You are on page 1of 119

skender Pala _ Mstesna Gzeller

nsz/7 MSTESNA SZELLER/9 Mstesna Gzeller/11 Yine Yakm Yr Mektubun Ucunu /15 Vuslat/21 "Kfr le Dnya Durur Zulm ile Durmaz" Derler/ 24 iir ve Ezan/28 Askerlik Htras/34 nsafn O Yerde Nm Yok mu? / 40 stina Beyitleri/45 Tara Kadlar / 50 Yz Yln Adaleti/ 57 ay Kltr/70 Mani ve Maniheizm / 73 Ttlerve Kargalar/ 77 Gelenler ve Gidenler/80 Yryenler ve Srnenler / 84 Hizmet, hret, Menfaat/87 syanlar ve Tevbeler / 90 ki Ters Bir Yz/93 Nal Deyip Gememeli / 96 Krler Diyarnn Sultanlar /101 en le Tabaka'nn Hikyesi /104 Sokak Lambalar ve amur Deryalar /107 Asr Mecnunlar/111 Gam Defterinin Tamam Yok mu? /117 EKLDEN MUHTEVAYA/121 Sanatlar Dnyas/123 tikak/131 Harfler Dnyas /136 airler ve Oyuncaklar/148 Hz. uayb'n Beyleri /156 "Mazmn"un Mazmunu /160 Beyit, air ve O iir AnUy /170 "Yazmak" Fiilinin Eski iirimizdeki Macera/178 Hikmet Denizinde Gemiler/192 "Huz M Safa Da'm Keder"/199 Felekten ikyet/202 Olur Olmaz Mfredler/ 206 Olur Olmaz Beyitler/210 SHAN ERBABI/215 ltifat Et Sflhan Erbabna/217 iirin portacs.-Zat/223 eyhlislam Yahya Efendi / 227 airlerin Hsrev-i Rum'u: Necat / 232 Ekmeli uara-y Rm: Nab / 236 Son Byk stad: eyh Galib/241 Fuzul'nin Bir Gazeline Ahmed Remzi Dede'nin Tahmisi / 244 ORU FASLI/251 Eski iftarlar/253 Oruca Dair Beyitler/259 Oru Tuhaflklar/264 Surre Nedir?/267 Hill Grnd/270 XVI. Asrda Bir Bayram Ertesi / 273 Dizin/281 nsz Sevmek, tanmakla balar. nsan, bilmedii eye kar nce tedirginlik ve antipati duygularyla yaklar. Eitim ve retim, hayatn hangi sahasnda olursa olsun, zaman ierisinde sevmeyi beraberinde getirir. Bugn Divn Edebiyat'nn laykyla bilinemeyii ona dman kazandrmakta ve bir kenara itilmesine sebep olmaktadr. Gerek hayat artlarnn deimesi ve modern dnyann etkisi ile bakalaan dnce sistemi; gerekse birtakm aydnlarn yanl tutum ve

karalamalar sonucunda Divn iirine kar ilgisizlik ve hatta cephe alma srecini balatmtr. Ancak son yllardadr ki bilimsel almalar geliip geniledike atalarmzn edebiyatn inkr etmekliimizin ne denli byk bir hata idii grlr olmutur. Bu kitap bilimsel bir gayretin rn olmaktan ok, z kltrmze kar hissedilen bir vefa borcunun yerine getirilmesi iin dzenlenmitir ve yazdmz makaleler arasndan seilen 50 adet yazy ierir. Divn iiriyle tarih ve imdiki hayatmz buluturma gayesiyle kaleme alman bu yazlar, baz edeb dergi ve mecmualarda yaynlanmtr. lk birka yazdan sonra okuyucudan grdmz ilgi, bizim iin tevik edici bir unsur oldu ve bu ilginin gnbegn arttm grdk. Kendi mill deerlerimize ynelme ihtiyacnn bir paras olarak deerlendirilebilecek bu ilgi, Osmanl bedi zevkinin yksek kltr atmosferindeki yansmalardan kesitler sunan yeni yazlar kaleme almamza vesile oldu. Bylece Mstesna Gzeller, in oldu, Efsane oldu, Ak oldu... Tuttuumuz yol, yrndke uzayan ve her duranda bir baka hayranlkla seyrettiimiz asude gzellikleri olan bir yoldur. O vadide grlecek daha nice menziller, gidilecek daha nice yollar vardr. Buyurunuz bu gzellikleri beraberce seyredelim ve sohbetlerle yoldalk kuralm. Zaten gayemiz de 6 yzyl boyunca soluduumuz bir gzellikler manzumesini sizlere yeniden tantabilmek ve sevdirebilmektir. Rastladmz o mstesna gzellikleri sizinle paylamaktan mutluyuz. MSTESNA GZELLER Eylerim hep byle mstesna gzeller intihb Tab'- mstesna-pesendim dilberimden bellidir Alaybeyizde Naci Hep byle mstesna gzelleri seerim Yarathmdaki mstesna tutkusu, sevdiim dilberden de bellidir. Mstesna Gzeller Divn iirinde baz beyitler vardr ki hangi ynden baklrsa baklsn istisna tekil ederler. Sanat, mn, syleyi vb. ynlerden gerekten birer aheser olarak karmza kan bu tr beyitler gerek sylendikleri devirde; gerekse mteakip zamanlarda hafzalarda yer edinmi ve bedi zevk adna, Trk toplumunu derinden etkilemitir. Pek ou reh-i n-refte (gidilmemi yolda), bikr-i mazmun veya bikr-i mny hv bu tr beyitler, daha sonradan pek ok air tarafndan iktibas, tanzir veya taklit edilmitir. Ancak ilerinden yalnzca bir tanesi izgi d gzelliiyle kendini kabul ettirmi ve hemen daima atalar sz mesabesine erimitir. Hani Na-b'nin dedii gibi: Szde darb'l-mesel iradna sz yok amma Sz odur leme senden kala bir darb- mesel 1 Veled elebi (Izbudak) "Mstesna Gzeller" bal alnda Trk Yurdu mecmuasnda seri makale neretmitir. (bkz. Trk Yurdu, C. II, nr. 10; C. III, nr. 13 ve 15). Bu balk alnda biz de eski edebiyatmzn baz "Mstesna Gzel-leri"ni sz konusu edeceiz. Bu yazmzda Veled elebi rahmetlinin makalelerinde zikrettii iki beyti deiik adan ele alarak size aktarmaya altk. Ruhu d olsun. Sz esnasnda (veya iirde) atasz kullanmaya bir diyeceimiz yok. Ama yle bir sz syle ki btn leme, senden bir atasz olarak kalsn. te asl sz odur. Bazen bu tr benzer beyitlerde insan hangisinin daha gzel olduuna karar veremiyor. Belki her biri ayr ynden "mstesna gzel"lik tacn taknyorlar. Bak bir gazelinde, Dernun pr-marifhem-ninin merd-l arif kl Alma ey yz gl ahs- nadana kitb-s Ey gl yzl (mahbub)!. ini bilgi ile doldur, dostlarm da bilgelerden edin. Kitap gibi her (nne gelen, uygunsuz) cahil kiiye alma! Beyte gre bir insan bakmdan kitap gibi olmaldr:

1. Sinesi maarifle dolu olmak 2. Daima bilgelerle dp-kalkmak 3. Nadana almamak. Birinci maddeye rnekler getirelim. Ayet-i kerime: "Rabbim ilmimi arttr." (Kur'n, 20/114) Hads-i erif: "lim in'de de olsa araynz." "Beikten mezara kadar ilim reniniz." Bu hususu Nab, Bilmek elbette deil mi ahsen Sorsalar ben onu bilmem demeden veya Etme r ren oku ehlinden Her eyin ilmi gzel cehlinden beyitlerinde ayrca vecizeletirmitir. kinci kural Trke'de bir atasz ile yaamaktadr. "Cahilden dostun olacana; limden dmann olsun." nc kural da en az dier ikisi kadar nemlidir: Nadana almamak. Yani emaneti ehline vermek. Kef-i rz eylememek. Yine Nab bu konuda: Kef-i rz eyleme bignelere Verme yol meclise divnelere Herkesi mahrem-i esrar etme Srrn zver-i bzr etme Ehli olmayan kiilere srlarn aarak divanelerin meclise girmelerine izin verme. Herkesi srlarna ortak etme ki (srlarn) pazar ss (dilden dile dolaan ve herkesin glp alay ettii gerekler) olmasn. buyurur. imdi bu beytin btn ahengini, btn selasetini, btn edeb sanatlarn bir yana brakarak yalnzca mefhumuna baksak bile, karmza mstesna bir gzel kar. Bak'nin bu beytinin getii gazele pek ok air tarafndan nazireler yazlm, ayn slupta pek ok beyit terennm edilmitir. Ancak hibiri bu derece mstesna olmamtr. lerinden Nergis'ye ait olan u beyit en gzellerinden biridir: Ne mnlar, ne szler mndemicdir safha-i dilde Egeri sret-i zahirde hmun kitb-s Her ne kadar grnte kitap gibi susuyorsam da (aslnda) gnlmde ne mnlar, ne szler var (bir bilseniz)... Bu beyitte air, ifade edemedii pek ok gerekler bakmndan kalbini bir kitaba benzetmekte, yani kitap imajn baka bir duygu mecrasnda istimal etmektedir. Buradaki kitap bir okuyucuya muhtatr. Okuyucunun vasflar sylenmemitir. Ancak Bak'nin dedii trden, ndn olmayaca kesindir. Zira nadanlar kitap amazlar. Bu kitap okunduu zaman gnl maarifle dolar ve artk bilgelerle dp kalkma gerekleir. Nergisi, Bak'nin kitap-insan tebihiyle yukarda sayd satrlar tekrarlamyorsa, phesiz btn bunlarn yaygn teaml hlinde o devirde herkese artk bilinmesindendir. Yani Bak'nin o mstesna gzeli, artk toplumun tamam tarafndan mahede edilmi, Nergisi de bunu yemden sylemeye gerek duymamtr. Nazire geleneine gre benzer iir, benzetilen iirin imknlarn kullanmaya mstehakr. * * * Nevres'in aadaki beytinde kitap yerine deirmen imaj kullanlarak ayn tebih ifadesine ulalmtr. nn ardn gzet, fikr-i dakik et, onda bir syle tme azna her ne gelirse siyb-s (Szn) nn ardn gzet, ince dn, onda bir syle. Deirmen gibi azna her ne gelirse tme (syleme)! Bu beyit ifade ve kurulu ynnden Bak'nin beytine ok benzer. Burada da sz sylemenin kurallarm buluruz. 1. nn ardn gzetmek 2. Her sz iyice dnmek 3. ok susup az sylemek 4. Aza gelen her sz sarf etmemek. Bu beytin mstesna gzellii hemen her kelimenin deirmen ile ilgili oluundandr.

n ve ard kelimeleri deirmende budayn konulduu ve deirmen tann bulunduu mahalde (kutup mahalli), tahln dkld "gz (gzet)" denilen hazne borusunun giri ve kdr. Dakik, "un" demektir. stanbul'daki "Unkapan" semtinin eski ad "Kapan- dakik (Kapandakik)"tir. "Onda bir", deirmencinin tme hakkdr. Yine ayn onda kelimesindeki on hecesi, eski harflerle yazlnca "un" eklinde okunabilmektedir. ikinci dizedeki tme, malumdur. "Azna" kelimesindeki az, deirmen tann ekseni civarna denir ki zaten buday da burada tlr. "siyb" keza deirmen demektir. "s" benzetme ekinin "as" hecesi de deirmen demektir. Bak'ye ulaamasa da gerekten mstesna bir gzellik. Yine Yakm Yar Mektubun Ucunu Tarihte ilk mektubu kimin kime yazdn bilmek isterdim dorusu. Eski medeniyetlerin mektup ve haberleme sistemleri hakknda bilgiler maalesef pek azdr. Belki yaz icad edildikten ksa bir mddet sonra mektup da icad edilmitir. Rivayetler Eski Msr'da posta servisi olduunu syler. Heredot ise, Keyhusrev'in Iskitlerle yapt savata (M.. 500) posta hizmetinin kullanldn yazar. Hz. Pey-gamber'in komu devletlere gnderdii dine davet mektuplarndan bir ksm hl mzelerdedir. Ayrca O'nun devlet, kavim, kabile ve kiilere hitaben yazdrd 23 mektup bilinmektedir.1 Osmanl'da mektup, Sultan II. Mahmud'a gelesiye dek yalnzca devlet haberlemesinde kullanld. II. Mahmud 1838 ylnda bir ferman kararak, istanbul ile dier merkez ehirler arasnda sivil posta hizmeti kurulmasn ve creti mukabilinde, gizlilik ilkesine uyularak mektuplarn tanmasn, rey ve yabanclar ile mslmanlar arasnda da bir 1 Bkz. A. Snmez, Raslullah'n islm'a Davet Mektuplar, s. 208, stanbul 1984. ayrm gzetilmemesini emreder. Bir yl sonra Tanzimat ilan edilince de posta ileri kamu hizmetleri grubuna dahil edilir. Ertesi yl Yenicami avlusunda bir posta idaresi (bugnk Byk Postahane) kurulmutur. Daha sonra Musul, Sivas, Diyarbakr gibi merkez yerlere postaneler alr, ite o gn bu gndr mektup mvezzilii, eitli gelimeler gstermi ve bugn modem usllerle mektuplarmz ehrin bir semtinden bir semtine 15-20 gn gibi ksa (!) bir srede ulaabilir olmutur. * * * u telefon ve faks denen aletler icat edileli dnyada mektup gelenei neredeyse kayboldu. Oysa bir dnemlerde mektup taycln resm surette i ve grev edinen insanlar varm. Faaliyetlerini srdren bu kiilere tatar denirdi. Tatarlar bir ocak itibar edilir (Ocak tatarlar) ve hususi posta ilerini yrtrlerdi. Ulak da denilen bu tatarlar, seri hare-lG ketli ve hzl yryt kiilerden seilirmi. nceleri Tatar boyundan kiilerle ifa edildiinde bu adla anlmlardr. ^ Bunlarn kendilerine has kalpak ve elbiseleri vard ve bu k-~ yafet bakalarnca kullanlmazd. Evliya elebi Van'dan Is-* tanbul'a 13 gnde mektup getirdiini kendisi yazar. Amiral Slade de istanbul'dan Badat'a kadar olan mesafeyi (2.300 km.) 14 gnde alan bir tatarn rekorunu 9 gne indiren ve 6 grevini ifadan 2 saat sonra dayanamayp len baka bir tatardan bahseder. Durmadan, dinlenmeden at srtnda gnlerce yol alan tatarlar, dilimize de baz kelimeler hediye etmitir. Tatar aas, tatar dolamas, tatar kalpa, tatar oku bunlardandr. Bugn hl yar pimi etler iin "tatar" kelimesi kullanlr. Herhalde posta tatarlarnn acele etmelerinden dolay, onlar iin alelacele piirilen yar i etlerden kinaye olmaldr. Nab'nin bir beytinde bu kelimeyi grrz: Getirin eki edelim m-hazar Puhte olmazsa da olsun tatar Hazrda ne varsa getirin yiyelim. Pimi olmasa da yar pimie razyz. Tatarlar eski toplumumuzun nemli grevlerinden birini yrtmekle sosyal ve kltrel hayatn da iinde yer almlardr. Zaman zaman Divn iirinde adlarnn anlmas da bunun sonucudur. Mesela Srur, tatarlarn ok hzl i grdn, durup dinlenmeye vakitleri olmadm,

Tatar itb ile memur iken konak yerine Uladrmazsa durup atna koan m verir beytiyle anlatrken Nedm, ibrahim Paa'y verken bize o dnemin iki nl tatarmn da adn nl Tatar hanlar Tuluy ve getay (Oktay) da te'mihen ylece bildirmektedir: Sadr- tskender-haem kim dergehinde bir nice Nme-ber tatarlar var Tolu v Okta gibi skender gibi hml olan o sadrazam ki onun kapsnda Tolu ve Okta gibi mektup tayan nice tatarlar mevcut. Beyitten anladmz bir baka husus da vezirlerin, kendilerine bal bir tatar oca atklar ve burada ok sayda tatarlar bulundurduklardr. Her ne ise!.. Biz yine mektup bahsine dnelim. Eskiden okuma yazma bilen insanlar parmakla gsterilir derecede az imi. Bu demektir ki mektup; yle hercai ve harc- lem bir ey deil, ok nemli bir yaz, bir nmedir. Bizce mektup o zamanlarda edeb bir mahsul de saylmyordu ve ancak nemli kiiler, yine nemli grdkleri hususlarda mektuba bavuruyorlard. Zira mektuplamak pahal bir lks idi. Yalnzca devlet ilerinde ve mecbur kalndnda yazlr gnderilirdi. O zamanlarn mektuplar resm ve zel diye tasnif edilebilir. Ancak ulaklar, yani tatarlar, hem resm, hem de zel mektuplar tarlard. Keza yolcularn da gayr-i resm olarak zel mektuplar tad bir vakadr. Ediplerin, meyhn, limlerin vb. bu tr zel mektuplar belli bir srede yerine ulamak kaydn tamazsa da en erken zamanda ulamas elbette matlubudur, ite bunun iin eskiler "Bedh" uslne bavururlar. Bedh, bugnn APS yahut, taahhtl mektubu gibidir. Bedh, bir rivayete gre Allah'n isimlerinden biridir. En g ileri en kza zamanda yapan" demektir. Bir baka rivayette ise "mektuplar yerine ulatrmakla ykml melein ad"dr. ite bunun iin eskiler mektup zarflarnn yahut mahfazalarnn zerine "Ya Bedh", "Bedh" gibi kelimeler, yahut bunun ebced hesabnda mukabili olan "2-4-6-8" rakamlarn yazarlarm. Bylece mektup kaybolmaktan kurtulur imi (Dorusu bu, her zamankinden ok bugn kullanlmas gereken bir yntem. Kim bilir belki PIT idaresi "Bedh" yazl bir mhr yaptrr da zarflar bundan byle onunla mhrler). Divn airleri de bu usl biliyor olmallar ki zaman zaman Bedh'tan sz ederler. Km'nin bir beytinde, Varak-1 hsnn yazdkta debr- kudret Nokta-i hli komu vuslatna br- Bedh buyuruyor. u demek: "Kudret ktibi senin gzellik sayfan yazd zaman (zerine de vuslatn iin Bedh iareti olarak (yanan-daki) bir nokta gibi olan benini koymu." air sevgiliye vuslatn t ezelden bu yana Bedh'lu olduunu, dolaysyla ona elbet bir gn kavuacan ma ediyor. ffet isimli baka bir air de gzellerin arzuhalleri zerinde Bedh olmay, bu vesile ile sevgiliye yaknlk ve vuslat kesbetmeyi, Yazlsam arz- hl-i dilbern zre Bedh olsam msrayla ne gzel de anlatmakta. Aslnda buradaki "yazlsam" ifadesinde "serilmek, yaylmak" anlam, "arz- hl"de ise "nz u hl (yanak ve ben)" mas vardr. Ne muziplik!.. Sz mektuptan almken Nail'nin u beytini de grmezden gelemedik: Edenler nme-i akn cevabnda suver-kr Rakibi meclis-i cnaneden matrh yazmlar Ak mektubunun cevabn resimler ile ssleyenler (o resimlerde) rakibi, sevgilinin meclisinden srp karmlar. Elbette k, maukuna mektup yaznca sadece onu ve kendini resmeder. Arada rakibin ne ii var. i ie gemi iki kalp izilir ama kalbin izildii grlmemitir. Buradan anladmz o ki, okuma yazma bilmeyenler, ilerinden geldii gibi izdikleri resimler ile meram anlatm olurlard. Bugn, birisine hibir harfin yer almad resimli bir mektup gndermek ve meram resimlerle anlatmak, herhalde orijinal bir mektup olur ve belki yazdan daha tesirli kar. Nail'nin beytine benzeyen bir imaj air Rza de kullanmtr. yle diyor: Arz- hl iin Rza ol eh-i hsne hemn Levhal bir nmedir bu h- tenkimiz

Beyitteki ifadeye gre Rza, gzeller sultan sevgilisine bir mektup yazm. Mektubun altna da azndan ateli h dumanlar kan bir k resmi izmi. Dorusu gzel bir bulu. Herhalde resmin altna da: "Rza'nin azndan kan ateli ahlarn resmidir" ibaresini koymutur. Buna benzer bir espri de mektuplarn bir kesini yakma detidir. Bylece k sevgiliye akndan dolay barnn yank olduunu ma eder. Birka yl evvelinin dillerde dolaan bir arksnda bu anlatlyordu. Keza bu arkda telefonun icad ile mektuba rabet kalmad da rneklendirilmi durumdadr: Yine yakm yr mektubun ucunu Askerlikte sevda ekmek zor diyor Ykleyip postann bana suunu Hatrm teller ile sor diyor Eskiden tatarlarn gizli mektuplar klahlarna yahut salarna gizledikleri, bilinen usllerdendir, izzet Molla bunu yle anlatyor: Bulduk fesinde nsha-i sihr fsunu biz Mektb- fitneyi arayn peremindedir. Casuslar da devlet srlarn ihtiva eden mektuplar yine salarnn iinde tarlarm. Dahas, casusun bana dvme usulyle mektup yazld da olurmu. Azz'nin, ehr-i yrime ku umaz ki edem arz- niyaz Kalmad nme-resn nak- serimden gayr beytinde bunu ma vardr. air diyor ki: "Sevgilimin ehrine (veya ehriynma) ku umaz (yani posta gvercinleri oraya ulaamaz, ok uzaktr) ki isteklerimi bildireyim. Bu durumda basmdaki naklardan gayri bir mektup gtrc (ulak, tatar) kalmad. (Tek are, sevgiliye kendim gitmemdir)." Ve bir kssa; Abbas halifelerinden birisi bir casusun bana dvme suretiyle mektup yazdrp salar byynce yola karm. Adamck en ksa zamanda istenilen yere varm, ilgili kii hemen salarn tra ettirip mektubu okumu. Mektubun son satr ok ilgi ekici: - bu nmeyi imha ediniz. Vuslat Hoca Vahy yle diyor: Vesile-cy- vuslat olduum yre duyurmular Nifak etmiler amma manev himmet buyurmular Bu beyti okuyunca insann ii ho bir duygulanma ile birdenbire boalveriyor. Ne mstesna bir syleyi, ne zarif bir nkte ve ne ince bir zek!.. air bir techl-i arifane ile meramn ne gzel anlatm. Bir sz hem syleyip hem de "Ben sylemedim." demenin en gzel yolu bu. Binaenaleyh, sevgilinin bu sze kzabilecei ihtimalini peinen ortadan kaldran "Vallahi ben masumum" derken bile "Evet ben syledim" mnsn n plana karan ifade de bu. Beytin bugnk dile evirisi aa yukar yledir: Vuslat iin bahaneler aradm cananma duyurmular. (Bu iin failleri), nifak (sevgiliyle aramda bozgunculuk) yapmlar. Ancak (ne mutlu bir tesadf ki byle bir nifak karmakla) hakkmda (bilerek ya da bilmeyerek) manev himmet buyurmular. air aslnda sevgiliye kar byle bir vuslat niyeti tamadn, niyeti olsa bile reddedilme yahut azarlanma ihtimalinden ekindii iin azn aamadn; buna ramen isteinin de bu olduunu, arada nifak karanlarn ise kendisini bu amaca ulatrdklarn; dolaysyla bu nifakn iyiye almet olduunu ve bir tr manev himmet kabul edilebileceini, bylece bu szleri sevgiliye yetitiren mnafklara kzmak yle dursun, belki teekkr gerektiini vs. vs. pek ok eyi iki veciz msrada anlatmakta. Burada bir mnafklk (ikiyzllk) sz konusudur. Dnmek lazmdr: Mnafkln vuku bulmas iin airin bu szn, gven iinde birilerine sylemi olmas ve gvendii kiilerin de onun bu itimadn sarsacak biimde szlerini sevgilisine aktarm olmalar gerekir. Yani aslnda air mnafklara "sevgiliye vesile iin vuslat aradn" mutlaka sylemi olmaldr. O hlde beyitte "nifak etmiler"

demekte pek de hakl saylmaz. Belki nifak edilsin diye bu sz kasden sylemi olup, mnafklara teekkr borludur. Sonuta ne olacaktr? Sonuta sevgili, bu kn arp sorguya ekecektir: "Benimle vuslat iin bahaneler aryor-musun, ha!..." el-Cevap:"?!..." Soru ve cevap ne olursa olsun, byle bir nifak meselesinin gndeme gelmesine ve bu hususta konumaya kap aralanmasna en ok air (k) sevinecektir. Artk gerisi sevgilinin huzurunda el pene divn duran ve hazan yapra misali titreyen kn maharetine kalmtr. Hk-mk da edebilir; konu almken meseleyi de balayabilir. Bizim iin burada nemli olan, beyitte teksif edilmi olan bunca mndr. Toplam 11 kelime ile bir yn tebessm, telezzz ve tehayyr... Daha da garibi, beytin batan sona btn ifade rgs, olumsuz tutumlara gebe. Ancak doan mn, tam airin istedii olumlulukta: Hayret!... * * * Zat'den: Ey itti ol peri bir gn dne girren bir eb Sevincimden nice yllar geipdr gbrmedm uyhu Mn murad olundukta: O peri (gibi gzel sevgili) bir gn bana, "Bir gece ryana gireceim" dedi. Nice yllar geiyor ki (bu iyi habere) sevincimden bir trl gzme uyku girmiyor, demek olur. Zavall air, sevgiliyle bir trl vuslat bulamam. Ancak gnlerden birinde talih yzne glm ve nasl olduysa, sevgili ona iltifat gsterip "Haydi, gnln olsun artk, bir gece ryana gireceim" deyivermi. Demez olaym, bu sefer de bu sevin ile kn uykular kaar olmu. Belki uyuyabil-se, ryasnda sevgiliyle vuslat da mmkn olacak. Ama heyhat! Byle bir sevin haberinden sonra uyku ne kelime! Kaderin de bylesi dman bana... Bir tane de UM'den: Arz- hl etmee cn seni tenh bulamam Seni tenh bulacak kendimi asla bulamam Mny siz anladnz, ama "Et-tekrru ahsen" kavlince 23 biz yine de syleyelim. "Sevgilim! Hlimi (yani akndan dolay bama gelenleri ve isteklerimi) arz etmek iin seni tenha bulamyorum. Seni o. tenha bulunca da kendimi asla bulamyorum." ?o Bu ne mthi bir beladr ki mauku grnce k kendi- 1 ni kaybeder, cnuna varr. Bir bakma gne dounca yldz larn kaybolmas gibi bir ey. te vuslata hi ulaamayan Di vn airininin klk teaml bu bir beyitte zetlenmi du rumdadr. O, sevgilinin evresini daima rakiplerle dolu g rr. Onu yalnz grp kulis yapmas mmkn deildir. Da has, bunu aklna bile getiremez. nk bunun hayali mu bah ise de vukuuna imkn yoktur ve imkn bulan da olma mtr. k bu yzden, bylesi bir ihtimal zerinde durmaz, abesle itigal etmez. Oysa byk dnmek lazmdr; rzigrn ne yandan esip nereden dnecei hi belli deildir. a irin hayalinin bile eriemedii bu hadise, bir mutlu tesadf le ayana geliverecek olursa ite byle arr kalr, kendini kaybeder asla bir daha bulamaz. "f. C. "Kfr ile Dnya Durur Zulm ile Durmaz" Derler Tarihte adaletiyle nl insanlar vardr. Sleyman peygamber, Nirevan, Hz. mer gibi., insanlk tarihine damgasn vuranlar arasnda, adaletle hkmedenler, herhalde derin bir vecd ve bitmez tkenmez sayglarla anlmlardr. Her millet kendisini idare edenlerden birok meziyet ve faziletler bekler. Ancak btn bu meziyetlerin en banda, hi phesiz adalet ruhu yer alr. Milletlerin tarihi aratrlrsa, en zirvede olduklar dnemlerin, en adil yneticiler zamanna rastlad grlr. Oysa medeniyet a saylan asrmzda, adaletin ve tabiatyla hrriyetin yerinde yeller esmektedir, insanlarn yaama

haklar ellerinden alnrken, milletleraras bir adaletten sz etmek de abes olur. Gnmzn meden (!) dnyas, Bosna-Hersek rneinde grld gibi, 14 asr ncesindeki Nec-'nin menfi, Haccc'm da mspet ynde eline su dkemeyecek derecelerde zulme giriftardr. Tarih boyunca toplumumuzda bagsteren zulm anlaynn kalntlar bugn biraz daha semirmi canavarlar olarak etrafa dehet samakta, her gn evremizde birtakm masumlar incitmektedir. Bu tutumun temelinde bir tek sebep aramak beyhudedir. Topyekn bir inan sisteminin sarslmas ile bugnk hle gelinmitir. Aadaki beyitlerde, zulm ve adaletsizliin eitli boyutlarn grmek mmkndr. Sze Nab'nin (. 1712) hikmetli beytiyle balayalm: Batl hemie btl u bhdedir vel Mkl budur ki sret-i haktan zuhur ede insanlar btl haktan ayrabilirler. Bu basittir. Ancak btl, hak suretinde grnr; yahut hak yolda olduuna kanaat getirilen kiilerden sadr olursa, elbette daha tehlikelidir. nk o zaman pek ok masum aldanarak btl hak sanacaktr, zellikle kendisine gvenilen insanlar, bilgeliine hkmedilen mncler, drstlne bel balanan idareciler ve ilmiyle amel olunan limlerin, btl suret-i haktan gstermeleri felaket dourur. Bunu ac tecrbelerle renmi olan zzet Molla (. 1829) u sznde pek hakldr: Mehurdur fisk ile olmaz, cihan harb Eyler an mdhane-i limn harb Her devirde fisk zere davranlar, hak yoldan sapmalar, sefahet, hainlik ve ahlkszlk bulunabilir. Bunlar cihan harb etmez. Ne zaman ki limler dalkavuklua ve nabza gre erbet vermeye balarlar, ite o gn lem fesada vard, devlet harah oldu demektir. nk, Aazde Dilver'in dedii gibi: Fesd olsa essnda binann payidar olmaz. Binann temeline bylece dinamit konulduktan sonra artk zlme balayacaktr. Tarih boyunca da byle olmutur, iler rndan bir kt m, insan hangi kuruma, hangi icraata dokunsa elinde kalr. Bu hususta devrinin alkantlarn, frtnalarn grm ve atlatm olan Yeniehirli Avni Bey (. 1883) olduka ktmserdir. Ehibb ve-i yamada mebht eyler a'dy Huda gstermesin sr- izmihlal bir yerde Bu beyit gnmz iin sylenseydi, dorudur derdik. Zira bozulma emareleri grlnce, dmanlardan evvel dostlarn parsa kapma yarna girimelerini gnmzde yak-nen grmekteyiz. Oysa Avni Bey'in yaad Tanzimat dnemlerinde olmu her ne olmusa... Demek ki o zamanlarn cemiyeti de bugnknden farkl deilmi. stelik ayn dnemlerin insan saylabilecek Enderunlu Vsf (. 1824) da meseleyi daha zele indirerek bunu dorular eyler sylemitir, ite bir tanesi: Bir kerre kii dmesin lemde yerinden Ol an dalr meclis-i cem'iyyet-i ahbb Bu iki msra, "Denin dostu olmaz" atalar sznn sanatkr kaleminden km, kuyumcu titizliiyle ifadelendirilmi eklidir. "Hele bir d de gr!" derler ya. Kii dnce yalnzca dost ve yr meclisi dalsa iyi; dman ve ayar meclisi de harekte geecektir. Hele hele insaf elden brakm, halka zulmetmi, mazlumun hn alm, batl hak gstermi, yetim hakkna uzanm ve daha bilmem ne kadar -m, -mi'li icraatta bulunmusa kiinin vay hline!.. Szn ksas kii zulme bulamsa elbette "zulm ile dnya durmayacaktr." Ya ne olacaktr? Cevab Bursal Beli (. 1729) versin: Komaz halk intikamn zalime idbri vaktinde Zahmdr olsa ef an mrn eyler efgende Zalim bir engerek ylan lnce, zavall saylan karncalar tarafndan didiklenmesi ne mthi bir ibret sahnesidir. nk "Dmez kalkmaz bir Allah"tr. O, zulme bavuranlar elbette daha bu dnyada zebn eder. Hani ne diyordu Said Paa (. 1921): Hakk eder ashb- sdkn hasmn elbet zebn Doruluk ve drstlk timsali insanlarn hakkn gasp edenleri Allah elbette gzetir ve o zalimden intikam almalarna frsat verir. Mverrih Raid'in (. 1735) bir msra vardr hani:

Sktun merd-i dana hasmn ilzam iin saklar Ancak mrvvet sahipleri, yine de dmann zell olmasyla sevinmezler. Tpk hasmn lmesine sevinilemeyecei gibi. Gerek yiitlik, eline frsat geince dmann dahi ba-layabilmektedir. Koca Ragp Paa'nn (. 1763) u msralar bunun ifadesidir: Muzaffer vakt-i frsatta addan intikam almaz Mrvvetmend olan n-kmi-i dmanla km olmaz Meseleyi balayalm. Kiiler ne denli zulmden uzak olurlarsa o kadar mamur olurlar. Mevki sahipleri iin hem bu dnyada, hem te dnyada yegne geerli ake adalet ve hakk korumaktr. Ne demi air: Pdih olsan da derler "Eeer kii niyyetineee!" iir ve Ezan 28 Divn Edebiyat ekil ynnden her ne kadar snrl bir Z yapya sahip ise de muhteva ynnden namtenahi denile-= cek kaynaklarla zenginleir. Btn din ve felsef mdevve-a nat, Kur'n- Kerm, hads-i erifler, kssalar, mucizeler ya- nnda din ilimlerin hemen her kolu, Divn airinin ilgi ala-Z n iindedir. Bunun yannda airin sahip olduu her trl kltr ve birikim, zihniyet, gnlk hayat, olaan hadiseler vs. din d oluumlar da iirin balca tema ve malzemesi hlinde vezne dklp msraa dnr. Binaenalayh bir Divn airinin herhangi bir beyti sylemek iin, zel konular aramaya kalktn, yahut "Hangi meseleyi ele alsam?" gibi bir endie tadn sylemek hatal olur. O genellikle iinde bulunduu ann tedaileriyle bir beyit syler ve eer yek-vaz bir manzume oluturacak ise ancak o zaman konu endiesiyle hareket edip ilk beyte uygun decek konular arar. Oysa Divn iirinin, btn yerine para gzelliine nem veren yaps, manzume yerine beyti n plana karmaktadr. Bu da beyitlerin ayr ayr gzellii demektir. O hlde bir airin anlk fikir, hayal, hdise ve oluumlar yine o anda vezne dkmesinden daha tabi bir ey dnlemez. Szgelimi bir mecliste sohbette ise, dostlarla beraber olmann erdemini; bir satran msabakas seyrediyorsa, satran tarihiyle ilgili bir telmihi; bir kr elencesinde ise tabiatm mstesna gzelliini ve tasvirini, bir mahbub ile karlamsa akn erdemini, hasret ekiyorsa acy; bir tekkede zikirde ise, mecazen arab ve arabn haletlerini vb. o anda iirletiriver-mesinde ne mani olabilir? Bazen bir manzumedeki beyitlerin bir ksmnn klasik kltr en canl biimde yanstan mcerred ve felsef konulardan bahsetmesi, dier bir ksmnn ise hayatn iinden ses vermesinin sebebi de budur. O hlde, diyebiliriz ki Divn airi herhangi bir zorlamadan ok, bir ilgiden ilham alarak iirine yn verir. Aada sz konusu edeceimiz beyitler bunun en canl rneidir. Bu beyitlerin ortak zellii ezandan bahsediyor olulardr. Burada ezan hakknda ne srlen grler ve felsef-din yaklamlar yannda ezann Osmanl toplumunun hayatndaki yeri ve gnlk ezan manzaralar da terennm edilmi durumdadr. Sanyoruz ki bu beyitlerin yazld/sylendii esnada airler, ya ezann da sz konusu edildii bir sohbette bulunuyor, ya bizzat ezan dinliyorlard. Ancak airlerin bilgi ve kltr seviyeleri ayn konuyu terennm ederken birbirlerinden ne kadar farkl olduklarn ortaya karr. Hele edeb meslekleri (kane, hakmane, hane vs.) de iin iine girince, ayn konunun ne kadar zengin almlarla ele alnd grlecektir. Nev' (. 1599) limlii ile airlii birbirine denk den, her iki sahada da ayn stn baary gstermi bir airdir. Ezandan bahsederken deta ilmini ve kltrn konuturur. te bir beyit: Var salt- hams ile sedd et havss- hamseni Leker-i Ye'cc- nefi "Allahu Ekber"den kaar "Be vakit namaz klmakla be duyunun (azgn isteklerin) nn kes! Zira nefis Ye'cc'unun ordusu "Allahu Ekber" nidasn duyunca kaacak delik arar." Burada Nev''nin, ezan dinlerken alelade bir ift kulaktan daha farkl seviyede dinlediini ve sahip olduu birikim ile hadiseler karsndaki tavrn aka grebiliyo-

ruz. Salt- hamse ile havss- hamseyi yanyana getirii, nefis ile mcadelenin nasl ve niin yaplmas gerektiini vurgulay, "Allahu Ekber" nidasnn manev etkisini terennm, tam bir bilim adam tavrn sergiler. Nitekim ayn konuda baka bir beytinde: Ak ehline daim elem-i savm u riyzt Ayara hemte niam- tyde saladr (Dnya gidiat), ak ehli olanlara daima oru ve riyazet skntsn; ayara ise bayram nimetlerine (kavuma) arsn tekrarlamakta (veya sunmakta) diyerek zamandan ve zamaneden ikayetini bildirir. Orucu tutan ile bayram yapanlarn farkl oluu dnyann daimi hlidir. Hl da yle deil mi? Bu syleyi ekli tam bir kinayeli tenkid nazarndan kaynaklanr. Bunun iin de yine kltr ve birikim yannda hadiseleri geni yelpazede deerlendirebilecek bilimsel bak as gerekir. te o da Nev''de vardr. Kad Burhaneddin (. 1398), airlii yannda devlet adam-lyla da tarihe malolmu bir ahsiyettir. mrnn byk blm savalarla gemitir. Onun airlik mizac da ister istemez savala ilgili konular daha fazla terennm etmesini gerektirecektir, ite misal: ehd eyler bizi gzn nigr Ne gazi Trk olur "Allahu Ekber!" Ey sevgili! Gzn bizi (ak) ehidi eylemekte. (Bu haliyle o) ne gazi bir Trk (savas) olur. Allahu Ekber! Beyitteki "Allahu Ekber!" nidas her ne kadar ezann banda ve sonunda toplam alt defa tekrarlanyorsa da eskiden bir hayret ifadesi iin de kullanlrd. Yani bir muvahhid kul, hadiseler karsnda aknlndan parmak sryorsa "Allahu Ekber!" diyerek hayretini gsterir, bylece Allah'n yceliini de hemen tasdik etmi olurdu. Bu kullanmyla "Allahu Ekber!" lafz "Allah'n takdirine bak! Yce Allah nelere kadir! Bu hadise karsnda Allah'n bykln grmemek imkn d! Allah Allah!..." gibi mnlar ifade eder. Beytin konumuzu ilgilendiren ksm ise Kad Burhaneddin'in bu hayret ifadesini bir sava ortamnda ele almasdr. nk onun tab'ma uygun den airnelik budur. Ak (. 1574) mrnn tamam halkn arasnda gemi, fazla tahsili olmayan, ama samimi edal bir airdir. tima hayat orta seviyede yaam ve ylece terennm etmitir. Konumuzla ilgili iki beytinden biri ak elinde tkenii ifade eder: Ey mezzin gel cenazem stne feryad kl ldmden yri agh eyle ruhum d kl air vasiyetini "Ey mezzin, ben lnce cenazem iin bir sala oku ve lmmden sevgiliyi haberdar etmekle ruhumu d eyle!" diyerek yazar. Bu beyitte sala hakknda ne bir bilimsel gerek, ne de bir felsef yorum vardr. Yani orta insan tipinin dncesiyle yorulmu basit bir ifade. Ama o lde de halktan ve gereklerden yana. Baka bir deyile gnlk hadiselerin icabn terennm. Ak'nin bir cuma namazndaki i ezan armn da u beytinde buluyoruz: Sen kyam etsen varp camide ol saat kopar Her taraftan na'ra-i Allahu Ekber cum'a gn (Ey sevgili!) Sen cuma gn camiye varp da yle bir ayaa kalkverecek olsan, her bir yandan "Allahu Ekber (Bu ne gzellik)!" sadlar ykselir. airin hsn-i tlil yoluyla anlatt manzara, bir cuma namaznda, imamn hutbe iin ayaa kalkmasyla mezzinlerin i ezan okumaya balamalardr. Burada sz konusu edilen hadise bir seltin camiinde gemi olabilir. airin mahbub olarak anlatt kii ayaa kalknca i ezan balar. Ancak buradaki Allahu Ekber nidalar cemaatn gzellik karsndaki aknlklarn ifade etmektedir. XVI. asrn baka bir airi, Talcal Yahya Bey (. 1582) bir beytinde ezan din misyonu iinde yle deerlendiriyor: Gam deil szm dinlemese ehl-i nifak Fask mustarib'l-hl edervz- ezan Yahya Bey, bir idarecidir. Kanun dneminde brokrasi kademesinde bulunmu ve pek ok asker faaliyete dahil olmutur. Medresede iyi bir eitim de grm olan, ancak ilim yerine iirde kalem oynatmay tercih eden air orta hili bir Osmanl aydndr. Bilimsel olarak da Nev' ile Ak arasnda bir yerde bulunur. Yukardaki beytin ilk msranda da medreseli bilimselliini buluruz. O idar mekanizmann yanllna "Nifaklar benim doru szm dinlemeseler de gam deil" diye dikkat ektikten sonra "Zira oldum olas ezan sesi, fasklar

tedirgin eder." diyerek de probleme medrese azyla gereke bulup teselli olur. Bilindii gibi mnafklar ezan duyunca namaza gidip gitmeme hususunda endie duyarlar. lerinden camiye girmek gemezken, dlarndan herkesin ne diyeceini dnerek tedirgin olurlar. Yahya Bey onlarn bu hlini, gnlk hayatta kiiler arasnda nifak karanlarn hline benzetir. Kendi szlerini ise ezan kadar doru kabul eder. te orta hili bir brokrat tavr. Onun bu grnde srar ettiini, Cumhr- batl varmaz namaza Divn- Irak'tr zra musalla beytinden de anlayabiliyoruz. . Btn bunlardan kan sonu o ki, Divn Edebiyat'nn her airi kendi mikdarnca ve ilgileri lsnde iir sylemektedir. Yani tpk gnmzdeki gibi. Aralarnda seviye fark olan insanlarn farkl yaklamlar ile mesleklerini icra etmeleri elbette tabi haldir. Ancak gnmz airleri iin uygun grdmz bu seviye farkn Divn airlerinde tenkid etmek kadirninashktr. Onlar saray airi, halktan uzak, aristokrat vb. gibi yaktrmalarla tek standartl gstermek yerine, toplumun ilgileri lsnde onlarn da zengin yelpazeler gelitirdiklerini artk kabul etmek gerekir sanyoruz. iir var olduka, farkl kltr, birikim ve bilgiye sahip airlerin de var olacana bugn nasl inanyorsak, eski alarn da bundan farkl olmadn, Divn iirinin ise bu ortamda her eit konuyla klasik ller iinde zenginletii gereim gz ard edemeyiz. Bizce bu eitlilik her edebiyatta mutlaka vardr ve olmaldr. Tabi olan da budur. Hle uygun msra Hayal Bey'e (. 1613) syletelim: Ezan okunmad m dnyeden gidince Bill 33 Askerlik Htras Divn airleri bezmden (meclis, elence) bahsettikleri kadar rezmden de (sava, ekime) bahsederler. Hatta ak iinde onlarn rakipleri ile olan mcadeleleri bitmek bilmeyen bir tr rezm hlidir. Yani bir bakma Divn airi, savan lsn bilir. Mamafih eskiden sosyal hayatmzn nemli bir blmn sava ve savala ilgili unsurlarn oluturduu da bir gerektir. Herkes gerektiinde asker olabildiine, sefere katldna, donanmaya yazldna gre klasik iiri de askerlikten ri grmek hatal olur. Ata binmeyi, kl kullanmay, ok atmay vs. toplumun her kesiminden insanlarn deta bir spor kabul ettikleri o devirlerin pek ok msra ve beytinde de bu hayat artlarnn izlerini bulmak mmkndr. Bunun tabi sonucu olarak, dorudan doruya sava konu alan trler (Divn iirinde gazavatnmeler; halk iirinde destanlar gibi) ile nazm ekilleri (Divn iirinde baz murabba ve terkb-i bendler; halk iirinde koaklamalar gibi) edebiyatmzda nemli yer tutar. Aslnda eski iirimizde-ki askerlik konular balbana incelenmesi gereken bir husustur. Ama biz burada ne yenieri airlerinden, ne levend ve sipahilerden, ne tozkoparan okulardan, ne uan kuu vuran nianclardan, ne talim ve talimgahlardan, ne toptan ve ne de tfein icadyla bozulan mertlikten bahsedeceiz. Bahsimiz, iirimize sindirilen asker zelliklerden olacaktr. Nef' bir kasidesinde, Evc-i hevda syt- akk- tdan Avz- ra'd u saika reh gmknn olur diyor. Bu ifade bir meydan savann en iddetli ann tasvirden ibarettir ve aa yukar u mnya gelir: (Sava meydannda) kllarn "ak!, ak!" diye kard arkrtlarndan, gkyznn doruklanndaki yldrm ve imek sesleri yollarn arr (ve kaacak delik ararlar). Burada Nef' her zamanki mbalaal slubuyla sava tasvir ediyor ve kl seslerinin velvelesi ile yeri g inleten iddetten bahsediyor. Hele beytin ses ahengini oluturan "akk"lar, kulamzda gerek birer kl savann akrtlarn uuldatr. Nef' asker deildir. Ama sava onun ruhunda byle makes bulur. Ne de olsa yiit edal bir airdir ve mcadelenin en eddi bile tab'na uygun der.

Buna benzer bir ifadeyi de Bak'nin nl Kanun mersiyesi matlanda buluyoruz. Ey pay-bend-i dam-geh-i kayd u namu neng T key hev-y megale-i dehr-i bdireng "Mn murad olundukta?" demiyoruz. Zira konumuz beytin mns deil ses ve hengidir. imdi bir an bu iki msra kaln ve gr sesli birinin, vezne uygun ekilde inad ettiini dnelim. Her bir male ve uzun hece telaffuz edilirken, Yahya Kemal'in bahsettii seherlerden gelen top seslerini duyar gibi oluruz. zellikle Hasan Mutlucan'a okutursanz sanki Viyana kuatmasndaki balyemezlerin, Sivastopol nndeki kavallarn sesi ruhlarmzda eski bir hatra olarak canlanr. Tekrar okuyalm: Ey pay-bend-i dam-geh-i kayd u namu neng Bir mersiye, ancak bu kadar gzel balayabilir ve Kanun hakknda da bundan daha basit bir ifadeye cevaz verilemez. Hani ne demi atalarmz: At sahibine gre kiner! Fuzul'nin "bekleriz" redifli mthi gzellikte bir gazeli vardr. Bu gazelin her beyti bir ncekinden muhteemdir. Ancak yllar nce okuduumda gazelin bir beytini hi anlayamam ve pek ok kiiye sordumsa da tatminkr cevap alamamtm. Daha sonra asker oldum; nbeti olarak devriye gezdiim deniz okulunda, ayaz m ayaz bir gecede, nbeti erlerin sistematik haberlemeleri usl ile beytin sun zld. Beyit uydu: Sanmanz kim geceler beyhudedir efganimiz Mlk-i ak ire hisr- istikamet bekleriz Fuzul buyuruyor ki; "Geceler boyu (t sabaha kadar) barp durduumuzu bouna sanmayn. Biz ak lkesi iinde istikamet hisarn beklemekteyiz." Beytin btn mns, "istikamet" kelimesi zerine teksif edilmi. air, istikamet kelimesini "doru yol, Allah'a ynelmi yol" yani "Srt- mstakim" mnlarn istihdam edecek ekilde kullanm. Ancak hisar ile istikamet birlikte kullanlnca eski bir gelenek de kendini gstermekte. Buna gre; eskiden serhadlarda bulunan hisarlarda azap, sekban, lamc, msellim ve Hisarllar bulunurdu. Hisarhlarn grevi hisar erleri ile kaleyi korumak ve nbetleri tutmak idi. Geri kaynaklarda bulamadk ama bu trden, gnn her saati nbet tutulan hisarlara belki de "hisr- istikamet" deniliyordu. Zira buradaki istikamet kelimesi tamamen nbetin nasl tutulduunu anlatr. Bugn de hl geerli olan istikamet sistemine gre birbirlerine belirli mesafelerde nbet tutan erler geceleyin belli zaman aralklar ile ve sray armadan ddk almaya balarlar. lk ddk sesini duyan nbeti, bir sonraki nbetinin ddk sesini dinler. kinci nbeti keza ddn ttrp sradaki dier nbetinin ddk sesine kulak kesilir. Bylece asker birliin evresi ddk sesleriyle devredilmi olur. Eer aradaki nbetilerden biri ddn almazsa istikamet aksam demektir. Bu durumda hemen nbeti avuu yahut miri, gidip o nbetiyi kontrol eder. Uyumu mudur, donmu mudur, dman tarafndan ldrlm mdr, her ne ise, ortaya kar. Benim ocukluumda tara ehirlerindeki gece bekilerinin de byle istikamet tuttuklarn hatrlyorum. ite Fuzul'nin yukardaki beytinde hisarn sra sra burlar arasnda istikamet tutarak ak lkesini koruyan bu hisarhlarn hikyesi vardr. Ancak onlar ddk almak yerine birbirlerine nida ile istikameti tamamlarlard. Geelim bir baka asker hikyesine: elebi Sultan Mehmed saltanatnn ilk yllarnda olu Murad' Amasya'da yerine vekleten brakp kendisi bir mddet Merzifon'da ikamet eder. O srada Timur ordularnn svari talimlerini rnek alarak svari talimi yaptrlmasn irade buyurur. Kendisi Merzifon'da maiyetinde bulunan 200 kadar svariyi alp Suluova'ya iner. Murad da Amas-ya'daki svarilerden bir o kadar getirmitir. Sra talimlere gelir. Gya bunlardan bir ksm dman, dierleri dost olacaklardr. O zaman henz imdiki manevralarda olduu gibi krmz kuvvetler ile beyaz (bazen yeil) kuvvetler icat edilmemitir. Askerleri de birbirinden ayrmak gerekmektedir. 37 Dnp tanrlar ve areyi bulurlar: Amasya, bamyasyla mehurdur. Merzifon'da ise byk lahanalar yetiir. Buna is*-

tinaden Amasyal svarilere "Bamyaclar" Merzifon efra=> dnda da "Lahanaclar" tesmiye olunur. Bu iki ismin manev ralarda kullanlmas daha sonra o kadar tutunur ki Osmanl ^ tarihi boyunca btn talim ve manevralarda "Bamyaclar -aa; Lahanaclar yukar" komutlar verilip eitimler yaplmaya balanr. Gel zaman, git zaman!.. Sultan III. Selim bir bahar gn Davutpaa'da kendi maiyyetini toplayp askerlerin karsna karr. At oynatmak, cirit atmak, silah kullanmakta hangileri daha mahir, grmek ister. Bunlardan bir taraf lahanaclar, dierleri bamyaclar olurlar. Maharetler ortaya dklr, elenilir ve talimler sona erer. Seyredenler arasnda bulunan air Nid, olanlar anlatrken lahanaclarla bamyaclar da msralaryla tarihe geirir. Bu beyitler o iirdendir: Hele gayret-ken- Lahana kerrrlk etti Hcum-1 Rstem'yi eyleyip aaz icraya Deil mi Bamya alay ki tahsine yeste Dayand byle zr-hamle-i levend-fersya Biri birine yle kahraman hamleler kld Feleklerde melekler balad spgyya Nid'e gre ne lahanaclar; ne de bamyaclar birbirlerinden aa deildir. airin her iki taraf da vmesi bundandr. O kadar ki gkte melekler bile her iki guruba aferinler ekiyorlar. Bize gre bu eitimi mutlaka askerler kazanmtr. Ama Nid ne yapsn! Padiah maiyetinin malup olduunu syleyemez ya! airin bu hli bizde bir hikyeyi arm yaptrd: Ali Kemal yle anlatyor: "Bir gece Mehmed Bey bize dedi ki: - Bugn Nazr (Kmil) Bey'le aramzda tuhaf, ibretengiz bir mlakat geti. Araba ile Maliye Nezreti'nden geliyorduk. Divanyolu'ndan mrur ederken Nazr Bey bana Sadk Paa'nn konan gstererek: - Mehmed Bey, ne mkemmel konak, hele ne byk bir baheye maliktir, dedi. Ben de: - Evet efendimiz. Harikulade! Ya o bahenin limonluklar, havuzlar, o portakal, limon aalar, o balklar! nsana hayret verir, dedim. Kmil Bey durdu. Glmemek iin dilerini skyordu. Bir lahza sonra; - Fakat Mehmed Bey, bu konak kadar battal, tatsz bir ko nak olamaz. Bahe dediin ise ufak bir harabedir. Limon luklar, havuzlar nerede? - Evet efendimiz. Bendeniz de mtehayyirim. Byle koskoca bir konan yle mtemilat olmak icab ederdi, niin yok?!.. Kmil Bey dayanamad: - Aman Mehmet Bey! Deminden ne sylyordun, imdi ne sylyorsun? Dedim ki: - A veli nimet! Ben byle yapmasam, Bb- Zaptiye kap uhadarlnda kalabilir miyim? Mteaddid nazrlarn pey derpey nedm-i hslar olabilir miyim? Bizim nasibimiz ezelden byle imi. Nazr Bey bir an duraklad, yznde ac bir tebessm belirdi: - Mehmet Bey, itiraf et ki nasibin hazin imi! Fakat biz de yle deil miyiz? Acaba biz de byklerimize, tpk senin ba na yaptn gibi yapmyor muyuz? Keke bakkal, hamal ol saydk da bu mihnetlere maruz kalmasaydk. Nazrn gzleri sulanmt, samimi, mteheyyi idi".1 Hadise tarihen nl bir dalkavuun patlcan hikyesine ne kadar da benziyor. Hani dalkavuk, srf efendisini tasdik etmi olmak iin patlcan yemeini nce vp sonra zem metmi de niin byle yapt sorulunca "Devletlm! Ben zt- lilerinizin dalkavuunuzum: patlcann dalkavuu de ilim a!" demi ya!.. 39

^~ n> iare "O 0* T. C. SELUK NVERSTES Eitim Fakltesi Ktphanesi 1 Ali Kemal, mrm (Yayna hz. Z. Kuneralp), s. 114-115, stanbul 1985. nsafn O Yerde Nm Yok mu? Nevres-i Kadm diyor ki, Zlfn grenlerin hep baht siyah olurmu Tek zlfn greydim bahtm siyah olayd imdi, ister akn evrensellii deyin, ister klarn ortak ilesi; sevday kader edinenlerde ak ile strab birlikte grrz. Bunu da en ili biimde terennm edenler Divn airleri olmutur. Her edebiyat aktan bahsetmitir, ama akn has bahesi Divn Edebiyat'dr. isterseniz Fuzul'yi dinleyelim: Bende Mecnn'dan fzn klk isti'dd var k- sadk menem Mecnriun ancak ad var El-hak doru bir sz! Divnndaki, neredeyse her beytin biri bu yce duyguya hasredilmi. imdilerde zpr genlerin aktan bahsetmeye haklar yoktur bence. Ak hasrettir, acdr, kederdir. Bunlar olmadan ak olmaz. Olsa olsa ilgiden, sevgiden sz edilebilir. Daha tantklar gnn ertesinde genlerin randevuya sadakatle uymalar, densizlikten baka bir ey saylmaz. Belki bunun iindir ki sevgiler abuk tkeniyor, evlilikler hsrana varyor. V esefL Divn airleri elbette ktrlar. Deil flrt etmek, bir defa seyrettikleri mn cemli mr boyu bir daha grmek de muhal! Onlarn vuslata hakk yoktur. Ancak hayal edebilirler. Vuslat akn sonu ve tkeniidir. Vuslat olan yerde artk k da yok olur. air ne buyurmu: Arz- hl etmee cn seni tenh bulamam Seni tenh bulcak kendimi asla bulamam ite bu, tam bir cnun hlidir. Mauka iin var olmak ve o olunca yok olmak. Akn vuslat ancak mezardadr. Leyla lnce Fuzul, onun kabri banda Mecnun'a unlar syletir: lem ho idi ki vr idi yr nyryok, olmasn ne kim vr Mtaknam ey ecel kerem kl Def- i elem eyle ref'i gam kl Ref et ne ise arada hil Eyle beni ol nigra vsl Teklif- i visal eder bana yr Bir halvetde ki yoktur ayar Ben gitmemek eylesem hatdr Senden bana bir meded revadr Y Rb bana cism cn gerekmez Canan yo ise cihan gerekmez Leyla!., dedi verdi cn- rn Ol k- bkarr u miskn ite insan talihinin ak denen mucize ile olan alkas!.. Bu ak, ebediyete akp giden zamanda, gemi mevsimlerin btn gnler ve gecelerin, hatta daha da geecek saatler ve dakikalarn en ulv duygularna gebedir. Btn alara ait beer hisler yannda en ilah duyularn, sezilerin terennm de yine bu ekilde ifade bulur. Divn airlerini birer ak ktibi olarak kabul edersek, hepsinin ayn kutsallkla ve titizlikle bu grevi yrttklerine ahit oluruz. O kadar ki, modern aa gelesiye dek takvimlerin ak u alka yapranda pek bir deiiklik yok gibidir. Her k ne kadar ahs ve zel olursa, o kadar beer ve evrensel nitelik kazanr. Onlarn yr diye sevdikleri sanki birer synet meleidir. Dnyay kendilerine zindan etmi olsalar bile bu gerek deimez. Sitemlerle beraber krler, ikayetlerle beraber medihler onlar iin vardr. Zira ak irad deil, mecburdir. Kimse isteyerek k olmaz. Bu bir sihir gibidir. Dokuz zincirle dokuz kaza bal olsa, kn gnln yine ak gcyle canan yolunda giderken grrz. Nitekim bu konuda Fuzul'nin, Aknda mptellm ayb eden sanr Kim olmak ihtiyar iledir mbtel sana dediini, Ruh'nin de; oktur eer derd bels muhabbetin Amma ne are elde deil ihtiyarmz diye ilve ettiini grrz.

Ruhlardaki hzn, gnllerdeki dasslay ifade etmek iin bittecrbe hadiselerin iinde yaamak, sahnede yer almak lazmdr. En orta hili klarda bile kalbe dolan hislerin, hznlerin, aclarn ve bu aclardan mtevellid duyulan nazlarn ifadesi elbette pek gtr. "Men t senin yannda bile hasretem sana" diyebilecek babayiitler, sahipkranlar gibi ancak asrda bir gelirler. Bir Necat, bir Yahya, bir Nab, az klar mdr? Hele, Ezelden h- akn bende-i fermanyz cn Mahabbet mlknn sultn-1 alanyz cn diye meydan okuyan Bak'ye ne demeli?!.. Ya NedmL Ne-dm mstesna bir ktr. Hangi birini syleyelim. Daha iin banda, Ya seferdir ya tahamml anla akn rfsi diyerek dert yanan; yahut da, Halk- lem ylda bir kez tyd iin kurbn eder Dembeden sat-be-sat ben senin kurbannam diyerek sevgiliye teslimiyet arz eden bir airin aka dair sz m biter!... Eskiler her eyi sylemiler ve sylenmedik sz kalmam. Ama ak bahesi istisna! Aka dair daha neler ve neler sylenecek kimbilir!... Minibslerde bile artk "mr biter ak bitmez!" yazlar yer alyor. Tardiyye nazm eklini yalnzca eyh Galib denemitir ve muhteem sylemitir. Yine kendisinin, Ben atm o genci ben tkettim msran tardiyyeleri iin kullanmak mmkndr. Ancak ilerinde bir tanesi vardr ki hem bir aheser, hem de konumuzu balayacak bir ak terennmdr. Hsn Ak mesnevisinde Ak'in Hsn' anarak gzyalar iinde inad ettii bu tardiyyeyi birlikte okuyalm. Ho geldin ey berd-i canan Bah et bize bir nvd-i canan Cn olafed-y yd-i canan B-sd ola m md-i canan Yrin bize bir selm yok mu Ey Hzr- ftdegn syle Bu srr edip lyn syle Ol sen bana tercemn syle Ketm etme yegn yegn syle Gam defterinin tamm yok mu Y Rb ne intizrdr bu Gemez nice rzigrdr bu Hep gussa ve nr nrdr bu Duysam ki ne ive-krdr bu Vuslat gibi bir meram yok mu Km ald bu cerhten gedlar Ferdalara kald inlar Durmaz m o ahdler vefalar Gemez mi bu ettiim dualar Hl-i dilin intizm yok mu Dil hayret-i gamla ll kald Galib gibi b-mecl kald Gnderdiim arz- hl kald El'n bir ihtiml kald nsafn o yerde nm yok mu? Ve son sz iin yine Fuzul'ye mracaat edelim: stina Beyitleri

Ak imi her ne var lemde Divn iirinin i yapsn oluturan konu ve mazmunlar, hemen her air iin ayn olmakla birlikte, ifadedeki his ve hayal kudretidir ki onlar yekdierinden ayrr. Birbirlerine ok benzeyen, hatta nazire olarak yazlan manzumelerde bile airlerin ahs zellikleri, ayrdedici bir mihenk tekil eder. Tabiatlar ve mizalarnn farkllklarna ilveten, iir kltr ve birikimleri de her airi ister istemez belli bir tarza yneltir. Buna, dili kullanma ve gelenekten istifade becerisi de eklenince her airin kendi miktar, msrama yansyverir. imdi ayn kaynaktan beslenen bu iir rmaklarnn ne derece alayanlar oluturarak ve hangi vadilerde gezinerek yine ayn denize dkldklerini grmeye alacaz. Yazmz snrlayabilmek iin XVI. asrn nde gelen yalnzca be airinin beyitleri zerinde duracaz. Sz konusu beyitler onlarn birbirlerine nazire olarak syledikleri "istemez" re-difli gazellerinden alnmadr. stina gsterip istemedikleri bu hususlar da genellikle onlarn kafiye kelimelerinde dile getirilir. Yani genellikle redifleri fiil, kafiyeleri de nesne yaparak beyit olutururlar.

