Juan, yaqamlmln en karanlrk en grzh yanlannt goziimiin oniine serivermiqti. Verdifim soziin ne oldufunu arttk anlamtgttm. Don Juan'a ve kullandr[r yonteme kargr goqkulu, iiziinElii, qaqkrn duygular igindeydim. Nasrl olup da gocukluk giinlerimin o di.ilme burunlu o!lanrnr bilebilmiqti?! Don Juan'tn uyandrrdr[r anrlar beni oylesine sarmrqtt ki, kendimi ta eskilerde, sekiz yaqrmda olduEum zamanlarda gortivermigtim. O srralar, annem gideli iki yrl olmuqtu; teyzelerim arastnda mekik dokumaktaydrm. Bana annelik etme gorevini onlar yiiklenmiqlerdi ve her birinin kalabahk aileleri vardt. Teyzelerim bana ne kadar iyi davransalar da, kendileriyle baqa grkmam gereken yirmi tkr "teyzezadem" bulunuyordu. Teyzelerimin gocuklart bana aclmaslzca davranryorlardr; kimi kez bu duntmlar gok kotiileqiyordu. Stirekli olarak diiqmanlarla gevrili oldufum duygusunu taqtyordum, izleyen srkmfi do.!u yrllar boyunca, onlarla amanslz pis bir sava$t si.irdiirdiim. Oniinde sonunda, nastl krvrrdr[rmr bugtin bile bilemiyordum ama, hepsini de alt etmeyi baqarabilmiqtim. Gergekten utkun bir duruma gegmigtim. Artrk karqrmda higbir rakip kalmarnrqtr. Ne var ki, ben farktna olmadan bu sava$r degigik bigimlerde siirdiirmiigtiim. Bu kez diiq-

164

BiR BA$KA GERQEKLIK

..GORME''

i$i

165

manlanmm yerini, okuldaki gocuklar almrqtr. Gitti[im koy okulunda karma smrflar vardr. Birinci ve i.igtincti srnrflar, ayru oda iginde dar bir arahkta aynlmrglardr. Igte bu srrufta, kiit burunlu bir gocuk vardr; "Dii$me-burun" diye alay ederlerdi onunla. Birinci srnrftaydr. Kotti bir niyet tagrmadan, geliqigiizel satagrrdrm ona. Ama ttim yaptrklarrma karqrn o beni sever gortiniirdti. Nereye gitsem beni izler, bagcilretmenimizi deliye dcindtiren kimi y aramazhklarrmr gorse bile, beni ele vermezdi. Ama ben gene de ulraqudrm onunla. Bir gtin srnrfimrzdaki ayakh karatahtayr bile bile devirmiqtim. Karatahta da onun tisttine diigmtiqtti. Qoculun oturdu[u srra, karatahtanrn ona olanca alrrhlryla garpmaslnr biraz onleyebilmigtim; ama kopriictik kemili krnlmrqtr. Qocuk yere yrkrhvermigti. Yanrna gidip kaldrrdrm. Qocu[un, bana sanhp ytiztime bakarken, gcizlerindeki aclyr ve korkuyu gcirmiigti.im. Onu, oyle kolu sarkmrq, acr geker durumda gormek, dayamlmaz bir utang ve tiztintii vermiqti bana. Teyzelerimin gocukanna karqr yrllar stiren hrrgm bir savag vermig vekazanmrqfim. Hepsinin hakkrndan gelmiqtim. A$ayan, dtifme burunlu kiigtictik bir ollancrk utkulanmr yrkrp yok edene dek hep esen ve giigli.i hissetmiqtim kendimi. iqte o anda sava$mayr brraktrm. Ne olursa olsun, higbir kogul altrnda bir daha kazanmamaya yemin ettim. Qocufun kolunu kesmek zorunda kalacaklannr dilqiini.iyordum. Ve bu ktigiik oflancrk iyileqirse, artrk yaqamrm boyunca higbir zamanutkun olmayacalrma d"ggin bir soz verdim-ant igtim. Tiim utkulanmdan, onun u!runa, vazgegtim. iqte boyle bakmrgtrm bu olaya o zamanlar. Don Juan, yagamlmdaki yangrlanmrq bir yarayt degmiqti. Baqrm dcintiyor, bayrlacak gibi oluyordum. Dinmez bir acr burgacr beni igine gekiyor; bunun beni yutuguna kendimi brrakryordum. Edimlerim ttirn alrrhklarryla tisttime gullanmrqtt. Adr Joaquin olan o kiigtik dtifme burunlu ollanca$lzln anrsr igimde oyle bir canh bir acr yaratmrqil ki, alladrm. Don Juan'a, o yoksul gocu$a, paraszhktan doktora gidemeyen, ko, lu yerine oturup diizeltilmeden yagayan o ktigtikctik Joaquin'e kargr duydufum tiztintiiyti anlattrm. Oysa, ben ona go

cuksu utkulanmdan baqka bir qey vermemiqtim. Oyle utanryordum ki! Don Juan, buyururcaslna, "Uziilme artrk, benim toy kargoffi," dedi. "Yeterince vermiqsin. Utkularrn saflamdr; onlan hak etmiqtin. Yeterince odemiqsin. Artrk o verdifin sozii de-

Iiqtirmelisin." "Nasrl de[iqtirebilirim ki? Defiqtiriyorum demekle olacak bir iq mi bu?" "Oylesine bi sozii, srrf, de[iqtiriyorum demekle elbette defiqtiremezsin. Ola ki pek yakrnda, bunu nastl defiqtirecefini o[renebilirsin. O zaman, belki de, gdrmeyebrle baqlarsrn." "Ne yapmam gerekir? Bir qeyler sciylesene!" "sabrla bekleyeceksin-bekledifini bilerek... Ne bekledi-

fini bilmek...

savaqtmm yontemi budur. soz konusu olan gey Jo2tinti yerine getirmekse, sen de bunun bilincinde olacaksm. Sonra bi giin gelecek, ve beklemen son bulacak; ve artrk scizi.inii tutmak zorunlulufunda kalmayacaksm. O kiigiik goculun yagamlna defgin, senin yapabilecefin bi qey yoktur' O edimi, ancak o kendisi silebilir." "Ama nastl yapsm ki bunu?"

"isteklerini srfira indirgemeyi o[renerek. Bir krygrn oldufunu diigiindtifii siirece yagamr cehennemden farkstz olur. 5en de boyle diqtindiikgeiverdi[in sozti tutmuq sayilrrsrn. istemektir, bizi mutsuz ktlan. Ama higbi ;ey istememeyi o[renirsek, elimize gegen en ufak bi qey bile gergek bi armafana cloniiqi.iverir. Uztilmeyi brrak; gtizel bir arma[an vermiqtll sen Joaquin'e. Yoksul olmak ya dakusurlu olmak, yalnrzca bi tltiqiincedir. Tiksinmek de oyledir; aghk da, acr gekmek de oylcdir." ..inanasrm gelmiyor, don Juan. Aglk ve acr gekmek nasd olur da, di.iqiinceden ibaret olur?" "Bunlar gimdi benim igin salt diiqi.incedirler. Benim bildiyagamdaki zot' ftirn budur. Bunu baqarabildim ben. Zaien b-9 bunu yapabilme gtic'iinden baqka bi siiuklara kargr elimizde l:rhrmz yoktur; bu gi.ici.imi.iz.olmadan srf stiprtintiiyiiz, yelin

t66
s

BIR BA$KA GERQEKLIK


mrqtt.

"GORME" I$I

r67

biz." "Evet, senin baqardrfrndan kuqkum yok, don Juan, ama benim gibi ya da Joaquincik gibi srradan kimseler nasrl baqarabilir bunu?" "Yaqamrmrzdaki zorluklara karqr gelmek her bireyin kendi baqrna yapaca{r bi qeydir. Yiizlercekez soyledim bunu sana: Yalnrzcabi sava$gl stirdiirebilir yaqamrnr. Bi sava$gl bekledigini de bilir ne bekledigini de. Beklerken de higbi qey istemez. Bu bekleyiq srrasrnda ktigiictik bi $ey gegse eline, kocaman bi gey gibi gortiniir bu. Canr yemek istese, bulur bi yolunu; ag degildir gtinkii o. Onu bi qey incitse, bulur bi yolunu aclslnl kesmenin; acr duymaz gtinkti o. Aghk da acr gekmek de, o insanrn oziinti yitirdi[ini gosterir, onun bi savaqgr olmadrfrnr gosterir. Igte o zaman agh[rn, acrlann etkisiyle cili.ir gi der o kimse." Karqr goriigiimti savunmak istiyordum; ne var ki, bu kar qr grkrqrmla, don Juan'rn beni son kerte derinden ve giiglii bir' bigimde sarsan o gorkemli baqansrnrn muhvedici etkisindcrr kendimi koruyacak bir engel yaratmaktan baqka bir qey yap mrq olmayacaktrm. Nasil bilmiqti bunu? Belki de ona bu di.ig me burunlu ollanrn oyktisiinii olafandrqr gergeklik durumla rrndan birine dalmrg oldulum bt zaman anlatrnrq olabilece!i mi diiqrind{im. Boyle bir qey anlattrlrml anrmsamryordunr; ama oyle kogullar altrnda anamsayamaml$ bulunmam olasry
dr.

avurduE u toz topra!.n

Don Juan, birden, "Ben de bi ant igmiqtim bi zamanlar,"


dedi.

Sesindeki titrem beni yerimden firlatmrqtt. "Babama soz vermigtim; onu oldi.irenleri yok edece$ime ant igmiqtim. Yrllarca taqrdrm bu andr yi.irefiimde. $imdi de[iqmiq bulunuyor bu soz. Kimseyi yok etmek falan iste[im

yok. Meksikahlara dig bilemiyorum. Kimseden tiksindifim yok. insarun bu yagamda gegtigi yollarrn hepsi de egitmigt bunu anladrm. Ktyrctlar da krygrnlar da oniinde sonunda birlegirler; ikisi iginde de[iqmeyen tek qey, ya$amtn her ikisi igin cle gok krsa oldufu bulgulamalarrdrr. Bugtin ben tizgi.insem' anam babam oyle oldtiriildtiler diye defiildir bu. Krzrlderili olduklanna iiziiltiyorum ben. Krzrlderili gibi yaqadtlar, Krzrlderili gibi oldtiler. Ne yaztkki, her qeyden cince, insan olduklannr bilemeden oldtiler."

"Nasrl bildin o verdilim scizii, don Juan?" "Onu gordtim?" "Mescalito yedifim zaman mr yoksa senirr harmandan gektilim zaman ml?" "$imdi gordiim. Bugtin." "Her geyi gormug miiydiin?" "Igte gene baqladrn. Gormenin nasrl bi gey olduluna dc:j: gm laflamanrn bi yaran yoktur diye az mr soyledim sana! Ilr rak artrk." "Artrk soru sorrnayr kestim. Duygusal yrinden akhm

"GORME" I$I

r69

"Bir savaqgt, oliimi.inii akhndan gtkarmamahdrr demiqtin. Oysa ben hep yapmaktaylm bunu; herhalde baqka bir qeyler de yapmam gerekiyor." Don Juan, sabn taqmrg gibi dudaklarrnr grklattr. Ben de,
onu kzdrrmak istemedi[imi, isterse hemen Los Angeles'e dcinmeye hazr bulundulumu soyledim. Don Juan omuzumu trprqlayarak bana hig krzgrnhk duymamlq oldu[unu, ama benim artrk bir savaqgmm ne demek oldulunu bildi[imi sandrfrnr sciyledi. "Bir savaqEr gibi yaqamam igin neler yapmaltytm?" diye
sordum.

10
30 Mayrs 1969'da gene don Juan'a gitmig ve daha do!ru tlii rtist selamlaqmadan, pat diye "g{irme"yle ilgili bir deneyirrr daha yapmak istedilimi sciylemiqtim. Don Juan sabrh oliru, mr, vaktin heniiz gelmedilini sciyliiyordu; ama ben bir kcr, inadryla hazr bulundulumu ileri siiri.iyordum. Don Juan, onu soru ya[muruna tutama pek aldrrmrq gir rtinmiiyordu. Ama, gene de konuyu defiigtirrneye yeltenrrrr

Don Juan qapkasrnr grkarrp qakaklarmt kaqtmaya baqladr. Gozlerini bana dikerek gtiliimsedi. "Her qeyin uzun uzadtya anlatmasr gerek sana, di mi?" "Baqka ttirlii girmiyor kafama iqte." "Ama deliqebilir bu." "Nastl deliqecelimi de bilmiyorum ya! Zaten bu yiizden istiyorum senden, bir savaqgr gibi yaqamak igin neler yapnram gerekti[ini anlatmant. Bilmig olsaydrm, herhalde bir yolunu bulur kendimi diizeltirdim." Bu dedifimi gok giili.ing bulmuq olacak ki, giilerek srttmr
srvazladr.

Ordan gekip gitmemi isteyecekmiq gibi bir duygu iginrlcydim. Onun igin, gabucak hasira yerlegip yiiziimii ona donrliim ve birkag soru daha sorrnaya baqladtm. Ne bakrmdan hcklemem gerektilini olrenmek istiyordum. Don Juan, bekgiyle yaptrlrm sava$lm slraslnda almrq o1tlulum "yaralart sa[altmadan" once, acele ederek, geliqigtizel hir bigimde "gcirme"ye gahqrrsam, ben istemesem bile bekEiyle yeniden karqrlaqmamln gok olasr oldufu agtklamasmt ynptr. Ve bu durumda hig kimsenin boyle bir karqrlaqmadan sir[ grkamayacalrnr belirtti. Ye, "Gbrme iqine yeniden giriqIrrcclcn cince bekgiyi tamamen unutmuq olman gerekir." diye
rk lccli.

delil."

yordu. Yakasmr brrakmadlm ve sabrsrzhfrmr yenebilnrt'rrr igin neler cinerebilece[ini sordum. "Bi savaggr gibi davran, yeter," dedi. "Nasrl yani?" "insan, sava$gl gibi davranarak o[renir bunu, konuqrrr;rl,

"Bekgiyi nastl unutabilirim ki?"

#'**

170

BIR BA$KA GERQEKLIK


savaqgr, unutmak igin istencini ve sabrrnr kullanmah-

"GORME"

i$i

rlt

"Bi

drr. Bunlarla yapamayacalt $ey yoktur z^ten." "Ama ben savaqgr defilim ki?"

"Bi.iyiiciilerin yontemlerini olrenmeye baqladrn. Artrk gedonecek, yerinecek vaktin kalmadr. Yalnrzca bi savaqgr denli, sabrr ve istengle gahgacak vaktin kaldr-istesen de istemesen de bu iq boyle!" "Nasrl gahqrr bir savaqgr bunlar igin?" Don Juan, yanrt vermeden once bir siire diiqrindti. Sonunda, "Bunu lafla anlatabilmem olanaksrz," dedi. "Ozellikle isteng konusunu... Q.ok glfrzel bi geydir isteng. Gizemli bir bigimde geliqir o. Istencin nasrl kullanrlaca[rnr agrklayabilecek bi ycintem gelmiyor akhma. istencin, son kerte qaqtrtrcr sonuglar yarattr[rnr soyleyiffi, o kadar. Bilmen gereken ilk qey, insanrn istencini geliqtirebileceli gergeli olmahdrr. Savaqgr bunu bildi[inden, bekler durur onun geliqmesini. Senin yanrlgrn qu ki, sen, istencini beklemekte oldu funu bilmiyorsun. "Velinimetim bana bi sava$glnrn beklemekte oldufunrr bildifini ve neyi bekledifini bildifiini soylerdi hep. Sana gc lince, sen bekledi[ini biliyorsun; yrllardrr burda benimlesirr. ve daha neyi bekledigini bile bilmiyorsun. Srradan birisinirr neyi bekledigini bilmesi olanaksrz de!ilse bile gok zor bi qey dir. Oysa, bi savaggr igin bi sorun de[ildir bu; istencini beklc digini pekAla bilmektedir o." "Nedir bu isteng dedifin qey? Kararhhk mr; yani, orne!irr torunun Lucio'nun bir motosiklet sahibi olmayr akhna koy masl gibi bir qey midir?" Don Juan krkrr krkrr giilerek, "Oyle de[il," dedi. "istcrrl' diyemeyiz buna. Lucio'nunki srrf driqki.inltiktiir. Baqka l,r qeydir isteng! insanrn kullandrfr bi qeydir isteng; orne[in, yi tirilmesi kesin goztiyle bakrlan bi savaggr kazanmasr gibi..." "Oyleyse cesaret dedifimiz qey olmah bu isteng!" declirrr "Haytr. Yi.ireklilik baqka bi qeydir. Cesur kimseler, gtivt' nilir kiqilerdir, her zaman gevrelerinde bi si.irti hayranlan lrrr

ri

lunan soylu kiqiler... Ama cesur kiqilerin gok aztnda bulunur edimlerisrenE. Bunlar genellikle salduyuya dayanan atakqa korkak olur de bulunan gozi.ipek kimselerdir; goEu da ashnda ve gevrelerine korku salarlar. Oysa, isten-g,.sa[duyuya meyilgilidir." dan okurcaslna yaprlan akrl almaz, baqanh iqlerle ,,Kendimizi denetlememiz, yonetmem1z mi oluyor bu isteng?" diye sordum. "Evet, bi bakrma kendi kendimizi kontrol etme anlamtna
da gelebilir."

l,Ornegin, kimi qeylerden vazgegmekle mi?" diye taqt gedigine koyuverdiBunu oyle haqarr bir bigimde soylemigti ki' ona bakmak igin not almayr btraktrm. ikimiz de gtiliiqttik' Don Juan, "Haylr," diye siirdiirdti. "Kimi qeylerden vaz-. qeyi gegmek de bi tUr itigktinitit< saytltr ki benim boyle bir lnltOigi* falan yok. O ytizden goz yumuyorum biitiin bu sorula' sorrnana. So* sorrnayl kesrneni soylesem, bu kez, soru sorrnamaya gahqarak istencini Earprtmaya-baqlayabilirdin. Diiqkiinlii$tin en kotii bigimidir bence isteklerine gem vuroldu,r',uk; gtinkti bunu yapan kiqi, biiyiik bi qeyler yapmakta kapanmaktan [u kanrsrna saplantr. oyru, kendi i9 d{inyasma yup-rq olmuyordur o kiqi. Soru sorrnayr \esmeiraqka bi gey nin, benim sozinti ettifim istengle bir ilintisi yoktur' Igtefg' bi gtigrtir. Bi giig oldu$undan otiirii de denetlenmesi, bir dtibunu bildi7.cne sokulmasr gerekii ki bu da zaman altr. iqte Ben senin yajiim iEin, sana kirgr sabrrl davranmaktaydrm. Ama defiqtim. ['"rauyt"n, ben de senin gibi tez canhydrm. iltigt<tinttiklerimize karqrnl istencimiz geliqir. Ornefin, senin istencin, iEindeki yarrfi azar azaf agmaya bagladr bile." "Hangi Yanktan soz ediYorsun?" ..Hepimiz iginde bi yank bulunuyor; bi bebe[in baqrndaki, bebek biiytidtikge kapanan brngrldak gibi bi boqluk; igte lrrr yarrk da, isten ctmrz geliqtikEe daha da geniqler." "Neremizdedir bu Yank?" Don Juan, karnrnt gostererek, "saydam telciklerimizin

172

BiR BA$KA GERqezu-ir

"GORME"

i$i

113

bulundu[u yerde," dedi. "Nasrl bi qeydir bu, ne ige yarar?" "Bir agrkhktrr. istencin bi ok gibi drqanya firlamasma yol agan bir agrkhk..." "Bir nesne midir isteng? Ya da nesne gibi bir gey midir?" "Defildir. Srf, anlayasm diye oyle demiqtim. Btiyiici.ilerin isteng dedi$i qey igimizdeki bi giigtiir. Diiqtince de[ildir; nesne, istek falan da defildir. Soru sorrnayl kesmek, isteng olamaz; gtinkti diiqtinceyle ve istekle ilgisi vardrr. Diiqiincelerin, sana, yenildifini soylerken seni utkun krlan qeydir isteng. Kigiyi, higbi geyden incinmez duruma sokan bi qeydir istenE. Bi btiyi.ictiyii duvardan gegirten, uzayt agrtan; isterse aya gottiren bi qeydir isteng." Sormak istedi$im bi gey kalmamrqtr. Yorgun ve bir bakrma da gergin bir durumdaydrm. Don Juan'ln, gitmemi sriyleyecelinden korkuyor, bu ytizden tasalaruyordum. Don Juan birden, "Hadi tepelere grkalrrn," diyerek ayala kalktr. Yolda gene scizi.i isteng konusuna getirerek, not tutamamamdan duydulum iiziintiimle alay etti. istenci, insanla di.inya arasmdaki gergek baf olarak be timliyordu. Dtinya scizciifiiyle, ne bigimde sezersek sezelim, sezgi alanrmrza giren her geyi kapsamak istedifini cinemlc belirtmiqti. Don Juan, "dtinyayr sezme"nin, diinyanrn bizr. sundulu her geyi algrlama siirecinin bir sonucu oldu[unu ilc: ri siirmekteydi. iqte bu "sezme" iqi, duyularrmrzlave istenci mizle yaprlrrmrq. Bu isteng, altrncr his midir diye sordum. Ve istencin, sezi len dtinyayla kendimiz arasrndaki bir ba[, bir iliqki oldulrr
yanrtrnr aldrm.

Not alabilmem igin bir stire durmamrzr onermigtim. Dorr Juan giilerek ytirtimesini siirdiirdi.i.
r

rli

Don Juan o gece gitmemi falan istemedi. Ertesi gtinti kahvll trdan sonra isteng konusunu yeniden agtr"

"isteng deyince insanlar, iradeyi, yani karakter sahibi ve sa[lam yaradrirqh olmayr anlarlar," dedi. "Bi btiyi.iciiye gore giiE istleng, igimizOen grkan ve drqarrdaki diinyaya sanlan'bi saydam telciklerin oemetctii. iqte quracaktrn, gobefimizdeki bulundfu yerden gtkar o." Yerini belirtmek igin gobe$ini ovahyordu' "Buradan Erkar diyorum, gtinkii onun buradan grktrfrnt hisseder insan." "Ne diYe isteng admt taktrn ona?" "Ad falan takmadrm ben. Velinimetim isteng demiqti buna. Obiir bilgi adamlan da isteng derler buna'" "srradan bi kiqi diinyadaki qeyleri yalnrzca elleriyle ya da gozleriyle ya da kulaklarryla 'gakar'. Oysl bi btiyiici'i bunlarian Uaqtu 6u*uyla, diliyie ve istenciyle de, evet ozellikle istenciyll gakar her qeyi. Bunun nasrl yaprldrfrnr anlatabilmem g"rg"t t"n olanaksizdrr" Ama sen kendin, ornefin, nastl o-ltp iu iqittigini anlatabilir misin bhna? Tabii anlatamazsrn' E, ben oe iqiteu'ildigim igin, iqitti[imiz qeylere defigin bi qeyler anlatabiiiriz, u-u .ruril olup da igitti[imizi anlatamayn. Bi btiyi'icti istencini diinyayr salrnak igin kullanrlrr. Ne var, bu sezme, igitmeye benzemez.Btz di.inyaya baktnca, ya da bi qeyler iqi-kendi drgrmrzda bi qeyler bulundu[unu, ve bi qeylerin tince, -etde edenz. oysa diinyayr istelcigergek oldu[u izlenimini ilia" sezdi{imiz zaman, onun, 'dtqanmtzda'ymtg gibi olmadtfmt, 'gergek'mig gibi olmadrfirnt biliriz'" "Gdrme gibi bir gey midir bu isteng?" "Defildir. Bi gtigtiir isteng, bi erktir. Gdrme ise bi gtig degrkarmaya yarar. fildir-diha gok bi qeyin ig yiiztnti ortaya da goremeyenbiyiictiler olabilir; 6tigtti bir ist-enc" ruitip olup clemek oluyor ki, yalmzcabtbilgi adamt dtinyayr hem duyularryla ve iitenciyle hem de gormesiyle sezebilir." Bekgiyi unutmak amactyla istencimi nasrl kullanacafrm konusunda akhmrn daha da kanqmrg oldu[unu anlatttm don Juan'a. Bu soylediklerim ve qaqkrn durugum, don Juan't pek keyiflendirmiqti.

Ll

tll,
I

r74
I I

nin nngKA GERqezu-ir

"GORME"

i$i

175

Gtilerek, "KonuqtukEa, daha da akhn karrqtr dememiq miydim sana!" dedi. "Ama hiE olmazsa qimdi istencini beklemekte oldufunu bilmektesin. Evet, onun ne oldulunu, nasrl ortaya grkacalrnt hentiz bilmiyorsun. Bu nedenle yaptrlrn her $eye dikkat et. Yapmakta oldu[un btittin bu ktigtik qeylerin ta iginde gizlidir istencini geliqtirmene yardrmcr olacak olar-r
$ey."

Don Juan biiti.in sabah ortahkta gortinmemiqti; olleden sonra. kurutulmug bitki dolu bir bohgayla dond{i. Baqryla, kendisine, yardrm etmemi imledi; tam bir sessizlik iginde saatlerce bitkileri ayrklayarak gahgtrk. iqimiz bitince, dinlenmek iEirr oturdufumuzda, don Juan igten bir gtiltimsemeyle bana baktr.

ii

Kendisine, notlarrmr gozden gegirdi$imi ve bir sava$Er


olmanrn neleri gerektirdifini ve isteng fikrinin tam olarak nc anlama geldifini hala anlayamamr$ bulundufiumu a[rrbaqlr bir bigimde soyledim.

ir

Don Juan, "isteng bi fikir, bi diigi.ince defildir," dedi. Biittin gtin boyunca ilk kez konu$mu$ oluyordu benimlc. Uzun bir duraklamadan sonra, siirdiirdii: "Senle ben, fark lr kimseleriz. Karakterlerimiz farkh. Senin benden daha yc lin bi yaradrhgln var. Ben senin yaqrndayken zorlu, saldtrgarr bi kimse de[ildim, ama kaba huylanm da vardt. Oysa ben btr nun tam kargrtrsrn. Velinimetim de trpkr senin gibiydi; o, Eok iyi bir o[retmen olurdu san. Ulu bir btiyiiciiydti velinimetinr; ama gdrmemisti. Yani benim gordiigiim gibi, Genaro'nurr gordti$ii gibi... Ben dtinyayr gormeme gore anltyorum, yagl mrml ona gore yonlendiriyorum. Oysa, velinimetim, bi savrf gr olarak yaqamak zorundaydr. insan bi kez gdrtince, gerck mez artrk sava$gr gibi, ya da baqka bi qey gibi yaqamasr. Qtirr ki.i o artrk her qeyi oldu[u grbr goriiyor ve ya$amlnl ona g(irt' yonlendiriyordur. Ama senin karakterinde olan birisi, belki tl,' hig cilrenemez gormeyi; ki bu durumda da t{im yaqamtn l'ro yunca bi savaqgr olman gerekecektir.

geldifi an' insan' "iqte bilgi, bu denli iirkiinq bi duruma kagrnrlm az b\r ortakhk kurrepesinde dikilmiq Jurun .oiiTL doniiqen her bi bilginin giig muq oldulunu r.uiruy,uerir. Gi.ice S9l L$u*a hep oliimkaynafr, trliimden baqka-bi gey defildir' gtice dontiqiir' diir ve ijliimtin dokundufu her qey bu yolun her done"Biiyiiciili.ik yolunu izleyen bi kimse' gerEefiyle.btlrun buruna yamecinde bi krprda yok oluverrne uirinrindedir. Bu oliim biqar. Keskin bi uifi-q", oliimiiniii stradan bi kimse olurlinci olmasaydt, itradan iqlerle u[raqr' otu[un zamanrnr biiyiisel gti4u zaren. Kiqinin fu dtinyadaki ve kendisini bi noktava ce gevirm"ri igin;;$1"qiqi erk; nasrl kavugulabilirdi ki! roplagtrrmu y"iirrnE baqka dflii en baqta kendi "Demek ki bi sava$gl olmak igin' insantn olmast kogulu var' oliimiine defgin kestcinui bilinElilik iqild" kendimizden baqka bi Ama ak'mrzr oiti-" rakarsak, itgi-iii (mecalsiz) krlar olunaksrzlaqriUu da argtn $eye yoneltmerni, iEin yapm u^Y.g':t"I:l bizi, yorar. Oyleyse, bi *uu99i oimak ikinciqey'yans',1'kt,,.ozaman,birdenoli.ivermediiqiincest' trgalamaz artrk'" bi saplantr olmaktan Etkar ve seni DonJuankonuqmastntkeserekyiiziimebaktr.Anlatttklagibiydi' ,,nu O.ggin diigiincllerimi bekler "AnltYor ntusun?" diYe sordu' Anlattrklarlnlanlamrqtlm'amainsantnnastlolupdayanpek. akrl .erdirememiqtim' stzltk auygr*nu uu'uUilecefine denli iirkiinE uf,rrndan 6akrnta, bilginin o Kendi bulundufumu rastlamrg bir durum. d;;;Gri giui bir qeye 'o*"rtlgi} lik y aq am tm d a tiy r."In"r. I.i"[irse, .giinde belirttim. c.r-E^"E',i, eskisi.kadar onemli goahqageldi[imLligot qeyin urtit bana ziikmediEini;u"bi'savaqElgibiyaqamakistedi[imi-istemeksoyledim' ren de ote, zoruni"iugunaa fiulundufumu gerekiyor"' dedi' Don Juan, "$imdi de yanstz olman "Nastl?" "Yani her qeyden uzak tutacakstn kendini"' ..olanakszbu.Birgekilgin(miinzevi)gibidiinyadanel
ayak gekmemi isteme benden'"

t76

BiR BA$KA GERQEKLIK

"GORME"

i$i

t77

"Qekilginlik de bi diiqktinliik, bi tutku sayrlr. Benim oyle bi qey istedifim yok ki! Mtinzevilerin yansrzhkla bir ilintisi olamaz; giinkti onlar mtinzevili[e adamrqlardrr kendilerini. "insanrn kendisini higbi $eye baflamamaslnt, yeterince yansz olmasrnr yalnrz ve yalruz 6liim likri sallar. Yalnrz ciltim diiqi.incesidir ki, insanr yeterince yansrz krlar ve boylece artrk o insan kendisini higbi qeyden yoksun brakmaz. Ne var ki, boyle birisi, higbi qeye tutkun deEildir; giinkti yagamdaki her geye kar.gr olan tulkusunu sessizce yoneltebilecek duruma gelmigtir. Oli.imi.in, sezdirmeden yaklagtrlrnr bilmektedir, ve higbi qeye takrlacak, saplanacak vakti olmadrlrnr gok iyi kavramrqfir. O da ne yapar? Higbi qeye tutulmadan her geyi dener durur. "Oltimii durdurmanln olanaksz oldu[unu bilen bi kiginin, kendisinden yana olan tek bi qeyi kalmrqtr: Karar verme giicii. Yani o kigi neyi segece[ini Eok iyi bilmek zorundadrr. Bi segim yaptrktan sonra da, tek sorumlunun kendisi oldulunu ve acrnacak, yerinecek zaman kalmadrlrnr bilir. Kararlan kesindir; giinkii, oliimti, ona herhangi bi qeye tutulup oyalanacak zamanl verrnez. "iqte boylece, bi savaqgr, oltimtin bilinciyle, ve yansrzh[ryla ve kararhh[rnrn verdifi giigle tiim eylemlerini belirli bi noktaya ycinelterek yaqammr dtizenler. Oltimiin bilinci, onu yanslz krlar ve tutkulannr dingincesine yoneltmesine neden olur. En son verdi[i kararlar, yerinmesine gerek kalmadan segim yapabilmesine yoi agarlar; ve yaptr[r segimler yaqam di.izeni agrsmdan en yerinde segimlerdir. iqte bciylece, savaggr, her yaptr$ igi tat ala ala ve biiytik bir etkinlikte ytirtitiir. "Bi insan bu bigimde davranabiliyorsa, artrk ona bi sava$gr diyebiltiz, sabrh olmayr ofrenmiq diyebiliriz." Don Juan, sciylemek istedi[im bir qey var mrdrr diye sordu. Betimledigi bigimdeki bir tutumu kazanmak igin yaqam boyu ulraqmak gerekecefini belirttim. Don Juan, onunla birlikte oldulum zamanlar srk srk ona kargr grktrfrmr ve gtindelik yagamrm boyunca bir savaggr gibi davrandrlrmr ya da en azrndan davranmaya gahqtr[rmr bildigini soyledi.

Giilerek, "Pengelerin pek yaman," dedi. 'oAra sra goster bakahm. idman yaPmlq olursun." Ellerimi penge gibi yaprp hrrladrm. Don Juan gtiliiyordu. gmasmt siirdtirdi.i. S onra bofazinr temizleyerek konu "Sabrr[[[r ofrenen bi s.ava$gl, artrk istence yonelmiqtir. Nasrl beklenile."glni bilir. Oltimi.i, y.anrbaqrnda oturmug beklemektedir-iki arfadaqtrrlar sanki. Oltimii' ona' gizemli bigimlerde neleri segmesi gerektifini, eyleml"l"i bi noktada ioplagtrrarak diizenli bi yAamr nasrl si.irdiirebilecelini onerip Ourmutctadrr. Ve bekler savaqqr! Bi savaqqmm acele etmeden ti[rendi[ini soyleyebilirim; giinkti, istencini bekledi[ini bilolafan durumlarda yaprlmasrna -"tt"Aii o. Ve bi- gtin gelir, yaprverir. Bu olalandt$t, baqangeyi olanak bulunmayun ui srndan haberi biie yoktur kimi kez. Ne var ki, bu yaprlamaz igleri yaplp durdukga ya da bagrna ola[andrqr iqler gele gele, Ui ttir gtiiii" ortaya grkmakta oldufunu gaktverir. Bilgi yolunda ileiledikge, gitualgrinden yuytlut bi gtig... Onceleri, karnt karmcala.rrr-ri gibi gelir ona; ya da bi tiirlti dinmeyen bir yanma duygusl... qot gegmeden bir aprrya, bi tedirginli[e aontiqtir uu]rmi kez bu a[n, bu tedirginlik oylesine_ gofalrr ki, ayiarca garesizlik iginde gr{plrur, ktvrantr sava$gl. Ne de1h gol olursa bu grrprniq, o denli yararl olur onun igin. Btiyiik acrlar, ulu bi giicii muqtular. "Ktvrantqlar bitince, saYa$gr her $-"y: karqr yabanst dlygular iginde |ulundu[unu gortir. Govdesinden, gobe[inin_heit"tt alirnda ya da hemen iistiindeki bi yerden fiqkrran bi duyguyla istedili her qeye gergekten dokunabildifini bulgular' igtl, irt"ngtii bu duygu. Ve savaqgr onunla tutmayt becerince, artrk o suvaqgrya Utiytici.i oldu denir-istencine kavuqmuq de-

nir." Don Juan, diyecefim, soraca[rm bir $ey var mr gibilerde, konugmasmr kesmiqti. Soylenecek bir qeyim yoktu. Bir biiyi'iciintin a[nlar iginde krvranmak zorunda kalmast konusu beni epey tasilandrnyordu; arna, benim de boyle bir aqamadan q9-gip g"g-eyece[imi sormaya srkrhyordum. Uzun bir sessizlik ro.tiu, dayanariayrp sordum. Don Juan bu soruyu beklermiq-

178

BIR BA$KA GERQEKLIK

"GORME"

i$i

119

gesine, krs krs giildti. Ille de afirr gekilecek diye bir qey bulunmadr$rnr; ome[in, kendisinin alrr srzr falan duymadrfrnr, istencinin birden ortaya grkrverdi[ini soyledi.

pumaya rastladrm. Digi bi pumaydr bu; kocamandr ve agtr. Ben kagmaya baqladrm, puma da ardrma dtigtti. Bi kayaya trrmanrverdim. Hayvan bir iki metre uzafrmda qoyle bi durup iizerime atrlmaya hazrrlandr. Birkag taq attrm tizerine. Homurdanrp bana do!ru koqmaya bagladr. iqte tam o anda istencim biittintiyle ortaya grkrverdi. Puma tisttime Eullanmadan once, onu istencimle durdurdum. istencimle onu okgamayabaglamrtrm. Memelerini falan okqadrm gergekten istencimle. puma uykulu gozlerle bana baktr ve yere uzandr. Ben de deliler gibi kagtrm ordan, bakarsrn, hayvan kendine geliverir diye dtiqtinerek." Don Juan gok gtiliing bir bigimde gapkasrnr iki eliyle kavraylp, canlnr kurtarmak igin galataban kogan bir adamrn davranrqlarrnr yaptr. Ben, kendi istencime kavugmak u[runa, diqi da$ asranrarryla sancrh grrprnrqlan beklemek zorunda kalmaktan pek zevk alacafrmr sanmadrlrmr belirttim. Don Juan, "velinimetim btiyiik gtiglere egemen bi biiyticiiydii," diye stirdiirdi.i. "saprna kadar savaggrydr o. En gorkemli baqansr da igte bu istenciydi. Ama onu da aqmak olasrdn-gormeyi oprenerek... Gormeyi dlrenen kiginin savaqgr gi bi yaqamaya, biiyticri olmaya kalmaz bi gereksinmesi. inrr,,, bi kez gormeyi ofirendi mi, higbi qey olmadan her qey olm'; sayrlr. Yani, yok olmug demektir, ama gene de ortadadrr. Be rr derim ki, insan istedifi her qeyi olabilir, isredifini elde edebi lir o zaman. Ne ki, bi qeycik istemez o; ve obtir insanlarl. oyuncak gibi oynamak yerine, onlan kendi sagmahklannrrr ortasmda karqrlar. Tek fark qudur ki, gorebilen bir adam ken di sagmahklarrnr bile bile yapmaktadrr; oysa gevresindekilcr oyle yapmazlar. Gorebilenbir adamrn artrk pek etkin bir ilirr tisi kalmamrqtrr Eevresindekilerle. Gcirme olayr, onu o an:r dek bildigi her $eye kargr btitriniiyle yansulagtrrmrg, umurs.
mazlagtrrmrqtrr.

"Bi gtin daflarda geziyordum," dedi, "bi

"Bildifim, tantdtftm her $eye karqr yanslz olmayt srrf diigiinmek bile tiiylerimi i.irpertiyor," dedim. "$aka mr ediyorsun? Artrk higbi qeyi gozlemez dururnda olmak degil de, yagamrm boyunca hep qimdiye dek yapmtq bulundufun qeyleri yaprp durmak tiiylerini tirpertmelidir asrl. Yaqamr boyunca her yrl mrslr ekmekten baqka bi qey yapmayan bir adamt dtiqi.in: bi giin gelecek, adam yaqh kcipekler gibi ortahkta siiriiniip duracaktrr. Diiqi.inceleri, duygulart, yani olanca varltft, yapageldigi bu tek qeyin, mlslr ekmenin gevresinde aylakga donecektir. Bundan daha pis bi savurganltk dtiqiinemem ben. "insantz biz. insan:;r, yazgrsr o$renmektir; akrl almadrk yepyeni Alemlere firlatrlmakttr." Yanm a|rzla, "sahiden yeni Alemler var mtdtr brzler
igin?" diye sordum. Don Juan kesin bir dille, "Daha ne gordiik ki, ahmak o[lan!" dedi. "Arl ya$am siirdiirenler igindir gormet. Ruhunu qimdi tavla ki, bi savaqgl olastn; gormeyi o$renesin. O zaman anlayacaksrn oniine serilecek yeni dlemlerin sonu gelmeyece-

fini."

"

"GORME" I$I

181

Bir adrm attrm. Bacaklanm btiktiliiverdi. Dizlerim yere garptrfrnda higbir acr duymamtqhm. Don Juan kollarrmdan tutarak beni itti ve gene aya$a kaldrrdr. "Ytirtimem gerek," dedi, "obiir kez kalktrlrn gibi... istencini kullanmaya gahq !" Yere yaprqmrg gibiydim. Sag aya[rmla bir adrm atayrm dedim, ama dengemi yitiriverdim. Don Juan sa! koltuk altrmdan destekleyerek beni one itti. Ne var, bacaklanm bir tiirli.i taqrmryordu gcivdemi. Don Juan, beni tutarak diiqmemi engellemese, yiz tistii yere kapaklanacaktrm. Sa! koltuk altrmdan tutarak beni kendine yasladr. Bir qey hissetti[im yoktu' ama, bagrmrn omuzuna dayah durdufuna emindim. Odayr egik bir agrdan gormekteydim. Don Juan beni o durumda siirtikleye silriikleye sahanhfa grkardt Zar zor, iki kez o bigimde sahanhla dondiik. Sonunda, alrhlrm pek fazla gelmiq olmah ki, don Juan beni yere brrakmak zorunda kalmrqtr. Beni krmrldatamayaca[rnr biliyordum. Sanki igimde bir yanrm, bile bile kurqun gibi afrrlaqmamr istemekteydi. Don uan beni kaldrrmaya giriqmedi bir daha. Bir an bana baktr; ben, ytiziim ona kargr, srrtiistti yatmaktaydrm. Giiltimsemeye gahqtrm; don Juan da giilmeye baqladt. Sonra iizerime efilerek karruma birkag tokat attr. Qok yabansr bir duygu igindeydim. Acr veren ya da zevkli diye nitelendirebilecelim bir duygu defildi bu. Bir sarsrntrydr, bir iirpermeydi. don Juan birden beni yiiztistii dondtiri.iverdi. Artrk bir qey duymuyordum. Sundurma, gozlerimin oniinde donmeye baqlamrqtr da ondan beni gevirmiqtir diye geEirdim. Don Juan beni istedi$i duruma getirdikten sonra geri gekildi. "Kalk ayafa!" diye buyurdu. "Gegen giin kalkttlrn gibi kalk bakayrm! Brrak gu geberikligi. Nasrl kalkrlacalrnr biliyorsun. Haydi, hemen kalk!" Gegen kez kalkr$lm srrasrnda neler yapmlq oldufumu anlmsamaya gahgtrm; ama agrkga dtigtinemiyordum. Dtiqtincelerim, ben onlarr yakalamaya gabaladrkga, benden kaEar gibiydiler. Bir ara, okez oldulu gibi, "Kalk," dersem, gene kalkabilecefim geldi akhma. Ytiksek sesle, "Kalk," dedim, ama

11
Don Juan, iqlerini gordi.ikten sonra, bu kez, son zamanlarda oldulu gibi aynlmamr istemedi. Kalabilecelimi soyledi ve ertesi gtinii-28 Haziran 1969-dgleden az once duman gekmeye hazr olmamr istedi. "Gene bekgiyi gdrmeye mi gahqaca$rz?" "Hayr. O bitti. Bu baqka bi qey." Don Juan, sessiz sessiz, pipoyu harmanla doldurdu. pipoyu yakarak bana verdi. Korku falan duymuyordum. Birden tath bir alrrhk basmrqtr. Ben pipodaki kanqrmr bitince, don Juan pipoyu krhfina soktu ve dik oturmama yardrm etti. odarun ortaslna serrniq oldulu iki hasrrrn tizerinde karqrhkh oturuyorduk. Don Juan biraz dolagacalrnr sciyleyerek ayaf:r kalktr ve ytirtimemin iyi olacalrnr belirterek beni hatifge itii

r82

nin nagKA GERqnzu-ir

"GORME"

i$i

183

bir geycikler olmadr. Don Juan suratrnr asmlg bana bakmaktaydr. Sonra beni gegip kaprya do!ru gitti. Soluma yatmrg oldu[umdan, evin cintindeki avluyu gdrebiliyordum. Kapr arkamda kahyordu. O, kaprya do[ru se$irtince, igeriye girmig oldu[unu sanmr$trm.

