You are on page 1of 223

journal for studies of belief, culture and mythology

ISSN 1304-5482

inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi

RELIGION, TAJDID and REFORM Reformation and Classifications of Islamic Reform Hakan OLGUN Islam and Life in the Context of Reformation, Ijtihad and Tajdid Yasin AKTAY
DN, TECDD ve REFORM

DN, TECDD ve REFORM

ISSN 1304-5482

Hakan OLGUN Reformasyon ve slm Reformu Tasnifleri Yasin AKTAY Reform, ctihad ve Tecdid Balamnda slam ve Hayat Mehmet Hayri KIRBAOLU Tecdide Evet; Lakin Ortada Tecdid Edilecek Bir Din Kalrsa! evket KOTAN Fazlur Rahmann ctihad Teorisi Ramazan YAZEK Din, Tecdid ve Reform Kavramlar zerine Mlahazalar S. Parvez MANZOOR Tanry Terk Etmeden Tarihe Sahip kmak: slm, Seklerizm ve Dnyevileme Sorunu Salime Leyla GRKAN Yahudi Geleneinde Reform Anlaylar Ali YILMAZ Seluklu ve Osmanl Dnemi Medreselerinde Geleneksel Yap ve Islah almalar: Konya rnei o Kitap Tantm ve Tenkitler Milel ve Nihal Geleneinden

Tajdid is OK; But If There is any Religion to Implement the Tajdid on! Mehmet Hayri KIRBAOLU Fazlur Rahmans Theory of Innovation evket KOTAN Some Remarks on Concepts of Religion, Reneval and Reform Ramazan YAZEK Reclaiming History without Renouncing God: Islam, Secularism and the Quest for Worldliness S. Parvez MANZOOR The Reform Concepts in Jewish Tradition Salime Leyla GRKAN Traditional Structure of Madrasah of Saljuk and Ottoman Period and Attempt of Reform: Example of Konya Ali YILMAZ o Book Reviews From Tradition of Milel and Nihal volume: 5 number: 2 May - August08

2008

5/2

cilt: 5 say: 2 Mays - Austos08

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi
ISSN: 1304-5482

DN, TECDD ve REFORM

Cilt/Volume: 5 Say/Number: 2 Mays Austos / May August 2008

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi Cilt/Volume 5 Say/Number: 2 MaysAustos / MayAugust 2008
ISSN: 1304-5482 Sahibi / Owner Milel ve Nihal Eitim, Kltr ve Dnce Platformu Dernei Editr / Editor inasi Gndz Editr Yrd. / Co-Editor Cengiz Batuk Say Editr / Editor of Issue Hakan Olgun Yayn Kurulu/ Editorial Board* Alpaslan Akgen, Ayaz Akkoyun, Yasin Aktay, Mahmut Aydn, Cengiz Batuk, inasi Gndz, brahim Kayan, Necdet Suba, Burhanettin Tatar

Danma Kurulu/Advisory Board*


Baki Adam (Prof. Dr., A..); Mohd. Mumtaz Ali (Prof. International Islamic Univ. Malezya); Adnan Aslan (Do. Dr., SAM); Kemal Ataman (Yrd. Do. Dr., Uluda .); Mehmet Akif Aydn (Prof. Dr., Marmara .); Ylmaz Can (Prof. Dr., O.M..); Ahmet akr (Yrd. Do. Dr., O.M..); Mehmet elik (Prof. Dr., Celal Bayar .); Waleck S. Dalpour (Prof. University of Maine at Farmington); smail Engin (Dr., Berlin); Cemalettin Erdemci (Dr. Y.Y..); Tahsin Grgn (Do. Dr., SAM) Ahmet G (Prof. Dr., Uluda .); Recep Gn (Do. Dr., O.M..); Mevlt Gngr (Prof. Dr., ..); mer Faruk Harman (Prof. Dr., Marmara .); Erica C.D. Hunter (Dr., Cambridge Univ.); Mehmet Katar (Do. Dr., A..); Mahmut Kaya (Prof. Dr., ..); Sadk Kl (Prof. Dr., Atatrk .); evket Kotan (Dr., Ankara); lhan Kutluer (Prof. Dr., Marmara .); George F. McLean (Prof. Catholic Univ., Washington DC); Ahmet Yaar Ocak (Prof. Dr., Hacettepe .); Jon Oplinger (Prof. University of Maine at Farmington); mer zsoy (Prof. Dr., Frankfurt Univ.); Roselie Helena de Souza Pereira ; (Mestre em Filofia-USP; UNICAMP Brasil); Ekrem Sarkolu (Prof. Dr., S.D..); Hseyin Sarolu (Prof. Dr., ..); Bobby S. Sayyid (Dr. Leeds Univ.); Mustafa Sinanolu (Do. Dr., SAM); Mahfuz Sylemez (Do. Dr. Hitit .); Necdet Suba (Yrd. Do. Dr., Mula .); Blent enay (Do. Dr., Uluda .); smail Tapnar (Do. Dr. Marmara .); Cafer Sadk Yaran (Prof. Dr., ..); Ali Murat Yel (Yrd. Do. Dr., Fatih .); Hseyin Ylmaz (Do. Dr., Y.Y..); Ali hsan Yitik (Prof. Dr., D.E..)
* Soyadna gre alfabetik sra / In alphabetical order

Bask / Publication Doanbey Ladin Ofset - stanbul, 2008 Ynetim Yeri / Administration Place Milel ve Nihal Eitim, Kltr ve Dnce Platformu Dernei Alemda Caddesi No 64/10-12 Tel: (0216) 344 64 25 amlca, skdar / stanbul www.milelvenihal.org / www.dinlertarihi.com e-posta: milelnihal@dinlertarihi.com Milel ve Nihal ylda say olarak drt ayda bir yaymlanan uluslararas hakemli bir dergidir. Milel ve Nihalde yaymlanan yazlarn bilimsel ve hukuki sorumluluu yazarlarna aittir. Yaym dili Trke ve ngilizcedir. Yaymlanan yazlarn btn yayn haklar Milel ve Nihale ait olup, yayncnn izni olmadan ksmen veya tamamen baslamaz, oaltlamaz ve elektronik ortama tanamaz. Yazlarn yaymlanp yaymlanmamasndan yayn kurulu sorumludur.

bu sayda
4-7
Editrden

Makaleler 9-41 43-73 75-86 87-101 103-127 129-145 147-159


Hakan OLGUN Reformasyon ve slm Reformu Tasnifleri Yasin AKTAY Reform, ctihad ve Tecdid Balamnda slm ve Hayat Mehmet Hayri KIRBAOLU Tecdide Evet; Lakin Ortada Tecdid Edilecek Bir Din Kalrsa! evket KOTAN Fazlur Rahmann ctihad Teorisi Ramazan YAZEK Din, Tecdid ve Reform Kavramlar zerine Mlahazalar S. Parvez MANZOOR Tanry Terk Etmeden Tarihe Sahip kmak: slm, Seklerizm ve Dnyevileme Sorunu Salime Leyla GRKAN Yahudi Geleneinde Reform Anlaylar Ali YILMAZ Seluklu ve Osmanl Dnemi Medreselerinde Geleneksel Yap ve Islah almalar: Konya rnei

161-173 Kitap Tantm ve Tenkitler


175-181 182-185 185-188 189-196 196-203 203-208 208-213

R. hsan Eliak, slmn a B. Schaebler, L.Stenberg,Globalization and the Muslim World: B. A. Roberson (ed.) Shaping the Current Islamic Reformation R. Acar, Talking about God and Talking about Creation Mehmet Bayraktar, Bir Hristiyan Dogmas: Teslis Asiye Tl, Zerdt: Hayat ve retisi Antony Flew, Yanlmm Tanr Varm

Milel ve Nihal Geleneinden


Hakan OLGUN 215-222 Osmanl Protestan Reformunu Nasl Alglad?

Editrden

ze Ballk ve Deiime Ayak Uydurma Tartmalar Arasnda Din

Sahip olduu hakikat ve kurtulu retisiyle insan eitmeyi, etkilemeyi ve ynlendirmeyi ama edinen din iin insann deiken yaps her zaman sorun olmutur. Dinin temel kaynaklarnn sabit oluu ve genelde deimezlii karsnda insann bal olduu artlarn zamana ve mekna gre deiebilirlii her zaman bu deikenlik karsnda dinin nasl bir tavr almas gerektii sorununu gndeme getirmitir. Bu dorultuda dinin anlalmasna ve alglanmasna ynelik u problem birok dini gelenekte ska inanan bireyin gndemini megul etmitir/etmektedir: Deien artlar karsnda dinin temel alglarn ve bu alglara referans tekil eden kaynaklarn m gzden geirmek gerekir, yoksa dinin temel alglar dorultusunda zamana ve mekna bal olmakszn insan m? Problemi yle ifade etmek de mmkndr: Din ve insan ilikisinde aslolan dinin temel sabiteleri midir, yoksa insann, zamann ve meknn deikenliine bal tarihsel varl m? Tarihin akyla deien sosyo-kltrel artlara ve insann deien ve yer yer gelien alglarna dinin baknn nasl olacana ynelik bu sorun tektanrc dinlerden oktanrc geleneklere ve slam, Hristiyanlk ve Yahudilikten Dou dinlerine kadar hemen her inan sisteminin zerinde durduu nemli bir problem olmu-

tur. Zamann akna paralel olarak deien artlar dorultusunda ortaya kan yeni teolojik tartma konularna ve insanlarn yaamlarna ynelik yeni durumlara dinin kurumsal yapsnn nasl bir tavr taknaca ilahiyatlarn ve dini kurumlarn zerinde en fazla kafa yorduu bir konu olagelmitir. Yeni yeni ortaya kan sorunlar karsnda din adamlar ve limleri cevaplar ve zm yollar retmeye alrken, btn bu almalarda temel olarak neyin belirleyici olmas gerektii konusunda da akl yrtmlerdir. Her art ve durumda dini temel sabitelerinin mi yoksa zamana ve mekna bal deikenliin mi temel alnaca sorunu dini gelenein anlalmas konusunda yenilenme, tecdid, reform ve benzeri kavramlarla ifade edilmeye allan birtakm alglar ve abalar ortaya karmtr. Bu alglara ynelik olarak yaplan deerlendirmelerde zetle iki farkl perspektif temel alnmtr. Bunlardan ilki dinsel yenilenmeyi ze dnlk abasyla zde olarak gren anlaytr. kincisi ise yenilenmeyi zamana ayak uydurma ve dini deerleri zamann artlarna gre yeniden yorumlama yaklamdr. Hristiyan geleneindeki fundamentalist kilise akmlaryla slami gelenekteki selefi anlay bu yaklamlardan birincisine rnek olarak verilebilir. slam, Hristiyan ve Yahudi geleneklerindeki modernist din alglar, tarihselci yorumlar ve ulusal din anlaylar ise ikincisine rnek olarak verilebilir. ze dnlk yaklamn esas alan yenilenmeci abalarda hangi zaman ve mekan diliminde yaarsa yaasn insann dinden bir ekilde uzak olarak deerlendirilen inan, dnce ve pratikleri dini retilerden uzaklamay ve dinin temsil ettii hakikat ve kurtulu retilerinden farkllamay ifade eden bir krlma an olarak grlr. Bu dorultuda dinin temel deerleri ve zgn anlay dorultusunda tarihin ve toplumun yeniden restorasyonu iin bir aba iine girilir. Bu abada temel alnan referans dinin zgn kaynaklardr. Bunlar arasnda kutsal metin nem itibaryla kukusuz ilk srada gelir. Bunun yan sra peygamber, din kurucusu ya da dinin erken dnem temsilcileri gibi ahsiyetlerin yaam tarzlarna ilikin anlatlar da bu restorasyonda olduka belirleyicidir. Bu tarz yaklamlara dini geleneklerden birok rnek verilebilir. rnein slami gelenekte ze d-

nl esas alan yaklamlarda dinin temel referanslar olan Kuran ve Snnete dn hedeflenir, Kuran ve Snnete gre bir yaantnn esas alnd Asr Saadet dnemi ideal rnek bir dnem olarak grlr ve bunun yeniden tesisi gaye edinilir. Hristiyan geleneindeki Protestan akmn balangtaki temel tezlerinden birisi sola scripta yani yalnzca kutsal metin olmutur. Bu, dinin anlalmasnda ve dini yaantnn tesisinde kilise gibi kurumsal bir yapnn deil yalnzca kutsal metnin esas alnmas anlaydr. Protestan gelenei ierisinde ortaya kan Funtemantalist akmlar bu anlay temel almlardr. Ayrca Puritanizm, Mennonitler, Amiler ve benzeri akmlar da sa Mesihin yaad erken dnemdeki din algs ve dini yaanty yeniden tesis etmeyi kendilerine ilke edinmilerdir. Bu nedenle gnmzde postmodern toplum anlaylaryla olduka ilgin bir cemaat olan Amiler erken dnem Hristiyan cemaatinin sosyo-kltrel hayatn ihya etme ve gnmz toplumunu buna gre restore etme amacyla gnmz teknolojisine ve yaygn kiliselerin din anlayna srtlarn dnmektedirler. Dini yenilenmeyi zamana ayak uydurma ve sosyal ve kltrel deiime paralel olarak dini yorumlama tarznda anlayan yaklamlarda ise esas alnan husus, iinde yaanlan zaman dilimi ve artlardr. Bu yaklamda dinin temel referans konumunda olan kutsal metin de dhil dini metinler, alglar ve deerler bugnn artlar ve deer yarglar balamnda yorumlanmaya, deyim yerindeyse yeniden ina edilmeye allr. Dini metinlerde ve dinin erken dnem tarihinde oluan gelenekte mevcut deer yarglar ve hkmler tarihselci bir bak asyla yeniden okunur. Zamann deimesiyle ahkmn deiecei anlay genel geer bir ilke olarak bu anlayta kendisini gsterir. Btn dini yaklamlardaki evrensel z ya da mesaj ortaya kartlmaya ve bu erevede dini alglarn bugne ynelik alm izah edilmeye allr. Dini geleneklerin bu tarz okunmasnda dini mesajn z olarak genellikle iman ve ahlakn n plana karlmas bunun dndaki dier ilkelerin ise genelde tarihsel bir okumaya tabi tutulmas dikkati eker. Dini algnn zamann ve meknn deikenliine bal olarak tekrar ina edilmesine dayal anlay, dinin tarih iinde tezahr

eden kurumsal yapsna ilikin mahalli ya da ulusal yorumlar da beraberinde getirir. zellikle Hristiyanlk ve Budizm gibi inan sistemlerinin tarihsel geliimine baktmzda farkl corafyalarda ve farkl etnik kimlikler arasnda dinin yeniden yorumlanp ina edildiine ahit olunur. Temel kaynaklardan ya da dine ynelik asli referanslardan hareketle dini alglama yerine milli kimlik ve bununla yakndan ilikili gelenek dorultusunda dinin yorumlanp kurumsallamas, karmza, rnein Hristiyan gelenei iinde yzlerce ulusal kilise akmn karr. Benzer durumu Budizmin tarihsel kurumsallamas srecinde de grmek mmkndr. Yine benzer ekilde slam gelenei ierisinde de her ne kadar Hristiyanlk ve Budizm gibi dinlerle kyaslanabilir oranda olmasa bilezamanla yerel unsurlarn katksyla baz ulusal din yorumuna dayal mezhep hareketlerinin ortaya km olduuna ahit olunmaktadr. Milel ve Nihal din, tecdid ve reform konulu bu saysnda dinin ksaca ze ballk ve deiime ayak uydurma tartmalar arasnda nasl yorumlanp alglandna ynelik eitli yaklamlarn ele alnp irdelenmesini konu edinmektedir. Bata slam olmak zere eitli dini geleneklerdeki yenilenmeci akm ve anlaylarla reform alglar Hakan Olgun, Yasin Aktay, Hayri Krbaolu, evket Kotan, Ramazan Yaziek, S. Parvez Manzoor, Salime Leyla Grkan ve Ali Ylmazn yorum deerlendirmeleriyle ele alnmaktadr.

Editr

NOT: Milel ve Nihal dergisinin 2008/3 says Necdet Subann say editrlnde G, Hicret ve Diyaspora konusunu ele alacaktr. 2009 yl iinde yaymlanacak saylarn arlkl konular ve say editrleri yledir: 2009/1 Mitolojik Anlat ve Kssa Cengiz Batuk 2009/2 Bir Arada Yaama Mahmut Aydn 2009/3 bn Hazm Burhanettin Tatar Aratrclarmzn, bilim insanlarmzn ve entelektellerimizin gerek bu konularda gerekse konu harici katklarn bekliyoruz.

El Hamra Sarayndan bir grnm

Reformasyon ve slm Reformu Tasnifleri

Hakan OLGUN*
Atf/: Olgun, Hakan, (2008). Reformasyon ve slm Reformu Tasnifleri, Milel ve Nihal, 5 (2), 9-41. zet: : slm reformu sylemleri uzun bir sredir Bat dncesi iinde tartlan konularn banda gelmektedir. Bu tartmalarda slm reformu, genellikle Protestan reformasyonuyla ilikilendirilerek ele alnmaktadr. Din reform eilimleri arasndaki karlatrma balamnda yakn dnemde sosyolojik, hermentik ve reddiyeci tanmlaryla farkl slm reformu sylemi ne kmtr. Sosyolojik tanmlama Hristiyanlk tarihinde olduu gibi slmn da kendi aydnlanmasn gerekletirecek zorunlu bir reformunu beklerken, hermentik yaklam slm reformunun kutsal metin temelinde teolojik imknn hazrlamaktadr. Reddiyeci sylem ise bu iki yaklama kar karak slm reformunun Hristiyanlk tecrbesiyle kyaslanmasnn imknszlna iaret ederek bu yaklamlarn daha ok politik gerekelere dayandn ne srmektedir. Anahtar Kelimeler: slm reformu, Reformasyon, Protestanlk.

Giri Din ve reform tartmalarnda 16. yzyldaki Hristiyan reformu adeta bir postulat ilevi grmektedir. Ancak Hristiyan reform tecrbesiyle model ve beklentileri asndan en fazla ilikilendirilen dinin slm olduu dikkati ekmektedir. Bu nedenle, nerdeyse son iki asrdr dile getirilen slm reformu sylemleri asndan Hristiyanlktaki Protestan reformasyon tecrbesinin nemli bir

Yrd. Do. Dr., stanbul niversitesi lahiyat Fakltesi.

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi cilt 5 say 2 Mays Austos 2008

Hakan OLGUN

referans ifade ettiinden kuku yoktur. Hristiyan Reformasyon tecrbesini slmi reformist sylemleriyle iki adan ilikilendirmek mmkndr. Bunlardan ilki, dini gelenek, yerlemi dini formlar ve kurumsal din anlayna kar dile getirilen eletirel yaklam balamnda olumsuz referanslk ilikisidir. Bu olumsuzluk, en genel anlamyla dinin deitirilmesi ve dntrlmesi kukusunu iermektedir. kincisi ise Protestan reformasyonun Weberyen yaklamla Bat modernlemesinin nn aan ve akl Roma Katolisizminin manevi kuatmasndan zgrletiren anlamndaki Batya has olumlu vehesinin ne karlmasdr. Bu olumlu referanslk, Mslmanlarn modern Bat toplumlar karsnda dnyevi yaamn pek ok alanndaki geri kalmlklarnn telafisinde dini bir reform srecine olan ihtiyaca vurguyu gerektirirken, Hristiyanlk tarihindeki tecrbenin bu ihtiyaca ynelik uygun bir model olarak alglanmasn iermektedir. slm reformu sylemleriyle olumlu veya olumsuz ynleriyle ilikilendirilen Hristiyan Reformasyon tecrbesi, her iki dine ait reform sylemleri arasnda youn bir karlatrma metodunu dourmutur. Bu makalede, slma ilikin dini yenilenme sylemlerinin Hristiyan Reformasyonu balamnda ele aln irdelenecektir. slmn reforma neden ihtiya duyduu, slmi reformun Hristiyan Reformasyonu ile benzetirilmeleri ve bu benzetirmenin imknna ilikin son dnemlerde zellikle Bat dnce evreleri iinde ortaya kan sylemler tasnif edilecektir. slmn Reform a? Modern ada Mslmanlarn batanbaa btn slm corafyasnda slm inancnn temellerini, ncekilerin hayal dahi edemeyecekleri ekilde yaygn olarak sorguladklar ve bunun da slm reformunun iareti olduu ileri srlmektedir.1 Nitekim Bat medyasnda, zellikle 1980lerden itibaren muhtemel slm reformu beklentilerine vurgu yaplmakta ve bu reformun Hristiyan reformu ile benzetii ifade edilmektedir. rnein gnmzde hicri

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

10

Dale F. Eickelman, Inside the Islamic Reformation, Wilson Quarterly, 22, 1998, s. 80.

Reformasyon ve slm Reformu Tasnifleri

takvime gre Mslmanlarn 14. asr yaadna dikkat ekilerek, Hristiyanln neredeyse ayn dneminde, yani miladi 1415te Jan Hus (1373-1415) ve John Wycliffe (1330-1384) gibi nc reformcularn Katolik Kilisesine kar ilk bakaldrlar gerekletirip reformasyonun habercileri olduklar ifade edilmektedir. Kilisenin bu ilk reformist abalar bastrma giriimlerine ramen 1470lerde icat edilen matbaann Kitab- Mukaddesin btn Avrupaya yaylmasna imkn verdii, 1506da Ulrich Zwinglinin (1484-1531) svirede reformcu vaazlarna balad ve 1517de ise Martin Lutherin (1483-1546) reformcu tezlerini Wittenbergde kilise kapsna ast ifade edilerek, ilerin imdi daha hzl gelitii hatrlatlmaktadr. slm reformu sreci ise, Mslmanlarn eski dzenin dini ve politik aygtlarna duyduu hayal krkl, genel bir umutsuzluk, imann kklerine dnerek sorunlar zme ynnde iddetli bir istek ve dardan elde edilen gdlerle bu eilimi zenginletirmek olarak tanmlanmaktadr.2 Modernleme ve kreselleme ann gereklerinin yan sra, yakn dnemde Bat iin rktc bir tehdit olarak alglanan slmi fundamentalizm tanmlamasnn da slm reformunun habercisi olarak grlmesi sz konusudur. Baz Mslman gruplarn dinlerinden edindikleri telkinlerle uluslararas dzeyde byk karmaalara yol at ve kutsal sava sylemini ne kard kanaati pek ok Batl dnr iin slmn reform ann bir baka iareti olarak yorumlanmaktadr. Nitekim Hristiyan reform hareketiyle benzetirme yaplarak, az nce ifade edildii haliyle, Hz. Muhammedin vefatnn zerinden on drt asr getii gnmzde Mslmanlarn tpk Hristiyan reform andaki dinsel karmaalar, engizisyonlar ve mezhep kavgalar gibi ok kaotik bir dnemi yaadklar ifade edilmektedir. slmn da, sa Mesihten sonra on beinci asrdan itibaren ortaya kan Hristiyan reform tecrbesi ncesindekine benzer bir kaotik ortam yaad ileri srlmektedir. Reformlar arasndaki bu benzetmeyle, bu fikri savunanlar iin

Charles Kurzman, Michaelle Browers, Comparing Reformation, ed. C. Kurzman, M. Browers, An Islamic Reformation? (New York: Lexington Books, 2004), s. 7.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

11

Hakan OLGUN

de bir rastlant olarak kabul edilmekle birlikte, byk dinlerin mutluluk ana ulamalar iin bir sarslma dnemi geirdikleri ima edilmektedir.3 Bu mutluluk ann, dinlerin kendi reformasyonunu gerekletirip aydnlanmasn salamalaryla ilikilendirildiinden kuku yoktur. slm reformu srecinin iareti olarak kabul edilen bu grnme, slm dncesi iinde ortaya kan eletirel sylemlerin Protestan reformcularn sylemleriyle benzetirilmesi de eklenebilir. zellikle slmi gelenee, tarihsel mirasa ve din kurumlara ynelik eletirel yaklam sahiplerinin genellikle slmn Lutheri olarak nitelenmeleri sz konusudur.4 Protestan reformunun Roma
3

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

12

Bkz. Nadir A. Hashemi, Islamic Fundamentalism and the Trauma of Modernization, An Islamic Reformation?, ss. 160-61. Bat deerlerine kar olduu dnlen slmi sylemleri niteleyen fundamentalizm teriminin, Hristiyan liberalizmini de ierecek ekilde liberalizmin btn formlarna tepki olarak kan ve modernitenin bir rn olduu ifade edilen bir eilim olduu ileri srlmektedir. Bylece Protestan fundamentalizmi gibi slmi fundamentalizmin de tarihin kanlmaz modernite srecinin bir aamas olduu dile getirilmektedir. Bkz. Timothy D. Sisk, Islam and Democracy (Washington: United States of Peace Press, 2005), s. 5. Bu erevede Cemaleddin Afgani Bat medenileme srecinin yegne sebebini, Luther tarafndan ykseltilip yaylan dini hareket olarak iaret etmektedir. Bu nedenle Protestanlk kurucularna lehte atfta bulunma, Mslmanlarn Lutheri roln oynamay mit ettii grlen Afganinin birka alakasndan birisidir. Ancak Afganinin Protestan reformuna olan ilgisi teorik olmaktan ok daha fazla dnyevi ve pragmatiktir. Bu balamda Afgani iin Luther tecrbesi, Mslmanlar kendilerinden ncekileri safa taklitten vazgeirmek ve daha aklc, gelime ve yenilie imkn vererek daha az kstlayc bir yola yneltmek iin gerek bir ihtardr *Nikki Keddie, Cemaleddin Efgani: Siyasi Hayat, ev. A. Yalnkaya (stanbul: Bedir, 1997), ss. 191-192+. A. Hourani, Afganinin yazlarndan hareketle akln zgrletirilmesi, zincirlerinden kurtulmas ve dinin ait olduu konumda yenilenmesi srecinde Protestan reformunun rnekliini tespit etmitir. Bu balamda, slmn bir Luthere ihtiya duyduu Afganinin nemli bir konusudur ve hatta Afgani kendisini bu Luther olarak grm olabilir [Albert Hourani, Arabic Thought in the Liberal Age 1789-1939 (Cambridge: Cambridge University Press, 1993), s. 122+. Muhammed Abduh ise Mslmanlar arasnda bir reform hareketinden sz etmese de Protestan reform hareketine olan hayranlnn takdim tarznn Mslman dnyas iin de benzeri bir reform hareketinin gerekli olduu fikrini tad ifade edilmektedir *Muhammed Abduh, The Theology of Unity (London: George Allen&Unwin, 1966), s. 149]. Reid Rza dini yenilenme ile dnyevi yenilenmenin bir arada ele alnmasn savunarak dini reformasyon ile dnyevi modernlemeyi birlikte gerekletiren Avrupann tarzna dikkat ekmektedir *Muhammad Rashid Rida, Renewal, Renewing, and Renewers, Modernist Islam, s. 80+. Muhammed kbal, Batnn

Reformasyon ve slm Reformu Tasnifleri

Katolik Kilisesi ahsnda kurulu dini dzen ve gelenee ynelik eletirisinin, dini kurtulu srecinde bilinsiz eylemden ok bilinli bir niyeti ne karmasnn ve zellikle Protestanln Bat aydnlanmasnn nn aacak ekilde sekler alan kiliseden ayrtran syleminin slm reformu taraftarlarna rnek olduu dnlmektedir.

bu srecinin slm ile olan ilikisinin sadece Reformasyon tecrbesiyle deil, ayn zamanda bu benzerliin demokratik politik deerler araclyla da ortaya ktn ifade etmektedir. kbale gre dini despotizmin dman olan Luther ve politikadaki despotizmin dman olan Rousseau, Avrupa insannn ar papalk kuatmasndan ve idari mutlaklktan zgrletiricileri olarak dikkate alnmaldr *Muhammad Iqbal, Islam as a Moral and Political Ideal, Modernist Islam, ss. 306-307+. Hindistanl reformcu Seyyid Ahmed Han, Hindistanda sadece bir Steele veya Addisona deil, hem de ve en mhimi, bir Luthere ihtiya duyulduunu dile getirmektedir *Bkz. Mazharuddin Sddk, slm Dnyasnda Modernist Dnce (stanbul: Dergah, 1990), s. 16+. Musa Carullah Bigiyev ise medenilemenin msebbibi olarak Hristiyan reformunu grmektedir. Ona gre Luther gibi btn reformcular Hristiyan dnyay bir ilerleme sreci iine sokmulardr. Pek ok yetkin din adam ve dini liderlere ramen Mslman dnyann gerilediini savunan Bigiyeve gre medenilemi toplumun ilerlemesinin akl zgr brakmasna bal olduu, akln esir edilmesi nedeniyle de Mslman dnyann ke getii ifade edilmektedir [Musa Jarullah Bigi, Why Did the Muslim World Decline While the Civilized World Advanced, Modernist Islam, s. 255+. Tataristandan Hadi Atlasi, Mslman toplumu kurtarmak iin Mslman bir Luthere acil ihtiya olduu, fakat 19. yzyldaki yenilenmeci olan ve Rusyadaki slmi modernizimin kurucusu olarak grlen Mslman Luther ehabeddin Marjaniye kadar kimsenin bu ykmllkle ortaya kmadn ifade etmektedir *Bkz. Ahmet Kanldere, Reform within Islam: The Tajdid and Jadid Movements among the Kazan Tatars, (Istanbul: Eren, 1997), s. 57+. Ali eriatinin de benzer deerlendirmeleri sz konusudur. eriatinin slmn kendi Ortaa dneminin sonunu yaad sylemi, eski inanc ykarak kendi kaderlerini belirlemek ve geleneksel Katolisizmi, kar koyan, dnyevi akl nceleyen, politik ve materyalist Protestanla dntrmek isteyen Hristiyan dnrlere benzetilmektedir. eriati, Mslmanlar Ortaa Hristiyanl iinde ortaya kt ekliyle slmi Protestanln ilevini dikkate almaya armaktadr. Protestanln yaygn olduu blgelerde dnyaya deer veren ve aklc ieriiyle Protestan lkelerin ekonomi, sanat ve kapitalizmde ilerlediini kaydetmektedir. Bu da dnce geliimi ile toplumlarn geleceini cahilce veya kastl olarak din adna kuatan ilevini kaybetmi geleneksel yaklamlarn yklmas ve yeni dnceler ile yeni hareketlerin douuna imkn verecek ekilde olmaldr *Ali eriati, Ne Yapmal (stanbul: Dnce, 1981), ss. 34, 40+. Yakn dnemde Muhammed ahrur da bir gn Martin Lutherin 1517de Wittenberg Kalesinin kilise kapsna ast 95 Tezin Mslman karlnn grlebileceinden sz etmektedir *Bkz. Charles Kurzman, Michaelle Browers, Comparing Reformation, s. 6.+

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

13

Hakan OLGUN

Reformlarn Karlatrlmas Reform balamnda slmn Protestan Hristiyanlk ile ilk benzetirilmesi, 1882 ylnda W. S. Blunt tarafndan yapld bilinmektedir. Blunt, 19. yzylda Muhammed ibn Abdulvehhab tarafndan kurulan Vehhabilii Lutheran reformasyon ile benzetirmitir. 5 Hristiyanlk tarihiyle karlatrldnda Vehhabiliin, din gelenei, sembolik dini manifestolar ve ritelleri, ssl camileri ve trbelere ynelik eletirileriyle Protestanla benzedii dile getirilmitir. Mslmanlar arasnda bu benzetmeyi ilk dikkate alanlarn slm Bat deerleri ve kurumlaryla uzlatrma araynda olduu ileri srlen modernist Mslmanlar olduu ifade edilmektedir.6 zellikle slmi bilimler tahsilinin yan sra Bat tarz eitim de alan yeni Mslman entelektellerin ortaya kt ve bu Mslman dnrlerin dinler arasnda daha bilimsel karlatrmalara giderek slm reformu sylemini gelitirdikleri dile getirilmektedir. Bluntn yzyldan fazla bir sre nce tespit ettii bu benzetirmenin daha ok ekilsel bir ierie sahip olduu grlmektedir. Bu benzetirme ve karlatrmann bir proje olarak kendini gstermesi iin hem Hristiyanlk hem de slm dncesinde 20. yzyla has yeni yaklamlarn ortaya kmas gerekmitir. ncelikle Hristiyan Reformasyonun bir model olacak ekilde olumlu ynlerinin ne karlmas iin modernleme ve Protestanlk arasnda olumlu iliki kurulmas asndan Weberyen yorum sonraki dnemlerde nemli bir kanaat oluturmutur. slm dncesinde ise zellikle kolonileme sonrasnda zeletirel yaklamlar dinin yeniden anlamlandrlmas asndan bir dnm noktasn ifade etmitir. Bu nedenle slm dncesinde ortaya kan reformist sylemler ile Hristiyan Reformasyonu arasndaki karlatrma ltleri giderek eitlenmitir. Ana hatlaryla bu karlatrmalar (i) sosyolojik ve benzetirici yaklam, (ii) oulcu hermentik yaklam ve (iii) reddiyeci ve balamsal farkllatrc yaklam formunda tasnif edilebilir.
5

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

14

Wifred Scawen Blunt, The Future of Islam (Lahore: Sind Sagar Academy, 1975), s. 46. (lk bask 1882). Bkz. Modernist Islam, 1840-1940: A Source Book, ed. Charles Kurzman (New York: Oxford University Press, 2002).

Reformasyon ve slm Reformu Tasnifleri

Sosyolojik ve Benzetirici Yaklam Dinler arasnda karlatrma metodu erevesinde ekillendirilen sosyolojik ve benzetirici yaklamda Hristiyanlk ve slm dinleri, teolojik ieriklerinden ziyade tarihsel boyutlarndan ele alnmaktadr. Dinlerin reform sreleri arasnda pozitivist perspektifi yanstr tarzda ve olduka sekler temelli bir benzetirme sz konusudur. Reformlar arasndaki benzetirici yaklam, Protestan reformcu Lutherin Katolisizme kar 1521de Worms Meclisindeki sylemini k kayna olarak grmektedir. Wormstaki mparatorluk Meclisinde kilise temsilcilerinin huzurunda yarglanan ve reformist fikirlerinden vazgemeye arlan Luther, kutsal metin ve akl ile aksi kantlanmad srece bu fikirlerinde srar edeceini aklamtr. Reformcu, bilincinin papaya veya konsillere deil, ancak Tanrya bal olduunu sylemitir.7 Lutherin Worms Meclisindeki reformcu sylemi her ne kadar kutsal metnin otoriterlii retisini ieriyor grnse de esasen Katolik Kilisesi, papalk ve konsiller nezdinde kurulu dini otoriteye bakaldry ifade ettiinden kuku yoktur. Nitekim kutsal kitabn otoriterlii, en azndan dini gelenein bir unsuru olarak Katolik Kilisesi iin de ayn ekilde geerlidir. Lutherin kutsal kitabn otoriterlii temelinde gerekte kurulu dini dzene kar k, reform ann din d gelimelerinden nemli destek grmtr. Bu srete, Batnn Ortaaa ait btn gelenekleri, reformun Katolik Kilisesine ynelik eletirilerinin yan sra Rnesans ve hmanist dncenin de tehdidi altndadr. Bu dnemde corafi seyahatlerle yeni ktalar kefedilmekte, yeni dnce, gelenek ve yaam tarzlar ortaya kmaktadr. Gutenbergin icat ettii matbaa ise iletiim yntemlerinde radikal deiimlere sebep olmutur. Byk aile ticaret irketleri kurulmakta ve Avrupada kapitalist ekonomi kendi bamsz kurallarn oluturmaktadr. zellikle kilisenin ekonomik smrsne maruz kaldklarn dnen siyasi idarecileri, hatta inan olarak Protestanl benimsemeyenleri dahi Reformasyona destek vermi-

Martin Luther, Luther at the Diet of Worms, 1521, Career of the Reformer II, ed. J. J. Pelikan, H. C. Oswald&H. T. Lehmann, Luthers Works ( Philadelphia: Fortress Press, 1999) c. 32, s. 112.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

15

Hakan OLGUN

lerdir. Ardndan siyasal oluumlarn imparatorluk yapsndan yerel idareler ekline dnmesi ve matbaa sayesinde kutsal metnin Latince dndaki yerel dillerde evirilerinin baslmasyla Roma Katolik Kilisesinin dini otoriterliini ve evrenselliini sarsan, bylece yerel din yorumlarna yol aan Reformasyon retileri hzla yaylma imkn bulmutur. Bu durum siyasi, ekonomik ve entelektel geliimlerin havzasnda serpilen ve Katolisizmin otoritesini eletiren Lutherin dini reformunun yolunu aydnlatmtr. Tarihsel perspektifi iinde tanmlanan Hristiyan

Reformasyon sreci, gnmz slm reformu araylarna uyarlandnda, hem sosyolojik artlarn hem de reformist slmi sylem ve tutumlarn Hristiyanlk tecrbesiyle benzetirilmesi kolaylamaktadr. Luther gibi, son dnemlerde kimi Mslman dnrlerin sadece Tanrnn sznn otoriterliine bavurmaya ve halk dzeyinde Tanr ile insanlarn bilinleri arasna girmek isteyenlerin meruiyetsizliinden sz etmeleri bu sosyolojik ve benzetirici yaklamn temelini oluturmaktadr. Hristiyan reformunun kurumsal din yapya ynelik eletirel yaklam ve bu abay kolaylatran din d unsurlarn etkisi, slm reformu dncesinde nemli bir modeli ifade edecek ekilde deerlendirilebilmektedir. Bu yaklam, son dnemlerde slmi gelenein sorguland ve bu erevede slm retilerinin modern ada nasl uygulanaca ile iman ilkelerinin neler olduu sorularnn inananlarn zihinlerinde olumaya balad kanaatine dayanmaktadr. Bu srete dikkat ekilen ve belki de en umut verici grnen tespitin slmi dini yorumlardaki demokratikleme olduu grlmektedir. Bunun yan sra yksek eitimin yaygnlamas, kitlesel medyatik etken, iletiim ve uluslararas glerle standart bir eletirel dilin gelitirilmesi gibi din d etkenlerin de nemi fark edilmitir. yle grlmektedir ki, sosyolojik ve benzetirici yaklam, deiimin kstlayc unsuru olarak dini otoriter tekelcilie iaret etmektedir. slm reformu srecinde bu otoriter tekelciliin egemenlik alannn daraltlmas ve modernitenin salad unsurlarla almasnn gerektii dnlmektedir. Buna bal olarak dini tekelciliin yklmas, yeni dncelerin snrlar tesine yaylmas imkn, farkl ve

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

16

Reformasyon ve slm Reformu Tasnifleri

alternatif sylemlerin kendini ifade etme frsat ve bu sylemlerin kresellemesi, slmi reformist fikirlerin nn aan etkenler olarak grlmektedir. slm lkelerindeki okur-yazarlk orannn artmas, din d eitimin yaygnlamas ve Batda eitim gren Mslman rencilerin eletirel yaklamlar, Mslman halk tabannn deiim beklentilerini artrc unsurlar olarak yorumlanmaktadr. Ayrca yazl metinlerin lkeler arasnda kolayca yaylarak ierdii fikirlerin farkl kitlelere ulatrlp tartld, bu ekilde basn ve yayn ann olduka genilemesinin salad etkiyle her geen gn daha fazla Mslmann slmn klasik ve modern metinlerini bireysel olarak elde etme ve yorumlama imknlarna sahip olduu ifade edilmektedir.8 Yksek eitimin kitlesellemesi ve iletiim imknlarnn artmas sonucunda dini otoritenin merkezilemesine ve bu otoritenin taleplerine ynelik meydan okumalarn ortaya kt ve bylece dini adan merkezi otoritenin ke getii dnlmektedir. Her trl otoritenin artk halkn bildiklerini ve dndklerini kontrol altna alamad gereiyle gemiin din ve otoriter tekelciliinin geri dnlemez ekilde sarsld kanaati bu yargy glendirmektedir. Bylece gemii mevcut durumdan ayrtrma eiliminde olan pek ok dindar insann dini, cemaati ve hatta toplumu yeniden kurma iiyle ykmlendii dnlmektedir. Gemite dini ve ideolojik yaklamlar genellikle din otorite anlamnda yukardan dikte edilirken ve din ve politik liderler dzenleme yapp halkn bu dzenlemelere tbi olmas beklenirken gnmzde dini ve politik deerlere ilikin deiim beklentilerinin byk lde entelektel nitelii artan Mslman halka izafeten aadan geldii tespit edilmektedir.9 Bu deiimlerin sadece politikalara ve ideolojilere ilikin olmad, ayn zamanda gemite
8

Yeni medya ann dini tutumlar zerindeki etkisi iki ekilde tanmlanmaktadr: Birincisi, medya dinin disipline edici ve otoriter etkilerinin, modern deerlerle kolayca uyum salayacak ekilde zlmesine imkn verir. kincisi, medya dinsel alanda otoritenin demokratiklemesinin tartlaca ve bu sreci kolaylatracak fikirlerin deerlendirilecei zel alanlar aar. Bkz. Peter Mandaville, Global Political Islam (London: Routledge, 2007), ss. 332-323. Dale F. Eickelman, Who Speaks for Islam?, An Islamic Reformation?, ed. M. Browers, C. Kurzman (New York: Lexington Books, 2004), s. 19.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

17

Hakan OLGUN

formle edilmi inan ve pratiklere kar da eletirel bir yaklam ierdii ima edilmektedir. slm reformunun yolunu aan dini otoriter tekelciliin yklmasnda Avrupada yaayan gmen kkenli Mslmanlarn daha verimli bir aba iinde olduklar dnlmektedir. Avrupadaki Mslmanlar arasnda oluan slm anlaynn geleneksel merkez-evre ilikisini deitirici bir etki oluturduu inanc yeni bir srecin ifadesi olarak grlmektedir. Modern teknoloji ve kresellemenin etkisiyle slmn tarihsel snrlarnn tesine getii ve zellikle glerle Bat toplumu iinde etkin bir konum edinen Mslman nfusun dini anlamda bir merkez-evre ilikisini yeniden tanmlamaya balad dile getirilmektedir. Geleneksel olarak merkezi ifade eden Mslman dncesinin Bat smrgeciliine kar teolojik ve hatta ideolojik muhalefeti karsnda, Batda yaayan Mslmanlarn, kendileri etrafnda ekillenen yeni bir merkez oluturma gayretinde olduklar vurgulanmaktadr. 10 Bat lkelerinde yaayan gmen kkenli Mslmanlarn bu merkezi, g ettikleri Mslman blgenin dnce, gelenek ve anlay tarzlarnn tesine geen translokal bir yaklamla iinde yaadklar mevcut kltr evresi iinde ve onunla uyumlu zmler retmeleri umulmaktadr. Her ne kadar entegrasyon projesi balamnda ne karlsa da translokalizmin ncelikle Batda yaayan gmen Mslmanlarn dini kanaatlerinde ana kltrel corafyalarnda geerli olan dini kurum ve sylemlerden bamszlamasn ierdii fark edilmektedir.11

10

11

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

18

Jrgen S. Nielsen New Centers and Peripheries in European Islam? Shaping the Current Islamic Reformation, ed. B. A. Roberson (London: Frank Cass, 2003), s. 67. Bu tr translokal veya transnasyonal eilimlerin, Batl kurumlar iin gmen Mslmanlarn entegrasyonuna imkn verici etkisi gibi olumlu yn kadar, gmen Mslmanlar arasndaki politik btnlemeyi glendirici ynne de bir risk olarak dikkat ekilmektedir. Bu erevede, rnein mmet kavramnn transnasyonal anlamlandrlmasyla ok farkl blgelerden bir araya gelmi Mslman gmenlerin politik btnlemelerini klasik slm miras ve gelenei zerinde gerekletirdikleri dile getirilmektedir. Bkz. Fred Halliday, The Politics of Umma: States and Community in Islamic Movements, Shaping the Current Islamic Reformation.

Reformasyon ve slm Reformu Tasnifleri

Batnn entegrasyon projelerini de destekleyen benzetirici yaklamla slm reformu beklentisinde olanlar, ada Mslman lkelerde artk hibir grup veya liderlik trnn kutsal tek bana idare etme tekelciliine sahip olmadna dikkat ekmektedir. Bylece slm mefhumu zerinde daha fazla diyalog ve tartma ortamnn olutuu ve bu durumun tpk Katolisizmin Latince olan din dili gibi slmn sembolik dilinin kullanm karsnda gittike artan bir muhalefeti oluturduu ileri srlmektedir. Geleneksel dini yaklamlara ynelik bu muhalif sylemlerin, reform andaki matbaann ilevi gibi hzl iletiim aralaryla ktalar arasnda abucak yaylarak kreselletiine iaret edilmektedir. Bylece Mslmanlarn yerel sorunlar ksa srede kresel yorumlarla karlanmakta ve dini otoriterlerin etki snrlarnn ok tesine gemektedir. Bu durum din, sosyal ve politik yaklamlarn kesitii kresel bir sivil toplumun zeminini oluturduu eklinde yorumlanmaktadr. Bunun sonucunda Mslmanlarn artk sadece Mslman kimliklerinin dini gereklerini deil aile fertleriyle birlikte kendi sosyal ve ekonomik karlarn gzetme hissi iinde olduklar ifade edilmektedir.12 slm reformu beklentisinde olan bu tr Batl yorumlar, Hristiyan Reformasyonu balamnda slm toplumunun reform muhatab olarak tpk kilise gibi dini otoriteyi iaret ettii grlmektedir. Dini olan da ierecek ekilde bilginin kontrol edilemezliine yol aan kresellemenin, reform andaki byk sosyoekonomik gelimelerle benzetirilerek slm reformu srecinin n alnamaz bir yola girdii dnlmektedir. Protestan reformasyonun Katolik Kilisesine ynelik bir reform giriimi olduu dnldnde, reformcu Mslmanlarn da reform srecinde din bilgiyi ve hkm verme hakkn elinde tuttuu dnlen ulema snfn hedeflemesi n grlmektedir. Nitekim medyatik nitelemeyle molla egemenlii, slmi reform srecinde neredeyse Katolik Kilisesi ile benzetirilmekte ve Mslmanlarn

12

Eickelman, Who Speaks for Islam?, ss. 23-24.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

19

Hakan OLGUN

bir Luthere ihtiya duyduu dile getirilmektedir.13 Esasen sosyolojik ve benzetirici yaklamn bu sylemleri, Batda oka yaygn olan slm adna kimin konuaca sorusunun cevabnn oluturulmas abasyla ilgisini grmek zor deildir. nk slm reformu tartmalarnn merkezindeki bu soruya verilecek cevap, Mslmanlardan beklenen hogr ve lmllk eilimine ramen daha etkin olan ve modern slmi sylemler iine yerleen radikal ve militan gruplara ynelik endieyi giderecektir.14 oulcu Hermentik Yaklam Sosyolojik benzetirici yaklamn slm reformunun hedefine koyduu dini bilgi ve hkm yetkisini elinde tutan dini otoritenin yan sra Kurann reformun muhatab olarak grld daha teolojik bir slm reformu sylemi sz konusudur. slm geleneinin yeniden gzden geirilmesi ve Kurann anlalmasna ynelik yeni metodolojik yaklamlar bu sylem ierinde ele alnmaktadr. Burada ada slm dncesindeki reform sadece slmi temellere dn deil ayn zamanda bu dinin sosyal balam iinde tekrar tanmlanmas sreci olarak grlmektedir. Bu nedenle slm dncesinde ortaya kan gelenek eletirisi ve kutsal metin yorum metodolojisinin slm reformunun iaretleri olarak grlmesi sz konusudur.15 zellikle Kurann sosyal balamnn modernitenin gerekleriyle ilikilendirilmesi erevesinde yeniden ele alnmas, Batl evrelerce, Protestan reformcularn Katolik Kilisesi geleneini reddederek Kitab- Mukaddesi her bireyin yorumlama hakk elde etmesi anlamnda hermentik yaklam olarak deerlendirildii fark edilmektedir.

13

14 15

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

20

slmda Hristiyanlkta olduu gibi genel anlamda dini balaycl olan bir din adam ve dini kurumsal yap olmadnn farknda olan baz Batl dnrler ise bu deerlendirmeye, ncelikle slmn Mslman bir Luthere mi yoksa bir papaya m ihtiyac olduunu ironik bir dille tartmaktadr. Bkz. Ted Olsen, Christianity Today Magazine, http://www.christianitytoday.com/ct/2006/ november/7.28.html Mandaville, Global Political Islam, s. 302. Bkz. Robin Wright, Two Visions of Reformation, Journal of Democracy, 7, 1996, ss. 64-75.

Reformasyon ve slm Reformu Tasnifleri

Lutherin, papaln dini meruiyetini yok sayarak kutsal metnin dini otoriterlii gr, modern ada hermentik metodun yeniden kefi olarak takdim edilmektedir. Hristiyan reformcunun hermentik prensipleri, teolojik konularda yegne otorite kutsal metnin olduu, bu metnin alegorik olmayan ve literal bir yorumla ele alnmas, gelenee ihtiya duyulmakszn metnin kendini yorumlamas ve bu yorum srecinde asl grevin metin iindeki Mesihin kefi olarak srlanabilir. Protestan dncede Mesihi ykleyen kutsal metin aslnda bir tarihi, ounlukla da kadim tarihi anlatan iirsel bir metindir. iirsel anlatmyla bu metin ayn zamanda Tanry gnmz insanna anlatan bir aratr. 16 Bu tr hermentik prensipleri balamnda Lutherin Wittenbergdeki ilk yazlarnn antik ve modern hermentikler arasnda sembolik gei hareketi olarak nitelenmesi sz konusudur. Nitekim reformcunun rencilerine kilise babalarndan elde edilen mlahazalar deil yorum tarihinin yeni batan ve tekrar allmasn tavsiye etmesi, Lutherin modernizmi olarak deerlendirilmektedir. Protestan gelenekte Kitab- Mukaddesin otoritesinin metinsel olmad, ona yksek deerini veren unsurun ierii olduu dncesi,17 slm reformunun hermentik yaklamyla en nemli ortak temeli ifade etmektedir. slm reformu ile Hristiyan Reformasyonu arasndaki karlatrmann ok zel tarzlar iinde yaplmas durumunda benzetirmenin mmkn olduunu savunanlar, slm dncesi iinde ortaya kan gncel dnmlerin bir ynyle Protestan reformasyon ile paralelliine dikkat ekerek bunun slm asndan da hermentik yaklamn imkn olduunu ileri srmektedir.18 Bylece Kurann tek dze bir yorum metodunun reddedilerek btn inananlarn kutsal metni yorumlamasn ieren Protestan metodoloji balamnda Kurana ilikin farkl yorumlarn ortaya karlmas beklenmektedir.

16 17

18

Georg W. Forell, The Protestan Faith (Philadelphia: Fortress, 1960), s. 65. Oswald Bayer, Martin Luthers Theologie, (Tbingen: Mohr Siebeck, 2003), ss. 6263. Michaelle Browers, Islam and Political Sinn: The Hermeneutics of Contemporary Islamic Reformists, s. 55.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

21

Hakan OLGUN

slm reformu asndan Kurann stats ve anlalmas balamnda farkllaan yaklamlar ifade etmek iin 2003 ylnda Amerika Birleik Devletlerinde yaynlanan RAND raporu ok kullanl ipular sunmaktadr.19 RAND raporu, 11 Eyll saldrlaryla daha ok ne kan slmi fundamentalist eilime ramen Batnn stratejik karlarna ve demokratik deerlerine uzun sreli ve daha ykc tehdidin geleneki slmdan geldiini ileri srmektedir.20 Rapora gre gelenekiler, Kurann Tanrnn aktel szn ierdii ve hedeflerinin ortodoks deerleri, kurallar ve davranlar korumak olduu inanlaryla tanmlanmaktadr. Geleneki Mslmanlar slmi ibadet ve kurallar yerine getirmelerinde ve gnlk davranlarnda kat bir tutumla Kurana, snnete ve fkhi hkmlere bavurmakla eletirilmektedir.21 RAND raporu Mslman dnyasnda demokrasiyi gelitirmeye yardm etmeleri iin geleneki Mslmanlarla ittifak yapmann imknszln dile getirmektedir. Geleneki slm anlaynn Mslman lkelerin ekonomik kaynaklar zerinde egemen olan Batya kar ok tepkisel bir tutum iinde olduu ve bu anlaytaki Mslmanlarn yaam tarzlar kadar kutsal metin grlerinin de Batnn Aydnlanma deerleri ile uyumsuzluu, bu imknszln gereke-

19

20

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

22

21

Sz konusu raporu hazrlayan RAND Corporation uluslararas aratrma ve analiz faaliyetleriyle adn duyurmu, zellikle son yllarda din, terrizm ve kresel tehlikeler ierikli aratrma projeleri yrterek ABD hkmetinin politika oluturmasna katk salayan sivil bir kurulutur. RAND enstitsnn Bat deerleri ltnde Mslmanlara ynelik kategorisi olduka dikkat ekmektedir. RAND raporu Mslman toplumlardaki dnsel farkllamay drt balk altnda ele almaktadr: (i) Fundamentalistler, demokratik deerleri ve ada Bat kltrn reddedenler ve sahip olduklar slm hukuk ve ahlakna ilikin ar gr uygulamak zere otoriter ve dindar bir devlet isteyenleri tanmlamaktadr. (ii) Gelenekselciler, moderniteye, yenilie ve deiime pheyle bakanlar ifade etmektedir. (iii) Modernistler, slm dnyasnn kresel modernitenin bir paras olmasn isteyenleri ve slm modern a ile ayn izgiye getirmek iin modernletirilip reforme edilmesini savunanlar nitelemektedir. (iv) Sekleristler ise, slm dnyasnn Bat endstriyel demokrasileri tarznda kilise ve devlet ayrmn isteyenleri tanmlamaktadr. Cherly Benard, Civil Democratic Islam: Partners, Resources, and Strategies (Santa Monica: Rand Co., 2003), s. x. Benard, Civil Democratic Islam, s. 4.

Reformasyon ve slm Reformu Tasnifleri

si olarak sunulmaktadr. Raporda gelenekilerin Kurann ilahiliine olan inanlarnn etkisiyle kutsal metni ancak tarihsel bir dokman olarak deerlendiremediklerine, *Hz+ Muhammedi sanki u anda kendi zamanlarnn bir figr olarak grerek onun yaamnn modern an taleplerini zmek iin pratik deerler sunduuna ve yetersizlik ve tezatlarla dolu karakterine ramen fkhi gelenei eletirmedeki isteksizliklerine dikkat ekilmektedir.22 Gelenekiler bu tutumlaryla, modern demokrasinin zerinde bina olduu Aydnlanmann kazanmlaryla elimekle ve gelenekiliin eletirel dnce, yaratc problem zm, bireysel zgrlk ve seklerizm balaml modern demokrasinin doasna aykr olmakla eletirilmektedir.23 RAND raporunun esas, Mslmanlarn Kuran tarihselletirmeyi renmeleri gerektii vurgusunu iermektedir ve bu tarihselletirmenin, Hristiyan reformistlerin Kitab- Mukaddesi anlamlandrma metodundan farkl olmamas gerektii dile getirilmektedir. Nitekim rapora gre Kuran, onaylad davranlar ve ierdii ok saydaki hkm ve deerleriyle bugnn modern toplumu iinde literal anlamda uygulanmas imknsz olmas bakmndan Eski Ahitten farkl deildir. Rapor, sz gelimi bugn ok az Hristiyann Kitab- Mukaddesin cebri literal tarznda yaamak iin srar edeceklerini ifade etmektedir. Bunun yerine, Yahudiliin ve Hristiyanln tarih ve rivayetten oluan literal metin zerinde egemen olan gerek mesajnn dikkate aldna iaret edilmektedir. Oysa geleneki Mslmanlarn Kuran metninin hakikatini, bu metnin kltr ve tarihinde deil teolojik sylemlerinde arama yanlgsn gsterdii ifade edilmektedir. Kitab- Mukaddes gibi Kurann, ada yaamn sorunlarna rehberlik yapan bir kaynak gibi i grmekten ok, tpk Protestan anlayta olduu gibi, estetik ve airane bir sylem ve manevi bir deer olarak dikkate alnmas nerilmektedir.24 Bu bak asna gre, doru bir yorum artk ne alegorik ne de literal balamnda olabilecektir. nk doru yo22

23 24

Raporda bu tutumun en ak rnei, zellikle ok evlilik konusunda tartlmaktadr. Bkz. Benard, Civil Democratic Islam, ss. 16-17. Benard, Civil Democratic Islam, s. 33. Benard, Civil Democratic Islam, s. 37.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

23

Hakan OLGUN

rumun Kuran ayetleri iinde kk salm olan tarihin deneysel nosyonu zerine dayandnn ima edildii anlalmaktadr. Rapor, Kurann geni bir yoruma alan bir tr metin olduunu savunan baz liberal Mslman dnrleri bu yorum tarznn temsilcileri olarak gstermektedir. Liberal eilimli bu dnrler, Mslmanlar arasnda kk bir grup olsalar da slmn aydnlanm formunu besleyen Batnn en iyi ortaklar olarak grlr. RAND raporunun slmn kutsal metninin tarihselcilik perspektifinde okumann tesinde oulcu anlamlandrmalara imkn verecek ekilde ele alnmas isteinin sonucunu hsl edecek ekilde liberal Mslman dnr grubu iinden Nasr Hamid Ebu Zeydin yaklamlar bir rnek-model olarak deerlendirilmektedir.25 slm dncesinde uzun sreden beri tartma konusu olan kutsal metnin metin-mesaj ilikisi erevesinde anlalmasna dair yaklamlar bir yana, burada Ebu Zeydin kutsal metnin oulcu yorumu vurgusuna dikkat ekilmektedir. slm asndan kutsal metnin oulcu yorumu beklentisinin D. F. Eickelman gibi pek ok Batlnn slm adna kimin konuaca sorusuna da alternatifler oluturacandan kuku yoktur. ncelikle Ebu Zeydin, dini retilere ynelik eletirel ve modernite asndan pratize edilmesi mmknletirilmi kutsal metin yaklam hakknda nemli bir mirasa sahip olduu ifade edilmelidir. M. Arkounun slm gelenei iinde hukuk kodlar ve sivil toplum gibi yeniden dnlmesi imknsz saylan konularn geleneksel ve dogmatik boyunduruktan kurtarlmasnn ada Mslman dnya iinde akln ve toplumun radikal bir ekilde yeniden oluumunun yolu olarak tanmlamasnn,26 Ebu Zeydin metodunun balang noktas olduu sylenebilir. Bu yaklamn merkezinde yer ald grlen slmi akln eletirisi sylemi, klasik ictihadn uygulamalarn bir yana brakarak slmi akln modern eletirel analizinin yaplmasn gerekli grmektedir. Bu erevede tatbiki slmoloji srecinin slmi akln eletirisi ile tesis edilebilecei ve
25

26

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

24

Saba Mahmood, Secularism, Hermeneutics, and Empire: The Politics of Islamic Reformation, Public Culture, 18:2, 2006, s. 337. Mohammed Arkoun, Rethinking Islam, Common Questions, Uncommon Answers, tr., ed. R.D.Lee (Oxford: Westview, 1994), ss. 1-4.

Reformasyon ve slm Reformu Tasnifleri

modernitenin dourduu sorunlara ancak bu metotla zm retilebilecei savunulmaktadr.27 Bu yaklam, slm toplumunun dini siyasete balayan eski mitten kurtuluuyla ilikilendirilmektedir.28 Tarihsel mirasa eletirel yaklam ieren ekliyle Ebu Zeyd gibi Kuran hermentiini savunanlar, bu metodun hem sekler hem bilimsel olduunu ifade etmektedir. Bylece yorumsal atsn objektif ve bilimsel olarak tanmlamak suretiyle metnin tarihsel ynlerini fark etmede baarsz olan geleneksel limlerin almalarndan ayrld dnlmektedir. Kurann ilahi metinsel niteliini tartan ieriiyle RAND raporu yanklanrken, hermentik balamda Kurann nce Hz. Muhammede vahyolunduu, bylece tarihe girdii ve artk tarihsel ve sosyolojik kurallarn ve dzenlemelerin konusu olduu dncesi ne srlmtr. Bu yaklama gre Kurann literal anlatm bakmndan sabitlenmi bir dini metin olmakla birlikte bu metin bir mefhum eklinde insan aklnn konusu olaca ve bylece sabitliini kaybederek anlamnn oalmaya balayaca ngrlmektedir.29 Kur-ann ilahi orijinine erimenin gl, aslnda onu dier dnyevi metinlere yaklatrmaya ve onlarla karlatrmaya imkn verecek ekilde dnyevi versiyonunda hmanize edilmesinin yolunu amtr. Bu retorik iddia, edebi, tarihsel ve sosyolojik gibi farkl Kuran okumalarna kap aralamtr. Bu metodun, metnin dini olmayan konular karsnda daha biimlendirilebilir ve uyumlu olmasna imkn salad ifade edilmektedir. Nitekim oulcu hermentik taraftarlarna gre, son tahlilde din metin linguistik metinden bakas deildir. Bu metin artk zel kltrel yapya aittir ve bu kltrn kurallarna gre retim yapar. RAND raporunun dikkat ektii liberal slmclara gre, eletirel dncenin asli grevi, Kurann ve tefsirlerinin doas gerei, onlarn iine yerlemi olan kendi dnemlerinin eilim ve nyarglarn ortaya karmaktr. Burada
27

28

29

Mohammed Arkoun, The Unthought in Contemporary Islamic Thought (London: Saqi Books, 2002), ss. 10-11. Bkz. Tark Ramazan, slmi Yenilenmenin Kkenleri, ev. A. Meral (stanbul: Anka, 2005), s. 28. Bkz. Mahmood, Secularism, Hermeneutics, and Empire, s. 337.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

25

Hakan OLGUN

ne kan soru, bir kez metafizik mn metinden ayrtrldktan sonra bu metnin nasl okunaca ve seklerlemi inanan iin onun neminin ne olacadr. Liberal reformcularn bu soruya cevaplar RAND raporu balamnda, Kurann bir iaretler ve semboller sistemi gibi okunmas gerektiidir. Onun anlam bir edebi metin ya da iir okurken kullanlan metotla ayn ekilde yorumlanmaldr. Bu anlam sonsuz hareket serbestliine ak olmakla birlikte sadece tarihsel tespite yneliktir. Artk din metin iine yerletirilemeyen aknlk mefhumu, bireysel okuyucunun zellemi ve tanmlanmas g olan zihin dnyasnda yerini bulur. Bu okuyucu, szn gerek anlamn tecrbe etmek iin artk geleneksel otoriteye deil kendi kltrel hassasiyetlerine ynelecektir.30 slm dncesi iinde gelien hermentik metodun slmi reform tarihi asndan yeni bir eilimi ifade etmenin yan sra reformun konusunu da farkllatrdna dikkat ekilmektedir. Sz gelimi 19. yzyl slmi reformistlerin pek ou dinin merkezi unsuru olan erken dneme ve Ortaaa ait maslahata dnk fkhi prensipleri yeniden gzden geirme taraftar olurken dini liberallerin geleneksel fkh ekollerince gelitirilen prensipleri bir tarafa iterek btnyle yeni bir hermentik gelitirmenin peine dtkleri ifade edilmektedir.31 Bu yaklamn temeli ise, slm reformu abalarndan beklenen sonucu ifade eder ekilde, ulema ve fukahann kutsal metni gramatik kurallar ve kelimeler balamnda analiz ederek vahyin hakikatini kendi kontrolleri altna ald dncesine dayandrlmaktadr.32 oulcu yorum yaklamyla vahyin hakikatinin klasik din otoriteden bamszlatrlmas metodunu, modernite karsnda din ile de temellendirilmi yeni bir pozisyon belirleme abasyla ilikilendirmek mmkndr. Modernitenin rn olarak ortaya kan Batnn evrensel deerleri ile geleneksel slm anlay arasndaki uyum sorunu Abdullahi An-Naim tarafndan ele aln-

30 31 32

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

26

Bkz. Mahmood, Secularism, Hermeneutics, and Empire, ss. 338-339. Browers, Islam and Political Sinn, s. 56. Leonard Binder, Islamic Liberalism (Chicago: The University of Chicago Press, 1988), s. 161.

Reformasyon ve slm Reformu Tasnifleri

maktadr. slm eriat ve uluslararas modern hukuk deerleri arasndaki bu uyum sorunu An-Naimin temel varsaymdr. AnNaime gre geleneksel olarak ne srlen mevcut eriat hkmleri din aznlklar, kadnn konumu, inan ve ifade zgrlkleri balamnda pek ok problematii iermektedir; nk eriat modern uluslararas hukukun prensiplerini reddetmektedir. Ancak bu iki farkl hukuk dzenlemesi, hatta birbirleriyle rekabet eden bu iki hukuk anlay arasnda uzlamann salanmas iin anayasaclk, cezai adalet, uluslararas hukuk ve insan haklar gibi modern ltler ile uyumlu bir slmi kamu hukuku versiyonunun gelitirilmesi gerekmektedir.33 slmi yenilenme sylemini modern Bat deerleri erevesinde ekillendirdii grlen An-Naime gre, slm hukukunun kamusal ynnde deiimini zorlayan hususlar, eriat uygulamalarnn modern uluslararas hukuk ve insan haklar retileri karsndaki tarihsel sorunluluunu iermektedir. Nitekim sekler hukukun ieriinin gncel sorunlar karsnda daha zmleyici olduu ne srlerek, dini hukukunun bu modern hukuk manzumesi nezdinde tahlil edilmesi sz konusudur. Bu erevede, eriatta irtidat sebebiyle vatandalktan karlma ve slmn yaylmas amacyla g kullanlmasnn meruiyeti inanc, modern hukuk ile eliik grlmektedir. eriat temelinde dzenlenen din ve cinsiyet farkllna dayal uygulamalar da uluslararas insan haklar retilerinin ihlali olarak deerlendirilmektedir. eriat iinde zmmi statsyle ikinci snf vatandala itilen gayrimslimlerin ve toplumsal konumu reddedilen, kamu ve alma alanndan dlanan kadnlarn durumu da sekler kamu hukuku nezdinde eriatn ngrdnden daha ileri konumda olarak deerlendirilmektedir. Bu yaklama gre, uluslararas hukuk ve insan haklar retisinde iddetle reddedilen klelik uygulamas slm lkelerinde ancak 1960larda yasaklanabilmitir ve bu yasaklama da eriatn deil sekler hukukun araclyla gereklemitir.