Sz konumuz olan airlerden Muhibbi iki (toplam 13 beyit), Bak bir (5 beyit), Hayal iki (toplam 16 beyit), Yahya Bey bir (7 beyit) ve Fuzul bir (8 beyit) adet gazel yazarak neleri isteyip neleri istemediklerini anlatrlar. Aslnda bu ifadelerinde onlarn bir tr mcerred istina licenaplklarn buluruz. Ancak bu istinalarn derecesi de airine gre deiir ve derecelenir. Szgelimi, Muhibbi gerek bir sultandr. Onun istinas dierlerine nazaran daha geni kapsaml olmak zorundadr. Belki biraz da bunun iin, der ki: ol ki istina eririne oturdu hvr Ser-te-ser olmaa heft-iklme sultan istemez Yr elinden ey Muhibbi bir kadeh n eyleyen Hzr elinden ger olursa b- hayvan istemez Tokgzllk tahtna sultanvr kurulan kii, yedi iklime batan baa sultan olmay istemez. Ey Muhibbi! Sevgilinin elinde, hayat balayan bir kadeh iki yudumladktan sonra, insan Hzr elinden b- hayat imeyi neylesin? Bu ifade tarz, Kanun'deki istinann belki orta derecesidir. Zira ayn redifte baka bir iirin matla beytinde, Skin-i kuyun olan ba- glistan istemez Arzn grenler her giz hr u glman istemez Ey sevgili! Senin mahallende ikamet erefine nail olanlar, ba bahe gezintisini istemezler. Nitekim cennete benzeyen yanam grenler de hibir zaman huri ve glman peinde olmaz. diyerek cenneti de reddeder. Kanun'nin bu ifadesinde Yu-nus'un, "isteyene ver anlar / Bana Seni gerek Seni" ermiliinin derin tefekkr vardr. Sz deitirip devrin gerek sultanndan airler sultanna geecek olursak, onun istinasn daha bir ho grrz. Der ki stad: Ho gelir ana rebb vzesi gavgas yok Pdih- ak olan dergh u divn istemez Derd-iyr ile unun kim ba hodur Bkiy lmeye canlar verir derdine derman istemez Ak padiah olan kii, dergh ve saray istemez. Ona rebab sesi (yani kendi inleyileri) yeterli zevktir. Yoksa bo didimelerle ban kavgaya veresi deildir. Ey Bak! Banda sevgilinin derdi olup da bundan memnun olan kii, lme can atar da derdine asla derman aramaz. Bu beyitlerde Bak'nin Kanun'den daha dk ayarda bir istinasn gryoruz. Yani her trl nimete sahip insanlar gibi dnemiyor. Oysa koca stad kazaskerlie kadar ykselip devletin her trl imknndan ve sultann balarndan faydalanm st dzey bir brokrattr. Bu bakmdan "Kadrinin sengi musallada bilinecei"ni sylemesi bize sanki biraz hakszlkm gibi grnyor. Umulurdu ki istina vadisinde daha li meknlar yurt edinmi olsayd!.. Geelim!.. imdi kendisine bilfiil bir paye olarak verilmi olmamasna ramen sultanlk bahsinde her Trk'n gnlnde taht kuran Fuzul'nin ifadesini grelim: Diyor ki szn sultan: Tene-i cm- visalin b- hayvan istemez Mil-i mr- hatn mlk-i Sleyman istemez Eylemez meyl-i behit ftde-i hk-i derin Skin-i knc-i gamn seyr-i glistan istemez Sevgilinin vuslat kadehine susayan kii b- hayat istemez. Nitekim sevgilinin ayva tylerinin karncasna meyledenler de Hz. Sleyman ihtiamna aldr etmezler. Senin eiinin toprann dknleri cennete meyletmedikleri gibi, ayrln gamyla kendi kesine ekilenler de gl bahesinin zlemini ekmezler. Evet, sevgilinin vuslatn yaayanlar, b- hayat neylesin! Bir karncann Sleyman olmas ne mmkn? Mmkn olsa bile, Fuzul'nin bunu istedii yok ki!.. Sevgilinin kapsn gzleyen kii, cenneti elbette gzden karr. Ancak dikkat edilirse Fuzul'nin bu istinas, sahip olunamayan eyler zerinedir. Evvelki airlerimiz, nimete

boulmu iken istina gsterenlerdendi. Fuzul'deki tokgzllk o derecedir ki elde olmayan da istemez. Rbia'nn Basra kpeklerine dattklar misill!.. Yani sonsuz tamahszlk!.. Birtakm nimetlere erime endiesinden ok, bulunan hlden ikayetsizlik. Ksacas "Elhamdlillah al klli hl (Her hl iin Allah'a kr)" makam. Onu szn sultan yapan, biraz da bu hayat felsefesi deil mi zaten!.. Ah koca s-tad!.. Hlin mbarek olsun!.. * * * Talcal Dukakinzde Yahya Bey, devlet erbab ile srtmelerde mr tketmi bir ynetici ve askerdir. Rumeli'nin pek ok yresinde devletin en yetkili kiisi olarak, iki dudann arasndan kanlar, kanun saylyordu. Ancak o yine de saltanat merkezinden uzakta olmann acsn yreinden hi atamamtr. Sanki bu syleyi o hicran iindir: Bende-ifakr ufen teklf-i sultan istemez Emr-i ma'rf- Huda'dan gayr ferman istemez Saymayan etr-i hmynu rmcek ana Knc-i uzlet var iken eyvn- keyvn istemez zetle u demek: "Kaderi fakirlik olan kii sultanlk teklifi beklemez ve Allah'n iyi bir kulu olmaktan te hakknda ferman istemez. Padiahlk adr ona gre bir rmcek andan te deildir. yle kendi hlinde olmak varken, a'aaya ne haceti..." Biraz serzeni, biraz istina, Fuzul'nin tersine, talihe bir krgnlk var bu beyitlerde. Kimin ne demeye hakk var!... Yahya Bey'in, "Ona verilen imknlar bana verilseydi..." diyerek kskanp hayfland ve daima glgesinde kalmaktan muzdarip olduu Hayal Bey, yine bir asker olarak o dnemde devletin nimetlerinden bol bol istifade etmi, serzd, rindmerep ve ksmen de dnyev ihtirastan arnm bir hl ehlidir. Onun istinasnda hem Yahya'nn, hem de Kanu-n'nin ortak zellikleri var gibidir. Nitekim nce Yahya gibi seslenir ve, Cme-i zerrini neyler, vermeyen cisme vcud Sayesinden r eden hurd-i rahn istemez der. Bu ifade olduka byk iddiadr: "Cismine varlk yaktrmayan kii altn elbiseyi neylesin. Kendi glgesinden bile r eden kii parlak gne ister mi hi?!.." Bu derece hakrlik ile aadaki beyitte sz konusu edilen istina biraz elikili gibi grnyorsa da airin mizacna uygun dmtr sanrz: Ey Hayal b-tekellfhn- dil n eyleyen Minnet ile Hzr elinden b- hayvan istemez Mn murad olundukta, "Teklifsiz kan yutmak, minnet ile b- hayat imekten yedir."hikmeti ortaya dklr. imdi, btn bu airler elbette bu szlerin mbalaa yapyorlard. iir silkinde bu bir davran tarzdr ve herkesi mildir. Ancak mbalaann temelini tekil eden ruh hli ve hadiselerin cereyan tarz da her airi, beer baznda dierlerinden ayrmaya kfidir. Bizce onlar yine iinde bulunduklar hayatla birlikte ruh hllerini terennm etmekteydiler. Tara Kadlar Dnyann en eski mesleklerinden biri herhalde kadlktr. Hz. dem'in oullaryla balayan kavga, ekime, geimsizlik ve savalar, yeryzndeki dier demoullar arasnda var olduka da, bu meslee ihtiya her geen gn artacaktr. Kadlar, ihtilaflar fasletmeye, hakly haksz ayrmaya memur kiilerdir. lk insanlardan itibaren, adna ne denilirse denilsin kad olacak kiinin bilgili, saygn, tecrbeli, gn-grm kiilerden seilmesine dikkat edilmi, en nemli zellik olarak da onlarda bir gvenilirlik vasf aranmtr. Muahhar devirlerde kadlar, devletin resm grevlileri olarak sosyal yapda yerlerini alnca, yine belli bir tahsil ve seviye ile muttasf olmalar art aranmtr. Osmanllar dneminde kadlk makam byk nemi haiz idi. Tanzimatla birlikte getirilen yeni tekilat yapsna kadar da (1839), bu nemini korudu. Daha evvel kazaskerlere ve dolaysyla sadrazama bal olan kadlar, bu devirde meihat makamna balandlar. II. Merutiyetle birlikte de (1908) adliye tekilatna

naklolundular. Cumhuriyet devrinde ise kadlarn deruhte ettikleri er' mahkemeler lavedilerek bugnk yasama tekilatnda yerlerini aldlar. Biz imdilik iin bu bilimsel cihetini lber Ortayl Hoca'ya brakp edeb muhitte bahis konusu edilen, kadlarla ilgili birka epizot zerinde duracaz. Divn airleri ierisinde kadlk mesleinden olanlarn says bir hayli kabarktr. Dolaysyla daha XVI. asrdan itibaren pek ok iirde kadlarla ilgili yine pek ou menfi gr ieren canl tablolar bulmak mmkndr. Zira kadlk kadar suistimale ak baka bir meslek daha bulmak zordur, zellikle de tara yerlerde!... nk kadlar tamamen vicdanlarna dayanarak hkm veren insanlardr. man ve drstlk, menfaat ve nefs ile arpnca, genellikle bu ikinci grup galip kar: Hele bir de hesap soran yoksa! Bu durumda halk, kad huzuruna kmaktan ke bucak kaacaktr elbette! Her ne kadar "Kad anlata gre fetva verir" ise de son asr kadlar iin "Davacn kad olursa yardmcn Allah olsun" denilmitir. nk bu meslei kabul etmemek iin hapis yatmaya raz olan Imm- zm'lar a gemi, yerine "Kad ekmeini karnca yemez." anlayn ortaya koyan bir kad hakimiyeti devri balamtr. Osmanl devlet tekilatnn en hzl dejenere olan kurumlarndan biri de herhalde yine kadlk tekilatdr, ite Sreyya Beyzdeolu dostumuzdan naklen o devirlere ait bir rnek: XVI. asr airlerinden Selk, kad olduu srada gzlerinde rahatszlk kar ve grmez olur. Devrin nl tezkire yazar k elebi aadaki beyti syler: Kad olmudur Selk n'ola a'm olsa ger Hak demilerdir "tz ce'l-kaz umye'lbasar" Beyit aa yukar yle nesre evrilebilir: Selk kad olmutur. m olmasna amamak gerekir. nk doru bir sz vardr: "Kaza gelince gz grmez olur." air beyitte geen kaza kelimesini "kader"in tezahr olan "kaza" yerine deil de "kadlk meslei yerine istihdam edince hem bir nkte yapm, hem de ta gediine koymu oluyor. Ancak nemli olan, Selk'nin kad olduktan sonra kr olmasn, deta ald (aldysa eer) rvetlerin "gzne dizine durduu" eklinde yorumlamasdr ki bu bize, daha o devirde kadlarn ne derece kt hrete ulatklarn ispatlar. Nitekim yine k elebi'nin ifadesine gre (Tezkire, Millet Ktp. v. 150.) Koca Kei diye adlandrlan bir kad, Krkkilise'ye tayininin yaplmas iin skender elebi'ye 100 flori rvet verince, air Ltf u ktay syler: Vermese yz papaz Koca Kei Mansba kimse raz olmaz idi Olmasayd papaz el-hsl Krkkilise'ye kad olmaz idi Bu ktadaki edeb incelikler bir yana, airin er' hkmler veren bir kady Koca Kei lakabyla anmas, rvetin flori (papaz) cinsinden alnmas, kad olmak iin papaz zelliklerine brnme gibi hususlar olduka manidardr. Ne diyelim; "Mahkeme kadya mlk deil!" mrn mahkemeler icra etmekle geiren nice kadlarn Mahkeme-i Kbr'y unutmalar ne acdr!. Ancak hepsini ayn kategoride deerlendirmek elbette hakszlk olur. Birka kad kt icraat yapnca bunun hepsine temil edilmesi de hakszlktr. Elbette kiilerin beer zaaflar vardr. Ancak halk nazarnda en drst olmas gereken kiiler de phesiz kadlardr. Halk, kendinde leke kabul edebilir, ama kendisi hakknda hkm veren kadda asla!.. Bunun benzerini bugn "hac" olmu kiiler yaar. Halk hac olmu bir insanda artk zerre kadar hata grmek istemez. Grrse de imdilerde olduu gibi btn haclar ayn kefeye koyuverir. Her neyse! iyi kadlarn da var olduunu pek ok tarih, menkb ve siyaset kitaplar yazarlar. Padiahlar bile sank mevkiinde oturtan kadlar, mslime kar gayrimslimi hakl karan adalet timsali insanlar, drstlyle n yapm mstesna kiilerin hikyelerini gururla anlatr, dinleriz. Keke hepsi byle olsayd: k mer, irnme'sinde Asker'den bahsederken,

Asker leme gulgule sald Kadlar sadrnda hkmet kld Molla Cemlddin ilmiyle oldu Hakikat bahrinin gevher-i kn diyor. imdi Asker denen air iin kim "kt kadyd" diyebilir? Molla Cellddin ilmine sahip olmakla hakikatler denizinin incisi sfatn alan bir kadya, kimin yolu urasa kretmez! Zira daval bilir ki, adalet yerini bulacaktr, ite byle kiilerin hkmleri iin denilmitir ki! "eriatn kestii parmak acmaz:" k mer devrinden sonra ems, Muhtesip her kiinin kalmasa eksikliine Kad incitmese hoayd mselmnlar diyerek, kaddan hogr isteyen bir beyit sylyor. Kimbi-lir nasl bir hadise yaand ki air, iltimas talebinde-bulunuyor. te halkn bu tutumudur ki kadlarn hkmden sapmalarna kap aralar ve yaplan iin crmn deersiz gsterir. Oysa islam'n ilk kads saylan Hz. Peygamber, hrszlk yapan kadna verilecek ceza hususunda asla iltimas gs-termeyip kz Fatma da olsa ayn hkm uygulayacan buyurmam myd?. XVIII. asra gelindiinde, biraz da otorite boluundan istifade ile Osmanl kadlarnn pek ou doru yoldan sapm gibidir. Asrn balarnda Hayriyye adl nl nasihatnmesini yazan Nab, bu eserinde kadlktan uzak durmas iin oluna 50 beyit boyunca uzun uzun tler vererek der ki: Olma Allah' seversen kat' Tlib-irh- kaza v fetva Asrda lk kaza mkildir Hkm-i Hak olmaycak batldr Daha sonra Nab, kadlarn Allah korkusu tamadklarn, rvetsiz i yapmadklarn, mahkeme kapsn bir ticarethaneye dndrdklerini, emirlerinde alan grevlileri de kanunsuz ilerine alet ettiklerini, ne padiah, ne Allah'tan ekindiklerini, isterlerse borluyu hakl, gaddar madur gsterdiklerini halk zorla soyduklarn, devlet iinde devlet olduklarn vs. pek ok hakszl sayp dker. Yeri gelmiken srada A. Nezihi Turan dostumuzdan dinlediimiz hazin bir kad hikyesi var: O dnemlerde Rumeli'de bir kasabaya bir kad tayin olunmutur. Kad zulm ve soygunculukla ksa zamanda halk cannda bezdirir. Kasaballar stanbul'a bir arza gnderirler ve durumu anlatrlar. Padiah kady grevinden azleder. Kad kasabay terketmek iin evinin eyalarn kanlara ykler. Halk sureta onu uurlamaya gelmi gibi evinin nne toplanp tecesssle maln mlkn gzetlemektedir. Kasabaya ulsuz gelen kadnn 3-4 kanya smayan btn eyalar yklenir. Son olarak kad, evin mahzeninden bir kp karr. Neyse!.. Khyalar kp zorlukla tamlar. Kad kp kanya yklemeden evvel yere koydurtmu, sonra merakla seyreden halka, Yaklan, demi, yaklan; size bir ey gstereceim! Herkes gelip merakla kpe bakm. Grmler ki koca kp, altnla dolu. Tabi ki bunlar kendilerinden alnan altnlar. Halk gzlerine inanamam hlde akn akn bakarken kad sze balam: Ey ahli: Size acyorum. Hliniz harap, istikbaliniz ha zin!.. Bakn hele u kpe! Dolmasna iki parmakk yer kal mt. Sabredemediniz!... imdi yeni gelen kad, bo kp ile gelecek: -?!... XVIII. asrda zellikle taradaki kadlarn bu tutumu pek ok vak'anvis kadar bir hayli air tarafndan dile gitirilmi-tir. Hatta divn airleri kadar saz airleri de bu bahiste manzumeler sylemilerdir. Szgelimi Seyrn'ye (Everekli) ait iki ayr manzumeden birer kta yledir: Mahkeme meclisi icd olduu em-i rvetin ahmaklndan Kza bel ile lem dolduu Kazalarn kadya umaktndan Rvet ile yazar hkim hcceti Hccet ile alr kad rveti Halk bilmiyor, dini, er'i, snneti Bozuldu sikkenin tucuna kald Gerekten de kadlar grevlerini drst yapmazlarsa hem lem kaza bela ile dolar hem de halk dini iman unutur. Bu hl, Osmanl'nn gerileyi anda daha iddetle hissedilmitir. Bunu dzeltmek iin gayret sarfedenler yok mudur? Elbette vardr, ama ne are kad bir deil!.. M. Z. Paka-ln'm, Osmanl Tarih Deyimleri ve Terimleri Szl'nde bu yolda bir pasaj vardr (C. II. s. 125):

"kinci Sultan Mahmud'un saltanat zamannda Edirne valisi olan Vezir Hakk Paa, Silivri naibine ok dikkate deer u mektubu yazmtr: - Silivri naibi, eriat hini. lmn grdm, kahkahayla gldm. Meali hezeyan, hkm hilaf- Kur'n! Mhr-i m-eyyedimi basarm, seni mahkeme kapsna asarm." Silivri naibi bu ihtardan sonra tavrn deitirmi midir, bilmiyoruz; ama yine o sralarda Ziya Paa'mn nl terkibinde, Lyk mdr inn olana hkm-i kazada Hak zahir iken btl iin hkm imlet Kad ola da'vac v muhzr dahi ahit Ol mahkemenin hkmne derler mi adalet dediine baklrsa bu iin dzelmesi iin daha ok kadlarn hikyeleri anlatlmak gerekir, zellikle Rumeli taraflarnda kadln bir adalet mercii olmaktan te, bir ticaret menba olduunu bize u hikye ispatlyor. (Hikyeyi ya Sayn ismail Yakt'tan ya da Sayn Hsrev Hatem'den duymutum, tam hatrlayamyorum): Bir zaman cennette iki salih kul ve muttaki m'min gezi-niyorlarm. Bir ara, armut aacnn altna gururla bada kurmu bir ayya rastlamlar ki bir eli armutta, bir eli balda!.. Biri dierine hayretle sormu: - Azizim! Cennette baz hayvanlarn olacan biliyor dum, ama onlar iinde ay var myd, Allah akna!?.. -Vallahi muhterem, zeyir Aleyhisselam'n eei, Salih Peygamber'in devesi, Ashb- Kehf in Ktmir'i falan cennete gireceklerdi. Ama dorusu bu ay kimin nesi olur, ben de atm. ki ahbap dnp tanmlar ve nihayet bu mkil vaziyetin izahn aynn kendisinden sormaya karar vermiler. Birisi ayya yaklam, bakm ki ay bir hayli yal ve gn-grm, XVI. asr diliyle sul eylemi: Ey ayu! Ne sevb ileypsen ki cennete girpsen? Ayu ayutmu (Ayutmak, sylemek demektir): - Ben ki dalarn efendisiyem, vakt-i zamannda Prizren'den kodra'ya ma'zlen zm-i rh olan bir kady ol yolda yedigm in, Rab Tel beni bu ecr-i cezl ile mczt eyledi. Ayya mbarek olsun!.. Kadlar hakknda pek ok fkralar anlatlr. Dorusu bu 56 husus ayr bir inceleme konusudur. Bu fkralardan eski sos-? yal yapmz hakknda pek ok ipular yakalamak mmkn-^ dr. Biz Selmi reden kardeimizin patentiyle bir hikye ~ daha anlatp sz tamamlayalm: Vaktiyle bir adamcazn ocuu lmcl hasta olmu. Ne kadar tabip ve hoca varsa mracaat edilmise de ocua ^ bir are bulunamam. Nihayet adamck bir gece, yats na-E mazn takiben son are olarak ocuu karsna oturtup hastalkla konumaya karar vermi. Elini ap Allah'tan ifa diledikten sonra yle demi: - Ey hastalk! Sabaha kadar yavrumu terk edip gitmezsen Anadolu kazaskerinin gnah boynuna olsun!.. Sabah olmu. ocuk iyilemi. Zpr zpr oynamaya bile balam. Herkes merak etmi, bu ocuk nasl iyi oldu, diye. Nihayet babasna durumu sormular. Adamcaz olup biteni anlatm. Dinleyenlerden biri merak edip niin Rumeli deil de Anadolu kazaskerinin gnahn vesile ettiini sorunca, adam cevap vermi: - Rumeli kazaskerini byle kk bir hastalk iin harcar mym hi?!.. Belki gn olur lkede tn kverir! Yz Yln Adaleti Birlemi Milletler Genel Kurulunca 10 Aralk 1984'de bir bildiri yaynlanr. nsan Haklar Evrensel Bildirgesi adn tayan bu bildiri "nsanlk ailesinin tm yelerinin ayrlmaz bir paras olan onura ve bu yelerin eit ve devredilmez haklarna gsterilecek sayg, zgrlk, adalet ve dnya barnn temeli olduuna gre..." diye balar ve hemen hemen zn slam prensiplerinden alan 30 ayr madde hlinde devam eder. Oysa tarihin bilinen ilk insan haklar bildirgesi Hz. Peygamber'in Veda Hutbesi'ydi. Binaenaleyh Kur'n- Kerm'in pek

ok ayetinde insanlar arasndaki eitlik, anlay, kardelik, hogr, iyi muamele vb. erdemler sk sk tekrar, telkin ve emredilir. Zira temel prensip "emr-i bi'1-mrf, nehy-i ani'l-mnker (iyilii emredip, ktlkten men etme)"dir. nsan Haklarna er'f Bir Yaklam Insanlararas ilikiler, adalet sistemine dayanr, islam toplumu mutlak adalete vabestedir. "De ki; Rabbin adaleti emretti1" ve "Allah adalet yapanlar sever2" ilah dstur ve 1 Kur'n- Kerm, Araf 29. 2 Kur'n- Kerim, Mmtehine 8. 1 mjdeleri, adaleti bir toplum nizam hline getirir. Keza adaletin doruk noktas saylan ksas (ki zahirde adalet, batnda merhamettir) yahut kadn-erkek eitliini salayan ve hatta kadn ba tac eden aile sistemi de bu nizamn insan haklarna uzanan ilah emirleridir. Kadn evinin ss grp, hibir hizmetle ykml tutmayan, ocuk dourmay yegne grevi kabul edip dourduu ocuu dahi emzirme mecburiyeti koymayan, amar, bulak, ev ileri yapmasn ltuf kabul eden bu nizam (Aman bunlar feministler duymasn!...) gerek bir adalet sisteminin en mtekmil eklidir. Adalet "her eyi yerli yerine koymak, er' llere riayet" anlamlarna gelir ki zdd zulmdr. Dier bir deyile, adaletten ayrlmak; zulme kap amaktr, insan ya adil olur; yahut zalim. Adil olamazsa zalimlikten de kurtulamaz. Asr- Saadet'ten itibaren zaman aktka ahlk kaideleri ve hukuk kurallarnda ibrenin adaletten zulme doru ar ar kayma gsterdiine ahit oluruz. Gnl rzas ile olmayan bir gayr-i mslimin arazisine yaptrlan camiin yklmas emrini veren ve "Kenr- Dicle'de kurda yem olan koyunun hesab" altnda ezilen adaletli mer'den sonra pek ok insan haklan savunucusu gelip gemitir. Ancak ne borlusunun duvarnda glgelenmeyi rib kabul eden Imm- zam, ne hakszlk ileyen kiiyi olu sanarak klcyla ikiye bien Gazneli Mahmud, ne de Basra'nn kpeklerini kendinden ye tutan Rbia, bu sapan ibreyi durdurabilmi, d-zeltebilmilerdir. Osmanl Adaleti ve Sapmalar Hilafet Osmanl'ya getii yllarda dnyann pek ok yerinde olduu kadar islam topraklarnda da adaletten sapmalar vard. Ancak Huzur- Ilah'de "bende-i halka-be-g"luu cihan sultanlndan ye tutan ve kulana klelik kpesini takacak kadar adil olan Yavuz Sultan Selim, devleti ve hilafeti stlenirken adaletten hi sapmam, ne olursa olsun adaletli davranmt. Daha iin banda bir imtihan geirmi, Msr seferi, devlet hazinesini skntya sokmutu. uradan buradan bor para tedarik ediliyordu. Bu arada gayr-i mslim bir tccardan da birka bin altn alnmt. Ancak ok gemeden alacakl lm iki kk ocuk ve bir byk servet brakmtr. Zamann defterdar padiaha bir arza sunar. Arzada tccarn ocuklarna bu kadar para terkedilmesinin doru olmayaca, bir ksm mallarn hazinece msaderesi iin izin verilmesi rica edilmektedir. Yavuz bu teklife pek sinirlenir ve arzann altna unlar yazar: "Mteveffaya rahmet, maline bereket, evldna afiyet, gammaza lanet!" Osmanl'nn ihtiam ite bu uygulamada gizliydi. "Adalet mlkn temeli"dir. Adil hkmet bata olduu mddete halk huzurludur. Nitekim air, "Rey emn rahatta cihan yekpare nrni" buyuruyordu. Oysa ok gemeden daha devletin ba olan sultan; 59 Yklptr bu cihan sanma ki bizde dzele ~ Devleti erh-i elem verdi kamu mbtezele * imdi ebvb- saadette gezen hep hezele ^ imiz kald hemn merhamet-i Lem-yezel'e Z ? diyerek tedbirsiz tevekkl basiretsizliini gsterecektir. Artk __ isyanlar, anari, huzursuzluk, ahlk knts ve hepsin- " den nemlisi kii haklarna saygnn kalmad, adalet kelimesinin dahi hafzalardan silindii bir dneme girilecektir. Nitekim "Devlet-i ebed-mddet'in inhitata yz tuttuu o yllarda

zoraki tedbirleri ile saltanata bir fecr-i kzib yaatan IV. Murat'tan sonra (1640) her ey iyiden iyiye bozulmaya balamt. Valide sultanlar devlet ynetiminde sz sahibi oluyor, yenieriler sk sk bakaldryor, kazan deviriyordu, istanbul halk her dem tehlike iindeydi. O kadar ki, evini basacak ehir ekyasna kar rz ve namusunu korumak iin bahesine bir kuyu kazdrp haremini ve kerimelerini orada sabahlatr olmutur. Devlet adamlarndaki-birka istisna dnda- kalite dkl, her sahada bir otorite boluuna meydan vermekte. Beyin takm ise ulemasyla, v-zerasyla tam bir sefahet lemindedir. Bunun en tabi sonucu olarak da savalarn ekserisi malubiyet, eitimin ksm- azmi cehaletle son buluyordu. Bu manzara iinde hukukun yeri ne idi? insan haklarn kimler koruyor, adaleti kimler temsil ediyordu?... Trk edebiyatnn aadaki sultanu'uars, mtefekkir ve sosyologu, hikem-didaktik sz stad Urfal Nab (16421712) bu hususta bize k tutacaktr. dareci Ademiyeti Nab hayat boyunca pek ok padiah grmt. Bunlardan hibiri saltanatndan emin deildi. Ya ksa zamanda hal'edilirler; ya da areyi idareden el ekmekte bulurlard. Szgelimi I. ibrahim ile IV Murad zorla tahttan indirilirler. II. Sleyman ile II. Ahmed birer mevsim gibi, hemen drder sene saltanat srmlerdir. Ksa sreli idarenin en kt yan, yaplan her iin akamete uramas, teebbslerin tamamlanamamas, gnbirlik siyaset gtme ve nihayet ksa srecek baharn btn nimetlerinden yararlanma hrs ile hibir i yaplamamasdr. Keza II. Mustafa ile II. Ahmed de selefleri gibi hal' ile saltanata veda etmilerdir. Dier devlet erbabnnn durumu daha da ruh-ikendir. Pekou ksa sreler zarfnda azledilir, srlr, yahut "urun boynunu!" hitabna muhatap olurlard. Halk arasnda gasp, yama, taciz, tecavz, rvet, faiz vb. sular alm yrmt. Hergn bir dier gn ktlke geride brakmaktayd. Masum halk yava yava bu hayata alr ve aresiz baz tedbirler alr olmutu. Payitaht bu durumda iken elbette Anadolu gllk glistanlk olamazd. Cell isyanlar hl kurutulamamt ve hemen her blgede bir cad kazan kaynyordu. Halk bkkn, tedirgin ve sorumsuz olmutu. Ksacas cihan devleti Osmanl, ite zorbalar ve asiler ile, dta tkenmez kinlerini kusan zorlu dmanlar ile scak ve souk harp vermek zorunda kalyordu. Veys'nin (1561-1628) nl eseri Hbnme'de anlatt o dehet ve vahet manzaralar tam mansyla ahikaya ulamt. Btn bunlarn bir tek sebebi vard: islam ahlknn ve hukuk sisteminin yozlatrlmas ile ortaya kan otorite boluu. Otoritenin kayna adalettir. Adaleti uygulayanlar eer insan haklarn hie saymaya balamlarsa ne yaplsa botur. Nitekim bir buuk asr sonra izzet Molla bu gerei fsldayacaktr: Mehurdur fisk ile olmaz cihan hat-b Eyler an mdhne-i liman harb Nab'nin en nl eseri olu Eb'1-Hayr adna kaleme ald Hayriyye adl muhteem nasihatnmesidir.3 Bir kltr ancak byle bir eserle korunur, yaar. 1647 beyitlik Hayriyye Trk-Islam felsefesinin edebiyat alannda Kutadgu Bilig'ten sonraki halkasn tamamlar. O devir iin olduu kadar her devir iin geerli, her dem tazedir. Tarih bir vesika olmak bir yana devrinin iyz ve sosyal hayatn en plak 61 ekliyle verir. Nab yaanlan hayat gzelletirme abasyla m ktye ve ktle daima kar kar. Bir baka hamurun ~ insan olarak o, kendi toplumunda karakter izgisiyle nev'i Z ahsna mnhasr bir prdir. Rtbe ve mansb nimetinin st t. kademelerinde brokrat-entelektel karm bir insan ola" rak zaman zaman ihtiraslar, hrnlklar ve sanclar ile - topluma veryansn eder. Muhatab hibir zaman halk (ta-ban) deildir. Belki orta direk st bir izgide eyh, devlet erbab ve eraf karm feodal dzenin st ve orta kademelerine mensup arlatanlardr. "eref'l-mekn bi'lmekin"i4 "eref'l-mekin bi'1-mekn" anlayan yahut yle olmas gerektiine kendileri inanp bakalarn da inandrmak isteyen ehliyetsizlerdir. Sosyo-iirsel Bir Eletiri

Nab kendi toplumunu eletirirken daima ftursuz ama objektiftir. Zihniyetin gerek d grnm gerekse hukuk ve 3 Nab, Hayriyye, (Nereden, I. Pala) 256 s., istanbul 1989. 4 Bir makamn erefi, orada oturan kiiden kaynaklanr. 3 ahlk normlar, kamuoyu yansmalan ve gruplararas bar/kavgac ilikiler, onun kaleminde gerek parltlaryla karmza kar. Hayriyye'de deiik doktrinler veya karmak felsef sistemlerin baaramad bir kvraklk ile ifade edilmi pek ok renkli ve arpc davran deiiklikleri, halk idrakine girip oturuverir. Gerek airin anlatm gc, gerekse her devrin ortak hastalna are bulma gayreti gden ve asrlar boyunca ayn sancy hisseden insanlar tarafndan bir hayat tarz, bir moda, bir ekol hlini alan Hayriyye klasii gerekte bir tler kitabdr. Bu belli bir hayat biiminin, zamanla billurlam ifade kalplar iinde dolayl yoldan zmlenmesidir. Yllarn st ste yp biriktirdii sz ve ifadelerden, deyim ve kssalardan, cmle ve satrlardan szlen bir imaj aray ve yorucu bir yaklamdr. Hem merke-zbrokrat, hem de eraf, ayan ve mezhep karm feodal hayat biimini ayn derecede seven ve isteyen, dolaysyla toplumun her kademesini tecrbe edinmi bir fikir ve felsefe bezirgannn asr nce syleyip de bugn hl taptaze duyulan beyitlerinden hukuk sisteminin ileyiini, insanlarn hukuk nnde haklarn nasl mdafaa ettiklerini ve o gnden bu gne hangi ilerleme/gerileme srecinin yaandn szebilmek iin kitabn baz blmlerine ksaca eilelim. Bu yaklam, Tanzimat'tan bu yana Divn Edebiyatnn, sosyal hayatn tabanna inemedii ve snflar st kald saplantsna kaplanlara da yeni bir bak asdr. Her ne kadar Fuad Kprl "Byk tarih hadiseler karsnda halk ktlesinin birdenbire coup kabaran sevinlerini veya nefretlerini terennm eden ve o hadiseleri safvetle hikye eden birtakm destanlar ve trkler vardr ki dar mansyla tarih bir vesika mahiyetini gsterir"5 diyorsa da Divn iiri baz baz toplum lsnde bir zihniyet iin genel sonulara da kap aar. Halk iiri tek ve dank vak'alar zerinde durur. Bu vak'alardan sosyal hayatn tmne ulamak mmkn deildir. Oysa "Klasik edebiyatn grnrde yaanan vak'alarla iliii olmamasna ramen kaside, mesnevi, S Kprl Orhan, Fuad Kprl'den Semeler, s. 176, MEB Yaynlar, Ankara 1972. hatta gazellerin urasna burasna dalm, hi ummadmz anda nmze dikiliveren yle sz ve ifadelerine rastlanr ki, bazen bir tekinde btn bir cemiyetin yaama felsefesine, sosyal atsna ve kuruluuna, can alc noktas ile parmak basld gzden kamaz."6 Nitekim Hayriyyeve onu takliden yazlan Ltfiyye'de1 bu tr aya yere salam basm pek ok gr ve syleyi mevcuttur. Eitsizliin Ortak Paydas: kar Tarih boyunca hemen her ada insan haklar inenmitir ve hl inenmektedir. Deha apnda kahramanlardan muvahhid klnda mazlumlara varasya dek hukukun durduu, adaletin yanl yola sapt pek ok devir gelip gemitir. Btn bunlarda bir tek ortak payda olduuna kaniiz: kar (menfaat) slamiyet'in zne ters den ve dnyaya ait birtakm nimet endieleri iinde olan her insan satn alnabilir. Kanunlar ve haklar, satmaya ve satlmaya en elverili soyut meta'lardr. Adaletin sfr tketmesi ve insan hakszlklarnn zirveye ulamas bu yolla olur. Ziya Paa'nn dedii gibi: Kad ola dvc ve muhzr dahi hid Ol mahkemenin hkmne derler mi adalet Nab Hayriyye'de toplum nizamn, sosyolojik bozukluklar incelerken insan haklarna ve adalet sistemine de byk bir yer ayrr. Taray, idarecilerin durumunu paalk sevdalarn ve memurluk (divn efendilii) peinde koanlar bir bir sayar dker. Sonra sz "kad"lk mesleine getirir ve veryansn eder. Kendisi yle pek nemli hakszla da uram saylmaz. Bilakis her daim ihsan ve ltf u at iinde yz-mtr. Yalnz bir defa, mrnn sonlarna doru Halep'teki devlet tahsisli maliknesi orlulu Ali Paa tarafndan kaba bir ekilde geri alnm ve airi bir hayli de skntya d-

6 Olgener Sabri E, Zihniyet, Aydnlar ve Izmler, s. 29, Maya Yaynlar, Ankara 1983. 7 Ltflyye, Seyyid Vehb'nin (. 1736) Nab'yi takliden ve Hayriyye'nin hretine erimek iin olu Ltfullah adna kaleme ald nasihatnmedir. 6 srmtr.8 Ancak ne olursa olsun onun dikkatli bir gzlemci ve korkun bir muhakeme ve istidlal adam olduunu unutmamak gerekir. te tara hakkndaki kanaatleri: Akedir tarann ancak hneri Hakk olunmu hnerin sanki yeri (408) 9 Tarada eylemee kesb-i gna Ya ticaret ya ziraat ya rib (409) Hnerin olmad, her eyin parayla lld, her ferdin zenginlik peinde kotuu tarada refahn yolu vardr. Ticaret, ziraat ve faiz/rvet. Daha ileriki beyitlerde faiz ve rvetin idareciler arasnda reva bulduu, yani kadlarn anlad adalet sisteminin para ile lld anlatlmaktadr. Parann n plana kmas ile ne ilim ve hner, ne de sanat ve olgunluktan eser kalmtr. Toplumun ahlk bozulmu, erdemler kaybolmu ve hatta dinin emirlerinden sapmalar ba gstermitir. Cahil bir toplum ama vnmeyi seviyor. Herkes bir devlet yetkilisini (kad, paa, hoca... vb.) kendisine hm edinmi. kar kutuplamalar fikir kutuplamalarna dnm ve insanlarn deeri menfaat ile llr olmu. Aralarnda gizli bir atma mevcut. Haklar ya alnp-satlmakta yahut gasp edilmekte.10 Orta nsan Tipi ve Devredilmez Haklar Taradaki hl Dersaadet'te yok muydu?!... Vard elbette! Hatta en edd ekliyle. Kokuma, inantan ve vicdandan ayrlmann sonucuydu. Havassn refah iin avamn ezilmesi gerekiyordu, "iinin emeini, alnnn teri kurumadan veren" sistem, yava yava dnya menfaatlerine, mevki ve makam hrsna, zenginlik ve semirmeye feda edilir ol8 Bu hadise zerine Nab, edebiyatmzn aheserleri arasnda bulunan, Ba- dehrin hem haznn hem baharn grmz Biz netn da gamn da rzigrn grmz matlal gazelini kaleme almtr ki enfes bir iirdir. 9 Parentez iindeki rakamlar beytin Hayriyye'deki sra numarasn karlar. 10 bkz. Hayriyye, 73 vd. mutu. Pek az derya-dil, l-nijd, kadir-inas brokrat dnda hemen her kademede idareye bir zorbalk ve n-ehil-ler hakimdi. Nab idareci olmamas iin oluna sk sk tembihte bulunmakta: Etme yanla zinhar heves Evsatu'n-ns ol o devlet sana bes (737) Mutedil olmak iin cmle umur Lzm 'ml-i terz-y uur (1107) dareci olmak yerine orta insan tipini (bugn bizim Ortadirek dediimiz snfn kimseye avu amayan) tercih eder. Zira haklarn korumak ancak bu yolla mmkndr. Hele devlete kaplanmak asla tercih edilmemelidir, idareci veya yetki sahibi olmak ncelikle huzuru terk etmeyi gerektirir. Sonra ehir ahalisi ile devlet erbabnn arasnda bir tampon olup iki kuruun arasnda kalnabilir. Hem vilyetti eder rek hased Hem der kasdna hukkm- beled (739) Ne derece iyi olmaya allsa da bir idarecinin iyi olmas mmkn deildir. Zira belli bir nizam tanmayan insanlar ayn anda memnun edilemezler. Hakim zmrenin durumu tamamen menfaat peinde komaktr; iman kaynakl merhamet ona kr etmez: Akedir matlab hem hukkmn Neylesin merhametin imann (742) Yarayan onlara rvetle yarar tim irfan u salh kim arar (743) Alc ku gibi hukkm- zaman Almak ister ne iyi der ne yaman (744) Eylemi emi ikr almaa bz Bin iyiden ye ona bir gammaz (745) Gz, av iin, doan kuu gibi evreyi tarayan bir idareci ve hukuk adamnn kiilerin onuruna, eit ve devredilmez haklarna, zgrlk, adalet vb. kavramlara, din-man ve vicdan hrriyetine ve hatta duyarllna zarardan baka bir katks dnlemez. air bunu baka fikirleriyle de destekler ve eserinde pek ok aksaklklar, rvetin, faizin,

adam kayrcln, torpilin mevki ve makam satmann, gizli dolaplarn, velhasl bugn grlen yahut duyulan, duyulduu zaman akllara da hayret veren bilumum dzen bozukluklarnn, ahlk fukaralnn her eidini sayar, dker.11 Sonra sz alayl, mektepli ayrm yapmadan ve brokrat insan tipini kasdederek "paalk sevdas"na getirir ve bu konuyla ilgili tam 120 beyitlik ikayetler, yaknmalar, eletiriler ve tlerde bulunur. Zenginlik ve mal mlk sevdas ile iman ve insanlktan fedakrlkta bulunanlara kzar. Zira doru yol tektir!... Dnya geimi yahut mevki ve makam iin hrs ve tamaha gerek yoktur. Kald ki devaml didime, ekime ve stres, ekilir dert deildir.12 Nab'ye gre iyi nasihat, devlet grevi (kap kulluu) ve idareden uzak durmaktr. Olma paalk iin vre Tabi u zurna ile girme nre (1126) Paalk mre srer mihnettir Hasl derd il gam u kasvettir (1128) ektii mihnet olursa ta'dd Demez ol mihnete MsruBadd (1132) Her trl dnya nimetine sahip olunan bu rtbenin tek kt taraf her an azledilme korkusudur. Demokles'in klc tepede dt decekken ipek cmehbda dilber komak ne mmkn!.. Hele bir de geim sknts var ya! Ev halk, seyisler, khyalar, alar, derbnlar... Hangisine para yeter? Bu yolda eya satmak da var; vicdan satmak da!.. Ez-cmle bu meslek insann ne dnyasn; ne de ahiretini mmur eder. Ancak en iyi (!) taraf, kul hakknn (alnmas burada 11 bkz. a.g.e., 120 vd. 12 stadn mr hrs ve tamah ile gemi ve devaml didime, mcadele iinde bulunmutur. Onun iin bu sylediklerinde samimi deildir, ama tecrbeyle syledii kesindir. ve verilmesi te lemde) bol kazan (!) getirmesidir. Nizam ortadan kaldrlnca hak ve hukuk da gider. Rvet kapdan girince adalet bacadan kar. Keyhsrev'den naklen airimizin dedii gibi: Olmasa adi rey durmaz Adlsiz etr ikamet kurmaz (1220) Adidir asl- nizm- lem Adlsiz saltanat olmaz muhkem (1221) Teraziyi Elde Bulunduranlar Adalet hususunda en byk grev, devleti idare edenlere der. Eer bahvan gz ap ban korumuyorsa elbette herkes oraya el uzatacaktr: Bbn etmeyicek emini baz Bana herkes eder dest draz (1225) Sahibi ola idi ger uyank eme olmazd bandan bulank (1226) ite bu son msra her srrn sihirli anahtardr. Yoldan her sapmn savunma mekanizmas ve snadr. Oysa ayn nizamn idarecileri bir zaman halka soruyorlard: - Yoldan saparsam ne yaparsnz? - Seni klcmzla yola getiririz. imdilerde bu iten en zararl kanlar phesiz teraziyi elde bulunduranlardr. Yani hkm yazanlar... Nab'nin oluna tenbihi yle: Olma Allah' seversen kat'a Tlib-i rh- kaza v fetva (1230) Zira o, kanun veya din hkmlerini yoldan saptrmay, ekyann yol kesmesinden daha alaka bulur. Adalet ile i yapanlarn pek ounda tamah ve agzllk, dolaysyla rvet ve haksz hkm mevcuttur. Nab'den dinleyelim: Seyyim ekser-i erbb- kaza Etmez ahkm- Huda'y icra Hkmden evvel eder hkm murad Ol alr kangs eylerse ziyd O teh- dest ki rvet vermez Kad da'vcya nevbet vermez Mensi ende-i din dnya Bertaraf hane- rz- ceza timi yok ekseri b-mezheb dn emi mahslde v rvetde hemn Elde endazesi kl mzn Eylemi mahkeme-i er'i dkkn Kad delll u meyanc muhzr Kethda kabzna maln hzr Padiah korkusu Hak korkusu yok Rvete hrs kadar deyni de ok sterse dyini medyun karr sterse mflisi mabn karr (1236-1244)13 Yine Tarih Tekerrrde

Anlaldna gre, o ada hukuk sistemi bir etenin elindedir. Herkes kar miktannca bu eteye dahil olur veya 13 Beyitlerin gnmz Trkesiyle nesre evirisi yledir: "... zellikle kad zmresinin pek ou Allah'n emir ve hkmlerine uymazlar. Mahkemenin hkmnden evvel ele geirecei parsay dnr ve ister. Bylece hangi taraf ok yedirirse davay o kazanr. Rvet veremeyen eli bo zavall ise davacdan evvel kad tarafndan halanr. imdilerde dinin emirleri ve dnyann dzen ve dirlii unutulmu. Sanki kyamet gelmi de (insanlarn hesaba ekilecekleri) o zorlu gn atlatlm. Pek ok kadda ilim olmad gibi stne stlk bunlarn din ve mezhepleri de yoktur (icraatlar ne din, ne mezhep brakmtr). Gzleri her daim kazanta ve rvettedir. Ellerindeki l (Kitap ve kanun deil) bakkal terazisi ve kiloluklar... Sanki mahkeme deil bakkal dkkn. Kad delll, mbair arac, khya ise mal kapmak (parsay toplamak) zere her an hazr beklemekte. Ne Allah korkusu, ne padiahtan ekinmek... Rvete olan hrs kadar borcu da an. sterse alacakly borlu karr; isterse iflas edeni aldanm olarak gsterir." dlanr. Yaplan hakszlklarn haddi hesab yok; icra alan snrszdr. in daha da garibi herkesin gvendii bu messese artk en gvensiz messese olmutur. Yani suyu, banda bulunanlar bulandrmaktadr. Ezcmle airin diliyle; Hdim-i er" iken amma ki kuzt Etmez ettikleri zulm haarat (1257) Rvetin adn koymu mahsl Kim ola etmeye mahsl kabul (1266) Nab Hayriyye'yi olgun yanda, gngrm ve bilge anda, uzun tecrbeler nda yazmtr. Bizzat kadlardan zarar grdn ve bir para garezkr davrandn dnsek, hatta adalete haksz saldrdn varsaysak dahi bu ithamlarn doru olmamas iin bir sebep de yoktur. Nitekim eserinde "Matlab- nehy-i kaza v ksmet (Kadlk ve hakemlikten kanma bahsi)" st balyla bir blm amas, lkenin sosyal ve siyasal krizleri, otorite boluu, slam adna kaba softalar cuntasnn dikta ve baskc, nihayet dnya ve dnyalk endiesiyle nasslardan sapma eilimi, adaleti sfrlayp kii hak ve zgrlklerini maddeye irca etmitir. airin bu bahiste son szleri unlardr: Hayf, vhayfki er'i db Te-i rvet ile oldu harab (1268) Zuleme destine dt hayf imdi ser-rite-i er'-i garr (1269) "Yazk ki olgun meyveler veren slam hukukunun aac, rvet baltasyla harap oldu; ipin ucu da zalimlerin eline dt." Bata sylemitik; zulm adaletin, zalim de adilin zdd idi. pin ucu zalim elinde olunca adaletten, insan haklarndan bahsedilir mi? Devir o devirdi; yl 1690'lar... imdi 1990'lardayzL ay Kltr 70 ayn anayurdu in'dir. Eski alardan beri ay in'de " iilirken XIII. yy'da Japonya'ya, XVII. yy'da Avrupa'ya yayl-= m. Avrupa'da uzun mddet ila niyetine kullanlm. Os- manllar ay ran'dan renmiler. lk retim ise 1878 yln- da Japonya'dan getirilen ay tohumlarnn zel iftliklerde 2 ekilmesiyle balam. Ancak ksa zamanda eitli lkelerden "l ithal bir iecek olarak kibar muhitlerinde yaam. Nihayet 1918'de Batum ve evresinde yaplan denemeler olumlu sonu verince ay retimi Dou Karadeniz Blgesi'nde yaygnlam. Bugn Rize, Arhavi merkez alnmak zere Karadeniz'in pek ok ehir, kasaba ve kylerinde retilmekte, hatta ihra edilmektedir. Trkiye'de ay kltr mesela bir kahve gibi eskilere dayanmaz. Bu nedenle tarih hadiseler arasna skm ay epizotlarna ska rastlayamayz. Ama ayn yaygn bir iecek olarak kullanlmaya balamasyladr ki hayatmzn lzm- gayr- mufrklar (onsuz olunamayan) arasna girmitir. Artk aysz kahvalt dnemez hle gelmiiz. Her neyse! Biz gelelim ay kltrne. ayn demlenmesi zel bir maharet ister, yle her babayiidin harc deildir. Eskiler her ay imez, ncelikle "leb-sz, lebrz ve lebss" olmasna dikkat

ederlermi. Yani ay, azda "hafif buruk bir tat brakacak, bardak azna kadar dolu olacak ve dudak yakacaktr." ay imenin de bir usl ve adab, bir raconu vardr. Yani szgelimi bardak Paabahe ii, kesme billurdan ve ill ince belli olacaktr. Blbl yuvas tabir edilen bardaklar en makbulleridir. Hele su bardandan yahut yatl mekteplerdeki gibi plastik kupalardan asla ay iilmez. imdilerde hususi ay bardaklar ancak antikaclarda yahut prensip sahibi yal istanbul efendilerinin eski evlerinde bulunur. Hele o kahvehanelerin ay bardaklar ne menem eylerdir?... ay, aydanlkta piirilir. Bu kelime ince ay, Farsa alet ismi yapan -dn ve yine Trke alet ismi yapan -lk eklerinden oluuyor. Yanl bir kelime olmakla birlikte "Galat- mehur lgt- fasihten evldr." fetvasnca yaygnlk kazanmtr. Halbuki ay-dn, "aylk, iinde ay piirilen kap" de71 mektir. Buhur-dn, amdan (em'-dn) gibi... Biz ran'dan " ay alrken, "aydan" kelimesini de alm ve bu kelimenin . sonuna bir de -lk eki getirmiiz. Kelime bugn aylklk gibi Oucube bir mn ile yaar. Ama ahenk itibariyle aydanlk ke limesi tam Trke'ye has bir yap tar. Belki bu yzden ay^ danlk diyoruz da amdanlk demiyoruz. 1 a Dou Anadolu'da ay, ktlama eker ile iilir. Bu sistem ayr bir maharet ister. ekeri dilinizin altna koyup bardaktaki ay bitesiye dek eritmemek kolay i deildir. Erbab iyi bilir. Tarihimiz ay ekseninde pek ok tuhaf hadiseye ahit olmutur phesiz. Ktlk yllarnda eker bulamayp ay kuru zm ile ienler aydan nasl bir tad aldlar bilmiyoruz. Ancak o yllarda ayniyle vaki bir hadiseyi burada anlatmak istiyoruz. Sleyman Nazif, Badat Valisi'dir. Bir gn III. Ordu Kumandan Hafz ismail Hakk Paa'dan bir telgraf alr. Telgraf okuyunca birden rengi atar. aknlndan kollar iki yana ylr kalr. Maiyyetindekiler telalanp ok kt bir haber olduunu sanmlardr. O srada Nazif gayet mstehzi bir ed ile kendi duyacak kadar, Acayip, der. Byle emir olur mu? Telgrafta u cmle yazldr: "Onbin okka eker ile bin okka ayn yirmidrt saat iinde tedarik edilerek evki..." Nazif merhum hemen bir kt ve hokka ister. Bir cmle de o yazar ve telgraf getiren zata uzatr: Gtr bunu hemen Paa'ya tellesinler. Bu cevab telgraf gerekten de pek gzeldir: "in imparatoruna yazm olduunuz telgrafn yanllkla vilayetimize gelmi olduu ma'ruzdur..." ayla ilgili bir baka tarih anekdot da iirle birlikte yaayan u hadisedir: nl Maarif nazrlarndan Mnif Paa Tahran'da sefir olarak bulunduu srada bir gn ahn davetine gider. Biraz sohbetten sonra aylar gelir. ah, mstehzi bir ifade ile Mnif Paa'ya: - Sefir hazretleri, u ay zerine bir ey sylemez misi niz?... der Paa, h'n ay ran dolaysyla tandmz ma eden bu teklifindeki hinliini hemen anlamtr. Kavuunu dzeltecek kadar dndkten sonra orackta irticalen u kt'ay okuyuverir: Ne kekete kaldrdk o ka yay ile biz Dmesek haner- i ebrusuna ger ry ile biz Bir zaman Rm'da drd-ke idik ey sk imdi ran'da kanat ederiz ay ile biz yle demektir: "Eer kendi isteimizle kann hanerine meyletmemi olsaydk, o yay kal gzeli ile biz imdi ne maceralar yayor olacaktk. Ey sk! Bir zamanlar

Anadolu'da arabn lsn iiyorduk, imdi ise Iranda ay ile kanaata mecbur kaldk." Bu ince dokundurmadan sonra herhalde h, hem ikram ettii aya, hem de israf ettii sze bin piman olmutur. Mani ve Maniheizm Maniheizm, milad III. il X. asrlar arasnda, zaman zaman geni kitlelere seslenerek yaam btl bir dindir, islamiyet'ten nce Orta Asya'da olduka gl biimde taraftar bulmutur. Maniheizm, yalnzca iki temel esas tanr, iyilik (ruh) ve ktlk (madde), insanlar iyilikte aydnlk, ktlkte karanlk bulurlar. Dolaysyla bu din de maddeye deil mnya itibar eder. Bugn Maniheizm'in btn ilkeleri unutulmu ve artk bu btl dinin peinde giden aklsz kalmamtr. Ancak uzun asrlar boyunca Uygurlar, bu dini benimsemilerdi. 762'de Uygur hkmdar Bg Kaan, in'den gelen rahipler vastasyla bu dini resmen kabul etti ve Uygur bilgeleri 752-840 yllar arasnda Mani alfabesiyle din metinler yazdlar. Dahas, Mani'nin lm ylyla balatlan bir takvimi de (Mani takvimi) kullandlar. Maniheizm, Zerdtlk ile Hristiyanln baz temel ilkelerini benimsemitir. Bu sebeple eski Iran kanalyla baz dn biimleri ark edebiyatlarna da girmitir. Divn Edebiyatnda ise dinin kurucusu olan Mani ile ilgili ifadelere sk rastlanr. Bunun kayna da klasik edebiyatmzdaki Iran etkisidir. Eski airlerimize gre Mani, mehur inli bir nakka ve ressamn addr. Sasanler devrinde apur'un izni ile iran'a gelmi ve dinini kurmutu. Ancak apur'un kznn hastaln iyiletiremedii iin snr d edilmi, Hrmz zamannda tekrar geri dnmtr. Hrmz'n olu Behram, koyu bir zerdt olduu iin Mani'yi, derisini yzdrerek ldrtmtr. Mani, ok gzel resimler yapabilirmi. Kutsal kitap nshalarn resimlerle ssler, yandalarna da bunu bir mucize olarak empoze edermi. Klasik edebiyatmzda sk sk onun anlmas da, ite bu resimler ve kendi ressaml dolaysyla-dr. Onun, resimlerini yapt mecmuaya edebiyatmzda Erteng, Erjeng, Engelyun, Nigr, Nigrende gibi adlarla rastlarz. Genellikle airlerin vdkleri kiiler ile sevgili ittihaz ettikleri insanlar, bu resimlerdeki gzellere benzetilirdi. Bu meyanda sylenmi en gzel beyitlerden biri Snblzade Vehb'ye aittir: Yazlmaz sureti dikkat olunsa kl kalemlerle O uhun m-miyn belki hayret-baha- Mani'dir Beytin mns yledir: "O sevgilinin beli o kadar incedir ki, ne denli dikkat olunsa, k kalemlerle bile resmedilemez. Onun iindir ki Mani'nin hayret veren resimlerinden biri sandr." Bu trde bir beyit de Net'ye aittir: Resm eyle bezm-i ak ey Mani-i mahabbet Ol bezme can zar tr- rbb gster O da u demektir: "Ey mahabbet Mani'si!.. Ak meclisini resmettiin zaman benim inleyip duran canm, o meclisin saznn teli eyle." Her iki beyitte de Mani'nin o ince ve detayl izimleri sz konusudur. Bu sebepledir ki kl kalemlerden bahsedilir. Eskiden mzehhib ve nakkalar, at kuyruundan kesilmi kl fralar kullanr, izgileri de ok zaman bir tek kldan ibaret fralarla izerlermi. imdiki rapidolarn yerini tuttuunu sandmz bu kl fralarla eski sanatkrlarmzn nice harikulade eserler yaptklar, pek ok elyazmas kitaplarn sayfalarnda grlebilir. Resimdeki bu zarafet ve ince desenler, eski iirimize de olduu gibi yansmtr. Bunun iindir ki eski edebiyatmzn her bir beyti en muhteem Levn minyatrleri kadar alml-alml olurdu. Bir farkla ki, minyatrler-deki renklerin yerini burada ince hayaller ve derin fikirler alrd. Osmanl'nn, resimde ve edebiyatta takip ettii bu minimize tavrdr ki snrlarmz, Ortaa bat sanatlarna uzun asrlar boyu kapal tutmutur. islam estetiinin "teksif" ilkesi, Avrupa'da duvarlar boyu resimler yaplrken ona, miniminnack minyatrlerle; Ba-t'da uzun uzun romanlar

yazlrken ona yalnzca iki kk, ama muhteem msra ile cevap vermesini gelenekletirmi-tir. Bir beyitte bazen bir roman konusu bulunmas bundandr. Bu adan baklnca eski iirimiz nakka Mani'nin resimlerini rnek alm gibidir. air, her beytini bir Erteng veya Nigristan mertebesinde syler. Bunda da genellikle baarl olur. Nitekim Hayal Bey yle diyor: Bozaldan suret-i Erjeng'i sen nakk- dilkete Benim vasfnda her beytim Nigristn- Man'dir Beyit u yolda nesredilebilir: "(Ey sevgili!) Sen, gnller eken her bir naksnla (yani tavr davranlarnla) Erjeng'in resimlerini batl edip geride brakah; benim seni anlatan her bir beyitim de Mani'nin resim Nigristan'na dnmtr. imdi de bir mbalaa rnei: Bl aar umaa tasvir-i Nigristn- in Ruh- Man ngehn by- hevsn etse emm Ayn (Ey sevgili!) Eer Mani'nin ruhu anszn (senin sann) kokusunu tayan havay hissedecek olsa, (onun yapt btn o) in Nigristn'ndaki tasvirleri (birer birer) canlanp umaa (veya cennete) kanat aarlar. imdi hayale baknz: Mani asrlar nce lm. Asrlar sonra bir gzel dnyaya geliyor. Bu gzel onbeine gelince salar etrafa gzel kokular samaya balyor. Ancak bu, ne snbl ne de misk kokusudur. Bu yle bir kokudur ki, Mani'nin ruhu bu kokuyu duyunca deta canlanyor. bununla da kalmyor, bu koku vaktiyle Mani'nin izdii resimlere ulayor. Resimlerin her birindeki tasvirler can buluyor ve kanatlanp umaya balyor. Pes dorusu!... Sonuta air demek istiyor ki, ey sevgili, eer Mani hayattayken senin salarnn gzel kokusunu duysayd, yapt her resim o koku ile can bulurdu. Ama sen imdi, bu devirde yayorsun ve Mani yerine de artk benim hkmm geerlidir. O hlde, seni anlattm her beyit, Mani'nin,o ad km resimlerinden daha stndr. Sylenir lf deil!.. Bir beyitte bir roman konusu!.. Ttler ve Kargalar Sad'nin nl Glistan'nda, yine nl bir "Tut ile Kar77 ga" hikyesi vardr. Tut'yi (papaan) bir karga ile ayn kafe se koymular. Tut kargaya bakp yle demi: *? Bu ne iren surat, ne berbat bir klk!... Bu ne bed ah- ^ lk! RabbimP Ne olurdun sununla benim aramda dou ile " batnn uzakl kadar uzaklk verseydin!... -o Bunlar duyan karga bir mddet "Lahavle" ekerek sab~ retmi. Ancak tutnin komuluu ikenceye dnnce yle sylemekten kendini alamaz olmu: Rabbim! Ne su iledim de byle kendini beenmii bana yolda ettin. Ey felek ne alak ve dnek bir zamana it tin beni. Bu ne ters kader ve ne ekilmez ile!... * * * Gnmzde herkesin yekdierinden ikayeti olmasna baklrsa tut ile kargaya amamak gerekir, ite bu hikyeyi o yzden hatrladk. Esad Muhlis Paa, bir msranda yle diyordu: Bin glistana deimez bm bir viraneyi Bu msra da bize yukardaki hikyeyi artrd. Gnmzde yle eit insanlar tredi ki hemen pek ouna bm (bayku) demek mmkndr. Bunlar ne zaman tecek olsalar, mutlaka bir takm masumlara zarar erimekte. Gn grm, devran geirmi, salarn mahkemelerde aartm, kendilerini yekt-y cihan sanan yle baykularmz vardr ki Allah eksikliklerini gstermesin, insan, onlar grmeyince mbarek "Tebbet" suresini okumaz olur. Byleleri, khne fikirlerinin viran yurtlarnda kendi lemlerine dalmlar, planlar, projeler, oyunlar, dmenler, dzenler, dzenbazlklar yapmakta ve kendilerince mutlu olmaktalar. Elbette her insan kendi ftratnn gereini yapar. Nitekim yarasay gndze altramaz, baykuu gl dalnda gremez, kargann blblle dostluunu

dnemeyiz. Kiinin iman nurundan nasibi yoksa, elbette her enaati iler. Toplumumuzun en byk eksii, yreklerde Allah korkusu bulunmamasdr. Herkesin vicdan kendi jandarmas olsayd, herhalde btn dertlerimiz yzde seksen biterdi. Ama tam tersi Allah'tan korkmayan zavalllar, bu tr alaklklardan korkar olmular. Halbuki Allah'tan korksalar onlardan korkmayacaklard. Ne diyordu izzet Molla: "Kimseden havf eylemez Allah'tan havf eyleyen." nk Said Paa'nm dedii gibi "Hak eder ashb- sdkn hasmn elbet zebn" Eer insanmz Allah'tan korksayd baka kimseden korkmamas gerektiini, zira kendisine dmanlk edeceklerin buna imkn bulamayacaklarn, Allah'n ashb- sdka (drst insanlara) dman olanlar yerle bir edeceini bilirlerdi. Tarih boyunca da yle olmutur ya! Ne zaman insanlar Allah'a gvenmi ve sonra da dosdoru olmularsa, daima stnlk salamlardr. O hlde yalnzca bayku tynetlileri sulamak yerine, arada srada da toz kondurmadmz u tut nefislerimizi de hesaba ekmeli deil miyiz?!.. Biz ancak Bak gibi, Ba emeziz ednye dnya-y dn iin Allah'adr tevekklmz itimdmz demedike ve sonra da kendimizi dzeltmedike hep yaptklarmzn fasa-fiso olduunu ve bamza gelen hereyin, kendi amellerimize ceza olduunu bilmek zorundayz. nk tam onbir ayet-i kerimede mjdelenen "Onlara hibir korku yoktur ve onlar mahzun da olacak deillerdir" srrna erebilmek iin ncelikle alak dnya iin alaklara boyun ememeyi renmemiz gerekir. Allah kaps daima ak dururken yzmze kapatlan kaplara arz- ihtiya etmek neden? Ne diyordu air: Bb- Hak mefth iken her lhza ehl-i hacete ltica layk mdr marr- ch- devlete u demek: "Hacet sahipleri iin Allah'n kaps her an ak dururken, dnya makamyla gururlananlara kaplanmak 79 layk mdr?" Bu soruya yine bir air dilince cevap verelim: " S-ifi'l s-i niyyetten edenler ictinb Z Hsn-i hl hsn-i hretle olurlar kmyb -a ve ne dediini aklayalm: "Kt is ve kt niyetlerden kananlar, erinde geinde iyi hl ve gzel hrete erip mutlu olurlar." Evet mutluluk, ancak O'na ynelmekledir. Bu hususta son sz kir Ahmet Paa'ya syletelim: Besdir erbb-fikrete bu hitb Fettekullhe ya uli'l-elbb Yani, "Dnce sahiplerine u hitap yeter: - Ey akl sahipleri, Allah'tan korkunuz!" Gelenler ve Gidenler Sz cevheri ketm-i ademden lem-i vcuda kt kal neler sylenmi neler?!.. Gk kubbe btn bu szlerin akis-leriyle hl dolu olsa gerek. lemde, tarih boyunca vastas sz olan pek ok sanatlar domu; bilim, sz ile devamllk salamtr. Ancak u kadar var ki, iir icat olununca, btn teki fani szler gzlerden silinmi ve sanat olarak en asil mertebeye iir ykselmi, oturmutur. Bu bakmdan ilah kelm ve hadislerden sonra en lmsz ifadeler iirlerde yaar. O kadar ki, iir olup da sylenmemi sz kalmam desek yeridir, zellikle klasik iirimizde hemen herey iir kalbna dklm, kafiye ile balanmtr. Bunun iindir ki airler bu sz bolluu iinde en gzel sz sylemenin yollarn aramlardr. Nitekim birbirine uygun, birbirinin zdd yahut benzeri pek ok sz arasndan, bazen ancak birka orijinaliteye ulap farkllar. Bu sz bolluudur ki iirde intihal, tevard, nazire, cevab vb. stlahlar terennme yol am, bazen bir tek beyit uruna bir manzume feda edilmi, bir baka zaman ise sradan beyitler arasnda bir gzel ifade, bir ho sz, enfes bir hazine gibi gizlenmitir.