Sesimi ytikselterek, "Don Juan!" diye onu gafrrdrm, ama bir yanrt alamadrm. Ezici bir gtigsiizltik ve umutsuzluk duygusuna kaprldrm. Kalkmak istiyordum. Beni harekete gegirebilecek gizemli bir sozci.ikmtiq gibi, art arda, "Kalk," deyip duruyordum. Higbir ;ey olmadr. istedilimi yapamayrnca huysuzca tepinmlye baqladrm. Baqrmr yerlere vurmak, a[lamak istiyordum. Devinmek, konugmak istiyordum; ama bunlarr yapamaylnca, bolulur gibi oluyordum. Kaskatr kesilmiqtim; inme inmiqti
sanki. Sonunda, "Don Juan, imdat!" diye balrrmrqrm. Don Juan geri gelip cini.imde oturdu. Gtiltiyordu. sinirlerime tutsak oldulumu ve o andaki deneyimlerimin bir iqe yaramayaca$rnr belirtti. Bagrmr kaldrrarak ta gozlerimin iglerine baktr; yapmaclk bir korkuya tutuldu[umu ve aldrrrg etme-

memi sciyledi. "Yaqamrn gittikge kanqmakta," diye ekledi. "sinirlerini bozan her ne ise, kurtulman gerek ondan. sakin sakin uzan burda, gekidi,izen ver kendine." Baqrmr yere yatrrdr. Uzerimden gegip gitti. O giderken, garrklarrnr siiriimesinden Erkan seslerden baqka bir qey sezmiyordum. Gene krmrldanmak istegi duymaktaydrm. Ama bunu yapabilecek gticii toparlayamryordum. Yerine, az rastlanrr bir esenlik durumuna gegtifimi gordtim. Son kerte bir dinginlik duygusu sanyordu beni. Yaqamrmdaki ana sorunun ne oldu$unu anlamrgtrm. Ktigiik ollumdan kaynaklamyordu sorun. onun babasr olmak, mutluluklann en btiytiliiydii. onun karakterini bigimlendirmek, onu gezilere gcittirmek, "nasll ya$a-

nrlaca[rnr" ofretmek diigtincesi biiyiik zevk veriyordu bana. Gelin gortin ki, onu kendi yagam bigimime gekmek diigiincesini gok ilrenE buluyordum. Ama bundan baqka bir qey yapmak da gelmezdi ki elimden-ya zarla ya da anlayrqh olmak dedilimizblr dizi kurnazca dtizenlenmig tartrqr ve odtillendirmelerle onu kendime gekecek, kendime benzetecektim. "Onu serbes.t brrakmahylm," diye di.igiindiim. "Brrakmahyrm yakasmr. Ozgtirliiliinti sallamaltytm." Bu diiqi.inceler, beni korkung bir bunaltma sokmuqtu. Gcjzlerim yagarmlg, oniimde uzanan avlunun gortisil bulanmrqtr. Birden, kalkmak, don Juan'r aramak ve ona oflumdan soz etmek igin dayanrlmazbtr istek duydum. Bir de ne goreyim; ayakta dikilmiq, sahanhktan bakar durumda delil miyim! Dciniip eve do!ru baktrm. Don Juan tam kargtmda durmaktaydr. Demek ki hep orada durmuq ve beni gcizlemiqti. Adrm attrlrmrn farkrnda de[ildim ama ona do!ru ytirtimiiq olmahydrm. qiinkti hareket ediyordu. Don Juan giiliimseyerek bana yaklaqtr ve koltuk altlarrmdan kavrayarak beni ayakta tuttu. Yiizii, yi.izi.ime gok yakrndr. "iyi, Eok iyi bir iq baqardrn," dedi giiven verici bir sesle. O anda orada olalandrqr bir geyler gegmekte oldufunun bilincindeydim. ilkin, yalntzca, yrllar once olup bitmiq bir olayr anlmsamrq oldulumu saruntgttm. Bir zamanlar don Juan'ln ytiziine gok yakrndan bakmrqtrm. Bana duman gektirmiqti ve don Jun'rn ytizii btiytik bir kabrn igindeki suya batmrggaslna goriinmtiglti. Koskoca bir yiizdii o gordtiltim; rqrkhydr, deviniyordu. Oyle ktsa siirmriqti.i ki o sahne, incelemeye firsat bulamamrqtrm. Oysa bu kez, don Juan beni tutmaktaydr ve ytizii ytiztimden 25-30 santimetre uzakltkta durmaktaydr. Rahatga inceleyebiliyordum. Ayafa kalkrp da arkama bakrnca don Juan'r kesinlikle gormtiqttim; "tantdt[tm don Juan" bana kesinlikle yaklaqml$ ve beni tutmuqtu. Ama gozleiimi onun yi.izi.ine dikince, gormeye ahgrk oldulum don Juan't gormiiyordum; yerine, gozlerimin oniinde duran kocaman bir nesne gortiyordum. Bunnu, don Juan'rn ytizii oldufunu biliyordum. Ama sezgimden dolan bir bilgi olmuyordu bu; man-

184

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME" I$I
saniye

185

trksal bir varsayrmdr yalnrzca.

qilnkii bellefim, birkag

cince "tanrdtfrm don Juan"ln koltuk altlarrmdan beni kavramrq oldufunu do[rulamaktaydr. Bu nedenlerle, cintimde durmakta olan garip, rqrkh nesne, don Juan'tn yiiztinden bagka bir qey olamazdr. Tanrq bir yanr yok de[ildi; ama don Juan'tn

"gergek" yiizii diyebilecefim qeyle higbir ilintisi bulunmuyordu. Bakmakta oldu[um $ey, kendine ozgi bir saydamhkta de[irmi bir nesneydi. Her yanl devinmekteydi, Srnrrh bir bigimde dalga dalga yaytlan, tarttmlt bir akrq sezmekteydim bu nesnede. Kendi iginde dalga dalga donen bir akrq iginde, srnrrlarrndan tagmadan, ytizeyinin her bir noktasryla devinen bir varhk... Bu qeyin yagam fiqkrrtan bir qey oldu[u di.iqtincesi getdi akhma. Gergekten de oyle canhhlr vardt ki, devinimlerine dahp gitmiqtim. insant uyutan bir grrprnrqtr gordtiftim qey. Gittikge daha da kaptrrmrqtrm kendimi bu izleyiqe; oniimdeki bu gortingiintin ne oldu[una akhmln eremeyece[ini kavrayana dek. Birden sarsthverdim. Saydam nesne birisi onu sarsml$ gibi bulanmaa baqladr; ve rqrkhh[rnr yitirerek katrlaqtt, kattlaqtr. Artrk don Juan'rn o bildik ya$tz yiiztine bakmaktaydrm. Uysalca gtili.imsi.iyordu. "Gergek" ytiziiniin gdri.igti bir an kadar siirdiikten sonra, yiizii gene tqtdt, parladr ve yanardonerlik kazandr. Ola[an durumlarda algrladrfrm rqrfa ya da panltrya benzemiyordu bu; daha gok, bir devinimdi, bir qeyin inarulmaz bir hrzla titreqmesiydi. Iqrkh nesne bir ara sarstldt ve dalgalanmastnda bir kesiklik oldu. SallandrkEa, saydamhfrnr yitiriyordu. Az sonra don Juan'm gi.indelik yaqamda belledifim "katt" yiizti gene grkmrgtr ortaya. O anda, don Juan'tn beni sarsmakta oldulunu belli belirsiz aynmsadrm. Bir yandan da bir geyler soyliiyordu. Ne dedifini gtkaramtyordum; ama beni sarsmayr siirdi.irdiifiinden, sonunda dediklerini iqittim. "Bakma bana oyle. Bakma," deyip durmaktaydt, "bakma diorum sana. Bakma. Goztini.i baqka yere gevir." Beni oyle sarstyordu ki, gcizlerim kendililinden baqka yana gevrilmigti. Don Juan'rn yiiziine dikkatle bakmadr{rm zarnanlar, saydam nesneyi gormiiyordum anlaqtlan. Gozlerimi

baqka yana gevirip de onun yiiziine gciz ucuyla bakrnca, onu ola[an bigimde dura[al olarak, yani tig boyutlu bir insan olarak algrlamaktaydrm. Iqte ona boyle gergekten tam olarak bakmayrncr, ttim govdesini her zamanki bigimde sezebiliyordum; ama gozlerimi ona dikince, ytizii birden saydam bir nesneye doniiqiiyordu. Don Juan afrrbaghhkla, "Saktn bakma bana," dedi. Gozlerimi ondan aymp yere baktrm. Don Juan, "Higbi yere dikme gozlerini," diye buyurdu ve ytirtimeme yardrm etmek igin yanrma gegti.

Adrm attr$rmrn falan bilincinde olmaban, nasil olup da ytiriidiiliimii bilemeden, don Juan'rn desteliyle arka bahgeye kadar gittik. Sulama kanalmm kryrsmda durduk. Don Juan, "$imdi suya dik gozlerini," buyrulunu verdi.
Suya baktrm ama bakrqlanmr yolunlagfirabtyordum. Su-

yun akrqr dikkatimi dafrtryordu. Don Juan yan qaka bir bigimde tisteliyor, goz dikme giicii"mii kullanmamr sciyliiyordu. Ama bir tiirlti dikkatimi veremiyordum. Gdzlerimi gene don Juan'm yi.iztne gevirdim, ama bu kez parrltr falan gdre'o

medim. Tuhaf bir kaqrnma baqlamrqtr govdemde; kol, bacak uyuqmasr gibi bir duyguydu bu. Bacak kaslarrmda sefirmeler oluyordu. Don Juan beni suyun iEine itti; kendimi suyun dibinde

buldum. Beni iterken saf elimi brakmamrq olacak ki, ben daha iner inmez, geri gekiverdi beni. Kendime gelebilmem igin uzun bir siire gegmesi gerekmiqti. Birkag saat sonra eve dondti[iimiizde, gegirdilim deneyimi agrklamasmr istedim. Bir yandan giysilerimi de[iqtiriyor, bir yandan da gogkuyla neler sezmiq oldu[umu anlahyordum. Ama o, bunlarrn higbiri tizerinde durmakslztn, hepsinin de rlnemsiz qeyler oldulunu sciyli.iyordu. Alayh bir sesle, "Vay caruna!" diyordu. "Parrltr gordiin ha! Bak gu ige yahu!" Ben, bir agrklama yapmasr igin diretince, don Juan, kalkrverdi ve gitmesi gerektilini soyledi. O srada saat olleden

l_

186

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME" I$I

r87

sonra beqe geliyordu. Ertesi giin, gegirdilim yabansr deneyimi tartrqmak istedim
gene.

"Gorme miydi bu, don Juan?" diye sordum. Ben, yanrt vermesi igin asrldrkEa, o, gizemli bir gtiliimsemeyle, sessiz, duruyordu. Sonra dayanamaylp, "iqet gorme onun gibi bi qeydir diyebiliriz," dedi. "Ytizeme dikmiqtin gcizlerini; parhyordu falan ama gene de yiiziimdti o gey, iqte boyle baktrnr adamr dumancrk. Ne varrrug bunda sanki!" "Grirme dedi[in gey ne bakrmdan farkh oluyor?" "Gord[i!iln zaman di.inyada tanrq, bildik bi gey kalmaz. Her qey yepyenidir. Hig olmadrk yeni geylerle dopdolu... inanrlmaz bi dtinyaya gidersin!" "Ne bakrmdan inanrlmaz yani? Neler olur ki?" "Yani cinceden bildifin her gey yok oluverr, gozlerini dikti[in her qey yok olur. Drin sen gormug defildin. Gozlerini ytiztime dikmiqtin; beni sevdi[in igin de yaydr[rm lgrmayr farkettin. O bekgi gibi korkung bi gori.ini.imiim yoktu; gizel ve ilging geldim sana. Ama beni gormiiE sayrlmazsrn. Higlegmedim ki senin ontinde. Ama gene de bagarrhydrn. Sonunda, gormeye do[ru iyi bir adrm athn. Tek hatan, gcizlerini benim yi,iziime dikmiq olmandr; o bekgiden bi farkrm kalmamrqtr senin igin. Diin de, o vakit oldu$u gibi, yenik dtigtiin-g oreme-

din;'
"Nasrl yok oluyor her $ey? Nasrl higlegiyorlar?" "Yok olmazlar ashnda. Gene orda dururlar. Benim soylemek istedi[im gey, onlann varhklannr stirdtirmelerine karqrn, bi hig haline gelmeleridir." "Nasrl olur oyle bir gey, don Juan?" Don Juan kaglarrnr gatarak, "$u konuqma huyun yok mu ya!" diye soylendi. "Anlaqrlan, verdilin sciz konusunda isabetsiz bi qey soyledik. Belki de ashnda sen konugmayr hig, ama hig kesmemeye sciz vermiq olacaksrn." Don Juan'rn suratr asrlmrqtr. Tasalanmt$a benziyordu.

Gtilme geldi igimden ama bunu goze alamadrm. Don Juan'rn gok ciddi oldufunu sanmrqtrm, ama oyle grkmadr. Gi.ilmeye baqladr. Ben de, e[er konuqmazsam, gok sinirli oldu[umu belirttim. Don Juan, "Gel oyleyse yi.iri.iyelim," dedi. Beni yanlan yiiksek tepelerle gevrili sarp bir vadiye gottirdii. Bir saat kadar almrqtr vadinin tabaruna ulagmamrz. Bir siire dinlendikten sonra, srklaqan Eahhlr gegip bir yarrfrn baqrna geldik. Don Juan, bunun bir su kayna[i oldulunu soyledi. O yoredeki obiir kaynaklar gibi bu da kurumuqtu. Don Juan buyurdu: "Otur bakalrm qu yarr[rn tam ortasrna." Dedilini yaprp, yarrla girdim ve oturdum. "Sen de geliyor musun?" diye sordum. Don Juan, yarr[rn merkezinden on beq yirmi metre uzakhkta, tepenin etelinde kendisine oturacak bir yer hazrrladr. Bana ordan bakacalrnr sciyledi. Dizlerimi golstime do!ru gekmiq oturmaktaydrm. Don Juan duruqumu dtizelterek, sol bacalrmr krvrnp krgrmm alflna gekerek ve saf bacafrmr dizim yukarrda olacak bigimde biikerek oturmamr istedi. Sa[ kolumu, elimi yumruk yaparak bile[imden yere dayamamr; sol kolumu da golsiimiin iizerine kavugturmamr belirtti. Ytizi.im ona dciniik olarak orda oyle oturacakmlglm; gevgek ama "kendimi brrakmaksrzrn" duracakml$lm. Don Juan, ardtndan, torbasrnr agrp iginden beyazlmsr bir kaytan grkardr. BiiytikEe bir halka oluqturuyordu bu kaytan. Ilme[i boynuna gegirerek; sol eliyle kaytanr, gerilene dek gekti. Sa[ eliyle gergin ipe, saz telini galar gibi vurdu. Donuk, vrnlayan bir ses grkmrqtr. Sonra kaytanr gevgeterek bana baktr ve gergin kaytana her vuruqunda tizerime bir qeyler geldilini duyar duymaz, balrrarak, belirli bir sozctik soylememi soyledi. Uzerime ne gelecekmiq diye sorduysamda da genemi kapatmamr soyledi. Eliyle, bagladrlrnr belirten bir iqaret yaptr. Ama baqlamadan cince bir uyarrda daha bulundu. Eger i.j'zerrme gelen gey beni korkutacak olursa, hemen yrllar once o!-

188

BIR BA$KA GERQEKLIK

"GORME" I$I

r89

retmiq oldu[u sava$ duruquna gegmem gerektifini belirtti. Bu


sava$ duruqu, sol ayaflmln ucuyla yere vurarak, elimi saf kalgamda qaklatarak yaprlan dans gibi bir qeydi. Btytik bir gekince ya da srkmft igindeyken uygulanan bir savunma yonteminin bir boli.imi.inii olugturmaktaydr bu sava; durugu. Birden korkuya kaprldrm. Orada bulunuqumuzun nedenini sormak istedim; ne var, buna vakit brrakmadan telini galmaya baqladr. Bunu, belli arahklarla, aqa[r yukan yirmi saniyede bir, birkag kez yapmrgtr. Her vurugunda, teli daha da germekte oldulunu fark etmigtim. Kollarr ve boynu, bu gerilimin altrnda titremekteydi. Ses gittikge tizleqiyor ve don Juan, tele her vuruquyla birlikte, yabansr bir gtfltk atryordu. Gergin telin sesi insan sesiyle birleqerek, btiytilti, iirktiti.ici.i bir yankrlama yapryordu. Uzerime bir geylerin geldilini falan duymuyordum. Ne var ki, don Juan'rn harcadrfr gaba ve grkardrfr o u[ursuz ses, beni btiytilemiq gibiydi. Don Juan, kaytanr gevgeterek bana baktr. Qalarken, strttnr bana doniik tutuyor ve yiiziinfi giineydolu dofrultusuna geviriyordu; galmayr brraktnct da bana do!ru dontiyordu. "Qalarken bana bakma sakln," dedi. "Ama gozlerini kapatmayasrn! Ne olursa olsun, kapatmayacaksm gozlerini. Oniine bak ve beni dinle." ipi gene gererek galmaya bagladr. Yere bakarak, kulalrmr grkardrfr seslere verdim. Boyle bir sesi hig igitmemiqtim o ana dek.

ti. Kaytanr torbasma yerleqtirerek yanlma geldi. Kalkmama yardrm etti. O anda, kol ve bacak kaslanmrn taq gibi kaskatr kesilmig oldulunu farkettim. Terden her yanrm srrrlsrklamdr. Ne vakit o denli terlemig oldulumu anlayamamrgtrm. Terler gozlerimin igine doluyor, onlan yakryordu. Don Juan nerdeyse siiriikleyerek beni yanktan grkarttr. Bir gey soylemek istedim, ama eliyle a$nmr kapatarak buna engel oldu. Vadiden donerken, bir baqka yol izlemekteydik. Dalrn yamacma trrmanrp, vadinin girigine oldukga uzak kimi tepelere vardrk. Higbir qey konugmadan, dut yemiq btilbiiller gibi, eve dondtik. Hava kararmrqtr. Konuqmayl denedim, arna don Juan bir kez daha afzrmr eliyle kapatrverdi. Yemek yemedik; gaz lambasmr bile yakmamrgtrk. Don Juan, hasr yayglml odasma sererek genesiyle hasrnmr imledi. Oraya yatrp uyumam anlamrna geliyordu bu igaret herhalde.

Qok korkmuqtum. O ulursuz sesler bizi geviren daractk vadiyi dolduruyor, yankrlar gtkarryordu. Ashnda, don Juan'tn grkardrfr sesler, bana, vadiyi geviren sarp kayalardan yayrlan yankrlar bigiminde gelmekteydi. Don Juan da bu durumu farketmiq olacak ki, telini ha bire germekteydi. Don Juan'rn sesi tezleqtinnesine karqm, yankrlar yatrqmrg gibiydi; ve gok gegmeden sesler gi.ineydo[uda bir noktada toplanrr gibi olrnugtu.

Don Juan ipi, donuk bir ses gtkana dek, azar azar gevget-

Ertesi sabah uyarur uyanmaz, don Juan bana, "Tam sana gobi gey buldum," dedi. "Bugi.in baqlarsm. Fazla zamanumtz yok, anlarsrn ya!" Qok uzun stiren kuqku dolu bir duraksamadan sonra, sormadan edemedim: "Ne yaptrrtmrgtrn o vadide di.in bana sen?" Don Juan bir gocuk gibi krkrr krkrr giildii. "O su kaynaErnrn perisini galrrmrgtrm." dedi. "Bu periler yalnrzca kayak kuruyken ga[rrlrrlar; kaynaklan kuruyunca daflara gekilmig olurlar da... Dtin, iqte, bi bakrma onu uykusundan uyandrmrg oldum. Ne ki, kerata pek aldrrmadr buna da senin ulurlu yontinli gosterdi. O yonden gelmiqti sesi." Don Juan parrna[ryla gi.ineydo[uyu gosteriyordu. "O Ealdrlrn ip neydi oyle, don .Iuan?" "Peri tuzapt." "Gristersene $unu bana!" "Olmaz. Ama sana da yapayrm bi tane. Daha iyisi sen
re

r90

BiR BA$KA GERQEKLIK

"GORME"

I$I

191

ll
I I I

il
jl

kenclin yaparsrn bi giin. Gormeyi ofrendifinde"'" "Neden yaprhyor bunlar, don Juan?" ,,Benimkisi yabandomuzundan. Sen de yaprnca goreceksin bak nasrl .onlt bi qey bu, isteclili sesieri o[retebilir sana. onu Eala gala igli drqlr olursunuz; o zaman gtiE dolu sesler 9tkarttrstntz birlikte. " ,,Su kaynalr perisini ararken ne diye beni de gotijrdiin oraya, don Juan?"

"Yaktnda olrenirsin."
l,

Sabah on bir buEuk sulartnda ramadanrn alttnda oturmuqtuk' Don Juan ti.ittiirmem igin piposunu hazrrltyordu' Govdem iyice uyuqtuktan sonra, don Juan kalkmamt soyledi; kolayca lakrvLrdim. Don Juan bana destek olarak bgaz dolaqtrrdr. Kendimi bu clenli baqanh b,ir bigirnde yonetiqime iki kez dolaqtrm ramadoda. Don $a$rp kalmrqtrm. Tek bagrma iu^n yonr-dun aynlmryordu. Ama bana destek oldufu ya dzr ytireklendircligi falan yoktu. Sonra kolumdan tutarak, beni sulama kanaltna gotiirdii; kana[n ktytstna oturttuktan sonra kesin bir biEimoJgozterimi suya dikrnemi ve baqkaca hiEbir qey diiqiinmememi buYurdu. Gozlerimi suya clikmeye ga|qtrm. Ne var

obeline degil de bir su resmine bakmakta oldufum duygusuna kaprldrm; gcizlerimin ontindeki qey, akmakta olan uyun dondurulmuq bir boli.imtiydii. Devinim yoktu bu dalgacrklarda. Her birisine ayn ayn bakabiliyordum. Ardrndan, dalgacrklarrn fosfor gibi rgrldayan bir yeqile dcintiqttifiinti, yeqil sis gibi bir geyler yaymakta oldulunu gordiim. Sis gittikge dalga dalga yayrhyor; ve yayrldrkga, yeqil rengi, her geyi orten goz kamaqtrrrcr bir parlakhla dcini.igiiyordu. O kanahn kryrsrnda ne kadar bir stire kalmrq oldulumu bilmiyordum. Don Juan hig karrqmadan beklemiqti. Sisin o yegil parrltrsma dahp gitmiqtim. Her taraf bu renge btirtinmiig gibiydi. Ering igindeydim. Higbir diigtince, higbir duygu kalmamrgtr. Dingin bir aynmsamadan bagka bir gey yoktuparlak, yatrgturcr bir yegil di.inyanrn ayrrmsanmasrndan bagka...

ki, sudaki deviZihnim de gozlerim de baktrnim dikkatimi digrtrnaktaydr. Don Juan lrm nokton,n g"ui"sine do!ru kayrp gidiveriyordu. gey diiqiinve higbir 6ugr*, ,urru.ik yalntzca suya bakmamr mememi buyurdu. Akmakta olan suya gozleri dikmenin zor oldulunu ve kesiksiz ulraqmam gerekti[ini soyledi. Uq kez denedim, ama tigiinde de gozi.im baqka bir qeylere takrltverdi' Her kezinde don Juan biiytik bir sabrrhhkla baqtnr sallayrp durdu. sonunda, zihnimi ve gozlerimi suya odaklayabildi[imi gordiim; sudaki devinimlere kargln, suyun akrcrh[rna dalp litmiqtim. Defigik bir su vardt q.imdi karqrmda. Het zagrimsi yeqil bir goriiniim-untinden daha igt. u" tekdiize deydi. Devinirken oluqturdufu dalgacrklarr fark edebiliyorkeskindi bu dalgacrklar. sonra birden, akan bir str dum.
Qok

Aynmsadrlrm obiir qey gok iiqiimtig ve rslanmrq olmamdr. Sulama kanahnrn igine girmig oldulumu, geg de olsa, farketmiqtim. Bir ara sular burnuma dolmaya baqladr ve yuttulum sular beni oksiirttti. Burnumun iginde tedirgin edici bir kaqrnma vardr; bu yiizden aksrnp durmaktaydrm. Ayafa kalkrp oyle yefin bir bigimde aksrrdrm ki, osurulum da birlikte grkrverdi. Don Juan giilerek alkrglamaya baqladr. "Osuran govde canh demektir," dedi. Kendisini izlememi imledi ve birlikte evin yolunu tuttuk. Bu kez genemi tutayrm diyordum . Zaten bir qeye karrgmadan somurtup oturmak geliyordu. igimden ama yorgunluk ya da tasadan gelen bir duygu delildi bu Ashnda bir goqku igindeydim; gabucak giysilerimi de[igtiriverdim. Bir yandan da rshk gahyordum. Don Juan $a$rrmrg gibi yaprp bana bakakalmrgtr. Bu davranr$rnr gok gtiliing buldulumdan giilmeye baqladrm. Giilmem biraz uzunca stirmtiqtii. Don Juan, "Ne o, ',ridalarrn ml gevgedi?" diyerek kendisi de gi.ilmeye koyuldu. Dumarunr gektikten sonraki somurtma ahqkrmr bozmak

192

BiR BA$KA GERQEKLIK

"GORME" I$I

193

istedilimi belirttim. Bekgiyle karqrlagma deneyimlerim srasrnda, beni sulama kanalma gotiirdiikten sonra, eler gevremdeki geylere yeterince uzun bir stire dikkatlice bakacak olurbulundulumu agrkladrm. "Gdrmek, sessizce bakmaktan ote bi qeydir," kargrhfirnt aldrm. Don Juan stirdiirerek, "Ofrenilmesi gereken bi yontemdir gormek," dedi. "Ya da kimilerimizinhaznca bildikleri bir ydntemdir. " Sonra da, sinsi yiiziime bakarak, bu yontemi bilmekte olanlar arasrnda benim de bulundufumu antgttrdr. "Yiiriiyecek gi.ici.in var ml?" diye sordu. Qok iyi oldu[umu soyledim; zaten kendimi iyi hissediyordum. Biitiin gi.in bir lokma bile atmamrqtrm a{zrma, ama ag falan da delildim. Don Juan bir torbayabtraz ekmekle birkag parga kuru et koydu; torbayr bana vererek; baqmrn bir hareketiyle kendisini izlememi istedi. Don Juan benden epey onde yi.irtiyor ve ona yetigeyim diye srk srk durakhyordu. Gtigliik gekmekte oldu[umu soyleyerek daha ileri gitmememizin daha iyi olacafrnr belirtti. Bir saat kadar dinlendim. Don Juan yassr, yuvarlak bir kaya segmiq ve o kayarun tizerine yatmamt soylemigti. Govdemi kayanrn tizerine nasil yaymam gerektifini de gostererek anlatmrqtr. Kollarrmt ve bacaklanmr gevqekge brrakmahyml$lm. Srrtrmt one dofru hafifge kaldrrarak boynumu gevqetmeliymiqim. Boylece bagrm, kasrlmadan durabilirmiq. Don Juan on beg dakika kadar bu duruqta kalmamr istedi. Sonra karntmt agmaml soyledi. Dikkatle kimi dallarla yapraklarr segerek grplak karnlmrn i.izerine yr[dr. Biiti.in govdemde bir srcakhk yayrlmakta oldulunu duydum. Don Juan ayaklanmt tutarak, beni, baqrm gtineydo[u do[rultusuna gelene dek, gevirdi. "Haydi, gimdi de qu su kayna[r perisini ga[rrahm," dedi. Bagrmt gevirip don Juan'a bakmaya Eahqtrm. Sagrmdan srmsrkr tutarak kolayca incinebilir bir durumda oldu[umu, ve bu son kerte garesiz vaziyetteyken ses gtkarmadan, devinimsiz durmamr sciyledi. Karnlmln iizerindeki btitiin o ozel olasam gorebilecefiime inanmrg

rak segilmiq olan dallar beni koruyacakmrg ve bagrmrn garesine bakamayacak olursam diye hep oyle yanrmda kalacakmlq.

Don Juan baqucumda dikilmiq durmaktaydr. Gozlerimi geriye dofru yuvarlayarak onu gcirebiliyordum. Kaytanrnr Erkarrp gerdi ve gozlerimi alnrma do!ru yuvarlayarak ona bakmakta oldulumun farkrna varlnca, parmaklannrn bo$um yerleriyle baqrmm tepesine gat diye vurarak gokytiztine bakmamr, gcizlerimi kapamamaml ve ttim dikkatimi sese vermemi buyurdu. Sonra hentiz akhna gelmiq gibi, bir qeyin i.izerime

do!ru geldi[ini duyarsam bana ofretmig oldu$u sozcti[ii ytiksek sesle haykrrmaktan gekinmememi ekledi. Don Juan ve "peri fiJzaflf' , algak bir gerilimle trngrrdamaya bagladrlar. Don Juan gerilimi azar azar artrrdrkga onceleri bir ttir yankrlama ve daha sonra da gtiney dofu do[rultusundan gelen kesin ve stirekli bir yankr iqitmeye bagladrm. Gerlim gittikge artryordu. Don Juan'la "peri tuzapl" mtikemmel bir eqli[e ulaqmrglardr. Telin pes perdeden sesleri, don Juan' rn keskin iniltilerine karrqryordu. Bu sesler doruklanna ulaqtrklarrnda, o zamana de$in hig iqitmedilim {irkting bir haykrnga dontigyorlardr. Ses dallarda yankrlaruyor ve gene bize doniiyordu.Yankrnrn dosdofru bana dondtifti duygusuna kaprlmrqtrm. Govdemin rsrsryla bir ilintisi var gibi gelmiqti bu seslerin. Don Juan gr$hk atmaya baqlamadan cince iigtimiiyordum ve rahattrm Oysa bu grflrklar tizlegip de o iirkiitticii haykrnqlara doniiqttikce, tigiimeye baqhyor, bir titreme ahyordu beni. Diqlerimin gatrrdamasrna engel olamryor, ve gergekten bir qeyin tizerime geldigi duygusuna kaprhyordum. Bir an geldi, gcikytiztintin oldu$unu farkettim. Hep yukarr bakrp durmuqtum ama goltin nasrl olup da karardrlrnr izleyememigtim. Biiyiik tirktiye kaprlarak don Juan'm cifirettifi sozciifii haykrrdrm. Don Juan hemen o ufursuz grphklannr pesleqtirdi. Ama bunun bir yararr olmadr bana. Don Juan, algak bir sesle, "Kulaklannr trka!" diye haykrrdr.

194

BIR BA$KA GERqEKLIK

"GORME" i$i

195

Ellerimle kulaklarrmr trkadrm. Birkag dakika sonra don Juan Erlhk atmayr kesip yanrma geldi. Karnrmrn iizerindeki dallan yapraklan alarak, oturmama yardrm etti. Yapraklarla dallan, yatmrg bulundu[um kayarun tizerine dikkatlice yerleqtirerek yaktr. Ateg yanarken, torbasrndan grkardrlr kimi yapraklarla karmml ovmaya bagladr. Baqrm gatlayacak gibi a$nyordu. Tam bunu ona soyleyecektim ki, eliyle a$zrmr kapatrverdi. Btittin yapraklar yanana dek orda kaldrk. Artrk hava da kararmrq bulunuyordu. Tepeden aqalrya indik. Karnrm gok alrryordu.
Sulama kanalrrun kryrsrnda ilerlerken, don Juan artrk yeter diyerek, drqanda daha fazla kalmamam gerekti[ini belirtti. Bu su kaynalr perisinin nasrl bir gey oldu[unu sordum. Don Juan, konuqmamamr imleyerek bu konuyu baqka zaman gori.iqiiriiz dedi. Ve lafi defiqtirerek, "g{irme" konusunda uzun bir agrklamada bulundu. Karanhkta yazamadrlrma hayrflandr[rmr sciyledim. Don Juan gok memnun gcirtinerek, her geyi yazmak istememden ottirti genellikle anlattrklarrna pek dikkat etmedi[imi belirtti. Don Juan, "gorme"nin, dostlardan ve btiyi.ictiliik uygulayrmlanndan ba$rmsrz bir stireg oldu[unu ileri stirmekteydi. Btiyiicii, bir dost iizerinde egemenlik kurabilen ve bu yolla o dostun giici.inden kendi Erkanna yararlanabilen bir kimse oluyordu; ama, bir dosta egemen olmasr, "gorebilmesi" anlamrna gelmiyordu. Daha cinceleri, bir dostu olmadrkga, insanrn "gcirmesinin" olanaksrz bulundu[unu soylemig oldulunu arumsattrm. Don Juan, sakincesine, bir dosta egemen olmadan da "g{irme"nin olasr bulundu$u sonucuna vardrlrnr sciyledi. "Gdrme"nin, baqka insanlan etkileme u[raqr demek olan biiyiiciilti$in grkarcr uygulayrmlanyla bir ilintisi olmadr[rna gore, bunun dolal bir gey oldulunu belirtti. Ote yandan "gcirme"yle ilgili uygulayrmlar, insanlar tizerinde herhangi bir etki yaratmazml$.

Diiqiincelerim gok berraktr. Don Juan'la birlikte yi.iriirken, yorgunluk, uyuqukluk falan duymuyordum; karnrmdaki o tedirgin edici karrncalanmadan da eser kalmamrqil. Karnrm gok agtr. Eve vardrlrmrzda btiti.in yemekleri silip stiptirdiim. Daha sonralan, "gorme" ycintemlerine defgin daha baqka bilgiler vermesini istedim. Don Juan keyifli bir giiliimsemeyle gene kendimi bulmug oldulumu soyledi. "Nasrl oluyor da," diye sordum, "'g{irme"yle ilgili uygulayrmlar, cibtir insanlart etkilemiyor?" Don Juan yanrtladr: "Demigtim ya, 'gcirme', biiyiiciiltik defildir. Ama hep kanqtrnrlar bu iki $eyi. qqnkti goren bi kimse, gok gegmeden bi dostu kullanmayr olrenir ve biiyticti olur. Oysa, 'gorme'yi hig ofrenmeden de insantn, kimi uygulayrmlan olrendikten sonra bi dosta egemen olmast ve boylece biiyticii duruma gelmesi olastdr. "Ustelik 'gcirme', biiyiiciiliife ters diiqer. Qtinkti 'gciren' kiqi, her qeyin cinemsizligini kavramrqtrr." "Neyin cinemsizligini yani?" "Her qeyin cinemsizlilini." Bagka bir gey konuqmadrk. Ering igindeydim; konugmak gelmiyordu igimden. Hasrr yaygya srtiistii uzanmtqtrm. Riizgdr ceketimi krvnp yastrk gibi bagrmtn altma koymugtum. Rahattrm ve mutluydum; gaz lambaslnln rqrlrnda saatlerce yaztp durdum. Don Juan birden gene konuqtu. "Bugiin gok baqarrltydrn," dedi. "Subaqtndaki bagann yamandr. Su kayna[r perisi beni tuttu, hep yardrm etti sana." O srrada, deneyimlerimi don Juan'a anlatmaml$ oldufum geldi akhma" Suyu nasrl sezgiledigimi anlatmaya baqladrm. Ama, don Juan sozi.imti keserek yeqil bir sis sezgiledilimi soyledi. Sormak zorunda kaldrm: "Nasrl da bildin, don Juan?" "Seni gormiiEti)m." "Ne yaptrm ki?"

t96

BiR BA$KA GERqEKLIK

"Hig bi qey, orda oturup suya dikmiqtin gozlerini. Ve sonunda yeqil bi sis sezgiledin."
"Gt)rme miydi bu?" "Defildi. Ama gok yaklaqmrgtrn. iyice yaklagtrn artlk." Ytirelim oynamrqtr. Daha anlatsm istiyordum. Don Juan gtilerek, bu isteklili[imle alay etti. Herkesin bu yegil sisi kolayca sezgileyebilecelini, bunun da bekgi gibi ortada durup duran bir qey oldulunu, ve bu nedenle bu yapmrq oldulum iqin btiytik bir baqan sayrlamayaca$rnr soyltiyordu. "Baqanh oldulunu soyledifimde," dedi, "bekgiyle birlikte oldu$un zamanki gibi krprrdak davranmadrlrnr belirtmek istemiqtim. Gene o denli huysuzlanmt; olsaydrn, zaten seni sarsar kendine getirirdim. Bi kimse ciyle yegil sise daldtfmda, velinimeti yanrbagrnda bulunmak zorundadrr; yoksa sis onu gekip tutsak ediverir. Zrplaywerip kagmak olasrdrr bekginin oniinden. Ama bi bagrna kurtaramazsln kendini yegil sisin pengesinden. Yani baqlangrgta demek istiyorum. Sonralan, bunu kendi bagrna yapabilecek bi yol bulursun. Ama qimdi bizim olrenmek istedi[imiz gey bagka bi gey." "Neyi cilrenmek istiyoruz?" "Suyu gortip goremedifiini." " G o r mii S oldulum u, g o r e b i I di ! i m i nast I anlay ac a$rz? " "Anlarsrn, anlarsrn. $u konuqman olmasa, akltn bu kadar karrqrk olmazdr."

L2
Notlanmr incelerken akltmr kurcalayan birkag sorunla karqrlaqmrqtrm. Sekiz A[ustos 1969'da ramadantn altrnda yerleqir yerleqmez don Juan'a sordum: "Bu yeqil sis de bekgi gibi, gormek igin insanln yenmek zorunda oldu$u bir qey midir?" Don Juan, "Evet. insan her qeyi yenmelidir," dedi. "Nasrl yenilir bu yegil sis yolu?" "Bekgiyi nastl yenmiq olmahydrnsa, oyle; onun higlifie
doniiqmesini sa$ayarak... " "Ne yapmam gerekir yani, sen bana onu sciyle." "Higbi gey yapman gerekmez. Senin yaradrhqrndaki birine, yeqil sis bekgiden daha kolay gelir. Su kaynalr perisi seni tuttu; oysa biliyorsun, bekgiyle bagrn belada. Ashna bakarsan bekgiyi hig gdrmrig sayrlmazstn."