33

Abdullahi An-Naim, Toward an Islamic Reformation: Civil Liberties, Human Rights, and International Law (Syracuse: University Press, 1990) s. 9.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

27

Hakan OLGUN

Bununla birlikte artlar mevcut olduunda eriata gre klelii yeniden uygulamann mmkn olduu ileri srlmektedir.34 An-Naimin uluslararas hukuk nezdinde eriat eletirisinin pek ok farkl disipliner analizin yaplmasn gerektirdiini dnen oulcu hermentik taraftarlarndan Ebu Zeyd, bu srete ncelikle Kurana hermentik bir yaklamn gerektiini savunmaktadr. Ebu Zeyde gre bir sylem olarak szl Kurann zel tarihsel durumlara balanacak ekilde bir dil ve metin, ayrca mitik ve sembolik ifade formlar iinde iletildiinden, btn tefsir gelenei Mslman toplum iindeki farkl fraksiyonlar tarafndan bu hakikatin tahsisi ve snrlandrlmas srecini ifade etmektedir. 35 Bu erevede Kurann metinsel balaycl anlaynn kutsal metnin literalliine ve bu metnin sabitlemi anlam olduuna dnk kat bir eilim oluturduu ve bu eilime, sadece kendilerine slmn koruyucusu stats veren din otoritenin ulamasnn sz konusu olduu vurgulanmaktadr. Nitekim Ebu Zeyde gre, Kuran kanonize edildii andan gnmze kadar Mslman dnrlerce hep bir metin olarak alglanmtr. rnein her teolojik eilimin mteabih ayetlere kendi teolojik pozisyonlar erevesinde farkl anlam yklemeleri ve hatta muhkem ve mteabih ayetleri zaman zaman yer deitirmeleriyle Kurann teolojik, politik ve sosyal alglar arasnda neredeyse bir sava alanna evrildiini vurgulamaktadr.36 Hlbuki Kurann oulcu hermentie konu olacak ekilde sylem olarak ele alnmas durumunda moderniteyle uyumsuz zel tarihsel uygulamalara kar Kurann bir mesnet olarak kullanlmasnn mmkn olmayaca; bununla birlikte literalizm ve fundamentalizme kar mcadelenin kolaylaaca umulmaktadr. Ancak bunun iin ncelikle slmn politik, sosyal ve dini gelenekler adan btn speklatif glerden zgrletirilmesi, ardndan inananlar topluluuna anlam biimlendirmek adna yetki verilmesiyle demokratik ve ak hermentie imkn salanmas beklenmektedir. Nitekim dini anlamn tecrbi
34 35

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

28

36

An-Naim, Toward an Islamic Reformation, s.161-181. Nasr Abu Zayd, Reformation of Islamic Thought: A Critical Historical Analysis (Amsterdam: Amsterdam University Press, 2006), s. 85. Abu Zayd, Reformation of Islamic Thought, s. 93.

Reformasyon ve slm Reformu Tasnifleri

farkll, genel olarak hayatn anlam evresinde ortaya kan ve modern yaamn olumlu bir deeri olarak varsaylan insani farklln bir paras olarak grlmektedir.37 Liberal Mslmanlar tarafndan savunulan Kurana ynelik bu oulcu hermentik yaklamn, Kurann tarihsel ve metinselliini ne sren klasik ulemann son kalesini ykt ve bylece onlarn kendi egemenlik alanlarndaki otoritelerini zarara uratt dnlmektedir.38 Batl evrelerce bu tr hermentik yaklam, reformlar arasndaki benzetirmelerin aslnda snrn ifade etmektedir. Nitekim bu yaklamn tesine geilmesinin, sosyolojik ve benzetirici yaklamda olduu gibi, slm dncesinin Batya has tarihsel bir yrngeye paralel yol alarak bu srete ilerledii dncesine yol aacandan hermentik metot dnrlerinin abalarn olumsuzlamasndan endie edilmektedir. Bununla birlikte ayn evre, dorudan metne geri dn ve metni yeniden okumay ieren metodun gemi yorumlar ama imknn saladn ve slmi reform metodu olarak dini metinlerin yeniden okunmas zerinde younlamann slmi metinlerin niteliini artrc bir etkisi olacan ileri srmektedir.39 nk bu metodun teoloji, felsefe, hukuk ve politika alanlarnda klasik ve ada slm anlayna eletirel yaklaarak modern bir slm dncesi gelitirdiine inanlmaktadr. Bylece fikir zgrl, insan haklar, sosyal adalet, demokrasi ve kreselleme gibi deerleriyle modern dnya ile slm arasnda bir kpr oluturulmas beklenmektedir. Ayrca Mslmanlar asndan geleneksel dini otoritenin deiimi de bu erevede deerlendirilmektedir. Kurann ok farkl yorumlara ak bir metin olarak grlmesinin, geleneksel slm ulemas ve fukahasnn meruiyet kayna olmaktan karlp metnin tarihsel sylem balamndaki mesajnn dikkate alnaca umulmaktadr. Bu metodun
37

38 39

Abu Zayd, Reformation of Islamic Thought, ss. 98-99. Ebu Zeyde gre nass dilsel bir metindir; olgunun telakkilerini kendisine hareket noktas yapmtr. Olgu iinde ekillenmi olan dille ve sayesinde biimlendii kltrel sistemle son derece gl bir baa sahiptir. Bkz. Mehmet Emin Maal, Nasr Hmid Eb Zeydin Yorum Telakkisi ve Bu Telakkinin Niyetselci ve Felsefi Hermentie Atflar, Uluda niversitesi, lahiyat Fakltesi, 3 (1), 2004, ss. 76-77. Bkz. Browers, Islam and Political Sinn, s. 59. Browers, Islam and Political Sinn, ss. 70-71.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

29

Hakan OLGUN

bir yandan hermentik stratejilerin oalmasna imkn tanrken dier yandan slm mmeti iindeki pek ok bireyin miras ald dini gelenei yeniden gzden geirip bireysel akl yrtmelere imkn vererek ictihad kapsn aaca beklenmektedir. Nitekim hermentik yaklamlarn oulculuu, slm toplumu iinde sosyal ve politik reformasyona ilikin yaklamlarn oulculuuna imkn salayacaktr. Ebu Zeydin demokratik hermentik olarak ifade ettii bu metot balamnda tek bir kltr veya tek bir slm toplumu yerine kltrler ve slm toplumlarnn ortaya kmas salanm olacaktr. Bu durum, Batnn politik kurumlarnda ska sorulan slm adna kimin konuaca sorusuna farkl alternatifler sunmu olacak ve her proje iin uygun slmi sylemlerin ortaya kmasna imkn salayacaktr. Reddiyeci ve Balamsal Farkllatrc Yaklam Sosyolojik ve metodolojik benzetirmenin yan sra reform konusu olan dinlerin mahiyeti itibariyle birbirlerinden farkl olduklar ve benzetirmelerin doru sonular vermeyeceini ieren gl bir reddiyeci yaklam sz konusudur. Bu yaklamn ne kard husus, Hristiyan Reformasyonun Roma Katolik Kilisesine ynelik zel bir hareket olduudur. Dolaysyla slm reformu sz konusu olduunda her iki dinin reform konusu arasnda balamsal bir farkllk olduu ileri srlmektedir. Reddiyeci yaklam, Hristiyan Reformasyonun, esasen Roma Katolik Kilisesinin dini smr ve istismarna dnk bir reform sreci olduuna iaret ederek Reformasyon ve Katolik Kilisesi balamnda kurumsal farklla dikkat ekmektedir. Hristiyanlk vehesinde kilise formunda dini adan merkezi bir otorite vardr ve btn Hristiyan cemaatini kuatan bu otorite tarihsel adan egemen bir kudreti ifade etmektedir. Hristiyan Reformasyonun Hristiyanlk dinine deil daha ok Roma Katolik Kilisesi ve papala dnk bir eletirel eilim olduu dikkate alndnda, slmn bylesi bir balayc dini kurum ve ahsiyete sahip olmamasnn

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

30

Reformasyon ve slm Reformu Tasnifleri

benzetirme nndeki en nemli engeli oluturduu ifade edilmektedir. Ayn ekilde Hristiyan reform tecrbesinden hareketle, gnmzde slmn Hristiyanln Ortaa dnemine benzer bir karanlk iinde olduu imas balamnda kendi Aydnlanma srecini gerekletirerek dinsel reformunu ortaya koyaca dncesi pozitivist ilerlemeci tarih anlayna dayanan ideolojik bir yaklam olarak grlmektedir. Dinler arasndaki bu balamsal farkllk, S. Ismail gibi karlatrmann imknszln ve faydaszln savunanlara gre, Protestan reformasyon ile bir benzetirme yaparak bunun referans noktas olarak kullanlmas, slmi grlere ynelik toptanc bir yaklama ve slm toplumlarn anakronistik bir tarihsel yrngeye itme hatasna yol aacaktr. Hatta byle bir benzetirme ada slmi reform projelerini glgeleyecektir.40 Reddiyeci yaklam savunanlar iin slm reformu sylemlerini Hristiyan Reformasyonu ile benzetirmek, Mslman toplumlarn kendi dini inan ve deerleriyle kar karya gelmeleri tehlikesini iermektedir. Katolik gelenein reddedilerek kutsal kitap merkezli bir din anlay rneinden hareketle slmi reform syleminin meydan okumasnn kurulu dini otoritelere ve dini bilginin monolitik sahiplenilmesine ynelikmi gibi tasarlanmasnn sradan Mslmann bile kendi din mirasn yeniden yorumlama gibi g bir ie bulatrlaca dile getirilmektedir. Nitekim miras tarihselletirme hedefinin, dini hakikatin elde edilmesi gr veya dinin temellerini yeniden ele geirme isteiyle olan ilikisi phelidir. Dini hakikati elde etme aray sz konusu olduunda Hristiyan tecrbeyle benzeim sorunu daha ok ortaya kmaktadr. nk slm reformu projelerinde inanan kimsenin ilahi olanla ilikisine dair durumu hakknda teolojik bir tartma zemini sz konusu deildir. Hlbuki insan ve Tanr ilikisine dair bu teolojik konu Hristiyan Reformasyonun merkezini tekil etmektedir. nsani sorumluluun yeniden ortaya karlmas asndan dnyevi meslek kavramnn Protestan dnceye eklenmesi bile imann kiiye zel bir gayesi olduunun ileri srlmesi isteinin rn40

Salwa Ismail, The Politics of Historical Revisionism: New Re-Readings of the Early Islamic Period, An Islamic Reformation?, s. 102.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

31

Hakan OLGUN

dr. Hristiyan Reformasyon yazlarnn merkezini youn bir teolojik temele dayanan ibadete, inanca ve litrjiye ait amalar oluturmaktadr. Reddiyeci yaklam bunun iareti olarak da Hristiyan reform risalelerindeki dua, kutsama ve tekfir ifadelerine iaret etmektedir. Bu adan slm reformu dncesinde Hristiyan reform teolojisine benzer ekilde teolojik bir yn bulunmad ifade edilebilmektedir. slm reformu projelerinde bunun yerine daha ok slmn ilk dnemine ait anlatlarn mitolojiletirilmesi eiliminin sz konusu olduu dile getirilerek bu eilimin politik olduu ve politik otoritenin doas ve bu otoritenin meruiyet kaynaklar hakkndaki modern ilgilere atfedildiine dikkat ekilmektedir. Bu modern ilginin slm reformculuun merkezinde din mirasn tarihselcilik perspektifi balamnda kurumsallatrlmas suretiyle slmi kimliin seklerletirilmesi projesini rettii dnlmektedir.41 Reformasyonlar arasndaki benzetirici yaklamlara kar reddiyeci tavrla ne kan dnrler, reform projesinin asl hedefini slm toplumlarnn son dnemlerindeki olumsuz politik tecrbeleriyle ve Bat deerleriyle uyum sorunuyla ilikilendirmektedir. Mslmanlarn sosyal ve politik buhranlarnn Bat perspektifi nezdinde, demokrasi, insan haklar ve liberal ekonomi gibi evrensel deerler karsndaki olumsuz tutuma atfedildii aktr. Bu anlay, sekler politik otoritenin meruiyetini reddedip dini militanizmi tevik etmek suretiyle slmn demokrasiyle uyumsuzluu sonucunu doramaktadr. Ayrca, slmn kendine has Ortaa hatalarndan kurtulup dengeli bir politika gelitirememesinin Mslmanlarn modernleme srecinin glklerini ifade ettii dile getirilmektedir. Mslmanlarn bu inancnn saiki ise slmn politik sistemini eriat temelindeki hukuk kodlarna endeksledii fakat gerekletirilmesi imknsz olan bu kodlarn tesis edilmesiyle Mslmanlara er ya da ge meru bir idare grecekleri kanaati olduu ifade edilmektedir.42 Mslman toplumun

41 42

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

32

Ismail, The Politics of Historical Revisionism, ss. 119-120. Daniel Pipes, Slave Soldiers and Islam: The Genesis of a Military System (Yale: Yale University, 1981), s. 62.

Reformasyon ve slm Reformu Tasnifleri

demokratikleme beklentileri hakknda daha ktmser yaklamlar da vardr. Mslman lkelerdeki toplumlarn slmdan bylesi bir yeni anlam elde etme konusundaki eksiklikleri, onlarn tabiatlarndaki zayfla balanmaktadr. Bu kanaate gre slmi doktrin, inanann kaderci ve Tanr huzurundaki itaatkr teslimiyeti ile onun kaprislerine boyu een bir ekilde tasavvur etmi ve bu durum sadece dini konularda deil politik davranlarda da Tanrnn yeryzndeki glgesi altnda idare edildikleri eklinde dnlmtr. Buna gre despotizm slmn gizlenmi bir esasn ifade etmektedir. slm bylece, sadece bir din deil btncl bir hayat tarzn ifade etmektedir.43 slmn demokrasiye kar olduu uzun yllardan beri tartlan bir konudur. Pek ok Batl gzlemci slmn monolitik bir yapda olduu inancndan hareketle militan slm sorununun, dini bir reform srecinden geilerek Mslmanlarn slmn kstlamalarndan nispeten serbest kalarak ve Aydnlanma ile seklerlemeyi tecrbe ederek zgrlk ve demokrasi yolunda ilerleyebilecekleri umudunu ifade etmektedir. Nitekim Mslmanlarn modernlemesinin yegne yolunun slmdan bamszlamak suretiyle gerekleecei iddias gncel slm reformu tartmalarnn ok ncesine uzanmaktadr.44 slmn Bat demokratik sistemiyle uyum sorunu, demokrasinin Protestanlk ile olduka gl bir ba olduu sylemi ile ele alnabilmektedir. Protestanln uyum salad demokrasi sisteminin Hinduizm ve intoizm gibi Dou geleneklerinde uygulanabilirliine karn slmda din ile politika arasnda bir ayrmn olmadndan slmn demokrasiyle uyumsuzluu tartma konusu edilmektedir. Mslmanlarn yeni dnceler ve din ile inan farkllklar karsndaki tutucu tavrlar bu uyumsuzlukla ilikilendirilmektedir. Bu dnce erevesinde M. Faour, Mslman despotlarn, ulemann ve baz slmi radikal akmlarn etkisiyle Batda yaygn olarak slmn demokrasi ile

43

44

Bkz. Yahya Sadowski, New Oriantalism and the Democracy Debate, Political Islam, ed. J. Beinin, J. Storke (Berkeley: University of Califronia Press, 1997), s.35. Daniel Lerner, The Passing of Traditional Society: Modernizing the Middle East (New York: The Free Press, 1965), s. 405.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

33

Hakan OLGUN

ztlk iinde olduu dncesini dile getirilerek bu olumsuzluun ra kurumu ile giderilmesi gereinden sz etmektedir.45 Reform benzetirmelerine dnk reddiyeci yaklam savunanlar, balamsal farklln yan sra slm reformu tartmalarnn temelinde slmn demokrasiye uygunluuna ilikin bu paradoksunun da yer aldn tespit etmitir. Nitekim her dnem farkllamakla birlikte son dnemlerde demokrasi temelinde bir uyum abas olarak yorumlanan slmi reform taleplerinin, tpk Protestan reformu gibi bir din-devlet ayrmn nerdii ve dinin apolitize edilmesini savunduu grlmektedir. Dolaysyla, yukarda iaret edilen RAND raporunu da dikkate aldmzda, slmi reform projeleri ile Bat demokratik sistemi iinde slmn apolitizasyonu sreci arasnda gz ard edilemeyen bir iliki kurulduu grlmektedir. Nitekim slm toplumlarndaki kutsal ile politikalar arasndaki etkileimi eletirenler, bu durumu Mslman toplumlarn ekonomik geri kalmlnn da sebebi olarak grmektedir. Bu sorunun zm iin Weberyen balamnda kapitalist ekonomik sisteme dikkat ekilmektedir. Kapitalist ekonomi sisteminin gelime frsatn Protestan toplumlar iinde bulduuna ve varl demokrasi iin hem bir etken hem de zorunlu bir koul olan ehirli snfn yarattna vurgu yaplmaktadr. Kapitalist ekonominin yan sra bireyselcilik de Mslmanlarn sorunlarna gsterilen areler arasndadr. Protestanln bireysel sorumluluk stnde srar edii, bu lkelerde demokratik deerlerin ortaya kna yardm ettii ve ehirlilerle monariyi saklamak isteyen tahtn arasn at, demokrasinin tutucu tabakalarda kabuln salad dnlmektedir.46 Dolaysyla bu yaklama gre, yaygn olarak Protestan nfusun youn olduu blgelerde kilise ve devletin ayrm daha etkin bir ekilde baarlmaktadr.47
45

46

47

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

34

Muhammad Faour, The Arab World After Desert Storm (Washington: United States of Peace Press, 2005), s. 50. S. Martin Lipset, Siyasal nsan, ev. M. Tunay (Ankara: Teori Yaynlar, 1986), s. 54. Yakn zamanlara kadar Latin Amerikadaki otoriteryanizm ve otoriter eilimler Katolisizm ile aklanm ve bu eilimlerden beryan kltr sorumlu tutulmutur. Fakat Brezilya ve Arjantin gibi Latin Amerika lkelerindeki veya dier blgelerdeki baarl demokratik srelerin tecrbe edilmesi, bu kltralist ta-

Reformasyon ve slm Reformu Tasnifleri

Sosyolojik ve benzetirici yaklam, oulcu hermentii salk veren RAND raporu verileriyle birletirildiinde, Batdaki slm reformu beklentilerinin, reddiyeci yaklam savunanlarn vurgulad gibi politik gerekelerle yakn ilikisini grmek zor deildir. Dolaysyla iki dinsel gelenek arasndaki metodolojik ve teolojik farkllk dikkate alndnda, her trl kyaslayc yaklama ynelik phelerin artmas doaldr. slm ve demokrasi uyumu hakknda sre giden tartmalar bir yana, Protestan tecrbe balamnda tasarlanan slm reformu projesini gvenilmez reform olarak tanmlayan A. El-Affendi, slmi reformun Mslmanlarn istikrarl ve mutabakata dayanan politik kurumlar tesis etmelerinde ne zorunlu ne de yeterli olduunu dile getirmektedir. Bu dnceye gre reformasyon, ncelikle arzu edilebilen bir durum olmaldr ve bu Mslmanlarn karar verecei bir husustur. Politik uygunluk adna ksa sre iinde bak asn deitirmek, daha nce Hristiyan reformunda olduu gibi, korkun blnmelere ve iddete yol aabilecek ve hatta baar ihtimali olmayan bir sretir.48 ElAffendinin Batl perspektiften hazrlanp Hristiyan tecrbe balamnda tasarlanan slm reformu projelerinin temelinde politik gerekelerin bulunduuna dikkat ekerek slm reformu tartmalarn, slmn Batl deerlerle uyum abas olduu kanaatiyle ele

48

nmlamalarn geerliliini azaltmtr. Benzer ekilde Konfyanizm de Japonyadaki demokrasi karsnda indeki otoriteryanizm balamnda sulanmtr. Ancak imdilerde, uzak Asya lkelerindeki ekonomik baarlar Konfyan alma ahlkna balanmaktadr. Neo-oryantalist yaklama gre, toplumlar aklamada kltrel ynler hlen etkisini korumaktadr; ancak toplumlarn kendi ilerindeki yapsal grnmleri de bu toplumlarn tanmlanmasnda nemi artan bir etkiyi iermektedir. Bu erevede, slmn da dier dinler gibi evresiyle srekli bir etkileim iinde olmasn ieren dinamik bir gce sahip olduu ifade edilmektedir. Bylece, 1970lerden itibaren balad dile getirilen slmi yenilenme hareketlerinin de d politikalardan etkilenerek i politikalarnda yapsal deiiklikler iine girdikleri vurgulanmaktadr. Bu balamda fundamentalist slmclar ile daha pragmatik slmi gruplar arasnda, politik dzenlemeye ilikin hedef, ama, metot ve strateji asndan byk farkllk olduu, fakat pragmatik slmc gruplarn kendi dlarnda var olan ve deien d evreye olumlu bir cevap verme sorumluluunda olduuna iaret edilmektedir. Bkz. Ali Reza Abootalebi, Islam and Democracy (New York: Garland Publishing, 2000), s. 66. Abdelwahab El-Affendi, The Elusive Reformation, Journal of Democracy, 14:2 (2003), s. 38.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

35

Hakan OLGUN

almaktadr. Reform projelerini politik balamda deerlendirdiinden slm ve demokrasi ilikilendirmesinde olduka pheci bir tavr iinde grnen El-Affendi, bu projelerin tam aksine demokrasiye kar slmi alternatifler olarak sadece ray deil hilafet modelini de sunmaktadr.49 slm ile demokrasi uyumu sorununa indirgenen slm reformu tartmalarnda reddiyeci yaklamn slm devleti teorisini ieren slmi alternatiflerin dile getirmesi, Batl evreler iin yeniden baa dnmekten baka bir anlam ifade etmemektedir. Reform Modeli Olarak Protestan Tecrbe slm reformuna dair tarihsel sre perspektifli sosyolojik benzetirici yaklam, kutsal metnin otoriterlii balamnda oulcu hermentik yaklam ve din-devlet ilikisine dair tartmayla uzayp giden reddiyeci yaklamdan her birinin gerekte Hristiyan Reformasyonun farkl boyutlaryla ilikilendirildii grlmektedir. Protestan teolojinin sadece bu boyutlarna ynelik bir gz at bile bu yaklamlarn tutarllk veya handikaplarna iaret edici bir etki salayacaktr. Protestan reformasyonu Hristiyanlk tarihinde gemii 14. yzyla uzayan Katolisizm kart bir dini eletiri mirasna sahiptir. Lutherin reformcu sylemleri toplumsal zemini nemli lde hazrlanm uygun bir havzada gelimitir. Reform, Rnesansn din d akl ne karan etkisinin yan sra dini adan asli kaynaklara dn savunan bir hmanizm geleneinden bamsz dnlemez. Corafi keifler, matbaa faktr ve kilisenin dzenlemelerini gittike aan ekonomik gelimeler, Roma Katolik Kilisesinin evrensel balaycln nemli lde sorun haline getirmiti. Reformun ite bylesi uygun bir srecin adeta ortak unsuru olarak ortaya kt sylenebilir. Burada Lutherin dini otorite karsnda siyasi idareyi kutsayan teolojisi de dikkate alnmaldr. ki krallk doktrini olarak tanmlanan bu yaklam, kilise kadar devletin de Tanrnn insanlar ynetme grevine ilikin ilahi misyonu yklen49

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

36

Abdelwahab El-Affendi, Democracy and Its (Muslim) Critics: An Islamic Alternative to Democracy? Islamic Democratic Discourse, ed. M. A. Muqtedar Khan (New York: Rowman&Littlefield, 2006), ss. 232-37.

Reformasyon ve slm Reformu Tasnifleri

diini iermektedir. Bylece Protestan reform retilerinin Avrupann pek ok siyasal erki tarafndan kabullenilmesinin yolu almtr. Nitekim henz reformun ilk asrnda baz lkeler reform teolojisini resmi din olarak benimsemitir. Elbette reform retilerine ynelik bu ilginin altnda sekler idarenin kutsanmas, Latin Katolisizme kar milli duygularn uyandrlmas ve papalktan bamszlatrlan ekonomik kazanmlar gibi din d unsurlarn etkisi gzden kamamaktadr. Dolaysyla Protestan reformunun sadece dini alan dzenleyen bir giriim olmad, bunun dnda ileri kolaylatrc politik dzenlemeler salad fark edilmektedir. Benzetirici yaklam taraftarlarnn savunduu gibi, Protestan reformunun, tarihsel seyir iinde ortaya km mstakil bir eilim olduu sylenemez. Kutsal metnin otoritesi ve yorum meselesi de her iki dini gelenek arasnda kyaslama yapmann zor olduu bir grnm ifade etmektedir. Katolik Kilisesi, Kitab- Mukaddesi kendi kurumsal yaps iinde yorumlamakta; kutsal metni, kilise olarak kendisinin koruduunu ve bu nedenle bireylerin kutsal metne sadece kilise araclyla ulamas gerektiini savunmaktadr. 50 Reformistler ise Katolik Kilisesinin Hristiyanlar ile kutsal metin arasnda bir engel oluturduunu dnmekte ve bireylerin kutsal metinden uzaklatrlmasna kar koymaktadr.51 Buna bal olarak Katolik Kilisesi ve papal kutsal metni Hristiyanlarn okuma ve anlamalarna engel olmak, bu metni yorum hakknn sadece kendi yetkilerinde bulunduunu savunmak ve btn bunlara ramen onlar kutsal metinden bir ey renmemi olmakla sulamaktadr. Btn bu gerekeler nedeniyle reformcular, yeniden kutsal metin merkezli bir Hristiyanlk tanm yapmaya girimi ve papaln otoritesini reddederek Hristiyanlk iin yegne dinsel

50

51

Esasen bu dnemde Kutsal Metin sadece baz teoloji rencilerinin Kilisenin zel ktphanelerinde ulaabildikleri ve Latincenin zor bir versiyonu olan Vulgata formundadr. Bylesi bir metni Reformasyon dnemindeki Hristiyanlarn okuyup anlamalar ve hatta yorumlamalar bir yana bu metne ulamalar bile neredeyse imknszdr. Bernhard Lohse, Martin Luthers Theology: Its Historical and Systematic Development, tr. and ed. Roy A. Harrisville (Minneapolis: Fortress Press, 1999), s. 188.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

37

Hakan OLGUN

otoritenin kutsal metin olduunu savunmutur. Ancak buradaki hedef, kutsal metnin snrszca yorumlanmasndan ok dini kurtuluun kilisenin ihdas ettii uygulamalarla deil sadece iman araclyla gerekleecei ilkesinin ne karlmasdr. Kitab- Mukaddes tercme ve yorumlar ancak bu metin iinde yklenen Mesihin misyonunun kefidir ki bu husus, benzetirici yaklamn varsayd gibi, ok farkl perspektiflere konu olacak ekilde kapsaml bir yorum konusu da deildir. Nitekim reform teolojisine gre btn Hristiyan kutsal metinleri insanlara Mesihi gsterir ve onlara Mesihten baka bir ey anlatmad gibi kutsal metinden Mesih karldnda geriye bir ey kalmayacaktr. 52 Reddiyeci yaklamn son tahlilde slm ve modern deerler arasndaki uzlamazla dayandrd tespitleri ynnden bakldnda, Protestanln demokrasiyle ilikisinin slma atfedilen tanmlardan daha sorunlu olduu sylenebilir. Protestan nclerin retilerine gre politik idareciler kt ya da beceriksiz olsa dahi yaplan idare ii her zaman merudur. 53 Bu anlaya gre, herhangi zel bir idare tarz dierlerinin karsnda daha meru deildir. Bu sylem Lutheran dncede krallklar, demokrasi ve diktatrlkler de dhil olmak zere btn idari sistemlerin tanrsal amalar yerine getirme imknna sahip olabilecei eklinde tanmlanmaktadr.54 Bu anlayn temelinde Protestan reformcularn toplumlar ynetilmesi gereken birer gruh olarak grd gerei yer almaktadr ve bu durum Batda kkl monarilerin domasna sebep olmutur. Buna bal olarak Batda demokrasi ve sivil rgtlenmelerin geliimi asnda Protestanln siyasi otoriteye kar pasif itaatsizlik ya da sadk muhalefet gibi ilkeleri nemli bir engeli oluturduundan ada olan Katoliklere gre siyaseten daha

52

53

54

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

38

Luther, The Bondage of the Will, 1525, Career of the Reformer III, Luthers Works, c. 33, s. 26. Martin Luther, Temporal Authority: To What Extent it Should Be Obeyed, 1523, The Christian Society, II, Luthers Works, c. 45, s. 120. Mary Jane Haemig, The Confessional Basis of Lutheran Thinking on ChurchState Issues, The Church and State: Lutheran Perspectives, ed. J. R. Stumme and R. W. Tuttle (Minneapolis: Fortress Press, 2003), s. 7.

Reformasyon ve slm Reformu Tasnifleri

otoriteryen olduu gz ard edilmektedir.55 Kalvinci gelenekte de demokrasi adna durum ok farkl deildir. Kalvinizm farkl egemenlik alanlarna dikkat ekmekte ve farkl grev ve sorumluluk alanlaryla birlikte insan yaamnn her vehesinin kendine has otoritelerinin olduunu vurgulamaktadr. Nitekim toplumda pek ok egemenlik alanlar vardr ve egemen olan sadece devlet deildir. Yaamn dier alanlarna ait otoriteler de devletten tremez; bu otoritelerin kayna da Tanrdr. Dolaysyla devlet, yaamn dier fonksiyonlarna ait otorite alanlarn ineyemez. Kilise, aile, eitim ve i ortam kendine has egemenlik alanlardr ve devlet bu egemenlik alanlarn tanmal ve saygl olmaldr. Bu teolojik grleri erevesinde John Calvinin (1509-1564) kilise-devlet ayrmnn ok uzanda kalarak devleti kiliseye tbi tutarak tesis ettii teokratik devlet oluumu tarihsel bir tecrbedir.56 Protestan teoloji erevesinde tasarlanan iki idare tarznn, yani kraln ayn zamanda dini lider olduu Lutherci monarinin ve devletin kiliseye tbi olduu Kalvinci teokrasinin modern demokratik uygulamalara referans alnamayaca aikrdr. Sonu Bat dnce sistemi iinde yer alan ve genellikle Mslman kkenli dnrlerin perspektifleri erevesinde tanmlamaya altmz slm reformu sylemlerine ilikin paradigmalar artrmak mmkndr. Burada ele alnd haliyle sosyolojik benzetirici yaklamda, Bat Hristiyanlk tarihinin insanln ortak tarihi gibi grlerek btn dinsel geleneklerin ayn din tarih seyrini izleyecei ngrlp slmn da Protestanlk tecrbesinde olduu gibi moderniteye kar direnemeyerek adeta Protestanlaaca tahmin edilmektedir. Sosyolojik ve tarihsel adan benzetirici yaklamn slm reformunu mukadder bir gelime gibi sunmakla

55

56

Jeremy Waldron, Democracy and Conflict, Islam and the Challenge of Democracy / Khalid Abou El Fadl, ed. J. Cohen, D. Chasman (Princeton: Princeton University, 2004), s. 58. William J. Bouwsma, John Calvin: A Sixteen Century Portrait (Oxford: Oxford University Press, 1988), s. 220.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

39

Hakan OLGUN

birlikte kreselleme, gler ve entegrasyon projeleri balamnda olduka politik gerekelerle anlamlandrld grlmektedir. Batnn temel deerlerinden saylan demokrasi, insan haklar ve liberal ekonomi gibi kuramlarn Mslman zihinlerinde de kutsanmasnn salanmasnda slmn kutsal metnine dnk oulcu hermentik yaklamn nemli bir alm sunduu grlmektedir. slmn Bat politikalar nezdinde sosyolojik dnmlerinin salanmas ve oulcu hermentik yaklamla bu dnme din meruiyet kazandrlmas slm reformu sylemlerine kar eletirel bir yaklam ortaya karmtr. Reddiyeci ve balamsal farkllatrc yaklam, her ne kadar reformasyonlar arasnda tarihsel ve doktrinel farklla dikkat ekse de esasen slmi reform sylemlerinin Bat politikalar nezdinde sosyal ve siyasal dntrme projelerine konu olmasna kar reddiyeci bir tavr yanstmaktadr. slmn temel Bat deerleriyle, zellikle demokrasi ile uyumu tartmalar bu reddiyeci ve balamsal farkllatrc yaklamn eletiri noktasn ifade etmektedir. Bu nedenle, Bat kaynakl slm reformu sylemlerini neredeyse tamamen politik arka planyla okuyan bu reddiyeci yaklam, slmn politik boyutuna youn olarak vurgu yapmakta ve slm devleti kuramn canl tutmaya almaktadr. Ancak slm reformu tartmalarnda savunulan slm devleti kuram, Bat projesi olarak tasarlanan slm reformu beklentilerini yeniden atelese de bir ksr dngy ifade etmektedir. Bu grnmyle slm reformu sosyolojik ve ideolojik bir projenin konusu olduu srece ok speklatif ve sonu gelmeyen arzi tartmalar durumuna gelecei sylenebilir. slm reformu sylemleri ile ilikilendirildiinde Protestanlk tecrbesi, modernitenin temel ncl olarak sunulmaktadr. Hlbuki yukarda deindiimiz gibi, fundamentalizm, antisemitizm ve despotizm gibi Batnn sakncal grd pek ok eilime teolojik temel salayan Protestanln tarihsel tecrbesinin de moderniteyle uyumu sorgulanmaya aktr. Esasen Batnn mevcut grnmnn temelinde ana hatlaryla Rnesans, hmanizm, reform ve Aydnlanma gibi tecrbelerden mteekkil bir gelenein

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

40

Reformasyon ve slm Reformu Tasnifleri

olduu bilinmektedir. Batnn bu grnm iinde reform sreci bu tecrbelerden sadece birisidir ve modernite asndan uygulanabilir olmas iin mutlaka sz edilen dier tecrbelerle tesviye edilmesi gerekmitir. Bu tespit, Protestanlk modeli zerinden yrtlen slm reformu sylemlerinin daha ok Batya has politik ve ideolojik projelerin rn olduuna dair pheleri glendirmektedir.

Reformation and Classifications of Islamic Reform


Citation/: Olgun, Hakan, (2008). Reformation and Classifications of Islamic Reform, Milel ve Nihal, 5 (2), 9-41. Abstract: Islamic reform has been discussing for a long time in the West. In these discussions, Islamic reform has been usually connected with Protestant reformation. It seems that in context of comparative analyses between religious reform tendencies, Islamic reform discourses has came into prominence in three styles sociological and assimilative, plural hermeneutical, and refusal and contextual differentiae approaches in the last decades. While sociological approach expects Islamic enlightenment just like in the history of Christianity of this century, plural hermeneutical approach prepared the theological possibility of Islamic reformation based on the holy text (Quran). Refusal approach opposes these two trends in the respect of impossibility to compare Islamic reformation with Christian religious experience, moreover it claims that these two approaches essentially bases on political concerns. Key Words: Islamic reformation, Reformation, Protestantism.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

41

el Hamra Sarayndan bir duvar yazs

Reform, ctihad ve Tecdid Balamnda slm ve Hayat

Yasin AKTAY *
Atf/: Aktay, Yasin, (2008). Reform, ctihad ve Tecdid Balamnda slm ve Hayat, Milel ve Nihal, 5 (2), 43-73. zet: Reform, ictihad ve tecdid kavramlar, teorik tarihleriyle bir arada dnldnde, slmn bir hayat dini olduu gereini belirgin bir vasf olarak ne karyor. slmda ictihad kapsnn kapanm olduuna dair genel kabul grm dnce yanl olmakla birlikte slmn halife sonras durumuyla ortaya km siyasal artlar balamnda bu fikrin yaygnlam olmas tesadf deildir. ctihad kapsn kapanm saymann bir savunma refleksi olarak anlalmas mmkndr. Buna karlk slm bir hayat dini olarak daha nceden olduu gibi Gazzaliden sonra da dnyann her yannda ve tarihin her dneminde srekli yeniden yorumlanm ve ok farkl kltrlerle ve toplumsal tecrbelerle buluarak deiik sentezler ortaya koymutur. Bu sentezlerin her biri kesintisiz bir ictihad pratii sayesinde mmkn olmutur. Bu yazda bu tihadn hermentik ve yntemsel koullar irdelenecek ve modern dnemde zellikle reform beklentilerinin dini mnasebeti ortaya konulmaya allacaktr. Anahtar Kelimeler: slm reformu, ictihad, tecdid, slm modernlemesi, ictihad hermentii

Modern dnyann hkim ve revataki deerleri balamnda dnldnde, reform kavram son derece olumlu armlar olan bir kavramdr. Eski dnyann khnemi alkanlklarnn dzeltil-

Prof. Dr., Seluk niv. Edebiyat Fak. Sosyoloji Bl.

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi cilt 5 say 2 Mays Austos 2008

Yasin AKTAY

mesi, yeni ve taze formlarn benimsenmesi, rutinlemi ve rutinletii iin hayatn dinamizmini karlamaktan uzaklam kurumlarnn yeniden yaplandrlmas, modern dnyann tarihsel seyrine paralel gelimelerdir. Modern dnyann balangcna, bilhassa Hristiyanlk tarihi iinde yaanm byk harfli Reformasyon damgasn vurmutur. Belki bu Reformasyon, daha sonra ortaya kacak ve yzyl srecek olan kanl din savalarnn da balangcn oluturmu olsa da, son kertede galip gelen Avrupa modernlemesinin deerleriyle uyumlu bir tarih btnl iinde saygn yerini almtr. O kadar ki, kavramn kk harfli kullanmna bile hep bir olumluluk tad sylenebilir. Oysa ayn kavram slmla ilikili olarak dnldnde ayn olumlu armlara sahip deildir. Bunda ise kukusuz kavramn Trkiyedeki bozuk sicilinin nemli bir rol vardr. Geri slm dnyasnn genelinde reform kavram balamnda, slmn Hristiyanla benzer bir dnm geirmesine kar bir duyarllk var olmutur. Aktr ki, slmn Hristiyanlk tarihine ait herhangi bir dnm taklit etmesini gerektirecek her trl telkine kar asgari bir Mslman duyarll iin gl teolojik ve kltrel nedenler var olmutur. Ancak reform kavramn Hristiyanlk tarihinden bir miktar kurtararak adalama tarihinin rutin veya olumlu eylemlerinden biri olarak benimsemenin bir ekilde mmkn olduu balamlar da olmutur. te bu balamlara kar bile kavramn Trkiyedeki tarihi gl bir ket vurmutur. Trkiyede slm Reformu olarak gndeme getirilen proje slma ierden bir mdahale gibi, slmn kendi ihtiyalarnn bir sonucu olarak ve Mslmanlarn kendi inisiyatifleriyle karar verilmi bir hamle olarak alglanmam, aksine slma yabanc, hatta slma dman bir inisiyatifin bir mdahalesi olarak alglanmtr. 1928 ylnda gndeme getirilen slm Reformu projesi, slm alenen Hristiyanla benzetmeye alan bir yaklamd. Bu yaklamda slmn Hristiyanlktan aada grlmesi ve Batdaki btn teknolojik ve toplumsal gelimelerde bir pay olduu dnlen Hristiyanla slmn da benzetilmesi ngrlyordu. Bu erevede camilere kiliselerdekine benzer bir biimde sralarn

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

44

Reform, ctihad ve Tecdid Balamnda slm ve Hayat

konulmas, ezann, dualarn, Kuran okumalarnn veya genel olarak btn ibadetlerin Trkeletirilmesi, yine camilerde kiliselerdekine benzer bir biimde ilahiler okunmas iin orglarn konulmas gibi neriler slmn reform projesi kapsamnda yer alan dzenlemelerdi. Bunlar tabii ki hemen beklenen byk tepkiyi ekmekte gecikmedi. znde kendini tek hak din olarak Hristiyanlktan stn kabul eden slmn Hristiyanlk karsnda aalanmas anlamna gelen bu projeye duyulan fke, ayn zamanda reform kavramnn her trl armna kar da duyarl bir tarihsel bilinci derin bir biimde iledi. Belki tam da bu tecrbenin etkisiyle slm ve reform kavramn bir arada dnmek byk bir vebal stlenmekle edeer hale gelmitir. Kapal Kapnn Berisindeki ctihad Reform kavramnn ierdii btn yan anlamlaryla birlikte yklendii bu olumsuz armn tek etkisi slmn herhangi bir dorudan reform giriimine kapanmas olmam, ayn zamanda slmn her trl yeniden-yorumlamas giriimi de, ta batan byle bir vebalin psikolojik basks altnda ya bastrlm ya da kendini bastrmtr. slmn harici herhangi bir mdahaleyle yorumlanmasna kar gelien refleks slmn ierden herhangi bir yorumlanmasyla ilgili istek veya iradeyi de byk lde bitirmitir. Bu durum ictihad kavramna ilikin geleneksel tutumlar da byk lde belirlemitir. mam Gazzaliden beri ictihad kapsnn kapanm olduuna dair slm geleneine atfedilen, znde tartlabilecek gr, belki de ancak bu tarihten itibaren hem gemie dnk nesnelci bir gr hem de gemi ve gelecee dnk normatif bir ilkeye dnmtr. yle ki Gazzaliden beri ictihad yaplmam olduu gibi bir tespit alabildiine yaygn bir kabul grmtr. Gerekte ise bu, ictihad kavramnn ancak ok dar bir tanm benimsendiinde bile dorulanmas mmkn olmayan bir kabuldr. Zira Gazzaliden sonra da slm tarihinde ictihadlar hibir ekilde eksik olmamtr. En basitinden Gazzaliden itibaren dnyann her yannda saysz toplum veya devlet kurmu olan Mslmanlarn buralarda ortaya koyduklar saysz hukuki, fkh,

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

45

Yasin AKTAY

siyasi ve toplumsal tecrbenin hepsinin yine saysz yeni ictihadlar eliinde mmkn olmu olduunu gz ard etmek, beeri tecrbenin tabiatna aykrdr. Bizzat Osmanl imparatorluunun ktaya yaylan tecrbeleri yine her alanda fiilen retilmi ve uygulanm olan saysz itihadn oluumuyla mmkn olmutur. Dorusu bu kadar devasa bir tecrbenin iinde hibir yeni itihadn bulunmadn sylemek akla, manta ve hayatn gereklerine aykrdr. Osmanlnn gerek Bizanstan devralm olduu kurumlar ve uygulamalar, gerekse Anadolu, Balkanlar ve Hicazda karlat bin bir trl meselenin karsnda eski fkh formlarla yetinmi olduunu ve slm hukuk, fkh ve siyaset tarihine hibir yenilik katmam olduunu sylemek mmkn deildir. Bu tecrbeye sadece bu soru eliinde dnp bir daha bakmak bile ictihad kapsnn Gazzaliden beri kapanm olduu dncesinin ne kadar naif ve sama olduunu dndrmeye yetecektir. stelik sadece Osmanl tecrbesi bile yeterince devasa ve her trl fkh ereveyi olduu gibi brakmayarak yeterince zorlayabilecek bir dinamizme sahipken, slm dnyasnda itihadn snrlarn zorlayabilecek ve farkl yorumlarn ortaya kmasn mmkn klacak, dnyann her tarafnda saysz baka tecrbeler vardr. Hindistan, Orta Asya, Uzak Asya, Malezya, Gney, Kuzey ve Orta Afrika, Balkanlar, Endls ve Avustralyada bin yla yakn bir sre iinde yaanan tecrbeler Mslman topluluklarn karsna yine saysz tecrbe karm ve btn bunlarn slmn klasik metinlerindeki karlklar, tabiri caizse kitaptaki yerleri tespit edilmeye allmtr. Vakalarn kitaptaki yerlerinin her zaman bire bir veya kukuya yer brakmayacak ekilde bulunmu olduu elbette ki dnlemez. O yzden Mslmanlarn dini metinleriyle yaadklar gerekleri badatrma abalarnn zaman zaman tevil, muvafakat, fetva, ictihad gibi ilemlerden geirilmi olmasnn Mslman hayatnn rutinlerinden olduunu dnmek gerekiyor. Bireysel yaamndan toplumsal ve siyasi hayatna kadar, Mslman, gndelik hayatnda karlat her eye slmi bir yargsal aklla

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

46

Reform, ctihad ve Tecdid Balamnda slm ve Hayat

yani bir fkh kodlamayla karlk verir. Karlat her ey ya helal ya da haramdr. Bu ana kategoriler kendi ilerinde mstehap, mendup, mekruh, haram liaynihi, ligayrihi vb. gibi alt kodlamalara tbi olabilir. Mslmann eylemlerinin hi birinin bu kodlamalardan muaf tutulmadn hesaba kattnzda, Mslman hayatnn bal bana bir fkh ve deiik dzeylerde bir ictihad akln gerektiriyor olduunu da takdir edebiliriz. O yzden nl Maripli Mslman dnr Muhammed Abid Cabirnin slm medeniyetini bir fkh medeniyeti olarak nitelemesi ok yerindedir: Yunan medeniyeti iin nasl felsefe medeniyeti veya ada Avrupa Medeniyeti iin Bilim ve teknoloji Medeniyeti diyorsak slm medeniyeti iin de bir fkh Medeniyeti diyebiliriz< Yakn zamana kadar Okyanustan Krfeze dek btn slm corafyasnda, hatta Asya ve Afrikann ok i kesimlerinde fkhla ilgili kitap bulunmayan bir Mslman evi bulmak olas deildi. Baka bir deyile Arapay iyi bilen her Mslmann fkh kitaplaryla dorudan ilikisi vardr. u halde; fkh, Arap-slm toplumunda insanlar arasnda en adil paylalan bir eydir, diyebiliriz (Cabiri, 1997: 133 vd.). Cabirnin niteledii medeniyet hayatn her alann belli bir metni merkeze alarak kodlama olarak dnlebilir. Bu tarz bir niteleme aslnda bir zaman Mslman medeniyetini gereinden fazla metin-merkezlilik gibi bir zaafla malul grmeyi de gerektiriyor. Bunun anlam metnin lafz anlamndan bir dnem iin karlan kurallar manzumesinin dondurulup adna eriat denilmek suretiyle bir kutsallkla nitelenmesi ve btn hayatn ancak bu dondurulmu metinsel ierie uydurulmaya allmasdr. Bu aslnda ak bir fundamentalizm tarifidir ve kabul etmek gerekiyor ki, her zaman slm fkh tarihi iinde byle bir eilim de var olmutur. Ancak eriat zerine dnme tarihi, ayn zamanda eriat btn snrlar ve kodlar nceden belirlenmi bir kurallar btnl olarak grmek ile eriat her trl ihtimale (olumsalla) haiz bir hayat yolu olarak grmek arasnda her zaman ak kap brakmtr. Belki slm tarihinde Hz. Peygambere atfedilen tecdid

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

47

Yasin AKTAY

hadisi tam da bu donmu slmi anlaylara kar yolun belli aamalarnn iktiza ettii bir yeni ufku, yeni almlar, yeni bak alarn gelitirebilenleri iaret ediyordur. Btn bunlar aslnda slm fkh ve ictihad tarihinin aina sreleridir. Yine de bu srelere Mslman kitlelerin, hatta her dzeydeki Mslman limlerin ayn lde aina olduklarn sylemek mmkn deildir. Aksine Mslmanlarn zaman zaman belli sosyolojik sreler sonucunda ilerine kapandklar ve yaamakta olduklar dinsel ierie metafizik bir anlam atfederek her trl yorumdan sakndklar durumlar olmutur. Bu durumda Mslmanlarn belli bir ezberle nesilden nesile aktarmaya altklar sabit formlar vardr ve bu formlarn zerine herhangi bir katkda bulunmaktan zenle saknlmas bir bakma slmn formel ieriinin belli bir toplumsal pratik ierisinde garantiye alnmas, bilerek veya bilmeyerek temin edilmi oluyor. Bu sabiteler bugn dnyann neresine gidilirse gidilsin, slmn be artnn uygulanmas noktasnda baz nanslar bir kenara braklrsa ok ortak bir pratik, bir habitus olarak nesilden nesile aktarlmtr. Bu habitus, her yerde ayn formel pratikler ile srdrlrken, Mslman topluluklar hem corafi bakmdan (krenin her yanndaki Mslmanlar, mmeti) hem de tarihsel bakmdan ilk zamanlardan son zamanlara kadarki btn Mslmanlar birletirmekte ezamanllatrmaktadr. Birinci yzylda Mekkede yaayan bir Mslmann namaz, oru, kurban veya zekt pratii ile yirmi birinci yzylda Avrupann bir kentinde yaamakta olan bir Mslmann pratii arasnda oluturulan bu ezamanllk, tarihsellik ve modernliin muhtemel etkilerinin nemsizletirilmesi bakmndan kesinlikle dikkate deer bir noktadr. Burada zamann durduu ve Mslman mmetin zamansal olarak eitlendii bir dzeyi idrak etmi oluyoruz. Bugn kurban kesen herkes Hz. brahimin ada oluveriyor; namaz klan herkes ayn zamanda yine Ashab- Kiramn ada oluveriyor. Tarih, zaman, ilerleme, adalama denilen btn kibirli kavramlarn bir anda btn anlamlarn yitirdii bir baka zaman

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

48

Reform, ctihad ve Tecdid Balamnda slm ve Hayat

algs, kukusuz btn dnyaya bak da etkilemektedir. Yine kukusuz, Mslmanlarn farkl dnemlerde ortaya koyduklar farkl yorumlardan sz edilebilse de, btn bu yorumlarn bu asgari zaman ve mekn koordinatlarnda gereklemi olduunu da kaydetmek gerekiyor. Bu zaman ve mekan koordinatlar, tabii ki sadece belli baz ritel pratiklerle mukayyet olmuyor, yan sra bir dizi baka mukabil dost-dman alglarn veya tipolojilerini de her dem yeniden retiyor. Burada farkl tarih ve corafyalardaki Mslmanlar ezamanl klan bu tr formlar anlamann bir yolu olarak nl Fransz sosyolog Pierre Bourdieunun mehur habitus kavramnn detaylarna mracaat edilebilir, ama sanrm bu kavram bile dini ritellerin temin ettii bu ezamanlln boyutlarn tam olarak yanstmayacaktr. Yine de Bourdieu sosyolojisinde habitus kavram insanlarn paylatklar yaplandrlm toplumsal pratiklerdir ki, bu pratikler uygulandka hem yapy yeniden retirler hem de uygulamaya katlanlarn ortak bir alg ve hissiyat dzeyinde birlemesini temin ederler (Bourdieu, 1990: 52-65). Kukusuz Mslman mmetinin ilk zamanlarndan son zamanlarna kadar ve dnyann her yannda ayn pratikle uygulanan ve hepsinde de hem tarih-tesi hem kresel, hem ezamanllk hem de emeknllk bilinci yaratan btn bu pratiklerin hi bir beeri mdahaleyi kabul etmediini anlamak zor deildir. Bu pratiklerin bir beeri katlmla gereklemesi zorunluysa da, hatta her beeri katlm ve dolaym bu habituslara belli bir etnik, kltrel renk katyorsa da habituslarn zaman ve mekna kar direnen mahiyeti onlar tarihe ve corafyaya kar alabildiine dayankl klmaktadr. 1 O yzden tecdid de ictihad da btn bu alanlarn bir tr dzenleyici a priori temel kategoriler olarak iledii bir zeminde gerekleebilir. Aslnda Cumhuriyet dneminde reform kavramnn sicilini bozan tam da bu temel kategorilere dokunulmu olmasdr. Camilere sralarn konulmas bir temel kategori olarak namaza mdahaledir. badetlerin Trkeletirilmesi de dnyann her yannda ortak bir
1

Gerek namazn klnma ekli gerek orucun balama ve bitme zaman veya orucu dzenleyen hkmler, haccn menasiki konusunda mezhep yorumlarna veya bazen ayn mezhebin baka toplumlardaki pratiklerine gre baz farkllklar oluabilse de bu pratiklerin ana ekseni ok fazla deimiyor.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

49

Yasin AKTAY

uygulama alanna bir mdahale olarak kabul grmedii gibi, bu mdahale slma yabanc hatta dman bir konumdan yaplan bir saldr olarak alglanmtr. Kavramlar nadiren tarihlerinden bamsz olarak alglanabiliyor. Oysa tarihlerinden bamsz olarak, yani literal anlamda karlandnda tecdid ile reform arasnda ok az fark grlebilir. slm toplumlarnn modern tarihine dair herhangi bir metni ngilizceden okuyanlar (rn. Bkz. Lapidus 2002) Mslmanlarn daha kolay benimsedikleri tecdid kavramnn rahatlkla reform kavram ile karlandn grrler.2 Modernleme ile yzleen btn slm toplumlarnn karlatklar sorunlara kar akllarna gelen ilk zm paketinin iinde mutlaka bir slm reformu da olmutur. Bazen geleneksel slm limlerinin de nayak olduklar bu giriimlerde slm reformu olarak nitelenen ey, aslnda slmn yeniden asl yorumuna ve uygulamasna kavuturulmasndan baka bir ey deildir. O yzden slm reformu, Cumhuriyetin 1928 ylndaki dinde reform projesinde olduu gibi slmda olmayan bir eyin slma deien artlar muvacehesinde sokulmas deil, aksine slmn zaten ierdii dnlen ama zamanla ya unutulmu ya da amacndan ve eklinden saptrlm uygulamalarnn canlandrlmas olarak grlmtr. Dier yandan slmn tarihe ve corafyaya direnen sabiteleri yoruma grece daha ok kapal olmusa da bunlarn, slmn tarih ve corafya ierisindeki serbest dolamn, baka kltrlerle kolayca eklemlenip onlar iselletirmesini engelleyen yaplar olmadn kaydetmek nemlidir. Hatta bu sabitelerin dnda kalan alanlarda slmn baka kltr ve tecrbelerle ok abuk kaynaan doas, onun bu kadar hzl yaylmasnn da en iyi aklamasn oluturur. Her ne kadar Mslmanlarn gndelik hayat iindeki her eyi slmn bak asyla isimlendirmek (kodlamak) gibi bir ynelimi (habitus) olsa da, slm eyann aslna ibhat atfediyor ki, bu da hakknda haram olduuna dair bir iaret yoksa her eyin

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

50

slamn modern dnemdeki toplumsal ve dnsel hareketliliinin sosyolojisini ihya, tecdid, slah, reform gibi kavramlar etrafnda irdeleyen gzel bir analiz iin bkz. Suba, 2003.

Reform, ctihad ve Tecdid Balamnda slm ve Hayat

helal saylmasn gerektiren bir ilkedir. Hakknda haram olduuna dair ak bir delil bulunmayan herhangi bir eylemi haram diye nitelemek gnahlarn en byklerinden saylr; bylesi bir tavr dorudan Allahn bir yetkisine ortak olmakla kyaslanabilir bir tavrdr. Bu durum bir zaman sonra tam tersi komplikasyonlar dourmu olsa da, uzun zaman slm medeniyetinin btn almlarnn en nemli teorik dinamiini oluturmutur. Belki modernlemeyle karlaldnda kendi geleneksel snflarn oluturmu olan slm dnyasnn her eye kukuyla bakan, modern dnyadan gelen her eyi znde kt, kerih veya gavur icad gibi olumsuzlayc bak asyla karlayan tutumu, slm fkhnn dinamik dnemlerine nazaran ciddi bir krlma olarak nitelenebilir. Aktr ki slmn yaylma dnemlerinde Mslmanlarn yeniliklere kar daha serbest bir tutumlar vardr. Bunun da en nemli sebebi, yaylma dneminde Mslmanlarn gl bir zgven duygusunu tayor olmalarndan ve tabii ki yol-fetih tecrbesinin doas itibariyle gerektirdii pragmatik akla biraz daha yakn olmalarndan ileri geliyor. Modern dnemde ise Mslmanlar Bat ile olan ilikilerinde hibir zaman seici ve alc olmaktan geri durmam olsalar da, gerileme dnemlerinde daha muhafazakr-tutucu tavrlar benimsemilerdir. Buna ramen Mslmanlarn kresel lekte siyasi bir odaktan mahrum kalmalarnn modern dnyada yenilikleri karlayp yeni durumlar deerlendirme konusunda onlar ok daha ataletli bir duruma soktuu aktr. ctihad kapsnn kapanm olduuna dair negatif anlatnn bilhassa bu dnemlerde biraz daha rabet bulmu olduunu kaydetmek nemlidir. Mslmanlarn siyasi ve ilmi bir merkezilikten yoksun kalmalar doaldr ki bal bana bir btnlk duygusu, bir siyasal bedenin varln gerektiren ictihad mekanizmasn da mnasebetinden yoksun brakmtr. slm adna veya Mslmanlar adna ictihad yapmak iin organik bir topluluk olarak buna ihtiya duyuyor olmak lazmd. Oysa slm, hilafetin ilga edilmi olduu bu yeni siyasi dnemde her eyden nce itihad anlaml ve mnasebetdr klabilecek bir bedensel varlk veya btnlkten yoksundu. Belki tam da bundan dolay Said Nursi,

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

51

Yasin AKTAY

ictihad kapsnn almasyla ilgili tartmaya frtna altndaki kulbe metaforuyla bilinen tarihi cevabn vermitir. Said Nursi, bu soru muvacehesinde ictihad kapsnn almasna alt engel sayarken bu engellerden birincisini, slm toplumunun mevcut durumunu frtnaya yakalanm bir kulbe benzetmesine bavurarak aklar: Nasl ki kta, frtnalarn iddetli olduu bir vakitte, dar delikler dahi seddedilir; yeni kaplar amak, hibir cihetle kr- akl deildir. Hem nasl ki byk bir selin hcumunda, tamir iin duvarlarda delikler amak, gark olmaya vesiledir. yle de, u mnkert zamannda ve dt- ecnibin istilas nnda ve bidalarn kesreti vaktinde ve delletin tahribat hengmnda, ictihad namyla, kasr- slmiyetin yeni kaplar ap, duvarlarndan muhariplerin girmesine vesile olacak delikler amak, slmiyete cinayettir (Nursi, 1984: 213) Frtna hline, bir metafor olarak daha nceden bavurulmu mudur bilmiyoruz, ama Mslmanlarn halifesizletikleri, herhangi bir siyasal veya toplumsal btnlkten yoksun kalm olduklar, baka bir ifadeyle savrulmu ve darmadank olduklar bir ortamda durumlarn ok iyi ifade eden bir metafordur. Ayn zamanda bu, slmclarn Cumhuriyet dnemiyle birlikte ekillenen yeni siyasal artlarla ilgili alglarn en iyi ifade eden benzetmelerdendir (Aktay, 1997; 2004). Ancak Said Nursinin de katkda bulunmu olduu bu kapal ictihad kaps sylemine ramen, fiili durumda ictihad kapsnn kapanm olmas mmkn deildir. Dnyann her tarafna yaylm, belki darmadan hale gelmi, dolaysyla bir bakma da iyice eitlenmi Mslman mmetin, ictihad konusunda bitmek tkenmek bilmeyen bir kendiliinden retimde bulunduunu tahmin etmek zor deil. Belki yaplan bu itihadlarn birou fetva kltr iinde kendine bir alan am, belki birou ictihad niyetine bile yaplmamtr, ama Mslmanlarn halife-sonras artlardaki fiili pratikleri, sonuta ictihad kavram zerinde bile yeniden dnmeyi gerektirecek bir alan amtr. Hatta belki Said Nursinin frtna mecazna bavurarak ictihad

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

52

Reform, ctihad ve Tecdid Balamnda slm ve Hayat

kapsnn kapalln ilan etme gayretinin kendisi bile bir ictihad insiyakna tbi olmutur. Kukusuz Said Nursinin bu esnada zihninde var olan slm fkh bnyesine uyumlu ictihad kavramnn artlar burada konutuumuzdan biraz daha farkl olduunu da hesaba katabiliriz. Bu artlar tam da slmn tarihe ve corafyaya direnen bu iki eksende Mslman mmete ayn ada ve ayn meknda organik btnlk hissi veren dinin corpusuyla ilgilidir. Oysa halife-sonras durum tam da dinin o corpusunun da byk lde etkilendii ve o alandaki birok etkinliin de balamn ve mnasebetini yitirdii yepyeni artlar ortaya karmtr. Buna ramen bir siyasal beden olarak hilafetin ilgasyla bir savunma refleksi olarak ictihad kapsn kapatt dncesine sahip olmusa da mmet dnyann her tarafna yaylm saysz tecrbeleriyle ictihaddan geri durmamtr. Daha ak bir ifadeyle, ictihad Mslman aklnn alma biimidir ve kim olursa olsun birilerinin kapand demesiyle kapanabilecek gibi deildir. Belki siyasi veya ilmi bir odaktan yoksun olmaktan kaynaklanan bir durumdan dolay herkesi balayacak ekilde kabul gren keyfiyette bir ictihad klliyatndan bahsedilemiyordur. Ancak yeni (halifesonras) artlarn dnyann her tarafnda farkl durumlarda brakt Mslmanlarn bu durumlarna uygun bir fkh gelitirmekten geri durmadklar anlalyor. rnein ilk defa halifesiz kalm, ilk defa gayrimslim toplumlarda aznlk olarak, gayrimslim lkelerin vatandalar olmak durumunda kalm olan Mslmanlarn maruz kaldklar artlar, fkhn eski kodlaryla kolayca karlanamamtr. Yeni durum yeni ictihadlar gerektirmitir. Mslmanlarn byk ksm bu yeni durumlar iin belki ilan ederek veya adn koyarak deilse bile yeni ve kk ictihadlarla yeniden deerlendirmilerdir. Buna her biri kendi ulus-devlet snrlar iinde, ama Mslman, smrge-sonras veya Batl bir lkede yaamakta olan Mslmanlarn durumunu rnek olarak sayabiliriz. Adn Koymadan ctihad Olur mu? Aslnda bu soru tam da ictihad mekanizmasnn modern dnemlerdeki bir mahiyetini ortaya koymaya yarayan bir sorudur. Ger-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

53

Yasin AKTAY

ekten de aada yntem ve ictihad ilikisini anlatacamz blmde syleyeceimiz gibi, ictihad iin ngrlen geleneksel artlar, itihad neredeyse imknsz klan artlardr ve aslnda biraz dikkatle bakldnda gemiteki ictihad rneklerinin birounda da bir araya gelebilmi artlar olmamtr. Belki unu sylemek bu amada biraz daha kolay olabilir: Pratii takip eden ictihadlar, hayatn dinamiini alglayp onu dinin fkh kodlar kapsamna alan bir deerlendirme, itihadn daha mnasip bir tarz olmutur. Esasen tpk hibir sosyal teorinin hayatn btn dinamiklerini tketip kuatamayaca gibi hibir fkh kodlama da hayatn btn dinamiklerini nceden grp kodlayamaz. Dolaysyla, itikatta kapatlm olduunu farz ettii halde slm mmeti ictihad kapsn srekli ak tutmaya devam etmitir. ou kez ictihadlar slm adna merulatrlan bir hayat biimi, modern hayat iinde benimsenen bir pratik, Mslmanlarn verili bir durumda izledikleri siyasi stratejilerde mndemitir, ama ad yine de ictihad olarak konmaz bunun. nk itihadn her naslsa sadece snrlar izilmi bir alanda, dini bir alanda yaplabilecei dnlr. Oysa ictihad tam da belli bir durumu kodlamakta yetersiz kalan ezberlerin ald siyasi bir akl yrtme ve eylem biimidir; bir tr pratik akldr ve bu pratik akl tarih boyunca Mslman mmetin de en belirgin vasf olmutur. Bu yanyla da slm aslnda yola kt ilk andan itibaren iine ald, iselletirdii veya ihata ettii saysz kltr veya toplumsal hayat biimleri dolaysyla aslnda fiilen kesintisiz bir reform srecinden de gemi saylabilir. Bir hilafet rejimi olarak balam olan slm siyasi dzeni, otuz yl sonra bir saltanata, ardndan da bir imparatorlua dnm, bu esnada karlat btn kltrlere de uyumlu bir siyasi ve felsefi formlar da retmekten geri durmamtr. slmiyt Dergisi slm tarihinin farkl dnemlerde yaad byk karlamalar arasnda, Arap dnyas, Yunan felsefesi (Bizans ve Helenizm), Endls ve modernlemeyi saym ve bu her bir karlamann slmi kltr ve medeniyet birikimine katt her biri dierinden bir hayli farkl yorum ve anlaylarn altn izen zel dosyalar yaymlamt. Gerekten de btn bu karlamalarn sonu-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