airler szlerini kendi kiilikleriyle yourup sanatlaryla vitrine karrlar. ahslik ve slup, sze yn ve ekil verir. te iirin gzellii de burada ortaya kar. Ayn fikri, ayn zeklar, farkl slup ve ifadelerle syleyerek lmszletirirler. Ortaya kan szler birbirlerine ok benzeseler, ayn konuyu anlatsa-lar, hatta bazen ayn kelimeleri kullansalar da, iirin tlsmn yklenip ortaya knca, mstesna bir gzellie brnr, iirin has bahesinde bir yediveren gibi parlar dururlar. zellikle hikmet vadisinde eski airlerimizin birbirlerine pek benzeyen baz syleyileri olduu malumdur. Aada sz konusu edilecek beyitlerin ortak zellikleri, kelimelerinin (fiiller) zt ifadeler ile sz kalbna girmeleri ve "mspet" ile "menfi"yi yan yana zikretmeleridir. Her bir beyit gerekten birbirine benzer, ama asla biri dierinden daha az gzel deildir. Hepsinde de "gelmek" ve "gitmek" fiillerinin eitli zamanlar ile kullanm tekrar edilmitir. Hangisine baksanz bir eyleri gelir veya giderken grrsnz. Ktib'nin (. 1563) u beytinden balayalm: Gh safa buldu gnl ynesi ghi keder Byledir hl-i cihan, byle gelmi byle gider Burada insann bazen mutlu ve esen, bazen de gam ve kederde olduu pek gzel vurgulanmaktadr. Faiz'nin (. 1622) bu husustaki fikri ise saf ann ge gelip tez gittiine zlmemek gerektiidir. te beyit: Ge gelir tez gider dey safa, ekme keder lemin hli budur byle gelir byle gider Evet, biz istesek de istemesek de bu lemin hli gelip gitmektir. Her ey bir nizam ve intizam iinde gelir ve gider, insanlar, zamanlar, dnceler, ifadeler, savalar, skntlar, sevinler vs. vs. nemli olan bu devr-i daim ierisinde gelip geen her eyin farknda olmak, bu ksack zamanda gzelliin kymetini bilmektir, ite Abdlhak Molla'nn (. 1853) aadaki beyti de bu gerei vurgulamaktadr. Gz yum cihna, a gzn, dem gelir geer Sen gz yumup anca bu lem gelir geer Bu hzla dnen dnya yle uzun uzun dmanlklara, tl-i emellere frsat vermeyecek kadar ksadr, insan bunu dnp ibret almal ona gre davranmaldr. Ancak yine de gafil olanlar varsa, felek, -lehte veya aleyhtebirtakm dzenleri, dzenbazlklar bozmakta pek mahirdir. Baknz Nevres (. 1876) bunu ne gzel ifade ediyor: Tertb-i bezm-i dman bir gn bozar felek Kalr teh piyle bu devrn gelir geer Nab (. 1712), dnya mutluluunun geici olduunu, esenlik kadehinin bir gelip bir gitmesinden anlam ve bunu denizin medd cezrine benzetmi. Baknz ne ho bir ifade tarz; Bezm-i safya sgar- sahb gelir gider Gy ki cezr medd ile derya gelir gider Talcal Yahya (. 1582) da insann dnyadaki aczini, yoksulluunu, lklarn, gzyalarn bir araya getirirken sz ne kadar da baarl gtrm: demolu leme ryan gelir ryan gider Nle v efgn ile giryn gelir giryn gider insann u fani dnyann fani ilerine alayp szlanmasn en gzel anlatan beyit hi phesiz Rehay'nin (XVII. a.) yrekler yakan u aheseridir: Hemn alay geldim leme alay gittim ben Sen ol nilferim kim suda bittim suda yittim ben Ne mthi bir ifade!., insann byle bir eyi sylemesi hi kolay olmasa gerek. Ama Andelib'nin (XVI.a.) deyiiyle: Acebdir hl-i lem bilmeyen syler bilen syler Bilerek sylenmi u msra da yine Nab'nin dilinden dklr: Ala ey gzlerim ala, ne gelir var ne gider Kim bilir ser-halka-i kafile-i uara olan koca stad, belki Halep'te bir cana muhta gnler geirmi, bir sese mtak kalp seherlerde yollara bakm, alamtr. Her insanda bir para gurbet duygusu olmas ne ho!... Ancak buna

bir miktar da hasret hissi eklenirse vay o airin hline!.. Km (. 1724) bu kabilden olsa gerek yle yakmyor: Varak- mihr vefay kim okur kim dinler Yryenler ve Srnenler Riyaz, (. 1644), "Sermye-i airn tkenmez Dnya tkenir yalan tkenmez" diyor. Fuzul (. 1556) de, "Aldanma ki air sz elbette yalandr" buyuruyor. Dorudur!.. Pek ok airin, pek ok szleri gerekte birer yalandan ibarettir. Ama yalan da olsa ne ho eylerdir!.. Ancak bunlarn bir de gerek olanlar vardr. Baz deimez hakikatleri, yaygn kanaatleri, tecrbe edinilmi imanlar anlatan pek ok msra, beyit ve manzume, hl kltr ve iir dnyamzda yaamaya devam etmektedir. Bu tr iir paralar eskiden hemen pek ok Trk insannn kulanda, eski meknlarn duvarlarndaki hat levhalarnda, eski kitaplarn zahriyelerinde vb. yerlerde insanla ili-dl yaarm. imdilerde yabancs olduumuz bu ikileme kk bir gezi yaparak atalarmzn gnlk hayattan bkknlk, zamaneden ikayet, talihe serzeni gibi tavrlarn ne tr beyitlerle ifade ettiklerini grmeye, gstermeye alalm: Hemen herkesin talihli kiilere kar gizli de olsa kk bir kskanl olduunu biliriz, ite air st kapal olarak bu kskanln dile getirip gptasn aa vuruyor: Olcak bir kiinin baht kam tli'i yr Kehlesi dahi, mahallinde ann ie yarar Gerekten de insann talihi kuvvetli ve baht ak olduktan sonra yerine gre srtndaki bit bile ie yarar. izzet Molla (. 1830) ayn gerei daha nezih ve mstesna bir msrada yle dile getirmekte: Tli'i yr olann yri sarar yresini Hemen hemen ayn kapya kan bir baka ifade tarzn da u beyitte grrz: Hak tecelli eyleyince her ii sn der Halk eder esbabn bir lhzada ihsan eder menna!.. Hak Taal elbette olmasn istedii eye "Ol!" 85 deyiverir ve o, hemen olur. Onun iin olacak eyin sebeple rini yaratmak da bir lahzada gerekleir tabi ki. ? Btn bu beyitlerde iyi talihin ne kadar kolaylklar ve ni3 metlerle dolu olduu sylenmi. imdi de bunun tersini g- ^ relim. Yani talihsizliin ne zor bir tarz- hayat olduunu!.. Bu -a hususta lmz Ziya Paa'dr (. 1881). Onun u mstesna gazelini hepiniz bilirsiniz: B-baht olann bana bir katresi dmez Br n yerine drr gheryasa semdan Ayn mealde Nef' (. 1635) talihinden ve dolaysyla felekten u yolda ikayette bulunur: Bir dem muradm stne devreylemez felek b istesem serab- ademden nian verir Hatta hzn alamaz ve kskanlkla haykrr: Destimde cm grse benim sernign eder Ndna sgar istese ratl- girn verir Dorusu bu da talihsizliin bir eididir. Bir insan dnn, felek hibir arzusuna yr olmam. Su istiyor, ona yokluk serab gsteriliyor. Krk ylda eline bir dolu kadeh geiyor, onu da kem talih baaa ediyor. Bu da yetmiyormu gibi nice yeteneksiz ve liyakatszlar felekten bir kadeh esenlik arab isteyecek olsalar, inat olsun diye onlara iri srahilerle sunuluyor. air buna isyan etmesin de ne yapsn?!.. zzet Ali Paa (. 1734), ayn trde bir ifadeye sahip olmakla beraber Ziya Paa'nm ve Nef''nin fikirlerine yeni bir yorum getirerek, Allah'n rahmetinin aslnda iyilere de ktlere de eit olduunu, insanlarn bunu anlamakta gaflete* daldklarn, velhasl, yamaya baladktan sonra denize de olsa, kumsala da olsa yamurun adna rahmet denildiini yle vecizeletirir: zzet rahmet-i Hak rik bede yeksandr Yasa brn- kerem bahr ile sahil birdir Ayn trden hikmetleri gl (iyi talih) ile dikene (bahtszlk) benzeten airlerden Neyl (. 1748),

Gl olmaz b- lemde dikensiz derken Osman Nevres (. 1876) bunun hemen hemen tam aksini syler: Biz bu mihnetgedede hr ekeriz gl bieriz Her iki msra da kendi hikmet ifadeleri iinde pek gzel ve mstesna bir yer igal ederler. Dnyann hli de budur zaten. Kimisi gl koklamak iin dikenlerden kurtulamaz, eteinin yrtlmasna katlanrken; kimisi diken ekse gl bier. El-hak byle olacaktr. Zira lah Kelm'da buyrulur: "Sizi bir imtihan olarak ktlk ve iyilikle deneyeceiz" (Kur'n- Kerm, XXI/35). Hizmet, hret, Menfaat Dnyann var olmasndan bu yana insanlarn daima ihtiras ve ekimelerine ahit olunmutur. Bunlar ierisinde en iddetli olanlar, dnem dnem tarihe mal olmu ve zamann akna yn vermiti. Bazen kk bir hadisenin sebep olduu talih deiiklikleri bu ekimeleri, menfi veya mspet ynde etkileyerek rakiplerden birine ikbali; dierine idbar getirmitir. Yaadmz gnler, Trkiye'nin hemen her yerinde birtakm ayak oyunlarn, baz aslsz iddialar, mevki ve makam uruna insanlarn ne gibi gayr-i meru yollara sapabileceklerini hepimize gstermekte. Benim en fazla dikkatimi eken husus, hemen her liderin kendince drstlk iddiasnda bulunmasyd. Ne ac bir durum!... nsann asl unsuru olmas gereken drstlk, mumla aranr olmu. Bu vesileyle Tevfik Fikret'in, Doruluk dilde, yok dudaklarda Hayr ayaklarda er kucaklarda beytini sk sk hatrlamamz gerekiyor. Zaman zaman bazlarnn kirli amarlar ortaya dkldke eyh'nin Harn-me'de haddini bilmeyen eee sylettii, Batl istey Hakfdan ayrldm Boynuz umdum kulakdan ayrldm beytini de tekrarlamaktan kendimizi alamayz. Sadece bu kadar m ya?! Aklmza gnbegn yzlerce beyit ve msra geliverir. Bazen, Bir kelbini bir kelbine mahvettirir Allah msran hatrlayp ks ks glerken; bazen, Hak kulundan intikamn yine ahdiyle alr deyip gerein yerini bulmasna, hakkn haklya teslimine seviniriz, insanlarn hllerine kretmeleri kadar byk nimet olamayaca aikr iken, mevki ve makam hrsn, "hizmet" perdesiyle gizlemeye alan insanlarn tl-i emellerine, bo kouturmalarna, nasiplerine kr yerine isyanlarna ahit oluruz. air Sm, Hsn-i hulk deme sermaye-i asayi olur demi. Bir hads-i erifte de Efendimiz (s.a.v.) "hir zamanda iyi hl ve gzel huy ok amelden efdaldir" buyurur. Gerekten de insanlarn, hele hele yneticilie talip olan insanlarn iyi hl ve gzel huylu olduklarn ispat iin ne kt hllere ve irkin tabiatlara brndklerini grnce insan aryor. Hele yekdierlerinin drst olmadklarn ispata kalkmak kadar kt hl dnlemez. Zavall insanlk!... Drst olmadan drstlk iddiasnda bulunanlarn baarl olmas ve aralarnda ittifak edebilecekleri elbette dnlemez. Ne diyordu air: Ke-nihdn rast-tb'an ile etmez imtiza ttihad olmaz annn kemann r ile Demek ki dnya uzun zamandr ayn hastala mptela imi. Kt huylularla drst yaratlllarn uyuamayacak-lar; yay ile okun bir arada duramamalan ve birinin dierini frlatp atmas kadar kanlmaz imi. Bir ara Hz. mer'in "Doru yoldan saparsam ne yaparsnz?" hitabna klcn syrarak "Seni u klla doru yola getiririz" cevabn veren kutlu kullar hatrladm da hayflandm. Hz. mer bu hadise karsnda krler okumuken, gnmzde ayn soruya ayn cevab verecek babayiidin akbetini dndke, neden o nesillerin tkendiini insan anlayveriyor. Onun iindir ki ehr adl airin u temennisini dua niyetiyle sylemekten kendimi alamyorum: Mr- sermddeye Mevl gne gstermesin Bunun halk dilindeki karl yle vecizelemi: "Allah trtla di nasip etmeye grsn!..." Yazk ki insan, dili trtllarn okluuna da gnmzde sk sk ahit oluyor. Yaanlan gnlerin btn bu didimeleri, rpnlar, kimine gre gerekten hizmet, kimine gre menfaat, kimine gre de hret kisvesi altnda faaliyet gsterir. Bunlardan

ilkini benimseyenler, ecre vesile olacaktr, phesiz. Ancak dier ikisinin slam dncesine gre tutulacak taraf yoktur. Bir defa uk-ba menfaati, dnya menfaatine tercih edilmelidir. Nitekim "Dnya ahiretin tarlasdr." Dahas, eskilerin "hret fettir" dsturuyla zetledii bu ate, yle sirayete meyyaldir ki, hafazanallah, insann kendini de yakar bitirir. Mverrih Rid, Hele dnyada yoktur deme hret kadar dman diyor. ok dorudur. Nitekim eskiler (zellikle tasavvuf muhiti) bu hususta ok duyarl davranm, asrlarca slam toplumlarndan hret talebini silmeye gayret etmilerdir. imdi bakyoruz da sanki biz o atalarn torunlar deiliz. Velhasl bizi ynetmeye talip olanlarmzn pek ou halis niyetle davranamamaktalar. Bugne kadar hepsi bize hizmet edeceklerini sylediler ama galiba ya hretin, ya menfaatin peindeydiler. Biz eskiden beri Tevfk Fikret'in u beytini tekrar edenlerdeniz: Yiyin efendiler yiyin bu hn- itih sizin Doyunca aksrnca tksrncaya kadar yiyin Elbet bir gn boaznzda dmlenecektir. Yaayalm ve grelim. syanlar ve Tevbeler nsanlar iki trl hata potansiyeline sahiptir: Kiisel ve toplumsal, islam inancna gre kiisel hatalar, ahs musibetleri; toplumsal hatalar ise itima buhranlar davet eder. Yani insan ahs hatalar iin tek bana tevbe etmeye muhta iken, itima hatalar (vurdumduymazlk, nemelzmc-lk, bana dokunmayan ylann bin yaamas yahut her koyunun kendi bacandan aslmas gibi felsefeler) iin yine top-yekn istifara ihtiya duyar. Bu da her halkrda msl-mann Hakk'a dnmesini ilzam eder. yi olabilmek iin nce ktl terk etmek gerekir. Tevbenin de artndan biri eski ktl tamamen terk etmektir. Sultan Divan bu hususu bir msranda yle dile getirmi: Hakk bulamaz batl terk etmeyen insan insan ftratnda kulluk n plandadr. Eer kulluu laykyla yapabilirsek ne kiisel, ne de toplumsal belalara uramayacamz me'muldr. Mehmed Rfat Efendi'nin u msra bunu ne gzel anlatr: Vris olamaz mlk-i Sleyman'a eyn Elbette, Sleyman mlkn bir ifritin ilelebet idare etmesi mmkn deildir. Gn gelir gerek Sleymanlar, mhr yeniden ele alr. Ancak hl-i leme baknca kullukta hata ettiimiz ve bunun cezasn ekmekte olduumuz hemen ortaya kacaktr. Hatadan dnmek bir erdemdir ve haddizatnda matlup olan da budur. yle bir devir yaamaktayz ki z kimliimiz yani ruh huzurumuz, nisyanlarmz ve isyanlarmz ile perdelenmi. Bir para gayret, belki de asl cevherimizin yeniden nev nema bulmasn salayacaktr. Namk Kemal: Yere dmekle cevher sakt olmaz kadr u kymetten diyor. Dorudur. imdilerde cevherimiz deta yere dm gibidir. Ancak huls-i kalb ile O'na ynelmek sayesinde bu cevherin zerindeki perdeler, rtler, kabuklar paralanmaya mahkmdur. Kuldan gayret olmaynca Hda'dan istenilecek her ey havada kalr, ncelikle gayret ve alma gerekir. Allahu Taal "insan iin almaktan baka ey yoktur." (Necm, 39) buyuruyor. Hele bir para gayret ile neler baa-rlmaz. Ziya Paa baknz ne diyor: Nizam- halk- lem mltezimdir ind-i Br'de Hd kadirdir amma simi zer, leyli nehr etmez Mns u: Dnya halknn nizam (gidiat), Allah katnda, kendine deni yapmaktan ibarettir. Allah elbette her eye kadirdir, ama (durup dururken, bizde bir gayret yokken) gm altna; geceyi de gndze evirmez. imdi, bizler takdir-i Ilah'nin taeronlar olarak zerimize deni yapmakla mkellefiz. Ancak yine de hadiseler bizim istediimizin hilafna geliiyorsa, yine gzlerimizi kendimize evirmeli, kalplerimizi yoklamak, perde olan hatalarmza tevbe etmeliyiz. Yine de olmuyorsa Snblzade Vehb gibi bir teslimiyetle, Hikmet-i Halik'n bilmez mahluk demeli ve her ite bir hayr olduunu hatrlamalyz, ite bu

noktada teslimiyet gsterilirse, Ziya Paa'nn yukardaki beyti, Mezzin Hd'nin dedii biime girecektir: Hiid kadirdir eyler seng-i haradan gher peyda yani, "Allah bir kaya parasndan mcevher karmaya elbette kadirdir.''Nihayet mcevher de bir tatr, kymeti asla moloz ile llemez. alan ile almayan, gayretli ile tembel, bilenle bilmeyen, masum ile sulu, imanl ile mnkir, velhasl mspet ile menfi yalnzca moloz ile cevher kadar birbirinden farkldr. Hepimiz birer kaya paras olabiliriz. Ama iman nuru zerimize vurunca, aslmzda olan cevheri aa karabilir. Yemen'deki ta ile baka yerdeki ta arasnda maya itibariyle bir fark yoktur. Ama Yemen'de gne talara tesir ederek onlar zamanla akik hline getirir. nsann almasn bir gne farz edelim. Gne dnyann her bir yerine ayn gnderir. Ama bu k, Yemen'de olursa alelade ta cevhere dntrr. zetle, her birimizin cevher olmas iin nce gnee, sonra da Yemen'e ihtiyacmz olduu aikrdr. slam gnei her an hazrdr, iman nurumuzun ta kalplerimize dnya gneinden fersah fersah daha etkili olacana phe yoktur. Geriye kalan Yemen'de bir ta olmaktr. Bu da almakla mmkndr. Kalbimizi yle bir terbiye etmeliyiz ki, o nuru kabul etsin ve onun tesiriyle akike dnsn. stemek ve bulmak... Bistm Hazretleri ne diyordu: "O (Allah) aramakla bulunmaz. Ama yine de bulanlar arayanlardr." Buna benzer bir beyit de Seyyid Vehb'den: Py-ifersde-i sahr-y taleb olmaycak deme kendi aya ile devlet gelmez u demek: Emel sahrasnda yorulmu, paralanm bir ayan yoksa (boa umutlanma)!.. Hibir baar ve iyi talih, insana kendi aya ile gelivermez. ki Ters Bir Yz Eskiler "Herey zddyla kaimdir" demiler. Doru bir tehis. Allah Taal eyay yaratrken ztlklar da beraberinde halketmi. T ki, insanolu kr m, isyan m edecek, snanabilsin!... Gerekten de evremize baknca hemen her eyin bir zddn grmek mmkn. Hatta bu ztlk, maddede olduu kadar mnda da mevcut. simler kadar fiiller de tezatla dolu. Dahas, zdd yokmu gibi grnen pek ok madde veya mefhuma da bir kart bulmak mmkn. Edebiyatmzdaki iki dnce, duygu, hayal veya mefhum arasnda birbirine kart olan nitelikler ile benzerlikleri bir arada syleme sanat olan tezat da bu ztlklardan doar. Basit bir edeb sanat olup okuyucunun iki zt durumu birlikte dnmesine dayanr. Ancak burada iki zt kelimeyi plak biimleriyle zikretmekten ok bu kelimelerin zellikleri de artrlr. slubun cazip sslerinden olan bu sanat, airlerin vazgeemedikleri bir ifade biimidir. Gnlk hayatta hemen her insan sk sk tezatla karlar, aykrlklar grr, dinler, syler. O kadar ki ztlktan arndrlm bir hayat, sanki insana hi tat vermez. Nitekim gn gelir aclarmz severiz, gn gelir sevinlerimiz boazmza dmlenir. Ktler olmasayd iyiliin deerini anlayabilir miydik? Bir gn siyah severken baka bir gn beyaza tutulan da bizleriz. Dnyann esas 4 ztlk (toprak-hava, su-ate) zerine kurulu. Cennet bile yaratlnca iinde Azazil'e yer verilmi, llh... O hlde acsyla tatlsyla yaanan bir hayat, bizce en ideal dnya hayatdr. Zira ztlk olmayan cennet hayatnn imtihan yurdu ancak byle bir meydanda gerekleecektir. imdi yine edebiyata dnelim. Divn airleri, zellikle hikmet vadisinde ztlklardan fazlasyla istifade etmilerdir. Gerek sanat endiesiyle, gerekse szn geliine uyarak sk sk ztlklar zikretmek ihtiyacndadrlar. Bu hususta sylenenlere bir snr izmek de zordur. Biz ancak birka tanesi zerinde durarak konuyu aacaz. Niyaz-i Halveti bir tasavvuf nevesiyle lah iradeyi yle tanmlyor: Tecelli eyler ol gh ceml il geh cellinde Birinin hsl cennet birinden nr olur peyda Bilindii gibi Allah'n Ceml ve Cell sfatlar birinin zdd tecellileri deruhte eder. Bunun sonucunda da kiiolu iin cennet yahut nr (cehennem)

mukadder olur. air bunu tam bir tezat iinde ifadelendirmi. Tanr erenlerinin en iddetli zamanlarda "Allah'n cellini grdk, cemli yakndr inaallah" demelerinde de bu ztlklarn, birbirini takipte gece ile gndz, yahut yoku ile ini gibi devamllk arz ettiine iaret yok mudur zaten!.. Km'nin u beytine kulak verelim: Gle g ettiremez yok yere blbl inler Varak- mihr vefay kim okur kim dinler Km efendi ilk msrada gl ile blbl anm, ama dikeni telaffuz edememi. Oysa "dostluk ve vefa sayfasn ne okuyan, ne dinleyen var" derken zaten dikeni de tasvir etmiyor mu?.. Okumakla dinlemek arasndaki tezat da bu ifadenin ayr bir ssdr. Sabit, felekten ikayetini dile getirirken, Sunar bir cm- meml bin teh peymneden sonra Dner vefk-i murad zre felek amma neden sonra buyuruyor. Buradaki ztlk, binlerce bo kadehten (bin trl acdan) sonra bir defaya mahsus sunulan dolu bir ksedir (kk bir mutluluk). Zavall air, kimbilir neler ekti, hangi snavlardan geti!.. Cm- memlsu mbarek olsun diyelim!.. Buna benzer bir beyit de Vsftan: Sel gider kum kalr hir buna lem derler Eyleme k- ftdeni ayara feda Sel ile kum, baz durumlarda birbirinin zdd olabiliyor demek ki!.. k ayar sz konusu olunca ise tam bir tezatta kesiiyorlar. Hele kumun ie yararl ile k; selin tahrip-krl ile de ayar zdeleince mnya bir zerafet de geliyor. O hlde aire hak vermek ve dostlar kolayca feda etmemek gerekir. Hele hele, Geri evvel bir idi testi kranla dolduran \ Dolduran maznun imdi belki makbuldr kran denildii gibi, ekser zamanlarda dostlarn kymetini bilmek gerekir. Zira testiyi kran ile dolduran, birbirinin tam zdd iki icraatn failidirler. Ama ne yazk ki gnmzde de bu kaide geerli ve testiyi dolduranlar maznun hkmnde!.. O hlde sz yine bir ztlkla (iyi-kt) balayalm ve "Aman dikkat!" diyelim: lemde nk bed kii hep ektiin bier Zeyl: Ztlktan sz edince dnya durduka daima gndemde kalacak bir beyti daha zikretmeliyiz. Her zaman ve zeminde mkes bulan (sfr numara bir gzlk misali) basit ama effaf iki msra... Yaadmz gnlerin de modasna uygun: Mecnn ile bahs etmeye gitti ukalmz Var ana kyas eyle ne syler budalamz

?'?X A. i Nal Deyip Gememeli Edeb eserleri, yazldklar an artlarna gre deerlendirmek gerektiini her zaman sylemiizdir. zellikle Divn Edebiyat'n anlamak isterken Osmanl'nn hayatn, en basit ilgilerinden en st dzeyde ilikilerine dek bir btn hlinde ele almak kanlmazdr. Bylece Divn airinin de gnlk hayatla ili dl yrtt pek ok balantlarnn bulunduu ve kulland lisann ksm kltr seviyelerini gstermesi dnda- halkn mal olduu grlr. imdi bir rnek ile bu konuyu aalm. Divn iirinde sevgilinin sa, kkl yahut ka, ekil itibariyle nala benzetilmitir. Nal, bilindii gibi hayvanlarn ayana aklan, demirden mamul yarm halkadr. Bugnn ehirli genlii ve sanayi toplumu neredeyse nal kelimesini kltrlerinden silecek noktalara gelmitir, ihtiml ki birka nesil sonraki ehirli insanlarn kelime hazinelerinde artk nala yer verilmeyecek, bu kelime lgatlardaki arkaik kelimeler arasna karacaktr. Biz bugn nal hakknda neler biliyoruz ve nal ne kadar tanyoruz? Yahut atalarmz nal hakknda neler bilir, gnlk

hayatta onu ne derecelerde kullanrlard? Divn airleri bu nesne hakknda ne gibi dnceler, hayaller, imajlar oluturmular, gelenei iire aktarrken nelere dikkat etmilerdir? Eski gnlk hayatn bu basit ve kk eyas kltre nasl aksetmitir? Nal deyip gememeli!.. Aslnda nemli bir zenaat, belki eski toplumumuzun bir sektr nal zerine bina edilmi. phesiz eskiden kasabalarn nemli bir meslek gurubunu nalbantlar (na'1-bend) oluturuyordu. "Nallhan" ismiyle anlan yerleim blgemiz, bize hanlardan da nalbantlk hizmeti verildiini gsteriyor. Eski Trklerin "takav" dedikleri nal iin Osmanl'da nal-baha (nal bedeli) denilen resm bir denek eidi mevcut-mu. Bkn yenierilerin pazularna hakkettikleri dvmenin bir eidi de keza nal eklini tar. Abdallarn bedenlerine nal eklinde dalar yakmalar yaygn bir dettir. Hatta bunlarn bazlar gerek bir nal -yahut nal biiminde kesilmi bir tenekeyi- uvaldz trnden ilerle etlerine tuttu-rurlarm. imam Ali veya imam Hseyin akna vcuda yaklan nallar ise Alevler arasnda nldr. Btn bu ilemlerin eski ad "nal ekmek" veya "nal kesmek"tir. Baz batl filmlerde grdmz hayvanlar nal ile damgalamak da ayn ilemin addr. Talcal Yahya Bey'in bir beytinde, Na'ller kesmeden ebrularn fikriyle ey mehr Tenimde oldu fni dehr iinde bir kaba peyda denilmektedir. air, ay yzl sevgilisinin kan anmaktan dolay bedeninin her yerine nal kestirmi; deta teni, nal desenli bir kuma gibi grnmeye balamtr. Burada sevgilinin ka bir nal eklinde dnlmtr. Ayn trde bir imaj da Hayal Bey yle tasvir eder: Ey Hayal ektiim her na'li ka yadna ki kat oldu hill-i erh-i gerdn pmee Burada da k, sevgilisinin ka yd ile na'l ekmekte, hill de kn o nal eklindeki yarasn pmek iin deta can atmaktadr. Ayn airin, te-i ahm Hayal yakmaa cerhi dey Encm ile mh- nev oldu felekte gz kula beytinde ise bir abdal mazmunu grrz. Gkteki yldzlarn kn barndaki dalama yaralaryla ekil ve okluk ynnden bir benzerlii sz konusudur. Keza gkteki hill de na'l eklindeki yaralar karlar. Bu hl bize hemen bir abdal hatrlatr. Nal eski harflerimizden "he"ye benzer. Bu durumda nal ile kaligrafi de mmkn olur. ite yine Hayal'den bir beyit: Elifle na'l ile zeyn oldu sinem O tfla taht-i ta'lme benzer Mns u: Barm elif ve na'l ekilleriyle sslendi. (Bu haliyle) Sanki yeni yetme sevgilinin (yaz rendii) talim tahtasna benziyor. Buradaki elif -ki eski harflerimizden ilki olup dz bir izgidir- bedendeki erha erha yaralar, na'l ise da da olmu yaralan temsil eder. Elif ile he'ye benzeyen nal yanyana gelince "Ah!.." nidas yazlm olur. Sevgili barna bu harfleri yazmakla, nn kaderinin yalnzca "ah ekmek olduunu vurgulamaktadr." Yani sevgili "Ancak acya dayanabilen kii akma talip olsun" demek ister. Nal, eskiden byclkte de kullanlmtr. "Nal kzgn" yahut "nal-der-te (nal atete)" deyimi bir sihir tabiridir. Bir kimseyi bir kimseye k etmek isteyenler, bir nal zerine kadn ile erkein kendi isimleriyle anne isimlerini Sryanice yahut ebced hesab ile yazarlar. Sihri yapan kii, birtakm dualar ve vefkler okuduktan sonra nal atee brakr. Gya nal kzdka kadn ile erkein birbirlerine ak u alkas, muhabbet ve ilgisi artar, strap ve kararszlk iinde kalrlarm.1 1 Buna imdilerde "scaklk bys" deniliyor. Sosyete medyumlarnn ve tarotlann bu yzden zengin olduklar da rivayetler arasnda. Bizce tamamen efsane olan bu yollar, toplumumuzun eskisinden beter hllere dtnn delilidir. te rnek: Aks-i ebrsuyla sknin elinde cm- mey Nal-der-te-i fsn-mtzdir her katresi Beyti bugnk dile yle tercme etmek mmkndr:

Sk'nin elindeki iki kadehi, (nal eklindeki) kalarnn aksiyle bir na'l der-te kesilmitir. (Yani elindeki kadehin) her bir katresi sanki sihirle yorulmutur. (Byle bir ikiyi istememek elde mi?...) Naln kne nale (kk nal, nala) denir. Daha on yl ncesine kadar ayakkab kelerine nala aktrmak moda idi. Nalay ayakkabya akmak iin kullanlan kabara ivilere de kebkeb denir. Kaln bal ksa iviler olup balklar yldz biiminde kesilen kebkebler de vardr. Kebkeb kelimesi ile "kevkeb (yldz)" kelimesi arasnda da bir iml benzerlii sz konusudur. Bu kabaralarn toprakta braktklar izler, gkteki yldzlar andrr. Bak bir beytinde, Nigra kebkebin nakn meer grmek diler kevkeb Ki durmaz sitnn devr eder m u seher kevkeb der. Buna gre yldzlar srf sevgilinin kebkeblerinin naklarn grebilmek iin gece gndz onun mahallesini dolar, dururlar. imdi, nala hille, kebkebler de yldza tebih edilince yere basan sevgilinin ayak izleri, gkyzn yere indirmi olur. Mesh yeryzndeki bu gzellii, gkteki hill ile yldzlara deimediini yle anlatr: Yer yeryznde na'lev kebkebin izin Gklerde mh- nevle Sreyya'ya vermezem nl olmu u hikmetli beyitte de naln, nal ustasnn ve kebkebin ayr bir ifadesini buluyoruz: Kebkebi mismra tebdil eyleyen Perverdigr Lne-i mrg-i garibi kul ykar Allah yapar Beytin ksaca tercmesi, "Garip kuun yuvasn Allah yapar" atalar szdr. Ancak beytin ilk msranda sz konusu edilen hadise hakknda yle bir rivayet telmihi vardr: Vaktiyle zalim bir Iran hkmdar bir ivi ustasn artp gn iinde ordunun btn atlarn nallayacak kadar kebkeb yapmasn ister. ivi ustas ferman alr ama kara kara da dnmeye balar. Hkmdar "ya kabaralar yetitirirsin, ya kellen gider!" demitir. gnde bu kadar iin yaplmas mmkn olmad iin usta dkknn kapatr ve cellatlarn geliini beklemeye balar. nc gnn afanda kaps hzl hzl vurulur. Adamck korkuyla kepengi aar. Gelenler hkmdarn adamlardr. Ancak istekleri deimitir. lerinden birisi der ki: - Ustacm, hkmdar ld. Tabutu iin ivi almaya geldik. te bakasna hayat baheden bir lm!.. Takdirden te yol olmadnn, zalime verilen ksa cezann tezahr!.. imdi konumuza dnelim. Bir nal ile gelenein, kltrn, edebiyatn zenginleen bu ehresine baknca hl Divn iirinin hayattan kopuk olduu sylenebilir mi?.. O gnlerin toplumu iin nemli olan basit bir eya, edebiyatta bu denli salam yer ediniyorsa, bu airlerin halktan uzak olduuna nasl inanlr?!.. Bu kk bir misal idi. O iirler incelendiinde, insan evreleyen nice eyann, gelenein, hayat sisteminin birer belge olarak karmza kacandan phe edilmemelidir. Krler Diyarnn Sultanlar Bir Arap deyimi vardr: "A'y min Bakl" derler. Bu sz 101 "Bkl'dan daha beceriksiz, daha snepe" demektir. Beceri veya beceriksizlik, kiilerin tabiatlaryla ilgili ol* duu kadar, onlarn kltrleri ve bilgi birikimleriyle de ilgili1 dir. Herkes her eyi baarr diye bir kaide yoktur elbette. An" cak bir kaide vardr ki o da ii, becerenlere, yani ehline tes" lim etmek ve bylece dier becerilerin yolunu amak. Eski~ ler srf bu yzden olsa gerek, eref'lmekn bi'1-mekn ibaresini hat levhas olarak yazdrtp resm dairelerdeki makam odalarna asarlar ve bu dstur gereince icraat yaparlarm. Bu szn anlam udur: Bir makamn erefi, orada oturandan gelir. "Yani bir makam dolduran insan bilgi, beceri ve dirayetiyle o makama eref verir." Ne yazk ki imdilerde makamdan eref alnyor. Ye krkm ye!.. Trkiye yle bir frsatlar lkesidir ki insann nne hangi zamanda ne tr bir frsatn kaca hi belli olmaz Son on yl iinde bu frsatlar iyiden iyiye

artm, gayr-i meru zeminlerde bir alay insann ke dncl meslek edinmelerine kap aralamtr. Elbette insanlarn frsatlar deerlendirmek gibi bir beceriye sahip olmalar gerekir. Ama meru zeminlerde kalmak artyla! Geriye dnp baktmzda bu bakmdan da devletler baznda pek ok frsatn karldn gryoruz. nmzde ykselen mill ve manev deerler vardr. Byle bir gn doumunda, herkese meru grevler debilir. Bu grevler de ancak frsatlar deerlendirebilecek beceriye sahip olmakla baarlabilir. Eer nmze alan imkn rantabl seviyede baarabilecek donanma sahip deil isek, tarih huzurunda vebal altnda kalrz. O hlde bizlere den grev, byk ryalar grp o ryalar gerekletirebilecek seviyede kendimizi yetitirmek ve donanm sahibi olmaktr. Aksi takdirde bize de birileri kar "A'y min Bakl" deyiverir. air Sleyman Fehm'in bir beyti vardr: Bak u etvr- galat-fehmine erh-i dnun Re'y-i Bakl geiyor akl- Feltun yerine Mns u: "Alak felein (yani zamann) u yanl anlayl gidiatna bak ki Eflatun gibi aklllar dururken; Bkl'n gr kabul edilip uygulanmakta" Dorusu air tam da zamanmz anlatm. Ne tarafa baksanz hep ayn Bakl Tk!.. Efendim, Bkl' merak ettiyseniz anlatalm: Bakl, ku beyinli, iki ift sz etmekten aciz, becerisi de akl nispetinde az bir bedevinin addr. Bu adamcaz bir gn 11 dirheme bir ahu yavrusu satn alr. Yavru kucanda evine giderken yolda bir tanda rastlar. Adam ona, yavruyu iple balayp arkasndan yederek gtrmenin, kucakta tamaktan daha akllca ve kolay olduunu anlattktan sonra merak saikiyle ka paraya aldn sorar. Sormaz olaym!.. Bakl 11 dirhemi anlatmak iin adama kar iki elinin parmaklarn aar ve ilveten de dilini karr. Tabi ahu da kucandan frlayp gider. imdi bu adama demezler mi ki: "Be hey akn, aznla "11 dirhem" deyivermek ok mu zordu ki ellerini ayorsun. Haydi ellerinin parmaklan yetmedi, bir elini tekrar yumup 1 rakamn parmanla gsteremedin mi ki azn da ayorsun? Dahas bir de karndakine dil karyorsun. Eh, dorusu sen ahuyu karmay hak etmisin!" Bakl eski toplumumuzca bilinen ok nl bir kii imi. Halbuki asl imdilerde ok nl olmas gerekirdi. Zira drt bir yanmz Baku'larla dolu. Krler lkesinde alarn padiah olduklarn biliriz de bize ac gelen taraf, alarn da herkesi kr yerine koymalar, grenleri de yok saymalardr. air Ayn'nin bu hususta bir msra vardr ki, muhteem bir vecizedir: Der ki air: Bezm-i chhalde Hassan ile Bakl birdir Bugn deien ne var dersiniz? Burada sz edilen Hasan, 60 yanda mslman olup 60 sene daha islam'a sz ve iir ile arka kan, Peygamber airi nl Hasan b. Sabit'tir. Ayn kim bilir neliklerle karlat ki cahiller bezminde Hasan ile Bkl'n ayn kefeye konulduundan yaknyor? Tekrar edelim. Bezm-i chhalde Hassan ile Bakl birdir en ile Tabaka'nn Hikyesi Nedm Divn'nda bir beyit vardr. yle der h edal air: Alcak hkm-i kefaletle ars- dehri Tk- gerdna yazld mesel-i "Vfaka en" Mns aa yukar yle: Felein gelinini kefalet gstererek alnca, gkkubbeye "Vfaka enne Tabaka" darb- meseli yazld. Bu beyitteki vfaka enn ibaresi zerinde biraz duralm isterseniz. Vfaka enne tabaka, "enn ile Tabaka birbirlerine uygun dt" demektir. Eski bir Arap darb- meseli olan bu sz, bir iin mnasip ve muvafk olduunu tasdik veya ima babnda kullanlr. Hikyesi udur: enn adl Arap dhilerinden biri, kendi akl ve fetaneti lsnde bir kadn bulup evlenebilmek iin seyahate kar. Bir hayli zaman dolar. Kendine uygun birini bulamaz. Nihayet mitsizlikle geri dnmeye karar verir. Biner atma ve yola koyulur. Bir mddet sonra bir bedevi ile yol arkada

olurlar ve beraberce gece, gndz; scak, kurak demeyip hayli zaman giderler. Bir ara enn, arkadana, "Ya sen beni yklen, ya ben seni ykleneyim!" der. Adam btn hamakatyla cevap verir: "Be hey cahil, ata binmi gidiyorsun, neden seni ben ykleneyim?" enn bozuntuya vermez. Yola devam ederler. Adamn kyne yaklarlarken biilmi bir ekin tarlasna rastlarlar. Bu defa enn, "u ekin acaba yenmi midir; yenmemi midir?" diye sorar. Adam enn'in biraz meczup olduuna hkmederek, "A ahmak!" der, "Ekin yeni biilmi, nerden bileyim yenilip yenilmediini?" enn istifini yine bozmaz. Yola devam ederler. Tam kyn iine girdiklerinde tabutta bir cenaze gtrldn grrler. enn, son bir kez ansn denemek ister ve yine sorar, "Dostum, u cenazenin sahibi l m; yoksa diri mi?" Adam nce l havle eker, sonra aar azn yumar gzn, bir hayli bo nasihatta bulunur ve sonu olarak, "Senden ahmak adam grmedim. Cenazeyi gryorsun da l m, diri mi diye soruyorsun!..." diye kr. Kye girildiinde enn ayrlp yola devam etmek ister. Bedevi, btn samalklarna ramen bu garip yolcuya acr ve bir yemek ikram etmek, biraz yorgunluunu gidermesini salamak iin srarla evine davet eder. enn ne yapsn, paay kurtaramayp eve girer. Haiye: enn Trke biliyor idiyse o anda u beyti okumutur phesiz: Bedbaht ona derler ki elinde chelann Kahrolmak iin kesb-i keml-i hner eyler Dnyann en bedbaht insan, cahiller arasnda kalp kahrolmak zere derin ilimler tahsil edendir. * * * Bedevi'nin Tabaka adl bir kz varm. Eve gelindiinde kz, babasna misafirlerinin kim olduunu sorar. Babas da "garip hili, ahmak bir meczup" deyip maceray zetler. Tabaka babasna, o adamn ne meczup, ne de cahil olduunu; bilakis ok akll olduunu syleyip onun szlerini babasna bir bir aklar. Buna gre enn ilk cmlesinde "Ya sen bana bir hikye anlat, ya ben sana ki yolculuk abuk bitsin." demek istemitir. kinci sorusuyla ekin sahibinin ekin parasn nceden alarak yiyip yemediini anlamak istedii anlalr. nc sorusuyla da cenazenin geride adn yaatacak bir sadaka-i criye (hayrl evlat, imaret, eser vb) brakp brakmadn sorduu ortaya kar. Babas Ta-baka'dan bunlar hayretler iinde dinledikten sonra hayflanarak enn'in yanna varr ve zr beyan ile onun sorularn bir bir cevaplar. enn bu cevaplar kimden rendiini sorunca da ona kz Tabaka'dan bahseder. enn, Tabaka ile evlenir ve onu alp memleketine dner. enn'in Tabaka gibi fetanetli bir kzla evlendiini gren hemehrileri "Vfaka enne Tabaka" derler. Trkede vfeka en denilirmi. i ehline vermek ve mnasip insan kasdedildiinde atalarmz bu meseli hatrlarlarm. mdi, evremize bir bakalm. "Vfeka en" diyebileceimiz hususlarn sayca azl karsnda irkilmemek elde deildir. Belki bu sz syleyebilmek iin gnlerce, aylarca beklememiz gerekebilir. Zira imdilerde hangi i mnasip ve muvafk ki?!.. air Ayn, devrin veziri Edirne'ye terif edince bu meseli ne gzel ird edivermi: Sen vezret ile terif edicek Edirne'yi Dediler gkte melek, yerde beer vfeka enn Bize imdi her atand grev ve her istihdam edildii makam hakknda gkte meleklerin, yerde insanlarn vfeka en diyecekleri brokratlar, siyasler, memurlar, kamu grevlileri lazmdr. Daha da nemlisi o sorumluluu hisseden kiiler lazmdr. Yanlyor muyum? Sokak Lambalar ve amur Deryalar Hepimiz zaman zaman u yolda szler dinlemi yahut - Yazk oluyor azzim! Devletin paras! Gpegndz kimse ilgilenmiyor!.. ehirlerdeki sokak lambalarnn gndz mddetince kadarlk bir yk getiriyordur dersiniz? htimal, ok dengeyi salayabilmek iin geceleyin yanmas gereken

sylemiizdir: sokak lambalar yanyor da de yanmas acaba bteye ne olmal ki enerjideki baz sokak lambalar da

yanmyor. Sanki gndz boa yananlarn israf yerine; gece yanmayanlar tasarruf salyor gibi... Dorusu mantkl (!) bir . zm yolu. * * * evremizde, mahallemizde, sokamzda geceleri yanmayan en az birka lambaya sk sk ahit olmaklmz zerine eski fener sisteminin ne kadar ekonomik, kullanl ve mfd olduunu dnmeden edemedik. Gece sokaa m kacaksn! Yak feneri, alver eline ve Bismillah vira! Hi olmazsa elindeki fenere gvenip ona gre adm atarsn. Aksi takdirde sokak lambasna gvenip yeni kazlan bir ukura dmeniz iten deildir alimallah. Hele istanbul'da yayorsanz, sokaklardaki coraf yapnn saat banda deime ihtimalini gz nnde bulundurarak, gece gireceiniz soka nce bir tarassut etmeniz gerekebilir. Hani Mehmed Akif merhumun deyiiyle: Bir elde olmal kandil, bir elde iskandil imdi hak veriniz; o zamandan bu zamana sokaklar ayn ve lambalar da snk olduktan sonra, insann feneri geri istemesi hakszlk m? O fenerler ki dorusu pek ihtiaml eylermi!.. El feneri, sokak feneri, bahe feneri, araba ve fayton feneri, kt fener, memm fener, dikili fener, derken nihayet fener alay ve fener ekmek deti!.. Btn bu fener kltr iinde hele bir de ikembe fener vardr ki, Sbit'in nl Ramazniye kasidesinin en gzel ve gzde beyitlerinden birine konu olmutur: Elde ikembe fener arkada zenbl-i sahur Gece faslnda ikem-hrelerindir seyrn airin anlattna gre eski ramazanlarda insanlar ekseriyetle sahura dek uyank kalrlar ve geceleri elde fenerler ile, ver elini Eyp Sultan, ver elini Yeni Cami!.. Daha sonraki dnemlerde baka baz zprlar da ver elini Galata; ver elini Di-rekleraras diyebilirler. Ama btn bu fener alaylar ki, teravihten sahura hayat canl tutan bir donanma, bir enlik deta. Geelim imdilik bu ramazan bahsini!.. Atalarmz ilerini gndz yapar, geceyi de istirahat veya ibadete hasrederlermi. Yani o zamanlarda gece mesisi veya i hayat yok gibi bir ey... Bu, ayn zamanda gndz maiet, geceyi rt gren bir inan sisteminin de gereidir. O hlde gece sokaa kmak, ya ok acil durumlar iin iktiza edebilir; yahut gizli bir maksada mebnidir. Btn gizli ilerde olduu gibi, gece gizlilii de suu beraberinde tar. Hrszlk, ahlkszlk vb. gvenlik meseleleri daha kolay zm bulsun diye atalarmz zaman zaman gece sokaa kmay; zaman zaman da sokaa fenersiz kmay yasak etmilerdir. Tarih kitaplarmz, sokaa fenersiz kt iin aseslerin hmna urayan, yahut cezaya aptrlan insanlarn hazin hikayeleriyle doludur. Yine Mehmed Akif in ifadesiyle; Sopa bir elde, krk caml fener bir elde Boanan yamur iliklerde, amur ta belde Velhasl, k-yaz demeden insanlarn gece sokaa kmalar, fenere bamll arttrm, fener kltrne bir zenginlik vermitir. Bugn mzelerimizde nefis gzelliklerde fenerler vardr. Bu fenerlerin en dikkate yn olan, -be mumlu memm kad feneridir. Fener alaylar ise ayr bir lem!.. Eskiden hanmlar yakn komuya gidip gelirken fener yerine ra da kullanmlardr. Ancak gidilecek yer bir-iki sokak tede ise mutlaka fener kullanlrm. Aksi takdirde cezay mstelzim olunurmu. Nesb'in u beytinde byle bir fener yolculuu dile getirilmektedir: 103 Ml sanma kasd- ky- yr pr-i sipihr m Nm-em km itb ile byle elde fenr Z (O Fener tamad iin cezaya arptrlan kiilere ait pek ok 3 tarih hikyelerin olduunu sylemitik. Bir tanesi udur: ^ engelolu Thir Paa, Tanzimat yllarnn nl kaptan- -a tu

deryalarndandr. O dnemlerde Galata ve civarnda asayi -grevi, Galata avular denilen bir tekilat ile yrtlrd. Bunlar her ne kadar bahriye tekilatna mensup idiyseler de Kasmpaa ve Galata civarnn asayii onlardan sorulurdu. Bir gece engelolu bizzat tefti iin avularla birlikte sokaa kar. Gece yarsna doru fenersiz giden birine rastlarlar. Paa yolcuya niin fener tamadn sorunca adamcaz; - Paam, karm dourmak zeredir. Evdeki feneri komu dn alm. Ben de ebe aramaya fenersiz kmak zorunda kaldm. Paa bir ka soru ile onun doru syleyip sylemediini aratrr. Gerekten de adamn hanm dourmak zeredir. Ancak ne olursa olsun Paa'nn da, emirlerinin suistimal edilmesine tahamml yoktur. Sonunda biraz sert bir tavrla u emri verir: - Karna syle bir daha byle gece vakti dourmasn!.. * * * Memleketimizde belediyelerin ehir ve kasabalar, geceleyin aydnlatmaya balamalarnn mazisi yz seneye yakndr. lk nceleri petrol lambal fenerler ile aydnlatlan sokaklar, teknolojik gelimeler sonucu bugn elektrik enerjisiyle aydnlatlr olmutur. phesiz medeniyetin ileri teknoloji nimetlerinden faydalanmak pek byk bir kolaylktr. Hi olmazsa artk geceleri elektrik kesintisi yaplmyor. Ama bir de sokaklarmz o eski fenerleri aratmasa!.. Asl Mecnunlar Divn iirinin alt yapsn tam anlamnda ve yerli yerin- W de kullanlan kelimeler oluturur. Gerek sz, gerekse anlam ** sanatlar da kelimelerin geometrik kompozisyonundan ya- Zrarlanr. Denilebilir ki bu iirin youn sanat rgs, ortaya => Okonulmak istenen kompozisyonun ayrlmaz bir paras, > belki kanlmaz bir sonucudur. air, gerek sanat yapmak, v gerek yenilik gstermek iin daima ar snrlar zorlar. 1 Onun nazarnda byk, en byktr; kk de en kk. Bunlarn ortas olamaz. Onun szn ettii her ey daima en mkemmel izgidedir. Bu bakmdan Divn iiri, kahramanlar daima birinci snf, zaman ve mekn en uygun olan bir roman gibidir. Ancak ne var ki bu edebiyatta roman btnl yerine para gzellii sz konusudur. Yani air, iirin btn yerine beyte nem verir ve deta bir hakkak ma-haretiyle dizelerini iler. te bu beyit anlaynn tabi sonucudur ki anlatmda kelimelerin armlar byk bir nem kazanr. Muhtasar ve mfd prensibine paralel olarak az szle ok fikir anlatmak her airin erimek istedii noktadr. Bunun en kolay yollarndan biri telmih sanatna bavurmaktr. Zira telmih, okuyucunun zihnine arpan bir iki kelime yardmyla daha nce gemi bir kssa, efsane, menkbe vs. trden olaylarn hatrlanmasn salar. air iin telmihin birka faydas vardr: 1- Herkes tarafndan bilinen bir olay hatrlatarak halk muhayyilesinde en stn kiilikleriyle yaayan birinci snf kahramanlardan yararlanr. 2- Az szle ok ey ifade etmeyi baarr. 3- Hayalin nihai snrn yoklam olur. 4- armlarla okuyucuda kalc bir etki uyandrr. 5- Sanat ynnden iirini olgunlatrp farkl bir anlatmla iirsellii salar ve nihayet, 6- Kendisinden bahsediyorsa, kurduu ilgi sebebiyle vnme vesilesi bulur. Bu son madde zerinde biraz durmak istiyoruz. Eski hayat sisteminde kiilerin vnmesi sz konusu deildir. Hele hele yazl vnme deta bir ayp saylr, insann fani oluu, adnn anlmasna engel gibi dnlr. Zira kalc olan eserdir. Bunun iin birok el yazmas eserde mellif, mtercim, mstensih, mzehhib, mcellit vs. emek sahiplerinin isimlerine rastlanmaz. Eer mellif kitabnn dier benzerlerine nazaran ayrd

edilmesi iin mutlaka bir ey yazacaksa yzlerce tevazu ile ve ezile-skla yalnzca isim ve knye yazmakla yetinir. Buna mukabil iirde durum byle deildir. Nesir yazarken toplumu n planda tutan yazar; iir yazarken kendini n plana karmay sever. Divn airleri hemen birok beyitte olduu gibi kendilerinden bahsettikleri beyitlerde de arya kamaktan zevk duyarlar. Bir eit fahriye saylabilecek bu beyitlerde airin dier meslektalarna stn gelme gayreti hemen sezilir. Bu hususta ar snrlar bile aarak, okuyucuya parmak srtacak hayallerle, a iinde kendisinin ei ve benzeri olmadn, nadir yaradlta bir kiilie sahip bulunduunu, kendisiyle ancak tarih kiilerin boy lebileceini vs. syleyerek varln dnyaya bir ltuf gibi gsteren airler de vardr. Hatta bazsna gre kendisini grmek ve tanmak imkn bulan insanlar kutlulua ermi; anda yaayp iirlerini okuyan kiiler de ansl yaratlm kiilerdir. Mbalaann gulv derecesinde bir fahriye, insan biraz glmsetirse de, birok airin eitli ynlerden kendilerini sz konusu ettikleri bu tr beyitler gerekten harikulade hayal ve gzellie sahip, ho edal msralardan oluur. Szgelimi klasik iirimizin vgde ve yergide mbalaa ustas saylan Nef' (. 1635) musammat bir kasidesinin fahriye blmnde unlar syler: (Hitab Sultan IV Murad'adr:) Sen bir eh-i z-nsn henh- devrnsn Ya'ni ki sen hakansn devrinde ben Hakan'yem Ben geri bir b-hslem akird-i ders-i mkilem Hem-mekteb-i ehl-i dilem halk olmadan Levh Kalem Szde nazr olmaz bana ger olsa lem bir yana Pr-tumturak u h-ed ne Hfiz'em ne Muhteem Hkani'yem ben Muhteem yanmda serhlang- i haem Hafz olur leb-beste-dem hmem edince zir bem El-Hak dorudur. Nef' gibi bir stada bu kadar vnme yarar. Onun szn ettii Hakan (Efdlddin ibrahim, . 1199), Hafz (emseddin Muhammed irz, . 1390) ve Muhteem-i Kn (. 1588) iran'n en nl airlerindendir. Nef''nin bu isimleri anmas byk lde Iran kkenli olan Divn iirinde Trklk gururu ile belki de ilk hakl haykrtr. Hele son beyitte kendisini bir sultan, Muhteem'i de ordusunda bir baavu olarak grmesi ve o iir yazmaya baladka Hfz'n dilinin tutulduunu sylemesi ne byk hayal zenginliidir. Dikkat edilirse air kendisinin ada bir Hafz, Muhteem veya Hakan olduunu deil, bilakis ala-ryla birlikte onlar atn sylyor. Bu tutum byk lde Nef''ye ait ise de mesela Bak (. 1600); Cihan cm- nazmn i'r-i Bak gibi devr eyler Bu bezmin imdi biz de Cm-i devrnyz cn diyerek Molla Abdurrahman Cm'yi (. 1492) kendi ana tayarak Sultanu'urln ispata alr. iir gc ynnden yaplan bu mukayeseler usta airlere zgdr. kinci nc snf bir airden bunlar duymak, haddi amak olurdu. Ancak air iin benzerlik ilgisinin snr yoktur. Her air mereb ve durumuna gre nl bir kiiye kendisini benzetmekten zevk duyar, ite ak daima tasavvuf! anlamda ele alan Sebk-i Hind stad Nail'den (. 1666) stadne bir beyit: Verip tezelzl-i Mansur'u sk- Ar'a tamam Huda Huda diyerek py- dara dek gideriz Bir air Hallc- Mansur'un ene'1-hak dedii iin dara-acna gidiinden, ancak bu kadar kendisine pay karabilir ve kendi durumunu ancak bu kadar olgun ve veciz biimde terennm edebilir. Keza Hayal'nin (. 1556) aadaki beytinde kendisini gizliden gizliye brahim Edhem'e benzettiini grrz. Hayal devlet-i b-itibarn bakmadan gittim Bize besdir bu kim dillerde bir efsnemiz kald Yakup Peygamberin olu Yusuf iin ektii acy, bu ac dolaysyla gzlerini kaybettiini ve hasretle alayp inledii evine "Klbe-i ahzn (hznler kulbesi)" denildiini hepimiz biliriz. te Snblzade Vehb'nin (. 1810) kendi durumunu anlatabilmek iin bu kssadan istifade edi biimi: Gam- hicran beni hem-hlet-i Ya'kb edeli Girye v nliime Klbe-i Ahzn alar