198

BIR BA$KA GERqEKLIK

"GORME" I$I

199

"Onu sevemedi diye mi acaba? Hoguma giden bir bekgi gcirmiiq olsaydrm ne olurdu? Benim gcirdtiliim bekgiyi gok gtizel bulan insanlar da vardr herhalde. Onlar, hoqlarrna gittigi igin bekgiyi gegebilirler miydi? Yenebilirler miydi onu?" "Hayrr! Bi qey anladrfrn yok senin. Bekgiyi sevip sevmemek defil cinemli olan. Duygularrn iq baqrndayken, bekgi hep aynr bigimde goriintir insana-canavar gibi, gok gtizel, ya da iqte oyle bi qey... Ama duygusuzca bakarsan ona, higleqmiq olur bekgi; bi hig olugu ve gene de gozi.imiin ontinde kalmasr dtigtincesi son kerte anlamsrz bir qeydi. Herhalde bu da don Juan'rn bilgisine delgin mantrkdrqr bir onerme olacaktr. Biraz itelersem, anlayacafrrn bir bigimde agrklama yapmasrnr sallayabilecelim diiqiincesiyle, tam olarak ne demek istedi-

daha do!ru olur. Kesinlikle! Sonra bi bakmrgsrn peri seni tuza$na diiqtirtivermi$. Bciyle bi gey olursa, kimseden medet bekleme artrk. Qeneni tut da, bagka geyler diiqiin bakahm."

lini sordum.
"Bekginin, bildilin-tarudrlrn bi qey oldulunu sandrn sen. Demek istedilim buydu igte." "Ama tanrdrlrmr falan sanmadrm ben onu." "Qirkin buldun ya! Boyu gagrrtmrqtr seni hani! Bi canavardr yani. Nedir biitiin bu qeyler? PekdlA biliyorsun! iqte bekgi de hep bildi[in bi qey olarak kaldr ve oyle kaldrkga da sen onu goremedin. Hep soyltiyorum ya; bekgi bi hig oacak ve gene goztiniin ontinde kalacaktrr. Yineliyorum: O, higbi qey olacak ve gene orda duracak..." "Nasrl olur bu, don Juan? Sciyledi[in sdzlerde bir anlam yok senin." "Anlamsrz arrra, igte gormefr budur. Konuqmanrn yok bi yaran. Gdrmeyi cilrenmenin tek yolu gormektir. "Subagrnda bi sorun grkmamrgtr. Gegen giin suyu gormene ramak kaldrydr. Su, sana 'ulurlu' geldi. $imdi geliqtir bakalrm gorme yontemini. Ustelik su kaynalr perisi de senin yamnda." "Tam tistiine bastrn. Ben de bunu sormak igin yanrp tutuguyordum." "Yan! Tutug! Sor sorabildi[ince... Ama buralarda su kayna[r perisinin pek lafi edilmez. Akla bile getirrlmez desem

Ertesi sabah saat 10 sulannda don Juan piposunu krhfindan grkararak harmanla doldurdu ve pipoyu bana vererek dere krylsrna kadar taqrmamr sciyledi. Pipoyu iki elimle tutarak gdmle$imin di.i[melerini gozdi.im ve pipoyu gcimle$imin altma yerleqtirerek srkrca tuttum. Don Juan iki hasrr yaygryla bir kor tepsisi tagryordu. Ihk bir giindti. Suyun hemen kryrsrndaki bir kiime brea a[acmrn golgesine yerlegtik. Don Juan piponun afizrna bir parga ateq koydu ve tUttiirmemi soyledi. Korkulu ya da goqkulu falan delildim. Don Juan bana bekginin niteliklerini aErkladrktan sonra, bekgiyi ikinci 1e2 1'g{irme"e galrgtrlrm zaman benzersiz bir kaygr ve korku sarrnl$tr beni. Oysa bu kez, don Juan'rn suyu gergekten "gcirme" olasrhlrmn bulundulunu sciylemesine kargrn, herhangi bir goqkusalhk iginde de[ildim; yalnrzca merak ediyordum. Don Juan, onceki deneyimlerimde igti[im iki katr kadar igirtmigti kanqrmr bu kez. Bir ara tizerime efilmiq ve sa[ kulaltma, devinebilmek igin suyun nasrl kullanrlacafrnr ofretecelini fisrldamrgtr. Qok yakrn gelmigti yiizi.i bana, alzrnr kulalrma dayamrqtr sanki. Gozlerimi suya dikmememi, bakrglanmr yalnrzca suyun yi.izeyinde yo[unlagtrrmamr ve su yeqil bir sise doniiqene dek bunu siirdtirmemi soyli.iyordu. Bunlarr birkag kez yineledi durdu; oyle ki, sonunda ttim dikkatimi sise vermiqtim ve bagkaca bir qey gciremez duruma gelmigtim." Don Juan'ln, "Oni.indeki suya bak," dedi[ini iqittim, "ama suyun sesi seni stiriikleyip goti.irmesin. Suyun sesi bi kez ahp gottirmesin seni, valla bi daha bulup dondtiremem seni haa! Haydi gimdi yegil sise gir de sesimi dinle." Don Juan'rn sciylediklerini olalani.istti bir agrkhkla igitiyor ve anhyorum. Goziimti krrpmadan suya bakmaya bagladrm; gok tath, tuhaf duygular kaplayrvermiqti her yarumr-kanncalanma gibi, tanrmsrz bir mutluluk... Uzun bir stire gegmigti ama, yeqil sisi gorememigtim. Gozlerimi suyun yiize-

2oo

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME"

i$i

201

yinde odaklayamadr[rmr dtgtinerek, daha da dikkatle bakmaya gahqtlm; ne var ki, artrk gozlerimi denetleyemiyordum ve gozlerimi kapayrverdim. Belki de yalnrzca krrpmrqtrm onlart, ya da oynatml$trm. Her ne hal ise, tam o anda su dura[anlaqrverdi. Akmryordu artrk. Bir tabloydu sanki karqrmda duran. bdgacrklannda devinim yoktu. Sonra baktrm, su, gazoz gibi

kdptirmekte. Kabarctklanmakta. Yeqil bir maddenin genlegmesini andtrmaktaydr bu koptiklenme. Sessiz bir patlamaydr bu; su, parlak, yegil zerreciklere doni.iqmekteydi. Bu patlamalar stirdti, si.irdi.i; ta biiti.in varh[rml sarana dek... dek Qok keskin, stirekli tiz bir giirtiltii her yanl sarsrncaya su haline dcioyle asrh kalmrqtrm; sis, prhtrlaqarak bildip:rmrz ni.igtiyordu. O keskin ses de don Juan'ln "Heyyyt" diye kulalrmrn dibinde attr[r gr[hktr. Don Juan, sesine dikkat etmemi ve sise geri donerek, o beni gafrrana dek beklememi soyledi. ingilizce olarak "Tamam" dedim. Der demez de don Juan'tn grdaklarcasrna giildi.iftinti igittim. o'N'Olursun konugma," diyordu. "Btrak qimdi tamamt mamaml." bir Qok iyi iqitmekteydim soylediklerini. Sesindeki titrem gerekmiezgiyi andmyordu ve gok sevecendi. Di.iqtinmem yoiOu bunlan algrlamam igin. Zihnime garprp gegiveren karular gibiydiler. Don Juan'tn sesi, tiim dikkatimi sise yoneltmemi ama kendimi sise kaptrlrnamamr buyurdu. Birkag kez, bir sava$Ernrn kendisini higbir $eye hatta kendi oliimi.ine bile kaptllrnayaca[rnr yineledi. Gene sise daldlm; ve bunun sis olmadrfrnr ya da en azmdan sis die bildifim qeye benzemedifini gordiim. Sisi andrran bu gortingii gok kiigiik kabarctk zerrelerinden, "gortig" agtmrn igine girip grkan ytiziicii nitelikte kimi yuvarlak nesnelerden olugmaktaydr. Bir stire bunlann devinimlerini izledim; sonra uzaklardan gelen bir giimbtirttiyle irkilerek dikkatimi yofunlaqtrma yetimi yitirdim. Artrk o ki"igtik kabarctklart segemiyordum. O anda aynmsayabildi[irrr iek qey, yegil, gekilsiz, sise benzeyen rgrmaydr. Gene bir giimbtirtii koptu. Gene irkilmig ve sisin goriinttisi.inti yitirivermiq-

tim. Kendimi, sulama kanahndaki suya bakarken buldum. Bir tigiincti gtimbtirtti daha koptu, mefer, don Juan'm sesiymiq bu. Sesini dikkatle izlememi, tek krlavuzumun bu oldu[nu anlatryordu. Akan suyun kryrsrndaki srflr[a bakmamr, cintimde duran bitkileri izlememi buyurmaktaydr. Bir sazhk gordtim; sazhlrn yamnda, iginde herhangi bir bitki bulunmayan bir agrkhk vardr. Kryrya yakrn kiiEtik bir kovuktu bu. Don Juan, kovasrnr doldurmak igin hep buraya daldrnrdr. Qok gegmeden don Juan gene sise donmemi ve sesine dikkat etmemi buyurdu. Bana nasrl hareket edilecefini ofretmekte oldulunu ve soylediklerini dikkatle izlememi soyledi; kabarcrklan gordtiltim zaman bir tanesine binmemi ve beni stiriiklemesi igin kendimi brakmamr ekledi. Boyun elerek dediklerini yaptrm; birden gevremi yegil bir sis sarrverdi. Ufak kabarcrklan gormtiqttim. Don Juan'rn sesini gene yabansr ve iirkiing bir giirleme bigiminde iqirtim. igitir iqitmez de kabarcrklan sezme yetimi yitirmeye baqladrm. Don Juan'rn, "Kabarcrklara binsene!" dedi[ini iqitmekteydim. Hem onun sesini iqitmeye, bir de aynr zamanda yeqil kabarcrklan sezgilemeye gabaladrm. Bu u[ragmanrn ne kadar stirdiifiini.i bilemiyorum, ama ciyle bir an geldi ki, onu dinlerken kabarcrklan izleyebildigimi de aynmsamrqtrm. Kabarcrklar yize yize ontimden gegiyor, gorii$ aglmln drqrna akryorlardr. Don Juan'rn sesi durmaksrzm birisini izleyip tisttine grkmam igin zorluyordu. Bunun nasrl yaprlaca$rnr bilemiyordum; ve farkrnda olmadan a$zrmdan "Nasrl?" scizctilti grkrvermigti. Bu sozctik sanki ta derinlerden gelmiq ve beni de yiizeye grkarmrq gibiydi. Sanki bir yiizertoptu bu sozciik de, igimden bir yerden yiizeye grkrvermigti. "Nasrl?" diye bir ses daha geldi igimden; kopek havlamasrna benzeyen bir sesti bu. Don Juan da kopek gibi havladr; ardrndan gakal gibi uludu. Gtiliiyordu. Kendimi tutamayrp gtilmtiqtiim. Don Juan sakin bir sesle, bir kabarcrla tutunarak izlememi soyledi.

2A2

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME"

i$i

zo3

"Haydi geri don," dedi, "gir sisin igine! Gir sise!" Geri dondiim. Kabarcrklarrn devinmesi yavaqlamlq, boylan da basketbol topu biiytikltigi.ine ulaqmrgh. Oyle yavaglamrglardt, 6yle irileqmiglerdi ki, her birini aynnttlanyla inceleyebiliyordum. Bunlara kabarcrk demek de dofru sayilmazdrYani sabun koptifii gibi, balon gibi, ya da ktiresel bir kap gibi degillerdi. Bir kaba benzemiyorlardr ama gene de kapah, srrurh gortini.iyorlardr. Ashnda yuvarlak da de[illerdi; ama onlarr ilk gordiiliimde yuvarlak olduklanna yemin edebilirdim. Bu ytizden akhma "kabarctk" imgesi gelmiqti zaten. Pencereden seyredercesine bakrp durmaktaydrm gegiglerine. $6yle ki, pencerenin gergevesi onlarr izlememe, onlarla birlikte akrp gitmeme engel oluyordu . Yalnrzca sezgi alantmm igine giriqlerini ve akrp gidiqlerini izleyebiliyordum. Onlan bir kabarctk olarak gormem son bulunca, onlarla birlikte gidebilecelimi bulguladrm. Birisine tutunuyordum ve birlikte yiiztiyorduk. Gergekten hareket ettilimi duyumsamaktaydrm. Daha do!rusu kabarcrk oluyordum; ya da kabarcrla benzeyen o qeye dontiqiiyordum. Sonra don Juan'tn ttz grlh[r grnladr kuiaklarrmda. Gene irkilmiqtim. kendimi "o"nun gibi duyumsama hali de yitip gitmiti. Son kerte tirki.ing bir sesti iqitti[im. Uzak, metalimsi, sesyayardan (hoparlorden) Erkan bir ses gibi... Kimi sozciikleri sokebilmigtim. "Srflrla bak!" diyordu. Bi.iyiik bir su kiimesi gormi.iqtiim. Kayna$an ivmeyle akan sular... Su, giirtilti.i grkararak akryordu. Don Juan'rn sesi gene buyurdu: "Sr!h!a bak!" Beton bir duvar gordtim. Suyun grkardr[r giirtilti.i kulaklarrmt trmahyordu. Beni yutar gibi bir ses. Sonra birden her gey koptu. Bir siyahhk biirtidti her yant-uyku biiri.idii. Su kanalma batmrq oldulumu ayrlmsadtm. Don Juan bir ezgi murldanryor, bir yandan da ytiztime su atryordu. Sona suya batrnverdi beni. Bagrmr suyun tistiine gekerek, srlhga

yatrdr. Baqrm suya batmasrn diye gcimlelimin yakasrndan tutmaktaydr. Kollanmda ve bacaklanmda tath bir gevqeklik
vardr. U zatttm bacaklanmr; gerindim. Gozlerim yorulmuqtu; kaqrnryorlardr. sa[ elimi kaldrrarak gcizlerimi ovuqturmak istedim. Ama zor geldi bunu yapmak. Kolumu kaldrramaml$trm. Sudan drqanya grkarrmryordum kolumu. Ama grkardrlrm zaman kolumun yeqil, alrmsr bir maddeyle kaph oldu$unu gorerek qaqrrdrm. Kolumu gcizlerimin cintinde tutarak bakhm. Yeqile kaplanmrq gibi gcir{inen kolumun drq gizgileri yo[un yegil bir rqrk sagryordu. Telagla aya$a kalkarak kanahn ortasrnda durup govdeme baktrm. Gci[siim, kollanm, bacaklanm yemyeqildi, koyu yeqil bir renkteydi. Yaprg yapr$ gortiniiyordu ttim govdem. Don Juan'rn yrllar cince tatala bitkisinin koktinden benim igin yapmrg oldulu o heykelcife benzemigtim. Don Juan sudan grkmamr soyledi. Sesi telaqh gibi gelmiq-

ti

bana.

"Yeqillenmiqim, " dedim. Don Juan tasah bir bigimde, "Kes gimdi," dedi, "vaktin kalmadr. Qrk ordan. Su krstracak qimdi seni. Qabuk grk! Qrk

diyorum! Qrk!" Urkiiyle firlayrp, grktrm.

Don Juan, odasrnda kargrhkh oturup yerlegir yerleqmez, olalan bir sesle, "Bu kez bagrndan gegenlerin hepsini anlat bana," dedi. Deneyimimdeki srra ilgilendirmiyordu onu ; .y alnrzca, slEhla bakmamr soyledilinde nelerle kargrlaqtrlrmr bilmek istiyordu. Ayrrntrlarryla anlatmamr istiyordu ondan. Gormiiq oldulum duvan anlattrm. Duvarrn, ashnda, ciniimde bulundu[unu soyledin. Ama don Juan, duvar ya sa$rmdaydr ya da solumdaydr diye dayatryordu. "Duvan ilk gdrdi.iftinde, nerdeydi? Gcizlerini kapa ve anlmsayana dek agma."

204

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME" I$I

205

Don Juan aya$a kalkmrq ve, ben gozlerimi kapah tutarken, beni subaqrnda otururken bulundulum gibi dofuya dontik bir duruma getirmiqti. Ardrndan, hangi yana dofru hareket etmiq oldufumu sordu. Ben de ileriye, one do[ru devinmiq oldu$umu sciyledim. Don Juan, anrmsamam gerektilinde ve, diiqtincelerimi suyu kabarcrklar halinde gordti[tim zamana gevirmemde diretiyordu.

"Hangi ycine do$ru akryorlardr?" diye sordu. Don Juan, muhakkak anlmsaman gerektifini yinelerken, kabarcrklann sa[rma do!ru kaymrg olduklarlnl anlmsar gibi olmuqtum. Ama, onun istedi[i biEimde kesin olarak emin olamryordum. Don Juan beni stktgtrra stktqttra, sonunda sezgilerimi bir diizene sokamadr[rmr anladtm. Kabarcrklarr ilk gordti[iimde, sa[a do!ru kaymaktaydrlar; ama irileqince, her yana dofru yayrhyorlardr. Kimileri bana do!ru geliyor, kimileri de dort bir yana da[rhyorlardr. Hatta tizerimde ve altrmda bile gortiyordum kimilerini. Yani her yarumt sarmtgtr bu kabarcrklar. Kopiirdtiklerinde grkan sesi bile anlmslyordum; demek ki onlarr hem gozlerimle hem de kulaklanmla sezgilemiqtim. Kabarcrklar gok biiyiikleqip de iglerinden birine tutunabildifim zaman, koca koca balonlar gibi birbirlerine stirttindiiklerini "gcirmiiqtiim". Sezgimin aynntrlarlnt anlmsadtkga, goqkum artmaya baqlamrqtr. Ama pek ilgilendirmemiqti don Juan't bu geliqme, Kabarcrklann kaynaqtrfrnr gordiifiimi.i anlatfim ona. Bu, strf, iqitsel ya da srrf gorsel bir etki defildi; aynmsrz bir qeydi, ama kristal gibi temiz, belirgin bir qeydi. Kabarctklar, birbirlerini rendelercesine siirtiiqiiyorladr. Devinimlerini igitmiq ya da gormiiq sayrlmazdtm. Duyumsamaktaydrm. O seslerin devinimlerin bir pargasl olmugtum. Bu deneyimimi anlattrken, yiirelim oynamtgtr. Don Juan'rn koluna yaprqarak, bi.iytik bir gogkuyla onu sarsmaya bagladrm. Kabarctklann bir drq yizeyi olmadrlrnr gcirmtiq-

ttim; ama gene de her biri ayrrymrq gibi duruyor, ytizeyleri bigim de[iqtiriyor, gentik gentik-ptirtizlti, geliqigtizel bigimler alryordu. Kabarcrklar btiytik bir h:zla birlegiyorlar sonra birbirlerinden kopuyorlardr. Ama goz kamagtrtct bir devinim de[ildi bu. Qok hrzh olmasna karqrn o kadar da yavaq bir devinimdi. Deneyimimi anlatrken arumsadrfrm bir baqka qey de, kabarcrklann rengindeki nitelik olmuqtu. Saydam, gok parlak ve yegilimsi bir goriini.iqleri vardt. Ama gormeye ahgrk olduEum gibi bir renge benzeyen yanl yoktu bunun. Don Juan, "Btrak zevzeklenmeyi," dedi. "Bunlar cinemsiz qeylerdir. Ben sana yoni.inti anlmsa dedim, sen kalkmrq renklerini anlattyorsun." Herhangi bir $eye gcire devindifimi arumsayamlyordum. Ne var, don Juan, kabarctklar baglangrgta hep sa[rma-giineye dofru aktrfrna gcire, gtiney do[rultusunu dtiqiinmem gerekti[ini ileri siirmekteydi. Gene, duvarm saftmda mt yoksa solumda mr bulundulunu anlmsamamt kesin bir biEimde buyurdu. Var giici.imle arumsamaya gahgtrm. Don Juan "beni gafrrdrlrnda" ve, yani, kendime geldilimde, galiba duvar solumda bulunuyordu. Duvara gok yakrn bulundufumdan, igine beton dokiilen aEag kahbrn girintili 9rkrntth izlerini gorebiliyordum. Qok ince grtalar kullanrlmrq bulundufundan, bunlann brraktrfr tzlet, yollu bir desen oluqturuyordu.. Duvar gok yiiksekti. Yalntzca bir ucunu gorebiliyordum. Uzerinde koqe bulunmadr[r dikkatimi gekmiqti-^ma elmegli bir bigimde krvrrhyordu. Don Juan, bu anlattrklanmr nasil agrmlayabilecelini di.igiini.ircesine bir an sessiz oturdu; sonra da, tahmin ettifi baganh duruma tam olarak gegememiq oldulumu soyledi. "Ne yapmam gerekirdi?" Bu soruma yanrt vermemiq, yalnrzca dudaklarmt btizerek
dtigiinmeye baqlamrqtr. Sonra, "Asltnda baganhydln," dedi. "Bugi.in br brujontn hareket etmek igin suyu nastl kullandrlrnr olrenmiq oldun."

\
BiR BA$KA GERqEKLIK "Ama gordiim mii?" Don Juan, ga$rmr$ gibi, yi.iztime baktr. Gozlerini agarak, o yegil sisin igine birgok kez girdikten sonra bu sorunun yanrtmr kendimin verebilece$imi soyledi. Ardrndan da, gcirtiqmemizin yriniinii ustahkla defigtirerek aslmda suyu kullanarak nasrl hareket edilecefini de tam olarak cilrenmemiq bulundu[umu, ama hig olmazsa brujolarrn bunu yapabileceklerini olrenmiq oldulumu, ve kanalm sr! yerine bakmamr sciyledi$inde, hareket etti[imi gostermeyi amaglamt$ bulundulunu anlath. "Qok hrzh gidiyordur," dedi. "Yrintemini iyi bilen bir adam denli hrzhydrn. Epey zor oluyordu seni izlemem." Ta baqlangrcmdan beri neler gegirdi[imi agrklamasr igin yakardrm. Don Juan gtilerek, iqittiklerine inanmamrg gibi hafif hafif baqrnr salladr. "Her geyi baglangrcmdan cilrenmek istersin hep," dedi. "BaqlangrE diye bi qey yoktur ki! Yalnrzca,kafandaki bi diigiincedir baglangrg." "Kanahn kryrsma oturup duman gekti[im zamana baqlangrg diyorum," dedim. Don Juan, afilarak, "Ama sen dumanr ttittiirmeden cince, ben seninle neler yaprlacalrnr hesaplayrp durmuqtum," dedi.

"GORME"

I$I

207

"$imdi oturup anlatmam gerekir sana neler yapmlq oldu[umu, ama olmaz ki; o zaman, bi baqka hususa gcittiriir bu beni. O nedenle, baglangrglara pek takmasan kafanr, galiba daha iyi
olacak." "Oyleyse, kryrya oturup ti.itttirmemden sonra neler olmugtu, onlan anlat bari." Don Juan giilerek, "Sen kendin anlatfin ya olanlan." dedi. "O yaptrklanm bir tjnem taqryor mu, don Juan?" Don Juan omuzlanm silkti. "Yonergelerime harfiyen uydun; sise girip grkman kolay oldu. Sonra sesimi dinledin ve seni her galrrgrmda kendine gelip ytizeye grktrn. Bir ahqtrrmaydr bu. Sonrasr kolay oldu. Sisin seni gcittirmesi igin brrakmrgtrn kendini. Ne yaprlacalr-

diyeyim gimdilik. Qok uzafa gitmiqtin sen. Qok iyi bilmekteyim bunu, gi.inkii seni geri gekinceye dek canrm grktrydr. Orda bulunmasaydrm, yiter giderdin de bi daha hig donmezdin. O zaman qimdi oli.in kalmrq olurdu senin o kanalm kryrsrnda. Hani bakarsm, kendililinden donmtiq olabilirin. Her qey beklenir senden. Ne var, seni geri getirmek igin harcadr[rm gabayr dtigtiniince, $eye kadar gitmiq olman gerekir, yani..." Don Juan uzun bir duraklamadan sonra sevecence yi.izi.ime baktr. "Ta Orta Meksika'daki dallara dek mi desem," dedi, "ne bileyim ne kadar gittilini igte, Los Angeles'e mi desem; belki de Brezilya'ya gitmiqtin." Don Juan ertesi akgam geg bir saatte donmtiqtii. Ben de bu arada sezgiledilim qeylerden ammsadtlrm ne varsa yazmlgtrm. Yazarken, kanal boyunca bir aqalr bir yukan her iki yone do!ru ytiriiyiip, bende bir duvar imgesini yaratan bir yeri bir yapryr gergekten gorrni.ig olup olmadrlrmt araqtrrma dtigiincesi geliverdi akhma. Ola ki, diyordum kendi kendime, don Juan beni o baygrn durumumda yi.iri.itmtig ve yol tizerindeki bir duvara baktrrtmtqttr. Sisi ilk gordiiftim zamanla, ka-

m bilirmiq gibi davraruyordun. Epey uzaklagmtqtrn i, seslenip seni gene galrrdrm; ne kadar otelere gitmiq oldulunu goresin diye o srlhla baktrrttrm. Sonra da gekip grkardrm seni." "Yani, don Juan, ben suda gidiyor muydum?" "Gidiyordun. Hem de gok otelere." "Ne kadar gittim?" "Sciylesem inanmazsln. " Soylesin diye epey dil dokttim, ama don Juan, konuyu de[iqtirerek bir yere kadar gitmesi gerektilini soyledi. Hig olmazsa biraz grtlatmasr igin i,isteledim. "Meraktan gatlayacafrm," dedim. Don Juan, "Sen kendi kendini gatlatryorsun asltnda," dedi. "Bi dtiqiinsen e! Hani bi duvar gormi.iqti.in-onu diigtin! Otur hasnna qurda, tiim ayrrntrlannt diiqtin. Ola ki o zaman ne kadar uzaklara gitmiq oldulunu anrmsarsrn. $u kadarmt

208

BIR BA$KA GERQEKLiK

"GORME" I$I

209

naldan grkrp eve donmemiz arasrnda gegen stire iginde, beni don Juan yi.iriittiigtine gcire, en fazla iig kilometre ytirtimiiq olabilecefimizi hesapladrm. ve kalkrp kanahn kryrsmr her iki ycine dogru dorder kilometre gidene dek arqrnladrm. Bir yandan da, duvara delgin imgeme benzeyen bir gey goriir mtiyiim diye her yanr iyice inceliyordum. Bu sulama kanah bir buguk iki metre geniqli[inde uzana giden yahn bir yaprydr, ve

tizerinde, o beton duvann zihnime iqleyen imgesini andrran


herhangi bir boltime rastlayamamrqtrm. Akqamiisti.i don Juan eve dcintince, hemen yapma koqtum ve yazdrklanmr dinlesin diye asrldrm. Dinlemek istemedi ve beni yere oturtup yiiziime baktr. Giiliimsedi[i falan yoktu. Gozlerini benden otelere dikmig, bir gey diigi.intir gibi durmaktaydr.

Birden sertleqen bir sesle, "Artrk her qeyin oltim saEtr[rnr ayrlmsamrg bulundu[unu umanm," dedi. "Su da, bekgi denli oldiiniciidiir. Dikkatli davrarunazsan, su seni kaprverir. Diin az kalsm gotiirtiyordu seni. Ama seni kapmasr igin, senin bunu istemen gerektir. Gordiin mti neymiq senin sorunun! Ken-

dini brrakmayl istemektesin. " Neden soz ettiEini anlamrg delildim. Oyle ansrzrn olmugtu ki bu saldrnsl, ne yapacafrmr kestiremedim. Geveleyerek daha agrk konu$masrnl istedim. O da, isteksizce, vadideki su kayna[rna gittilini, su kaynafr perisini "gordtiftini.i" ve suyu "g{)rme" firsaftnr berbat etmiq bulundufiumu qimdi gok daha iyi anlamrq oldu[unu anlattr. Akhm daha da karrgmrqtr. "Nasrl yani?" diye sordum. Don Juan, "Bu peri bi giigtiir." dedi, "Bu bakrmdan giiElii olmak gerekir onla kargrlaqrnca. onun karqrsrndayken kenclini brrakamazsln." "Ne vakit brrakmlglm kendimi?" "Dtin, suda yegil oldulunda." "Kendimi brrakmrq falan defilim. Qok onemli bir an ol du[unu dtigi.inmtigttim bunun. Ve bana olanlan anlatmak isrc

miqtim sana." "Sen kimsin ki, neyin onemli neyin onemsiz oldufunu diiqiiniiyor, yargrhyorsun? Dokundu[un giigler hakkrnda bi qey bildi[in yok ki! igte, su kaynalr perisi orda sana yardrma hazrc duruyordu, evet, sen iqleri berbat edene dek yardrm ediyordu sana. Artrk bilmem, neler gelecek baqrna. Su kayna[r perisinin giici.ine dayanamadrn, yenik diiqtiin; arttk her an seni Earpabilir." "Yani, yeqil olduluma bakmam yanhq bir qey miydi?" "Kendini kaptrrdrn diyorum sana. Kendini brrakmak istiyordun. Buydu yanhg olan qey. Soylemiqtim sana bunu daha cince, gene de soyleyecefim. Bt bruionun diinyasrnda yaqamlnl siirdtirmenin tek yolu bi savaqgr olmaktrr. Bi savaqEt her higbi qeyi $eye kargr saygrh davranrr ve mecbur kalmadrkga ayalrnrn altrnda gifnemez. Diin saygrh davranmadtn suya karqr. Genellikle iyi huylu birisin. Ama, dtin oliimiine brraktrn kendini-ahmak enayi! Bi savaqqr bile bile ortak olmaz higbi geyle; kendini saktntr bi savaqgr. E$er bir iqe giriqmiqse, sokmugsa burnunu bir $eye, $unu iyi bilesin ki ne yaptr[rnrn farkrndadlr o." Ne diyece[imi qaqrrmrgtrm. Don Juan iyice ofkelenmiti. Bu da aynca tasalandtnyordu beni. Bana karqr boyle davrandrfr olmazdr pek. Kotii bir qey yaptr[rmrn farktnda olmadr[rmr soyledim. Birkag dakika stiren gergin bir sessizlikten sonra don Jua qapkaslnl Erkararak giiltimsedi ve ordan gitmemi ve kendimi brrakma huyumu diizeltene dek oraya donmememi soyledi. Ayrrca, sudan uzak durmamt, iig dort ay kadar govdemin higbir yerine su defdilrnememi vurgulayarak be-

lirtti.
"Du$ almadan nastl yaparrm?" diye stzlandrm. Don Juan gozyaqlarr yanaklarrna akana dek giildii. "Du$ almadan yapamazsrn ha! Bazen oyle garesiz gori.ini.iyorsun ki, rol yaplyormuqsun gibi geliyor bana. Bak! $aka bi yana, bazen oyle dtiqiinmeden sellemehi.isselAm iqler yaplyorsun ki, yagamrndaki giiglere pegkeq gekiyorsun kendini."

210

nin naqKA GERqrrl-ir

"GORME"

I$I

2lr

Siirekli olarak kendimi denetim altrnda tutmamm insandrbir gey oldulunu ileri siirdtim. Don Juan karqrhk olarak, bir savaqgmm denetleyemeyeceli higbir qeyin bulunmadrlrnr belirtti. Ben de kargr grkarak, kazalardan sciz ettim
gr, olanaksrz

ve su kanahnda bagrma gelenlere dekaza olarak bakrlabilece-

[ini sciyledim. Istemeye istemeye ve bilingsizce yaptrfrma gore, bunun da bir kaza sayrlmasrnrn dolal olacalmr anlattrm. Birgok kimsenin baqrna gelen felaketlerin de bir bakrma kaza sayrlabilece[inden falan sciz ettim. ornek olarak, stirdiilti kamyon devrilince a[rr yaralanan yaqh ve iyi bir adam olan Yaqui Krzrlderilisi Lucas'r gosterdim. "Kazalardan kagrnmarnlz mtimktin delil herhalde," dedim. "Higbir kimse gevresindeki her qeyi denetleyemez ki!" Don Juan, "Hakhsrn," dedi. "Ama her geye de kagrnrlmaz b.i kaza diye bakamayn. Lucas, bi sava$gl gibi yagamlyor. oyle ya$amrg olsaydr, bekledilini ve neyi bekledi[ini bilmiq olurdu; iEkili oldulu bi srrada kullanmazdr o kamyonu. yoldan grkrp bi kayaya toslatmrg kamyonunu; giinkii sarhoqmuq. Yok yere gdvdesini ezmiq." Don Juan stirdtirerek, "Yaqam koqullan, cilgiip bigip onlardan yararlanma ahqtrrmalandr bir savaqgly?," dedi. "Oysa sen yagamrn anlamlnl bulmaya gahgmaktasrn. Ne yapsrn ya$amm anlamrnr bi savaqgr! lucas da bi sava$gl gibi yaqamrq olsaydr-tistelik onun elindeydi bunu yapmak, hepimizin elindedir bunu yapmak-koqullan olgiip bigip ciyle yaqardr o vakit. Ama ne oldu, kaburgalannr ezen o kazadan kagmamadr. Bi sava$El olsaydr Lucas, qimdi o boktan evinde pinekleyip ag agma oturmazdr. Sonuna dek stirdi.iri.irdii savaqlml.,, Don Juan'a, eler kendi bagrna bir kaza gelseydi de bacaklarr kcittirtim olsaydr, o zaman ne yapardr diye sordum. Don Juan, "E.., onleyemez de bacaklanmr yitirirsem,,' dedi, "o zaman arhk bi adam falan sayrlmam . o zaman otelerde beni bekleyen $eye kavuqur giderim." Don Juan bunlan derken elini gevresinde goyle bir savurmuqtu.

Beni yanhq anladrlrnr belirterek, ashnda bu soruyu, higbir kimsenin gtindelik yaqrmrndaki edimlerin defiqkenli[ini onceden gciremeyecefini belirtmig olmayr amaglayarak sormuq oldu[umu agrkladrm. Don Juan, "Onu bunu bilmem ben," dedi. "Benim bildiEim, bi savaqgmrn boq yere kendisini ortaya koymayaca$rdrr. Yol ortasmda durup marizlenmeyi beklemez o. Ancak bciyle davranarak bilinmezden korur kendisini. Sizin kaza dediliniz
geyler, goEu kez kolayhkla kagrnrlabilecek qeylerdir. Kendisine gekidizen vermeden yagaylp giden ahmaklar baqka tabii." "Her zaman da her geyi ince eleyip srk dokuyarak yaqan-

mazki," dedim. "Birisi eline giiglii bir tiifek ahp dtirbiinle


na niqan alsa, beq ytiz metreden seni vurmasr iqten bile dir. O zaman ne yaparsln?"

sa-

delil-

Don Juan, duyduklanna inanmaml$gasrna bana baktr ve bir kahkaha kopardr. "Peki, ne yaparsrn o vakit?" diye bastrdrm. Don Juan bana ciyktinerek, "Birisi beni diirbiinlii bi ti.ifekle beklese..." diye dalga gegti. "Evet, diyelim ki adam bir yere saklanmrg, seni bekliyor. Bir gey yapamazsln o vakit. Durduramazsrn kurgunu." "Do!ru. Durduramam. Ama ne demek istedi$imi anlamazsrn ki !" "Demem qu ki, ne denli bir savaqgr gibi yagasan da, boyle bir durumda elinden bir qey gelmez." "Oyle mi sanryorsun? PekAld gelir. Birisi elinde giiglii bir silahla, hem de diirbiinli.i bi silahla bekliyorsa ben de grkmam ortaya."

"GORME" I$I

213

rini tam olarak anlamtq gibi bir duygu igindeydim. Evet, ne soyledi[ini arumsayamama karqtn, anlamlarmt kesinlikle anlayabiliyordum. Sanki scizctikleri uzaklaqan bir trenin vagonlarrydr da, son sozci.ifii, en arkadaki vagonun bir kare bigimindeki gortinttisiinii almrqtr. Sciyledi[i son sozctiftin ne oldulunu biliyordum, ama onu dile getiremiyor, agtk agrk diiqi.inemiyordum. Bir tiir yan-uyanrk durumdaydrm ve sozctik treni imgesi bir dtiq gibi gegmekteydi. Sonra don Juan'tn sesini duyar gibi olmuqtum. Bagrmr kendisine do[ru gevirerek, "$imdi bana bakman gerek." diyordu. Ug dort kez yineledi bu scizlerini. Baktrm ve don Juan'tn yiiziinde daha once iki kez gormiig oldufum o rqrltryr gene gcirdiim. Ytiziintin belli yerlerinde dalga dalga oynagan bu rgrldamanrn uyatmacah (ipnotik) bir etkisi vardt. Kendi baqlarrna devinir gortinen bu yerlerin belirli srnrrlarr yokmug gibiydi; ama, rqrk dalgalart, gortinmez srnrrlan iginde kahyor ve drqa taqmryordu. Ontimde duran bu rgrklt nesneyi incelemeye baqladrm; birden, rqrltr yok oldu ve don Juan'tn o bildik yiz gizglleri ortaya grkrverdi. Daha do!rusu don Juan'tn ytiztiniin gortinttisii, o krzartt yitip giderken, yavaq yavaq onun yerine gegti. Baktqlarrmr yeniden yolunlagtrmtg olmahyrm ki, bu kez don Juan'ln yiizti giderek gozden yiterek yerini o ktzarttyr brraktr. Sol yerdeki rqrklarrn belli stntrlan iEinde kalmadrklannr gordtim. Ktvilctm saEan bir patlamayr andran bir devinim vardt bu yerde. Tartrmh ve etkileyici bir bigimde grkan rqtk zerrecikleri uqu$up yiiziime garpryorlar; ve lastik topquklar gibi geri zrphyorlardr. Don Juan, baqrmr gevirmiq olacak ki, birden si.iri.ilii bir tarla gordilm karqrmda. Don Juan, "$imdi dosdofru ileriye bak." diyordu. Tam karqrmda, iki ytiz metre kadar ileride bi.iyiikqe, upuzun bir tepe vardr. Ti.im yamacr stirtilmi.igtii. Topra$r siirmiiq olan traktoriin agtr[r yatay rzler yamacm en altrnda ta tepeye delin birbirine kogut gizgiler olugturmaktaydr. Tarladaki bir

13
Ug Eyltil 1969'da yeni bir "gdrme" deneyimine girigtim. Don Juan, piposunu iki kez doldurarak igirtmiqti bana. ilk etkisi, daha cinceleri oldulu gibi olmuqtu. Govdemin her yanl uyugunca, don Juan'rn sa! koltuk altrmdan destekleyerek beni ytirtitti.ifi.inii ve evin ttim gevresini kilometrelerce saran srk gahh$rn igine gottirdi.i$iini.i arumsryorum. Qahh$a girdikten sonra ne don Juan'rn ne de kendimin neler yapml; oldufiumuzu; ne kadar yiirtidi.igiimtizi.i falan hep unutmu$um. Bir ara kendimi ufak bir tepeci[in tizerinde oturur bulmuqtum. Don Juan sol yarumda oturuyor ve bana dokunuyordu. Dokunugunu hissedemiyordum ama onu goz ucuyla izleyebiliyordum. Benimle konuquyor gibi geliyordu ama, soyledi[i sozctiklerin neler oldulunu pek anrmsayamlyorum. Ne var ki, sciyledikle-

2t4

BiR BA$KA GERQEKLIK

"GORME"

i$i

215

stirti ufak tagrn ve ozellikle iig tane irice kayanrn, boydan boya vzanan bu gizgilerin akrqrnr kesmekte oldulu dikkatimi gekmigti. Tam cintimde bulunan kimi gahlar, tepenin tabarundaki bir koya$rn ya da derenin ayrrntrlannr izlememe engel olmaktaydr. Bulundu[um yerden, bu derenin oluqturdulu vadi, derin bir yank gibi goztikiiyor, krrag tepenin ortasrnda yegil bitki orti.isiiyle farkh bir gortintim yaratryordu. Bu yeqillik, vadinin tabanrnda yetiqen alaElardan ileri geliyor olacaktr. Gozlerimin igine bir yelin estilini duyumsadrm. Ering dolu, derin bir durgunluk igindeydim. Kuq sesi, bocek vzrltrsr falan yoktu. Don Juan gene konugmaya baglamrqtr. Ne dedifini anlamam igin birkag saniye gegmesi gerekmigti. "O tarlada bir adam gcirtiyor musun?" diye sorup durmaktaydr. O tarlada bir adam bulundulunu sciylemek istiyordum; ama bu scizctikleri seslendiremiyordum. Don Juan baqrmr arkadan elleri arasrna ahp-kaglanmln ve yanaklanmrn tizerinde duran parmaklarrnr gcirmekteydim-tiim tarlayr bir yandan

cibiir yana gorebilece[im bigimde doridtirdti. Bagrmr yavaq


yavag dcindi.irerek cinc esa[dan soa, ardrndan da ters yonde gevirmiqti. Birkag kez, "Tiim aynntian izle. Oliim kahm sorunudur bu senin igin," dedi[ini igittim. Bagrmr, oni.imde uzanan gortiyti 180 derecelik bir agrdan gorebilecelim bigimde bir yandan obi.iriine dcirt kez dcindi.irmtiqtii. Bagrmr en sol uca gevirmiq oldu[u anda, tarlada krmrldayan bir gey farkettilimi sanmrgtrm. Sa! gciziimiin ucuyla hafif bir krmrldama sezmigtim. Don Juan bu kez baqrmr iyice sa[a gevirerek grizlerimi tarlaya rahatga dikerek bakabilmemi

salladr. Siirtilen toprak gizgisi boyunca ilerleyen bir adam gormekteydim. Bir Meksika koyliisii gibi giyinmiqti bu adam; gankh, agrk gri pantolonlu, uzun kollu bej gcimlekli... Bagrnda bir hasrr qapka vardr; sa! omuzuna astr[r agrk kahverengi bir heybe tagrmaktaydr.