54

Reform, ctihad ve Tecdid Balamnda slm ve Hayat

cunda ortaya her biri kendi eilim ve akl yrtme biimlerine sahip slm felsefesi, kelam, tasavvufu ve fkhn karmtr. Bu farkllklar yine saysz siyasi tecrbeyle birlikte farkl tarih ve corafyalardaki saysz tezahrleriyle slm siyasi ve toplumsal modellerinin eitliliini beslemitir. Kukusuz bu eitlenme, Hristiyanln zellikle bir Dou dini olmaktan Romayla kurduu ittifak yoluyla teslisilie dnt byk tecrbeyle karlatrlabilir. Ama Hristiyanlk byk Reformasyonunu kendi iinde ve neredeyse alabildiine farkl bir din ortaya karacak ekilde yaamtr. Kukusuz bir din olarak Hristiyanln da slmda yaam olduuna benzer kendiliinden reformlardan masum olduunu sylemek mmkn deildir. Kltr, tarih, hayat her zaman etkisini dine kendi formlarn benimsetmekten, damgalarn vurmaktan geri durmamlardr. Oysa belki btn dinleri ayn anda vuran bir byk etki olarak modernleme btn dinler zerinde tamamen dntrc bir etki yapmken, slmn kendinden pek bir ey kaybetmeden hatta ilk yorumlaryla alabildiine tutarl ve sreklilie sahip bir yorumunun glenmesine daha da fazla yol amtr. nl antropolog Ernest Gellnerin kaydettii gibi, modernlemenin rasyonelleme dinamii btn dinlerin neredeyse olmazsa olmaz mitolojik unsurlarn, mucize inanlarn byk lde inandrclktan yoksun brakrken, belki bir tek slm bu andrc by-bozumundan muaf kalmtr. Tamamen mucizev bir inanca dayanan Hristiyanlkla ve Budizmle kyaslandnda slmn rasyonel-uyumlu z modern dnyann deerleri ve srelerinden fazla etkilenmeden hatta daha da fazla glenerek kma ansna sahip olmutur. Ancak Gellner, slmn bu ansnn ancak kendi iindeki mistik ve rasyonel, ifahi ve kitabi, mitolojik ve fkh tartmay ikinciler lehine bitirmesi lsnde kullanabileceini de kaydetmeyi ihmal etmiyor (Gellner, 1981). Modern dnya gerekten de dier dinlerin hayatiyetine ancak onlar tmyle dntrerek, yer yer radikal anlamda reforme ederek imkn tanrken, slm bu sreten kendi iindeki bir yoruma, yani kitabilie, muhakemeye daha fazla vurguyla glenerek kmtr.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

55

Yasin AKTAY

zetle, ictihad kapsnn kapanm olduu dncesi, slm dnyasnda genel bir kabul grmse de bu kabul fiili durumda kesintisiz ileyen bir kapnn grmezden gelinmesini gerektirmitir. Bugn dnyada yaamakta olan bir buuk milyara yakn Mslmann fiili gndelik hayat pratiinde bir ekilde besmeleye tbi tutularak iselletirilen yeni formlar, belki slmn znde bir reform deilse bile Mslman hayatnda ak bir reformu iaret ediyor. Dorusu bu iselletirmeyi yapabilmek ve yeni bir slmi hayat pratiini ortaya koyabilmek iin slmn ne itikadnda ne de dini znde bir reform yapmak gerekmiyor. Buna karlk genellikle smrge sonras artlarda Mslmanlarn ortaya koyduu direni hareketlerinin dili ile slm arasnda kurulan zdelikler, bu dilden genellikle rahatsz olanlar bata olmak zere slm ile terakki (modernleme, demokrasi, insan haklar) arasnda bir uyumsuzluk olduu dncesini fazlasyla beslemitir. Buna mukabil slmn geleneksel znn acil bir reform gerektirecek kadar iddete eilimli, cihadist, fundamentalist kat bir formalizme tbi olduu dnlmtr. Bu erevelerde ortaya konulan slm reform sylemlerinin hepsini bir kalemde tketmek tabii ki hakszlk olur, ancak ounun slmn uluslararas ilikiler kuram (darul harp, darul slm kavramlar), bu kuramda dini nceleyen iliki modeli, slmn ceza hukuku, kadnlara eitlik ve sair konular etrafnda baz modernletirme taleplerini ierdii grlr. Dorusu bu alanlardaki tartmalar ya slmn kendi iindeki ictihad snrlarn amay gerektiren talepler iermiyor veya ou slma kar harici oryantalist (Clement, 2002; Roberson, 2003) veya iselletirilmi oryantalist epistemolojiden (Naim, 1990) yola kar. Genellikle slmn ictihad imknlarn tketmeksizin giriilen bir yol olarak reformla aslnda gze kestirilen yol Mslmanlarn kolaylkla benimseyemeyecekleri ve yine slm dsal bir mdahale olarak alglanabilecek projelerdir. Ayrca slmn modern aa uymayan boyutlaryla bir reformdan ziyade, sunaca bir farka, ama gerek anlamda bir farka insanln ihtiyac vardr, tabii ki ncelikle bu farkn hikmetinin anlalmas sorunu da vardr. slmn her halkarda uyumlu ve

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

56

Reform, ctihad ve Tecdid Balamnda slm ve Hayat

hi sorun karmayan bir din olduunu kim syleyebilir ki? slmn ars sadece onu drt gzle bekleyenlere bir umut oluturmuyor, ayn zamanda onun arsna kulak verilmesiyle rahat bozulacak, yerleik konforu alt st olacak tabakalara da bir korku kayna oluturur. Reform kavramyla ilgili konularn nemli bir ksmnn da bu erevede deerlendirilmesi mmkndr. Yntem ve ctihad ctihad kavramnn geleneksel anlam, metnin yeni artlara uygun bir yorumu olarak dnlr. Geleneksel slmi ictihad teorisi ise byk lde yntem kavramyla i ie gelimitir. Bugn slmi dnce veya pratiin yeniden teekkl ile ilgili tartmalarn nemli bir ksmnda sadece metnin daha iyi anlalma yntemi deil, ayn zamanda metni daha iyi anlama ynteminin de yine bir anlama yoluyla bulunmas bir sorun olarak kendini hissettirir. Metni gnmzn artlarna gre daha iyi anlamann yntemi, sahi nedir? Yeni ve canl, dinamik, uygun bir yntem edebiyat olaan bir yenilenme sylemidir. Ancak bu sylem erevesinde dile getirilen btn nerilerin bir temenniyi ifade etmekten teye gidemediini syleyebiliriz. Temenniler, tabii ki ok deerlidir, salt temenni olmaktan dolay da byk umutlar tevik edip canl tuttuu iin, bazen yitip gitme ihtimalinden korktuumuz, muzdarip olduumuz bir hevesi, bir enerjiyi ihtiva etmesi ve ifade etmesi asndan ayrca deerlidir. Ancak bu temenninin ierdii bir kendiliinden ideoloji vardr ki, bunun altn da ayrca izmek gerekiyor. Yani metnin cmleleri ve paragraflar arasnda neyin doru neyin yanl olduuna younlasanz, belki de yanl diye iaret edebileceiniz bir ey bulamazsnz. Sylenen hibir eye itiraz edemezsiniz. Metnin asl byk zaafn da bu oluturuyor. Kimsenin itiraz edemeyecei cmleleri sralarken, tek bana alndnda yanllanabilecek, dolaysyla zerinde tartlabilecek bir cmle olmuyor. Ama tam da uygun bir yntem iin gerekli olan znenin tarif edilme biiminin kendiliinden tbi olduu bir ideoloji vardr ki, bu da bir tr Kartezyen, yntemci ideolojidir.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

57

Yasin AKTAY

Yntemcilik, bilim camias ve bilim gelenei ierisinde apayr bir itikadi ve ameli mezhebi oluturuyor. Sorun, uygun olduu farz edilebilecek bir ynteme, zneden bamsz olarak atfedilen gtr. Hermentii, yani anlama srecini bir yntem konusuna indirgemeye eilimli olan Dilthey ve Rickerttan sonra bu sahadaki fikriyat ok daha ileri gtren Heidegger, Gadamer ve Paul Ricour gibi Alman ve Fransz dncesinin iinden kan dnrlerin katklar grmezden gelinerek, bugn bir yntem tartmas yaplamaz artk. Bu dnrlerin fikirlerinin slmi bilimlerdeki yntem tartmalar zerinde dnrken de gerekli teemml derinliine nemli katklarda bulunabileceklerini syleyebiliriz.3 Sz konusu ettiim Heidegger ve Gadamerin bir zellii, abalarnn mevcut yntemlerin doru bilgiye ulamaktaki zaaflarn tespit edip daha yksek performansl bir alternatif yntem ortaya koymaya almaktan ziyade bir yntem eletirisi yapmalardr. Yani daha basit ifade edelim: Bu isimler alternatif bir yntem ortaya koymaya almadlar, aksine yntem dncesinin kendisini eletirdiler. Alternatif yntem araylarmz esnasnda postmodern dnrlerden veya eilimlerden pekala ilham alabileceimiz de sylenebiliyor. Oysa postmodern eilimin biraz esinlendii bu isimler (kendileri postmodern saylmazlar elbet) tam da yntem dncesini yadsyacak bir tutumun iinde bulunmulardr. Bilim ve yntem alanndaki postmodern eilimin elebalarndan biri olan Paul K. Feyerabendin en nemli kitab, Feyerabendi Feyerabend yapan kitap, Trkeye Ynteme Hayr: Bir Anarist Bilgi Kuram olarak evrildi.
3

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

58

Kukusuz bu tr referanslarn her verildii ortamda, slami gelenein daha gl ve daha verimli isimlerinin bulunup bulunmad sorusu, ou kez hakl olarak, ou kez de gereksiz bir laf uzatma giriimi olarak ileri srlyor. Ben bir referansn baka bir referans dlamadn, bir referansn da vahiy olmad srece mutlak olarak ve mnhasr bir referans oluturmamas gerektiini syleyerek bu itiraz savuturmak istiyorum. Ayrca modern bir vasatta yrttmz bir tartmada bu isimlerin bu zamana ve bu balama ait olarak balattklar bir tartmay, bizim de bu zamanda ve bu balamda karlarken bu referanslarla bir ie balamamzn iin doasnda kanlmaz bir ey olduunu dnyorum. Hermentikle ilgili tartmalar iin bkz. Gka vd. 1995; Tatar, 1999.

Reform, ctihad ve Tecdid Balamnda slm ve Hayat

Feyerabendin kitabnda bilim tarihi hakknda ok zengin ve gl gzlemler var. Bu gzlemlere dayanarak bilim tarihinde ilerin nasl yrdne dair karmlarda bulunuyor. Bilim nasl olmaldr gibi normatif cmleler kurmadan nce, bilim tarihinde bilim faaliyeti bilim adamlar tarafndan zaten nasl yaplmtr, bunu bulup tespit edelim diyor ve gerekten de bunu baarl bir biimde yapyor. Hepimiz akademisyeniz, az ok bilim adamyz ite. Ne yapyoruz? Genellikle bilim faaliyetlerimiz esnasnda byk atlmlar ancak baz yntemsel prosedrleri kusursuz bir biimde uygulayarak gerekletirebileceimiz iddiasna kar, bu gzlemleri gzmzn nne sokarak diyor ki Feyerabend: bilim tarihi iinde gereklemi olduunu bildiimiz byk atlmlar, devrimsel nitelikli byk bulular, sramalar bizim bilimsel yntemler dediimiz o kurallar toplamnn ya bilinli olarak ihlal edilmesiyle veya bilinsizce ihmal edilmesiyle olmutur, yani bir bakma tesadfen olmutur. Burada hatrlayn bilim tarihinde karikatrize edilmi baz sahneleri: Arshimed, hamamda, plak, bir kvet dolusu su, suyun zerinde yzen bir tas ve birden bire buldum diye bararak frlamas. Newton, aacn altnda, dinleniyor, birden bir elma dyor, huzurunu bozuyor, ama o sadece bir anlk huzurun bozmuyor, jetonlarn da dryor. Birden bire yer ekimi kanununu kefediveriyor. Bu kadar basit mi olmutur bu? Gerekten bilemiyoruz. Dorusu bugnden bu kadar eski bir olay dorulayp yanllama ansmz da yok, ama iin doasnda o zamana kadar su tasnn suyun zerinde durduunu, elmalarn aatan hep dtn biliyoruz. Kimse de kalkp ne suyun kaldrma kuvvetinden ne de yerin ekim gcnden bahsetti. En azndan bunun formln kurmad. Burada geleneimizde bir yeri olan aramakla bulunmayan, ama bulanlarn hep arayanlar olduklar mehur ilkesini hatrlayabiliriz tabi. Feyerabendin verdii asl gzel ve ispatlayabildii rnek Galile ile ilgilidir. Bir sr marifetinin yan sra Galilenin bir buluunu da teleskop olduunu biliyoruz. Soruyor Feyerabend, Ne Galileyi ne de teleskop diye bir aleti bilmediimizi farz edelim bir an iin. Bugnden dndmzde, yani bu bilimsel yntem ideolojisinin etkisi altnda dn-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

59

Yasin AKTAY

dmzde, bir bilim adamnn teleskop gibi bir aygt kefedebilmesi iin neyin gerekeceini dnebiliriz? Herhalde diye cevap veriyor biraz optik, biraz fizik gibi bilimleri en azndan bilmesi gerekiyor, deil mi? Oysa, diyor Feyerabend, Galile optik falan bilmezdi. Hatta ilk teleskop denemeleri ok abuk sabuk veriler ortaya koyuyordu, neye benzedii belli olmayan sonular ortaya koyuyordu. Bu gibi rneklerden yola karak Feyerabend, bilim tarihine aslnda metotu bir disiplinin deil, aksine dzensizliklerin hkim olduu karm yapyor. Yani bilim tarihine hkim olan kural dzen deil kaos, anari olmutur. Aslnda byle bir tezi bugn niversitelerde bilfiil yaamakta olan birileri olarak en iyi biz takdir edebiliriz sanrm. yi tezlerin nasl ortaya kt hakknda yeterince gzlemim olduunu sanyorum. Genellikle iyi tezler baz geleneksel yntemlerin ok iyi takip edilmesiyle ortaya kmyor. Tezi yapanlarn tek sorunu iyi yntem takibi deil, aksine tezi yapanlarn kiisel zellikleri, yaratc muhayyileleri, zeklar, kiisel ve edebi becerileri ok belirleyici oluyor. Yoksa ok iyi dil bilmek, sahasnda yaplm btn tezleri bilmek, sahasnn btn bilimsel birikimine vakf olmak, u veya bu lde metin filemesi yamak, u veya bu miktarda kaynak okumak, u kadar rneklem toplamak, bu kadar sre okuma yapmak gibi ne srlen baz artlar< Tabii ki dier zellikleri yerine zaten getirmi biri iin bunlar ok faydal olabilir, oysa yine de tek balarna bir anlam ifade etmiyor. Bunlarn hi biri, iyi bir tezin ortaya kmas srecinde etkili olan daha kiisel yaratc muhayyile ve tesadf etkenler olumadnda, tek balarna belirleyici olamyorlar. Tam bu noktada ictihad tarihinde de durumun bundan farkl olmadn iddia edeceim. ctihad tarihinde de byk ictihadlar metodolojik baz prosedrlerin dzenli olarak izlenmesi sayesinde deil, aksine yine baz parltlarn, baz kiisel zelliklerin ok belirleyici olduu kaotik bir dzeyi iaret ediyor. Mesela itihadn artlar veya bir mtehitte aranacak artlar konusunda ortaya konulmu maddeleri bir hatrlamak bile aslnda itihad nasl hayatn gereinden koparan artlarn tasviriyle kar karya kaldmz ok iyi rnekler. ok iyi Arapa bilmek, mkemmel bir

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

60

Reform, ctihad ve Tecdid Balamnda slm ve Hayat

Kuran bilgisi hafzlna sahip olmak. Kuran ilimlerinin hepsini, genelini, zelini, nsihini mensuhn bilmek, belli bir miktar (ama genellikle ancak ok dahice ve stn bir abayla bilinebilecek kadar ok) sayda hadis bilmek, kiisel olarak faziletli biri olmak, hatta yetmiyor, kendisinden nceki btn mtehitlerin ictihadlarn da biliyor olmak< ctihadla ilgili literatre bakldnda, mtehit iin art koulan zelliklerden sadece bir ksm bunlar. Oysa ictihad tarihinde bu artlarn hepsini haiz bir tane mtehit var mdr acaba? Byk mtehitlerin ounda btn bu zelliklerde byk zayflklar, buna mukabil birok baka konularda baz stnlkler bulunmaz m? Zaten bu artlarn hepsini haiz bir insan neredeyse bu dnyaya ait biri deildir ki. Byle biri bu dnyada kalabilir mi? Bu zelliklere sahip birinin gerek bir ahsiyet olamayaca rahatlkla sylenebilir. Gerek bir ahsiyet olamayan, bu dnyada olmayan biri de zaten ictihad yapamaz ki. ctihad bu dnyayla ilgili bir ey nk. Dolaysyla ictihad tarihinde bile, diyorum, atlmlar ve baarlar, byk ictihadlar, ou kez yntemsel prosedrlerin bilinli veya bilinsiz olarak ihmal veya ihlal edilmesiyle olumutur. Bilgi dediimiz ey budur, byle ilerliyor. Ne yapalm, insan bilgisi mlul bir eydir. Buradan tekrar yntemle ilgili sorunlara dneyim. Dorusu gerekten de bu konuda her trl iyimserlii boa karacak bir etkide bulunmak istemem. Bir nokta vardr ki, gerekten her eye ramen bir yntem araymzn olmas gerekiyor. Bu konuda ciddi sorunlarmzn olduu dncesine sonuna kadar katlyorum. Benim bu balamdaki eletirim, yntemle ilgili nerilerimizin Kartezyen bir paradigmann snrlarnda kalma ihtimaline kardr. Yani bir yntem lazm, ne yaplacak bu yntemle? Uulacak m, bilgi mi retilecek, nedir? u kadar bilgi sorununu kim ekecek, bunlar kim zecek? Bu ite koulacak olan bir insan yok mudur? Bu insann zellikleri bilinmeden, bu insann sonuta tarihin ve belli bir toplumun iinde olan gerek bir ahsiyet olduunu bilmeden genel geer ilkeler ortaya koymann anlam ve faydas nedir?

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

61

Yasin AKTAY

Kt zerinde btn bu artlar oluturabiliriz. Oysa metodolojinin sorunu daha nce de zikrettiimiz gibi, bilen insanla bilinen nesne arasnda brakt mesafedir. Bilen zne ile bilinen nesne arasnda kurulan bu mesafe dier bilimler iin bile bir sr sorun yaratrken, slmi bilimler iin ne kadar ilevseldir? Sanki rendiimiz alan, bildiimiz alan bizim dmzdaym ve biz de o alan zerinde istediimiz tasarrufa sahipmiiz gibi dnrz. Oysa yle bir ey yok. Bilen insan bildii dnyann bir parasdr. O dnyaya ait bir eydir. O mesafeyi oluturduumuz zaman ne oluyor? Bir vehme kaplabiliyoruz. Tabiri caizse, bir eit istina duygusu oluturuyor. Bilen znenin bildii ey zerindeki tasarrufunu, kontroln, egemenliini (egemen-zne) farz ediyor. Yine akademik dnya iindeki bireysel servenlerimize yle bir gz atmaya davet ediyorum. yi bir tez yapmayla ilgili deerlendirmeler nasl yaplyor? Genellikle bireysel kendini-kantlama, rekabet ve sair srelerin devrede olduu (pekl dini terminolojiyle olduka nefsan karlanabilecek bir tutum) bir orijinallik aray, akademik hayat tayin ediyor. Akademik bir dzeyde sorunsallatrlan bir konu, bir dindar insann hayatnda hibir makese sahip olmayabilir. Oysa slmi ilimler sahasnda Mslman insanlarn da iine yarayabilecek bir sorunsallatrma ileminin akademik bir deeri olmayabilir veya tersi. slmi bilim hangi dnyann bilimidir? Mslman bir dnyann bilimi midir yoksa Kartezyenist bir akademik dnyann bu dnya hakkndaki bir bilimi midir? Bunun ayrmn ok iyi yapmak gerekiyor. Hermentik slmi limlerin Arad Yeni Yntem midir? nl Alman filozof Heideggerin bilimlerin doasna yapt ok ilgin bir eletiri vardr. Der ki: btn bu bilimler doann bilimi olma, doay yanstma, aklama, anlalr klma iddiasyla yola karlar, ama giderek kendi ilerinde bir syleme dnrler. Kavrayacaklarn iddia ettikleri nesnelerinden iyice koparak kendi ilerinde bir monologa dnrler. Bilimlerin doay anlamak ve aklamak zere rettikleri teoriler ve sylemler ksa bir sre sonra doay orada ylece brakr kendi aralarnda nesnesinden kopuk

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

62

Reform, ctihad ve Tecdid Balamnda slm ve Hayat

mantksal bir tartma yrtmeye balarlar. Bu aslnda nesnelliin tabiatnn zorunlu olarak ard bir kopukluk, bir varl unutma halidir. Gerekliin dorudan tecrbe edilmesi dzeyinden kopan bilim, kendi iindeki monologunu srdrdke, kavramlar, teoriler ve hipotezler arasnda sren bir monologdan baka bir anlam ifade etmez. Bugn Kuran veya herhangi bir dini tecrbe hakkndaki akademik konumann da byle bir duruma dme riski her zaman mevcuttur. Kurann doru anlalmas hakknda retilen teoriler veya yrtlen tartmalarn ou, Kuran anlamay nesnel prosedrlere baladka, Kuran anlamann aslnda her zaman ak olan dorudan tecrbesinden gittike uzaklama istidad tayorlar. Giderek Kuran bir kenara brakan ve Kuran hakknda konuan, Kuran nesneletiren bir syleme dnmektedirler. Bunun basit sebebi, Burhanettin Tatarn da dedii gibi, Kuran anlamann bir yntem sorununa indirgenmesidir. Genel olarak btn metinler iin geerli olan bu sorunun Kuran metni iin bilhassa nemli olduunu kaydetmek gerekiyor. Zira Kuran metni kendi okuma kurallarna uyulmad srece kendini amayacan syleyen ve ok zel bir etki etme tarz olan bir metindir. Kurann anlalmas diyebileceimiz bir sonuca ancak bu tarzn etkisini srdrebilmesiyle ulalabilir. Herhangi bir insann dil, tarihsel bilgi, semantik gibi baz teknik artlar yerine getirerek Kuran sorunsuz bir ekilde anlayacan varsaymak, Kuran metninin kendi zel etkileme yollar olduunu ve bu yollarn genellikle sadece bu artlar yerine getirmekle ald bilgisini gz ard etmek anlamna gelir. Bu erevede zellikle yeni anlama yntemleri gelitirerek veya var olan yeni anlama yntemlerine bavurarak Kuran daha iyi anlayacamz beklentisi zerinde durmak gerekiyor. Burada bir yeni anlama yntemi olarak ska zikredilen hermentik konusundaki bir yaygn yanl (galat- mehuru) dzeltmek gerekiyor. Hermentik okumak veya hermentii bir metne yaklam yolu olarak benimsemek Kuran daha iyi anlamay salamaz. Ama

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

63

Yasin AKTAY

tabii ki sadece hermentik okumu olmann insan zellikle Kuran anlamaktan uzaklatrd da hi sylenemez. Bu balamda, sylenebilecek olan Kuran anlamayla ilgili tecrbelerin hermentik okumalarndan grece bamsz bir ekilde, Kuran okumann kendine zg yollaryla gelitiidir. Kukusuz insann yaad her trl tecrbe, bilgi birikimine katlan her unsur onun her konudaki anlamasna etki eder, onun anlamasna zel bir boyut, zel bir renk katar. Hermentik okumu olmann baka faktrler sfrland takdirde bu tr bir renkten daha fazla bir katks yoktur. stelik bu okumalarn u gerei daha grnr klma ihtimali yksektir: Hi kimse hermentik okuyarak Kuran daha iyi anlamann sihirli formllerini ele geirmi olmaz. Hermentik olsa olsa Kuran okumakta olan bir insann okumayla ilgili, okuduunu anlamayla ilgili tecrbeleri zerinde durup dnmeyi salar. Bu da dorudan Kurann deil, Kuran anlayan kiinin anlalmasn salayabilir. Kendini anlayan kiinin Kuran veya bakalarn daha iyi anlayacandan hareketle, hermentikin Kurann anlalmasnda dolayl bir etkisi olduunu syleyebiliriz. Ama daha iin banda Kurann anlalmasyla ilgili btn sorunlarmz zecek beklentisiyle hermentii bir anlam dekoderi olarak dnmek yanltr. Dolaysyla hermentii okumaktan tevellt eden en nemli fayda, insann insan tanmas, kendini tanmasdr. nk bu hermentik, anlayan kii, anlayan zne zerinde dnr. Anlamasna etki eden faktrlerin metnin anlalmasna nasl etkide bulunduunun farkna vardrmaya alr. Oysa anlayan kiinin kalbi mhrlenmise bin bir trl hermentik okuma da yaplm olsa, metin, hele ilahi metin anlalmas gerektii gibi anlalmaz. Metot bilgisi de varp bu soruna dayanyor. Belli bir standart varsayyor. Sanki insanlar belli prosedrleri uyguladnda baz donanmlara sahip olduunda her eyi anlayabilirlermi gibi. Daha iyi tefsir yapabilirler, daha iyi hadis bilgisine vakf olabilirler veya daha iyi bir kelam bilgisine ulaabilirlermi gibi. Sonuta, zellikle slmi ilimler sz konusu olduunda, slmi ilimler alannda samimi olmak her eyin badr. Allaha kendini amak her eyin

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

64

Reform, ctihad ve Tecdid Balamnda slm ve Hayat

badr ve bu, yokluu halinde metodolojik herhangi bir donanmla telafi edilebilen bir ey deildir. Tabii ki genel olarak hermentii azmsamak veya onunla ilgilenmenin gereksiz olduunu sylemek istemiyorum. Aksine, belki de hermentikle ilgilenmenin en nemli getirisi, Kuran anlama sorununun tabiat hakknda edinilen bilinle, Kuran anlamann baz bilimsel veya yntemsel prosedrlerin ii olmadnn ayrdna varmaktr. Tatar, Kuran anlama ve yorumlamayla ilikilendirilebilecek birok yaklam sraladktan sonra, hi birinin Kuran ve hadisleri anlama konusunda kendilerine atfedilen yardm beklentilerimizi karlayamayacan sylyor. nk Tatara gre sorun ne bir dili, ne bir tarihsel balam veya ortam, ne bir takm yorum geleneklerini, ne de yazar veya yorumcuyu anlamakla stesinden gelinebilecek trden deildir. Kald ki btn bu unsurlar veya yaklamlar anlamakla ilgili sorunlarmz Kuran okuyup anlamakla ilgili sorunlarmzdan daha ciddidir. rnein tarihsel balam veya ortam dediimiz ey yorumcunun kurduu ve icat ettii bir ey midir, yoksa gerekten de orada hazr bulunan ve kefedilmeyi bekleyen bir ey midir? Veya dili anlama ile bir dilin iinde anlama arasndaki gerilim bize nasl bir dil tesi eletiri yapabilme ans tanr? Veya metnin yorumcu tarafndan keyfi retilmesini ve kontrol edilmesini engellemek isteyen niyetselciler son kertede yazarn kontroln de yorumcunun eline vermi olmuyorlar m, gibi can alc sorularyla metin anlamalarnda hermentiin bir teknik veya bir yntem seti olarak alglanmas bizi nasl bir kmaza srklyor? Oysa esas sorun kendini anlama sorunudur ve bu da birka yntem sorununun zlmesiyle halledilemeyecek kadar ciddi bir eydir (Tatar, 2004). Gerekten de hermentiin muhtemel en nemli katks da insann kendini anlamasna yardmc olmasdr. Genellikle hermentik yntemin veya yan sra baka baz yeni yntemlerin uygulanmasyla Kuran veya hadislerin daha iyi anlalabilecei ynnde bir beklenti var. Bu byk lde son zamanlarda

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

65

Yasin AKTAY

hermentiin kazand poplerlikten kaynaklanyor olabilir. Ancak bu beklentinin biraz naife olduunu kaydetmek gerekiyor. Zira ne hermentik ne de baka herhangi bir bilgi disiplini Kuranla ilgili sorunlarmz tek balarna zemezler. Esasen Kurann btn insanlar iin ve btn zamanlar iin btn anlam sorunlarnn giderilmesine dair bir beklentinin de izleri var bu tr yorumlarda. Oysa byle bir an da olmaz. Kuran sahip olduu metinsel zellikler dolaysyla ve kendisine giderilemeyen yaklam farkllklar dolaysyla her zaman iin baz insanlara kendini aacak baz insanlara da kendini grece kapatacaktr. Bunu sylemenin grecelie prim tanmakla alakas da yoktur. Bunu bizzat Kuran da sylemektedir, ama hermentik incelemeler, metne yaklam farklarnn mtekabil sonularn iyi grr. Hermentiin bir metin incelemesi olarak Kuran bir metne indirgedii, dolaysyla da onu kutsiyetinden, vahye dayal mahiyetinden arndrdna dair baz eletiriler vardr. Bu eletirilerde hermentik bir zle doktrin olarak dnlyor, oysa ncelikle belirtmek gerekiyor ki, Kuran bir metin olarak almak ile onu vahyedilmi bir sz olarak almann birbirine aykr, birbiriyle elien eyler olmadn da yeri gelmiken sylemek gerekiyor. Ayrca Kurann bir metin olarak grlmesi, onun Allah tarafndan vahyedilmi bir sz olduu gereine veya bilgisine hibir halel getirmez. Metin hakkndaki ancak ok zel ve zorlama bir tanm, onun Kurann tabiatyla eliik grlmesini salayabilir. Hermentik, spesifik bir doktrinin ad deildir. Onu bir doktrin btnlnde ve yekpareliinde grerek ona ne bir keramet atfedilebilir ne de bu dzeyde karlanarak eletirilebilir. Hermentik gelenek ierisinde yntem dncesine iddetle kar kanlar olduu gibi, romantik bir hermentik anlayla, metinde bulunacak bir hakikati doru bir yntemle bulup ortaya karabileceimizi savunanlar da vardr. Kendi ierisinde epeyce eitlenmi ve zenginlemi bir bilim veya felsefe disiplinine dnm olan hermentik, zorunlu olarak tarihselcilik gerektirmedii gibi, zorunlu olarak grecelik de gerektirmez. O yzden hermentik hakknda konuurken ierdii btn eitlilikleri gz ard ederek tek

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

66

Reform, ctihad ve Tecdid Balamnda slm ve Hayat

bir doktrinmi gibi konumamak gerekir. Bilhassa Gadamer ve Heidegger izgisinde gelimi olan felsefi hermentik, herhangi bir metin hakknda nihai bir karar vermeye kar okuru srekli daha mtevaz olmaya yneltirken, okuyucuya odaklanan dikkatleriyle, metne veya varla kalp kula ve kalp gz ak bir kayg durumunu ne kartrlar. Bu durumda bir metni anlamak, ondan ie yarar belli sonular karmann bir yntem sorunu olmaktan te bir ey olduu anlalyor. Alnz lmini Garbn Merhum Mehmet Akif Ersoyun slm modernlemesi, akl, ictihad gibi konularda gnmzn birok slmcsndan daha ak fikirli olduu sylenebilir. Hatta onun bilhassa Alnz ilmini garbn... diye balayan msralar ile Dorudan doruya Kurandan alp ilham, asrn idrakine syletmeliyiz slm msralar genellikle Mslmanlarn modernlemeye kar tutumlaryla ilgili neriler olarak birok slmc dnr tarafndan hayli naif bulunmutur. zellikle Batnn ilmini almakla ilgili tartmaya ilikin sorular mevzu her gndeme geldiinde bir ezberden boalarak pe pee sralanr: Baty paralayp istediiniz ksmn alp istediiniz ksmn brakabilir misiniz? Teknolojisini alp kltr ve ahlkn brakabilir misiniz? Batnn ahlk hakknda biz de bir tr oksidentalizm mi yapyoruz? Yani Batnn ahlk o kadar kt m? Tartmann tarihsel ve sosyolojik balam aslnda 19. yzyln son gnlerine kadar gidiyor ve burada Mslmanlarn modernlemeyle karlatklarnda sergiledikleri tutumlarn bir gzden geirilmesi asndan nemli bir vesiledir. 19. yzyln nc eyrei, Osmanlnn askeri, idari ve sosyal reformlarnn yavalad, buna mukabil, kltrel etkilenmenin gittike artt bir dnemdir. Etkilenme edebiyatta, sanatta ve giderek dini anlayta bile oluyordu. Avrupaya gidip gelime karsnda bylenmi olarak geri dnen Mslman seyyahlar veya renciler, teknik adamlar, bu dnemin entelijansiyasn oluturmu ve Jn Trkler denilen hareketi balatmlardr. Bu hareket daha sonra slmclk, Trklk ve Osmanlclk gibi akmlarn da

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

67

Yasin AKTAY

ilk inisiyatifini oluturacaktr. Bu dnemden itibaren btn slm dnyasnda da sorulan can alc soru gndemdedir: slm dnyas niin gerilemitir? Veya niin Avrupa ilerlerken slm dnyas geri kalmtr? Sre iinde Batll iyice iselletirmi kesimler bu soruyu aka dini, yani slm sorumlu tutarak cevapladlar. Oysa modernist veya modernist olmayan Mslmanlar bu soruya son derece naif bir cevap yetitirdiler. Cevap Mslmanlarn dinden uzaklam olmas idi. Bu durumda Avrupallarn nasl oluyor da Hristiyan olduklar halde ilerleyebildikleri sorusuna bir cevap bulmak gerekiyordu. Bu cevap da ayn derecede naifti: nk onlar da Hristiyanlktan uzaklatlar; onun iin ilerleyebildiler. Yani Hristiyanlarn kendi dinlerinden uzaklamalar onlarn ilerlemelerine yol aarken, paradoksal olarak Mslmanlarn gerilemesine slmiyetten uzaklamak sebep oluyordu. nk Mslman reformculara gre slm z itibariyle ilerletici iken Hristiyanlk geriletici idi ve Mslmanlar ilerletici olan deerlerden uzaklaarak gerilerken, Hristiyanlar da ayak ba olan dinlerinden uzaklaarak ilerleyebiliyorlard.4 Burada grlmesi gereken ey gerek ulema gerek modernist olarak nitelenen Mslman aydnlarn modernlemenin temel faraziyelerini, rnein deiim ve ilerleme dncesini paylayor olmalaryd. O adan din ile modernlik arasnda bu dnemde aslnda ok kayda deer bir uzlamazlk sorunu yoktur. Batl kurum ve tekniklerin benimsenmesi dini adan gerei kadar merulamtr. nk bu kurumlar bir slm lkesi olan Osmanlnn gl olmas iin gerekli grlmektedir. Bunu unun iin sylyorum. Genellikle din ile modernlik arasnda varsaylan uzlamazlk aslnda ok ge bir faraziyedir. slmn deiime kar muhafazakr bir tepkiyle zdelii biraz da iselletirilmi oryantalist bak asnn bir beklentisidir. Bu bak as Trkiyedeki Batc modernistlerin iktidar devralmasyla birlikte dini her halkarda gerici bir unsur olarak gren bildik Aydnlanmac gr olarak yaygnlk kazand. Ama dorusu deiime kar diren, bu dei-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

68

Tartmann tarihsel ayrntlar iin bkz. Turner, 1997.

Reform, ctihad ve Tecdid Balamnda slm ve Hayat

im Osmanlnn siyasi yarar iin baz Batl tarzlar benimsemeyi gerektirdii durumlarda, slm adna yetkin bir biimde hareket edebilen ulemann tipik tavr deildi. Hatta yn verici motif devletin bekas olunca, ilk modernleme iradesinin ulema tarafndan balatld bile bir gerektir. Ksacas, modernleme ve dinin kart olduu dncesi ge bir faraziyedir ve Cumhuriyet sonras dinle ilgili politikalarn merulatrlmasna hizmet etmek zere beslenmitir. Bununla birlikte bu modernlemenin muhtevasnda Frenk dnyasna, Hristiyan dnyasna dini ve kltrel adan yknme sz konusu olduunda ayn ulema ve slmc evreler buna kar tepkisiz kalmamlardr. O yzden modernleme konusunda slmc evrelerle dier evreler arasnda yaanan gerilim, modernleme srecine kar olmak veya ondan yana olmak arasnda deil, aksine bu modernlemenin kltrel boyutuyla veya onsuz olmas eklinde iki seenek arasnda cereyan ediyordu. Ayn zamanda modernlemenin kr krne bir Bat taklidi ve hayranlna dnmesi slmc tepkiyi daha kolay harekete geiriyordu. Osmanlnn son sadrazamlarndan, ayn zamanda slmc dncenin de en nemli temsilcilerinden Prens Sait Halim Paann analizleri, mesela, Batl kurumlarn Trk toplumundaki farkllklar gz nnde bulundurulmadan motamot tercmeyle kr krne taklit edilmesine kar idi. Anayasacln Trk toplumuna neden uymadn anlatt yazlar, modernlemeye deil modernlemenin tarzna bir itiraz ifade ediyordu. Ban Mehmet Akif Ersoyun ektii slmc Sebilrread evresi bu konudaki zm olduka basit bir formlle ifade etmiti bile: Batnn tekniini ve ie yarar bilgilerini alp kltrn onlara brakmalydk. Sonradan bu forml yetmili yllardan sonraki slmc entelekteller tarafndan ok eletirildi. Eletirilerin temelinde teknik ile kltrn bir birbirinden ayrtrlamayaca, teknii bir kltrn yaratt ve teknik alnd takdirde kltrn de zorunlu olarak gelecei varsaym vard. lk bakta ok k grnen bu tezin bir avantaj, Trk mo-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

69

Yasin AKTAY

dernlemesinin sonraki seyrinde ampirik olarak gerekleen olaylarla desteklenebiliyor olmasyd. nk zamanla teknikle birlikte sonuta Bat kltr de alnm bulunuyordu. Bugn Trk modernlemesi sadece Batl teknikleri ve kurumlar almakla yetinmemi, Batl ideolojik deerleri ve gndelik hayat tarz ve kltrn de olduu gibi ithal etmitir. Oysa Trkiyenin Batl deerleri benimsemesi baz Batl teknolojileri ithal etmi olmasnn zorunlu bir sonucu deildi. Cumhuriyetin kurulmas ile birlikte zaten Sebilrreadlarn tezlerinin snanma zemini veya imkn kalmamt. nk Cumhuriyet bir siyasal irade olarak modernlemeyi topyekn bir Batllama projesi olarak benimseyenlerin dierlerini tasfiyesiyle sonuland. Bu saatten sonra zaten artk kltrsz bir teknoloji ithali seeneini takip edebilecek bir siyasi irade kalmyordu. Cumhuriyeti kuran kadrolarn modernleme program, Batl deerler arasnda fazla eleyici bir seim yapmyor, aksine, btn Batl deerler, kurumlar, hatta giyim kuamn bile topyekn ithalini ngryordu. Hi kukusuz bu sre Akif ve arkadalarnn nerdikleri tercihli veya semeci (bir tanma gre eklektik) nerileriyle tamamen alakasz bir ekilde iliyordu. Cumhuriyetin kurulmasyla birlikte modernleme ve din ilikisine yeni bir iliki yaktrlmaya baland. Cumhuriyet kendini merulatrabilmek iin gemiteki dini glerin deiim ve yenilik adna ne varsa kar kan mrteci bir imgesini zenle iledi. Dorusu, Cumhuriyetin dine kar tutumu, dindar evrelerde bir reaksiyon da dourdu. Bu reaksiyonla modernleme ve yenilie kar eskiden olmayan muhafazakr bir bak benimsendi. Her eyi alp gtrmeye yz tutmu modernlemeye kar sergilenen ok anlaml bir refleksti bu. Cumhuriyetin kurulmasyla Kemalistler Trk modernlemesinde radikal anlamda yeni bir evre balatm oldular. Trkiyenin Arap dnyasndan ve slm leminden radikal anlamda koparlmas iin alfabenin Arap harflerinden Latin harflerine dntrlmesini de kapsayan bir dizi reform yaptlar. Trk modernlemesinin tek amac topyekn Batllamak olunca, dindar kesimin

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

70

Reform, ctihad ve Tecdid Balamnda slm ve Hayat

bunu benimsemesi tabii ki beklenemezdi. Kemalistler Trkiyeyi Batllatrmak iin doululuktan uzaklatrmak durumunda kalyorlard. Bu uzaklamann gerektirdii mcadele aslnda Trkiyenin doululuunun altn daha fazla izen bir dizi nlemi gerektiriyordu. Bu yzden Batllamak aslnda paradoksal olarak ok daha fazla doululama sonucunu douruyordu. Kemalist devrimlerin her zaman bir miktar da anti-batc bir gen tamasnn sebeplerinden biri de belki bu olmutur. Bu eliki, laik Cumhuriyetin kurulmasyla birlikte nfus younluu olarak Anadolunun daha fazla Mslmanlamasyla devam etti. Bu gerekten bir paradokstur. nk laik vatanda mefhumunu zenle ileyecek olan Cumhuriyet, savaa girerken yzde 30a yakn gayrimslim olan Anadoluyu Balkan lkeleriyle giritii mbadele anlamas yoluyla yzde 99a yakn bir oranda Mslmanlatrd. Ancak burada Mslmanln, yaanan bir din ve hayat tarz olarak Mslmanlktan ziyade bir etnik aidiyet olarak ilemesi sz konusuydu. Yani Cumhuriyet yeni lke ve milletin uyruu olarak artk sadece Mslmanlara gvenecekti. Ama Mslmanlarn da hayat tarz olarak Mslmanl devam ettirmeleri arzulanan bir durum deildi. Yzyla yakn bir sredir uhdesindeki btn unsurlarla milliyeti gerilimler yaamaktan usanm olan Trkiyede Mslmanlk, etnik ve milli aidiyeti salayan en gl ba olarak grlecekti, ama rol onunla bitmeliydi. Daha fazlas Kemalistlerin Batllama programlarn sekteye uratrd. Cumhuriyetin ilk yllarnda Batyla btnleme o raddeye ulat ki, dinin Protestan formlar taklit ederek reforme edilmesi bile dnld. Yukarda da deindiimiz gibi bu yolda dnlen admlarn birou atlamad, ama dnlen reform programnn, ezann Trke okunmas ve Kurann Latin harfleriyle yazlmas ve okunmasn ieren maddeleri bir sre uygulamaya konulabildi. Sadece akim kalm bu teebbs bile reform kelimesine kar dindar kesimde kutsal bir antipati gelimesine yol at. Normal pratii itibariyle din, aslnda kendiliinden srekli

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

71

Yasin AKTAY

olarak yeniden yorumlanmaktadr. Hi kimse mdahale etmese bile bir dnemde anlalan ve uygulanan din ile bir sonraki dnemde anlalp uygulanan din arasnda kendiliinden bir fark olumaktadr. Bu deiim bazen dinin yetkili kii veya kurullarnn birikimsel yorumlarnn bir sonucu da olabiliyor. Ancak reform kavramnn Mslmanlarn hayatna bu ekildeki mtecaviz girii, dindarlarn bu kavrama antipati duymalarna ve bu yolla dini konularda son derece muhafazakr bir tutum gelitirmelerine yol at. Sonuta bu ekilde dinin ictihad kapsnn kapanmas bu sre iinde de bir kez daha kendiliinden bir refleks olarak geliti. Bu da din zerinde herhangi bir dncenin geliimini sekteye uratt. Ksacas, Akifin alnz ilmini garbn sznn geersizliini kantlayacak bir gelime olmamtr Trkiyede. Garbn teknolojisini ald iin kltr kendiliinden girmi deildir. Aksine gardrop devrimcilii eletirisini hak edecek ekilde, teknolojisi Trkiyede byle bir kltr ithalini zorunlu olarak gerektirmedii halde garbn kltr, btn tarihsel ve sosyolojik artlar zorlanarak ithal edilmitir. Bu da artk byle bilinmelidir. Kaynaka
Aktay, Yasin, 1997, Body, Text, Identity: Islamist Discourses of Authenticity in Modern Turkey, Yaynlanmam doktora tezi, Ankara: ODT. Aktay, Yasin, 1999, Trk Dininin Sosyolojik mkan: slm Protestanl ve Alevilik, stanbul: letiim Yaynlar. Aktay, Yasin, 2004, Halife-Sonras artlarda slmcln z-Diyar Algs, Modern Trkiyede Siyasi Dnc: slmclk, 6. Cilt (ed. Yasin Aktay) stanbul: letiim Yaynlar. Bourdieu, P., 1990, The Logic of Practice, translated from the French (1980) by R. Nice, California: Stanford University Press. Cbir, M. A., 1997, Arap Aklnn Oluumu, ev. brahim Akbaba, stanbul: z. Clement, W. R, 2002, Reforming the Prophet: the Quest for the Islamic Reformation, Canada: Insomniac Hress. Feyerabend, Paul, K, 1089, Ynteme Hayr, Bir Anarist Bilgi kuramna Daru, ev. Ahmet nam, Ankara: Ara Yaynlar Gellner, Ernest, 1981, Muslim Society, Chicago: University Press.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

72

Reform, ctihad ve Tecdid Balamnda slm ve Hayat Gka, Erol, Abdullah Topuolu, Yasin Aktay, 1995, nce Sz Vard: Hermentik zerine Bir Deneme, Ankara: Vadi Yaynlar. Lapidus, Ira M. 2002, A History of Islamic Societies, 2nd edition, Cambridge: University Press (Trkesi, Yasin Aktay, slm Toplumlar Tarihi 2 Cilt, 2002, 2009, stanbul: letiim Yaynlar). Naim, Abdullah Ahmed, 1990, Toward an Islamic Reformation: Civil Liberties, Human Rights, and International Law, Syracusse: University Press. Roberson, B.A 2003, (ed.) Shaping the Current Islamic Reformation, London: Frank Cass Publishers. Suba, Necdet, 2003, hya, Tecdit ve slahn Modern kullanmlar, tezkire, say 33, ss. 130-153. Tatar, Burhanettin, 1999, Felsefi Hermentik ve Yazarn Niyeti, Ankara: Vadi Yaynlar. Tatar, Burhanetin, 2004, Ayrmlarn eiinde Anlama, Gncel Dini Meseleler Birinci htisas Toplants (Tebli ve Mzakereler, 02-06 Ekim 2002) Ankara: DB Yaynevi, ss. 413-438. Turner, Bryan S., 1997, Max Weber ve slm: Eletirel bir Yaklam, ev. Yasin Aktay, 2. Bask, Ankara: Vadi Yaynlar.

Islam and Life in the Context of Reformation, Ijtihad and Tajdid


Citation/: Aktay, Yasin, (2008). Islam and Life in the Context of Reformation, Ijtihad and Tajdid, Milel ve Nihal, 5 (2), 43-73. Abstract: The concepts of reform, Ijtihad and tajdid, being thought in the context of their theoretical history, underlie the very characteristic of Islam as a religion of life. The gate of ijtihad in Islam is supposed to have been closed since the Ghazzalis time. Although this idea is a widely wrong idea, it is understandable in its relevance with the post-caliphate condition where in it emerged as a defensive reaction. Nevertheless Islam as a religion of life during centuries and everywhere has always been interpreted and reinterpreted even after al-Ghazzali so that it met with numerous cultural and social experiences and produced a variety of synthesis. All these synthesis were made possible by a permanent praxis of ijtihad. In this article the hermeneutical and methodological conditions of this ijtihad will be examined and the religious relevance of the expectations for Reforming Islam will be discussed. Key Words: Islamic reformation, ijtihad, tajdid, Islamic modernization, hermeneutics of ijtihad.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

73

Mekke, al Makam Kulesi

Tecdide Evet; Lakin Ortada Tecdid Edilecek Bir Din Kalrsa!

Mehmet Hayri KIRBAOLU


Atf/: Krbaolu, M. Hayri, (2008). Tecdide Evet; Lakin Ortada Tecdid Edilecek Bir Din Kalrsa!, Milel ve Nihal, 5 (2), 75-86. zet: Tecdid meselesinin slam dnyasnn, slam ilim ve fikir geleneinin inkr edilemez bir olgusu olduundan ve gndemi igal eden ncelikli meselelerin banda geldiinden kuku yoktur. Kuku duyulmamas gereken bir baka husus ise, tecdid dncesinin gnmz slam dnyasnda tabana egemen olan bir yaklam olmak yle dursun, finans, medya ve ulema aralar alannda adeta bir tekel oluturmu olan ve bu tekel sayesinde geni halk kitlelerini ynlendiren kat muhafazakr ve geleneki kesimler tarafndan ambargo uygulanan, istenmeyen ilan edilen, te yandan slam dnyasnn yneticileri tarafndan da tehlikeli grlen bir talep olduudur. Bylelikle, biri muhafazakr teki sekler iki ate arasnda kalan tecdid talepleri bir trl tabana yaylamamakta ve egemen yaklam haline gelememektedir. Ancak tecdid meselesinin kar karya bulunduu skntlar, sadece bu yaklamn yaygnlamasnn nndeki harici engellerden ibaret deildir. Zira tecdid dncesinin amak ve stesinden gelmek zorunda olduu kendi metodolojik ve epistemolojik meselelerinin de tam olarak zme kavuturulduu sylenemez. Dolaysyla tecdid meselesinin halletmek zorunda olduu, biri metodolojikepistemolojik ie dnk yz, dieri ise tecdid fikrinin tabana yaylmas ile ilgili tecdid siyaseti denebilecek da dnk yz olduu sylenebilir. Anahtar Kelimeler: Tecdid, ictihad, reform, dini yenilenme.

Tecdid (yenilenme) kavramna yklenen manalar ne kadar farkl olursa olsun, tarih boyunca ve zellikle de son yzylda slami alanda bir tecdide gerek olduunu dile getiren ilim ve fikir erbab

Prof. Dr. Ankara niversitesi, lahiyat Fakltesi.

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi cilt 5 say 2 Mays Austos 2008

M. Hayri KIRBAOLU

ile slami hareket nderleri daima var olagelmilerdir. Gnmzde de slam dnyasnda bu yndeki talepler youn bir biimde dile getirilmektedir. Dolaysyla tecdid meselesinin slam dnyasnn, slam ilim ve fikir geleneinin inkr gayr- kbil bir olgusu olduundan ve gndemi igal eden ncelikli meselelerin banda geldiinden kuku yoktur. Kuku duyulmamas gereken bir baka husus ise, tecdid dncesinin gnmz slam dnyasnda tabana egemen olan bir yaklam olmak yle dursun, finans, medya ve ulema aralar alannda adeta bir tekel oluturmu olan ve bu tekel sayesinde geni halk kitlelerini ynlendiren kat muhafazakr ve geleneki kesimler tarafndan ambargo uygulanan, istenmeyen ilan edilen, te yandan slam dnyasnn yneticileri tarafndan da tehlikeli grlen bir talep olduudur. Bylelikle, biri muhafazakr teki sekler iki ate arasnda kalan tecdid talepleri gerilemesi sz konusu olmasa da- bir trl tabana yaylamamakta ve egemen yaklam haline gelememektedir. Tecdid meselesinin egemen bir yaklam haline gelememesinin bir dier sebebi olan zihniyet ile ilgili ynne de iaret etmek gerekir. zetle tecdid fikrini benimseyebilmek iin, yeniliklere ak eletirel bir zihne sahip olmak gerekir. Dolaysyla nakilcitakliti bir yaklam ierisinde olanlarn tecdid fikrine souk bakmalar, hatta tecdidi bir tehdit ve tehlike olarak grmeleri tabiidir. Zira nakilcilik-taklitilik, gemite retilenlerin yceltilmesi ve bu sebeple aynen korunup muhafaza edilerek nakledilmesi ve tekrarlanmas dncesine dayanr. Ancak tecdid meselesinin kar karya bulunduu skntlar, sadece bu yaklamn yaygnlamasnn nndeki harici engellerden ibaret deildir. Zira tecdid dncesinin amak ve stesinden gelmek zorunda olduu kendi metodolojik ve epistemolojik meselelerinin de tam olarak zme kavuturulduu sylenemez. Dolaysyla tecdid meselesinin halletmek zorunda olduu, biri metodolojik-epistemolojik ie dnk yz, dieri ise tecdid fikrinin tabana yaylmas ile ilgili tecdid siyaseti denebilecek da

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

76

Tecdide Evet; Lakin Ortada Tecdid Edilecek Bir Din Kalrsa!

dnk yz olduu sylenebilir. Buna bir de tecdid ile ictihad arasndaki organik ban nemi meselesi eklenmelidir. Zira ictihad olmadan tecdid, tecdid olmadan ictihattan bahsetmek zor, hatta imknszdr. nk ictihad dinde daha nce mevcut olmayan bir yorum, yaklam ve zm demek ise, bunun ayn zamanda bir yenilik (tecdid) olduunu sylemek yanl olmasa gerektir. Dier yandan tecdid de ictihad olmadan mmkn grnmemektedir, zira bizatihi yeni olmak ancak ve ancak bir ictihad abas sonucunda sz konusu olabilecektir. Tecdid-ictihad meselesinin son yzylda epistemolojik ve metodolojik adan epey mesafe katettii ve yeni yorum, yaklam ve zmler retme konusunda ciddi potansiyellere sahip olduu sylenebilirse de, bu hl zm bekleyen birtakm konularn mevcudiyeti gereini de ortadan kaldrmamaktadr. Bu gibi zm bekleyen konularn banda ise hadis rivayetlerinin ya da en genel anlamda rivayet malzemesinin sbut ve delaleti konusunda izlenecek metodoloji meselesi gelmektedir. Tecdid fikrini benimseyen evrelerde, hadis ehlinin hadis rivayetlerine dair epistemolojik ve metodolojik yaklamlarnn tatminkr olmaktan uzak olduu kanaati yaygn ve buna bal olarak, mesela hadis rivayetlerinin zanni olduuna ve isnad tenkidi yannda metin tenkidi de yapmak gerektiine dair vurgu aikr ise de, bunlar henz kapsaml ve gelimi bir hadis metodolojisinden bahsedebilmek iin yeterli deildir. Nitekim akli ve nakli ilimlerin gelenek ierisinden yenilenmesine ynelik projesinin temelini oluturan et-Turs vetTecdid (Geleneksel Miras ve Yenilenme) adl eserinin ardndan felsefe (minen-nakli ilel-bd), kelam (minel-Akde iles-Sevra), usul-i fkh (minen-nass ilel-Vk) ve tasavvufun (minel-Fen ilel-Bak) yenilenmesine/yeniden yaplandrlmasna dair her biri ciltler tutan dev eserler veren Hasan Hanefi, nakli ilimlerin ve bu meyanda hadis ilminin yeniden inas/yenilenmesi/yaplandrlmas amacyla yapmay dnd almay sona brakmtr ve u anda byle bir eser zerinde almaktadr. Mamafih onun bu almay sona brakmasnda, Msr bata olmak zere pek ok slam lkesindeki kat muhafazakr evrelerin muhtemel tepkileri

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

77

M. Hayri KIRBAOLU

ve zellikle hadis konusundaki ar hassasiyetleri de rol oynam olabilir. Nitekim Kahire niversitesinde gerekletirilen, slami limlerde Metodoloji Meselesi konulu uluslararas bir sempozyumda, bizleri gstererek, Bakn, biz akli ilimlerde tecdid yapmaya alrken, (Trkiyeden gelen) bu dostlar nakli ilimler alannda tecdid yapmaya alyorlar derken, adeta bizlerin bu konudaki nceliine, kendilerinin ise bu konuyu son sralara brakmay tercih ettiklerine bir iaret gibidir. Bu noktada dier slam lkelerinde, lkemizde olduu gibi, slamn geleneksel mirasnn tamamn, hibir mezhep (Snni, ii, badi, Zeydi, Zahiri, Selefi, vb.) ve disiplin (Hadis, Siyer-Maazi, Tefsir, Fkh, Kelam, Tasavvuf, vb.) ayrm gzetmeksizin sahiplenen, bunlarn rivayet malzemesinin ayklanmas konusundaki abalarn gz ard etmeyen, ada slami birikimi de dikkate alan, tenkit zihniyetini benimseyen, disiplinleraras yaklam nemseyen bilinli ve sistemli bir abaya ya da projeye rastlamak mmkn deildir. Ne var ki, bizdeki bu abalar da henz balang safhasnda olup gelitirilmeye ve mkemmelletirilmeye muhtatr. Tecdid meselesinde mspet ve menfi tavr taknan kesimlerin entelektel altyaplarna da ksaca iaret etmek gerekir. Tecdid fikrinin mdafilerinin arlkl olarak geleneksel ulema evreleri dndaki kesimlerde younlat, tecdid konusunda olumsuz tavr taknanlarn ise genellikle bu geleneksel ulema evreleri olduu ifade edilebilir. Bu da geleneksel slami eitim anlaynn baskn nakilci-takliti karakterinin tabii bir sonucu olsa gerektir. Bu noktada, slamn kurucu metninin (Kuran) ve kurucu tecrbesinin (Snnet) z ve ruhu itibariyle tecdid-ictihad dncesine aykrlndan sz etmenin mmkn olmadna zellikle iaret etmek gerekir. Hatta eletirel ve sorgulayc zihniyeti bir tarafa brakarak, nakilci-takliti zihniyeti benimseyip savunanlarn, Kurann iddetle eletirdii eletiri ve sorgulama srecinden geirmeden atalarnn dinini srdrmekte srar eden mriklerin nakilci-takliti zihniyeti ile kendi aralarnda zihin tutumu asndan- ciddi bir fark olup olmadn da sorgulamalar gerekir.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

78

Tecdide Evet; Lakin Ortada Tecdid Edilecek Bir Din Kalrsa!