Divn iirinde ak esastr. Denilebilir ki, hemen her beytin zn kmuk-ak geni oluturur. Ak denilince en nl kiiler hi phesiz arkn Leyla ile Mecnn, Ferhd ile rin gibi efsanelemi kiileridir, ite Fuzul'nin (. 1556) asr Mecnn'luu: Krbn- rh- tecridiz hatar havfn ekip Kh Mecnn kh ben devr ile nevbet bekleriz Ne stn syleyi ve ne mkemmel bir hayal!.. Ayn temay ileyen Ak de (. 1574) Yusuf sevgilisi karsnda Yakuplua soyunmaktadr: Yusuf- Msr ile sen da'v-y hsn et ey sanem Edeyin hzn ire ben Ya'kub- Kenan ile bahs Nab (. 1712) ise her zamanki hikem syleyiine gzel bir rnek verir: Nab ile ol fetin ahvlini nakl et Efsane-i Mecnn ile Leyl'dan usandk Ak'nin aadaki beytinde ayn zamanda delilerin mahalle ocuklar tarafndan talanmasna, telmih vardr: Ben u Mecnn'am ki ehr ire olan etflden Hil'at olmudur serser cismime ta ars Aadaki beyitte Ahmed Paa (. 1462) kelimeleri tevrir yeli kullanarak sanat gsterir: Hsrev rin lebinden iidenler kssam Ah edip Leyl v Mecnn dasitann yaktlar air artk ak iinde Mecnn'u atn ak ak syleyecek olgunlua erimitir. Nitekim daha sonra gelecek olan Fuzul bunu, Bende Mecnn 'dan fzn klk isti'dd var k- sadk menem Mecnn'un ancak ad var diyerek tekrarlar. Bir ilim adam sfatyla Nev' (. 1599) ak iirleri konusunda kendi irinliinin kesin olduunu; ancak efsanelemek iin kalemine uygun bir Ferhd bulamadn zlerek anlatr: Muharrer air- i rn-zebnz Nev'y ancak Bu devr iinde bir hret verir Ferhdmz yoktur Onun olu olan Aty (. 1635) ise, henz ak potasna girmemi bir k hamlyla, sevgilisine iinden geenleri bir tfl- ebcedhn edasyla arzetmektedir: Eskimitir gzelim kssa-i Kays u Ferhd Kendimizden yeni efsaneler cd edelim Ak'nin aadaki beytinde ise bir n sitem dolu yakarlar, Vmk u Azr kssas evresinde verilir: Sen n'ola bu zr ile Azr-misl isen Biz dahi ak ile gren Vmk deil miyiz? Divnlar kartrldka daha bir ok airin asr Mecnn-luu grlecektir. Bizim air sandmz nice brahimler, Yu-suflar, Vmklar vs. ispat- vcud edeceklerdir. Bu ve buna benzer sebeplerle, eski kltrmzn temel talarndan olan bir ok efsane, kssa, menkbe ve hikyenin, klasik edebiyatmzn bir ok beytinde deiik ynlerden ele alndn grmek mmkndr. Divn Edebiyat'na gnl ve kalem balam nice airin, bu canl kltr birikiminden istifade etmeleri kadar tabi bir ey olamaz. Keza airlerin kendilerine rnek kabul ettikleri bu kiiler ile zdelemek istemeleri de bir noktada kanlmaz bir tutumdur. Belli kalplar iinde en mkemmeli syleme yar, deta airlerin hayat tarzlarn da en mkemmel olma ynnde etkilemitir. Uygulamada mmkn olmasa bile kendilerini o kahramanlarn safnda gstermeleri yahut onlar kendi alarna tayp katksz rnekler olarak terennm etmeleri, hi phesiz iir gleriyle orantl olarak airlerin stn syleyilere ulamalarn salamtr. Gerekten de okuyucu bu tr syleyilere vukuf kesb ettike ondan ald zevk ile bu airlerin bykln bir kez daha anlamakta, Divn iirinin alt asrlk mrn hakl grmektedir. Gam Defterinin Tamam Yok mu? Divn iirinin temelini eitli ynleriyle ak oluturur. 117 Hangi Divn airine baksanz, karnza bar yank bir k kar. zellikle gazel vadisinde ak-k-ma'k geni en ^ ok zerinde durulan konu olmutur. Basit

ve ekici bir ar- 3 zudan, hastalk derecesine varan alkanlk ve tutkulara kadar deiik boyutlarda ele alnan bu ak, daha ok k ilgi- lendiren bir durumdur. Dier bir deyile ak, sevende had- -dinden fazla, sevilende ise yok denecek kadar azdr. Kadnn henz pee ve kafes arkasnda bulunduu o dnemler iin sevgiliye ulamak hayal-i muhal ve tasavvur- btl kabilindendir. "Tarihe karan o eski sevdalar" asla gnmzdeki liseli ak nadanlarna, birinci gn tanp ikinci gn kol-kola sinemaya giden ak bilmezlere, gndz beraber gezerek doymayp gece uzun uzun telefonla konuan psevdilere, velhasl cinsellii n plana karan flrt-zede-lere benzetmemek gerekir. O dnemler, aklar uruna lnen, sevgilinin yzn grmek bir yana, adn birisinin azndan duymakla vecde gelinen dnemlermi. Sevgiliye kavumay hayal etmek ayp, ltfunu ummak densizlik olarak dnlrm. Akn deeri sevgili urunda ekilen gamlarn okluu ile llrm. Bu sebepledir ki acs ok olan aklar, byk klar yetitirmi, ak kutsallatrmtr. Divn iirinde bu davran biimini kalplam olarak grrz. Bylece her air ister gerekten, isterse taklid yoluyla; ister beer, ister ilah, isterse mecaz olarak platonik bir ak anlatan ve kendisini ann btn klarndan stn gren bir sanat kiiliine brnr. stnlk sebebi ise gnldeki gamn okluudur. Bilindii gibi akn tecell yeri gnldr. Akla ilgili her trl gelimenin algland yer de burasdr. nsann yaamas iin gnle olan ihtiya ve can mefhumu, ona daha da saygn bir yer hazrlar. k iin gnl bir hitap yeridir ve dertlerini ona aar. Oraya dert geldike k, bu uurda yeni mesafeler kat ettii iin sevinir. Gnl, gam ve kederle beslenen bir ku; akn yamasna uram bir duygu lkesidir. k ektii bu gamlar ile periandr, dertlidir, hayrandr, biredir, haraptr. Akn en byk blmn gam oluturur. Sevgili denen sultann gam ordular, gnl lkesini yakar, ykar. Ancak fethettii bu lkeye gelip oturaca iin k buna aldrmaz. Bilakis gnlnn harabiyetinden dolay sevinir. Yeter ki gelen dert, sevgiliyle ilgili olsun. Sevgilinin kokusunu alamamann perianl, onun zlfleriyle esir olmann acs, aslnda n gnl iin ne byk bir nimettir. Szgelimi Nedm'in (. 1730), Esdike bd- subh periansn ey gnl Benzer esr-i turra-i canansn ey gnl beytinde bylesine tatl bir serzeni gizlidir. ster geceler boyu strap ektii iin yaral ve hasta olsun; ister gamlarn konaklad bir viraneye dnsn, kn elinde gnlnden baka deerli varl yoktur. Gnl, onun hereyi saylr. Nitekim Nef' (. 1635), Hem kadeh hem bade hem birh sakidir gnl Ehl-i akn hsl shih-mezkdr gnl derken bunu ifade eder. Sevgilinin salar tuzak, benleri de bu tuzaktaki dane olunca, gnl kuu ister istemez bu tuzaa tutulup gam ekmeyi hak eder. Artk bu gnln iine kan otursa veya devaml kan yutsa sezadr. Nitekim kalbin ii de zaten bu yzden kanla doludur. Garip bir dervi gibi gam lokmasna nza gsteren gnl, vuslata erememenin acsyla kh ney gibi inler, kh ud gibi ses verir. Sevgiliyi bir kerecik grmek, gnln gama esir olmas iin yeterlidir. Sevgilinin sa ne kadar uzun ve ok ise, kn gnl de o denli uzun bir gam kssas oluturur. Bu kssann sonu gelmez. Bu hususta Ahmed Paa (. 1497) yle der: Zlfn hikyetini gnlde misl edip Gam kssasn levh-i perne yazmem Gam gnlden baka kimsenin yklenemedii bir yk, tahamml edilemeyen bir yaradr, ite bu yzdendir ki gam, kn mihenk tadr. Onun istek ve dayankll ile sadkl-n ler. Bu bakmdan k daima gam ister, deta onsuz olamaz. Gam, kn en vefal dostudur. Zira bu dost sayesinde sevgiliyle ulaacaktr. Yine Ahmed Paa bu gerei yle terennm eder: Gam ekmeyince kymeti artar m kn Kan yutmaynca buldu mu hi i'tibr l'l Her eyin bir sonu olduu gibi gnldeki gamn da bir sonu olacaktr. Gam bitince vuslat kendini gsterir. Oysa k vuslat gecesinde de gamldr. Zira

"Ya bu vuslat bitive-rirse!" diye dnmektedir. Onun iin vuslat yerine gam istemek daha geerlidir. Deil mi ki gam sevgiliden gelir; yleyse deerlidir. Ona gnlde yer verilir. Bu yzden gama are aranmaz. Onun aresi yine gam ekmektir. Doktorun buna yapaca bir ey yoktur. Gamla ili-dl olan gnl, bundan zevk bile duyar. Bu yzden boyu hille dnse, devaml h etse, yakasn yrtp feryatlar koparsa, hatta leme rsvay olup topraa karsa bile ikayette bulunmaz. Kald ki sevgiliye ikayet olmaz. stelik sevgilinin bu duruma inanp inanmayaca da phelidir. Ya inanmayverirse?.. Fu-zul'yi (. 1556) dinleyelim: ^ Gamm pinhn dutardm ben dediler yre kl ren Desem ol b-vefa bilmen inanr m inanmaz m kn gnl sevgilinin ayrlk gamndan baka gamlara da kap aar. Felein, zamann ve zamanenin gam da az ey saylmaz. Hele sevgili rakiplerine ve ayara iltifat ediyorsa!.. Artk murad mumunun yanmas ve kn isteine kavumas mmkn deildir. Gam datacak olan vuslat, karanl datacak olan mum gibidir. Fakat mumun ksa srede veya ters esecek bir rzgr ile snvermesi ihtimali vardr. yleyse k iin gam, almas mmkn olmayan bir kilit, bir krdm olmaldr. Yahut k gamn bir elbise gibi giymeli ve bir daha karmamaldr. k iin gamn datlmasna tek are iki imektir. Zira iki onu kendisinden geirecek, uurunu alacaktr. Ama bunun sonunda humar (ba ars) vardr. Kald ki gerek klar gnl ikisini yudumlarken, daha fazla gama giriftar olurlar. airin: Ne'e tahsil ettiin saar da senden gamldr Bir dokun bin h iit kse-i fafurdan demesi bu yzdendir. Velhasl k her sebeple gam arar; her vesileyle gam eker. Sevgiliyi grmesine, duymasna, anmasna, koklamasna engel olan hereyden zlr. K gelse gam eker, gece olsa gamla yanar. Sevgiliye ait her trl gam arar, bunun iin frsatlar yaratr. Bu uurda igzarlnn snr yoktur. Aktaki derecesini gstermek, viran olmu gnlyle kendini ispatlamak, sevgilinin bir nighma nian olmak, yahut bir gamzesine hedef tekil etmek iin her areye bavurur. Dilenir, yalvarr, yakarr. Asla krlmaz, gcenmez. Bu uurda eyh Galib (. 1799) gibi yalnzca ister ve haykrr: Ey Hzr-ftdegn syle Bu srr edip iyn syle Ol sen bana tercemn syle Ketm etme yegn yegn syle Gam defterinin tamm yok mu! EKLDEN MUHTEVAYA Vasf- dendnnla drr-i nazma deryadr gnl Nutk sahil, akl gavvs dr-i ehvr i'r Ak Gnl, senin dilerini anlatt iin nazm incisinin denizi saylr. (O denizde) nutkumuz sahil, aklmz dalg ve iir de ahane bir incidir. Sanatlar Dnyas Divn Edebiyat'nn en nemli zelliklerinden birisi ede12 b sanatlara verdii deer ve sanat ynnden zengin ar ml mahsuller ile tarihe damgasn vurmasdr. Bir edeb *? eserin, sanata alan penceresi ne kadar geni perspektif ka3 zanrsa, kalclk ve tesir gc o denli yksek olur.^ Divn Edebiyatnda sanat sanat iin yaplr. Dolaysyla ~ airler hemen daima bir sanat yar ierisindedirler. Buna ~ paralel olarak da daha ilk dnemlerden itibaren edeb sanatlarda bir gelime ve genileme kendini gstermi ve XVI. asra gelindiinde pek ok sanat biimi ile edebiyat, klasik zelliklerini tamamlamtr. O kadar ki sz konusu sanatlarn bir ksm klasik gelenek icab ok zaman kendiliinden ortaya km (msl. tenasp) ve iir de bu

sanatlardan ayr dnlemez olmutur. Dier bir ksm sanatlar ise ince bulular ve derin hayalleri beraberinde getirerek iirde ifade ve mnya yn vermitir. Btn bu sanatlar, belagatlar tarafndan eitli tasniflerden geirilerek her biri inceden inceye yazlm, anlatlmtr. Szn gzellii sanatkrneliindedir. Bir sz ne denli sanatla ilenmise o kadar kapsaml anlatma sahip saylr. Edeb sanatlar sayesindedir ki Divn iiri bir beyitte bazen bir roman konusunu zetlemi, Avrupa Rnesans ile tant zamanlarda Divn Edebiyat roman, stelik iir ile yazmay (msl. Leyla ile Mecnn, Hsrev rn vb.) gelenek hline sokmutu. Btn bu gelimelerde ark edebiyatlarnn edeb sanatlara verdii deer nemli bir yer tutar. O kadar ki her bir edeb sanat hakknda hemen her air en detayl malmatla mcehhez olmak zorunda kalmtr. Ayn yapya sahip bir ok edeb sanatlarn gndeme gelmesi de bu yolla kendini gstermitir. Her dilde baz kelimelerin birden ziyade anlam olabilmektedir. Trke'de birtakm kelimelerin e anlamlar, ikiz anlamlar veya mecaz anlamlar bulunmaktadr. Hatta ses-de (ayn sesli) kelimeler yannda bazen ikiden fazla mn ieren kelimeler de bulunabilmektedir. Divn Edebiyat bu tr kelimeler zerine bina ettii sanatlar da birbirinden ayrarak her biri iin ayr kurallar koymutur. Bu tr kelimeler zerine kk bir tasnif denemesi ile karmza yle bir edeb sanatlar manzumesi kacaktr. Tevriye: Kelimenin yakn ve uzak mnlarn beyte uygun decek ekilde birlikte kullanarak uzak mnya arlk vermektir. Sordum nigr dediler ahbb Setnt-i Vefa'da Doru Yol'dadr Beyitteki semt-i vefa (ahdinde durma) ve doru yol tamlamalar ayn zamanda stanbul'da bir semt (Vefa) ile o semtte eskiden var olan bir caddenin de addrlar. hm: Kelimenin ikiz anlamn beyte uygun decek ekilde birlikte kullanmaktr. Meyan- nzikini mya benzetirsen eer Grh- ehl-i gnl "yledir, beli" derler Beyitteki beli kelimesi hem "evet!" hem de "sevgilinin beli (bel-i)" anlamlarna gelir. Kinaye: Kelimenin iki anlamndan mecaz olann n plana karmaktr. Ben toprak oldum yoluna Sen auru gzedirsin u karna gs geren Ta bart dalar msn Yunus Emre Son dizelerdeki ta barl ifadesinin mecaz anlam "kalpsiz, kat yrekli, acmasz..." demektir. Halbuki gerekte de dalarn bar tatan olabilir. Burada okuyucunun ilk aklna gelen husus mecaz anlamdr. Mkele: Bir fiilin ikiz anlamn beyte uygun decek ekilde birlikte kullanmaktr. hma ok benzemekle birlikte mkelede kelime oyunu fiil zerine younlar. Zhid sgar ekmek eer olduysa gnh Sen sevb ire bulun biz bu gnh ekelim Hayal Beytin ikinci dizesinde geen ekmek fiili ncelikle saga-ra (iki kadehi), sonra da gnaha ait birer eylemi bildirir. Tevch: Cmleyi birbirinin zdd iki muhtemel mansyla beyte uygun gelecek ekilde birlikte kullanmaktr. Cmle esasna dayanr: Tek gzyle bunu yapm hattat Kki ik(i)si de kr olsayd Manastrl Rfat Beyitte, yaplan iin iyi veya kt olduu aka belirtilmedii iin okuyucu hem olumlu, hem olumsuz fikre sahip olabilir. Keza Said Paa'nn, Kadrine lyk olan cmeyi giydirdi ona msranda da ayn trden bir tevcih sz konusudur. Giydirilen elbisenin (cme) mecazen iyi veya kt olmasna okuyucu karar vermek durumundadr. Grld gibi bir kelimenin eitli anlamlaryla yaplan pek ok sanatn her biri ayr isim ve kurallar altnda anlmaktadr. Yukarda ayn esasa dayal 5

adet edeb sanat ad saylmtr. Burada anmadmz muglta-i mneviy-ye, telvih ve remz de yine kelimelerin eitli anlamlar zerine kurulmu sanatlardandr. Bu bize Divn iirinin edeb sanatlar asndan ne derece duyarl olduunu ve bu hususta kl krk yardn gsterir. Ama i bununla da bitmez. Bizim asl konumuz olan istihdam da bu tr bir sanattr. Geri u syleyeceklerimiz burada anlan btn teki sanatlar iin de geerlidir; ancak istihdam sanatnda gerekten airlerin ifade yeteneklerindeki baary grmek mmkndr. Gnmzde braknz bir kelimenin ikinci, nc anlamlarn; bir anlamn bile yerli yerinde kullanamadmza baklrsa, edebiyatn ve dilin, bir kltr ne derece etkiledii hemen anlalr. stihdam, iki mns olan bir szn bir mnsn kendisiyle, dierini de zamiriyle (bazen mecaz mansyla) yine bir tek beyitte kullanma sanatdr. Edeb sanatlar konu alan kitaplarn1 verdikleri rnekler ve bizim sz konusu edeceimiz beyitler zerinde istihdamn ne derece bol arml ve ustalk isteyen bir edeb sanat olduunu incelemeye alalm. Hemen pek ok kaynakta istihdama rnek olarak yer alan u beyte bakalm: Canavar vurduunu sama ile sylerdi Sz de att da avcmzn sama idi 1 ncelediimiz kitaplardan balcalar unlardr: skender Pala, Ansiklopedik Dvan iiri Szl, Ankara 1990, s. 264-65; Cem Dilcin, rneklerle Trk iiri Bilgisi, Ankara 1983, s. 429-30; Thr'l-Mevlevt, Edebiyat Lgt, istanbul 1973, s. 160-61; Kaya Bilgegil, Edebiyat Bilgi ve Teorileri, Ankara 1980, s. 190-91; sa Kocakaplan, Aklamal Edeb Sanatlar, stanbul 1992, s. 78-9; Mehmet Rfat, Mecmiu'l-Edeb, istanbul 1308, s. 311; M. Nihat zn, Edebiyat ve Tenkit Szl, stanbul 1954, s. 142; Nusrettin Bolelli, Belagat, istanbul 1993, s. 136-37; Muallim Naci, Istlht- Edebiyye, istanbul 1307, s. 8-10; Necmed-din ahiner, Edeb Sanatlar, istanbul 1975, s. 91-92; S. K. Karaaliolu, Trke ve Edebiyat Szl, stanbul 1962, s. 76; Orhan Soysal, Edeb Sanatlar ve Tannmas, istanbul 1992, s. 53; L. Sami Akaln, Edebiyat Terimleri Szl, istanbul 1984, s. 147. Avclarn palavralar mehurdur. Olaylar bire bin katarak anlatrlar. te bu beyitte air bu gerei gzel bir nkte ile dile getirmektedir. Sama ile canavar tr vah hayvanlar vurulamaz. Vurulsalar da yklmazlar. Zira samalar derilerinde takl kalp vcutlarna ilemez. Bu durumda sama ile canavar vurduunu syleyen avcnn gerekten de hem att ey, hem de syledii sz sama olacaktr. Eskiden atma kelimesinin bugnk gibi bir "palavra sylemek" mns var myd bilmiyoruz. Eer var idiyse air bu kelimede de bir ham sanat yapmaktadr. air Fenn'nin Sahilnme'si, hemen hemen tamamen istihdam sanatyla yorulmutur. stanbul'un semt isimlerini iki anlamda kullanmadaki baars, onu ayn zamanda bir istihdam stad yapar. Bir tek beyit zikretmekle yetiniyoruz: Gel seninle bulalm saklanacak gizli mekn Balta Liman bugn dalgalk ey serv-i revn Beyitteki dalgalk kelimesi hem denizin dalgal olduunu, hem de dalga gemek (zaman ldrmek ve gizli bulumak) iin Balta Liman'nn msait bir mekn olduunu anlatmaktadr. Sbit'in u beytine bakalm: stemezdim kaym stne engi gzelin Elindeki rpresi "k k" diye ibram eyler Beytin yorumunu okuyucuya brakyoruz. Muallim Naci yle diyor: Bahar erdi ald sevdiim hemfasl- dey hem gl Biri sahn- glistandan biri sahn- glistanda Beyitte almak kelimesi hem gln almasn; hem de k mevsiminin glistandan uzaklamasn karlar. Bak'nin bu sanatla gzelleen bir beyti tam kendisine yarar ustalkla sylenmitir: Havfeder sanma beni haner-i brrnndan Deme nesneyle kesilmem sanem yanndan air sevgiliye seslenerek onun keskin hanerinden korku duymadn, nk yle her bir kl ile kesilemeyecek derecede dayankl olduunu, stelik bu tr tehditlerle onun yanndan uzaklamasnn sz konusu olmadn, "kesilmem"

kelimesinin "klla kesilmek" ve "ayrlmak, uzaklamak, aya kesilmek" anlamlaryla zenginletirerek vermitir. Hayali'nin, Ayaa d dilersen baa kmak Annla baa kd cm- sahb Beytinde ise "baa kmak" deyimi ilk bakta "ba olmak, yksek mevkilere erimek" anlamlarn veriyorsa da "annla (onunla)" zamirinin varl ile birdenbire gzlerin "cm- sahb"ya (iki kadehi) evrilmesini salamaktadr. Gerek hayatta ba olmayan insanlarn kendilerini ikiye verdikleri ve alkoln etkisiyle geici bir mddet ile de olsa kendilerini 'ba'a km hissettiklerini, sarho olup "kk 128 dalar ben yarattm" dediklerini bu beyit ne gzel anlat -maktadr! Dahas, iki kadehini balar stnde tutan mp- telalarn durumunu da gizliden gizliye syleyen air, bu ge-" ni tedailer ile ayak kelimesinin her iki mnsn da ihm- a tezat sanat iinde vermektedir. Bilindii gibi ayak kelime-5 sinin hem "kadeh"; hem de 'ayak, py, yrme fiilini yapan z organ" anlamlar vardr. Bu durumda ayaa dmek, hem e tevazu sahibi olmay, hem de ikiye mptela bulunmakl ifade eder. Zira tevazu sahibi insanlarn erinde geinde ykseldikleri ve 'ba'a ktklar; keza iki ienlerin de uurlarn yitirerek btn dertlerini bir mddet iin unutup kendilerini dev aynasnda grdklerini, cesaret bulduklarn herkes bilir. imdi Nedim'in o h edasna kulak verilim: Mutrib kyafetinde olmu o baa blbl Umu gl-i behitin reng-i hicb u n Cennet glnn hicab ve utanmasndaki rengi uunca, mutrib (algc) kyafetine (kiiliine) brnp baheye blbl olmas, ilk bakta fazla karmak bir anlatmdr. Binaenaleyh umak eylemi de blble has bir zelliktir. Ama bir kiinin haya ve r perdesi kalknca artk algc olmu, blbl (trkc) olmu hi farketmez. te bunun iindir ki air kyafet (vcudun zelliklerine bakarak ruhu okumak)" anlamyla da istihdam eder. Blbln umas ile rengin umas da keza ayrca sz konusu edilebilir. Sze Molla Izr'nin msralaryla devam edelim. Diyor ki air; Bir yana kti-gr-i ak- nigr Bir yana te-i gam-1 dildr Bilemem hangisiyle tutuaym Ve kna Rabbena azbe'n-nr Kt' ann son msra bir dua ibaresidir. "Y Rabb! Bizi ate (cehennem) azabndan koru." mnsna gelir. imdi dnelim: Bir yanda sevgilinin akyla dopdolu pehlivanlar (airin rakipleri); dier yanda yine sevgilinin ayrlk atei var. Zavall Izr ne yapsn?!.. "Bilemem hangisiyle tutuaym" 129 derken tutumak kelimesinin nce "iki kiinin birbirini tut" mas, bouma, mcadele, gremek" anlamn; sonra da . "ate ile yanmak, bir eyin ate alp parlamas" mnsn isZ tihdam etmektedir. Hangisini tercih etmi olursa olsun, ak bet kt grnmektedir. Onun iin de son msrada "Tanrm, ^ bizi ate azabndan koru!" duasn tekrarlar. Demek ki o da I suunu bilenlerdenmi!.. Son rneimizi Kur'n- Kerm'den alalm: Bm. "Fe men ehide minkm'-ehre fel-yesumh" (Bakara, 185)" Melen bu ayette, "Sizden her kim 'ehr'i grrse oru tutsun." buyrulur. Buradaki "ehr" kelimesinin bir anlam "hill"dir ki hill grnnce oruca balandn hepimiz biliriz. yetin sonundaki "hu" zamiri yine" ehr" kelimesine rcdir. Bu durumda "ehr"in anlam "ay, ramazan ay" olur ki ramazana erien kiinin oru tutmasn mirdir, rneklerde grld gibi istihdam gerekten zor ifade edilir bir sanattr ve parlak bir bulu, ince bir zek ister. Bu bakmdan fazla rneine rastlanmaz. Ancak yerinde sylendiinde pek ho bir mn dourur. Kelimeler zerinde bu derece oynayan bir edebiyatn mkemmel bir dile sahip olduunu ispatlamak asndan bu ifadeler nemlidir, ite o dildir ki airlere bu geni kltr kazandrm ve alt asr boyunca koca bir milletin bedi zevk ihtiyacna cevap verebilmitir. tikak

Malzemesi dil olan sanat eserleri ifadelerindeki genilik, tesirlilik, gzellik, orijinallik vs. gibi zellikler ile deerlerini arttrrlar, zellikle manzum eserlerde sanatlara rabet edilmesinin bir sebebi de bu sanatlar sayesinde sz ve mnya farkl armlar ykleyerek muhatabn zihninde yeni fikir, his ve kaplar aabilme gayesidir, zellikle iirde az sz ile ok mn ifade edebilmek, biraz da bu sanatlar sayesinde baarlr. Trkemiz edeb sanatlar ynnde haylice zengin bir dildir. Edeb sanatlarla ilgili herhangi bir kitap alnsa, alt balklar haricinde 50'yi akn sanat adyla karlar.1 Dilin 1 Bu yazy yazarken faydalandmz kitaplardan bir kan yle sralamak mmkndr: Muallim Naci, Istlaht- Edebiyye, stanbul 1307; Mehmet Rif at, Mecmiu'l-Edeb, istanbul 1308; Thiru'l-Mevlev, Edebiyat Lgati, stanbul 1973; zn, M. Nihad, Edebiyat ve Tenkid Szl, istanbul 1954; Ka-raaliolu, S. Kemal, Trke ve Edebiyat Szl, stanbul 1962; Biigegil, Kaya (Prof. Dr.) Edebiyat Bilgi ve Teorileri, Ankara 1980; Akaln, L. Sami, Edebiyat Terimleri Szl, istanbul 1984; Bolelli, Nusrettin (Dr.), Belagat, stanbul 1993; Bilgin, Cem (Dr.), rneklerle Trk iir Bilgisi, Ankara 1983; ahiner, Necmeddin, Edebi Sanatlar, istanbul 1975; Soysal, M. Orhan, Edeb Sanatlar ve Tannmas, stanbul 1992; Pala, iskender, Divan iiri Szl, Ankara 1995; Ahmed Cevdet Paa, Belgat- Osmaniye, stanbul 1299. ifadesini batan baa ren bu sanatlara ataszlerinden deyimlere, bilmecelerden ninnilere, masallardan destanlara, romandan iire ve hatta gnlk konuma dilimizin -farknda olsak da olmasak da- pek ok ifadesine varasya kadar yine pek ok alanda rastlamamz mmkndr. Bu bakmdan belagat limleri edeb sanatlar ubelere ayrp yle anlatabilmektedir.2 Bizim konumuz bunlardan yalnzca biri olan itikaktr. Muallim Naci, itikak' "Bir madde-i asliyye ile ondan me'hz olan bir veya daha ziyade kelimeyi yahud bir madde-i asliyyeden me'hz olan iki veya daha ziyade kelimeyi ibarede cem' etmektir."3 diye tanmlyor. zetle u demekr ayn kkten tremi en az iki kelimenin bir ibarede toplanmas. Mesela Ruh-i Badd'nin nl terkb-i bendindeki u beyitte byle bir durum sz konusudur: Bir ay ki mevkuf ola keyfiyyet-i hamra Ayyma yuf hamma hammrna hem yuf arabn verdii keyfe dayal bir elencenin ayyalarna da yuf olsun, ikisine de, ikicisine de! Buradaki ay ile ayya; hamr ile de hammr kelimeleri ayn kkten tremilerdir. Ittihd da denilen itikak, cinas gibi bir ifade oyunudur. Burada, ayn kkten tremi kelimelerin, benzer seslerle sze ahenk katmalar sz konusudur. Yahya Kemal "Sessiz Gemi"sinde; Dnyada sevilmi ve seven nafile bekler Bilmez ki giden sevgililer dnmeyecekler derken sevmek kknden treyen ayr kelimeyi (sevilmi, seven, sevgili) kullanarak ifadeye bir ahenk ve zenginlik 2 Edeb sanatlarla ilgili yaplan pek ok tasnif iinden en yaygn olan llm-i Beyan ve llm-i Bed ana balklar altnda incelenen tasniftir. Bed sanatlar da mana ile ilgili olanlar; lfz (sz) ile ilgili olanlar diye ayrca ikiye ayrlmtr. Bu yazda sz konusu edilecek olan itikak, lfzla ilgili sanatlardandr. 3 Muallim Naci, Istilaht- Edebiyye, Asadoryan Matbaas, stanbul 1307, s. 251. katmtr. Burada air ayn kelime deil, ayn kk zerinde durur. Ayn kelimeler zerinde sz sanat yapm olsayd buna cinas diyecektik. Sleyman elebi'nin, Her nefeste iledim ben bir gnah Bir gnah iin demedim bir gn h msralarndaki gnah ve gn h kelimelerinde byle bir ifade zenginlii vardr. Burada kelimelerin yazllar esas alnm olup ayn yazla ait ayr mnlarla sanat yaplmaktadr. Halbuki itikak, ayn kke ait farkl gvdeleri (tremi kelime) esas alr. Ahmed'nin u beytini grelim: kil ma'kl akl u k ma'k u ak Cmle sensin pes nereden geldi bunca kil kl

(Allah'm!) Akl da sensin, akll da, mkul (akllca olan) da. Ak da Sensin, k da Sen; hem k olunan da. Her ey Sen olduuna gre, o hlde dnyaya bunca dedi-kodu (dedi, der nildi) de nereden geldi? kil ile ma'kl, akl; k ile de ma'k, ak kelimesinden tremilerdir. Yani burada bir itikak sanat sz konusudur. Ancak Ahmed sz bununla bitirmeyip beytin sonunda (acz) bir de kl kl (yapt-etti, dedi-kodu) ibaresini anmaktadr. Kl ile kl kelimeleri de ayn kkten tremilerdir. Yani air bir beytin ayr yerinde itikak yapmaktadr. Beytin mnsna bakldnda, hi de yle srf sanat yapm olmak iin sylenmediini grrz. Yani air ncelikle mny, ardndan ifadeyi gaye edinmitir. Ama her ikisinde de ayn derecede baarl olmutur. Yani gerek bir sanat eseri oluturmutur. Zaten mndan yoksun bir ifade ne kadar muhteem olursa olsun beyhude emek; ifadeden yoksun mn da ne denli derin olursa olsun faidesiz saylmaz m?! tikak, alliterasyon ve asonans gibi yalnzca seslere dayal edeb sanatlardan da farkldr. Zira bu sanatta airler, ifade ynnden yalnzca ahengi n planda tutarlar. Fuzul'nin nl "Su Kasidesi"ndeki u nl beytinde byle bir sa-natkranelik vardr: Dest-bs arzusuyla lrsem dstlar Kze eylen topram sunun annla yre su Beyitteki "se" ve "u" sesleri ifadeye muhteem bir ahenk vermektedir. Bunlardan "s" nsznn tekrar alliterasyonu; "u" nlsnn tekrar da asonans' oluturur. Zaten aliterasyon ile asonans arasndaki fark da nl, nsz farklldr. Biz yine itikaka dnelim: itikak, ar sslemeye kamad mddete sze gzellik katar. Bundaki l ise ifadenin tabiliidir. Tabi bir ifade iinde mny laykyla yourabilen air, gerek bir sanatkr kimlii kazanr. Yani srf sanat yapm olmak iin mny ikinci plana itmemek gerekir. tikak zor uygulanabilen bir sanattr. Burada airin hem ifade, hem de mn ynnden duyarl davranmas gerekir. Birini dierine tercihi, sanat ortadan kaldrr. Mny tercihi, bir dilberi bitpazarndan giyindirmek, ifadeyi tercihi de acuzeye makyaj yaptrmak kadar uygunsuz kaar. Halbuki gerek air, bir dilberi, en uygun klk-kyafeti ile grcye karabilen bir meta (gelin ssleyicisi) gibidir. Edebiyat tarihimiz yle mahir metalar yetitirmitir ki, amamak kabil deildir. Bunlardan biri yle diyor: O tifl-i rze-drm dn bana bir tzesin satt Edip vasln hele rz eb-i hicran rz etti Orulu olan yeni yetme sevgilim dn bana bir orucunu satt. Hele nasl oldu bilmiyorum, bana vuslatn nasihatti de hicran gecemi (aydnlatp) gndze evirdi. Beyitteki rz (gndz), rze (oru) ve rze-dr (orulu) kelimelerinin kk rz kelimesidir. Bir air ayn kkten tremi drt kelimeyi bir beyitte kullanp da mn ynnden de fevkalde nkteli bir baarya ulayorsa gerekten buna apka kartlr. Maatteessf bu sanatkrn adn bilemiyor ve Laedr deyip geiyoruz. imdi de shib's-seyf ve'1-kalem Fatih'in (Avn) dilberini ve metaln grp hkmmz verelim. Buyuruyor ki; Hasta dil kapna varsa n'ola timar ister Yine bu derde ann derdine derman ederiz Hasta gnlmz kapna varsa ne olur; (zavall aknn derdine) derman aramaktadr. Biz onun derdinin dermann yine bu kapdan umuyoruz. ilk bakta derd ile derman kelimelerinde bir itikak gze arpyor. Buna ilveten ayn msradaki derde (der-de: kapda) kelimesinde nce bir ibh-i itikak; sonra da bir cins- mrekkeb (derd-e: derde) mevcuttur. Daha da ileri gidelim: msran son kelimesindeki der (e-der-iz) hecesi de alliteras-yon sebebiyle oradadr, ilk msradaki "r" seslerini hi hesaba katmasak bile bu msrada ayn anda kendini gsteren itikak, cinas ve alliterasyon sanatlar, ayn saray beiinde birbirine sarlp yatm kk kardeler gibi asil ve muhteemdirler. Bu sultanvar msra bir daha inad edelim: Yine bu derde ann derdine derman ederiz

imdi de sz balayalm: Edb dediin ite bylesi bir edebiyatla meddeb olmal. Harfler Dnyas islam dininin ilk emri "Oku!"dur. Allah'n Peygamberimize ilk teblilerinden birinde ise insana yazmann retildii aklanr.1 Dnya zerinde okuyupyazmann en byk geliimi islamiyet'ten sonraya rastlar. Yaznn ve yazmann erdemlerine laykyla itibar gsteren islam toplumu yaz ile alkal her trl sanat daln (hattatlk, mzehhiblik, mcel-lidlik vb.) severek sinesinde barndrm ve bu meslek erbab, birok dnemlerde devlet reisleri tarafndan iltifata lyk olmulardr. zellikle Osmanl toplumunda hat sanatnn eritii doruklar, bu tr iltifat ve himayenin eseridir. Yzyllar boyunca hat sanatnn reva bulmas, yaz ile ili dl olan airleri de etkilemi ve eserlerinde bu sanata dair syleyilerin yer edinmesine yol amtr. Eline kalemini alan air, harfleri yazarken yeni imajlar yakalam, bu harflerin ekilleri ile armlar yaparak zihninde uuan hayalleri yazya dkmtr, ite bu yazmzda airlerin harflere bak alarn incelemeye alacaz. 1 Bm. "Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir ki kalemle yazmay reten O'dur" (Kur'n,A'lk,3-5). Islamiyeti kabul eden Trkler, daha XI. yzylda Gazneli ve Seluklulardan balayarak Arap yazsn benimsemi ve kullanmlardr. Fatih dneminde yetien birok hattat ile de islam yazs, estetik zevki okayan zihin deerlerini ifadeye muktedir gzelliklere ulamtr. Bu gelimeyle birlikte divn iirinde hat sanatnn kullanm da gelimeye balamtr. Anadolu'da ilk Trk Divn airi olarak kabul edilen Hoca Dehhan'nin bir gazelinde, Nas getirdi hsnnn da'vsn isbt etmee Ol ki yrin kan nnu gzn sd eyledi biiminde bir beyit yer alr. Burada sz edilen harflerin airane duygulara katt zenginlik daha sonra gelen birok Divn airini de bu yolda yrmeye sevketmi, elif-b'dayer alan harf ve iaretlerden herbiri, sevgilinin gzellik unsurlarna tebih olunmaya balanmtr. Kald ki baz Divn airlerinin (Necati, Cevr vs.) hattat olular da meslek inceliklerinin terennm edilmesine vesile olmutur. Divn airlerinin hat sanat ile ilgili olarak bavurduklar konulardan balcasn harfler oluturur. Deiik mazmunlar biiminde k ile maukun baz zellikleri bu harfler vastasyla ifadeye allmtr. Hemen sylemek gerekir ki harflerin ele aln nedenlerinin banda ekl zellikleri gelir. Bata elif olmak zere birok harf, sevgilinin gzelliini anlatmak yolunda tebih ve mecazlara konu olmutur. Bunlardan en yaygn olanlarn ylece sralayabiliriz: 1. Elif: Elif harfi her eyden nce vahdet'i ifade eder. Dz bir izgiden ibaret olup noktann uzatlmasyla meydana gelmitir. Noktas bulunmad ve kendisinden sonra gelen harfe bitimedii iin kesrete bulamam, kaytsz ve hr olarak vasflandrlr. Yahya Bey, Harf-i elif gibi yr ayn- vhid ol Halk ortasnda kalma hemse niteki lm ve Her emen gy eliftir kim olurundan tyn Kdir-i Perverdigr'n srr- vahdniyyeti derken buna iaret eder. Alfabenin ilk harfi eliftir. Bu nedenle okuma-yazmaya eliften balanr. air de sevgilisinin gzellik kitabn okumak iin nce elifi renir. Kimin tarafndan sylendiini bilemediimiz, Tfl-i nadan gibi eyler elif b'ya ur Pr-i dn'y hred gelse bugn mektebiine beyti ile Ahmed Paa'nn, Gnlmn levhnda okurdum elifkaddin revn Ben dahi bir doru harf renmedim stddan beytinde bunu grrz.

Elif, sevgilinin dzgn boyundan kinayedir. Nitekim yu-138 kanda zikredilen son beyitte buna iaret vardr. Sevgilinin ? endam, elifteki dzgnlk ile llr. nk akn ilk men-2 ba, hey'et olarak sevgiliyi mahededir. Ancak ondan son-~ radr ki sevgili yakndan grlr ve k olunur. Bu, tpk g-* zellik kitabn okumak iin nce elifi renmek gibidir. g Necat, Hcesinden dn elif ezberleyen drdnecik El erimez imdi bir serv-i hrmn oldu gel Muhibbi ise, Kadd-i dildr kimi ar'ar okur kimi elif Cmlesin maksdu bir amma rivayet muhtelif derken elif-boy mnasebetine iaret ederler. Elif bazen de iki bklm ekle brnp kn boyu yerine kullanlr. k sevgilinin derdinden dolay ektii straplar neticesinde iki bklmdr. Bir zamanlar elif gibi olan boyu, artk bklp lm'a, dl'a veya kemana dnmtr. Belin bklmesi, ihtiyarlk almetidir. k da sevgili urunda dert eke eke gen yata ker, beli bklr. Kelm'den, Ey Kelm ol elif-kad kametim lam eyledi Bir eliflm olur amma nice olur lm elif Elif bir 'ah' da andrr. "h!" denildii zaman azdan kan buunun aheste aheste ge ykselmesi, bir elif harfinin yazlmas gibidir. Keza "h" kelimesinin iinde elif harfi de yer edinmitir. Necati'nin, Sinede sfr u elif dan benden sorman Kim ann srrn yrekde olan h bilir beytinde sz konusu edilen fikir bu dorultudadr. Bazen kn barndaki yaralar da erha erha eliflere benzer. Bunlar, hicran ateiyle kn; gamze klc ile de maukun at yaralardr. Elife benzemeleri ise yukardan aaya yark yark olularndandr. Beyit Necati'den: Bir elif ek sineme ey yr- canm her gice Ta ki serv-i kaddin anp kocam an her gice Elifin dzgnl sebebiyle selviye benzetildii yerler de vardr. Tcizde Cafer elebi'nin aadaki beyti buna misaldir: ol elifler kim yazlm nshasnda i'rinn Rast serv-i cybr- glen-i e'rdr Yine dzgn oluu nedeniyle elif, sancaa, mzraa ve nzeye de tebih olunur. Yahya Bey yle der: Nzeler cmle elif harfi gibi olmu siph Ana her satr olupdur ejdeh-peyker liva 2 2. Cim: ekil ynnden kvrml olduu iin sevgilinin sana tebih olunur. Karamanl Nizam'den: 2 Elif harfi hakknda geni bir aratrma iin bkz. elebiolu A., "Elit harfi ile ilgili baz edeb hususiyetler," TDED, c. 24-25,1980-86, stanbul 1986, s. 45-64. n zlf cim haddi elif ka nn imi Dersem n'ola o serv-i gl-endma cn dahi 3. Dl: Sevgilinin zlf dl harfi gibi bklm bklmdr. Necati'den: Nm azn dl zlfn cnum u mrmdrr Hey el gzlm meded ol mm dlinden meded Bazen km boyu dle dner, iki bklm olur. Bunun sebebi ekilen eziyet ve skntlardr. Yine Necati'den: Lm- zlfm hasreti dl idiser kaddn dedin stmze ey yz Mushaf acebfl eyledin u beyit de Vasf'dendir: Olsa aceb mi ide nian kim olup durur Kadd ile ayn u ekl ile y suret ile dl ]40 Dl kelimesinin "delil" anlamyla tevriyeli kullanld ? yerler de oktur. u beyit Zat'nindir: ~Z Ey elif-kad akma kadd-i hamdem dldir % Ham olur n ayn- cm ol dem ki de nre kl Z 4. R: Eri ekli nedeniyle sevgilinin kana benzetilir.

S Ak'den: e Dehen mm kan ra ey elif-kad dldir zlfn Buyur Ak kulun vaslnla bir dem ber-murad olsun Necati'den: Arzn bir vech ile hurdi kld ermsr R kan bir harf ile mh- nevi ilzam eder R harfinin r okunuu ile r(y), "rey, gr" anlam ortaya kar ve tevriyeli kullanma yol aar. Bak'nin aadaki beytinde olduu gibi: Gitmez o mehin rakbi haner kemerinden ftdeyi ldren eh ite bu raydr 5. Sin: Sin harfinin Divn iirinde kullanm daha ok eklindeki zellik dolaysyladr. Bilindii gibi eski yazdaki nokta ve harf kaidelerine "di" tabir olunur. Bu mnasebetle sin harfinde di bulunmaktadr. airler de sin ile dii yanyana getirerek oyun yaparlar. Nedim'in h beyitlerinden birisi yledir: Leblerin mecruh olur dendn- sn-i buseden Lebin pdrmek bu haletle muhal olmu sana Nev''den: Rahnedir sedd-i vefa sengi advden dostum Ana hid harf-i sin stndeki dendnedir Aadaki mstehcen beyitte de sin harfi mcerred biimde kullanlmtr: O tfl-i nz ta'lime varnca hce-i meke karm sin ile kfi efendi nkte gstermi *+? u beyitte de ayr bir zarafet kendini gsterir: n sin okuduun mubeenin sanma galat Dehen-i tengine smaz o btn cirm-i nukt 6. Sad: Badem gz andrr. Sevgilinin gz de tpk sad harfi gibi telakki edilir. Hoca Dehhan'nin yukardaki beytini tekrar edelim: Nas getirdi hsnnn da'vsn isbt etmee Ol ki yrin kan nn u gzn sd eyledi 7. Ayn: Bu harf ortada yazld durumlarda gz andrr. Keza bata yazlnda da harfin st ksmndaki anak kullanlr ki o da gze benzer. airler de bu benzerlii sevgilinin gz olarak anarlar. Yahya Bey'den: Nndr kan cebn altnda eminfVl-mesel Ayn'a benzer kim zr- dil-rub stndedir 8. Lm: engelli oluu nedeniyle sevgilinin sa yerine kullanlr. Ahmed Paa'dan: Ho dpdr zlf-i reyhannda miskin benlerin Geri kim hattatlar nokta komaz lm stne Sevgilinin eziyetlerine maruz kalan kn boyu da bk-lp lama dner. Kelm'den: Ey Kelm ol elif-kad kametim lm eyledi Bir elif lm olur amma nice olur lm elif Bazen sevgilinin de a geip boyu lama dnebilir. Hayreti yle der: Hazer kl suret-i lutfu zamann her-devam olmaz Olur mu bir elif-kamet kim hir kaddi lm olmaz 9. Mm: Mm harfinin yuvarla ok kktr. Bata ve ortada yazld zaman yalnzca bu yuvarlak ksm ile gste rilir. Divn iirinde sevgilinin az da ok kk olarak kabul edilir ve hatta yok denecek kadar mbalaa yaplr. airler bu mnsebetle mmi az yerine kullanrlar. Hayret'den: Ey dehan mm zlf cm ka nn olan Yine bir nak ile ben miskini mecnn eyledin Zat'den: Bir eliftir kim o bn fitb stndedir 01 dehen ol mme benzer mhtab stndedir 10. Nn: Nn harfi, eri oluu nedeniyle sevgilinin ka na tebih olunur. Keza hill de ekil ynnden nn'a benzer. Karamanl Nizam bunu anlatmaktadr:

Kavs- kuzah m k'eyledi mh stn makam Ya nn ki nur zredir ey dil-sitn kam Nn harfi Kur'n- Kerm'de "Nn ve'1-Kalem" eklinde zikrolunur.3 Ahmed Paa bir iktibasnda, 3 Kur'n, Kalem, 1. A hill ebrunu "Nn ve'l-Kalem" tefsirini Mhi-i kilkim zebn- hl ile takrir ede der. Tasavvuf! edebiyatta ska anlan, Allah'n her eyi yaratmak diledii zaman emir buyurduu "Kn (Ol)!" emri de kaf ve nn harflerinden mteekkildir. Harab'nin Devriyesinden: Kofu nn hitab izhr olmadan Biz o kinatn ibtidsyz 11. He: Harf, ekil ynnden gze benzetilir. Nev''den: Dedim benzer elifle h'ya ol em ile ol bn tidip k- zarn birisi dedi h ebru 12. Lm-elif: km boyunun eriliinden kinaye olarak sz konusu edilir. Kelm'den: Yrimin kaddi elif ben bendesinin lm-elif Bu mukarrer bir elif bir lm bir lmelif Btfrh bunlardan ayr olarak Trk edebiyatnda her harf ile balayan en az birer beyitten mteekkil Elifnme tr de olduka yaygndr. Divn iirinde harflerin ekl zellikleri dnda kullanmlar zerinde de durmak gerekir. airler ilk zamanlardan itibaren kuru tebihlerle yetinmeyip birtakm kelime oyun-' laryla hayali zorlamaya, okuyucuda bir hayret uyandrmaya almlardr. Bu bakmdan bir harfin sevgilideki bir gzellii anlatmas yetmemektedir. Birtakm muamma tipi syleyilerle airler, nce harfleri ekil ynnden bir gzellik unsuruna benzetirler; sonra da sz konusu harfler ile oluan bir kelimeyi zikrederek sanat yaparlar. Bu tip syleyilerde kelime oyunlar ve harf younluu esastr. Sz konusu edilmek istenen kelime airin baarsna gre- bir veya iki, hatta heceli olabilir. Ancak bu tr anlatmlar da daha nce sz edilen harfler ile snrl kalmtr. air, mny kuvvetlendirmek iin byle bir yola bavurarak -genellikleilk nce harfleri, daha sonra keilmeyi yazar. Buna mukabil istisna durumlar da sz konusudur. Divn iirinin sanatkrne syleyilerinden olan bu tr beyitlerin says olduka kabarktr. zellikle Karamanl Nizam ve Necat'nin manzumelerinde rneklerine ok rastlanr. Burada snrl birtakm rnekler ile iktifa edilecektir. Beyitlerde siyah dizilmi olan harfler, yine siyah dizilmi olan kelimeye dellet eder. Szgelimi Karamanl Nizam'nin u beytini ele alalm: Gnl zlf dehann dl u mimin Kaan kim grse oydur dem bu demdir lk dizedeki dl harfi zlfe iaret eder. Mm ise dehan'n kklnden kinaye olup az karlar. Bu iki harf yanya-na gelince "dem" kelimesi oluur; yani d(e)+m= dem imdi dier rneklerimizi sralayalm: Geri dl u lme ayn olmusa olur ayn- adi Ayn- zulm oldu dile ayn v dli Pr'nin Cm zlf mm fem bl elifsin turre lm Sende olmusdur ceml- i Halk- Bn tyn n zlf cm kadril elif ka nn imi Dersem nola o serv-i gl-endma cn dahi n kaddin elif denenin mmdr ey dost Ol kadd denenden umaram derdime emmi Necati'den: Elif kyam u rk oldu dl secde mm Namaz kl ki namaz oldu ayn- deme dl Ey boyu servim elif gibi yolundan doruyam R kanla dl zlfn etmesinler beni red Kaddin eMdrr iki yannda dl- i zlf Lyk budur ki ka senden erie dd ki zlf dle benzer ortada kaddi elif Vay bu zalim yle badan ayaa dek dddr

ehr-i hsn iinde ey sultan- hbn d iin ol elif kaddin hevsyla boyum dl eyledim Lm-1 zlfnle elif kaddin nihli var iken Kimsene hsn ceml iinde sana l demez Zat'den: Elifdir kaddi yrin kalar nn lh eyleme uk ansz Ka med kaddi elif yrin nnde Zat Dmann kametini dl edben d etdim Fevr'den: Dehnn mm zlfn cm kan nn olmusdur Seni ey zlf Leyl hep gren Mecnn olmutur (Nn harfinin hece olarak kullanlmas sonucu Mecnn kelimesi oluur) Nev''den: Dedim benzer elif ile h ya ol em ile ol bri idip k- zarn birisi dedi h ebru Ak'den: Hasta cana varta-i gamda meded-gr olmaa Mm aznla nigrMdlndr senin Baz durumlarda harflerin kendileri sylenmeden de iaret ettikleri benzetilen yoluyla kelime oyunlar yaplabilir. Szgelimi Karamanl Nizam'nin aadaki beytinde byle bir durum sz konusudur: Greli kamet zlf denenin harflerini Uradm fari zde yrrken eleme Bu beyitte kamet, elife (e); zlf, lm'a (le); dehen de mm'e (m) tekabl eder. Bu harfin yan yana okunuu ise "elem" kelimesini verir. Zaten air de beytin sonunda bu kelimeyi zikretmitir. Keza ayn airin aadaki beytine bakalm: 145 Grmez oldu em kadd M zlf azn Grnmez oldu gzme lem dedikleri Burada da kadd, elife (); zlf, lm'a (le); ve az da mm'e (m) karlktr. "lem" kelimesi de bu harflerden kuruludur. Necati'nin, Olduyn kadd zlfne mabih yat Mushaf ap srerem yzm elif-lm/ara beytinde de kadd ile elif, zlf ile de lm karlanm ve Kur'n- Kerim'de birok surenin banda yer alan mukattaat harfleri Elif-lm'a iaret olunmutur. Zat'nin aadaki beytinde ise, bulunmas gereken kelime tamamen okuyucudan gizlenmitir. Mektebe vardkta evvel ey elif- kamet bana Ayn M n u kaf ta'lm etmi stadm benim Ayn (a), n () ve kaf (k) harflerinin dellet ettii kelime "k" tr. Bunlardan baka bir de Kur'n- Kerim'de zikredilen mukattaat harflerininmcerred biimde sz konusu edildii beyitler vardr. Karamanl Nizam'den: Kaddnle zlf azna eyler iareti Kur'n'da her ne yerde Elif-Lm u Mm ola Kur'n- Kerim'de birka surenin ilk ayeti Elif-Lm-Mm eklindedir. Bu harfin yan yana gelmesinden "elem" kelimesi de doar. Ancak baz durumlarda kelime oyunu tam bir bilmeceye dnr. Yine ayn airin, Kametim ol dle dnmtr ki derd altndadr Gzlerim ol ayn benzer kim azab stndedir beytinde geen dl harfi, "derd" kelimesinin altnda (sonunda) bulunan d'yi; ayn harfi ise "azab" kelimesinin stnde (banda) bulunan a'y gsterir. Her safhasnda islam kltrnn zmlenerek ilendii Divn iirinde bu trl syleyilere snr izmek olduka zordur Bu konulardaki en kesin deliller, Divn iirinin top-yekn bir inceleme ve aratrmadan geirilmesinden sonra verilecektir. 147 airler ve Oyuncaklar 148 Divn Edebiyatmzn sanat arlkl yaps, eski airleri mizin hayal dnyalarn genilettii gibi evreye ve madde-ye bak alarn da ister istemez ynlendiriyordu. airin, a gzyle grebildii, sesini duyabildii, mevcudiyetini hisse- debdii her varlk

klasik kurallar erevesinde vezne dk-j lyor, kafiyeye nakediliyordu. Her ne kadar snrlar ve ku-?= rallar belli olsa da bu iirde syleyene has hayal ve imajlar arlktayd. En mkemmeli syleme gayesinin n planda tutulduu bu nazireler iirinde orijinal ifadelere gsterilen rabet, ortaya konulan yeniliin her air tarafndan taklid, tekrar ve terakkisi selhiyetini de beraberinde getiriyordu. Bylece ilk gidilen yol, birdenbire ilek bir bulvara dnyor ve asrlar getike ayn fikrin tebellr ede ede kurallat, klasikletii ve gelenekten sayldna ahit olunuyordu. Sz ve yaznn balca vastas olan harfler her devirde, airin elinde ve dilinde ilenmeyi bekleyen birer hammadde sfatyla durmu ve mahir stadlar lisannda aheserlere dnmtr. Bu vastadan en fazla istifade eden airler de hi phesiz bizim klasik sz ustalarmzdr. Szgelimi yats namazn kldktan sonra evinin en asude kesine ekilip diz krarak peykesine yaslanan bir XVI. asr airinin, rahlesini nne ekip de divitini eline alr almaz ilk grecei d dnya alkas, beyaza ektii muhtelif yaz ve harfler olacaktr. ncelikle zihninde oluan bir iki beyti birka defa deiik ekillerde yazp karaladktan ve vezne koyup tarttktan sonra, bu beyitlerin son mkemmel ekillerini kda geiren airimiz, mteakip msralar iin uzunca bir hayale dalar. Yeni ilham perisinin gelmesini beklerken de iinde bulunduu hlet-i ruhiye ile kh ban tavana evirip gzn bo baklarla bir noktaya diker, kh gecenin karanln clz fiske-leriyle yrtmaya alan mumun aheste ve nazl ulelerini seyreder; kh ulv dncelere dalp zihninde bir macera yaar, kh ezilir bzlr, kh uzayp ksalr... Artk yeni beytin konusu, biraz da zorlama ile daha nceden okuduu, duyduu, syledii imajlar ile btnleip yeni bir surete brnerek bilmem kanc defa, ama airin kendi slubuna has bir kalpla kda dklr. Bu arada bulunan yeni fikirler -hemen uup gitmesin diye- alelacele kdn bir kesine ilitirilir, iziktirilir ve giderek sayfa bir mek levhasna dnr. Sayfadaki bu kargack burgack yazlar bir mddet sonra yeni ilhamlara vasta olacaktr. Nitekim air gzn sabitletirerek bakt -grd deil- bir harfe, ekil veya mn ynnden ruhundaki alkanlarn, zihnindeki dncelerin ve hayalindeki gzellerin/gzelliklerin elbiselerini giydirmeye balamtr bile. nki bu iir akla yaar. air de elbette ki k olduu gzelin hayalim gznden hi uzak etmeyecektir. Nitekim baktnda onu grr, iittiinde onu duyar. Artk divitinden sayfaya dklen her bir harf bir kla brnm, bir ifadeye, bir grntye, bir surete sahip olmutur. Bu sayfalardaki elifler sevgilinin boyundan kinaye; dl'lar kn iki bklmlnden nianedir. R'lar ka olup gzeller alnnda yer edinirken sin'ler di di kp sevgilinin nokta-misal azndan prltlar saar. Sad'lar badem gzleri, lm'lar kvrm sa ve zlfleri hatrlatr... Her dem k ruhu tayan aire ne gam!... Sevgilisi imdi artk elinin altnda saylr. Her bir harfte ondan bir hatra bulur. Yzn kdn zerinde grd bu nzenn ve i-vekr anlatmak kolaylavermitir birdenbire. Sevgili uruna en sevgili beyti sylemek ve en mkemmel hayalleri yakalamak iin airimizin dilinden her bir harf tekrar tekrar sylenir, okunur; yan yana ve ayr ayr yazlr, mek edilir. Sonra yeniden yazlp baka kompozisyonlar izilir; sevgilinin baka baka halleri hatrlanp tekrar yazlr, tekrar tekrar yazlr. Sevgilinin hatrlanas halleri bitmez. Onu hatrlatan harfler bir daha, bir daha yazlr; kh acdan kvranlr, kh zevkten uulur. Kelimelerin, hecelerin, harflerin yerleri deitirilerek tekrar yazlr, huzura erilir; beenilmez, bozulur,* izilir, silinir, tedirgin olunur; ac ekilir, ama tekrar tekrar yeni hayaller iinde yeni harflere suretler verilip sevgilinin deiik gzellikleri terennm edilir. Bu mesiyle geen saatler iinde air, yeni bir oyuncak edinmi ocuklar kadar endir. Zaman unutmu, kendini baka lemlere tamtr. stelik o hi kucaklayamad gzelin hayaliyle mten zamanlar harcam (belki "harcam" deil "kazanm") mutlu _ olmutur. Bu saadet dolu saatler bazen mum iyiden iyiye t- kenesiye, yahut sabah ezanlar ruhlara mukaddes arlar S yapasya kadar srer gider. * afak skmeye baladnda airin dizleri uyumu, srt-