Don Juan adamr gordtiltimil anlamrq olacak ki, adamm bana bakrp bakmadrfmr, bana do[ru gelip gelmedifini, birkag kez sordu. Adamrn srtmrn bana doniik oldulunu soyle-"t istiyordum; ama aflnmdan yalnrzca "Haytr" sozcti[ti grkryordu. Don Juan, adam doniip de bana do!ru gelmeye baglarsa, vakit gegirmeden balrrmaml ve o zaman baqrmt yana gevirecelini ve boylece beni koruyaca[rnr soyledi' oysa, korku duydu[um, ilgilendilim falan yoktu benim. Duygusu z gozlerle oniimdeki sahneyi izliyordum. Adam tarlarun ortastna gelince durmugtu-garrlrnr ba[larcasrna sag ayalrnr iri yuvailak bir taqm gtkmttsma koymutu. Sonra dikilerek heybesindenbir ip grkarrp sol eline doladr. Srrtr bana ve onti tepeye doniik bir durumda, ortalfr gozden gegirmeye baqladi. Gozden gegirmeye baqladr diyorum, gtinkii bagrnt yauug yuuuq sala dofru gevirerek hareket ettiriginden anlamtqtrm bunu. Ytirtittti yandan gorebilecelim bigimde safa gevirmiqti baqrnr. Sonra btiti.in govdesiyle bana bakmaya baqladt. Bagrnr, iititmiq gibilerde, oyle bir oynatmtgtr ki, beni gromi.ig oldulunu kesinlikle anlamtqtrm. Sol kolunu one dofru uzattp yeri gosterircesine tuttu ve kolunu hep oyle tuta tuta bana do!ru ilerlemeye baqladr Hig zorluk gekmeden, "Geliyor!" diye bafrrdrm' Don Juan herhalde baqrmr baqka yana gevirmiqti ki, gahhfr gcirdiim cintimde. Don Juan, gozlerimi dikmeden "a[tr u[tr';bakarak gevremi gozetlememi soyledi. Az otede, oni.imd6, bana yakrn bir yerde duracafrnr; bana dofru yiiriiyecefini, ve ytiitinde o rgrltryr gorene dek ona bakmamr belirtti. Don Juan'ln, yirmi metre kadar gidip durdulunu gordiim. oyle inanrlma z bir hrz ve Eeviklikle yiiriiyordu ki, bu giden don Juan mrdr diye kugkulanmaya baqlamrqttm. Don Juan, bana donerek, gozlerimi yiiztine dikmemi buyurdu' Ytizi.inde o ktzartryr gordi.im gene; bir rqrk lekesine benziyordu bu kzartr. Yiizi.inden grkan rqrklar sanki golsiine, goLeline dofru akmaktaydr. Gozlerimi krsmrg da 6yle bakryordum sanki. Oysa gozlerim apagrktr. Igrltr bir genigliyor bir btiziiliiyor gibiydi. Don Juan bana do!ru geliyor ol'mahydr; giin-

BA$KA GERqEKLIK

kii yaydr[r rqrk gittikEe yolunlaqryor, daha belirginleqiyordu. Bir gey dedi[ini iqittim. Ne dedi$ini grkarmaya gahqrken rqrfr gormem kesilivermiqti. Artrk don Juan'r her zamanki yiiziyle gormekteydim. Bir iki metre cintimde duruyordu. Ytizii
bana dcintik bigimde yere oturdu. Dikkatimi gene yiiztinde toplayrnca, belli belirsiz bir rqrldama sezer gibi oldum. Sonra gaprazlamasrna ince rqrnlar kapladr yi.iztinii. Sanki birisi aynayla rqrk yansrtmaktaydr ona do!ru. Igrma yolunlaqtr, yofunlaqtr ve yiz gizgilerinin yerine gene o gekiliszikrzartk nesne gegti. Sol goztiniin bulundufu yerden gene nabn ailqlan gibi fiqkrran rqrklar yayrldrfrnr gordtim. Dikkatimi dofruca bu noktaya verrneyip, gozlerimi sa$ gdziiniin bulunmasr gereken bir noktaya dikmeye gahgtrm. Birden, berrak, saydam bir rqrk birikintisi gordtim. Srvr bir
rqrktr bu.

lamaya baglamakta. Sol goztin patlamalar halinde Erkan rqrlr ise gekilmekte... Galiba don Juan beni bir kez daha dondtirdii de, gene o stirtilti tarlaya bakar duruma geldim. Adama bakmamr soyledi$ini duyuyordum. Adam kayarun yarunda durmuq bana bakmaktaydr. Yiizti-

Sezginin salt gozlemlemeden cite bir qey oldulunu anhyordum; duygu gibi bir qeydi sezgileme... Bu yofun, srvr rqrk birikintisinde ola!aniistti bir derinlik vardr; "sevecen"di, "dost"tu. Yaydr[r rqrk, dalga dalga figkrrarak de[il de igten ige yavaq yava$ gorkemli yansrmalar grkarak doniiyordu. Oyle sevimli ve yatrgtmcr, oyle tath ve ince bir dokunuqu vardr ki bu rgrfrn bana, cennetteymiqim duygusuna kaprhyordum. Iqrkh bolgeden one dofru yayrlan kesik kesik parlak rqrk gizgiciklerinden oluqan bakrqrmh (simetrik) bir halka gordtim. Bu halka btitiin rqrkh bolgeyi kapsayana dek yayrldr ve sonra o prrrltrh birikintinin ortasrndaki bir rqrk noktasrna doniiqene dek biiztildti. Halkanrn bu bigimde birkag kez yayrhp biiztildii[iinti izlemiqtim. Sonra dikkatimi yitirmeksizin beri yana baktrm ve iki gozii birden izleyebilecek bir duruma gegtim. Bu her tiir rgrlrn yayrlma bigimlerini ayrr ayn gcirmekteydim. Sol gcizden one do$ru dikine krsa krsa rgrk gizgileri grkryor; sa[ gozden grkan rqrk gizgileriyse drqa dofru grkmadan yayrhyordu. Tartrmlan (ritimleri) da de[igikti iki goztin. Sol goztin rqr[r drqa doniik patlamalar bigiminde grkryor; sa! goziin yaydr$r rgrk ise bi.izrilerek ve igin igin dcinerek deviniyordu. Sonra baktrm, sa! gozdeki rgrk ttim rgrkh bolgeyi kap-

ntin gizgilerini pek ayrrt edemiyordum; qapkasr yiiztini.i iyice cirttiyordu. Qok gegmeden, adam heybesini sa! kolunun altrna aldrfr gibi salrm dofrultusunda ytiriiyi.iqe gegti. Tam siinihi bcilgenin sonuna vannl$tr ki, yon defiqtirerek dere yata[rna dolru birkag adrm attr. O anda dikkatim dafrhverdi ve adam da cibiir sahne de yok oluverdi. Yerine, oni.imdeki gol bitkilerini gormeye baqlamrgtrm. Don Juan'rn evine nasrl dondti[iimtizti, nasrl olup da beni "kendime getirdifini" falan anrmsamlyorum. Uyandrfirmda don Juan'rn odasrnda, hasrr yaygrrun tizerinde serilmig yatmaktaydrm. Don Juan yanlma gelerek kalkmama yardrm etti. Her yarum uyu$mu$tu; midem altiist olmuqtu. Don Juan zorlanmadan, gabucak beni evin yanrndaki gahhla gotiirdii. Ben grkarrrken, o giilmekteydi. Bnaz rahatladrktan sonra saatime baktrm. Gecenin on biri olmugtu. Gene yatrp uyudum. Ancak ertesi gtin ofleden sonra saat birde kendime gelebildim. Don Juan neler hissettifimi soruyordu. Unutkan bir halim vardr. Diiqi.incelerimi toparlayamryordum. Bir stire evin gevresinde dolagtrm; don Juan yanrmda yi.iri.iyor, gozlerini benden ayrrmryordu. Nereye gitsem, beni izlemekteydi. Yapacak bir qey kalmamrq, gene yatrp uyumuqtum. Akqam geg vakit uyandrm. Artrk gok daha iyiydim. Qevreme serili bir stirti yaprak gordtim. Yiiziikoyun yatryordum. Ve karnrmrn altrna yrlrnla yaprak koyulmuq oldulunu gordtim. Keskin bir kokulan vardr. Daha tam uyanmazdan cince de bu kokularr algrlamrq oldufumu anrmsadrm. Ortahfir kolagan ederek don Juan'r aradrm. Sulama kanaIrrun baqrnda buldum onu. Geldigimi gciriince, elini kolunu

2t8

BiR BA$KA GERqEKLIK

I$I

2t9

grlgrn gibi sallayarak yaklaqmamaml, eve donmemi belirtti.

"Ko$ igeri!" diye bafrnyordu. Koqarak eve girdim. Qok gegmeden don Juan yaruma geldi.

"Sakrn arkamdan gelme," dedi. "Beni gormek istersen, beni burada bekle." Oztir diledim. SaEma sapan oziirlerle kendimi tiiketmememi; oziir dilemenin bir edimi gegersiz krlamayacalrnr sciyledi. Beni kendime getirmekte gektifi gtigltikten soz ederek, kanahn kryrsrnda aracrhk yapmakta oldulunu belirtti. "$imdi de tehlikeyi goze ahp yrkamamrz gerek seni suda," dedi. Onu yatrgtrrmak igin, kendimi iyi hissetti[imi soyledim. Gozlerini uzun siire gozlerime dikti. "Gel benimle," dedi, "suya sokayrm seni." "Bir qeyim yok benim. iyiyim, baksana,yaztyazryorum!"
dedim.

leri gormem, ve geriye firlayrp don Juan'rn bacaklanna sanlmam bir olmuqtu. Son kerte afallatrcr bir qeyle karqr karqryaydrm. Don Juan parmaklannln bo[um yeriyle tepeme vurdu. A[rr, acr veren bir vuruq de[ildi bu, ama tepeme hrzla inmiq ve beni oldukga sarsmrqtr. Don Juan, "Ne oluyorslln yahu? Ne gordtin ki?" diye sordu.

Gozlerini agtrfrmda daha cince izlemiq oldulum sahnenin


trpkrsrnr gormtiqtiim. Aynr adam vardr gene. Ama bu kez bana dokunurcasrna yakrndr. Yiiztini.i de gormiigttim. Bildik bir yi.izdii bu. Adr dilimin ucundaydr sanki. Don Juan kafamr ki.itletir kiitletmez yok olmuqtu sanhe. Don Juan'a baktrm. Gene vurmaya hazrrlaruyordu. Giilerek, bir daha indirmesini ister miyim diye sordu. Bacaklannr brrakrp hasra oturdum. Don Juan, tam karqrma bakmaml ve higbir nedenle geri dciniip evin arka yanrndaki suyun bulundulu ycine bakmamamr buyurdu. igte o zaman ilk kez olarak odanrn zifiri karanhk oldufunu ayrlmsadrm. Bir an, gozlerim kapah mrdrr diye ikirciklen-

Don Juan, olanca gticiiyle gekip kaldrrdr beni yerimden. "Brrakma kendini!" dedi. "Qok gegmez gene uyursun. Ola ki bi daha uyandramam seni." Kogar adrm evin arkasma gittik. Don Juan, suya varrnadan once, gok tasah bir sesle gozlerimi srmsrkr kapamamr ve soyleyinceye kadar agmamamr soyledi. Bir an bile suya bakarsam, o an hemen olebilece$imi bildirdi. Elimden tutarak tince bagrmr kanaldaki suya daldrrdr ve beni dibe itti. Saatlerce suya daldrrrp grkarmrgtr beni. Bir an olsun gozlerimi agmamr$trm. Duydu$um de[igiklifi anlatmak gok giigtti. Suya girmeden once igimdeki tedirginlik ciylesine orttilti ve belirsizmig ki, don Juan beni sulama kanahnda tuttulu siir boyunca duyumsadrlrm rahathk ve canhhla kavuqtuktan sonra ancak farkrna varabildim bunun. Sular burnuma doluyordu. Aksrrryordum. Don Juan beni sudan grkararak, gozlerim hala kapah, eve gcitiirdti. Yayglmln tizerine oturttu. Gcivdemi belirli bir yone do!ru yerleqtirdi. Ve gcizlerimi agmamr istedi. Gozlerimi agmamla karqrmdaki qey-

dim. Emin olmak igin ellerimle yokladrm. Don Juan'a sesle-

nip gozlerimde bir gariplik oldufunu soyledim. Higbir

qey

gordi.ifiiim yoktu; oysa, daha birkag saniye cince baqrma vurmaya hazrrlandrlrnr gdrmtigtiim. Tepemde sa! yanda don Ouan'ln kahkahasrnr igittim Gaz lambasmr yakryordu. Birkag saniyede gozlerim rqrla ahgtr. Her gey her zaman oldulu gibi durmaktaydr; odasrnrn, aralan toprak dolgu dallardan oriilii duvarlan, duvarlarda acayip bigimler olugturan sarkrk dokiik asrh bitki demetleri, sazdan cirme tavan, bir direkten sarkan gaz lambasr... Yiizlerce kez gcirmtiqti.im bu odayr. O anda bambagka bir gey bulgulamaktaydrm o odada ve kendimde. Sezgilerimin kesin ve son "gergeklikler" olmadr[rnr ilk kez olarak kavramrq bulunuyordum. Bu duyguya do[ru azar azar yaklaqrp durmuqtum ve birgok kezler mantrksal ardan bunu anladrlrmr diiqtinmtigttim. Ama higbir zaman kendimi bciylesine btiyi.ik bir kuqkunun egilinde bulmuq delildim. Iqte o anda, odanrn "gergek" olduluna inanmak istemedim; ve don Ju-

220

nin naqKA GERqxt-ir

"GORME" I$I

221

an parmaklannt baqrmrn tepesine gene oyle bir kiitletse, oniimdeki sahnenin yok oluverece$ine defgin yabansr bir
duyguya kaprldrm. Uqi.imeksizin bir titreme aldr beni. Belkemilimden aqa[rya kayan sinirsel tirpertiler baglamrqtr. Baqlmln, boynumun hemen tizerindeki boltimi.i alrrlagmrg gibiydi. Yakrnarak, don Juan'a, hig de iyi hissetmedi[imi soyledim ve gormi.ig oldulum geyleri anlatttm. Don Juan giilerek kendimi korkuya kaptrrmanrn aclnasr bir diigkiinltik gosterisi

oldufunu belirtti. "Korkmadrlrn halde iirkmiig gortintiyorsun," dedi. "Dostun sana bakrp durmuq, vay beyim vay. Bi ytiz yize gel bakahm onunla da nasrl donuna srgarsrn." Don Juan kalkrp, suyun bulundu[u ycine bakmadan do[ruca arabama gitmemi; kendisi bir ip ve ki.irek altp yantma gelene dek orda beklememi soyledi. Sonra arabayla bir yere gittik. Orda kurumuq bir alag vardr. Karanhktakazarak kiitiilti grkarmaya koyuldu. Saatlerce durup dinlenmeden gahqmrqtrk. Kiittigti yerinden grkaramadtk ama, artrk kendimi dipdiri hissediyordum. Sonra eve doniip yemek yedik.l Her qeye gene kusursuzca "gergek"leqmiq, olafian duruma gelmiqti. "Ne olmuqtu bana?" diye sordum. "Diin ne yapmrqtrm
ben?"

"Beni ttitttirmiiqttin, sonra da o dostu ttitttirdi.in," yanttlnl


aldrm.

Hayretle, "Ne dedin, ne dedin?" diye sorrnufum. Don Juan gi.ilerek, her qeyi sil baqtan anlatmasrnr isteyecelimden korktu$unu belirtti. Sonra yineledi, "Beni tiitttirmi.igtiin. Yi.iziime, gozlerime dikmigtin gozlerini. insan ytiztiniin aynnilst olan rgrklarr gordi.in. Bi btiyilciiyiim ben. Gozlerimden okudun bunu. Ama ilk kez yapryordun bunu; onun igin, bilemezdin. Bagka baqkadrr her insanrn gozleri. Qok gegmeden anlarsrn bunu. Sonra da o dostu ttitttirdi.in." "Yani tarladaki o adamr mr?"

"Ne adamr!. Adam falan de$ildi o; seni ga$rran bi dosttu." "Nereye gitmiqtik? O adamr, yani o dostu gordtifiimde nerde bulunuyorduk?" Don Juan genesiyle evin cintine do$ru bir yonti imleyerek, beni kiigiik bir tepeye grkarmrg oldulunu soyledi. Gozlemledigim sahnenin evin gevresini orten gahhklarla higbir ilintisi bulunmadrlrnr belirtti$imde, beni "ga[rran" dostun bu yoreden olmadrlrnr agrkladr. "Nereliymig peki?" "Yakrnda oraya gcitiirtirtim seni. " "O gcirdtiklerimi nasil yorumlarsln?" "Gormeyi o$reniyordun, hepsi o kadar. Ama dtiqkiinlti[tin ytiztinden qimdi baqrn dertte. Korkuya kaptrrdrn kendini. Bi daha anlatsan a gordti[{in qeyleri." Kendi ytiziiniin bana nasrl gortindti[tinti anlatmaya bagladrlrmda, don Juan soztimti keserek bunun hig onemi bulunmadrlrnr belirtti. Onu bir "saydam yumurta" bigiminde gormeme ramak kaldr[rnr sciyledim. O da, "ramak kalmasrnrn" yeterli olmadrfrm, gormem igin daha nice finn ekmek yemem gerekecelini soyledi. Don Juan, siiri.ili.i tarladan ve koyli.iden soz ettifimde, bunlarla ilgili ti,im aynnhlan ilgiyle dinledi. "Seni galrnyordu o dost," dedi, "sana yaklaqtrlrnda baqrnr gevirtmemin nedeni, sana bi zarar verecek olmasr deEildi; beklemen daha iyi olacaktr da ondan yapmrqtrm bunu. Ne acelen var ki! Bi savaqgr higbi zaman aylak gezmez, acele de etmez. Bi dostun hazrhksu olarak kargrlanmasl, osuru[unla bir asl ana saldrm ay a benzer." Hoquma gitmiqti bu mecaz. Bir siire giildi.ik durduk. "Baqrmr dcindiirmeseydin ne olurdu ki?" "O zaman kendin gevirirdin bagrnr." "Ya gevirmeseydim?" "Dost sana gelirdi-korkundan geberirdin. Seni yalnrz bulsaydr, cilmen igten bile sayrlmazdr. Kendini savunabilene

222

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME" I$I

223

dek da$arda, gollerde bi baqrna dolaqmant <inermem. Bi dost grkrverir de karqrna ktymanr grkanverir." "O yaptr[r qeylerin bir anlamt var mtdr?" "Anlattrklarrna bakrlrrsa seni tutmuga, sevmiqe benzer. Bi peri tuzafiryla bi heybe edinmeni anlatmrq sana; ama bu.yoreden olmayacak, onun heybesi baqka bi yerden gelme. Ug engel vardr oni.inde seni durduran-tarladaki o iig kaya. Sana en uygun gtigleri de koyaklarda, sulak vadilerde bulacalrn kesin. Sahnedeki, obi.ir qeyler, onu bulmanayarayacak olan iqaretlerdir. Anlarm qimdi neresi o yer. Qok yakrnda seni oraya gotiireceEim." "Yani o gordiifiim yer, gergekten var m1?" "Tabii var." "Nerede?" "Sana sciyleyemem." "Nasrl bulurum o yeri?" "Bunu da sciyleyemem. Soylemek istemedi[imi sanma ha! Sana nastl soylenece[ini bilmiyorum da ondan soyleyemem." Don Juan'tn odasmda da aynt sahneyi gormemin ne anlama geldilini sordum. Don Juan giilerek, o zaman bacaklarrma sanlmamr oykiindi.i. Efilmig, kendi bacaklartna sanltr gibi yapmrqtr. "O dostun seni istedilini dofrulayrcr bir olgudur bu," dedi. "Seni tutmu$, seni sevmiq oldu[unu sana da bana da iyice belirtmek igin yapmrgtrr bunu." "Ya gordiiltim o yrjz?" "Tamdrk br yiz gibi gelmig sana-gtinkii onu biliyorsun. Daha onceleri de gormiigtiin ya! Ola ki, oliimiiniin ytizi.idiir o. Korktun. Toycasrna bi davrantqtr bu senin yaptrlrn. O seni bekliyorken, kendini sana gostermiqken, sen kalkrp korkuya kaprldrn. iyi ki ordaydrm da kafanr kiitletmigtim; yoksa bozulup sana diq bilerdi-hak etmigtin bunu hani! Bi dostla karqr kargrya gelmek igin yaman bi sava$gl olmast gerekir adamm; yoksa, alimallah, tepiverir adamr o dost-gebertiverir."

Don Juan, ertesi sabah Los Angeles'e donmekten cayduml$tr beni. Yeterince iyileqemedifimi diiqiiniiyor olacaktr. Gtiglenebilmem iEin, odasmda, gtineydofuya dontik olarak oturmaml soyleyip duruyordu. Kendisi sol yanrmda oturarak not defterimle kalemimi bana uzatil ve bu kez kendisini ktstrmtq oldulumu soyledi. Yanrmda bulunmaktan bagka, bir de benimle konugmasr gerekiyormug. "Sabahleyin alacakaranhkta seni gene suya gotiirmeliyim," diyordu. "Kendine gelemedin daha; yalnrz kalmaman gerek bugtin. Biiti.in sabah yarunda duraca$rm. OgteOen sonra iyileqmiq olursun." Bunca ilgi gostermesi tasalandrrmrgtr beni. "Neyim var ki?" diye sordurrl "Bi dosta deldin ya sen!" "Ne demek oluyor bu?" "Bugi.in dostlardan sciz etmesek daha iyi. Gel baqka qeylerden sciz edelim." Konuqmak falan gelmiyordu iqimden. Tasalanmam artryor, srkrhyordum. Don Juan'a gore bu durum qok mu gtilting bir qeydi ne... Gozlerinden yaglar boqaruncaya dek giildi.i, gtildii. Sonra, gtilen gozlerinde hagan krvrlcrmlar, "Tam konugman gerekti[i bi srrada konuqmak istemedi$ini mi sciyltiyorsun arkadaq!" dedi. O srada beni ilgilendiren tek bir konu vardt: O dost! Ne de bildik bir ytizii vardr! Onu tanryormu$um ya da daha onceleri gormiigiim gibi defil de, bambagka bir qey... Yiizi.inii her akhma getirigimde, zihnime baqka diigiinceler i.igiigiiyor, sanki benlifimin bir yanl bu gizi biliyor da obtir yanlanmm bunu ofrenmesine karqr grkryordu. Dostun ytiziindeki o tantghk duygusu bana oyle i.irkiitticti oyle ulursuz geliyordu ki, saynl bir karakaygmrn igine gomiilmtig gibiydi. Don Juan, bunun benim oliimtimiin ytizii olabilecelini anrgtrrmrgtr. Ok gibi saplanmrgtr bu sozleri yiirelime. Sabtrsrzcasrna, bu ko-

224

BiR FA$KA GERQEKLIK

"GORME" I$I

225

nuyu agrklamasrnr istiyordum; ama don Juan bir qeyler saklar gibi davranryordu. Sonunda dayanamadrm, bir iki kez derin bir soluk ahp gu soruyu a$zrmdan grkanverdim. "Nedir ciliim, don Juan?" Don Juan gtilerek, "Bilmiyorum," dedi. "Yani, tarumlasaydrn, nasrl anlatrrdrn oli.imt? Herkesin diiqiindii[ti bir qey vardrr herhalde bu konuda." "Ne diyorsun arkadaq, anlamryorum ki!" Arabamrn bagajrn da Tibet'tn OlAler Kitabt vardr. Oli.im konusunu iqleyen bu kitabr don Juan'a gosterip neler diiqtindti[rinii olrenmek istiyordum. Kitabr getirmek iqin davranrrken, don Juan beni kolumdan gekip oturttu. Gidip kendisi getirdi kitabr. Yere gakrh oturma zorunlulu$unu agrklamak amacryla, "Sabahlar btiyiictilere gore de[ildir," dedi. "Odadan drqarr grkabilecek denli iyileqmedin henti z. lgeride giivendesin. $i*di drgarrya grkarsan, bakarsrn bi bela geliverir baggafrzrna. Bi dost grkar gahh$rn orda seni haklayrverir de, oltinti bulanlar bilinmeyen bi nedenle ya da kaza sonucu olmiig falan diye ahkdm keserler." Kendi baqrna verdifi bu kararlan soruqturmak falan gelmiyordu igimden. Ben de o$eye dek oyle yerde gakrh oturdum ve kitabrn kimi boliimlerini ona agrkladrm. Don Juan, sciztimti kesmeden, dikkatle izliyordu. Yalnrz iki kez krsaca duraklamrqtrk; birincisinde don Juan su, otekinde de yiyecek bir qeyler getirmiqti. Ama, doner donmez, hemen okumayr si.irdi.irmemi istemiqti. Qok ilgilenmige benziyordu. Okumam bitince, don Juan bana baktr. Yumuqak bir sesle, "Neden bu adamlar oltime, oltim de yagam gibi bi qeymig gibi bakarlar, bilmem," dedi. "Ola ki onlar oltimti bu bigimde anhyorlardrr. Sence Tibetliler gorilyorlar mr?" "Pek sanmam. insan gormeyi olrenince, artrk hiEbi qeyin onemi kalmaz. HiEbi qeyin! Bu Tibetliler gormriE olsalardr, higbi geyin aynr bigimde kalmadrlrnr $rp diye anlarlardr. Bi

kez gormeyelim; artrk bi qeyi tarumayrz.Yani higbi qey, onla-

n gormedigimiz zaman tarumrq oldufumuz gibi kalmaz." "E, bu gorme igi herkese gore defiqik olamaz ml?" "Do[ru. Defiqik olabilir. Ama gene de, bu,.yaqamm anlamlanrun cinemini yitirmedifini gcistermez kit Insan gormeyi ofrenince, artrk higbi gey aynr kalmaz." "Baksan a! Tibetliler, oliimi.in de yagama benzedi[ini ileri siirtiyorlar. Ya sence ciliim nasrl bir geydir?" diye sordum. "Bence ciltim hiEbi qey gibi defildir. Kanrmca Tibetliler baqka bi qey demek istiyorlar. Her ne hal ise, bu soyledikleri gey oltim olamaz." "Ya ne olabilir dersin?"
"Sen sciyle bakahm. Kitabr sen okudun."

Konuyu de$iqtirmeye gahgtrm ama don Juan giilmeye


baqladr.

"Ola ki," dedi. "Tibetliler gergekten goriiyorlardtr; bu durumda gormiiq olduklarr qeyleri gok anlamslz bulmuq olmahlrrki kalkrp o sagma yaz:Jran yazmrqlar. E, bu da bi fark etmez onlar igin, ve bu nedenle de o yazdrklan pek sagma sayrlmaz." "Benim, Tibetliler ne demiq ne dememiq, umurumda de-

Eil." dedim. "Ben senin ne dtigiindti[iinii merak ediyorum. Sen ne dersin bu oliim iqine?"
Don Juan gozlerini bir an yiiztime dikerek krkrr krkrr gtilyor, ytiziinii gtiltingle gtiriyordu. "Oliim bi dizi yapraktrr," dedi, "bi dostun yiiztidiir oli.im; oliim ufukta parlak bi bulut, oltim kulaklarrnda grnlayan Mescalito'nun sesidir. Bekgisiz digsiz yiJ.zlj, Genaro'nun baq iistti oturuqudur ciliim. Konuqmam da oli.imdiir, sen de, not defterin de... Higbi qeydir oltim. Bi higlik! Buracrktadrr, ama burda olmayan bi $ey." Don Juan gok negelenmiqti. Bir ezgiye benzettim gi.ilmesini. Dans eder gibi tartrmh kahkahalar... "iyi sagmaladrm, ha?" dedi. "Nasrl anlatayrm ki oltimii

dii. $agrrtrsrnr belirtircesine gozlerini agrp kaqlarrnr kaldrn-

226
sana?

BiR BA$KA GERQEKLIK

..GORME"

isi

221

Ama, dur, senin oliimiinii anlataylm. Nastl, nerde oleceksin; hig kimse bilemez bunu. Ama, bak ben anlataytm sana bunun nastl olacaptnt." O anda bir korkuya kaprldtm ve yalnrzca oliim tizerindeki di.igtincelerini o[renmek istemig bulundufumu belirttim. Oltime defgin dtigi.incelerini genel olarak agrklamasrrun yeterli olacalmt, herhangi bir kimsenin kiqisel oli.imtine, hele hele kendi oltimtine delgin aynnhlarr dinlemek istemedilimi
soyledim. Don Juan, "Kigisel bir ornek vermeksizin aErklama yapamam ki!" dedi. "Oli.im nedir, anlataytm isteyen sen defil misin? Al iqte, anlatayrm! Ama korkmak yok oyle, kendi olii-

Mescalito'yla gergekten bu agamada karqrlamqr olur insan. I$te oltim de bunun gibidir. Baglangrgta srf bi biling yitikli[i gegirilir. ikinci aqama, asrl oltim aqamasrdrr. Bu aqamad rastlarsrn oli-imtine. Biiing yitiklifinden sonra, bi ktptda, kendimizi gene buluverdi[imiz agama, bu ikinci aqamadrr. Iqte o zaman ohim sakin bi ofkeyle eziverir bizi de, yaqamrmrz higkanqrr." "Oli,imtin boyle oldufunu nastl biliyorsun?" "Dostum var ya benim. Dumancrk, kuqkuya yer btrakmayacak biEimde apagrk gosterdi oltimtinti bana. iqte bu yiizden ya, olLimi.i yalnrzca bu ayrrntrlarrndan biliqim!" Don Juan'rn sozleri beni derin bir korkuya itmiq, benli[imi alttist etmiqti. igimde, sanki bana kendi oliimiimiin nasrl ve ne vakit olaca[rnr, oliimtine defgin biittjn o ig kararilct aynntrlan agrk agrk anlatacakmrg gibi bir duygu vardt. Bunlart bilme diiqtincesi beni umutsuzlufa siiriikliiyor, ama aynr zamanda da meraklandtnyordu. Tabii, kendi oltimiinii anlatmasmr isteyebilirdinl; ama boyle bir istelin kabatrrk olacafrnr diiqiinerek, oyle bir qeye giriqmedim. Don Juan zihnimdeki bu gekigmeyi sezmiqgesine ellenmekteydi. Giiimekten sarsilryordu govdesi. Yiizi.inde gocuksu bir seving. "Senin oliimi.in nastl olacak, anlatayrm mr?" diye sordu. "Peki, anlat," derken sesim epey hrrrltrh Erkmrqtr. Don Juan'rn kahkahasr dinamit gibi patlamrqtr. Elleriyle karnrnr bastrrarak yerlerde yuvarlanlyor, bir yandan da krsrk sesle "Peki, anlat!" diye yineleyip bana oykiiniiyordu. Sonra do!rularak oturdu. Yapmacrk bir a[rrbaqhhkla ve titrek bir sesle. "Senin oltimiintin ikinci aqamasl herhalde qoyle olacakttr," dedi. ' Gozleri igten bir merakla beni incelemekteyid. Gtildiim. Boyle ellenip dalga gegmenin, insantn kendi oltimti diigi.incesinin keskinlifini koreltecek tek grkar yol oldu[unu agrkga kavradrm. Don Juan si.irdtirdti: "Qok araba kullanryorsun. Bi bak-

li[e

miinle ilgili diye." Bu konunun beni tedirgin ettilini dofruladtm. Kendisinin, oflu Eulalio'nun oli.imiinii anlattrken, yagamla oliimtin sis kristalleri gibi birbirlerine karrqtrfrnr sciylemesi gibi, oliim hakkrnda genel konuqmalar yapmak istedifimi belirttim. Don Juan, "Ollum ciliirken, onun yagammln oyle yayrldrlmr sana anlattrfrmda," dedi, "genel bi konugma yapmryordum. Kendi ollumun cihimtini.i anlatryordum. Her ne qeyse bu cili.im, onun yaqammrn yayrlmaslna neden olmugtu." Konuqmasrnln akrqrnr ayrtnttlardan uzaklagtrrmaya gabalayarak birkag dakikahfrna oli.ip de trbbi uygulamalar yardrmryla yeniden diriltilen kimseler defgin yaziar okudu$umu soyledim.Yazrlartn hepsinde de o yeniden dirilitilen kimselerin oltimleri strastnda higbi qeyi anrmsayamadrklanna, oltimi.in ti.im bilingliliklerinin durmastna yol agmr$ oldufuna delgin demeglerin yer aldr[rnr belirttim. Don Juan, "E, dofaldr bu," dedi. "iki aqamast vardtr oliimtin. Birinci aqamada bilinglilik durmuqtur. Pek bi qey sayrlmaz bu aqama-Mescalito yemenin yarattrfr on duyular gibi... Insanr sanveren, mutlu eden, biitiinltifiiine kavuqturan, di.inyadaki her geyi tozpembe gosteren bir aydrnlanma durumu... Ama bu srflrk gegiliverince, biiyiit bunlar yok olur ve insan bambagka bir dleme dahverir. Yefinlikler, giigler dlemidir bu.

228

BIR BA$KA GERQEKLIK

..GORME"

iqi

229

mlqsln gene direksiyonun baqrndasrn. Daha diiqtinmene firsat bile kalmadan olup bitivermiq. Gene oyle binlerce kez yaptrlrn gibi araba kullanryorsun diyelim; daha da ne oldu diyemeden garip oluqmalar gori.iyorsun on camda. Yakrndan bakarsan,. parlak bi yapra$a benzeyen ufak bi bulutguk dersin buna. Ontinde uzanan gokteki bi yiizdtir sanki bu. Ama dikkatlice bakarsan, geri geri kagtrfrnr anlarsm; ta uzaklarda bi noktacrk haline gelene dek. Sonra sana do!ru geliyor bu kez. Hrzlarur hrzlarur da, goz agrp kapayana dek arabanln cin camrna oyle bi garprlrr ki, giigliisiin sen, bikag kez bindirmesi gerek sana oliimiin, seni temizleyene dek. Artrk anlamrqsrndrr nerde bulundufunu, ve neler oldulunu. O ytiz gene kagmrgtrr ufukta bi yerlere: gene saldrrmak igin, giiglenip de... Ta igine girer de yiz, o zaman gakarsrn iqte-yahu bu yiiz dostun yiiziidi.ir diye. Ottim bi hiEti zaten her zaman. Bi hig! Defterinin satrlan arasrnda yitip gitmiq bi noktaydr o zaten. Ama gene de giriverir iEine ya, durdurulmaz bi gtigle-ve bakmrqsrn geniqletiyor, yaylyor seni. Yamyassr edip seni serivermiq yerlere. Ve goklere ve otelere. Oluvermiqsin mini mini kristal tozanlarrndan bi sis, agrhyor, yayrhyorsun." Oltimiimiin bu bigimde betimlenmesi beni gok etkilemigti. Boyle defiqik bir geyler anlatacafrnr biliyordum. Uzun srire sustum kaldrm. "Oliim karrundan dalar insanrn igine," diye siirdi.irdii don Juan, "isteng arahfirndan giriverir igeri. insarun en duyarh en cinemli bolgesidir bu yank. Istencin bulundulu yerdir orasr ve hepimiz ordan oliirtiz iqte. Qok iyi bilmekteyim, gi.inkti dostum beni o agamaya getirmiqti bi kezinde. Bi biiyticti istencini ayarlayrp, oltimiin girmesine goz yumar da, tam yamyassrlaqrp yayrhqlna gegerken, o kusursuz istenci gene egemen olup o sisleri yeniden o kigiye doniigttirtir." Don Juan garip bir hareket yapmrgtr. Ellerini iki yelpazc gibi agmrq, dirsekleri di.izeyine kaldrrarak baqparmaklarryla govdesinin yanrna de$ecek bigimde Eevirmiqti. Ardrndan da, ellerini, yavagga gobelinin tizerinde birleqtirmigti. Ellerini bir

si.ire orda tuttu. Gergince tuttulu kollannrn titredigini gormekteydim. Sonra ellerini kaldrnp ortaparmaklanntn ucunu alruna deldirdi; ve gene gobeginin iisti.ine koydu. Heybetli bir goriiniigti vardr. Oylesine etkileyici ve gtizel bir bigimde yapmrqtr ki bunlan; bayafr bi.iyiilenmiqtim. Don Jun, "Btiyticiiyti derli toplu tutan qey, istencidir." dedi. "Ama yaqlanrp da gtici.inti yitirince istenci de zayrflar ve o kagrnrlmaz an geliverir. Yani istencini denetleyemedili bir an... O zaman, ciliimiin sessiz saldrnsrna karqr koyamaz, onun yagaml da ttim obi.ir insanlann yaqanttslna doniiqtir; yani srrurlarrnr aqrp giden bi sis yayrlmaslna..." Don Juan bana baktr ve aya$a kaiktr. Urpertiler igindeydim. "Artrk gahh$a gidebilirsin," dedi. "Ogleden sonra oldu." Gitmeyi hem istiyor, hem de goze alamryordum. Korkudan Eok tirkeklikti duydu[um. $urasl var ki, artrk dosttan Eekinmiyordum. Don Juan, "srkl" oldulum stirece, duydulum qeylerin bir oneminin bulunmadrlrnr sciyliiyordu. iyice sa$lam bir durumda oldu[umu; suya yanagmadrkga, gahhga gi.ivenle gidebilece[imi belirtiyordu. "Bu ig bagka iq," dedi bir ara, "seni bi kez daha rslatmam gerek; onun igin sudan uzak dur." Daha sonralarr, don Jun, kendisini arabamla yakrnlardaki bir kasabaya gotiirmemi istedi. Sarsakhlmr heniiz tizerimden atamadrfrm igin, bu, iyi bir deligiklik olur diye gegirmiqtim. Bir bi.iyi.ictiniin, oliimle oynagmlq olmasr diiqiincesi epey sarsmrqtr beni. Don Juan bana gtiven verrneye gahqrrcasrna, "Biiyticti olmak pis bir igtir," dedi. Gormeyi ofrenmenin gok daha iyi bir ufraq oldu[unu soylemiqtim sana. Her geydir goren bir insan; ona oranla bi biiyticii, zavalh bi durumdadrr. "Nedir biiyiictili.ik, don Juan?" Don Juan uzun uzun ytiztime bakarken baqrnr belirsizce sallamrqtr.

230

BIR BA$KA GERQEKLIK

"GORME" I$I

23t

"Btiyiictiltik, insanm istencini bi aEh diiptimde toplamasldrr," dedi. "Bir iqe karrqmaktrr btiyiictiliik. Bi btiyticii arar arar da de[iqtinnek istediEi bi agkr dti[tim bulur ve istencini onun iisttinde toplar. Bi.iyi.iciilerrn gormesi gerekmez biiyiicti olmalan igin. Salt istencini kullanmayr bilmesi, yeterlidir bu iq igin." Agkr dtiliimiin ne anlama geldifini agrklamasrnr istemiqtim. Don Juan bir stire diiqiindtikten sonra benim arabamtn ne oldu[unu bildi[ini soyledi. "Basbaya[r bir makine iqte!" dedim. "Senin araban bujilerdir. Arabanrn agkr dtifiimti budur iqte bana gore. istencimi toplayrm bujilerinde,bak nastl gahqmayacak araban."

Don Juan arabaya girip oturdu. Beni ga[rnp kendisi gibi rahatga yerleqmemi istedi.

"Bak ne yapacafrm," dedi. "Bi kargaylm ben, onun igin 6nce bi gevqetivereyim ttiyierimi." Bi.ittin govdesini titretmiqti. Bu devinimini, bir su birikintisindeki sergenin rslak ttiylerini glrpmasrna benzetmiqtim. Don Juan bagrnr, gagasml suya daldrran bir kuq gibi, efmektedi.

dim, ama inme inmiq gibi krmrldayamadrm. Bir tiir gticiin beni sardrfrnr duyumsuyordum. Korkmuyordum, uyuquk ya da uykulu falan de$ildim. Ttim duygu ve yetilerimin sapasaflam olmasr gerekirdi. Don Juan, "Qahqtr arabanr gimdi," dedi. Kontak anahtannr gevirip gaza basrverdim. Marq dinamosu grcrrdryor ama motoru gahqtrrmryordu. Don Juan'rn tartrmh grdaklamalarr andrran yumugak giilmesini iqitiyordum. Bir daha gevirdim anahtan, bir daha... Belki on dakika kadar grcrrdatrp durdum margl. Don Juan grdaklamastnl siirdtirmekteydi. Sonra vazgegrp kurqun gibi goktiim koltu[uma. Don Juan gtilmesini kesti ve beni incelemeye koyuldu. O anda, g{ilmesinin beni bir tiir uyutmacah dahng igine siirtikledigini "bilmiqtim". Biitiin olanlann bilincinde olmama kargm, kendimden gegmig bir duruma geimiqtim. Marqr gahqtrramadr[rm siire boyunca gok uysallaqmrq bir durumdaydrm,
sanki uyugmugtum. Don Juan yalnrzca arabaya

delil,

bana da

"Aman ne giizel oluyor," diyerek gtilmeye baqladr. Yabansr bir gtilmeydi bu. Garip, uyutmacah bir etki yaratmrqtr iizerimde. Daha onceleri de birEok kez bu bigimde gtilmiiq oldufunu anrmsadrm. O zamanlar bu gtiltiqleri pek uzun stirmemiq olduklanndan bu kez oldu[u gibi tizerlerinde duramamrqtrm herhalde. Don Juan, "Sonra da boynunu gevgetir bi karga," diyerek boynunu biikmeye ve yanaklarrnr omuzlarrna siirmeye baqladr. "Sonra bi goziiyle bakar dtinyaya, ve sonra da obiir goziy1e..."

bir qeyler yapmlqtr sanki. Grdaklamaslnr durdurunca artrk biiytintin son buldulu inancryla ve tez canhhkla gene Eevirdim anahtan. Don Juan'rn, gtilmesiyle beni uyuttuluna ve arabayt Eahqtlramayacafirna inandrdrfrna emindim. Bir yandan motoru grcrrdatrp gaz pedahnr ofkeyle pompalarken, ote yandan da goziimiin ucuyla don Juan'a bakhm. Tuhaf tuhaf bana
bakryordu. Don Juan sevecence omuzumu trprqlayarak, cifkemin "srkr" durmama yarayacafrnr, beni gene suya sokmasrna gerek kalmayabilecefini soyledi. Ne kadar ofkelenirsem, dostia karqrlagmanln verdifi rahatsrzhktan, o denli gabuk kurtulurmu$um.

Don Juan'rn, "IJtanma canlm," dedigini iqitiyordum,


"tekmele kerata arabayr." Ola[an, do[al kahkahasr gene grnlatmrgtr ortahlr. Bense acrnacak bir halde srkrlganca gi.ildtim. Qok geEmeden don Juan, artrk arabayr brraktrfrnr sdyledi. Araba gahgmrgtr!

Qevresine bakmayr sozde bir goztinden obtir goztine gegirirken baqr sallaruyordu. Gtilmesi gittikge tizleqiyordu. Hcmen oracakta bir kargaya doniiqecekmiq gibi aptalca bir dryguya kaprlmrqtrm. Inanmazhfrm gdstermek igin gi.ileyim dc-

"GORME" I$I
qrna kagtrm.

233

Bu "gorme" iqine de[gin etkilerin birike birike artrk canlma tak ettirdifini soylemeye gelmiqtim don Juan'a. Siirekli bir tedirginlik duyuyor, higbir neden yokken tasalarup duruyordum. Don Juan'rn evinde yalnrz kalmarun bende uyandtrdrfr bu korkulu hal, gegmigte korkulartmtn artarak nasrl dayanrlmaz bir kerteye ulaqmrq oldufunu getirmigti akhma.

Yrllar oncesine uzanmaktaydr bu korku. Don Juan'rn, benimle "la Catalina" dedifii bir biiyticti kadrnr gok yabanst bir bigimde karqr karqrya brrakmrg oldu[u bir zamana... Yirmi iig Kasrm 1961'de olmuqtu bu olay; o giin don Juan'a gittilimde onu dizini incitmiq, yatar bulmuqtum. Bir dtiqmanrnrn bulundufunu, karatavula doni.igebilen bir biiyticti kadrn olan bu diiqmarunrn, kendisini oldtirme giriqiminde bulundulunu
agrklamrgtr.

T4
28 Eylill 1969 Don Juan'rn evinde iirkiitiicti bir hava sezdim. Bir an, oralarda bir yerde, beni korkutmak igin saklanmrq olabilecefini gegirdim. Don Juan diye seslendim, ve cesaretimi toplayarak eve girdim. Don Juan igerde de[ildi. Ona getirdifim iki yiyecek paketini bir kciqede yrfrh duran odunlann iizerine brrakarak, daha cinceleri birgok kez yaptrfrm gibi oturup onu beklemeye baqladrm. Ama don Juan'la bunca yrldrr dostlu[umuz srrasrnda, onun evinde boyle yalnrz kalmaktan ilk kez korku duymaktaydrm. Yanrmda gori.inmeyen birisi varmrq gibi bir varlr[r duyumsamaktaydrm. Yrllarca cince yalnrz bulunduEum bir srrada bilinmez bir qeylerin gevremde trpkr boyle sinsi dolaqmrq oldu[unu anlmsadrm. Yerimden firlayrp evin dr-

"Hele bi yiirtiyeyim, o kadtnt gosteririm sana," demigti don Juan. "Kim oldu$unu bilmen gerek." "Ne diye cildiirmek istiyor seni?" Don Juan omuz siikerek herhangi bir qey soylemekten kagrnmrqtr.

On giin sonra gene geldi$imde don Juan't sapasa$am bulrnuqtum. Tamamryla iyilegtifini gosterrnek igin dizini oynatrp duruyor, bu denli Eabucak iyileqmesinin kendi eliyle yaptrfr algrdan otiirii oldu[unu soyl{iyordu. Sonra, "iyi ki geldin," demiqti. "Bugtin ufak bi yolculuk
yapacafrz seninle." Ve arabaya atlayrp lsslz bir yere gitmiqtik. Orada durunca, don Juan uyuklayacakmrq gibi arabanrn koltufunda arkaya kaykrlmrq, bacaklannl gererek uzatmrqtr. Kendimi gevqetmemi ve sessizce oturmamr istemiqti. Geceye kadar elimizden geldi[ince ortahkta gortinmemeye Eahqmamrz gerektifini ve yapmakta oldulumuz igte en Eekinceli vaktin akqamiizeri oldulunu beiirtmiqti. "Ne gibi bir ig peqindeyizkr?" diye sotmuqtum.