Tecdid meselesinin zaman zaman tecdid kart evreler tarafndan dinin tahrifi anlamna gelebilecek birtakm teebbslerle irtibatlandrld ve bu suretle karalanmaya alld da bilinmektedir. Aslnda olumlu bir anlama sahip olduu (yani re-form bozulmu olan dzeltmek anlamna geldii) halde, lkemizdeki birtakm yanl politika ve uygulamalarla birlikte anldndan olumsuz bir anlam yklenen reform kelimesinin akbetine benzer ekilde yenilik (tecdid)i abalar Ilml slam veya Avrupa slam gibi projelerle irtibatlandrlarak kirletilmek istenmektedir. Yenilikilii Batnn karlarna hizmet amacyla kullanmaya alan, BOP (Byk Ortadou Projesi)/GOP (Geniletilmi Ortadou Projesi)/GOKAP (Geniletilmi Ortadou ve Kuzey Afrika Projesi) gibi projelere alet etmek isteyen baz marjinal giriimlere ynelik olarak yaplan eletirilerde belli bir hakllk pay olmakla birlikte, bu eletirileri, slam dnyasnn gelecei asndan fevkalade nemli olan samimi yenilik abalarn toptan karalamak gibi bir amaca alet etmek ahlki bir tavr olmasa gerektir. Tecdid meselesinin zihniyet boyutuna iaret etmiken, tecdid faaliyetinin kapsamas gereken alanlara dair dikey ve yatay boyutlarna da iaret etmekte yarar vardr. Tecdid faaliyetinin yatay dzlemde kapsad alanlarn fikri, siyasi, idari, toplumsal, kltrel, ahlki ve ekonomik olarak btn alanlar kuatacak ekilde geni bir yelpaze oluturduunu, zira slamn mahiyeti gerei insan ve toplum hayatnn btn alanlarna ynelik talepleri ve syleyecek sz olduunu rahatlkla ifade etmek mmkndr. Bu konuda bizlere fikir vermesi bakmndan smail Rci Fruknin Tawhid and its Relevance for Thought and Life adl eseri olduka aydnlatcdr. (Maalesef bu eserin sadece Tevhid balyla yaplan kt evirisi, baln esprisini tamamen ortadan kaldrm ve esere hizmet deil ktlk etmitir. Bu da bizdeki mtercim ve yaynevlerinin ne kadar sorumlu(!) davrandn ve ii ticarete dkmekte ne kadar da baarl olduklarn gzler nne seren gzel bir rnek olsa gerektir.) Gerekten de Fruk bu nemli eserinde, klasik ulemann genelde sadece metafizik alana hasrettii

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

79

M. Hayri KIRBAOLU

tevhid kavramnn hapsedildii dar kalplar krarak; onun metafizikten ahlka, dnceden bilime, siyasetten ekonomiye, sanattan eitime, uluslararas dzenden aileye varncaya kadar hayatn btn alanlarn kuatan bir kavram olduunu baaryla gstermektedir. slam dncesi ve slami ilimler alanndaki tecdid (yenilik) abalarna gelince, bu konuyu slamiyat dergisinde (2004/4) yaymlanan, Yeniliki slam Dncesi: mit mi, Risk mi? Batllama ve Gelenekilik Arasnda nc Yol: Yeniliki slam!- adl bir makalede geni olarak ele aldmz iin, sadece bu makaleye iaret etmekle yetiniyoruz. badetler alanna gelince, bu alanda tecdid faaliyeti ekl dzenlemelerden ziyade, slami ibadetlerin fenomenolojik yorumuna ve bu ibadetlerin amzda ne anlama geldiinin izahna ynelmi grnmektedir. Genelde evrensel/genel geer ilkeler ierdii dnlen slam ahlknn temel esaslar alanndaki tecdid abalarna gelince, bunlar bireysel ahlk alann ap da slami adan bir Sistem Ahlk gelitirme dzeyine henz geebilmi deildir. Bu noktada ahlkhukuk ilikisine iaret eden ve ahlkn slam hukukuna enjekte edilmesi gerektiini savunan Fazlurrahmann tespitleri de olduka nemlidir. M. Abdullah Drazn Kuran Ahlk adl eseri, dorudan Kurana dayal bir ahlk sistemi hakknda yaplm en kapsaml alma olarak, alanndaki nadir almalardan birisi olmay hak etse de, bu eserde bile sosyal ahlk ve devlet ahlk gibi konulara yer vermesine ramen tam olarak sistem ahlk denebilecek bir yaklamn mevcudiyetinden sz etmek zordur. Mamafih btn bu tecdid abalar, yeni bir balang yapmak bakmndan yine de olduka nemli saylr. Tecdid-ictihad faaliyetinin en youn olarak gndeme geldii ve tartld alanlarn banda sosyal konular, toplumsal meseleler, ekonomi, siyaset ve ynetim alanlar gelmektedir ki, bunun ilk akla gelen sebebi, tecdid ve ictihad gerekli klan deiim gere-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

80

Tecdide Evet; Lakin Ortada Tecdid Edilecek Bir Din Kalrsa!

inin en fazla bu alanlarda hissedilmesi veya bu alanlardaki skntlarn daha fazla hissedilmesi olabilir. Sebebi ne olursa olsun, gemite olmayan finans, borsa, maliye, banka, sigorta gibi alanlardaki slami finans tecrbeleri; yine gemite olmayan, demokrasi, parti, seim, parlamento, hkmet, anayasa, vatandalk gibi alanlardaki siyasi slami hareketlerin abalar; kadnn ontolojik deeri, siyasi katlm ve sosyal haklar gibi alanlardaki slami yorumlar; mami ia dnyasnda gelitirilen velayet-i fakih teorisinden, mamiliin kurucu ilkeleri olan nass ile tayin ve vasiyyet teorilerinden balayp, on asrdan fazla bir sredir gelmesi beklenen ib onikinci imamn gerekten yaayp yaamadn sorgulamaya kadar varan gelimeler; (ran, Pakistan, Suudi Arabistan, Sudan rneklerinde olduu gibi) ulus-devlet modeli zerine bina edilen slam devleti tecrbeleri; ulus devletler halindeki slam mmetinin siyasi birliini gerekletirme amacyla tekil edilen, ancak baarl olup olmad son derece tartmal olan slam Konferans Tekilat ve slam Kalknma Bankas gibi kurulular, geleneksel slamda olmayan belli bal tecdid abalar olarak deerlendirilebilir. Aslnda dikkatlice incelendiinde, slam dnyasnda, en kat muhafazakr-geleneksel kesimlerin bile farknda olarak veya olmayarak bu srelerin ierisinde yer aldklar, en azndan bu gibi deiimleri kanksadklar da rahatlkla grlebilecektir. Bu ise bir anlamda, tecdid-ictihad fikrine souk bakanlarn bu konuda bir ifte standart ierisine dtkleri anlamna gelir. Zira pek ok konuda geleneksel tasavvurlarn ve uygulamalarn aynen srdrmekte srar eden geleneksel-muhafazakr kesimlerin, yukarda zikrettiimiz rnekler sz konusu olduunda, ortadaki bu gibi yeniliklere ses karmamalar, ancak var olan byle bir ifte standart ile izah edilebilir. Sz ifte standarda gelmiken, slam dnyasnda teorik ve pratik alanlarda yaanan bu tecdid/ictihad/yenilik/deiim srecinin, son yllarda, bilhassa 1980li yllardan sonra slami kesimlerde grlen birtakm savrulmalar, gevemeler, tavizler ve hatta dejene-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

81

M. Hayri KIRBAOLU

rasyonlar ile olan ilgisine de temas etmekte yarar vardr. Zira zaman zaman kendilerini (slamc) yazar ya da entelektel olarak niteleyen baz kalem sahiplerinin, slam tasavvuru, dncesi ve ilimleri alannda Cemaleddin el-Afgani, Muhammed Abduh ve Muhammed kbalden bu yana sergilenen tecdidi-ictihad abalarnn geleneksel slam zecei, bunun da dinde reforma, seklerlemeye ve protestanlamaya yol aaca iddiasn dile getirdikleri malumdur. Gerek slam dnyasnn en byk ve nemli slami hareketi olarak nitelendirilen hvan- Mslimn hareketinin, gerekse lkemizdeki siyasi slami hareketin temsilcisi olarak kabul edilen Milli Gr hareketinin ve ondan kopan, ancak onun devam olup olmad hayli tartlan AKP evrelerinin pek ok konuda slami ideallerden koparak reel-politik anlayna savrulduklar, bu ve benzeri slami hareketlerin birer rant arac haline ge(tiri)ldikleri, adeta birer kar grubu gibi hareket ettikleri, birtakm holdinglere dntkleri, ksacas dnyeviletikleri, slami hareketlere gnl vermi olan geni halk kitlelerinin slama olan ballklarn, kendi iktidarlarn srdrmek iin ara olarak kullandklar eklinde eletirilere son zamanlarda giderek daha fazla ahit olunmaktadr. lk bakta pek oklarna makul grnen dnyevileme konusundaki bu gibi deerlendirmeler, mesele daha yakndan ve derinlikli bir ekilde ele alndnda, tek tarafl ve yzeysel bir yaklam sonucu olan deerlendirmeler olarak ortaya kmaktadr. Zira dnyevileme ya da bazlarna gre seklerleme, belli kesimlerle snrl bir olgu olmayp hemen hemen btn ideolojik kesimleri etkisine alan bir savrulmay ifade etmektedir. Daha dorusu kresel kapitalizmin bilhassa kapitalizmin mabedleri olan alveri merkezleri araclyla dnyaya yaymaya alt, reklamlar araclyla grsel medyada uygulad sofistike beyin ykama teknikleriyle propaganda ve misyonerliini yapt, aments tketim lgnl, lks tketim tutkusu, hedonizm (zevkilik), gsteri merak ve iktidar hrs gibi ilkelerden oluan bir dinin kitleleri etkilemesi ile kar karya bulunduumuzu kabul ve itiraf etmek gerekir. slami kesimlerin dndaki sol,

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

82

Tecdide Evet; Lakin Ortada Tecdid Edilecek Bir Din Kalrsa!

laiki, liberal, milliyeti vb. btn kesimlerde de gzlenen bu dnyevileme eiliminin, slami kesimlerde sadece yeniliki kesimlerle snrl olduunu sylemek mmkn deildir. Hatta bu savrulmann geleneksel ve muhafazakr kesimlerde ok daha hzl, derin ve yaygn olduunu sylemek daha doru olacaktr. Nitekim cemaat, tarikat ve benzeri dini gruplarn tekelinde olan slami finans ile yazl ve grntl medya bu savrulmann saysz rneini her gn gzlerimiz nnde sergilemekte ve tekrarlamaktadr. Her iki alanda da bildiim kadaryla yeniliki eilimleriyle tannan tek bir evre veya kurum/kurulu olmadndan, slami kesimde egemen olan eilimin muhafazakr ve geleneki evrelerce temsil edildiini sylemek yanl olmayacaktr. Hatta nce Ahlk ve Maneviyat diye yola kanlarn nasl evrilerek Refah ve Saadette karar kldklarn, sistemi deitirme iddiasyla yola kanlarn, bilahare resmi ideolojinin baz sylemlerini iselletirmeyi ve hatta siyasi rekabet adna ulusalcln penesine dmeyi dahi gze alabildiklerini; gemite dindarlk adna, gusl abdesti almadan di dolgusu veya kaplamas yaptranlarn dilerini veya kaplamalarn sktrmeye alanlarn, hoparlrle okunan ezana kar kanlarn, bu dnyevileme srecinde ihlas gibi ulvi bir kavram maddi karlara alet edip kendisine aldanan Mslmanlar nasl madur ettiklerini; yine daha dne kadar eve gelen yabanc erkeklere burnunun ucunu dahi gstermeyenlerin, barts teferruattr noktasna nasl geldiklerini, keza kola imek, domuz ya ierdii gerekesiyle margarin yemek, kot pantolon giymek gnahtr noktasndan, bu rnlerin harl harl ekranlarndan reklamn yapmaya nasl savrulduklarn; dn slama aykr olduu gerekesiyle sigortaya ve faizci sistemden dolay bankalara kar kanlarn finans kavramyla yetinmeyerek banka adn almak iin ak ve evkle nasl kouturduklarn, faiz konusundaki itirazlarn bir anda unutarak kapitalist bankaclk ve finans sistemine eklemlendiklerini; yine tekbir gibi ulvi bir kavramn glgesi altnda, ayn zamanda bikini defilesi de yapan mankenlere tesettr defilesi yaptrarak, kapitalizmin kurallarna uygun bir biimde mankenlerin cinselliini kullanmakta hibir

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

83

M. Hayri KIRBAOLU

beis grmediklerini ve nihayet insan onuruna yarar bir dil cret yerine, iilerini ne kadar ucuza altrabilecei zerinde kafa yoran abdestli kapitalistlerin trediini unutmakszn, btn bu gelimelerin aktrlerinin yeniliki kesimler mi, yoksa geleneksel dindar(!) ve muhafazakr kesimler mi olduunu kendimize sormak yeterli olsa gerektir. Mamafih kategorik olarak konumaktan kanp daha ihtiyatl bir dil kullanarak, yeniliki-geleneki ve muhafazakr ayrm yapmakszn, slami kesimin bir btn olarak, toptan bir dnyevileme sath- miline girdiini ifade etmek de mmkndr. O halde yeniliki slam dncesinin Mslmanlarn dnyevilemesine yol aaca iddias ispatlanmam bir iddia, daha dorusu bir retorik olmaktan teye geememektedir. Hatta bu gibi ispatlanmam iddialarn aksine, ada slam dncesinde, tek kutuplu Bat hegemonyasna kar kan, emperyalizme ve kapitalizme sava ilan eden, dnyevilemeye tavr alan, sosyal adaleti ve zgrlk, muhalif ve eletirel bir slami zihniyeti savunanlarn, geleneksel kesimlerden ziyade slam dncesinin yenilenmesini, yeniden ina edilmesini, geleneksel yaklamlarn eletiri szgecinden geirilmesini talep eden yenilik (tecdid-ictihad) taraftarlar olduunu sylemek daha isabetli bir deerlendirme olacaktr. Cemaleddin el-Afganiden Mehmet Akife, Musa Carullahtan Mlik b. Nebye, eriatiden Fazlurrahmana, Aliya zzetbegoviten Roger Garaudyye, Seyyid Kutubdan Hasan Hanefiye, smail Rci Frukden adn burada tek tek sayma imkan olmayan pek ok ilim, fikir ve eylem adamna varncaya kadar geni bir slami entelijansiya, yaptmz bu tespitin doruluunun ak bir ispatdr. Bu tespite ramen, insafl ve gereki olmak adna, yenilikigeleneki ayrm yapmakszn slami kesimlerin kresel kapitalizme direnmekte baarl olamadklarn, bu sebeple ciddi bir dnyevileme srecine girdiklerini, eitli vesilelerle durumu zetlemek amacyla ifade etmeye altm gibi bu srete mcahitlerin

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

84

Tecdide Evet; Lakin Ortada Tecdid Edilecek Bir Din Kalrsa!

mteahhite, tasavvuf ehlinin tasarruf ehline dnt, Mslmanlarn (et): ehv(et) hr(et) rv(et) ile imtihanda baarl olamadklarn zlerek ifade etmek durumundayz. te bu sebepledir ki, yaanan bu gibi olumsuz ve tehlikeli gelimeler karsnda tecdid meselesiyle ilgili olarak sorulmas gereken asl soru ve tartlmas gereken asl mesele, ortada tecdidi sz konusu olan bir Mslmanln kalp kalmad ya da kalp kalmayacadr. Dolaysyla tecdid konusunda yaplacak tartmalarn ve sonucunda atlacak admlarn, bu dnyevileme gereini gz ard ederek bir yere varmasnn ve mspet sonulara ulamasnn mmkn olamayacan vurgulamak isabetli olacaktr. Bu ise, Irakn igali akabinde kaleme aldmz, Bu Mslmanlkla buraya kadar balkl bir yazmzda ifade ettiimiz gibi, kitlelere egemen olan slam tasavvuru ile daha fazla yola devam edemeyeceimizi, bu dnyevileme srecine direnemeyen gemiten miras aldmz Mslmanlmzn gzden geirilmesi gerektiini, yani yeniliki slam dnrlerinin yaklak bir yzyldan beri yaptklar slam Dncesinin Yeniden nas arsna, zeletiriye davete kulaklarmz tkama konusundaki srara bir son verilmesi gereini kanlmaz olarak bir defa daha gndeme getirmektedir. nk bu satrlar yazarken Gazzede yaplan katliam seyreden slam dnyasnn kukla yneticilerine, srail ve Amerika ile ibirlii yapmaktan ekinmeyen, ama buna ramen kendilerini Mslman olarak nitelendirmekten de hay duymayan ibirlikilere kar slam dnyasnn nnde tek bir yol vardr: Tpk Hz. Peygamberin kendi dneminde yapt gibi, Allahn birlii, mmetin birlii, direni, cihad, el-emru bil-maruf vennehyu anil-munker, muhalefet, zgrlk, eitlik, sosyal adalet, ahlk gibi kavramlar merkeze alan, gezegeni ve insanl yok olua srkleyen Bat rn dnya grlerine kar antitez deil tez olacak bir slam tasavvurunu sratle kitlelere ve bilhassa gelecek nesillere sunmak. Bu ise ister istemez mevcut slam tasavvurumuzun yeniden ina edilmesini, yani tecdid ile e anlaml bir abay kanlmaz

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

85

M. Hayri KIRBAOLU

klmaktadr. Dolaysyla Eski hal muhal, ya yeni hal, ya izmihlal ! sz, bu gerein yllar nce fark edilmi olduunu, ne var ki bizlerin bu arya icabet etmek yerine ona srt evirmeyi tercih ettiimizi aka gzler nne sermesi itibariyle, bir vecize olarak deerini hl korumaktadr.

Tajdid is OK; But If There is any Religion to Implement the Tajdid on!
Citation/: Krbaolu, M. Hayri, (2008). Tajdid is OK; But If There is any Religion to Implement the Tajdid on!, Milel ve Nihal, 5 (2), 75-86. Abstract: It is obvious that the problem of tajdid has been one of the undeniable facts of Islamic thought, and among the top isssues on the agenda. Another indubitable matter is; the idea of tajdid in present-day Islamic world, has become far beyond its being an approach adopted by grassroot , but on the contrary it has become a subject which announced as unwanted and embargoed by some fundamentalist and traditionalist conservative groups who is dominant in finance, media and scholar sects. Those sects orient the public according their thoughts by mediate their dominant power on them. Likewise, the idea of tajdid has been seen as a dangerous by the leaderes/administrations of some Islamic countries. Due to its being under fire from both side such as conservatism and secularism, the demands for tajdid neither has been spread over on the grassroot level, nor became a common ascendant approach. Of course, the hardships of the tacjid issue is not limited to the physical obstacles which prevent its become prevalent. Since, it can not be asserted that the some methodological and epistemological problems in tajdid idea have been solved complately which need to be overcomed firstly. Therefore, it can be claimed that; thre are two main obstacles of tajdid issue which need to tackled previously. One of it the metholological-emistemological intrinsic side of the problem, and the other is tajdid policy extrinsic side of the problem which help in spreading the idea of tajdid on grasroot level. Key Words: Renovation (tajdid), conviction (ijtihad), reform, religious renewal.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

86

Fazlur Rahmann ctihad Teorisi

evket KOTAN
Atf/: Kotan, evket, (2008). Fazlur Rahmann ctihad Teorisi, Milel ve Nihal, 5 (2), 87-101. zet: Fazlur Rahman, slm tarihi boyunca srdrlen yorum ve ictihad uslne muhalefet ederek, yeni zgn bir usl teklif etmektedir. Bu yeni usl asrlar ierisinde Mslmanlarn tecrbelerine dayal olarak teekkl eden fkh uslnn aksine nassn lafzn ve grnteki anlam yerine bunun arkasndaki amac esas almaktadr. Sorunlarn zmne ynelik olarak ictihadn dayand temel tek tek nasslar ve onlarn anlamlar deil bu ama olacaktr. Kurn ahkamnn yeni tarihsel durumlara gre deiebileceini de ieren bu metodoloji, Kurann tarihsellii temel tezine dayanmaktadr. Anahtar Kelimeler: Fazlur Rahman, tarihsellik, ictihad, nass, fkh usul.

Geleneksel ictihad teorisine, slm tarihi ierisinde ilk olarak Fazlur Rahmann temelden kar kt sylenebilir. Fazlur Rahmandan nceki eletiriler daha ok, bu temeli kabul etmekle birlikte ictihad usulnn baz eksik ynleriyle ya da ictihad yollaryla ilgili tartmalara ilikin olmutur. Hlbuki Fazlur Rahmann ictihad teorisi, detaylara ilikin baz fikir ayrlklarna ramen tarih boyunca ulemann gr birliine mazhar olmu bir nazariyenin temelden olumsuzlanmas anlamna geliyor.

Dr., Aratrmac-Yazar

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi cilt 5 say 2 Mays Austos 2008

evket KOTAN

Fazlur Rahmann ictihad grn ve geleneksel teori ile olan gerilim noktalarn anlamak iin ncelikle geleneksel slm ictihad teorisi hakknda ksa bir giri yapmak yararl olacaktr. Szck anlam bakmndan bir ii baarmak iin mmkn olan en son abay harcamak anlamna gelen ictihad, bir fkh usul kavram olarak, fakihin, ayr ayr delillerinden ameli hkmleri istinbat etmek iin btn imknn harcamas anlamn ifade ediyor. Baz usulcler ise ictihad, fakihin, hem eri delillerden hkmleri istinbat etmek hem de hkmleri tatbik etmek iin btn abasn harcamas
1

ve

imknlarn

kullanmas

olarak

tanmlamlardr. tihadn uygulanmas, Hz. Peygamberin snneti ve sahabenin uygulamalar rnek alnarak gelitirilen bir usle gre yaplmtr. Bu konuda Tirmizde geen ve Peygamberin tutumunu aklayan Muaz hadisi ile Hz. Ebu Bekir ve Hz. merin tatbikatlar rnek tekil etmitir. Muaz bin Cebelden rivayet edildiine gre, Peygamber (a.s.) kendisini Yemene kad olarak gnderirken; Bir olayla karlarsan nasl hkmedeceksin diye sormu, o da; Allahn kitab ile demitir. Peygamber, Ya kitapta bulamazsan? deyince Muaz; Allahn Peygamberinin snneti ile diye cevap vermitir. Peygamber; Allahn Peygamberinin snnetinde de bulamazsan? buyurmu, o da; reyimle ictihad yaparm cevabn verince, Peygamber (a.s.) Muazn gsne eliyle vurmu ve Resulnn elisini, onun raz olaca ekilde muvaffak klan Allaha hamdolsun diye dua etmitir. 2 Hz. Peygamberin snnetine titizlikle riayet etme anlayna sahip olan sahabenin, gerek Hz. Peygamber dneminde gerekse onun vefatndan sonra ictihad konusunda ayn yolu takip etmi olmas artc deildir. Nitekim bu konudaki rivayetlere bakldnda, Hz. Peygamberden sonra Mslmanlarn idaresine tayin edilen ilk iki halifenin de bu snneti aynen devam ettirdikleri grlmektedir. Hz. Ebu Bekir de bir ile karlanca, nce Allahn kitabna bakar ve onda bir ey bulursa onunla hkmederdi. Kitapta bir ey bulamazsa, snnete bavurur ve onda bir ey bulursa onunla hkme1

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

88

Bkz. Ebu Zehra, Muhammed, slam Hukuku Metodolojisi,Fkh Usl, ev, Abdulkadir ener, stanbul, 1983, s. 325. Bkz. Tirmizi, Ahkam, 3.

Fazlur Rahmann ctihad Teorisi

derdi. Snnette de bir ey bulamazsa, byk sahabileri toplar, istiarede bulunurdu. Eer onlar bir gr zerinde birleirse, buna gre hkmederdi. Hz. mer de byle yapard. Hz. mer, Ebu Musa el-Eariye gnderdii mektupta yle demitir: Tereddde dtn ve kitap ve snnette bulamadn meseleleri iyi anlamaya ve bir birine benzeyen eyleri tanmaya al ve benzedii takdirde kyas yap. 3 Ayn ekilde, Hz. Peygamber ve sahabenin tatbikatn esas alarak teekkl eden fkh uslnde de zlmesi gereken bir sorun sz konusu olduunda, ictihad ehliyetine sahip ulema, bu sorunun zm iin sras ile kitap ve snnet, icma, sahabe fetvalar ve kyasa bavurarak bu sorunu zmeye alr. Ayrca fkh uslnn teekkl srecinde hkmlerin uygulanmas ve zellikle kyas konusunda yaplan tartmalar neticesinde de istihsan, rf, mesalih-i mrsele, istishab, zerayi ve nceki eriatler gibi ilave deliller ortaya kmtr. Dikkat edilecek olursa, bu uslde bir birinden farkl iki kaynak vardr: Nass ve slmi akl. Kuran, snnet, zerinde icma hsl olmu olsun ya da olmasn, sahabe fetvalar nass tekil ederken, kyas dhil dier deliller, akli istidlal usllerini tekil etmektedir. Yukarda ictihadn tanmnda getii gibi, ictihad sadece olmayan hkmn istihracnda deil, ayn zamanda var olan bir hkmn tatbikinde de gerekli bir ameliyedir. Hkmn tatbiki de ancak akli yorum ile gerekletiinden, yeni bir mesele hakknda ictihad sz konusu olduunda, o mesele, gerek her hangi bir nassn hkm altna sokulsun, gerekse de hkm akli istidlal yollarndan biri ile tespit edilsin, her iki halde de yaplan i akli bir faaliyettir. Bu bakmdan ictihad faaliyeti bir btn olarak akli bir faaliyettir ve slmi akl kavramn kullanmann nemi burada ortaya kmaktadr. Gerek ortaya kan ve ictihadn konusu olan mesele ile nassn doru bir ilikisinin kurulmasnda, gerekse de yeni bir hkmn elde edilmesi faaliyetinde barol oynayacak olan akl her hangi bir akl deil, dolaysyla slmi akl olmaldr. slmi akl denilirken, hem inanm bir mminin akl olma bakmndan hem de slmn temel maksatla3

Bkz. Ebu Zehra, slam Hukuku Metodolojisi, s. 68.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

89

evket KOTAN

rn kavrama konusunda ehliyet sahibi olacak kadar ilmi donanma sahip olma bakmndan zel bir kategoriden sz ediliyor demektir. Yoksa burada bir saf akldan sz edilmiyor. slmi akl, slmi bir dnyann ve dnya hayatnn temin edilmesinin gl aktrn ifade ediyor. Fazlur Rahmann ictihad teorisi yukarda zetlenmeye allan slmn geleneksel yorum teorisindeki esaslar yerine, onun yaayan snnet kavramnda temellenmektedir. Yaayan snnet kavram Hz. Peygamberin sahih snneti yannda, ilk devir Mslmanlarnn nebevi modele bal kalarak serbeste ortaya koyduklar ok sayda fikir ve tatbikatlarn kapsayan bir kavramdr. Dolaysyla yaayan snnet, cemaatin yorum ve ictihadlaryla birlikte toplumun rf ve adetlerini de ifade etmektedir. 4 Ona gre Peygamberin snneti batan itibaren etkili bir kavram olmakla birlikte muhteva ve say olarak ok zengin olmad gibi zel bir anlam da ifade etmiyordu. Snnet kavram, Hz. Peygamberden sonra sadece bizzat Hz. Peygamberin snnetini deil, ayn zamanda nebevi snnetin yorumlarn da ifade etmektedir. Bu nedenle snnet kavram bu anlamda, srekli bir gelime sreci olan mmetin icmasnn bir uzants olup icmay da iermektedir. Fazlur Rahman bu grn, snnet kavramnn, mam Malik zamannda zerinde gr birliine varlm uygulama anlamnda kullanldna dayandrmaktadr. 5 nk Snnet terimi, Hz. Peygamberin snnetini ifade ettii zamanlarda bile, sahabenin gr birliini ifade eden sahabenin snnetine de snnet denilmeye devam edilmitir. Bu bakmdan sahabenin ittifak, hem sahabenin snneti hem de sahabenin icmasdr.6 Fazlur Rahmana gre ilk devir Mslmanlarna yeni bir meseleye dair bir soru sorulduunda, onlar konu ile dorudan ve ak bir ekilde ilgili olanlar hari, genelde tek tek ayet ve hadislere mracaat etmiyor, bu sorulara yerel gelenek ve grenekleri gz nnde bulundurarak,
4

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

90

nal, smail Hakk, Fazlur Rahmann Snnet Anlay ve Yaayan Snnet zerine, slm Aratrmalar Dergisi, c. 4, s. 4. Ankara, 1990. Fazlur Rahman, Tarih Boyunca slami Metodoloji Sorunu, ev. Salih Akdemir, Ankara, 1995, s. 27. Fazlur Rahman, Tarih Boyunca slami Metodoloji Sorunu, s. 31.

Fazlur Rahmann ctihad Teorisi

kendi yaantlarnda bizzat rehberleri olan ve onlarn tm varlklarn kuatan Kurann genel retilerinin btnlnden elde edilen sonuca gre cevaplar veriyordu.7 Bu nedenle bir doktrin veya bir kurum, Kuran ve snnetin btnnden kaynakland lde gerek anlamda slmidir.8 Fazlur Rahmana gre, Ortaa Hadis literatrnn ileri srd gibi Hz. Peygamberin, insan hayatnn btn alanlar ile ilgili mutlak ve spesifik bir snnet brakmaynn gerekesi, onun esas vazifesinin kanun koymak ve bir kurallar dizisi oluturmak yerine, insanlk iin ahlaki bir slahat olmasdr. Bu nedenle o, zaman zaman zmlemek durumunda kald mnferit davalar iin verdii kararlar dnda, genel bir yasamaya ender olarak ve sadece slm davasn glendirmek iin bavurmutur. Nitekim Kuranda da genel yasama, slm retisinin son derece kk bir blmn oluturmakta ve hukuki kurallar vaz eden bu ksm, indii evrenin zelliklerini yanstmaktadr. rnein Kurann sava ve barla ilgili hkmleri tamamen yreseldir; dolaysyla bu hkmleri gerek anlamda dorudan hukuki metin kabul etmek yerine, dolayl hukuk malzemesi olarak grmek daha uygun olur.9 Fazlur Rahman, ilk devir Mslmanlarnn yapt gibi bir sorun karsnda tek tek delillerden hareket ederek sorunu zmek yerine Kurann btnnden hareketle sonuca gitmek gerektii grn, mam atb ve mam Muhammedin bu meyandaki baz grlerine dayandrarak temellendirmektedir. O bu temellendirmeyi, geleneksel ictihad teorisinin bataki iki kayna olan kitap ve snnetin, geleneksel teorinin kulland ekilde kullanlamayacan gstermek iin yapmaktadr. Bu, ayn zamanda onun geleneksel ictihad teorisine ynelttii temel eletirilerden biridir. mam atb, tek tek naslara dayanlarak yaplacak istidlalin salkl olmayacan, nk naslarn tek balarna mutlak delil sayla-

8 9

Fazlur Rahman, slam ve adalk, (slam Eitim Tarihinde Fikr Bir Gelenein Deiimi) ev. Hayri Krbaolu, Ankara, 1990, s. 100. Fazlur Rahman, slam ve adalk, s. 99. Fazlur Rahman, Tarih Boyunca slami Metodoloji Sorunu, ss. 22-23.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

91

evket KOTAN

mayacaklarn, kati delilin, ancak bir konudaki dorudan ve dolayl btn delillerin toplamndan istikra yoluyla elde edilebileceini savunmaktadr. mam Muhammed ise, onun aktardna gre, bir nassn hkm karmaya mehaz (kaynak) olmasnn, onu nasl anladmza bal olduunu ve bu yzden tek bir nassn birden fazla mesele iin delil tekil edebileceini aka belirtmitir. Bunun iin delil olma ihtimali olan metinler, ne anladmza bal olarak nass olurlar, grndedir. 10 Geleneksel slm ictihad teorisinin, nasslarn yorumlanmas ve yeni durumlar iin yeni hkmlerin istihracnda en ok bavurduu eri delillerden biri olan kyasa gelince, ona gre slmn ilk yzylndan ikinci yzyln yarlarna kadar, doal olarak ok karmak sonular douran ve bylece birok fkhi grn ortaya kmasna neden olan bir yntem olarak kyasn, btnlk arz eden sonular dourmas beklenemez. nk bu metodun uygulanmasnda bir fakih, Kuran ve snnetin belli bir nassn esas alrken bir baka fakih ayn meselede baka bir ayet ya da hadisi kyasa esas alabiliyordu. Ona gre, hlbuki bu tr yetersiz metotlarla uramak yerine fukaha, Kurann deer ve ilkelerini sistemli bir ekilde karmaya alsalard, her halde sonu daha iyi olurdu. Bylece gr ayrlklar daha asgariye indirilebilir ve daha da nemlisi, bu ayrlklar daha mantkl ve savunulabilir bir dzeyde oluurlar; bu da ayr grler arasnda fikir teatisinin daha kolay olmasn salard. Fakat byle olmaynca, sonuta fukaha afinin u grn kabul etmek zorunda kald: Sadece bir senetle bize ulaan garib tek bir hadis bile olsa nass, balaycdr ve byle bir nassa kar akl ile tevil ve kyas kullanlamaz. Bu fikrin egemen olmas ile de ar bir ekilde hadis remi, bu ise, dar anlamda hukuk dncesinin, geni anlamda ise dini dncenin dzenli gelimesinin sona ermesi ile neticelenmitir.11 Mslmanlarn ve slm toplumunun hayatnda yeni meseleler ve yeni durumlar karsnda hayatn slmiletirilmesi iin nassn uygulanmas ve kyasn istihdam konusunda fukahann
10

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

92

11

Fazlur Rahman, slam ve adalk, s. 103. Fazlur Rahman, slam ve adalk, ss. 103-104.

Fazlur Rahmann ctihad Teorisi

uygulamasna ynelttii bu eletiri ile Fazlur Rahmann, geleneksel ictihad teorisinin dayand ana temellerden n ilevsiz hale getirmek istedii anlalmaktadr. Yukarda getii gibi, Kuran ve hadis nasslarnn hayatn olaylar karsnda az, dolaysyla yetersiz kalacaklarn ifade ederken ve atb ve mam Muhammedden yapt alntlarla da eldeki az saydaki bu nasslarn tek balarna bizi kati sonulara gtrmelerinin mmkn olmadn temellendirmeye alrken, geleneksel ictihad teorisinin hkm kaynaklarndan ikisi olan Kuran ve hadisin, fkh uslnn hkm istinbatnda kulland ekilde kullanlamayacan savunmaktadr. Kyasn ise zaten karmak ve yarardan daha ok zararl sonular douran ve slm dncesinin donmasna sebep olan bir yntem olduunu savunarak Mslmanlarn bin drt yz yllk tecrbesinin beyhude bir tecrbe olduunu gstermek suretiyle kendisinin yeni ictihad teorisine bir zemin kurmaya almtr. Peki, doru ve her daim ilevsel olacak olan bir ictihad yntemi nasl olmaldr? Bu sorunun Fazlur Rahmana gre doru olan cevabn vermeden nce, onun bu konudaki dncelerini zerine bina ettii temel bir dncesine deinmek gerekir. Bu temel dnce, Kurann tarihselliidir. Fazlur Rahman gre Kuran, Allahn, tarih iinde cereyan eden durumlara, yani Peygamberin zamanndaki ahlaki ve toplumsal durumlara ve zellikle onun zamannda ticaretle uraan Mekke toplumunun sorunlarna Peygamberin zihni vastasyla verdii ilahi cevaplar olduu iin,12 tarihsel bir metindir. Bu nedenle onun nesnel anlam, ancak onun tarihselliinin temel alnd doru bir yntemle ortaya karlabilir. Ayn zamanda Fazlur Rahmann tefsir yntemi olan bu yntem, iki trl hareketi iermektedir: nce kendi zamanmzdan Kurann indii zamana gitmeli; sonra oradan tekrar kendi zamanmza dnmeliyiz. Kuran ounlukla somut tarihi olaylar ierisinde karlalan belli sorunlara cevap tekil eden, ahlaki, dini ve toplumsal aklamalar (pronouncements) ieren bir hitap olarak bazen sadece bir soruya ya da bir meseleye cevap vermekle yetinir,
12

Bkz. Fazlur Rahman, slam ve adalk, ss. 73, 78.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

93

evket KOTAN

ancak (genellikle) bu cevaplarda gelen hkmn illeti (ratio legis) bazen ak bazen de kapal olarak zikredilmitir.13 Bununla birlikte Kuran bazen genel kanunlar da vaz etmitir. Ancak gerek zel durumlara cevaplar eklinde olsun gerekse de genel kanunlarn vaz edilmesi eklinde olsun, bunlarn nesnel anlamlar Kurann ierisinde nazil olduu tarihsel ortamn anlalmasna bal olduundan bu tarih ile birlikte yaanmakta olan tarihin de anlalarak yorumlanmasn ieren ikili hareket nem kazanmaktadr. kili hareketten birincisi, iki aamay ierir: (i) Ayetlerin tarihi ortamlarnn ve zm getirdikleri sorunlarn iyice aratrlarak, bunlarn tadklar nem ve mnlarnn anlalmas. Bunun iin Kurann nazil olduu evreden daha geni evrelerin, toplum, din, adet ve kurumlar bakmndan incelenmesi yannda, slmn douu esnasnda Arabistanda ve zellikle Mekke ehri civarndaki hayatn, Pers-Bizans savalar dhil btn ynleri ile incelenmesi gerekir. Bu aamada, Kurann bir btn olarak ne demek istediinin yannda, zel durumlara cevap tekil eden ilkeleri de anlalm olacaktr. (ii) Kurann belirli zel cevaplarnn genelletirilerek, genel ahlaki-toplumsal ilkelerin ifadeleri olarak ortaya konulmas. Bu genel ilkeler, tarihsel ve toplumsal gemii ierisinde incelenen belli ayetlerden ve ou zaman bu ayetlerde zikredilen hkmn illetlerinden szlerek karlabilir. Tefsir uslne ilikin ilk hareket, zelden genele, yani Kurann baz ayetlerinden onun genel ilkelerinin, deerlerinin ve uzun vadeli gayelerinin ortaya karlp sistemletirilmesine ynelik, ikinci hareket ise, genelden zele, yani elde edilen genel grten, imdiki zamana formle edilerek uygulanmas gereken u anki duruma yneliktir. Bu da gemi yannda imdiki durumu da ok iyi incelememizi ve onu oluturan unsurlar ok iyi tahlil etmemizi gerektirir. te hem gemii hem de imdiki zaman ieren bu fikri aba veya cihad, stlah olarak ictihad olarak adlandrlmtr. tihat, kural ieren bir nassn veya gemiteki emsal bir durumun mnsn anlama ve o kural yle bir ekilde temil, tahsis ya da aksi halde tadil ederek deitirme abasdr ki bulunan yeni zm vastasy-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

94

13

Fazlur Rahman, slam ve adalk, s. 74.

Fazlur Rahmann ctihad Teorisi

la bu kural, yeni durumu iersin. Fazlur Rahmana gre ictihadn bu ekilde tanmlanmas, bir nassn veya emsal bir durumun bir ilke olarak genelletirilebileceini ve bylece bu ilkenin de yeni bir kural olarak formle edilebileceini ifade etmektedir. O yle devam ediyor: Bu da demektir ki, gemiteki bir nassn veya emsal bir durumun manas ile u andaki durum ve etkin gelenek, yeterince nesnel olarak bilinebilir ve zaten gemiin tesiri altnda oluan bu gelenek, yine gemiin kuralsal (normative) anlam ile belli lde nesnel olarak deerlendirilebilir. Bundan u sonu kar; gelenek, uygun tarihsel nesnellikle (objective) incelenebilir ve onu sadece imdiki zamandan deil, ayn zamanda onu oluturduunu varsaydmz kuralsal (normative) etkenlerden (factors) de ayrt edebiliriz. 14 Peki, Kurann anlalmasna dair syledii bu eylerle Fazlur Rahmann gerekte kast nedir? Ona gre bu fikri aba ile Kurann nesnel anlamna ulaldktan sonra, grlecektir ki Kuran pek fazla genel ilke getirmek yerine genelde belli ve somut tarihsel meselelere zm getirmekte, bu zmlerin sebepleri ise, ak ya da ima yoluyla bu zmlerin arka plannda sunulmaktadr. Dolaysyla nesnel anlamn elde edilmesine ynelik aba, ictihad iin elverili zemini meydana getirecektir. Bu zemin, Kurann emirlerini tam mnsyla kendi balamlar iinde ve evveliyat asndan anlayarak, Kuran ve snnetin getirdii hkmlerin arka planndaki ilkeleri ve deerleri bulup karmakla oluacaktr.15 Kurann bu tarihsel zmlerin arkasnda sunulan temel ilkesinin sosyo-ekonomik adalet ve temel insan haklarndaki eitlik olduu ortaya knca, o zaman ictihadn dayanaca temel umde tespit edilmi olacaktr. slmn be esas bile sosyal adaleti ve insan eitliine dayal bir toplum kurmay hedeflediine gre bu umde sosyal adalet ve insan eitliidir. O halde aslolan, Kurann birer tarihsel zm olan hkmleri deil, bunlarn gerekletirmek istedii gaye olduuna gre, Fazlur Rahmana gre, gayet belirli bir ekilde cereyan etmekte olan toplumsal deime14 15

Bkz, Fazlur Rahman, slam ve adalk, ss. 73-77. Fazlur Rahman, slam ve adalk, s. 92.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

95

evket KOTAN

yi, gzlerini kapayarak grmezlikten gelip hl Kurann kurallarn grnteki mns (literal) ile uygulamakta srar etmek, Kurann toplumsal ve ahlaki gayelerini, kasten yok etmek demektir.16 Sylediklerini somutlatrmak iin verdii rneklere baklnca bu syledikleri ile Kuran ahkmnn tarihsel olduunu ve bu ahkmn her yeni tarihsel durumda sosyal adaleti gerekletirmesi, eski tarihsel duruma ait olmas itibar ile mmkn olmadndan yeni hkmlerle deitirilmesi gerektiini kastetmektedir. O bu tezini yle rneklendiriyor: Kadnlar ne kadar eitim grrse grsnler, onlarn mahkemedeki ehadeti erkeinkinden deersizdir demek, Kurann toplumsal deiimdeki hedeflerine insafsz bir hakarettir. Bunun gibi dier hkmler de kyaslanabilir. 17 O, Hz. Peygamberin, kabilelerle snrl dar bir alanda grev yapmas hasebiyle uygulad ahkm, geni topraklarn ve btn halklarn sz konusu olduu bir yerde uygulamaya kalkmann, Hz. Peygamberin btn hayat boyunca urunda savat gerek adalet ilkelerinin ihlali anlamna geleceini iddia ederken, 18 ak ekilde Kuran ahkmn bir kabile toplumunun hukuku seviyesinde ele aldn gstermektedir. Bu iddiasn da olduka u bir rnekle aklayarak savunduu ictihad grnn boyutlarn izah ediyor: Mesela Kurann yasaklad riba dzeni ile modern bankaclk ve faizi ayn saymak, iki eyi aka kartrmaktr; nk faiz, modern geliimci ekonomi kavram erevesinde olan ve tamamen farkl fonksiyonu olan zel bir dzenlemedir. Zekt da hibir slm lkesinde uygulanmamaktadr, nk onlar baka vergi sistemlerine alm durumdadrlar.19 Buraya kadar anlatlanlarn gsterdii kadaryla Fazlur Rahmann ictihad teorisi, geleneksel ictihad anlaynn aksine lafz deil lafzn arkasndaki mny esas alan bir teoridir. nk her ne kadar fukaha, hkm istihracnda maslahat ilkesini temel olarak almsa da, lafzi anlam aan yorumlara sahih gzyle bakl-

16 17 18

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

96

19

Fazlur Rahman, slam ve adalk, s. 94. Fazlur Rahman, slam ve adalk, s. 94. Fazlur Rahman, Tarih Boyunca slami Metodoloji Sorunu, s. 187. Fazlur Rahman, slam, ev, Mehmet Da-Mehmet Aydn, stanbul, 1992, s, 369.

Fazlur Rahmann ctihad Teorisi

mam ve ak hkmn iptali asla sz konusu olmamtr. Ak hkmn tehir edilmesi yoluna ise, ancak bu hkmn uygulanmasn engelleyen meru eraitin ortaya kmas durumunda bavurulmutur. Hlbuki Fazlur Rahmana gre nasl ki ilk iki asr Mslmanlar karlatklar sorunlar karsnda tek tek Kuran ayetlerinden istidlalde bulunmak ve onlarn lafzi anlamlarna bal kalmak yerine Kurann genel mnsna gre hareket ediyor idiyseler, o halde her devirde Kurann yorumu konusunda Mslmanlarn yapacaklar ey yine ayndr. Bir farkla ki, meydana gelen tarihsel mesafeden dolay sonraki devir Mslmanlarnn, ikili hareket metoduna gre Kurann nazil olduu tarihsel ortam anlamalar ve ancak buradan edindikleri genel ilkelerden hareketle karlatklar sorunlara zmler getirmeleri gerekir. Bu ise, yaayan snnet kavramnn her devirde gerekletirilmesi anlamna gelir. Nitekim sonraki devirlerde ictihadn gerekletirilmesi konusunda o yle diyor: Cemaat belli bir tarihi durumda, Hz Peygamberi eyleme geiren ruhun ynetiminde vahyi etkili bir ekilde yorumlayacak ve ona anlam verecektir. Burada nemli olan Hz. Peygamberi harekete geiren ruhtur. Yoksa asla d grn deildir.20 Fazlur Rahman, afi dnemine kadar ilk devir Mslmanlarnn bir sorunla karlatklarnda, mevcut sorunla dorudan ilikisi olmadka Kurandan rnek vermediklerini, eer Hz. Peygamberin hayatndan somut bir rnee dayanma imknlar yoksa Kurann hedefleri konusundaki genel bir anlaya dayanarak hareket ettiklerini belirterek buna rnek olarak Hz. merin baz uygulamalarn gstermektedir. Mesela Hz. Peygamber genelde Arabistann fethinde alnan yerleri ganimet olarak datmasna karn Hz. mer, Irak fethederken bunu ganimet olarak datmay reddetmitir. Fazlur Rahmana gre o, Hz. Peygamberin kabile topraklar ile ilgili uygulamasnn burada geerli olmadn hissettiinden byle davranmtr. Bu konuda yaplan basklara kar durmak iin de konuyla dorudan ilikisi olmayan Har suresinin 9. ayetini okuyarak delil getirmitir.21

20 21

Fazlur Rahman, Tarih Boyunca slami Metodoloji Sorunu, s. 33. Fazlur Rahman, slam ve adalk, s. 101.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

97

evket KOTAN

Fazlur Rahmann, tefsir, yorum ve ictihad anlayn serimleyen bu grlerinden zet olarak anlalan, her bir tarihsel durumda cemaat, gemi tarihsel durumu iyice anlayarak Kuran ahkmnn arkasndaki gerek deruni-klli-evrensel mny, yani Hz. Peygamberi harekete geiren ruhu kavrayacak, sonra da karlalan sorunlar, bir mutabakatla serbeste bu ruha gre zmlenecektir. Bunu yaparken ne Kuran ve hadisin lafzi anlamna ve grnteki hkmlerine ne de gemi Mslmanlarn tarihin her hangi bir devrindeki uygulamalarna bal kalacaklardr. Nitekim daha nce deinildii gibi, afi dnemine kadar ilk devir Mslmanlar da byle davranmlardr. Grld gibi Fazlur Rahmann ictihad grnn, neredeyse Mslmanlarn bin drt yz ksur yllk tecrbesini yanstan fkh usl ve bu usldeki ictihad gryle hibir alakas yoktur ve tamamen zgndr. Onun bu konudaki grlerini yer yer Hz. mer, mam atb, mam Muhammed ve zz bin Abdisselam gibi sahabi ve fukahaya dayandrmas da bu durumu deitirmiyor. nk daha nceki bir aratrmamzda da ortaya koymaya altmz gibi22 sz konusu bu ahsiyetlere ait grlerin, onun bu yeni ictihad teorisine temel olmas mmkn deildir. Bu ahsiyetlerin tamamnn grleri geleneksel fkh usl erevesi ierisinde bir yere oturan ve tabir yerindeyse klasik fkh usl sistemine dhil olan grlerdir. Nitekim sz konusu almamzda tarihselci argmana atb zerinden meruiyet aranmas ile ilgili yaptmz deerlendirmede bu durum aka ortaya kmaktadr: nk tb, Kurann arablii ve eriatn mmiliine yapt vurgularyla birlikte Kuran ahkm konusunda tarihselci teolojinin durduu yerin tam kar tarafnda durmaktadr. tb, tarihselci okumann tarihsel, dolaysyla deiken diye grd ahkm zaruriyattan saymakta23 ve bu hkmlerin, hc ve tahsin olanlarla birlikte mutlaka btn mkellefler ve her trl ykmllk ve ortam iin ebedi, klli ve genel olduklarn

22 23

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

98

Kotan, evket, Kuran ve Tarihselcilik, stanbul, 2001. Ebu shak atb, (brahim b. Musa el-Lahm el-Grnat) El-Muvafakat fi Uslieria, I-II, Darul-Marife, Beyrut, 1997, s. 325.

Fazlur Rahmann ctihad Teorisi

ifade etmektedir.24 Bilindii gibi bu, batan beri ulema-fukahann temel paradigmasdr ve bu paradigma tbnin eserinin de tamamna egemendir. O halde mantkl sonu u olmaldr: tbnin hibir sz bu paradigma ile tearuz arz edecek bir mnya hamledilemez; ve her sz bu paradigmay tamamlayacak, destekleyecek bir okumay gerektirir. Yeri geldike arz ettiimiz gibi tb, ahkmn klli ve ebedi olduuna inanmakta ve deimenin ancak slm fkhnn belirledii erevede sz konusu olabileceini ifade etmektedir.25 ncelendiinde grlmektedir ki atb rneindeki durum dier ahsiyetler iin de geerlidir. Nitekim Hz. merin uygulamalarna ilikin yorumlarnn da, daha ok teorisine meruiyet kazandrma ihtiyacnn eseri olan zorlama yorumlar olduklar aktr. nk mesela Hz. mer, Mellefe-i Kulba Hz Peygamberin Kurana dayanarak zekattan verdii pay keserken, Kurann bir hkmn iptal etmemi, sadece bu hkmn uygulanma koullarnn ortadan kalktn grerek uygulamadan kaldrmtr. nk bu uygulama yle bir hal almt ki slm davasn glendirme ilevinden daha ok slm davasna zarar verme ilevini grmekteydi. Bu statde kalmak artk bedavadan gelir sahibi olmak anlamna geliyordu. Kald ki Hz, merin bu ve benzeri uygulamlar, slm fakihleri tarafndan bilinmiyor deildi; bilinmelerine ramen bu uygulamalara byle bir anlam yklenmemi, ahkamn uygulanma artlar ve makasda hizmet edip etmedikleri balamnda deerlendirilmitir. Fazlur Rahmann ictihad teorisinin temeli olan tarihselcilii iin genel bir deerlendirme yapmak gerekirse ksaca unlar sylenebilir: Fazlur Rahman, tarihsellik kavramnn klasik yorum geleneinde yer almamasn eletirmekte ve bu anlamda bata Kuran olmak zere, ortaya kan tm anlamlarn gerisinde tarihsel olaylar bir zemin ya da vasat olarak grmektedir. Ancak onun esbab- nzul asndan tarihsel olaylara bakanlardan fark udur: Klasik yorum geleneinde esbab- nzul daha ok vesile anlamnda ele alnmakta ve ayetin anlamn belirleyen, yani sz konusu anla24 25

atb, El-Muvafakat fi Usli-eria, s. 350. Bkz. Kotan, Kuran ve Tarihselcilik, ss. 270-271.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

99

evket KOTAN

ma tm zamanlar iin dhil olan, anlamn inasnda rol alan bir husus olarak grlmemektedir Hlbuki Fazlur Rahmann tarihselciliinin z, tarihsel olaylar ayetlerin anlamn kuran, onu ina eden bir unsur olarak grmesi, yani ayetlerin anlamyla tarihsel olaylar arasnda organik ba kurmasdr. Ancak ayetlerin tarihsel olaylarn snrlar iinde tutuklu kalmamasna bir k yolu bulmak iin ama (makasd) kavramna bavurmu gibi grnmektedir. Bu amac kavramann imkn olarak da kartezyen bilgi kuramna bavurmakta ve Kurann tarihsel anlamnn ve bu anlamn arkasndaki amacn saf kavray dzleminde elde edilebileceini iddia etmektedir. Fazlur Rahman, bizim Kurann indii dnemden farkl bir ortamda yaadmzdan hareketle Kuran ayetlerinin anlamnn belirlenmesinde tarihsellii, ayetlerin anlam kadar gerek olarak ele aldndan Kurann tarihselliini savunmaktadr. Dolaysyla tarihsel ortam deiince, ona gre ayetlerin bu tarihsel ortam sayesinde kazand anlam, dolaysyla fonksiyonellii de biter. Fakat buna ramen Kuran ayetleri, tarihsel anlamlarn kaybetmekle birlikte ama bildirmeleri asndan tm zamanlara hitap etmeye devam ederler. Bylece ayetler, somut tarihsel balarndan kurtularak her tarihsel ortamda yeniden doldurulmay bekleyen ii bo evrensel kavramlara dnr ve yeni bir fonksiyonellik kazanm olurlar. Fazlur Rahman, ayetlerin tikel, yani kendi ortamlarndaki anlamn belirleme ve arka planlarndaki amac gnmze tama noktasnda aslnda tarihselcidir. Tarihsellik kavramn ise, kendi tarihselcilii iin bir tr ara olarak kullanmaktadr. Oysa genel bir tarih teorisi veya ideolojisi olarak tarihselcilik, tarihsellii bir tr ara olarak kullandnda, kendisini ama haline getirmi olur. Ne var ki nesnel sonulara gtren bir anlama lks, Fazlur Rahman, kendi iinde paradoksal bir tarihsellik-tarihselcilik kavram iftini ayn anda istihdam etmeye gtrm gibi grnyor. Ama u soru ak kalyor: Eer Fazlur Rahmann dnd gibi her anlamn gerisinde onun kurucu unsuru olarak duran tarihsel olaylar varsa, bu durumda tarihselciliin ideolojisini belirleyen evrensel geerlilik iddiasndaki anlamn gerisinde yine tikel tarihsel

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

100

Fazlur Rahmann ctihad Teorisi

olaylar m vardr? ayet durum buysa o halde tarihselciliin evrensellik ve nesnellik iddias bo bir iddia olmaktan teye gidemez. Eer tikel tarihsel olaylar deil de tarihselcilik ideolojisini genel bir tarih bilinci retiyorsa, o zaman tarihselcilik, anlamn gerisinde onu ina eden bir tarihsel olayn varln zorunlu gren kendi hareket noktasyla eliiyor demektir. Yani bu durumda tarihselcilik, tarihsel olaylarn somutluundan, gerekliinden, ii doluluundan uzak kurgusal, ideolojik ve ii bo bir faraziyeye dnr. Eer byleyse, bu onun yorum ve ictihad nazariyesinin temelsiz kalacana iaret eder.

Fazlur Rahmans Theory of Innovation


Citation/: Kotan, evket, (2008). Fazlur Rahmans Theory of Innovation, Milel ve Nihal, 5 (2), 87-101. Abstract: Opposing the understanding of innovation and commentary carried out throughout history of Islam Fazlur Rahman offers a new authentic methodology. Contrary to the traditional methodology of jurisprudence based on experience of the Muslims for centuries, this new methodology bases on the aim of dogmas instead of their literal meanings. This aim, not every single dogma or literal meanings of them, is to be taken as the base of innovation to solve the problems. This methodology which consists of the understanding of change of the Quranic judgments depending on historical cases is mainly based on thesis of historicity of the Quran. Key Words: Fazlur Rahman, historicity, innovation, dogma, methodology of jurisprudence.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

101

Jean Leon Gerome (1824 1904)nin bir tablosu

Din, Tecdid ve Reform Kavramlar zerine Mlahazalar

Ramazan YAZEK*
Atf/: Yaziek, Ramazan, (2008). Din, Tecdid ve Reform Kavramlar zerine Mlahazalar, Milel ve Nihal, 5 (2), 103-127. zet: Bu aratrmada, din, tecdid ve reform kavramlar incelenmitir. Din kavramnn anlam erevesi izilmeye allm; ardndan, ed-Din olarak slmn fark belirlenmitir. Yazda, tecdidin vahiyle irtibat konu edilmi, deiim yntemi olarak reformdan fark aklanmtr. Konu balamnda, maslahat kavram, ertelenemez neme sahip grlerek deerlendirilmitir. Ayrca reform, zerinde gelitii zgn ortamyla birlikte tannmaya allmtr. Yazda, dinsel rklk konusuna deininin ardndan, mill bir din aray olarak Trk Mslmanl diye bilinen paradigmann slmilii imkn sorgulanmtr. Bu tr araylarn tecdid bir abadan ziyade mistik ve fakat modern dneme ait reform karakterli talepler olduu sonucuna varlmtr. Anahtar Kelimeler: Din, tecdid, reform, maslahat, mefsedet, Protestanlk, dinsel rklk, ulus din.

Giri Kuranda insanlar dine davet edilmektedir. Farkl dinlerden bahsin yaplmasnn ardndan davetin yapld din, Allahn Dinidir. Bunun dndaki dinlerin ise kimseden asla kabul edilmeyecei

Aratrmac Yazar.

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi cilt 5 say 2 Mays Austos 2008

Ramazan YAZEK

bildirilir. Bu noktadan hareketle, kendisine davet olunan dinin; Allahn dininin ne/hangisi olduunun bilinmesi zarureti vardr. Din kelimesi, d-y-n teferruatnn (dier mtaklarnn) ona rci olduu bir kktr. Bu fiil, eitli kullanm biimlerine gre her trl itaat etmek, ba emek mns tar ve u mnlarda kullanlr: stnlk, egemenlik, itaat, emir, itaate zorlamak; kle ve kiiyi itaatkr olacak ekilde zorlayc bir kuvvet kullanarak kleletirip birine itaat ettirmek, hizmetinde ua yapmak; emrine amade olmak. Din, bir eyin bir makamn hkimiyet ve otoritesi altnda zilleti ve boyun emeyi kabullenmektir. Ayn zamanda din kelimesinin ceza ve/veya mkfat vermek, hesaba ekmek, idare etmek anlamlar da vardr. Bu terim, eriat, kanun, yol, mezhep, millet, det, taklit mnlarnda da kullanlmaktadr.1 Kuranda, yol, hayat tarz, hesap gn, kanun, hkm, insann her trl inancn, dncesini, tavr ve davranlarn ifade eden yaam tarzn ya da yaamnda izledii yolu, istikameti gsterme anlamlarnda kullanlan din teriminin, zel anlamda slm iin kulland unutulmamaldr.
Allah nezdinde hak din (ed-dn) slmdr.2 Kim slmdan baka bir din seerse bu ondan kabul edilmeyecektir.3

Burada, slmn dnda dinlerin olduuna da dikkat ekilmekte ve Allahn Mslmanlara ngrd dinin slm olduu belirtilmektedir. Grld zere, slmn dndaki dinlerin mevcudiyetinin prensip olarak kabul edildii aikrdr. Kurann din iin emrettii zel kullanm yine Kuranda din terimine yklenen genel anlamlarla beraber dnldnde kan sonu udur: nsann btn yaamnda takip ettii temel yol, hayat tarz, benimseyip takip etmesi iin konulan esaslar Allah tarafndan belirlenmi olan slmdr.4 slm dini ise akl sahiplerini kendi irade1

2 3

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

104

Bkz. Ali nal, Kuranda Temel Kavramlar, Din mad., Beyan Yaynlar, stanbul 1990, s. 122; Mevdudi, Kurana Gre Drt Terim, Din mad., Trkesi: Osman Cilac, smail Kaya, Beyan Yaynlar, stanbul 1991, 18. Bask. Al-i mran, 3/19. Al-i mran, 3/85. inasi Gndz, Giri, Yaayan Dnya Dinleri, D..B.Y., Ankara 2007, s. 19.

Din, Tecdid ve Reform Kavramlar zerine Mlahazalar

leri ile Resulullah (s.a.v.)n getirdiklerini kabule aran ilahi bir kanundur.5 Kurann din terimine ykledii anlam erevesini dikkatten uzak tutmadan, bunun insanlarn zerinde bulunduu din anlaylaryla mukayese yaplmas gerekir. Din, ilk insanla birlikte var olmu ve nitekim insanln sonuna dek de varln srdrecek bir gerekliktir. nsanlar, hi bir zaman dinsiz yaamam; kutsallna ve yceliine inanlan bir g karsnda boyun emi, o gcn varln tanm ve o gcn emirlerine uyma ihtiyac hissetmitir. Varlna ve yceliine inanlan bu g ve otorite Allah olduu gibi farkl inanlara gre gne, ay, yldz, canl veya cansz putlar, tarihte n yapm baz insanlar, makamlar, kavimler, devletler ve daha baka eyler de olmutur. Netice olarak kiinin, yolunu izledii toplum, pei sra gittii dnce, fikir ve yasa onun dinidir. Allah tarafndan kabul edilecek hak din, Allah'n vazifelendirdii peygamberler vastasyla akl sahibi insanlara tebli edilen, onlara dnya ve ahirette mutluluk yolunu gsteren ilahi bir sistem olan slmdr. O, Allah'n dini, Allah'n yolu demektir. slm, dem (a.s.)den peygamberlerin sonuncusu Hz. Muhammed (s.a.v.)'e kadar btn nebi ve resullerin dinidir. Hi bir peygamber slmn dnda bir din ile mesul tutulmad gibi slm dnda bir dini tebli ile de mkellef klnmamtr. Nitekim Allah, slm'dan baka bir dini kabul edip raz olmayacan aklam ve tekrarla bildirmitir. Hlasa btn peygamberlerin dini ancak slmdr. Kur'anda bu, Nuh (a.s.)'un dilinden yle bildirilir: "Bana Mslmanlardan olmam ve Kuran okumam emredildi. 6 Hz. brahim ve smail'in dilinden yle buyrulmutur: "Bana sadece bu emrolundu ve ben Mslmanlarn ilkiyim."7 Hz. sa ve havarilerinin

6 7

Bkz. Rab el-Isfahani, d-y-n mad., Mfredt, trc. Abdulbaki Gne, Mehmet Yolcu, ra Yaynlar, (I-II), stanbul 2006, c. 1, s. 447; Seyyid erif Crcn, Din mad., Kitabut- Tarft, Ter.: Arif Erkan, Bahar Yaynlar, stanbul 1997, s. 105. Neml, 27/91. Enm, 6/163.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

105

Ramazan YAZEK

dilinden de yle buyrulmutur: "Allah'a inandk, ahid ol ki bizler Mslmanlarz."8 Btn peygamberler ve onlara tbi olanlar Mslman ve slm olduklar halde, Hz. Musa'nn Yahudilerin, Hz. sa'nn da Hristiyanlarn peygamberi olarak gsterilmeye allmas gerekten ilgin ve dndrcdr. ou yerde Hristiyanlk ve Yahudilik iin hak din denilmi olmas da yanltr. Zira sa zamannda Hristiyanln Musa zamannda ise Yahudiliin varlndan sz etmek mmkn deildir. slm'n deimez vasflar vardr. Bu vasflar, ncelikle bir olan Allah'n varln ve sadece bu yce Allah'a ibadet edilmesini ngrr. Kinatn Allah'tan baka bir yaratcs olmadn, tm peygamberlere ve ilahi kitaplara inanmay, ebedi bir hayatn, yani ahiret hayatnn varln kabul edip kesin bir imanla inanmay art koar. Ksaca din-i slm, insanlarn dnya ve ahiret mutluluunu teminat altna alr. slma gre yaratan, yaatan, ldren ve tekrar diriltecek olan ancak Allah'tr. Allahn dini zere olmak, ibadeti ona has klmak, ulhiyetinde ve rubbiyetinde kendisine ortak komamak ile mmkndr.9 Tecdid, ctihad ve Mctehide Dair Mlahazalar slm, dinde ayrla dmeyi knam, insanlar bundan aka sakndrmtr. Bununla birlikte ihtilaf, sosyal ve kanlmaz bir olgudur. htilafn vukua geldii her durumda; dnce treni raydan her saptnda, onu, vahye ynelerek tekrar zeminine oturtmak mmkndr. slm tarihi boyunca mcedditler hep bunun abas iinde olmulardr. Tecdid ehli, Kuran bilincini yeniden ihya etmeye alm, problemlerin zmn Kuranda arama gayreti iinde olmulardr. Her dnemde ihya ncleri hep ayn noktay iaret etmilerdir. Bu, vahyi merkeze alarak dinin/yaamn ihyas noktasnda younlamak, problemlerle yzlemekten kanmadan her seferinde yeniden Kurana mracaat etmektir. As-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

106

l-i mran, 3/52. Beir slmolu, Kulluk Bilinci, Denge Yaynlar, stanbul 1998, ss. 12-16.

Din, Tecdid ve Reform Kavramlar zerine Mlahazalar

lnda her problem sonrasnda tekrarla gsterilen aba, dorunun zamansal kefidir. Bu keif, yeni deil var olan yeniden keiftir. slm kavramn szlk anlamna indirgeyerek stlahi anlamn ertelemek/rtmek, yanl istidlalden te, anlam, Kurann btnlnden uzaklatrmak olur. slm olmak (teslim olmak)la birlikte nasl bir tanrya teslim olunduu, burada temel sorudur. nanca dair btn sapmalar, doru bir Allah inancndan uzaklama neticesinde oluur. Nitekim lemlerin rabbi olan Allah, Yahudilik ve Hristiyanlktaki tanr tasavvurundan tamamen farkldr. O, ilahlardan bir ilh veya ilahlarn en by deil, o, kendisinden baka lh olmayan tek Allahtr. O, herhangi bir kavmin deil lemlerin rabbidir. Ve yine o, domam ve dorulmamtr. Doru bir Allah inancnn ne/nasl olduunu da yine biz Kurandan reniyoruz. te bu inann din olarak ad slm ve bu anlamda inananlarn ad da Mslmandr. hya; diriltme, yeniden hayat kazandrma, her canlya canllk verme asndan zat itibariyle hayy olan Allaha aittir.10 Bu kavram, rtlen hakikatlerin ortaya kartlmas, kllenmi hakikatlerin aikre klnmas anlamnda da kullanlmaktadr. Kuranda grevlendirildii bildirilen peygamberler, slmn evrensel dzlemdeki temsilcileridir. Her peygamber, kendinden ncekileri dorulamakla ve ancak kendisine uyulmasn da talep etmekle mkelleftir. Bu mdahale, messes anlamyla slmn, tahrif edileni/bozulan ihya etmesi, hakikati tekrarla ortaya karmas demektir.
Hani Allah, peygamberlerden: "Ben size Kitap ve hikmet verdikten sonra nezdinizdekileri tasdik eden bir peygamber geldiinde ona mutlaka inanp yardm edeceksiniz" diye sz alm, kabul ettiniz ve bu ahdimi yklendiniz mi? dediinde, kabul ettik cevabn vermiler, bunun zerine Allah: o halde ahit olun; ben de sizinle birlikte ahitlik edenlerdenim, buyurmutu. Artk bundan sonra her kim dnerse ite onlar yoldan kmlarn ta kendileridir. 11
10 11

Bkz. Necm, 53/44; Bakara, 2/164, 28; Mmin, 40/11. l-i mrn, 3/ 81-82; bkz. l-i mrn, 3/83-88.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

107

Ramazan YAZEK

Peygamberlere, Kuran- Kerimde mzekkir (hatrlatanlar) ve yaptklar ilere zikir (hatrlatma), tezkere (hatra) ve tezkir (hatrlatma) denilmitir. Demek nebiler, kitaplar ve hakka davet edenler, insanlar iin yepyeni bir ey getirmez; aksine onlar da, daha nceden var olanlar kefedip tekrar ortaya karrlar.12 Bu adan Allahn elilerine gelmi zikr (kitaplar) muhteva itibariyle hep ayndr ve peygamberler de kendi beyanlarnda srekli ayn mesaj tekrar etmilerdir. hya hareketinin hedefi, kulluun Allaha has klnmasn salamaktr. Bu, yaratln -varln- gerekesine ve verilen sze sadakattir. Zaman ve meknla snrlanamayacak ilahi iradenin ltuf ve ikram hareketi olarak ihya, bireysel mkellefiyetten toplumsal zemine dnk yz ile slm hukukunda ahkmn deimesinin imkndr. Deien artlara deimeyen naslarn uyarlanmas, tecdidin srekli klnmas ile mmkndr. Tecdid kavramn anlayabilmek iin ncelikle bilinmesi gereken baz eyler vardr. slm-cahiliyye arasndaki ayrl btn ynleriyle gremeyen birisinin tecdid hakknda doru bilgilere sahip olmasn beklemek anlamszdr. Tecdidi bilmek, ncelikle slm ve buna bal olarak cahiliyyeyi bilmek zorunluluunu getirir. En basit anlamyla tecdid, slm cahiliyyenin pisliklerinden temizlemek anlamna gelir. Burada zerinde durulmas gereken nemli nokta udur: slmi olma iddiasnda olmak veya o gayret iinde bulunmak ve cahiliyyenin baz unsurlarnn farkna varabilmek, ancak ve ancak slm hakkyla bilmekle mmkndr.13 Tarih boyunca Mslman nc simalar kfrn zerine gitmekte net ve kararl davranarak tecdidde bulunmulardr. hya nclerinden Hz. Ebubekir (r.a.), zekat vermeyen mrtedlerle savarken, Hz. mer (r.a.) iktidarn kuatcl ve dine lakayt
Mevdudi, Tarih Boyunca Tevhid Mcadelesi, Trkesi: Ahmed Asrar, Pnar Yaynlar, (I-III), stanbul 1985, c: 1, ss. 28, 29; Bkz. Eb Hanfe, El-Alim vel-Mteallim (mam- Azamn Be Eseri), ev. Mustafa z, FAV, stanbul 1992, s. 12. Mevdudi, slmda hya Hareketleri, Trkesi: A. Ali Gen, Pnar Yaynlar, stanbul 1995, 4. Bask, s. 15.