5 na veya beline arlar girmitir; artk ayaa zor kalkabilmek- tedir. Etrafnda mevsime gre kesif bir hava, yannda m-E rekkebi azalm bir hokka, elii anm bir makta takm, kam kalemin krntlar ve na'ller, merebine gre biri enfiye kutusu veya kllk, buruturularak odann iine atlm, salm, frlatlm kapkara (zira yazlacak bir kesi bile kalmamtr) sayfalar, mekler, msveddeler... Divitin ucundaki mrekkebi yalamaktan aznda buruk bir tad, gnlnde huzurlu bir insan sevinci ve elinde yedi beyitlik bir gazel ile skntsn unutmu ve rahatlam bir air... Mtebessim, gazeli yeniden okur. Beyitleri tekrar tartar, inceler... te bu gazelde aire kendisini bile kskandrtan bir gzel beyit vardr ki, gecenin en uh edal aheseri ve iire kendini zoraki kabul ettirmi bir nazenindir. Zira bu beyitteki her harf, sevgiliden bir gzellik, bir tavr u ed, bir ive v nz tar. Uykusuzlua demitir dorusu. Ve air, kendisinden nce bu zevki yaayan meslektalarna rahmet okur gibi, onlarn vard zevk noktalarna varmann hazz ile inad eder: Grmez olal em kod zlf azn Grnmez oldu gzme lem dedikleri Karamanl Nizam air sevgilideki em (gz), kad (boy), zlf ve az grmedii iin "lem"i de yok saymakta. Onun nazarnda lem, sevgilinin gz, boyu, sa, az ve daha sayamad nice gzelliidir. Burada air kelimelerle oynamakta, harfleri tehis ederek btn gece karsnda hayal ettii sevgiliyi kendi "alem"i saymaktadr. nk onun gzn ayn (=a), boyunu elif (=e), ucu kvrml salarn lm (=le) ve kkten kk azn da mim (=m) harfine tebih ile nice tatl hayallere dalmtr. Harflerin yanyana getirilmesiyle ortaya kacak kelime ise yine "alem (=-le-m)"dir. airin, sevgiliyi grmeyince lem'i yok saymas, dier bir deyile lem'in sevgiliden ibaret olmas, bu kelime oyunlaryla ortaya kar ki airin asl zerinde durduu nkte de budur. Divn iirinde bu trden nkteler tayan harfler zerine bina edilmi beyitler, ilk devirlerden itibaren pek revatadr. Hemen her divnda bu syleyi biiminin onlarca deiik rneine rastlanabilir. Divn airleri dncede, hayalde, ifadede ve sanatta ar snrlar zorlamay det edinmilerdir. Bir tek beyitte bir roman konusunu teksif etme gayretidir ki kii, zaman ve yer itibariyle en ideal hikyeyi anlatabilme endiesini dourur. Bu tutum elbette ki mbalaaya kap aralayacaktr. Nitekim yalnzca kelimelerin ve harflerin ekilleri zerine kurulu benzetmeler yapmak, yahut harf isimlerini sralayarak bir kelime oluturmak bu airlere yetmez. Okuyucunun kolayca bulduu ve anlad bir mazmun veya ifade, onlar iin birer ocuk oyuncadr ve yeteneklerini ispat etmez. Oysa usta air, fikri biraz daha gizleyip sanatkrlkta bir perde daha ykselebilmek iin gayret gstermek zorundadr. Bylece kendi kurallan erevesinde yeni bir oyun oynam, dzen kurmu ve iir okuyucusuna parmak srtacak karizmalar yapm olacaktr. imdi bu airlerin sanat labirentinden kardklar imalarla syleyip de okuyucunun bulmasn istedikleri kelime oyunlar zerinde duralm ve bu koca adamlarn iir oyuncaklarndan bazlarnn ne eker eyler olduunu grelim: Karamanl Nizam'nin u beytinde hibir harf ad gememektedir. Ama biz "elem" kelimesini karlayan boy, zlf ve duda bir arada bulunca ister istemez elif (e), lm (1) ve mim (m) harflerini duyar veya grr gibi oluruz. Greli kamet M zlf dehenin harflerini Uradm fari u zde yrrken elem'e Necati, Kur'n- Kerm'de baz surelerin bandaki mu-kattaat harfleri olan "Elif-lm"lar sevgiliden birer niane olarak grr. Bylece sevgilinin kymeti ayet gibi artm ve k iin kutsal bir mahiyet kazanm olacaktr. Olduyn kadd zlfne mabih yt Mushaf ap srerem yzm Elif-lm'lara air iin kelimeyle oynamann bir snr yoktur. Nizam, Kametim ol dl'e dnmtr ki derd altndadr Gzlerim ol ayn' a benzer kim azb stndedir derken derd'in sonundaki dl (d) ile azab'n bandaki ayn(a) ters-yz ederek kendi dnyasn bize gsterir, iinde dl (d) harfi geebilecek onca gzel

manl kelime lgatlerde yer alp dururken, air derd'i arayp bulur ve ayn (a) ile yazlan ak' gzard edip azab' dile getirir. Kimbilir zavall airler bu ak yolunda nelere giriftar olup byle sylyorlard!.. Eski airlerin sanat telakki ettikleri bir oyun da kelimedeki her bir harfin yerlerini deitirerek baka kelimeler syleyebilmektir. Bu sanatn ad "kalb"dir. Lmi'nin, Mr gibi emrine klm itaat halk- Rm Rm oluptur nitekim Musa 'ya ey eh sihr- i mr beytinde "mr x Rm" ve "rm x mr" kelimeleri birbirlerinin yansmalardr. Nab'nin srf bu sanat zerine kurulu "bozuntusudur" redifli birka gazeli vardr. Bir makta beytini rnek alalm: Eeri Nbiy Van'da olur neva peyda Velkrh- hakkatTtuha bozuntusudur Burada da Van (JL>) ile neva ('>); rh (U ) ile Ruha (j) kelimeleri ayn harflerle yazlm, dier bir deyile ilk kelimenin harflerinin yeri deitirilerek baka bir kelime meydana getirilmitir. te airin yap-boz tr bir zek oyunca... rnekleri pek oktur. u beyitler Osman Nevres'ten: Sipihrin aksine devrinde de maksd hsldr Hakikatte zuhuru te'in kalb-i it'dandr (a+te+ = ate ve +t+a= it) Yollan sdefin necata mntehidir mutlaka Fi'l-i memdh'u felek kalb etse de Mahmd olur (m+m+d+v+h = mernduh ve m+h+m+v+d - Mahmud) Seyyid Vehb'nin aadaki beytinde de kelimelerin hece biiminde bir araya gelmesiyle oluan yeni bir kelime sz . konusudur: Subha dek her eb edersek ne aceb lem-i b Bunu irb eder ey eyh bize ltf- ebb eb (gece) ile b (su) kelimeleri birleince, ebb (genlik) kelimesi meydana gelir ki air de her gece (eb), iaret meclisi (lem-i b) iinde elenmeyi genlik (ebb) detlerinden sayyor. Bu tr kalb sanatlarna muamma tr syleyilerde de sk rastlanr: Sehya balayan elif bulur gn-y redif Olur bidyet-i cdun akabi ml-i ltif Cd (cmertlik) kelimesinin bidayeti (ilk harfi) "ce"dir. "Ce"nin sonuna "ml" gelince "Ceml" ad bulunur. Na-b'nin, Bende yok sabr skn sende vefadan zerre ki yoktan ne kar pkr edelim bir kerre beytinde sz konusu edilen "iki yok", Farsa olumsuzluk ekleri olan "n" ve "b" n ekleridir. "Na" ile "b" yanyana gelince "Nab" ad ortaya kacaktr. airlerin sz oyuncaklarndan bazlar da ebced hesabna dayanr. Bilindii gibi ebced, Osmanl harflerinin zel bir dizilii olup elif (a), be (b), cim (c), dl (d) gibi, srasyla her harfin bir rakam karl olduundan hareketle kendini gsterir. Ancak burada szn edeceimiz beyitlerde ebced hesabndan dolayl biimde bahsedilmektedir. Hrs hrmn eder ezcmle adedce ta'kb Rakam-ye's ile yeksan saylr nm- emel air Eref 154 Bu beyitte ye's (karamsarlk) kelimesinin ebced hesaby^ la rakam toplam, "emel" kelimesinin toplam rakam adedi!= ne eittir. Ye's (^/y=10, l/e=l, >Ws=60) de emel (l/e=l, 1 t /m=40, J /1=30) de toplam 71 rakamn verirler. air bu iki kelimeyi kemiyet ynnden eit grd iin keyfiyet y| nnden de eit kabul eder ve emel beslemenin ye's ten iba ret bulunduunu anlatr. Btn bu syleyiler, airlerin maharetlerine delil olduu gibi, onlarn bu ii zevkle yaptklarn, kelimelerle oynamaktan byk haz duyduklarn da gsterir. Tabi bu tutum, islam kltrnn bir iksir gibi zmlenmesini ve o dnyann iinde yetimeyi, belki pimeyi gerektirir. Bu bir oyundur ve harfler birer oyuncaktr. Ancak bu oyun iin iire gnl vererek hayali ryaya, uykusuzluu uykuya tercih etmek, ksaca iire kar bir sevda ve ak beslemek gerekir. Bu yolda ancak ak ile yrnr. O hlde airlerin ilk renecei ey de

ak olacaktr, sevgi olacaktr. Her eye, herkese kar bir ak ve sevgi. Tabi kendini en byk k gren de airin kendisidir. te Zat de bu slupta en kesin hkmn yle verir: Mektebevardktaevveleyelif-kmetbana Ayn u sn u Jcafta'lim etmi stadm benim Evetayn(a),elifC),m()vekaf(k)...Yani1k...Ah mine'1-ak!... 155 Hz. uayb'm Beyleri Medyen lkesinde, uayb peygamber zamannda 6 bey yaarm. Adlar, Ebced, Hvvez, Huttu, Keleman, Sa'fes, Karaet. Bu kelimelerin o zamanki dilde birer anlam var myd bilmiyoruz, ama bu isimleri oluturan harflerin hibiri yekdier isimlerde tekrarlanmayan harflerden olumaktadr. Arap alfabesindeki 22 harf bu isimlerde mevcuttur. Geriye kalan alt harf ile de Sehaz ile Daz kelimeleri ortaya kar. Bu kelimelerin de bir anlam yoktur. Ancak t eski alardan bu yana pek ok milletler kk farkllklarla bu kelimeleri bilirler, ibran, Sryani, Grek ve Latin alfabelerini kullanan milletler bunlardandr. Rivayet edilir ki bu kelimeler, alfabenin kolay renilmesi iin uydurulmulardr. Peki, nedir bu kelimelerin nemi? nsanlar bu 28 harfin her birine aritmetik bir rakam karlk gstererek eitli hesaplar peinde olmulardr. Onlarla kimisi fala bakm, kimisi kehanette bulunmu, kimisi tlsm yapm. Kimisi bu harflerin karlad rakamlar kullanarak birilerine kfrler bile yadrm, kimisi de gizli srlarn rakamlara dkp saklam. Ancak adna sonradan Ebced hesab denilen bu aritmetik sanatn en ok kullananlar airler olmulardr. Srasyla bu kelimeleri oluturan harfleri birden ona kadar birer birer; ondan yze kadar onar onar; yzden bine kadar da yzer yzer karlklar verilerek azdan kan her bir harf yine bir rakam ile karlanmtr. Bylece harflerin ses deeri yannda rakam deerleri de ortaya km ve kelimeler rakamsal ifadelere brnmtr. Edebiyatta tarih ve tarih drme gelenei ite bu hesab esas alr. Doum, lm, bina, tamir vs. zel zaman dilimlerini yl olarak anlatmada bu hesap beyitlere, dizelere veya ibarelere brnerek iirleri sslemitir. Burada zerinde duracamz asl husus, tarih drme sanat deil, ebcedin iire yansd zel bir kullanmdr. Divn airleri klasik slupta orijinalite snrlarn zorlarken ebced hesabn da sz konusu etmiler ve kelimelerin rakam karlklar zerine kelime oyunlar yaparak airne-likler gstermilerdir. Onlarn bu tr imajlarnda ne ebced-den, ne de rakamdan bahsetmeden yeni armlar yakalamalar ve iirsel almlar denemeleri gerekten de sanatk-rnelik olarak deer kazanr. nl bir beyit vardr. Hemen her tasavvuf muhitinde harcalem olarak bilinir: mn lafz senin ism-i erifinle msavidir Annn derviin zikri amndr ya Raslallah lk bakta bu beyti anlamak gtr. Oysa beyitte bir ebced sz konusu olduu kefedilirse mnnn zevkine doyum olmaz. imdi beyti zmleyelim: Bilindii gibi Peygamberimizin ad Muhammed'dir. Muhammed isminin ebced hesab ile rakam karl 92 eder. "Aman" kelimesinin ebced karl da 92'dir. Buna gre dervilerin "aman! aman!" diye zikretmeleri hi de anlamsz deildir. Bilakis yle "amaaan!" diye uzatlarak haykran ili bir ifade, peygamber aknn en gzel anlatmdr. Binaenaleyh zikir esnasnda dervilerin vecd galebesiyle "aman!" ekmeleri en iten zikir yerine geer. Beyitten btn bu sylediklerimiz anlayabilmemiz iin airin verdii ipucunu yakalamak gerekir. O da "Aman laf-z'nn Hz. Peygamber'in ismi ile msv olduu" ifadesidir. Grld gibi beyitte ne ebced, ne de rakamlardan sz edilmitir. Ancak ebcedin varl e beytin gzellii bir kat daha artmtr.

Ebcedin bu kullanmla sz konusu edildii beyitler, genellikle anlamsz gibi grnrler. Sanki bir sathiye karsn-daym gibi okuyucuyu artan bu ifadelerden, airler de ok holanmlardr sanyoruz. Kelime ile oynamak ve zek oyunlar yapmak da airin ilgi alanna girer elbet, ite Shib-i Przde'den bir rnek: Msavidir meges mzn- adl-i Hak'dafl ile Msv olduu mzna Hak kavl-i Mmehhid'dir air ilk msrada sivrisinek (meges) ile filin eit olduunu sylyor. Ne mmkn, diye dnmeyiniz. Zira ebced nazarnda gerekten de hem "meges"; hem de "fil" 120 rakamyla karlanr. Bizi bu sonuca ulatran da airin, her eyin dzenleyicisi (Mmehhid) olan Allah'n terazisinde ayn arl vermelerini ifade etmesidir. air insanlara seslenerek, fil veya sinek cesametinde de olsalar kullarn Allah katnda eit olduklarn, ancak iman ve amel baznda birbirlerinden stn bulunabileceklerini ifade etmektedir. Nab'nin nl Hayriyyesi'nde ilim tahsilinin nemi anlatlrken yle bir beyte yer verilmitir: lme sa'y eylememekten hazer et tim sa'y ikisi birdir nazar et Gerekten de ilim ile alma (sa'y) birbirlerini tamamlayan deerlerdir. Daha dorusu ilim iin, almak arttr. alnca ilim kazanlmas gibi, ilim sahibi insanlarn da almay terk edemeyecekleri, almadan durmalarnn mmkn olamayaca aikrdr. Nab'nin bir gerei bu kadar yaln anlatmas normaldir. Ancak ona Nab-i Pr denir. Prlik vasfn haketmesi iin bu basit gibi grnen beyte phe ile yaklamak lazmdr. Zira bu beyti bu haliyle herhangi bir air de syleyebilir. Oysa Nab'nin dilinden dklnce bu beyitte bir nkte aramak kanlmazdr. te onun iin ifade-sindeki "Ilm sa'y ikisi birdir" ibaresindeki ilim ile sa'y (alma)'in ebced karln hesap etmek gerekir. Sonuta her iki kelimenin de 140 rakamn verdii grlecektir. Divn airlerinin bu tr syleyilerine pek ok rnek bulunabilir. Ancak hemen hepsinde ayn trden nkteler, kelime oyunlar ve ifadeler grleceinden fazla sze gerek duymuyoruz, ill ki u beyti de zikretmeden geemeyeceiz: Rakam-ye's ile yeksan saylr nm- emel Hrs hrmn eder ezcmle adedce ta'kb lk dizedeki ye's (karamsarlk, umutsuzluk) ile emel (arzu, istek) adnn rakamlar 71'de yeksan saylrlar. Yani her bir emelin sonu yeistir. air bu grn, bir sonraki msrada hrs hrmn'm (mahrumluk, mitsizlik) takib ettiini syleyerek kuvvetlendirir. Gerekten de hrs, ebcedde 298; hrmn da 299 rakamn karlar. Daha nemlisi, hrsn sonu mahrumiyet deil midir? stelik hrs ne kadar ok olursa, mahrumiyet ondan yine bir fazla olacaktr. O hlde ne tl-i emeller besleyip sonunda ye'se dmeye; ne de hrs gsterip eli bo kalmaya hi gerek yoktur. Hline kr gibisi var m?.. Elhamdlillah al klli hl!.. "Mazmn"un Mazmunu Divn Edebiyat denilince ilk akla gelen terimlerden biri hi phesiz mazmun'dur. Eski edebiyatmzn kendine zg bir mazmunlar dnyasnda ceveln ettii yahut eski airlerin anlatmak istedikleri dnceleri mazmunlar vastasyla syledikleri gibi hkmler, Tanzimat'tan beridir mazmunu Divn iirinin lazm- gayr- mufrklar arasna sokmutur. Mazmundan tam olarak neyi anlamamz gerektii hususuyla, onun muhtevasn kavramakta karlalan glkler son yllarda ilgilileri bu kelime zerinde dnmeye zorlam ve hemen pek ok mazmun tanmn gndeme getirmitir. Ancak bugne kadar konu zerindeki en geni makaleyi Sayn Prof. Dr. Mine Mengi yaymlad (bk. Dergh, s. 34). Meslektamzn makalesini, mazmun konusunda yeni yorum ve deerlendirmeler ieren yazlarn zlemiyle bitirmesinden edindiimiz cesaretle, biz de bu konudaki dncelerimizi aktarmak istiyoruz. Peinen syleyelim; Divn iirinin yrrlkte olduu dnemlerde "Mazmun nedir?" gibi ciddi bir soruyu ne soran, ne de buna cevap arayanlar olduunu sanyoruz. Mazmu-

nun ne olduu yahut ne olmad hususundaki pheler gnmzn problemidir. Eski kltrn, toplumun ve hayat artlarnn deimesi sonucunda unutulan eski iir gelenei mazmunun da ne olduunu unutturmu ve bu kelime "... zamann ak ierisinde kavram olarak karlad anlamlarn yansra edebiyat terminolojisi ierisinde terim olarak yeni anlamlar kazanm ve bugn daha ok terim anlamlaryla kullanlr olmutur"1 Sayn Mengi de buradan yola karak mazmun kelimesinin nce lgatlardaki kelime karlklarn, sonra da terimleme sreci ierisindeki anlamlarn incelemi ve "Beyitler ierisindeki gizli olan sanatl anlam", "Divn Edebiyat'nm kendi dnyas ierisindeki bilinen hayal, inan ve dncelerin beyit ya da beyitlerdeki dolayl anlatm", "anlam, z, verilmek istenen dnce, iirde ustaca sylenmi sz, ince, zarif anlatm", "benzeri az olan, hatta bulunmayan sz", "sanatnn hner gsterme isteinin sonucunda ortaya kan sz ustal" gibi tanm ve deerlendirmelerle mazmuna aklk getirmeye alm, 161 zet olarak da "Mazmun, Divn iirinin yapsal zelliklerinin ve daha ok estetik anlaynn bir gerei olarak vardr. O, deiik edeb sanatlarla balantl bir dil ustaldr... ^ Mazmun, ncelikle kavramlara anlam verebilme iidir."2 " hkmn getirmitir. Sayn Mengi'nin btn bu grleri - isabetli ve doyurucu olmakla birlikte mazmunu telmih, te~ bih, istiare ve mecaz gibi sanatlarla mukayyet bir kavram olarak ele almas hususunda kk bir deerlendirme yapmak istiyoruz. Bize gre mazmun bal bana bir sanat olup btn teki edeb sanatlarn da en belirgin gayesidir. Nitekim sayn meslektamzn daha nceden bikr-i mn konusunda yazdklar3 incelendiinde de ayn sonuca ulamak mmkndr. Bu sebeple onun, "Mazmunlarn nemli bir ksm aslnda ak istiaredir.", "Mazmunun znde istiare ile bir1 Mine Mengi [Prof.Dr.) "Mazmun zerine Dnceler", Dergh, c. III. s. 34. 2 Mengi, a.g.m., s. 35. 3 bk. Mine Mengi, "Divan iiri ve Bikr-i Mana", Dergh, c. II. s. 19. 1 likte phesiz mecaz da vardr" demesine veya "(Mazmunun) telmihle de yakn ilikisi"nden sz etmesine ilvede bulunmak isteriz: Gerek mazmun, btn bu sanatlardan destek alsa da aslnda bu sanatlara muhta deildir. Zira bize gre mazmun kelimesi bugn iki ayr anlamda terimle-mitir: Birincisi, Divn iirinin kuralc yaps iinde mtalaa edilen tebih ve mecazlardr. Sevgilinin boyu yerine "selvi, elif, imd, Tb, ar'ar, fitne, kyamet vs.", duda yerine "l'l- cm, irin, hokka, Mhr-i Sleyman, ate, kan, gonca, gl, b- hayat, kevser vs.", yz yerine "ems, yine, yd, ayet, kble, glsen vs." kullanlmas bu trdendir. Nitekim sayn Mengi'nin baz mazmun tanmlar da kullanmlara uygunluk gstermektedir. Aslnda Divn Edebiyatnn kurulu andan itibaren bu tr ifadeler tedricen geliip genilemi, sk sk tekrarlar sonucunda iirin zn de etkileyerek mnnn iyiden iyiye tebellr etmesine yol amtr. Szgelimi l'l veya gonca denildii zaman artk az' da ayrca sylemeye gerek kalmamtr. nk her iir okuyucusu bunlarn "sevgilinin duda" demek olduunu anlar duruma gelmi ve sonuta l'l ve gonca, "az" iin birer mazmun hline dnmtr. Bizce bu tr mazmunlar Divn iirinin gyabnda gelierek terimlemi olup hibir divn airinin mazmundan anlad gerek mn bu deildir. Sanyoruz mazmuna yklenen bu ireti mn, divn iirinin bedi zevk olmaktan kt son dnemlerin eseridir. Ne var ki mrur- zamanla bu tanm doru kabul edilmeye balam ve Tanzimat'tan Cumhuriyet'e mazmunun gerek terim anlam da sessiz sedasz bir keye ekilmitir. Nihayet, ga-lat- mehur lgt- fasihten evl tutulmu, mazmunun tanmnda gerek lgatlar, gerekse ihtisas sahipleri, olduka deiik vadilerde nicelik ve nitelik arar olmulardr. Sevindirici olan odur ki son zamanlarda baz ilgili akademisyen yahut Divn iiri merakllarnn mazmunun gerek kimliini arama gayretleri, kelimenin ikinci -bizim iin gerek ve yegne- anlamn ortaya karmaya ve bu konuya bir aydnlk getirmeye ynelmitir. Bu ikinci mnya gre mazmun, zetle: "Bir szn (beyit, msra) altnda gizli olan mndr." Kelimenin ilk gze arpan zellii ise gizliliktir. Yani "Bir mn veya mefhumu, zelliklerini artrarak kelime gruplar iinde gizleme sanatna mazmun denir". Bu mansyla mazmun hem bir oyun, hem bir hner ve hem de bir sanattr.

Beyitte gizlenen mazmunu kefedebilen okuyucu, iirle salkl bir ba kurar, okuduu iirden holanr ve gerek mnsn anlam saylr. Divn iirinin en cazip tlsm, karizmas ve gzellii de burada gizlidir. airin hneri derecesinde okuyucu da iirden zevk duyacaktr. Bir bakma, Divn iirinin mazmunu, halk iiri geleneinde klarn muamma asmalarna benzer. nk esas olan, beyit (veya halk iirinde kt'a) zerinde dikkatle dnp gizli gzellii grebilmek, kefedebilmektir. yleyse diyebiliriz ki mazmun, l-gaz veya muammann beyte teksif edilmi bir benzeridir ve her beyitte grlemeyen, bir eit aire zel sanat oyunudur. Belki biraz abartmayla, Osmanl sema kahvelerinde halkn muamma zmesine karlk; aydnlarn eitli edeb mahfellerde mazmun zdklerini sylemek bile mmkndr. Keza meslektamz Cem Dilcin'in bir makalesinde buna benzer bir mazmun zmlemesi baaryla uygulanmtr.4 Sayn Dilcin, Fuzul'nin; Her seh-kad cilvesi bir seyl-i tufn- bela Her hill-ebr ka bir ser-hat- mek-i cnun beyti zerinde dururken bu dizelerdeki Leyla ve Mecnn mazmununu hem manen, hem lfzen, hem de hesben (eb-ced ile) gayet doyurucu bir ekilde izah etmitir. Bu izahdan anlaldna gre mazmun, te'lif ittisali mnasebetiyle ve lfzen de uygulanabilmektedir. Dier bir deyile hem mn, hem de lafz yoluyla mazmun oluturmak mmkndr. air, istei dorultusunda bazen birini, bazen dierini bazen de her ikisini birden uygulayabilir. Askerliini yapm olanlar bileceklerdir. Zifiri karanlk gecelerde travers eitimi yaplr. Buna gre geni bir arazinin 4 Geni bilgi iin bk. Cem Dilcin (Yrd. Do. Dr.), "Fuzul'nin Bir Gazelinin erhi ve Yapsal Ynden ncelenmesi", DTCF Trkoloji Dergisi, c. IX. S.I, Ankara 1991, s. 43-98) baz gizli yerlerine gndzden birtakm iaretler braklp ipular serpitirilir. Gece askerin eline bir fener ve pusula verilerek iaretlerden her birinin mesafe ve ynleri ile hedefi bulmas istenir. Eer asker ilk iareti bulamamsa ikinci ve dierleri iin verilen yn ve mesafeyi tayin etmekte mk ltla karlaacaktr. Ama eer iaretleri doru bulursa bir sonraki iaret daha kolay tesbit edilebilecek ve hedefe var mak zor olmayacaktr. Ancak arazinin engebeli yaps ve ta biat artlar hedefe giden yolda oyalayc unsurlar olarak kendini hissettirecektir. imdi, bir beyitteki her bir kelimeyi muhtemel birer iaret, mn veya ahengi arazi, mazmunu da hedef olarak dnelim. air tpk komutan gibi, inisiyatifini (slup) kullanarak arazinin (mn) eitli tabiat artlarn (vezin, kafiye, ahenk vb.) en uygun bir sistemle (iirin genel erevesi ve kurallar ile edeb sanatlar) iaretlendirip asker lerin (okuyucu) hedefe (mazmun) ksa srede (az sz ile ok mn ifade ederek, muhtasar ve mfid) emniyetle varabil164 meini (anlalrlk) ve bunu bir zevke dntrmesini sala? mak zorundadr. Yani mazmun, belli diller ve iaretler veriler rek, eitli ipular gsterilerek mn iindeki zarif ve sanat l mnya ulamakla kendini gsterir ve bedi zevk olur. ^ Mazmun, bir bakma Divn iirinin kuralc yapsndan kaynaklanan bir reh-i n-refte (yrnmemi yol) arama gay-!j retidir. Bylece airler beyte gizledikleri mazmun lsnde orijinaliteye ulamakta ve bir iftihar vesilesi kazanmaktadrlar. En mkemmeli sylemenin esas olduu bir nazireler edebiyatnda elbette ki mazmun bulmak, hele bikr-i mazmun yakalamak g, ama nemlidir. Mazmun, yerine gre dilden mnya; yerine gre de mndan mefhuma sraylarla kendini gsterir. Baz edeb sanatlarn beyitte bulunup bulunmamas da mazmunun neminin artrlmas iin birer vastadr. Ancak mazmun iin edeb sanat art aranmamaldr. O, airin en byk sanat olarak, balbana bir beyte deer ve itibar kazandrr. Sayn Mengi'nin, mazmun kelimesinin terim mnsn anlatrken zikrettii,

Ey Riyaz K'be v meyhaneden birdr murad iki beyt-i dil-gdur kim ola mazmunu bir beytini incelediimizde, Riyaz'nin mazmundan anlad mn ile bizim sylediklerimiz arasnda bir paralellik olduu grlr. air, K'be ile meyhaneyi (mecazen kn kalbini) bir tutarak her iki kelimenin de mazmunu olmak zere beyt-i dil-g (gnller aan ev) tamlamasn kullanr. Yaygn intiba da zaten gnl ile K'be'nin "Allah evi" oluudur. Burada bizim iin nemli olan, mazmun kelimesinin kullanldr ki "bir eyin altnda gizli olan" veya "gerei aratrldnda karlalan mefhum" anlamn ihtiva eder. K'be de, gnl de, sonuta kiinin Allah' bulduu ve hissettii dnlen meknlardr. imdi baz misaller vererek mazmunun bu tr anlam ve kullanlyla ilgili szlerimizi pekitirelim. Bu misallerde mevcut olan mazmunlarn hibiri, beyitte bizzat sylenmez. Ancak ipular verilerek okuyucunun mazmunu bulmas, anlamas, kefetmesi istenir. Zaten bizim kabul ettiimiz mazmunun terim olarak asl zellii de budur. Nitekim sayn Mengi de mazmunu bu anlamyla zikrederek Fuzul'nin, hma yrm giceler ayar ta'nndan sakn Sen meh-i evc-i melhatsn bu noksandr sana beytini inceleyip "ay tutulmas" mazmununu izah eder. Biz Fuzul'nin dier baz beyitlerinden mazmun rnekleriyle konuyu amak istiyoruz:5 Bir yerde sabit et kadem-' itibrn Kim rehber- i eriat ola mukted bana Beyitteki normal fontla dizilmi kelimelerin tamam namazla ilgilidir. Namaz klnrken sa kadem (ayak) yerde sabit kalr, kmldamaz. Keza namazda muktedya (nder, 5 Bu konuda merhum hocamz Prof. Dr. Haluk pekten'in Fuzul, Hayat, Edeb Kiilii ve Baz iirlerinin Aklamalar (Aka Yay. Ankara 1991) adl eserinde geni bilgi mevcuttur. Bu izahlara bakarak hocamzn da mazmun konusunda bizim gibi dndn anlamak mmkndr. imam) uyulur ve rehber edinilir. te bu beyitte namaz kelimesi hi gemedii, hatta namazla ilgili ak bir ifade yer almad hlde okuyucu, airin, Hz. Peygamber'in arkasnda namaza durmak veya onun yoluna uymak istediini kefedebilir. Dier bir deyile bu beyitte bir "namaz" mazmunu gizlenmi durumdadr. Yine Fuzul'nin nl bir gazelindeki u matla beytinde de akayk (gelincik, da llesi) mazmunu kendini gsterir: Benim teg hi kimse zr perian olmasn ya Rb Esr-i derd-i ak u da- hicran olmasn ya Rb Normal fontla dizilen kelimelerin tamam akyka ait zellikleri bildirir. yle ki: akayk ieinin yapraklar inceciktir (zr gibi), mr ok ksa olup yapraklar birka gnde dalverir (perian), ortasnda dalama yarasn andrr bir siyahlk mevcuttur. Keza da, gelinciin kzl rengini sembolize eden ate vesilesiyle vardr. Yapraklarn dalmas, ayrlmasdr (hicran). Her bitki gibi gelincik de bir kke baldr (esir). te yine Fuzul'den bir tek msrada bir sultan mazmunu: Senden etmem dd, evrin var ltfun yok deyip Dd (adalet) ve ltf (ba, ihsan) padiahlara zg hallerdir. Cevr ise airin gnl sultanna (sevgili) ait bir zelliktir. Fuzul'nin sevgilisine "Sultanm!" diye seslenmesi ve onu gnlnn yegne sultan olarak gstermesi; ama bunu yaparken "erbabna malmdur" mefhumunca ayardan ve iire ninlardan gizli tutmas ne zarif bir syleyi ve davrantr!.. Mecnn'un llerde vahilerle dostluk kurup bana kularn yuva yaptn, sann-bann perianln, ak yznden deli olduunu ve delilerin gzne cinlerin, perilerin grndn, yahut perilerin insan arpp deli ettiini hemen hepimiz duymu, okumuuzdur. ite yine Fuzul'den bir Mecnn mazmunu: iyn- mrg- i dil ziilf-i pennndadr Kande olsan ey per gnlm senin yanndadr

Bu beyitte Mecnn'un ad anlmam, yalnzca zellikleri sylenmi ve bir mazmun olarak mnya yerletirilmitir. Zaten Mecnn ad anlm olsayd mazmun deil telmih yaplm olacakt. Hemen hemen ayn mazmunu rif'nin: Billahi syleyin bana ey hvn- dest Sizden mi yoksa nev-i beerden mi sevdiim beytinde de grrz. imdi Nedim'in* u beytine bakalm: Sinede evvel ne muhrik arzular var idi Lebde serke nlar aheste hlar var idi Bu beyitte "selvi" kelimesi gememektedir. Ancak bilindii gibi selvinin grnnde serkelik vardr. Barnda muhrik (yakc) arzusu olup da h eden kiinin azndan kan buu da ge ykselirken selvi gibi dzgn kar. Serviler rzgr ile salnrken "aheste h"lar ekerler. Gerekten de servilerin rzgrda salnmalarnda "H" nidas duyulur. Nitekim eskiler mezarlklara selvi dikilmesinin sebebini bu sese balarlar. Bylece serviler "H!" yani "O, Allah" diye diye zikrettike kabristanda yatanlara ecir verilip gnahlar balanrm. ite Nedm de iindeki muhrik arzu ve ateli h'la-r anlatrken selviyi hatrlamadan edememi ancak bunu laf-zen sylemeyi de gereksiz bulmutur. Mazmunu zen kii, Nedim'in bu arzu ve ahlarla deta lme yaklatn bu nedenle mezarlklar hatrladn, kendisini bu hle drenin de selvi boylu bir nazenin olduunu zaten bilecektir. Ayn beyitte bir ahu mazmunu da vardr, ikinci dizedeki serke (ban ekmilik)ten airin kast "aheste" kelimesinin ba ksm olan "" hecesini bir sonraki "h" kelimesinin bana ekmektir. Bylece sevgili de bir h olacaktr. u da bir dervi mazmunu: Kalbini sf eyleyen cm- safay neylesin Ak ile demsz olan sz nevay neylesin Derviin kalbi saf (temiz) gerektir. Ancak o zaman ilah akn tecelllerine muhatap olur. Bunun iin tarikat adabnca dem ekmeye gerek vardr. Keza saz u neva da tekkelerin pek yabancs saylmaz. Mazmunlar, yalnzca bir mefhum veya mcerred dnce zerine bina edilmeyebilir. air, stad olunca kendi an ve yaanlan hayat da mazmunlatrmaktan kendini alamaz, ite Bak'den bir beyit: Her yneden ayana altm akp gelir Ecr- ba himmet umar cybrdan Zaman XVI. asrdr, imparatorluun kemal noktas... Muhteem Sleyman'n dirayeti, her yandaki lkeleri kendisinden himmet umar duruma getirmitir. Pek ok lkeler cizye veya vergi usulyle bu ihtiamn ayana altn aktr. Bak de sonbaharn altn renkli yapraklarn rmaklara mecbur gsterirken Osmanl'nn o gnk hlini maz-munlatrverir. Karacaolan'n aadaki drtlnde ekerle beslenen "tut" (papaan)" mazmununu okuyunca, airin bunu divn iirinden etkilenerek veya bilerek mi yaptn, bir tevfuk eseri mi olduunu, tevarde mi rastladn, iir dilinin ilene ilene sanat da beraberinde mi tamaya baladn yahut ortak kltr birikiminin sanatla m yorulur olduunu dnmekten kendimizi alamayz: Deryalarda yzer gemi eker dudann yemi Sregr devran demi Devran geer demedim mi Grld gibi burada mecaz yok, tebih yok, telmih yok, istiare yok. Dorudan doruya bir mazmun var. air sevgilisine tut demekte. rnekleri oaltmak mmkndr. Zira her air kendi miktarnca mazmunlar, bikr-i mazmunlar ile ann gereini yapyordu. Bugn mazmuna deiik anlamlar verilmesi bu gerei deitirmeyecektir. Ancak sevindirici bir husus vardr ki, artk her ke banda bir "kaz-kazan"n mevcut olduu gnmzde Divn iirinin kaz-kazan durumunda olan "mazmun"un mazmunu stndeki sis perdesini kazmak kolaylamtr. Konuyu yeniden gndeme getiren sayn Mine Mengi'ye tekrar teekkr ediyor, ilgili kalem erbabnn grleri dorultusunda mazmun'un kimliini bulmasna katkda bulunulmasn istiyoruz. Meseldir: Msdeme-i efkrdan barka-i hakikat doar Beyit, air ve iir Anlay

Divn iirinin klasik olma zellii ve kendi hayal dnyas, airlerin de belli dnce sistemlerine sahip olmalarna yol am, onlarn edeb dncelerini ekillendirmitir. Fikri ve zikri, kali ve hli ne yolda olursa olsun her Divn airinin dnce doktrinlerini belli bir sistemi iinde edeb mecralara dkmesi istenir. Dier bir deyile her beyit, dilinden yahut kaleminden dkld airin sahip olduu kiilie gre yorumlanr. Ancak yaygn baz teamller vardr ki ekil ve kural itibariyle baka trlsn dnmeye imkn bulunamaz. imdi birbirine benzeyen -meyhaneyle ilgili- beyit zerinde durup airlerine gre yorumlar vererek konuyu aalm. Net (. 1674) yle diyor: Zahid aya yer mi basar imdi Net Mey rhte bin pare yatur cm ikeste Ey Net! kadeh krlm, bin para yatmakta (ve) arap da (salp) dklm. Artk zahidin (hi) aya yere basar m (yani artk keyfine diyecek yok)!.. Beyti nesre evirirken "Net" ismi ile "zahid" sfatnn yerlerini deitirmek de mmkndr. Bu durumda mnya "Ey zahid,.." diye balamak gerekir ki aya yere basmayan kii, bu sefer de Net'nin kendisi olacaktr. Her ne hl ise! Bu bir sanat incelii. Bizi ilgilendiren husus, beyitte sz konusu edilen manzaradr. Buna gre olay bir meyhanede cereyan eder. kiyi ienler, kendilerinden gemiler. Zevkten ayaklar yere basmyor (sarho olan bir kiinin aya istese de yere basmayaca ve hemen yklaca iin burada hsn-i tall sz konusudur). Dahas, kadehler krlm, arap da hepten yerlere dklm. Artk varn siz aya yere bas(a)mayan sarholarn bu krlan kadehler ve dklen ikiler arasndaki acnacak hllerini gznzn nne getirin. Bu meyhaneye burada anladmz biimde ve beyitteki kelimelerin yalnzca grnen d anlamlaryla bakarsak iren bir manzarayla karlamakla kalmaz, midemizi azmza da getirmi oluruz. Oysa divn airine gre byle sylemek bir zarafettir. nk o, buradaki kelimeleri tamamen mecaz anlamlaryla kullanmtr. Evvel, zahid, din kurallara sk skya baldr. O, te lemin nimetlerini bu dnyadaki zevk ve elenceye tercih etmi olup bu yzden deta srekli ibadet halindedir. Hatta dinin dna taanlara kar hi hogrs yoktur. O, rindliin zdd bir davran biimini tercih etmitir. Saniyen, beytin mellifi Net (Ahmed Dede), bir Mevlevi eyhi ve Edirne Mevlevhanesi postninidir. Braknz meyhaneye gitmeyi, meclisinde ikinin adn anmaz ve andrmaz. O hlde beyitte kullanlan kelimelerin mecaz anlamlarna bakmamz gerekir. Tasavvuf stlahnca "meyhane" tekke'den kinayedir. Buradaki "iret meclisi", ilah yaknlktaki lezzeti karlar. "Mey" ilah ak, "cm" ise kn kalbidir. Bu durumda sz konusu manzara; tekkede zikir esnasnda kendilerinden geen ilah ak erbabnn dnyay unutmuluunu, aya yere basmayacak derecede ilah ak sarhou olduklarn gsterir. imdi dnmek lazmdr; erbb- seyr suluktan byle szler sadr oldu diye onlar tekfir, tahkir yahut tezyif etmek asla reva deildir. Bunlarn meyden, neyden, meyhaneden, 171 rindlikten, zhdden, ktan, mauktan vs. maksatlar farkldr. Btn bu kelimelere tasavvuf stlah olarak baka mnlar yklenir. Bylece baz tasavvuf! hakikatler, dervilere, muhiblere daha kolay anlatlm, kavratlm olur. Muhatabn anlayaca tarzda konumay emreden hads-i erif de buna cevaz verir. Yoksa gnmzn yar aydnlar gibi kelimelerin zahirine bakarak erenlerden olan bu ztlar ikici, sarho, ahlksz diye itham etmek abestir. Bu yzden olacak ki, tasavvuf yolunun ileri gelenleri, kendilerinin byle athiyyat veya cezbe ile inad ettikleri szlerini zahir ehlinin okumasn men etmi, haram saymlardr. nk bir hakikati muhataba anlatmann en geerli yolu, onun anlayaca dilden konumaktr. Baz hakikatlerin mecaza brndrlerek sylenmesi, muhatabn ondan kendi miktarnca faydalanmasn kolaylatrr. Fabller de byle deil midir? Gerekleri btn plaklyla sylemek, ehli olmayan kiileri azdrabilir, davadan soutabilir. Gerekleri anlamaya istidatl olanlar da bu durumlarda cnu-na vardklar bilinmektedir.

Dahas, tasavvufun salt hakikatleri, her devirde mevcut olan baz mutaassplar, szn sahibine kar ktle tevik edebilir. Hallc- Mansur'un, Ne-sm'nin bana gelenleri bir para da bu gerekilie hamletmek pek hatal olmayacaktr. Nitekim tasavvufun ilk yllarnda sufler, gerek nazm, gerek nesir olsun hemen pek ok sz mecaza brndrmlerdir. Her ne kadar mild onuncu asrdan sonra tasavvuf geni corafyalarda mkes bulup yer yer serbestlie ynelmise de mecaz sylemek, bir kez kural hline gelmitir ve hemen her sz sahibi sf, kelimelerini mecaz kalbna dkerek anlatmda bir det ve gelenek oluturmulardr. O kadar ki, artk tasavvuf asnn znden mecaz mikrobu arndrlamam, istenilmese de hakikat mecaza gebe braklmtr. Bunun en nemli zarar, tasavvuf dnyasnn dnda kalanlarca mecazlarn hakikat gibi alglanmasna ve hatta tevik edici davranlara yeltenil-mesine kap aralamasdr. Anlatrlar ki; bir mecliste ulema ve meayihten bir zatn, arap ve dilber vasfnda gayet rindne bir iir okumas zerine, onun mrid ve talebelerinden birisi olan zamann kadsna ikayette bulunmular. Cevap vermi: - Fesbhnallah! Efendi hazretleri stadmzdr. Fart- takva ile muttasf, ashb numunesi bir zttr. Eminim ki arabn rengini bile asla bilmez. Hele zevcesinden gayr bir kadn grmedii tabidir. Fakat airlik, demek ki baa bela. Hi de alk olmad ve bilmedii eyler sylemi. Buradaki hadisenin benzerlerine Osmanllarda sk sk rastlamak mmkndr. Oysa bir yandan taassup fikirleri, dier yandan teceddt erbab, en munis tasavvuf iirlerinde bile kendi karlarna hizmet edecek malzemeler bulmu ve Hak klarnn glgesinde yine tasavvufa zarar vermekte onlar alet edinmilerdir. Denilebilir ki iin yalnzca zahirine bakan mteyih (sahte eyler) takmnn tremesi ile tekkedeki hayatn gittike yanl mecralara ekilmesinde de bu tr iirleri laykyla anlayamamann tesiri olmutur. Eski Trklerin "karabudun" dedikleri cahil takmn elbette tasavvuf kisvesi altnda iki, esrar, zevk ve elence dnyasna ekerek kandrmak pek ok karc sahtekrlarn iine yaramtr. Garip olan odur ki, mecazn zararnn grlmeye baland son birka asrda bile bu tr ifadeden vazgeilmi deildir ve hatta belki tervi edilmitir. Nitekim hangi eyhin divnna baksanz yukarda sz konusu ettiimize benzeyen yzlerce beyit bulmak mmkndr. imdilik bunu geelim. u beyit izzet Molla'nndr (. 1830), Sen mubeeyi sev de ne derlerse desinler Meyhanede kal evde ne derlerse desinler ok ak ve kaba olarak beytin nesre evrisi yle yaplabilir: Sen meyhanedeki mubeeyle zevk safn yoluna koy da evde bire ailen ne halt ederse etsin!.. Maalesef ve maatteessf! imdi beyti aklamaya alalm: "Mubee", eski ran'da, evinde arap satan mecsnin rana verilen isimdir. "Bee", pili demektir. Osmanllarda meyhane muosuna bu ad verilirdi. Malm, eskiden istanbul'un Galata, Fener, Sandkburnu gibi pek ok meknlarnda nl meyhaneler vard ve buralarda gen, gzel olanlar rak olarak altrlrlard. Bu beyitte, ilk bakta islam geleneine aykr olarak mslman tabiat ve seciyesinin temeline dinamit koyan iren bir ahlkszl tervi vardr. Ama gerekte bu bir klasik iir syleyi tarzdr ve asla izzet Molla gibi bir airden byle bir hlin sadr olmas dnlemez. Hatta Molla'nm byle bir ahlkszl tevik etmesi hayalimizin bile dndadr. Tarihen bilinmektedir ki o, zarif, ehl-i rz, hamiyyet sahibi ve devrinin gzel ahlka parmakla gsterilen mmtaz bir ahsiyetidir. Toplumu dzeltmeyi kendine iar edinmi, kalemini de fikrinin hizmetine vermi ve bu uurda menfalarda vefat etmi bu koca Osmanl iin byle meyhanelerde sabahlamak, evdeki hanmnn hakkn inemek, adn sarhoa karmak vb. gibi ayplar asla dnlemez. O hlde, bu beyit neyin nesi? Bu beyitte syledikleri yalnzca bir slup meselesi ve

edebiyatmzn klasik syleyi tekniidir. Divn iiri, rindlii vd iin bu tr syleyilere hemen her airde ska rastlanr. Her ifadeyi kendi a iinde dnmek ve irdelemek, bu bakmdan ok nemlidir. Bugn dnya deimi, kelimelerin mn ve arm alan daralm, ifadelerin ksrl artm, daha da nemlisi Divn iirini klasik slubu iinde deerlendirebilecek altyap ve kltr kaybolmutur. Nitekim izzet Molla'nn yaad ada airlik; terbiye ve zarafet, hatta kibarlk iin elzem saylrd. O devrin sohbetleri bile birtakm mazmunlar ve bu yolda telmihler ile devam eder, szler mensur iir kalbnda sylenirdi. Bylesi gnl sohbetleri sabaha kadar uzarken ehl-i dil hibir insan bu trde syleyilerden edebe mugayir bir anlam karmazd. O dnemin arifleri ve zarifleri de tpk daha nce anlattmz mutasavvflar gibi baz anlay ve telakkileri ok masumane telaffuz ederler, byle inanrlard. Mesela edebiyatmzn batan sona "mauk" imajn kullanm, hibir Allah kulu da "mauka" dememitir. Bir edip iin y u n ehli olmak da sanki kanun mesabesindedir. iirlerde din ve dindar insanlar zemmedilir. Ahlk alaya alnr. Serserilik, fakirlik ve zibidilik revata gsterilir. Ancak i uygulamaya gelince bu airlerin hibiri, muvahhid mslman kimliini terketmez. Dikkat edilirse zaten btn bunlar edebiyat kelimesinin -ki edep kknden gelir- mansyla taban tabana zttr. O hlde yukardaki beyit veya buna benzer iirler ihtiva eden divnlar bugnn artlaryla deerlendirir ve kelimeleri plak anlamlaryla karmza dikersek bu kiilere edip demememiz lazmdr. Edb, her eyden nce terbiyeli, ahlkl olmaldr. Nitekim izzet Molla da yledir, dierleri de... Sadece, grdkleri klasik iir terbiyesi, onlarn bu ekilde sylemelerini gerektirir, o kadar. Onlarn grdkleri gzle bakldnda, syledikleri ne kadar ulv, ne derece muhteemdir. Ancak bunun istisnas yok mudur? Elbette vardr, ite nc tr iirler bu noktada devreye girerler. Her snfta olduu gibi airler zmresinde de ahlk d davrananlar bulunmaktadr. Daha nemlisi, ok mkemmel eserleri olan ve adn ahlk vadisinde grmeye altmz bir airin de bazen bir "Derenme", bir "evkengz" vb. eserler yazdn, hatta hezliyat ve kfriyatta ok ar gittiini grrz. Bunlar birka istisnadr. Ancak, yine de bu nc tr airler zmresinde ve onlarn edebiyat ekolnde yer alan bir hayli air, epikryen felsefenin en ateli temsilcileri olarak hayatn anasn satm; zevk, elence ve sefahatin dili, duda olmulardr. Bunlara gre; Sfi mecaz anlad yre muhabbetim lemde kimse bilmedi gitti hakikatim anlay geerlidir. Hakikati sylerler, ama kanun korkusundan bunu mecaz gibi gsterirler. Ancak inkr etmemek gerekir ki, bunlarda da bir zarafet sz konusudur. yle ki kfrederken bile byk, sefahati anlatrken bile muhteem, ahlkszl sylerken bile caziptirler. Tabiri caizse, zehri altn kadehte sunar, acuzeyi allayp pullayp taze geline tahvil ederler. Bunu yaparken de asla pespaye olmazlar. Hele gnmzdeki ahlk d edebiyat (!) mahsullerinde, argo ve kfr dolu televizyon programlarnda, kulak misafiri olurken bile yzmz kzartan konumalarda olduu gibi taze gelini de kocakar klna sokmazlar. Ne denli mstehcen olsalar bile asildirler. Bunlarda ne sflerin derin vecdle dolu mecazlar, ne de klasik iirin derin mn ykl, tekellfle bezenmi msralar vardr. Bunlar vezinli sz yeteneiyle yaratlm airlerdir. Din ve ahlk taraflarn pek o kadar nemsemezler. Azlarna geliveren her trl sz iir kalbna dkmekten zevk alrlar. Gzel bir mazmun, ince bir mn, ho bir syleyi uruna pek ok meziyet ve erdemlerini feda etmekten ekinmezler. Hele darb- mesel hkmnde bir bikr-i mn yakalayacak olsalar "geldi kafiye, gitti safiye" mefhumunca, aslnda hi de tenezzl etmeyecekleri bir fiili (hrszlktan hainlie, sarholuktan nonolua) ilemi gibi vnmekten geri kalmazlar. Yaanm bir hadisedir: air smailpaazde Kr Hakk Bey, ran ah iin bir kaside yazm! i ahn vmek iin inemedii snn inan sistemi kalmamtr. nl air Kzm Paa bir gn ona rastlar ve taklr: - Hakk, sen Acem padiahn methedeyim derken gvur olmusun! Hakk Bey suratn ekiterek ve muhatabn kmseyerek cevaplar:

- Kzm, ben senin bu derece aptal olabileceini bilmi yordum. Ayol ben kasidemle Nef ''yi gemeye altm; g vurlua kim bakar? te bizim nc beytimiz, yine bu nc tr airlerin en sekinlerinden olan Nedim'e (. 1730) ait. Syledii yz-lercesinden bir tanesi: Bir cam bir del'l-i lebin sundu mubee Pr-i mugn olas aceb merebimcedir Gen sak bana bir kadeh arabn, bir de l'l dudan sundu. Hay ok yaayas, houma giden eyleri nasl da bilir!... Ezcmle; Divn Edebiyat'nda her bir iiri syleyenine, syleyiine ve kaidelerine gre deerlendirmek gerekir. Ama ncelikle her iiri kendi devri iinde ele almak arttr. Ne her okunan kelimeye anlammz basit mnlar yuklemeli ne de tamamen mecaz kabul etmeye ynelmehyz. Belki her bir kelimesini iyiden iyiye inceleyip layk olduu mnsn bulmalyz. Buna ramen houmuza gitmeyen, yahut aykr dncelere kap aralayan syleyilerle karlarsak, Arab'n dedii gibi "Huz m safa, da ma keder yolunu tutmalyz.

Varn, yorumu siz yapn. 1 SafaClOsn (iyisini) al; keder(Hsin)i (ktsn)

"Yazmak" Fiilinin Eski iirimizdeki Maceras Yazmak, dnyadan daha evvel yaratlm bir eylemdir. Bu bakmdan genel mnda "yaz" bir icat deil, bir keiftir. Zira takdir-i lh Levh-i Mahfz'da yazldr. Yani szn ebedlik kazanmas, yaz ile mmkn olmutur. lm, herkes iin eit uygulama yaparken yazya bir para iltimas geer. Onun iindir ki lah kelm, daha ilk zamanlardan itibaren yaz ile korunmutur. Btn bilimler yaz sayesinde vardr. Sanat dallarnn bir ksm da keza yazya muhtatr. iir gibi... iir yazmak, sanatn sz ile yaplan en soylu blmdr. Divn airleri de pek az dnda manzumelerini, yazarak oluturmulardr. Bir air sylemeye ynelik yahut yazmaya ynelik bir sanat endiesi takip edebilir. lham persi sk sk kendilerini ziyaret eden airler, sylemeye nem verirler. Bunlar airane kiilerdir. Birdenbire parlayan bir k, ufuklarn aydnlatr ve ardndan beyit/beyitler sralanr. Ancak klasik gelenek -ki Divn iirinin klasik olma zellii daima n plandadr- baz iirleri uzun uzun dnmeye ve sonra yazmaya ynlendirir. Zira ona gre daha evvelki stada benzemek, onun gibi yazmak ve kabiliyeti lsnde onu amak n plandadr. Mamafih sylemeye ynelik endie tayan airler de nihayet yazma aamasnda klasik olacaklardr, ite baz manzumelerin bir veya birka beytinin ok enfes olup da dier beyitlerinin eskileri tekrardan te geememesinin bir sebebi budur. airin zihninde birdenbire douve-ren ilhamlarn meyvelerine, biz Divn iirinde ah beyit deriz. h beytinin yannda satr oluturan beyitler ise dnlerek yazlan birer fikir iiliinin eserleridir. Ancak bu tr sanatkrl ylesine baar ile icra eden airler vardr ki yazlan manzumenin tamam ah beyit mesabesinde kda dklr (Yek-vaz ve yekhenk gazeller gibi). te beyitler btn bu aamalardan geip manzume biiminde yazya geirilirken yazmak eylemi airi zaman zaman dndrr ve yaz hakknda fikirlerini yenilemesine yol aar. Buna yaz ile alkal dier kutsal dnceleri de ilve edince yazmak eylemi ile air arasnda bir gizli yaknlama kendini gsterir ve bizzat yazmak da iire konu olabilir. Sz yazmaktan almken Sayn insi Tekin'in bu konuya dair derinlemesine bir incelemesini gzard etmek mmkn deildir. Sayn Tekin, "Itikaknn Kesf'nde yazmak fiilinin nasl, nerede ve ne zaman "yaz yazmak" anlam kazandn, fiilin etimolojik yapsn, eitli kaynaklarda hangi anlamlaryla yer aldn vb. incelerken, fiilin Tanklaryla Tarama S'z/'ndeki u mtak ve anlamlarna yer veriyor: " 1. yaz-: Naketmek, resmetmek, ssleyip bezemek

2. yazc: Ktip 3. yazn-, yazl-: Kendisi iin istinsah etmek, kaydedilmek, takdir edilmek 4. yazlu (=yazlu): Yazlm, yazl 5. yazlyazu: Talih, nasip, kader, almyazs." Prof. Tekin, Eski Trke devresinde yaz - fiilinin "hata et; gnah ile- anlamalarna da geldiini rnekleriyle anlatrken (msl. yaz-yanl -: yanlmak, gnaha girmek, yazuk: gnah, yaz gel-: acmak, merhamet etmek ve gnmzdeki yazklar olsun, gibi...) diyor ki: "Bu durumda elimizde iki fiil var: 1. yaz -; gnah ilemek, 2. yaz -; yaz yazmak, naketmek, kaydetmek. Yukarda grdmz gibi bunlardan ikincisi XI. asrda ilk defa Ouzca'da bir ive hususiyeti olarak grlr ve gnmze kadar biz Bat Trklerinin dilinde yaygn bir ekilde kullanlr. Birincisi, yani "hata etmek, gnah ilemek" mnsndaki yaz - ise Trkenin ilk dneminden balamak zere gnmze kadar gelir, fakat bizde, yani Anadolu'da bugn iki yerde skp kalmtr; yazk (yukarda grdmz "gnah" mnsndaki yazuk) ve de yaz -, otura yaz - (mesela "Ali apkamn stne otura yazd") gibi ana fiilin eyleminin "az kalsn vuku bulacan" ifade eden bir "tarifi yardmc fiil" olarak kullanlmaktadr." Bizim imdi szn edeceimiz iirlerdeki "yazmak" fiili, bu zikredilen mnlarn bir ksmn ifade eder mahiyette kullanlmtr. Keza yazmak fiilinin arm yoluyla baka anlamlar kazand yerler de vardr. Bunlar zaman 180 geldike zikredeceiz. Divn iirinin nazire gelenei -biraz da klasik kalma en-= diesiyle- daha evvel sylenen bir sz, daha cazip biimde yenilemeyi ngrr. Hemen pek ok airin divnlarnda yer l alan ayn ifade tarznn ana sebebi budur. Ancak baz byk airler ylesine mkemmel nazireler gelitirmilerdir ki bu | slplar onlar dierlerinden farkl klp mstesna syleyilere ulatrmtr. Bu tr iirler karlatrlnca ilk bakta birbirine benzer grnseler de iirin ruhuna inildiinde her birinin yekdierine stn geldii grlecektir. imdi geriye dnelim ve ortak vasf yazmak olan, baz airlerin neler yazdklarna, yazmak istediklerine, yazdrdklarna, yazlmasyla mutlu olduklar dncelere ve yazmak fiilinin mtaklaryla ilgili izgi d ifadelerine bakalm. Burada sz konusu edilecek iirler yazmak eylemini deiik kip ve ekimlerle redif edinmilerdir. eyh (. 1431 ?) samimi duygularyla isteklerini dile getirdii bir iirde, fiilin "yazam" istek kipini kullanarak bir prototip oluturmu ve bol arml ifadesiyle deta yeni bir yol amtr. Bu iirde eyh, nce iindeki ak cokusunu sultana iletmek istediini belirterek o cokuyu canna yazmay gnlnden geirir. Bu arada iirini yazd defterin her bir sayfasnn cier kanyla boyandn grr ve anlar ki meer bu macerasn blmler hlinde kan ile yazm... Sonra denizlerin mrekkep, btn yaratlmlarn da kalem olmas hlinde yine de akn macerasn anlatmaya yetmeyecei gereini farkedip bu ak ateini dile getirebilmek arzusuyla aktt gzyalarnn, her yeri su ile kapladn, dolaysyla yeryznde yazacak yer kalmaynca hnn duman ile bu maceray gklere yazmay dndn belirtir. Dahas, kendini yr eiinde hi ikayet etmeyen bir kle olarak grr ve onun vuslatna teekkr edebilmek iin feda edecei eylerin snrsz olduunu syler. Sonunda da kadere boyun eer ve hline krederek, kendisinin iir yazmak hususunda zamann yegnesi olduunu iftiharla syler. iir udur: Nice ki evk-i dern kssasn hn'e yazam Gnl diler kim ann muskasn cne yazam Bayand hn- cierden varak varak defter Bu maceray meer pare pare kne yazam Meded klarsa denizler midd olup cmle Kenre ermeye bu nme b-kenre yazam Yeri su kld yam ehr-i nr evki meer Duhn- ahm ile levh-i sumneyazam Bahnesiz yazarm eiinde ben de beni Aceb visaline krneye bah ne yazam Ne yazsa defterine raz ol ezel kalemi Ki eyh adn divnma yegne yazam

imdi konuyu deitirelim. Zaman XV. yzyl... ey-h'nin Germiyan'da (Ktahya) yazd bu coku dolu dilek iirinin stnden yaklak yarm asr gemitir. Osmanl saraynda (stanbul), Trk iiri, kuruluunu tamamlayp zirvelere talip olurken Ahmed Paa (. 1497) aristokrat edasyla yeni bir iir kaleme alr. Bunun da redifi "yazmem". Paa, gemi zaman kipiyle, neler yazm, imdi grelim: Ser-nme-i muhabbeti cnne yazmem Hasret risalesin varak- cne yazmem air sevgilisine bir mektup yazyor. Ancak, ne mektup!.. Can yaprana yazlm bir hasret anlatm!.. Allm olan odur ki, byle muhteem bir matladan sonra genellikle iirdeki heyecan giderek azalr. Halbuki burada ikinci beyit okunduunda, tam tersine bir duygu trmam kendini gsteriyor: Nlilerini derd ile b-re blbln Bd- sab eliyle glistne yazmem mdi, Ahmed Paa'nn eyh'ye ait olan yukardaki iiri grm olma ihtimali kuvvetlidir. Eer grdyse, nazire kskacn paralayp nev-i ahsna mnhasr bir ifade ile gz-182 mzn nnde yeni bir lem amaktadr. Yok eer gazeli grmediyse bir slup tevard sz konusudur. Zira blb~z 1n inleyilerini baka kim dnp de bd- sab eliyle g listna yazdrr? Buradaki yazmaktan kast, "takdir" olun maktr ki blbln inleyilerinin gl bahesine takdir edildiini gsterir. Okumaya devam edelim: E Zlfn hikyetini gnlde misl edip Gam kssasn levh-i perineyazmem insan bu beyti okuyunca Ahmed Paa'nn "sz"e nasl zge bir imza attna ahit oluyor. Denilebilir ki bu szn paas yine bu Paa'nn szdr. Yani gam kssasn yazarken sevgilinin perian (darmadank) salarm dnp ona benzetmek gayesiyle yine pern sayfalara yazmak.. Olur, ey deil!.. stelik yazmak fiilini tevriyeli kullanp bir yandan gam kssasn parampara bir sath hline gelen gnlne yazdn sylerken, dier yandan gnlne yalnzca bu kssay alnyazs olarak setiini, nasibinin bundan ibaret olduunu ma etmektedir. Bir sonraki beyit daha bir ayr lemdir: Resm etmiim gzmde haylini gyiy Nak- nigr- saar- mercne yazmem Paa'nn "yazmem" ifadesi bir tecrbenin habercisi olarak iirin tamamn ssler. Ancak bu tecrbe son beyitte bir maceraya dnmektedir. Sevgilisinin hayalini gzne resmetmek airler arasnda pek harclem bir hayaldir. Ama bunu sylerken Ahmed Paa kadar baarls da zor bulunur dorusu... dikkat edilirse burada yazmak fiilinin "resmetmek, resmini izmek, naketmek" gibi mnlar kullanlmtr. Gazelin son beyti Fatih dneminin fetihler zincirinden bir halkadr. Sz yurdunu fetheden u ifadeye baknz: Tb- ruhunla szunu yazarken Ahmed'in evkinden odlara dben yne yazmem Sevgilinin yanan ateli ateli anlatrken birdenbire o ateli szlerin etkisiyle tutuup yanayazmak (yaz- fiili yar dmc fiil)... Mthi bir mbalaa! nsan hayrette brakyor. 183 Bu iirdeki beyitlerin hangisine ah beyit diyeceimizi a" ryoruz dorusu. yleyse be adet ah beytin bir araya top^landm sylememize kimse mani olamaz!... 3 Ayn asrn insan olup bu yolda yryen bir baka air ise " isteklerini bakalarndan bekliyor ve kendini buna mstehak -o hissediyor. eyh, kendi iini kendisi grmek istiyordu. Ah-med Paa, mazi sigasyla bir nakl-i macera peindeydi. Necat (. 1509) ise aadaki ifadelerinde yine istek kipiyle nce dileklerini dilim dilim dillendirir, sonra arz- hle geer: Yarar kim seni ser-defter-i hbn yazalar Nme-i hsnn iin bir yeni unvan yazalar Dikkat edilirse beyitte gizliden gizliye bir tahakkm ve icbar sezilir. Necati'ye gre sevgilinin, zaten gzeller defterinin en bana yazlmas kanlmaz olup onu dier gzellerden ayrc bir ifade arttr. Her kim bunun