234

BIR BA$KA GERqEKLIK

"GCRME" i$i

235

tuza$a d{iqiirece Eiz." demiqti. Hava braz karannca usulcactk arabadan grkrp goldeki gahhklara dolru yavaq yavag, grt grkarmamaya gahqarak yiirti-

"La Calalina'yr

miiqtiik. DurdufumLtz yerden, iki yanrmnda uzanan tepelerin karaltrlarrnr gorebiliyordum. Dtiz ve oldukga geniq bir vadideydik. Don Juan, gahhkla bir olacak, gahh[a kanqacak bigimde durma yontemlerine defgin aynntrh bilgiler vermiq, ve "savag duruqu" dedifi bir oturuqu ci[retmiqti. Sa[ baca[rmt sol kalgamrn altma sokarak ve sol bacafrm iizerinde gomelerek yaprlan bir duruqtu bu. Sol kalgantn alttna sokulan sa[ bacakla yeri iterek, gerekti[inde, biiytik bir hlzla kalkrqa gegilebiliyordu. Don Juan ardmdan batrya doniik olarak oturmamr soylemiqti. Kadrnrn evinin bulundu[u yonmii$ bu. Sonra sa! yanlma oturarak fisrltrh bir sesle gozlerirni yere dikmemi ve gahir$r sallayan esinti gibi bir qeyi aramamt, daha do[rusu, beklememi soylemiqti. Gozlerimi tizerlerine dikmig oldu[um gahhkta herhangi bir dalgalanma gordtigtimde hemen baqtmr kaldrnp o cadryr tiim "gozahct, kotiiltikgii gorkemiyle" gormem gerekiyormuq. Don Juan bu sozciikleri kullanmrqtr. Anlamrnt sordufumda, dalgalanma gortir gormez baqrmt kaldrrrp kendi gozi.imle gormemi soylemiqti. "Bi biiyiicii cadtntn ugmasl", sozciiklerle anlatrlamayacak benzersiz bir gorii imiE giinkti. Arahksrz bir yel esmekteydi. Birgok kez gahlann dalgalandrlmr sanmrgtrm. Her kezinde baqrmr kaldrrrp kendimi o do!aiistii deneyime hazrrhyordum. Ama bir qeycikler gordii[iinr yoktu. Ne vakit yel gahhfr sallasa don Juan yeri sertge tekmeliyor kollarrnr, kamgtlar gibi havaya savuruyordu. Devinimlerindeki gtigliiliik ola[andrqrydr. Birkag kez deneyip de "ugan" cadr falan gormeyince, oyle dofatistti bir olayla karqrlaqmayacalrma iyice inanmtqttrrt" Ama don Juan'ln o "giigliiliik" gosterileri oyle gtizeldi ki, varsln bu gece de boyle gegsin diye gegiriyordum.

Giin a[anrken don Juan gelip yanrma oturdu. Bitkin goriintiyordu. Yerinden krmrldayamryordu. Srrttistti yere yattp "Karryr delemedik." diye mrnldandr. Qok ilgimi gekmiqti bu sozeri. Don Juan ayru qeyi yineleyip durmaktaydr. Her deyiqinde sesinin titremi daha da iizgtin ve umutsuzluk doluydu. Tanrmsrz bir tasa kaplamrgtr benlifimi. Don Juan'tn iizgtisii
bana da bulaqmrqtr.

Aradan birkag ay gegmiq, don Juan bu olayla ilgili higbir soz etmemiqti. Bu iqi ya unutmuq ya da goziimlemiqtir diyordum. Ne var ki, bir gi.in don Juan't gok heyecanh bir durumda buldum. Ahqtrlrm o sakin haline hig uymayan bir bigimde, bir cjnceki gece "karatavu[un" gelip ontinde durdufunu ve kendisine dokunurcasrna yaklaqttltnt, buna karqrn kendisinin uyanamamr$ bulundu[unu soyledi. Kadrn ciyle kurnazca davranmrq ki, don Juan onun geldifinin farktna bile varamamrg. Ne ki, qansr yaver gitmiq de tam zamanlnda uyanrvermig ve yagamrnr kurtarmak igin korkung bir gatrqmaya giriqmiq. Don Juan'rn sesindeki titrem oyle dokunakhydt, oyle acrkhydr ki! igim, ona karqt sevgi, koruma duygularryla doiuverdi. Don Juan,, o cadrya engel olmak igin higbir qaresi kalmadrfrnr srkrntrh ve iiztingle dolu bir sesle anlatmtq, gene Erkrp geliverirse, bunun artrk yaqammln sonu demek olacafirnr belirtmiqti. Ne yapacafrmr, ne diyecefimi bilemeden, a$amakh, onu dinliyordum. Don Juan, bu derinkaygrmln farktna varmrq olacak ki, yiireklilikle gtilmeye baqladr. Omuzumu trprq-

layrp, aldrrmamamr, hentiz oyunu yitirmiq bulunmadtfrnr, elinde bir koz daha bulundufunu, kendisini savunmak igin bir firsat daha oldufunu soyledi. "Biiti.in koqullarr inceler, ona gore davrantr bi savaqgt." dedi gtiliimseyerek. "Yapamayaca[r iqe burnunu sokmaz bi
savaqgr."

Don Juan, gtili.imseyiqiyle o ufursuz karayrkrm (felAket) bulutlannr dafrtrvermiqti. Bagrmr okqamaktaydr. Birden, "Gel gdr ki," dedi, "biitiin bu dtinyada kala kala tek koz kaldr elimde. Evet, o da sensin!" Gtizlerimin iEine baka baka sciylemiqti bunlarr.

236

BiR BA$KA GERQEKLIK

"GORME" i$i

237

"Ne?" "Cadtyla sava$tmlmdaki kozum sensin." Ne demek istedifini anlayamamtqttm. Don Juan kadrnlann beni tanrmadtftnt, ve bu kozu tasarladt$r biEimde oynarsam o "kartyt delme" olasrhfrnrn gok kuvvetli bulundufu
agrklamastnr yaptr.

de saklanrp karatavuk gatrya konana dek beklememi, iyice niqan aldrktan sonra iki tetifi de birden gekmemi sciyledi. Sug-

"O 'kanyl delme'ne anlama geliyor?" "OnLl cildtiremezsin ama balon deler gibi delebilirsin.

malardan gok, gaqrrtrnrn etkisi karryr delecekmiq, ve yeterince gtiglii ve kararh olursam, cadrnrn don Juan'la bir daha u[ra$mamasrnr saflayabilecekmigim. Bu bakrmdan bu iqi ele almamdaki niyetimin ve karryr delmedeki kararhhlrmrn kusursuz olmasr gerekirmi$.

Br-r-

nu yaparsan e[er, pegimi brrakrr. Ama takma kafanr qimdi buna. Srrasr gelince yapman gerektifini anlatrrlm sana." Aylar gegmiqti. Tam br-r olayr unutmuq oldu$um bir srada don Juan'rn evine gittilimde bir qaqrrtryla karqrlagttm. Dou Juan koga koqa gelmiq ve arabadan grkmamr soylemiqti. "Hemen git burdan," diye fisrldamrgtr kulafrma biiyiik bir telaqla. "iyi dinle beni, git bi tiifek aI, ya da bul bulugtur. Ama kendi tiifelin olmasrn. Anhyor musun? Seninki olmastn da, ne olursa olsun, bi tiifek bul ve hemen buraya getir!"

Don Juan, "Ateq etti[in anda gr$r[r basmahsrn," dedi. "Ye[in, delici bir grflrk atmahsrn." Ardrndan evin ramadasrndan tig metre uzakta bir yere odun ve kamrq pargalarr yrlmaya baqladr. Beni, bu yr[rnlara yaslanarak oturttu. Oldukga rahat bir yerdi burasr. Yarr oturur gibi, srrtrm iyice desteklenmiq bir durumdaydrm ve gatryr rahatEa gorebiliyordum.

"Ne yapacaksrn ttife[i?" "Git dedirn sana!" Bir ttifek bulup donmtigtiim. Yantmda sattnalacak pani bulunmadrfrndan, gidip bir arkada$imrn eskice bir tiifefini almrgtrm. Don Juan tiifefe bakmadr bile; giilerek benimle, ciyle, sert konu$maslnln nedenini agrkladr. Meferse karatavuk evin gatrstndayml$ da don Juan onun beni gcirmesini istememig.

"Karatavufu gatrda gonince bi ttifek getirirsen karryr tiifekie delersin diye diigtinmtiqtiim," diyordu don Juan. "Amrt sana bi gey olsun istemem; onun igin, gidip bi ttifek sattnalmanl ya da bi yerlerden buimanr soylemigtim. iqini bitirdikten sonra ttife[i parEalaytp atman gerekiyor da..." "Ne iqimin bitmesi?" "Karryr ttifekle deldikten sonra yani." Don Juan, tuhaf kokulu bir bitkinrn taze yapraklartyla vt' saplarryla ovalaya ovalaya ttifefi bana temizlettirdi. Kencli eliyle iki fiqek ternizieyip qifteye stirdti. Sonra da, evin ciniirt'

Don Juan, cadrnrn grkmasr igin hentiz erken oldufunu ve karanhk basana dek biittin hazrrhkiarrmzr tamamlamamrz gerektifini; sonra da eve girip igerde kalacafrnl ve boylece karrnrn ona saldrrrnaslnr sallayaca[rnr soyliiyordu. Kendimi gevqek tutmamr, dikkat gekmeden ateg edebilecefim rahat bir durumda beklememi de ekledi. Birkag kez gatrya niqan aldrrdrktan sonra, gifteyi omuzuma yerleqtirip nigan almanrn gok yavag ve oyalayrcr oldu[unu belirtti. Ve ttifefin altrna bir destek kurmaya baqladr. Sivri uglu bir demirle yerde iki derin delik agrp ucu gatalh iki defne[i bu deliklere yerleqtirdi. Qatalh boltimlerin araslna uzunca bir slrrk ba$adr. Tiifelimi bu Eubu[un tizerine dayayarak gatrya kolayca niqan alabilmemi
sallamrqtr.

Don Juan goge bakarak eve ginne zamamnrn geldigini soyledi. Kalkrp, bu igin qaka gottiriir yanmln bulunmadr[rnr ve kuqu ilk atrgta vurrnam gerekti[ini bir kez daha vurguladrktan sonra, yavag yavag eve girdi. Don Juan gittikten sonra birkag dakikahk bir alacakaranlrfrn ardmdan hava birden kararmrqtl. Sanki benim yalntz kalmamr bekliyordu da anslzrn bastrrmrqtr karanhk. Gozlerimi dikmiq gatrnrn karaltrsmr seEmeye Eairgryordum; ufuk henrjz brcaz aydrnhk oldu[undan, gatrnrn drg gizgilerini gorebi-

238

BIR BA$KA GERqEKLIK

"GORME" I$I

239

liyordum. Ama, sonra hava kapkara oldr-r ve evi gormem Eok giigleqti. Saatlerce bir qey goremeden Eatrya bakrp durdum. Kuzeye do$ru ugmakta olan iki baykuq gormtitiim. Kanatlarr ciyle genig agrlmrqtr ki, karatavuk olamazlardr. Qok gegmeden gatrya konmakta olan kiigtik bir kuqun karaltrsr iligti goziime" Kuqkusuz, bir kuqtu bu! Ytire[im hrzla atmaya baqlamrqtr. Kulaklanmda bir vrnlama duydum. Karanhkta niqan ahp iki tetili birden gekiverdim. Yaman bir gtimbtirtii kopmuqtu. Tiife[in dipgigi omuzumu geriye itmiq ve tam o anda kulaklarr trrmalayan keskin, korkung bir insan gr$r[r igitmiqtim" U[ursuz, ytiksek sesli bir haykrrrqtr bu ve gatrdan gelmekteydi. Allak bullak olmuqtu zihnim. Hemen, don Juan'rn, ateq ederken bir Er$rk atmamr uyarrnrg olduf;u geliverdi akhma. Unutmuqtum balrrmayr. Qifteyi gene doldurmayr geEiriyordum ki, don Juan kapryr agarak koga koqa yanrma geldi. Elinde bir fener vardr ve gok sinirli goriiniiyordu. "Galiba ztbafittn kanyr," dedi. "Kuqun oltisiinti arayahm, gel." Don Juan bir merdiven getirdi ve grkrp ramadamn iizerine bakmamr istedi. Ama bir qey bulamamrqtrm. Kendisi de grkrp baktr; o da kuq oliistine benzer bir qey bulamadr. Don Juan, "Kuqu paramparga ml ettin, ne; o zaman da bi tiiytini.i falan bulmamrz gerekir," dedi. Once ramadanLn oralan sonra da evin gevresini aramaya koyulduk. Sabaha dek fenerin rqrfrnda arayrp durmuguz. Sabahleyin gene taradrk geceleyin aradrfmrz yerleri. Ofleden cince saat 11:30'da don Juan aramamlza son verdi. Yere gciktip kaygrh bakrqlarla bana bakryor, srkrlgan bir giiliimsemeyle dtiqmanrnr alt edemedi[imi, yaptrfrmrz iqin kanyr daha da cjfkelendirmekten baqka bir ige yaramadrfrnr, artrk her an oltimiinti bekler duruma diiqtiifiinii soyledi. "Ama sen giiven igindesin," diye ekledi, "kan seni tanrmlyor gi.inkti." Ayrrlaca$rm srrada arabama giderken, ttife$i krnp atayrm mr diye sormugtum. Tiifefin bir gey yapmadr[rnr, onu arka-

daqrma geri verebilece!imi soylemiqti. Don Juan'tn gozelrinde derin bir umutsuzluk sezmiqtim. Yiirelim pargalanmrqtr;

nerdeyse aflayacaktrm.

bir yardrmlm dokunabilir mi?" diye sordum. "Yapabilecefin bi qey yok ki," diye yanrtladr. Bir an sessizce durduk. Hemen gitmek istiyordum ordan. Dayanrlm az br iiziintti igindeydim. Ne edecefimi bilemiyor'oSana

dum.

Don Juan, "sahiden bana yardrm etmek ister misin?" diye soruverdi. Sesi bir gocuk sesi gibiydi. Btitiin varhfrmla her qeyi yapmaya hazr oldu[umu belirttim. Ona olan sevgimin derinlifini, ona yardtm edebilmek igin higbir qeyden kaEtnmayacalrmr soyledim" Don Juan gtiltimseyerek gergekten dofru mu soyledi[imi sordu bir kez daha. Ben de ateqli bir bigimde ona yardtm etme iste$imi bir kez daha dofiruladrm. Don Juan, "E$er igtenlikle soyltiyorsan, bi ganslm daha var demektir," dedi. Qok sevinmiq gortintiyordu. A[zr kulaklarlna varlrcasrna giiiiimstiyor, negelendigi zamanlar yaptrfr gibi ellerini grrprp duruyordu. Havastntn bu denli defiqmesinden ben de etkilenmiqtim. Biitiin o tiziintiiler, kaygrlar yitivermiqlerdi de, yaqam gene agrklanamazbi bigimde cogmaya baqlamrgtt. Don Juan oturdu. Ben de yanlna oturdum. Don Juan uzun uzun bana baktrktan sonra sakin ve kararh bir bigimde benim gerEekten o anda ona yardrm edebilecek tek kimse oldulumu; ve Eok gekinceli ve ozel bir yapmamr isteyecefini soyledi. Kabul edip etmeyece[imi gormek istercesine bir an duraksarnrqtr. Onun igin her qeyi goze alaca[rmr yineledim., Don Juan, "O kanyr delmek igin bi silah verecelim sana."
dedi.

Bir torbadan uzun bir nesne grkarrp bana verdi. Elime altp incelemeye bagladrm. Bir ara elimden diigtirtir gibi olmuqtum. Don Juan, "Yabandomuzu," diye siirdtirdti. "Bunla deler-

240 sin kanyr."

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME" I$I

241

Elindeki qey bir yabandomuzunun kurutulmuq on ayafrydr. Derisinin girkin bir goriiniimi.i vardr, krllarrna dokunmak tiksindiriyordu insanr. Toyna[r bozulmamrgtr; iki yarrlan da agrkga gerilmiqti. Korkung bir gori.intimi.i vardr bu qeyin. Bir an midem bularuverdi. Don Juan gekiverdi aya$r elimden. "Karrnrn tam gobeline saplamahsm yabandomuzunu." dedi. "Nee?" deyivermiqim krsrk bir sesle. "Bunu sol elinle kavrarsrn, diirti.iverirsin kannrn karnrna. O kadrn btiytici.i oldu[undan, bu yabandomuzu onun kamrna batrnca, artrk bi baqka btiyiicii drqrnda hig kimse bilemezbtnun kanya saplandr[rnr. Srradan bi savag de[il ki bu; btiyiictiler savaqr olacak. $u tehlikesi var: Bunu kadrnrn kamrna saplayamazsan, seni bir garpar da oracrkta oli.irstin. Ya da dostlan, yakrnlarr seni vururlar, brgaklarlar. Ama bakarsm, sryrrksrz atlahrsm bu savaqr. "Baqarabilirsen, bu yabandomuzu ayalr cehennem azabt Eektirir kadrna da artrk bana hig dokunamaz." Sil baqtan bunaltrcr bir kaygrya kaprlmrgtrm. Don Juan'a olan sevgim sonsuzdu. Hayrandrm ona. Benden bu iqi yaprnaml istedi[i srnlarda, artrk onun yagam bigimini ve bilgisini eriqilebilecek en yi.iksek bir baqan olarak deferlendirir duruma gelmig bulunuyordum. Boyle bir kimsenin olmesine nasrl goz yumabilirdim ki? Arna kendi yaqamrmr boyle bile bile nasrl tehlikeye atabilirdim? Kendimi bu diigtincelere ciylesine kaptrrmrqtrm ki, don Juan omuzumu srvazlarken kendime gelmiq ve onun aya[a kalkmrq oldufunu gormtigttim. Baqrmr kaldrrrp baktrm; sevecen bir giiliiqle bana bakmaktaydr. "Gergekten bana yardrm etmeye karar verdi[inde, donrip gelirsin buraya." dedi. "Ama o zamana kadar gelme. Geri gelirsen, ne yaprlacafinr bilmiq olaca[rm. Haydi git qimdi! Donmek istemezsen, onu da anlanm." Birden ayafia kalkrp arabama dofru yiiriidtim. Ve gikip gittim. Don Juan ashnda beni btiyiik bir srkrnhdan kurtarmrq-

tr. Iqte ordan aynlmrqtlm ve bir daha da donmek zorunda defildim Ne var ki, boyle ozgiir kaltgtm, beni rahatlatmrq de[ildi. Bir siire yol aldrktan sonra, dtiqiinmeden direksiyonu geviriverdim ve don Juan'rn evine do[ru arabayr si.irmeye baqladrm.

Don Juan hala ramadamn alttnda oturmaktaydr. Beni goriince pek qagrrmtqa benzemedi. "Otur bakahm qoyle," dedi. "Battdaki bulutlar oyle giizel ki! Az sonra hava kararacak. Sakin sakin otur, tadmt grkar alacakaranh[rn. $imdi istedifini yup. Ben sana soyleyince de dosdo[ru Eu parlak bulutlara bakarsm ve alacakaranhfrn sana gtig ve ering vermesini dilersin." Bir iki saat yiiztim batrdaki bulutlara doniik, oturdum. Don Juan igeri girmiq orada kalmrqtr. Hava kararmaya baglayrncl, grkrp yaruma geldi. "$imdi akqam karanhlr gciktii," dedi, "kalk bakahm! Gozlerini kapama, do[ruca bulutlara bak. Kollarrnt yukart kaldrr-ellerini, parmaklannr ag, ger. Oldulun yerde koqar gibi yap." Dediklerini yapmaktaydrm. Kollarrmt bagtmtn i.izerine dofru kaldrrrp yerimde sayarak kogmaya bagladrm. Don Juan yanlma gelip devinimlerimi diizeltti. Yabandomuzu ayafrnr sol elimen ayaslna yerleqtirerek bagparmafrmla kavrattt. Ardrndan, kollanmr aqa[rya dofru gekerek batr ufkundaki koyu gri bulutlara dofru yoneltti. Parmaklartmt yelpaze gibi agarak, ayalarrma do$ru krvrrk tutmamr istedi. Parmaklanrntn bu bigimde drqa do!ru gerili tutulmastntn onemi biiyiikmtig; ige do$ru krvrnrsam, alacakaranhktan gi.ig ve ering dilemek yerine, ona gozda$r vermiq olurmugum. Koqma bigimimi dtizeitmigti. Tekdiize ve yumuqak olmahymrq adtmlanm; kollarrm gerili, alacakaranhfa sahiden kogarmrqgaslna... O gece uyku tutamiqtt bir ttirlii: Beni yatrqtrrmak bir yana, tam tersine igimi goqturmuqtu alacakaranhk duast. "Oyle gok qey var ki yaqamlmda askrda kaimrq..." dedim, "heniiz sonuglanmamr$ oyle Eok qey var ki!"

242

BIR BA$KA GERqEKLIK

"GORME" I$I

243

Don Juan yumuqakga giildii krkrr krkrr. "Higbi qey ashnda kalmaz bu diinyada." dedi. "Higbi qey bitmez, higbi gey sonuglanmaz. Haydi uyu bakahm." Oyle yatrqtrrrcr gelmiqti ki don Juan'rn bu sozleri... Ertesi sabah saat on srralarmda don Juan yiyecek bir geyler getirmiqti. sonra igimize baqladrk. Don .Iuan, kadrna ogle vakti ya da o$leden biraz cince yaklaqacalrmrzr fisrldayarak soyliiyordu. Gtiniin bu erken saatlerinin en uygun zaman oldufiunu, cadrlann bu vakitte hentiz gtiglerini toplayamamrg, gozlerini agamamlg bir durumda bulunduklannr; ama gene bu ytizden de btiyticii kadrnrn bu saatlerde evinden drqanya Erkmayacafrnr belirtti. soru falan sorrnuyordum. Don Juan sonra beni karayoluna Erkardr ve arabayr yolun kryrsrna gekip park etmemi soyledi. orada beklememiz gerekti[ini bildirdi. Saate baktrm; on bire beq vardr. Srk srk esniyorclum. Uykumu alamamrqtrm. Zrhnim da[rnrktr. Birden, don Juan dikilerek beni diirttti. Yerirnden firlamrqtrm.

nr kadrna sapladrm. Elimdeki o ktitge toynak kolayca battver-

"iqte geliyor!" dedi. Ekili bir tarlanrn kryrsrnt izreyerek yola dofru gelmekte olan bir kadrn gordiim. Sas koluna gegirdifi bir sepet taqrmaktaydr. O ana dek, bir dort yolapzna yakrn bir yerde park etmiq bulundu$umu fark etmemiqtim. Karayolunun her iyi
yanrnda anayola kogut iki patika uzanlyor, daha geniqce ve iqlek bir qose oyul da karayolunu diklemesine kesiyordu. o yolu izleyenler, karayolunu gegmek zorunda kahyorlardr anlagrlan.

tedi.

Kadrn daha gosedeyken, don Juan, arabadan Erkmamr is-

"Haydi, hemen Erk!" derken oldukga sertti sesi. Boyun egip grktrm. Kadrn karayoluna gok yaklagmrqtr. Kadrna dofru koqtum. Giysileri yiiztime delene dek yaklaEtrm.

miqti kadrna. Gozlerimin ontinden ktvrtm ktvrtm bir golgenin gegiverdigini gordiim. Baqtmr safa Eevirdim; kadrn yirmi metre otede yolun karqr krytsrnda duruyordu. Oldukga genq ve esmer bir kadrndr; giiElti, trknaz bir kadrn. Bana gi.iliimsernekteydi. iri iri beyaz diqlerini gosteren uysal bir giiliimsemeydi bu. Gozlerini riizg0rdan korur gibi krsmrqtr. Sepeti halA saf kolunda asrh durmaktaydr. Benzersiz btr biEimde kanqmrgtr akhm. Dontip don Juan'a bakayrm dedim. Deliler gibi kollannr salltyor, geri gelmemi imliyordu. Koqarak arabaya vardtm. Ug dort adam hrzh hrzh bana dofru geliyorlardr. Hemen arabaya dahp obi.ir yone dofru siirdi.im. Ne oldu diye don Juan'a sormak istiyordum, ama konuqamryordum. Kulaklarrmda dayanrlm az bir zonklama vardt. Ttkanacafrm sanlyordum. Oysa don Juan neqeli gortintiyordu. Gtilmeye baqladr. Baqanstzh[rm onu ttndtrmamtqtr. Ellerimle direksiyonu oyle srkr kavramtqtm ki, krmrldatamtyordum onlarr. Donup oyle kalmrglardr sanki. Kollarrm kaskatr kesilmigti, bacaklarrm da oyle... Ayafrmr blle gaz pedahndan gekemiyordum. Don Juan srrtrmr okqayarak gevgememi soyledi. kulaklarrmdaki zonklam a azar azar yitmekteydi. "Ne oldu orda yahu?" diye sordum sonunda. Don Juan yanrt vermiyor, gocuklar gibi krkrrdayarak giiItiyordu. Sonra, kadrnrn elimin alilndan nastl kagtrfrna dikkat edip etmemi$ oldufumu sordu. Kadmm oyle hrzla kagrveriqini ovi.ip durdu. Konuqmalan oyle tutarstz gelmiqti ki bana, onu izleyemez duruma gelmiqtim. Kalkrp kadrnr ovsi.in! Kadrnrn yaman, kusursuz bir giice sahip oldufunu ve amansiz bir di.iqman oldu[unu ballandtra ballandrra anlatryordu. Bu baqarrsrzhfrma bir diyecefi yok mudur diye sordurn don Juan'a. Havasrndaki bu defiqiklik beni gergekten qagrrtmr$ ve tedirgin etmiqti. Oysa, baya[r sevinmiqti bu iqe adam... Don Juan durmamt istedi. Arabayr yolun krytstna gektim.

Yabandomuzu ayalrnr gomle[imin altrndan grkartrp toynafr-

244

BiR BA$KA GERQEKLIK

..GORME''

i$i

245

Elini omuzuma koyarak delici bakrqlanyla baktr gdzlerime. "Bugiin yaptrlrm qey bi numaraydr." dedi sciziinii sakmmadan. "Bi kuraldrr bilgi adamrnrn Eomezini kapana krstrrmasr. Bugtin seni tuzala diiqiirdtim ve ofrenmen ufruna seni mahdepsiye getirdim." Aprgrp kalmrqtrm. Ne diiqtinecegimi bile bilemiyordum. Don Juan, kadrnla o karqrla$mamm bir tuzak oldufunu anlatmaya baqladr. O kadrnr ashnda kendisine diiqman falan olmadrfrnr, asrl amacmm beni onunla karqrlagtrrmak oldufunu, bu kargrlaqmanrn da iqte boyle onu delmeye gahqtr[rm zamanki denli kendimden gegmiq ve giiglii bir duruma rastlamrq ol-

rinde denemiq oldu[unu ve az kalsrn kendisini oldtirecelini de ekledi. Don Juan gillerek, "Arttk onunla oynadrlrnt anladr kadrn," dedi, "arttk nefret eder o senden Bana bi qey yapamaz; oci.inii senden Erkaracak. Ama bilmiyor hentiz ne denli giiglii birisi oldu[unu. Onun iEin azar azar srnayacak seni. Artrk, kendini savunmak igin ofrenmekten baqka bi yol kalmryor senin igin. Yoksa dtiqersin eline o hamm alimallah! HiE $akasr yoktur haa!" Don Juan kadtntn otelere nastl uquverrniq oldu[unu anlmsattr.

mam koqullarrnr da karqrladr[rnr sciylemekteydi. Kararhh[r overek sonuna kadar dayanmamr gok be[endifini ekledi. Sonra da, btittin o yaptrklarrmrn, farkrnda olmadan kadrnrn kargrsrnda gcisteriq yapmaktan ote bir qey olmadr[rnr belirtti. "Ona dokunacafrnr sandrn ha!" dedi. "Olanaksrz bi geydir bu. Yalnrzca pengelerini gostermi$ oldun ona. Arilk, korkmadr[rnr gordii senin. Meydan okudun ona. Seni aldatmak igin o kanyr kullandrm; gtinkii gok giiglti, amansrz, kinci bi cadrdrr o. Erkekler o denli amanslz bi di.iqman olamazlar; bi stirti igleri vardr onlann da..." igim ofkeyle dolmuqtu. insarun en igten duygulanyla, ba$hh$ryla bu denli oynamamasr gerekti[ini soyledim. Don Juan gozrinden yaqlar boqalana dek giildii; ve ondan tiksindim. Suratrna bir yumruk atrp ordan gitmeyi gegirmekteydim. Gelin gortin, gtiliigtinde oyle yabansr bir tartrm vardr ki, elim kolum baflanml$gaslna beni oraya mrhlamrqtr. Don Juan, "Krzma o kadar, canlm." diyerek beni yatlgtrrrnaya gahqryordu. Ardrndan, bu edimlerinin boq yere yaprlmadr[rnr, gok eskiden kendi velinimetinin de kendisini trpkr boyle tuza$a dtiqiirerek yaqamrnr tehlikeye atmrq bulunduEunu anlattr. Ustelik velinimetinin aclmaslz bir kimse oldufunu anlattr, ve onun, kendisini, don Juan'rn kendisinin beni koliamrq oldugu gibi de kollamamr$ bulundulunu agrkladr. Sonnr sert bir biEimde, o kadrrun gi.iciinii don Juan'rn kendisi tize-

"Ofkelenme canlm." dedi. "Bi numara falan yaptr sanma. iqten bile de[ildi oyle uguverrnek onun igin"" Kadrn elimden oyle bir sryrrhgla kaErvermiqti ki, ktzmamak olanakstzdr. Gozlerimle gormiiqttim; zrplayrvermiq ve bir krprda yolu boydan boya gegmiqti. Yoktu baqka trirlti bir aErklamast bu kesinlikle gozlemlemiq oldufum Eeyin. O andan baqlayarak tiim dikkatimi bu olaya vermig ve topladr$rm "kanrtlar" azar azar birikerek, onun beni gergekten izlemekte olduluna inanmama yol agmrqtr. Sonunda oyle bir duruma gelmigtim ki, bu yersiz korkumun yarattrlr gerilime dayanamayarak gomezli[ime son vermiqtim.
Saatlerce sonra don Juan'rn evine dondiim. Vakit olleden sonraydt. Don Juan beni bekiemekteydi.. Arabadan iner inmez yanrma geldi ve tuhaf tuhaf yiiziime baktr. Qevremde bir iki kez dolandr. Ben daha bir gey diyemeden, "Nedir bu sinirli halin?" di-

ye sordu. O sabah bir qeyin beni iirkiittiiftinii, o eskiden oldufu gibi, gevremde bir qeylerin sinsice dolaqmakta oldufunu aniatfim. don Juan oturdu ve di.iqi.inceye daldr. Ytiziinti, az gordi.iEtim ciddi bir ifade kaplamrqtr. Yorgun gortintiyordu. Yantna oturup notlarrmt dtizenlemeye baqladrm" Qok uzun bir duraklamadan sonra, don Juan ferahlamrg

246
gibi giiliimsedi.

BIR BA$KA GERQEKLIK

"GORME" I$I

241

"Bu sabah duydufun o $ey, su kaynafr perisiydi." dedi. Bu gtiglerle hig ummadrfrn zamanlarda kargrlaqabilece[ini
soylemiqtim sana. Ben de seni anladrn sanmrqtrm." "Anlamrqtrm tabii!" "Ne bu korkun oyleyse?" Verecek bir yanrt bulamadrm. Don Juan, "O peri seni izliyor," dedi. "Sudayken bi kez dokanmrqh sana. Bak sana soyltiyorum; gene gelip de[ecek sana. E[er hazr de[ilsen, cilmen iqten bile de[ildir." Don Juan'rn bu sozleri telaqlandrrmrgtr beni. Gene de garip Cuygular igindeydim; telaqhydrm, ama kormuyordum. Artrk baqrma gelenlerden higbiri bende o eskiden duyduEu* yersiz korkularr do$urmuyordu. "Ne yapmam gerekiyor?" diye sordum. "Ne de gabuk unutursun," dedi don Juan. "Bilgi yolunda itilmek de gerektir. Boyuna mahmuzlanmamrz gerek ofrenmemiz igin. Hep bi qeylerden kaErnmamrz, bi qeylere haznlanmamrz gerekir bilgi yolunda. Ve o bi qeyler de kendi benlifiimizden daha btiyiik, daha giigli.i, anlaqrlmaz qeylerdir. Bu anlaqrlmadrk gtigler gelir buluverir adamr. Iqte qimdi de su kaynafr perisi grktr orlaya; ardrndan bi bakmrqsrn kendi dostun grkagelmig --soziin krsasr kendini savaqlma hazrrlamaktan aqka bi segenefin yok... Yrllar once la Catalina'ydr seni mahmuzlayan; yalnrzca bi biiyiictiydii o, ne var! Kolaydr o
sava$l kazanman.

piif noktasr budur iqin. Bi kez gakmayagor iqin piif noktasrm... Zor gelmez o zaman biiyiicii olmak sana. Bi biiyiicii, stradan bi insana oranla azrctk daha hallicedir. Bi.iyiictiliik, daha iyi bi yaqam saflamaz adama. Brrak daha iyisini, i.istelik kcistekler bile adamr biiyiiciiliik. Alttist eder yagamrnu bulandmr. Agmayagorstin bi kez kendisini bilgiye bi biiyiicti; suadan bi adamdan bile daha gok yer sille tokat yaqamdan. Bi de gevresindeki kigilerin ondan tiksinip, ondan korkmalarl var; onu silmek igin u[raqmalan var. bir de hepimizi saran o bilinmedik, o amansrz giigler, biiyi.iciilerin de srrf bi canh varhk olmalanndan, onlar igin daha da biiyiik bi tehlike oluqturmalarr var'. Bi adam grkrp seni vursa, yeterince gekersin act; ama, bi dostun sana dokunmaslnrn yarunda bi hig kahr o acl. Kendisini bilgiye agan bi btiyiicii, bu giiglerin eline diiqer de dengesini korumak igin tek bi yol kalrr cintinde: O da bi savaqEr gibi duymak ve davranmakttr. Bak gene soyltiyorum: Bilgi yolunda yaqammr ancak bi yagam siirdiirebilmesinin tek etkeni, bi sava;gr olmanrn verdifi giigtiir. "Kendimi sana gdrmeyi ofiretmek iEin adamtqtm. Ben kendim yapmak istedifim igin yapryorum bunu; sen segilen kimsesin de ondan yaplyorum. Seni Mescalito gostermiqti bana. Ama benim igimden de geliyor sana bi savaqgr gibi duymayl, davranmayr cifretmek. Kantmca savaqErhk baqka her qeyden daha ye[dir. Iqte ben de bu yiizden sana o gtigleri bi btiyiiciiniin algrladrlr denli gostermeye Eahgtrm. Onlartn bu korkung bu garprcr etkisi olmadan nastl bi savagqr olunabilir ki! Once bi savaqgt olmadan gormeft insant enez krlar. Gostermeiik bi algakgoniilltiliik taktnmana, gekilmene, kagmana yol agaL itgisiztigin ytiziinden Eiiriiyiip gider govden. Un ufak olmayasrn, silinip gitmeyesin diye seni bi savaqEl yapmaktrr ilk gorevim. "Srk srk iqittim senin hep olmeyehazt oldu[unu soyledi[ini. Ne gerek ar ki boyle bi yaklaqtma? kantmca gereksiz bi dtiqkiinliiktiir bu senin davrantqrn. Bi sava$El yalmzca savaqa hazr bekler. Bir de ana babantn, ruhunu incitmiq oidu$unu soyler durursun. Evet, insan ruhu kolayca inciniverir; ama se-

"iqte, diinya boyle i.irki.ing qeylerle dopdoludur; ve dort bi yanl bilinmedik, amansrz gi.iglerle gevrilmiq zavalh yaratrklarrz btzler. Sradan biri, bilgisiz biri, bu giiElerin agrklanabilecefini ya da deliqtirilebilecefini sanrr. Nasrl yaprlacafirnr bilmez bunun, ama insanh[rn bi gtin gelip bunlan agrklayabilecefiine, onlarr er geg defiqtirebileceline inanrr. Oysa bi btiyticiintin onlan agrklamak ya da deligirmek gibi bi dtiqii yoktur. Salt, kendisini yeniden yonlendirmek ve onlann do!rultusuna uydurabilmek amacryla bu gtigleri olrenmektir erefi. iqtc

248

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME"

i$i

249

nin incindigini soyledilin edimlerle olm az b:u. Do[ru-senin anan baban seni incitmigler... Ama sana goz yummalarryla, seni hanrm evladr gibi yetiqtirmeleriyle, agm kanat germeleriyle... sava$glnrn ruhu diigkiinl{iklerden, yakmmalardan annmrqtrr; kazanmanln ya da yitirmenin bi anlamr kalmamrgtr onun igin. Yalnrzca sava$mayr bilir bi savaqgl; ve her savaqrm bu di.inya i.isttindeki son savagmrg gibi gelir ona. O yizden sava$lmm sonucu pek rrgalamaz onu. Ve son savagr gelip gattr$rnda, brrakrverir ruhunu ugsun diye berrak, cizgtir... Ve garpr$a garprga, istencinin kusursuz bi biqimde siirdtirdii$tinri bilincinde, giiler bi savaqgl, ve giiler." Yazmayr bitirince baqrmr kaldrrrp yiiztine baktrm. Don Juan dahng iginde bana bakryordu. sonra bagrnr iki yana sailadt ve giildii. inanmazmrq gibi, "Her bi qeyi de yazar mlsln?" diye sordu. "Genaro, hep boyle yazdrLn igin seninle dofru diiriist konuqulamayacalrnr soylemiqti. Hakhymrq adam! Hep yazan birisinin yanrnda insan nasrl konuqur?" Don Juan kendi kendine gtilerken, ben de yaptr[rm iqi savunmaktaydrm. "Aldrrmaa!" dedi. "E[er sen de gormeyi o$renirsen, kendi acayip ycinternlerinle yapacaksm bu iqi." Sonra ayapa kalktr ve go[e baktr. Ogte olmugru. Daflarda bildigi bir yere avlanmaya gitmek igin heniiz vaktimiz oldu$unu sciyledi. "Ne avlayaca$tz?" diye sordum. "Qok ozel bi hayvan. Geyik de olabilir, yabandomuzu da. Bi dag asalanr bile olur." Bir stire sustu, ve ekledi: "Kartai bile olur." Kalklp, arabaya do$ru giden don Juan'r izledim. Bu kez hangi hayvaru avlayacafrrnlzr kestirmek igin yalmzcagoziem yapacafrmrzt soyltiyordu. don .Iuan, tarn arabaya girecekken, bir gey anlmsamrg gibi, grilerek bu yolcululumuzu ertelemek zorunda oldu$umuzu sciyledi. Cnce, ci$renmem gereken bi

gey varmlg ve ben bu qeyi o[renmeden bu ava grkmamrz ola-

naksrzmrq.

"Bi

Geriye ddntip gene ramadamn altrnda oturduk. Sormak istedi[im yrfrnla soru vardr, ama don Juan daha ben afzrmr agmadan konuqmaya baqlamrqtr bile. "Bi qey daha kaldr, bi savaqgrya defgin, o[renmen gereken," dedi. "Bi savaqgr kendi dtinyasrnrn ofelerini kendisi seger." "Gegen gi.in gcirdtiftin o dost var ya; hani sonra iki kez yrkamrqtrm seni? Ne hata yapmrqtrn o zaman, biliyor musun?"

"Haylr."
"Kalkanl annl yitirmi gtin. " "Ne kalkanr? Ne diyorsun sen?" "Bi savaggr kendi dtinyasrnrn nesnelerini kendisi seger dedim ya! iqte, ozenle seger onlan. qiinkri segtili her nesne, kullanmak isteli gtiglerin saldnsmdan korunaca[r bi kalkandrr. Orne[in, bi sava$gr kendini bi dosttan korumakta kullanrr kalkanlannr. "O bilinmedik gtiglerin gevresini sardrfr srradan bi kimse, farkrna bile varmaz onlarrn; giinkti kendisini koruyan bigka ttirden ozel kalkanlarla donanmrqtrr o kimse." Don Juan bir an durup ytiztime baktr. Bir soru sezmigtim gozlerinde. Ne istedi[ini anlayamamrgtrm. "Peki neymiq bu kalkanlar?" diye dayattrm. "insanlann yaptrlr qeyler yani," dedi don Juan. "Hangi yaphlr qeyler?" "E... Bak bi gevrene! insanlar nelerle ufraqryorlarsa, iqte o qeyler. iqte bunlardr onlann kalkanlarr. Bi biiyi.icii sozi.inti ettilimiz o bilinmedik, amanslz giiglerle karqrlaqtrfr zaman, yarrlr agrhverir, ve her zamankinden daha da duyarh ve aruk krlar kendisini oltimtine. O yanktan girer oltim demiqtim sana ya! Yanfr agrhverince, insanrn istenci anrk durmahdrr ki, o yarrfr dolduruversin-yani, bi savagglysa o insan... Ama bi sava$gl de[ilse, yani senin gibiyse, yarrlmrn kapanmasr igin, btittin gi.ictiyle akhnr bu korkung kargrlaqmadan uzak tut; I

250

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME" I$I

251

mak igin, giindelik edimlere dalmaktan baqka bi gare bulamaz. Dostla kargrlaqtr$rn giin bana krzmrgtm. Arabanr iqlemez duruma getirdilimde de krzmrqtrn bana; ve seni suya soktufum zaman tigtimtig ve fena krzmrqtm. Giysilerin tisttinde oldulundan daha da tiqtimiigttin. Ofken ve iiqtimen, yan$rnr kapamana yardlmcl olmuq, seni korumugtu. Ne var, ya$amlnln bu aqamasmda artrk o kalkanlarr herhangi bi kimse denli kullanamazsrn. Bu gi.iglere de[gin gok qey bilmektesin ve qimdi artrk bi savaggr gibi duyumsayrp davranmana ramak
kalmrq durumdasm. Gi.ivenemezsin artrk o eski kalkanlanna." "Ne yapmam gerekir yani?" "Bi savaqgr gibi davran ve kendi diinyanrn o[elerini, nesnelerini seg. Qevreni artrk oyle geliqigrizel geylerle dolduramazsln. Ciddi ciddi anlatmrqtrm bunlarl sana. $u anda ilk kez olarak eski yagam bigimin seni koruyamazhale gelmigtir." "Kendi diinyamrn o$elerini segmekle neyi anlatmak isti-

yan bi yolu isabetli bi bigimde segmesidir bi sava;gryt stradan bi kimseden ayrran. Savaqgr o yolla biiti.inleqebiliyorsa, o yolu boydan boya aqarken biiyiik bi ering duyuyor ve zevk altyorsa, o yolun yiirek taqrdrfrnr bilir. iqte, savagElrun kalkanlannr oluqturan qeyler, nesneler de, ytirek taqryan bi yoldaki

geylerdir."