12

13

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

108

Din, Tecdid ve Reform Kavramlar zerine Mlahazalar

olunmasnn reddi konusunda amansz bir mcadele vermiti. Hz. Osman (r.a.), ulaabildii, yetebildii, sapma ve problemleri ortadan kaldrmaya gayret etmiti. Hz. Ali (r.a.) ise slm mmeti ierisinde ba gsteren fitneleri cann diine takarak bertaraf etmeye aba sarf etmiti. O, bir tarafta kendisine ulhiyyet atfeden mriklerle savam, dier tarafta Kuran ile birlikte Snnetin kuatclndan uzaklaan Harici frkalar ile amansz bir mcadeleye girimiti. mer b. Abdulaziz (r.a.), cahiliyye pisliklerinin tekrar hortlamasna karn tecdidde bulunmu, imam Teymiyye (r.a.), tasavvuf balamnda ortaya kan eitli anlaylara kar mcadele etmiti. Btn mtehitler, kendi dnemlerinde, bir taraftan slmdan sapmalara ynelik tecdidi srekli klm, dier taraftan deien artlarla orantl olarak ortaya kan sorunlara zm arayn srdrmlerdir. Tecdid hareketinin iki nemli boyutu vardr: Birincisi, tecdide konu problemin tehisi, ikincisi, doru tehis edilen problemin doru bir ekilde ortadan kaldrlmas, yani tedavidir. Tehis ile tedavi her ynyle uyum iinde olmaldr. Asl ve usl uyumsuzluu, amatan uzaklalmasna sebebiyet verebilecek bir risk tadndan, burada da la ilahe illallah mesaj srekli canl tutulmaldr. Tarihteki ihya hareketlerinin nderlerine baktmzda, gerekte onlar imamlar klan unsur, doru tehis ile birlikte Allahn diledii kadar tedavide de isabet etmi olmalardr. Konulan tehis ve uygulanan tedavi, ou kez hadiselerin scaklndan uzak olanlara anlamsz, gereksiz hatta yanl gibi gzkebilir. Ancak vaka kendi artlarnda dnldnde, zaman iinde yerli yerine oturan yaklamlarla daha bir netlie kavuur ve semeresini verir. Modern dneme gelindiinde, ortaya kan cahili inan ve yaam tarzlarnn Kuranda bahsi geen gemi kavimlerin helak sebeplerinin adeta toplamna denk dt grlr. Burada nemle unu vurgulamak gerekir ki, cahiliyyenin gemite olduu gibi bugn de bu derece yaygnlk kazanmas, ed-Din olarak s-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

109

Ramazan YAZEK

lma hi bir zarar verememitir. Onun zarar, kendilerinin Mslman olduunu syleyen insanlar zerinde olmutur. Bunun izalesinin imkn, ncelikle cahiliyeyi ve slm doru bilmekte ve mcadeleyi bu dorultuda yrtmekte yatmaktadr. Maslahattan Mefsedete -Salh ve Fesad zerineTecdidi doru anlamamz salayacak terimlerden birisi maslahat kavramdr. Maslahat, kelime anlam itibaryla menfaat ve iyilie vasta olan, sulhn gerektirdii ey, rahatlk, dine olan ballk demektir. Kuranda doru olan ameller iin kullanlr. Maslahat, mefsedet kelimesinin zdd bir kavramdr. Onu bu anlam btnl ierisinde dnebiliriz. Mefsedet, fesad kknden tremi; bozgunculuk, haddi tecavz edip zulmetmek, istikametten sapma, ibadetin bozulmas, ameller iin geersiz olma, hkm olmama, uygunluktan uzaklama, itidalden kma anlamlarna gelir.14 Cumhur-i fukah, slm hukukunda maslahatn muteber olduunu ittifakla kabul eder. Onlara gre nefs arzunun mahsul olmayan ve nasslara aykr dmeyen maslahatla amel etmek gerekir.15 Maslahatn er bir delile aykr olmamas, kati ve kll (umm) olmas da art koulmutur.16 slm hukukular, bilgi elde etmenin ilk yolunun haber-i sdk olduunu sylemektedirler. Keza Allahn emirleri maslahat kavramamzda ilk yoldur. Onun nehiyleri de mefsedeti gsterir. Gazali: Maslahattan maksat, er erifin gayelerini korumak ve gerekletirmektir der. lahi teklife muhatap olan her insan, emrin en yksek derecesi olan tevhid akidesini muhafaza etmek, en iddetli nehiy olan tauta kulluktan da kanmak durumundadr. Zira kfr, mefsedet hkmndedir. Mefsedetin izalesi imkn olduunda
14

15

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

110

16

Bkz. H. Yunus Apaydn, Fesad mad., T.D.V. slm Ansiklopedisi, stanbul 1995; Yusuf Kerimolu, Kelimeler Kavramlar, Maslahat mad., (I-II), nklb Yaynlar, stanbul 1990, 11. Bask, c: 1, s. 114; nal, Kuranda Temel Kavramlar, FesadSulh mad.; Saffet Kse, Maslahat mad., mil slm Ansiklopedisi, mil Yaynevi, stanbul 1991. M. Ebu Zehra, slm Hukuku Metodolojisi, ev. Abdulkadir ener, Fecr Yay., Ankara 1990, 5. Bask, s. 242; Bkz. Abdulkerim Zeydan, Fkh Usul, ev. Ruhi zcan, Emek Matbaaclk, 1982, 2. Bask Kse, Maslahat mad., mil slm Ansiklopedisi.

Din, Tecdid ve Reform Kavramlar zerine Mlahazalar

her Mslmann zerine vaciptir. Tauti glerle savamak maslahatn en st derecesidir. Yine bn-i bidin: Dinin muhafazas, maslahatlarn en stndr hkmn zikreder.17 Maslahat, ayn zamanda meruiyet snrlarnn belirlenmesi zorunluluu olan bir stlahtr. Aksi takdirde Allahn snrlarnn bsbtn ihlli sz konusu olabilir. Zira er hkmlere aykr olan herhangi bir tavr maslahat deil mefsedettir. Bundan tr kll maslahatlarn cz maslahatlardan ne alnmasnda ilk etapta faydal gzkenin terki gibi bir durum sanlabilir. Gerektiinde, sava faydasnn hayatta kalma faydasndan ne alnmas rneinde olduu gibi.18 er hkmler genel anlamda kll bir maslahat; zel anlamda da her bir meselede cz bir maslahat ierir. er ykmllklerde kendisi iin mer klnandan bakasn arayan kimse, dine ters dm olur. nk mer klnan hkmler, sadece maslahatlarn temini, mefsedetlerin de uzaklatrlmas iin konulmutur. Dine muhalefet edildii zaman, muhalif bulunan amellerde maslahatn temininden ya da mefsedetin uzaklatrlmasndan sz etmek mmkn olmayacaktr.19 slm, insan heva ve hevesine uymaktan kurtarmak; bununla, onun dnya ve ahiret mutluluunu temin etmek iin gelmitir. slm eriat, Allaha kulluun en st dzeyde gereklemesi iin getirdii hkmler ile maslahatn teminine ynelmi; neyin maslahat olduunu belirlemi ve uyulacak kurallar koymutur. Maslahat, arzu ve heveslerle belirlenmez. Zira arzu ve heveslere uyulursa yer gk her ey fesada gider.20
Eer hak, onlarn kt arzu ve isteklerine uysayd, mutlaka gkler ve yer ile bunlarda bulunanlar bozulur giderdi.21

17 18 19

20

21

Kerimolu, Maslahat mad., Kelimeler Kavramlar c: 1, s. 114. Kse, Maslahat mad., mil slm Ansiklopedisi. tb, el- Muvfakt, ev., Mehmed Erdoan, z Yaynlar, stanbul 1990, (I-IV), c: 2, ss. 389, 334. Mehmet Erdoan, slm Hukukunda Ahkmn Deimesi, FAV., stanbul 1994, 2. Basm, s. 34. Mminun, 23/71.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

111

Ramazan YAZEK

Ak ve kesin olan nasslarn zddna veya terkine ynelik tavra gelince, bu maslahat deildir. Maslahat kavramnn asl mns, dinin gayelerini korumak ve gerekletirmek iken, gnmzde bu kavrama, zellikle hareket fkh asndan arpk ve yanl bir anlam yklenmitir. Dinin emir ve yasaklarna uysun uymasn, menfat elde etme, iinde bulunulan an neyi gerektiriyorsa ylece faydac davranma maslahat diye alglanr olmutur. Dolaysyla kavram asli anlamn yitirince ehven-i erre snlr ve srekliliinde de hile-i erye doar. Bu durum maslahatn mefsedete dnmesidir. Bir ey hakknda dini yasan bulunmu olmas, o konuda mkellefin bir maslahatnn bulunmamasn gerektirir. Bazen ilk bakta bir konuda mkellefin maslahatnn bulunabilecei dnlebilir; ancak iyice zerinde durulduunda yle olmad grlecektir. Buna yeltenen kimse farkl dnse bile, Allah Tel o eyde kula ynelik bir maslahat olmadn bilir ve o yzden de onu yasaklar.22 Tecdide konu olan her bir mevzuda kulun maslahatnn olmas gereklidir. Maslahatn gayesinin, dini koruma ve gerekletirme amacna dnk olduu hatrlanacak olursa, tecdidin, neye ramen olamayaca ortaya kar. Maslahatlarn muteberlii, er hkmlere muvafkl iledir. Aksi ise Kuran ve Snnet nasslarnn er hkmleri aklama hususunda kusurlu olduklarn iddia etmek olur. Bu durum peygamberimizin tebli vazifesini tam olarak yapt gereiyle badamaz. Zira Resulullahn tebliinde, gecesi gndz gibi aydn olan bir yol bulunmaktadr. Hakknda zel bir delil bulunmayan kanaat, maslahat deil ind bir gr mahsul olup nefsi arzulara dhil bir eydir. Keza bir nassa dayanmakszn maslahat delil olarak almak, dinin hkmlerinden syrlmak ve maslahat adna insanlara zulmetmektir.23 tb maslahatn uygulamasna dair unlar sylemektedir: Kll bir durumla cz bir durum tearuz (zddiyet) halinde bulunursa, kll olan takdim edilir. Ksm maslahatlarn ihlle uramasyla lemdeki nizam bozulmaz. Cz maslahatn kll maslahattan

22

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

112

23

tb, el- Muvfakt, c: 1, s. 294. Ebu Zehra, slm Hukuku Metodolojisi, s. 242.

Din, Tecdid ve Reform Kavramlar zerine Mlahazalar

ne alnmas durumu ise bunun aksinedir. nk kll maslahatlarn ihll ve dumra uramasyla lemdeki nizam bozulur.24
De ki: Siz mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah m?25 Size ancak az bir bilgi verilmitir.26 Allah bilir siz bilmezsiniz.27

slm, tabiat itibariyle salt dnyevi olana muhaliftir ve vahye ramen olan yntem olarak benimsemez. slmn, slmi olmayan metotlarla baarya ulaamayaca ilkesel olarak bildirildii gibi bu, tarihsel olarak da test edilmitir. Deiim ve dnmde; problemlerle her bir karlamada takip edilen yolun vahye muvafkl hesap edilmeden her yolun mubah grlmesi, tecdidden te reforma karlk gelen bir kaytszl, ilkesizlii ierir. Bu, nceki kavimlerde minnet eklinde firavunlar tarafndan ortaya konulmutu. Onlardan biri Musa (a.s.)nn bana yle kakmt: Biz seni ocukken himayemize alp bytmedik mi?28 Musa (a.s.)nn verdii cevap; O nimet diye bama kaktn ise, (aslnda) srailoullarn kendine kul kle etmendir29 olmutu. Allahn peygamberinin verdii cevap, kafirlerin yreinde haset brakacak ekilde gerek hallerini/niyetlerini ifa ederken, maslahat da faydac bir tavrdan te ilkelere sadakatte grdklerini gsteriyordu. Bununla o, insanlarn maslahatn Allahn emir ve yasaklarna mutlak itaat etmekte gryordu. slm, gayelerin meruluunu gerekli grd gibi, gayeyi gerekletirecek vastann meruluunu da art komutur. nsanlarn maslahat, Allahn indirdiinde, Raslnn de tebli ettii gibi onun dinindendir. Eer maslahatlar, onlara Allahn kendileri iin koyduu hkmlere kar kmada grnyorsa, o zaman onlar yanlg iindedirler. Maslahatn Allahn teri ettiinin dnda bir eyde olduunu iddia eden bir kimse, bir an dahi bu din zere ka-

24 25 26 27 28 29

tb, el- Muvfakt, c: 1, s. 327. Bakara, 2/140. sra, 17/85. Nur, 24/19; bkz. Mlk, 67/13, 14; Necm, 53/23; Rad, 13/10. uara, 26/18. uara, 26/22.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

113

Ramazan YAZEK

lamaz; bu dinin ehlinden olamaz.30 Bunun anlam, deiim ve dnmde her yolun slmi olduu gibi bir iddiann vehimden teye geemeyeceidir. slm hukukunun deimeye asla tahamml olmayan, evrenselliini ve ebediliini salayan hkmleri vardr. slmn gayeci ruhu bir tarafa itilerek her deiim, deiim adna kabullenilirse, slm hukuku ksa bir sre sonra ne hukuku olduu bilinmeyen; ilahi hukuk olmaktan km beeri bir hukuk eklini alm olacaktr.31 Tecdidi yaklamn sz konusu olduu her an, bu hassasiyet gz ard edilmemelidir. Peygamberimizin siretinde, konumuza k tutacak netlik ve kararllk rneklerini grmek mmkndr. Peygambere teklif edilen, makam ve mevki, mriklerle dnml olarak birbirinin dinine tabiyet, atalarn dinini ktlememek, statkonun devam artyla istenilenlerin sylenilebilecei; mkellefi ykml olduu kimi sorumluluklardan muaf tutmann formlleri eklinde zetleyebileceimiz avantajlara (!) itibar edilmedii grlmektedir. Resulullahn bu tutumu, netlik ve kararlln gzetilmesi asndan sonraki tecdidi yaklamlara srekli kaynaklk etmitir. Mekkeli mrikler, sistemin alternatifini farkl zm nerileriyle kendi iinden kartma hesaplar yapyorlard. Ancak bu teklifler her seferinde vahiyle ak ve net olarak reddedilmitir. Bu yndeki btn nerilere davann kar (maslahat) mantyla yaklamak, yaplanlara meru, hatta gerekli tecdid demek evvelemirde yasaklanmtr.
Mrikler, sana vahyettiimizden baka bir eyi yalan yere bize isnat etmen iin seni, nerdeyse sana vahyettiimizden saptracaklar ve ancak o takdirde seni candan dost kabul edeceklerdi. Eer seni sebatkr klmasaydk, gerekten, nerdeyse onlara birazck meyledecektin.

30

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

114

31

Bkz. Seyyid Kutup, Yoldaki aretler, ev. Mustafa zel, zgn Yaynclk, stanbul 1995, 6. Bask. Erdoan, slm Hukukunda Ahkmn Deimesi, s. 52.

Din, Tecdid ve Reform Kavramlar zerine Mlahazalar O zaman, hi phesiz sana hayatn ve lmn skntlarn kat kat tattrrdk; sonra bize kar kendin iin bir yardmc da bulamazdn.32 Eer sana gelen bir ilimden sonra, onlarn arzularna uyarsan, (ite o zaman) Allah tarafndan senin ne bir dostun ne de koruyucun vardr.33

lk selef yaklamnda ve temel slmi disiplinler tarafndan akla arlkl yer vermesi nedeniyle Kelam ilminin dahi kaygyla karland bilinmektedir. Oysa biliyoruz ki, Kelamn ncelikli hedefi, slm yabanc kltrel ve dnsel saldrlara veya etkilere kar savunmak olmutur. Dolaysyla her bir teolojik paradigmann slmda izdmlerini aramak dpedz Kelamn mcadelede muarz olduu yaklamlarn safnda pozisyon almaktr. Bunu, ister maneviyat ve ruhu yaklamlarla yapmak, isterse modern dnem teoloji denemelerine anak tutmak eklinde olsun, fark yoktur. Dolaysyla ihya safiyetine mukabil reformist kaytszln slmda kabul grmesini beklemek, slmn ilkeselliini grmezden gelmektir. Tecdidden Reforma Bir Hazin Serven -Tecdidin Reformizme TahviliTecdid, doas gerei duraanlktan tedir. Bir deiim dinamii olarak tecdid, vahyi l alan dinamizmi nerir. Reform ise insan merkezci bir yaklam olarak salt akl l alr. Bu k noktalar ama ve hedef farklln batan ortaya koyar. Bununla, doal olarak neye ramen olamayacaklar sorunsal gndeme tanr. Bunlardan ilki ilahi, dieri profan karakterlidir. Biri slmi, dieri laik hedeflidir. Tecdid, tedrici deiimi ngrr; zeldir. Kendine ait olan (Mslman) kendince (slmi ekilde) ihtiyala orantl bir ekilde dnme tbi tutar. Reform ise iddeti ngrmemesine ramen deitirmek istediinin her halkarda doasn dikkate almay gzetmez; genellikle dayatmacdr ve hatta ihtiya hissettiinde militarist gleri arkasna almaktan saknmaz.

32 33

sra, 17/73-75. Rad, 13/37.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

115

Ramazan YAZEK

Bat toplumlarnda Aydnlanmayla birlikte pozitivizm, endstriyel kapitalizm araclyla dinsel her bir eye varncaya kadar etkisini gsterdi. Bu srete dine, bireylerinin kendilerini ilahi amalara vakfetmekten uzaklatrma rol biildi. Ancak din, beklenilenin aksine, nemini yitirmedi; bilakis ykselen deer oldu. Ortaya kndan itibaren Protestanlk, gerek Katolikliin dogmalarna kart konumuyla, gerek modernite sorunuyla en youn ekilde uramasyla, seklarizasyon sreci ile zel bir ba olan mezhep nitelii kazanmtr. Bu bakmdan, Protestanlk, 20. yzyln sonunda seklarizasyon hipotezini test etmek iin nemli bir rnek olaydr.34 Kresellemeyle birlikte her alanda olduu gibi dinin de kresel bir ilev grmesi beklendi. Bu balamda modern dneme ait paradigmalarla (plralizm gibi) deerlerin kymetsizletirilmesi; yerel olanlarn ortadan kaldrlmas -en azndan inceltilmesi- zemininde yeni, bir anlamda anonim bir din hedeflendi. Kendi doasna ters dmesine ramen din, vahiy merkezli olmaktan kartlp rasyonalize edilmek ve salt hmaniter bir zemin zerine oturtulmak istendi. Nitekim bu ironi ile din, seklarize edilerek modern bir forma sokulmaya alld. Mslman toplumlara ve zellikle de slma bu ynde bir rol verilmeye kalklmas abesle itigalin tesinde tam bir faciayd. slm dncesi, gelenekle gelen mistik; ruhu tutumlarn merkeze alnmasn reddettii gibi rasyonaliteyi merkeze alan; btnl zen ve bireyselletiren, yaam kutsaln mdahalesinden soyutlayarak bir anlamda seklarizasyona uratan bir dnya gr olarak moderniteyi de reddeder. Sosyolojik servenleri zamansal ve meknsal olarak fark etse de tevhdin yaama mdahalesi hep ayn olmutur. slm, vahye ramen merkeze alnanlara itibar etmez. Kuran, insan yaamnn tanzimine dair iki tr hkm vaz eder. Bunlardan birinci ksm hkmler, akaid ve ibadetlerle ilgilidir. Bunlar, dinin ikmesine; kii ile Allah arasndaki ilikileri dzenlemeye ynelik olanlardr. kinci ksm hkmler ise fert-fert ve
34

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

116

Ali Yaar Sarbay, Postmodernite Sivil Toplum ve slm, Alfa Yaynlar, stanbulBursa 2001, s. 73.

Din, Tecdid ve Reform Kavramlar zerine Mlahazalar

fert-toplum arsndaki ilikileri dzenler. Bu tr hkmler ile devlet ve toplumun tanzimi amalanmaktadr. Bu ksmn kapsamna ise muamelt, ukbt, ahvl-i ahsiyye, idare hukuku ile ilgili hkmler girmektedir. Her iki grup hkmlerin amac da insann dnya ve ahiret sadetini temin etmeye yneliktir.35 Teslimiyet ile balayan bu btnlk yaamn her cephesinde gzkr. Keza slma Kurann btnlnde yaklamak ameli deil itikadi bir zorunluluktur. slm toplumlarnn geri kalmasnn temelinde, bugn yaadklar birok sorunun ardnda tecdid bilincinin ertelenmesinin yatt sylenebilir. tihat ertelenmi ve bunun yeri ve tabiat, kayna itibariyle farkl olan ya mitsel ya da usu bir takm yaklamlar arasna sokulmutur. Konuya dair M. S. Hatipolu yle demektedir: Bu deerlendirmenin en mhim maddesini Kuran ve Snnet hkmlerinin zamn, mevzi olanlarnn, yni furtdan saylanlarnn ve dolaysyla deiime ak olanlarnn snrn izebilmek tekl etmektedir. Gnmz slm dnyasnn ba meselesi bence budur ve bunun zm de on drt asrlk slm kltrnn ilm tahlil ve tenkidini gerekli klmaktadr. 36 Taklit taassubunun zihinleri dumura uratt, tecdid bilincinin kreldii, ortaya kan yeni sorunlara Kurani zmler retmek zorunluluunun ertelendii bir gereklik zemininde, Mslmanlarn yeniden uyan ve Kurnla dirililerinin zorunluluu ortadadr. Mslman iin esas olan, deiim gereiyle yzleirken Kurani zmler retmektir. Tarihsel vakalara tepkisel tavrlarla yaklamak, hakikati, salt fayda-zarar eksenli kriterlere endekslemek gibi yaklamlarn slm ile iliii yoktur. Yozlamann kendisiyle balad nemli bir krlma noktas olarak grdmz beeri mlahazalarn mutlaklatrlmas, tecdid hareketini tkam, Mslmanlara bedeli ar faturalar detmi ve detmeye de devam etmektedir. Bu durum, dinin do-

35 36

Erdoan, slm Hukukunda Ahkmn Deimesi, ss. 30, 31. Mehmed S. Hatibolu, slmn Dnyevlemesi mi Dnyev Hayatmzn slmlemesi mi? slmyat, Ankara 2001, c: IV, s: 3, s. 8.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

117

Ramazan YAZEK

ru anlalmasnn nndeki nemli engellerden biri olma zelliini korumaktadr. Bir Deiim Dinamii Olarak Reform Reform, zerinde bulunulan durumdan daha iyi duruma ulamak iin yaplan dzenleme ve deiiklik iin kullanlan bir kavramdr. Kelimenin ilim literatrne girii ve dini ilimler alannda kullanlmas 16. yzylda Roma kilisesinin egemenliine kar klmasyla balamtr. Kelimeye, slm leminde ve zellikle Trkiyede kullanlmasyla daha bir zel anlam yklenmi ve bylece kelime Batc eilimlerin yaygnlk kazanmas ve Bat kltrnn slm lemine hkim oluuyla ilgili bir kast tamtr. Batda kullanlan baz tabirler kendi oluum artlar dikkate alnmadan baka toplumlara uyarlanmaya gidilmitir. Batda kilise imanna dnk dini reformlarn yaplmasndan sonra sanayi ve teknolojik alanlarda ilerlemeler kaydedilmitir. Bu frsat yakalayan Bat, smrnn yeni imkn olarak sanayisini bytmeyi farkl toplumlara reform nerisiyle gtrmtr. Reform nerisinde bulunduu inanlar kendi kilise skolstik anlayna kyas ederek dntrmeye almtr. Bununla geri braklm lkelerde dinde reform diye bir harekete geilmiti.37 Reformizm, var olan dzenin bir takm deiikliklerin gerekletirilmesiyle iyiletirilebilecei, gelitirilebilecei ya da kurtarlabilecei inancyla belirlenen tavr; mevcut yap iinde kalarak devrim ya da devrimci dnmler yerine siyasi, ekonomik ya da toplumsal dnmleri gerekletirmeyi amalamadr. 38 Bat, kendi varln idealletirmesi neticesinde dier dnya olarak tanmlad tekilerini kendi deer yarglaryla dntrmeye almtr. ncelikle kendini modern/medeni kabul eden Bat, dierlerine geleneksel/vahi n kabul ile deer bimitir. Yani evrilme, Batnn bulunduu yere, modern kabul edilene do-

37

38

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

118

Bkz. M. Sait imek, Reform mad., amil slm Ansiklopedisi, stanbul 1992, c: 5, s. 239. Ahmet Cevizci, Reformizm mad., Felsefe Szl, Paradigma Yay., stanbul 2005.

Din, Tecdid ve Reform Kavramlar zerine Mlahazalar

rudur. Bununla Bat, insan ilikilerinin toplamn gremeyip dayatma unsurunu yedekleyerek taleplerine devam etmitir. Bat modernlemesinin oluumunda, antik Yunan felsefesini, rnesans, reformlar, sanayi devrimini grmeden modernleme zmlemelerine girmenin anlamszl ve ilgili sreleri yaamam lkelere39 adeta provasz elbise dayatlma vehameti ortadadr. Seklarizmle din, dnyevileme ynnde evrilmeye tbi tutulmak istenmitir. Seklarizm, Hristiyanln hayatn her alanna egemen olduu Ortaan sonlarnda Aydnlanma, rnesans ve reformlar ile birlikte meydana gelen byk dnmn (modernite) dinsel adan nitelenmesidir. Bu, Hristiyanln artk altn ann son bulduu, toplumun dinden uzaklamas, inan ve eylemlerin ilhi yerine dnyevi hedeflere ynelmesi, dinin ilevinin sekler toplumsal ilevlere dnmesi ve hlasa kutsaln yerini dnyevi olann almasdr. Farkl bir ifadeyle seklerleme, dinin toplumda otoritesini yitirme srecidir. Sonu itibaryla dnyevileme, bizatihi Allah tanmama, ona kar istina, tekebbr, onu unutma, nimetlerini ve ayetlerini grmezlikten gelme, yani nankrlk olarak ahlkszlktr. Bu, birok ahlkszln da nedenidir.40 Hristiyanln merkez kaymasna uramasyla kilise odakl problematik, zm protestanla(tr)mada aramtr. Batda, Hristiyanlktan (da) te kilise dininin hkim olmas, Hristiyanlarn, dini kendilerine uydurma abasn kamlamtr. stekler, yeni bir din icat ederek reform ve protestanlatrma abalaryla karlanmaya allmtr. Bat smrgeciliinin sadece grnte bir bamszlkla makyaj; rtk smrgeciliinin yeni yzyle devam etmitir. Bu yeni durum, ayartc olduu gibi Batya daha fazla bamllk ve smrye sreklilik imkn kazandrmtr. Ortaya konulan Protestanlk paradigmas, Bat iin bir servenin neticesinde gelinen noktadr. Dinde reformasyon da denile39

40

Muharrem Toros, Modernlemeyi Bir nc Dnya lkesinden Bakarak Deerlendirme abas, Tezkire, Ankara 1991, s: 1, s. 75. lhami Gler, Dnyann Bana Gelen Derin Sapknlk: Dnyevleme, slmyat, Ankara 2001, c: IV, s: 3, ss. 35-43.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

119

Ramazan YAZEK

bilecek Protestanlk, merkezi kilise otoritesine dolaysyla imanna kar bir bakaldr olarak domutur. Bu yeni form, beraberinde milli kiliselerin n plana kmasn salamtr. Hristiyan dogmalarn reforma tbi tutan anlayn, ayn talepleri slma dnk olarak da dillendirmeye balad dikkat ekmektedir. Protestanlatrma srecinde slmdan istenen Nasranilerin bana getirilenin aynsdr. Toplum, tketim kltr araclyla poplize olduka, slm bir hayat tarz olmaktan kartp salt felsefi bir tercih haline dntrlme istenmektedir. Bat, slm, laik bir okumaya tbi tuttuunda seklerletiremediklerini protestanlatrma ynnde deitirmeye almaktadr. Bu anlamyla protestan din, dinden kopmadan dnyevilemenin farkl bir formudur diyebiliriz. Yine Bat bunu, kendi reel tarihsel sreciyle deil siyasi dayatmac laisizm eliyle yapmak istemekte ve din, reforma tbi tutularak sonuca gidilmek istenmektedir. Ve hatta kendi tarihsel srecinde oluan problemlere zm aramann yntemi olarak reform, abloncu bir yaklamla dier toplumlara da uygulanmak istenmektedir. Oysa ki ou zaman ne karlalan sorunlarn mahiyeti ne de zme dair takip edilmesi gereken yntemlerde aynilik vardr. Btn peygamberlerin temsil ettikleri din ve amalar bir iken, eriatlarnn farkl farkl olmas, toplumun srekli tekml iinde olduu gereindendir. Peygamberliin sona ermesiyle artk farkl eriatlerin olma imkn da ortadan kalkmtr. 41 Kuran asndan esas din slmdr. Yenilenmeye imkn verecek zm ise slm hukukunda ictihad messesesinin ak, canl ve etkin klnmasndadr. slm, deiik dnem ve zamanlarda hukukta ahkmn deiimine imkn tanmasyla42 zaten bunu ortaya koymutur. Mutlak deimezler, deiebilirler ve artlarla orantl deimesi gerekenler vardr. Bu dinamik alan, vahye ramen deil vahyin izgisi dhilindedir. Tecdid, vahiy erevesinde bir alglay/bir yorumdur. Buna mukabil bir ok modern paradigma, kilise imann kritik etme adna vahye kar yeni bir duru belirlemedir ve belki btn
41

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

120

42

Hanifi zcan, Mtridde Dn oulculuk, FAV, stanbul 1995, ss. 5476. Bkz. Erdoan, slm Hukukunda Ahkmn Deimesi.

Din, Tecdid ve Reform Kavramlar zerine Mlahazalar

anlamlaryla negativite ykl reform diyebileceimiz birer yaklamdr. slm vahyinin metinsel ieriinin her trl tahriften veya mdahaleden korunmu olduunda kuku yoktur. Oysa Hristiyanln btn metinleri, tabiatlar gerei beeri mdahalelere maruz kalm; tarihin bir dneminde, ilgili toplumsal balamda ve bu balama son derece baml bir ekilde ortaya kmtr. Dolaysyla gemite veya gnmzde Hristiyan teolojisi ile temellendirilen paradigmalarn ister geni anlamyla ister Hz. Peygambere gnderilen literal din anlamyla slmda yerini aramak batan itibaren anlamsz bir abadr. slm inanc asndan olaya baktmzda, itikada dair deimezlerin mutlak sahibi Allahtr. Bu balamda beeri retme/deerlendirme yetkisinin olabilecei gerei, yani tecdid esastr. Fakat bu, akideye ramen deil tevhid akidesi snr ile kaytldr. Hristiyanlk gibi tarihsel ve de beeri mdahalenin olduu inanlardan beslenen pragmac paradigmalarn varlna veya bu paradigmalarn reform yntemine slmdan karlk bulunabilecei vehmi dilden ve de dinden yana delilsizdir. Yahudi ve Hristiyan Gelenekleri Etnisiteye dayal din anlay bakmndan en dikkat ekici gelenek Yahudiliktir. Yahudi teolojisi, srailoullarn seilmi olarak grr. Hkim anlaya gre Yahudilik, mhtedi kabul etmez. 43 Seilmilik fikri, Yahudiler asndan tanrsal bir vahiydir. Bu olgu, Yahudilerin tarih izgisiyle de paralellik arz eder. Yahudilikteki yorumlana gre Tanr ile insan arasnda yaplan iki ahit olduka nemlidir. Bunlardan ilki, Elohimin Nuhla yapt ve btn insanlar kapsayan evrensel ahiddir.44 kinci ahid ise Hz. brahimle yaplandr. Bu ahit yalnzca srailoullarn kapsamaktadr. Seilmilik ve dolaysyla dier milletleri idare etme hakkna sahip olduklar iddialarn da Eski Ahidde bununla temellendirmekte-

43

44

Recep entrk - Kadir Canatan, Irklk mad., TDV slm Ansiklopedisi, stanbul 1990. Tekvin, 9/8-17.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

121

Ramazan YAZEK

dirler.45 Burada, tanrnn setii ocuklar temas ile kabile kannn korunmas ngrlmekte, srailin dndaki kabilelerin dlandna vurgu yaplmaktadr. Dolaysyla Yahudiler tarafndan seilmilik fikri, tanrsal bir vahiy olarak ncelikle bilgisel bir zemine oturtulmaktadr.46 Yahudi rklna mukabil Yahudi dmanl eklinde pratie yansyan antisemitizm (Smi rkna dmanlk) olgusu ise aslnda Germen rknn stnln ileri sren Hitlerin yeni bir buluu deildir. Bu, Bat tarihinde zaten var olan, nceden ekillenmi baka bir rklk biimidir. Bat dnyasnda rklk, modern an en nemli olgular arasnda yer almaktadr. Bu olgu, smrgecilie meruiyet tanyan bir ideoloji olarak ortaya kmtr.47 Kendi rkn/kann kutsama, rk durularn bir ekilde gksel/semavi olan ile irtibatlandrma, mukaddes kiilik, varislik iddias gibi tavrlar ve dnceler baka toplumlarda da vardr. Bunlar da iddialarn bir ekilde ispatlama yoluna gitmilerdir. Burada da genellikle din faktr, znde kendiyle eliik reformist bir zeminde kullanlmtr. Meruiyetlerini tanrsal onaydan (!) alan rklar, uyguladklar iddeti dinselletirme imknna kavumulardr. Gemiten gelen bir servenle devam eden dinsel iddet, Yahudiler ve Hristiyanlar arasnda hep olagelmitir. Yahudilere kar Hristiyan antisemitizmi reform dnemlerine kadar olanca hzyla devam etmi, her ne kadar Martin Luther Yahudilere kar iddeti savunmusa da Reform dneminden itibaren zellikle fundementalist Protestan evrelerde antisemitizm yerini philosemitizme (Yahudi yanllna) brakmtr< Pavlusun, Yahudileri, sa ve peygamberlerin katili olmakla sulayan ifadelerinde, antisemitizme temel tekil eden baz yaklamlar grmek de mmkndr. 48

45 46

47 48

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

122

Tekvin, 15/9-21; 17/1-27. Krat Demirci, Yahudilik ve Dini oulculuk, Aykitaplar, stanbul 2000, ss. 26-31. entrk - Canatan, Irklk mad., TDV slm Ansiklopedisi. inasi Gndz, Dinsel iddet, Ett Yay., Samsun 2002, ss. 43, 64; bkz. Selanikliler, 2/14-15.

Din, Tecdid ve Reform Kavramlar zerine Mlahazalar

Hem Yahudiler hem de Hristiyanlar, dini, rk bir forma sokarak kavmiyeti devlete hizmet ettirmekten ekinmemilerdir. Dini, olanca cretkrlkla politize etmiler, iddeti dinselletirmi ve neticede dini, kutsallatrdklar devletin emrine amde klmlardr. Yaplan btn bu deformasyonlar, rk yaklam zemininde gelimitir. Hristiyanlk ve Yahudilik, tarih ierisinde yeniden formatlanm, tekrar vcuda getirilmi yani tarihilemi birer metin dinidirler. Bunlar zaman ierisinde beer eliyle oluturulmu dinlere dntrlmtr. Oysaki slm, btn bu felsefi ve tarihsel tahribatn tesinde vahyidir ve korunmutur. Batnn kendi problematii dorultusunda elinde bulunan tarihsel metinler zerine dnd reformasyonu slma ve Kurana uyarlamaya kalkmas, her eyden nce mahiyet ve deer farkn dikkate almamasdr. Bu fark, korunmuluktur; Mslmanlar asndan ise imann ayrlmaz bir czdr. Bir Reform Denemesi: Ulus Din Araynda Trk Mslmanl Dura slm, rk/kabile taassubu yerine Mslman birlii ban, asabiyet/rk deer ltnn yerine de takvay koymaktadr. Dini ilk defa dervi ve mistiklerden renen Trklerin, toplama ve bir anlamda anonim din anlay, imdilerde en iyi Mslmanlk, Trk slm, Anadolu Mslmanl olarak ortaya konulmaktadr. Bununla, siyasi iradeyle bark, kresel amalar karlayan, lml, sosyal hedeflerden elden geldiince soyutlanm bir slm anlay hedeflenmektedir. Bu yeni slm anlaynda deiimin ynnn vahye doru olmad vahye ramen olduu aikrdr. Trkiye Cumhuriyeti, yerletirdii birok yeni kurumda olduu gibi din konusunda da Baty taklide dayal bir politika gtmtr. Avrupann kalknmasnda dinin oynam olduu varsaylan rol, toplumsal yaam belirleme iddiasndan vazgemi veya en azndan toplumsal yaamn arkasndan giden yanyla,

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

123

Ramazan YAZEK

gelimelere ideolojik bir merulatrma dayana olmak suretiyle oynam olduunu dnm, aynsndan Trkiye'de de istemilerdi. 1928'de smail Hakk Baltacolu bakanlndaki Darlfnun lahiyat Fakltesi retim yelerinden mteekkil bir heyetin hazrlad dinde reform paketinden, kylerde halka datlan dini grevler cmlesine, hatta bizatihi laikliin Trk toplumuna uygun resmedilmesine kadarki tm dini uygulamalarda bir Hristiyanlk aray vard. Kald ki bu Hristiyanln protestanca bir ey olup olmamas o kadar da nemli deildi. nk istenilen zellikte bir dini salamak asndan dinin Avrupal olmas, hayata karmamas, politik ve toplumsal gelimelere merulatrc ve uyumcu bir rol taknarak ayak uydurmas yetiyordu. Hatta bu din iin bir malzeme sknts ekilmeyecek kadar geni bir fizibilite alan bulunuyordu nlerinde. Malzemeler kh eski aman dininin kalntlarndan, kh Hristiyanlktan, kh Anadolu Aleviliinden derlenip teklif ediliyordu. Bylesi bir din, yani insana siyasi toplumsal eylemlerinde snrsz bir serbestlik alan brakan, varlyla yokluu bir olan bir din, milli kimliin teekkln engelledii dnlen baz rakip kimlik/farkllk sembollerini, toplumsal ve siyasal hayattan kaldrabilmek asndan zellikle Trkiye'de gerekli ve elverili tek are olarak grlyordu. Her ne kadar malzemeler Hristiyanlkta veya Protestanlkta aranyorduysa da Hristiyanln hibir biiminde dinin bu kadar pasifize edilmesi sz konusu deildi. Dolaysyla Hristiyanln hibir versiyonu btn bileenleriyle (zaten mmkn olmasa bile) aratrlp taklit edilmeye allmyor, aksine yeni Trk kimlii iin gerekli din ne idiyse ona uygun olarak bunun malzemesinin temin edilecei kaynaklar uygun hammaddelerle dolduruluyor, yani yeniden kurgulanyordu. Baka bir deyile Trk Dini iin model alnan Hristiyanlk veya Protestanlk, hatta biraz irdelendiinde Alevilik de, aslnda Trk Milli Kimliini kurmakla uraan ideologlarn ideallerini ve zlemlerini yanstan kurgulardan baka bir ey deillerdi. O gn bugn bazen Protestanl bazen Alevilii muhtemel bir Trk Dini iin uygun bir kaynak olarak ne srmenin de ayn tarzda bir yanstma mantyla altn grmek ge-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

124

Din, Tecdid ve Reform Kavramlar zerine Mlahazalar

rekiyor. Dinin, bu mtalaalara sahip sz konusu ideologlarca bir kalknma ideolojisi olarak kullanlmas, dolaysyla, yerleik deerleri kurcalamann riskli alanlarndan kanmak veya o alanlarn gerilimini azaltmak zere, mecbur kalnmadka ona bavurulmas makul bir seenek olamazd. nk dinin bu ekilde kullanlmasnn bile sonuta gndelik hayattaki etkinliini artrma sonucunu douraca o gn bile kestirilebiliyordu< Trkiye Cumhuriyetinin, dinsel kurumlarn toplumsal yaamdaki nfzunu krmaya ynelik abalarna ramen, din ileri devletin hibir zaman elini ekmedii bir hizmet esi olmay srdrmtr. 49 Trk Mslmanl, kukusuz Kuran dindarlndan te folk dine talip bir Mslmanlktr. Folk din, sradan halkn dini inan ve zellikle de uygulamalardr. Bu anlamyla Trk dindarl bir senkretizm rnei olarak slma geen atalarn ruhlarna inanlmas, veli/ermi olduuna inanlan insanlarn mezarlarnn yardm midiyle ziyaret edilmesi, doum, snnet olma, evlilik ve lm gibi gei ritellerini toplu olarak ve ou kez slm d elerle sslenmi bir tarzda yerine getirilmesi ve daha saylabilecek birok konuyu iermektedir. Son yirmi yl Trkiyesinde bu, klk kyafetten, ticari gruplamalara, tatil beldelerinden farkl kutlama trenlerine yansmasna kadar gzlemlenebilir bir durumdur. Folk slmn temelinde sadece Orta Asya gelenekleri deil Anadoluda devralnm Hristiyanlk ve dier dinlerin ruh tapcl izleri de vardr.50 Modern dnemde tketim toplumu kltr, popler Mslmanlk tarzn ortaya karmtr. Bugn Trk Mslmanl aslnda talibi olduu- poplizmin ciddi bir ekilde kuatmas altndadr.

49

50

Yasin Aktay, Trk Dininin Sosyolojik mkn, letiim Yaynlar, stanbul 2000, ss. 169171, 173. Ali Murat Yel, Trk slm, slmyat, Ankara 2002, c: 5, s: 4, ss. 163-170.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

125

Ramazan YAZEK

Poplizm, halkn zevkine uygun, halk tarafndan tutulan; halklk51 olarak tarif edilir. Esas itibariyle poplizm, ssl gsterimdir. Ssl gsterim akletme ameliyesinden soyutlanm; heva ve heves rn, sonsuz, snrsz hayal olan fantezidir. Bu, gerekte ahirete inanmayanlarn ileridir. Bu zmre var olu hakikati karsnda bocalayp durur.52 slmi poplizm de bu anlamlaryla slmdan talep edilen, Mslmanlara bulatrlmaya allan popler kltrdr ve siyasaldan soyutlanm, folklorik, gnbirlik, suya sabuna dokunmayan, vicdanlara hapsedilmi, eyyamc, ular ak din algl yaam tarzdr. Yine bu, bir anlamyla postmodernize olan slmn poplist eilimlere teslim olmasdr. Farkl bir ifadeyle her eyin her eye dnmesinin sakncasz ve meru sayld postmodernlemeyle uyumlu, kresel iinde inceltilmi, ilkesizliin ilke kabul edildii kltrel slmdr. Sonu Deien artlara deimez kurallar erevesinde zm getirmek slmn tecdid yntemi ile salanmtr. Muhafazakrlktan te olmak ya vahiy lsnde tecdidi esas almak ya da salt akl merkeze alarak faydac bir yaklamla her yolu mubah grmek yani reformu ncelemekle olur. Tecdid ve reformun tesi bizatihi iddettir. Farkl bir ifadelendirmeyle, iddeti deiimin olmazsa olmaz art kabul etmemenin yolu; vahyi merkeze alarak yaplan tecdid/ihya iken, vahiy d yaklamlarn deiim yntemi ise kutsala ramen reformdur. Bu iki deiim yntemi birbirinden tamamen farkl olup ne mahiyet ne ama ve ne de usul ynnden ortak noktalara sahiptirler. lhi teklife muhatap olan her insan, emrin en yksek derecesi olan tevhid akidesini muhafaza etmek, en iddetli nehiy sebebi olan tauta kulluktan kanmak zorundadr. Yntem tercihinde bazen kaybedilenlerin tavizle elde edilenlerden ok daha fazla olduu unutulmamaldr. Dinin gayelerini korumak ve gerekletirmek hedefli olan maslahat, itatten kan, heva ve hevesin meru s-

51

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

126

52

Trke Szlk, Poplizm mad., tdk, (I-II), Ankara 1998. Bkz. Neml, 27/4.

Din, Tecdid ve Reform Kavramlar zerine Mlahazalar

na deildir. Kll asla muhalif eylemler de maslahat olamaz. er hkmler dikkate alnmadan salt akl kyasla gidilecek olunursa mefsedet kanlmaz olur. Bu sapmann nemli sebebi, ri dikkate almama ve/veya slmn btnc zelliinden uzaklamadr. Gemite olduu gibi gnmzde de slm d modern problemlerin almas, Kurann aydnlnda pekl mmkndr. Bunu gerekletirmenin imkn, vahyi hayata tayacak deerler dizisinde; vahye ramen olmayan bir tecdid zindeliinde sakldr. Modern hayatn talepleri noktasnda hedef belirleyenler, her ne kadar hedeflerini merulatracak slmi ifadelerle makyajlasalar da, bu kabul grmeyecek fasit bir durumdur. Mslman, nne, slmn talep ettii; Mslmanca yaamann imkn aray zemininde hedefler koymal ve belirledii hedeflere ulatracak amaca muvafk aralar kullanmaldr. Bu da reformdan te tecdiddir.

Some Remarks on Concepts of Religion, Reneval and Reform


Citation/: Yaziek, Ramazan, (2008). Some Remarks on Concepts of Religion, Reneval and Reform, Milel ve Nihal, 5 (2), 103-127. Abstract: In this article, the concepts of religion, tajdid (renovation) and reform are investigated. The conceptual frame of religion is depicted and then specified of Islam as ed-Din. The connection of tajdid with revelation is treated and explained its differentiation from reformation which a method of change. Within the context of matter, the notion of maslaha that has an irrecusable significance is evaluated. Also, reformation is handled with in the frame of its own distinctive ambience. After touching of religious racism, Turkish Muslim paradigm as a pursuit to a national religion is defined and the possibility of its Islamicity is questioned. At the end it is concluded that such as seekings are deals with mystic expectation and also requests that having reformist character belongs to modern age. Key Words: Religion, renovation (tajdid), reform, Protestantism, religious racism, national religion.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

127

Tanry Terk Etmeden Tarihe Sahip kmak: slm, Seklerizm ve Dnyevileme Sorunu

S. Parvez MANZOOR
ev. Ycel Akolu
Atf/: Manzoor, S. Parvez, (2008). Tanry Terk Etmeden Tarihe Sahip kmak: slm, Seklerizm ve Dnyevileme Sorunu, Milel ve Nihal, 5 (2), 129-145. zet: Seklerizmin amzn hkim anlatlarna egemen olduu aka grlmektedir. Seklerizmin temel varsaymna gre insan zihni ilerleme halindedir ve bu zihin her trl bilgi, etik ve kutsalln yegne kaynadr. Dolaysyla seklerlik tam olarak bir ynetim teorisi veya dini otoritenin reddi deil bir doktrindir. Seklerizm teorisi kendisini, nihai hakikatin bir kayna gibi kutsallatrarak gsterir. Fakat seklerlie yakndan bakldnda, onun Hristiyanlk zihniyeti iinde derin kkleri olduu aa kar; bu seklerlik Hristiyanln kurtarc iddet, inkarne olmu tanr kavram ve apokaliptik vizyonlaryla yakndan ilgilidir. te yandan, seklerist entelekteller arasnda slm, sekler dnya grnn ve onun oulcu deerlerinin bir antitezi olarak resmedilmektedir. Bu yaklam, slm inancndaki iman-dnya ilikisini gz ard eder ve Bat etosunun ikili atmasna merkezileir. Dahas, Bat lkelerinde Mslman aznln varlnn yansra konuyu daha da karmaklatran, bu lkelerde aznlk gruplarn geliimi, slma ynelik sekler iddialarn zayfln yanstmaktadr. Seklerizmin kendini tanmlama ve benlik davasnn atan tabiatnn ve tarihe ynelik determinist yaklamnn alternatif bir dnyevilik anlayyla stesinden gelinebilir. Anahtar Kelimeler: Seklerizm, aknlk, dnyevilik, laisizm, Mslman aznlklar.

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi cilt 5 say 2 Mays Austos 2008

S. Parvez MANZOOR

Herkes amzn hkim-anlatlarnn sekler hegemonyasnn farkndadr. ster bilim veya siyaset, ister tarih veya felsefe hatta etik ve ahlk olsun, sekler etos btn ada sylemleri biimlendirir ve dier dnya grlerinin tmnn deerlendirilmesi iin otoriter bir bak as salar. Herhangi bir modern syleide, altta yatan n kabul insann olgunlua yani aydnlanmaya ulat dncesi kutsaln ilerici seklerlemesinin olduka basit ve ibret verici bir hikyesinden ibarettir. Sekler dnya grnde yer alan baka bir n kabul de insan dnyasnn tesinde anlaml hibir eyin yer almad dncesidir. Veya insann yaad evren bizzat kendisinden doan her tr deerden yoksundur: Deerleri reten insandr ve kendi varln aan herhangi bir ey nnde secde etmek zorunda deildir. nsan iradesinin gereklemesinin nnde hibir tabiatst ve ahlki engel bulunmamaktadr; mmkn olanlar sadece doal ve pratik sorunlardr. nsann snrl oluu insanlk durumunun bir paras olabilir fakat insann kendisini gerekletirme hakk mutlaktr. Fakat seklerizmin eletirileri onu farkl bir muhafazakrlk olarak tanmlar. Onlara gre kutsaln ilerici seklerlemesi, ayn zamanda sekler olann da ilerici bir kutsallatrlmas olarak grlebilir. Seklerizmin bir ynetim teorisi veya kilisenin hkimiyetinin reddinden ziyade, nesnelerin nihai emasna karlk gelen bir hakikate sahip bir doktrin olduu iddiasnda bulunduunu ne srerler. Ayrca seklerizm taraftarlarnn srekli olarak ateizm namna hareket ettiklerine de iaret ederler. Fanatik sekleristler Tanrnn bir illzyondan baka bir ey olmadn srekli haykrrlar veya inan sahipleriyle Tanrnn gsz olduunu syleyerek dalga geerler1. Bu durumda Mslmanlarn tartmann sonularndan elde edecekleri, siyasi ve varolusal olduu kadar ideolojik ve metafizik baz kazanlar olduu anlalmaktadr. slm, seklerizmin kendini alglaynda vazgeilmez bir yere sahiptir. Sekler evrelerdeki sohbetlerde slm temel bir benzetme unsurudur ve sekler dnya grnn ve onun oulcu deerlerinin
1

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

130

ki yeni popler bal karlatrn: The God Delusion (Richard Dawkins, Londra, 2006) ve God is not Great (Christopher Hawkins, Londra, 2007)

slm, Seklerizm ve Dnyevileme Sorunu

zddn temsil eder. Dolaysyla Mslmanlar gyaben bile olsa bu tartmann btnyle iindedir. Bu forumlarda, kendimizi temsil etmemiz engellendiinden, sadece uzaktan muhafazakrlarn kendi mezhepleri iin tuttuklar kulaklar sar eden alklar duyarz. Bununla birlikte, ne kadar clz ve ne kadar zayf olursa olsun bu koronun tekdzeliini bozan itiraz ve eletiri seslerine kulak vermekle ykmlyz. Burada ele alacamz eserler de bu tartmann kavramlarna ve fikri birikimine deerli izahlar getiriyor. Seklerizme dair derinlik sahibi, zek ve bilgi dolu ama ayn zamanda zorlu ve bktrc bir aratrma iin Charles Taylorun A Secular Age2 isimli eserinden daha iyisi bulunamaz. Karmak felsefi bir tartma, ayrntl bir sosyoloji aratrmas, bilgilendirici bir tarih anlats ve geni bir ilahiyat yansmas, hepsinin birden tek bir ciltte sunulduu antsal bir abadr. Hrsl, hkmedici ve ayrntl, zellikle sonunda nefesinizi tketen bir kitaptr. Taylorun kskanlk verici bir ekilde 874 sayfaya sktrlm olan nevi ahsna mnhasr izah, bilim adamnn zahmetli gayretinin bir rn olduu kadar inan sahibinin Hristiyanla ballnn bir ikrardr. Btn erdemlerine karlk Taylorun sekler amza dair anlats, aydnlatc olmaktan ok buyurgandr: sunduu entelektel ziyafet eni ve tat asndan zengin olmakla beraber tatmin edici olmaktan uzaktr. Teferruat isimli hanma olan sevgisi yznden berraklk, nkte, slup incelii ve zevki, ismindeki cariyelerini kovmu grnr! Kitab bir roman gibi okunamaz; sekler Kuzey yarmkrenin herhangi bir ehrinde yamurlu bir leden sonrasnn can skcln giderme konusunda pek bir ans yoktur! slubun da pek bir faydas olmaz: Mulak bir jargon ve gnlk dilin zentili ifadeleriyle 60larn moda deyimleri arasnda gidip gelir. Derin bir malumatn gstergesi ve her tr deerlendirme altnda bir byk baar hikyesi olan Taylorun sekler aa dair aratrmas, btn bilgi alanlar iin ilham verici ve ufuk ac olmasnn yannda olduka nevi ahsna mnhasr grnr: Somut bir anlat iermeyen bir kronoloji, ahlk krizinin keskin bir

A Secular Age, Charles Taylor, Harvard University Press, 2007.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

131

S. Parvez MANZOOR

analizi veya sadece beylik laflar eden ve younlama sorunlar yaayan bir profesrn verdii bir ders. A Secular Age, ne Tanrnn ld tezinin felsefi olarak ilenmi bir yap-bozumunu sunan herhangi bir akademik kitap olarak grlebilir ne de dnce tarihinin alakasz bir aratrmasdr. Modernliin kutlanmas yerine modern an ruhi kntsne dair yansmalar sunar. Aslnda Taylorun felsefi akl yrtmesi Hristiyanln, zellikle Roma Katolik Kilisesinin sekler amzda kiisel tatmin yerine baka bir eye adanmay talep eden ahlk anlay adna smarlanmtr. phesiz Taylor herhangi bir ahlki dzenin, zannedildiinin aksine buna sekler olan da dhildir, sadece akn bir kaynak tarafndan salanacana inanmaktadr. Bizimki gibi tanrsz olduu kabul edilen bir a iin bile dine ve aknla olan ihtiyac savunan Taylor, bylelikle kendisinin seklerizm ve onun ikinlik metafiziinin sk bir eletirmeni olduunu da aa vurur. Seklerizmi bir ynetim ekli deil de bir doktrin olarak kabul eden inanl filozof Taylor, dinini onun ykc etkilerinden korumaya mecbur grnr. Charles Taylor, btn liberal dzen ve modern sosyal tasavvurlar savunmasna ramen yine de gnmzn zihniyetine srt eviriiyle, muhteem eseri Kulturkritikde gl bir ses bulan muhafazakr bir Katolik dnr olarak kalr. Eletirel protestosu boyunca Taylor, peinde olduu ey olan dini dncenin nesnelerin entelektel emasnn gbeindeki eski yerine yeniden kavuturulmasndan daha azyla yetinmez cesur bir giriimdir ancak onu deerlendirenler iin vgye deer fakat inandrc olmaktan uzak olarak da grlebilir. Seklerizmin sadece bir seklerleme, yani kilise ile devletin tedricen ayrlmas sreci olarak sradan okunuu Taylor nezdinde pek kabul grmez. Bu hikyenin seklerlemeyi hakikatin ve iktidarn serbest kalmas, tabiatlk ile bilimin gelimesi ve ahlkn temel kstas olarak dnyeviliin kabul eklinde yorumlayan daha destans bir tr de buna dhildir. Modern kamusal alan daha nceki dnemlerin tanr merkezli syleminden kurtulmu olabilir; fakat Taylor inancn siperlerinin hl sapasalam olduunda srar-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

132

slm, Seklerizm ve Dnyevileme Sorunu

ldr. Onun kendi seklerleme tezinde bu hikyenin toplumu Tanrya inanmamann zahiri olarak mmkn olmad bir yer olmaktan karp imann, en inanl mminler iin bile artk insann nndeki muhtemel yollardan sadece biri olduu ve Tanr inancnn artk doruluu apak bir ey kabul edilmedii bir yere dntrme sreci eklinde anlatlr. Bu toplumda alternatifler oktur. Bu anlamda seklerizm metafizik bir paradigma kaymasdr: o bizim amzn ahlki, manevi ve dini tecrbesinin ierisinde yer ald anlamn balamn oluturan maddedir. Taylora gre seklerizm kendisini yzeydeki grntsnden ok insan bilincindeki derin yaplar seviyesinde daha iyi yanstmaktadr, yorumunu yapabilir miyiz? Veya ruhun dilini toplum veya tarihin dilinden daha ok nemsediini? Dzeltme notu ok gecikmeden gelir. Taylorun iddiasnn z itiraf da edildii gibi Bat modernlii, seklerizm de dhil, yeni icatlarn, yeni ina edilen benlik anlaynn ve bununla ilgili uygulamalarn rndr ve insan hayatnn kalc zelliklerine dayanarak aklanamaz olduudur3. Taylorun aka grlen Hristiyan duyarll, onun Batnn biriciklii efsanesini desteklemesine engel olmaz. Bununla birlikte eseri, altta yatan gerilimi ve ruhsal atmay yanstr; bu onun iki efendiye olan ballnn bir bedelidir. Bat, tarihi bir varl temsil eder; ancak Hristiyanlk, zaman aan bir normun bedenlemesidir (bu muntazam bir emadr fakat ne zgndr ne de Hristiyanlk Bat balantsna zgdr; her medeniyet ve kltr, normatif ve tarihi veya ideal ve gerek olan ifade etmek iin kendi yntemlerine sahiptir). Aslnda, Taylorun Baty tarihselletirdii ve Hristiyanl aknlatrd da sylenebilir (Taylorun post-modern dnrlere bavurmada isteksiz olmad aka grlmektedir, bu dnrlerin felsefesinin nihai meyvesi her tr hakikat iddiasn greceli hale getirmeleridir, onlara gre her entelektel aratrmann ele alaca ey, akl yrtme ve mantk deil dil ve retorik olmaldr). Taylorun Tanr inanc olmadan elde etmenin mmkn olmad hayatn btnl iddias, ite bu silsile iinde anlalmaldr. Ayn ey aknla olan eilimi ve kendi kendine
3

S. 22. Vurgu sonradan eklendi.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

133

S. Parvez MANZOOR

yeterli akln ahlki otoritesini reddi iin de geerlidir. Taylorun dncelerinde temel alnan ikili yntemdeki dier ematik aklamalar inanma ile inanmama (rakip teoriler deil ahlki/ruhani hayatmz srdrrken izlediimiz farkl yollardr), aknlk ile ikinlik (zaman zaman sadece dini ahlk ve dnyevilik iin kullanlrlar) ve hatta Tanr ile Tabiattr (akn irade ile ikin kanunlar). Ksaca Taylorun seklerizm ile kkten kavgal olduunu sylersek, bu yanl olmaz; kitab ise Hristiyan inancnn ahlki ve siyasi idealleri adna yazlm felsefi bir zafer arksdr. Taylorun seklerizm eletirisinde Mslmanlar iin bile memnuniyet verici pek ok ey vardr. Onun, seklerizmi bir yntemden ziyade bir doktrin olarak yarglamaktaki srar, Mslmanlarn kayglarnda da bir yank bulmaktadr (hatta sekler zihniyetin tenkidi hem de ayn dil ile Mslman yazarlar tarafndan dile getirilmiti, hatta bu satrlarn yazar tarafndan bile!4) Ancak unun altn izmemiz gerekir ki Taylorun analitik bak sadece dikisiz bir Baty ve gnahsz bir Hristiyanl ele almaktadr: Batl kimliin anlam zerine yansmalardan ibarettir ve genel olarak akl kark aknclar iin bir rehber deildir. Mslmanlarn bu konuya ilgisi ncelikli olarak tarihseldir: gnmzn Hristiyanlk sonras dzene kar Hristiyan eletirisi reticidir. Modernistler iin bu, akl ve aydnla tepkisel ve gerici bir saldrdr. Taylorun kitab deneysel bilimlerin ykseliini kibirli bir tavrla grmezden gelmekle itham edilmesi artc deildir. Akas Taylor, ada dnyada dinin merkezi roln savunmak adna tab ve deneysel bilimleri ihmal ettii eklindeki sulamaya kar zaaf iindedir. Dier taraftan bu olduka kiisel bir kitaptr. Bol miktardaki ben ifadesinden ayr olarak Taylorun kitab ilgisiz ve gereksiz bir sr ksaltmayla doludur. Kitap u cmleyle biter: Dolaysyla gnmzde dini aklamak iin hem ID hem de RMNye ihtiya duyarz. Bu kesinlikle felsefi bir grlt deil kiisel bir mrldanmadr.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

134

Kr.: rnein John L. Esposito ve Azzam Tamimi tarafndan hazrlanan bir derleme: Islam and Secularism in the Middle East, Hurst and Company, London, 2000.

slm, Seklerizm ve Dnyevileme Sorunu

Tanrnn kamusal sylemden uzaklatrlmas, seklerliin almet-i farikasdr. Modern felsefe bu buyruu kr krne izler. Postmodernizm ise yeni bir trdr. Burada akn olann zihinsel erevenin dna atlmas konusunda iflah olmaz bir taknt sz konusu deildir. Bylelikle dnyann eski bysnn geri kazanlmas mmkn olur ve post-sekler bir an kaplar alr. Bu en azndan baz postmodern teolog ve filozoflarn iddiasdr. Postmodern felsefede aknlk sorunu btnyle farkl bir ekil kazanr. John Caputo ve Michael J. Scanlonun hazrlad postmodern metinler cildi Transcendence and Beyond iinde ada teolojide aknlk sorununa dair ok sayda kkten ve muhalif yantla karlarz.5 Kitap klasik aknlk fikrinin postmodern balamda tkenip tkenmediini veya tkenmenin nasl gerekletiini aratrd gibi aknln kendisinin de akn olmasnn gerekip gerekmediini tartr. Veya sorun udur: Catherine Kellerin nkteli bir ifadesiyle suyu slatmak gibi imknsz bir giriim olarak aknlk fikrini bir yana terk etmeli ve aknln tesini eytan gibi arkamzda m brakmalyz! Bunun sebebi, diye sorar editr klasik aknlk kavram veya szcnn yeterince ileri gidemeyii ve bizim ilerlemek zorunda oluumuz mudur? Veya ok ileri gittiinden daha dnyevi bir hayat iin iyiletirilmesi mi gerekir? Jean-Luc Marion ve Gianni Vattimodan gelen birbirine tmyle zt iki yant, felsefi ihtilaflarn paradigma kkenli doasn yanstmaktadr. Editr bunlar hyper-transcendence (ar aknlk, daha ok akn klnan aknlk) ve post-transcendence (aknlk-tesi, bir kenara braklan aknlk) eklinde isimlendirir. Kkrtc God without Being6 kitabnn yazar Jean-Luc Marion varlk kelimesini bir put veya Tanr olmayan eklinde dnr ve Tanry varlk olmadan dnme giriiminde bulunur. Bununla Levinasn Yahudi tezini genileterek klasik aknln ontolojik ikinlik iinde tutsak edilmi olduu fikrinden kendi

Transcendence and Beyond: A Postmodern Inquiry, Ed. John D. Caputo & Michael J. Scanlon, Indiana University Press, 2007. God Without Being, Jean-Luc Marion, The University of Chicago Press, 1995.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

135

S. Parvez MANZOOR

Hristiyan inancna varr. Burada nemli olan hem Levinas hem de Marion iin klasik aknlk fikrinin artk yetersiz kalddr. Veya editrn de ifade ettii gibi ontolojik bir putperestlik iinde tutsak kalmtr. Daha basit bir dille postmodern bahane yle ifade edilebilir: Brakalm Tanrnn aknl varlk ve yokluk zrvalarnn dnda kalsn. Varln (existence) zdd olarak da onun olumsuzu olan yokluk (non-existence) deil de olu ve hilik ikiliini aan varlk olmayan (not-existence) kavram tercih edilir. Eer Levinas ve Marion ontolojik aknln tuzandan kurtulmak istiyorlarsa, Vattimo yeryzne indirilmi olan aknlk sorgulamasn/soruturmasn talep etmektedir. Ona gre hem klasik aknlk hem de postmodern aknlk tesi bir tr mitolojiletirme veya yabanclatrma olarak grlebilir, yani bize ait olan alp yabanc bir kuvvet veya g haline getirmektir. Vattimonun kendi teklifi ise kltlm, ele avuca san ve dnyevi bir aknlktr; bylelikle Hristiyan bedenleme dncesinin yeni bir okunuuna varlr. Bylelikle yazar eserleri sekler teoloji bal altnda snflanan aralarnda Tanrnn lm savunucular ve Sre Teologlar da bulunan yazarlar safna katlr, bu balk editr tarafndan da Vattimonun konumunu en iyi tanmlayan kavram olarak grlr. Postmodern tartma bedenlemenin bu postmodern okumalar (aknlkikinlik muammas) dnda cinsiyet ve cinsellik gibi mevcut meseleler hakknda kkten grleri de barndrmaktadr. phe yok ki bu eserde tartlan konularn Mslmanlarla ilgisi ok azdr, hatta hem Mslman hem de Hristiyan muhafazakrlar iin olduka saldrgandr. Bu, slmn aknlk sorunu karsndaki konumunun Kitab Mukaddes teologlarna gre daha hassas durumda olmasna ramen byledir. Burada alt izilmesi gereken ey, Mslmanlar iin aknln nemi ve anlam her eyin yaratcs, Rahman ve Rahim olan bir tek hakiki lah inancndan kaynaklanr. Bu durumda aknlk sadece insan muhayyilesinin rn bir hayalet, teolojik bir topos veya nihilizmin bir paras deildir. Tanrnn aknln savunmak, teolojiyi hakikatin hakimi rol verilen insann bir megalesi haline indirgeme abasna da mani olur ki bu postmodern teologlarn kendi speklatif teolojileri

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

136

slm, Seklerizm ve Dnyevileme Sorunu

iin arzu ettikleri bir durumdur. Dolaysyla teolojinin rol slmda (ve Yahudilikte) Hristiyanla nazaran daha azdr. Hristiyanlar nazarnda modernlik sorununun kozmolojik ve Mslman dnyasnda ise sosyolojik olduu sylenmitir. Ayrca modern slmn modern Hristiyanln aksine bys bozulmu bir slm olmak zorunda kalmad da ne srlmtr. 7 Benim grm, Hristiyan Tanr anlaynn Mesihin hayat ve misyonunun anlatmna (mit) skca bal olmasndan dolay anlat icad anlamnda kltc bir ifade kastedilmeyen mitolojik tabirinin bu balamda daha ok uygun olduudur. Ayrca Hristiyanlk teolojisi Hristiyanln ktlk problemine kar ileri srd zmden de ayr tutulamaz ve Hristiyanln Tanrsn kendini alaltma (knosis) kavramn bir yana atarak bedenlemenin kurtarc dramndan ayr dnmek mmkn deildir. Baka bir deyile, Hristiyan kurtulu teolojisi modern fiziin kozmoloji karsndaki duruunda kendi meseleleriyle yz yzedir. Fakat buradaki anahtar sorun aknlktr, Tanrnn dn vermez aknlndan dolay bu byledir ki by bozma sorunu slmda daha az vahimdir. slm dncesinde Tanr her eyi aar; hatta kozmosu ve fiziin natralist olanlar da dhil btn kozmolojileri de aar. Dolaysyla akn olann ikin olanla karlat yer teoloji deil hukuktur, ite bu yzden modernlik sorunu ve onun by bozma giriimi en iddetli ekilde slmi dzen ve bilinte etki eder. Dolaysyla bunun sosyolojik olarak nitelenmesi nemini azaltmaz. nk Modernlik, slmi bilgi sahibi olma yntemi zerinde kkten etkiler yapmamakla birlikte Mslman olarak amel etme yollar zerinde etkisi ok byktr. Aslnda bu durum Hristiyanlktan ziyade slm ile daha etrefilli ama retken bir atmaya yol aabilir. Seklerizm, sk sk iddia edildii gibi Hristiyanln gayrimeru ocuudur. Mslman bir okuyucu iin seklerliin sadece kken itibariyle deil z itibariyle de teolojik olarak bal olduu
7