hilafna hareket eder, hakszdr, kadir-n-inastr. Dikkat edilirse beytin ilk msrandaki "yaz-" fiili "belli bir mertebeye yerletirmek, deerini ykseltmek"; ikinci msradaki ise "ortaya koymak, ibda etmek, icat etmek" mnlarn ihtiva eder. airin bu beyitteki tahakkm edas ise bir sonraki beyitte yle devam eder: N'ola gelse hat- sezbin ne hatas ola kim K 'be'nin evresine yet- i Kur'n yazalar Sevgilinin hats sevene sevap grnrm. ite bunun en gzel rnei, en cazip terennm. Bu beyit Ziya Paa'nn "Trkshna temel komular" msran hakl karmaya yeter (msradaki -lar okluk eki Ahmed Paa, Necati ve Zat'yi kapsar). Mteakip beytine Necat, "Din (deyin)" ifadesiyle balar ki hl-i dernunu ilm ve arz- hl eylemektedir: Dinu etbbaya ki Kanun u if yazmaktan Hner oldur ki gam- dilbere derman yazalar Bilindii gibi Kanun ve if, ark kltr ve biliminin zir-_, velerinde oluup Bat leminde de kabul grm iki nl tb kitabdr. Ancak bunlar beden arazlara dairdir. Necati'ye gre asl hner sevgilinin ak gamna (beden deil, ruh ve akl) derman bulmaktr. te nazireler edebiyatnda bir orijinalite ve bir taze ed!... te ona stad denmesinin sebebi! Ne eyh'ye, ne Ahmed Paa'ya benzemekte. Sylenen onca gzel beyitler zerinde kalem oynatmak elbette her babayiidin harc olamazd. Bir defa ifadeyi ve eday deitirmek gerekirdi. Sonra yeni bululara ihtiya vard. Dahas, dierlerinden gzel olmayacak sz sylemek de abes olurdu. Hele hele Ahmed Paa hayatta iken byle bir cr'et ancak onun dengi olmakla mmkndr. phesiz Necat, kendinden emin ve baarl olacan bilerek bu msralar yazmt ve tabi olarak yanlmamt. stelik bu beyitteki "yazalar" ifadesinde bu fiile "bulmak, ortaya karmak" anlamn yklemekte, Devam edelim: Ekevz gibi rakibi gelicek hatt- lebin Dn redd olma iin mhr-i Sleyman yazalar eytanlar, cinleri kovmak iin atalarmzn ne kadar zaman mhr-i Sleyman tlsm izdikleri ve ne kadar zaman sonra bu detin ortadan kalkt ayr bir aratrma konusudur, islam el sanatlarnda mhr-i Sleyman (altgen yldz) eklinde pek ok motif yer alr. Barbaros'un sancanda bu motifi bulmak bir yana, cami tezyinatnda ayn eklin sk sk kullanldn grnce, insan ister istemez eytanlarn camilerden uzak durduuna dair bir hsn-i bid'at tefekkr ediyor. Beyitte geen "yaz-" fiili bu defa "izmek" anlamyla kendini gsterir. Her neyse! Bu tr halk inanndan gelme ifadeler ve mahall unsurlar Necati'nin nemli bir zellii olarak Trk iirinin, her iki anlamda Acemilikten kurtulmaya balamasnda nemli bir yere sahip olduunun gstergesidir. Bir sonraki beyit: Bana dirlik yeter ol kim licek derdinle Mehedim mermerine kte-i canan yazalar 18! Acy tad eylemek, auyu bal eylemek byle olsa gerek. Sevgilinin akyla lmek; ama ne sitem, ne serzeni!.. Daha? s, tek istek, mezar tana "sevgili elinden lmtr" ibaresi3 canin yazdrlmas. Byle bir vasiyyet, gerekten de mstesna- dr. te bu syleyi de eyh ve Ahmed Paa'dan farkldr. v Gelelim airin son szne. Bu kadar ah beyti okuduktan sonra onun vnmesine hak vermek gerekir. Hele o tefahur yle bir henh beyitte okuyana parmak srtyorsa: i'r-i dil-sz- Necat var iken hayfola kim Halk yazp yanlp defter divn yazalar (airin "yaz-" fiiliyle birlikte "yazp yanlp" (arp ya-nlarak, kazr, haten) ifadesini birlikte kullana dikkat buyurulsun). te airin bu hakl sz stne sz sylemek, cesaret ister. Nitekim byle cesur bir sz ustasnn meydana atlmas iin yaklak yarm asr gemesi

gerekecektir. O yarm asr geer ve nihayet bir sz ustas kar. Amma ne k!.. Her bir satrnn doruklarnda imekler akan bir sz ustal!.. Trk iirinde gelmi gemi en gzel slup!.. Tabi ki bu Fu-zul'dir (. 1556) ve her bakmdan sultanu'-ur kimliinin sahibidir. Der ki: Ezel ktipleri uak bahtn kare yazmlar Bu mazmun ile hat ol safha-i ruhsreyazmlar Evet!.. Fuzul basit bir anlatm iindedir. Bildirme kipiyle "yazmlar" diyerek baz eyler anlatr. Sz itibariyle ok basit, ama mn itibariyle pek muhteem. Sehl-i mmten tarz... Nitekim daha iirin ilk beytinde onun kane slubunu buluruz. klarn Ezel bezmindeki nasipleri ve Levh-i Mahfz'a yazlan kaderleri; "kara bahtl" olmaktr. Haddi zatnda Fuzul, iirin dier beyitlerini yazmam olsayd bile yeterince sz etmi olacakt. Ak u alka bahsinde "kara baht"n ad anlnca sz tamam olmu demektir, isteyen ondan bir roman karr, isteyen bir kilim dokur, isteyen bir Sleymaniye yapar. Hatta isteyen bir Mansur olur dr gider, dileyen cinnet geirip intihar eder. Gerisi mereb ve miza iidir. Fuzul btn bunlarn farkndadr. Hatta ilk msradaki "yazmlar" ifadesini "talih, kader, alnyazs" anlamnda kullanrken de ustaca bir i'riyeti gerekletirir. Onun iindir ki syleyecei ikinci szn bu szden gzel olmas lazm geldiinin uuruyla; Havs- hk-i pyun erhini tahkik edip merdiim Gubr ilen beyz- dde-i hnbre yazmlar der. Sevgilisinin ayann toprandaki hassalar aratranlar, onu o denli kymetli (deerli) bulmular ki hibir yere yazmaya kyamayap gzn beyazna ilemiler. Evet, buradaki 'yazmlar" ifadesi, tam olarak "naketmiler, ilemiler" ile karlanabilir. Beyitteki edeb sanatlar (tevriye, hm, tenasp, tezat vb.) bir yana braksak bile alayan bir k mazmununu bundan daha gzel ifade eden pek az beyit bulunur. Sevgilisinin ayann tozunu gzne srme diye eken bir k, elbette bir nceki beyitteki sz edilen kara bahtn da sahibidir. Dorusu pek stadne bir analiz. Devam edelim: Girip bthneye kusan tekellm can bulur seksiz Musavvirler ne suret kim der dvre yazmlar Bir sevgili dnnz! Puthneye girip herhangi bir sz sylyor ve duvarlarda, kaplarda asrlardr uyumakta olan resimler (yaz- fiilinin "resmetmek" mnsna dikkat oluna) bile canlanp onun k oluyorlar. Bylesine deerli bir sevgili!... Muharrirler yazanda her kime lemde bir rz Bana her gn dil-i sad-preden bir pare yazmlar Ezel yazclar kaderleri ve rzklar yazarken Fuzul iin yle yazmlar: "Gnln yz(lerce) para ediniz ve her gn bir parasn veriniz!" Bu ifade ilk beyitteki "kara bahtn" ikinci beyitteki zeri nakl gzaknn, bir sonrasndaki canlanan tasvirlerin de stnde bir airnelik tar. stelik "yazmlar" ifadesi, ncesi mtaklarndan ayr olarak "takdir etmek, nasip etmek" anlamnda kullanlmakta. iirin son beytinde bu ak maceras tamamlanm, Fu-zul'nin ad da klar arasnda, Hatta en baa yazlm olacaktr. Eh! Fuzul'ye yakr final de budur zaten: Yazanda Vmk u Ferhd u Mecnn vasfn ehl-i derd Fuzul adn grdm ser-i tumre yazmlar Fuzul'den bu kadar gzel szler iittikten sonra insann "yazmak" zerine daha gzel sz iitmesi zor gibi grnr. Ama deil! Fuzul'den sonra bir mddet uykuya dalm gibi grnen yazclar, eyrek asr sonra munis biimde gzlerini aarlar. Hem de en gr edal airimiz olan Nef''nin (. 1635) ruhnvz szleriyle. Der ki air: Yazanlar peykerim destimde bir peymne yazmlar Grp mest-i mey-i ak olduum mestneyazmlar Hemen hemen unu sylyor: "Garip!... Resmimi yapanlar, elimde bir kadeh izmiler (Nef 'nin bu beyitte "yazfy "resim" anlamnda kullandm ve "yazmlar" derken "resmetmiler" dedii-

ni gryoruz) ve altna da mestne diye yazmlar. Oysa ki ben ikiden deil, aktan sarhoum." Dahas: Bana teklif-i zhd etmezdi idrk olsa zhidde Yazklar kim an kil beni divne yazmlar "Sofuda anlay ve sezgi olsayd, (bu mestnelikten kurtulmam iin) kendimi ibdete vermemi sylemezdi. Yazk ki bu hlde bile onu akll, beni divne diye tanmlyorlar." Nef 'nin bu ikayeti, aknn ve klnn deerinin bi-linmediindendir. Oysa ikayet yerine Fuzul denli etkili bir yazc olmadn itiraf etseydi, daha isabetli olurdu, zellikle kasidelerdeki yiit edas ve hain slubunu "yazmak eylemiyle daha olumlu biimde sergileyebilirdi. stelik "yazmlar" derken, "kader"ini ortaya koyup ayn msrada "yazklar" diyerek de itikak yapmken onun bu gazeli, yine de biraz zorlamayla ortaya km gibi duruyor. Nitekim bir sonraki beyitte Fuzul'nin yolundan yrm ve klasik slba da bal kalarak onun bir imajn kullanmtr: Deildir gzlerinde sye-i mjgn ukn Hatn resmin beyaz- dde-i giryne yazmlar Diyor ki air: "klarn alayan gzlerinde grnenler, kirpiklerinin glgeleri deil, sevgilinin halnn (ayva tylerinin) aksidir." Beyitteki yaz'dan kast ise "ileme" ve "nak"tr. Bu ifade ile Fuzul'nin yukardaki ifadesi (2. beyiti) karlatrldnda Nef''nin snk kald grlr. stelik bir de taklit dezavantaj vardr. Ayn durum bir sonraki beyitte de sz konusudur. Burada da Nef' kendini nl klarla kyaslamakta ama Fuzul kadar kane davranamamaktadr. Benem k ki rsvalkla tuttu hretim ehri Yazanlar kssa- Mecnn'u hep yabane yazmlar Fuzul'nin beytini yineleyelim ve hkm okuyucuya brakalm: Yazanda Vmk u Ferhd u Mecnn vasfn ehl-i derd Fuzul adn grdm ser-i tumra yazmlar mdi. Nef''deki bu ed bir naksadr. Ancak bu beyitler bir gazelde geer. stelik aktan bahsetmektedirler. Kyas edildikleri beyitler ise Fuzul'ye aittir. Yani en byk gazel stad; hem de kane gazelde rakip tanmayan Fuzul'ye... Ama sz konusu iir, kaside olsayd, ibre phesiz Nef' lehine titreyecekti. Ama Nef''nin gazeli henz bitmedi ve ah beytini henz okumadk. te u beyittir ki iirin btnne bir deer verir ve Nef''yi stadlk mevkiinde sa-bit-kadem eyler. Gerekten de muhteem bir ifade. Tam mansyla Nef''yne: Nice zahirdir ey Neft sznden dildeki szn Yaznca nsha-i i'rin kalemler yne yazmlar Bir air dnnz; her bir msranda gnlndeki atein derecesi hemen anlalyor. Bu airin divnn yazacak ka lemlerin bu atee dayanmas gerekten zordur. Nitekim Nef''nin iirini yazan kalemler de zten yanayazmlar. Ka fiyeyi oluturan "yaz-" fiili, bu sefer yardmc e durumun189 dadr. te bu mbalaa (gulv), tam onun dilinden dkle<? cek trden. Belki btn iirini bu iki msra iin yazmtr, de nilebilir. yle de olsa, ne iyi etmi!.. Nef', eyh'yi, Ahmed Paa'y, Necati'yi ve Fuzul'yi elbette okumutur. Onlarn * sylediklerinden zge bu ifade bile onun anna an katmaya yeter. Kald ki onu biz ok zaman vg ve svg vadisin de tanrz. Her neyse... " Yazclar arasnda anmamz gereken bir air daha kald: Nail (. 1666)!... Hemen belirtelim ki Nail, E'r byle syler stad syleyince iddiasnn adamdr. Sylediklerini ylece deerlendirmek gerekir. Nail "yazdlar" gemi zaman kipini kullanarak bazen bir macera; bazen de hikmet ve bilgelik yolunda kelm sarfeder. Bu ynyle dierlerinden ayrlr ve reh-i nref-te'de (gidilmeyen yol) yrr. te balang: Ruhsr-yre kim hat- pr-r yazdlar Sltan- mlk-i fitneye menur yazdlar

Sevgilinin yanandaki ayva tylerini kargack burgack hatlara benzetip bunun fitne diyarna yazlm bir ferman olduunu sylemek gerekten orijinal bir bulutur, zellikle fitnenin de karklk ve kargaa demek olduu dnlnce airin hayal dnyasndaki genilik hemen anlalr. Nail'nin stn bir sebk-i Hind (Hint slubu) temsilcisi olmas ister istemez onun beyitlerinde ince mnlar ve derin hayaller aramamza yol aar. u beyitte onun hayal dnyasna daha fazla girmek mmkndr: Hzr u Mesih'i nabz-insn- derd-i dil Dru'-ifa-y akda rencr yazdlar' Nail'ye gre ak hastanesindeki tabibler yle hazk hekimler ki, Hzr ve Hz. isa'nn nabzn tutacak olsalar, onlar da ak hastalan arasnda yazacaklar, yle bir tehis koyacaklardr (yazmak = tehis koymak). Hz. sa ve Hzr aleyhisse-lamlar bile ak hastas olduktan sonra, o doktorlarn hasta demeyecei kii mi kalr? Kimin nabzna yapsalar hemen k damgasn vururlar. Nail'ye gre iin dorusu da aslnda budur. Zira dnyann yaratl ak ile olmutur. Elbetteki iindeki her ey ak ile (lh yahut beer) dolu olacaktr. "Yazmak"la ilgili yazlan onca beyit dndaki bu imaj, Nail'nin stadln biraz olsun ispatlar. Hele u beyitte cihann en nl padiahlarm, hatta nl Cemd'i bile dnya iret-hnesinin hizmetkr durumuna getiren bir yasadan sz etmesine ne demeli?!.. nsann aklna gelip de sylenecek sz deil. Elbette dnyaya sultan da olsa, her kul sevgili (Allah) katnn hitmetkrdr. Ancak bunu bir kanun mertebesinde uygulatmaya kalkacak iret erbabna ne demeli? te beyit: lret-sery- dehre ki va'z ettiler ess Cem gibi nice enleri mzdr yazdlar iirin devam daha da ilgin. Burada Nail, dnya denen u geici lemin, Sleyman tahtnda da oturulsa, bir karnca deerinden te gidemeyeceini, nl Sleyman-karnca kssasn telmihen anlatmakta ve "yazdlar" derken deta "deer bitiler" ifadesini ne srmektedir. Telmh-i brgh- Sleyman edip tamm Levh-ifen-y leme bir mr yazdlar Beyitteki girift dnceler Sebk-i Hind'nin bir gerei, youn sanat rgs ve Nail'nin sanatkr kiiliine delil olarak ortadadr. stad Nail'nin makta beyti ayn zamanda bir ah beyit. Biraz da vnerek buyuruyor ki: Nazmn mahal mahal getirip Nail dell ehnme-i belagata dstur yazdlar Aslnda bu sylediinde hakldr da. Zira onun dnemine gelindiinde, Divn iiri neredeyse tekrar amuru iinde yorulmakta, orijinal fikirlere kapal bir seyir izlemekteydi. Bu iire bu dstur lazmd. Sebk-i Hind, bir yeni atlm ve yeni bir nefes idi. Bylece konusu sz ve iir olan bu kanun kitabnn da her bir dsturuna Nail'nin beyitleri delil getirilir olacakt. Nitekim o da oldu ve Divn Edebiyat iinde Sebk-i Hind Nail'nin kaleminde kiilik buldu. "Yazdlar" redifinin Trk iirinde en gzel kullanld yer de bize gre bu beyittir. Hikmet Denizinde Gemiler Trklerin deniz ile tanmalar ve zellikle Osmanllar dneminde denizin, lke yapsnda vazgeilmez bir nem arz etmesi, sosyal hayat da -u ya da bu yolla- yakndan ilgilendirir olmutur. mparatorluun kalbi olan istanbul'un deniz ile kucak kucaa ve "iki bahr arasnda bir drr-i yek-d-ne" oluu, bezmde ve rezmde denizin nemini bir kat daha arttrmtr. Akdeniz'in bir Trk gl hline geliiyle Osmanl denizcilii ileri tekniklere ulam ve bunun tabi sonucu olarak gerek tamaclkta, gerekse savata deniz vastalar hayli nem kazanmtr. Zarif saltanat kayklarndan piyle, flika, pereme, hanm inesi, yelkenli, pazar, ate veya tebdil kayklarna kadar deiik isimler altnda ulam sahasnda; kadrgalardan ektiri, bastarda ve donanmalara kadar da sava sahasnda bir ok tekne veya gemi eidi kullanlr olmutur. Hayatn vazgeilmez birer paras olarak bu vastalar, nice krekiler, hamlaclar, ifteler, forsalar vs. yannda padiahlar, ehzadeler, hanm sultanlar, paalar, aalar hatta kaptan- deryalardan levendlere dek yzlerce, binlerce insann i ve d dnyalarn etkilemitir. Deniz zerinde kanat-

larn rparak ve tatl su akrtlarnn koynunda beslenerek uarcasna yol alan bu vastalar, eski dnemlerin, -zorunlu hller dnda- hem daha cazip, hem daha sr'atli intikal aralar idiler. phesiz ilerinde nice ili aklardan nice kanl savalara dek eitli ruh alkantlar yaanmt. Belki birok ilgi, sevgi, bak, ks ve gcenilerin romantik hznleri burada doup yine burada sona ermi duygu ynlardr. Eski tarih ve kroniklerimiz fazla lf sevmedii iin gnlk hayat, duygu ve dnceleri, ak ve ksknl, kahramanl ve acy kayda geirmeye gerek duymamtr. Ancak baz edebiyat mahsulleri ve zellikle iirler, ksmen de olsa bu eksie cevap verecek nitelikler tarlar. Hatta felsefeyi ve hikmeti de bu yolla terennm ettikleri olur. Nitekim Kur'nKerm'de de, "deniz zerinde Allah'n izniyle yryen" gemilerden sk sk misaller verilir. Aadaki satrlarda, birer hayat dstru hline gelmi hikmet- mz beyitler ile Trk toplum yapsnda bu aralarn yerini tespite alacaz. 193 Eski iirimizde deniz vastalar iin kullanlan isimler m arasnda Trke "gemi", Arapa "flk, sefine ve zevrak (kaZ yk, sandal)", Farsa "keT kelimelerine sk rastlanr. Tabi bu arada denizcilik ve gemicilikle ilgili birok kelime, deyim &. ve terim beyitlerde yer edinir. air, sylemek istedii fikri, bu kelimelerin youn anlam derinliinde ve ou zaman bir te^ nasp iinde verir. Hemen birok beyitte, gemi motifi bir 7 tebih sebebiyle ve tamlamalar oluturarak kullanlmtr. Yani gemi, bazen bedene, bazen gnle, bazen dnyaya, leme vs. benzetilmi durumdadr. Ancak benzetme harici olarak da geminin sz konusu edildii hikmetli beyitler, hatta deiiklie uram atasz iktibaslar da gze arpar. Szgelimi air Basri (Musullu Halil, XIX. yy.) "Kaptan iki olunca gemi batar" atalar szn: Mukallidi brakr ekke ihtilaf- zevat Eder sefineyi irk kesret-i mellh eklinde bir irsl-i mesel (rnek getirme) hkmnde kullanmakta ve bir konu zerinde stadlarn ihtilaf etmesinin, onlarn yolundan gidenleri de ihtilafa drp doruyu grmeyi engelleyecei gereini vurgulayarak aklamaktadr. Bursal tarihi Mehmed Rid (. 1735) ise, Nahudadr kurtaran girdbdan kelisini msra ile "Gemisini kurtaran kaptan" meselini vezne dkmtr. Ayn gerei zzet Molla (. 1829) bir gven duygusu iinde verir: Nhud Nuh olursa binilir keliye Elbette, kaptan Nuh olan bir gemiye herkes gvenle biner. Bilindii gibi Nuh (a.s.) kendisinin yapp ynettii bir gemi vastasyla, gnlerce sren Tufan hadisesinden, -Allah'n izni ve emri zerine- kurtulmu ve beraberindekileri karaya karmtr. Bu nedenle Nuh (a.s.) gemicilerin de pri saylr. Arpaeminizde vak'anvis Mustafa Sami'nin (. 1733), gemi motifiyle dolayl ilgisi bulunan, ancak "fakr" yolunun rahat ve serzd oluunu vurgulayan, Vermez bin-y fakra halel c- hdist Gark edemez kemine has sad-hezr mevc beyti ile Urfal Yusuf Nab'nin (. 1712), Bir bahr-i gamda armadayz dest py kim. Ketisiyok, kenresiyok, nhudsyok diye tavsif ettii gemisiz, sahilsiz, kaptansz rpnp durduu gam denizi arasnda byk bir fark olmasa gerektir. Oysa bir znt denizi hlini alm dnya iinde Koca Rgp Pa-a'nn (. 1763), mtiyaz- sabit seyyar mkildir hayl Zann eder ket-ninn sahil- i derya yrr dedii trden, gemiye binince sahilleri yryor zannedecek denli hayat bo ve anlamsz yaayanlar ve "Bu seyir nereye-

Eer oldunsa mahabbet denizin Pusula evk gerek harti gam dir?" diye dnme ihtiyac duymayanlar da vardr. Oysa ne tr bir zaman ve meknda yaanrsa yaansn her eyin ba sevgidir ve bu sevgi deryasnda gemisini yzdrmek iste yen kii, geh'nin (. 1577), "T C. . Eeroldunsamahabbetdenizin4*neM^^. \jH\y ,' , Auar\R^

Pusula sevk gerek harti gam u a^^.wilfefX^^ ^ ^ dedii gibi evk ve isteini pusula; gam, dert ve mihneti de harita olarak kullanmak durumundadr. Eer bu mmkn olmuyorsa zzet Molla'ya hak vermek gerekir: Nhud eylemese Nuh'u keliye Huda Mevc-i Tfn'a ne yelken dayanr ne seren 195 Tabi btn bunlarn yannda biraz da sabr gerekir. n-ki zaman gelir, devran dner, bir kutlu kap alr. Nitekim Nuh (a.s.) da gemisini hayli skntdan sonra gnlk gnelik ve gnahlardan annm bir dnyaya karmad m? air, Bel tufanna sabr eyleyen mnend-i Nuh hir kar derya-y gamdan bir kenara rzigr ile derken bunu anlatmaktadr. phesiz sabr, hazinelerden bir hazinedir. Bu hazineye sahip olmak kadar muhafazasn salamak da marifet ister. geh bu hususta u beyti serdeder: Himmetin gncn elden salverme zinhar Keti-i sabrn sakla alaband'olmaktan Nev' (. 1599) ise beden gemisini dnya skntsndan yklerle doldurmaya gerek olmadna inanarak yine kendisine sabr telkin ediyor: Ten zevrakn drme girdb- ztrba Sabr et gnl ki kalmaz bu rzigr byle Buna ramen insann dnya skntlaryla dertlenmesi, kadim itiyaddr. Nedense nefis, daima dnya iin sknt eker ve kendini bir elem girdabna brakarak babo dner durur. nk zaten dnya da sulara salnm dmeni ve yelkeni olmayan bir gemi gibi babo deil midir? air Cem' (. 1659), Herkes olsa n'ola sergete-i girdb- elem Dmeni yelkeni yok ketye dnd lem derken de bu gerei vurgulamaktadr. yleyse bu dnyada sknt ve ahlara bir son izilemez. Baz haller olur ki insan, gzyalaryla dnyay garka verecek sanr, ite Ak Ilyas Efendi (.1576) ve beyti: Felekdir bdbn hk yam zre zevraktr Direkdir dd- ahm mihr ile meh iki krektir Aktt gzyalaryla, kck bir sandala benzettii dnyay, zerinde yzdrecek bir deniz oluturma gcn kendinde bulan air, elbette o gemi iin felei bir yelken, hnn dumann bir direk, ay ile gnei de iki krek yaparak mbalaay kuvvetlendirecektir. Ayn imaj ve hayal sistemini geh'nin bir beytinde u ekilde grrz: Dd- ahm direk oldu bu zemin kefidir Bir yeni yelken olupdur ona gerdn- khen Eski iirimizde gemi en ziyade gnl'e benzetilmitir. airler, rzgr "zaman, devir" ve "esinti, yel" anlamlaryla -tevriye veya hm- tenasp yaparak- kullanma imkn iinde, aclarn skntlarn, ikayetlerini, hayatn alkantlar ile ini-klarn, gnl bir gemi yerine koyarak daha etkili bir biimde anlatabilmektedirler. Aslnda bu bir teselli yoludur. Gemiler nice frtnalar atlattktan, nice tehlikelerden kurtulduktan sonra nasl bir sahile gelip karar buluyorlarsa ve maksatlar hasl oluyorsa, gnl gemisi de bu tr saysz skntlara dr olabilir. Ama zlmemek gerekir. Nihayet frtna elbette dinecektir. te Mirzzde Ahmed Neyl'den (. 1748) bir beyit: Kalmaz meyn- lcce-i mihnette flk-i dil Elbette bir msade-i rzigr olur Aadaki beyit de Veliyyddin Ahmed Rd Efendi'ye (. 1703) aittir: Erer birshil-i maksuda hir flk-i dil kalmaz Olur bir gn msaid rzigr amma zaman ister stenen bu zaman kiinin deil, felein ihtiyarndadr. Takdir-i lh her eyin zamann tespit etmitir. Yoksa insann kendi istei veya zamanenin himmeti bunu gerekletirmeye yetmez. Bd- taleble flk-i dil shil-i kma ermedi Vay ana ki rhberi himmet-i rzigr ola beytiyle air Sabr (. 1645) bunu anlatmaktadr. Ancak bu arada nasl olsa rzigr bu gemiyi bir sahile ulatracak diye tevekkl elden brakmaya da gelmez. Yoksa insann gnl ve nefsi pek abuk aldanr. Babo braklrsa

sknt ekmek kanlmaz olur. Hasan Hsn Paa'nn (. 1899) aadaki beytinde bu dnce hakimdir: Girdb- bahr-i aka atar akbet seni Flk-i dili sakn koma kendi hevsna Sonras Ak'nin, Habb- ek sanmam bd- hmla ap yelken Bel kileri yer yer grnd bahr-i hicrandan dedii ayrlk denizindeki bela gemilerinin, h-vh esintileriyle yelken amalar sonucunu dourur. Buna mukabil adn bilemediimiz bir air de aadaki beyti sylemitir: Sal keti-i umurunu bahr-i tevekkle A bdbn- himmeti yan gel de seyre bak Yine bu konuda Ftnat Hanm (. 1780) yle seslenir: Tevekkl bdbnm lal kde flk-i ihlsa Eser bahr-i emelde bir muvafk rzigr elbet

te gerek mesele burada dmlenmektedir. Her iini ihls ve tevekkl ile, tedbirli davranarak yapan kii elbette gnl huzuruna erer. Gerek huzur ise aza kanaat, tevazu ve iyilikte bulunmakta; a gzllk, kibir ve haset ateinden kanmakta aranmaldr. Bakasnn haklarna mdahale etmemek ve haddini bilmek de gerekli olan erdemlerdendir. Bursal Bel (. 1730) bir beytinde bunu, Haddi tecvz etme sakn rzigrda Fiilk-i murd hep pupa gitmez biraz mola diyerek aklar. mid edilen eyler ok zaman takdir diresinde birdenbire yz gsterirler. Ama nce alp abalamak art aranr. Patburunzde Eypl Kelm (. 1680), Suhuletle gelir sanma kenara keti-i mmd Msait bahta dair bir muvafk rzigr ister derken ok hakldr. Her ey kolayca oluvermedii gibi, her saadetin de bir msebbibi vardr, insan dnyada mutlu yaamaktan baka ne ister! Ama bu mutluluk yle bir gemiye benzer ki, alelade bir kaptan, onu kazaya uramaktan kurtaramayabilir. Hatta insan ok tecrbeli bir gemici dahi olsa, hayat denizinde saadet gemisinin yzdrlmesini salayacak ve muhafaza edecek yegne kudret Allah'n takdirindedir. Snblzade Vehb (. 1810) bu gerei veciz biimde yle anlatmaktadr: Ne mmkn keti-i ikble olmak nhud hafz Res olsan da bu yemmde olur ancak Huda hafz yleyse beden gemisini adem deryasna srmeden evvel rota 'yi iyi izmek gerekir. "Huz M Safa Da'm Keder" Divn Edebiyat'nda zamandan ikayet bir gelenek hlinde terennm edilmi, hemen her air, iinde yaad devrin bozukluklarn eitli vesilelerle msralarna geirmitir. Ancak bu ikayetlerin yelpazesi olduka geni tutulmu ve zaman yannda zamane de pek ok beyitte hikmetli syleyilerle yerilmitir. Nihayet her airde "alt st, gnlk dnya" anlay hakimdir. Bu fani dnyann fani ileriyle uramay hi kimse istemez elbet. Buna ramen hemen pek ok airin kliyle hli (szyle ii) birbirine uymaz. " gnlk dnya'y kimisi frsat ve ganimet; kimisi de kesb kr yurdu olarak grr. Yani her biri "Ele verir talkn, kendi yutar salkm". Elbette matlb olan, kalc amellerdir. Ancak bu dnyann alyiinden kurtulmak da ayr bir yiitlik ister. Bunun iin de air dnyay silip atmay, msivdan gemeyi arzular ve bunu sk sk tekrarlar. te zzet Mol-la'dan (. 1829) bir beyit: Gerdn sitem-i baht- siyah etmee demez Billahi bu gamhne bir h etmee demez zzet Molla'ya gre bu lem, kem talih ve kara bahta sitem edecek kadar bile kymetli deildir. Yine o "Vefas olsa cihann cihndra olur" buyurmaz m?.. O hlde bu gam yurdunun bir h etmeye bile demeyecei hususunda yemin etmekte fazla da haksz saylmaz. nk insan ne kadar isterse istesin bir ey, lehine takdir edilmemise ele gemez. Bou bouna feryat etmenin de bir anlam yoktur.

Biraz geni gnll olup kaderi zorlamadan hle kr gerekir. Byle bir tutum elbette miskinlik ile kartrlamaz. Kula den ey, elden geleni yapp gerisini Takdir'e brakmaktr. Nihayet mutlaka hakkmzda "Ferec ba'de'- idde (skntdan sonra bir ferahlk)" sz konusu olacaktr. Bu noktada en gzel teselli dsturlarndan birini Edirneli Faiz'in msralarnda buluruz: Feryadmz ol yre de ayare de kalmaz h- dil-i blbl gle de hre de kalmaz Ne ho bir bulu, ne anlaml bir teselli!... Dnn bir kez, blbln gnlndeki ahlar, nihayet gle de dikene de kalmayacak. Tpk kiiolunun feryatnn yre veya ayare de kalmamas gibi. Mademki dnya geicidir ve ok ksadr; o hlde h etmee, feryata gerek yoktur. nsan ryasnda hazine bulsa uyannca onunla sevinebilir mi hi? ite akll kiiler de bir rya gibi gelip geici olan bu dnyann nimetleriyle d olas deildir. Mverrih Rid (. 1735) bu hususu yle vecizeletirmi: Devlet-i dnya ile kil olur mu dkm deme vermez ferah gencine bulsa hbda Gerekte dnrsek dnya iin feryata hi de sebep yoktur. Deil mi ki her ey ilh videoya kaydedilmekte, iyi-kt, her eyin bir hesabnn grlecei gne havale edilmekte... Zaten bunun aksi olsayd dnya zulmden geilmez ve belki viran olur giderdi. Giritli Srr Paa da bu fikirde olmal ki yle diyor: Zalimlere mehl olmasa matlb- lh Bir demde ykar lemi mazlumlarn h Gerekten de Allah, zalimlere bile bir mehil ve mddet vermektedir. Bu tevbe ve slah kapsnn ak bulundurulmas hlidir. Ama yine de bu alemin bir "etme bulma dnyas" olduunu hatrdan uzak etmemelidir. Talcal Yahya Bey (. 1582) ne diyordu: Halk rencide eden lemde Kendi rencide olur son demde Hani Arab'n dedii gibi: "Men dakka dukka." Trkesi, "alma kapsn, alarlar kapn". Yeniehirli Avni Bey (. 1883) de ayn ifadede u beyti sylemi: Vakt-i idbrda renci grr ahvlinde Halk zrde eden mevsim-i ikblinde Frsat ve imkn elindeyken halk incitenler bir gn fildii kulelerinden inip de ayaklar yere basnca, kendi hallerinin de per-perian olduunu grverirler.1 Bu noktada herkese balca bir grev dmektedir: Hata yapmamaya gayret etmek. Elbette kul hatasz olmaz. Ama yle hatalar vardr ki ucu masumlara dokunur. Alelade bir insan hata etse, zarar kendisinedir. Oysa yetki sahipleri bu hususta ok duyarl olmak zorundadrlar. -bamdakilerin en fazla dikkat edecekleri hak-hukuk meselesi bu hata bahsi olmaldr. eyh Galib (. 1799) diyor ki: Kmil hat eder ki an chil eylemez Sze zamandan ve zamaneden ikayetle balamtk. Yine baa dnelim ve areyi Hersekli Arif Hikmet'e (. 1903) syletelim: Tasavvur eyledim ahvlini ok kerre dnynn Nihayet suret-i "da' m keder huz m safa" buldum Mn murad olundukta; "znty brak, yaamaya bak" veya "Kederin at, safasn al" demek olur. Fni lemin safas da ne kadar olursa!.. 1 Bu gr asndan baklnca akl, ynetenlerimizin ynetilenlerimize hesap vermekte zorlanacaklarna hkmediyor. Felekten ikyet slam dncesinde ve tasavvuf felsefesinde felek mefhumunun hayli nemli bir yeri vardr. Batlamyus sistemi ve baz Israil dncelerin etkisi ile halk arasnda da felek, bir ikayet vesilesi yahut mercii olarak sk sk anlr. Kelimenin "Gk, gkyz, sem; talih, baht, kader; zaman, zamane, devir" gibi mnlar, insanlarn felee kar menfi bir tutum taknmalarnda en nemli rol oynar. Batlamyus sistemine gre kinatn merkezi saylan dnyay dokuz kat felek evreler. Bunlar i ie gemi soan zarlar gibi dnyay katmanlar hlinde kuatmlardr. Her gezegen bu katmanlardan birinde bulunur ve felek, o gezegenin adyla anlr (Ay felei, Utarit felei, Zhre felei... gibi). Sekizinci felek sabit yldzlar ve burlar feleidir. Dokuzuncu felek ise btn

dier felekleri (eflk) saran Atlas feleidir. H-kem felsefesinde sekizinci kat felee Krs; dokuzuncu kat felee de Ar denir. Her felek, evreledii ve evrelendii felein aksi istikametinde dnerken Atlas felei, dierlerini de kendi istikametinde dnmeye zorlar. te kendi devri hilafna dnmeye zorlanan bu sekiz felek, dnyann ve kinatn, dolaysyla insan talih ve kaderlerinin onma ve bozulmasnda tesirli olur, burlarn zelliklerini ortaya karr. Halk arasnda felekten ikayet etmenin temel dayanak noktas da bu uydurma felsefedir. Dilimize yerlemi olan "kahpe felek, dnek felek (nk tersine dner ve dnnde devamllk vardr), kambur felek (Kat kat yuvarlak tabakalar olmas dolaysyla srt deirmidir)" tabirleri hep bu inan sebebiyledir. slam filozoflarnn bazlarna gre dokuzuncu felekten sonra Allah ilmi balar. Mi'rc'da Efendimiz (s.a.v.) buray amtr. Burada Levh-i Mahfuz bulunur. Bu sebeble de baz insanlar, kaderlerinden ikayet ederken suu felee yklerler. nk kaderlerimiz Levh-i Mahfz'da yazldr. Halbuki felee svlmemesi hakknda kesin nasslar mevcuttur. Cahilce yaplan bu trden ithamlar ister istemez insan sulu yapar; zinhar kanmak lazmdr. Zira felek mecazen Allah iradesi yerinde anlalr. Felee sven ifade, Allah ira-desi'ne mdahale saylr. Bu durumda felee kfr, ac bir isyan demektir. Felekten ikayetin edeb bir ehreye brnp airlerin dillerinde sanatla yourulmasdr ki bu svme detini de yaygnlatrmtr. Dnyann, her zaman iin ikayet edilecek bir taraf elbette vardr. Bugn pahallktan, zamlardan, ynetimden, ahlkszlktan ve seviyesizlikten ikayet etmeyenimiz mi var? te eski airler de kendi zamanlarn ve dnyann hlini tenkit iin felee yklenmeyi bir kaamak yol olarak grmlerdir. Mesela Yavuz Sultan Selim, o derin vecd ve imanna ramen, srf airlik sikiyle, btn alay ve aclarnn sorumlusu olarak felei gsteriyor: Merdm-i ddeme bilmem ne fsun etdi felek Giryemi etdifuzn eskimi hn etdi felek Fuzul, dostlarnn pervasz, zamann deiken, derdin ok, dert ortan yok, dmann gl ve talihin de dkn oluuna deta felein acmaszln sebep gstererek buyuruyor ki: Dost b-perv felek b-rahm devrn b-skn Derd ok, hem-derdyok, dman kavi, tali'zebn Kul Himmet, cihann her devirde ikayete mstahak olduunu ispat edercesine yle yaknyor: Bozuk u dnyann temeli bozuk Tkendi daneler kalmad azk Yazktr u geen mrme yazk Bir dost bulamadm gn akam oldu Tarihimiz, her devirde olduundan daha ziyade XIX. asrda felein sillesini yemi, birdenbire bir ehre deiiklii ile asln inkra ynelmitir. Tanzimat'n nl simas Ziya Paa ikayetini dile getirirken: Pek rengine aldanma felek eski felektir Zira felein mereb-i nsz dnektir diyor. Ne hazin tecell!.. _ insanlar, dnya nimetlerine kar olan tutkular ve fani j hrslar sebebiyle durmadan felei sulamlar ve hl su-"Z lamaya devam ediyorlar. Hem de dozunu arttrarak. Bizce, zayf iradeli insanlarn iidir bu! Sabr, tahamml, tevekkl, t rza ve kr kaplar ak dururken, parma inciniverenin " bile hemen ikayet etmesi, svp saymas, felee ve dolay-'I syla ilh takdire dil uzatmas, ne mkl bir hldir, dnya elbette sknt ile dolu olacaktr. Her devirde byle olmutur. idrak ve akln olduu her yerde, sknt ve keder de vardr. lmeden evvel de bunlardan kurtulmak zordur. Meer ki mecnn oluna! Nitekim izzet Molla buyuruyor: Kim hals olmu cihandan, olmadan candan hals O hlde ar isteklere, geici zevklere, dnyaya ve dnyala meyletmek de nedir? Hrs sahibi olmak kadar iflah olmaz bir belay kim, nerede grmtr? air Rid Efendi, Mahrum eder kiiyi emelinden bel-y hrs

Bugn evremiz felekten, dnyadan, hkmetten, zamlardan, pahallktan vb. pek ok ikayetilerle dolu. Daha da nemlisi, hava kadar, su kadar, ruh kirliliine de giriftar ol-maklmz gz nndedir. Bizce en byk ikayetler bu ruh kirlilii zerine olmaldr. Dierleri iin kr ve kanaat kaps aktr. Eskiden bu yana dnya hep ayn imi, ama kanaatimizce manev kirlilik hi bu kadar yksek boyutlara ulamamtr. O hlde ill ki felekten ikayet lazmsa kendi hl-i perianmz ve i dnyamzdaki kirlilikten ikayet edilmelidir. Aksi takdirde Nab, u sylediinde yine hakl kacaktr: Hadd-i zatnda kim olmazsa edb Felein sillesi eyler te'db Aman dikkat!.. Edebimizi yitirmemeye gayret edelim. evremizdeki bu kirlilikle mcadele, borcumuzdur. Biz borcumuzu deyelim de gerisini ibrahim Hakk diliyle Allah'a brakalm: Nr olacak yerde Ngh alr perde Derman olur ol derde Mevl grelim neyler Neylerse gzel eyler Szn z: Felekten ikayet yerine sabr ve gayret!. derken ne kadar da hakldr?!.. Olur Olmaz Mfredler 206 En kk iir birimine msra denildiini hepimiz biliriz. Ancak msra gerek bir iir kabul edilemez. Msran iir zel-= ligi tayan yegne ekline Divn Edebiyat'nda rastlanr. ??^ Bunlar hibir manzume iinde yer almadklar hlde vezinli % sylenmi szlerdir ki ferd veya mfred adyla tanmlanr. Z Mfredin nemi ikinci msraa ihtiya gstermeyecek tarz-g da, mn btnlne sahip olmasndan gelir. Bir sz ki hem vezne, hem de mnya sahiptir, ad iirdir. Daha da nemlisi ferd veya mfred denen msralarda mnnn, bazen beyit veya bendlerle anlatlabilecek geni armlar iinde barndrmasdr. te bu tr msralara rnek olmak zere birka mfredi aaya alyoruz. Mfredlerin ortak zellikleri son tef'ilelerinin (acz) "olur" veya "olmaz" kelimeleriyle son bulmasdr. Olur olmaz hkmlerini verirken birer cmlede eski airlerin ne kadar vecz syleyilere ulatklar bu mfredlerde grlebilir. Sbit'ten bir mfred yledir: Derdini sylemeyen hastaya derman olmaz Burada bir atalar sznn (Derdini sylemeyen derman bulamaz) kalba dkldn ve iir zellii kazandn gryoruz. Olduka basit ama gzel bir ifade ekli. Rgp Paa, Salk rh- kanatte peimn olmaz derken yine ok zaman olduu gibi hikmetli syleyilerinden birini gndeme getirmektedir. Bu da bir mfreddir. Necat, XV. asra ait engin bir tecrbenin eseri olarak yle seslenir: Tabb nicesin ldrmezse tabb olmaz Bu msralardaki ldrmek kelimesini bugn biz "onmamak" yahut "yanl tedavi" anlamnda alabiliriz. Keza bu tr baka bir tecrbe terennm yine ayn airin dilinde yle bir mfred oluturur: Kamu diyarda ehl-i hner garb olmaz 207 Bu msra bugn "Sanat altn bileziktir" versiyonuyla h~ l yaamaktadr. Z Adl (II. Beyazd), devlet ynetiminin ac gereiyle syledii, -o Bir hne ki viran ola ay u tarab olmaz msranda, sknt ve dert varken elence ve huzurdan sz edilemeyecei gereine, vezne dkmekle etki ve ihtiam kazandrmtr. Sz haneden almken Beli'in u mfredini de okuyalm: iinde hanenin bir shib olduka harb olmaz Pek doru bir sz! "Bakarsan ba, bakmazsan da olur" atasznn deiik bir ifade biimi. Sze yine hne ve binadan devam edelim. Aazde Dil-ver, hikmet vadisinde baknz ne diyor: Fesd olsa essnda binann payidar olmaz

Elbette ya!.. Ktlkler zerine kurulan bir messese yrmez. Yryen varsa da zevali pek gecikmez. Baka bir hikmet terennm de ef'nin dilinden yle dklr: Skt etmek gibi ndna bir uygun cevab olmaz ite bu msra, her zihne nakedilmesi gereken toplumsal bir hayat dstrudur. Cahile kar susmaktan daha etkili bir silah olmadn bilmek ve yeri geldike bu bilgiyi hayata geirmek ne mthi bir yiitliktir. Aa yukar bu mny ifade eden bir msra da Fuzul'nin kaleminden yazya geirilmitir. Koca stad, cahiller ile hibir meselenin halledilemeyeceini deta "Cahilden dostun olacana limden dmann olsun" darb- meeliyle boy lr bir tarzda terennm etmitir. yle buyurur: Kemal-i cehl ile da'v-y irfan eylemek olmaz Kimin syledii bilinemeyen u msrada da bir kelime oyunu ve nkte sz konusudur. Mamafih mn da yabana atlr cinsten deildir: Tahsil-i kemlt kem lt ile olmaz Kt ara ve vastalarla iyi hner sahibi olunamayacan, sebepleri uygunsuz olan ilerden iyi sonular ummann beyhudelii, kt niyetle iyi amellere ulalamayaca vb. pek ok mn ite bu bir tek msraa yklenmitir. deta her bedene uygun bir elbise gibi. Kar karya kalan kii nasl houna giderse yle giyinir. Buraya kadar airlerimiz, nelerin olmazl zerine fikirlerini beyan ettiler. Divnlar taranrsa yine ayn airlerin olurluuna hkmettikleri, cevaz ve fetva verdikleri pek ok vak'a sz konusu edilebilir. Ancak birka rnekle sz bitirmek istiyoruz. Baknz Cenb Paa olur ile olmaz nasl yan yana getiriyor ve bir t babnda ne gzel bir berceste husule getiriyor: Ser vermek, olur; srr ayan eylemek olmaz Trk-slam geleneinin en zge dsturlarndan biridir bu: "Ser verilir, sr verilmez!" Heyhat!.. Kaybolmaya yz tutmu deerler arasnda heba olmakta. Toplum ahlknn seviyesini gsteren bir mihenk ta. Artk herkes kendini bununla l-meli ve sikke-i noksan yahut kem-ayar m; fls-i ahmer yahut bedr-i tamm m olduunu renmeli, anlamaldr. Her neyse!.. imdi de Fuzul'ye kulak verelim: Bir aceb meydir mahabbet kim ien huyr olur Mns u: "Sevgi (ak) yle bir ikidir ki ien herkes kendinden geer". Burada hem tecrbe, hem hikmet, hem de gizliden gizliye bir tenbih vardr. Cihan banda sevgiyi tatm hangi blbl vardr ki kendinden geip eydalanmasn akn ve sevdann insana ne sarholuklar yaptrdn hemen pek oumuz ya yaam, ya grm, yahut duymuuzdur. Ancak her halkrda ucundan kesinden bu konuda bir tecrbe edinmiizdir. te onun iindir ki sz mlknn lirik sultan Fuzul bu gerei bittecrbe dile getirmi, vecizeletirmitir. Bize den ise hemen bu gerein rneklerini dnp ibret almaktr. Ne demiti air: Hak sze Mecnn dahi raz olur Olur-olmaz derken Divn iirindeki mfredlerin karakteristik zellikleri de kendiliinden ortaya kt. zetlersek: Mfred (nm- dier Ferd), a. Tam bir cmlenin elerine sahiptir. b. Vezinli olduklar iin iir saylrlar. c. Manzume iinde yer alanlar pek azdr. Bu yzden divnlar tertib edilirken "mfredat" bal altnda son blmde verilirler. . Atasz, vecize, hikmet trnden szler olur. d. Tecrbe ile sabitlemi hakikatlerin anlatmdr. e. Bilgiyi amel platformda rneklendirir. f. Tadklar nkte ve sz sanatlar gibi zellikleriyle aklda kalclk salar. g. t veya tenbih ile okuyucuya yol gsterir vs. Olur Olmaz Beyitler

Trke'de karladklar hareket ve oluumlar ile ifade ettikleri armlar ynnden benzerlerine nazaran daha fazla ilerlik kazanm baz fiiller vardr. Bir eylem ad olmak yannda yardmc fiil olarak da kullanlan bu tr fiillerin banda "olmak" fiili gelir. Gnlk konuma dilinde en ok kullanlan fiiller tespit edilse, hi phesiz birinci sray "ol-" fiili alr. Merak edip baktk. Trk Dil Kurumu'nca yaynlanan Trke Szlk'te "ol-" fiilinin 28 ayr anlam mevcut. Buna kelimenin mtaklar dahil deildir. Fiilin olumsuz ekline (olmaz) yklenen mnlar yannda yardmc fiil olarak kullanld yerlerde kazand yeni armlar da hesaba katlmamtr. Bu rakam karsnda Trk dilinin "ol-" fiiline neler borlu olduu hemen anlalr. Buna "ol-" fiili ile kurulmu deyimler ile birleik kelimeleri de siz ilve ediniz. "Ol-" fiilinin yarg bildirmekteki ilerlii, onun olumlu ve olumsuz ekilleriyle pek ok kanun, ynetmelik, dstur, karar ve hkm ifadesinde de ilk sray almasna kap aralar. En basit bir atasz szl taranacak olsa "ol-" fiilinin olumlu ve olumsuz pek ok trevleri ile yine pek ok szn sonunu balad grlr. Klasik iirimizde de ayn fiilin, redif olarak, manzumelerin sonunda sk sk kullanldn grrz. Bunun bir sebebi kelimenin mn vs'ati ise de, dier sebebinin airlere yakan ifade tarznda hkm koymann nemli bir yer tutuyor oluudur. Hemen her Divn airi bir para filozof, hikemiyt, ahlk, bilim ve siyaset adam, en azndan ann itibar edilir bir bilginidir. Bu kategorilerin dnda olanlar da klasik iir gelenei icab kendilerini yle gstermekten zevk alrlar. Bu sebepledir ki her divnda "olur-olmaz" redifli pek ok hkmn yer ald beyitler ounluktadr. Divnlarn gazeliyyt blmlerinin yalnzca "r" ve "ze" harfleri ile sona eren iirlerine bakldnda bu bolluk ve bereket hemen kendini gsterecektir. "Ol-" fiili en olgun kullanmn hikmet vadisinde bulur. Uzun tecrbelerin, sarslmaz imanlarn, deimez kuralla rn ve vecz ifadelerin muhta olduu en nemli fiil de yine "ol-"dur. Aada bu tr beyitlerden birka zerinde dura caz. Beyitlerin ortak zellikleri son tef'ilelerinin (acz), "olur" veya "olmaz" kelimeleriyle son bulmasdr. 21 nce olmazlardan balayalm: Nisan yamuru ylann aznda zehir, sadefn aznda in- ^ ci olur. Tpk tropikal iklimde sel ve felakete; kurak iklimde ^ de bereket ve hayata medar olmas gibi. nsanlarn bir huy olarak feyiz ve iyilikleri kabul de nisan yamuru misalidir. -a Bir icraat, kiilerin kabiliyet ve istidatlarna gre iyi yahut -kt klna brnebilir, ite bunu anlatan iki hikem beyit: ilki Hmid-i Amd'nin, ikincisi ise elebizde sm'ndr: Sadef-s kubl-i feyze istt'dd hazmdr Ki her mevzide nisan katresi drr-i semn olmaz Mahalde kbiliyyet arttr brn- nisann Tem kl ki her bir katresi drr-i semn olmaz Gzel huy ezel bir saadettir, onun kolay kolay giderilmesi mmkn deildir. Geri gzel huylu insanlar da zaman zaman hata edebilirler ama bu, gnein yere dmekle deerini yitirmemesi gibi dnlmelidir. Nitekim gne () yere der ama asla ayak altnda kalmaz. Fuzul bu gerei yle ifade etmi: Saadet-i ezel kabil-i zeval olmaz Gne yer stne dmekle pyml olmaz Hemen hemen ayn mealde bir beyit de Kemalpaaz-de'nin dilinden dklmtr. Arlka eit olmak, kymete de eit olmay gerektirmez. Altn ile pas ayn miktarda olabilir, ama hi kimse pas satn alc deildir, ite beyit: Altn ile mizanda bir gelse dahi zeng Sklette bir olmak ile kymette bir olmaz Hani atalar szdr, "Altn yere dmekle pul olmaz" der nir. N. Kemal'in ifadesiyle; Yere dmekle cevher sakt olmaz kadr u kymetten te Nesib-i Mevlevi'den ayn ifade:

Pyml olma-la ehl-i dil olmaz naks Hke de dse yine kadr- i gher dn olmaz Beyitlerin adedini oaltmak mmknse de imdi biz bir de "olur" diyen airlere kulak verelim. Sultan Veled tam bir gnl adam ve tasavvuf ehli olarak yle bir tenbih oldurur: Hakk' isteyen nmurad olmu deil Halka gnl balayan sonra peimn olur Son pimanlk fayda vermez, biliriz. Bilmediimiz, son nefesimizde piman olup olmayacamzdr. Nahf tpk Sultan Veled gibi ifade ederek "kmil" insann tanmn baknz nasl yapm: Kmil odur her nefes akbet-end ola Sonunu fikretmeyen sonra peimn olur Bir beyit de Diyarbakrl Said Paa'dan okuyalm. Diyor ki, devlet erbab ikbale erince (ilerinin okluundan) evrelerine fazla himmet edemezler. Tpk gnein ykseldike glgesinin ksalmas gibi: Vakt-i ikblinde kasrdr ricalin himmeti Mrtef olduka emsin sayesi maksr olur Zat merhum, talihsizlikten ikayet ederken denizden su istese seraba, altna yapsa traba (topraa) dndn mbalaa ile syler: Deryadan b istemi olsam serb olur Ger altna yapsam o saat trb olur Sz mbalaadan almken bir rnek de mbalaann stad Nef''den alalm. air, ksaca "Senden gelsin de isterse bela olsun" diyerek sevgiliye sitemde bulunuyor: Bel budur ki alt belalarnla gnl Gamn da gelse dile bis-i meserret olur "L rahata f'd-dnya (dnyada rahat yoktur)" msdakm-ca eyhlislm Yahya aktan ikayet etmekte: Cihanda k- mehcr sanma rahat olur Neler eker bu gnl sylesem ikayet olur Baz airler "olur" ile "olmaz" birbirinden ayrmadan hkm koyarlar. te Fehm'in "ol-" fiilini ayr kip ile kulland bir beyit: Sebeb-i rif'at olur gam yeme ftde isen Bir bina t ki harab olmaya, mmur olmaz Elbette!.. Bir binann mamur olmas iin nce harab olmas gerekir. Tpk ac tecrbelerin, gitgide insan olgunlatrmas gibi. Fuzul asl necip olmayanlarn atp tutmakla ululuk ka zanamayacaklarn u beyitte ne gzel de anlatr. Papaan insan gibi konuabilir. Ama bu onun insan olmas demek deildir. . t Eylesen tu'ye t'lm-i ed-yt kelimt Sz inn olur amma z inn olmaz imdi kural bozalm ve "olur - olmaz" kelimelerini beytin sonunda deil de banda (ibtid) ve iinde (hav) kullanan Bak'den bir rnek okuyalm. Onun "olmaz"lanmas da "olur"luu da sanatna stnlk verir! Gzeller mihribn olmaz demek yanltr ey Bak Olur vallahi billahi hemen yalvart grsnler "Ol-" fiilinin Trke iin nemini bu satrlar yazarkent anladm. Yine bu yazy yazarken "01-" ve mtaklarn, kiplerini asgar seviyede kullanmak iin gayret gsterdim. Buna ramen pekok cmlede kalem, baka kelime semez oldu. Diyebilirim ki "ol-" fiili Trkenin "lzm- gayr- mufrk" (onsuz olunamayan, yokluu dnlemeyeni)" imi. Buna kim lem-i imkn derler Olmaz olmaz deme olmaz olmaz Laedr SHAN ERBABI f I ltifat et shn erbabna kim onlardr Medh-i sultan- cihn-bna veren unvan Nef' Sz erbabna iltifatta bulun ki,

Cihan yneten sultanlarn adn (ancak) onlar yaatr. ltifat Et SUhan Erbabna .*. Yavuz Sultan Selim iire deer vermekle birlikte, airlere itibar gstermeyi fazla nemsemiyordu. Binaenaleyh hain mizac yznden kimse de ona iir sunma cesaretini gsterememiti. Kanun dnemine gelindiinde Osmanl Imparatorluu'nun her alanda olduu gibi iir ve edebiyat alannda da gelimesi tamamlanm, her adan tam bir kemal devri balamt. Yani Kanun'nin saltanat yllar Trk iirine de parlak bir fecir getirdi. te o dnemde tam bir sanat hmisi olan Kanun'nin evresinde sanat adna dinamik halkalar olumaya balar, zellikle Yavuz dneminde sessiz kalan airler Kanun'ye kendilerini ispat gayretiyle n plana kma yarna girmilerdi. Bylece ideallerine daha kolay kavuabilmeyi umuyorlard. Tabi bunun iin yalnzca air olmak yetmeyecekti. Devlet idaresinde de belli bir maharet ve mertebeyi iktisab etmi olmak gerekiyordu. airlik, ihtimal ki eit meziyetli insanlar arasnda yalnzca bir tercih sebebi idi. Zira kendisi de air olan padiah, bylece sanatkr korumu olacakt. Bu bir yar idi. Hemen herkes belli bir makam ve mevkie talip olabilirdi. Bu talepleri iin arzuhal yerine iir yazan ve hatta frsat bulduka iirinde taleplerini ma yolunu tutan pek ok air vard. phesiz padiah da hemen btn talepleri deerlendirir ve ilm-i siyaset dahilinde gerei zerine amel ederdi. Durum ne olursa olsun sonuta her bir air kendisine den tarih grevini yapar ve kltr atmosferini oluturan sebeplerden biri olarak devletin ve milletin gelimesine katkda bulunur. Her devlet ve idare, sanatlarn kudretine gre ihtiam kazanr. Ne diyordu Nef': tltift et shn erbabna kim anlardr Medh-i hn- cihn- bana veren unvan Kim bilirdi uar olmasa ger sbkda Dehre devletle gelip yine giden hn Hare dek b- hayat- shn-i Bak'dir Andrp zinde klan nm- Sleyman Han' ite Kanun'nin bykl bu noktadandr. O, bir devlete ordu kadar, hazine kadar, kalem erbabnn da lazm oldu-218 unu en uurlu biimde bilen ve uygulayan padiahtr. Bu ynyledir ki Kanun devri hakknda pek ok malmat, pek = ok eski kitapta mevcuttur. Hatta o devrin divnlarnda bile. O 2 Toplum ve iir Osmanl iirinin belirli kurallar ve allm bir erevesi vardr. Ancak zaman .zaman konusunun snrl olduu hakknda dar grler serdedilmitir. Konularn ana balklar, nazm ekillerine gre belirlenebilirse de airin i dnyasnda bu ayrm tamamen geersiz kalr. iirdeki b eitlilik, airin ruh hlini ve iinde bulunulan an daha sonraki asrlara sesini duyurmas, onu bir ayna gibi yanstmasdr. Pek ok sosyoloji aratrmasnn aklayamad durumlar, bazen bir iirin iki beytinde bulmak mmkndr. airler btn ahslikleri, btn gr farkllklaryla birer misyon yklenirler. Bazen a farkllklarna ramen toplumu konu edinmek ve sosyal hayat anlatmak bakmndan onlar birbirleriyle biraz akraba, biraz dost, biraz dert orta ve hatt biraz gnlda hissederiz. ster gnllerindeki hev ve hevesi sayp dksnler, isterse hev ve hevese kaplp kaybol-sunlar onlarn msralar gnmz tarihileri, sosyologlar ve sz sanatlar iin birer laboratuvar gibidir. Dileke iir airler padiahtan talepte bulunurlar, demitik, rneimiz Hayal Bey. O, Zhid sgar ekmek eer olduysa gnh Sen sevb ire bulun biz bu gnh ekelim beytini de ihtiva eden gazelin matla (ilk) ve makta (son) beytinde padiahtan st kapal olarak sancak beylii istemektedir. Ddt kim tepemizden ka h ekelim Zhid ak eriyiz biz de sipahi ekelim