"Ama heniiz bir savaqgr olmadrfrmr soyledin ya; yiirek taqryan bir yolu nastl segebilirim ki?"
artrk; qimdi artrk dort bi yannl yiirek taqryan bi yolun geregleriyle donatmaltstn ve bagkaca her bi qeyi brrakmalt, tepmelisin. Yoksa obiir karqrlaqmanda yok olur gidersin. $unu da soyleyim ki, arttk karqrlaqma falan istemen de gerekmeyecektir. Bakarsrn, bi dost sen uykudayken gelivermiq; arkadaqlannla konugurken, yazr yazarken falan, gelivermi$..." "Onca yrldrr gergekten senin o[retilerin uyannca yagamaya gahqmaktaytm," dedim, "pek baqanh olamamtqrm anlaqrlan. $imdi nasrl birden daha iyi bir duruma gegebilece[im?" "Qok diiqtintiyor, Eok konuquyorsun. Kendi kendine konuqmayl brrakmahsln." "O da ne demek?" "Kendi kendine konuqup durmaktasrn. Ama bi sen degilsin bunu yapan. Hepimiz yapmakt aytzdr bunu. igsel bi konulmayl stirdiirtir dururuz. Dtigi.in bi. Yalnrz kaldrlrn zamanlar ne yaparsrn?" "Kendi kendime konuqurum." "Neler dersin kendi kendine?" "Bilmem ki, bir si.irii qey derim herhalde." "Bak ben deyivereyim sana neler dedifimizi kendi kendimize. Kendi diinyamrza defgindir bu konuqmalanmtzm 9o!u. Evet evet, iistelik bu igsel konuqmalanmtzla kurar ve yagatrnz bu kendi dtinyamtzt." "Nastl yaparflbunu?" "Kendi kendimizle konuqmayl kestilimizde, dtinya hep
noktastndastn sen. Bundan once bir savaggr denli ya$amana pek gerek yoktu diyelim. $imdi iqler defiqti

"Bi don{im

yorsun?" "Bi savafgl o bilinmedik ve amanslz giiglerle karqrlagrverir; gtinkri zaten onlan araylp durmaktadrr. Bu yiizden hep aruk tutar kendisini bu karqrlaqmaiara. Ama sen, hazrrhk falan yapmrq de[ilsin. O gtigler bi geliverdiler mi iistiine, apr$lp kalacaksrn; yanlrn agrhverecek korkudan da yagamrn ugup gidiverecek sen karqr koyamadan. O halde, yaprlacak ilk qey, hazrrlanmaktr. Dostun her an karqrna pat diye grkrverece[ini di.iqtin ve hazrhkh ol! Bi dostla karqrlaqmak pek eflenceli bi qey delil herhalde-savaggmrn yagamrnl koruma sorumlulu[unu ytiklenmesi gerektir. iqte bu giiglerden biri karqrna dikilir de yarr[rnr agarsa, kendi kendine yapatmaya gahqmahsrn yarrfrnr. Bunu baqarabilmen igin sana btiyrik ering ve zevk veren bir takrm geyler bulman, segmen gerekir; akhnr korkundan uzaklaqtrrmak ve yarrfrnr kapatrkp kendini sapasallam yapabilmek igin, bile bile kullanabilece[in qeyler..." "Nasrl geyler ome[in?" "Yrllar {ince, bi savaggmrn gtindelik yaqamrnda ytirek ta$ryan bi yol izlemeyi segtilini anlatmrqtrm sana. Ytirek tagr-

252

BiR BA$KA GERQEKLIK

"GORME"

i$i

253

oldulu gibi kalrr. Biz kendi diinyamrzr, kendi igsel konuqmalarrmrzla yenileriz, yagamla tutugturur canlandrrrr, do$rular ve stirdiirtirtiz. Yalnrz bunlar da de$il, bi de kendi kendimize konuqa konuga segmig oluruz yolumuzu. iqte seEti[imiz qeyi boyle yineleye yineleye bi giin gelip de cilene dek siirdtirmtiq oluruz. Evet, aynr geyleri oldii[iimriz gtine delin yineler de yineleriz. "Bi savaggr, bunu bildiginden, bu igsel konuqmasrnr durdurmak igin didinir. Bi sava$gr denli yaqamak istiyorsan, bilmen gereken son $ey de budur iqte!" "Kendi kendime konuqmayr nasrl durdurabilirim?" "Once gozlerini btaz olsun rahatlatmak igin kulaklarrnr kullanmayr cilrenmelisin. Do[dulumuzdan bu yana, dtinyayr delerlendirmek igin hep gozlerimizi kullanmrqrzdrr. Baqkalarryla da, kendi kendimize de golunlukla gormiiq oldulumuz qeyler iizerinde konuquruz. Bt sava$gl bunun da farkrndadrr; ve diinyayr dinler. Diinyanrn sesine kulak verir." Defterimi bir yana koydum. Don Juan gtildii ve kendimi zorlamama gerek bulunmadrfrnr, diinyanrn seslerini dinlemenin diizenli bir bigimde ve biiytik bir sabrrla yaprymasr gerekti[ini belirtti. "Bi savaqgr, kendi kendisine konuqmayr keser kesmez, diinyanrn deliqece[ini bilir," dedi, "ve kendisini o' mrtazzam sarsrntr' y a haztlanmasr gerekir. " "Bu ne demek, don Juan?" "Biz kendi kendimize, diinya qciyledir-boyledir ya da oyledir-qoyledir deyip durdulumuz igin di.inyayr o bigimlerde tarumrq oluruz. Kendi kendimize, dtinya oyledir-qoyledir demeyi bi durdurursak, dtinya da oyle-goyle olmaktan grkrverecektir. Ama senin heniiz oylesine mvazzam bi sarsmtryahazn oldulunu hig sanmlyorum. O yiizden yavag yavag bozman, gcizmen gerekir o kurdu$un diinyayr." "Sciylediklerini pek anlarnrq de$ilim." "Senin sorunun qu ki, insanlann yaptrli qeyler, bizi gepegevre saran giiglere karqr birer kalkandrrlar. Bizlerin insan

olarak yaptrlrmrz bu qeyler bize rahathk verir, giiven duymamrzt saflar. insanlann yaptr[r bu qeyler dofrudur ve gok onemlidir; ama yalnvca kalkan olarak... Ne yazrk ki insanlar olarak yaptrlrmrz bu qeylerin kalkandan baqka bi qey olmadrfrnr hiE ofrenemeyiz ve bunlann yagamlmna egemen olarak

ki insanhla gore, insanlann yaptrklarr bu qeyler dtinyanrn kendisinden bile daha biiyiiktiir ve daha onemlidir." "Nedir diinya dedi$in $ey?" Don Juan ayafryla yere sertge vurarak, "iqte burda kapsanan her qey, dtinyadtr," dedi. "Yaqam, oli.im, insanlar, dostlar, bizi kuqatan ne varsa, her qey. Kavranrlamaz bi qeydir diinya. Onu anlamamrz olanaksrzdrr. Higbi zaman agrklayamayacalrz onun gizlerini. Biz de oyle bakmahyrz ona, salt bi giz diye!" "Ne ki, srradan bi kimse oyle diiqiinmez. Diinya bi giz olmamrqtr onun igin, hig. Ve yaqlanrnca da, artrk yagamaslna bi neden kalmadrflnl sanrr. Yaqh bi kimse igin diinya ttikenmiq defildir. Yalnrzca insanlann yaptr[r qeyler tiikenmiqtir. Ama kafasr oyle karrgmrqtrr ki sersemce, dtinyada kendisi igin baqka bi giz kalmadr[rnr sanrr. O kalkanlar kargrhfrnda odenen ifreng bi bedeldir bu! "Bi savaggr bu koqullarr bildi[inden, her $eye hakkrnr vermeyi ofrenir. Insanlarrn yaptr[r qeyler hiEbi durumda dtinyadan daha onemli olamazlar. Ve bunu bilen bi savaqgr da dtinyayr sonsuz br giz kaynalr, ve insanlarm yaptrfr qeyleri de sonsuz bi saEmahk diye ele alrr."

yaqamrmrzr yrkmalanna gciz yumarv.Hatta diyebilirim

"GORME" I$I

255

dolru ilerledik. Don Juan torbama btraz peksimetle kurabiye koymuqtu. Bir iki giin yetecek azrltmrz vardr. Daha da alahm mr diye son Juan'a sormuqtum da, o da hayrr anlamrnda baqrnt sallamrqtr.

Biitiin sabah yiiriidiik. Oldukga rhk bir giindti. Bir marara


ca iki kez iEmiqti. Matara boqahnca, yolda rastladrfrmrz bir derenin suyunu igebilecegimizi soylemiqti. Benim gonrilsiizItiltimle alay ediyordu. Qok gegmeden, susuzlulum, kugkulanmr yenmiqti. Ogteaen sonra yeqil bitkilerin orttiigii kimi tepelerin yamacrndaki ktiqtik bir vadide durduk. Tepelerin ardrnda, do!uya dofru, yiiksek da$larrn karaltrlarr iizerindeki gokyiizii bulutlarla kaphydr. Don Juan, "Konuqtuklanmrza, sezdiklerine defgin istedilin kadar dtiqiinebilirsin, yazabilirsin," dedi, "ama bulundulumuz yerleri sakrn yazma haa!" Bir stire dinlendik. Sonra don Juan gomlefinin altrndan bir kese grkararak agtr ve piposunu gcisterdi. Piponun apzrnr kanqrmia doldurdu, bir kibrit yakrp kuru bir dal parEasrnr tutuqturdu; ve yanmakta olan dal pargasrnr pipodaki karrqrmm ilstline yerleqtirdi, ve tiittiirmemi istedi. Piponun a[zrnda, ahqtrfrm bigimde korlaqmrq bir komtir pargasr bulunmadrfirndan, dumanr cekrnem zor oluyordu. Kanqrm tutuqana dek ufak dal pargalarrnr birkag kez yakmamtz gerekmigti. Ben dumanrn hepsini de igtikten sonra, don Juan buraya hangi hayvanr avlayacafrmr bulgulamaya gelmiq oldufumuzu agrkladr. Ug dort kez, dikkatli bir biqimde, kimi delikler bulmam gerektilini soyledi. Ozeilikle "delikler" sozctiliinti vurguluyor ve btiyticiilerin bu deliklerde her tiirlti bildiriyi ve yoneltici bilgiyi bulabilecefini soylilyordu. Bunlann ne ti.ir delikler oldufunu sormak istiyordum; ama don Juan bunu soraca[rmr anlamrq gibi, bunlann betimlemenin olanaksrzh$rnr ve bunlann "gcirme" alemine cizgii qeyler olduklarrnr belirtti. Ttim dikkatimi seslere ydneitmemi
su da taqrmaktaydrm. Qo$unu ben igmiqtim. Don Juan yalntz-

15
"Diinyanrn sesleri"ni dinleme ahqtrrmalarrna baqladrm ve brr nu, don Juan'rn onerisi i-izere, iki ay siirdtirdi,irn. Bakmacllrr dinlemek onceleri igkence gibi gelmiqti bana. Ama iqkenct' nin daha da AlAsr vardr: Kendi kendime konuqmamak... Ikr ayln sonunda, igsel konuqmalarrmr krsa krsa siireler boyuticrr durdurabilmeyi ve dikkatimi seslere verrneyi baqarabilmir tim. On Kastm 1969 sabahr saat 9'da don Juan'tn evine vrrr
mrqtrm.

Ben gelir gelmez, don Juan, "Hemen yola Erkahm," dr:rlr saat kadar dinlendim ve ardrndan do[udaki daglrtrrrr algak yamaglarrna dolru arabayla yola grktrk. Arabayr tlon Juan'rn o yorede oturan bir arkada$ma brraktrk ve da$lr;r

Bir

256

BIR BA$KA GERqEKLIK

"GORME" I$I

257

ve sesler arasrndaki delikleri bulmak igin yo[un gaba harcamamr birkag kez soylemiqti. Peri tuzalrnr dort kez Ealacakmrq. Ben de o acayip sesleri, beni buyur eden dosta goti.iren bir krlavuz olarak kullanacakmrqrm; ve o dost da bana aradrfrm bildiriyi verecekmiq. Don Juan, dostun bana hangi bigimde gcirtince[ini bilmedi[inden ottirti son kerte uyanrk bulunmamr da sciylemigti. Kulak kesilmiq dinliyordum. Srrtrm tepenin kayahk yanrna dcini.ik, oturmuqtum. Hafif bir uyuqukluk duyumsamaktaydrm. Don Juan, gdzlerimi kapatmamam iEin uyarmrqtr beni. Dinlemeye bagladrm; kuq crvrltrlannr, yelin yaprakaln hrqrrdatmasrnr, bciceklerin vrzrlillarrnr ayrrt edebiliyordum. Dikkatimi hig dalrtmadan bu seslere verdikge, dort ayn ttir kuq crvrltrsr igitebildifimi ayrrmsadrm. Yelin hrzrnr da yavaq ve daha hrzh diye ayrrabiliyordum. Yapraklarm da tig ayrr bigimde hrqrrdadrfrnr iqitebilmiqtim. Hele boceklerin vrzrlfilarr bir qcilendi kulaklanm igin. Oyle geqitliydiler ki, bunlan birbirinden ayrrt edip dofiru dtirtist sayamadrm. Yabansr bir sesler Alemine dalmrqtrm. ilk kez geliyordu bagrma bciyle bir qey. Bir ara safrma do[ru e[ilir gibi olmugtum. Don Juan, durmam igin bir hareket yapmrqtr; ama, o hareketini yapmadan once bunun farkrna vanp gene dimdik oturmugtum. Don Juan, beni gcitiirtip bir duvar gibi y{ikselen kayahktaki bir yarrlrn igine yerleqtirdi. Bacaklanmrn altrndaki kimi ufak taglarr ayrkladr ve baqrmrn arkasrnr kayaya dayadr.

Sonra da, buyururcaslna, giineydogudaki da$ara bakmamr soyledi. Gozlerimi uzaklara dikmiqtim. Don Juan, dtizelterek gozlerimi dikmemi, yalnrzca, cintimde uzanan tepeleri ve i.izerlerindeki bitki ortiistinti tararcasrna bakmarnr istedi. Ti.im dikkatimi seslere vermemi durmadan yineliyordu. Sesler gene belirginle;meye baglamrqtr. Sanki onlarr iqitmek isteyen ben de[ildim de, sesler zorluyordu bir bakrmir beni onlarr dikkatle dinlemeye. Yel, yapraklarr sallayrp hrqrrdatryordu. Alaglann iizerinden gelen yel, bulundulumuz vitdiye ulagryordu. Ulaqrr ulagmaz da once btittin alaglarrn yap-

raklanna dokunuyor ve dolgun, torpii sesi gibi, ulultulu diyebilecefim acayip sesler grkanyordu. Yel, ardmdan yerdeki gahhfa garplyor, bir stiri.i ufak tefek qeylerin sesine benzer sesler grkartryordu. Bayafr, ezgisel diyebilece[im seslerdi bunlar-insanl saran, mrzrldayan, bi.ittin obtir sesleri bastran... Pek hoglanmamrqtrm bu seslerden. Biraz srkrlmrg, utanmrqtrm da; giinkii kendimin de bu gahlarrn srzlanan, mrz/rdayan hrgrtrsr gibi oldulumu dtiqiiniivermiqtim. Bu seslerle aramda oylesine bir yakrnhk bulmaktaydrm ki, i[rendim onlardan. Sonra da yelin yerde grkardr[r sesi duyuyorum. Hrqrrtrdan gok rshfa benzeyen bir sesti bu. Dtiz bir zil sesini andrran bir vzrltr... Yelin grkardr[r sesleri dinlerken, bu iig ayrr tiir sesin de aynr anda yayrldr[rnr bulgulamrqtrm. Bunlan birbirierinden nasrl olup da ayrrabildifime hayret ettim. Ve gene o anda kuglarrn crvrltrlanyla boceklerin vrzrltrlarrnr fark ediverdim. Bir an geliyor, yalmzca yelin grkardr[r sesleri iqitiyor; bir an sonra d.a bilincime hep birden ulagan birbirine kaynaqrk biitiin obiir seslerin ulu akrgrnr algrhyordum. Mantrksal olarak, biitiin obtir sesler, srrf yeli iqittifim srrada da siiregelmekte olmahlardr. Kuqlann biittin crvrldamalarrnr ya da boceklerin bijttin vrzrlhlannr teker teker sayabilmig defildim, ama her bir sesi ayrl ayrL dinleyebildifim kanrsrna varmrqtrm. Hepsi birlikte, olalandrqr bir dtizen yaratryorlardr. Evet, "diizen"den, bagka bir sozctik bulamadrm bu olguya. Bir desen, bir armoni oluqturan bir sesler dtizeniydi bu; yani her ses birbirini bir art ardahk iginde izlemekteydi. Sonra bambaqk a, \zaytp giden bir grfhk iqittim. Urpermiqtim. Biitiin obiir sesler bir an kesilivermigti. Qrfhfrn yankllanmasr vadiyi gegip uzaklarda yitene dek bir oltim sessizlifine btiriinmtigtii vadi. Ve gene baglayrvermiqti ci.imbiiq. Bu seslerdeki diziliqi hemen kaprvermiqtim. Bir an dikkatle dinledikten sonra, don Juan'rn seslerin arasrndaki deliklere bakmamr soylemekle ne demek istedilini anladrlrmr di.iqi.indiim. Bu giirtiltiilerin oluqturdu[u desende, sesler arasrnda boqluklar bulunuyordu! Ornelin, kimi kuqlann crvrltrsr aralannda

258

BIR BA$KA GERQEKLIK

"GORME"

i$i

259

duraklamalar bulunan belirli bir dizgi bigiminde geliyordu. Sezgiledifim btiti.in obtir sesler de oyleydi. Yapraklarrn hrgrrtrsr, bu sesleri tekdi.ize bir zil sesine ddniiqti.iren, onlarr birbirine ballayan bir yaprqtrncr gibiydi. Ve gergek olan $ey Euydu ki, her ses, genel ses diizeni iginde bir birim olacak bigimde ayarlanmrqtr. Ve boylece, sesler arasrndaki bogluklar, dikkatlice incelendifinde, bir yapr tizerindeki delikleri olugruruyordu. Don Juan'rn peri tuza[rndan grkan delici grghgr iqittirn gene. Bu kez pek etkilememiqti beni, ama obtir sesler kesilivermiq v.e bu kesiliqi, btiy{ik, gok biiyi.ik bir delik gibi algrlamtgtrm. Igte tam o anda dikkatimi, dinlemek yerine bakmaya gevirmiqtim. ustti yemyegil bir bitki ortiisi.iyle kaph kimi itgak tepelere bakryordum. Tepelerin gizdigi siluet oyle bir konumdaydr ki, bulundulum yerden, tepelerden birisinin yan tarafinda bir delik gciriir gibi oluyordum. iki tepenin arasmdaki bir bogluktu bu ashnda; ve oraya bakrnca, uzaktaki da$lann kopkoyu gri kengini gorebiliyordum. Bir an, bunun ne oldufunu tam anlayamamrf, ve bunu seslerdeki "deli$e" benzetmiqtim. Sonra, sesler gene bagladr; ama, o koskoca deli!in gcirsel imgesi de oldulu gibi kaldr. Krsa bir siire sonra, seslcrin diziliqini, di.izenini ve ralarrndaki duraklamalann srraianrgrnr daha keskin bir bigimde algrlamaya bagladrm. Pek gok sayrdaki bu ayn ayn seslerin aralanndaki farklan ayrrt eclcbildigimi bulguladrm. Ustelik her bir sesi ayn ayn izleyebiliyr:r, sesler araslnl kesin birer delik halinde algrhyordum. Oy le bir an geldi ki, sesler zihnimde kristalleqiverdi ve ozdekscl (maddi) bir orgiiye, bir ngaraya dontiqti.i. Bunu gortiyorclurrr ya da igitiyordum diyemem. Benlilimin bilinmedik bir yanry la duyumsuyordum bunu. Don Juan bir kez daha galdr kaytanrn; sesler rjbtir kezlcr oldufu gibi gene durmuq, o ses orgi.isi.inde kocaman bir delik agrlmgrtr. Ama, bu kez, bu kocaman delik, bakmakta oldu[urr tepelerdeki delikle birleqiverdi. usr tiste gakrqmrqlardr. iki cl. ligi de ciyle i.ist tiste sezgilemem ciyle uzun stirmtigtti ki, gcv relerinin birbiri igine gakrgtrklannr gciriiyor-iqitiyordum. Sorr
r

kuyla iiqperdim. Gecikmeden onu duidr.-u* gerekti[ini bi_ liyordum. Birden gcivclemde bir kaynaqma oldu; ,.grii,, dol_ muqtum. Gdrtinttiyri bozmak, onu durdurmak igin u"uqi*, yu_ na gevirmek istedim. Ama baqaramadrm. iqte o oltim kahm anrnda bir qey geldi akrrma. Don Juan'ln, 'yrirek taqryan bir yol"un nesneleri birer kalkandrr derken .r" i.*.t isteaigini anlamrqtrm. Yaqamrmda yapmak istedilim bir gey vardr. vupmak igin yanrp tutuqtuEum, bana btiytik ering uL kruung v;ren, gizli bir $ey... Dostun o anda be'i tepei"y.-"yece$ini anlayrvarmigtim. Daha yriztinri tam olarat< gcirerneden u"iig gtighik gekmeksiain ba$rml yana geviriveri[r". Brittin sesler gene tiqtiqiiverdi kulakla'ma. Gtirtiltti birden ve tizleqmigri. sanki ofkeli bir bigimde bana grkrqrr gi.u1t"r! bi..- o eski diizenlerini yitirmig ve geligi gizel, uigimsiz, iz ve kulak rrrmalayrcr bir yuygutiya dcintiqritig gibiyii.

zrinii. sonra bana do$ru yiinimeye bagradr. yaklagtrigu, yuuug yavag baqrnr da kaldr.yordu. ytizi.in g,i.,i. gibi oldu* u" ko.l

ra cibrir sesler gene baqladr ve deliklerin oluqturdulu orgti, o.la$antisrti, gcirsel diyebilece[im bir gortiy" dontiqti. s"i"_ rin desenler olugturdulunu ve bu deienllrin aynr bigimde gevreyle gakrqtrlrnr gormeye baglamrqtrm. iti tcost<o.u a"tilin tist risre geldigini sezgilem"tt"yoi-. Arrgmrq ordu$um olafan bigimde bakryor ya da dinliy-or defildim. Bu ikisinin kangrmr olan bambaEka bir qey yapmaktuylr-. Nedendir, bilmem; dikkatim tepelerdeki o koskoca deii$e takrhp kalmrgtr. hem igitir de gcirtir gibi oluyoriu*. genim .9nu !"* bir qey vardr oncla. Bu delik r.rgi alanrmr tutmakta, u. Eekln gLur"deki bir aynntrnrn karqrhgrymiq gibi algrladr$rm britdn ses desenleri gelip bu deli$in tizerinl otur-uiraydr. Don Juan'rn peri tuza$rndan, u[ursuz bir grghgr andrran bir-ses daha gelmiqti; tiirnobiir ,"ri., kesildi. lfii"* ;;;il aydrnlanrr gibi oldu ve ardrndan gene siinilti tarlalara bak_ makta oldu$umu ay'msadrm. Dost, daha cinceleri oldu[u gibi gene orada d_urmaktaydr. oniimdeki sahne birden uyirrriu_ nrvermiqti. on beg metre citemde dururmug gibi agrtga gcirebiliyordum onu. yi.izti gcirtinmtiyordu; qupk;r, ortlyordu v,i-

260

BiR BA$KA GERQEKLIK

"GORME" I$I

261

Kulaklarrm patlayacak santyordum. Ayafa kalkrp, ellerimle kulaklanmt ttkadtm. Don Juan ytirtimeme yardtm ederek beni kiigiik bir dereye gotiirdii. Derenin iginde fazla su bulunmuyordu. Don Juan, beni soyundurtup suya yatrrdt ve sulart gapkasrna doldurup iizerime boqalttr. Kulaklarrmdaki u[uldama hemen azaltvermiqti. Don Juan'ln beni "ytkamast" yalntzca birkaq dakika si.irmiiqti.i. Don Juan, yiiztime bakrp baqrnt olumlu bigimde sallayarak, kendimi hemencecik "sapasaflam" krhverdi[imi soyledi. Giyindikten sonra, don Juan beni daha cince oturmuq oldufum yere goti.irdii. Dipdiri ve neqeliydim; zihnim berrak mt
berraktr.

"Ama onemli defil qu anda biittin bunlar. Onemli olan, dostu gormi.iq olmandr. Iqte avlayacafrn qey odur! Bi qeyler avlayacalrmrz sriylemiqtim sana ya! Bi hayvan filan gcirecesanmrgtrm. Yani avlamamtz gerekn hayvanr gorecefini sanmrq[m. ben kendim bi yabandomuzu gordi.im; benim peri

[ini

Don Juan, biitrin gegerdiklerimi aynnttlt olarak anlatmamr istedi. Biiyriciilerin, seslerdeki o "delikler"i, kimi geyleri bulmakta kullandrklannt anlath. Bir btiyi.iciiniin dostu, seslerdeki o deliklerle agrklarmlg kimi gapragrk igleri. Don Juan, "delikler"e delgin daha belirli bilgiler vermek istememiq, ve ben sordukEa, benim bir dostum bulunmadrfrndan otiirii daha kesin bilgi vermesinin bana zarar vermekten baqka bir ige yarayamayaca[mr belirterek baqrndan savmtqtt. "Bi biiyiici.i igin her qeyin bi anlaml vardlr," demiqti, "seslerde delikler vardtr, gevrendeki her qeyde delikler vardtr. Genellikle bu delikleri yakalayabilecek denli hrzr elde edemez insan. O yiizden korunmastz siirdi.irtir gider yagammt. Kurtlar, kuqlar, a[aglar, bunlarrn hepsi de bize dtiqlenmedik qeyler anlatmaktalar; tek, insan, onlartn verdikleri bildirileri kavrayacak hrzr elde etsin... igte, dumanbrze o kavrafiqh:zt verir. Ne var, bu drinyadaki her canlt yaratrkla iyi geginmemiz ge-

rekiyor. Bu yiizdendir ya, oldiirmek tizere oldufumuz bitkilerle ya da avlayaca[rmrz hayvanlarla konu$ma zorunlulu[u! Yalruzca gereksindi[imiz kadannt almahytz; yoksa oldiirdiiftimiiz bitkiler de hayvanlar da, kurtlar dabtze karqr gtkarlar, hastahk ve bela yafdrrrrlar baqrm:za. Bt savagcl bunu bildilinden, onlan yatrqtrrmaya gahqlr, ve o deliklere baktrllnda, alaglar, kuglar ve kurtlar da ona do!ru bildiriler sunarlar.

tuzafrm bi yabandomuzu." "Yani senin peri tuzafrn yabandomuzundan mr yaprlma demek istiyorsun?" "Hayrr! Bi biiyiictintin yagammdaki higbi qey, baqka higbi qeyden yaprh falan de[ildir. E[er bi qeyin, ille de bi gey olmasr gerekiyorsa, igte o qey kendi-geyidir. Yabandomuzlartnr bilseydin, benim peri tuzafrmrn da bi yabandomuzu oldulunu anlardtn." "Ne diye avlanmaya geldik buraya?" "Dost sana torbasmdan grkardr[r bi peri tuzalr gosterdi. Onu ga[rrmak igin oyle bi tuza[rnrn olmasr gerekir." "Peri tuza$r ne demektir?" "Bi telciktir bu. Dostlarr ga$rnnm onnula ben; kendi dostumu, ya da su kayna[r perilerini, rrmak perilerini, da! perilerini... Benimkisi bi yabandomuzudur; yabandomuzu gibi bafirrrr. Sana yardrm etmek igin iki kez kullandtm ya da onu senin yanrnda, su kaynafr perisini galrrmak igin... Bugiin dost sana gelirken gelmiqti peri de. Ama sen goremedin onu. Hrzm yetmedi buna. Ama seni o dere vadisine gottirdti[tim, seni kayaya yatrrdrfrm giin, gormemiq olsan da perinin tepene dikildi[ini sizmiqtin. Yardrmcrdrlar bu periler. Yonetmesi gok zor olan, hattd tehlikeli olan yardrmcrlardrr... Sana zarar vermelerini cinleyebilmek igin, kusursuz bir istenci olmast gerektir insanrn." "Nasrl bi qeydir bunlar? Nasrl gori.ini,irler?" "Herkese bagka bagka gortini.irler; dostlar da oyledir ya! Bi dost sana bi zamanlar tanrdrlrn bi adam gibi goiiinecek herhalde; ya da tanrmana hep ramak kalacak gibi goriinecek. Senin yaradrhqrn boyle demek. Bilmecelere, gizlere do[ru senin elilimin. Sana benzemem ben oysa; pek kesin, belirgin bi

262

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME"

i$i

263

$eydir bana gore bi dost.

"Su kaynalr perileri belli yerlere ozgi.idtirler. Sana yardrm etsin diye ga[rrdrfirm periyi iyi tanrnm. Birgok kez yardtmr dokunmuqtur bana. O vadide oturur. O zaman sana yardrm etsin diye gafrrdrlrmda yeterince gtiglii de[ildin de, peri bozulmuqtu sana. Kottiltik etmek istedilinden defil-zaten higbi qey istemezler-ama sen orda oyle zayrf, gi.igstiz yatryordun ya... Daha sonralan, peri az daha seni garpacaktt da oliiverecektin; hani sulama kanahnda fosfor gibi parlamrqtrn! Anstztn grkrvermiqti peri de, az kalsm dayanamryordun. Yapmastn bunu bi kez bi peri; arttk brrakmaz peqini avlnrn. Bak goreceksin, nasil gelecektir gene. Ne yazrk ki, dumancr[r kullandrktan sonra gene sapasaflam olman, kendine gelmen igin suya girmen gerekecek hep. Bu da senin aleyhine olacak. Suya girmesen, belki de oliirstin; ama ytkanrrken de peri garpacak se-

gciti.iren yolu agtr. Sonralart, yiz yize gelebilirsin onunla. Ama onu iyice tanrdrktan sonra olur ancak bu."

ni."
"E, baqka bi yerde ytkansam?" "Bi qeycikler defigmez... Evimin yoresindeki su kayna[r perisi her yere izler seni, ama bi peri tuza,[rn olursa, o zaman baqka... O yiizden gostermigti dost sana o tuza$r. Senin de bi peri tuza[m olmasmr anlatmtgtr. Parma[ryla dere vadisini gosterdikten sonra sol eline dolamrqtt kaytant. Bugiin de sana gene gostermek istemiqti peri tuza[mr; trpkr onu ilk gordi.i$.in zaman otdu[u gibi. Iyi ki durdun orda; dostun o hrzla geligini kaldrracak gilgte defildin; iizerine geliverseydi, pek iyi olmazdr senin igin bu." "Nerden bulacafrm peri tuzafrnr qimdi?" "Dost, kendisi verecek sanrrlm sana bi tane." "Nastl verecek?" "Ne bileyim ben! Dostu bulman gerekecek. Onu nerde bulabilece$ini soylemigti sana ya!" "Nerede?" "Oralarda igte! Deli[i gordi.iftin tepelerde..." "Yani dostu mu arayacaftm?" "Hayr. Ama seni buyur etmekte qu anda. Dumancrk, ona

"GORME"

i$i

265

L6
On beg Arahk I969'da akqama do[ru ayru vadiye varmrqtrk. Qalrlrklafl yara yara ilerledi[imiz srada, don Juan, izlenen ycinlerin ve yolda rastlayacalrm, yol gosteren qeylerin, girigmekte oldulum gaba agrsmdan son kerte cinemli olduklarrnr defalarca yinelemiqti. "Tepenin doruluna vanr varmaz, do!ru yonii kararlagtrrmalrsrn," diyordu. "Tepenin en tist noktasrna varrt varmaz, o yone donersin," Don Juan parma[ryla gtineydo[uyu gosteriyordu. "Senin u[urlu yoniin orasr igte! Hep o ycine dciniik kal; hele hele bagrn derde girdilinde... Sakrn unutmayasln!" Deli[i sezgiledi[im tepelerin tabanrnda durduk. Don Juan belli bir yeri imleyerek oraya oturmamr sciyledi. Kendisi de yaruma oturup algak bir sesle aynnhh y<inergeler verdi. Tepe-

ye grkar grkmaz sa[ kolumu, elimin ayasml yere doniik ve parmaklanmr yelpaze grbt agrk tutarak, cine uzatmamr soyledi. Ama, parmaklarrmr agarken, yalnrzca baqparma[rml avucumun igine do!ru krvrrk tutmahyml$lm. Sonra da baqrmr kuzeye gevirmeli ve kolumu gofsiimtin iizerinde kavugturmahymrqrm; ve bciylece elim de kuzeye do!ru tutulu durmahymrq. Ardmdan da, sol aya[rmr sa[ aya$lmrn arkasrna koyarak ve ayalrmm pannaklarryla yere vura vura bir dans yapmaya baqlamahymrglm. Sol bacalrmdan yukanya bir rhkhk gelmeye baqlayrnca da, kolumu yava$ yavag kuzeyden gi.ineye doEru ve sonra gene kuzeye do!ru savufinahymrgrm. Don Juan, "Kolunu savururken elinin ayast hangi noktada bi rhkhk duyarsa o yere oturmahsln;" diyordu, "o nokta aynr zarrranda bakman gereken yonti belirler. O nokta dopuda bi yerdeyse"-gene elini giineydolu ycintinde uzatmrqtr-"gok gizel sonuElar alrrsrn. Ama elinde rhkhk duydu[un nokta kuzeye do!ru bi yerdeyse, o zaman halin harap demektir-ama durumu lehine gevirmen olasrh[r da vardrr. Ne ki, bu nokta gtineyde ise, zorlu bi kavga yapacaksrn demektir. "Once kolunu dcirt keze kadar savunman gerekebilir; ama bu hareketleri yapayapa ahgrsm ve kolunu qoyle bi savurugta anlarsrn elinin tsrrup rsrnmadr[rnr. "Elinin rsrndr[r bi yeri bulunca da, hemen otur oraya. Bu birinci noktadrr. Eler giineye ya da kuzeye dcintiksen, o noktada kalabilecek denli gtiglti olup olmadrlrna hemen karar vermelisin. Ama kendine giivenemiyorsan, hemen kalk git oradan. Kendine giivenemiyorsan, orda kalman gereksiz olur. Ama orda kalmayr yellersen, birinci noktarun iki adrm citesini, orda ateg yakmak igin temizle. Bulundu[un yerle, baktrlrn yon arasmda olmahdrr ateg yakaca[rn yer. Bu da ikinci noktandr. Sonra da bu iki nokta arasmdaki ttim kuru dallan falan toplarsm ve bi ateg yakarsrn. ilk noktana oturur, atege bakarsm. Er geg grkar peri ve gciriirstin onu. "Ama kolunu dort kez salladrktan sonra da elinde bir rhklrk duym azsan; kolunu yavag yavag kuzeyden giineye do!ru ve doniip batrya do!ru savurursun. Elin, batrya do!ru bir yer-

266

BiR BA$KA GERQEKLIK

"GORME" i$i

261

de tstnrrsa, yafla tabanlanru ve kag ordan. Tepeden aqafrya dofru koq ve diizlii[e in. Ne iqitirsen iqit ve duyarsan duy arkanda, trig doniip bakmadan koq. Ve di.izli.i[e indikten sonra, yere gok. Ne kadar korkmuq olsan da sakm kagma ordan. Qrkar geketini ve katlayrp gobe[ine bastr ve dizlerini karnrna do!ru gekip yere yumul. Gcizlerini de ellerinle kapatmayr unutma. Kollarrn kalgalarrm iyice bastrsm. igte o durumda sabaha dek kalmahsrn. Bu dediklerimi yaparsan higbi qeycik olmaz sana. "Ama diizlii[e zamanlnda yetiqemezsen, bulundu[un yere goktiver. O zaman, Allah yardrmcrn olsun, bu pek korkung olacak. Sana saldrracaklar; ama hnmadan, devinmeden orda kalabilirsen, bagrnr kaldrnp da ne var diye bakmazsan, turp gibi grkarsrn sabahleyin, bi qeycikler olmadan. "Ama kolunu batrya dogru savurur dururken elinde rhkhk falan duymazsan, gene doluya dcinersin ve solulun kesilene dek o yone dogru kogarsm. Soluksuz kaldrfrn yerde aynr hareketleri yinelersin. Elin rhnana dek, gene doluya do!ru ko$arsrn ve aynl qeyleri yaparsrn." Don Juan bu yonergeleri verdikten sonra, ezberleyene dek, hepsini bana yineletti. Sonra uzun siire sessizce oturduk. Bir iki kez konuyu yeniden agmak istedim; ama, don Juan her kezinde sert bir bigimde beni susmaya zorladr. Don Juan kalkrp bir qeycikler demeden tepeye trrmanmaya baqladrlrnda, karanhk bastrrmaktaydr. Onu izledim. Tepenin en tistti yerine vardr[rmrzda, bana ofretti[i tiim hareketlerimi yaptrm. Don Juan az citemde duruyor, keskin bakrglarla beni izliyordu. Qok dikkatli davraruyor ve bile bile alrrdan ahyordum. Ufak bir rsr de$iqimini bile duyumsamaya gahqr-

do!ru uzandr[r bir noktada elim rsrnrverdi. Oylesine bir tst deliqimi olmuqtu ki, qaqakalmrqtrm. yere oturup don Juan't bekledim. Elimin rsrndrfrnr soyledim ona. Don Juan obtir iqlemlere gegmemi soyledi; ve bulabildifim btitiin kuru gah grplyl toplayrp bir ateq yaktrm. Don Juan bir iki adtm solumda oturmuqtu.

firn iginde. Ve sonra, kolumu i.igiincti kez savururken, do[uya

Ateqten dans edercesine yabansr alevler ytikseliyordu. Kimi alevler yanardcinerli renklere btiriiniiyor; mavilegiyor, sonra daparlak birbeyaza doniiveriyordu. Bu deliqik renk oyunlannr, topladrlrm kuru dallarda ve gah grrprda bulunan kimyasal ozelliklere baflryordum. Bu ategin bir bagka ozellifii de, grkardr[r krvrlcrmlardr. Sonradan koydulum gahlar ola!antistii irilikte krvrlcrmlar sagryorlardr. Havada patlayan tenis toplarrna benzettim onlan. Don Juan'm uyarmrg oldulunu sandr[rm izre gozlerimi atege diktim, birden baqrm doniiverdi. Don Juan igimde su tagrdrfrmrz sukaba[rnr uzattr ve igmemi imledi. Su iyi gelmig ve beni gevgetmiqti; igim tazelenmigti. Don Juan elilip kulafrma fisrldayarak gozlerimi alevlere dikmeme gerek bulunmadr[rnr, yalnrzca ateq do!rultusuna dofru bakmamr soyledi. Bir saat kadar baktrktan sonra epey iiqtimtiq ve rslak rslak olmugtum. Yerde duran bir gubu[u almak igin e[ildi[im bir srrada bir gi.iveye ya da gozi.imiin a[tabakasrndaki bir lekeye benzer bir qeyin ateqle aramda sa[dan sola do!ru uguqtulunu gordiim. Birden geri gekilip toparlandrm. Don Juan'a baktrm. Don Juan genesini uzatarak alevlere do!ru bakmayr siirdiirmemi imlemekteydi. Bir an sonra aynr golgenin bu kez ters yonde gegti[ini gordtim. Don Juan apar topar yerinden firlayarak yanan dallarrn tizerine avug avug toprak atarak ategi tiimiiyle sondi.irdii. Olanca hrzryla yapr$mr$tr bu ateq sondiirme iqini. Ona yardrm etmek igin yerimden kalkayrm derken, ateg sonmtiqtti bile. Igin igin yanrp ti.itmekte olan kimi dallan, tizerlerine basa basa sondiirdti; ve ardrndan beni si.irtiklercesine tepenin yamacrndan agalrya do!ru gekerek vadiden grkardr. Baqrnr arkaya

yordum, ama elimin ayasmda bir rhkhk olup olmadr[rnr kestiremiyordum. Artrk karanhk iyice bastrrmrgtr. Solufum kesilince durmug oldu[um yer, grkrq yerimden pek uzak sayrlmazdr. Qok yorgun ve gergindim. Kollanm ve baldrrlarrm a!nyordu. Bu yeni yerde de aym devinimleri yaptrm, ama sonug gene olumsuzdu. Iki kez daha koqmak zorunda kaldrm karanh-

268

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME" I$I

269

gevirmeden hrzla ilerliyor ve konuqmama izin vermiyordu.