Mark R. Woodward: Modernity and Disenchantment of Life, John Meuleman (Ed.): Islam in the Era of Globalization: Muslim Attitudes towards Modernity and Identity iinde, London, RoutledgeCurzon, 2002, s. 113.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

137

S. Parvez MANZOOR

yerin Hristiyanlk olduu kesinlikle gzden kamayacak bir eydir. Bir doktrin olarak seklerizm geleneksel Hristiyan dogmas bedenlemeden dnlemez, bu dogma sadece Hristiyan Tanr kavramn tanmlamakla kalmaz ayn zamanda onun canlannn izini sren sonsuz kurtuluu iddet evrimleri bir yana, normatif anlamda Hristiyan siyasetinin ruhunun zelliklerini de verir. Sekler devlet fikri dorudan doruya bedenlemi Tanrnn teolojik tasavvurundan aktarlmtr. Kraln iki bedeni de Hristiyan maskelere brnr.8 Sekler teoloji, slmi bak asyla bir sapklk olabilir ama nesnelerin Hristiyanlktaki dzeni ierisinde bir anormallik veya sapma olarak grlemez. Dinin siyasetle dankl dv Hristiyan geleneinde savunucularnn kavrayabileceinden veya seklerizmin avukatlarnn drstlkle kabul edebileceinden ok daha derin bir ekilde sk fkdr. Hi kimse ada siyasetin binylc iddialarn John Graydan daha vazh bir ekilde ortaya serememi ve inan merkezli bu iddetin peri masalnn siyasi tartmalarn nakaratlarna nasl dntn gsterememitir. Onun Black Mass: Apocalyptic Religion and the Death of Utopia isimli eseri kurtarc veya devrimci iddetin soybilimini ve gnmzn sekler olduu iddia edilen dnya dzeninin topyac hayalleri iindeki yerini ustalkla sergiler.9 ada tarihin siyaset teorisinin aynasndan yanstlan bu aydnlatc anlats ile John Gray, okuyucunun, zamanmzn ideolojik mayn tarlasn zgven ve cesaretle gemesine yardm eder. Gray modern siyasetin dinler tarihinde bir blm olduunu sylemekten ekinmez. Daha daraltlm bir ifade ile modern zamanlarn sekler terr, Hristiyanl tarih boyunca izleyen iddetin mutasyonlu bir eklidir. Black Mass, sekler amzn gvenilir bir anlats olduu kadar Charles Taylorun anlatt hikyenin uykularmz karan bir eklidir. Daha ok alk alan kitaptan ksa oluuyla ayrlr fakat anlalrlk ve inandrclk asndan kuzeni iin bir kskanlk kaynadr. Son iki yzyln
8

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

138

Kr.: Ernst H. Kantorowicz: The Kings Two Bodies: A Study in Medieval Political Theology, Princeton University Press, 1997 (lk neir tarihi 1957) Black Mass: Apocalyptic Religion and the Death of Utopia, John Gray, London, 2007.

slm, Seklerizm ve Dnyevileme Sorunu

topyac hayalleri ve insani kbuslar zerinde younlamasna ramen, srmekte olan Terre Kar Sava doru tarihi ve ideolojik perspektife yerletirmeye alan harikulade bir giriimdir. Aydnlanma anda balayan metafizik, semadan dnyaya doru dnmn Hristiyan kklerini aratrmakla balayan yazar Kyametin Amerikanlatrlmasndan nce Avrupada terr ve despotizmin hkimiyetine kadar uzanr. Ayrca Gray, tarihte kurtulu mitinin (Tanrnn dnyay bedenleme vastasyla burada ve imdi kurtar anlatsnn seklerlemesi) Hristiyanln insanla en mphem hediyesi olduunu iddia eder. Aslnda bu mitin sebep olduu inan temelli iddet, doutan bir Batl bozukluktur. Bu durumda Iraktaki sava, yeni yzyln ilk ve muhtemelen son topyac deneyidir. Kitabn sonunda kyamet sonras dnya iin baz temkinli ngrler sunulmaktadr. Gray radikal slm olgusu ve onun Bat kart hedefleri ve iddeti ycelten yn hakknda ne srd birka yorumda bu hareketin Bat modernliinin bir evlad olduu iddiasn yineler: slmi hareketler iddeti yeni bir dnya yaratmann vastas olarak grr ve ortaaa deil modern Batya aittirler. slm faizmi szleri, slmcln Bat dncesine olan daha geni apl borlarn da belirsiz hale getirmektedir. O sadece iddetin yeni bir toplumu douracana inanan faist bir hareket deildir, tpk Lenin ve Bakunin gibi. Dolaysyla radikal slm da ayn lde slmi Leninizm veya slmi anarizm eklinde isimlendirilebilir. Ancak Radikal slmn en yakn ilikisi, Rousseau tarafndan yorumlanan ve Fransa Terrnde Robespierre tarafndan uygulanan popler iktidarn liberalizm kart teorisiyledir ve bu durumda en iyi tanm slmi Jakobenlik olur. zetlersek, kyameti mit ile topyac mitlerin bir karm olan radikal slm, slm geleneinden bir koputur. Elimizdeki parlak fakat korkutucu bir kitaptr, sadece balndaki seim (Black Mass Kara aai rabbani ayini Hristiyan aai rabbani ayininin geriye doru icra edildii arptlm bir ayin) ve binylc projelerin ne kadar anlamsz olduunu gsterme-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

139

S. Parvez MANZOOR

siyle deil, insann kendisini ama becerisine olan inancnn eksikliiyle de i karartcdr. Grayin topya kart dnceleri arasnda birazck teselli vermeye en ok yaklaan ise jeopolitik adan canl bir ahlki gerekilik izlenimi veren birlikte var olmaya, yani insan hayatnn eitliliini kendi iinde iyi olarak kabul etme imknna dair syledikleridir. Gemite olduu gibi gelecekte de otoriter devletler ve liberal cumhuriyetler, teokratik demokrasiler ve sekler tiranlklar, imparatorluklar, ehir-devletleri ve pek ok karma rejim olacana bizi ikna eder. Grayin ne srdklerinden aka anlalr ki eer ideolojiler bizim dnyay deitirmemizi talep ediyorsa onun talebi de dnyaya olduu gibi katlanmamzdr. Ancak sekler topyalarn yerini dinin almas veya uluslararas ilikilerin cihat ve hakl sava sylemleriyle ortaaa tanmas, Grayin deer verecei gelimeler deildir. Elbette bizim de. Seklerizmi bir kurtulu doktrin olarak reddetme sebeplerimiz her ne olursa olsun insanln kesrette birlii, farkllklarn ve eitliliin sevinle karlanmas ve gerek insani siyasetlerin ortaya kmas hayalinin srf sekler bir maskeye brnd diye yok olmasna izin vermemeliyiz. slm'n ne ruh-beden ikilii ne de din ve (tarihsel) dnya ayrm gibi kamburlarnn olmadn aklda tutmamz gerekir. Dinin tam zdd dnya deil zamandr (dehr). Dehr tam olarak gelip geicilik mnsna gelir ve klasik slmda aknln zddn temsil eder. Zaman btn deerleri yok eder ve hem ahlki hem de zihni hiliin babasdr. Eer seklerizm sadece metafizik iddialarnda kktenci oluyorsa ve eer sadece her tr aknln reddiyle ayn mnya geliyorsa ve yine eer sadece eon, dehr ve seculumun dnda bir eyin var olmadn iddia ediyorsa, o zaman kendisini sadece slmn zdd olarak sunmaktadr ve kendisini sadece diyaloga yer brakmayan mutlaklatrc bir anlay trne dntrr. Bu sekler (dehri) anlayn Mslman radikallerin de zihinlerini ele geirmesi ciddi bir paradokstur. Tam da Hegelci ruha uygun olarak slm, yani Allahn rzasna uymay, hemen burada, u anda gerekleecek olan kudretli bir tarihsel projeye dntrrler! Akcas seklerizm bir siyasi uzlama veya insann tarihin

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

140

slm, Seklerizm ve Dnyevileme Sorunu

dnyasn ina etme giriiminden ziyade bir nihilizm doktrini ve aknln reddi olarak slm iinden tehdit etmektedir. Tekrar sonuca gelecek olursak, ne tarih ne de dnya varln uzlama zeminin dnda tutulmaz. Hibir kutsal ve dokunulmazlk tanmayan ey ise nihilizmdir. Her anlam arayn anlamsz klar. Bir modern dnr iin seklerizm, phe duymakszn ve ekinmeksizin zamanmzn en stn deerini temsil etmektedir; hem seklerlemi inan hem de seklerlemeye inan olarak ilerleyen fikir.10 Seklerizm kesinlikle akademik bir teori ve tanmlayc bir etiketten fazla bir eydir. Siyasi bir doktrin olarak sekler (dnyevi) olanla hem ontolojik hem de epistemolojik olarak ilikilidir.11 Seklerizm hakkndaki mevcut tartmalarn byk bir ksm inatla slm fobiyi srdrmyorsa, belirgin bir ekilde nyargldr. Batl akademinin kadrolarnda istihdam edilmi modernist dnrler arasnda bile yaygn olan bir duygu vardr ki hlihazrdaki entelektel iklim bunu yok saymamza imkn vermemektedir: slm sekler-liberal engizisyon nnde gnah karmak zorundadr.12 Dolaysyla slm kktencilii olgusunu ele alan ciltler dolusu yeni almaya ramen slm ile u dnyevilik, akn bir inancn buyruklaryla dnyevi varoluun gerekleri arasndaki ilgin ilikiye dair ok az ey bilinmektedir. Mevcut siyasi hava slm tarihsel ve varolusal alardan grmeyi hemen hemen imknsz klmaktadr. slm hibir insan katsaysnn olmad bir say halini almtr. Baty tanmlar, Avrupa projesinin genilemesine snrlar koyar, zgrlk taraftarlarnn kendi kendilerine gurur duymalar iin frsatlar sunar, Avrupadaki pek ok ulusdevletin kimlik krizi sorunlarn zer, hmanistlerin kendi lklerine ihanet edebilmeleri iin ihtiya duyduklar bahaneleri salar ve akademisyenlere, Mslmanlarn gerek yaamlarn gz ard
10 11

12

Vattimo, Gianni: The End of Modernity, Polity Press, 1988, s. 100. Asad, Talal: Formation of the Secular, Standford university Press, 2003. Seklerizmin tarihi ve antropolojisi iin nemli bir yer tutan Asada gre sekler ne dinin ardndan gelen bir srekliliktir< (ayrca) ne de ondan bir koputur< kkeni itibariyle seklerizm ne biriciktir ne de tarihi adan sreklidir (25). Asadn iddialar kendisinin deyimiyle seklerin zaferleri tarihine kar ileri srlmtr. Mahmood, Saba: Politics of Piety, Princeton University Press, 2005, s. 189.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

141

S. Parvez MANZOOR

ederek en uuk meta-anlatlarn ortaya atabilme frsat verir. Avrupa akademisindeki erez kabilinden tek istisna Fransz bilim adam ve aratrmac Olivier Roydur. slm ve Orta Dou hakknda ne yazmsa hepsini ampirik aratrmalara dayandrr; kiileri hibir zaman abartlar tamaz, analizleri hibir zaman tutarszlk gstermez, karlatrmalar asla tuhaf kamaz, yarglarnda inat deildir, szleri polemik iermez, hmanizmi ikircikli deildir ve vard sonular tarafl deildir. Aydnlanmann ideallerini ciddiye alr, szleri zihni besler ve okunmas zevklidir. Roy, Secularism Confronts Islam isimli eserinde slmn demokrasi ve seklerizm ile badaabilirlii hakknda srmekte olan tarafl tartmaya mtevaz ve bilgilendirici bir katk salar. 13 Orijinal kitap, hkmetin bartsn devlet okullarnda yasaklamasndan sonra yaanan ok kltrllk amatasnn en aal gnlerinde Fransada yaynlanmt; Roy, en bata slm hakknda Batda srdrlen tartmada seferber edilen paradigma ve modellerin Mslmanlarn gerek uygulamalarn ok az yanstabildiini sylemek zorundayd. Ancak tartmann biim zellikleri artc bir ekilde ortadayd, entelekteller sosyolojiye bavurmak yerine medeniyetler atmas zerine tartmay tercih ettiler. Bununla birlikte Roy bile Franszlarn slma ynelik tepkisinin daha byk bir problem olan Batl kimliin bir semptomu olduunu grmekte gnlsz deildi. Ayrca tartmann tahrik edici iddetinin veya slm fobinin uluorta sergilenmesi gnmzde Fransadaki slm sorununun varolusal bir sorun olduunu gstermitir: slm, lkenin kimlii zerinde veya kurumlarnn doas hakknda soru iaretlerinin domasna yol amtr. Bu balamda kendisini u soruyu sormak zorunda hisseder: slm byle bir tehdit olabilir mi veya Fransz kimlii yle bir krizle kar karya kald ki birka yz bartl kz ve sakall vaiz onu bastrabiliyor, yle mi? Akas bir oulculuk teorisi olarak seklerizm ve bir tekdzelik uygulamas olarak seklerizm Cumhuriyette bir arada bulunabilmektedir!

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

142

13

Secularism Confronts Islam, Olivier Roy, Columbia University Press, 2007.

slm, Seklerizm ve Dnyevileme Sorunu

Bununla birlikte Roy, seklerizm ve laiklik arasnda teorik bir ayrma gider; birincisi Anglo-Sakson dnyasnda ikincisi ise Fransada ortaya kmtr. Laiklik hem tarihsel hem de siyasi olarak Fransann (ve Trkiyenin!) devlet ideolojisi ile zdeletirilmitir, din kart deilse kesinlikle kilise kartdr. Anglo-Sakson tr ise dine kar tutumunda daha tarafszdr. Tarihi gelime ile seklerleme srecinin el ele gittii toplumsal ngrsne sahiptir. Seklerleme tarihin ilerleyiine kaznm bir fermandr ve bu yzden de devletin mdahalesine ihtiyac yoktur. Tarihsel adan Fransann bir istisna olduunu bildirir: Belki de Fransa devlet zoruyla seklerizmin benimsetilmesi iin dinle mcadele eden tek demokrasidir. Ayrca Fransadaki lacit Bat seklerizminin kendisini ya hukuki lacit (bizim daarcmzdaki yntem olarak) ya da ideolojik lacit (bir devlet doktrini olarak) eklinde ifade eden fkeli, siyasi ve ideolojik bir trdr. Ayrca Avrupa kimlii meselesi de Hristiyanlk ve seklerizm arasndaki iliki hakknda zihinde sorular uyandrr. Yazar okuyucuya bir hatrlatmada bulunur, Katolik kilisesi daima seklerizmle ve din-devlet ayrlyla mcadele ederken Protestanlk gerek bir dini canlanma iin gerekli bir durum olduu gerekesiyle bu ayrl desteklemitir. Dolaysyla seklerizm Katolik ve Protestan toplumlarda farkl bir yol izlemitir birincisinde inanca kar, ikincisinde inancn yannda yle ki tek bir Batdan sz etmek zordur. Kulturkampfn bu arka planna ve btn bir Bat iin yeni bir tehdit olan din ve siyaset arasndaki ilikinin yeniden tanmlanmasna dair belirsiz soruya kar Roy, sorunu bir ereveye oturtmak iin tarihsel bilgi ve sosyal analizdeki abidevi gc vastasyla kendi kar iddiasn yle bir yolla ortaya koyar ki sosyal gerekler bir zme olanak verecek ekilde yerli yerine oturur. Bu da kitabn balca meziyetidir: Heybetli meta-teorilerin entelektel sefaletini ve ahlki kntsn ortaya serer. Ayrca nazik bir didaktik sese sahiptir ve analitik kavray her zaman tatmin edicidir. Royun eseri bir bilim adamnn arabulucu olabileceini yeterince ak bir ekilde gsterir ve bylesi bir tarih bilgisi, ayrntl ve karmak konulara dair bilgisi, entelektel katla ve ahlki inatla

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

143

S. Parvez MANZOOR

en iyi aredir. Bu yolla slm veya Seklerliin tabiatna dair pek ok hurafeyi de defetmi olur. Roya gre gndelik hayat aznlk olarak tecrbe etmeleri Mslmanlarn kendilerine dayatlan seklerizmle ba edebilmek iin hem yerel hem de evrensel yeni pratikler, uzlamalar ve dnceler gelitirmelerine neden olmutur. Fakat bunun slmn birka yaltlm dnr dnda hibir zaman seklerlii tecrbe etmedii mnsna gelmeyeceinin farkndadr, ancak bu konuda dnmeye asla ihtiya duymamtr. Roy bu kitabnda, Mslmanlarn aslnda iki alan, hem din hem de sekler toplumu ihmal etmeyen bir dili reterek lacit taleplerine uyum gstermekte olduka baarl olduklarn gstermektedir. Kamusal alann tarafszln hukuki zorunluluklar deitirmeden kabul ederler. Roy, Mslman dnrlerin Mslmanlarn kimliklerini mminler olarak muhafaza ederek onlarn sekler dnyada etkin bir ekilde yaamalarn mmkn kldklarnn farkndadr. Fakat bunun tesinde Mslmanlar kendi tarihsel tecrbeleri vastasyla mevcut seklerizmle hesaplamak zorundadr. Peygamberin dnemi hari hibir zaman teokrasi yaanmamtr. Daha da somutlatrrsak Snni slmda ne kilise olmutur ne de devlet kutsallatrlmtr. ktidar szlemeye dayalyd, halkn iradesi yznden deil de kendisinin deiken oluu yznden< Ayrca siyasi iktidar asla akn veya kutsal olmad; ne de hukukun kaynayd. Btn bunlar ispatlanm gereklerdir, fakat inan sahibinin somut davranlaryla ilgilenen din sosyolojisinin temel prensiplerini slma uygulamak konusunda bir isteksizlik mevcuttur. slmn seklerizmle olan uyumazl basite lacit tarafndan uydurulmu bir hurafedir. Belki de Edward Saide uyarak seklerlik ve seklerizm yerine dnyevilii koymann vakti gelmitir. Dnyevilik kavramsallatrmasnn doktrinlemi seklerizmin siyasi iddialarn kanlmaz bir ekilde merulatran seklerlik kavramndan farkl olduuna inanyorum. Dnyevilik alternatif bir tarih gr salar; bu gr bilimsel materyalizmin acmasz gerekirciliini veya

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

144

slm, Seklerizm ve Dnyevileme Sorunu

Hristiyan teodisesinin kurtarc mitlerini bir yana brakr. Ayrca Allahn halifesi ve yeryznn muhafz eklindeki slmn kendi insan gryle de daha ok uyumludur.

Reclaiming History without Renouncing God: Islam, Secularism and the Quest for Worldliness
Citation/: Manzoor, S. Parvez, (2008). Reclaiming History without Renouncing God: Islam, Secularism and the Quest for Worldliness, Milel ve Nihal, 5 (2), 129-145. Abstract: It is clearly seen that secularism dominates the master-narratives of our age. It has a fundamental assumption that human mind is progressing and it is the only source of every knowledge, ethics and sacredness. So, secularity is not just a theory of governance or a rejection of the ecclesiastical authority but a doctrine. The history of secularism shows that it sanctified itself as a source of the ultimate truth. But a close examination may reflect that secularity has its roots deep inside the Christian mentality; it is closely related to the redemptive violence, the notion of incarnate god and apocalyptic visions in Christianity. On the other hand, among secularist intellectuals, Islam is depicted as an antithesis of the secular worldview and its pluralist values. This approach disregards the faithworld relation in Islamic belief and centralizes the binary conflicts of Western ethos. Furthermore, the existence of Muslim minorities in the Western countries makes the matter more complicated as well the development of these minority groups reflects the weaknesses of secular claims on Islam. The conflicting nature of the self-definition and self-assertion of secularism and its deterministic approach to the history can be overcome through an alternative concept worldliness. Key Words: Secularism, transcendency, worldliness, laicism, Muslim minorities.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

145

Alama duvar yaknnda banda kipas ve tefilliniyle birlikte sabah duasn okuyan Yahudi bir gen, Kuds.

Yahudi Geleneinde Reform Anlaylar

Salime Leyla GRKAN*


Atf/: Grkan, Salime Leyla, (2008). Yahudi Geleneinde Reform Anlaylar, Milel ve Nihal, 5 (2), 147-159. zet: Toplumlarn dini ve siyasi tarihinde nemli yer tutan reform ve slahat hareketleri, zellikle modern dnemde gerek Batda gerekse Douda byk tartmalara ve krlmalara yol am konulardandr. Konunun siyasi boyutundan ziyade dini boyutuyla ilgilenen bu makale, reform ve slahat kavramlarn Yahudilik rneine atfla ele alyor. Bu balamda Yahudi tarihi boyunca ortaya kan nemli slahat ve reform hareketleri, bu hareketler arasndaki benzerlik ve farkllklar ile bilhassa modern dnemde ortaya kan Yahudi reform hareketiyle birlikte reform anlaynn Yahudi gelenei ierisinde kazand mn ve biim zerinden deerlendirmelere yer veriyor. Anahtar Kelimeler: Reform, slahat, Karilik, Hasidlik, Reform Yahudilik.

Franszca kkenli reform ve Arapa kkenli slahat kelimeleri genellikle birbirinin yerine geecek ekilde kullanlmaktadr. Buna gre her iki kelime de yeniden ekil vermek veya deiiklik yapmak suretiyle ktye giden veya yetersiz hale gelen bir dzeni, sistemi ya da kurumu iyiletirme, dzeltme veya gelitirme mnlarn iermektedir. Bu iki kullanmda ortak olan bir dier nemli nokta ise iyiletirme ve dzeltme kapsamnda bir nevi ze ve asla dn bazen de z ve asl koruma vurgusudur. Bu vurgu ayn zamanda reform ve slahat faaliyetini devrimden farkl klan

Dr., TDV slm Aratrmalar Merkezi.

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi cilt 5 say 2 Mays Austos 2008

Salime Leyla GRKAN

husus olmaktadr. Fakat sz konusu mn ve vurgu ortaklna ramen makale boyunca, pratik sebeplerden dolay, slahat ve reform kelimeleri iki ayr tarz ifade etmek zere kullanlacaktr. Bu ayrma gre slahat ile belli bir sapma veya yozlama sonras ortaya konan dzeltme teebbsleri, reform ile yeni artlar karsnda bavurulan yenileme araylar ve buna bal dzenlemeler kastedilmektedir. Konunun Yahudi geleneini ilgilendiren ksmna gemeden nce slahat ve reform kavramlarnn yapt armlar zerine bir aklama yapmakta fayda var. Hemen tm dini geleneklerin aina olduu bu iki kavram modernite ile birlikte sadece dini alanla snrl kalmayp hayatn siyasi, kltrel ve ekonomik alanlarn da kapsayacak ekilde geni bir kullanm alan bulmutur. zellikle slm dnyas sz konusu olduunda, slmn deien artlara uyum salama yeteneini ifade eden ve bu mnda slm geleneinin nemli bir zellii olan tecdid yani yenileme faaliyetinden farkl olarak, reform ve slahat hareketleri modernlemenin sonucunda ve modernlemeye cevaben ortaya kmtr. Buna bal olarak da dardan kaynaklanan bir tr dayatma ve zorlama biiminde alglanm ve slm toplumunda derin sosyal ve siyasal krlma ve atmalarn ortaya kmasna zemin hazrlamtr. Dolaysyla bu iki kavram, zellikle de reform kavram, slm dnyasnda genellikle olumsuz arma sahip olagelmitir. Yahudi geleneinde de en iyi bilinen ve kendisini bu isimle tanmlayan reformist hareket modernite sonucunda ortaya km olmakla birlikte, reform kapsamnda grlen Yahudi akmlarn varl modernite ncesine gitmektedir. Yine Yahudi geleneinde de reformist karakterli hareketlere ve buna bal olarak ortaya kan oluumlara uzun sre diren gsterilmi olmakla birlikte, gnmz Yahudilii sz konusu olduunda zellikle kkeni modernite ncesine dayanan bu tip oluumlar Yahudiliin ana akmna belli lde entegre olmu veya mstakil bir grup olarak benimsenmi durumdadr. Modern Yahudi Reform oluumlar ise, Ortodoks Yahudilerin gznde ve buna bal olarak modern srail devletinde hl meruiyet kazanmam olmasna ramen, zellikle Kuzey

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

148

Yahudi Geleneinde Reform Anlaylar

Amerikada ve baz Bat Avrupa lkelerinde Reform Yahudilik kendini en gl Yahudi mezhebi olarak kabul ettirmitir. Dolaysyla slm dnyasnda reform kelimesine yklenen olumsuz armn, Yahudiliin geirdii sre ve reform hareketlerinin ald biim itibariyle, Yahudi dnyas iin fazlaca geerli olmadn belirtmek gerekir. Sz konusu hareketlere tek tek gz atmak gerekirse, drt bin yl gibi uzun bir gemie sahip olan Yahudi geleneinde, mezhepsel blnmeler oluturacak ekilde ortaya kan ve etkileri hl devam eden farkl reform hareketlerinin yan sra geni lekli slahat giriimlerinden de bahsetmek mmkndr. 1 Yahudiliin ilk evresi olarak kabul edebileceimiz srailoullar tarihinde ne kan iki slahat denemesi mevcuttur. Bunlardan ilki, gneydeki Yehuda Krallna otuz bir yl sreyle liderlik eden Kral Yoiyann, kuzeydeki srail Krallnn Asurlular tarafndan yklmasndan ve seleflerinden Kral Hizkiyann benzer bir slahat giriiminden tam bir asr sonra, srail dinini ve ibadetini merkezletirmek amacyla balatt Tevrata ve monoteizme dn hareketidir (M 620). Kral Yoiya uzun sredir kayp durumdaki Musann eriat Kitabnn bulunmasyla birlikte,2 bu kitabn n grd monoteist ve merkez ibadet vurgusundan hareketle, mevcut politeist dzene kar sava am ve Tevrat monoteizmine dn hareketini balatmtr. Bu balamda, Tanr ile Musa nderliindeki srailoullar arasnda Sinada gerekletirilen ahde paralel olarak mevcut Yehuda halk adna Tanryla yeni bir ahit yapm, Kudsteki Sleyman Mabedini putlardan ve putperest din adamlarndan arndrm, Mabed dndaki farkl ibadet yerlerini yktrm ve pagan-politeist unsurlar tayan ibadet biimlerini ve sair uygulamalar yasaklamtr. Fakat bu hareket uzun mrl bir etkiye sahip olmad gibi yaknda vuku bulacak olan kralln
1

Konu zerine yaplm kapsaml bir alma iin bk. Abraham Cronbach, Reform Movements in Judaism, New York: Bookman Associates, 1963. Bu kitap ilm evrelerde Tevratn son ksmn oluturan Tesniye kitab ile zdeletirilir. Tesniye kitabnn en nemli zellikleri arasnda Tanr ile srailoullar arasnda Sinada yaplp Moavda yenilenen ahit temas, Tevratn verilii ve muhtevasna ynelik detayl anlatm ile ak olarak monoteizmi vurgulayan ifadeler yer alr.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

149

Salime Leyla GRKAN

ykmn da engelleyememitir. Nitekim Yoiyann lmnden sonra yerine geen olunun krall dneminde monoteist inantan tekrar sapmalar yaanm; ksa sre sonra da Yehuda Krall Babilliler tarafndan yklp bata din adamlar ve ileri gelenler olmak zere Yahudi toplumunun nemli bir ksm Babile srgne gnderilmitir.3 srailoullar tarihindeki ikinci bir nemli slahat denemesi ya da sreci ise, Babilin Perslerin hkimiyetine gemesiyle birlikte yarm asrlk Babil Srgnnn (M 586-538) sona ermesi ve srailoullarnn Filistine dnyle balamtr. Pers ynetiminin izniyle Filistine dnen ilk grup tarafndan Mabet yeniden ina edilirken (M 515), daha geni apl bir slahat giriimi ise bir sonraki Yahudi grubu arasnda yer alan yazc-din limi Ezra ve ynetici Nehemya tarafndan gerekletirilmitir (M 444-420). zellikle Ezra, Yahudi toplumunu Tevrat kurallar etrafnda yeniden yaplandrma gayesiyle Tevratn ihyasve standartlatrlmas mahiyetindeki benzer bir hareketin ncln yapmtr. 4 Bu ikinci slahat denemesi, ilkinden farkl olarak baarl bir deneme olup, bu dnmle birlikte Yahudi topluluu ve Yahudi dini, merkezinde Mabedin yan sra Tevratn yer ald ve din adamlar ile din limlerinin otoritesi etrafnda ekillenen tamamen monoteist bir toplum ve din olma hviyetine kavumutur. 5 Aslnda bu iki slahat denemesini Yahudi toplumunu monoteist bir toplum haline getirme yolunda verilen bir nevi lm-kalm mcadelesine karlk gelen, dolaysyla biimden ziyade ze taalluk eden birer giriim biiminde grmek mmkn hatta kanlmazdr. Antik dnemle balayan sonraki Yahudi tarihinde ise nemli reform hareketi ortaya kmtr. nceki slahat giriimlerinden farkl olarak bu ikinci tip reform hareketlerini zden ok

3 4 5

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

150

Bk. II. Krallar 22-25. Bk. Ezra 7-10; Nehemya 8, 13. nceki monoteist teebbslerden farkl olarak Srgnden dnle birlikte srailoullar arasnda monoteist inancn hkim olmas srecini hazrlayan muhtemel sebeplerle ilgili olarak bk. David Abermach, Trauma and Abstract Monotheism: Jewish Exile and Recovery in the Sixth Century B.C.E., Judaism, 50/2 (2001), 211-221.

Yahudi Geleneinde Reform Anlaylar

biim zerinde ortaya konan ve tepeden ziyade tabandan kaynaklanan deiiklik giriimleri olarak nitelendirmek gerekir. Bu sebeple, sz konusu hareketler Yahudi toplum yaps ya da dini zerinde kapsaml bir deiim yaratmak yerine, mevcut ekliyle ana akma alternatif ve nemli etkiye sahip oluumlara ya da blnmelere zemin hazrlayacak ekilde ortaya kmtr. Bu reform hareketlerinden ilki Karilik olarak isimlendirilen harekettir. Karilik, Yahudiliin ana akmna karlk gelen Rabbniliin esas ald yazl ve szl Tevrat kavramn, dolaysyla Yahudi din limlerinin (rabbi/rabban) oluturduu yorum geleneini (Talmud) reddedip, belli bir lim snfnn otoritesi yerine dorudan ve sadece yazl Tevratn (Tanah) otoritesini esas alm, bu ynyle eitliki karaktere sahip bir hareket zellii tamtr. Ksa sre zarfnda bir mezhep biimine dnen Karilik, en azndan kendi mensuplarnn gznde, sonradan ortaya km bir hareket olmayp bilakis sonraki devirlerin rn olan Talmud Yahudiliine kar bandan itibaren Musa Peygamberin retisinin doru yorumuna dayal Yahudilii, dier bir ifadeyle otantik ya da asl olan Yahudilii temsil etmektedir. Nitekim antik dnemde Filistinde varlk gstermi Yahudi mezhebinden biri olan ve szl gelenei reddedip sadece yazl Tevratn (Tanah) otoritesini kabul etmeleriyle bilinen Sadukiler ile Karilik hareketi arasnda bu noktada paralellik kurulmutur. Bu adan bakldnda Karilik aslnda mevcut bir dier reform srecine kar balatlan asla dn hareketini ifade etmektedir. Burada sz edilen reform sreci, Helenistik dnemin sonlarnda ortaya kan dejenerasyon ortamna kar dini korumak ve sonraki nesillere tamak amacyla, Sadukilerin rakibi ve antik dnemin en etkin Yahudi mezhebi olan Ferisiler tarafndan oluturulup Rabbni gelenek yoluyla gelitirilen Tevratn ve dolaysyla dinin yorumlanmas hareketidir. Yazc ve din limlerinin ounluunu oluturduu Ferisi hareket, aristokrat Yahudi snfnn arlkta olduu elitist ve statkocu Sadukilere kar eitliki bir grubu temsil etmekteydi. Dolaysyla Karilik bu ekilde kendini Sadukilerin devam olarak tanmlamas ve deiim gereinden hareket eden Ferisi-Rabbani reformuna ya da geleneine

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

151

Salime Leyla GRKAN

kar durmas sebebiyle daha statkocu bir hareketi temsil etmi olmaktadr. Fakat kkeni itibariyle olduka eskiye giden Karilik hareketinin en azndan mezhepleme srecine girmesinin 8. yzylda Babilde (bugnk Irak) yaayan Yahudi din limi Anan ben David ile balad ve bunun da bir sre sonra kendisi de bir nevi din-ilm elitizme ve tekelcilie dnen Rabbani gelenee kar bir bakaldr biiminde ortaya konduu kabul edilmektedir. 6 Anann Szl Tevrat ve Rabbani otoriteyi reddetme eklindeki bakaldrs genellikle cemaat liderlii konusunda Anan ile dier Yahudi din limleri arasnda ortaya kan i ekimeye dayandrlsa da, Tevrata dn eklindeki bu hareketin ksa srede nemli ve etkili bir mezhep konumuna gelmesi ve gnmze kadar devam etmesi Anann kendi tezini olutururken eskiden beri mevcut olan Tevrat merkezli anlaylara dayand ve ayn zamanda Rabbani otoritelerden honutsuz olan kesimlerin desteini ald iddiasn kuvvetlendirmektedir. Bununla birlikte Tevrata dn idealinin ncln deilse bile bayraktarln yapan Anann grleri etrafnda oluan bu hareketin geliiminde, antik dnemde ve Ortaada varlk gsteren eitli Yahudi mezheplerinin yan sra slmn da etkisinin olduu ileri srlmektedir.7 Balangta Anana nispetle Ananiyye olarak isimlendirilen hareket, gelime ve deiim srecine girdii 9. yzyln ortalarna doru Karilik 8 ismini almtr. Anann lmnden sonra grleri, Babil Yahudi cemaatinin ynetici ve elit snfna kar genellikle fakir tabakaya mensup

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

152

Kariliin kkeni ve ortaya k ile ilgili geni bilgi iin bk. Cronbach, Reform Movements in Judaism, s. 69-74; aban Kuzgun, Hazar ve Karay Trkleri: Trklerde Yahudilik ve Dou Avrupa Yahudilerinin Menei Meselesi, Ankara: Al Matbaaclk, 1993, s. 196-206. Kariliin Sadukilerin yan sra seviye ve Yudganiye gibi Yahudi mezhepleri ve bilhassa ia slmyla benzerlii ve dnemin slm ynetiminin Anana ynelik desteiyle ilgili olarak bk. Kuzgun, Hazar ve Karay Trkleri, s. 203-204, 292298. Kari ya da Trkelemi biimiyle Karay isimlendirmesi, kutsal yaz (Tevrat) anlamna gelen branice mikra kelimesine atfla oluturulan bene ha-mikra (Tevratn ocuklar/takipileri), baale mikra (Tevratn sahipleri) veya ksaca karaim (Tevrat okuyanlar ya da doru yola aranlar) eklindeki nitelendirmeye dayanmaktadr.

Yahudi Geleneinde Reform Anlaylar

ve kadnlarn da arlkta olduu taraftarlar yoluyla Filistine yaylm ve burada nemli bir cemaatleme meydana gelmitir. Kudsn Hallar tarafndan igali srasnda kymdan kurtulan mezhep mensuplar Msr, Anadolu ve Krm blgelerine kaarak burada kendi cemaatlerini oluturmu; bir ksm daha sonra stanbula ve Dou Avrupaya gemitir. Kari anlaynda Tevratn yorumlanmas gerekli ve hatta kanlmaz kabul edilmekle birlikte belli bir snf tarafndan lafzi anlamdan uzak karmlara ulaacak ekilde oluturulan ve vahiy mahsul, dolaysyla tartmasz otorite konumuna ykseltilen Rabbni yorum gelenei geerli grlmemitir. Bunun yerine Kari limleri tm farkllklaryla beraber ferd, aklc, metnin lafzi mnsna sadk kalan ve herkese ak yorum anlayn savunmutur. Dolaysyla Karilik, uygulama alannda bazen Rabbni Yahudilikten daha kart kurallara sahip olsa da, rabbilerin oluturduu din elitizme karhem kadnerkek hem de din adam-sradan Yahudi ikilii noktasndaeitlik ve serbest dnce ilkelerini savunan ve en azndan balang itibariyle yaylmac karaktere sahip bir Yahudi oluumunu temsil etmektedir. Kariler gnmz Yahudi dnyasnda gerek say gerekse etki asndan kk bir gruba karlk gelse de Ortaa boyunca kimi dnemlerde Kari Yahudilerinin genel Yahudi nfusuna oran %40a varan olduka yksek rakamlarda seyretmi; 9 zellikle Tevratn tedvini ve branicenin ilim dili olarak korunmasnda ve Yahudiliin yaylmasnda Kari limleri nemli rol oynamtr.10 Yahudi tarihindeki bir dier reform hareketi de yine Rabbni Yahudilie kar ortaya kan Hasidliktir. Yahudilik adna, Rabbniliin temsil ettii din adam ve din renimi merkezli elit bir oluum yerine tm bireyleri ve gnlk hayat dikkate alan poplist-mistik bir oluum n gren Hasidlik, bu ynyle hem din

9 10

Bk. http://www.karaites.org/history.html (Mays 2008). 8. yzylda Yahudilie getii bilinen Trk Hazar Krallnn (ynetici ve st dzey kesiminin) benimsedii Yahudiliin, daha sonra Karilik mezhebine dnen, Tevrat merkezli Yahudilie karlk geldii ve bunda Sangari isimli Ananiyye mezhebine mensup bir limin etkili olduu kabul edilmektedir. Geni bilgi iin bk. Kuzgun, Hazar ve Karay Trkleri, s. 145-180.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

153

Salime Leyla GRKAN

hem de sosyolojik ve psikolojik dinamiklere sahip bir reform hareketine karlk gelmektedir. Karilik rneinde olduu gibi, mistik dindarlk manasnda Hasidliin kkenleri antik dneme hatta daha ncesine gitmekle birlikte, gnmzde de bilindii ekliyle mstakil bir akm olarak Hasidlik 18. yzyln ortalarnda Polonya Yahudi cemaatine mensup Baal em-Tov11 lakapl, asl ismi Yisrael ben Eliezer olan bir kabalac etrafnda gelimitir. Din coku, karizmatik din lider ve sk cemaat dayanmas gibi unsurlara dayanan bu oluum ismini Baal em-Tov taraftarlarnn kendileri iin kullandklar ve dindar manasna gelen branice hasid kelimesinden almtr. Bu hareketin ilk olarak Rusyann gneyindeki (bugnk Ukrayna ve Polonya) dank ve Rabbni ilim merkezinden uzak krsal yaplanma iinde yaayan Yahudi cemaati arasnda ortaya k ve ksa srede tm Dou Avrupa Yahudileri arasnda yaylmas veRabbniliin kalesi konumundaki Litvanya hari bu blgelerdeki Yahudi ounluun mezhebi haline gelmesinde baz sosyo-ekonomik ve dini sebeplerin rol oynad kabul edilmitir. Buna gre sz konusu Yahudi cemaatler, tbi olduklar ynetimlerin genel durumuna paralel olarak, siyasi ve iktisadi adan sknt ve bask ortamnda yaam; zaman zaman da katliama maruz braklmlardr. Sregelen siyasi ve iktisadi zorluklara ilaveten, 17. yzyln ikinci yarsnda Sabatay Sevinin kurtarc Mesih iddiasyla ortaya kmasyla birlikte yeeren kurtulu beklentileri Sevinin din deitirmesi zerine hsranla sonulanm ve sonraki dnemlerde de Rabbni Yahudiliin dogmatik-resmi yaplanmas iinde manevi ihtiyalarna cevap bulamamlardr.12 Maddi ve manevi adan umutsuzluk dnemi sonrasnda ortaya kan bu hareketin en ayrt edici zellii, Rabbni Yahudiliin n grd dini renim ve bilgiye dayal dini kuralclktan ziyade temelindeki mistik anlaya paralel olarak dua, tefekkr ve sami11

12

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

154

yi sim Ustas anlamna gelen Baal em-Tov isimlendirmesi, Yahudi mistik geleneinde (Kabala) Tanrnn Kutsal smi vastasyla bir takm mucizev fiiller sergileyen kiiler iin kullanlmtr. Hasidliin oluumu ve Sabatayist unsurlarla balantsna ynelik geni bilgi iin bk. Benzion Dinur, The Origins of Hasidism and Its Social and Messianic Foundations, Essential Papers on Hasidism: Origins to Present, ed. Gershon David Hundert, New York: New York University Press, 1991, s. 86-142.

Yahudi Geleneinde Reform Anlaylar

miyet merkezli dini duyguya arlk vermesi; salt Tevrat almasndan ziyade fertlerin gnlk faaliyetlerine kutsiyet atfetmek suretiyle kurtuluu belli bir zaman ve zeminin tesinde Yahudi hayatnn geneline yaymas, dolaysyla Yahudi bireyi Yahudiliin merkezinde yer alan kurtulu fikrinin ve srecinin ncelikli znesi yapmasdr. Hasidlik hareketi, bu ekilde, fakir ve eitimsiz Yahudileri kucaklayan eitliki bir Yahudilik anlay ortaya koymak suretiyle, zellikle ilk ortaya kt dnemde psikolojik-mistik reform fonksiyonu stlenmitir. Balangta geleneksel Rabbani Yahudi limlerinin sert tepkisiyle karlaan ve uzun sre mensuplaryla mnasebetin yasakland bu hareket, gnmzde farkl alt gruplara sahip olup gerek srailde gerekse Yahudi Diasporasnda geleneksel Ortodoks Yahudi cemaatleriyle birlikte en dindar Yahudi mezhebi karlnda ultra-Ortodoks Yahudilik olarak adlandrlmaktadr. Yahudi tarihindeki en yeni reform hareketi ise Bat Avrupa merkezli Aydnlanma ve buna paralel olarak Yahudilere zgrlk ve eit vatandalk hakk tannmas srecinin sonucunda 19. yzyln balarnda Almanyada ortaya kan modern Yahudi Reform hareketidir. Bu hareket, nceki reform hareketlerinde olduu gibi, ana akm konumundaki Yahudilie kar ortaya kmtr. Fakat ana akma ynelik muhalefetin muhtevas noktasnda, temel prensipler zerinden hareket eden Karilikten ok biime odaklanan Hasidlikle benzemektedir. Zira nerdikleri reeteler birbirinden farkl olsa da, Yahudi Reform hareketi, Hasidlik gibi, mevcut artlar dorultusunda toplumun ihtiyalarna cevap veremeyen geleneksel (Rabbni/Ortodoks) Yahudilie alternatif bir akm olarak domutur. Dolaysyla bu hareketin ortaya kn hazrlayan pratik sebep, modernite karsnda tkanan ve statik hale gelen geleneksel Yahudilie alternatif olarak Yahudi dinini an artlaryla uyumlu ve bilhassa Yahudi dininden ve toplumundan uzaklamaya balayan Yahudi bireyler iin tekrar cazip hale getirme ihtiyac olmutur. Bu dorultuda nce Alman Yahudi cemaatinin zengin ve ileri gelenleri nclnde pratik lekte, daha sonra ise din adam ve limleri tarafndan teorik seviyede baz kkl dei-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

155

Salime Leyla GRKAN

iklik ve yenilikler hayata geirilmitir. Muhteva ve biim itibariyle Yahudiliin Protestan Hristiyanla ve sinagogun kiliseye benzetirildii bu deiikliklerin banda ibadetin ksaltlmas ve sk bir dzen dorultusunda, erkeklerin yan sra kadnlarn da itirakiyle, koro ve org eliinde icra edilmesi, ibadet srasndakadnlarn da anlayaca ekildebranice yerine yerel dile (Almanca) arlk verilmesi, hem erkek hem kz ocuklar iin cemaate katlm amal konfirmasyon merasimlerinin dzenlenmesi gibi uygulamalar gelmektedir. 19. yzyln ortalarna doru ise Yahudi dininin modern bilimsel metot nda incelenmesini savunan ve modern Yahudi aratrmalarnn ncln yapan daha radikal gre sahip liberal rabbiler tarafndan bir takm teorik dzenlemeler ve yenilikler devreye sokulmutur. Bu dorultuda benimsenen aklclk, evrenselcilik ve ilerlemecilik gibi ilkelerden ve Yahudiliin evrensel bir din olduu inancndan hareketle, Talmudun otorite olma zellii reddedilmi; Yahudiliin en ayrt edici zelliklerinden olan snnetin ve abat kurallarnn byk bir ksmnn terki savunulmu; Yahudi teolojisinin merkezinde yer alan seilmilik, vahyin deimezlii ve kurtarc Mesih fikri ile kutsal topraklara dn ve Mabedin yeniden inasna ynelik atflarn ve kadn cinsi ve dier milletlere ynelik ayrmc ve olumsuz ifadelerin dua kitaplarndan karlmas n grlm; bu dorultuda yeni dua kitaplar hazrlanmtr. Bu srete Yahudilik bir hayat tarz yerine inanca dayal z ayn kalan fakat ritel boyutu deierek gelien dinamik ve ayn zamanda evrensel-etik misyona sahip bir din, daha dorusu bir inan sistemi olarak tanmlanmtr. Almanyada ortaya kp bata ngiltere olmak zere dier Avrupa lkelerine ve Kuzey Amerikaya geen Yahudi Reform hareketi bilhassa ABDde, bugn de geerli olduu zere, zellikle gl tekilatlanmas ile ksa sre zarfnda en etkili ve en byk Yahudi cemaati konumuna gelmitir. Buna paralel olarak 20. yzyln balarnda konsenss yanls kimi Reformist Yahudi liderler Reform Yahudiliin tm Amerikan Yahudiliinin hatta tm Amerikann gelecekteki dini olaca midini seslendirmilerdir. Tm bu rneklerden hareketle Yahudilik ve reform konusuyla

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

156

Yahudi Geleneinde Reform Anlaylar

ilgili dikkat ekilmesi gereken nemli bir nokta, dier geleneklerde olduu gibi, ounlukla Yahudi geleneindeki reform hareketlerinin temelinde de bir nevi ze dn araynn mevcut olduudur. Bilhassa yukarda bahsi geen ilk iki slahat denemesi ile Karlik hareketini bu erevede deerlendirmek gerekir. Bu noktada Hasidlik hareketini planl bir reform giriiminden ziyade belli artlarn dourduu kitlesel bir aray, bir nevi bakaldr ve insiyak bir cevap veya ynelim olarak deerlendirmek mmkndr. Fakat bilhassa modern Yahudi Reform hareketi sz konusu olduunda, dier reform hareketlerinden farkl olarak bu hareketin merkezinde, gemite yaanm bir asla veya ilk evreye dn fikrinden ziyade ze bal ilerleme kavram yer almaktadr. Bu mnda modern Yahudi Reform hareketi, Hristiyan Reformasyon hareketinden ve ayn zamanda srailoullar tarihindeki slahat giriimlerinden farkl olarak, dini saflatrmaktan ziyade zamann ihtiyalar dorultusunda yenileme hedefiyle hareket etmi; ayn zamanda sz konusu yenilenmeyi bir kerelik bir faaliyet yerine Yahudiliin znde yer alan ve bandan beri mevcut olan deimez bir ilke olarak sunmutur. Dier bir ifadeyle burada kastedilen yenilenme, belli bir sapma srecinin ardndan devreye sokulan asla dn (saflatrma) giriiminden ziyade tabii bir srece denk gelen z koruma (ilerleme) ilkesi etrafnda ortaya konmutur. Dolaysyla Yahudi Reform hareketine bal olarak ortaya kan Reform Yahudilik oluumu, Protestanlkta olduu gibi kendini reforme edilmi bir oluum olarak tanmlamam; bilakis reformu Yahudi geleneinin temelinde yatan ve daima mevcut olan bir dinamik biiminde anlamtr. Bu mnda Reform Yahudilik olup bitmi bir hareketten ziyade bir srece karlk gelmektedir. Fakat reformun bu ekilde zamann gereklerine bal olarak gelien, dolaysyla snrlar olmayan yani belirsiz bir sre biiminde tanmlanmas, Reform Yahudiliin izledii srecin her zaman ilerleme eklinde cereyan etmedii anlamna gelmektedir. Nitekim son bir asr ierisinde Amerikan Reformist Yahudi liderlerinin oluturduu, ilki 1885 sonuncusu ise 1999da gerekletirilen drt byk platformda benimsenen ilkeler incelendiinde, klasik ma-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

157

Salime Leyla GRKAN

nada radikal Reform anlayndan gelenee yaklaan lml bir Reform izgisine dnld grlmektedir. Buna gre balangta klasik Yahudi Reform dncesine paralel olarak, aklclk, ilerlemecilik ve entegrasyon ilkelerine bal, inan ve etik, misyon ve evrensellik vurgusuna sahip, Yahudilii salt din olarak gren, antiSiyonist bir anlay benimsenirken; son gelinen noktada ise farkllk ve devamllk ilkelerini savunan, inan ve ritel, evrensellik ve milliyetilik unsurlarna eit lde nem atfeden ve her eyden nemlisi Yahudilii bir din yerine dini topluluk olarak alglayan ve Siyonizme destek veren bir anlaya geilmitir. Buna gre, bilhassa Amerikan Reform Yahudilii rneinde grld zere, bazen bir nesil tarafndan terk edilen prensipler, deien artlar ve yeni ihtiyalar dorultusunda, bir sonraki nesil tarafndan tekrar benimsenmitir.13 Ayn sebepten dolay, bilhassa gnmz Amerikan Reform Yahudilii tarafndan benimsenen deiim ilkesi, Avrupadaki daha liberal Yahudi kesim tarafndan temsil edilen salt ilerlemeye dayal ya da ilerlemeyi nceleyen bir bak as yerine pragmatist bir temel zerinden iletilmektedir. Aslnda Amerikan tarz Reform Yahudilik ile Avrupadaki biimiyle Liberal Yahudilik14 arasndaki sz konusu vurgu fark, Yahudi Reform hareketinin ilk olarak Almanyada ortaya kt dnemden kalma bir ayrma iaret etmektedir. Burada dikkat ekilmesi gereken iki isim, Reform Yahudiliin teorik adan fikir babalar arasnda yer alan Abraham Geiger ve Samuel Holdheimdr. Her iki Yahudi din adam ve dnr de aklclk, deiim ve ilerleme ilkelerine gre Yahudilii yeniden ekillendirmeyi n grse de, Holdheim kaytsz artsz ilerleme fikrini savunmu, Geiger ise zamann ruhu ilkesi zerinde durmu ve

13

14

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

158

Reform Yahudiliin geirdii evrelerle ilgili geni bilgi iin bk. Michael A. Meyer, Response to Modernity: A History of the Reform Movement in Judaism, Detroit: Wayne State University Press, 1988. Amerikada Reform ve Liberal Yahudi isimlendirmesi genellikle birbirinin yerine geecek ekilde kullanlrken, ngilterede Reform Yahudilik daha lml, Liberal Yahudilik ise daha liberal karakterli reformist Yahudi oluumlarna karlk gelmektedir. Bununla birlikte Liberal veya lerlemeci Yahudilik kelimeleri tm reformist (Reform, Yeniden Yaplanmac vs.) Yahudi oluumlar iin genel bir isim olarak da kullanlmaktadr.

Yahudi Geleneinde Reform Anlaylar

ilerlemek adna ilerleme yerine zamann ihtiyalarn kollayan ve ilerlemeden ok deiimi nceleyen bir bak asyla hareket etmitir. Her iki ilke de Amerikan Reform Yahudilii iinde taraftar bulmakla birlikte, Amerikan Reformist Yahudi tarihindeki hkim ve belirleyici ilke daha ziyade zamann ruhu ve buna bal deiim olmutur. Deiim, bilhassa tedrici deiim ilkesi ayn zamanda dier iki modern Yahudi oluumuna karlk gelen ve ilerlemeden ziyade, srasyla, cemaat btnl ile gelenee vurgu yapan Muhafazakr Yahudilik ile Modern Ortodoks Yahudilik ierisinde de, zellikle ilkinde, belli lde etkili olmutur. Tm bu tespitler nda Yahudiliin, yaylmac bir din olmamasna vednya tarihinde ve siyasetinde sahip olduu merkezi konuma paralel olarakbalangcndan itibaren hem fiziki hem de manevi tehditlerin muhatab bulunmasna ramen yine de devamlln salamasn bu hususla ilikilendirmek mmkndr. Belki de Yahudilik, din ve topluluk olarak devamn, baka sebeplerin yan sra, bir yandan Ortodoks dier yandan Reformist yaplanmay, yani geleneki ve yeniliki unsurlar ayn anda bnyesinde barndrmasna ve bunu yaparken de sz konusu unsurlar arasnda karlkl etkileimeisteyerek veya istemeyerekkap aralamasna borlu olmaktadr.

The Reform Concepts in Jewish Tradition


Citation/: Grkan, Salime Leyla, (2008). The Reform Concepts in Jewish Tradition, Milel ve Nihal, 5 (2), 147-159. Abstract: Reform and restoration are two important concepts in religious and political history of humanity, which became, especially in the modern period, the cause for severe debates and ruptures in the West as well as in the East. This article, looking at the topic in its religious aspects, deals with these two concepts in relation to Jewish tradition in particular. So, some important attempts at restoration and reform occurring throughout Jewish history, similarities and differences among them, and most importantly the nature of modern Jewish Reform movement, through which the understanding of reform has got a new meaning and shapein terms of keeping with essence rather than going back to an original formare among the topics discussed here. Key Words: Reform, restoration, Karaism, Hasidism, Reform Judaism.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

159

nce Minareli Medrese, Konya (663 H./1264 M.)

Seluklu ve Osmanl Dnemi Medreselerinde Geleneksel Yap ve Islah almalar: Konya rnei

Ali YILMAZ*
Atf/: Ylmaz, Ali, (2008). Seluklu ve Osmanl Dnemi Medreselerinde Geleneksel Yap ve Islah almalar: Konya rnei, Milel ve Nihal, 5 (2), 161-173. zet: Bu alma Seluklu ve Osmanl dnemlerinde medrese sisteminin toplumsal yapdaki roln ve medrese sistemindeki deiim abalarn, zellikle Konya rneinde incelemektedir. Ayrca Cumhuriyet ncesi Konyada eitimin slm karakterine dikkat ekilerek, eitli dinsel ve dnsel geleneklerin Konya eitimindeki yeri zerinde durulmaktadr. Osmanl dnemi medreselerinin slah almalarna Konyann katklaryla slah almalarnn sonular ele alnmaktadr. Anahtar Kelimeler: Medrese, Konya, eitimde reform, eitimin slm karakteri.

slm tarihinde sosyo-kltrel hayatta yaanan deiimde ve yenilenmeye dayal dinsel ve dnsel akmlarn ortaya kmasnda kukusuz eitim sisteminde yaanan gelimelerin nemli bir yeri vardr. slm toplumlarnda eitimin ilk rnekleri temel slm bilgilerin yeni kuaklara kazandrlmas biiminde ortaya km ve ilk uygulamas bizzat Hz. Muhammed tarafndan Erkam bin Ebil-Erkam b. Esedin evinde Mslmanlara Kuran retilmesi biiminde olmutur1. Yani, Mslmanlar eitim kurumu konusunda sknt ekmemiler, daha balangtan itibaren slmn

* 1

Yrd. Do. Dr., Ondokuz Mays niversitesi Eitim Fakltesi. Hseyin Atay, Osmanllarda Yksek Din Eitimi, stanbul 1983, s.15.

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi cilt 5 say 2 Mays Austos 2008

Ali YILMAZ

eitim kurumlarn oluturmay ncelikli ileri ierisinde grmlerdir. Kurann ilk inen ayetinin oku olduu gz nnde bulundurulduunda bu nceliin nemi kendiliinden ortaya kmaktadr. Hz. Muhammedin Medineye hicreti ile birlikte eitim faaliyetleri asndan nemli bir takm yenilikler yapt dikkati ekmektedir. Hicret ncesi dnemde Medinede eitim faaliyetlerinin nemli lde Yahudi cemaatin kontrolnde olduu ve sahip olduklar Beytl-Midras Kurumu araclyla Arap ocuklarna eitim verdikleri bilinmektedir. Hz. Muhammedin Medineye hicreti sonras yapt ilk icraatlardan birisi orada bir mescit ina etmek olmu ve mescidi (Mescidi Nebevi) yalnzca namaz klnan bir mekan olarak deil, eitim-retim faaliyetlerinin bir merkezi haline de getirmitir. Bununla Peygamber, salkl bir toplumsal yaplanmada olduka nemli bir ilev tayan eitim-retimi Mslmanlarn kontrolnde olarak bir dzene sokmutur. slm tarihinin ilerleyen dnemlerinde Mslmanlar sayca arttka eitim kurumlarnn oaldn, cami ve mescitlerin her birisinin birer okul ilevi stlendiini gryoruz. Her ya ve seviyeden insanlarn yetitirildii yerler olan bu eitim kurumlarndan mam- Azam Ebu Hanife ve mam- Malik gibi byk limler yetimi, kendileri de derslerini cami ve mescitlerde vermilerdir2. Daha sonra Emeviler dneminde (661750) ocuklar iin isimleri kttap veya mektep olan, retmenlerin ise muallim olarak adlandrldklar ilk mstakil okullar alm, camiler ise ibadetin yannda yksek renimin yapld yerler olarak ilevlerine devam etmilerdir. slma girileri sonras Trk boylarnn slmn yukarda sz edilen eitim kurumlarn benimsedikleri ve bunlar kendi yaam alanlarna transfer ettikleri grlr. slmn eitim kurumlar ve bu kurumlarda verilen eitim, toplumun slm bir yaplanma erevesinde dnmesinde nemli bir rol stlenmitir. Anadolu Seluklular zamannda, daha nce Byk Seluklu Devleti'nde de grld gibi, eitim ve retim ok nemli yere sahip olmutur.
2

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

162

Muammer Gl, Atilla Bayram, Ouzhan Hakyemez, Selukludan Gnmze Konyann Sosyo-politik Yaps, Konya 2003, s.322.