Tr-i yri gtrp sinede peykn ile Ey Hayal demidir sancak- h ekelim Hayal Mehmet Bey (nm- dier Bekr Memi), Kanun ann pek ok airim kskandran ihsanlara nail olmu hemen her bir gazeline bir atiyye, her bir kasidesine bir rtbe verilmi srasyla ulufe, timar ve zeamet sahibi olmutur. Ancak padiah yine de onun yukardaki isteine iltifat etmemi, onu sancak beyliine getirmemitir. Bunda da mutlaka bir bildii vardr. Belki Hayal Bey'in hkmet etmedeki istidadn zeametten te grmedii iin o mevkie getirmemitir. Padiahn solaklarndan olup, nadiren de olsa gzgze geldikleri, ama her sefere beraber ktklar Ak de ondan pek ok ihsanlar alm bir airdir. Ancak o Kanun'nin Alman seferinde esir dnce ld sanlp ulufesi kesilmi, bir yl sonra geri dndnde ise saray adamlarnca uzun mddet padiaha ulamas engellenmitir. Nihayet son are, bir yolunu bulup, ulu hnkra bir dileke mahiyetinde gazel takdimi ile kendini hatrlatmaktr. te o gazelden; Bugn meddah sen shib-krnn eh lyk deil kim ola ma'zl Senin gibi efendim var iken ben Kimin kapsna varp olan kul Basr gz yumup b- cihandan On akeyle gedii oldu mahll Umarn haceti ben n-muradn Mrvvet kndr eh ede makbul (???) Kanun ona eski yaknl gstermemi ve air Basr'den boalan on akelik yeni gedii vermemitir. Bunun pek ok izah olabilir. Kimbilir, belki Kanun ona artk gvenmemektedir. Belki ayn greve daha lyk birisi taliptir. Hatta belki sarayda air aleyhinde kampanya balamtr ve padiah ynlendirmektedirler. Belki de bu air padiaha hi ulamamtr. Belki... belki... Sz zetleyelim. Kanun airleri korudu, ama lyk olduklar kadar... Bunun dnda olarak airler zgrce duygularn anlatrken de padiahn, idarenin, devletin hizmetin-deydiler. Zaten kltr kprs de bylece oluur. imdi biz bu iki airin birer gazelini okuyacaz. Maalesef kimin yekdierine nazire sylediini tesbit edemedik. iire Vurular Kimlik Hayal diyor ki: Yz nz ile gonca-i ra'ny byttk Blblleri bin vr ola deryay byttk Mercan lebini kn- melhatda grelden Gzya ile bir nice deryay byttk Ferhd ile Mecnn ile Vmk'la ben oldum Grdk seferi biz dahi alay byttk Benzer duruun kamet-i dildra demekle Glsende bugn serv-i dil-ry byttk Cnn seg-i kyyla Hayal'yi edip yd Dedi yine bir k- eydy byttk imdi Ak'yi dinleyelim: Hn- dil ile ol gl-i r'ny bytk Ak duyurup blble gavgay byttk Hsnn temlanr idik kcekten Yr erdi cvn oldu temaay byttk Mihnet erisi b-had u gz ya aknc Mlk-i gama ah olal alay byttk Giryeyle ey drr-i girn-mye gamnda Tunca'y tardk leb-i deryay byttk Ol lle-ruhun hline dil vereli Ak Gnden gne da- dil-i eydy byttk ncelikle Hayal'nin de Aknin de iirleri birer kane gazel olarak trnn btn zelliklerini tamaktadrlar. Hayal Bey, duygularn aristokrat bir ed ile sylemitir. Zaten kendisi de st tabaka yneticilerinden olup uzun mddet sarayn ve bizzat padiahn himayesini grm, bunun sonucunda da k elebi'nin deyiiyle, "zver-i tac- uar v eb-era- encmen-i zraf (airlerin talarnn ss/ssl batac ve zarifler meclisinin /geceleri aydnlatan era)" olmutur. Halbuki Ak sradan bir yenieri, bir orta insandr ve iirini bu ortam iinde syler. Nitekim onun iirindeki sava ruhu (bk. 3. ve 4. beyit) kane duygularn bastrm durumdadr. Srf bu samimiyetle bile olsa Ak'nin syleyiindeki gzellik Hayal'den ndedir. Halbuki Hayal XVI. asrn birinci snf airlerinin de balarnda yer alr. Nazire geleneinde vezin, kafiye, konu ve syleyi benzerliinin nemi vardr. Her iki iir de "Mef l mefl me-fl feln" kalbyla yazlmtr. Her iki iirin de kafiye ve

rediflerini oluturan kelimeler -biri dnda-(Hayal 4. beyit "Dil-ry byttk"; Ak 2. beyit "temaay byttk") ayndr. Oysa Ak'nin kafiye kelimelerini daha yerli yerinde ve salam bir syleyile kulland hemen fark edilmektedir. Buna bal olarak da konu ve syleyi bakmndan Haya-l'den daha ndedir. iirler bu adan tekrar okunduunda grlecektir ki Divn Edebiyatnda byk air'den deil, gzel iir'den bahsetmek daha doru olur. Zaten airler de en gzel iiri sylemek peinde komazlar m? \ iirin portacs Zat Zat (1477-1546), XVI. asrn ilk yarsnda Trk iirinin en 223 nemli isimlerinden biri olarak pek ok divn airinin yetimesine yardmc ve vesile olmutur. Eitimi olmakszn kendi kendini yetitirmilerdendir. Balkesir'den bir izme3 ci olarak stanbul'a gelip (II. Byezid devri = 1481-1512) burada bir edebiyat stad olmak yle kolay baarlr ey-o lerden deildir elbet. Ancak bir ara talihinin deimesiyle -glgede kalm, sonunda fakr u zaruret iinde bu dnyadan gmtr. Hemen btn tezkireler ve biyografik kaynaklar onun Byezid Camii avlusunda (bugnk Sahaflar arsnn yanndaki nar altnda) bir dkkn olduunu, bu dkknda remilcilik yaptn ve devrin airlerinin sk sk buraya uradklarn kaydederler. Onun byle bir dkkndan yllar yl geimini temin etmi olmasnn, kendi kiiliinden kaynakland aikrdr. Geri bir dnemde devlet erknnn himayesini grmse de orta ya getikten sonra yegne geim kayna bu dkkn ve oraya gelip-gidenlerin kazan nmna madd-manev braktklar meta ve gleryz olmutur. Zat'nin ho-sohbet bir kiilie sahip bulunduu ve kaliteli nkteleriyle dkknna pek ok mteri ektii sylenebilir. Letifi gzden geirildiinde1 ekseri nktenin gerekten de mkemmel sylendii, hatta mstehcene varan nktelerin bile bir zarafet ve ho ed ile sslendii grlr. Trkeyi ok gzel kullanan air, kelimelerin mteradiflerinden ve dilin inceliklerinden istifadeyi ok iyi baarr. (Babnlar "Bu algam ne seyrek ekmisin?" diyenlere "Size sk m gerek?" diyeler. (...) Eekilerde eekler, kyllerde srlar ok ola.(...) Gebci dkknna varanlara "Gebe mi geldin ?" diyeler... gibi) Zat'nin izmecilik ve remilcilik yannda en esasl meslei iir satcldr. Belki Trk edebiyat'nda iiri gerek mnda satan ilk (ve belki de son) air odur. Geri Osmanl dneminde kfr bile alnp satlmtr2 ama iiri bizatihi para ile satan yalnzca Zat'dir. Halbuki caize gelenei, iirin alnp satlmasn engelleyen asil bir uygulamadr. Ama grn ki yokluk ve yoksulluk insanlara neler yaptrm?!.. k elebi'nin anlattna gre3 Zat'nin bu uygulamas, devrin dier sz erbabnca ok tenkit edilmitir. elebi bu babda u satrlar yazar: "Ekbire kaside v nazire lazm olsa evvelki kasid gazeliyytna mracaat ider, eski hayal ma'nlarn libs- her ile ta'bir iderdi". Bundan anlalan o ki, devrin zengin veya hatr saylr takm Zat'nin dkknna gelip ondan hle uygun bir iir istiyorlar. Hani hastann gelip doktora derdini anlatmas gibi. Zat, ne yapsn, belki nce bir remil atyor; olmad, nasihat veriyor; daha da olmad bugn git yarn gel, diyor. Sonra uvaldzn sahtiyan n1 Bkz. avuoglu, M., Zat'nin Letifi (I), TDED. C.XVII, s. 5 vd. ve (II), TDED XXII. 145-161. 2 Kaynan imdi hatrlamyorum ama 18. asrda Eyp Sultan semtinde bir helvac dkknnda kfr alnp satldn bir yerde okumutum. Kimin ak lna gzel bir kfr gelirse bu helvacya gtrr, yahut kimin kfre ihtiyac varsa bu dkkna ugrarm. Helvac ustas, satn ald kfrn telifini der ve kfrleri tasnif edermi. Daha sonra mterinin isteine gre mesela kfr kime, nerede ve ne zaman kullanacan sorup en uygun olan kfr ona satarm. 3 Bkz. k elebi, Tezkiret'-uara, Meredith-Owens neri, London 1971,134 b136 a.

lne Uitirip balyor kendine ait kara kapl kitab kartrmaya. Bu kitap da hani yle bir anda hatmediliverecek cinsten deil, iinde 500 kaside, 3.000 gazel, 1.000 rubai var. la iin bunlar yetmezse geride 12.000 beyitlik em Pervane, 2.000 beyitlik Ahmed Mahmdve yine o hacimde birer Siyer-z Neb, Mevldve Ferruhnmevar. Kula ar iiten Satlm (Sat-Zat) Efendi, artk hangi gazelde hle uygun beyit var diye ararken, d dnya ile deta balarn koparr. Neyse ki hepsini kendisi yazmtr, bulmas kolay olur ve nihayet yreye uygun merhemin reetesini yazar. Mteri gelir. Akeleri verir, reeteyi alr. Bazlar pazarlk bile eder. Zat belki nceleri "Mrvvete endaze olmaz" "Marifet iltifata tb'dir" "Gnlnden ne koparsa" yahut "Aann eli tutulmaz" gibi kelmlar edip sklautana para almak istememi ise de sonradan, satn ald iiri okumasn bile bilmeyen cahil mterilerden bkarak aka iirine fat bier olmutur. Bu rayi, remil fiyatndan biraz daha pahaldr ve arada bir iyi mteriler de kmaktadr. Gel zaman, git zaman, artk airimiz bu ie alm, parann tadm almtr. Yapt i ise yalnzca kes-yaptr ii, bir pikaj meselesidir. Bazen "gmlek uymuyor, pantolon verelim" dedii de olmakta, ucuz iportaclk da yapmaktadr. Peki, bunlar alanlar ne yapyorlard? k elebi bu iirler hakknda "kaside v nazire" tanmlarn verdiine gre mteriler de bunu bir bakasna sunuyor yahut onlarn iirine cevap eyliyorlard. Zat'nin bu yolla nice gizli rza sahip olduunu, bilmem sylemeye ihtiya var m? Ayn dilberin akyla yanp tutuan iki ayr ka da hle uygun gazelleri verirken ks ks glyordur herhalde?!.. Yahut k ile maukun manzum mektuplarn yazarken ok keyif alm, bu yzden enfiyeyi terketmi olsa yeridir. * * * Bu babda manzaray geniletmek, hadiseleri gz nne getirmek ve bir sr trajikomik sralamak mmkn ise de bizce gereksizdir. Zat bir ara kendince bir tarife hazrlamtr. k ele-bi'ye gre "Yirmi ake mderrislere, otuz ake kadlara ve baz danmendlere kaside vrrd." Ancak bu kasideleri mderrisler ve kadlar m bakasna sunuyordu yahut mesela mlzm olmak isteyen pohpohu renciler veya davaclar m mderrisler ile kadlara sunuyordu, elebi'nin ifadesinden anlalmyor. Bu usl ile baz dnemlerde "Kasidenin caizesi birfloriye inmi idi." imdi diyeceksiniz ki dier mteriler veya paras olmayanlar ne yapyordu? Kolay efendim, "Baz ehl-i hrefehle-vendleri v avamun ak u evkda sn blendleri dilber sev-seler gelr, kimi nakd kimi san' at ne ise bir tuhfe virrdi. Bu dahi, ol mukabelede ol mahbubun hrfetine gre bir murabba, ya bir gazel dir idi." Anladmza gre Zat merhum, kasidelere fat bimi ama paras az olanlar da geri evirmemi. Parasna gre manzume ile onlarn da gnln ho etmi. Gazel, kt'a, rubai, beyit, belki bir mfred. Elbette Trk tresinde isteyen kiinin eli bo evrilmez. Bunun iin kk bir msra da olsa Zat kimseyi kapsndan bo dndrmez. Zor i dorusu! Kim bilir, ka mteri gazel almaya gelip hezel ile; medhiye almaya gelip hicviye ile dnd?!... Btn bunlar Zat gerekten yapm mdr? Yahut -hakkn hell etsin- biz fazla m abarttk? En azndan iir sattn biz sylemiyoruz. Bu hareketi doru mu idi? iirin piyasasn drmekle kltrmz ne kaybetti yahut ne kazand, tartlabilir. Biz tartmaya gemiyor ve onu bu tutuma sevkeden sebepleri yine k elebi'den dinliyoruz: "Amma merhum ma'zr idi, bir nice vech ile evvel sar idi, saniyen fakir idi, slisen rtbe v mansb sahibi deil idi." Geri ne sarlk, (az iitiyor olu) ne de rtbe ve mevki sahibi olmak bu harekete cevaz verir. Ancak o fakirlik yok mu? Ne diyelim! Onun da imtihan byle imi. Fani dnya ite!.. ann zenginleri de topraa girerken ona benzememiler midir dersiniz? eyhlislam Yahya Efendi

Babas eyhlislam Zekeriy Efendi, annesi Rukiye Hanm. Amcasnn biri Badat hakimi Yakup Efendi, dieri Filibe kads eyh Ltfullah Efendi. Kuzeni (Ltfullah Efendinin olu) Mehmet izzet Efendi ise Rumeli kazaskeri. eyhlislm Yahya Efendi, ite bu ailenin bir ferdi olarak 1562 ylnda stanbul'da doar. O yllar Trk irfannda limlerin hakimiyet adr. O kadar ki, yalnzca edebiyat, ilim ve fende deil, sava meydanlarnda da onlarn ayak izleri grlr. iir sahasnda Bak'nin, Nev''nin, Fuzul'nin gr sesleri her yanda nlayp durmaktadr. Yahya Efendi, genliini byle bir iir ve zarafet ortamnda geirmiti. Gen yata hac oldu. Medrese tahsilinden sonra stanbul'da eitli medreselerde mderrislik yapt. Sahn- seman, ehzade, Valide medreseleri bunlardandr. Ardndan Halep ve am'da, Bursa ve Edirne'de kadlklarda bulundu. Yllar ilerledike iir sahasnda da adn iyiden iyiye duyurdu. Sultan III. Murad ve III. Ahmed devirlerinde en __mtaj|ajrlej^arasna girdi. 43 yanda stanbul kads oldu Dersaadet (stanbul), o dnemde ihtiamn doruunda idi. Dnya siyasetinde Trk klc hakimdi. Snrlar douda Hindistan, batda Fas'a kadar genilemiti. Dnya saraylarnda, Osmanl ad anlmadan ne siyas, ne ekonomik bir konu grlyordu. Hatta sanatta da durum byleydi. Sul-tanahmed Camii btn grkemiyle ykseliyordu. Ama maalesef bu dnem pek ksa srd. Sultan Ahmed'den sonra aclar ve facialar birbirini izledi. I. Mustafa devri entrikalarla geti. Gen Osman katledildi. Bu arada Yahya Efendi srasyla Anadolu ve Rumeli kazaskerliklerinde bulundu. Ancak Sultan Mustafa'nn akl dengesi bozuk olduu hlde ona ik-tiba eden ve onun nnde Gen Osman'n cenaze namazn kldran da oydu. Yenierilerin ard arkas gelmeyen istekleri, saraydaki hanm sultanlarn bitmek tkenmek bilmez ihtiraslar, isyanlar, hl' ve aziller, yitirilen balar, verilen kurbanlar... Byle bir devirde eyhlislmlk makam ona tevcih olundu. Ne yapsnd, nasl etsindi? Yukar tkrse byk, aa tkrse sakal. Her an kelle koltukta. ite eyhlislm Yahya Efendi'nin bykl buradadr. O, dnya bann nce baharn grmt, imdi hazann yayordu. Ancak nemli olan kendi hayat deil, "Devlet-i ebed-mddet'ln ayakta kalmasyd. mrn bu uurda harcad. Yerine gre merdane klar, yerine gre siyas tedbirler ile eyhlislamlk grevini yrtt. Ama ne eyhlislamlk!... Bazen kona yamalanp azledildi, bazen lm tehlikesiyle grevden el ektirildi. Sk sk greve arld, sk sk aa alnd, ama o hi ylmad. Hizmeti ahs emellerinden nde tuttu ve ylece alt. IV. Murad devrinde baht kendisine yr oldu. Badat seferi ve sonrasnda padiahn has dostlar arasndayd ve Osmanl Devleti'nin bir fecr-i kazbini nurlandrd. Nihayet devrini idrak ettii, sekizinci padiah Sultan ibrahim'in icraatlarna dayanamad ve 83 yanda kurban bayram ertesi son meknna uurland (17 ubat 1644). Mezar istanbul'un aramba semtindedir. eyhlislm Yahya Efendi, btn hzyla hayat iinde nkteleriyle zihinlerde, nfuzuyla sarayda, iirleriyle de gnllerde taht kurmutu. Her halkrda iire zaman buluyor ve enfes manzumeler nazmediyordu. Nef' ile karlkl, bu an gr sesini oluturdu. Nef' kahramanlk ve yiit ed vadisinde; o da ak ve muhabbet vadisinde aa damgalar-, n vuruyorlard. ok iyi grrler, birbirlerini severler arada srada da alrlard. Bunlardan biri ok mehurdur. eyhlislmmz bir gn Nef' hakknda bir kt'a kaleme ald: imdi hayl-i shenvern ire Neft mnendi var m bir air Szleri Seb'a-i Muallka'dr mrii'l -Kays kendidir kfir Aka yle demektir: "Zamanmzn bunca gzel sz sahipleri iinde Nef' benzeri bir air var m? (Elbette yoktur!) nk onun szleri (iirleri) Seb'a-i Muallka; kfir, kendisi de mr'l-Kays gibidir." Bilindii gibi Seb'a-i Muallka, cahiliyye devrinde K'be duvarna aslan yedi iire verilen addr. Her yl Sk- Ukaz panayrnda o yln en gzel yedi iiri

seilir ve bir yl boyunca K'be duvarnda asl dururdu. Seb'a-i Muallka airlerinin en mehuru da Imr'l-Kays'tr. Kfir kelimesinin hem iyi, hem de kt anlam vardr. Mecazen vc lfzen de yerici mn tar. imdi, devrin eyhlislam, bir kii hakknda kfir derse, bu onun hakknda bir fetva saylr. Nef' bu kelimenin her iki mnsn da anlam, gya vyormu gibi grnp yerildi-ini hissetmitir. Imr'l-Kays'a benzetilmek houna gitmise de mr'l-Kays kfr zre vefat etmi ve eyhlislm Yahya da ince bir nkte ile onu alt etmeye kalkmt. Nef' ki en keskin dilli, ate fikirli airimizdir, byle bir ithamn altnda kalmak istemez. Cevaben bir kt'a da o yazp gnderir. Enfes bir cevap. Tam Nef'yne: Mft efendi bize kfir demi Tutalm diyelim biz ona mselman Varldkta yarn rz- mahere kimiz de karz o szde yalan * * * Nedm onlar hakknda, Neft vdi-i kasidde siihn-perdzdr Olamaz amma gazelde Bak v Yahya gibi der. Gerekten de Yahya Efendi'nin gazelleri bir baka edann tezahr, bir baka lisnn tekellmdr. eyhlislm Yahya Efendi srasnda gzel ve hle uygun sz hi ekinmeden syler, ta gediine koyard. Muallim Naci, Osmanl iirleri adl eserinde (s. 53) u nkteyi nakleder: "stanbul kads iken vefat eden Hocazde Ali Efendi mehur bir zt imi. Sonradan eyhlislam olan biraderi Mes'ud Efendi bir aralk kendisinden rtbe olarak ne geince, Efendi fkesine malp olarak annesinin yanna gider, kardeinin kendinin nne gemesini hazmedemeye-ceinden bahisle onu mutlaka ldreceini syler. Hanm bu hlden rkerek doruca zamann eyhlislam Yahya Efendi'nin yanna gider. Durumu arz ederek: "Aman efendi, u Ali'ye de biraderine verilen rtbeden ihsan buyurun. Mes'ud'umu ldrecek yollu yalvarr. Yahya Efendi birka defa, "Korkmayn ldrmez" der ise de hanm "Vallahi ldrr efendim, yemin etti. fkesi galiptir, merhamet buyurun" tarznda ricasn tekrarlar. Konuma uzaynca Efendi der ki: - A kadn nasl ldrebilir, ldrrse onu da ldrrler. Onlar lnce sen de kederinden lrsn. Fakat felek o kadar msait deildir ki nz de ldrsn de bizi elinizden kurtarsn." eyhlislm Yahya'nn beyit ve msralarndan: Huda kermdir elbette eylemez mahrum Meramna eriir her kii Huda diyerek Zlf-i siyehinden kesilir mi dil-i eyd Bir rabtadr cn ile cnn arasnda Soyleyenlerkendisinbilmezbilenlersylemez * * * deme cbbe vedestr keramet mi verir * * * Hl mkildir eer uymazsa hle kalimiz 231 airlerin Hsrev- Rum'u: Necat Osmanl geleneinde anas-babas bilinemeyen, yetim, kimsesiz bebekler ile devirme ocuklarna "Ibn Abdullah (Abdullah olu)" denirmi. Bilindii gibi Abdullah da "Allah'n kulu" demektir. Osmanl'nn zellikle devirme usulyle ald pek ok Abdullah olu, zamanla devletin her kademesinde etkili kiiler, mevki makam sahibi insanlar olmulardr. Bu yazda size kendisinden bahsedeceimiz kii de bu trden yetimi nl bir air olan Necat Bey'dir. Asl ad s olan Necat, Trk iirine temel ta koyanlardan ve XV. yzyln nl simalarndan biridir, nce onunla ilgili bir-iki epizot nakledelim: Gnlerin iirle-edebiyatla dolu getii, ulularn toplandka iirden bahsettikleri, modern elence sistemlerinin bulunmad iin bedi zevkin ince ruhlu insanlara haz verdii dnemlerde; yine bir.irfan meclisinde pek ok bilge kii, deerli yaran oturmu, iir sohbeti yapmaktadrlar. ehrin en ileri gelen

devlet erknndan en zarif kibarna kadar herkes oradadr. Bir ara mecliste Fatih'in veziri Ahmed Pa-a'nn u beyti okunur: Destimi kessen kalr dmn- ltfunda elim Dmenin kessen kalr destimde ltfun dmeni (Ey sevgili! Senin ltuf eteine ylesine sk yapmm ki) elimi kessen, elim senin ltuf eteinde kalr. Yok eer eteini kesersen, ltfunun etei elimde kalacaktr (Var istediini yap)!... Beyti dinleyenler ilem hakknda ikiye ayrlrlar. Kimisi eli, kimisi etei kesmesi hususunda sevgiliyi hakl bulurlar. O srada ehl-i dillerden birisi Necat'nin buna benzeyen iki msran okur: yle muhkem tutayn ak ile dildr etein Ya elim kat' edeler ya keseler yr etein Sevgilinin eteini, ak ile ylesine sk tutaym ki (beni ondan ayrmak isteyenler, sonunda) ya elimi, ya dayrin eteini kesmek zorunda kalsnlar. Meclistekilerden bazlar bu iki msra ile deta kendilerinden geerler. Hzirn yine iki guruba ayrlmtr. Ancak bu defa taraflar, her iki beyitten hangisinin daha gzel, dolaysyla hangi beyti syleyen airin daha stad olduunu tartmaktadrlar. Tesadf m, tevfuk mu; Necat de o srada oraya kagelir. Soruyu ona sorarlar: "- Hangi beyit gzel ve hanginiz stnsnz?" Necat insaf sahibi olduu kadar mtevzdr da. Byk insanlarn byklklerini bakalaryla kyaslamalar, onlar belki kltr. Bilakis insanlar bydke tevazudan ilerilere giderler. te Necat bu ed ile o anda, fc'eten u beyti zihninde bulur ve okur: Necat'nin dirisinden ls Ahmed'in yedir Ki ts gklere asa yine dem rr Ahmed'den Beyti daha iyi anlamanza yardmc olalm: Bilindii gibi Hz. s armha gerilmek istenince, Allah Tel onu 4. kat ge ykseltmi ve Hz. Peygamberimiz'in erityla amel etmek ve hir zamanda slam' yaymak zere vde vermitir. te airin yukardaki beyitte anlatt rnek budur. Necati'nin asl ad sa; Hz. Peygamberin bir ad da Ahmed'dir. air demek ister ki, "Hz. isa'nn ge knca Hz. Peygamber'den (s.a.v.) bahsetmesi gibi, ben de iirimle gklere ksam, yine de Ahmed Paa'nn stadln anlatrm." Ne ince bir ruh, ne ho bir davran!... Necati nl bir air olarak Kastamonu'dan stanbul'a gelir. Burada kendisini tanyan pek azdr. Bir yolunu bulup iir yoluyla Fatih Sultan Mehmed'e kendini tantmak ister. Sadrazam Mahmud Paa'nn yaknlarndan Trabzonlu Yorgi Amuruki Efendi ile dostluklar vardr. Yorgi bazen saraya arlr ve padiah ile satran oynarm. Yine byle bir davet ncesinde Necat Bey son yazd gazellerden birini Yor-gi'nin kavuuna, -eilince kdn ucu grnecek ekildegizlice yerletirir. Yorgi gider, satran balar, ba eilir ve kt grlr. Fatih alp iindeki iiri okur: Eser etmez n'idelm h- sehergh sana Meer insaf vere dostum Allah sana ve dier beyitler. iir Fatih'in houna gider ve airi 17 ake ulufe ile divn ktibi yapar. Necat Bey yazd iirin telif cretini bylece almtr. Daha da nemlisi sanat ve ilim erbabn bylesine destekleyen bir padiahn maiyyetine girmi olmasdr. Nitekim ksa srede ykselir ve nianclk payesine erer. Bir ara, ehzade Mahmud'a nianc olarak Manisa'ya gider. Maiyyetinde air Tali' defterdar, air Sun' ve evk ise katiplik yapmaktadrlar. te bir iir mektebi ve ite eski airlerin yetime tarzndan bir kesit... Sz uzatmayalm. Necat aslen Edirnelidir. Doum tarihf bilinememektedir. Hayatnn nceki dnemleri rivayetlere dayanr: Adnn Nuh olduu, sava esiri yahut devirme olduu, dul bir hanmn olu bulunduu (veya dul hanm tarafndan bytld) Sail adl bir air tarafndan yetitirildii vs. bunlardandr. * A ? M^rat Bev Kastamonu'da iirleriyle Kei olan ^'^^Zyu^n, Wk "d-

,amnm.| ve hret. tstanMd ^ &^ ne dne- dilli nrr pek ok * mul^ ^ du-rmve nazireler ^T^^T^ Byezid'in hi-boT. gelip Fa^in vefatmda^^ , mayesini gr, Karaman ^^a da Saruhan (Mani-k,ipli8iyapnr.5. onun lmnden^ sa) valisi ^^*2 anbul'. dnen U507, ehzade Mahmud da oluncsta n, Lan emekli ^ ^^^a, edince ef-ihm ve iire em.1509^'"'" BuB Unkapan Manifa?* trSTS ^^.anhurur, Ok kadrsr Devrinde "Hsrev-i Mm ,Ana *** U* veya Husrevi) olarak^^*^*^ Jdinden Jesela, tezkimci Seh, Be, ** 'J^ bir rek sonrakipekokahe^Tu^ Kinekatbdabu katmr, W. yuzvnTu*^* ^^ lir,eri iinde lunmutur. Ataszleri ve ^ Kaynaklar 6 adet daha ok mersiye ve 8^"^, elimizdedir, eseri olduunu sylyorsa da, yalnzca V Ekmel-i uara-y Rm: Nab "Hayriyye"mellifi nl air Nab, 12 Nisan 1712'de vefat eder. Kendisi XVII. asr son eyrei ile XVIII. asrn balarnda Trk edebiyatnn yegne staddr. Eski biyografi yazarlar onun iin "Ekmel-i uar-y Rm"yani "Anadolu airlerinin en mkemmeli" veya "Anadolu airlerinin tamamlaycs, iiri kemale erdireni" derler. Kendi devrinde "Sultanu'-u-ar (airlerin sultan)" olarak anlm ve uzun mddet "Na-b-i Pir" vasfn almtr. Alt ayr padiah devrinde yaam olan Nab'nin asl ad Yusuf tur. 1642 ylnda Urfa'da doar ve genliini burada ilim tahsiliyle geirir. 1664'te istanbul yollarna dt zaman, Arapa ve Farsa'y bilen, geni kltr ve baarl iiri ile memleketinde bir hayli nl olmu, yetenekli bir gen idi. istanbul'da nce Fzl Ahmet Paa'nn himayesini grd. Sonra Sultan Mehmed'in dostluunu kazand. O srada hretinin zirvesinde olan stad Nail onun iin: - Bu gen air ileride akranlarnn hepsini geecek, byk bir stad olacak, demiti. Gerekten de Nab onu utandrmad, haksz karmad. Ksa zamanda kendisini gsterdi. Sultan Mehmed'in Lehistan Seferi'nde Kamanie Kalesi'nin fethi zerine (27 Austos 1672) bir fetihname yazp padiaha sundu. Sonra 1675'te Edirne'de ehzadelerin snnet dn iin yaplan enlikleri anlatan Surnme'yi yazd. Ardndan hacca gitti (1678). Nab'nin hac esnasnda yazd bir manzume vardr. Rivayet yle: Nab'nin dahil olduu hac kafilesi, Medne-i M-nevvere'ye yaklar. Vakit gecedir. Malm eskiden hacca kervan ile gidilir ve her konaktan sonra ekseriya gecenin ikinci yarsnda yola klrd. te o gece Nab uyuyamamtr. Peygamber ak ve O'nun kutsal beldesine yaklamann heyecanyla ruhu deta sabrszlkla rpnmaktadr. O srada devletin ileri gelenlerinden birinin kbleye kar ayaklarm uzatp yattn grr. Buna biraz ierlemi olarak irticalen ve yksek sesle bir iir sylemeye balar. iirin ilk beyti yle: Sakn terk-i edebden ky- mahbb- Huda'dr bu Nazargh- lhdir makam-1 Mustaf'dr bu (Burada) edebi terketmeden sakn ki buras Allah'n sevgilisinin yurdudur. (Buras) Allah'n nazargh ve Muham-med Mustafa'nn makamdr. Daha bu beyti duyar duymaz herkes toparlanr ve uyuyan kii de ayaklarn toplayp kalkar. Artk kimsenin uyumaya, dinlenmeye mecali kalmamtr. Rhlet davulu vurulur ve kervan, o ak ve zlemle yola koyulur. l, nlerinde deta drlmektedir. Sabah ezanlar yaklatnda Ravza-i Mutahhara uzaktan seilmeye balamtr. Ama o da ne? Mescid-i Neb'nin btn minarelerinden mezzinler sala okur gibi davudi ed ile okumaktadr: Sakn terk-i edebden... Ezandan sonra namazlar ed olunur. Kafiledeki insanlar akn, mezzinlere sorarlar: "Bu iiri nereden biliyorsunuz ki, daha Nab bunu bu gece inad etmitir?" Herbirinden aldklar cevap ayn ve muhteemdir dorusu: "Bu gece Efendimiz (s. a.v.) ryamza girip bize bu beyti talim eyledi ve ezandan nce okumamz ferman buyurdu.'

Nab, hac dn kendini stanbul'da hareketli bir siyas ortamn iinde bulur. Osmanl ordular pepee yenilgiler almaktadr. Dersaadet'te hemen her gn kargaa, isyan ve ayaklanma vardr. Geri onun ahsna ynelik bir zarar-ziyan yoktur. Ancak, nihayet o da bir Osmanl'dr ve durumdan pek zgndr. Dnyann ivisi km gibidir, yle ki bizzat padiah: Yklptr bu cihan sanma ki bizde dzele Devleti erh-i den verdi kamu mptezele imdi ebvb- Saadette gezen hep hezele imiz kald hemn merhamet-i Lem Yezel'e demektedir. Nab'nin burada huzursuz olduu aikrd. Nihayet hac yolculuu srasnda grp, havasn ve suyunu pek beendii Halep'e hicrete karar verir ve uzun yllar burada kalr. Halep'te iken sanatnn doruundadr. Kendini iire, kitap telifine vermitir. Onun hikem-didaktik eserleri ite bu cra Osmanl kentinde, bir imparatorluun engin tecrbesi ile yorularak meydana gelir. O Halep'te iken istanbul ve Anadolu'da Trk iiri ksz kalm gibidir. Geri pek ok talebesi ve muakkibi istanbul'da onun at yolda eserler vermektedir ve hatta iirlerini ona gnderip tenkitlerini istemektedirler. Buradan karlan sonu o ki, Nab Halep'te de olsa Trk iirine t istanbul muhitinden yn verebilecek bir s-tad, gerekten "Nab'-i Pr" olmutur. O kadar ki halk arasnda "Nab gibi syleyebilmek" bir moda olmutur, ite devrin nl airi Sbit'ten iki beyit: Hazret-i Nab-i stada nazire demee Sbit-b Haleb'in merd-i shndn m var Kuma- nev-zuhr- marifette Sbit imdi Bulunmazsa Halep damgas stanbul'da rabet yok Beyitlerden birincisinde Nab'nin stadl ve Halep'te bile ona benzer iir syleyebilen bir kiinin bulunmad; ikincisinde ise yeni retilen marifet kumalarnn (iirlerin) "Halep" damgas (yani Nab'nin beenisi) olmaynca rabet grmediidir. Yani Nab'nin dneminde Halep iiri (Nab'nin iiri), tarih Halep kuma gibi revatadr. Bir ara devlet tarafndan kendisine tahsis edilen Halep'teki evi, orlulu Ali Paa tarafndan elinden alnd. Neyse ki nl "Hayriyye" yazlp bitirilmiti. Nihayet Vali Baltac Mehmed Paa sadrazam olunca (18 Austos 1710) Nab'yi de beraberinde istanbul'a getirdi. Onu Hcegn rtbesiyle bamusahiplie atadlar. Svari mukabelecilii de yapt. Vefat edince skdar'da Karacaahmed miskinler mezarlna defnedildi. lmne ebced hesab ile pek ok tarih drlmtr. Bunlardan birisi de udur: Gitti Nab Efendi cennete dek Allah rahmet eylesin. Inaallah bu tarih doru kmtr. Nab'nin alts manzum, drd de mensur olmak zere on adet eseri vardr. Bunlar ierisinde en nls Hayriyye'dir. Hayriyye airin olu Eblhayr adna kaleme alnm 239 bir nasihatnme ve t kitabdr. Eserdeki her bir beyit " balbana bir hayat dstru olarak asrlar boyu hi eski- ^ meden yaamtr ve yaayacaktr. u beyitler Hayriyye'deki l yzlerce rnekten birkadr: ^ Cevr ile kimseyi bizar etme " Sana cevr etse de zr etme ~ Gazab u hiddet il kin gsterme Kimseye n-i cebn gsterme Kendi ef'line uysun hlin Ne kadar var ise de ikblin Tutalm erha ulam chn Yine edn kulusun Allah'n Olur insanda zeban bir iki g Sen dahi syle bir ol iki ham orlulu Ali Paa Nab'nin evini elinden alnca air olduka fazla zld. Ancak tevekkel davranmak gerektiini bilenlerdendi ve aadaki aheseri bu hadise zerine yazd. Keke Nab'nin yz tane evi olsayd da yzn de elinden alsalard. Bugn 99 tane daha mstesna aheserimiz olurdu: Ba- dehrin hem haznn hem baharn grmz Biz nettn da gamn da rzigrn grmz

ok da marur olma kim meyhne-i ikblde Biz hezrn mest-i marurun humarn grmz Top- h- inkisara payidar olmaz yine Kiver-i chtn nice sengn hisarn grmz Bir hadeng- i cn gdz-1 hdr sermyesi Biz bu meydnn nice bk-svrn grmz Kse-i deryzeye tebdil olur cm- murd Biz bu bezmin Naby ok bde-hrn grmz Son Byk stad: eyh Galib eyh Galib, XVIII. asrda yaam byk airlerimizden biridir. Trk iirinin, her eit nazm trnde edeb kemalini laykyla idrak ettii devirdir. XVIII. asr. eyh Galib de Divn iirinin son byk stad olarak bu asrn edeb muhitine damgasn vurmutur. Bilindii gibi XV. asrda Trk ve ranl airler tarafndan Sebk-i Hind (Hind slubu) denilen bir edebiyat akm balar ve iki asr kadar sonra Divn iirinin klasik kurallarna bir gndoumu gibi girer, ite eyh Galib, edebiyatta ilk sembolizm diyebileceimiz bu akmn Trk iirindeki en byk temsilcisi ve staddr. Galib'in asl ad Mehmed Es'ad'dr. 1758 ylnda istanbul'da Yenikap Mevlevhanesi'ne yakn bir evde dodu. Zengin bir Mevlev kltr ile yetiti. yi bir renim grd sylenemezse de iyi bir gnl terbiyesi aldna phe yoktur. O, medrese yerine bir irfan meclisi olan mevlevh-nelerde piti. Trk iirinin zirvelerinden saylan Divn'n 24 yanda tamamlad. Bu, gerekten mthi bir baar demekti. Dahas, nesilden nesile zevkle okunan ve okunacak olan Hsn Afc'n da 26 yanda yazp bitirdi. amzn 26 yandaki genleri ile kyas edildiinde onun ruh terbiyesini, derin vecd ve ilhamn, hemen teslim etmemiz gerekir. Galib, kendi devrinin -gncel deyimi ilesperlerinden biri olarak Hsn Ak' akla yorulmu bir atlm neticesinde kaleme almt. Kendi anlattna gre hadise yle cereyan eder: Devrin sk sk tekrarlanan iir sohbetlerinden birinde saatler epey ilerlemi, gecenin yars oktan alm ve meclis-tekiler, bu teheccd vaktinde iirin ruhlara fledii esrar ile kendilerinden gemi bir hlde iken, nl air Nab'nin "Hayrbd" adl eserinden sz alr ve baz blmler okunur. Meclistekiler bu eseri pek beenmi ve ok vmlerdir. O kadar ki byle bir eserin artk yazlamayaca hkmne varrlar. Galib, iirde stad olmann olgunluuyla ve mecliste sz dinlenen, herkesin iftihar ettii dostlardan biri olarak bu eseri tenkid eder. Hayrbd'm daha nce yazlm rnekleri taklitden ileri gitmediini syler. Bir ara, eserin daha gzelini kendisinin yazabileceine dair de azndan bir kelm kar. Meclistekiler onun genliini gz nnde bulundurarak bu sze inanmazlar, inanmak istemezler. Oysa Galib, o gecenin seherinden tezi yok. "Esrarn Mesnevfden aldm" dedii msralar derin bir ilham ile yazmaya balar. Nitekim ksa zamanda kitabn ats ortaya km ve tamamlandnda da iir ikliminde bir zirveye ulamtr. Bu eser onun ruhundaki btn tasavvuf neveyi iir yeteneiyle ortaya koyduu bir aheser olur. Ona inanmayanlar imdi hem mahcup, hem de hayrandrlar. Galib eserinin tamamlanmasndan sonra Konya'ya, Mevln ahanesine gider ve det olduu zere 1000 gnlk ileye soyunur. ile devresini istanbul Yenikap Mevlevha-nesi'nde tamamlar. Sonra da Kulekaps (Galata) Mevlevha-nesi'ne post-nin olur. 1787 tarihinde balayan post-ninlik ve irad vazifesi 42 yanda vefat edinceye kadar srer. Bu dnemde onun iki gzel dostu vardr, ierde (tekkede) Esrar Dede, darda (sarayda) da Sultan III. Selim. Bunlardan ilki, Arapa, Farsa, Rumca, Latince ve italyanca'y bilen ve bu lisnlarn kltrlerini yakndan tanyan, engin ilim sahibi bir air ve gnl ehli; ikincisi de musikiinas, bestekr, air, modernist devlet reisi ve kabiliyet hmisi olarak n yapmlardr. te Galib'in 11 yl sren eyhlik devri bu iki dostun madd ve mnevi destei ile sslenir.

Birinden madd himaye grm ve grd himaye ile Mevlevlie hizmet etmi; dierinden de bu yolda cesaret alm, gnl dostu edinmitir. Galata Mevlevhanesi en canl, en mutantan ve en a'a-al gnlerini eyh Galib zamannda yaar. Onun devrinde tasavvuf cereyanlaryla birlikte Trk iiri de deta bu tekkeye endekslenmitir. Hemen her gece semlar edilir, ardndan da iirler, yinler okunur, glbanglar ekilip seher zikirlerine ulalrm. Bir tekke, belki btn zamanlar iinde en fazla bu zaman ve bu yerde kltr hayatnn derinliinden ses vermitir. stelik siyas ve sosyal hayata da bir renk getirdii inkr edilemez. Tekke, olduka zengindir ve deta bir imarethane grevi yapar, istanbul'un fakir-fukaras sk sk buraya uramay iti-yd edinmitir. Anlatrlar ki bir k gn Mevlevihane'nin kapsna bir fakir gelir ve Galib Dede ile grmek istediini bildirir. Efendi'ye haber verirler. "Buyursun!" der. Gelen kii biraz hrpan giyimli ve solgundur. Ellerini iki yana aarak, tarikat stlhnca, dervi olmak istediini anlatmak iin: - eyhim, izin ver, soyunmaya geldim, der. Galib Dede adam tepeden trnaa bir szer. Dudaklarnda gayr ihtiyar bir glmseme belirir, ama ona hissettirmez. Adamn bedava aa konup ense yaparak k tekkede geirmek istediini anlamtr. Gayet ciddi bir tavrla: Soyunmak kolay, der. Fakat ondan evvel seni bir giydirmeli. Sonra el rparak meydancy arr: Gtr u can'. Bir kat elbise alp giydirsinler, mnsibiyle tekkeye yerletirsinler. Fuzulfnin Bir Gazeline Ahmet Remzi Dede'nin Tahmisi Divn Edebiyatnda beyit dzeniyle yazlm bir manzumenin (genellikle gazel) her bir beytinin bana dize ilvesiyle be msral bendler hline getirilmesine tahmis (beleme) denir. lve edilen dizeler beyit ile ayn vezinde ve beytin ilk dizesiyle kafiyeli olmak zorundadr. Bazen bir beyitteki dizelerin arasna da msralar ilve edildii olur. Eer msralar arama yine msra ilve edilmise manzumeye tahmis-i mutarraf (ayrlm beleme) veya tatr (ikiye ayrma) ad verilir. Tahmis, Divn Edebiyat'nda en fazla ilenen musam-mat trdr. Hemen her air, ya kendinden nce yaam ya da kendi dneminde hrete ulam airlerin, stadlarn bir iirine tahmis yazmtr. zellikle XVII. asr sonrasnda tahmis ve tatr nazm ekli ok rabet grm, eyh Galib, zzet Molla ve Leyla Hanm gibi airler tahmis sahasnda olduka baarl olmular ve ok sayda tahmis yazmlardr. Nedim'in Nedm-i Kadm'e; Yahya Kemal'in de Bak'ye ait nl gazellere yazdklar tahmis-i mutarraflar en az asllar kadar nl olmu manzumelerdir. Ancak Divn Edebiyat'nda en ok tahmis edilmi manzume XVI. asr airlerin den geh'nin denizcilik terimleriyle yazd kasidesidir. Bu kaside yazld dnemden itibaren asr boyunca pek ok air tarafndan yine denizcilik deyim ve terimleri kullanla rak tahmis edilmitir. Bu rnekler bize tahmis edilen iirin orijinal slubuna ve zelliklerine bal kalndn gsterir. airler tahmis iin setikleri iirleri ncelikle kendileri ok beenmi olurlar. Bu iir, kendi iir sluplarna da yatkndr. Dahas, kendilerinin de o konuda syleyecek pek ok szle ri bulunabilir. Ancak en nemlisi, tahmis edecekleri iirin, her ynden gzelliine yakr msralar sylemek zorunlulu udur. Aksi takdirde asl iir ile, ilve edilen msralar arasn da ortaya kacak bir eitsizlik, hemen gze arpacak, tah mis yazan airin gcn ve ifade noksanln ortaya koya caktr. Elbette hibir air kendini bakas ile kyaslarken asla ondan aa durumda olmak istemez. Btn bunlar gznnde bulundurulduunda, tahmis (terb, tesds vb.) yaz mann ne denli zor olduu ortaya kar. Syleyecek sz

olan air, ncelikle bunu ne denli gzel syleyeceini/ syle- _ diini kendisi tartar ve ona gre eline kalem alr. ~ Bizim burada szn edeceimiz tahmis, btn bu yn- lerden tahmisi yaplan iir ile tam mtensiptir. Tahmisi ya- -plan gazel, Fuzul'ye (. 1556) aittir. Tahmis yazan air ise son devir Mevlevi byklerinden Ahmed Remzi Dede'dir "v (Akyrek, 1872-1944). Fuzul'nin kane bir gazelini, Ah- med Remzi Dede,1 tasavvuf nevesiyle ve baaryla tahmis etmekle gerekten kendi iir kudretini de ispat etmitir. Sanat gcn gsterme yarnda Fuzul'den aa kalmayan Remzi Dede gerekten de asl iir ile mn btnl1 Mevlevi muhitinde doup yetien Ahmed Remzi Dede, Kayseri Mevlevhne-si eyhidir. Trbesi Kayseri'de Seyyid Burhneddin hazretlerinin yanndadr. skdar Selimaa Ktphanesi yneticilii yapm, Mihrimh Sultan Ca-mii'nde vaaz ve iradlarda bulunmutur. Devrinin ayakl ktphanesi olarak bilinir. Byezit camiinde Mesnevi okutmu, son asr mevlevtlerinin pek ou zerinde olumlu tesirler yapmtr. Bir ara Ankara'da Eski Eserler Ktphanesi mavirliine getirilmi ve ilim taliplerine pek ok yardmlar bulunmutur. Cumhuriyet dnemi Trk ilim ve fikir hayatna yn verenlerdendir. Hayat ve iirleri hakknda sayn Hasbe Mazolu pek gzel bir eser neretmi-tir. (Ahmet Remzi Akyrek ve iirleri, Ankara 1987, s. 355). salayabilmitir. Onun her msra Fuzul ile ayn gzelliktedir. Haddizatnda Dede bu tr manzumelerde olduka baarldr. Nitekim pek ok airin divnnda ancak bir-iki tahmis bulunurken onun kendine gveni, bu sahada elliden fazla manzume yazmasna yol amtr. Eski stadlarn ve kendi andaki baarl airlerin (msl. Tahir Olgun, Asf Halet elebi, Sleyman Nazf vb.) iirlerine yazd tahmis, tatr ve terb'ler gerekten de devrinde ok beenilmi, okunmu ve dillerde dolamtr. Kendisi halk edebiyat tarznda da iirler yazm, hatta k mer'in bir manzumesini de terb (drtleme) nazm ekline evirmitir. Remzi Dede'nin Fuzul'den beenip tahmis ettii gazel gerekten Trk iirinin aheserlerinden saylr. Fuzul bu iirde daha ilk beyitteki sanat gcyle okuyucuyu deta arpar: Vefa her kimseden kim istedim andan cef grdm Kimi kim bvef dnyada grdm bvef grdm . Fuzul'nin her bakt eyde vefaszlk grmesine karn tahmisi yazan Ahmed Remzi Dede, sevgilinin yananda aydan daha parlak bir nur grmken ayva tylerinin kmasyla yanaktaki o parlakln kaybolduunu, dolaysyla her yaratlm eyde bir noksan bulunduunu ve Fuzul'nin dedii gibi neye baklsa vefasz grlmesinin normal olduunu, deta Fuzul'nin beytine sebep ve rnek gsterircesine yle anlatr: Ruh- dilberde geri mndan ren ziya grdm Kdret verdi hatt imdi bakdm b-safa grdm Neye atf- nigh etdimse hir bir hata grdm Vefa her kimseden kim istedim andan cef grdm Kimi kim bvef dnyada grdm bvef grdm Fuzul iirinde, Kime kim derdimi izhr kldm isteyip derman zmden bin beter derd belya mptel grdm diyerek herkesin binbir trl derdi olduunu, dolaysyla dert yanp are isteyecek kii bulunmadndan ikayet ederken Ahmed Remzi Dede, kendi hlinin daha da iler acs olduunu aklayan msralar yazar. Ona gre btn bu derd belann sebebi, ncelikle aktr. stelik sonu vuslat yerine ayrlk vadisine kan bir ak... Bu derdine bir are bulunur diye hlini ilan edince bir de grr ki herkes kendisinden daha dertlidir, ite onun armlaryla zenginleen msralar: Fez-y aka ddm b-ser p vlih hayran Visal mmdi dilde, menzilimdir vdi-i hicran Bana bir dest-gtr olsun diye hlim edip iln Kime kim derdimi izhr kldm isteyip derman zmden bin beter bir derde an mptel grdm Fuzul, bir sonraki beyitte, gnlndeki gam def edecek kimse bulamadn, dost bildii kiilerin de riyakr ktklarm syleyerek,

Mkedder hatrmdan klmad bir kimse gam defin Safdan dem uran hemdemleri ehli riya grdm der. Dede ise buna kendi macerasn ilve ederek, ak iinde her ne zaman elemlerini defetmek istese zntsnn arttn, bunun sebebinin de sevgilinin ktan daima sitem talebinde bulunduunu, dahas buna are olmak zere kime ba-vurduysa hepsinin riyakr kn nazik bir slup ile syler: Tasavvur eyledim ak ire kendimden elem defin Tehacm etdi ol ben istedimse her ne dem defin Meer yr eylemezmi kndan hi sitem defin Mkedder hatrmdan klmad bir kimse gam defin Sofadan dem uran hemdemleri ehl-i riya grdm Beyit Fuzul'nin: Ayak basdm reh-i mmde ser-gerdnlk el verdi Hner ser-ritesin tutdum elimde ejderh grdm zetle diyor ki; ne zaman ilmde kaplsam, her ey tersine dnd. Tam hner ipliine yaptm; bir de baktm ki, ip elimde ylan oluvermi... Bunlarn hepsine Remzi Dede de aynen maruz kalyor. Daha da beteri o bundan fazlasn ekiyor. nce ak ile takati kesilip hline gece gndz alamaya balyor. Bakyor ki dayanlr dert deil, gidip stadna (eyhine) yalvar-yakar oluyor. Ald cevap, bu yolda daha da beter olmas gerektii. Karamsarla kaplp o diyar senin, bu diyar benim dolamaya balyor. Bir ara ferahlar gibi oluyor ve Fuzul gibi mde kaplyor. Tabi onun da akbeti ayn. nce her ey tersine dnyor. Sonra hner ipinin ucunu eline geiriyor ve bir de bakyor ki elindeki koca bir ejderh. Remzi Dede btn bunlar baknz ne ahenkli bir ed ve ne ho bir ifade ile anlatyor: Tahamml kalmad bu hlete girynlk el verdi Harabm arz- stad eyledim viranlk el verdi Doladm s-be-s me'ys olup hrmnlk el verdi Ayak basdm reh-i mmde ser-gerdnlk el verdi Hner ser-ritesin tutdum elimde ejderh grdm Dnya hep ayn dnya, tarih de tekerrrden ibarettir derler ya! Sanki Remzi Dede bunun ispatnda. Nasl m? nce XVI. asra gidelim. Badatl koca air diyor ki: Bana gsterdi gerdm tire bahtm kevkebin yz kez Men-i bedbaht ana her gh kim bakdm kara grdm Felek, bahtmn yldzn bana belki yz defa gsterdi. Ne are ki her baknda onu kara grdm ve talihimin yldz hi parlamad. imdi tam asr ilerliyelim ve Dede'yi dinleyelim: Pern- zlf-iyr olursa bu dile merkez Mneccim beyhude tedbr klma ho geri gelmez Hele yaver deil fehm eyledim kim tli'imzkez Bana gsterdi gerdn tire bahtm kevkebin yz kez Men-i bedbaht ana her gh kim bakdm kara grdm Herkesin baht bir ynden kara olabilir. Remzi Dede'nin-ki ise yine ak zerine... Onun gnlnn odakland yer, sevgilinin pern zlfleri. Bu perianln gitmesi iin mneccimler bile yardmc olabilecek durumda deiller. Sonunda anlyor ki talihi kendisine hibir zaman yaver olmam. Velhasl, felek onun kara bahtnn yldzn en az yz defa kendisine gstermi (yani en az yz kez felein sillesini yemi). imdi yle diyor: Bu zavall ben, o yldza ne zaman baksam onu kara gryorum. Eh! Hakl saylr!.. Her zaman kara olan bir eyi bazen beyaz grecek deil ya!... imdi gelelim finale. Fuzul buyuruyor ki: Fuzul ayb klma yz evirsem ehl-i lemden Neden kim her kime yz tutdum andan yz bel grdm Anlamsnzdr! Her kime yz dndrse, her birinden yz bela gren bir kiinin dnya halkndan yz evirmesi elbette ayplanamaz. Remzi Dede bu yz evirme hadisesini iki ynden kuvvetlendirerek tekrarlar. Birincisi, sliki olduu tarkin gerei, ikincisi de gerekten hayatnn bir ok dneminde herkesten mecbur uzlet eylemesi. Yani lyk olduu mertebelerden uzak bulundurulmas ve dolaysyla kymetinin biline-meyii. te buna hayflanlr. Zira nice deerli insanlar vardr ki hayatlar boyunca kymetleri bilinmeyip bir kenarda kalrlar. Bylelerinin yrdan da ayardan da usanmalar, geen gnlerle birlikte, vefa midinin boa emek ve tl-i emel olduuna kanaat getirmeleri ve nihayet onca inlardan uzaklap kenregr olmalar, sonunda da Fuzul gibi

herkesten yz evirerek hi olmazsa insanlarn belalarndan emin olmalar, en tabi hayat seyridir. Okuyalm: Usandm yr ile ayardan bu ekdiim gamdan Vefa mmdi yanl re'y imi n her bir demden Kenre-gr olursam ok mu Remz bunca hemdemden Fuzul ayb klma yz evirsem ehl-i lemden Neden kim her kime yz tutdum andan yz bel grdm Allah ikisine de rahmet eylesin. Ne ho sylemiler!.. ORU FASLI Dedim artrd gamn hnn hicrin gecesi Dedi nimet o olur nki eb-i rze gele Ahmed Paa Dedim ki, "Ey sevgili! "Ayrlnn gecesi gam ^zenginletirdi!" "(Niye aryorsun?) Oru gecelen gelince nimet elbette ok olur" diye cevap verdi. Eski iftarlar1 ftar topu atld atlacak. Herkes yurduna ekilmi, sofra banda dualar edilmekte. Sokaklarda tek tk acele ile evlerine giden kiiler. Bir de nereye gidecei, iftar nerede edecei belli olmayan birka haylaz. Son yzylda bunlardan biri en yakn konan kapsna dayanr. Uak kapy aar: - Beyefendi evdeler mi? Uak tembihli olsa gerek: - Hayr sokaa kt. Eyvah!., Adamda afak atmtr. Israrl davranr: ftarda evde bulunmayacaklar m? Uak bu sefer oru sersemlii ile cevap verir: Durun bir gidip kendisine soraym. ki klhanbeyi arasnda bir muhavere: Mbarek Ramazan ne de abuk geti. Yarn otuz ra mazan tamam olacak! 1 bkz. Gngr, S., Tarihten Fkralar, stanbul 1943, s. 52-53. - Sen ne diyorsun yahu! O kadar oldu mu? Benim daha krk evlik iftarm, bir o kadar di kiram olacakt. * * * Gnbirlik iftar ziyaretlerine komann kt yan da vard tabi. Gidilen kiinin evde olmamas. Hikyeyi biz uyduralm: Beylerbeyi iskelesinde iftar topundan sonra volta eden bir yampiri. Yumurta topuk iskarpinlerden kan sesler, bo iskelenin duvarlarna arptka "Ya Hak!" nidas olarak geri dnmekte. Arada bir sa omuzunu yukar attrarak giymeye endii ceketi dzeltmekte. Elde akik tebih "Ya Sabr!" zikrinde. Alktan zihni bulanm, ilham persi kamasn diye de vezinle yrmeye, kafiyeyle dnmeye alyor. Biraz da iire in ya!. Bu talihsiz iftar bideletirmeli... Bir, iki derken ayn noktaya ka kere bast bilinmez, ayakkablarn tok seslerine yeni bir ayak sesinin kartn hissetti. La havle!.. Gelen kim ola? Gelen iskele hareket memuruydu. Beylerbeyi camiindeki akam namaz da bitmi demek... - Tuh be!., dedi. Cemaati de dattk. Artk iftardan tama men umut kesildi. iskele memuru da ard onu grnce. "Bir yoklayalm hele!" diye geirdi iinden: - Selmn aleykm! Hayrola efendi? Burda, bu saatte!.. - Dur, kafam kartrma! Bitmek zere. iskele memuru bir an duraklad. "Deli mi ne?" dedi kendi kendine. Dalgn hline ve gittike hzlanan admlarna bakt bir mddet!.. "Susmal bari!." dedi fsltyla ve ilerledi. "Bitecek olan ne ki!.." diye mrldand. Aheste, aheste ilerledi. Brosunun kapsn at. Etrafna baknd. Neden sonra iftar iin Ayvaz'n hazrlad kn buldu, iinde kahvaltlk vard. Namaza gitmeden evvel ay da demlemiti. kn masann zerine at. iki ay barda kard.

Akam zeri Kanlca'dan gelen son vapur ile oradaki meslekda yourt da gndermiti. Bir yandan aylar dolduruyor, bir yandan da hl bir o yana bir bu yana gidip gelen bu garip yabancy izliyordu. O srada beyimiz kendisine doru yneldi, iskele memuru, "Vay kftehor!" dedi iinden. "Zamanlama pek mkemmel dorusu. Hazr sofray da buldu!..." Hi konumadlar. Acele acele yenildi her ey. Sofrada ne varsa bitmiti. "Elhamdlillah" ikisi de doydu, benizlerine can geldi. Birer bardak da keyif ay koydular bardaklara. Beyimiz ubuunu kard. Kibriti ald ve sze girdi: "Allah iftarnz kabul etsin. Sofranz hac sofras olsun. Kime niyet kime ksmet. Havyar umduk peynirle doyduk." Sonra maceray zetledi. - u arkadaki yalda oturan Ahlatzde Sermed Bey ahbabmdr (!). Hep davet eder dururdu, iftar sofrasn ereflendirelim dedik, t Samatya'dan kalktk geldik. Vapur paras, saat yolculuk ve derken yalda kap duvar, ierden bir ses duyar gibi oldum ama kedi miydi, neydi, pek kestiremedim. Sanki bir ara k da grm gibiyim. Neyse 255 canm. Evde olsayd ne sevinecekti (!) kim bilir? (Kendi m kendine ban sallar.) Uaklar da m yoktu ne?!... Neyse, ~ hemen istanbul'a ineceim, tabi kotum vapura. Buray T da sen kapayp gitmisin. o- Affola, efendi. Namaza gittiydim de!.. - Dur kesme szm! I Bu arada u hicviyeyi nazmettim: Sirke itim onbir ay ben bir ltufkr var diye u harb mideye bir usta mimar var diye Bir sva vurdurmaya geldim belki havyar var diye Bo yere aldandm istanbul'da iftar var diye iir bitince iskele memuru, dudanda muzip bir glmseme: - Afiyet olsun efendi!., ite bizim sofray enlendirdiniz ya! Ne saadet!.. Ne yazk ki terifinizden haberdar deildik, di kiras hazrlayamadk!.. imdi geelim bu hikyeye. Sahi, nedir di kiras? insanlarn sosyal hayatlar, devletlerin refah dzeyleri ile paralel gelimez mi? Devletin saygnl ve zenginlii de suya atlan tan dalgalar gibi vatandalar halka halka kuatr. phesiz eskiden ramazanlarda verilen di kiras, bizce bunun en gzel rneklerinden biri. Bugn artk kltr ve greneklerimiz arasnda yitip giden bu gelenei, zengin Osmanl toplumunun her dneminde insanlar arasnda kademe kademe uygulanan bir hediyeleme yahut yardmlama kurumu olarak grmek mmkndr. Ama maalesef, "Ol saltanatn yeller eser imdi yerinde" slam medeniyetinde Ramazan aynn manev dnyas iinde fakir-fukaraya yardm da nemli bir yer tutar. Di kiras, yerine gre bir sadakadr. Ancak bu sadaka verite yle ince bir davran bulunur ki, sadakay alan kii/kiiler asla eziklik duymaz, zenginlerin karsnda minnet ile utandrlmazlar. Di kirasnda olumlu iki yan vardr. ftar veren kii sevap kazanr. ftara katlan kii sevaba vesile olduu iin hediye kazanr. Yani iftar yemeini yiyenlere, yemek sonunda bir hediye takdim edilir. te "di kiras" bu hediyenin addr. Gya iftar yemei yiyenlerin, zarar gren yahut ypranan dilerinin amortisman. Ne ince bir dostluk ve licenaplk rnei!.. ftar veren saraya, konaa, evlere gre di kirasnn deeri de eitli boyutlar kazanabilir. ftara icabet edenlerin sosyal mevkileri de gz nnde bulundurularak di kiras bazen bir mercan tebih, bazen bir ttn ubuu yahut lle, birka sar lira, bir yalk vb. olabilir. Ancak daha da nemlisi iftara ait hn- yama (yama sofras) dr. Hn- yamada yemekten sonra herkes kulland kak, atal ve ba alr, hatta tabaklar, siniler, marapalar tutann elinde kalp paylalm olur. Tabi yemek takmlarnn da altn, gm, bakr vb. madenden olmas hn- yamann deerini artrr yahut azaltr. Ah, keke hn- yama yahut di kiras gelenei devam ediyor olsayd! Bugn bazlarmz yamalanacak iftar sofras bulamadka nde devlet sofrasna musallat oldular. nsan Fikret'in o msran nasl hatrlamaz:

"Yiyin efendiler yiyin bu hn- itih sizin" Bir hadise nakledelim: nl hattat Yesrzde Mustafa zzet Efendi merhum, mbalaay pek severmi. Bir ramazan akam, frtnal bir havada, kalkp Boazii'nde bir iftar davetine nasl gittiini anlatrken: "Frtna o kadar iddetli idi ki" demi, "dalgalar bizim kay zaman zaman Cihangir Camii'nin hizasna kadar ykseltiyordu." Mecliste bulunanlardan onun tiryk olduunu bilen biri sormu: "ftar yakn m idi?" - Evet. - Aman ne iyi, hazr ezan vakti gelmiken ubuunuzu karp minarenin kandilinden yakverseydiniz! u hazin satrlar da Rza Tevfik'e dair:2 Uydurma deil, gerektir. Filozof, bir ramazan gn, Eminn'nden geiyor. Orusuzdur. Cebinde fstk varm, azna bir iki fstk atyor. Vay efendim sen misin mbarek gnde alenen nakz- siyam eden? Koca kalpakl ve sert bakl bir polis dikiliyor karsna: - Gel bakalm benimle. Filozof, birden, dalgnlnn bana aaca belay anlamtr. Mkemmel Rumelili ve Yahudi taklitleri yapt da mehurdur. Hemen Yahudi ivesi ile: - Niin? diye soruyor. - Yahudi azn bana m yutturacaksn? Alenen oru ye, sonra da... Aman paam, Yahudi'yim, brak yakam. Zor brakrm, imdi anlarz. (Kardaki bir Yahudi dk kncya seslenerek) Mion, buraya gel! Mion geliyor. Konu sununla Yahudice. Mion Yahudice bir iki kelimelik bir ey sylyor. Fakat Rza Tevfik yle uzun bir Yahudiceye balyor ki sonu gelmiyor. 2 bVz.Ozmsoy.H.V., Eski stanbul Ramazanlar, istanbul 1968, s. 88. Polis baryor: "Ksa kes!" Filozof susuyor. Bu sefer beriki, Mion'a dnyor: "Yahu-dice amma att deil mi? Yahudi mi bu?" Hayranlkla gzlerini aan Mion'un cevab parlak: "Benden koyu Yahudi, Tevraf ezbere okuyor." Oruca Dair Beyitler

258 islam inancnda ramazan ay mafiret, ltuf ve ihsan ile 259 m birlikte anlr. Hepimiz inanrz ki bu ayda alan eller bo evrilemeyecek gnller mutluluk, yzler tebessmle dola*? aktr. ftarn sevin ve huzuru yannda sahurun bereketinin * de inanan ad u hurrem eylediini her oru tutan m'min " bilir. Oru Allah iindir ve ecrini de bizzat Allah verecektir. -o Bunun iindir ki bu ayda m'minler handan; mnafklar gir-yn, eytan szn u periandr. Cennet kaplar ak, cehennem kaplar kapal ve m'min melekiyyet makamndadr. Nasl ki insan yaratlmlarn en ereflisi ise, ramazan da aylarn en faziletlisidir. O, onbir ayn sultan, "Ho geldin y ramazan" ile karlanp "Elveda ey mh- gufran" ile uurla-nan kutlu aydr. M'minlerin sevinci, murad ve bayramdr. Onun iindir ki halk daha ramazan gelmeden hazrlklarna balar, bu ayn zel bir hassasiyet iinde yaanmasna itina gsterir olmutur. Peki ya eskiler, eski Ramazanlar?!.. Mtecanis, bir slam toplumunda yaanan eski ramazanlar iin eski kitaplarda yazlanlarn yeterli olduunu sanmyorum. Yakn gemiin ramazanlanyla ilgili okuduklarmdan ziyade, uzak gemiin yozlatrlmam ramazanlarndan birinde istanbul'da yaamak kimbilir ne saadet idi? nk bunlar airlerden dinleyince insann hayal perdesi bir an yrtlacak gibi

oluyor. Kaln kaln divnlar arasnda orutan, ramazandan, bayramdan dem vuran beyitlerin okluu bile eski ramazanlarn bir zaman mihveri olarak her geen ve gelecek yla damgasn vurduunu gstermeye yeter. Elbette air bu hayatn iindedir ve orutan, iftardan, ramazandan, bayramdan etkilenecektir. Szgelimi bir tanesi yle yaknyor: Gnmz gn gibi trl zeval ile geer Kadrimiz bilmediler nite ki mh- ramazan Yahya Bey Gn(dz)mz gne gibi trl zeval vakitleriyle (yani akta hsranlar) ile geiyor. Tpk ramazan ay gibi, bizimde kadrimizi bilmediler, (elden ne gelir!).. Dorusu mthi bir beyit! Deeri bilinmediinden ikayet ederken vnmenin nzikesi! air deta kendini yeriyormu gibi grnp vnyor (te'kd'1-medh bim ybihu'z-zemm). M'min, ramazanda ne denli ibadet etse, yine de onun kymetini bilememi demektir. nk bu ayn faziletleri bitesi deil. Nitekim bilge insanlar da bunun farknda olarak durmadan ramazann kadrini-kyme-tini bilemediklerinden yaknrlar. Hele bin aydan daha hayrl olan kadir gecesi!.. air "Kadrimiz bilmediler..." derken bize gre pek muhteem ve sanatl bir ifadeyle kadir gecesinin hangi gece olduunun bilinmediine de iaret ederek tevriye yapyor. Hemen her oru tutulan evde gzle grlr bir ramazan bereketi vardr. Allah'n ltfu ve hikmeti iledir ki ramazan bir bolluk aydr. te air dilinden iki kii arasnda bir konuma: Dedim artrd gamn hnn hicrin gecesi Dedi nimet o olur nki eb-i rze gele Ahmed Paa - (Ey sevgili!) ayrln gecesi, gam sofrasn arttrd. Bu geli ne hal'? el-cevab: Niye aryorsun? Oru geceleri gelince nimet elbette ok olur. Eski airler iin ramazan deyince hemen ilk akla gelen ey, hasrettir, firaktr, hicrandr, ayrlktr. Zira orulunun iftar beklemesi ile kn (airin) sevgiliyi beklemesi arasnda pek bir fark yoktur. Hele bu bekleyiin sonunda bayram (vuslat) var ise!.. Baknz Fatih ne diyor: Zlfn eb-i kadr oldu kan tyd hilli Vasim demi tyd oldu firakn ramazndr Avn Zlfn (karanlkta) Kadir gecesi oldu. Kan ise (o gece ortasnda) bir bayram hilli (gibi grnmekte). Vuslatn bayram vakti, ayrln ise ramazandr. imdi de Hayal'nin hayalini grelim: Aynsn lamn otuz gn olduuna rzenin Ya felek levhinde nn- dmen-i Rahman msn Aka u demek: Allah, orucun otuz gn olduuna (delil olarak) seni "ayn-lm" olarak m yaratt; yoksa felek sathnda Rahman kelimesinin sonundaki nn (n) harfi misin? air evvel "Aynsn lamn otuz..." derken lm harfinin ebced hesabndan 30 rakamyla ayn (eit) olduunu ma ediyor. Saniyen, "nn-ayn-lm" harflerini anarak bir "na'l" kelimesi yazyor ki "dalama yaras" demek olup yolunu oru hasretiyle gzledii sevgili yznden barnn yre yre ve pare pare olduuna inanmamz istiyor. Slisen, felekteki nn bayram hilli demek olduundan, bayram edesi, bir de vuslat istiyor. Hayalin de bu kadarna apka kartlr dorusu: "el-Hayave'1-edepL" Ak mtekerrir bir murabbanda ramazann son gnlerini, hi abartmadan, XVI. asrda yaand ekilde ok samimi duygularla anlatr. te bir bend: On bir aylk rhdan gelmitin ey mah- sid Eylemiti pertevin halkn gnahn n-bedid smetinle azna tblis'in urmutun kilid Elveda ey mh- rze merhaba ey rz- tyd Ey kutlu ay! Onbir aylk yoldan gelmitin. Nurun, halkn gnahlarn silip sprmt. Safiyetinle ve masumiyetinle eytann azna kilit vurmutun. (imdi gidiyorsun artk) Elveda ey oru ay, merhaba (ho geldin) ey bayram gn!...