Birkag saat sonra arabanrn bulundufu yere ulaqtrlrmrzda, o gordtiltim geyin ne oldu[unu sordum. Don Juan baqmr, susmamr buyururcaslna salladr; ve sessizlik iginde arabayr siirdi.im.

yen kimseler tarurrm. Ama onlan korkutmaktan baqka bi qey


yapmaz bu periler. Kendilerini evlerine kadar izleyen bu perilerden birisini nobetleqe gozleyip durmuqlardr bi zamanlar birileri. Aylar si.irmiiqtti bu gozetleme. Sonunda birisi gelip hepsini drqanya siirtiklemiq, grkarmrgtr; oylesine bitkinleqmiqler, erimiqlerdr zavalhlar. En iyisi, bu koti.i ruhlardan uzak durmaktrr; canlan cehenneme..." Bu ruhlann nasrl ayartrldrlmt sordum. Don Juan bu ruhlann en gok gortindi.ikleri yerleri belirlemek igin epey zahmetlere katlanrldrlrnr ve bu ruhlarrn gegtikleri yerlere kimi silahlar konuldufunu, ve ruhlarm bu silahlara dokunmalanmn beklendifini anlattt. qiinkii bu ruhlar savaq gereglerini pek severlermiq. Bu ruhlann dokunduklarr her nesne, her ti.irli.i eqya gergekten bir erk nesnesi olup qrkarmrq. Ama ne varmrq ki, bu kotii ruhlar higbir $eye dokunmazlar, yalwzca, insanr, giirtilti.iler igitir hale getirirlermiq. Don Juan'a, bu ruhlann insanlan nastl korkuttuklannt sordum. O da, en gok, koyu bir insan gdlgesi krh[rna girerek ve evin iginde sesler, giiriilttiler, patrtilar gtkara grkara dolaqarak ya da karanhk bir kciqeden firlayrveren bir hayalet gibi gciri,inerek korkuttuklannt anlattr. Don Juan; iigiinci.i ttir ruhlann gergek dostlar oldufiunu, gizler sundufunu ve bu tiirlerin tsstz, terkedilmiq ve ulaqrlmasr pek gtig olan yerlerde bulunduklartnt soyledi. Bu ruhlardan birisini bulmak igin insanm, yal4tz bagma, gok uzak yerlere gitmesi gerektilini belirtti. Uzak ve rssrz bir yerde, bu adamln, gerekli biittin hazrrhklan yalnrz baqrna yapmasl gerekirmiq. Ateqini yakrp baqrnda oturmast ve golgeyi goriir gcirmez hemen ordan uzaklaqmast gerekirmiq. Ama ortaya de[igik koqullar grkarsa; ornelin yelin bir yel esip de o kimsenin ateqi dcirt kez ulraqrp yanar durumda tutmasmr engller ve ateqi oldiiri.ise; ya da yakmlarrnda bir alacrn dah falan ktrrlrrsa, o kimsenin orda kalmasr gerekirmiq. A[acrn dah gergekten krnlmasr soz konusuyrnug; o kimsenin, alag dalrrun krnlrr gibi gatrrdama sesi iqitip igitmedi$ine emin olmast gerekirmiq. Bir de kayalann yuvarlanrp yuvarlanmadrllna, ve ateqe

Sabahleyin erken bir saatte evine vardrlrmtzda, don Juan do[ruca eve girdi ve gene konuqmak i.izere oldufumu gortince beni gene susturdu.

Don Juan evin arka avlusunda oturmaktaydr. Benim uyanmamt bekliyor olmah ki, beni goriir gormez konuqmaya baqladr. Onceki gece gcirmtig oldulum gcilgenin bir peri, onu gcirdtigiim yere ozgi ruh oldulunu sdyledi. O qeyin, bir yaran olmayan bir varhk oldufunu belirtti. "Srrf orda bulunur iqte," dedi, "ne gtzi, ne de giicii vardrr. Orda kalmaya de[mezdi. Biiti.in gece bi oraya bi buray a hrzla gidip gelen bi golge gorecektin e[er kalsaydrk. Ama baqka tiir ruhlar da vardrr; sana giigliiltik gizlen verebilecek ruhlar... Ama gansh olmak gerek onlarr bulmak iEin." Btaz kahvaltr ettik ve bir siire konuqmadrk. Kahvaltr bitince, evin on yaruna gegtik. Don Juan birden, "Ug geqit olur bu varhklar," dedi, "verecek bi geyleri bulunmadrfr igin higbi q"y veremeyen varhklar; yalnrzca insanr iirkiiten varhklar, bi de insana arma[an veren varhklar... Diin gece gcirdiiftin, suskun bi varhktr; yoktu verecek bi qeyi sana. Srrf bi gcilgeydi igte! Ama golu kez bu suskun tiirlerin yciresinde bqaka bi ruha rastlarsm; srrf tirkti sagmaktan baqka bi geye yaramayan kot{i bi peri. O suskun ruhlann bulundu[u yerlerde dolaqrrlar. iqte bu ytizden ordan hemen kagrrdrm seni. O kotti ruh insanr ta evine dek izler de canlnr burnundan getirtir adamrn. Bu nedenle evlerini brrakrp giden bigok kimse bilirim. Kimileri bu tiir varhklardan bi gey elde edeceklerini sanrlar; ama evde peri var diye bi qey olur sanma haa! Kendilerine gizler bildirsin diye bu perileri ayartmaya gahqan, bi odadan bi odaya btitiin evde bu perileri izle-

270

BiR BA$KA GERQEKLIK

"GORME" i$i

27t

gakrl taqlarr atrhp atrlmadrlrna, ya da siirekli gtirtilttiler olup olmadr[rna dikkat edilmeliymiq. Ve bunlardan birisi olursa, peri gciri.inene dek o olayrn gegtifi yere do!ru ytiriinmeliymi$.

Bu varhklar birgok ycintemlerle slnarml$ bir sava$glyl. Kimileyin, gok korkung bir gortintimle, np diye adamrn ontine grkrverir, kimi kez de adama arkasmdan yaplglr ve onu oyle saatlerce krmrldayamaz durumda tutarmrq. Adamrn i.isti.ine bir a$ag devirdili de olurmuq. Don Juan bunlann gergekten tehlikeli qeyler olduklarrnr anlattr. Kargr karqrya bir dovtiqe gegildifinde, insanr cildiirmeseler de, korku salarak oldiirmeleri, ya da devirdikleri bir geyle ezmeleri, birdenbire karqrlarrna grkrp dengesini bozarak aya[rnr kaydrrrp bir yardan di.igiirmeleri ve o insanr o yolla cildtirmeleri olasrymrg. Don Juan bu varhklara uygunsuz koqullar altrnda rastlarsam, onlarla asla dcivii$mememi; dovtiqi.irsem olecefimi anlatryordu. Ruhumu da galarmrq bu periler. En iyisi kendimi yere atrp sabaha dek dayanmakmrq "Bi adam gizler sunan bi dostla karqrlagtr$r zaman, tiim

mez bu halleri. Karqrsrndakilerin korkusudur onlart giiglti ktlan. iqte bu nedenle onlardan biriyle dootiqen kimse efer bir savagglysa, o gepgergin katrhklarr gabucak yitiverir de, onunla doviiqen kimsenin gi.icii artar, tagar. Ashnda bu ruhlardaki gerilimi, enerjiyi emmiq olur insan." "Nasrl bir gerilim bu?" diye sordum. "Erktir. Onlara dokundun mu, insant garparcaslna, pargalarcasrna titregirler zangr zangff. Ama bi gcisteridir bu srrf.

Onlan srkrca tutmayt stirdtirtirsen, yok olur bu gerilim." "Pekdla, gerilimlerini yitirince ne olur? Hava gibi bir qey mi olurlar?" "Haylr, gevqeyiverirler-pelteleqirler. Ozdekselliklerini stirdtiri.irler yani. Ama dokundufumuz cibi.ir qeylere benzer bi yanlarr yoktur bunlartn."
Daha sonralan, akqama dofru, cinceki gece gormi.iq oldulum qeyin yalntzca orda ugu$an bir giive olabilece[ini soyledim. Don Juan giildii ve sabrrh bir bigimde gtivelerin ancak, kanatlannr yakamayacak bir lambanln gevresinde ileri geri uguqtuklannr agrkladr. Oysa agrk bir ateqe yaklagrr yaklaqmaz ya' nrp ktil olurlarmrg. Don Juan, iistelik o golgenin ateqi kaplayacak denli iri oldufunu belirtmiqti. O bunu derken, golgenin gok btiyiik bir qey oldufunu ve cintimden gegerken gergekten bir an igin ateqi gormemi engellemig bulundufunu anlmsadrm. Ama bu gegiq gok Eabuk olmuqtu ve o yiizden daha cinceleri bunu anlmsayamamtqttm. Don Juan daha sonra ktvtlctmlann gok iri olduklarlnl ve soluma do[ru uguqtuklannl soyledi. Ben de farkma varrnl$hm bunun. Belki de yelin o yone do[ru esmesinden olmuqtur bu dedim don Juan'a. Don Juan o gece yel mel esmedifi yanrtr verdi. Dedigi do[ruydu. O deneyimimi dtiqiiniince, o gece ortahfrn gok sakin oldu[unu antmsadtm. Gozi.imden kagmrg olan bir baqka qey de alevlerdeki yeqilimtrrak parrltrlardr; o golgenin gozlerimin ontinden ilk gegiginden son-ra don Juan'tn atege bakmayr siirdiirmemi imledi-

cesaretini toplayrp, o daha kendisini yakalamadan kendisi ona yaplqmahdrr. Ya da o seni kovalamaya baglamadan cjnce sen kovalamahsm onu. Amansrz bi kovalamaca olmahdrr bu; ardmdan da dciviiq gelir. Giireqip yere serrnen gerekir periyi, erkini verene dek yerde muhlaman gerekir." Bu varhklann ozdeksel (maddi) olup olmadrklarrnl, gergekten onlara dokunulup dokunulamayacafrnr sormuqtum don Juan'a. "Peri" sozciiltintin bende cizdeksel olmayan, elle tutulamayan bir geyleri ga[nqtrrdrlrnr soylemigtim. Don Juan, "Peri falan demeyelim bunlara," dedi, "en iyisi dost diyelim, ya da billinmedik geyter diyelim." Don Juan bir stire sustuktan sonra srrtiistii yatfi ve kollannr baqrnrn altrnda kavuqturdu. Bu varhklarda ozdek var ml diye sormuqtum gene. "Elbet vardr cizdekleri!" dedi don Juan bir an sustuktan sonra. Onlarla dovi.iqtirken kah mr katrdrrlar-ne var, Eok siir-

272

BIR BA$KA GERQEKLIK

"GORME" I$I

273

srrada gormtiqti.im bu yegillenmeyi. Don Juan bunu da anrmsatmrqtr. Ayrrca o $eye golge dememe de kargr grkarak, onun yuvarlak oldu[unu ve daha gok bir baloncu[a ya da kabarcrfa benzedilini soyledi. iti gtin sonra, 17 Arahk L969'da don Juan, gok cinemsiz bir geymiqgesine, o tepelere tek baqrma gidip, bir erk nesnesi olan peri tuza[rnr edinebilecek denli tiim ayrrntrlan ve gerekli ycintemleri bildi[imi soyleyivermigti. Bu kez yalnrz baqrma gitmem iizerinde dayatryor ve benimle birlikte gelmesinin bana yarardan gok zarar verece[ini anlatryordu. Ben tam gitmeye hazrlarurken, don Juan fikrini deliqtirmiti. "Yeterince sallam delilsin," demiqti, "tepenin altrndaki diizliikte bekleyim bari seni." Dostu gormi.iq oldu[um o dar vadiye vardrlrmrzda don Juan, tepelerdeki delik diye nitelendirdi[im arazi oluqumunu az uzaktan incelemi$ ve daha citelere, gi.ineydeki uzak daflara gitmemiz gerektilini soylemiqti. Delili gorebilecelimiz en uzak noktada bulunacakmrq dostun yuvasl. Deli[i oluqturan arazi yaplsma baktrm; uzaklarda yiikselen mavimtrrak da$ardan baqka bir qey goremiyordum. Don Juan'rn krlavuzlu[unda gtineydoEuyu dogru saatlerce ytiriidiikten sonra, dostun yuvasma "iyice sokulduk" dedi[i bir yere varrnrqtrk. Durdulumuz zarnan ofleden epey sonraydr. Kimi kayalarrn iizerine oturduk. Ag ve yorgundum; biitiin giin yalnrzcabiraz tortilla yemiq vebtaz da su iEmiqtim. Don Juan birden ayapa kalkrp goge baktr ve buyururcaslna benimigin en ulurlu yone do!ru gitmemi ve o anda bulundulumuz noktayr unutmamamr soyledi. Qiinkii igim bitince gene oraya donmem gerekiyormug. Ardrndan da bana gi.iven verrneye gahgarak gerekirse sonsuza dek orda beni bekleyecefini ekledi. Tasalanarak, o peri tuzalr bulma iqinin gok mu uzun stirece$ini sordum. Gizemli bir giiltimsemeyle, "Kim bilir?" dedi.

gi

Gtineydolu dofrultusunda ilerlemeye baqladrm ve iki kez arkama doni.ip don Juan'a baknm. Onun da ters yone do[ru yava$ yavag ytiriidtigtini.i gordtim. Bi.iyticek bir tepenin tisti.ine Erkrp don Juan'a bir kez daha baktrm. iti ytiz metre kadar uzakta bir yerdeydi. Doni.ip bana baktr$ yoktu. Tepeden aqaErya koqarak tepelerin arasmdaki ganak bigiminde ktigiik gukur bir yere indim. Birden yapayalnrz kalmrqtrm. Bir stire oturarak orda ne igimin oldufunu qagkrnhkla dtigtinmeye koyuldum. Bir peri tuza{r anyor olmam oyle gtiliing geliyordu ki!.. Koqarak indi[im tepeye trmandrm gene. Belki don Juan'r gortiriim diyordum ama higbt iz yoktu ondan. Bu iqi hepten brrakrp Califomi a' ya donmek istiyordum. Ahkla$mr$trm. Yorgundum.

Art arda, "Don Juan!" diye balrrrp duruyordum. Gcirtintirlerde yoktu. Bu kez baqka bir tepeye kogtum; ama oradan da bir gey goremedim. Koqa koga onu aramayl
siirdiirdi.im; ama yer yanlmrq igine girmigti sanki don Juan. Gegti$im yerleri izleye rzleye ayrrldrlrmrz noktaya gittim. Onu orda oturmu!, bu tutarsrz davranrqlanma giiler bir durumda buiaca[rma de$gin ciylesine sagma bir kanr vardr ki igimde!.. "Neden soktun beni bu belalarrn igine?" diye yiiksek sesle bafrrdrm. Ve o anda artrk orada yapmakta oldufium iqten vazgegme olasrh[rnrn bulunmadrlrnr anladrm. Arabamrn nerde oldu[unu bilmiyordum. Oraya gelirken don Juan birgok kez sa[a sola sapmrqn; dort anaycine gore kendimi yonlendirrnem yeterli olamayacaktr arabamr bulmaya. Dallarda kaybolup gitmekten korkuyordum. Oturdum ve ya$amrmda ilk kez olarak, bir ilk grkrg noktasma dcinmenin higbir yolu olamayacalrna delgin yabansr bir duyguya kaprldrm. Don Juan, hep, baglangrg dedilim bir grkrg noktasmdan soz etmekte oldu[umu soyler ve gergekte baglangrg diye bir geyin bulunmadrlrnr savlardr. Ve iqte orda dallarrn ortasmda, onun ne demek istedi[ini anladrlrmr saruyordum. Sanki, grkrq noktasr hep kendim olagelmigti; sanki don Juan hiE olmamrgtr; ve ben onu ararken, o

274

BIR BA$KA GERQEKLIK

"GORME" I$I

275

da bir gergek kendisi oluvermiqti-bir an gciriindiikten sonra bir tepenin ardrndan yitip gidiveren bir imge... Yapraklarrn hafif htqrfismr igitiyordum; her yanrmdan giizel kokular geliyordu. Utangag bir fisrltr gibi kulaklarrma dolmaktaydr esen yel. Giineq ufukta yo[un bir bulut kiimesine yaklagmaktaydr ve daha algaklardaki bir obek bulutun arkasma girdifnde iistteki bulut kiimesini turuncu bir geride gevirmigti. Az sonra bulutlann ardmdan gtkmca, sisler iginde ytizen krzrl bir topa benzemigti. Gtineg bir ara go[tin masmavi bir agrkh[rna ulagmaya gabalar gibi gcirtinmtiqtii; ne var, bulutlar onu buakmryorlar, i.isttine iistiine geliveriyorlardr. Qok gegmeden, o turuncu qeritle dallann karaltrlan yutuvermiqti giinegi. Srrttisti.i uzandrm. 6yle dingindi ki ttim gevrem, oyle durgun ve aynr zamanda oylesine yabancry& ki! Qok etkilenmiqtim. Aflamak istemiyordum ama gozyaqlanmt tutamadtm. Saatlerce o durumda kalmrgtrm. Yerimden krmrldayamlyordum. Altrmdaki kayalarrn sertlifini duyumsuyordum. Bulundu[um yer, tiim gevreyi saran giir yeqilliklerin tersine bitkisiz ve agrkhktr. Oturdulum yerden doludaki tepelerin iizerindeki dizi dizi yiiksek afaglarr gorebiliyordum. Artrk hava epey kararmrqtr. Oldukga iyi hissetmekteydim kendimi. Mutluydum diyebilirim. Yarr karanhkta, kendimi, goz kamagtrrrcr giin rgrfrnda oldulundan gok daha huzurlu ve giivenli hissetmigimdir. Yerimden kalkarak ktigtik bir tepeye grktrm ve don Juan'rn cifretmiq oldulu hareketleri yapmaya koyuldum. Yedi kez doluya kogtuktan sonra elimin rsrndr[rnr fark ettim. Bir ateq yakrp don Juan'rn uyanlan izre, bi.ittin aynnttlan gozleyerek.bakmaya bagladrm. Boylece saatler gegti. Yorulmugtum. Ugtiyordum da. Koca bir yrlrn kuru dal toplamrgtrm. Atege yaklagtrm ve ategi beslemeye koyuldum. Yaptrlrm gozleyig oylesine yormugtu ki beni, baqrm oniime dtiqiip duruyordu. Iki kez uyuklamrg ve ancak bagrm yana sarkmca uyanml$trm. Artrk atege bakamayacak denli yorulmugtum. Biraz su igtim, hatta uyaruk kalayrm diye yi.iztime su serptim. Uykumu

ancak gok krsa stirelerle kesebiliyordum. Bir garesizlik ve tedirginlik igindeydim. Orada bulunmakhfirmr son kerte bir ahmakhk olarak gortiyor ve bu yi.izden mantrksrzcasrna bir diiq krrrkhfrna, bir tasaya kaprhyordum. Yorgun, ag ve uykusuz-

dum. Anlamsrz btr bigimde kendimi suglayrp duruyordum. Sonunda, uyanrk kalma gabalanmdan vazgegtim. Ateqe bir yr[rn kuru dal ekleyip uyumak iizere yere ktvrrldrm. Bir dostun izlenmesi ve bir peri tuzafrnrn aranmasr ulraqlan o anda bana son kerte giilting ve yabancr bir diiqiinceymiq gibi gelmekteydi. Oyle uykusuzdum ki, bir qey di.iqiinemiyor, kendi kendime bile konuqamryordum. Uyumu$um. Birden ytiksek bir gatrrtr sesiyle uyandrm. Gi.iriiltii ya da o ses her ne ise, sol kula[rmrn hemen tizerinden gelmiqti; gtinkii sa! yanrmm iizerine yatmaktaydrm. Upuyanrk, kalkrp oturdum. Sol kula[rm ululduyor, sesin yoklulu ve yiikseklilinden salrrlaqmrqa benziyordum. Yanmakta olan dallara bakrlrrsa, herhalde gok krsa bir stire uyumug olmahydrm. Bagkaca higbir giirtiltti iqitmedim; ama gene de dikkat kesilmiq bir durumda kalarak ategi beslemeyi stirdiirdiim. Beni uyandran geyin ti.ifek sesi olabilecefi gegiverdi akhmdan; belki de birisi beni gozetliyordu da iizerime ateq agryordu. Bu di.iq{ince beni gok i.irkiitmi.iq ve bir stirii gergekgi korkular beynime gr! gibi iigiigmeye baglamrgfi. Burasr pekdld birilerrnin arazisi olabilirdi ve bu durumda beni bir hrrsrz sarup vurmak isteyebilirlerdi; ya da beni cildiirtip soymak falan isteyebilirlerdi. Uzerimde bir qey bulunmadrfrnt nereden bileceklerdi ki! Birden olanca ilgimi gtivenlilim konusuna yoneltmiqtim. Omuzlarrmda ve boynumda kasrlmalar oluyordu. Bagrmr bir yukarryabir aqafrya salladrm. Boyun kemiklerimin ki.ittirdedigini igitiyordum. Bir yandan da atege bakmayr si.irdiirmekteydim, ama olafandrgr bir qey gordiiltim ya da bir ses iqitti[im falan yoktu. Qok gegmeden btaz olsun gevqemiqtim ki, birden btittin bu haltlann don Juan'tn iqi olabileceli geliverdi akhma. Derhal bunun baqka ti.irlii olamayacalr kanrsrna vardtm. Bayalr

276

BIR BA$KA GERQEKLIK

"GORME" I$I

277

ne$elendirmiqti bu dtiqtince beni. Haydi, bir mantrksal varsayrmlar grlr daha iiqi.igti.i beynime; bu kez seving verici tiirden... Don Juan, herhalde, benim dallarda kalmaktan cayacafrmr di.iqi.inerek ya da arkasrndan koqtulumu gorerek bir ine ya da bir gahh[rn ardrna falan saklanmrg olabilirdi. Sonra da beni izlemiq ve uyudufumu gorerek kulafrmrn dibinde bir dal falan krrarak uyandrmrg olabilirdi. Ateqebiraz daha kuru dal si.irdtim ve onu goriir mtiytim diye usul usul gevreyi gozetlemeye koyuldum. Oralarda bir yerde saklanryor olsaydr bile, onu bulamayacalrmr bile bile...

Onahk oldukga sakindi: Crrcrrbcicekleri, gevremi saran tepelerdeki alaglan titreten yel, tutuqan dallann grkardrfr yumuqak grtrrtrlar. Krvrlcrmlar uguguyordu, ama de[iqik tiir krvrlcrmlar delildi bunlar. Ansrzrn ikiye pargalanan bir dahn gatufisrnr iqittim. Solumdan gelmigti gtiri.iltii. Solulumu tutup olanca dikkatimle dinledim. Bir an gegti gegmedi, derken, haydi... Bir dahn daha krnldrlrm igittim. Bu kez safrmda... Bir de baktrm, uzaktan uza$a krrrlan dal sesleri gelmekte belli belirsiz. Sanki birisi onlara basa basa gatrrdatmakta... Gtir, dolgun seslerdi bunlar; igtahh diyebilecefim... BulunduEum yere do!ru yaklagmaktaydrlar. Alrrdan alarak, dinlemem mi yoksa kalkmam mr gerek diye dtigtindtim. Ben, ne yapmam gerekir diye oyle diiqi.ini.irken birdenbire krnlan dal sesleri dort bir yanrml sarmrgtr. Oylesine hrzh olmuqtu ki bu son geligme, az kalsrn yerimden firlayrp ategi, tizerine basa basa scindiirmeye bile vakit bulamayacakhm.
Ateg soner sonmez karanhkta tepeden agalrya kogmaya bagladrm. Qahhklan agarak koqarken, bir di.izliik bulunmadrdiigtincesi gegivermigti akhmdan. Gozlerimi yiiksek gahlardan koruya koruya koqmayr siirdiirdiim. Yamagtan aqalr daha yarr yoldayken arkamdan bir geylerin bana dokunurcasma yaklagtr[rnr duyumsadrm. Bir dal falan olamazdr bu. Sezgi yoluyla, tizerime atlayaca$rnr duyumsadrlrm bir qeydi bu. Bayalr dondurmugtu bu dtigtince beni. Hemen don Juan'rn dedili gibi ceketimi grkanp diirdtim ve karruma bashr-

[t

drm. Bacaklarrmr karnrma do!ru gekip yiiztistii yere yumuldum. Gozlerimi de ellerimle kapatmrgtrm. Bu durumda gok krsa bir stire kaldtktan sonra ttim qevremi bir oliim sessizli[inin sardr[rnr duyumsadtm. Higbir ses gelmiyordu. Bu da daha gok korkmama neden olmuqtu. Kann kaslartm kaskatr gerilmig titremeler gegiriyordu. Bir gatrrtr daha duydum. Uzaktan gelmekteydi bu ses, ama gok kesin ve belirgindi. Bir kez daha geldi ses-bu kez daha yakrndan. Ktsa bir sessizlikten sonra tepemde bir qey patladr. Bu gtiriiltiintin birdenbire olmasl, beni, istemeksizin yerimden firlatmrq ve yana yrkrlmama neden olmuqtu. Kahn.bir dahn ikiye boli.inmesinden grkan bir sesti bu kesinlikle. Oye yaktndan gelmigti ki bu gatrrfi, daldaki yapraklann hrqrtrsrnr bile iqitmiqtim. Ardrndan, bir gatrtrh patlamalar sa[analr baqladr. Tiim gevremde dallar biiytik giiriiltiiler gtkararak krnhp gidiyordu. Ama anlayamadrfrm $ey, o srada benim bu olaylara karqt olan tepkimemdi. Korkacak yerde giiltip duruyordum. Bi.itiin bu olanlarrn ashnr astarrnr bulguladrlrm kanrstndaydrm. Don Juan'rn gene bana bir oyun oynadr[rna inaruyordum. Bir dizi mantrksal yargt, bu inanctmr daha da pekigtiriyordu. Sevingten uguyordum. O kurnaz hrnztr don Juan tilkisini o dolaplarr gevirirken yakahyrverecefime oyle emindim ki! Bagrmt kaldrrrp bakamayacaltmr bildiginden gevremde istedili gibi rahat rahat koqugup dal tistiine dal krnyordu. Giinlerden beri yanrnda bulundulum igin, don Juan'rn yalntz baqrna oldulunu biliyordum. Kendisine yardtm edecek kimseler bulmasr igin koqullar ve zaman bulunmuyordu. Di.iqtindtigtiry gibi, bir yerde saklanmrgsa, herhalde bir bagrna saklanmrqtr; ve mantrksal olarak yalnrzca srrurlt sayrda gatrrtrlar grkarabilirdi. Ve gene tek bagrna oldufundan, grkardrlr seslerin ardrgrkh[rnrn btr zaman gizgisini izlemiq olmast; yani giiriilttilerin teker teker, en fazla bir anda ikisinin, bilemediniz, tigtiniin grkmast gerekirdi. Ustelik bir kiginin bir and.1 grkarabileceli ses sayrsrrun da herhalde bir srnlr olacaktr. Oyle yere yumulu ve sessiz dururken, bir yandan da btiti.in olanlann bir oyun oldulunu diigiini.iyor ve bu igin iistesinden gelebilmek igin yaprlacak

278

nin naqKA GERqerlir


karnrmr hedef almrg

"GORME" I$I

279

tek geyin bu olanlann bende yarattrlr cogkularr bastrmak oldulunu gegiriyordum. Bildifim bir gey varsa, o da bu durumdan gok zevk almakta oldu[umdu. Diiqmanlmln bir sonraki hareketini yanrlmadan kestiriverince zevkten dort koge oluveriyordum. Don Juan'rn yerinde olsaydrm, ardrndan ne yapardrm diye tahminler ytirtittiyordum. Bir hoptirdeme sesi bu oynadrfrm ussal oyuna bir son vermigti. Dikkatle dinledim; gene iqittim o sesi. Ne oldulunu bir tiirlti kestiremiyordum. Bir hayvarun hciptirdeterek su igiqini andrrmaktaydr. Bir kez daha, gok yakrndan geldi o ses. Koca geneli bir geng kzm $apur qupur sakz gifnemesini ga!nqtran bu sesten tedirgin olmaktaydrm. Don Juan'rn boyle bir sesi nasrl grkarabildilini qaqkrnhkla gegirirken, ses bir kez daha geldi salrmdan. Once bir ses duymuqtum. Sonra birisi vrcrk vrcrk gamurda bata grka yi.irtiyen ayaklarrn grkardrlr kosntil (gehvani) diyebilecelim seslerdi bunlar. Sesler bir ara kesiliverdi ve sonra solumda bir yerde gene bagladr. Qok yakrnlarda, iig metre kadar otemden gelmekteydi... Ya[mur gizmesi giymiq iriyarr birinin gamurda yi.iri.imesine benzetiyordum artrk bu sesleri. Sesteki zengin titremeleri gok hayret verici buluyordum. Ben olsam, bu seslbri grkartabilmek igin nasrl bir ilkel gereq kullanrrdrm diye dtiqiindiim ama bir tiirlii grkaramadrm. Arkama dofru bir yerden biri drzi benzer ayak sesleri daha gelmeye baqlamrqtr. Sesler her yandan aynr zamanda gelmekteydi. Sanki birisi gevremde gamurlara bata grka koguguyor, zrphyordu. Mantrksal agrdan kuqkuya dtiqtiim bir ara. Eler bunlarr yapan don Juan idiyse, gevremde daireler gtze gize inanrlmaz bir hrzla koquyor olmasr gerekirdi. igte o zaman don Juan'rn bu iqi yalmz bagrna yapmadrfrna yarunda birilerini de getirdiline inarur oldum. Bu iqte ortaklannrn kimler olabilecelini diiqtinmeye gegmek istedim, ama, gevremdeki giiriilttiler ytiztinden zihnimi toparlayamryordum. Evet, diiqiincelerim darma$rnrktt yd, korkuyor de[ildim. Olsa olsa, seslerin yabansr nitelilinden otiiri.i bir qaqkrnhk igindeydim. Qamurlar ezilirken yer salaruyor gibiydi. Ve bu sallantrlardaki titreqimler

gibiydile\ ya da ben bu titreqimleri karmmln alt yanryla sezgiliyordum belki de. Bu durumu kavrar kavramaz, di.iqtincelerimdeki mantrkh ve dingin akrgr yitirivermiqtim. Sesler karruma saldrrmaktaydrlar! Ve sordum kendi kendime: "Ya don Juan delilse bu?" Urktiye kaprlmrgtrm. Kann kaslarrmr srkrp kalgalanmr srkrcana, dtiriip karruma koydu[um ceketime yasladrm. Giiriilttiler saylca artmrg ve daha da hrzlanmrqtr. Bilmigtiler sanki gtivenimi yitirdilimi. Titreqimler oyle yofunlagmr$il ki, kusmak geliyordu igimden. Bulantrmr yenmeye gabaladrm. Derin derin soluk almaya ve peyote ezgilerimi sciylemeye baqladrm. Qrkarmrqtrm. Qamurda gezen ayak sesleri ansrzrn kesiliverdi. Yerine, crcrrbcicekleriyle yelin sesi ve yer yer uzaklardan gelen gakal ulamalan gegivermigti. O tirkiing seselin birden kesilmesiyle, kendimi toparlama firsatrnr bulmuqtum. Daha biraz once ne$em yerinde, gi.iveng iginde ve dingindimp demek ki iginde bulundufum durumu delerlendirmeyi becerememiqtim. Don Juan, yardakgrlarla falan gelmig olsa bile, grkardrklarr gilriilttiler karrumr nasrl etkileyebilirlerdi ki! O tizlikte sesler i.iretebilmeleri igin oralarda bulunan ya da dtizenlemeleri olanaksrz olan geregleri, aygrtlarr gereksineceklerdi. Demek ki o iqittiklerim bir oyun falan deEildi, "don Juan'rn gevirdili bir dolap" falan de$ildi. Oyle sanml! olmakla ne denli toyca davranmrqrm me$er. Her yanrm kasrlmrqtr; dciniip bacaklarrmr uzatmak igin dayanrlmaz bir istek duymaktaydrm. Hafif safa do!ru gidip hig olmazsa ytiziimii, grkarmt$ oldulum yerden uzaklaqtrrayrm dedim. Tam stirtinmeye baqladrlrm bir anda, sol kulalrmrn hemen tizerinde hafif bir grcrrtr iqittim. Donmug gibi oldulum yerde kaldrm. Grcrrtr, bu kez baqrmrn obtir yanrndan, gene geldi. Yahn bir sesti bu. Kapr grcrrtrsrnr andrrmaktaydr. Beklemey bagladlm; ama higbir gey duyamadrm. Yerimi deligtirmek igin siirtinmeye gegmiqtim yeniden. Baqrmr sala do!ru krmrldatmamla yerimden zrplar gibi olmam bir oldu. Bir grcrrtr zemire gomi.ili.ivermigtim. Kimileyin kapr grcrrfilannl, yer yer de fare ya da kobaylann vryaklamalannr andrr-

280

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME"

i$i

281

maktaydr bu sesler. Yiiksek ya datrz defillerdi; yumugak ve sinsi seslerdi bunlar, ve igim kryrhyormuqcaslna bulantr yaratan iirpertiler veriyorlardt bana. Baqladrklan gibi durmuqtu sesler; yalnzcabir iki gtcrfi kalana dek yavaq yavag azalmtqlardr. Ardrndan, bi.iyi.ik bir kugun kanatla{lyla gahlann tistiinii sryffinasmdan grkan kimi sesler iqittim. Uzerimde daireler 9ize gtze uguyor olmahydr. O yumufak

gtcrtilar

gene go[aldr-

lar; kanat grrpma sesleri de oyle... Bagrmrn i.izerinde ir siirti dev kug varmr$ da kanatlannt hafif hafif grrparlarmrg gibi geliyordu bana. Sonra bu iki ttir ses birlegti ve beni saran bir dalgaya doni.iqtii. Ytikselip algalan koskoca bir dalganrn iizerinde asrh, yizer gibi oluyordum. $imdi artrk o gtcrhlarla kanat grrpmalarrnr, tiim govdemi yalarlarmrg gibi algrltyordum. Bir stirti kug kanatlannt grrparak beni i.ist yarumdan yukarrlara gekiyorlar, binlerce fare de cryaklayarak gcivdemi alttan ve yandan itiyorlardr; trpkr boyleydi duyumsadrklanm. Hig kuqku yoktu ki, budalaca aymazhlrm ytiztinden, korkung bir qeyi tizerime gekmiq bulunuyordum. Diglerimi srkrp derin soluklar ahp vermeye ve peyote ezgllerr soylemeye baqladrm.

dim. Qok gtizel bir qeyin farkrna varmtqhm. O zamankine benzer bir korku gegirmiq oldulum zamandan bu yana epey deliqmiqtim. Bu kez daha bir bogtum. Birlikte stirtikledifim kigisel duygular daha bir azdr. Boyle bir durumda bir savaqgl neler yapardr diye kendi kendime sordum ve birkaE sonuca ulaqtrm. Gobefimin bulundulu yerde son kerte onemli, egsiz bir gey vardt; bu sesler, ahgrlmrqrn drgrnda yabanst seslerdi; bu sesler karrumr hedef tutuyorlardr; ve don Juan'rn bana oyun oynadrlr di.igiincesi
son kerte yersizdi.

Giirtilttiler gok uzun bir si.ire azalmadan stirmi.igtii. Olanca gtici.imle kargr koymaktaydrm onlara. Ortahk sakinleqince, gene bir ara "sessizlik" oldu. Sessizlik demekle o yabansr seslerin yoklufunu belirtmek istiyorum; yoksa bciceklerin ve yelin dolal seslerini gene iqitmekteydim. Bu sessizlik donemleri, benim igni, gtirtiltiilii donemlerden daha da kotti ol-

maktaydr. Gene di.iqiinmeye ve durumumu delerlendirmeye gegmiqtim; ne var, kafa yordukga iirki.iye kaprhyordum. Bana saldran o qeyi kovabilecek bilgim de yoktu dayanrkhh[rm da... Yitip gidiyordum igte... Son kerte garesizdim-kendi kusmulumun tizerine yumulmug... Yagamtmln sonu geldi diye gegirip a$amaya bagladrm. Yagamrmr dtigiinmek istedim, ama nereden baqlayaca$rmr kestiremiyordum. Yaqamtmda yapmrg oldulum higbir $eyi, o son can geki$me arunda vurgulamaya deler bulamayarak higbir gey dtigiinmemeyi ye[le-

Kasrlmalar, durmu$sa da karrn kaslarrm epey gergindi. Ezgi sciylemeyi ve derin soluk altp vermeyi si.irdi.irtiyor, ve ttim gcivdemi tath bir rhkh[rn kapladrlmt duyumsuyordum. $urasr kafama iyice dank etmiqti ki, eler yagamlmr si.irdiireceksem, bu duruma don Juan'tn ci[retileri uyannca davranmakla kavuqacaktrm. Yonergelerini yineledim zihnimde. Yere yumuldulum noktaya ve bulundu[um yere oranla giinegin da$ann tizerinden battrfr noktayr tam olarak anrmsamaya gahqtrm. Kendimi yeniden ycinlendirdim ve yoniimti do!ru olarak belirledilime inandrktan sonra duruqumu deliqtirrneye bagladrm. Boylece baqrmr yeni ve "daha ulurlu" bir ycine, yani giineydofiuya doni.ik tutmug olacakttm. Ayaklarrmr azar azar soluma do!ru, baldrrlanmtn altrnda biikiilene dek santim santim gekmeye bagladrm. Sonra da govdemi ayaklanmla bir hrzaya getirmeye gahqtrm. Ama yan yana siirtinmeye baqlar baglamaz ensemde tuhaf bir dokunma duydum. Ensemin grplak derisi i.izerine bir geyin belirli bir bigimde dokundu[una emindim. Oylesine hrzla olmuqtu ki bu, bir gr[hk attrm ve sonra oldulum yerde durup kaldrm. Kann kaslanmr srkarak derin soluklar almaya ve peyote ezgilerimi soylemeye baqladrm. Bir saniye sonra ensemde aynr hafif dokunuqu hissetmigtim. Siniverdim. Ensem orti.ilii defildi ve kendimi savunmak igin yapabilecelim bir qey yoktu. Dokanma gene oldu. Qok hafif, ipelimsi bir nesne defmekteydi boynuma-trpkr dev bir tavgarun yumugak tiiylii ayall gibi... Dokunmalar, ensemi bir yandan bir yana kapsayarak arttt arttt ve sonunda

282

BiR BA$KA GERQEKLIK

"GORME" I$I

283

aflamaya baqladrm. Sanki bir stiri.i sessiz, yumugak arrhksrz kanguru ensemi gilneyip durmaktaydr. Pengeleriyle hafif hafif basrglannln grkardr$ sesleri duyar gibi oluyordum. Acr falan vermiyordu bu basrglar, ama grldrrtryordu beni igte. O anda hemen bir geyler yapmaya baglamazsam, akhmr yitirecelimi ve dikilip tabanlan yallayacalrmr biliyordum. O nedenle govdemi yavag yavag krmrldatarak yeni bir yone gevirmeye bagladrm. Ama her kamrldanrqrmda, ensemdeki dokunlara daha da arhyordu. Ve bir ara oylesine goqtular ki, bir silkiniqte govdemi yeni bir yone sokuverdim. Sonucun ne olacalrna delgin higbir qey dtigtinemiyordum. Akhmr yitirmeyi, zrrdeli olup grkmayr cinlemem igin bir onlem almam gerekiyordu-iqte o kadar... Yeni bir ycine geger gegmez ensemdeki dokunmalar duruvermiqti. Uzun ve srkmtrh bir aradan sonra uzaklardan gene krtlan dallarrn sesleri gelmeye baqladr. Yakmrmda artrk bir
gey olmuyordu. Benden uzak bir noktaya gekilmiq gibiydi Kmlan dallann sesleri gok gegmeden yapraklann kulaklarrmr trmalarcasrna grkardrlr hrqrtrlarla kaynaqrverdi. Sanki ye[in bir yel ttim tepeyi kasrp kavuruyordu. Qevremdeki biitiin gahlar sallanryordu, ama yel esti[i falan yoktu. Bi.itiin bu hrgrrtr ve gatrrtrlar, tepeyi bir yangrn sarrnrg izlenimini vermekteydiler. Yerimden zrplayrp da ordan, kagmamamln tek nedeni, iyice uyugmug olmam ve her yanrmln tutulmuq olmasrydr. Brrakm kalkmayy gozerrmi bile agamlyordum. O andaki tek diigtincem kalklp, yanglndan kagmaktr. Karnrmdaki kasrlmalar bana acr veriyor, soluk almamr engelliyordu. Tiim giici.imle soluk alabilmeye verdim kendimi. Uzun gabalardan sonra yeniden soluk alabilmeye bagladrm ve o srrada htqrrtrlann dindilini fark ettim. Bir iki gatrrtrdan bagka bir gey kalmamrqtr. Dallann krilmasrndan grkan sesler artrk gok uzaklardan ve tek tiik geliyordu; ye az sonra hig igitilmedi. Ve gozlerimi agabildim. Gcizlerim i aralay arak ciniimdeki yere baktrm. Gtin a[armrqtr. Krmrldamadan bir stire daha kaldtm ve sonra gerinmeye baqladrm. Doniip srrttistti uzandrm.
sesler.

Doluda giineq tepelerin iizerine ytikselmiqti. Zorlukla bacaklanmrn iizerine dikilip tepeden aqa[rya siirtiklenircesine inmem saatler siirmiiqtii. Bir buguk kilometre kadar citedeki, don Juan'la aynldtfrmrz yere do$ru ilerliyordum. Ogteden sonra saat tig sralannda bir a[agh[rn kryrsma
ulaqtr[rmda, daha 400 metrelik yolum kalmrqtr. Ne olursa olsun, artrk ytiriiyebilmem olanakstzdr. Da! aslanlarrnr falan diiqi.inerek bir alaca trmanayrm dedim; ama kollarrm, afrrhfrmr gekemiyordu. Bir kayaya yaslanrp orda ciltime brraktrm kendimi. Da[ aslanlanna ya da yrflct hayvanlara yem olmayr goze almrq bir durumdaydrm..Bir taq ahp atacak giictim bile yoktu. Ne agtrm, ne de susuz. O$eye dogru bir gaydan gegmigtim de igebildigimce su igmiqtim. Ama gtig kazanmama yetmemiqti su igmek. Ve orda bitkin ve garesiz bir durumda otururken, korkudan gok umutsuzluktu duydulum. Oylesine uykusuzdum ki, ne olursa olsun deyip uyumu$um. Sarsrldr[rmr duyarak uyandrm. Don Juan iizerime e[ilmiqti. Kalkmama yardrm ederek bana btraz suyla yulaf lapasr verdi. Giiltiyor ve gok berbat gortindtiftimii sciyli.iyordu. Baqrmdan gegenleri anlatmaya gahgtrm ama don Juan beni susturdu ve hedefimi qaqrrmrg oldufumu, buluqma yerimizin yiiz metre otede oldufunu soyledi. Sonra ona yaslanarak tepeden indik. Beni bol sulu bir dereye gotiirece[ini ve yrkayaca[rnr sciylemekteydi. Oraya giderken kesesinde taqrdrfr kimi yapraklarla kulaklanmr trkadr ve gozlerimi birer yaprakla orttik kumagtan bir geritle gcizlerimi bafladr. Giysilerimi de grkartmrgtr. Higbir qey goremeyim ve igitemeyim diye, kulaklanmr kapatmamr istedi. Don Juan tiim govdemi yapraklarla ovaladrktan sonra beni dereye daldrrdr. Oldukga genig ve derin bir dereydi bu. Baktrm, ayaklanm diP" delmiyordu. Don Juan sa[ dirse[iyle beni tutmaktaydr. Once suyun sofuklu[unu duymamrqfim; ama giderek bir tiqtime aldr beni. Suyun sofuklu[una dayanamryordum artrk. Don Juan beni sudan gekip kimi tuhaf kokulu yapraklan grkarmadan cince epey gittilimizi samyorum.