Seluklu ve Osmanl Medreselerinde Geleneksel Yap ve Islah almalar

Konya bata olmak zere yaanlan corafyada, camiler dnda saysz mektepler, dar-ul huffazlar (hafz yetitiren eitim kurumlar) ve medreseler kurulmutur. Toplumun eitime ne denli nem verdiinin bir gstergesi olarak bu kurumlardan hi birisinin devlet btesinden verilen deneklerle deil tamamen toplum dayanmas, vakf veya kiisel desteklerle yrtlm olmas rnek verilebilir. Birok slm ehri gibi Konyann da slm gelenei balamnda dnmnde ehrin sahip olduu eitim kurumlar nemli bir ileve sahiptir. Anadolu Seluklular dneminde Konyada temel slm bilgilerin verildii mekteplere hemen her mahallede rastlanrd. Karamanoullar ve Osmanllar dneminde de yenileri eklenen bu eitim kurumlarnda Mslman ailelerin ocuklar temel slm bilimleri renirlerdi. Mekteplerden sonra, en nemli eitim birimi, hafz yetitiren ve Dar-l Huffaz ad verilen retim kurumlar3 olup, ounluu mektepler veya medreselerle ayn binalar paylarlar, dier bir ksm ise mstakil binalarda hizmet verirlerdi. Osmanlnn son dnemlerinde zayflayan ve Cumhuriyetle birlikte kapatlan bu kurumlarn hizmet verdii binalardan bazlar gnmzde de hl ayaktadr. Temel slm bilgilerin kazandrld mekteplerin (Osmanl dneminde Sibyan Mektepleri) zerinde bir eitim verilen kurumlar ise medreselerdir. Balangta bu kurumlarn yer almad slm dnyasnda medrese tekiltnn kurulu ve gelimesinde en byk hisse phesiz Byk Seluklulara aitti. Anadolu Seluklular zamannda, daha nce Byk Seluklu Devleti'nde de grld gibi, eitim ve retim ok nemli bir yere sahip olmutur. 1071 'den itibaren Konya bata olmak zere, Anadolu'nun eitli ehirlerinde medreseler yaptrlmtr. Devletin devamll medreselerde, eitim yoluyla salanmaya allm ve lkenin nemli merkezlerinin bu eitim kurumlarna sahip olmasna nem verilmitir. Seluklular tarafndan yksekokul olarak kurulan bu med3

Gl, Selukludan Gnmze Konyann Sosyo-politik Yaps, s.319

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

163

Ali YILMAZ

reselerin daha ok devlet memurlar, eliler, hkimler yetitirmek zere kurulmu olan eitim kurumlar olduu dikkati ekmektedir. Anadolu Seluklular, Konya merkezli devletlerini kurar kurmaz, ilk i olarak Aleddin Tepesine Medrese-i Sultaniye adn verdikleri medreselerini kurmulardr. Bylece devlet iinde yksek seviyede memurlara gerekli olan devlet ideolojisi retilebilecekti. Ksa zamanda saylar hzla artan bu eitim kurumlar sayesinde ehir bir ilim ve irfan merkezi haline gelmitir. Bugn bile bunlarn bir ksm hl ayaktadr. Anadolu Seluklularnn zayflayp yklmasndan sonra, onlarn devam olarak kurulan beylikler dneminde de mevcut medreseler varlklarn devam ettirirken birok yeni medrese kurulmutur. Aslnda bu medreseler, gerek mimari gerekse eitim sistemi olarak, daha sonra kurulan Osmanl medreselerine de nclk etmitir. Medreseler, devlet eliyle kurulduu gibi, ahslar tarafndan da kurulabilirdi. Bu bakmdan gerek sultanlarn gerekse dier devlet adamlar, ilim adamlar, zengin ve orta halli Mslmanlarn kurduu pek ok medrese vard. Kervansaraylar ve camiler gibi sultann, st dzey yneticilerin, ehir erafnn veya zenginlerinin vakflar olarak kurulan medreseler, genellikle, bir dershane ve etrafnda yeteri kadar talebe odalarndan meydana gelirdi. Btn talebelerin ortak ders yapabilecei byk bir dershane ve onun etrafnda dizili olarak her talebe iin ayr bir oda bulunurdu. renci says 20 ile 40 kii kadar olurdu. Yaptrann istei ve ekonomik gcne gre, bunlarn dnda imaret (aevi-yemekhane), ktphane, hamam vs. ilve edilirdi. Medreseler klliyenin bir parasn tekil ettiinden renciler imaret (aevi) den yemek yiyorlar, hamamda temizleniyorlar, camii de ibadet ediyorlar ve medresede renim faaliyetlerine devam ediyorlard. Bu ynleriyle bugnn kamps ve renci yurdu anlaynn temellerini kendi eitim tarihimizde bulabiliyoruz. Her birisinin birer vakfiyesi olan medreselerde eitim tamamen paraszd. Bu durum, eitim-retimi bir snf veya zmre imtiyaz olmaktan karmas, toplumda sosyal adaleti ve frsat eitliini salamas bakmndan nemlidir. Vakf-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

164

Seluklu ve Osmanl Medreselerinde Geleneksel Yap ve Islah almalar

lar tarafndan ynetilen ve Konya bata olmak zere btn Seluklu kentlerinde antsal yaplar olarak ykselen Seluklu medreseleri, eitime verilen nemi gstermektedir. Konya medreseleri zengin vakfiyelere sahip olduklar iin gerek alanlar gerekse renciler maddi sknt ekmiyorlard. retim iini yrten grevlilerin maalar da byk lde bu vakfiyelerce karlanrd. Bylece eitim ve retimin finansman iinde devletin yk, mmkn mertebe hafif tutulurdu. Vakflarn gelirleri ise birtakm gayrimenkul ve menkullerden elde ediliyordu. Zengin vakflara sahip Konya medreseleri, dnemlerinde, ilimde an am kurumlard. Bu kurumlar kltr birliini ve inan btnln salamada, din ve devlet adam yetitirmede, yetenekli beyinlerin eitiminde ve topluma kazandrlmasnda nemli yere sahipti. Finansmannn vakflarca salanmas bu kurumlara byk lde bilimsel zerklik de salyordu. Medreseler, daha ok hadis, fkh, tefsir gibi dini bilimlerin eitim ve retimine arlk veren eitim kurumlar olarak ekillendi. Ancak daha sonra tp ve astronomi ile ilgili eitim veren medreseler de kuruldu. ehirdeki medreselerden bazlar genel medrese iken dier bir ksm ihtisas medreseleri olarak, yksek retim vermmekte idiler. ok sayda uzmanlam eleman yetitirmeyi amalayan ihtisas medreselerinden bazlar tp ve salk bilimlerinde (Dar-ifa) dierleri de slm bilimlerde -din bilimlerinde- (Darl-Hadis, Darl-Kura gibi) eitim-retim faaliyetlerine devam etmilerdir. Medreselerin, bir mana ve madde btnl iinde idrak ettii insana, din ve dnya ilimlerini, hassas bir denge iinde kazandrdn syleyebiliriz. Medresede ders veren retim grevlilerine mderris, mderrisin derslerini tekrarlayp renci sorularna cevap vermede yardm eden mderris yardmclarna muid denirdi. Medresede ders gren talebelere de grdkleri eitimin dzeyine gre, suhte, dnimend, fakh, mlzm ve talebe denirdi. Genel konular medresenin byk dershanesinde mderris tarafndan verilir, daha sonra, her talebe kendi odasna ekilir ve mder-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

165

Ali YILMAZ

risi ile ba baa kendi sahasnda alrd. Genel derslerin yapld byk dershanelerde renci says yirmiyi gemezdi. renci saysnn az oluu tekrarlarn yaplmas ve soru-cevap metodu ile konularn pekitirilmesine ve en iyi ekilde renmeye imkn hazrlard. Bu husus gnmzde de ok nemli kabul edilir. rnein gnmz Amerikan okullarnda her snfa den renci saysnn yirmiyi gememesine zen gsterildii bilinmektedir. Medreselerde, gnde be saat, haftada drt gn ders yaplrd. Dersler sabah namazndan sonra balar, leye kadar devam ederdi. leden sonra renciler kendi odalarnda bireysel almalarna devam ederlerdi. Haftann Sal, Perembe ve Cuma gnleri tatil yaplrd. Medreselerin denetimi mahall mftlklere braklmt. Bu durum, eitim ve retim faaliyetlerinin mahall ihtiya ve artlara gre organize edilmesini salamakta, halkn eitim ve retim faaliyetlerine ilgi duymasna, medreselere mal katklarda bulunmalarna yardm etmekteydi. Devletin teknokrat ve brokratlarn yetitiren bu kurumlar, dnemin en ileri pedagojik anlaylarn uygulamaya koymutur. Mesela, Dalton Plan, Vinetka Sistemi adyla bilinen bugnn ada pedagoji anlaylarnn benzerleri, daha o dnemde bu eitim kurumlarnda uygulamaya konulmutur. Bireysel yeteneklere gre retim yapmay hedef alan pln ve programlar benimseyen bir metot gelitirilmi, btn medreselerde uygulanmtr. Bu metoda gre medreseler, bugn modern pedagojinin de tavsiye ettii bir tarzda snf geme yerine ders geme yolunu semi, mezuniyeti yllara deil, yetenek ve alkanla balamt. Bu sayede zeki ve alkan bir renci eitimini ksa zamanda tamamlayp mezun olabiliyordu. Medreseden snavla mezun olan her renciye icazetname denilen diploma verilir ve bunlarn zerinde medresede okunan derslerin ve mderrislerin adlar yazlrd 4. Medreselerde renciler slm bilgiler, tp, astronomi, matematik, felsefe konularnda eitilirdi. Medreseler sadece din ve dnya ilimlerini retmekle kalmam, ruh ve beden terbiyesini

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

166

www.dallog.com/kurumlar/medrese.htm#bas

Seluklu ve Osmanl Medreselerinde Geleneksel Yap ve Islah almalar

birlikte yrtmlerdir. Bu sebeple medreselerde yzme, gre, kou, ok atma, cirit oyunu, ata binme gibi sporlara da yer verilmitir. Bunlardan baka yine; hsn-i hat, tezyinat, hitabet ve kitabet olmak zere eitli bedi (estetik) faaliyetlere medreselerde mhim yer verilmitir. Bizim kltr ve medeniyet tarihmizde erefli birer yer tutan hattatlar, nakkalar, mimarlar, hatipler vs. hep medreselerden yetimilerdir. Seluklular dneminde Konyadaki fikri hareketlerin ok seslilii dikkati eken bir husustur. eitli din anlaylarn ve farkl tarikatlar benimsemi eyhler, derviler ve bilginler fikirlerini yaymak iin Konyay uygun bir zemin olarak grmlerdir5. Bu okseslilikte zamann rgn eitim kurumlar olan mektepler ve medreselerle birlikte tekkelerin, mescitlerin, camilerin ve benzeri meknlar gibi yaygn eitim kurumlarnn nemli rol olmutur. Konyada slm gelenei ierisinde yer alan farkl cemaatlere, mezhep ve mereplere ait mescitler, camiler, mektep ve medreseler birlikte yer almtr. Farkllklarn karlamasna dayal bu yap yalnzca slm gelenei balamnda deil dier dinsel gelenek ballaryla bar iinde bir arada yaamaya ve hogrye dayal bir anlayn yerlemesine de katk salamtr. ehirde mevcut olan gayrimslim cemaate ait kilise, sinagog ve benzeri yaplar da gayrimslim cemaatin kendi gelenekleri dorultusunda eitildikleri meknlar olmutur. Bu ok kltrllk ve ok seslilik ehirde farkllklara ynelik tlerans ve hogr geleneinin yerlemesine katk salam, dinsel ve dnsel zenginlie zemin hazrlamtr. ehirde nde gelen ahsiyetlerin temsil ettikleri mesajlar ve yrttkleri eitim de bu hogr ortamnn yerlemesini salamtr Nitekim bu dnemde zellikle Mevlana Celaleddin gibi sufiler, nefret ve iddeti artran tekiletirme syleminin yerine din, dil, etnik kken fark gzetmeksizin btn insanlara ynelik hogr sylemini n plana karmlardr6. Yazdklar eserleri ve bireysel
5

Mikail Bayram, Anadolu Seluklular Zamannda Konyada Dini ve Fikri Hareketler, Dnden Bugne Konyann Kltr Birikimi ve Seluk niversitesi, Yayna Hazrlayan: Haim Karpuz, Konya: 1999, s. 6. Celaleddin elik, Mevlanann fikirlerinin Trklerin dini hayatna etkileri, Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, 2002, Say:12, s. 24

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

167

Ali YILMAZ

dindarlkla i tecrbeye arlk veren din anlaylaryla Anadoluda entelektel sfiliin temsilcileri olmulardr. Bunun sonucu olarak Anadolu Seluklu gelenei ierisinde bir dini taassup ve fanatizmin aksine, btn toplum kesimlerine ynelik geni bir hogr anlay yaygn bir gelenek haline gelmitir7. Seluklu dneminde Konya kltrel zenginliin bir merkezi olarak; bilginlerin, sanatkrlarn, airlerin ve ediplerin harman olduu bir ehir olarak karmza kar.8 Seluklu sultan ve emirleri zaman zaman dnemin dervilerini, bilginlerini, sanatkr, air ve ediplerini saraylarnda toplayarak onlardan faydalanma ynne giderler. Onlar bilim adamlarn, sufileri ve sanatlar himaye etmekten onlara katkda bulunmaktan da geri durmamlardr. Genel anlamda bakldnda Anadolu Seluklu Sultanlarnn felsefi dnceye byk nem verdii, onlarn dneminde bilim adamlarnn himaye ve destek grd dikakti eker. zellikle Konya medreseleri XIII. yzylda altn an yaam, Trk, Acem ve Arap asll ulemann balca urak yeri olmutur. Anadolu Seluklu (ve daha sonra Osmanl) medreseleri hr dnceyi ve bilimi birinci plna yerletirmitir. Zengin vakflar sayesinde maddi imknlar geni olunca ve devlet yneticilerinin de ilgilenmesi dolaysyla slm dnyasnn birok hretli limi Seluklu ve Osmanl lkesine gelerek bilgilerini ve fikirlerini yayma imkn bulmulardr. Sz konusu dnemde Konyann fikir hayat zerinde Mevlana, bn Arabi ve Ahi Evren gibi sufilerin tartmasz nemli yeri vardr. Mevlana yaratlm her eyin doasnn iyilik zerine olduuna inanarak olaylara, eyalara ve insanlara ynelik optimistik bak asyla bilinir. O, evresi ve toplumu iin zararl olmad mddete insann eksikliklerinin hogrl tutum ve davranlarla giderilebileceini dile getirir. nsann bakasnda kusur aramak yerine kendisine ynelmesini, bakasnn kusurlaryla uramamasn tler. Bu dnem Konyasnda Muhyiddin bn Arabinin de
7 8

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

168

elik, Mevlanann fikirlerinin Trklerin dini hayatna etkileri, s.30. Bayram, Anadolu Seluklular Zamannda Konyada Dini ve Fikri Hareketler, s.6

Seluklu ve Osmanl Medreselerinde Geleneksel Yap ve Islah almalar

fikirleriyle hayli etkili olduu grlmektedir. Konya zerinde etkili olan bir dier kii de Ahi Evrendir. Ayn zamanda byk bir mderris de olan Ahi Evren, daha nce Kayseride kurmu olduu Ahi tekilatn 1225te Konyaya gelerek burada da kurmutur9. Esasnda kurmu olduu tekilat bir esnaf tekilat olmasna karn lim kiilii ile dneminde, Konyann byk hankah ve medreselerinin mderrisliini de yrtmtr. Kendilerinden nceki Trk-slm devletlerinden miras olarak devreden Konya medreseleri Osmanllar tarafndan da gelitirilerek korunmutur. Vakf kurulular olarak sistemleen medreseler Osmanl dnemi Konyasnda da bym ve gelimitir10. renci saysnn hzla artmas karsnda mevcut medreselerin yetmedii, bu nedenle derslerin camilerde verildii ifade edilmektedir11. Osmanlnn en ihtiaml dnemi saylan Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Sleymann gzde ehirlerinden birisi olan Konya, gerileme ve ykl dnemlerinde eski ilgiyi yitirmitir. Osmanl devletinin ykseli dneminde dnyann nde gelen eitim-retim kurumlar arasnda yer alan medreseler sosyal hayattan, devlet ynetiminden ve lkenin ekonomik koullarndan uzak kalmamtr. Bir yandan yetitirdii rencileri sayesinde bu yaplar etkilerken, dier yandan da kendileri etkilenmilerdir. Kkdan da belirttii gibi, Osmanlnn gerilemesinde tipik bir devre olan Lale Devrinde Konyada yaygn bir medrese ama faaliyeti gze arpmaktadr12. Bunun en nemli nedenlerinden birisi, hayrsever Konyallarn, kn nemli nedenlerinden birisi olarak eitim eksikliini grmeleri ve kn eitim kurumlar sayesinde nlenebileceine inanmalardr. Bu medreseler,
9

10

11

12

Bayram, Anadolu Seluklular Zamannda Konyada Dini ve Fikri Hareketler, s.19 Merhum tarihi brahim Hakk Konyal, Konya Tarihi isimli kitabnda gemite Konyada birok medrese bulunduunu doruluyor. Baz kaynaklar bunlarn saysnn 100 atn kaydediyor. Yusuf Kkda, Caner Arabac Osmanl Dnemi Konya Medreseleri, Dnden Bugne Konyann Kltr Birikimi ve Seluk niversitesi, Yayna Hazrlayan: Haim Karpuz, Konya: 1999, s. 86. Yusuf Kkda, Lale Devrinde Konya, (S.. Sosyal Bilimler Enstits Yenia Tarihi Anabilim Dal Baslmam Doktora Tezi), Konya 1989, s. 48.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

169

Ali YILMAZ

kendilerinden ncekiler gibi varlkl kiiler, devlet adamlar ya da ulemann nclnde ehir halknn katklaryla kurulmulardr. Mederse ile tekke ya da medreselerde grev yapan ulema ile tekkedeki derviler arasnda yer yer ekimelerin ve farkl bak alarnn mevcudiyeti bilinmektedir. Nitekim Snn slm itikadn temsil eden Seluklu ve Osmanl medrese kadrosunun tasavvuf geleneinden bazen ayrld grlmektedir. Bu sebeple zaman zaman medrese-tarikat atmas yaanmtr. Esasen medrese gelenei tasavvufu, slm'n Kur'an ve Snnet izgisi ierisinde deerlendiriyor, bu lnn dnda kalan hareketleri benimsemiyordu. Konya bilim anlaynda sufilik ile Snni katl zaman zaman ters dseler de birlikte varolmay srdrebilmilerdir. Sufilik hibir zaman iilik, Rafizilik ve Batinilik gibi reddedilen bir doktrin saylmamtr. Osmanl Devletinin son dnemlerinde medreselerin iine dt durum olduka dramatiktir. XVI. yzyldan itibaren pek ounun mfredatnda baz bilim dallar yer almamakta, buna karlk lzumsuz merasimlere ncelik verilmekteydi. Medreselerin gerilemesinde devletin pay da byktr 13. Bu kurumlardaki idari mekanizmann iyi ilememesi haksz ykselmelere, adaletsizliklere, kayrmaclklara yol am, bu durumun doal sonucu olarak ulemann devlet ve halk karsnda g kaybetmesine neden olmutur. Mderrislerin ilmi dzeyi alabildiine dm, atanabilirlik devlet byklerine sadakata ve rvete indirgenmiir. denen maan da azalmasndan dolay, bilimsel almalar yerine ekmek kaps olarak grev yapan mderrisler medreselerde grev yapmaya balamlardr. Devlette yaanan saltanat kavgalar da bu rmeyi hzlandrc etki gstermitir. Eitimde, lke genelindeki bu bozulma ksa zamanda Konya medreselerine de sirayet etmi ve eitimin kalitesi dmtr. Bir trl kendini yenileyemeyen, bilimsellikten uzaklaarak ilevini yerine getiremeyen medreseler kesin anlamda slahat a-

13

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

170

Muammer Gl, Atilla Bayram, Ouzhan Hakyemez, Selukludan Gnmze Konyann Sosyo-politik Yaps, s.336.

Seluklu ve Osmanl Medreselerinde Geleneksel Yap ve Islah almalar

lmalarna muhtat. Batdaki eitim anlayyla karlatrldnda olduka geri bir konuma dm olan eitim kurumlarnn yerine, daha III Selim dneminde Bat anlamnda bir eitim sisteminin kurulmas dncesi hakim olmutur. ncelik askeri okullara verilmek zere Batnn eitim kurumlarna benzer kurumlarn almas kararlatrlm ve bir Mhendishane-i Berri-i Humayun (Kara Harb okulu) kurulmutur. Medrese tekilatna ve mevcut okullara dokunulmakszn, II Mahmut dneminde de Bat okullarndan esinlenerek yeni okullar almtr. Mesela 1826 da Askeri Tbbiye, 1834te Harbiye kurulmu, 1838 ylnda da rtyelerin almas kararlatrlmtr. 1839 da Tanzimatn ilann mteakip Batya renciler gnderilmeye balanm, bunlarn yurda dn ile eitmde yenileme hareketleri hzlanmtr. 1857 ylnda Maarif-i Umumiye Nezareti (Genel eitim bakanl) kurulmu ve bu bakanln 1869 ylnda yaynlad bir nizamname (genelge) ile illerde de Milli Eitim Meclislerinin kurulmas ngrlmtr. Bu nizamname gereince ayn yl Konyada da maarif meclisi kurulmu, bu meclis ehirde iptidai Mektepler ve Rtiyenin kurulmasn salamtr. Ayn yllarda Konyada birisi Rumlara, dieri de Ermeni halka eitim hizmeti verecek olan ilkokullar almtr. Medreseler ise yksekretim kurumlar olarak varlklarn srdrmeye devam etmilerdir. Cumhuriyetin ilanndan sonra 3 Mart 1924 gn ve 430 sayl Tevhid-i Tedrisat Kanununun kabul ile eitimde birlik salanmaya allmtr. Medreselerdeki bir ksm yenilikler ve slah almalar, ncelikle bakent medreselerinde balatlm ve uygulamaya geirilmitir. Sadrazam Mehmed Emin Paa dneminde medreselerin slahna ilikin bir rapor dzenlenmi ve bu dorultuda Austos 1854 te geni katlml bir toplant yaplarak medreselerin sorunlar tartlmtr. Alnan kararlar padiah tarafndan onaylanmakla birlikte her hangi bir tedbirin alnp alnmad konusunda fazlaca bilgi sahibi deiliz14.

14

www.osmanli.org.tr/osmanlidaegitim.php?bolum=7&id=204

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

171

Ali YILMAZ

eyh Ali Efendizade Muhyiddin 1897'de, medreselerin iyiletirilmesine ilikin bir alma hazrlayarak uygulanmas dileiyle II. Abdlhamide sunmutur. Bu alma, bakent medreseleri yannda tara medreselerinde de mfredatlarn fen dersleriyle zenginletirilerek slah edilmesini, bylece ciddi eitim kurumlarnn kk yerleim birimlerine doru yaygnlatrlabileceini nermektedir. Ayrca tm Osmanl vilayetlerindeki medreselerin eitim-retime ilikin kaytlarnn tutulmas, denetim ve teftiinin il mftlklerince yaplmasn istemektedir. Medrese rencilerinin her yl yerel yneticilerin ve ehir erafnn huzurunda snavdan geirilmeleri, snavlarda fen bilimleri de dhil her konuda sorular sorulmas, baarl rencilere dller verilmesi; snav st ste kez baaramayan rencilerin okulla iliiinin kesilmesi gerektii hatrlatlmaktadr15. Nitekim ubat 1910 tarihinde karlan Medaris-i lmiyye Nizamnamesi ile tarada mftler ve onlarn bakanlnda oluturulacak bilimsel kurullarn medreselerle ilgilenmeleri esas getirilmitir. Medreselerin ve mderrislerin durumlar ile rencilerin ylsonu snav sonularna ilikin kaytlarn ne ekilde tutulaca ortaya konmutur. kinci Merutiyet dneminin getirdii hrriyet ortam, medreselerin slah konusundaki deiik abalarn Konyaya yansmasn da beraberinde getirmitir. Konya ulemas bir cemiyet kurarak medreselerin slah iine girimitir. Islah- Medaris-i slmye Cemiyet-i Hayriyesi16(slm Medreselerini Islah Cemiyeti) adn tayan bu teebbs, 1909-1917 yllar arasnda, stanbulda giriilen slahat almalarna da rnek olmutur17. Bu cemiyetin kurduu Konya Islah- Medaris-i slmyesi, ktphanesi, konferans salonu, laboratuar, baz sosyal tesisleri, kendine ait matbaas ve gazetesiyle bu medrese gerekten bu dnemin son derece dikkat ekici bir eitim-retim kurumudur18. Yerel halkn eitim problemine

15

16 17

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

172

18

Bu konunun detayi ile ilgili bilgi www.osmanli.org.tr/osmanlidaegitim.php sitesindeki Nesimi Yazcnn Son Dnem Tara Medreseleri zerine Baz Dnceler balkl makalesinden edinilebilir. Gl, Selukludan Gnmze Konyann Sosyo-politik Yaps, s.338. Gl, Selukludan Gnmze Konyann Sosyo-politik Yaps, s.335. Caner Arabac, Osmanl Dnemi Konya Medreseleri, Konya, 1998, s.460.

Seluklu ve Osmanl Medreselerinde Geleneksel Yap ve Islah almalar

sahip knn gzel bir rnei olan bu teebbsten, ksa sreli de olsa, olumlu sonu almtr. Bu yksekretim kurumu nemli say ve nitelikte renciler yetitirmitir. Mustafa Hayri Efendinin 1914 ylnda ehlslamla atanmasn mteakip, medrese slahat hareketlerinin bakentte balatlp, tedricen yurt geneline yaygnlatrlmas fikri benimsenmi, bu balamda ayn ylda stanbulda Darr-l Hilafet-i Aliyye Medresesi almtr. Ertesi yl bu medresenin Konya ubesi de almtr. I. Dnya Savann ar artlar altnda, dier medreseler varlklarn yrtmekten yoksun iken, bu medreseler devletten aldklar desteklerin de katksyla varlklarn srdrebilmilerdir. 3 Mart 1924 gn ve 430 sayl Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile btn eitim kurumlar gibi medreseler de Maarif Vekaletne (Milli Eitim Bakanl) balanmtr. Bundan ksa bir mddet sonra da yurt sathndaki tm medreseler gibi Konya medreseleri de kapatlmtr.

Traditional Structure of Madrasah of Saljuk and Ottoman Period and Attempt of Reform: Example of Konya
Citation/: Ylmaz, Ali, (2008). Traditional Structure of madrasah of Saljuk and Ottoman period and attempt of reform: Example of Konya, Milel ve Nihal, 5 (2), 161-173. Abstract: This study examines the role as well as the attept of reform in the regulation of madrasah on social structure in the Saljuk and Ottoman periods. It also deals with the role of various religious and thinking school in the educational structure in Konya and stresses Islamic characteristics of education in Konya before Turkish Republic. Finally it examines the contribute of Konya on attept of reform of madrasah in the Ottoman period and results of it. Key Words: Madrasah, Konya, reform in education, Islamic characteristics of education.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

173

Khaju Kprs sfahan

Kitap Tantm ve Tenkitler

Recep hsan Eliak, slmn a,


ra Yaynlar, stanbul, 2004, 320 s.

slmn a, yazarn din, modernleme ve reform zerine dncelerinin yer ald en nemli eserlerinden birisidir. eitli mevkutelerdeki yazlaryla tannan Eliakn bu alana ilikin ok sayda kitap, makale ve konferans mevcut. Kitapta, giri yerine yazlan makalede, slmn ana; ibda, ihya ve ina ana ilikin grler dile getirilerek bu alarn tipolojik analizleri yaplmaktadr. bda a, yazar tarafndan ilk vahyin nzul ile balayp Hz. Peygamberin irtihaline kadar devam eden sreci ifade etmek zere kullanlmaktadr. Bu ada slm toplumunun Allah ne dedi sorusuna cevap aradn belirten Eliak, ibda anda vahyin aklanma tarzn tebyin olarak niteler. ndirilen her hkmn sorgulanmakszn ve zerinde akl yrtlmeksizin, annda tatbik edildii ibda anda, yazara gre slm dnyas, henz donuklama ve akl tutulmas yaamamaktayd. Hz. Peygamberin vefatn mteakip balayan ihya anda ise Kurann yannda snnet, icm ve kyasn temel referans kaynaklar haline getirildii dile getirilmektedir. Bu dnemde sorulan soru daha ok Allah ne demek istedi olmutur. hya ann dini aklama tarznn tefsir olduunu belirten yazara gre, bu dnemde

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi cilt 5 say 2 Mays Austos 2008

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

slmi dncede sistematiklemenin ardndan donuklama ve tkanma meydana gelmitir. zellikle Kurann -ibda andaki saflyla anlalmak yerine- en sama tefsirleri gelitirilmitir (s. 23). Zira artk Kurann iaret ettii yne (insan, tabiat, hayat) bakmak yerine parman kendisine (vahiy, nass) baklmas usl haline getirilmitir. Bu noktada ibda ann canl vahyinin, vicdan boan kat bir nass dogmatizmine dntn syleyen Eliak, ihyac mant kafasn Kurandan kaldrp bir trl tabiata, insana ve hayata dnememek ile sulamaktadr. Yazarn ibda a hakkndaki grlerine ksmen katlmak mmkn olsa da bu aa dair tespitlerini kabullenmek pek mmkn grnmemektedir. Her eyden nce, slm dncesinin en verimli dnemini tekil eden, birok ilmi disiplinin ilkelerinin belirlendii; ilim, irfan ve hikmete dair saysz klasiin tedvin edildii bir a nasl olur da vicdan boan kat bir nass dogmatizmiyle irtibatlandrlabilir? Kafasn bir trl Kurandan kaldrp tabiata ve insana bakmayan bir toplum, hangi baarsna binaen dnemin cr tm medeniyetlerine yazarn da kabul ettii zere (s. 216)- ilham kayna olabilmitir? na anda ise modern dnemle birlikte ykld kabul edilen slm evinin yeniden bina edilmesine iaret edilmektedir. Ancak eski haline sadece ev olmak bakmndan benzeyen yeni slm evi, Allah ne derdi sorusu referans alnp tevil yntemiyle aklanan Kurandan ilham alnarak yeniden yaplacaktr. Yazar ilk olarak yeni ilahiyat sylemlerine eilmektedir. Yeni ilahiyat sylemlerinin olu merkezli olmas, yani metafizik speklasyonlarla hayat yzletirme abasnda olmas gerektiini belirten yazara gre antropolojik ilahiyat ve zgrlk ilahiyat olarak nitelendirilebilecek bu ilahiyatn amac, Allah ile canl bir iliki kurmak olacaktr (s. 32). Bu erevede dil ve hakikat ilikisine de deinen Eliaka gre Yunan teoriki mantnn kullanlmas ile btn slmi ilimler kelime inhisarna hapsedilmitir. Bu statik mantn neticesi olarak Tanr da statik kabul edilmi ve muharrik-i evvel olarak kalmtr (s. 51). Ne var ki yazarn bu tespiti

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

176

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

doru gibi grnmemektedir. Her eyden nce mantn dondurucu ve hapsedici olarak ilev grdn sylemenin makul bir gerekesi yoktur. Zira mantk, ancak dnceyi sistematize etmek ve hatadan korumak zere kullanlmaktadr; dnce ina etmek zere deil. Dolaysyla mantk, var olan ontoloji ve epistemolojiye tbidir; onlar amamaktadr. Ayrca slmi ilimlerdeki Tanr anlaynn muharrik-i evvel olduu dncesi, ne felsefe ne tasavvuf, ne de kelam gz nne alndnda gerekelendirilebilir. Yeni ilahiyat sylemleri kapsamnda gndeme gelen bir dier husus sivil din anlaydr. Son byk reform dini olarak slmn, bizatihi zgrletirme vazifesi ifa ettiini belirten yazara gre din; devletlerin, sultalarn ve din adamlarnn elinden kurtarlmas gereken bir kurumdur. Devletin limi olmay reddeden Ebu Hanifenin sivil slm, onun reddettii makama talebesi Ebu Yusuf geirilerek resmi slma dntrlmtr (s. 66). Ne var ki yazarn yapt sivil slm-resm slm ayrm ciddi bir anakronizm tehlikesi ile kar karyadr. Bu ayrmn modern dneme has olduu gz nnde bulundurulduunda, byle bir ayrm slmn ilk alarna kadar gtrmenin anlamsz olaca ortadadr. Keza devletin din ile ve din adamlaryla girdii her trl etkileimi tasallut olarak anlamann hikmeti nerededir? Sosyal hayatn en nemli aktrlerinden biri olan devletin, sz konusu dnemde sosyal hayat dzenleyen dinden nasl uzak tutulaca ise merak konusudur. Eliakn zerinde durduu dier bir husus, slm tarihi boyunca oluan krlmalar ve deiimlerdir. Yazar bu krlmalara dikkat ekerek zerinde yeniden dnlmesini nermektedir. slm tarihi boyunca byk kriz olduunu syleyen yazara gre bunlardan ilki Hz. Ali ile Muaviye arasndaki atmasdr. Ardndan Muaviye, hilafeti saltanata evirerek ikinci krizi balatmtr. Bundan sonra bir iktidar (snn saltanat ideolojisi) ve bir de muhalefet (i imamet mitolojisi) olumutur. Muaviyenin saltanat mer hale getirmesiyle doan snn saltanat ideolojisi, Hz. Peygamberin tesis ettii be ilkeye (adalet, emanet, ehliyet, meveret,

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

177

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

maslahat) dayanan adalet devletinin yok olmasna sebep olmu, bylelikle slm Ortodokslatrlm ve Katolikletirilmitir (s. 92). Yazara gre bu durum balca iki sebepten, siyasi olarak Romann khnemi kurumlarna, zihn olarak ise Yunan ve Mecus dncelerine kendimizi kaptrmaktan kaynaklanmaktadr. Dolaysyla slm, doduu yllarda siyasi ve felsefi olarak iki byk uygarln, Roma ve Ssnlerin etkisinde kalarak kendisini tam inkiaf ettirememi ve z itibariyle yarm kalmtr. Bu srete ulema da siyasi iradeye destek karak onlarn konumlarn merlatrmtr. Mverdi, Gazali ve bn Teymiyye sipari zerine yazdklar eserlerle makam iin sultana yanama tarznn tipik rneklerini vermilerdir (s. 107). Ad geen ve gemeyen limler dnemin siyasi ortamn (istikrar, dirlik, dzen ihtiyac) bahane ederek meveret, emanet, ehliyet ve adalet gibi ilkeleri ihlal ederek adeta din diktatrlnn olumasna katkda bulunmulardr (ss. 110, 113). Ancak belirtmek gerekir ki yazarn ilim adamlarna ynelik ithamlar anakroniktir. Her eyden nce dnemin artlar (Hal seferleri, Mool istilas ve siyasi fetret) gz nnde bulundurulduunda, birlik arsnda bulunmak kendi iinde tutarl bir davran gibi grnmektedir. Keza siyasi ileyi iin snrl bir mevereti yeterli bulduklar iin limleri kyasya eletiren Eliakn bunun yerine tam olarak neyi -rnein 13. asrda halkn nne sandk konmasn m- nerdii aklk kazanmamtr. Kald ki limlerin sultana kr krne ve her art altnda itaati mer kldklarn sylemek doru olmayacaktr. Aksine, bn Teymiyyenin yazar tarafndan aktarlan (s. 112) ifadeleri bu hakikati teyit etmektedir: Allaha isyan konusunda ise yneticilere itaat yoktur. Yneticilere yalnzca Allaha itaat konusunda itaat edilir. Eliaka gre modern aa geilmesiyle birlikte slmn nc krizi skn etmitir. Bu erevede Hasan el-Benna, Seyyit Kutub, Mevdud Humeyn ve Mutahharnin grleri ele alnarak yazar tarafndan krize dair zmleri analiz edilmitir. Yazar devamla, Yeni slmc akmlar ele alarak balca temsilcileri olan Fazlur-Rahman, Hasan et-Turb, Raid el-Gannu, Abdulvehhab

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

178

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

el-Efendi, Muhammed Amarra, Hasan Hanef ve Abid elCbirnin konumlarn tartmaktadr. Yazar eserinde Cumhuriyet dnemi Trkiyesinin yeni slmc akmlarna da yer vermektedir. Eliak, yeni slmclarn, Mutezile tarafndan savunulan ancak saltanat yllar boyunca terk edilen dhili damar yeniden kefederek adalet, meveret ve zgr irade gibi deerleri yeniden slm dncesinin gndemine soktuklarn iddia etmektedir. Bu noktada akllara gelen sorulardan ilki, neden slm dncesinin neredeyse tm zgnlnn Mutezileye atfedildiidir. rnein adalet ve zgr irade sz konusu edildiinde Maturid mezhebine kyasla Mutezileyi stn klan husus nedir? Ehl-i snnet mezhepleriyle girdii etkileim olmakszn Mutezilenin hl-i hazrdaki durumuna gelebileceini varsaymak mmkn mdr? Adalet, meveret ve tevhit ancak modern bir ynetim biimi -sz gelimi demokrasi- ile mi kaim olabilir? Yazar modernite ile beraber ortaya kan iki farkl din-devlet iliki modelini ele alarak zgn bir nc yolun imknn sorgular. Din ve devletin bir birinden ayrlmasn savunan laiklik ve din ile devletin birlikteliini savunan din devleti alglarnn her ikisinin de sakncal ve yetersiz olduunu belirten yazara gre bu balamda en makul zm, din ile devletin diyalogu olmaldr. Dinin itikdi, ibdi, ahlki ve hukuki hkmlerden olutuunu ifade eden yazar, bunlardan itikdi ve ibdi olanlarn tamamen topluma braklmas, ahlki hkmlerin devletin manevi temeli olmas, hukuk hkmlerin ise zamanla deimesi esasna dayanan din-devlet diyalogunu bir model olarak nermektedir. Bylelikle dindar-laik atmasnn da ortadan kaldrlacan savunan Eliak, devletin, an banda ortaya kan slmclk, Trklk ve Batclk akmlar arasnda adaletle hkmetmesi gerektiini belirtir. Bylelikle devlet, her akmn mesajn doru okuyarak birinin devleti ele geirip dierlerini tasfiye edilmesine engel olacaktr. Hemen ifade etmek gerekir ki din-devlet diyalogu olarak takdim edilen modelin baz sorulara cevap bulmas zaruridir. lkin, devletin evrensel olduu iddia edilen ahlki deerleri nasl manevi

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

179

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

temel olarak alaca belirsizdir. Sz konusu evrensel deerlerin tespiti ise baka bir sorundur. slm iin vazgeilmez olan ahlki bir ilke rnein zinann yanll- modern deerlerin hkim olduu sekler dnyada nasl evrensel olarak sunulabilir? Dier yandan hukuki hkmlerin deiimi ile kastedilen husus ak deildir. Sz gelimi, modern bir olgu olan kapitalizmin vazgeilmezi olarak faiz, mer bir uygulama olarak m kabul edilecektir? Yoksa deitirilemez bir hkm olarak faizin gayr- mer olduu mu ilan edilecektir? Devlet ibadet alanndan elini ektiine gre ibadet-ahkm alannn kesime noktasnda bulunan ilkelerin rnein zekatn- uygulanmas nasl mmkn olacaktr? Din ve devletin bir birinden ayr kabul edildii laik toplumlarda din ile devletin diyalog halinde olduu sylenemez mi? rnein kilisenin Bat toplumlarnda vergi toplamaya kadar varan rol gz nnde bulundurulduunda, din-devlet diyalogunun Anglo-Sakson laikliinden ayrld noktalar nelerdir? Nihayet, siyasi akmlar arasnda hakem tayin edilen devlet tam olarak nedir? Devletin milletten ayrld varsayldnda devlet, hkmeden canl bir organizma olarak m yoksa sadece hizmet veren kurumlar btn olarak m kabul edilecektir? Hkim/hakem devlet figr dini alanda bile sivil araylar neren yazarn dnceleriyle nasl badatrlabilir? Yazarn dikkate deer sylemlerinden bir de tecdid hareketi zerinedir. Eliak, dinde yaplacak tecdid hareketinin nemine ve slm toplumunun dnda kalan dnyann bu konuya atfettii deere dikkat ekmektedir. Amerika bata olmak zere kresel glerin slm dnyasndaki tecdid hareketlerine ynelik ilgilerinin jeopolitik kayglardan kaynaklandn belirten yazar, tecdid hareketinin maniplasyonu yoluyla gl bir dip dalgasnn engellenmek istendiine dikkat ekmektedir (s. 269). Tarih boyunca dinde tecdid anlaynn art niyetler besleyen odaklar tarafndan desteklenmesi, ilk elde tecdid ve reform dncesine kar pheyle yaklalmasna sebep olmutur (s. 272). Ancak yazara gre bugn Mslmanlarn kendi problemleriyle yz-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

180

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

lemelerinin bir sonucu olarak byle bir korkuya mahal kalmamtr. Gemite devlet kurtarma/kurma ideolojisi olarak anlalan slm(clk) (s. 280), Mslman halklar iin milletleme, mmetleme, insanln ortak yryne katlma motivasyonu ve tezahr olarak anlalmaldr (s. 280). Bu balamda yazar, slmn dnyadaki yryn srdrme iradesi olarak yeni slmcln balad ve Yeni slmcln reformun ykn srtlamak gayretinde olduu kanaatindedir. Yeni slmcln klasik slmclktan ayrld nokta ise din devleti deil adalet ve meveret devleti peinde olmaktr (s. 286). Eliaka gre Yeni slmcln temel esin kaynaklar adalet, emanet, ehliyet, meveret ve maslahat kavramlar erevesinde Kuran, Hlful Fudul, Medine szlemesi ve Veda Hutbesi erevesinde snnet, Hz. merin adalet ve devlet anlay ile slm kltrnn tarih boyunca adalete yapt olaanst vurgudur. Bylelikle ortaya kacak Yeni slmclk, antiemperyalist karakterde ve fakat Mslmanlarn birbirleri arasndaki karlkl sevgi ve merhameti (Ilml slmclk) esas alr nitelikte olacaktr (ss. 285-287). Eserinin tamam boyunca Eliakn uzun soluklu zgn dnceler rettiini sylemek mmkn olmasa da birok konuda ilgin fikirler ne srd sylenebilir. Ancak bu fikirlerde gze arpan iki eksiklik sz konusu nerilerin deerini ve ilevselliini nemli lde zedelemektedir. Her eyden nce Eliakn tahlil ve tenkitleri byk oranda anakronizmle maluldr. yle ki yazar, Modern kavram ve kurumlarn geleneksel bir toplumda izdmlerini aramak itiyadndadr. Eserde dikkate deer bir dier boluk ise ortaya atlan yeni teori ve sylemlerin yeterince ak ve insicaml bir biimde bir araya getirilmemi olmasdr. Bu durum, daha ok kavram ve terimlerin balamndan koparlarak kullanlmalarna ramen yeninden zgn olarak tanmlanmamalarnn bir sonucu olarak ortaya kmtr. Mehmet Fatih ASLAN

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

181

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

Birgit Schaebler, Leif Stenberg (ed.) Globalization and the Muslim World: Culture, Religion and Modernity, Syracuse University Press, New York, 2004, 266 s.

Gnmzde kreselleme fenomeni, Batya zg bir kavram olmaktan km, tm dnyann gndemini megul eder olmutur. Sosyal bilimlerin eitli dallarnda, bir taraftan kresellemeyle ilgili teorik tartmalar devam ederken, dier taraftan da kresellemenin toplumsal ve yerel sonular zerine deerlendirmeler her geen gn artarak devam etmektedir. zellikle, 11 Eyll tecrbesi ve sonrasndaki ki gelimeler hem akademik hem de kamusal ilginin slm dnyas zerine younlamasn salamtr. Kreselleme ve Mslman dnya st balnda kltr, din ve modernlik konularnn tartld elimizdeki bu ok yazarl kitap da yukarda anlan ilginin akademik versiyonlarndan biridir. Kitapta, genel olarak kresel sistem ile Mslman dnya arasndaki karlkl etkileim, zellikle de kreselleme srecinin Mslman dnyadaki sonularyla ilgili spesifik deerlendirmeler, farkl perspektiflerden ele alnmaktadr. On bir zgn makaleden oluan kitabn ierii, genel olarak iki erevede tasnif edilebilir: Birincisi, almada yer alan ilk be makale, kresellemenin mahiyeti, Batdaki slm ve modernlik arasndaki iliki ve yerelleme hareketinin etkileri gibi daha ok kuramsal bir ereveye sahiptir. kincisi, kitaptaki dier alt makale balamnda Sudandaki g ve kimlik, Malezyann internet deneyimi, Trkiyedeki slmi kadn organizasyonlar ve Mslman Araplarn dier dinlere ynelik yorumlar gibi daha ok pratik deneyimler incelemektedir. Dierlerini Medeniletirmek (Civilizing Others) isimli makalesinde Brigit Schaebler, kresellemeyi medeni ve dier arasndaki atmalar zerine odaklanan bir kavram olarak ele alr.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

182

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

Ona gre, 19. yzyln smrgeci uygarlnn misyonu, 18. yzyl boyunca kendi doruluunu kantlama giriimlerini daha fazla yerelletirmeye alanlarn kklerine sahiptir. Bu nedenle, Fransa, ngiltere ve Osmanl mparatorluundaki gl snf, kendi misyonlarn dier topraklara yayma giriiminden nce, o blgelerdeki gsz snflar uygarlatrmaya almlardr (ss.3-29). Schaebler almasnda, kresellemenin zel bir zamann akmndan daha ok uzamsal boyutta anlalabileceini vurgulamaktadr. Shaeblerin bu yaklam, genel olarak kreselleme fenomeninin hem tarihsel ve sylemsel kurulmuluunu hem de toplumsal sistemlerle ilikiselliini tanmay kolaylatracaktr. Byle bir bak as, kreselleme srelerini tarihsel bir kanlmazlk olarak gren ar kresellemeciler ile bu sreleri tarihselliklerinden soyutlayarak emperyalizmin yeni grnts olarak alglayan ve bu srelere pheyle yaklaan kreselleme kartlarnn indirgemeci ve kutuplamac yaklamlarnn dnda bir alanda, kresellemeyi eletirel bir tarzda tartmay ve onun toplumsal/kltrel fenomenlerle (ekonomi, siyaset, kltr, din, hukuk) olan ilikisini akla kavuturmay mmkn klacaktr. Kresellemeyi teknolojik gelimelerle ilikilendiren Toby E. Huffun kaleme ald Kreselleme ve nternet: Malezya Deneyimi (Globalization and Internet: The Malaysian Experience) isimli makalede, Malezyallarn iletiim teknolojileriyle olan ilikisinin, bir taraftan lkenin adalamasn salad, dier taraftan da kresel pazarla etkileiminin hzlandrd vurgulanmaktadr. Kresel pazara zgrce giriin sosyal ve politik etkileri hakknda Malezya hkmetinin bir takm kayglar duymasna karlk, Malezyallarn bu etkileimde baz ekonomik frsatlar yakalad grlmtr (ss.138-152). Jakob Skovgaarad-Petersen Kresel Mft (The Global Mufti) isimli almasnda ise, modern sekler dnyann problemleri karsnda zm arayan Mslmanlarn kitle iletiim aralar vastasyla din bilginlerinin aklamalarna rahata ulaabildikleri, dolaysyla kitle iletiim aralarnn (zellikle televizyon) bir elence arac olmaktan daha ok eitim ilevi grd ve kresel mmet anlaynn geliimine daha fazla imkn sala-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

183

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

d vurgulanmaktadr (ss.153-165). Bu iki alma daha ok kresellemenin insanla sunduu imknlar ve bunun yerel sonular zerinde younlamaktadr. Kreselleme Nerde Yer Alr? (Where Does Globalization Take Place?) isimli makalesinde Catharina Raudvere, Trkiyedeki Mslman kadnlarn oluturduklar sivil organizasyonlarn modern ve geleneksel hayat arasndaki ikilemleri zerinde durmaktadr. Sivil toplum kurulularndaki kadnlar kendi topluluklarnn bilgilerini iletiim teknolojisinin sunduu imknlar sayesinde dnyann her yerine yaymay baarmlardr. te yandan, bu ok sesli kadn organizasyonlar Trkiyede demokrasinin gelimesine de katk salamtr. (ss.166-187) Bu almada kresellemenin genel olarak insanlarn gnlk yaamlar ve aktiviteleri zerinde grlen sonular vurgulanmaktadr. Post-modernizmden Kre-yerelcilie (From Postmodernism to Glocalism) isimli makalesinde ise Partice C. Brodeur, kreselleme teriminin kre-yerellemeyle (glocalization) yer deitirdiini iddia etmektedir. Bu kavram, kendimizi ve dierlerine ynelik tanmlamalarmz srekli deitiren kresel ve yerel gler arasndaki karmak ilikilerin nemini vurgulamaktadr. Kreselleme, homojenlik ve heterojenik srelerinin e-zamanll ve ilikisellii balamnda ileyen bir sretir. Bir taraftan hkim kresel gler dnya leinde kendi siyasi ve kltrel sylemlerini kresel hale getirirken, dier taraftan da yerel/alt kltrler sylemler (zellikle Bat d oluumlar) mevcut istem ierisinde farklklarn ve kimliklerini tanma ve tanmlama imkn bulmaktadrlar. Bu nedenle, Brodeur, kre-yerelleme (glocalization) kavramnn, Batl olmayan perspektiften hareketle dnyay daha iyi anlamada akademisyenlere yardm edebileceini savunmaktadr (ss. 188205). Bu anlamda, Brodeurin makalesinde srarla vurgulad kre-yerelleme kavramsallatrmas, hem yaadmz dnyann bugnk durumunun objektif bir biimde tespit edilebilmesinde hem de kar karya kalnan sorunlarn gerek anlamda saptanabilmesinde ve salkl bir biimde zmlenebilmesinde nemli bir

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

184

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

alm salayacaktr. Sonu olarak, editrln Birgit Schaebler ve Leif

Stenbergin yapt bu alma kreselleme ve onun slm dnyas zerindeki spesifik sonularna ynelik tartmalara katk salayaca kanaatindeyiz. Yakup OTU
(Ar. Gr., Ondokuz Mays nv. SBE)

B. A. Roberson (ed.) Shaping the Current Islamic Reformation, Frank Cass, London, 2003, 262 s.

amzda slm reformu, Mslmanlar kadar Batl dnce ve siyaset evreleri iin de ok nemli bir beklentiyi ifade etmektedir. Konu edindiimiz kitap, bu paradigmalar savunanlardan bir ksmnn yazlarn ieren ok yazarl bir almadr. Editr B. A. Roberson, kitabn adn tayan giri yazsnda, Bat dncesindeki slm reformu tanmlarnn ierdii temel glklere ak ifadelerle iaret etmektedir. Roberson yazsna, zellikle son dnemlerde slm ve terr ilikisi balamnda dikkat ekildii ekliyle gnmzn Orta Dou blgesindeki siyasal slm ve selefi dncenin geliiminin izahnn Bat dncesi iin kolay olmadn syleyerek balamaktadr. slm toplumu iinde ortaya kan gncel reform sylemlerinin de ayn karmaklk iinde olduunu dile getirmektedir. Roberson bu konudaki gl, srecin tek dze bir kontrol altnda olmamasnn yan sra pek ok reformist hareketinin doru tahlilini slm, Kuran ve eriat gibi kavramlarn sadece yerel dzeyde deil kresel adan da ne anlam ifade ettiinin anlalmamasna balamaktadr. Bu kavramlara dnk kresel yaklam ile, rnein slm reformu beklentilerinin gerekesi olan dinin siyasallat yargsnn test edilmesi salanm olacaktr.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

185

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

Roberson bu gle, Bat toplumu iindeki akademik ve medyatik yanl deerlendirmelerin etkisini de eklemektedir. Ardndan, her ne kadar akademik dzeyde nesnel almalar ortaya ksa da bu almalarn politik ve medyatik etkilerin altndaki Bat toplumuna yeterince ulatrlamadn dile getirmektedir. Halk zerinde bask oluturan bu sylemlerin de slma ilikin mitolojik anlatlar, kavram ve deerlere ilikin bilgi yetersizlii ve ideolojik yaklamn bu sreci daha da gletirdii ifade edilmektedir. Nitekim editr, bu kitabn akademi ile medya iindeki zt kutuplar arasnda orta yolun kefini hedeflediine dikkat ekmektedir. Esasen Robersonun iaret ettii klasik Batl tanm sorununun zellikle slmi kavramlarn neredeyse zorla siyasal anlamlandrlmasna ilikin olduu aikrdr. Bunun bir rnei olarak Fred Hallidayin The Politics of the Umma: States and Community in Islamic Movements adl makalesinde, mmet teriminin Kuranda ilk kullanmndaki anlam deitirilerek siyasi slmc eilimlerin elinde semantik bir dntrmeye maruz kald dile getirilmektedir. Halliday, terimin Kurani kullanmnn Mslmanlar nezdindeki inananlar topluluu ile birlikte farkl inanlara sahip olanlar da ierdiini hatrlatmaktadr. Fakat modern alarda bu terimin sekler Arap milliyetiler tarafndan hatta sekler ve slm kart Arap rejimleri tarafndan da kullanldna dair rneklere dikkat ekilmektedir (ss. 28-30). Modern politik hareketlerin halk tabakasna etki edecek aralara sahip olduunu ve bunlar gncel amalarna uygun olan her yerde kullanldn savunan yazara gre slmi terminolojide yer alan mmet gibi kelimelerin semantik anlam, modern politikalarn gereklerini karlamak iin olduka kullanldr. Zira bu kavramlar zaman iinde politik emellerin merulatrlmasnda nemli bir enstrmana dnmektedir (ss. 38). Bylece Halliday, slmn siyasallama srecinin en temel iareti olan cihat kavramna, Mslmanlarn politik topluluunu ifade ettiini dnd mmet kavramn da eklemektedir. Siyasal slm terminolojisi olarak tanmlanan slmi kavramalarn ilevselletirilmesi suundan Mslman toplumlarn idarecileri de payn almaktadr. Islamic Law as a Core for the Political

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

186

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

Law: The Withering on an Islamist Illusion adl makalesinde Ann Elizabeth Mayer, eriatn uygulanmas sorununu slmc hareketler ve halk tabanndan geldiini fakat bu abann baarszln ileri srmektedir. Yazara gre, Mslman toplumlarnn slmizasyonunu savunanlarn niyetinin, Bat hukuk normlar temelinde var olan sistemin yerine ideal toplumu yeniden oluturma ve kltrel kimlii onarma olduu vurgulanmaktadr. Hkmetlerin ise bu halk basksna direnemedikleri ve sosyal ve politik adan kt ynetimin etkilerini tedavi etmek kastyla var olan hukukun yerine eriatn eitli vehelerini kabul etme eilimlerinde olduklar ifade edilmektedir. Dolaysyla bu hukuksal dnm, ihtiya duyulan deiimlerden uzak durarak idari elitlerin amalar dorultusunda politik bir lte dnmektedir. Bu erevede, zellikle Orta Dou lkelerinin sorunlarnn zm olarak gsterilen slmizasyon eiliminin idari elitlere nemli bir frsat verdii dnlmektedir (s. 136). Rudolph Peters ise Mayerden daha farkl olarak devlet kontrolndeki dini hukuk anlayndan umutludur. From Jurist Law to Statute Law or What Happens When the Sharia is Codified adl makalesinde Ondokuzuncu yzyln ortalarndan itibaren dini hukuk Bat hukuk anlay erevesinde byk lde deitirildiini ifade etmektedir. Bu deiim, eriat zerine sz syleyen ulemann etkisini de azaltmtr. Dini eitim almayan Mslmanlarn da eri konular zerinde artk konuabildiklerine dikkat ekilmektedir. te yandan dini hukukun baz unsurlar kanunlatrlarak milli hukuk sisteminin bir paras haline getirilmitir. Bu sistem de ayn ekilde ulemann deil devletin kontrol altndadr ve bu suretle bu hukukun devlet eliyle politize edilmesi mmkndr. Fakat hukuk zerindeki kontroln ulemada deil devlette olmas bu kurallarn politize edilmesi kadar demokratikletirilmesi imknn da tamaktadr. Ancak din eitimi ile snrlanmam Mslman entelektellerin zgr dnce ve tartma ortamnn salanp politik bask altnda kalmamalarnn devlet tarafndan salanmas istenmektedir. Bu ekilde eri hukukun demokrasi anlay erevesinde dnmnn salanaca umulmaktadr (ss. 94-95)

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

187

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

Mslmanlarn Baty tehdit edici ekliyle slmi kavramlar siyasallatrdklar ve Mslman elitlerin bu sreci destekledikleri endiesinin yan sra zellikle Bat lkelerinde ortaya kan apolitik slmi yaklamlarn mjdesi de verilmektedir. Jrgen S. Nielsen New Centers and Peripheries in European Islam? adl makalesinde, Avrupadaki Mslmanlar arasnda oluan slm anlaynn geleneksel merkez-evre ilikisini deitirici bir etki oluturduunu ele almaktadr. Modern teknoloji ve kresellemenin etkisiyle slmn tarihsel snrlarnn tesine getii ve zellikle glerle bat toplumu iinde etkin bir konum edinen Mslman nfusun beraberinde slma ilikin bir merkez-evre ilikisini yeniden tanmlamaya balad ifade edilmektedir. Geleneksel olarak merkezi ifade eden Mslman dncesinin bat smrgeciliine kar teolojik ve hatta ideolojik bir kar koyma srecinde olurken Batda yaayan Mslmanlarn, kendileri etrafnda ekillenen merkezi oluturma gayretinde olduklar vurgulanmaktadr (s.67). Tark Ramazan gibi dnrler nezdinde bat kltrel zemininde gelitirilmeye allan yeni fkh usul almalarnn yan sra yazar, yeni bir entegrasyon sreci olarak Batda yaayan gen Mslmanlar arasnda sfi eilimden vgyle sz etmektedir. Yazarn slm sfi eilimini farkl kltrel ortamlara uyum imknyla emsalsiz topluluklar olarak grmektedir (s. 76). Avrupadaki Mslmanlarn durumunu genellikle entegrasyon yaklamyla ele alan yazarn, gen kuak Mslmanlarn, nceki kuaklar gibi kurumsal bir merkeze balanmaktan ok daha yerel ve dinin balamsal ynyle ilgilendiklerini duyurmaktadr. Bu yaklama gre artk tek bir slm yorumu deil ok farkl slmi yaklamlar sz konusu olabilecektir. Bunun sonucunda da slma ilikin merkezevre ilikisinde artk corafi, kurumsal ve ideolojik ballk yerine, metnin otoriterlii, manevi modeller ve entelektel metotlarn geerli olduu bir dnce oluumunun mjdesi verilmektedir (s.81). Hakan OLGUN
(Yrd. Do. Dr., stanbul nv. F)

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

188

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

Rahim Acar, Talking about God and Talking about Creation Avicennas and Thomas Aquinas Positions Leiden: Brill, 2005, 250 s.

Tanr ve yaratma kavramlar, dnce tarihi boyunca her zaman tartlan kavramlarn banda gelmektedir. Pek ok byk dnr bu kavramlarla alakal fikir yrtm ve eserler ortaya koymutur. slm dnyasndan bn Sina ile Bat dnyasndan Thomas Aquinas bu dnrler arasnda saymak gerekir. Tantmn yaptmz eser de bn Sina ile Thomas Aquinasn Tanr ve yaratma kavramlar hakkndaki grlerinin bir karlatrmasn konu edinmektedir. Eser, aslnda mellifin 2002 ylnda Harvard niversitesinde tamamlam olduu Creation: A Comparative Study between Avicennas and Aquinas Positions balkl tezinin gzden geirilip gelitirilmi eklidir. Eserin yazlma amac; bn Sina ve Thomas Aquinasn Tanr tasavvurlar ve teolojik dil konusundaki grlerine dayanarak yaratma ve lemin balangcna dair grlerinin karlatrlmasdr (s. 1). Bu amaca binaen eser iki ksmdan olumaktadr. Birinci ksmda Tanr Hakknda Konumak bal altnda Tanr kavram ve teolojik dil dncesi ve ilahi sfatlarn bunlara olan etkisi ortaya konmaya allmtr. kinci ksmda ise Yaratma Hakknda Konumak bal altnda ilahi yaratma fiilinin tabiat ve lemin zamansal bir balangcnn olup olmad meseleleri ele alnmtr. Tanr ve yaratma kavramlarna dair sorular bn Sina ve Aquinastan nce de pek ok keskin zihni megul etmitir. Aslnda her iki dnr de konu ile ilgili grlerini ortaya koyarken ken-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

189

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

dinden nceki gelenei bir ekilde takip etmektedirler. Bu balamda her iki dnr iin antik ve helenistik felsefenin zirve ahsiyetleri olan Aristo, Platon, Plotinus ve Proclus gibi dnrler nemli birer kaynak durumundadr. Ayrca bunlarn dnda bn Sina iin erken dnem kelamclar ve Frb de nemli bir kaynak durumundadr. Aquinas iin de Augustine, Yuhanna ed-Dmek ve Pseudo Dionysius gibi Hristiyan dnrler ile byk Yahudi kelamcs Maymonides de kaynaklk yapmaktadr. Hatta mellife gre Aquinasn kaynaklar arasnda bn Sina da saylmaldr. Zira Aquinasn yaad srada Bat dnyasnda bn Sinann eserleri bilinmekte ve grleri dikkatle incelenmekteydi. Aquinasn yaratma ile ilgili grlerinin olumasnda bn Sinann fikirlerinin etkili olduu sylenebilir. Aquinas, bn Sinann sudur ve lemin zorunluluu gibi grlerini eletirse de, Tanr ve lem arasndaki iliki konusunda bn Sinann grlerini nemli lde paylar. Eserde Tanr ve yaratma kavramlar iki ksm ve drt blm altnda incelenmektedir. Birinci ksm; Teolojik dil ve felsef deerlendirme ve Tanr kavram ve teolojik dil blmlerinden olumaktadr. kinci ksm ise; Yaratc fiilin tabiat ve lemin balangc blmlerinden olumaktadr. Birinci ksmn ilk blmnde Tanr hakknda insani terimlerle konumann mahiyeti ve felsefi deeri tartlr. bn Sinaya gre bizatihi bilemediimiz Tanr, ancak mahlkat aracl ile bilinebilir. nsan, dncesindeki ve ifade tarzndaki acizlikten dolay onu sfatlarla tanmlamaya alr ancak bu sfatlar hibir zaman bizatihi onu ifade etmez. Teleolojik dil hususunda bn Sinadan farkllaan Aquinasa gre de Tanrya dair bilgimiz mahlkat aracl ile gerekleir. bn Sinada kemal sfatlar tekik kaidesine gre ilerken, Aquinasta Tanrya ve yaratlmlara analojik olarak yklemlenmektedir. Zira Aquinasa gre ayn terimleri Tanr ve yaratlmlara atfedebilmemizin ve Tanr hakknda anlaml olarak konuabilmemizin meruiyeti burada yatmaktadr (ss. 76-77). Teolojik dil balamnda hemen herkes bn Sinann grlerinin felsefi bir deerlendirmeye tbi tutulacan kabul ederken,

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

190

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

Aquinasn din adam ynne vurgu yaparak byle bir deerlendirmenin doru olup olmayaca hususu tartmaldr. Zira Tanr hakknda konuurken yarglarn mantksalln aramann ve kat felsefi tahlillere girmenin dini ierie sahip olan grlerinin yanl anlalmasna sebep olabilecei sylenmektedir. Fakat mellife gre byle bir deerlendirme ve ayrm doru deildir. Zira her iki dnr de farkllklar bir yana teolojik dil hususunda benzer deerlendirmelerde bulunmulardr. ayet bn Sinann grleri felsefi deerlendirmeye tbi ise ve felsefi bir deeri var ise ayn ekilde Aquinasn grleri de felsefi deerlendirmeye uygundur. Tanr kavram ve teolojik dil bal altnda ikinci blmde Tanrya dair ilahi formel sfatlar ve ilahi bilgi kavramlarna deinilmektedir. Bu balamda Tanrnn basitlii, deimezlii, ezelilii gibi ilahi formel sfatlar teolojik dil balamnda tartlmaktadr (ss. 81, 86, 89, 93, 101, 105, 108) Mellife gre her iki dnr de Tanrnn basitlii, zorunluluu, deimezlii, ezelilii ve ilahi bilginin mahiyeti hususunda benzer tasavvurlara sahiptirler. Ancak ilahi formel sfatlarn ifadesi olan teolojik dil de farkllamaktadrlar. bn Sina, ilahi kemal sfatlar her zaman formel sfatlarla tadil edilmi olarak dikkate alr. Dolaysyla bn Sinann Tanr ile ilgili grleri, ona atfettii veya ondan nefyettii zellikler veya fiiller bu hususa dikkat edilerek anlalmaldr. Aquinas ise ilahi kemal sfatlar hem ilahi formel sfatlarla tadil ederek, hem de onlarn insani tecrbedeki anlamlaryla, yani ilhi formel sfatlarla tadil edilmemi olarak dikkate alr. Eserin nc blmnde Yaratc fiilin tabiat bal altnda yaratmann mahiyeti ve lemin zorunluluu meseleleri tartlmaktadr. bn Sinaya gre yaratma hem iradi hem de zorunludur. bn Sina, insani tecrbedeki iradenin zorunsuzluunun Tanrya uygun olmad kanaatindedir. lahi irade basit, deimez ve ezeli olmakla insan iradesinden farkllamaktadr. Tanrnn varl ve iyilii bu lemin varoluuna dayanmamakla birlikte bu lem bilen ve irade eden Tanrnn zn takip etmektedir. Dolaysyla bn Sinaya gre Tanr lemi hem zgrce hem de zorunlu olarak ya-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

191

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

ratmtr (s. 132). Mellif, Thomas Aquinasn bu konuda bn Sinadan farkl dnd noktalar olmakla birlikte, temelde bn Sinann grlerine benzer grleri savunduu kanaatindedir. Thomas Aquinas, yaratma fiilinin iradeden kaynaklanan fiillere benzediini ve tabiattan kaynaklanan fiillerden zorunsuz olmak bakmndan farkllatnn altn izer. radesi basit olan Tanr, ncelikle ve zti olarak kendini irade etmektedir. O kendini irade ederken ayn zamanda, iyiliine bal olarak dier varlklar da irade etmektedir. Fakat Tanrnn varl, irade etmesi ve iyilii dier hibir eyin varlna dayanmamaktadr. Aquinasa gre Tanr bu lemi zgrce irade ettii iin yaratmakta ya da yaratmamakta zgrdr. Onu aksini yapmaya zorlayacak herhangi bir ey bulunmamaktadr. Tanrnn iradesi ve iyilii mutlak zorunludur ancak Tanrnn eyler hakkndaki iradesi zorunlu deildir. Bu sebeple Tanr zgr iradeyle yaratmaktadr. Tanr yaratp yaratmamakta zgr olduu gibi, neyi yaratacanda da zgrdr (s. 150). Eserin drdnc ve son blm lemin balangc baln tamaktadr. Bu blm eserin en youn belki de en nemli blmdr. Zira bu blmde dier blmlerde tartlan teolojik dil, Tanr ve yaratma kavramlarnn sonucu olarak lemin balangc meselesine deinilmektedir. Bu balamda nc blmde deinilen yaratma fiilinin ne ekilde gerekletii, bir neden-eser ilikisi olarak Tanr-lem ilikisi ve bir btn olarak lemin zaman m yoksa dehre mi tbi olarak grlecei meseleleri ele alnmaktadr. bn Sinaya gre yaratma mutlak anlamda varlk vermektir ve varlk vermek hareket vermekten kesinlikle farkldr. Tanrnn eylere mutlak anlamda varlk vermesini ifade iin bn Sina ibda kelimesini kullanmaktadr. bn Sinaya gre yaratma, yaratan ve yaratlan arasndaki iliki Tanr ile lem arasndaki bir ilikidir. bn Sinaya gre bahsi geen iliki, lemdeki herhangi iki eyin ilikisinden farkllklar gstermekle birlikte, Tanr ve yaratlmlar arasndaki yaratma ilikisi etki-edilgi (fiil-infial) trnden bir ilikidir. Tanr lemin fail ve nihai nedenidir. Tanr lemin metafiziksel fail

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

192

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

nedenidir. Bu sebeple neden-etki arasndaki iliki artlar Tanrlem ilikisi iin de geerlidir. bn Sina neden-etki arasnda u drt ilikiden bahsetmektedir: (i) Nedenler etkilerini zorunlu klar. (ii) Nedenler etkileriyle birlikte vardrlar. (iii) Nedenlerin etkilerini ncelemesi zaman asndan deil varlk asndandr. (iv) Nedenler etkilerinin varlnn nedenidir, yokluunun deil. Tanr ve lem arasndaki iliki fail neden ile etkisi arasndaki iliki gibi olduuna gre, Tanr lemi zorunlu klmaktadr. Tanr ve lem birlikte vardrlar ama birbirine e deildirler. nk fail neden olan Tanrnn varl kendisindendir. Fakat mahlkat varln Tanrya borludur. Tanr lemin varlnn nedenidir yokluunun deil. Mellif, bn Sinann fail neden ve etkisi arasnda varsayd bu ilkelere dayanarak, hdis olmad tezini savunduunu belirtir (ss. 170-171). Mellife gre lemin hdis olmad iddiasn desteklemek iin bn Sinann tanzim ettii argmanlardan birisi, lemdeki her eyin zamana ve zamansal balangca uygun olmaddr. bn Sinaya gre lemdeki eylerin bir ksm var olabilmek iin maddi bir dayanaa ihtiya duyarken bir ksm duymamaktadr. Yani lemdeki bir ksm eyler olu ve bozulua tbi iken dier bir ksm tbi deildir. Gksel akllar, gksel ruhlar ve gksel cisimler, hareket ve zaman olu ve bozulua tbi olmayan varlklar ilk gruba girmektedir. bn Sina eyleri sre asndan e ayrmaktadr. Bu ayrma gre varlklar; ezel, dehre tbi olan ve zamana tbi olan diye farkl kategoriye ayrlr. Tanr varlnn kendinden olmas bakmndan gerek anlamda ezeli olandr. Varlk hiyerarisinin dier ucunda olu ve bozulua konu olan eyler bulunur. Bunlar zamana tbi olan mahiyeti gerei sonradan meydana gelen eylerdir. Tanr ve ay alt lem arasnda bulunan eyler dehre tbidir. Bu eyler mahiyetleri gerei zamandan bamszdr ve zamansal olarak yokluktan sonra var olmazlar. Dolaysyla bir btn olarak lem bu kategoriye girmektedir. lemde dehre tbi varlklar olduuna gre, bir btn olarak lem, zaman kutan bir sre olan dehre tbi olmak durumundadr (s. 186).