Sz bayramdan almken unu da hatrlatalm: Eskiden meyhaneler ramazan aynda hepten kapatlr, (ok kr imdi de baz meyhaneler ramazana hrmeten kapanmaktadr) bayram gelir gelmez de alrm. Hatta meyhaneciler bayramn ilk mterisine hediye olmak zere ipek al hazrlarlarm. (Herhalde bu db al kapmak iin pek ok sarho, bayram namazndan sonra meyhane kapsna komulardr.) Ahmed Paa her ne kadar sarho takmndan deilse de meyhanelerin ramazanda, resmen kapal tutulduunu yle ifade ediyor: ektim firakn savnm, erdim cemlin tydine A leblerin meyhanesin ney gibi nln et beni (Ey sevgili!) Ayrln orucunu tuttum da (sonunda) gzelliinin " bayramna eritim. Artk dudaklarnn meyhanesini a da, beni ney gibi nln eyle. Tarihimizde ramazan fkralar ve ramazana dair muziplikler de nldr. u beyitler o trden: Olmayan hid meysiz bir an Niyyetim ok hele ksn ramazan m Gelin ve ikisiz olamyorum. Niyetim ok! Hele ramazan bir ksn. Bu zpra "Niyetli misin?" diye sorsalard, herhalde "Niyetim bozuk" cevabn verirdi. * * * Gndz karr zevkini rindn ramazann tftr sfasm dahi ehl-i ikem eyler Ne'et Rindler ramazan zevkini gndz karrlard Yoksa iftar sa-fas obur yobazlarndr. Rindlerin zevk karmasnn orucu yemek olduuna dikkat buyrula! Hani Bektye sormular: - Erenler orucu sever misin? - Elbette severim, nk yenilir. Velhasl yle bakldnda grlyor ki bizim eskiler iinde ramazan ihya eden de varm, mevta eden de. imdiki gibi yani!.. Ama eskiden ihya edenlerin nfusa oran her hlde daha ok idi. Oru Tuhaflklar Oru ile mizah, nedense pek eskiden beri ikiz karde gibi olmulardr. Aslnda bunun din ve psikolojik yn bal-bana bir aratrma konusudur. Orulu iin mizaha hangi llerde cevaz verilebilir? Mizahn snr ne olmaldr? Neden oruluya mizah daha ho gelir? Bu sorular oaltmak mmkndr. Ancak Osmanl'dan itibaren zellikle yozlatrlm Yenieri-Bekt gelenei orucu adet hafife alr gibidir. Hepimiz "-Erenler!..." diye balayan ve ramazan ile alkal birka Bekta fkras biliriz; yahut duymuuzdur. Btn bunlar imdilik konu d brakarak biz tuhaf oru hikyeleri ile edebiyatlar yanyana getirmek istiyoruz. Ama nce bir hatram sizlerle paylamak niyetindeyim. Anadolu'da hl uygulanr m bilmem. Ben ocukluumun ramazanlarnda oru zengini olurdum. Nasl m? Anlataym: Ben henz 8-10 yalarmdayken her gece sahura kalkar, oru tutan byklerim gibi oruca niyet ederdim. Ertesi gn leye doru ackr, kilerin evresinde ksa balanm buzalar gibi dolanr, yiyeceklere bakarak sararp solardm, ite o srada annem veya babam hlime acyp imdada yetiir ve bana yle bir teklifte bulunurlard: - A yavrum! Haydi orucunu bana sat. Ben sanki hi ackmam gibi pazarla giriir, bazen be kurua (o zamanlar byk parayd), bazen iki biskvi aras bir lokuma, bazen bir gizlevet ayakkabya, bazen aabeyimin eski patnolonundan dikilecek bir yeni pantolona orucumu satardm. Hatrlyorum, bu vesile ile hem bayramlklarm, hem de bayram harlm orucumun teriyle bizzat kendim kazanrdm. Ne ho gnlerdi onlar!.. Sanyorum, hemen herkesin bu tr bir oru pazarl ba ndan gemitir. Zira mslman Trkler, ocuklarn na maz klmaya, oru tutmaya altrmak iin byle cazip yollar bulmutur. Henz mkellefiyet ana girmemi bir ocu un masumane tuttuu orucu bir hediye karlnda satn

almak ve bu yolla onu tevik etmek, bir salk tedbiri olmak la birlikte ne byk bir pedagoji dersidir. Bu detin eski ol duuna, airin u beyti delildir: 265 O tfl-i rzedrm dn bana birrzesin satt Edip vasim hele rzi eb-i hicran rz etti Mns udur: " Oruca niyetlenmi olan o kk sevgilim, dn bana orucu* nu satt. Bylece o, bana vuslatn nasib ederek hicran kaZ ranln gndze evirdi. air Sbit'in bir beyti vardr. O da olduka tuhaftr: Za'file hill eylemi ol mh- cihan Vaslna ermi iken yiye yazdm ramazan Ramazan (vakit gelip atnca) cihann dolunayn zayflatp (iki bklm) hille dndrm. Buna fkemden, varp o ramazan (ktr ktr) yiyeyazdm. Dorusu oru yemenin hle-i er'iyyesini bulan byle sivri zek bir airi kutlamak lazm. Beyit deil, sanki Bekta fkras. Nesim'nin bir beyti yledir: Gelgel ber ki savm u saltn kazas var Sensiz geen zamn- haytn kazas yok (Ey sevgili!) Gel, gel beri ki oru ve namazn kazas vardr. Ama sensiz geen mrn kazas olmaz. Nesim ilah ak yolunda derisini yzdrtmeseydi, herhalde bu sylediini su sayabilirdik. Varsn, aknda mbarek olsun. Bir de fkra: Tarihte nl Keecizdeler ftraten nktedn bir slledir, izzet Molla merhum nktedn olmakla birlikte biraz da (biraz dediime bakmayn gayette) iman bir kii imi. Bir akam iftara davetli olarak bir dostun konana gitmi. O zamanlar det, akam namaz klndktan sonra sofraya oturmaktr. Neyse iftar topu atlm. Orular zemzem vb. ile alp namaza durulmu. O srada yeni gelen bir misafir soluk solua kapdan girip ierdekilerin namaza baladklarn grnce oraplar karp kollar svam. Hemen ibrik leen gelmi; abdest alacak. te yandan akam namaz ksa. Kaidelerde zamm- sure de az okunuyor. mam da biraz aceleci; hem hzl okuyor, hem de rk ve secdeleri ksa tutuyor. Molla merhum imama ayak uydurmakta zorlanyor. Bu arada abdest alacak zat, ibrikdra seslenir: - Evldm biraz acele et. Abdestimizi alp imama yeti elim. Olanlar namazda yan gzle izleyen Molla, bu sz zerine dayanamayp namazn iinden adamn duyaca ekilde mrldanm: - Efendi hi acele etme! Biz bu imama namazn iindey ken yetiemiyoruz, sen dardan nasl yetieceksin! Surre Nedir? Surre en yaygn mansyla ii para dolu kese, yani para kesesi demektir. Osmanl dneminde zenginler ehrin fakir fukaras ile limlerini ve leyl medrese rencilerini iftara davet eder, iftardan sonra da onlara mangr dolu kk kesecikler verirlermi. Buna halk di kiras, mollalar da surre derlermi. Bu adan bakldnda surre gelenei bir yardmlama kurumu, fakir fukaraya yardm usldr. XIX. yy. airi F-z'm bir beytinde surre yle anlr: Bilmem ki nice bu ramazan nice bu lyd Ne saat nel ne ihram u ne surre Ne saat, ne al, ne ihram, ne de surre (altn kesesi) grdk. Bilemedim bu ne biim ramazan ve ne ekil bayramd! Beyitte air daha XIX. asrda surre geleneinin ortadan kalkmaya yz tuttuundan, artk kimsenin kimseye iftarda di kiras veya surre vermediinden yaknyor. Bugn bu gelenek tamamen tarih olmutur. ftarlar oalmtr, ama surre vermek iin deil iftarda para toplamak Surre kelimesi tarihimizde asl mnsn surre vesilesiyle kazanmtr. Surre-i hmyn, Osmanl ve Medine'ye gnderilen para ve hediyelere denir. kk keselere konulduu iin bu ad almtr. iin!1 Her neyse... alay (sur-re-i hmyn) padiahlar tarafndan Mekke Bu hediyelerin nakit olanlar

Her yl receb aynn onikisinde Topkap Saray'ndan bir kervan ile yola karlan surre, bir surre emni riyasetinde aylarca yol alarak Harameyn'e ulard. Tarihte ilk surre alay Abbas halifelerinden El-Mukted Billh tarafndan tertip olunmutur (923- 924). Osmanl padiahlarnda surre gelenei elebi Mehmed ile balar. Teberru niteliindeki bu surreler, Yavuz'un, mukaddes emanetleri ve hilafeti Osmanl'ya kazandrmasndan sonra resm bir grev ve siyas bir gereklilik nitelii kazanmtr. Hicaz ahlisinin "Sadkat-i Rmiyye" diyerek yolunu gzledii bu 268 varidat, petrol ve hac turizmi olmayan bedevi Araplar iin j hayat nem tarm. Her yl tedricen arttrlan surre tahsi~Z sat, Sultan II. Abdlhamid devrinde 3.514.000 kurua kadar %, kmtr. ngilizlerin Arap kabilelerini Osmanl'ya kar i ayaklandrmalarna kadar bu gelenek srm ve 1918'de,sa* va iin bile para bulamayan Osmanl 3.650.000 kuruluk bir g surre alay karmay ihmal etmemitir. Svey kanalnn almasndan sonra eskiden kara yoluyla giden ve 12 recebde gnderilen surrenin yola k tarihi 14 abana tahvil olunmutur. Osmanl payitahtnda surre alaynn yola k bir bayram havas tarm. Kendini Hdim'l-Harmeyn (Mekke ve Medine'nin hizmetkr) gren Osmanl padiahlar, halkn katklarn da geri evirmez, surre alayna dahil ederlermi. Buna gre gnler boyu Topkap Saray'nda toplanp biriken nakit ve hediyeler katrlara yklenir ve padiahn altn1 Eski zenginlerin fakirlere verdikleri surreyi bugn zenginler eitli yollarla (enflasyon, zam vb.) fakirlerden alyorlar. Ne garip bir dnya ve ne kt bir zaman!.. lann tayacak deve, kzlaraas tarafndan yularndan tutu larak herkesin grmesi iin divn nnde dolatrrm. Bundan sonra surre alay, o yl surre emni seilen yal ve pek timt edilir bir zata teslim ile Kur'n'dan arlar oku nup, na'tlar sylenerek Beikta'a doru yola karlrm. Topkap'dan Beikta'a kadar olan yolda surre alayna halkn tahsis ettii ykl katrlar ve hediyeler de eklene eklene, ker van iyice byr ve alayn getii yollar birer bayram enlii gibi halkn akn akn gelip temaasna sahne olurmu. Hi caz'a gidecek surre develeri sslenir, zerlerine hallar, ipek liler rtlr; boyunlar, baldrlar taklarla donatlr, knalanrm.2 Alayn banda atl 12 avu, ardnda yaya baltac lar, sonra kapcba bulunur, sonra surre emini ile surre khyas ve gsterili surre katar yrrm. Padiahn surresini hmil devenin etrafnda 30 kadar baltac, ardnda da Mekke ve Medne fakirlerine datlacak para ve mallar ta yan katrlar ve nihayet halk topluluu, bir geit resmi gibi 269 Beikta'a kadar gelir, buradan deniz yoluyla skdar'a geerlermi. O gece skdar'da konaklayan surre alay, ertesi * gn yine bayram kalabalklar arasnda Harameyn'e sela^ metlenir, ardndan dualar okunarak gnllere aydnlk ve " ferahlk veren bir sevin havas yaanrm. 1 Surre alaylar getikleri yerlerde byk sayg ve sevgi " gsterilerine ahit olarak aylar sren yolculuklar yapmlardr. Kutsal topraklara emanetleri ulatran ve asrlar boyu hi eksilmeyen bir ilgi ile yaanan bu asil gelenek, Osmanl'nn ihtiaml bir sayfasn ve binlerin, onbinlerin gnln sslemitir. Bu vesile ile yaplan pek ok eski gravrlerde hl bu ihtiam grmek mmkndr. 2 Bu gelenein haras. olarak dilimizde surre ^^^^^ Hl sylenen bu sz, her boyay. srp srtren, her ss tak* hanmlar hakknda kullanlr. Hill Grnd Son yllarn slam dnyasn yakndan ilgilendiren bir mesele var:

Ramazan ve bayram hilli. Ramazan ve bayram hillinin grnmesi belki tarihin her senesi boyunca, bu son yllardaki kadar mesele hline dnmemi, insanlar bu kadar kargaalara dmemitir. Bu hle "teleskop icat oldu oru bozuldu" diye bir kelm uydurmak bile mmkn. Her neyse! Bizim buradaki asl merammz, eskilerin grdkleri hillden bahsetmek. Hicr-Kamer aylarn, hillin grnmesiyle balamas ve dn bayramlarn aybalarna rastlamas, bayram yapabilmek iin hillin grnmesini art klar. Divn airleri de hem bayram, hem de hilli bu vesile ile ska anp mahbublarna olan duygularn dile getirmeyi klasik bir kalba sokmulardr, ite onlardan biri olan XVI. asr yenieri airi Ak yle diyor: Sen hill-ebrdan ayru tyd matemdir bana Kimse bayram eylemez n kim grnmeye hill Ey sevgili! Sen hill kaldan uzakta iken, bayram bana matem grnr. Nitekim hill grnmezse kimse bayram yapmaz. Burada air sevgilinin kan hille benzeterek o hill ka grmekle bayram eylediini, o hill kal ile yaanmayan bayram da matem saydn ifade ediyor. Gerekten de einden dostundan ayr olan kiiler iin bayram, ancak bir hzn sebebidir. Herkesin glp - elendii bayram gnlerinde, sevdiklerinden ayr kalmann acsn ancak ekenler bilebilir. Hele yerinden yurdundan ayr, yahut yurdu sava ve ate emberinde olanlara Allah sabr ve zafer versin. Ramazan gnlerini orulu geiren kii, bayrama hasret duyuyor demektir. Bu tpk kn sevgilisine olan hasreti gibidir. Nitekim airler orucu bir ayrlk ve hicran, bayram da bir vuslat ve kavuma olarak telakki ederler, ite Fatih'in veziri Ahmed Paa'nn bir beyti: ektim firakn savmn erdim cemlin tydine A leblerin meyhanesin ney gibi nln et beni Ayrln orucunu tuttum da sonunda, gzelliinin bayramna eritim. (Artk ey sevgili!) Dudaklarnn meyhanesini ap beni ney gibi nln eyle. air bayram, oru tutmakla kaim gryor. Yani bayram yapmak iin, oru tutmay art kouyor, ikinci msrada ise sevgilinin dudandan kacak iki ift ho kelm iin yalvaryor ki, bu szler ka iki gibi tesir edip kendinden geirecektir. Yani sevgilinin bir ift iyi sz, k iin bayramdr, hillin grnmesidir. Ramazanlarda hn- yama iftarlar mehurdur. Nail, bu gelenei de sze alarak bayram hillini baknz nasl vurguluyor: Rzedr hn- yam-y visale Nail Gurre-i mh- muharremdir hill-i cm- tyd Ey Nail! Sevgiliye vuslatn hn- yamas (yama sofras) etrafnda (toplanan) orulular iin, bayram kadehinin hilli, muharrem aynn ilk gnleri saylr. air demek istiyor ki sevgilinin vuslatna erenler, yeniden domu saylrlar, ylba gibi yeni bir hayata balarlar. Ak llyas Efendi bir kelime oyunu ile orucu ve bayram pek ho bir tarzda yle anyor: ldrd idi kftr-i nefsimizi siyam Olmasa idi dahi penh hisr- tyd Eer bayram denen hisara snmasa idik; oru, kfir nefsimizi neredeyse ldrmek zereydi. air bayramn geliine, nefsi adna seviniyorsa da ifadesinden birka gn daha orulu olunsaym, orucun nefsini tamamen ldrm olaca anlalyor. 30 gn az gelmi mbaree! XVI. Asrda Bir Bayram Ertesi Divn airleri, yaadklar zaman iire yanstma huu273 sunda genellikle olumsuz tenkidlere uramlardr. zellikle Cumhuriyet'ten sonraki baz resm ideolojiler, bu edebi~ yat hayattan uzak diye nitelendirmi ve yllar yl bata ders ^ kitaplar olmak zere Divn iiri, kltrmzden kovulma" ya allmtr. Oysa Divn Edebiyat mahsulleri dikkatle in' celendiinde bu yarglarn hakszlklar hemen grlr. Ni* tekim son yllarda yaplan btn Divn Edebiyat aratrmalarnda bu tutumun

aksi olan gerekler vurgulanr olmutur. Biz imdi ramazan, ramazan bayram ve bayram gnlerini eksen alarak, baz eski hayat sahnelerine deinmek istiyoruz. Bunu yaparken de genel anlamda ramazaniyelerden ve ydiyelerden deil, yalnzca bir airin manzumelerinden yola kacaz. Konumuz, XVI. asrn yenieri airlerinden A-k'nin (. 1576) iirleridir. Ak'nin divnndan adet ydiye (bayram kasidesi) yer alr. Bunlardan biri ramazan bayram iin kaleme alnmtr. Bunu, Rzede irdi kemle kr- takva v salh Cm-i cem sun sky zevk safadr n tyd beytinden anlyoruz. air diyor ki: "Ey saki! Takva ve sammi dindarlk, oru ile kemle erdi. imdi sen Cem'in kadehini sun ki bayramn an da zevk safa iledir." Anlalan o ki air ramazanda sofuluun dik lsn yaam, takva ve ibdeti kemle erdirmi. Gelin grn ki sahip olduu azgn nefis hep byle devam etmeye msait deil; bayram gelir gelmez zevk ve safaya dalmak istiyor. Bu istekte kendini hakl gstermek iin de "Bayramn sn, iip elenmektir." fetvasn veriyor. Hem de tarihimizin en fazla iki yasana ahit olduu Kanun dneminde. imdi kendi bamzdan pay bielim. nce aylar ve kandiller, ardndan ramazan orucu ve nihayet Kadir gecesi. Bayrama gelindiinde sanki cenneti hak etmiesine bir rahatlama ierisine giriveririz (Yahut bize yle geliyor). Tiryakilerin bayram sabah itikleri sigara, dorusu ne lezzetli bir eydir! Dahas bayramn balamas ile birlikte hemen o manev havay ve incelen ruhlarmzn derin vecdini brakp daha bir beeriyet taknrz. Ramazanda terkettiimiz masi-yetleri ilemek iin sanki artk izin verilmitir. Meyhaneler1 ve gece kulpleri yllk ibadetlerini toptan yapm (!) kiilerce doluverir. Velhasl islam'n emirleri ve yasaklar nispeten hayattan ekilip yerini daha zpr icraat ve davranlara brakr. Televizyon programlarndan gazete kelerine, ticarethanelerden memuriyetlere dek hemen her alanda bu uygulama ksmen sezilir. Bayram elbette elenmek iindir, ama nasl? Bu adan bakldnda Ak'nin yukardaki beyti gnmz hayat artlarnn hi de uzanda deildir. 1 Eskiden meyhanelerin ramazan boyunca kapal tutulmas resm bir uygulama imi. Ama bayram ile birlikte byk bir mteri patlamas olduu da muhakkak. Nitekim eski meyhaneciler ramazandan sonra dkknlarna urayan ilk mteriye hediye edilmek zere al kumalar ve hediye bohalar hazrlar-larm. Koyu sarholarn, bu bohay kapma bahanesiyle bayram namazndan kp koa koa meyhane kapsna dayandklarn tahmin etmek hi de g deildir. Ak, murabbalaryla nl airlerimizdendir. Ramazann kp bayramn girmesiyle ilgili samimi hislerini bulabildiimiz bir mtekerrir murabbanda yle diyor: Onbir aylk rhdan gelmidin ey mh- sad Eylemiti pertevin halkn gnhn nbedd smetinle azna iblisin urmudun kilid Elveda ey mh- rze merhaba ey rz- id Hak myesser edeferhunde hillin bir dahi Kim bile kime nasb ola visalin bir dahi Grevz ayn- riyazetle cemlin bir dahi Elveda ey mh- rze merhaba ey rz- d Her menr zre kandilden geirdin tavk- nur t'tikf ashabnn kalbine bah ettin srr Sr'at ile kldn hir mrmz gibi ubr Elveda ey mh- rze merhaba ey rz- d air ilk bendde ramazann, onbir aylk yoldan gelmi bir sultann nuru sfatyla halkn gnahlarn silip sprd-n, eytann azna da kilit vurduunu sylyor. eytann azna kilit vurulmas yahut ramazan boyunca bal tutulmas aslnda bir hads-i erif ile te'yid edilmitir. Bu bakmdan ehl-i islam'n ramazana bak as asrlar gese de phesiz ayn kalacaktr. Yani XVI. asrda airin syledikleri ile gnmzdeki telakkiler arasnda hibir fark bulunamaz. air ikinci bendde nce ramazan hillinden bahsediyor. Bugn devs teleskoplar ve ilm-i astronominin en ileri noktasnda bile ramazan hilli islam dnyasnn en byk din problemlerinden biridir. Grnd, grnmedi, grnm, grdm... tartmalar her yl temcit pilav gibi gndemdedir. airin devrinde herhalde bu

kadar problem deilmi ki yukardaki msrada kesin bir ifade kullanyor. Devamla Ak "Kim bile kime nasib ola visalin bir dahi" buyuruyor. Ramazann son gn bu cmlenin deiik versiyonlar oru tutan herkesin hl ya aznda ya kulanda deil midir?.. Kim le kim kala'nn ramazan mihverinde ifadesidir bu cmle. Oru tutanla tutmayann eit olduu ramazan bayramnn ilk gnnde, insanlarn bir sonraki sene oru mevsimine eriip erimeyeceklerini bu tr cmlelerle dile getirmeleri, biraz nefis muhasebesi ise biraz da otuz gnlk orucun getirdii ruh incelmesi, huzur ve rahatlktr. Bu cmleler sanki biraz hayflanma ile unu ifade etmektedirler: "Keke hep ramazandaki gibi yapabilsek. Oysa daha bayramdan balayarak nmzde onbir aylk bir isyan ve gnah periyodu var. Inaallah bu onbir ayda ileyeceimiz hatalar affettirmek iin yeniden ramazana eriiriz." Ak, murabbandan setiimiz son bendde, ramazann gelmesiyle birlikte minarelerin kandillerle donatldn, mahya geleneini, ramazann son on gnnde i'tikfa ekilmeyi anlatr ki bunlar hl yaayan ramazan sahneleridir. air daha sonra yine bir beylik sz kullanarak ramazana "mr gibi abucak geiverdin" diyor. Gerekten de ramazan insana hzla geip gitmi gibi gelir. Bu biraz da ramazann koturmaca iinde ve dolu dolu ihya edilmesinden kaynaklanr. Murabbann nakarat msra ise sanki bir ilah gftesi, veya bir mahya yazs gibi: "Elveda ey mh- rze, merhaba ey rz- d" Yani bugnn mahya diliyle; Elveda ey ramazan Ho geldin ey bayram airimiz ramazanla bayram birlikte and iki gazel yazmtr. Bunlardan biri olduka dikkate deerdir, ite o gazelden bir ka beyit: Kef olup yine nikb- tzeden ddr- tyd Kalbine m'minlerin verdi safa envr tyd Rze-i hicrinde yd-1 vaslnn mtakna Arz edip cn hill ebrunu kl izhr- yd Rzedrn- firak olanlar eylerler niyaz Nz ile salnan her bir serv-i gl ruhsr- yd Yok demez virr met- vasla cann mteri Her kaan gn yzllerle germ ola bzr- yd Aller glgnler geymi her bir lle-had Taze gllerle donanm serbeser glzr- yd Klsa vaslnda gnl busen temenna etme ayb Dutum dettir eyler cenini cerrr- yd mr-i dem gibi ktehdir zamn- vasl- yr Akiy an gzer klmakda olmu yar yd2 airin bu gazelde ramazan ve bayramla ilgili olup da hlen yaayan baz epizotlarn yle tespit etmek mmkndr: ilk beyitte oru tutanlarn bayram yaklatka daha cokulu olular, ikincisinde ise hillin grnmesiyle birlikte bayramn balamas ve deta bayram hillini grmek iin yaranlarn var olmasdr. nc beyitte orulunun ettii duann kabul olaca inancna uygun olarak zellikle iftar vakti yaplan bir dua sz konusu edilmitir. Tabi kn iftar vakti edecei ve kabul greceine dair hakknda nass bulunan en byk duas, gl yanakl sevgilinin salnarak terifidir. Bir sonraki beyitte bayram pazarna yolumuz der. Bayram ncesindeki pazarlar dierlerine nazaran ok canl, kalabalk hareketli ve de bereketli geer. XVI, asrda da durum 2 iirin nesre evirisi yle yaplabilir: Yine oru perdesi alp bayramn ehresi grnd. Bylece bayram nurlar m'minlerin kalbine esenlikler verdi. Sevgili! Ayrlnn orucunu tutarken vuslatnn bayramna susayanlara hill kalarn gster ki herkes (o hilali grnce) bayram geldi sansn. Ayrlk orucunu tutanlar (durmadan yle) dua ederler: Bayramn her bir gl yanakl servisi, nz ile salnrlar. Inaallah!.. Her ne zaman gne yzller gelip de bayram pazarna canllk verseler mterilerin her biri onlarn vuslat metlar iin "yok!" demezler, canlarn

verirler. Her bir lle yanakl (gzel) allar, glgnler giymiler. Bayram yeri sanki batan baa taze gllerle donanm. Sevgilim! Gnlm vuslatn yaarken, buseni istese onu ayplama. Bilirsin ki bayram dilencisinin dilediini istemesi dettendir. Sevgilinin vuslat n, insan mr gibi ksacktr. Ey Ak! Onun bir an evvel geip gitmesi iin de bayram ona yr (yardmc) olmu. ayn olmal ki air sevgilisini bayram pazarnda aramakta, onu orada satn almaya kalkmaktadr. Beinci beyitte bir bayram yeri tasviri vardr. Ak'nin devrinde lunaparklarn bulunmad kesindir. Ama yine de birka salncan, birka ekercinin, birka canbaz ve hokkabazn bulunduu, "deniz kz Eftalya" deilse bile in Main diyarndan bin bir kurban verilerek ehre getirebilmi azgnca kkreyen (!) snepe bir arslann grld bir adrn, remilcilerin, naklclarn, mumcularn, tesbihi ve takkecilerin vs. bulunduu bir bayram yeri mutlaka var idi. Bayram yerinin asl nemi de allar, glgnler giymi lle yanakllarla dolu olmasdr. Tarann bayram yerleri hl gl yanakllar peinde koan kaytan bykl delikanllarla dolu deil midir? Bayram pazar, bayram yeri derken aklmza bayram hamam geldi. Arefe gn hamamlarn herhalde en fazla mteri ile dolup tatklar gndr, ite yine Ak'den bir beyit: Kim ki bayram gecesi seyr ede hammmda seni eb-i kadr ile o bir yerde grr bayram yle demektir: (Ey sevgili!) bayram gecesi seni hamamda ykanrken seyreden kii, kadir gecesi ile bayram birlikte yaam saylr. Dorusu ince bir hayal, gzel bir bulu!.. Biz yine gazelimize dnelim. air altnc beyitte cer detinden bahsediyor ki udur: aylar girince medrese mollalar vaaz ve imamet iin imamsz kylere dalr ve halk ird ederlerdi. Halk da onlara para ve geimlik verirdi. Bu bir nev' dilenciliin pyelicesidir. Bu det sonraki asrlarda iyiden iyiye yozlam, artk cer mollalarnn yerini mahallenin kabaday ve klhanbeyleri ile haar delikanllar almtr. Vaktiyle ocukluumda bendeniz de byle bir tecrbe edinmitim. Anadolu'nun baz yerlerinde hl bu det vardr. Buna gre cerre, arefe gn sabah namazndan sonra klr ve baz tekerlemeler sylenilerek (msl. ya paras, tuz paras veya zm p, armut sap vs.) evlerin kaplar alnr, ieriden verilen erez veya hediye kaplrd. Bunun ramazan davulcular tarafndan daha teekkl etmi ekli, manler eliinde hl icra edilmektedir. Ak'nin son beytinde yine yukarda izah edilen ramazann rzgr gibi gelip getiine dair telakkiler sz konusu edilmitir. mdi, yukardaki ifadelerine gre ramazan yaayan A-k, bayramla ilgili dncelerini de ksmen anlatmtr. Bayram sonrasna ait dncelerini ise bir baka gazelde yle dile getirir: Alr ban gl bdm bayram ertesi ilir camn mey- glfm bayram ertesi Mah-rzeyle geip bu zhd takva gnleri riserdir ryunu eyyam bayram ertesi Her ecer bayramlerle sm-ten mahbubdur Seyr kl her serv-i sm-endam bayram ertesi Bir hill-ebr iin tutdunsa hicran rzesin Eyle iyd-i vasi ile bayram bayram ertesi La'lem-iyrileirrkesdaAky Iyd-ghn ekker bdm bayram ertesi3 3 iir ylece nesre evrilebilir: Bayram ertesinde (=bayram sabahnda) gzellik bahesinin gl ve bademi (gzellerin al al olmu dudaklar ile badem gzleri) alr. (Byle bir manzara karsnda da) bayram sonras, kadehteki gl renkli arap (serbeste ve evkle) iilir. Bunca sofuluk ve dindarlk gnleri oru tutarak geip gitti. Bayram ile birlikte ise iki ve iret gnleri gelecektir.

Bayramlklarm giymi (iek am) her bir aa, gm bedenli bir sevgiliyi andrmaktadr. Hele bayram gnlerinde de gm tenli selvi (boylu) sevgilileri bir gr. (Ey demolu!) Eer bir hilal kal iin (ramazan boyunca) ayrlk orucunu tuttuysan, bayrammda (gel imdi de) vuslat bayramn yaayp (gnlnde) bayram et! Ey Ak! Bayram yerinin eker ve bademleri bayram gzelleri sevgililerin (eker) duda ve (badem) gz ile kesde eriir (sevgilinin eker duda ve badem gz varken bayram yerinin eker ve bademine kim bakar!). airin anlatt bayram, herhalde bahar mevsimine rastlamtr. Dikkat edilirse hayat eski akna dnm, orucu tutanla koyuveren eit olmutur. iirin tamamnda, XVI. asr gndelik hayatna dair ipular bulmak mmkndr. Bayramdan sonra iki yasann tavsamas yahut kaldrlmas, orulu iken sofuluk taslayan-larm ramazandan sonra birdenbire datmalar; mevsimine gre baharn da geliiyle aalarn ieklerle, krlarn da gzellerle donanmalar, ramazan sresince daha temkinli davranan km bayramdan sonra sabr ve karar bir kenara b-rakvermesi ve vuslat bayram peinde komas, bayramda satlmayan eker ve bademlerin bayramdan sonra yok pahaya gitmesi vs. bunlardandr. Grlyor ki XVI. asrdan bu yana deimeyen baz kl tr ve folklor deerlerimiz vardr ve bunlar, bizim yllarca halktan kopuk diye suladmz Divn iiri tespit etmitir. imdilerde ka modern airimiz halka ve halkn deerlerine 280 bu kadar eilip iirinde onlar anyor dersiniz?!.. Yahut yle ? soralm: Kara budun halkmzdan ne kadar gnmz air di lerini kendilerinden sayyor veya hissediyorlar?!.. ,3 Divn iiri halktan uzakm! Gldrmeyin insan! c A'lk 3-5,136 Abbas, 20,268 abdal, 98 Abdullah, 235 Abdlhak Molla, 81 Abdlhamid (sultan, ikinci), 268 b- hayat, 46,47,218 b- hayvan, 46,47,49 Acem, 176 ak istiare, 161 Aklamal Edebi Sanatlar, 126 ftdem (Peygamber), 50 Adl (II. Beyazid), 207 Ageh, 195-196,245 Ahmed (Hz. Peygamber): bk. Muhammed Ahmed (sultan, birinci), 227,228 Ahmed (sultan, ikinci), 60 Ahmed (sultan, nc), 227 . Ahmed Cevdet Paa, 131 Ahmed Neyi, 196 Ahmed Paa, 119,138,142,181,185,189, 232,234,251, 260,262,271 Ahmed Remzi Dede, 244, 245, 246, 247 248,249 Ahmed Rd Efendi, 197 Ahmed Mahmd,Y& Ahmed, 133 Ahmet RemziAkyrek ve iirleri, 245 Akaln, L. Sami, 126,131 Akdeniz, 192 Ali (Hz.), 97 Ali Efendi, 230 Ali Kemal, 38,39 Ali Paa (orlulu), 63, Z alliterasyon, 133,135 Alman seferi, 219 Altgen yldz, 185 Amasya, 37 Ama,,all, fin 72 137 180, 228, 236, Anadolu, 56, 60, I i, w. 1D ? 238,264,278 Andelib, 82 ISS^n iiri^^ araba ve fayton feneri, 108 SUOA, 137 156,201,268 Arapa, 193, 236,2 Arhavi, 70 Arif Hikmet, 201 S S 18,19,44,183,184,217 ' arzuhal: bkz.arz- hal Ashb- Kehf, 56 Asm (elebizde), 211 asonans, 133-134 Asr- Saadet, 58 elebi,51,52,221,224,226 kane gazel, 221 Ak ilyas Efendi, 31, 32, 115, 116, 121, 140, 145, 196, 197, 219, 221, 222, 261, 270, 272, 273, 277, 279

Aty, 115 Atias felei, 202 Avni Bey, 25, 26, 201 Avn (Fatih'in mahlas), 134, 261 Avrupa, 70,75,124 Ay felei, 202 Ayn, 103,106 Azazil, 94 Azz (air), 20 Azr, 116 Badat seferi, 228 Badat Valisi, 71 Badat, 16, 66, 227, 228 Badatl, 248 Bakara, 185,129 Bakl, 101,103 Bak (sultan'-uara), 13,14, 35, 42,46, 47, 78, 99, 113, 127, 140, 214, 218, 227, 230, 244 Balkesir, 223 Balta Liman, 127 Balyemez, 35 282 Bamya alay, 38 Bamyaclar, 37,38 j Barbaros, 185 = Basri, 193, 220 S Basra kpekleri, 48 Basra, 58 Bat Trkleri, 180 S Batlamyus sistemi, 202 " Batum, 70 a Byezid (sultan, ikinci) 223,225 E Byezit camii, 223,245 Bedh, 17,18 Behram, 74 Bekta fkras, 264, 265 Bekta,, 263 belagat, 126,131 Belgat-Osmaniye, 131 Beli (Bursal), 26,198, 207 berceste, 208 Beikta, 269 Beylerbeyi camii, 254 bezm, 34,192 bikr-i mn, 11,161,176 bikr-i mazmun, 11,164 Bill, 33 Bilgegil, Kaya (Prof. Dr.), 126,131 Bilgin, Cem (Dr.), 131 Birlemi Milletler Genel Kurulu, 57 Bistm Hazretleri, 92 Boazii, 257 Bolelli, Nusrettin (Dr.), 126,131 Bosna-Hersek, 24 Bg Kaan, 73 buhur-dn, 71 bm (bayku), 77,78 Burlar felei, 202 Burhaneddin (Kad), 30,31 Burhneddin (Seyyid), 245 Bursa, 227 Byk Postahane, 16 Cafer elebi, 139 cme, 125 f '?' ?. cm- sahb (iki kadehi), K cm-iCem, 274 v-. Cm, 113 * Cell isyanlar, 60 f

Ceilddin (Molla), 53 iCem(d), 190 t Cem', 196 t Cem'in kadehi, 274 Cemlddin (Molla), 53 V Cenb Paa, 208 ' Cevr, 137 .> .. Cihangir Camii, 257 "-' ... cinas, 132,133,135 'Cumhuriyet, 50,162, 245, 273 & ? aramba (semt), 228 % *-'** avuolu, M., 224 ay, 70,72 elebiolu, A., 139 ifteler, 192 in, 70, 72, 73, 75 ince, 71 inli, 74 darb- mesel, 104,176,208 Davutpaa, 37 Dehhan (Hoca), 137,141 Demokles'in klc, 66 Derenme, 175 Dersaadet, 64, 228, 238 destan, 34 devriye, 143 Dikili fener, 108 Dilver, 207 Dilver (Aazde), 25 Dilcin, Cem (Yrd. Do. Dr.), 126,163 Direkleraras, 108 di kiras, 255, 256, 267 , Divn iiri Szl, 131 Divn iiri m Bikr-i Mana, 161 Divan, 90 Divanyolu, 38 Diyarbakr, 16 Dou Anadolu, 71 Dou Karadeniz Blgesi, 70 DTCF Trkoloji Dergisi, 163 Ebced hesab, 18, 98,154,156,157 Eb'l-Hayr, 61,239 Edebi Sanatlar ve Tannmas, 126, 131 Edebi Sanatlar, 126,131 Edebiyat Bilgi ve Teorileri, 126,131 Edebiyat Lgt, 126,131 Edebiyat Terimleri Szl, 126,131 Edebiyat ve Tenkit Szl, 126,131 Edirne Mevlevhanesi, 171 Edime, 106,227,237 Edirneli, 234 Efdtddin ibrahim, 113 Eflatun, 102 Eftalya, 278 Ekmel-i uar-y Rm, 236 el feneri, 108 elifnme, 143 Et-Muktecn Billh, 268 Eminn, 257 ene'l-hak, 114

Engelyun, 74 Erjeng, 74 Erteng, 74,75 Esad Muhlis Paa, 77 Eski Eserler Ktphanesi, 245 Eski stanbul Ramazanlar,Vi\ Esrar Dede, 242 Eref (air), 154 Evliya elebi, 16 Eyp Sultan, 108,224 fabl, 172 fahriye, 112,113 Faiz, 81 Farsa, 71,154,193,236,243 Fas, 228 Fatma (Hz.), 53 Fzl (Enderunlu), 267 Fzl Ahmet Paa, 236 FeMm,213 Feltun bkz. Efltun fener alay, 108 fener ekmek, 108 Fener, 174 Fenn, 127 Ferhd ile rin, 114 Ferhd, 115,116,187-188,220 Ferruhnme, 225 fetihname, 237 Fevrt, 145 Ftnat Hanm, 197 Fikret, 257 Filibe, 227 Fuad Kprl'den Semelerdi Fuzul, 36,37,40,42, 44, 46,48, 84,115, 119, 133, 163, 165, 166, 186, 189, 203, 208, 209, 212-213, 227, 244 249 Fuzul, Hayat, Edeb Kiilii ve Baz iirlerinin Aklamalar, 165 Fuzul'nin Bir Gazelinin erhi ve Yapsal Ynden ncelenmesi, 163 flk, 193,196,198 Galata avular, 109 Galata Mevlevhanesi, 243 Galata, 108-109,174 galat- mehur, 71,162 Galib Dede (eyh), 43-44, 120, 201, 241244 Gazavatnme, 34 gazel, 13,36,45-46,63,64,117,137,150, 153, 182, 183, 188, 189, 219, 220, 225, 226, 235, 244, 246, 276, 277, 279 Gazeliyyt,l\\,m Gazneliler, 137 gemi, 193,194,196-198 Germiyan, 181 Grek, 156 gulv, 113,189 glbang, 243 Glistan, 77 Gngr, S., 253 Hbnme, 61 Hacclc, 24 Hdim'l-Harmeyn (Mekke ve Medine'nin hizmetkr), 268 Hafz, 113 Hakan, 113 Hakk Bey, 176 Hakk Paa, 55 Halep, 63,83,227,238,239 Hallc- Mansur, 114,172 Hmid-iAmd,2U hn- yama iftarlar, 271 hn- yama, 256,272 Harab, 143 Harameyn, 268-269 Hamime, 88 Hasan b. Sabit, 103 Hasan Hsn Paa, 197 hat, 84,, 136,137,190 Hatem, Hsrev, 55 hattatlk, 136 havss- hamse, 29,30 Hayal Bey, 33, 46, 75, 97, 98, 114,125, 128,219,220,222,261 Hayrbd, 242 Hayreti, 142

mecaz, 124,137,161,162,168,172,173, 175,177 Mecnn, 40, 41, 95, 114, 116, 142, 145, 163, 166, 167, 187, 188, 204, 209, 220 Mecs, 173 medhiye, 226 Medne(-i Mnevvere), 237, 268, 269 Medyen, 156 Mehmed (elebi Sultan), 37 Mehmed (Fatih Sultan), 134, 137, 183, 232, 235, 261, 271, 323, 234, 235, 236, 237, 261,268,271 Mehmed Akif, 108-109 Mehmed Es'ad: bkz. Galib Dede Mehmed zzet Efendi, 227 Mehmed Paa, 239 Mehmed Rid, 194

Mehmed Rfat Efendi, 90 Mehmed Rfat, 126,131 Mekke, 268-269 mektup mvezzilii, 16 Mengi, Mine (Prof. Dr.), 161,162,160,164, 165,169 mensur iir, 174 Meredith-Ovvens, 224 mersiye, 35,235 Mes'ud Efendi (eyhlislam), 230 Mescid-i Neb, 237 Mesh, 99 /toracAMevlana'nn), 242, 245 mesnev, 43,62 meta (gelin ssleyicisi), 134 Mevln ahanesi, 242 Mevlev, 171,241,243,245 Mevlevhne, 241,243 Mevld, 225 Msr, 15, 59,66 Mi'rc, 203 Mihrimh Sultan Camii, 245 Millet Ktp, 52 muamma, 143,153,163 muglta-i mneviyye, 126 mubee, 173 Muhammed (Hazreti Peygamber), 15, 33, 57,88,157,203, 233,237 Muhibbi, 46,138 Muhteem-i Kn, 113 mukattaat harfler, 146,152 mum, 120,150 murabba, 34,261,275,276 Murad (sultan, drdnc), 60,228 Murad (sultan, nc), 227 Musa, 152 musammat, 113, 244 Hayriye, 61, 64, 69, 236, 239 Heredot, 15 Hristiyan, 73 Hzr (Hz.), 46, 49,190 Hicaz, 268, 269 hicviye, 226 hill, 119, 129, 142, 143, 261, 265, 270, 271, 276, 277, 279 Himmet (air), 204 Hindistan, 228 hisr- istikamet, 36 humar (ba ars), 120 Huttu, 156 Hd (Aziz Mahmud), 92 Hrmz, 74 Hseyin (Hz.), 97 HOsn AMtt, 242 hflsn-i tlil, 31,171 Hsrev irin, 124 Hsrev, 115 Hsrev-i Rm, 235 Istlht- Edebiyye, 126,131,132 Ibn Abdullah (Abdullah olu), 232 brahim (sultan, birinci), 60, 228 brahim Edhem, 114 brahim Hakk (Erzurumlu), 205 brahim Paa, 17 brahim (Peygamber), 116 bran, 156 iham, 124,125,127,186 ihm- tenasp, 196 ihm- tezat, 128 kinci Merutiyet, 50 iktibas, 11,142,193 ilm-i bed, 132 ilm-i beyan, 132 Imm- zam (Ebu Hanife), 58 mr'1-Kays, 229 ngiliz, 268 nsan Haklar Evrensel Bildirgesi, 57 intihal, 80 pekten, Haluk (Prof. Dr.), 165 ran, 70-74,100,113,173,176 irsl-i mesel, 193 is (Hz.), 190, -234 iskender elebi, 52 iskender, 17 skitler, 15 smail Hakk Paa, 71 Israil, 202

istanbul efendileri, 71 stanbul, 14, 16, 54, 59, 108, 124, 127, 174, 181, 192, 223, 227, 228, 234, 236, 238, 239, 241, 243, 255, 260 istiare, 161, f68 istihdam, 126,127,129 ikembe fener, 108 Ikodra, 56 tikak, 131,132,133,134,135,179,188 talyanca, 243 iydiye, 273 izr, 129 Izbudak, Veled elebi, 11 zzet Ali Paa, 86 zzet Molla (Keecizde), 19,25,61,78,85, 173, 175, 194, 195, 199, 200, 204, 244, 266 Japonya, 70 K'be, 165,184, 229 kt fener, 108 Kamanie Kalesi, 237 Km, 18, 83, 94 Kmil Bey, 38 Kanlca, 254 Kanun mersiyesi, 35 kapan- dakik (kapandakik), 14 Karaaliolu, S. Kemal, 126,131 Karabudun, 173 Karacaahmed, 239 Karacaolan, 168 Karadeniz, 70 Karaman, 235 karaet, 156 Kasmpaa, 109 kaside, 35, 62, 113, 176, 188, 189, 219, 224, 226, 245 Kastamonu, 234 Ktip elebi, 235 Kays, 116 Kayseri Mevlevhnesi, 245 Kayseri, 245 Kzm Paa, 176 kebkeb, 99-100 Keecizdeler, 266 keleman, 156 Kelm, 198 Kelm, 139,142,143 Kemalpaazde, 212 Kenr- Dicle, 58 kef-i rz, 13 Ket, 193,194,195,196,198 Keyhusrev, 15, 67 Krkkilise, 52 kt'a, 129,163, 226, 229 Ktmir, 56 kinaye, 125,138,143,144,149,171 Koca Kei, 52 Kocakaplan, Isa, 126 koaklama, 34 Konya, 242 Kprl, Fuad, 62 Kprl, Orhan, 62 Kuiekaps (Galata) Mevlevhnesi, 242 Kuneralp, Z., 39 Kur'n- Kerm, 12,55,28,29,57,86,129, 136, 142, 146, 152, 184, 193, 269 Kutadgu Bilig, 61

Klbe-i ahzn (hznler kulbesi), 114 Ktahya, 181 Laedr, 134, 214 Lahanaclar, 37,38 Lmi, 152 Latin, 156 Latince, 243 lebrz, 71 lebsz, 71 lebss, 71 Lehistan Seferi, 237 Letif (Zat'nin), 224 Levh-i Mahfuz, 178,186, 203 Levn, 75 Leyla Hanm, 244 Leyla ile Mecnn (Leyl v Mecnn), 114, 115,124 Leyla, 41,163 Lgt- fasih, 162 lgaz, 163 Ltf, 52 Lttiyye, 63 Ltfullah Efendi (eyh), 227 Ltfullah, 63 Main, 278 Mahmud (Gazneli), 58 Mahmud (sultan, ikinci), 15, 234, 235 Mahmud Paa, 234 mahya, 276 Makam- Mustaf, 237 makta beyti, 150,153,191,219 Maliye Nezreti, 38 Mani takvimi, 73 Mani, 73,74,76 Manifaturaclar ars, 235 Maniheizm, 73 Manisa, 234-235 Mansur, 186 manzume, 28,29,45, 54,80,84,124,144, 178, 179, 206, 211, 226, 229, 237, 244, 246 matla beyti, 35,46,182, 219 Mazolu, Hasbe, 245 Mazmun zerine Dnceler, 161 mazmun, 45, 98,137,151,160,169,174, 176,186 Mecmiui-Edeb, 126,131 Mustafa (sultan, birinci), 228 Mustafa (sultan, ikinci), 60 Mustafa izzet Efendi, 257 Mustafa Sm (Arpaeminizade, Vak'anvis), 194 Musul, 16 Mutlucan, Hasan, 35 mbalaa, 189,213 mfred, 206, 207, 209 mhr-i Sleyman, 184,185 mlk-i Sleyman, 47, 90 MDmtehine 8, 57 Mnif Paa, 72 memm fener, 108,109 mtekerrir murabba, 275 mzehhiblik, 136 na't, 269 Nab, 11,13,16, 25,42,53,60,61, 63, 65, 66, 67, 69, 82, 115, 153, 154, 158, 159,194, 205, 236, 240, 242 Naci (Muallim), 126, 127, 131, 132, 230 Nc (Alaybeyizde), 9 Nahf, 212 Nail, 18,19,114,189,190,191,236,271, 272 nal, 96,100 nal ekmek, 97 nal kesmek, 97 nalbaha (nal bedeli), 97 nalbantlar (na'l-bend), 97 nale, 99 nal-der-te (nal atete), 98 nal kzgn, 98 Nallhan, 97 Namk Kemal, 91,212 nasihatnme, 53, 63, 239 Nid, 37-38 Nazargh- ilh, 237 nazire, 13,14, 45, 80,148,164,180,182, 184, 220, 221, 224-225, 235 Necat Bey, 42, 137, 140, 144, 146, 152, 183, 185, 189, 207, 232, 233, 234, 235 'Necm 39, 91 Nedim Di/n,\M Nedm, 17, 42, 118, 128, 141, 167, 176, 230,244 Nedm-i Kadm, 244 Nef', 35, 85, 86, 113, 118, 176, 187, 189, 213,215,218,229,230 Nergis, 13 nesb, 109, 212 Nesm, 172, 266 Ne'et (air), 263 Net (Ahmed Dede), 74,170,171 Nev', 29,30,32,115,141,143,195, 227 nevbet, 68 Nevres-i Kadm, 40 Neyl, 86 Nigr, 74 nigrende, 74 Nigrlstn, 75 Niyaz-i Halvet, 94 Nizam, 139,142,144,146,151,152 Nuh (Peygamber), 194-195, 234 Nirevan, 24 Ocak Tatarlar, 16 Ouzca, 180 ok, 88 Oku, 34 Olgun, Tahir, 126,131, 246 Orta Asya, 73 Ortaa, 75 oru, 253, 257, 259, 262, 263, 264, 266, 270, 272, 274, 277, 279 Osman (sultan, ikinci), 228 Osman Nevres, 14, 86,153 Osmanl imparatorluu, 217 Osmanl iirleri, 230 Osmanl Tarih Deyimleri ve Terimleri Szl-

Ozansoy, H. F., 257 reden, Selmi, 56 tler kitab, 62 mer (k, air), 52, 53 mer (Hz.), 24, 58, 89, 246 mrm, 39 rneklerle Trk iir Bilgisi, 126,131 zn, M. Nihat, 126,131 Pakaln, M. Z., 55 Pala, iskender, 61,126,131 papaan, 77, 213 Paabahe, 71 Peygamber, 158,166,234 posta gvercinleri, 20 Prizren, 56 RbiaCtl Adeviye), 48, 58 Ragp Paa (Koca), 27,194, 207 rakib, 18, 23, 87 Ramazan hilli, 275 Ramaziniye kasidesi, 108 ramazaniye, 273 Raslullah'n slm'a Davet Mektuplar, 15 Rid Efendi (Mverrih), 26, 89, 200, 204 Ravza-i Mutahhara, 237 Rehay, 82 remilcilik, 223, 224 remz, 126 rhlet davulu, 237 Rza Tevfik, 257 Rza, 19 Rfat, 125 Riyaz, 84,165 Rize, 70 Rnesans, 124 rubai, 225, 226 Ruh, 132 Rukiye Hanm, 227 Rm, 72, 268 Rumca, 243 Rumeli, 48, 54, 56, 227, 228, 257 Rstem, 37 Sa'fes, 156 Sabit, 95,108,127, 206, 238 Sabr, 197 Sadakt-i Rmiyye, 268 Sadk Paa, 38 Sad, 77 Sahaflar ars, 223 Shib-i Przde, 158 Sahilnme, 127 Said Paa, 26, 78,125, 212 Sail, 234 sk, 72, 99,176, 274 salt- hamse, 29 Salih (Peygamber), 56 Samatya, 255 Sm (air), 88 Sandkburnu, 174 Saruhan, 235 Sasanler, 74

Seb'a-i Muallka, 229 sebk-i Hindi, 114,190,191,241 Seh Bey, 235 sehl-i mmten, 186 seltin camii, 31 Seluklular, 137 Selk, 51, 52 Selim (sultan, nc), 37, 243 Selim (Yavuz Sultan) 58,59,203,217, sema kahveleri, 163 Sermed Bey, 255 Sessiz Gemi, 132 Seyrn, 54 Srr Paa, 200 Silivri, 55 Sivas, 16 Sivastopol, 35 Siyer-i Neb,T& Slade (Amiral), 16 sokak feneri, 108 Soysal, Orhan, 126,131 Snmez, A., 15 Su Kasidesi, 133 Sk- Ukaz, 229 Sultan Veled, 212 Sultanahmed Camii, 228 Suluova, 37 Sun', 234, 235 Surnme, 237 Surre alay, 268, 269 Surre develeri, 269 Surre emini, 269 Surre khyas, 269 Surre katar, 269 Sleyman (Kanun Sultan), 32, 35, 47, 49, 168, 217, 220, 274 Sleyman (Peygamber), 24, 47, 91, 190, 191 Sleyman elebi, 133 Sleyman Fehm, 102 Sleyman Nazif, 71,246 Sleyman (sultan, ikinci), 60 Sleymaniye, 186 Sttrur, 17 Sryani, 156 Sryanice, 98 Svey kanal, 268 ah beyit, 179,183,185,191 ahiner, Necmeddin, 126,131 irnme, 52 kir Ahmet Paa, 79 am, 227 amdan (em'-dn), 71 m, 262 apur, 74 sathiye, 158,172 efi, 208 ehr, 89 ehzade, 227 em d Pervane, 225 emseddin Muhammed irz: bkz. Hafz ems, 53 enn ile Tabaka, 104 enn, 104-106 evkengz, 175 evk, 234 eyh, 88,180,185,189 ibh-i itikak, 135 if, 184 i, 176 rin, 115 uayb, 156 Tabaka, 105,106 Thir Paa, 109 Thr'l-Mevlev: bkz. Olgun, Tahir tahmis, 244-246 tahmis- mutarraf, 244 Tahran, 72 Tali' (air), 234, 235

Unkapan, 14, 235 Ur/a, 236 Utarit felei, 202 Uygurlar, 73 Olgener, Sabri F., 63 skdar Selimaa Ktphanesi, 245 skdar, 239, 269 zeyir, 56 Vahyi, 21

Valide medreseleri, 227 VmkuAzr, 116 Vmk, 116,187,188,220 Van, 16,153 Vasf, 140 Vsf, 26, 95 Veda Hutbesi, 57 Vefa (semt), 124, 235 Vehb (Seyyid), 63, 74, 91, 92, 114, 153, 198 Veys, 61 Viyana kuatmas, 35 Ya'kub- Kenan, 115 Yahudi, 257-258 Yahudice, 257 Yahya Bey (eyhlislam), 31, 32, 42, 46, 48, 49, 82, 97, 137, 139, 141, 201, 213, 227, 228,229, 230, 260 Yahya Kemal, 35,132,244 Yakt, smail, 55 Yakup (Peygamber), 114,115 Yakup Efendi (Badat hakimi), 227 yazmak, 178,183,187,188,190 Ye'cc, 29 yek-henk gazel, 179 yek-vaz gazel, 28,179 Yemen, 92 Yenicami, 16 yenieri airleri, 34 yenieri, 59,221,228 Yenieri-Bekt gelenei, 264 Yenikap Mevlevhanesi, 241, 242 Yorgi Amuruki Efendi, 234 Yunus Emre, 125 Yusuf (Nabi), 236 Yusuf (Peygamber), 114,116 Yusuf-Msr, 115 Zat, 22, 140, 142, 146, 155, 184, 213, 223, 226 Zekeriy Efendi (eyhlislam), 227 Zerdtlk, 73 zevrak, 193,195,196 Zihniyet, Aydnlar ve hmler, 63 Ziya Paa, 55, 63, 85,86, 91, 92,184, 204 Zhre felei, 202 Tanklaryla Tarama Szl, 179 ' -" '??? ? Tanzimat, 16, 26, 50, 62, 109, 160, 162, 204 tanzir, 11 tardiyye, 43 i- > tarih drme, 157 '' Tarih fen Fkralar, 253 tasavvuf stlah, 171,172 tasavvuf, 89,157,172,173,202,243, 245 tatr, 244, 246 Tatar aas, 16 Tatar dolamas, 16 Tatar kalpa, 16 Tatar oca, 17 Tatar oku, 16 Tatar, 16,17,19,20 Tatar, 16 TDED, 139 Tebbet suresi, 78 techl-i arif, 21 tef'ile. 206,211 Tekin, insi, 179 telmih, 17, 29, 111, 112, 161, 162, 167, 168,174,190 telvih, 126 tenasp, 123,186,193 terb, 246 terkb-i bend, 34,132 tesds, 245 tebih, 13, 14, 137, 139, 142, 143, 151, 161,162,168,193 tevard, 80 Tevfik Fikret, 87, 89 Tevrat, 258 tevriye, 124,140,182,186,196 tezat, 93-95,186 tezkire, 51, 52,223 Tezk/ret'uara, 224 Timur, 37 Topkap Saray, 268 Topkap, 269 Tufan hadisesi, 194,195 Tuluy ve getay (Oktay), 17 Tunca, 221 Turan, A. Nezih, 54 Tut! ile Karga, 77 Tut, 77, 78,168, 214 Trk Dil Kurumu, 210 Trk gl, 192 Trkyurdu, 11 Trke Szlk, 210 Trke ve Edebiyat Szl, 126,131 Trkiye, 70, 87 Ulv, 23

You might also like