284

BIR BA$KA GERQEKLIK

Don Juan, arabaya kadar yiirtiytip yiiri.iyemeyecelimi sordu. Gelin bakrn qu iqe ki, turp gibi olmuqtum. Bunu kanrtlamak igin bir tepeye kogarak trrmanmaya baqladrm.
Ertesi giin, don Juan'a, ondan ayrrldrktan sonra bagrmdan gegenleri srastyla anlatmrqtrm. Ben anlattrkga don Juan giiltiyordu. Hele onun bana oyun oynadr[rnr anlattrfrm srrada... Don Juan, "Hep birilerinin seni kandrrdrlmr sanrrsm, di mi?" dedi. "Kendine ciyle giiveniyorsun ki! Ttim yanrtlarr bilirmiq gibi... Oysa bi gey bilmiyorsun, benim kiigtik dostum,

higbi $ey..." Don Juan bana ilk kez olarak "benim kiigiik dostum" diyordu. $aqrnverdim. Bunun farkrna varan don Juan gtiltimsedi. Bana seslendi[inde, sesinde btiytik bir yakrnhk, bir rhkhk sezmiqtim ve bu da beni pek duygulandrmrgtr. Dikkkatsizce ve acemice davrandrfrmr, ne yazrk ki yaradrhgrmm boyle oldu[unu; onun dtinyasrnr anlamanrn olanaksrz bulundu[unu soyledim ona. Son kerte iglenmiqtim. Don Juan beni ytireklendiriyordu ve bagarrh oldufumu soyltiyordu. Bu deneyimimim ne anlama geldi[ini sordum ona. "Bi anlamr yok ki," diye yanrtladr, 'oherkesin baqrna gelebilirdi bunlar. Oze[ikle senin gibi yarr[r agrlmrq birinin... Hep olur bciyle geyler. Dostlannl aramtq olan savaqgrlara sor bak, anlahrlar sana nelerle karqrlagtrklannr. Sen ucuz kurtulmuqsun. Senin yanlrn agrk da, ondan sinirlisin o denli. Bi gecede olunmaz ki bi savaqgr! Hadi git qimdi evine de, iyileqene dek-yanlrn kapanana dek dcinme."

L7
Aylarca donmedim Meksika'ya. Biitiin bu zamant, tuttu[um notlan igleyerek gegiriyor ve gomezh$e baqladrfrmdan bu yana gegen on yrldrr ilk kez don Juan'm ofretilerini gergekten anlamaya baqladrfrmr gortiyordum. Don Juan'tn gomezlilinden uzak kalmrq oldulum bu uzun devrelerin i.izerimde gok ayrltrcr ve yararh etkileri olmaktaydr. Bulgularrmt goz' den gegirmeye; notlanmt, araqttrma ulraqlarlmln'amaglarma uygun ussal bir bigimde diizenlemeye firsat bulabiliyordum. Ne var ki, dallarda gegirdi[im son deneyimim strasmda bagtma gelen olaylar, don Juan'rn bilgisini kavrama konusundaki iyimserlilime mantrksal agrdan ters dtiqen bir goriini.im vermekteydi. Not defterime en son yazdrklanmr 16 Ekim I970'te yaz-

286

BiR BA$KA GERQEKLIK

"GORME"

i$i

287

den, onun bir Krzrlderili degil de gtineybatrlr bir Meksikah oldu[unu grkartmrgtrm. Levis bluciniyle, bej renkli gomlek, Teksaslr kovboy gapkasr ve kovboy gizmeleri giymiqii. Don Juan'la konugup o adama baktrm; o da bana gtiltimseyerek bakmaktaydr. Ona do!ru yaklagtrm. Adam, don Juan'a dcinerek, "Vay Carlosgulumuz gelmig de, benimle konuqmak istemiyor," dedi. "yoksa darrlmrg mi bana, haa?" Ben daha bir gey diyemeden, ikisi de kahkahayla giildiiler. Ve iqte o zaman bu yabancrnrn don Genaro oldu[unu anladrm. Don Genaro gtilmesini si.irdiirerek, "Beni tanryamadrn, di mi?" diyordu. Uzerindeki giysiyerin beni gagrrtmrg oldu[unu sciylemek zorunda kaldrm. "Neler yaplyorsun buralarda, don Genaro?" dedim. Don Juan, "srcaklarda pigmeye gelmiq," dedi, .,di mi Genaro?" Don Juan, "Evet, ciyle," diye yansrladr. "Bilemezsin srcak yeller ne yaman etkiliyor bu yagh gcivdemi!,' Gegip aralanna oturdum. "Nasrl etkiliyor govdeni, anlat," dedim.

mrgtrm. o tarihte olan geyler bir dcini.im noktasmr olugturmuqtu. o olaylar yalnrzcabir ci[retiler dizisini tamamlamakla kaimlyor, yepyeni bir dcinemin de baqlangrcr oluyorlardr. ve o zaman dek yaptrklanmdan bambagka bir dcinem oluyordu bu. ve bu ytizden, once not alarak roportaj bigiminde sunmayl burada kesmekteyim. Don Juan'rn evine yaklagrrken, onu her zamanki gibi, kaprsmm oni.indeki ramadarun altrnda oturur bulmuqtum. Arabamr bir afiacrn golgesine park ederken gantamr ve kimi paketleri ahp ona do!ru yaklagtrm. ytiksek sesle selamladim. Sonra baktrm, don Juan yalwz de[ildi? odun yr[rnrn ardmda oturan bir adam daha vardr. itisl de bana bakmiytaydr. Don Juan elini salladr, obi.ir adam da aynr qeyi yaptr. Giysilerin-

..ola[andrqr geyler fisrldryor gcivdeme burdaki srcak yeller," dedi don Genaro. Sonra don Juan'a dontip baktr. Gozleri rqrl rqrldr. "Oyle di mi, ha?" Don Juan bagrnr onaylarcaslna salladr. Bunaltrcr Santa Ana yelinin esti[i mevsimin bana gore ytlm en kotti zamant oldulunu, ben o yelden kagarken don Genaro'nun o srcak yeli arar oluqunu pek tuhaf buldu$umu soyledim onlara. Don Juan, don Genaro'ya "Carlos srcalr sevmez," dedi. "Hava rsrnrnca bi gocuk gibi olur, bo[ulacak gibi olur." "Ne bofu be?" "Bo[u... lacak dedim." Don Genaro yi.iziinii giiltinglegtirerek meraklanmrq ve pek iiziilmiiq gibi, "Aman Tannm!" dedi. Don Juan, don Genaro'ya dbstlarla baqrm dertte oldulu igin aylardrr uzaklarda bulundu$umu anlattr. Don Genaro, "sonunda bir dostla karqrlagtm demek, ha!"
dedi.

"Oyle galiba." dedim ihtiyathca. itisi de gi.ildiiler. Don Genaro iki iig kez hafifge strtrma vurdu. Dostluk belirten, okqarcasrna bir davrantq olarak almrqtrm bunu. Don Genaro elini omuzuma koymuq bana bakrgordu. Bir dinginlik igindeydim. Ama yalntzca bir an siirmiiqiti Uu. qUnkti don Genaro, ardrndan oyle bir gey yapmrqtr ki, agrklayabilmek olanaksz... Birden srrttmda koskoca bir taqrn afrrh[rnt duyuvermiqtim. Sanki saf omuzumda duran elini bastrnyordu da tiim govdem yere yrkrlml$ ve baqrmt yere
garpmtqfim. Don Genaro, "Carlosgula yardrm edelim bari," dedi ve don Juan'a gtzli bir bakrq attt.

Kalkrp oturdum ve don Juan'a baktrm. Ama o gozlerini uzaklara gevirmigti. Bir araltk bir kararsrzhk gegirdim ve don Juan'tn benden uzak durdulunu, bana yabancrlaqtrlr dtiqiin-

288

BIR BA$KA GERqEKLIK

"GORME"

I$I

289

cesiyle tasalandrm. Don Genaro gi.iltiyor ve tepkimemin ne olacalrn beklere benziyordu. Elini omuzuma bir kez daha koymasrnr soyledim, ama bunu yapmak istemedi. Hig olmazsa bun nasrr yapmrg oldulunu agrklamasmr istedim. Krkrr krkrr giildi.i. Don Juan'a dcinerek don Genaro'nun elinin alrrhlr altrnda ezllir gibi oldulumu anlatfim. Don Juan, yiiztinii gtiltingleqtirerek, "Ben ne bileyim," dedi, "elini benim omuzuma koymadr ki!" ikisini de bir gtilme aldr. "Ne yaptrn bana oyle, don Genaro?" diye sordum. Don Genaro masum bir sesle, "Elimi omuzuna koymuqtum da..." dedi. "Hadi gene koy," dedim. Ama koymadr, o srrada don Juan araya girerek son deneyimimi anlatmamr istedi. Ben de gergekten aynntrh olarak anlatmamr istedi[ini sanarak btitiin gegirdiklerimi anlatmaya bagladrm. Ama ben iyi niyetli anlatmayr si.irdtirdi.ikge, oni* giilmekten katrhyorlardr. Birkag kez durdum. Ama stirdtirmemi istiyorlardr. Konuqmam bittikten soffa, don Juan "Duygularrn ne olursa olsun, er geg gelecektir sana dost," dedi. ..yani, onu gekmeye gahgman gerekmeyecek. Kendililinden geliverecek. Belki de oturmu$ parmaklannla oynarken , ya da kadrnlan falan diiglerken... omuzunu trprqlaylverecek; doniip bi bakacaksm. Dost kargma dikilmiq..." "Oyle bir durumda ne yapmahylm?" diye sordum. Genaro, "Hey hey, dur bakahm!" dedi. ,'Ne bigim soruymu$ o. Ne yapmahyrm diye sormak olur mu? Belli ki bir qey yapamazsrn. Bir savaggl ne yapar diye sorsana!,' sonra bana dcinerek goz krrptr. Bagrnr hatif safa elmig, dudakl arrnr btizmii gtii. Biiti.in bunlann bir gaka olup olmadrlrnr anlamak igin don Juan'a baktrm; ama yizri pek ciddi gori.iniiyordu. "Pekdl6!" dedim. "Ne yapar bir.savaggr?"

Don Genaro gene goz krrparak uygun bir sozctik ararcasrna dudaklanm krprrdattr. Qenesini tutarak gozlerini bana dikti. Krzrlderililere ozgti bir alrrbaqhhkla, "Bir savaqgt," dedi, "donuna doldurur." Don Juan elleriyle yiiztinii 6rttti, don Genaro yeri yumruklayarak yiirekten bir kahkaha patlattr. Don Juan, giilmeler dindikten sonra, "Korkuyu higbi zaman yok edemeyiz," dedi. "Bi sava$gl o bigimde bi kogeye krstrnhnca, dbni.iverir strtrnt dosta, dtiqi.inmezbtle onu. Bi sava$gr diiqktince davranamaz; ve boylece korkusundan dlemez. Yalruzca sa$am vehazr oldu[u zaman yaruna sokar bi dostu bi savaqgr. Dostla tutuqmaya yeterli giici.i zamarr, yarrlrnr agar da drqarrya siiziiltip dostu kavraytverir; mrhlayrverir onu yere, yetti[i kadar dikel gozlerini onun yi.iztine ve brakrr yakasmr gekip gitsin diye. Igte bi sava$gl, benim ktigiik dostum, her zaman egemendir." "Dosta bakmayr btaz daha siirdiirsen, ne olur?" diye sordum. Don Genaro bana baktr ve sonra giiliing bir bigimde gozlerini havaya kaldrrdr. Don Juan, "Kim bilir?" dedi. "Ola ki Genaro sana anlatr kendi baqrna gelenleri." Don Genaro dudaklarrnr qapudattt ve "Belki," dedi. "Ltitfen anlatu mtstn?" Don Genaro ay ala kalktr, gerinerek kemiklerini kiiti.irdetti ve gozlerini, yusyuvarlak olana dek, agtr. Deli gibi yapmqtr ytiziinti. Sonra, "Genaro qolti gtimbiirdetecek," diye gahhklara gitti. Don Juan btr giz aktanrcaslna, "Genaro sana yardrm etmeyi akhna kodu," dedi. "Ona gittilimizde de aynr qeyi yapmrqtr da hani gormene ramak kalmrq[,]' Qa[layanda gegen olaylarr anrgtrrdr[rnl sanmrgtrm; melerse o, don Genaro'nun evindeyken igitmiq oldulum kimi yabansr giimbi.irtiileri an-

290

BIR BA$KA GERQEKLIK

"GORME"

i$i

291

latmak istermiq. "Haa sahi, neydi o ses?" diye sordum. "Gtiliip durmugtuk, ama o sesin ne oldulunu sciylememigtin hig." "Sormamrqtm ki!" "Sormugtum." "Sormamrghn. O sesin drgrnda her geyi sormuqtun da..." Don Juan suglarcasrna bakmaktaydr yiiztime. Ve, "Genato'ya ozgti bi sanattlr bu," dedi. "Yalnrzca o yapabilir bu iqi. igte o anda gormi)g gibiydin." o zaman igittigim seslerin "gcirme" ile bir iliqkisi olabilecelini hig dtigiinmedilini beliruim. Don Juan, "Neden olmasm?" diye soruverdi. "Gorme deyince gozlerim gelir akhma!" dedim. Don Juan, bende bir sakathk varmrq gibi bir an incelercesine baktr bana. Ye,"Gdrmenin srrf gcizlerle ilgili oldulunu hig dedim mi ben sana?" diye esef edercesine baqrnr salladr. "Nasrl grkanyor o sesleri?" diye asildrm. Don Juan keskin bir bigimde, 'oBunu nasrl yaptrlrnr anlatmrqh sana ya!" dedi. Ve igte o anda ola[andrqr bir giimbi.irtii iqittim. Yerimden firlamrqtrm. Don Juan giilmeye baqladr. erg kopmug gibi bir gtirtilttiydti bu. o anda dalarcrfrmdaki ses dokiimiintin sinema filmlerinden kaynaklandrlrnr anlamrqtrm. iqittilim ses, trpkr, gormtiq oldufum bir filmdeki bir di[m gokerken grkardrlr sese benziyordu. Don Juan gtilmekten beli tutulmuq gibi elleriyle iki yanrnr bastrrmaktaydr. iqittigim giirleme yerleri sarsmrqtr. yere koskoca bir kayanrn ktit diye diiqmesiyle grkan tok bir sesti bu ve bastr[rm yer titremiqti. Yuvarlana yuvarlana dtiqmekte olan kayalann grkardrlr bir dizi ses daha duydum; amansrzcaslna tizerime gelmekteydi sanki bu kayalar. Bir an akhm iyice kangrverdi. Tiim kaslanm kasrldr; tiim govdem kagmayahazr bir duruma gegti.

Don Juan',a baktrm. Beni stizmekteydi. Birden o giimbiirti.ilerin en korkuncunu iqittim. O giine dek duymadrfrm bir sesti bu. Sanki evin ardmda bir da[ devrilmiqti. Her yer sallanryordu, ve o anda gok yabanst bir sezgr duydum. Evet, bir anhfrna, evin hemen ardrnda daf biiyi.ikltifiinde bir kayayt gergekten "gdrmiig"ti.im. Bakmakta oldulum ev gortistine eklenmiq bir goriintii falan defildi bu. Gergek bir kayanrn goriintiisti de delildi. Bu, daha gok o giirtiltiiniin yuvarlanan koskoca bir kaya gortintiistinti yaratmasrydt. Yani giiriiltilyti gergekte n " gorilyordum" . Bu sezgimin bu anlaqrlmaz niteli$i beni bir umutsuzluk ve qagkrnhk igine sokmugtu. Duyularrmm bu bigimde sezgiler algrlayabileceli hig akhma gelmezdi daha onceleri. Ussal bir iirki.iye kaprldrm ve oradan kagmayr kararlaqtrrdrm. Don Juan kolumu tutarak kesin bir sesle, kagmamaml ve arkaya donmememi ve don Genaro'nun gitti[i yone bakmayr stirdi.irmemi buyurdu. Qok geEmeden, yuvarlana yuvarlana iist tiste yrlrlan kayalarrn grkardrlr seslere benzer bir takrm giiriiltiiler igittim. Sonra da her qey susuverdi. Birkag dakika sonra don Genaro dondii ve oturdu. "Gori.ip gormedi[imi" sordu. Ne diyece[imi bilemedim. Yardrm istercesine don Juan'a dondiim. O da bana bakmaktaydr. Krs krs giilerek, "Gordti galiba," dedi. Neden soz ettiklerini anlayamadrfrmr soylemek istiyordum. Son kerte karrqrktr zihnim. Duydulum acr ve tedirginlik govdeme afrrlar veriyordu. Don Juan, "Btrakaltm yalnz baqma otursun burda," dedi. Kalkrp yanrmdan gegtiler. Don Juan yiiksek sesle, "Carlos qaqkrnhfrna diiqki'in durumda qimdi de," dedi. Saatlerce yalntz kahp notlanmr aldrm ve deneyimimin sagmahlrnr dtiqi.iniip durdum. iyice diiqtintince, don Genaro'yu ramadamn altrnda oturur gordiiftim andan bu yana durumun bir mask arabLa doni.iqmi,ig oldufunu gormtigttim. Dii-

z9z

nin negKA GERqnzu-ir

"GORME" I$I

293

giindtikge, don Juan'rn artrk yularlan don Genaro'ya aktarmrq olduluna daha da inanryor ve bu durum kuruntulanmln daha da artmasrna neden oluyordu. Don Juan ile don Genaro akgami.istti dcindtiler. iki yaruma gegip oturdular. Don Genaro bana epey yakrn oturmaktaydr, neredeyse yaslanmrqtr bana. ince, srnm gibi omuzu hafifge de$mekteydi bana, ve elini omuzuma koymuq oldulu zamanki gibi bir duyguya kaprhyordum . Ezicr bir ytik altrndaymrErm gibi yrkilrverdim ve don Juan'm kuca[rna dtiqttim. Don Juan kalkmama yardrm etti ve alayh bir sesle kucafrnda uyumak mr istedi[imi sordu.

bir korkuya kaprldrm. Btiti.in yagamrm boyunca yaptrfrm bir qeydi bu bigimde korkmakhfrm. Diiqtinmeden, "savaq duruqu"na gegiverdim ve ktsa arahklarla kalgama vulrnaya baqladrm. Ne yaptr[rmrn farkrna varlr vafmaz utanarak don Juan'a baktrm. Her zaman oldufu gene sevecen ve yatrqtrrrcr bakrglarla bana bakmaktaydr. Yiiksek sesle giiliiyordu. Don Genaro kedi gibi mrrlayarak kalktr ve eve girdi.

Don Genaro gok negeli gortintiyordu. Gozleri rgrl rgrldr. Aflamak geldi igimden. Kuqarrlmrg bir hayvan gibi hissediyordum kendimi. Don Genaro, "Seni iirktitiiyor muyum, Carlosguk?" diye sordu. Ve beni diiqiintircesine, "Vahgi bir at gibisin," dedi. Don Juan, "Bi masal anlat ona," dedi. "Ancak ciyle sakinlegir o." Biraz uzaklagarak kargrmda oturdular. it<isi de merakla bakmaktaydrlar bana. Alacakaranhkta gozlen, camsl, koca koca havuzlan andrnyordu. Oyle ilgingti gozleri! insan gcizi.i degildi sanki bunlar. Bir an birbirimize baktrk; ve gcizlerimi yere indirdim. onlardan korkmadrfrmr anhyordum; ne var ki, gozleri beni titretircesine tirkiittiyordu. Son kerte tedirginlik duymaktaydrm. Bir anhk bir sessizlikten sonra don Juan, don Genaro'ya asilarak dostuyla yaptrlr goz goze bakrgma yangmda dostunu nasil mat etti$ini bana anlatmasmr istedi. Don Genaro bir metre kadar citemde ytizii bana doniik oturmuqtu; bir gey soylemiyordu. ona baktrm; gcizleri, bildigim insan gcizlerinden dcirt beq kat daha iriymig gibiydi. Igrk sagan, insanr geken gozler... Gozlerinden grkan rqrklar sanki tiim gevreye egemen olmaktaydr. Don Genaro'nun govdesi gekilmiqe benziyor ve bir pars, bir leopar gririinrimti veriyordu kendisine. iri bir kediyi andran gcivdesinde hafif krmrldamalar gcirerek hemen

Don Juan, don Genaro'nun gok gtiglti ve etkin bir adam oldu[unu ve lvtr ztvtrdan hoqlanmadt[mt, az once de gozlerini kullanarak benimle dalga gegmiq bulundufunu anlath. Ne var ki, ben, kendimin de sandr[tmdan fazla bir geyler bilmekteymiqim. Bu btiyticiiliik iqine bulagan herkes alacakaranhk sralannda pek tehlikeli olurlarmlq ve don Genaro gibi bi.iyi.iciiler bu vakitlerde qaqrlasr iqler yapabilirlermiq. Birkag dakika sessiz durduk. oldukga iyi hissediyordum kendimi. Don Juan'la konuqmak beni rahatlatml$ ve bana giiven verrniqti. Don Juan, daha sonra, bir qeyler yiyece[ini ve o akqam bir ytiriiyilqe grkacaprmrzr, ve don Genaro'nun bana bir saklanma yontemi gosterecegini soyledi. Saklanma yontemiyle ne demek istediini aqrklamastnt istedim. O da, bir qeyler agrklamaktan arttk brkmrq oldufiunu, agrklamalann, beni diiqkiinltife itmekten baqka bir qeye yaramadrfrnr belirtti. Eve girdik. Don Genaro gaz lambasrnl yakmrq yemek yiyordu. Yemekten sonra, iigi.imiiz srk gahhklarla ortiilti gole gittik. Don Juan hemen yant baqrmda yiirtiyordu. Don Genaro birkag adrm oni.imiizdeydi. Hava oldukga agrktr; bulutlara karqrn, ay rqrfrnda her yeri agrkga gcirebiliyorduk. Don Juan bir ara durdu ve don Genaro'yu izlememi soyledi. Karar veremiyordum. Don Juan beni hafifge iterek gekinmem igin bir neden bulunmadrfrnr belirtti. Her zam an hazv durumda bulunmam ve her zaman kendi giictime gi.ivenmem gerekti[ini ekledi. Don Genaro'yu izledim. Ve izleyen iki saat boyunca ona

294
tiirlti

BIR BA$KA GERQEKLIK

"GORME"

i$i

295

yetiqmeye gabaladrm. Ne var, ne denli ufragtrysam da onu bir

yakalayamryordum. Don Genaro'nun karalhsr hep ontimde bir yerlerde belirip durmaktaydr. Kimileyin kegiyolunun bir yanrna nplayleriyor, ve bir bakryorsun, yolun ta otesinde ortaya grkrveriyordu. Karanhkta anlamsrz bir yiiriiyiiqten baqka bir gey degildi bu yaptrlrmtz. Eve nasrl donece[imi bilemedilimden, onu izleyip durmaktaydrm. Don Genaro'nun ne yapmak istedifini bilmiyordum. Herhalde beni gciItin belli bir yerine gottirtip, don Juan'rn soztinti ettili ydntemleri gcistermeyi tasarlamaktaydr. Ama bir an geldi, don Genaro ardrmdaymrq gibi tuhaf bir duyguya kaprldrm. Arkama baktrm ve az otede bir karaltr gortir gibi oldum. $aqakalmrgtrm. Karanhkta dikkatlice bakttm ve iig metre kadar otemde duran bir insan karahsr gortiverdim. Qahhklara karrgmrg gibi durmaktaydr bu karaltr; saklanmak isteyen bir hali vardr... Qahhklann karaltrlarr arasrna sinmeye gahgmasma kar$m gene de orada bir insan bulundu[unu, bir an bile olsa, grkarabilmigtim. Sonra mantrksal bir gey geldi akhma. Ola ki, diye dtigtindtim, bu karaltr stirekli bizi izlemig olan don Juan'ln karaltrsrdr... Ben tam buna inanrr bir haldeyken, karaltr maraltr kalmadr[rnr gordtim orada. Qahhklardan baqka bir fey segemiyordum artrk. Bir adam gcirmtig oldufum yere do!ru gittim; ne var, kimsecikler yoktu. Don Genaro da gortinmi.iyordu ortahklarda. Dcintig yolumu bilemedilimden, oraya goktip beklemeye baqladrm. Yanm saat sonra don Juan'la don Genaro grkageldiler. Yi.iksek sesle adrmr ga[rnyorlardr. Kalkarak onlara katrldrm. Dut yemig btilbtitler gibi konugmadan eve do!ru ilerledik. Kafam gok karrgrk oldulundan, boyle bir sessizlik pek igime gelmigti. Kendimi bile tanrmazbir durumdaydrm. Don Genaro, her zamarl ahqrk oldu[um bigimde diigi.incelerimi toparlamaktan ahkoyan bir geyler yapmaktaydr bana. Az 6nce o gahhlrn dibinde otururken farkrna varrnlgtrm bunun. Oturur oturmaz saatime bakmrg ve zihnimin diilmesini kapatmrg gibi sakince beklemiqtim. Ne var, higbir gey diigtinmememe kargm, hig bilmedilim bir uyanrkhk igindeydim. Kafamr hig-

bir geye takmadan, higbir qey diiqtinmeme durumu... o srada -dengelilik gosteriyordu. Ekleyebileceotinya bambagka bir qey bulunmuyordu sanki' gi-, grkarabilece[im bir Eve vardrlrmrzda don Genaro bir gilte serip uyumaya baglamrgtr. O gtin olanlan don Juan'a anlatmak istiyordum' Ama don Juan beni konugturmadr'

IB Ekim 1970 Don Juan'a "O gece don Genaro'nun ne yapmak istedilini anladrm sanlrlm," dedim. srrf onu konuqmaya gekmek igin demiqtim bunu. Benimgiinkti. le hig konugma*urr giivenimi 9ok9a sarsmaktaydr Don Juan gi.ilerek dediklerimi dofrularcasma yavaqga baoldufuqrnr salladr. Bu davranrqrndan, sdylediklerimin dofru gozlerindeki yabanst rqrltryr go-run9e, nu grkurabilirdim ama birizbekle dedim kendikendime. Sanki gozleti benimle alay
etmekteydi.

Kendimi tutamaylP, "Anladt[tmt sanmlyorsun, defil

mi?" diye sordum. "Anlamtqsrndrr anlamastna da"' Yani don Genaro'nun burda hep arkanda oldufunu anlamtqsrn ya"' Anlamak defil onemli olan." Don Genaro'nun hep ardtmda oldulunu soylemesiyle garprlmrqa donmiiqttim. Agrklamasr igin yalvardrm' ..Bu igin ya|ntzcabi yanrna takmrqsm kafanl,', Don Juan,
dedi.

gizdi[i Yerden bir gomak ahp havada devindirdi. Havada yoktu. Bir tohum kiimesindeki ya da bir qekil yaptr[r r*an benzeitipt"ti uyittutt"n parmatclarryla yaptrfr hareketlere dtirter hafif hafif tt*"{etlerdi Uuntar. O gomakla havayr

V"ir ya da kagrr gibiYdi. Sonra doniip bana baktr. Bir gey anlamadrfrmr belirtircesine omuzlarrmr silktim. Don Juan bana daha yaklagaruk 1{yineledi' Ve nr hareketleri bu kez yerde sekiz nokta imleyerek

296

BiR BA$KA GERqEKLIK

"GORME" I$I

291

birinci noktarun gevresine bir daire grzdr. Sonra, "Sen burdasm," dedi, "Hepimiz buradayrz. Duygu alarudr bu. Ve burdan buraya gidip gelirrz." Birinci noktarun tam tistiinde bulunan ikinci noktayr da bir daire igine almrqtr. Ardrndan gomalr bu iki nokta arasrnda ileri geri oynatarak bir stirti grzgi gizdr-yopln bir trafik gibi... Ve ekledi: "Ama insarun eriqebileceli altr nokta daha kahyor. Qogu insan bilmez bu noktalan." Qoma[r birinci ve ikinci noktalann arasrna yerleqtirip yere vurrnaya baglamrgtr.

Don Juan si.irdi.irerek, "igte bu iki nokta arasrnda gidip gelmeye anlayrq duyusu, anlamak diyorsun. Yagamrn boyunca yaptrlrn hep bu senin. Benim bilgimi anladrfrnr soyledifinde, yeni bi qey yapmr$ olmuyorsun ki!" Don Juan daha sonra sekiz noktanrn kimilerini, aralanna
gizgiler gizerek, birlegtirdi. igi uzunca bir ikizkenar yamuk
grkmrqtr oraya-merkezinden geligigi.izel grkan sekiz gizgitagr-

yapmlg saytlmazsm. Evet, tatlt uykunda btaz sarsilmtg oldun -bu do[ru. Ama baqka kogullarda da bunu baqarabilirdin." Btaz durakladrktan sonra, don Juan haarlanmamt ve beni o sulak vadiye gcitiirecefini soyledi. Arabaya binerken, don Genaro da evin arka bahgesinden gelip bize katrldr. Yolun bir bciltimtinti arabayla gegtikten sonra, yaya olarak derince bir dere yata[rna inmiqtik. Don Juan btiyiik bir a[acrn golgesine oturdu. Dinlenmek igin biz de oturduk. Don Juan, "Bi zamanlar bi arkadaqrntn, ikiniz de bi gmar alacmm ta tepesinden aga[rya do!ru di.igmekte olan bi yaprak gdrdtili.intizde, o yapralrn sonsuza dek bi daha o gmardan diigmeyecefini sciyledifini anlatmrqttn, anrmslyor musun?"

yan bir yamuk... "Geri kalan bu altr noktadan her birisi baqhbagrna bi dtinya olugturur-trpkr senin duygu ile anlayr$mrn iki dtinya oluqturmasr gibi," dedi. "Ne diye sekiz nokta yaptrn? Sonsuz sayrda olamaz mr bu noktalar-ornefin bir dairedeki gibi?" diye sordum. Yere bir daire gizmigtim. Don Juan giiltimsedi. "Ben, insanlann erigebileceli sekiz nokta bilirim yalmzca. Belki de daha otelere ulaqamryor insanlar. Hem de, dikkat ettin mi, erigmek dedim, anlamak demedim!" Oyle gi.iliingti.i ki anlatrqr; giiltiverdim. Don Juan benim sozci.iklere rsrarla kesin anlamlar verrneme oyktiniiyor, hatta alay ediyordu. "Senin sorunun her qeyi anlamak istemendir ve bu da olanakszdrr. Anlayrm diye direnirsen, bi insan olarak tiim bu olgulan hesaba katmamrg olursun. Oldu$u gibi duruyor seni kostekleyen engel. Demek ki biitiin bu yrllar boyunca bi gey

diye sordu. Don Juan'a boyle bir olayr anlattrfrml anrmsamtqttm. Don Juan siirdtirerek, "Koca bi a[acrn altrndayrz gimdi de," dedi, "ve qu kargrmrzdaki a$aca bakarsak, tepesinden bi yaprak dtigtiiltinii gorebiliriz belki. ". Bakmamr imliyordu. Suyun cibi.ir yantnda biiytik bir alag vardr; tizerinde sarannrg, kuru yapraklar bulunuyordu. Don Juan baqrnrn bir hareketiyle o a$aca siirekli olarak bakmamt istedi. Birkag dakika bekledikten sonra, yapraklardan birisi dahndan kopup yere dtiqmeye bagladr. Di.iqerken tig kez obtir yapraklara ve dallara da garpml$ ve a[acrn altrndaki ytiksek gahhklarm i.izerine konmuqtu. "Gordiin mii?" "Evet." "O yaprak artrk hig diiqemez aynr alagtan aqa[rya, di mi, sana gore?" "Dtiqemez." "Yani anlayrgrna gore bu dedifin do!rudur. Ama strf anlayrgrna gcire bi geydir bu. Gene bak!" Hemen bagtmr kaldrnp baktrm ve bir yapra[rn dtiqmekte oldu[un gordtim. Bu yaprak da di.igerken aynr yapraklara ve dallara garpmrgtr. Televizyonda bir sahnenin yinelenmesi gibi bir qey olmaktaydr sanki. Yapralrn saltna sahna inigini ve

298

BIR BA$KA GERQEKLIK

"GORME" I$I

299

yere konugunu izledim. Gidip iki yaprak bulur muyum diye baktrm. Ama alacr saran ytiksek gahlar, yapralrn di.iqttilti yeri bulmamr engellemekteydi. Don Juan gtilerek oturmamr soyledi. Ve bagryla afacrn tepesini gostererek, "Bak" dedi, "aynt yaprak di.iqmekte gene." Bir kez daha bir yaprafrn trpkr ilk iki yaprafrn dtiqtti[ti yolda.n aqa[rya indilini gordtim. Yaprak yere di.igi.ince, don Juan gene alacrn tepesine bakmamr imler gibi yaptr; ama, ben daha rince davrarup yukanya bakmrqtrm. Gene dtiqmekteydi yaprak. O anda yalnrzca ilk yapra[rn koptu[unu gormtiq oldulumu, ya da daha do$rusu yapralrn ilk dtigiiqi.i srasrnda onu dahndan ayrrlmrg oldufu anda gordtiltimii anladrm. OUtir tig kez baqrmr kaldrrrp baktr$rmdu, yapra[r diiqerken gormtgttim. Bunu don Juan'a anlatarak, ne yapmakta oldu[unu agrklamasrnr istedim. "Daha cince gormi.iq oldulum bir geyi bana yeniden nasrl gosterebiliyorsun? Olur gey delil! Ne yaptrn ki bana, don Juan?"

Don Juan giiltiyor, ama yanrt vermiyordu. Ben de rsrarla o yapra$rn dtiqtiqiinii nasil olup da birkag kez tist i.iste gcirmtiq

oldulumu anlatmaslnl istedim. Havsalam almryordu bciyle bir qeyi. Don Juan kendi havsalasmrn da bciyle bir qeyi almadrfrnr, ama igte yapra[rn tekrar tekrar dtigtii[tine taruk oldulumu
sciyledi. Sonra da don Genaro'ya dondti.

"Oyle di mi?" diye sordu. Don Genaro yanrt vermedi. Gcizlerini bana dikmig bakmaktaydr. "Olanaksrz bir gey bu!" dedim. Don Juan, "Kendini zincirlerle baflamt$sln sen!" diye balrrdr. "Zihnin prangaya vurulmuq." Don Juan o yaprafm aynl afagtan tekrar tekrar dtigmtiq oldulunu, bu nedenle bu'olguyu anlamaya gahqmaya son vermem gerektilini agrkhyordu. Bir gtz aktarn gibi her qeyin pi-

qip hazrrca kucafrma dtiqtiigtini.i ama kagrkh[rm nedeniyle gozlerimin koreldigini soyledi. Ve, "Anlayacak bi qey yoktur ki. Anlamak yaqamrn ktiEk bi yanrdrr anca-pek gok kiigtik bi pargasr..." dedi. O srada don Genaro kalktr. Don Juan'a qoyle bir goz attr. Bir an ikisi de bakrqtrlar ve soffa don Juan gozlerini yere gevirdi. Don Genaro cini.imde dikilmiq durmaktaydr. Kollarrnr bir one bir arkaya birlikte sallamaya bagladr. "Bak Carlosguk," dedi, "bak! Bak!" Olalaniist;j tiz, rshk gibi bir ses grkarmrqtr. Bir gey yrrtrlmrq gibi bir sesti bu. Ve tam o ses grkarken, karnlmln altrnda bir boqluk hissetmiqtim. Korkung, i.irpertici bir dtigme hissiydi bu; acl verrneyen, ama sarslcl ve yutucu... Bu his birkag saniye stirmi.iq ve sonra yiterek yerini dizlerimde duydulum tuhaf kaqrntilara brrakmrqtr. Ama o his stirerken bir bagka inantlmaz olguya tanrk olmugtum. Don Genaro'yu, belki de on beq kilometre otedeki dallann tepesinde gormtiqttim. Yalruzca birkag saniye stirmiiqtii bu sezgim, ama ciylesine anslzln oluvermiqti ki bu, incelemeye firsat bulamamrqtrm. Daflarrn tepesinde don Genaro'yu normal bir adam boyunda mr gcirmiiqtiim; yoksa gordii[tim qey don Genaro'nun ki.iEiiltiilmtig bir imgesi miydi, arumsayamlyorum. Hatta o gordiiliim kimsenin don Genaro oldufundan bile emin degilim. Ama o krsa siire iginde onu da$arrn tepesinde gormiiq olduluma defgin higbir kuqkum yoktu. Ve on beq kilometre citedeki bir adamr gormi.iq olamayacalrnr diiqi.iniir dtiqtinmez de o sezgim yok oluvermiqti. Don Genaro'ya bakmak igin baqrmr gevirdim. Ama ortahkta yoktu. Biitiin obiir olanlar gibi bu durum da afallatmrqtr beni. Zihntm bunca ytiktin altrnda ezilmekteydi. Tam bir sersem olup Erkmrqtrm. Don Juan kalkarak, ellerimi karrumm altrna koyarak, gomelmiq durumdayken bacaklanmla srkrca govdemi bastrrmamr sciylemiqti. Bir siire o durumda kaldrm. Konugmuyorduk.

300

BiR BA$KA GERQEKLIK

"GORME"

I$I

301

Az sonra don Juan artrk bana higbir geyi agrklamayaca[mr, giinki.i ancak edimlerle biiyiicii olunabilecelini sciyledi. Vakit
yitirmeden ordan gitmemi onererek, aksi takdirde don Genaro'nun, bana yardrm edeyim derken beni oldtirebilecelini be-

lirtti.
Ve, "Artrk defiqtirmelisin yciniini.i," dedi, "krrmahsrn zincirlerini."

Kendisinin ya da don Genaro'nun edimlerinde anlaqrlmabir gey bulunmadrlrnr ve bi.iytictilerin srk srk bu ttir olafandrqr beceriler sergilediklerini anlattr. Qizdi[i $emarun merkezindeki bir bciliimti gostererek, "Genaro da ben de iqte burdan yaparn edimlerimizl!" dedi. "Tabi anlayrq merkezi delil burasr; anlarsrn ne oldulunu igte.t' Dediklerinden bir anlam grkaramadrlrmr sciylemek istiyordum. Ne var, don Juan bana firsat vermeden ayala kalktr ve onu izlememi imledi. Hrzla ilerliyordu. Ona yetigmek igin gtigltik gekiyor, terleye terleye, soluk solula ardmdan koguyordum. Arabaya girerken, don Genaro'yu gormek igin gevreme bakryordum. "O nerde?" diye sordum. "Nerde oldulunu biliyorsun," diye yaprqtrrdr don Juan.
sr gereken

Juan'rn gomezi olarak gegirdi[im on yrldan sonra zihnimin artrk neyin gergek olduluna defgin o eski olafan olgi.itlerime pek gi.iveni kalmamrqtr. Ne ki, gergeklilin igytiztine-nitelifine defgin o ana dek ileri stirdti[iim kurgular, yalnrzca zihinsel bir takrm tezler olmaktan oteye gidememiqti. Don Juan ile don Genaro'nun baskrlarryla zihnimin kordti[tim olmasr bir grkmaza girmesi de iqte bunu kamtlamaktaydr. Don Juan bana bakryordu. Gozlerinde oyle bir tizi.intii okunuyordu ki, allamaya bagladrm. Yaqlar boqanryordu gozlerimden. Yagamrmda ilk kez olarak dtigtincelerimin, mantrksalhlrmrn engelleyici alrrhfrm hissetmekteydim. Tanrmsrz bir i.izgiiye kaprlmrqtrm. Farkrnda olmadan inleyerek ona sanldrm. Don Juan parmaklarrnrn bo$umlarryla bagrmm tepesinehrzla vuruverdi. Omurundan aqalr inen bir dalgalanma yaratmrqfi bu vuruquyla. Ayrltmaya yetmiqti beni bu da. "Ne de dtigkiinsiin ya!" dedi don Juan en yumuqak sesiyle.

Her zaman yaptr[tmtzizere, ayrrlmadan once goyle bir oturmuqtuk. Agrklama yapmasr igin sabrszlaruyordum. Don Juan'rn dedifi gibi agrklamalar diiqki.in biriydim igte! Qekinerek, "Don Genaro nerede?" diye soruverdim. Don Juan, "Biliyorsun ya!" dedi. "Ama anlayrm derken hep bozarsrn igleri. Ornelin, gegen gece don Genaro'nun arkanda oldu[unu hep bilmekteydin; hatta arkana bakrp gormtgttin onu bi ara." "Hayrr," diye kargr grktrm, "vallahi bilmiyordum."

Do!ruydu bu dedi$im. Zihnim bu ttir uyanm verilerini "gergek" olarak delerlendirmeyi yadsryordu. Ne var ki, don

Sonsiiz
Don Juan gevrernde yavag yavag dolaqryordu. Bir qeyler soyleyip sciylememeye karar venneye gahqrr gortintiyordu. iki kez durmuq ve sonra cayml$ gibiydi. Sonunda, "Gene doner misin, donmez misin, onemi yok bunun pek," dedi. "Ama, artrk bi savaqgr gibi yagaman gerekiyor. Hep bildigin bi geydi bu, gimdi srrf eskiden beri bildilin bi qeyi uygulamrg olacaksrn. Hepsi bu! Ama bu bilgi igin yaman bi u[raq verdin. Gokten zembillle inmedi yani bu bilgi. Didine didene soktip grkardrn kendin. Gene de saydam bi varhksm. Herkes gibi sen de cileceksin bi giin. Demigtim ya bi zamanlar, bi saydam yumurtanrn defigtirilecek bi yanr yoktur diye!" Don Juan bir an sustu. Bana baktr[rnr biliyordum, arna kagrrdrm gcizlerimi. Ve, "Higbi qeyin defiqmiq delil, inan," dedi don Juan.

You might also like