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

193

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

bn Sinann ikinci argman, lemin hdis olmas Tanrnn deimezliine ve ezelliine uygun deildir, eklinde ifade edilmektedir. Belirtildii gibi nedenler ve etkiler birlikte vardrlar. Tanr bu lemin fail nedeni, lem de onun eseri olduuna ve ilahi iradede bir deime mmkn olmadna gre, lem sonradan meydana gelmi olamaz. bn Sinaya gre Tanr evvela fiilde bulunmamay ve sonra da fiilde bulunmay irade edemez. Aksi takdirde Tanrnn nce lemin bilkuvve fail nedeni olmas ve sonradan da bilfiil fail neden olmas gerekirdi. Byle bir ey ise kabul edilemez. Zira bu durum Tanrnn deiebilir olmasn, Tanrnn kmal sfatlarnn mahlkata benzemesini gerektirir (ss. 188-189). Mellife gre, bn Sina lemin zamansal bir balangcnn olamayaca argmann abese irca metodunu kullanarak da desteklemektedir. bn Sina, lemin zamansal olarak sonradan olduunu kabul etmemiz durumunda zlmesi ok g problemlerle karlaacamz savunmaktadr. Ona gre Tanrnn leme olan ncellii zaman bakmndan deil varlk bakmndadr. Zira aksini dnp Tanrnn hem zsel hem de zaman bakmndan lemi nceledii dnlrse, Tanrnn var olduu ama lemin var olmad bir zaman dilimi varsaylm olur. Bu ise bir elikidir; zira zamana tbi varlklardan bamsz bir ekilde zaman yoktur. Eserde daha sonra yaratma, Tanr-lem, neden-etki ve lemin dehre tbi olup olmamas meseleleriyle ilgili olarak Aquinasn grleri ele alnmaktadr. Aquinasa gre de yaratma Tanr ile lem arasnda bir ilikidir. Bu iliki fail-meful ilikisine benzetilebilir. Tanr ve lem arasndaki iliki mahlkatn kendi arasndaki gibi deildir. Yaratklar Tanryla gerekten ilikilidir, fakat Tanrnn yaratklarla olan ilikisi sadece akldir, kavramsaldr. Aquinasa gre Tanr-lem arasndaki ilikiden oluan yaratma ne hareket ne de bir valktan dierine olan bir deiimdir (s. 197). Aquinas, lemin balangc hususunda bn Sinadan farkl olarak agnostik bir tavr taknmaktadr. Ona gre biz, lemin ne zamansal olarak sonradan meydana geldiini ne de bn Sinada olduu gibi balangsz olduunu ispat edebiliriz. Her iki durum da

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

194

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

felsefi adan kantlanmas mmkn olmayan eylerdir. Mesele imkn asndan ele alndnda, Aquinasa gre lemin srekli var olmas mmkndr. Fakat lemin srekli var olmas zorunlu deildir. ayet bu lemin varl zorunlu olsayd bu durumda bu zorunluluk ya kendinden ya da bakasndan kaynaklanacakt. ayet lem bizatihi zorunlu ise bu durumda ona varlk veren fail bir nedene ihtiya olmazd. lem bizatihi zorunlu olmad iin harici bir nedene ihtiya duyar. Aquinasa gre, bu neden Tanrdr ve mutlak anlamda Tanr sadece kendini zorunlu olarak irade eder. lemin varln irade etmek zorunda deildir. lem, Tanr onu irade ettii mddete vardr. Bu yzden lemin srekli var olduunu kabul etmek iin geerli bir gereke yoktur (ss. 210-211). Mellif, Aquinasn ve bn Sinann yaratma teorileri bakmndan birbirine benzer grler ortaya koyduklar kanaatindedir. Her ikisine gre de yaratma, Tanr ile lem arasnda bir ilikidir. Yaratma, mahlkatn yaratcya olan varolusal ban ifade etmektedir. Yaratma, deiim veya hareket verme deildir ve onlara gre Tanrdan gayri hibir ey Tanrnn yaratmasnn dnda kalamaz. Ancak lemin zamansal bir balangcnn olup olmamas konusunda, bn Sina ve Aquinas farkl dnmektedirler. bn Sina eylerin zamana tbi olup olmamas hususunda kat bir tutum taknarak, her eyin zamana uygunluunu reddetmektedir. bn Sinaya gre dehre tbi eylerin varl, lemin dehre tbi olduunu sylemek iin yeterlidir. Aquinas ise lemin zamansal bir balangcnn olup olmamasnn felsefi bir dzlemde belirlenemeyeceini iddia eder. Aquinasa gre bn Sinann iddia ettii gibi lemin zamansal bir balangcnn olmamas, mantksal bir kesinlikle kantlanamaz. Mellife gre, bn Sinann lemin zamansal balangc olamaz, eklindeki gr, her iki dnrn de kabul ettikleri ncllerle daha tutarldr. Bu ncllerden bir tanesine gre, varlklar ezeli, dehre tbi ve zamana tbi olmak zere e blen Yeniplatoncu grtr; ikincisi de zaman hareketin ls sayan Aristocu zaman anlaydr.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

195

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

Tantmn yapmaya altmz bu eserde konu edilen Tanr ve yaratma kavramlarnn bn Sina ve Aquinas asndan ele alnmas, bata felsefeciler olmak zere hem Hristiyan kelamclar hem de slm kelamclar iin nemli bir kaynak tekil etmektedir. Eserdeki ierik zenginlii, karlatrmal bir almada mellifin kulland yntem ve dil de bu almann nemini artran dier bir unsurdur. Dolaysyla eserin, bu ve buna benzer konularda alan aratrmaclara olduka faydal olaca kanaatindeyim. Ahmet Erhan EKERC
(Ar. Gr., Marmara nv. SBE)

Mehmet Bayraktar, Bir Hristiyan Dogmas: Teslis Elis Yaynlar, Ankara, 2007, 286 s

Din merkezli birok teori, program ve projenin yrrlkte olduu gnmzde farkl din mensuplarnn dier dinlerin ana metinlerini, teolojik retilerini ve tarihsel geliimlerini yeni perspektiflerle akademik olarak aratrma, karlatrma ve yeniden okumaya tbi tutmalar, bu alanda nemli bir literatrn olumasna imkn verebilecek bir dzeyde ivme kazanarak devam etmektedir. Bunun bir gstergesi olarak hlihazrda uluslararas siyasal platformlarda, teoloji muhitlerinde, sivil toplum oluumlarnda zellikle semavi dinlerin ortak eleri, kkenleri ve tarihsel geliimine dair birok proje gelitirilmekte, aratrmalar yaplmakta ve karlkl sylem yaplandrmalarna gidilmektedir. Bu erevede Mehmet Bayraktar tarafndan hazrlanan elimizdeki kitap, Hristiyan teolojisinin merkezi unsuru olarak teslis konusunu ele almakta ve nceki cmlede ifade ettiimiz yaygn olgu asndan sra d ve nemli bir nitelik

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

196

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

tamaktadr. nemli bir nitelik tamaktadr nk farkllklara en az ortak eler kadar younlamak ve mesai harcamak asgari olarak, bir arada yaama kltrnn yerlemesi ve insani ilikilerin daha salkl, somut ve kalc olabilmesi iin zorunluluk arz etmektedir. Mellifin alma boyunca birok Bat dilinin yannda Latince kaynaklara da atflar yapmas, ayrca slm felsefesi, din felsefesi ve Bat felsefesi alanlarnda uzman veya bu alanlara aina olmas teslis konusuna dinler tarihi literatr ve snrlarnn tesinde bir bak as sergilemesine sebep olmakta, bylelikle problemin mantk, felsefe ve teoloji asndan sorgulanmasna imkn vermektedir. Teslis, slm tarihi boyunca Hristiyanla ynelik polemik literatrnn en nemli konusunu oluturmaktadr. Fakat Trkede teslisi, bizzat Hristiyan kaynaklardan, ilk Hristiyan teologlardan, ilk Hristiyan mezheplerden ve apokaliptik literatrden yola karak, ayrca odak noktalarda, bata Kuran olmak zere slm kaynaklar ile karlatrarak konu edinen eser says yok denecek kadar azdr. Bu nedenle tantmn yapacamz kitap, Trke literatrde kapsaml bir ekilde teslis konusuna hasredilmi mstakil bir eser olmas bakmndan bir ilki oluturmaktadr. Kitabn hemen banda yazar, eserde geen dini terminolojinin kullanmyla ilgili dilbilgisi asndan okura baz uyarlarda bulunmu; buna gre teslis dogmasnn tanrs sz konusu olduunda Tanr kelimesinin ba harfinin kk harfle yazldn, keza slma gre sz konusu olduunda Hz. sa, Hristiyanla gre sz konusu olduunda sa terimlerinin kullanldn vurgulamtr. Bylece mellif, benzeri trdeki baz telif ve evirilerde grlen karmakla dmemi, balangta kitabn dini terminolojiye ynelik dili ve slubu konusunda yol gstericilik yapmtr. Kitap, nszden sonra genel balk olarak iki ksma ayrlm, birinci ksm drt blmden olumutur. Sonu blmnden sonra ise problemle ilikili gncel konularn irdelendii iki adet ek yer almtr. Yazar, birisi akademik dieri de halka ynelik olmak zere iki

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

197

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

tr kitleyi hedef aldn, bu nedenle kitabn birinci ksmda konunun akademik/bilimsel metot ve ltlerle tetkik edildiini, ikinci ksmda verilen bu bilgilerin soru-cevap eklinde sade bir dil ve slupla zetlendiini ifade etmitir. Ancak bu sade dil ve slup kullanmnn kaynaklar ve akademik lt asndan bir yzeysellik, duygusallk ve poplerlilie yol amad ifade edilmelidir. Ne var ki, yazarn Hristiyanlk tarihinin her hangi bir zaman dilimindeki mezhep ve ahslar zerine younlamamas sebebiyle, doal olarak eserin baz blmlerinin akademik derinlik asndan son noktaya kadar gittii sylenemez. Hristiyanlkta tevhit ve teslis mcadelesinin ele alnd birinci ksmda, Hz. sann ve havarilerin retilerinde teslis inancnn olmad, Bat Hristiyanlnn, bir havari olarak kabul edilmeyen Pavlusun anlay ve yorumlarn esas alarak Roma-Yunan putperest inanc ve Yunan felsefesinin tesiri ile teslis inancn oluturduu savunulmutur (s. 13). Bu minval zere ilk blmde havari ncillerinde, ilk Hristiyan akaid eserlerinde, ilk Hristiyan cemaatlerinde ve apokaliptik edebiyatta yer alan tevhit inanc incelenmitir. Buna gre Romal Clementin, kendisine atfedilen dier metinlere gre en sahih olarak kabul edilen Korintlilere gnderdii iki mektupta teslisle ilgili herhangi bir unsurun bulunmad, keza Clementin Hz. say Allahn kulu bir beer ve bir peygamber olarak kabul ettii vurgulanmtr (s. 28). Irenaesusun, bir yandan gnostik unsurlarn Hristiyanla sokulmas ile mcadele ettii, dier yandan drt ncildeki Baba, Oul ve Kutsal Ruh gibi ifadelerden ayr ahs ve ayr tanrnn karlamayacan savunduu, bylelikle Tanrnn birlii ve tekliini nemsedii ifade edilmitir (s. 29). 1. ve 2. yzyldaki ilk Hristiyan cemaatler olan Ebionitler, Elkasaytlar ve Hypsistarianlarn teslisi ve Allaha Baba demeyi reddettikleri, Hz. say bir insan ve peygamber olarak kabul ettikleri vurgulanmtr (ss. 31-33). Ayrca Baruch, Apocalyse of Abraham ve Sibylline Oracles gibi apokaliptik edebiyat metinlerinin tevhidi konu edindikleri ve teslisi reddettikleri savunulmutur (s. 34). Bylelikle ilk Hristiyanlarn metinleri ve mezheplerine gre Hristiyanln esas ve asli iman retisinin

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

198

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

teslis deil tevhit olduu savunulmutur. kinci blmde, ncelikle teslis ve dogma terimlerinin etimolojik kkenleri ve tarihsel anlam aktarlm, teslisin genel tanm, teslisi ve havariler amentsndeki tanm, ayrca Gregory Thaumaturgus ve Athanasiusun yaptklar zel tanmlar irdelenmitir. Ayrca teslisin znik ve Kadky konsillerindeki tanm ile Papa IV. Paulun tanm mstakil balklar altnda ele alnmtr. Nihayetinde , baz yorumlara gre de drt unsuruyla (Baba, Oul, Kutsal Ruh ve Tanrlk) Tanrdan olarak bahsetmenin gemite olduu gibi bugn de problematik bir alan olduuna iaret edilmitir. Bu erevede Hristiyan kaynaklarda teslis konusunda ortak bir tanmn bulunmad tespit edilerek konu zerindeki farkl anlaylara geilmitir (s. 46). Bu noktada teslis anlay bizzat teslisi savunan teologlarn grlerine gre ett edilmi, bu minval zere Teslis Kalkan (Scutum Fidet), Yunanl kilise babalarnn birde lk anlay ve Latin kilise babalarnn te birlik teslis anlaylar aktarlm, sz konusu teslis teorileri mantksal ve matematiksel olarak sorgulanm ve ilgili teorilerin hem kendi iinde hem de dierlerine gre eliik olduu ve sistematik bir btnlk oluturamad savunulmutur (ss. 48-53). Dolaysyla teslisi savunanlarn hem kendi ilerinde hem de birbirleriyle kyaslanmalarnda ierik olarak ortak bir teslis tariflerinin olmad, fakat teslis inanc konusunda Ortodoksluk, Katoliklik ve Protestanln birbirlerinden farkl olmadklar beyan edilmitir (s. 53). almann bu aamasnda teslisin temel unsurlar olan Baba, Oul ve Kutsal Ruh konusunda Yunan ve Latin kilise babalarnn farkl grleri tetkik edilmi, bu farkllklar Tanrnn ve tanrlarn fiillerine yansmalar boyutu ile ele alnmtr. Ayrca konuyla ilikili olarak logos, cevher, ahs, tabiat, tanrlk kavramlar analiz edilerek bu terimlere ynelik farkl yorumlamalara deinilmi, Yunan felsefesinden dn alnan bu tr kavramlarn teslis yorumlarna daha karmak bir boyut katt iaret edilmitir (s. 96). Bilahare teslis unsurlar arasndaki ilikilere deinilmi, nihayetinde mevzu teslis temsilcileri ve eitli kilise babalar tarafndan temayz eden tartma, ihtilaf ve grler etrafnda tetkik edilmitir.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

199

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

Teslisin Oluumu ve Yabanc Kaynaklar bal altnda ncelikle milattan sonra 1. ve 2. yzylda teslisi savunan ve reddeden teologlarn grleri aktarlm, A. von Harnack ve Paul Tillich gibi baz modern dinler tarihi uzmanlar ve din felsefecilerinin konuya ilikin grlerine de referans verilerek teslis inancnn, kutsal metinlerden ziyade Yunan felsefesi, Gnostisizm, YeniEflatunculuk ve Putperestlik gibi yabanc kaynaklarn etkileri ile Hristiyan teolojisine girdii ve oluturulduu savunulmutur. Bilahare Baba, Oul ve Kutsal Ruh unsurlarnn ayr ayr etimolojik, felsefi ve dini kkenleri analiz edilmitir (ss. 71-94). Baln son temas ise teslisin sr olmasna tahsis edilmitir. Bu noktada teslisi savunanlarn, teslisin unsuru olan Baba, Oul ve Kutsal Ruhun hem ayr ahs ve varlklar olduu hem de tek bir cevher olduu, yani hem hem de bir olmasnn tutarsz bir reti ve mantksal bir eliki olduunun farknda olduklar ifade edilmitir. Teslise ynelik getirilen eletirileri amak iin 1868-1870 yllar arasnda dzenlenen I. Vatikan Konsilinde, sr kavramn da yeniden tanmlayarak, teslisin akl ve mantk konusu deil, bir iman konusu olarak sr olduuna karar verdii iaret edilmi, konuya ilikin modern din felsefecilerinin grleri de ayrntl ekilde aktarlmtr (ss. 88-94). nc blmde Hristiyanlkta teslisin tenkidi ve reddi konusu irdelenmi, teslisin reddi, mulk teslisilik, insicaml teslisilik, nominal teslisilik veya bulank tevhitilik, teslis tenkidi olarak tarihi sa aray ve teslis tenkidi olarak inan sembolizmi alt balklar etrafnda ele alnmtr. Mulak Teslisilik tanrlarn kimlii, nelii, doas ve ilevleri konusunda Roma Kilisesinin grlerini benimsemeyenlerin teslis retisi olarak, nsicaml Teslisilik Roma Kilisesinin belirledii unsurlar kabul etmekle beraber unsurlarn tabiat ve aralarndaki ilikiler bakmndan Roma Kilisesinden ayrlan mezheplerin teslis anlay olarak, Nominal Teslisilik veya Bulank Tevhitilik adlandrma olarak teslisten bahsetmekle beraber teslisin unsurlarnn tabiatna ilikin sylemlerinde bulank bir tevhit grnts veren Hristiyan mezheplerinin retisi olarak tanmlanmtr. Teslis Tenkidi Olarak Tarihi sa

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

200

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

Aray bal ile de Kantla balayp E. Renan, A. von Harnack, Wilhelm Herrman, Rudolf Bultman ve John H. Hick gibi dinler tarihileri ve din felsefecilerinin, ayrca F. C. Baur ve F. Strauss gibi Protestanlarn konuya ilikin savunduklar grler ve akademik almalarn kastedildii ifade edilmitir. Teslis Tenkidi Olarak nan Sembolizmi bal ile de modernizmin farkl trevleri olan liberalizm ve sembolizmin Jacob Burchard, Franz Overbeck ve M. Weber gibi temsilcileri vastasyla teslis doktrinine getirdikleri yeni yorumlarn kastedildii aklanmtr (ss. 95-114). rnein M. Weber ile beraber teslisin ikinci tanrs olan sann bir retim arac gibi dnlerek, kapitalizmin meneinin Hristiyanlkla akland beyan edilmitir (s. 114). lk balk ancak dinler tarihi aratrmaclarnn aina olduu 5. yzyla dein konuyla ilgili grleri savunan teolog ve dini akmlarn retileri etrafnda ele alnm, sonraki balklar ise modern dnemde baz dinler tarihileri, din felsefecileri ve sosyologlarn savunduklar retiler etrafnda tetkik edilmitir. Hristiyanlkta teslisin kart ve reddi konusu da ayn ekilde Helenistik dnemde temayz eden Hristiyan teolog ve dini ekollerin grleri etrafnda alnm ve akabinde modern dnemde teslisi reddeden filozof ve dnrlerin retilerine geilmitir. Bu balk altnda ise Spinoza, Nietzsche ve Tolstoyun konuya ilikin grleri aktarlmtr. Drdnc blm teslis dogmasnn elikilerine hasredilmitir. Burada ncelikle Yeni Ahit, Eski Ahit ve Musevilikte teslisin lehinden ok teslisin aleyhine ifade ve retilerin bulunduuna dikkat ekilerek teslis unsurlarnn Hristiyanlarn kabul ettii btn kutsal metinlerde bulunmad savunulmutur. Bu erevede sz konusu metinler teslis unsurlar asndan okunmaya tbi tutulmu ve karlatrmal bir ekilde metinlerdeki elikilere iaret edilmitir. kincil olarak da teslisilerin retilerindeki elikileri irdelenmi, bilahare akl ve mantk ilkeleri ile matematiksel, fiziksel, ontolojik ve teolojik adan teslis retisi sorgulanarak tespit edilen elikiler ifade edilmitir. Kitabn ikinci ksm teslis retisinin basit bir dille anlatmna

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

201

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

tahsis edilmitir. Bu ksmda teslis ile sorulmas muhtemel sorular retilerek birinci ksmda akademik olarak ilenen problemler ve yaplan tespitler cevaplar olarak verilmitir. Bu ksmda sradan bir okura ynelik olarak basit ve retici bir anlatm esas almtr (ss. 203-218). Soru-cevap ilikisi sradan bir okuru teslis konusunda en ince ayrntsna kadar aydnlatacak mahiyettedir. Sonu blmnde ise aratrma boyunca yaplan tespitler, bulgular ve deerlendirmeler zetlenmitir. Kitabn ana fikri teslis inancnn Hristiyanln ana kaynaklarnda, Hristiyanln ilk temsilci ve mezheplerinde bulunmad, bu inancn Hristiyanla yabanc kaynaklardan sokularak sorgulanamaz bir dogma haline getirildii ynndedir. Keza Hristiyanln balangcndan gnmze dein teslis konusunda tutarl ve sistematik bir teolojik anlat oluturulamad, kavramn teoloji, matematik, fizik, felsefe ve mantk asndan elikili olduu kanaatine varlmtr. Kitabn sonunda iki adet ek yer almaktadr. Ek-1 de Hristiyanlarn Kurann teslis dogmasn reddine ynelik itirazlar ve bu itirazlara ilikin Hristiyanlktan gelen cevaplar irdelenmitir. Kuran asndan teslis dogmasnn kfr olarak nitelendirilmesi, Hz. sann armha gerilmemesi, ncilin tahrif ve tebdili gibi balklar altnda konu tetkik edilmitir. Ek-2 de ise Kurann Hristiyanlk hakkndaki beyannn yanl anlamlandrlmas ve ilgili ayetlerin yanl yorumlanmas konusu analiz edilmi, peygamberlik, vahiy, kitap, ehl-i kitap gibi konulara ynelik yanl meal ve gncel yorumlara yer verilmitir. Kutsal kitaplarn tahrif edilmesi konusu ele alnarak bu olguya ynelik serdedilen farkl grler ve yaplan yntem hatalar tahlil edilmitir. Ayrca bu blmde dinler aras diyalog, brahimi dinler, misyonerlik, dini oulculuk ve dinlerin akn birlii konular bata Kuran olmak zere slm ilahiyat asndan deerlendirmeye tbi tutulmutur. Balangta da deindiimiz gibi, din merkezli akademik almalarn, ortak projelerin ve farkl din mensuplarnn itirakisi olduu platformlarn hl-i hazrda yrrlkte olduu ve gn getike ivme kazand bir dnemde, farkl din mensuplarnn birbir-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

202

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

lerinin ana kaynaklarn, inan esaslarn ve temel retilerini karlatrmal olarak analiz eden akademik almalar yapmasn gerekli klmaktadr. Teslis konusu Mslman polemikilerin Hristiyanla ynelik eletirilerinde en bata gelen bir unsur olmasna ramen bu konuda akademik alma asndan nemli bir boluun olduu aikrdr. Bu kitap sz konusu boluu doldurmaya ynelik nemli bir eksiklii giderecek nitelikte ayrca hem metot hem de deindii alanlar bakmndan konuyla ilgili daha spesifik akademik almalara da rehberlik edecek mahiyettedir. enol KORKUT
(Dr., Diyanet leri Bakanl)

Asiye Tl, Zerdt: Hayat ve retisi


Beyan Yaynlar, stanbul, 2004, 224 s.

Yan bamzda tarih boyu birok medeniyete beiklik eden bir ran corafyas ve buradan neet edip civardaki dinsel gelenekleri etkileyen kadim bir dini gelenee -Mecusilie- sahipken, Trkiyede bu corafyann ve tarihin aratrmalara yeterince konu olmamas hayli ilgintir. Dinler Tarihi zaviyesinden bakldnda, Mecusilik ya da Batl bir terminolojiyle Zerdtilik (Zoroastrianism) hakknda Trkiyede neredeyse yok denecek kadar az bilimsel almayla karlayoruz. Hlbuki Batda -her ne saikle olursa olsun- ran ve zellikle Zerdtilik hakknda 19. yzyldan bu yana saysz denebilecek kadar ok alma gerekletirilmitir. Gnmzde dnyann farkl corafyalarnda hayatlarn srdren Zerdtiler ya da Parsiler kendilerini ilk monoteist gelenek, Zerdt kendisinden nceki dinsel gelenei (Aryan)

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

203

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

slah eden bir reformatrden ok bir peygamber olarak addetmektedirler. Bunun tesinde birok aratrmac Mecusiliin Yahudilik, Hristiyanlk ve slm gelenekleri zerinde etkili olduu kanaatini tamaktadr. Peygamber olup olmamasndan te Zerdtn getirdii retinin ne ekilde bir dnm ve deiim geirdii bu noktada nem arz etmektedir. Zira bozulma srecinin temel dini referans Avestaya kadar dayandrld bilinmektedir. Bu balamda Trkiyedeki aratrmaclarn da bu komusu olduklar kadim kltr hakknda diyecek bir eyleri olmas elzem grnmektedir. te bu gayeyle yola kan Asiye Tlnn Beyan yaynlar tarafndan baslan Zerdt: Hayat ve retisi adl almas, Zerdt hakknda okuyucuya ilk elden bilgileri vermeye almaktadr. Eserin giriinde dini kaynaklar bal altnda Mecusi kutsal metin literatrn veren Tl, te yandan klasik eserler balamnda Grek, Mslman ve Hristiyan tarihilerin (Herodot, Xenophon, Brn, Dmek vb.) metinlerine atflarda bulunmaktadr. Burada Mecusi kutsal metni Avesta ve blmlerinin yan sra daha sonra kaleme alnan ve ikincil seviyede kutsal metin literatr kabul edilen Pehlevi Metinleri (Dadistan-i Dinik, Bundahin, Dinkart) tantmaktadr. Zerdt ncesi Aryanlarn rana gleri ve Ari rknn sahip olduu dinsel gelenei aktaran birinci blmde zellikle tanrlar ksmnda anlatlanlar, Aryanlarn tanr algsn vererek okuyucuyu Zerdtn retileri blmne hazrlar niteliktedir. kinci blm, Zerdtn hayatn peygamberliine kadar nemli balklar halinde ilemektedir. Son olarak nc blmde ise Zerdt retisi st balyla tanr Ahura Mazda, ilahi varlklar Amea Spentalar, iyilik ve ktlk meselesi ve dnyann sonu konular incelenmektedir. Burada Zerdt ve hemen sonrasndaki alglamalara yer verilmektedir. Giri blmnde Pehlevi Metinler balamnda verilen eserlere baktmzda ritellere dair gereksinimler ve dini artlardan bahseden ayest ne ayest, yine Zerdt fetva literatr diyebileceimiz Dadistan-i Dinik adl metnin yazar Menuehrin mektubu

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

204

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

Namagiha ile ilgili bir bilgiye rastlayamyoruz. Ayrca Mecusiler tarafndan Avestann blmleri olduu iddia edilen dini eitim ve rahiplik kitab mesabesindeki Herbedestan ve ritel kitab konumundaki Nerangestan metinlerine, cennet, cehennem ve raftan bahseden, Ssn dnemine ait materyali ieren ve 9. yzylda yazya geirilen Arda Wiraz Namag bahsi gemeyen metinler arasnda saylabilir. Buna karn yazarn Avestann blmleriyle ilgili olarak verdii bilgiler, konuyla ilk defa muhatap olanlar tatmin edecek niteliktedir. Yazar, Zerdt ncesi randaki dini, sosyal ve ekonomik durumdan ve Kafkasyada ve Aral Gl civarnda yaayan Aryanlarn rana glerini ve oraya yerlemelerinden bahseder. Beraberinde getirdikleri gelenein, daha dorusu dinsel gelenein Zerdt ncesi dinsel yaplanmay gsterdiini belirten Tl, bu erevede Aryanlarn tanrlarndan (Ahura, Asura, Daeva, Mitra vb.), ktcl varlklarndan (divler, cadlar, yatular), mitolojik kahramanlarndan (zmrt- anka kuu, cemid), ayinlerinden, kozmoloji ve eskatolojilerinden detayl olarak bahseder. Ancak eser, Aryanlarn g ettii topraklarda karlatklar geleneklerle etkileimlerinin olup olmad dair suskunluunu korur. Aryanlarn mezkr retileri, Avesta, Pehlevi Metinler ve Avestayla ada addedilen Hint kutsal metin edebiyat Vedalar erevesinde yaplan karlatrmalarla aktarlr. Bunun yan sra Zerdtilik ncesi dini gelenein tanrlarna sitayile dolu olan Avestann Yetler blmnden alntlarla konu ele alnr. Zerdtn hayatn ikinci blmde ileyen eser, onun doum tarihi, vatan ve ismiyle ilgili tartmalarn sunumuyla balamaktadr. Burada Avestann Zerdte ait olduunu ileri sren Gathalar blm ile Pehlevi Metinlerdeki tarihlendirmeler aras farkllklara ve bu durumun klasik tarihilerin metinlerine yansmasna deinilmektedir. Dolaysyla metinlerin vermi olduu tarihler arasnda bin yl akn bir farklln olmasna karn filolojik ve tarihsel bulgularn daha ok Zerdtn M.. 1000den daha eski bir tarihte yaadn gsterdii dile getirilmektedir (s. 98).

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

205

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

Eserde, mitoslatrlan bir hayat hikyesine sahip Zerdtn rahip olabilecei, daha iyimser bir tavrla dini bir eitim ald, zira Gathalarda ona atfen kullanlan Zaota sfatnn daha ok dini, ruhani ilerle uraanlara verildii zikredilmektedir (ss. 108-109). Tl, eserinin son blmnde Zerdtn retisini, temel olarak Gathalar blmnden hareketle anlatacan ileri srmesine karn burada Gathalar kadar Avestann dier blmlerine de yer vermektedir (s.120). Bu nedenle Ahura Mazda, Amea Spentalar (Kutsal lmszler), Angra Mainyu (Kt Ruh) ve Spenta Mainyu (yi Ruh) hakknda kafa karklna gtrecek imalara ve ifadelere rastlanmaktadr. rnein metinde geen ezeli iki ruh meselesinin Zerdtn ilahileri saylan Gathalar m yoksa ondan sonra kaleme alnan Gathalar ile Avestann teki blmleri arasnda gei noktasnda Haft Hat Gatha diye bilinen metinden mi olduu tam olarak aa kavumam grnmektedir (ss. 163-175). Zira eer Ahura Mazda hakknda onun her eyin yaratcs olduu sav Gathik (Yasna/Gatha 44/1-7) dayanakla savunuluyor ise ktln kaynann ne olduu (Ahura Mazda m yoksa Angra Mainyu/kt ruh mu?) aka zikredilmeliydi (s.195, ss. 127-130). Yine varl yaratann Ahura Mazda olduu, ancak lm yaratmad iddia edilmekteyken (s.125), ayn blmde tek tanrya zg nitelikler (yegne yaratc) Gathalardan alntlarla Ahura Mazda iin de sz konusu olmaktadr. (ss. 137-139). Dolaysyla Ahura Mazdann Zerdt dnemi ve sonrasnda bu dinin mensuplarnca alglanndaki deiikliklerin ve ktlk ve iyilik ilikisine dair ontolojik ve etik alglamalarn tarihsel seyrinin aka verilmesi gerekirdi. Amea Spentalar meselesine gelince, eserde Ahura Mazda ile bu ilahi varlklar arasndaki ilikiyi aktarrken bazen onlarn Ahurann sfatlar olabileceinden bazen Zerdt sonras yar-ilahi varlklar mesabesinde grldnden hatta bazen insanlarn sfatlar iin kullanldndan bahsedilir (ss.141, 156-157). Ama ne bu ilikinin neliine dair metinsel bir tarihlendirmeye ne de okuyucunun zihninde oluan karkl giderecek net ve anlalr ifade-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

206

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

lere yer verilmektedir. Bu noktada eser, referans gsterdii kaynaklarn younluu altnda olduu imasn glendirmektedir. Ayrca Amea Spentalar hakknda verilen tanmlamalarn teolojik sistemde tam olarak nereye oturduunun sarih olmay, daha ak bir ifadeyle Amea Spentalarn melek, ilahi varlk, dnyann dzeninin salanmasnda ilke ya da Ahurann ondan ayrlm sfatlar konusu ayr bir soru iaretidir. yilik ve ktlk bal altnda iki ezeli ruh diyerek Spenta Mainyu ve Angra Mainyunun konumlarn tartan Tl, Gathik metinlerde geen balangta o ikiz ruh ifadesinin ontolojik bir dalite olmadn referanslaryla savunarak, bunun Ssn dnemine ait dalist bir yaklamn tezahr olduuna deinir. Metnin ilerleyen blmlerinde, bu iki ezeli ruhun Ahura Mazdann yaratmlar olduunu, bu iki ruhun daha ok Ahura Mazdann iyiyi semesi gibi irade meselesinde insana rnek olduunu zikreder. Daha sonra bu iki iftin ezelden beri atma iinde olduklar ve taraftar kazanmak iin altklarn ifade ederek kt ruhun ezelden beri var olduu imasn yineler. (ss. 170-171). Ancak eser bize ktlk ile bu ikiz ruh arasndaki ilikinin erevesini tam olarak vermez. Spenta Mainyunun, iyi ruhun, Ahura Mazdayla bir olmadndan ya da sonralar yle grldnden bahsedilir. Dahas ktln ya da ktcl glerin ezelilik veya muhdeslik durumlar aka zikredilmez ve bu noktada okurun zihninde bir soru iareti brakr. Yazar, dnyann sonu ve ahiret konusunda, mitolojik Bundahin metninde geen lemin sonuna dair anlaty ve Gathalarda kurtarc olarak vasflanan Saoyansn yeryzndeki kurtarcln anlatr. nsanlarn yeryznde iledikleri iyi ve kt ameller balamnda erimi madenle imtihan edileceini ve Cinvat Kprsnden geirileceini nakleder. Tl burada da Zerdt ncesi Aryan kozmolojisinin etkisinden bahsederek kayda deer rnekler verir(181-193). Tlnn bu eseri, faydaland kaynaklar konusunda baz sorular akla getirmektedir. rnein bazen Batl ya da Mslman bir

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

207

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

mellifin kendi eserinden deil de Farsa evirisinden (Mary Boyce, Brn, Mesd) kaynak gstermektedir. Bunun yan sra yazar, rana gittiini ve orada aratrmalarda bulunduunu belirtmesine ramen, baz kaynaklara temas etmedii anlalmaktadr. Mesela Mahyar Navabi, Kaykhusraw Jamaspasa, Mahmud Tavusinin ad imdilerde iraz niversitesi olan Pehlevi niversitesi yaynlarndan kan Mecusi kutsal metin literatrnn tamamnn tpkbasmlaryla evirilerinden oluan klliyat eserin kaynaklar arasnda grlmemektedir. Bununla birlikte rana gitmi olmas ve yazarn Farsa bilmesi eserinin niteliine katk salamaktadr. Dahas eserinin son ksmna bir lgate konularak kavramlarn daha kolay anlalmas salanmtr. Bununla da yetinmeyen Tlnn eserinin sonuna ek olarak Mecusi tapna olan Ategedelerin fotoraflarn, Avesta alfabesi saylan Dini Debiri alfabesini koymas, Avesta ve ivi yazs rneklerine yer vermesi, harita ve tasvirlerle desteklemesi, almann nemini hatr saylr seviyede arttrmtr. Sonu olarak Tlnn eserinin, Zerdt merak edenlerin ya da bu alanda alan aratrmaclarn masalarnda bulunmas gerektii kanaatindeyiz. Mehmet ALICI
(Ar. Gr., stanbul nv. F)

Antony Flew, Yanlmm Tanr Varm: Dnyann En nl Ateisti Fikrini Nasl Deitirdi?
ev. Hasan Kaya-Zeynep Ertan, Profil Yaynclk, stanbul, 2008, 240 s.

Son eyreini hari tutacak olursak, 20. yzyl felsefesini karakterize eden temel felsefi geleneklerin, Realizm, Mantksal Atomculuk, Mantksal Pozitivizm, Linguistik ve Kavramsal Analiz gibi ekoller

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

208

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

olduunu ve bunlarn da temel vurgular itibariyle din ve hatta teizm kart olduunu sylemek yanl olmasa gerektir. Szn ettiimiz bu ekollerin etkisiyle, getiimiz yzyln ikinci yarsna girilirken teizm, felsefecilerin ilgi alanna bile girmez hale gelmiti. Konuya ilikin olarak, 1988de yazd eserinde Roger Trigg, bir kuak nce Oxfordda Ayerin rencisi olduu dnemlerde dinin statsn tartmaya girimenin alay konusu edildiini ve o dnemlerde en azndan ngilterede din felsefesinin ciddi bir felsefe bran olarak bile saylmadn sylemektedir. *Roger Trigg, Rationality and Religion: Does Faith Need Reason, Oxford: Blackwell, 1988, s. 5.] Bertrand Russell, Alfred Jules Ayer, Paul Edwards, Kai Nielsen, Michael Martin, John Mackie ve Antony Flew gibi analitik filozoflar geride braktmz yzyln felsefesini karakterize eden din ve metafizik kart bu felsefi tavrlar topluluunun mimarlar arasnda saylabilir. Saydmz bu isimler arasnda Antony Flewnun 9 Aralk 2004 tarihli bir Associated Press haberine konu olmas ve artk byk lde bilimsel kantlara dayanarak Tanrya inandn sylemesi dini inan ve din felsefesi asndan zerinde durulmas ve dnlmesi gereken bir haberdi. nk Flew, yarm yzyldan fazla bir sredir ateizmin nde gelen felsefi savunucularndan ve otuzdan fazla felsefi almaya imza atan ateistik felsefenin duayenlerindendi. Hatta 20. yzylda ateizmi felsefi adan savunan ve Flewya gnderme yaplmayan neredeyse hibir ciddi alma olmadn sylersek yanlm olmayz. Haber, her ne kadar Trkiyede hak ettii ilgiyi grmemi olsa da, Bat akademi dnyasnda ve medyasnda byk yanklar uyandrd. Hakknda ok ey sylendi, ok ey yazld< te ele aldmz kitap da, Batl felsefe evrelerinde ok etkisi yaratan ve dnyada byk bir aknlk ve hayretle karlanan Flewnun bu deiim ve dnmnn ilgi ekici hikyesidir. Kimileri tarafndan, mrnn son demlerinde ortaya kan lm ve ahiret korkusu gibi psikolojik ve hatta patolojik yorumlarla zmlenmeye allsa da, Flewdaki bu dnm, din felsefesi, sistematik teoloji ve kelam gibi felsefi ve teolojik disiplinlerle uraanlar iin zerinde durulmas ve dnlmesi

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

209

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

gereken bir deiimdir. Hristiyan metodist vaizi bir babann olu olarak dnyaya gelen, zel bir Hristiyan okulunda eitim hayatna balayan ama 15 yanda ateizmi seerek 1950li yllara kadar Britanyann solcu hareketi i Partisinde ok faal bir sol kanat sosyalisti ve hatta komnisti olan, ancak 2004de 81 yanda iken kantlarn kendisini yaratc bir Tanrnn varln kabul etmeye ynelttiini syleyerek ateizmden deizme geen 20. yzyln bu byk felsefecisinin hayat hikyesi, sanrm en azndan felsefeye ilgi duyan hi kimsenin kaytsz kalamayaca bir deiim yksdr. Orijinal ismi, How the Worlds Most Notorius Atheist Changed His Mind olan ve Antony Flew ile Roy Abraham Varghesenin birlikte kaleme ald ve Flewnun son arzum ve vasiyetim niteliinde diye tanmlayarak Artk bir Tanr olduuna inanyorum! (s. 19) diye samimi bir itirafta bulunduu elimizdeki kitab giri ve ekler hari iki blmden olumaktadr. lk blmde, daha ok bilim felsefesinde kullanlan ama daha sonralar onun tarafndan Mantk pozitivizmin dorulama ilkesine alternatif olarak din felsefesine uyarlanan yanllama ilkesi, ktlk problemi, teistik delillerin yetersiz ve iknadan uzak oluu ve evrenin ve insann oluumuna ilikin ileri srlen naturalistik iddialarn doyuruculuu gibi iddialarla ateizmin felsefi olarak savunuculuunu yapt yarm asr geen felsefe tarihini kendi zyaam yks ile ilikilendirerek anlatmaktadr. kinci blmde ise, kantn kendisini gtrd yere gitmesini syleyen Sokratik ilkeye bal olarak, kozmolojik ve teleolojik delillerin baarsna ve dolaysyla Tanrnn varlna inanmaya balamasnn, teizme deilse bile ateizmden deizme nasl getiinin ilgin hikyesini okuyucuya sunmaktadr. Eklerin ilkinde, Richard Dawkins ve dierlerinin yeni ateizm olarak isimlendirdikleri gre dair Roy Abraham Varghesenin analizi ve ikincisinde ise, insanlk tarihinde ilahi bir vahyin gerekleip gereklemediine ilikin dini inan sahiplerinin ilgisini ekebilecek olan ak ulu bir diyalog mevcuttur.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

210

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

Felsefe tarihinde genel kabul gren ekliyle, Hume ve zellikle Kant gibi filozoflarn eletirileri ile Tanrnn varlnn klasik delilleri olan ontolojik, kozmolojik, teleolojik vb. deliller byk oranda itibar kaybetmi ve sonraki felsefeciler Tanrnn varlna ilikin dini tecrbe ve ahlak delili gibi daha znel yorumlar ve psikolojik vurgular ieren delillere mracaat etmek durumunda kalmlard. Aslnda Flewnun delillerden hareketle Tanrnn varlna ulatn sylemesini, Cafer Sadk Yarann ok yerinde tespiti ile Tanrnn varlnn *klasik+ delillerine tam drt yz yl sonra gelen iade-i itibar (Cafer Sadk Yaran, Antony Flew Olay: Tanrnn Varlna Tam Drt Yz Yl Sonra Gelen ade-i tibar, http://www. dinlertarihi.com/dosyalar/yazilar/flew.htm) olarak yorumlamak da mmkndr. Flewnun ateizmi terk ediinde inancn ya da tarihsel dinlerin bir etkinliinin olmadnn, bu anlamda klasik bir teistik gr benimsemediinin altnn izilmesi gerekir. Onun tanrs hl delillerin tanrsdr. Kendi ifadesiyle, Tanry kefimin doast fenomenden hi bahsetmeden tamamen doal bir dzeyde gelitiinin altn izmeliyim. Geleneksel olarak doal teoloji denen bir uygulamayd. Bilinen dinlerin hi birisiyle bir balants olmad< Ksacas, Tanry kefediim inancn deil, muhakemenin bir yolculuudur (s. 93). Yani, btn bu radikal deiim ve dnme ramen Flewnun tanrs, sann, Musann ya da Muhammedin deil, Aritotalesin tanrsdr. Republic adl eserinde Plantonun Sokrates iin yazd ddiann gtrd yere gitmeliyiz ilkesine sadk kalan (s. 90) Flew, evrende ve canllarda mevcut olan dzen, tasarm ve erek gibi (teleolojik), Big Bang, Entropi ve Termodinamiin II. Yasas gibi (kozmolojik) deliller zerinde derin ve sk dnmesi sonucunda artk Tanr yoktur demenin hibir anlam olmadn sylemektedir. Evrendeki tasarm ve bu tasarm ekillendiren doa yasalar ile ilikili olarak, Tanrnn Aklna iaret eden bilim adamlar, ortaya srf bir dizi argman veya Aristocu bir muhakeme sreci koyamazlar. Aksine gerekliin, modern bilimin kalbinden doan ve mantktan faydalanan bir grn ortaya koyarlar. Bu, benim iin ahsen salam ve reddedilemez bir

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

211

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

grtr (s. 108) diyerek kozmik bir tasarmc fikrini onaylamaktadr. Ayrca, zel izafiyet teorisi, kuantum, elektromanyetizm gibi evrensel yasalar ve bu yasalardaki ince ayarlanmlklardan hareketle, bu yasalarn kayna konusunda < bunun iin geerli saylabilecek tek aklama lahi Akldr (s. 115) diyerek, kozmik tasarmcnn ancak teistik bir perspektifte anlamlandrlabileceini ileri srmektedir. Yine, yeryznde grdmz kendisini oaltabilen yaamn kaynana ilikin sunulan naturalistik ve materyalistik izahlarn tatmin edicilikten uzak olduunu ve yaamn kayna iin yaplabilecek yegne tatmin edici aklama*nn+ sonsuz zekya sahip bir Akln varl olduunu sylemesi ve yokluu varlndan daha muhtemel olan bir evrenin, neden ve nasl varlk sahnesine geldii sorusuna yant olarak, Richard Swinburnenn kozmolojik argmana kazandrd yeni versiyonun olduka umut verici *ve+ muhtemelen de doru bir aklama sunduunu (s. 135) itiraf etmesi de evrenin ve evrendeki canl yaamn kaynana ve nedenine ilikin ateistik iddialarndan ne kadar gl bir ekilde vazgetiini gzler nne serer niteliktedir. Yazmzn banda da ifade ettiimiz gibi, 20. yzyl felsefesinin zellikle ilk yarsn ciddi anlamda teizm kart kat pozitivistik ve hatta materyalistik felsefelerin ekillendirdii bilinen bir tarihsel gerekliktir. Ancak her ne kadar kimileri, can skc ve talihsiz bir geri dn olarak nitelendirse de birok felsefeciye gre, geride braktmz yzyln ikinci yarsnda, ban Alvin Plantinga, Richard Swinburne, William Alston ve Basil Mitchell gibi bir grup Hristiyan din felsefecisinin abalaryla Anglo-Amerikan balamdaki din felsefesi ciddi bir teistik deiim ve dnm yaamtr. 1980 yaznda Time dergisinde kan bir yazda bu deiim ve dnme u ifadelerle yer verilmektedir: Daha birka dnem ncesine kadar Tanrnn geri geleceine ilikin bir ngrde bulunmaya kimsenin cesaret edemedii felsefe ve dnce dnyasnda byk bir devrim yaanmtr. Enteresan bir ekilde bu devrim teologlar ve sradan dindarlar arasnda deil, Tanry srgne gnderen akademik filozoflarn da dhil olduu aydnlar ve entelekteller arasnda gereklemitir. (Moderniz-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

212

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

ing the Case for God, Time, no: 14, 07.04.1980) te, kanmzca Flewdaki bu deiim ve dnm de, Tanry srgne gnderen akademik filozoflarn da dhil olduu aydnlar ve entelekteller arasnda gerekleen bu teistik devrimin bir rn ve baars olarak yorumlamak mmkndr. Sonu olarak, 20 yzyln en byk aktivist ve ateist filozoflarndan Flewdaki bu dnm, ateizmden deizme yaplan bir dnmdr. Her ne kadar tanrsal bir vahyin olabilirliine ve tarihsel dinlerin doruluuna ak olduunu ima etse de (ss. 171-194) Flewun tanrs, felsefenin ve delillerin tanrsdr. Ama yine de bu nokta bir dnm noktas olarak kabul edilebilir. Bu mnasebetle, Flew ve Flewdaki deiiklikler dikkatle izlenmesi ve zerinde dnlmesi gereken eylerdir. Bu adan ele aldmz bu alma, hem bir deiim ve dnmn hikyesi olarak, hem de 80 ksur yllk bir hayatn z yaam yks olarak, sadece meslekten felsefeciler iin deil, felsefeye ilgi duyan sradan okuyucular iin bile ilgin ve ilgi ekici olabilir. Ferhat AKDEMR
(Yrd. Do. Dr.,Sinop nv. Et. Fak.)

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

213

Dra Subas Mehmedin Osmanl padiahna sunduu Avrupadaki Hristiyan reform hareketine dair gzlemlerini ieren rapor. Topkap Saray Mzesi Arivi E. 7671

Milel ve Nihal Geleneinden

Osmanl Protestan Reformunu Nasl Alglad?


Hakan OLGUN*
Hristiyanlk tarihinin 16. asrnda ortaya kan Protestan

reformasyonunun, modern Bat toplumunun en nemli tarihsel tecrbelerinden biri olduundan phe yoktur. Bir yandan Roma Katolik Kilisesine kar gelmeyi ieren reformasyon dier yandan Kutsal Roma-Germen mparatorluuna bir tehdide kaynaklk ettiinden, dini olduu kadar siyasi sonular da olan bir sreci ifade etmektedir. Avrupann reformasyon a olan 16. asr, ayn zamanda Osmanl mparatorluunun Batya ynelik askeri ilerleyiinin neredeyse zirve noktasn ifade etmektedir. Protestan reformcu Martin Lutherin (1483-1546) reformasyon manifestosu olan Doksan Be Tezini ilan ettii 1517 ylndan ok ksa sre sonra Osmanl ordusu Moha zaferini kazanarak Macaristan ele geirmi (1526) ardndan da Viyanay kuatmtr (1529). Hristiyan toplum iinde ortaya kan reformasyon sreci ile Osmanlnn Avrupa zerine yry Dou ve Bat toplumlar arasnda dini, siyasi ve kltrel adan ok ilgin ilikileri iermektedir. Roma Katolik Kilisesine kar gelien Protestan reformasyonu, batanbaa btn Avrupa topraklarnda youn bir mezhep kavgalarnn

Yrd. Do. Dr., stanbul niversitesi, lahiyat Fakltesi.

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi cilt 5 say 2 Mays Austos 2008

Milel ve Nihal Geleneinden

yaanmasna sebep olmutur. Avrupann bu i ekimesi ayn zamanda Osmanlnn Batya ilerleyii dnemi iinde yaanmtr. Reformasyon, Kutsal Roma Germen mparatorluunun Katolik Kilisesi zerinden sahip olduu siyasi egemenliini zaafa uratrken, yerel prensliklere Roma Katolik Kilisesinin dini ve dolaysyla siyasi egemenliinden zgrleme frsat tanmaktayd. Papaln ta giydirerek kutsad Kutsal Roma Germen mparatoru ile reformasyon teolojisinin salad siyasi egemenlik hakkn nemseyerek Protestanla destek veren yerel prenslikler arasndaki atmalar genellikle Osmanlnn askeri tehdidi altnda ekillenmitir. mparator V. Charlesin Protestan mezhebine nce mparatorluk meclisi huzurunda kendini ifade etmesine frsat verdii (1530) ardndan bu mezhebi Avrupann dini tercihlerinden birisi olarak tand (1555) reformasyon srecinin Osmanlnn Bat politikasyla ilikisi bulunmaktadr. Bu nedenle Osmanlnn gnmz Bat Hristiyan toplumunun oulcu dini yaplanmasnda nemli etkisinin olduu bilinmektedir. Osmanl mparatorluunun Avrupa politikasndaki muhatab, Kutsal Roma Germen mparatoru V. Charlestir. Dolaysyla V. Charles karsnda siyaseten Protestan prensleri destekleyen Osmanl idaresi tarafndan Avrupann reformasyon ann dini ve siyasi atmalar yakndan takip edilmitir. Bu erevede Avrupadaki Osmanl devlet grevlilerinden, subalardan ve tccarlardan reformasyon karmaasna ilikin bilgiler edinilmitir. Eldeki kaytl belgelerden birinde, muhtemelen Dra subasndan aadaki bilgileri ieren bir rapor Kanuni Sultan Sleymana sunulmutur. Hazret-i sultnm Yksek gr sahiplerinin gzlerine srme olan gayretli saadetli ayann tozuna yz srdkten sonra hakr kulunuzun arz udur: u anda Ergiri Kasrndan1 Zka isimli tacir spanya, Fransa ve papalk topraklarnda yldr yn ticareti yapp imdi Dra iskelesine kp yle
1

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

216

Gnmzde, Arnavutlukta Gjirokaster veya Argyrokastron olarak bilinen ehir.

Milel ve Nihal Geleneinden

haber verir ki, melun spanyollar u anda Flandre yaknndaki Basel adl muazzam bir ehirde oturur. Ve ad geen Bazelden Viyanaya karadan sekiz gnlk yol vardr. Ve iki aydan beri Almanya blgesinden Fra 2 Martin Luther adl bir bey kendinden bir din uydurup melun spanyolun btl riteline kar olmutur. Luther yaklak iki ay nce 30.000e yakn asker toplam ve melun spanyol ile Almanya snrlarndaki San Borgo denilen yerde ikindi vaktinde buluup akama dek savam, akam vaktinde melun spanyol bozguna uram ve daha nce zikrolunan Bazele geri ekilmitir; eer akam olmasayd melun spanyol alnrd. Mezkur Fra Martin Luther yine ekilip Alman snrlarnda oturur diye anlatt. Ve donanma hakknda aklama istenirse ad geen tacir Cenevizden ayrlal 40 gn olup, Ceneviz limannda spanyol melunun 15 pare kadrgas ve 1 kalyonu olup Andrea Dore adl kaptan ile Fas tarafna, Hayreddin Reis donanmasnn zerine gitti. Sarogoza diye isimlendirilen bir limanda spanya bir kalyon ve bir bra hazrlayp Bel Omo isimli bir korsanla denize alp korsanla balad. Fransann Marsilya isimli kale limannda 12 pare kadrgas olup onlar da hazrlanp korsanlk iin denize aldlar. Maltadan Migolo Mstrenin yedi pare kadrgas ve bir kay hazrlanp denizde korsanla ktlar diye haber verdi. Bu donanmadan baka spanya ve Fransa melununun vilayetlerinde donanma yoktur diye devam etti. Ad geen tacir Zuka, Cenevizden kp gnlk yoldan sonra bu ynde spanya melunun iki bin atl ve on bin kadar yaya askeriyle karlat. Deniz yoluyla Pulyaya donanma ulamas ihtimaline karn onlara yardm etmek iin spanya melunu, ordunun Lombardi diyarndaki Milan memleketi dkalnda durmasn emretti. spanyann da Be blgesinin durumunu gzetmek iin sekiz bin kadar adam olup imdilik bundan baka hazr askeri yoktur diye bildirdi. Ve spanya melunu yaklak yedi-sekiz ay nce Milan isimli ehri memleketiyle birlikte eski beyine bir milyon florisin milyon on kez yzbin altndr- alarak tekrar verdi. Ve spanya kendisine iki yz bin, Be beyi melun Re Ferdinoa yzbin altn veren Venedik ile bar yapt. spanya grnte Fransa ile bart, fakat aralarndaki husumet sona ermedi diye anlatnca alnan haber ayann tozu erefli olan saadetli sultanma arz

Karde (rahip unvan).

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

217

Milel ve Nihal Geleneinden

olundu. Devlet gnei ve saadet mehtab efendiliin kaynandan kullarn hkmdaryla daima dosun ve parlasn. En zayf kullardan fakir Mehmed3 Dra subas Mehmedin sunduu raporda, o dneme ait iki ilgi alan kendini gstermektedir. Bunlardan birincisi, Avrupann dini durumudur; dieri ise Cambrai anlamasnn sonularndan sonra talyann ve Akdenizin askeri durumudur. Metin iinde Osmanl devlet terminolojisine gre idareci anlamnda bey olarak nitelenen Lutherin Alman blgesinden gelerek otuz bin askeriyle Almanyann San Borgo olarak bilinen yerinde mparator V. Charles ile savatndan ve Lutherin ordusunun mparatoru neredeyse yeneceinden bahsedilmektedir. Hlbuki Luther Avrupa tarihinde askeri bir figr olarak yer almaz. Kald ki reformcunun bir ordunun banda mparatorlua kar askeri bir meydan okuma iinde olmas, onun reform teolojisine de aykrdr. Raporda sz edilen dini gerekeli savaa ait en yakn ilikilendirme, rapor metninde ad geen Basel kenti balamnda aa kmaktadr. Basel blgesinde bir dier Protestan reformcu Ulrich Zwingli (1484-1531), o dnemde Avusturya Aridk ve V. Charlesin kardei Ferdinand ile ittifak yapan svirenin Katolik kantonlar arasnda kan Kappel savanda 1531de ldrlmtr. Lutherin askeri bir lider olarak Roma-Germen mparatoruyla fiili bir sava iinde olmadnn bir dier iareti de Protestan prenslerle V. Charles arasndaki asl atmalarn Lutherin lmnden sonra gereklemi olmasdr. Dolaysyla raporda ifade edildii ekliyle, Lutherin ordu komutan olduu bir savatan deil muhtemelen reformcu Zwinglinin yer ald Kapel savandan sz edilmektedir. Fakat raporda asl ne kan husus Almn tafflarndan Fr Mrtn Ltr nm bir begin kendden bir dn peyd edb spnya melnun yn-i btlasna muhlefet edb< ifadesinde yer almaktadr. Burada Lutherin mparatorluk iindeki Roma Katolik Kilisesi retilerine muhalefet ederek yeni bir dini inan veya kilise kurduuna dikkat ekilmektedir.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

218

Topkap Saray Mzesi Arivi E. 7671

Milel ve Nihal Geleneinden

Osmanl

mparatorluunun

Avrupadaki

Hristiyan

reformasyonunun siyasi sonularna ynelik ilgisinin, Lutherin lmnden ve Protestanln legal bir kilise olarak tannmasndan sonra da devam ettii grlmektedir. nk Avrupann din savalar yllarca devam eden bir sreci ifade etmektedir ve Osmanlnn bu savalarda reformasyon taraftarlar yannda yer ald grlmektedir. Hatta Protestan prenslerin, aadaki ifadelerle arivlendii ekliyle Osmanldan yardm talebi olmutur: Fransa kral IV. arl tarafndan 1572 senesinde gnderilen bir nmede kendisinin ngiltere kraliesi ve Protestan Alman beyleri ve hemiresinin kocas Protestan mezhebindeki Navar kontu ile birlikte spanya ve Papaya kar ittifak edip Osmanl hkmdarnn bu ittifaka dhil olmas ve hep birden dmana kar yrnmesi ve mttefiki Luteran mezhebindeki beyleri takviyet iin onlara bir nme-i hmyun gnderilmesini rica ve teklif etmitir.4 Osmanl mparatorluunun Protestan prenslerden gelen yardm taleplerine verdii cevap ise Osmanlnn Protestan reformasyonunu nasl alglayp tanmladnn iaretlerini iermektedir. Flandre ve spanya Vilayetlerindeki Luteran Mezhebi Ashabna Istar Buyrulan Name-i Humayun Mefahir-i ayani millet-i Mesihiyye meraci-i mera-i taife-i seviyye Flandre ve spanya memleketlerinde Luteran mezhebi zere olan beyler ve beyzdeler ve sir Luteran mezhebi ayan (Hatemet avakbehum bil hayr); mektub-u mevalt- ittisalimiz vsl olunca malumunuz ola ki ry-i zeminde olan seltn-i izm mabeyninde hnedn- saltanat unvannz Hak sbhanehu ve teala hazretlerinin uluvv-i inayeti ve sevgili peygamberimiz hazreti Muhammed Mustafa sallallahu teala aleyhi ve sellem efendimizin mucizt- kesril berektiyle cmleden kuvvetli, kudretli, azametli olup nice tc ve taht sahiplerinin memleket ve vilayetleri ve Akdeniz ve Karadenizin ve hesab yok nice vilayetlerin padiahl cenb celletimize myesser ve berr bahirden bu kadar hamet ve kuvvet ve kudret mukadder olduu Cenb- Hak celle ve alnn birliine ve Mu4

Mhimme Defteri 19, s. 330, 359; Bkz. smail Hakk Uzunarl, Osmanl Tarihi (Ankara: T.T.K. Yaynlar, 1983), c. 2, s. 486.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

219

Milel ve Nihal Geleneinden

hammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin hak peygamberliine mme-i ehl-i slmla itikat ve itimadmz olup kullarna hayr sandmzdan ve hakkn birliine itikat etmeyip ek getirenlerin zerine asker ekp kuvvet-i kahiremizle haklarndan geldiimiz iindir. Siz dahi bu puta tapmayp kiliselerden putlar ve sret ve nkslar reddedip Hak teala birdir ve hazret-i sa peygamberi ve kuludur deyu itikat edip ve hl can-u gnlden hak dine tlip ve rgb olup ve papa denilen b-dini, hlkn bir bilmeyip hazret-i sa aleyhisselama tanrlk isnad edip elleri ile yaptklar putlara ve sretlere tapp hakkn birliine ek getirip hakkn nice kullarn ol tark-i dallate sevk edip iblis gibi iva verip nice kanlar dklmesine sebep olmakla siz papalua kl ekip daima onlar katleylediiniz ecilden merhamet-i hne ve efkat-i mlknemiz her vehile sizin tarafnza masrf olup karadan ve deryadan her hl ile size muavenet-i hsrevnemiz zuhra gelmek ve ol zlim-i b-din elinden sizi hals ve hak dine sevk etmek lazm olmutur. Hussan, Flandre ve spanya vilayetlerinden nice yarar beyler ve beyzadeler papann mezhebinden ve idlalinden istikrah edip hakkn birliin bilip ikrar ve hak dine vsl olmak murd edinup lkin ol zlimin zulmnden ve mekrinden havf eyleyp mteellim olurlar imi. mdi, size olan dostluk ve muhabbet ve merhamet ve atfetimizin ilm hayliden ber maksd-u hmaynumuz olmutur. Lkin bu bbdan size gnderilmeye olur-olmaz kimseye itimad hmaynumuz olmad ecilden tehir olunmutu. Hl yce sitnemiz kullarndan Muharrem nm kulumuz ol tarafn dilin ve ahvalin bilr ve itimad olunur kulumuz olman size olan muhabbet ve dostluu ve merhamet ve efkatimizi ilm etmek iin size irsal olundu. Vusl buldukta gerekir ki cmleniz itikat ettiiniz beyler ve Luteran beyzdeler ve yniyle size dostluumuzu mukarrer bilp ve hsn- ittifakla mezbur kulumuz ile mkaleme ve mavere edp azdan dedii ve kat ile bildirdii cemi-i kelimtn mbarek azmzdan sdr olmu gibi mukarrer bilip dahi her ne ylda ve ne zamanda ittifakla papa b-dinine asker ekmek ve cenk etmek murd edinirseniz ona gre itimad olunur adamlarnz yce sitnemize gnderip mezbur kulumuz ile maan ahvalinizi bildiresiniz ki tayin eylediiniz zamanda berr bahirden askir-i mensremiz gnderilip gerei gibi muavenet oluna. Medcelde olan ehl-i slm ayanna dahi nme-i hmaynumuz gnderilip Lteran beyleri ve bey-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

220

Milel ve Nihal Geleneinden

zadeleri ve ayan papaluu zerine asker ektiklerinde siz dahi bir taraftan b-dinlerin stne yryp muavenet edesiz deyu iar olunmutur. Anlar ile dahi daima haberleip dostlaasnz ve min baad yce sitnemize gelecek adamlarnz emin ve huzur zere yce sitnemize ulatrmakta asla tereddt ve tehir etmeyip dergah- muallmza adamlarnz gnderip dostluunuzu ve sir ahvalinizi ilamdan hli olmayasnz ki cemi-i lemi yoktan var eden Hak sbhanehu ve tealya mlumdur ki size bu vehile dostluumuz ve inayet-i hnemiz bir gne tama ve garaz iin olmayp mahz siz Hakkn birliine ve sevgili peygamberimiz hazreti Muhammed Mustafa sallallahu teala aleyhi ve sellem efendimizin hak peygamberliine ve ar-i yar-i izamn ervah- mukaddeselerine ve b-i kirm ve ecdd- izmm ervhn yd ile size ahd ve yemin ederim ki size dostluk ve muhabbetimiz mukarrardr ve ne zamanda papalua kastedip vakit tayin ederseniz karadan ve deryadan muavenet ve muzheretimiz mukarrerdir ve dostluumuzu muhakkik bilip hsn- tedrik ve ittifakta dakika fevt etmeyip b-dinlerin hakkndan gelmekte ced ve sai olasz. Ve merkm kulumuz Muharremin sa memesi altnda ve sol ayann inciinde yaras vardr; ana gre mukayyed olup nme-i hmynumuz harn eline dp hile ve huda ile mabeynde olan dostluu bilp zarar ve gezend eritirmek ihtimali olmya vesselam. 5 Osmanlnn Protestan prenslere ynelik bu namesinde, Protestan akmnn ncelikle Roma Katolik Kilisesi ve papala ynelik bir eletiri olarak tanmland ortaya kmaktadr. Bu erevede papa, hak dinin nnde bir engel olarak tanmlanrken Protestanlarn papalk elinden kurtarlarak hak dine sevk edilmesi istei ifade edilmitir. Ancak Protestanlarn puta tapmayp kiliselerdeki ikonlar ve kilise anlarn krp atmalarnn Hristiyan reformasyon ann bir dier akm olan radikal reformasyon ile ilikisinin olduu grlmektedir. zellikle Thomas Mntzer (14901525) nclndeki radikal reformcularn Katolik kiliselerini basp btn resim, figr ve ikonlar krmas, Osmanl tarafndan putlar ve sret ve nkslar reddedip Hak teala birdir ve hazret-i sa peygamberi ve kuludur deyu itikat edip olarak anlalmtr. Protestanlarn *Hz+ sann Allahn peygamberi ve kulu olduu inancna
5

Feridun Bey Mneat, c. II., s. 450 (1265 senesi tab).

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

221

Milel ve Nihal Geleneinden

sahip olduu dncesinin ise en uygun anlamyla Protestan reform teolojisinin Hristiyanl Katolik kilise merkezli olmaktan ok Mesih merkezli ha teolojisine dayandrmasndan kaynakland dnlebilir. Avrupann reformasyon ile balayan dini atmalar dnemi Otuz Yl Sava boyunca da devam ederek 1648 ylndaki Westfalya Bar Antlamas ile sona erdirilmitir. Ancak neredeyse bandan beri Batnn mezhep kavgalar Osmanl tarafndan yakndan takip edilmi ve Protestanlar, Osmanlnn garptaki hasm olan V. Charlesin karsnda hem askeri olarak desteklenmi hem de dini adan Mslmanlar nezdinde kendilerine kar lfet oluturulacak ekilde yorumlanmtr. Hatta bu dnemde stanbul camiilerinde Protestanlarn baars iin dualar edildii dahi iddia edilmektedir. Ancak Osmanlnn Protestanlk algsnn dini olmaktan ok siyasi ierikli olduu grlmektedir. Avrupann dini karmaasnn Roma-Germen mparatorluunun gcn zayflatmas ile Osmanlnn Moha zaferi sonucunda Macaristan ve Belgrad ele geirerek Viyanay kuatma abasn ilikilendirmek mmkndr. Dini adan bakldnda ise Protestanlarn Roma Katolik Kilisesine kar koymas, radikal Protestan gruplar tarafndan kilise ve manastrlarn yamalanmas, Katolik ibadet, gelenek ve litrjinin reddedilmesi ve sa Mesih temeline dayal bir Hristiyanlk teolojisinin ortaya kmas, *Hz+ sann mesajna yaklald eklinde dnlerek Osmanlnn ilgisini ektii sylenebilir. Modern Bat toplumunun zihin yapsn Ortaan Katolik manevi kuatmasndan zgrletiren Protestan reformasyon a, neden olduu siyasi sonularyla Avrupann Osmanl karsnda zayf olduu dnemlerden birisini ifade etmektedir. Osmanlnn da bu yeni dini oluuma verdii siyasi destei baz dini yorumlarla merulatrmtr. Yine de Osmanlnn bu ekildeki Protestanlk algs, onun Avrupann oulcu dini yapsnn temellerindeki gl katksna imkn vermitir.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

222

You might also like